File - Melike Yigit Koyunkaya, Ph.D.

Transkript

File - Melike Yigit Koyunkaya, Ph.D.
Eğitimin Tarihsel Temelleri
Yrd. Doç. Dr. Melike YİĞİT KOYUNKAYA
TARİH NEDİR?
Tarih,
milletlerin
birikimlerini
yer ve zaman
göstererek
inceleyen
bilimdir.
Eğitimin geçmişini incelemek
eğitim tarihinin işidir.
EĞİTİM AÇISINDAN TARİH BİLGİSİNİN ÖNEMİ
1.
2.
3.
4.
5.
Ulusal tarih bilgisi ediniriz.
İnsanlık tarih bilgisi ediniriz.
Tarih bilinci kazanırız.
Sosyokültürel değişim sürecini kavrarız.
Tarihsel düşünme yeteneği kazanırız.
Göçebe toplumlarda eğitim, okul ve öğretmen
• Temel yiyecek maddelerini toplayarak ya da avlayarak elde
edebilen ilk insanlar göçebe bir hayat tarzı sürdürüyorlardı.
• İşbölümü ve kurumlaşma yoktu.
• Hayvanların ve bitkilerin özelliklerini, nerede bulunduklarını,
nasıl elde edilebileceklerini, mevsimleri ve etkilerini vb.
konuları bilmeleri gerekmekteydi.
• Söz konusu bu bilgi, beceri, duygu ve sezgileri ise doğal ve
toplumsal çevreyle geçirdikleri yaşantılar yoluyla
öğreniyorlardı.
• Öğrendiklerini çocuklarına öğretiyorlardı. Bu öğrenme işi
model alarak, bizzat yapıp yaşayarak oluyordu.
Göçebe toplumlarda eğitim, okul ve öğretmen
• Kurumsal olarak bir okul ve öğretmen yoktu, fakat eğitim
vardı. Toplumsal ve doğal çevre okul, her yetişkin kadın ve
erkek ise öğretmendi.
• Zamanla cinsiyete dayalı iş bölümü başladı.
• Ateş kullanmaya başlandıktan ve hayvanlar ehlileştirildikten
sonra çok az da olsa artı değer oluşmaya başladı.(Artı Değer:
gerekli-zorunlu olandan daha fazlasının üretilmesi)
• Artı değeri paylaşacak bilge ve güçlü kişiler ortaya çıktı.
Zamanla bu kişilerin söyledikleri doğru çıkınca toplum
içindeki yerleri güçlendi ve anne ve babalarla birlikte
öğretmen görevini üstlendiler.
Yerleşik toplumlarda eğitim, okul ve öğretmen
• Yerleşik hayata geçen insanların bilgi ve becerileri gittikçe
arttı ve zenginleşti.
• Kent devletleri kuruldu. Yönetici, askerler, tüccarlar,
memurlar, zanaatkarlar, çiftçiler devletin yapısında yer
aldılar. Bu nedenle eğitim, okul ve öğretmen anlayışında
gelişme ve değişmeler oldu.
• Tarihte bilinen ilk yerleşik toplum Sümerlerdir.
ESKİ UYGARLIKLARDA EĞİTİM
• SÜMERLER (MÖ 3000)
• PERS – HİTİT- FENİKE UYGARLIKLARI
• İSRAİL UYGARLIĞI
• MISIR UYGARLIĞI (MÖ 3400 – 525)
• ÇİN VE HİNDİSTAN UYGARLIĞI
• YUNAN UYGARLIĞI
• ROMA UYGARLIĞI
SÜMERLERDE EĞİTİM ( MÖ 3000)
Tarihte bilinen ilk yerleşik toplumdur. Yazıyı, yılın 365 gün
olduğunu, mevsimleri bulan, kent devletlerini kuran, tekerleği,
geometri ve matematiği, hukuku, mitoloji ve edebiyatı, sözlüğü
bulup yapan ve kullanan bir halktır.
• İlk okuma ve ders kitaplarını
hazırladılar.
• Uygarlık ve tarih Sümer’le başlar
dense yeridir.
• Öğretmenin geçiminden öğrenciler
sorumluydu.
Her
öğrenci
öğretmene belli bir miktar para
verirdi.
PERS – HİTİT- FENİKE UYGARLIKLARINDA EĞİTİM
PERSLERDE (ESKİ İRAN) EĞİTİM
• Bugünkü İran medeniyetinin temelini oluşturur.
• İlk posta teşkilatını kurdular.
• Eski İran'da (M.Ö 900-360) eğitim laiklik ve ulusal birlik üzerine
kurulmuştur.
• Baba çocuğunu istediği gibi yetiştirebilirdi.
• Okul kralın sarayının yanındadır ve adı "Genel Eğitim Evi"dir.
• Çocuklar adil, iradeli, savaşçı, ölçülü ve büyüklerine saygılı olmalı,
açlığa, soğuğa, acıya dayanmalı, ok, kılıç kullanmalı, iyi ata
binmeliydi. Öğrenciler Genel Eğitim Evi'nde bunları kazanırlardı.
• İran eğitim sisteminde beden eğitimi dersi çok önemliydi.
HİTİTLERDE EĞİTİM
• MÖ. 2000 yılında Anadolu’ya Kafkasya üzerinden göç ederek
1500 yıl boyunca hakimiyetlerini sürdüler.
• İlk yerleşim yerleri Çorum Hattuşaş'dır
• Anadolu'nun yerli sanatıyla birleştiler. Boyutları büyümüş anıtsal
eserler ortaya çıkarttılar.
• Mabetler, saraylar, sosyal yapılar, kaya kabartmaları yaptılar.
• Hititçe, bugüne kadar bilinen en eski Hint-Avrupa dilidir
ALACAHÖYÜK
HİTİTLERDE EĞİTİM
• Farklı yazılar kullandılar. Resmî
diplomatik yazışmaları ve saray
arşivleri Âsur (Akad) çivi yazısıyla
yazılırken kayalardaki kabartmalar
ve yazıtlar için Hiyeroglif yazı
kullandılar.
• Tarihte ilk yazılı antlaşma olan Kadeş
Antlaşması (MÖ 1296) Hititler ve
Mısırlılar arasında imzalandı
• Hititlerin etkileyici başkenti Hattuşa
ile diğer kentleri Alacahöyük ve
Şapinuva, Çorum ili sınırlarımız
içinde kalıyor.
Boğazköy'de bulunan bronz Hitit tableti.
FENİKELİLERDE EĞİTİM
• İlk çağda denizcilik alanında en ileri
olan
kavim
Fenikeliler’dir.
Akdeniz’de
büyük
koloniler
kurdular.
Bu
kolonilerin
en
önemlileri Kartaca, Sidon ve Tir’dir.
• Önce Mısır etkisinde ve daha sonra
Asur, Babil, Pers ve Makedonyalı
İskender’in etkisinde yaşamışlardır.
• Fenikeliler tarihte ilk alfabeyi
buldular. Bu alfabe 22 harfli idi.
Günümüzde
kullanılan
Latin
Alfabesi’nin temelini bu alfabe
oluşturur
İSRAİLDE EĞİTİM (M.Ö. 1800-900)
• Eski Yahudi/toplumunda erdemli insanlar yetiştirmek çok önemliydi.
• Aile, kavim en önde yer alırdı.
• Beden ve ruhen iyi insan yetiştirmek okulun ve öğretmenin göreviydi.
• Dini her Yahudi tam olarak bilmek ve uygulamak zorundaydı.
• Cinsiyete göre bir eğitim vardı.
• Yurttaşlık bilgisi ve tarih her Yahudi'nin almak ve okumak zorunda
olduğu derslerdendi.
• Dersler "kıssadan hisse çıkarma" temeline göre işlenirdi.
• Öğretmen mutlak otoriteydi. Kutsal bir varlık sayılırdı.
MISIR’DA EĞİTİM (M.Ö. 3000-530)
MISIR’DA EĞİTİM (M.Ö. 3000-530)
• Hiyeroglif yazıyı ( resim yazısı ) bulmuşlardır
• Devlet idaresinde yazışmalara önem verilmiştir
• Cam, papirüs ve ilk takvimi ( 365 gün- miladi) onlar bulmuşlardır.
• Devlet dairesine memur yetiştirmek temele alınmıştır.
• Okullar yatılı ve gündüzlü olabiliyordu.
• Okuma-yazma, matematik, astronomi, heykelcilik, müzik ve beden
eğitimi dersleri vardı.
• Öğretmen Tanrı kadar saygı gören ulu bir kişidir.
ÇİN'DE EĞİTİM (MÖ 2500)
ÇİN'DE EĞİTİM (MÖ 2500)
ÇİN'DE EĞİTİM (MÖ 2500)
• Eğîtim sistemi geleneklere, aileye ve topluma bağlı insan yetiştirmek
üzere kurulmuştur.
• İlk, orta ve yüksek okul var.
• Çin'de üç büyük düşünür yetişmiştir. Bunlar Laç-Tzu (Taoizm) ,
Diğer ikinci büyük düşünür Konfüçyüs ve Çin'de yetişen diğer bir
eğitimci Cu-Hsi'dir
• Bugünkü çince yazının temeli 3000 yıl önce atıldı
• Ruhun ve bedenin terbiyesinde müzik ve dinsel törenler önemliydi
• Pusula, barut,kağıt, matbaa Çin’de bulunmuştur
• Öğretmen kutsal bir varlıktı.
HİNT UYGARLIĞINDA EĞİTİM (MÖ 7000- 1700)
HİNT UYGARLIĞINDA EĞİTİM (MÖ 7000- 1700)
• Hindistan'da kast sistemi vardır. Eğitim her sınıf için ayrı ayrı
düzenlenmiştir. Brahman (din adamı), kşatriya (asker), vaysiya (esnaf),
südra (işçi), parya (köle) olmak üzere beş kast bulunmaktadır. Bir
kasttan diğerine kesinlikle geçilmez" temel ilkedir.
• Eğitimi etkileyen iki dini görüş vardır. Brahmanizm ve Budizm.
Brahmanizm ve Budizm'de öğretmen kutsal sayılmıştır.
• Özellikle budizm ile birlikte eğitimde de yenileşmeler olmuştur.
• Okuma-yazma işinde öğrenciler önce kum üzerine sözcükleri yazar ve
okurlardı. Sonra bunları iyice öğrendikten sonra yapraklara yazarlardı
(Binbaşıoğlu 1982).
• Hindistan eğitim geleneği islam dünyasını da etkilemiştir
YUNAN UYGARLIĞINDA EĞİTİM
YUNAN UYGARLIĞINDA EĞİTİM
• Grek dünyasında eğitim genelde akla, iyiye ve erdeme dayalıdır.
• Hür vatandaşlar eğitilir. Köleler ve köylü işçi, zanaatkar takımının
eğitimi söz konusu değildir.
• Karakter, estetik ve beden eğitimi savunulur. Karakter eğitiminde ortak
yaşam, sevgi ve saygı, devlet ve devlet kurumlarına bağlılık temele
alınmıştır.
• Estetik eğitimde ise, ruhun eğitimi söz konusudur. Bunun için müzik
önemlidir.
• Beden eğitiminde vücudun güçlenmesi için beslenme, güreşme, koşma,
ok, mızrak, disk atma,. ata binme, kılıç kullanma etkinliklerine yer
verilmiştir.
YUNAN UYGARLIĞINDA EĞİTİM
• Genelde eğitim bedenen ve
(kalokagathie) amaçlamaktadır.
ruhen
güzel
insan
yetiştirmeyi
• Okul sistemleri ilkokullar, ortaokullar, Liseler, ve yüksek okullar
(akademi) olarak kurulmuştur.
• İlk kez resimli ders kitapları M.Ö. 331-323 döneminde yazıldı.
• Ayrıca felsefe temel ders olarak ele alınıyordu. Yoğun bir felsefe ve
mantık eğitimi veriliyordu.
• Öğretmen (peda-gog) önceleri seçkinlerin çocuklarım eğitmek için
okuma-yazma bilen üstün özeliklere sahip köleler arasından
seçiliyordu. Öğretmenler saygın kişilerdi. Grek okul sisteminde dayak
vardı. Öğretmenin maaşını öğrenciler ödüyorlardı.
YUNAN UYGARLIĞINDA EĞİTİM
ROMA UYGARLIĞINDA EĞİTİM
• M.Ö. 8 ile M.S. 5. yüzyıllar arasında varlığını sürdürmüş olan ve
merkezi Roma kenti olan uygarlık.
• Kavimler Göçü sonucu, 395 yılında Roma İmparatoru I. Theodosius,
Roma Uygarlığı’nı iki oğlu arasında Doğu Roma (Bizans) ve Batı Roma
olmak üzere paylaştırdı.
• Doğu Roma İmparatorluğu, eski Yunan ve Orta Doğu geleneklerinin
kaynaşmasıyla ortaya çıkmıştır.
• Burada yaşayan halk; ticaret, kentleşme ve ekonomi alanlarında
önemli gelişmeler gösterdi.
• Doğu Roma İmparatorluğu’nun en belirgin kültürel özelliği,
Hıristiyanlığın bu devlet sınırları içinde gelişmiş olmasıdır.
Antik Çağdaki bazı ünlü düşünürler ve eğitimle ilgili görüşleri
Düşünür
Eğitimle ilgili görüşü
Sokrates
Öğrenmenin bir hatırlama öğretmenin de bir hatırlatma işi
olduğunu savunmuştur. Bu hatırlatma sürecinde kendi adıyla
anılan Sokratik diyalog (bir tür soru-cevap) yöntemini
kullanmıştır.
Sokrates'in soru cevap metodunu daha etkili bir hale getirmekle
kalmayıp, Sokrates'in metoduna sezgiyi de katmıştır.
Platon (Eflatun)
Aristoteles
Eğitim ve öğretim faaliyetlerinde mantıksal düşünceye, deney ve
gözleme yer vermiştir.
Quintilianus
Çocuğun eğitiminin dünyaya gelişiyle başladığını ve çocuğun
gelişiminde oyunun önemli bir yerinin olduğunu belirtmiştir.
Çocuğun eğitimine yedi yaşından önce başlanması gerektiğini
belirtmiştir.
Çocukların eğitiminde önemli rol oynayan kadınların da eğitim
alması gerektiğini savunmuştur. Ayrıca, ahlak eğitiminin yanında
düşünce eğitiminin de önemine vurgu yapmıştır.
Plutarkhus
ORTA ÇAĞDA EĞİTİM
ORTA ÇAĞDA AVRUPADA EĞİTİM (M.Ö. 3000-530)
• Avrupa Antik Çağ’dan sonra, düşünsel anlamda karanlık bir Orta Çağ
yaşamıştır.
• Akılcılığın yerini skolâstik düşünce, dogmatizm ve metafizik
düşünceler almıştır.
• Batı dünyasında kayda değer bir bilimsel ve sanatsal çalışmadan söz
etmek güçtür.
• Her şeyde dini öğretiler referans alınmıştır.
• Orta çağın ikinci yarısından sonra (XIII ve XIV. Yüzyıllardan sonra)
üniversitelerin yeniden kurulmaya başlanmasıyla önemli bir gelişme
sağlanmıştır. Üniversiteler, kiliselere bağlı olmanın yanında özel
kanunları ve mahkemeleri vardı.
ORTA ÇAĞDA AVRUPADA EĞİTİM (M.Ö. 3000-530)
ORTA ÇAĞDA AVRUPADA EĞİTİM (M.Ö. 3000-530)
İSLAM DÜNYASINDA EĞİTİM (M.Ö. 3000-530)
• İslam dünyasının en parlak zamanı 8. ve 12. yüzyıllar arasındaki
dönemdir.
• Arap Uygarlığı ; Avrupa, Hindistan ve Türk Uygarlıkları ile temasa
geçmiştir.
• Matematik, kimya ve tıp alanlarında önemli katkılarda da
bulunulmuştur.
• Matematik alanında, Hintlilerden alınan sayı sistemine, “0” (sıfır)
rakamı eklenmiştir.
TÜRKLERDE EĞİTİM
TÜRKLERİN MÜSLÜMAN OLMALARINDAN ÖNCEKİ
DÖNEMLERDE
EĞİTİMLERİNİN
TEMEL ÖZELLİKLERİ
HUNLARDA EĞİTİM (M.Ö 1000 - M.S 50)
• Hunlar, sürü besleyen atlı kabilelerden meydana gelmiş göçebe bir
toplumdur.
• Savaşçılık ( Çin seddi onlardan dolayı yapılmıştır) , yöneticilik, bazı el
sanatları (mesleki eğitim) ile dini inanışlar ve çocuk yetiştirmeye ilişkin
değerler (Çocuğa ad koymak bile kahramanlık sonucunda
gerçekleşirdi) eğitimin biçimini oluşturur.
• Hunlar’ın eğitimini yaşayış biçimleri şekillendirmiştir.
• Din, bir eğitim aracıydı, onlarda halk dini ve devlet dini diye iki din
vardı.
GÖKTÜRKLERDE EĞİTİM (M.S 552- 745)
• Göktürklerde eğitim, Hunlar’ınkine benzemektedir.
• Eğitim töre içinde töre kanalıyla verilmektedir.
• 38 harfli gelişmiş bir alfabeye sahip olmaları bazı yazılı eserler
bırakmalarını sağlamıştır. ( Bu eserlerin en önemlisi; Orhun
Anıtlarıdır M.S. 732)
• Göktürklerde, sözlü töre bilgisi, yazı ile genişletilmiş ,bilgiler artmış ve
yaygınlaşmıştır.
• Göktürklerde de alp insan tipine büyük önem verilmiştir.
ORHUN ANITLARI
• Orhun Anıtları, 732’de dikilen Kültegin, 735’te dikilen Bilge Kaan ve
yine o yıllarda dikilen Tonyukuk anıtlarından oluşur.
• Bu anıtlarda 6000 kadar kelime vardır.Türkçenin bilinen ilk yazılı
belgeleridir.
• Orhun Anıtları, ilk olarak 1893’te Danimarkalı bilgin Thomas
tarafından okunmuştur.
Anıtlarda, Türk hükümdarlarına
bazı öğütlere yer verilir. Ayrıca,
Türklerin
geçmişte
yaşadığı
felaketlere dikkat çekilip ders
alınması öğütlenir.
UYGURLARDA EĞİTİM (M. S 745- 840)
• Uygurlar kentli toplumdur. Maniheizm dinini benimsemişlerdir.
• Önceki devletlerden farklı olarak diğer toplumlara da açılmışlardır.
• Kütüphaneler dolusu sayısız eser vermişlerdir.
• Ünü dışarıya taşan bürokrat yetiştirmişlerdir ve başka ülkelere
göndermişlerdir.
• Örgün eğitim kurumları yaygınlaşmış, bilgiye büyük önem verilmiştir.
• Kitapları çoğaltarak bilim dünyasına önemli hizmetler yapmışlardır.
İSLAMİYETİN KABÜLÜNDEN SONRAKİ EĞİTİMİN TEMEL
ÖZELLİKLERİ
• Türk toplumlarında ilk kez medrese denen eğitim kurumları
ortaya çıkmıştır.
• İslam düşünür ve eğitimcilerinden etkilenilmiş aynı zamanda bu
alanda eserler verilmiştir.
• Türk toplumlarının ahlak anlayışı islamiyetle birlikte değişmiş, bu
da eğitimlerine yansımıştır.
• İslamiyetin kabulü gazi ve veli insan tipini ortaya çıkarmış buda
çok sayıda eserlerin meydana gelmesini sağlamıştır.
• İslama göre bilim yücedir. Bu durum Türkler’ede yansımış ve
bilime önem verilmiştir.
• Arapça ve Farsça aydınlar üzerinde etkili olmuştur.
KARAHANLILARDA EĞİTİM (840- 1212)
• Müslüman olmaları ve yerleşik düzene geçmeleri eğitimlerini
şekillendirmiştir.
• Devlet adamları eğitim – öğretim ve bilimin gelişmesine önem
vermişlerdir.
• Ülkenin her tarafına medreseler kurulmuştur.
• Farabi, İbn-i Sina, Biruni gibi dünya eğitim ve bilim tarihinde önemli
yer tutan bilim adamları yetişmiştir.
• Eğitim bilimine ait ilk görüşlerde başta Farabi olmak üzere bu dönemin
alimleri tarafından ileri sürülmüştür.
• İslam dünyasının Aristo’su olarak kabul
edilir. İnsan ahlakının temeli, ona göre
bilgidir; akıl iyiyi kötüden ancak
bilgiyle ayırır.
• Farabi, “öğretim” ile “eğitim”
kavramlarını ayırmıştır.
• Ona göre öğretim, toplumlarda
kuramsal erdemler yaratmak; eğitim ise
toplumlarda ahlaksal erdemler ve
bilimsel sanatlar ortaya koyma işidir.
• Öğretimin kolaydan zora, basitten
karmaşığa, yakından uzağa ilkelerine
uygun olması gerektiğini savunmuştur
Farabi (870–950)
İBN-İ SİNA ( 980- 1037)
• Hangi görüşte olursa olsun her
çocuk eğitilmelidir.
• Meslek eğitimine önem verilmelidir.
• Karma eğitimi savunmuştur.
• Öğretmen, çocuğu her yönüyle
tanımalıdır.
• Çocuğun zevk ve ilgileri meslek
eğitiminde göz önünde tutulmalıdır.
• Oyun, çocuk eğitiminde önemlidir.
• Deney,
gözlem
ve
araştırma
yöntemini öne sürmüştür.
• Çocuk üstündeki baskı olumsuz
sonuçlar doğurur.
• Kendisine Aristo ve Farabi’den sonra
muallim-i salis (öğretmen) denir.
BİRUNİ (973- 1048)
• Bir bilim adamıdır.
• Bilimsel yöntemden yanadır. Ona göre araştırma, gözlem ve
deneye dayanmalıdır.
• Duyduklarımız gördüklerimizden farklı olabilir.
• Öğrenmede taklit ve ezberciliğe yer yoktur.
• İnsan kendi aleyhine dahi olsa doğruluktan ayrılmamalıdır.
• Bilgi çocuğa küçük yaşta öğretilirse, kalıcı olur.
• Anne ve babalar çocuklarıyla direk ilgilenmelidir.
• Eğitimde kız ve erkek ayrımı olmamalıdır.
• Çocuk, bilgin ve edepli öğretmen elinde yetiştirilmelidir.
• Öğrenme hayat boyu devam etmelidir.
• Çocuğun ilgisine göre eğitim verilmelidir.
• İşbaşında eğitimi savunmuştur.
• Tecrübeli bir devlet adamıdır. Eserinde daha çok devlet
adamlarına yönelik tavsiyeler vardır.
BALASAGUNLU YUSUF HAS HACİP (10181070)
KAŞGARLI MAHMUT
• Araplara Türkçe öğretmek için Divan’ü Lügat-it Türk (1072-1074)
adıyla bir eser yazmıştır.
• Türkçe’nin üstün bir dil olduğuna inanır.
• Türkler için yeni bir hedef- ufuk belirlemiştir.
• Aile içinde çocuğun bakımı ve yetiştirilmesi üzerinde durur.
• Çocuk oyunları hakkında eserde geniş bilgiler mevcuttur.
• Dil öğretimi konusunda başarılı bir yöntem izlemiştir.
• İlk Türk tarikatını kurmuştur.
• Divan-i Hikmet adlı eseri ile etkileri geniş yörelerde yüzyıllarca
sürmüştür. ( halen dahi sürmektedir)
• Yunus Emre’yi önemli ölçüde etkilemiştir.
• İnsanlara hizmet ve iyilikte bulunma temel düşüncesidir.
• Sevgi ve mutluluğa dayalı bir hayat görüşünü benimsemiştir.
• Gelecek için bilim öğrenmek gerekir.
• Anadolu’nun vatan tutulmasında önemli katkıları olmuştur.
AHMET YESEVİ ( 1103- 1166)
SELÇUKLULARDA EĞİTİM
• Başta Tuğrul ve Çağrı Beyler olmak üzere Alparslan ve Nizamülmülk
Selçuklu devlet yöneticileri, bilginlere ve sanatkarlara büyük önem
verdiler.
• Nitekim örgün eğitim kurumsallaşması 1040 yılında Tuğrul Bey’in
Nişabur’da yaptırdığı medreseyle başladı.
• Sonra 1067’de Nizamülmülk tarafından Bağdat’ta Nizamiye
medreseleri kuruldu.
• Bu dönemde Bağdat’ta medreselerde okuyan öğrenci sayısı 6000 idi.
Eğitim dili Arapça olmakla beraber Türkçe’ye de yer verilirdi.
Medreselerde öğretim sınıf geçme esasına dayanırdı. Müderris denen
medrese hocaları seçkin kimselerdi ve ölünceye kadar görevde
kalırlardı. Selçuklular medreselerin yanında küttap denen ilkokul
düzeyinde de okullar açmışlardır.
• Selçuklularda yaygın eğitim kurumu olan Ahilik önemli bir yaygın
eğitim ve meslek kuruluşuydu.
• (Ahi; Arapça kardeş demektir) Ahilik halk arasında yaygınlaşmış,
dini ve ahlaki değer kazanmıştır.
• Ahi Evran tarafından kurulan Ahiliğin en önemli temel felsefesi
“kamil insan” yetiştirmekti.
Bu kurum varlığını cumhuriyet
dönemine kadar devam ettirmiştir.
Selçuklu Eğitim Sisteminin Temel Özellikleri;
• Selçuklu devlet adamları eğitime ve bilimin gelişmesine büyük
önem vermişleridir
• Medreseler gelişmiş, ülkenin her tarafına yayılmıştır
• Ahilik gibi bir yaygın eğitim kurumu kurulmuş ve gelişmiştir
• Atabeglik gibi şehzadelerin yetişmesi için bir uygulama ortaya
çıkmıştır
• Selçukluların ilk dönemlerinde eski değerler ön planda iken, daha
sonra bunlar zayıflamaya unutulmaya yüz tutmuştur.
• Selçuklularda alp, gazi, veli insan tipleri beraber yaşar.
Selçuklular döneminde yaşamış büyük Türk alimleri
• GAZALİ (1059- 1111)
• MEVLANA CELALEDDİN RUMİ (1207- 1273)
• YUNUS EMRE (……- 1321)
• BURHANED-DİN ZERNUCİ (….- 1223)
GAZALİ (1059- 1111)
• Tus şehrinde doğdu. Felsefe dersleri aldı. Nizamiyede müderrislik yaptı.
Eserlerinde çocukların eğitimleri üzerinde önemle durur. Ona göre;
• Anne ve baba çocuklarına en iyi şekilde bakmakla yükümlüdür.
• Çocuklar gördüklerini taklit eder.
• Çocuğa iyi davranış kazandırılmalı, aydınlatılmalı, kötü arkadaşlardan
sakınınmalıdır.
• Çocukta ruh yüceliği, alçak gönüllülük ve ciddiyet olmalıdır.
• Çocuklar küçük yaşta eğitilmelidir. Her şeyin iyisini ve doğrusunu
öğrenmelidir.
• Çocuk bir cehverdir ve iyi öğretmende okumalıdır. Öğretmen, onlara
rehberlik etmelidir.
• Çocuklara kavrayabileceği şeyler öğretmelidir.
MEVLANA CELALEDDİN RUMİ (1207- 1273)
• 1207’de Belh şehrinde doğmuştur.Mevlana bir mutasavvıfdır.
• Ona göre insan, kendi özünü bilmeli ve olgun olmalıdır.
• Maslov’un kendini gerçekleştirme düşüncesi onda zaten mevcuttu.
• Kalp temizliğinden kaynaklanan değerleri sunmuş ve milyonlarca
insanın kalbinde taht kurmuştur.
• Mevlana eğitimin gücüne ve çevrenin etkisine inanır.
• Ona göre insan eğitilebilen bir varlıktır. Hayvanların bile eğitimle
yetenekleri gelişir.
• Çocuklar eğitilirken hemen tenkit edilmemeli, bilakis teşvik edilmelidir.
• Tekrar iyi bir öğretme şeklidir.
• Esas olan insanların kendilerini bilmeleridir.
• Alimlik insanın özünde olan bir hünerdir. Alimlik, ipek ya da abadan bir
giysi ile kazanılmaz.
• Görünüş değil, gönül esastır.
• Kendisinden sonra ortaya koyduğu görüşlerin etkisiyle “Mevlevilik”
tarikatı kurulmuştur.
YUNUS EMRE (……- 1321)
• Mevlananın izinden yürümüş, ancak eserlerini Farsça yerine Türkçe
yazmıştır. Türk insanı onu bir gönül eri olarak kendine mal etmiş bağrına
basmıştır.
• Ona göre Mevlana mana aleminin sultanıdır.
• Diyar diyar dolaşarak, insanın kendi özünü bilmeleri gerektiğini anlatmış
ve hoşgörü üzerinde durmuştur
• Nefis terbiyesini özellikle ele aldı. İnsanlara gönül kırmamayı öğretti.
• Herkese aynı gözle baktı.
• İyilik ve güzellikte hep birlikte yarışmamız gerektiğini söyledi.
BURHANEDDİN ZERNUCİ (….- 1223)
• Türkistan’da doğdu. Önemli bilim adamlarındandır.
• Eserleri batı dillerine çevrilmiş ve çokça okutulmuştur.
• Eğitim ve öğretim konusunda ilk eser veren Türk bilginidir.
• Eğitim ve öğretim faaliyetlerini sistemleştirmiş, metot ve teknikler
üzerinde durmuştur.
• Eserinde, soru- cevap, tekrar, ezber, problem çözme yöntemi ve
münazara üzerinde durur.
• Ona göre bilime saygı duyulmalı, çok çalışılmalıdır.
• Öğrenci öğrenebileceği kadar ders almalı, kolaydan zora doğru bir yol
izlenilmelidir.
• İnsan her yaşta öğrenebilir ve öğrenmelidir.
• OSMANLILARDA EĞİTİMİN GENEL ÖZELLİKLERİ
ŞUNLARDIR
OSMANLIDA EĞİTİM
• Medreseler çok güçlü yaygın eğitimi kurumu haline gelmiş ve
toplumu derinden etkilemiştir.
• Azınlık çocuklarının üst düzeyde yönetici yetiştirdikleri Enderun
adında önemli bir örgün eğitim kurumu ortaya çıkmıştır
• İlköğretim 18. yy ortalarına kadar çok basit bir düzeyde kalmıştır
• Osmanlıların son dönemlerine kadar , ilkokul üstü örgün eğitim
kurumlarında yalnızca erkekler okumuştur
• Eğitim ve öğretimin temel amacı dinidir
• Yöntem daha çok ezbercidir
• Tanzimat dönemine kadar eğitim her düzeyde ücretsizdir
OSMANLIDA EĞİTİM
• Tanzimat dönemine kadar eğitim her düzeyde ücretsizdir
• Azınlık ve yabancılara eğitim hakkı tanınmıştır
• Osmanlıca denen bir dil geliştirilmiştir
• Yaygın eğitim daha çok din adamları tarafından yapılmıştır
• Eğitimde yenileşmelere askeri okullardan başlanmıştır
• Medreseler 1776’dan itibaren , kendisi dışında açılan askeri
okullarda kısmen, sivil okullarda daha geniş ölçüde etkisini
sürdürmüştür
• Eğitim daha çok vakıflar tarafından yürütülmüştür
Osmanlıdaki Temel Eğitim Kurumları
• Sıbyan Mektepleri
• Medreseler
• Enderun Mektebi
• Acemioğlan Kışlaları
• Rüşdiyeler
• İdadiler
• Sultaniler
• Darülfünun
Sıbyan Mektepleri
• İlköğretim seviyesinde 6-12 yaş çocuklarının devam ettiği 3-4 yıl süren
okullardır.
• Okulların kuruluşu ve yürütülmesi vakıflar tarafından yapılırdı.
• Din derslerinin dışında, matematik ve okuma yazma da okutuluyordu.
• En küçük yerleşim birimlerine kadar yaygınlaşmıştı. 1860 yılında
sayıları 12000 civarındaydı.
• Camilere bitişik olarak yapılıyordu.
Medreseler
• Kendi içinde ilk, orta ve yüksek öğretim şeklinde örgütlenen bu
okullarda
islami ilimlerin yanında, pozitif ilimler de
okutulmuştur.
• Osmanlı devletinde ilk medrese 1330 yılında İznik’te Orhan Bey
tarafından yaptırılmıştır.
• Medrese altın yıllarını Osmanlının yükseliş döneminde yaşamıştır.
Bunların en ünlüleri Fatih ve Kanuni medreseleridir. Pek çok ilim
adamı, kadı, din görevlisi, devlet memuru, müderris ve şeyhülislam
bu medreselerden yetişmiştir.
•
16. yy ‘dan sonra bozulma medreselerde de başlamıştır.
Avrupa’da yapılan atılımlar burada yapılamamış ve gün geçtikçe
zayıflamışlardır.
Enderun Mektebi
• Kuruluş amacı genellikle Hırıstıyan tebaadan alınan yetenekli
çocukları devlet adamı ve asker yapma amacı gütmektedir.
• İlk kuruluşu Fatih zamanına dayanmaktadır.
Bu okullar,
Osmanlılık düşüncesini ayakta kamasına katkıda bulunmuştur.
•
Okul altı odadan oluşmaktaydı. Her oda / sınıf- bölüm değişik
işlere elaman yetiştirmek üzere oluşturulmuştu.
• Programda dini ve edebiyatın yanında, matematik, tarih, beden
eğitimi dersleriyle birlikte kültür ve sanat faaliyetleri de
yapılmaktaydı.
•
Bu okullardan, 1850’ye kadar 79 sadrazam, 3 şeyhülislam, 36
kaptan-i derya , yanında pek çok bürokrat, yazar, hattat, nakkaş
ve şair yetişmiştir. Okul 1922 ‘ye kadar varlığını sürdürmüştür.
Acemioğlan Kışlaları
• Yeniçeri yetiştirilmek üzere kurulan bir meslek okulu
gibiydi .
• Bu okula devşirme usulü öğrenci alınırdı.
• Devşirilen çocuklar Türk ailelerin yanına verilir, burada
Müslümanlığı ve diğer örf ve adetleri öğrenirlerdi. Bundan
sonra acemioğlan kışlalarına verilirdi.
• Bu okullarda, okuma- yazma, din bilgisi öğretilir, askeri
talim ve spor yapılırdı.
İdadiler
• Orta öğretimde ikinci kademe olarak eğitim-öğretim veren
mekteplerdir.
• 1869 Maarifi Umumiye nizamnamesine göre 1000 haneden
fazla yerlere idadi kurulacaktır,idadilerin bütün masrafları
vilayet maarif idadisi sandığından karşılanacaktır,
• İdadilerin süresi üç yıldı bu okullar daha sonra orta okullara
dönüştürüldü
Sultaniler
• İdadiler seviyesinde Fransızca ve Türkçe ile eğitim ve öğretim
yapan bir mekteptir.
• 1 Eylül 1868 tarihinde Galatasaray Sultanisinin açılışıyla
maarifimize giren bu Fransız modeli mektepler hazırlık
devresiyle birlikte 9 yıllık bir süreyi kapsamaktadır.
• Bu mektebin açılışı sultan Abdülaziz’in 1867 Paris ziyaretine
dayanır.
Daru’l Fünun
• Avrupa üniversitelerini taklit etmek amacıyla İlk kez 1869 da
açılan darül funun bu tarihten sonra birkaç kez kapanıp
açılmış 1908 tarihine gelindiğinde İstanbul darülfünunu
olarak adı değiştirilmiş ve yeniden teşkilatlandırılmıştır.
• 1912 de şubeler fakülteye çevirilmiş ve I.Dünya savaşında
Almanya’dan fen edebiyat ve hukuk alanında 20 profesör
çağırılarak
üniversitelerin
kadroları
güçlendirilmeye
çalışılmıştır.
YENİÇAĞDA AVRUPA’DA EĞİTİM
(HÜMANİZMA HAREKETİ VE RÖNESANS)
• 15. yüzyıldan sonra kilisenin etkisinin azalmasıyla, insan
hayatında Tanrı kavramından ziyade bireyin kendisi ön plana
çıkmıştır.
• Bu nedenle eğitimin merkezine birey alınmış ve bireyin iyiye,
güzele yönelme potansiyelinin onu her yönden geliştireceğine
inanılmaya başlanmıştır.
• Bu görüşlere Hümanizma Hareketi denmiş ve İtalya’da başlayan
Rönesans döneminin başlangıcı olmuştur.
• Kısaca, Rönesans, yeniden doğma; Hümanizm ise gerçek insan
eğitimi veya sadece insanlık demektir.
Rönesans Döneminde Eğitim:
• Rönesans eğitiminin temel özelliklerinden birisi bireyi ve bireysel
gelişimi ön plana çıkarmasıdır.
• Daha önce kilisenin baskısıyla oluşan bilgilerin sorgulanmadan ve
doğrudan kabul edilmesi düşüncesi, bu dönemde yerini bilimsel
gelişmelerin de etkisiyle akılcı ve bilimsel bir düşünceye bırakmıştır.
• Antik Yunan’a ait eserler okullarda yeniden ele alınmış ve incelenmiştir.
İnsanın çok yönlü gelişimi amaçlanarak, dini söylemlerin etkisi giderek
azalmıştır.
• Bu dönemde ayrıca eğitim veren okul çeşidi artmıştır.
• Böylece aynı anda insanın çok yönlü gelişimine olanak veren farklı
türdeki okullar faaliyet göstermeye başlamıştır.
Yeniçağ Döneminde Avrupa da Eğitim
• Yeniçağ döneminde Avrupa eğitim tarihine damgasını vuran ve
günümüz eğitim sistemlerinin şekillenmesinde önemli fikirlere imza
atan eğitim düşünürleri yetişmiştir. Bunlardan en önemlileri
Erasmus, Comenius, Dekart, Luther, Montaigne, Ratke, Locke, ve
Rousseau’dur.
• Erasmus okulda ve öğretimde
oyuna yer verilerek öğrenmenin
daha eğlenceli bir hale getirilmesi
gerektiğini savunmuştur.
Desiderius Erasmus
(1465-1536)
• Almanyalı bir papaz olan Luther,
aynı zamanda üniversite profesörü
ve Protestanlık mezhebinin
kurucusudur.
• Avrupa’da laik eğitimi ilk
savunanlardan biridir.
• Eğitim işini özellikle ilköğretimi
devletin üstlenmesini ve
ilköğretimin herkese zorunlu olması
gerektiğini vurgulamıştır.
• Luther ayrıca, kız ve erkek
çocukların aynı eğitimden
geçmesini önermiştir.
Martin Luther
(1483–1546)
• Fransız deneme yazarıdır.
Montaigne’e göre genel
eğitim verimsiz olup özel
eğitime önem verilmelidir.
• Montaigne’e göre çocuklara
öğretilecek bilgiler bizzat
hayatın kendisinden
alınmalıdır.
• Ona göre “Çocuk
doldurulacak bir kap değil,
yakılacak bir ateştir.”
Michel de Montaigne
(1533–1592)
• Alman eğitim sisteminin kurucusu
sayılmaktadır. Almanya’da genel bir
öğretim başlatılması için savaşmış, bütün
çocukların okula devam etmesi
gerektiğini savunmuştur.
• Öğretimde her şeyin anadille yapılmasını
şiddetle savunmuş, derslerde “sınıf”
kavramının kurulmasını istemiştir.
• Öğretmenlerin tek tek öğrencilerle
ilgilenmesi yerine, bütün sınıfın aynı
zamanda ders görmesini, düzenli olarak
yapılacak sınavlarla öğrenci başarısının
ortalama aynı seviyede tutulacağını
vurgulamıştır
Wolfgang Ratke
(1571–1635)
• En çok öğretim teknikleri konusundaki katkılarından
dolayı tanınmıştır.
• Comenius tüm çocukların, sosyo-ekonomik durum
ve cinsiyet gözetmeksizin okula gitmelerini,
yaşadıkları medeniyeti anlamaları ve kabul etmeleri
için aynı eğitimden geçmeleri gerektiğine inanmıştır.
Comenius, öğretim faaliyetlerini;
• 1) Anaokulu,
• 2) Genel ilkokul,
• 3) Gymnasiumlar (12–18 yaş arası orta dereceli
okullar)
• 4) Akademi ve yüksek okullar (18-24 yaş arası)
olarak dört dereceye ayırmıştır.
• Bu sınıflandırma halen bütün dünyada geçerliliğini
korumaktadır
Jan Amos Comenius
(1592-1670)
• Fransız filozofu olan Dekart,
matematikçi olup, yapıtlarında
düşünme yöntemini araştırmış, her
şeyi aklın süzgecinden geçirmek
gerektiğini savunmuş ve bir konu
üzerinde uslamlama yapmanın (akıl
yürütme, muhakeme), karar vermenin
kurallarını belirlemiştir.
• Dekart “Gerçek bilgi, yaparak,
deneyerek öğrenilen bilgidir”
görüşünü savunmaktadır.
René Descartes (1596–1650)
• İngiliz olan Locke, düşünce
özgürlüğünü, eylemlerimizi akla göre
düzenlemek anlayışını en geniş ölçüde
yayan ilk düşünür olduğu için
Avrupa’daki aydınlanma ve Akıl
Çağı’nın gerçek kurucusu olarak kabul
edilir.
• İnsan zihni üzerine yaptığı çalışmalar
doğrultusunda insan zihnini “boş bir
levha”ya benzeterek eğitimin bu levhayı
donatan bir aktivite olduğunu
savunmuştur.
John Locke (1632–1704)
• Yapılandırmacılığın
dayandırıldığı yeniçağ tarihçi,
felsefeci ve hukukcusu.
• “insan ancak kendi ortaya
koyduğu ürünleri bilebilir”
G. Vico 1668-1744
• Fransız yazar, düşünür, filozof, politika ve
müzik teorisyenidir.
• Eğitimle ilgili görüşlerini “Emile” yahut
“Eğitime Dair” isimli ünlü eserinde toplamıştır.
• Rousseau, bireyin kendi doğası içerisinde
yetiştirilmesini ve bireysel eğitim modelini
önermektedir.
Jean Jacques Rousseau
(1712–1778)
Yeniçağ’da Doğuda (Osmanlılarda) Eğitim
• Selçuklularda olduğu gibi Osmanlı İmparatorluğu’nda da 19.
yüzyılın ortalarına gelinceye kadar eğitim ve öğretim faaliyetleri
devletin sorumluluğuna alınmamıştır.
• Eğitim ve öğretim sadece hayır işi ve bir dini görev olarak kabul
edilmiştir. Bu nedenle, eğitim ve öğretim sosyal yardımlar türünde
imar ve belediye işleri gibi, hayırsever Osmanlıların kurduğu
“vakıflar” aracılığıyla yürütülmüştür.
Yeniçağ’da Doğuda (Osmanlılarda) Eğitim
• XV. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu’nun eğitimiyle ilgili kurum
ve kuruluşlar “mektep” ve “medreseler” diye iki ana gruba
ayrılıyordu.
• Mektepler, özellikle saray, hükümet ve askerlik işlerinde çalışacak
memurlara, medreseler ise dini ve hukuki bilgiler edinmek isteyen
halk sınıfına aitti.
• Eğitimin ilköğretim basamağı olarak kabul edilen “sıbyan
mekteplerinde” Kuran ve namaz sureleriyle biraz da okuma ve
yazma öğretilirdi.
• Bu okullar Anadolu’da her yerde mevcuttu.
• Çocuklar bu okullarda parasız okurlardı.
• Saray mektepleri saraydaki çocukları okutmak, Osmanlı
imparatorunun hizmetinde görev yapacak hizmet kesimini
yetiştirmek üzere saraylarda açılan okullardı.
• Öğretim dili mektep ve medreselerde Arapçaydı.
Yeniçağ’da Doğuda (Osmanlılarda) Eğitim
• Fatih Sultan Mehmet döneminde açılan (1455) Enderun Mektebi
(saray okulu) bu dönemdeki en önemli gelişmelerden birisidir.
• Bu okula Müslüman olmayan ailelerin yetenekli çocuklarından
titizlikle seçilen öğrenciler alınırdı.
• Enderun mektebinin temel amacı ileride devlet kademesinde görev
alacak olan, iyi ve güvenilir devlet adamı ve asker yetiştirmekti.
• Burada verilen eğitim esnasında, Türkçe, Arapça, Farsça, Edebiyat,
Tarih, İslami Bilimler ve Matematik derslerinin yanı sıra, beden
eğitimi, Türk örf ve adetleri, nezaket kuralları, askeri sporlar gibi
konulara da özel önem verilirdi.
• Bu okullar Yakın Çağda da bazı değişikliklerle eğitimini devam
ettirmiş ve 1909 tarihinde kapatılmıştır.
Enderun Mektebi
Yakın Çağda Eğitim (1789 - …)
• Yakın Çağ, 1789’da yapılan Fransız İhtilâli ile başlayıp
günümüze kadar süren dönemdir.
• Çağın iki önemli olayı Fransız İhtilâli ve Sanayi Devrimidir.
Fransız İhtilalinin sonuçları
• Fransız İhtilalinin getirdiği özgürlükçü düşünce, eğitime
demokrasinin uyarlanmasını başlatmış ve bu dönemlerde gelişen
psikolojinin verilerinden yararlanılmaya başlanmıştır.
• Sanayi devrimi ve endüstrileşmeye bağlı olarak ta eğitimde köklü
değişiklikler meydana gelmiştir.
• Bu dönemin önemli özelliklerinden birisi eğitimde bireye yönelik
amaçlar yerine topluma yönelik amaçların ön plana çıkmasıdır.
• Eğitimin daha geniş kitlelere ulaştırılarak, sanayinin ihtiyaç duyduğu
teknik becerilerle donatılmış işgücünün yetiştirilmesi görevi, eğitime
yüklenmiştir.
• Endüstrileşme çağında sosyal ve ekonomik sorunlar ve bunların
çözüm yollarının aranması gitgide önem kazanmıştır.
• Bunun sonucu olarak eğitimde çeşitli felsefi akımlar (materyalist,
sosyalist, pozitivist vb) ağır basmaya başlamıştır.
Yakınçağda Avrupa’da yetişen eğitim düşünürleri
Düşünür Yaşadıkla Eğitim
rı Dönem Alanı
Görüşleri (kullandıkları temel
kavramlar)
J. H.
1746-1827
Pestalozzi
J. F.
1776-1841
Herbart

Sosyal
Eğitim
Eğitici
Öğretim




F. W.
Fröbel
L.N.
Tolstoy
1782-1852
1828-1910
Okul
Öncesi
Eğitim
Özgürlükç
ü Eğitim




Yaparak–yaşayarak öğrenme
Bütün halkın eğitimi
Öğretim, yönetme ve disiplinleştirme
Eğitimin amacı bireye hizmet etmektir.
Eğitimde “ilgi” kavramını vurgulamıştır.
Çocukların 3-4 yaşından itibaren
eğitilmesini vurguladı.
“Çocuk bahçesi” isimli ilk anaokulunu açtı.
Öğretmen-öğrenci arasında otoriter bir ilişki
değil usta-çırak ilişkisi önerdi.
Eğitimde bedensel cezaya ve ezberci
öğretime karşı çıktı.
A. Comte
J. S. Mill
1796-1857 Pozitivist
1806-1873 Eğitim


H. Spencer
F. Hegel
1820-1903 Pragmatik,
Pozitivist Eğitim
1770-1831 Devletçi Eğitim




A.
Schopenhauer
F. Nietzche
1788-1860 İrrasyonalist
1844-1900 Eğitim



J. Dewey
1859 -1952 İş eğitimi




Maria
Montessori
1870-1952 Duyusal eğitim



Dinsel çağ bitmiş ve bilimsel bir devir
başlamıştır.
Matematik, astronomi, fizik, kimya, biyoloji
ve sosyoloji bilimleri hiyerarşik olarak
gelişmelidir.
Pragmatik evrimcilik (yararcılık)
Zihinsel, ahlaksal ve bedensel eğitimin bütününe
önem verdi.
Eğitimde temel ilke doğaya değil kültüre uygun
olmalıdır.
Devlet istediği tipteki insanı yetiştirir.
Endüstri devrimi insanları mekanikleştirmiştir.
İnsanın özel yeteneklerinin geliştirilmesi gerekir.
Erdem ve kötülükler doğuştandır, çevre ve eğitim
sınırlı bir öneme sahiptir.
Örgütlenmiş okul eğitimi yerine insanın kültür
içindeki eğitimine değer verir.
Eğitim yaşama hazırlık değil, yaşamın kendisidir.
Eğitimin amacı çocuğa düşünmeyi öğretmektir.
Yaparak-yaşayarak öğrenmeye ağırlık
verilmelidir.
Öğretmen öğrencilerle çalışan bir rehber
olmalıdır.
Montessori metodunu geliştirmiştir.
Daha çok anaokullarında uygulanan bir
yöntemdir.
Kendi kendini yetiştirme yöntemini
Yakınçağ’da Osmanlılarda Eğitim
• Avrupa’daki yenileşme hareketlerine sonradan cevap veren
Osmanlı yöneticileri 1776-1839 yılları arasında eğitimde
yenileşme çabalarına girmişlerdir.
• Eğitimde yenileşme hareketleri kendini önce askeri alanda
göstermeye başlamıştır. Askeri okullar olarak önce
Mühendishane-i Bahr-i Hümayun (1776), ardından
Mühendishane-i Berr-i Hümayun (1795) açıldı.
• 1824 yılında ise II. Mahmut bir fermanla ilköğretimi zorunlu hale
getirdi.
• 1838’de yeni okul türü olan Rüştiye Mektepleri (bugünkü
ortaokul) açıldı.
• Daha sonra, İdadi (müslim, gayri müslim bir arada ilk defa),
Sultani isimleriyle liseler ve Darülfünun adıyla da yüksek öğretim
kademesinde yeni eğitim kurumları oluşturulmuştur
Tanzimat Döneminde Eğitim (1839–1876)
1856 Islahat Fermanına göre:
• İlköğretim zorunludur.
• İstanbul’da Darülmuallimin (erkek öğretmen)
ve Darülmuallimat (kız öğretmen) okulları
açılacaktır.
• Okul giderlerini karşılamak amacıyla halktan
yardım toplanacaktır
I. Meşrutiyet Dönemi (1876–1878)
• 1879’da kabul edilen ve Osmanlının ilk anayasası olan Kanun-i
Esasi, eğitimle ilgili olarak bazı hükümler içermektedir.
• Dinsel öğretime karışılmayacağı ve ilköğretimin herkes için
zorunlu ve parasız olduğu ibaresi de bu anayasada belirtilmiştir.
II. Meşrutiyet Dönemi (1908–1918)
• Bu dönemde fikir hayatında bir canlanma ve yayın hayatında bir
özgürleşme başlamış, Cumhuriyet Döneminde gerçekleşecek olan
eğitim devriminin tohumları atılmıştır.
• Kızlar için ilk kez yüksek öğretim kurumu açılmış (1914) ve kızlar
öğretmenlik dışında devlet dairelerinde memur olarak çalışmaya
başlamışlardır.
• Eğitim sisteminin millileştirilmesi, geleneksel ve modern okulların
birleştirilmesi, okul öncesi ile ilgili ilk oluşumlar ve mesleki
örgütlenme çalışmaları bu dönemlerde başlamıştır
20. Yüzyılda Avrupa’da ve Türkiye’de Eğitim
• 20. yüzyıl, eğitimde önemli gelişmelerin kaydedildiği bir dönem
olmuştur.
• Bu dönemde eğitimle ilgili daha bilimsel çalışmalar yapılmıştır.
• Özellikle psikoloji disiplini gelişmiş ve bireyin öğrenme özelliğiyle
ilgili bilimsel veriler ortaya koymuştur.
• Bunun sonucu olarak eğitimde de bu verilerden yararlanılmaya
başlanmıştır.
20. Yüzyılda Avrupa’da ve Türkiye’de Eğitim
• 1918 yılında Franklin Bobbitt,
eğitimde ilk defa “program”
kavramını kullanmış,
yayınladığı “Eğitim Programı”
isimli eseriyle eğitimi felsefeden
bağımsız bir alan olarak
düşünmüş ve eğitim
programının hazırlanması ve
programın öğeleri üzerinde
durmuştur.
Franklin Bobbitt
1950’lerde deneysel psikoloji
alanında kaydedilen gelişmeler ve
bunların öğrenme üzerindeki
etkileri Skinner tarafından
“Programlı öğretim”in
geliştirilmesine yol açmıştır.
Burrhus Frederic Skinner (1904 –1990)
20. Yüzyılda Avrupa’da ve Türkiye’de Eğitim
• 1970’li yıllarda Bloom’un Tam Öğrenme
Modeli ortaya çıkmıştır.
• Bu model, uygun öğrenme koşullarının
sağlanması sonucunda herkesin
öğrenebileceği görüşünü ortaya
koymuştur.
• Ayrıca, öğrenmeyi etkileyen değişkenlerin
düzenli olarak planlanması durumunda
öğrencilerin öğrenmelerinin en üst düzeye
ulaşabileceği fikrini savunmuştur.
• Bunun bir sonucu olarak, öğrenme
ortamının düzenlenmesinin öğrenme
üzerindeki etkileri gittikçe önem
kazanmaya başlamıştır.
20. Yüzyılda Avrupa’da ve Türkiye’de Eğitim
• 1980’li yıllardan itibaren günümüze kadar ise yapılandırmacılık
(constructivism), çoklu zekâ, bağlamsal öğrenme, beyin temelli
öğrenme, yaşam temelli öğrenme gibi çeşitli öğrenme
kuramlarının etkileri görülmekte olup, bu kuramlara uygun
öğretim faaliyetleri ile öğrenci merkezli öğrenmenin
gerçekleştirilmesi hedeflenmektedir.
• Kısacası, eğitim artık sadece okulları ilgilendiren bir süreç
olmaktan çıkmış ve uluslar arası bir boyut kazanmaya başlamıştır.
Öğretmen Eğitimi
• Cumhuriyet Döneminde öğretmen
eğitimine önem verilmiş,
Cumhuriyet’i koruyacak nesilleri
yetiştirecek öğretmenler
yetiştirilmeye çalışılmıştır. Bu
amaçla ilkokul öğretmeni
yetiştirmek üzere 17 Nisan 1940
tarihli ve 3803 sayılı yasa Köy
Enstitüleri açılmıştır.
• Tamamen Türkiye’ye özgü olan bu
eğitim projesini 28 Aralık 1938
tarihinde Milli Eğitim Bakanı olan
Hasan Ali Yücel bizzat yönetmiştir.
• Bu okullar 1954’te kapatılmıştır.
Türkiye’de Öğretmenliğin Meslekleşmesi
• Türkiye'de öğretmenliğin bir meslek olarak değerlendirilmesine
ilişkin ilk işaret 15. yüzyılın ikinci yarısında Fatih Sultan
Mehmet'in kurdurduğu öğretmen yetiştirilmek için ayrı bir
program öngörülmesi ve uygulanmasıdır.
• Türkiye'de öğretmenliğin ayrı ve kendine özgü bir meslek olarak
düşünülmesi ve bu meslekten olanların ayrı bir okulda
yetiştirilmesinin gerekli görülmesine ilişkin ilk somut girişim ise
Sultan Abdülmecit döneminde 16 mart 1848'de Darülmuallimin (
Erkek Öğretmen Okulu'nun ) açılmasıdır.
CUMHURİYET DÖNEMİ ÖĞRETMEN EĞİTİMİ
• Cumhuriyetin ilk 50 yılında ilkokul öğretmenleri İlk Öğretmen
Okullarından ve Köy Enstitülerinden yetişmiştir. 1973 yılında
çıkarılan 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanununda öğretmenlik bir
ihtisas mesleği olarak kabul edilmiş ve her kademedeki öğretmenin
yüksek öğrenim görmesi gerektiği ilkesi benimsenmiştir.
• Buna dayalı olarak 2 yıllık Eğitim Enstitüleri açılmış, 1982’de bu
enstitüler üniversitelere bağlanıp Eğitim Yüksek Okullarına
dönüştürülmüştür.
Eğitimde Son Dönem Çalışmalar
• 1997 yılında ortaokul düzeyindeki bütün okullar kaldırılmış ve
ilköğretim kesintisiz ve zorunlu olarak 8 yıla çıkarılmıştır.
 2004-2005 eğitim-öğretim yılından itibaren, kademeli olarak
öğretim programlarında “İlk ve en kapsamlı eğitim reformu” olarak
lanse edilmiş, bu programlarla birlikte, az bilgi öz bilgi görüşü ve
sarmallık ilkesi temel alınmış ve yapılandırmacı öğrenme teorisi başta
olmak üzere aktif öğrenme, çoklu zekâ gibi güncel öğrenme
teorilerinden faydalanılmıştır.
 7 Haziran 2005 tarihinden itibaren liseler dört yıla çıkarılmıştır.
 2012-2013 öğretim yılında 8 yıllık zorunlu eğitim 12 yıla çıkarılmış
ve zorunlu eğitim 4+4+4 olacak şekilde zorunlu ve kesintili hale
getirilmiştir. Okula zorunlu başlama yaşı 66 aydan itibaren zorunlu
hale getirilmiştir. Ancak 2013-2014 öğretim yılında veli yazılı
talebiyle 66-67-68 aylıkların okulu ertelenebilir ve 69-70-71
aylıkların okulu ise sadece raporla ertelenebilir hale getirildi.
• YARARLANILAN KAYNAKLAR
• 1. Ekiz , Durmuş ( 2006) Eğitim Bilimine Giriş. Lisans Yayıncılık. İst.
• 2. Sönmez, Veysel. ( 2006) Eğitim Bilimine Giriş. Anı yayıncılık. Ank.
• 3. Celep, Cevat. Meslek Olarak Öğretmenlik. Anı Yayıncılık.Ankara.2004
• 4. Gürsel, Musa. Öğretmenlik Mesleğine Giriş. Eğitim Kitabevi. Konya. 2004
• 5. Terzi, Ali Rıza. Öğretmenlik Mesleğine Giriş. Ümit Ofset Matbaacılık.
• 6. Küçükahmet, Leyla. Öğretmenlik Mesleğine Giriş. Nobel Yayınları. Ankara. 2004.
• 7. Sönmez, Veysel. Öğretmenlik Mesleğine Giriş. Anı Yayıncılık. Ankara. 2003
• 8. Karslı, M. Durdu. Öğretmenlik Mesleğine Giriş. Pegem Yayıncılık. Ankara. 2003
• 9. Özdemir, Servet. Öğretmenlik Mesleğine Giriş. Nobel Yayıncılık. Ankara. 2003
• 10. Büyükkaragöz, S. Savaş. Öğretmenlik Mesleğine Giriş. Mikro Yayınları. Konya. 1998
• 11. Akyüz, Yahya. Türk Eğitim Tarihi
• ALBAYRAK, Osman. Eğitim Bilimine Giriş ders Notları. Rize. 2009
• MEMDUHOĞLU ve Arkadaşları ( 2009) , Eğitim Bilimine Giriş, Pegema Yayıncılık,
Ankara