kuruluyor - Üniversite Gazetesi
Transkript
kuruluyor - Üniversite Gazetesi
YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ YIL: 1 - w w w. n e u . e d u . t r SAYI: 20 02 Mart 2012 Cuma Prof. Dr. İhsan Çalış üniversitemiz Eczacılık Fakültesi öğretim üyelerinden. Çalış bazen tek bir bitkiyi aramak için köyleri dolaşıyor bazen de büyük araştırmalara girişiyor. Aynı zamanda bitkilerin fotoğraflarını da çeken Çalış’ın yıllar içinde biriken büyük bir fotoğraf arşivi bulunuyor. 4 Yakın Doğu Akaryakıt, Yakın Doğu ailesi başta olmak üzere tüm müşterileri için hizmet hedefini açıkladı: Herkese yaşam kolaylığı sağlamak Sanal kampüs kuruluyor Yakın Doğu Hastanesi Radyoloji Anabilim Dalı 2 Dünyada binlerce kullanıcısı olan, 60 üniversitenin oluşturduğu sanal kampüs, Kıbrıs’ta ilk ve tek olarak üniversitemizde bulunuyor. Yakın Doğu Üniversitesi’nden Çocuk Yuvası’na ziyaret 2 Bankacılık sektörü için akıllı sistem hazır 3 6 6 Sayfa 2 02 Mar t 2012 Cuma Teknoloji, klinik tecrübe ve akademik birikimin buluştuğu yer: Yakın Doğu Hastanesi Radyoloji Anabilim Dalı A kademik olarak Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Radyoloji Anabilim Dalı 2011 yılı içerisinde büyük atılımlar sergiledi. Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Radyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nail Bulakbaşı, 2011 yılı içerisinde Türk Radyoloji Derneği Kış Okulları, Türk Radyoloji derneği BaşBoyun Sempozyumu, II. Uludağ Ercan Tuncel Radyoloji Günleri, 5. Multidisipliner Nöro-onkoloji ve 2011 Nöroradyoloji Sempozyumu, Türk Radyoloji Derneği Baş-Boyun ve Türk Manyetik Rezonans Derneği 16. Yıllık Toplantıları ile 32. Ulusal Radyoloji Kongresinde toplam 12 farklı başlıkta konuşmalar yapıldı. 2012 yılında da 5 ve 6 Ocakta kış okullarında “X Işını Fiziği“, “Radyasyon güvenliği ve korunma “, “Dijital Radyoloji” ve ” Radyografik kalite” konularında 4 ana başlıkta yaptığı konuşmalar ile üniversitemiz adına Türkiye’deki radyoloji eğitimine ve genç radyologların yetişmesine önemli katkılar sunulmaya devam edildi. Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Radyoloji Anabilim Dalı’nın birçok zengin ve yeni teknolojilerle donatılmış olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Nail Bulakbaşı, bu sayede kaliteli sağlık hizmeti alma talebinde çok haklı olan ada halkının da dışa bağımlılığının ortadan kalktığını belirtti. Hepimiz genç olduk sizlerin duygularını anlıyorum ya da anlamaya çalışıyorum ama sizlerden rica ediyorum. Her sabah evden çıkarken, lütfen bu söylediklerimi aklınıza getirin ve trafikte daha dikkatli olun” ifadelerini kullandı. Trafikte yaşamı seçin Cankut TAŞTAN Y akın Doğu Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencilerince Öğretim Üyesi Ufuk Altunç Koordinatörlüğünde düzenlenen Trafik Eğitim seminerinde, Kıbrıs’taki trafik ölümleri ve alınması gereken önlemler ele alındı. İletişim fakültesi park alanında “Trafikte Yaşamı Seç” ismi ile gerçekleştirilen seminere, Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı Müsteşarı Suat Yeldener, Yakın Doğu Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Şenol Bektaş, Trafik Kazalarını önleme derneği başkanı Mehmet Avcı, Ortopedik özürlüler derneği üyesi Hatice Kuyucu, öğrenciler ve öğretim üyeleri katıldı. Seminerde KKTC’de trafik kazaları kaynaklı ölümlerin çokluğuna değinilerek alınması gereken önlemler konusunda, çeşitli bilgiler verildi. BEKTAŞ’TAN ÖĞRENCİLERE TAVSİYE Seminerde söz alan üniversitemiz Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Şenol Bektaş, öğrencilere kendi yaşadığı bir trafik kazasından bahsederek; “Burada özellikle genç öğrenci kardeşlerime sesleniyorum. Yakın Doğu Üniversitesi, Lefkoşa Çocuk Yuvası’nı ziyaret etti Y akın Doğu Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Türkçe Öğretmenliği Bölümü öğrencileri, geçtiğimiz günlerde Bölüm Başkanları Yrd. Doç. Dr. Ömer Yaraşır ve Uzman Selma Korkmaz ile birlikte Lefkoşa Çocuk Yuvası’na anlamlı bir ziyarette bulundular. Ziyarette Lefkoşa Çocuk Yuvası’ndaki çocuklara çeşitli hediyeler verildi. Ayrıca bölüm öğrencilerinden Ersan Tünar da çocuklara gitar eşliğinde çeşitli şarkılar söyleyerek onların neşeli bir gün geçirmelerini sağladı. Ziyaretle ilgili olarak açıklamal yapan Yakın Doğu Üniversitesi, Türkçe Öğretmenliği Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Ömer Yaraşır, ziyaretten çok memnun döndüklerini söyleyerek “Toplumsal yardımlaşma ve dayanışmanın önemini bir kez daha hatırlatan bu ziyaret, hem öğrencilerimiz, hem de yuvadaki çocuklarımız açısından çok anlamlı oldu. Öğrencilerimiz bu ziyarette toplumsal dayanışmanın ne kadar önemli olduğunu bizzat yaşayarak öğrenme olanağı buldular. Ziyaretimizde biz yuvadaki çocuklarla kaynaştık, onların iyi bir gün geçirmelerini sağlamak için ne gerekiyorsa yaptık. Bu ziyaretin gerçekleşmesinde maddi ve manevi her türlü özveride bulunan öğrencilerimize teşekkür ederiz” dedi. 02 Mar t 2012 Cuma Sayfa 3 Sanal kampüs kuruluyor İdris GERMİYANOĞLU Nazime Tuncay’ın ders verdiği sanal eğitim merkezinin dışarıdan görünümü. D ünyada binlerce kullanıcısı olan, 60 üniversitenin sanal kampüsünü oluşturduğu, Türkiye’de Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde Kıbrıs’ta ise ilk ve tek olarak üniversitemizde bulunuyor. Üniversitemizin Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri bölümünde uzman olarak görev yapan Nazime Tuncay uzaktan eğitim konusunda dört yıldan fazla bir süredir çalışmalarını sürdürüyor. Tuncay, üzerinde çalıştığı Second life yani sanal gerçeklik hakkında gazetemize bilgiler verdi. İLK UYGULAYICI ÜNİVERSİTEMİZ Sanal gerçeklik üzerine çalışmalarına devam eden ve KKTC’de farklı projelerde bunu deneyen Nazmiye Tuncay, “Bu ortamda yer sahibi olmak için ilk önce, gerçek hayatta olduğu gibi bir alan, bir arsa satın almak gerekiyor” dedi. Bu tür çalışmaların belli bir maliyeti gerektirdiğini anlatan Tuncay dünyada yaygınlaşan uygulamanın Kıbrıs’taki uygulayıcısının üniversitemiz olduğunu anlattı. Uzaktan eğitimin dünyada her geçen yıl yaygınlaştığına dikkat çeken Tuncay, “Uzaktan eğitim konusunda gerçekten çok önemli ve etkili olan sanal dünya da okulumuza yakışacak bir kampus oluşturmak için gerekli çalışmaları yapmaktayız” ifadelerini kullandı. EĞİTİM MERKEZİ KURULDU Çalışmalarını sürdürdüğünü anlatan Tuncay, “Gerekli olan bu alanı almak içinde belirli bir ücret ödenmesi gerekiyor. Ben kendi imkanlarımla küçük bir yer aldım. Yani şu an kendi imkanlarımla sadece bir eğitim merkezi oluşturabildim” dedi. Sanal eğitim merkezinde ders yapılıyor. dünyanın çeşitli yerlerinden ve evlerinden dersliğe bağlanan öğrenciler aynı dersi dinleyip, katılabiliyor. Sayfa 4 02 Mar t 2012 Cuma Sander KAHVECİ Prof. Dr. İhsan Çalış Eczacılık Fakültesi Öğretim Üyesi P rof. Dr. İhsan Çalış üniversitemiz Eczacılık Fakültesi öğretim üyelerinden. Onun özelliği işine ve bitkilere aşkla bağlı olması. Çalış bazen tek bir bitkiyi aramak için köyleri dolaşıyor bazen de büyük araştırmalara girişiyor. Aynı zamanda bitkilerin fotoğraflarını da çeken Çalış’ın yıllar içinde biriken büyük bir fotoğraf arşivi bulunuyor. Üniversitemize geldiği 2006 yılından beri Kıbrıs bitkilerinin fotoğraflarını çeken İhsan Çalış’la, bitkileri, fotoğrafı ve Kıbrıs bitkilerini konuştuk. Ne kadar zamandır bitkilerle ilgileniyorsunuz ve onları fotoğraflıyorsunuz? Bitkilerle ilk tanışmam eğitim yıllarımda oldu. Farmakognozi, Eczacılık eğitiminde ana dallardan biridir, diğer bir deyişle eczacılık meslek bilimleri dallarından biridir. Farmakognozi Bilim dalının temeli ise Farmasötik Botanik’tir. Çünkü doğal kaynaklı ilaç hammaddelerinin % 99 kadar bir oranı bugün bitkilerden elde edilmektedir. Dolayısıyla, bitkiler Eczacılık Fakültesinde de eğitim olarak Farmasötik Botanik yani tıbbi bitkiler, zehirli ve yararlı bitkiler şeklinde bir ders adı altında izlenir. Bu dersi öğrenirken bir nevi çevreyi de öğrenirsiniz, Tabiatla birlikte. Rahmetli hocalarımızdan Prof Dr. Kamil Karamanoğlu’nun düzenlediği bir ekskürsiyon’a katıldım. Orada tabiatta birebir hocamız ve arkadaşlarımızla bitkilere daha farklı bir gözle bakmayı öğrendim. Sonra farmakognozi dersinde, işin kimyasına girdim. Evet, başta ilgi duymamıştım ama daha sonra doktoraya başlayınca, bitkilere karşı bakış açım değişti. Bitkilerin her birini, farklı bir üretim fabrikasına benzetiyorum. Her bitki kendi tezgâhında çok farklı moleküller üretiyor. Dolayısıyla her bitkinin kendine has bir dünyası var ve bu benim dikkatimi çekti. Bir bakıma kendimi bitki kimyası konusunda yönlendirdim diyebilirim. Dolayısıyla öğretim yıllarımı hesaba katarsanız, 1970 yılından beri bitkilerle ilgileniyorum diyebilirsiniz. Fotoğraflama merakınız ne zaman başladı? Fotoğraflama merakı yine işi belgelemeden kaynaklanıyor. Çünkü bilim dünyasında bir çalışma yaptığınız zaman çalışma materyalinizi çok iyi tanımlamanız gerekiyor. Özellikle bitkilerle ilgili bir çalışma yaptığınız zaman bitkinin bir uzman kişi tarafından tayin edilmesi gerekiyor. Eczacılık eğitimi bize botanik sistematik hakkında bilgi veriyor. Ama, düşünün ki Türkiye’de bile 11,000 kadar bitki türü var ve bunların hepsini tek başınıza yorumlamanız ve tayin etmeniz çok zor. Bir uzmandan destek görüyorsunuz ya da kaynak kitaplardan kendi bilginizle onu aydınlatmaya, tayin etmeye çalışıyorsunuz. Yani birinci aşamada çalıştığınız materyalin doğru tayin edilmiş olması gerekiyor. Bu amaçla, herbaryumlar için bitki örnekleri hazırlamak ve fotoğrafa dökmek, çalıştığınız bitki yönünden işin önemli bir parçası olmaya başlıyor. Araştırma konusu olan bitkiyi resimlemek için tabiata çıktığınız zaman, gördüğünüz güzellikler sizi işi derinliğine incelemenize yönlendiriyor. Ben de bu şekilde başladım. Sadece bitkilere ait ayrıntıları belgelerken, içlerinde bulundukları doğal ortamın ayrıntıları dikkatimi çekmeye başladı ve fotoğrafa da bu şekilde başlamış oldum. Kıbrıs’ta hiç ciddi anlamda bitki örtüsünü inceleme şansınız oldu mu? Nerelerde çiçek fotoğrafları çektiniz? Tabii ki gelir gelmez öncelikle 02 Mar t 2012 Cuma adanın florası (bitki örtüsü) üzerinde bir ön çalışma yaptım. Ne kadar bitki var, neler yapılabilir şeklinde. Dolayısıyla bitki florası hakkında bir bilgim oldu. Bunun yanında kendim de kameramı alıp arabamla ulaşabileceğim her köşeye gitmeye çalıştım. Halen zaman zaman bunu hafta sonlarında yapıyorum. Güzelyurt’tan Karpaz’ın en uç noktasına kadar ya da kuzey’de Beş Parmak Dağlarında Alev Kayası’ndan, Mağusa’ya kadar her bölümde, değişik mevsimler de fotoğraf çekmeye çalıştım. Fırsat buldukça bunu yapıyorum. Sayfa 5 ve neredeyse her nereye basarsak, önümüze çıkan bir bitki. Özelliği, köklerinin çok derinlere gitmesi ve formunun insan vücudunu andırmasıdır. Ada Soğanı (Urginea maritima) keza, çok yaygın. Bazı bitkilerin bolluğu açıkçası dikkat çekici farklılık olarak şaşırtıcı. Ada Soğanı’nın soğanlarını neredeyse toprak üzerine fırlamak üzere olduğunu görüyoruz. Kıbrıs bitki örtüsüne bakıldığında ve çiçekler ve bitki örtüsü açısından değerlendirdiğinizde hangi bölgelerde daha ilginç bitkilere ratlanıyor? Ben bunu Türkiye’deki gezilerimde de tespit ettim diyebilirim. Aslında bir tespit sayılmaz da bilinen bir şeyin farkına vardım demeliyim. İnsanoğlunun elinin değmediği, uzanmadığı ve henüz tahrip etmediği alanlar bitki örtüsü açısından açısından en ilginç alanlar. Dolayısıyla ada da aklıma ilk gelen yerler, Beş Parmaklara çıkmak oldu. Özellikle burada benim dikkatimi çeken, Aralıkla başlayan bir dönem var ve Mart’a kadar sürüyor. En zengin fakat maalesef çok kısa süren bir dönem. Bunun dışında da değişik mevsimlerde yine tek tük farklı bitkiler görmek mümkün. Ama benim için en ilginç dönem Aralık - Mart ayları arasına denk gelen dönem. Çünkü yavaş yavaş soğanlı bitkilerin çiçeklenmeye başladığı dönem. Resim çekerken ister istemez tabii güzelliklere de düşkün oluyorsunuz. Güzel görünüşü olan bitkiler daha çok soğanlı bitkiler, bunları da Ocak, Şubat hatta Aralık’ta görmek mümkün. Çektiğiniz fotoğrafları Eczacılık Bölümü ile bir bütün olarak görüyor musunuz? Yoksa sadece bir hobi olarak mı yapıyorsunuz? Bu soru aslında çok derinliğine tartışılabilecek bir konu. Aslında ilacın kökeni doğal kaynaklara gider. Yani şu andan 100 yıl evveline giderseniz aspirin yerine, ağrı kesici olarak söğüt kabuklarının kullanıldığını görürsünüz. Eczacılık mesleğinde, ilacın tarihi açısından bitkilerin çok önemli bir yeri var. Yeni ilaç adayı olabilecek molekül araştırmalarında, doğal kaynaklar olarak, kara bitkileri, deniz organizmaları ve mikroorganizmalar çalışılıyor. Bunlar arasında, kara bitkileri önemli bir grup oluşturuyor ve dünyada da bazı rakamlara göre 200,000 bazı rakamlara göre 400,000 bitki türü olduğu düşünülüyor ve bunların sadece sistematik olarak araştırılan kısmı %15 - %20 gibi. Burada benim için iki husus var. Birincisi ihtiyaçtan doğan bir belgeleme işlemidir. Fakat biraz önce söylediğim gibi, o resimleri çekerken bitkiye o kadar çok yaklaşıyorsunuz ki, orada farklı bir dünyayı görüyorsunuz. O detaylar sizin resme bakış açınızı etkilediği gibi, detayların içinde bulunduğu çevre de dikkatinizi çekmeye başlıyor. Dolayısıyla ikinci husus olarak hobi ortaya çıkıyor. Dolayısıyla meslek ve hobi iç içe diyebilirim. Dünyanın pek çok yerinde bulundunuz, başka ülkelerle Kıbrıs’taki çiçekleri ve bitkileri karşılaştıracak olursanız neler söyleyebilirsiniz? Akdeniz bitki örtüsü hakim Kıbrıs’ta. Anadolu’nun Akdeniz iklimi görülen güney, güneybatı kısımlarındaki bitkilere benzer bitkiler buldum burada da. Farklılıklar var tabii ki ama hani çok çok büyük farklılık olduğunu düşünmüyorum. Ama bazı bitkiler var ki, mesela Mandragora offisinarum (adamotu), Türkiye de öğrenciliğim ve asistanlığım sırasında gördüğüm bu bitkiyi daha sonra çok kez aramaya gitmiş olmama rağmen bulamamıştım. Burada ise şubat ayına kadar yapraklanmasını izleyebileceğimiz Fotoğraflardan oluşan bir sergi açmayı düşünüyor musunuz? Bunu hep düşünmüşümdür, çok iyi bir arşivciyimdir. Özellikle dijital kameralar çıktıktan sonra arşivleme hem kolaylaştı hem zorlaştı. Eskiden Diyapozitif Koleksiyonlarım vardı. Dosyalar halinde hepsi sınıflandırılmıştı. Ancak, sanal ortamda bunları sınıflandırmak hem çok kolay hem de çok zor. Zorluğu, daha çok resim çekilmesinden kaynaklanıyor. Şu an tek yağabildiğim, bunları tarih ve çekildikleri yer olarak tasnif edebilmek. Ama, gerekirse kolaylıkla ayıklayabileceğim bir formatta diyebilirim Peki bir sergi açmayı yakın zamanda düşünüyor musunuz? Veya ileriye dönük bir proje olarak bakıyor musunuz buna veya paylaşmak istermisiniz? Kişisel sergi düşünüyorum. Ama, bunu hiç yapmadığımdan, formatını, sayısını ve derinliğini kestiremediğimden cesaret edemiyorum açıkçası. Bir örnek olabilse yapabileceğimi düşünüyorum. Çünkü, oldukça zengin bir fotoğraf arşivim var. İyi bir seçim için buna yoğunlaşmak gerekir, bunun için de zaman ayırmak şart. KİMDİR? Prof Dr. İhsan Çalış İlk, orta ve lise tahsilini Düzce’de yaptı. Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesine girdi. 1968 – 1972 yılları arasında Eczacılık tahsilimi tamamladı. Aynı yıl Hacettepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nde Farmakognozi Bölümünde araştırma görevlisi olarak göreve başladı. Hacettepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nde Farmakognozi programında doktora yaptı. 1982 – 1983 yıllarında doktora sonrası çalışmalar yapmak üzere İsviçre’ye gitti. İsviçre Federal Teknoloji Yüksek Okulu- Zürih (ETH-Z), Eczacılık Bilimleri Bölümü, Farmakognozi ve Bitki Kimyası dalında Prof. Dr. Otto Sticher’in yanında çalıştı. 1983 yılında doçentlik tezini tamamladı. 1988 yılında profesörlüğe atandı. 2006 Yılında, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne Eczacılık Fakültesini kurmak üzere üniversitemize geldi. 2010 yılında ise Hacettepe Üniversitesinden tamamen ayrıldı ve Yakın Doğu Üniversitesinin devamlı akademisyeni oldu. Sayfa 6 02 Mar t 2012 Cuma Bankacılık sektörü için akıllı sistem hazır Ü niversitemiz Akıllı Sistemler Araştırma Merkezi Kurucusu ve Müdürü Prof. Dr. Adnan Khashman bankacılık ve finans sektöründe duygusal akıllı sistemler kullanımı konusundaki son araştırmasını tamamladı. Başarıyla tamamlanan araştırma Aralık 2011 tarihinde Elsevier “Applied Soft Computing” SCI Dergisi’nde yayınlandı. Prof. Dr. Khashman araştırmasında, bankacılıktaki kredi risklerini değerlendirmek için 12 duygusal ve duygusuz sinir ağı modelini geliştirdi ve test etti. Khashman projesini, “Şimdiki kredi risk değerlendirme sistemleri, başvuru sahibinin risk arz edip etmediği konusunda kredi başvurusu yapan şahsın bilgilerini kullanmaktadır. Bilgi, bir belgenin doldurulmasıyla ve başvuru sahibi hakkında bir takım sorular sorulmasıyla elde edilmektedir. Sonrasında ise bu değerlendirme sistemi başvuru sahibinin riskli veya risksiz olduğuna karar vermekte, ve daha sonra bir finans uzmanı kredi başvurusunu kabul veya reddetme konusunda karar vermektedir. Benim araştırma projem, değerlendirme ve karar verme sürecinde duygusal akıllı sistemleri kullanarak, hem bilgisayar değerlendirmesini hem de uzman değerlendirmesini birleştirmeyi içermektedir. Geliştirdiğim sistem daha hızlıdır ve ayrıca bilgisayar sisteminin karar vermedeki doğruluğunu ve insan uzmanın değerlendirmedeki esnekliğini modelleyebilmektedir” cümleleriyle anlattı. “Duygusal akıllı sistemi eğitmek için Avustralya bankalarındaki 690 kredi başvurusu dosyasını kullandım” diyen Khashman, elde edilen verinin başarı oranının yüzde 91 olduğunu belirtti. Yakın Doğu Akaryakıt, Yakın Doğu ailesi başta olmak üzere tüm müşterileri için hizmet hedefini açıkladı: Herkese yaşam kolaylığı sağlamak Ferda AŞIROĞLU Y akın Doğu Akaryakıt 20 senedir sayısız müşteriye hizmet verdi. Her gün 11 saatlik mesaileriyle çalışmayı sürdüren 6 personel yalnızca okul çalışanları ve öğrencilerine değil, Dikmen bölgesi başta olmak üzere pek çok araç sahibine hizmet veriyor. 6 KİŞİNİN ÖZVERİSİ Kuruluşu, üniversitemizin ve öğrencilerin araçlarına hizmet vermek amacını taşıyan Yakın Doğu Akaryakıt sunduğu hizmetle, sayısız müşteriye ulaştı. 1991 yılından beri hizmet veren kuluşuta Müdür İbrahim Paşa, Sekreter Oya Taşdelen, İsmail El, Ramazan Kumlutepe, Sinan Sezer ve Hüseyin Sayar çalışıyor. MÜŞTERİLER MEMNUN Verdikleri hizmet hakkında açıklamalarda bulunan İbrahim Paşa, yalnızca akaryakıt satışı yapmadıklarını, yıkama ve yağ değişimi gibi hizmetleri de müşterilene sunduklarını anlattı. Kendileri için hizmet kalitesinin öncelikli olduğunu belirten Paşa, “Sunduğumuz hizmetleri öncelikle üniversite bünyesindeki herkese yaşam kolaylığı sağlamak hedefiyle yürütüyoruz” dedi. “Yalnızca üniversitemiz bünyesine hizmet veren bir kuruluş değiliz. Özellikle Dikmen bölgesinden fazlaca müşterimiz var” diyen Paşa tüm müşterilerin hizmetlerinden memnun kaldığını ifade etti. 02 Mar t 2012 Cuma KISA... KISA... KISA... Marmara Üniversitesi ile üniversitemiz arasında işbirliği M armara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. M. Zafer Gül ile Yakın Doğu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ümit Hassan’ın imzaladığı İşbirliği Protokolu, akademik işbirliğinin bütün esas, işbirliği prensipleri, kadro desteği, altyapılardan yararlanma projeksiyonlarını kapsıyor. Protokol ile Marmara Üniversitesi, ilke olarak, öğretim kadrolarından, Yakın Doğu Üniversitesi’nin yararlanmasını kabul etmiş oluyor.Yakın Doğu Üniversitesi, gerekli ve uygun gördüğü fakülte ve birimler için, Marmara Üniversitesi’nin “daha iyi hizmet verme” amacı doğrultusunda tam bir mutabakat ve dayanışma anlayışı içerisine girmiş bulunuyor. Kütüphane, konferans salonları, simültane tercüme sistemlerinde ortaklaşa faaliyet göstermek; ortak kültürel, sanatsal ve sportif çalışmalar yapmak; ortak konferans, seminer, panel ve sempozyumlar düzenleme konuları da protokol ile anlaşma zeminine konulmuş bulunuyor. Protokol, dört yıl için geçerli. Ancak dönem sonunda taraflardan birinin sona erdirme talebi olmadığı takdirde aynı süre için yenilenmiş sayılıyor. Sayfa 7 NOSTALJİ 25 Temmuz 1997, Yakın Doğu Üniversitesi Mezunlarımız “Oldukça sağlam bir temel aldım” N evzer Koçdağ, 2006 yılında Yakın Doğu Üniversitesi İletişim Fakültesi, Radyo Televizyon Sinema Bölümü’ne başladı. 2010 yılında üniversitemizden başarılı bir şekilde mezun oldu. Ardından, Bahçe Şehir Üniversitesi Reklamcılık ve Tanıtım Yüksek Lisans Programı’na başladı. Eğitimine devam eden Koçdağ, Yakın Doğu Üniversitesi’nde aldığı eğitimin yüksek bir temel olduğunu, aldığı bu temelle devam ettiği eğitimde hiç bir zorluk yaşamadığını ifade ediyor. Koşdağ’ın bundan sonraki hedefi, yüksek lisans eğitimini de başarı bir şekilde bitirmek ve hem akademik alanda hem de çalışma hayatında başarılarını sürdürmek. Kalp ritm bozukluklarına kesin çözüm K alplerinde ritm bozukluğu bulunan ve ilaç tedavisine cevap vermeyen hastaların tedavileri dünyada çok az merkezde uygulanabilen “dondurma” yöntemi kullanılarak Kuzey Kıbrıs’ta Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi’nde yapılıyor. Üniversitemiz Hastanesi Hasta İlişkileri ve Dış İlişkiler başkanı Ahmet Savaşan Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi’nin açılmasıyla birlikte Kuzey Kıbrıs’ta ve dünyada, Avrupa standartlarının üzerinde sunduğu sağlık hizmetleri, düşük fiyat avantajı ve bekletmeden tedavi verebilme kabiliyetiyle önemli bir merkez olduklarını anlattı. Gazi Yüksel’in Arşivinden Haftanın Fotoğrafı Prof. Dr. Besim yardımcı editör Y akın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Başkanı Prof.Dr.Hasan Besim Türkiye Meme Hastalıkları Dernekleri Federasyonu yayın organı Meme Sağlığı Dergisi (The Journal of Breast Health) de Yardımcı Editör görevine getirildi. Meme Sağlığı Dergisi, meme sağlığı ve hastalıkları konusunda Türkiye’de yayınlanmakta olan, yayın hayatının 6. yılına girmiş bir dergi. Ayrıca dergi, EBSCO Publishing, TÜBİTAK, Index Copernicus ve Türk Yayım Dizisi gibi kuruluşların kapsamına alınmış, Pubmed ve Science Citation Index’e girme işlemleri yapılmasıyla dikkat çekiyor. Fotoğraf: Gazi Yüksel Sayfa 8 02 Mar t 2012 Cuma Öğrenmeyi hayata yaymak ya da Yaşam Boyu Eğitim Tezgül TUNALA Ü niversitemiz akademik personelinin araştırma projelerinden biri de yaşam boyu eğitim üzerine. Çalışmanın koordinatörlüğünü Hüseyin Uzunboylu yürütüyor. Uzunboylu Barselona’da düzenlenen ilgili konferansa da üniversitemiz adına katıldı. 4. Eğitim Bilimleri Konferansı 45 ülkeden yaklaşık 300 katılımcıyla 2-5 Şubat 2012 tarihleri arasında Barselona Üniversitesin de gerçekleşti. Konferansın yönetim kurulu üyesi ve genel koordinatörü Hüseyin Uzunboylu Yakın Doğu Üniversitesi’nin Kıbrıs sınırlarının dışına çıktığını belirterek Türkiye ile olduğu gibi, Avrupa’yla da çalışma ortaklığı kurulan üniversiteler arasında yer aldığını söyledi. Uzunboylu ‘Yaşam boyu öğrenme kongresinde toplanma amacımız tüm yaş gruplarındaki insanların yüksek kalitedeki öğrenim olanaklarına, çeşitli öğrenim deneyimlerine eşit ve açık biçimde erişim sağlamalarını kolaylaştırmak ve bunun yollarını tartışmak’ dedi. Esas görevlerinin Yakın Doğu Üniversitesi’ni her ülkede en iyi şekilde temsil etmek olduğuna dikkat çeken Uzunboylu üniversitemizi bu tür konferanslarda iş biriliği yapılan kurumlar arasına katarak, bunu başarmaya çalıştıklarını ifede etti. YENİLİKÇİ ÖĞRENME FIRSATLARI 4. Eğitim Bilimleri Konferansı 45 ülkeden yaklaşık 300 katılımcıyla 2-5 Şubat 2012 tarihleri arasında Barselona Üniversitesin de gerçekleşti. ‘Bilgi çağı’ olarak kodlanan günümüz dünyasında yaşam boyu öğrenme projesi ülkeden ülkeye hareket ederek toplum içinde bireysel olarak gelişmeyi hedef alıyor. Kişisel ve sosyal amaçlı öğrenimin yanı sıra insana ve bilgiye daha çok yatırım yapma, dijital okuma yazma dahil olmak üzere temel bilgi ve becerilerin kazanılmasını teşvik ederek, esnek ve yenilikçi “Başka Bir Dünya” Ü niversitemiz Diş Hekimliği fakültesi öğrencilerinden Sevgin Şen’in, şiirlerini topladığı kitap yayınlandı. Şiirlerini, ilgi duyan herkes ve tüm arkadaşlarıyla paylaşmak istediğini belirten Şen, kitabının yayınlanmasından heyecan duyduğunu söyledi. Kitabının tanıtım yazsısnda, “Merhaba bile diyemiyorken, onun senin olabileceğini hayal etmekti… Aşk…” ifadesini kullanan Sevgin Şen, en sevdiği şiirinin “Başka Bir Dünya” isimli çalışması olduğunu belirtti. “ Başka Bir Dünya ” Uzaklarda bir yerlerdeyim, Çok uzaklarda... Burada bir başka doğuyor güneş, Bir başka batıyor... Bulutları bile bambaşka buranın, Bambaşka bir dünya... Yeni bir kitabı okumaya başlar gibi Başlıyorum tekrar hayatıma. Sensiz bir güne açarken gözlerimi, Mutlu muyum yoksa hüzünlü mü… bilmiyorum... Sahibi, Yakın Doğu Üniversitesi Adına Dr. Suat İ. GÜNSEL Genel Yayın Yönetmeni Fatma TÜRKKOL gazete@neu.edu.tr • http://www.neu.edu.tr/ • http://www.facebook.com/universitegazetesi Haber Merkezi Mizanpaj Yiğit Er YİĞİT Sander KAHVECİ - Ferda AŞIROĞLU - Emin KAHRAMAN - Cankut TAŞTAN - İdris GERMİYANOĞLU öğrenme fırsatlarını genişletme anlamında katkı yapacak sonuçlara ulaşmak için yaşam boyu öğrenme konferansı düzenleniyor.