BÖLÜM - 4 (40-64 syf) - Kayseri İli Yardım Derneği
Transkript
BÖLÜM - 4 (40-64 syf) - Kayseri İli Yardım Derneği
Koordinasyon Kurulu LÝDERLÝK SEMÝNERÝ 30 Ekim 2008 tarihinde Sirkeci Erboy Otelde Ýlçeler arasý Koordinasyon Kur ulu tarafýndan düzenlenen organizasyonda Sayýn Fatma Betül Gemalmaz tarafýndan liderlik ve proje yönetimi konusunda bir seminer verildi. Seminere derneðimizin yönetim kurulu yaný sýra ilçe dernekleri ve vakýflarýnýn yönetim kurullarý da katýldý. Develi ve Yöresi Kültür Dayanýþma Derneði, Tomarzalýlar Vakfý, Genç Develililer Derneði, Sarýz Derneði, Kýzýlörenliler Derneði, Bünyan Büyük Bürüngüzlüler Derneði, Hacýlar Derneði üyeleri tarafýndan seminer ilgi ile izlendi. Dernek ve koordinasyon kurulu Baþkanýmýz Yasemin Aydoðan katýlýmcýlara teþekkür ederek, bu tür toplantýlarýn farklý mekanlarda ve farklý konularla devam ettirileceðini söyledi. TÜRK VERGÝ SÝSTEMÝ KONSERANSI Ýlçeler arasý koordinasyon kurulu tarafýndan düzenlenen seri konferanslar 22 Kasýmda Develi ve Yöresi Kültür Dayanýþma Derneðinde yapýldý. Konferansýn konuþmacýsý, derneðimiz yönetim kurulu üyelerinden, Yeminli Mali Müþavir Hamit Öztaþkýn; konusu ise Türk vergi sistemi ve kriz dönemindeki vergi uygulamalarý idi. 40 Bizim Kayseri Þubat 2009 Koordinasyon Kurulu MASA TENÝSÝ TURNUVASI Koordinasyon kur ulunun düzenlediði masa tenisi turnuvasý (30.03.2008) günü Ümraniye Haldun Alagaþ Spor Salonunda yapýldý. Ýlçe dernekleri ile birlikte yapýlan organizasyonlarýn gayesi hemþehrilerimiz arasýnda tanýþmayý ve dayanýþmayý saðlamaktý. Koordinasyon kurulu baþkaný Yasemin Aydoðan, Baþkan yardýmcýsý Selman Yücel, Bünyan Büyük Bürüngüzlüler Dernek Baþkaný Þ. Duran Turnuva 1.si Özgür KARASU Þubat 2009 Ertuðrul, Hacýlar Dernek baþkaný Mustafa Özsoy birer selamlama konuþmasý yaptýlar. Bir Pazar günü vakit ayýrarak bizleri yalnýz býrakmayan katýlýmcýlara teþekkür etmelerinden sonra müsabakalara start verildi. Ahmet Ulus, üçüncülüðü Muhterem Yetkin kazanarak, madalya ve kupalarý koordinasyon kurulumuz tarafýndan kendilerine verildi. Katýlýmcýlara öðle yemeði olarak dürüm ve ayran ikram edildi. Öðrenciler ve büyükler arasýnda düzenlenen müsabakalar katýlýmcýlar tarafýndan ligi ile izlendi. Baþkanlarýmýzýn da müsabakalara iþtirak etmeleri turnuvaya renk kattý. Saat 10.00 da baþlayan turnuva saat 15:00 da sona erdi. Gençler kategorisinde þampiyonluðu Özgür Karasu, ikinciliði Turnuva 2.si Ahmet ULUS Turnuva 3.sü Muhterem YETKÝN Bizim Kayseri 41 Ýlçe Derneklerinden Haberler karþýlamak, Tomarzalýlar arasýnda dostluk ve kardeþlik baðlarýný kuvvetlendirmektir.Vakfýmýz bu doðrultuda çeþitli etkinlik ve o rg a n i z a s y o n l a r d ü z e n l e m e k t e d i r. Ramazan SARI Tomarzalýlar Vakfý Baþkaný Tomarzalýlar Kültür ve Yardýmlaþma Vakfý, kuruluþundan bu zamana kadar geçen 1 5 y ý l l ý k s ü r e z a r f ý n d a To m a r z a l ý hemþehrilerimizin sosyal ve kültürel çalýþmalarýna öncülük etmiþtir. 90lý yýllarda birkaç kiþinin önderliðinde yapýlan ev sohbetleri ve arkadaþ ziyaretleriyle oluþan samimi iliþkiler sonucunda baþlayan toplantýlar, 50-100 kiþilik toplantýlara zemin hazýrlamýþtýr. Halkýmýzýn bu toplantýlara gösterdiði büyük ilgiyle 29 Mayýs 1993 tarihinde vakfýmýz resmen kurulmuþtur. Hemþehrilerimizin nüfus olarak en yoðun olduðu bölge olan Esenlerdeki merkezimiz, Esenler son durakta olup halkýmýzýn toplantý ihtiyaçlarýný da karþýlamaktadýr. Tomarza Kayserinin en geri kalmýþ ilçesidir. 1953 yýlýnda çýkarýlan bir kanunla Develi Ýlçesinden ayrýlarak ilçe olan Tomarzanýn az geliþmiþ bir yer olmasý çok göç vermesine sebeb olmaktadýr. Tomarza ve civarýndan Ýstanbula göç eden hemþehrilerimiz yýllardýr özlemini duyduðu örgütlenme ve yardýmlaþma hayallerine Tomarzalýlar Kültür ve Yardýmlaþma Vakfý vesilesiyle kavuþmuþlardýr. Vakfýmýzýn öncelikli amaçlarý kýsaca; Tomarzalýlar (merkezde ve köylerde yaþayanlar) arasýndaki baðlarý kuvvetlendirmek, birlikteliði, yardýmlaþmayý ve dayanýþmayý saðlamak; kiþilerin maddî, manevî, sosyal ve kültürel ihtiyaçlarýný karþýlamak; millî ve manevî deðerlere baðlý insan yetiþtirmek ve eðitmek; gurbetin tüm zorluklarýna raðmen kültüründen, gelenek ve göreneklerinden ödün vermeden sýladan uzak yaþayan hemþehrilerimizin ve diðer illerden gelen vatandaþlarýmýzýn maddî ,manevî, sosyal ve kültürel ihtiyaçlarýný 42 Bizim Kayseri Tomarzalýlar Kültür ve Yardýmlaþma Vakfý, yapýlan bu organizasyonlarý Kurucular Kurulu ve Yönetim Kurulu çalýþmalarýyla düzenlemektedir. Kurucu Baþkan Sn. Yaþar Karayel, 3 yýl gibi bir süre hem kurucu baþkanlýk hem de yönetim kurulu baþkanlýðý yapmýþtýr, daha sonra göreve gelen Ramazan SARI 10 yýl, Mehmet Yýldýz 1,5 yýl ve Davut Þahin 1 yýl yönetim kurulu baþkanlýðý yapmýþtýr. Þu anda Ramazan SARInýn baþkanlýðýnda yönetim kurlumuz çalýþmalarýna devam etmektedir.Tamamen kurumsal bir yapýda çalýþan yönetim kurulumuz, Ýstanbulda ikamet eden tüm hemþehrilerimizin çalýþmalarýmýza katýlýmlarýný, desteklerini ve katkýlarýný beklemektedir. Tomarzalýlar Kültür ve Yardýmlaþma Vakfý nýn düzenlediði faaliyetleri kýsaca þu þekilde sýralanabilir: Yüksek öðrenime devam eden Tomarza doðumlu ve ihtiyaç sahibi öðrencilerimize burs verilmesi,(15 yýldýr, yýlda en az 60 öðrencimize) - Okul açýlmasý ve fakir kimsesiz örgencilerin barýnmalarýný saðlamak için öðrenci yurtlarý yapýlmasý Ramazan ve Kurban Bayramýnda fakirlerimize, vakfýmýza baðýþlanan erzak ve kurban etlerinin daðýtýlmasý, Ramazan Ayýnda hemþehrilerimizin kaynaþmasý için iftar yemekleri organize edilmesi, - Ýstanbulda, Tomarza ve köylerinde toplu sünnet organizasyonlarý düzenlenmesi, - Senede bir de olsa hemþehrilerimizin kaynaþmalarýna yönelik kýr piknikleri düzenlenmesi, Gençlerimizi askere uðurlama programlarý düzenlenmesi, - Çocuk Kulübümüz aracýlýðýyla çocuklarýmýzýn eðlenmesi için ayda bir çocuk programlarý organize edilmesi, - Yaz tatillerinde çocuklarýmýzýn eðitimlerine katkýda bulunmak için ücretsiz yaz kurslarý düzenlenmesi, - Millî ve dinî ehemmiyeti bulunan günlerde, çeþitli seminer ve konferanslarla halkýmýzý bilgilendirmek üzere programlar organize edilmesi, - Ýstanbulda bulunan Kayseri ortak paydasýnda birleþen dernek ve kuruluþlarla iþbirliði yaparak çeþitli sportif aktiviteler tertiplenmesi, - Tomarzalýlar Kültür ve Yardýmlaþma Vakfý Kültür Merkezinde hemþehrilerimizin düðün, niþan ve sünnet programlarýna mekan temin edilmesi, Hemþehrilerimiz tarafýndan vakfýmýza baðýþlanan ve fakirlerimize ulaþtýrýlmasý gereken yardýmlarýn, yerlerine ulaþtýrýlýp ve ihtiyaç sahiplerine yardýmcý olunmasý vb. Ayrýca, Tomarza ve köylerindeki okullar deðiþik tarihlerde ziyaret edilmiþ, okullarýmýza bilgisayar temin edilmiþ, kýrtasiye ve giysi yardýmlarýnda bulunulmuþtur. Vakfýmýz fakir hastalarý tedavi için hastane, dispanser, poliklinik, doðumevi, açmakta; hastalara ilaç yardýmý yapmaktadýr. Bu amaç doðrultusunda hemþehrilerimizin katkýlarýyla Tomarza merkezde bulunan devlet hastanesinin kapasitesi arttýrýlarak yatak sayýsý kýrka çýkarýlmýþtýr. Vakfýmýz, Kayserinin en fakir ve en çok göç veren bölgesi olan Tomarza ve köylerinin topyekün kalkýnmasý ve geliþmesi için fikirler üretilmesi ve toplantýlar organize edilmesi, geri kalmýþlýðýn bir kader olmadýðýný halkýmýza anlatýlarak projeler üretilmesi konusunda insanlarý teþvik etmekte, büyük þehirde gelenek ve göreneklerimizi yaþatmak için çeþitli yöresel etkinlikler tertip etmekte, yöresel güzellikleri ve yemeklerimizi tanýtmak için yapýlan organizasyonlara katýlmakta, hanýmlarýmýzýn kendi aralarýnda tanýþmasý ve kaynaþmasý için aile saðlýðý ve haným p ro g r a m l a r ý o rg a n i z e e t m e k t e d i r. Cenazelerimizin defninde hemþehrilerimize yardýmcý olmakta,taziyeleri vakýf merkezinde organize ederek hemþehrilerimizin acý günlerinde de yanlarýnda olmayý hedeflemektedir. Kýsaca, Bir elin nesi var iki elin sesi var. atasözünü benimseyerek, insanlar arasýnda kardeþlik ve yardýmlaþma duygularýnýn geliþtirmek ve saðlamak için çaba sarf etmektedir. Unutmayýnýz ki vakfýmýz Ýstanbul ile Tomarza arasýnda bir köprü olmuþtur ve olmaya da devam edecektir. Güç birliði yaptýkça, birlik ve beraberliðimiz bozulmadýkça uzaklarý yakýnlaþtýrmak, hemþehrilerimizi kaynaþtýrmak bizim asli görevimiz olacaktýr. Buradan Ýstanbulda ikamet eden yaklaþýk 20.000 Tomarzalý hemþehrimizi vakýf çalýþmalarýna katýlmaya ve destek olmaya çaðýrýyoruz. Þubat 2009 Ýlçe Derneklerinden Haberler BÜYÜK BÜRÜNGÜZLÜLER DERNEÐÝ Edip Þahin, Sayýn Ala Ertuðrul, Sayýn Sadettin Ateþ gençlere yer açmak adýna görevlerinden ayrýlýp yönetim kurulundan aflarýný istemiþlerdir. Hepsine ayrý ayrý teþekkürü bir borç biliriz. Þaban Duran ERTUÐRUL Büyük Bürüngüzlüler Dernek Baþkaný Derneðimiz þubat 2008'de olaðan kongresini yapmýþtýr. Tüm ýsrarlarýmýza raðmen kuruluþundan (1999) bu yana baþkanlýðýmýzý yapan Sayýn Selman Yücel, nöbeti arkadaþlarýna devretmiþtir. Kendisine teþekkürlerimizi ve þükranlarýmýzý sunuyoruz. Kuruluþundan bu yana derneðimizde hizmet veren Sayýn Yaþar Alçiçek, Sayýn Yönetim kurulu tarafýndan baþkanlýða seçilen Sayýn Þaban Duran Er tuðrul eski ve yeni katýlan arkadaþlarýmýzla birlikte hizmete devam etmektedir. Öðrencilerimize burs, ihtiyaç sahibi hemþerilerimize yardým, iftar programlarý, kaplýca gezileri, sportif faaliyetler, seminer vb. faaliyetlerimiz devam etmektedir. 2008 yýlý içerisinde Büyük Bürüngüz Belde Ýlköðretim Okuluna 5 adet bilgisayar yardýmý yapýlmýþtýr. Kayseri ili Yardým Derneði baþkaný Sayýn Yasemin Aydoðan'a yönetim kuruluna yaptýðý hizmetler, gösterdikleri örnek dayanýþmadan dolayý teþekkürlerimizi sunarýz. Derneðimizi temsilen Genç Develiler Derneðinin Edirnekapý Safa Vakfýnda düzenlediði iftar programýna katýldýk. Þubat 2009 Bizim Kayseri 43 Makale DR. ÂRÝF AKÞEHÝRLÝOÐLUNUN ARDINDAN Gençlerin ölümü bir baþka, yaþlýlarýn ölümü bir baþka acý veriyor. Ben hep, birinde geleceðimizi, diðerinde geçmiþimizi kaybetmiþ, zamanda yolculuðumuz ve devamlýlýðýmýz sekteye uðramýþ gibi hissederim. Sayýn Ârif Akþehirlioðlunun vefatýný duyduðum zaman bir canlý tarihi kaybetmiþlik duygusuyla sarsýldým. Prof. Dr. Mehmet ÞAHÝN Erciyes Üniversitesi Eski Rektörü O ne güzel bir insandý, topraðýna, Anadolu insanýnýn özüne baðlý, tarih ve kültür varlýðýmýzýn derinlerine kök salmýþ bir ulu çýnar gibiydi. O, Cumhuriyet döneminin idealizmiyle ve memleket sevgisiyle dolu, tüm düþkünlere karþýlýksýz yardým eden bir doktor, makamýnýn önüne koyduðu nice fýrsatlarý asla þahsî çýkarý için kullanmayan bir yönetici ve gittikçe daha çok muhtaç olduðumuz asil bir insan idi. 1917 yýlýnda doðdu, iki padiþah ve on bir cumhurbaþkaný dönemi yaþadýktan sonra 06 Þubat 2009 günü, yaklaþýk 92 yaþýnda vefat etti. Kendisini, her yaz geldiði, Kýranardýndaki yarý harap bað evinde, amcasýnýn oðlu Sayýn Osman Akþehirlioðlu vasýtasýyla tanýmýþtým. Yýllardýr Ýstanbulda yaþýyor olmasýna raðmen, Kayseriye ve Kýranardýna hasreti tükenmemiþti. Havalar ýsýnýnca, ileri yaþýna ve hastalýðýna raðmen duramýyor, her yaz, hiç olmazsa birkaç haftalýðýna Kýranardýna geliyordu. Belli ki orada, gençliðinin, göçüp gitmiþ atalarýnýn, arkadaþlarýnýn, dostlarýnýn hatýralarýný yaþýyor, bir ömrün muhasebesini yapýyor, Erciyes Daðýnýn geven ve keklik kokularýndan, bu dünyada bir yýl daha tutunmaya yetecek kadar hayat iksiri depolayýp, nerdeyse kimselere görünmeden, geldiði gibi sessizce gidiyordu. Zaten, hayat öylesine deðiþmiþti ki, ne kendisini tanýyan ve ne de kendisinin tanýdýðý, neredeyse kimsecikler kalmamýþ, ihtiras yoðunlaþmalarý da vefa ve kadirþinaslýk duygularýný buharlaþtýrmýþtý. Belki de Kýranardýnda, Bayburtlu Zihni güftesinde, Nevres Paþa dîvan bestesinin duygusallýðýný yaþýyordu: Vardým ki yurdumdan ayað göçürmüþ, Yavru gitmiþ ýssýz kalmýþ otaðý, Camlar þikest olmuþ, meyler dökülmüþ, Sâkîler meclisten çekmiþ ayaðý. 44 Bizim Kayseri Þubat 2009 Makale / Haber Onunla bahçesindeki çayýrlýkta, etrafa rast gele serpilmiþ, dili olsa diyeceðiniz tarihî taþlarýn arasýnda, kalýn gövdeli, ulu çam aðacýnýn altýnda defalarca sohbet ettik. Bu aðaç kaç yaþýnda? diye sordum. Ýnsanýn içini ýsýtan, gevrek ve her an bir muziplik, bir nükte yapacaðý intibaý veren gülüþüyle, onu ben diktim, daha genç sayýlýr, henüz 60 yaþýnda dedi. Ama bu, Kayserideki en eski çam aðacýdýr. Biliyor musun, eskiden, Kayseride iklim müsait deðil, çam aðacý yetiþmez, diye bir kanaat vardý. 1940lý yýllarýn baþýnda, ben Kayseri Belediyesinde çalýþýrken, bu kanaati deðiþtirmek için birkaç kamyon çam aðacý getirip Cumhuriyet Meydanýnda halka bedava daðýtmayý düþündük. Kurur, emeðimiz boþa gider diye kimsecikler almak istemedi. Birkaç tanýdýða âdeta zorla verdik. Geri kalanýný da Vilâyet binasýnýn önüne, Mimarsinanýn yaptýðý Kurþunlu Caminin etrafýna ve þehrin çeþitli yerlerine diktik. Birkaç tanesini de ben Kýranardýna getirip buraya diktim. Ýþte bu çam aðacý onlardan biridir Yine O anlatýyor: 1936 yýlýnda, leylî meccanî (ücretsiz ve yatýlý) olarak týp fakültesine girdim. 1520 öðrenciyiz. Hepimize lacivert elbise, siyah ayakkabý, beyaz gömlek ve kravat verdiler. Atatürkün de doktoru olan Kayserili Âkil Muhtar Bey geldi ve bizi sýraya dizdi. Hepimiz pýrýl pýrýl donanmýþýz. Teker teker adýmýzý ve nereli olduðumuzu sordu. Kayserili, Yozgatlý, Erzurumlu, Diyarbakýrlý, Konyalý vs. Hepsi Müslüman, Türk, Anadolu çocuklarý. Doktor Âkil Muhtar aðladý ve Yarabbî çok þükür bu günleri bize gösterdin, dedi Yakýn dönem tarihimizin bütün acýlarýný ve Cumhuriyetle birlikte yeniden doðuþun bütün ümitlerini ve heyecanlarýný yaþamýþtý. Ýlâveten, bir doktor olarak, fukaralýðýn, veremin ve sýtmanýn toplumu nasýl çaresiz býraktýðýný ve ne büyük acýlara yol açtýðýný görmüþtü. Kardeþlerini vereme kurban vermiþ, kendisi de kýl payý kurtulmuþ ve bu nedenle týbbiyedeki öðrencilik hayatý uzamýþtý. Dr. Ârif Akþehirlioðlu, 1938de Atatürkün ölümüyle ve 1950de Demokrat Partinin iktidara geliþiyle yaþanan dönüþümlerin, 1960 ve 1980 ihtilallerinin canlý þahidiydi. O dönemlerde yaþadýklarý ve benim kendisinden dinlediklerim kitaplar doldurur. Bunlarýn bir kýsmýný banta kaydetmiþ olmaktan dolayý bahtiyarým. Yaþadýðý en acý olaylarý bile nüktelerle, kahkahalarla süsler, masalýmsý bir hayat oyun gibi anlatýrdý. Ýyimserliðini ve yaþama sevincini hiç kaybetmediðini hissederdiniz. Ýleri yaþýna raðmen, zekâsýnýn pýrýltýsýna ve hafýzasýnýn gücüne hayran kalýrdýnýz. Kayseride, doktor sayýsýnýn son derece yetersiz, hastalýklarýn yaygýn ve çok ölümcül olduðu kýrklý ve ellili yýllarda bir tek hastayý dahî ücretle muayene ettiðini duymadým. Asri mezarlýk dâhil, þehrin modernleþmesi ve halk saðlýðý konularýnda çok deðerli katkýlarda bulunduktan sonra, 1960 ihtilâlinin hoyrat atmosferinde, biraz da kalbi kýrýlmýþ olarak, Kayseriden ayrýlýp Ýstanbula gelmiþ, 1962 yýlýnda Belediye Baþkan Yardýmcýlýðý ve Saðlýk Müdürlüðü görevlerini üstlenmiþtir. Burada da, göçün ve hýzlý þehirleþmenin, rant ve çýkar fýrsatlarýna ve kavgalarýna bulaþmadan, sadece yarattýðý sorunlara çözümler getirmek için yýllarca ve sessizce uðraþmýþtýr. 1973 yýlýnda eþini kaybetmiþ ve bir daha evlenmeyerek geri kalan ömrünü çocuklarýnýn yetiþmesine hasretmiþtir. 1985 yýlýnda emekli olduktan sonra, çok iyi yetiþtirme imkâný bulduðu iki oðlu ile gelinlerinin ihtimamý ve torunlarýnýn sevgi halesi içinde mutlu ve asude bir hayat yaþamýþtýr. Saðlýðý, son birkaç yýldýr, çok sevdiði Kayseriye ve Kýranardýndaki bað evine gelmesine izin vermemiþ ve belki de, bu hasretle, bu dünyadan göçüp gitmiþtir. Onun gidiþiyle birlikte yakýn tarihimizin çok deðerli bir parçasý kopmuþtur. Kendisine Tanrýdan rahmet dilerim. Nur içinde yatsýn. Yakýnlarýnýn ve tanýyanlarýn, ondan dinlediklerini, bir an önce yazýya dökerek gelecek nesillere aktarmalarý (ki basýlmasý þart deðil, bir defterde veya bir dosyada kalmasý bile yeter), onun býraktýðý boþluðu kýsmen telâfi edecek, zamanýn kopan ipliðine bir düðüm atacak ve onun aziz hatýrasýna karþý en büyük saygý olacaktýr. Yâni, Þair Kâmi gibi, Güle gûþ ettiremez nâfile bülbül inler / Varak-ý mihr-i vefâyý kim okur kim dinler demeyelim Þubat 2009 Bizim Kayseri 45 Hukuk KURUMSAL YÖNETÝÞÝM VE TÜRK TÝCARET YASA TASARISINDAKÝ YERÝ nedenle sermaye ihtiyacý olan ve dünya þirketi olmak isteyen þirketler yönetiþim kavramýný kendi þirket kültürlerine dahil etme ihtiyacý hissetmeye baþlamýþlardýr. Uluslararasý kuruluþlarca bu konuda pek çok çalýþma yapýlmýþtýr. Uygulamada en çok dikkate alýnan metin olan OECDnin 1999 yýlýnda Kurumsal Yönetiþim Ýlkelerini yayýnlanmýþtýr. Bu ilkeler temel olarak; Av. Ören ALTMIÞYEDÝOÐLU TARHANLI Kayseri Ýli Yardým Derneði Ýstanbul Þubesi Yönetim Kurulu Üyesi Genel olarak kurumsal yönetiþim Corporate Governance kavramý nesnel adalet, þeffaf, hesap verilebilirlik, kurumsal ve toplumsal sorumluluk baþta olmak üzere tüm kurallarýn iyi tanýmlandýðý kurumsal verimliliðin artýrýlmasýna yönelik bir anlayýþ olarak tanýmlanabilir. Kurumsal yönetiþim yalnýzca özel sektörü deðil, kamusal alaný da kapsayan bir anlayýþtýr. Bilindiði gibi þirketler, öncelikle kendi ortaklarýna, sonra çalýþanlarýna ve diðer iliþkide bulunduklarý çevrelere (müþterilerine, tedarikçilerine, vb) karþý sorumludurlar. Kurumsal yönetiþim anlayýþý ile þirketler, kendi sor umluluklarýnýn bilincinde verimliliklerini artýrarak, ortaklarýnýn elindeki hisselerin deðerini artýrabilir ve bu süreçte iliþkide bulunduklarý tüm kiþi ve kuruluþlarla olan iliþkilerini yasalara ve etik deðerlere uygun yürütebilirler. Son yýllarda gerek küresel düzeyde gerekse özellikle Türkiye gibi geliþmekte olan ülkelerde meydana gelen þirket birleþmeleri ile ekonomik krizler Kurumsal Yönetiþim (Corporate Governance) kavramýnýn önemini artýrmýþtýr. Küreselleþme akýmý kapsamýnda ve özellikle dünyada ve ülkemizde yaþanan krizlerden sonra þirketler kendilerine yeni ortak bulma arayýþýna girmiþlerdir. Bu baðlamda da iyi yönetiþimin önemi daha belirgin hale gelmiþtir. Çünkü iyi yönetiþim sahibi olmayan þirketle birleþmek büyük riskleri de beraberinde getirmektedir. Bu 46 Bizim Kayseri 1-Hissedar haklarýnýn korunmasý: Bu ilkeye göre temel hissedarlýk haklarý; mülkiyet haklarýnýn kaydedilmesi, hisse senedinin devredilmesi, þirketle ilgili zamanýnda ve düzenli bilgiye sahip olma, genel kurula katýlma ve oy kullanma, yönetim/ denetim kurullarýný seçme ve kardan pay alma hususlarýný içermektedir. 2-Hissedarlara eþit davranýlmasý: Azýnlýk paylarý ve yabancý hissedarlar dahil olmak üzere ayný sýnýftaki tüm hissedarlara eþit davranýlmalýdýr. Hissedar oy hakký konusunda hisse senedini almadan önce bilgi sahibi olabilmeli, bu hakla ilgili deðiþiklerde çýkarlarý doðrultusunda asaleten veya vekaleten oy kullanabilmelidir. 3-Diðer menfaat gruplarýnýn rolleri: Þirketle iliþkisi bulunan menfaat gruplarýnýn (Çalýþanlar, vb) yasalarla verilmiþ haklarý tanýnmalý, istihdamýn ve refahýn artýrýlmasý ve mali açýdan saðlýklý bir þirket oluþturulmasý amacýyla bu gruplarla þirket arasýndaki iþbirliði teþvik edilmelidir. 4-Kamunun aydýnlatýlmasý ve saydamlýk: Þirketin mali durumu, performansý, mülkiyeti ve yönetimi ile ilgili hususlar dahil olmak üzere þirketle ilgili tüm k o n u l a rd a z a m a n ý n d a v e d o ð r u bilgilendirme yapýlmalýdýr. 5-Yönetim kurulunun görev ve sorumluluðu: Þirketin stratejik açýdan yönlendirilmesi, yönetim kurulunun þirket üzerinde etkin gözetimi ve hissedarlara karþý yönetim kurulunun hesap verebilirliði güvence altýna alýnmalýdýr. Türk Ticaret Yasa Tasarýsýnda; þirketleri için deðil, tüm anonim ve limited þirketler hukukunun olmazsa olmaz ilkesi haline getirilmiþtir. Bu ilkeler kurallarýn sýralanmasý haline dönüþtürülmemiþ içselleþtirilmiþtir. Menfaatler dengesinin nesnel adale baðlamýnda kurulmasý, þeffaflýðýn menfaat sahiplerinin hizmetine sunulmasý, þirket yönetiminin hesap verilebilirliðinin saðlanmasý, kurumsal sorumluluðu baðýmsýz denetim baðlamýnda düzenlenmesidir. Tasarý Kurumsal yönetim kurullarýný, pay sahiplerinin þirket yönetimi karþýsýndaki konumunu güçlendiren bir anlayýþý deðil þirkete menfaati olan herkesi koruyan bir yönetim biçiminin ilkeleri olduðu yaklaþýmýný tercih etmiþtir. Sermaye Piyasasý Kuruluna verilen tekel yetkisi, kurallarý sürekli deðiþtirme ve çok baþlýlýðý ortadan kaldýrmaya yardýmcý olacaktýr. Tasarý Kurumsal yönetim ilkelerini; Þeffaflýk, nesnel adalet, hesap verilebilirlik, sorumluluk ve eþit iþlemdir. Bu ilkelerin tümü yönetim ile ilgilidir. Yönetime iliþkin kurallar keyfi kararlar alýnmasýný önler, profesyonel sorumluluðu hakim kýlar, bilgi akýþýný önemli kýlar, yönetime güven duyulmasýný saðlar. Tasarýda þeffaflýk; þekli ve maddi kurallar yanýnda þirket internet sitesi ile gerçekleþmiþtir, elektronik ortamda genel kurul, Türk Muhasebe Standartlarý na göre çýkarýlan finansal tablolar ve Türkiye Denetleme Standar tlarý na göre denetlenmesi ile gerçekleþtirilmiþtir. Nesnel adalet menfaat dengesinin gözetilmesi ile hakkaniyet yönünden düzenleme getirmiþtir. Hesap verilebilirlik; yeni muhasebe ve denetleme düzeni ile baðlýlýk raporlarý, þirketler topluluðuna iliþkin hükümler bildirim yükümlülükleri ile saðlanmýþtýr. Türk Ticaret Yasa tasarýsýnda kurumsal yönetiþim anlayýþý, sadece borsa Þubat 2009 Belgesel ANADOLU BACILARI / BACÝYAN-I RUM Nuh Mehmet DENÝZ Proje Yönetmeni 1996 yýlýnda Ahmet Yesevi Vakfýnda küçük bir araþtýrma yaparken Ahiliðin baþkentinin Kayseri olduðunu öðrenince çok þaþýrdým. Araþtýrmaya devam ettikçe, yýllar önce kafama takýlan sorularýn cevaplarýný bulmaya baþladým. Sorularýn cevaplarýný bulmaya baþladýkça da, hazineye ne kadar yakýn olduðumu fark ettim. Çünkü dünyada devlet örgütlenmelerinin bile tam oluþturulamadýðý bir dönemde, Müslüman Türkler, devlet kurabilen bir sivil toplum kuruluþu oluþturmuþlardý. Bacýyan-ý Rum da bu sivil toplum kuruluþunun bir alt koludur, bu kol dünya tarihinde ilk kez oluþan bir yapýydý. Birçok rivayet olmasýna raðmen, Baciyan-ý Rum, yazýlý kaynaklardaki ilk kadýn örgütlenmesi olarak karþýmýza çýktý. Ahiliðin altýnda oluþan Baciyan-ý Rum, bugünkü anlamý ile Anadolu bacýlarý. Baciyan-ý Rumun tarihi o kadar eskiye dayanýyor ki, Büyük Hun Ýmparatorluðunda bile bu yapýlanmanýn izine rastlamak mümkündür. Çin Þubat 2009 kaynaklarýnda Türk Hakanýn eþinin, bilinen ve tanýnan soydan olmasý mecbur kýlýnmýþtýr. Delhi Türk Sultanlýðýnda da, Sultan Þemsettin Ýltutmuþ, oðullarý olmasýna raðmen, büyük kýzý Raziye Hatunu veliahtý ilan ederek þehzadelik vermiþtir. Yine Büyük Selçuklu Devleti sýnýrlarýnda valilik yapan kadýnlarýn oluþu dikkatleri çekmektedir. Batýlý seyyahlar bu durumu tarih sayfalarýna geçirirken övgü ile aktarmýþlardýr. Ne yazýk ki bu gün bizim insanýmýz bu tarihi gerçekleri duyduðunda þaþkýnlýðýný gizleyememektedir. 1200lü yýllarda batý kadýnlarý cadý kazanlarýnda yakýlýrken Müslüman Türk toplumlarýnda kadýnlar sanatkâr, ilim adamý, vali ve sanayici olarak yetiþtirilmekteydi. Sanayici ve tüccar kadýnlar için Kayseri de Külahduzlar Çarþýsý, Örgücüler Çarþýsý gibi çarþýlar kurulmuþtu. Baciyan-ý Rum, yani Anadolu bacýsý olabilmek için ayný Ahilikteki gibi birçok vasfa haiz olmak gerekmekteydi. Bu vasýflarýn baþýnda Ýslam dinini iyi bilmek ve uygulamak gerekiyordu. Ayný zamanda yaptýðý iþi en iyi yapan olmak zorunluluðu vardý. Bu kadýnlarýn bir taraftan da þehrin savunulmasý için kýlýç kullanma, at binme, ok atmak gibi savunma sanatlarýný bilmeleri gerekmekteydi. Ayrýca bu kadýnlarýn okuma yazma bilmek, öksüz ve yetim çocuklara sahip çýkmak gibi sosyal sorumluluklarý vardý. 1243 yýlý Anadolu Türklüðü için esaretin, zulmün ve var olma mücadelesinin baþladýðý yýldýr. Kösedað yenilgisi ile barbar Moðollarýn katliamlarý, Bizansýn entrikalarý, diðer taraftan da iþbirlikçi hainlerin her türlü ihanetleri ile karþý karþýya kalýnmýþtýr. Ahiliðin baþkenti Kayseri Moðol iþgaline karþý günlerce direnmiþtir. Ne yazýk ki içerideki bir hain tarafýndan Kayserinin kale kapýlarý Moðollar a açýlmýþ ve 100 yýl süresince bitmek bilmeyen acýlar baþlamýþtýr. Arap ve Romalý tarihçiler bu iþgali þöyle tarif ediyorlar; Moðollar girdikleri yerlerde kedi ve köpeði bile kýlýçtan geçirmiþler, taþ üzerinde taþ býrakmamak üzere tüm kýymetleri talan etmiþlerdir Yýllarca oluþturulan deðerler talan edilmiþ, çoluk çocuk demeden binlerce insan kýlýçtan geçirilmiþtir. Müslüman Türk yurdu iþgal altýndadýr. Tüm Ahi Babalarý Kýrþehirde toplanarak vatan için devlet kurulmasý kararý alýrlar. Þeyh Edibali, ailesi ile birlikte Söðüte yerleþmek üzere yola çýkar. Ayný dönemde Ahi Evren, Moðol Komutaný ve Valisi Cacabey tarafýndan öldürtülür. Karýsý Fatma Bacý ise Moðol baskýsýndan kur tulmak için Suluca Karahöyük e yerleþen, Hacý Bektaþi Velinin yanýna sýðýnýr ve orada ömrünün sonuna kadar yaþar. Böylesine onurlu bir mücadelenin belgeselini çekmek, her þeyden önce beni çok mutlu etti. Bir Kayserli olarak da bu konuyu incelemiþ olmaktan gur ur duyuyorum. Bu belgeselin çekimlerinde benden hiçbir yardýmýný esirgemeyen baþta babam Dr. Rasim Denize, Prof. Dr. Mikail Bayrama, Kýrþehir Valisi, Belediye Baþkaný, Ahi Babamýz Mustafa Karagüllüye teþekkürü bir borç bilirim. Bana ve aileme hiçbir zaman desteklerini esirgemeden sunan Yaþar Küçükçalýk aðabeyime ve Küçükçalýk Ailesine minnet ve teþekkürlerimi sunarým. Ahi Evren zindanda iken karýsý Fatma Bacý da Sivasa sürgüne gönderilmiþtir. Yaþanan acýlar tarif edilemez boyuttadýr. Bizim Kayseri 47 Kültür KAYSERÝ EVLERÝ Yrd. Doç. Dr. Gonca BÜYÜKMIHÇI Erciyes Üniversitesi Mimarlýk Fakültesi Dekan Yardýmcýsý ve Restorasyon Ana Bilim Dalý Baþkaný Anadolunun kültürel coðrafyasý; Anadolu insaný olma ayrýcalýðýný tadan halklarýn býraktýðý izlerin, özenle saklandýðý özel bir mekâna sahiptir. Farklý inanç ve duyuþlarý Anadoluya özgü bir sentezle yoðuran bu mekân, mimarlýk tarihi için önemli örneklerin ortaya çýkmasýna olanak saðlamýþtýr. Binlerce yýllýk geçmiþi içinde gelip geçen halklarýn yarattýðý uygarlýklar dizisi içinde Osmanlý Ýmparatorluðunun yeri ve Anadolu topraðýna kazýdýðý izler yadsýnamaz bir öneme sahiptir. Anadolunun kültürel ve mimari geleneði belki de en verimli çaðýný Osmanlý döneminin çok yönlü, kozmopolit toplumsal karakteri içinde yaþamýþtýr. Osmanlý deneyimi yalnýzca önceki kültürlerin býraktýðý mirasý deðerlendiren art zamanlý bir kazaným deðil, farklý kültürel renklerin ayný anda eþ zamanlý olarak kültürel deðer ürettikleri bir süreç olmuþtur. Anadolunun mimarlýk kültürü bu sürecin kazandýrdýðý seçkin örneklerle beslenmiþ, geliþmiþtir. Osmanlý tebaasýnda bulunan Türklerin yaný sýra, Ermeni, Rum, Musevi ve daha birçok azýnlýk gruplarý imparatorluk sýnýrlarý içinde yoðunlaþtýklarý belirli bölgelerde yarattýklarý özgün yaþam çevreleri ile kültürel yelpazenin renkli parçalarýný oluþturmuþlar ve Anadolu kentlerinin kendine özgü kozmopolit ortamýný yaratmalarýnda etkili olmuþlardýr. Anadolu kültürel coðrafyasýný benzersiz kýlan bu mozaik içinde, tarih boyunca önemini korumuþ bir kent olan Kayseri'nin de özel bir yeri vardýr. Tarih boyunca önemli bir ticaret kenti olan Kayseride anýtsal yapýlarýn yaný sýra mimarlýk kültürünün temel bileþenlerinden olan geleneksel konut yapýlarý da özgün örnekler 48 Bizim Kayseri olarak özel bir önem içermektedir. Farklý kültürel bileþenlerin sentezi sonucu oluþmuþ geleneksel Kayseri evleri, iþlevsel ve yapýsal özellikleri yanýnda, kozmopolit beðeninin ürünü olan biçimleri ile Kapadokyanýn merkezinde örnek bir yerleþim olarak seçkinleþmiþtir. göstermektedir. Demografik yapýsý içinde farklý din ve etnik kökenli insanlar bulunduran Kayseri için de konut tipolojisini belirleyen temel mekân olan avlu, Kayseri evlerini plan özellikleri açýsýndan klasik Türk evleri ile benzer bir konuma getirmiþtir. Büyükmýhçý, G., 1997, S:180 Sosyal, kültürel ve ticari anlamda bölgesel bir merkez konumunda bulunan kentte yer alan geleneksel konutlar, Klimatik, jeolojik, topografik, demografik ve kültürel etkenlerin yöresel yapý gerecinde biçimlenmesiyle meydana gelmiþ bir ya da iki katlý, toprak damlý, saðlam ve masif etkili ev tipleridir. Yapýldýðý devirlerdeki kültürel olgular ve iklimsel koþullar çerçevesinde ev sahibinin ekonomik gücü, sosyal statüsü, gereksinim ve tercihleri doðrultusunda yapýlandýrýlan bu evlerin genel plan özelliklerini, önemli bir daðýtýcý ve düzenleyici mekân olarak avlu belirler. (Resim 1) Geleneksel Türk evlerinde de çoðunlukla formu belirleyen temel öðe olarak öne çýkan avlu mekâný, sonsuz çeþitlilikteki kombinasyonlarla birbirine eklemlenen tasarýmlara olanak verirken geleneksel Türk sokaklarýnýn organik dokusunun temel nüvesi olan parselasyona da gerçek bir uyum Yerel malzeme kullanýmý ile yapýlandýrýlmýþ olan Kayseri evlerine kendine özgü bir kimlik kazandýran ana özellikler, cephe düzeninden ve yapým sisteminden kaynaklanmaktadýr. Yerel malzeme olan taþtan yapýlandýrýlmýþ, farklý yüksekliklerdeki kare ve dikdörtgen prizmalarýn yan yana gelmesi ile oluþturulan Kayseri evlerinin cephe düzeni, yakaladýðý mimari oranlar, özenli ve düzgün taþ iþçiliði, saðlamlýðý, estetik ve sanat deðerleri ile son derece yalýn, kararlý, saðlam ve masif etkili özgün bir görünüme sahiptir. Basit, sade, fakat çok düzgün bir taþ iþçiliði ile oluþturulan kübik birimlerin birbirine eklemlenmesi ile kurgulanan cephe düzeni aslýnda kuruluþ mantýðý açýsýndan son derece yalýndýr. Ancak, çýkmalar, pencere demirleri, tepe pencereleri, taþ konsollar, çörtenler, giriþ kapýlarý gibi mimari öðelerin yerinde ve etkili kullanýmlarý ile cephe düzeni hareketlendirilmiþ, çýkmalarýn oluþturduðu Resim-1 Þubat 2009 Belgesel ýþýk ve gölge oyunlarý ile kübik etki kuvvetlendirilmiþ, pencere demirleri ile yapý süslenmiþ, giriþ kapýlarýnýn sade fakat etkili görünümleri ile Selçuklu kültürünün devamý saðlanmýþ ve yapýnýn mevkii vurgulanmýþ, pencereler ve tepe pencereleri ile yeknesak düzen bozularak dolu-boþ oranlarý dengelenmiþ, taþ konsollar ile yapý zarifleþtirilmiþ, çörtenler ile taþ iþçiliðinin boyutlarý zorlanmýþ fakat hiç bir zaman kendine özgü sert iklim koþullarý ile step topraklarýn yarattýðý o haþmetli ve masif etki bozulmamýþ sadece yumuþatýlmýþtýr Büyükmýhçý, G., 1997, S:180. Yapým tekniði açýsýndan da kendine özgü bir tarz sergileyen Kayseri evlerinde, sert ve saðlam bir bazalt türü olan ve yörede "kara taþ" adý verilen taþ ile yapýlan temel, toprak veya subasman seviyesine kadar sert ve geçirimsiz olan bu malzeme ile örüldükten sonra, duvarlar, iþlenmesi daha kolay olan ve yalýtým özelliði bulunan andezit esaslý düzgün kesilmiþ "yonu taþý" ile 1828 cm kalýnlýðýnda örülmüþtür. Yýðma duvarlarýn bu kadar ince olmasý, kesme taþ duvarýn ahþap tabanlar üzerine oturtulmasý Eldem, S.H., 1954, S:78 ve yýðma sistemlerde özellikle korunmasý gereken köþelerin iç mekâna geniþ bir görüþ açýsý saðlayan köþe pencereleri ile boþaltýlmýþ olmasý Kayseri ve civarýnýn kendine özgü yapým sisteminin özgün özelliklerini yansýtýrken dönemin yapým teknolojisinin ulaþtýðý noktayý da vurgulamaktadýr Büyükmýhçý, G., 1997, S:180. Özetle, genel plan oluþumlarý açýsýndan farklý kültürel etkenlere baðlý olarak kendi içinde çeþitlenmekle birlikte, geleneksel Türk evi olgusu ile büyük bir benzerlik içinde bulunan Kayseri evleri, yakaladýðý mimari oranlarý, taþ cumbalarýn hareketlendirdiði cephe düzeni, kendine özgü yapým sistemi, özenli ve düzgün taþ iþçiliði, saðlamlýðý, estetik ve sanat deðerleri yüksek mimari öðeleri, oluþturduðu sokak dokularý ile son derece özgün bir görünüme sahip sade ve mistik etkili ev tipleridir Büyükmýhçý, G., 1997, S:181. derece heybetli bir görünüme sahip, saðlam ve masif etkili ev tipleridir Büyükmýhçý, G., 1997, S:181. Resim-2 Resim-3 konutlar, Ýslam dini inançlarý ve Türk kültürüne baðlý olarak dýþa kapalý, içe dönük bir plan karakteri sergilemektedir. Genellikle iki katlý olarak yapýlandýrýlan ve harem-selamlýk bölümlerinden oluþan birinci tip konut örneklerinde evin sokak ile iliþkisi yüksek avlu duvarlarý ile kesilmiþ olup, plan; mahremiyetin saðlandýðý korunaklý bir avlu çevresinde kurgulanmýþtýr. Genellikle merkezi bir avlu çevresinde, oda, sofa, tokana, köþk gibi farklý iþlevlere yönlendirilmiþ mimari mekânlarýn yerleþtirilmesi ile oluþturulan plan, üreyebilme özelliðine sahip açýk sonlu bir mimari karakter sergilemektedir. Ýçe dönük plan þemalarýna yeni gereksinimler doðrultusunda yeni birimlerin eklenmesi ile geliþtirilen farklý büyüklük ve düzende yapýlandýrýlmýþ özgün örnekler olan bu tip konutlar, genellikle Geçmiþten günümüze kadar kentlerin fiziki yapýsýnýn oluþumunda birçok doðal ve kültürel etken birlikte etkili olmuþsa da bu etkenler içinde dini inançlar daima dominant bir unsur olarak ön plana çýkmýþtýr Büyükmýhçý, G., 1997, S:183. Kayseri kentinin demografik yapýsý içinde yer alan farklý din ve farklý kültüre sahip gruplarýn evleri de toplumlar arasýndaki kültürel etkileþimin yoðunluðuna raðmen dinsel inançlarýn yönlendirdiði güçlü bir etki altýnda þekillenmiþtir. Birinci tip yapýlar baþlýðý altýnda deðerlendirilen Müslüman evleri de Ýslam dini inançlarý çerçevesinde kurgulanmýþ dini motifler içeren bir yapý grubudur. Dýþ mekânda son derece sade, doðal ve gösteriþsiz bir yapý tipini simgeleyen, Müslüman evleri, iç mekânda ince bir zevkin ürünü olan bezeme elemanlarý ile içsel bir zenginlik kazanmýþtýr. Genellikle 18. yy sonlarýndan günümüze akabilen bu tip evlere ait örnekler Müslüman evleri adý altýnda resim 2,3,4de verilmektedir. ÝKÝNCÝ TÝP YAPIL AR: Orta gelir gruplarýnýn veya düþük gelir gruplarýnýn oturduðu tek katlý, daha küçük, daha sade ve daha mütevazý konut tipleridir. Bu tip konutlarda da ana yapý malzemesi taþ olup, mekân organizasyonu yine mahremiyetin saðlandýðý bir avlu çevresinde oda, sofa, tokana gibi mimari mekânlarýn yerleþtirilmesi ile oluþturulmuþtur. Ancak bu tip örneklerdeki mekânlar daha küçük, oda sayýsý daha az ve iç tezyinatlar daha sade ve daha az iþçiliklidir Büyükmýhçý, G., 1997, S:181. Geleneksel Kayseri evleri adý altýnda genelleþtirilerek kýsaca tanýtýlmaya çalýþýlan bu konutlarýn kent merkezinde ve merkezin etki alaný içinde yer alan küçük yerleþim birimlerinde günümüze ulaþabilen örnekleri incelendiðinde dört farklý konut tipi ile karþýlaþýlmaktadýr. BÝRÝNCÝ TÝP YAPIL AR: Devlet yönetiminde yer alan veya ticaretle uðraþan, varlýklý Müslüman ailelerin oturduðu bu tip Þubat 2009 Resim-4 Bizim Kayseri 49 Kültür kurgulandýðý dikkat çekmektedir. Resim-5 Resim-6 Osmanlý Ýmparatorluðunun ayýrýmcý olmayan sýnýf politikasý ve Ýslam dininin gösteriþten uzak bir yaþam biçimini öngörmesine baðlý olarak konutlar, sahibinin siyasal ve ekonomik gücünü ortaya koymak, sergilemek isteyen bir anlayýþ içinde yapýlandýrýlmamýþ, birbirlerinden genellikle büyüklükleri ile ayrýþmýþlardýr. Sosyal kademelenme olgusu içinde deðerlendirildiðinde boyutlarý ve yapým kalitesine baðlý olarak düþük gelir grubu veya orta sýnýf konutlarý olarak adlandýrýlabilecek olan bu evler, plan oluþumlarý, yapým sistemi ve genel cephe düzeni açýsýndan 1. ve 3. gr upta deðerlendirilen evler ile tam bir bütünlük oluþturmaktadýrlar. Ýç mekânlarýnýn mimari kalitesi ve bezeme elemanlarý açýsýndan çok ilgi çekici olmayan bu yapýlar sokak dokularýný bütünlemeleri, plan tipolojisi ve Türk kentlerinde mahallelerde sosyal kademelenmenin olmadýðýný göstermeleri açýsýndan önem taþýyan vasat ev tipleridir. Her iki toplumun da düþük gelirli aileleri tarafýndan yaptýrýlan bu tip evlere ait örneklerin günümüze ulaþabilen sýnýrlý sayýdaki örnekleri irdelendiðinde; kültürel farklýlýklar dikkat çekmemekte, gündelik yaþamý sürdürecek þekilde küçük bir avlu çevresinde yapýlandýrýlan birkaç odadan oluþan plan þemasýnýn ailenin etnik ya da dinsel yapýsýný belirsiz kýlan bir düzen içinde 50 Bizim Kayseri ÜÇÜNCÜ TÝP YAPILAR: Yüzyýllardan beri çok sayýda din, dil ve etnik çeþitlilik sergileyen insanýn gelip geçtiði, yerleþtiði, kendi kültürü ve yaþam þartlarýna göre kendi mimarisini oluþturduðu bir merkez olan Anadolu'da birçok medeniyet kurulmuþ ve birçok kültür etkili olmuþtur. 1071 Malazgirt Savaþýndan sonra söz konusu mozaiðe yeni ve aðýrlýklý bir grup olarak Türklerin de katýlmasýyla birlikte yeniden yapýlanan Anadolu, siyasi otoriteyi ellerinde tutan Türklerin hoþgörülü politikasýna baðlý olarak, yakýlýp yýkýlmamýþ ve kendine özgü özelliklerini kaybetmemiþtir. Büyükmýhçý, G., 1997, S:190 Anadolu topraklarýnda uzun yýllar hüküm süren Selçuklu ve Osmanlýlarýn, farklý kültür ve dinlere sahip olan azýnlýk gruplarýný asimile etmeye çalýþmayan politikasý içinde özgür býrakýlan bu gruplar, kendi kültürlerine baðlý yaþam biçimlerini, Ýnanç ve geleneklerini sürdürebilmiþlerdir. Þahin, R., 1988, S:42 Tanzimat Fermaný'ndan sonra kendilerine tanýnan ayrýcalýklarýn arttýrýlmasý ile birlikte yoðun bir yapý yapma etkinliðine giriþen bu gruplar, kent içinde yoðunlaþtýklarý belirli bölgelerde yarattýklarý özgün yaþam çevreleri ile kültürel yelpazenin renkli parçalarýný oluþturmuþlardýr. Büyükmýhçý, G., 1997, S:190 Ticari ve sosyal açýdan dönemin önemli kentlerinden biri olan Kayseride yaþayan etnik azýnlýk gruplarýnýn kendi kültürel yapýlarýna baðlý olarak yapýlandýrdýðý bu evler çalýþma kapsamý içinde üçüncü tip yapýlar olarak deðerlendirilmektedir. 19. yüzyýlda Kayseri ve yakýn çevresinde yaþayan, zengin etnik azýnlýk gruplarýnýn oluþturduklarý, kendi kültürlerinin ve kendi yaþama biçimlerinin mekâna yansýmasý ile oluþan iki katlý, büyük, iþçilikli ve bezeli ev tipleridir. Ayný doðal çevre koþullarý ve ayný yerel malzeme kullanýmý ile oluþturulmasýna raðmen temel planlama ilkeleri açýsýndan birinci tip yapýlar ile farklýlaþan bu tip yapýlar, tümel biçimlenme ilkesine baðlý olarak tek kerede inþa edilmiþ, dýþa dönük planlarý ve bezeli cepheleri ile kendine has bir mimari karakter taþýyan özgün örneklerdir Büyükmýhçý, G., 1997, S:181. Ticari iliþkileri nedeniyle Ýstanbul, Ýzmir gibi büyük kentler ve bazý Avrupa ülkeleri ile iletiþim içinde bulunan bu zengin azýnlýk aileler, bu kentlerde yapýlanan mimari akýmlarýn etkisi altýnda kalmýþ, prestij yapýsý olarak gördükleri evlerini 19. yüzyýl batýlýlaþma döneminin izlerini taþýyan bir anlayýþ içinde yaptýrmýþlardýr. D Ö R D Ü N C Ü T Ý P YA P I L A R : Cumhuriyet sonrasý evleri olarak da adlandýrabileceðimiz dördüncü tip yapýlar, 20. yüzyýlýn ilk yarýsýnda yine yerel malzeme kullanýmý ile yapýlmýþtýr. Geleneksel konut mimarisi özellikleri ile deðiþen yaþam þartlarýnýn gerektirdiði deðiþiklikleri birleþtirerek baþarýlý bir senteze ulaþan bu tip konutlar geleneksel sokak dokusundan ve konut özelliklerinden kopmadan, o günün konfor þartlarýna da cevap verebilecek þekilde tasarlanmýþ özgün örneklerdir. Cumhuriyet sonrasý yaþanan modernleþme süreci içinde apartman olgusunun gündeme geldiði günlerde yapýlanan bu evler, geçmiþle gelecek arasýnda kurulan kültürel bir köprü niteliðinde olup korumacýlýk açýsýndan son derece büyük bir önem içermektedir. Ana yapý gereci olarak yöresel malzeme olan yonu taþýnýn kullanýldýðý bu tip evlerde geleneksel düz toprak dam, bakým güçlüðü nedeniyle yerini ahþap çatýya býrakmýþ, wc birimi kullaným kolaylýðý açýsýndan iç mekâna taþýnmýþ, plan þemasýnda Harem ve Selamlýk ayrýmý yerine baþodalý çözümlere yönelinmiþ, yapý programýnda çaðdaþ gereksinimlere cevap verebilecek banyo gibi ilave mekânlara yer verilmiþtir. Büyükmýhçý, G., 1997, S:182. KAYNAKÇA Büyükmýhçý, G. - Taþ Sivil Mimarlýk Örneklerinde Korumaya Yönelik Yöntem Önerileri ve Bu Yöntemlerin Kayseri Örneðinde Uygulanýþý, M.S.Ü..Fen Bilimleri Enstitüsü Doktora Tezi, Ýstanbul - 1997 Çakýroðlu, N. - Kayseri Evleri, Pulhan matbaasý, Ýstanbul-1952 Eldem, S.H. - Türk Evi Plan Tipleri, Ý.T.Ü. Yayýnlarý, Ýstanbul- 1954 Erdoðan, C. - Kayseri Evlerinin Ahþap Süslemeleri, Hacettepe Üniversitesi Sanat Tarihi Kürsüsü, Yüksek Lisans Tezi, Ankara-1985 Gündoðdu, G. - Kayseri Kentsel Sit Alaný Ýçinde Yer Alan Sivil Mimarlýk Örnekleri Üzerine Bir Araþtýrma, M.S.Ü..Fen Bilimleri Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, Ýstanbul - 1986 Jenning, S.R.C. - Urban Population in Anatolian in The Sixteenth Century: A study of Kayseri, Karaman,Amasya, Trabzon, and Erzurum,. Int. J. Middle East Stud., Ankara-1976 - Kayseri Ýmar Planý Araþtýrma Raporu, Kayseri-1986 Kayseri Ýl Yýllýðý 1973, Ýl Özel Ýdare Basýmevi, Kayseri-1973 Kayseri Ýli Yapý Gereçleri Yöresel Koþullarý, Bayýndýrlýk Bakanlýðý, Yapý ve Ýmar Ýþleri Reisliði, Ankara-1973 Þahin, R. - Tarih Boyunca Türk Ýdarecileri'nin Ermeni Politikalarý, Ötüken Yayýnlarý Kültür Serisi:49, Ýstanbul,-1988 - Yurt Ansiklopedisi, Türkiye, il il: Dünü, Bugünü, Yarýný, Anadolu Yayýncýlýk A.Þ. Ýstanbul-1968 Þubat 2009 Röportaj ÝÞ DÜNYASININ EKONOMÝYE BAKIÞI VE GELECEK BEKLENTÝLERÝ hareket etmektir, aksi takdirde mevcut durumun daha kötüye gitmesine neden olur. Ýþ hayatý bilindiði gibi iniþ çýkýþlarla doludur ve bu iyi yönetildiði zaman kriz fýrsata bile dönüþür. Bazý tavsiyeler; Dr. Mustafa ÇIKRIKÇIOÐLU Ýþ Adamý - TÝM Baþkan Vekili Seda Yazðan - Uzun zamandýr Kriz konusu konuþulmakta,siz Türkiyenin önde gelen sanayi ve ticaret adamlarýndan biri olarak iþ dünyasýnýn bu duruma bakýþ açýsýný ve gelecek beklentilerini aktarabilirmisiniz ? Mustafa Çýkrýkçýoðlu -2007 yýlýnda Amerika Birleþik Devletlerinde baþlayan mali ve ekonomik kriz, 2008 sonlarýnda global bir ekonomik krize dönüþtü. Kriz daha çok sermaye hareketlerinin getirdiði olumsuz etkilerden kaynaklanýrken, tüm geliþmekte olan ülkelere akan dýþ sermaye geri çekilmeye ve daha güvenli ülkelere gitmeye baþladý. Türkiye ekonomisi de bu olumsuzluklardan etkilendi. Örneðin, kurlarda yükselmeler yaþandý, kaynak azlýðýndan iç piyasa daraldý, yatýrýmlar durma noktasýna geldi ve iþsizlik %12.3 ile son zamanlarýn en yüksek seviyesine çýktý. Yýllardýr büyümekte olan Türkiye ekonomisi kriz nedeniyle ilk defa daralmayla karþý karþýya geldi. Ancak, Türkiyenin bu tür krizlere alýþýk olmasý, diðer ülkelere nazaran daha hazýrlýklý olmasý, bankalarýn güçlü alt yapýsýyla ve ihracat olanaklarýyla bu krizi de en hafif þekilde atlatacaðý kamuoyunun ortak düþüncesidir. 2009 yýlýnýn ikinci yarýsýndan itibaren likidite sýkýþýklýðýnýn kalkmasýyla piyasalarýn rahata kavuþacaðý ve ekonominin normale döneceði tahmin edilmektedir. 1-Üretim maliyetini düþürmek 2-Ucuz kaynak bulmak veya nakit akýþýný olabildiðince çoðaltmak 3-B ve C planlarý oluþturmak 4-Ýmkan var ise dýþ piyasalara yönelmek 5-Tecrübelerden yararlanmak. Krizde büyümektense, mevcudu korumak daha akýllýca olur. S.Y. Öðrencilik dönemini etkin kullanmak adýna bize neler tavsiye edersiniz, geleceðimize nasýl yatýrým yapabiliriz? M.Ç. - Baþarýda en önemli faktör zamanýn iyi kullanýlmasýdýr. Bir öðrenci için en önemli þey eðitimi devam ederken kendisini olabildiðince iþ hayatýna hazýrlamaktýr. Gerekli donanýmýný eðitimle elde etmek ve iþ hayatýna hazýrlýklý olmak için, staj yapmak veya boþ zamanlarýnda bir iþte çalýþmaktýr. Bu tecrübeler, gençlerimizin ilerde iþ hayatýnda nasýl bir zorlukla karþýlaþacaðýna ýþýk tutar ve eðitiminden almýþ olduðu donanýmlarla da bu zorluklarýn üstesinden gelmesini saðlar. Pratikle teoriyi birleþtirmiþ olur, Okul bittiðinde sýfýrdan deðil, ortalardan hayata baþlar, birde öðrenci kardeþlerime þunu söylemek isterim, söz verirken çok iyi düþündükten sonra söz verin, çünkü, söz aðýzdan çýkana kadar, söz sizin esiriniz, ama söz aðýzdan çýktýktan sonra siz sözünüzün esirisiniz, sözünüzün kýymetini bilin, sözünde duran insan olmak en büyük ayrýcalýktýr, çok dikkatli düþünüp söz verdikten sonra ufak tefek çýkar için kesinlikle sözünüzden dönmeyin, tevazuyu her zaman koruyun, saygýlý olun, sosyal hayattaki dereceniz arttýkça tevazuunuz daha ar tsýn, kimseyi küçümsemeyin, kimseyi kendinizden daha az akýllý görmeyin, özellikle ticaret hayatýna atýlacak kardeþlerime þunu unutmamalarýný tavsiye ederim, ticaret yaparken herkesi çok akýllý, araba kullanýrken herkesi deli kabul edin S.Y. - Gençlik komisyonu mensuplarý olarak derneðimizde gençlerin aktif olarak görev almasýný nasýl deðerlendiriyorsunuz, bizlerden ne gibi beklentileriniz vardýr. M.Ç. - Gençlerimiz, geleceðin iþ dünyasýnýn birer yöneticisi, iþ sahibi adaylarý olduðundan aktif olarak görev almalarý son derece önemlidir. Geçlerin önlerinin açýlmasý gerekir. Bu tip aktif görevler gençlerin sorumluluk duygusunu geliþtirir ve ileride alacaklarý rollerde daha baþarýlý olmasýný saðlar. Çevresini geliþtirir, þu unutulmamalýdýr ki en büyük sermayelerden birisi de çevre zenginliðidir. Röportaj: Seda YAZÐAN S.Y.- Etkin ve verimli bir yönetim için þirket sahiplerine ve yöneticilerine neler tavsiye edersiniz ? M.Ç. - Kriz dönemlerinde en önemli þey paniðe kapýlmadan saðduyulu Þubat 2009 Bizim Kayseri 51 Haberler 3 NCÜ TBMM ÜSTÜN HÝZMET ÖDÜLLERÝ SAHÝPLERÝNÝ BULDU H. Necati KURMEL ve TBMM Baþkaný Köksal TOPTAN Ankara - TBMM tarafýndan, millete ve ülkesine karþýlýksýz hizmet eden 74 kiþi ve kuruma verilmesi kararlaþtýrýlan, "TBMM Üstün Hizmet Ödülü " düzenlenen törenle sahiplerine verildi. Mecliste, 74 kiþi ve kuruma "TBMM Üstün Hizmet Ödülü " verilmesi dolayýsýyla düzenlenen törene ödül Ali Rýza ÖZDERÝCÝ sahipleri, çocuklarý ve torunlarýnýn da aralarýnda bulunduðu yakýnlarýyla katýldýlar. Ödül alanlar, eðitim, Türkçe'nin doðru kullanýlmasý ve siyasi konularda mesajlar verdiler. TBMM Baþkaný Köksal Toptan , 3 saat süreyle sahnede kalarak ödülleri sahiplerine takdim etti. Derneðimiz Ýstiþare Heyeti üyelerinden Sayýn Hulusi Necati Kurmel ve Sayýn Ali Rýza Özderici de TBMM Üstün Hizmet Ödülüne lâyýk görülenler arasýndaydýlar. 2008 YILI BÝLÝM ÖDÜLÜ, Prof. Dr. H. FAHRETTÝN KELEÞTEMURA VERÝLDÝ Kayseri Erciyes Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. H. Fahrettin Keleþtemur, Türkiye Endokronoloji ve Metabolizma Derneði tarafýndan verilen, "2008 Yýlý Bilim Ödülü"ne lâyýk görüldü. Türkiye Endokronoloji ve Metabolizma Derneði'nin her yýl geleneksel olarak verdiði Bilim ve Hizmet Ödüllerinin sahipleri belli oldu. TEMD Yönetim Kurulu, 2008 Yýlý Bilim Ödülü ile ilgili yaptýðý açýklamada "TEMD-2008 Bilim Ödülü bu yýl, yurtiçi ve yurtdýþýnda yaptýðý bilimsel çalýþmalar ve aldýðý g ö r e v l e r i l e E n d o k ro n o l o j i v e Metabolizma alanýnda ülkemizi en iyi þekilde temsil eden, Prof. Dr. H. Fahrettin Keleþtemur'a lâyýk görülmüþtür. Kendisini tebrik eder, baþarýlý çalýþmalarýnýn devamýný dileriz." dedi. Rektör Prof. Dr. 52 Bizim Kayseri H. Fahrettin Keleþtemur, 8-12 Kasým 2008 tarihleri arasýnda Brezilyanýn baþkenti Rio de Janeiroda düzenlenen 13. Dünya Endokronoloji Kongresinde ve 27-29 Kasým 2008 tarihleri arasýnda Almanya'nýn Darmstadt ve Frankfurt kentlerinde yapýlan kongrelerde konuþmalar yapmýþtý. Þubat 2009 Haberler GENEL BAÞKANIMIZIN, KAYSERÝ VALÝMÝZÝN VE KIZILAY BAÞKANIMIZIN ÝSTANBUL ZÝYARETLERÝ Genel Baþkanýmýz Ali Ulvi BAKIR, Kayseri Valisi Mevlüt BÝLÝCÝ ve Kýzýlay Baþkaný Ayhan UZANDAÇ dernek merkezimizi ziyaret ettiler. Kayseri Valisi Mevlüt BÝLÝCÝ, Kýzýlay Baþkaný Ayhan UZANDAÇ, derneðimiz Genel Baþkaný Ali Ulvi BAKIR, YATAÞ Yakacýk Bölge Müdürlüðünde Yýlmaz ÖZTAÞKIN ý ziyaret etti. Öztaþkýn, misafirlerine yemek ikramýnda bulundu. Þubat 2009 Bizim Kayseri 53 Haberler TED KOLEJÝ BAYAN BASKETBOL TAKIMI YÖNETÝM KURULU ÜYELERÝNÝN DERNEÐÝMÝZÝ ZÝYARETÝ 8 Kasým Cumartesi günü Fenerbahçe Bayan Basketbol Takýmý ile Caferaða Spor Salonunda karþýlaþtý. Karþýlaþma, salonu dolduran basketbol severlerce ilgi ile izlendi. Baþa baþ geçen müsabakayý takýmýmýz çok az farkla kaybetti. 1.ligde mücadele eden bütün takýmlarýmýzý ve Kayserinin gururu bayan basketbol takýmýmýzý destekliyor, tebrik ediyoruz. Kayseri Ted Koleji Bayan Basketbol Takýmý Yönetim Kurulu, Murat Kömürcü (Basketbol Þube Sorumlusu), Ýbrahim Bahçecioðlu ve Mükremin Çepni (yönetim kur ulu üyeleri) derneðimizi ziyaret etti. Ziyaretten sonra dernek baþkanýmýz ve yönetim kurulumuz birlikte Ted Koleji nin müsabakasýný izlemeye gittiler. Kayseri Ted Koleji Bayan Basketbol takýmý (1.lig) BURSADA KAYSERÝ SPORUN GECESÝ Son yýllarda her alanda kendini gösteren Kayseri, futbolda da iyi olduðunu kanýtladý ve ligin güçlü bir ekibi olduðunu gösterdi. Sýra Türkiye Kupasýndaydý. Uzun bir maratondan sonra finale çýkmayý baþarmýþtý Kayserispor. Finale kadar gelmiþken kupayý almamak olmazdý. Kayserispor kupayý alýrken de bizim orada olmamamýz hiç olmazdý, atladýk gittik Bursaya. Maçtan önce Bursayý gezerken kendimizi Kayseride hissettik. Kayserililer Bursayý fethetmiþlerdi sanki. Ne tarafa dönsek bizden biri vardý. Maçtan bir buçuk saat önce stada girdik. O kadar kalabalýktý ki oturacak yeri zor bulduk. Hemþehrilerimizin maça büyük ilgisi vardý. Maçtan önce düzenlenen etkinliklerle seyirciler eðleniyordu ama bir yandan da heyecanla maçýn baþlamasýný bekliyorlardý. Bu arada futbolcular ýsýnma hareketlerine baþlamýþlardý. Taraftarlar futbolcularý teker teker tribünlerin önlerine çaðýrýp tezahürat yaptýlar. Ve maç baþladý. Maçýn baþlamasýyla tribünler festival havasýna büründü. Ellerine bayraklarla hep bir aðýzdan Kayserispor diye tezahürat yapan taraftarlarý görmeniz gerekirdi. 54 Bizim Kayseri Ýki takým da kontrollü oynuyordu, çünkü bu maçýn telafisi yoktu. Ýlk yarýnýn bitiþ düdüðü çaldýðýnda durum 0-0 idi. Ýkinci yarýda Kayserispor baskýlý futboluyla kendisini hissettirdi ama gol olmadý ve maç uzatmalara gitti. Uzatmalarda da eþitlik bozulmayýnca penaltý atýþlarý baþladý. Artýk herkes susacak, kaleciler konuþacaktý. Ýlk penaltýyý Kayserispor attý, Gençlerbirliði kaçýrdý. Karþýlýklý gollerden sonra Kayserispor kaçýrdý, Gençlerbirliði attý. Beþinci penaltýlara gelindiðinde eþitlik vardý. Kayserisporlu oyuncu topu aðlara býraktýktan sonra, Gençlerbirliði oyuncusunun þutunu Ývankov çeldi. Tam bu sýrada tribünler çýlgýnca sevinmeye baþladý ama top dýþarý deðil, aðlara gitmiþti. Ýþte o an herkes üzüntüyle þaþkýnlýk arasý bir duyguya boðuldu. Seri penaltý atýþlarý sýrasýnda Gençlerbirliði iki kez avantaj yakalamasýna karþýn, üstünlük saðlayamadý. Son atýþý Ývankov çýkarýnca, geçen yýl Erciyessporun kazanamadýðý kupa bu yýl 10-11lik skorla Kayserisporun oldu. Ayrýca kupa tarihinde bir rekor kýrýlmýþtý, tam 28 penaltý atýlmýþtý o akþam. görülmeye deðerdi. Futbolcular ve teknik ekip sahada, taraftarlar tribünlerde coþkuyla þarkýlar söyleyip eðleniyorlardý. Kayserispor hak ettiði yere varmýþ, kupayý almýþtý.Kayserispora, bize yaþattýðý bu büyük sevinçten dolayý teþekkür ediyoruz. Bizleri bu maça göndererek, o büyük sevinci yaþamamýzý saðlayan dernek baþkanýmýz sayýn Yasemin Aydoðana ve Kayseri Kýzýlay genel baþkaný Sayýn Ayhan Uzandaça teþekkür ediyoruz. Maç sonrasý tribünlerdeki sevinç Þubat 2009 email: tacotomotiv@hotmail.com Röportaj HAYIRSEVER ÝÞ ADAMI NURULLAH BALDÖKTÜ bir ülke,bundan dolayý da sorunlarý olacaktýr. Þu günlerde yaþamýþ olduðumuz sorunlarýn en büyüðü bence ekonomik kriz. Türkiye bu krizi de atlatacaktýr ama bunun ön koþulu idarecilerimizin bu iþe ciddi bir þekilde eðilmesini gerektirmektedir.Yürüyen bisiklet düþmez. Türkiyede bisiklet durmadý ve durmayacaktýr. Ülkemiz, cesaretli , çalýþkan ve zeki iþ adamlarýna, coðrafi olarak iyi bir konuma sahiptir. Bunlar, bizim en büyük avantajlarýmýzdýr. Kayserili hayýrsever, iþ adamý Nurullah Baldöktü, 25 Mart 1937 yýlýnda Kayseride doðdu.1962 yýlýnda Ýstanbula geldi.Babasý Nuh Mehmet Baldöktü ile 1980 yýlýna kadar tekstil iþi ile ilgilendi ve 5 tane tekstil firmasý ile 20 sene bu sektörde hizmet verdikten sonra 2000 yýlýnda yaþanan tekstil krizinde tekstil hayatlarýna son vererek inþaat sektörüne geçiþ yaptý. nedir? R.G. : Merhum babanýz Nuh Mehmet Baldöktünün ne kadar hayýrsever biri olduðunu ve Kayseriye birçok eser kazandýrdýðýný biliyoruz, sizinde bu yöndeki çalýþmalarýnýz hakkýnda bilgi alabilir miyiz ? Resul Gümüþ : Yaþam felsefeniz Nurullah Baldöktü : Ben cemiyetten bedelsiz hiçbir þey almadým ama cemiyete bedelsiz çok þey verdim.Felsefemde baþarýlarýma ulaþýrken izlediðim 4 ana ilkem vardý.Bunlar : 1.Þahsýna faydalý ol,zararlý olma. 2.Nesline faydalý ol,zararlý olma. 3.Cemiyete faydalý ol,zararlý olma. 4.Tabiata faydalý ol,zararlý olma. Bana göre Tabiata faydalý ol,zararlý olma ilkesi diðer ilkelerden daha önde gelmektedir. R.G. : Sizce Türkiyenin en büyük sorunu nedir? N.B. : Ben daima bardaðýn dolu tarafýný görürüm, moral bozukluðu kötü bir þeydir. Bardaðýn boþ tarafýna bakan insanlar kaybedenlerdir. Türkiye büyük 56 Bizim Kayseri Nurullah BALDÖKTÜ, oðlu Mehmet BALDÖKTÜ ile N.B. : Evet ; rahmetli babamýn yaptýrmýþ olduðu; baþta Anadolu lisesi, Çýraklýk okulu, Bölge okulu,iki yüz elli kiþilik kýz öðrenci yurdu, 2 tane camii, ilköðretim okulu ve kapalý spor salonu olmak üzere bir çok eser bulunmaktadýr. Ben yatýrýmlarýmý yaparken sadece Kayseri olarak deðil,Türkiye olarak düþünüyorum. Babam eserlerini Kayseriye yaptýrdý, ben de ülkemizde ihtiyacý olan yerlere eserlerimi yaptýrdým. Þerife Baldöktü Anaokulu, Þerife Baldöktü Saðlýk Grup Baþkanlýðý, Beykoz Çavuþbaþý Köyü Saðlýk Ocaðý bunlardan birkaçýdýr. Ayrýca Silivri Belediyesi ile or taklaþa olarak, Bakýrköy Akýl Hastanesine 50 yataklý ek bina yaptýrmayý düþünüyoruz. Kayseri için de Kýzýlay Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon M e r k e z i p ro j e l e r i m i z a r a s ý n d a bulunmaktadýr. R.G. : Eðitime verdiðiniz önemi ve desteði biliyoruz. Derneðimize burs vererek bizlerin eðitimine büyük katkýnýz bulunmaktadýr. Size arkadaþlarýmýz adýna teþekkür ederiz. Hayýrseverlik galiba size babanýzdan miras. Bu sizin için nasýl bir duygu ? N.B. : Gerçekten de hayýrseverlik rahmetli babamdan bana kalan en büyük mirastýr. Babam, adýma yaptýrdýðý okulun açýlýþ konuþmasýnda Ya Rabbi, benim yaptýðým yardýmlarý kabul et,oðlumun da benim gibi yaparak yardýmsever olmasýný nasip et diyerek Allaha dua etti. Bu unutamadýðým aný, hayýrseverliðimde her zaman etkili olmuþtur. R.G. : Hayýrseverlik Kayserililerin geninde var. Bu Kayserinin topraðýndan mýdýr bilemiyoruz. Fakat doðduðu topraklarla ödeþmek için eser býrakanlarý saygý ve rahmetle anýyoruz. Bize zaman ayýrdýðýnýz için teþekkür ederiz. Röportaj: Resul GÜMÜÞ Fotoðraflar: Kamil ÖZCAN Þubat 2009 Ekonomi ELEKTRONÝK TÝCARET VE VERGÝLENDÝRÝLMESÝ uluslararasý kuruluþ ve devletler eticaretin vergilendirilmesi yönünde çalýþmalarýný baþlatmýþ, genel ilke kararlarý belirlemiþ ve pilot projeler uygulamaya baþlamýþlardýr. Bu çalýþmalardan alýnacak olumlu sonuçlar diðer ülkelere de rehber olacaktýr. yapýldýðý yerin tespit edilebildiði fiziki varlýklar üzerine kurulmuþtur. Dolayýsýyla, e-ticaretin doðasýndan gelen bir takým özellikler nedeniyle, yeni bir vergi tabaný oluþturan eticaretin mevcut vergi kanunlarý ile vergilendirilmesinde bir takým sor unlar or taya çýkmaktadýr. Mal-Hizmet ve Haklarýn üretim, tanýtým, satýþ, sigorta, daðýtým ve ödeme iþlemlerinin bilgisayar aðlarý üzerinden yapýlmasý E-ticaretin konusunu teþkil etmektedir. Elektronik Ticaretin vergilendirilmesinde sorun yaratan genel faktörler, elektronik ticaretin global düzeyde olmasý, web sunucusunun uzaktan iþletilebilmesi, kimliklerin ve iþlemlerin gizliliði, dijital ürünler, fiziksel varlýðý bulunmayan þirketler ve iþyeri kavramýnýn fiziksel mekaný esas almasýnýn yarattýðý sorunlar sorun yaratan faktörler olarak karþýmýza çýkmaktadýr. Elektronik ticaret, tanýtým, reklam ve pazar araþtýrmasý; sipariþ ve ödeme; teslim olmak üzere üç aþamadan meydana gelir. OECDnin vergileme ilkeleri; tarafsýzlýk, verimlilik, kesinlik ve basitlik, etkinlik ve doðruluk ile esneklik olarak karþýmýza çýkmaktadýr. Örneðin, þirketlerin, yurt dýþýndan ithal edeceði yazýlýmýn internet üzerinden veya CD ortamýnda kargo ile ithali KDVK 1. ve 2. maddesine göre katma deðer vergisine tabi olup, yurt dýþýndaki firmaya ödenen bedel üzerinden hesaplanan katma deðer vergisinin þirket tarafýndan sorumlu sýfatýyla 2 nolu KDV beyannamesi ile beyan edilip ödenmesi ve ayný dönem l nolu KDV beyannamesinde genel hükümlere göre indirim konusu yapýlmasý gerekmektedir. E-ticaretin ne þekilde vergilendirileceði sorusuna henüz saðlýklý bir cevap verilememiþtir. Geleneksel ticareti vergilendiren vergi mevzuatý ile e-ticaretin vergilendirilmesi ve gerekirse vergi hukukunda düzenlemeler yapýlmasý gerektiði düþünülmektedir. Eticaretin doðasý, bu konuda yapýlacak çalýþmalarda uluslararasý iþbirliðini de beraberinde getirmektedir. Baþta OECD, WTO, AB, ABD, Avustralya, Ýngiltere, Singapur ve Kanada olmak üzere Elektronik ticaretin vergilendirilmesindeki sorunlar genel hatlarý ile aþaðýdaki gibi özetlenebilir. Hamit ÖZTAÞKIN Yeminli Mali Müþavir Kayseri Ýli Yardým Derneði Yönetim Kurulu Üyesi Þubat 2009 Tabi vergi rejimimizde kavram kargaþasý uluslararasý vergilendirme ilkeleri ile karþýlaþtýrýlýp, buna göre düzenlenmelidir. Vergi Usul Hukukundaki , gelir üzerinden alýnan vergilerdeki, harcama üzerinden alýnan vergilerdeki, gümrük vergisinin uygulamasýndaki, damga vergisinin uygulanmasýndaki ve BSMV uygulanmasýndaki sorunlar. Türk vergi sistemi, diðer ülkelerin vergi sistemleri gibi mükelleflerin bilindiði ve iþlemin Bizim Kayseri 57 Aný SAÇININ TELLERÝNE... H. Tuncay SERGEN Aklýmda ne "saç" ne "tel" vardý. Yani iþ miþ düþünmüyordum.Doðduðum þehrin sokaklarýnda dolaþýyordum. Çarþýda plakçýdan yayýlan ses sokaðý kaplýyordu. Saçýýýnýýýn telleeeeriiiðnee, gönlüümüüü gönnnlümü taaaðktý kader önceee eliiimden tuttuuuuð,sonra býraaaaktýýý kader... Sevdiðim bir þarkýyý ,en sevdiðim þarkýcý okuyordu: Nesrin Sipahi. Plakçýya daldým. - Bu kasedi ver dedim. Sonra sohbete baþladýk nedense.Çaylar söylendi. - Ben de Kayseriliyim - Kimlerdensiðiz,nirde otururduðuz? Konuþtukça, eðri burunlu, gözbebeðinin bir kýsmý gözkapaðýnýn altýnda duran adamý tanýr gibi oluyorum. Bir yerden gözüm ýsýrýyor, ama nerden, çýkaramýyorum. Sonunda bulduk. ..... Kayseri Kalesi'nin arka kapýsýnýn karþýsý, Selçuklu' nun Hunat Camii,onun yaný yine Selçuklu' dan kalma Kayseri Müzesi. 40 yýl önce köy otobüsleri müzenin arkasýndaki boþ alana gelirdi. Onun yaný, sebze hali gibi bir yerdi, Orada köylü kaynardý. Bacaklarýndan asýlmýþ gibi, elde gezdirilerek, canlý tavuk satýlýrdý. Hatta bazen, alanlar orada kestirip götürürlerdi. Maniciler, mani satardý. Samanlý kaðýda,soluk maviyle ,yazýlmýþ beþ- altý mani ve o günün revaçta üç-dört türküsünün sözleri yazýlý kaðýdý, mýrýldanmanýn biraz üstünde bir sesle ve her zaman, hangi mani, hangi türkü olursa olsun, sürekli tek makamla okurdu manici. Kaðýt bitince tekrar baþtan alýrdý. Köylüler "Anadolu Ajansý"ný dinler gibi kulak verirler, "gönül teline dokunan", durumuna uyan varsa, 5 kuruþu bastýrýp, alýrdý bu mani sayfalarýný. Esans satanlar camlý küçük kutularýyla dolaþýr müþteri ararlardý. Daha çok hacý yaðý türünden, sonralarý "erdek geceleri, balýkesýr beyazý" gibi yeni isimler verilen kokularý önce üzerinize þýrýngayla püskürtüp, beðendirince satarlardý. Çocuk gözümle,en dikkatimi çeken "bul karayý al parayý" oynatan "üçkaatçýydý". Dikine konmuþ meyve sandýðýnýn üzerinde, ters çevrilmiþ ikisi kýrmýzý biri siyah, üç iskambil kaðýdýnýn içinden karayý bulan 1 e 5 kazanýrdý. Cin gibi üçkaatçý, av beklerdi. Köylüler baþta utangaç ve þüpheci olurlardý. Üçkaatçýyla göz göze bile gelemezler, yan gözle süzerlerdi tezgâhý. Sekiz-on köylü birikince, sözde bir cesaretli çýkardý. Oynar ve kazanýrdý. Bu kazanan, genellikle üçkaatçýnýn emmi oðlu olurdu. Emmi oðlu karayý buldukça, köylülerin gözüne fer gelir, fýsýldaþýrlar, heyecanlanýrlar, ümitleri artardý. Sonra, en uyanýk geçinen cesur köylü öne yaklaþýr, son kontrolü yapýp parayý bastýrýrdý ama o, arada bir kazanýp sonunda muhakkak kaybederdi. O zaman bir çekingenlik olur, seyirciler þüphelenir, piyasa tavsardý. Bu defa yeni birisi çýkar ( bu da muhtemelen dayý oðlu ) bol bol karayý bulurdu. Þehirliler buna "pallah virme" derlerdi. (pallah virme , yeniden ortamý kýzýþtýrma, ateþi parlatmak,canlandýrmak gibi ) Kalabalýðýn arkasýnda bir çocuk, aralardan görebildiðim kadar, oynayanlarý seyrederdim. Köylülere acýr, üçkaatçýya kötü gözle bakardým. Çalýþmadan kazanmanýn mümkünsüzlüðünü o zamanlardan hissederdim. Oynamasýnlar isterdim. ....... Çýka çýka plakçý,40 yýl önceki o "üçkaatcý" çýkmýþtý. Sonra,konuþabulmuþtuk. Ýçimde kalmýþtý demek: - Kusura bakma ama, o çocuk halimle, köylüleri kandýrdýðýna çok kýzardým. Günahtý. Senin adýna ben utanýrdým. Sanki oynayaný uyarmak oynama ! Hep kaybediyon! demek gelirdi içimden. Oynamasalar, kaybetmeseler keþke diye düþünür, köylülere çok 58 Bizim Kayseri Þubat 2009 Aný acýrdým. Sana da kýzardým. Dedim. Üçkaatçýda cevap hazýr; bu defa da beni kandýrdý (!) - Aaaðbii,niye ööle diyonð ki ? Yiiðmi dene koolü, edirafýmý sarmýþ. Zabah zabah beni soymuya gahmýs, onnara acýyongda, bi dene ben, tek baþýmayým, baa niye hiç acýmýyodun ki ? dedi. Düþündüm, gerçeklik payý yok deðildi. - Sen de haklý gibisin. dedim. Haklýydý bir bakýma. Kolay kazanmak isteyenlerin hiç mi kabahati yoktu ? ....... Bugünkü hayatta da karayý (demir,kömür,petrol vs ..) bulanlarla ve onlarýn elindeki parayý almaya çalýþanlar arasýnda deðil miydi kavga ? Borsalar,faiz, IMF ,hedge fonlarý,1 koy 5 al iþleri ,bir bakýma 40 yýl önceki "bul karayý al parayý" oyunu deðil miydi ? Üretmeden, çalýþmadan kazanma arzusu deðil miydi insanlarý, ülkeleri yoksul eden ? Þöyle bir düþündüm: O gün, müzenin yanýnda, köylüden çýkan para, üçkaatçýnýn cebine gidiyordu, peki, bugün kimin cebine gidiyor ? O zaman üçkaatçý kaybederse, kime kaybediyordu ? Emmi oðluna. Peki,bugün kime ? Emmi oðlu kim? Bul karayý al parayý aynen ve büyük çapta devam etmiyor muydu dünyada ? Hatta geri kalmýþ ülkeler üretmeden, faizle, borçla kalkýnacaklarýna inandýrýlmýyorlar mýydý ? Onlarý borçlanmaya heveslendirmiyorlar mý ? Bugünün köylüsü kim, üçkaatçýsý kimdi ? Kabahat üçkaatçýda mý, köylüde miydi acaba ? ...... Kaset, dönüp tekrar ayný þarkýya gelmiþti : "saçýnýn tellerine gönlümü taktý kader. önce elimden tuttu,sonra býraktý kader. - Ben gideyim. dedim. Kasetçi kaseti verdi. Üstüne bir de ders aldým. - aaabiyy gendiðe iyi bah, gine bekliyom ha! dedi. Kafam karýþmýþtý. - Uðrarým. dedim. Ayrýldýk... Aralýk 2008 Þubat 2009 Bizim Kayseri 59 Saðlýk SIK RASTLANAN BÝR SAÐLIK SORUNU; DEMÝR EKSÝKLÝÐÝ ANEMÝSÝ bekletilen kýlýçtadýr. Þarabýn içine daldýrýlan kýlýçtan þaraba geçen demir partikülleri sayesinde muhtemel demir eksikliðine baðlý geliþen kansýzlýklar düzelmekteymiþ. Doç. Dr. Mustafa ÇETÝNER Kayseride doðdu. Ankara Üniversitesi Týp Fakültesinden mezun oldu. Karadeniz Teknik Üniversitesinde Ýç Hastalýklarý, Marmara Üniversitesi Týp Fakültesinde Hematoloji uzmanlýk eðitimini tamamladý. Marmara Üniversitesi Týp Fakültesinde Yardýmcý Doçent olarak çalýþtý. 2004 yýlýnda Amerika Birleþik Devletleri Chicagoda Nortwestern Üniversitesi Robert Lurie Kanser Merkezinde Hematopoyetik Kök Hücre Nakli Ünitesinde misafir öðretim üyesi olarak görev yaptý. izleyen yýllarda Marmara Üniversitesi Týp Fakültesinde Hematoloji Doçenti olarak çalýþtý. Dr Mustafa Çetiner halen V.K.V. Amerikan Hastanesi Hematoloji Bölümünde çalýþmaktadýr. Türk Tabipleri Birliði, Türk Hematoloji Derneði, American Society of Hematology, European Hematology Association, European Bone Marrow Transplantation Registry, Türk Ýç Hastalýklarý Uzmanlýk Derneði, Üniversite Öðretim Üyeleri Derneði gibi bir çok ulusal ve uluslar arasý derneðe üyedir. Roma Ýmparatorluðunun görkemli yýllarýnda, kansýzlýðý olan hastalara içerisinde Roma Ýmparatorluðunun gücünü simgeleyen bir kýlýcýn olduðu fýçýlardan þarap içirilirmiþ. Gerçekten de bu þaraptan içen hastalarýn önemli bir bölümünde günler içinde kansýzlýk düzelir, hastalarýn kansýzlýða baðlý halsizlik gibi bulgularý ortadan kaybolurmuþ. Kuþkusuz ki o yýllarda izlenen bu iyileþme Roma Ýmparatorluðunun kudretinin bir göstergesi sayýlýrmýþ. Bu gün biliyoruz ki, keramet gerçekten de þarabýn içinde 60 Bizim Kayseri Demir elementi yaþam için vazgeçilmezdir. Dokulara oksijen taþýyan hemoglobininin yapýsýnda demir vardýr ve demirin eksikliði, en sýk rastlanan kansýzlýk nedenidir. Yeryüzünde iki milyar demir eksikliði olan insan yaþadýðýna inanýlmaktadýr. Söz konusu rakam dünya nüfusunun neredeyse 1/3ü dür. Bu sýklýk özellikle genç kadýnlarda daha belirgin olup sýklýðýn nedeni adet dönemlerinde kanamayla birlikte olan demir kaybýdýr. Doðurganlýk çaðýndaki kadýnlar dýþýnda çocuklar, hamileler ve sosyoeknomik düzeyi düþük olanlarda da sýklýk artmaktadýr. Demir eksikliðine baðlý kansýzlýk (demir eksikliði anemisi), kansýzlýðýn neden olduðu sorunlar yaratmakla kalmaz, ayný zamanda baðýþýklýk sisteminde baskýlanmaya ve infeksiyonlara karþý direncin azalmasýna da neden olur. Deney hayvanlarýnda yapýlan çalýþmalar, demir eksikliðinden beyin ve motor fonksiyonlarýnda olumsuz etkilendiðini ortaya koymaktadýr. Bu bulgular yanýnda halsizlik, çarpýntý, kulak çýnlamasý, baþaðrýsý, solukluk, güçsüzlük gibi yaþam kalitesini ciddi anlamda bozan bulgulara çok sýk rastlanýr. Yarattýðý klinik rahatsýzlýklar bir yana, diðer bir önemli nokta demir eksikliði anemisinin bir bulgu deðil bir hastalýk sanýlmasý ve nedene yönelik bir araþtýrma yapýlmamasýdýr. Bilinmelidir ki demir eksikliði anemisi bir hastalýk deðil bir bulgudur ve nedene yönelik araþtýrma yapmak þarttýr. önemli nedeni yukarýda da belirtildiði üzere adet kanamalarý ile olan kayýptýr. Erkeklerde ve menapoz sonrasý kadýnlarda normal demir gereksinimi günde 1mgdýr. Bu gereksinime ek olarak, normal adet gören kadýnlarda günde 0.5 mglýk bir ek gereksinim söz konusudur. Ýhtiyaç, çeþitli jinekolojik nedenlerle adet dönemi uzun ve aþýrý kanamalý olan kadýnlarda daha da artar. Özetlemek gerekirse; sýk, uzun ve aþýrý adet gören, sýk gebelik yaþayan ve gebelik boyunca demir tedavisi almayan, öyküsünde düþük bulunan kadýnlarýn demir eksikliðinin nedeni büyük olasýlýkla bellidir. Bu hasta grubundan olmayan menapoz sonrasý kadýnlar ve erkek hastalarda demir eksikliði anemisinin nedenine yönelik tetkik daha da büyük önem taþýmaktadýr. Çünkü bu grup hastalarda kayýbýn kaynaðý büyük olasýlýkla mide barsak kanalýndan olan bir kanamadýr. Bu kanama, basit bir lezyona baðlý olabileceði gibi mide barsak kanalý kaynaklý bir kansere de baðlý olabilir. Pratikte yaþanan bir diðer önemli sorun ise demir tedavisi verilirken yapýlan yanlýþlardýr. Bilinmelidir ki demir eksikliði anemisinin tedavisi uzun sürelidir ve hastalarýn ortalama 6 ay gibi bir süre tedavisi gereklidir. Demir preparatlarýnýn etkin kullanýmý için aç karna alýnmalarý kuraldýr. Yemeklerle birlikte alýnýmýn ilacýn mide barsak kanalýndan emilimi olumsuz etkilediði bilinmektedir. Sýk rastlanan saðlýk sorunlarýndan olan demir eksikliði anemisine doðru yaklaþým ve tedavi kimi durumlarda daha saðlýklý bir yaþamýn da anahtarý olabilir. Saðlýkla kalýn... Kadýn hastalarda kaybýn en Þubat 2009 Bilim - Fen - Teknoloji KLONLAMA zorlanýr. Bir kez bölünen hücre bölünmeye devam eder bu aþamadan sonra anne rahmine yerleþtirilen embriyonun doðmasý beklenir. DNA çekirdekte saklandýðý için doðan yeni birey, hücre çekirdeði kullanýlan bireyle ayný genetik özelliklere sahip olur. Prof Dr. Munis DÜNDAR Bir organizmanýn kopyalanmasý ilk defa 1972 yýlýnda Ýngiliz bilim adamlarý tarafýndan Erciyes Üniversitesi Týp Fakültesi Týbbi Genetik ABD Baþkaný Ýtalya Perugia Üniversitesi Uluslar Arasý Biyoteknoloji Lisans ve Yüksek Lisans Öðretim Üyesi Klonlama, günümüzde embriyolarýn veya herhangi bir organizmanýn kopyalanmasý ile ayný anlamda kullanýlmaktadýr. Ancak klonlama sadece bir embriyonun veya organizmanýn benzeþik ikizinin oluþturulmasý deðil ayný zamanda özgün bir DNA (tüm organizmalar ve bazý virüslerin canlýlýk iþlevleri ve biyolojik geliþmeleri için gerekli olan talimatlarý taþýyan bir ) parçasýnýn da çoðaltýlmasý anlamýna gelmektedir. Klonlama için en çok kullanýlan yönteme "çekirdek transferi yöntemi" adý verilir. Bu yöntemde ilk olarak bir canlýdan yumurta hücresi alýnýr ve çekirdeði çýkartýlýr, daha sonra ise yine ayný canlýdan yada ayný türdeki baþka bir canlýdan alýnan her hangi bir vücut hücresinin çekirdeði laboratuvar ortamýnda bu yumurta hücresine nakledilir. Naklin baþarýlý olmasý durumunda oluþan bu yeni hücreye hafif bir elektrik þoku uygulanarak hücre bölünmeye Þubat 2009 yapýlmýþtýr. Bu çalýþmada kurbaða embriyosu hücrelerinin çekirdeðinin, döllenmemiþ kurbaða yumurtalarýnýn içine yerleþtirilmesiyle kurbaða elde edilmiþtir. Ancak, bu kurbaðalarýn çok yaþamadan öldükleri görüldü. Klonlama ile ilgili tekniklerde anlatýldýðý þekilde, 1993 yýlýnda ABD'li bilim adamlarý embriyolarý ikiye bölerek ayný genetik yapýya sahip ikizler oluþturmuþlardýr. Bu embriyolar 32 hücreli safhaya gelene kadar yetiþtirildikten sonra imha edilmiþtir. Memeli bir hayvanýn kopyalanmasý ise 1996 yýlýnda Dr. Ian Willmut ve arkadaþlarý tarafýndan Ýskoçya Roslin Enstitüsünde gerçekleþmiþtir. Dolly adý verilen klon tüm dünyada büyük yankýlar uyandýrmýþtýr. Klonlama yoluyla oluþturulan embriyolardaki kök hücreler alýndýktan sonra bu embriyolarýn yok edildiði çalýþmalara iyileþtirme amaçlý klonlama adý verilir. Bu klonlamada çekirdek transferi yöntemiyle klonlanmýþ embriyolardaki kök hücreler yalýtýlarak doku ve organ nakillerinde kullanýlmak üzere malzeme saðlanmýþ olur. Araþtýrmacýlara göre bu tekniðin olumlu yönü insanlarýn kendi hücrelerinden doku veya organlarýn elde edilmesini saðlayacak olmasýdýr. Böylece aktarýlan doku veya organlarýn reddedilmesi durumu or tadan kalkacaktýr. Buna örnek olarak embriyonik hücrelerinin kanserli doku ile deðiþtirilmesi verilebilir. Bilimsel çalýþmalar sonucunda, embriyonik yetiþkinlerde bulunan herhangi bir hücre çeþidini yapabileceði bilinmektedir. Bu nedenle doðru kullanýlan , týpta çýðýr açacak devrimsel yeni kullaným alanlarý doðurmaktadýr ve hastalýklarýn tedavisinde bizi çözüme bir adým daha yaklaþtýrmaktadýr. Bizim Kayseri 61 Yaprak Dökümü MERHUM NECDET TAÞIN ANISINA ... 1926 yýlýnda Kayseri de doðan Necdet Taþ, 1944-1945 döneminde Kayseri Lisesini bitirmiþtir. Ýstanbul Üniversitesinde iktisat ve eczacýlýk tahsili yapmýþ, 1935te Habibe Haným la evlenmiþtir. Askerliðini yedek teðmen olarak yapmasýnýn ardýndan 1954te baba mesleði olan tekstil iþine girmiþ ve Birlik Mensucat Ticaret ve Sanayi Ýþletmesi A.Þ.nin kuruluþunda fikir babasý ve hissedarý olmuþtur. Bu iþletmenin temeli, zamanýn Cumhurbaþkaný olan Celal Bayar tarafýndan atýlmýþtýr. 1955te Kayseri Efendi aðalar Hanýnda Þark Santral Ecza Deposunu kurarak ilaç sektörüne girmiþtir. 1961 yýlýndan itibaren Ýstanbulda ikamet ediyor olmasýna raðmen Kayseride ihtiyaç duyulan çeþitli sosyal hizmetlerde bulunmuþ, Taþ Sinemasý, Taþ Düðün Salonu, Taþ Pastanesi ve Taþ Soðuk Hava Tesislerini kurmuþtur. 1971 yýlýnda Tam-Taþ Makine Sanayi ve T.A.Þ.yi, 1984 yýlýnda da Politaþ Ambalaj Sanayi Limited Þirketini kurmuþ, ardýndan tüm iþlerini oðullarýna devrederek kendisini emekliye ayýrmýþtýr. 50 yýllýk hayat arkadaþý olan Habibe Taþla birlikte Kayseriye Habibe Taþ Ýlköðretim Okulu ve Necdet Taþ Anadolu Lisesini kazandýrmýþtýr. Merhum eczacý Necdet Taþ sanata ve edebiyata ilgi duymuþ, çeþitli þiirler de yazmýþtýr. Fikrin Ýzi adlý kitabýnda kendisini güzel bir þiirle þöyle ifade etmiþtir. Bana Göre Ben Tahlile çalýþtým, kendimi yine kendim Kimsenin gerek görmediði zor bir iþe yeltendim Eleþtirmiþ insanlar herkesi, her þeyi amma En yakýnda olan kendi kendini asla Kendi altýndaki çakýldaðý görmez daima Saman çöpleri ararmýþ baþkalarýnda. Ömrüm boyunca düþündüm, ben neyim, ne deðilim Bu tahlil kolay olmayacak, çünkü tarafsýz deðilim Buna raðmen mutadým hilafýna inatlaþtým Bu tahlilde mutlaka tarafsýz kalacaktým. Paranýn hâþâ Allah gibi tapýldýðý bir devirde yaþadým Çalýþtým, koþtum, didindim, büyük iþler baþardým, kazandým Paranýn vasýta deðil, gaye olduðu bir cemiyetten Mesut deðil bedbaht oldum, uzaklaþtým. Boþ durdum, cemiyetten kopmanýn derin azabýný tattým. Biliyordum içinde bulunduðun topluma intibak baþarý, Bilmiyordum, nasýl mesut oluyorlardý baþkalarý Çalýþtým bedbaht oldum, çalýþmamýþsam keza Ne istiyor, ne bekliyordum dünya hayatýmda Pek azý pek çok kiþiyi mesut edecek kýymetlerden Ben hepsine birden sahip oldum bol, bol çeþitli nimetlerden Bu ayýptýr, bu günah, bu sana yakýþmaz derken Þerefli, haysiyetli, dengeli, ölçülü yaþamayý yeðlerken Bir türlü halimden memnun olmayý öðrenemedim gitti Nefsime hep zulmettim, koskoca bir ömür bitti. Bir türlü halinden memnun olmayý bilmeyen Toplumun deðer yargýlarýný reddeden, hoþ görmeyen Nevi þahsýna münhasýr, huzursuz bir adam oldum Cemiyetten bataklýklarýna bulaþmaktansa, Ýnzivada huzur buldum. 62 Bizim Kayseri Bu yaþantý beni hep monotonluða itti. Zevk aldýðým þeylerin sayýsý gittikçe azaldý, nihayet bitti. Varý yoðu keder ettim kendime Þayet bir tanýdýk selamý yavan vermiþse Günlerce dert edindim, bu yavan selam niye Fýrtýnada, karda, yaðmurda, tipide Pürsünüp bir saçak altýnda tek ayak üstünde sefil bir serçe Ýliþmiþse þayet ýstýrap arayan gözlerime Duyduðum elemi tarife yetmez hiçbir kelime Böyle bir hissiyatýn sahibi mesut olamaz Haksýzlýklara, hissizliklere bigâne kalamaz Üzüntüler, dertler arkamdan koþuþup gelirlerdi Gözlerimle hislerimin sanki bunlarý tespit, göreviydi. Efendiliðin itibar görmeyip istismar edildiði Korkaklýk, pýsýrýklýk hatta aptallýk addedildiði, Þirretliðin, haksýzlýðýn, tabasbusun taç giydiði Paranýn her türlü þerefsizliði, namussuzluðu sildiði, Ýdraki tarumar olmuþ bir devirde yaþadým Hayatým boyunca kýymet verdiðim kýymetleri aradým. Fedakârlýk, akde vefa, hakký teslim aptallýk Anlamýþ deðilim asla, bu ne biçim insanlýk Haksýz iktisap, cana mala tecavüz beceri Zenginse þayet bir kiþi, vardýr muhakkak hüneri Hangi yoldan elde ederse etsin o mübarek serveti Þahsî menfaatlere yönelik her yol mutlaka mubah Öyle kararmýþ vicdanlar ki berbat simsiyah Allahýn fikir üretmek için yarattýðý beyinlerle Ýnsaný insan yapan kalp ve vicdanlar yerine Midesiyle düþünenler hâkim olmuþ, yerleþmiþ Toplumun en güzel yerlerine Mide de pislikten baþka þey üretemez elbette Þubat 2009 Yaprak Dökümü Sözümüzün kimlere olduðu bellidir Söyler misiniz kitle imha silahlarý neyin nesidir. Alimler azmettiren, siyasiler tetiði çekenlerdir. Kullarý birbirini boðazlar, kan gövdeyi götürür Sað kalan muzaffer oldum der, utanmadan övünür. Tüm dünya milli savunma harcamalarýný Toplumun refahý için harcasalardý Cehenneme çevirdikleri dünya cennet olurdu Ancak Irak Amerikayla, Ýngilizin nesidir. Nerde kaldý insan haklarý, devletler hukuku nerde Sürü ters dönmüþ, muhakkak, topal koyun önde Bu tarumar olmuþ hissiyatýmla yýllarý sardým sineme Senelerce çekmiþim. Çeken bilir kime ne Ne çevrem beni anlayabildi, ne de ben çevremdekini Anlamýþ deðilim hala, yine kendi kendimi Bazý zýt karakterler yan yana yaþar bende Ancak uyum halindedirler de Rahatsýzlýk hiç vermezler nedense Hem yapayalnýzým, her herkesle beraberim Topluluklarda konuþmaktan çok, dinlemeyi severim Sevilen, aranan, sayýlan, konuþmayan Ancak konuþunca da, Fikirlerinde keramet, sohbetinde bir sihir var sanýlan Bir insan olduðum halde yalnýzlýðý severim Çok geniþ içi alemimde kaybolur, erir giderim. VEFAT EDEN ÜYE VE HEMÞEHRÝLERÝMÝZ 1. Hacý Süleyman ÇUBUKÇU (17.03.2008) 15. Emine ERDOÐAN (20.10.2008) 2. Münevver YEÞÝLLER 16. Ömer YERER (24.10.2008) 3. Oprt. Dr. Kerim KOCABAY (01.06.2008) 17. Gülser OÐUZKAN (28.10.2008) 4. Orhan BEDESTANÝ (03.06.2008) 18. Mahmut ÇAÐIRGAN (15.11.2008) 5. Mehmet SERÝNER (09.06.2008) 19. Melahat ALPLER (16.11.2008) 6. Ahmet YERER (21.06.2008) 20. Alaattin KAMAÞAK (21.11.2008) 7. Firdevs HÝÇYILMAZ (24.06.2008) 21. Necdet TAÞ (25.11.2008) 8. Yavuz ULUSOY (24.06.2008) 22 H. Nadiye HASÞERBETÇÝ (13.12.2008) 9. Mustafa ÖZKÖK (27.08.2008) 23. Muhittin TATAR (26.01.2009) (22.08.2008) 24. Nazife AÇIKGÖZ (05.02.2009) 10. Abdullah SARIMERMER (30.04.2008) 11. Nurettin YEMLÝHALIOÐLU (12.09.2008) 25. Dr. Arif AKÞEHÝRLÝOÐLU (07.02.2009) 12. S. Sami TARIMCI (27.09.2008) 26. Recep GÖBÜLÜK (14.02.2009) 13. Dr. Hilmi SÜTSEVER (15.10.2008) 27. Ali Rýza ÖZKÜÇÜK (25.02.2009) 14. Zekiye ERCÝYAS (17.10.2008) 28. Harun KANGALLI (26.02.2009) Cenazelerde çelenk yerine burs fonumuza baðýþta bulunabilirsiniz, taziyeniz cenaze sahibine iletilecektir. Þubat 2009 Bizim Kayseri 63 RESÝMLÝ ÜYE KÝMLÝK KARTLARI ve ÝNDÝRÝM YAPAN FÝRMALARIMIZ Derneðimiz tarafýndan dernek üyeleri adýna resimli üye kartlarý hazýrlanmýþtýr. Üye kartlarýnýzý derneðimizden temin edebilirsiniz. Üyelerimize gönderdiðimiz dergilerimizin içerisinde indirim veren firmalarýn broþürü mevcuttur. Üye kartlarýnýzý ibraz ederek listelerde belirtilen indirim oranlarýndan yararlanabilirsiniz. FÝRMA ÝSÝMLERÝ TELEFON FÝRMA ÝSÝMLERÝ TELEFON Derneðimiz, KAYDER ve TÜMKAYDER isimlerini tescilleterek isim haklarýný aldý. Size kolay ulaþabilmemiz için dernek üyelik bilgilerini güncelleyiniz. 64 Bizim Kayseri Þubat 2009