Sayı 4
Transkript
Sayı 4
CMYK CMYK CMYK CMYK CMYK CMYK CMYK CMYK CMYK CMYK CMYK CMYK CMYK CMYK CMYK CMYK MERHABA Üç ayda bir yay›mlan›r. Y›l:2 Say› 4 Temmuz-A¤ustos-Eylül 2007 ISSN:1307-0800 Uluda¤ Kebapç›s› Ad›na ‹mtiyaz Sahibi Cesim YOLUDO⁄RU Sorumlu Yaz› ‹flleri Müdürü Burak ULUDA⁄ Yay›na Haz›rlayan ve Yay›n Koordinatörü Recep Peker TANITKAN tanitkan@gmail.com Dördüncü sayımızla sizlerle buluşmaktan çok mutluyuz. Yine keyifle okuyacağınız konulara yer vermeye çalıştık. Bildiğiniz gibi her sayıda bir şubemizi ayrıntılı olarak sizlere aktarıyoruz. Bu sayıda da İstanbul'da Florya şubemize yer verdik. Yeşil ile mavinin kucaklaştığı, muhteşem deniz ve orman manzarasının bir arada bulunduğu, hemen yanındaki Atatürk Köşkü ve Atamızın birçok kez denize girdiği plajla birlikte Florya şubemizi Recep Peker Tanıtkan objektifinden sizlere aktardık. Ayrıca içinde bulunduğumuz sıcak yaz günlerinde, büyük bir zevkle yapılabilecek dalış sporuna ve ülkemizin cennet köşelerinden biri olan Fethiye Ölüdeniz'e yer verdik. Sağlık Editör Zeynep TANITKAN Ayflenur ERKMEN Foto¤raflar Recep Peker TANITKAN Sayfa Tasar›m› Özlem TÜRKMEN Renk Ayr›m› Harun EFE Kapak Tasar›m› Berrin NACAR Adres: Uluda¤ Kebapç›s› Denizciler Caddesi No: 54 06240 Ulus - ANKARA Tel: (0312) 309 04 00 (4 hat) Fax: (0312) 312 18 19 www.uludagkebap.com.tr Tasar›m-Bask› bölümümüzde ise ilginizi çekeceğini düşündüğümüz diş hekimliğinde hipnozla tedavi ve son zamanlarda gündemde olan hastalıkların teşhisinde gen testini uzmanların gözüyle size sunuyoruz.. Ve son olarak sizlere altıncı şubemizin müjdesini ilk defa dergimizden vermek kısmet oldu. Çankaya Oran'da Panora alışveriş merkezindeki yeni şubemiz, Uludağ Et Lokantası olarak ekim ayında hizmete girecek. Diğer şubelerimizde olduğu gibi aynı kalitede hizmeti ve lezzeti sizlere Çankaya'da Oran'da da sunacağız. Yeni şubemizin de heyecanıyla biz yazında yoğun bir şekilde çalışmaya devam edeceğiz. Hepinize sağlıklı ve mutlu bir yaz diliyoruz. Bir sonraki sayımızda görüşmek üzere… ULUDAĞ Ailesi www.rekmay.com.tr Dergideki reklamlar›n sorumlulu¤u firmalara, yaz›lar›n sorumlulu¤u yazarlar›na aittir. Bu yay›n›n bir bölümü ya da tamam› yay›nc›s›n›n izni olmaks›z›n ço¤alt›lamaz ve yay›nlanamaz. ‹Ç‹NDEK‹LER 08 Lezzet Duraklar› ULUDA⁄ 10 ‹stanbul’daki Uluda¤ FLORYA ULUDA⁄ ET LOKANTASI 16 Uluda¤ Et Lokantas› FLORYA EK‹B‹ 18 Uluda¤ Et Lokantas› Lezzetleri KEBAPLAR, TATLILAR, MEZELER 22 23 24 Çocuklar ULUDA⁄’› Seviyorlar... Çocuklar ULUDA⁄ ‹çin Neler Yazd›lar... K›z›l›rmak'ta Tarihi ve Do¤as›yla OSMANCIK 32 Osmanc›k'›n Meflhur Lezzeti SIRIK KEBABI 24 66 44 56 Hititler'in Baflkenti HATTUfiA 36 Yeflille Mavi’nin Dans› ÖLÜDEN‹Z VE BELCEKIZ 40 Aflk ve Dans›n Ülkesi MAURITIUS 44 Dünyan›n En Bilinen Markas› COCA-COLA 50 40 Oran’da Yeni Mekan ULUDA⁄ EK‹M’DE PANORA’DA 26 34 36 62 54 26 34 50 18 Sinirleri Sakinlefltiren Tafl SAF‹R 52 Sa¤l›k B‹TK‹LERLE GELEN SA⁄LIK 54 Diyet Yapanlar›n Vazgeçilmez mMyvas› K‹RAZ 56 Diflhekimli¤i Prati¤inde H‹PNOZ 60 Hastal›klara Çözüm GEN TEST‹ 62 Aflk Kadar S›cak, fieytan Kadar Siyah KAHVE 66 Denizalt›n› Keflfetmek DALIfi 70 72 ULUDA⁄ ‹çin Neler Yazd›lar Onlar Uluda¤’› Yaln›z B›rakmad›lar GÖRÜfiLER 60 10 22 ULUDA⁄’›n Lezzet Duraklar› Uluda¤ Kebapç›s›-Ulus 1956 y›l›nda Denizciler Caddesi’nde dört masal› küçük bir lokanta olarak hizmet vermeye bafllayan ULUDA⁄ KEBAPÇISI kaliteye ve lezzete ad›n› vererek müflterilerinin be¤enisi ile geliflimini sürdürmüfltür. Bu geliflim 2 katl› 250 kiflilik lokantas›na geçifline sebep olmufltur. 40. hizmet y›l›na girerken de müflterilerinden ald›¤› güvenle Denizciler Caddesi’ndeki yeni ve modern binas›na tafl›nm›flt›r. Uluda¤ Et Lokantas› Çayyolu Yeni asr›n ilk senesinde 2001 y›l›nda Çayyolu Bangabandhu Caddesi’nde hizmete girmifltir. 400 kiflilik salonu ve 450 kiflilik bahçesi aç›k ve kapal› çocuk oyun alanlar›yla baflkentimizin flehir merkezi d›fl›nda yaflayan de¤erli müflterilerine de Uluda¤ kalitesini sunmaktad›r. Çayyolu Uluda¤ Et Lokantas›, Uluda¤ Kebab’›n yan›s›ra ifltah›n›z› kabartacak di¤er et çeflitleri, birbirinden lezzetli meze, zeytinya¤l›, ara s›cak ve tatl› çeflitlerini de bulabilece¤iniz menüsü ile hizmetinizdedir. Bangabandhu Bulvar› No: 99 Çayyolu / ANKARA Tel: (312) 240 44 88-89 Fax: (312) 240 97 00 Denizciler Cad. No: 54 Ulus / ANKARA Tel: (312) 309 04 00 (pbx) Fax: (312) 312 18 19 Uluda¤ Kebapç›s›-Armada Gün boyu al›fl-verifl öncesi ve sonras› rahat ve kaliteli bir restoranda yemek arzu eden müflterilerine hizmet vermek amac›yla 2002 y›l›nda 350 kiflilik salonuyla sektöründe lezzete ve kaliteye ad›n› veren Uluda¤ hizmetini Armada Al›flverifl ve ‹fl Merkeziyle tan›flt›rm›flt›r. Uluda¤ Et Lokantas› Florya 800 kiflilik yemek salonu, 1200 kiflilik yeflillikler aras›nda deniz manzaral› bahçesi, kapal› ve aç›k oyun parklar›, 400 kiflilik kafeteryas› ve genifl otopark› ile hizmet vermektedir. Ayr›ca özel toplant› ve yemekleriniz için tüm teknik ekipmanlarla donat›lm›fl projeksiyon ve slayt gösterilerinizi sunabilece¤iniz salonu ve buna ba¤l› teras› ile mavinin ve yeflilin kucaklaflt›¤› do¤al güzelliklerin lezzetle birleflti¤i ULUDA⁄ ET LOKANTASI kaliteyi ve hizmeti FLORYA' da sunuyor. ‹stanbul Cad. No: 12 Florya / ‹STANBUL Tel: (212) 624 95 90 Fax: (212) 579 86 24 08 Armada ‹fl Merkezi 6/166 Sö¤ütözü / ANKARA Tel: (312) 219 12 40 (pbx) Fax: (312) 219 12 44 Uluda¤ Et Lokantas› Küçükyal› 2003 y›l›nda hizmet vermeye bafllayan 300 kiflilik iki ayr› salonu, adalar manzaral› 130 kiflilik teras› ve 120 kiflilik bahçesi ile kapal› çocuk oyun odas›yla aran›lan lezzeti ve kaliteyi KÜÇÜKYALI ULUDA⁄ ET LOKANTASI Anadolu yakas›nda da sunuyor. Sahil Yolu No: 90 Küçükyal› / ‹STANBUL Tel: (216) 417 17 00 (216) 417 67 25 Fax: (216) 417 68 12 FLORYA ULUDA⁄ ET LOKANTASI ‹stanbul Florya'da denize s›f›r, Florya Atatürk Köflkü'nün hemen yan›nda yer alan Uluda¤ Et Lokantas›n›n 800 kiflilik salonu bir saray yavrusu gibi . Salonda bulunan 75 bin tafltan yap›lan bir tonluk avize görülmeye de¤er. Yeflille Mavinin Kucaklaflt›¤› Mekan ULUDA⁄ ET LOKANTASI Kaliteli Hizmet, lezzetli yemek ve konuklar›n mutlak memnuniyetini temel ilke edinen Uluda¤ Et Lokantas›; yeflil ile mavinin kucaklaflt›¤› Florya'da, Marmara Denizi ve Atatürk Köflkü manzaras› ile eflsiz bir ayr›cal›¤›n mekan›. Ailenizle ve dostlar›n›zla yeme¤inizi yerken muhteflem bir günbat›m›n› da seyredebiliyorsunuz. Lezzet Ayr›nt›larda Gizlidir D eneyimli dev kadrosu, zengin mönüsü ve y›llard›r de¤iflmeyen lezzetiyle Uluda¤ Kebab›n›n yan› s›ra, ifltah›n›z› kabartacak di¤er et çeflitleri, birbirinden lezzetli meze, zeytinya¤l›, ara s›cak ve tatl› alternatifleri ile sizlere muhteflem lezzetler ve unutulmaz anlar yaflat›yor. 800 kiflilik kapal› yemek salonu, 1200 kiflilik yeflillikler aras›nda deniz manzaral› bahçesi, kapal› ve aç›k çocuk oyun parklar›, 400 kiflilik kafeteryas› ve genifl otopark› ile hizmet veren Florya Uluda¤ Et Lokantas›, özel toplant› ve yemekleriniz için; tüm teknik ekipmanlarla donat›lm›fl projeksiyon ve slide gösterilerinizi sunabilece¤iniz kurumsal hizmetler de sunuyor. Ayr›ca kafeteryas›nda her sabah sizi için özenle haz›rlan›p sunulan kahvalt› alternatifleri ile kahvalt› keyfinize keyif kat›yor. O ‹stanbul Cad. No: 12 Florya / ‹STANBUL Tel. : 0 212 624 95 90 (4 Hat) Fax : 0 212 579 86 24 14 FLORYA ULUDA⁄ ET LOKANTASI EK‹B‹ Ölüdeniz ve Belcek›z F›rt›nal› bir günde, Yediburunlar önlerinde bir baba ile o¤ulun gemisini yakalam›fl azg›n sular, f›rt›nalar. O¤ul bilirmifl buralar› çünkü Belcek›z ad›nda yörede yaflayan bir k›za sevdal›ym›fl. Kayalara yaklafl›rlarsa bir koya girebileceklerini ve f›rt›nadan kurtulacaklar›n› söylemifl babas›na. Baba ise, kayalara çarp›p parçalanacaklar›n›, buralarda koy olmay›p yalç›n kayal›klar bulundu¤unu iddia eder dururmufl. Aralar›nda öyle fliddetli bir itifl-kak›fl bafllam›fl ki, baba tam kayalara çarpacaklar›n› sand›¤› an, o¤lunu bir kürek vurufluyla denize at›p dümene geçmifl. Bir de bakm›fl ki deniz dönüyor, dümdüz, çarflaf gibi bir koya dönüflüyor. Baba gemisiyle bu koya s›¤›nm›fl. Gemisi ve yükleri kurtulmufl ama o¤lunun da ölüsüne yanm›fl tutuflmufl. Günlerce yas tutmufl, denize a¤lam›fl. Gözyafllar›, hayk›r›fllar› boncuk boncuk kumsallardan sekerek karfl› yamaçlar› sarm›fl. Belcek›z sevgilisinin öldü¤ünü duymufl ve kendisini denize atarak sevgilisine kavuflmay› düfllemifl. O günden sonra, o¤ulun öldü¤ü yere Ölüdeniz ve k›z›n öldü¤ü yere de Belcek›z denmifl. Uluda¤ Et Loka ntas› Lezzetleri Kebaplar 18 Tatl›lar 19 Mezeler 20 21 Çocuklar Uluda¤’› Seviyorlar... Çocuklar Uluda¤ ‹çin Neler Yazd›lar... U luda¤ için çocuklar, çocuklar için de Uluda¤! Çocuklar›n ve çocuklu ailelerin sadece eflsiz lezzetleri için de¤il, Uluda¤ Lokantalar›nda geçirdikleri keyifli saatler için her zaman ilk tercihleri olan adres. 4 mevsim aç›k ve kapal› oyun alanlar›, televizyon odalar›, bebek bak›m ve emzirme odalar› her yafltan çocu¤un rahat›na öncelik vermektedir. Dileyen çocuklar çizgi film izlerken, güvenlik standartlar›na uygun özenle seçilmifl ithal oyuncaklar da, farkl› e¤lenceler arayan çocuklar için yine Uluda¤’da. Verdi¤i her hizmet ile “en iyiler” aras›na girme baflar›s›n› daima gösteren Uluda¤, bas›nda “çocukla gidilebilecek en iyi 10” aras›nda bulunmaktan da gururludur. O 22 23 ULUDA⁄ EK‹M’DE PANORA’DA 4.000.000 kiflinin yaflad›¤› Ankara'n›n, 800.000 kiflilik nüfusu ile en kalabal›k ve gelir seviyesi en yüksek ilçesi olan Çankaya'da, flehrin en yüksek iki tepesinin birleflti¤i vadinin aras›nda yer alan milletvekilleri eski lojmanlar›nda; yeni bir al›flverifl ve yaflam merkezi do¤uyor. 170 ma¤azas›, 2 bin 500 araçl›k otopark›, 11 salonlu sinemas›, hipermarketi, e¤lence ve spor merkezleri ile O'nun Ad› PANORA… Yeni al›flverifl merkezi içerisinde Lokantac›l›k sektöründe Türkiye’nin en büyük markalar›ndan olan Uluda¤ yar›m as›rl›k tecrübesiyle ve doyumsuz lezzetleriyle Uluda¤ Et Lokantas› olarak 4 Ekim’de hizmete girecektir. K›z›l›rmak'ta Tarihi ve Do¤as›yla OSMANCIK Çorum'un kuzeyinde bulunan ilçemiz, K›z›l›rmak üzerinde Osmanl› döneminin önemli bir ulafl›m noktas›nda yer almaktad›r. Günümüze eski mimarl›k ürünlerinden ço¤unu yitirmifl olarak gelebilmifltir. Kentteki eski sit dokusunun ortadan kalkmas›nda K›z›l›rmak fay hatt› boyunca meydana gelen depremlerin etkisi çok olmufltur.. FOTO⁄RAFLAR: Recep Peker TANITKAN l›rmak üzerindeki 15 gözlü köprü simgelefltirir. Tarihi ipek yolunda önemli bir geçifl merkezi olan Osmanc›k ilçesinde Hititler de uygarl›k kurmufllard›r. Bu döneme ve daha baflka dönemlere ait baflta Kandiber Kalesi olmak üzere bünyesinde birçok tarihi eser bar›nd›rmaktad›r. Türbeleri, çeflmeleri, hamam›, kitabesi, köprüsü ile halen uçsuz bucaks›z bir tarihe tan›kl›k etmektedir. Gölbel Gölü (Dipsiz Göl) AKfiEMSEDD‹N CAM‹‹ VE MEDRESES‹ Fatih Sultan Mehmet 'in hocas› Akflemseddin ad›na yap›lm›fl ve kendisinin burada ders verdi¤i için o isimle an›lan bir camidir. Kandiber Kalesi ete¤inde koruma alan› içinde bir eserdir. Halen ibadete ve ziyarete aç›k olan bir camidir.. KOCA MEHMET PAfiA HAMAMI Cesim Yoludo¤ru’nun do¤du¤u köy. Zeytinderesi Konaca Köyü O smanc›k, “K›rkdilim” denen dibi ve tepesi a¤açlarla kapl›, zaman zaman sarp, ç›plak kayalar›nda an›tsal ma¤ara mezarlar› bulunan bir geçitle Çorum'a ba¤lan›r. Buradan da da¤l›k ve engebeli bir araziden geçilerek K›z›l›rmak'a ulafl›l›r. Roma ve Bizans ça¤›nda Osmanc›k “Pimolisene” ad›yla bilinen bir merkezdi. Kasaba, gidiflgelifli denetleme alt›nda bulundurma, vergi gümrük gibi konular›n sa¤lanabilmesi için “müstahkem” hale getirilmifltir. Bu amaçla ›rmak kenar›ndaki eski kentin kuzey-do¤usundaki ka- 28 yal›klar kale görevini üstlenmifltir. Bu dönemlerden kalma kale surlar›, günümüzde de görülebilmektedir. Selçuklu devri Feodal idaresi döneminde, Sivas, Tokat ve Kastamonu'nun al›nmas› s›ras›nda, Osmanc›k da Daniflmentli ülkesine kat›lm›flt›r. Daniflmentlileri izleyen Selçuklu egemenli¤inden sonra, Osmanc›k'›n Osmanl› ülkesine kat›lmas›, XIV.y.y. sonlar›nda (1389), Y›ld›r›m Bayez›d taraf›ndan olmufltur. Osmanc›k kentini, ›rma¤›n sa¤ k›y›s›ndan içerlere do¤ru uzanan kaya kitleleri, kale ve K›z›- Koca Mehmet Pafla'n›n Osmanc›k'ta yapt›rd›¤› iki hamamdan günümüze kalm›fl olan›d›r. XV.yüzy›lda Koca Mehmet Pafla taraf›ndan yapt›r›lm›fl olan hamam halen kullan›lmaktad›r. Ancak oldukça bak›ms›zd›r ve onar›ma ihtiyac› vard›r. Afi‹L'‹N MEZARI Truva kahraman› Akhilleus (Aflil) mezar› Osmanc›k ilçesinin Adatepe mevkiinde bir alanda bulunmaktad›r. Osmanc›k ilçesini uluslaras› turizme kazand›rmak ve genifl halk kitlelerine tan›tmak amac›yla, mitolojik bir kahraman olan Aflil'in an›s›n› sembolize eden bir an›t bulunmamamaktad›r. >>> ÇELT‹K CENNET‹ OSMANCIK ‹lçede ‹lçede çeltik çeltik tar›m›n›n tar›m›n›n yar›m yar›m as›ra as›ra yak›n yak›n bir bir geçmifli geçmifli vard›r. K›z›l›rmak havzas› içerisinde Tosya'da Devrez Çay› etraf›nda bafllayan çeltik tar›m› zamanla ›rmak boyunda yayg›nl›k kazanm›flt›r. K›z›lrmak ak›fl rejimi düzensiz bir nehirdir. Ancak çal› ve betonarme bentler yap›larak çeltik tarlalar› sulanabilmifltir.Bu bentlerin ›rmak boyunca artmas›yla çeltik tar›m› da artm›flt›r.Çeltikle ilgili ilk sanayide yine Kastamonunun Tosya ilçesinde kuruldu¤undan uzun y›llar bölgede yetiflen prinç “Tosya pirinci” ad›yla ülke pazar›na girmifltir. Ancak bu gün gerek ekim alan› gerekse üretim miktar› olarak bölgede en büyük pay Osmanc›k ilçeilçesinindir. Osmanc›k'da 6 adet çeltik fabrikas› ve tüccarlar› ile bölgenin d›fla aç›lan pazar›n› elinde bulundurmaktad›r. Osmanc›k ayn› zamanda münavebesiz olarak sürekli çeltik tar›m› yap›lan K›z›l›rmak vadisindeki Laçin, Dodurga, Karg›, Boyabat ve Dura¤an ilçelerinin tam ortas›nda bulunmas› sebebiyle istikrarl› bir üretim ve ürün arz›na sahiptir. Bölgeye d›flardan gelen tüccarlar al›m ba¤lant›lar›n› büyük çapta Osmanc›k ta yapmaktad›r. KOYUNBABA TÜRBES‹ BALTACI MEHMET PAfiA ÇEfiMES‹ Hac› Bektafl Veli'nin ça¤dafl› olan Koyunbaba 13.yy.'da yaflam›fl bir Türk Velisi olup türbesi Osmanc›k'tad›r. ‹lçenin deprem kufla¤›nda yer almas› nedeniyle türbe de Koyunbaba Köprüsü gibi birkaç defa restorasyon görmüfl, orijinal halinden hayli uzaklaflm›flt›r. D-100 uluslararas› karayolu kenar›nda olmas› nedeniyle halen s›k ziyaret edilmektedir. Bu bölgede Mant›k Baba ve Küfltereci Baba türbeleri de bulunmaktad›r. Ulu Camii mahallesinde, Ulu Camii'nin karfl›s›ndad›r. Baltac› Mehmet Paflan›n yapt›rd›¤› çeflmelerden geriye kalabilmifl tek örnektir. Yaz›t›na göre 1117 H. (1705) tarihini tafl›maktad›r. Malzemesi kesme taflt›r. Yol seviyesinin yükseltilmesi ile yap›n›n alt k›sm›, hemen kemer üzengilerine dek topra¤a gömülmüfltür. Tek musluklu olarak yaz›lm›fl çeflme, bak›ms›zd›r. Çeflmeye dek uzayan kald›r›mla, yol aras›na s›k›flm›fl izlenimini veren bir konumdad›r. Baltac› Mehmet Pafla'n›n yapt›rd›¤› dört çeflmeden, bir tanesinin de yaln›z yaz›t› günümüze ulaflabilmifltir. O KOYUNBABA KÖPRÜSÜ Osmanl› döneminde Sehzade II.Beyaz›d taraf›ndan 1491 y›l›nda yapt›r›lan köprü K›z›l›rmak üstünde halen iki yaka aras›nda geçit görevini yerine getirmektedir. Zaman içinde birkaç defa restorasyon geçirmifl olan köprünün flu an baz› gözleri kapal›d›r. Köprünün çevre düzenlemesi ile ›rmak kenar›nda bir sahil fleridi oluflturulmufltur ‹MARET CAM‹ VE MEDRESES‹ Osmanc›k’da günümüze ulaflabilmifl en eski yap›lardan biri de Koca Mehmet Pafla Cami di¤er ad›yla ‹maret Camidir. Anadolu Selçuklu dönemi mimarisini günümüze kadar getirmifl ender tarihi eserlerden biri olan cami 1430-1431 y›llar›nda Beylerbeyi Koca Mehmet Pafla taraf›ndan yapt›r›lm›flt›r. Orijinal dokusuna sad›k kal›nmaya çal›fl›larak birkaç defa onar›m görmüfltür. OSMANCIK (KAND‹BER) KALES‹ Rivayete göre Hititliler döneminde yap›lan kale, Fiflekçi Kayas› üzerinde bulunmaktad›r. Osmanc›k'›n en temel tarihi simgelerinden olan kalede o döneme ait hamam ve kahve gibi kal›nt›lar›n izleri hala durmaktad›r. Kalenin önünde silueti bozan yap›lar›n iki kattan yüksek k›s›mlar›n›n y›k›larak cephe giydirmelerinin yap›lmas› ve kalenin dokusuna uydurulmas› için devlet deste¤i gerektirmektedir. Ü lkemizin bir çok yöresinde çeflitli flekillerde yap›lan çevirme Çorum'un Osmanc›k ilçesinde de yüzy›llardan beri yap›lmaktad›r. Osmanc›k'›n özellikle da¤ köylerinde yap›lan çevirme di¤erlerinden farkl› özellikler gösterir. Çevirmenin di¤er ismi S›r›k Kebab›'d›r. Bu ismin verilmesinin sebebi kebap yap›lacak hayvan›n s›r›¤a geçirilecek olmas›d›r. KEBABIN YAPILIfiI: Çevirme 120-130 cm geniflli¤inde ve 70-80 cm derinli¤inde, hemen hemen ayn› yüksekli¤e sahip ocaklarda yap›l›r. Ocakl›¤›n iki taraf›nda s›r›¤›n tak›laca¤› çiviler yada kancalar vard›r. Kuzunun tak›laca¤› s›r›k yaklafl›k 2,5 metredir. Çevirme yap›labilmesi için herhangi bir küçükbafl hayvan gereklidir. Kuzu, koyun, keçi, gibi hayvanlar kebap için kullan›labilir. Kebapl›k hayvan kesildikten sonra özenle yüzülür. Hayvan›n yüzülmesi s›ras›nda çok dikkatli olmak ve deri alt›na b›çak kaç›rmamak gereklidir. Özellikle döfl ve s›rt bölümünde aç›labilecek çok küçük y›rt›klar bile kebab›n yap›lmas›na engel olabilir. Osmanc›k'›n Osmanc›k'›n Meflhur Meflhur Lezzeti Lezzeti SIRIK KEBABI Hayvan›n iç organlar›n›n ç›kart›labilmesi için karn›nda uzunlu¤u bir kar›fl› geçmeyen, gö¤üs kemi¤ine kadar uzanan bir y›rt›k oluflturulur. Bütün iç organlar ç›kart›l›r, hayvan›n içindeki kan temizlenir ve s›r›¤›n ince taraf› boyundan ç›kacak flekilde kebapl›k hayvan s›r›¤a geçirilir. Öne do¤ru uzanan arka bacaklar geriye do¤ru döndürülür ve ba¤lan›r. Hayvan›n boynu da s›r›¤a ba¤lan›r. Ön bacaklar ilk eklem yerinden kesilir ve gö¤üs k›sm›nda aç›lan iki adet deli¤e yerlefltirilir. Bunlara sokma ad› verilir. Hayvan›n s›r›¤a ba¤lanmas›n›n sebe- bi ileri geri hareket etmeyi önlemektir. Ayr›ca s›r›¤›n kal›nl›¤› hayvan›n büyüklü¤üne göre de¤iflir. Kar›ndaki aç›k olan yerden hayvan›n içine tuz, biber, dilimlenmifl domates, so¤an, kekik gibi baharat ve lezzet veren sebzeler at›l›r. Kar›ndaki aç›k olan yer, ucu inceltilmifl ve kuru bir f›nd›k a¤ac› ile özel bir yöntemle dikilir. Dikifllerin aras› 3-4 cm'dir. Bu a¤aç parçalar›na s›¤l›k ad› verilir. Karn› dikilerek haz›rlanan kebapl›k iki veya üç adet gül tak›larak haz›r hale gelir. Gül, hayvan›n kolundan buduna uzanan bir yafl k›z›lc›k a¤ac› üzerine dizilmifl, iri bir ceviz büyüklü¤ündeki kuyruk ya¤›na denir. Gül takmadaki amaç zay›f hayvanlar›n atefle dayanmas›n› ve kebab›n üzerinin kurumas›n› önlemektir. Kebab›n alt›na akacak ya¤›n yere düflmemesi için özel tepsiler yerlefltirilir. En son yap›lan bu ifllemden sonra kebap oca¤a koyulur. Tepsilerin içine birer bardak su koyularak yanmalar› engellenir. Kebab›n daha iyi piflmesi için ocak önceden yak›lm›flt›r. Atefl kebab›n alt›na de¤il ocakl›¤›n karfl› köflelerine yak›lm›flt›r. Atefl karfl›da oldu¤u için piflme süresi, hayvan›n büyüklü¤üne göre 4 ile 6 saat aras›nda de¤iflen uzun bir zamand›r. Ocakta ç›ral› ve ham çam odunu kullan›l›r. Kebap oca¤a koyulduktan sonra en az bir saat ham odunlarla a¤›r ateflte yap›l›r. Daha sonraki saatlerde atefl güçlendirilir. ‹lk bafltan itibaren güçlü ateflle yap›l›rsa kebab›n d›fl› pifler içi çi¤ kal›r. Bu olaya kebab›n kartmas› denir. Piflmenin çok iyi olmas› için a¤›r ateflle bafllamak ve çok yavafl çevirmek gereklidir. Ayr›ca kebab›n yap›ld›¤› yerin de çok s›cak olmas› gereklidir. S›k s›k kap›, pencere aç›lmamal›d›r. Kebab›n güzelli¤i ocakç›n›n ve çevirenin elindedir. Kebap piflti¤i zaman s›rttan do¤ru etler patlamaya bafllar. Piflip piflmedi¤inin anlafl›lmas› için kürekler içe do¤ru aç›l›p kapat›larak kontrol edilir. Bir di¤er kontrol yöntemi de but k›sm›na b›çak sokularak kokunun ve akan s›v›n›n incelenmesidir. Akan s›v›da kan rengi varsa ve çi¤ kokuyorsa kebap piflmemifltir. Kebap pifltikten sonra hayvan›n karn›ndan s›rt›na kadar b›çakla y›rt›l›r. Buradan d›fla akan ve tuz suyu denilen su büyük bir tavaya al›n›r. Çevirme ifllemi devam ettirilir ve bu su bütün gövdeye yavafl yavafl yeteri kadar dökülür. Kebap ocaktan al›n›r ve alttaki tepsilerde biriken ya¤ ile tuz suyu derince bir kab›n içinde, so¤an ve domates ilave edilerek yeniden kaynat›l›r. K›vam›na gelince kaynatma ifllemi bitirilir. Bu s›v›ya serit ya¤› ad› verilir. Bir kebapl›k hayvan›n yaklafl›k iki litre kadar serit ya¤› ç›kar. O 33 Hititler'in Baflkenti HATTUfiA H attufla'n›n bulundu¤u Bo¤azkale, Çorum'a 83, Sungurlu'ya 28, Ankara'ya ise 209 km mesafededir. Hattufla'n›n Anadolu kültür tarihi içindeki konumu, baflkent oluflundan dolay› ‹mparatorlu¤un geliflimi ve önemiyle paraleldir. Kral I. Hattuflili Anadolu'da ilk kez merkezi bir krall›k kurarak genifl co¤rafi bölgeleri politik ve kültürel aç›dan etkisi alt›na alabilecek bir devlet oluflturmay› baflar›r. Yayl›mc› politikalar› her ne kadar onlar›n savaflç› karakterlerini vurgular gibi görünse de Hititler, pek çok bölgeyi antlaflmalar yoluyla vergi vermeye yükümlü k›lm›fl ve ba¤›ml› krall›klar iç ifllerinde belirli bir serbestlik içinde yaflayabilmifllerdir. Yeni kurulan Hitit Devleti'ne baflkent olan Hattufla, bafllang›çta 76 hektarl›k bir alan› kaps›yordu. M.Ö.14. yy. Hitit ‹mparatorluk döneminde flehir yaklafl›k olarak alt› kilometre uzunlu¤unda belirli aral›klarla yüksek kulelerle desteklenen tafl temelli, üst yap›s› kerpiç tu¤lalarla örtülü bir surla çevriliydi. fiehrin farkl› semtlerine girifl, sura aç›lm›fl an›tsal kap›lardan sa¤lan›- yordu. Ço¤u günümüzü kadar oldukça sa¤lam durumda ulaflm›fl olan, d›fl yüzünde aslan yontular› bulunan “Aslanl› Kap›” ile, iç yüzünde, silah tanr›n›n bulundu¤u “Kral Kap›s›”, bunlar›n en önemlileridir. Kentin güney ucundaki “Yer Kap›”, Hattufla'n›n en ilginç kal›nt›lar›d›r. Sur burada 20 metre yüksekli¤inde yapay bir s›rt üzerinden geçer. Yapay s›rt›n flehir d›fl›na bakan e¤ilimli yüzünün 250metre uzunlundaki kesimi kireçtafl› bloklarla kapl›d›r. Kesik piramit biçimli bu oluflumun en üstünde ortada yer alan Sfenksli Kap› ve hemen alt›nda Hattufla'n›n bugün içinden geçilebilen tek “Poterni” (tünel) vard›r. 71 metre uzunlu¤unda ve 3 metre yüksekli¤indeki poternden geçilerek sur d›fl›na ç›k›lmaktad›r. Hitit krallar›, ülkeyi bugün Büyükkale olarak adland›r›lan sarp kayal›k üzerinde oturan saraydan yönlendiriyordu. Tek bir yap›dan ibaret olmayan sarayda direkli galerilerle çevrilmifl avlular etraf›na dizilmifl büyüklü küçüklü yap›lardan oluflan kompleks, kral ve ailesinin yan› s›ra saray memurlar› ve “alt›n m›zrakl›lar” olarak adland›r›lan nöbetçi askerleri de bar›nd›r›yordu. Hattufla, Hitit ‹mparatorlu¤u'nun hem idari baflkenti, hem de ülkenin dini merkeziydi. Hitit metinlerinde Hattufla Ülke- sinden “bin tanr›l› ülke” olarak söz edilir. Bu tanr› bollu¤u ilginç bir gelenekten kaynaklan›r. Hititler di¤er ülkelerin, özelliklede yendikleri komflular›n›n tanr›lar›n› aras›na katmay› ye¤liyorlard›. Ayr›ca her flehrin koruyucu bir tanr›s› vard›. ‹mparatorlu¤un çeflitli flehirlerinde tap›n›lan bu tanr›lar içinde baflkentte pek çok tap›nak yapt›r›lm›flt›. Baflkent Hattufla'da bugüne kadar 31 tap›nak gün ›fl›¤›na ç›kar›lm›flt›r. Afla¤› fiehir'de ülkenin en yüksek tanr›lar› olan F›rt›na Tanr›s› ile Arinna'n›n Günefl Tanr›ças›na adanm›fl olan Büyük Tap›nak bulunur. Yaz›l› kaynaklara göre Hitit tap›naklar› yaln›z tanr›lar›n evleri de¤il ayn› zamanda kendi toprak ve ifllikleri olan ve özel personeliyle iflletilen kurumlard›. Yukar› fiehir'de tap›naklar yan›nda, kraliyet saraylar›n›n bulundu¤u Büyükkale'nin önünde, resmi ifllere ayr›lm›fl, baz› an›tsal yap›lar vard›r. Baflkentte “Hiyeroglifli Oda” ad› verilen mekanda Hitit Büyük Kral› II. fiuppiluliuma'n›n yapt›¤› iflleri anlatan yaz›t, türünün en iyi korunmufl örne¤idir. O 35 yalar›, plaj voleybolu, sürat tekneleri gibi akl›n›za gelebilecek aktivitelere kat›labilirsiniz. Ayr›ca Ölüdeniz giriflinde acentelerle anlaflarak Babada¤'›ndan paraflütle atlayarak Ölüdeniz'in eflsiz güzelli¤ini foto¤raflayabilirsiniz. Ölüdeniz'de bir gününüzü tekneyle gezintiye ay›rman›z gerekmektedir. Özellikle bu gezintiyi yapman›z› tavsiye ederiz. Bu teknelerle Kelebekler Vadisi, St. Nicholas Adas› gibi eflsiz bölgeleri görebilirsiniz. St Nicholas Adas›'na ç›k›p etraf› foto¤raflaman›z› isteriz. Çünkü bu gibi görüntüleri her zaman bulamayabilirsiniz. Ölüdeniz'e Fethiye flehir merkezindeki Minibüs garaj›ndan sabah›n erken saatlerinden gecenin geç saatlerine kadar düzenli olarak kalkan dolmufllarla ve Ölüdeniz Belediyesinin günde 4 kere düzenledi¤i otobüs seferleri ile ulafl›labilir. Ayr›ca özel araçlar, seyahat acentelerinin düzenledi¤i turlar ve kiral›k araçlarla da beldeye ulafl›m mümkündür. O T anr›n›n Dünyaya Ba¤›fllad›¤› Cennet olarak nitelendirilen Ölüdeniz, yaklafl›k 3 km'lik bir kumsala sahip bulunmaktad›r. Ölüdeniz'de aç›k ve koyu mavinin, aç›k ve koyu yeflilin iç içe geçti¤i bir renk armonisi içinde bulunman›n doyumsuz tad›, y›l›n on ay›nda ›l›k ve durgun suyu ile do¤al lagün görünümündeki do¤as› Ölüdeniz'in yerli ve yabanc› turistler taraf›ndan yo¤unlukla tercih edilmesinde en büyük etkendir. Fethiye flehir merkezinden 15 km uzakl›kta bulunan Ölüdeniz ve Belcek›z Plaj› birbirlerinden Kumburnu ile ayr›l›r. Bu bölge asl›nda 3 parçaya ayr›labilir. Ovac› Köyü, Hisarönü ve Ölüdeniz. Ovac›k Köyü ve Hisarönü e¤lence merkezleri ve otellerin bulundu¤u yerlerdir. Özellikle Hisarönü e¤lence ve al›flverifl için son derece güzeldir. Ayr›ca ertesi günün plan›n› yapmak için size epey bilgi verecek acenteler bulabilirsiniz. Ölüdeniz bir plajdan bekledi¤iniz bütün imkanlar› size sunar. Kano ile gezinti, kafeter- Aflk ve Dans›n Ülkesi MAURITIUS K ›rm›z›, siyah, yeflil ve mavi...Mauritius'un renkleri. Bu adada nereye baksan›z bu renk cümbüflü aras›nda kal›yorsunuz. Hayat›n ne kadar güzel oldu¤unu anlamak için mutlaka görülmesi gereken bir yer Mauritius. Mauritius Adas›, insanlar›n mutlu olmalar› için oluflmufl bir yer sanki. Daima gülen kad›nlar›n ve erkeklerin flark›lar söyleyerek Sega dans› yapt›klar›, ylang ylang a¤açlar›n›n kokusuyla sarhofl olduklar› ada, kendisini ziyaret eden herkesin bafl›n› döndürüyor. Afrika'n›n ve Hint Okyanusu'nun tüm çekicili¤ini alan bu aday› korumak ise mercan kayal›klar›n›n görevi olmufl. Öyle ki; adan›n çevresini saran mercan kayal›klar› onu okyanusun azg›n dalgalar›ndan koruyor. Mercan kayal›klar› ile adan›n aras›nda bulunan masmavi deniz adeta bir akvaryumu and›r›yor ve kumsal›nda uzananlar› derin bir maviye ça¤›r›yor. Denizin ça¤r›s›na uymamak imkans›z… Mauritius adas› tarihi boyunca birçok ülkenin egemenli¤ine girmifl ancak flimdi üze- rinde bu küçük adada, Hintliler, Afrikal›lar, Çinliler, Frans›zlar yafl›yorlar hem de bar›fl içinde. Umar›z bir daha ad›n› de¤ifltirmek zorunda kalmaz Mauritius. Çünkü bu isim adan›n o çekici haline çok uyuyor. Mauritius, kirlenmemifl ve kilometrelerce uzanan plajlar›, ince gümüfli kumu, genifl golf sahalar›, turkuaz gölleri çevreleyen hindistan cevizi a¤açl›klar› ve mercan kayal›klar›n›n çevreledi¤i denizi ile muhteflem. Mauritius lagünleri ve plajlar› dünyan›n en iyileri aras›nda yer al›yor. Mercan kayal›klar› ve plajlar aras›ndaki s›¤ kayalardaki do¤al güzellikleri, ola¤anüstü bir sualt› yaflant›s› Mauritius'u ayr›ca çekici k›l›yor. O 41 Dünyan›n En Bilinen Markas› ’n›n Tarihçesi C oca-Cola, yüz y›l› aflk›n bir zamand›r insanlar›n keyifle içtikleri alkolsüz içecek...19. yüzy›l›n sonlar›nda Dr. John Pemberton taraf›ndan icat edilen, ve bugün, saniyede 8000 flifle gibi muazzam bir tüketim rakam›na ulaflm›fl sihirli reniletici... Coca-Cola'n›n mucidi Dr. Pemberton, Atlantal› bir eczac›yd›. Pemberton, 8 May›s 1886 günü, evinin arka bahçesinde, üçayak üzerine yerlefltirdi¤i pirinç bir çaydanl›¤a koydu¤u çeflitli malzemeleri kar›flt›rd›¤› s›rada akl›nda bir a¤r› kesici icat etmek vard›. Pemberton, elde etti¤i kar›fl›m› kendisi de be¤enince bunu pazarlamay› düflündü. Limon, tarç›n, koka yapraklar› ve bir Brezilya bitkisi olan kola tohumlar›n›n kar›fl›m› ile elde edilen içecek ilk olarak Jacob's Pharmacy adl› eczanede 5 cent karfl›l›¤›nda sat›fla ç›kar›ld›... flifle civar›nda bir sat›fl hacmine ulaflm›flt›. 1886'n›n yaz aylar›yd›. Fena halde bafl› a¤r›yan bir müflteri, eczaneden içeri girdi ve eczac› kalfas›ndan bir flifle Coca-Cola istedi. Etkisini çabuk gösterece¤ine inand›¤›ndan olsa gerek, kalfadan, hemen orada bir flifle Coca-Cola haz›rlamas›n› istedi. Kalfa kar›fl›m› haz›rlad› ama üflendi¤inden, dükkan›n öteki taraf›ndaki içme suyundan kullanmak yerine hemen elinin alt›ndaki sodadan faydaland›. Bafl› a¤r›yan müflteri bu yeni kar›fl›m› içti ve çok be¤endi¤ini söyledi. Kalfan›n üflengeçli¤i sayesinde modern anlamda gazl›, köpüren CocaCola do¤mufl oldu. Coca-Cola logosunu ve ad›n› bulan ise Pemberton'un muhasebecisi Frank Robinson oldu. Tüm dünyan›n adeta beynine kaz›nan bu son derece hofl logoyu bizzat kendi elleriyle çizdi Robinson. >>> Coca-Cola'da o zamanlar içinde köpürmesini sa¤layan karbon asidi bulunmuyordu. Zamanla baflka eczaneler de, raflar›nda bu yeni içece¤i bulundurmaya bafllad›lar. Coca-Cola ilk günlerinde beyin ve sinir sistemine iyi gelen bir içecek olarak lanse ediliyordu. Bu dönemde günde ortalama dokuz 45 50 DOLARDAN 50 M‹LYON DOLARA Dr Pemberton, flirketin bir k›sm›n› Asa Candler adl› bir ifladam›na satt›. Sa¤l›k durumu kötüydü ve paraya ihtiyac› vard›. Coca-Cola'n›n toplam reklam ve tan›t›m masraflar› 76,96$ tutmufl ama elde etti¤i total kâr 50$'da kalm›flt›. Pemberton'un ölümünden sonra Coca-Cola'n›n tamam›, Candler taraf›ndan sat›n al›nd›. Coca-Cola, Candler'a sadece 2300$'a mal olmufltu. Candler, Coca-Cola'ya sahip oldu¤u dönemde büyük at›l›mlar gerçeklefltirdi. 31 Ocak 1893'te Coca-Cola ad›n› tescilledi. 1899'da büyük bir dolum ve flifleleme tesisinin aç›l›fl›n› yapt›. 1903'te Coca-Cola'n›n çeflitli rahats›zl›klara iyi geldi¤ine yönelik reklamlara son verildi. Root Glass Company'ye, bugünkü klasik cam fliflenin tasar›m›n› yapt›rt›. Sürekli olarak gazetelerde ve ilan panolar›nda Coca-Cola'n›n reklam›n› yaparak ürünün tan›t›lmas›n› sa¤lad›. Gazeteler arac›l›¤›yla halka bedava Coca-Cola kuponlar› vererek halk›n bu yeni içecekle tan›flmas›n› sa¤lad›. 1914 y›l›na gelindi¤inde Asa Candler, bu içecek sayesinde tam 50 milyon Dolarl›k bir servetin sahibi olmufltu. 1923'te, Asa Candler'›n 46 ölümü ile ailesi Coca-Cola'y›, Ernest Woodruff adl› bir giriflimciye, 25 milyon Dolar'a sat›ld›. Ernest Woodruff, flirketi o¤lu Robert'a verdi. Robert Woodruff, 1955'e kadar flirketin yönetim kurulu baflkanl›¤›n› bizzat yürüttü. Robert Woodruff zaman›nda ilk alt› fliflelik karton ambalaj piyasaya verildi. 1929 y›l›nda CocaCola'y› otomatik makinelerden al›p içmek mümkün hale geldi. 1930, radyolardan Coca-Cola reklamlar›n›n bafllad›¤› tarih oldu. TV reklamlar› ise 1950'de bafllad›. Tüm dünyada 500 TV istasyonunda Coca-Cola'n›n reklamlar› yay›nland›. "Coke" kelimesinin marka olarak fliflelerde kullan›lmaya bafllamas›n›n tarihi ise Haziran 1941 di.. 1955'te Coca-Cola, teneke kutuya girdi. Teneke kutudaki Coca-Colalar özellikle ABD ordusu için tasarlanm›flt›. 12 Temmuz 1944'te flirket 1 milyar›nc› galonu (yaklafl›k 4.5 milyar litre) üretti. Ocak 1971'de yedi milyar›nc› galondan sonra galon rekorlar› o kadar h›zl› k›r›lmaya bafllad› ki flirket art›k bu konuda bir aç›klama yapmaktan vazgeçti. 1978 y›l›nda iki litrelik cam flifleler piyasaya verildi. 1978, pet fliflelerin de ilk kez kullan›ld›¤› y›l oldu. HALK YEN‹ FORMÜLÜ BE⁄ENMED‹ 1985'te Coca-Cola, kendine pahal›ya mal olacak büyük bir hata yapt›. Diyet Cola'n›n üretilmesi için yo¤un bir çaba harcayan flirket bu arada klasik Cola'n›n formülünde de de¤ifliklik yap›labilece¤ine kanaat getirdi. Yeni formülün bulunmas› için 4 milyon Dolar harcama yapt›lar. Yeni formülün, yap›lan testlerde olumlu reaksiyon almas› flirketi yöneticilerini yüreklendirmiflti. Bu de¤iflimin alt›nda yatan önemli bir neden flirketin patronu Robert Woodruff'un ölümüydü. Çünkü Woodruff, hayatta oldu¤u sürece Coca-Cola'n›n formülünü de¤ifltirmeme sözü vermiflti. Di¤er bir neden ise flirketin Pazar pay›nda dört y›l içerisinde yüzde 2.5'luk bir gerileme yaflanmas›yd›. Bu gerilemenin parasal ifadesi ise 500 milyon Dolar'd›. fiirket kuruldu¤undan beri ilk kez formül de¤ifltirme yoluna gidiyordu. Yeni formüllü Coca-Cola bas›na ve halka 23 Nisan 1985 günü düzenlenen bir bas›n toplant›s› ile tan›t›ld›. ABD nüfusunun yüzde 81'i, 24 saat içinde, bu formül de¤iflikli¤inden haberdar olmufltu. De¤iflikli¤in duyurulmas›ndan sonraki bir haftada flirketin 800'lü müflteri dan›flma hatt›na gelen telefon say›s› günde bin ça¤r›ya f›rlad›. Arayanlar›n ço¤u yeni formül karfl›s›n- da flok olduklar›n›, hayal k›r›kl›¤›na u¤rad›klar›n› ve Pepsi içmeye bafllayacaklar›n› söylüyorlard›. Duyurudan sonraki alt› haftada gelen telefon say›s› günde alt›bine ulaflm›flt› ve hemen hepsi de yaflad›¤› düfl k›r›kl›¤›n› dile getiren insanlardan gelen sitemkâr telefonlard›. fiirkete ayr›ca k›rkbinin üzerinde sitem dolu mektup gönderilmiflti. Bu mektuplar›n her biri, içlerine birer de yeni formüllü Coca-Cola kuponu konulmak suretiyle yan›tland›. Mektuplardan birinde, emekli bir subay, Coca-Cola'y› çok sevdi¤ini, hatta öldükten sonra yak›l›p küllerinin bir CocaCola kutusuna konulmas›n› vasiyet edecek kadar çok sevdi¤ini, ama yeni formül karfl›s›nda hayrete düfltü¤ünü, flok oldu¤unu ve vasiyeti hakk›nda tekrar düflünmek zorunda kald›¤›n› yaz›yordu. Bu arada Pepsi de durumdan yararlanman›n yollar›n› ar›yordu. Coca-Cola'n›n formülü- >>> 47 nü de¤ifltirmesinin ard›nda yatan nedenin Pepsi'nin kendi ürünlerinden daha iyi oldu¤unu ve Pepsi'nin kalitesi ile bu formülü kullanaran bafl edemeyece¤ini idrak etmesi oldu¤unu iddia ediyorlard›. mak durumunda b›rakm›flt›. Yönetim kurulu baflkan› Roberto Goizueta bir aç›klama yaparak, Coca-Cola'n›n s›rr› olarak bilinen 7x formülünün Atlanta'daki Trust Company of Georgia'n›n kasalar›nda sakl› kalaca¤›n› ve bundan sonra hiç kullan›lmayaca¤›n› bildirdi. Ama halk›n tercihi daha a¤›r basacakt›. Hatta Pepsi'nin yönetim kurulu baflkan› Roger Enrico, belli bafll› gazetelere bir mektup yazarak 'Pepsi'nin uzun erimli pazarlama baflar›s›n›n rakiplerini bu de¤iflikli¤i yapmaya mecbur b›rakt›¤›n› ve Pepsi'nin amans›z rekabette büyük bir zafer kazand›¤›n›' söylemiflti. Coca-Cola'n›n eski formüle dönüflü, ‹sa'n›n yeryüzüne ikinci kez gelmesine benzetilerek Coca-Cola yönetimi, yeni formülün sat›fllar› yüzde 1, yani 200 milyon Dolar artt›rd›¤›n› söylüyordu. Bir yandan halk›n tepkisi, di¤er yandan ellerindeki rakamlar Coca-Cola yöneticilerini zor bir karar al- "‹kinci Gelifl" olarak adland›r›ld›. Baflkan Roberto Goizueta bir aç›klama daha yaparak önce yeni formülü be¤eni ile içen kesime teflekkür etti. Daha sonra da eski formülü isteyen kesime bir müjde vererek klasik Coca-Cola'n›n tekrar üretilip sat›fla sunulaca¤›n› bildirdi.10 Temmuz 1985'te, yani yeni Coke'un tant›lmas›ndan 87 gün sonra klasik Coca-Cola tekrar sevenleri ile kucaklaflt›. Coca-Cola yönetici- di¤ine göre dünyada sadece iki kifli biliyor. Bu yedi maddenin listesi bir bankan›n kasas›nda saklan›yor. http://www.sodafountain.com/ gibi sitelerde bu formülün ne oldu¤una dair bir tak›m listeler bulunmakla birlikte bunun gerçek formül olup olmad›¤›n› bilmenin kesin bir yolu mevcut de¤il. leri sonraki günlerde hata yapt›klar›n› itiraf ettiler. 99 y›ll›k milli bir tad›n de¤ifltirilmesinin ülkeye ve halka ihanet oldu¤unu söyleyenler bile ç›kt›. Halk bu geri ad›ma çok sevindi. 800'lü hatta 18000 teflekkür telefonu geldi. fiirketin borsadaki ifllem fiyat› da tavan yapt› ve son 12 y›l›n en yüksek düzeyine f›rlad›. DÜNYANIN YÜZDE 94'ÜNÜN TANIDI⁄I MARKA Coca-Cola'n›n içindeki maddelerden bilinenler su, kafein, fosforik asit, vanilya, çeflitli ya¤lar ve esanslar, koka yapraklar› ve kola f›st›¤›. Asl›nda Coca-Cola'ya o özgün tad› veren 7 bilinmeyen madde daha var. Bu yedi maddeyi, söylen- 48 Coca-Cola, marka olarak dünyan›n en bilinen markas› olma özelli¤ini de elinde bulunduruyor. Dünya nüfusunun yüzde 94'ü, Coca-Cola markas›n› tan›yor. Her saniye yeryüzünde 8000 flifle ya da kutu CocaCola tüketiliyor. 140 ülkede 5.8 milyar insan taraf›ndan içilen Coca-Cola'n›n borsa de¤eri 58 milyar Dolar civar›nda. Bu rakam Türkiye'nin iki y›ll›k ihracat rakam› kadard›r. fiirket, uzun y›llard›r Olimpiyat Oyunlar›'n›n sponsorluk da yap›yor. fiirket, memleketi olan Atlanta'ya büyük miktarlarda ba¤›fl yap›yor; ö¤rencilere burslar veriyor; derneklere yard›mlarda bulunuyor. Atlanta'daki "World of Coke" müzesi gezildi¤inde flirketin köklü geçmifli ve muazzam büyüklü¤ü hakk›nda daha iyi fi- kir edinilebiliyor. Sprite ve Fanta markalar›n› da üreten flirket, dünyan›n en büyükleri aras›ndaki yerinii s›k› rekabet ortam›na karfl›n halâ korumay› sürdürüyor. O S afir, aflkta sadakati sa¤lar, yanl›fl davran›fllar› engeller. ‹nanc› güçlendirerek kifliye güven verir. Kifliye flefkat duygusu vererek ruhsal duyarl›l›¤›n› art›r›r. Kuflkular›n yok edilmesi ve kiflinin ruhsal geliflime aç›k hale gelmesine yard›mc› olur. Özgürlük hissi verir. Psiflik yetenekleri art›r›r. Sezgiyi kuvvetlendirir. Sinirleri sakinlefltirir ve konsantrasyonu art›r›r. Ayr›ca, böbrekleri kuvvetlendirir. Kalbi kuvvetlendirir. Sinirleri sakinlefltiren tafl SAF‹R Tüm salg› bezlerini harekete geçirici özelli¤e sahiptir. Mücevher kalitesinde olup da k›rm›z› renkte olmayan her korindon safir olarak adland›r›l›r. Ancak bu isim, en çok mavi renkliler için kullan›lmaktad›r. ‹çerisindeki demir ve titanyum katk›lar› dolay›s›yla rengi çeflitlilik gösterir, ancak en k›ymetlisi berrak ve derin mavi olan›d›r. “Renk de¤ifltiren safir” ad› da verilen baz› safirler, do¤al ve suni ›fl›k alt›nda mavinin farkl› tonlar›n› ortaya koyar. Ayr›ca çeflitli do¤al eklentilerle “y›ld›z safiri” türleri oluflabilir ki, bunlar genellikle yuvarlak “cabochon” kesimle ifllenir ve oldukça de¤erlidirler. Bunlar feminen görünmedi¤i için pek çok erke¤in de tercihidir. Renklerine göre tafllar›n kaynaklar›n› ay›rt etmek mümkündür. Kaflmir safirinden sonra en iyi mavi safirler Burma'da, Sri Lanka'da ve Hindistan'›n di¤er yörelerinde, pegmatit yap›larda ve alüvyal tortularda ç›kar›lmaktad›r. Tayland, Avusturalya ve Nijerya menfleli safirler koyu mavidir, neredeyse siyahm›fl izlenimi verir. Bunlara “gece mavisi safirler” de denir. ABD-Montana'da üretilen safirlerde ise çekici, metalik mavi bir ton hakimdir. Bunlar d›fl›nda Kamboçya, Brezilya, Kenya, Malawi ve Kolombiya di¤er safir yöreleridir. O B‹TK‹LERLE GELEN SA⁄LIK Domates: Patl›cangillerden bir çeflit bitkidir. Ürünü için yetifltirilir. Vatan› Meksika ve Peru'dur. Yabani türünün meyveleri yuvarlak ve kiraz kadar küçüktür. Domatesin içeri¤inde lycopin denilen bir madde bulunur. A, B, C vitamileri bak›m›ndan zengindir. Gövde ve yapraklar›nda solanin denilen zehirli bir alkoloid bulunur. Adaçay›: Ball›babagillerden; özellikle Akdeniz bölgesinde yetiflen ›t›rl› bir bitkidir. Menekfleye benzeyen çiçekleri haziran, temmuz aylar›nda açar. Yapraklar› uzun, kenarlar› t›rt›ll›, beyaz›ms› yeflil renktedir. Hafif kafuru kokusu vard›r. Çiçek açt›¤› zaman toplan›p, kurutulur. Faydas›: Bol idrar söktürür. Vücutta biriken zehirli maddelerin at›lmas›n› ve kan›n durulmas›n› sa¤lar, damar sertli¤ini giderir. Romatizma ve nikriste faydal›d›r. Safra ve böbrek tafllar›n›n düflürülmesine yard›mc› olur. Üremiyi düflürür. Hazm› kolaylaflt›r›r. Kab›zl›¤› giderir. Mide ve ba¤›rsaklar›n düzenli bir flekilde çal›flmas›n› sa¤lar. Cilde tazelik ve pembelik verir. ‹sili¤i ve mayas›l› giderir. Nas›rlar›n sökülmesine yard›mc› olur. Ç›banlar›n olgunlaflmas›n› sa¤lar. Ar› sokmas›nda ve yan›klar›n tedavisinde faydalan›l›r. Kansere karfl› korur. Midesi zay›f olanlar, böbrek ve mesanelerinde iltihap olanlar, suyunu içmelidirler. Faydas›: Mide va ba¤›rsak gazlar›n› giderir. Mide bulant›s›n› keser. Haz›m sisteminin düzenli çal›flmas›n› sa¤lar. Bo¤az, bademcik ve difleti iltihaplar›n› giderir. Gö¤sü yumuflat›r. Ast›mdaki s›k›nt›lar› geçirir. ‹drar ve ter söktürür. Banyo suyuna kat›l›p y›kan›l›rsa; zindelik verir. Günde, 3 kahve fincan›ndan fazla içilmemelidir Havuç: Maydanozgillerden; uzunca koni fleklinde ve etli olan kökünden dolay› sebze olarak yetifltirilen bir çeflit bitkidir. ‹çeri¤inde fleker, A vitamini ve karotin vard›r. Faydas›: Müzmin kab›zl›¤› giderir. Çocuk ishallerini keser. Ba¤›rsak iltihaplar›n› giderir. Mide ve ba¤›rsak kanamalar›n› keser. Kans›zl›¤› giderir. Cilde canl›l›k verir. Anne sütünü art›r›r. Cilt ve göz hastal›klar›n› önler. Böbrek a¤r›lar›n› dindirir. Vücuda kuvvet verir. Ast›m, bronflit, ses k›s›kl›¤›nda gö¤sü yumuflat›r, rahatl›k verir. Veremde de faydal›d›r. Mide ve onikiparmak ülserinde flikayetleri giderir. Kalp hastal›klar› ve damar sertli¤inde faydal›d›r. ‹drar ve ba¤›rsak gazlar›n› söktürür. Aybafl› halinin muntazam ve a¤r›s›z olmas›n› sa¤lar. Difl etlerini kuvvetlendirir. Yüz ve boyun k›r›kl›klar›n› giderir. Görme gücünü art›r›r. Al›ç: Gülgillerden; k›rlarda yabani olarak yetiflen bir a¤açt›r. Meyveleri; küçük muflmulaya benzer, k›rm›z› renklidir. Tad› mayhofltur. Hekimlikte meyvesi kullan›l›r. Faydas›: Asabi çarp›nt›lar› giderir. Sinir bozuklu¤unu geçirir. Yüksek tansiyonu düflürür. Aritmide kullan›l›r. Uykusuzlu¤u giderir. Kalbi kuvvetlendirir. Damar sertli¤i ve gö¤üs nezlesinde faydal›d›r Kahve: ‹kiçenekliler s›n›f›n›n, kökboyas›giller familyas›ndan, vatan› Afrika olan, fakat Asya ve Amerika'n›n tropik bölgelerinde yetifltirilen, 20 kadar çeflidi olan bir a¤açt›r. En çok bilineni Arabistan kahvesi'dir. 7-8 metre boyunda bir a¤açt›r. Yapraklar› sivri uçlu olup, kenarlar› dalgal›d›r. Çiçekleri beyaz ve hofl kokuludur. Meyvesi kiraza benzer; içinde ince iki çekirdek bulunur. Her çekirde¤in içinde ayn› flekilde bir tohum vard›r. Tohumlar›nda, kafein alkoloidleri vard›r. Gül: Gülgillerin örne¤i olan bitki ve bunun çiçe¤idir. Bir çok çeflidi vard›r. Bunlar; kokusu, rengi, flekli, irili¤i ve ufakl›¤› bak›m›ndan birbirinden ayr›l›r. En çok görülen çeflitleri; sar› gül, van gülü, yediveren gülü, Yabani gül ve fiam gülüdür. Pembe gülün taze çiçeklerinden gülsuyu ve gül esans› elde edilir. ‹çeri¤inde geraniol, rodinol, eugenol, citronel ve feniletil alkol vard›r. Hekimlikte çiçeklerinin renkli yapraklar› kullan›l›r. Bunlar, gonca halindeyken toplan›p, s›cak bir yerde kurutulur ve ›fl›k almayan kutularda saklan›r. Faydas›: Kandolafl›m›n› sa¤lar. Uykuyu kaç›r›r, düflünmeyi kolaylaflt›r›r. Yar›mbafl a¤r›lar›n› dindirir. Uyuflturucu maddelerle zehirlenmelerde faydal›d›r. Bo¤maca öksürü¤ünü keser. Nikris a¤r›lar›n› teskin eder. Tansiyonu yüksek olanlar›n kahve içmemesi tavsiye edilir. Ayr›ca fazla miktarda içildi¤inde uykusuzluk, sinir bozuklu¤u ve çarp›nt› yapar. Faydas›: Antiseptik olarak kullan›l›r. ‹shali keser. Bo¤az ve bademcik iltihaplar›n› giderir. Göz kanlanmalar› ve göz nezlelerinde faydal›d›r. Ayr›ca krem ve parfümeri sanayinde kullan›l›r. O Greyfurt: Turunçgiller familyas›ndan; bahçelerde yetifltirilen bir a¤aç ve meyvesidir. Meyvesi, portakaldan daha iri, kanarya sar›s› renginde, tad› hafif ac›ms› ve ekflidir. ‹çeri¤inde C vitamini vard›r. Faydas›: ‹fltah açar. Karaci¤erin normal çal›flmas›n› sa¤lar. Safra ifrazat›n› artt›r›r. Hazm› kolaylaflt›r›r. ‹drar tutuklu¤unu giderir, bol miktarda idrar söktürür. Vücutta biriken suyu ve zehirli at›klar› atar. Kan› temizler. Bedeni ve zihni yorgunlu¤u giderir. Felç ve kanamalar› önler. Akci¤er ve gö¤üs hastal›klar›nda faydal›d›r. 52 Çi¤dem: Zambakgiller familyas›ndan türlü renklerde çiçekler açan zehirli bir k›r bitkisidir. Çiçekleri A¤ustos-Eylül aylar›nda açar. Rengi sincabidir. Hekimlikte so¤an k›sm›, çiçekleri ve tohumu kullan›l›r. Etkili maddesi 'colcihine alkoloidi'dir. Birçok çeflidi vard›r. Faydas›: ‹drar söktürür. Kab›zl›¤› giderir. Tavsiye edilen dozdan fazla kullan›lmamal›d›r Diyet Yapanlar›n Vazgeçilmez Meyvas› K‹RAZ B ahar› en güzel müjdeleyenlerden biri kiraz a¤ac›n›n çiçekleridir. Dünyan›n en eski meyvelerinden kiraz do¤u Avrupa ve bat› Asya aras›ndaki bölgelerde yetiflir. Kiraz›n k›rm›z›, sar› pembemsi, alacal› ve bordo renkleri vard›r. Ülkemizden yayg›n çeflitleri Karabodur, Dalbast› ve Napolyon'dur. Meyvesi iri ve kabu¤u k›rm›z› olan Napolyon; meyvesi çok iri kabu¤u çok koyu bordo olan Bing; eti aç›k sar› meyvesi orta irilikte kabu¤u koyu ve ince sar› üstüne k›rm›z› alacal› olan Karabodur, eti krem renginde olan Dalbast› en iyi bilinen türleridir. Rengi koyu olan kirazlar her zaman daha tatl›d›r. Saklarken kiraz›n saplar›n› ç›karmazsan›z ömrü daha uzun olur. Y›kamadan plastik bir kaba koyup buzdolab›nda saklay›n ve yemeden hemen önce y›kay›n. Taze kirazlar›n 2-4 gün içinde tüketilmesi gerekir. Kiraz› ayr›ca derin dondurucuda da saklayabilirsiniz. Bunun için kiraz›n çekirdeklerini ç›karman›z gerekir. Kiraz›n birçok faydas› vard›r. ‹drar söktürür. Böbreklerde biriken zararl› maddelerin at›lmas›na yard›mc› olur. Kab›zl›¤› giderir. Kan›n temizlenmesine yard›m eder. Nikris, romatizma, damar sertli¤i ve mafsal kireçlenmesini önler.. Karaci¤er fliflli¤ine iyi gelir. Safra ak›fl›n› normale döndürür. Sivilceleri önler. Susuzlu¤u giderir. Kabuklar› ishali keser. Atefli düflürür. Çiçekleri gö¤sü yumuflat›r ve öksürü¤ü giderir. Bileflimindeki A ve C vitaminleri, düflük kalori de¤erleriyle ayn› zamanda diyet yapanlar›nda sofralar›ndan eksik etmemeleri gereken bir meyvedir. O Diflhekimli¤i Prati¤inde H‹PNOZ Dr. Dt. Ahu Eser ESET A¤›z, Difl, Çene Hastal›klar› ve Cerrahisi Uzman› ahueset@superonline.com H ipnoz kelimesini ilk defa ‹ngiliz doktor Braid taraf›ndan kullan›lm›flt›r. Kendisine bu konuda Yunan mitolojisi kaynakl›k etmifltir. Mitolojide Hypnos, Uyku Tanr›s›'d›r. Ad›n› bir uyku tanr›s›ndan alan hipnoz, bilimsel tan›mlamas›yla bir uyku hali de¤il tam tersi bir fark›ndal›kt›r. Hipnozdaki kifli uyan›kt›r, hipnoz uygulayan kiflinin tüm sözlerini duyar, anlar, hatta yarg›lar, sorulara yan›tlar verir. Tam olarak Hipnoz; söz, bak›fl, hayal gücü ya da baz› yard›mc› nesneler kullan›larak telkin vb. tekniklerle oluflturulan; kiflinin duygu, düflünce, alg› ve bellek ifllevlerinde de¤iflikliklerin gerçeklefltirilebildi¤i özel bir bilinç durumudur. Baflka isimler alt›nda hipnozun klinik problemleri tedavi etmede kullan›m› as›rlarla ifade edilebilecek uzun bir tarihe sahip olup, bu durum dini ve ayin törenlerini anlatan eski metinlerde de kay›tl›d›r. Hipnozun yukar›daki tan›mla- maya uygun olan kullan›m temellerini ise Viyanal› Doktor Anton Mesmer'in 1779 y›l›ndaki çal›flmalar›nda görmek mümkündür. Modern hipnozun babas› ise James Esdaille olarak bilinir ve 1843 y›l›nda hipnotizm ad›n› teknik bir terim olarak kullanm›flt›r. Difl Hekimli¤i ve hipnoz uygulamalar›n›n tarihçesi ise 1837'de Qudet isimli Frans›z bir hekim taraf›ndan hipnoanestezi ile difl çekimi gerçeklefltirmesi ile bafllar. Devam eden çal›flmalar 1955 y›l›nda ‹ngiltere'de, 1957 y›l›nda da A.B.D.'de hipnozun difl hekimlerinin günlük çal›flmalar›nda kullanabilece¤ine dair ilk yasalar ile yasal bir zemine oturmufltur. Ülkemizde difl hekimli¤i alan›nda hipnozun kullan›m› ile ilgili çal›flmalar 1935, 1946, 1960, ve 1967 y›llar›nda yaz›lan çeflitli tezler ile üniversitelerde de yerini alm›flt›r. Bu konuda Dr. Hüsnü ‹smet Öztürk taraf›ndan at›lan sa¤lam temeller T›bbi Hipnoz Derne¤i'nin kurucusu de¤erli Meslektafl›m›z Ali Eflref Müezzino¤lu ve ekibi taraf›ndan günümüze dünya standartlar›nda bir e¤itim ve buna ba¤l› bilimsel uygulamalar olarak gelmifltir. E¤itimler sertifika programlar›, kurslar, ulusal ve ulusla- raras› kongreler fleklinde T›bbi Hipnoz Derne¤i çat›s› alt›nda devam etmektedir. Hipnoz bilim çevreleri taraf›ndan t›bbi bir giriflim olarak kabul edilmektedir. Dünyan›n ço¤u ülkesinde bu durum, yasalarla desteklenerek hukuki yönünü de kazanm›flt›r. Hipnoz t›pk› bir hastan›n muayene edilmesi, herhangi bir organ›n›n ameliyat edilmesi yada bir hastal›¤›n tedavi edilmesi gibi t›bbi bir giriflimdir.. Bu nedenle de hem yasal bak›mdan hem de etik bak›m›ndan hipnoz yap›lan›n haklar› ve hipnoz yapan›n yetki ve sorumluluklar› söz konusudur. T›p eti¤i ve sa¤l›kla ilgili yasalar hipnoz uygulamalar›nda da aynen geçerli ve ba¤lay›c›d›r. Hipnozun t›bbi bir giriflim olmas› nedeniyle, günümüzde 50'nin üzerinde ülkede e¤lence ve show amaçl› sahne hipnozu yasaklanm›flt›r. Ülkelerin ço¤unda hipnoz sadece tedavi amac› ile ve hekim, difl hekimi ve psikologlar taraf›ndan uygulanabilmektedir. Ülkemizde verilen e¤itim çal›flmalar› da bu meslek gruplar›na yöneliktir. Hipnoz dört grupta s›n›fland›r›lmaktad›r: Hetero Hipnoz: Kiflinin veya kiflilerin bir hipnozitör arac›l›¤› ile hipnotize edilmesidir. >>> 57 Oto Hipnoz: Daha önce bir hipnotizör taraf›ndan hipnotik telkin alm›fl kiflinin bu telkinler çerçevesinde daha sonra ihtiyaç duyulan, istenilen ve s›n›rlar› belirlenmifl durumlarda kendi kendini hipnotize etmesidir. Özel Haller veya Hipnoza Benzeyen Durumlar: Yol veya direksiyon hipnozu, televizyon hipnozu, annenin veya de¤irmencinin selektif hipnozu bu grupta yer almaktad›r. dikkatini yo¤unlaflt›rabilen kifliler hipnoza çok kolay girer ve kolayca da derinleflebilirler. Çocuk hastalarda da befl yafl üzerine hipnoz uygulanabilmektedir. hipnoz ile ilgili olarak toplumda endifleye neden olan “hipnozdan ç›kamama gibi bir durum var m›?” sorusunun cevab› kesinlikle hay›rd›r. Bu niteliklere uygun bireyler ancak isterlerse hipnotize olabilirler ve kendi ahlak anlay›fllar›na ters düflen telkinleri yerine getirmez, istemedi¤i hiçbir davran›fl› yapmaz, istemedi¤i fleyleri Difl Hekimli¤i'nde Hipnozun kullan›m alanlar› ise flöyledir: ‹laçla Hipnoz: Hipnoza dirençli bireylerde uygulanan bir yöntemdir. Son maddeden anlafl›laca¤› gibi kiflilerin hipnoza yatk›nl›k dereceleri (hipnotizabilite) çeflitlilik göstermektedir. Hipnozun gerçekleflmesinde zeka, alg›lama, de¤erlendirme, hayal gücü ve konsantrasyon çok önemlidir. Bu nedenle de bu ifllevlerin düzeyleri hipnoza yatk›nl›¤› belirlemektedir. Hipnoza yatk›nl›k, bireyin kiflilik özelliklerine, biliflsel ifllevlerinin düzeyine ve içinde bulundu¤u ruhsal durum yada varsa ruhsal hastal›¤›n›n niteliklerine göre farkl›l›klar gösterir. Örne¤in, dikkat ve alg›laman›n ciddi düzeylerde yetersiz oldu¤u veya bozuldu¤u zeka gerili¤i olan kiflilerin, a¤›r depresyon ve bunama hastalar›n›n hipnoza girmeleri mümkün de¤ildir. Yine karfl›s›ndakine güvenmeyen, her an kontrolü elden kaç›rma yada zarar görme endiflesi yaflayan, kuflkucu, afl›r› titiz yada baflkalar›ndan direktif almay› kabullenemeyen Paranoid, Obsesif ve Narsisistik kiflilik özellikleri olan kifliler hipnoza çok zor ve yüzeysel girerler. Zeki, hayal gücü kuvvetli, kolayca 58 söylemezler. Bu flekilde ele al›nd›¤›nda; tan›mlanan mesleklerden e¤itimli kifliler arac›l›¤›yla uygulanan hipnozun bireye hiçbir zarar› veya yan etkisi yoktur. Hipnozun kendi içindeki di¤er bir oto kontrol mekanizmas› da hipnozdan ç›kmaya yöneliktir. Hipnotizörün kontrolünde hipnozdan ç›kamama gibi bir durum söz konusu olmad›¤› gibi, hipnotizörün ortamdan belli bir süre uzaklaflmas› sonucu kifli kendi kendine de hipnozun etkisi alt›ndan ç›kar. Dolay›s›yla • Hastan›n sakinleflmesi ve korkular›n›n giderilmesinde, • Hastan›n tedavisi için gerekli olan ortodontik veya protetik apareylerin kabulünde ve bireyin bu apareylere al›flt›r›lmas›nda, • Uzun ve s›k›c› çal›flmalar s›ras›nda hastan›n rahat›n›n sa¤lanmas›nda, • Çene ekleminin (T.M.E.) fonksiyon bozuklu¤u olgular›nda, • Difl s›kma, g›c›rdatma gibi al›flkanl›klar›n kontrolünde, • Anestezi ve analjezi (a¤r› kontrolü) sa¤lanmas›nda, • Hofl olmayan çal›flmalar›n unutturulmas›nda, • Genel anestezi öncesi veya s›ras› süreçte, • Bulant› ve ö¤ürtü refleksinin kontrolünde, • Tükürük ak›m›n›n veya kanaman›n kontrolünde, • Operasyon sonras› analjezi sa¤lanmas›nda, • Alerji durumlar›nda, • Biyolojik iyileflmenin h›zland›r›lmas›nda. Tüm bu konularda bizlere yard›mc› olabilen hipnoz, bugün rutinden çok di¤er t›bbi metotlar uyguland›ktan sonra veya baflka yöntemlerle tedavi mümkün olmad›¤›nda tercih edilen ve hastan›n tam onay›n›n al›nd›¤› ve ayd›nlat›ld›¤› durumlarda uygulanan bilimsel bir tedavi seçene¤idir. O Hastal›klara Çözüm GEN TEST‹ Uzm. Dyt. Simge BELL‹SAN Ö nemli olan günümüzde tedavi edici diyetisyenlikten daha çok hastal›klara karfl› koruyucu diyetisyen olabilmektir. Dan›flmanl›k yapt›¤›m hastalara kifliye özel beslenmenin önemini anlat›yorum. Her bireyin kendine özel beslenmeyi ö¤renmesi gerekiyor. GentestVial, bireyin genetik yap›s› do¤rultusunda optimum sa¤l›¤a ulaflabilmesi için bireye, hekimine, diyetisyenine, egzersiz dan›flman›na yard›mc› olmak üzere yap›lan bir analizdir. GentestVial testini yapt›rarak genetik olarak hangi hastal›klara yatk›nl›¤›n›z oldu¤unu ö¤renebilir ve alaca¤›n›z önlemlerle ömrünüzü uzatabilir, kompleks hastal›klardan korunabilir ve yaflam kalitenizi artt›rabilirsiniz. Yaflam tarz›m›z ve genetik yatk›nl›klar›m›z›n hastal›klar›n ortaya ç›kmas›nda etkin rol oynad›klar› bilimsel bir gerçek. fiimdi a¤z›n›zdan ald›raca¤›n›z ufak bir mukoza dokusu ve cevaplayaca¤›n›z kiflisel de¤erlendirme formu ile gelecekte kalp damar hastal›klar›, felçler, diyabet, osteoporoz ve kanser gibi kompleks hastal›klar›n ortaya ç›kma ihtimalini azaltabilirsiniz. GentestVial, kronik ve kompleks hastal›klarla ilgili befl temel alanda yatk›nl›¤›n›z› ve direncinizi etkileyecek genetik polimorfizmlerinizi ortaya koymakta ve bunlar›, testi yapt›rd›¤›n›z s›radaki beslenme ve yaflam tarz› al›flkanl›klar›n›z›n ›fl›¤› alt›nda de¤erlendirmektedir. Bu de¤erlendirme sonucunda beslenmenizi, fiziksel aktivitenizi ve yaflam tarz›n›z› nas›l düzenlemeniz gerekti¤i konusunda size detayl› bilgiler verilmektedir. Ele al›nan 5 temel alan flunlard›r ; Antioksidasyon ve Detoksifikasyon Mekanizmalar›n›z›n Yetersizli¤inin Yol Açabilece¤i Hastal›klar, ‹nflamatuar Mekanizmalar›n Yol Açabilece¤i Hastal›klar, Kalp-Damar ve Beyin Damar Hastal›klar›, ‹nsülin Direncinin Yol Açabilece¤i Hastal›klar, Kemik Hastal›klar› 18 yafl›n üstünde, sa¤l›¤›na önem veren, hastal›klar gelmeden önce yatk›nl›klar›n› ö¤renerek önlem almak isteyen kad›n-erkek tüm bireylere tavsiye edilir. GentestVial'i yaflam›n›z boyunca yaln›zca bir defa yapt›rman›z yeterlidir. GentestVial,kapsam›ndaki tüm analizler Türkiye'de yap›lmaktad›r. GentestVial, bu konuda özel e¤itim alm›fl kifliler taraf›ndan uygulanmaktad›r. Sonuçta tamamen size özel 150 sayfal›k GentestVial raporunuz haz›rlan›yor. Bu raporda kiflisel tercihleriniz, yaflam tarz›n›z göz ardr› edilmeden genetik yap›n›za uygun beslenme, vitamin ve supleman kullan›m›, egzersiz reçetesi ve t›bbi takip önerileri sunuluyor. Bu raporun ›fl›¤›nda özel beslenme program› haz›rlanarak bireyler ideal a¤›rl›klar›na çok daha do¤ru flekilde getiriliyorlar ve vücutlar›n› tan›d›klar› için vücut a¤›rl›klar›n› korumalar› çok daha kolay oluyor. O 60 Tunal› Hilmi Caddesi Ku¤ulu ‹flhan› B Blok 5. Kat No: 123/166 Kavakl›dere / Ankara Tel: 0312 468 58 81 Aflk Kadar S›cak, fieytan Kadar Siyah KAHVE Sabah uyan›r uyanmaz elini kahve fincan›na atanlardan m›s›n›z; hani flu kahvesiz yaflayamayanlardan? Yoksa kahveyi uzun geçen bir gecenin ard›ndan ay›lmak için mi içiyorsunuz? Belki de biri hat›rlatmasa hiç akl›n›za gelmeyecek. Kahveye mesafeniz her ne olursa olsun siyah iksirin cazibesi yads›namaz. Kimisi, kahveyi gece kadar koyu, cehennem kadar s›cak, kad›n kadar tatl› içmek gerek derken Araplar kahvenin kahve olabilmesi için ölüm gibi ac› olmas› gerekti¤ini iddia ederler. Di¤er kültürlerin aksine Türk kültüründe kahve uyanman›n de¤il muhabbetin arac›d›r. Kahve her zaman de¤il genifl zamanlarda içilir bizde.Yan›na kurabiye yerine hofl sohbet aran›r. Demem o ki, Türk milletininin gözünde kahvenin itibar› ayr›d›r. Yaz›: Zeynep TANITKAN Avrupal›'lar›n kalbini fethetti Venedik'li bir tüccar 1615'de “Türk'lerin, hofl kokulu siyah bir içece¤i var, size bundan biraz getirece¤im.” diyerek kahveyi Avrupa'ya tan›t›r. Kahve'nin Avrupa'ya bir Müslüman içece¤i olarak girmesi fa- K imsecikler taraf›ndan bilinmeyen bir bitkiyken dünyan›n dört bir yan›nda farkl› flekillerde tüketilen kahvenin hikayesi Etiyopyal› keçi çoban› Kaldi'nin tesadüfi keflfi ile bafll›yor. Bir gün keçilerinin bir çal›l›ktan öbürüne koflturduklar›n› gören Kaldi bu tembel hayvanlara neyin bu kadar enerji verdi¤ini merak eder ve hayvanlar› takip eder. O güne kadar görmedi¤i bir bitkinin tomurcuklar›n› yiyen keçilerin daha canl› ve hareketli bir hal ald›klar›n› görünce meraklanarak kendi de bu bitkiyi denemeye karar verir. Kaldi köyün manast›r›na gidip buluflundan rahip dostuna da bahseder. Kahve tohumlar›ndan yapt›¤› içece¤i deneyen rahip gece dualar› s›ras›nda daha uzun süre ay›k kald›¤›n› fark edip bu içece¤i di¤er arkadafllar› ile paylafl›r. Kahvenin s›rr› yavafl yavafl ama emin ad›mlarla K›z›l Denizi aflar ve Arabistan'a kadar yay›l›r. ‹slam gitti¤i her yere kahveyi de götürür; Kuzey Afrika, ard›ndan Hindistan. 64 natik H›ristiyanlar› k›zd›r›r. Kahve'yi fleytan icad› olarak nitelerler ve Papa 4. Clement'den kahveyi yasaklamas›n› isterler. Papa son karar›n› vermeden önce bu içece¤ini denemek ister ve o günden sonra kahve Papa taraf›ndan onaylanm›fl bir içece¤e dönüflür. Bir di¤er rivayete göre ise, kahveyi Avrupal›'lara takdim eden bizzat Osmanl› ordusudur. Azametli Osmanl› ordusu Viyana önlerinde prestiji ile beraber çuvallar dolusu da erzak b›rak›r. Hemen hemen bir orduyu donatacak malzemenin içinde kahve çuvallar› da vard›r. Kahvenin bir di¤er ilginç yan› ad›n›n sürekli politika ile an›lmas›d›r. III. Murat “dedikodu yap›l›yor” diye kahvehaneleri kapat›rken, Köprülü Mehmet Pafla daha ileri giderek kahvecileri çuvallara koydurup bo¤az›n sular›na yollam›fl. Ancak a¤›z tad› politikay› yeniyor ve Osmanl› padiflahlar›n›n çekindi¤i kahvehaneler, Fransa'da da en ateflli politika tart›flmalar›n›n cereyan etti¤i mekanlar olmufl hep. Kahveyle anlat›lacak çok hikaye var. Örne¤in, Hollandal›'lardan ald›¤› kahve filizlerini özenle yetifltiren Jussieu'nun binbir macerayla dolu Amerika yolculu¤u, 1773'te çay sat›fl› tekelinin Do¤u Hindistan fiirketi'ne verilmesi nedeniyle Bostonlu Amerikal›lar›n eyleme geçerek ‹ngiliz gemilerine yüklenen çaylar› denize dökmeleriyle kahvenin Amerika'da egemenli¤ini ilan etmesi, ya da fazla kahve stoklar›n›n lokomotiflerde yak›t niyetine kullan›lmas› gibi. Fazla uzatmadan kahvenin öyküsünü burada bitirelim ki kendinize bir fincan kahve daha al›n. O Kum Oca¤›nda Kahve Kum oca¤›nda Türk Kahvesi, Uluda¤ Lokantalar›nda içilir. Lezzetine doyum olmuyan bu kahvenin yap›l›fl› da çok özel.. Her bir kahve için bir fincan so¤uk su bak›r cezvelere konur. Cezveye bir kafl›k özel çekilmifl ve kavrulmufl kahve konur. Cezveler içi ince kum dolu ocakta a¤›r a¤›r kumun s›ca¤›yla piflirilir. Cezve s›k s›k kumun içine sokularak geri çekilir. Bir süre sonra kabaran köpük fincanlara pay edilir. Kalan kahve bir tafl›m daha piflirilir ve fincanlara boflalt›l›r. Afiyet olsun... 65 D al›fl, sualt›nda görmek ve nefes almaktan daha fazla yada karmafl›k de¤ildir. Dal›fl; insanl›k tarihinin en eski rüyalar›ndan birisi, bambaflka bir dünyada bofllukta as›l› durabilmek, yaln›zca film ve kitaplarda görebilece¤iniz bir dünyay› keflfetmektir. Denizalt›n› Keflfetmek DALIfi Dal›fl›n temel düflüncesi: Olabildi¤ince uzun bir süre ve kurallar izin verdi¤ince araflt›rma ve keflfetme duygular›n› dal›fl arkadafl› ile keyifle paylaflabilmektir. ‹nsan›n inan›lmas› güç derinliklere nefesini tutarak dald›¤› serbest dal›fl sporunun tarihi çok eskilere dayan›r. Sualt› avc›l›¤› ile insanlar›n geçimini sürdürmeleri amac›yla bafllayan bu spor sualt› avc›l›¤›n›n çok ötesine geçip günümüzde limitlerini keflfetmek isteyen bir grup serbest dal›c› taraf›ndan ayr› bir boyut kazanm›flt›r. Bu sporun ilginç do¤as› adrenalin peflinde >>> formasyonun içinde kalm›flt›r ve gelecek 100 y›lda da öyle olacakt›r. Dal›fl için, sabah›n köründe kalk›l›r, tekneye gidilir, malzemeler tafl›n›r zorla o darac›k elbise giyilir ama suyun alt›nda geçirilen o k›sac›k zaman dilimi bütün o zahmeti çekmeye de¤er dedirtir. Kurallar›na uyarak yap›lan dal›fl çok zevkli ve bir o kadar da tehlikesizdir. Dal›fl öncesi, s›ras› ve sonras›nda problem yaflamamak için dikkat edilecek kurallar: • Yan›n›zda birden fazla t-shirt getirmeyi unutmay›n. Özellikle sualt›nda çabuk üflüyorsan›z her dal›fl için içinize bir tane giyip öyle dal›n. bu sizi so¤uktan daha iyi koruyacakt›r. macerac› gençlerle, bilim adamlar›n› ayni anda dehflete düflürmek gibi di¤er sporlar›n sahip olmad›¤› bir ayr›cal›¤a sahiptir. Sualt›nda s›n›rlar›n› zorlayan ve bu ola¤anüstü derinliklere inmeyi baflaran dalg›çlar, ayni balina ve yunuslarda gerçeklesen, bas›nç alt›nda vücudun çökmesini engelleyen essiz baz› adaptasyonlar› yafl›yorlar. Bu nedenle rekortmen serbest dal›c›lar yaln›zca çok yetenekli sporcular de¤il, kendi içlerinde ayr› bir tür gibidirler. Dünya rekorlar› resmi olarak 1949 y›l›nda bafllad› o zamandan bu yana ancak parmakla say›labilecek say›da erkek ve bayan sporcu rekorlar›n seçkin kitab›na isimlerini yazd›rmay› baflard›. ‹nsan tarihinin gördü¤ü ilk rekor 30 metre iken, bundan 52 y›l sonra su an rekorlar 150 metre gibi bir derinli¤e ulaflm›fl durumda birçok kiflinin tahmininin aksine dal›fl asl›nda genç bir endüstridir. Malzemelerdeki ilk icatlar ve ürünler, e¤itimdeki ilk sistemler rekorlar ve kiflisel rekorlar son 60 y›l içinde olmufltur. Buna ra¤men dal›fl belli bir 68 • Tekneye bindi¤inizde sizden dal›fl sertifikan›z, dal›fl kay›t defteriniz ve dal›fl tecrübenizle ilgili bilgiler istenecektir. Do¤ru bilgileri verin ki, sizi en uygun dal›fl grubunun içine yerlefltirebilsinler. Böylece sizinle ayn› seviyedeki dal›c›larla zevkle dalars›n›z. • Her dal›fltan sonra ilk yapaca¤›n›z ifl kurulanmak sonraki ifliniz ise, dal›fl kay›t defterinizi doldurmak olmal›. Bu sizin tecrübenizi gösterecek yegane fleydir. -Dal›fl bölgesine gelindi¤inde o bölgenin bir flamand›ra ile iflaretlendi¤ine emin olun. Bu çevreden geçen di¤er teknelerin dal›c›lara yaklaflmamas› için bir uyar›d›r. Bir tekne üzerinizden geçer de kaza olursa sizi kanunen tek kurtaracak fley budur. • Teknede sigortal› oldu¤unuzdan emin olun. hatta bu poliçeyi teknede görmek sizin hakk›n›zd›r. • Her dal›fl teknesinde mutlaka 2 kifliye yetecek oksijen seti olmak zorunlulu¤u vard›r. Ayr›ca bu setin dolu olmas› gerekmektedir. Teknede oksijen setinin oldu¤undan emin olun. • Kesikler, sokmalar, s›cak çarpmas›, günefl yan›klar›, zehirlenmeler gibi acil durumlar için gerekli ilaç ve malzemenin haz›r bulunduruldu¤undan emin olun. O ULUDA⁄ ‹çin Neler Yazd›lar Onlar ULUDA⁄’› Yaln›z B›rakmad›lar Bülent ARINÇ (TBMM Baflkan›) Çayyolu Uluda¤ Et Lokantas›’nda dostlar›m›zla birlikteyim. Nezih bir mekanda doyumsuz lezzeti tatmak büyük bir memnuniyet çal›flt›ran dostlar›m›z› ve personeli candan tebrik ederim. Hay›rl› ifller dile¤iyle baflar›lar›n devam›n› dilerim. Dr. Ayd›n Z. TU⁄ (E. Vali-Kurucu Meclis Üyesi) ULUDA⁄ KEBAPÇISI VE YARIM ASIRLIK ANILAR... Ben Uluda¤ kebab›n› ve kebapç›s›n› 1956 y›l›nda tan›d›m. ‹lk aç›ld›¤› zaman Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde talebe idim. Ço¤u büyükflehirlerin durumu iyi olan ailelerinin çocuklar›ndan olan fakültemizin talebeleri, o dönemin Ankara’s›n›n sosyal ve kültürel hayat›n›n vazgeçilmez sembolleri olmufllard›r. Opera, tiyatro, en iyi restorantlar, sinemalar, balolar bizim fakülte talebelerinin vazgeçilmez tutkular› idi. Nerede bir restoran ve lezzet beldesi aç›ld› ise hemen bizlerin haberi olur. Bir iki kiflilik bir heyet oraya gönderilir. Onlar›n de¤erlendirmesi yönünde, gruplar halinde oraya gidilirdi. Bir arkadafl›m›z, Ankar K›z Lisesi’nin son s›n›f›nda okuyan k›z arkadafl›n›n, Cumartesi ö¤leyin ç›kmas›n› beklemeye koyulmufl, k›z arakdafl› da rahats›zl›¤› nedeni ile o gün gelmeyince; ac›kt›¤›n hissedince, oralarda yemek yiyecek bir yer ararken. Denizciler Caddesinde yeni aç›lan bir kebapç›ya kendini atm›flt›r. Sonra fakülteye gelip bizlere methini yap›nca bizlerde 1956 y›l›nda yeni aç›lm›fl olan Uluda¤ Kebapç›s› ile tan›flm›fl olduk. O günlerde Uluda¤ Kebapç›s›, Denizciler caddesinde, bugünkü merkezinin karfl›s›nda yola daha yak›n bir yerde idi. Tahminen 2530 m2 bir dükkan, içerilerde bir yerde kebaplar haz›rlan›rd›. Oturacak sandalye ve masa yoktu. Duvar›n 4 kenar›nda yer alan 1-1,5 metre yüksekli¤inde, genifli¤i 40-45 cm. olan bir tahta, duvara raptedilmifl flekilde masa vazifesi görürdü. Herkes ›smarlad›¤› kebab› ayakta yemek durumunda kal›rd›r. Ismarlanan kebaplar›n gelifli, s›raya girmemize ra¤men uzun bir zaman al›r. Beklemekten herkes flikayetçi olur, kebab›n› yiyen flansl› kiflilere imrenerek bakarlard›. Yar›m saat bekmeyip, kebap yiyemeden ayr›lanlar›n flikayetini hat›rlar›m. Daha sonra yan taraflarda biraz daha genifl bir mekanlara tafl›nd›. O zamanlar masa ve sandalyeye kavuflan Uluda¤ Kebapç›s›na ailelerimiz ile gitme, en az›ndan oturarak yemek yeme imkan›na kavuflmufltuk. Y›llar sonra Denizciler Cad. No:54’deki yere tafl›n›ld›. Bizler al›flt›¤›m›z Denizciler Cad. 54 nolu Uluda¤ Kebapç›s›-Ulus’tan, Armada’da aç›lan fl›k mekana, ancak oras› aç›ld›ktan birkaç y›l sonra gider olduk. Armada’y› gezerken, tesadüfen beni tan›yan eski personelden birinin içeriye daveti ile oran›n müdavimlerinden oldum. Denizciler Caddesine gitmeyiflimi bir eksiklik olarak hissediyorum ama, Armada’daki eski dostlar›mda bu eksikli¤i bana hissettirmiyorlar. Ben 1956 y›l›ndan bu yana, Uluda¤ Kebapç›s›ndan baflka hiçbiryerde döner kebap yemedim. Ankara içinde ve d›fl›nda hatta yurtud›fl›ndaki mecbur kald›¤›m zamanlarda dahi Türk restorantlar›nda bu prensibimi devam ettirdim. Bu güne kadar, Amerikal›s›ndan, ‹ngilize, Frans›z›ndan, ‹sviçreli ve Alman›na kadar birçok yabanc› ve Türk misafirimi Denizciler ve Armada lezzet duraklar›na götürdüm. Onlar›n kebab› yedikten sonra, “teflekkür ederiz, mükemmeldi” demeleri beni bu memleket ad›na mutlu eden fleylerden biri olmufltur. Et kalitesinin, iyi servisin, içten karfl›lay›fl›n sembolü olan Uluda¤ Et Lokantalar› yar›m asr›, 51 y›l› geçen dostlu¤un an›lar› ile doludur. Yeni nesillere geçen bu dostlu¤un, bir küçük torunun, benimle her ka¤›t oyununda kazand›rma mecburiyetinde oluflumumuzun tabii bir sorunu olarak; “Armada’da bir dönere” endekslenmesi bu restorantlar var oldu¤u sürece devam edece¤ini göstermektedir.... Ali COfiKUN (Sanayi ve Ticaret Bakan›) Abdülkadir AKSU (‹çiflleri Bakan›) Kültürümüzün önemli bir unsuru olan mutfa¤›m›z›n en güzel örnekleri ile hizmet veren Çayyolu Ümitköy Uluda¤ Lokant›s›n›n kurucular›n› tebrik eder, tüm eme¤i geçenlere teflekkürle baflar›lar›n›z›n devam›n› dileriz. T. Mete Teoman ve Ailesi (‹nfl. Y. Müh.) Özellikle Ankara’da “ULUDA⁄” denilince ilk akla gelen, Burhan Bey’in takiben yar›m as›r önce kurdu¤u “ULUDA⁄ Restorant”d›r. Bizler de bu tesisin ilk defa Ankara Denizciler Caddesinde aç›lan, küçük fakat sevimli s›cak dost canl›s› mekana uzun y›llardan beri devaml› müflterileriyiz. Seneler önce, “ifltah› yok, hiçbirfley yemek istemiyor” gerekçesiyle çocuk doktoruna götürdü¤ümüz k›z›m›z›n tek bafl›na hiç isyan etemeden ifltahla yedi¤i tek yeme¤in “ULUDA⁄”›n sundu¤u kebap oldu¤unu hala hat›rlar›m. S›cakkanl›, güleryüzlü flefleri ve personelinin sundu¤u lezzet, aradan geçen uzun y›llara ra¤men de¤iflmemifl, ayn› hizmet anlay›fl›, ayn› kalite, ayn› s›cak ortam bugüne kadar süregelmifltir. Baflta kurucular› olmak üzere, y›llard›r bu baflar›y› devam ettiren tüm personelini tebrik eder, ailece teflekkürlerimizi sunar›z. Onur ÖZ (Avukat) Uluda¤ bizim için art›k; “Bir zamanlar bir Uluda¤ vard›, mükemmel servis ve muhteflem yemekler yedi¤imiz” diye anmadan, hala varolan çok özel, çok güzel bir mekan›n iflletlemecileri ve emeklileri her türlü övgüyü lay›k, keyif dura¤›m›z. ‹yiki vars›n›z. ‹ST‹HDAMA KATKI BELGES‹ Uluda¤ Kebap kuruldu¤undan buyana Türkiye ‹fl Kurumu ile irtibata geçerek iflsizli¤in azalmas›na ve istihdama elinden geldi¤i kadar tüm imkanlar›n›n en iyisini kullanarak katk›da bulunmufltur.Uzun y›llar boyunca vermifl oldu¤u bu katk›lar›ndan dolay› Türkiye'de ilk defa verilen K-Q TSE-ISO-EN 9000 belgesi Uluda¤ Kebabç›s› iflletmesine verilmifltir Bu ödül Türkiye ‹fl Kurumu Çankaya fiube Müdürlü¤ü yetkilileri Nazif Y›lmaz ve Derya Ergül Taraf›ndan Uluda¤ Kebapç›s› Genel Müdürü Cesim Yoludo¤ru'ya takdim edilmifltir. 72 Ahmet TIKTIK (Devlet Planlama Teflkilat› Müsteflar›) Bugün, 19 Haziran 2007. Güzel bir yaz akflam›. Yan›mda ‹slam Ülkelerinden delegeler var. Bu ülkenin havas›, iklimi, yeme¤i, misafirperverli¤i gurur veriyor. Uluda¤ Kebapç›s› da, nefis ve lezzetli yemekleri ile ülkemizin kültürel zenginli¤ini çok güzel temsil ediyor. Uluda¤ çal›flanlar›n› ve iflletmeyi tebrik ediyorum. Hep böyle önde ve mükemmel olun. Baflar› ve sevgi dileklerimle. O 73