PDF İndir
Transkript
PDF İndir
55 Sayı 55 Temmuz - Ağustos 2010 Bir ‹stanbul gerçe¤i DEPREM Ruhun depreminden arz›n depremine Osmanl› fiehri: ‹nançla Yo¤rulmufl Mimari Fizi¤in ve metafizi¤in üstad›: Ahmed Yüksel Özemre ‹mtiyaz Sahibi Mimar ve Mühendisler Grubu adına Genel Başkan Avni Çebi Sayı 55 Temmuz - Ağustos 2010 55 Bir ‹stanbul gerçe¤i DEPREM Ruhun depreminden arz›n depremine Osmanl› fiehri: ‹nançla Yo¤rulmufl Mimari Sorumlu Yaz› ‹flleri Müdürü Adem Sarı Fizi¤in ve metafizi¤in üstad›: Ahmed Yüksel Özemre Yay›n Koordinatörü İsmail Şaşmaz ismail@ajanspiksel.com Yay›n Kurulu Mehmet İşci, Osman Arı, Yakup Güler, Mahmut Çelik, Yavuz Sarı, Mehmet Bulayır, Mesut Uğur, Osman Şahbaz, Yılmaz Ada Bu Say›ya Katk›da Bulunanlar Kadem Ekşi, Ö. Faruk Kültür, Mahmut Baş, Mehmet Nuri Yardım, Umut Bulut Yay›n Dan›flma Kurulu Prof. Dr. İlhami Karayalçın, Prof. Dr. Nazif Gürdoğan, Adnan Çelik, Prof. Dr. Nizamettin Aydın, Prof. Dr. Zeki Çizmecioğlu, Yrd. Doç. Dr. Ömer Faruk Kültür, Ali Reyhan Esen, Fatih Dönmez Editör A. Kadir Mermertaş kadir@ajanspiksel.com Görsel Yönetmen Nevzat Albayrak Renk Ayr›m› Muhammet Dilsiz Reklam reklam@ajanspiksel.com ‹letiflim Adresi Kuştepe Biracılar Sok. No: 7 Mecidiyeköy/İstanbul Tel: 212 217 51 00 Fax: 212 217 22 63 Web: www.mmg.org.tr E-posta: mmg@mmg.org.tr ‹çerik ve Yap›m Eski Osmanlı Sok. Cansun Apt. 5/7 Mecidiyeköy/İstanbul Tel: 212 273 27 50 Fax: 212 273 27 51 Web: www.ajanspiksel.com E-posta: info@ajanspiksel.com Bas›m Milsan Basın San. A.Ş. 0212 471 71 50 Yay›n Türü İki ayda bir yayınlanır. Yerel Süreli Yayın Ücretsizdir Yazı ve reklamların içerik sorumluluğu sahiplerine aittir. Kaynak gösterilerek alıntı yapılabilir. editörden Merhabalar… Dergimizin yeni say›s›yla A¤ustos ay›nda birlikteyiz. A¤ustos ay› denildi¤inde akl›m›za tabiki ülke olarak büyük ac›lar yaflad›¤›m›z 17 A¤ustos depremi geliyor. Üzerinden 11 y›l geçmesine ra¤men deprem hala tart›fl›lmaya devam ediyor. Deprem olacak m›, olmayacak m›, neler yap›ld›, neler yap›lacak? Uzmanlar, uzman olmayanlar herkes deprem ile ilgili görüfllerini ortaya koyuyor. Mimar ve Mühendis Dergisi olarak biz de bu say›m›zda deprem ile ilgili neler yap›ld›¤›n›, yap›lmas› gerekenleri uzmanlar ile de¤erlendirdik. ‹stanbul’un bir deprem yaflayaca¤› gerçek olarak karfl›m›zda duruyor. Art›k bu gerçek ile yüzleflmeli ve depreme karfl› haz›rl›kl› olmal›y›z. Akademisyenler, mühendisler, mimarlar ile bu say›m›zda biz de bu haz›rl›klar›n ne olmas› gerekti¤ini de¤erlendirdik. Bu say›m›z›n önemli dosyalar›ndan biri de Üsküdar ile ismi özdeflleflmifl, bir bilim ve tasavvuf adam› Ahmed Yüksel Özemre. Onu yak›ndan tan›yanlar, sohbetinde bulunmufl dostlar› Özemre’yi anlatt›lar. Bilim alan›nda önemli çal›flmalar yapan Özemre ayn› zamanda bir tasavvuf ehli olarak bizlere önemli eserler b›rakt›. Dostlar› yaz›lar› ile Özemre’yi daha yak›ndan tan›mam›z› sa¤layacaklar. Ayr›ca dergimizde her say›da ilgi ile takip edilen mimarl›k, gezi yaz›lar› ve akademisyenlerin makaleleri de yer al›yor. Önümüzdeki say›larda görüflmek dile¤iyle… A. Kadir Mermertafl 17 A¤ustos 1999’un y›ldönümünde bir ‹stanbul gerçe¤i; 36 DOSYA DEPREM 17 A¤ustos 1999 tarihiyle gündeme oturan ve 50 saniyede 25 bin insan›m›z› kaybetti¤imiz, etkileriyle 50 milyar dolar maddi kayba sebep olan deprem gerçe¤i, ülke gündeminden kolay kolay düflmeyecek gibi görünüyor. Türkiye’nin dokusu ve oluflumu itibariyle 15 milyon seneden beri deprem etkilerine maruz kald›¤›n› belirtiyor bilim adamlar›. Fakat bugün biz deprem olup olmayaca¤›n› konufluyoruz. Deprem bir gerçek olarak önümüzde duruyor ve bu gerçe¤e biz nas›l haz›rlan›yoruz. Dergimizin bu say›s›nda 17 A¤ustos depreminin y›ldönümünde deprem gerçe¤i ile ilgili neler yap›ld›¤›n› ve nelerin yap›lmas› gerekti¤ini de¤erlendirdik. Bizden Haberler 6 Mimarl›k: Mehmet ‹flci; Ruhun depreminden, arz›n depremine 30 Foto¤raf: Osman Ar› 67 Bir Portre: ‹lim ve gönül adam›; Ahmed Yüksel Özemre 68 Makale: Mesut U¤ur 80 Teknoloji 94 Ajanda 95 Çizgi-Yorum: Yakup Güler 96 24 Haber Analiz: Meksika’da yafland›, kayg›s› ‹stanbul’da duyuldu... 76 Tan›t›m: Piri Reis Harita ve CBS Çal›flanlar› Yard›mlaflma Derne¤i 60 64 84 92 Sinema ve Mühendislik: Delilik ve dahilik aras›ndaki ince çizgide yürüyen bir film: “Ak›l Oyunlar›” Kent ve Yaflam: Osmanl› fiehri; ‹nançla yo¤rulmufl mimari... Gezi: Çi¤dem Yaylas› Makale: Dr. Veysel Türkel; Do¤algaz Altyap› Yat›r›m Yönetimi ve ‹GDAfi örne¤i Baflkandan Depremi konuflurken nsanl›k tarihi boyunca büyük y›k›mlar›n ço¤u do¤al afetler sonucu olmufltur. Bu afetler salg›n bir hastal›k fleklinde olabilece¤i gibi kurakl›k veya en son bizim 17 A¤ustos’ta yaflad›¤›m›z gibi büyük bir deprem de olabilir. Do¤al afetler insanl›¤›n medeniyet serüveninde radikal de¤iflimlere yol açm›flt›r; göçlere ve hatta bir medeniyetin toptan yok olmas›na da sebep olmufltur. ‹ ‹nsan çevresiyle sürekli etkileflim içersinde olan bir canl›d›r ve ço¤u zaman insan›n tabiat ve kültürünün oluflmas›na, eflyay› ve çevresini yorumlamas›na etki yapmaktad›r. ‹nsan bir anlamda çevresinin ürünüdür. Bunu daha büyük kütleler halinde milletler için düflündü¤ümüzde tabi çevre toplumlar›n kültürlerinin, medeniyetlerinin ve teknolojilerinin belirleyici unsurlar›n›n bafl›nda gelmektedir. 17 A¤ustos depremiyle bilim insanlar›n›n bildi¤i ancak yetkili mercilere duyuramad›¤› halk›n da masal gibi anlad›¤› bir gerçek Türkiye’nin gündemine girdi. O zamandan bu zamana konuyla ilgili olarak yetkili yetkisiz herkes konuflmaya bafllad›. Yap›lmas› gerekenlerle ilgili olarak her kurum üzerinde düfleni yapmaya çal›fl›yor. Ancak, her konuda oldu¤u gibi bu kadar hayati bir konu da gerekli ciddiyet ve sorumlulukla yürütülemedi¤i için hepimiz için iyi bir ö¤retmen olacak do¤an›n sesi deprem yeterince ö¤retici olamad›. Atalar›m›z›n söyledi¤i gibi “bir musibet bin nasihatten daha iyidir” sözünün anlam›na eriflemedik. Konu kentsel dönüflümle yap› denetimi aras›nda Ülkemiz her konuda felaket tellallar›n›n sesinin daha yüksek ç›kt›¤›, iflini usulüne ve adab›na göre yapanlar›n ise sustu¤u veya susturuldu¤u bir ülke olmaktan ç›kt›¤› zaman ferdiyle, toplumuyla, devlet adam›yla ve sade vatandafl›na kadar daha dingin ve gelece¤e umutla bakan, bilgisinin ve eme¤inin hakk›n› ald›¤› bir ülke olacakt›r. s›k›flm›fl bir durumda devam etmektedir. Oysa yaflad›¤› felaketlerden ö¤renen bir toplum için her sorun bir f›rsatt›r. Umar›m önümüzdeki y›llarda konunun önemi konunun taraf› olan kesimlerce daha iyi anlafl›l›r ve memleketimiz bizim için güvenli ve medeni bit yurt olarak ebediyen kalmaya devam eder. Ülkemiz, her konuda felaket tellallar›n›n sesinin daha yüksek ç›kt›¤›, iflini usulüne ve adab›na göre yapanlar›n ise sustu¤u veya susturuldu¤u bir ülke olmaktan ç›kt›¤› zaman ferdiyle, toplumuyla, devlet adam›yla ve sade vatandafl›na kadar daha dingin ve gelece¤e umutla bakan, bilgisinin ve eme¤inin hakk›n› ald›¤› bir ülke olacakt›r. Bu durumda, kimse yekdi¤erinden bu noktada kendisinden daha az sorumlu göremez. Sorumluluklar bir insan› erdemler noktas›nda yüceltti¤i gibi, konunun uzman› bir kifliyi de bilgisi düzeyinde bilim insan› yapar. Bu say›m›z tatilin bafllad›¤› havalar›n çok s›cak geçti¤i bir küresel afete dönüflmekte olan küresel ›s›nman›n adeta iliklerimize kadar yaflad›¤›m›z döneme geldi. Bu felaketlerden ö¤renece¤imiz en büyük ders h›rs yapmadan merak›m›z› kaybetmeden çevremize ve gelece¤imize hep birlikte sahip ç›kmal›y›z. fiimdiden Ramazan ay›n›z› tebrik eder. Milletçe yaflad›¤›m›z felaketlerden ö¤renen ve dayan›flma duygusu daha yüksek erdemli bir toplum olmaya do¤ru yolculu¤umuzun devam›n› dilerim. Avni Çebi Genel Baflkan BZDEN HABERLER Mühendislikte Planlama Semineri G Gönüllü gözüyle Nijer izlenimleri B izbize Konuflmalar program›n›n bu haftaki konu¤u, “Nijer ‹zlenimleri” konusuyla MMG Üyesi ve ayn› zamanda ‹GDAfi Pazarlama ve Müflteriler fiefi Mithat Özayd›n oldu. ‘Gönüllüler’ çat›s› alt›nda birleflen birçok yard›m kurulufluyla birlikte Nijer’e yapt›¤› seyahat deneyimlerini paylaflan Mithat Özayd›n Nijer’de yap›lan yard›mlar› dört ana gruba ay›rd›. Su kuyular› aç›lmas›, Ameliyatlar, Keçi da¤›t›m› ve G›da yard›mlar›. Kurakl›k dolays›yla su problemi yaflayan Nijer’de yaklafl›k 50’ye yak›n su kuyusu aç›ld›¤› ve insanlara temiz su sa¤lanmaya çal›fl›lmaktad›r. Gönüllüler Grubu’nun önemle üzerinde durdu¤u konudur. Yetersiz beslenme ve bak›ms›zl›ktan dolay› birçok sa¤l›k problemi yaflayan Nijer’lilere Türkiye’den gönüllü giden birçok doktor ve hemflire yard›mc› olmaktad›r. Ameliyatlar›n büyük bölümünü katarakt ameliyatlar oluflturmaktad›r. Ameliyat araç ve gereçlerinin tamam› Türkiye’den götürülmektedir. Hay›rseverlerden toplanan paran›n bir k›sm›yla keçi al›narak ihtiyaç sahiplerine 2 difli ve 1 erkekten oluflan keçiler verilmektedir. Bol süt vermesi ve y›lda 2 defa üremesinden dolay› ailelere g›da anlam›nda çok faydal› olmaktad›r. Milet ad› verilen ve m›s›ra benzeyen yerel bitkileri ile g›da ihtiyaçlar›n› gidermektedirler. 6 Mimar ve Mühendis Temmuz-Ağustos 2010 enç MMG Ankara fiubesi taraf›ndan “Mühendislikte Planlama” seminerinin ard›ndan 5 haftal›k “Mühendislikte Planlama E¤itimi” gerçeklefltirdi. E¤itim kapsam›nda Primevera program› detayl› olarak incelendi. Gençlerin sivil toplum kurulufllar›ndaki önemini kavrayan ve onlar›n bu yap›lanmalarda, ülkenin gelece¤i ad›na etkin olabilmelerinin ancak birikimli olmalar›yla sa¤lanabilece¤ini benimseyen Genç MMG Ankara fiubesi, daha önceden organize edip genifl bir kat›l›mc›yla gerçeklefltirdi¤i “Mühendislikte Planlama” seminerinin devam› niteli¤inde olan ve 5 hafta süren bir e¤itim gerçeklefltirdi. E¤itim çerçevesinde konusunda uzman olan ‹nflaat Yüksek Mühendisi Mesut Baydar, kat›l›mc›lara özellikle yap› projelerinin planlamas›nda kullan›lan “Primavera” program› hakk›nda detayl› bilgiler verdi. Verimli bir flekilde yap›lan e¤itime özellikle ifl hayat›na yeni bafllam›fl inflaat mühendislerinin ve mezun olmak üzere olan inflaat mühendisi adaylar›n›n kat›l›m› yo¤un oldu. Kat›l›mc›lar bu sayede, planlaman›n bir mühendislik projesi için ne kadar önemli oldu¤unu anlamalar›yla birlikte meslek kariyerleri aç›s›ndan da hanelerine bir art› daha eklemifl oldular. BZDEN HABERLER Prof. Dr. Mehmet Sabri Çelik: “Bor; her derde deva” E ski Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan› Hilmi Güler’in deste¤iyle kurulan BOREN’in eski Yönetim Kurulu Baflkan› Prof. Dr. Mehmet Sabri Çelik Bizbize Konuflmalar’da MMG’nin konu¤u oldu. Katma de¤er uç ürünlerde Dünya’daki rezervlerin %72’sinin Türkiye’de bulundu¤unu belirten Çelik, “üretimde %42’lik paya sahibiz, tüm sahalar 1978’de millilefltirilerek ET‹ Maden’e devredildi,” dedi. Ülkemizde Bal›kesir, Kütahya, Bursa (Kestelek) ve Eskiflehir illerinde bulunan BOR üretiminde ET‹ Maden’in toplam cirosunun 600 milyon $, toplam dünya üretiminin de 2 milyar $ oldu¤unu söyleyen Çelik, “fakat esas katma de¤er uç ürünlerde. Türkiye’deki Özel Bor ürünleri BOREN ile ortaya ç›kt› ve dünyada en az 50 milyar $’l›k bir potansiyel söz konusu. Fakat kimse gerçek de¤eri bilemiyor; çünkü paylafl›lm›yor bu bilgiler,” dedi. Cam sektörü lider Çelik kullan›m alanlar› olarak %35’lik kullan›m ile cam sektörünün lider, ard›ndan %23 ile deterjan ve %17 ile seramik sektörünün geldi¤ini belirtti. Dünyada da durumun ayn› oldu¤unu söyleyen Çelik, 8 Mimar ve Mühendis Temmuz-Ağustos 2010 “%50 ile cam, %10 ile deterjan ve %16 ile seramik dünyada da yo¤un olarak kullan›l›yor, dedi. Sürekli olarak kamuoyunun gündemini meflgul eden borlar›n gemilerle yurtd›fl›na sat›lmas› olay›na da de¤inen Çelik, 2000’den sonra bu flekilde bir fleyin söz konusu olmad›¤›n› ifade etti. Her derde deva bir ürün Bor katk›l› çimento; daha yüksek mukavemet, nötron tutma özelli¤i yüksek, su geçirgenli¤i düflük, hidratasyon ›s›s› daha düflük gibi özelliklere haiz ve 5-6 bin ton kadar üretim yap›ld›. Dünyada benzeri olmayan bu ürünün pilot çal›flmalar› devam etmekte, Ordu yak›nlar›nda bir km’lik bir beton yolda kullan›ld›. Tar›m bor; US Boraks flirketi taraf›ndan da üretilen tar›m bor için 7 üniversiteye araflt›rma projesi verilmifl ve verimlilikte %3-40 aras› bir art›fl sa¤lanm›fl. TAGEM Türkiye bor haritas›n› ç›kart›yor. Ahflap bor; yanmaya dayanakl› odun üretimi, çal›flmalar› devam etmektedir. Çinko borat, alev geciktirici olarak, boyalarda, ahflaplarda kullan›labiliyor. 900 dereceye kadar dayan›kl› oldu¤u gözlenmifl. Ticari üretime haz›r. Bor nitrür; çok uç bir ürün olan bor nitrür ya¤lay›c› ve sürtünmeyi azalt›c› etkisiyle dikkat çekiyor, Prof. Dr. Ali Erdemir ve ‹TÜ iflbirli¤i ile gelifltirilen ve ABD patentli olan sürtünmeyi s›f›ra yak›n hale getiren ürün de bundan yap›ld›. Bor karbür; savunma sanayisinde tank, z›rh kaplama olarak kullan›lan ürün, ileri seramiklerde ve uzay sanayisinde de kullan›lmakta olup ‹TÜ Makine Bölümü’nden bir ö¤retim görevlisi bunun üzerine çal›flmaktad›r. Sodyum Bor Hidrür; çok iyi a¤artma yapabilme özelli¤inde olan bu ürünün üretimi için TÜB‹TAK MAM’a proje verildi, pilot tesis kuruldu, üretim de gerçeklefltirildi; ama pazarlanamad›. Yak›t pili; önce 100, daha sonra da 1000 watt’l›k bir güce sahip pil üretimi yap›ld› MAM’da, 4-5 bin Watt’a ç›kart›lmal› ki araçlarda kullan›labilirsin. Yak›t pili, kimyasal enerjiyi direkt olarak elektrik enerjisine dönüfltürmektedir. MgB2 (süper iletken); bor tabanl› manyetik bir malzemedir, rakipsiz bir iletkenli¤e sahiptir ve h›zl› trenlerde bunlar kullan›lmaktad›r. Toz halinde üretimi ülkemizde henüz gerçeklefltirilmemifltir. Elementer Bor (B); 1500 oC’de alafl›mlama ile üretilen elementer bor, dünyada 200 ton kadar üretilmektedir, gelece¤in yak›t› bütün roketlerde bunlar kullan›lmaktad›r. Is›l de¤eri yaklafl›k olarak 16670 kcal/kg iken s›radan bir yak›t›n ›s›l de¤eri 1000/kcal/kg’d›r. BZDEN HABERLER Grubu Genel Baflkan Yard›mc›s› Osman Ar›, yapt›¤› konuflmada, Mimar ve Mühendisler Grubu’nun Türkiye'ye ve vatandafllara hizmet etmeyi gaye edindi¤ini, memleketin ciddi s›k›nt›lar›ndan kendilerine düflen paylar›n oldu¤unu ve bu sorunlar›n çözümü için bir araya gelerek ellerinden geleni yapacaklar›n› söyledi. Ar›, ayr›ca, Türkiye'deki akademisyenler ve bürokratlarla birlikte Türkiye için en hay›rl› projeleri ürettiklerinin alt›n› çizdi. Genel Baflkan Yard›mc›s› Ar›'dan sonra kürsüye davet edilen Mimar ve Mühendisler Grubu Samsun fiube Baflkan› Murat Albayrak, üniversitelerin felsefi tart›flma ortam›nda ak›l sürecini duygusal sürecin önüne alarak kiflilerin olaylar› görerek ve tart›flarak fark›na varabilirli¤ini sa¤layan ortamlar oldu¤unu belirtti. Üniversitelerin, ülkelerin bilim yuvalar› oldu¤una de¤inen Albayrak, dünya üzerinde her ülkenin kendi imkânlar›yla kurdu¤u üniversitelerin esas amac›n›n kendi geleceklerini güvence alt›na alacak insan gücü yetifltirmek oldu¤unu ifade etti. OMÜ Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Akan: “Ö¤rencilerimize giriflimci ruh kazand›rmal›y›z” Mimar ve Mühendisler Grubu Samsun fiubesi’nin düzenledi¤i, ‘Hayat Okulu Üniversiteler’ konulu kahvalt›l› toplant›da konuflan Ondokuz May›s Üniversitesi Rektörü (OMÜ) Hüseyin Akan, “Amac›m›z ö¤rencilerimizi en iyi flekilde yöneterek giriflimci olmalar›n› sa¤lamakt›r. Sadece devletten kadro beklemelerinden çok, özel sektörü zorlamalar›n› ya da kendi flirketlerini kurmalar›n› sa¤layarak giriflimci ruhu kazand›rmakt›r” dedi. O mtel Otel'de yap›lan kahvalt›l› toplant›ya Ondokuz May›s Üniversitesi (OMÜ) Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Akan’›n yan›s›ra, Ticaret ve Sanayi Odas› (TSO) Baflkan› Salih Zeki Murzio¤lu, ‹l Milli E¤itim Müdürü Hülya Ertürk Koç, Vergi Dairesi Baflkan› fiuayip Sevgi, Sanayi ve Ticaret ‹l Müdürü Ahmet Aslan, ‹hlas Haber Ajans› Bölge Müdürü Ali Y›lmaz Ergen, Mimar ve Mühendisler Grubu Genel Baflkan 10 Mimar ve Mühendis Temmuz-Ağustos 2010 Yard›mc›s› Osman Ar›, Mimar ve Mühendisler Grubu Samsun fiube Baflkan› Murat Albayrak ile birlikte yüze yak›n mimar ve mühendislerden oluflan konuk kat›ld›. Samsun'da bulunan mimar ve mühendisleri bir araya getirmek ve kaynaflt›rmak amac›yla ilk defa düzenlenen kahvalt›l› toplant› derne¤in tan›t›m›n› konu alan k›sa bir slayt gösterisiyle bafllad›. Daha sonra kürsüye gelen Mimar ve Mühendisler “Külleri Üfleyip, Korlar› Ortaya Ç›kartmaya Çal›flt›k” Son konuflmac› olarak kürsüye gelen OMÜ Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Akan, Türkiye'de son y›llarda Ar-Ge'nin yüksek derecede ivme kazand›¤›n›, devletin Ar-Ge'ye ay›rd›¤› pay›n artt›¤›n›, özel sektörün bile Ar-Ge'ye yüzde 50 oran›nda pay ay›rd›¤›n› ve hedefin yüzde 60 olmas› gerekti¤ini söyledi. Akan, üniversitelerde iyilefltirmeler yap›ld›¤›n› belirterek, OMÜ Mühendislik Fakültesi'nin iki y›l önce göreve geldi¤inde c›l›z kald›¤›n› ve bilgisayar laboratuvarlar›n›n bile olmad›¤›n›, son 2 y›l içinde üniversitede 25 civar›nda laboratuvar›n kuruldu¤unu aç›klad›. Göreve geldiklerinde üniversitenin flehir ile kopuk ve küs oldu¤unu gördüklerini, bunu ortadan kald›rmak için sivil toplum kurulufllar› ile çal›flmalar yapt›klar›n›, külleri üfleyip alt›ndaki korlar› ortaya ç›kartmaya çal›flt›klar›n› ve ö¤retim üyelerinin moral motivasyonlar›n› da üst düzeye tafl›mak için çaba harcad›klar›n› belirten Akan, "üniversitemizin zay›f yönlerini mutlaka güçlendirmemiz flart. TÜB‹TAK'tan destek almam›z ve ö¤retim üyelerimizin say›s›n› artt›rmam›z gerek. Art›k büyük firmalar AR-GE merkezlerini Türkiye'de kuruyor. Üniversitemizde Proje Araflt›rma Fonumuz var. TSO Baflkan› Salih Zeki Murzio¤lu’na da sözümüz var. E¤er sanayicilerimiz yeni projelerle geldi¤i takdirde, projenin yar› Hanc›-Yolcu sorunsal› T fiyat›n› karfl›lamak ad›na gerekli deste¤i sa¤layaca¤›z. Üniversite olarak buna haz›r›z" dedi. OMÜ'nün en önemli ürününün ö¤renciler oldu¤una de¤inen Akan, "Amaç bu ö¤rencileri en iyi flekilde yöneterek giriflimci olmalar›n› sa¤lamakt›r. Sadece devletten kadro beklemelerinden çok, özel sektörü zorlamalar›n› ya da kendi flirketlerini kurmalar›n› sa¤layarak giriflimci ruhu kazand›rmam›z gerek. fiunu görmemiz laz›m; iflsizlik kaç›n›lmaz. ‹ki durumu düflünmemiz gerek. Birincisi, hizmet sektörü, ikincisi ise ihtiyaç olmayan fleyleri insanlara ihtiyaçlar› oldu¤unu hissettirmek ve üreterek pazara sunmak. Sonuç olarak dünyaya aç›lmam›z gerek. Üniversitelerimizde mühendislik fakültelerinin ve sosyal bilimleri güçlendirmenin d›fl›nda, Türkiye'ye yabanc› ö¤renci çekmemiz laz›m. Bu sene yabanc› ö¤renci için üniversitemize 700 kontenjan ay›rd›k. fiu anda ay›rd›¤›m›z kontenjan yüzde 1.5. Önümüzdeki dönemde ilk etapta bu oran› yüzde 5'e, daha sonra da yüzde 10'a ç›karmay› hedefliyoruz. Yani, ö¤renci say›m›z›n yüzde 10'unu yabanc› ö¤renciler oluflturacak. Ayr›ca 4 bin 200 ö¤renciyle uzaktan e¤itimimiz var. Amac›m›z bunu yayg›nlaflt›rmak. Bununla birlikte yüksek lisans, doktora ve araflt›rma say›s›n› artt›rmakt›r. Özellikle sektör bunlara ihtiyaç duyacak. Avrupa'da ö¤renci yok. Avrupa'n›n da buna ihtiyac› var. Bizden mezun ö¤renci istiyor. Bu mezunlar›m›z›n hepsinin Türkiye'de çal›flmas› gerekmiyor" fleklinde konufltu. Kahvalt›n›n sonunda günün anlam ve önemi do¤rultusunda Mimar ve Mühendisler Grubu ad›na TSO Baflkan› Salih Zeki Murzio¤lu, OMÜ Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Akan'a plaket takdim etti. ürkiye’nin gündemini uzun süredir meflgul eden ve hayli bir zaman da meflgul edecek gibi görünen “Sivil Anayasa” konusunun de¤erlendirildi¤i Bizbize Konuflmalar program›n›n konu¤u Emekli Cumhuriyet Baflsavc›s› Av. Reflat Petek oldu. Türkiye’nin derinlerinde yaflanan birçok olaya bizzat tan›k olmufl birisi olarak kendisini tan›tan Petek, yanl›fl giden fleyler için ›zd›rap duyman›n çok önemli oldu¤unu ifade ederek, “bu söz, benim ruh halimi anlatt›¤› sizlerinde düflünmenizi ve ›zd›rap duyman›n gereklili¤ini hissettirmelidir,” dedi. Ülkemizin en büyük sorunlar›ndan birisinin hanc›-yolcu merkezli oldu¤unu dile getiren Petek, bunun ekonomik, toplumsal birçok olayla direk ba¤lant›l› oldu¤unu ve hepsini de olumsuz yönde etkiledi¤ini söyledi. Hanc›l›k ve yolculuk konusunda konumland›rman›n da 1961 anayasas› ile yerine oturtuldu¤unu ifade eden Petek, “1961’e kadar egemenlik milletindi ve millet de bunu TBMM vas›tas›yla kullanmaktayd›; ama 61 anayasas› ile tek makam TBMM olmaktan ç›kart›lm›fl ve denmifltir ki ‘millet egemenli¤ini anayasal yetkili organlar eliyle kullan›r’, yani art›k egemenlik milletin de¤ildir” dedi. Petek ayr›ca, bu durumun iktidar›n alan›n› da daraltt›¤›n› çünkü sahada kalman›n belli flartlara ba¤lanm›fl oldu¤unu dile getirdi. Yönetimlere el konulmas›na da de¤inen Petek, bunun siyasi-sosyal ve ekonomik ayaklar› haz›rlanan olumsuz ve özellikle de halka korku, y›lg›nl›k, çare arar hissinin yaflat›ld›¤› zemin sonras› gerçeklefltirildi¤ini söyledi. Psikolojik mücadelede tekrar›n çok önemli oldu¤una da de¤inen Petek, medya faktörünün bu noktada hayati ifllevler gördü¤ünü, gelecekte de görece¤ini, bunun toplum psikolojisini yönlendirmede birinci s›rada oldu¤unu ifade etti. 11 BZDEN HABERLER Ankara fiube SETMAfi fabrikas›nda M Makina komisyonu DAF enerji tesislerinde D AF Enerji A.fi.’nin Ümraniye’de yerleflik bulunan enerji fabrikas›na Enver Kanunu ve Uygulamalar› konusunu daha yak›ndan incelemek amac›yla MMG üyelerinin kat›l›m› ile bir teknik gezi düzenlendi. ‹lk olarak Fabrika Müdürü Metin Bayramo¤lu kat›l›mc›lara enerji ile alakal› olarak yapt›klar› tüm çal›flmalar› özetleyen bir brfing verdi. Bilgilendirmede; Enver Kanunu sonras› mimar ve mühendisleri yak›ndan ilgilendiren teknik düzenlemelere dikkat çeken Bayramo¤lu, “Bunlar›n bafl›nda da 2007’de yasalaflan pay ölçerler ve evlerin enerjiyi verimli kullanmas› konular› gelmektedir,” dedi. Son zamanlarda 1000 m2 den fazla olan konutlar›n merkezi sisteme geçmesi zorunlulu¤u ve akabinde de bunun 2000 m2’ye ç›kart›lmas› konular›na de¤inildi. Yasa, mevcut durumda ikamet edilen evlerin 2012’ye kadar yani 5 y›l içinde (yasa 2007’de ç›kt›¤›ndan) bu sisteme geçmesini zorunlu k›lmakta ve 2000 m2’den büyük binalar›nsa merkezi sisteme geçmesini flart koflmaktad›r. Bu sistemlerde s›cakl›k 150 0C’nin alt›na düflmeyecek. Teknik gezi, çok çeflitli uygulamalarda kullan›lan ekipmanlar›n testlerinin yap›lmas› ile son buldu. 12 Mimar ve Mühendis Temmuz-Ağustos 2010 MG Ankara fiube Baflkan› Y›lmaz Ada ve beraberindeki MMG üyeleri Setmafl Elektromekanik Sanayi ve Ticaret A.fi.’nin fabrikas›n› ziyaret etti. Y›lmaz Ada ziyarette, büyümekte olan enerji sektöründeki oluflan yo¤un elektromekanik talebinde tüm AR-GE faaliyetlerini kendi bünyesinde yürüten ve tamamlayan Setmafl Elektromekanik Sanayi ve Ticaret A.fi. gibi sanayicilerimizin Avrupa’daki ürünlerle rekabet edebilecek teknik beceriye ulaflmalar›ndan dolay› duydu¤u memnuniyeti dile getirdi. Firman›n ortaklar›ndan, Yönetim Kurulu Üyesi ve Fabrika Müdürü Dursun Özero¤lu da firmalar›, üretim çeflitlili¤i ve üretim kapasiteleri hakk›nda ziyaretçilere bilgiler verdi. Uluslararas› akredite laboratuvarlardan T‹P TEST’li ve ISO 9001 kalite belgeli olarak IEC standartlar›na göre üretim gerçeklefltirilen fabrikada, duyulan tüm elektrik ve mekanik iflleri, detay mühendislik çal›flmalar›, tasar›m aflamas›ndan test sonras› teslimat aflamas›na kadar tamamen firma bünyesinde gerçeklefltirilmektedir. MMG’den MÜS‹AD’a ziyaret M ‹stanbul ‹l Özel ‹daresi Genel Sekreteri Sabri Kaya: “Enerjinin verimli kullan›lmas› için çal›fl›yoruz” M MG Genel Baflkan› Avni Çebi ve beraberindeki MMG Yönetim Kurulu üyeleri ‹stanbul ‹l Özel ‹daresi Genel Sekreteri Sabri Kaya’y› makam›nda ziyaret etti. Avni Çebi, MMG’nin yapt›¤› çal›flmalardan k›saca bahsettikten sonra, MMG’nin öncülü¤ünde gerçeklefltirilecek olan “Okullarda Enerji Verimlili¤i Semineri”ne de¤indi. Türkiye Enerji Verimlili¤i Meclisi üyesi olan MMG’nin ENVER konusunda bir STK olarak bilinçlendirme noktas›nda bu proje ile büyük bir ad›m att›klar›n› belirten Çebi “bundan sonra art›k önemli olan fark›ndal›¤› müdür seviyesinden ö¤retmen ve akabinde de ö¤renci seviyesine indirip toplumda bir dönüflüm bafllat›lmas›n› sa¤lamakt›r” dedi. ‹stanbul ‹l Özel ‹daresi Genel Sekreteri Sabri Kaya da ENVER’in öneminin ve ‹stanbul ‹l Özel ‹daresi’nin “liderlik ve öncülük etme, verimlilik” ilkelerinin bir gere¤i olarak fiziki mekânlar›n yap›lmas› sürecinde çok büyük önem arz eden tasar›m, mekanik ifller, tesisat ve di¤er hususlarda üstüne düfleni yapmaya gayret etti¤ini belirtti. MG Genel Baflkan› Avni Çebi ve beraberindeki MMG Yönetim Kurulu üyeleri MÜS‹AD Genel Baflkan› Ömer Cihad Vardan'› makam›nda ziyaret etti. MMG'nin yapt›¤› çal›flmalar hakk›nda k›sa bilgi veren MMG Genel Baflkan› Avni Çebi, sivil toplum kurulufllar›n›n günümüzde daha da önem kazand›¤›na dikkat çekerek çeflitli kurum ve kurulufllarla iflbirli¤i içerisinde olduklar›na de¤indi. Bu çerçevede TEVEM - MMG önderli¤inde ‹BB, MEB, Enerji A.fi. ile ortaklafla düzenlenecek olan "Okullarda Enerji Verimlili¤i Semineri" ile alakal› olarak bilgilendirmede bulundu. Ziyaret esnas›nda MÜS‹AD’a yeni dönemde yapaca¤› çal›flmalar ve bu çal›flmalar esnas›nda oluflturulabilecek ortakl›klar görüflüldü. MÜS‹AD’›n büyüyen yap›s› ve Türkiye’deki sorunlara karfl› oluflturdu¤u çözüm önerileri takdir edildi ve ortak çözüm önerileri oluflturulmas› için iflbirli¤i komisyonu kurulmas› noktas›nda ortak tav›r belirlendi. 13 BZDEN HABERLER MMG zirvede M ‹zmir ‹l Karantina Müdürü Muharrem Selçuk; “Ülkemizin itibar›n› koruyoruz” Mimar ve Mühendisler Grubu ‹zmir fiubesi taraf›ndan düzenlenen konferansa kat›lan ‹zmir ‹l Karantina Müdürü Yüksek Ziraat Mühendisi Muharrem Selçuk, Karantina Müdürlü¤ü’nün yetki alan› ve sorumluluklar› hakk›nda kat›l›mc›lar› bilgilendirdi. M MG üyelerinin kat›l›m› ile gerçeklefltirilen toplant›da Karantina Müdürlü¤ü’nün ülkemizin ihracat ve ithalat›nda ne kadar önemli oldu¤unu yapm›fl oldu¤u sunumla ayr›nt›l› bir flekilde anlatan Muharrem Selçuk, “1950 y›l›nda kurulan ‹zmir Karantina Müdürlü¤ü, 68 personelle yo¤un bir flekilde hizmet vermektedir. Bünyesinde kurulu laboratuarlarda deneyimli 33 Mühendis ile titiz bir flekilde sürdürülen tahliller yapmaktad›r. Meyve ve sebzelerden bulaflmas› muhtemel insan sa¤l›¤› için tehlike arz edecek veya o bitkinin komple yurt genelinde yetiflmesini engelleyecek bir hastal›¤a sebebiyet vermeden gerekli önlemleri alma konusunda ciddi çal›flmalar yap›yoruz. ‹hraç edilecek sebze ve meyvelerin, ihraç edilen ülkeden herhangi bir sebepten dolay› geri dönüflünü önlemek için labotatuvar kontrolü, ilaçlama vb. tedbirleri alarak gerek ihracatç›y› ve gerekse ülkemizi ekonomik aç›dan koruyoruz,” dedi. Teknik elemanlar ile de gemilerdeki ürünler limana yanaflmadan, ihtiyaç duyulan durumlarda ilaçlad›klar›n› belirten Selçuk, “Ayr›ca sebze ve meyveler tarlalarda denetlenmektedir. ‹zmir ‹l Karantina Müdürlü¤ü’nün tam donan›ml› e¤itim salonlar›nda gerek özel sektör ve gerekse bakanl›k elemanlar›n› e¤itime tabi tutuyoruz. ‹hraç edilen ürünlerin ahflap sand›k ve paletleri dâhil olmak üzere denetliyoruz. Hatal› gönderilecek bir mal ülkemizin itibar›n› sarsacakt›r. Karantina Müdürlü¤ü olarak oluflabilecek olumsuzluklar› önceden önlüyoruz,” dedi. 14 Mimar ve Mühendis Temmuz-Ağustos 2010 MG Genel Baflkan Yard›mc›s› Osman Ar› 12-15 Temmuz tarihleri aras›nda bir grup yabanc› da¤c› ile 5137m. yüksekli¤i ile Türkiye’nin en yüksek da¤› olan A¤r› Da¤›’n›n zirvesine t›rmanarak zirveye MMG bayra¤›n› tafl›d›. ‹ki Amerikal›, bir Frans›z, bir Alman, bir Norveçli, bir Polonyal› ve üçü Türkiye’den, biri rehber toplam 9 da¤c› ile gerçeklefltirilen t›rman›fl 15 Temmuz perflembe günü baflar›yla zirvede tamamland›. A¤r› Da¤›’na t›rmanmay› y›llard›r arzu etti¤ini belirten Osman Ar› bu arzusunun gerçekleflmesinden büyük bir mutluluk duydu¤u belirterek, “MMG kendi alan›nda Türkiye’nin en sayg›n ve en etkin sivil toplum örgütüdür. Bunu Türkiye’nin en yüksek da¤› A¤r›’n›n zirvesine MMG bayra¤›n› asarak tescil etmifl olduk,” dedi. Osman Ar› bundan sonra yeni zirvelere t›rman›fl›n›n devam edece¤ini ifade etti. BZDEN HABERLER Sanayi ve Ticaret Bakan› Nihat Ergün: “Kredi notunun düflüklü¤ü siyasi” Mimar ve Mühendisler Grubu Ankara fiubesi taraf›ndan Rixos Otel'de düzenlenen, “Türkiye'nin Sanayi Stratejisi-Vizyonu” konulu toplant›da, Sanayi ve Ticaret Bakan› Nihat Ergün, Türk sanayisinin rekabet gücü, verimlili¤i, istihdam sorunu, sektörün ürün ve hizmet kalitesinin art›r›lmas› ve gelifltirilmesi amac›yla yap›lan çal›flmalar ve verilen teflvikler konusunda kat›l›mc›lara bilgi verdi. K onuflmas›nda siyasi istikrar›n önemine iflaret eden Bakan Ergün, bir ülkenin d›fl politikada etkin olmas› için ekonomik ve siyasi anlamda da güçlü olmas› gerekti¤ini belirtti. Türkiye'nin küresel aktör olmak için gereken ekonomik flartlara her geçen gün daha fazla yaklaflt›¤›n› ifade eden Ergün, bununla birlikte demokratik standartlar›n, hukuk devleti alg›s›n›n da güçlendirilmesi gerekti¤ini kaydetti. ''Bugün birçok geliflmifl ülkeden çok daha iyi ekonomik flartlara sahip olmam›za 16 Mimar ve Mühendis Temmuz-Ağustos 2010 ra¤men, kredi notumuzun daha düflük olmas›n›n nedeni, ekonomik de¤il siyasi risklerdir'' diyen Bakan Ergün, flöyle konufltu: ''Birçok geliflmifl ülkenin siyasi riskleri olmad›¤› için kredi notlar› daha fazla tutuluyor. Ama bizim onlardan daha iyi olan yönlerimize ra¤men daha düflük tutuluyor. Türkiye'nin içerde ve d›flar›da gücünü art›rmak için, hak ve özgürlüklerin genifllemesi, insanlar›m›z›n huzur ve refah›n›n artmas› gerekir. Demokrasi standard›n yükseltilmesi ve anayasa de¤ifliklik pake- tinin de bu aç›lardan de¤erlendirilmesinde fayda vard›r. Baflta anayasa olmak üzere hukuk standartlar›, ekonomi ile dolayl› yoldan de¤il, do¤rudan iliflkilidir. Bazen soruyorlar ne alakas› var bu anayasa de¤iflikliklerinin ekonomik kalk›nmayla diye... Çok yak›ndan alakas› var. E¤er ülkede (acaba darbe yap›labilir mi?) fleklinde tereddütler, soru iflaretleri varsa bu soru iflaretleri ortadan kald›r›lm›yorsa, kald›r›lam›yorsa bir tak›m provokatif hareketler hala bu iflleri ön plana ç›karabilme amac› tafl›yorsa o zaman baz› ifller ülkenizde yavafl ilerleyecektir. Yat›r›mc›lar daha temkinli, daha çekingen olacakt›r. Siyasi istikrar›n tahribat›na dönük halen ciddi kayg›lar tafl›nabiliyorsa, acaba iktidar partisine bir kapatma davas› daha aç›labilir mi? sorusu soruluyorsa... ‹nsanlar bunu sorarsa bu sorular›n hiç kimsenin akl›na gelmedi¤i bir zemin oluflmas› laz›m. Birinin akl›na gelse bu sorular gelse kendine baflka bir soru sormas› laz›m, benim akl›mdan zorum mu var diye... Böyle bir sa¤lam zemini oluflturmad›¤›n›z müddetçe biz hangi stratejiyi oluflturursak olufltural›m, uzun vadeli sa¤lam bir zemin oluflturulmadan bu stratejilerin de fazla bir anlam› olmayacakt›r.'' Demokrasinin tabana yay›lmas›nda büyük rol oynayan sivil toplum kurulufllar›n›n, bu süreçte önemli bir rol oynayacaklar›na, demokrasiye sahip ç›kacaklar›na ve ülkenin yüklerinden kurtulmas›na destek olacaklar›na inand›¤›n› kaydeden Ergün, ''Zira bu ülkeyi muas›r medeniyetler seviyesine tafl›mak, sadece hükümetlerin de¤il, bütün vatandafllar›m›z›n vazifesidir'' diye konufltu. Sanayi Strateji Belgesi Türk sanayisi için bir dönüm noktas› Sanayileflmenin, devletin yol göstericili¤inde, ancak özel sektör eliyle hayata geçmesi gerekti¤ine iflaret eden Ergün, ekonomik ve siyasi istikrar›n olmad›¤› ortamlarda, insanlar›n yat›r›m, üretim, ticaret gibi temel ekonomik faaliyetlerde s›n›rlamalara gittiklerini söyledi. Geçmiflte yat›r›m ve ticaret yapmak isteyen ifladamlar›n›n önüne, çeflitli bürokratik engeller ç›kar›ld›¤›n› ifade eden Ergün, yapt›klar› çal›flmalarla bu tür engelleri ortadan kald›rd›klar›n›, örne¤in 19 aflamadan oluflan basit bir flirket kurma ifllemini, flimdi 3 aflamaya kadar indirdiklerini kaydetti. Mersin'de aç›klad›klar› Merkezi Tüzel Kiflilik Sistemi ile, flirket kurma ifllemlerinin internet üzerinden ve sadece befl dakikada yap›labilece¤ini anlatan Ergün, ''7,5 y›ld›r gerçeklefltirdi¤imiz reformlarla Türki- ye’de ifl yapmay› zorlaflt›ran, ifl dünyam›z›n önünü görmesini engelleyen belirsizlikleri ortadan kald›rd›k, ekonomiye güven ve istikrar kazand›rd›k'' diye konufltu. Konuflmas›nda ekonomik krize de de¤inen Ergün, bu süreçte Türkiye ile ilgili yap›lan tahminlerin hep iyi oldu¤unu, 2009'un son çeyre¤inde Türkiye'nin yüzde 6 oran›nda büyüdü¤ünü, bu y›l›n ilk çeyre¤inde de çift haneli bir büyüme beklediklerini vurgulad›. Özellikle Avro bölgesinde yaflanan s›k›nt›lar›n, Türkiye’nin en güvenilir ekonomilerden biri oldu¤u gerçe¤inin daha iyi anlafl›lmas›n› sa¤lad›¤›n› anlatan Ergün, Yunanistan, ‹spanya ve Portekiz gibi ülkelerde aç›klanan ac› reçetelere bak›ld›¤›nda, kamu kurumlar›ndan iflçi ç›kar›lmas›ndan maafllar›n azalmas›na kadar de¤iflik tedbirler al›nd›¤›na dikkat çekti. Bu ülkelerin ac› reçeteler aç›klad›¤› bir dönemde, kendilerinin 'Mali Kural'› aç›klad›klar›n› hat›rlatan Ergün, ''Gelece¤e dair ne yap›laca¤›n› aç›kl›yoruz. Daha uzun vadeli bir görünürlük ortaya koyuyoruz. Bu kural›n uygulamaya geçmesi ile, kamu maliyesi politikalar›n›n uzun vadeli istikrar kazand›racak, bütçe harcamalar›n›n siyasi operasyonlara kurban gitmesini engelleyece¤iz'' diye konufltu. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez bir hükümetin, mali kural kanunu ç›kartarak kendini ba¤lad›¤›n› ifade eden Ergün, ''Olur ya bir popülist hareket etme e¤ilimine girilebilir flu veya bu nedenle böyle bir yasayla kendisini ba¤lamaktad›r. Bu kural, ekonomi üzerindeki siyasi riskleri azaltacak ve Türkiye'yi uluslararas› arenada daha güvenilir bir ülke haline getirecek ve bütün uluslararas› kurulufllar nezdinde güvenilir, yat›r›m yap›labilir ülke notu seviyesine ç›karm›fl olacakt›r'' dedi. Reel sektörün dönüflümü sa¤lanmal› Bütün bu baflar›lar›n daha anlaml› hale gelmesi için, reel sektörün dönüflümünün sa¤lanmas› gerekti¤ini ifade eden Ergün, faizlerin düflük olmas›n›n, yat›r›mlar›n artmas› halinde anlam kazanaca¤›n›; kamu maliyesindeki istikrar›n, iflletmelerin uzun dönemli stratejiler gelifltirmesi durumunda de¤er kazanaca¤›n› kaydetti. Ergün, bu noktada, özel sektöre yol gösterecek, baflar›l› bir özel sektör için gereken altyap›y› oluflturacak ad›mlar att›klar›n›, bakanl›k olarak, bütün bu süreçlerin ve reel sektörün dönüflümünün sa¤lam bir temel üzerinde yükseltilmesi için, Türkiye’nin y›llard›r ihtiyaç duydu¤u sanayi strateji belgesini haz›rlad›klar›n› söyledi. Sanayi stratejisinin, rekabet gücünü ve verimlili¤i art›rmay›, çevreye duyarl› ve sosyal sorumluluk sahibi bir sanayi sektörü yap›s› oluflturmay› amaçlad›¤›n› anlatan Ergün, bu amaca ulaflmak için, orta ve yüksek teknolojili sektörlerin üretim ve ihracat içindeki pay›n›n art›r›lmas›, düflük teknolojili sektörlerde katma de¤eri yüksek ürünlere geçiflin sa¤lanmas›, flirketlerin ekonomideki a¤›rl›¤›n›n art›r›lmas› gerekti¤ini vurgulad›. Bakan Ergün, yak›nda eylem plan›yla birlikte aç›klayacaklar› bu belgenin, Türk sanayisi için bir dönüm noktas› olaca¤›n› düflündü¤ünü ifade etti. Gelece¤e dönük stratejileri haz›rlarken bilgi ve teknolojiye büyük önem verdiklerini belirten Ergün, ülkedeki yenilikçi yap›s›n› art›rmak için uygulad›klar› AR-GE destekleri, san-tez program›, teknogiriflim sermayesi deste¤i ve teknoparklar gibi uygulamalar›, bu çerçevede yürüteceklerini bildirdi. 2002 y›l›ndan bugüne TEKNOPARK say›s› 38'e yükseldi Türkiye'nin 2002 y›l›nda sadece 2 teknoparka sahipken bugün bu say›n›n 37-38'e yükseldi¤ini anlatan Ergün, söz konusu teknoporklarda bin 200'den fazla firman›n 400'ü aflk›n proje üzerinde çal›flt›¤›n› söyledi. Bugün Türkiye'nin teknoparklar›n›n teknoloji ihracat eden noktaya geldi¤ini belirten Ergün, y›l sonunda teknoparklar›n 1 milyar dolar civar›nda ihracat yapaca¤›n›n tahmin edildi¤ini kaydetti. Ekonominin bel kemi¤i olan KOB‹'ler için haz›rlad›klar› yeni KOB‹ destek program›na da de¤inen Ergün, ''2002’de KOSGEB’in destekler için kulland›¤› kaynak sadece 8 milyon lira iken, 2010 y›l› bütçesinde destekler için 263 milyon lira kaynak ay›rd›k. Bu destek miktarlar›n› art›r›rken, desteklerin içerik, eriflim ve niteli¤ini de ça¤›n gereklerine uygun olarak revize ettik'' dedi. Türkiye'nin makine sektöründe dünya kalitesinde üretim yapmas›na ra¤men bu sektörde önemli bir d›fl ticaret a盤› verdi¤ini ifade eden Ergün, bu konuda Gaziantep'te yapt›klar› toplant› ile özellikle kamu al›mlar›nda yerli ürünlerin tercih edilmesi yönünde önemli bir kampanya bafllatt›klar›n› kaydetti. ''Amac›m›z korumac›l›k de¤il, yerli sanayicilerimizi güçlendirmek'' diyen Ergün, makine sanayinin her sektöre hizmet verdi¤ini, sanayinin temelini oluflturdu¤unu söyledi. Ergün, bundan sonra KOB‹'lere KOB‹ Proje Destek Program›, Ar-Ge, ‹novasyon ve Endüstriyel Uygulama Destek Program›, Tematik Proje Destek Program›, ‹flbirli¤i-Güçbirli¤i Destek Program›, Giriflimcilik Destek Program› ve Genel Destek Program› olmak üzere 6 bafll›k alt›nda, yepyeni destekler sa¤layacaklar›n› söyledi. KOB‹'lere, nitelikli eleman çal›flt›rmas› için teflvikler sunduklar›n› anlatan Ergün, nitelikli eleman çal›flt›ranlara, o eleman›n maafl›n›n yüzde 70'ini destek olarak vereceklerini, bunun yan› s›ra fuara kat›l›m deste¤i, internet sitesi kurmak için destek verdiklerini söyledi. Bakan Ergün, KOB‹'lerin dünyaya aç›lmas›n› istediklerini belirtti. 17 BZDEN HABERLER Avrupa’daki Osmanl› ‹zleri: “Macaristan” Avrupa’da Osmanl›’n›n en çok hissedildi¤i ve yafland›¤› yer olan Macaristan’a TürkMacar ‹fladamlar› öncülü¤ünde MMG olarak bir kültür gezisi düzenledik. Osmanl›’n›n eserlerini, kahramanlar›m›z›n mezarlar›n› yerinde incelerken, mimar ve mühendis arkadafllarla fikir al›flveriflinde bulunduk. > Adem Sar› 2 8 May›s sabah›, heyecanla havaalan›na do¤ru yola ç›km›flt›k zira Avrupa’da Türk izlerinin en belirgin gözlendi¤i ve halk›n›n Türklere karfl› büyük sempati duydu¤u Macaristan gezimiz bafll›yordu. Mimar ve Mühendisler Grubu üyelerimiz ve efllerinin kat›l›m›yla 37’si ‹stanbul’dan toplam 40 kiflilik grubumuz MMG D›fl ‹liflkilerden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi ve ayn› zamanda Türk - Macar ‹fladamlar› Derne¤i Baflkan› Osman fiahbaz’›n koordine etti¤i “MMG Macaristan Kültür Gezisi”ne kat›lmak üzere Budapeflte’ye ulaflt›k. Bir Türk müteflebbis taraf›ndan hizmete aç›lan Marmara Oteli’ne eflyalar›m›z› b›rakt›ktan sonra Macaristan Mimarlar Odas› ve Macaristan Mühendisler Odas› Genel Sekreterleri taraf›ndan Macaristan ekonomisi, mimar ve mühendis odalar›n›n faaliyetleri konulu brifing ald›k. Buradan ayr›ld›ktan sonra Macaristan’›n belki de en kaliteli üniversitesi diyebilece¤imiz 18 Mimar ve Mühendis Temmuz-Ağustos 2010 Eotvos (Elte) Lorand Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hudecz Ferenc’in davetlisi olarak Üniversite ve çal›flmalar hakk›nda bilgi alarak Mimar ve Mühendisler Grubumuz hakk›nda bilgi verdik. S›ralamada her y›l dünyan›n en iyi 500 üniversitesi aras›nda daima 200-250 aras›nda bulunan ve Macaristan’daki üniversite ö¤renimi görmekte olanlar›n %8’ine e¤itim olana¤› sunan Elte Üniversitesi’nin tarihinde 5 akademisyenin Nobel ald›¤›n› ö¤renince g›pta ettik. Akflam günbat›m›nda Macaristan tarihinin etkili ve sayg›n isimlerinin hat›ras›na yap›lan Kahramanlar Meydan›’ndayd›k. Tarihi Estergon Kalesi’ne yapaca¤›m›z ziyaret s›ras›nda yol üzerinde do¤al güzelliklerin ve tabiat›n korundu¤unu görmek çok güzeldi. Devasa boyutlar›yla Tarihi Estergon Bazilikas›’n›n giriflinde bir Macar müzisyen taraf›ndan Üsküdar’a gider iken melodisi ile karfl›lanmak büyük sürpriz oldu. Tuna Nehri’nin kenar›nda içilen kahvenin ard›ndan Viflegrad Kalesi’ne do¤ru yola koyulduk. Yine Tuna Nehri’nin kenar›nda muhkem bir tepenin üzerine infla edilen ve son derece güzel korunmufl tarihi Viflegrad Kalesi görülmeye de¤er bir zenginlikti. Ortaça¤-Rönesans lokantas›nda yeme¤imizi ald›ktan sonra Macaristan gezisini belgelemenin belki de en etkili yolu olan yöresel hediyelik eflyalar›n bulundu¤u Szentendre Uzun Çarfl›s›’na u¤rad›k. Gün bat›m›yla birlikte yorgunluk atmak üzere Budapeflte’ye otelimize do¤ru yola ç›kt›k. Akflam otelimizde Türk Macar ‹fladamlar› Derne¤i MMG ad›na hofl geldiniz daveti verip pasta keserek bizleri onure ettiler. Üçüncü günümüzde gezimize Gülbaba Hazretleri’ni ziyaretle bafllad›k. Dönemin Osmanl› Padiflah› Kanuni Sultan Süleyman’›n emriyle Isparta’dan yola ç›karak Budinde dergâh›n› açarak gönüllere taht kuran ve halen kendisinden Gülbaba olarak bahsedilmekte olan Gülbaba’n›n as›l Tarihte her gitti¤i yere medeniyet götüren Osmanl›, Macaristan’da da izler b›rakm›flt›r. ad›n›n Cafer oldu¤unu ve halen dergâh›n›n bulundu¤u tepeye Macarlar’›n Gültepe ismini verdi¤ini ö¤rendik. Buradan Budin Kalesi’ne yola ç›karak son Buda Valimiz Abdurrahman Abdi Arnavut Pafla’n›n kale müdafaas› s›ras›nda flehit düfltü¤ü yerde Macarlar taraf›ndan yap›lan ve üzerine “Kahraman Düflmand› Rahat Uyusun” ifadesini görünce gö¤sümüz kabaran kabrini ziyaret ettik. Budin Kalesi’nin merkezindeki Buda Saray› ve Baflbakanl›k konutlar›yla Avrupa’n›n ilk füniküler yeralt› treni hatt›n› da görme f›rsatlar›n› yakalad›k. Bal›kç›lar Burcu’ndaki gezintimizin ard›ndan yak›n zamanda keflfedilen ak›nc›lar›m›za ait tarihi flehitli¤i ziyaret ettikten sonra Tuna nehrinde tekne gezintisine ç›kt›k. Tuna nehrinin ortas›ndaki Margit adas›na ç›karak bisikletlerle aday› keflfettik. Ertesi gün Türk-Macar Dostluk Park›’nda ülkemizin Szigetvar Fahri Konsolosu Horvat Laszlo ile buluflarak Kanuni Sultan Sü- leyman’›n vefat etti¤i Macarlar›n Türbe Köyü olarak adland›rd›klar› bölgedeki temsili kabrini ziyaret ettik. Zigetvar Belediye Baflkan› Dr. Rodeo Gyula taraf›ndan göndere Türk bayra¤› çekilerek karfl›lanan grubumuzla, Zigetvar hakk›nda en yetkili a¤›zdan bilgi ald›ktan sonra ilerlemifl yafl›na ra¤men Kanuni'nin fethi için ordunun bafl›nda sefere ç›kt›¤› Zigetvar Kalesi'ni ve flu an içinde müze olarak kullan›lmakta olan Sultan Süleyman Camii’ni ziyaret ettik. ‹stanbul ile ayn› anda 2010 Kültür Baflkenti seçilen, düzgün sokaklar› ve plan› ile dikkatlerimiz çeken Peç flehrine geldi¤imizde bizleri Belediye Baflkan› Páva Zsolt makam›nda kabul ederek flehir hakk›nda bilgi verdi. Genel baflkan›m›z Avni Çebi’nin grubumuz hakk›ndaki bilgilendirmesinden sonra hava muhalefeti nedeniyle fazla uzun tutmad›¤›m›z flehir gezimize Minare Restoran›’ndaki ö¤le yeme¤iyle devam ettik. Mohaç Ovas›'nda Mohaç Harbi'nin tasvir edil- di¤i Aç›k Hava Müzesine do¤ru yola ç›karak dünya tarihinin belki de en büyük ve en k›sa (2 saat) imha savafl›n›n an›lar›n› izledik ve Macar tarihinde b›rakt›¤› derin etkilere flahit olduk. Budapeflte’ye döndü¤ümüzde flehri en güzel aç›dan gören Gellert Tepesi’ne ç›kt›k ve ertesi gün veda edece¤imiz Budapeflte’nin en güzel foto¤raflar›n› ald›k. Dönüfl günümüzde Budapeflte’de e¤itim vermekte olan Orkide Türk Koleji’ni ziyaret ederek, e¤itim görmekte olan Türk ve Macar çocuklar›n› gördük. Yabanc› bir ülkede kendi çocuklar›m›za sahip ç›k›ld›¤›n› görmenin mutlulu¤unu yaflad›k. Ard›ndan Galiçya fiehitli¤i’mizi ziyaret ettik. Her biri ayr› bir kahramanl›k abidesiydi, ancak biz 480 yi¤idin an›s›na bir tane an›t yapm›flt›k, görevlerini yapm›fl olman›n huzuruyla yatt›klar› yerde Birinci Dünya Savafl› kahramanlar›m›za sayg›lar›m›z› ve dualar›m›z› sunduk. 19 BZDEN HABERLER MMG Öncülü¤ünde Enerji Semineri; “Enerjiyi Verimli Kullan, Gelece¤ini Kurtar” MMG öncülü¤ünde ‹stanbul ‹l Milli E¤itim Müdürlü¤ü ve ‹BB ile birlikte düzenlenen “Okullarda Enerji Verimlili¤i Semineri" Haliç Kongre Merkezi’nde gerçeklefltirildi. Özellikle ö¤retmenlerin enerji verimlili¤i hakk›ndaki bilinçlerini art›rmay› hedefleyen seminere; Vali Yard›mc›s› Harun Kaya, ‹l Milli E¤itim Müdürü Muammer Y›ld›z, ‹stanbul Büyükflehir Belediyesi Enerji A.fi. Genel Müdürü Adnan Çelik ve Mimar ve Mühendisler Gurubu Genel Baflkan› Avni Çebi ile akademisyenler ve okul müdürleri kat›ld›. 20 Mimar ve Mühendis Temmuz-Ağustos 2010 P rogram›n aç›l›fl konuflmas›n› yapan MMG Genel Baflkan› Avni Çebi, bir fark›ndal›k, bilinçlendirme içeri¤ine sahip olan program›n çok büyük bir amaca hizmet etti¤ini, MEB’e ENVER konusunda büyük görevler düfltü¤ünü, ENVER’in ö¤renciler nezdinde oturtulmas›n›n çok elzem oldu¤unu ifade etti. Konuflmas›n›n devam›nda “sonraki y›llarda neler yap›lmas› gerekti¤i üzerine düflünmemiz gerekmektedir, bilincin fiile dönüflmesi noktas›nda etkinliklere odaklanmam›z gerekmektedir” dedi. Törende konuflan Vali Yard›mc›s› Harun Kaya, yeralt› ve yerüstü kaynaklar›n› kullanarak ortaya ç›kar›lan enerjinin yerine konulma flans›n›n olmad›¤›n› belirterek, “Günümüz dünyas›nda hala fosil yak›tlara ba¤l› yafl›yoruz. Dolay›s›yla kayb› en aza indirecek çal›flmalar› yapmak zorunday›z. Bu konuda eme¤i geçecek kiflilerin katk›lar›n› bir araya getirmek ve bunu da uygulay›c›lara anlatmak durumunday›z” dedi. Okul müdürlerinden ve ö¤retmenlerden enerji verimlili¤inin özellikle ö¤rencilere anlatmalar›n› isteyen Kaya, “Her sunumda bunun uygulanabilirli¤ini de kendiniz yafl›yor gibi anlatmal›s›n›z. Elle tutulur ve gözle görülür bir sunum yapmal›s›n›z” fleklinde konufltu. ‹l Milli E¤itim Müdürü Muammer Y›ld›z da ö¤renciler ve velilerle tüm ‹stanbul’da yaflayan herkesi etkileyecek bir potansiyeli ellerinde tuttuklar›n› dile getirerek, göreve geldikten itibaren herkesle iflbirli¤i yapma felsefesini hayata geçirdi¤ini söyledi. ‹stanbul’a hizmet eden herkese, ‹stanbul’da hizmet eden herkese kollar›m›z› açt›k, diyen Y›ld›z, sözlerini flöyle sürdürdü; "Genç nüfus potansiyelimiz ve kaynak zenginli¤imiz itibariyle flu anda dünyada çok iyi bir yerdeyiz. ‘Yapaca¤›m›z küçük tasarruflar›n ne önemi var’ diye düflünmeyelim. Yapabileceklerimiz neyse bizler ondan sorumluyuz bireyler olarak. Ataca¤›m›z bir ad›m beraberinde binlerce ad›m› getirecektir. Bizler bu düflünceyle yola ç›kt›k. ‹stanbul’un enerjisini en iyi flekilde kullanmak için okullarda ö¤rencilerimiz ve velilerimizle yapaca¤›m›z çal›flmalarla iyi bir model olaca¤›m›z› düflünüyorum." Konuflmas›n›n sonunda “Bu bilinçlendirme çal›flmas›ndan sonra kurumsal olarak neler 21 BZDEN HABERLER HABER ANALZ yap›lmas› gerekti¤i, pilot uygulamalar konular›na e¤ilmeli ve somut ç›kt›lar elde etmeliyiz” dedi. Törende daha sonra Enerji A.fi. Genel Müdürü Adnan Çelik’in moderatörlü¤ünde gerçekleflen seminerde; Prof. Dr. Yunus ÇENGEL, E‹E Genel Müdür Yard›mc›s› Erdal ÇALIKO⁄LU, MEB Erkek Teknik E¤itim Müdürü Hüseyin ACIR ve Ankara ‹l Milli E¤itim Müdürlü¤ü’nden Y›ld›r›m ÖZKAYA, dünyada, Türkiye’de ve okullarda enerji verimlili¤i ile uygulamalar›n› anlatt›lar. Enerji güvenli¤i milli güvenlik ile eflde¤erdir Prof. Dr. Yunus ÇENGEL, “enerjinin kalbi burada” diyerek bafllad›¤› konuflmas›nda en büyük enerji kayna¤›m›z›n ENVER oldu¤unu, fazlas›yla israf yapt›¤›m›z› düflünürsek de ENVER konusunda ciddi bir potansiyele sahip oldu¤umuzu ifade etti. 22 Mimar ve Mühendis Temmuz-Ağustos 2010 ENVER’in bir devlet politikas› olmas› gerekti¤ini dile getiren Çengel, arta kalan paralar›n yat›r›ld›¤› bir alandan ziyade bu alana özel yat›r›m yap›lmas›n›n gereklili¤ine de¤indi. Ankara’n›n hantal bir yap›da oldu¤unu, dolay›s›yla da yerel yönetimlerin, STK’lar›n bu ifli yürütmesinin do¤ru oldu¤una inand›¤›n› aktaran Çengel, konuflmas›n› “bas›n yay›n bunun bir parças› olmal›d›r, %74 oran›nda d›fla ba¤›ml› bir ülke olan Türkiye aksi takdirde milli güvenlik parametreleriyle yan yana an›lan Enerji Güvenli¤i konusunda ba¤›ms›z olamay›z” fleklinde sürdürdü. E¤itim camias›yla tüm kitleye hitap edebiliriz E‹E Genel Müdür Yrd. Erdal ÇALIKO⁄LU, “yat›r›mlar› megawatt için de¤il de negawatt için yapal›m” dedikten sonra israf, verimsizlik ve yal›t›ms›zl›k ve at›klar gibi karadeliklerimize de¤indi. Türkiye’deki evlerin yaklafl›k %84’ünün yal›t›m malzemesi kullan›lmadan yap›ld›¤›n› aktaran Çal›ko¤lu, bu gibi handikaplar›m›zdan kurtulmam›z›n gereklili¤ine ve okullardaki enerji yöneticilerine ve bu kiflilerin neler yapaca¤›na de¤indikten sonra e¤itim camias› sayesinde tüm topluma hitap etme flans›m›z›n oldu¤unu ifade etti. Milli E¤itim enerji verimlili¤ini önemsiyor Milli E¤itim Bakanl›¤›'n›n yapt›¤› çal›flmalar› aktaran Erkek Teknik Ö¤retim Genel Müdürü Hüseyin Ac›r, enerji verimlili¤ini önemsediklerini belirterek flunlar› kaydetti: “Enerji Bakanl›¤› ile enerji verimlili¤i konusunda bir protokol imzalad›k. Bu protokole göre kaynaklar›n verimli kullan›lmas›, israf›n önlenmesi, enerji maliyet- lerinin ekonomi üzerindeki yükünün hafifletilmesi ve çevrenin korunmas› amac›yla ö¤rencilerin, ö¤retmenlerin ve e¤itim kurumlar›n›n yöneticilerinin bilgilendirilmesini hedeflemekteyiz. Bu protokol ile okullarda kompakt floresan kullan›lmas› teflvik edilmifl, enerji verimlili¤i bilincinin yeni yetiflen çocuklara afl›lanmas› maksad›yla s›n›flarda enerji verimlili¤i sorunlular›n›n görevlendirilmesi sa¤lanm›fl, sürüfl e¤itimlerine ekonomik sürüfl tekniklerini içeren bir e¤itim paketi eklenmifl ve yal›t›m iflçili¤ine yönelik teorik ve pratik e¤itim uygulamalar› hayata geçirilmifltir. Yine Milli E¤itim Bakanl›¤›m›z›n yay›nlad›¤› 2008 y›l› genelgesi ile binalar›n yal›t›lmas›, bina yap›m›nda günefl enerjisinden daha fazla faydalanmay› sa¤layacak imkanlar›n araflt›r›lmas›, flartnamelerin az enerji ile çok ifl gören yüksek performans- l› cihazlar› kapsayacak flekilde düzenlenmesi bakanl›¤›m›za ba¤l› kurumlarda uygulamaya konmufltur.” Ba¤›ms›zl›k savafl› okullardan bafll›yor 2500 okul müdürüne “Gücünüzün fark›nda m›s›n›z?” diye seslenen Y›ld›r›m Özkaya, enerji ba¤›ms›zl›k savafl›n›n en önemli neferlerinin ö¤retmenler oldu¤una inand›¤›n› dile getirdi. Teknik ö¤retmenlerin bile enerji verimlili¤i konusunda teknik olarak ciddi bilgi eksiklikleri oldu¤unun görülmesi üzerine bafllatt›klar› Enerteach projesine de¤indi¤i konuflmas›nda yapt›klar› uygulamalara de¤indi. Örne¤in, Atatürk Anadolu Lisesi’nin yaln›zca spor salonunda yer alan 320 adet ampülün 40 adet 120 W’l›k ampüllerle de¤ifltirilmesinin %60 tasarruf ve ayd›n- lanma konforunda da %30 art›fl sa¤lad›¤›n› ve sistemin de kendini 1-2 y›lda amorti etti¤ini kat›l›mc›larla paylaflt›. Bunun haricinde, özellikle yurtlar ve pansiyonlar için gerçeklefltirilen fotoselli musluk kullan›m›yla da yüzde 55 tasarruf elde ettiklerini, tüketimin de 25-30’dan 13 m3’lere kadar indirilebildi¤ini söyledi. Kazan dairelerindeki ›s› kayb›na da de¤inen Özkaya, neredeyse hepsinin yal›t›ms›z oldu¤unu ve buralarda %55’lere varan bir kayb›n söz konusu oldu¤unu ifade etti. Müdürlere ça¤r›da bulunan Özkaya, ilk ifl olarak çat› fliltelerinin yenilenmesi gerekti¤ini; çünkü tip proje olan MEB okullar›nda çat› yüzeylerinin fazla oldu¤unu ve bunun da ciddi bir ›s› kayb›na neden oldu¤unu söyledi. Panel, ‹stanbul Enerji Afi Genel Müdürü Adnan Çelik'in kapan›fl konuflmas› ile son buldu. 25 23 HABER ANALZ Meksika’da yafland› kayg›s› ‹stanbul’da duyuldu Meksika Körfezi’nde yaflanan ve bu yüzy›l›n en büyük çevre felaketlerinden biri olarak an›laca¤› söylenen petrol facias› sonras› Meksika Körfezi’ndeki canl› yaflam öldü, bal›kç›l›k ve turizm çöküfl yaflad›. Meksika Körfezi’nde yaflanan kaza ‹stanbul Bo¤az› ile ilgili kayg›lar› da ço¤altt›. Hükümet ‹stanbul Bo¤az›’n›n petrol tafl›mac›l›¤› riskinden kurtulmas› için petrol flirketleri ile bir toplant› yapt›. Toplant›da konuflan bakanlar kararl›l›k vurgusu yaparak ‹stanbul Bo¤az›’n›n art›k petrol tafl›mac›l›¤› yükünü kald›rmayaca¤›n› vurgulad›lar. 24 Mimar ve Mühendis Temmuz-Ağustos 2010 > Dilaver Demira¤ M eksika Körfezi’nde, bugüne kadar yaflanan çevre felaketlerinin en büyüklerinden biri olan ve ABD’deki çevre felaketleri içinde bugüne kadar yaflanan en büyük felaket kabul edilen petrol s›z›nt›s› facias›, tüm dünyada oldu¤u kadar ‹stanbul Bo¤az›’ndaki risk nedeni ile Türkiye’de de kayg›lara neden oldu. Her fley kuyulardaki metan›n s›k›fl›p patlamas› ile bafllad›. Deep Water Horizon ad›n› tafl›yan BP’ye ait dev petrol platformu bu patlama sonucu batt› ve Meksika Körfezi ile ABD’nin Florida k›y›l›r›n› vurdu. Denize yay›lan petrol sonucu körfezdeki canl› yaflam uzun bir zaman boyunca geri gelmeyecek biçimde son buldu. Birçok deniz kuflu, deniz memelisi ve bal›k türleri baflta olmak üzere deniz canl›lar› yok oldu. BP’nin s›z›nt›y› durdurmak için bugüne kadar yapt›¤› denemeler ise sonuç vermedi. Sonuçta Ulusal Deniz ve Atmosfer ‹daresi (NOAA) taraf›ndan verilen bilgilere göre denize her gün 5.000 varil (909 milyon litre) petrol s›zmaya devam ediyor. Greenpeace; moratoryum ilan edilsin Kazan›n ard›ndan aç›klama yapan Greenpeace, deniz sondajlar› ile petrol sanayisinin canl› yaflam› tehdit etmesinin gözler önüne serildi¤ini ama hükümetlerin petrol sanayisine meydan okuyamayaca¤› için bu kazan›n ne ilk ne de son olaca¤›n› belirtti. Aç›klamada flu görüfller vurgulan›yordu. “Petrol sanayiinin, geliflen teknolojilerini denizlerde petrol s›z›nt›lar›na yol açan ‘kazalar›’ daha az olas› k›ld›¤›na dair verdi¤i güvencelere ra¤men, BP Deepwater felaketi bunun hiç de do¤ru olmad›¤›n› gösteriyor. Mesele tekrar bir s›z›nt›n›n olup olmayaca¤› de¤il, ne zaman ve nerede olaca¤›d›r. Ne yaz›k ki Shell’e, Alaska’n›n kuzey k›y›lar› aç›klar›nda yerlilerin önemli bir av sahas› ve Grönland balinalar›n›n da göç yolu üzerinde olan 2.7 milyon dönümlük bir sahada keflif sondaj› yapmak için bir kontrat verildi bile. Shell, ABD Çevreyi Koruma Ajans›’ndan geçti¤imiz ay bu önemli izni ald›. Üstelik buras›, hava flartlar›n›n bir petrol kirlili¤inin temizlenmesinin, hem de sahil güvenli¤in bafledemeye- ce¤i bir ‘kâbus senaryosu’ atfedece¤i derecede, zor k›ld›¤› çok hassas bir ekosistem ama, Shell bu yaz sondaja bafll›yor olacak. Bunun tam tersi, Meksika Körfezi yetkililerin, ulafl›labilir insan gücü ve yeterli ekipmanla, bir petrol s›z›nt›s›yla bafletmeye haz›r olduklar› dünyadaki belki de tek yer. Geçti¤imiz hafta boyunca bunun ne kadar güç oldu¤unu gördük ve s›z›nt›n›n k›y›ya vurmas›n› engellemek için tüm çabalar sonuçsuz kald›. Bunun, böyle birfleyin uzak, el de¤memifl Alaska sahillerinde olmas› durumunda ne anlama gelece¤ini düflünmek ürpertici. Obama Hükümeti’nin aç›k deniz petrol sondajlar› hakk›ndaki ›srar›, k›y› ekosistemlerini feci petrol s›z›nt›lar› tehlikesine atmaya karar vermekten baflka birfley de¤ildir. Bu da, BP ve Deepwater Horizon Platformu’nu ona kiralayan Transocean gibi flirketlerce bunun gibi s›z›nt›lar›n ortaya ç›kmas›n› engellemek için neredeyse hiç bir samimi gayret olmamas› nedeniyle son derece endifle vericidir. Transocean gerçekten de deniz sahanl›¤›n›n petrol flirketlerine kiralanmas›n› idare eden Maden ‹dare Servisi’nin Deepwater Horizon platformunu, ‘modern teknoloji mucizesi’ oldu¤u ve s›z›nt›n›n neredeyse mümkün olmad›¤› gerekçesiyle, baz› güvenlik flartlar›ndan muaf tutmas›n› istemiflti. Tabii Transocean. Gördük, öyleymifl ya! Umar›z Körfez’de flahit oldu¤umuz bu felaket Baflkan Obama’n›n gözlerini açar da, kendileri petrol sanayiinin gerçeklerini görürler ve bunun Alaska aç›klar›nda tekrarlanmas›n› engellerler. Bu sanayinin dev halkla iliflkiler mekanizmas› ne flekilde lanse ederse etsin, petrol özünde kirli bir endüstri. Bu gerçekli¤e karfl› hiçbir teknolojik bir çözüm de yok. Baflkan Obama’n›n Aç›k Deniz Sondaj› Moratoryumu’nu bir an evvel yeniden tesis etmesi, tehlikeli ve kirli fosil yak›tlar› güvenli ve temiz yenilenebilir enerji kaynaklar›yla de¤ifltirmek üzere sonuç verici bir flekilde harekete geçmesi gerek.” Amerika Birleflik Devletleri yetkilileri, s›z›nt›yla ilgili soruflturma bafllatt›. Mahkemeler, su güvenli¤i, soyu tükenmekte olan canl› türleri, göçmen kufllar ve petrol sondaj çal›flmalar›ndaki güvenlik flartlar› ile il- 25 HABER ANALZ gili kanunlara uyulup uyulmad›¤›na karar verecek. Bu mevzuat, federal devlet taraf›ndan yap›lan temizlik masraflar› ve di¤er masraflar ile ilgili yükümlülükleri belirliyor. ‹ngiliz enerji devi BP, mahkeme taraf›ndan flimdiye kadar belirlenen 370 milyon euro cezay› ve tazminat› ödemeyi kabul etti. Petrol s›z›nt›s› aylarca sürebilir. Zarar› de¤erlendiren uzmanlar ise, s›z›nt›n›n su alt› ve k›y› eko-sistemlerinde yol açt›¤› y›k›m›n boyutunu tam olarak kestiremiyor. Amerika Birleflik Devletleri Çevre Koruma Ajans› Baflkan› Lisa Jackson, geçti¤imiz günlerde s›z›nt›n›n deniz yaflam› üzerindeki uzun vadeli etkilerinin henüz bilinmedi¤ini dile getirdi. Ayn› flekilde, hiç kimse s›z›nt›y› önlemek için kullan›lan kimyasal maddelerin Meksika Körfezi'ndeki besin zincirine verdi¤i zarar›n boyutunu bilmiyor. Çevre Savunma Fonu Ajans› Baflkan› Douglas Reader'a göre de, efli benzeri görülmeyen s›z›nt› hem k›y›daki hem de uzak denizlerdeki ekosistemleri etkiliyor. Meksika Körfezi, bal›k çeflitleri ve deniz ürünleri aç›s›ndan dünyan›n en zengin kayna¤›. Körfez, çevresindeki ülkeler ve özellikle Louisiana için, yaklafl›k 10 milyar dolar gelir sa¤l›yor. Miami Üniversitesi taraf›ndan yürütülen bir çal›flmaya göre, s›z›nt› bölgesi son bir ayda nerdeyse üçe katland› ve flu anda Sardunya Adas›'n›n toplam yüzölçümü olan 24 bin 400 kilometre kadar bir yer kapl›yor. Bal›kç›l›k öldü, turizm can çekifliyor Meksika Körfezi haftalard›r s›zan milyonlarca litre ham petrol yüzünden renk de¤ifltirmeye bafllad›. Louisiana sahillerine vuran pas kahverengi kat› petrol tabakas›, denizdeki petrolle temas eden deniz kaplumba¤as›, kurba¤a ve her türlü canl›n›n sonunun getirdi. K›y›daki petrole bulanm›fl batakl›¤›n bulundu¤u Plaquemine'nin sakinleri devleti yard›ma ça¤›r›yor ve batakl›¤› temizleyebilmeleri için Washington'dan izin vermesini istiyor. Bölgenin 26 Mimar ve Mühendis Temmuz-Ağustos 2010 deneyimli bal›kç›lar› daha fazla petrolün batakl›k bölgesine s›zmas›n› önlemek amac›yla sahilin yak›nlar›na kum seti çekmeyi planl›yor. Ama Washington’daki resmi makamlardan izin ç›kmad›. Öte yandan Amerikan Çevreyi Koruma Dairesi; BP flirketinin, deniz suyuna kar›flan petrolü çözüfltürmede kulland›¤› kimyevi maddeyi yasaklad›. Petrol tabakas›yla mücadelede milyonlarca litre çözüfltürücü kullan›lm›flt›. Resmi makamlar bundan böyle sadece zehirsiz maddelerin kullan›lmas›na izin veriyor. Uzmanlar günlerdir, denize dökülen kimyevi maddenin insan ve hayvan sa¤l›¤› aç›s›ndan son derece tehlikeli olabilece¤i uyar›s›nda bulundular ama yasak karar› geç kald›. Öyle ki; petrol temizleme çal›flmalar›na kat›lan bal›kç›lar› hastaland›lar. Çal›flmalara kat›lan bal›kç›lardan Garry Burris “bir sabah kalkt›ktan sonra yüksek miktarda balgam ç›kard›¤›n› ve kendini esrar içmifl gibi hissetti¤ini” söylüyor. Burris, halsizlikten ve bedeninin kar›ncalanmas›ndan flikâyet ediyor. Bal›kç› Garry Burris hekime görünmüfl. Doktoru, hayat›nda hiç sigara içmemifl olan Burris’e, böyle akci¤erlere sadece, günde üç paket sigara içenlerde rastlanabilece¤ini anlatm›fl. Biyolog Riki Ott, bu rahats›zl›¤a BP taraf›ndan kullan›lan kimyevi madeninin yol açm›fl olabilece¤ini ve bu maddenin son derece tehlikeli sonuçlar do¤urabildi¤ini belirtiyor. Ott, Exxon Valdez facias›ndan sonra da suda yaflayan memeli hayvanlarda kimyevi maddeler yüzünden deformasyon tespit ettiklerini anlat›yor. Bal›kç›lar bu s›z›nt› nedeni ile bölgede art›k çok uzun y›llar bal›kç›l›k yap›lamayaca¤›n› söylüyorlar. Meksika Körfezi’ndeki turistik iflletmeler de petrol kirlili¤i yüzünden adeta kâbus görüyor. Henüz hiçbir kumsal deniz banyosuna kapat›lmam›fl olsa bile, rezervasyonlar h›zla düflüyor, rezervasyon iptalleri art›yor. Florida’n›n Navarre Beach bölge- AKILLARA ‹STANBUL`DA YAfiANAN INDEPENDENTA FAC‹ASI GELD‹ 3 ‹stanbul Bo¤az›`nda Haydarpafla Liman›`n›n 800 metre a盤›nda 15 Temmuz 1979 günü sabah saat 05:30`da Libya`dan yükledi¤i 94,600 ton ham petrolü Romanya`ya tafl›yan Rumen band›ral› Independenta adl› tanker gemisi, Karadeniz yönünden gelen Yunan band›ral› Evriyali adl› kuru yük gemisine çarpm›fl ve büyük bir patlama olmufltu. Patlama sonras› ç›kan yang›nda gemi tamamen yanm›fl ve kullan›lamaz hale gelmifltir. Geminin ölen 43 mürettebat›ndan baz›lar›n›n cesedi yanm›fl halde k›y›ya vurmufltu. 714 bin 760 varil ham petrol 27 gün süren yang›nda yanm›fl ya da denize kar›flm›flt›. Yang›n›n sebep oldu¤u duman nedeniyle insan sa¤l›¤›n› tehdit eder düzeyde havadaki zararl› parçac›k oran› artm›flt›. Tahminlere göre 30 bin ton ham petrol yanm›fl, geriye kalan 64 bin ton 5,5 kilometrelik bir alanda denize kar›flm›flt›. Deniz dibinde yaflayan canl›lar›n ölüm oran›n›n %96 oldu¤u tahmin edilmekte. A¤›r petrol kirlili¤i nedeniyle de deniz yüzeyinde siyah bir tabaka oluflmufltu. 27 HABER ANALZ Kazakistan gibi ülkelerin ‹stanbul’da yapaca¤›m›z toplant›da flirketlere bu konuda bask› yapm›flt› sinde apart otel motel iflletenler yaz sezonundan ümidini tamamen kesmifl. Florida’n›n di¤er bölgelerinde iptaller yüzde 50'nin de üzerinde. Bölge halk›, BP’nin petrol s›z›nt›s›n› önlemesi için dua ediyor. Ama flirketin s›z›nt›y› önlemek için flu ana kadar denedi¤i yöntemlerin hiçbiri s›z›nt›y› durduramad›. Bu nedenle bölge halk› ciddi bir ekonomik kay›p yaflam›fl durumda. Kayg›s› ‹stanbul’a ulaflt› Meksika Körfezinde yaflanan felaket hükümeti de harekete geçirdi. ‹stanbul Bo¤az›’n›n artan tanker yükünü kald›ramayaca¤›n› bilen hükümet Montrö’nün s›n›rlamalar›na ra¤men ‹stanbul Bo¤az›’n› bir korku tüneli olmaktan ç›karmakta ›srarl› gözüküyor. Büyük petrol flirketleri ile masaya oturan hükümet ‹stanbul Bo¤az›ndan tankerle petrol tafl›yan büyük petrol flirketlerini bo¤az yerine Bakü-Ceyhan Petrol Boru Hatt›’ndan petrol tafl›maya ikna etmeye u¤rafl›yor. fiirketler buna gönülsüz olsa da hükümet kararl›l›k vurgusunda bulunuyor. Toplant›lar sonras› aç›klama yapan D›fliflleri Bakan› Ahmet Davuto¤lu, Meksika Körfezi’nde yaflanan geliflmelerin bir ders niteli¤inde oldu¤unu belirterek, uluslararas› ticareti ve enerji ak›fl›n› durdurmayacak, aksine güvenli hale getirece¤i düflüncesinde oldu¤unu, Türkiye’nin ç›karlar›n› göz önünde bulunduracak ve bo¤azlar› çevre yönünden koruyacak bir çözüm etraf›nda çal›flmalar› yo¤unlaflt›racaklar›n› 28 Mimar ve Mühendis Temmuz-Ağustos 2010 vurgulam›flt›. Davuto¤lu, yap›lan toplant›lar›n hükümetin bu konudaki kararl›l›¤›n› gösterdi¤ini belirtmifl, “Diplomatik her türlü tedbiri alarak ve çabay› göstererek bu hedeflere ulaflmaya kararl›y›z” fleklinde aç›klama yapm›flt›. Türk bo¤azlar›n›n uluslararas› enerji ak›fl›n›n en önemli atar damarlar›ndan biri oldu¤unu, bo¤azlar›n hem stratejik aç›dan önemli bir geçifl yolu, hem de tarih ve kültürel aç›dan dünyan›n en güzide flehirlerinden biri olan ‹stanbul’un bulundu¤u bir su geçifl yolu oldu¤unu dile getiren Davuto¤lu, bu nedenle optimum bir noktada ortak ç›karlar›n birlefltirilmesi gerekti¤ini kaydederek flirketleri bu yönde iknaya çal›flm›flt› Hükümetin tutumunu yans›tan bir baflka bakan da Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan› Taner Y›ld›z’d›, Y›ld›z Meksika Körfezi’ndeki kazadan sonra çevre duyarl›l›¤›n›n hat safhalara ulaflt›¤›n› dile getirerek ‹talya, Rusya, ABD, ‹ngiltere, Norveç, Mart›lar› petrole bulanm›fl görmek istemiyoruz Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan› Taner Y›ld›z, “Biz hiçbir flekilde mart›lar›m›z› petrole bulanm›fl bir flekilde görmek istemiyoruz. Bunun önlemini almak tabii ki hükümetimize düflüyor” diyerek konunun hassasiyetine vurgu yapm›flt›. Y›ld›z, bo¤azlarda petrol trafi¤inin rahatlat›lmas› konusunda Burgaz-Dedea¤aç ve Samsun-Ceyhan projelerinin beraber zikredilmesi gerekti¤ini ifade edip, alternatif çözüm yollar›n› üretmeden, ticari anlaflmalara mani olmayacak flekilde bo¤azlar›n güvenli¤ini sa¤laman›n mümkün olmayaca¤›n› kaydedip flunlar› söylemiflti “Samsun-Ceyhan Boru Hatt›n›n stratejik olmas›n›n temel nedenlerden bir tanesi özellikle bo¤azlar meselesidir. Tek gerekçesi de¤ildir, ama en önemli konulardan bir tanesidir.” Söz konusu toplant›da konuflan Ulaflt›rma Bakan› Binali Y›ld›r›m da, ‹stanbul Bo¤az›’nda 1999 y›l›nda yaflanan kazan›n ard›ndan bo¤az geçifllerinde emniyet tedbirlerini art›rmaya yönelik çok ciddi çal›flmalar yapt›klar›n› anlatt›. Y›ld›r›m, “15 mil boyunca 90 derece e¤imli 8 kritik nokta bulunuyor. ‹stanbul Bo¤az›’nda kaza riski dünyan›n hiçbir yerinde olmad›¤› kadar yüksek” diye konufltu. Y›ld›r›m, ‹stanbul ve Çanakkale bo¤azlar›ndan y›lda ortalama 50-55 bin gemi geçti¤ini, bunlar›n 10 bininin tanker oldu¤unu vurgulad›. ‹stanbul Bo¤az›’n›n dünyan›n en zor suyollar›ndan biri oldu¤una dikkat çeken Y›ld›r›m, Bo¤azlar’dan toplam 150 milyon ton yük tafl›nd›¤›n›, bu yükün yaklafl›k 100 milyon tonunun ham petrol oldu¤unu belirtti. Toplant›da hükümetin tutumunu ortaya koyan bir baflka bakan Çevre Bakan› Veysel Ero¤lu da, “‹stanbul Bo¤az›’ndan tanker geçifli sürdürülebilir olmaktan tamamen ç›km›fl durumda. Sadece ‹stanbul de¤il, Çanakkale Bo¤az›’nda da ayn› risk var” diyerek bizi bekleyen tehlikeye dikkat çekti. ‹stanbul Bo¤az›’ndaki kirlenmenin boyutlar›n›n Meksika Körfezi’ndeki petrol kirlenmesinden daha büyük olabilece¤ine vurgu yapan Ero¤lu, “Bo¤azlar’da tanker kazas› olacak m› diye geceleri kâbus görüyorum, yang›n ç›kacak m›, sel felaketi olacak m› diye kâbus görüyorum. Telefonum yata¤›m›n ucunda aç›k” diye konuflarak riskin büyüklü¤üne dikkat çekmiflti. MMARLIK Ruhun depreminden arz›n depremine > Mehmet ‹flci, Mimar Tafl Gazeli (…) Tafl tafl de¤il ba¤r›nd›r tafl senin Nereni nas›l yaks›n söyle bu atefl senin Ülkendir tafl ve beton bu yanl›fl kent Her gün bir yan›n biraz daha tafl senin Tafl alanlar›d›r tafl insanlar› tafl›r bir Nereye gelsen ey aflk karfl›nda bu tafl senin Uygarl›k taflla tafl›mak ça¤lar üzre Kollar›n bu denli güçlü müdür senin Bir tafl devridir ama ba¤›flla beni Niçin bunca geldim üstüne ey tafl senin Bir ‹brahim b›ça¤› ikiye biçer tafl› Sevgili nas›l k›rd› kutlu diflin tafl senin Ölüm bir kas›rgad›r çevirir seni beni Nedir kuca¤›nda kocaman tafl senin Bir bir yürürlükten kald›r›l›p çürümüfl devrimleri En gürbüz bir devrimi dikmek yerine tafl senin Nereye koysam seni söyle ey yüre¤im Bir gün beni ele verir bu güçlü at›fl senin Osman Sar› 30 Mimar ve Mühendis Temmuz-Ağustos 2010 Medeniyet gelene¤inimiz Bir fikrin felsefi arkaplan› yoksa en hafif yel onu savurur, götürür istedi¤i yere. Do¤ru düflünce olmadan do¤ru düflünce faaliyeti gerçekleflemeyece¤i bilinen bir gerçek. Medeniyet projeleri de kavramsal kabuklarla ifade edilecek derecede s›¤ ve özden uzak tasavvur edilemezler. Bir medeniyet projesi gelifltirilmeden / güncellenmeden, idrakine var›lmayan medeniyet üzerine ittifaklar kurulamaz. Bu konuda ne kadar iyi niyet beslenirse beslensin bir medeniyet temelli gelifltirilmeyen, nevzuhur/köksüz faaliyetlerin sonucu baflar›s›zl›k olacakt›r. Medeniyetin üç boyutlu tecessümü en çok mimarl›k faaliyetleriyle ifade edilebilir. Yap›lmakta olan yeni yap›lar, infla edilmekte olan yeni flehir ve yerleflmeler bizim medeniyet tasavvurumuzun ifadesi olarak ortaya ç›kmaktad›rlar. “Bilge Mimar Turgut Cansever, la'lettayin, ‘ifller görülsün’ kabilinden ya da kerameti kendisinden menkul kaprisli tasar›mlara dayanarak varl›¤a müdahalede bulunmay› ahlaken büyük bir insafs›zl›k ve vicdans›zl›k olarak görüyor ve medeniyet gelene¤ini, bu müdahalelerin hassasiyet konusu haline getirilmesi ve ölçülendirilerek esasa ba¤lanmas› olarak alg›l›yordu. Cansever, bunun bir tür ‘firavunlaflma’ oldu¤unu ve asl›nda inanc›n men etti¤i ‘flirk koflma’ya dönüflece¤ini söylerdi. Abart›l› ölçeklerde infla edilen yap›lar›n, ya da gösteriflli süslemelerin güzel'e hizmet de¤il; tam tersine güzellik fikrinden kopufl oldu¤unu dile getirirdi. Konfüçyüs ö¤rencilerine flöyle diyordu: "E¤er bir yerde öz biçimden önce geliyorsa orada bir kabal›k; biçim özden önce geliyorsa bir yüzeysellik; e¤er her ikisi engelleniyorsa bir seçkinlik vard›r".[1] Ruhun depreminden arz›n depremine ‹nsan ruhundaki olufl s›rr›ndan kopufl, insan› azg›nlaflt›rarak arzda nice depremleri ça¤r›flt›rmaktad›r. Amerikal› sosyalist elefltirmen John Zerzan ‘Gelecekteki ‹lkel’ adl› son kitab›nda, insan›n kendisini ve etraf›ndaki her fleyi yok etmekte sergiledi¤i inan›lmaz ve dayan›lmaz tavr›n› ac›mas›z bir üslupla dile getiriyor; “‹nsan denilen canl› türü nas›l oldu da kendi yaflam›n›, dünyay›, hatta yavafl yavafl uzay› ve di¤er gezegenleri cehenneme çeviren varl›¤a dönüfltü!”[2] 17 A¤ustos 1999 Adapazar› Depremi’nin üzerinden 11 y›l geçti. Deprem üzerine meselenin temeline inilmeden yap›lan spekülasyonlar, yorumlar, kanuni düzenlemeler, görsel iyilefltirme çabalar› birbirini izledi. Depremin görünen/fiziki nedenleri üzerinde epeyce yorumlar yap›ld›. Bu de¤erlendirmeler yap›l›rken, toplumun sosyolojik yap›s›ndaki bozulmalar›n bir baflka boyutuyla karfl›l›¤› olabilecek ilahi ikaz oldu¤u yönündeki görüfller, dönemin post-modern darbecileri taraf›ndan fliddetle ve büyük baflar›yla(!) susturuldu. Hatta di¤er din mensuplar›ndan baz›lar›n›n “dua edelim” fleklindeki ifadelerine bile kota konulmaya çal›fl›ld›. Bunlar bugün yap›p-ettikleri yarg›ya intikal etmifl ve hesap vermekte olan -dokunulmaz- darbeci/balyozcu-kafesçilerin geçmiflte ne denli fütursuzlukla her fleyi yönetmeye çal›flt›klar›n›n birer göstergesiydi. Biz darbeciler gibi düflünmüyoruz ve düflünmeyece¤iz. Ayn› kararl›l›kla bildi¤imizi/ö¤rendi¤imizi esirgemeden, deprem konusunun müspet ilimler çerçevesinden de¤erlendirilmesinden önce, manevi aç›dan nedenlerini belirtmekte yarar oldu¤unu düflünüyoruz. Depremlerin fiziksel aç›dan sebepleri oldu¤u gibi, metafizik aç›s›ndan da sebepleri üzerinde durmak gerekir. Her fleyi çekip çeviren-yöneten “Rab” olan Allah vard›r. Kur'ân-› Kerîm’in doksan dokuzuncu sûresi olan Zilzal; depremden bahsetmektedir. Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'›n ad›yla. 1. Yerküre kendine has sars›nt›s›yla salland›¤›, 2. Toprak a¤›rl›klar›n› d›flar› ç›kard›¤›, 3. Ve insan "Ne oluyor buna!" dedi¤i vakit, 4. ‹flte o gün (yer) haberlerini anlat›r, 5. Rabbinin ona bildirmesiyle. 6. O gün insanlar amellerini görmeleri (karfl›l›¤›n› almalar›) için darmada¤›n›k geri dönüp gelirler. 7. Kim zerre miktar› hay›r yapm›flsa onu görür. 8. Kim de zerre miktar› fler ifllemiflse onu görür. (Kur’an-› Kerim 99/1-8) Bir Hadis-i fierifte Efendimiz (S.A.V) “Günahlar› küçümsemekten sak›n›n, çünkü onlar, iflleyenin üzerinde toplan›r da onu helak eder” buyurdu. ‹lim adamlar›, kötülüklerin alenen ifllenmesi, akidenin bozulmas›, bidatler›n yayg›nlaflmas›, birlik ve beraberli¤in, cihad›n ve emri bil maruf nehyi anil münkerin terkinin deprem ve benzeri afetleri gerektiren ilahi ikazlar oldu¤unu belirtmektedirler. Deprem tarihi ve bizdeki yaklafl›m(s›zl›k) Turgut Cansever’le yap›lan son röportajlardan birisinde; üstad deprem üzerine Beyflehir Eflrefo¤lu Camii’nden ayr›nt› 31 MMARLIK Devlet Planlama Teflkilat› taraf›ndan 1992 y›l›nda Marmara Üniversitesi'ne yapt›r›lan ankette 60 bin denek ile yap›lan görüflme sonucunda, Türk halk›n›n yüzde 96's›n›n tek veya iki katl› evde oturmak istedi¤i ortaya ç›kmas›na ra¤men, iskân politikam›zda az katl› konutlara do¤ru hiç bir de¤iflimin görülmemesi oldukça düflündürücü olsa gerektir. Beyflehir Eflrefo¤lu Camii’nden ayr›nt› özetle flunlar› söylüyor: Geçmifl y›llarda deprem konusuyla Almanya’n›n en önemli deprem bilimcileri (kendi ülkelerinde deprem olmamas›na ra¤men) çok ciddi flekilde ilgilendiler. Yap› stati¤inin teknik merkezi olmas› nedeniyle Almanya’n›n çok ciddi bir flekilde çal›flt›¤› ülkelerden biri de Türkiye seçilmiflti. Uzmanlar› için ” Deprem Tarihi” deprem konusunda bilgi edinmek için en önemli kaynak oldu¤undan ‹stanbul’un deprem tarihiyle ilgili inceleme yap›lm›flt›r. Arz kabu¤u muntazam bir flekilde hareket eder ve o hareketin meydana getirdi¤i kabuktaki s›k›flmalarla da muntazam aral›klarla k›r›lmalar olur. Böylece tarihe bakarsak en büyük k›r›lmalar birkaç bin senede olmaktad›r. Çok büyük bir k›r›lma yak›n tarihlerde oldu¤una göre 100 sene içinde ‹stanbul’da çok büyük bir k›r›lma beklenmektedir.Birkaç Alman mühendisin raporlar›nda ‹stanbul’u depreme haz›rlamaya çok büyük bir önemi üzerinde durulmakta, AnadoluOsmanl› döneminde Osmanl› inflaat bilimcileri bu konuyu bildiklerinden buna uygun olan” hafif(ahflap) yap› teknolojisi” seçildi¤i belirtilmektedir..Bütün bu raporlara ra¤men ilk haz›rlanan yönetmeliklerde bizim mühendislerimiz taraf›ndan deprem bölgesi olmad›¤›ndan depremle ilgili hususlara yer verilmeyen Alman kasabalar›n›n haz›r yönetmeliklerini al›p Türkçeye tercüme ederek ‹stanbul’un bu- 32 Mimar ve Mühendis Temmuz-Ağustos 2010 günkü imar yönetmeli¤i haline getirilmifltir.[3] Az katl›/çok katl› konut ikilemi Devlet Planlama Teflkilat› taraf›ndan 1992 y›l›nda Marmara Üniversitesi'ne yapt›r›lan ankette 60 bin denek ile yap›lan görüflme sonucunda, Türk halk›n›n yüzde 96's›n›n tek veya iki katl› evde oturmak istedi¤i ortaya ç›kmas›na ra¤men, iskân politikam›zda az katl› konutlara do¤ru hiç bir de¤iflimin görülmemesi oldukça düflündürücü olsa gerektir. 200 y›ll›k apartman kültürüne sahip Fransa'da, 1963'te yap›lan bir halk oylamas›nda, halk›n yüzde 68'inin tek katl› evde oturmak istedi¤inin anlafl›lmas› üzerine o tarihten beri iskân politikas›n›n en çok iki katl› konutlar yönünde de¤ifltirildi¤i de bir örnek olarak karfl›m›zda duruyor. Acaba diyoruz; daha çok akaryak›t sat›lmas› için desteklenen otomotiv sektörünün ve ard›ndan deniz ve demiryolu aleyhine gelifltirilmek zorunda kalan oto -yollar›n da katk›s› ile Türkiye'nin bafl›na betondan bir çorap m› örüldü? Sahi neydi bu sistem; çöken, çirkinleflen, ekonomiyi etkileyen, piyasay› öldüren, yolsuzluklarla hep gündeme gelen, flehircili¤i mezarc›l›¤a dönüfltüren, ev ve iflyeri huzurunu s›k›nt›ya dönüfltüren ve de son depremde 40 bin kiflinin ölümüne sebep olan çimento sanayinin de pompalad›¤› betonarme sistem de¤il miydi? De¤ilse, o za- man neydi bu geldi¤imiz nokta ve bizler neden hâlâ betonarme yap›lar›n daha sa¤lam nas›l yap›labilece¤ini tart›fl›yoruz. Türkiye’nin gerçek gücünü/Anadolu insan›n›/Öz De¤erlerini temsil etti¤ini iddia eden merkezi ve yerel yönetimlerin TOK‹ ve K‹PTAfi(vb.) eliyle kültürel köklerimize ait de¤erleri öncelemeyen, çok katl› popülist uygulamalar›n›n mevcut betonlaflma trendine katk›da bulunmas› ülkemizin gelece¤i aç›s›ndan oldukça düflündürücüdür. Hele arsa maliyetinin rakamsal de¤er ifade etmedi¤i “Haymana Ovas›”›nda bile çok katl› konut infla etmesini Kültürel/Evrensel de¤erler aç›s›ndan izah edilmesi çok zor olsa gerekir. Dünyada depreme en dayan›kl› sistem: “Osmanl› Ahflap Karkas Sistemi” "The Economist" dergisinin 28 A¤ustos 1999 tarihli say›s›nda "Türkiye'den Dersler" bafll›kl› makalede flu sat›rlar dikkat çekici: "1994 Los Angeles ve 1995 Japonya (1999 Los Angeles de güncel ilave) depremlerinden al›nan derslerden, deprem büyüklü¤ü eflit oldu¤unda ölü say›s›n› etkileyen en kritik faktörün, kullan›lan yap› malzemesinin özellikleri oldu¤u anlafl›l›yor. Katil; a¤›rl›kt›r!.. Türkler; bafllar›n›n üzerine y›k›lan strüktürlerin alt›nda ezildiler... Japonya'da s›k olan tayfunlardan korunmak amac› ile infla edilmifl a¤›r çat›l› yap›lar›n ölümcül oldu¤u ispat edildi. Kaforniya'da ise, beton temellere ba¤lanm›fl hafif çatk›l› ahflap karkas evler titremelere dayand›. Türkiye ve yard›ma koflan iyi niyetli yabanc›lar, a¤›r ve yüksek beton binalar› tekrar infla etmeden önce, eski moda ahflab› tekrar düflünseler iyi ederler." Bilge Mimar Turgut Cansever 1977-80 aras›nda ‹stanbul'un, Dünya Kültür Miras› olarak korunmas› çal›flmalar› s›ras›nda Japonya'dan gelen uzmanlar›n: "Dünyada depreme en dayanakl› yap› sistemi Osmanl› ahflap karkas sistemidir" hükmünü verdiklerini hat›rlat›yor. Kaliforniya Üniversitesi'nden, 20 y›ll›k deprem araflt›rmac›s› Prof. Stephan Tobriner de, Japonya'n›n Kobe'de bafl›na gelen felaketin, Osmanl› çatk› sistemi benzeri diyagonal tafl›y›c›lar›n olmamas› yüzünden bu boyuta ulaflt›¤›n› dile getiriyor. Bu tesbit ve görüfllerin d›fl›nda Türkiye'de ise çeflitli ç›kar gruplar›n›n temsilcileri yap› sektörümüzdeki betonlaflmay›; "Talihsiz ‹stanbul'un bafl›na ortalama 100-150 y›lda bir, ya deprem ya da yang›n felaketi gelmifltir. Yang›ndan sonra yap›lan tafl binalar depremde y›k›lm›fl, yerine yap›lan ahflaplar yang›nda kül olmufltur. Onun için biz betonarmeyi tercih ediyoruz!" fleklinde aç›klamalar yapmaktad›rlar. "Bir kaç saniyede y›k›l›p yok olurken, alt›ndaki canl›lara hiç flans tan›mayan betonarmeyi, deprem riski s›f›ra yak›n olup, tümü yan›p y›k›lana kadar bazen saatler geçen ve canl›lar›n tümünün kurtar›lma flans› çok yüksek ahflaba tercih etmek oldukça ilginç!.." Halen Liverpool Üniversitesi'nde ö¤retim üyesi olarak çal›flan ‹nflaat Mühendisi David Yeomans, güvenli betonarme binalar yapman›n mümkün, ancak çok riskli oldu¤unu söylüyor; "Bu binalar›n güvenilirli¤i, beton kar›fl›m›n›n do¤ru bir flekilde yap›lmas›na ve gerekli miktarda güçlendiricinin do¤ru flekilde kullan›lmas›na ba¤l›d›r. Kar›fl›mda gere¤inden fazla su kullan›ld›¤›nda, betonun dayan›kl›l›¤›n›n ciddi ölçüde düflece¤i göz önüne al›n›rsa, bu inflaat tipinin düzgün flekilde yap›labilmesi için özenli bir denetimin flart oldu¤u anlafl›lacakt›r. Buna karfl›l›k, ahflap karkasl› binalarda, inflaat›n do¤ru biçimde yap›l›p yap›lmad›¤› kolayca denetlenebilir. Çiviler aras›nda ne kadar aral›k b›rak›ld›¤› bir bak›flta görülebilir. Ahflap inflaatta malzeme s›n›f›n›n üretici taraf›ndan markalanarak belirlenmifl olmas› sayesinde, do¤ru malzemenin kullan›l›p kullan›lmad›¤›, yerinde inceleme yap›larak kolayca tespit edilebilir. Bu inflaat tipinin bir di¤er avantaj›; güçlü ›s› yal›t›m sistemlerinin kolayca monte edilebilmesi sayesinde k›fl mevsiminde ›s›tma, yaz›n so¤utma ihtiyac›n›n azalmas›d›r." Ahflap m›/betonarme mi? Bir yap› malzemesi olarak ahflapla di¤erleri karfl›laflt›r›ld›¤›nda; betonarme ahflaba göre befl kat, çelik ise 13 kat a¤›rd›r. 100 m2'lik betonarme karkas sistemin yaklafl›k 75 ton, 100 m2'lik ahflap karkas sistemin ise 2.5-4 ton aras›nda geldi¤i, böylece temele gelen yüklerin 20 ile 30 kere daha az oldu¤u tespit edilmifl. 1 cm kontraplak veya ahflap, 16 cm betonun ›s› izolasyon de¤erine eflit oldu¤u bilinmektdir. Belli bir aç›kl›ktan sonra kendini bile tafl›yamayan betonun havlu att›¤›n›, önlemi al›nmazsa çelik çat›n›n, önce afl›r› genleflme yüzünden deforme olarak tafl›y›c› özelli¤ini kaybetti¤ini, 600 dereceden itibaren çökme riski tafl›d›¤›n› ve bu yüzden 15 dakika içinde çökebildi¤ini, ›s›da genleflmesi s›f›r olan ahflap çat›n›n ise yanarak tafl›y›c› gücünü kaybedene kadar ortalama bir saat ayakta kalabildi¤i ve bu yüzden can›m›z› kurtarabilece¤imizi defalarca test etmifl uzmanlar. 20. yüzy›l›n bafl›nda "ömrü sonsuzdur" diye anlat›lan betonarmenin fiziki ömrünün, karbonlaflma ve korozyon sorunu yüzünden kimi çevrelere göre ortalama 60 y›l oldu¤u art›k bilimsel olarak kabul edilmektedir. Büyükada'daki 100 y›ll›k Rum yetimhanesi dünyan›n en büyük tarihi ahflap binas› olarak 100 metrelik boyu ve sekiz kat›yla dimdik ayaktad›r. Bir ya da iki kattan fazla yap›da düflülmeyen ahflapla, ‹ngiltere'de 6 katl› ahflap sosyal konutlar infla edilmifl, Paris'te de 200 metre yüksekli¤inde, ahflap, "Do¤aya Sayg› Kulesi" yap›lm›flt›r. 1225'de Ren nehrinde infla edilen Basel köprüsü 774 y›l hizmet vermifl, 13. ve 14. yüzy›lda infla edilen, ahflap kolon ve çat›lar› olan Kastamonu-Mahmutbey, Bey- Bir yap› malzemesi olarak ahflapla di¤erleri karfl›laflt›r›ld›¤›nda; betonarme ahflaba göre befl kat, çelik ise 13 kat a¤›rd›r. 100 m2'lik betonarme karkas sistemin yaklafl›k 75 ton, 100 m2'lik ahflap karkas sistemin ise 2.5-4 ton aras›nda geldi¤i, böylece temele gelen yüklerin 20 ile 30 kere daha az oldu¤u tespit edilmifl. 1 cm kontraplak veya ahflap, 16 cm betonun ›s› izolasyon de¤erine eflit oldu¤u bilinmektdir. Afyon Ulu Camii 33 MMARLIK Beyflehir Eflrefo¤lu Camii’nden ayr›nt› flehir-Eflrefo¤lu ve Afyon Ulu camileri özel bir bak›ma sahip olmaks›z›n 600-700 y›ld›r dimdik ayaktad›r. 1500 yafl›ndaki Ayasofya'da kemerlerin aras›ndaki gergi çubuklar›n›n en eskilerinin ahflap oldu¤u da tespit edilmifltir. Fransa'da tüm yap›lar›n yüzde 17'si, Almanya'da yüzde 23'ü, Türkiye'de ise yüzde 95'i betonarmedir. Ortalama yüzde 90'› ahflap olan Amerika ve Kanada'daki büyük depremlerde art›k sadece marketlerdeki kavanozlar k›r›lmaktad›r. Yukar›daki oranlar ise ülkemizdeki muhtemel bir depremde ölüme ç›kar›lm›fl davetiye oldu¤u tart›fl›lmazd›r. Greenpeace “ahflap” öneriyor Türkiye yüzölçümünün yüzde 26's› orman alan›, Avrupa ortalamas› ise yüzde 27dir ve bu oran›n üçte birinin K›z›lçam; yani, yap› kerestesi olmaya en uygun türlerden biri oldu¤u da bir baflka gerçektir. Orman kültüründen yoksun ülkemizde "bir de yap› kerestesi için ya¤ma bafllarsa o zaman tek bir a¤aç bile bulamay›z" diye bir düflünceye girenlere yap› kerestesi sanayinin geliflti¤i ülkelerde orman miktar› azalmak yerine artt›¤›n› izah etmek gerekmektedir. Geçti¤imiz günlerde gerçekleflen 'Yap› 34 Mimar ve Mühendis Temmuz-Ağustos 2010 Devasa beton binalar› savunanlara göre yer yoklu¤u nedeniyle binalar›n çok katl› yap›lmas› zorunlu oldu¤unu iddia edenler ülke topraklar›n›n yüzde 92'sinin deprem riski tafl›d›¤›n› ve nüfusumuzun yüzde 98'inin yani en az 59 milyon kiflinin bu tehlike ile her an yüzleflebilece¤i gerçe¤ini yok saymaktad›r. Fuar›'nda konuflan Amerika Orman Bakanl›¤›'ndan yetkililer, Amerika'da ormanlar›n her y›l kesilen miktar›n›n yüzde 23'ü kadar büyümekte oldu¤u, kesilen her 100 a¤aca karfl›l›k 123 a¤aç yetiflti¤i bilgisini aktard›lar. Ayr›ca, son y›llara kadar tüm Uzakdo¤u'nun; Japonya, Kore, Tayvan, Çin gibi ülkelerin tomruk ihtiyac›n› karfl›layan Amerika'da her sene ormanlar›n, yüzölçümü ve a¤aç miktar›n›n ortalama yüzde 10 artt›¤› dile getirildi. Ve bu bilinçli yaklafl›m s›ras›nda, haflarata dayan›kl›, fiziki mukavemeti yüksek, h›zl› büyüyen süper a¤açlar›n gelifltirildi¤ini, yeni dikilen a¤açlar›n, havan›n karbondioksitini yafll› a¤açlara göre çok daha h›zl› filtre etti¤i de belirtilmektedir. Arsa yetersizli¤inden çok katl› binaya geçifl kaç›n›lmaz m›? Devasa beton binalar› savunanlara göre yer yoklu¤u nedeniyle binalar›n çok katl› yap›lmas› zorunlu oldu¤unu iddia edenler ülke topraklar›n›n yüzde 92'sinin deprem riski tafl›d›¤›n› ve nüfusumuzun yüzde 98'inin yani en az 59 milyon kiflinin bu tehlike ile her an yüzleflebilece¤i gerçe¤ini yok saymaktad›r. Gelelim standartlara; dünya standartlar›na göre ideal yerleflim yo¤unlu¤unun, 100 dönüme 150 ile, 10 dönüme 150 kifli aral›¤›nda olmas› gerekiyor. Bu oran›n da, en büyük eflikte ortalama olarak; bir kifliye 666 m2, 3 kiflilik bir aileye 2 dönüm, 5 kiflilik aileye 3.3 dönüm alan demektir. Türkiye'nin toplam alan›n›n 800 bin km2 oldu¤u, devletin elinde; tar›msal, da¤l›k, batakl›k ve elveriflsiz alanlar d›fl›nda 400.000 km2 arazi oldu¤u, bu hesaba göre de; ülkenin yüzde 5'i olan 40 bin km2'nin yani 40 milyon dönümün konuta tahsis edilmesi halinde, 60 milyon nüfusun "üst eflikte", binde befli olan 4 bin km2'nin yani 4 milyon dönümün tahsisi halinde ise "alt eflikte" fakat yine de ba¤›m- Afyon Ulu Camii s›z yeflil alana sahip olarak bir veya iki katl› evlerde oturabilece¤i hesap edilmifltir. Yine baflka bir hesapla da; Türkiye'yi boydan boya geçen, yani 1.500 km boyunda bir çizgi üzerinde, arada on misli fark olmas›na ra¤men, hayallerimizi zorlayarak üst s›n›r› örnek olarak alsak bile, bu çizginin en çok 27 km geniflli¤inde olaca¤› ve tüm nüfusun bahçeli ev düzeninde çizginin içine s›¤abilece¤i ortaya ç›kmaktad›r.. Ço¤alt›labilecek çarp›c› hesap ve flafl›rt›c› sonuçlar› göz önünde bulundurduktan sonra; "Çok katl› yapmal›y›z, çünkü yer yok" diyenlerin; bu hesaplar› bilmeden sadece mevcut rantlar›n korunmas›na ve yükselmesine hizmet ettikleri akla gelmektedir. Son bir ilginç nokta daha; çok katl› olmak u¤runa kalabal›klaflan flehir merkezlerinde saatlerce (30 dk) t›kanan trafikte bekleyen bir arac›n, aç›k bir yolda ayn› süre içinde ve ayn› benzinle bizi 50 km uzakl›¤a götürebilece¤ini biliyor muyuz? Betonarme kansere neden olabilir (mi) Ahflap yap›larda yaflayanlar›n fizyolojik ve psikolojik aç›dan kendilerini çok daha sa¤l›kl› hissettiklerini, betonarme evlerde ikamete mecbur kald›klar›nda rahats›zland›klar› ispatlanm›fl durumdad›r. Romatiz- ma, ast›m, böbrek hastal›klar› ve dolafl›m bozukluklar› üzerinde, insanla birlikte nefes alan ahflab›n olumlu etkileri oldu¤u, buna karfl›l›k betonun; sürekli "radon gaz›" yayarak bedenimiz üzerinde toksik etki yapt›¤› da t›bbi çal›flmalarla ortaya ç›kar›lm›flt›r. Bahsetti¤imiz radon; radyoaktif bir gazd›r. Bu yüzden, akci¤er kanserinden ölenlerin yüzde 14'ünün bina içi radona maruz kalanlar oldu¤u tesbit edildi¤inden Amerika'da, beton olan evlerde radon gaz› tahliye aspiratörleri 24 saat çal›flt›r›lmaktad›r. ‹stanbul'da tümü betonarme olan 398 ev üzerinde yap›lan ölçümde 260 bekerel’e kadar de¤erler elde edilmifl, zemini beton iki adet ahflap evde ise 10 bekerel, zemini de ahflap olan geleneksel Japon evlerinde ise en çok 2.9 bekerel radon gaz› oran› düflmektedir. mik kariyerini yapm›flt›r. Unesco Dan›flman› olarak ‹stanbul'da FenerBalat Rehabilitasyon Projesinde çal›flan Yeomans, Süleymaniye ve Zeyrek'teki ahflap evler ile ‹stanbul surlar›nda araflt›rmalar yapm›flt›r. Ahflap yap› ve yap›m sistemleri hakk›nda üç kitab› bulunan Yeomans'a göre depremin Marmara Bölgesi'nde ahflap karkasl› inflaat gelene¤inin yeniden bafllat›lmas› için büyük bir f›rsat oluflturdu¤unu belirtmektedir. Ahflap karkas yönteminin, büyük felaketler do¤uran betonarmeden daha güvenli oldu¤unu söyleyen Yeomans, bu sözünü flöyle aç›kl›yor; "Yeniden inflaat sürecinde ahflap; beton ve tu¤ladan daha basit bir yoldur. Burada sözü edilen; acil durumlar için ve geçici olarak yap›lacak ahflap binalar de¤il, depremlere karfl› daha dayan›kl› olan ve ‹stanbul bölgesinin iklimine en az beton ve tu¤la kadar uygun olan, kal›c› ahflap binalard›r." Yeomans, ihtiyac›m›z olan malzemenin, a¤›rl›¤›na göre sa¤laml›k oran› da yüksek olan bir malzeme olmas› gerekti¤ini vurgulayarak; "Gerçekten de ahflab›n kuvveti, yayg›n olarak kullan›lan beton cinslerinin kuvvetine hemen hemen eflittir. Ahflap, çok daha hafif bir malzeme oldu¤undan, sa¤laml›k/a¤›rl›k oran› çok daha yüksektir" diyor. Bildi¤imiz ya da bize ö¤retilen kal›plar› zorlayarak yeniden düflünme zaman› gelmifltir art›k. Baz› bilim çevrelerince “bilimsel k›l›f” alt›nda dayat›lan bilimsel dogmalar›n nedenselli¤i üzerinde bir daha düflünmek gereklidir. Ön yarg›s›z bak›nca meselelerin devasa karmaflas› birden berraklaflmakta, yap›p-edilecekler hakk›nda daha sa¤l›kl› kanaatler oluflturulabilmektedir. Üzerinde yeterince düflünmeden, bir medeniyet perspektifi içinde de¤erlendirilmeden k›saca “keyfiyet”ten çok kemiyet”i hedefleyen projeler kal›c› etki b›rakmayan neticeler tevlid edecektir. Bize “ Az ama devaml› olanda hay›r ve bereket oldu¤unu” ö¤ütleyen peygamberin buyru¤u yeterince yol gösterici olacakt›r. KAYNAKLAR: [1] Ö¤ün S.S. , Kubbeyi Yere Koymayan Adam,Zaman Gazetesi, 01.03.2009 Depremle gelen f›rsat: Ahflap karkasl› inflaat gelene¤inin yeniden bafllat›lmas› David Yeomans (‹nflaat Mühendisi- Liverpool Üniversitesi ö¤retim üyesi) Yeomans, 1963'te Imperial College'den mezun olduktan sonra doktoras›n› "ahflap iskelet sistemleri" üzerine yapan bir adam›d›r. Oxford Mimarl›k Fakültesi ve Manchester Üniversitesi Mimarl›k Fakültesi'nde akade- [2] Okumufl K. www.ahsapev.com, 26 Ekim 2005 [3] Cansever T.. Mimaran Dergisi, Say›:4’den al›nt›lanarak yeniden düzenlenmifltir. (*) Bu makale” ashapev.com” dan al›nt›larla baz› düzeltmeler yap›larak haz›rlanm›flt›r. 35 DOSYA > DEPREM GRŞ 17 A¤ustos 1999’un y›ldönümünde bir ‹stanbul gerçe¤i; DEPREM 36 Mimar ve Mühendis Temmuz-Ağustos 2010 17 A¤ustos 1999 tarihiyle gündeme oturan ve 50 saniyede 25 bin insan›m›z› kaybetti¤imiz, etkileriyle 50 milyar dolar maddi kayba sebep olan deprem gerçe¤i, ülke gündeminden kolay kolay düflmeyecek gibi görünüyor. Türkiye’nin dokusu ve oluflumu itibariyle 15 milyon seneden beri deprem etkilerine maruz kald›¤›n› belirtiyor bilim adamlar›. Fakat bugün biz deprem olup olmayaca¤›n› konufluyoruz. Deprem bir gerçek olarak önümüzde duruyor ve bu gerçe¤e biz nas›l haz›rlan›yoruz. Dergimizin bu say›s›nda 17 A¤ustos Depremi’nin y›ldönümünde deprem gerçe¤i ile ilgili neler yap›ld›¤›n› ve nelerin yap›lmas› gerekti¤ini de¤erlendirdik. 37 DOSYA > DEPREM GRŞ Deprem ve flehirleflme sorunu Türkiye’de deprem sorunundan ziyade flehirleflme sorunu var. ‹stanbul özelinde Türkiye’ye bakt›¤›m›z zaman flehirleflme sorununu çözersek asl›nda deprem sorununu çözmüfl oluruz. Bu ba¤lamda Mimar ve Mühendisler Grubu üyeleri Ömer Faruk Kültür, Kadem Ekfli ve Mahmut Bafl bir araya gelerek deprem ve flehirleflme sorununu de¤erlendirdiler. ‹stanbul özelinde deprem konusunda bugüne kadar yap›lanlar› ve yap›lmas› gerekenleri konufltular. Ömer Faruk Kültür: Deprem olunca ‹stanbul akla geliyor. ‹stanbul’da muhtemel depreme haz›rl›k, 11 y›l geçti ortada hiçbir fley yok. Kentsel dönüflüm yap›lmas› laz›m. Kentsel dönüflüm ad›na da daha henüz, Zeytinburnu’na bir fley yapmaya çal›fl›yorlar ama da¤ fare do¤urdu henüz daha bir fley yok. Mahmut Bafl: Çok fley var da top bana gelince söyleyece¤im. 38 Mimar ve Mühendis Temmuz-Ağustos 2010 Ö. F. Kültür: Bu dergide gündemin can al›c› konusu kentsel dönüflümdür. fiimdi kentsel dönüflümün neden t›kand›¤›n› ve çözüm önerileri getirmemiz laz›m. Kadem Ekfli: Kentsel dönüflüm deyince Hocam; yani kentsel dönüflüm, düflük orta alt gelirli gruplar›n konut ihtiyac›n› çözmek için ilk etapta belki planlanm›fl. Ama daha sonra gerek Kiptafl büyük kentlerde gerek TOK‹ marifetiyle bofl alanlara yap›- lan yeni çok katl› mühendislik yap›lar›n kenti belki kuzeye tafl›m›fl veya farkl› alanlarda yeni istihdam sa¤layacak pilot bölgeler oluflturmufl durumday›z. Ama gerçek anlamda sizin dedi¤iniz kentsel dönüflüm hakikaten yap› stokunun yenilenmesi çerçevesinde, belki de; düflünülmesi gereken bir olay yani güvensiz yap›lar. Ö. F. Kültür: Fatih, Zeytinburnu, Bak›rköy, Yap› denetim kuruldu, yap› denetim do¤ru dürüst çal›flm›yor 100 firmadan belki 5’i düzgün çal›fl›yorsa çal›fl›yor, gerisi hak getire. Formalite evrak, denetlendi desinler diye, bakanl›k yap› denetim firmalar›n› denetliyor. Küçükçekmece ve Avc›lar›n büyük ço¤unlu¤u kaçak, yaklafl›k %80 i kaçak ve ruhsat› yok M. Bafl: Ruhsattan ziyade iskân› yok, ruhsat olsa dahi. Ö. F. Kültür: Ya kaçak kat ç›k›lm›fl veya izinsiz tadilat yap›lm›fl, bir depremde buralar periflan olacak, bunlar›n rehabilitesi laz›m. Benim de görüflüm flu, ‹TO da Mühendislik Uygulamalar›yla ilgili bir oturum yapm›fllard› orda da dile getirdim, kentsel dönüflümü belediye baflkanlar› yapm›yor, yapam›yor. Neden? Kentsel dönüflüm laf›n› a¤›zlar›na ald›klar› zaman millet rahats›z oluyor K. Ekfli: Seçim kaybediyor. Ö. F. Kültür: Seçim kaybedece¤i için etliye sütlüye kar›flm›yorlar. Böylece problem ileriki y›llara at›l›yor. fiimdi hiçbir çözüm üretilemedi belediyeler taraf›ndan. Ö. F. Kültür: Benim düflündü¤üm fluydu onu söyleyeyim, orda da dile getirdim. Yap› denetimcileri ça¤›rm›flt›lar onlarda ay- n› düflüncelerdeymifl. fiimdi bu iflle ilgili bir üst kurul kurulmas› laz›m diye düflünüyorum. Yap›lar›n denetimi ve kontrolü ile ilgili Radyo Televizyon Üst Kurulu kurmuflsun, sen flimdi radyo dinlemesen televizyon izlemezsen çok bir fley kaybetmezsin, gerçi modern insan kaybederde gerçek anlamda çok bir fley kaybetmez insan. laz›m buraya, hemen ifle bafllamal›. fiimdi har›l har›l Kiptafl, TOK‹ bina yap›yor mevcut bir sürü insan›n yaflad›¤› çürük bina duruyor. Öyle bir deprem bekliyor M. Bafl: Üst kurul ne yapacak? Ö. F. Kültür: Deprem denilince, ilk yap›lmas› gereken bu, yani mevcut yap› stokunun düzeltilmesi. Sonra birde çok büyük yo¤unluk var. Bu vesileyle de, buna çözüm getirilebilinir, ben bunu daha önce MMG inflaat Komisyonu olarak Kentsel Dönüflüm Çal›fltay› yapt›k, hem ö¤rencilere hem mühendislere, orada da dile getirdim. Yani sen nüfusu ‹stanbul’a y›¤m›fls›n, neredeyse nüfusun dörtte biri ‹stanbul’da. Bu sefer trafi¤i çözemiyorsun, suyu çözemiyorsun, güvenli¤i çözemiyorsun yani hiçbir ülke nüfusunun yüzde 16’s› tek bir flehre yerlefltirmez. Ö. F. Kültür: fiimdi radyo televizyon için kurmuflsun enerji için kurmuflsun, en önemli mesele bina yap›yorsun gece uyuyorsun. Yapt›¤›n binaya kendini emanet ediyorsun. ‹fl yerlerinin, üst geçitlerin ve benzeri yap›lar›n ciddi bir denetime ihtiyac› var. Yap› denetim kuruldu ama, do¤ru dürüst çal›flm›yor. 100 firmadan belki 5’i düzgün çal›fl›yorsa çal›fl›yor gerisi hak getire. Formalite evrak, denetlendi desinler diye, bakanl›k yap› denetim firmalar›n› denetliyor. Benim düflüncem ne, orda da söyledim. Denetimciler de bundan muzdarip. Üst kurul kurulsun, üst kurulda da devlet, yerel yönetim, üniversite ve meslek odalar›ndan oluflan bir üst kurul kurulmas› ve belediyelerin kaçak kat varsa hemen ona müdahale edip, y›kmas› laz›m. Yoksa ilelebet bu siyasi yap›daki oy alma kayg›s›ndan dolay› hiçbir çözüm getiremiyorsun. Bir sürü kaçak bina var, çürük bina var. Bir de kaynakta aktar›lmas› K. Ekfli: Bu konuda mesela Büyükflehir Belediyesi nas›l bir çal›flma yap›yor? Asl›nda yap› stokunun belirlenmesi veya checkup’lar›n iyi bir flekilde yap›ld›¤›n› biliyoruz, iyi bir finansmanda aktar›ld›. K. Ekfli: Her büyük flehrin girifl noktalar›nda o tür t›kan›kl›klar› görmek mümkün. Ama flu kentsel dönüflüm ya da flehrin dönüflümü ifadesini de kullanacak olursak burada bir rant üretiliyor. Bu rant›n üretimi çok önemli. Bu mesele TOK‹’nin burada rant› daha alt gelirli gruplar›n üretti¤i konutlarda kulland›¤›n› söyleyeyim. Buradan üretilen kazanc› Ataflehir’de ya da ifl- 39 DOSYA > DEPREM GRŞ Türkiye’de deprem sorunundan ziyade flehirleflme sorunu var. ‹stanbul özelinde Türkiye’ye bakt›¤›m›z zaman flehirleflme sorununu çözersek asl›nda deprem sorununu çözmüfl oluruz. Yani siz parsel baz›ndan bafllayarak bölge flehir ülke baz›nda plan› bütün olarak ele almad›¤›n›z zaman flehirleflme problemini çözemezsiniz. te sahillerde yapt›¤› konutlar› ya da arazi dönüflümlerinin finansman›n› daha alt gelirli gruplardan ya da yenilenecek olan kentlerin vizyonlar›n› açacak yeni ça¤dafl mimari yap›lar çerçevesinde oluflturdu¤u yerlere aktard›¤›n› söyleyeyim. Bu böyle asl›nda do¤ru ama bir yönüyle de bakt›¤›m›z zaman flöyle bir problem var. Hakikaten kentin yap› sto¤unun öngördü¤ü ekonomik ömrü yani betonarme olarak bak›ld›¤›nda 50 y›l olarak ortalama ömür biçiliyor. Bu süre zaten dolmufl durumda, yani yap› belki de düfley olarak kendini tafl›yor ama yatay kuvvetlere karfl› yap›lar›n güçlendirilmesiyle ilgili ifade kullan›ld› bir dönemde yayg›n olarak. Ama güçlendirmeyle ilgili hem vatandafl hem yüklenici firmalar hem de mühendislerde de çok kabul gören bir yan› olmad›. Evet, güçlendiriliyor bugün sanayi yap›lar, hastaneler, 40 Mimar ve Mühendis Temmuz-Ağustos 2010 lojistik yap›lar, tarihi yap›lar tamam ama mevcut yap›s›n›n belki de dönüflümü gerekiyor. Burada bir f›rsat vard›. Bence bu f›rsatlardan bir tanesi Büyükflehir Belediyesi’nin yapm›fl oldu¤u 5 y›ll›k imar uygulama planlar›yd›. ‹lçe uygulama planlar›yd›. Buralarda e¤er yerinde kentsel bir dönüflüm yap›lacaksa yap›lmas› gereken fluydu. Mevcut imar konseptinde yap›lacak bir düzenlemeyle yani emsal de¤erlerinin artt›r›lmas›yla bir yeflil alan problemini çözerek ada baz›nda imar planlar›nda emsal art›fllar›n› sa¤layarak yeflil alan› artt›racaklard›. Ulafl›m aksad›. Yeralt› otoparklar› ile ilgili düzenlemeleri yapacaklard›. Hem vatandafl›n bire bir dairesi hem müteahhidin kazanaca¤› hem de al›c›lar›n yani d›flar›dan sat›lacak gayri menkul al›c›lar›n›n kazanaca¤› herkesin kazanaca¤› bir çözüme beklide ulaflmak müm- kün idi. Ama bu düzenlemede ve uygulamada çok yayg›n bir biçimde görmek mümkün de¤il. Baz› yerlerde bu tür düzenlemeler yap›ld›, do¤ru ama özellikle zemin problemlerinin oldu¤u ilçelerimizde yani Fatih, Zeytinbunu, Küçükçekmece bu tür ve buna benzer di¤er ilçelerimizde bence en önemli sorun eski kent merkezlerinin yap›lar›n bir flekilde yenilenme sorunu, bunlar bitiflik nizaml› yap›lar ya da da¤›n›k vaziyetteki yap›lar. Yani bunlar›n bir flekilde dönüflümlerini sa¤lamam›z laz›m. Çünkü olas› bir depremde yani can kay›plar› aç›s›ndan bakt›¤›m›zda da ciddi bir rakam söz konusu, seneryalora göre bu ifade ortada var. M. Bafl: fiimdi asl›nda Türkiye’de deprem sorunundan ziyade flehirleflme sorunu var. ‹stanbul özelinde Türkiye’ye bakt›¤›m›z zaman flehirleflme sorununu çözersek asl›nda deprem sorununu çözmüfl oluruz. Yani siz parsel baz›ndan bafllayarak bölge, flehir, ülke baz›nda plan› bütün olarak ele almad›¤›n›z zaman flehirleflme problemini çözemezsiniz. Neticede siz bofl buldu¤unuz bir arsada plan tahlili yap›yorsu- nuz. Tabi iflin ucunda rant›n da oldu¤u bir durum var. Bunun önüne geçemiyorsunuz, dolay›s›yla bu parsel baz›ndaki plan tadilinden tutun da, plan anlay›fl› d›fl›nda geliflen yap›lar oldu¤u müddetçe deprem sorununu çözemezsiniz. Onun için ‹stanbul’da, özellikle ‹stanbul’da diyoruz, temel sorun flehirleflme sorunudur. Siz flehircilik ilkelerine göre hareket ederseniz zaten olas› bir afette ve depremde plan kararlar›, plan kriterleri do¤rultusunda yap›laflmaya giderseniz zaten deprem sorununu çözmüfl olacaks›n›z. ‹flte diyelim ki emsal de¤erinden tutun da, taksim taksim hesaplanmas›, yollar›n geniflli¤i, binalar›n yüksekli¤i, yeflil alanlar, donat›lar, flehirdeki donat› alanlar›n›n oluflturdu¤u k›s›tlar vesaire. Bunlar›n bir bütün içerisinde çözülmesi laz›m. Yani siz yap› binalar›n›n güçlendirilmesi diyorsunuz ya binalar›n güçlendirilmesi do¤ru bir yaklafl›m de¤il. Siz bunlar› güçlendirmeye kalkarsan›z flu anda mevcut çirkin yap› stokunu konsülde etmifl olacaks›n›z. Do¤ru bir yaklafl›m de¤il güçlendirme. Sadece kamu yap›lar›nda tarihi kültürel geri dönüflümü mümkün olmayan yap›larda depremden zarar görmemesi için yap›lmas› gereken bir fley. Köprülerde, viyadüklerde ve tabii bina maliyetinin toplamda %10’ undan maksimum %20’sini geçmedi¤i durumlarda gündeme gelebilir. Güçlendirme bu spesifik ifller için mümkün olmal›. Yoksa di¤erleri için kesinlikle bunlara girmemek gerekir. Toplu yenileme toplu dönüflüm tabii uzun vadede olacak ifller. Kentsel dönüflüm bugünden yar›na olmaz. Bir de sosyal ekonomik s›k›nt›lar› olan bir flehir, bu dünyada da böyledir. Yani siz Amerika’da da Japonya’da da kamu yap›lar›n›n sahibi oldu¤u için bunlara müdahale etmeniz kolay oluyor. Bunun sahibi kimdir, devlettir. Devlet bununla ilgili tedbiri al›r, sorunu giderebilir. Ama özel yap›ya girdi¤iniz zaman siz kamunun paras›n› bu evlere harcayamazs›n›z. K. Ekfli: Yasal düzenlemeler? M. Bafl: Yasal düzenlemeler olsa bile sosyal problemler karfl›n›za ç›kabiliyor, ekonomik sorunlar karfl›n›za ç›kabiliyor. Mesela mühendislik sorunlar›n› çözebilirsiniz, arsa sorunlar›n› çözersiniz, halk›n inand›r›c›l›k sa¤lamak anlam›nda bunu da sa¤layabilirsiniz. Ciddi projelerle halk›n önüne ç›kt›¤›n›z zaman, Türk’ün akl› gözündedir. Onu gördü¤ünde inan›r. Ona iyi bir proje gösterdi¤iniz zaman, onun deste¤ini alabilirsiniz. Tabii demokratik ülkelerde iktidar, muhalefet, hukuk vesaire bunlar da göz önüne al›nd›¤› zaman, siz diyelim ki; bir belediye baflkan›s›n›z iktidars›n›z, siz gidip halka bir fleyler anlat›yorsan›z muhalefetin sesi sizden daha çok ç›kar. Dolays›yla iyi veya kötü bu anlamda bu halk› etkilebiliyor ve muhalefe- tin iktidara gelme kayg›s› sizin iktidardan gitmeme kayg›n›z bu yapaca¤›n›z iflleri yapman›za da engel oluyor. Onun için, yani bir de flöyle düflünmek laz›m belediyeler, merkezi yönetimler iflte hiçbir fley yapmad› denilemez. fiöyle söylüyorum; anayasada ve yasalarda tan›mlanm›fl olup da belediyenin yapmam›fl oldu¤u fley nedir? Yani anayasa ve yasalar›m›zda, yönetmeliklerimizde do¤al afetlerle ilgili Büyükflehir Belediyesi veya yerel yönetimlerde ‘flu verilm iflte flunu yapmam›fl’ diyebilece¤imiz bir fleyler göstermek laz›m. Bu anlamda birde flu var tabii, Türkiye’de genelde merkezi bir yap› oldu¤u için her fleyde çok bafll›l›k vard›. Bu çok bafll›l›k nedeniylede bir çok konuda liderlik yap›lam›yordu. Çünkü bir hareket yapt›¤›n›zda baflka biri ç›k›yor. Üç temel sorun var burada. Kurumsal sorumluluklar›n neden oldu¤u sorunlar, planlamadan kaynaklanan sorunlar, bir de mevcut yap› sto¤undan kaynaklanan sorunlar. Bunlar›n farkl› farkl› sahipleri vard›. ‹flte merkezi yönetimle yerel yönetimlerin bazen çarp›flt›¤›, çat›flt›¤› yasalar›n size vermifl oldu¤u yetkileri kullanmaya kalkt›¤›n›zda, bazen o ifli siz yapam›yorsunuz. Baflka bir kurumun oldu¤unu görüyorsunuz. Dolays›yla bunun ortadan kald›r›lmas› laz›m. Mesela son zamanlarda bir yasa ç›kt›. 5902 say›l› bir yasa. Afet-acil durum, yönetim baflkanl›¤› diye fley olarak, çok bafll›l›¤› ortadan kald›rma anlam›nda iyi bir yasa. Ama o kadar merkezileflmiflti, yani yerel yönetimlerin bütün yetkilerini elinden alm›fl. Öyle bir hale gelmifl ki istese sizin bir çok yetkinizi de her an elinizden alabilir. Asl›na bak›ld›¤›nda türü ne olursa olsun afet yerel bir olay yani deprem ‹stanbul’da oldu¤u zaman bütün Türkiye’de olmuyor ‹zmir’de Adana’da Isparta’da bir deprem oldu¤u zaman o yerel bir olay veya bir sel taflk›n› bask›n› oldu¤u zaman yerel bir olay. Yerel bu yasan›n içerisine hiç konulmam›fl. Mahalli idareler diye bir fley geçiyor. Burada yerel yönetimler denilince valilikler anlafl›l›yor belediyelerin bu iflin içine hiç konulmad›¤›n› görüyoruz. Konulmas› bir yana yetkileride elinden gidiyor. Dolay›s›yla biraz yerel yönetimlere de güvenerek, özellikle ve de özellikle do¤al afetlere karfl› tutumumuz do¤al afet oldu¤u zaman arama kurtarma müdahaleye yönelik olmamal›. Yani afet yönetimine devlet flöyle bak›yor; e¤er bir kriz söz konusu ise ilk baflta o krize bakal›m, onu yönetelim. 41 DOSYA > DEPREM SÖYLEŞ Emekli Jeofizikçi Prof. Dr. Ömer Alptekin: “Deprem olacak demek bilinçsizlik” Emekli Jeofizik Profesörü olan ve ayn› zamanda Kandilli Rasathanesi’nde part time dersler veren Ömer Alptekin ile olas› depremi ve yap›lmas› gerekenleri konufltuk. Deprem geliyor 盤l›klar›n›n bilinçsizce oldu¤unu belirten Alptekin, “Deprem olacak biliyoruz biz haz›rl›kl› olal›m 盤l›klar› olmas› laz›m. Bu olay› herkes anlad›m diyor ama bu olay o kadar basit bir olay de¤il, üzerinde çok titizlikle çal›fl›lmas› gereken bir olay” dedi. > Röportaj: Tu¤ba Akkafa ‹lk olarak kendinizi tan›t›r m›s›n›z? Emekli jeofizik profesörüyüm. Kandilli Rasathanesi’nde zaman zaman part time dersler okutuyorum. 2006 y›l›ndan beri emekliyim. Meslek hayat›m ö¤renim durumum hakk›nda bilgiye ihtiyaç var m› bilmem ama ‹stanbul Üniversitesi’nde jeofizi¤e bafllad›m ve ‹stanbul Üniversitesi’nden mezun oldum. Sonra yurtd›fl›nda Amerika’da Stanford Üniversitesi’nde Master yapt›m ve doktoram› tamamlad›m. 1970’li y›llardan beride sismoloji ile 42 Mimar ve Mühendis Temmuz-Ağustos 2010 ilgilenen akademik bir kiflili¤im var. Golden State Üniversitesi’nde çal›flt›m sonra profesörlük için ‹stanbul’a döndüm, orada bölümün oluflmas›na katk› sa¤lamaya çal›flt›m ve uzun süre okutmanl›k yapt›ktan sonra 2006 y›l›nda yafl haddinden emekli oldum. Malumunuz Türkiye’de 50-60 yafl› akademik kifliler için emeklilik yafl›d›r. Diyebilirsiniz ki sizce uygun bir yafl m›? Bana göre de¤il. ‹nsanlar sa¤l›kl› ise yapt›¤› ifli yapabilecek durumdaysa ve özellikle akademik hayata girmifl insanlar gibi çok büyük emekler veren insanlar için e¤er devam edebilecek sa¤l›k flartlar›na sahipse bence bu yafl›n bir s›n›r› olmamas› laz›m gerekir. ‹zin verirseniz e¤er biraz u¤rafl alanlar›mdan bahsedeyim. Ben devaml› olarak üniversitede hizmet verdi¤im için y›llarca daha çok akademik bir çizgide kalan bir kifliyim ama zaman zaman çal›flmalar›m›z› kamuoyunun yarar›na yans›tabilmek için gayretlerimizde oldu. 1994 y›llar›nda ‹BB’de deprem konusunda çal›flmalar›n bafllat›lmas›na da vesile olanlar›ndan›m. Bugünkü zemin ve deprem inceleme müdürlü¤ü olan ‹BB’de o birimin oluflumuna katk›lar sa¤lad›k. Deprem olay›n›n kamuoyumuzca ciddi bir flekilde fark›na var›lmas› için ve sorumlu çevrelerin buna daha yak›n ilgi göstermesi için böyle bir çal›flmay› ‹BB’de bafllatt›m. Bu deprem çal›flmalar›nda STK’lar, Devlet Kurumlar› ve di¤er kurulufllar aras›nda bir kopukluktan bahsediliyor. Bu konuda siz neler düflünüyorsunuz? Asl›nda bu soruya kapsaml› bir cevap vermek güç. Böyle bir fley yok diyemem fakat belirteyim ki, bu sayd›¤›n›z organlardan her biri bu konuya ilgi duydu ve bu konuyu kendi çözümleriyle de¤erlendirmek istedi. Belirli stratejik programlar oluflturulmas› laz›m. Böyle çok irtibatl› bir çal›flma gelifltirilemez. Fakat bahsedilen her kurum kendine göre Ulasal programlar haz›rlay›p çözüm önerileri getirdiler. Bu konuda akademik durumun çok iyi ele al›nmas› ve titiz davran›lmas› gerekir. Bana göre bunu belirli programlar çerçevesinde her bir kurumun sorumlulu¤u alt›nda yap›lmas› gerekir. Her kurum kendi bafl›na hareket etmesi bir kargafla durumu meydana getiriyor. Deprem sorunlar›n›n çözümünde ulusal deprem istasyonlar›n›n çözümü nedir, ülkemizde uygulanabilir mi? Bu konu bütün arkadafllar›m›z›n bafllad›klar› günden bu yana devam eden bir süreç. Tabi bafllad›¤›m›z günlerle bu günler aras›nda büyük bir fark var. Dünyadaki geliflmeleri de dikkate al›rsak hala bir aray›fl içinde oldu¤umuzu söyleyebiliriz. Biz de Kandilli gibi çok baflar›l› kurumlar var, bunlar› da söylemek laz›m. Burada 100’ün üzerinde dünya standartlar›n› yakalam›fl istasyonlar vard›r. ABD tabii ki bu konuda öncü ülkelerden biridir. Biliyorsunuz dünya sismograf a¤› denen bir a¤ var. 1960’larda kurulmufl bir a¤. O zaman ki teknoloji daha farkl›yd› tabi, sensorlar falan mevcut de¤ildi. ‹nceleme yapmak çok uzun süreli mümkün de¤ildi. 1970’lerden sonra ise teknoloji o kadar geliflti ki eski aletlerin yerini hep yenisi ald›. Uzun soluklu kay›tlar yapabilen aletler bunlar. Deprem olay›na girmek laz›m burada. Deprem bir k›r›lma olay›d›r bildi¤iniz gibi. Bu bak›mdan biz bir deprem olay›nda görüyoruz ki, olay›n bir k›sa bir de uzun periyotlu k›sm› var. fiimdi aletlerden bahsediyorduk. 70’lerden sonra kullan›lan aletler depremin bu iki özelli¤ini birden alg›lamaya yönelik olarak kullan›lmaya baflland›. Bizde de flimdi bu aletleri kullanan istasyonlar var. Peki, bu yeterli mi? Burada flimdi bir olaya uzaktan bak›nca olay› bütün olarak görürsünüz ve ayr›nt›lar› kaç›r›rs›n›z. Yak›na gelirseniz ayr›nt›lar› yakalayabilirsiniz. Deprem olay›na da uzaktan bakarsan›z ayr›nt›lar› kaç›r›rs›n›z. Mesela bir büyük depremden sonra ortaya ç›kan deprem etkinli¤ini izlemek son derece fayda sa¤lar. Bu konuyla ilgili istasyonlar üretilmesi laz›m. Biz de ne yaz›k ki sistematik yap›lan çal›flmalar yok. Teflkilatlanm›fl birimlerimiz de yok. Amerika da bu konularda çeflitli projeler var. Iris diye bir teflkilat var ABD’de. Her türlü imkân› birlefltirmek mümkün burada. Oradan dünyan›n her yerine aletler gönderilebiliyor. Ülkemizde de sizin sorunuzda bahsetti¤iniz bir flekilde sistem de mevcut de¤il. Hükümet yeni bir düzenleme yapt›. Afet iflleri diye. Onlar bu tür iflleri yapmak istediler ama yapamad›lar. Kandilli falan ise biraz kaynaklar›nda artmas›yla çok daha iyi ifller yapmaya bafllad›lar. Eskiden durum iyi de¤ildi, dönem zordu. fiimdi bu konuda ülkemizde önemli çal›flmalar var ama bunlar›n da yasal olarak düzenlemelerinin yap›lmas› laz›m. Kurumlara bilinçli bir flekilde yetkilerin verilmesi laz›m. Biz dünya nezdinde çal›flmalar yapmaya u¤rafl›yoruz bunda da en baflar›l›s› Kandilli’dir. Türkiye bir deprem ülkesi olmas›na ra¤men Yap›-Denetim çok az say›daki ilde uygulan›yor. Sizce yap›-denetim’e gereken önem veriliyor mu? fiimdi buna flöyle bafllamak laz›m. Bu kavram ne zaman ortaya ç›kt›? 99 depreminden sonra ortaya ç›kt›. Ulusal deprem konseyinde bu kavram ortaya ç›kt›. 70’lere dönersek, ülkemizde inflaat mesle¤i nas›l yap›l›yordu herkes biliyor, dönmeye gerek yok flimdi. Yasa vard› ama hiçbir fley belli de¤ildi. Fakat büyük depremlerden sonra ortaya ç›kt› ki yap›lan yap›lar yetersiz. Bunlar›n denetlenmesi laz›m, bu ortaya ç›kt›. Tabi böyle bir fleyin optimum bir flekilde çal›flabilmesi kolay bir fley de¤il. Ciddi bir tecrübe laz›m. Bafllang›çta kurumlar çok zorland› çünkü bilmiyorlard› ama yavafl yavafl bu konu oturmaya bafllad›. >> “Bir büyük depremden sonra ortaya ç›kan deprem etkinli¤ini izlemek son derece fayda sa¤lar. Bu konuyla ilgili istasyonlar üretilmesi laz›m. Biz de ne yaz›k ki sistematik yap›lan çal›flmalar yok. Teflkilatlanm›fl birimlerimiz de yok.” 43 DOSYA > DEPREM SÖYLEŞ Deprem konusunda da çal›flmalar çok yavafl ilerlerdi. Aradan 11 y›l geçti, bu sürede binalar y›k›l›p yeniden yap›lmaz m›yd›? Burada söyledi¤iniz fley deprem konusunda dediniz ama bana göre bu deprem sonras›nda karfl›lafl›lan sorunlar. Biliyorsunuz 99 depreminden sonra bir uyanma dönemi oldu ama ne yaz›k ki çabucak büyük ac›lar unutuluyor. Bunlardan uzak bir geliflme sa¤lanmas› laz›m. Stratejik bir yaklafl›m çizilmesi laz›m. Ulusal deprem konseyinin raporunda bu konuda yap›lmas› ge- reken özetlendi. O çal›flmalardan sonra da hükümet bir deprem fluras› düzenledi, benim bildi¤im kadar›yla da bu ilk deprem fluras›yd›. Orda bu düflünceler gündeme geldi ve baz› kararlar al›nd›. Ama ne yaz›k ki istenilen h›z yakalanamad›. Deprem yönetmeli¤inde de¤ifliklikler oldu. Asl›nda denetleme ifli, insanlar›n flartlara uymas› çok önemli bir olay. Yoksa vahim durumlar ortaya ç›kabiliyor. 99 depremlerinden sonra ortaya ç›kt› ki, bizim çok ciddi endifle etmemiz gereken yap› stokumuz var. O yüzden yasal düzenlemelerin h›zl› bir fle- >> “Marmara bölgesinde bu sorun 99’dan sonra sorun olarak kabul edildi. Biz çok önceden de bunu biliyorduk ve toplum 99’dan önce de uyar›ld› ama baz› mesajlar yerini bulam›yor ne yaz›k ki.” kilde yap›lmas›n›n iyi olaca¤› kanaatindeyim. Kentsel dönüflüm projelerinin k⤛t üzerinde kald›¤›ndan yak›n›l›yor. Yoksa kapsaml› çal›flmalar da yap›l›yor mu? Bir k›s›m insanlar uzun süre sanki deprem olay›n› bilecekmifliz de çok haz›rl›kl› olacakm›fl›z gibi düflünceler içindeler. Biz çok önceden haber alam›yoruz fakat deprem tehlikesi hakk›nda bilgi edinme yoluna sahibiz. Sismotektono¤in en önemli katk›s› budur. Nerede deprem olabilece¤i hakk›nda bilgi verir. Önceden belirlemek için çok araflt›rma var ama kesin bulgu yok. Onun için bu yeni yaklafl›m var, tahmin yani. Olay göründü¤ü kadar basit bir olay de¤il. Fay sistemlerinin her birinin ayr› hareketleri falan, karmafl›k bir olay yani. ‹stanbul için 99 depremlerinden sonra, biliyorsunuz ‹stanbul tarihinde de depremlerden hep zarar görmüfltür. 99’dan sonra bu bölge büyük bir dikkat çekti ve akademik çal›flmalar yap›ld›, büyük bir k›sm› da yabanc› çal›flmalar bunlar›n. Önemli bir bilgi birikimi de oldu tabi. 99’dan sonra dünyan›n say›l› akademik çal›flmalar› yapan bir dergi de ayr›nt›l› bir çal›flma yay›nlad› Marmara hakk›nda. Çok ciddi çal›flmalar halen de yap›lmakta. Ülkemizde bu konularda ayr›nt›l› ve çok kal›c› yay›n yapan dergilerimiz yok akademik aç›dan yani. Marmara da bir deprem bekleniyor ve bu konu her uzman taraf›nda farkl› farkl› aç›klamalar geliyor. Bu durum yeteriz çal›flmalardan m› kaynaklanmakta? Marmara bölgesinde bu sorun 99’dan sonra sorun olarak kabul edildi. Biz çok önceden de bunu biliyorduk ve toplum 99’dan önce de uyar›ld› ama baz› mesajlar yerini bulam›yor ne yaz›k ki. 1994 y›l›nda bir haber program›nda bu deprem tehlikesinden bahsettik. TRT 2 de yay›nland› bu program. Belediyedeki çal›flmalarda 99’dan önce bafllad›. Asl›nda çok ta umursamaz de¤iliz toplum olarak ama kaynak bulmak her zaman çok zor oldu. 99’dan sonra hükümetler önemli kaynaklar ay›rd› ama yine bu kaynaklar›n kullan›lmas› konusunda s›k›nt›lar var. Çok iyi koordine edilmeli bu kullan›mlar. Üniversitelerde çal›flma gruplar› organize edilmeli, kaynak bulunmas› için çal›flmalar yayg›nlaflmal› ve uluslar aras› boyuttaki çal›flmalar da daha büyük ölçeklere tafl›nmal›. Gelecek için kal›c› ve güvenilir çal›flmalar yap›lmal›. 44 Mimar ve Mühendis Temmuz-Ağustos 2010 mesela Endonezya’daki depremin Türkiye’deki bir depremi tetiklemesi mümkün de¤il, 100-200 km ye kadar tamam ama daha fazla mesafede mümkün de¤il. Ama flunu da biliyoruz ki, fay çok kritik bir durumdaysa, gerilme art›fl› olursa bu kritik fayda da kaymaya sebep olur ama çok uzak mesafedeki depremler buna sebep olmaz. Olacak deprem konusuna gelirsek, 99’dan sonra sorun ciddiye binince herkes tahminler üretmeye bafllad›. Fakat tahmin için en önemli bilgi geçmiflte olan bilgidir. Türkiye 1900’lerden sonra deprem bilgileri kullan›lmaya baflland›. Hatta daha da geriden bafllad›. Kataloglar›m›z bile duruyor. Bu konuda dünyada çok ciddi çal›flmalar var, bu kataloglar› okumak da bu aç›dan çok önemli. Sonra öngörülerde bulunabilirsiniz. Bizim öncelikle güvenli bir deprem kataloguna ihtiyac›m›z var. Bu bilgilerden hareketle flunu söyleyebiliriz. ‹stanbul ve yak›nlar› içinde belirli tehlike yaratan deprem boflluklar› var, Silivri’de mesela. Araflt›rmac›lar›n tahmini, bu boflluklar›n bir k›r›lma ile doldurulaca¤› yönünde. 99’dan sonraki çal›flmalar gösteriyor ki, olabilecek 7 ve üzeri deprem ihtimali yüzde 70’ler civar›. Tabi burada kayma ve di¤er etkenler de var. Ama ne zaman olaca¤› konusu bir sürpriz. Bat›da durum biraz daha de¤iflik. Fay 2’ye ayr›lm›fl durumda. Biri kuzeye di¤eri güneye yöneliyor. Bu kuzey hat daha aktif ve baz› araflt›rmac›lar diyor ki bu kuzey hatt› tek bir parça halinde k›r›lacak ve bu olursa büyük bir deprem olur. Senaryo çal›flmalar›nda da bu ele al›n›yor yani en kötüsü. Ha bir gerçek daha var, bu parçalar bir defada k›r›lmaya da bilir. Mesela benim flahsi düflüncem, 1 defa da k›r›lma olmayacak. 99 depremlerinden sonra, ihtimaller bir ölçüde artt›. Ama büyük de¤iflimlerde meydana getirmedi. Deprem geliyor 盤l›klar› bilinçsizce. Deprem olacak biliyoruz biz haz›rl›kl› olal›m 盤l›klar› olmas› laz›m. Bu olay› herkes anlad›m diyor ama bu olay o kadar basit bir olay de¤il, üzerinde çok titizlikle çal›fl›lmas› gereken bir olay. Peki bu iki fay hatt›n› tetikleyen baflka depremler de var m›? fiimdi burada da yine kamuoyunu yönlendiren toplumu endiflelendiren fleyler var. Tabi depremler birbirini etkiliyor. Küçük >> “Deprem geliyor 盤l›klar› bilinçsizce. Deprem olacak biliyoruz biz haz›rl›kl› olal›m 盤l›klar› olmas› laz›m. Bu olay› herkes anlad›m diyor ama bu olay o kadar basit bir olay de¤il, üzerinde çok titizlikle çal›fl›lmas› gereken bir olay.” depremler büyük depremleri tetikleyebilir. Ama bu kritik seviyeye ulaflm›fl bir fay sisteminde olabilir. Bu kritik durumlar› sistemolojik çal›fllarla ö¤renebilirsiniz. Uluorta konuflmak yanl›fl olur bu konularda. Bu genifl bir konu. Kaliforniya’daki büyük ay› depremi bu konuyla ilgili. Fakat dünyada çok fazla büyük deprem felaketleri yaflan›yor. Endonezya’daki gibi. 1970’li y›llara bak›nca çok fazla say›da deprem yoktu fakat son y›llarda art›fl var. Bu konuda yeni çal›flmalar yap›l›yor. Ama çarp›c› bir de¤iflim oldu¤unu söylemek için bu çal›flmalar›n sonucunu beklemek laz›m. Ancak ondan sonra diyebiliriz ki art›fl var. Sonuç olarak flunu söyleyebiliriz, Erken uyar› sistemi nedir? Olas› bir depremde faydalar› neleridir? Erken uyar› sistemi, asl›nda PDS dalgalar›n›n gelifl s›ras›ndaki zaman fark›n› kullanan bir sistem. Y›k›c› dalgalar gelmeden neler yap›labilece¤ini kullanan sistem. Ama depremin merkezinin uzak olmas› laz›m. E¤er 20 km falansa 1-2 saniye size katk› sa¤lar. Bu sistemin cazip gözükmesinin sebebi teknolojideki geliflmeler. Deprem olunca mesela biz an›nda ö¤renebiliyoruz. 15-20 saniye olsa tedbirler al›nabilir tabi. Bu konuda çok büyük çabalar var. Mesela bu saniyeler olsa, an›nda gaz flebekeleri kapat›labilir veya bir enerji hatt› kesilebilir. Ama kaçma ve kurtulma panikten baflka bir fley getirmez. Erken uyar›n›n en önemli özelli¤i bu. Çok önceden haber alma falan de¤il. Bu sistemin en baflar›l› örne¤i ise Tayvan’da verildi. Ama deprem baya uzak bölgelerden geldi¤i için baflar›l› örnekler verildi. Ülkemizde de elbette ciddi çal›flmalar var ama henüz baflar›l› olmufl bir uyar› yok. Bir akademisyen olarak bütçe aç›s›ndan veya di¤er aç›lardan yeterli deste¤i görebiliyor musunuz? Benim çal›flt›¤›m dönemler biraz farkl›l›klar içinde oldu. Ben yüksek lisans yap›p ülkeye dönünce yap›lan çal›flmalar›n ve kaynaklar›n çok s›n›rl› oldu¤unu gördüm. Yeterli aletsel destek olmad›¤› için sadece kataloglar ile çal›flmalar yapt›k. Ama 99 depremlerinden sonra bu konulara baya ödenek ayr›lmaya baflland›. Ama bu konular›nda daha dikkatli bir koordinasyonla bunlar›n yürütülmesi laz›m. Herkes bir fleyler yapmak isteyebilir ama süreklili¤i olan bir ekip ve tecrübe oluflturulmas› laz›m. Olaya bu flekilde bak›lmal› ve bu konular›n prati¤i de daha fazla olmal›. Sadece k⤛tlarla u¤raflmak istemez bir bilim adam›. Bizim ihmal etti¤imiz en önemli husus, olay› iyi kavramak. Deprem olay› gibi çok yönlü bir olay› iyi anlamak ve kavramak laz›m ona göre yaklafl›m sergilemek laz›m. Üniversiteler de dahi yenilenmeler laz›m, inflaat bölümlerinde dahi. 45 DOSYA > DEPREM MAKALE 11. y›l›nda Marmara Depremi, çözüm ve beklentiler Afrika ve Avrasya tektonik tabakalar›n›n üzerinde kurulu olan ‹stanbul’da yaflanacak bir deprem, yaklafl›k 55 bin kiflinin hayat›n› kaybetmesine neden olabilir. Al›nmas› gereken en önemli önlem depremin özelliklerini çok iyi tan›y›p, tedbirleri zaman›nda almakt›r. > Kadem Ekfli MMG Yerbilimleri Komisyonu Baflkan› Jeofizik Mühendisi 46 Mimar ve Mühendis Temmuz-Ağustos 2010 T ürkiye, dünyan›n aktif deprem kuflaklar›ndan biri olan Alp-Himalaya deprem kufla¤›nda yer al›r. Ülkemizin yüz ölçümünün %42’si birinci derece deprem kufla¤› üzerindedir. Yirminci yüzy›l›n bafllar›ndan beri yap›lan istatistik çal›flmalar yaklafl›k olarak her iki y›lda bir y›k›c› deprem her üç y›lda bir de pek çok y›k›c› deprem oldu¤unu göstermektedir. Bu durum Türkiye de kaç›n›lmaz bir do¤al afet oldu¤unu ortaya koymaktad›r. 17 A¤ustos 1999 tarihinde yaflanan depremde, 18 bin kifli ölmüfl ve yüz binlerce insan evinden olmufltu. Afrika ve Avrasya tektonik tabakalar›n›n üzerinde kurulu olan ‹stanbul’da yaflanacak bir deprem, yaklafl›k 55 bin kifli hayat›n› kaybetmesine neden olabilir. Al›nmas›gereken en önemli önlem depremin özelliklerini çok iyi tan›y›p, tedbirleri zaman›nda almakt›r. Son dokuz y›l içinde Japonya’da meydana gelen en büyük depremlerden biri Ekim 2004’de olmufl, meydana gelen depremde de bina y›k›m› yaflanmam›fl; sadece 1 kifli araba devrilmesi sonucu ölmüfl, yaralanan 311 kiflinin ise iç mekanda mobilya ve eflya devrilmesi sonucu etkilendi¤i tespit edilmifltir. Büyük deprem gerçe¤iyle en son binlerce insan›n ölümüyle sonuçlanan 17 A¤ustos ve 12 Kas›m 1999 depremleri ile karfl›laflan ve meydana gelen her küçük sars›nt›da bu gerçekle yüzleflen toplumumuzda ise depremin toplum yaflam› üzerindeki y›k›c› etkileri çeflitli bilim dallar›ndan uzman kiflilerin çabalar›na ra¤men devam etmektedir. Japonya’da her gün deprem olmas›na ra¤men, 50-100 katl› binalar projelendirilmesine ra¤men bina yapmaktan vazgeçilmiyor. Depremin yeni bir gündem olmad›¤› ortadad›r. Art›k uyanmal›, bir fleyler yapma zaman›d›r. Deprem bizi uykumuzdan uyand›rd›¤›nda her fley için geç olabilir. Bu yüzden depreme yönelik çözüme gidilip önlemler al›nmal›d›r. •Deprem bölgeleri baflta olmak üzere tüm ülkede yap›laflmada, yer seçimi ilkelerinden bafllayarak daha yüksek standartlar belirlenmeli ve bunlar› sa¤lamak üzere yasal ve ekonomik yöntemler gelifltirilmelidir. •Deprem s›ras›nda ortaya ç›kabilecek olumsuz sonuçlar aç›s›ndan risk analizi yap›lmal› ve buna uygun önlemler al›nmal›d›r. •Özellikle deprem riski yüksek bölgelerde deprem nedeniyle ortaya ç›kabilecek ruhsal sorunlar ve hastal›klara yönelik toplumda fark›ndal›k yaratacak e¤itim çal›flmalar› yap›lmal›, ruh sa¤l›¤› alan›nda çal›flan kadrolar olas› deprem ve sonuçlar› aç›s›ndan sürekli e¤itilmelidir. •Deprem sonras› ruhsal sorunu olan kiflilerin tedavi baflvuru oranlar›n›n düflüklü¤ü göz önüne al›narak, toplum temelli ruh sa¤l›¤› hizmetlerinin oluflturulmal› ve depremden etkilenen kiflilere bulunduklar› yerde destek sa¤lanabilecek alt yap› oluflturulmal›d›r. •Yap›lan incelemelerde depreme dayan›ks›z oldu¤u saptanan ve hala kullan›lmakta olan okul, hastane vb. kamu bina- >> Son dokuz y›l içinde Japonya’da meydana gelen en büyük depremlerden biri Ekim 2004’de olmufl, meydana gelen depremde de bina y›k›m› yaflanmam›fl; sadece 1 kifli araba devrilmesi sonucu ölmüfl, yaralanan 311 kiflinin ise iç mekanda mobilya ve eflya devrilmesi sonucu etkilendi¤i tespit edilmifltir. lar› öncelikli olarak yenilenmelidir. •Stratejik binalar›n depreme dayan›kl› hale getirilmesi (hastane, e¤itim, emniyet, belediye, adliye, tarihi yap›lar, haberleflme tesisleri, telsiz vericileri, radyo istasyonlar› v.s. itfaiye, nakil hatlar›, içme suyu, do¤algaz ve dolum istasyonlar›-malzeme depolar›) gibi yap›lar belli bir program çerçevesinde kendi içlerinde öncelik s›ras›na göre yap›lmal›. •Acil durum planlar›n›n yap›lmas›, il ve ilçe baz›nda afet kurullar›n›n (kriz merkezleri) ve bu kurullarda kimlerin görev alaca¤› belirlenmelidir. ‹lgililere görevlerinin ne olaca¤› önceden belirlenerek hiçbir ça¤r›ya gerek olmadan bu merkezlerde göreve bafllayabilmelidir. •Önceden yap›lan acil planlar do¤rultusunda görevlilerinin bafl›nda olmalar› sa¤lanmal›, il ve ilçelerde kimde, nerede, ne malzeme var bilinmeli ve bütün bu bilgiler bu merkezlerde görev alacaklar›n bilgisinde olmal›d›r. Muhtarlar ilçelere, ilçeler illere bu konuda gerekli bilgi ak›fl›n› sa¤lamal›d›r. •Depolama alanlar›n›n tespit edilerek, malzeme depolar›n›n oluflturulmas› (seyyar tuvalet, dufl mutfak, jeneratör, tel kesme makaslar›, balyoz, çad›r, battaniye, projektör, kaynak makineleri, telsiz, pilli radyolar, ceset torbas›, kireç, ifl makineleri v.s.) •Acil müdahale ve kurtarma ekiplerinin oluflturulmas› güçlendirilmesi, haz›r k›ta halinde tutulmas› ve kullanacaklar› malzemelere kolay ulaflmalar›, sevk ve organizasyonlar›n›n gerçekleflmesi. Kimin nere- de nas›l davranaca¤›, kimseden haber beklemeden ne yapaca¤›n› bilir halde afet yerinde olmas› sa¤lanmal›. Afetler öncesinde tatbikatlar yap›lmal›. •Tahliye alanlar›n›n (parklar, bahçeler v.s. bofl araziler) çad›r kentlerin oluflturulaca¤› alanlar belirlenmeli. Parklar ve di¤er yeflil bantlar depremden hemen sonra tahliye alanlar› olarak önem tafl›r. •Yeni imara aç›lacak alanlarda imar planlar› planlama yap›l›rken zemin ve depremsellik durumu dikkate al›narak yer seçimi yap›lmal› ve planlar deprem kufla¤› göz önüne al›narak yap›lmal›, depreme dayan›kl› yap›lar olarak infla edilmelidir. •Yeni yap›lacak yap›lar zemin incelemelerinden bafllayacak flekilde depreme dayan›kl› inflaat teknikleri kullan›lmal›, haz›r beton, kaliteli malzeme, projeye uygunluk, uygun mimari, yap› sigortas› zorunlulu¤u ve s›k› denetim getirilerek yap›lmal›. Deprem bölgeleri için uygun yap› teknikleri belirlenmelidir. •‹limizde deprem ve do¤al afetlerle ilgili riskli bölgeler ayr›nt›l› olarak belirlenmeli, acil yard›m ve kurtarma bütün bunlar göz önüne al›narak planlanmal›. •Yan›c›, parlay›c›, patlay›c›, zehirli maddeler, benzin istasyonlar› konut alanlar› d›fl›nda tutulmal›, planlar buna göre yap›lmal›. •Yang›nda riskli bölgeler tespit edilmeli, gerekli tedbirler buna göre al›nmal›. •Yap›laflmada s›kça rastlanan arka bahçelerde bulunan ana duvarlar›n mülkiyet s›n›rlar› de¤ifltirilmeden kald›r›larak panik alanlar› oluflturulmal›. •Otoparklar yer alt› otoparklar› fleklinde yap›lmal›. •Tarihi ve dini yap›lar›n etraf› tarihi olmayan yap›lardan temizlenmeli, minare y›k›lmalar›na karfl› çevredeki yap›lar›n zarar görmemeleri sa¤lanmal›. •Acil ulafl›m yollar› planlanmal›, deprem sonras› ulafl›m› önleyecek flekilde olmamal›d›r. •Kaçak yap›laflma kesinlikle önlenmeli. •‹lin bütün hava foto¤raflar› güncellefltirilerek deprem sonras›nda kullan›lacak halde haz›r tutulmal›d›r. Kent bilgi sistemi tamamlanarak deprem s›ras›nda ilgili kiflilerin elinde olmal›d›r. Yard›mlar›n ulaflmas› sevk organizasyon için önem arz eder. •Halk bilinçlendirilmeli (depreme karfl›) depremle yaflamaya al›flmalar› sa¤lanmal›d›r. Okulda, evde, araçta, iflte, yolda nas›l davran›lmas› gerekti¤i, binalar› nas›l tahliye etmesi gerekti¤i ö¤retilmelidir. ‹lk yard›m, yang›na ilk müdahale v.s. nas›l yap›lmal› gibi konularda e¤itilmelidir. •Deprem araflt›rmalar› desteklenmeli konuyla ilgili çal›flan bütün mevcutlar takviye edilerek koordinasyonlu flekilde çal›flmalar› sa¤lanmal›d›r. •Halk›n haf›zas›n› diri tutmak gayesiyle önemli hasar görmüfl binalar, aç›k hava müzesi haline getirmelidir. •Acil telefonlar›n (155-110-156 v.s.) tek numara alt›na al›nmas› gerçeklefltirilmelidir. •Bitiflik Nizam Uygulamalar› zaman içinde terk edilmeli. Bahçeli Nizam Uluslar aras› standartlarda olmal›. 47 DOSYA > DEPREM MAKALE ‹stanbul ve deprem Bugün ‹stanbul’da deprem ihtimalinin önümüzdeki 30 y›lda %65 oldu¤u ve bu düzeyde deprem tehlikesine maruz di¤er iki büyük kentin ise, San Francisco ve Tokyo oldu¤unu bilmekteyiz. Beklenen bu depreme ‹stanbul haz›r m›? Neler yap›ld› ve depremden asgari düzeyde etkilenmek için neler yap›lmal›d›r? > Mahmut Bafl Jeofizik Yüksek Mühendisi ‹BB Zemin ve Deprem ‹nceleme Müdürü 1 7 A¤ustos 1999 depremlerinden sonra birçok kurum ve kurulufl taraf›ndan do¤al afetlere yönelik çal›flmalar› iki ana grupta toplamak mümkündür. Birinci grupta, deprem risk analizleri yap›lm›fl olup, bu analizler ile daha çok; bir deprem sonucunda meydana gelebilecek kay›p ve hasarlar belirlenmeye çal›fl›lm›flt›r. ‹kinci grupta toplanabilecek çal›flmalar ise; kentsel riskleri ortadan kald›rmak, azaltmak ve paylaflmak, sosyal, ekonomik ve fiziksel hasar görebilirlili¤i en aza indirmek için oluflturulmas› gereken stratejiler ve yap›lmas› gerekli yasal düzenlemelerin neler olmas› gerekti¤ini belirleyen çal›flmalard›r. Yap›lmas› gereken, bu raporlar›n içeri¤inde yer alan hususlar›n tetkik edilerek bir an önce hayata geçirilmesidir. Genelde do¤al afetler, özelde deprem için yaz›labilecek bafll›klar› Bilinenler, Yap›lanlar, Yap›lamayanlar, Yap›lamama Nedenleri ve Yap›lmas› Gerekenler halinde s›ralamak mümkündür. Bilinenler Bugün ‹stanbul’da deprem ihtimalinin önümüzdeki 30 y›lda % 65 oldu¤u ve bu düzeyde deprem tehlikesine maruz di¤er 48 Mimar ve Mühendis Temmuz-Ağustos 2010 iki büyük kentin ise, San Francisco ve Tokyo oldu¤unu bilmekteyiz. Ayr›ca, yap›lan analiz ve araflt›rmalar›m›za göre ‹stanbul’da beklenen deprem bugün olursa; 50.000-60.000 a¤›r ve çok a¤›r hasarl› bina, 30.000 civar›nda can kayb›, 400.000 civar› acil bar›nma ihtiyac› olan aile, 100,000; hastane ihtiyac› olan yaral›, Elektrik kablolar›n›n % 3 ünde kopma, 30.000 do¤algaz kutusunda gaz ç›k›fl›, 40 milyar dolar civar›nda maddi kay›p ve 300.000 civar› çad›ra ihtiyac›m›z olaca¤›n› bilmekteyiz. Dünyadaki deprem riski ile ‹stanbul’u karfl›laflt›racak olursak; •1923 Büyük Kanto Depremi: 143,000 can kayb› •1976 Tangshan Depremi: 250,000 can kayb› •1994 Northridge Depremi: 57 can kayb›, 50 Milyar Dolar kay›p. •1995 Kobe Depremi: 6,400 can kayb›,150 Milyar Dolar kay›p. •1999 Kocaeli Depremi: 19,000 can kayb›, 20 Milyar Dolar kay›p. •2008 Wenchuan Depremi: 88,000 can kayb›, 75 Milyar Dolar› kay›p meydana gelmifltir. >> Deprem zararlar›n› azaltmaya yönelik olarak doyurucu ve istenilen düzeyde uygulamalar›n yap›lamay›fl›n›n nedenlerini ise üç temel bafll›kta toplamak mümkündür. Bunlar› da; kurumsal sorumluluklar›n neden oldu¤u sorunlar, planlaman›n neden oldu¤u sorunlar ve yap›laflm›fl çevrenin neden oldu¤u sorunlar fleklinde s›ralayabiliriz. Yap›lan senaryo depremlerine göre ise; •‹stanbul Deprem Senaryosu: 30,000 can kayb›, 40 Milyar Dolar kay›p •Tokyo Deprem Senaryosu: 1.6 Trilyon Dolar kay›p •San Francisco Deprem Senaryosu: 260 Milyar Dolar kay›p •Messina Deprem Senaryosu: 17,000 can kayb›, 58 Milyar Dolar kay›p fleklindedir. Yap›lanlar 17 A¤ustos 1999 depremlerinden sonra do¤al afetlere yönelik birçok çal›flma farkl› kurum ve kurulufllar taraf›ndan yap›lm›fl ve olabilecek yeni do¤al afetlerin zararlar›n› en aza indirmek için önemli u¤rafllar verilmifltir. Bu çal›flmalar› tarihlerine göre afla¤›daki gibi s›ralamak mümkündür. •1999; Deprem Araflt›rma Komisyonu Raporu. Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM). •2000; ‹zmir Deprem Senaryosu. ‹zmir Büyükflehir Belediyesi-Kandilli Rasathanesi. •2002; ‹stanbul Metropolitan Bölgesi ‹çin Deprem Risk Analizi. American K›z›lhaç ve K›z›lay-B.Ü. Kandilli Rasathanesi. •2002; ‹stanbul ‹li Sismik Mikro-Bölgeleme Dahil Afet Önleme / Azaltma Temel Plan› Çal›flmas›, ‹stanbul Büyükflehir Belediyesi-Japon(JICA). •2003; ‹stanbul Deprem Master Plan›. ‹stanbul Büyükflehir Belediyesi-(‹TÜ-ODTÜYTÜ-BÜ) •2003; Z.Burnu, Fatih, K.Çekmece, B.Pafla, Güngören ve B.Evler Projeleri. ‹stanbul Büyükflehir Belediyesi. •2005; Mikrobölgeleme ve Tsunami Projeleri. ‹stanbul Büyükflehir Belediyesi. •2005; Okul, Hastane, Güçlendirme Çal›flmalar›. ‹SMEP, ‹stanbul Valili¤i. •2004;Türkiye ‹ktisat Kongresi Do¤al Afetler Çal›flma Grubu Raporu, DPT. •2004;Türkiye’de Do¤al Afetler Konulu Ülke Strateji Raporu. Japonya (JICA)Türkiye Ofisi. •2004;Deprem fiuras›. Bay›nd›rl›k ve ‹skan Bakanl›¤›. •2004;Geçmifl Depremlerde Endüstriyel Hasarlar, Kay›plar ve Endüstriyel Risk, Kandilli Rasathanesi. •2009;Kentleflme fiuras›. Bay›nd›rl›k ve ‹skan Bakanl›¤›. •2009;‹stanbul’un Olas› Deprem Kay›plar› Tahminlerinin Güncellenmesi. ‹stanbul Büyükflehir Belediyesi. Yap›lamayanlar ve yap›lamama nedenleri Yap›lamayan birçok fley olmas›na ra¤men, yap›lamayanlar› genel olarak dört temel bafll›kta toplamak mümkündür. Bunlar›; ‹stanbul için yeterli olabilecek bir risk azaltma stratejisinin oluflturulamamas›, idarelerin bu konuda kamuoyunun güvenini yeterince sa¤layamamas›, 1999 depremlerinden sonra baz› kamu yap›lar›n güçlendirilmesi d›fl›nda doyurucu bir uygulaman›n yap›lamamas› ve gerekli olan mevzuat de¤iflikli¤inin yeterli düzeyde gerçeklefltirilememesi fleklinde s›ralamak mümkündür. Deprem zararlar›n› azaltmaya yönelik olarak doyurucu ve istenilen düzeyde uygulamalar›n yap›lamay›fl›n›n nedenlerini ise üç temel bafll›kta toplamak mümkündür. Bunlar› da; kurumsal sorumluluklar›n neden oldu¤u sorunlar, planlaman›n neden oldu¤u sorunlar ve yap›laflm›fl çevrenin neden oldu¤u sorunlar fleklinde s›ralayabiliriz. Çok bafll›l›k nedeniyle oluflan liderlik eksikli¤i yan›nda baz› idarelerin konuyu alg›lamadaki yetersizli¤i ve unutma psikolojisi, deprem yat›r›mlar›n›n idare aç›s›ndan düflük cazibesinin olmas› ve özel binalarda güçlendirmenin 49 DOSYA > DEPREM MAKALE önünde baz› engellerin devam ediyor olmas› di¤er önemli unsurlar olarak s›ralanabilir. Yap›lmas› gerekenler Birleflmifl Milletler baflta olmak üzere birçok uluslararas› kurulufl, risk azaltma çabalar›na öncelik vermeyi kararlaflt›rm›fl olmalar›na ra¤men, Türkiye’de risk yönetimi odakl› ve öncelikli deprem yönetimi anlay›fl› henüz mümkün olmam›flt›r. Bu nedenle; öncelikle flehir, bölge ve ülke genelinde bir bütün olarak, olas› zarar azaltma ve haz›rl›k gibi risk yönetimine yönelik çal›flmalar yap›lmal›d›r. Risk yönetimine yönelik çal›flmalar, deprem sonras› kriz yönetiminin daha etkili olmas›n› sa¤layacakt›r. Kentsel risk yönetiminde, risklerin d›fllanmas›, azalt›lmas› ve paylafl›lmas› temel bafll›¤›nda “D›fllama” ile arazi kullan›m kararlar›na birinci öncelik ve toplu yenileme, “Azaltma” ile yap› güçlendirme ifllerine ikinci öncelik, “Paylaflma” ile de, deprem sigortas›na üçüncü öncelik verilmesi gerekmektedir. Uluslararas› deneyim, risk azaltmak üzere yap›lan bir birim harcama ile yedi birim kayb›n önlendi¤ini göstermektedir. Bu nedenle, risk azaltma 50 Mimar ve Mühendis Temmuz-Ağustos 2010 stratejisinin mutlaka oluflturulmal›d›r. Ancak, bu stratejinin uygulanabilmesi, ‹mar Kanunu’nda yer verilecek düzenlemelere ba¤l›d›r. Bununla birlikte, DASK sisteminin ‘Risk Azaltma’ hedefli iflletilmesi ve yerel yönetimlerle ba¤lant›l› k›l›nmas› kat›l›m› geniflletecek, kaynak verimlili¤i sa¤layacak, toplumda risk azaltmaya yönelik bir kültürün benimsenmesine yol açacakt›r. Bu nedenle Türkiye’de risk azaltmaya yönelik ve bütçeden y›ll›k aktarmalarla sürdürülen bir fon oluflturulmas›, kalk›nmaya do¤rudan ve dolayl› katk›lar sa¤layan bir kaynak kullan›m› olacakt›r. Türkiye yerleflmelerinde risk azaltma yaklafl›m›n›n gerektirdi¤i kurumsal ve yasal düzenlemeler gerçeklefltirilerek, yap› güçlendirme (okul, hastane, köprü viyadük, tarihi ve kültürel yap›lar d›fl›nda) kentlerimizin niteliksiz yap›laflmas›n› koruyaca¤›ndan bunun yerine, özellikle yüksek riskli alanlarda, ortakl›klar yoluyla toplu yenileme giriflimlerinde bulunulmal›d›r. Bunun gerçekleflebilmesi için de, yap›lacak uygulamalardan taraflar›n tamam›n›n kazanmas› gerekmektedir -kazan kazanAfet yönetiminde çok bafll›l›¤› ortadan kald›rmay› amaçlayan 5902 say›l› “Afet ve Acil Durum Yönetimi Baflkanl›¤›n›n Teflkilat ve Görevleri Hakk›nda Kanun” maalesef, belediyeleri tamamen devre d›fl› b›rakm›flt›r. Devre d›fl› b›rakmak bir yana belediyelerin baz› yetkilerini dahi elinden alm›flt›r. Deprem konusunda yap›lacak uygulamalar için bu kanunla görevlendirilmifl olan “Kurul”larda mutlaka Büyükflehirlerde, Büyükflehir Belediye Baflkan› veya görevlendirece¤i temsilcisi, di¤er yerlerde ise ‹l Belediye Baflkan› veya görevlendirece¤i temsilcisi yer almal›d›r. Çünkü, türü ne olursa olsun, “afet” yerel bir olayd›r. Yasadaki özellikle “risk azaltma” ve “müdahale” ifllevlerinin belediyeleri de aktif olarak kapsayacak biçimde yeniden tan›mlanmas› gereklidir. Ayr›ca, 5216 Say›l› Büyükflehir Belediyeleri Kanununun 7z maddesi, 5902 say›l› “Afet ve Acil Durum Yönetimi Baflkanl›¤› Kanunu” ve 7269 Say›l› Kanun ile belirlenen baz› yetki ve sorumluluklarla çak›flt›¤› için yetki karmaflas›na neden olmaktad›r. Bunun için; bu kanunla belirlenen ve baz› daire baflkanl›klar›na verilen bir tak›m görevlerin (örne¤in risklerin d›fllanmas› çal›flmalar›); en az›ndan büyükflehirlerde, büyükflehir belediyelerine devredil- >> Birleflmifl Milletler baflta olmak üzere birçok uluslararas› kurulufl, risk azaltma çabalar›na öncelik vermeyi kararlaflt›rm›fl olmalar›na ra¤men, Türkiye’de risk yönetimi odakl› ve öncelikli deprem yönetimi anlay›fl› henüz mümkün olmam›flt›r. mesi ile mümkün olabilir. Tüm bunlar›n d›fl›nda yap›lmas› gerekli olan di¤er baz› çal›flmalar› maddeler halinde sunmak mümkündür. •Ülkemizin önde gelen dört üniversitesi taraf›ndan haz›rlanan “‹stanbul Deprem Master Plan›” ile Bay›nd›rl›k ve ‹skan Bakanl›¤› taraf›ndan yap›lan “Deprem fiuras› ve “Kentleflme fiuras›” çal›flmalar›nda belirlenen ilke ve esaslar öncelikle dikkate al›nmal›d›r. •Yap›laflmada yayg›n olarak uygulanan betonarme teknolojisinin etkin bir denetim alt›nda tutulamamas›; kay›t d›fl› ifllemlerle oluflan kaçak yap› stokunun yayg›nl›¤› ve bunlar›n zaman zaman aflara konu edilmesi, kentlerimizde riskleri yükseltmifltir. Yetkinlik gerektiren bir denetim sistemi, mali sorumluluk sigorta sistemi ile birlikte yeniden düzenlenmelidir. •TBMM gündeminde bulunan “Dönüflüm Alanlar› Hakk›nda Kanun Tasar›s›” n›n yasalaflmas› sa¤lanmal›d›r. •Büyük flehirlerin yan› s›ra deprem üretme potansiyeli olan faylar›n bulundu¤u k›rsal alanlarda da en riskli bölgelerden bafllayarak zarar azaltma projelerine bafllanmal› ve ayr›ca, planl› yap›lanma statü- sü ile bu alanlardaki yap›lanmalar disiplin alt›na al›nmal›d›r. •Türkiye Deprem Bölgeleri Haritas› haz›rlan›rken yerel zemin koflullar› ayr›nt›l› olarak ele al›nmad›¤›ndan nispeten sa¤lam zemine sahip ‹stanbul Anadolu yakas›n›n büyük bir bölümü 1.derece deprem bölgesi olarak de¤erlendirilmifl; ancak, daha sorunlu zeminlerin bulundu¤u, nüfusun ve sanayi tesislerinin daha çok yer ald›¤› Avrupa yakas›n›n çok az bir bölümü 1.derece, geri kalan› 2. ve 3. derece olarak belirlenmifltir. Bu husus yap›laflmada güvenlik katsay›lar›n›n daha düflük seçimini gerektirdi¤inden acilen çözüm gerektiren bir sorun oluflturmaktad›r. •Depreme maruz büyükflehirlerden bafllanarak tüm ülkedeki farkl› “Yerleflim Bölgeleri” için ayr›nt›l› deprem tehlike analizleri yap›lmal›d›r. •Depreme karfl› al›nacak önlemler konusunda halk›n e¤itilmesi çal›flmalar›na ve depreme toplumsal duyarl›¤›n art›r›lmas› projelerine a¤›rl›k verilmelidir. •‹SMEP ve benzeri projelerle kamu yap›lar›n›n güçlendirilmesine devam edilmelidir. •Kandilli Rasathanesi taraf›ndan yürütülen “‹stanbul Deprem Acil Müdahale ve Erken Uyar› Projesi” ‹stanbul Valili¤i, Birinci Ordu Komutanl›¤› ve ‹stanbul Büyükflehir Belediye Baflkanl›¤›’n›n lojistik katk›lar› ile yürütülmektedir. Gelifltirilerek devam etmesi ve di¤er Büyükflehirlere yayg›nlaflt›r›lmas› gerekir. •Yurt düzeyinde etkin bir “Haberleflme ve ‹letiflim Sistemi” afet an›nda, kesilmeyecek ve bloke olmayacak, h›zl› ve etkili bir haberleflme sistemi olacak biçimde kurulmal›d›r. TRAC gibi STK’lar ile koordineli biçimde mevcut kapasite ve kapsam geniflletilmelidir. •Afet sonras› hasar ve kay›p tespitlerinin sa¤l›kl› bir flekilde yap›lmas›n› sa¤layacak düzenlemeler Belediyelerle birlikte gerçeklefltirilmelidir. KAYNAKLAR: 1- Erdik, M : “4. ‹stanbul ve Deprem Sempozyumu” B.Ü Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araflt›rma Enstitüsü, 2009. 2- Balamir, Ü : “TBMM Deprem Riskinin Araflt›r›larak Deprem Yönetiminde Al›nmas› Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amac›yla Kurulan Meclis Araflt›rmas› Komisyonu ‹çin Haz›rlanm›fl Rapor”, ODTÜ, 2010. 51 DOSYA > DEPREM MAKALE Deprem konusunda gidecek çok yolumuz var > ‹dris Güllüce TBMM Deprem Araflt›rma Komisyonu Baflkan› 52 Mimar ve Mühendis Temmuz-Ağustos 2010 T arih boyunca say›s›z depremlerle sars›lan Anadolu bir çok kere y›k›lm›fl, yap›lm›fl. Eskiden Türkiye'de ve dünyada vukuu bulan depremler sonras›ndaki hasarlar› ve kay›plar tespit edilemezken, bugün depremin önceden nas›l anlar›z sorusuna cevap aramaya çal›fl›lmaktad›r. Bu sorunun cevab›n›n ne zaman verilebilir olaca¤› henüz belli de¤il. Depremin ne zaman olaca¤›n› bilemeyen insano¤lu depremin nerede kaç fliddetinde olaca¤›n› yaklafl›k olarak tahmin edebilir bir duruma gelmifl durumda. ‹flte bu yüzden kaçman›n mümkün olmad›¤› bu do¤a gücüne karfl› korunman›n, zarar›n en aza indirilmenin tedbirlerini alma düflüncesine yönelinmifl ve çal›flmalar yap›lmas› gerekmifltir. Türkiye'de her deprem olduktan sonra depremin oluflturdu¤u y›k›m› onarma yoluna gidilmifltir. Önceden koruma yolu seçilmemifltir. 1999 depreminden sonra depremle ilgili bütün anlay›fllar de¤iflmifltir. Gerek akademik alanda gerek STK'lar anlam›nda gerek kamu yönetimi alan›nda ve gerekse vatandafl›n depreme bak›fl› alan›nda ciddi de¤ifliklikler olmufl ve 2010 Türkiye’si afet öncesi bak›m›ndan olsun, afet an› olsun afet sonras› bak›m›ndan olsun çok farkl› bir düzeye gelmifl, oldukça iyi geliflmeler kaydedilmifltir. Ancak yap›lmas› gereken daha çok fley vard›r, Bunu flöyle özetleyebiliriz: "Türkiye çok yol alm›flt›r ancak gitmesi gereken daha çok yol vard›r." 1999'dan sonra mühendislik, planlama, denetim, afet sonras› müdahale konular›nda yap›lan iyilefltirmelerle bugün iyiye do¤ru gitti¤imiz söylenebilir. Mühendislerimiz, mimarlar›m›z proje ve imalat yaparken art›k depremi daha fazla önemsiyorlar. Planlamac›lar›m›z yer bilimlerinde yararlanarak planlamalar›n› yap›yorlar, yerel yönetim veya merkezi yönetimler yerleflim planlan yaparken depremi göz önüne alarak yap›yorlar. Daha önce dikkate fazlaca al›nmayan yer bilimleri ve bu bilimlerin e¤itimini alan uzmanlara önem verilmeye, istihdam edilmeye bafllanm›flt›r. 1999'da TBMM bir deprem araflt›rma komisyonu kurmufl bu komisyon çal›flmalar›n› meclise sunmufltur. Daha sonra deprem fluras› yap›lm›fl depremle ilgili yap›lmas› gerekenler tart›fl›lm›flt›r. TBMM'de grubu bulunan partilerin verdikleri depremle ilgili araflt›rma önergelerine AK Parti grubu da olumlu bakm›fl ve Deprem Araflt›rma Komisyonu 28 Ocak 2010'da çal›flmalar›na bafllam›flt›r. Komisyon görev da¤›l›m›ndan sonra hangi kurumlar› ve flah›slar› ça¤›r›p dinleyece¤ini daha sonrada hangi illerde yerinde araflt›rma yapmas› gerekti¤ini kararlaflt›rm›flt›r. Meclis iç tüzü¤ü gere¤i 3 ayl›k süresi olan bu komisyon bir ay ilave edilerek dört ayda çal›flmalar›n› tamamlam›fl ve TBMM'ye sunmufltur. fiu konuyu belirtmek isterim ki deprem gibi çok iyi incelenmesi gereken bir konuya dört ay yetmemektedir. Komisyon Bolu, Düzce, Sakarya, Kocaeli, Yalova, Bursa, Eskiflehir ve ‹stanbul illerini yerinde incelemifl bu illerde bilim adamlar›, Belediyeler, Valilik ve Afet acil durum müdürleri dinlenilmifl, önerileri, yapt›klar›, yapmad›klar›, yapamad›klar› tespit edilmifltir. Komisyonumuz elli üç kurulufl ve yüzden fazla kifliyi dinlemifltir Komisyonumuz çal›fl›rken Elaz›¤ depremi olmufl, deprem bölgesine Say›n Baflbakan›m›z Recep Tayyip Erdo¤an ile giderek oralarda da incelemelerde bulundum ve komisyona sundum. Bilim adamlar›m›z dinledi¤imizde depremin oluflumu, bilimi konusunda dünya standartlar›na ulaflt›¤›m›z› görüp ülkemiz ad›na gurur duyduk. K›z›lay'› dinlerken yurt içi, yurt d›fl› lojistik ve teknik gücünü görmek geliflmelerini dinlemek keza bizi gururland›rd›. Yerinde incelemeler yaparken ‹stanbul Büyükflehir Belediyesi'nin kurdu¤u Afet Koordinasyon Merkezinin (AKOM) mükemmelli¤i San Francisco düzeyinde oluflu 250 metrekareye kadar mikro bölgeleme yerbilimi çal›flmas› yapt›rm›fl olmas› bizi gururland›rd›. Di¤er illerimizin örnek almas›, ‹BB'den ö¤renece¤i çok fley oldu¤unu ve ‹BB'nin de donan›m›ndan di¤er illerimizin istifade ettirilmesi gerekti¤ini raporumuza koyduk. ‹stanbul Valili¤i'nin oluflturdu¤u Afet Organizasyon Merkezi'de (AFOM) di¤er illerimize örnek olacak bir organizasyon. Komisyon yerinde incelemeleri ve sunumlar› dinledikten sonra sorunlar› ve önerileri rapora yazm›fl, TBMM Meclisi Baflkanl›¤›na sunmufltur. Sorunlar 1- Riskleri Tan›yamama. Ülkemiz yerleflmelerinde mevcut olup ancak alg›lanma eksikli¤i nedeniyle tan›mlanmas› yap›lmayan veya yap›lamayan çeflitli riskleri bulunmaktad›r. Bunlar; •Yer seçimindeki faktörler •Sektörel sorunlar •H›zl› kentleflme •‹mar kolaylaflt›rmalar› •Ek imar yo¤unluklar› •‹mar aflar› •Kullan›m hatalar› •Tehlikeli madde stoklar› •Altyap› ve sanayinin korumas›zl›¤› •Acil durum hizmetlerinin yetersizlikleri •Her tür tedbirin Devletten beklenilmesi •Kurumsal ve yasal düzenlemelerde zarar azaltmaya önem vermeme •Kaynak yaratma ve kaynak yönetme verimlili¤inin azl›¤› gibi çeflitli gruplar alt›nda s›ralanabilir. 2- Yap› denetim yasas›n›n yeterli olmay›fl›, zorunlu deprem sigortas›n›n sorunu çözememesi - yap› güçlendirmelerinin teknik ve hukuki sorunlar› 3- Tekil yap› güçlendirme ifllemleri mevzuat teknik bak›mdan sorunlar içermektedir. 4- Teknik altyap›- ulusal sismik a¤ iflletiminde koordinasyonsuzluk. 5- Mühendislik-mühendislerin e¤itimi ve okul sonras› geliflmesi, yenilenmesi yeterli de¤il. 6- Afet önlemlerine ait sorumluluklar›n kimde oldu¤u belirsiz. 7- Fiziki planlama konulan- çevre düzeni planlar›nda afetleri dikkate alan yaklafl›mlar›n bulunmad›¤› 8- Yap› ve yap›m iflleri-yap› kanunun olmay›fl› 9- Yap› malzemeleri •Beyan edilen de¤erlere sahip olmamas› •Yap› malzemelerinin çevresel etkiler alt›nda zamanla mekanik dayan›m› kaybetmesi •Yap› malzemelerinin kullan›m amac›na uygun kullan›lmamas› 10- Zorunlu Deprem Sigortas› (DASK) kararnamesinin sorunu çözmeye yetmemesi. Öneriler 1- Uygulama için bir vizyon belirlenmeli. 2- E¤itim yayg›nlaflt›r›lmal› •Halk›n bilinçlendirilmesi bilgilendirilmesi •Deprem konular› ile e¤iticilerin e¤itimi •Askerlik hizmeti içinde deprem e¤itimi bulunmal› •Üniversitelerimizde afet ve deprem konular›nda müfredata ilaveler yap›lmal›. •Kamu yöneticilerinin e¤itimi •‹BB'nin afetlerle ilgili dokümantasyonundan ve e¤itim materyallerinden di¤er belediyelerin yararlanabilmesi •Araflt›rma ve Akademik faaliyetler iyi koordine edilip bilgi ve paylafl›m› sa¤lanmal›. •Deprem mühendisli¤i ve depremle ilgili e¤itim müfredat› yeni teknolojiler ile desteklenmeli •Deprem araflt›rmalar› Türkiye'nin her yeri için yap›lmal› 3- Tek merkezli bir ulusal sismik sistemi gerçeklefltirilmeli 4- Diri fay veri taban› sistemi güncellefltirilmeli 5- Bütünleflik afet haritalar› k›sa zamanda yapt›r›lmas› 6-Mikro bölgeleme haritalar› yapt›r›lmal› 7- Risklerin belirlenmesi, •üretim riskleri •yap› stoku riskleri •altyap› riskleri •kentsel büyüme riskleri •özel alan riskleri •kültür miras›n›n zarar görebilme riskleri •kaza, sabotaj, terörizm riskleri •toplumsal duyars›zl›klar, kat›l›m ve yerel dayan›flma eksikli¤i, bilgisizlik. 8- ‹I afet ve acil durum müdürlüklerinin yap›lanmas›ndaki sorunlar›n giderilmesi 9- Sivil toplum kurulufllar›n›n kaynak sorunu çözülmelidir 10- Sigorta sistemi yeniden yap›land›r›lmal› 11- ‹htisas mahkemeleri oluflturulmal› 12- Planlamalar afetler göz önüne al›narak yap›lmal› 13- Kentsel dönüflüm seferberli¤i yap›lmal› 14- Kentlerin gelifligüzel büyümeleri önlenmeli 15- Sanayi ve enerji tesisleri ile ilgili yer seçimlerinde afet risklerini öncelikle çal›fl›lmal›d›r. 16- Yap› envanteri çal›flmalar› tamamlanmal› 17- K›rsalda da yenileme çal›flmalar› yap›lmal› kendi evini yapana dek destek sa¤lanmal› 18- Tarihi ve kültürel varl›klar›n afet zararlar›ndan korunmas› 19- Yerel yönetimlerde mühendis, mimar, jeolog ve flehir planc›s› kadrolar›n›n yeterli düzeye ç›kar›lmas› 20- Medya afetlerle ilgili e¤itim faaliyetlerine kat›lmal›d›r. 21- Yer bilimi e¤itimi alm›fl meslek mensuplar›n›n yetki alanlar› netlefltirilmelidir. 22- Depremle ilgili konuflan bilim insanlar› ve medya mensuplar› Avrupa Etik Kurallar›na uymal›d›r. (Etik Kural:Biliminsanlar› yapt›¤› tahminler hakk›nda medya veya topluma rastgele bilgi vermemelidir.) Depremle ilgili sorunlar›n azami ölçüde çözüldü¤ü, etik kurallara uyulan bir Türkiye dile¤iyle. 53 DOSYA > DEPREM MAKALE Deprem kufla¤›ndaki ülkemizde yap› denetimi Özellikle alt›n› çizmek isterim ki sa¤lam olmayan yap›lar›n y›k›lmas› ve depremin canl› cans›z her fleye zarar vermesi. ‹flte bizi as›l korkutan, endifle ettiren bu. Aksi takdirde deprem korkulacak bir durum de¤ildir. T›pk› ya¤murun ya¤mas›, rüzgar›n esmesi kadar do¤al ve beklenen bir do¤a olay›d›r. Depremler öldürmez, denetimsiz yap›lar öldürür. > Selahattin Kayaman Mimar, ‹lke Yap› Denetim A.fi. Yön. Kurulu Baflkan› 54 Mimar ve Mühendis Temmuz-Ağustos 2010 lkemiz; yeryüzünün en aktif deprem kuflaklar›ndan birinde yer almaktad›r. Üst üste meydana gelen depremler, büyük can ve mal kay›plar›na neden olmufltur. Ülke ihtiyaçlar›na cevap verebilecek bir denetim sistemi 1999 Marmara Deprem’inden sonra ç›kan 4708 say›l› yap› denetim hakk›ndaki kanunla birlikte 19 pilot ilde uygulamaya geçildi, yap› denetim ile ilgili çok konufluldu, çok söz söylendi. Yeni bir sektör oldu¤u için ifl bilenler ve bizzat yap› denetimlerde görev yapanlar farkl› farkl› yorumlar yapt›. 4708 Say›l› yap› denetim Kanununun 01.01.2011 tarihinde 2010/624 Say›l› Bakanlar Kurulu karar›yla ülke genelinde uygulaman›n bafllanmas›na karar verildi. Kanunun ülke genelinde yayg›nlaflt›r›lmas› Hükümetimizin Yap› Denetime vermifl oldu¤u önemi göstermektedir. Yasa ve yönetmeli¤imizde çok fazla prosedür, evrak ifli bulunmaktad›r. Bu evrak iflinin daha azalt›larak kanunda, yönetmelikte bir tak›m de¤iflikliklerin yap›lmas› buna ek olarak resmi yap›lardan yap› denetim kapsam›na al›nmas›n› beklemekteyiz. Di¤er taraftan, zaten yap›lacak inflaat›n projelerinin çizimi, hesaplar›n›n yap›lmas›n› bile gereksiz bir külfet olarak gören inflaat sahipleri için bu kanun ikinci bir külfet olarak görüldü. Ruhsat almak için sadece projeyi çizdirdi¤i mühendislere ve de belediyelere ödeme yaparken, flimdi ne ifle yarad›¤›n› bile bilmedi¤i bir kuruma daha pa- Ü >> Depremden korkmam›z›n sebebi; depremin ne zaman ve nerede gelece¤ini bilememekten ve var olan yap›lar›m›za güvenmemekten kaynaklan›r. Yoksa bofl bir arazide depreme yakalanmam›z bizi ne kadar korkutabilir ki? ra ödenecekti. Dahas› bu kurum özel bir sektördü. Ne kadar güvenebilir ve onca flirketin aras›ndan hangisini seçece¤ine nas›l karar verebilirdi. Dolay›s›yla inflaat sahipleri de kendilerince yorum yapt›lar; yap› denetimler ne ifle yarar ki, belediyelerdeki mühendisler benim projemi incelemiyor mu zaten?. Binam› gelip kontrol etmiyor mu?. Ben belediyeye neden ödeme yap›yorum?. Tekrar yap› denetime ödeme yapmama ne gerek var? 200 m2 den düflük bir inflaat yapay›m 199m2 olsun mesela.Yap› denetimsiz ruhsat alay›m…gibi yorumlar yapt›lar efl dost dan duyduklar› kadar›yla. Bu iki taraf aras›nda kalan belediyeler ise hakem konumunda olup baflka yorumlar yapt›lar. Önceleri kendi görevlerinden olan bina denetimini özel bir sektöre devretmenin tedirginli¤ini yaflad›lar. Binaya yap›m izni (ruhsat) al›m›ndan, oturma izni (iskan) al›m›na kadar olan süreçte her safhada devreye girip her ne kadar kontrolleri yapsalar da bu ön yarg›dan kurtulmak kolay olmad›. Her kontrole gittiklerinde dikkatle incelediler ve yorumlar yapt›lar; acaba yap› denetimi, demir kontrolünü ne kadar sa¤l›kl› yapt›? Beton dökülürken vibratör kullan›ld› m›? Numuneler usulüne göre mi al›nd›? ...vs. Yap› denetim flirketleri, ifle öncelikle; bu kanunun amac›n› ve yap› denetim flirketinin gereklili¤ini anlatmakla bafllad›lar. Önceleri belediyelerin yükünü hafifletecek bir ku- rulufl olduklar›n›, görevlerinin neler oldu¤unu anlatmakta zorland›lar. Zira ço¤u kez projeyi çizen proje müellifleri ile yada bu projeleri ve tüm müsaadeleri (ruhsat –iskan)onaylayan merciler olan belediyelerle kar›flt›r›ld›lar. Yap› sahiplerinin yap›lmas› zor tadilat istekleri ile belediyenin izin verilemez cevaplar› aras›nda zaman zaman s›k›fl›p kald›lar. fiantiyede ise müteahhitle ve de elemanlar› ile sorun yaflamadan denetim görevlerini sürdürmeye çal›flt›lar. Her ne kadar belediyeler hakem konumunda gözükseler de yap› denetim flirketleri; yap› sahipleri-müteahhit-proje müellifleriBelediye dörtlüsü aras›nda as›l hakem görevini yapmaktad›rlar. Ruhsat al›m›ndan bafllayarak iskan al›m›na kadar olan sorumluluk bir yana, iskandan sonrada on befl y›l boyunca sorumluluk devam etti¤i için yap›lar› en iyi flekilde denetlemek yap› denetimin en büyük kanuni sorumlulu¤udur. fiantiyede kullan›lan demirin, standartlara uygun olmas›, beton kalitesi ve inflaat›n projeye uygunlu¤unun denetlenmesi can güvenli¤i aç›s›ndan çok önemlidir. Zaten yap› denetimin amac› da can güvenli¤inin sa¤lanmas›d›r. Bay›nd›rl›k ve ‹skan Bakanl›¤› Yap› ‹flleri Genel Müdürlü¤ü’nün 2009 y›l›nda 19 pilot ilde uygulanan yap› denetimi firmalarca denetlenen inflaatlardan yap›lan kontrol sonucunda yap›lar›n ruhsatlar›na, tasdikli projelerine Türk Standartlar Enstitüsü normlar›na %98 uygun oldu¤unu tespit et- mifl olmas› da yap› denetimlerin önemini teyit etmifltir. Sonuç olarak ; bir çok senaryo yaz›l›p çizildi, olas› Marmara merkezli deprem hakk›nda ve biz oyuncular beklemekteyiz, bu filmin içinde bize düflecek olan rol nedir acaba diye. Baz›lar›m›z mukadderat diyor, baz›lar›m›z tatbikat yap›p haz›rlan›yor, kimilerimiz ise yerel yönetimlere ‘haydi’ diyoruz ,’elinizi çabuk tutun’. Yer kabu¤u içindeki hareketlenmelerin, k›r›lmalar›n ve titreflimlerin dalgalar halinde yay›larak, geçtikleri ortamlar› sallama ve sa¤lam olmayan yap›lar› y›kma olay›na k›saca DEPREM diyoruz. Özellikle alt›n› çizmek isterim ki sa¤lam olmayan yap›lar›n y›k›lmas› ve canl› cans›z her fleye zarar vermesi. ‹flte bizi as›l korkutan endifle ettiren bu. Aksi takdirde deprem korkulacak bir durum de¤ildir. T›pk› ya¤murun ya¤mas›, rüzgar›n esmesi kadar do¤al ve beklenen bir do¤a olay›d›r. Di¤erleri kadar masum olmasa da depremin do¤aya epeyce katk›s› vard›r. Tabiat anan›n enerjiyle dolmas›n› sa¤lay›p, do¤aya adeta bir yenilenme, kabuk de¤ifltirme ve temizlenme olgusunu sa¤lar. Depremden korkmam›z›n sebebi; depremin ne zaman ve nerede gelece¤ini bilememekten ve var olan yap›lar›m›za güvenmemekten kaynaklan›r. Yoksa bofl bir arazide depreme yakalanmam›z bizi ne kadar korkutabilir ki? Depremler öldürmez denetimsiz yap›lar öldürür. 55 DOSYA > DEPREM MAKALE Olas› “Büyük Marmara Depremi” ve ‹stanbul Nüfusumuzun neredeyse %80’i birinci ve ikinci derece deprem riski olan bölgelerde yafl›yor. fiu ana kadar da bina baz›nda ve ölümler baz›nda do¤al afetlerden gördü¤ümüz zarar›n %75’i depremlerden kaynaklan›yor. O yüzden depremler Türkiye için hakikaten önem verilmesi gereken, kendisiyle ilgili önlem al›nmas› gereken ya da “Depremle oluflacak hasar› en aza nas›l indirebiliriz?” diye üzerinde kafa yorulmas› gereken bir konu. > Kerim Gökhan Elgin ‹PKB Direktörü 56 Mimar ve Mühendis Temmuz-Ağustos 2010 D eprem yaln›zca ‹stanbul’un sorunu de¤il. Küresel aç›dan bakt›¤›m›zda San Fransisco’da, Tokyo’da ve çeflitli yerlerde deprem olmakla birlikte depremden en çok zarar gören ülkelerden biri Türkiye. Do¤u Anadolu fay hatt›, Kuzey Anadolu fay hatt› gibi çok sismik aktivitenin yüksek oldu¤u fay hatt›na sahip bir ülke Türkiye. Bu da büyük bir riski beraberinde getiriyor. Nüfusumuzun neredeyse %80’i birinci ve ikinci derece deprem riski olan bölgelerde yafl›yor. fiu ana kadar da bina baz›nda ve ölümler baz›nda do¤al afetlerden gördü¤ümüz zarar›n %75’i depremlerden kaynaklan›yor. O yüzden depremler Türkiye için hakikaten önem verilmesi gereken kendisiyle ilgili önlem al›nmas› gereken ya da “Depremle oluflacak hasar› en aza nas›l indirebiliriz?” diye üzerinde kafa yorulmas› gereken bir konu. Yap›lan bilimsel çal›flmalar ‹stanbul’da deprem riskinin yüksek oldu¤unu gösteriyor. Bilim adamlar› özellikle önümüzdeki 30 y›l içerisinde %65’lik bir ihtimalle richter scale ölçe¤ine göre 7’nin üzerinde bir depremle karfl›lafl›labilece¤ini ifade ediyorlar. Yine bilim adamlar›n›n araflt›rmalar› böylesi bir depremin neticeleri olarak yaklafl›k 200 binin üzerinde binan›n y›k›laca¤›n›, 70 bine yak›n ölüm olaca¤›n›, 200 bin a¤›r ve 500 binin üzerinde hafif yaralanmalar›n olaca¤›n› gösteriyor. Ayr›ca birincil ekonomik kay›p olarak 50 milyar dolardan bahsediliyor. Bildi¤iniz gibi 1999 Marmara depreminde de sadece birincil ekonomik kay›plar› hesaplayabilmifltik. Mesela Japonlar depremden ekonomik olarak ne kadar zarar gördüklerini söylediklerinde genelde toplam ekonomik kay›plardan bahsederler. Biz o zaman ekonomik kayb›n tamam›n› hesaplayamam›flt›k. Çünkü örne¤in fabrika çökmüfl, alt›nda alet edevat kalm›fl, bina y›k›lm›fl. Bunlar› hesaplad›k ama o iflletmenin en az 6 ay ihracat yapamad›¤›n› hesaplayamad›k. O yüzden flu anda ‹stanbul’da birincil ekonomik kay›plar öngörülüyor. O dönemi hat›rlarsak çok can kayb›m›z oldu. Yaklafl›k 18 bin insans›m›z› yitirdik. 10 milyar dolar civar›nda da birincil ekonomik kay›p yaflad›k. O günlerde 10 milyar dolar gayri safi milli hâs›lam›z›n (GSMH) %7’siydi. Japonya Örne¤i Her toplumun kendine has bir yap› infla etme kültürü var. Mesela bina yap›m›nda Japonya’da çelik ve ahflap çok miktarda kullan›l›yor, Türkiye’de ise daha çok betonarme kullan›l›yor. K›rsal kesimlerde de daha farkl› malzemeler kullan›larak yap›lan binalar var. Her ne yap›yorsak yapal›m önemli olan onu sa¤lam yapabilmek. Türkiye’de de bir binan›n nas›l sa¤lam olaca¤›n›n kriterleri yönetmeliklerce be- >> Toplum bilincini belirli bir e¤itim ve bilinçlendirme faaliyeti çerçevesinde yapabilirsiniz. Toplumu bilgilendirmek ad›na e¤itim programlar› haz›rlad›k. 15 farkl› e¤itim modülümüz mevcut. Bireyden bafll›yor, ailelere, okullara, hastanelere, engellilere yönelik e¤itim faaliyetlerimiz var. lirlenmifl. fiunu da görüyoruz: Depremde bu kriterlere az da olsa uygun yap›lan binalar depreme dayanabiliyor. Y›k›lan binalarsa hiçbir mühendislik hizmeti almam›fl, o yönetmelikten nasibini almam›fl, malzemeyi do¤ru düzgün kullanmam›fl hatta malzemesinden çal›nm›fl, böylece kalitesiz bir ürün olarak ortaya ç›km›fl binalar. Bu kalitesiz yap›lar›n böyle büyük bir olaya dayanamayaca¤› aflikâr. Ayn› bina dünyan›n neresinde olursa olsun depreme dayanamaz zaten. O nedenle bina yapma biçimimizi de gelifltirmemiz laz›m. Gerçi depremden sonra buna iliflkin yap› denetimi sistemi de getirildi Bay›nd›rl›k ve ‹skân Bakanl›¤› taraf›ndan. Belediyelerin ve devletin sorumlulu¤u kadar bu ifli yapan kiflilerin de sorumlulu¤u ortaya ç›kt›. Bu nedenle 99 depreminden sonra infla edilen binalar›n, öncekilere göre daha iyi oldu¤u kanaatindeyim. Elbette yine de baz› eksiklikler mevcut. Ama eskiye nazaran daha iyi bir yolday›z. ‹stanbul Proje ve Koordinasyon Birimi (‹PKB) ‹stanbul Proje ve Koordinasyon Birimi 2006 y›l›nda ‹l Özel ‹daresi’ne ba¤l› olarak kurulan bir birim. ‹SMEP’i uygulamakla yükümlü. Bu proje Türkiye’de ilk defa uygulanan, pro-aktif ve depremin zararlar›n› azaltmaya yönelik haz›rlanan bir proje. Marmara depremi söyledi¤im gibi bize baz› fleyler ö¤retti. Mesela haberleflme mekanizmas› kesintiye u¤ram›flt›. O zaman Baflbakan, Vali ve komutanlar birbirleri aras›nda iletiflim sa¤layamam›fllard›. Proje kapsam›nda ilk olarak ‹stanbul’da haberleflme a¤›n› güçlendirdik. Bu çal›flma ASELSAN’la koordineli bir flekilde devam ediyor. ‹stanbul Büyükflehir Belediyesi’nin kurdu¤u kuleler var, depreme dayan›kl›. Bu kulelere antenlerimizi yerlefltirdik. Ayr›ca baz› birimler aras›nda iletiflimi sa¤layacak sivil sistemler var. ‹tfaiyenin valilikle, emniyetin sa¤l›kla aralar›nda kuraca¤› iletiflimin sa¤l›kl› olmas› için sivil iletiflim sistemleri gelifltirdik. ‹yi bir afet yönetimi için iyi bir merkezinizin olmas› flart. Bu nedenle örnek olmas› bak›m›ndan valili¤imizin bahçesinde bir afet yönetim merkezi kurduk. 2009’un Temmuz ay›nda da yeni bir kanun ç›km›flt›. Türkiye’de Baflbakanl›k bünyesinde Afet ve Acil Durum Baflkanl›¤› kuruldu. Buraya ba¤l› olarak da afet acil durum müdürlü¤ümüz faaliyete girdi. fiu an o bina kullan›l›yor müdürlük taraf›ndan. Büyükflehir’in mobese kameralar› ve trafik kameralar›ndan buraya görüntü aktar›m› sa¤land›. Ayn› zamanda meteorolojiden ve Kandilli’den gelen bilgiler burada toparlan›yor. Kriz an›nda da ilgili kurum ve kurulufllardan elemanlar gelerek burada çal›fl›yorlar. Mesela kar krizinde de kullan›l›yor buras›. Kanunlar›m›za göre büyük afetlerde sorumluluk valili¤e ait. Vali’nin baflkanl›¤›nda kriz yönetimi oluflturuluyor. Durum valiyi de aflarsa Baflbakan’a kadar gidiyor. Pilot bölge olarak belirledi¤imiz yer küçük oldu¤u için daha büyük yerler infla ediyoruz. Altyap›s› ve haberleflmesi sa¤lanm›fl, karadan, havadan ulafl›labilecek merkezler olacak bunlar. fiunu da ifade edeyim, iyi bir kriz yönetimi iyi bir bilgi sistemi ile sa¤lan›r. ‹yi bir afet bilgi sisteminiz olmas› laz›m ki nerede ne kayna¤›n›z var bilmeniz, mevcut kayna¤› oraya aktarman›z gerekiyor. Bu nedenle ‹stanbul valili¤ine ba¤l› olarak Afet Bilgi Sistemi’ni kuruyoruz. Buradan da etkin bir kaynak ve kriz yönetiminin yap›lmas› hedefleniyor. Ayr›ca afetlerden sonra ilk müdahaleci kurumlar var. Arama kurtarma ekipleri, sa¤l›k müdürlü¤üne ba¤l› ekipler gibi. Bu ekiplerin araç gereçlerini temin ediyoruz. Bütün bunlar deprem sonras›na önceden haz›rl›kl› olmak anlam›na geliyor. Toplum Bilinci Toplum bilincini belirli bir e¤itim ve bilinçlendirme faaliyeti çerçevesinde yapabilirsiniz. Toplumu bilgilendirmek ad›na e¤itim programlar› haz›rlad›k. 15 farkl› e¤itim modülümüz mevcut. Bireyden bafll›yor, ailelere, okullara, hastanelere, engellilere yönelik e¤itim faaliyetlerimiz var. Depremden sonra psikolojik yard›m nas›l olmal›? Karar vericiler için e¤itim modüllerimiz var. Bunlar› kitaplaflt›r›p bast›rd›k, özellikle 17 A¤ustos ve 14 Ka57 DOSYA > DEPREM MAKALE >> “Biz bekleyelim. Ne zaman olursa olur, kalan sa¤lar bizimdir” gibi bofl vermifl bir tav›rla deprem anlat›laca¤›na, “bir kifli dahi olsa nas›l kurtarabiliriz”in hesab›n› yapan bir anlay›fla sahip olunmal›. s›m’daki deprem y›ldönümlerinde toplumumuzla paylafl›yoruz. Kamu binalar›n›n güçlendirilmesi Okullar ve hastaneler öncelikli olmak üzere sosyal hizmet binalar›, idare binalar› gibi bir kategorizasyona gittik kamu binalar›na iliflkin. ‹SMEP Projesi bafllamadan önce bütçemizin dar olaca¤›n› varsayarak bunlar› öncelendirdik. Hangi binalar› önceleyece¤imiz de belirli kriterlerle flekillendi. Binalar›n teknik özellikleri, bar›nd›rd›¤› nüfus gibi kriterler belirlemifl oldu. Bugüne kadar 315 güçlendirme 45 yeniden yap›m olmak üzere toplam 360 okul depreme karfl› dayan›kl› hale getirilmifl oldu. Yani bu okullarda okuyan 540.000 civar›nda ö¤renci ve e¤itim veren ö¤retmen herhangi bir depremde güvende olacakt›r. Ayr›ca yine bizim için çok önemli olan kültürel ve tarihî miras›m›z› da proje kapsam›na ald›k. Kültür ve Turizm Bakanl›¤›’na ba¤l› 25 kompleks, 176 binada envanter çal›flmas›n› bitirdik. Az, orta ve yüksek riskli depremden sonra hasar görme oranlar› ortaya ç›kt›. Bunlar için restorasyon, rezisyon ve güçlendirmelerini ele alan bir proje yürütüyoruz. O da bir iki aya kadar netleflecek. Aya ‹rini, Arkeoloji Müzesi ve Mecidiye Köflkü’nde yap›l›yor. Yeni binalar Deprem öncesinde yap›lan binalar› y›k›p yenilerini yapmak çok zor ve zaman alacak bir süreç. Hiç olmazsa yeni yap›lan bi- 58 Mimar ve Mühendis Temmuz-Ağustos 2010 nalar› depreme dayan›kl› bir flekilde infla etmeliyiz ki herhangi bir deprem durumunda hasar çok az olsun. O nedenle yeni yap›lan binalar›n daha sa¤lam ve ruhsat süreçlerinin daha fleffaf olmas›na yönelik baz› belediyelerle çal›flmalar›m›z var. Bunlar da art›k yavafl yavafl nihai aflmalar›na geliyor. Ayr›ca Mart 2007’de yeni bir deprem flartnamemiz ç›km›flt›. Buna iliflkin de 3 bine yak›n inflaat mühendisi arkadafl›n Türkiye genelinde e¤itimine yönelik çal›flmalar›m›z var. 1500’e yak›n›n› e¤ittik, di¤er 1500’ünü de bu y›l içerisinde e¤itmeyi hedefliyoruz. Mesken ve iflyerleri Bu konuda belirli sorumluluklar› olan kurulufllar var. Valili¤e ba¤l› bir birim olarak biz kamu binalar›na bak›yoruz. Ancak meskenle belediyelerin sorumlulu¤unda olan alanlar. Bunlara yönelik yap›lacak güçlendirme çal›flmalar›n›n tek bafl›na çözüm oldu¤una inanm›yorum. Kentsel dönüflümle birlikte ele al›nmas› laz›m herhalde. Ayr›ca flehrin esteti¤i ve güvenli¤i aç›s›ndan da kentsel dönüflümün ne kadar önemli oldu¤u da malumunuz. Burada depremle ilgili toplumsal alg› da iflin içerisine giriyor. Hem güvenlik kayg›s›n› ortaya koymak hem de bu çal›flmalar› insanlara inand›rmak gerekiyor. ‹nsanlar›n kafas›nda baflka soru iflaretleri olmayacak. ‹nsanlar›n yeni durumla ilgili kayg›s› olmamal›. Böyle olunca “tek projeyle ç›k›p ‹stanbul’un tüm ilçeleri dâhil tamam›na bunu uygulayal›m” diyemiyorsunuz. Her ilçenin her mahallenin kendi dinamikleri var. Bu dinamiklere ba¤l› olarak çal›fl›l›r, teknik ifller birlefltirilir, insanlar inand›r›l›r ve ondan sonra uygulamaya geçilir. Ama bu bir süreç. fiunu unutmamak gerekiyor: Deprem tüm dünyada orta ve uzun vadeli planlarla ele al›n›r. ‹flte ‹SMEP Projesi de bunun güzel örneklerinden biri. Biz flu s›ralar orta vadeli bir planla kamu binalar›n› haz›rl›yoruz. Hatta bu uzun vadeye de yay›labilir. Merkezi otorite hukuki olarak zemin haz›rlamal›, yerel idareler de uygulamaya geçmeli. Bu yap›ld›¤› andan itibaren daha etkili bir haz›rl›k süreci yaflanabilir. Toplumsal alg› için neler yap›lmal›? Bilinçlendirme çal›flmas› çok önemli. Afet konusunda insanlara gidip “Biz bekleyelim. Ne zaman olursa olur, kalan sa¤lar bizimdir” gibi bofl vermifl bir tav›rla deprem anlat›laca¤›na, “bir kifli dahi olsa nas›l kurtarabiliriz”in hesab›n› yapan bir anlay›fla sahip olunmal›. Toplumu depremle ilgili e¤itmeye ve bilgilendirmeye dönük faaliyetler yapmak laz›m. ‹SMEP bunu bütçesi dâhilinde elinden geldi¤i kadar yapt›. Bundan sonra da devam edecek. guvenliyasam.org sitesiyle çok kifliye ulaflt›k ve e¤itim verdik. fiu ana kadar 25.000 kifliye e¤itim verdik. Medya organlar›n›n da depremle ilgili bilinçlendirmeye yönelik yay›nlar yapmalar› gerekiyor. Afet risk yönetimi Tehlikelerin yani temelde do¤al olaylar›n afetlere dönüflmesi sürecindeki en önemli neden; insan davran›fllar› ve al›flkanl›klar› sonucunda ortaya ç›kan ‘güvenlik aç›klar›m›z’, baflka bir deyiflle ‘hasar görebilirlik’ durumumuz veya sahip oldu¤umuz ‘risk’lerdir. F ay hatlar› ve depremler, heyelan, afl›r› ya¤›fllar ve sel, volkanizma ve benzeri kavramlar asl›nda yeryüzündeki do¤al oluflumlar olup, insanlar taraf›ndan bunlar›n de¤ifltirilmesi, ortadan kald›r›lmas› mümkün olmad›¤› gibi, bunlar›n zaman zaman aktivitelerini gerçeklefltirmeleri de oldukça do¤al bir durumdur. Bu do¤al olaylar zaman zaman toplumlar için yüksek derecede tehlike ve risk oluflturabilirler. Tehlikelerin yani temelde do¤al olaylar›n afetlere dönüflmesi sürecindeki en önemli neden; insan davran›fllar› ve al›flkanl›klar› sonucunda ortaya ç›kan “güvenlik aç›klar›m›z”, baflka bir deyiflle “hasar görebilirlik” durumumuz veya baflka bir ifade tarz›yla sahip oldu¤umuz “Risk”lerdir. Afet Yönetimi ise afetlerin önlenmesi ve zararlar›n azalt›lmas› amac›yla, bir afet olay›n›n zarar azaltma, haz›rl›kl› olma, olaya müdahale ve iyilefltirme gibi dört ana ve di¤er ara aflamalar›nda yap›lmas› gereken faaliyetlerin planlanmas›, yönlendirilmesi, desteklenmesi, koordine edilmesi ve uygulanmas› için toplumun tüm kurum ve kurulufllar›yla, kaynaklar›n›n bu ortak amaç do¤rultusunda kullan›m›n› gerektiren çok disiplinli bir yönetim flekli olarak tan›mlanmaktad›r. Proaktif davran›fl ürünü olarak, Afet Risk Yönetimi, afetler gerçekleflmeden önceki “Risk Önleme-Azaltma” ve böylece “Haz›rl›kl› Olma” aflamalar›n›n gerçeklefltirilmesini kapsamaktad›r. Kurumlar mevcut yerleflim alanlar›n› alt ve üst yap›lar›yla beraber afetlere karfl› daha güvenli duruma getirmeye çal›fl›rken öncelikle do¤al tehlikeleri tespit etmeli, bunlar› her boyutuyla ölçülendirerek ortaya koymal›d›r. Tehlike analiz diyebilece¤imiz bu süreç bilimsel ve teknik araflt›rmalara dayal› derinlemesine, her yönlü yürütülmesi gereken projeler ile gerçeklefltirilebilir. Afet Risk Yönetiminin ku- rumsal yönetim anlay›fl› haline gelmesi ile özellikle bundan sonra yeni planlanacak olan yaflam ve yerleflim alanlar› için riskler kolayl›kla d›fllanabilinecek ve böylece tehlikelerin yani gerçekte do¤al olaylar›n afetlere dönüflmesi tamamen engellenebilecektir. Özellikle ve öncelikle kurumsal kapasite ve gayret gerektiren afet risk yönetimi anlay›fl›nda ve sürecinde flüphesiz bireylerin ve toplumlar›n da üstlenmesi gereken birçok sorumluluk bulunmaktad›r.. Afet risklerinin azalt›lmas›, bireylerin ve toplumlar›n gündelik risklere karfl› ald›klar› tav›rla bafllamaktad›r. Burada en önemli davran›fl biçimi afetlere karfl› bilinç ve e¤itim seviyesini yükseltmek olmal›d›r. Bu anlamda hizmet eden sivil toplum kurulufllar›ndan faydalanmal›, kurumsal anlamda sürdürülen proje ve kampanyalar takip edilmelidir. Yay›nlardan faydalan›lmal›, tavsiyeler uygulanmal›, önemsenmelidir. Zira afetlere karfl› daha dirençli bir toplum olman›n yolu bu önlemlerden geçmektedir. Toplumun kat›lmad›¤›, bir parças› olmad›¤› hiçbir proje tamamlanm›fl ve amac›na ulaflm›fl say›lamaz, toplum için faydaya dönüflemez. Sonuç olarak; olas› afetlere karfl› en üst düzeyde haz›rl›kl› olma ve en az kay›pla atlatma hedeflerine ulaflabilmek için baflar›l› bir “Afet Risk Yönetimi” sürecinin uygulanmas› gerekmektedir. Bu süreçte; fiziki üst ve alt yap›n›n, sosyal ve ekonomik yap›n›n güçlendirilmesi, daha güvenli yaflam ve yerleflim alanlar›n›n üretilmesi, hasar görebilirli¤in azalt›lmas›, risklerin önlenmesi, paylafl›lmas›, toplumun ve bireylerin bilinç, e¤itim ve haz›rl›k seviyesinin art›r›lmas› bu yönetim sürecinin alt bafll›klar›n› oluflturmal›d›r. Böylece “Acil Durum Yönetimi” yani müdahale ve iyilefltirme sürecinde karfl›lafl›lan zorluklar hafifleyecek, en üst derecede baflar›ya ulafl›labilmesi ise; olas› afetler öncesinde acil eylem-müdahale planlar›n›n haz›rlanmas› ve mutlaka zaman zaman tatbikatlarla tecrübe edilmesi, müdahale ve mücadele kapasitesinin art›r›lmas› ile mümkün olabilecektir. 59 KENT VE YAŞAM Osmanl› fiehri: ‹nançla Yo¤rulmufl Mimari Osmanl› flehri, topo¤rafyan›n insan gücüyle de¤ifltirilmesinin anlams›zl›¤›n› müdrik olarak, realiteyi göz önünde tutarak vücuda getiriliyor. Topo¤rafyan›n biçiminde onu yaratan ilahî iradenin tezahürü var. ‹slamî düflünce, “her flart alt›nda, Allah’›n emrine kay›ts›z flarts›z uymak” diye tarif ediyor bunu. > Yavuz Sar› Mimar 60 Mimar ve Mühendis Temmuz-Ağustos 2010 Osmanl› flehri, insanl›k tarihinde benzeri çok az olan, müstesna bir kültür ürünüdür. Genellikle flehrin kendisi istisnai bir kültür ürünüdür. Eflatun “‹nsan›n en büyük erdemi flehir kurmak erdemidir” diyor. Fransa’n›n 19.as›rdaki en büyük edebiyatç›lar›ndan Alphonse de Lamartine, Sultan Abdülmecit’in kendisine Denizli yöresinde hediye etti¤i çiftlik evinde geçen 10 senesinin ard›ndan yazd›¤› “Do¤u Seyahati” adl› hat›rat›nda flunu söylüyor: “Bu memleketin iki özelli¤i var ki bunlar› hiçbir Bat›l›n›n tasavvur etmesine imkan yoktur. Birisi, bu memleketin temizli¤i ki hiçbir bat›l› böyle bir temizli¤i tasavvur dahi edemez. ‹kincisi de memleketin güzelli¤i.” Osmanl› bir bak›ma varl›¤›n kuvvetler hiyerarflisini incelemifl. Mesela, da¤lar›n biçimini ben de¤ifltiremem, demifl. Dolay›s›yla ben, flehri ovada tar›m topra¤›n› ziyan ederek kullanmak yerine yamaçlara yerlefltirmeyi tercih ediyorsam, ayr›ca yamaçlar›n serin rüzgarlar ald›¤›n› da biliyorsam, insan›m›n uzak ufuklara bakmas›n› istiyorsam ve ayn› zamanda insan›m›n ufkunun k›sa, dar de¤il, uzak oldu¤undan haberdarsam; onlara ev yapt›¤›mda yaln›zca karfl›daki apartman›n cephesini seyretmek yerine, ta karfl› da¤lar› seyretmek, hatta o aral›klardan ovalar›, yer yer baflka güzel fleyleri seyretmek, yüce bir a¤ac›n nas›l bir ilahi hikmet ürünü oldu¤unu görme imkan› da sa¤lamak istiyorsam; o zaman tabii ki ovada olmak yerine, yamaçta olmak daha iyi. Osmanl› flehrinde, her evin flahsiyeti var. Bu flahsiyeti oluflturan önemli bir unsur, flehrin çok önemli bir eleman› olan yollar›n biçimi. Osmanl› flehrinde yollar cetvelle çizilmifl gibi de¤il. Topo¤rafyaya uygun bir biçimlenifli var. Da¤› biçimlendiremeyece¤ime göre, yapt›¤›m sokaklarda ya¤mur sular›n›n kolay akmas›, insanlar›n kimi zaman 45 derece meyilli yerlere t›rmanmak, kimi zaman dümdüz yollarda gitmek yerine, daha kolay, daha homojen meyilli yollarda yürümelerini istiyorsam, o zaman yamac›n tesviye e¤rilerine uygun yollar çizerim, öyle infla ederim, diye düflünüyor. Böyle infla edilince yollar düz olmuyor. Her ev, farkl› istikametlere do¤ru ilerleyen bu yolda, farkl› istikametlere bakma imkan›na sahip oluyor. Yahut de¤iflen istikametlere dönük bulundu¤u için, zaman zaman yolun verdi¤i istikamet ile evin arad›¤› istikamet aras›nda bir farkl›laflma gündeme geliyor. >> Osmanl› flehrinin yap›s›n› flekillendiren di¤er önemli bir husus ise; ailelerin sürekli ölçü ve yer de¤ifltirmesi. Bu olgudan hareketle, kal›c› yap›lar infla etmek yerine, ailelerin yaflama biçimlerine göre flekil de¤ifltirebilen geçici konutlar infla ediliyor. Velhas›l Osmanl› flehri, topo¤rafyan›n insan gücüyle de¤ifltirilmesinin anlams›zl›¤›n› müdrik olarak, realiteyi göz önünde tutarak vücuda getiriliyor. Topo¤rafyan›n biçiminde onu yaratan ilahî iradenin tezahürü var. ‹slamî düflünce, “her flart alt›nda, Allah’›n emrine kay›ts›z flarts›z uymak” diye tarif ediyor bunu. Gene ‹slam inanc›na göre, “varl›¤›n her veçhesinde Allah’›n tezahür etti¤i” de biliniyor. Allah, yaratt›¤› varl›¤›n her noktas›nda bulunuyor. O zaman o iradeye uymak çözüm oluyor. Yine bir ayet-i kerimede “Biz, sizin dininizi kolay yapt›k” deniyor. ‹slam’da “din ilmi, amel ilmi” inanc› var. Yani, din bilgisi “yap›lan ifli düzenleyen bilgi” oldu¤u için, iflleri kolay yapmaya imkân veren bilgi haline geliyor. Da¤›n biçimini de¤ifltirmek zordur, ama da¤a uydu¤unuz zaman ifl kolaylafl›r. Osmanl› flehrinin yap›s›n› flekillendiren di¤er önemli bir husus ise; ailelerin sürekli ölçü ve yer de¤ifltirmesi. Bu olgudan hareketle, kal›c› yap›lar infla etmek yerine, ailelerin yaflama biçimlerine göre flekil de¤ifltirebilen geçici konutlar infla ediliyor. fiehirde binalar bir yere kadar yap›ld›ktan sonra, gerekti¤inde yeni binalar, daha sonra baflka yeni binalar ilave ediliyor. Bir yerde bir bina eskimiflse o sökülüyor, parçalar› kullan›larak, yeni flartlar içerisinde yeni bir bina yap›l›yor. Böylece flehir, sürekli de¤iflen sosyal-ekonomik hayata ve geliflen kültürel hayat›n yeni taleplerine göre yeniden infla edilen canl› bir organizma olarak yafl›yor. Ayr›ca, ‹slam inanc›na göre dünyan›n geçici bir mekan olmas› münasebetiyle, konutlarda kal›c›l›¤a önem verilmiyor. Ahflap ve kerpiç gibi, çok uzun ömürlü olmayan malzemelerden, bir nesile yetecek kadar ömrü olan yap›lar infla ediliyor. Gazalî’nin ‹hyâu Ulumi’d Din isimli kitab›nda anlat›lan bir olay, bu konudaki ‹slamî tavr› çok güzel bir flekilde özetliyor: Meflhur Hatemu’l-Esamm Medine’ye geliyor ve flehrin kap›s›ndaki muhaf›zlara soruyor: “Buras› neresidir?” “Medine-i Münevvere’dir” diyorlar. Olamaz! Buras› Firavun’un flehri olmal›d›r” diyor. Muhaf›zlar k›z›yorlar: “Sen nas›l mübarek Medine flehrine Firavun flehri dersin!” “Öyleyse, bu flehirde bana Peygamber’in saray›n› gösterin!” diyor. “Peygamber’in saray› yoktu” diyorlar. “O zaman buras› Firavun’un flehri” diyor, velhas›l tart›flma de- 61 KENT VE YAŞAM vam ediyor. Onu al›p valinin önüne götürüyorlar, orada da ayn› tart›flma devam ediyor. “Peki Peygamber ve ashab nerede oturuyordu?” diye soruyor yeniden. “Haa! Onlar topraktan, ahflaptan ve kam›fltan yap›lm›fl evlerde oturuyorlard›” diyorlar. Bunun üzerine yeniden ayn› sözleri tekrarl›yor: “Firavun’un yapt›¤› gibi, tafltan ve kireçten yap›lm›fl bu flehir, Peygamber’in de¤il, Firavun’un flehridir.” Hz. Peygamber ve ashab› geçici malzemeden yap›lm›fl ve kolayl›kla de¤iflmeye imkan veren yap›da evlerde otururken, flehirde de¤iflmeye direnen bir yap›da, Firavun gibi de¤iflmemeyi, ebedi kalmay› amaçlayan ve mutlak hükmeden bir iradenin ürünü olan evler infla ediliyor. Hatem’in tenkidi bunad›r. Rahman Suresinde Allah (cc) flöyle buyuruyor: “Göklerde ve yerde bulunanlar, (her fleyi) O’ndan isterler. O her an yeni bir ilahî tasarruftad›r.” Bu ayetten hareketle, “varl›¤›n her an yeniden oluflma halinde bulundu¤unu, hiçbir fleyin statik ve de¤iflmez olmad›¤›n›, her fleyin sürekli bir de¤iflim içersinde oldu¤unu anl›yoruz. Böylece ‹slam’da, flehirlerin sürekli de¤iflme halinde olmas›n› temin eden bir anlay›fl tüm bir kâinat ve varl›k telakkisinin yans›mas› olarak gündeme geliyor. Osmanl› konut mimarisinde, bahsetti¤imiz bu geçicilik ve de¤iflkenlik fikri hakim iken, kamu yap›lar›nda, bunun aksine kal›c›l›k ve sa¤laml›k fikrinin esas oldu¤unu görüyoruz. Konutlar bir nesile yetecek ömürde, ço¤unlukla ahflap malzemeden 62 Mimar ve Mühendis Temmuz-Ağustos 2010 üretilirken, cami, medrese, han, hamam, kervansaray gibi ço¤u vak›f mal› olan kamusal yap›lar, nesiller boyu hizmet edecek ve yüzy›llar boyunca ayakta kalabilecek sa¤laml›kta ve ço¤unlukla tafl malzemeden infla ediliyor. Modern flehirde, insan hayat›n› sürekli birbirine benzer duvarlar aras›na hapseden, dünyaya s›rt›n› dönen, ona karfl› duyars›z olan, hatta duyars›z olmas› da önemsiz say›lan bir insan telakkisi görüyoruz. Buna karfl›l›k Osmanl› flehri, sakin, hareketli yol flemas› üzerinde, yol boyunca yeri, biçimi, flahsiyeti de¤iflen evlerin aras›nda büyük abidelerin bulundu¤u yerleri, büyük abidevî a¤açlar›n bulundu¤u meydanlar›, alçak duvarlardan sarkan çiçekleri yahut meyve a¤açlar›n›n sarkan dallar›n› görerek ve parlak, farkl› renklere sahip evlerin aras›ndan geçerek, her an yeni bir güzellikle karfl›laflarak yaflayan bir insan için vücuda getirilmifl bulunuyor. Bu güzelli¤in vücuda gelmesinde, kayna¤›n› Hz.Muhammed(sav)’den alan iki olgu var: “Ferdiyetin yüceli¤i” ve “güzellik sevgisi”. “Ferdiyetin yüceli¤i” düflüncesi, tabiî ki o yüce ferdin sorumlulu¤unu da beraberinde getiriyor. O zaman, her ev yapan kifli, “güzellik sevgisi” ile “‹nsan›n dünyada esas vazifesi dünyay› güzellefltirmektir” hadis-i flerifinin idrakiyle ve “dünyan›n hüsn-ü muhafaza edilmesi zorunlulu¤u” ile infla faliyetini gerçeklefltirmelidir. Yani herkes kendi evini yaparken dünyay› güzellefltirmekle mükellef bulunuyor. >> Osmanl› fiehri’nin nas›l bir düzenle infla edildi¤ine de¤inelim. Kural flöyle: Bir flehri kurmak için gelen iflçiler, evvela hamam› infla ediyorlar; flehri kuracak insanlar›n temiz pak olabilmesi, çal›flanlar›n temizli¤ini sa¤lamak için. Ard›ndan medrese infla ediliyor, bilgi ortam›n›n kurulmas› için. Sonra cami, daha sonra etraf›nda evler ve mahalleler infla ediliyor. Son olarak Osmanl› fiehri’nin nas›l bir düzenle infla edildi¤ine de¤inelim. Kural flöyle: Bir flehri kurmak için gelen iflçiler, evvela hamam› infla ediyorlar; flehri kuracak insanlar›n temiz pak olabilmesi, çal›flanlar›n temizli¤ini sa¤lamak için. Ard›ndan medrese infla ediliyor, bilgi ortam›n›n kurulmas› için. Sonra cami, daha sonra etraf›nda evler ve mahalleler infla ediliyor, yavafl yavafl. Her flehrin kaplad›¤› yüzölçümün % 15’i kadar bir alan, flehrin merkezini oluflturuyor. Merkez olufltu¤unda, ti- cari hayat›n burada üretti¤i art›-de¤er ortaya ç›k›yor ve bu de¤er flah›slara de¤il, flehre geri dönmesi için vak›flara mal ediliyor. Bu yüzden flehir merkezindeki dükkanlar›n mülkiyeti flah›slara de¤il vak›flara veriliyor. fiehrin camileri, mescitleri, hamamlar› da vak›flara ait. Bu toplumsal müesseselerin d›fl›ndaki flehir ise evlerden, ikamet alanlar›ndan olufluyor ve her aile kendi çoluk çocu¤unu bar›nd›racak bir ev yapma hakk›na sahip. Osmanl› flehir oluflumunda, herkes evini komflusuyla mutab›k kalarak yap›yor. Bu sosyal mutabakat›n ve iradenin yans›mas› olarak flehri insanlar infla ediyor. Komfluluk iliflkilerinde, komflunun hakk›n›, mahremiyetini, manzaras›n› yahut ›fl›¤›n› ihlal etmemek gibi bir hukuk söz konusu. Mahalle oluflumunda her evin, komfluluk iliflkileri, günefle göre, manzaraya göre konumu, içeriden neleri gördü¤ü vs. bütün çevre iliflkileri sürekli düflünülüyor. Sonuç olarak da, insanlar›n yaflamaktan zevk ald›¤›, sevgi, sayg› ve hoflgörü ortam›n›n tesis edildi¤i, mutlu insanlardan müteflekkil bir flehir vücuda geliyor. Temennimiz odur ki, günümüzün çarp›k, niteliksiz ve sa¤l›ks›z flehir yap›lar›ndan biran önce kurtulup, ecdad›m›z›n yakalam›fl oldu¤u o yüksek medeniyet seviyesine ve müreffeh flehir hayat›na, en k›sa zamanda yeniden ulafl›r›z inflallah… *Bilge Mimar, merhum Turgut Cansever’in “Osmanl› fiehri” isimli eserinden derleme yap›lm›flt›r. 63 GEZ Çi¤dem Yaylas› Ad›n› ilk duydu¤umda bende gitme/görme iste¤i uyand›rm›flt› Çi¤dem Yaylas›… Ad›n› mutlaka baharda açan nazl› çi¤demlerden al›yordu. Baharda çi¤dem tarlas›na dönen yayla kim bilir ne kadar güzel olurdu? > Yaz› : Osman Ar› Makina Mühendisi > Foto¤raf: Osman Ar›, Enes K›rl› Ç i¤dem Yaylas› Sakarya’da Akyaz› ile Hendek ilçeleri aras›nda oldu¤u için gezinin organizasyonu da O¤uz Kapt›’ya düflüyordu. O¤uz hoca tam bir akademisyen titizli¤iyle bir güzergâh çal›flmas› yaparak (uydu foto¤raflar›, yol haritalar›, alternatif yollar, mesafe vs.), flartlar›m›z›n uygun olaca¤› bir bahar günü gidebilece¤imizi ancak (rak›m›n yüksek olmas›ndan dolay›) baharda yaylan›n so¤uk oldu¤u bilgilerini verdi. fiartlar ah flartlar… Hepimiz o kadar yo¤u- 64 Mimar ve Mühendis Temmuz-Ağustos 2010 nuz ki! Aile, ifl, sosyal çevre üçgeninde ad›m atacak halimiz yok. Hayat›m›z, günlerimiz, hafta sonlar›m›z hepsi planlanm›fl, bütün an›m›z dolu. Çocuklar›n kurslar›/dershaneleri, s›navlar› (SBS’ler, LYS’ler) ifl gezileri, fuarlar, dernek/vak›f programlar›, toplant›lar, toplant›lar, toplant›lar… Hayat›m›zda küçücük bir de¤ifliklik yapmak, rutin iflleyiflin d›fl›na ç›kmak, minik bir kaçamak yapmak o kadar güç ki ! Gündelik telâfleler ve yo¤unluk elimizi kolumuzu ba¤lam›fl durumda… Uzun bir u¤rafltan sonra nihayet bir tarihte anlaflabiliyoruz. Çi¤demler için 19 Haziran geç bir tarih ama gece yaylada kalaca¤›m›z için havalar›n ›s›nmas› iflimizi kolaylaflt›racak. ‹stanbul ekibimiz bir hayli kalabal›k K›rl› kardefller (Recep ve A.R›za K›rl›) ve mahdumlar› Ensar, Enes, H.‹brahim, Erkam, Fatih, ben ve o¤lum Taha. O¤uz ile beraber on kifliyiz. O¤uz’u Adapazar› TEM ç›k›fl›nda al›yoruz. Recep’le Akyaz› giflelerde buluflup Dokurcun’a do¤ru yola devam ediyoruz. Kuzuluk’ta son al›flverifllerimizi yap›yoruz. Dokurcun’u geçince yayla yoluna girmemiz gerekiyor. Birkaç yere sorduktan sonra bir köy yoluna giriyoruz. Köyü geçtikten sonra yol bir hayli bozuluyor. Tecrübemizle bu yolun yayla yolu olamayaca¤›na kanaat getirip hemen dönüyoruz. Köyün ç›k›fl›ndaki iki katl› konak görünümlü evin kap›s›n› çal›yoruz.Yafll› bir amca bize ayr›nt›l› bir tarif veriyor. Gerekli notlar› al›p tekrar yola düflüyoruz. Dokurcun ile yayla yaklafl›k 20 km. civar›nda. Hava kararmadan yaylaya varmam›z gerekiyor. Çad›rlar kurulacak, akflam yeme¤i haz›rlanacak. Yol stabilize, dereyi takip ederek yavafl yavafl t›rman›yoruz. Yükseldikçe a¤aç çeflitlili¤i de¤ifliyor. Tomruk tafl›yan orman çal›flanlar›na yaylay› tekrar soruyoruz. Evet, do¤ru yolday›z. Bu arada epey yükseldik, hava serinlemeye bafllad›. Geometrik dallar› ve aç›k yeflil kadife gibi taze sürgünleriyle köknarlar irtifam›z›n 1000m’nin üzerine ç›kt›¤›m›z›n iflaretlerini veriyor. Saat 18.30 civar›nda nihayet Çi¤dem Yaylas›’na var›yoruz. Ancak sanki yayla de¤il sayfiye yeri. ‹ki katl› yazl›k türü evler, futbol sahas› ve camisiyle bir tatil kasabas›. Yayla; köknar orman›n ortas›nda 1450m. rak›ml› düz bir alan. Evler yamaçlara yap›lm›fl. Yayla yemyeflil ve rengarenk çiçek tarlas› gibi. Her yer mis gibi kekik kokuyor. Yola yak›n düz bir alana çad›rlar›m›z› kurarken gençlerin bir k›sm› da ormandan odun topluyor. Tam atefli yakaca¤›m›zda 65 GEZ jeepli bir yayla sakini buras›n›n çad›r kurmak için uygun bir yer olmad›¤›n› söylüyor. Sonra da adeta kazma ile kaz›lm›fl yerleri göstererek bunlar› çi¤dem so¤anlar›n› yemek için domuzlar›n kazd›¤›n› söylüyor. Gerçekten de etraf›m›za bakt›¤›m›zda her yerin kaz›lm›fl oldu¤unu fark ediyoruz. Çaresiz çad›rlar›m›z› bozmadan söküp daha ileri suya yak›n bir alana tafl›yoruz. H›zl› bir flekilde ateflimizi yak›p akflam yeme¤imizi haz›rlad›¤›m›zda hava art›k iyice kararm›flt›. Bu arada havada so¤umufl ve çi¤ her yeri ›slatm›flt›. Gençler kamp ateflini cofltururken çay bardaklar› da dolup dolup boflal›yordu. Yayla, beklentimin aksine çok kalabal›k ve gürültülü geldi bana. Motosikletli gençler devriye gezer gibi sürekli gidip geliyorlar. Ara ara silah sesleri orman›n derinliklerinde yank›lan›yor. Bütün bunlar yetmiyormufl gibi arabas›n›n kap›lar›n› açarak bütün yaylaya metazori Karadeniz müzi¤i dinleten yayla sakini de iflin cabas›yd›. Onun sayesinde müzik susuncaya kadar uyuya66 Mimar ve Mühendis Temmuz-Ağustos 2010 mad›m. Müzik san›r›m 02:30 civar›nda sustu. Sabah namaz›na kalkt›¤›m›zda rüzgâr ç›km›fl hava bir hayli so¤umufltu. Günefl çad›rlar›m›z› iyice ›s›tt›¤›nda kahvalt› için kalkman›n vakti gelmiflti. Mükellef bir kahvalt›dan sonra çad›rlar›m›z› ve eflyalar›m›z› toplad›k. Programda yürüyüfl var. Geldi¤imiz orman yolundan; kenarda sessizce akan derenin ve kufl seslerinin aras›ndan kay›n ve köknar orman›nda yürümeye bafllad›k. Epeyce afla¤›da yoldan orman›n içine sapt›k ve ulu köknarlar›n serin gölgesinde gençlerle derin bir sohbete dald›k. Bir müddet sonra tekrar geldi¤imiz yoldan yaylaya geri döndük. Ö¤le namaz› için gitti¤imiz yayla camiinde cemaatle tan›flt›k. Yayla sakinlerinden Mahmut fievket abi bize özel bir yak›nl›k gösterdi. ‹stanbul’dan geldi¤imizi ö¤renince bizi evine çaya davet etti. Bu yak›nlarda baflka yaylalar›n da oldu¤unu istersek Turnal›k Yaylas›’na beraber gidebilece¤imizi söyleyince çay teklifini yayla ile birlikte kabul ediyoruz. M.fievket Bey ‹stanbul’da ikamet ediyor ancak yaylada bir evi var ve buraya çok s›k geliyormufl. Yaklafl›k yar›m saatlik bir yürüyüflten sonra Turnal›k yaylas›na ulaflt›k. Turnal›k Yaylas› Çi¤dem Yaylas›na göre daha küçük ve daha az yap›laflm›fl çok güzel bir yayla. Rüzgâr mis gibi kekik kokuyor. Da¤ çilekleri de k›zarm›fllar, epeyce çilek yiyoruz. Ard›ndan M.fievket Bey’in yayla evine dönüyoruz. M.fievket abi çok hizmet ehli bir insan. Yafl› bizden büyük olmas›na ra¤men bize hizmet etmek için adeta kofluyor, bizi de utand›r›yor. Yaylada hayvanlar›n sütlerini sorduk; an›nda s›cak süt ikram etti. Ard›ndan ilk defa gördü¤üm çok iri hurmalar geldi. Ve tabii ki demli çaylar... Çaylar›m›z› içerken M.fievket abiyi de daha yak›ndan tan›ma f›rsat›m›z oldu. Tan›d›kça da ezildik, mahcup olduk. M.fievket Bey iki üniversite bitirmifl, (A.Bulaç ve A.fiiflman’lar›n s›n›f arkadafllar›) ‹smaila¤a’dan Mahmut Efendi’nin de ye¤eni bir vak›f insan. Do¤rusu böyle bir insan› tan›mak, en az Çi¤dem Yaylas›’n› görmek, tan›mak kadar beni mutlu etti. Hepimiz anlatt›klar›ndan çok istifade ettik. ‹kindi namaz›ndan sonra M.fievket abi ile vedalaflt›k. Dönüflü farkl› bir yoldan yapaca¤›z. Gerekli tarifleri ald›k. TEM’e Hendek üzerinden inece¤iz. Yaylada hava bulutlanmaya bafll›yor. Yolda s›k› bir yaz ya¤muru bafll›yor. Arkada Çi¤dem Yaylas› bulutlar aras›nda kayboluyor. Sultanahmet Camii Foto¤raf: Osman Ar› FOTOĞRAF 67 BR PORTRE ‹lim ve gönül adam›, ‹stanbul ve Üsküdar afl›¤›; AHMED YÜKSEL ÖZEMRE Ahmed Yüksel Özemre, yüksek ilim sahibi, ilmiyle âmil ve memleketin çeflitli meseleleri hakk›nda kafa yoran çok de¤erli bir fikir, his ve gönül adam›yd›. Ülkemizin ilk atom mühendisi olarak alan›nda önemli çal›flmalara imza atmas›n›n yan›nda bir tasavvuf ehli, bir fikir adam› olarak dur durak bilmeden çal›flarak, düflünerek, yazarak ve müstesna eserler vererek bu ülkenin çocuklar›n›n daha iyi yetiflmesine vesile oldu. Akademik yay›nlar› çok fazla, fakat onun daha çok eski ‹stanbul’u ve o dönemin sosyal ve kültürel hayat›n› aktard›¤› eserleri bilhassa gençler taraf›ndan bugünlerde yo¤un ilgi görüyor. Dostlar› ilim ve gönül adam› Ahmed Yüksel Özemre’yi tüm yönleri ile dergimize de¤erlendirdiler. Üsküdar’›n Dost Ifl›¤›: Ahmed Yüksel Özemre > Mehmet Nuri Yard›m B üyük bir ilim adam›. ‹lk atom mühendisi... Büyük bir akademisyen. Talebeleri taraf›ndan sevilen bir hoca... Büyük bir yazar. Okuyucular›nca hararetle takip 68 Mimar ve Mühendis Temmuz-Ağustos 2010 edilen ve okunan bir müellif... Büyük bir dost. Gönül sohbetlerinin aranan simâs›... Üsküdâr yârân›n›n âflina çehresi... Büyük bir insan, inançl› bir mümin, topra¤›na ba¤l› bir münevver, düflünmekten yorulmayan bir mütefekkir... Bir mücadele, bir murakebe, bir muarefe, bir muhasebe, bir muaflaka adam›... Kubbealt›’nda art›k o coflkulu sohbetlerini dinleyemeyece¤iz, o flen kahkahas›n› iflitemeyece¤iz... Ama hizmetini yapt›, görevini tamamlad› ve eserini b›rakt›. Bâki kalan bu kubbede onun hofl sâdâs› yank›lan›yor... Ahmed Yüksel Özemre, yüksek ilim sahibi, ilmiyle âmil ve memleketin çeflitli meseleleri hakk›nda kafa yoran çok de¤erli bir düflünce ve his adam›d›r. ‹rfan›m›z›n bu mümtaz ve tan›nm›fl simâs›, onlarca rahats›zl›¤›na ra¤men dur durak bilmeden çal›flmakta, düflünmekte, yazmakta ve müstesna eserler vermektedir. Özemre Hoca’n›n pek çok eseri bulunuyor. Akademik yay›nlar› çok fazla, fakat onun daha çok eski ‹stanbul’u ve o dönemin sosyal ve kültürel hayat›n› aktard›¤› eserleri bilhassa gençler taraf›ndan çok ilgi görüyor. Özellikle son y›llarda neflredilmifl ve büyük bir okuyucu kitlesine hitap etmifl bulunan kitaplar›ndan baz›lar› üzerinde durmak gerekiyor. ‘Hât›rat’ türüne giren ve ‹stanbul’u hususen Üsküdar’› dile getiren bu eserlerde okuyucu, yaflanm›fl güzellikleri, eski insanlar›m›z›n eskimeyen zarifliklerini görüyor. Özemre’nin bu tarz eserleri aras›nda en önemlilerinden biri flüphesiz Geçmifl Zaman Olur ki isimli eseridir. Yazar›m›z, bu eserinde çocuklu¤unun ve gençli¤inin Üsküdar’›n› ve ‹stanbul’unu anlatmakta, hayat›na yön veren >> O, eserlerinde her geçen gün yitip gitmekte olan kültürümüzün temel hususiyetlerini, bir zamanlar ihtiflam›yla gözleri kamaflt›ran yüksek medeniyetimizin can al›c› unsurlar›n› ve dünyaya örnek olan muhteflem ve zarif sanat›m›z›n nirengi noktalar›n› anlatmaktad›r. olaylar› çok canl› bir üslûpla dile getirmektedir. Yazar›n neredeyse ismiyle özdeflleflen bir eseri de Üsküdar’da Bir Attâr Dükkân›’d›r. Özemre, bu eserinde ebru sanat›n›n son büyük sanatkâr› Mustafa Düzgünman’a ve ailesine ait attar dükkân› ve çevresindeki flahsiyetlerle ilgili hâdiseleri kendine has tatl› bir üslûpla aktarmaktad›r. Gel de Ç›k ‹flin ‹çinden farkl› bir çal›flma olarak dikkat çekiyor. Kitaptaki metinlere dikkat çeken Özemre, okuyucunun bunlar› yaln›zca “muhayyel fantastik hikâyeler” kabul ederek okumalar›n› istiyor. Onlar›n sabr›n› tafl›rmamak için bilincine hücum etmifl olan her fleyi yaz›ya dökmemifl, say›s›n› s›n›rl› tutmufl, hikâyelerini yine kendine has, fakat “belirli bir üslûp” içinde kaleme alm›flt›r. Portreler Hât›ralar hocan›n yine hât›ralardan ve baz› portre yaz›lar›ndan meydana gelen önemli bir eseri. Yazar, genellikle ilmî çevrelerde karfl›laflm›fl oldu¤u birtak›m kimselerle ilgili unutamad›¤› hât›ralar›n› naklederken konulara rahmanî bir bak›fl aç›s›ndan yaklaflmakta, bu zevat›n ilgi çekici portrelerini de çizmektedir. Üsküdar, Ah Üsküdar, yazar›m›z›n yine bir flehir monografisi tarz›nda kaleme ald›¤› de¤erli bir eser. Burada Üsküdar’a has örf, adet, zarafet, sehâvet gibi hasletleri beflerî münasebetlerdeki letafeti, bu beldede teflekkül etmifl olan sanat ve kültürü, çocukluk ve gençlik y›llar›nda flahidi oldu¤u güzellikleri, k›sacas› “Üsküdar Medeniyeti”nin bir bölümünü tahassürle yâd etmektedir. Özemre'nin son kitab› Üsküdar'›n Üç S›rl›s› Kubbealt› Neflriyat› aras›nda ç›kt›. Eski ‹stanbul’u bütün maddî ve manevî özellikleriyle tan›yan, Cumhuriyet’in ilk y›llar›ndan bugüne meydana gelen de¤iflimi gören ve gösteren Ahmed Yüksel Özemre, âdeta bir flehir foto¤rafç›s›d›r. Gördü¤ü, duydu¤u, yaflad›¤› hayat› en ince teferruat›na kadar naklederken, nesiller aras›nda sa¤lam bir köprü de olmaktad›r. Bu yüzden Üsküdar’›n tan›nmas›nda, sevilmesinde ve de¤erinin anlafl›lmas›nda Hoca’n›n emekleri çok fazlad›r. Özemre, daha önce kaleme ald›¤› Üsküdar'da Bir Attar Dükkan› ve Üsküdar Ah Üsküdar eserlerinden sonra Üsküdar'›n Üç S›rl›s› ile flahit oldu¤u s›rlar› okuyucular›yla paylafl›yor. Kitapta yazar›n çocuklu¤u ve gençli¤indeki Üsküdar'›nda ahali aras›nda dolaflan ama esrârlar›na muhiblerinin ancak pek az›n› âflina k›lan s›rl› velilerinden Eflref Ede, Nafiz Uncu ve Turgut Çolpan’a ait hât›ralar› zevkle ve istifadeyle okunuyor. Ahmet Yüksel Özemre, eserinde bir ömür boyu “muhabbetlerinden” istifade etti¤i üç flahsiyetin d›fl›nda Seyyid Abdülkadir Belhi Hazretleri’ni de kiflilikleri, eserleri ve hayatlar›ndaki izleriyle okuyucuya tan›t›yor. Üsküdar’›, Üsküdar’›n mânevî simâlar›n› ve Ahmet Yüksel Özemre’yi yak›ndan tan›mak isteyenlerin mutlaka okumas› gereken bir eser Üsküdar’›n Üç S›rl›s›. O, eserlerinde her geçen gün yitip gitmekte olan kültürümüzün temel hususiyetlerini, bir zamanlar ihtiflam›yla gözleri kamaflt›ran yüksek medeniyetimizin can al›c› unsurlar›n› ve dünyaya örnek olan muhteflem ve zarif sanat›m›z›n nirengi noktalar›n› anlatmaktad›r. Bugün içinde bocalad›¤›m›z, s›k›nt›s›n› yaflad›¤›m›z temel meselelerin nas›l ve hangi projelerle afl›labilece¤inin ipuçlar›n› vermektedir asl›nda. Bizi biz yapan k›ymet hükümlerimize iflaret etmektedir. Özümüzü kaybetmeden, benli¤imizi yitirmeden nas›l ayakta duraca¤›m›z›n formülünü göstermektedir. Fikirlerinin özünde eflref-i mahlukat olan insano¤lunun metafizik dünyas›n› çerçevelemekte ve yeni nesilleri güzel hedeflere yönlendirmektedir. Ahmed Yüksel Özemre’nin okuyucular› aras›nda daha çok gençlerin bulunuflu bofluna de¤il. Çünkü yeni nesillerle güzel bir diyalog kurabilmifl olan Özemre, âbide flahsiyetleri anlat›rken onlar›n güzel dünyalar›nda okuyucusunu gezdirmekte dolay›s›yla yaflanm›fl güzel hayatlar›n ›fl›kl› ortam›na gençleri tafl›maktad›r. 69 BR PORTRE Fizi¤in ve Metafizi¤in Üstad›: Ahmed Yüksel Özemre > Olcay Yaz›c› ›ymetli ilim, irfân ve idrak insan› Ahmed Yüksel Özemre’yi bütün müktesebat› ve âli terkibiyle anlatmaya ilmimiz kifayet etmez. Ancak hürmet, iyi niyet ve duâ niyetine, duygu ve düflüncelerimizi dile getirebiliriz. Maddenin (fizi¤in) s›n›rlar›yla, metafizi¤in (aflk›nl›¤›n) s›n›rlar›n› ufkî ve engin bir idrakle, sufî/tasavvufî, k›saca ilâhî bir sezgiyle, yâkin bilgisiyle keflfedip, kuflatan; zahirî bilgiden, bât›nî bilgiye, bilgelikten hikmete ulaflan veya bir beflere her ne kadar ruhsat verilmifl ise, bunun son s›n›r›na do¤ru metafizik bir yolculu¤a ç›kan ender ilim adamlar›ndan biriydi. Maddeyi terk etmeden, mânây› kavrayan, fizi¤i küçümsemeden metafizi¤e kanat açan, hezarfen bir kimli¤in asr›m›za yans›yan müstesna yüzü idi. Onu lây›k›yla anlatabilmek, vas›fland›rabilmek için, kelime ve mefhumlar› dikkatle, özenle seçmeye gayret ediyorum. Çünkü O, öyle yapard›. Engin bir ontoloji, etimoloji ve epistemoloji bilgisiyle, fizik dünya ile metafizik dünyan›n âdeta fleffaf/mücerret bir röntgenini çekiyordu. Derin bilgiyi, berrak, duru ve ilmî bir dille, milim noksanl›¤a asla müsaade etmeyen, afl›r› titiz bir üslupla dile getiriyordu. Bu kadar derin ve detay mefhum bilgisine ömrümce bir baflka ilim adam›m›zda, baflka bir münevverimizde rastlamad›m. Bu derin ve özümsenmifl detay bilginin, elbette s›¤ idraki oldukça yoran, ilim ve müktesebat yetmezli¤i yüzünden, söylenileni anlafl›lmaz k›lan bir yan› vard›. Ama e¤er ilim ve bilgi aflk›, tecessüsü, ö¤renme ifltiyak› kalbinizi, beyninizi ve ruhunuzu, kutsal bir iklim kufla¤› gibi kuflatm›fl ise, ac› çekercesine yaz›n›n künhüne varmaya, anlat›lan› idrak etmeye ve bilgi da¤arc›¤›n›za yeni mefhumlar eklemeye gayret eder, bundan büyük bir bilgilenme mutlulu¤u, irfân sevinci duyard›n›z. Evliyalar diyar› Üsküdar’›n son beyaz atl›s›yd› Ahmed Yüksel Özemre. Son attar K 70 Mimar ve Mühendis Temmuz-Ağustos 2010 >> “‹nsan genç iken fizik gücüne güveniyor, fakat yafl› 60’a var›nca, hayatla ölüm ars›ndaki saydam çizgiyi fark ediyor. Bir daha dönmemek üzere bu fâniden uzaklaflt›¤›n› müflahhas olarak hissediyor. Yeniden fizik dünyaya dönmeyi arzu ediyor bir an için, ama buna takât› yetmiyor!” dükkân›, dükkân-i hikemi idi. ‹rfânî gelene¤i temsil eden son beyzâde idi. Buna ra¤men, taflral› Ahmed amca kadar halktan, gâni gönüllü ve mütevaz› idi. Kibirli ve bencil yeniyetmelerin yan›na yaklafl›lamazken, Ahmed hoca ile iki samimi dost, iki muâdil arkadafl gibi s›n›rs›z konuflabilir, sohbet edebilir, hatta içinizden geldi¤i gibi mizah ve espri yapabilirdiniz. Asla surat asmaz, aksine flen kahkahalar›yla sizi yüreklendirir, cofltururdu. Çeyrek yüzy›ldan fazla tan›fl›kl›¤›m›z de¤il, kelimenin tam anlam›yla dostlu¤umuz, muhabbetimiz vard›. Bu kadar derin ve ihatal› bilgiye, bilgeli¤e ra¤men, gösterdi¤i bu sevgiye, hürmete, di¤erkaml›¤a, flenflakrakl›¤a hayret ediyordum. Çevresine yayd›¤› bu hoflgörü enerjisi ile sufî hudutsuzluktan, teklifsizlikten ald›¤›m cesaretle, bir gün kendisine; “Hocam” dedim, “bizde ayd›nlar hep kaprisli olur. Sizde niye hiç kapris yok!” diye sordum. Hoca o hofl tebessümü ile yerinden kalkt›, az ötedeki müzik setinin üzerinden bir CD ald› ve bana do¤ru uzatt›. “Bak” dedi, “‹flte kapris! Kim demifl Caprisim yok diye!” Me¤er ki, “Capris” isimli yabanc› bir müzik CD’sinden söz ediyordu. Bu hadiseye, Ahmed Yüksel Özemre sohbetlerinin müdavimlerinden Kemal Çiftçi arkadafl›m›z da flahittir. Birlikte uzun uzun güldük. Bir baflka gün ziyaretine gitti¤imizde, gülesöylefle doktorunun kendisinde üç-befl çeflit hastal›k teflhis etti¤ini söyledi. Do¤rusu tevekkülün, teslimiyetin böylesini baflka hiç kimsede görmedim. ‹flte Hoca böyle, nevi flahs›na münhas›r bir insand›. 70 milyonluk ülkede muadili olmayan bir ilim ve gönül insan›. Nükleer enerji konusundaki ilmî gayretleri ise ayr›ca takdire flâyand›. Sa¤ yeterince kavrayamad›, sol “dinci” diye d›fllad›. Hayatla ölüm aras›ndaki mücerret çizgi Yine bir gün, kendisini ziyarete gitti¤imizde, meâlen, “insan genç iken fizik gücüne güveniyor, fakat yafl› 60’a var›nca, hayatla ölüm ars›ndaki saydam çizgiyi fark ediyor. Bir daha dönmemek üzere bu fâniden uzaklaflt›¤›n› müflahhas olarak hissediyor. Yeniden fizik dünyaya dönmeyi arzu ediyor bir an için, ama buna takât› yetmiyor!” demiflti. Çok ilginç bir “vedâ” ve “ayr›l›fl” idrakiydi bu. Oldukça sars›lm›flt›m. Bu aflk›n ayr›nt›y› ancak böylesine fizik ve metafizik bilgesi fark edebilirdi elbette. Y›llar önce uzman› olmad›¤›m bir sahada, arkadafllar›n teflvikiyle “Büyük Gün”/Bir K›yamet Alâmeti Olarak Hazreti ‹sâ’n›n Dönüflü” isimli bir çal›flma haz›rlam›flt›m. Hoca bu sahan›n en mümeyyiz uzman›yd›. Dostlu¤undan, engin hoflgörüsünden istifade ile, bu acizane dosyay› okumas›n›, yay›na uygun olup olmad›¤› yönündeki fikr-i âlisini lütfetmesini rica ettim. Kabul buyurdu. Okudu ve bir zaman sonra, “Mükemmel. Tebrik ederim!” deme teveccühünü gösterdi. Bu benim için eflsiz bir referanst› elbette. Bundan ald›¤›m›z cesaretle, kendisine ithaf ederek, kitab› yay›nlad›k. Ayr›ca, kendisiyle yapt›¤›m son ve kapsaml› söyleflide, küreselleflmeyi konuflmufltuk. Özetle, “Küreselleflme, Köleselleflmedir!” diyordu. (Bak›n›z: Irmaklar Sonsuza Akar/Olcay Yaz›c›, Etkileflim Yay›nlar›) Y›llar sonra kitaplaflan derin ve yo¤un ilmî makalelerini dosyalar hâlinde bizlere verirdi. Belki iki kitap olacak kadar de¤erli makaleleri bendenizin mühim evrak› aras›nda bulunmaktad›r. Yani ilmin, bilginin zekât›n› peflin peflin verir, gerçek münevverin biricik vasf› olan “ayd›nlatma” vazifesini hakk›yla, cömertçe yerine getirirdi. Bu yönüyle de, tek ve biricikti. Büyük emek harcayarak yazd›¤› ilmî bir makaleyi, daha kitaplaflmadan önce, günümüzde hangi ilim adam›, bir baflkas›na verir? Onun sufî ve s›rrî cephesine ise çok fazla girmek istemiyorum. Ancak bir misal ve ibret levhas› oluflturmas› bak›m›ndan, flu kadar›n› ifade etmek istiyorum ki, yaflça kendisinden küçük bir mürflide müntesiplik, müridlik edecek kadar, nefsini aflabilen, ezebilen bir meflrebe, üstün seciyeye sahipti. Türkiye gazetesinde, Bilim ve Teknoloji Dergisi ‹nsan ve Kâinatta, Genel Yay›n Yönetmenli¤ini yapt›¤›m Kültür Dünyas› dergisinde; hane-i saadetlerinde ve ilim-irfân, kültür-tefekkür mahfillerinde birlikte olduk. Son olarak, vefat›ndan iki ay önce yine hane-i saadetlerinde kendisini ziyarete gitmifltik. Bize kitaplar›n› imzalad›. Yay›nevlerinin bin adet bast›k diyerek, iki üç bin adet kitaplar›n› bas›p satt›¤›n› gülerek anlat›yordu. Biliyorlar ki, ben bütün haklar›m› onlara peflin peflin helâl etmiflim, diyordu. Hoca ayn› zamanda usta bir foto¤rafç›yd›. Foto¤raf makinelerinden çok iyi anl›yordu. Bir koleksiyonu vard›. Hocam dedim, ba¤›fllay›n ama sizden bir ricam olacak, mübarek ellerinizle, ileride bir övünme vesilesi olmas› için, bu fakirin foto¤raf›n› çekme lütfunda bulunur musunuz? Elbette köftehor dedi. (Bendenize öyle hitap ederdi!) Foto¤raf makinesinin objektifini ayarlad› ve iki üç kare foto¤raf›m› çekme büyüklü¤ünü gösterdi. Ne var ki, bu foto¤raflar› bana gönderme zahmetinde bulunmas›n› rica etme cesaretini gösteremedim. Bu fazca haddi aflmak olur diye düflündüm. Bilmiyorum ama belki de o kareler hâlâ foto¤raf makinesinin lofl hazinesinde mahfuzdur. Bunu bir gün, baba mesle¤i fizik ilmi ile ifltigal eden, sevgili k›z› Râbia karde- flimizden sorabilirim belki. Bu son görüflmemizdi, yine Kemal Çiftçi ile birlikteydik ve o gün bize 3 kitab›n› imzalad›. “Sevgili O¤lum Olcay Yaz›c›’ya muhabbetlerimle” diye yazm›flt› “Üsküdar Ah Üsküdar” ile “Hasretini Çekti¤im Üsküdar” kitaplar›na. Evet, o bizlerin sadece hocas› de¤il, ayn› zamanda mânevî babas›yd›. “Yesrib’de Bahar” ise Ahmed Abd Al Wal›yy V›ncenzo’dan, Fezâ Özemre ile birlikte yapt›¤› harika bir tercüme romand›. Onu, “Sevgili kardeflim Olcay Yaz›c›’ya muhabbetlerimle” diye imzalam›flt›. Tarih 22.01. 2008’di. Ve bu dünyadan göçmesine az bir zaman kalm›flt›. Evet, ah Üsküdar, ah ‹stanbul, ah ömür! “O iyi insanlar, o iyi atlara bindiler gittiler!” Ne yaz›k ki geriye, insanlar› kand›rmay› meslek edinen reklâmc›larla, politikac›lar kald›. Biz ise, “Göçtü kervan, kald›k da¤lar bafl›nda!” Rabbim encam›m›z› hay›r eylesin. “Evvel giden dostlara, selâm olsun erenler!” Ulu sûfî Mevlânâ Hazretleri, “Tatl› p›nar bafl› kalabal›k olur!” der. Bu cümleden, bu ilimden, bu iklimden olarak, k›ymetli ve merhum Hocam›z Ahmed Yüksel Özemre’nin etraf› da öyle kalabal›kt›. Bizler bu duru p›nardan kana kana su içme flans›na sahip oldu¤umuz için, kendimizi bahtiyar addediyoruz. Allah gani gani rahmet eylesin. Umman› bir katrede hülâsa etmek ne mümkün. Rûhu flâd, mekân› cennet olsun… 71 71 BR PORTRE Hem Fizikte Hem de Metafizikte Öncü; Ahmed Yüksel Özemre > Serap Öztuncer A hmed Yüksel Özemre, vefat›n›n 2. y›l›nda ESKADER taraf›ndan düzenlenen toplant›da yâd edildi. “Bâb›âli Sohbetleri” çevresindeki toplant›ya büyük kat›l›m oldu. Edebiyat Sanat Kültür Araflt›rmalar› Derne¤i (ESKADER)’nin düzenledi¤i ve art›k geleneksel hale gelen “Bâb›âli Sohbetleri”nin 16’nc›s› gerçeklefltirildi. Ca¤alo¤lu’ndaki Timafl Kitap Kahve’de yap›lan sohbet çerçevesinde, iki y›l önce bir perflembe günü Rahmet-i Rahman’a göç eyleyen Türkiye’nin ilk atom mühendisi Prof. Dr. Ahmed Yüksel Özemre hay›rla ve sayg›yla yâdedildi. Özemre’nin dostlar›, talebeleri, sevenleri ve okuyucular› onunla ilgili hât›ralar›n› dinleyicilere aktard›lar. ‹stanbul’un her yerinden gelen kalabal›k dinleyici toplulu¤u gözlerden kaçmad›. Baz› dinleyiciler program› ayakta takip etmek zorunda kald›lar. Birbirinden de¤erli isimlerin kat›ld›¤› toplant›y› ESKADER Baflkan› Mehmet Nuri Yard›m yönetti. Bilge adam Özemre ‹nsan hayat›na anlam kazand›ran bilge insanlar vard›r. Bu bilge insanlar›n en temel özelli¤i alçakgönüllü olabilmeleridir. Kendi varl›¤›n›n anlam›n› bulmufl ve birçok baflar›ya ad›n› yazd›rm›fl bilge insanlar›n ortak özelli¤idir alçakgönüllülük. Alçakgönüllü olmak her insan›n iste¤i olmal›d›r; çünkü bu baflar› için zorunlu bir gerekliliktir. ‹flte dostlar› ve talebeleri bilge adam Ahmed Yüksel Özemre’yi anlatt›klar›nda, 72 Mimar ve Mühendis Temmuz-Ağustos 2010 metlerinin yan› s›ra tarihî ve manevî güzellikleri gözler önüne seren kitaplara da imza atm›flt›r. Maddî ilimlerle manevî ilimleri ayn› potada eriten Özemre’yi anlatan dostu ve talebesi Necmi Dalday, “‹nsan ölünce amel defteri kapan›r; ama üç fley vard›r ki bunlara sahip olan kiflinin amel defteri dünyan›n sonuna kadar aç›k kal›r. Bunlar ailesine hay›r getirecek evlatlar, sürekli ilim ve ortaya ç›kart›lan eserlerdir. Ahmed Yüksel Özemre de amel defteri dünyan›n sonuna kadar aç›k kalacak insanlardand›r.” sözüyle bafllad› konuflmas›na ve flu flekilde devam etti. birçok vasf›n›n yan› s›ra Hocan›n en bariz özelli¤i olan alçakgönüllülü¤ü ortaya ç›kt›. Olgun insan dost bildi¤i dost belledi¤i makama sayg›y› asla unutmamal› ve baz› fedakârl›klarla, dost bildi¤i, dost belledi¤i makam›n ç›karlar› için çal›flmay› kendine ilke edinebilmelidir. Özemre’nin de çal›flmay› kendine ilke edinen tam bir görev adam› oldu¤unu ö¤rendik dostlar›n›n a¤z›ndan. Türkiye’nin ilk atom mühendisi Ahmed Yüksel Özemre, Türkiye’nin nükleer enerji üretimi konusundaki önemli hiz- Çocukken merak bafllad› “‹lime bilime merak› 7-8 yafllar›nda okudu¤u Edison’un hayat›yla ilgili bir kitapla bafllam›fl. Bu kitap sevdas› daha sonra da sürmüfl. ‹lkokulu bitirince 200 adet kitab› bulunan bir kütüphaneye sahip olmufl. Liseyi Galatasaray Sultanisi’nde 6. s›n›f› okurken hayat›ma girdi ve ölene kadar devam etti dostlu¤umuz. Okuldayken iki iftihar listesi vard›. Biri spordaki baflar› di¤eri de derslerdeki takdiri. O ikisinde de iftihar listesine girmeyi baflarm›flt›. 68 y›l›nda atom mühendisi olmak için Nükleer Enerji Okulu’na girdim. Orada da benim hocam oldu.” Dalday, “Hocam ‘Bilgisayardan önce kitap okuyun, olgunlaflmaya bafllay›nca onu kullan›n.’ derdi. Arkadafllar› Hocam›n lakab›n› ‘Aynfltayn’ takm›fllar ve öyle de kalm›flt›. Bu lâkab›n ona verdi¤i önemli katk›- lar› oldu. Sekiz sömestrede bitirece¤i okulu befl sömestrede tamamlad›. Üç sömestrede de bofl kalmamak için Fransa Nükleer Enerji Bölümü’ne gitti. Birincilikle tamamlay›p 1957 y›l›nda Türkiye’ye döndü¤ünde, Türkiye’nin ilk Atom Mühendisi oldu. Doktoras›n› hemen verip doçent, 34 yafl›nda da profesör oldu. Ord. Prof. Cahit Arf onun hocas›yd›. ‹stanbul Üniversitesi’nde teorik fizik dersleri bafllatt›. Onun çal›flmalar›n› depolara kald›rd›lar. Baflar›l› bir akademik hayat› oldu.” Toplant›y› takdim eden ve yöneten Mehmet Nuri Yard›m, Ahmed Yüksel Hocan›n muazzam bir bilgi ve birikime sahip oldu¤unu belirterek, “Akademik Y›llar›m kitab›nda biyografisi tam 43 sayfad›r. O Türkiye’nin medar-› iftihar›d›r.” dedi. ‹kinci konuflmac› ise Cemal Uflflak idi. Uflflak flunlar› söyledi: “Nobel Fizik Ödülü kazanan Pakistanl› Abdüsselam kendi ülkesinde bilim yapamad›¤› için yurt d›fl›nda çal›flmalar yapt›. Abdüsselam’la mülâkat yapmak için araflt›rd›¤›mda kendisini Hoca’n›n yan›nda buldum. Hoca ile ilk temas›m bu flekilde oldu. Yak›n hukukumuz Moral FM ve Samanyolu’nda benim davet etti¤im bir program sonras› gerçekleflti. Hocam, dinleyicileri ve beni tasavvuf sohbetleriyle yo¤urdu.” Cemal ve celâl s›fatlar› Özemre’nin hususiyetleri üzerinde duran Cemal Uflflak konuflmas›n› flu sözlerle sürdürdü: “Rabbimin kimilerinde Cemal kimilerin de ise Celâl tecellisi vard›r. Allah’›n Cemal ve Celâl tecellisinin zuhur etti¤i zatlar nâdirdir. Kendisinde bu ikisi de mevcuttur. He- zarfen bir zatt›. Prof. Dr. Toshihiko ‹zutsu'dan yapt›¤› ‹bn Arabî’de Anahtar Kavramlar adl› tercüme eseri sanki Türkçeden tercüme edilmifl gibi okudu¤unuzu hissedersiniz. Hayat›n›n son dönemlerinde s›kça geçirdi¤i rahats›zl›klar›ndan hiç s›zlanmazd›, mütevekkildi. Her de¤er insan olmak için do¤ar. ‹nsan-› kâmil olmak s›fat› için do¤mufluz. O do¤ufltan bu metafora uygun biriydi. Hakk’a yürümeden önce Hakta yürüdü.” fiair ve mûsikîflinas Memduh Cumhur ise müflterek hât›ralara temas ederek flöyle dedi: “Üsküdar’da çok yak›n otururduk, s›k s›k bir araya gelirdik. Cengiz Ayd›n çok a¤›r hastayd›. Vedalaflmaya gittik. Tevazu ve espri sahibi bir insand›r. Hocan›n tasavvuf âflinal›¤› etraf›ndaki insanlar taraf›ndan takdir edilirdi. Fizikle tasavvufu birlefltiren bir taraf› vard›. ‘‹nsanlar uykudad›r öldükleri zaman uyan›rlar.’ Hadis-i fierif olan bu söz ‹bn Arabî’nin kitaplar›n›n kayna¤›d›r. ‹zutsu kitab›n› Türkçe yazsayd› ancak bu kadar güzel yazard›.” Türkiye’nin de¤erli ebru sanatkâr› Hikmet Barutçugil ise, “Kendisiyle merhum amcam As›m Barut vesilesiyle tan›flt›m. Hezarfen bir üstatt›. Ebru sanat›nda da çok önemli biriydi. Onun fikirlerinden çok fazla feyizlendim,” dedi. Gazeteci yazar Ekrem Kaftan, “Türkiye gazetesinde uzun y›llar birlikte çal›flt›k. Hocan›n Üsküdar’daki Attar Dükkân› kitab›n›n tashihini ben yapt›m. Birçok kitab›n› okuma f›rsat› buldum. Nesirlerini yazarken fliir gibi bir dil kullan›yordu. Onun dilini görünce kendi fliirlerimden utand›m.” dedi. Hocan›n ‹nsan ve Kâinat dergisinde birlikte çal›flt›¤› gazeteci yazarlardan Kemal Çiftçi da flöyle konufl- >> Onda Yunus Emre’nin, “Yunus sen bu ilmi kimden ald›n’ diyenlere verdi¤i “Bir kâmil mürflide varmadan olmaz!” cevab›nda sakl› eskilerin ‘zü’l-cenaheyn’ dedikleri insanlara mahsus bir s›r mevcut… 73 BR PORTRE tu: “Çok s›k›nt›l› bir hayat› oldu. Ama bütün kahr› ve çileyi hep sab›r ve tevekkülle karfl›lard›. Atom konusunda çal›flt›¤› için baz› bas›n organlar› yabanc› devletlerden ald›klar› para ile bu haberleri yap›yorlard›. Çok çile çekti, baz› sa¤l›k problemlerini sab›rla karfl›lad›.” Gidenlerin muadili yok Prof. Özemre’yi yak›ndan tan›yanlardan flair ve yazar Olcay Yaz›c› da konuflmas›na; “Son zamanlarda gidenlerin muadili yok maalesef,” sözüyle bafllad› ve flöyle devam etti: “Hem fizi¤i hem metafizi¤i bilen; hem mürit hem mürflit idi. Üç kuruflluk edebî eser yazamayan insanlar kapris yaparken, onun hiç kaprisi yoktu. O bizim babam›z gibiydi. Gelene¤i gelece¤e aktarmak gerekiyor; gelenekten gelece¤e sadece bilgi de¤il ahlâk da aktarmak gerekli. Teknolojik ça¤›n ahlak anlay›fl›n› do¤ru okumak lâz›m. O 20 y›l önce ‘Küresel dünyay› küresellefltirmek kölelefltirmektir.’ diyordu. Hoca, sanki yafl›t›ym›fl›z gibi bizimle her türlü konuyu konuflurdu. O ilim ve irfan yuma¤›n›n devaml› akmas›n› diliyorum.” Mehmet Göze ise “‹lk akl›ma gelen muhabbetidir,” sözüyle bafllad›ktan sonra “‹lk olarak Ayd›nlar Oca¤›’nda kendisini gördüm. Etraf›nda bir muhabbet hâlesi vard›. Üsküdar’da Bir Aktar Dükkân› adl› kitab› bir nikâhta fleker olarak da¤›t›ld›. Kelime-i Tevhidin hakikati tecelli etmifl ve mübarek günde herkes Hoca’y› anmak için toplanm›fl,” diyerek kat›l›mc›lara teflekkür etti. Kendisine söz verilen dinleyicilerden Dr. Sait Bafler duygular›n› flöyle dile getirdi: “Cemal celâl, hakikat ve hak ehli insandan bahsetmek hiç kolay de¤il; onun eserlerini okumufl, iyi anlam›fl bir topluluk var burada. Veda Hutbesi’nin sonunda oldu¤u gibi: ‘Burada bulunanlar duyduklar›n› burada bulunmayanlara anlats›nlar,’ demifl Hz. Peygamberimiz, bizler de onu tan›ma yak›ndan görme flerefine nail olmufl insanlar olarak Özemre’yle yüzyüze gelmemifl kiflilere onu anlat›yoruz.” Kültür tarihçisi Dursun Gürlek de Özemre için, “sohbeti lezzetli, yaz›s› güzel olan nadir insanlardand›r,” dedikten sonra özetle flu bilgileri verdi: “‹nsan›n iki ömrü vard›r; tabii ömrü ve ömrü sânî. ‹kinci ömrünü yaflayan, eser b›rakan insanlard›r. Hiçbir eser ortaya koymasayd› da; onun hayat› bir eserdi. Onun sevgi ve muhabbeti bizi birlefltirdi. En son Sabahattin Zaim Kültür Merkezi’nde konufltuk. Benim talebem olan bir Han›m Hoca’y› ziyaret etti¤inde benden bahsetmifl. Hoca da ona ’Aman k›z›m sa74 Mimar ve Mühendis Temmuz-Ağustos 2010 Aynfltayn’›n Kabala Felsefesi’ne ait kitab›nda din ve müspet bilimin çat›flmad›¤›n› görüyoruz. Hoca da din ve müspet bilimin çat›flmad›¤›na en iyi örnektir. Sa¤ kesimin yan›nda sol kesimden birçok önemli flahsiyetler de Hoca’y› takdir ediyorlar.” dedi. Son konuflmac›lar ise edebiyat ö¤retmeni Ömer Polat, araflt›rmac› yazar Mehmet fiadi Polat ve Prof. Dr. fiafak Ural’d›. Polat, “Üsküdar’› bana sevdiren kifliydi.” dedi. fiadi Polat, “Türkiye’nin enerjileri konusunda bir beyin f›rt›nas› yapt›k. Bu toplant›ya Hoca’n›n da kat›lmas›n› istedik; ama sa¤l›¤› nedeniyle kat›lamad›. Bize ‘STK’lar bu konulara da el att›ysa art›k gözüm arkada kalmaz’ demiflti,” dedi. Prof. Dr. fiafak Ural ise Hoca’yla tan›flmas›n› dinleyicilerle paylaflt›. Dr. Mustafa Tekçe, ‹brahim Kapakl›kaya ve Selahattin Al›ç da Ahmed Yüksel Özemre’nin hususiyetlerine temas ettiler. k›n peflini b›rakma,’ diye lûtfetmifl. Üsküdar’›n Üç S›rl›s› adl› kitab›n yeni bask›s› yap›l›rsa Hoca’y› da ilâve ederek Üsküdar’›n Dört S›rl›s› olmas› gerek diye düflünüyorum.” Bo¤aziçi Yay›nlar› Müdürü Gazi Altun “Kiflileri hay›rl› ifllere yönlendirmek için en etkili yol mümtaz flahsiyetlerin hayatlar›n› onlara aktarmakt›r. Hoca da bu mümtaz flahsiyetlerden biridir,” derken Hüseyin Sar›koç da “Onu bir konferansta tan›ma f›rsat› buldum. ‹nsan ve Kâinat dergisinde beraber çal›flt›k. Dergi yay›nland›¤› zaman Bilim ve Teknoloji diye bir vak›f kuruldu. Hoca üç gün süren bir sempozyum düzenledi. Özemre gönül insan›yd›. Toplumun her kesimine ayn› bakan, herkesin yetiflmesine gayret gösteren biriydi. Çal›flma azmimizin a¤›rl›kl› noktas› bize hocadan kalm›flt›r.” Ülkü Ayd›n’›n gözyafllar› Ço¤unlukla nefleli, ama bazen de hüzünlü geçen toplant›da yak›n çevresinden Ülkü Ayd›n’›n ak›tt›¤› gözyafllar› Ahmed Yüksel Özemre’nin ne kadar çok sevildi¤ini gösteriyordu. Hocayla ilgili bir hât›ras›n› anlatan Ayd›n, “Onun ad›n› and›¤›m zaman hâlâ duygulan›yorum,” dedi ve Ahmed Yüksel Özemre’nin cenazesinde yazd›¤› bir fliiri dinleyicilerle paylaflt›. Y›ld›z Üniversitesi ö¤retim üyelerinden Dil Hocas› Fethi Murat Do¤an, “O¤lumun Teorik Fizik okumas›na çok sevinmiflti. Rabia Özemre’nin sözleri En son konuflmac› Fât›ma Rabia Özemre’ydi. Rabia Özemre, toplant›da babas›n›n bahsedilmeyen yönlerine de¤inerek flöyle konufltu: “Celalinin yan›nda cemali de çok olan, yumuflak bir insand›. Bariz bir siyasî e¤ilimi yoktu. Her zaman çok demokratik biri olmufltur. Karfl›s›ndakini anlayarak dinleyen, çok rahat iletiflim kuran ve kendine çok rahat çekebilen biriydi. Her fikri ak›m›n avantajlar› oldu¤u kadar dezavantajlar› da vard›r. Bunu çok güzel bir flekilde dengeleyebilirdi. Cemali ve celali buralarda kullan›rd›. Kiflilerin bulundu¤u konumun çok daha üstünden bakmay› baflarabilen kifliydi. Mükemmeliyetçi biriydi.” Ney, ilahi, Kur’an ve dua Salondaki dinleyiciler Özemre Hoca’n›n ad›n› çok daha genifl kesimlere duyurabilmek için ad›n›n bir üniversiteye verilmesini, bir anma kitap haz›rlanmas›n› ve bir yar›flma ile bu çal›flmalar›n taçland›r›lmas›n› istediler. Program›n sonunda yafl› küçük ama sanat› büyük neyzen Mehmet Yusuf Kany›lmaz ney üfledi. Mehmet Yusuf’un icras› herkes taraf›ndan hayranl›kla karfl›land›. Regaip Kandili’nin kutland›¤› programda Hâf›z ‹smail Çimen önce Kur’an-› Kerim okudu, sonra da Yûnus Emre’den ilahiler seslendirdi. Toplant› Ahmet Yüter Hoca’n›n duas›yla son buldu. Çayl› simitli ve muhabbetli bir “Bâb›âli Sohbeti” daha sonra ermiflti. Bütün konuflmac›lar ve dinleyiciler daha sonra Ahmed Yüksel Özemre’nin resminin de bulundu¤u masan›n etraf›na toplanarak hât›ra foto¤raf› çektirdiler. Türkiye’nin Atom Beyni: Ahmed Yüksel Özemre > Umut Bulut T ürkiye’nin ilk atom beyni Prof. Dr. Ahmet Yüksel Özemre ismi maalesef yersiz bir irtica tart›flmas›n›n gölgesinde kalmak gibi bir talihsizli¤e sahip. Gerek Atom Enerjisi Kurumu’nda gerek üniversitede ve gerek Uluslar aras› bilimsel kurumlarda yapm›fl oldu¤u baflar›l› çal›flmalarla ülkemizin yüzünü a¤artan Özemre Hoca, bir insan ömrüne zor s›¤acak çal›flmalar›n alt›na imzas›n› att›. Muhafazakâr çevrelerde dindar bir atom mühendisi olarak bilinirken, özellikle dindarl›¤›n›n alt› çizilmekte bu taraf›na vurgu yap›lmaktad›r. Atom ve nükleer enerji alan›nda yapt›¤› baflar›l› çal›flmalar› hep gölgede kalmaya mahkûm olmufl. Yine bunun gibi seküler çevrelerde dindarl›¤› bahane edilerek görmezden gelinmifl, yapt›¤› bilimsel çal›flmalar dindarl›¤›n›n gölgesinde kalarak her seferinde sükut suikastine u¤ram›flt›r. Türkiye’nin nükleer alan›nda yapaca¤› ve yapmas› gereken at›l›mlar›n ilk çekirde¤ini ilk nüvesini oluflturan Prof Dr. Ahmet Yüksel Özemre ne yaz›kt›r ki d›fl ülkelerin etki alan›na girmifl çevrelerce hep etkisiz hale getirilmifltir. Dindarl›¤› bahane edilerek çal›flmalar›na balta vurulmas›, ülkemizin gelece¤i için ne büyük bir kay›p oldu¤u sonradan tarafs›z gözle bakanlarca kabul edilmifl bir hak teslim edilmifltir. Döner vefk-i murad üzre felek amma neden sonra der gibi çok fleyleri kaybettikten sonra akl›m›z›n bafl›m›za gelmesi çok bir fley ifade etmese gerek. Bilimsel alanda 86 atom profesörü yetifltirmifl, 48 sayfal›k bir bilimsel özgeçmifle sahip bir profesörün ülkemiz flartlar›nda böylesi ucuz tart›flmalarla pasifize edilmesi tarihin affetmeyece¤i bir hata olarak önümüzde durmaktad›r. Bir atom mühendisi olarak Türkiye’nin enerji meselesi ile yak›ndan ilgilenmifl, 49 y›l boyunca bu meselenin çilesini çekmifl bir isim olarak Özemre Hoca’ya göre Türkiye mutlaka nükleer enerji kullanmal› bunu da amatörlerle de¤il profesyonellerle birlikte yapmal›d›r. Aksi halde ülkemi- >> Bir röportaj›nda Özemre Hoca “Türkiye’nin Nükleer enerji santralini iflletecek personele sahip olabilece¤ini çok k›sa bir zaman için gerekli e¤itim yap›l›p bu iflin üstesinden gelinebilir” diyordu. Oysa bugün bile ülkemizde nükleer enerji kullan›m›na karfl› ç›kan irili ufakl› dernek ve sivil toplum oluflumlar› var ve gerekçe olarak iflin çevre aç›s›ndan riskleri içinde bar›nd›rd›¤› ifade edilmekte. zin bu iflten büyük zararlar görece¤inin alt›n› sürekli çizmifltir. Her ne olura olsun ekonomik ve siyasi tercihler bir kenara b›rak›larak Türkiye kendi nükleer enerjisini kendisi üretmeli diyordu. O flartlarda bu türlü fikirleri savunmak büyük bir cesaret ifliydi. Türkiye’nin bu ihtiyac›n› kendi mühendisleri ve kendi kaynaklar› ile karfl›lamaya kalk›flmas› fikri uluslararas› petrol ve enerji lobilerini ciddi flekilde rahats›z etmifl olacak ki bu çevreler kendi nüfuz alanlar›ndaki medya ve lobileri Özemre Hoca’n›n üzerine salm›flt›r. Bu noktadan sonra olanlar, Türkiye’ye karfl› bilim çevrelerinin ne tür tuzaklar kurdu¤unun iflaretlerini vermektedir. Bir röportaj›nda Özemre Hoca Türki- ye’nin Nükleer enerji santralini iflletecek personele sahip olabilece¤ini çok k›sa bir zaman için gerekli e¤itim yap›l›p bu iflin üstesinden gelinebilir diyordu. Oysa bu gün bile ülkemizde nükleer enerji kullan›m›na karfl› ç›kan irili ufakl› dernek ve sivil toplum oluflumlar› var ve gerekçe olarak iflin çevre aç›s›ndan riskleri içinde bar›nd›rd›¤› ifade edilmekte. Oysa bu alan›n en yetkin ismi Prof. Dr. Ahmet Yüksel Özemre bizim buna mecbur oldu¤umuzun alt›n› defalarca çizdi. Türkiye’nin nükleer enerji kullan›m›na karfl› ç›kan çevrelerin petrol ve enerji tekelleriyle ba¤lant›lar› sorguland›¤›nda bu meselenin ucunun nerelere dayand›¤› çok daha aç›k bir flekilde ortaya ç›kacakt›r. Ülkemiz maalesef ki astronomik rakamlar harcayarak yetifltirdi¤i mühendis ve teknisyenlerinden yeteri kadar faydalanamamaktad›r. Özemre Hoca örne¤inde oldu¤u gibi basit bahanelerle yetiflmifl beyinlerimizi ya yurtd›fl›na kaç›r›yoruz ya da kendi içimizde pasivize edip kendi alan›n›n d›fl›nda yerlerde istihdam etmek durumunda kal›yoruz. Türkiye yabanc› kurum ve kurulufllar›n yan›nda yabanc› lobi ve güç odaklar›n›n etki alan› içine kolayca girebilecek bir ülke görüntüsü vermektedir. Nükleer enerji kullan›m› konusunda toplumumuzu yeterince bilinçlendirebilmifl olsayd›k Özemre Hoca’n›n sesine hem toplum hem devlet olarak kulak vermifl olacakt›k. Bu saatten sonra yap›lacak olan kendi de¤erlerimizi sahiplenerek onlara gerekli imkânlar› sunmakt›r. Prof. Dr. Ahmet Yüksel Özemre örne¤i bizim için ibret vesikas›d›r ki bundan sonra böylesi hatalara düflmeyelim. Onun için de bilimsel çal›flmalar› her türlü dini, siyasi ve ideolojik tart›flma alanlar›n›n d›fl›nda tutmay› ö¤renmeliyiz. Türkiye’nin bilim otoriteleri ideolojiden, uzak durmaya ve her türlü bilimsel çal›flman›n önünü açmaya azami gayret göstermeli, bunun yan›nda yetkili makamlarda bulunanlar bilimsel çal›flmalara her türlü deste¤i vermelidir. 75 TANITIM Piri Reis Harita ve CBS Çal›flanlar› Yard›mlaflma Derne¤i Kurulacak flehirlerde hayati projeler üreten harita ve bilgi sistemleri sektörü temsilcileri ve çal›flanlar› bir araya gelerek ülkemiz ad›na çok önemli bir ihtiyaç olan sivil toplum kuruluflunu kurmufl ve faaliyetlere bafllam›flt›r. > Selami Balc› Harita Mühendisi D erne¤imiz asl›nda hem tarihi yükümlülükleri olan hem de geliflen ve de¤iflen ülkemizde hitap etti¤i sektörde çok önemli bir ihtiyac› karfl›lamak üzere kurulmufltur. Ülkemizin son 30 y›l›na bakt›¤›m›zda 1980’li y›llarda köyden kente göçün merkezi olan ‹stanbul tarihinde hiç görmedi¤i oranda göç alm›flt›r. ‹flte tam bu noktada medeniyet baflkenti olan flehrimiz çarp›k kentleflme problemi ile karfl› karfl›ya kalm›flt›r. Plans›z imars›z bir flehir meydana gelmifl ve planlama aç›s›ndan geri dönüflü zor bir kent hüviyetini alm›flt›r. Seksenli y›llar›n idarecileri beklide siyasi hesaplar yüzünden bu duruma pek çözüm bulma taraftar› olmadan mevcudu koruman›n daha az riskli oldu¤u kan›s›nda idiler. Ancak 1990’l› y›llarda hem vatandafl hem belediye yönetimleri gördüler ki bu gidiflat flehirde bulunan herkesi olumsuz etkiliyor adeta içinden ç›k›lmaz bir flehir halini al›yordu. fiöyle haf›zalar›m›z› tazeledi¤imizde hava kirlili¤i, çöp da¤lar› flu anda Avrupa Kültür Baflkenti olan ‹stanbul’umuzun içinde bulundu¤u durumu bizlere özetliyordu. Tek ve yegâne çözüm toplumu oluflturan tüm taraflar›n üzerine düfleni yaparak daha müreffeh yaflanabilir bir flehir oluflumuna katk›da bulunmas› yap›lmas› gereklili¤i hâs›l olmufltur. XXI. yüzy›lda flehri yönetmek için kurulmufl kamu tüzel kiflilikleri ile sivil toplum kurumlar›n›n ortak ak›l çat›s› alt›nda buluflmalar› bir zaruret olmufltur. Yani sivil toplum kurumlar›n›n önemi her geçen gün daha da artt›¤› bir gerçek olarak karfl›m›za ç›kmaktad›r. Kurulacak flehirlerde hayati projeler üreten harita ve bilgi sis- 76 Mimar ve Mühendis Temmuz-Ağustos 2010 e-belediyecilik, Türkiye enerji altyap›s› ve mühendislik yaklafl›mlar› ve co¤rafi bilgi sistemleri konular›nda sektörümüz ve kamu kurum ve kurumlar›n›n genifl kat›l›m›yla bu programlar gerçeklefltirilmifltir. Ayr›ca yak›n zamanda e-devlet ve CBS konusunda uluslararas› bir sempozyum gerçeklefltirilecektir. •‹ftar Programlar›: Camiam›z›n bir baflka aç›dan kaynaflmas›n› sa¤lamak aç›s›ndan iftar programlar› vazgeçilmezlerimiz aras›ndad›r. Her y›l geleneksel olarak düzenlenmektedir. •Kurum üst düzey temsilcilerine ve yöneticilerini ziyaret: Sektörümüzü yak›ndan ilgilendiren bakanl›klar, belediye baflkanlar›, valilikler ve özel sektör temsilcileri belli zaman aral›klar›nda ziyaret edilerek derne¤imiz hakk›nda bilgilendirilmeleri sa¤lanmaktad›r. Ayr›ca yap›lacak mevzuat düzenlemelerinde ilgili makamlar ziyaret edilerek konu hakk›nda bilgilendirme yap›lmaktad›r. temleri sektörü temsilcileri ve çal›flanlar› bir araya gelerek ülkemiz ad›na çok önemli bir ihtiyaç olan sivil toplum kuruluflunu kurarak faaliyetlerine bafllam›flt›r. Derne¤imizin kurucu baflkan› 23. Dönem Milletvekili Mikail Arslan’d›r . Akabinde halen Beykoz Belediye Baflkan› Yard›mc›s› Metin Torun derne¤imize baflkanl›k etmifltir. fiu an Selami Balc› derne¤imizin baflkan› olarak çal›flmalar›n› yürütmektedir. Derne¤imizin yönetim kurulu Süleyman Yorulmaz, Ferit Özbey, Adem Akdenizli, Ünal Torun, ‹brahim Bayrak ve Recep Erdöl’den oluflmaktad›r. Derne¤imizin bafll›ca amaçlar› •Harita ve bilgi sistemleri mesle¤i ile ilgili ifllerde kamu kurulufllar› ve öteki kurulufllarla ifl birli¤i yaparak mesleki denetimde, gerekli yard›mlarda ve önerilerde bulunmak. ‹lgili bütün mevzuat›, normlar› bilimsel flartnameleri, tip sözleflmeleri ve bunlar gibi bütün bilimsel belgeleri incelemek ve bunlar›n de¤ifltirilmesi, gelifltirilmesi ya da yeniden yürürlü¤e konulmas› yolunda önerilerde, faaliyetlerde bulunmak. •Harita ve bilgi sistemleri sektöründeki ifllerin bilimsel ve ekonomik bak›mdan en ileri teknolojiye göre yurdun kalk›nmas›na paralel olarak h›zl› geliflmesini sa¤lamak için izlenmesi faydal› görülen teknik koflullar ve bu ifllerde çeflitli teknik elemanlar›n artt›r›lmas› ve yetifltirilmesi flekilleri üzerinde ilgililere önerilerde bulunmak, kamuoyu oluflturmak. •fiehircilik alan›nda yap›lacak mevzuat düzenlemelerinde sektörün sahip oldu¤u bilgi birikimini düzenleyicilerle paylafla- rak gerçek hayata uyarlanabilen mevzuat ç›kmas›n› sa¤lamak. •Ülkemizde ve di¤er ülkelerdeki ifl hacmi dikkate al›narak, harita ve bilgi sistemleri sektörü ile ilgili mühendis ve teknik eleman ihtiyac›n› karfl›layacak istihdam planlar›n›n haz›rlanmas›n› yapmak. Harita ve bilgi sistemleri özel sektörüne ve mezun olan üyelerin istihdamlar›na katk›da bulunmak. •Harita ve bilgi sistemleri mesle¤ine yönelik e¤itim veren okullardaki e¤itim sorunlar›n› araflt›r›p incelemek, geliflen teknolojiye uygun e¤itim sistemleri ile ilgili öneriler sunmak, bu önerilerin gerçeklefltirilmesi için giriflimlerde bulunmak. Derne¤imizin ana faaliyet alanlar› •Ayl›k Kahvalt› Programlar›; Derne¤imizin en çok talep gördü¤ü faaliyetlerin bafl›nda gelmektedir. Bu anlamda sektörümüzü ve sektör çal›flanlar›n› ilgilendiren konularda seçkin konuklardan konu hakk›nda bilgi edinilerek sektör çal›flanlar›m›z›n kaynaflmas›na vesile olmaktad›r. En son olarak Tapu Kadastro Genel Müdürümüz M. Zeki Adl›’n›n kat›l›m›yla kahvalt› program› gerçeklefltirilmifltir. Çok yak›n zamanda ‹ller Bankas› Genel Müdürümüz Hidayet Atasoy ’un kat›l›m›yla kahvalt› program gerçekleflecektir. •Teknik Geziler; Yine sektörümüzü ve ülkemizi ilgilendiren ayr›cal›kl› projelere teknik gezi programlar› düzenlenmektedir. Bu anlamda son olarak Marmaray Projesi tertip edilerek genifl kat›l›ml› bir program gerçeklefltirilmifltir. •Seminer ve Konferanslar; Gayrimenkul, Derne¤imizin yak›n zaman dilimindeki bafll›ca hedefleri •fiubeleflme: Derne¤imiz artan faaliyetleri ve sektör çal›flanlar›na daha yak›ndan ulaflmak için flubeleflmeye gidecektir. Bu kapsamda ilk flubesini 2010 y›l› içinde baflkent Ankara’da açacakt›r. Akabinde di¤er bölgeler için flube açmay› planlamaktad›r. •Akademik Camia ‹le Yak›n ‹fl Birliktelikleri: Derne¤imizin faaliyetlerinde akademik camiadan kat›l›mlar›n istenilen düzeye ç›karmak bafll›ca hedeflerimiz aras›ndad›r. Vesileyle üniversite camias› da reel sektörle derne¤imiz vas›tas›yla iç içe olma f›rsat› yakalam›fl olacakt›r. •Sivil Toplum Kurumlar› ‹le ‹fl Birliktelikleri; özellikle mimar mühendislerin oluflturdu¤u dernekler ve oluflumlar ile derne¤imiz her zaman ifl birliktelikleri yapma gayreti içindedir. Ortak akl›n en önemli sac aya¤› farkl› disiplinlerdeki oluflumlar›n bir araya gelerek bir konu üzerinde görüflmeleri ve fikir birlikteli¤ine varmalar›d›r. •Meslek Standartlar›na Uygun Nitelikli Eleman Yetifltirmek; Do¤algaz meslek standartlar› kapsam›nda UGETAM A.fi. ile GAZB‹R aras›nda imzalanan protokole istinaden gelifltirilen 9 meslek standard›ndan ikisi sektörümüzü ilgilendirmektedir. Bunlar CBS Operatörü ve Topo¤raf meslekleridir. Sektördeki nitelikli ve belgeli insan kayna¤› oluflmas› için ara elemanlar›n bahsedilen mesleklerde ilgili kurumlarla ifl birliktelikleri yaparak personel belgelendirmeye tabii tutulmas› hedeflenmektedir. 77 KŞSEL GELŞM Etkili sunum, ama nas›l? ‹yi bir sunumda tüm yaz›larda oldu¤u gibi girifl, geliflme ve sonuç bölümü olmal›d›r. Görsel malzemeler, foto¤raflar, grafikler kullan›l›rken izleyici kitlesini e¤itim ve kültür seviyesine dikkat edilmelidir. Verilecek örneklerin anlafl›l›r ve seviyeli olmas› dikkat edilmesi gereken önemli bir ayr›nt›d›r. > Mahmut Çelik Makine Yüksek Mühendisi N e görüflte olursan›z olun bunu dinleyicilere, izleyicilere etkili bir flekilde sunmak ve onlar›n hem anlamas›n› sa¤lamak hem de takdir edilmek için dikkat edilmesi gereken baz› hususlar vard›r. Sunum haz›rlamak, anlam› içerisinde s›radanlaflm›fl bir faaliyet olarak görünse de sanki Powerpoint program›nda birkaç slayt› arka arkaya s›ralamak gibi görünse de sunum bafll› bafl›na bir hassasiyet gerektiren bir çal›flmad›r. Topluluk önünde konuflmak, çal›flmalar› ve fikirleri anlatmak ifl hayat›nda sürekli önümüze ç›kan bir durumdur. Topluluk önünde bu çal›flmalar› yapmak tüm profesyoneller için bile s›k›nt›l›d›r. Topluluk önünde kalp çarp›nt›s› bafllar, a¤›z kurur, el ve bacaklar›m›z titrer, sesimiz çatallaflmaya bafllar bunlar hepsi engellenemeyen heyecan›n göstergesidir. Bu belirtiler do¤al ve yaflan›lmas› gereken durumlard›r, asla sadece kendimizin yaflad›¤›n› düflünmeyelim. Dinleyiciler bu belirtilerin pek ço¤unu fark›na varamaz, bu durum kontrol alt›na al›narak etkili bir sunum yap›labilir. Bu s›- 78 Mimar ve Mühendis Temmuz-Ağustos 2010 k›nt›lar›n dinleyiciler taraf›ndan hissedildi¤i korkusu beyinden at›lmazsa o sunum asla bitemez, sonu gelmez. Bu s›k›nt›lar›n azaltman›n ve yok etmenin önemli unsurlar›ndan en önemlileri sunumu haz›rlamak ve kendini sunum için haz›rlamakt›r. Sunum amaçlar›na göre farkl›l›klar gösterebilir. Sunum bilgilendirmek için yap›labilir, ikna etmek için, e¤lendirmek ve yahut bunlardan birkaç›na beraber hizmet edebilir. Biz mimar ve mühendisler içinse ço¤unlukla ikna edici sunumlar yap›ld›¤›ndan bu sunumlarda istatistikler, tablolar grafikler, en önemli argümanlard›r. Öncelikle yap›lmamas› gereken hususlardan bahsetmek gerekir; •Kulland›¤›m›z görsellerin dinleyiciler izleyiciler taraf›ndan rahat okunabilmesi gerekmektedir. •Bu görsellerde yaz› ve resim unsuru çok fazla olmamal›d›r. •Sunumda bulunan yaz›l› metni ayn› flekilde okumak dinleyiciyi s›kacak ve akabinde di¤er slâytlar›n takip edilmemesine sebep olacakt›r •Asla kartlardan sunumu okumay›n, bunun yerine paragraf bafll›klar›n› k›sa hat›rlatma notlar› almak suretiyle sunumun gerisinin ezberden okumak daha do¤ru olacakt›r. •Sesimizi iyi kontrol etmeli, h›z›n› iyi ayarlamal›y›z, tonlamalar sayesinde sunumun heyecan›na dinleyicileri ortak etmek flans› yakalanabilir, tek düze ses tonu izleyicilerin bir süre sonra dikkatinin baflka bir yöne savrulmas›na sebep olacakt›r. •Sürekli ayn› noktaya bakmak yerine salonun çeflitli noktalar›ndaki dinleyicilerle karfl›l›kl› sesli ve gözle iletiflim kurmak hem sizi hem de onlar› motive edecek ve daha dikkatli izlemelerinin sa¤layacakt›r. •Asla s›rt›n›z› dinleyicilere dönmeyin •El ve kollar›m›z› kontrol etmeliyiz. ‹yi bir sunum için dikkatle üzerinde durulmas› gereken baz› hususlardan bahsedecek olursak •Planlad›¤›n›z zaman› iyi kullan›n›z gere¤inden uzun olan sunum s›kacak k›sa olmas› halinde ise hem yavan olacak hem de gerekli mesaj› veremeyecektir. •Kesinlikle defalarca prova edin, baflaraca¤›n›za inanmak kendine güvenmek güzeldir ancak kontrol etmek daha güzeldir düsturunu asla unutmamak gerekir. •Sunuma bafllarken kendinizden k›sa bir flekilde bahsetmek dinleyici aç›s›ndan sizinle ortak bir yön bulmas›na sebep olacakt›r. •Göz temas›n› hiç kesmeyin, salonun bofl duvarlar› yerine dinleyicilerle temas onlar›n dikkatini dinamik tutacakt›r. •Konu bafll›klar›n› ses tonumuzla etkili bir flekilde vurgulamaya dikkat etmeliyiz •Görsel malzemelerde çok farkl› renk kullanmak gözü yoracak ve dikkati da¤›tacakt›r. •Olumsuzluk belirten cümleler kurmaktan kaç›nal›m. ‹yi bir sunum tüm yaz›larda oldu¤u gibi girifl, geliflme ve sonuç bölümü olmal›d›r. Görsel malzemeler foto¤raflar grafikler kullan›l›rken izleyici kitlesini e¤itim ve kültür seviyesine dikkat edilmelidir. Verilecek örneklerin anlafl›l›r ve seviyeli olmas› dikkat edilmesi gerek önemli bir ayr›nt›d›r. Topluluklar önündeki baflar›l› her kifli asl›nda geçmiflinde büyük korkular yaflam›fl ve çal›flarak bunlar› yenmifl kiflilerdir. Sizde korkular›n›zla yaflamak yerine onlar› yenmek için daha çok çal›flmal›s›n›z. Bu çal›flma için yard›m almak tek bafl›na mücadele etmekten daha faydal› ve verimli olacakt›r. Profesyonel yard›m ve e¤itici kullanmak, geçmifl tecrübeleri ucuza sahip olmak anlam›na gelecektir. E¤itim, en ucuz tecrübedir. Ofisiniz, eviniz kadar rahat LED aydınlatma çözümleriyle çalışma alanlarınız hem çevreci, hem ilham verici! LED sayesinde 2010, ofis aydınlatması tasarımıyla ilgilenen herkes için heyecan verici bir yıl olacak. Geleneksel aydınlatma çözümlerinden yenilikçi LED çözümlerine geçiş, yepyeni bir olanaklar dünyasının kapılarını açtı.Yüksek kaliteli LED aydınlatması, ilham verici ortamlar ve yaratıcı ışık efektleriyle ofisin havasını canlandırma olanağı sağlıyor. Çalışanlara daha iyi hissettirerek verimi artırmasının yanı sıra, LED aydınlatma çözümleri, çevreci alanlar oluşturarak ilham da veriyor. LED devrimi Öncelikle, estetik amaçlı kullanımıyla dikkat çeken LED aydınlatmalarla ilham veren, dinamik ortamlar oluşturuluyordu. Günümüzde, LED teknolojisindeki yenilikler, beyaz LED ışığının sunduğu heyecan verici olanakları ofis ortamına getirmemizi sağlıyor. Çalıșma ortamınızda iyi hissedin Estetik açıdan güzel ve tamamen kontrol edilebilir olan çözümlerimiz, LED aydınlatmasını çok yönlülük açısından yeni seviyelere taşıyor. Bu aydınlatma çözümleriyle çalışma ortamınıza doğal gün ışığı aydınlığını yakalayabilir veya aydınlatmanızı üzerinde çalıştığınız işe göre ayarlayabilirsiniz. Bölmeli ofislere gün ışığını getirebilir veya koridorlardaki güvenliği artırabilirsiniz.Toplantı odasından diğer tüm ofis bölümlerine kadar ışığın getirdiği görsel rahatlığı yaşayabilirsiniz. İlham veren tasarımlar Özellikle ofis uygulamaları için tasarlanmış olan çözümlerimiz, tasarım açısından da oldukça iddialı. DayWave’in zarif hatları ve inişli çıkışlı ışık dalgaları her ofise stil ve şıklık kazandırıyor. DaySign ve DayZone gibi yeni kavramlarla tasarım ve aydınlatma olanakları yeni bir boyut kazanırken,ToBeTouched kontrol sistemleri, ofis içindeki işlevselliği sezgilerin de kontrolüne bırakıyor. Karartma olanakları ve hareket algılama özellikleri LED’leri daha da çekici kılıyor.Tüm ürünlerimiz verimi artıracak özelliklere sahip oldukları için, LED çözümlerimiz ofisinizin çevreci atmosferine de en iyi şekilde ışık tutuyor. Philips farkı Yüz yıldan uzun süredir aydınlatma çözümlerine getirdiğimiz yenilikler, kalite anlayışımız ve deneyimle gelen güvenilirliğimiz bize LED teknolojisinde ulaşılması zor bir yer kazandırdı. Bu nedenle, ofisin her alanındaki aydınlatma ihtiyacınıza orijinal bir çözümle cevap verebiliyoruz. Ofislere yönelik Philips LED aydınlatma çözümleri hakkında daha fazla bilgi almak için lütfen www.philips.com/ledsinoffices adresini ziyaret ediniz. MAKALE Mühendislik e¤itiminde geliflmifl ülkelere göre eksikliklerimiz > Mesut U¤ur Mikroteknoloji Mühendisi Amaç mühendislik e¤itimindeki kaliteyi art›rmaksa sadece üniversitelerin gayretiyle bu baflar›lamaz. Mühendis istihdam edecek iflletmelerde, mutlaka üniversite e¤itim sürecine destek olmal›d›rlar. ‹yi bir e¤itim do¤ru planlamadan ve geliflmifl ülkelerdeki e¤itimi izlemekten geçer. ‹yi, faydal›, gelifltirici k›s›mlar› alarak kendimizi yeniliklere ve geliflmelere adapte etmeliyiz. M ühendislik tekni¤in, teknolojinin geliflmesinin motorudur. Bunun e¤itimi teorisinin yan›nda ne kadar gerçek hayata yak›nsa o kadar ülkenin kalk›nmas›na katk› sa¤lamaktad›r. Yani mühendislik e¤itiminin yap›l›fl›, içeri¤i, uygulamalar› ülke endüstrisinin ve ülkenin gelece¤ini belirleyecek siyasetin endüstriyel ilerleme ve kalk›nm›fll›k hedefleri ile örtüflüyorsa o kadar baflar›dan bahsedebiliriz. Ben gerek kendi yaflam›m esnas›nda gerekse tarih olarak geçmifli inceledi¤imde ülkemizde gerçekten planlanm›fl, hedefleri olan bir mühendislik e¤itimi göremiyorum. Hiçbir siyasi idare ve üniversite yönetimi mesela flu flekilde bir hedef koyamam›flt›r: Ülkemiz yüz ölçüm olarak büyük, nas›l güvenli, h›zl› ve ekonomik bir demir yolu ulafl›m› sa¤layabiliriz? Ülkemizde demir yollar›n›n ihtiyac› olan inflaat, makine, elektrik, elektronik, malzeme, yaz›l›m mühendisleri yetifltirelim ve bu dallar› multidisipliner bir anlay›flla bir arada çal›flmaya teflvik edelim diye ne bir devlet politikas›, ne bir üniversite yönetim politikas› görebiliyorum. Ben has bel kader mühendislik tahsilimi milli e¤itim bakanl›¤› bursuyla ‹sviçre’de yapt›m. 9 y›l AR-GE de çal›flt›m. Lisansüstü e¤itimimi çal›fl›rken yapt›m ve gene ifl hayat›ma paralel olarak 5 y›l Meslek Yüksek Okulu seviyesindeki okullarda ders verdim. 1995 y›l›nda ‹sviçre’de mühendis olarak tahsil yapm›fl veya ifl yaflam›nda bulunmufl 5 arkadafl›mla birlikte bir mühendislik firmas› kurup Türkiye’ye döndüm. 1995-2002 y›llar› aras›nda çok farkl› 80 Mimar ve Mühendis Temmuz-Ağustos 2010 branfllarda ve sektörde çal›flma f›rsat›m›z oldu. Bu zaman zarf›nda oldukça genifl say›labilecek bir akademisyen çevrem de oldu. Ülkemizde mühendislik e¤itimi temal› Mimar Mühendis Dergisi’nin bu say›s›nda 30 y›ll›k deneyimlerimi sizlerle paylaflmak istiyorum. Bunlar› mühendislik e¤itimine ö¤renci yönlendirilmesi ve seçilmesi, mühendislik e¤itimine ö¤retim görevlisi yetifltirme, mühendislik e¤itimi içeri¤i ve bunun ülke ihtiyaçlar›yla tuning (ince ayar) olmas› bafll›klar›nda incelemekte fayda bulmaktay›m. Mühendislik e¤itimine ö¤renci yönlendirmesi ve seçilmesi Tüm dünyada oldu¤u gibi ilk ve orta ö¤retim de belirli baflar› seviyesini yakalayan gençler mühendislik e¤itimine yönelmektedir. Özellikle fen bilimleriyle alakal› derslerde baflar›l› olmak mühendislik e¤itiminin temel flart›d›r. Orta ö¤retimde baflar›l› olanlar kendi baflar› durumlar›na ve isteklerine göre belirli üniversitelerde tercih yapmaktad›rlar. Ço¤unlukla istekler ikinci planda kalarak s›nav sonucuna göre yerlefltirme yap›lmaktad›r. Farz edelim bir orta ö¤retim ö¤rencisinin gönlünde makine mühendisli¤i okumak yat›yor ve ‹TÜ de bu bölümü okumak istiyor. Fakat seçme s›nav›nda ald›¤› puan yetmedi¤i için puan›n›n yetti¤i ‹TÜ kimyagerli¤e kaydoluyor. Hâlbuki o puanla makine mühendisli¤i bölümü olan onlarca farkl› üniversiteye kaydolabilirdi. Bafltan arzu ve isteklerin yerine gelmemesi acaba gençlerimizin hayatla ilgili motivasyonunu k›r›yor mu? Mühendislik e¤itimi için yap›lan okul üniversite tercihlerinden genelde e¤itim dili ‹ngilizce olan üniversiteler tercih ediliyor ve puanlar› yüksek oluyor. Acaba bu üniversitelerin yetifltirdi¤i mühendisler di¤erlerine göre daha m› kabiliyetli oluyorlar, daha m› inovativ oluyorlar, daha m› çal›flkan oluyorlar? Bilmiyoruz. Ama daha haval› olduklar› kesin. Türkiye pazar›na mal ve hizmet sunan flirketlerde daha kolay ifl bulabiliyorlar ve ücretli çal›flan olarak daha fazla maafl al›yorlar? Bu bir kazanç m›? Ald›¤› mühendislik e¤itimi sayesinde ürün gelifltiren, kendi iflini kuranlara göre kazanç oldu¤unu söyleyemeyiz. Biz ‹sviçre’de tahsil yaparken gördük ki her mühendislik e¤itimine giren bu e¤itimi tamamlayam›yor. %20’lere kadar talebe baflar›s›zl›klar› ve uyum gösteremedikleri için e¤itimi b›rakmak zorunda kal›yorlar. Bunu hem kendi s›n›f›mda hem de di¤er çevremdeki tan›d›klar›mda gördüm. 15 y›ld›r Türkiye’deyim. Firmamda bir çok mühendis çal›flt›rd›m, mühendislik fakültelerinde çal›flan akademisyen tan›yorum, kendi çevremde mühendislik okuyan bir çok insan tan›yorum. 15 y›lda mühendisli¤i girdikten sonra okuyamayan, okulla ilgisi kesilen birine rastlamad›m. Giren her nas›lsa bitiriyor. Bu normal mi? Kendi e¤itim hayat›mla ve 15 y›ll›k ‹sviçre tecrübemle karfl›laflt›rd›¤›mda normal gelmiyor. Okula her girene mühendislik diplomas› verirsek bunlar› mühendis olarak istihdam etmek zorunda kal›yoruz. Asl›nda mezun olmamas› gereken fakat diploma alan bu mühendislerin serbest rekabet olan, üretkenlik istenen özel sektörde çal›flmas› imkâns›z görünüyor. Kendilerinin yetersiz oldu¤unun fark›nda olan bu mühendisler özel sektörde zorlanacaklar›n› bildikleri için ifl garantisi olan kamu sektörüne yöneliyorlar. Nas›l olsa kamuya kapa¤› atan bir daha ç›kar›lam›yor. Bu kiflilerin ifl yaflam›ndaki baflar›lar›ndan çok politik görüflleri kariyer merdivenlerinden yukar› do¤ru t›rmanmalar›n› sa¤l›yor. Bu yöntem san›r›m ülkemizde çözülmesi ge- reken en önemli sorunlardan biri. Avrupa Birli¤i girifl sürecinde mühendislik e¤itiminde standard›, kalite güvence sistemi olaca¤› için ölçme ve de¤erlendirme sistemleri de de¤iflecektir. fiimdi alg›lanamayan bu sorun yavafl yavafl alg›lanmaya bafllayacak ve çözülecektir. Üniversitelere ö¤retim eleman› yetifltirme yöntemi Ülkemizde mühendislik fakültelerinde ö¤retim görevlili¤i yapanlar›n durumunu incelemekte fayda görüyorum. Ülkemiz teknoloji ve sanayileflmede di¤er geliflmifl ülkelerin gerisinden geldi¤i hepimizin malumu. Geliflmifl ülkelere yetiflmek için, tabii ki onlar›n mühendislik e¤itimine benzer uygulamay› biz de yapmal›y›z. En kolay› ve ucuzu geliflmifl ülkelere lisansüstü ve doktora talebesi göndermek ve onlar› bu ülkelerin e¤itim sistemlerini, teknolojiye yaklafl›mlar›n› ö¤rendi diye ö¤retim görevlisi yapmakt›r. Mutlaka bu konuda takdir edece¤imiz güzel örnekler vard›r. Fakat benim gözlemlerim çok olumlu de¤il. Doktoraya giden bir eleman doktora hocas›n›n kendisine verdi¤i çal›flmay› tamamlamak için bütün gayretiyle ve özverisiyle çal›fl›yor. Fakat bu arkadafllar›m›z›n mühendislik e¤itimiyle uzaktan yak›ndan ilgisi olmayabiliyor. Türkiye’ye döndüklerinde bu arkadafllar bir dalda uzmanlaflm›fl oluyorlar, doktor unvan›n› tafl›yorlar. Acaba kendi uzmanl›k alanlar›nda derinlemesine bir çal›flmaya m› giriyorlar yoksa bu kimselere flimdi sen yeni kurulan flu üniversitemizin flu fakültesinin flu birimini so- rumlusu ve ö¤retim görevlisisin denerek ö¤renmedikleri, e¤itimini almad›klar› bir iflin içine mi at›l›yorlar? Bende ço¤u ö¤retim eleman›n›n e¤itim ve ö¤retimle ilgili yeterli bilgi birikimine sahip olmadan bu görevlere getiriliyor oldu¤u kan›s› olufluyor. Bu görevlere geldiklerinde doktoraya gittikleri ülkede uygulanan lisans e¤itimi de¤il de daha çok kendilerinin Türkiye’de ald›klar› lisans e¤itimleri çerçevesinde çal›flmalara bafll›yorlar ve bir yenilik getiremiyorlar. Ayr›ca mühendislik gerçek hayattaki uygulamalardan soyutlanamaz. Bu nedenle ö¤retim görevlisi olacak insan›n doktora yapmas› kadar di¤er önemli konuda sanayi tecrübesidir. Sanayi tecrübesi mühendislere multidisipliner çal›flmay› ö¤retiyor. Günümüzde hiçbir mühendislik dal› baflka mühendislik dallar›ndan ba¤›ms›z çal›flamaz duruma gelmifltir. Bir üniversitede dallar makine, elektronik, inflaat, yaz›l›m, kimya, g›da vs. ayr›l›rken bir makine fabrikas›nda gelifltirilip üretilen makinede maliyet aç›s›ndan dahi baksak tüm dallar iç içe geçmifl durumdad›r. Bir g›da fabrikas›na üretim hatt› gelifltiren bir makine fabrikas›n› düflünelim. Böyle bir hatta belirli mamullerin kar›flarak bir ürün oluflturdu¤unu düflünelim. Formülasyon gelifltirme için g›da mühendisi, sterilizasyon ve hijyen için kimya mühendisi, mekanik ekipmanlar›n tasar›m ve seçimi için makine mühendisi, hatta kullan›lacak elektriksel projelendirme için elektrik mühendisi, kontrol ve otomasyon yaz›l›m› için elektronik ve yaz›l›m mühendisine üretim planlamas› için endüstri mü- 81 MAKALE hendisine ihtiyaç vard›r. Mühendislik e¤itimi esnas›nda bir birinden uzak duran, tan›flmayan birçok kifli gerçek hayatta beraber çal›flmak zorundad›r. Mühendislik e¤itiminin son senelerinde basitte olsa multidisipliner çal›flma mutlaka ders müfredat›nda bulunmal›d›r. Okul içinde pratik olarak uygulamas› zor olu¤unu kabul edersek endüstriyel tesislere yap›lacak gezilerde teorinin nas›l prati¤e dönüfltü¤ü gösterilmelidir. Baz› popüler mühendislik dallar›na ilgi nedeniyle daha zeki gençlerin gitti¤ini kabul etsek bile di¤er mühendislik dallar›n›n mühendisleri olmadan yaln›z bafllar›na bir fley ifade etmediklerini anlamal›d›rlar. Belki Bo¤aziçi Üniversitesi Elektronik Mühendisli¤ini bitirmifl birine Anadolu’da yeni kurulmufl bir üniversitenin G›da veya Maden Mühendisli¤ini bitirmifl biri proje lideri veya iflveren olarak iflin gere¤i karfl›s›na ç›kabilecektir. Ö¤renciler okuldayken bu durumlara haz›rlanmal›d›rlar. Üniversitelerin sanayiye yönelik çal›flma baflar›lar› Ülkemizde sanayi devrimi geliflmifl ülkelerde oldu¤u gibi yaflanmam›flt›r. Tar›m toplumundan sanayi toplumuna geçifl devam eden bir süreçtir ve çok uzun y›llardan beri sürmektedir. Siyasi iradeler taraf›ndan bilinen, bu süreçteki eksiklik Cumhuriyetin kuruldu¤undan beri hatta Tanzimat’tan beri giderilmeye çal›fl›lm›flt›r. ‹lmen ve fennen ileri olan ülkelere yetifltirilmek üzere burslu talebeler gönderilmifltir. Özellikle devlet eliyle kurulan sanayi tesisleri Etibank, Sümerbank, Seka, Telekom, Çimento Fabrikalar› yurtd›fl›na burslu talebe göndermifltir. Etibank taraf›nda lisans e¤itimine gönderilmifl, doktoras›n› dahi yapm›fl birçok arkadafl›m var. E¤itimini tamamlay›p Türkiye’ye dönenler maalesef çok verimli flekilde kullan›lamad›lar. Devlet elindeki bu tesisler siyasi iktidarlar›n çiftlikleri gibiydi. Her gelen iktidar iflin ehli olmayan kendi yandafl› kiflileri üst düzey yönetici olarak atad›. Yurtd›fl›nda çok para harcanarak yetifltirilen kadrolar verimli flekilde kullan›lamad› ve küstürüldü. Bunu duyan birçok mühendis tahsil yapt›¤› ülkede kald› ve ald›¤› bursu geri ödedi. Amaç yabanc›lara kurdurulan tesislerin hem verimli iflletilmesini sa¤lamak hem de oluflan bilgi birikimiyle kapasite art›r›c› tesisleri yabanc›lara ihtiyaç duymadan kurabilmekti. Fakat bu baflar›lamad›. Devlet eliyle sanayileflmenin sa¤land›¤› bu dönemdeki bu tesisler baflar›l› olsayd› mühendislik fakültelerimizin sanayi ile iflbirli¤i yapabilece¤i sanayi tesisleri olacakt›. Bu sayede düzenli olarak üniversite sanayi ifl82 Mimar ve Mühendis Temmuz-Ağustos 2010 birli¤ine geçifl olacakt›. 1980 y›llarda bizim gibi bir mühendis olan rahmetli baflbakan›m›z Turgut Özal hükümeti zaman›nda bafllayan d›fl aç›l›m ve sanayileflme at›l›m› teflviklerle özel sanayi kurulufllar›m›z›n h›zla ço¤almas›n› sa¤larken özellefltirme süreciyle de devletin elinde verimsiz flekilde iflletilen sanayi tesislerinin özel sektöre geçmesinin önünü açm›flt›r. Enerji üretim tesisleri d›fl›ndaki devlet sanayi tesisleri günümüze kadar özel sektöre devredilmifltir. Bu tesislerden ço¤u özellefltirildikten sonra yeni teknoloji ile donat›larak hem üretim, hem istihdam hem de ihracat art›fl›na neden olmufltur. Üniversite e¤itimi esnas›nda sanayi iflbirli¤i Ülkemizde uzun zamandan beri üniversite-sanayi iflbirli¤i gündemdedir. Bu iflbirli¤i sanayinin ihtiyaçlar›n› karfl›lamak için üniversitelerin verdi¤i hizmetlerdir. Bu çal›flma ile üniversiteler döner sermayelerine para kazand›rmaktad›rlar. Bu dünyan›n birçok yerinde böyledir. Üniversitelerdeki araflt›rmac› ruh sanayinin sorunlar›na çözüm üretmektedir. Asl›nda di¤er önemli üniversite-sanayi iflbirli¤i e¤itim konusunda olmal›d›r. Mühendislerin gerçek hayata haz›rlanmalar› için normal staj haricinde sanayi kendi problemlerini mühendislik dallar›na diploma veya bitirme tezi olarak vermelidir. Gençler bilindi¤i üzere çok inovatif-yenilikçi düflünebilmektedirler. Sanayiden alacaklar› tez ödevlerinden hiç kimsenin bekleyemeyece¤i neticeler ç›karabilirler. Tez çal›flmalar›na tez hocas› d›fl›nda sanayiden en az 2 mühendis bilirkifli olarak kat›lmal›d›r. 1985 y›l›nda ‹sviçre’de mühendislik tahsilimi tamamlarken tez hocam›n yan›nda sanayiden 2 mühendis bilirkifli olarak tezimi incelediler ve tez çal›flmamla ilgili s›navda tez hocamla birlikte soru sordular ve not verdiler. S›navlar bittikten sonraki hafta tezler tüm flehir halk›na aç›k flekilde sergilendi. Bu sergiyi ziyarete gelen merakl›lar tez hakk›nda tüm talebeleri dolaflarak bilgi ald›lar. 1995 y›l›nda ‹stanbul’a döndükten sonra birçok mühendislik fakültesi hocas›yla tan›flmama ra¤men ne tez çal›flmalar›nda tez hocas›ndan baflka bilirkifli bulunduruldu¤unu duydum ne de yap›lan bitirme tezleriyle ilgili sergi aç›ld›¤›n› hissettim. Bu çok büyük bir eksikliktir. E¤er sanayi zaman bulup çözemedi¤i veya bilgisi yetmedi¤i için çözemedi¤i problemlerini okullara tez çal›flmas› olarak verse, mutlaka bu problemlerin ço¤u mühendislik adaylar› taraf›ndan bila bedel çözülecektir. MMG olarak bize önemli görevler düflmektedir. Mühendislik fakültelerinin dekanlar›yla konuflarak tez çal›flmalar›nda tez hocas› yan›nda bilirkifli olarak tez de¤erlendirmesine kat›lmal›y›z. Böyle bir çal›flmaya bilirkifli olarak kat›lan tecrübeli bir mühendis hem ustal›k görevini yaparken hem de kendini tez çal›flmas›nda duydu¤u yeniliklerle gelifltirecektir. Unutmamak gerekir ki bir konuyla ilgili en iyi sorular o konuyu tam olarak bilmeyenler taraf›ndan sorulur. Soruyu soran bilmedi¤ini ö¤renmek için sorar. Amaç mühendislik e¤itimindeki kaliteyi art›rmaksa sadece üniversitelerin gayretiyle bu baflar›lamaz. Mühendis istihdam edecek iflletmelerde mutlaka üniversite e¤itim sürecine destek olmal›d›rlar. Son zamanlarda her ne kadar ülkemizde bariz bir flekilde refah art›fl› yaflansa da hala ülkemiz rekabetçi de¤ildir. Rekabetçilik iyi bir e¤itimden geçer. ‹yi bir e¤itim ise hem do¤ru planlamadan hem de rakip ülkelerdeki e¤itimi izlemekten geçer. ‹yi, faydal›, gelifltirici k›s›mlar› alarak kendimizi yeniliklere ve geliflmelere adapte etmeliyiz. Unutmamal›y›z ki ülkemiz bu konuda hala sanayileflmifl ülkelerin gerisindedir. Bu geri kalm›fll›¤› telafi etmek tamamen kendi elimizdedir. Daha fazla çal›flmal›y›z, vesselam. MAKALE Do¤algaz Altyap› Yat›r›m Yönetimi ve ‹GDAfi örne¤i > Dr. Veysel Türkel ‹GDAfi Genel Müdür Yard›mc›s› E n genifl anlamda altyap›, bir sistem veya organizasyonun temelini oluflturan yap› olarak tarif edilebilir. Bu tan›mdan yola ç›karak ‘’do¤algaz altyap›s›’’ do¤algaz ile ilgili tüm fiziki unsurlar, teknik, yönetimsel ve kanuni düzenlemeleri içeren genifl kapsaml› bir kavramd›r. Do¤algaz altyap› yat›r›m› yüksek sabit maliyetli oldu¤undan Do¤algaz da¤›t›m firmalar›n›n daha az kaynak ile daha çok ifl yapmas›n› zorunlu k›lmaktad›r. ‹flletmeye al›nm›fl bir da¤›t›m sisteminde kesintisiz ve güvenli do¤algaz arz›n›n temelinde yatan en önemli etken de flüphesiz etüt ve proje safhas›nda do¤ru pozisyon al›nmas›na, yat›r›m›n do¤ru teknikle ve nitelikli insan gücü kullan›larak gerçeklefltirilmesine ba¤l›d›r. Do¤algaz altyap› yat›r›m› bütünleflik bir yap› arz eder ve teknolojik yeniliklerle do¤rudan ba¤lant›l›d›r. Makalemizin ilk k›sm›nda do¤algaz sektörünün geliflim süreci ve ‹GDAfi’›n altyap› yat›r›m geçmifli ile ilgili k›sa bilgiler baz› say›sal veriler eflli¤inde sunulmufltur. Ard›ndan yat›r›m yönetim süreçlerine de¤inilmifl ve yat›r›m yönetim metodolojisi üzerinde durulmufltur. Bir sonraki bölümde ‹GDAfi’da flebeke sürdürülebilirli¤i ad›na uygulanmakta olan anahtar uygulamalardan bahsedilmektedir. Dünyadaki h›zl› de¤iflim sonucu ortaya ç›kan enerji ihtiyac›; 1970’li y›llardaki petrol krizi ile dünya gündemini iflgal etmifl ve farkl› enerji kaynaklar›n›n kullan›lmas› gereklili¤i kaç›n›lmaz hale gelmifltir. Artan petrol fiyatlar› geliflmifl ve geliflmekte olan ülkelerde daha ucuz olan kömür tüketiminin artmas›na neden olmufltur. Yüksek enerji maliyetleri ve a盤a ç›kan hava kirlili¤i, di¤er fosil yak›tlara göre zengin rezervlere sahip, daha ucuz ve çevre dostu bir enerji türü olan do¤algaz›n kullan›m›n›n yayg›nlaflmas›n› sa¤lam›flt›r. Türkiye’de de yüksek enerji maliyetlerinin ülke ekonomisine olumsuz etkileri yan›nda; ‹s- 84 Mimar ve Mühendis Temmuz-Ağustos 2010 tanbul, Ankara, Eskiflehir, Bursa gibi büyük illerimizde hava kirlili¤i hayat› tehdit eder seviyelere ulaflm›flt›r. Bu süreçte do¤algaz›n yayg›nlaflt›r›lmas› çal›flmalar› sonucu, hava kalitesinin iyilefltirilmesi ve enerji maliyetlerinde önemli oranda düflüfller sa¤lanm›flt›r. Günümüzde Türkiye’nin büyük bir bölümünde do¤algaz kullan›m›na geçilmifl ve enerji üretiminde do¤algaz›n kullan›m› yaklafl›k % 30 oran›na ulafl›lm›flt›r. ‹stanbul gibi flehircilik aç›s›ndan birçok sorunu bünyesinde bar›nd›ran, kozmopolit ve kalabal›k nüfusa sahip bir dünya flehrinde do¤algaza geçifl ve sonras›ndaki baflar›l› iflletme faaliyetleri ülkemizdeki di¤er illerin do¤algaza geçme iste¤ini ve özel sektörün do¤algaz sektörüne olan ilgisini artt›rm›flt›r. ‹GDAfi ülkemiz do¤algaz›n yayg›nlaflmas›na yapt›¤› katk›lar nedeniyle incelenmeye de¤er bir örnektir. ‹GDAfi altyap› yat›r›mlar› ‹stanbul Gaz Da¤›t›m Sanayi ve Ticaret Anonim fiirketi (‹GDAfi), 25 Aral›k 1986 tarihinde ‹stanbul Büyükflehir Belediyesi ve baz› ifltiraklerin kat›l›m›yla, flehrin do¤algaz ihtiyac›n› karfl›lamaya yönelik çal›flmalar›n yap›lmas› ve yat›r›mlara bafllanmas› amac›yla kurulmufl olup yat›r›mlar›na 1989 y›l›nda bafllam›flt›r. IGDAfi, günümüze kadar ‹stanbul’un Cadde ve sokaklar›na yapt›¤› toplam 13.853 km’lik altyap› yat›r›m› ile ‹stanbul’da %98 oran›nda yat›r›mlar›n› tamamlam›flt›r. ‹GDAfi bu dönemde Dragos’tan Büyükada’ya, Büyükada’dan Heybeliada’ya, Heybeliada’dan Burgazada’ya, Burgazada’dan da K›nal›ada’ya deniz alt›ndan çekti¤i çelik hatlar ile Adalar ilçesini flebekesine ba¤lam›flt›r. Toplam uzunlu¤u 9.540 metre olan 4 ayr› deniz alt› boru geçifli gerçeklefltirmifltir. fiekil 1. ‹GDAfi 5 y›ll›k Yat›r›m Dönemlerine ait veriler ‹GDAfi bugün 1.508 km çelik, 12.344 km polietilen olmak üzere toplam 13.853 kilometrelik bir altyap› boru hatt›na sahip olup bu hatlar üzerinde sahip oldu¤u 700.000’in üzerinde servis kutusu ile ‹stanbullulara hizmet vermektedir. Yat›r›m yönetim süreci Do¤algaz altyap› yat›r›m sürecini dört ana aflamada incelemek mümkündür: Bu aflamalar›n her biri abonelerine sürekli ve güvenli bir flekilde do¤algaz arz› sa¤lamay› hedefleyen da¤›t›m flirketleri için büyük öneme sahiptir. a- Fizibilite Fizibilite aflamas›nda temel olarak teknik, sektörel ve finansal unsurlar göz önüne al›narak projenin de¤erlendirilmesi yap›l›r. Bu aflama projenin gelece¤i aç›s›ndan belirleyici öneme sahiptir çünkü, uygulamaya geçme veya geçmeme karar› bu sürecin sonunda ortaya ç›kacakt›r. Fizibilite aflamas› Ekonomik etüt, Teknik etüt, Finansal etüt ve Yat›r›m›n de¤erlendirilmesi safhalar›n› içerir. Fizibilitenin ilk aflamas› olan Ekonomik Etütde; Azami Arz ve Talep Kapasiteleri Etüdü Hava Kirlili¤i Da¤›l›m Etüdü, Demografik Etüt, Sokak ve Bina Etüdleri, fiebeke ve Güzergâh Kapasite Seçenekleri, Master Plan Haz›rlanmas›, Abone Say›lar› Ve Tüketim Tahminlerinin Yap›lmas›, Pik Saat Sanayi Tüketim Hesab›n›n Yap›lmas›, fiebeke Tüketim Hesab›n›n Yap›lmas›, fiebeke ‹flletme Kriterlerinin Belirlenmesi, fiebeke gaz tüketim öngörülerine göre RMSA kapasite ihtiyac›n›n belirlenmesi bafll›klar› ele al›narak fizibilitenin ekonomik boyutu ortaya ç›kar›l›r. ‹kinci aflama olarak Teknik Etütde; fiehir Girifl ‹stasyonlar› (RMS-A) yerinin tespiti, Ana Besleme Hatt› (Çelik Hatlar) ve buna ba¤l› olarak Güzergah›n›n Belirlenmesi, Kamu Mülkiyeti Aç›s›ndan De¤erlendirilmesi, Özel Geçifller, Vana (odas›) ve Take fiekil 2. ‹GDAfi Yat›r›mlar›n›n Dönemlere göre da¤›l›m› Off (Branflman) Noktalar›n›n, ‹flletme Bölgelerinin ve Bölge ‹stasyon Yerlerinin tespiti ile Çelik Hat Tasar›m› yap›l›r. Çelik hat tasar›m›na ba¤l› olarak ise Da¤›t›m Hatlar› (Pe Hatlar) Bas›nç S›n›f› Seçimi (Düflük Bas›nç, Orta Bas›nç, Yüksek Bas›nç), fiebeke Mimarisi Seçimi, Servis Hatlar› ve Servis Kutusu, Müflteri ‹stasyonlar›, fiebeke Hesab›n›n Yap›lmas› ve Yat›r›m Malzemelerinin Tespiti yap›larak Teknik Etüd de¤erlendirilir. Üçüncü aflama olan Finansal Etütde, Yat›r›m Tahmini ve Y›llara Göre Da¤›l›m›, Yat›r›m›n Finansman›, Amortismanlar, Y›ll›k ‹flletme Giderleri, Gelir Tahminleri ve Yat›r›m›n Nakit Ak›fl› dikkate al›narak projenin finansal kaynaklar› de¤erlendirilir. Ve son aflama olarak Ekonomik, Teknik ve Finansal Etüdler sonucunda Yat›r›m›n De¤erlendirilmesine geçilir. Yat›r›m›n De¤erlendirilmesinde; Ekonomik Analiz, Sosyal Analiz, Hukuki Analiz, Duyarl›l›k Analizi ve Risk Analizi de¤erlendirilmeleri yap›larak fizibilitenin uygulanabilirli¤ine karar verilir. b- Planlama Planlama aflamas›nda projelendirme ve yat›r›m ihale süreçleri tamamlan›r. Projelendirme aflamas›nda fizibilitesi tamamlanm›fl proje için ihale sürecinden önceki ön haz›rl›klar bitirilir. ‹lgili teknik flartnamelerin haz›rland›¤›, yasal çerçeveye ba¤l› olarak yüklenici seçiminin yap›ld›¤›, Yap›m ‹hale Süreci sözleflmenin imzalanmas›n›n sonras›nda yer teslimi yap›larak imalat (uygulama) aflamas›na geçilir. c- Uygulama Uygulama safhas› yükleniciye saha tesliminden itibaren sistemin iflletme birimlerine %100 do¤algazla teslim edilmesine kadar yap›lan bütün ifllemleri kapsamaktad›r. Bu aflamada öncelikli olarak di¤er altyap› kurulufllar› ile koordinasyon sa¤la- n›r. ‹malat için kullan›lacak her tür malzeme ve ekipmanlar›n sahaya ikmali, imalat öncesi son kontrollerin yap›lmas›, ifl sa¤l›¤› ve güvenli¤i aç›s›ndan gereken bütün teknik emniyet tedbirlerinin al›nmas› bu sürecin önemli ve öncelikli ifl kalemleri aras›ndad›r. Da¤›t›m hatt›n›n imalat›na bafllamadan önce mutlaka deneme çukurlar› aç›larak mevcut di¤er altyap›lar›n durumuna göre nihai güzergah net olarak belirlenir. Uygulama safhas›nda gerçeklefltirilen ifllem basmaklar›n› imalat türlerine göre flu fleklide s›ralamak gerekirse RMS –A Yap›m›, Çelik Hat Yap›m›, PE Hat ‹malat›, Servis hatt› ve Servis Kutusu montaj› ve son olarak Haritaland›rma fleklinde s›ralayabiliriz. d- Proje Kapan›fl› Fizibilite aflamas›nda teknik ve ekonomik yönlerden gerçeklefltirilebilirli¤i araflt›r›lan, proje safhas›nda yol haritas› ortaya konan ve uygulama safhas›nda imalat› gerçeklefltirilerek do¤algaz flebekesinin bir parças› haline gelen yat›r›m için son aflama projenin kapan›fl› ifllemleriyle tamamlan›r. Ofis yo¤un bir çal›flma olan proje kapan›fl ifllemleri Kesin Hakediflin Haz›rlanmas›, Geçici Kabul ‹fllemleri, Kesin Kabul ‹fllemleri yap›larak proje sonland›r›l›r. Varl›k Yönetimi projeleri a- ‹GDAfi Altyap› Bilgi Sistemi (IGABIS) 4.000 km2’nin üzerinde hizmet alan›na sahip olan ‹GDAfi, do¤algaz flebekesinin durumunu güncel ve do¤ru flekilde takip ederek, gerekli olan bilgilere h›zla ulafl›labilmek için Co¤rafi Bilgi Sistemlerini kullanmaktad›r. ‹GDAfi Altyap› Bilgi Sistemi (‹GAB‹S) için kullan›lmakta olan veriler; do¤algaz flebekesinin ve di¤er arazi detaylar›n›n çizimlerini, imalat, adres ve müflteri bilgilerini içermekte, sürekli güncellenmekte ve web ortam›nda paylafl›lmaktad›r. 1.500 km Çelik ve 13.500 km Polietilen 85 MAKALE ‹GAB‹S toplam 15 bin kilometre do¤algaz da¤›t›m sistemi, 675.000 adet abone ba¤lant› noktas›, 693 adet bölge regülatör istasyonu ve bunlara ait milyonlarca veri yönetilmektedir. Adres, iflletme ve imalat bilgilerine göre raporlama yap›labilmektedir. Ayr›ca ‹GAB‹S çal›flmas› kapsam›nda ‹stanbul’daki her binaya Bina ID numaras› verilerek flehir genelinde hizmet üretmekte olan kamu veya özel kurumlar aras›nda kullan›labilecek abone/müflteri tan›mlama verilerinin uyumlu bir flekilde birlefltirilmesi için güncel bir dayanak noktas› oluflturmufltur. b- Boru Hatlar› Bütünsellik Yönetimi (PIM- Pipeline Integrity Management) Boru Hatlar› Bütünsellik Yönetimi kavram›n› basitçe, bir da¤›t›m sisteminde yat›r›m ve iflletme faaliyetlerinin bir bütün olarak de¤erlendirilmesi sonucunda bu faaliyetlere iliflkin olas› tüm risk ve tehditleri belirlemek, tasar›m-yat›r›m-iflletme ve iyilefltirme aflamalar›ndaki bütün süreçleri, belirlenen bu riskleri önlemeye veya en aza indirgemeye yönelik bir sistem içerisinde gerçeklefltirmek fleklinde tan›mlamak mümkündür. Boru Hatlar› Bütünsellik Yönetimi ile flebekemizdeki özellikle eski tarihli çelik hatlar›m›z›n teknik ve bilgi güvenli¤i aç›s›ndan ele al›narak rehabilitasyonunun sa¤lanmas›, hat üzerindeki hasarlar›n, korozif etkilerin tespiti, teknolojik farklardan, malzeme standartlar›na uyulmamas›ndan v.b. sebeplerden kaynaklanan hatalar›n belirlenmesi ve önleyici çal›flmalar›n yap›lmas›, flebekedeki di¤er risklerin tespiti ve risk yönetim modelinin oluflturulmas› hedeflenmektedir. Boru hatlar› bütünsellik yönetimi; Bilgi Toplanmas›, Riskleri Tan›mlama, Risk De¤erlendirme Ve Öncelik Belirleme, Risklere Yönelik Tedbirleri Tan›mlama Ve Uygulama, Performans Ölçme, Sonuçlar› Denetleme Ve Verimlili¤i De¤erlendirme, Periyo- dik De¤erlendirme Ve Gelifltirme ile Sonuçlar› Raporlama olarak yedi ana unsurdan oluflur. Sonuç olarak, Pilot bölge çal›flmas› kapsam›nda oluflturulacak Boru Hatlar› Bütünsellik Yönetimi nihai raporu ile özelde pilot bölge, genelde ise tüm çelik da¤›t›m flebekesi için al›nmas› gerekli önlemler, iyilefltirmeler hakk›nda detayl› bilgi sahibi olunabilecektir. c- ‹GDAfi Varl›k Yönetimi (ERP) Projesi: Kurumumuz uzun vadeli rekabet avantaj›n› sa¤lamak amac›yla Biliflim Teknolojileri Altyap›s›n› bütünlefltirmek ve yenilemek üzere ‹GDAfi Varl›k Yönetimi Projesi’ni bafllatm›flt›r. ERP Proje Ekibi kurulmufl ve ERP Öncesi Analiz ve De¤erlendirme Proje çal›flmalar› devam etmektedir. Bu kapsamda 2010 y›l›nda ERP yaz›l›m›n›n sat›n al›nmas› ve devam eden 2 y›lda uyarlanmas› planlanmaktad›r. fiekil 3. ‹GDAfi Varl›k Yönetimi (ERP) Projesi 86 Mimar ve Mühendis Temmuz-Ağustos 2010 MAKALE Aç›k planl› bürolarda iflitsel konforun sa¤lanmas›na yönelik tasar›m önerileri > Doç.Dr.Ayfle Erdem Aknesil Beykent Üniversitesi, Mühendislik ve Mimarl›k Fakültesi Ö¤retim Üyesi G ünümüz toplumlar›nda çal›flan kesimin önemli bölümü zaman›n›n ço¤unu bürolarda geçirir. Bürolarda gerçeklefltirilen bilgi toplama, bir düflünce ürünü ortaya koyma, edinilen bilgileri kaydetme gibi masa bafl› ifllevlerinin ço¤u konsantre olmay› gerektirir. Baz› durumlarda birkaç kiflinin bir araya gelip sözlü olarak da iletiflim kurarak bir konu üzerinde ortak çal›flma yapmalar› olas›d›r. Büro tasar›mlar›n› gözden geçirdi¤imizde bir ya da birkaç kiflinin bulundu¤u özel ofis odalar›n›n yan› s›ra çok say›da çal›flan›n bir arada oldu¤u ortak kullan›lan büyük boyutlu mekanlar olarak tasarlanm›fl aç›k planl› bürolar›n yayg›nl›¤›n› giderek artt›rd›¤› görülmektedir (fiekil 1). Fizik ortam koflullar›n›n önemi ve akustik konfor koflullar›n›n sa¤lanmas› Her ortamda geçerli oldu¤u gibi aç›k planl› büro mekanlar›nda da masa bafl› çal›flma için gerekli fizik ortam koflullar›n›n sa¤lanmas› konsantrasyon ve verimlilik aç›s›ndan oldukça önemlidir. Bu tür mekanlarda fizik ortam koflullar› içinde akustik konfor önde gelir. Bürolarda akustik konfor koflullar›n›n sa¤lanmas›ndaki en önemli etkenler; •ortam gürültüsünün denetimi ve •konuflma gizlili¤inin sa¤lanmas›d›r. Aç›k planl› bürolarda istenmeyen seslerin iyi akustik yaratmak ad›na kontrolü ve denetlenmesi gerekir. Bu mekanlarda döflemeden tavana kadar bölme duvarlar ya da kap›lar olmaks›z›n konuflma gizlili¤ini ve gürültü denetimini sa¤lamak da ifli zorlaflt›ran baflka etkenlerdir (fiekil 2). Bürolarda gürültü kaynaklar› Çok say›da çal›flan›n bulundu¤u büyük boyutlu aç›k planl› bürolarda arka plan (fon) gürültüsü olarak da adland›rabilece¤imiz toplam gürültü düzeyini oluflturan pek çok gürültü kayna¤› bir arada etkili olur. Arka plan gürültüsünü oluflturan bu kaynaklar bafll›ca iki grupta ele al›nabilir; 88 Mimar ve Mühendis Temmuz-Ağustos 2010 1) Mekan içindeki, bilgisayar, printer, kopyalama makineleri gibi teknik cihazlar, telefonlar, mekan içindeki kullan›c›lar›n birbirleriyle ya da telefonla konuflmalar›, 2) Yap›n›n d›fl›ndan, komflu hacimlerden, havaland›rma sistemlerinden gelip havaland›rma kanallar›ndan hacme giren sesler, ›s›tma sistemleri, asansörler gibi hizmet birim sesleri. numlar›n›n do¤ru tasarlanmas› ile gürültü azalt›labilir. • Tavanda ayd›nlatma ayg›tlar›n›n do¤ru yerlefltirilmesi ile zararl› yans›malar önlenebilir, bunun ötesinde ayg›t yüzeyleri ses yutucu amaçl› kullan›labilir. • Kabul edilebilir düzeyde bir arka plan gürültüsü sa¤lamak önemlidir. • Konuflma gizlili¤inin sa¤lanmas› amac›yla yapay maskeleme sistemleri kullan›labilir. Yukarda belirtilen çal›flmalar akustik tasar›m stratejisi oluflturmada etkendir. ‹yi bir akustik elde etmek mekan içindeki tüm kullan›c›lar için iflitsel aç›dan optimum de¤erlerin ya da optimuma yak›n de¤erlerin sa¤lanmas› ile mümkündür. Aç›k planl› bürolarda dolays›z ses, yans›ma, k›r›nma ve sesin geçifl yollar›n› engellemek zordur, çünkü çal›flma bölümlerinin çevresinde sürekli olarak koflullar de¤iflkenlik göstermektedir. En etkin yöntem çal›flma birimleri, bilgisayarlar›n çevresi ve benzeri her bir çal›flma birimi için ayr› ayr› optimum koflullar› elde etmeye yönelik çal›flmalar›n yap›lmas›d›r. Aç›k planl› bürolarda gürültü denetimi Aç›k planl› bürolarda tasar›m elemanlar›n›n ve iç mekan tasar›m›nda kullan›lan malzemelerin do¤ru seçimi oldukça iyi akustik koflullara sahip mekanlar oluflturulmas›n› sa¤lar. Gürültüleri en aza indirebilmek ve konuflma gizlili¤ini sa¤lanmak için bafll›ca yap›labilecekler afla¤›da yer almaktad›r; • Yay›lan ve çal›flanlara ulaflan sesi engellemek amac›yla, çal›flma birimleri aras›na belli yükseklikte panel yerlefltirilmesiyle, geçen sesi denetlemek ve k›r›nan sesi azaltmak olanakl›d›r. • Aç›k planl› bürolarda tavan, duvar, döfleme, pencere gibi gerekli yerlerde ses yutucu yüzeyler kullanarak yans›yan sesin yutulmas› sa¤lanabilir. • Çal›flma ünitelerinin ve kullan›c› ko- Tavan ve döfleme yüzeyleri: Aç›k planl› bürolarda tavan, mekan üzerinde boylu bo- fiekil 1. Aç›k planl› bürolar günümüzde yayg›nl›¤›n› giderek artt›rmaktad›r. fiekil 2. Aç›k planl› bürolarda döflemeden tavana kadar oluflturulan bölme duvarlar ya da kap›lar olmaks›z›n konuflma gizlili¤ini ve gürültü denetimini sa¤lamak önemlidir. yunca uzan›r ve en büyük ç›plak yüzey olma özelli¤ini tafl›r. Yans›malar› azaltmak için bu büyük yüzeyleri ses yutucu olarak tasarlamak yararl›d›r. Araflt›rmalara göre tavan ortalama yutuculu¤unun ~0.8-0.9 olmas› önerilir. Tavana havaland›rma ›zgaralar›n›, ayd›nlatma elemanlar›n› koyarken, tavanda kademelenme yaparken ya da bütünlü¤ü bozacak baflka elemanlar yerlefltirirken sesin yans›mas›n› sa¤layacak yap›lanmalardan kaç›nmaya dikkat edilmelidir. Yutucu olarak tasarlanan tavan›n ayn› zamanda yüksek tutulmas› tercih edilir. Yüksek tavan›n sesin da¤›l›m› aç›s›ndan etkisi az olmakla birlikte baz› durumlarda konuflma gizlili¤ini sa¤lay›c› etkisi vard›r. Hacimlerde tavan kadar büyük bir alan kaplayan döflemelerin hal› gibi yutucu malzemelerle kaplanmas› sandalye sürtünmeleri, ad›m ve topuk sesi ile cihazlar›n titreflimlerinden kaynaklanan darbe gürültülerinin yap› bünyesine geçmesini azalt›r. Hal› üzerinde bulunan bölücü elemanlar›n yerden yüksekli¤i de önemlidir. Ara bölme alt›ndaki 100mm’ye kadar olan boflluklar konuflma gizlili¤i göstergesi olan Konuflman›n Anlafl›labilirli¤i ‹ndeksini (SII) etkilemez ve uygun bulunur. Bölme elemanlar: Bölme elemanlar dolays›z gelen ve geçen ses için engel durumundad›r. fiekil 3’deki krokide araya bölme eleman› konmufl iki çal›flma ünitesi aras›ndaki sesin geçifl yollar› görülmektedir. Ses Geçifl S›n›f› (STC) bölmenin sesi engelleme oran›n› gösteren bir parametredir. Bölmenin sesi en az geçirecek, olabildi¤ince yüksek ses geçifl s›n›f› (STC) olan elemanlardan seçilmesi yararl›d›r. Bölme elemanlar›n 1.85m’nin üstünde olmas› durumunda STC20 kabul edilebilir alt de¤er olarak önerilmektedir. Ara bölme elemanlar›n›n kütlesinin yaklafl›k olarak 12 kg/m2 olmas› önerilmektedir. Bölme eleman kütlesi ne kadar fazlaysa sesin geçifli de o oranda zordur. Bölme eleman kitlesinin yan› s›ra STC20’yi sa¤layabilmesi için yüzeylerinde boflluk ya da aral›k bulunmamal›d›r. Elektrik ve bilgisayar ç›k›fllar›n›n geçti¤i yerlerde de ses geçifllerine karfl› önlem al›nmal›d›r. Bölme duvar yüksekli¤i: Yüksek bölme elemanlar sesin düfley olarak k›r›nmas› s›ras›nda k›r›nan ›fl›nlar›n yere yönelmeden devam etmesini sa¤lar. Engel özelli¤i gösteren bölme eleman ne kadar yüksek olursa, arkas›nda oluflan akustik gölge bölgesinin de o oranda büyük oldu¤u bilinmelidir. Bu konudaki ASTM akustik uygulama standartlar›nda minimum yükseklik 1.7m fiekil 3. Aç›k planl› bürolarda bölücü elemanlar ve sesin geçifl yollar› fiekil 4. Ortalama Ses Yutuculu¤u (SAA) ve panel yüksekli¤ine ba¤l› olarak elde edilen Konuflman›n Anlafl›labilirli¤i ‹ndeksi (SII) fiekil 5. Konuflman›n anlafl›labilirli¤i fonksiyonunda Konuflman›n Anlafl›labilirli¤i ‹ndeksi (SII) fiekil 6. Bölücü elemanlarda yatay k›r›nmalardan ötürü ses di¤er çal›flma ünitelerine geçebilir olarak önerilir. Bu yüksekliklerdeki küçük art›fl ya da azalmalar›n konuflma gizlili¤i aç›s›ndan önemi büyüktür. Örne¤in 1.5m yükseklik oldu¤unda konuflma gizlili¤ini sa¤lamak mümkün olmazken, 2m’nin üzerindeki bölme yüksekliklerindeki de¤iflimlerin olumlu etkisi çok az olmaktad›r. Ayr›ca engellerin gürültü denetimi aç›s›ndan etkinli¤ini saptamaya yönelik olarak Ortalama Ses Yutuculu¤u (SAA) ve panel yüksekli¤ine ba¤l› olarak elde edilen Konuflman›n Anlafl›labilirli¤i ‹ndeksi (SII) de¤erlerinden de yararlan›labilir (fiekil 4). Grafikte gri taral› alan konuflma gizlili¤inin sa¤lanabildi¤i durumlar› göstermektedir. Konuflma gizlili¤i göstergesi SII parametresi, 0 ile 1 aras›nda de¤iflen de¤erler al›r. SII de¤erinin 1 olmas› konuflman›n tümüyle anlafl›labilir oldu¤unu, 0 olmas› ise kesinlikle anlafl›lamaz oldu¤unu ifade eder. Konuflma gizlili¤inin gereklili¤i durumunda, SII için önerilen de¤erler grafikte taral› bölgede görülmektedir (fiekil 5). Yüzde olarak konuflman›n anlafl›labilirli¤ine göre Konuflman›n Anlafl›labilirli¤i ‹ndeksi (SII) de¤erlerini gösteren grafik bize ayn› zamanda konuflma gizlili¤i için kabul edilebilir SII de¤erinin 0.20’nin alt›nda oldu¤unu da göstermektedir. Aç›k planl› bürolarda yapay-do¤al ayd›nlatman›n engellenme olas›l›¤› ve estetik kayg›lardan ötürü bölücü elemanlar›n çok yüksek kullan›m› tercih edilmez. Ayr›ca, önce de de¤inildi¤i gibi belli bir kotun üzerindeki bölme elemanlar›n konuflma gizlili¤ine önemli bir katk›s› olmamaktad›r. Bölme eleman yüksekli¤inin yan› s›ra geniflli¤i de akustik aç›dan önemlidir. Yüksekli¤ine ba¤l› olarak düfley k›r›nmalardan ötürü levhalar›n arkas›na ses geçerken, geniflli¤ine ba¤l› olarak da yatay k›r›nmalardan ötürü ses geçer (fiekil 6). Fazla genifl bölme oluflturmak tasar›m› ço¤un89 MAKALE fiekil 7-8. Bürolarda ses yutucu ve da¤›t›c› olarak tasarlanan ayd›nlatma düzenleri lukla zorlayaca¤›ndan yatay k›r›nmalar› önleyecek tasar›mlara gitmek yararl›d›r. K›r›nmalar› önlemek için bölme elemanlar›n köfleli yerlefltirilmesi bir tasar›m önlemidir. Aç›k planl› bürolarda bölme eleman yüksekli¤i ve tavan ses yutma özelli¤inin birlikte de¤erlendirilmesiyle etkin akustik çözümlere ulafl›labilir. Tavanda yüksek ses yutuculu¤u sa¤land›¤›nda, bölme eleman yüksekli¤indeki küçük de¤iflimler SII de¤erini yani konuflman›n anlafl›labilirli¤i indeksini oldukça fazla etkiler. Bölme panel elemanlar›n ses yutuculuk özelli¤i: Yüksek ses yutuculu¤u olan paneller, yans›yan ses ya da gürültünün azalt›lmas›nda etkindir. Bölmelerin her iki yüzünün birlikte Ortalama Ses Yutuculu¤u’nun (SAA) 0.9 olmas› önerilir. Ortalama Ses Yutuculu¤u, yüzey yutuculu¤unu, frekanslara göre ortalama alarak tek bir say›sal de¤er olarak verir. Tüm yüzeyler için yüksek yutuculuk sa¤lanamad›¤›nda en az›ndan paralel yüzeylerin yutuculu¤u yüksek tutulmal›d›r. Ayr›ca bölücü eleman kenar yutuculu¤unun yüksek olmas› k›r›nan seslerin azalt›lmas› aç›s›ndan etkindir. Yüzeyleri iç ortama aç›k gözenekleri bulunan cam yünü ya da köpü¤ümsü malzemelerle kaplanm›fl, ayr›ca belli kütlesi olan yo¤un malzemelerden oluflmufl bölmeler, akustik tasar›m aç›s›ndan tercih edilir. Bu tür detaylar sesin yans›mas›n› önledi¤i gibi arka ortama geçme oran›n› da azaltacakt›r. Ayd›nlatma ayg›tlar› ve yerlefltirme: Ayd›nlatma ayg›tlar› genellikle sesi yans›tmaya yatk›n malzemelerden tasarlan›rlar ve tavan›n yutuculu¤unu azalt›c› etki yaparlar. Ayd›nlatma ayg›tlar›n›n çal›flma alan› üzerinde olmas›n›n yans›malar› dolays›z olarak hacme yönlendirmesi aç›s›ndan daha az etkili oldu¤u söylenebilir. Tavanda bu tür ›zgara ayd›nlatma ayg›tlar›n- 90 Mimar ve Mühendis Temmuz-Ağustos 2010 dan yans›yan ses, çal›flanlara dolays›z olarak ulaflmadan de¤iflik do¤rultulara yay›n›r. Ancak bu ›zgaralar çal›flma bölgelerini ay›ran panellerin hemen üzerine yerlefltirildi¤inde yans›malar›n do¤rudan çal›flanlara yönlenme olas›l›¤› artar. Yans›ma do¤rultular› olumsuzluk yaratabilecek ayd›nlatma ayg›t ›zgara detaylar› iyi oluflturularak, ses ›fl›nlar›n›n dinleyicilere gitmemeleri sa¤lanabilir. Baz› bürolarda, tavandaki ayd›nlatma ayg›tlar›n›n sesi yutucu ve de da¤›t›c› olarak tasarlanarak do¤ru konumland›r›ld›¤› görülmektedir (fiekil 7-8). Havaland›rma a¤›zlar›: Tavanlarda uygun yerde bulunmayan havaland›rma a¤›zlar› ve ›zgaralar tavan yutuculu¤unu azaltabilir. Buna karfl›n havaland›rma sistemleri ortamdaki akusti¤i maskeleyen bir gürültüye de neden olabilir. Bir ortamda maskeleyici bir gürültünün oluflmas› fon gürültüsünün yükselmesine, bu durum da konuflman›n anlafl›labilirli¤inin olumsuz yönde etkilenmesine neden olur. Dolay›s›yla havaland›rma a¤›zlar›n› çal›flma alanlar›n›n hemen üzerine yerlefltirmemeli, havaland›rma ›zgara detaylar›n› iyi tasarlayarak sesin yans›malarla çal›flanlara yönlenmesi önlenmelidir. Çal›flma ünitelerinin uygun tasar›m› ve biçimlenme: Genifl büro mekanlar›n›n kullan›m›nda konuflman›n gizlili¤inin sa¤lanmas› ve akustik olumsuzluklar›n oluflmamas› için teknik cihazlar ve makineler gibi gürültü kaynaklar› çal›flanlardan gizlemeli ya da uzaklaflt›r›lmal›d›r. Sesin uzakl›kla do¤ru orant›l› olarak azald›¤› göz önünde bulundurulmal›, özellikle bölmelerin alçak tutuldu¤u durumlarda uzakl›k önemli bir etken olarak karfl›m›za ç›kmaktad›r. Çal›flma ünitelerini, çal›flanlar› gürültüden korumak amaçl› olarak gürültü kaynaklar›ndan ay›rmal›, saklamal› ve yal›tmal›y›z. Ses koridor niteli¤i tafl›yan mekanlarda, yans›malarla ya da koridorun yap›sal özelli¤inden ötürü düzeyini kaybetmeden ilerler ve di¤er çal›flma ünitelerini de etkileyebilir. Büro çal›flanlar›n› birbirinden farkl› do¤rultulara bakt›rmak: Konuflma do¤rultulu özellik gösterir, konuflmac›n›n ön bölgesinde, arka ya da yanlara oranla daha etkilidir. Bu nedenle çal›flma ünitelerinde çal›flanlar› farkl› do¤rultulara bakacak biçimde konumland›rmal›y›z (fiekil 9). Paneller üzerine de olabildi¤ince az ö¤enin as›lmas› yararl›d›r. Panellere as›lanlar yans›t›c›l›¤› artt›r›c› etki yaratabilir. Bilgisayarlar› çal›flanlardan uza¤a yönlendirerek ekran yans›malar›n›n zararl› etkilerinden kaç›n›lmal›d›r. Pencereler: Pencereler sesi yans›tan etkin ve büyük yüzeylerdendir. Gerekti¤i durumlarda pencereler ve çal›flma alanlar› aras›na yans›yan sesi azalt›c› engellerin konulmas› akustik aç›dan yararl›d›r. Pencereye tak›lacak stor, perde gibi elemanlar gelen sesi yutarak ve yans›yan sesi da¤›tarak akustik problemleri ortadan kald›rabilir ayn› zamanda ›s›sal konfor aç›s›ndan yarar getirerek direkt günefl ›fl›¤›n›n içeri girmesini önler. Hacim içinde yer alan ve pencere yüzeylerine paralel olan di¤er iç yüzey elemanlar› da yutucu olmal›, pencereden gelen yans›malar› sönümleyerek olumlu rol oynamal›d›r. Aç›k planl› bürolarda bölücü elemanlar›n pencereye kadar dik uzand›¤› durumlarda bölme iki yan›ndaki çal›flanlar için görsel aç›dan engel özelli¤i gösterse de iflitsel aç›dan bunu sa¤layamayabilir (fiekil 10). Ses Maskeleme Sistemleri: Ses maskeleme sistemi, simule edilen bir sesi büroya verip ortam akusti¤ine ekleyerek do¤al bir arka plan gürültüsü oluflturma yöntemidir. Arka plan gürültüsü, sakin büro ortam fiekil 10. Bölme eleman›n pencereye dik uzanmas› ve arada aç›kl›k kalmas› durumu fiekil 9. Ünitelerde çal›flanlar birbirlerinden farkl› do¤rultulara bakt›r›lmal›d›r. gürültüsü ile baflka gürültüler aras›ndaki karfl›tl›¤› azalt›r ve istenmeyen gürültüyü belli oranda maskeler. Teknik bir konu olan bürolarda sesin maskelenmesi konusu gerekti¤inde uzmanlar› taraf›ndan ortam özelliklerine ba¤l› olarak çözümlenebilecek bir konudur. Bürolarda etik kurallar: Büro çal›flma eti¤ine uyulmas›, yüksek gürültü düzeyinin azalt›lmas›nda önemlidir. Büro çal›flanlar› konuflma, müzik ve di¤er insan kaynakl› gürültülerin azalt›lmas› yolunda teflvik edilirlerse daha sessiz ve iflitsel aç›dan konforlu mekanlar yarat›labilir. Ayr›ca, bürolarda bir arada çal›flmay›, tart›flmay›, bilgi paylaflmay› gerektiren durumlar olabilir. Bu amaçla aç›k planl› büro hacimlerinin d›fl›nda toplu aktivitelerin düzenlenece¤i salonlar oluflturmak yararl› olur. Ses düzeyleri konusunda öneriler ve sonuç de¤erlendirme Gürültülerin kifli üzerinde oluflturduklar› rahats›zl›k tipine göre farkl›l›k gösterir. Zaman içinde belirgin de¤iflimler göstermeyen dura¤an gürültüler s›kl›kla düzeyi ve frekans› de¤iflim gösteren gürültülere göre daha az rahats›z edicidir. Anlafl›lamayan konuflmalardan oluflan gürültü tipi ise fazla rahats›zl›¤a neden olmaktad›r. Bunlar›n ötesinde gürültüden duyulan rahats›zl›¤›n sesin frekans›na, tayf›na, süresine ve düzeyine ba¤l› olarak da de¤iflti¤i bilinmelidir. Ayr›ca;, günlük yaflamda say›s›z nedenden ötürü, ses düzeylerine iliflkin rahats›zl›klar› ortaya koyan üç pratik saptama ve çözüm önerisi sunulabilir; 1) Bask›n tek bir gürültü kayna¤›ndan kaynaklanan rahats›zl›k durumunda: Tek ve bask›n gürültü kayna¤›ndan oluflan gürültü düzeyi ile sürekli mevcut olan daha düflük düzeyli gürültü aras›ndaki fark 4 dB’i Çal›flma alan›ndaki gürültü düzeyi ≤ 30 dBA > 30dBA ve ≤ 40 dBA > 40dBA ve ≤ 45 dBA > 45dBA ve ≤ 50 dBA > 50dBA ve ≤ 55 dBA > 55dBA Çal›flma alan›n›n akustik kalitesi Mükemmel Çok iyi ‹yi Büyük bürolarda kabul edilebilir Elveriflsiz Çok gürültülü aflmamal›d›r. Aksi durumda çal›flma alan› elveriflsiz olarak s›n›fland›r›lmaktad›r. 2) Konuflmadan kaynaklanan rahats›zl›k durumunda: Özellikle çal›flma ünitesinin d›fl›nda baflka bir gruptan gelen konuflma varsa ve de konuflmalar anlafl›labilir de¤ilse oldukça rahats›zl›k verici bir durum oluflabilir. Al›c›ya gelen anlafl›lamayan sesten kaynaklanan gürültü düzeyi ile arka plan gürültüsü fark› 3 dB’i aflmamal›d›r. Aksi durumda çal›flma alan› elveriflsiz olarak s›n›fland›r›lmaktad›r. 3) Süreli olarak devam eden gürültü durumunda: Çal›flma bafllang›c›nda yüksek konsantrayon sa¤lamak daha güçtür. Çal›flma bafllang›c›ndaki ön zaman diliminde gürültü olabildi¤ince düflük olmal›d›r. Bir çal›flma mekan›nda gürültü düzeyine ba¤l› olarak belirlenen genel akustik kalite s›n›flamas› Tablo 1’dedir. ‹flitsel aç›dan önemli olan her mekan gibi aç›k planl› bürolar için de hacmin toplam yutuculu¤u ses düzeyini ve kalitesini belirleyen bir baflka konudur. Hacim yüzeylerinin ses yutuculu¤u bilinmeli, bu yutuculu¤un miktar› istenen düzeyde tutulmal› ve frekanslara göre düzgün da¤›l›m göstermelidir. Bu temel konular her mekan için yap›lacak belirleme ve hesaplarla ortaya konabilir. Ayr›ca aç›k planl› bürolarda akustik konfor koflullar› bafll›ca iki temel konu olan yaz› içinde de sunulan gürültü denetimi ve konuflma gizlili¤inin bir arada sa¤lanabilmesi ile gerçekleflebilir. Aç›k planl› bürolar›n akustik konfor koflullar›n›n belirlenmesi ve iyilefltirilmesine yönelik çok say›da bilimsel çal›flma mevcuttur. Bu makalede farkl› çal›flmalar›n sentezi yap›lm›fl, tasar›mc› ve kullan›c›lar›n yararlanabilece¤i temel ilkeler basit say›sal de¤erler, görseller eflli¤inde sunulmufltur. Yararlan›lan kaynaklar: • J.S.Bradly, “Acoustical Design for Open-Plan Offices”, Institude for Research in Construction, IRC, Construction Technology Update No.63, IRC, RR263. • G.R.Newsham, “Making the Open-Plan Office a Better Place to Work”, Institude for Research in Construction, IRC, Construction Technology Update No.60. • P.Chigot, “Office Acoustics-European Developments in Standadization, Regulation and Policy Making”, First European Forum on Efficient Solutions for Managing Occupational Noise Risks-NOISEATWORK2007. • D.Templeton, “Acoustics in the Built Environment”, Elsevier Group, Great Britain, 2001. • C.M.Harris, “Noise Control in Buildings, “McGraw-Hill, Inc., USA, 1994. • M.Long, “Architectural Acoustics”, Elsevier Academic Pres, Great Britain, 2006. 91 SNEMA MÜHENDSLK BZDENVE HABERLER Delilik ve dahilik aras›ndaki ince çizgide yürüyen bir film: “Ak›l Oyunlar›” Sylvia Nasar’›n ayn› adl› roman›ndan beyaz perdeye aktar›lan gerçek bir hayat hikayesi. Ünlü matematikçi John Forbes Nash Jr., genç yafl›nda gelifltirdi¤i matematik “kuramlar›” ile dikkati çeker. Baflar› grafi¤i “Nobel Ekonomi Ödülü”ne kadar uzan›r. Akademi dünyas› onun dahiyane çal›flmalar› ile çalkalan›rken, o tehlikelerle dolu gizemli bir dünyada tek bafl›na savaflmaktad›r. Daha sonra doktorlar onun bu gizli savafllar›na “paranoik flizofren” teflhisini koyacaklard›r. > Erol Mermer Yönetmen - Senarist - Yazar 92 Mimar ve Mühendis Temmuz-Ağustos 2010 B ir dahinin heyecan dolu öyküsü olan “A Beautiful Mind” “Ak›l Oyunlar›”, bir matematikçi olan John Forbes Nash Jr.›n gerçek hayat hikayesinden yola ç›k›larak yaz›lm›fl ayn› adl› romandan al›nm›flt›r. Nash daha ö¤renci iken ortaya koydu¤u “oyun kuram›” tezi ile matematik alan›nda büyük bir keflfe imza atarak,genç yaflta uluslararas› üne sahip olmufltur. Fakat Nash'in ola¤anüstü dehas› flizofreni engeliyle karfl›lafl›nca kendi dünyas›nda büyük hezeyanlar yaflan›r. Di¤er birço¤unu yok eden zorluklara karfl› Nash savaflmay› denedi ve kar›s› Alicia'n›n büyük deste¤iyle 1994'te Nobel Ödülünü kazan›r. Yaflayan bir efsane olan Nash flu anda da çal›flmalar›na devam etmektedir. Y›l 1947'dir ve John Forbes Nash Jr. (Russell Crowe), matematik mast›r›n› yapmak için Princeton'a gelir ve en prestijli grubu olan Ivy Leauge'e girer. Nash'in buraya uyum sa¤lamas› kolay olmayacakt›r.Çünkü sosyal konulardaki detaylar, ya da derslere kat›lmak onun için pek anlam ifade etmemektedir. Onun tek bir amac› vard›r, yeni, farkl› ve orjinal bir fikir bulabilmek. Ancak bunu yapabildi¤inde kendisinin de bir önemi olaca¤›na inanmak- tad›r. Princeton'›n matematik bölümünde ac›mas›zca devam eden bir rekabet vard›r ve Nash'in s›n›f arkadafllar› onun baflar›s›zl›¤›n› görmeyi dört gözle beklemektedirler. Yine de ona tahammül etmekte ve fark›nda olmadan onu baflar› yolunda tahrik etmektedirler. Bir gece onlarla birlikte bir barda e¤lenirken, arkadafllar›n›n sar›fl›n bir k›za gösterdikleri reaksiyon Nash’in dikkatini çeker. Aralar›ndaki rekabete yak›ndan tan›k oldu¤unda uzun zamand›r bekledi¤i fleye, kendi büyük teorisine ulafl›r. Nash'in "rekabetin matemati¤i" teorisi modern ekonominin babas› say›lan Adam Smith’in doktrinlerine tam anlam›yla z›tt›r. Bu durum 150 y›ld›r inan›lan›n fikirlerin terk edilmesine yol açman›n d›fl›nda, Nash'in hayat›n› da sonsuza dek de¤ifltirecektir. Nash daha sonra MIT'de araflt›rma ve ö¤retim görevlisi olur ama bu onu tatmin etmez. Bilim II. Dünya Savafl›'nda Amerika'n›n en büyük kurtar›c›s› olmufltur ve Nash flimdi so¤uk savafl›n galibi olma yolunda önemli bir rol oynamaya can atmaktad›r. Bu arzusunu gerçeklefltirebilmesini sa¤layacak teklif William Parcher'dan gelir. Parcher, Nash'i düflman›n kodlar›n› k›ran adam olarak çok gizli bir F‹LM‹N KÜNYES‹ Filmin Ad› Yönetmen Yap›mc› Senaryo G. Yönetmeni Müzik Oyuncular Yap›m Y›l› Türü Y›l Süresi Dili görevde kullanmak istemektedir. Nash, bu ifle bal›klama atlar ama bir yandan da MIT'deki görevine devam etmektedir. Ve hayat› boyunca üzerinde hiç kafa yormad›¤› bir konuyu yani aflk› ona ilk kez yaflatacak olan Alicia Larde ad›ndaki fizik ö¤rencisiyle de burada tan›fl›r. Nash, Alicia ile evlenir ama ona Parcher'la çal›flt›¤› gizli görevden bahsedemez. Çal›flma, gizlilik ve tehlike elbet bir gün Nash'e zarar verecektir ve o gün geldi¤inde Nash kendini saplant›lar ve kuruntularla dolu bir dünyada koybolmufl bulacakt›r. Hastal›¤›n t›p dilindeki ad› ise paranoik flizofrenidir. Kocas›n›n içinde bulundu¤u durum yüzünden harap olan Alicia, yenik düflmüfl bir dahiyi sevmenin zorlu¤u alt›nda ezillirken savaflmaktan vazgeçmeyecektir. Her yeni gün daha büyük zorluklar getirse de Alicia afl›k oldu¤u bu karizmatik adam›n bir an bile olsa dikkatini çekebildi¤ini gördü¤ünde ona olan ba¤l›l›¤› yeniden güçlenmektedir. Onun bu bitmeyen aflk› ve inanc› sayesinde John Nash tedavisi imkans›z denen bu hastal›¤a karfl› savaflmaya karar verir. Ak›l Oyunlar› Ron Howard Ron Howard, Brian Grazer Akiva Goldsman Roger Deaking James Horner Russel Crowe, Ed Harris, Jennifer Connelly, Christopher Plummer, Paul Bettany, Adam Goldberg, Josh Lucas, Anthony Rapp, Jason Gray-Stanford, Judd Hirsch 2001 - ABD Biyografi / Dram 1966 134 dakika ‹ngilizce Ak›l Oyunlar› Filmi/ Ald›¤› Ödüller: En ‹yi Yönetmen Oscar Ödülü, 2002 En ‹yi Film Oscar Ödülü, 2002. En ‹yi Uyarlama Senaryo Oscar Ödülü, 2002 En ‹yi Yard. Kad›n Oyuncu Oscar Ödülü, 2002 En ‹yi Kurgu Oscar Ödülü Adayl›¤›, 2002 En ‹yi Orijinal Müzik Oscar Ödülü Adayl›¤›, 2002 En ‹yi Erkek Oyuncu ‹ngiliz Akademi Ödülü, BAFTA, 2002 En ‹yi Film ‹ngiliz Akademi Ödülü Adayl›¤›, BAFTA, 2002 En ‹yi Film Alt›n Küre Ödülü, 2002 En ‹yi Erkek Oyuncu Alt›n Küre Ödülü, 2002 En ‹yi Uyarlama Senaryo Alt›n Küre Ödülü, 2002 Ron Howard 1976 y›l›nda The Shootist filmindeki rolü ile Sinema Dal›nda En ‹yi Yard›mc› Erkek Oyuncu Alt›n Küre Ödülü'ne aday gösterilmifltir. Apollo 13, A Beautiful Mind, Cinderella Man,The Da Vinci Code gibi filmlerin yönetmenidir. 2007 y›l›nda The Da Vinci Code filmi ile Razzie olarak bilinen Alt›n Ahududu Ödülleri'ne En Kötü Yönetmen dal›nda aday gösterilmifltir. Bryce Dallas Howard (d.1981), Jocelyn Carlyle Howard (d.1985), Paige Carlyle Howard (d.1985), Reed Cross Howard (d.1987) adlar›nda dört çocu¤u vard›r. 1975'den bu yana Cheryl Alley ile evlidir. 93 TEKNOLOJ Türk genç bilim adam› NASA için sinyalsiz GPS yapt› Ohio State Üniversitesi’nde görevli genç bilim adam› Alper Y›lmaz, NASA için uzaydaki astronotlar›n kullanaca¤› sinyal almadan yön ve seyir belirleyen prototip GPS gelifltirdi. Bu sistem yang›n, maden oca¤› kazalar›, göçük gibi durumlarda da kullan›labilecek. ABD’deki Ohio State Üniversitesi’nde görevli Yar. Doç. Dr. Alper Y›lmaz (36), Amerikan Uzay ve Havac›l›k Dairesi (NASA) için gelifltirdikleri sinyale ihtiyaç duymadan yön belirleyen (Global Positioning System-Küresel Yer Belirleme Sistemi) GPS’in dünya üzerinde de kullan›labilece¤ini söyledi. Y›lmaz, özellikle de GPS sinyalinin ölçülemedi¤i kapal› mekanlarda da kullan›labilece¤ini göstermek amac›yla cihaz› bir al›flverifl merkezinde tan›tt›klar›n› kaydetti. 4 y›ld›r Ohio State Üniversitesi ‹nflaat, Çevre ve Jeodezi bölümünde görüntü iflleme ve alg›lama konusunda araflt›rmalar yapan Alper Y›lmaz’a göre bu sistem uzaydaki astronotlar›n bir noktadan baflka bir noktaya hatas›z bir flekilde ulafl›m›n› sa¤layacak. Alper Y›lmaz, bu sistemi NASA’ya ba¤l› Ulusal Uzay Biomedikal Araflt›rma Enstitüsü’nden ald›klar› 1.2 milyon dolar yard›m sayesinde gelifltirdiklerini belirtti. Günlük yaflam›zda otomobil ve cep telefonunda kulland›¤›m›z GPS’in uzayda kullan›m›n› sa¤layan sistemin görsel navigasyon deste¤ini de gelifltiren Yar. Doç. Dr. Alper Y›lmaz, prototipin astronotlar›n uzaydaki s›n›rl› yerçekimi koflullar› sebebiyle kaybettikleri yönlerini bulmalar›nda ve günefl f›rt›nalar›ndan korunabilmeleri amac›yla güvenilir yer tespiti yapmalar›n› sa¤layaca¤›n› söylüyor. Dünyan›n tek aktif sualt› nehri Karadeniz’de Karadeniz'in alt›nda büyük bir sualt› nehri keflfedildi. Nehir, Marmara Denizi'nden Bo¤az yoluyla Karadeniz'in derinliklerine dökülüyor. Bu flimdiye kadar bulunan tek aktif su alt› nehri. Karadeniz'in alt›nda bulunan dünyan›n tek aktif sualt› nehri, dünyadakilerin tersi yönünde ak›yor. ‹stanbul Bo¤az›'n›n alt›ndan Karadeniz'e akan ve yer yer 800 metre geniflli¤e ulaflan nehrin üzerinde flelaleler bile var. Denizin 35 metre derinli¤indeki sualt› nehrinde sular h›zla ve yeryüzündeki benzerlerinde oldu¤u gibi ak›yor. Bilimadamlar›na göre, tafl›d›¤› su itibar›yla dünyan›n en büyük alt›nc› nehri ‹stanbul'da... Yer yer 800 metre geniflli¤e ulaflan ve deniz yata¤› boyunca akan nehrin üzerinde kanallar ve flelaleler bile var. Nehir, çok yüksek oranda tuzlu su ve tortu tafl›yor. ‹ngiliz Leeds Üniversitesi uzmanlar›, ilk kez robot bir denizalt› arac› kullanarak deniz yataklar›nda bulunan kanallar üzerinde çal›flt›lar. Karadeniz'in dibindeki derin kanallar boyunca akan ve suyu oldukça tuzlu olan bu nehir, ayn› yeryüzündeki gibi taflk›n ovalar yarat›yor. Nehir, denizin derinliklerindeki düzlükleri ayn› yeryüzündeki nehirler gibi katediyor. Derin düzlüklere deniz dünyas›n›n çölleri diyebiliriz. Kanallar, bu çöllerin ihtiyaç duydu¤u besin ve di¤er bileflenleri tafl›yor. Nehir dünyadakilerin tersi yönde ak›yor. Bu keflif, bilim adamlar›n›n derin denizlerde nas›l bir yaflam oldu¤unu ve karaya yak›n, besin aç›s›ndan zengin sulardan uzaktaki derin okyanuslarda yaflam›n nas›l yönetildi¤ini anlamas›n› kolaylaflt›racak. 94 Mimar ve Mühendis Temmuz-Ağustos 2010 AJANDA >> ZOW Mobilya Endüstrisi, ‹ç Tasar›m, Aksesuar ve Ekipmanlar› Fuar› Tarih Yer Web : 16.09.2010 – 19.09.2010 : CNR EXPO ‹STANBUL : www.zow.com.tr >> ‹STANBUL AMBALAJ FUARI Uluslar aras› Ambalaj Endüstrisi Fuar› Tarih Yer Web : 16.09.2010 – 19.9.2010 : Tüyap Fuar Merkezi ‹stanbul : www.tuyap.com.tr >> BU‹LD ‹ST Mimarl›k, ‹novasyon, Tasar›m ve Teknolojinin Yeni Buluflma Noktas› Tarih Yer Web : 30.09.2010 – 03.10.2010 : ‹stanbul Fuar Merkezi : www.yapimalzemeleri.com >> CEBIT B‹L‹fi‹M EURASIA Bilgisayar, Bilgi Teknolojileri, Telekomünikasyon Tarih Yer Web : 06.10.2010 – 10.10.2010 : Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi : www.hifas.com 95 ÇZG YORUM Yakup Güler 96 Mimar ve Mühendis Temmuz-Ağustos 2010