sayfa 7:Layout 5 - Türkiye Yerel Medya
Transkript
sayfa 7:Layout 5 - Türkiye Yerel Medya
21 Eylül 2015 7 BAŞKAN AKGÜN "Dere yataklarının değiştirilmesi felaketin boyutunu büyüttü" Hopa'da yaşanan sel felaketinin ardından bölgeye giden Büyükçekmece Belediye Başkanı Dr. Hasan Akgün tarafından hazırlanan raporda, dere yataklarının bozulması ve değiştirilmesinin yaşanan felaketin boyutunu arttırdığına vurgu yapıldı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu talimatı ve Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba’nın koordinasyonuyla, Büyükçekmece Belediye Başkanı Dr. Hasan Akgün’ün öncülüğünde Hopa’daki sel felaketinin ardından bölgeye yardım götüren CHP’li belediye başkanları, hazırladıkları raporu Kılıçdaroğlu’na sundu. Teknik raporda özetle şunlar kaydedildi: ‘Suyun direkt denize akışı engellenmiş'“Ho- pa’da şehir içinden geçen ve güneyden gelen yağmur sularını denize taşıyan dere beton kanal haline getirilerek daraltılmış. Çeşitli yerlerde derenin üzerine yapılan köprüler alçak yapılmış ve suyun geçişini engellemiştir. Bu dereler daraltılmakla kalmayıp S virajlar haline getirilmiş 90 derece açıyla yön değiştirilerek suyun direkt denize akışı engellenmiştir. Şayet Hopa’nın Güney yamaçlarından gelen suları denize taşıyan dere yatakları bozulmayıp değiştirilmeseydi veya dere yatakları teknik verilere göre ıslah edilseydi, bu sel yine olacak fakat felakete dönüşmeyecekti. Dere yatakları acilen ıslah edilmeli Doğu karadeniz’de dere yataklarının eski haline getirilip teknik verilere göre açılması için ilgili bakanlıklar diğer kurum ve kuruluşlar ile belediyelerin ortak bir çalışma yapması şarttır. Bu olmadığı takdirde sahil bandında bu felaketler ile can ve mal kayıplarının yaşanması kaçınılmaz olacaktır. Hopa’daki dere yataklarının sıfırdan ele alınarak ıslah edilmesi gerekmektedir. Hopa’nın içme suyu şebekesiyle, atık su kanalizasyon sisteminin yeniden yapılması şarttır. Rize istikametinden Hopa girişinde orman içine yapılan ilkel şartlardaki çöp depolama istasyonunun bu felaket esnasında otoyolu tamamen kapattığı ve önemli bir çevre sorunu yarattığı görülmüştür. Bu çöp toplama deposunun teknik ve bilimsel şartlara uygun olarak yeniden düzenlenmesi, önemli bir çev- re sorunu olarak görülmüştür.” ‘Koordinasyon ve bilimden uzak’ Raporda, CHP’li belediyelerin yardımına ilişkin olarak ise, “Her felaket sonrası olduğu gibi yardım ve kurtarma birimlerinin çalışmalarının koordinasyon ve bilimsellikten uzak olduğu görülmüştür. Sel felaketi sonrası Hopa’da en büyük ihtiyaç iç- me suyu olmuştur. Sel şehir şebeke suyu altyapısını tahrip etmiştir. Belediyelerimiz şu ana kadar 5 litrelik damacanalarla 6 TIR içme suyu yardımını bölgeye göndermiştir. Cadde, sokak ve bodrum katlarından çıkartılan çamurların kaldırılması için 4 yükleyici kepçe, 6 kamyon ve 15 kişilik çalışma ekibimiz temizlik işlerini sürdürmektedir” denildi. Avcılar’da sosyal belediyecilik örneği Sosyal Belediyeciliğimizin standartlarından olan; Çocuk Dostu Belediyecilik anlayışımız ile; Çocuk Evi, Kent Evi Çocuk Kulüpleri, Kent Evi Eğitim Kursları, İnteraktif Eğitim ve düzenlediğimiz Anne-Baba Eğitim Kurslarımız ile geleceğin aydınlık yüzleri olan çocuklarımızı yarınlara hazırlıyoruz. Sanat ve bilimin ışığında ilerlemeleri, gelecekte daha bilinçli ve eğitimli bireyler olmaları için çocuklarımıza pek çok desteği sağlıyoruz. Genç Dostu Belediyecilik Anlayışımız ile; İstanbul'da tek belediye konservatuarı olan Avcılar Belediye Konservatuarı, profesyonel eğitmen kadrosu ile eğitim vermeye devam ediyor. Düzenlenen Sanat ve Spor Faliyetleri, Kent ve Kültür Evleri Kursları, İnterakti Eğitim, Etüt Merkezleri ve Tercih Rehberliği, Madde Bağımlılığı ve Takip Merkezi, Öğrenci Misafirhanesi gibi uygulamalarımız ile gençlerimizi eğitime ve sanat yönlendirip sporla uğraşmaları sağlayarak kötü alışkanlıklardan uzak durmalarını amaçlıyoruz.Kadın Dostu Belediyecilik Anlayışımız ile; Kadın Aile Danışma Merkezi, Binbir Çiçek Kadın Korosu, Kadın El Emeği Pazarı, Çanakkale Gezisi, Evlilik Okulu, Anne-Baba Okulu ve Kültür Sanat Kurslarına katılan kadınlarımızın, gerçekleştirdiğimiz bu projelerle sosyal hayatın içine daha fazla kanalize olmalarını amaçlamak- tayız. Evlilik Okulu, Aile Danışma Merkezi gibi eğitimlere katılım sağlayan kadınlarımız, aile ilişkilerini daha sağlıklı temeller üzerine kurabilmektedir. Kadın El Emeği Pazarı ile aile bütçe- lerine katkıda bulunup düzenlenen geziler ve kültür-sanat kurslarıyla edilgen konumundan etken konuma geçen kadınlarımızın hayatın her alanında aktif olmalarını hedefliyoruz. Emek- Günlük ve taze balık çeşitleri Sulu yemekler Hasan Ustanın meşhur Balık çorbası Nefis Balık Çorbası Balıkçı Hasan’da İçilir. www.balıkcı-hasan-com - hasan@balikci-hasan.com li ve Yaşlı Dostu Belediyecilik Anlayışımız ile; Evde Bakım Hizmeti, Çay-Simit İkramı, Huzur ve Konuk Evi gibi projelerimizle yaşlılarımızın pek çok ihtiyaçlarına cevap veriyoruz.Engelsiz Beledi- yecilik Anlayışımız ile; Engelli Koordine Merkezi, Evde Bakım Hizmeti, Ulaştırma Hizmeti, Destek Hizmeti, Kültür-Sanat El Becerileri, Engelli İletişim Hattı, Sesli Geçiş Sistemi çalışmalarımızla, engelli hemşehrilerimizin sosyal hayata ve kültürel aktivitelere daha fazla katılım sağlamalarını amaçlıyoruz. Ayrıca yardıma ihtiyacı olan hemşehrilerimiz için Afet Yardım, Asker Ailelerine Yardım, Hasta ve Yatalak Durumda Olanlara Yardım, Gıda Yardımı ve Aşevi gibi projelerimizle hizmetlerimizi sürdürmekteyiz. Sevimli dostlarımız için de ilçemizde pek çok yere konumlandırdığımız Kedi Evlerimizin ve akıllı mama kutularımızın temizliğini düzenli olarak sağlamaktayız. Akıllı mama kutularımız plastik gibi doğada zor ayrışan ürünlerin toplanmasını sağlıyor. Kutuların bölmelerine atılan her plastik ürünün karşılığında sevimli dostlarımızın mama ve su ihtiyaçlarını karşılayabiliyoruz. Böylelikle plastik ürünlerin çevreye vereceği zararları önleyip, geleceğe daha temiz bir doğa bırakmayı sağlıyoruz. Önce İnsan söylemiyle hareket ediyor; kültür-sanat kenti olma yolunda hızla ilerleyen, çağdaş ve modern bir kent olan Avcılarımız için sosyal içerikli çalışmalarımıza hız kesmeden devam ediyoruz. BAŞKENT GÜNLÜĞÜ NECDET SİVASLI necdetes@mynet.com necdetbuluz@gmail.com “Özgür basın olmazsa Demokrasi de olmaz…” Uzun zamandır medya üzerinde bir terör estiriliyor. Özellikle PKK ile yapılan mücadelede bazı yazılanlar ve yorumların bahane edilerek medya binalarına saldırılması, gazetecilerin tehdit edilmesi, susturulmaya çalışılması, korku ve dehşet saçılması bize göre demokrasiye indirilen bir darbe niteliğindedir. Önce görüşümüzü yansıtalım: Son zamanlarda terörü bahane ederek gazete ve parti binalarına karşı girişilmiş olan her türlü saldırıyı ayırım yağmaksızın kınıyoruz ve kabul etmiyoruz. Çünkü demokrasilerde “olmazsa olmazlar”dan medya temel taşlardandır. Özgür basın milletin sesidir. Bu ses susturulduğunda demokrasiden söz etmek de mümkün değildir. Gerekçe ne olursa olsun gazete ve parti binalarına karşı girişilmiş olan tüm saldırılar tarihe “kara leke” olarak geçecektir. Geçenlerde Gazeteciler Cemiyeti Seçilmiş Kurullar, Yönetim Kurulu, Onur Kurulu ve Seçici Kurul üyeleri bir toplantı yaptı. Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin de toplantı sonunda alınan kararlar sonrasında yaptığı açıklamada “Medyaya yönelik vandallık ve saldırılara sıfır tolerans gösterilmesi gerekmektedir. Farklılıklara saygı göstermek demokrasinin gereğidir. Demokrasi ancak üstünlerin hukuku değil, hukukun üstünlüğü olunca yaşar. Özgür bir basın varsa o zaman demokratikleşmeden söz edebiliriz. Parçalanmış, bölünmüş bir ülkede demokratikleşmeden bahsedilemez” dedi. Biz önce medya ayağından gelen açıklamalara yer verelim: Gazeteciler Cemiyeti Basın Meclisi Başkanı Yaşar Aysev de açıklamasında “Cemiyetimiz, gören gözlerin, dağlanan yüreklerin, idrak eden beyinlerin sahipleri olarak bizler, bizden sonrasını düşünmeliyiz. Evlatlarımıza bölünmüş bir ülke mi, dinsel, faşizme teslim olmuş bir millet mi özgürlüğünü yitirmiş bir medya mı bırakacağız?” görüşlerini dile getirdi. Milletvekili, Gazeteciler Cemiyeti Üyesi Mustafa Balbay ise “Şehit ateşi 77 milyonu yakar, eskiden basın özgürlüğü için uğraş verirdik şimdi ise sıra gazete emekçilerinin can güvenliğine geldi. Medya anti demokratik baskı altında eziliyor, bıçak kemiğe dayandı” diye konuştu. Aslında yapılan saldırıları sadece bir cam çerçeve kırılması olarak görüp değerlendirmemek gerekiyor. Saldırıların içerine inildiğinde bunların organize olduğu görülüyor. İktidar Partisi mensubu bir milletvekilinin baskında bulunması ve “Artık bunlara alışsınlar” demesi endişe verici ve kabul edilemez bir ifadedir. Yukarıda da belirttik. Saldırı hangi medyaya, hangi partiye yapılmışsa, yapılıyorsa bunu onaylamamız mümkün değildir. Saldırı saldırıdır ve bu saldırılar aslında demokrasiye yapılmıştır. Savunduğumuz ve sıkça sözünü ettiğimiz bir konu da şudur: Beğenirsiniz, beğenmezsiniz. Okursunuz, okumazsınız. Oy verirsiniz veya vermezsiniz. Bunlara karşı tepki göstermek de bir haktır. Hiç kuşkusuz tepkilerin de gösterilme şekilleri vardır. Ancak bu hakkın da hukuk ve demokrasi çerçevesi içinde kurallara uyarak yapılması gerekir. Protesto etmenin, yürüyüş yapmanın da bir demokratik hak olduğunu savunuyoruz. Yeter ki kırma, dökme, tehdit ve endişe veren olaylara meydan verilmesin. Neredeyse binaların ateşe verilip içeridekilerin diri diri yakılması bile planlanmıştı. Bu kabul edilebilir mi? Bunları planlayanlar, yapanlar yakalanamıyor, cezalandırılmıyorlarsa o da ayrı bir sorundur. Şimdi gelelim Hükümet cephesine: Biz, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu’ndan medyaya ve parti binalarına karşı girişilen saldırılara karşı çok sert açıklamalar yapmalarını beklerdik. Ekonomi Bakanı Zeybekçi ile AK Parti Sözcüsü Atalay konuya duyarsız kalmadılar. Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, saldırılarla ilgili şunları söyledi: “İnsanların haber alma, bilgi alma hakları, yaşama hakları kadar kutsaldır. Nefes alma hakları kadar kutsaldır ve en büyük özgürlüklerinden birisidir. Gerek Hürriyet gerek diğer tüm basın organlarına fiili olarak yapılan saldırıları nefretle kınıyorum. Kim olursa, gerekçesi ne olursa olsun, özgür basına yapılan tüm saldırıları kınıyorum.” Ak Parti Sözcüsü Beşir Atalay, gazete binalarına yönelik saldırılara tepki göstererek şunları söyledi: “Son zamanlarda terörü bahane ederek Hürriyet, ATV, Sabah binaları, bazı parti binaları çirkin saldırılara uğradı, hiç birini onaylamıyoruz, gerekçesi ne olursa olsun şiddetin hiç bir türlüsünü tasvip etmiyoruz. Düzeltilecek bir durum varsa, bir yanlış varsa, şikâyet edilen durumlar varsa mecra hukuk yerleridir. Bunlar aslında terörün de amacına hizmet eder. Basın kuruluşlarına karşı yapılan çirkin saldırıları bütün yönüyle kınıyoruz. İki duyarlı ses ve yapılan saldırılara karşı sessiz kalmayan Zeybekçi ve Atalay’a bir medya mensubu olarak teşekkür ediyoruz. Temennimiz bu tür olayların artık yaşanmamasıdır. Bu tablo ne acıdır ki Türkiye’ye yakışmıyor.