EN`AM 136-137 kelimeler
Transkript
EN`AM 136-137 kelimeler
EN’AM َْ ْ ّ ٰ) ن َ۪صيبًا َف َقالُوا هه َذا ّ ه3(َام ّ َٰو َج َعلُوا ّ ه ش َر َكَٓا ّئنَا ۚ َفمَ ا َكا َن ُ ّ) َو هه َذا ل4( ْلِل ّب َزع ّْم ّهم ّ ) َواْل ْنع2() ّمنَ ال َح ْر ّث1(لِل ّم َٰما َذرَا َٓ ْلِل َف ُه َو ي َّص ُل ِا هلى شُ َر َكَٓائّ ّهم ّ ٰالِل َومَا َكا َن ّ ه )7( َ﴾ َو َك هذلّ َك َز ٰيَن136﴿ ) َما يَ ْح ُكمُو َن6(سا َء ّۚ ٰ) ِالَى ه5(ش َر َكَٓائّ ّهمْ َف ََل ي َّص ُل ُ ّل َٓ ) َعلَ ْي ّهمْ ۪دي َنهُمْ َولَ ْو10() َولّ َي ْل ّبسُ وا9( ْ) شُ َر َكَٓا ُ۬ؤُهُمْ لّي ُْردُوهُم8( ْلّ َك ۪ثي ٍر ّمنَ ا ْلمُشْ ّر ۪كينَ َقت َْل او َْْل ّد ّهم الِل مَا َف َعلُو ُه ُ ٰشا َء ه ﴾137﴿ )12() َومَا يَ ْفتَ ُرو َن11( َْف َذ ْرهُم َ )ذرا( ذَ َرَاZERAE Kelimesi: Allah bir şeyi yaratmak, bir şeyi çoğaltmak, tarlaya tohum ekmek, ziraat, dişleri )1( dökülmek, bir adamı gücendirip darıltmak, akıtmak, saç sakal ağarmak, ekilmiş ekin ,üretmek, nesil, zürriyet. َ)2( َ )حرث( ْال َح ْرثHARASE Kelimesi: Toprağı ekmek için sürmek, ziraat etmek, tohum ekmek, ateşi tahrik etmek tutuşturmak, evladı iyali için kazanmak, malı biriktirip toplamak, ahireti için amel etmek, bir haberi vs. yi araştırmak Amel, nasip, kültür, pay, kazanç. )3( َ)ن عم( ْاْلَ ْن َعامNEAMEَKelimesi: : Yaşamı güzel ve hoş olmak, geniş olmak, müreffeh olmak, sevinmek, dokunması yumuşak olmak, nimet ihsan etmek, evet demek, lütuf, bağış, atiyye, beyni saran ince deri, deve, sığır, koyun, mal, servet, maruf, konforlu yaşam. )4( َ ) زعم( بزَ عْمه ْمZAAME Kelimesi: Sanmak, doğru sanmak, inanmak, söylemek, yalan söylemek, vadetmek, kefil olmak, bir kavme emir sultan olmak, reis olmak, liderlik, iddia, fikir, görüş, itaat etmek. َ)5(َ)و صل(ََيَصلVESALEَKelimesi: :Bir şeye varmak, ulaşmak, birine haber vs. ulaştırmak, ihsan etmek, iyilik etmek, mal vermek, akrabasıyla ilgilenip ,ihsan edip üzerine düşen görevi yapmak, eklemek, bir şeyi diğer bir şeye birleştirmek, ulaşmak, iplik yumağı, rabıta, erişmek, kondüktör, vuslat yeri, irtibat ,alaka. On batın birbiri ardınca doğuran deve, koyun ve keçiden yedi batın ikiz olarak doğuran , mamur ve müreffeh tarlası otlağı çok olan yer, )6( َسَٓا َء َ َ ()ا ساءSÂEَKelimesi: :Birinin hoşlanmadığı iş yapmak, başına kötü bir hal gelmek, kötü sanmak, bir işten tiksinmek, kerih görmek, ateş, günah, kusur, ayıp, keder. )7( َ َ )زان( زَ يَّنZÂNE Kelimesi: Birini güzelleştirmek, süslemek, ziynetlemek, donatmak, bezenmek, hoş manzaralı olan şey, berber, kuaför, dekoratör. )8( َ) ول د( ا َ ْو َْلده ْمVELEDE Kelimesi: Dişi doğurmak, üremek, nesli peyda etmek, doğurmak, bir şeyi diğer şeyden üretmek, çocuk, yavru, sabi, yaşıt olan, sonradan olan her şey, icad olan sonradan uydurulan kelime, baba, anne ebeveyn, yeniden doğuş. )9( ََ)ردى( لي ْردوه ْمRADEYE Kelimesi : At tırnağını yere vurarak eşkin yürümek, sıçrayarak yürümek, aşağı düşmek, yüksek yerden düşmek, helak olmak, ölmek, taş atarak savurmak َ)10()ل بس( َليَ ْلبسواLEBİSE Kelimesi: Bir işi şüpheli içinden çıkılmaz hale koymak için karıştırmak, elbise giymek, sineye çekmek, bir şey, bir şeyi örtmek bürümek, bulamak, elbise, iman, haya yahut ameli salih, zırh, gece, müphem . َ)وذر( فَذَ ْره ْم:VEZERA Kelimesi: Terk etmek, kesmek. ilgilenmedi, alakayı kesti, َ)12(ََ )ف رى( َي ْفتَرونFERAYE Kelimesi: Bir şeyi yarmak, kürk, tüylü ve kürklü deri, servet, yalan düzmek, yalan söz َ)11( peyda etmek, iftira, yeniden düzülüp ortaya konan şey, uydurma acayip iş, karanlık iş, acayip karışık uydurma tuhaf iş,zenginlik, yalan düzmek, bir şeyi yarmak, yalan , iftira,