firtina cephesi_ayd.
Transkript
firtina cephesi_ayd.
firtina cephesi_ayd. 6/3/10 5:58 PM Page 1 JIM BUTCHER, 1971 y›l›nda Independence, Missouri’de do¤du. Yazd›¤› Dresden Dosyalar› ve Codex Alera serileri ile fantezi edebiyat›n›n öne ç›kan isimlerinden biri haline geldi. Eskrimle u¤raflan, flark› söylemeyi, kötü bilimkurgu filmlerini, canl› aksiyon oyunlar›n› seven Butcher efli Shannon, o¤lu James Joseph ve bekçi köpe¤iyle birlikte Independence’ta yaflamaktad›r. firtina cephesi_ayd. 6/3/10 5:58 PM Page 3 Jim Butcher DRESDEN DOSYALARI 1. K‹TAP FIRTINA BÜYÜCÜSÜ Çeviri ULAfi APAK firtina cephesi_ayd. 6/3/10 5:58 PM Page 5 Bana yazmak hakk›nda gerçekten bilmem gereken her fleyi ö¤reten Debbie Chester için. Ve bana yaflamak hakk›nda gerçekten bilmem gereken her fleyi ö¤reten babam için. Seni özlüyorum baba. firtina cephesi_ayd. 6/3/10 5:58 PM Page 7 B‹R Postac›n›n büromun kap›s›na yaklaflt›¤›n› duydum. Normalden yar›m saat erken gelmiflti. Ç›kard›¤› seslerde bir tuhafl›k vard›. Daha a¤›r, daha keyifli ad›mlar at›yor ve ›sl›k çal›yordu. Yeni biri. Isl›k çalarak büromun kap›s›na kadar geldi, sonra bir an sessizli¤e gömüldü. Ard›ndan güldü. Sonra da kap›y› çald›. Yüzümü ekflittim. Mektuplar›m taahhütlü de¤illerse mektup deli¤inden at›l›r. Gerçekten çok k›s›tl› say›da taahhütlü mektup al›r›m ve bunlar asla iyi haber olmaz. Büro koltu¤umdan kalkt›m ve kap›y› açt›m. Kollar›, bacaklar› ve güneflten yanm›fl, kelleflen kafas› bir basketbol topuna benzeyen yeni postac› kap›n›n cam›ndaki tabelaya k›s›k sesle gülüyordu. Bana göz att› ve baflparma¤›yla tabelay› iflaret etti. “Dalga geçiyorsun, de¤il mi?” Tabelay› okudum (insanlar arada bir de¤ifltiriyor) ve bafl›m› iki yana sallad›m. “Hay›r, ciddiyim. Postam› alabilir miyim lütfen?” “Yani, fley. Partiler, gösteriler, o tür fleyler mi?” Sanki be- 7 firtina cephesi_ayd. 6/3/10 5:58 PM Page 8 yaz bir kaplan veya tek odal› büromda s›çray›p oynayan dar ve k›sa giysili asistanlar görmeyi beklermifl gibi arkama do¤ru bakt›. Yine alay konusu olmaya katlanacak halde de¤ildim. ‹çimi çektim ve elinde tuttu¤u mektuba uzand›m. “Hay›r, öyle de¤il. Partiler yapm›yorum.” Bafl›n› merakla yana e¤ip konunun üzerine gitti. “Öyleyse ne? Bir tür falc› m›s›n? Kartlar, kristal küreler filan?” “Hay›r,” dedim. “Medyum da de¤ilim.” Postay› çekifltirdim. Israr›n› sürdürdü. “Nesin öyleyse?” “Kap›daki tabelada ne yaz›yor?” “‘Harry Dresden. Büyücü’ yaz›yor.” “‹flte ben oyum,” diye onaylad›m. Sanki flakay› onunla paylaflmam› istermifl gibi s›r›tarak, “Gerçek bir büyücü mü yani?” diye sordu. “Büyüler ve iksirler? Kurnaz ve çabuk öfkelenen biri misin?” “O kadar kurnaz de¤ilim.” Postay› elinden kapt›m ve anlaml› anlaml› k⤛t altl›¤›na bakt›m. “Lütfen postam için imza atabilir miyim?” Yeni postac›n›n s›r›t›fl› yerini yüz buruflturmaya b›rakt›. Posta (ev sahibimden gelen yeni bir kira gecikme ihbar›) için imza atay›m diye k⤛t altl›¤›n› bana uzatt› ve, “Delinin tekisin sen. Baflka bir fley de¤il,” dedi. Sonra k⤛t altl›¤›n› ald› ve, “Size iyi günler beyefendi,” dedi. Gidiflini izledim. “Tipik,” diye m›r›ldand›m ve kap›y› kapad›m. 8 firtina cephesi_ayd. 6/3/10 5:58 PM Page 9 Benim ad›m Harry Blackstone Copperfield Dresden. Bu ad› kullanarak beni ça¤›r›rsan›z risk size aittir. Bir büyücüyüm. Chicago’nun merkezindeki bir büroda çal›fl›yorum. Bildi¤im kadar›yla ülkede çal›flan tek profesyonel büyücüyüm. Beni sar› sayfalarda ‘Büyücüler’ bafll›¤› alt›nda bulabilirsiniz. ‹ster inan›n ister inanmay›n, orada bir tek ben var›m. ‹lan›m flöyledir: HARRY DRESDEN-BÜYÜCÜ Kay›p Eflyalar Bulunur. Paranormal Soruflturmalar. Dan›flma. Tavsiye. Makul Fiyatlar. Aflk ‹ksirleri, Bitmez Tükenmez Servetler, Partiler ya da Di¤er E¤lenceler ‹fl Kapsam› D›fl›ndad›r. Kaç kiflinin sadece ciddi olup olmad›¤›m› sormak için beni arad›¤›n› bilseniz flaflard›n›z. Ama öte yandan e¤er benim gördü¤üm fleyleri görmüfl olsan›z, bildiklerimin yar›s›n› bilseniz herhangi birinin nas›l ciddi olmad›¤›m› düflünebildi¤ini merak ederdiniz. Yirminci yüzy›l›n sonu ve yeni biny›l›n bafllang›c› halk›n paranormal bilincinde bir tür rönesans› da beraberinde getirmiflti. Medyumlar, hayaletler, vampirler –akl›n›za ne gelirse. ‹nsanlar hâlâ onlar› ciddiye alm›yorlard›, ama Bilim’in bize vaat etti¤i onca fley gerçekleflmemiflti. Hastal›klar hâlâ bir sorundu. Açl›k hâlâ bir sorundu. fiiddet, suç ve savafllar hâlâ sorundu. Teknolojinin ilerlemesine ra¤men, ifller pek de herkesin umdu¤u gibi de¤iflmemiflti. 9 firtina cephesi_ayd. 6/3/10 5:58 PM Page 10 Yirminci yüzy›l›n en büyük dini olan Bilim, patlayan uzay mekiklerinin görüntüleri, uyuflturucu ba¤›ml›lar›n›n do¤urdu¤u bebekler ve çocuklar›n› televizyonun yetifltirmesine izin veren bir Amerikan nesli yüzünden k›smen zedelenmiflti. ‹nsanlar bir fley ar›yorlard› –bence sadece bunun ne oldu¤unu bilmiyorlard›. Bir kere daha, gözlerini hep yanlar›nda kalm›fl büyü ve esrar dünyas›na açmaya bafll›yor olsalar da, muhtemelen hâlâ benim bir flaka oldu¤umu düflünüyorlard›. Her neyse, bu bofl bir ay olmufltu. Asl›nda iki ayd›r böyleydi. fiubattan kalan kiram› mart›n onunda ancak ödeyebilmifltim ve görünüfle göre bu ay›nkini daha da geç ödemem iflten bile de¤ildi. Tek iflim geçen hafta gelmiflti. Bir country flark›c›s›n›n perili oldu¤undan flüphelenilen evini araflt›rmak için Missouri’nin Branson flehrine gitmifltim. Ev perili ç›kmam›flt›. Müflterim bu cevaptan memnun kalmam›fl; sarhofl edici maddeleri kullanmay› b›rakmas›n› ve biraz egzersiz yap›p, düzgün uyumas›n› tavsiye edince ve bunlar›n büyük olas›l›kla ruh ç›karmadan daha çok ifle yarayaca¤›n› söyleyince daha da keyfi kaçm›flt›. Yolculuk masraflar› ile bir saatlik ücretimi alm›fl ve dürüst, erdemli ve mant›ks›z bir ifl yapt›¤›m hissiyle geri dönmüfltüm. Daha sonra adam›n düzenbaz bir medyum tuttu¤unu, medyumun çok fazla tütsü ve siyah ›fl›klar içeren bir tören yapt›¤›n› duymufltum. Kimi insanlar çok tuhaft›. Ciltsiz kitab›m› bitirdim ve B‹TENLER kutusuna f›rlatt›m. Masam›n bir yan›ndaki mukavva bir kutuda okunup at›lm›fl, s›rtlar› bükülmüfl, sayfalar› ezilmifl ciltsiz kitaplardan oluflan 10 firtina cephesi_ayd. 6/3/10 5:58 PM Page 11 bir y›¤›n vard›. Kitaplara çok hoyrat davran›r›m. Yapacak gerçek bir iflim olmad›¤› için okunmam›fl kitaplar y›¤›n›na gözümü dikmifl, flimdi hangisine bafllasam diye düflünürken telefonum çald›. Biraz huysuz bir tav›rla telefona uzun uzun bakt›m. Biz büyücüler derin derin düflünmekte çok ustay›zd›r. Üçüncü çal›fltan sonra art›k afl›r› hevesli oldu¤umun düflünülmeyece¤ine kanaat getirdim, ahizeyi kald›rd›m ve, “Dresden,” dedim. “Ee. fiey, ad›n›z Harry Dresden mi? Ee, büyücü?” Kad›n›n ses tonu özür diler gibiydi. Sanki bana hakaret etmekten ölesiye korkuyordu. Hay›r, diye düflündüm. Ben Harry Dresden, ee, tüyücü. Büyücü Harry yan kap›da. Huysuz davranmak büyücülerin sahip oldu¤u bir ayr›cal›kt›r. Fakat kiralar›n› geciktirmifl serbest çal›flan dan›flmanlar›n sahip oldu¤u bir ayr›cal›k de¤ildir, bu yüzden zekice bir fley söylemek yerine telefondaki kad›na, “Evet, han›mefendi. Size bugün nas›l yard›mc› olabilirim?” dedim. “Ben, fley,” dedi. “Emin de¤ilim. Bir fley kaybettim ve bana yard›mc› olabilece¤inizi düflünüyorum.” “Kay›p eflya bulmak uzmanl›k alanlar›mdan biridir,” dedim. “Neyi aramam gerekiyor?” Gergin bir duraksama oldu. “Kocam›,” dedi. Kad›n›n sesi birazc›k bo¤uktu. Uzun bir turnuva boyunca çal›flm›fl, ama yetiflkin denilecek kadar da y›llanm›fl bir ponpon k›z›n sesi gibi. Kafllar›m› kald›rd›m. “Han›mefendi, asl›nda bir kay›p in- 11 firtina cephesi_ayd. 6/3/10 5:58 PM Page 12 san uzman› say›lmam. Polisle ya da bir özel dedektifle konufltunuz mu?” “Hay›r,” dedi çabucak. “Hay›r, onlar olmaz. Yani, konuflmad›m. Tanr›m, bu ifl öyle karmafl›k ki. ‹nsan›n biriyle telefonda konuflabilece¤i bir fley de¤il. Zaman›n›z› ald›¤›m için özür dilerim Bay Dresden.” “Biraz bekleyin,” dedim çabucak. “Özür dilerim, bana isminizi söylemediniz.” Kad›n cevap vermeden önce, notlarla kapl› bir k⤛d› kontrol ediyormufl gibi, yine gergin bir duraksama oldu. “Bana Monica deyin.” Büyücüler hakk›nda hiçbir bilgisi olmayan insanlar bize isimlerini vermeyi sevmezler. Bir büyücüye isimlerini kendi a¤›zlar›yla verirlerse bunun aleyhlerine kullan›labilece¤ine inan›rlar. Adil olmak gerekirse hakl›d›rlar da. Elimden geldi¤i kadar nazik ve zarars›z olmam gerekiyordu. Kad›n sadece karars›z kald›¤› için telefonu kapatmak üzereydi ve bu ifle ihtiyac›m vard›. Gayret edersem muhtemelen kad›n›n kocas›n› bulabilirdim. Sesimi olabildi¤ince melodik ve dostane tutmaya çal›flarak, “Tamam, Monica,” dedim. “E¤er durumunun hassas bir yan› oldu¤unu düflünüyorsan, belki de büroma gelip aç›klayabilirsin. Sana en iyi benim yard›m edebilece¤im anlafl›l›rsa, yard›m ederim, olmazsa seni daha fazla yard›mc› olabilece¤ini düflündü¤üm birine yönlendirebilirim.” Difllerimi s›kt›m ve gülümsüyormufl gibi yapt›m. “Ücretsiz.” Herhalde karar vermesini sa¤layan ‘ücretsiz’ sözü olmufltu. 12 firtina cephesi_ayd. 6/3/10 5:58 PM Page 13 Hemen büroma gelmeyi kabul etti ve bana bir saat içinde orada olaca¤›n› söyledi. Bu da tahminen iki buçuk civar› burada olaca¤› anlam›na geliyordu. Gidip bir fleyler yemek ve onunla görüflmek üzere büroya dönmek için bol bol vaktim vard›. Telefon neredeyse kapatt›¤›m anda yeniden çald› ve beni yerimden s›çratt›. Telefona dikkatle bakt›m. Elektronik ayg›tlara güvenmem. K›rklardan sonra imal edilmifl herhangi bir fley flüphelidir ve görünüfle göre benimle aras› pek iyi de¤ildir. Akl›n›za ne gelirse: Arabalar, radyolar, telefonlar, televizyonlar, videolar –hiçbiri ben yanlar›ndayken do¤ru çal›flmaz. Otomatik tükenmezkalem kullanmay› bile sevmem. Bu telefona da Monica Eflikay›p için kulland›¤›m sahte nefleyle bakt›m. “Ben Dresden, size yard›mc› olabilir miyim?” “Harry, on dakika içinde Madison’da olman gerekiyor. Orada olabilir misin?” Hatt›n di¤er taraf›ndaki ses yine bir kad›n sesiydi; so¤uk, canl› ve ciddiydi. Coflkun, afl›r› tatl› bir sesle, “Aa, Yüzbafl› Murphy,” dedim, “ben de sizden haber ald›¤›ma sevindim. Öyle uzun zaman oldu ki. ‹yiler, çok iyiler. Sizin aileniz nas›l?” “Kes Harry. Burada iki ceset var ve etrafa bir göz atman gerekiyor.” Hemen ciddilefltim. Karrin Murphy Chicago Özel Soruflturmalar bölümünün müdürüydü; komiserinin fiilen s›rad›fl› diye nitelenen bütün suçlar› soruflturmas› için atad›¤› memurdu. Vampir sald›r›lar›, troll ya¤malar› ve elflerin çocuk kaç›rmalar› bir polis raporunda çok iyi görünmüyordu –ama ayn› zamanda da insanlar sald›r›ya u¤ruyor, küçük çocuklar 13 firtina cephesi_ayd. 6/3/10 5:58 PM Page 14 çal›n›yor, mallar hasar görüyor ya da yok ediliyordu. Birinin de bu iflleri soruflturmas› gerekiyordu. Chicago’da ya da Chicago çevresindeki hemen hemen her yerde bu biri, Karrin Murphy idi. Ben onun ayakl› do¤aötesi kütüphanesiydim ve emniyet müdürlü¤ü için paral› bir dan›flmand›m. Ama iki ceset? Nedeni bilinmeyen iki ölüm? Onun için daha önce hiç böyle bir ifle bakmam›flt›m. “Neredesin?” diye sordum. “10. Cadde’de Madison Oteli, yedinci kat.” “Büromdan yürüyerek sadece on befl dakika mesafede,” dedim. “Yani on befl dakikada burada olabilirsin. ‹yi.” “fiey,” dedim. Saate bakt›m. Monica Soyads›z k›rk befl dakikadan biraz uzun bir süre sonra burada olacakt›. “Randevu gibi bir fley var da.” “Dresden, benim de iki ceset gibi bir fleyim var, hiçbir ipucu, flüpheli yok ve serbest dolaflan bir katil var. Randevun bekleyebilir.” Tepem att›. Bu zaman zaman olur. “Asl›nda bekleyemez,” dedim. “Ama bak ne diyece¤im. Yürüyüp oraya gelir, etrafa bir bakar›m ve geri dönüp randevuma yetiflirim.” “Ö¤le yeme¤i yedin mi?” diye sordu. “Ne?” Soruyu tekrar etti. “Hay›r,” dedim. “Yeme.” Bir duraksama oldu ve yeniden konufltu¤u zaman sözlerinde bir tür i¤renmifllik vard›. “Kötü görünüyorlar.” 14 firtina cephesi_ayd. 6/3/10 5:58 PM Page 15 “Burada ne kadar kötüden bahsediyoruz Murph?” Murphy’nin sesi yumuflad› ve bu beni hiçbir kan ya da fliddetli ölüm görüntüsünün korkutamayaca¤› kadar korkuttu. Murphy gerçek bir güçlü kad›nd› ve asla zay›fl›k göstermemekle övünüyordu. “Kötü, Harry. Lütfen fazla gecikme. Özel Suçlar bölümü bu vakaya el atmak için sab›rs›zlan›yor ve sen etrafa bir göz atmadan insanlar›n suç mahalline dokunmalar›n› sevmedi¤ini biliyorum.” “Geliyorum,” dedim. Aya¤a kalkm›fl, ceketimi giyiyordum bile. “Yedinci kat,” diye hat›rlatt›. “Orada görüflürüz.” “Tamam.” Büromun ›fl›klar›n› kapad›m, kap›ya yürüdüm ve ç›k›p kafllar›m çat›k halde büroyu kilitledim. Murphy’nin suç mahallini araflt›rmam›n ne kadar sürece¤inden emin de¤ildim, ama Monica Banahiçsorusorma ile konuflma f›rsat›n› kaç›rmak istemiyordum. Bu yüzden kap›y› tekrar açt›m, bir k⤛t parças› ve raptiye al›p flöyle yazd›m: K›sa süreli¤ine d›flar› ç›kt›m. 2.30’da randevu için dönece¤im. Dresden. Bunu hallettikten sonra merdivenleri inmeye bafllad›m. Beflinci katta oldu¤um halde asansörü nadiren kullan›r›m. Dedi¤im gibi, makinelere güvenmem. Hep tam onlara ihtiyac›m oldu¤unda bozuluyorlar. Ayr›ca, e¤er ben bu flehirde insanlar› ikifler ikifler öldürmek için büyü kullanan biri olsayd›m ve yakalanmak istemeseydim emniyet müfettiflli¤inin ücret ödedi¤i tek profesyonel 15 firtina cephesi_ayd. 6/3/10 5:58 PM Page 16 büyücüyü ortadan kald›rmay› ihmal etmezdim. Merdiven bofllu¤undaki flans›m› asansörün dar s›n›rlar›ndakinden çok daha fazla görüyordum. Paranoyak m›y›m? Belki. Ama paranoyak olman›z, yüzünüzü yemek üzere olan görünmez bir iblis olmad›¤› anlam›na gelmez. 16 firtina cephesi_ayd. 6/3/10 5:58 PM Page 17 ‹K‹ Karrin Murphy, Madison’›n önünde beni bekliyordu. Karrin ile ben tam bir z›tl›klar yuma¤›y›zd›r. Ben uzun ve zay›fken, o k›sa ve t›knazd›r. Ben siyah saçl› ve siyah gözlüyken, onun Shirley Temple’›nki gibi sar› saçlar› ve süt mavisi gözleri vard›r. Ben bafltan afla¤› ince ve köfleli hatlara, flahin gibi bir burna ve sivri bir çeneye sahipken, onun yuvarlak ve pürüzsüz hatlar› ile bir ponpon k›zda görmeyi bekleyece¤iniz cinsten flirin bir burnu vard›r. Hava mart ay›nda ço¤unlukla oldu¤u gibi serin ve rüzgarl›yd› ve Karrin tak›m elbisesini örten uzun bir palto giymiflti. Murphy asla elbise giymezdi, ama kasl›, flekilli, bir jimnastikçininkileri and›ran bacaklar› oldu¤undan flüpheleniyordum. Vücudunu ifllev görmesi için gelifltirmiflti ve bürosundaki bir çift aikido turnuvas› madalyas› da bunu kan›tl›yordu. Omuzlar›na kadar inen saçlar› bahar rüzgar›nda durmaks›z›n dalgalan›yordu. Küpe takmam›flt› ve yüzündeki makyaj o kadar ölçülüydü ki, varl›¤› zar zor anlafl›l›yordu. Kaflarlanm›fl bir cinayet masas› dedektifinden çok en sevilen 17 firtina cephesi_ayd. 6/3/10 5:58 PM Page 18 teyzeye ya da nefleli bir anneye benziyordu. Konuflma mesafesine geldi¤imde, “Baflka montun yok mu Dresden?” diye sordu. Binan›n önünde yasad›fl› bir flekilde park edilmifl birkaç polis arabas› vard›. Yar›m saniyeli¤ine gözlerime bakt›, sonra çabucak gözlerini kaç›rd›. Hakk›n› vermeliydim. Ço¤u insan bu kadar›n› bile yapm›yordu. Birkaç saniye boyunca bakmad›¤›n›z sürece gerçekten tehlikeli de¤ildi, ama büyücü oldu¤umu bilen herkesin yüzüme bakmamaya özen göstermesine al›fl›kt›m. Bafl›m› e¤ip kal›n kumafl›, su geçirmez astar› ve kollar›ma yetecek uzunlukta kollar› olan siyah pardösüme bakt›m. “Bunun nesi var?” “El Dorado’nun setinden f›rlam›fl gibi duruyor.” “Eee?” Öyle ufak tefek bir kad›na göre kaba kaçan bir sesle homurdand› ve topuklar› üzerinde dönerek otelin ön kap›s›na do¤ru yürüdü. Ona yetifltim ve biraz önünden yürüdüm. Temposunu h›zland›rd›. Ben de h›zland›rd›m. Ön kap›ya kadar dün geceki ya¤murdan kalan su birikintilerinin aras›ndan ilerleyerek artan bir h›zla birbirimizle yar›flt›k. Bacaklar›m daha uzun oldu¤u için ben önce vard›m. Onun için kap›y› açt›m ve centilmence girmesini iflaret ettim. Aram›zda eskiye dayanan bir çekiflmeydi bu. Belki de de¤erlerimin modas› geçmiflti, ama ben eski kafal›y›m. Bana göre erkeklerin kad›nlara gö¤üsleri olan, daha k›sa ve daha zay›f erkeklermifl gibi davranmamalar› gerekir. Böyle düflünüyo- 18 firtina cephesi_ayd. 6/3/10 5:58 PM Page 19 rum diye kötü bir insan oluyorsam beni yarg›lay›n ve mahkum edin. Bir kad›na han›mefendi gibi davranmaktan, onun için kap›lar açmaktan, beraber yedi¤im yemeklerin hesab›n› ödemekten, ona çiçekler vermekten ve o tür di¤er fleylerden keyif al›yorum. Bu huyum, bulundu¤u mevkiye gelebilmek için Chicago’nun en k›ll› adamlar›yla mücadele etmek, savaflmak ve oyunu kirli oynamak zorunda kalm›fl olan Murphy’yi fena halde sinir ediyor. Ben orada kap›y› tutmufl halde dururken bana ters ters bakt›, ama o bak›fl›nda rahatlat›c›, gevfletici bir yan vard›. Bu ritüelimize genellikle sinir olsa da, onunla tuhaf bir flekilde avunuyordu. Acaba yedinci kattaki durum ne kadar kötüydü? Asansörle yukar› ç›karken ani bir sessizli¤e gömüldük. Art›k birbirimizi yeterince iyi tan›d›¤›m›z için sessizlikler rahats›z edici olmuyordu. Murphy hakk›nda iyi bir fikrim vard›, onun ruh hallerini ve düflünce kal›plar›n› zihinsel olarak anlaflm›flt›m –bu, uzunca bir süre boyunca birinin yak›n›nda oldu¤umda hep ulaflt›¤›m bir anlay›flt›r. Do¤al m›, yoksa do¤aötesi bir hüner mi bilmiyorum. ‹çgüdülerim bana Murphy’nin gergin oldu¤unu, bir piyano teli kadar s›k›ca gerildi¤ini söylüyordu. Bu hissini yüzüne yans›tm›yordu, ama omuzlar›n›n ve boynunun duruflundaki, s›rt›n›n kat›l›¤›ndaki bir fley bunu fark etmemi sa¤lam›flt›. Belki de sadece içimdeki gerginli¤i ona yak›flt›r›yordum. Asansörün s›n›rl› alan› beni biraz asabilefltiriyordu. Dudaklar›m› yalad›m ve kabinin içine göz gezdirdim. Murphy ile iki- 19 firtina cephesi_ayd. 6/3/10 5:58 PM Page 20 mizin gölgeleri zemine düflüyor ve neredeyse yere yay›lm›fl gibi görünüyordu. Bunda bana s›k›nt› veren bir yan vard› ve bu küçük, rahats›z edici hissi sinir bozuklu¤u olarak d›fla vuruyordum. Sakin ol Harry. Tam asansör yavafllarken Murphy sertçe nefesini verdi, sonra kap› aç›lmadan tekrar nefes ald›. Sanki katta kalaca¤›m›z süre boyunca nefesini tutmay› ve tekrar asansöre bindi¤imizde yeniden nefes al›p vermeye devam etmeyi planl›yor gibiydi. Kan›n kendine özgü bir kokusu vard›r. Bu adeta yap›flkan, neredeyse madeni bir kokudur; asansör kap›s› aç›ld›¤› zaman buram buram bu kokuyu ald›m. Midem biraz çalkaland›, ama cesaretle yutkundum ve asansörden ç›kan Murphy’nin ard›na düfltüm. Yan›ndan geçti¤imiz iki üniformal› polis beni tan›d› ve flehrin bana verdi¤i küçük yaprakl› kart› göstermemi istemeden geçmemi iflaret etti. Kabul edelim, Chicago Emniyet Müdürlü¤ü gibi bir büyükflehir kurumunda bile sürüyle dan›flman ça¤r›ld›¤› söylenemezdi (san›r›m resmi belgelerde bir psiflik dan›flman olarak geçiyordum), ama yine de bu aynas›zlar›n yapt›¤› hiç profesyonelce de¤ildi. Murphy önümden odaya girdi. Kan kokusu daha da a¤›rlaflt›, ama ilk kap›n›n ard›nda dehflet verici bir fley yoktu. Süitin d›fl odas› canl› k›rm›z› ve alt›n sar›s› tonlar›n›n hakim oldu¤u bir tür oturma odas› gibi görünüyordu; otuzlara ait eski bir filmin seti gibi pahal›, ama her nas›lsa sahte bir hali vard›. Koltuklar siyah, pahal› deriyle kapl›yd› ve ayaklar›m 20 firtina cephesi_ayd. 6/3/10 5:58 PM Page 21 hal›n›n kal›n, pas rengi tüylerine gömülüyordu. Kadife velur perdeler çekiliydi ve bütün ›fl›klar aç›k olmas›na ra¤men oda hâlâ biraz fazla karanl›k, dokular› ve renkleri bak›m›ndan biraz fazla flehevi görünüyordu. Oturup kitap okudu¤unuz türden bir oda de¤ildi. Sa¤›mda kalan kap›n›n ötesinden insan sesleri geliyordu. Murphy bana, “Bir dakika burada bekle,” dedi. Ard›ndan giriflin sa¤›ndaki kap›dan süitin yatak odas› oldu¤unu düflündü¤üm odaya geçti. Gözlerimi iyice k›sarak oturma odas›nda gezdirdim ve etraf›mdaki cisimleri not ettim. Deri kanepe. ‹ki deri koltuk. Siyah, cilal› bir e¤lence sisteminin içindeki müzik seti ve televizyon. Üzerinde önceki gece buzla, flimdiyse suyla dolu bir kab›n oldu¤u bir stant, kab›n içinde ›s›nan bir flampanya fliflesi ve yan›nda duran iki bofl kadeh. Zeminde k›rm›z› bir gülün taçyapra¤› vard› ve hal›ya hiç uymuyordu (ama odada hal›ya uyan ne vard› ki?). Biraz yan tarafta, arkaya yaslanan deri koltuklardan birinin kenar›n›n alt›nda küçük, pürüzsüz ve parlak bir kumafl parças› vard›. E¤ildim ve hiçbir fleye dokunmamaya dikkat ederek bir elimle kenar› kald›rd›m. Yerdeki siyah kad›n külotu, uçlar›ndan dantel taflan küçücük bir üçgendi ve bir biyesi, tanga sanki çekilip y›rt›lm›fl gibi kopmufltu. Garip ve seksi. Müzik seti son modeldi, ama pahal› bir marka de¤ildi. Cebimden bir kurflunkalem ç›kard›m ve silgisiyle ÇAL dü¤mesine bast›m. Sakin, flehevi bir müzik oday› doldurdu. Dü- 21 firtina cephesi_ayd. 6/3/10 5:58 PM Page 22 flük bir bas, sürükleyici bir davul temposu, sözsüz vokaller, arka planda da bir kad›n›n a¤›r nefes al›p verifli. Müzik birkaç saniye daha devam etti, sonra atlayarak yaklafl›k iki saniyelik bir k›sm› sürekli tekrar etmeye bafllad›. Yüzümü buruflturdum. Dedi¤im gibi, makineler üzerinde böyle bir etkim var. Büyücü olmamla, büyü güçleriyle çal›flmamla alakal› bir fley. Makine ne kadar hassas ve modernse ona yeterince yaklaflt›¤›mda bir fleyin ters gitmesi ihtimali de o kadar fazla oluyor. Bir fotokopi makinesini elli ad›m mesafeden bozabilirim. Bir erkek sesi, “Aflk odas›,” dedi. Aflk sözcü¤ünü uzatarak aflflflflflk diye telaffuz etmiflti. “Ne düflünüyorsunuz beyefendi?” Arkam› dönmeden, “Merhaba Dedektif Carmichael,” dedim. Carmichael’›n oldukça hafif, genizden gelen sesinin kendine özgü bir rengi vard›. Carmichael Murphy’nin orta¤› ve iflah olmaz bir flüphecidir. Bir flarlatandan ibaret oldu¤uma, sahtekarl›k ederek flehrin güç bela kazand›¤› paray› ald›¤›ma inan›yordu. “Kad›n külotunu eve götürmek için mi sakl›yordun, yoksa sadece gözünden mi kaçt›?” Dönüp ona bakt›m. K›sa boylu, fazla kiloluydu. Seyrelmifl saçlar›, kanl› gözleri ve zay›f bir çenesi vard›. Ceketi burufluktu ve kravat›nda yemek lekeleri vard›. Bütün bunlar b›çak gibi keskin bir zekây› gizliyordu. Carmichael s›k› bir polisti ve katillerin izini sürme konusunda kesinlikle amans›zd›. Koltu¤un yan›na yürüdü ve afla¤›ya bakt›. “Hiç fena de¤il Sherlock,” dedi. “Ama o sadece aperitif. Ana yeme¤i görünceye kadar bekle. Senin için haz›rda bir kova bulunduraca- 22 firtina cephesi_ayd. 6/3/10 5:58 PM Page 23 ¤›m.” Döndü ve kendi kurflunkaleminin silgisiyle bast›rarak bozulmufl CD çalar› kapad›. Ne kadar korktu¤umu göstermek için gözlerimi iyice açarak ona bakt›m, sonra yan›ndan yürüyüp yatak odas›na girdim. Ve piflman oldum. Bakt›m, mekanik bir flekilde ayr›nt›lar› not ettim ve kafam›n odaya girdi¤im anda 盤l›k atmaya bafllam›fl k›sm›n›n üzerine sessizce kap›y› kapad›m. Önceki gece bir ara ölmüfl olmal›lard›, zira ölüm sertli¤i bafllam›flt› bile. Yata¤›n üstündelerdi. Kad›n ata biner gibi adam›n üzerine oturmufl, vücudunu geriye atm›fl, s›rt›n› bir dansözünki gibi e¤miflti. Gö¤üslerinin kavisleri çok hofl bir taslak oluflturuyordu. Kad›n›n alt›nda uzanan erkek ince, güçlü bir vücuda sahip bir adamd›. Kollar›n› d›fla uzatm›fl, elleriyle saten çarflaf› kavram›fl, yumruklar›n›n içinde toplam›flt›. Bu erotik bir foto¤raf olsayd›, çarp›c› bir resim olurdu. Tek sorun, âfl›klar›n gö¤üs kafeslerinin gövdelerinin üst sol yan›ndaki k›sm›n›n d›fla do¤ru geniflleyip derilerini parçalam›fl; kaburgalar›n›n t›rt›kl›, k›r›lm›fl b›çaklar gibi d›flar› f›rlam›fl olmas›yd›. Atardamar kan› vücutlar›ndan f›flk›rm›fl, ta tavandaki aynaya kadar s›çram›flt›. Aynada kanla beraber kalplerinin kal›nt›s› oldu¤unu sand›¤›m ezilmifl, peltemsi kitleler de vard›. Ayakta durdu¤um yerden vücutlar›n›n üst bofllu¤unun iç taraf›n› görebiliyordum. Hareketsiz sol akci¤erlerin ve belli ki içeriden uygulanan bir güçle d›flar› f›rlay›p k›r›lm›fl kaburgalar›n etraf›ndaki art›k grileflmifl çizgileri fark ettim. Bu kesinlikle erotik potansiyeli azalt›yordu. 23 firtina cephesi_ayd. 6/3/10 5:58 PM Page 24 Yatak, odan›n ortas›ndayd› ve ona incelikli bir vurgu kat›yordu. Yatak odas› da oturma odas›na benzeyen bir dekora sahipti –çok fazla k›rm›z›, çok fazla pelufl kumafl vard› ve mum ›fl›¤›nda olmad›¤› sürece biraz afl›r› kaç›yordu. Hakikaten duvardaki flamdanlarda diplerine kadar yan›p sönmüfl mumlar vard›. Bir ad›m atarak yata¤a yaklaflt›m ve çevresinde yürüdüm. Yürürken hal›dan c›v›k bir ses geldi. Beynimin otokontrolden ve s›k› e¤itimden yap›lma kap›lar›n arkas›na emniyetli bir flekilde kilitlenmifl 盤l›k atan küçük k›sm› anlafl›lmaz bir fleyler söylemeye devam ediyordu. Ona ald›rmamay› denedim. Gerçekten denedim. Ama acilen o odadan ç›kmazsam küçük bir k›z çocu¤u gibi a¤lamaya bafllayacakt›m. Bu yüzden ayr›nt›lar› h›zla zihnime kaz›d›m. Kad›n yirmili yafllar›ndayd› ve harika görünüyordu. En az›ndan ölmeden önce öyle oldu¤unu düflünüyordum. Anlamak zordu. Hizmetçi tarz› kesilmifl kestane rengi saçlar› bana kal›rsa boyal›yd›. Gözleri k›smen aç›kt›; göz renginin siyah olmad›¤›n› görebiliyor ama baflka bir tahminde bulunam›yordum. Belki de yeflil? Erkek muhtemelen k›rkl› yafllar›ndayd› ve ömür boyu devam eden bir koflullanman›n sa¤lad›¤› türden bir forma sahipti. Sa¤ pazusunda, çekili çarflaf›n yar› yar›ya gizledi¤i kanatl› bir hançer dövmesi vard›. Parmak eklemlerinde derin katmanl› yara izleri, karn›n›n alt taraf›nda da bir b›çak yaras›ndan geldi¤ini tahmin etti¤im korkunç, dar, burufluk bir yara izi görülüyordu. 24 firtina cephesi_ayd. 6/3/10 5:58 PM Page 25 Etrafta at›lm›fl giysiler vard› –adama ait bir smokin ve kad›na ait küçük, incecik siyah bir elbise ve bir çift topuklu ayakkab›. Bir çift küçük valiz vard›; aç›lmam›fl, muhtemelen bir oda hizmetçisi taraf›ndan düzgün bir flekilde kenara koyulmufllard›. Bafl›m› kald›r›p bakt›m. Carmichael ve Murphy sessizlik içinde beni seyrediyorlard›. Omzumu silktim. “Ee?” diye sordu Murphy. “Burada büyüyle karfl› karfl›ya m›y›z, de¤il miyiz?” “Ya büyü ya da gerçekten inan›lmaz seksmifl,” dedim. Carmichael homurdand›. Ben de biraz güldüm ve bu da beynimin 盤l›k atan k›sm›n›n üzerine kapad›¤›m kap›lar› çarparak açmas›na yetti. Midem ayaklan›p kabard›; yalpalayarak odadan d›flar› ç›kt›m. Carmichael sözünü tutmufl ve odan›n ç›k›fl›na paslanmaz çelik bir kova koymufltu. Diz çökerek kusmaya bafllad›m. Yeniden kendimi kontrol alt›na almam yaln›zca birkaç saniye sürdü –ama o odaya geri dönmek istemiyordum. Art›k oradakileri görmeye ihtiyac›m yoktu. Kalpleri kelimenin tam anlam›yla patlayarak gö¤üslerinden d›flar› ç›km›fl iki ölü insan› görmek istemiyordum. Ve biri bunu yapmak için büyü kullanm›flt›. Baflka birine zarar vermek için büyü kullanm›fl, yani Birinci Kanun’u çi¤nemifllerdi. Beyaz Konsey toplu halde felç geçirecekti. Bu ne kötü bir ruhun ya da fleytani bir varl›¤›n ifli, ne de Yokdiyar’›n vampirler veya troll’ler gibi birçok yarat›¤›ndan birinin 25 firtina cephesi_ayd. 6/3/10 5:58 PM Page 26 sald›r›s›yd›. Bu bir sihirbaz›n, bir büyücünün, kainat›n ve hayat›n temel enerjilerinden faydalanabilen bir insan›n önceden planlanm›fl ve kas›tl› bir ifliydi. Bu cinayetten de kötüydü. Bu çarp›k, rezil bir sap›kl›kt›; sanki biri baflka bir kifliyi bir Botticelli gravürüyle vurarak öldürmüfl, bir güzellik timsalini mutlak tahribat silah›na dönüfltürmüfltü. E¤er hiç ilgilenmediyseniz aç›klamak zordur. Büyü hayatla, hepsinden önemlisi bir insan›n bilinci, zekâs› ve duygular›yla yarat›l›r. Bir hayat› bu flekilde, kayna¤›n› yine kendisinden alan büyüyle sona erdirmek i¤rençti, neredeyse bir flekilde ensest yapmak gibiydi. Tekrar do¤ruldum; sertçe nefes al›r, sallan›r ve a¤z›mdaki safra tad›n› al›rken, Murphy ile Carmichael di¤er odadan ç›kt›lar. “Pekala Harry,” dedi Murphy. “Dinliyoruz. Sence burada neler olmufl?” Cevap vermeden önce düflüncelerimi toplamak için bir an bekledim. “Gelmifller. Biraz flampanya içmifller. Bir süre dans etmifl, orada, müzik setinin yan›nda oynaflm›fllar. Sonra yatak odas›na geçmifller. Orada bir saatten az kalm›fllar. Büyü, tam doruk noktas›na ulafl›rlarken onlara çarpm›fl.” “Bir saatten az,” dedi Carmichael. “Nereden anlad›n?” “CD yaln›zca bir saat on dakika uzunlu¤undayd›. Birkaç dakikay› dans edip içerek geçirmifl, sonra odaya geçmifl olmal›lar. Bulunduklar› zaman CD çal›yor muymufl?” “Hay›r,” dedi Murphy. 26 firtina cephesi_ayd. 6/3/10 5:58 PM Page 27 “O halde tekrara al›nmam›fl. Odaya ve di¤er fleylere bakarak müzi¤i yaln›zca ortam› kusursuzlaflt›rmak için istedikleri sonucuna vard›m.” Carmichael ters ters homurdand›. “Bizim daha önce fark etmedi¤imiz bir fley de¤il,” dedi Murphy’ye. “Umar›m daha fazla fley a盤a ç›kar›r.” Murphy Carmichael’a ‘kes sesini’ diyen bir bak›fl f›rlatt›, sonra yumuflak bir sesle, “Daha fazlas›na ihtiyac›m var Harry,” dedi. Bir elimi saç›m›n arkas›nda gezdirdim. “Birinin bunu baflarmas›n›n yaln›zca iki yolu var. Birincisi ça¤›rma ile. Ça¤›rma d›fla vurulan büyünün ya da sihrin en do¤rudan, gösteriflli ve gürültülü türüdür. Patlamalar, yang›n, o tür fleyler. Ama bunu yapan›n bir ça¤›r›c› oldu¤undan kuflkuluyum.” Murphy, “Neden?” diye sordu. Kurflunkaleminin, sürekli yan›nda tafl›d›¤› not defterine yazarken ç›kard›¤› sesi duydum. “Çünkü yarataca¤›n etkinin gidece¤i yeri görebilmen ya da oraya dokunabilmen gerekir,” dedim. “Yaln›zca görüfl hatt›ndayken ifle yarar. Yapan adam›n ya da kad›n›n onlarla beraber odan›n içinde olmas› gerekirdi. Böyle bir fley oldu¤unda adli kan›tlar› gizlemek zordur ve o tür bir büyü yapabilecek kadar becerikli olan herhangi biri onun yerine bir silah kullanmay› ak›l ederdi. Öylesi daha kolay.” “Di¤er seçenek ne?” diye sordu Murphy. “Teürji,” dedim. “Afla¤›daki yukar›dakine benzer. Bir fleyin küçük bir ölçekte olmas›n› sa¤lars›n ve ona büyük bir ölçekte olmas›n› sa¤layacak enerjiyi verirsin.” 27 firtina cephesi_ayd. 6/3/10 5:58 PM Page 28 Carmichael homurdand›. “Ne saçmal›k.” Murphy’nin sesinde kuflku vard›. “Bu nas›l ifller Harry? Baflka bir yerden yap›labilir mi?” Bafl›mla onaylad›m. “Katilin onu kurbanlara ba¤layacak bir fleye ihtiyac› olacakt›r. Saç, t›rnaklar, kan örnekleri. O türden fleyler.” “Bir vudu bebe¤i gibi mi?” “Evet, tastamam ayn› fley.” “Kad›n›n saç› yeni boyanm›fl,” dedi Murphy. Bafl›mla onaylad›m. “Belki saç›n› nerede yapt›rd›¤›n› ö¤renebilirsin, oradan bir fleyler ç›kabilir. Bilmiyorum.” “Bana iflime yarayacak baflka bir fley söyleyebilir misin?” “Evet. Katil kurbanlar› tan›yordu. Ve bir kad›n oldu¤unu düflünüyorum.” Carmichael homurdand›. “Burada oturup bunlar› dinlememiz gerekti¤ini düflünmüyorum. Her on cinayetten dokuzunda katil kurban› tan›r.” “Kes sesini Carmichael,” dedi Murphy. “Neden öyle dedin Harry?” Aya¤a kalkt›m ve ellerimle yüzümü ovuflturdum. “Büyünün iflleyifl fleklinden. Büyüyle bir fley yapt›¤›n zaman bu içinden gelir. Büyücülerin yapmaya çal›flt›klar› fleyi gerçeklefltirebilmek için ona odaklanmalar›, onu gözlerinde canland›rmalar›, ona inanmalar› gerekir. ‹çinizde olmayan, sizin bir parçan›z olmayan bir fleyin gerçekleflmesini sa¤layamazs›n›z. Katil her ikisini de öldürebilir ve kaza süsü verebilirdi, ama bu flekilde öldürmüfl. Kad›n›n bu flekilde öldürmek için çok 28 firtina cephesi_ayd. 6/3/10 5:58 PM Page 29 kiflisel sebeplerle ölmelerini istemesi, böyle içlerine uzanmaya haz›r olmas› gerekir. ‹ntikamd›r belki. Arad›¤›n›z kifli bir âfl›k ya da efl olabilir. “Ayr›ca öldükleri zaman›n da etkisi var –seksin ortas›ndalarm›fl. Bu bir tesadüf de¤ildi. Duygular büyü için bir tür kanal, size ulaflmak için kullan›labilecek bir yoldur. O kad›n ikisinin beraber ve arzuyla yüklenmifl olduklar› bir zaman› seçmifl. Bir odak olarak kullanaca¤› örnekler alm›fl ve bu ifli önceden planlam›fl. Bunu yabanc›lara yapamazs›n›z.” “Saçmal›k,” dedi Carmichael, ama bu sefer bana yöneltilmifl bir söze de¤il, dalg›n bir sövgüye benziyordu. Murphy bana dik dik bakt›. “‘Kad›n’ deyip duruyorsun,” diye ç›k›flt›. “Ne diye böyle düflünüyorsun ki?” Bafl›mla oday› iflaret ettim. “Çünkü bu kadar kötü bir fleyi çok fazla nefret olmadan yapamazs›n,” dedim. “Kad›nlar nefret etme konusunda erkeklerden daha iyidir. Onu daha iyi odaklayabilir, daha iyi a盤a ç›karabilirler. Lanet olsun, cad›lar büyücülerden düpedüz daha kötüdür. Bu bana bir tür kad›ns› intikam gibi görünüyor.” “Ama bir erkek de yapm›fl olabilir,” dedi Murphy. “Eh,” diye kaçamak bir cevap verdim. “Tanr› aflk›na, flovenist domuzun tekisin Dresden. Bu yaln›zca bir kad›n›n yapm›fl olabilece¤i bir fley mi?” “fiey. Hay›r. Sanm›yorum.” Carmichael a¤›r a¤›r, “Sanm›yor musun?” dedi. “Amma da uzmanm›fls›n.” K›zg›nl›kla ikisine de sert sert bakt›m. “Birinin kalbinin 29 firtina cephesi_ayd. 6/3/10 5:58 PM Page 30 patlamas›na neden olmak için ihtiyaç duyaca¤›m fleylerin ayr›nt›lar›n› henüz iyice inceleyemedim Murph. F›rsat›m oldu¤u anda sana haber verece¤imden emin olabilirsin.” “Bana ne zaman bir fley söyleyebileceksin?” diye sordu Murphy. “Bilmiyorum,” dedim. Bir elimi kald›rarak bir sonraki yorumunu engelledim. “Bunun için bir zaman veremem Murph. Bu mümkün de¤il. Bir fley keflfetmemin ne kadar sürece¤i bir yana, bunu yap›p yapamayaca¤›m› bile bilmiyorum.” Carmichael, “Saati elli papelden fazla uzun sürmese iyi olur,” diye homurdand›. Murphy ona bir bak›fl f›rlatt›. Onunla tam olarak ayn› fikirde de¤ildi, ama tam olarak onu susturmufl da de¤ildi. Bu f›rsattan yararlan›p birkaç derin nefes alarak sakinlefltim. Nihayet yeniden onlara bakt›m. “Tamam,” dedim. “Kim onlar? Kurbanlar yani.” Carmichael, “Bunu bilmen gerekmiyor,” diye ç›k›flt›. “Ron,” dedi Murphy. “fiimdi bir kahve iyi gelirdi.” Carmichael ona döndü. Uzun boylu de¤ildi, ama Murphy’nin yan›nda heybetli kal›yordu. “Of, hadi ama Murph. Herif seni parma¤›nda oynat›yor. Gerçekten sana duymaya de¤er bir fley söyleyebilece¤ini düflünmüyorsun, de¤il mi?” Murphy orta¤›n›n terli, boncuk gözlü yüzüne donuk bir kibirle bakt›; bu ondan on befl santimetre uzun boylu birine yap›lmas› zor bir fleydi. “Kremas›z, iki flekerli.” “Lanet olsun,” dedi Carmichael. Bana so¤uk bir bak›fl f›r- 30 firtina cephesi_ayd. 6/3/10 5:58 PM Page 31 latt› (ama tam olarak gözlerimin içine bakmad›), sonra ellerini pantolonunun ceplerine sokup a¤›r ad›mlarla odadan ç›kt›. Murphy sessizce yürüyerek kap›ya kadar orta¤›n›n arkas›ndan gitti, sonra kap›y› ard›ndan kapad›. Oturma odas› hemen daha karanl›k ve daha mahrem bir hal ald›; daha önceki baya¤› mahremiyetinin s›r›tan hayaleti kan kokusunda ve yan odadaki iki cesedin hat›ras›nda dans ediyordu. “Kad›n›n ismi Jennifer Stanton’m›fl. Kadife Oda için çal›fl›yormufl.” Isl›k çald›m. Kadife Oda, Bianca ad›nda bir kad›n›n iflletti¤i tuzlu bir eskort hizmetiydi. Bianca bir grup güzel, çekici ve zeki kad›n bulunduruyor, onlar› saati yüzlerce dolardan bölgedeki en zengin erkeklere sunuyordu. Bianca, ço¤u erke¤in yaln›zca televizyonda ve filmlerde gördü¤ü türden bir kad›n beraberli¤i sunuyordu. Ayr›ca onun Yokdiyar’da kayda de¤er nüfuza sahip bir vampir oldu¤unu da biliyordum. Kad›n›n muazzam bir gücü vard›. Murphy’ye daha önce Yokdiyar’› aç›klamaya çal›flm›flt›m. Oray› tam olarak anlamam›flt›, ama Bianca’n›n zaman zaman bölgesi için çekiflen belal› bir vampir oldu¤unu anl›yordu. ‹kimiz de Bianca’n›n k›zlar›ndan biri iflin içindeyse, bir flekilde o vampirin de içinde olmas› gerekti¤ini biliyorduk. Murphy hemen konuya geldi. “Bu Bianca’n›n bölgesel anlaflmazl›klar›ndan birinin parças› m›yd›?” “Hay›r,” dedim. “Tabii bu anlaflmazl›¤› insan bir büyücüyle de¤ilse. Bir vampir, hattâ bir vampir büyücü bile Yokdiyar’›n d›fl›nda böyle bir fleyi beceremez.” 31 firtina cephesi_ayd. 6/3/10 5:58 PM Page 32 “Bir insan büyücüyle aras› bozuk olabilir mi?” diye sordu Murphy. “Belki. Ama bu ona uymuyor. Kad›n o kadar aptal de¤il.” Murphy’ye anlatmad›¤›m fley, Beyaz Konsey’in ölümlüleri afla¤›layan vampirlerin asla bununla böbürlenecek kadar yaflamamas›n› garanti etti¤iydi. S›radan insanlara Beyaz Konsey’den bahsetmem. Bu yapabilece¤iniz bir fley de¤ildir. “Kald› ki,” dedim, “e¤er bir insan k›zlara sald›rarak Bianca’ya zarar vermek isteseydi, k›z› öldürse ve müflteriyi olay› yay›p kad›n›n ifllerini bozsun diye sa¤ b›raksa daha kârl› ç›kard›.” “H›mm,” dedi Murphy. ‹kna olmam›flt›, ama söylediklerimi not ald›. “Adam kimdi?” diye sordum. Murphy bir an bana bakt›, sonra düz bir sesle, “Tommy Tomm,” dedi. Ona gözlerimi k›rparak bak›p as›rlar›n s›rr›n› a盤a ç›karmad›¤›n› belli ettim. “Kim?” “Tommy Tomm,” dedi. “Johnny Marcone’un korumas›.” fiimdi anlafl›lm›flt›. ‘Centilmen’ Johnny Marcone, Vargassi ailesi iç çat›flma yüzünden parçaland›ktan sonra piramidin tepesine t›rmanan hayduttu. Emniyet müdürlü¤ü Vargassiler’le y›llarca süren ac›mas›z mücadeleden ve kanl› çat›flmalardan sonra Marcone’u hem bir nimet hem de bir lanet olarak görüyordu. Centilmen Johnny organizasyonunda hiçbir afl›r›l›¤› hofl görmüyordu ve flehrinde serbest çal›flanlardan hofllanm›yordu. Organizasyonunun parças› olmayan gaspç›lar, banka soyguncular› ve uyuflturucu sat›c›lar› sanki hep bir 32 firtina cephesi_ayd. 6/3/10 5:58 PM Page 33 flekilde yüzüstü b›rak›l›yor ve ihbar ediliyor ya da basitçe ortadan kayboluyor ve bir daha da kendilerinden haber al›nm›yordu. Marcone suç üzerinde uygarlaflt›r›c› bir etkiye sahipti –ve onun ifl yapt›¤› yerlerde suç, geçmifltekinin aksine, ölçek bak›m›ndan sorun olmufltu. Son derece zeki bir ifladam› olan Marcone’un emrinde çal›flan bir grup avukat vard›; bu avukatlar ifadelerden, belgelerden ve teyp kay›tlar›ndan oluflan bir barikat kurarak onu kanundan koruyorlard›. Polisler asla söylemeseler de kimi zaman neredeyse onun peflinden gitmeye isteksizmifl gibi görünüyorlard›. Marcone di¤er alternatiften, yani yeralt› dünyas›nda anarfliden daha iyiydi. “Bir infazc›s› oldu¤unu duydu¤umu hat›rl›yorum,” dedim. “San›r›m art›k yok.” Murphy omuz silkti. “Öyle görünüyor.” “O halde flimdi ne yapacaks›n?” “fiu saç›n› yapt›rd›¤› kuaförü araflt›r›r›m herhalde. Bianca ve Marcone ile konuflaca¤›m, ama bana ne söyleyeceklerini flimdiden tahmin edebiliyorum.” Not defterini kapad› ve sinirli sinirli bafl›n› sallad›. Bir dakikal›¤›na onu seyrettim. Yorgun görünüyordu. Bunu ona söyledim. “Usand›m,” diye cevap verdi. “Bir çeflit deli gözüyle bak›lmaktan usand›m. Kendi orta¤›m Carmichael bile bu iflte s›n›r› aflt›¤›m› düflünüyor.” “Karakoldaki di¤erleri de mi öyle düflünüyor?” diye sordum. 33 firtina cephesi_ayd. 6/3/10 5:58 PM Page 34 “Ço¤u sadece kafllar›n› çat›yor, bakmad›¤›m› sand›klar› zaman iflaretparmaklar›n› flakaklar›na dayay›p döndürüyor ve raporlar›m› okumaya bile gerek görmeden dosyal›yor. Geriye kalanlar da d›flar›da ürkütücü bir fleyle karfl›laflm›fl olanlar ve onlar›n da korkudan ödleri kopuyor. Çocukken Mister Science’ta1 izlemedikleri hiçbir fleye inanmak istemiyorlar.” “Ya sen?” “Ben mi?” Murphy gülümsedi. Dudaklar›n› böyle hayat dolu, kad›ns› bir ifadeyle k›v›rmas› bir çetin ceviz için fazlas›yla güzel görünmesine neden oluyordu. “Dünyan›n çivisi ç›kt› Harry. San›r›m yaln›zca, insanlar›n afla¤› yukar› yüz y›ll›k bir zamanda bilinebilecek her fleyi ö¤rendi¤imize inanmalar›n›n çok küstahça oldu¤unu düflünüyorum. Lanet olsun. Art›k etraf›m›zdaki karanl›kta kalm›fl fleyleri yeniden görmeye bafllad›¤›m›za inanabilirim. Bu içimdeki kini¤e hitap ediyor.” “Keflke herkes senin gibi düflünseydi,” dedim. “‹flletmek için beni arayanlar›n say›s› azal›rd›.” H›nz›r h›nz›r gülümsemeye devam etti. “Ama bütün radyo istasyonlar›n›n ABBA çald›¤› bir dünya hayal edebiliyor musun?” Gülüfltük. Tanr› aflk›na, o odan›n gülüfle ihtiyac› vard›. S›r›tarak, “Hey Harry,” dedi. Zihninin çal›flt›¤›n› görebiliyordum. “Evet?” 1) Mister Science: 1990’larda Amerika’da yay›nlanm›fl, çocuklara yönelik bir bilim program›. –çn 34 firtina cephesi_ayd. 6/3/10 5:58 PM Page 35 “Katilin bunu nas›l yapt›¤›n› anlamaktan bahsediyordun hani. Bunu baflar›p baflaramayaca¤›ndan emin olmad›¤›n› söylüyordun.” “Evet?” “Bunun palavra oldu¤unu biliyorum. Neden bana yalan söyledin?” Kaskat› kesildim. Vay can›na, kad›n iflinde iyiydi. Ya da belki ben pek yalan söyleyemiyordum. “Bak, Murph,” dedim. “Yapamayaca¤›n baz› fleyler vard›r.” “Bazen ben de pefline düfltü¤üm pisliklerin içine girmek istemiyorum. Ama ifli bitirmek için yap›lmas› gerekeni yapars›n. Ne demek istedi¤ini biliyorum Harry.” “Hay›r,” dedim k›saca. “Bilmiyorsun.” Bilmiyordu da. Geçmiflimden, Beyaz Konsey’den ya da bafl›m›n üzerindeki Demokles’in K›l›c›’ndan haberi yoktu. Ço¤u gün ben de bunlardan haberim yokmufl numaras› yapabiliyordum. fiu anda Konsey’in Büyünün Yedi Kanunu’ndan birini ihlal etmekten suçlu bulmak için tek ihtiyaç duydu¤u bir bahaneydi; bu bahaneyi bulurlarsa K›l›ç bafl›ma inecekti. Bir cinayet büyüsü için tarif haz›rlarsam ve bunu ö¤renirlerse, ihtiyaç duyacaklar› bahane bu olabilirdi. “Murph,” dedim. “Bu büyüyü çözmeye çal›flamam. Bunu yapmak için ihtiyac›m olan fleyleri toplamaya koyulamam. Durumu anlam›yorsun.” Benimle göz göze gelmeden bana dik dik bakt›. Hayat›mda bunu becerebilen baflka kimseyle karfl›laflmam›flt›m. “Ah, anl›yorum. Serbest dolaflan bir katil oldu¤unu, onu ifl üstünde ya- 35 firtina cephesi_ayd. 6/3/10 5:58 PM Page 36 kalayamayaca¤›m› anl›yorum. Bana yard›mc› olabilecek bir fley bildi¤ini ya da en az›ndan bir fley ö¤renebilece¤ini anl›yorum. Ve flimdi beni yüzüstü b›rak›rsan kart›n› emniyet müdürlü¤ünün kart kutusundan ç›kar›p çöpe ataca¤›m› anl›yorum.” Lanet olas›. Emniyet müdürlü¤üne dan›flmanl›k yapmak faturalar›m›n önemli bir k›sm›n› karfl›l›yordu. Tamam, ço¤unu karfl›l›yordu. San›r›m onun hislerini anlayabiliyordum. E¤er onun gibi karanl›kta çal›fl›yor olsayd›m, ben de son derece gergin olurdum. Murphy büyüler, ritüeller ya da t›ls›mlar hakk›nda hiçbir fley bilmiyordu, ama insanlar›n nefretini ve fliddetini gayet iyi biliyordu. Sonuçta gerçekten bir kara büyü yapacak de¤ilim, dedim kendi kendime. Sadece nas›l yap›ld›¤›n› ö¤renecektim. Arada bir fark vard›. Polise bir soruflturmada yard›mc› oluyordum, o kadar. Belki Beyaz Konsey bunu anlay›flla karfl›lard›. Ya, tabii. Belki ben de bugünlerde bir sanat müzesine gider ve düzgün bir vücuda kavuflurdum. Murphy bir saniye sonra kancay› att›. Bir saniye boyunca cesaretle gözlerime bakt›, sonra yorgun, samimi ve gururlu yüzünü çevirdi. “Bana anlatabilece¤in her fleyi bilmem gerekiyor Harry. Lütfen.” Klasik bir zor durumdaki kad›n olay›. O özgürleflmifl, profesyonel kad›nlardan biri oldu¤u halde beni nas›l o eski moda zincirlerimden çekifltirece¤ini gayet iyi biliyordu. Difllerimi g›c›rdatt›m. “Pekala,” dedim. “Pekala. Bu gece üzerinde çal›flmaya bafllayaca¤›m.” Harika. Beyaz Konsey bu ifle bay›lacakt›. Bunu ö¤renmemelerini sa¤lamam gerekecekti. 36 firtina cephesi_ayd. 6/3/10 5:58 PM Page 37 Murphy bafl›yla onaylad› ve bana bakmadan nefesini verdi. Sonra, “Ç›kal›m buradan,” dedi ve kap›ya do¤ru yürüdü. Kap›ya ondan önce ulaflmaya çal›flmad›m. Biz süitten ç›karken üniformal› polisler hâlâ d›flar›daki salonda tembellik ediyorlard›. Carmichael ortal›kta yoktu. Adli t›ptan gelen çocuklar oradayd›; sab›rs›z bir flekilde duruyor, d›flar› ç›kmam›z› bekliyorlard›. Ard›ndan plastik çantalar›n›, c›mb›zlar›n›, ›fl›klar›n›, cisimlerini ald›lar ve s›rayla yan›m›zdan geçerek odaya girdiler. Eski püskü asansörün hiç acele etmeden yedinci kata ç›kmas›n› beklerken, Murphy eliyle rüzgardan da¤›lm›fl saçlar›n› düzeltiyordu. Alt›n bir saat takt›¤›n› görünce randevumu hat›rlad›m. “Ah, fley,” dedim. “Saat kaç?” Saatine bakt›. “‹ki yirmi befl. Niye sordun?” Bir lanet okudum ve merdivene yöneldim. “Randevuma geç kald›m.” Merdivenleri uçarak indim. Ne de olsa bu konuda epey bir prati¤im vard›. Koflar ad›m lobiye vard›m. Ellerinde valizlerle ön kap›dan giren bir hamaldan kaç›nmay› baflard›m ve döner kap›y› itip uzun ad›mlarla koflarak kald›r›ma ç›kt›m. Uzun bacaklar›m vard›r ve h›zl› koflabilirim. Siyah pardösüm arkamda rüzgardan fliflerek, rüzgara karfl› kofluyordum. Büromun oldu¤u binaya sekiz on blok mesafedeydim ve bu yolun yar›s›n› katettikten sonra yavafllayarak yürümeye bafllad›m. Monica Kay›padam ile randevuma körük gibi puflayarak, saç›m rüzgardan da¤›lm›fl ve yüzüm ter içinde varmak istemiyordum. 37 firtina cephesi_ayd. 6/3/10 5:58 PM Page 38 Belki de hareketsiz geçmifl bir k›fl sezonu boyunca formumu yitirdi¤im için nefes nefese kalm›flt›m. Bu durum dikkatimin bir k›sm›n› meflgul etti¤i için lacivert Cadillac’› yan›ma yanaflana ve oldukça iri bir adam içinden ç›k›p önümde, kald›r›mda belirene kadar görmedim. Adam›n parlak k›z›l saçlar› ve kal›n bir boynu vard›. Ç›k›nt› yapan kafllar› hariç bebekken biri yüzünü tahtayla tekrar tekrar vurarak düzlefltirmifl gibi görünüyordu. Ben onu ölçüp biçerken k›s›k ve küçük mavi gözlerini giderek daha da k›st›. Durdum ve geriledim, sonra kendi etraf›mda döndüm. O yönde de iki adam yavafllayarak koflar ad›mdan yürümeye geçiyordu. Her ikisi de benim kadar uzun ve benden bir hayli a¤›rd›. Belli ki beni takip etmifllerdi ve sinirli görünüyorlard›. Biri hafifçe topall›yordu, di¤eriyse saç›n› üç numara kestirmifl, bir tür saç jölesiyle dimdik flekillendirmiflti. Kendimi yeniden liseye dönmüfl, etraf›m kabaday›l›k yapan futbol tak›m› oyuncular›yla çevrilmifl gibi hissettim. “Size yard›m edebilir miyim beyler?” diye sordum. Etrafa bak›narak bir polis arad›m, ama herhalde hepsi Madison’a gitmiflti. Herkes aval aval bakmay› sever. Önümdeki adam, “Arabaya bin,” dedi. Di¤erlerinden biri arka kap›y› açt›. “Yürümeyi severim. Kalbime iyi geliyor.” Adam, “Arabaya binmezsen bacaklar›na hiç iyi gelmeyecek,” diye homurdand›. Araban›n içinden bir ses geldi. “Bay Hendricks, lütfen. Daha nazik olun. Bay Dresden, k›sa bir süre bana kat›lmak 38 firtina cephesi_ayd. 6/3/10 5:58 PM Page 39 ister misiniz? Sizi büronuza b›rakmay› ümit etmifltim, ama ani ç›k›fl›n›z bunu biraz zorlaflt›rd›. Belki de size yolun geri kalan› boyunca efllik etmeme izin verirsiniz.” E¤ilerek arka koltu¤a bakt›m. Günlük spor bir ceket ve Levi’s kot giymifl, yak›fl›kl› ve gösteriflsiz görünen bir adam gülümseyerek bana bakt›. “Peki siz kimsiniz?” diye sordum ona. Gülümsemesi geniflledi. Bu s›rada gözlerinin parlad›¤›na yemin edebilirdim. “‹smim John Marcone. Sizinle ifl konuflmak istiyorum.” Bir an ona bakakald›m. Sonra gözlerim yan›mdaki çok iri ve çok afl›r› geliflmifl Bay Hendricks’e kayd›. Adam Cujo’nun1 arabadaki kad›n›n üzerine atlamadan önce ç›kard›¤›na benzer bir sesle belli belirsiz homurdand›. Cujo ve iki kafadar›yla mücadele etmek hiç içimden gelmiyordu. Bu yüzden Cadillac’›n arkas›na, Centilmen Johnny Marcone’un yan›na geçtim. Bu çok meflgul bir gün oluyordu. Ve hâlâ randevuma gecikiyordum. 1) Cujo: Stephen King’in ayn› isimli korku roman›ndaki kuduz köpek. –çn 39 firtina cephesi_ayd. 6/3/10 5:58 PM Page 40 ÜÇ Centilmen Johnny Marcone bacaklar›m› k›rd›racak ya da a¤z›m› tellerle kapatt›racak türden bir adam gibi görünmüyordu. Ak düflmüfl saçlar› k›sa kesilmiflti ve gözlerinin kenarlar›nda güneflten ve gülmekten çizgiler oluflmufltu. Gözleri y›pranm›fl dolar banknotu yefliliydi. Daha çok bir üniversitenin futbol koçu gibi görünüyordu: iyi görünümlü, bronzlaflm›fl, atletik ve hevesli. Yan›nda tuttu¤u adamlar da bu izlenimi güçlendiriyordu. Cujo Hendricks afl›r› derecede gereksiz sertlik nedeniyle oyundan at›lm›fl profesyonel bir oyuncu gibi hantal bir flekilde yürüyordu. Cujo yeniden arabaya bindi, dikiz aynas›ndan ters ters bakt›, sonra caddeye ç›karak yavaflça büroma do¤ru sürmeye bafllad›. Direksiyon simidi devasa ellerinde ufac›k ve hassas görünüyordu. Zihnime bir not düfltüm: Cujo’nun ellerini bo¤az›na dolamas›na izin verme. Ya da elini. Neredeyse tek eli bile buna yetermifl gibi görünüyordu. Radyo aç›kt›, ama ben arabaya girerken sesi bozuldu ve hoparlörlerden c›z›rt›l› bir geri besleme gelmeye bafllad›. 40 firtina cephesi_ayd. 6/3/10 5:58 PM Page 41 Hendricks kafllar›n› çatt› ve bir saniye bunu düflündü. Belki de mesaj› ikinci beynine ya da öyle bir yere aktarmas› gerekiyordu. Ard›ndan elini uzatt›, dü¤melerle oynad› ve sonunda radyoyu kapad›. Böyle giderse, araban›n yolun kalan k›sm›n› almas›na flükredecektim. “Bay Dresden,” dedi Marcone gülümseyerek, “anlad›¤›m kadar›yla zaman zaman emniyet müdürlü¤ü için çal›fl›yorsunuz.” “Arada bir önüme bir fleyler at›yorlar,” diye kabul ettim. “Hey, Hendricks. Emniyet kemerini ba¤lasan iyi olur. ‹statistiklere göre öylesi yüzde elli ya da altm›fl daha güvenli.” Cujo dikiz aynas›ndan bana yine homurdand›, ben de ona gülümsedim. Gülümsemek her zaman insanlar› gerçekten hakaret etmekten daha fazla sinirlendiriyor gibi. Ya da belki benim sinir edici bir gülümsemem var. Marcone tutumum yüzünden hayrete düflmüfl görünüyordu. Belki de flapkam› elimde tutmam gerekiyordu, ama Francis Ford Coppola’y› asla sevmemifltim ve bir vaftiz babam da yoktu. (Bir vaftiz annem var ve o belki de kaç›n›lmaz olarak bir peri. Ama o baflka bir hikâye.) “Bay Dresden,” dedi. “Hizmetlerinizi alman›n maliyeti ne olur?” Bu beni sak›nganlaflt›rd›. Marcone gibi biri beni neden istesindi ki? “Standart ücretim saatte elli dolar art› yolculuk masraflar›d›r,” dedim. “Ama ne yap›lmas›n› istedi¤inize göre de¤iflebilir.” Marcone ben konuflurken beni konuflmaya teflvik edermifl gibi bafl›n› sallad›. Ne diyece¤ini dikkatle düflünür ve iyi 41 firtina cephesi_ayd. 6/3/10 5:58 PM Page 42 kalpli birinin endiflesiyle esenli¤imi hesaba katarm›fl gibi yüzünü k›r›flt›rd›. “Bir fleyi araflt›rmaman›z› sa¤lamak bana kaça patlar?” “Bana bir fleyi yapmamam için para ödemek mi istiyorsunuz?” “Size standart ücretinizi ödeyece¤im diyelim. Bu günde bin dört yüz ediyor, de¤il mi?” “Asl›nda bin iki yüz,” diye düzelttim onu. Bana gülümsedi. “Dürüst bir adam nadir bulunan bir hazinedir. Günde bin iki yüz. Bay Dresden, flöyle diyelim. Size iki haftal›k çal›flma paras› ödeyeyim ve siz de bir süre izne ç›k›n. Gidip birkaç film seyredin, daha çok uyuyun, o tür fleyler...” Ona dikkatle bakt›m. “Yani günde bin dolardan fazla para karfl›l›¤›nda, benim?..” “Hiçbir fley yapmaman›z› istiyorum Bay Dresden.” Marcone gülümsedi. “Kesinlikle hiçbir fley. Sadece gevfleyin ve ayaklar›n›z› uzat›n. Ve Dedektif Murphy’den uzak durun.” A-ha. Marcone, Tommy Tomm cinayetini araflt›rmam› istemiyordu. ‹lginç. Pencereden d›flar› bakt›m ve bu öneriyi düflünüyormufl gibi gözlerimi k›st›m. “Para yan›mda,” dedi Marcone. “Hemen peflin verece¤im. Sizin de kendi üzerinize düfleni yapaca¤›n›za güveniyorum Bay Dresden. Dürüstlü¤ünüz el üstünde tutuluyor.” “H›mm. Bilmiyorum John. fiu anda daha fazla ifl kabul edemeyecek kadar meflgulüm.” Araba neredeyse büromun oldu¤u binaya gelmiflti. Araban›n kap›s› hâlâ kilitli de¤ildi. 42 firtina cephesi_ayd. 6/3/10 5:58 PM Page 43 Emniyet kemerimi de ba¤lamam›flt›m, olur da kap›y› h›zla aç›p d›flar› atlamam gerekir diye. Nas›l ileriyi düflündü¤ümü görüyor musunuz? Bu büyücü zekâs› ve paranoyas›d›r. Marcone’un gülümsemesi silindi. Yüz ifadesi ciddileflti. “Bay Dresden, ben burada olumlu bir ifl iliflkisi kurmaya çok hevesliyim. E¤er sorun paraysa size daha fazla teklif edebilirim. Her zamanki ücretinizin iki kat› diyelim.” Konuflurken ellerini önünde kavuflturarak yar› yar›ya bana do¤ru döndü. Tanr›m, hâlâ bana sahaya ç›k›p tak›m için bu maç› almam› söylemesini bekliyordum. Gülümsedi. “Buna ne dersiniz?” “Mesele para de¤il John,” dedim. Tembel tembel onunla göz göze geldim. “Bunun olabilece¤ini sanm›yorum, o kadar.” Gözlerini kaç›rmay›nca flafl›rd›m. Büyüyle u¤raflanlar dünyay› di¤er herkesten biraz farkl› bir ›fl›kla görmeyi ö¤renirler. Daha önce hiç düflünmedi¤iniz bir bak›fl aç›s›na, bir büyücünün gördü¤ü ve duydu¤u fleylere maruz kalmadan akl›n›za bile gelmeyecek bir düflünüfl tarz›na kavuflursunuz. Birinin gözlerinin içine bakt›¤›n›zda o kifliyi o farkl› ›fl›kta görürsünüz. Ve yaln›zca bir saniyeli¤ine onlar da sizi ayn› flekilde görürler. Marcone ile ikimiz birbirimize bakt›k. Marcone o gevflek gülümsemesinin ve babacan tavr›n›n arkas›nda bir asker ve savaflç›yd›. ‹stedi¤ini alacakt› ve mümkün olan en verimli yolla alacakt›. Adanm›fl bir adamd›; hedeflerine, yan›ndaki insanlara adanm›fl bir adam. Asla korkunun onu etkilemesine izin vermiyordu. ‹nsanlar›n sefaleti ve 43 firtina cephesi_ayd. 6/3/10 5:58 PM Page 44 ac›lar›yla besleniyor; uyuflturucu, kad›n ve çal›nt› mallar sat›yordu, ama neden oldu¤u ac›y› en aza indirmek için ad›mlar at›yordu, çünkü bu basitçe, iflini yürütmenin en verimli yöntemiydi. Tommy Tomm öldürüldü¤ü için çok öfkeliydi –hakk› olan hakimiyet alan›n›n iflgal edilmesinden ve ona meydan okunmas›ndan ileri gelen so¤uk ve pratik bir öfkeydi bu. Sorumlu olanlar› bulmaya ve kendi yöntemleriyle onlar›n icab›na bakmaya niyetliydi ve polisin ifline kar›flmas›n› istemiyordu. Daha önce insan öldürmüfltü, yine öldürecekti ve bu onun için bir ticari ifllemden, market kasas›nda yiyeceklerin paras›n› ödemekten öte bir anlam ifade etmeyecekti. Centilmen Johnny Marcone’un içi çok kuru ve so¤uk bir yerdi. Lofl bir köfle d›fl›nda. Orada, günlük düflüncelerinden uzakta gizli bir utanç yat›yordu. Onun ne oldu¤unu tam olarak göremiyordum. Ama geçmiflte bir noktada geri almak için her fleyi verebilece¤i, silmek için kan dökebilece¤i bir fley oldu¤unu biliyordum. Azmini, kuvvetini o karanl›k köfleden al›yordu. ‹çine bakt›¤›mda bütün oyunlar›n› ve savunmalar›n› aflarak onu iflte böyle gördüm. Bakarsam görece¤im fleyin fark›nda oldu¤undan, neyi a盤a vuraca¤›n› bilerek bak›fl›ma özellikle karfl›l›k verdi¤inden içgüdüsel bir düzeyde emindim. Benimle yaln›z görüflmekteki amac› buydu. Ruhumu gözetlemek istiyordu. Ne tür bir adam oldu¤umu görmek istiyordu. Birinin gözlerinin içine, ruhunun içine, en içteki haline bakt›¤›mda karfl›l›k olarak onlar da benim içimi görebilirler 44 firtina cephesi_ayd. 6/3/10 5:58 PM Page 45 –yapt›¤›m fleyleri, yapmak istedi¤im fleyleri, yapmaya muktedir oldu¤um fleyleri. Bunu yapan ço¤u insan›n en az›ndan yüzü sarar›r. Bir kad›n bay›l›p kalm›flt›. Oraya bakt›klar› zaman ne gördüklerini bilmiyordum, oras› benim de çok kurcalad›¤›m bir yer de¤ildi. John Marcone ruhumu gören di¤er insanlar gibi de¤ildi. Gözünü bile k›rpmad›. Yaln›zca bakt›, ölçüp biçti ve o an geçtikten sonra sanki bir fleyi anlam›fl gibi bana bafl›n› sallad›. Beni kand›rd›¤› gibi rahats›z edici bir izlenim edindim. Sanki benim hakk›mda, benim onun hakk›nda ö¤rendi¤imden daha fazlas›n› ö¤renmiflti. ‹lk hissim öfke oldu; yönlendirildi¤im için, benim ruhuma bakmaya cüret etti¤i için öfkeliydim. Yaln›zca bir saniye sonra bu adamdan ödüm koptu. Ruhuna bakm›flt›m ve oran›n kat›, paslanmaz çelikten bir buzdolab› kadar ç›plak oldu¤unu görmüfltüm. Bu s›k›nt› vericiden de öteydi. Adam›n içi güçlü, gaddar olmaks›z›n vahfli ve ac›mas›zd›. Onda bir kaplan›n ruhu vard›. Marcone hiçbir fley olmam›fl gibi rahatça, “Peki öyleyse,” dedi. “Teklifimi size zorla kabul ettirmeye çal›flmayaca¤›m Bay Dresden.” Araba binama yaklafl›rken yavafllad›. Hendricks binan›n önünde kenara yanaflt›. “Ama size bir tavsiyede bulunmama izin verin.” O¤luyla konuflan baba rolünü bir kenara b›rakm›fl, sakin ve sab›rl› bir sesle konufluyordu. “Para almayacaksan›z, tabii.” Esprilere flükürler olsun. Zekice bir fley söyleyemeyecek kadar flaflk›n haldeydim. Marcone neredeyse gülümsedi. “Bence birkaç günlü¤üne 45 firtina cephesi_ayd. 6/3/10 5:58 PM Page 46 gribe yakalan›rsan›z daha mutlu olursunuz. Dedektif Murphy’nin araflt›rman›z› istedi¤i o iflin a盤a ç›kar›lmas› gerekmiyor. Gördü¤ünüz fleyler hoflunuza gitmeyecektir. O ifl benim. ‹cab›na bakmama izin verirseniz hiç bafl›n›za bela olmayacakt›r.” “Beni tehdit mi ediyorsun?” diye sordum ona. Tehdit etti¤ini sanm›yordum, ama onun bunu bilmesini istemiyordum. Bir de sesim titremese iyi olurdu. “Hay›r,” dedi dürüstçe. “Size öyle bir yola baflvurmayacak kadar çok sayg›m var. Gerçek oldu¤unuzu söylüyorlar Bay Dresden. Gerçek bir büyü uygulay›c›s›ym›fls›n›z.” “Z›rdelinin teki oldu¤umu da söylüyorlar.” “Kimin söylediklerini dinledi¤ime çok dikkat ederim,” dedi Marcone. “Dediklerimi düflünür müsünüz Bay Dresden? Karfl›l›kl› ifl alanlar›m›z›n çok s›k kesiflmesine gerek oldu¤unu sanm›yorum. Bu konu yüzünden sizi kendime düflman etmemeyi tercih ederim.” Difllerimi s›karak korkumu bast›rd›m ve ona h›zla, sertçe sözcükler saçt›m. “Beni kendine düflman etmek istemezsin Marcone. Bu ak›ll›ca olmaz. Hem de hiç olmaz.” Tembel ve gevflek bir tav›rla gözlerini k›sarak bana bakt›. Art›k korkmadan benimle göz göze gelebiliyordu. Birbirimizi ölçüp biçmifltik. Bir daha ayn› fley olmayacakt›. “Gerçekten daha nazik olmaya çal›flmal›s›n›z Bay Dresden,” dedi. “‹fl için öylesi iyidir.” Dedi¤ine bir cevap vermedim; korkumu belli etmeyecek ya da aptall›k derecesinde maço gelmeyecek bir cevab›m 46 firtina cephesi_ayd. 6/3/10 5:58 PM Page 47 yoktu. Bunun yerine ona, “Olur da araban›n anahtarlar›n› kaybedersen beni ara. Bir daha bana para teklif etmeye ya da tehditler ya¤d›rmaya kalkma. Büroma b›rakt›¤›n için teflekkürler,” dedim. Ben arabadan inip kap›y› kapat›rken yüz ifadesini hiç de¤ifltirmeden beni izledi. Hendricks bana son bir sinirli bak›fl f›rlatt›ktan sonra arabay› harekete ettirip uzaklaflt›. Daha önce birçok kiflinin ruhuna bakm›flt›m. Bu unutulacak türden bir fley de¤ildi. Asla onun gibi, o kadar so¤uk ve kontrollü biriyle karfl›laflmam›flt›m –göz göze geldi¤im di¤er büyü uygulay›c›lar› bile onun gibi de¤illerdi. ‹çlerinden hiçbiri beni basitçe say› sütunlar›ym›fl›m gibi ölçüp biçip, gelecekteki denklemlerde dikkate almak üzere dosyalamam›flt›. Ellerimi pardösümün ceplerine soktum ve rüzgar bana çarparken titredim. Bir büyücü oldu¤umu ve etrafa gerçek büyüler f›rlatt›¤›m› kendime hat›rlatt›m. Büyük arabalardaki büyük adamlardan korkmazd›m. Benim yapabilece¤im herhangi bir fleyden daha yo¤un bir büyüyle patlat›larak öldürülmüfl cesetler difllerimi tak›rdatmazd›. Gerçekten. Cidden. Ama o dolar banknotu rengi gözler ve arkalar›ndaki o so¤uk ve neredeyse tutkusuz ruh, büroma do¤ru merdivenleri ç›karken beni titretiyordu. Aptall›k etmifltim. Adam beni flafl›rtm›fl, ruh bak›fl›n›n ani mahremiyeti irkiltmifl ve korkutmufltu. Hepsi bir araya gelince da¤›lm›fl ve korku içindeki bir okul çocu¤u gibi ona tehditler ya¤d›rm›flt›m. Marcone bir y›rt›c›yd›. Resmen korkumun kokusunu alabiliyordu. ‹çimden bir his e¤er güçsüz oldu¤umu düflünmeye bafllarsa, o na- 47 firtina cephesi_ayd. 6/3/10 5:58 PM Page 48 zik gülümsemenin ve babacan yüzün tamamen ve ortaya ç›kt›¤› kadar h›zl› yitip gidece¤ini söylüyordu. Ne berbat bir ilk izlenim. Ah, neyse. En az›ndan randevuma zaman›nda varacakt›m. 48 firtina cephesi_ayd. 6/3/10 5:58 PM Page 49 DÖRT Büroma ulaflt›¤›mda Monica Soyads›z d›flar›da duruyor, büromun kap›s›na yap›flt›rd›¤›m notun arkas›na bir fleyler yaz›yordu. Ona do¤ru yürüdüm; yazmaya dald›¤› için bafl›n› kald›r›p bakmad›. Otuzlu yafllar›n›n ortas›nda, hofl görünümlü bir kad›nd›. Kül sar›s› saçlar›na bak›nca istemsizce ve ürkütücü bir flekilde ölü kad›n›n saç boyas›n› hat›rlay›p, onun saç›n›n muhtemelen do¤al oldu¤unu düflündüm. Makyaj› uyumlu ve kusursuzdu, yüzü al›ml›, dostane ve canl›, yanaklar› genç görünmesini sa¤layacak kadar yuvarlak, a¤z› çok kad›ns› görünmesini sa¤layacak kadar dolgundu. Çok aç›k sar› renkte uzun bir etek ve kahverengi binici çizmeleri, tiril tiril beyaz bir bluz ve onun üzerine de ilkbahar bafllar›ndaki ayazdan korunmak için pahal› görünen yeflil bir örgü ceket giymiflti. Böyle bir renk kombinasyonu oluflturmak için mali durumunun iyi olmas› gerekirdi ve anlafl›lan öyleydi de. Genel olarak rahats›z edecek kadar tan›d›k bir görünümü vard›, Annette Funicello ya da Barbara Billingsley gibi bir ihtimal erdemli ve tepeden t›rna¤a Amerikal›yd›. 49 firtina cephesi_ayd. 6/3/10 5:58 PM Page 50 “Monica?” dedim. En masum ve dostane gülümsememi tak›nd›m. Yaklafl›rken bana gözlerini k›rpt›. “Ah, siz, Harry?..” Gülümsedim ve ona elimi uzatt›m. “Harry Dresden, han›mefendi. Benim.” Çok k›sa bir duraksamadan sonra elimi tuttu ve bu s›rada gözlerini gö¤sümden ay›rmad›. Bu noktada gözlerime bakamayacak kadar tedirgin biriyle ilgilendi¤im için ben de onun kadar memnundum. S›k› ama yumuflak bir flekilde elini s›kt›m, sonra b›rak›p yan›ndan geçerek büromun kap›s›n›n kilidini aç›p kap›y› aralad›m. “Geç kald›¤›m için özür dilerim, polisten bir telefon geldi ve incelemeye gitmem gerekti.” “Öyle mi?” diye sordu. “Yani, polis, fley...” Cümleyi bitirmek yerine parmaklar›n› sallad› ve ben onun için kap›y› aç›k tutunca büroma girdi. Bafl›mla onaylay›p, “Bazen,” dedim. “Bir fleyle karfl›lafl›rlar ve benim fikrimi isterler.” “Ne tür fleyler?” Omuz silktim ve yutkundum. Madison’daki cesetleri düflündüm ve midemin buland›¤›n› hissettim. Bafl›m› kald›r›p Monica’ya bakt›¤›mda tedirgin bir flekilde duda¤›n› ›s›rarak yüzümü inceliyordu. Aceleyle gözlerini kaç›rd›. “Kahve ister misiniz?” diye sordum. Arkam›zdan kap›y› kapad›m ve ›fl›klar› açt›m. “Ah. Hay›r, teflekkür ederim. Böyle iyiyim.” Çantas›n› iki eliyle göbe¤inin üzerinde tutup, at›lm›fl kitaplarla dolu kutuma bakarak orada durdu. E¤er böö dersem 盤l›k atabilece¤i- 50 firtina cephesi_ayd. 6/3/10 5:58 PM Page 51 ni düflündüm, bu yüzden dikkatle ve yavaflça hareket etmeye özen göstererek kendime bir fincan haz›r kahve yapt›m. Mekanik bir biçimde nefes al›p vererek Marcone ile karfl›laflmam›n etkisinden kurtulup sakinleflmeyi bekledim. Bunu becerdi¤imde kahvem de haz›r olmufltu. Masama gittim ve karfl›mdaki iki koltuktan birine oturmas›n› iflaret ettim. “Pekala, Monica,” dedim. “Bugün sizin için ne yapabilirim?” “Eee, fley. Size kocam›n fley... fley...” El kol hareketi yapt› ve bafl›n› sallad›. “Kay›p oldu¤unu?” diye destek verdim. Neredeyse rahatl›k dolu bir iç çekiflle, “Evet, kay›p oldu¤unu söylemifltim,” dedi. “Ama gizemli bir flekilde ortadan kaybolmufl filan de¤il. Sadece gitti.” K›zard› ve kekeledi. “Sanki bavuluna birkaç eflya koydu ve öylece ayr›ld›. Ama hiç kimseye bir fley söylemedi. Bir daha da ortaya ç›kmad›. Onun için endifleleniyorum.” “H› h›,” dedim. “Gideli ne kadar zaman oldu?” “Bu, üçüncü gün,” dedi. Bafl›mla onaylad›m. “Bir özel dedektif ya da polis yerine bana gelmenizin bir neden olmal›,” dedim. Yine k›zard›. K›zarmaya müsait, bir k›z›nki gibi rengi de¤iflen aç›k tenli bir yüzü vard›. Asl›nda bu gayet çekiciydi. “Evet, fley. fieyle ilgileniyordu...” “Büyüyle mi?” “Evet. Kitapç›lardaki dini kitaplar bölümünden konuyla ilgili kitaplar sat›n al›yordu. O Zindanlar ve Ejderhalar oyunlar› gibi de¤il. Sahici olan›ndan. O tarot kartlar›ndan ald›.” 51 firtina cephesi_ayd. 6/3/10 5:58 PM Page 52 Tarotu uzun a ile telaffuz etmiflti. fiu amatörler! “Ortadan kayboluflunun bu ilgisiyle bir ba¤lant›s› olabilece¤ini mi düflünüyorsunuz?” “Emin de¤ilim,” diye itiraf etti. “Ama olabilir. Sinirleri altüst olmufltu. ‹flinden yeni at›lm›flt› ve çok fazla bask› alt›ndayd›. Onun için endifleleniyorum. Onu bulan kiflinin, onunla bütün bu ›v›r z›v›r hakk›nda konuflabilecek biri olmas› gerekebilece¤ini düflündüm.” Sanki bu kadar çok cümleyi tek bir kere fley demeden söyleme çabas› onu yormufl gibi derin bir nefes ald›. “Hâlâ bunu anlayabilmifl de¤ilim. Neden ben? Neden polis de¤il?” Çantas›n›n üzerindeki parmaklar›n›n mafsallar› beyazlad›. “Bir çanta haz›rlad› Bay Dresden. Bence polis sadece kar›s›n› ve çocuklar›n› terk etti¤ini varsayacakt›r. Onu gerçekten aramayacaklard›r. Ama bizi terk etmedi. Öyle biri de¤ildir. Yaln›zca bize iyi bir hayat sa¤lamak istiyor, tek istedi¤i bu.” Kafllar›m› çatt›m. Belki de kocan sonunda seni b›rak›p gitti¤i için gerginsindir tatl›m? “Öyle bile olsa,” dedim, “neden bana geldiniz? Neden bir özel dedektife gitmediniz? ‹htiyac›n›z olursa güvenilir birini tan›yorum.” “Çünkü siz fleyi biliyorsunuz...” Gelifligüzel bir el hareketi yapt›. “Büyüyü!” dedim. Monica bafl›yla onaylad›. “Bence bu önemli olabilir. Yani, bilmiyorum. Ama olabilece¤ini düflünüyorum.” “Nerede çal›fl›yordu?” diye sordum. Konuflurken cebim- 52 firtina cephesi_ayd. 6/3/10 5:58 PM Page 53 den bir k⤛t parças› ç›kar›p birkaç not karalad›m. “SilverCo,” dedi. “Bir ticaret flirketi. Ürünler için iyi pazarlar belirliyor ve sonra flirketlere paralar›n› en iyi nas›l harcayabileceklerine dair tavsiyelerde bulunuyorlar.” “H› h›,” dedim. “‹smi ne, Monica?” Yutkundu; bana söylemek için onun gerçek isminden baflka bir isim düflünerek k›p›rdand›¤›n› gördüm. “George,” dedi en sonunda. Bafl›m› kald›r›p ona bakt›m. Öfkeyle gözlerini ellerine dikmiflti. “Monica,” dedim. “Bunun sizin için gerçekten zor oldu¤unu biliyorum. ‹nan›n bana han›mefendi, büroma geldiklerinde gergin olan pek çok insan var. Ama lütfen, beni dinleyin. Size ya da baflka herhangi birine zarar vermeye çal›flm›yorum. Yapt›¤›m ifli insanlara yard›m etmek için yap›yorum. Uygun becerilere sahip birinin isimlerinizi size karfl› kullanabilece¤i do¤ru, ama ben öyle de¤ilim.” Johnny Marcone’un sözünü kulland›m. “Öylesi, ifl için iyi de¤ildir.” Gergin ve hafif bir flekilde güldü. “Kendimi çok aptal hissediyorum,” diye itiraf etti. “Ama fleyler hakk›nda o kadar çok fley duydum ki...” “Büyücüler hakk›nda. Anl›yorum.” Kurflunkalemimi b›rakt›m ve ellerimi bir büyücüye yak›flacak biçimde kavuflturdum. Kad›n gergindi ve baz› beklentileri vard›. Bunlardan baz›lar›n› karfl›larsam korkular›n› da biraz yat›flt›rabilirdim. Omuzlar›n›n üzerinden duvarda as›l› takvime ve geçen ay›n on beflini çevreleyen k›rm›z› daireye bakmamaya çal›flt›m. Ki- 53 firtina cephesi_ayd. 6/3/10 5:58 PM Page 54 ra gecikmiflti. Para laz›md›. Bugünden gelecek ücretle ve gelecekte alacaklar›m düflünüldü¤ünde bile flehir yönetiminin kiray› karfl›lamas› çok uzun zaman alacakt›. Kald› ki, asla zor durumdaki bir kad›n›n yard›m›na koflmadan yapamazd›m. Onu kurtarmam› istedi¤inden tamamen, yüzde yüz emin olmasam bile. “Monica,” dedim. “Evrende ço¤u insan›n fark›nda bile olmad›¤› güçler vard›r. Hâlâ tam olarak anlayamad›¤›m›z güçler. Bu güçleri kullanan erkekler ve kad›nlar dünyay› s›radan insanlara göre farkl› bir ›fl›k alt›nda görürler. Dünyay› biraz farkl› bir biçimde anlamaya bafllarlar. Bu onlar› ayr› k›lar. Bazen yersiz bir flüpheye ve korkuya neden olur. Benim gibi insanlar›n ne korkunç oldu¤una dair kitaplar okudu¤unuzu ve filmler seyretti¤inizi biliyorum; Eski Ahit’teki o ‘büyücü kad›n› yaflatmayacaks›n›z’ cümlesi de iflleri çok kolaylaflt›rmad›. Ama asl›nda di¤er insanlardan farkl› de¤iliz.” Ona en iyi gülümsememi tak›nd›m. “Size yard›m etmek istiyorum. Ama e¤er bunu yapacaksam, bana biraz güvenmeniz gerekecek. Söz veriyorum. Sizi hayal k›r›kl›¤›na u¤ratmayaca¤›ma söz veriyorum.” Bu dediklerimi kavray›p gözlerini ellerine dikerek bir süre de¤erlendirdi¤ini gördüm. “Victor,” dedi sonunda. “Victor Sells.” “Pekala,” dedim ve kurflunkalemimi al›p ismi geciktirmeden not ettim. “Rastgele gitmifl olabilece¤ini düflündü¤ünüz herhangi bir yer var m›?” Bafl›yla onaylad›. “Göl evi. Orada bir evimiz var.” Elini sallad›. 54 firtina cephesi_ayd. 6/3/10 5:58 PM Page 55 “Gölde mi?” Bana gülümsedi ve kendime sab›rl› olmam gerekti¤ini hat›rlatt›m. “Lake Providence’ta, eyalet s›n›r›n›n ötesinde, Michigan Gölü civar›nda. Sonbaharda oralar çok güzel olur.” “Tamam öyleyse. Görmek için kaçm›fl olabilece¤i bir arkadafl›, ziyarete gitmifl olabilece¤i aile fertleri filan var m›, biliyor musunuz?” “Ah, Victor ailesiyle konuflmuyordu. Nedenini hiç bilmiyorum. Asl›nda onlardan pek bahsetmezdi. On y›ld›r evliyiz ve onlarla bir kere olsun konuflmad›.” “Tamam,” deyip bunu da not ald›m. “Peki arkadafllar›?” Çok al›fl›km›fl gibi gelen bir hareketle duda¤›n› kemirdi. “Pek yoktu. Patronuyla ve iflyerindeki baz› insanlarla arkadafllard›, ama iflten at›ld›ktan sonra...” “H› h›,” dedim. “Anl›yorum.” Düflüncelerimi birbirinden ay›rmak için aralar›na koyu çizgiler çekerek yazmaya devam ettim. Olaylar› ve Monica hakk›ndaki gözlemlerimi yazmay› tamamlad›¤›mda bir sonraki sayfaya geçmifltim. Bu tür fleylere titizlenmeyi severim. “Ee, Bay Dresden?” diye sordu. “Bana yard›m edebilir misiniz?” Yazd›¤›m sayfaya bakt›m ve bafl›mla onaylad›m. “Öyle san›yorum Monica. Mümkünse kocan›z›n toplad›¤› flu cisimleri görmek istiyorum. Hangi kitaplar var, onun gibi fleyler. Ayr›ca elimde bir foto¤raf›n›n olmas› da yararl› olur. Lake Providence’taki evinizin çevresine bir göz atabilirim. Bu sorun olmaz de¤il mi?” 55 firtina cephesi_ayd. 6/3/10 5:58 PM Page 56 “Tabii ki olmaz,” dedi. Rahatlam›fl, ama ayn› zamanda önceki haline göre daha da gergin görünüyordu. Göl evinin adresini ve k›sa yol tarifini not ald›m. “Ücretimi biliyorsunuz, de¤il mi?” dedim. “Ucuza çal›flm›yorum. Baflka birini tutarsan›z size maliyeti daha az olabilir.” “Oldukça birikmifl param›z var Bay Dresden,” dedi. “Para konusunda endiflelenmiyorum.” Ondan bu yorumu duymak tuhaft› –genel olarak gergin tav›rlar›na uymuyordu. “Tamam öyleyse,” dedim. “Ücretim saatte elli dolar art› harcamalard›r. Size, yapt›klar›m›n maddeler halindeki bir listesini yollar›m, böylece ne üzerine çal›flt›¤›m hakk›nda iyi bir fikriniz olur. Avans ödeme âdettendir. Özel olarak sizin vakan›z üzerinde çal›flaca¤›m› garanti etmeyece¤im. Müflterilerimin her birine sayg› ve nezaketle muamele etmeye çal›fl›r›m, bu yüzden birini di¤erinin önüne koyamam.” Monica kesin bir hareketle bafl›n› sallad› ve el çantas›na uzand›. Beyaz bir zarf ç›kar›p bana uzatt›. “Zarfta befl yüz dolar var,” dedi. “fiimdilik yeterli mi?” Trink! Befl yüz dolar geçen ay›n kiras›n›n icab›na bakar ve bu aykinin de önemli bir k›sm›n› karfl›lard›. Çek hesaplar›n›n ayr›nt›lar›n›, sözde büyü güçlerimden korumak isteyen gergin müflterilerden bu yolla ödeme isteyebilirdim. Nakit her zaman ifle yarar. “Evet, yeterli olur,” dedim. Zarf› okflamamaya çal›flt›m. En az›ndan paray› masama at›p sayacak kadar görgüsüz de¤ildim. Baflka bir zarf daha ç›kard›. “Eflyalar›n›n ço¤unu yan›nda 56 firtina cephesi_ayd. 6/3/10 5:58 PM Page 57 götürdü,” dedi. “En az›ndan, onlar› genelde tuttu¤u yerde bulamad›m. Ama bunu buldum.” Zarfta fliflkinlik yapan bir fley vard›, bunun bir tür t›ls›m, yüzük ya da efsun oldu¤una bahse vard›m. Ard›ndan el çantas›ndan üçüncü bir zarf daha ç›kard› –kad›n tak›nt› derecesinde düzenli biri olmal›yd›. “Bu zarfta da kocam›n bir foto¤raf› ve telefon numaram var. Teflekkür ederim Bay Dresden. Ne zaman arars›n›z?” “Bir fleyler ö¤renir ö¤renmez,” dedim. “Muhtemelen yar›n ö¤leden sonraya ya da cumartesi sabah›na kadar. ‹yi mi?” Neredeyse gözlerime bakacakken kendini son anda tuttu ve onun yerine do¤rudan burnuma bakarak gülümsedi. “Evet. Evet, yard›m›n›z için çok teflekkürler.” Bafl›n› kald›r›p duvara göz att›. “Ah, saat kaç olmufl. Gitmem gerek. Okul neredeyse paydos edecek.” Sözlerini difllerinin aras›ndan konuflarak bitirdi ve böyle önemli bir gerçe¤i a¤z›ndan kaç›rd›¤› için mahcup olmufl gibi yeniden k›zard›. “Elimden geleni yapaca¤›m han›mefendi,” diye güvence vererek yerimden kalkt›m ve onu kap›ya kadar geçirdim. “‹fl getirdi¤iniz için teflekkürler. Yak›nda sizinle irtibata geçece¤im.” Monica hiç yüzüme bakmadan veda etti ve kaçarak kap›dan ç›kt›. Kap›y› arkas›ndan kapay›p zarflara bakmak üzere geri döndüm. Önce para. Hepsi ellilikler halindeydi. Ellilikler y›llarca önce bas›lm›fl olsalar da hep yeni görünürler, çünkü çok az tedavüle ç›karlar. On tane banknot vard›. Onlar› cüzdan›ma koydum ve zarf› att›m. 57 firtina cephesi_ayd. 6/3/10 5:58 PM Page 58 Sonra foto¤raf›n oldu¤u zarfa bakt›m. Foto¤raf› ç›kard›m ve Monica ile ince ve yak›fl›kl› hatlar›, genifl bir aln› ve yak›fl›kl›l›¤›n› oldukça eksantrik bir aç›dan çarp›tan kabar›k kafllar› olan bir adam›n oldu¤u resme bakt›m. Adam bembeyaz difllerini göstererek gülümsüyordu ve cildi güneflte çok fazla zaman geçiren, belki de sandala binen birinin pürüzsüz, koyu bronz rengindeydi. Monica’n›n solgun rengiyle keskin bir karfl›tl›k oluflturuyordu. Bu Victor Sells olsa gerekti. Telefon numaras› zarf›n içine s›¤mas› için düzgün bir flekilde kesilmifl, düz beyaz bir indeks kart›na yaz›lm›flt›. Hiçbir isim ya da alan kodu yoktu, sadece yedi haneli bir numara vard›. Çapraz listeli telefon defterimi ç›kard›m ve numaraya bakt›m. Numaray› da not ettim. Kad›n›n yaln›zca önadlar› vererek, ama buna karfl›l›k bana soyadlar› bulmak için bir düzine baflka yöntem sa¤layarak ne elde etmeye çal›flt›¤›n› merak ettim. Bu sadece insanlar›n bir konu hakk›nda gergin olduklar› zaman tuhaflaflt›klar›n› gösterir. Sonradan düflününce inan›lmayacak kadar aptalca oldu¤unu hissettikleri acayip fleyler ve garip tercihler yaparlar. Yeniden onunla konufltu¤umda bunu yüzüne vuracak bir fley söylememeye dikkat etmem gerekiyordu. ‹kinci zarf› att›m ve sonuncusunu aç›p masam›n üzerinde tersyüz ettim. Ölü, kurutulmufl bir akrebin bir tür koruyucunun etkisiyle par›ldayan kahverengi kabu¤u t›k›rdayarak masam›n üzerine düfltü. Hayvan›n kuyru¤unun taban›na geçirilmifl bir yü- 58 firtina cephesi_ayd. 6/3/10 5:58 PM Page 59 zükten esnek, örgülü deri bir ip uzan›yordu. Öyle ki, yüzük tak›l›rsa hayvan bafl› afla¤›da, kuyru¤u yukar›da ve kurumufl gövdenin üzerinden k›vr›l›p yere do¤ru yönelmifl halde as›l› kalacakt›. Ürperdim. Akrepler kimi inanç çevrelerinde sembolik olarak güçlüydü. Genellikle iyi ya da erdemli bir fleyin sembolü de de¤illerdi. Bunun gibi bir t›ls›m›n etraf›nda bir sürü afla¤›l›k, kötücül büyü odaklanabilirdi. Onu bu tür fleylerin tak›lmas› gerekti¤i gibi derinize dokunacak flekilde takarsan›z, hayvan›n dikenli ayaklar› durmadan gö¤sünüze batar ve sizi tedirgin eder, orada oldu¤unu sürekli olarak hat›rlat›rd›. Kuyru¤un ucundaki kurumufl i¤ne, hayvan› takm›fl kifliyi kucaklamaya çal›flan birinin derisini deflebilirdi. Hayvan›n yengece benzeyen k›skaçlar› bir erke¤in gö¤üs k›llar›n› k›st›rabilir ya da bir kad›n›n gö¤üslerinin k›vr›mlar›n› t›rmalayabilirdi. ‹¤renç, nahofl fley. Kendi bafl›na kötü de¤ildi –ama boynunuza böyle bir cisim as›l›yken büyüyle mutluluk ve nefle verici ifller yapman›z›n pek de olas› olmad›¤› kesindi. Belki de Victor Sells gerçek bir fleyin, bütün dikkatini vermesini gerektiren bir fleyin içine dalm›flt›. Büyü insana bunu yapabilirdi –özellikle de karanl›k yönleriyle. E¤er iflini kaybettikten sonra çaresizlik içinde büyüye yönelmiflse, belki bu evinden aniden ayr›lmas›n› aç›klayabilirdi. Birçok büyücü ya da büyücü özentisi, soyutlanman›n büyüye odaklanabilme yeteneklerini art›raca¤› inanc›yla inzivaya çekilirlerdi. Halbuki art›rmazd› –ama zay›f ya da e¤itimsiz bir zihnin dikkat da¤›t›c› unsurlardan kaç›nmas›n› kolaylaflt›r›rd›. 59 firtina cephesi_ayd. 6/3/10 5:58 PM Page 60 Ya da belki bu gerçek bir t›ls›m bile de¤ildi. Belki de yaln›zca tuhaf bir cisim ya da Güneybat›’ya bir ziyarette al›nm›fl bir hat›rayd›. Bunun hakikaten büyü enerjilerinin oda¤›n› ve yönünü iyilefltirmek için kullan›lan bir ayg›t olup olmad›¤›n› anlamam›n bir yolu yoktu –tabii onu bir büyü yapmak için kullanmaya çal›flmak d›fl›nda; bir dizi iyi sebepten bu kadar flüpheli bir nesneyi kullanmay› gerçekten hiç istemiyordum. Bu adam›n izini sürerken bu küçük sevimsiz fleyi akl›mda tutmam gerekecekti. Pekala hiçbir anlam› olmayabilirdi. Öte yandan, olabilirdi de. Bafl›m› kald›r›p saate bakt›m. Üçü çeyrek geçiyordu. Yerel morglara ellerinde uyabilecek bir kimli¤i belirsiz erkek olup olmad›¤›n› soracak –kimbilir, belki de araflt›rmam gün bitmeden sona erebilirdi– sonra da bankaya gidip paray› yat›racak ve ev sahibime bir çek yazacak kadar zaman vard›. Telefon defterimi ç›kard›m ve hastaneleri aramaya bafllad›m –bu benim pek rutin çal›flma tarz›m say›lmazd›, ama zor da de¤ildi, tabii telefonda konuflurken sürekli yaflad›¤›m sorunlar d›fl›nda: c›z›rt›, hat gürültüsü, baflka insanlar›n konuflmalar›n›n benimkinden yüksek gelmesi. E¤er bir fley ters gidecekse, gidecektir. Bir ara göz ucuyla bir fley gördü¤ümü, masam›n üzerinde duran kurumufl akrebin hafifçe k›p›rdad›¤›n› zannettim. Gözümü k›rpt›m ve akrebe uzun uzun bakt›m. Hareket etmedi. ‹htiyatl› bir flekilde alg›lar›m› görünmez bir el gibi ona do¤ru uzatt›m ve herhangi bir t›ls›m ya da büyü enerjisi izi hissetmeye çal›flt›m. 60 firtina cephesi_ayd. 6/3/10 5:58 PM Page 61 Hiçbir fley yoktu. ‹çinde hayat olmad›¤› gibi t›ls›m da yoktu. Asla Harry Dresden’in kuru, ölü bir böcekten korktu¤unun söylenmesine izin vermeyin. Tüyler ürpertici olsun ya da olmas›n, onun konsantrasyonumu bozmas›na izin vermeyecektim. Bu yüzden onu telefon defterimin köflesiyle al›p masam›n orta çekmecesine att›m. Gözümden uzak, zihnimden uzak. Evet, tüyler ürpertici, ölü, zehirli nesnelerle bir sorunum var. Hadi dava edin beni. 61