tamam - Türkiye Sigorta Birliği
Transkript
tamam - Türkiye Sigorta Birliği
’ten TEMMUZ-EYLÜL 2014 SAYI: 37 Otoda Sertifikasyon Projesi Oto Yedek Parça ve Özel Servis Sertifikasyonu Projesi kapsamında sigortalı hasarlarda sertifikalı tamirhane ve eşdeğer parça kullanımı ile maliyet kontrolü sağlanacak, hizmet kalitesinde artış olacak. ’ten Türkiye Sigorta, Reasürans ve Emeklilik Şirketleri Birliği yayınıdır 3 ayda bir yayınlanır Para ile satılmaz ISSN: 13057839 GÖRÜS 1 Başkan’dan 3 Birlik Gözüyle 5 Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürlüğü ‹mtiyaz Sahibi Türkiye Sigorta, Reasürans ve Emeklilik Şirketleri Birliği Ad›na Ramazan ÜLGER İNCELEME-ARASTIRMA Genel Yay›n Yönetmeni Mehmet KALKAVAN Sorumlu Yaz› ‹şleri Müdürü Füsun DEDEHAYIR Yay›n Kurulu Mehmet KALKAVAN Zihni METEZADE Atilla OKSAY Füsun DEDEHAYIR Müge SOYSAL 6 6 10 14 21 23 36 38 Kapak Konusu: Oto Yedek Parça ve Özel Servis Sertifikasyonu Projesi Mevzuat Sorunlar ve Yargı Kararları Sigorta ‹statistikleri Uzman Gözüyle Uzman Gözüyle Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi Konuk Yazar HABERLER 25 25 GÜVENCE HESABI 29 S‹GORTA TAHK‹M KOM‹SYONU 32 TARS‹M Yay›n Dan›şman› Noyan DO⁄AN Yardımcı Editör Serap GÜNSAV BİRLİK’TEN HABERLER Görsel Dan›şman Sertaç BALA Çizer Serdar GÜNB‹LEN 40 Yönetim Yeri Türkiye Sigorta Reasürans ve Emeklilik Şirketleri Birliği Adres: Büyükdere Cad. Büyükdere Plaza No: 195/1–2 34394 Levent / ‹STANBUL Tel: 0212 324 19 50 Faks: 0212 325 61 08 E-posta: birlikten@tsrsb.org.tr DIS BASIN B‹RL‹K’ten dergisinde yay›mlanan yaz› ve fotoğraflar›n tüm haklar› Türkiye Sigorta, Reasürans ve Emeklilik Şirketleri Birliği’ne aittir. Kaynak gösterilerek kullan›labilir. Dergide yeralan köşe yaz›lar›ndan doğabilecek hukuki sorumluluk, yazarlar›n kendisine aittir. 56 Bask› Ömür Matbaac›l›k A.Ş. Haramidere Beysan Sanayi Sitesi Birlik Cad. No: 20 34524 Büyükçekmece - ‹stanbul info@omur.com.tr 40 İbrahim Çanakçı’ya veda 40 IAIS Temel İlkeleri sektör ile paylaşıldı 41 Gelir İdaresi ile çalışma toplantısı 41 IUMI ve IMIA 2014 toplantılarına katıldık 42 Falia 42 Nippon Life 42 Insurance Europe 43 S‹GORTA B‹LG‹ VE GÖZET‹M MERKEZ‹ 46 TSEV 51 SEGEM 54 DASK 56 2014’ün kayıp miktarı 21 milyar dolar 56 Aon Benfield’tan, kayıp miktarına inceleme 57 Hollanda’yı sele karşı sigortalama yarışı 57 Insurance Europe, çevre sigortasına çekinceli 57 ABI, daha fazla açıklık öneriyor 58 Avrupa Komisyonu’ndan anket 58 Çin’den süt tozu sigortası 58 İngiltere’de internetten satışa sınırlama 59 Savaş riski primi artacak 59 Insurance Europe 2003-2012’yi değerlendirdi 60 Alman sigortacılardan altyapı yenilemesine destek 60 Sermaye yeterliliği Avrupa’yı zorlayacak 60 Reasürörleri rekabet baskısı sardı BAŞKAN’dan Sevgili Meslektaşlar›m ve Değerli Birlik’ten Okurlar›, 2014 yılının son çeyreğine girdiğimizde, sigorta sektörünün de reel sektörü birebir yansıttığı bir gerçek... İlk yarı sonuçlarını değerlendirdiğimizde, ilk 6 ayda hayat dışında da kârlılığın devam ettiğini gözlüyoruz. Ancak enflasyonu dikkate aldığımızda kâr marjının yetersiz olduğunu söylemeliyiz. Prim üretimi enflasyondan arındırıldığında sektör adına reel anlamda bir küçülme var. Sektörümüzün son yıllardaki sıkıntılı konularından biri de, hepinizin çok iyi bildiği gibi bedeni hasarlar... Geçmişte ortalama 30 bin lira tazminat talebiyle açılan davalar, artık 70-80 bin lira ortalamaya ulaştı. Zaman zaman 200 bin lirayı aşan tazminat talepleriyle karşılaşabiliyoruz. Sigorta şirketlerinin taraf olduğu davalar, benzer davalarla kıyaslandığında çok daha yüksek tazminat tutarlarıyla karara bağlanıyor. Birlik olarak ilgili kamu otoriteleriyle bu konuda yaptığımız görüşmelerde, kriterlerin oluşmasını ve tüm kararların bu kriterlere göre verilmesini talep ediyoruz. Mevcut durumda hiç hesapta olmayan, sigorta tekniğiyle, hukukuyla alakalı olmayan kararlar veriliyor ve diğer mahkemeler de bunu takip ediyor. Bir de 10 yıllık zaman aşımı konusu var... Bu kapsamda, sektör olarak 10 yıl geriden hiç hesapta olmayan bir konuda ne kadar hasar geleceğini tahmin edemiyoruz. Yeni yönetim olarak 6 aydır görevdeyiz. Bu süreçte Birlik ile üyelerimiz arasındaki iletişimi daha da güçlendirmek adına çeşitli aksiyonlar aldık. Göreve geldiğimizden bu yana sektör adına gerçekleştirilen çalışmaları, kamu nezdinde yürütülen temasları, önümüzdeki döneme ilişkin planları aktarmak üzere öncelikle TSB komitelerinde görev almayan şirketlerin Genel Müdürleriyle toplantılar düzenledik. Üç grup BAŞKAN’dan halinde düzenlenen bu yemeklere Genel Müdürlerin yanı sıra Yönetim Kurulu Üyelerimiz, Genel Sekreterimiz ve Genel Sekreter Yardımcılarımız katıldı. Sektörümüzün bir başka önemli konusunda çözüme yönelik bir adım oluşturabilmek amacıyla Eylül ayında Gelir İdaresi Başkanlığı yetkilileri ile “Sigorta Sektörünün Vergilendirilmesi ile İlgili Sorunlar ve Çözüm Önerileri” kapsamında bir çalışma toplantısı düzenledik. Oto Sigorta Projeleri kapsamında sigorta kapsamındaki hasarlarda yararlanılan eşdeğer yedek parça ile özel onarım servislerinin sertifikalandırılmasını sağlamak üzere hizmet verecek anonim şirket statüsünde bir tüzel kişilik kurulması yönündeki talebimizi Temmuz ayında Hazine Müsteşarlığı’na ilettik. Ankara’da Hazine Müsteşarlığı yetkilileri ile Motorlu Araç Sigortalarında Eşdeğer Parça Belgeleme Esaslarına İlişkin Genelge Taslağı hususunda yapılan toplantıda Birliğimizin görüşlerini aktardık. Suiistimal bürosu ve sertifikasyon şirketinin kurumsal kimliğini oluşturmak üzere Leo Burnett reklam ajansına logo, amblem çalışmaları yaptırdık. Yine Oto Sigortaları Projesi kapsamında IPSOS araştırma şirketi de, “Hasar Onarım ve Bakım Servisleri Veri Toplama” çalışmasını yürüttü. Üyemiz sigorta şirketlerinin tavsiye ettiği kuruluşlar nezdinde gerçekleş- 02 tirilen veri toplama çalışmasının sonuçları sektörümüzü geliştirme adına yürütülen çalışmalarda kullanılacak. Eylül ayında Hazine Müsteşarlığı’nda düzenlenen toplantıda, Bireysel Emeklilik Sistemi’nde performans kesintisine ilişkin 2 emeklilik şirketi ile Takasbank arasında yapılan test uygulamasının sonuçları görüşüldü. Yine Hazine Müsteşarlığı tarafından Birliğimize iletilen ve Bireysel Emeklilik Sistemi’nde otomatik katılım sürecinde oluşturulacak gruba bağlı bireysel emeklilik sözleşmeleri ile mesafeli satış ile düzenlenen sözleşmeler için katılımcıların bilgilendirilmesi ile ilgili ana hususların yer aldığı metinler üyelerimize duyuruldu. Harcanan emek ve yapılan çalışmaların sektörün tüm paydaşlarına katkı yapacağı; ülkemiz sigortacılık ve bireysel emeklilik uygulamalarını çok daha ileri seviyelere taşıyacağı açıktır. Bu ve benzer çalışmaları Birlik aracılığıyla sektörün ve kamu otoritesinin gündeminden düşürmemek öncelikli hedeflerimizden olup bu alandaki gelişmeleri her türlü vasıta ile sizlerle paylaşıyor olacağız. Yılın son sayısında yeniden buluşmak üzere, çalışmalarınızda kolaylıklar ve başarılı sonuçlar dilerim... Sayg›lar›mla, Ramazan ÜLGER Başkan BİRLİK GÖZÜYLE Değerli Birlik’ten Okurlar›, Geçen sayımızda Birliğimiz nezdinde yürütülmekte olan projelerle ilgili bazı detayları vermiştim. Aradan geçen üç ay sonunda bu projelerden “Sigorta Sahteciliğini Engelleme Bürosu” ve “Oto Yedek Parça ve Servis Sertifikasyon Merkezi” projelerinde bir hayli ilerlenerek sona yaklaşıldı. Bu projelerin hayat bulması ile birlikte bir sonraki adım olan “Doğrudan Tazmin Sistemi” olgunlaştırılarak devreye alınması planlanmaktadır. Halihazırda önemli bir mesafenin kat edildiği “Doğrudan Tazmin Sistemi”ne üyelerimizle birlikte tartışılarak son hali verilecek ve tamamen gönüllülük esası ile devreye alınacaktır. Diğer taraftan düzenli olarak yayınladığımız istatistiklerle ilgili olarak önemli bir yeniliğe de gittik. Üçer aylık periyotlarla yayınlanan mali tablo istatistiklerini; kullanıcının tercihine göre daha hızlı veriye ulaşılmasını sağlamak üzere hazırlanan modüller, görsel açıdan yapılan iyileştirmeler ve kontrol mekanizmasının daha kuvvetli sisteme dayandırılması ile daha faydalı hale getirmiş oluyoruz. Mali tablo istatistiklerindeki iyileştirmelere Eylül 2014 dönemi için yayınlayacağımız “Alt Branş Bazında Satış Kanalı İstatistikleri” ile devam edeceğiz. Bununla birlikte aylık olarak yayınlanan prim-adet istatistiklerinin, t+25 günlük süreç içerisinde yayınlayarak verinin daha hızlı paylaşımına imkan tanımış oluyoruz. Ayrıca aylık yayınladığımız prim-adet verilerinde daha kapsamlı bilgi ve aktif modüllerin yer alacağı çalışmaları da kısa sürede paylaşmayı planlamaktayız. Ülke gündemine bakacak olursak, 2014 yılı maalesef iş kazaları ile birlikte güvenlik standartlarının tartışıldığı bir yıl olarak geçecek gibi duruyor. Mayısta Soma; Ekimde Karaman’da meydana gelen maden kazalarıyla maden işçilerinin güvenliği ile ilgili tartışmalar diğer konulara göre daha öne çıktı. Kazaların akabinde tartışmalar maden çalışanlarının iş güvenliğinin uluslararası standartlarda olup olmadığı üzeri- 3 BİRLİK GÖZÜYLE ne yoğunlaştı ve çalışma şartlarının bu standartları sağlamadığı istatistiklerle ortaya kondu. Tüm tarafların katılımıyla konu, bu kazalarda hayatını kaybedenlere nasıl tazminat ödenir noktasına kenetlendi. Böylelikle sigorta doğal olarak gündeme geldi. Yurt dışı uygulamalara bakıldığında, zorunlu sigortanın tesis edildiği alanda sigorta teminatı sağlayamayan kişi ya da kurumlara kamu otoritesi faaliyet izni vermemekte veya faaliyet izni olanların da bu iznini iptal etmektedir. Hal böyle olunca sigorta sektörünce oluşturulan standartların yerine getirilmesi öncelikli bir hal almakta ve bahse konu standartlar da büyük ölçüde sigorta şirketlerince belirlenmektedir. Ülkemizde bugüne kadar süregelen uygulama ve yaklaşımlardan, sigortacılığın bu fonksiyonunun çok da dikkate alınmadığı hepimizce bilinmektedir. Sigortacıların yangın sigortasında, kamu otoritesince belirlenen standartların varlığını aramaya başlaması büyük bir rahatsızlık yaratmıştı. Bu rahatsızlıklardan kaynaklanan baskılara karşın bu uygulamaya mümkün mertebe devam eden sigorta sektörü; sonuçta azımsanmayacak sayıda işletmede belli standartların tesisini sağlayarak risk seviyesinin azaltılmasına katkıda bulunmuş ve muhtemel can ve mal kayıplarının önüne geçmiştir. 4 Sigortası”na baktığımızda, bahse konu sigortanın bu alanda zarar görenlerin sayısını azaltma yönünde bir fonksiyonu olmadığını görüyoruz. Bugün herhangi bir risk değerlendirme kriterinin bulunmadığı bu sigortada her birimizin bildiği üzere primler devlet tarafından belirleniyor. Çok sayıda hastasına zarar veren bir hekime azami 75 TL ile 375 TL arasında sürprim uygulanabiliyor ve bu prim hekim ile işveren arasında bölüştürülüyor. Oysa aynı ürünün yurt dışı uygulamalarına baktığımızda, çok sayıda hastasına ciddi zarar vererek risk seviyesi oldukça yükselen bir hekim, serbestçe belirlenen ve tamamı işveren tarafından ödenen primler çerçevesinde ortaya çıkan maliyet nedeniyle başlangıçta çalışmakta zorlanıyor; risk seviyesinin yükselmeye devam etmesi halinde sigorta primi işverenler tarafından finanse edilemez hale geliyor ve sistem dışına itiliyor. Özetle, bu ürün yurt dışında sağlık sistemini riski yüksek hekimlerden temizleyerek daha güvenilir bir ortam yaratırken, ülkemizde sadece tazminat ödeme fonksiyonu dikkate alınarak dizayn edilmiştir. Bu çerçevede, ülkemizde kamusal alan olduğu düşünülerek getirilen zorunlu sigorta uygulamalarında öncelikli hedef sigorta vasıtasıyla ilgili alanda zarar görenlerin asgari seviyeye çekilmesi olmalı, tazminat fonksiyonu bunun ardından gelmelidir. Sigortalanabilir olmanın önemi her geçen gün daha fazla anlaşılır olmakla birlikte, maden kazaları özelinden yola çıkarsak günün sonunda iş dönüp dolaşıp bu kazalarda hayatını kaybedenlere tazminat ödemede kilitleniyor. Buradaki asıl amaç zarar görenlere nasıl tazminat öderizle birlikte, öncelikli olarak bu gibi kazalarda zarar görenlerin sayısını dünya ortalamalarına nasıl çekeriz olmalıdır. Sonuç olarak ister zorunlu, ister ihtiyari olsun; sigorta vasıtasıyla kimi zaman riskli unsurlar sistem dışına itilirken kimi zaman da ilgili alanda arzu edilen asgari kriterler tesis edilerek zarar görenlerin sayısı en aza indirilmeli; ardından da zarar giderilmelidir. Tüm taraflar bu paydada buluştuklarında çözüme çok daha kolay ulaşılacaktır. Halihazırda uygulanan zorunlu sigortalardan “Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Mesuliyet Sayg›lar›mla, Mehmet Kalkavan Genel Sekreter Gelecek sayıda buluşmak üzere... HAZİNE MÜSTEŞARLIĞI SİGORTACILIK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Zorunlu Trafik Sigortası’nda işlem ücreti uygulaması İLGILI MEVZUAT: Konuyla ilgili olarak 10.08.2014 tarih ve 29084 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası’nda Tarife Uygulama Esasları Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik”te yapılan mevzuat değişikliği aşağıda yer almaktadır: 1. “POLIÇELERIN SONLANDIRILMASINA ILIŞKIN ESASLAR GEÇİCİ MADDE 9 – (1) Sigorta poliçesinin ilgili mevzuat çerçevesinde sonlandırılması durumunda, sigorta şirketine tahakkuk eden prim 13 TL’den az olamaz. Bu primin 10 TL’si acente komisyonu olarak tahakkuk ettirilir.” 2. NEDEN BU DÜZENLEME GETIRILDI? Hazine Müsteşarlığı’na yapılan başvurularda, özellikle kısa süreli sigortaların yapılmasında oluşan poliçelendirme masraflarının elde edilen prim ve aracılık gelirlerinden daha fazla olabildiği durumlar dile getirilmiştir. Nitekim araç alım satımı ile uğraşan kişilerce/kurumlarca tanzim ettirilen Zorunlu Trafik Sigortası poliçelerinin, alımsatım muamele sürecinden dolayı kısa sürede iptal edilmesi gerek sigorta şirketleri açısından gerekse acenteler açısından operasyonel/mali yük oluşturmaktadır. Ayrıca, sigorta şirketleri de, yüklendikleri operasyonel masrafların yanı sıra poliçe tanzim edilmediğinde ilave 15 günlük bir teminat sağlamak zorunda kalmaktadırlar. Zorunlu Trafik Sigortası poliçelerinin mevzuat çerçevesinde sonlandırılması durumunda, asgari bir prim alınması öngörülmektedir. Böylece poliçelendirme prosedüründe meydana gelen mali yük paylaştırılmakta ve sorunun çözümüne katkı sağlanmaktadır. 2014/16 SAYILI SEKTÖR DUYURUSU: Söz konusu Yönetmelik değişikliği sonucu uygulamada oluşan tereddütleri gidermek üzere, konuyla ilgili bir sektör duyurusu yayımlanmıştır. Hazine Müsteşarlığı’nca yayımlanan 28.08.2014 tarihli ve 2014/16 sayılı sektör duyurusunda; belirlenen asgari tutarın “net prim”i ifade ettiği ve gerçekleştirilen asgari prim uygulamasının mer’i poliçelerin sonlandırılması durumunda geçerli olacağı, sigorta başlama tarihinden önce düzenlenen poliçeler ile teklifleri kapsamayacağı ve son olarak söz konusu hükmün maddi hata ve mükerrer poliçe tanzimi gibi sebeplerle başlangıcından iptal edilen poliçelere uygulanmayacağı ifade edilmiştir. m Bu itibarla, anılan hususta Hazine’nin bağlı olduğu Başbakan Yardımcılığı'nca düzenleme yapılmıştır. Yapılan düzenleme ile, Zorunlu Trafik Sigortası poliçelerinin mevzuat çerçevesinde sonlandırılması durumunda, asgari bir prim alınması öngörülmektedir. Böylece poliçelendirme prosedüründe meydana gelen mali yük paylaştırılmakta ve sorunun çözümüne katkı sağlanmaktadır. 05 KAPAK KONUSU Oto Yedek Parça ve Özel Servis Sertifikasyonu Projesi Atilla OKSAY TSB Genel Sekreter Yard›mc›s› GİRİŞ Otomotiv sektörü gerçekleştirmiş olduğu yatırımlar, ihracattaki payı, yaratmış olduğu istihdam gibi unsurlar dikkate alındığında ülke ekonomilerinde önemli sektörler arasında kendine yer bulmaktadır. Bu çerçevede otomotiv sektöründeki gelişmeler sadece kendisini değil ilişki içerisinde olduğu diğer sektörleri de etkilemektedir. 1. Otomotiv sektörü içerisinde yeni araç satışı yanında satış sonrası hizmetler sunulmaktadır. Bu kapsamda tüketiciler açısından bakıldığında motorlu araçların tamiri tüketiciler için büyük öneme sahiptir. Bu alanda rekabetin az olduğu bir ekosistemin oluşması parça ve işçilik maliyetlerinde yüksek artışları beraberinde getirmektedir. Buna bağlı olarak satış sonrası hizmetlerin otomotiv sektörü için önemi her geçen gün daha da artmaktadır. Nitekim bu gelişme Rekabet Kurumu’nun yapmış olduğu “Motorlu Taşıtlar Sektör Araştırması”nda da tespit edilen bulgular arasındadır. Çeşitli ülkelerde yapılan araştırmalar da bu bulguyu doğrulamaktadır. Almanya’da yapılan bir araştırma araç üreticileri gelirlerinin % 24’ünü, kârlarının ise %5 4’ünü satış sonrası hizmetlerden elde ettiklerini ortaya koymuştur. Benzer bir araştırma bir araç markası için ülkemizde de yapılmış, yetkili araç satıcılarının, gelirlerinin 6 Tamirhane ve eşdeğer parça standartlarının belirlenerek sigorta kapsamındaki hasarlardaki sertifikalı tamirhane ve eşdeğer parça kullanımı ile maliyet kontrolü, hizmet kalitesinde artış, sektöre duyulan güvenin artması beklenmektedir. % 27’sini, kârlarının ise % 70’ini satış sonrası hizmetlerden elde ettikleri sonucu ortaya çıkmıştır. Bu nedenle gerek ülkemizde gerekse Avrupa Birliği’nde rekabet otoriteleri satış sonrası hizmetlerde rekabeti artırmak için birtakım düzenlemeleri uygulamaya almıştır. 2005/4 Sayılı Motorlu Taşıtlar Sektöründeki Dikey Anlaşmalar ve Uyumlu Eylemlere İlişkin Grup Muafiyeti Tebliği de Rekabet Kurumu tarafından konuyla ilgili AB düzenlemeleri dikkate alınarak yayımlanmıştır. Gerek sigorta şirketleri gerekse tüketiciler tarafından yedek parça tedariki söz konusu tebliğ kapsamında yapılmakta, eşdeğer kalitede yedek parça tanımı da yine 2005/4 Sayılı Tebliğ’de yer almaktadır. Tebliğin yayımı sonrasında ülkemizde eşdeğer parçayla ilgili herhangi bir düzenleme yayımlanmamış, bu kapsamda eşdeğer parçaların hangi testlerden geçirileceği, bu testler sonrasında hangi sertifikaların düzenleneceği, bu sertifikaları hangi kurumların vereceği hususu net olarak tanımlanmamıştır. Sertifikasyon uygulamalarının yetersiz kalması, eşdeğer parçaların düşük kaliteli parça olarak lanse edilmesine ve sigorta sektörünün haksız eleştirilerin odağı haline gelmesine neden olmuştur. üyeleri arasından Birlik Yönetim Kurulu’nca belirlenen proje sponsorları ile paylaşılmıştır. · Bu kapsamda yaşanan sorunların önlenebilmesini teminen Birliğimizce bir projeye başlanmış ve projenin ilk fazı tamamlanmış, gerek düzenleyici ve denetleyici otorite gerekse sektör ile paylaşılmıştır. İlk fazda dünyadaki çeşitli uygulama örnekleri ve modelin gelişim süreci ayrıntılı olarak irdelenmiştir. İlk fazda elde edilen bulgular çerçevesinde ülkemizde gerek eşdeğer parça sertifikasyonu gerekse özel servis sertifikasyonu modelinin hayata geçirilmesi için ikinci faz çalışmalara başlanmıştır. Çalışmada otomotiv yedek parça sertifikasyonunda uluslararası en iyi uygulama örnekleri ile uyumlu model hayata geçirilerek sigorta kapsamındaki hasarlarda sertifikalı özel servis ve eşdeğer parça kullanımı ile maliyet kontrolünün yanı sıra hizmet kalitesinde artış sağlanması yoluyla sigorta sektörüne duyulan güvenin daha da artırılması hedeflenmektedir. Sürdürülen ikinci faz çalışmaları iki aşamalı bir planla yürütülmüştür · Birinci aşamada proje beklentileri değerlendirilmiş, bu amaçla Birlik bünyesinde faaliyet gösteren Hasar Komitesi üyeleri arasından seçilen temsilciler ve Birlik temsilcilerinin yer aldığı bir çalışma grubu oluşturulmuştur. Çalışma grubu ile birlikte stratejik gereksinimler belirlenmiş, birinci fazda elde edilen uluslararası uygulamalar gözden geçirilmiş ve işleyiş modelini oluşturması planlanan prensipler Birlik Hayat Dışı Yönetim Komitesi İkinci aşamada tanımlanan prensipler çerçevesinde iş modelinin oluşturulması için alternatif işleyiş modelleri değerlendirilmiş, belirlenen fonksiyonlara uygun kurgu oluşturulmuştur. Bu çalışmaların sonunda uluslararası sertifikasyon kuruluşları ile birlikte çalışma opsiyonlarını değerlendirmek üzere toplantılar yapılmıştır. Yapılan çalışmalar sonucunda uluslararası uygulamalarla örtüşen yapıyı yönetmek üzere Birlik tarafından bir şirket kurulması kararı alınmış olup söz konusu şirketin kuruluş çalışmaları sürdürülmektedir. İşleyiş modeli ile ilgili çalışmalar sürdürülürken bir taraftan da kurulacak şirket için kurumsal kimlik çalışmaları yürütülmektedir. Bu kapsamda bir reklam ajansı ile çalışılmış ve hem kurulacak şirket unvanı hem de logo için söz konusu reklam ajansı tarafından getirilen öneriler Birlik Yönetim Kurulu onayına sunulmuş ve şirketin unvanının “Oto Yedek Parça ve Sertifikasyon Merkezi” olmasına karar verilmiştir. 2. OTO YEDEK PARÇA VE SERTIFIKASYON MERKEZI (OSEM) Kurulması hedeflenen Oto Yedek Parça ve Sertifikasyon Merkezi (OSEM), araç hasar onarımlarında sunulan güvenlik ve kalite standartlarını yukarı çekmeyi; buna karşın maliyetleri daha etkin bir şekilde kontrol etmeyi ve adil bir rekabet ortamı oluşturmayı amaçlamaktadır. Kuruluş, eşdeğer yedek parça sertifikasyonu, özel onarım servisi sertifikasyonu, hasar onarım araştırmaları ve hasar operasyonlarındaki tedarik ağı işleyişinin yönetimini sağlayacaktır. 2.1. İŞLEYIŞ PRENSIPLERI 2.1.1. YEDEK PARÇA SERTIFIKASYONU Yedek parça sertifikasyon işleyişinde Türkiye araç parkında yer alan ve en fazla kazaya 7 KAPAK KONUSU karışan araç marka modellerine ait parçalara sertifikasyon sağlanması hedeflenmektedir. Bu kapsamda Türkiye araç parkı verileri ile sigorta hasar operasyonlarında kullanılan parçalar incelenmiş ve hedef parça grupları belirlenmiştir. Hedef parçalar, aracın dış karoserini oluşturan yapısal olmayan metal ve plastik parçalar ile aydınlatma parçalarıdır. Hedef Parça Grupları Ön Tampon Ön Çamurluk Bagaj Kapağı Ön Far Kompleleri Motor Kaputu Far Çerçevesi Arka Çamurluk Arka Stop Lambası Ön Panel Tampon Demiri Ön Kapı Sis Lambası Ön Panjur Arka Tampon Arka Kapı Sinyal Parça sertifikasyonu uygulamalarında eşdeğer yedek parçanın boyutsal kontrolü, araç ile görsel uyumu, fonksiyonelliği ve malzeme özellikleri değerlendirilmesi sağlanacak ve yedek parçaların güvenliğinin, performansının ve malzeme kalitesinin uygunluğunu belgeleyecek bir sertifikasyon sistemi hayata geçirilecektir. Sahada kullanılan eşdeğer yedek parçaların kalitesinin sürekliliği için sertifikalı eşdeğer yedek parçalar devamlı olarak denetlenecektir. bağımsız kanaldaki onarım servislerinin belgelendirilmesi hedeflenmektedir. Türkiye’de faaliyet gösteren yaklaşık 68.500 adet hasar onarım servisinden 2.500 kadarı yetkili onarım servisidir ve bu servislerin büyük çoğunluğunun TS 12047 Hizmet Yeterlilik Belgesi mevcuttur. Bağımsız kanalda yer alan ve özel servis olarak nitelendirilen yaklaşık ve sigorta şirketlerinin anlaşmalı özel servisi olarak çalışan yaklaşık 4.300 adet hasar onarım servisinden hizmet uygunluk belgesi olanların oranı ise çok düşüktür. İlk aşamada bu sınıftaki hasar onarım servislerinin belgelendirilmesi ve hizmet kalitelerinin artırılması önem teşkil etmektedir. Onarım servisi belgelendirme uygulamalarında ise onarım servislerinin çalışan personel yetkinliği, doğru donanım ve onaylı onarım yöntemleri kullanmaları ve servis hizmet kalitesi değerlendirilecektir. Kaliteli, doğru ve güvenli onarım hizmeti sağlayan onarım servisleri belgelendirilecektir. Hizmet kalitesinin sürdürülebilmesi için sertifikalandırılan onarım servislerine periyodik olarak denetimler gerçekleştirilecektir. 2.1.2. ÖZEL SERVIS SERTIFIKASYONU 2.2. HEDEF MODEL Özel servis sertifikasyon işleyişinde ilk aşamada sigorta hasar onarım operasyonlarında faaliyet gösteren sigorta şirketleri ile anlaşması olan Hedeflenen modelin hayata geçirilmesi için üç aşamalı bir yol haritası planlanmıştır. Hedef Yetkinlik Strateji Planlama ve Kontrol Yedek Parça ve Servis Sertifikasyonu Gelişme Başlangıç Strateji Planlama ve Kontrol Mevcut Parça Sertifikalarının Kabülü AR-GE Strateji Planlama ve Kontrol 3. Parti Kullanımı ile Parça Sertifikasyon Mevcut Servis Sertifikalarının Kabülü Test Laboratuvarı 3. Parti Kullanımı ile Servis Sertifikasyonu Tedarik Zinciri Yönetimi ve Satın Alma Sektörel Hizmetler Sektörel Hizmetler Sektörel Hizmetler Eğitim Merkezi Veritabanı Veri Yönetimi Veri Yönetimi Mevcut Sertifikaların Kabulü Sertifikasyon gereksinimlerinin tanımlanması · Mevcut yedek parça sertifikasyon uygulamalarının kabülü · 3. Parti Sertifikasyon · · · 8 3. Parti uygunluk belgelendirme kuruluşlarının yetkilindirilmesi Test ve denetim uygulamalarının yönetimi Sertifikalı eşdeğer yedek parçaların kullanımının yaygınlaştırılması Kurum içi Sertifikasyon · · · Sertifikasyon yetkinliği kazanımı Hasar onarım Ar-Ge aktivitelerinin gerçekleştirilmesi Parça ve kaza testlerinin yapılması Zaman Başlangıçta sektör ihtiyaçlarının ivedi şekilde karşılanması için sertifikasyon fonksiyonlarının dış kaynak kullanılarak gerçekleştirilmesi öngörülmüştür. Bu kapsamda yedek parça sertifikasyonu için yurtdışında benzer sertifikasyon operasyonlarını gerçekleştiren kuruluşların vereceği sertifikaların, bu kuruluşların OSEM tarafından belirlenen belli kıstaslara uymaları şartıyla, Türkiye pazarında kabul edilmesi planlanmıştır. Bu modelde servis sertifikasyonu için de belge sağlayan kurum ve kuruluşların sertifikaları kabul edilecek, sertifikalı servislerin yaygınlaştırılması için çalışılacaktır. Ancak proje sırasında mevzuat çalışmaları alanında yaşanan gelişmeler çerçevesinde başlangıç aşamasının atlanarak yakın-orta vadede hayata geçirilmesi planlanan modelle başlanması durumu ortaya çıkmış ve planlar buna göre revize edilmiştir. Üzerinde çalışan modelde yurtdışından standart belirleme ve sertifikasyon yetkinliği olan bir kuruluşunun yetkilendirilmesi ve TSB bünyesinde özel bir sertifikasyon programı oluşturulması hedeflenmekte ve bu yönde çalışmalar sürdürülmektedir. Bu özel programın hayata geçirilmesi ile sektör genelinde kullanılacak tekil bir sertifikasyon yapısının oluşturulması ve yönetilmesi sağlanacaktır. Hedef işleyiş modelinin son aşamasında ise OSEM Türkiye’deki otomotiv yedek parça yan sanayi gelişimine paralel olarak gerekli Ar-Ge ve test laboratuvarları yatırımlarını gerçekleştirebilecektir. Ayrıca bu son aşamada OSEM tüm hasar sürecinin iş akışı, yedek parça tedariki ile OEM ve eşdeğer yedek parça kodu eşleştirilmesi süreçlerini yürütecektir. 2.3. ORGANIZASYON YAPISI Kuruluşun Yönetim Kurulu Üyeleri, Birlik Yönetim Kurulu tarafından seçilen 5 üyeden oluşacaktır. Başlangıçta kuruluşun operasyonları genel müdür, uzman ve uzman yardımcısı olmak üzere 3 kişilik bir ekip tarafından yönetilecektir. Kurumsal iletişim, mali işler gibi destek operasyonlar için TSB kaynakların kullanılması öngörülmektedir. Kurulacak ekip, sektör paydaşlarının ihtiyaçlarının değerlendirerek sertifikasyon işleyişinin idaresini sağlamak için stratejileri belirleyecek, sertifikasyon kurallarını ve gereksinimlerini tanımlayacak ve uygulayacaktır. Ayrıca yedek parça ve servis sertifikasyonlarını sağlayacak üçüncü partilerin yönetimi için gerekli iletişim aktivitelerini yönetecektir. Aynı zamanda bu ekip güncel yedek parça verileri ve onaylı onarım servis bilgileri toplayacak ve oluşturduğu ilgili raporları sektör paydaşları ile web sayfası üzerinden paylaşacaktır. 3. SONUÇ Yukarıda da özetlendiği üzere sertifikasyon uygulamalarının yetersiz kalması eşdeğer parçaların düşük kaliteli parça olarak algılanmasına ve sektör paydaşlarının olumsuz yönde etkilenmesine sebebiyet vermektedir. Diğer taraftan kurumsal olmayan küçük ve dağınık onarım servislerinin varlığı ve sertifikasyon sisteminin bulunmaması eleştirilere ve müşteri memnuniyetsizliğine yol açmaktadır. Yapılan çalışmada dünyadaki çeşitli uygulama örnekleri ve modelin gelişim süreci ayrıntılı olarak irdelenmiştir. Tamirhane ve eşdeğer parça standartlarının belirlenerek sigorta kapsamındaki hasarlardaki sertifikalı tamirhane ve eşdeğer parça kullanımı ile maliyet kontrolü, hizmet kalitesinde artış sağlanması ile sigorta sektörüne duyulan güvenin artması beklenmektedir. m 9 MEVZUAT - SORUNLAR - YARGI KARARLARI Bina Tamamlama Sigortası Zihni METEZADE TSB Yönetim Kurulu Müşaviri sayılı Tüketicinin Korunması hakkında kanun 28.11.2013 tarihinde yayımlanmış; yayım tarihinden 6 ay sonra bu yılın mayıs ayında da yürürlüğe girmiştir. Bu kanunla 4677 sayılı Tüketicinin Korunması hakkında kanun yürürlükten kaldırılmış; diğer mevzuatta, Tüketicinin Korunması hakkında kanuna yapılan atıflar bu kanuna yapılmış sayılmıştır. 6502 Yeni kanun ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden, bu nedenle, tüketici sayılan gerçek ve tüzel kişiler lehine yeni hükümler getirmiştir. Bunlardan bir tanesi de, bu yazı konusu Bina Tamamlama Sigortası’dır. Bu teminatla, kamu yararına uygun olarak tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ekonomik çıkarlarını koruyucu, zararlarını tazmin edici, tüketiciyi aydınlatıcı ve bilinçlendirici önlemler alınmasının sağlanması suretiyle tüketicinin korunmasındaki amaç vurgulanmıştır. Kanun, konut finansmanını düzenlerken bir başka bölümde konut satışlarına ilişkin hükümler de sevk etmiştir. Ön ödemeli konut satışına ilişkin sözleşme başlığı altında düzenlenen hükümlerde tüketicinin bir taşınmazın satış bedelini önceden veya taksitle ödemesi halinde, satıcının da bedelin tamamen veya kısmen ödenmesinden sonra taşınmazı tüketiciye devir veya teslim etmesini üstlendiği sözleşmeler söz konusu edilmiş, tarafları koruyucu hususlar yer almıştır. 10 6502 sayılı yeni tüketicinin korunması hakkında kanunun 42 ve 50’nci maddeleri ile getirilen Bina Tamamlama Sigortası’yla tüketici özel koruma altına alınmıştır. Gerek pazarlama tekniklerinin özelliği, gerek ön ödemeli konut ve devre tatile konu taşınmazlara ilişkin satışlarda işlemin cazibesi çok kere tüketicinin fazla düşünmeden sözleşmeyi imzalamasına neden olmaktadır. Bilindiği üzere taşınmaz mal piyasasında muhtelif yollarla, maketten satış suretiyle veya yap-sat olarak adlandırılan sözleşmelerle, ortada henüz konut olmadan satışlar yapılmakta, mesken edinmek isteyenlerden para alınmakta, ödemede bulunan tüketiciler için yeterli teminat sağlanamaması, onların özel bir korumaya olan bu ihtiyaçlarının karşılanmasını gerekli kılmaktadır. Ön ödemeli konut satış sözleşmesi: Kanunun 40’ıncı maddesinde, ön ödemeli konut satış sözleşmesini, yukarıda da değindiğimiz gibi, tüketicinin konut amaçlı bir taşınmazın satış bedelini önceden peşin veya taksitle ödemeyi, satıcının da bedelin tamamını veya kısmen ödenmesinden sonra taşınmazı tüketiciye devir veya teslim etmeyi üstlendiği sözleşme olarak tanımlanmıştır. Ön ödemeli konut satışında, tüketicilerin korunmasını teminen ilk önce aranılacak husus konutun inşa edileceği arsa üzerinde inşaat ruhsatının bulunmasıdır. Bu ruhsat alınmadan, satıcı, tüketicilerle ön ödemeli konut satış sözleşmesi kuramayacaktır. Bu sözleşmelerde tüketicinin, konut bedelini ödeme şekli önemli değildir. Ödeme, taksitler halinde olabileceği gibi, bir seferde toplu halde de olabilir. Her iki suretteki ödemede aynı hükümler uygulanacaktır. Tüketicilerin sözleşmeyi yapmadan önce, yapacakları sözleşmenin mahiyetini, kapsamını ve detaylarını önceden bilmeleri lazımdır. Tüketicinin korunmasının gereği de budur. Bu nedenle sözleşme imzalanmadan önce, Bakanlıkça belirlenen ön bilgilendirme formunun verilmesi zorunlu kılınmıştır. Bu form, en az on iki punto büyüklüğünde anlaşılabilir bir dilde, açık, sade ve okunabilir şekilde düzenlenecektir. Formda, satıcıyı tanıtıcı ve iletişim bilgilerine yer verilecek; ayrıca sözleşme konusu konuta ilişkin bağımsız bölüme ait ada, parsel, blok, kat ve benzeri temel bilgilerle, bağımsız bölümün net ve brüt alanları gibi bilgilere, satış fiyatına, varsa faize, cayma ve sözleşmeden dönme hakkına, konutun teslim tarihine ve Bakanlıkça saptanan diğer hususlara yer verilecektir. Ön ödemeli konut satışında, tüketicilerin korunmasını teminen ilk önce aranılacak husus konutun inşa edileceği arsa üzerinde inşaat ruhsatının bulunmasıdır. Bu ruhsat alınmadan, satıcı, tüketicilerle ön ödemeli konut satış sözleşmesi kuramaya- caktır. Nitekim Kanunun 40’ıncı maddesinin 3’üncü fıkrasında, yapı ruhsatı alınmadan, tüketicilerle ön ödemeli konut satış sözleşmesi yapılamayacağı belirtilmiştir. Satış ve satış vaadi sözleşmesinin, kanunda belirtilen şekil şartına uygun olarak düzenlenmiş olması lazımdır. 41’inci madde hükmüne göre, ön ödemeli konut satışının tapu siciline tescil edilmesi, satış vaadi sözleşmesinin ise, noterde düzenlenmesi zorunludur. Satıcı geçerli bir sözleşme yapılmadıkça, tüketiciden herhangi bir isim altında ödeme yapmasını veya tüketiciyi borç altına sokan herhangi bir belge vermesini isteyemez. Kanunun 41’inci maddesi ile getirilen bu yasağa rağmen tüketiciden ödeme alınacak olursa, tüketici yapmış olduğu ödemeleri, her zaman getirileri ile birlikte geri isteme hakkına sahiptir. Alıcının cayma hakkı ve redi kuruluşlarına karşı haklarını kullanması: Ön ödemeli konut satışlarında, taksitli satışlarda olduğu gibi tüketiciye herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cezai şart ödemeksizin cayma hakkı tanınmıştır. Taksitli satışlarda yedi gün olan bu süre ön ödemeli sözleşmelerde on dört gündür. Zira bu tür sözleşmelerde, özellikle yazılı sözleşme metninin okunmasından ve uzun bir süre ödeme yaptıktan ve ancak meskene hak kazanılacağının algılanmasından sonra tüketici bu sözleşmeden kurtulma isteği duyabilecektir. Diğer yandan, yoğun reklamlarla cazip hale getirilen ve proje veya maket üzerinden yapılan bu satışlarda, alıcının ödeme olanaklarını iyi hesaplamadan, acele bir davranış içinde sözleşmeyi yapmış olması ihtimali yüksektir. Bu nedenle, alıcıya on dört gün içinde herhangi bir gerekçe göstermeden ve cezai şart ödemeden sözleşmeden cayma imkanı tanınmıştır. Alıcının on dört gün içinde satıcıya sözleşmeden caydığını bildirmesi gerekir. Bildirimin satıcıya yöneltilmiş olması yeterlidir. Satıcıya varması veya onun tarafından öğrenilmiş olması aranmaz. Alıcının ödediği bedelin tamamı veya bir kısmı satıcı ile konut finansman kuruluşu arasındaki anlaşma gereği konut finansman kuruluşu tarafın- 11 MEVZUAT - SORUNLAR - YARGI KARARLARI 12 dan karşılanırsa bu takdirde bağlı kredi sözleşmesi söz konusudur. Bu halde, iki sözleşme bir bütün olarak dikkate alınır. Bu durum, konutun gereği gibi ifa edilmemesi durumunda alıcının, satıcıya karşı kullanacağı haklarına bağlı olarak konut finansmana karşı olarak da ödemelerini durdurma veya azaltmaya hakkı vardır. Alıcı, aşağıda da değinileceği üzere eğer sözleşmeden dönme hakkını kullanırsa, o güne kadar yapmış olduğu ödemeleri geri alma hususunda satıcı ve konut finansman kuruluşu müteselsil olarak sorumludur. Bu nedenlerle, kanunun 43’üncü maddesinde bağlı kredi sözleşmesinin, sözleşmenin kurulduğu tarihte hüküm doğurmak üzere, öngörülen cayma hakkı süresi sonunda yürürlüğe gireceği hüküm altına alınmış, konut finansman kuruluşunun cayma hakkı süresi içinde alıcıdan faiz, komisyon, yasal yükümlülük ve benzeri isimler altında hiçbir masraf talep edilemeyeceği belirtilmiştir. 45’inci maddenin ikinci fıkrasında ise, bazı hallerde alıcıdan herhangi bir bedelin istenemeyeceği hükme bağlanmıştır. Bu haller; Alıcı cayma hakkını kullandığı takdirde, ödemelerini geri alabilecektir. Satıcının aldığı bedeli ve alıcıyı borç altına sokan her türlü belgeyi, iade ettiği tarihten itibaren alıcı on gün içinde edinimlerini iade ile yükümlüdür. Sözleşmeden dönülmesi durumunda alıcıya iade edilmesi gereken tutar, alıcıyı borç altına sokan her türlü belge, dönme bildiriminin satıcıya ulaştığı tarihten itibaren en geç doksan gün içerisinde alıcıya geri verilir. Sözleşmeden dönme: Konutun teslimi: Ön ödemeli konut satışlarında, alıcıyı korumaya yönelik olarak tanınan haklardan biri de, konutun devir teslim edilmesine kadar geçen süre içinde alıcının herhangi bir gerekçe göstermeden sözleşmeden dönme hakkını kullanırken, konutun devir ve teslimine kadar geçecek süreç içinde satıcı yapılacak konut için vergi, harç ve benzeri yasal yükümlülüklerden doğan bir takım masraflar yapmış olacaktır. Ayrıca sözleşmeye riayet etmeyerek, sözleşmeden dönen alıcının edinimine riayet etmemesini her zaman hüsnüniyetle karşılamak mümkün değildir. Bu nedenle, sözleşmeye cezai şart konulabilir. Nitekim kanunun 45’inci maddesinin 1’inci fıkrası ile bu husus düzenlenmiş, madde hükmünde satıcının, sözleşmeden dönme durumunda konut satışı veya satış vaadi sözleşmesi nedeniyle oluşan vergi, harç ve benzeri yasal yükümlülüklerden doğan masraflar ile sözleşme bedelinin yüzde ikisine kadar tazminatın ödenmesini isteyebileceği belirtilmiştir. Ön ödemeli konut satış sözleşmesinde en önemli hususlardan biri de, konutun teslim süresi ile ilgilidir. Kanun 44’üncü maddesi bu süreye sınır getirmiştir. Bu süre sözleşme tarihinden itibaren otuz altı ayı geçemeyecektir. Kat irtifakının alıcı adına tapu siciline tescil edilmesiyle birlikte zilyetliğin devri halinde de devir ve teslim yapılmış sayılır. · Satıcının yükümlülüklerini hiç ya da gereği gibi yerine getirmemesi, · Alıcının ölmesi, · Alıcının kazanç elde etmekten sürekli yoksun kalması sebebiyle ön ödemeleri yapamayacak duruma düşmesi, · Ön ödemeli konut satışının taksitle yapılması durumunda mevcut sözleşmenin yerine olağan koşullarla yeni bir taksitli satış sözleşmesinin kurulmasına ilişkin önerinin satıcı tarafından kabul edilmemesi nedeniyle sözleşmeden dönülmesi, Teminatlar – Bina Tamamlama Sigortası: Satıcıların, devamlı kampanyalar düzenleyerek konut alımına tüketiciyi teşvik etmeleri, cazip fiyat ve ödeme önerileri ile konut yapımı için tüketicilerle sözleşme yapmaları ve bu suretle, yüksek miktarlarda para toplayıp konut teslim vaadinde bulunmaları, tüketicilerin ödemeleri karşısında konut edinmelerini veya ödedikleri paraların güvence altında olmasını sağlayacak koruma sağlanması zaruretini doğurmaktadır. Tüketicinin ödemelerine rağmen kendisine teslimi vaad edi- len konutu alamaması veya ödemelerinin iade edilmemesi riski her zaman vardır. Örneğin, satıcının iflası halinde alıcı kendisine taahhüt edilen konutu alamadığı gibi o ana kadar satıcıya ödemelerini de geri alamama riski karşısında kalacaktır. Bu nedenle, riski karşılayacak teminatların satıcıdan istenmesi normaldir. Bakanlık bu hususta, hakkediş sistemi, bağlı kredi,banka teminat mektubu yollarıyla teminat tesisi isteyebilir. Bu teminatlardan biri de Bina Tamamlama Sigortası’dır. Kanunun 42’nci maddesine göre “Bakanlıkça projedeki konut adedi ya da projenin toplam bedeli kriterine göre belirlenecek büyüklüğün üzerindeki projeler için satıcının ön ödemeli konut satışı başlamadan önce kapsamı koşulları ve uygulama esasları Hazine Müsteşarlığı’nca belirlenen Bina Tamamlama Sigortası yaptırması veya Bakanlıkça belirlenen diğer teminat ve şartları sağlaması zorunludur.” Bu sayede, konut edinmek amacıyla büyük paralar ödeyen alıcıların satıcıdan konutlarını edinememeleri riski karşılanmış olacaktır. Bina Tamamlama Sigortası kapsamında sağlanan tazminat, teminat ve benzeri güvencelerin iflas ve tasfiye masasına dahil edilemeyeceği, hacze konu olmayacağı ve üzerlerine ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz konulamayacağı yolunda aynı maddenin ikinci fıkrasında getirilen düzenleme ile alıcının bu tür hakları teminat altına alınmıştır. Bina Tamamlama Sigortası, tüketicinin korunması hakkında kanunda yer alan devre tatil sözleşmelerinde de tüketici için aranan zorunlu teminatlardan biri olarak görülmüştür. Bir yıldan uzun süre için kurulan ve tüketiciye bu süre zarfında birden fazla dönem için bir veya daha fazla sayıda gecelik konaklama imkanı veren sözleşmelerde de tüketiciye teminat sağlanmıştır. Kanunun bu konudaki 50/8’inci maddesi hükmüne göre ön ödemeli devre tatile konu konutun satışına başlamadan önce kapsamı, koşulları ve uygulama esasları Hazine Müsteşarlığı’nca belirlenen Bina Tamamlama Sigortası yaptırılması veya Bakanlıkça belirlenen hakediş sistemi, bağlı kredi, banka teminat mektubu gibi değer teminat ve şartları sağlanması zorunludur. Burada da bu sigorta kapsamında sağlanan tazminat, teminat ve benzeri güvenceler iflas ve tasfiye masasına dahil edilemeyecek, haciz olunamayacak üzerlerine ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz konulamayacaktır. Yazımızın başında da belirttiğimiz gibi, henüz ortada bir konut olmadan tüketicilerin para ödemeye başlaması nedeniyle tüketicilerin özel bir korumaya ihtiyacı bulunduğu açıktır. Bu nedenle satıcının ön ödemeli konut satışı yapmadan önce belirlenen büyüklüğün üzerindeki projeler için Bina Tamamlama Sigortası yaptırması zorunlu tutulmuştur. Bu suretle satıcı iflas etmiş olsa bile tüketicinin Bina Tamamlama Sigortası sayesinde nihai amaç olan konutları edinmiş olması sağlanacaktır. Sigortacı, rizikonun gerçekleşmesi halinde alıcı tüketiciye konut satışları ile ilgili ödemeleri poliçe şartları çerçevesinde iade edebileceği gibi, poliçede kararlaştırılmış olması şartıyla, ödeme yerine alıcılar ile yapacağı anlaşma dahilinde binanın tamamlattırılmasını ve teslimini sağlayacak teminatlar da verebilir. Bu hususta eski Türk Ticaret Kanunu’nun, yeni Türk Ticaret Kanunu’nda yangın sigortalarına ayrı bir kısım olarak yer verilmemesi nedeniyle yer almayan, 1307’nci maddesi göz önünde tutulabilir. Buna göre giderler sigortacı tarafından verilmek şartıyla, binanın inşaatı tamamlattırılabilir. Sigortacı bu takdirde paranın mahalline sarfını denetim hakkını da haiz olacaktır. Sonuç olarak; 6502 sayılı yeni tüketicinin korunması hakkında kanunun 42 ve 50’nci maddeleri ile getirilen Bina Tamamlama Sigortası’yla tüketici özel koruma altına alınmıştır. Gerek pazarlama tekniklerinin özelliği, gerek ön ödemeli konut ve devre tatile konu taşınmazlara ilişkin satışlarda işlemin cazibesi çok kere tüketicinin fazla düşünmeden sözleşmeyi imzalamasına neden olmaktadır. Bunu göz önüne olan kanun koyucu, tüketiciye bir süre sonra sözleşmeyi kurduğuna pişman olması karşısında cayma hakkı tanırken, diğer taraftan yapmış olduğu ödemelerine de satıcının sözleşmeye aykırı durum ve tutumları karşısında sigorta ile korunma sağlamıştır. Sigorta uygulamasının güvenli inşaat sektörünün oluşumunu ve gelişimini sağlayacağı açıktır. m 13 SİGORTA İSTATİSTİKLERİ İlk 6 ayın değerlendirmesi Kerem ÖZDAĞ TSB Genel Sekreter Yardımcısı u sayımızda 2014 yılı ilk altı aylık sonuçlarını bir önceki yılın aynı dönemi ile mukayeseli olarak ele alacağız. Sektörün sonuçları üzerinde genel bir değerlendirme yapacak olursak, hayat dışı sigorta şirketleri prim üretimini % 9 oranında artırırken, hayat sigorta şirketleri ile emeklilik şirketlerinin prim üretimi ise % 9 oranında azalmıştır. Bireysel emeklilik alanında ise ödenen katkı payları ise % 15 oranında küçülmüştür. B Hayat dışı şirketlerce yazılan primlerde bir önceki yılın aynı dönemine göre % 9 oranında bir artış sağlanmış ve prim tutarı 11,3 milyar TL’ye yükselmiştir. Hayat dışı sigorta şirketleri 2013 yılının ilk altı ayını 206 milyon TL teknik kârla kapatırken, bu yılın aynı döneminde gerçekleştirilen faaliyetlerden 529 milyon TL teknik kâr elde edilmiştir. I- HAYAT DIŞI Ş‹RKETLER A- B‹LANÇO 1- Aktif Aktifteki Aktifteki 2014-6 Pay› (%) 2013-6 Pay› (%) Fark (%) Cari Varlıklar 24.452.242.089 91,25 20.207.317.846 90,54 21,01 Nakit Ve Nakit Benzeri Varlıklar 10.348.720.734 38,62 8.866.556.503 39,73 16,72 Fin. Varl. İle Riski Sigort. Ait Fin. Yat. 6.563.073.993 24,49 4.292.844.885 19,23 52,88 Esas Faaliyetlerden Alacaklar 5.305.173.973 19,80 5.018.476.354 22,49 5,71 İlişkili Taraflardan Alacaklar 19.615.759 0,07 9.727.667 0,04 101,65 Diğer Alacaklar 259.747.953 0,97 118.894.535 0,53 118,47 Gelecek Aylara Ait Giderler 1.852.439.245 6,91 1.694.578.123 7,59 9,32 Diğer Cari Varlıklar 103.470.433 0,39 206.239.779 0,92 -49,83 Cari Olmayan Varlıklar 2.344.953.894 8,75 2.111.564.133 9,46 11,05 Esas Faaliyetlerden Alacaklar 33.929.052 0,13 44.529.039 0,20 -23,80 İlişkili Taraflardan Alacaklar 1.384.245 0,01 0 0,00 0,00 Diğer Alacaklar 2.440.336 0,01 35.488.744 0,16 -93,12 Finansal Varlıklar 833.696.150 3,11 828.374.416 3,71 0,64 Maddi Varlıklar 592.321.490 2,21 495.887.987 2,22 19,45 Maddi Olmayan Varlıklar 616.357.659 2,30 516.814.092 2,32 19,26 Gelecek Yıllara Ait Giderler 32.110.824 0,12 26.104.645 0,12 23,01 Diğer Cari Olmayan Varlıklar 232.714.137 0,87 164.365.210 0,74 41,58 AKTİF TOPLAMI 26.797.195.983 100,00 22.318.881.979 100,00 20,07 14 Hayat dışı şirketler 2014 yılının ilk altı ayını 529 milyon TL teknik kârla kapatırken, hayat ve emeklilik şirketleri sigortacılık iş ve işlemlerinden 244 milyon TL teknik kâr elde etmişlerdir. Diğer yandan bireysel emeklilik faaliyetlerinden doğan toplam zarar tutarı 67 milyon TL’dir. Hayat dışı branşlarda faaliyet gösteren sigorta şirketlerinin Aktif Toplamı geçen yılın aynı dönemine göre % 20 oranında bir artış göstererek 26,8 milyar TL’ye yükselmiştir. “Cari Varlıklar”da % 21 oranında, “Cari Olmayan Varlıklar”da ise % 11 oranında artış gerçekleşmiştir. 2014 yılı ilk altı ayı sonunda aktif toplamındaki en büyük pay % 39 ile “Nakit ve Nakit Benzeri Varlıklar” kalemine aittir. “Finansal Varlıklar ile Riski Sigortalılara Ait Finansal Yatırımlar”da ortaya çıkan 2,3 milyar TL tutarındaki artış ile “Nakit ve Nakit Benzeri Varlıklar” da ortaya çıkan 1,5 milyar TL tutarındaki artış, aktif toplamındaki değişimin temel belirleyicisi olmuştur. 10,3 milyar TL tutarındaki “Nakit ve Nakit Benzeri Varlıklar” kaleminin 8 milyar TL’si “Bankalar” hesabı altındaki “Vadeli Mevduat”ta yer alırken, vadeli hesaplardaki bu tutarın da 7,4 milyar TL’si Türk Lirası, bakiye 600 milyon TL ise yabancı para mevduatında toplanmıştır. 2- Pasif Kısa Vadeli Yükümlülükler Finansal Borçlar Esas Faaliyetlerden Borçlar İlişkili Taraflardan Borçlar 2014-6 18.685.940.375 226.565.246 2.018.503.580 Pasif Pay› (%) 2013-6 Pasif Pay› (%) Değişim (%) 69,73 15.626.078.432 70,01 19,58 0,85 0,46 122,81 7,53 101.684.524 1.607.051.449 7,20 25,60 41.406.395 0,15 23.712.281 0,11 74,62 534.990.822 2,00 575.924.754 2,58 -7,11 14.882.828.778 55,54 12.518.167.285 56,09 18,89 Ödenecek Vergi Vb. Yüküm. 219.681.438 0,82 188.051.215 0,84 16,82 Diğer Risklere İlişkin Karşılıklar 158.233.023 0,59 116.744.566 0,52 35,54 Gelecek Aylara Ait Gelirler 591.709.671 2,21 483.645.039 2,17 22,34 12.021.423 0,04 11.097.319 0,05 8,33 Diğer Borçlar Sigortacılık Teknik Karşılıkları Diğer Kısa Vadeli Yükümlülükler Uzun Vadeli Yükümlülükler Finansal Borçlar Esas Faaliyetlerden Borçlar İlişkili Taraflara Borçlar Diğer Borçlar Sigortacılık Teknik Karşılıkları Diğer Yükümlülükler ve Karşılıklar 649.707.053 2,42 642.726.656 2,88 1,09 5.822 0,00 14.700 0,00 -60,40 24.251.226 0,09 26.981.262 0,12 -10,12 8.043.406 0,03 8.280.364 0,04 -2,86 14.848.667 0,06 121.205.078 0,54 -87,75 504.723.349 1,88 398.749.900 1,79 26,58 3.785.698 0,01 2.172.124 0,01 74,29 77.417.055 0,29 74.206.400 0,33 4,33 Gelecek Yıllara Ait Gelir ve Gider Tahakk. 8.455.336 0,03 7.665.739 0,03 10,30 Diğer Uzun Vadeli Yükümlülükler 8.176.493 0,03 3.451.089 0,02 136,93 27,11 23,33 Diğer Risklere İlişkin Karşılıklar Özsermaye Ödenmiş Sermaye Sermaye Yedekleri Kâr Yedekleri Geçmiş Yıllar Kârları Geçmiş Yıllar Zararları(-) Dönem Net Kârı PASİF TOPLAMI 7.461.548.555 27,84 6.050.076.892 5.695.820.041 21,26 5.359.081.894 24,01 6,28 797.223.708 2,98 567.966.564 2,54 40,36 2.260.541.624 8,44 1.850.957.642 8,29 22,13 -98.129.130 -0,37 -305.961.801 -1,37 -67,93 -1.532.128.308 -5,72 -1.709.864.760 -7,66 -10,39 1,26 287.897.354 338.220.620 26.797.195.983 100,00 22.318.881.979 1,29 17,48 100,00 20,07 15 SİGORTA İSTATİSTİKLERİ Hayat dışı sigorta şirketlerinin pasif toplamı son bir yıl içerisinde % 20 oranında artarak 26,8 milyar TL’ye yükselmiştir. Bu artışın en önemli nedeni, kısa vadeli yükümlülükler altında yer alan “Sigortacılık Teknik Karşılıkları” hesabının 2,4 milyar TL artmış olmasıdır. Kısa Vadeli Yükümlülüklerin pasif toplamı içerisindeki payı % 70, toplam teknik karşılıkların pasif toplamı içindeki payı ise % 57 olarak gerçekleşmiştir. Hayat dışı dallarda faaliyet gösteren sigorta şirketleri, 2013 yılı ilk altı ayında bilanço dip toplamında 288 milyon TL kâr elde ederken, 2014 yılının aynı döneminde elde edilen kâr ise 338 Milyon TL’dir. “Kısa Vadeli Yükümlülükler” içerisinde 14,9 milyar TL ile en yüksek paya sahip olan “Sigortacılık Teknik Karşılıkları”nın 8 milyar TL’si “Kazanılmamış Primler Karşılığı”ndan, 6,6 milyar TL’si ise “Muallak Hasar ve Tazminat Karşılığı”ndan oluşmaktadır. Bu bölümde yer alan 2 milyar TL tutarındaki “Esas Faaliyetlerden Borçlar” kalemi içerisindeki en büyük pay, 1,5 milyar TL tutarındaki “Sigortacılık Faaliyetinden Borçlar” hesabına aittir. Bu kalemin 1 milyar TL’si reasürörlere ilişkin iken, aracılara ilişkin borç tutarı 268 milyon TL, sigorta şirketlerine borçlar ise 233 milyon TL’dir. Kısa Vadeli Yükümlülükler içerisinde yer alan 592 milyon TL tutarındaki “Gelecek Aylara Ait Gelir ve Gider Tahakkukları”nın 513 milyon TL’si “Ertelenmiş Komisyon Gelirleri”nden oluşmaktadır. B- KÂR/ZARAR HESABI 1- Teknik Sonuçlar KAZA HASTALIK/SAĞLIK KARA ARAÇLARI RAYLI ARAÇLAR HAVA ARAÇLARI SU ARAÇLARI NAKLİYAT YANGIN VE DOĞAL AFETLER GENEL ZARARLAR KARA ARAÇLARI SORUMLULUK HAVA ARAÇLARI SORUMLULUK SU ARAÇLARI SORUMLULUK GENEL SORUMLULUK KREDİ EMNİYETİ SUİİSTİMAL FİNANSAL KAYIPLAR HUKUKSAL KORUMA DESTEK HAYAT DIŞI TOPLAM HAYAT BRANŞINDAN GELEN TOPLAM TRAFİK İHTİYARİ MALİ SORUML. SİG. YAZILAN PR‹MLER 2014-6 2013-6 389.177.533 328.360.895 1.314.846.450 1.162.437.154 2.456.973.016 2.535.773.069 5.285 5.286 18.272.049 5.553.504 71.329.548 71.972.940 270.076.766 217.255.782 1.955.396.779 1.662.142.602 1.507.065.823 1.327.603.806 2.755.162.973 2.631.731.224 34.935.042 20.800.927 5.736.771 590.961 322.476.046 247.807.234 82.796.983 62.067.118 14.551.235 12.344.827 85.373.608 90.953.175 36.187.303 33.369.558 1.837.350 5.873.584 11.322.200.561 10.416.643.647 9.776 18.646 11.322.210.337 10.416.662.293 2.528.375.074 2.426.727.124 180.471.883 165.311.303 Hayat dışı şirketlerce yazılan primlerde bir önceki yılın aynı dönemine göre % 9 oranında bir artış sağlanmış ve prim tutarı 11,3 milyar TL’ye yükselmiştir. Hayat dışı sigorta şirketlerinin 16 TEKN‹K KÂR Değişim (%) 18,52 13,11 -3,11 -0,01 229,02 -0,89 24,31 17,64 13,52 4,69 67,95 870,75 30,13 33,40 17,87 -6,13 8,44 -68,72 8,69 -47,57 8,69 4,19 9,17 2014-6 147.848.646 -18.364.153 480.624.526 -8.995 4.246.944 7.046.802 93.775.486 170.038.901 56.519.705 -325.633.272 1.161.025 -1.271.554 -120.600.321 -7.335.468 -1.023.107 15.320.416 24.864.589 2.511.880 529.722.049 -364.725 529.357.324 -405.528.246 67.639.482 2013-6 81.113.146 -9.519.764 359.897.716 -83.441 -6.912.253 4.727.457 37.806.878 77.838.739 48.258.523 -385.264.924 -11.105.390 126.671 1.536.842 -14.757.015 -1.770.647 10.302.829 13.295.541 159.633 205.650.539 2.549 205.653.089 -461.226.820 79.313.542 Değişim (%) 82,27 92,91 33,54 -89,22 -161,44 49,06 148,04 118,45 17,12 -15,48 -110,45 -1.103,82 -7.947,28 -50,29 -42,22 48,70 87,01 1.473,54 157,58 -14.407,09 157,40 -12,08 -14,72 teknik sonuçları 2013 yılının ilk altı ayını 206 milyon TL kârla sonlanırken, bu yılın aynı döneminde gerçekleştirilen faaliyetlerden 529 milyon TL kâr elde edilmiştir. 2014 yılının ilk altı ayında dikkat çeken husus, kasko ve yangın branşlarında olumlu gelişimin devam ediyor oluşudur. 2013 yılının ilk altı ayında kasko branşını 360 milyon TL kârla kapatan sektör, 2014 yılının aynı dönemini 481 milyon TL kârla kapatırken; 2013 yılında 78 milyon TL kâr ile kapatılan yangın branşında da aynı yönde gelişim devam etmiş ve 2014 yılı- nın aynı döneminde 170 milyon TL kâr elde edilmiştir. Son olarak trafik sigortasında 2013 yılının ilk altı ayında ortaya çıkan 461 milyon TL tutarındaki zararın % 12 oranında azalarak 405 milyon TL’ye gerilemesi de bir diğer olumlu gelişme olarak karşımıza çıkmıştır. 2- Mali Sonuçlar Yatırım Gelirleri 2014-6 2013-6 Değişim (%) 1.032.206.099 733.525.540 40,72 464.937.104 281.175.599 65,35 19.013.345 34.608.599 -45,06 Finansal Yatırımların Değerlemesi 186.446.260 84.317.020 121,13 Kambiyo Kârları Fin. Yatırımlardan Elde Edilen Gelirler Fin. Yat. Nakte Çevrilmesinden Elde Edilen Kârlar 233.397.990 175.631.708 32,89 İştiraklerden Gelirler 30.747.577 54.155.643 -43,22 Bağlı Ort.ve Müşt.Yön.Tabi Teşeb.Gel. 66.112.655 36.572.618 80,77 7.477.964 66.704.350 -88,79 Arazi, Arsa İle Bin.'dan Eld.Ed.Gel. Türev Ürünlerden Elde Edilen Gelirler 23.907.868 285.500 8.274,04 Diğer Yatırımlar 67.326 74.503 -9,63 Hayat Teknik Bölümünden Aktarılan Yatırım Gel. 98.011 0 0,00 -997.580.932 -601.725.436 65,79 Yatırım Yönetim Giderleri (-) Yatırım Giderleri -16.594.703 -13.206.266 25,66 Yatırımlar Değer Azalışları (-) -1.750.661 -6.402.571 -72,66 Yatırımların Nakte Çevrilmesinden Oluşan Zararlar (-) -8.830.780 -25.741.160 -65,69 -632.748.587 -382.053.637 65,62 -4.291.820 -935.984 358,54 -254.960.129 -114.730.044 122,23 -64.771.151 -52.213.576 24,05 Hayat Dışı Teknik Böl. Aktarılan Yatırım Gelirleri (-) Türev Ürünler Son.Oluşan Zararlar (-) Kambiyo Zararları (-) Amortisman Giderleri (-) Diğer Yatırım Giderleri (-) -13.633.101 -6.442.198 111,62 Diğer Faal.Gelir &Giderler(+/-) -129.451.721 7.772.314 -1.765,55 Karşılıklar Hesabı (+/-) -128.786.598 -105.243.870 22,37 Reeskont Hesabı (+/-) 672.487 -5.792.833 -111,61 Zorunlu Deprem Sigortası Hesabı (+/-) 646.749 813.164 -20,47 Enflasyon Düzeltmesi Hesabı (+/-) Ertelenmiş Vergi Varlığı Hesabı (+/-) Ert. Vergi Yükümlülüğü Gideri (-) Diğer Gelir Ve Kârlar Diğer Gider Ve Zararlar (-) Önceki Yıl Gelir Ve Kârları Önceki Yıl Gider Ve Zararları(-) Net Dönem Kârı veya Zararı -3.913.444 - 0,00 1.684.123 -332,37 1.172.313 3.896.549 -69,91 20.309.374 133.215.469 -84,75 -20.683.847 -20.188.645 2,45 1.140.613 9.770 11.575,08 -9.370 -621.412 -98,49 -94.826.554 139.572.419 -167,94 17 SİGORTA İSTATİSTİKLERİ 2013 yılının ilk altı ayında “Yatırım Gelirleri” % 41 oranında artarak 1 milyar TL’ye ulaşırken, “Yatırım Giderleri”nde % 66 oranında bir artış meydana gelmiş ve yatırım gelirleri yatırım giderlerinin 35 milyon TL üzerinde gerçekleşmiştir. “Diğer Faaliyet Gelir ve Giderleri” hesabı 2013 yılı ilk altı ayında 8 milyon TL gelirle kapanmışken, 2014 yılının aynı döneminde 129 milyon TL giderle kapanmıştır. Bu gelişmeler sonucunda, 2014 yılı ilk altı ayında hayat dışı sigorta şirketleri 95 milyon TL mali zararla karşılaşmışlardır. II- HAYAT - EMEKL‹L‹K Ş‹RKETLER‹ A- B‹LANÇO 1- Aktif Cari Varlıklar 2014-6 Pay› (%) 2013-6 Aktifeki Pay› (%) Değişim (%) 27.849.546.041 63,25 23.682.717.667 67,30 17,59 Nakit Ve Nakit Benzeri Varlıklar 4.172.923.619 9,48 3.600.014.788 10,23 15,91 Fin.Varl. İle Riski Sigort.Ait Fin.Yat. 5.970.406.512 13,56 6.133.608.944 17,43 -2,66 17.382.949.082 39,48 13.692.099.314 38,91 26,96 8.716.827 0,02 2.092.761 0,01 316,52 23.423.953 0,05 6.312.008 0,02 271,10 274.268.397 0,62 227.968.504 0,65 20,31 16.857.652 0,04 20.621.348 0,06 -18,25 Cari Olmayan Varlıklar 16.182.682.623 36,75 11.505.473.971 32,70 40,65 Esas Faaliyetlerden Alacaklar 15.035.615.520 34,15 10.453.092.324 29,71 43,84 0,00 -100,00 Esas Faaliyetlerden Alacaklar İlişkili Taraflardan Alacaklar Diğer Alacaklar Gelecek Aylara Ait Giderler Diğer Cari Varlıklar İlişkili Taraflardan Alacaklar Diğer Alacaklar - 0,00 20.178 362.262 0,00 219.410 0,00 65,11 66.446.990 0,15 65.227.769 0,19 1,87 Maddi Varlıklar 166.265.525 0,38 139.056.288 0,40 19,57 Maddi Olmayan Varlıklar 857.348.169 1,95 799.935.232 2,27 7,18 Gelecek Yıllara Ait Giderler 14.255.144 0,03 16.602.848 0,05 -14,14 Diğer Cari Olmayan Varlıklar 42.389.012 0,10 31.319.923 0,09 35,34 44.032.228.663 100,00 35.188.191.639 100,00 25,13 Finansal Varlıklar AKTİF TOPLAMI Hayat sigortaları ve bireysel emeklilik sektöründe faaliyet gösteren şirketlerin aktif toplamı geçen yıla oranla yaklaşık % 25 oranında bir artış göstererek 44 milyar TL’ye ulaşmıştır. Cari Varlıklarda % 18, Cari Olmayan Varlıklarda ise % 41 oranında artış meydana gelmiştir. Cari Varlıklar ile Cari Olmayan Varlıkların aktif içindeki payları sırasıyla % 63 ve % 37 oranında gerçekleşmiştir. 18 Aktifeki Cari Varlıklar altındaki 17,4 milyar TL tutarındaki “Esas Faaliyetlerden Alacaklar” tutarının 16,9 milyar TL’sini “Emeklilik Faaliyetlerinden Alacaklar”; “Cari Olmayan Varlıklar” altında yer alan 15 milyar TL tutarındaki “Esas Faaliyetlerden Alacaklar” kaleminin 14,9 milyar TL’si de “Emeklilik Faaliyetinden Alacaklar” kaleminden oluşmaktadır. 2- Pasif 2014-6 Kısa Vadeli Yükümlülükler 21.558.927.990 Finansal Borçlar 113.604.291 Esas Faaliyetlerden Borçlar 17.603.546.498 İlişkili Taraflardan Borçlar 94.646.051 Diğer Borçlar 55.048.844 Sigortacılık Teknik Karşılıkları 3.438.199.908 Ödenecek Vergi Vb. Yüküm. 92.966.984 Diğer Risklere İlişkin Karşılıklar 94.105.188 Gelecek Aylara Ait Gelirler 55.158.647 Diğer Kısa Vadeli Yükümlülükler 11.651.580 Uzun Vadeli Yükümlülükler 18.588.906.613 Finansal Borçlar 29.257 Esas Faaliyetlerden Borçlar 14.903.026.433 İlişkili Taraflara Borçlar 105.292 Diğer Borçlar 606.160 Sigortacılık Teknik Karşılıkları 3.555.675.530 Diğer Yükümlülükler ve Karşılıklar 8.961.181 Diğer Risklere İlişkin Karşılıklar 27.151.191 Gelecek Yıllara Ait Gelir ve Gider Tah. 470.785 Diğer Uzun Vadeli Yükümlülükler 92.880.784 Özsermaye 3.884.394.060 Ödenmiş Sermaye 2.442.746.571 Sermaye Yedekleri 137.863.031 Kâr Yedekleri 1.187.155.342 Geçmiş Yıllar Kârları 80.310.589 Geçmiş Yıllar Zararları(-) -273.933.066 Dönem Net Kârı 310.251.594 PASİF TOPLAMI 44.032.228.663 Hayat ve emeklilik şirketlerinin özsermayeleri 2013 yılına kıyasla % 9 oranında artış göstererek 3,9 milyar TL’ye yükselmiştir. Özsermayenin Pasif Toplamı içindeki payı bu dönem 1 puan azalarak % 9’a gerilemiştir. Sektörün kısa vadeli yükümlülükleri bir önceki yılın aynı dönemine göre % 22 oranında artış göstererek 21,6 milyar TL’ye yükselirken, uzun vadeli yükümlülükleri % 33 oranında artarak 18,6 milyar TL’ye yükselmiştir. Bir önceki yıl “Kısa ve Uzun Vadeli Sigortacılık Teknik Karşılıkları”nın toplam pasif içerisindeki payı % 20 iken, bu dönem 4 puan gerileyerek % 16 olarak gerçekleşmiştir. Pasifteki Pay› (%) 2013-6 48,96 17.664.016.058 0,26 59.086.365 39,98 13.774.456.469 0,21 20.810.303 0,13 46.441.246 7,81 3.560.512.696 0,21 65.015.248 0,21 75.437.207 0,13 44.026.399 0,03 18.230.125 42,22 13.965.314.489 0,00 - 33,85 10.314.949.008 0,00 155.009 0,00 467.135 8,08 3.527.614.511 0,02 5.604.771 0,06 20.783.032 0,00 10.782 0,21 95.730.241 8,82 3.558.861.092 5,55 2.422.148.890 0,31 138.716.308 2,70 936.427.638 0,18 134.033.475 -0,62 -286.650.932 0,70 214.185.712 100,00 35.188.191.639 Pasifteki Pay› (%) 50,20 0,17 39,15 0,06 0,13 10,12 0,18 0,21 0,13 0,05 39,69 0,00 29,31 0,00 0,00 10,02 0,02 0,06 0,00 0,27 10,11 6,88 0,39 2,66 0,38 -0,81 0,61 100,00 Değişim (%) 22,05 92,27 27,80 354,80 18,53 -3,44 42,99 24,75 25,29 -36,09 33,11 0,00 44,48 -32,07 29,76 0,80 59,88 30,64 4.266,40 -2,98 9,15 0,85 -0,62 26,77 -40,08 -4,44 44,85 25,13 Hayat sigorta şirketleri ve emeklilik şirketleri, 2014 yılının ilk altı ayında bir önceki döneme kıyasla elde ettikleri kârı % 45 oranında artırarak 214 milyon TL’den 310 milyon TL’ye yükseltmişlerdir. Pasifte yer alan kalemlere dikkat ettiğimizde, kısa ve uzun vadeli yükümlükler arasında yer alan ve pasif tarafın büyüklük anlamında ilk iki kalemini oluşturan “Esas Faaliyetlerden Borçlar” kalemlerinin tamamına yakını “Emeklilik Faaliyetlerinden Borçlar” kalemi altındaki “Katılımcılara Borçlar”dan meydana gelmektedir. 3.4 milyar TL tutarındaki kısa vadeli sigortacılık teknik karşılıklarının 2,1 milyar TL’si, 3.6 milyar TL tutarındaki uzun vadeli sigortacılık teknik karşılıklarının ise 3.4 milyar TL’si hayat matematik karşılıklarından oluşmaktadır. 19 SİGORTA İSTATİSTİKLERİ B- KÂR/ZARAR HESABI 1- Teknik Sonuçlar YAZILAN PR‹MLER/KATKI PAYI HAYAT FERDİ KAZA HASTALIK-SAĞLIK TOPLAM BİREYSEL EMEKLİLİK TEKN‹K KÂR 2014-6 2013-6 Değişim (%) 2014-6 2013-6 Değişim (%) 1.555.464.118 101.288.971 289.240.084 1.945.993.172 2.615.716.877 1.826.605.716 80.684.901 223.865.432 2.131.156.049 3.071.969.505 -14,84 25,54 29,20 -8,69 -14,85 225.777.097 22.738.999 -4.196.113 244.319.984 -66.970.849 212.142.159 14.187.951 2.124.479 228.454.589 -98.472.351 6,43 60,27 -297,51 6,94 -31,99 2- Mali Sonuçlar 2014-6 Değişim (%) Yatırım Gelirleri 326.979.305 260.842.928 25,35 Finansal Yatırımlardan Elde Edilen Gelirler 220.717.463 159.441.400 38,43 Finansal Yatırımların Nakde Çevr. Elde Edilen Kârlar 10.416.614 18.609.223 -44,02 Finansal Yatırımların Değerlemesi 53.573.085 58.560.768 -8,52 Kambiyo Kârları 24.640.518 12.690.540 94,16 3.368.686 581.055 479,75 İştiraklerden Gelirler Bağlı Ortak. Ve Müşterek Yönetime Tabi Teşeb. Gel. - - 0,00 Arazi, Arsa İle Binalardan Elde Edilen Gelirler 2.494.297 2.434.846 2,44 Türev Ürünlerden Elde Edilen Gelirler 5.501.441 99.471 5.430,72 Diğer Yatırımlar 953.665 2.515.332 -62,09 5.313.535 5.910.294 -10,10 -96.796.038 -96.800.366 -0,00 Yatırım Yönetim Giderleri (-) -3.593.825 -3.795.291 -5,31 Yatırımlar Değer Azalışları (-) -11.821.973 -20.512.127 -42,37 Yatırımların Nakte Çevr.Oluşan Zararlar (-) -2.959.216 -7.196.190 -58,88 Hayat Dışı Teknik Böl. Aktarılan Yatırım Gelirleri (-) -4.634.551 -23.006.254 -79,86 Hayat Teknik Bölümünden Aktarılan Yatırım Gel. Yatırım Giderleri Türev Ürünler Sonucunda Oluşan Zararlar (-) -516.737 -41.441 1.146,92 Kambiyo Zararları (-) -27.800.603 -6.088.132 356,64 Amortisman Giderleri (-) -43.238.716 -33.975.958 27,26 Diğer Yatırım Giderleri (-) -2.230.416 -2.184.973 2,08 Diğer Faaliyetlerden Gelir &Giderler(+/-) 7.931.721 -5.028.736 -257,73 Karşılıklar Hesabı (+/-) -7.733.818 -5.459.689 41,65 Reeskont Hesabı (+/-) 791.566 -609.253 -229,92 Zorunlu Deprem Sigortası Hesabı (+/-) - - 0,00 Enflasyon Düzeltmesi Hesabı (+/-) - - 0,00 Ertelenmiş Vergi Varlığı Hesabı (+/-) 15.746.236 1.431.630 999,88 Ertelenmiş Vergi Yükümlülüğü Gideri (-) -1.019.635 -470.516 116,71 Diğer Gelir Ve Kârlar 13.732.677 8.621.187 59,29 Diğer Gider Ve Zararlar (-) -14.954.885 -9.095.081 64,43 1.679.249 1.380.215 21,67 -309.670 -827.230 -62,57 238.114.988 159.013.826 49,74 Önceki Yıl Gelir Ve Kârları Önceki Yıl Gider Ve Zararları(-) Net Dönem Kârı veya Zararı 20 2013-6 Hayat ve emeklilik şirketlerinin hayat branşı prim üretiminde bir önceki yıla göre % 15 oranında bir daralma gerçekleşmiş ve prim üretimi 1,6 milyar TL olarak gerçekleşmiştir. Buna karşılık hayat branşı teknik kârı % 6 oranında artarak 226 milyon TL’ye yükselmiştir. Emeklilik branşında ise bir önceki yıl ortaya çıkan 98 milyon TL tutarındaki zarar bu dönem % 32 oranında gerileyerek 67 milyon TL olarak gerçekleşmiştir. Hayat ve emeklilik şirketlerinin hayat dışı branşlarda gerçekleştirdiği prim üretimi kaza branşında % 26 oranında artarak 101 milyon TL’ye yükselmiştir. Hastalık/sağlık branşında ise hayat şirketlerinin üretimi % 29 oranında artarak 289 milyon TL olarak gerçekleşmiştir. Hayat ve emeklilik şirketleri, ferdi kaza sigortasında 23 milyon TL kâr elde ederken, hastalık-sağlık branşında ise 4 milyon TL zarar ile karşı karşıya kalmışlardır. Hayat ve emeklilik şirketleri 327 milyon TL yatırım gelirine karşılık 97 milyon TL yatırım gideri gerçekleştirmiş ve 8 milyon TL tutarında diğer faaliyetlerden kaynaklanan gelirlerin de eklenmesiyle, 2014 yılının ilk altı ayını 238 milyon TL mali kâr ile kapatmışlardır. m UZMAN GÖZÜYLE Madencilikte sigorta güvencesi Alper TAN Türkiye Sigorta Birliği / Koordinatör aha önceki sayılarda içinde bulunduğumuz çağın “Bilişim ve İletişim Çağı” olduğunu belirtmiş ve çağımızın sigortasının “Bilgi Güvenliği” sigortası olacağını vurgulamıştım. Sigortacılığın doğuşu hiç kuşkusuz ki nakliyat branşı ile başlamış, gelişimini sanayi devrimi ile gerçekleştirmiştir. D Sanayi devrimine damgasını vuran buhar gücü ile çalışan makinaların enerji kaynağı kömürdü. Kömür madenlerinde yaşanan iş kazaları 18 ve 19. yüzyılda Batı Avrupa’da pek çok işçinin hayatını kaybetmesine, sağlıksız çalışma koşulları kanser ve benzeri hastalıklarla bu madenlerde çalışan işçilerin ortalama yaşam süresinden önce hayatını kaybetmesine neden olmuştur. İŞ GÜVENLİĞİ İş kazaları ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi ancak siyasal alanda işçilerin söz sahibi olabilmesi ile gerçekleşmiş ve 1880 yılında İngiltere’de çıkan, işverenin iş kazalarından sorumlu tutulmasını sağlayan yasal düzenleme tüm dünyada domino etkisi yaratarak benzer düzenlemelerin gerçekleştirilmesine neden olmuştur. İş güvenliği ve işçi hakları ile ilgili gerçekleştirilen yasal düzenlemeler ülkeden ülkeye farklılık arz etmekte olup dört başlık altında değerlendirilmesi mümkündür: · Sosyal güvenlik sisteminin olmadığı, sadece işverenin ihmali nedeniyle sorumlu tutulduğu, · İşverenin sorumluluğu olmaksızın sadece sosyal güvenlik sisteminin bulunduğu, · İşçinin farklı sosyal güvenlik sistemleri arasında seçim yapabildiği ve seçilen sisteme bağlı olarak işverenin ihmalinden dolayı sorumlu tutulabildiği karma yapının bulunduğu, · Hem sosyal güvenlik sisteminin bulunduğu hem de işverenin ihmalinden dolayı sorumlu tutulduğu ülkeler. Ülkemizdeki yer altı madenlerine sigorta teminatı sağlanırken göz önünde bulundurulması gereken en önemli kriterlerin başında uluslararası standartlara uygunluk gelmektedir. Bu nedenle sigorta şirketlerinin madenlere ilişkin sigorta güvencesi sunmadan önce riziko teftişinde bulunması gerekmektedir. BEDENİ ZARARLAR 1880 yılında İngiltere’de gerçekleştirilen yasal düzenlemenin ardından sigorta sektörünün madenler için sağladığı ilk güvence, işveren sorumluluk sigortası ve “worker’s compensation” sigortası olmuştur. Sosyal güvenlik sisteminin bulunmadığı ülkelerde hastalık ve benzeri nedenlerle işe gidemeyen işçiler yevmiyelerini alamamakta, iş kazası sonucu uğranılan bedeni zararlara ilişkin tedavi masrafları, uzuv kaybı ve ölüm neticesinde yakınlarının destekten yoksun kalmasına ilişkin tazminat talepleri için kamusal bir güvence bulunmamaktadır. Bu ülkelerde işçiler söz konusu riskleri “worker’s compensation” sigortası ile güvence altına alabilmektedir. Ülkemizde sosyal güvenlik sisteminin bulunması nedeniyle “worker’s compensation” sigortası düzenlenmemekte olup hastalık nedeniyle işe gidilememesi durumunda sosyal güvenlik sistemi maaş garantisini sağlamakta, hastalık ve iş kazası nedeniyle gerçekleştirilecek tedavi masraflarını karşılamakta, sürekli sakatlık ve iş kazası sonucu vefat halinde tazminat ödemektedir. Sosyal Güvenlik Kurumu’na işveren aracılığı ile çalışmanın maaşından kesinti yapılarak gerçekleştirilen ödemelere karşılık Sosyal Güvelik Kurumu tarafından sağlanan bu güvence bir anlamda “worker’s compensation” sigortasının yerine geçmekte ve sosyal güvenlik kurumu iş kazası sonucu yapmış olduğu ödemeleri kusuru oranında işve- 21 külle söndürülmekte, yerin altında gömülü kalan iş makineleri inşaat all risk sigortasına bağlı klozlar ile teminat kapsamı dışında bırakılabilmektedir. rene rücu etmektedir. İşveren sorumluluk sigortası ile işverene Sosyal Güvelik Kurumu tarafından yapılabilecek rücu talepleri ve/veya çalışanın yakınları tarafından yöneltilebilecek manevi tazminat talepleri teminat altına alınmaktadır. Sosyal Güvenlik Kurumu istatistikleri incelendiğinde ödenen tazminatın önemli bir bölümünün iş kazalarına ilişkin olduğu görülmektedir. Oysa madenlerde çalışanlar iki büyük riskle karşı karşıyadır: iş kazaları ve meslek hastalıkları. Meslek hastalıklarına ilişkin ödenen tazminat sayısının azlığı, şu ana kadar ödenmiş olan tazminatlar için buzdağının su üstünde kalan kısmı şeklindeki değerlendirmeyi haksız çıkarmayacaktır. İŞVEREN SORUMLULUK SİGORTASI İşveren sorumluluk sigortası elbette madenlere ilişkin sigorta sektörünün sunabileceği yegane güvence değildir. Yurtdışında, madenler sigortalanırken enerji branşı altında değerlendirilmekte ve özel “wordingler” kullanılmaktadır. Ülkemizde ise yer üstü madencilik faaliyetleri yangın sigortası, yer altı madencilik faaliyetleri ise inşaat sigortası genel şartları ile düzenlenmektedir. Deprem teminatına ilişkin zorunlu tarife koşullarının enerji dağıtım hatları ve madenler için de uygulanması tartışmalı bir uygulamadır çünkü zorunlu tarife yapısı taşıyıcı sistem üzerine kurgulanmış olup her ikisi için de tarifede belirtilen anlamda taşıyıcı sistem bulunmamaktadır. Üzerinde düşünülmesi gereken bir diğer husus ise mühendislik braşına ilişkin sigorta poliçelerinin Türkçeye çevirisi yapılmamış Munich Re klozları ile düzenlenmekte olmasıdır. Özellikle yer altı madencilik faaliyetleri için inşaat bütün riskler sigortası ve bu poliçeye bağlı Munich Re klozlarının kullanılması yerine söz konusu riske özel genel şart ve klozların hazırlanması sektörel bir gereksinimdir. Yer altı madenlerinde çıkan yangınlar 22 Bu durum, sunulan teminat koşullarının sigortalının ihtiyaçlarını tam olarak karşılamadığı eleştirilerine neden olmaktadır. Madenlere ilişkin kâr kaybı riski yangın ve doğal afetlerden ziyade ise iş kazası ve makine kırılmasına bağlı olaylardan kaynaklanmaktadır. Gerek inşaat gerekse de makine kırılmasına bağlı kâr kaybı için yayınlanmış genel şartların bulunmaması giderilmesi gereken bir başka eksiklik olarak karşımıza çıkmaktadır. RİSK MÜHENDİSLERİ Ülkemizdeki yer altı madenlerine sigorta teminatı sağlanırken göz önünde bulundurulması gereken en önemli kriterlerin başında uluslararası standartlara uygunluk gelmektedir. Bu nedenle sigorta şirketlerinin madenlere ilişkin sigorta güvencesi sunmadan önce riziko teftişinde bulunması gerekmektedir. Risk mühendislerinin bu amaçla iş güvenliği sertifikası almaya teşvik edilmesinin yanı sıra poliçe fiyat ve koşullarının düzenlenecek riziko teftiş raporundaki değerlendirme esas alınarak belirlenmesi, işletmelerin güvenlik önlemleri ve iş güvenliği standartlarını iyileştirmesine yol açacaktır. Bu çerçevede sigorta poliçeleri teminat sağlamanın ötesinde bu alandaki kayıpların azaltılmasına önemli bir katkı sağlayacaktır. Enerji nakil hatlarından barajlara, madenlerden petrol arama faaliyetlerine, enerji sektöründeki her iş kolu için benzer değerlendirmelerde bulunulması mümkündür ve kalıcı bir çözüm için enerji sektörüne özel ayrı bir sigorta branşı yaratılmasına ihtiyaç duyulmakta; yangın sigortası, inşaat bütün riskler sigortası gibi klasik risklere yönelik sigorta poliçeleri ile enerji sektörüne ilişkin risklerin güvence altına alınması uygulamada çeşitli sorunlara neden olmaktadır. Sigorta şirketlerinin çok daha esnek koşullarla teminat sunabilmesine olanak sağlayacak, enerji sektörüne özel genel şartlarının hazırlanması sigorta sektörünün üzerinde çalışması gereken bir konudur. m UZMAN GÖZÜYLE Doğal afetlerin sigortaya etkileri Simge BAĞCI Türkiye Sigorta Birliği / Uzman on yıllarda sayı, şiddet ve etki olarak artış eğilimde olan doğal afetler; devlet bütçelerini, sigorta sektörünü ve sigorta piyasalarını birebir etkileyecek niteliktedir. Can ve mal kaybı gibi önemli sonuçlara neden olan doğal afetlerde hasar tutarlarının artışı sebebiyle; bu tür riskleri yönetebilmenin, sigorta ve reasürans şirketleri için taşıdığı önem artarak devam ederken, bu zararlara maruz kalabilecek kişiler için de sigorta her geçen gün biraz daha öne çıkmaktadır. Bu haliyle afetler, sigorta sektörü için birçok açıdan fırsatla birlikte tehdit de oluşturabilmektedir. S Katastrofik riskler, gerek büyük hasarlara yol açabilen özel yapıları gereği ve gerek öngörülebilirliklerinin zorluğu açısından diğer risklerden ayrılmaktadır. Doğal afetlerin birçoğu için zaman ve büyüklüğün önceden tespiti mümkün olamamaktadır. Sigorta şirketleri için büyük bir afet sonrasında yükümlülüklerini yerine getirebiliyor olmak, portföy yapılarını ve stratejilerini kurgularken dikkate almak durumunda oldukları en önemli unsurdur. İklimsel olaylara bağlı doğal afetlerin sıklığı da her geçen gün artmaktadır. Küresel ısınmayla birlikte kuraklık, sel ve benzer doğal afetler artış göstermeye başlamış olup bu artış hasar olasılığını ve dolayısıyla sigorta şirketlerinin hasar frekansının yanı sıra hasar yükünü de yükseltmektedir. ETKİN RİSK YÖNETİMİ Sigorta sektörü için, her konuda olduğu gibi, doğal afetler konusunda da etkin risk değerlendirmenin önemi büyüktür. Sigorta primleri belirlenirken doğal afet riskleri de hesaba katılmakla beraber, doğal afetlerin neden olacağı kayıpların tahmin edilen azami kayıpları aşmaması İklimsel olaylara bağlı doğal afetler içinde bulunduğumuz yüzyıl içerisinde fazlalaşmakta olup, küresel ısınmaya bağlı meydana gelen iklim değişikliklerinin de bu artış trendinde rolü büyüktür. Küresel ısınmayla birlikte kuraklık, sel ve benzer doğal afetler artış göstermeye başlamıştır. Bu artış hasar olasılığını ve dolayısıyla sigorta şirketlerinin hasar frekanslarını da yükseltmektedir. amacı ile bu risklerin önemli bir kısmını reasürörler aracılığıyla uluslararası piyasalara dağıttıkları görülmektedir. Bu sayede sigorta sektörü; katastrofik risklerden korunmak için önemli gördüğü her türlü riski modern sigortacılık tekniklerini kullanarak transfer etmektedir. Ülkemizde yıkıcılığı en yüksek doğal afet türü depremlerdir. Dünya genelinde de, doğal afetlerin geçtiğimiz 60 yıl içerisinde sebep olduğu hasarlara bakıldığında, tüm doğal afet hasarlarının üçte ikisinin depremler kaynaklı olduğu görülebilir. Türkiye’de görülen depremler ülke ekonomisini ve sigorta sektörünü önemli ölçüde etkilemiştir. 1999 yılında yaşanan Kocaeli merkezli depremde 20 milyar dolar ekonomik hasar meydana gelmiştir. Bununla birlikte, dünyanın herhangi bir yerindeki bir doğal afet, tüm dünya ülkelerini etkileyecek sonuçlar doğurabilmektedir. ZORUNLU DEPREM SİGORTASI Doğal afet sigortalarına ilişkin Türkiye’deki en önemli gelişme olarak 2000 yılında oluşturulan zorunlu deprem sigortası sistemi görülebilir. 23 UZMAN GÖZÜYLE Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK), tüzel kimlikli bir kamu kuruluşu olup, Zorunlu Deprem Sigortası ile deprem ve depremden kaynaklanan yangın, infilak, yer kayması ve tsunami risklerine karşı, sigortalı konut sahiplerine maddi güvence sağlamaktadır. Ülkemizde ilk deprem sigortası tarifesinin 1963 yılında hazırlandığı dikkate alınırsa; bugün geldiğimiz noktanın oldukça önemli olduğu söylenebilir. Diğer taraftan konutlara getirilen zorunlulukla birlikte, kısa süre zarfında çok daha ileri noktalara ulaşılması şaşırtıcı olmayacaktır. Swiss Re tarafından hazırlanan Sigma Raporu’na göre, 2013 yılında afetlerden kaynaklı 37 milyar dolar hasar meydana gelmiş olup, 2013 yılında meydana gelen afetlerin ortaya çıkardığı hasarın yaklaşık üçte biri sigorta ve reasürans şirketlerince tazmin edilmiş, geri kalan ise devletlerin veya bireylerin üzerinde kalmıştır. Geçtiğimiz yıl içerisinde yaşanan en büyük doğal afet Filipinler’de meydana gelen kasırgadır. 12,5 milyar dolarlık zarara sebep olan kasırgada, sigortalı hasar tutarı yalnızca 1,5 milyar dolardır. 2013 yılında Almanya ve Çek Cumhuriyeti gibi Orta Avrupa ülkelerinde meydana gelen sel felaketleri toplamda 16,5 milyar dolar tutarında büyük bir ekonomik kayba neden olurken, bu felaketlerdeki sigortalı hasar toplamı 4,1 milyar dolar olarak kaydedilmiştir. İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ Yine 2013’te, ABD’de meydana gelen fırtına, hortum ve doluların sebep olduğu 2,2 milyar dolarlık zararın ise 1,6 milyar doları sigorta şirketlerince karşılanmıştır. 2014 yılının ilk dönemi için Swiss Re, 44 milyar dolarlık bir toplam miktara varan hasar öngörmektedir. Bu rakam, son on yılın ilk yarısında görülen hasar miktarlarının altında kalmaktadır. Sigma Raporu’na göre, bu yılın ilk yarısında Avrupa’da meydana gelen sel ve fırtınalar 5 milyar dolarlık sigorta hasarına yol açmıştır. Sera gazlarının salınımı sonucu yeryüzünün ortalama sıcaklığı artmakta, değişen hava koşulları nedeniyle de kuraklık, volkanik patlamalar, sel, don, kasırga ve hortum gibi ağır hasarlı bazı doğal afetler meydana gelmektedir. CEA tarafından 2007 yılında yayınlanan “İklim Değişikliği ve Doğal Afetlerin Sosyal ve Ekonomik Etkilerinin Azaltılması” başlıklı raporda 1980–2005 yılları arasında dünyada meydana gelen doğal afetlerin % 85’ini fırtına, sel, dolu, yüksek sıcaklık gibi iklimsel değişiklik kaynaklı afetlerin oluşturduğu ve bu oranın Avrupa’da % 91’e ulaştığı ifade edilmektedir. SİGORTANIN ŞARTLARI Ortalamalar alındığında, Avrupa’nın yıllık ekonomik kaybı 12 milyar Euro olarak hesaplanmakta olup bunun % 28’i sigorta sektörü tarafından karşılanmıştır. Aynı rapora göre 1980’lerde doğal afet kayıplarının % 17’si sigorta teminatı altındayken bu oran 2006’da % 28’e yükselmiştir. CEA, bahse konu doğal afetlerin sigortalanabilir olması için bazı koşullar gerektiğini belirtip, bu koşulları şöyle sıralamaktadır: - Risklerin ölçülebilir olması - Azami hasarın karşılanabilecek ölçüde olması - Sigortacı aleyhine seçim ve moral tehlike (sigorta yaptırmış kişilerin yaptırmamış olanlardan daha riskli şekilde davranmaları) - Yaygın ve büyük havuzlar oluşturulması Doğal afetler sonucu meydana gelecek maddi hasarların karşılanmasında sigorta, gerek kamu kurumlarının gerekse de bireylerin en büyük yardımcısı ve güvencesi konumundadır. Sigortacılığın gelişimi ve sigorta bilincinin istenen seviyelere ulaşması, afetler sonucu ortaya çıkan hasarların tazmini için büyük fayda sağlayacaktır. m 24 GÜVENCE HESABI SGK’nın tedavi hizmetlerindeki sorunlar A. Kadir KÜÇÜK Güvence Hesab› Müdürü Şubat 2011 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin 6111 sayılı Kanun’un 59’uncu maddesi ile, sağlık hizmet bedellerinin ödenmesine ilişkin Karayolu Trafik Kanunu’nun 98’inci maddesi yeniden düzenlenmiştir. Yapılan düzenlemeye göre; trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmi ve özel sağlık kurum ve kuruluşların sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvence olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı belirtilmiş ve bu uygulamaya ilişkin olarak; trafik kazalarına sağlık teminatı sağlayan zorunlu sigortalarda; sigorta şirketlerince yazılan primlerin ve Güvence Hesabı’nca tahsil edilen katkı paylarının % 15’ini aşmamak üzere, münhasıran bu teminatın karşılığı olarak Hazine Müsteşarlığı’nca sigortacılık ilkeleri çerçevesinde maktu veya nispi olarak belirlenen tutarın tamamı sigorta şirketleri ve 03.06.2007 tarihli ve 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14’üncü maddesinde düzenlenen durumlar için Güvence Hesabı tarafından Sosyal Güvenlik Kurumuna aktarılacağı ve bu aktarımlarla birlikte sigorta şirketlerinin ve Güvence Hesabının tedavi teminatı kapsamındaki yükümlülüklerinin sona ereceği yönünde hüküm kurulmuştur. 25 Aynı kanunun Geçici 1’inci maddesinde de söz konusu kanunun yayımlandığı tarihten SGK’nın karşılayacağı tedavi giderinin çerçevesi belirlenmiş, bu çerçeve dışında kalan giderlerin Kurumca karşılanmayacağı belirtilmiştir. Bu durum, örneğin, bakıcı giderlerinin veya tedaviye bağlı diğer harcamaların kimin tarafından ve ne şekilde karşılanacağı sorusunu ortaya çıkarmaktadır. önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin de Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı hükme bağlanmıştır. Söz konusu sağlık hizmet bedelleri için bu kanunun 59’uncu maddesine göre belirlenen tutarın % 20’sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla yine anılan dönem için de ilgili sigorta şirketlerini ve Güvence Hesabı’nın yükümlülüklerinin sona ereceği açıklanmıştır. SGK’YA AKTARILAN TUTAR Sigorta şirketleri ve Güvence Hesabı’ndan Sosyal Güvenlik Kurumu’na aktarılacak meblağın belirlenmesi ve ödenmesi ile sağlık hizmetleri için teminat sağlanan sigortaların tespiti ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esaslar Sağlık Bakanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumu’nun görüşü alınarak Hazine Müsteşarlığı’nca belirleneceği kararlaştırılmıştır. Trafik kazası sebebiyle Sağlık Bakanlığı’na bağlı 25 GÜVENCE HESABI Yaşanan belirsizlikler nedeniyle açılan davalarda mahkemeler SGK tarafından yayımlanan Trafik Kazalarına Bağlı Tedavi Giderleri ile ilgili Genelge doğrultusunda hareket etmiş ve sigorta şirketleri ve Güvence Hesabı aleyhine karar vermiştir. sağlık kurumlarınca gerçekleştirilen tedavi giderleri bakımından Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından Sağlık Bakanlığı’na yapılacak ödemeye ilişkin usul ve esaslar ise Sosyal Güvenlik Kurumu ve Sağlık Bakanlığı tarafından ayrıca belirleneceği hükme bağlanmıştır. Hazine Müsteşarlığı’nca çıkarılan ve 27.08.2011 tarihli ve 28038 Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğü giren “Trafik Kazaları Nedeniyle İlgililere Sunulan Sağlık Hizmet Bedellerinin Tahsiline İlişkin Usul Esaslar Hakkında Yönetmelik” il trafik sigortası için sigorta şirketleri yüzde 10, Güvence Hesabı yüzde 15, Zorunlu Taşımacılık Sigortası ve Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası için ise, hem sigorta şirketleri ve hem de Güvence Hesabı’nın yüzde 15 oranında ödeme yapması kararlaştırılmıştır. Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedelleri için ise, sigorta şirketleri için yapılan hesaplama sonucu bulunan tutarlar üzerinden, Güvence Hesabı için ise aktarılan katılım paylarının yüzde 20’si nispetindeki ek katılım payının üç yıl süre ile ödenmesi suretiyle geçmişe dönük sorumluluklar da Sosyal Güvenlik Kurumu’na devredilmiş olacaktır. Sonuçta, yapılan bütün bu düzenlemelerle 6111 sayılı Kanun’un yayımlandığı tarihten önce veya sonra meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin tamamının Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanması amaçlanmıştır. SAĞLIK UYGULAMA TEBLİĞİ Yapılan düzenleme ile trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmi ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, sigorta şirketleri ve Güvence Hesabı aktarılan katılım paylarıyla tedavi giderleri kapsamında yapılan tüm harcamaların Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, bu harcamaların Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yayımlanan Trafik Kazalarına Bağlı Tedavi Giderleri ile ilgili 2012/5 no'lu Genelgesi gereği, trafik kazalarına bağlı tıbbi malzeme, ilaç, yol, gündelik, refakatçi giderleri, kendilerince karşılanan kişilerin bu giderleri, şahıs ödemeleri ve optik provizyonu ve MEDULA eczane provizyonu sistemi üzerinden Kurum mevzuatı doğrultusunda Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) hüküm ve ekleri esas alınarak Kurumca yapılacağı açıklamıştır. Diğer bir ifadeyle, açıklanan genelge ile Sosyal Güvenlik Kurumu karşılayacağı tedavi giderinin çerçevesini belirlemiş ve bu çerçeve dışında kalan giderlerin Kurumca karşılanmayacağını belirtmiştir. Bu durum, açıklanan çerçeve dışında kalan, örneğin bakıcı giderlerinin veya tedaviye bağlı diğer harcamaların kimin tarafından ve ne şekilde karşılanacağı sorusunu ortaya çıkarmaktadır. Konu ile ilgili Güvence Hesabı tarafından Sosyal Güvenlik Kurumu’na yazılan yazıya, Kurum tarafından verilen cevabi yazıda; Hazine Müsteşarlığı’nca 27.08.2011 tarihli ve 28038 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Trafik 26 Kazaları Nedeniyle İlgililere Sunulan Sağlık Hizmet Bedellerinin Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 4. (1) maddesinde ; "Trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmi ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları tedavinin gerektirdiği tüm sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın kurum tarafından sağlık uygulama tebliğinde (SUT) yer alan hükümler doğrultusunda karşılanacağını, bu çerçevede, Kurumca sadece trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedelleri (tedavi, tıbbi malzeme, ilaç, refakatçi ve yol giderleri) Sağlık Uygulama Tebliği kapsamında karşılanacağı, Kurum mevzuatı ve Sağlık Uygulama Tebliği usul ve esasları arasında bakıcı giderleriyle ilgili herhangi bir düzenleme yer almadığından, bakıcı giderleriyle ilgili Kurumun bir sorumluluğu bulunmadığı" yönünde cevap verilmiştir. Diğer taraftan ise sigorta şirketleri ve Güvence Hesabı, 6111 sayılı Kanun ile yapılan düzenlemeler sonucu tedavi giderleri kapsamdaki sorumlulukları sona ermiş olduğu gerekçesiyle, bu kapsamında bulunan bakıcı gideri veya tedaviye bağlı diğer harcamalara ilişkin başvuruları ret etmektedirler. Yaşanan belirsizlikler nedeniyle açılan davalarda mahkemeler Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yayımlanan Trafik Kazalarına Bağlı Tedavi Giderleri ile ilgili 2012/5 no’lu Genelgesi doğrultusunda hareket etmiş ve sigorta şirketleri ve Güvence Hesabı aleyhine karar vermiştir. Verilen bu karara yapılan temyiz itirazı ise, Yargıtay 17’nci Hukuk Dairesi tarafından kabul görmemiş ve karar onanmıştır. Yapılan karar düzeltme talebi de yine aynı daire tarafından reddedilmiştir. YARGITAY KARARI Yargıtay 17’nci Hukuk Dairesi verdiği kararın gerekçesinde; yasa koyucu tarafından, trafik kazası nedeniyle sağlık hizmet sunucularınca verilen tedavi hizmet bedellerinin tamamının Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanma- sı esasının getirilmesi amacıyla 25.02.2011 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 13.02.2011 tarih, 6111 sayılı Yasanın 59’uncumaddesi ile 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 98’inci maddesi değiştirilmiş, anılan değişiklik ile ‘Trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmi ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, anılan 25.01.2011 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 13.02.2011 tarih, 6111 Sayılı Yasanın 59’uncu maddesi ile değişik 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 98’inci maddesinin açık lafzından da anlaşıldığı üzere, yapılan değişiklik ile trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmi ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacak, maddenin devamında ve geçici 1’inci maddede düzenlenen aktarımların gerçekleşmesi koşuluyla da, hastanelerce sunulan sağlık hizmet bedelleri yönünden sigorta şirketlerinin ve Güvence Hesabı’nın yükümlülükleri sona ereceği, ancak kazazedelerin, bunun dışında kalan bakıcı veya tedaviye bağlı sair harcamaları, sigorta şirketlerinin ve Güvence Hesabı’nın tedavi teminatları kapsamında, yine sigorta şirketleri ve Güvence Hesabı tarafından karşılanmaya devam edeceği yönünde görüş bildirmiştir. Yargıtay 17’nci Hukuk Dairesi’nin verdiği bu karar, sigorta şirketlerinin ve Güvence Hesabı’nın yapılan aktarımlara rağmen, tedavi giderleri kapsamındaki yükümlülüklerinin sona ermediği, aksine devam ettiği yönündedir. Bakıcı giderleri, özel hastanelerde yapılan tedavi hizmetleri bedelleri veya ileri teknikte kullanılan protez cihazlar gibi konularında yapılan harcamaların kimin tarafından ve ne şekilde karşılanacağı hususundaki belirsizlikler halen devam etmektedir. Yoksa Yargıtay’ın kararı doğrultusunda, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanmayan tedavi giderleri için sigorta şirketlerinin ve Güvence Hesabının sorumlulukları devam mı etmektedir? 27 GÜVENCE HESABI MAĞDURLARIN ZARARI Bu soruyu bir örnekle cevaplayacak olursak, Güvence Hesabı, trafik sigortası bulunmayan bir aracın neden olduğu kazada yüksek derecede (yüzde 96) malul kalan bir kişi için kazanın olduğu tarihteki teminat limitinden kişiye sakatlık tazminatı ödemiştir. Aynı kişi daha sonradan bakıcı gideri talebiyle Güvence Hesabı’na başvuruda bulunmuştur. Bu başvuru yine yukarıda açıklanan mevzuat kapsamında, tedavi teminatı kapsamındaki yükümlülüklerinin sona ereceği varsayımı ile talep reddedilmiştir. Açılan dava sonucunda mahkeme, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yayımlanan Trafik Kazalarına Bağlı Tedavi Giderleri ile ilgili 2012/5 -no’lu Genelgesi kapsamında bakıcı giderine ilişkin bir harcama bulunmaması nedeniyle Sosyal Güvenlik Kurumu’nun tazminattan sorumlu olmadığına ve bakıcı giderinin tedavi 28 kapsamında Güvence Hesabı’nın sorumlu olduğuna ve tazminatın mahkeme masrafları ve işlemiş faiziyle birlikte Güvence Hesabı tarafından ödenmesi yönünde karar vermiştir. Sonuç olarak her yapılan değişiklik, baştan bir takım belirsizliklere yol açmaktadır. Yaşanan bu belirsizlikler nedeniyle hem mağdurlar ve hem de tazminat yükümlüleri zarar görmektedir. Mağdurlar hakları olan tazminatı nereden ve nasıl alacakları yönünde yaşadıkları belirsizler ve gecikmeler nedeniyle ciddi zarar görmektedirler. Hatta takip etmedikleri takdirde, haklarını tamamen kaybetmektedirler. Diğer taraftan tazminat yükümlüsü de tam olarak belirlenmemiş olduğundan, sonuçta eklenen masraf ve faizlerle tazminat yükü ciddi şekilde artmaktadır. Temennimiz, yapılacak düzenlemelerle bu belirsizliklerin bir an önce açıklığa kavuşmasıdır. m SİGORTA TAHKİM KOMİSYONU Hakem kararlarının temyizi İbrahim TAŞBAŞI Sigorta Tahkim Komisyonu Müdürü sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30’uncu maddesinin 12’inci fıkrası ile kırk bin Türk Lirasının üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında itiraz üzerine verilen kararlar ile uyuşmazlık tutarı ne olursa olsun hakemlerce, tahkim süresinin sona ermesinden sonra karar verilmiş olması, talep edilmemiş bir şey hakkında karar verilmiş olması, hakemlerin yetkisi dahilinde olmayan konularda karar verilmiş olması ve tarafların iddiaları hakkında karar verilmemiş olması durumlarında, hakem kararlarına karşı temyiz yolu getirilmiştir. 5684 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun yasalaştığı 2007 yılında yürürlükte bulunan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (HUMK) 427’inci maddesinde, kural olarak hakem kararlarına karşı temyiz yoluna başvurulabileceği düzenlenmiştir. Ancak Usul Hukuku alanında yapılan 01.10.2011 tarihli düzenleme ile HUMK yerine yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK), hakem kararlarına karşı temyiz yolu yerine iptal yolu usulünü getirmiş bulunmaktadır. HUMK’un 427’inci maddesinde; “Bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerinden verilen temyizi kabil nihai kararlar ile hakem kararlarına karşı tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir…” denilmekte iken, söz konusu maddenin yerini alan HMK’nın 361’inci maddesi ile; “Bölge adliye mahkemesi Sigorta ve itiraz hakemlerince verilen kararlara karşı doğrudan temyiz yoluna gidildiği, söz konusu davaların Yargıtay tarafından incelenerek karara bağlandığı, Yargıtay’ın ikinci doktriner görüşü benimsediği ve uyguladığı görülmektedir. hukuk dairelerinden verilen temyizi kabil nihai kararlar ile hakem kararlarının iptali talebi üzerine verilen kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde temyiz yoluna başvurulabilir.” hükmü getirilmiştir. HMK’nın 439’uncu maddesinde ayrıca “Hakem kararına karşı yalnızca iptal davası açılabilir. İptal davası, tahkim yerindeki mahkemede açılır; öncelikle ve ivedilikle görülür.” hükmü de yer almaktadır. TAHKİM DAVALARI HMK’nın 361 ve 439’uncu maddelerindeki düzenleme ile sigorta tahkimi dışındaki tahkim davalarında hakem kararına karşı doğrudan temyiz yoluna başvurulması yerine tahkim yerindeki mahkemede iptal davası açılması, ancak iptal davası sonucunda verilen mahkeme kararının temyiz edilebilmesi usulü benimsenmiştir. Genel olarak tahkim müessesesi hakkında yapılan bu düzenlemenin sigorta tahkimine etkisi hakkında farklı görüşler ileri sürülmekte olup, söz konusu görüşleri iki ana grupta toplamak mümkündür. Birinci görüşte; 5684 29 SİGORTA TAHKİM KOMİSYONU bir kanun yolu öngördüğü, HMK’nın yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonra 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nda 2012 ve 2013 yıllarında çeşitli değişiklikler yapılmasına rağmen kanun koyucunun, Sigortacılık Kanunu’nda yer alan temyiz hükmünü muhafaza ettiği, bu durumun bilinçli bir tercih olduğu ve sigorta tahkiminde hakem kararlarının temyizinde, özel kanun olan Sigortacılık Kanunu’nun 30’uncu maddesinin 12’inci fıkrası hükmünün uygulanması gerektiği ileri sürülmektedir. sayılı Sigortacılık Kanunu’nun yürürlüğe girdiği sırada mer’i olan Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nda da temyizin bir kanun yolu olarak öngörüldüğü ve Sigortacılık Kanunu ile HUMK’a atfen temyiz yolunun getirildiği, oysa 2011 yılında HUMK’nın yürürlükten kalkıp yerine HMK’nın yürürlüğe girmesiyle birlikte hakem kararlarına karşı doğrudan temyiz yoluna gidilmesi yerine iptal davası açılmasının öngörüldüğü, bu durumda sigorta tahkiminde uygulanan usulün de buna bağlı olarak değişmesi ve hakem kararlarına karşı HUMK’nın öngördüğü gibi doğrudan temyize gidilmesi yerine HMK’nın öngördüğü üzere iptal davası açılması gerekeceği ileri sürülmektedir. 5684 sayılı Kanun’un madde gerekçesinde, belirli bir miktarın üzerindeki hakem kararları için Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu çerçevesinde temyiz yoluna başvurulabilmesi ilkesinin benimsendiği ifade edilmekte olup, söz konusu ifade de bu görüşü desteklemektedir. Diğer bir görüşte ise 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun, hakem kararlarının temyizine ilişkin olarak HMK’dan ayrı özel bir düzenleme ile 30 SİGORTACILIK KANUNU Sigortacılık Kanunu’nun 30’uncu maddesinin 23’üncü maddesinde yer alan “Bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun hükümleri, sigortacılıktaki tahkim hakkında da kıyasen uygulanır.” hükmü de bu görüşü desteklemekte ve Sigortacılık Kanunu ile sigorta tahkimine özel hükümler getirilebileceğine işaret etmektedir. Ancak 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nda özel hüküm yok ise HMK hükümlerinin kıyasen uygulanacağını ifade etmektedir. Doktrindeki tartışmaları bir yana bırakıp uygulamaya baktığımızda, 6100 sayılı HMK’nın yürürlüğe girmesinden sonra da sigorta ve itiraz hakemlerince verilen kararlara karşı doğrudan temyiz yoluna gidildiği ve söz konusu davaların Yargıtay tarafından incelenerek karara bağlandığı, dolayısı ile Yargıtay’ın ikinci doktriner görüşü benimsediği ve uyguladığı görülmektedir. Bu hali ile de Yargıtay uygulamasından, Sigortacılık Kanunu’nun 30’uncu maddesinin 12’nci fıkrasında öngörülen temyiz uygulanmasına devam edileceği anlaşılmaktadır. SİGORTA TAHKİMİNE İLİŞKİN İSTATİSTİKLER Başvuruların il bazında dağılımı 2014 Ocak – Eylül döneminde yapılan başvurular Başvuruların illere göre dağılımına ilişkin grafik aşağıda verilmiştir. Komisyon’a şu ana kadar 81 ilden de başvuru yapılmış olup, 3 büyük ilin (İstanbul, Ankara, İzmir) başvurular içindeki payı % 79,32’dir. 2014 yılının ilk 9 aylık diliminde Komisyon’a 6.954 başvuru yapılmış olup, başvuruların 6.560’ı (% 96,77) hayat dışı branşlardan, % 3.23’ü ise hayat branşından gerçekleşmiştir. 31,96 Komisyon’a yapılan başvurulara ilişkin ayrıntılı istatistiki bilgiler aşağıda sunulmuştur. 2012-2013-2014 yıllarının Ocak-Eylül dönemine ilişkin başvuru sayıları 2012, 2013 ve 2014 yıllarının ilk dokuz aylık diliminde Komisyon’a yapılan başvuru adetleri aşağıdaki grafikte verilmiştir. Bu çerçevede, Komisyon’a 2014 yılının ilk dokuz aylık döneminde yapılan başvurular 2012 yılına göre % 329, 2013 yılına göre ise % 313 oranında artış göstermiştir. 2,44 2,66 2,67 2,90 3,99 33,79 6,02 13,57 İSTANBUL ANKARA İZMİR İÇEL ANTALYA 6,954 BURSA KOCAELİ DENİZLİ DİĞER Başvuruların bölge bazında dağılımı 1,682 1,621 2012 2013 2014 Başvuruların poliçe bazında dağılımı Başvuruların poliçe türlerine göre dağılımına ilişkin grafik aşağıda verilmiştir. Söz konusu grafik incelendiğinde, trafik ve kasko poliçelerine ilişkin uyuşmazlıkların Komisyon’a yapılan başvurular içinde % 87 paya sahip olduğu görülmektedir. 1,22 5,33 3,04 3,07 Başvuruların coğrafi bölgelere göre dağılımını gösteren grafik aşağıda verilmiştir. Grafiğin incelenmesinden başvuruların % 44,71’inin Marmara Bölgesi’nden yapıldığı, Marmara Bölgesi’ni % 16,21’lik pay ile Ege Bölgesi’nin ve % 14,81 ile İç Anadolu Bölgesi’nin takip ettiği görülmektedir. m 3,90 5,53 2,42 12,40 44,71 14,82 TRAF‹K KASKO KREDİ YANGIN İSTİHDAM DİĞER 15,77 71,21 16,21 MARMARA BÖLGESİ KARADENİZ BÖLGESİ EGE BÖLGESİ DOĞU ANADOLU BÖLGESİ İÇ ANADOLU BÖLGESİ GÜNEY DOĞU ANADOLU AKDENİZ BÖLGESİ BÖLGESİ 31 TARSİM Devlet Destekli Küçükbaş Hayvan Hayat Sigortası oyunculuk, ülkemiz çiftçisinin tarih boyunca uğraştığı en önemli hayvan yetiştiriciliği dallarından biridir. Koyun yetiştiriciliği et, süt, yün ve deri üretimi açısından ülkemiz ekonomisinde önemli yer tutmaktadır. Koyunculuk özellikle Doğu ve Güney Doğu Anadolu Bölgeleri'nde yaşayan halkımızın önemli bir geçim kaynağını oluşturmuştur. 1980 yılından sonra koyun sayısında önemli bir azalma görülmüş ve koyunculuk üretimi düşmüş olmasına karşın, özellikle son yıllarda Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın aldığı önlemler ve uygulamaya konulan desteklemeler ile bu gerileme durmuştur. Keçi yetiştiriciliğinde 2013 yılı değerlerine göre % 7 büyüme görülmüş olup, koyun yetiştiriciliği için de önümüzdeki yıllarda benzer beklentiler söz konusudur. Ülkemiz ihtiyacı kırmızı et üretiminin % 25'i, süt üretiminin % 12,35'i ve deri üretiminin % 63,18’i koyun ve keçiden karşılanmaktadır. Toplum olarak koyun eti tüketim alışkanlığımız, kuzu eti talebindeki K 32 Devlet Destekli Küçükbaş Hayvan Hayat Sigortası, Mayıs 2011 itibarı ile teminat kapsamına alınmıştır. Ancak kısa sürede yoğun bir talep ile karşılaşmış ve gerek sigortalı hayvan ve gerekse poliçe adedi itibarı ile hızla artan bir grafik çizmiştir. sürekli artış ve Kurban Bayramı nedeniyle, her yıl yaklaşık 2 milyon baş koyunun kesilmesi koyunculuğun önemini ortaya koymaktadır. Dünyada 2,2 milyar adet dolayında küçükbaş hayvan bulunmaktadır. TÜİK 2013 yılı verilerine göre, ülkemizdeki küçükbaş hayvanların adedi, 29.284.247’si koyun ve 9.225.548’i keçi olmak üzere toplam 38.509.795’dir. Küçükbaş Hayvan Kayıt Sistemi verilerine göre en yoğun yetiştiricilik yapılan illerimiz sırası ile Van, Konya, Şanlıurfa, Balıkesir ve Ağrı’dır. Devlet Destekli Küçükbaş Hayvan Hayat Sigortası, Mayıs 2011 itibarı ile teminat kapsamına alınmıştır. Ancak kısa sürede yoğun bir talep ile karşılaşmış ve gerek sigortalı hayvan ve gerekse poliçe adedi, itibarı ile hızla artan bir grafik çizmiştir. KÜÇÜKBAŞ HAYVAN POLİÇE SAYISI 8.054 9.000 POLİÇE SAYISI 7.500 6.488 6.325 6.000 4.500 3.000 1.701 1.500 0 2011 2012 2013 2014 YIL *2014 yılı, 30 Eylül 2014 tarihi itibarı ile alınmıştır. 33 TARSİM Ülkemizde özellikle son yıllardaki küçükbaş hayvan yetiştiriciliğine olan talebin artması ile sigortaya olan ihtiyaç da artmaktadır. Özellikle bilinçli olarak kurulmakta olan entansif küçükbaş hayvancılık işletmeleri, bu alanda sigortaya olan ihtiyacı arttırmaktadır. Bu alanda, Akkaraman, Dağlıç, İvesi, Kıvırcık, Merinos, Morkaraman, Tahirova, İle De France, Romanov gibi yerli ve yabancı menşeili koyun kültür ırkları yetiştirilmekte veya ithal edilerek saf sürüler oluşturulmaktadır. Ayrıca yerli ırklarımız da yerel işletmelerde yetiştirilmeye devam etmekte olup, başta Saanen, Halep, Ankara, Kıl keçi ve Kilis keçi ırkları için son derece modern şartlara sahip entansif işletmeler kurulmaktadır. Ülkemizde doğal iklim özelliklerinde yetiştirilen koyun ve keçi yetiştiricilerimize yönelik verilen kredi uygulamalarında da yine küçükbaş hayvan hayat sigortalarına ihtiyaç duyulmaktadır. Bu alanda Tarım Sigortaları Havuzu (TARSİM), ülkemizin değişik il ve ilçelerinde aktif olarak çalışan 780 veteriner hekim eksper ile ister köy ve kasabalarda olsun, isterse yayla gibi ulaşımı zor olan doğal koşullarda olsun, tüm saha şartlarında, 7 gün, 24 saat risk inceleme ve hasar tespit işlemlerini organize etmekte ve sigortalıların tazminatlarını almalarını sağlamaktadır. HAYVAN SAYISI SİGORTALANAN HAYVAN SAYISI 4.500 4.000 3.500 3.000 2.500 2.000 1.500 1.000 500 0 423.537 399.005 336.636 68.565 2011 2012 2013 2014 YIL *2014 yılı, 30 Eylül 2014 itibarı ile alınmıştır. Devlet Destekli Küçükbaş Hayvan Hayat Sigortası teminatları kapsamında, koyun ve keçiler ile koç ve tekeler; 6’ncı aydan itibaren, 5 yaşına kadar (5 yaş dahil), sigorta edilmektedir. Örneğin 600 TL sigorta bedelindeki 100 adet koyunun sigortalanabilmesi için, toplam primin % 50’si oranındaki sigortalının ödeyeceği koyun başına prim tutarı yaklaşık 30 TL’dir. Diğer % 50’lik tutar devlet tarafından Tarım Sigortaları Havuzu’na aktarılmaktadır. 34 Tarım Sigortaları Havuzu’na üye sigorta şirketleri tarım servisi yetkililerinin katıldığı Eylül 2014 tarihli toplantıda, sigortalıların talepleri değerlendirilmiştir. Bu çerçevede, poliçelerde tarife ve talimatlar çerçevesinde hasar tazminatlarında uygulanmakta olan poliçe sigorta bedelinin % 3 tutarındaki muafiyet uygulamasının ve primin düşürülmesine yönelik çalışmalara başlanmıştır. Ayrıca arilik belgesine sahip işletmelerin de süt sığırı işletmelerinde uygulanmakta olan arilik indiriminden faydalanabilmeleri konularında düzenleme yapılmasına ilişkin çalışmalar yapılacaktır. Sistemin sürdürülebilirliğinin sağlanması ve sigortalıların ihtiyaçları göz önünde bulundurularak, ülkemiz hayvancılığının gelişimine katkı sağlayacak her türlü adım atılmaya devam edecektir. Sigorta kapsamı ve sigortalanan tehlikeler Veteriner Bilgi Sistemi’ne (TÜRKVET) kayıtlı olan koyun ve keçi ile koç ve tekeler, yapılacak risk değerlendirmesi sonucunda, sigortaya kabul edilir. Bu sigorta, sigortalı küçükbaş hayvanlarda; · Genel Şartların A.3 maddesinin (a) fıkrasında belirtilen hastalıklar hariç olmak üzere (5996 Sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu’na göre ihbarı mecburi olan hastalıklar), her türlü hayvan hastalıkları ve gebelik, doğum veya cerrahi müdahale, · Her türlü kaza, vahşi hayvan saldırısı, yılan ve böcek sokması, · Zehirli çayır otları ve yem'e bağlı zehirlenmeler, · Her türlü doğal afetler ve güneş çarpması, · Yangın veya infilâk, sebebiyle meydana gelen ölümler ve mecburi kesim riskleri Genel Şartlar ile tarife ve talimatlar çerçevesinde sigorta kapsamındadır. Primlerin ödenmesi Küçükbaş Hayvan Hayat Sigortası’nda, poliçede yazılı primin % 50'si devlet tarafından karşılanmaktadır. Sigortalı tarafından ödenecek olan primin % 25'i peşin alınır, kalan prim tutarı da en fazla 5 taksitle tahsil edilir. Hasar ihbarları En geç 24 saat içinde doğrudan ya da acente aracılığı ile TARSİM Çağrı Merkezi’ne (444 82 77) yapılır. İşleyiş ve hasar organizasyonu Üretici, Veteriner Bilgi Sistemi’ne kayıtlı olan koyun ve keçi ile koç ve tekelerini, sigortalatmak için Tarım Sigortaları Havuzu’na üye sigorta şirketine veya acentesine başvurur. Acente, Tarım Sigortaları Havuzu tarafından yaptırılan risk inceleme işleminden sonra poliçeyi düzenler. POLİÇELEŞME AŞAMASI İŞ AKIŞI SİGORTA BAŞVURU ONAY TÜRKVET BİLGİ GÜNCELLEME YETİŞTİRİCİ KAYIT KONTROL ACENTE POLİÇE ONAY Küçükbaş Hayvan Hayat Sigortası’nda; Tarım Sigortaları Havuzu tarafından görevlendirilen veteriner hekim eksper, hasar ihbarı yapılan hayvanı en kısa süre içerisinde görüp, gerekli incelemesini yaparak "Çiftlik Hayvanları Sigortaları Küçükbaş Hayvan Hasar Raporu'nu” düzenler. Hasar dosyasının tamamlanmasını takiben, kesinleşmiş tazminat miktarı en geç 30 gün içinde Tarım Sigortaları Havuzu tarafından sigortalıya banka kanalıyla ödenir. m KÜÇÜKBAŞ HAYVAN HAYAT SİGORTALARI SİGORTA ETTİREN / SİGORTALI (Yetiştirici) HASAR İHBARI ÇAĞRI MERKEZİ 444 82 77 HASAR ÖDEMESİ HASAR RAPORU VETERİNER HEKİM - EKSPER (Hasar Tespiti) 35 SİGORTA BİLGİ VE GÖZETİM MERKEZİ Fraud Projesi Ayd›n SATICI Sigorta Bilgi ve Gözetim Merk ez i Müd ürü BM’nin kuruluşunu düzenleyen Sigortacılık Kanunu Madde31/B, SBM’nin sigorta sözleşmelerinden doğrudan ya da dolaylı da olsa menfaat sağlayanların olası sigorta suiistimallerinin (fraud) tespiti ve risk değerlendirmesini yapmak üzere veri toplamasını öngörmektedir. Suiistimal ya da fraud; para, mal veya hizmet elde etmek, ödemeden kaçınmak, hizmet zararını karşılamamak veya şahsen ya da işle ilgili avantaj sağlayarak haksız kazanç sağlamak suretiyle gerçekleştirilebilir. Suiistimali gerçekleştiren aktör gerçek kişi veya kurum olabilir. S 36 Düşük hacimli, yüksek tutarlı planlı organize fraud vakalarının tespit edilebilmesi için ileri veriye dayalı çözümler bir çok ülkede başarılı bir şekilde kullanılmaktadır. İngiltere’de %10’u, Fransa’da %15’i ve İsviçre’de ise %10’u suiistimalden kaynaklanmaktadır. Türkiye’de sektör uzmanlarının bu orana ilişkin tahmini ise %10-%30 aralığında olduğudur. Trafik ve Kasko ürünlerinde 2013 yılında gerçekleşen hasar ödemelerinin yaklaşık 3.8 Milyar TL olduğu göz önüne alındığında Türkiye’deki suiistimal kaynaklı ödeme tutarının 380 Milyon TL/yıl ile 570 Milyon TL/yıl arasında gerçekleştiği düşünülebilir. Sigortacılığın temel amacı hasarın meydana gelmesini engellemek değil, ortaya çıkacak hasarın diğer sigortalılar arasında dağıtılarak, doğacak zararın tüm sigortalılar tarafından kabul edilebilir seviyede kalmasını sağlamaktır. Olası zararların sistem içindeki birimlere dağıtımı ise prim ile gerçekleştirilir. Gerçekleşen zararın ve geleceğe dönük riskin yüksek olması durumunda primin de artması doğaldır. Bu noktada suiistimaller, hiç gerçekleşmemiş hasarlar ya da hacmi düşük hasarların şişirilmesi ile şirketlerin hasar ödemelerini artırmaktadır. Suiistimalin sistem içinde bulunan diğer kişilerin zararına neden olmak üzere hileli bir şekilde avantaj sağlamak olduğu dikkate alındığında yukarıda bahsi geçen ve minimum 380 Milyon TL/yıl olan rakamın hem sigorta şirketlerine hem de sistem içinde bulunan tüm sigortalılara yük getirdiği açıktır. Basit bir mantıkla düşünülecek olursa hiç suiistimal olmasaydı sigorta şirketleri %10 daha az hasar ödemesi gerçekleştirecek, böylelikle sigortalılar araçlarını daha düşük maliyetlerle sigorta ettirebilecekti. SUİİSTİMALİN BOYUTU MERKEZİ VERİ TABANI Sigortacılık sektöründe suiistimalin finansal boyutu ile ilgili olarak yapılan bir araştırmaya göre hasar ödemelerinin ABD’de %15’i, Özellikle düşük hacimli ve yüksek tutarlı planlı organize fraud vakalarının tespit edilebilmesi için ileri analitik uygulamalarla desteklenmiş veriye dayalı çözümler bir çok ülkede başarılı bir şekilde kullanılmaktadır. Global örnekler incelendiğinde SBM benzeri sektörel üst yapılara sahip ülkelerde (İspanya, İngiltere, Güney Kore, Almanya, Amerika) analitik çözümlerle suiistimallerin önceden tespit edilerek önemli ölçüde önlenebildiği görülmektedir. Buradan yola çıkılarak gerek sigorta şirketlerinin gerekse sigortalılar için maddi kayıplara yol açan TrafikKasko suiistimallerini önleyebilmek amacı ile Türkiye’de benzer bir projeyi SBM’de yapmak üzere gerekli yazılım ve danışmanlık alımına gidilmiştir. kullanıldığı görülmektedir. SBM veritabanlarında da hasar dosyaları ile ilgili eksperler tarafından free text alanlara girilmiş yorumlar yer almaktadır. Söz konusu metinlerin, text mining algoritmaları ile analiz edilmesinden elde edilecek kural ve yeni girdilerle “fraud tespit ve erken uyarı modellerinin” etkinliğinin artırılması söz konusu olabilecektir. Veri kalitesi çalışmaları, müşteri/ürün verilerinin de SBM’ye alınarak veri zenginliğinin artırılması ve KKB/EGM gibi dışsal veri kaynakları ile yapılacak entegrasyonlar tahmin gücü daha yüksek modellerin kurulabilmesine imkan tanıyacaktır. Geliştirme ve modellerin operasyonal hale getirilmesinin halen devam ettiği çalışma ile Türkiye’de ilk kez tüm sigorta şirketlerinin verisi kullanılarak kapsamlı bir fraud önleme projesi gerçekleştirilmektedir. Benzer projelerin sigorta şirketleri tarafından kendi veri tabanları üzerinde yapıldığı bilinmektedir. Ancak SBM gibi tüm sigorta şirketlerinin verisinin toplandığı merkezi bir veri tabanında sigortalıya ait tüm tarihçenin görülebilmesi nedeni ile mevcut projeden elde edilecek analitik modellerin, dolayısı ile erken uyarıların performansının çok daha yüksek olacağı aşikardır. Trafik ve kasko ürünleri için yapılan projenin Fraud Büro’nun kurulması ile model çıktılarının etkin bir şekilde kullanılması söz konusu olacaktır. Bu süreç kendi içinde modele ilişkin geri bildirimlerin de üretilmesini sağlayacak model sürekli olarak iyileştirilecek, fraud kuşkulu hasar dosyalarının hızlı bir şekilde değerlendirilmesini sağlamak üzere SNA ekranları ve destekleyici BI raporlarının olgunlaşması da sağlanacaktır. Buna paralel olarak projenin finansal faydaları görüldükçe benzer projenin yurtdışı örneklerde olduğu gibi başta sağlık olmak üzere diğer branşlarda da yapılması gündeme gelecektir. FRAUD BÜRO Son zamanlarda farklı sektörlerde de olsa analitik çalışmalarda yapısal olmayan veri kaynaklarının da artan bir şekilde 37 KONUK YAZAR İşsizlik sigortaları ve suiistimalleri… Atilla ÇİLİNGİR CGM Hasar Araştırma Bölüm Müdürü "Adaletsizliği önlemeye gücümüz yetmediği zamanlar olabilir ama adaletsizliğe itiraz etmekten aciz olduğumuz bir zaman asla olmamalıdır." Elie WİESEL ürkiye Sigorta Sektöründe 2007 yılının Ekim ayından beri ‘’Özel İşsizlik Sigortası’’ ürünü tüketicilerimizin kullanımındadır. T Bundan 7 yıl önce ilk kez sektörün en büyüklerinden olan bir sigorta şirketimizin kullanıma sunmuş olduğu bu ürün; daha çıkar çıkmaz özellikle internet - telefon üzerinden yapılan satışlar sonrasında inanılmaz bir satış adedine ulaşmıştır. Bu ürünün en çarpıcı yönü; çok az bir prim ödenmesiyle, çalışanlar işsiz kaldıklarında oluşan önemli risklerini teminat altına almasıdır. Ülkemizde çalışan kesimin büyük bir bölümünün işsiz kaldıklarında ve mevcut geliri kaybolduğunda; hayatlarını 6 ay – 1 yıl kadar yaşam standartlarına uygun bir şekilde devam ettirecek, borçlarını, kredi kartları taksitlerini ödeyecek kadar birikimleri yoktur. 2- Kredi ödeme teminatı güvencesi: Sigortalılar işsiz kaldıklarında, 12 ay’a kadar kredi taksitleri ödenebilmektedir. 3- Kredi kartı güvencesi teminatı: Çalışanın işsiz kalması durumunda, işsiz kaldığı tarihten önce kredi kartı son hesap özetindeki toplam harcama tutarına; 10.000 TL’ye kadar, ileriye dönük taksitlere ödeme güvencesi sağlamaktadır. Belirli bir birikimi olanlarda işsiz kalmaları durumunda; başka amaçlar için zar zor biriktirdiği tasarruflarını, tamamen sıfırlamak zorunda kalmayı istememektedir. Son dönemde dünya genelinde yaşanan ekonomik kriz, doğal olarak ülkemizi de etkilemiştir. Ülkemizde yaşanan türlü ekonomik olumsuzluklar nedeniyle artan işsizlerin sayısına paralel olarak, işsizlik sigortalı sayısında da önemli bir artış olmuştur. Tam bu noktada, işsizlikle karşı karşıya kalındığında; aylık kira, fatura gibi sabit gider kalemleri olan, kredi kartıyla her ay belirli harcamalar yapan, ya da aylık kredi taksit ödemeleri olan çalışanlar için ‘İşsizlik Sigortası’ devreye girmektedir. Ancak bu ürünün satış rakamlarındaki artış; ne yazık ki, pek çok suiistimali de beraberinde getirmiştir. İşsizlik Sigortasının üç asıl teminatı bulunmaktadır: 1- Gelir güvencesi teminatı: Bu teminat kapsamında, sigortalılar işsiz kaldıklarında aylık maaş alabilmektedirler. 38 Son dönemde dünya genelinde yaşanan ekonomik kriz, doğal olarak ülkemizi de etkilemiştir. Ülkemizde yaşanan türlü ekonomik olumsuzluklar nedeniyle artan işsizlerin sayısına paralel olarak, işsizlik sigortalı sayısında da önemli bir artış olmuştur. Ancak özel işsizlik sigortası ürününün satış rakamlarındaki artış pek çok suiistimali de beraberinde getirmiştir. Aslında dünya geneline baktığımızda, ekonomik krizlerin yaşandığı dönemlerde, o ülkenin çalışma hayatının olumsuz etkilenmesiyle büyüyen işsizlik oranı; bu tür sigorta ürünlerinin vermiş olduğu teminatlarda, akla hayale gelmeyecek olumsuzlukların ve suiistimallerin yaşanmasına da neden olmaktadır. İşsizlik Sigortasında ortaya çıkan suiistimallerden örnekler "Şirketin günlük tahsilatlarını kontrol için gelmiştim." · Kredi kartı teminatı çerçevesinde işsizlik sigortası Diğer bir işsizlik sigortası araştırması ise; aylık maaşı 3500 TL olan bir sigortalının, yine kredi kartı teminatı çerçevesinde işsiz kaldığını beyan ederek, tazminat talebinde bulunmasıydı. tazminatı talebinde bulunan bir sigortalımızın kredi kartı hesap ekstrelerini incelerken, bir balık marketinden 2000 adet alabalık aldığını ve ödemesini de kredi kartından yaptığını tespit ettik. Bu ilginç alımın araştırmasını yaptığımızda; sigortalının iş akdini fesih eden işletmenin sahibi ile görüştük. O şirketin finansman müdürü olarak çalışan sigortalının iş yerinin toplam 150 personelden oluştuğunu tespit etmiş, işyeri sahibine sigortalının almış olduğu ücret, son dönemde yapmış olduğu harcamalar, vb. hususları sorarak yapmış olduğumuz durum tespiti sırasında; alımını yaptığı 2000 adetlik alabalık alışverişini sorduğumuzda, oldukça ilginç bir yanıt aldık: "Bu kişi işten ayrılırken, bu kadar sayıda balık ile tüm çalışanlarımıza bir veda yemeği vermiş olsa dahi, bu kadar balık yenmez" Ama daha ilginç yanıt, bu alışverişin yapıldığı ve kredi kartının kullanıldığı balık marketinin sahibi ile yapmış olduğumuz görüşmeden geldi: "Bizden ilk kez bu kadar balık almıyor ki; daha önce de almıştı." · Yine Güney Marmara Bölgesi'nin bir ilinde yap- tığımız araştırmada: işten çıkarıldığı gerekçesi ile işsizlik tazminatı talebinde bulunan bir sigortalı, işten ayrıldım dediği yerde; ‘kasiyer’ olarak karşımıza çıktı. · İlginç bir tespit de Adana’da yaptık. İşsizlik araştırmasını yapacağımız sigortalının iş akdini fesih eden şirketten içeriye girip de muhasebe müdürü ile görüşmek istediğimizde; görevlinin götürdüğü odanın kapısında, işten çıkarıldığını beyan ederek, bir hayli yüklü tazminat talebinde bulunan sigortalının adı ve soyadı yazıyordu. Kapıyı vurup içeriye girdiğimizde ise; işten çıkarıldığını beyan eden sigortalıyı masasında çalışır vaziyette bulduk. Masasının üzerinde de adı ve soyadı yazılı isim plaketi de vardı. Sigortalı bir hayli şaşırdı. Bu şaşkınlık içinde bize vermiş olduğu yanıt, daha da şaşırtıcı oldu. Bu sigortalının da kredi kartı hesap ekstresini kontrol ettiğimizde, her birisi 6000 TL olan iki çift ayakkabı alımını tespit ettik. 3500 TL maaşı olan bir çalışan, nasıl oluyordu da her biri 6000 TL olan iki çift ayakkabı alabiliyordu? Bu soruyu sigortalıyı işten ayıran şirketin yönetim kurulu başkanına (ülkemizin önde gelen, çikolata ve şekerleme grubu) ilettiğimizdede, aldığımız cevap çok çarpıcıydı. "Ben bile hayatımda bu kadar pahalı ayakkabı giymedim. Utanmadan bir de sigorta şirketini dolandıracak öyle mi?" diyerek, istemiş olduğumuz belgeyi tereddütsüz imzalayarak vermişti. Yukarıda birkaç örneğini vermiş olduğum suiistimaller, sadece işsizlik sigortalarında değil, diğer sigorta branşlarında da giderek artmaktadır. Sahte - hileli hasar, eksik beyan, kötü satış vb. nedenlerle ‘sigorta suiistimallerinin’ giderek arttığı sigorta sektöründe; bu konuda inisiyatif alarak, sektöre hizmet sunacak, yasal yetkilerle donanmış ‘sigorta müfettişi – hasar araştırma uzmanı sigorta dedektifi’ kavramını temsil eden uzmanların kullanılması, her sigorta şirketinde görev alması zamanı gelmemiş midir? AB’ye giriş sürecinde bir hayli mesafe alan ülkemizde faaliyet gösteren sigorta şirketlerimizin neredeyse tamamında dünyanın önde gelen sigorta şirketlerinin sermaye ortaklığı yaptığı günümüzde; Avrupa ve ABD’deki uygulamalara benzer, yasal yetkilerle donanmış ‘hasar araştırma uzmanlarının’ sektörde faaliyet gösterebilmeleri için bu önemli konuyu TSB vasıtasıyla Hazine Müsteşarlığı’na aktarmaları, sektör açısından önemli bir boşluğu giderecektir. Unutulmamalıdır ki; etkin bir hasar araştırması doğru hasarın eksiksiz ödenmesini sağladığı gibi sigorta primlerini zamanında ödeyen dürüst sigortalıları da koruyacaktır. m 39 BİRLİK’TEN HABERLER İbrahim Çanakçı’ya veda Hazine Müsteşarı İbrahim Çanakcı için düzenlenen veda resepsiyonunda Birliği, Başkan Ramazan Ülger temsil etti aşbakan Yardımcısı Ali Babacan, Uluslararası Para Fonu (IMF) İcra Direktörlüğü görevine atanan Hazine Müsteşarı İbrahim Çanakcı için bir veda resepsiyonu düzenledi. Resepsiyona Babacan'ın yanı sıra Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, BDDK Başkanı Mukim Öztekin, SPK Başkanı Vahdettin Ertaş katıldı. Türkiye Sigorta B Birliği'ni Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Ülger'in temsil ettiği resepsiyona ayrıca, Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Aydın, Rekabet Kurumu Başkanı Nurettin Kaldırımcı, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Anadolu Ajansı Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Kemal Öztürk ile bakanlık müsteşarları, yabancı misyon şefleri, bankaların yöneticileri, bürokratlar ve Müsteşarlık çalışanları katıldı. IAIS Temel İlkeleri sektör ile paylaşıldı luslararası Sigorta Denetçileri Birliği (IAIS) tarafından hazırlanan Sigortacılık Temel İlkeleri, Standartları, Rehberleri ve U 40 Değerlendirme Metodolojisi başlıklı çalışma Birlik tarafından Türkçe’ye çevirilerek sektör ile paylaşıldı. Gelir İdaresi ile çalışma toplantısı irlik, 12-14 Eylül 2014 tarihleri arasında T.C. Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı yetkililerinin katılımı ile Afyon Güral Otel’de düzenlenen çalışma toplantısına ev B sahipliği yaptı. Toplantıda sigorta sektörünün vergilendirilmesi ile ilgili sorunlar ve bu konulardaki çözüm önerileri Gelir İdaresi Başkanlığı yetkilileri ile paylaşıldı. IUMI ve IMIA 2014 toplantılarına katıldık irlik, 21-24 Eylül 2014 tarihleri arasında Uluslararası Nakliyat Sigortacıları Birliği’nin (IUMI) Hong Kong’da düzenlenen 2014 yılı toplantısına katıldı. Toplantıda Birlik, Genel Sekreter Yardımcısı Atilla Oksay ile Nakliyat Komitesi Başkanı Bülent Akyüz tarafından temsil edildi. Üç gün süren toplantıda nakliyat sigortalarındaki gelişmeler ve sorunlar ele alındı. B Birlik, 20–24 Eylül 2014 tarihleri arasında Uluslararası Mühendislik Sigortacıları Birliği’nin (IMIA) Cannes’da gerçekleştirilen 2014 yılı toplantısına katıldı. Birçok ülkeden üst düzey uzmanın katıldığı toplantıda Birlik, Genel Sekreter Mehmet Kalkavan ile Mühendislik Sigortaları Komitesi Başkanı Volkan Babür tarafından temsil edildi. Toplantı kapsamında çalışma grupları tarafından mühendislik sigortalarına ilişkin gündemdeki konular değerlendirilerek mevcut sorunların çözümüne yönelik görüş alışverişinde bulunuldu. 41 BİRLİK’TEN HABERLER BİRLİĞİMİZE ZİYARETLER Falia Ağustos 2014 tarihinde Japonya merkezli sigorta eğitim kuruluşu FALIA, Türkiye temaslarıdoğrultusunda Birliğe bir çalışma ziyareti gerçekleştirdi. Birliğin, Genel Sekreter Mehmet Kalkavan, Genel Sekreter Yardımcısı Kerem Özdağ ve Uluslararası İlişkiler Uzmanı Müge Soysal 15 Toplantı kapsamında FALIA heyeti, 2015 yılında Türkiye’de eğitim gerçekleştirmeye yönelik taleplerini Birlik ile paylaştı. Nippon Life Insurance Europe Ağustos 2014 tarihinde Japonya merkezli Nippon Life Şirketi’nden bir heyet Birliğe çalışma ziyareti gerçekleştirdi. Nippon Life Londra ofisinden temsilcilerin katıldığı toplantıda Birlik, Genel Sekreter Yardımcısı Kerem Özdağ ile Uluslararası İlişkiler Uzmanı Müge Soysal tarafından temsil edildi. Ağustos 2014 tarihinde Birliğimizin üyesi olduğu Avrupa Sigorta ve Reasürans Federasyonu Insurance Europe Genel Sekreteri Michaela Koller ile Uluslararası İlişkiler Sorumlusu Hannah Grant Birliği ziyaret etti. Birliğin Genel Sekreter Mehmet Kalkavan, Genel Sekreter Yardımcısı Kerem Özdağ ve Uluslararası İlişkiler Uzmanı Müge Soysal tarafından temsil edildiği toplantıda gelecek yıl Türkiye’nin başkanlığında gerçekleştirilecek G20 Zirvesi temasları, Global Sigorta Birlikleri Federasyonu (GFIA) üyeliği ile Birlik ve Insurance Europe ilişkileri değerlendirildi. 21 Toplantıda; Birlik tarafından Birliğin yapısı, gerçekleştirdiği çalışmalar, Türk sigorta sektörü ve hayat branşına ilişkin gerçekleştirilen sunumun ardından Nippon Life heyeti tarafından yöneltilen sorular yanıtlandırıldı. 42 tarafından temsil edildiği toplantıda, konuk heyet tarafından FALIA’nın eğitim faaliyetleri hakkında bilgilendirme yapıldı. 28 SİGORTA BİLGİ VE GÖZETİM MERKEZİ ‘Mobil Kaza Tutanağı’ dönemi 1 Nisan 2008 tarihinden bu yana kağıt form ile düzenlenen Kaza Tespit Tutanakları artık akıllı telefonlardan da doldurulabiliniyor. obil Kaza Tutanağı uygulaması dünyada ilk defa Türkiye'de, akıllı telefonlarda kullanıma açıldı. 1 Nisan 2008 tarihinden bu yana kağıt form ile düzenlenen Kaza Tespit Tutanakları artık akıllı telefonlardan da doldurulabiliniyor. Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi tarafından geliştirilen “Mobil Kaza Tutanağı” uygulaması ile artık sürücüler, tutanak doldurma işlemini çok daha hızlı ve kolayca yapabilecek. Dolayısıyla Mobil Kaza Tutanağı kullanıldıktan sonra sigorta şirketini aramaya ve tutanağı şirkete iletmeye gerek kalmıyor. Mobil uygulamayı kullanan sürücülerin artık araçlarında güncel kaza formu ve kalem taşımasına gerek bulunmuyor. Kaza tespit tutanağını düzenlemek için kaza yerinde sadece bir akıllı telefon bulunması yeterli. Sürücülere her yönden büyük kolaylık getiren “Mobil Kaza Tutanağı” uygulaması ile birçok kazanım elde edilecek; M Ayrıca poliçe bilgilerine de tek tık ile ulaşabiliyor. Poliçelere; · Plaka ve ruhsat sahibinin kimlik numarası ile sorgulama yaparak, · Bu bilgiler profile kaydedilmiş ise profilden getirme özelliği ile, · Ya da Kare kodlu poliçelerdeki kare kod okutulatarak, otomatik olarak ulaşabiliyor. KAZADAN SONRA Kazadan sonra tutanaklar otomatik olarak anında şirketlere iletiliyor. Kazadan sonra hangi taraf kusurlu bulundu? Artık bu sorunun cevabı için uğraşmaya gerek yok. Kazanın kusur durumu belirlendiği anda tutanağın girildiği cep telefonlarına SMS ile bilgilendirme yapılıyor ve kusur oranları uygulama üzerinden görülebiliyor. · · · · · · · · KTT formunun taşınmasına gerek kalmaması, Tutanağın anında sigorta şirketlerine iletilerek zaman kaybının önlenmesi, Daha az bilgi ile tutanak girişinin sağlanması, Daha hızlı tutanak girişinin sağlanması, Kare kod ile poliçe bilgilerine hızlı erişim, Uygulamadaki yönlendirmeler ile tutanak girişindeki hata oranının azaltılması, Kaza kusur değerlendirmelerinin daha hızlı yapılması, Sonuç kusur oranlarını online takip edebilme imkanı 43 SİGORTA BİLGİ VE GÖZETİM MERKEZİ Mobil Sigorta Sorgu igorta Bilgi ve Gözetim Merkezi (SBM)’nin 2014 yıldız projelerinden biri olan “Mobil Sigorta Sorgu” uygulaması kullanıma açıldı. SBM bu uygulama ile web sitesi üzerinden sunduğu online işlem hizmetini bir adım daha ileriye götürerek akıllı telefonlara taşıdı. Poliçe sorgulamada kullanıcıya büyük kolaylıklar sağlayacak uygulama App Store’dan indirilebilir. S “Mobil Sigorta Sorgu” uygulaması, akıllı telefonlardan kolay ve hızlı bir şekilde poliçe, acente, eksper, kaza tutanağı sorgulama ve eksper atama gibi işlemleri yapmaya olanak sağlıyor. Mobil Sigorta Sorgu ile profil ve poliçe bilgileri girilerek birçok sigorta sorgu işlemi akıllı telefonlardan yapılabiliyor. Trafik ve Kasko Poliçeleri, Hayat Poliçeleri, Seyahat ve Sağlık Poliçeleri, Yeşil Kart, Zorunlu Karayolu Taşımacılık ve Zorunlu Ferdi Koltuk Poliçeleri sorgulanarak poliçe bilgileri kontrol edilebiliyor. EKSPER DE ATANABİLİR Artık eksperin araç onarımı ile ilgili belirlediği tüm detaylara ulaşmak çok kolay. Plaka, T.C. kimlik numarası ve hasar tarihi girilerek eksper raporu bilgilerine kolayca ulaşılabilir. Artık akıllı telefonlardan eksper atamak da mümkün. Uygulama sayesinde poliçe ve hasar bilgileri girilerek eksper havuzundan eksper seçilebilir ya da sistem tarafından rastgele seçme yöntemiyle eksper atama işlemi gerçekleştirilebilir. EN YAKIN ACENTE Acente sorgulama adımı ile yakındaki acenteler öğrenilebildiği gibi, iletişim bilgileri ve acenteye nasıl ulaşılacağı da harita yardımı ile görüntülenebilir. Aynı işlemleri takip ederek eksper bilgilerine ulaşmak da mümkün. Mobil Sigorta Sorgu ile kaza tespit tutanaklarının son durumu anlık olarak görüntülenebilirken; sonuçlanan dosyaların kusur oranları da öğrenilebiliyor. Ayrıca uygulama aracılığı ile KTT sonuç kusur oranınına itiraz edilebilmesi Mobil Sigorta Sorgu’nun dikkat çeken bir başka özelliği. Tamamlayıcı sağlık sigortası GK ve Özel Sağlık Sigortası yapılanması ile Sosyal Güvenlik Kurumu mensuplarının ekonomik koşullarla sağlık sigortasına sahip olmaları sağlanmıştır. Düzenlemeyle, kurum tarafından kapsama alınmayan, kapsam dahiline alınmış olsa bile kısmen karşılanan sağlık harcamalarının oluşması durumunda veya kişilerin daha yüksek standartlarda sağlık hizmeti almayı talep etmeleri halinde tamamlayıcı sağlık sigortası ile sağlık hizmetleri rahat ve sürdürülebilir yapılmıştır. S Tamamlayıcı sağlık sigortası öncesinde hastalardan alınan ilave ücret, otelcilik ücreti gibi cepten ödenen kısımların sigorta şirketleri tara- 44 fından ödenmesi sağlanmıştır. Diğer bir ifadeyle, kurum tarafından ödenmesi gereken sağlık hizmetleri kuruma, ilave ücret ise özel sigorta şirketine fatura edilebilecektir. Bu model yıllardır birçok gelişmiş dünya ülkesi (Almanya, Hollanda, Fransa vs.) tarafından uygulanmakta ve sağlık harcamalarının sürdürülebilirliğine katkı sağlamaktadır. Sağlık sigortası bilincinin artması, özel hastanelerin SGK ile yapacakları anlaşmalar ve fark ücretleri, tamamlayıcı veya destekleyici sağlık sigortasının çerçevesinin belirlenmesi ve ekonomik istikrar, özel sağlık sigortalarının gelecekte daha da yaygınlaşmasını sağlayacaktır. Ferdi kaza poliçeleri SBM’de... eklenmedik veya ani bir olay neticesinde vefat, sürekli sakatlık gibi durumlar için teminat veren sigorta türü olan Ferdi Kaza Sigortaları Haziran ayı sonu itibari ile SBM’de toplanmaya başlandı. Ferdi Kaza, Uçak Yolcu Kaza ve Uzun Süreli Ferdi Kaza ana branşlarından oluşan Ferdi Kaza Sigortaları’nda poliçe üretimi en çok Ferdi Kaza branşında hayat dışı şirketleri tarafından yapılmaktadır. B Sigorta priminin uygun olması, hem elementer hem de hayat şirketleri tarafından üretime konu olması gibi nedenlerle, ferdi kaza sigortaları adet olarak birçok sigorta branşından daha büyük bir paya sahiptir. Birlik tarafından yayımlanan istatistikler doğrultusunda Ferdi Kaza branşında 2014 Ağustos sonu itibariyle toplam poliçe adedi 5.032.978 ve toplam sigortalı adedi 8.807.848 şeklindedir. 2014 Haziran ayı sonu itibariyle başlayan veri transferleri sonucu, yaklaşık 4 ay gibi kısa bir sürede sistemimizde 4 milyon adet poliçe toplanmıştır. İlgili proje kapsamında sigorta şirketlerinin üretim ve tazminat bilgileri SBM sistemlerinde toplanmakta ve bu bilgilere bağlı olarak anlık sorgulamalar yapılabilmektedir. Konsolide edilmiş iş zekası raporları ise çok yakın zamanda yayımlanmaya başlayacaktır. Sigorta şirketleri web servisler aracılığıyla, en fazla 1 iş günü gecikme ile kayıtlarını SBM’ye transfer etmektedir. Son zamanlarda ülkemizde giderek artan iş kazaları ile birlikte ferdi kaza sigortası sektör içindeki payını arttırmaya devam etmektedir. Ferdi kaza sigortalı olma oranının her geçen sene arttığı ve önem kazandığı ülkemizde, sağlıklı fiyatlandırmanın yapılması ve suiistimallerin önlenmesi adına bu bilgilerin SBM’de toplanması sektörün gelişmesine önemli katkı sağlayacaktır. Bu proje ile birlikte şu kazanımların elde edilmesi beklenmektedir: · Sigortalılığın izlenebilmesi, · Suiistimallerin önüne geçilmesi, · Şirketlere daha doğru risk analizi ve fiyatlandırma yapma imkanı, · Konuya ilişkin poliçe ve tazminat bilgilerinin sektör tarafından takibinin yapılabilmesi, · Sektöre fayda getirecek sağlıklı istatistik ve raporların sunulabilmesi, · Sektöre olan güveni arttırılması 45 TSEV Temel Sigortacılık Eğitim Programı igorta sektörünün üst düzey yöneticilerinin, uzmanların ve akademisyenlerin görev aldığı Temel Sigortacılık Eğitim Programı, sektör çalışanlarının genel sigortacılık ve sigorta branşları konularında uzmanlaşmalarını sağlıyor. Türk sigorta sektörünün işgücü niteliğinin ve verimliliğinin arttırılmasında önemli bir rol oynayan 32. dönem Temel Sigortacılık Eğitim Programı 14 Ekim tarihinde başladı. S Temel sigorta bilgilerinin yer aldığı programın birinci dönemi 28 Ocak 2015 tarihinde sona erecek. Birinci dönem derslerinin tamamlanması ardından öğrencilerin çalışma ve ilgi alanına göre Yangın ve Mühendislik Sigortaları, Kaza 46 Sigortaları, Nakliyat Sigortaları, Hayat Sigortaları, Sağlık Sigortaları, Muhasebe branşlarından birini seçerek devam edeceği programın ikinci dönemi 29 Mayıs tarihinde sona erecek. Gece ve gündüz olmak üzere iki grup olarak açılan Temel Sigortacılık Eğitim Programı dersleri gündüz grubu için 13:30-16:30 ve gece grubu için 17:00-20:00 saatleri arasında gerçekleştirilecek. Temel Sigortacılık Eğitim Programı'nı birincilikle bitiren öğrenci, Türk Sigorta Enstitüsü Vakfı tarafından belirlenen bütçe çerçevesinde yurt dışı eğitim bursu ile ödüllendirilecek. ORYANTASYON VE TANIŞMA Program öncesinde eğitim programı ile ilgili bilgi vermek ve Türk Sigorta Enstitüsü Vakfı’nı tanıtmak üzere “Oryantasyon ve Tanışma Toplantısı” 10 Ekim tarihinde Milli Reasürans Konferans Salonu’nda düzenlendi. Temel Sigortacılık Eğitim Programı eğitmenlerinin de katıldığı toplantı, TSEV Müdür Vekili ve İdari ve Mali İşler Birim Yöneticisi Ayşe Akçay'ın açılış konuşmasıyla başlayıp, Eğitim Birim Yöneticisi Berna Kaçar'ın Vakfın çalışmalarını ve eğitim programlarını tanıtan sunumuyla devam etti. Oryantasyon ve tanışma toplantısı kapsamında öğrencilere, programla ilgili ihtiyaç duyabilecekleri her türlü bilgiyi içeren oryantasyon dosyası dağıtıldı. 47 TSEV Sektörün nabzını tutmaya devam ediyoruz SEV, 2014 yılı içerisinde bugüne kadar toplamda 476 katılımcının katıldığı Kısa Süreli Eğitim Programlarının, Ekim-Kasım-Aralık döneminde yer alan eğitim programlarını sektör çalışanlarına duyurdu. T Sektörün gündemindeki konuların ele alındığı program kapsamında yer alan eğitim başlıklarının bazıları şu şekilde: Sigorta branşı eğitimleri kapsamında Makine Kırılması ve Elektronik Cihaz Uygulamaları ve Takip Eden Kâr Kaybı Sigortaları, Deprem Mühendisliği ve Hasar Hesaplama Yöntemleri, Ürün Sorumluluk Sigortaları ve Ürün Geri Çağrılması, Tekne ve Emtia Sigortaları ve Destekten Yoksun Kalma ve Maluliyet Tazminatı Hesaplamaları gibi eğitim konu başlıkları yer alıyor. Bu üç ayda hayat ve emeklilik şirketlerine yönelik olarak; Sosyal Güvenlik Sistemi, Bireysel Emeklilik Sistemi ve Hayat Sigortalarının Etkileşimi, Hayat ve Kaza Sigortalarında ve Bireysel Emeklilik Sisteminde Tazminat Yönetimi, Teknik Karşılıkların Hayat Sigortacılığı Açısından Değerlendirilmesi, Hayat ve BES Vergi Uygulamaları, Bireysel Emeklilik Sistem’inin Temel Esasları konularına özel olarak yer veriliyor. Sigorta sektöründe çıkan yeni yönetmelikler kapsamında Dağıtım Kanalları ve Pazarlama Stratejisine ve Bankasürans Kanalı ve banka kanalından ürün yönetiminin önemi anlatıla- cak. Programda ayrıca Sigortacılıkta Direkt Satış eğitimine de yer veriliyor. Muhasebe ve Finans alanındaki eğitimlere yönelik olarak; Bireysel Emeklilik Sistemi Muhasebesi, Sayısal Yöntemler ile Fon Performansının Ölçümlenmesi, Sigorta ve Emeklilik Şirketlerinde Finansçı Olmayan Yöneticiler için Finansal Analiz eğitimleri gerçekleşecek. Program içerisinde ayrıca Süreç, Risk ve Kontrol Uygulamaları, Proje Yönetimi ve Dağıtım Kanalları ve Pazarlama Stratejisi eğitimleri yer alıyor. Bu dönemde yine Sigorta Vergi Mevzuatı, Sigorta Mevzuatı ve Sigorta Hukuku konularının da yer aldığı Kısa Süreli Eğitim Programları ile ilgili detaylı bilgi için egitim@tsev.org.tr adresinden TSEV ile iletişime geçebilirsiniz. Aktüer adaylarına eğitimler devam ediyor zmanlık Eğitim Programları kapsamında düzenlenen aktüer adaylarına yönelik eğitim programları TSEV'de gerçekleşmeye devam ediyor. 2014 yılı içerisinde toplam 60 kişinin katıldığı eğitim programlarında birinci seviye konu başlıkları kapsamında " U 48 Matematik, Finansal Matematik, Olasılıkİstatistik" eğitimleri gerçekleşmiş olup, ikinci seviye konu başlıklarında ise "Sigorta Muhasebesi, Teknik Karşılıklar ve Finansal Tablolar" ve "Sigorta Matematiği","Finans Teorisi ve Uygulamaları" eğitimleri veriliyor. İklim değişikliği yayını İleri Düzey Eğitim Programı SEV, Küresel Isınma ve iklim değişikliğinin sadece doğa olaylarını olumsuz etkileyen bir olgu olmaktan çıkarak, ekonomik ve finansal krizleri tetikleyen, şirketlerin kârlılıklarını azaltan, insan sağlığını ve güvenliğini tehdit eden önemli bir sorun haline gelmesi nedeniyle, “İklim Değişikliği, Sürdürülebilir Kalkınma ve Sürdürülebilir Sigortacılık” isimli yayını hazırladı. emel Sigortacılık Eğitim Programı mezunları ile sigorta sektöründe çalışan personelin uygulama ağırlıklı ileri düzey teknik bilgi ihtiyaçlarını karşılamak üzere, 2009 yılından beri düzenlenen “İleri Düzey Sigortacılık Eğitimi Branş Programları – İSEP” Muhasebe-Finans branşı eğitimleri, Hazine Müsteşarlığı Sigorta Denetleme Kurulu Başkan Yardımcısı Metin Sarıaslan ve Pricewaterhousecoopers’dan Ramazan Yüksekkaya ve Elçin Toygar’ın anlatımı ile 21 Ekim tarihinde başladı. T Prof. Dr. Suna Özyüksel ve Çevre Yüksek Mühendisi R. Güneş Oksay tarafından kaleme alınan çalışma, d ö r t bölümden oluşuyor. Çalışmanın b i r i n c i bölümünde iklim değişikliği ve etkileri, i k i n c i bölümde sürdürülebilir kalkınma, ilgili toplantılar ve iklim değişikliğinin sürdürülebilir kalkınma üzerindeki etkileri, üçüncü bölümünde iklim değişikliği konusunda AB’de ve uluslararası kuruluşlar nezdinde yapılan çalışmalar, toplantılar anlatılmakta ve son bölümünde ise sürdürülebilir kalkınma ve sürdürülebilir sigortacılık ilişkisi, örneklerle incelenmektedir. T Hedef kitlesi ilgili branşta deneyimli ve karar alma süreçlerinde yer alan çalışanlar ve Temel Sigortacılık Eğitim Programı Muhasebe branşı mezunları olan eğitimin içeriğini "Sigorta Muhasebesi ve Sermaye Yeterliliği, Mali Analiz , TMS / TFRS" gibi ana başlıklar ve Proje Çalışması oluşturuyor. Hafta içi akşam 2 gün olarak planlanan, mezun olabilmek için proje hazırlanan ve sunulan İleri Düzey Sigortacılık Muhasebe-Finans Eğitim Programı hakkında detaylı bilgi için egitim@tsev. org.tr adresinden TSEV ile iletişime geçilebilir. SİGORTA BRANŞ EĞİTİMLERİ Her yıl sadece bir kez olmak üzere, toplam dört branşta açılan, sigorta sektörünün halen tek proje ve uygulama odaklı eğitimi olan “İleri Düzey Sigortacılık Eğitimi Branş Programları – İSEP” 5.dönem Kaza ve Sorumluluk Branşı 23 Eylül tarihinde ve 6.dönem Yangın ve Mühendislik Branşı 16 Eylül tarihinde başladı. Programlardaki konuların, sektörün üst düzey yönetici ve uzmanları ile kamu bürokratları tarafından sektörel uygulamalar, vaka ve saha çalışmaları, yaşanmış örnekler ve en iyi uygulama örnekleri ile incelendiği İleri Düzey Eğitim Programlarında katılımcılar mezun olabilmek için proje hazırlayıp sunuyorlar. 49 TSEV Makale başvuruları devam ediyor yılından itibaren yayımlanan Sigorta Araştırmaları Dergisi, sektörün gündemindeki teknik ve/veya teorik konuların incelendiği ilk ve tek hakemli, periyodik yayın olma özelliğini sürdürüyor. 2005 “Bilim Kurulu Onaylı Eserler” ve “Bilim Kurulu Onayına Sunulmayan Eserler” olmak üzere iki bölümden oluşan Derginin; "Bilim Kurulu Onaylı Eserler" isimli ilk bölümünde, bilimsel yazım kurallarına uygun olarak hazırlanmış ve Kurulun incelemesi sonucu yayımlanmaya hak kazanmış, sigorta konusundaki araştırmalar yer alıyor. "Bilim Kurulu Onayına Sunulmayan Eserler" isimli 50 ikinci bölümünde ise; akademisyenler, bürokratlar, sektör uzmanları, sigortacılık ve aktüerya öğrencilerinin, editör tarafından onaylanmış araştırma, inceleme, analiz ve çevirileri yer alıyor. Son sayısı Başkent Üniversitesi 1. Ulusal Sigorta ve Aktüerya Kongre’sini desteklemek amacıyla kongrede sunulan tebliğlere ayrılan ve eserlerin Bilim Kurulu onayına sunularak yer verildiği Sigorta Araştırmaları Dergisi’nin yeni sayısı için makale alımı devam ediyor. Sigorta Araştırmaları Dergisi makale başvuru koşulları hakkında detaylı bilgi’ye TSEV web sitesinden ulaşılabilir. SEGEM Armağan Koç Esen, Merkez Müdürü rmağan Koç Esen, 1 Ekim 2014 itibariyle SEGEM Merkez Müdürü olarak göreve başladı. Kariyerine 1996 yılında Hazine Müsteşarlığında başlayan Esen, Kamu Sermayeli Kuruluş ve İşletmeler, Devlet Destekleri ve Sigortacılık Genel Müdürlüklerinde uzman, şube müdürü ve daire başkanı olarak görev yaptı. Orta Doğu Teknik Üniversitesi işletme bölümünden mezun olan Esen, iş idaresi yüksek lisans (MBA) ve bilgi yönetimleri yüksek lisans (MSIM) derecelerini ABD’de Arizona State Üniversitesi'nde tamamladı. 2007-2008 yıllarında Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütünde (OECD) görev yapan Esen, evli ve bir çocuk annesidir. A III. Ulusal Sigorta Sempozyumu kitaplaşıyor yılı Sigorta Haftası etkinlikleri kapsamında 26 Mayıs 2014 tarihinde T.C. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ve Türkiye Sigorta Birliği'nin katkılarıyla SEGEM tarafından "Sigorta ve Bireysel Emeklilik Sektöründe Dağıtım Kanalları" konulu III. Ulusal Sigorta Sempozyumu düzenlenmişti. Hatırlanacağı gibi, sempozyuma sigortacılık düzenleme ve denetleme kurumu temsilcileri, sigorta sektörü yöneticileri, akademisyenler ve basın temsilcileri katılım göstermişti. 2014 "Dünyada ve Türkiye’de Dağıtım Kanalları" ve “Sigorta ve Bireysel Emeklilik Dağıtım Kanallarında Yeni Dönem” konulu iki oturumda gerçekleştirilen sempozyumda yapılan sunum ve konuşmalar SEGEM tarafından kitap haline getiriliyor. III. Ulusal Sigorta Sempozyumu kitabı, basımın tamamlanmasını takiben sektördeki ilgili tüm kurum, kuruluş ve üniversiteler ile paylaşılacak. Resim Yarışması Kataloğu basıldı EGEM tarafından Sigorta Haftası etkinlikleri çerçevesinde yurt genelinde düzenlenen “Sigorta, Güvencemizin Anahtarı!” konulu resim yarışması ödül töreninin 30 Mayıs 2014 tarihinde düzenlenmesini takiben, yarışmada ödül alan ve sergilenmeye değer bulunan eserleri içerecek kataloğun basımı tamamlandı. S “Sigorta, Güvencemizin Anahtarı!” konulu Resim Yarışması Kataloğu, başta ödül alan ve sergilenmeye değer görülen eser sahipleri ve okul müdürlükleri olmak üzere, Milli Eğitim Bakanlığı’na, İl Milli Eğitim Müdürlükleri’ne, sigorta sektörü kurumlarına, sigorta şirketlerine, ilgili sivil toplum kuruluşlarına, ulusal medyaya ve sigorta basınına iletilecek. 51 SEGEM Teknik personel yeterlilik sınavı devam ediyor EGEM, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’na dayanılarak hazırlanan 22.04.2014 tarih ve 28980 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Sigorta Acenteleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında sigorta acenteleri ve bankalar nezdinde sigorta ürünlerine yönelik pazarlama, bilgilendirme ve satış işlemlerini gerçekleştirecek teknik personel için Teknik Personel Yeterlilik Sınavı düzenleyecek. Bilindiği üzere, ilgili yönetmelik hükümleri gereği kişilerin teknik personel olabilmesi için söz konusu sınavda başarılı olmaları gerekmektedir. S Bu amaçla SEGEM 2014 yılının belirli dönemlerinde “Teknik Personel Yeterlilik Sınavı’’ düzenleyecek. Sınav dönemlerine ilişkin ayrıntılı bilgiler, sınav dönemlerinden önce SEGEM web sitesinde www.segem.org.tr yayımlanacak. Yalnız sigorta acenteleri için 19 Temmuz 2014 tarihinde Ankara, İstanbul, İzmir il merkezlerinde gerçekleştirilen Birinci Dönem Teknik Personel Yeterlilik Sınavını takiben sigorta acenteleri ve bankalar için İkinci Dönem Teknik Personel Yeterlilik Sınavı düzenlendi. İkinci Dönem Teknik Personel Yeterlilik Sınavı 16 Ağustos 2014 tarihinde Ankara, Antalya, İstanbul, İzmir, Diyarbakır, Trabzon illerinde gerçekleştirildi. 52 Üçüncü Dönem Teknik Personel Yeterlilik Sınavı ise bankalar, sigorta acenteleri ve çağrı merkezleri için 13 Eylül 2014 tarihinde Adana, Ankara, Antalya, Bursa, Diyarbakır, İstanbul, İzmir, Malatya, Samsun, Trabzon illerinde gerçekleştirildi. Adaylar, Üçüncü Dönem Teknik Personel Yeterlilik Sınavına 4 Ağustos-29 Ağustos 2014 tarihleri arasında başvurularını tamamladılar. Birinci, İkinci ve Üçüncü Dönem Teknik Personel Yeterlilik Sınavı sonuçları SEGEM internet sitesi www.segem.org.tr üzerinden duyuruldu. Sınavda başarılı olan adaylar Sigorta Acenteleri Teknik Personel Sertifikası almaya hak kazandılar. Sigorta Acenteleri Teknik Personel Sertifikalarının basımı tamamlandı ve başarılı adayların başvurularında belirtmiş oldukları adreslere gönderildi. Dördüncü Dönem Teknik Personel Yeterlilik Sınavı ise bankalar ve sigorta acenteleri için 18 Ekim 2014 tarihinde gerçekleştirilecek. Dördüncü Dönem Teknik Personel Yeterlilik Sınavına başvurular 29 Ağustos– 26 Eylül 2014 tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Beşinci Dönem Teknik Personel Yeterlilik Sınavı da bankalar ve sigorta acenteleri için 15 Kasım 2014 tarihinde gerçekleştirilecek. Adaylar, Beşinci Dönem Teknik Personel Yeterlilik Sınavına 29 Eylül – 31 Ekim 2014 tarihleri arasında başvurabilecekler. 2014 yılının son dönemi olan Altıncı Dönem Teknik Personel Yeterlilik Sınavı ise bankalar ve sigorta acenteleri için 27 Aralık 2014 tarihinde gerçekleştirilecek. Altıncı Dönem Teknik Personel Yeterlilik Sınavına başvurular 3 Kasım – 28 Kasım 2014 tarihleri arasında yapılabilecek. Sınav Takvimi: Sınavın Adı Başvuru Tarihi Sınav Tarihi Teknik Personel Yeterlilik Sınavı 29 Ağustos-26 Eylül 2014 18 Ekim 2014 Teknik Personel Yeterlilik Sınavı 29 Eylül-31 Ekim 2014 15 Kasım 2014 Teknik Personel Yeterlilik Sınavı 3 Kasım-28 Kasım 2014 27 Aralık 2014 SEGEM ayrıca, Teknik Personel Yeterlilik Sınavlarına hazırlanmak isteyen kişiler için her sınav döneminde “Teknik Personel Yeterlilik Sınavına Hazırlık Eğitimi’’ düzenliyor. Adaylar, SEGEM’in e-öğrenme platformu olan SEGEM Akademi www.segemakademi.org üzerinden elektronik ortamda gerçekleştirilen eğitimlere sınav dönemi başvuruları sırasında başvurabiliyorlar ve sınav tarihine kadar SEGEM Akademi www.segemakademi.org üzerinden elektronik ortamda Teknik Personel Yeterlilik Sınavına Hazırlık Eğitimi alabiliyorlar. Teknik Personel Yeterlilik Sınavına Hazırlık Eğitimi ile ilgili ayrıntılı bilgiye www.segem.org.tr ve www.segemakademi.org adreslerinden ulaşmak mümkün. Sınavlarda başarılı olan adaylar Teknik Personel Sertifikası almaya hak kazanacaklar. TARSİM eksperliği sınavı Aktüerlik sınavları gerçekleştirildi EGEM, Tarım Sigortaları Havuzu Eksperliği Eğitimine katılmak isteyen adaylar için ön eleme sınavı düzenleyecek. Bitkisel Ürün Sigortası branşında gerçekleştirilecek eğitim için düzenlenecek olan ön eleme sınavına başvurular 15 Eylül 2014 - 15 Ekim 2014 tarihleri arasında sadece SEGEM internet sitesi www.segem.org.tr üzerinden yapılabilecek. yılı “Aktüerlik Birinci Seviye Sınavları” gerçekleştirildi. 2014 yılı “Aktüerlik Birinci Seviye Sınavlarına” ilişkin başvurular 1 Ağustos 2014 tarihinde başlayıp 29 Ağustos 2014 tarihinde sona erdi. S Tarım Sigortaları Havuzu Eksperliği Ön Eleme Sınavı, 25 Ekim 2014 Cumartesi günü Adana, Ankara, Antalya, Bursa, Giresun, İstanbul, İzmir, Malatya il merkezlerinde, SEGEM tarafından gerçekleştirilecek. Tarım Sigortaları Havuzu Eksperliği Ön Eleme Sınavı ile ilgili detaylı bilgiye SEGEM internet sitesinde www.segem.org.tr yayınlanan “Tarım Sigortaları Havuzu Eksperliği Ön Eleme Sınavı Başvuru Kılavuzu”ndan ulaşmak mümkün. 2014 Aktüerlik Birinci Seviye Finansal Matematik Sınavı 13 Eylül 2014 ve İstatistik ve Olasılık Sınavı 14 Eylül 2014 tarihlerinde gerçekleştirildi. Matematik Sınavı 20 Eylül 2014 ve Temel Sigortacılık ve Ekonomi Sınavı da 21 Eylül 2014 tarihlerinde gerçekleştirildi. 2014 Yılı Aktüerlik Sınavlarının konu başlıklarına göre ayrıntılı kapsamına ve başvurulara ilişkin ayrıntılı bilgilere SEGEM internet sitesinde www.segem. org.tr yayınlanan Aktüerlik Sınavları Başvuru ve Uygulama Kılavuzundan ulaşmak mümkün. 53 DASK AFAD ilk ve ortaöğretim öğrencilerine deprem tatbikatı düzenledi. DASK, Erzurum’da sigortayı anlattı Anadolu Buluşmaları’nın ikinci durağı Erzurum’da gerçekleşti. Erzurumlulara deprem ve zorunlu deprem sigortasını anlatıldı. oğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK), yeni toplumsal bilinçlendirme programı kapsamında, Türkiye’yi şehir şehir gezerek deprem riski, zorunlu deprem sigortası ve kentsel deprem bilinci gibi pek çok konuda bilgi verdiği DASK Anadolu Buluşmaları’nın ikincisini Erzurum’da gerçekleştirdi. D Erzurum Valisi Ahmet Altıparmak, Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen ve DASK yöneticilerinin katılımıyla düzenlenen etkinliğe Erzurum halkı yoğun ilgi gösterdi. Etkinlik kapsamında düzenlenen panelde depreme hazırlıklı olmanın önemi konuşulurken, panelden sonra öğrencilere deprem ve zorunlu deprem sigortası eğitimi verildi. SİGORTALILIK ORANI YÜZDE 25 Erzurum’un sigortalılık oranlarını değerlendiren DASK Yönetim Kurulu Başkanı Selamet Yazıcı şunları söyledi: “Erzurum’un Pazaryolu ve İspir ilçeleri dışında topraklarının tamamı birinci ve ikinci derece deprem risk bölgesinde yer alıyor. Deprem riskinin bu kadar yüksek olduğu bir ilde zorunlu deprem sigortasını yaptıranların oranı yüzde 25. Bu oran olması gerekenin çok altında, hem % 37 54 olan ülke ortalamasının altında hem de bölge ortalamasının altında. Bu nedenle ev sahiplerini deprem riskine, alınması gereken önlemlere ve deprem sigortasının önemine ilişkin olarak daha çok bilinçlendirmemiz gerekiyor. Ülke geneline yönelik diğer faaliyetlere ek olarak DASK Anadolu Buluşmaları adı altında yaptığımız bu yerel faaliyetler bunu sağlamayı amaçlamaktadır.” Deprem riskini ve sigortanın önemini anlatmak için yüz yüze iletişime önem verdiklerini belirten Yazıcı, “Bu kapsamda yerel yönetimleri önemli bir paydaş olarak görüyoruz.” dedi. DEPREME HAZIRLIK DASK Anadolu Buluşmaları kapsamında düzenlenen panelde DASK Koordinatörü İsmet Güngör, İTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, Erzurum Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Fahri Ermişler, Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hikmet Koçak depreme karşı hazırlıklı olmanın önemine dikkat çekti. Panelin ardından İTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu ilk ve ortaöğretim öğrencilerine deprem ve zorunlu deprem sigortası eğitimi verdi. Etkinlik, Erzurum AFAD tarafından düzenlenen deprem tatbikatıyla sona erdi. Şehirler Yarışıyor Sigortalılar Kazanıyor yarışmasında sona geliniyor 81 il yarışacak oğal Afet Sigortaları Kurumu’nun (DASK) bu sene dördüncüsünü düzenlediği “Şehirler Yarışıyor Sigortalılar Kazanıyor” yarışmasında son dönemece girildi. DASK’ın yerel yönetimlerin deprem güvenceli ve sigortalı hayatı yaygınlaştıran projeler hayata geçirmesini teşvik etmek amacıyla düzenlediği yarışma Türkiye’nin 81 ilini kapsıyor. D İllerin Afet ve Acil Durum Müdürlükleri 2014 Aralık sonuna kadar zorunlu deprem sigortasını yaygınlaştırmak için düzenledikleri yerel bilinçlendirme kampanyaları ile yarışmaya başvurabilecek. Yarışma kapsamında iller 2014 boyunca düzenledikleri bilinçlendirme kampanyalarının yanı sıra poliçe adetlerindeki artış ve ulaştıkları sigortalılık oranı olmak üzere üç farklı kritere göre değerlendirilecek. Yarışma kapsamında bugüne kadar çok sayıda ilin İl Afet ve Acil Durum Müdürlükleri DASK’a bile ilham veren yaratıcı projeler hayata geçirdi. Burdur DASK Hatıra Ormanı’nı dikti. Bursa, AVM’lerde zorunlu deprem sigortasını tanıtacak etkinlikler düzenledi, 23 Nisan şenliklerinde çocuklara depreme karşı hazırlıklı olmanın önemini anlattı. Tunceli, Dersimspor maçlarında futbolculara DASK pankartı çıkartıp, DASK kürsüsü ile sokaklarda vatandaşlarla röportajlar düzenledi. Dereceye giren illerin İl Afet ve Acil Durum Müdürlükleri depremle ilgili çalışmalarında kullanmak üzere malzeme yardımı almaya hak kazanacak. Birinci 100 Bin TL, ikinci 60 Bin TL ve üçüncü 30 Bin TL tutarında malzeme yardımı alacak. 2013 ŞAMPİYONLARI “Şehirler Yarışıyor Sigortalılar Kazanıyor” yarışmasının 2013 yılında Burdur birinciliğe layık görülür- ken, Sakarya ikinci, Çanakkale ise üçüncü oldu. İlk üçe giren illerin Afet ve Acil Durum Müdürlüklerine depremle ilgili çalışmalarda kullanılmak üzere malzeme yardımı yapıldı. Birincilik ödülünün sahibi Burdur yarışma kapsamında zorunlu deprem sigortası bilincini artırmak için pek çok etkinlik hayata geçirdi. Bu etkinliklerin arasında Ramazan ayında Ramazan davulcularına DASK manileri okutmak, kapı zillerine ve posta kutularına zorunlu deprem sigortası etiketleri yapıştırmak, semt pazarlarında DASK standı açmak ve kahvehanelerde vatandaşları bilgilendirmek yer alıyor. 2013 ikincisi Sakarya da okulları ziyaret ederek öğrencilere depreme karşı nasıl hazırlıklı olunacağı konusunda bilgi verdi. Çanakkale ise kamu kurumlarına ve halkevlerine zorunlu deprem sigortasını tanıttı. Bu çalışmaları sonucunda zorunlu deprem sigortalılık oranları yarışma döneminde Burdur’da yüzde 50,3; Sakarya’da yüzde 24,3 ve Çanakkale’de yüzde 32,5 oranlarında artış gösterdi. HEDEF 10 MİLYON Türkiye’de zorunlu deprem sigortası kapsamına giren yaklaşık 17,7 milyon konuttan 6 milyon 600 bininin, yani yüzde 37’sinin zorunlu deprem sigortası bulunuyor. Deprem ve sigorta bilincini artırmak için hayata geçirilen projeler ve Afet Sigortaları Kanunu’yla getirilen kontrol uygulamalarının etkinleştirilmesiyle zorunlu deprem sigortalı konut sayısının 2017 sonuna kadar 10 milyona yükselmesi hedefleniyor. 55 DIŞ BASIN 2014’ün kayıp miktarı 21 milyar dolar 2014 yılının ilk yarısında en fazla kayba neden olan ilk beş doğal afet arasında Japonya’daki sert kış, Avrupa’daki seller, Brezilya’daki kuraklık geliyor. wiss Re’nin Sigma raporunda yayınlanan tahminlere göre, 2014 yılının ilk döneminde doğal ve insan kaynaklı felaketlerden dolayı oluşan toplam hasar miktarı 44 milyar dolara ulaştı. Söz konusu maliyet, son 10 yılın ilk 6 aylık döneminde kaydedilen ortalama miktarın altında kaldı. Dünya sigorta piyasası ise 21 milyar dolar değerinde sigortalı kaybı tazmin etti Sigma raporuna göre, bu yılın ilk 6 aylık döneminde meydana gelen felaketlerde 4.700’den fazla kişi yaşamını yitirdi. S Geçtiğimiz Mayıs ayında Amerika’da meydana gelen fırtınalar 2,6 milyar dolar değerinde sigortalı kayba neden olurken yine Amerika ve Japonya’daki sert kış koşulları toplam 3,2 milyar dolar değerinde hasara neden oldu. 2014 yılının ilk 6 ayında Avrupa’da meydana gelen fırtınalar ile Sırbistan ve Bosna Hersek’te meydana gelen ağır seller ise toplamda 5 milyar dolar sigortalı kayba neden oldu. (Kaynak: Insurance Journal, 27 Ağustos 2014) Aon Benfield’tan, kayıp miktarına inceleme on Benfield, 2014 yılının ilk 6 ayında doğal afetlerden kaynaklanan sigortalı kayıp miktarının 22 milyar dolara ulaştığını açıkladı. Söz konusu miktar, geçen yılın aynı dönemine göre % 19 düşüş gösterdi. Aon Benfield’e göre sigortalı kayıpların % 55’i Amerika’da; % 23’ü Avrupa’da; geriye kalan bölümü ise Asya’da meydana geldi. A 2013 yılının ilk 6 ayındaki 95 milyar dolar değerindeki toplam kayıp miktarı ise 2014 yılının aynı döneminde 54 milyar dolara geriledi. Son veriler, toplam kayıp miktarının 2004-2013 dönemine göre (106 milyar dolar) % 50 azaldı- 56 ğını gösteriyor. Aon Benfield’e göre 2014 yılının ilk 6 ayında oluşan kayıp miktarının % 39’u özel veya devlet destekli sigortalar tarafından tazmin edildi. 2014 yılının ilk yarısında en fazla kayba neden olan ilk beş doğal afet arasında Japonya’daki sert kış (6.25 milyar dolar), Güney ve Doğu Avrupa’daki seller (4.5 milyar dolar), Brezilya’daki kuraklık (4.3 milyar dolar) ve geçtiğimiz Haziran ayında Avrupa’da yaşanan kötü hava koşulları (3.5 milyar dolar) yer alıyor. (Kaynak: Insurance Journal, 23 Temmuz 2014) Hollanda’yı sele karşı sigortalama yarışı easürans piyasasında artan rekabet nedeniyle dünyanın en büyük reasürans şirketleri Hollanda’yı sel riskine karşı sigortalamak üzere yarışa girdi. Dünyanın ikinci büyük reasürans şirketi Swiss Re’den bir yetkili şirketin Hollanda’nın karşı karşıya olduğu sel riskine karşı teminat sağlamaya hazır olduğunu açıkladı. En büyük rakip Munich Re de Hollanda piyasasında sel teminatı sağlamaya yönelik girişimler içinde olduğunu belirtti. Söz konusu reasürörler halihazırda Aegon NV and Delta Lloyd NV gibi sigorta şirketlerine doğal afet kaynaklı büyük çaplı kayıplar için poliçe düzenliyor. R (Kaynak: Insurance Journal, 16 Eylül 2014) Insurance Europe, çevre sigortasına çekinceli ABI, daha fazla açıklık öneriyor vrupa Sigorta ve Reasürans Federasyonu Insurance Europe, Çevre Sorumluluk Direktifine (ELD) ilişkin bir anket çalışması hazırladı. Anket sonucu, AB genelinde zorunlu bir çevre sorumluluk sigortasının tüketiciler açısından faydalı olmayacağını ortaya koydu. Insurance Europe anketi piyasanın taleplerini karşılamak üzere AB ülkelerinde birçok sigorta çözümünün mevcut olduğuna dikkat çekiyor. Anketin işaret ettiği bir diğer önemli sonuç ise, bu alanda zorunlu bir sigortanın tesis edilmesi halinde üye ülkelerde yeni sigorta ürünlerinin geliştirilmesine yönelik teşviklere darbe vurulacağı oldu. ngiliz Sigorta Birliği (ABI) motorlu taşıt ve konut sigortası poliçelerinin yenilenmesinde müşteriler açısından şeffaflığı arttıracak bir dizi girişim teklifini İngiltere Finansal İnceleme Komitesi’ne (FCA) sundu. ABI’nin teklifi, FCA’nın sigortalıların özellikle motorlu taşıt ve konut sigortalarında daha bilinçli seçimler yapmasını sağlayacak tedbirlerin alınmasına yönelik başlattığı kampanyaya cevaben önerildi. ABI’nin teklifi sigortalıların motorlu taşıt ve konut sigortalarını yenilerken sigortalılara piyasa genelinde sunulması gereken asgari bilgi standardını kapsıyor. ABI’nin teklifinde ayrıca yenilenen poliçelerde yeni müşterilere uygulanan indirim miktarlarının uygulanmayacağına ilişkin açıklayıcı bilginin yer alması öneriliyor. ABI, teklifin FCA tarafından onaylanması halinde piyasanın müşteriler gözünde daha şeffaf bir hale gelmesini hedefliyor. (Kaynak: Insurance Journal, 1 Temmuz 2014) (Kaynak: Insurance Journal, 15 Temmuz, 2014) A İ 57 DIŞ BASIN Avrupa Komisyonu’ndan anket vrupa Komisyonu, Sigorta Blok Muafiyeti Düzenlemesi’nin işleyişi hakkında sektör paydaşlarına yönelik bir anket çalışması hazırladı. AB Komisyonu, sigorta sektöründeki şirketler arasında bazı anlaşmaları rekabet kurallarından muaf tutan ve 2017 yılında yürürlükten kalkacak düzenleme için görüş toplamayı hedefliyor. AB Komisyonu, sektör paydaşlarının düzenleme hakkındaki A Çin’den süt tozu sigortası in’de bebekler için üretilen süt tozunun güvenliğine ilişkin endişelerin artması ile birlikte Çinli bir perakendeci süt tozu satın alan müşterilerine sigorta hizmeti sunmaya başladı. Ç Sunulan poliçede dükkandan ve internet sitesinden satın alınan herhangi marka bir süt tozunun geri çağrılması durumunda müşterilere kutu başına 325 Dolar ödenecek. 2008 yılında protein değerini artırmak üzere süt tozu ürünlerine bazı kimyasal maddelerin eklenmesi sonucu binlerce çocuğun hastalanmasının ardından Çinli ebeveynlerin gıda güvenliğine yönelik endişeleri artış gösterdi. (Kaynak: Insurance Journal, 22 Ağustos 2014) 58 görüşlerini alarak düzenlemenin yenilenmesi konusunda Avrupa Parlamentosu ve Avrupa Konseyi’ne bir rapor sunacak. Blok Muafiyeti Düzenlemesi’nin istisnai bir yasal araç olması ile Komisyon diğer sektörlerden farklı olarak sigorta sektörünün bu düzenlemeye ihtiyacı olup olmadığı konusunda görüş oluşturmayı planlıyor. (Kaynak: Insurance Journal, 13 Ağustos 2014) İngiltere’de internetten satışa sınırlama ngiliz Finansal Piyasaları Düzenleme Kurumu taşıt sigortası sunan sigorta şirketlerinin rekabeti sınırladığı gerekçesiyle fiyat karşılaştırması yapan sitelerle anlaşma yapmalarına yasak getirdi. Zira anlaşmalar sigorta şirketlerinin ürünlerini başka internet sitelerinde daha ucuz fiyattan sunmalarını desteklemiyor. Düzenleme kurumu tarafından konuya ilişkin hazırlanan raporda söz konusu sitelerde sigortacıların taşıt sigortalarının satışı konusunda tüketiciye detaylı bilgi sağlamadığına da yer veriliyor. Raporda ayrıca bu durumun tüketicilerin ürünün fiyat ve özelliklerini anlamada zorluk çekmesine neden olduğu ifade ediliyor. İ İngiliz Rekabet Kurulu da fiyat kıyaslaması yapan internet sitelerinin faaliyet şeklinin geliştirilmesi yönünde adımlar atılması yönünde uyarılarda bulunuyor. (Kaynak: Insurance Journal, 24 Eylül 2014) Savaş riski primi artacak igorta derecelendirme kuruluşu A.M. Best Company’den yapılan açıklamaya göre; Malezya Havayolları’na ait bir uçağın Ukrayna üzerinde düşürülmesinin ardından sigorta şirketleri küresel anlaşmazlıklar nedeniyle havayolu şirketleri için savaş riski primlerinin yükselişe geçeceğini tahmin ediyor. A.M. Best Company, Malezya uçağının sigorta işlemlerinin karmaşık ve uzun bir süreç alacağına dikkat çekiyor. Zira hem uçağın uğradığı maddi hasar hem de yolcu sorumluluk sigortası nedeniyle yüklü bir tazminat talebi gündeme geldi. S Savaş riski sigortası deniz ve havayolu taşımacılığında kullanılmakla birlikte söz konusu risk bedeli taşıma aracının değerine göre hesaplanıyor. (Kaynak: Insurance Journal, 24 Temmuz, 2014) Insurance Europe 2003-2012’yi değerlendirdi vrupa Sigorta ve Reasürans Federasyonu Insurance Europe, 32 ülke birliğinden topladığı veriler doğrultusunda Avrupa sigorta piyasasını değerlendirdi. Insurance Europe verilerine göre, Avrupa sigorta piyasası 2003-2012 döneminde ekonomik A dalgalanmalar ve kriz dönemlerine rağmen istikrar ve büyüme trendini sürdürmeyi başardı. Buna göre 2003-2012 döneminde hayat ve hayat-dışı primlerinde dengeli bir ayrım dikkat çekiyor. 2003 yılında hayat primleri % 60 (531 milyar Euro); hayat dışı primler ise % 40 (346 milyar Euro) paya sahip iken 2012 yılında hayat primlerinin payı % 59,1 (651 milyar dolar); hayatdışı primlerin payı ise % 40,9 (451 milyar dolar) olarak kaydedildi. Söz konusu dönemde Avrupa’daki sigortalılık oranı ise % 7,9 ile % 8,7 arasında dalgalanma gösterdi. 2003-2012 döneminde kişi başına düşen prim miktarı da düzenli bir artış göstererek 1.541 Euro’dan 1.867 Euro’ya yükseldi. Insurance Europe verilerine göre, 9 yıllık dönemde Avrupalı sigortacıların yatırım portföyü % 57 oranında büyüme göstererek 8,3 trilyon Euro’ya ulaştı. (Kaynak: Insurance Journal, 8 Ağustos 2014) 59 DIŞ BASIN Alman sigortacılardan altyapı yenilemesine destek lman sigorta şirketleri Merkel hükümetinin altyapı yenileme çalışmaları için yatırım yapılmasına olumlu yanıt verecekleri sinyalini verdi. Alman Sigorta Birliği (GDV) ise Alman hükümetinin yatırımlar için yeterli yasal güvenliği sağlaması halinde Alman şirketlerinin ülkenin altyapı yenilemesine sermaye sağlayacağını açıkladı. Geçtiğimiz yıl Alman hükümeti, 2017 seçimlerinden önce altyapı yenileme çalışmalarına yönelik harcamanın 5 milyar Euro arttırılacağını duyurmuştu. Alman sigorta sektörü ise yardıma A karşılık Solvency II’ye bazı değişiklikler getirilmesi konusunda Merkel hükümetinin desteğini talep ediyor. Zira düşük faizler nedeniyle küçülen yatırım gelirleri, Alman sigorta sektörünün en dertli olduğu konular arasında yer alıyor. Bu bağlamda, hükümetin nakit ihtiyacı ve sektördeki yatırım gelirlerindeki sıkıntının, hükümet ve Alman sigorta sektörünü altyapı yenileme çalışmaları kapsamında yeni bir ortaklığa çekmesi bekleniyor. (Kaynak: Insurance Journal, 27 Ağustos 2014) Sermaye yeterliliği Avrupa’yı zorlayacak vrupa Sigorta ve Reasürans Federasyonu Insurance Europe, Solvency II ile yürürlüğe girecek risk bazlı kurallarla birlikte Avrupalı sigortacıların uzun-dönemli yatırımcı rolünün zarar göreceği mesajını verdi. Zira öngörülen kurallar çerçevesinde sigortacıların uzun dönemli yatırımlara yüksek miktarda sermaye ayırmaları öngörülüyor. Avrupa’daki düzenleme otoriteleri ise tüketiciyi riskli yatırımlardan korumak üzere tasarlanan kuralların esnekleştiril- A meyeceğini belirtiyor. Büyük sigorta şirketleri ise yeni kurallarla birlikte şirketlerin bazı yatırımlara yönelemeyeceğine dikkat çekiyor. Zira önerilen sermaye gereklilikleri altyapı ve yenilenebilir enerji yatırımlarını riskli kategoriye sokuyor. Insurance Europe ise sigortacıların bu tür yatırımlar yapmasının teşvik edilmemesi sonucunda ekonominin olumsuz etkileneceğine dikkat çekiyor. (Kaynak: Insurance Journal: 2 Eylül 2014) Reasürörleri rekabet baskısı sardı on haftalarda başlıca derecelendirme kuruluşlarının reasürans piyasasının geleceği konusunda olumsuz bir görünüm çizmesi ile önümüzdeki reasürans yenileme döneminin ümit verici olmayacağı ifade ediliyor. 2013 yılında Almanya’da meydana gelen fırtına kayıpları nedeniyle 2014 yenileme döneminde fiyatların yükselmesinin ardından gele- S 60 cek yenileme döneminde aynı artışın beklenmediği belirtiliyor. Düşen fiyatlar, reasürans piyasasına yönelik talebin azalması ve artan rekabet reasürans piyasasında olumsuz bir havanın hakim olduğuna işaret ediyor. Bu durumun reasürörlerin üzerindeki rekabet baskısını oldukça arttırdığı görülüyor. (Kaynak: Commercialriskeurope.com, 12 Eylül 2014)