Full Text
Transkript
Full Text
Yıl: 2, Sayı: 4, Eylül 2015, s. 67-78 Sevil BÜLBÜL1 OSMANLI DÖNEMİNDE MAKEDONYA’DA HAN VE KERVANSARAYLAR VE ÜSKÜP’TEKİ KURŞUNLU HAN YAPISI Özet Osmanlı Dönemi’nde Makedonya’da çok sayıda han ve kervansaray yapısı inşa edilmiştir. Bunu Osmanlı arşiv kayıtları dışında çok sayıda seyahatnamelerden de öğrenmekteyiz. Ancak bu yapıların büyük bir kısmı çeşitli nedenlerden dolayı günümüze kadar gelememiştir. Makedonya’da günümüze kadar gelebilen üç han ve bir kervansaray bulunmaktadır. Bu yapıların üçü Üsküp şehrindedir. Bunların arasında Kurşunlu Han yapısı hem anıtsal gösterişliliği açısından hem de iyi korunmuş olması açısından önemli bir mimari eserdir. Çalışmamızda birçok vakfiye ve seyahatnameden hareket edilerek Makedonya’da Osmanlı Han ve Kervansarayların sayısı ve bulundukları şehirler tespit edilmiştir. Ayrıca çalışmamızda, bu yapıların arasında aslına en yakın biçimiyle korunmuş olan Kurşunlu Han yapısı incelenmiştir. Amacımız Osmanlı mimarisinin değerli bir örneği olan bu yapının ve gitgide yok olmaya mahkûm eserlerimizin bir kez daha önemlerine dikkat çekmektir. Anahtar Kelimeler: Osmanlı; Makedonya; Üsküp; Kervansaray; Han; Kurşunlu Han; INNS AND CARAVANSERAIS IN MACEDONIA IN THE OTTOMAN PERIOD AND THE KURSUNLU INN IN SKOPJE Abstract Numerous Inns and caravanserais were built in the Ottoman period in Macedonia.This fact is prooved with many travel books and archive records.However many of this buildings were ruined and that is why they were unable been protected until today.There is three inns and one caravanserais in Macedonia which were protected from Ottoman Period.Three of this buildings are located in Skopje.Among them Kurshunlu Inn is important one as a very good protected monumental building. Yrd. Doç. Dr. Gazi Üniv,Turizm Fakültesi,Seyahat İşletmeciliği ve Turizm Rehberliği Bölümü.,sevilbulbul@gazi.edu.tr 1 Sevil Bülbül This study aim to research arcive records and travel book to determine the number of this Ottoman buildings in Macedonia and to introduce Kurshunlu Inn in Skopje. Keywords: Ottoman;Macedonia;Skopje;Caravanserais;Inn;Kurshunlu Inn; 1. Türk Tarihinde Kervansaray Yapıları Türk tarihinde ticaret yolları üzerinde inşa edilmiş olan han ve kervansarayların önemi yüzyıllar içerisinde arttığı ve geliştiği söylenilebilir. Bu artış ve gelişme ticaretin ve ekonominin gelişmesiyle bir paralellik gösterir. Onikinci yüzyılda Türkleşme süreci içerisinde bulunan Anadolu’da çeşitli kervan yolları vardı. Bunlar bir yönde İstanbul’a gitmekte, öteki yönde ise Suriye hudutları yakınlarında kollara ayrılarak Antakya, Halep, Yukarı Mezopotamya’dan geçerek bazen da Ermenistan, Azerbaycan ve İran’a gitmekteydiler. (Cahen,1994:166) İran, Ermenistan ve Azerbaycan’dan gelen kervanlar ise genellikle Erzurum’a ve Trabzon’a kadar gelmekte, Trabzon’dan mallarını deniz yoluyla göndermekteydiler. (Cahen,1994:166) Böyle karışık ve savaşlarla dolu bir ortamda ticaretin olumlu yönde geliştiğini anlamak güç olsa da, yollar boyunca inşa edilen çok sayıda menzil ve kervansaray yapıları ticari anlamda refah düzeyinin iyi olduğunu gösterir. Bu durum, Anadolu Selçuklularının ticarete epey önem verdiğini ve tüccarlara da güvenilir bir yolculuk sağladığını gösterir. Anadolu’da ilk hanlar II. Kılıç Arslan (d.1113 - ö.1192) döneminde yapılmıştır.(Kuban,2008:238) Keykubad ve II. Keyhüsrev Dönemleri’nde (1220 - 1246) en önemli ticari yapılardan 31 tanesi inşa edilmiştir. Bu yollar üzerinde kervanların 8-9 saatlik ortalama günlük yolculuklarında 25-30 km aldıkları ve uğranılan yerleşme merkezleri düşünülünce 13.yüzyılda en eski tarihli (1206) Altınapa Hanı’ndan sonra 200 civarında han yapılmasının, çağın en önemli ekonomik göstergesi olduğu söylenilebilir.(Kuban,2008:239) Halk arasında ve resmi yazışmalarda han ya da kervansaray olarak bilinen yapılar emniyetli olmaları gerektiğinden dolayı genellikle yüksek beden duvarları ile kaleyi anımsatırlar. Bazı araştırmacılar, bu yapıların kökenini Karahanlı ve Gazneli kervansaray yapılarında görürler ve Anadolu Selçuklu kervansaraylarının da aynı planı devam ettirdiklerini savunurlar.2 Emniyet nedeniyle genellikle bu yapıların bir kapalı bölümü ve bir avlu kısmı bulunmaktadır. Avlusuz kervansaraylar ya ekonomik olanakların sınırlı olduğu bir erken dönemi, ya da özel koşulları gösterir.(Kuban,2008:241) Genellikle kare veya dikdörtgen planlı olan bu mekânların kapalı kısımları tonozlarla örtülüdür. Taş malzemesi ile yapılan han ya da kervansarayların kapalı mekânları kalın ayaklar üzerine oturtulmuş tonozlarla örtülü paralel sahınlardan oluşmaktadır. Bu mekânların orta açıklığı üzerinde bir kubbeli fener bulunur. Avlu kısımlarının büyüklüğü yapıyı finanse eden kişiye göre değişmektedir. Örneğin sultanlar tarafından desteklenen ve “Sultanhanı” olarak bilinen kervansaraylar, Konya-Aksaray yolu üzerinde bulunan Sultanhan’da(1229) olduğu gibi 4866 metre2 alanı da kaplayabilirdi. Anadolu Selçuklu Devletinin gücü zayıflamaya başladığında kuzey batı bölgelerde güçlenen Osmanlılar yeni topraklar ele geçirmeye başladılar ve Beylikten Devlete giden süreci hızlandırdılar. Yeni elde edilen topraklar ve şehirlerde imar faaliyetini geliştirdiler. Camiler, medreseler, köprüler, çeşmeler, imaretler, hamamlar gibi halkın her türlü ihtiyacını Han ve Kervansaray yapıları ile ilgili bkz. Mustafa Cezar, Türk Tarihinde Kervansaray, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara,1981,s.931-940;Prof. Dr. Fuat Köprülü, Vakıflara ait tarihi ıstılahlar, Ribat, Vakıflar Dergisi, Sayı II, Yıl 1942,s.267-278; 2 TİDSAD Türk & İslam Dünyası Sosyal Araştırmalar Dergisi /The Journal of Turk & Islam World Social Studies Yıl: 2, Sayı: 4, Eylül 2015, s. 67-78 68 Osmanlı Döneminde Makedonya’da Han Ve Kervansaraylar ve Üsküp’teki Kurşunlu Han Yapısı karşılayabilecek ve mutlu edebilecek yapılar inşa ediliyordu. Yeni ele geçirilen ticaret yollarında kervansaraylar, şehirlerin içinde ise hanlar yapılıyordu. Bu duruma bir örnek verilecek olursa, 1326 yılında Bursa’nın fethedilmesinden hemen sonraki yıllarda devletin ileri gelenlerinin hanlar yaptırdığı görülmektedir. Örneğin, bu yıllarda Sultan I.Murat şehrin alış veriş işlerinin düzene girmesi için önemli bir fonksiyon üstlenecek olan Kapan Hanını inşa ettirmiştir.(Sevim,2010:81) 2. Osmanlı Hâkimiyeti Altında Makedonya’da Han ve Kervansaraylar Tarihi yönden XIII. yüzyılın sonu ile XIV. yüzyılın ilk yarısında Makedonya’nın siyasi hayatı iç karışıklarla dolu bir dönemdir.3 Bizans devletinin Anadolu’da yürüttüğü savaşlar neticesinde kaybettiği gücün etkileri Makedonya’da Sırp devletinin güçlenmesine yol açmıştır. 1371 yılında Meriç nehrindeki zaferleri ile Osmanlılar Balkanlara adım atar ve kısa sürede bu toprakları ele geçirirler. Sırp derebeyleri Volkaşin ve Ugleşa kardeşlerinin ölümünden sonra büyük ölçüde zayıflayan yerel beylerin iktidarı başlangıçta kısmen daha sonraları tümüyle Osmanlıların eline geçmiştir. XIV. yüzyılın sonlarında, devletin idaresini güçlendirmek amacıyla, Osmanlılar, Anadolu halkını bu bölgelere mecburi iskâna tabi tutmuşlardır. Buraya yerleştirilen Türk ailelerin ve askerlerin sosyal ve dini ihtiyaçlarını karşılamak maksadıyla, farklı yapılar inşa edilmiştir. Bugünkü Makedonya Bölgesi 1385 yılında Timurtaş Paşa önderliğinde yapılan seferle Osmanlılar tarafından fethedilmiştir.(İstorija na makedonskiot narod,1969:196)Bu seferde Vardar nehri kıyısı yakınlarında yer alan İştip, Köprülü, Pirlepe ve Manastır şehirleri ele geçirilmiştir. Daha sonra 1392 yılında Üsküp şehri de Osmanlı Devleti kapsamına girmiştir. 10 Ağustos 1913 tarihli Bükreş Antlaşması ile Sırbistan’a verilişine kadar beş asırdan fazla bir süre Osmanlı yönetiminde kalmıştır. Bu süre içerisinde Osmanlı şehirlerinde çok sayıda dini ve sivil yapılar inşa edilmiştir. Bazı araştırmacılar tarafından Osmanlı Döneminde Makedonya’da inşa edilen kervansaray ve hanların toplam sayısının 45 olduğu belirtilmiştir.(Ayverdi,1981:294) Bu sayı son yıllarda ortaya çıkarılan yeni arşiv kayıtları ile 71’e yükselmiştir.(İbrahimgil,2013:8) Coğrafi konumu nedeniyle Makedonya’da ticaret Osmanlı Döneminde iyi düzeydedir. Roma Döneminde kullanılan ünlü “Via Egnatia” yolu Osmanlılar tarafından da tercih edilmiştir. Bu yol Arnavutluk limanlarından Ohri ve Manastır şehirleri ve buradan Selanik ve İstanbul şehirleri ile bağlantılıdır.(İstorija na makedonskiot narod,1969:251)Ayrıca, Selanik’ten diğer bir ticari yol kuzeye doğru Üsküp’e, buradan Sırbistan’a ve Bosna’ya götürüyordu. Bunun yanı sıra Üsküp’ün batısı ve doğusu ile bağlantılı yollar da bulunmaktaydı. Batı yönde, Üsküp-Gostivar ve Debre’den Arnavutluk liman şehirlerine giden yol, doğu yönde ise Üsküp-KıratovaKöstence’den Sofya’ya ulaşılıyordu.(İstorija na makedonskiot narod:251) Makedonya’nın Osmanlı öncesi ve hakimiyetiyle ilgli ayrıca bkz.,Halil İNALCIK,Osmansko carstvoklasiçno doba 1300-1600,Beograd,1974;Halil İNALCIK, “Osmanlı Tarihine Toplu Bir Bakış”,Osmanlı Ansiklopedisi,C.1.Kültür Bakanlığı Yayınları,Ankara,1999,s.61-75;İsmail H. Uzunçarşılı,Osmanlı Tarihi,C.1,Türk Tarihi Kurumu Yayınları,Ankara,1982;OSMANLI ANSİKLOPEDİSİ,C.1,Ağaç Yayıncılık,İstanbul,1933;Aleksandar STOYANOVSKİ,İvan KATARCİEV,Danço ZOGRAFSKİ ve Mihailo APOSTOLSKİ,İstoriya na Makedonskiot narod,Skopye,1988; İstoriya na Makedonskiot narod, kniga prva,od predistorisko vreme do krayot na XVIII vek,İnstitut za nacionalna istoriya,Skopye,1969; Aleksandar STOYANOVSKİ,Makedoniya vo Turskoto srednovekovie,Skopye,1989;Hatice ORUÇ,Makedonya’da Osmanlı Egemenliğinin Kurulması,Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi,Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,Ankara,1997; Türk Dünyası Kültür Atlası,Osmanlı Dönemi C.1,Türk Kültürüne Hizmet Vakfı,İstanbul,1999; 3 TİDSAD Türk & İslam Dünyası Sosyal Araştırmalar Dergisi /The Journal of Turk & Islam World Social Studies Yıl: 2, Sayı: 4, Eylül 2015, s. 67-78 69 Sevil Bülbül Bu yollarda kervanların hareket ettiğini ve güvenlik nedeniyle birçok tüccarın kervanı tek bir kervanla birleşerek yolculuk ettiği bilinmektedir. Nitekim bazı kaynaklarda, Osmanlı imparatorluğunun Avrupa yakasındaki topraklarında kervanların faal işlediği, bu nedenle Yugoslavya, Bulgaristan, Arnavutluk ve başka yerlerde çok sayıda han’ın mevcut olduğu belirtilmiştir.(Orhonlu,1984:145) Makedonya’da günümüzde ayakta olan 4 han bulunmaktadır. Bu yapıların üçü Üsküp şehrinde, çok sayıda tamirler ve onarımlar ile günümüze kadar gelebilmiş ve iyi korunmuş yapılardır. Diğeri Pirlepe şehrinde bulunmaktadır. Bu yapıdan günümüzde sadece bir beden duvarı mevcuttur. Bu yapıların dışında Osmanlı Dönem’inde birçok han ve kervansarayın varlığını farklı kaynaklardan öğrenmekteyiz. Bunların arasında vakıf kayıtları önemli yere sahiptir. Örneğin Üsküp’teki Eski Han4 yapısı hakkında İshak Paşa Vakfiyesinde sözü edilmiştir. H.848/M.1445 tarihli İshak Bey Vakfiyesinde, Üsküp’te bir cami, bir medrese, bir mektep, bir ev inşa ettirdiği öğrenilmektedir. Ayrıca medrese öğretmenlerinin ikameti için İshak Paşa, Üsküp’e yakın iki köyü, iki hamamı, yüz iki dükkânı ve iki hanı vakfetmiştir. (Kaleşi,1972:90)Kaynaklarda bu hayırseverin bir de Yeni Han isimli yapıyı inşa ettirdiği belirtilmiştir.(Ayverdi,1981:294) H.874/M.1469 tarihli İsa Bey Vakfiyesinde, bu hayırseverin Üsküp şehrinde vakfettiği malları dışında Kalkandelen şehrinde bir hamam, bir kervansaray, bir han ve etrafındaki bütün evleri, inşaat için üç arsa ve bir kütüphane vakfettiği öğrenilmektedir.(Elezoviç,1940:79-126) H.867/M.1463 tarihli Kebir Mehmet Çelebi Vakfiyesinde, Üsküp ve Kalkandelen şehrinde vakfedilen malların listesi kayıtlıdır. Bunların arasında Kalkandelen’de 15 odadan oluşan bir handan söz edilmiştir.(Elezoviç,1940:43-63) H.956/M.1550 tasdikli Müslihuddin Abdülgani El-Madeni vakfiyesinde, Üsküp şehrinde Müezzin Hoca(Dükkâncık)Camii, bu caminin geliri için Kurşunlu Han5 adında bir han, bir hamam, iki ev, yirmi altı dükkân, bir depo ve hanın ön tarafına bağlı bir takım dükkânlar vakfedildiği kayıtlıdır. (Kaleşi,1972:224) Rumeli Beylerbeyi Kaçanikli Mehmed Paşa’nın Makedonya’daki mal ve mülkü ile ilgili üç vakfiye tasdik edilmiştir. Bu vakfiyeler, Üsküp, Kaçanik, Gostivar, Kalkandelen, Kırçova ve Debre şehirlerindeki malları ile ilgilidir. H.1017/M.1608 tasdikli ikinci vakfiyesinde Gostivar şehrinde bir cami ve bu caminin geliri için etrafındaki bütün dükkânları ile birlikte bir kervansaray vakfettiği yazılıdır.(Kaleşi ve Mehmedovski,1958:55-60)Ayrıca, H.1017/M.1608 tarihli vakfiyesinde Debre’de bir hanın da kaydı bulunmaktadır (Kaleşi ve Mehmedovski,1958:72-81) H.940/M.1514 tarihli Mustafa Paşa Vakfiyesinde, bir cami ve imaret ve bunlar için etrafındaki dükkânlarla birlikte iki kervansaray ve birçok köyün vakfedildiği belirtilmiştir.(Elezoviç,1940:713-813) H.912/M.1506 tarihli Yahya Paşa vakfiyesinde, sahip olduğu malların arasında Üsküp’te bir cami, medrese, imaret, zaviye ve bir hanın vakfedildiği kayıt edilmiştir.(Elezoviç,1940:420-525) Diğer adı Sulu Han’dır. Bu yapı günümüzde Türk Çarşısı içinde bulunmaktadır. Yeni Han’ın nerede bulunduğu bilinmemektedir. 5 Yazının devamında Kurşunlu Han ile ilgili daha detaylı bilgiler verilmiştir. 4 TİDSAD Türk & İslam Dünyası Sosyal Araştırmalar Dergisi /The Journal of Turk & Islam World Social Studies Yıl: 2, Sayı: 4, Eylül 2015, s. 67-78 70 Osmanlı Döneminde Makedonya’da Han Ve Kervansaraylar ve Üsküp’teki Kurşunlu Han Yapısı Davud Paşa Hamamı yakınlarında, Davud Paşa’nın bir hanı da bulunmaktaydı. Bu hanın varlığını yukarıda sözünü ettiğimiz Kaçanikli Mehmed Paşa vakfiyesinden öğrenmekteyiz. Bu vakfiyede, Mehmed Paşa’nın vakıf ettiği malları arasında fırınının mevkisinden söz edilirken Davud Paşa Hanı ile sınırlı olduğu yazılmıştır.(Kumbaraci,1998:163) Manastır’ın, bir “Osmanlı Şehri” olmasında şüphesiz ki, Sungur Çavuş Bey Vakfı’nın önemi büyüktür. Hicri 838/Miladi 1435-36 tarihli vakfiyeden öğrenildiğine göre, Manastır’da bir cami, bir medrese, bir han, bir imaret(zaviye),yedi değirmen, yirmi beş dükkân, beş üzüm bağı ve iki arsa vakfedilmiştir. (V.G.M.A,d.989,s.204/157) Bazı yapılar yıkıntı haliyle zamanımıza kadar ulaşabilmiştir. Bunlardan biri Kürkçü Hanı’dır. Hanın Banisi Hacı Muhyiddin’in H.1001/M.1592 tarihli vakfiyesinde, bu hayırseverin bir cami ve han yaptırdığı belirtilmiştir.(Boşkov ve Fetah,1961:165-175)Vakıf kaydından Hacı Muhyiddin’in Abdülvehhab’ın oğlu olduğu ve Üsküp’ün İbn Payko isimli mahallesinde yaşadığı bilinmektedir. Bu yapıdan günümüzde sadece girişten kalan bazı beden duvarı kısımları görülmektedir. Vakıf kaydından hareket edilirse muhtemelen XVI. yüzyılın ikinci yarısında inşa edilmiştir. Vakfiyesinden öğrenildiğine göre, Han, Eski Türk Çarşısı içinde Demirciler çarşısında bulunmaktaydı ve iki katlı bir yapıydı. Vakfiyelerin yanı sıra seyahatnameler de bu konuda önemli ipucu verir. Örneğin 1559 ile 1560 yıllarını kapsayan ve yazarı bilinmeyen bir seyahatnamede, Venedik ile İstanbul arasında geçen bir yolculuk anlatılmaktadır. Bu seyyah gemi ile Venedik şehrinden Ülgün’e varır, buradan İşkodra, Prizren ile Üsküp’ten geçerek İstanbul’a devam eder. (Matkovski,1991:180) Üsküp’te bir konakta geceledikten sonra 18 mil yolculuk yapan seyyah günümüzün Bulgaristan sınırına yakın olan Eğri Palanka şehrinin köylerinden Kırklya’da güzel bir kervansarayda konakladığını yazmıştır. (Matkovski,1991:181) Burada ekmeğin ve sütün bol olması ve çok sayıda renkli cam eşyanın da bulunması seyyahın dikkatini çekmiştir. (Matkovski,1991:181) 1591 tarihli bir diğer seyahatnamede, bir Venedik danışmanın asistanı olan İvan Kavaza, Venedik’ten İstanbul’a yaptığı bir yolculuğu anlatmıştır. Bu heyet Tiran şehrinden Elbasan’a buradan Prenye ve Ustruga’ya geçmiş. Ustruga’da bir kervansaray’da konakladıktan sonra Manastır şehrine varır. Manastır şehrinde geceledikleri kervansarayın atlar için iyi, fakat insanlar için çok güzel bir mekan olmadığını belirtmiş seyyah.(Matkoviç,1898:1567) Evliya Çelebi’nin 17.yüzyılın ikinci yarısına tarihlendiği seyahatnamesinde Makedonya’nın birçok şehri tasvir edilmiştir. Üsküp’ten söz ederken Çelebi ticari hanlardan bahseder. (Matkovski,1991:409)Bu hanların en ünlüsü olan Mehmed Ağa Han’ın, İsa Bey Cami’sinin yakınlarında olduğunu belirtmiştir. Bu han’ın dışında Yahya Paşa ve İshak Bey Han’larının da önemli olduklarını yazmıştır. (Matkovski,1991:409) Çelebi’nin seyahatnamesinde Eğri Palanka şehrinde bir han yapısının bulunduğu ve bu yapının bir kervansaray büyüklüğünde olduğu belirtilmiştir. (Matkovski,1991:418) Ayrıca bu seyyah İştip şehrinden de bahsederken, merkezinde yedi hanın bulunduğunu ve bunların arasında Sinan Paşa, Karakadı ve Kümülcüzade Hanları, en çok bilinen hanlar olduğunu yazmıştır. Seyahatnamenin devamında, Çelebi, şehrin bir kervansarayı olduğu ve bu yapının güzelliğiyle büyülendiğini, anıtsal büyüklükte bir kaleye benzediğini ve kurşun kaplı kubbe ile örtülü olduğunu belirtmiştir.(Matkovski,1991:430) TİDSAD Türk & İslam Dünyası Sosyal Araştırmalar Dergisi /The Journal of Turk & Islam World Social Studies Yıl: 2, Sayı: 4, Eylül 2015, s. 67-78 71 Sevil Bülbül Bazı kaynaklarda, günümüze gelemeyen kervansaraylar arasında Vardar kıyısındaki yıkılmış olan Burmalı Camii yakınlarında Karlızade Kervansarayı6, Türk Çarşısında bulunan Kuklizade Kervansarayı ve Kapıcıbaşı Sinan Kervansaray’ından bahsedilmiştir.(Kumbaraci,1998:164) Üsküp şehrinde günümüze kadar yıkıntı halinde gelebilen Kapıcıbaşı Sinan veya Sinan Bey Kervansarayı ile ilgili bazı bilgilere belirli kaynaklardan ulaşmaktayız.(Kumbaraci,1998:161-162;Ayverdi,1981:294)Bu yapının yeri hakkında her iki kaynakta İsa Bey’in mülkü ile sınırlı olduğu belirtilmiştir. Ancak, Kumbaraci bu yapının Sultan I.Murat Camisinin ve Saat Kulenin kuzeyinde bulunduğunu ileri sürmüştür. Aynı araştırmacı, vakfiyede sözü edilen mekânın epeyce kuzeyinde kalan yapıdan günümüzde ayakta olan beden duvarlarının sadece bazı bölümlerinin Otokar Kerşovani caddesinin 44 ve 46 numaralı evlerinin bulunduğu yerde görüldüğünü de yazmıştır.(Kumbaraci,1998:161) Hanın banisi hakkında çok fazla bilgi yoktur. Ancak yukarıda sözü edildiği Evliya Çelebi Seyahatnamesinde de bahsi geçen hanın kitabesi verilmiştir. Kitabede, hanın H.999/M.1590-91 yıllarında Mehmed Ağa tarafından yaptırıldığı belirtilmiştir. (Çelebi,285,286;Ayverdi,1981:294) Süreyya, Sicill-i Osmanî kitabında bu tarihlerde H.1000/M.1592 yılında Rumeli Beylerbeyi olan Mehmed Paşa’dan söz etmektedir. Önce Kapıcıbaşı görevinde bulunan Mehmed Paşa aynı zamanda Osmanlı Devleti’nin birçok yerinde vakıfları bulunan meşhur Koca Sinan Paşa’nın oğludur.(Süreyya,1996:1030)Bu konuyla ilgili Salih Asım da, Mehmed Paşa’nın Yemen Fatihi vezir Prizrenli Sinan Paşa’nın oğlu olduğunu yazmıştır.(Baki,2004:46) Koca Sinan Paşa’nın vakıf kayıtları listesinde ise Üsküp ve Kaçanik’te iki hanın kaydı tutulmuştur. Kapıcıbaşı Sinan veya Sinan Bey Kervansarayı olarak kaynaklarda adı geçen bu hanın belki Koca Sinan Paşa’nın Üsküp’te yaptırmış olduğu daha sonra oğlu tarafından onarıldığı bir yapıdır. Önümüzdeki yıllarda bu konuda yapılacak daha kapsamlı araştırmalar ile bu yapının kimin tarafından yaptırıldığı konusu netlik kazanır. Kitabesinin tarihine göre bu han, XVI. yüzyılın ikinci yarısında inşa edilmiştir. Yapının mimarisi hakkında bilgimiz yoktur fakat beden duvarlarından kalan kısımlarda taş ve tuğla malzemesinden inşa edildiği görülmektedir. Kaynaklarda Boyalı7 ve Camlı Han’dan da söz edilmiştir. (Kumbaraci,1998:165;Ayverdi,1981:296) 3. Üsküp Kurşunlu Han 3.1. Yapının Tarihi ve Geçirdiği Onarımlar Üsküp şehrinde günümüzde ayakta olan hanlar arasında en gösterişli olanı Kurşunlu Han yapısıdır. Üsküp Çarşısı’nın içinde Makedonya Müzesi karşısında bulunan bu yapı Müzezzin Hoca el-Madeni adıyla bilinen Muslihuddin Abdülgani tarafından inşa ettirilmiştir. Yapıda inşa kitabesi bulunmadığından dolayı net olarak hangi tarihlerde yapılmış olduğu bilinmemektedir.Ancak, H.957/M.1550 tarihli Müslihuddin Abdülgani vakfiyesinden hareket edilerek bu yapıyı XVI.yüzyılın ortalarına tarihlendirmekteyiz. (V.G.M.A,632,494) Vakıf kaydından, bu yapının Tanrıvermiş mahallesinde bulunduğu ve yine aynı hayırsever tarafından yaptırılan Bakırcılar Mescidi ve Şengül Hamamı ile sınırlı olduğu öğrenilmektedir. Günümüzde mescit yıkılmış, Şengül Hamamı ise yıkıntı halindedir. Araştırmacı bu hanın bulunduğu yeri hakkında eski bir Üsküp’lüden bilgi aldığını yazmıştır. Hayrettin ailesinden alınan bilgiye göre bu iki yapıdan Boyalı Han günümüzde Bit Pazarı olarak bilinen pazarın karşısında Otokar Kerşovani Caddesi 178 Numarada bulunuyordu. Yapı depremde yıkılmıştır. 6 7 TİDSAD Türk & İslam Dünyası Sosyal Araştırmalar Dergisi /The Journal of Turk & Islam World Social Studies Yıl: 2, Sayı: 4, Eylül 2015, s. 67-78 72 Osmanlı Döneminde Makedonya’da Han Ve Kervansaraylar ve Üsküp’teki Kurşunlu Han Yapısı Başlangıçta banisinin adını alan Kurşunlu Han, bir süre Müezzin Hoca Hanı adıyla anılmıştır, “Kurşunlu” adını, XIX. Yüzyılda, çatısının kurşun ile kaplanmasından sonra aldığı tahmin edilmektedir. (Kumbaraçi,286;Ayverdi,1956:162) 1878 yılından sonra bir dönem hapishane olarak kullanılmıştır.1904 ile 1912 yılları arasında bir dönem tekrar han olarak kullanılmıştır. Üsküp’ün 1963 yılında geçirdiği şiddetli depreminde büyük hasar gören Kurşunlu Han, depremden sonra onarılmıştır. 3.2. Yapının Mimari Özellikleri Kurşunlu Han, güney-kuzey doğrultusunda yer alan ana kısmı kareye yakın dikdörtgen planlı ve iki avlulu bir yapıdır. Han 2800 m2’lik bir alanı kaplamaktadır. Güney kısmında yer alan ana bölüm bir iç avlu şeklinde düzenlenmiştir. İki katlıdır ve her katı revaklıdır. Ana bölümün her iki katında yer alan oda sayısı toplam 60’tır.Bunların 28’i zemin katta, 32’si ise üst katta yer alır. Yapının ikinci katına güney duvarının doğu ve batı köşelerindeki taş merdivenlerden çıkılmaktadır. Avlu kısmının ortasında dairesel planlı bir şadırvanı vardır. Kurşunlu Han’ın ahırlara ayrılmış bölümü kuzey tarafında yer alır. Asimetrik bir plana sahip bölümün kuzey duvarı eğimli yapılmıştır. Bu bölüm tek katlı ve avluludur. Ahır kısmı aynalı tonozla örtülüdür. Bunun batısında yer alan kapalı mekânlar tekne tonozla örtülüdür. Bu bölümün girişi doğu cephesinde yer alır. Kurşunlu Han’ın inşaatında yapı malzemesi olarak tuğla ve taş kullanılmıştır. Duvar örgüsü bir sıra taş ve iki sıra tuğladan oluşmaktadır. Her sırada taşların arasına birer dikey tuğla yerleştirilmiştir. Yapının girişi güney cephesinin merkezinde yer alır. Cepheden dışa doğru taşıntı yapan giriş bölümü tonozlu bir mekândır. Aslına göre yenilenen girişin üst kısmında kapalı bir mekân, alt kısmı ise üç yönden yuvarlak kemerlerle dışa açılır. Merkez girişin dikey ekseninde yer alan diğer bir kapıdan kuzeydeki ahır bölümüne girilir. Yapının kuzey ve güney cephesinin üst kısmında onar adet pencere bulunmaktadır. Doğu cephesinin üst kısmında altı adet pencere vardır. Bunların yanı sıra güney cephesinin giriş bölümünün üst kısmında doğu, batı ve güney yönünde birer penceresi daha vardır. Pencerelerin tümü dikdörtgen biçimli ve düz lentoludur. Pencerelerin üstü demir parmaklıklarla kaplıdır. Yapının her iki katı aynı düzenlemeye sahiptir. Ana mekânı çevreleyen revakları, kare planlı payeler üzerinde durmaktadır ve birbiriyle yuvarlak kemerler ile bağlantılıdır. Revakların yuvarlak kemerleri tuğlayla yapılmıştır. Bu bölümler çapraz tonozla örtülüdür. Revaklara açılan odaların birer yuvarlak kemerli girişi vardır. Odaların içinde birer ocağı ve birer yuvarlak kemerli dikdörtgen nişi vardır. Ocakların alt kısımları taştan, üst kısımları ise tuğladan yapılmıştır. Yapının ahır bölümü bir avlu etrafında dizilen mekânlara sahiptir. Bu bölümler içten tonozla dıştan ise kiremitle örtülüdür. SONUÇ Osmanlı Dönem’inde Makedonya’da inşa edilen han ve kervansarayların varlığı hakkında vakıf kayıtları ve seyahatnameler önemli bilgiler içerir. İshak Paşa, İsa Bey, Kebir Mehmed Çelebi, Müslihuddin Abdülgani, Kaçanikli Mehmed Paşa, Mustafa Paşa, Yahya Paşa, Davud Paşa, Hacı Muhyiddin ve Sungur Çavuş Bey vakfiyelerinde, Makedonya’da yaptırılmış 10 han ve üç kervansarayın kaydı tutulmuştur. Han yapılarından altısı Üsküp’te, ikisi Kalkandelen’de, biri Manastır’da ve biri Debre’de bulunduğunu öğrenmekteyiz. Bunların yanı sıra Gostivar şehrinde bir ve Üsküp şehrinde iki kervansarayın kaydı da mevcuttur. TİDSAD Türk & İslam Dünyası Sosyal Araştırmalar Dergisi /The Journal of Turk & Islam World Social Studies Yıl: 2, Sayı: 4, Eylül 2015, s. 67-78 73 Sevil Bülbül Çalışmamızda incelenen seyahatnamelerde ise Makedonya’da dört kervansarayın ve on hanın mevcut olduğu görülmüştür. Eğri Palanka, Ustruga, Manastır ve İştip şehirlerinde birer kervansaray, Üsküp’te 3 han ve İştip’te 7 han yapısının varlığından haberdarız. Vakıf kayıtları ve seyahatnameler dışındaki diğer kaynakları inceleyerek elde ettiğimiz bilgilere göre Üsküp şehrinde toplam 12 hanın ve 3 kervansarayın bulunduğunu öğrenmekteyiz. Bu yapılardan günümüzde iki han ve bir kervansaray yapısı ayaktadır. Bunların arasında halk arasında “Kurşunlu Han” olarak bilinen fakat anıtsal görünüşü ve mimari planı itibariyle bir kervansaray olan yapı Üsküp’ün Türk Çarşısı içinde bulunmaktadır. Kurşunlu Han, Selçuklu ve Osmanlı Dönem’inde inşa edilen birçok yapıyla benzerdir. Öncellikle yakınında bulunan ve İshak Bey Külliye’si kapsamında inşa edilen Sulu Han yapısı ile mekan boyutu ve mimari özellikleri açısından benzerdir.(Nikolovski,Kornakov ve Balabanov,1961:41) Plan itibariyle bu yapı Anadolu’da Selçuklu Dönem’inde inşa edilen birçok yapı ile benzerdir. İlk bölümünde, avlu etrafı revaklı olması yönüyle Antalya Evdir Han (1239) ile benzerdir.(Güran,1976: 68) İki avlulu olması yönüyle İstanbul Kürkçü Hanı(15.yy), Cebeci(18.yy), Sabuncu(19.yy), Vezir Hanları(17.yy) ve Büyük Yeni Han ile benzerdir.(Güran,79) İki katlı ve revaklı kemerlerle avluya açılması yönünden Osmanlı Dönem’ine ait Bursa Koza Hanı(1490-91)(Aslanapa,1986:77) ile benzerdir. Ayrıca Kurşunlu Han, ana kısmın planı ve yuvarlak kemerli revaklı avlusu itibariyle 18.yüzyıla ait İstanbul Hasan Paşa Han’ı ile de benzerdir. Ahır kısmının ayrı bir avluda yer alması yönüyle İstanbul Büyük Valide Hanı(17.yy) ile benzerdir.(Güran,77) Kurşunlu Han’ı aynı türdeki diğer yapılardan farklı kılan mimari özelliği, ahır kısmının asimetrik olması ile ilgilidir. Bu bölümün doğu cephesinde ayrı bir girişi olması ve kuzey cephesinin eğimli yapılması yapıyı diğer hanlardan farklı kılmaktadır. KAYNAKLAR ASLANAPA, O.(1986). Osmanlı Devri Mimarisi, İstanbul: İnkılâp Yayınevi. AYVERDİ, E.H.(1981). Avrupa’da Osmanlı Mimari Eserleri, Yugoslavya, C.III, Kitab 3,İstanbul: İstanbul Fetih Cemiyeti Yayınları. BOŞKOV, V. ve Fetah, İ.(1961) .Edno skopsko vakafname od XVI. vek, GİNİ,1,Skopje,165175. CAHEN, C. (1994). Osmanlılardan Önce Anadolu’da Türkler, İstanbul:E Yayınları. CEZAR, M.(1981). Türk Tarihinde Kervansaray, Ankara: Türk Tarih Kurumu Basımevi. ÇELEBİJA, E.(1979). Putopis.Odlomci o jugoslovenskim zemljama, Çeviren Hazim Şabanoviç, Saraybosna. ELEZOVİÇ, G.(1940). Turski Spomenici, Zbornik za istocnjacku istorisku ı knjizevnu gradu,odelenje drustvenih nauka SAN,kn.1sv.1,1348-1520,79-126,Belgrad. GÜRAN, C.(1976). Türk Hanlarının Gelişimi Ve İstanbul Hanları Mimarisi, İstanbul: Vakıflar Genel Müdürlüğü Yayınları. TİDSAD Türk & İslam Dünyası Sosyal Araştırmalar Dergisi /The Journal of Turk & Islam World Social Studies Yıl: 2, Sayı: 4, Eylül 2015, s. 67-78 74 Osmanlı Döneminde Makedonya’da Han Ve Kervansaraylar ve Üsküp’teki Kurşunlu Han Yapısı İBRAHİMGİL, M.Z.(2008). Balkanlarda Türk Eserlerinin Bugünkü Durumu ve Köprü Mimarisinden Örnekler, Köprüler Kurduk Balkanlara Uluslararası Sempozyumu, s.130,İstanbul Büyükşehir Belediyesi. İNALCIK, H. (1974). Osmansko carstvo-klasicno doba 1300-1600,Belgrad:Srpska Knjizevna Zadruga. İNALCIK, H. (1999). Osmanlı Tarihine Toplu Bir Bakış, Osmanlı Ansiklopedisi, C.1,Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları,61-75. KALEŞİ, H. ve Mehmedovski,M.(1958). Tri vakufnami na Kacanikli Mehmed-pasa, İNİ, Skopje. KALEŞİ,H.(1972).Najstariji Vakufski Dokumenti U Jeziku,Priştina:Zajednica Naucnih Ustanova Kosova. Jugoslaviji Na Arapskom KUBAN,D.(2008). Selçuklu Çağında Anadolu Sanatı, İstanbul:Yapı Kredi Yayınları. KUMBARACi, L.(1998). Osmanliski Spomenici vo Skopje,Skopje:İslamska Zaednica na RM. KÖPRÜLÜ, F.(1942). Vakıflara Ait Tarihi Istılahlar, Ribat, Vakıflar Dergisi,2,267-278. MATKOVSKi, A.(1991). Makedonija vo delata na stranskite patopisci,Skopje:Misla. MATKOVİÇ, P.(1898).Putovanja po Balkanskom poluotoku XVI. veka, RAD JAZU, knjiga CXXXVI, Zagreb,1-95. NİKOLOVSKİ, A.Kornakov, D. ve Balabanov, K.(1980). Spomenici na kulturata na R.Makedonija,Skopje:Misla. ORHONLU, C.(1984).Osmanlı İmparatorluğunda Şehircilik ve Ulaşım Üzerine Araştırmalar, Derleyen Salih Özbaran, İzmir:Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları. ORUÇ, H.(1977). Makedonya’da Osmanlı Egemenliğinin Kurulması, Ankara:Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. SALİH Asım,(2004). Üsküb Tarihi ve Civarı, sadeleştiren Süleyman Baki, İstanbul: Rumeli Türkleri Vakfı Yayını. SEVİM, S.(2010). Kapan Han ve Bursa Kapan Hanı İşlevi, Osmanlı Coğrafyasında Çarşı Kültürü ve Çarşılar, Bursa: Bursa Büyükşehir Belediyesi Yayınları,81-90. STOJANOVSKİ,A.,Katarciev İ.,Zografski Makedonskiot narod, Skopje: Misla. D. ve Apostolski,M.(1969). İstorija na STOJANOVSKİ,A.,Katarciev İ.,Zografski D. ve Apostolski,M.(1988). Makedonskiot narod,Skopje:Makedonska Kniga,Kultura. İstorija na STOJANOVSKİ,A.(1989). Makedonija vo Turskoto srednovekovie,Skopje:Misla. Türk Dünyası Kültür Atlası(1999).Osmanlı Dönemi,1,İstanbul:Türk Kültürüne Hizmet Vakfı. UZUNÇARŞILI, İ.H. (1982). Osmanlı Tarihi, C.1,Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları. V.G.M. A.d.989,204/157. V.G.M. A.d.632,494. TİDSAD Türk & İslam Dünyası Sosyal Araştırmalar Dergisi /The Journal of Turk & Islam World Social Studies Yıl: 2, Sayı: 4, Eylül 2015, s. 67-78 75 Sevil Bülbül 76 Çizim No 1- Kurşunlu Han Planı (Ayverdi’den alıntıdır.) TİDSAD Türk & İslam Dünyası Sosyal Araştırmalar Dergisi /The Journal of Turk & Islam World Social Studies Yıl: 2, Sayı: 4, Eylül 2015, s. 67-78 Osmanlı Döneminde Makedonya’da Han Ve Kervansaraylar ve Üsküp’teki Kurşunlu Han Yapısı Resim No 1- Kurşunlu Han, güney batı cephe; 77 Resim no 2-Kurşunlu Han, onarım öncesinden bir görüntü; TİDSAD Türk & İslam Dünyası Sosyal Araştırmalar Dergisi /The Journal of Turk & Islam World Social Studies Yıl: 2, Sayı: 4, Eylül 2015, s. 67-78 Sevil Bülbül Resim no 3- Kurşunlu Han, Revaklı Avlu Kısmı; 78 Resim No 4- Ahır kısmından bir görüntü;(RZZSK Arşivi’nden alıntıdır.) TİDSAD Türk & İslam Dünyası Sosyal Araştırmalar Dergisi /The Journal of Turk & Islam World Social Studies Yıl: 2, Sayı: 4, Eylül 2015, s. 67-78