Full Text
Transkript
Full Text
Yıl: 2, Sayı: 5, Aralık 2015, s. 58-69 Ayça ALPER AKÇAY1 RESİMDE DOKU KULLANIMI Özet 20.yy sanatında sanatçının kişiliği ağırlıklı olarak ön plana çıkmaktadır. Sanatçı bireysellik - öznellik duygusunu sanat eserinin en önemli öğesi olarak ortaya koymuştur. Sanatçının bireysel olarak var olmaya çalıştığı noktada, teknolojinin de işin içine girmesiyle birlikte sanatçı ister istemez teknolojinin olanaklarından yararlanmaya başlar. Düz bir tuval yüzeyi kullanmak yerine yüzeyin üzerinde boya veya farklı malzemelerle dokunsal duruşlar yakalar ve böylelikle öznelliğini vurgular. Sanatçının boya dışında değişik malzeme ve teknik kullanarak eser oluşturulması sanatta yeni bir şey değildir. 1912 yılında Pablo Picasso kağıt üzerine gazete yapıştırarak ilk kolaj çalışmayı yapmış, daha sonra kübist sanatçılar tarafından iskambil kağıdı, pipo, kumaş parçaları gibi malzemeler kullanılarak kolaj çalışmaları devam ettirilmiştir. Max Ernst ve Kurt Schwitters’in yapmış olduğu montaj çalışmaları günümüz sanatçılarına farklı malzeme kullanımını ve ilginç asamblaj ve kolaj çalışmalarını yapma yolunu da açmıştır. Tuval yüzeyinde asamblaj – kolaj ile başlayan bu serüven günümüzde bir çok malzemenin kullanımına fırsat verir ve bir çok sanatsal akım/duruş içinde yerini alır. Ressam kimi zaman boya katmanlarını, zamk, tutkal bazen mum, cam, kum vb. çeşitli malzemeleri tuval yüzeyine yapıştırarak, dikerek veya kazıyarak bir çok teknikle çok değişik etkiler yakalar. Bu etkiler seyirci ile arasında bir çeşit dokunsallık oluşturur. Bu bağlamda ele alınmış olan bu çalışmada doku hakkında bilgi verilerek resim sanatında dokunun sınıflandırılması yapılmış ve bu sınıflandırma altında ünlü ressam ve çalışmalarından örnekler verilmiştir. Anahtar kelimeler: Resim, Doku, Resimde Doku 1 Yrd.Doç.Dr.,Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü.,ayca.alper@atauni.edu.tr Resimde Doku Kullanımı TEXTURE USAGE IN PAINTING Abstract The identity of the artist mainly rises to prominence in twentieth century art. The artist reveals individuality-subjectivity feeling as the most important feature of the work of art. When the artist tries to exist individually, with the coming of technology s/he starts to make use of the opportunities in technology unavoidably. In spite of using a straight canvas surface, the artist catches tactual stances with paint or different materials on the surface. Producing a work of art by using different materials and technique apart from paint by the artist is not a new thing. In 1912 Pablo Picasso made the first collage work by pasting newspaper on paper, and then collage works were carried on by using materials like playing cards, tobacco pipe, pieces of cloth by cubist artists. Collage montage works by Max Ernst and Kurt Schwitters gave ideas the contemporary artists about using different material using and making interesting assemblage and collage works. This adventure beginning with assemblage and collage on canvas allows for using a lot of different materials and it is in many artistic trends and attitudes nowadays. The painter catches different effects with many techniques by pasting, sewing and scratching different materials like paint layers, glue, epoxy or candle, glass, sand etc. These effects create a kind of touchingness between the painter and audience. Within this context in this study the classification of texture in the art of painting was done by giving information about texture and under this classification some examples from famous painters and works were given. Keywords: Painting, Texture, Texture in Painting Resimde Doku Üç boyutlu nesnenin iki boyutlu yüzeye aktarımı sırasında farklı teknik ve metotları kullanan sanatçılardan bazıları çalışmalarında doku kullanmışlardır. Doku ifadenin gücünü kullanan, etkili ve akılda kalıcı bir yöntemdir. Doku çalışmaları kolaj asamblaj gibi farklı malzemelerin yüzeye monte edilmesiyle başlar. Günümüzde kullanılan malzeme olabildiğince geniş bir skalada yer alır. Doku sözlük anlamına bakıldığı zaman (görme ve dokunma duyuları ile kavranabilen, homojen yüzeysel etki öğesi (Sözen ve Tanyeli, 2014: 89) olarak karşımıza çıkar. Bir başka tanım ise dokunarak ya da dokunuş yanılsaması yaratarak deneyimlenen bir malzemenin yüzey niteliğidir (Ocvirk, Stinson, Wigg, Bone ve Cayton, 2015: 167). Doku görsel sanatlar için, resimsel elemanlarla malzeme ve materyal ile gelişen, duyuları tatmin eden, görüntünün hassasiyetini artıran, strüktürel bir varlıktır. Doku bir efekt olarak ister resim ister grafik sanat yapıtlarında olsun, sanatçının üzerinde durduğu bir değerdir. Sanatçı konudan gelen ve özel bir ilgiye muhtaç karakteristikler üzerinde durmaya ve onları yeniden organize etmeye çalışır (Bigalı, 1999: 272). Bu tanımlardan yola çıkarak dokunun insanın daha önceki edinmiş olduğu bilginin doğrultusunda beyinde nesne üzerinde çağrışım yaptıran bir durum olduğu görüşüne ulaşmak mümkündür. Resim sanatında doku kullanan ressamlar dönemsel özellikleriyle birlikte yapmış oldukları çalışmalarda doku kullanımı vasıtasıyla dokunma, TİDSAD Türk & İslam Dünyası Sosyal Araştırmalar Dergisi /The Journal of Turk & Islam World Social Studies Yıl: 2, Sayı: 5, Aralık 2015, s. 58-69 59 Ayça Alper Akçay hissetme, hafızada kalma ve hazzı yakalamaya çalışmışlardır. Doku kullanımına baktığımız zaman ilk olarak ele almamız gereken konunun sanatçının çalışmasını yaparken neden doku kullanmayı tercih ettiği ve dokunun ne olduğu, sanatçı için ne anlama geldiğidir. Dokuyu gerçek doku, taklit doku ve soyut doku olarak üçe ayırmak mümkündür. Gerçek doku, dokunma duyusuyla algılanabilen dokudur, genellikle nesnenin özelliğini belirler. Taklit doku, dokunma duyusuyla algılanamayan, gerçekmiş gibi algılanan dokudur. Soyut doku ise, biçimlerin öznel kullanımıyla yapılan dokudur. Sanatçı kendi üslup ve sanat anlayışına bağlı olarak bu dokulardan birini seçerek kullanmaya başlar. Gerçek dokuyu ağırlıklı olarak tuval üzerinde uygulanmış olan medyumlarda hissedebiliriz füzen, pastel, kuru kalem, yağlı veya su bazlı boyaların yapısal özellikleri gerçek dokuyu algılamamızda bize ışık tutar. Sanat tarihinde boya katmanlarını kullanarak çalışma yapan ressamlardan en belirgin olan Van Gogh’un çalışmalarında boya katmanları ağırlıklı olarak çalışmaya şekil vermiştir. 60 Resim 1. Van Gogh, Wheat Field with Rovens , T.U.Y.B., 50.5X 103 cm,1890. Bu çalışmada ressam sert fırça vuruşları ile kuvvetli bir dışavurum örneği vermiştir. Yerin ve göğün zıt renklerde olmasına rağmen birlikte hareket ettiği dinamik bir resimdir. Bu resimde kullanılan kuzguni siyah yalnızlığı ve kimsesizliği anlatmaktadır (Beaujean, 2000: 88). Bu tarzda ağır boya katmanlarının kullanıldığı çalışmalarda, bu katmanlara impasto adı verilmektedir. Boya sürüşünde kullanmış olduğu kalın tabakalar ressamın impasto doku örneğine kuvvetli bir örnektir. Post empresyonist dönemden Paul Signac’ın çalışmaları üst üste küçük fırça darbeleriyle oluşturulmuştur. “İzlenimci sanat akımı içinde yer alan bazı sanatçılar resimlerindeki nesneleri figürleri küçük küçük fırça vuruşlarıyla, renkli mozaik tekniğinde olduğu gibi yan yana getirerek dokulu bir görünüm elde ettiler.” (Tüzcet, 1967: 42) TİDSAD Türk & İslam Dünyası Sosyal Araştırmalar Dergisi /The Journal of Turk & Islam World Social Studies Yıl: 2, Sayı: 5, Aralık 2015, s. 58-69 Resimde Doku Kullanımı Resim 2. Paul Signac, The Papal Palace, Avignon. 73,5 x 92.5 cm, T.Ü.Y.B. 1900. Bu çalışmada küçük fırça vuruşlarıyla resmin bütününe hakim olan bir doku hissedilmektedir. 61 Resim 3. Pierre Soulages, Peinture, 296 x 165 cm, 2014. Pier Soulages’in yapmış olduğu çalışmalarda serbest biçimli sanat akımına bağlı güçlü bir soyut kompozisyon yaratacak biçimde eklemlenen fırça vuruşlarının yapay özgürlüğünde resim kendini göstermektedir. Beyaz ışık parıltısının aksine siyah kütle resme anıtsallık ve açıklık kazandırmıştır. Yüzey boyanın kabarık çizgiler halinde uygulanması ile doku kazanmıştır (Alper Akçay, 2012: 85). “Dokusuyla etkileyen Soulages’in resminde, madde farklarının büyük önemi vardır. Boyayı boya olduğu için sevdiği, onu ezdiği, yaydığı, hatta yer yer gizlenen bir rengi yeniden ortaya çıkarmak için kopardığı hissedilir. ‘Değişen maddeleri severim maddelerin tuzağa düşürdüğü zamanı…’ der.” (Ragon, 1987: 57). TİDSAD Türk & İslam Dünyası Sosyal Araştırmalar Dergisi /The Journal of Turk & Islam World Social Studies Yıl: 2, Sayı: 5, Aralık 2015, s. 58-69 Ayça Alper Akçay Resim 4. Richard Serra, Out-of-Round serisinden bir örnek, 202 x 200 cm, Kağıt üzerine boya çubuğu, 1999. Sac levhalar kullanarak büyük ölçekli çalışmalar yapan Richard Serra Amerikalı minimalist heykeltıraş ve video sanatçısıdır. Süreç sanatı içinde yer almaktadır. Sanatçı 1971 yılından sonra kağıt ve çeşitli teknikler kullanarak büyük ölçekli çizimler yapmıştır. Mürekkep kömür ve kağıt üzerine mum boya ile yaptığı çalışmalarda büyük pigment blokları oluşturmuş ve yüzeyde boya dokusu elde etmiştir. Richard Serra 1964’te İtalya’da bulunduğu sırada tanıdığı yoksul sanatla birlikte yeni malzemelere ve alışılmadık birleşimlere yönelmiştir. Sanatçı bu bağlamada gerçekleştirdiği kuşaklardan oluşan çalışmasında kauçuk ve neon ışıklarını birlikte kullanmıştır (Eczacıbaşı Sanat Ansiklopedisi, 2008: 1394). 62 Resim 5. Jean Dubuffet, The Cow with Subtle Nose, 88,9 x 116,2 cm, Tuval üzerine yağlı boya ve emaye, 1954. Ragon’a (1987: 40) göre Dubuffet kendi sanat anlayışını, “En bayağı ve kolay bulunan, en ise yaramaz oldukları için başta akla gelmeyen sıradan malzemeleri kullanmayı hep çok sevdim, hatta bu bende vazgeçilmez bir kara tutku haline geldi. Sanatımın, ‘aşağılanmış değerlere eski saygınlıklarını geri verme’ olduğunu ilan etmeyi seviyorum.” şeklinde ifade etmektedir. Bu çalışmada ressam vernikli boya ve yağ kullanmıştır. Boya ile oluşturmuş olduğu ağır dokulu bir yüzey vardır. Dubuffet'nin ülkedeki en sert deneyimi ve sanat eğitiminin reddi bu resimde belirgindir. Ağır dokulu yüzeyi, psikolojik tedavi tesislerinde bulunan hastaların çocuksu masumiyetiyle yorumlanan bir ineği tasvir etmektedir. Tuvale sınır tanımayan, vahşi yaklaşımı Dubuffet’nin resim peyzaj gelenekleri içinde tamamen eğitimsiz görünen “Brut Sanat” diye adlandırdığı TİDSAD Türk & İslam Dünyası Sosyal Araştırmalar Dergisi /The Journal of Turk & Islam World Social Studies Yıl: 2, Sayı: 5, Aralık 2015, s. 58-69 Resimde Doku Kullanımı kavramların örneğidir. Resim böylelikle 'yüksek sanat' kavramlarına aykırı ve kültürel ilerlemeden etkilenmeyen sanatsal saflık yönünden sanat yapmaya yaklaşır. Bir adım daha ileri giderek, Dubuffet sanatla birlikte medeniyeti yeniden doğrulama işine yönelik bir bütün olarak 'kültürel' ve 'vahşi' kavramlarının nasıl olacağını önermektedir (www.wikiart.org/en/jeandubuffet/table-corail#supersized-artistPaintings-265124) Dubuffet 1951’de tuvalleri gerçekten kesip biçerek yeni zeminler üzerinde yeniden bir araya getirmeye başlamıştır. Aynı zamanda kağıtlar ya da gazete kağıtları üzerinde figürler çizip sonra bunları kolaj için kesip çıkarmıştır. On yıl içinde odun parçalarından süngerlere, hiçbiri ‘sanat değeri taşımayan ’ya da en azından geleneksel olmayan materyallerden oluşan imajları bir araya toplamıştır. “Dubuffet konunun tanınması konusunda algısal engeller yaratmak için bilerek yeni teknikler ve materyallerden yararlanmıştır. Böylece figür ortaya çıktığı zaman bir keşfin şaşırtıcı tazeliğine sahiptir. Tıpkı şaşıda olduğu gibi.” (Fineberg, 2014: 130) Taklit doku adından da anlaşılacağı üzere gerçek gibi hissedilen fakat gerçek olmayan dokulardır. Taklit doku, genellikle fotoğrafik detaylar kullanılıp nesnenin gerçekliğine ikna edici, göz aldatmacası yapmaya çalışan Trompo l’oeil resimleri ile ilişkilendirilmektedir (Ocvirk, Stinson, Wigg, Bone ve Cayton, 2015: 171). Yüzeyde farklı malzeme kullanılmadan yapılmış olan taklit doku çalışmalarında kullanılan doku, tasvir edilen nesnenin dokusunun birebir kopyasıdır. Taklit dokular resim alanında çok yaygındır. Doğada yüzeysel karakterin yarattığı aydınlık ve karanlık kalıpların, içtenlikle ve özenle kopyasını gerektirir. Dokunun bu türü, akademik bir işlemdir. Fakat sanatçının yaratma gücü, akademik kopyacılığı kırabilir ve uygulamada çok duygusal hatırlamalara gidilebilir. (http://www.tamsanat.net/atolye/tasarimatolyesi/ilkeler-elemanlar.php?post=173) Resim 6. Luciano Ventrone, Dilemma, Bez üzerine yağlı boya, 60 x 60 cm, 2009. Fotogerçekçi ressam Ventrone’nin çalışmalarında nesnenin dokusunu oluşturmada yüzey karakterlerini betimleme ustalığı dikkat çeker. Sanatçı akademik eğitim almış ve ağırlıklı olarak natürmort çalışmaları yapmaktadır. Soyut doku, sanatçı tarafından doğal olarak var olanın başka bir şekilde kullanımı ya da yapay olarak üretilen dokudur. “Bir çok sanatçı dokuları yeniden üretmeye çalışmak ya da birebir kopyalamak yerine onları soyutlamayı tercih eder. Soyut doku genellikle orijinaline dair ipuçları taşır ama sanatçının belirli ihtiyaçlarına uygun olacak şekilde müdahaleye TİDSAD Türk & İslam Dünyası Sosyal Araştırmalar Dergisi /The Journal of Turk & Islam World Social Studies Yıl: 2, Sayı: 5, Aralık 2015, s. 58-69 63 Ayça Alper Akçay uğramışlardır. Sonuç genellikle orijinal örüntü ya da tasarımı vurgulayan sadeleştirilmiş bir versiyondur.” (Ocvirk, Stinson, Wigg, Bone ve Cayton, 2015: 173). Resim 7. Albert Burri, Composizione (Composition), 86 x 100,4 cm, Siyak kumaş üzerine çuval, iplik, sentetik polimer boya, varak ve PVA 1953. Albert Burri, çeşitli geleneksel olmayan malzemelerle çalışmış, hatta renklendiricilerine katran, paçavralar ve canlı küfler bile katmıştır. En çok bilinen çalışmaları ellili yılların çuval bezinden yapılmış ‘çuvallar’ıdır. Pek çok çuval bezi resimlerinde yanan kırmızı, kanlı yarayı çağrıştırmaktadır. Burri’nin bu dünyevi materyalleri ekspresif manipülasyonu, resimdeki vurguyu temsilden objenin kendisinin fiziksel gerçekliğine kaydırır (Fineberg, 2014; Ruhrberg, 2000). Burri tuval üzerine yırtmış olduğu bezleri paçavraları yapıştırmış, dikmiş, germiştir. Bu basit malzemelerin üzerindeki irili ufaklı delikler ve yamalar, tıpkı boyayla yapılan biçimler halinde plastik anlamlar kazandırmaktadır (Eti, 1971: 85). Burri’nin tahta nesnelerle resim yaparken tahta çakarak kapatılan dünyanın kaçınılmaz olduğu izlenimi (sanatçı böyle bir yorum almadığı halde) ortaya çıkmıştır. “Takip eden nesil sanatçılar için ufuk açıcılığı kanıtlanmış olan unsur, Burri’nin yapısalcı biçim ve biçimin yıkıcı çözünmesi arasındaki sanatında özellikle merak uyandıran diyalektiktir.” (Ruhrberg, 2000: 260). Burri’nin soyut dokunun ağırlıklı olarak gözlemlendiği çalışmalarında, boyanın tutkal gibi başka malzemelerle karıştırılarak sürülmesiyle kalın, tabakalı doku yüzeyleri meydana getirildiği görülmektedir. Sanatçının daha sonraki çalışmalarda bir dönem askeri doktorluk mesleğinden ve daha sonrasında tutuklanarak esir kampında bulunduğu dönemden elinde bulunan çuval malzemesini kullanarak tuvalde uyguladığı soyut doku örnekleri bize doku uygularken sanat mantığı doğrultusunda zengin bir görsel ve alımlama boyutunu sunmaktadır. Resim 8. Julian Schnabel, The Walk Home, Oil, Plates, Copper, Bronze, Fiberglass, Bondo On Wood, 112 x 232 cm, 1985, TİDSAD Türk & İslam Dünyası Sosyal Araştırmalar Dergisi /The Journal of Turk & Islam World Social Studies Yıl: 2, Sayı: 5, Aralık 2015, s. 58-69 64 Resimde Doku Kullanımı Julian Schnabel ABD’li ressam, heykel ve baskı sanatçısıdır. Renk dokuları kullanmış olan sanatçı estetik renk uyumu ve planlanmamış bir kompozisyon dengesi ile ilgilenmiştir. The Walk Home gibi resimlerinde kırık porselen parçaları yada farklı nesneler yapıştırarak üç boyutlu bir kabartma etkisi yaratmıştır (Eczacıbaşı Sanat Ansiklopedisi, 2008: 1377). Schnabel “1983’te, benim tüm görüntülerim resmetme nosyonunun emrindedir. diye ilan etmiştir. Önemli olan şey neyin resmedildiği değil nasıl resmedildiğidir. Fakat başka bir açıklamasında resmin sadece kendisiyle ilgili olduğunu düşünenlere bunun tam tersi olduğunu söylemiştir. Resmin somut varlığının sizin bakmakta olduğunuz görüntüden tamamen farklı bir yüzü olabilen bir çağrışımlar dünyasını anıştırmaması mümkün değildir.” (Fineberg, 2014: 430). Resim 9. Julian Schnabel, Portrait Of Olatz, Oil on Plates Mounted to Wood, 84” x 55”; 1993 1980’lerde Tanrı’nın resmini yaparak ve dünyanın en büyük ressamı olacağını söyleyerek resimler yapan, olağanüstü̈ bir ticari başarı kazanan Julian Schnabel, dev boyutlu ve üzerine kırık tabaklar yapıştırılmış resimleriyle ünlenmiştir (Giderer, 2003: 165). Soyut dokuyu kullanan sanatçı betimlediği tasviri yaparken bazen bir nesnenin soyutlanmasını kullanmış bazen de olmayan bir biçimi kullanarak dokuyu oluşturmuştur. Resim 10. Mark Tobey, Fata Morgana, Gri karton üzerine tempera, 37,5x56,3cm, 1944. Amerikalı Mark Tobey, uzak doğunun doğu yazısının karakterini incelemiştir. İşte Tobey, iç dünyasını ortaya koymakta bu çok zengin kaynağı kullanarak girift bir doku düzeni kurmuştur. Sanat kritikleri, sanatçının serbest fırça vuruşlarıyla ördüğü̈ hemen hemen tek renkli doku düzenleri için “Beyaz Yazı” deyimini kullanmaktadır.” (Eti, 1971: 56). Yine boyaları TİDSAD Türk & İslam Dünyası Sosyal Araştırmalar Dergisi /The Journal of Turk & Islam World Social Studies Yıl: 2, Sayı: 5, Aralık 2015, s. 58-69 65 Ayça Alper Akçay yüzeyde akıtma tekniği ile kullanan Jackson Pollock da çalışmalarında doğal dokular oluşturmaktadır. Tobey’in beyaz yazıları sanatçının bahay dinini Kabul ettiği döneminin eserleridir. Daha sonra bahay dini sanatçıyı tüm dinlerin döl yatağı olan doğuya götürür. Tobey’in alçak gönüllü sanatı, tinsellikle bitmek bilmez bir konuşma olarak ifade edilmektedir. Bu resimler bazen izleyiciyi bir başka evrenden gelen işaretler gibi heyecanlandıran on emircik levhaları olarak görülmektedir (Ragon, 1987: 164). Resim 11. Antoni Tapies, Etching with aquatint, carborundum and embossing in colours, 1985, Yoğun doku kullanarak çalışan Antoni Tapies çalışmalarında boya ile birlikte vernik, kum ve toz mermer kullanarak rölyef etkisi yaratmaktadır. Malzemedeki bu seçim sanatçının doku oluşturmasında kazıma ve oyma işlemlerini gerçekleştirmesinde yardımcı olmaktadır. Bazı çalışmalarında “ready made” tarzında kullanmış olduğu hazır nesneyi tuvaline yapıştırdığı da görülür. Resim 12. Antoni Tapies, Peinture grise et verte Oil paint, epoxy resin and marble dust on canvas 114 x 161,3 cm frame: 1183 x 1665 x 48 mm 1957 TİDSAD Türk & İslam Dünyası Sosyal Araştırmalar Dergisi /The Journal of Turk & Islam World Social Studies Yıl: 2, Sayı: 5, Aralık 2015, s. 58-69 66 Resimde Doku Kullanımı Resim 13. Joseph Cornerll, Sculptures, Tahta, cam, şarap şişesi, kağıt kolaj, kum, boya. 35,5 x 19,6 cm, 1953-1956. 67 Resim 14. Joseph Cornell, Untitled (pink ballet case), Tahta, cam, kuru gül, yaprak, kumaş, plastik, mika, karton levha. 4,76 x 11,43 x 8,73 cm, 1942. Joseph Cornell kutu çalışmaları ile bilinir. Likör bardaklı, pullu, deniz kabuklu, zemberekli, kum saatli çalışmalar yapmaktadır. Çalışmalarını hazır nesne üzerinden yapmaktadır. Bu açıdan değerlendirilince ressam Marchall Duchamp’ın “ready made” mantığında görünmektedir. Doku oluşturmada hazır nesne kullanımından kaçınmaz. Dekolaj duvarlara üst üste yapıştırılmış afiş yada benzerlerinden koparılan parçalarla yapılmış bir tür kolaj. İlk kez 1950’lerde alman sanatçı Wolf Vostell bu tür çalışmalar yapmış ayrıca Fransa’da afişçiler de bu tekniği uygulamıştır (Eczacıbaşı Sanat Ansiklopedisi, 2008: 390). TİDSAD Türk & İslam Dünyası Sosyal Araştırmalar Dergisi /The Journal of Turk & Islam World Social Studies Yıl: 2, Sayı: 5, Aralık 2015, s. 58-69 Ayça Alper Akçay Resim 15. Mark Bradford, White Painting, Tuval üzerine karışık teknik ve kolaj, 259 x 366 cm, 2009 Bradford yırtma tekniğini kısmen gerçeküstücü dekolaj tekniğinden kısmen de ilk kez Jacgues Villegle ve Raymond Hains tarafından 1950’lerde kullanılan afişist yönteminden yola çıkarak türetmiştir. Özellikle Fransız yeni gerçekçilerin yaklaşımı sokak panolarındaki afişlerden koparılan parçaların tamamen soyut kompozisyonlar meydana getirecek şekilde birleştirilmesiyle karakterize edilir, ancak Bradford ayrıntılı, şematik bir figüratif çalışma yapabilmek için yüzeyi emaye boya, mürekkep ve başka malzemelerle kaplayıp kalınlaştırır. Bu yüzeylerin rengini değiştirmek ya da belirli alanları bir tür desen yapar gibi kazıyıp çıkarmak için kum döken, ütüleyen, bazen de ağartıcı kullanan sanatçı, yapıtın gelişim sürecini daha da karmaşıklaştırır. Sonuçta elde edilen etki ise neredeyse zorlayıcı, çok kuvvetli yarı psikodelik bir imge, metin, desen ve doku yığınıdır (Wilson, 2015: 72). SONUÇ Beş duyu organından biri olan dokunma sanatçıda büyük bir arzu olarak doku ile ortaya çıkar Dokunun nesnel özelliğini kullanarak onu alıp daha sonra onu yeniden harmanlayarak, bazen dönüştürüp bazen de dönüştürmeden kullanan sanatçı bu ele alışta küçük değişikliklerle resimdeki bir formun nesnel olarak benzemeyen farklı şeyleri temsil edebilme etkisini kullanır. Bazen de temsil ettiği nesnenin anlatım gücünü dokuyu kullanarak kuvvetlendirir. Yüzeyde kullanılan doku resme sadece dokunsal değil aynı zamanda düşünsel bir anlam ve yüzeyde de derinsellik katmaktadır. Doku kullanımında sanat tarihinde geçmişten günümüze bir çok yöntem ve bir çok teknik, sınırsız malzeme kullanılmıştır. Kolajlarla başlayan serüven boya katmanlarının kullanımı, dekolaj, asamblaj ve farklı malzemelerin doku oluşturmak için yüzeyde kullanılması sanatçının kendi iç dünyasında harmanlayıp dışarıya aktarmak için seçtiği yola bağlı kalmıştır. Kimi ressam anlatımda ifadenin gücü için gazete ve kağıt parçalarını yapıştırarak, kimisi üst üste binmiş afişleri yırtarak, atık nesneyi kullanarak, keserek, dikerek, boyayla harmanlayarak ya da boyasız saf maddeyi kullanarak, nesnenin yapısını bozarak ya da bozmayarak dokuyu kullanmıştır. TİDSAD Türk & İslam Dünyası Sosyal Araştırmalar Dergisi /The Journal of Turk & Islam World Social Studies Yıl: 2, Sayı: 5, Aralık 2015, s. 58-69 68 Resimde Doku Kullanımı KAYNAKLAR ALPER Akçay, A. (2012). Duygusal ve Mantıksal Çözümleme: Ekspresif Anlatım. (Sanatta Yeterlik Tezi). Erzurum: Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. BEAUJEAN, D. (2000). Vincent van Gogh. Germany: Könemann. BIGALI, Ş. (1999). Resim Sanatı. Ankara: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları. ECZACIBAŞI Sanat Ansiklopedisi (Geliştirilmiş İkinci Basım ed.). (2008). İstanbul: YEM Yayınları. ETI, S. (1971). Çağdaş Sanat. Ankara: Karaca Ofset. FINEBERG, J. (2014). 1940'tan Günümüze Sanat: Varlık Stratejileri. (G. E. Simber Atay Eskier, Trans.) İzmir: Karakalem Kitabevi Yayınları. GIDERER, H. E. (2003). Resmin Sonu. Ankara: Ütopya Yayınevi. OCVIRK, O. G., Stinson, R. E., Wigg, P. R., Bone, R. O., & Cayton, D. L. (2015). Sanatın Temelleri, Teori ve Uygulama. (A. K. Nur Balkır Kuru, Trans.) İzmir: Karakalem Kitabevi. RAGON, M. (1987). Modern Sanat. (V. Kanetti, Trans.) İstanbul: Cem Yayınevi. RUHRBERG, K. (2000). Art of the 20th Century. (F. W. Alling, Ed.) Köln: Taschen. SÖZEN, M., & Tanyeli, U. (2014). Sanat Kavram ve Terimleri Sözlüğü (Onüçüncü Basım ed.). İstanbul: Remzi Kitabevi. TÜZCET, Ö. (1967). Form ve Doku-Textüre. İstanbul: Matbaa Teknisyenleri Kollektif Şirketi. WILSON, M. (2015). Çağdaş Sanat Nasıl Okunur? 21. Yüzyılın Sanatını Yaşamak. (F. C. Erdoğan, Trans.) İstanbul: Hayalperest Yayınevi. TAM Sanat Tasarım Atölyesi Web Sitesi, (t.y.). Erişim Tarihi: 01.11.2015, http://www.tamsanat.net/atolye/tasarim-atolyesi/ilkeler-elemanlar.php?post=173 JEAN Dubuffet, (t.y.). Erişim Tarihi: 05.11.2015, www.wikiart.org/en/jean-dubuffet/tablecorail#supersized-artistPaintings-265124 TİDSAD Türk & İslam Dünyası Sosyal Araştırmalar Dergisi /The Journal of Turk & Islam World Social Studies Yıl: 2, Sayı: 5, Aralık 2015, s. 58-69 69