Neyle başlamalı? - Hacibektaslilar
Transkript
Neyle başlamalı? - Hacibektaslilar
YIL: 1 SAYI: 197 35 YKR 11 AÐUSTOS 2006 CUMA "Neyle baþlamalý?" Mehmet Taþdemir Bizim birbirimize sorduðumuz soru bu deðildi. Ama ne kadar kaçýnsak, ne kadar büyük düþünmekten nefret etsek de Alevibektaþilerin çektikleri güncel acýlar ve sorunlar birbirimize bu soruyu yönelttiriyordu. "Neyle baþlamalý?"Biz þimdiye kadar bu alanda yapýlanlarý, edilenleri bir taraftan öðrenirken, bir taraftan da Alevibektaþilerin sorunlarýnýn Türkiye’nin demokrasi sorunuyla iç içe olduðunun bilincinde olarak yürüyüþe baþlayacaktýk. Turgay Köse Behzat Kaya Ulaþ Bardakçý >7-8’DE Ersin’le söyleþi Hacýbektaþ’ tan yola çýkýp üniversite okuyup, yüksek lisansýný bitirmek üzere olan ve bilimsel baþarýlara imza atan Ersin Kangal ile görüþtük. Okuduðu zamanlarda ekonomik sýkýntýlardan dolayý çalýþmak zorunda Ersin. Bir yandan makaleleri dünya dergilerinde yayýnlanýyor. >3’DE ABF Genel baþkaný Selahattin Özel: Anadolu halklar ve inançlar mozaiðidir. ( 2 ) RP Ýstanbul Ýl Baþkaný iken “Türkiye Cumhuriyeti vatandaþlýðý” demiþti, 1997 yýlýnda “sana sorduklarý zaman müslümaným de geç” diyerek farklý bir taným getirdi. >2’DE Film platosu Kapadokya Kapadokya bölgesine, yabancý televizyon kanallarý ile prodüksiyon þirketleri, toplam 23 kez geldi. >6’DA Þenliðine bin 500 kiþi katýldý Kayseri'nin Bünyan Ýlçesi'nde düzenlenen "6. Havuzbaþý Þenlikleri" çeþitli etkinliklerle kutlandý. Birlik fýrsatý Hacýbektaþ Ýlçesi’nde faaliyet gösteren Hacý Bektaþi Veli Kültür Derneði’nin öncülüðünde gerçekleþtirilen ve 15 Aðustos 2006 saat 10:00’da baþlayacak olan toplantýda tüm Alevi canlarýn, aydýnlarýn sanatçý ve yazarlarýn katýlýmý bekleniyor.Yapýlacak toplantýda Türkiye ve yurtdýþýndaki Alevi örgütlenmesinin, Alevilerin sorunlarý ve çözüm yollarýnýn tartýþýlaçaðý açýklandý. Öte yandan bu yýl yine Hacýbektaþ törenlerinden bir gün önce bir ilki gerçekleþtimeyi düþünen Hacý Bektaþ Veli Kültür Derneði, 15 Aðustos’ da Hacýbektaþ’ta Veliyettin Ulusoy’un katýlacaðý bir cem yapacak. Alevilerin uzun mücadele tarihi dikkate alýnacak olursa Veliyettin Ulusoy’un cemde posta oturacak olmasý birlik ve beraberliði saðlamak açýsýndan tarihi bir fýrsat olarak deðerlendiriliyor. >3’DE ALEVÝ HALK HAREKETLERÝNDE “BAÞINI ALIP GÝTMEK” DEÐÝL, “BAÞINI VERMEK” VARDIR: Sulucakarahöyük abonelerine! Sulucakarahöyük’ün baþta gelen gelir kaynaðý ödediðiniz abone bedelleridir. Gazetemizin yayýn hayatýna devam edebilmesinin yolu abone bedellerinin peþin ödenmesinden geçmektedir. Bu gazete 8 aydýr 20 Ykr. ederle satýlmaktadýr. Her gün kaðýtçýya, kalýpçýya, mürekkepçiye olan borcumuz artmaktadýr. Bu nedenle Hacýbektaþ içindeki abonelerimiz bir aylýk abone bedelini (7.5 ytl), Hacýbektaþ dýþýndaki abonelerimiz ise, üç aylýk ya da altý aylýk abone bedelini (35 ytl ya da 70 ytl) Hacýbektaþlýlar A. Þ. posta çeki :515 67 63 no’lu hesaba yatýrmalarý gerekmektedir. Ödemelerini yapan abonelerimizin karahoyukabone@gmail.com elektronik posta adresine açýklayýcý bilgi vermeleri ya da 0 384 441 39 47 nolu telefona durumu bildirmeleri iþlerimizi kolaylaþtýracaktýr. Hepimize kolay gelsin! ÝÞ ARANIYOR! Geçen yýl 13 Aðustos’ta Dedebað’da bir araya gelen bütün canlarla 12 Aðustos Cumartesi günü saat 14:00’de Karapýnar’da buluþuyoruz. Yalnýz gelmek yok; her can en az dört kiþiyle gelmeli. Gelmeli ki, hasret giderirken bize yeni birkaç tasarý daha yüklesinler. KIZILBAÞLIK VE KIZILBAÞLAR Ýsmail Kaygusuz Bu yüksek kurul, bir ihtilal konseyi gibi çalýþmýþ Karamanlu, Rumlu, Dulkadir, Tekelü, Ustaçlu, Þamlu gibi Alevi Türkmen oymaklarý askeri aristokrasisinin birlik ve beraberliðini saðlamýþ. Hazar kýyýlarýndan, Anadolu'nun içlerine Teke Ýli'ne uzanan çok geniþ bir alan içinde etkin propaganda eylemleri ve çok sayýda savaþlarý yönetmiþ, sonunda Kýzýlbaþ devletini kurup 1501-2’de Þah Ýsmail'i tahta oturtmuþlardý. >4’DE BEKTAÞ ECZANESÝ Ecz. Tel: 441 31 39 Ev Tel: 441 30 39 2 11 Aðustus 2006 Cuma ABF Genel baþkaný Selahattin Özel:Anadolu halklar ve inançlar mozaiðidir. (2) Selahattin Özel Baþbakan RP Ýstanbul Ýl Baþkaný iken “Türkiye Cumhuriyeti vatandaþlýðý” demiþti, 1997 yýlýnda “sana sorduklarý zaman müslümaným de geç” diyerek farklý bir taným getirdi. Bu da yetmedi, 2002 yýlýnda “Türkiye de Kürt sorunu yok” deyip, 2005 yýlýnda ‘Kürt sorunu’ varlýðýný kabul etti, ‘Bizdeki etnik unsurlarý birbirine baðlayan, din baðýdýr’ sözleriyle daha deðiþik bir boyuta taþýdý, o da olmadý bu kez “Din için üst kimlik demedim, çimentodur, birleþtiricidir dedim” diyerek zik zak çizmeye devam etti. Kýsacasý Baþbakanýn kimlik tartýþmasýndaki problem, aslýnda devletin tepesindeki kimlik problemini açýða çýkarmaktadýr. Türkiye, farklý dinlerden, inançlardan farklý dil ve etnik kökene sahip insanlarýn bir arada yaþadýðý bir ülkedir. Bu nedenle Müslümanlýkla, bu farklý kimlikleri, bizi zenginleþtiren mozaik yapýyý tekçi tanýmlarla bir arada tutmak söz konusu olamaz. Çünkü tekçi yaklaþým ve dayatmanýn varlýðýný sürdürmesinin tek koþulu, kendini farklý tanýmlayanlarýn dýþlanmasý ile mümkündür. Türkiye’de yapýlmakta olan bundan baþka bir þey deðildir. Türkiye’de siyaset, kamu ve hukuksal alana egemen olmuþ “Türkiye’nin % 99’u müslümandýr” ezberinin bozulmasý gerekmektedir. Çünkü bu ezber, siyasal Ýslamýn yükseliþine zemin hazýrlamýþtýr. Türk ve Ýslam tezi temelindeki bu yapýlanma, Türkiye’de farklý inanç ve kültürlerin somut olarak bir arada ve eþit koþullarda yaþamasýnýn önündeki en büyük engeldir. Bir yandan siyasal Ýslam, diðer yandan Ýslamýn kurumsallaþarak resmi görüþ haline gelmesi, kendi gibi olmayanýn, kendi gibi inanmayanýn yok sayýlmasý ve ayrýmcýlýða maruz kalmasý olarak karþýmýza çýkmaktadýr. Türkiye’nin mevcut siyasal yapýlanmasýnda bu farklýlýklar “ötekiler” olarak algýlanmakta ve bir sorun olarak görülmektedir. Demokratik toplumlarda insanlarý farklýlýklarý ile bir arada tutan þey, dinsel kimlik ve otoriter rejimler deðil, dinin tüm siyasal alandan arýndýrýlmasý, devletin din propagandasý yapmaktan vazgeçmesi, ülke gerçeðini toplumsal yaþama yansýtabilen, çok kültürlü, çok inançlý ve çok dilli bir siyasi modeldir. Bunun da en önemli dayanaðý, bu modele uygun, demokratik, katýlýmcý bir Anayasadýr. çevrelerin bu kadar yaygýn olarak Alevilik konusunda farklý þeyler söylemesi neden? Aleviler Aleviliði bilmiyor mu? Aleviler, Aleviliði biliyor. Farklýlýk gibi gözüken konular, talidir ve biz bu farklýlýklarý bir zenginlik olarak görüyoruz. Burada gözden kaçýrýlmamasý gereken gerçek, farklý gibi gözüken Alevilik anlayýþlarýnýn özünü aramak ve bulmaktýr ki, bu öz hiç deðiþmemektedir. Tanrý, evren, insan kavrayýþý, Tanrýyý insanda arayan ve bulan anlayýþýyla, ibadet tarzýyla öz hiçbir yörede farklýlýk göstermemektedir. Bugün birbirinden kopukmuþ gibi gözüken söylemler de, insan-ý kamil olma aþamalarýndan hangisinde bulunduðuna göre þekilleniyor. Aleviliðe þeriat cephesinden bakanla, marifet, tarikat aþamasýndan bakan göz ayný þeyi görmeyebilir. Bizim temel düsturumuz þudur. “Yol bir, sürek binbir” Aleviliðin Türklerin Ýslam yorumu olduðu düþüncesine nasýl yaklaþýyorsunuz? Türkiye’de, Alevilerin büyük çoðunluðunun Türk olduðu doðrudur. Ama Kürt Alevileri, Arap Alevileri de vardýr. Eðer, Aleviliði Ýslamiyetin Türklük yorumu olarak kabul edersek, Sünni kökenli Türklerin durumunu nasýl izah edeceðiz? Bu tez, daha çok milliyetçi yaklaþýmlarýn ürünü olarak ortaya atýlmýþtýr ve Osmanlý Ýmparatorluðu’nun son zamanlarýnda yapýlan Alevilik araþtýrmalarýna dayanýr. Aleviliðin ýrki bir yaný yoktur. Alevi örgütlenmelerinin bu kadar daðýnýk olmasýný neye baðlýyorsunuz? Aralarýndaki farklar nelerdir? Alevi örgütleri sanýldýðý gibi daðýnýk deðil. Farklý isimlerle kurulmuþ olmalarý Alevi örgütlerinin parçalanmýþlýðý þeklinde yorumlanmamalýdýr. Geçmiþte Alevi-Bektaþi ismiyle örgütlenmek yasal olarak mümkün olmadýðý için Yunus Emre, Hacý Bektaþi Veli, Pir Sultan, Sücaattin Efendi gibi ulularýn, inanç önderlerinin adýyla faaliyet gösterildi. Avrupa Birliði uyum yasalarýyla birlikte artýk Alevi Bektaþi ismi kullanýlabiliyor. 500 civarýndaki dernek biraraya gelip Alevi Bektaþi Federasyonu’nu oluþturduðuna göre çok büyük daðýnýklýktan söz edemeyiz. Esas itibariyle bugün Aleviliðe bakýþ noktasýnda üç çizgi bulunuyor. Birincisi Aleviliði Ýslamiyetin Türklük yorumu olarak kabul eden Cem Vakfý ve çevresidir. Diðeri, Alevileri Þiilik dairesinin içine sokarak Aleviliði asimile etme çabasýnda olan Ehlibeyt Vakfý’dýr. Üçüncü ve aðýrlýklý yapý ise Aleviliði özgün bir inanç, kültür olarak kavrayan Hacý Bektaþi Veli- Pir Sultan Abdal, Yunus Emre, Hubyar derneklerinin de aralarýnda bulunduðu derneklerin biraraya gelerek kurduðu Alevi Bektaþi Federasyonu’dur. Bazý dernekler de çok lokal özellikler göstermektedir.Diyanet kurumuna nasýl bakýyorsunuz ve Alevilerin Diyanet’te temsili konusunda ne düþünüyorsunuz? Alevileri görmezden gelen siyasi ve hukuksal sistem, Sünni (Hanefi) Ýslam’ý resmi din olarak kabul ederek, tekçiliði benimsemiþtir. Ýddia edildiði gibi Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý <u>tüm</u> inanç gruplarýna hizmet götürmemektedir. Diyanet, Anayasa’nýn 136 maddesinin kendisine verdiði yetkilere dayanarak Sünni Ýslam anlayýþý temsil eder ve devletin resmi din politikasýný “laik düzen” içerisinde devlet adýna oluþturur. Anayasanýn 176. Maddesine göre DÝB <i style="mso-bidifont-style: normal">“lâiklik ilkesi doðrultusunda, bütün siyasî görüþ ve düþünüþlerin dýþýnda kalarak ve milletçe dayanýþma ve bütünleþmeyi amaç edinerek, özel kanununda gösterilen görevleri yerine” getirir. 633 sayýlý DÝB Kuruluþ ve Görevleri Hakkýndaki Yasasýnýn 1. Maddesinde “Ýslam Dini’nin inançlarý, ibadet ve ahlak esaslarý ile ilgili iþleri yürütmek, din konusunda toplumu aydýnlatmak ve ibadet yerlerini yönetmek üzere; Baþbakanlýða baðlý DÝB kurulmuþtur” denmektedir. Yine 2820 Sayýlý Siyasi Partiler Kanunu’ndaki anti demokratik hükümler gereði partiler, Diyanetin kapatýlmasýný talep edememektedir. Diyanet Ýþleri Baþkanlýðýna tahsis edilen personel sayýsý giderek artmaktadýr. 1980'li yýllarda kadro sayýsý 50 bin civarýndayken, bu oran 2005 yýlýnda 87 bine çýkmýþtýr. DÝB 81 il, 851 ilçe müftülüðü, 3430 resmi Kur'an kursu, 259 lojmaný, binlerce araç, ayrýca, yüzlerce vakýf, dernek, basýn yayýn kuruluþlarýyla dev bir kuruluþ olarak, sadece, Sünni islam propagandasý yapmaktadýr. Bu da yetmezmiþ gibi, YÖK, 2000 yýlýnda yayýnlanan yönetmeliðin ikinci bölümünde "hizmet gruplarý" baþlýðýyla yer alan 5'nci madde kapsamýna Kurul'da ve üniversitelerde çalýþanlarýn dini faaliyetlerini dikkate alarak "Din Hizmetleri Grubu" oluþturdu. Bu hizmet grubu içinde de imam kadrosuna yer verildi. Deðiþiklikle artýk YÖK ve üniversitelerin bünyelerinde kadrolu imam bulundurmasý saðlandý.DÝB Sünni bir inanç kurumudur. Bu kurumda sadece Sünniler çalýþmaktadýr. Alevilerin,Gayri Müslimlerin ve diðer inanç gruplarýnýn vergileri ile beslenen bu kurumum personel ve istihdam politikalarý da Anayasa’nýn 10. Maddesinde düzenlenmiþ “eþitlik” ilkesini ihlal etmektedir. Laik devlet yapýlanmasýnda Diyanet gibi bir kurumun yeri olamaz, eðer olursa o sistemin laikliði tartýþýlýr. Diyanet bugünkü konumuyla laik olduðunu söyleyen devletin fetva kurumudur. Devlet ne Alevi dedesine ne cami hocasýna maaþ vermelidir. Biz kurum olarak her inanç grubunun, kendi inanç önderlerini finanse etmesi gerektiðine inanýyoruz. (SÜRECEK) GEREKLÝ TELEFONLAR Kaymakam Kaymakamlýk Yazý Ýþ. Sos. Yar. ve Day. Özel Ýdare Nüfus Belediye Baþkanlýðý 441 30 09 441 34 10 441 39 77 441 31 01 441 31 02 441 37 44 441 30 17 Milli Eðitim Müd. 441 30 16 Halk Eðitim Müd. 441 30 48 Askerlik Þubesi 441 30 10 Kapalý Spor Salonu 441 35 20 Devlet Hastanesi 441 30 15 Ýlçe Saðlýk Grup Bþk. 441 36 32 Tapu Sicil 441 32 49 C.Savcýlýðý 441 30 18 Adliye 441 35 38 Adliye 441 30 18 Kütüphane 441 30 19 Müze 441 30 22 Turizm Danýþma 441 36 87 Emniyet Amirliði 441 26 97 Karakol Amirliði 441 36 66 Jandarma 441 30 52 Ýlçe Tarým 441 30 20 Lise 441 37 74 Kýz Meslek Lisesi 441 31 08 Mal Müdürlüðü 441 30 56 Kadastro 441 35 37 Karaburna Belediye 453 51 30 Kýzýlaðýl Belediye 455 61 29 PTT. 441 35 55 T.M.O. 441 30 11 Ziraat Bankasý 441 33 26 Þoförler Cemiyeti 441 30 74 Esnaf Odasý 441 37 42 Tarým Kredi Koop. 441 32 76 TEDAÞ 441 31 42 Çiftci M . K . Baþkanlýðý 441 36 80 HABER 11 Aðustus 2006 Cuma Birlik fýrsatý Sulucakarahöyük HACIBEKTAÞ- Hacýbektaþ Ýlçesi’nde faaliyet gösteren Hacý Bektaþi Veli Kültür Derneði’nin öncülüðünde gerçekleþtirilen ve 15 Aðustos 2006 saat 10:00’da baþlayacak olan toplantýda tüm Alevi canlarýn, aydýnlarýn sanatçý ve yazarlarýn katýlýmý bekleniyor.Yapýlacak toplantýda Türkiye ve yurtdýþýndaki Alevi örgütlenmesinin, Alevilerin sorunlarý ve çözüm yollarýnýn tartýþýlaçaðý açýklandý. Öte yandan bu yýl yine Hacýbektaþ törenlerinden bir gün önce bir ilki gerçekleþtimeyi düþünen Hacý Bektaþ Veli Kültür Derneði, 15 Aðustos’ da Hacýbektaþ’ta Veliyettin Ulusoy’un katýlacaðý bir cem yapacak. Alevilerin uzun mücadele tarihi dikkate alýnacak olursa Veliyettin Ulusoy’un cemde posta oturacak olmasý birlik ve beraberliði saðlamak açýsýndan tarihi bir fýrsat olarak deðerlendiriliyor. Yapýlacak toplantý ve ceme yönelik dernek yöneticilerinin yaptýðý açýklamada þu görüþlere yer verildi: “Derneðimizin düzenlediði dünyanýn birçok yöresinden Alevibektaþi örgütlerinin, aydýnlarýnýn ve Alevibektaþilik araþtýrmalarý yapan yazarlarýn katýlacaðý 15 Aðustos Salý günü yapýlacak toplantý saat 10:00’da baþlayaçak. Katýlýmcýlar aþaðý yukarý belli oldu. Biz toplantýyý uzun tartýþmalar sonucu 15 Aðustos’a aldýk. Bunun nedeni doðrusu ortada hiçbir þey yokken belli çevrelerin çýkardýðý dedikodulardýr. Bildiðiniz gibi bizi “alternatif program” düzenlemekle suçladýlar. Oysa biz anma etkinlikleri baþlamadan bu toplantýyý ve cemi yapmayý düþündük. Eðer “alternatif program” düzenlemek isteseydik, ki bu herkesin hakký olabilir; böyle etkinlikler Hacýbektaþ’a daha çok insanýn gelmesini saðlayabilir, bunu 16 Aðustos’ta baþlatýp 19 Aðustos’ta bitirirdik. Yine cem konusu da böyle. Neden V. Ulusoy’un 15 Aðustos saat 19:00’da posta oturacaðý bir ceme itiraz ediliyor ki! Ceme mi itiraz ediliyor, bize mi? Oysa bu dönemde bizzat tertip komitesinin üç dört cemi var. Ayrýca yeni deðil ki, Hacýbektaþ’ta ayný tarihlerde onlarca cem yapýlýr. Bunlarýn hiçbiri resmi programda yoktur; alternatif de deðildir. Buradaki anma etkinlikleri programýnýn sadece bir kurumun, hele hele resmi ya da yarýresmi bir kurumun yapmasýný tartýþmaya açmanýn zamaný çoktan geldi de geçti...” Hacý Bektaþ Veli anma etkinlikleri yaklaþýrken… uzaðýz. Tahammülsüzüz birbirimize. Derneklerle yerel yönetim arasýnda bir sorun var. Ýnsanlarý bölücü olarak niteliyorlar. Bizler her türlü kavgadan uzak durmalýyýz. Biz buraya rantçýlara hizmet için deðil Pir’imize niyaz için geliyoruz. Bu yüzden huzursuzuz. Hacýbektaþ sevginin ve kardeþliðin mekanýdýr. Bizi ayýracaklarýný, kendi içimizde böleceklerini zannetmesinler. Provokasyonculara izin vermeyeceðiz,’’ dediler. Sulucakarahöyük/Doðan Yýlmaz HACIBEKTAÞ- Hacý Bektaþ Veli Anma Etkinlikleri’nin yaklaþmasýyla ilçemizde gözle görülür bir nüfus artýþý gözleniyor. Ancak geçmiþ yýllara oranla katýlýmda bir düþüþ var. Ýnsanlara katýlýmýn azlýðýnýn nedenlerini sorduðumuzda farklý yanýtlar veriyorlar. Çoðu ekonomiden sýkýntýlý. Çoðu þenliklerde ve konaklamadaki eksiklikler, yerel yönetim ile Alevibektaþi kurumlarý arasýndaki anlaþmazlýklar, ilçenin misafirleri aðýrlayacak imkânlarýnýn ve altyapýnýn eksikliði. Etkinlerin siyasi bir araç olarak kullanýlmasý. Bunlar belli baþlý temel sorunlar. Görüþtüðümüz insanlarýn genel düþüncesi þöyle: ‘‘burasý Serçeþme’dir. Herkesi kucaklayan bir yerel yönetim olmalý. Biz birlik ve beraberlikten SERVÝS BÝZE AÝTTÝR Ersin’le söyleþi Bugün dünyanýn önemli profesörlerinin katýlacaðý bir sempozyumda, dünyada çözülemeyen bir problemin çözümünü yaptým ve önümüzdeki günlerde bunu ispatlamaya çalýþacaðým. Yazdýðým makaleler dünyadaki bilim yayýnlarýnda yayýnlanýyor. Amerika’dan Çin’ e kadar... Doðan Yýlmaz Sulucakarahöyük HACIBEKTAÞHacýbektaþ’ tan yola çýkýp üniversite okuyup, yüksek lisansýný bitirmek üzere olan ve bilimsel baþarýlara imza atan Ersin Kangal ile görüþtük. Okuduðu zamanlarda ekonomik sýkýntýlardan dolayý çalýþmak zorunda Ersin. Bir yandan makaleleri dünya dergilerinde yayýnlanýyor. Bir yanda da Boðaziçi Üniversitesi’nde gerçekleþecek olan kozmoloji sempozyumunda sunum yapacak; masraflarýný karþýlamak için bir restaurantta çalýþýyor. Dünya profesörlerinin çözemediði bir problemi çözecek ve bilim dünyasýna kanýtlayacak. Bu sempozyuma dünyanýn önemli profesörleri katýlacak. Ersin Hacýbektaþlý olduðundan gurur duyarak bu topraklara olan sevgisini her seferinde emeði ile üretimleriyle, bilimsel baþarýsýyla haykýrýyor. Ancak ekonomik sýkýntýlar Ersin’i olumsuz etkiliyor. Ekonomik sýkýntýsýndan dolayý ODTÜ’de yüksek lisansýný yapamamýþ ve Mersin Üniversitesi’nde yapmak zorunda kalmýþ. Ama o duruþuyla, tarihin her anýndan yaþanan mücadelenin bilincinde güçlü ve dimdik hedeflerine büyük bir baþarý ile koþuyor. Ersin’i çalýþtýðý iþ yerinde ziyaret ettik ve iþini bizler için bölerek sohbete baþladý. Þunlarý söyledi; ‘‘ birçok arkadaþýmýz birçok alanda baþarýlara imza atýyor. Ancak insanýmýz bunun bilincinde deðil. Bizleri küçümseme gibi olumsuz tavýrlarý var. Tabii bizim cebimizde onlarýn ki gibi para yok ya. Ben Emekçi bir ailenin çocuðuyum ve gururluyum. Beynim ve onurumla ilerliyorum. Geldiðim ve doðdum yeri unutma gibi bir kaygým yok. Bizler devlet üniversitelerinde okuyoruz. Özel üniversitelerde paralý okumuyoruz. Bu aslýnda ülkenin genel sorunu,’’ diyor ve ekliyo: ‘‘Parasý olan okur, paran yoksa okuma dayatmasý yapýlýyor. Eðitimde çifte standart var. Amerika 30 milyar dolar eðitime bütçe ayýrýyor. Bizde ise ellerinden gelse okullarý kapatacaklar. Senin paran yok git buradan ne bilimi diyecekler. Senin emeklerin ve baþarýlarýný hiçe sayan bir toplum beni ve bizim gibi düþünen insanlarý üzüyor. Tabii bizim çetemiz yok. Ýnsanlara karþý saygýlýyýz. Seveceniz, dürüstüz ondan insanlar sevmeyebilir. Bugün dünyanýn önemli profesörlerinin katýlacaðý bir sempozyumda, dünyada çözülemeyen bir HACIBEKTAÞTel: 0 532 394 88 85 Mucur Tel: 0386 812 56 62 problemin çözümünü yaptým ve ispatlamaya çalýþacaðým. Yazdýðým makaleler dünyadaki bilim yayýnlarýnda yayýnlanýyor. Amerika’dan Çin’ e kadar. Ýnsanlarýn umurunda deðil. Bir toplumun geliþebilmesi için ilerici bilim adamlarýna aydýnlara, sanatçýlara, dürüst siyasetçilere, eðitime, saðlýða ve ekonomiye ihtiyaç vardýr. Bizler zaten zor koþullarda okuyarak bir þeyler yapmaya çalýþýyoruz. En azýndan kendi insanýmýz bunlarý görüp bir sýcak selam verse bu beni sevindirir. Örneðin þimdi restauranttta çalýþýyorum Ýstanbul’a gitmek için gerekli maddi ihtiyacý karþýlamak için. Çünkü kendim kazanýyorum. Örneðin istenilirse herkese burs verildiði bir dönemde baþarýlý olan ve maddi sýkýntýsý olan insanlara bu tarz destekler verilmiyor. Toplum vicdanýný sorgulamalý. Bizler dilenci deðiliz. Bizler onuruyla namusuyla ve duruþuyla asla kültürünü ve kendini inkâr etmeyen gençleriz. Üretimlerimiz bu toplum için. Bilimsel buluþlarýmýz ve baþarýlarýmýz bizler için. Toplum yararýna bu halk adýna. Bundan da taviz vermeyeceðiz. Bir Hacýbektaþlý olarak her zaman daha da çok çalýþacaðým ve bilimsellik adýna çalýþmalar yapacaðým. Taraf tutmadan bilimi, halkýn yararýna sunacaðým. Ekonomik sýkýntýlar yaþanýr ama bu da geçecektir. Önemli olan arkamý döndüðümde yýllar sonra piþmanlýk duyacak iþler yapmamak olacaktýr. Bunu toplumunda yapmasý gerekir. Artýk insanlara üstten, alaycý ve aþaðýlar biçimde bakmayýn. Öyle bakanlarýn bu toplumla alakasý yoktur. Felsefemiz insan sevgisi ve bilimsellik olmalýdýr. Bizim felsefemiz hümanizmdir. Herkes bizim için birdir. Kimseye tepeden bakmamalýyýz. Eðitime ve baþarýlý olanlara yardýmcý olmalýyýz. Bizde Hacýbektaþ’ýn insanlarýyýz. Baþarýlý olanlara burs ya da manevi destek vermek toplumsal bir paylaþým ve iletiþim olgusu olmalýdýr.’’ SATILIK Aþýklar Yolu üzeri 800 m2 arsa1 150 m2 evin konumu Adres: Aþýklar yolu Cumhuriyet Parký yaný 3 UÐUR KILIÇ Tel: 0546 289 14 75 0538 856 33 11 Doðan Göçer Her türlü gayrimenkul (ev, daire, arsa) alýnýr, satýlýr, kiraya verilir. Dilekçe yazýlýr, formlar doldurulur. 11 Aðustus 2006 Cuma Bu yüksek kurul, bir ihtilal konseyi gibi çalýþmýþ Karamanlu, Rumlu, Dulkadir, Tekelü, Ustaçlu, Þamlu gibi Alevi Türkmen oymaklarý askeri aristokrasisinin birlik ve beraberliðini saðlamýþ. Hazar kýyýlarýndan, Anadolu'nun içlerine Teke Ýli'ne uzanan çok geniþ bir alan içinde etkin propaganda eylemleri ve çok sayýda savaþlarý yönetmiþ, sonunda Kýzýlbaþ devletini kurup 1501-2’de Þah Ýsmail'i tahta oturtmuþlardý. Devleti kurduktan sonra kurul, Lala’lýðý kaldýrarak, yerine “Vekil-i Nefs-i Nefis-i Humayun” adýyla bir yüksek görev yarattýlar. Bu görev, Þah Ýsmail'in hem ‘Padiþah’ olarak siyasal iktidarýnýn, hem de ‘Mürþid-i Kamil’ olarak inançsal iktidarýnýn vekillik kurumuydu. Bu kurum bir süre için, geleneksel sadrazam ve tüm bürokrasinin, yani Umera'nýn baþý görevlerini içeren Vezir iktidarlarýný gölgede býraktý. Vekil, Savory'nin deyimiyle Þah Ýsmail’in “alter ego”su, yani ikinci kiþiliðiydi. Bu kurumun yaratýlmasý, Þah Ýsmail nezdinde, teokratik yönetim biçimi ile siyasal bürokrasi arasýndaki boþluða kapatan köprüydü. Bu göreve daha önce Ehl-i Ýhtisas'ta lalalýk yapan Þamlu Hüseyin Bey getirildi. Böylelikle Þamlu Hüseyin bey, hem Þah vekilliðini, hem de Emir ül- Umara (Emirlerin baþý) yetkisini üstlenmiþti.( R.M. Savory, agy. s.358-359) Ýktidar, bu kiþinin ellerinde ve dolayýsýyla Kýzýlbaþ Ehl-i Ýhtisas kurulunun sorumluluðunda bulunuyordu. Böylece bulunan ya da yaratýlan Ali soylu bir hanedanýn mensubu Þah Ýsmail, “Ali'nin mazharý” kutsallýðýna büründürülmüþ kiþilik olarak öne çýkartýlýp, taçlandýrýlarak Kýzýlbaþ-Safevi Devleti kuruluþu tamamlanmýþtý. Bu Alevi büyük inançlý yýðýnlar, 13. yüzyýlda Babai bakaldýrý siyasetiyle Anadolu'yu sarsmýþtý. Kökleri, 1420'de bastýrýlmýþ Bedreddinilik ihtilalci siyasetine inen Kýzýlbaþ hareketi, 1450'lerde Þeyh Cüneyd'in Anadolu'da Varsak Bedreddinileri ve Çepni Alevileriyle birlikte çýkýþ yaptýðý mücadeleyle baþladý. Oðlu Þeyh Haydar'ýn taktýðý 12 dilimli kýzýl renkli haydari baþlýk da ihtilalci siyasetin simgesi olmuþtu. Büyük yengi ve yenilgiler, daðýlmalar, toparlanmalarla Anadolu'dan dalga dalga kalkan Kýzýlbaþ Türkmenler, yarým yüzyýllýk sürekli ihtilal sonucu Kýzýlbaþ Safevi devletini kurmuþlardý. Bu devlet, Osmanlý'dan daha fazla Türk idi. Kýzýlbaþ Safevi devleti, aþaðýda açýklayacaðýmýz gibi 1533-34 yýllarýna kadar bir Ýran devleti olmamýþtýr; inaç ve felsefesiyle, eyalet valilikleri dahil geniþ yönetim kadrolarýyla ve ordusuyla ALEVÝ HALK HAREKETLERÝNDE “BAÞINI ALIP GÝTMEK” DEÐÝL, “BAÞINI VERMEK” VARDIR: KIZILBAÞLIK VE KIZILBAÞLAR Ýsmail Kaygusuz tam bir Kýzýlbaþ Türkmen devletidir. Osmanlý bunu çok iyi biliyordu, ama siyasetini “Erdebilli Kýzýlbaþ Pelidi (pis çocuk)” ortadan kaldýrmak üzerine kurmuþtu. Aslýnda Osmanlý’nýn amacý hiçbir zaman Ýran devletini yýkmak ve ülkeyi kendi topraklarýna katmak olmamýþtýr; hayran olduklarý dilini ve kültürünü benimsedikleri “Farisi devleti” (Ýran devletini) sapkýn-dinsiz (rafizi-mülhid) niteledikleri Kýzýlbaþlardan kurtarmak, Ortodoks Ýslamlýðý (Sünnilik ve Þiilik) korumaktý. Ýranlý tarihçiler de, bu dönemi Ýran tarihi içinde görmek ve önemsemek istememektedirler. Gulat (yoldan çýkmýþ, aþýrý) saydýklarý Kýzýlbaþlýðý, Oniki Ýmamcý Þiiliðe vurulmuþ bir darbe ve dinsizlik olarak görmektedirler. Osmanlý tarihyazýcýlarýnýn ve Sünni-resmi 5 tarihin yere batýrdýðý, lanetlediði Kýzýlbaþlýðýn, genelde Anadolu Türk tarihi içerisinde, özelde Aleviliðin siyaset tarihinde çok baþarýlý, çok seçkin ve onurlu bir yeri vardýr. Onuncu yüzyýlýn baþlarýndan bu yana, yani Zeydi Alevi Hazar Devletini yýkýlýþýndan sonra bölgede ilk kez, Alevilik inanç ve düþüncesinden doðan Kýzýlbaþlýk siyaseti, yarým yüzyýl süren silahli mücadele sonunda iktidara taþýnmýþtý.1 Baþlarda Karakoyunlu, Akkoyunlu, Gürcü, Timuroðullarý vb.feodal devletler kesin yenilgiye uðratýlarak Erdebil çevresi temizlenip, Þah Ýsmail önce dergahta Mürþid postuna oturtulmuþ. Burada yapýlan Cem'lerde ikrar meydaný açýlýp, Dar-Didar görülerek çok önemli kararlar alýnmýþtý. Biliniyordu ki Erdebil'den çýkýlmadýðý, yani Þeyhlik aþýlmadýðý takdirde, Þeyh Cüneyd, Þeyh Haydar ve Sultan Ali gibi Þah Ýsmail de yaþatýlmayacaktý... Neden Erdebil’in öncü seçildiðini kavramak için, Anadolu’daki Hacý Bektaþ Dergahýnýn durumuna bir bakmak gerekiyor. 1453'de Ýstanbul alýnmasýyla, bin yýlý aþkýn tarihi olan Bizans devletinin tüm yönetim kurumlarýyla mirasýna konarak devlet olma aþamasýný çoktan tamamlamýþ ve bir cihan imparatorluðuna doðru adým atan Osmanlý devleti sýnýrlarý içerisinde Hacý Bektaþ Dergahý bulunmaktaydý. Balkanlarda Arnavutluk'a kadar uzanan imparatorluk içinde ve diðer beyliklerde köy köy, oba oba dolaþýp Cemlerini yaptýran, ibadet ve inançlarýný, Muhammed-Ali yolunu sürdüren Dede'ler Hacý Bektaþ Dergahýna baðlýydý. Orada kazan kaynatýp icazet alýyorlardý. Ýnançlarýnýn merkezi ve en kutsal ziyaret yerleriydi. Þeyh Bedreddin baþkaldýrýsýnda mücadele gücünü oluþturan Balkanlarda Dobruca'lý Saru Saltuklular, Anadolu'da Torlaklar, Abdallar, Kalenderi, Aðaçeriler vb. adlarýný taþýyan ayný Alevi Bektaþi Türkmen topluluklarýydý ve bu Dergaha baðlýydýlar. Ancak Kýzýlbaþlýk siyasi hareketinin baþýndan beri, Hacý Bektaþ Veli Dergahýnda postta oturanlar, toparlayýcý ve kitlelerin peþinden gideceði siyasal önderlik niteliði taþýyan kiþiler deðildi. Belliki Dergah sadece, yýlda bir kez Muharrem ayý matem törenlerinde ziyaret edilip aþure piþirilerek “hak Lokmasý” daðýtýldýðý; Görgü Cemleri yapýlýp düþkün kaldýrýldýðý; bölgesel seyyidlerin, oymak ve aþiret Dedelerinin kurban kesip “kazan kaynatarak Dedelik icazetlerini” yeniledikleri veya aldýklarý bir inanç merkezi konumundaydý. Hacý Bektaþ Dergahý, Hünkar'ýn ilk ardasý Abdal Musa Sultan (Ö.1360'lar) ile birlikte siyasi özelliðini yitirmiþ görülüyor. Osmanoðullarýný terkedip, Teke yöresini ele geçirerek, Elmalý'da tekkesini kurmuþ olan Abdal Musa’nýn kendi yetiþtirmesi Seyyid Ali Sultan ise (Ö.1402-3), ustasýnýn tersine savaþçý kiþiliðini Sultanlarýn emrine vermiþ ve fetihlere çýkmýþtý. Bunlarý Menakibname'lerden öðrenmekteyiz. Onun Murad I ve Yýldýrým Bayezid ile iliþkilerinin çok iyi olduðunu, birincisinin Hünkar'in türbesini mimar Yanko Madyan'a (!) inþa ettirdiðini ayný kaynaklar söylemektedir. Seyyid Ali Sultan'ýn Daha sonralarý, fethetmiþ olduðu Dimetoka’da tekkesini kurup, oraya yerleþtiði biliniyor. (SÜRECEK) Mutfak dolabý, Banyo dolabý, Vestiyer, Yüklük, Masa, Sandalye, Kapý, Pencere iþleri itina ile yapýlýr ÝBRAHÝM ÇETÝNTAÞ Yeni Sanayi Sitesi 3.Blok Tel (iþ): 0384 441 24 21 Cep: 0542 737 90 33 SATILIK Savat Mah. Akpýnar ve Kadýncýk Ana’ya 100 metre mesafede ADA NO: 160 PARSEL: 3 500 metrekare Savat Mah. Akpýnar ve Kadýncýk Ana’ya 100 metre mesafede ADA NO: 159 PARSEL: 15 136 metrekare Müracaat: Mustafa Salman Cep Tel: 0538 980 19 40 SATILIK SATILIK 2004 Model Fiat Maria Araba Nevþehir Cad. Petrol Altý. 563 m2 imarlý arsa sahibinden satýlýktýr. Karahöyük Sitesi üzeri çevre yolu bitiþiði 600m2 arsa Ramazan Danacý Tel: 0 542 652 62 25 0 384 441 33169 Müracaat: Hasan Kudret Çayan Tel:0543 843 02 03 0 312 495 60 68 11 Aðustus 2006 Cuma Abdal Musa (14. Yüzyýl) (2 ) Þiirleri Bazý þiirlerinin Abdal Musa’ya ait olduðu kesindir. Sözlü bir kültürde bir aþýða ait bütün þiirleri ortaya koymak mümkün deðildir. Abdal Musa’nýn yaþadýðý dönemde þiirin baþka görevleri vardý. Þiir çoðunda ‘’ söyleyeni’’ tarafýndan bile aynen tekrar edilemezdi. Bir de bu þiirleri baþkalarýna aktaranlarýn eksik söyleyiþleri göz önüne getirilse sorun iyice karmaþýk bir hal alýr. Bu gün asýl araþtýrmacýlarý kýsýtlayan sorun bu eserlerin 3–5 yüzyýl sonra yazýya geçirilmiþ olmasýdýr. Þiirlerdeki mahlas dizelerinde ise deðiþik nedenlerle, A. Musa’ ya ait olamayacak þiirlerde bile onun adý geçmektedir. Bütün bu güçlüklerle birlikte bazý þiirler ona ait olsa gerektir. Onun þiirleri üzerinde S.Nüzhet, A.Özkýrýmlý, N. Birdoðan durmuþlardýr. Ayrýca Nasihatname isimli küçük bir kitapçýðýn Abdal Musa’ya ait olduðu ileri sürülmektedir. Alevibektaþi yolunda Abdal Musa A. Musa, Kaygusuz’un piridir. Kaygusuz, piri hakkýnda gerek þiirlerinde, gerekse nesirlerinde önemli bilgiler vermektedir. Kaygusuz Menakýpname sinde de A.Musa hakkýnda önemli bilgiler vardýr. A.Musa Alevibektaþi yolundaki 12 post sahibinden biridir. Bu post ‘’ayakçý’’ postudur. Az sayýda da olsa bazý Alevi topluluklarý ‘’ocak’’ olarak doðrudan A.Musa’ya baðlýdýr. Sayýlarý 300 ü geçen Alevi ocaklarý nýn çoðunda A.Musa kurbaný 9 7 3 8 5 2 1 7 8 3 2 3 9 3 2 9 3 5 7 1 8 4 Kýrklar özün bir araya koydular Anlar cenazesin susuz yudular Deveyi gördün mü gördüm dediler Ört elin eteðin sýr meydanýdýr Doksanaltý bin Horasan pirleri Elliyedi binde Urum erleri Cümlesinin serfizarý serveri Pirim Hacý Bektaþ Veli deðil mi? Vardýðýn yerlerde ana bulasýn Gezdiðin yerlerde makbul olasýn Saklasý sýrrýný kim settar olasýn Cek çevir kendini kar meydanýdýr Balým Sultan arkadaþý, yoldaþý Kýzýl Deli Sultan’durür hem eþi Abdal Musa Sultan dersen ne kiþi Pirim Hacý Bektaþ Veli deðil mi? Gezdiðin yerlerde arabulasýn Sahba olup daim Kevser dolasýn Sakla sýrrýný kim settar olasýn Çek çevir kendini kar meydanýdýr (Mehmet Yaman arþivinden) (bkz. Adil Ali Atalay(vakit dolu) a.g.e. sh:122 Ne diyeyim þu erkâný kurana Yuf çekerler bu meydanda yalana Üçyüz altmýþ merdiveni bilene Kör meydaný deðil gör meydanýdýr 1’den 9’a kadar sayýlarýn dokuz tane 3x3’lük bloklardan oluþan toplamda 81 karelik tabloya yerleþtirilmesi gerekiyor. Kural ise her satýrda, her sütunda ve her blokta dokuz farklý rakam kullanýlmasý. Abdal Musa aydur gerçek er isen Ali’yi sevene muhib yar isen Hakk’ýn didarýný görem der isen Urganý boynunda dar meydanýdýr (A. Özkýrýmlý, a.g.e,sh71.) 2 3 4 Horasan’dan Rum’a zuhur eyliyen Pirim Hacý Bektaþ Veli deðil mi? Binip cansýz dývarlarý yürüten Pirim Hacý Bektaþ Veli deðil mi? 5 6 Muhammed Ali’nin kýldýðý dava Yok, meydaný deðil var meydanýdýr Muhammed kýrklara niyaz eyledi Ar meydaný deðil er meydanýdýr Horasan’dan Rum’a 1 6 8 haktýr. Bu kurbana yola giriþ için aday olanlarda katýlabilir. Görgü(görüm sorum, cumalikten geçme) cemi, Ancak bir Abdal Musa kurbaný ya da ceminden sonra yapýlabilir. Her Perþembe gecesi yapýlan görgü, bir A Musa kurbaný izler bu kurban lokmasýný çocuk yaþlý demeden herkes yiyebilir. Bu Alevilerin çoðu için bir nasiptir. Aleviler bir þey üzerine yemin ederken, Abdal Musa’yý da yemin makamý olarak anarlar. Alevibektaþiler günümüzde hala Tekke/ Elmalý’ya gidip kurban kesmektedirler. Abdal Musa hakkýnda gerçek kaynaklar Bunlardan biri ona ait olduðu kesinleþen þiirler olabilir. Bu þiirlerden onun dünyaya bakýþý, felsefesi, eylemleri, inancý yer almaktadýr. Diðer kaynak ise A.Musa’nýn yetiþtirdiði inancý örgütlemek için görevle Kahire’ye gönderdiði Kaygusuz’un þiirleri ve nesirleri olabilir. Bu kaynaklar üzerinde yapýlacak titiz çalýþmalar, ancak menakýpnameler ve rivayetlerle tamamlanmalýdýr. Böylesi bir çalýþma Alevibektaþi yolunu aydýnlatacaktýr. 5 6 3 5 2 1 9 8 7 4 8 1 7 4 6 5 9 3 2 4 2 9 3 8 7 1 6 5 3 6 8 5 4 2 7 1 9 7 4 2 1 9 3 5 8 6 9 5 1 6 7 8 4 2 3 1 9 4 8 2 6 3 5 7 2 7 3 9 5 1 6 4 8 5 8 6 7 3 4 2 9 1 KADÝROÐULLARI ÜÇLER MERMER Hertürlü Mermer ve Mutfak iþleri Ýtina ile yapýlýr. Deniz Ulutaþ Tel. Ýþ: 0 384.441 39 81- Ev: 441 31 87 Cep :0 532 314 56 54 HACIBEKTAÞ 1925. Doðu Ýstiklal Mahkemesi gazetecileri yargýlamaya baþladý. Mahkeme Vatan gazetesini kapattý. 1936. Ýstanbul Tiyatro festivali baþladý. 1940. Bakanlar Kurulu, Cumhuriyet gazetesini kapattý. 1942.Dimitri Þoþtakoviç'in "Leningrad" isimli 7. Senfonisi Nazi kuþatmasý altýndaki Leningrad þehrinde ilk kez seslendirildi. 1952. Þizofroniden muzdarip Ürdün Kralý Tallal'in yerine henüz öðrenci olan oðlu Hüseyin kral oldu. 1960. Fransýz sömürgesi Çad baðýmsýzlýðýný ilan etti. 1961. 9 ay 25 gün süren Yassýada yargýlamalarý sona erdi. Ayný gün Ýstanbul'da 92 yýldýr hizmet veren tramvay kaldýrýldý. Son seferini yapan tramvaylar yolcularý ücretsiz taþýdý. 1962. Türk Parasýný Koruma Kararnamesi kýsmen kaldýrýldý. 1963. Çatalhöyük'te Milattan Önce 8000'de yapýlmýþ buluntulara rastlandýðý açýklandý. Kýbrýs'ta Türk jet uçaklarýnýn Rum mevzilerini bombalamasý devam ediyor. 11 Aðustos 1964'de; Baþbakan Ýsmet Ýnönü adanýn silahtan arýndýrýlmasý ve iþgal altýndaki Türk köylerinin boþaltýlmasý koþuluyla bombardýmana son verileceðini açýkladý. Kýbrýs Cumhurbaþkaný Makarios teklifi reddetti. 1966. 3 yýldýr süren Malezya Endonezya savaþý sona erdi. 1969. Cumhuriyet Halk Partisi Genel Sekreteri Bülent Ecevit köy politikasýný açýkladý: "Toprak iþleyenin su kullananýn" 1976. Filistinli iki gerilla, Yeþilköy Havaalaný'nda Ýsrail uçaðýna binenlere ateþ açtý: 4 ölü, 20 yaralý. 1975. 30 imam-hatip lisesi daha açýlacaðý açýklandý. Ayný gün Berec Pil Fabrikasý'nda direniþ baþladý. 1978. Saðmalcýlar Cezaevi'nde ülkücüler solculara saldýrdý; 1 ölü. 1984. Uluslararasý Para Fonu, IMF'nin isteði doðrultusunda faiz oranlarý deðiþtirildi, üç aylýk faiz yüzde 53 oldu. 1987. Eskiþehir, Gaziantep ve Saðmalcýlar'dan sonra Çanakkale ve Erzincan cezaevlerinde de 300 mahkum açlýk grevine baþladý. 1996. Kýbrýs'ta motosikletli Rumlar sýnýrý delme eylemi yapmak istediler. Eyleme Türkiye'den giden ülkücüler müdahale etti; 1 Rum eylemci öldürüldü. 1999. Yüzyýlýn son güneþ tutulmasý çeþitli illerden tam olarak izlendi. 2000. Nur Cemaatý lideri Fettullah Gülen hakkýnda 'çete kurmak ve yönetmek' iddiasýyla gýyabi tutuklama kararý verildi. Amerika Birleþik Devletleri'nde bulunan Fettullah Gülen için Kýrmýzý Bülten çýkartýlmasý istendi. Bugün Doðanlar: 1921. Alex Haley. Türkiye'de "Kökler" adýyla gösterilen TV dizisinin öyküsünün de yazarý olan ABD'li romancý. 1924. ABD'li sinema oyuncusu Arlene Dahl. Bugün Ölenler: 1912. ABD'li ressam Jackson Pollock. Ayrýntý için: http://www.bianet.org/diger/arsiv.htm 11 Aðustos 2006 Cuma Baþrolde yeþil vadi KIRIKKALE- AB tarafýndan desteklenen "Baþrolde Yeþil Vadi" projesi çerçevesinde 12 Temmuz'da Ýçiþleri Bakanlýðý Müsteþarý Þahabettin Harput tarafýndan startý verilen fotoðraf yarýþmasýnda son haftaya girildi. Toplam 5 milyar liralýk para ve hediye ödülü bulunan yarýþmaya yurdun dört bir yanýndan katýlýmlarýn olduðu öðrenildi. Proje Basýn Koordinatörü Aydýn Tufan, son hafta içinde eli fotoðraf makinesi tutan herkesin yarýþmaya katýlýmýný beklediklerini söyledi. Tufan "1. Ulusal Ýnsan ve Çevre Konulu Fotoðraf yarýþmamýzýn katýlým tarihi 12 Aðustos 2006 da noktalanmaktadýr. Proje gurubu ve jüri süreyi 10 gün daha uzatmaz ise bu süre içinde ulaþan fotoðraflardan bir deðerlendirme yapýlacak. Yarýþmanýn büyük boy afiþlerini 81 vilayete ulaþtýrdýk. Valilik, belediye ve kültür müdürlükleri kanalýyla ulaþan bu afiþler uygun yerlere asýldý. Bu ayný zamanda Kýrýkkale'nin de bir tanýtým reklama oldu. Yarýþmaya eli fotoðraf makinesi tutan 7'den 70'e herkes katýlabilir. Yapacaðý iþ çektiði resimleri negatif veya CD'si ile birlikte zarfa koyarak bize ulaþtýrmaktýr" dedi. 1. Ulusal Ýnsan ve Çevre Konulu Fotoðraf Yarýþmasý'nýn ödül töreninin ise Aðustos ayý sonunda yapýlacaðý, fotoðraf tutkunu olan Kýbrýs'ýn Eski Cumhurbaþkaný Rauf Denktaþ'ýn törene davet edildiði öðrenildi. Þenliðine bin 500 kiþi katýldý KAYSERÝ- Kayseri'nin Bünyan Ýlçesi'nde düzenlenen "6. Havuzbaþý Þenlikleri" çeþitli etkinliklerle kutlandý. Bu yýl 6.'sý düzenlenen Havuzbaþý Þenlikleri, çoðunluðu yurt dýþýndan gelen Bünyanlýlar'ýn katýlýmýyla büyük bir coþkuyla kutlandý. Dostlarýn, akrabalarýn, hemþehrilerin ve özellikle yeni neslin birbirini tanýyýp kaynaþmasýnýn amaçlandýðý þenliðe, yaklaþýk bin 500 davetli katýldý. Havuzbaþý mevkiinde saat 18.00'de gerçekleþtirilen þenlikte katýlýmcýlara yemek verildi.Yemeðin ardýndan yakýlan ateþin etrafýnda þenliðe ilk defa katýlanlar kendilerini tanýtarak, þenlik hakkýndaki duygu ve düþüncelerini anlattý. Davetliler gecenin ilerleyen saatlerine Çini seramik kursu devam ediyor Film platosu Kapadokya Kapadokya bölgesine, yabancý televizyon kanallarý ile prodüksiyon þirketleri, toplam 23 kez geldi. Güney Kore’den 3, Hindistan, Dubai, Ýngiltere ve Japonya’dan 2, Avusturya, Çin, Moðolistan, Ýsrail, Singapur, Almanya, Ýtalya, Amerika, Rusya, Fransa, Tayvan, Ýspanya’dan birer televizyon ve dergi ekibi, bölgede film ve fotoðraf çekimlerinde bulundu. KAPADOKYA-Nevþehir Müze Müdürlüðü yetkililerinden alýnan bilgilere göre, Kapadokya, Türkiye’nin en önemli film platolarýndan biri olma özelliðini, 2005 yýlýnda da sürdürdü. Geçen yýl içerisinde TRT, TGRT ve Kanal B baþta olmak üzere Türkiye’den 19 televizyon ve özel prodüksiyon þirketi, bölgede film, belgesel ve fotoðraf çekimi yaptý. Kapadokya bölgesine, yabancý televizyon kanallarý ile prodüksiyon þirketleri, toplam 23 kez geldi. Güney Kore’den 3, Hindistan, Dubai, Ýngiltere ve Japonya’dan 2, Avusturya, Çin, Moðolistan, Ýsrail, Singapur, Almanya, Ýtalya, Amerika, Rusya, Fransa, Tayvan, Ýspanya’dan birer televizyon ve dergi ekibi, bölgede film ve fotoðraf çekimlerinde bulundu. Dünyaca ünlü National Geographic Dergisi de Kapadokya bölgesinin tarihi mekanlarýnda, 2005 yýlý içerisinde fotoðraf çekimleri yaptý. meþruBat ve alkoLlÜ içecekler Karayalçýn Parký kadar müzik eþliðinde gönüllerince eðlenirken, hediye çekiliþi için satýlan biletlerin gelirinin, Bünyan'daki yardýma muhtaç çocuklarýn eðitiminde kullanýlacaðý bildirildi. NEVÞEHÝR- Kapadokya Eðitim Merkezi(KAPEM)’nde açýlan çini- seramik kursu devam ediyor. Çini seramik eðitimcisi Zübeyir Ayhan tarafýndan verilen çini seramik kursuna 30 kiþi katýlýyor. Kurs süresince özellikle Osmanlý ve Selçuklu çini deseni aðýrlýklý olmak üzere çeþitli desenlerin çizimi baþta olmak üzere çini üzerine iþlenmesi konusunda teorik ve pratik olarak eðitimin verildiðini belirten çini-seramik eðitimcisi Zübeyir Ayhan,her hafta Çarþamba ve Perþembe günleri gerçekleþtirilen kursun Eylül ayý içerisinde sona ereceðini belirtti. KAPEM tarafýndan hazýrlanan ve Sosyal Yardýmlaþma ve Dayanýþma Genel Müdürlüðü’nce ülke genelinde uygulamaya konulan “Sosyal Riski Azaltma Projesi” kapsamýna alýnarak KAPEM binasýnda düzenlenen Çini-Seramik kursunu baþarý ile tamamlayan kursiyerlere,daha sonra düzenlenecek bir törenle sertifikalarý verilecek. Baþarýlý kursiyerlerin bölgede bulunan çini seramik aðýrlýklý olarak çalýþan iþletmelerde istihdam imkaný bulabilecekleri belirtildi. KÝRALIK DÜKKAN Atatürk Bulvarý/Sarraf Albisa Apartmaný altý. 100m2 dükkan. Müracaat Resul Aydoðmuþ Ýþ Telf: 441 39 35/ Cep: 0 505 26 29 635 Bölgenin çekimler için en çok ilgi gören merkezleri arasýnda, Göreme Açýk Hava Müzesi, Zelve ve Paþabaðlarý ören yeri, Kaymaklý ve Derinkuyu yeraltý þehirleri ile Avanos çanak çömlek atölyeleri yer aldý. SATILIK Meyve ve ceviz bahçesi Hacýbektaþ’a 5 km. mesafede Akçataþ Köyü Kurban Tepesi mevkiinde 20 dönüm üzerinde kurulu ev, havuz, su kuyusu, depo bulunan (emekliye uygun) arazi. Ýbrahim Altýn Cep Tel: 0 532 777 85 21 iþ Tel: 0 386 712 72 10 11 Aðustus 2006Cuma "Neyle baþlamalý?" Sulucakarahöyük Bizim birbirimize sorduðumuz soru bu deðildi. Ama ne kadar kaçýnsak, ne kadar büyük düþünmekten nefret etsek de Alevibektaþilerin çektikleri güncel acýlar ve sorunlar birbirimize bu soruyu yönelttiriyordu. "Neyle baþlamalý?" Biz þimdiye kadar bu alanda yapýlanlarý, Alevibektaþilerin edilenleri bir taraftan öðrenirken, bir taraftan sorunlarýnýn da Alevibektaþilerin Türkiye’nin sorunlarýnýn Türkiye’nin demokrasi demokrasi sorunuyla iç sorunuyla iç içe içe olduðunun bilincinde olduðunun olarak yürüyüþe bilincinde olarak baþlayacaktýk. yürüyüþe Biliyorduk ki baþlayacaktýk. hayatýmýza, büyük iddialara çözümler arayarak deðil; var olabilmek için yaþadýðýmýz yerden müdahale etmeliydik. Nasýl?.. Öyle ya, kývranarak sabahladýðýmýz Hacýbektaþ geceleri, sohbetler, sorgu sohbetleri, bozkýr ayazýnda tekkenin ikinci avlusunda duldadaki bir bankta aðulu suskunluklarýmýz vardý. Biz kiþiliðimizdeki diyalektik ve tarihi materyalist Seyit Ahmetler'e boþvererek "ya Pir, halimizi hiç mi görmeyeceksin? Bak birazdan sabah ezanýný okumaya gelecek müezzin. Bizim sessiz, küskün, aðrýlý gövdelerimizi alacakaranlýkta görüp bir doðaüstü varlýk ya da yokluk görmüþcesine irkilecek. Ama yine senin yolunda yürüdüklerini düþünenleri 'kalkýn namaz kýlýn,' diye uyaracak." Ýçimizden biri, "yahu en kuvvetli olduðumuz Behzat Kaya tartýþmalar sizi hüzünlendirdi; bizi de. Size ev sahipliði yapamadýðýmýz, size kutsal saydýðýnýz deðerleri yaþatamadýðýmýz, size Pirevi'nde bir cem, bir cemaat sunamadýðýmýz için boynumuz büküldü. Ama bu sorunlar bizim olduðu kadar sizin de sorunlarýnýzdý. Bunlarý Biliyorduk anlatmalýydýk; çünkü çoðunuz ki Pirevi'ne gelen "beyaz yakalý bir hayatýmýza, turist" deðildiniz. Nereden büyük baþlayacaktýk? Pirevi'ne uzun hazýrlýklardan iddialara sonra geliyordunuz; hesaplarýnýz çözümler vardý çünkü. Sizi bizden birileri, arayarak "geçerken uðradý," diye deðil; var mikrofona çaðýrýyordu. Kendi olabilmek yaptýðý programlarýn dýþýna için çýktýðýný bilerek, olsun program yaþadýðýmýz onundu ya, kürsüye davet yerden ediliyordunuz. müdahale Konuþuyordunuz, etmeliydik. uzuuuun... Pirevi'ne Nasýl?.. koþuyordunuz, tasarýlarýnýz vardý çünkü. Biliyordunuz ki, bu insanlarýn arasýnda görünmenin bütün Alevibektaþilerin nezdinde bir sempatiye evrileceði kesindi. Burada kurulan kürsülerde konuþmak, sempozyumlarda sizin düþüncelerinizden baþka doðru yoktur bilimselliði için bir hayli çaba sarf ettiniz. Biliyorsunuz ki, buradaki insanlar baþka bir kültürdairesinden ve sizin nutuklarýnýz, bilimsel makaleleriniz, sizin akademik ünvanýnýz, devlet dairelerindeki görevleriniz... söylediklerinizi bayaðý inandýrýcý kýlacak. Biliyorsunuz ki, dernekleriniz, federasyonlarýnýz, üniversiteleriniz, diyanetiniz, medyanýz ve bol ünvanlý popüleriteniz bizim, varlýðý katlarýnýzda yok sayýlan Alevibektaþilerin sorunlarýný daha da içinden çýkýlmaz bir hale sokacak. Sizlere de bir þeyler söylemek için ne yapacaktýk, ne yapmalýydýk? (Devamý sayf 8’de) Mehmet Taþdemir Ulaþ Bardakçý baþladý. Ayaz yýllarda biz bu gözlerimizi toplumun yumduruyor. Kalkýp sorunlarýný eve gidelim, demeye çözemedik, utanýyoruz belli ki. þimdi ne Biz hepimiz de yapabiliriz?" biliyoruz; diye ortalýða uykusuzluðun, mý, kendine açlýðýn, üþümenin ne mi olduðu önemi var ki bu belli olmayan toplumdaki bir sesle kimliksizliðin, söyleniyordu. kiþiliksizliðin, "Ne güçsüzlüðün, yapabiliriz?" iþsizliðin, Ayaz; ümmiliðin, gündüzün yoksulluðun... sýcaðýna göre yanýnda. Ýçimizden giyinilmiþ bir biri bütün tarzdayýz. Her gerçekçiliðiyle bizi yaz gidip uyumaya, giysilerimizi sonra da bir araya ayarlamakta gelip "ne yapmalý?" zorlanýrýz. Bir demeye çaðýrýyor. zamanlar Hemen o akþama; sokaklarýnda ama bu sefer herkes nöbet yün kazak alacak tuttuðumuz, evden çýkarken.*** sýcak bir kase Böyle böyle bir çorba düþlerken araya gelmeye bir yandan da baþladýk. Sorularý kasabaya giren yýðdýkça, yanýtlarýný araç ya da aradýkça bir þeyin araçlara dikkat farkýna vardýk: Bu ettiðimiz toplumun sorunlarý gecelerdeki gibi tarafýndan üþüyoruz. sarmalanmýþ, Ýmam ya da adlandýrýlmasý ve müezzin; ya da çözüm önerileri o genel sorunlarýn çözümünü her ikisi rolünde biri caminin “tekke camii'sibeklemeden yapýlmasý gereken bir alandayýz. kapýsýndan öksürerek çýkýyor. Öksürük zoraki, Biz adlandýrma yapamayýz. Biz çözüm önerileri mezarlýktan geçen birinin öksürüðüne benziyor... getiremeyiz. Biz küçücük bir sorun da olsa onu "Buraya bir cami lazýmdý da siz niye yapmadýnýz aþmayý beceremeyiz... demenin bir kýymeti ya erenler?" Yanýmýzdaki arkadaþlar sisli bir yoktu. Biz þimdiye kadar bu alanda uzaklýktan "ne?" diye uyanýyorlar; Kývranarak yapýlanlarý, edilenleri bir taraftan uyuduklarýný belli etmezlenerek. öðrenirken, bir taraftan da Biliyoruz ayný acýlarý çekiyoruz. Ayný sabahladýðýmýz sýkýntýlarda çaresiziz. Biliyoruz, çevre Hacýbektaþ geceleri, Alevibektaþilerin sorunlarýnýn Türkiye'nin demokrasi sorunuyla kentlerden gelen yeni Maraþlar, yeni sohbetler, sorgu iç içe olduðunun bilincinde olarak Sivaslar, yeni Çorumlar... yaratma sohbetleri, bozkýr tehditlerini boþa çýkarmak için ayazýnda tekkenin yürüyüþe baþlayacaktýk. Biliyorduk ki hayatýmýza büyük iddialara devriyesi, yerleþiðiyle kasaba ikinci avlusunda çözümler arayarak deðil; var nöbetinde olduðumuz her gecede duldadaki bir olabilmek için yaþadýðýmýz yerden olduðu gibi ayný uykusuzluðu çekip bankta aðulu ayný soðuða direniyoruz. Gene suskunluklarýmýz müdahele etmeliydik. Nasýl?.. Deðil mi ki yýlda bir kez küçüðüz. Gene zayýfýz. Pirevi'ne gelip, burada üç Gene iki kelimeyi bir günde bizim bir yýlda araya getiremiyoruz. çözemeyeceðimiz sorunlarý Koca koca sorunlarýn bize býrakarak çözümüne, kocaman gidiyordunuz. Deðil mi ki, kitaplarý yazanlarýn tartýþmalarýnýzda yanýnda gene cilliye kullandýðýnýz ses tonunuz ümmiyiz. Ah yazý; düþüncelerinize sevinsek yoksullarýn, ezilenlerin, bile bizi üzüyor, bizi inançlarý horlananlarýn mahcup ediyordu. Deðil mi düþmaný seni! ki, içtendiniz; yörenizdeki Ýçimizden biri, inancý, ocaðýnýzdaki "sorunlarýmýzýn sorun göreneði anlatýyordunuz. olarak kabulü deðil, Her Aleviyi sadece sizin varlýðýmýzýn sorun ocaktan sanýyordunuz. olmasý bütün mesele. Deðil mi ki, saftýnýz; sizin Ne yapabiliriz ki?" diyordu. Bu sefer de biz Turgay Köse derneði, sizin baþkaný, sizin federasyonu hepimizin "neee?" dedik ortalýða. sayýyordunuz. Burdaki Ortalýk ýþýmaya (Sedat)Ahmet Pehlivan HACIBEKTAÞ Az Bulutlu En Yüksek 0C 34 En Düþük 0C 17 "Neyle baþlamalý?" Sulucakarahöyük HACIBEKTAÞ Bir gazeteyle anlatmaya baþlamalýydýk gerçeðin binbir yüzlülüðünü. Belki önce sadece kendimize. Burasý bizim dünyamýzýn merkezi. Bu merkezden, bu merkezden yüz yýllardýr çýkan toparlayýcý düþünceleri, o düþüncelerin hayat buluþunu dillendirmeli ve yine bina etmeliydik. Bir gazete tasarýsý bile önce onu çýkaranlarý toparlýyor. Ýþte, üç beþ kiþiyken, 13 Aðustos 2005 pikniði. Bugün kýsacýk bir tarihimiz var. Yüz kiþiyiz. Bu bir sayý; ama biz yüz insanýz diyorum, anlýyor musunuz! Yarýn yüzbir olacaðýz. Biz yüzümüzü bütün yok sayýlanlara, ezilenlere dönüyoruz. Onlara sesimizi ulaþtýracaðýz. Varoþlara, uzak köylere, okullara, iþyerlerine, sitelere... Nerede Aleviler varsa, onlarýn sýrlarýyla sýrlanacaðýz. Seslerini seslendireceðiz. Var olan dernekleri, federasyonlarý, konfederasyonlarý, comlarý, orglarý, govlarý bir kazanç olarak görüyor; onlarýn farklýlýklarýný biliyoruz ve varlýklarýnýn devamýný diliyoruz. Varlýklarýnýn devamý için elimizden gelen her þeyi yapmaya da hazýrýz. Ama biz ulaþýlamamýþlara, bizim gibi olanlarý kavrayamamýþlara sesleneceðiz evveli ve ahirinde. Biliyoruz ki bizden önceki kuþaklar farklýlýklarý doðal bildiler. Yargýlamadýlar. Tekliðe indirmek istemediler. Teklik onlara katlanýlamaz geldi. Geldi ki teklik peþindeki bütün düþ ve düþüncelere isyan ettiler. Çünkü isyan insani bir Cemil Sönmez Osman Demirkoparan Derviþ Dað Hürcan Gürses insanlarýn baþkalarýna zarar vermeyen inançlarýna zorunluluktu. Kendilerine ait karýþmamasýnýn, bu inançlara dünyayý baþkalarýnýn göre tapýnmalarýna dünyasýndan üstün tutmadýlar. karýþmamasýnýn, inanç gruplarý Kendi dillerini sevdiler; arasýnda ayýrým yapmamasýnýn, baþkalarýný da. Kendi inançlarýný kýsacasý din ile yönetim iþlerini sevdiler, baþkalarýný da. Kendi ayrý tutmasýný istiyor muyuz? boylarýný, soylarýný öteki boy, Devletin dini, mezhebi olmaz soy, halklardan üstün görmediler. diyebiliyor muyuz? Devlet bir Öyle oldu ki bu topraklarda dini, hatta o dinin bir mezhebini demir kýlýçlarýn acýttýðý canlarý öðretmek için bütçesinden devasa yüzyýllarca tahta kýlýçlarla ovup, paylar ayýramaz, diyebiliyor saðalttýlar. Osman Dað muyuz? Devletin birtakým Evet hep olduðu gibi kurumlarý, özgürlüðümüzün ve bizi kurumlara baðlý biz kýlan deðerleri birtakým geçici yaþamanýn peþindeyiz. Bu oluþumlarý bir hak, ekmekten de öncedir mezhebin emrinde bize. Biliyoruz ki, bazý inanç Tahtacýsý, Yörüðü, Çetmisi topluluklarýnýn (Çepni), Kürdü, Zazasý, eritilmesinde, Arabý, Türkü, Türkmeniyle zaman zaman da Alevibektaþi dediðimiz bir fiziken yok inaç dairesi içerisindeyiz. edilmesinde Bizim Þiilik ya da kullanmasý bizi Hanefilik açýsýndan bir rahatsýz ediyor tanýmlanmaya ihtiyacýmýz mu?.. Devletin yok. Zaten böyle bir çaba radyosu, içinde olanlar bizim için yeni bir güruh deðil. televizyonu; Onlar yüzyýllardýr uygulayageldikleri bizim inancýmýzý eritme, gerektiðinde de bizi yok etme sermayenin medyasý bir mezhebin borazanlýðýný siyasetlerini sürdüredursunlar. Bizim sorunumuz aylarca yapamaz diyebiliyor muyuz? Diyanet bugüne kadar olageldiði gibi, bu çeþitliliðimizin kapatýlsýn, zorunlu din ve ahlak bilgisi dersleri zerresini yitirmeden, kýl kadarýný unutturmadan kaldýrýlsýn, camilerin yaptýrýlmasý, onarýmý, imam, devam ettirmek. Yarýn nasýl var olacaðýz sorusuna müezzin, hatip vb. giderleri devletin iþi olamaz birbirimizi hegemonya altýna almadan, diyebiliyor muyuz? Din eðitiminden devletin birbirimize akýldanelik taslamadan yukarda elini çekmesini isteyebiliyor muyuz? Ýþte o adlarýný andýðýmýz topluluklarý bir yerlere zaman size demokrat, liberal, sosyaldemokrat, "pazarlamaya" çalýþan bilinçli kiþi ya da sosyalist diyebiliriz. kuruluþlar dýþýnda kafa yormak. Niyeti bizim Ýþte yýkýlan, yiten bir kültürün, bir inancýn iyiliðimizi bize raðmen gözümüze sokmak bir taraftan zamanýn saldýrýlarý karþýsýnda olanlarý da ayýrarak, yolumuza devam etmek... "Bunda kibir ile kin olmaz,/ Hem sen olup hem direnirken, bir yandan da örgütlenmiþ güçlerce ben olmaz." hedef olmasýna razý olmayan farklý ocaklardan, Bunun için insana, topluluklara, topluma, farklý dergahlardan, farklý mezheplerden, farklý dünyaya eþitlikçi bir bakýþla bakýyor muyuz? topluluklardan ve en önemlisi de farklý Zihnimizde altüstlük, birilerinin ötekilere göre görüþlerde, þimdi eksik ama kamil insan olma daha özgür, daha eþit, daha müstehak... olduðu mücadelesindeki insanlar olarak bu yerden, fikri var mý? Ýnsanlarýn inandýklarý gibi tapýnma Pirevi Sulucakarahöyük'ten dünyanýn nasýl haklarýnýn olduðunu kabul ediyor muyuz? göründüðüne dair bizim de söyleyeceklerimiz Ýnsanlarýn düþündüklerini baþkalarýna zarar var. vermeden, baþkalarýný küçük düþürmeden "Son sözümüz söylenmeyecek!" efendim! açýklamalarýný kabul ediyor muyuz? Devletin