Beden dili
Transkript
Beden dili
BEDEN DİLİ TANIMI ● İnsanlar konuşma yoluyla gerçek duygularını, düşüncelerini gizleyebilirler ama beden diliyle gizleyemezler. Beden Mentality of Turkish ● Beden dili söz ve ses kullanmadan bedenimizle iletişime geçiş şeklidir. Emerson diyor ki; “Anlamak için kelimelere gerek yoktur.” Çoğu zaman ihmal ettiğimiz bedenimiz üzerinde bilgelik kazandığımız zaman, sözsüz olarak da zengin iletişim kurabiliriz. ● Beden dilinin bir kısmı bilinçli, bir kısmı bilinçaltı seviyede gerçekleşir. Havaya kalkmış ve sıkılmış bir yumruk tehdit ifadesidir ve bilinçli olarak yapılır. Bunun gibi saati işaret etmek, söz istemek için el kaldırmak da bilinçli yapılan hareketledir. ● Bir şey ilgi uyandırdığında göz bebeklerinin büyümesi, gerilim içindeyken omuzların kalkması, güvensizlik sebebiyle ağza veya burna dokunmak, bir şey ilgi çektiğinde başın yana doğru eğilmesi bilinçsiz olarak yapılan hareketlerdir. ● Bilindiği gibi, kişiler arasındaki görüş farklılıklarının sebebi, bilginin farklı algılanışı, farklı yorumlanışı ve farklı kullanılışıdır. Beden dili, bu ayrılıkları en aza indirmenin yollarından biridir. Tabi ki beden dili kültürlere göre de farklılık gösterebilir. Mesela, kafayı iki yana sallayarak yaptığımız “Hayır” hareketi, Bulgaristan’da “Evet” olarak algılanır. ● Yalan söyleyen kişinin alnı terler, göz bebeği küçülür veya büyür, yüz kasları kıpırdar. Vücut hareketleri kişinin yalanını ele verir. ● Yalan söylediklerinde kişiyi ele verecek yegâne delil vücut hareketleridir. İnsan yalan anında el hareketlerini kontrol edebiliyorlar ama göz bebeklerinin büyümesi veya küçülmesi, yanakların kızarması gibi hareketleri kontrol edememektedirler. ● Mimiklerin, jestlerin ve diğer vücut hareketlerinin en etkili kullanımlarını bize sunan kişiler politikacılar, sanatçılar ve stan up gösterisi yapanlardır. Politikacıların bu konuda ne kadar iyi oldukları hepimizce malumdur. EŞLEŞTİRME ● Beden dilinizi ve ses tonunuzu karşınızdaki insanla eşleştirirseniz, o insan bilinçaltında kendi dünyasına gitmek için dürüst bir girişimde bulunduğunuzu anlayacaktır. Bu durumda kişi kendini rahat hissedecektir. ● Bir kimseyle fikir ayrılığına düşerseniz, beden hareketlerinizi ve sesinizi ona benzer kılın. Bu durum ona saygı duyduğunuzu ve onu anlamak istediğinizi ifade edecektir. UYUM SAĞLAMA VE BEDEN DİLİ ● Uyum sağlamak, bilinç dışı düzeyde sorumluluk taşıma sürecidir. Bunun yöntemi de kelimelere, göz hareketlerine ve beden diline dikkat etmek ve ipuçlarını değerlendirmektir. Dostane ilişki kurduğumuz zaman öteki kişinin iç dünyasına giriş oluruz. Dostane ilişki kurabilenler şu tür davranışlar sergilerler; 1. Davranışlarını birbirlerine uydururlar. Bunun için beden dillerini ve temsil sistemlerini karşılarındakine uydururlar. 2.Uyumu bozacakları zaman, davranışlarını ve bedensel duruşlarını farklılaştırırlar. 3.Ayak uydurur ve rehberlik ederler. Ayak uydurmak insanların duygusal hallerine saygı göstermektir. Başkalarının duygularına ayak uydurabilirsek o insanlara rehberlik edebiliriz. ● Karşımızdaki kişi hoşça vakit geçirerek eğleniyorsa biz de onun eğlencesine katılarak veya endişeli görünüyorsa endişesini anladığımızı göstererek ona ayak uydurabiliriz. Karşımızdaki insanlarla 6 alanda eşleşme yaparak aramızdaki diyalogu ve ilişkiyi geliştirebiliriz. 1.Fizyoloji: Bedenin duruşuyla birbirine benzeme. 2.Ses eşleştirmesi: Sesli mi, sessiz mi, hızlı mı yavaş mı, duygulu mu duygusuz mu konuşma. 3.Dil ve düşünce eşleştirme: Görsel, işitsel ve duygusal / dokunsal yollarla düşünmek.” Bu soruna yeni bir açıdan bakalım ve onu yeni perspektife oturtmaya çalışalım. (Görsel), “Söylediğini işittim(işitsel), Her şey kolayca kayıp gidiyor(dokunsal) gibi. 4.İnanç ve değerleri eşleştirme: Kökleri derinlere inen değerlerin insanlar için önemi büyüktür. Adalet, dürüstlük, nezaket gibi… 5.Deneyimleri eşleştirmek: Deneyimlerim benzer oluşu ilişki kurmaya yardım edebilir. “Bugünkü seminerden en iyi şekilde yararlanalım. Buna katılmak için bir günümüzü ayırdık.” gibi. 6.Nefes alıp vermeyi eşleştirme: Nefes alıp vermeyle ruh halinin kontrolü sağlanabilir. ● Eşleştirme bir insanın fizyolojisini aynen tekrar etmektir. ● Kızgın bir arkadaşınızı yatıştırmak için önce onun davranışlarına ayak uydururuz. Sonra yavaş yavaş kendi davranışlarımızı ortaya koyarız. O sinirli ve kızgın olduğu zaman genellikle yavaş ve sessiz konuşma eğilimindedirler. O zaman biz de onlara ayak uydururuz. Yani biz de yavaş ve sakin konuşuruz. Daha sonra konuşma tempomuzu ve sesimizi yavaş yavaş yükselterek onu daha sakin bir duruma yönlendirebiliriz. İletişimde benzerlik ilkesi birçok ●bakımdan 1.İyimser bir insan, kötümser insandan geçerlidir. çok, başka bir iyimser insanla iyi geçinme eğilimindedir. ● 2.Ayrıntıya önem veren kişiler, geniş çerçeveli bir yaklaşım sergilemeye eğilimli bir insanla ilişki kurmada güçlük çekebilir. ● 3.Endişeli, tedirgin olmayı alışkanlık haline getirmiş insanlar birbirleriyle iyi geçinmek eğilimlidirler. ● 4.Hayal gücü yüksek biri sıkıcı duygulara sahip biriyle anlaşamayacaktır. ● 5.Hızlı konuşanlar veya yavaş konuşanlar, benzer tipte insanlarla iyi anlaşabilirler. ● 6.Eylemci insanlar, hayalcilerle genellikle anlaşamazlar. b)Sıcak bir ilişki kurmanın üç güçlü yolu ● Karşımızdaki insan davranışlarını bizim kendimizi sunma biçimimize göre ayarlar. ● 1.Denk beden duruşu ve denk hareketler: Birbiriyle iyi anlaşan insanlar iletişim içinde oldukları zaman beden duruşlarıyla birbirlerine benzemem eğilimindedirler. Bu insanlar, benzer jest ve mimikleri kullanırlar. Tamamen aynı şekilde oturur, sırtlarını benzer şekilde arkaya yaslarlar, kollarını, bacaklarını karşısındaki kişiye uydurmaya çalışırlar. Beden dilinin iletişimin %55’ini oluşturduğunu unutmamalıyız. 2.Sesin eşleştirilmesi: Öncelikle konuşma hızı denkleştirilmelidir. Sesin yüksek veya alçak oluşu, hızlı veya yavaş oluşu, kelimelerin birbirinden uzak veya yakın oluşu, berrak mı yoksa kısık mı olduğu, ses tonlarının hangi duyguları taşıdığı, anlatım biçimi, etkileyiciliği konuşmanın önemli parçalarındandır. İletişimin %38’i nasıl söylediğimize bağlıdır. 3.Denk anahtar kelimeler: Karşımızdaki hangi kelime ve ifadeleri kullanıyorsa biz de aynı ifadeleri kullanmalıyız. Ortalama bir iletişimde kelimelerin önemi %7’dir. ● Uyum sağlamak için taklitten uzak durmalıyız. Taklit verimli sonuçlar doğurmaz. Karşımızdaki kişinin duruş, davranış ve konuşmalarının benzerini sergilememiz yeterlidir. Bu yetenek zamanla gelişir. ● Mevlana diyor ki; “Aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguları paylaşanlar iyi anlaşır.” BEDEN DİLİYLE YALAN SÖYLENEBİLİR Mİ? ● Beden diliyle yalan söylemenin zor oluşunun sebebi bilinçaltının otomatik ve sözel yalanımızdan bağımsız hareket etmesidir. Bilinçaltı bizi beden dilimizle ele verir. Yalan söylemeye çalışmanın en kestirme yolu, yalan söylerken bedeni gözden uzak tutmaktır. ● Beden hareketlerini isteyerek bastıran yalancıları, yüz kası seğirmeleri, göz bebeklerinin büyümesi veya küçülmesi, alın terlemesi, yanakların kızarması, göz kırpma sayısında artış ve yalan söylendiğini ele veren sayısız mimik hareketleri ele verecektir. Bu hareketleri ağır çekim bir kamerada tespit etmek mümkündür. ● Bedenimiz sürekli konuşur. Dilimizle yalan söyleyebiliriz fakat bedenimizle yalan söyleme gibi bir lüksümüz yoktur. Çünkü beden duygu dünyasına ve bilinçaltına sürekli bağlıdır. BAŞIN DURUŞU VE HAREKETLERİ ● Başın küçük hareketi bile insanlar arasındaki ilişkiyi büyük oranda etkilemektedir. Baş ile kendini küçük görme, nezaket, hassasiyet, sıcaklık ve soğukluk gibi mesajlar verebilir. Güçlü insanların başı diktir. Birbirine düşman veya hasım olan kişilerin başları farklı yönlere doğrudur. Birbirleriyle konuşan kişilerde dinleyici genel olarak başını sallar. ● Başın, burundan geçen yatay eksen üzerinden yukarı doğru hareketi, karşı çıkmayı ve üstünlük duygularını yansıtır. Yatay eksen üzerinden aşağı bakan baş hareketi, çekingen kabullenici bir duygu durumunu anlatır. ● Baş sallamak mutlaka karşımızdakini tasdik ediyoruz anlamına gelmez. Konu ile ilgili olduğumuzu ve dinleme arzusunda olduğumuzu gösterir. ● Başın iki ekseni vardır. Bunlardan biri iki kulak hizasından başı kesen yatay eksen, diğeri başın üzerinden çene altını kesen dikey eksen. Kulaklardan geçen eksene benlik çizgisi, çenelerden geçen eksene başkaları çizgisi denir. ● 1.Eğer baş belik çizgisi üzerinden yukarı doğru döndürülmüşse üstünlüğe işaret eder. Bu davranışı gösterenlere halk arasında burnu havada denir. Eğer baş aynı eksen üzerinde öne eğilirse bu da uysallık demektir. Bu davranışı sergileyen insanlara “başı önde efendi insan” denir. 2.Baş, başkaları çizgisi üzerinde birine dönükse anlaşma belirtiyordur. Eğer baş, bakmakta olduğu kişiden başka yöne dönükse bu bir anlaşmazlığın göstergesidir. ● Başın hareketleri ile başkalarını cesaretlendirici, destekleyici ve reddedici mesajlar verebiliriz. Bizim kültürümüzde başın sağa sola sallanması hayır anlamına gelir.Yukarı aşağı sallanması ise evet anlamına gelir. Bir kimseyle konuşurken başımızı hafifçe yukarı kaldırmamız, konuşan kişide büyük rahatsızlık yaratır. ● Mona Lisa’nın gülümsemesindeki sır, başının duruşunda saklıdır. Eğer başı yana, baktığı yöne doğru eğerseniz, bakışları aşağılayıcı ve kışkırtıcıdır; gülümsemesi de yok olur. YÜZÜN HAREKETLERİ ● Güçlü iletişim kurmak için yüzümüzü yerine göre kullanmasını bilmeliyiz. Asık bir yüzle herhangi bir şey satabilir miyiz? Doktorumuz bizi ifadesiz bir yüzle, donuk bakışlarla karşılasa ne hissederiz? ● Etkileyici bir yüz, rahatlamış bir yüz ifadesi ile olur. Bunun farkına varmalıyız. Farkında olmak değişimin anahtarıdır. ● Yüzümüzü etkileyici kılmak için gülümsemek ve gözlerimizi, yüz ifadelerimizle uyumlu hale getirmeliyiz. ● Mutlu insanların yüzleri güleç, ağız uçları kalkık ve geriye çekilmiş, dişleri görünecek derecede açık ve başları dik konumdadır. ● Yüz ifadesinin okunması kolay, ama kontrol edilmesi zordur. Yüz, ifadelerinde alnın, kaşların, göz kapaklarının, gözlerin, burnun, dudakların, çenenin ve tenin rolü vardır. ● İnsanların düşünceleri yüzünden okunur. Başkalarının düşüncelerini yüzünden okuyabildiğimiz zaman, onunla daha net, daha açık ve daha başarılı iletişim kurabiliriz. ● Göz hareketleri, bazı bilgilere ulaşmamız için ipuçları olarak tanımlanır. ● Korku anında beden gerilir, terler ve donuklaşır. Ayrıca savunma, saldırı veya teslimiyet durumuna geçer. ● Üzüntü halinde alt dudak ve çene aşağıya doğru kasılır. Göz bebekleri küçülür ve kaşlar gerilir. ● Mutluluk halinde gözler canlanır ve açıklığı azalır. Dudaklar yukarıya doğru yarım ay yapar. ● Tiksinme halinde burun kasılır ve böylece içeri kötü kokunun girmesi engellenir. ● Her akşam yatmadan önce kendimize olumlu telkinlerde bulunmalıyız. Gülümseyerek yatağa girdiğimiz zaman, bilinçaltımız da bize gece boyunca olumlu mesajlar verecektir. BAŞI KAŞIMA ● Konuşma esnasında başını kaşıyan kimse, makul ve mantıklı cevap verebilmek için biraz zamana ihtiyacı olduğu sinyalini vermektedir. Bu sinyali veren kimsenin söylediklerinden şüphe etmek gerekir. Kendisi sözlü olarak “Şunu kesinlikle ifade edeyim ki…” ibaresini yerleştirirse de, başını kaşıdığı müddetçe inandırıcı olmaz. GÖZ HAREKETLERİ ● Sayıları 250000’e varan mimikleri %100 oranında doğru okumak mümkün değildir. Gözler kalbin aynasıdır. Bir kimsenin sadece gözlerine bakarak onun birçok duygusunu anlayabiliriz. ● Yapılan araştırmalara göre yüz; mutluluk, korku, öfke, hayret, üzüntü ve tiksinti olmak üzere 6 temel duygu ifadesini aktarmaktadır. Yüz kasları duygusal bir ifadeyi anlatma bakımından üç gruba ayrılır. 1.Alın kasları, 2.Göz kapakları ve çevresi kasları, 3.Ağız bölgesi, dudaklar ve çene kasları, ● Gözler bilinçaltını yani ruhu ya da kişiliği ortaya vuran en önemli organdır. İnsanın düşünce şeklini gözlerinden anlayabiliriz. ● Yüz ifadesinin en derin anlamı göz çevresinde bulunan kas grupları vermektedir. “Gözleri parlamak, gözlerine dik dik bakmak, gözün ferinin kaçması, öldürecek gibi bakmak, gözleri yalan söylemek…”gibi ifadeler gözlerle iletişim kurulduğunu ortaya koymaktadır. YÜZLE İLGİLİ SÖZSÜZ DAVRANIŞ İDDİASIZ İDDİALI SALDIRGAN Az göz teması Açık doğrudan temas Ters, dik bakışlar Yalvaran, çekingen bakışlar Kendinden emin, ilgili bakışlar Kayıtsız, sert bakışlar Gergin yüz kasları(Korku) Rahat, içten Gergin yüz kasları(Öfke) GÖZ TEMASI ● Göz temasından kaçınmak yalanın ve aldatmanın klasik göstergesidir. Yalan söyleyen kişi karşısındaki kişi ile göz teması kurmamak için elinden geleni yapar. Bilinçaltında gözüne bakıldığında yalanının anlaşılacağını düşünür. Bakışlarını kaçırır. ● Normal konuşmalarda, karşımızdakiyle her seferinde beşer saniye göz teması kurmalıyız. Ayrıca birisiyle normal ilişki kurmak için beraber olunan veya konuşulan zamanın yaklaşık 2/3’ünde göz göze gelmeliyiz. Bu göz göze gelmek karşımızdaki insanın bizden hoşlanmasını sağlar. Toplam zamanın 1/3’ünden fazla bakışlarını kaçıran kişi utangaç ve çekingendir. Bu insanlara genellikle güven duymayız. İnsanlar iki sebepten göz teması kurmaktan kaçınır; 1.Göz teması kurmaktan kaçtıkları kişilerin yanında kendilerini yetersiz, güçsüz ve aşağı hissetmeleri. 2.Kendilerini suçlu görmeleri. Karşı tarafın bilmesini istemediği bir şey yapması ve göz teması kurarsa anlaşılacağından korkması. DUDAKLARI SIKMAK ● Duygu ve düşüncelerini sözlerle ifade etmek istemeyen kişiler dudaklarını sıkarlar. İç gerginliklerini sözle ifade etmek istemedikleri zaman bu yola başvururlar. Dudakları sıkmak iç gerginliğin ve sinirliliğin işaretidir. ● Bir kimsenin sigara dumanını üfleme şekline bakarak ruh hali hakkında bilgi edinebiliriz. Sınav sonuçlarını açıklamasını bekleyen bir öğrenci, hastane koridorunda bebek bekleyen bir baba, sigara dumanını aşağıya üfler. Bu kişilerin heyecanlı, sert ve keskin bakışları vardır. Genellikle negatif duygular taşırlar. ● Üflemenin hızı ise duygu yoğunluğunu gösterir. Aşağı yavaş üfleyen daha az gergindir. Sert üfleyen ise daha gergin ve sinirlidir. ● Olumlu duygular içinde olan kimseler ise genellikle sigara dumanını yukarı doğru üfler. EL KOL HAREKETLERİ ● Tarih boyunca açık avuç, dürüstlük ve teslimiyeti temsil etmiştir. Yeminlerde el kalbin üzerine konulur. Günlük konuşmalarda insanlar ya avuçlarını yukarı kaldırarak ya da avuç aşağıya dönük olarak tutulur. ● Bunun anlamı sana karşı dürüst olacağımdır. Yalan söyleyen çocuk ellerini arkasına saklar, eve geç kalan delikanlı ailesine açıklama yaparken ellerini ceplerine koyar, arkasına saklar… ● El kol hareketleri bizim için anlamlı olan bir şeyle ilgili gerçek duygularımızı ifade etmemize, önemli olan bir şeyle bağlantı kurmamıza yardımcı olabilirler. ● Ağzını eliyle kapatan kişi bilinçaltı düzeyde yalanlarını kapatmaya çalışıyordur. Bu kişi bir taraftan ağzını kapatırken diğer taraftan da elini yumruk haline getirir ve başparmağını yanağına bastırır. ● Konuşan kişi kendisi konuşurken ağzını kapatıyorsa yalan söylediği anlamına gelir. Eğer karşısındaki konuşuyorken bu hareketi yapıyorsa karşısındakinin yalan söylediğini düşünüyordur. Sunumlarda dinleyici ağzını kapatıyorsa konuşmacı zor duruma düşmüş olur. ● Başparmağın birini göstermesi alay ve saygısızlık anlamına gelir. ● Başparmak yukarıda konumu “Onlar mı…hepsi birbirine benzer “anlamına gelir. ● Ellerin bedenden uzaklaşması ya da yakınlaşması kişinin özgüveni hakkında bilgi verir. Duygusal yönden açık insanlar kollarını bedenlerinden açarak hareket ederler. ● Avuç içlerinin yukarıya doğru olması dürüstlük işaretidir. ● Elin yumruk olarak kullanılması kışkırtıcılığı ve saldırganlığı ifade eder. ● Avuç içinin yukarı bakarak havayı güçlü şekilde kavrama, bir konuda kararlığa işarettir. ● Avuç işi aşağı bakan kimse başkalarına karşı açık değildir. Kolları kavuşturmak, durumdan ve duyduğumuz şeylerden rahatsız olduğumuzu gösterir. Kolları kavuşturmakla bacak bacak üstüne atmak kişinin iç dünyası hakkında çok fazla ipucu verir. Bu hareket kavuşturulmuş kollar kadar olumsuz duyguları yansıtmaz. ● Üst üste atılmış bacakların veya kavuşturulmuş kolların düzeltilip çözülmesi kişinin rahatladığını ve kendisini konuşmaya verdiğini gösterir. ● Ayaklarımız başımızdan uzak olduğu için konuşmaya daldığımızda onları unuturuz. Bu bakımdan yüz ifademiz neyi sinyal verirse versin, ayaklarımızın bilinçsiz hareketleri gerçek ruh halimizi ortaya koyar. ● Kolları kavuşturmak için geçerli olan özellikler ayaklar için de geçerlidir. Bir sandalyede oturan kimse sandalyenin kollarına ve kendi dizlerine sıkı sıkıya sarılıyorsa olumsuz duygularını ve endişelerini gizlemeye çalışıyordur. ● Yalan söyleyen veya gerçeği saklayan kişi ellerini ve kollarını daha az kullanır. Bazen ellerini sımsıkı kapatır, bazen de ellerini cebine koyar.Avuçların açık durması dürüstlüğün ifadesidir. ÖZGÜVEN DÜŞÜKLÜĞÜ VE EL HAREKETLERİ ● Ellerin önde birleşmesi, başın öne eğilmesi vücudun küçülmesi ve omuzların düşmesi özgüven düşüklüğünü gösterir. Başkalarından bir şey isteyenler genel olarak bu tür duruş ve davranış içinde olurlar. Ellerin arkada birleşmesi ise kendine olan güveni gösterir. ● Bir el ile diğer bileğinizi tutmanız genel bir olumsuzluk içinde olduğumuzu gösterir. El bileği ne kadar çok yukardan tutuluyorsa hoşnutsuzluk o derece artıyor demektir. ● Başparmağın yukarı kaldırılması her şeyin yolunda olduğu anlamına gelir. Başparmak yukarı kaldırıldığında insan oyunun içinde faal ve olumludur. Kaldırılan başparmak yüze yaslandığında insan liderlik konumunu ifade eder. Kişi kendini kötü hissettiğinde başparmağını yukarı kaldırmaz. PARMAK İŞARETLERİ ● Kişi “Ben” demek için işaret parmağı ile gökleri gösterir. Müdahale etmeye cesaret edemeyen, otoritesini göstermekten çekinen ve otoriteden hoşlanmayan kimse işart parmağını kaldırmayı cesaret edemez. ● Yüzük parmağını kaşıyan “Mesafeli tavrın kendimi rahatsız hissetmeme sebep oluyor.” Mesajını verir. ● Yeteneğimiz olabilir ama birini ikna edemediğimiz müddetçe bu yeteneğin karşılığını alamayız. ● İnsanlar elde ettikleri sonuçlara göre ödül alırlar. Başkalarının yeteneklerimizin farkına varmasını sağlamak bizim elimizdedir. ● Genellikle erkekler her ortamda kendi reklamlarını yapmaya çalışırlar. Çoğu erkek başkalarından daha yüksekte durmanın ve kalabalıkta göze çarpmanın yollarını ararlar. Buna karşılık kadınlar böyle değildir. ● Kadınlar siyasi ve sosyal eşitliğe daha çok değer verirler. Onlar farklılıkları fazla önemsemezler. ● O halde piyasada en önemli ürüne sahip olmanız yeterli değildir. Önemli olan insanların bu yeteneğin farkında olmalarıdır. ● En iyi ürüne ve hizmete sahip olduğunuzu insanların bilmesini sağlamalısınız. ● John C. Mawvel’e göre, bir insanın diğer insanlara karşı davranış biçimi, o insanın hayata bakış biçimini yansıtıyor. ● John D. Rockefeler de durumu şöyle dile getiriyor; «İnsanlarla iyi ilişki kurma yeteneğine diğer bütün yeteneklerden fazla ücret öderim.» ● Kendi göstermek ve göze çarpmak konusunda kadınların yaklaşımı ile erkeklerin yaklaşımı farklıdır. Kendini Göstermede Kadınlarla Erkeklerin Yaklaşımı Kadınların Yaklaşımı Erkeklerin Yaklaşımı İtibarı paylaşırlar. Başarıları üstlenir ve sonuçlara odaklanır. Harika bir iş çıkardıklarını söylerler. Bu işten gurur duyduklarını söylerler. Yaklaşımlarını değiştirdiklerini söylerler. “Yeni bir yaklaşım uygulamaya koydum.” derler. “Bunu yapmanın daha iyi bir yolunu bulduk.” derler. “Yeni yaklaşım getirdim ve şimdi çok daha iyi sonuç alıyorum.” derler. Kadınlar çok çalışırlarsa, başkaları tarafından fark edileceklerini sanırlar. Erkekler şeref payı almak için aktif olarak faaliyete geçerler. Kadınlar içsel dünyada neler Erkekler çoğu zaman dış dünyada olduğunu bilerek göze çarpmaya neler olduğunu bilerek göze çalışırlar. çarpmaya çalışırlar. ● Tablodaki bu bilgilerin ışığında, olumlu bir şekilde göze çarpmak için şu hususlara dikkat etmekte fayda vardır: 1. Yüz ifadesi canlı olmalı: Dostça bakmak, tebessüm etmek ve gülmek çok önemlidir. 2. İnsanlarla mümkün olduğunca göz teması kurulmalıdır. 3. Konuşan kişiye anlaşıldığını hissettirmek için, baş aşağı yukarı hareket ettirilmeli ve genellikle baş dik tutulmalıdır. 4. Çok aşırıya kaçmadan jestler kullanılmalı, eller cepte tutulmamalı, ellerle ağız kapatılmamalı ve kollar kavuşturulmamalıdır. 5. Ayakta ve otururken olan dik olmalıyız. 6. İnsanları rahatsız etmeden bedensel temas kurmak olumlu intiba bırakır. 7. Çok uzun ve hızlı konuşulmalıdır. 8. Giyim ortama uygun olmalıdır. 9.Konuşurken diyaframdan nefes alınmalıdır.