ÖĞRENME PSİKOLOJİSİ
Transkript
ÖĞRENME PSİKOLOJİSİ
27.6.2014 KONU TEKRAR SEMİNERİ Yaşantı yoluyla oluşan; kalıcı, izli, davranış değişiklikleri “öğrenme” olarak adlandırılır. Herhangi bir davranışın öğrenme ürünü olabilmesi için tanımda belirtilen 4 kritere sahip olması gerekir. Yaşantı Ürünü Kalıcı İzli Davranış Değişikliği 1 27.6.2014 Öğrenme ile davranış arasında “tam girişimlilik” ilişkisi bulunur. DAVRANIŞ •Nefes Alma •Sayıklama ÖĞRENME •Yazı Yazma •Araba Sürme DAVRANIŞ Bir organizmanın sergilediği her türlü etkinliktir. Genel olarak 3 tür davranış bulunur Davranış Doğuştan Getirilen Davranışlar •Refleks •İçgüdü İstendik Davranışlar Vücudun kontrol edebildiği, bilinçli, amaçlı davranışlar Sonradan Kazanılan Davranışlar Geçici Davranışlar •Uyarıcı etken madde etkisiyle sergilenen davranışlar İstenmedik Davranışlar Vücudun kontrol edilemediği, bilinçsiz, amaçsız davranışlar 2 27.6.2014 Öğrenmeyi Etkileyen Faktörler Öğrenenle İlgili Faktörler Öğrenme Stratejisiyle İlgili Faktörler Öğrenme Malzemesiyle İlgili Faktörler •Türe özgü •Öğrenmeye ayrılan •Telaffuz edilebilirlik hazırbulunuşluk zaman •Algısal ayırt •Olgunlaşma edilebilirlik •Zeka •Anlamsal çağrışım Aralıklı Toplu •Dikkat •Kavramsal Çalışma Çalışma •Güdülenme gruplandırma •Genel uyarılmışlık •Öğrenilecek Konun düzeyi Yapısı •Yaş •Transfer(Aktarım) •Ket vurma Parçalara Bölerek Bütün Halinde Çalışma Çalışma •Geri Bildirim •Etkin Katılım 1. Türe Özgü Hazırbulunuşluk Öğrenilecek davranışın gerektirdiği biyolojik donanıma sahip olma durumudur. 2. Olgunlaşma Davranışın öğrenilebilmesi için; vücudun gerekli olan gelişimsel düzeye ulaşmasıdır 3 27.6.2014 3. Zeka Öğrenme için gerekli olan yaşantıyı anlama, yorumlama, çevreye uyum sağlama yeteneğidir Öğrenme Zeka 4. Dikkat Zihinsel süreçlerin öğrenilecek yaşantıya yönlendirilmesidir. Öğrenme Dikkat 4 27.6.2014 5. Güdülenme Davranışın öğrenilmesi için gerekli olan; ihtiyaç, istek ve davranışın süreçlerinin genel adıdır. Öğrenme Güdülenme 6. Genel Uyarılmışlık Düzeyi Davranış öğrenilirken organizmayı etkileyen içsel ve dışsal faktörlerin seviyesine verilen isimdir. Aşırı, normal(optimum) ve yetersiz olmak üzere 3 kısımdır. Öğrenme NORMAL ------------------------ G.U.D. 5 27.6.2014 7. Yaş Doğumdan itibaren geçen süreyi ifade eder. Bu süre içinde vücudun gelişimsel düzeylerine göre öğrenme etkilenir.Genel olarak; 0-30 yaş arası öğrenmeyi olumlu etkilerken, 30-ölüm yaş arası öğrenmeyi olumsuz etkiler. Öğrenme 30 Yaş 8. Transfer (Aktarım) + - - - - - -- - - - Mevcut Öğrenmeler - -Benzerlik Yeni Öğrenilecekler - - - -- - - - •Yeni bir şey öğrenirken gerçekleşir •Mevcut öğrenme ile yeni öğrenmenin aynı alanda (benzer) olması gerekir •Öğrenilen herşey transfer edilebilir •Öğrenmeyi kolaylaştıran türü: “olumlu transfer” •Öğrenmeyi zorlaştıran türü : “olumsuz transfer” 6 27.6.2014 9. Ket Vurma - Mevcut Öğrenmeler Önceki Öğrenme - - - - - -- - - - - - - - - - - - - Benzerlik Sonraki Öğrenme - - - - - -- - - - - - - - - - - - - •Mevcut öğrenmeleri hatırlarken gerçekleşir •Bilginin USB den geri getirilmesi süreci ile ilgilidir •Önceki bilginin hatırlanamaması : “Geriye ket vurma” •Sonraki bilginin hatırlanamaması : “İleriye ket vurma” 1. Öğrenmeye ayrılan zaman Stratejik olarak öğrenme gerçekleşirken harcanan zamanın kullanılma biçimi 2ye ayrılır a) Aralıklı Çalışma Öğrenme zamanının belirli periyotlar halinde harcanmasıdır. Uzun vadeli hedefler için etkilidir. b) Toplu Çalışma Öğrenme zamanının tek bir periyot halinde harcanmasıdır. Kısa vadeli hedefler için etkilidir. 7 27.6.2014 2. Öğrenilecek konunun yapısı Öğrenilecek konunun yapısı iki farklı stratejiye sahiptir: a) Bütün Halinde Çalışma Konunun yapısının kısa, kolay ve basit olduğunda kullanılması gereken stratejidir. b) Parçalara Bölerek Çalışma Konunun yapısının uzun, karmaşık ve zor olduğunda kullanılması gereken stratejidir. 3. Geribildirim (Dönüt) Davranışın sonunda organizmanın elde ettiği karşılıktır. Öğrenme ile arasında ters orantı ilişkisi bulunur. Öğrenme G.B. Süresi 8 27.6.2014 4. Etkin Katılım Öğrenen organizmanın öğrenme sürecine dahil olması olarak açıklanır. Öğrenme süreci duyu organları ile gerçekleştiği için duyu organı sayısı arttıkça öğrenme olumlu etkilenir. Öğrenme Etkin Katılım 1. Telaffuz edilebilirlik Öğrenilecek malzemenin açık, net ve kolay anlaşılır olması, telaffuzunun basit ve anlaşılır olması öğrenmeyi olumlu etkiler. 2. Algısal Ayırt Edilebilirlik Öğrenilecek malzemenin duyu organları tarafından çevreden ayırt edilebilme derecesidir. Daha kolay duyumlanan malzemeler daha kolay algılanacağı için öğrenme olumlu etkilenir. 9 27.6.2014 3. Anlamsal Çağrışım Öğrenilecek malzemenin ön bilgi ve ön yaşantılarla desteklenmesi, zihinde oluşturduğu çağrışım sayısının artması öğrenmeyi olumlu etkiler. 4. Kavramsal Gruplandırma Öğrenilecek malzemenin; kavramsal yönden benzerlik durumuna göre gruplandırılması; zihinde örgütlemeler oluşturacağı için öğrenmeyi olumlu etkiler. A.DAVRANIŞÇI KURAMLAR Watson, Guthrie, Pavlov, Thorndike, Skinner Bilimin konusu; somut gözlenebilir, ölçülebilir, uyarıcılar ve tepkiler olmalıdır. Bilimsel araştırmalar nesnel sonuçlara ulaşmalıdır. Bütün öğrenmeler yaşantı içerisinde kazanılır. Zihin doğuştan boş bir levhadır. (Tabula Rosa) Soyut kavramlar incelenemediği için, konu dışı bırakılmıştır. Öğrenme ancak gözlenebilir davranışla (performansla) mümkündür. Performansa dönüşmeyen kazanımlar öğrenme olarak nitelendirilmez. Öğrenme, performansla gözlenebilen içsel bir süreçtir. İçsel süreçler gözlenemediği için, performans incelenmelidir. 10 27.6.2014 Önceden organizmada tepki üretmeyen uyarıcıların, belirli şartlardan sonra tepki üretir hale gelmesi yoluyla oluşan öğrenmelerdir. Duyuşsal, fizyolojik ve basit refleksif davranışlara yöneliktir. Organizmada bu süreçte pasiftir. İstenmedik (kontrol edilemeyen) davranışlar açıklanır Öğrenme U-T kalıbı ile gerçekleşir. Sergilenen tepkinin ssonrası değil öncesi önemlidir. 11 27.6.2014 Nötr uyarıcı (Zil) Köpek (Organizma) Tepki Yok Koşulsuz Uyarıcı (Et) Köpek (Organizma) Koşulsuz Tepki (Salya) Nötr ve Koşulsuz Uyarıcı Birlikte (Zil+Et) Köpek (Organizma) Koşulsuz Tepki (Salya) Koşullu Uyarıcı (Zil) Köpek (Organizma) Koşullu Tepki (Salya) 1.BİTİŞİKLİK (Yakınlık) Tepkisel koşullanmanın temel ilkesidir.Nötr uyarıcı ve koşulsuz uyarıcının birbirlerine yakın ve peş peşe olmaları şeklinde açıklanır. 2.HABERCİLİK Nötr ve koşulsuz uyarıcı bitişikliğinden ötürü nötr uyarıcının kendisinden sonra koşulsuz uyarıcının geleceğini bildirmesidir. Bu sayede; nötr uyarcı koşullu uyarıcı haline gelir ve öğrenme gerçekleşir. İki tür habercilik bulunur. 12 27.6.2014 a)Olumlu Habercilik (Yordayıcılık): Koşullu uyarıcının kendisinden sonrasına dair haber değeri kazanmasıdır. Yordama imkanı sunar, koşulsuzun başlayacağını bildirir. b)Olumsuz Habercilik (Vardayıcılık): Koşullu uyarıcının kendisinden öncesine dair haber değeri kazanmasıdır. Vardama imkanı sunar, koşulsuzun bittiğini bildirir. 3.PEKİŞTİRME: Klasik koşullanma sürecinde öğrenmenin oluşumunu sağlayan koşulsuz uyarıcı pekiştirme görevi üstlenir. Koşulsuz uyarıcılar birincil (öğrenilmemiş) pekiştireçlere eşdeğerdir. Koşullu uyarıcılar ikincil(öğrenilmiş) pekiştireçlere eşdeğerdir. 4.SÖNME (Deneysel Çözülme): Koşulsuz uyarıcının ortamdan çıkmasıyla koşullu uyarıcının tek başına kalarak tepki üretme gücünün azalması ve yok olması sürecidir. 13 27.6.2014 5.KENDİLİĞİNDEN GERİ GELME:Koşulsuz uyarıcının ortamdan çıktığı için yok olan (sönen) koşullu tepkinin; düzensiz aralıklarla yeniden sergilenmesidir. Kendiliğinden geri gelme sürecinde ortama koşulsuz uyarıcı eklenmez. Eğer sönmüş bir tepki yeniden koşulsuz ortama eklenerek geri getirilirse bu durum “yeniden(tekrar) koşullanma” olarak adlandırılır. 6.ALIŞMA (Duyusal Uyum): çevredeki uyaranların (ses, koku, tat, görüntü,dokunma) duyu organları sürekli aynı şiddetle gelmeleri sebebiyle; duyu organlarının bu uyarıcılara uyum sağlayıp, artık o uyarıcıları almamasıdır. 7.GENELLEME(Uyarıcı Genellemesi):Birbirlerine benzer uyaranların organizmada aynı tepkiyi üretmesi durumudur. U1 U2 U3 T1 8.AYIRT ETME:Koşullanılan uyarıcılara benzemeyen uyaranların vücutta aynı tepkiyi üretmemesi sürecidir. 14 27.6.2014 9.ÜST DÜZEY KOŞULLANMA (Dereceli Koşullanma): Nötr uyarıcı ile koşullu uyarıcı eşleşmesi sonucunda ortaya çıkan yeni bir koşullanmadır. Klasik koşullanma sürecinden sonra gerçekleşir. Koşullanmanın koşullanması olarak adlandırılır. Nötr Uyarıcı + Koşulsuz Uyarıcı Koşullu Uyarıcı Nötr Uyarıcı + Koşullu Uyarıcı 1 Klasik Koşullanma Üst Düzey Koşullanma Koşullu Uyarıcı 2 Üst Düzey Koşullanmanın oluşumuna izin vermeyen iki durum söz konusudur. a)Engelleme ( Bloklama) : Koşullu ve Nötr uyarıcıların eşleşme sıralarından kaynaklanan durumdur. Önce koşullu daha sonra nötr uyarıcının gelmesi ile alakalıdır. X Koşullu Uyarıcı + Nötr Uyarıcı Koşullu Tepki 15 27.6.2014 b)Gölgeleme : Aynı nitelikteki (koşullu, koşulsuz ve ya nötr) uyaranların bir arada bulunması yüzünden daha şiddetli olan uyarıcının diğerlerine tepki ürettirmemesidir Nötr Uyarıcı1 Koşullu Uyarıcı1 Koşulsuz Uyarıcı1 Nötr Uyarıcı2 Koşullu Uyarıcı2 Koşulsuz Uyarıcı2 Koşullu Tepki Koşulsuz Tepki X Koşullu Uyarıcı X X 10.ÖN KOŞULLANMA (Duyusal Ön Şartlanma): Klasik koşullanma sürecinden önce nötr uyarıcıların birlikteliği yüzünden oluşan koşullanma türüdür. 3 adımda gerçekleşir. 1.Nötr1 + Nötr2 2.Nötr1 + Koşulsuz Uyarıcı Klasik Koşullanma Koşullu Uyarıcı 3.Koşullu Uyarıcı2 Nötr2 koşulsuz uyarıcı ile eşleşmeden koşullu haline gelir. Bunun sebebi klasik koşullanma sürecinden önce nötr1 ile bir arada bulunmasıdır 16 27.6.2014 11.OLUMSUZ TAT KOŞULLANMASI (Garcia Etkisi) Nötr uyarıcı ile koşulsuz uyarıcı arasında bitişiklik olmadığı halde gerçekleşebilen koşullanma türüdür. Özellikle koku ve tat alma duyuları ile gerçekleşir. Nötr Uyarıcı Özellikle insanlarda; koşullu uyarıcıyı kendilerine hatırlatan, çağrıştıran, anımsatan nötr uyarıcıların da koşullu uyarıcı haline gelip tepki ürettikleri gözlenmiştir. Bu durumda “Garcia Etkisi” olarak açıklanmaktadır. 8 Saat Koşulsuz Uyarıcı Koşullu Uyarıcı 12.ÖĞRENİLMİŞ ÇARESİZLİK: (Seligman Etkisi) Sergilenen davranışların amaca ulaşamaması durumunda organizmanın başarısızlığı kabullenmesi durumudur. Davranışlar organizmada amaca yönelik olumsuz düşünceler oluşturur. DAVRANIŞ DÜŞÜNCE - 17 27.6.2014 13.ÖĞRENİLMİŞ GÜÇLÜLÜK: (Psikolojik Sağlamlık) Sergilenen davranışların amaca ulaşması durumunda organizmada oluşan özgüven durumudur.Davranışlar organizmada amaca yönelik olumlu düşünceler oluşturur. DAVRANIŞ DÜŞÜNCE + 14.KENDİNİ GERÇEKLEŞTİREN KEHANET (Pygmalion Etkisi): Mevcut düşüncelerin (olumlu veya olumsuz) davranışlara yön verip kendisini ya da bir benzerini gerçekleştirmesi durumudur. DÜŞÜNCE DAVRANIŞ 18 27.6.2014 1.SİSTEMATİK DUYARSIZLAŞMA John Watson tarafından geliştirilen, genellikle korku ve fobik davrananların tedavisine yönelik uygulanan yöntemdir. Korku nesnesi organizmaya belirli bir sistemle uygulanarak korkunun ya da fobinin yok edilmesi şeklinde gerçekleştirilir. 2.SÖNMESİNİ SAĞLAMA İstenmeyen koşullanmayı oluşturan koşulsuz uyarıcının ortamdan çıkarılarak; koşullu uyarıcının tepki üretme gücünün azaltılması veya yok edilmesi yöntemidir. 3.KARŞIT KOŞULLANMA İstenmeyen koşullanmaya sebep olan koşulsuz uyarıcının ortamdan çıkarılıp, bu koşullanmanın tersi olan (istenilen koşullanma) koşullanmayı oluşturacak olumlu uyarıcının ortama eklenmesidir. 19 27.6.2014 4.İTİCİ UYARICIYA KOŞULLANMA İstenmeyen koşullanma sergilediğinde; organizmayı kendisine itici gelen bir uyarıcıyla karşılaştırarak; mevcut koşullanmanın yok edilmesini sağlamaktadır. 5.MARUZ BIRAKMA( Karşı Karşıya Getirme) İstenmeyen koşullanmaya sebep olan uyarıcı ile organizmayı karşılaştırarak; organizmanın bu uyarıcıyı kabullenmesini sağlamaktır. Öğrenmenin temelini oluşturan yasa bitişikliktir. Kurulan bitişikliklerle öğrenme oluşur. Temel öğrenme kuramı klasik koşullanmadır. En Son, En Sıklık İlkesi Bitişiklik kurulduktan sonra; davranıştaki sönme, bitişikliğin kalıcılığı yüzünden yüzeysel bir şekilde gerçekleşir. Bu sebeple; bir uyarıcıya en son ya da en sık hangi tepki sergilenirse o uyarıcıyla yeniden karşılaşıldığında yine aynı tepki sergilenir. 20 27.6.2014 Korku Koşullanması; Bütün öğrenmeler gibi korkular da yaşantı içerisinde ortaya çıkar.Korkuların yok edilmesi için sistematik duyarsızlaştırma yöntemi kullanılabilir. Tek Deneme Yasası; Öğrenme; uyarıcıya karşı sergilenen ilk ve tek denemede gerçekleşir. Bitişiklik kurulduktan sonraki tekrarların öğrenmeye katkısı yoktur. Hatalı yanlış bitişikliklerin değiştirilmesi için 3 farklı yöntem kullanılabilir. 1.Eşik Yöntemi: istenilen bitişiklik oluşturma veya istenilmeyen bitişiklik yok etme amacıyla bunlara sebep olan uyarıcıların organizmaya eşik değerini geçmeyecek şekilde uygulanmasıdır. Fark eşiğinden faydalanılır Uyarıcı ortamdan, hissettirmeden çıkarılır veya eklenir 21 27.6.2014 2.ZIT TEPKİ YÖNTEMİ (Karşıt Uyaranlar Verme) İstenilmeyen bitişikliğe sebep olan uyarıcı ile onunla rekabet edebilecek (gölgeleyebilecek) olumlu uyarıcının aynı anda ortama eklendiği yöntemdir. Gölgelemeden faydalanılır. Yaklaşma – Kaçınma çatışmasının bir şeklidir. 3.BIKTIRMA YÖNTEMİ İstenilmeyen bitişikliğe sebep olan uyarıcının organizmaya aşırı şekilde uygulanarak, vücudun bu uyarıcıdan bıkmasının sağlandığı yöntemdir. 22 27.6.2014 Öğrenmenin temelinde, davranışın sonucuna göre U-T arasında kurulan sinirsel bağlar yer alır. Öğrenmelerin büyük çoğunluğu psikomotor alandadır ve organizma bu süreçte aktiftir. İnsanların sinir sistemi daha gelişmiş olduğu için insan öğrenmeleri daha karmaşıktır. Deneme – Yanılma Yoluyla Öğrenme U T1 T2 T3 T4 x x Amaç x Karşılaşılan uyarıcı etkisiyle amaca yönelik sergilenen davranışlardan, hatalı olanların elenip, doğru olanın seçilerek uyarıcı ile arasında sinirsel bağ kurulmasıyla gerçekleşen öğrenmelerdir. Bu tarz öğrenmelerin gerçekleşebilmesi için 3 ilkeye gerek duyulur. 23 27.6.2014 1.Hazırbulunuşluk Yasası : Öğrenme üzerinde 3 boyutta etkili olan yasadır. Hb a) Davranış Hb b) Davranış c) Zorla Hb Davranış 2.Etki Yasası: Öğrenme üzerinde 2 boyutta etkili olan yasadır. a) U T + Kuvvetlenir b) U T - Zayıflanamaz 24 27.6.2014 3.Etki Yasası: Öğrenme üzerinde 2 boyutta etkili olan yasadır. Öğrenirken; a) U T Kuvvetlenir Öğrendikten Sonra; b) U T Zayıflanamaz Edimsel Davranış Uyarıcı Tepki Karşılık +Pekiştir - Ceza Davranışlar genel olarak iki kısma ayrılır. Duyuşsal fizyolojik ve refleksif olan tepkisel davranışlar ile psikomotor, kazanılmış, bilinçli çaba gerektiren edimsel davranışlar. 25 27.6.2014 Edimsel davranışlar daha karmaşıktır ve bütün öğrenme alanlarının büyük çoğunluğunu oluşturur. Bir edimsel davranışın öğrenilmesi için 3 unsurun bir arada bulunması gerekir. Davranışı başlatan UYARICI Bu uyarıcıya karşı sergilenen TEPKİ Ve bu tepki neticesinde elde edilen KARŞILIK 1. 2. Uyarıcıya karşı sergilenen tepkilerin sonucuna göre oluşturulan öğrenmelere “Edimsel Öğrenme Koşullanma Yoluyla Öğrenme” adı verilir. Temel İlkeleri Bitişiklik: bir edimsel davranışın öğrenilebilmesi için sergilenen davranış ile elde edilen karşılığı (+,-) peş peşe, ard arda olması gerekir. Pekiştirme: Pekiştirme Pekiştireç *İşlem, olay *Nesne Bisiklet süren oğluna babası “para” verdi pekiştireç İşlem (pekiştirme) 26 27.6.2014 Pekiştirme: ya davranışı oluşturur ya da var olanı artırır. Bir davranışın oluşturulması veya sıklığının arttırılması için uygulanan işleme pekiştirme; bu işlemde kullanılan uyarıcıya ise pekiştireç adı verilir. İki tür pekiştirme bulunur; ◦ Olumlu pekiştirme ◦ Olumsuz pekiştirme PEKİŞTİREÇ (Uyarıcı) Birincil Pekiştireç •Organizma için doğuştan önemli olan fizyolojik yapıya yönelik öğrenme ürünü olmayan uyarıcılardır. •Koşulsuz uyarıcıya eşdeğerdir. İkincil Pekiştireç •Organizma için sonradan önem kazanan yaşantı içerisinde değer bulan, öğrenme ürünü olan uyarıcılardır. •Koşullu uyarıcıya eşdeğerdir. Birincil olumlu pekiştireç •Doğduktan itibaren muhtaç olduğumuz uyarıcılardır. Herkes için olumludur. Öğrenilmemiştir. Varlığı yaşamın devamını sağlar. Hava, uyku, yiyecek, içecek, vs. Birincil olumsuz pekiştireç •Doğuştan organizma için olumsuz (kötü) olan, varlığı organizma için tehlike oluşturan. Elektrik şoku, radyasyon, acı, ağrı İkincil Pekiştireç 2’ye ayrılır. İkincil Olumlu Pekiştireç • Sonradan öğrenme yaşantıyla organizma için iyi olan varlığı mutluluk veren uyarıcılardır. • Para, aferin, yüksek not, övgü İkincil Olumsuz Pekiştireç • Sonradan öğrenme yaşantılarıyla organizma için kötü olan varlığı mutsuz eden uyarıcılardır • Sınav, küfür, hakaret, kötü not,işsizlik 27 27.6.2014 PEKİŞTİRME TARİFELERİ Sürekli Pekiştirme •Yeni davranışın organizmaya kazandırılması için, sergilenen her doğru davranışın pekiştirildiği tarifedir. Zaman Aralıklı Pekiştirme •Pekiştirecin gelmesini sağlayan unsurun “zaman” olduğu tarifedir. Aralıklı Pekiştirme •Varolan bir davranışın sıklığını arttırmak, sürekliliğini sağlamak için pekiştirme işleminin zaman veya davranış sayısına göre aralıklarla uygulandığı tarifedir. Davranışın Sayısı(oran) Aralıklı Pekiştirme •Pekiştirecin gelmesini sağlayan unsurun yapılan “davranış sayısı” olduğu tarifedir. PEKİŞTİRME TARİFELERİ Zaman Aralıklı Pekiştirme Sabit Zaman Aralıklı Pekiştirme •Pekiştirecin geleceği zamanın belli olduğu, organizmanın bu zamanı bildiği tarife Değişken Zaman Aralıklı Pekiştirme •Pekiştirecin geleceği zaman belli olmadığı, organizmanın bu zamanı bilmediği tarife Davranışın Sayısı (oran) Aralıklı Pekiştirme Sabit Oran Aralıklı Pekiştirme •Pekiştirecin geleceği davranış sayısının belli olduğu organizmanın bu davranış sayısını bildiği tarife Değişken Oran Aralıklı Pekiştirme •Pekiştirecin geleceği davranış sayısının belli olmadığı organizmanın bu davranış sayısını bilmediği tarife 28 27.6.2014 3. Seçmeli(Seçenekli) Pekiştirecin gelmesi için zaman veya davranış sayısının organizmaya seçenek olarak sunulduğu tarifedir. Katışık (Birleşik) Pekiştirecin gelmesi için hem zamanın geçmesi hem de davranış sayısının tamamlanması gerektiği tarifedir Ceza: Sergilenen davranışın sonucuna göre davranışta azalma veya baskı altına alma sürecine “ceza” adı verilir. 2 temel ceza işlemi vardır; I.Tür Ceza: Sergilenen davranıştan sonra organizmanın ortamına olumsuz pekiştireç eklenmesi durumudur. Davranışı azaltır. - Olumsuz pekiştireç Dav. 29 27.6.2014 II.Tür Ceza: Sergilenen davranıştan sonra organizmanın ortamından olumlu pekiştireç çıkarılması durumudur. Davranışı azaltır. + Olumlu pekiştireç Dav. Ceza Alternatifleri 1. Ara verme (Time out): İstenmeyen durumun ortamdan kaynaklandığı durumlarda, organizma ile ortamın ilişkisini keserek nötr olan bir başka ortamda bu davranış üzerinde düşünmesini sağlar. Ortam - Nötr Düşünme 5-15 dk Dav. Değerlendirme 30 27.6.2014 2. Ortam değiştirme: İstenmeyen davranışın sergilenmesi veya tekrarını önlemek için ortamda değişiklik yapmaktır. 3. Görmezden gelme: istenmeyen davranışın organizmanın yaş gereği veya ilgi çekmek amacıyla yapıldığı durumlarda organizmaya hiçbir dönüt vermemek Tersini Ödüllendirme (Ayrımlı- Karşıtını Pekiştirme) İstenmeyen davranışın görmezden gelinip, tersi (istenilen davranış) sergilendiğinde organizmayı ödüllendirmektir. 4. -T -T +T -T +T X + Ödül X İstenmeyen davranış terkedilir + Ödül 5. Bıktırma: İstenmeyen davranışın serbest bir şekilde organizmaya bolca uygulatılarak bu davranıştan bıkmasını sağlamak. 31 27.6.2014 5. Sönme: Sergilenen davranıştan sonra pekiştirmenin yapılmaması durumunda davranışta gözlenen artış, azalma ve yok olma sürecine denir. Sönme 6. 6. 7. Alışma: Sergilenen tepkinin sürekli aynı pekiştireçle karşılanması durumunda pekiştirecin davranış üzerinde artırıcı (azaltıcı) etkisini yitirmesi Kendiliğinden Geri Gelme Sönmüş, sergilenmeyen tepkinin mevcut ihtiyaçtan ötürü yeniden sergilenmesi “kendiliğinden geri gelme” olarak adlandırılır. Alışkanlık: (Kurulum) Psikomotor davranışın sürekli kullanıldıkça otomatikleşmesinden ötürü hep aynı şekilde yapılması eğilime “alışkanlık” denir. 32 27.6.2014 8. Tepki Genellemesi: Organizmanın aynı uyarıcıya karşı farklı tepkiler sergilemesi tepki genellemesidir. U.G U1 U2 U3 9. Ö.G T.G T1 T1 T2 T3 T1 U1 T1 U1 T1 Öğrenmenin genellenmesi: Organizmanın kendisini ödüle götüren, cezadan kurtaran davranışı yeniden sergilemesi Premack ilkesi (Büyükanne kuralı- Ayrımlı Olasılık İlkesi) Organizmanın yapmak istemediği davranışları yapmak istediği davranış ile pekiştirme işlemidir. iki davranış arasında zaman aralığı bulunmaz ve mutlaka başkasının kontrolünü gerektirir. 11. Koşullu Anlaşma: Organizmanın kendisi veya başkasıyla yapmış olduğu karşılıklı sözleşmeye denir. ****Her Premack bir koşullu anlaşmadır 10. 33 27.6.2014 12. 13. 14. Simgesel ödül biriktirme (Jeton biriktirme) Organizmanın sergilediği davranıştan sonra elde ettiği sembolik pekiştireçleri biriktirip, belirlenen sayıya ulaşınca asıl pekiştirece ulaştığı tarifedir. Batıl inanç (Davranış) (Tesadüfi Pekiştirme) Sergilenen davranışla elde edilen sonucun (+,-) tesadüfen peş peşe olması neticesinde oluşan öğrenmelere denir. Psikolojik tepkisellik (Romeo & Juliet Etkisi) Organizmanın amaca ulaşmak için sahip olduğu özgürlük ve hakların engellenmesi durumunda; yaşanılan psikolojik süreçlerin etkisiyle davranışın daha fazla yapılması ya da başka davranışlar ortaya çıkmasıdır. Farklı davranış yapması İnat, Öfke, stres Daha fazla yapması Özgürlük. 34 27.6.2014 15. Davranışta kontrast etkisi (Zıtlık) Farklı durumlarda sergilenen aynı tepkinin, birbirine zıt sonuçlarla karşılasması halinde; bu zıt sonuçların davranış üzerindeki arttırıcı veya azaltıcı etkisine denir. 2.Durum 1.Durum Pozitif kontrast - + Negatif kontrast T1 16. 17. Kademeli Yaklaşma (Biçimlendirme): Bir psikomotor davranışın organizmaya kazandırılması için en az bir kere sergilenmesi için en az bir kere sergilenmesi gerekir. Bu sınırlılıktan ötürü, davranışı oluşturan küçük parçalar sergilendikçe pekiştirilir. Böylelikle asıl davranışın organizmaya kazandırılmış olur. Ayırt etme: Organizmanın kendisini sonuca götürmeyen tepkileri sergilememesine “ayırt etme” denir. 35 27.6.2014 1. Sosyal Bilişsel Öğrenme Kuramı: (Albert BANDURA) Öğrenmelerin çoğu dolaylı yaşantılarla gerçekleşir ve bu yaşantılar insanın bilişsel süreçleriyle temellendirilir. İnsanların çevreyi inceleyip, zihninde bu çevreye dair semboller oluşturmasıyla gerçekleşen öğrenmelere “gözlem yoluyla öğrenme” denir. Temel Kavramlar 1.Gözlem: Gözlemcinin çevredeki yaşantılara dair zihninde sembol oluşturmasıdır. -> Öğrenme burada gerçekleşir 2. Taklit : Oluşturulan sembollerin, ihtiyaçları gidermek için davranışa dönüştürülmesidir. 3.Model: Gözleme konu olan gerçek, tarihi, kurgusal, hayal ürünü, kişilik ve ya bilgi kaynakları model olarak açıklanır. 4.Dolaylı Yaşantı; ◦ Dolaylı Pekiştirme: Gözlemcinin modelin karşılaştığı pekiştirme işleminden etkilenmesidir. ◦ Dolaylı Ceza: Gözlemcinin modelin karşılaştığı ceza işleminden etkilenmesidir. ◦ Dolaylı Duygu: Gözlemcinin modelin duygularını paylaşmasıdır. Duygudaşlıktır. ◦ Dolaylı Güdülenme: Gözlemcinin modelin yaşadığı güdülenme sürecinden etkilenerek, güdülenme sürecine dahil olmasıdır. 36 27.6.2014 Temel İlkeler; 1. Karşılıklı Belirleyicilik: Birey ve çevrenin karşılıklı etkileşimleri neticesinde, davranışların birbirine benzemesi sürecidir. Çevre 2. Sembolleştirme Kapasitesi: İnsanın çevresini inceleyip zihninde semboller oluşturabilme yetisidir. Kişiden kişiye değişir. Çevre 3. Öngörü Kapasitesi: “Vizyon sahibi olmak” demek budur. Kişiden kişiye değişir ( Örn;Atatürk) İnsanın bugünü ve geçmişi inceleyip, geleceğe dair çıkarımlarda bulunmasını sağlayan yetidir. 37 27.6.2014 4. 5. 6. 1. 2. 3. Öz Yargılama (öz değerlendirme) Kapasitesi: kişinin kendi duygu düşünce ve davranışlarını değerlendirmesini sağlayan yetidir. Öz Düzenleme Kapasitesi: Kişinin kendi duygu, düşünce ve davranışlarında değişiklik yapmasını sağlayan yetidir. Öz Yeterlilik Kapasitesi: Metabilişsel düşünme. Kişinin kendini tanıması, kapasitesinin farkında olması, kendine uygun hedefler ve öğrenme yolları belirlemesini sağlayan yetidir. Dikkat: Zihinsel süreçlerin modele yöneltilmesi, modele odaklanma durumudur. Hatırlama (Zihne kodlama-Zihinde tutma): Dikkat edilen model davranışlarının zihne kodlanması, kullanacağı zamana kadar saklanması ve kullanılmak üzere geri getirilmesidir. Uygulama(Zihinde Prova- Canlandırma): Kullanılmak üzere hatırlanan sembollerin, zihinde canlandırılması, öz yeterlilik ile kıyaslanmasıdır. 38 27.6.2014 4. Güdülenme(İhtiyaç + istek = davranış): Zihinde canlandırılan sembollerin, karşılaşılan ihtiyaç ve istekleri gidermek üzere davranışa dönüştürülmesi sürecidir. Bu süreç karşılaşılan pekiştirme ile tamamlanır. ◦ Doğrudan pekiştirme ◦ Dolaylı pekiştirme ◦ İçsel pekiştirme (Bandura’nın en çok önemsediği) 1. 2. 3. 4. 5. A.Modelin Özellikleri: Modelin benzerliği: Cinsiyet, tutum,ilgi ve yetenek açısından, benzeyen modeller daha çok benimsenir. Modelin yakınlığı: Yaş ve fiziksel mekan olarak gözlemciye yakın olan modeller daha çok benimsenir. Modelin statüsü: Gözlemciden daha yüksek statüde olan modeller daha çok benimsenir. Modelin saygınlığı: Gözlemciden daha saygın olan modeller daha çok benimsenir. Modelin uzmanlığı: Gözlemciden o anki şartlarla ilgili daha uzman olan modeller daha çok benimsenir. 39 27.6.2014 1. 2. 3. 4. B.Modelin Davranışının Özellikleri: Modelin davranışının sonucu: Modelin sergilediği davranışın,karşılaştığı sonuç (ödül – ceza) gözlemcinin davranışlarını şekillendirir. Modelin davranışının amaca uygunluğu: Modelin sergilediği davranışlarda o anki amaca uygun olanlar daha çok benimsenirler. Modelin davranışının basitliği: Modelin sergilediği davranışlardan basit, yapılabilir ve öz yeterliliğe uygun olanlar daha çok benimsenirler. Modelin davranışının saldırganlığı: Modelin sergilediği davranışlardan saldırgan, sıradışı ve şiddet içerenler daha çok benimsenirler. Zihnin büyük bölümü insandan bağımsız olarak çalışan bir makine gibidir. Doğumdan itibaren etkileşime girilen, çevre yaşantılarına dair zihinde bir çok işaret oluşturulur. Bu işaretlerin büyük kısmı zihin tarafından kendiliğinden oluşmuştur. Farkındalık İhtiyaç Farkında E Ç E R V Tepki 40 27.6.2014 Gizil (Örtük) Öğrenme: Zihnin kendiliğinden çevreye dair oluşturduğu ve ancak onunla ilgili bir ihtiyaçla karşılaştığında farkına varılan öğrenmelere denir. ◦ Temel Kavramlar: 1. Gizil sönme: Amacı karşılanmayan,işe yaramayan pekiştirilmeyen gizil öğrenmelerin terk edilmesidir. 2. Amaçlı davranış: Sergilenen tüm davranışlar belirli bir amaca yöneliktir. Amaçsız davranış olmaz 3. Molar (Bütüncül) davranış: Davranışlar kendisini oluşturan parçaların toplamından daha farklıdır. Davranışlar incelnirken, parçaların değil bütünün yapısı incelenmelidir. 4. En az çaba ilkesi: Organizma amaca ulaşmak için kendisini en az yoracak, en az çaba gerektiren yolu tercih eder. 5. Ödül beklentisi: Sergilenen tüm davranışların temelinde amaca yönelik duyulan beklentiler yer alır. 6. Ara değişken: Organizmanın davranış sergilerken etkisinde bulundupu ve farklı davranışlar üretebilen uyarıcılara “ara değişken” denir. 7. Bilişsel harita (Yer öğrenme) : İçinde bulunulan çevreye dair oluşturulan krokilerdir. Neyin nerede olduğunun öğrenilmesidir. Büyük çoğunluğu gizil öğrenme ile oluşur. 8. Bilişsel senaryo: İçinde bulunulan çevrede nasıl davranacağına yönelik oluşturulan işaretlerdir. Büyük çoğunluğu gizil öğrenmeyle oluşur. Nerede, nasıl davranacağının öğrenilmesidir. 9. Kateksis öğrenme: Karşılaşılan dürtüler ile belrili nesnelerin eşleştirilmesi sonucunda oluşan işaret durumudur. O dürtü ortaya çıktığında o nesneye yönelme öğrenilir. Dürtü ile nesne arasında zıt bir ilişki kurulursa o nesneden uzak durma öğrenilir. Bu duruma olumsuz kateksis denir. 41 27.6.2014 Gestalt Kuramı: (Bütüncül): W.Köhler, K.Koffka, M. Wertheimer 1. Öğrenmenin temelinde çevrenin duyu organları tarafından alınması ve zihin tarafından yorumlanması yer alır. Zihin çevreyi bir bütün halinde algılamaya eğilimlidir. Duyu organları çevreyi olduğu gibi parçalar halinde alsa da, zihin bu parçaları bütünleştirerek, örgütleyerek algılar. Duyum: Çevrenin, duyu organları tarafından alındığı andır. Duyum herkeste aynıdır, kişiden kişiye değişiklik göstermez. Duyumun gerçekleşmesi için; 1. ◦ ◦ ◦ ◦ Sağlıklı bir duyu organı Bir uyarıcının varlığı Uygun bir ortam Uyarıcının şiddetinin duyum eşikleri arasında olması gerekir. 42 27.6.2014 2. Algı: Duyu organlarından gelen duyumların, zihin tarafından geçmiş yaşantılara göre yorumlanması, anlamlandırılması, isimlendirilmesidir. Zihin duyumları algılarken belirli prensiplere göre çalışır. Bu prensipler evrenseldir. 1. Algı yasaları: 1. Şekil-Zemin İlişkisi: Çevredeki uyaranlar zihin tarafından bir zemin üzerinde şekil olarak algılanır. Zihnin o an algıladıkları şekil algılanmayanlar ise zemindir. Şekil ve zemin istemli veya istemsiz biçimde değiştirilebilir. 2. Yakınlık: Birbirlerine anlamsal ve ya fiziksel olarak yakın olan uyaranlar bir arada örgütlenerek algılanırlar. 3. 4. 5. 6. Benzerlik: Birbirine benzer olan uyaranlar zihin tarafından birarada örgütlenerek algılanırlar Süreklilik(Devamlılık): Önceden varlığı algılanan uyaranların duyumlanmasalar da zihin tarafından var olarak algılanmaya devam etmesidir. Basitlik: Çevredeki uyaranları önce basit sonra karmalık boyutları algılanır. Tamamlama: Zihin kendisine gelen uyaranları anlamlandırarak, tamamlayarak, yorumlayarak algılar. Algı Özellikleri: 1. 2. 3. 4. 5. Pragnanz Yasası: Algı yasalarının tamamını topladığı genel ilkedir. Algıda Seçicilik: Zihin kendisine gelen duyumlardan o anki ilgi, ihtiyaç ve beklentilere uygun olanları daha önce algılar Algıda Değişmezlik: Önceden orijinal halleriyle algılanan uyaranlar, farklı renk, biçim,boyutta duyumlansalar da zihin tarafından orijinal halleriyle algılanmaya devam ederler. Phi Fenomen (Hareket Algısı): Zamanın farklı anlarında hızlı bir şekilde yer değiştiren uyaranlar zihin tarafından hareketli olarak algılanırlarç Zeigarnik etkisi: Geçmiş hayatta yarım kalan herhangi bir yaşantının zihin tarafından sürekli tamamlanmaya çalışıldığı için unutulmamasıdır. 43 27.6.2014 Algı Yanılmaları: 1. İlizyon (Yanılsama): Çevrede var olan uyarıcının zihin tarafından olduğundan farklı algılanmasıdır. Fiziksel veya psikolojik kökenli olabilir. Fiziksel herkesle aynıdır. 2. Halüsinasyon (Sanrı): çevrede var olmayan bir uyarıcının zihin tarafından var olarak algılanmasıdır. Normal davranış değildir.Şu sebeple ortaya çıkar; Akıl hastalığı Ateşli hastalık Hasta nöbet Madde kullanımı Karşılaşılan problemlerin mevcut bilgi, yaşantı, deneyim ve sezgiler kullanılarak çözüme ulaştırıldığı öğrenme türüdür. Ulaşılan çözüm ani, hatasız,tam ve benzer durumlara genellenebilir. 44 27.6.2014 Ç E V R E Ses Koku Tat Dokunma DB Dikkat+Algı Gruplandırma Sürekli Tekrar Tekrar (Ezberleme) Kodlama (Anlamlandırma) Örgütlemea Ekleme Anısal Bellek Anlamsal Bellek İşlemsel Bellek KSB USB Kapasite Yürütücü Biliş Öğrenme bellek ve bellek süreçlerinde meydana gelen yapıdır. Bellek: Bilginin çevreden alınması, işlenmesi,saklanması,geri getirilmesi ve tepki üretmesi fonksiyonlarını yürütür. Öğrenme temel olarak bellek türleri ve süreçleri arasındaki ilişkiler meydana gelir; A. Bellek Türleri: 1. 2. 3. Duyusal Bellek: Bilginin çevreden alınması görevini yürütür. Kapasitesi sınırsız, bilgiyi saklama süresi 2-4 sn civarındadır. Kısa Süreli Bellek (İşleyen): Dikkat ve algı süzgecinden gelen iletilerin, işlenmesi, ileride kullanılmak üzere uzun süreli belleğe aktarılması, geri getirilmesi ve tepki üretmesi görevini yürütür. Kapasitesi 5-9 Birim, bilgiyi saklama süresi de yaklaşık 20 sn civarındadır. Bu sınırlılıkları gidermek için gruplandırma ve sürekli tekrar işlemleri yapılır. Uzun Süreli Bellek (Kalıcı): Bilgilerin ileride kullanılmak üzere saklanması görevini yürütür. Bilgilerin burada saklanırken, örgütleme ve ekleme işlemlerine tabi tutulur. Kapasitesi ve bilgiyi saklama süresi sınırsızdır. 45 27.6.2014 Uzun süreli bellek, gelen bilgilerin yapısına göre depolandığı 3 bellek bölgesinden oluşur. ◦ Anısal ( Epizodik) : Yaşantı, hatıra, olay, anı gibi durumların depolandığı bellek bölgesidir. En çabuk hatırlanandır. ◦ Anlamsal (Semantik): bilgi, ilke,kural,durum veya olayın ve ya durumun anlamsal boyutlarının saklandığı bellektir. ◦ İşlemsel (Prosedürel): herhangi bir işlemin basamaklarının veya nasıl yapıldığının saklandığı bellektir. B. Bellek Süreçleri: 1. Dikkat: Öğrenilecek iletilerin zihnin yönlendirilmesi durumudur. İstemli, istemsiz,bölünmüş 2. Algı: Öğrenilecek iletilerin geçmiş yaşantılara göre yorumlamak 3. Tekrar (Ezber): Saklanacak bilgiyi olduğu gibi sıkça kullanılarak USB’ye aktarılmasıdır. 4. Kodlama (Anlamlandırılma): Saklanacak bilginin mevcut zihinsel yapıyla ilişkilendirilerek USB’ye aktarılmasıdır. 5. Geri Getirme (Hatırlama): Tepki üretmek için kullanılacak bilgilerin USB’den KSB’ye çağırılmasıdır. Bazı süreçler geri getirmeyi engellerken bazıları destekler. 46 27.6.2014 Geri Getirmenin Engelleri; Geri Getirmenin Destekçileri; C. Ket Vurma: Bilgilerin birbirlerin yerine hatırlanmasıdır Yanlış Yerleştirme: bilginin saklanması gerekenden farklı şemaya kaydedilmesidir. Bozulma: Uzun süre kullanılmayan bilginin yapısının değişmesidir. Karışma: Bilgilerin benzer şekilde kodlanmasından ötürü birlikte hatırlanmalarıdır. Anmezi: Travma, şiddet gibi sıradışı durumlarda belleğe ulaşamamasıdır. (Geçici hafıza kaybı) Öncelik Etkisi (Küvet Etkisi): Bir şemaya ilk önce kodlanan bilgilerin daha kolay hatırlanmasıdır. Sonralık Etkisi: Bir şemaya en son kodlanan bilgilerin daha kolay hatırlanmasıdır. Bellek Destekleyiciler: 1. İlk harf yöntemi: Bilgilerin saklanması ve hatırlanmasını kolaylaştırmak için ilk harflerin belirli bir sistemle kullanılmasıdır. 2 Türü vardır; a) b) 2. 3. 4. Akrostiş: bilgi birimlerinin sıra ile saklanıp hatırlanması için ilk harflerin belirli hece, sözcük veya cümlelerle eşleştirildiği yöntemdir. Akronim: Bilgi birimlerinin sıralama içermediği durumlarda ilk harflerden anlamlı, anlamsız sözcük türetme yöntemidir. Yerleşim ( Loci) Yöntemi: Bilgilerin iyi bilinen fiziksel çevredeki eşya veya görsellerle eşleştirildiği yöntemdir. Askı Sözcük Yöntemi: Bir -> bu çocuk çok KİRli Birden ona kadar sayıların yazılışı ile iki saklanacak bilgilerin eşleştirilmesi Üç şeklinde uygulanan yöntemdir. … Askı Sözcük Yöntemi: Genellikle yabancı dil öğretiminde kullanılan yabancı kelimelerin okunuşuna uygun bir kelimeyle eşleştirilmesi yöntemidir. Fish -> Balık aldıktan sonra fişimi aldım 47 27.6.2014 48