Göster/Aç
Transkript
Göster/Aç
T.C. ZONGULDAK KARAELMAS ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ İŞLETME ANABİLİM DALI Yüksek Lisans Tezi KADIN GİRİŞİMCİLERİN RİSK ALMA EĞİLİMİ VE KENDİNE GÜVEN ÖZELLİKLERİ ÜZERİNE BİR ÇALIŞMA: ZONGULDAK ÖRNEĞİ Şerife Erdun Zonguldak 2011 i T.C. ZONGULDAK KARAELMAS ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ İŞLETME ANABİLİM DALI Yüksek Lisans Tezi KADIN GİRİŞİMCİLERİN RİSK ALMA EĞİLİMİ VE KENDİNE GÜVEN ÖZELLİKLERİ ÜZERİNE BİR ÇALIŞMA: ZONGULDAK ÖRNEĞİ Hazırlayan Şerife Erdun Tez Danışmanı Yrd. Doç. Dr. Halil Yıldırım Zonguldak 2011 ii iii ÖZET Kurum : ZKÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü, İşletme Anabilim Dalı Tez Başlığı Tez Yazarı : Kadın Girişimcilerin Risk Alma Eğilimi ve Kendine Güven Özellikleri Üzerine Bir Çalışma: Zonguldak Örneği : Şerife Erdun Tez Danışmanı : Yrd. Doç. Dr. Halil Yıldırım Tez Türü, Yılı : Yüksek Lisans Tezi, 2011 Sayfa Adedi : 119 Ülkelerin ekonomilerinde ve kalkınma süreçlerinde kilit bir rol oynayan girişimciler toplumlar için de önemli bir yere sahiptir. Çünkü girişimciler yalnızca üretim faktörlerini bir araya getirip kar amaçlı üretim yapan bireyler değillerdir. Aynı zamanda ülkelerin sosyo kültürel, politik, düşünsel değişimlerinde de rol oynamaktadırlar. Bu çok yönlü değişim tek taraflı değildir ve sürekli birbiriyle etkileşim içindedir. Bu bağlamda girişimcilik de çok eski zamanlarda yalnızca erkeklere özgü bir alan olarak değerlendirilirken zamanla kadınların da önemli bir unsur olarak değerlendirildiği tanımlamalara dönüşmüştür. Kadınların girişimcilik serüvenleri uzun ve sosyal, ekonomik politik yönleri olan karmaşık bir yapıya sahiptir. Bu nedenle kadın girişimcilerin yalnızca klasik özellikler çerçevesinde değerlendirilmesi yerine kişilik özellikleri ağırlıklı olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Kişilik kavramının tanımı ve kişiliğin insan üzerindeki etkisi düşünüldüğünde; kavramın girişimcilik üzerinde de oldukça önemli etkilerinin olduğu anlaşılmaktadır. Bu çalışma, Zonguldak ilinde faaliyet gösteren kadın girişimcilerin demografik, iş yaşamı ile risk alma eğilimi ve kendine güven ve bunların birbirleri ile olan ilişkilerini ortaya çıkarmayı amaçlamaktadır. Bu bağlamda, 111 katılımcı ile yüzyüze görüşme yapılması suretiyle veriler elde edilmiş olup, nicel verilerin yanı sıra nitel veriler de kullanılmıştır. Bu çalışma, kadın girişimciliği alanında yapılmış olan benzer çalışmalardan farklı olarak; kadın girişimcilerin demografik özellikleri ve iş yaşamına ilişkin bilgilerin yanı sıra risk alma eğilimi, kendine güven ve bu özelliklerin birbirleriyle olan ilişkilerini ortaya koymaktadır. Bu kapsamda bir çalışmanın ilk olarak yapılması nedeniyle, bu alandaki literatüre katkı sağlayacağı düşünülmektedir. Anahtar Kelimeler: Kadın Girişimciliği, Risk Alma Eğilimi, Kendine Güven, Zonguldak. iii ABSTRACT Institution : ZKÜ Institute of Social Sciences, Department of Management Title : A Study on The Risk Taking Propensity and Self Confidence of Women Entrepreneurs: Example of Zonguldak Author : Şerife Erdun Adviser : Asst. Prof. Dr. Halil Yıldırım Type of Thesis, Year : MSc. Thesis, 2011 Total Number of Pages : 119 Entrepreneurs who play a key role in the economies and development processes have an important place for the communities, because the entrepreneurs are not the individuals who only gather the production factors and make profit-oriented production. They also play a role in the socio-cultural, politic, intellectual changes of the countries. This multidirectional change is not the single-sided and they are continuously in an interaction with each other. In this regard, while the entrepreneur is considered as an area special only to men since time immemorial, in due course, it was transformed into the descriptions in which the women were also valued as an important element. Entrepreneurship adventures of women has a long and complex structure that has a long and social, economic politic aspects. For this reason, the women entrepreneurs must be predominantly evaluated as personality traits instead of being evaluated only within the framework of classical characteristics. When the definition of the personality concept and the effect of the personality on the human being is considered; it is found out that the concept has also important effects on the entrepreneurship. This study aims to reveal the demographic, occupational life, and risk taking propensity and self confidence of the women entrepreneurs being active in Zonguldak province their willingness to take risks, self-confidence and relationships with each other. In this context, data were obtained by making face to face meetings with 111 participants, along with the quantitative data, also qualitative data were used. This study, differently from the similar studies made in the woman entrepreneurship area; along with the demographic characteristics and information related to the occupational life of the women entrepreneurs, put forward their risk taking propensity, self confidence and the relationships of these characteristics with each other. Due to this study was made first-time in this scope, it is considered that it will make contribution to the literature in this area. Keywords: Women Entrepreneurship, Risk Taking Propensity, Self-Confidence, Zonguldak. iv ÖNSÖZ 21. yüzyıl dünyasında girişimci ve girişimcilik, üzerinde önem ile durulan konulardan bir tanesidir. Ekonomiyi ayakta tutacak ona yön verecek en önemli aktörlerden biri olan girişimciler, ülkeler açısından son derece önemlidir. Bu çerçevede toplumların; risk alabilen, üreten, stratejik düşünceye sahip, hem ekonomik hem de toplumsal konulara duyarlı, yeniliğe ve değişime açık girişimci bireylere ihtiyacı vardır. Dünyada yaşanan gelişme ve değişme her alanda etkisini göstermiştir. En etkili görüldüğü alanlardan biri de, kadın ve erkek arasındaki keskin rol sınırlarına ve kadınların ekonomik ve sosyal hayattaki faaliyetlerine ilişkindir. Bu nedenle girişimcilik tanımı içerisinde kadın girişimcilerin yeri ve önemli sorgulanmaya ve kadın girişimcilere yönelik araştırmalara ağırlık verilmesi gerekmektedir. Bu bağlamda kadın girişimciliği kişisel, ailevi, toplumsal ve ekonomik ölçekte değerlendirilmesi gereken bir konudur. Öncelikle tez konusunun belirlenmesi ile başlayan sürecin her aşamasında, anlayış ve desteğini her an yanımda hissettiğim, varlığıyla bana büyük bir çalışma gücü veren, görüşleri ile katkılarını esirgemeyen değerli hocam, tez danışmanım Yrd. Doç. Dr. Halil Yıldırım’a ve öğrenim hayatım boyunca bana emek veren tüm hocalarıma teşekkürü bir borç bilirim. Tez çalışmam boyunca bana gösterdikleri anlayış ve sabır için, hayatımın her anında yanımda oldukları ve beni her zaman destekledikleri için sevgili aileme ne kadar teşekkür etsem azdır. Son olarak manevi desteklerini ve sevgilerini daima yanımda hissettiğim tüm dostlarıma sonsuz teşekkürler. Bu çalışmayı, böyle bir araştırmanın ortaya çıkmasında önemli rol oynayan, tüm sorularıma sabırla ve içtenlikle yanıt veren, değerli vakitlerini bana ayıran, adını sayamadığım Zonguldak ilinde faaliyet gösteren tüm kadın girişimcilere armağan ediyorum. v İÇİNDEKİLER Sayfa ÖZET.............................................................................................................................. iii ABSTRACT ................................................................................................................... iv ÖNSÖZ ............................................................................................................................ v İÇİNDEKİLER .............................................................................................................. vi TABLOLAR LİSTESİ ................................................................................................... ix KISALTMALAR LİSTESİ............................................................................................ xi GİRİŞ .............................................................................................................................. 1 1. GİRİŞİMCİLİK VE KADIN GİRİŞİMCİLİĞİNİN KAVRAMSAL ÇERÇEVESİ 4 1.1. Tarihsel Açıdan Girişimcilik ......................................................................... 4 1.2. Girişimci ve Girişimcilik ............................................................................... 7 1.2.1. Girişimci ............................................................................................. 7 1.2.2. Girişimcilik ......................................................................................... 8 1.3. Girişimcilik Kültürü ...................................................................................... 9 1.3.1. Ailenin Etkisi .................................................................................... 10 1.3.2. Eğitimin Etkisi .................................................................................. 12 1.3.3. Sosyo-Kültürel Çevrenin Etkisi ......................................................... 13 1.3.4. Ekonomik ve Hukuki Faktörlerin Etkisi ............................................ 14 1.4. Girişimciyi Açıklayan Yaklaşım Olarak Kişilik Özellikleri Yaklaşımı......... 15 1.4.1. Risk Alma Eğilimi ............................................................................ 16 1.4.2. Kontrol Odağı ................................................................................... 18 1.4.3. Başarı Güdüsü ................................................................................... 21 1.4.4. İnisiyatif Sahibi Olmak ..................................................................... 22 1.4.5. Kendine Güven ve İnanç ................................................................... 23 1.4.6. Yaratıcılık ve Yenilikçilik Faktörü .................................................... 26 1.4.7. Liderlik ............................................................................................. 27 1.5. Kadın Girişimciliği...................................................................................... 29 1.5.1. Kadın Girişimciliğinin Tanımı........................................................... 29 1.5.2. Kadın Girişimcilerin Karşılaştığı Engeller ......................................... 32 1.5.2.1. Sosyal ve Kültürel Ortam ............................................................. 33 1.5.2.2. İş Yükü ve Aile İlişkileri .............................................................. 36 vi 1.5.2.3. Finans ve Yönetim ....................................................................... 37 1.6. Türkiye’de Girişimcilik ve Kadın Girişimciliği ........................................... 38 1.6.1. İlk Aşama: Cumhuriyet Öncesi Dönem ............................................. 38 1.6.2. İkinci Aşama: Cumhuriyet ve 1980 Arası Dönem.............................. 40 1.6.3. Üçüncü Aşama: 1980 ve Sonrası Dönem ........................................... 42 2. ZONGULDAK’TA FAALİYET GÖSTEREN KADIN GİRİŞİMCİLER İLE RİSK ALMA EĞİLİMLERİ VE KENDİNE GÜVEN ÖZELLİKLERİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA................................................................................ 47 2.1. Literatür Araştırması ................................................................................... 47 2.2. Araştırmanın Metodolojisi ........................................................................... 54 2.2.1. Araştırmanın Amacı .......................................................................... 54 2.2.2. Araştırmanın Önemi .......................................................................... 54 2.2.4. Araştırmanın Sınırlılığı...................................................................... 56 2.2.5. Araştırmanın Yöntemi ....................................................................... 56 2.2.5.1. Araştırmanın Evreni ve Örneklemi ............................................... 57 2.2.5.2. Anket Verilerinin Toplanması ...................................................... 57 2.2.5.3. Anket Verilerinin Analizi ............................................................. 58 2.2.5.4. Ölçeklerin Güvenilirlik Testi........................................................ 59 2.3. Bulgular ...................................................................................................... 60 2.3.1. Kadın Girişimcilerin Demografik Özellikleri İle İlgili Bulgular ......... 60 2.3.1.1. Kadın Girişimcilerin Doğum Yerleri ve Yaş Özellikleri ............... 60 2.3.1.2. Kadın Girişimcilerin Eğitim Durumu ve Yabancı Dil Bilgi ve Seviyeleri..................................................................................... 61 2.3.1.3. Kadın Girişimcilerin Medeni Durumları, Eşlerinin Eğitim Durumu ve Meslekleri ............................................................................... 63 2.3.1.4. Kadın Girişimcilerin Çocuk Sahibi Olup Olmadıkları ve Çocuk Sayısı ........................................................................................... 64 2.3.1.5. Kadın Girişimcilerin Ev İşlerini Yürütme ve Çocuk Bakımı Gibi Konularda Aldıkları Destek ......................................................... 66 2.3.1.6. Kadın Girişimcilerin Ailelerindeki Girişimci Varlığı .................... 66 2.3.1.7. Kadın Girişimcilerin Ailelerindeki Girişimcilerin Yakınlık Dereceleri .................................................................................... 67 2.3.2. Kadın Girişimcilerin İş Yaşamlarına İlişkin Bulgular ........................ 68 2.3.2.1. Kadın Girişimcilerin Girişimci Olmadan Önce Çalışıp Çalışmadığı ve Önceki İşin Türü ..................................................................... 68 2.3.2.2. Kadın Girişimcilerin Çalıştıkları Sektör ve İşletmelerinin Faaliyet Yılı .............................................................................................. 69 2.3.2.3. Kadın Girişimcilerin İşletmeleri ve Cinsiyet Sorunu..................... 70 vii 2.3.2.4. Kadın Girişimcilerin İşletmelerinin Kuruluş Sırasında Aldıkları Destekler ..................................................................................... 71 2.3.2.5. Kadın Girişimcilere Göre Girişimci Olmanın En İyi Yönleri ........ 73 2.3.2.6. Kadın Girişimcilerin Girişimci Olmalarını Etkileyen Nedenler..... 74 2.3.2.7. Kadın Girişimcilerin İşletmelerinin Kuruluşu Sırasında Karşılaştıkları Güçlükler .............................................................. 75 2.3.2.8. Kadın Girişimcilerin İşletmelerinin Faaliyetleri Sırasında Karşılaştıkları Güçlükler .............................................................. 76 2.3.3. Kadın Girişimcilerin Risk Alma Eğilimi ve Kendine Güven Özelliklerine İlişkin Bulgular ............................................................ 78 2.3.4. Kadın Girişimcilerin Demografik ve İş Yaşamı İle Risk Alma Eğilimi ve Kendine Güven Özellikleri Arasındaki İlişki .................... 79 2.3.4.1. Kadın Girişimcilerin Demografik ve İş Yaşamı Özellikleri İle Risk Alma Eğilimleri Arasındaki İlişki ................................................ 79 2.3.4.2. Kadın Girişimcilerin Demografik ve İş Yaşamı Özellikleri İle Kendilerine Olan Güvenleri Arasındaki İlişki............................... 81 2.3.5. Kadın Girişimcilerin İş Yaşamları İle Risk Alma Eğilimleri ve Kendine Güven Özellikleri Arasındaki İlişki ..................................... 84 2.4. Araştırma Bulgularının Genel Değerlendirmesi ........................................... 87 SONUÇ .......................................................................................................................... 93 KAYNAKÇA ................................................................................................................. 99 EKLER ........................................................................................................................ 115 EK-1: Kadın Girişimcilerin Risk Alma Eğilimi ve Kendine Güven Özellikleri Üzerine Bir Çalışma: Zonguldak Örneği .................................................. 115 viii TABLOLAR LİSTESİ Sayfa Tablo 1.1: Kadın Girişimci Tipleri ...................................................................... 31 Tablo 1.2: AB Komisyonu Cinsiyet Eşitliği Raporu AB Ülkeleri ve Türkiye ....... 44 Tablo 1.3: 1988-2010 Dönemi Arasında Türkiye’deki Kadın ve Erkek Girişimci Sayısı .................................................................................................. 45 Tablo 2.1: Kadın Girişimcilere Uygulanan Ölçeklerin Güvenilirlik Analizi Sonuçları ............................................................................................ 60 Tablo 2.2: Kadın Girişimcilerin Doğum Yeri ve Yaş Özellikleri.......................... 61 Tablo 2.3: Kadın Girişimcilerin Eğitim Durumu, Yabancı Dil Bilgi ve Seviyeleri............................................................................................ 62 Tablo 2.4: Kadın Girişimcilerin Medeni Durumları, Eşlerinin Eğitim Durumu ve Meslekleri ...................................................................................... 63 Tablo 2.5: Kadın Girişimcilerin Çocuk Sahibi Olup Olmadıkları ve Çocuk Sayısı .................................................................................................. 65 Tablo 2.6: Kadın Girişimcilerin Ev İşlerini Yürütme ve Çocuk Bakımı Gibi Konularda Aldıkları Destek................................................................. 66 Tablo 2.7: Kadın Girişimcilerin Ailelerindeki Girişimci Varlığı .......................... 66 Tablo 2.8: Kadın Girişimcilerin Ailelerindeki Girişimcilerin Yakınlık Derecesi .. 67 Tablo 2.9: Kadın Girişimcilerin Girişimci Olmadan Önce Çalışıp Çalışmadıkları ve Önceki İşin Türü ........................................................................... 68 Tablo 2.10: Kadın Girişimcilerin Çalıştıkları Sektör ve İşletmelerinin Faaliyet Yılı ..................................................................................................... 69 Tablo 2.11: Kadın Girişimcilerin İşletmeleri ve Cinsiyet Sorunu ........................... 70 Tablo 2.12: Kadın Girişimcilerin İşletmelerini Kuruluş Sırasında Aldıkları Destekler ............................................................................................ 71 Tablo 2.13: Kadın Girişimcilere Göre Girişimci Olmanın En İyi Yönleri .............. 73 Tablo 2.14: Likert Ölçeğin Puanlanması................................................................ 74 Tablo 2.15: Kadın Girişimcilerin Girişimci Olmalarını Etkileyen Nedenler ........... 75 ix Tablo 2.16: Kadın Girişimcilerin İşletmelerinin Kuruluş Sırasında Karşılaştıkları Güçlükler ........................................................................................... 76 Tablo 2.17: Kadın Girişimcilerin İşletmelerinin Faaliyetleri Sırasında Karşılaştıkları Güçlükler ..................................................................... 77 Tablo 2.18: Kadın Girişimcilerin Risk Alma Eğilimi ve Kendine Güven Özelliklerine İlişkin Bilgiler ............................................................... 78 Tablo 2.19: Kadın Girişimcilerin Demografik ve İş Yaşamı Özellikleri İle Risk Alma Eğilimleri Arasındaki İlişki ....................................................... 80 Tablo 2.20: Kadın Girişimcilerin Demografik ve İş Yaşamı Özellikleri İle Kendilerine Olan Güvenleri Arasındaki İlişki ..................................... 82 Tablo 2.21: Kadın Girişimcilerin İş Yaşamları İle Risk Alma ve Kendine Güven Özellikleri Arasındaki Korelasyon Katsayıları.................................... 85 x KISALTMALAR LİSTESİ AB : Avrupa Birliği ABD : Amerika Birleşik Devletleri BETAM : Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi BM : Birleşmiş Milletler BMKP : Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Çev. : Çeviren DPT : Devlet Planlama Teşkilatı iss : (issue) Sayı İŞKUR : Türkiye İş Kurumu KOBİ : Küçük ve Orta Ölçekli İşletme KOSGEB : Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi Geliştirme İdaresi Başkanlığı N : Anakütle No : (Number) Numara pp. : (Paper) Sayfa/Sayfa Aralığı r/R : Korelasyon Katsayısı s. : Sayfa s.s. : Sayfa aralığı SBE : Sosyal Bilimler Enstitüsü SPSS : Sosyal Bilimler İçin İstatistik Programı t.y. : Tarih yok TOBB : Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği TSO : Ticaret ve Sanayi Odası TÜGİAD : Türkiye Genç İşadamları Derneği TÜİK : Türkiye İstatistik Kurumu TÜSİAD : Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği vb. : ve benzeri vd. : ve diğerleri Vol. : (Volume) Cilt ZTSO : Zonguldak Ticaret ve Sanayi Odası xi 1 GİRİŞ Ülkelerin rekabetlerinde kilit bir rol üstlenen girişimcilik durağan olmayan, sürekli gelişen ve değişen bir faaliyettir. Girişimcilik alanında yaşanılan en önemli gelişmelerden biri de kadın girişimcilerin ekonomik hayatta artık daha fazla rol oynamasıdır. İstihdamın ve istihdama yönelik yapılan düzenlemelerin giderek artması kadın girişimciliğinin de üzerinde durulması gereken önemli konulardan biri olduğunu göstermektedir. Temelde, kadınlarla erkekler girişimcilik açısından benzer özellikler gösterse ve sorunlarla karşılaşsalar da, kadın girişimcilerin kendilerine özgü özellikleri ve sorunları bulunmaktadır. Bu nedenle kadın girişimciliği tek bir boyuttan ele alınmaması, kişisel, ailevi, toplumsal ve ekonomik ölçekte değerlendirilmesi gereken bir konudur. Kadınların iş hayatına katılımları çok eski tarihlere dayanmaktadır. Ancak 1980 sonrası kadınların yoğun bir şekilde iş hayatına katıldıkları görülmektedir. Artık kadınlar yalnızca belirli mesleklerde değil, eğitim, bilgi ve becerilerine göre her türlü mesleğe yönelebilmekte ve bunu başarılı bir şekilde yerine getirebilmektedirler. Türkiye’de girişimcilik alanındaki finansman, eğitim, sosyo-kültürel, ailevi yükümlülük, rol ilişkileri, toplumsal statüden kaynaklanan farklı risklere katlanma gibi sorunlara rağmen, kadınlar kendi girişimlerini gerçekleştirebilmekte, bu da işletme sahibi kadınların sayısının gün geçtikçe artmasını sağlamaktadır. Ayrıca kadınların girişimcilik faaliyetlerine katılması ile ülkede yeni istihdam alanları açılmaktadır. Bu istihdam alanları beraberinde yeni gelişmelerin doğmasını sağlamakta ve ülkelerin kalkınmasında önemli rol oynamaktadır. Bu çalışmanın amacı, Zonguldak ilinde faaliyet gösteren kadın girişimcilerin demografik özelliklerini, girişimci olma nedenlerini, işletmeyi kurarken ve yürütürken karşılaştıkları güçlükleri, risk alma eğilimi ve kendine güven özelliklerini ortaya koymaktır. Ayrıca kadın girişimcilerin girişimci olmalarını etkileyen nedenler, işlerini kurarken ve yürütürken karşılaştıkları güçlükler ile risk alma eğilimleri ve kendilerine olan güvenleri arasındaki ilişkiyi ortaya koymayı 2 amaçlamaktadır. Araştırma sonuçlarının Zonguldak’ın kadın girişimci profilini ortaya koymasının yanı sıra daha sonra yapılacak olan benzer araştırmalara da ışık tutması hedeflenmektedir. Bu araştırmanın evrenini Zonguldak ilinde faaliyet gösteren kadın girişimciler oluşturmaktadır. Araştırmanın örneklemini ise, Zonguldak ilinde faaliyet gösteren Zonguldak Ticaret ve Sanayi Odası (ZTSO) kadın girişimciler kurulunda kayıtlı listeden yola çıkılarak ulaşılmış olan 111 kadın girişimci oluşturmaktadır. Araştırma yalnızca Zonguldak il merkezinde ve Ereğli ilçesinde faaliyet gösteren kadın girişimciler ile sınırlıdır. Bu çalışmada verilerin toplanması sırasında, olasılıklı olmayan örnekleme yöntemlerinden, yargısal (iradi) örnekleme ve kartopu (snowball) örnekleme yöntemleri kullanılmıştır. Araştırma verilerinin elde edilmesinde çeşitli analiz teknikleri kullanılmıştır. Kadın girişimcilerin demografik özelliklerini ortaya koymak için frekans dağılımı, girişimci olmalarını etkileyen nedenler, işletmenin kuruluş ve faaliyet aşamasında karşılaşılan güçlükleri ölçmek için ise, friedman testi kullanılmıştır. Kadın girişimcilerin risk alma eğilimi ve kendine güven özellikleri ile demografik özellikler, girişimci olma nedenleri ve işletmenin kuruluş ve faaliyet aşamasında karşılaştıkları güçlükler arasındaki ilişkiyi ölçmek için ise ki kare bağımsızlık testi uygulanmıştır. Son olarak kadın girişimcilerin risk alma eğilimi, kendine güven, girişimci olma nedenleri, işletmenin kuruluş ve faaliyet aşamasında karşılaştığı güçlüklerin birbirleriyle olan ilişkilerinin şiddetini ölçmek amacıyla korelasyon analizine başvurulmuştur. Çalışma giriş ve sonuç bölümleri hariç olmak üzere iki bölümden oluşmaktadır. Çalışmanın birinci bölümünde, girişimcilik ve kadın girişimciliğinin kavramsal çerçevesi ele alınmıştır. Bu bağlamda, girişimcilik konusu tarihsel ve teorik açıdan ele alınmış olup, girişimcilik kültürü, girişimciyi açıklayan bir yaklaşım olarak kişilik özellikleri yaklaşımı incelenmiştir. Daha sonra, kadın girişimciliği teorik açıdan ve kadın girişimcilerin karşılaştıkları engeller açısından ele alınmıştır. Bu bölümde son değerlendirilmiştir. olarak Türkiye’de girişimcilik ve kadın girişimciliği 3 Çalışmanın ikinci bölümünde ise, girişimcilik ve kadın girişimciliği konusu ile ilgili daha önce yapılmış olan yerli ve yabancı çalışmalar irdelenmiş, araştırmanın metodolojisi ortaya konulmuştur. Son olarak Zonguldak ilinde faaliyet gösteren kadın girişimciler üzerinde yapılan araştırmaya, araştırma sonucunda elde edilmiş olan bulgulara ve genel bir değerlendirmeye yer verilmiştir. Çalışma, araştırma bulgularının değerlendirildiği ve gelecek çalışmalara yön verecek önermelerin bulunduğu sonuç bölümü ile sona ermektedir. 4 1. GİRİŞİMCİLİK VE KADIN KAVRAMSAL ÇERÇEVESİ GİRİŞİMCİLİĞİNİN 1.1. Tarihsel Açıdan Girişimcilik Tarihsel süreç içerisinde insanoğlu, ihtiyaçlarını karşılayabilmek ve yaşamını sürdürebilmek için çeşitli faaliyetler içerisinde bulunmuştur. İlk insanlar günümüzde girişimcilik tanımında yer alan birçok özelliği içinde barındırmaktaydı. Bunlar arasında risk alma, yenilik yapma, değişim, fırsatları değerlendirme gibi özellikler gösterilebilir (Durukan, 2006:26). Ekonomik, sosyal, psikolojik ve teknolojik değişmenin ve gelişmenin getirdiği doğal bir dinamizm olan girişimcilik, değişimin ve yeniliğin gerçek özlerinden biri olduğu için önemlidir (Swedberg, 1991:409; Özkul, 2007:44). Tarihte bilinen en eski girişimciler deniz aşırı ülkelere ticari seferler düzenlemekteydiler. Bunlardan biri Uzak Doğu’ya ticari seferler düzenleyen Venedikli Marco Polo’dur. Marco Polo gezgin-tacir olarak gittiği ülkelerdeki sermaye sahipleriyle imzaladığı anlaşma gereği aktif risk üstlenir, sermayedarın üstlendiği risk ise pasif nitelikte olurdu. Mallar satılıp, ülkeye dönüldükten sonra ise kar, %75’i sermayedara kalmak suretiyle ikisi arasında paylaşılmaktaydı (Hisrich ve Peters, 1998:7). Orta çağda girişimci sözcüğü, ağırlıklı olarak mevcut devlet yönetimleri ile birlikte ve onların desteğini alarak, büyük üretim projelerini yöneten, ülkenin ekonomik refahı için çalışan kişiler için kullanılan bir sözcüktü. Bu büyük üretim projelerinde girişimci herhangi bir riske girmiyor, genellikle ülkenin yöneticileri veya büyük sermaye sahipleri tarafından sağlanan kaynakları kullanarak projelerini gerçekleştiriyordu. Bu dönemdeki girişimcilerin özelliği risk almamasıydı (Yıldırım, 2008:17; Atasoy, 2009:5-6;). 17. yüzyıl girişimci ile risk kavramının yeniden birlikte anıldığı dönemin başlangıcını gösteriyordu. Girişimci artık risk almaya başlamış, mal ve hizmet üretme yükümlülüklerini belirli miktar üzerinden kâr zarar üstlenerek sözleşme yapan bireye dönüşmüştü. Bu nedenle sözleşmenin kapsamında yapılan iş sonucunda 5 ortaya çıkan kâr ve zarar tümü ile girişimciye ait olmaktaydı (Arıkan, 2002:46; Atasoy, 2009:6). 18. yüzyıla gelindiğinde sermaye sahibi ile sermaye gereksinimi duyan arasındaki farkın belirgin bir şekilde ortaya çıkması ile girişimciler sermaye sağlayanlardan ayrılmaya başladı. Girişimciler sermaye kullanıcıları olup, risk sermayesi sahipleri ise öz sermaye kaynaklarından yatırımlarına yüksek getiri sağlamak amacıyla risk içeren yatırımlar yapan kişi ya da kurumlardı (Atasoy, 2009:6). Bu farklılığa yol açan nedenlerden birisi artık endüstri çağına girilmiş olmasıydı. Bu aşamada Eli Whitney ve Thomas Edison gibi mucit, iş adamları tarafından gerçekleştirilen birçok buluşun kaynağına temel olarak dünyanın değişen koşulları gösterilmektedir. Çünkü, Edison ve Whitney sermaye sağlayıcısı değil, sermaye kullanıcılarıydı; yani birer girişimciydiler (Hisrich ve Peters, 1998:7-8). Girişimcilik tanımını yazın hayatına ilk kazandıran İrlandalı ekonomist Richard Cantillon’dur (Döm, 2008:6; Yıldırım, 2008:17). Terim, daha sonraki yıllarda çoğu düşünür, iktisatçı, ekonomist tarafından da ele alınmış ve tanımlanmıştır. Birçok kişi tarafından girişimcilik teriminin isim babası olarak adlandırılan Cantillon (16801734), o yıllarda girişimciliği, iş adamının emeği üretim sürecinde istihdam etme, sermaye sağlama işlevleri ile bilinmeyen geleceğin karşısındaki risk ve karar alma pozisyonu olarak tanımlamıştır (Alada, 2001:65). Girişimci risk alandır, çünkü belirli bir fiyattan alım yapar; ancak, ürün için talep olup olmayacağı, olsa bile beklenen satış fiyatına erişilip erişilemeyeceği belli değildir (Yıldırım, 2008:18). 1800’lerin başlarında girişimci kavramına ikinci kez değinen ise, ekonomist Jean Baptiste Say (1767-1832)’dir. Say, girişimciyi, görmediği şeyleri anlayan ve bu sezgiye göre hareket eden kişi olarak görmüştür (İraz, 2005:156). Girişimcinin özel bir yeteneğe ya da kişiliğe ihtiyacı yoktur (Arıkan, 2004:12). Say girişimcinin elde ettiği kârın, sermaye sahibinin elde ettiği kârdan farklı nitelikte olduğuna ilişkin görüşü ortaya atmış, girişimcilik sürecinin kendine özel bir faaliyet türü olduğu düşüncesi daha fazla taraftar kazanmıştır. Cantillon gibi Say de, girişimcinin “ekonominin kilit noktasındaki kişi ve ekonomik değişim ve gelişimin bir tetikleyicisi” olduğunu vurgulamıştır (Gürol 2006:10). Say’ den itibaren girişimcilik 6 dördüncü üretim faktörü olarak genel kabul görmüştür. Böylece klasik üretim faktörleri olan emek, sermaye ve doğal kaynaklara girişimcilik de dâhil edilmiştir (Müftüoğlu ve Durukan 2004:6). Say’e göre girişimci firma içersinde hem koordinatör hem de lider ve yönetici rollerini üstlenir. Say bu bağlamda, girişimcinin yönetsel rolünü ilk vurgulayan iktisatçı olarak tarihe geçmiştir (Arıkan, 2004:5). Frank Knight (1921) risk ve belirsizlik arasındaki ayrımı açıkça ortaya koyan ilk kişidir. Girişimcinin ekonomik fonksiyonu belirsizliğe göğüs germektir. Cantillon’un girişimcilik kuramını genelleştirmiş, girişimcinin belirsizliği yüklendiğini ve girişimciliğin ‘arbitraj’dan daha fazlasını içerdiğini belirtmiştir. Knight’a göre girişimci belirsizlik ortamı içerisinde neyin, ne zaman ve nasıl üretileceğine ilişkin üretken süreçte karar verici konumunda ve kâr elde etme beklentisiyle bunun sorumluluğunu alan kişidir (Döm, 2008:4). 20. yüzyılın başında, modern girişimcilik düşüncesinin kurucusu olarak nitelendirilen Joseph Schumpeter (1883-1950), girişimciliği yeni bileşenlerin meydana getirilmesi olarak tanımlamış ve bunun da ekonomik kalkınmanın temeli olduğunu belirtmiştir. Schumpeter girişimciyi, yenilik yaparak ekonomideki süregelen durumu bozma kabiliyetine sahip, ekonomik kalkınmanın merkezi rolüyle ilişkilendirmiştir (Buergin, 1998:13; Tamasy, 2006:368). Ayrıca günümüz girişimcilik yaklaşımlarına da ilham kaynağı olan yenilikçilik kavramını da girişimciliğe katmıştır (Yıldırım, 2008:18; Karabulut, 2009:336). Schumpeter’in tanımında girişimcilik yenilik yapmayı içerdiği için girişimci sıfatı sürekli geçerli bir statü değildir. Girişimci sadece yenilik faaliyeti yapıyorsa girişimcidir. Bir diğer deyişle, girişimcilik bir anlayış ve davranış biçimidir (Peukert, 2002:85). Schumpeter’in fikirlerinden yola çıkan Israel M. Krizner (1930), girişimciyi, başkalarının göremediği şeyleri anlayan, bu sezgiye göre hareket eden ve aktif risk alan kişi olarak tanımlamıştır (İraz, 2005:156). Girişimci, gelirlerin belirsiz, harcamaların ise belirli olduğu koşullar içerisinde faaliyet gösteren kişidir. Gelirin belirsiz olma nedeni ise gelecekteki pazar talebini gerçekçi bir biçimde öngörmenin imkânsızlığıdır. Bu anlamda gelir satışlardan elde edilen gelirdir (Arıkan, 2004:4). Kirzner’e göre girişimciliğin özü, fırsatları fark edebilmektir ve bunu gölgede 7 bırakmadan girişimciliğin risk içerdiği söylenebilmektedir (Adaman ve Devine, 2002:337). Kirzner, girişimci kişiyi keşif yapma ve kâr fırsatlarını kovalama konusunda tetikte olan kişi olarak tarif etmiş ve girişimcinin ihtiyaç duyduğu en önemli unsur olarak bilgiyi ön plana çıkarmıştır (Adaman ve Devine, 2002:337; Tunç, 2007:33). 21. yüzyılda özellikle toplumsal değişimlerin girişimciliği etkilediği söylenebilir. Aynı şekilde girişimciliğin gelişmesi de toplumları ülke içinde ve/veya dışında sosyal, ekonomik ve siyasal olarak etkilemektedir. Girişimcilik ilk dönemlerde daha çok maddi unsurlar ile ilişkilendirilirken, ilerleyen dönemlerde ve özellikle 21. yüzyılda başarı, yenilikçilik, bağımsızlık, sosyal sorumluluk gibi kavramlarla ilişkilendirilerek gelişme göstermiştir (Parlak, 2005; Aytaç ve İlhan, 2007:101; Karagöz, 2009:47). 1.2. Girişimci ve Girişimcilik 1.2.1. Girişimci Girişimci (Entrepreneur) kelimesi, Fransızca “arada bulunan” ve “almak” kelimelerinden türemiştir (Gürol, 2000:25). Fransız bilim adamları Cantillon ve Say’a göre girişimci, bir ekonomiye yön veren iki farklı kişi (tüketici ve tedarikçi) arasında yer alan ve işin merkezinde bulunan, asıl işi (üretimi) örgütleyen dinamik bir kişidir (Caird, 1991:76). Buradan yola çıkarak “satıcı ve müşteri/alıcı arasında yer alan birisi” olarak adlandırılan girişimci, kelimenin gerçek anlamında “başaracağı inancı ile risk üstlenen kişi” olarak tanımlanabilir (Gürol, 2000:25). Girişimci ekonomik bir insan olarak kaynakları (işçilik, materyal, donanım, sermaye gibi faktörleri) öz çıkarlarına uygun olarak organize ederek daha öncekinden büyük, değişik, farklı, değer yaratırken aynı zamanda değişimi, yeniliği, yeni düzeni oluşturan ve bunu gerçekleştirirken risk alan kimsedir (Swedberg, 1991:440; Tekin, 2004:3). Girişimci için riskler çok çeşitli olabilir. Bu risklere girmek ve sonucunda bir şeyler elde etmek girişimcilik kültürünün gereğidir (Şimşek vd., 2001:41). 8 Girişimci bir iş psikologu olarak, çeşitli güdülerle, hedeflerine ulaşan, belli başarıları yakalayan, deneyim kazanan ve tatmin olan kimsedir (Swedberg, 1991:440). Bir iş sosyologu olarak girişimci, toplum içinde itibarı olan, saygı gören, bir statüsü olan, ünlü, güvenilir kimsedir. Bir koordinatör olarak ise, yönetim, ustalık (beceri), girişimcilik (yetenek) gibi farklı özelliklerin tek bir bedende buluştuğu farklı bir kişiliktir (Top, 2006:6). Bir kişinin girişimci olabilmesi için risk ve sorumluluk üstlenebilme, yeniliklere açık olma, durağan olmayan dinamik bir kişilik, üretme ve büyüme tutkusu, sorumluluk sahibi, yaratıcılık gibi bir takım belirli niteliklere sahip olması gerekmektedir (Bridge, 1998:43; Müftüoğlu, 1998:44; Zhao, 2005:26; Bozgeyik, 2005:37). Malta’lı düşünür De Bono’ya göre, girişimciyi tanımlayan, bir şeyi gerçekleştirme tutkusudur ve bu tutku bir yazar ya da ressamın tutkusundan farklı değildir. Bu noktada girişimcinin en büyük amacının daha önce bulunmayan bir şeyi ortaya çıkarmak olduğunu vurgulamıştır. Girişimcinin yalnızca düşünmeyen, fikirlerini kâğıt üstünde bırakmayan, “eylem”i seçen kişi olması onu diğerlerinden farklı kılmaktadır (Gerber, 2008). Ülkelerin ekonomik sistemleri içerisinde girişimciler; buluş yapmakta, yeni işler kurmakta ve ekonomik büyümeye yardımcı olmaktadırlar (Tekin, 2004:3). Aynı zamanda üretecekleri mal hizmetleri farklı kesimlerin beğenisine sunarak potansiyel pazarlar oluşmasının da önünü açmaktadırlar. Girişimcilerin kâr marjlarını artırabilme güdüsüyle ürünlerinde yenilikler yapma ihtiyacının doğması onları yeni teknolojiler kullanmaya teşvik etmekte bu da mevcut teknolojinin gelişmesine yardımcı olmaktadır (Ünal, 2009:80). 1.2.2. Girişimcilik Girişimcilik (entrepreneurship) kavram olarak, bir girişimci olma eylemini ifade ederken, Fransızca’daki “üstlenmek-girişmek; fırsatları kovalamak; yenilik ve bir iş başlatma yoluyla ihtiyaç ve istekleri yerine getirmek” anlamına gelen “entreprendre” kelimesinden türetilmiştir (Burch, 1986:4). Günümüzde girişimcilik ülke ekonomileri için oldukça önemli olup, girişimciler, iş hayatının ve kalkınmanın lokomotifi olarak kabul edilmektedirler (Tekin, 2004:3; Yıldırım, 2008:45). 9 Girişimcilik, yeni bir üretim ve tüketim anlayışıyla ilgili olup, birbirinin benzeri taleplere dayalı, üretime odaklanan geleneksel anlayışın yerine; değişken tüketici taleplerini dikkate alan yeni bir üretim anlayışını ifade etmektedir. (Stopford ve Baden-Fuller, 1994:522). Bu üretim anlayışı ise sürekli değişen tüketici taleplerince nitelenmektedir. Bu nedenle homojen bir tüketim anlayışına ve kitlesel üretim anlayışına dayanan üretim anlayışı egemenliğini kaybetmiştir. Böylece esnek örgütlenmeye dayalı özel girişimcilik, giderek ekonomik alanda ağırlık kazanmaya başlamıştır (İlhan, 2004:70). Girişimcilikle ilgili bir çalışmada, 1982-1992 yılları arasında girişimcilik konusuyla ilgili yapılmış çeşitli akademik yayınlarda girişimci ve girişimcilik ile ilgili bulunan 77 tanımda en az 5 kere görülen 15 anahtar sözcük grubu tespit edilmiştir. Bu sözcük grupları; risk alma/risk yönetimi/belirsizlik, başlatma/bulma/yaratma, yenilik/yeni ürünler/yeni pazar, yeni işletme, fırsatların peşinden koşma, kar arzusu/kişisel fayda, değişim yaratma, değer yaratma, yönetim, strateji oluşturma, üretim yolları ve kaynaklar, büyüme arzusu, sahiplik, Sahiplik/sorumluluk/yetki ve girişim’dir. (Müftüoğlu vd. 2004:3) Çalışma sonucunda oluşturulan bu tespitten yola çıkarak girişimciliğin oldukça geniş bir yelpaze içersinde ele alınabileceğini söylenilebilir. Güncel ve popüler bir kavram olan girişimcilik, çok çeşitli, heterojen, geniş kapsamlı, karmaşık bu nedenle tek bir tanımla tanımlanması ve kavramsallaştırılması zor bir olgudur (Brockhaus 1980:510; Drucker, 1985:21; Diensberg, 2006:5-25). 1.3. Girişimcilik Kültürü Girişimcilik, bilgi, kültür ve karakter boyutları olan bir meslek olarak toplumsal/kültürel yapı ile ilişki içerisindedir Bazı toplumlar girişimcilik konusunda yüksek performans gösterirken diğerlerinde aynı performans görülememektedir. Bu farkın oluşmasında ise kültürün oynadığı role dikkat çekilmektedir. Toplumun yapısal koşulları, değer ve norm sistemleri, herhangi bir davranışın oluşmasını doğrudan etkileyebilmektedir. Girişimcilik ve kültür kavramlarını birleştirerek bir girişimcilik kültürü kavramına ulaşılabileceği gibi, iki kavramın anlatımlarına bakılarak da bir tanım yapılabilir (Aytaç, 2006:139). Girişimcilik kültürü; 10 girişimciye yeni bir statü veren, yaptıklarını ödemeyi garanti eden, başkalarının kendine iş imkanları yaratmasını beklemek yerine, başkaları için iş imkanları yaratan, farklı, yeni bir neslin yetişmesini sağlayabilen bir kültür olarak tanımlamaktadır (Cabar, 2006:17). Girişimcilik kültürüne sahip olan ve bunun girişimcilik politikası amaçlarına uygun olarak kullanabilen toplumlar girişimcilikte başarılı olabilirler. Buna uygun girişimci tipinin yetişmesi için yeni bir girişim kültürü oluşturulmalıdır. Böyle bir kültürde yetişen girişimcilerde ortaya çıkan birtakım özellikler gerekmektedir. Girişimci özelliklerini taşıyan bireyler diğer insanlardan farklı davranış özellikleri gösterir. Onları girişimci yapan da zaten bu farklardır. Girişimci kişi risk alabilmelidir. Sorumluluk almaktan çekinmemelidir. Diğer insanlardan farklı olarak olağandışı karakteristik özelliklere sahip olmalıdır. Kendi geleceğine yön verebilme yeteneğine sahip olmalıdır. Etkili örgüt yaratabilmelidir. Kolay yorulmamalı ve enerjik olmalıdır. Bilgiye erişme ve bilgiyi kullanmada zorlanmamalı, başarı konusunda yeteneklerine güvenmelidir. Her zaman geleceğe yönelik davranmalı geçmişte takılıp kalmamalıdır. Finansal başarı sahibi olmalı, kendini işe adamalı, değişimleri fırsat olarak görmeli, mükemmeliyetçi olmalıdır (Tekin, 1998:42; Top, 2006:5-6; Gerber, 2008:25-33; Gürdoğan, 2008): Girişimcilik kültürünün oluşmasında şüphesiz birçok etmen önemli rol oynamaktadır. Ancak bunlardan bazıları temel belirleyici rol üstlenmekte olup, diğerleri yardımcı roller üstlenmektedir. Bu bağlamda temel belirleyici rol oynayanlar olarak adlandırılan; aile, eğitim, sosyo-kültürel çevre, ekonomik ve hukuki faktörler aşağıda ele alınmaktadır. 1.3.1. Ailenin Etkisi Bireylerin kültür ve sosyalleşme süreci ailede başlamakta ve sonraki hayatlarında da yetiştiği aile ortamının etkisi önemli bir yer tutmaktadır (Morgan, 1993:322-323). Çocukluk döneminde edinilen deneyimlerin bireyin kariyer seçiminde etkisi bulunmaktadır. Ailenin bireyin kariyer seçiminde en etkili olduğu alanlardan birisi, bu kurumun sosyal yapı içindeki yeridir. Sosyal yapı içindeki yer, 11 ailenin çocuklarını yetiştirmeleri ve onları geleceğe hazırlamalarında gerekli olan finansal kaynaklara ulaşma derecelerini de belirlemektedir. Diğer taraftan ailenin değer yönelimi, çocuk yetiştirme biçimi, çocuk sayısı, ana-babanın otoriter ya da eşitlikçi olmaları gibi unsurlar da çocukların sosyalleşme sürecini dolayısıyla sonraki yaşamlarını da etkilemektedir (Erdoğmuş, 2000:99). Bireyin hoşgörülü bir aile ortamında yetişmesi kendini tanıma ve kabul etme açısından çok önemli olmaktadır. Bireyin düşünce ve değerlerini anne, baba ve diğer önemli kişiler kabul ettiklerinde, kişi kendine güven duymayı öğrenmekte ve özsaygısını olumlu yönde geliştirebilmektedir (Coopersmith, 1967:89). Ataerkil bir aile yapısının görüldüğü tarımla uğraşan kesimlerde anne ve babanın sıkı bir denetimi vardır ve çocuklarda itaat belirgin bir şekilde gözlemlenmektedir. Böyle ailelerde çocukların meslek seçimi konusunda bile özgür olamadıkları görülmektedir. Ayrıca aileleri tarafından sürekli eleştirilen ve desteklenmeyen, ceza ile tehdit edilen bireylerde suçluluk ve bağımlılık duygusu gelişmekte, başarısızlık duygusu ağır basmakta ve girişimcilik ruhu bastırılmaktadır. Dolayısıyla yeniliklere açık, risk alabilen, mücadele ruhuna sahip, bireysel başarıyı hedefleyen, dinamik girişimci tipinin yetişmesi güçleşmektedir (Güney vd. 2006:69). Çünkü babanın merkezdeki ve kilit rolüne karşılık ailenin diğer fertleri ikinci plandadır ve çoğu kez çocukların kararları dikkate alınmamaktadır. Ayrıca kırsal kesimdeki ailelerin çoğu “güvence” arama içgüdüsüyle hareket ettikleri için bu durum çocuklarının meslek seçiminin özel sektör yerine devlet sektörüne kaymasına sebep olmaktadır (Kongar, 1990:83). Girişimcilerin ailede ilk doğan çocuklar olduğu belirtilmektedir (Atasoy, 2009:10). Bazı araştırmacılara göre ilk doğmak veya ailenin tek çocuğu olan bireyde yetiştirilirken gördüğü yoğun ilgi nedeniyle, daha sağlam bir özgüven oluşturmaktadır (Atasoy, 2009:10). Ayrıca anne ve babanın girişimci olması çocukta girişimcilik kültürünün yerleşmesinde etkili olduğuna dair güçlü kanıtlar vardır (Davidsson; 1995; TÜSİAD, 2002; Hisrich vd., 2005; Karateke, 2006; Kutaniş, 2006; Güney vd., 2006:69; Zhang vd., 2009; Soysal, 2010). Yapılan araştırmalar sonucu girişimcilerin büyük bir kısmının ilk girişimcilik becerilerini aile ortamında 12 kazandıkları, girişimcilerin yaşadıkları çocukluk ve yakın aile çevresinin onları yarışmacı ve mücadeleci kıldığı ve girişimciliğin devamında pozitif bir işlev gördüğü belirtilmiştir (Aytaç ve İlhan, 2007:108). Dikkat çeken bir diğer nokta, çocukların anne ve babasını sadece örnek almakla veya onlardan bayrağı devralmakla yetinmemesidir. Çünkü yeni kuşağın temsilcileri, ailesinin kurduğu şirkette çalışmak yerine kendi işini kurmayı tercih edebilmektedir. Bu geleneği değiştirenler arasında kendi şirketini kuranların yanı sıra profesyonel yöneticiliği seçenlerinde olduğu görülmektedir (Güney, 2007:116-117). Diğer ülkeler ile kıyaslandığında Türkiye’de, çocuğa atfedilen ekonomik değer ve özellikle “yaşlılık güvencesi” değeri ön plana çıkmaktadır. Türkiye’de aile içindeki çocuk sayısıyla çocuğun psikolojik değeri arasında ters, ekonomik değeri arasında ise doğru bir orantı olduğu saptanmıştır (Önderman, 2001:192). Bu çerçevede çocuk konusunda ailelerin çocuklar karşısındaki beklentilerinin yüksek olduğu; ancak çocuklarının kişisel düşüncelerine, karar ve beklentilerine karşı aynı önem ve hassasiyeti göstermedikleri söylenebilir. 1.3.2. Eğitimin Etkisi Girişime başlamakta karşılaşılan problemlerin üstesinden gelebilmek için eğitim çok önemlidir. Resmi eğitim gerekli olmamasına rağmen, işte başarı için gerekli bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır (Bozkurt, 2006:95-96). Girişimcinin eğitim düzeyine ilişkin bugüne kadar birçok kapsamlı araştırma yapılmıştır (Dhaliwal, 1998; Bozkurt, 2006; Kutaniş, 2006; Top, 2006; Yıldırım, 2008; Atasoy, 2009). Genellikle girişimcilerin eğitim düzeylerinin düşük olduğu konusunda yaygın bir görüş olsa da, araştırmalar bu görüşün doğru olmadığını ortaya koymaktadır. Eğitim, girişimcilerin yetişmesi sırasında önemli unsurlardan biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Eğitim, girişimcinin kariyeri sırasında karşılaşacağı sorunların çözümünde de etkin bir unsur olmaktadır. Her ne kadar bir girişimci için okul eğitimi gerekli değil gibi görünse de (örnek: Henry Ford, Sakıp Sabancı, Vehbi Koç, William Lear) daha sonra yapılacak atılımlar için eğitimin çok büyük bir öneme sahip olduğu söylenebilir. Erkek veya kadın farkı gözetmeksizin, girişimcilik faaliyetinde bulunan tüm girişimcilerin, finans, stratejik planlama, iletişim, 13 pazarlama, yönetim gibi alanlarda eğitime sahip olmaları kurulan işletmenin başarısında daha fazla yarar sağlamaktadır (Atasoy, 2009:11). Amerika ve Avrupa’da son dönemde yapılan çalışmalar, ekonomik gelişme ve yeniliğin temelinin girişimcilik eğitimiyle birlikte olabileceğini saptamıştır. Girişimcilik eğitimi kişilere yeni işletme fikirleri kurmayı öğretmekle birlikte grup sorumluluğu almayı, kısa zamanda yeni fikirler ortaya atmayı ve bu şekilde kişinin yenilikçi ruhunu dinç tutmayı amaçlamaktadır (Oosterbeek vd. 2008: 1-2). Girişimcinin sahip olduğu temel eğitim ile işletmenin performansı arasında anlamlı bir ilişkinin olduğuna dair birçok araştırma bulunmaktadır. Bu ilişkiyi ölçmek amacıyla yapılan bir araştırma sonucunda, eğitim ve imalatçı firmalarda yüksek performans arasında bir ilişki bulunmuştur. Gelişmiş ülkelerde yapılmış olan araştırmalar da, yüksek düzeydeki eğitimin daha iyi bir performansla ilişkili olduğunu vurgulamaktadır (Güney vd., 2006:69; Jenkins ve Katırcıoğlu, 2009:61). Ayrıca eğitim, girişimcilik kültürü oluşturmasının yanı sıra, mesleğin devam ettirilmesi ve sürdürülmesi sırasında da önem taşımaktadır (İlter 2008:32). 1.3.3. Sosyo-Kültürel Çevrenin Etkisi Girişimcilik kültürü, yalnızca kişisel veya ailesel boyutta ele alınabilecek bir konu değildir. Ayrıca, tek başına girişimcilik ruhunun geliştirilmesi girişimcilik kültürü için yeterli olmamaktadır. Birey istenilen tüm girişimcilik niteliklerine sahip olsa bile, içinde bulunduğu toplumsal yapıdan etkilenebilmektedir (Shivani vd., 2006:6; Howells ve Skoko, 2009:29-30). Morrison (2000)’a göre, girişimcilikle toplumsal kültür arasında yakın bir ilişki bulunmaktadır. Kültür girişimciliğe dönük tutumları önemli ölçüde belirlemektedir ve girişimciliği başlatan, harekete geçiren güdülere yapısında yer vermektedir. Demokratik kültürlerde kişisel başarısızlık ve yapılan hataların çok büyütülmemekte ve yüksek tolerans gösterilmektedir. Bu serbestlik kişileri yenilikleri denemeye ve teşebbüse geçmeye teşvik etmektedir. Bu toplumlarda, yeni şeyler yapma, değişiklik ve teşebbüse geçmenin desteklenmesi doğal olarak girişimci eğilimlerin pekişmesine yardım etmektedir (Aytaç ve İlhan, 2007:107). 14 Sosyo-kültürel çevre, kişisel ve kişilerarası güven ile sistemsel güven boyutu olan bir konudur. Bu iki kavram ise birbirinden farklı özellikler göstermektedir. Kişisel güven, bireyler arasında duygusal bir bağ içerirken, sistem güveni bürokratik yaptırım, düzenlemelerin ve özellikle yasal sistemin işlerliğine duyulan güvendir. Sosyal düzen, küçük ve çok fazla farklılaşmamış toplumlarda büyük ölçüde kişisel ya da kişilerarası güvene dayanırken; modern, karmaşık toplumlarda daha çok sistem güveni üzerine kurulmaktadır. Nüfus artışı ve daha büyük bir yapısal farklılaşma ile birlikte, sosyal düzen giderek, kişisel güvenden çok sistem güvenine dayanmaya başlamıştır. Toplumsal çeşitliliğin olduğu bir toplumda, kişiler sık sık fazla tanımadıkları hatta hakkında hiçbir şey bilmedikleri insanlarla karşılıklı etkileşim içine girmekte ya da iş yapmaktadırlar. Sistem güveninin yalnızca kişisel güvene dayalı olmak zorunda olduğu durumlarda, çok riskli, öngörülmez etkileşimler gerçekleşebilmektedir (Önderman, 2001:178-179). Bu nedenle kişisel ve sistem güveni arasındaki denge son derece önemlidir. Özellikle sistem güveninin yerleşmiş olduğu toplumlarda girişimsel faaliyetlerin daha yüksek düzeyde olduğu ve girişimcilik kültürünün yerleştiği görülmektedir (Hisrich vd., 2005:69). 1.3.4. Ekonomik ve Hukuki Faktörlerin Etkisi Girişimciliğin bir ülkede güçlü bir şekilde yerleşebilmesi için, öncelikle devletin de girişimcilik kültürünü benimsemesi gerekmektedir. Siyasal sistem, hükümet politikaları, yasal düzenlemeler, uluslararası antlaşmalar, ekonomik tedbirler, entegrasyon gibi konular girişimcilik kültürünün bir ülkedeki konumunu belirlemede önemli birer faktördür (İraz, 2005:178). Özellikle demokrasinin gelişmiş olduğu ülkelerde girişimcilik faaliyetleri daha istikrarlı bir gelişim göstermekte ve girişimcilik kültürü yaygınlaşmaktadır. Demokrasinin gelişmiş olması hem ülke içi hem de ülkelerarası ilişkilerin gelişmesinde bir güven unsuru olarak önemli rol oynamaktadır. Mevcut veya potansiyel girişimcilerin harekete geçmesi için devletin, tüm oyuncuları (özel sektör, sivil toplum vb.) sürecin içine dâhil etmesi ve değerlendirmesi gerekmektedir. Sert, katı politikaların uygulandığı ve aktörlerin dışlandığı bir ortamda girişimcilik kültürünün yerleşmesi veya uzun vadeli, küresel 15 ölçekte girişimcilik hareketinin görülmesi güç olmaktadır. Esnek politikaların ve serbest piyasa ekonomisinin benimsendiği, uluslararası alanda aktif ve diğer ülkelerle entegre olan ülkelerde girişimcilik faaliyetlerinin geliştiği söylenebilir. Bu bağlamda hangi faktörlerin yeni bir işin kurulmasını, kurulan işletmenin başarısını ve gelişmesi etkilediğinin tespit edilmesi için yerel ve ulusal politikaların oluşturulması önemlidir (Tamasy, 2006:380). Devletlerin ekonomi noktasında aldığı tedbirler, ekonomik yapıları, cari açıkları, iç borçlarının durumu ve harcamaları, vergi oranları ve ekonomiye olan müdahaleleri girişimcilerin faaliyetlerini, vizyon misyon ve hedeflerini etkilemektedir. Bu noktada güçlü bir ekonomik yapının girişimcilik kültürünün gelişmesinde önemli bir etken olduğundan söz edilebilir. 1.4. Girişimciyi Açıklayan Yaklaşım Olarak Kişilik Özellikleri Yaklaşımı Girişimcilik alanında ortaya konulmuş olan yüksek yayın miktarına rağmen, genel kabul görmüş bir girişimcilik teorisi bulunmamaktadır (Gartner, 2001:28). Araştırmacılar içerisinde bulundukları ve temsil ettikleri düşünce okullarının görüşlerine uygun olarak girişimcilik kavramını açıklamak amacıyla çeşitli yaklaşımlar geliştirmişlerdir. Girişimcilik konusunu araştıran çalışmalardaki temel amaç, girişimcilerin, girişimci olmayan bireylerden farklı olduklarını kanıtlamaktır (Gartner, 1985:696). Bu farklılığı ortaya koymak için yapılan çalışmalar genellikle girişimcinin kişiliğine odaklanmıştır (Carland vd., 1984; Begley ve Boyd, 1987; Dvir vd., 2010:44). Bu çalışmalarda girişimcileri, girişimci olmayan bireylerden ve yöneticilerden, başarılı girişimcileri başarısız girişimcilerden ayırt eden kişilik özellikleri üzerine yoğunlaşılmaktadır (Naffziger, 1994:29; Zhang vd. 2009:93-95). Bu araştırmaların temel varsayımı, tüm girişimcilerin ve girişimlerin büyük ölçüde benzerlik gösterdiğidir (Gartner, 1985:696). Kişilik özellikleri yaklaşımında girişimci, özel bir girişimcilik tipi ve tanımlanabilir bir tür olarak varsayılmaktadır. Bu yaklaşıma göre bir girişimci daima girişimcidir ve girişimcinin kişiliği kaybolmayan bir nitelik göstermektedir (Gartner, 1988:12). Araştırmacıların girişimcilerin özellikle kişilik özellikleriyle ilgilenmelerinin ve diğer insanlardan hangi yönleriyle ayrıldıklarını bulmaya çalışmalarının nedeni 16 olarak, girişimcilerin kişilik özelliklerinin kurulacak olan işletmenin tipinde ve onun ne şekilde yönetileceği üzerinde etkili olması gösterilmektedir. Girişimcilerin özellikleriyle yönettikleri işletmelerde izledikleri stratejiler arasında bir bağ bulunması durumunda, girişimci tipini bilerek yeni işletmede izlenecek strateji de tahmin edilebilecektir (Lafuente ve Salas, 1989:18). Ayrıca kişilik özelliklerini bilmek girişimcilik eğitimi konusunda da insanlara fayda sağlayabilmektedir. Eğer bir girişimcinin ne gibi özelliklere sahip olduğu bilinirse, bireyde eksik olan yönler de tespit edilerek bu fark kapatılmaya çalışılabilir. Böylelikle girişimci ve girişimcilik faaliyetleri teşvik edilebilir. Kişilik; bireyin iç ve dış çevresiyle kurduğu, diğer bireylerden ayırt edici, tutarlı ve yapılaşmış bir ilişki biçimidir (Cüceloğlu, 1994:404). Kişinin yapmakta olduğu iş ile kişilik arasında bir ilişki bulunmaktadır. Çünkü birey genellikle ilgi duyduğu alan üzerine plan yapmaktadır. İnsanların kişilik özelliklerine ve ilgi alanlarına göre seçmiş oldukları islerde mutlu ve başarılı olmaktadırlar. İnsanların doğuştan gelen kişilik farklılıkları nedeniyle mesleki ilgi alanları da farklılaşmaktadır. Birey, kendi özelliklerini iyi bildiği ve kendini tam anlamıyla tanıdığı sürece mesleki tercihleri daha tutarlı olarak yapacaktır. Öncelikli olarak bireyin kendi kişilik yapısını çok iyi tanıması gerekmektedir. Bireyin kendisiyle ve kişiliğiyle uyuşmayan bir iş seçiminde bulunması başarısızlık sonuçlara yol açabilmektedir. Bu nedenle kişilik önemle üzerinde durulması gereken bir konudur (Aytaç, 2001:22-23; Bozgeyik, 2005:322). Girişimcilere yüklenen kişilik özellikleri incelendiğinde, risk alma eğilimi, kontrol odağı ve başarı güdüsü unsurlarının öne çıktığı görülmektedir (Brockhaus, 1980:509; Gartner, 1985:699; Naffziger, 1994:29). Bunların yanı sıra, inisiyatif sahibi olmak, kendine güven ve inanç, yaratıcılık ve yenilikçilik ve liderlik özellikleri de öne çıkan diğer unsurlardır (Dvir vd., 2010:45). 1.4.1. Risk Alma Eğilimi Risk, bir kimsenin davranış ya da kararları sonucunda kaybetme şansına maruz kalması anlamına gelmektedir. Riske katlanmak veya risk almak ise, kişilerin risk ile ilgili algılarına bağlıdır (Özkalp, 2000). Ayrıca, kayba uğramak, tehlikeye girmek, 17 devam eden bir olayın sonucunun tam olarak belirli olmaması gibi anlamlar da taşımaktadır (Demircan, 2000:47) Risk ve risk alma davranışı girişimcilik literatürünün önemli bir bölümünü oluşturmaktadır. Önemli bir bölümünü oluşturmasının en önemli nedeni ise girişimcinin yeni bir girişimde bulunurken sadece girişimin riskini üstlenmemesi bunun yanında bireysel, finansal ve kariyer risklerini de almasıdır. Girişimcilik faaliyetleri önemli yatırımları gerektirdiği için burada yaşanacak bir başarısızlık yukarda sayılan alanlarda bireye ciddi zararlar verebilmektedir. Ancak, hatanın ve yanlış adımların, vizyonu gerçekleştirme ve başarıya ulaşma için gerekli adımlar olarak görülmesi gerekmektedir (Gürol 2006:13). Çünkü risk almaya niyetli olunmadığı sürece kişinin kendisini sınırlayan başarısızlıklarla karşılaşması ve yapabileceklerini de yapamaması daha yüksek düzeyde olacaktır. Bu bağlamda girişimcilerin katlanılmakta olan risklere karşı sürekli olarak duyarlı hareket etmeleri gerektiği söylenebilir (Ewing, 2005:66). Bir iş kurmanın neleri gerektirdiği, riskin nasıl en aza indirilebilineceği ve başarı şansının nasıl arttırılabileceği önemli bir konu olarak görülmektedir. Belirsizliği bir macera gibi görenler, onu bir tehdit olarak görenlerle kıyaslandığında, girişimci olmaya daha yatkın bir görüntü sergilemektedirler (Ceylan ve Demircan, 2002:6). Ancak, girişimcilerin risk konusundaki yaklaşımları talih oyunlarındakine benzer bir risk yaklaşımı değildir ve başarılı girişimciler kumarbaz olarak değerlendirilemez. Yeni bir girişime katılmaya karar verdiklerinde, bunu son derece hesaplanabilir ve ayrıntılı biçimde düşünülmüş şekilde yapmaktadırlar. Bir işe başlamak için risk üstlenilmesi kaçınılmaz olmakla birlikte, tipik bir girişimci ancak nasıl bir işe giriştiğini tüm boyutları ile inceledikten sonra orta düzey iş kabullenmektedir (Hatten 1997:43). Riski düşük, orta ve yüksek olarak üç kategoriye ayıran Brockhaus (1980:512) ise, bu risk seviyelerinin bireylerin yeni bir girişim başlatma kararına etki edebileceğini ve girişimcileri orta yani ılımlı risk alıcılar olduğunu belirtmiştir. Başarılı girişimciler gereksiz riskleri almaktan kaçınmaktadırlar. Bu amaçla uyguladıkları stratejilerin başında, girişimle ilgili 18 finansal ve iş risklerini diğer insanlarla paylaşmak gelmektedir (Kuratko ve Hodgetts, 1995:45). Girişimciler açısından işletmenin varlığını tehdit eden riskler sistematik ve sistematik olmayan riskler olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. İşletmenin dışında meydana gelen doğal, yasal, sosyal, ekonomik, siyasal değişimler sistematik risk olarak tanımlanmaktadır. Ayakta kalmak isteyen işletmeler kendi dışlarında gerçekleşen değişimlere çabuk uyum sağlamak için hazırlıklı olmaları gerekmektedir. Sistematik olmayan riskler ise, işletmeye ya da işletmenin içinde bulunduğu sektöre has bir risk olarak ifade edilmektedir. Grevler, yönetim hatları, müşteri tercihlerindeki değişmeler, buluşlar, reklam kampanyaları bir işletmedeki sistematik olmayan riski oluşturan başlıca sebepler olabilir. Sistematik olmayan risk, ilgili işletmeyi ve onunla ilişki içerisinden olan işletmeleri ilgilendirmektedir (Özdemir 2003:60). Girişimciler risk alma davranışlarıyla diğer insanlardan ayrılmaktadır; ancak bu durum tüm girişimci tipleri için geçerli değildir (Lafuente ve Salas, 1989:17-30) Bu konuda Brockhaus (1980:520), girişimcilerin yöneticilerden ve diğer insanlardan farklılık göstermediğini belirmiş; ancak kıdemli girişimcilerle yeni girişimciler arasında fark çıkabileceğini de vurgulamıştır. Masters ve Meier (1988:34) de ne girişimciler ile yöneticiler ne de kadınlar ve erkekler arasında bir fark olmadığını belirtmiştir. Kihlstrom ve Laffont (1979:719), riskten kaçmayan bireylerin girişimci, kaçan bireylerin ise isçi oldukları kabul ettiğini belirterek risk almanın girişimcileri diğerlerinden ayırdığını vurgulamıştır. Risk faktörü girişimci ve girişimcilik için vazgeçilmez bir unsurdur. Girişimcilerin risk alma eğilimi doğuştan kazanılmış bir özellik olmakla birlikte çevreden ve içinde bulunulan durumun özelliklerinden etkilenen ve değişebilen önemli bir özellik olarak görülmektedir. 1.4.2. Kontrol Odağı Kontrol odağı kavramı Sosyal Öğrenme Kuramı’ndan ortaya çıkarak gelişmiştir. Rotter’ın (1966:25-30) sosyal öğrenme teorisine göre, bir bireyin belli bir 19 görevi yerine getirmesinde iki önemli etken vardır. Bunlardan ilki sonuçların şans veya yetenekle kontrol edilmesine dair sahip olunan beklentiler; diğeri ise bu sonuçların değer kaydedip kaydetmediğidir. Ancak bunlardan ilkinin önemi daha fazladır (Rotter, 1966:27). Aslında sonuçların birey için bir önem arz etmesi de bu sonuçların yetenek veya şans tarafından kontrol edilip edilmeme algısına bağlıdır (Julian ve Katz, 1968:89). Kontrol odağı, öğrenmenin, farklı durumlarındaki öğrenme süreçlerinin doğasını anlamada oldukça önemli bir değişkendir. Aynı zamanda benzer durumlarda bireylerin ödül üzerindeki kontrolleriyle ve kişisel yüklemeleriyle ilgili bilgi vermektedir (Rotter, 1966:25-26). Phares (1965:642) de bireyin hayatının kontrolünün kendi yeteneklerinde veya şansta olup olmadığını algılamasının beklentilerini etkileyeceğini belirtmiştir Kişinin yaşadığı ya da yaşama ihtimali olan olumlu olaylar, ödüller; olumsuzlar da cezalar olarak ayrıldığında ortaya iki yönelme çıkacaktır. Bu yönelmelerden birincisi, ödül ve cezaların kişinin dışındaki başka güçlerce yöneltildiği ve denetlendiği, bu noktada kişisel çabaların etkili olmadığına yönelik bir beklentinin olması durumudur. İkinci yönelme ise, ödül ve cezaların büyük ölçüde bireyin kendi eseri olduğu ve bunların ortaya çıkışında daha çok kendi davranışlarının etken olacağı yönünde oluşan beklentidir. Bu eğilimlerin hepsine kontrol odağı adı verilmektedir (Lefcourt, 1976:116). Kontrol odağı konusu dışsal kontrol odağı ve içsel kontrol odağı olmak üzere iki şekilde ele alınmaktadır. Dışsal kontrol odağına sahip kişiler yaşamlarındaki olayların şans, kader veya talih gibi dışsal faktörlerin sonucu olduğuna inanırken, içsel kontrol odağına sahip kişiler yaşamlarındaki olayları kontrol edebileceklerine inanmaktadırlar (Koh, 1996:14; Yöndem, 2006:106). Dışsal kontrol odağına sahip kişiler, çevrelerini kontrol edemeyeceklerine inandıkları için çevreyi bir tehdit olarak algılamakta ve kızgınlık, düşmanlık içeren birtakım tepkiler vermektedirler. İçsel kontrol odağına sahip kişiler ise, stresli durumlarda daha sağduyulu ve sorun çözücü tepkiler göstermektedirler. Dolayısıyla, yeni fırsatlar arayan ve yenilikçi tutumlar sergileyen girişimcilerin kendi yaşamlarındaki olayları kontrol etme kabiliyetine sahip olması gerekmektedir (Bozkurt, 2006:100). İç kontrol beklentisi aktif çalışmayı 20 motive edip desteklerken; dış kontrol beklentisi öğrenmeyi engellemekte ve pasifliği özendirmektedir (Littunen, 2000:301). İç kontrol odaklı bireyler için bilgi toplama süreci önemli bir başarı etkenidir. Bilginin belirsizliği, güçsüzlüğü azaltacağını bilmekte ve bilgiyle donanımlı hale gelmiş bir bireyin çevresini kontrol edebileceğinin ya da değiştirebileceğinin farkında olmaktadırlar. Bu nedenle bilgi toplama süreci ile yakından ilgilidirler (Sexton ve Bowman, 1985:132). İçsel kontrol odağına sahip kişilerin düşünce ve davranışları şu şekildedir (Rotter, 1966:25-30; Lefcourt, 1976:116; Phares ,1965:640; Yöndem, 2006:106-107); İçinde bulundukları olumsuz koşulları değiştirmek için çaba gösterirler, Karşılaştıkları sorunları daha çok çözülebilir olarak görürler, Kendi yeterlilik ve başarılarını takdir ederler, Yoğun stresli durumları bir mücadele olarak görürler, Yaşamın onları gittikçe güçlendirdiğini hissederler. Dışsal kontrol odağına sahip kişilerin düşünce ve davranışları ise şu şekildedir (Rotter, 1966:25-30; Lefcourt, 1976:116; Phares, 1965:640; Yöndem, 2006:106107); Koşulları değiştirmek için fazla çaba göstermezler, Karşılaştıkları sorunları çözülemez olarak görürler, Olayları ve durumları daha çok stresli olarak algılarlar, Kendi başarı ve yeterliliklerini şans, kader gibi dışsal nedenlere yüklerler, Zorluklar karşısında çabuk vazgeçip, duygularını kontrol etmek için ilaç ve madde bağımlılığına olan eğilimleri yüksektir. Girişimci olma isteği ile içsel kontrol odağı arasında güçlü bir ilişki bulunmaktadır (Spector, 1982:1010; Hisrich vd., 2005; Karateke, 2006; Kutaniş, 2006; Top, 2006; Kunday, 2008; Yıldırım, 2008). Kişilerin yaşamlarındaki bireysel kontrol inancı, onların yaşama dair tutumlarını, önemli olayları algılamalarını ve çalışma davranışlarını yakından etkilemektedir. İçsel kontrol odağına sahip olan bireyler, yüksek düzeyde teknik bilgi ya da beceri gerektiren işlere, profesyonel işlere, yönetici, girişimci ya da denetleyici olarak çalışabilecekleri işlere 21 uygundurlar. Dışsal kontrol odağına sahip olan bireyler ise, üretim işine, beceri gerektirmeyen işlere, büro işlerine ve alışılmış çalışma yöntemlerine daha uygundurlar (Spector, 1982:1010). İşletme kurucularının ya da çalışanlarının sahip oldukları içsel kontrol odağı ile işletmelerinin performansı arasındaki pozitif ilişkinin varlığı da bu durumu güçlendirmektedir (Lumpkin ve Erdoğan, 1996). 1.4.3. Başarı Güdüsü İnsanların önlerine koydukları hedefler ve bu hedeflere ulaşma arzusuyla ilgili olan yüksek başarı güdüsü, bireylerin yaptıkları işlerin sonuçlarını daha iyi hale getirme ve bu sonuçlardan kendilerini sorumlu hissedebilme arzusu olarak ifade edilmektedir (Entrialgo vd., 2000:138). Kişilik temelli girişimcilik araştırmaları McCleeland’ın başarı ihtiyacı üzerine yaptığı çalışma ve Collins ve arkadaşlarının yaptığı öncü çalışmalarla başlamış ve günümüze kadar gelmiştir (Low ve MacMillan, 1988:147; Moore vd., 2010:25). McClelland’ın yüksek başarı ihtiyacı ile girişimsel başarı ihtiyacı birbiriyle yakından ilişkilidir. Bu özellik bireyleri girişimci olmaya hazırlar ve ekonomik büyümenin anahtarı olan girişimciliği destekleyerek bireylerin girişimci davranışlarda bulunmasına neden olmaktadır. Yine McClelland’ın teorisine göre kuvvetli bir başarma ihtiyacı olan bireyler problemleri kendi kendilerine çözmeyi isteyen, önlerine hedefler koyan ve bu hedefleri kendi güçleriyle elde etmeye çalışan kişiler arasından çıkar. Bu nedenle de yüksek başarı ihtiyacına sahip bireyler girişimci eğilim göstermekte ve girişimci olarak diğerlerinden daha başarılı olmaktadırlar (McClelland, 1965:391; Littunen, 2000:296). McClelland’a göre, girişimci olan öğrencilerin girişimci olmayan öğrencilere kıyasla başarı güdüleri hep daha yüksek olmaktadır (McClelland, 1965:390; Durand, 1975:77). McClelland bazı toplumların daha fazla girişimci çıkardıklarını, bunun nedeninin de toplum içinde bulunan sosyalizasyon sürecinin yüksek başarı ihtiyacı doğurması olduğunu belirtmiştir. Başarı ihtiyacı psikolojik bir faktördür ve üç davranışsal yolla kendini belli etmektedir (McClelland, 1965:390; Sexton ve Bowman, 1985:130-131; Moore vd., 2010:23-24). 22 Verilecek olan kararlar için kişisel sorumluluk yüklenmek, Hedefler koymak ve bu hedefleri kendi çabasıyla yerine getirmek, Geribildirim almayı arzu etmek. Yüksek başarı ihtiyacının genç bir insanın meslek olarak kendisine girişimciliği seçmesinde etkisi olduğunu belirten McClelland konuyla ilgili araştırmasını şu şekilde anlatmıştır. 1947 yılında üniversite ikinci sınıf öğrencilerinin başarı ihtiyaçları ölçülmüştür. 1961 yılına gelindiği zaman mevcut bireylere tekrar ulaşılarak çalışma devam ettirilmiştir. 1947 yılında çalışmaya katılan bireylerin on dört yıl aradan sonra sahip oldukları meslekler bağımsız iki jüri tarafından girişimcilikle alakalı olan ve olmayan olarak ikiye ayrılmıştır. Sonuç ise oldukça ilginç çıkmıştır. 1947 yılında başarı ihtiyacı yüksek çıkan bireylerin %83’ü girişimci olmuşken, başarı ihtiyacı düşük çıkan bireylerin %79’u girişimcilikle alakalı olmayan bir meslek edinmiştir. Yüksek başarı ihtiyacı, bireyleri, bu ihtiyaçlarını ve başarı tutkularını tatmin edebileceklerini düşündükleri girişimciliğe yönlendirmiştir. Bu bağlamda başarı ihtiyacının girişimci olma yolunda bireye önderlik ettiği görülmektedir (McClelland, 1965:389-392). Girişimciler yüksek başarı ihtiyacının etkisi altındadırlar. Bu nedenle kendilerini başarı ile özdeşleştirmeyi isterler. Başarı ihtiyacı yüksek olan girişimcilerin varlığı ülkelerin ekonomik kalkınmalarına da önemli derecede katkı sağlar. Girişimciler başarılı olmayı ödül beklentisinden çok kendi kişisel gelişimleri için isterler. Bunun için profesyonellerle çalışırlar ve işleri asla şansa bırakmazlar. Sonuca kendi çabalarıyla ulaşmak isterler (Eren, 2001:518). Sahip oldukları başarı güdüsü, risk altında tüm sorumluluğu üstlenerek karar vermeyi ve amaca ulaşabilmek için yapılabilecek olan tüm çabayı göstermektedir (Kuratko ve Hodgetts, 1995:45). 1.4.4. İnisiyatif Sahibi Olmak Buraya kadar açıklanmış olan tüm özellikler önemli olmakla birlikte, girişimciler için olmazsa olmaz özelliklerden biri de diğer tüm özellikleri harekete geçirici özellik olan inisiyatif sahibi olabilme özelliğidir. Birey, risk alabilme, içsel kontrol odağına sahip olma, güçlü başarma güdüsü gibi özelliklere sahip olabilir. 23 Aynı şekilde diğer bazı girişimci niteliklere sahip olabilir. Bütün bunlar olduğu halde eğer aktif olarak harekete geçirici değilse ya da fırsatlar ve imkânlar için çaba göstermiyorsa, o zaman bireyin girişimcilik anlayışı sınırlandırılmış demektir. Dolayısıyla girişimciliğin oluşması, bireyin bu süreci başlatması ile mümkün olabilir (Bridge, 1998:46). İnisiyatif sahibi olma özelliği ilk adım olarak görülmektedir. İlk adım önemlidir. Çünkü en parlak fikirlerin bile ilk adımı atacak cesaret gösterilmediğinde bir anlamı olmamaktadır. İnisiyatif kullanma özelliği; bir iş fikrinin başkaları tarafından faaliyete geçirildiği görüldüğünde “ben bu işi daha önce düşünmüştüm” dememek, o iş fikrini harekete geçirici ilk adımı atabilmektir (Yıldırım, 2008:36). Girişimci özelliklere sahip olan girişimcilerin faaliyetlerine başlarken atacakları bu ilk adım son derece önemlidir. Başarılı bir girişimci, kişisel, ekonomik ve faaliyette bulunacağı iş ile ilgili değerlendirmeleri yaptıktan sonra atacağı adımda kararlı olan ve biran önce harekete geçip fırsatları değerlendirebilen girişimcidir. Girişimcilikte ilk adımı atmak kadar atılan adımın zamanlaması da büyük önem taşımaktadır. 1.4.5. Kendine Güven ve İnanç Kendine güven; kişinin kendi davranışlarını, yeteneklerini, fiziksel özelliklerini bir bütün olarak kendi ile ilgili değerlemeleri kapsamaktadır (Demir, 2002:80). Kendine güven ve inanç temelleri çocukluk döneminde şekillenen olgulardır. Ancak bu genel yaklaşımdan hareketle bu olguların daha sonraki dönemlerde de değişemeyeceğini ifade etmek yanlış olacaktır. Her ne kadar bebeklik ve çocukluk dönemleri güven-güvensizlik duygularının gelişimi için önemli ve kritik dönemler olarak el alınıyor olsa da, daha sonraki dönemlerde olumlu ya da olumsuz yaşantılar ve izlenimler güven duygusunu etkilemektedir (Yöndem, 2006:104-105). Bebeklik ve çocukluk dönemini tamamen pasif, yetişkinlere bağımlı bir şekilde yaşamak yerine tersi bir şekilde yetişkin olmak kişiye bir çok şeyi değiştirebilme, yeniden yapılandırabilme gücü kazandırmaktadır. Özellikle de duygu, düşünce ve davranışlarının nasıl geliştirdiği hakkında farkındalık kazanan kişiler bunlar üzerinde 24 de bir takım değişiklikler yaparak, kendilerini algılama biçimlerinde farklar yaratabilmektedir (Yöndem, 2006:105). Bu noktadan hareketle girişimcilerin belirlemiş oldukları hedeflere ulaşabilmeleri için, öncelikle başarabileceklerine kendilerinin inanmaları gerektiği söylenebilir. Girişimci öncelikli olarak kendi işinde kendisine saygı duyar ve işi başarabileceğine dair yeteneklerinin olduğuna inanırsa başarılı olabilir (Bozkurt, 2006:101). Başarılı girişimcilerin yüksek düzeyde kendilerine güvenlerinin olduğu konusunda fikir birliği mevcuttur. Girişimciler önlerine koydukları hedefleri başarma yeteneklerine güvenmektedirler. Finansal çevreler ve kapitalistler paralarını yatıracakları girişimcilerde bu özelliğin yüksek olmasını aramaktadırlar. Girişimcilikle ilgili olarak bireyin kendine ve yeteneklerine olan güveni bir işletmeyi yürütmede ve onu başarılı bir hale getirmede girişimcinin sahip olması gereken önemli bir özellik olarak büyük rol oynamaktadır. (Bernardo ve Welch, 2001:301). Kendine güven duyan insanlar iş sahibi olma yolunda doğal eğilimlere sahiptirler. Çünkü bu tip insanlar yeni bir iş kurmada, yeni bir girişimde bulunmada diğer insanların algıladıklarından daha az risk algılamaktadırlar (Vecchio, 2003:313). Girişimciler, fırsatların ortaya çıktığı kendi alanlarında faaliyette bulunurken aynı zamanda meydana gelen değişimlere de ayak uydurmaya gayret etmektedirler. Ayrıca problemler ya da fırsatlar için söz konusu olan yaratıcı, riskli ve doğru tercihleri yapma noktasında kendi bağımsız güçlerini kullanmaktadırlar. Kendine güveni olmayan bireylerin işleri yüklenmesi ve başarı ile sonuçlandırması genellikle mümkün değildir. Çünkü girişimci bireyler belirsiz durumlarda gizli bir özgüven taşımaktadırlar. Bu bağlamda risk alma ve kendine güven özelliklerinin birbiriyle ilişkili ve birbirini etkileyen iki kavram olduğu görülmektedir (Ray, 1986:1; McCarthy, 2000:565). Kendine güveni yüksek olan bireyler bir başarısızlık yaşadıktan sonra gelecekle alakalı başarı umutlarını diğerlerine kıyasla daha yavaş kaybetmektedirler (Sexton ve Bowman, 1985:138). Bu nedenle kendine güven, girişim veya girişimciler için zorunlu bir öncelik olarak görülmektedir (Kapu, 2001:165-166). 25 Girişimci olma olasılığı kendine güvenmekle bağlantılıdır. İşletmesini yeni kurmuş olan ve daha yeni yeni gelişmeye başlayan girişimcilerin yeteneklerine olan güvenleri, birkaç kez başarılı şekilde işletme kuran insanlardan daha fazladır. Yani işletme sonuçlarının umutlara bağlı olduğu girişimcilik sürecinin ilk dönemlerinde bireylerin kendine olan güveni, yetenekleri pazar tarafından test edilmiş girişimcilerin kendilerine olan güvenlerinden daha fazladır. Bu bağlamda girişimciler güven düzeyine göre; yeni gelişmeye başlayan girişimcilerin kendine duydukları güven, kökleşmiş, yerleşik girişimcilerin kendilerine duydukları güven ve yeni girişimcilerin kendilerine duydukları güven olarak sıralanmaktadır. Güven seviyesi yüksek girişimcilere sahip ülkelerdeki işletme kurma oranının diğer ülkelere kıyasla daha fazla olduğu görülmüştür (Koellinger vd., 2007:502-527). Kendine güven duyma özelliği büyük işletmelerde girişimcilerle yöneticileri anlamlı derecede birbirinden ayıran bir özelliktir. Girişimcilerin kendine olan güvenleri yöneticilerinkinden anlamlı derecede yüksektir (Busenitz ve Barney, 1997:9-30). Bu özellik yöneticilere kıyasla büyük işletmelerde girişimciler tarafından alınan kararlarda daha çok kendini göstermektedir. Girişimciler karar alırken kendilerine olan güvenlerine güvenirlerken, yöneticiler kendilerine olan güvenden çok karar verme araçlarına, geçmiş performanslara güvenirler. Girişimcilerin kendilerine olan güvenleri arttıkça iş yapma, eylemde bulunma istekleri de artmaktadır. (Busenitz ve Barney, 1997:15). Artan bu istek spesifik bir kararı yerine getirmede ve diğer insanları da harekete geçirmede ve ikna etmede yararlı olabilmektedir. Girişimciler yaptıkları işlerin onları elde edilebilir sonuçlara ulaştıracağına inandıkları zaman, bir şeyler yapma güdüleri de fazla olduğu için yüksek özgüven başarılı girişimsel davranışların çıkmasında önemli bir etken olmaktadır. Çünkü yeni bir girişim yaratma yeteneği yüksek, sağlam ve içten bir inanç gerektirir ve bireysel başarı önemli bir dereceye kadar da bireyin kendisine olan özgüveni tarafından belirlenir (Markman ve Baron, 2003:288). Girişimci kendine güvenmekle birlikte çalıştığı ekibine de güvenmelidir. Günümüzde artık bireysel başarılardan çok kolektif başarılar görülmektedir. Takım halinde çalışma, takımı örgütleyebilme ve birlikte sonuca ulaşma ve bunun 26 sonucunda sağlanan geri bildirim önemli bir konudur. Kendine güvenen ve takımına inanan girişimciler amaç ve hedeflerine ulaşmakta daha başarılı bir grafik göstermektedir (Yıldırım, 2008:37). 1.4.6. Yaratıcılık ve Yenilikçilik Faktörü Girişimcilerin en önemli özellikleri arasında yeni fikirler yaratmak yer almaktadır (Çelik ve Akgemci, 1998:18). Çok az insana verilmiş bir yetenek olarak adlandırılan yaratıcılık mevcut verilerden düşünce, ürün, hizmet vb. üretmekteki güç olarak adlandırılır (Başaran, 1991:111; Yıldırım, 2008:36; Karabulut, 2009). Yaratıcılık özellikler aşağıdaki şekilde özetlenmektedir (Cabar, 2006:23; Karabulut, 2009): Yaratıcı insan, bağımsız ve özerktir. Yeni duygu ve heyecanlara açıktır. Yaratıcı insanlar, genellikle, zekâca parlak kişilerdir. Bununla birlikte çok yüksek düzeyli bir zekâ yaratıcılık için şart değildir. Çocuksu bir merak içerisindedirler. Yeni fikirleri tehdit olarak algılamazlar. Yaratıcı kişilerin kendilerine olan güven duygusu oldukça yüksektir. Yaratıcı bireyler çok kısa bir süre içerisinde çok sayıda farklı fikir üretebilirler. Küçük ayrıntılarla uğraşmak yerine problemi anlama ve çözme ile ilgilenirler. Yaşadıkları dünyaya ve diğer kişilerin duygularına duyarlılık gösterirler. Zor problemleri çözmek yaratıcı insanları motive etmektedir. Girişimci bireyler cesur, yaratıcı adım atma eğiliminde olmakla birlikte onların bu eğilimini asıl belirleyen faktör, içinde bulundukları koşullardır. Bireyler özgür oldukları zaman, işlere yönelik yüksek içsel motivasyon, önemli anlamlı ödüller ve rekabet yaratıcılıklarını geliştirmektedir. Girişimci bir sonuç sadece yaratıcılığa bağlı değildir. Bunun yanında yaratıcılığı izleyen yenilik süreçlerine de bağlıdır (Kapu, 2001:165). Yenilikçilik bir süreç olarak, aşağıdaki maddeleri içermektedir (Müftüoğlu vd., 2004:7). Yeni üretim, dağıtım ve arz yöntemlerinin kurulması, 27 Ürün, hizmet ve ilgili pazarların kapsamının genişletilmesi ve yenilenmesi, İş gücünün yeteneğine, çalışma koşullarına, iş organizasyonuna ve yönetimine değişiklikler sunulması. Yaratıcılık ve yenilik birbirine karıştırılan farklı iki kavram olmakla birlikte aslında iç içe geçmiş ve çoğu zaman birlikte anılan iki kavram oldukları söylenebilir. Yenilik, yaratıcı fikirlerin başarılı bir şekilde geliştirilmesi olarak tanımlanmaktadır. Yenilikçilik, iyi bir fikir yaratma vizyonuna ve bu fikri hayata geçirme azmine sahip olmayı içermektedir. Burada, yaratıcılık yeniliğin çıkış noktası olarak kabul edilebilir. Yaratıcılık, yeniliğin ortaya çıkması için gerekli fakat tek başına yeterli olmayan bir koşuldur (Karateke, 2006:21). Yenilikçilerin yeteneklerini belirleyen unsurlara bakıldığında şu sonuçlar ortaya çıkmaktadır (Kaya ve Peçen, 1996:6): Özgüvenleri ve bağımsızlık istekleri yüksektir. Öğrenme eğilimleri yüksektir. Sosyal, enerjik ve meydan okuyucudurlar. Risk alma dereceleri yüksektir. Yeni önerilere açıktırlar. Başarı ihtiyaçları yüksektir ve sorumluluk isterler. Esnek ve yaratıcıdırlar. İyimser ve hırslıdırlar. Dinamiklik, ataklık ve liderlik eğilimleri yüksektir. Geleceği şekillendirmenin önemli olduğuna inanırlar. Yaratıcı ve yenilikçi özelliklere sahip olmak girişimcileri, karşılaştıkları sorunlarda, faaliyetlerini gerçekleştirirken alacakları kararlarda, yeni ürün/hizmet geliştirme sürecinde, ileriye dönük stratejilerini belirlemede pozitif yönde etkileyecek iki önemli faktör olarak kabul edilebilir. 1.4.7. Liderlik Girişimci, sahip olduğu vizyon çerçevesinde bireyleri ortak hedefe yönelten, bu hedeflerin benimsenmesini sağlayan, gerekli kaynakları bir araya getiren, koordine eden başkasını etkileyebilme gücüne sahip olan, sinerji yaratabilen, sabırlı bir 28 liderdir (Koçel, 2003:581; Yıldırım, 2008:38; Çırpan, 2010:1). Liderlik yönetilmesi ve motive edilmesi en zor unsur olan insan unsurunun başarıya katkısını sağlamada kilit rol oynamaktadır (Yıldırım, 2008:38). Dünyanın en zenginlerinden biri olarak kabul edilmiş olan Bill Gates, liderlik sırlarını anlattığı kitabında bir liderde bulunması gereken özellikleri anlatırken aşağıdaki noktalara vurgu yapmaktadır (Reca, 2006:75-76): Personeline değer vermek İleriyi görmek Çok ama planlı bir şekilde çalışmak Akıllı kişileri çalıştırmak Elemanları şirkete ortak etmek Belli bir noktaya odaklanmak İşini kaliteli yapmak İşini zamanında bitirip teslim etmek Dürüst ama saf olmamak Akıllı ama kurnaz olmamak Piyasada olup biteni takip etmek, piyasayı şekillendirmek Mütevazı bir hayat sürmek Sosyal ilişkilere değer vermek Bill Gates, kendisini doğuştan bir lider kabul etmeyip sahip olduğu her şeyi çalışarak elde ettiğini belirtmektedir. Gates’e göre liderlik doğuştan gelen değil, öğrenilen bir beceridir (Reca, 2006:76). Bu nedenle liderlik konusunu oldukça geniş bir yelpaze içinde ele almaktadır. İyi bir lider insanların içinde çalıştığı sistemi geliştirmek için çaba göstermektedir. Çalışanların yeteneklerini, becerilerini, öğretimlerini geliştirmeye ve en iyi seviyeye getirmelerine yardımcı olmalıdır. Liderin görevi, tüm çalışanlarda işe ilgi, meydan okuma ve eğlence yaratmaktır. Amacı, iyileştirme ve yenilik yapmaktır. Liderler talimat verebilir; ancak bu sadece ne yapacağını değil nasıl yapacağını da öğretmek demektir. Önemli olan bütün sistemi kavrayabilmektir. Lider, yalnızca 29 kendi düşündüklerinin uygulanmasını değil ekibini de düşünmeye sevk edebilirse daha iyi sonuçlar almaktadır. Lider dikkatli olmazsa çalışanlar, problemlere karşı kayıtsız kalarak onlarla yaşamayı öğrenirler (Aguayo, 2000:193-196). 1.5. Kadın Girişimciliği Günümüz dünyasında yaşanan gelişim ve değişimler, sosyo-kültürel, politik, ekonomik, teknolojik alanlar başta olmak üzere çok geniş bir yelpazeyi kapsamaktadır. Yaşanan tüm bu değişimler iş sahibi olmak ve işletmeleri yönetmek isteyen kadınlar için de yeni fırsatlar sunmaktadır (Jalbert, 2000:7). Kadın girişimciliği konusu yabancı literatürde çeşitli açılardan (işletme, ekonomi, sosyoloji, psikoloji, siyaset bilimi vb.) incelenmiş bir konudur. Türkiye’de ise kadın girişimciliği konusundaki çalışmalar son yıllarda başlamıştır (Soysal, 2010:85-86). Tüm dünyada milyonlarca kadın girişimci girişimcilik faaliyetinde bulunmaktadır. Çalışmalarda, kadınların sahibi olduğu işletmelerde oldukça başarılı olduğu ve önemli bir gelişme gösterdiği göze çarpmaktadır (Rosenberg, 2007:1-5). Dolayısıyla bu durumun, gelecekte kadın girişimcilere olan ilgiyi daha da arttıracağı düşünülmektedir. 1.5.1. Kadın Girişimciliğinin Tanımı Kadın işgücü 4 ana kategoride değerlendirilebilir (Çelik ve Özdevecioğlu, 2001:377-378): Kadın işçiler veya memurlar, Kadın yöneticiler, Kadın girişimciler, Eğitim sonucunda kazandığı mesleğini icra eden -doktor, eczacı, avukat vb.kadınlar. İşgücünde kadın girişimcilerin ayrı bir yer tutmasının temel nedeni girişimcinin sahip olduğu özelliklerden kaynaklanmaktadır. Ancak kendi mesleğini icra eden (doktor, avukat, eczacı vb.) kadınlar da girişimci olarak kabul edilmektedir. Bunun nedeni olarak, girişimciliğin, üretim faktörlerini cesaretle bir araya getirme, kâr veya 30 zararı göze alma anlamına geliyor olması gösterilmektedir (Çelik ve Özdevecioğlu, 2000:488). Dolayısıyla, işgücü olarak farklı iki grup olsalar da, her iki grupta girişimcilik ve kadın girişimciliği özellikleri dikkate alındığında girişimci sınıfına dâhil edilebileceği söylenebilir. Girişimci ve girişimcilik kavramları konusundaki çeşitlilik ve ortak bir tanımın olmaması, kadın girişimcinin tanımlanmasında da geçerlidir (Gökakın, 2000:109). Kadın girişimcinin, girişimciden daha farklı olduğunu ve tanımlamaya sınırlandırma yapılması gerekliliği görüşüne göre, girişimci kadın tarif edilirken genel bir çerçeve çizilmektedir (Ecevit, 1993:20): Ev dışında bir mekânda kendi adına kurduğu bir veya birkaç işyeri olan, Kurmuş olduğu işyerinde tek başına veya istihdam ettiği diğer kişilerle çalışan ve işin sahibi olması sıfatıyla ortaklık kuran, Herhangi bir mal veya servisin üretilmesiyle ilgili faaliyetleri yürüten, bu mal veya servisin dağıtım, pazarlama ve satışını yapan/yaptıran, İşi ile ilgili olarak ilişkiye girmesi gereken kişi, örgüt, kurum ve kuruluşlarla kendi adına ilişki kuran, İş sürecinin örgütlenmesi, mal ve hizmet üretiminin planlanması, işyerinin işletilmesi, kapatılması veya işin geliştirilmesi konusunda kendisi karar veren, İşinden elde ettiği kazancın yatırım ve kullanım alanları üzerinde söz sahibi olan kişidir. Kadın girişimci tanımına yukarıda belirtilmiş olan şekilde bir içerik kazandırıldığında, girişimci kadın sayısı istatistikî veriler sonucu açıklanan resmi rakamların çok altında olmaktadır. Çünkü iş yaşamında ki birtakım faktörler, günümüzde kadınların çalışma dünyasına erkeklerle eşit ya da eşite yakın koşullarda, bağımsız ve yukarıda belirtilen özellikleri taşıyarak girebilmelerini engellemektedir (Ecevit, 1993:21). Kadınlar için bazen kişisel sebepler, yakın veya uzak iş çevresinde yer alan iş politikaları, ancak çoğunlukla da toplumda ki mevcut yerleşik kalıplar nedeniyle girişimcilik kariyerlerinde bir takım engeller söz konusudur. Bu engeller kadın yönetici ve girişimcileri motivasyon noktasında etkileyebilmekte ve buna bağlı 31 olarak faaliyetleri sırasında olumsuz durumlara (yanlış karar, çalışanlarla veya müşterilerle sorunların yaşanılması gibi) neden olabilmektedir. Kadın girişimcilerin yaşantılarının iki faktörden oldukça etkilendiği öne sürülmektedir. Bunlardan birincisi, girişimci ideallere bağlılıkları, ikincisi ise geleneksel olarak belirlenmiş kadın erkek ilişkilerini ne ölçüde kabul etmeye hazır olduklarıdır (Goffee ve Scase, 1992:76). Bu çerçevede dört kadın girişimci tipi tanımlanmıştır. Bunlar sırasıyla; geleneksel kadın girişimci tipi, evcil (aileci) kadın girişimci tipi, yenilikçi kadın girişimci tipi ve son olarak da radikal (feminist) kadın girişimci tipidir (Goffee ve Scase, 1992:79; DeMartino ve Barbato, 2003:816; Kutaniş ve Hancı, 2004:459; Top, 2006:22-24). Tablo 1.1: Kadın Girişimci Tipleri Geleneksel Cinsiyet Rollerine Bağlı Girişimci İdeallere Bağlı Yüksek Düşük Yüksek Geleneksel Yenilikçi Düşük Evcil Radikal Kaynak: Robert Goffee ve Richard Scase (1992); Kadınlar İş Başında Kadın Girişimcilerin Deneyimleri, (Çev.: Ahmet Fethi), Eti Kitapları, İstanbul, s.78. Klasik kadın girişimci tipi olarak da bilinen geleneksel kadın girişimci tipi cinsiyet rollerine uygun biçimde ve yüksek düzeyde girişimcilik ideallerine bağlı kadın girişimcileri ifade etmektedir. Para kazanma ihtiyacı ana motivasyondur; ancak geleneksel aile rolü de esas kabul edilmektedir. Hem işini hem de ailesini ön planda tutmaktadır. Genellikle evli olup, işleri aileleri ve çocukları ile beraber yürütmektedirler. İş aile dengesi mevcuttur ancak iş yine de bir adım önde görülmektedir. Eğer ortağı varsa bile sınırlı destek almaktadır. Sorumluluk tamamen kendilerindedir. Evcil (aileci) kadın girişimciler aile içindeki kadınlık rollerine sıkı sıkıya bağlı bir görüntü sergilemektedirler. Aile, önde gelen, önemli bir konu olduğu için bu gruptaki kadınların girişimcilik ideali geleneksel kadın girişimci tipine göre biraz düşük olmaktadır. Ailenin uygun gördüğü ve aileye uyan girişimcilik alanında faaliyetlerini sürdürmektedirler. Evcil kadın girişimcilik tipinde çocuklar girişimi belirleyebilmektedir. Çocuk sayısı arttıkça girişimcilik teşebbüsü azalmaktadır. 32 Kendini geliştirme ve aileye destek olma isteği önemli bir güdü olmakla birlikte, ana merkezde yine eş, çocuk, aile yer almaktadır. Yerel kültür ve gelenekler evcil kadın girişimciliği önemli derecede etkilemektedir. Yenilikçi kadın girişimci tipi, yüksek düzeyde girişimciliğe motiveli olup, geleneksel ve aileci kadınlık rolü bir anlamda terk edilmektedir. Bayanlar kariyerine engel olan yerde kadınlık rolünü bırakıp, tıpkı erkek girişimciler gibi işe başlamaktadırlar. Genellikle eğitim düzeyi yüksek, ekonomik bağımsızlığa düşkün olan kadın girişimciler olarak tanımlanırlar. Daha ilginç ve daha karmaşık organizasyonlar kurabilmektedirler. Bu sınıfa dâhil olan kadınların ağırlıklı olarak yüksek okul mezunu kadınların istihdam edildiği alanlarda, pazar araştırmaları, reklam, halkla ilişkiler ve basın işlerinde çalıştığı görülmektedir. Radikal kadın girişimci tipi, iş-aile dengesini kurmaktan çok kadınların ikinci plana itilmelerini önlemeye çalışan ve işini de bu amaca hizmet eden bir araç olarak görerek organize eden kadın girişimciyi ifade etmektedir. Girişimcilik idealleri ve geleneksel cinsiyet rollerine bağlılık açsından düşük bir görüntü sergilemektedirler. Kurdukları işletmeleri hem ekonomik hem de sosyal bir birim olarak yönetmektedirler. Kadınlara önyargısız, içinde kendi kişisel kimliklerini, yaşam biçimlerini yönlendirebilecekleri, erkekler ile eşit oldukları bir ortam sunmak için çalışmaktadırlar. Bu tip kadın girişimcilerin çoğunun varlıklı olduğu görülür. İş faaliyetlerini, feminist ideolojiyle bağdaşır biçimde, diğer kadınlara hizmet veren kolektif mücadelenin bir parçası olarak görmektedirler. Bu durumda girişimciler kadın hareketleriyle ilişkili, basın, yayın, perakende satış, eğitim ve küçük ölçekli imalat gibi çeşitli alanlarda olmaktadır. Kadınların evli olması durumunda işler ve aile, eşler arasında birlikte eşit ve işbirliği ile yürütülmektedir. 1.5.2. Kadın Girişimcilerin Karşılaştığı Engeller Günümüzde her ne kadar kadının ekonomik hayatta ve toplumsal ilişkilerdeki konum ve işlevine ilişkin geleneksel görüş, önyargı ve inançların geçerliliği önemli ölçüde aşılmışsa da, olması gereken evreye gelindiğini söylemek için erken bir zamandır. Karşılaşılan engeller ve girişimciliğin içerisinde yer alan risk faktörü birleşince girişimcilik faaliyetlerinin kadınlar için daha da fazla risk içerdiği 33 görülmektedir (Weiler ve Bernasek, 2001:87-89; Howells ve Skoko, 2009:35-36; Soysal, 2010:96). Engeller, sosyo-kültürel ortam, iş yükü-aile ilişkileri ve finansyönetim olmak üzere 3 genel başlık altında toplanabilir. 1.5.2.1. Sosyal ve Kültürel Ortam Toplumların değer yargıları, geçmişten bugüne gelen gelenekleri, alışkanlıkları kadın girişimcilerin iş hayatlarını önemli ölçüde etkilemektedir (Lerner vd., 1997:318; Shivani vd., değerlendirilmemelidir. 2006:6). Bu konu sadece iş hayatı açısından Aynı zamanda toplumsal yapı girişimci kadınların kişiliklerini de etkilemektedir. Bu çerçevede sosyo-kültürel yapının hem kadınların meslek seçimlerinde, iş hayatındaki rollerini belirlemede hem de sahip oldukları değer yargıları, bakış açısı ve kararlarında önemli bir faktör olduğu söylenebilir. Toplumda, erkeklerin bir kısmı tarafından kadınlara atfedilen duygusallık, insancıllık, pasiflik, her zaman akılcı olmama, dar kapasiteli olup çok yönlü düşünememe gibi özelliklerin, yöneticilikte olumsuz sonuçlar doğurabileceği şeklinde yanlış ve yaygın bir düşünce vardır. Rasyonellik, serinkanlılık, stratejik düşünebilme, kararlarında örgütsel amaçları ön planda tutma, dolayısıyla kaynakları en verimli olacak biçimde mal ve hizmet biçimindeki çıktılara dönüştürme faaliyetlerinde görülen niteliklerin sadece erkeklerde bulunduğu gibi yanlış düşünce ve inanışlar hâlâ geçerliliğini sürdürebilmektedir (Bedük, 2005:113-114). Ayrıca toplumun kadınlar hakkındaki değer yargıları ve inanışları, bilgi eksikliği, rakiplerin engellemeleri, sermaye bulma güçlüğü, yasal ve bürokratik engeller, kadın girişimcilerin karşılaştığı diğer güçlükler olarak sıralanabilir (Soysal, 2010:97). Sosyo-kültürel yapı, ülkelerin gelişmişlik düzeylerine göre faklılık göstermektedir. Toplumsal yapının engelleyici bir unsur olarak karşımıza çıktığı ülkeler genellikle gelişmemiş veya gelişmekte olan ülkelerdir. Gelişmiş ülkelerde toplumsal yapı bu ülkelere göre daha az engelleyici bir unsur olarak kabul edilir (Lerner vd., 1997:318). Ancak hâlâ istenilen düzeyde olduğu söylenememektedir. Eğitim süresi boyunca erkek egemen toplum ideolojisi; önyargılarla, geleneklerle, kültürel değerlerle her alanda oluşturulurken, kadınlar toplumsal iş bölümünde daha sınırlı ekonomik olanaklar ve daha az prestijli sosyal imkân sağlayan mesleklere 34 yönlendirilmektedirler. Kız ve erkek çocukların farklı sosyalleşme sürecine tabi tutulmaları, toplumda rollerine uygun mesleklerde çalışma beklentileri oluşturmaktadır. Böylece çalışma yaşamında kadına ve erkeğe yakıştırılan meslekler ortaya çıkmaktadır. Kadınlar açısından öğretmenlik, doktorluk, hemşirelik, sekreterlik gibi toplum tarafından kadın cinsiyetine uygun bulunan mesleklerde çalışması uygun görülmektedir (Doğan, 2007:74-76; Fidan vd., 2009:1). Dolayısıyla kadınların yoğun olarak annelik ve kadınlık rollerinin türevleri olan bu tür meslekleri seçmesi beklenmektedir. Kadınlar anne ve eş rollerini ihmal etmeden kendilerinden beklenildiği gibi “hizmete” yönelik çalışmaktadırlar (Çulcu, 2009:108). Türkiye’nin sosyo-kültürel yapısına bakıldığında, büyük kentler ve küçük kasabalar arasında farklılıklar göze çarpmaktadır. Özellikle batı bölgelerde yer alan büyük kentler Batı yönelimli iken; doğu illeri ve küçük kasabalarda geleneksel yapı hâkimdir. Ayrıca, büyük ve modern kentlerde dahi kadın girişimciler çeşitli sosyokültürel engellerle karşılaşabilmektedirler ve toplumun kendilerine olan geleneksel bakışından etkilenmektedirler (Kutaniş, 2006:64; Howells ve Skoko, 2009:51). 1.5.2.1.2. Eğitim Kadın girişimcilerin karşılaştıkları en büyük sorunlardan biri de, gerek temel gerekse girişimcilik ile ilgili eğitime yeterince sahip olmamalarıdır. Bu sorun kadın girişimcilerin, iş ortamında bilgi ve tecrübe eksikliği duymalarına ve sosyal iletişim ağı içerisine girememelerinde neden olmaktadır. Bu durum yalnızca iş ortamında sorun yaratmamakta, paydaşlar ve müşterilerle olan ilişkilerde, itibar ve saygınlık gibi konularda da sorun yaratabilmektedir (Kutaniş, 2006:68). Buna karşın, eğitim düzeyi yükselen kadının çalışmaya olan talebi, kendine güveni, toplumsal ve ekonomik gelişime katkısı ve üretken olmakla sağlayacağı tatmin artarken aynı zamanda kendisine bakışında da sürekli değişiklikler gözlemlenebilmektedir. Bu değişim girişimci kadınları bulundukları noktanın çok daha ilerisine taşıyabilmektedir (Gökdemir, 1992:33; Bedük, 2005:108). Türkiye’de kadınlar erkeklere oranla daha az eğitim almaktadır (Soysal, 2010:103). Bu konuda özellikle son yıllarda devlet ve özel sektör iş birliğiyle gerçekleştirilen eğitimler, önemli gelişmeler gerçekleşmiş olsa da henüz istenilen 35 düzeyde olmadığını söylenebilir. Toplumdaki geleneksel rol dağılımından dolayı iş piyasasında yeterli deneyime sahip olamamaları, çıraklık ve mesleki eğitim gibi eğitimlerden mahrum kalmaları, kadınların beceri kazanmalarını engellemekte ya da geciktirebilmektedir (Kutaniş, 2006:68). 1.5.2.1.3. Aile Tepkileri Çok güçlü bir ataerkil aile yapısı ve cinsiyet ayırımı içinde kadın için “evlilik ve aile” vazgeçilmez bir öneme sahip olmaktadır (Arat, 1995:212). Çevre ve aileden gelebilecek baskı veya engellemeler kadınların girişimlerini olumsuz yönde etkilemektedir (Howells ve Skoko, 2009:35). Girişimci kadınlar her ne kadar bazı noktalarda bu engellere karşı direniş gösteriyor olsa da, toplumda geleneksel düşünce yapısına bağlı olarak oluşan ön yargı, değerlendirme ve yönlendirmeler, belli bir noktadan sonra karşı durulması çok daha güç bir hal alabilmektedir. Aile tepkilerinin evli ve evli olmayan kadın girişimciler açısından farklılık gösterdiği söylenebilir. Dul, ayrılmış veya boşanmış kadınlar, kendilerini aile reisi olarak görmekte iken, bekâr kadınlar kendilerini ve babalarını aile reisi olarak görmektedir. Evli kadınlar ise, kocalarını aile reisi olarak görmektedir. Dolayısıyla aile tepkileri de farklı yönlerden gelmektedir (Kutaniş, 2006:68-69). Evli olmayan kadınların aileleri genellikle onları desteklerken, yakın çevreleri yoğun çalışma temposunun aile kurmalarına engel teşkil edebileceği ya da erkeklerden fazla kazanma ihtimallerinin olumsuz karşılanabileceğini belirtmektedir. Bu durum henüz evli olmayan kadınların, girişimcilik konusunda aile ve yakın çevrelerinin düşüncelerinden olumsuz yönde etkilenmelerine sebep olmaktadır. Evli olan kadınların ise, aileyi ihmal etmeme ve ev ile ilgili iş ve düzeni sağlamak koşuluyla eşleri tarafından destek görebileceği görüşü yaygın olarak bulunmaktadır (DeMartino ve Barbato, 2003; Soysal, 2010:103). Kadınlar girişimcilik yaparak diğer iş kollarında çalışan bayanlara göre işlerine daha fazla zaman harcamaktadır. Bu da genel olarak toplumda ve yakın çevrelerinde bir tedirginlik oluşturmakta ve tepki doğurabilmektedir. Çünkü kadının işine daha fazla zaman ayırarak ailesini, çocuklarını, evdeki sorumluluklarını ihmal ettiği düşünülmektedir. Aile tepkilerinin yoğun yaşandığı bir diğer önemli konu da 36 kadınların (özellikle evli olanların) iş nedeniyle yurtiçi veya yurt dışı seyahatlerinde yaşadıkları sorunlardır. Bu sorunlar nedeniyle günümüzde birçok kadın ailevi sorunlar yaşayabilmektedir. Bu nedenle baştan girişimciliğe karar verme aşamasında olan kadınlar için bu konu engelleyici bir faktör olarak karşılarına çıkmaktadır. Buna bağlı olarak kadınların çoğu seyahat gerektirmeyen sabit işlere yönlendirilmektedir. Günümüzde bile kadınların çoğunun (özellikle evli olanların) işleri gereği de olsa kolayca seyahat edememelerinden dolayı dış teması gerektirmeyen işlere yönelmeleri istenebilmektedir (Bedük, 2005:114; Morison vd., 2006:5; İlter, 2008:90-91). 1.5.2.2. İş Yükü ve Aile İlişkileri Erkeğin, “ailenin reisi, evin ekmeğini kazanan kişi”; kadının da “çocuklarının annesi, evinin kadını” olması anlayışı, değişen toplum yapısında bile aile yapısının özünü fazla değiştirmemiştir (Bedük, 2005:107). Kadınlar çalışma hayatına katılırken evdeki rollerinden bağımsız değillerdir. Bu nedenle kadın girişimciler; iş hayatı ve beraberinde getirdiği rekabet ortamı, erkek rakipleri ile girmiş oldukları mücadelelerin yanı sıra, evdeki rollerini de aksatmamaya çalışarak iki kat sorumluluk üstlenmektedir (Dhaliwal, 1998; Aytaç, 2001:19). Kadınlar omuzlarındaki bu çifte yüke karşı bir strateji olarak ev işlerini kadın işçilere yaptırmakta ya da girişimlerini kurmayı, çocuklarını büyüttükten sonraya bırakmaktadırlar (Kutaniş, 2006:69). Aile içi ilişkiler konusu kadının evli olup olmamasına göre farklılık göstermektedir. Evli olmayan kadınlar iş ile ilgili karar alma, kazancını değerlendirme veya harcama gibi konularda daha bağımsızdırlar. Buna karşılık evli kadınlar bağımsız değillerdir. Kararların tek başına alınması durumunda aile içi ilişkilerde sorunlar ortaya çıkabilmektedir. Kadın girişimcilerin iş yükü ve aile içi ilişkileri girişimin niteliğine göre değişebilmektedir. İşletmenin aile üyeleri ile birlikte işletilmesi durumunda iş yükü kadın için oldukça ağır olmaktadır. Kadınlar ev işlerinin yanı sıra eşleriyle birlikte yürütmüş oldukları bu işlerde kilit roller üstlenmektedirler. Ayrıca kadınlar iş ile ilgili kararlara katılım noktasında oldukça pasif olabilmekte ve tek başlarına karar alamamaktadırlar. Tüm bunlar kadınların girişimcilik faaliyetlerini kısıtlamaktadır. Buna karşılık girişimini tek başına kurmuş olan kadınlar daha özgürdürler. Eşleri ev 37 ile ilgili faaliyetlerde onlara destek olduğu için iş yükleri daha hafiftir. Maddi konularda ve iş ile ilgili faaliyetlerde bağımsız karar alabilmektedirler (Dhaliwal, 1998). 1.5.2.3. Finans ve Yönetim Kadın girişimcilerin işe başlama, devam ettirme ve işi büyütme esnasında karşılaştıkları en önemli sorun olarak sermaye yetersizliği ve finans problemi gösterilebilir. Finansman için başvurulan kaynaklar erkek ve kadın girişimciler için farklılık göstermektedir (Sohl ve Hill, 2007:208). Girişimcilerin finans kaynağı olarak; aile, yakın akrabalar ve tanıdıklar, banka, ortak iş yapılan işletmeler, devlet teşvikleri, borsa, iş melekleri (business angels) olarak adlandırılan varlıklı kişiler gösterilebilir (Çetindamar, 2003:40). Erkek girişimciler girişimlerinin ilk başlangıç aşamasında çekirdek sermayeleri yanında finansman kaynağı olarak yatırımcı ve bankalardan da kredi temin edebilirken, kadınlar genelde sadece kişisel varlık ya da birikimlerinden yararlanmayı tercih etmektedirler (Hisrich ve Peters, 1998:126). Bunun birçok nedeni bulunmaktadır. Genellikle kredi alma konusunda erkek girişimciler ve bayan girişimciler eşit olanaklara sahip değildir (Soysal, 2010:101). Ayrıca toplum olarak bu konuda kadın ve erkek girişimcilere bakış açısı farklılık göstermektedir. Bu nedenle son yıllarda kadın girişimciliğini teşvik amaçlı devlet ve özel sektör eliyle çeşitli teşvik programları yürütülmektedir (Soysal, 2010:95). Sağlanan olanaklar kadın girişimciliğin başlaması ve gelişimi açısından etkili olsa da, henüz istenilen düzeyde olmadığını söylenilebilir. Kadın girişimcilerin dış sermayeye yönelmemelerindeki bir diğer neden de, genellikle hizmet alanında faaliyet göstermeleri sebebiyle az sermayeye gereksinim duymalarıdır. Kadın girişimcilerin tersine erkeklerin çoğunlukla endüstriyel alanda girişimde bulunmaları ise daha fazla sermayeye ihtiyaç duymalarına neden olmaktadır (Gürol, 2000:232). Geleneksel toplumlarda kadın ile erkek arasındaki etkileşim daha sınırlı bir düzeydedir. Bu nedenle kadınlar iş ortamında da ilişki ağlarının dışında kalmaktadır (Lerner vd., 1997:318-319). Ayrıca kadınlar hareket edebilme problemiyle yerleşik düzeninden fazla ayrılamamakta ve bu yüzden iş bağlantıları, banka işlemleri, satın alma ve pazarlama gibi işleri daha çok erkekler yapmaktadır. Tüm bunlar kadınların 38 yüksek kademelere gelmesinde ve yeni işlere atılabilmeleri için gerekli olan unsurlara ulaşmalarında sorun yaratabilmektedir. (Jerome ve Erickson, 2000:8). Bu konuda kendilerine yardımcı edecek durumda olan kalifiye erkek eleman bulmak da girişimci kadınlar açısından önemli kısıtlardan biridir (Kutaniş, 2006:66). Girişimci kadınlar kalifiye eleman sıkıntısını özellikle yönetim alanında daha fazla yaşamaktadırlar. Bunun temel nedenlerinden biri de, kadın girişimcilerin büyük çoğunluğunun yeterli düzeyde eğitime sahip olmamasıdır. Bu da beraberinde yanlış eleman seçimi, yönetimde aksaklık, uyum yetersizliği gibi problemleri doğurabilmektedir. Türkiye’deki kadın girişimcilerin kişisel yetenekleri, diğer ülkelerdeki kadın girişimcilerle benzerlik göstermektedir. Ancak, Türkiye’deki girişimci kadınlar sadece finans yönetimi hariç, insan kaynakları, pazarlama, yeni fikir-ürün üretimi, iş süreçleri, planlama, organizasyonda iyi olduklarını düşünmektedirler (Hisrich ve Öztürk, 1999:120). Bu durum, finansal konulardaki problemin yalnızca maddi eksenli olmadığını, kadınların finans yönetimi konusundaki ön yargılarının, girişimcilik önünde bir problem oluşturduğunu gösterebilir (Dhaliwal, 1998). 1.6. Türkiye’de Girişimcilik ve Kadın Girişimciliği Türkiye’de girişimcilik ve kadın girişimciliği genel olarak üç aşamadan oluşmaktadır. Birinci aşama Cumhuriyet öncesi dönem, ikinci aşama Cumhuriyet ve 1980 arasını kapsayan dönem, üçüncü aşama ise 1980 sonrası dönemdir. Çalışmanın bu kısmında tarihsel açıdan Türkiye’de girişimcilik dönemler itibariyle incelenecektir. 1.6.1. İlk Aşama: Cumhuriyet Öncesi Dönem Türk girişimciliğini tarihi açıdan ele alındığında, Cumhuriyet öncesi dönem kapsamında, Osmanlı İmparatorluğu ve daha da geriye gidilirse Selçuklu Devleti döneminden bahsedilebilir (Tutar ve Küçük, 2003:168). Türk’lerin Orta Asya’dan gelip Anadolu’ya yerleştikleri, göçebe toplumundan yerleşik toplum düzenine geçmeleri ile birlikte ticaret ve özellikle zanaatkârlık konularında aktif oldukları görülmüştür (Akmut vd., 2003:435). 39 Selçuklular döneminde ve Osmanlıların kuruluş döneminde bir esnaf-zanaatkâr örgütü olan Ahilik teşkilatı oldukça etkin ve başarılı bir görüntü sergilemiştir (Akmut vd., 2003:435; Odabaşı, 2005:163). Günümüzün esnaf odalarına benzer bir işlevi olan Ahilik, temelde güzel ahlak ve özelliklerin birleştiği bir sosyo-ekonomik düzen olarak adlandırılmaktadır (Karayılmazlar vd., 2007:152-153). Esas olarak, Osmanlı ekonomisinin üretim yapısının tarıma dayandığı söylenebilir. Toprak rejimi bu noktada önemli bir konudur. Çünkü Osmanlı toprak rejimi büyük ölçüde miri (devlete ait) bir karakter sergilediği için bu durum sosyoekonomik çok geniş bir etki alanına sahip sonuçlar doğurmuştur (Balkanlı, 2004:13) Osmanlı-Türk’ünün maddeye pasif bir bakışı vardı ve bu nedenle toplumsal dinamiklerin gelişememesinde belirleyici bir rol oynamıştır. Bunun sonucunda da servetin ya da birikimin sermayeye dönüşmesinde ciddi zorluklar yaşanmıştır (Sayar, 1988:417). Tanzimat sonrasında, imparatorluğu oluşturan topluluklar arasında resmi olmasa da uygulamada bir iş bölümüne gidilerek Türklerin ticaret işleri dışında bırakıldığı görülmüştür. Türkler, askerlik, bürokratlık, ulemalık, hayvancılık ve tarıma yönlendirilmiş, ticaret işini ise Rumlar, Yahudiler ve Ermeniler üstlenmiştir. Sonuçta Türk toplumu yedi sekiz nesli içeren uzun yıllar boyunca ticaretin dışında bırakılmış ve Türk toplumunda istenilen düzeyde bir ticaret altyapısı oluşturulamamıştır (Sayar, 1988:300; Müftüoğlu vd., 2004; Odabaşı, 2005:164; Karayılmazlar vd., 2007:153). Bu nedenledir ki Türkiye’de yüz yaşını doldurmuş işletme sayısı oldukça azdır (Alpugan, 1998:66; Güney, 2007:117). Türkiye’de de kadınların, kadın haklarının, kadının iş hayatına yönelik düzenlemelerin uzun yıllar ikinci planda kalan bir konu olduğu söylenebilir. Geleneksel yapı ve düşünceler toplumun büyük çoğunluğu tarafından savunulduğu için, kadın büyük oranda ev ile özdeşleştirilmiş ve hakları konusunda herhangi bir düzenleme yapma gereği duyulmamıştır. Ancak kadınların annelik ve ev işlerinin yanı sıra, toprak işlerinde de çalışması, gıda, halıcılık, dokuma gibi alanlarda faaliyet göstermesi çok eskiye dayanmaktadır. 40 Kadının statüsünün yükseltilmesi gereği düşüncesi ilk kez 19. yüzyılda Tanzimat Hareketi ile başlamış, Osmanlı’nın son dönemi ve II. Meşrutiyetin ilan edildiği yıllarda da dönemin aydınları, kadının siyasi ve sosyal hayatta aktif olarak yer almamasına büyük tepki göstermişlerdir. O dönemdeki faaliyetler, kadının statüsünün yükseltilmesine ilişkin olarak yapılan ilk adımlar olarak görülebilir (Gökakın, 2000:109). İlk aşamada vurgulanan konu kadınların eğitim almaları ve bunun toplum ve iş yaşamındaki önemi olmuştur (Akyüz, 2010:3). II. Meşrutiyet döneminde kadın konusu, düşünürler ve yazarlar tarafından, benimsedikleri siyasi ve fikri akımlar açısından tartışılmıştır (Akyüz, 2010:3). Yoğun savaşların yaşandığı bu dönemde, iş hayatında kadınların çalışmaları artmıştır. I. Dünya Savaşı Türkiye’deki kadınların çalışma yaşamına katılma sürecini olumlu yönde etkilemiştir. Kadınlar bir yandan savaşlar nedeniyle erkeklerden boşalan birtakım işyerlerine girerken, diğer yandan da kendilerine sağlanan yeni eğitim olanaklarından yararlanarak bazı meslek dallarında çalışmaya başlamışlardır (Akçam, 1996; Makal, 2001). Savaş yıllarında kadınlar, hastane, postane gibi kamu hizmetlerinde, gıda ve silah imalathanelerinde görev almışlardır. Devlet dairelerinde kadın memur çalıştırılmasına da bu dönemde başlanmıştır (Makal, 2001). Öncelikle posta ve telgraf işlerine daha sonra maliye memurluklarına yerleştirilmişlerdir (Rüstemzade, 1987). 1.6.2. İkinci Aşama: Cumhuriyet ve 1980 Arası Dönem Bu dönem kendi içerisinde dört aşamaya ayrılmaktadır (İGİAD, 2008): 1923-1930: Özel Girişimciliğe Teşvik 1930-1946: Devletçilik ve Yansımaları 1946-1960: Liberal Ekonomiye Geçiş 1960-1980: Planlı Ekonomi Denemesi 1923 ve 1930 arası dönemde, Cumhuriyetin ilanı ve Yeni Türk Devletinin kuruluşuyla birlikte, sayısal olarak az ve yeterli sermayesi bulunmayan girişimcilerin sayısının artırılması ve girişimciliğin özendirilmesi politikası devlet eliyle yapılmıştır. Yeni yönetimin girişimci bir sınıfın yaratılması konusunun üzerinde 41 durmuştur. Sanayileşmek birinci hedef olarak gösterilmiştir (Altıparmak, 2002). Bu nedenle, yabancıların farklı alanlardaki hâkimiyetlerine son verilmeye çalışılarak, girişimciliği teşvik etmek amacıyla bir takım önlemler alınmıştır. Ayrıca tüm dünyada etkisini gösteren “dünya ekonomik krizi” nedeniyle devlet ekonomik alanda çeşitli görevler yüklenmiştir (Karayılmazlar vd., 2007:154). Ancak savaşın etkilerinin devam etmesi, madenlerin ve demiryollarının denetiminin yabancıların elinde olması, sermaye kavramının yeterince bilinmemesi bu dönemde alınan yapıcı kararların önünde engel teşkil etmiştir (TÜGİAD, 1993:21). Cumhuriyet dönemi ile birlikte, kadınların tarım dışı kesimlerde ücretli olarak çalışmaları süreci hızlanarak devam etmiştir. Bu oluşum üzerinde, tarım dışı faaliyet alanlarında sağlanan gelişmelerin yanında, kadının toplumsal konumuna ilişkin değişmeler ve 1930 sonrası dönemde izlenen devletçi iktisat politikalarının önemli ölçüde etkili olduğu söylenebilir (Makal, 2001:121). Bu dönemde başta eğitim olmak üzere, sosyal, ekonomik, siyasal haklar konusunda önemli hukuksal düzenlemelere gidilmiştir. 1924 Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile çağdaş örgün eğitim esasları kabulü ve 1926 da yürürlüğe giren Türk Medeni Kanun’u, kadın-erkek tüm vatandaşların haklarının eşitliği konusunda önemli birer adım olarak kabul edilmektedir (Arat, 1995:38). Çalışma hayatında kadın işçilerin korunmasına yönelik ilk hukuki düzenleme 1930 tarih ve 1590 sayılı Umumi Hıfzısıhha Kanunu ile gerçekleşmiştir. 1934’de kadınlara milletvekili seçme ve seçilme haklarının verilerek siyasal haklar açısından da erkeklerle eşit konuma gelmeleri sağlanmıştır. Cumhuriyet döneminde gerçekleştirilmiş olan tüm bu yasal düzenlemelerin, Türkiye’de kadın erkek eşitliğinin sağlanabilmesi yönünde atılan önemli adımlardan olduğu söylenebilir (Mümin, 2010:66-67). 1930 ve 1946 arası dönemde klasik liberal politikalara olan inanç büyük oranda azalmış olup, sorgulanmaya başlanmıştır. Bir yandan uluslararası ticaret hacmi azalırken, diğer yandan ulusal ekonomi üzerinde devletin etkisi artmaya, ekonomide devlet müdahalesi yaygınlaşmaya başlanmıştır. Özel sektörün yetersiz olduğu alanlarda devletin yatırım yapmasını öngören ve özel sektörün gelişmesi için bir dizi önlemleri içeren, devletçilik politikası uygulanmaya başlanarak, Beş Yıllık Sanayi 42 Planları da bu dönemde hazırlanmıştır. Başarıyla uygulanan birinci plandan sonra; sermaye ve nitelikli işgücü eksikliği ve uluslararası arenanın ekonomideki kötü durumu -II. Dünya Savaşı- girişimciliğin gelişiminin istenilen düzeyde yaşanmasını önlemiş, girişimciliğe büyük ölçüde engel teşkil etmiştir (Tutar ve Küçük, 2003:169). 1946 ve 1960 arası dönem, savaş sonrasındaki yıllarda, dünyanın politik ve ekonomik olarak yeniden şekillendiği ortamda, savunma yıllarının ardından Türkiye ekonomisinde de değişim çabalarının ortaya çıktığı bir dönem olarak adlandırılmaktadır (Balkanlı, 2004:426). Girişimciliğin gelişmesi amacıyla bir dizi kanun çıkarılmış ve iktisadi devlet teşekkülleri kurulmuştur. Üretim artışı temel hedef olarak belirlenmiştir (Balkanlı, 2004:428). 1950’lerin en dikkat çeken özelliklerinden biri olarak, günümüz Türkiye’sinin en nüfuzlu sanayicilerinin çoğunun iş hayatına atıldıkları ya da asıl birikimlerini sağladıkları dönem olması gösterilebilir. Böylece yerli sanayi ve ticari kesim dönemi imkânlarıyla birlikte girişimcilik alanında önemli bir ilerleme gerçekleştirmiştir (Keyder, 1999:191; Çetindamar, 2002). 1960 ve 1980 arası dönem; “planlı ekonomi denemesinin” yapıldığı yıllardır. Sanayi politikasının temel omurgasını “İthal İkameciliğin” oluşturduğu bu dönemde, Devlet Planlama Teşkilatı’nın (DPT) kurulması ve daha sonra da bu sürecin öncülüğünü üstlenmesiyle “planlama” uygulanmaya çalışılmıştır. 1971 yılında Türkiye Sanayici ve İşadamları Derneği’nin (TÜSİAD) kurulması, Türk girişimcilik tarihinde öne çıkan durumlardan birisidir (İGİAD, 2008:30). 1.6.3. Üçüncü Aşama: 1980 ve Sonrası Dönem Türkiye’de girişimcilik özellikle 1980’li yıllardan sonra hızlı bir gelişim göstermiştir. Bu durumda özellikle 1980 yılında alınan 24 Ocak kararlarının etkisinin büyük olduğu söylenebilir. 24 Ocak kararları ile serbest piyasa ekonomisi devreye girmiş, dünya ekonomisiyle bütünleşmenin sağlanması amacıyla birçok yeni ekonomi politikası devreye sokulmuş ve girişimciliği destekleyen politikalar izlenmiştir (Öztürk, 2008:28-32). 43 Yeni dönemde bilim ve teknolojide yaşanan hızlı gelişmeler, toplumların yapısını da hızla değiştirirken, bunun bir parçası olarak girişimcinin ve girişimciliğin ekonomik değerini ve toplumdaki önemini de artırmıştır (Dvir vd., 2010:43). Bunun bir yansıması olarak bireye ve bireysel yeteneğe dayalı girişimcilik ön plana çıkmış ve insanın entelektüel üretkenlik kabiliyeti önem kazanmıştır. Bu kabiliyetin ürünleri olan sanat, bilim ve ekonomik uygulamalar açısından büyük önem taşıyan girişimcilik, bilgi toplumunda altın çağını yaşamaktadır (Arslan, 2002:2). Ayrıca girişimcilikte eğitimin ne kadar önemli olduğunun anlaşılmasıyla birlikte gerçekleştirilen eğitimler işletmeler ve Türkiye açısından girişimciliğin geliştirilmesi için son derece önem taşımaktadır. Bu amaçla son yıllarda girişimcilere yönelik olarak, Milli Prodüktivite Merkezi (MPM), Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Küçük ve Orta Ölçekli Sanayiyi Geliştirme Birliği (KOSGEB), Türk Standartlar Enstitüsü (TSE), İŞKUR, üniversiteler ve diğer ilgili kuruluşlar tarafından sürekli ya da dönemler halinde eğitimler düzenlenmektedir (Erdoğmuş, 2007:37; Gürol ve Bal 2009:10). Dünyada yaşanılan gelişmelere paralel olarak, Türkiye’de de girişimcilik yalnızca erkeklere özgü bir alan olarak değerlendirilmemekte, kadın ve erkek girişimcilere yönelik önemli düzenleme ve teşvikler bulunmaktadır. Özellikle son yıllarda kadın girişimcilerin gelişimine yönelik çeşitli düzenlemeler yapılmaktadır. Yeni kurulan kamu ve özel kuruluşların yanı sıra, belli dönemlerde düzenlenen eğitimler kadın girişimcilerin de aktif katılımına fırsat tanımaktadır. Böylece kalkınmanın önemli unsurlarından biri olan girişimcilikte kadınların da sayısı önemli ölçüde artmaktadır. Kadın hareketinin üçüncü evresi olarak kabul edilen 1980 sonrası dönem, ilk iki dönemden farklı bir yapıya sahip olmakla birlikte, kadın hareketinin hız kazandığı bir dönem olarak vurgulanmaktadır. Seksen öncesi dönemlerde erkeklerce başlatılan ve yönlendirilen kadın hareketleri, seksenli yıllar ile birlikte yerini kadın yönetimine bırakmıştır (Gökakın, 2000:109). Bu dönem ve takip eden yıllarda kadınların işgücüne katılımı ve kendi işlerini kurmaları konusunda yapılan çalışmalar yoğunluk kazandığı görülmektedir (Yetim, 2008:79). 44 1985 yılında Türkiye’nin de imzalamış olduğu “Birleşmiş Milletler Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesine Dair Sözleşme”, 24.7.1985 tarih ve 85/9722 sayılı kararla onaylanmış olup, 4 Ekim 1985 tarih ve 18898 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir1. Sözleşmede, kadınların girişimci, yönetici, lider olabilmeleri için nelerin yapılması gerektiği belirtilmekte ve ülkelerin doğrudan doğruya kadınlara yönelik birtakım pozitif yaklaşımlarla destek olmaları öngörülmektedir. Bu çerçevede hükümetler, kadınların girişimci, yönetici, olabilmeleri için yapacakları katkının arttırılmasına yönelik tedbirleri almakla ve kadınlarla ilgili olarak gerek yasalarındaki gerekse idari ve cezai uygulamalardaki eşitsizlikleri rapor halinde komiteye sunma yükümlülüğüne girmiş bulunmaktadır (Aykor, 1993:12). Böylece kadın politikası gündemi de yeni bir boyut kazanmıştır. 2007 yılında Gelir Vergisi Kanunu’nda yapılan değişiklikle, ev içi üretimden elde edilen gelirlerde vergiden muafiyet getirilmiş, bankalar kredi programlarını daha etkin hale getirmişlerdir. Türkiye Halk Bankası “Girişimci Destek Paketi”ni devreye sokmuş olup, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) bünyesinde, “Kadın Girişimciler Kurulu” kurulmuştur (Soysal, 2010:96). İllerin Ticaret ve Sanayi Odaları bünyesinde kurulan kadın girişimciler kurulu, 81 ilde de bulunmaktadır. Tablo 1.2: AB Komisyonu Cinsiyet Eşitliği Raporu AB Ülkeleri ve Türkiye Karşılaştırma Yapılan Oranlar Kadın İstihdamı Kadın Yönetici Kadın Politikacı Part Time Kadın İstihdamı Üniversiteli Kadın AB Ülkeleri % 57,2 % 33 % 24 % 31,2 % 58,9 Türkiye % 26,1 % 7,8 % 9,1 %17,8 % 43 Kaynak: TOBB (2010); Türkiye’de Kadının Konumu ve Kadın Girişimciliği, TOBB Kadın Girişimciler Kurulu Konferansı, Zonguldak. 1 İşbu Sözleşme’ye göre, Kadınlara karşı ayrım deyimi kadınların medeni durumlarına bakılmaksızın ve kadın ile erkek eşitliğine dayalı olarak politik, ekonomik, sosyal, kültürel, medeni ve diğer alanlardaki insan hakları ve temel özgürlüklerinin tanınmasını, kullanılmasını ve bunlardan yararlanılmasını engelleyen veya ortadan kaldıran veya bunu amaçlayan ve cinsiyete bağlı olarak yapılan herhangi bir ayrım, mahrumiyet veya kısıtlama anlamına gelecektir (UNİCEF, 1985). 45 Tablo 1.2, “AB Komisyonu Cinsiyet Eşitliği Raporu” verilerine göre, AB ülkeleri ve Türkiye’yi karşılaştırmaktadır. Türkiye karşılaştırma yapılan; kadın istihdamı, kadın yönetici, kadın politikacı, part time kadın istihdamı ve üniversiteli kadın oranında AB ülkelerinin çok gerisindedir. Bu noktada kadın girişimciliği konusunda Türkiye’nin ele alması gereken ciddi tedbir ve düzenlemelerin henüz sona ermediği söylenebilir. 2010 yılında Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi’nin (BETAM) yapmış olduğu çalışmaya göre, Türkiye’de kadınların işgücüne katılımı TÜİK verileriyle %26 seviyesindedir. Kadın girişimci oranı ise, %6,14 seviyesindedir (TÜİK, 2010; Başol, 2010:70). Bu oran Avrupa Birliği’nde ise, %26 seviyelerindedir (Başol, 2010: 27). Tablo 1.3: 1988-2010 Dönemi Arasında Türkiye’deki Kadın ve Erkek Girişimci Sayısı Yıllar 2010 2009 2008 2007 2006 2005 2004 2003 2002 2001 2000 1999 1998 1997 1996 1995 1994 1993 1992 1991 1990 1989 1988 Girişimci Erkek 1.300.000 1.200.000 1.172.000 1.114.000 1.132.000 1.081.000 971.000 1.010.000 1.125.000 1.100.000 1.066.000 1.093.000 1.229.000 1.082.000 1.126.000 1.072.000 1.074.000 1.066.000 1.017.000 945.000 810.000 613.000 616.000 Girişimci Kadın 85.000 80.000 77.000 75.000 69.000 51.000 49.000 42.000 61.000 40.000 43.000 38.000 46.000 46.000 39.000 40.000 25.000 25.000 28.000 22.000 22.000 14.000 13.000 Kadın Girişimci Oranı (%) 6,14 6,25 6,16 6,31 5,75 4,51 4,80 3,99 5,14 3,51 3,88 3,36 3,61 4,08 3,35 3,60 2,27 2,29 2,68 2,28 2,64 2,23 2,07 Kaynak: Oğuz Başol (2010); “Girişimci Kadın ve Erkeklerin Başarı Algısındaki Faklılıklar: Küçük Ölçekli İşletmelerde Bursa İli Örneği”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Bursa. 46 Tablo 1.3 incelendiğinde, 1988 ve 2010 yılları arasında kadın ve erkek girişimci sayısında önemli bir artış olduğu görülmektedir. Kadın girişimciliği bu süreç içerisinde ciddi bir artış göstermiştir. Yaşanan bu artışta Türkiye’nin gerçekleştirmiş olduğu sosyal, ekonomik, hukuksal alanlardaki düzenlemelerin etkili olduğu söylenebilir. Ancak yine de Türkiye’nin sürecin henüz çok başında olduğu görülmektedir (Lopez-Claros ve Zahidi, 2005:9). Erkek girişimci sayısının 1.3 milyon kadın girişimci sayısının ise 85 bin olduğu Türkiye’nin süreci tamamlaması için daha fazla desteklemesi, önlemleri ve teşvikleri arttırması gerekmektedir. Ayrıca kadın girişimci oranında yaşanan artışın ilerleyen dönemlerde bu alana yönelik ilgiyi ve çalışmaları arttıracağı düşünülmektedir. 47 2. ZONGULDAK’TA FAALİYET GÖSTEREN KADIN GİRİŞİMCİLER İLE RİSK ALMA EĞİLİMLERİ VE KENDİNE GÜVEN ÖZELLİKLERİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA 2.1. Literatür Araştırması Girişimcilik, kadının iş hayatındaki yeri ve kadın girişimciliği üzerine yapılmış çeşitli çalışmalar bulunmaktadır. Bunlardan bazıları, bu çalışmanın amaç ve kapsamına bağlı olarak aşağıda yer almaktadır. Dhaliwal (1998), İngiltere’de yaşayan Asyalı kadın girişimciler üzerinde gereçekleştirmiş olduğu çalışmayı, 10 kadın girişimci üzerinde nitel görüşme yöntemi ile yapmıştır. Bu kadınların 5’i “bağımsız kadın” olarak adlandırılan, kendi emek ve faaliyetleri sonucu girişimciliğe adım atan; diğer 5’i ise aile işletmesinde ortaklığı bulunan ve “sessiz katılımcı” olarak adlandırılan kadın girişimcilerden oluşmuştur2. Araştırma sonucu, görüşme yapılan kadın girişimcilerin iş ve özel hayata bakış açılarının, faaliyetlerde üstlendikleri rollerin, girişimci kişilik özelliklerinin farklılık gösterdiği görülmüştür. Eğitim ve motivasyon faktörleri ise benzerlik göstermektedir. Bağımsız kadınların faaliyet nedenleri maddi nedenlerden başka nedenlere dayanmaktadır. Bağımsızlık ve özgürlük duygularının yoğun olduğu görülmüştür. Bu gruptaki kadınlar, bir işte çalışmak kişinin sosyal statüsünü geliştirici bir araç olduğunu belirtmişlerdir. Ayrıca bu kadınların çeşitli sosyoekonomik dernek, birlik, oda ve proje çalışmalarında aktif bir şekilde yer aldığı saptanmıştır. Ancak sessiz kadınlar için böyle bir durum söz konusu değildir. Bu iki grubun aile içi ilişkileri de farklıdır. Bağımsız kadınların eşleri ile eşit bir konumda ve görev paylaşımı ile ev işlerini yürüttüğü; sessiz kadınların ise, birçok sorumluluğa sahip olmalarına karşın geri planda kaldıkları ve hem iş hem de aile içi kararların alınmasında çok fazla söz sahibi olmadıkları görülmüştür. Weiler ve Bernasek (2001), cam tavan sorununu ve kadın girişimcileri inceledikleri araştırmada, 1987-1992 yılları arasında kendi işini yürüten kadın ve 2 Silent Contributors (Sessiz katılımcılar), aile işletmesinde aktif olarak çalışan, resmiyette ortaklığı bulunmasına rağmen işletme ile ilgili kararların alınmasında aktif görev almayan kadın girişimcileri ifade etmektedir. 48 erkek girişimcileri sektör bazında değerlendirmiştir. Bu değerlendirme sonucu ABD’de faaliyet gösteren kadın girişimcilerin iş piyasasında ayrımcılığa maruz kalmalarına karşın, kendi işlerinde çalışma ve satış yüzdelerinin oran olarak erkeklerden daha hızlı bir ilerleme gösterdiği tespit edilmiştir. Kadınların iş piyasasında karşılaştıkları kısıtlamalardan dolayı, ekonomik statülerinin gerektirdiği işler yerine daha az kazanç sağlayan işlere yönelebildiği bunun nedeni olarak; iş-aile çatışması, aile sorumluluk ve yükümlülükleri belirtilmiştir. 1987 yılında faaliyet gösteren kadın ve erkek girişimciler demografik özellikleri ve iş ile ilgili sorularla analiz edilmiş; ancak genel itibariyle kadın ve erkek girişimciler arasında önemli bir farkın olmadığı ifade edilmiştir. Deneyim noktasında kadınların çoğunun daha önce bir iş tecrübesi yaşamadığı, erkeklerin kadınlarla kıyaslandığında daha fazla deneyime sahip oldukları görülmüştür. Araştırmanın en dikkat çeken noktalarından biri olarak, kadınların resmi kurumlarda ve girişimcilikte daha az yer alması belirtilmiştir. Bunun nedeni olarak erkeklerin aktif olduğu sektörlerde kadınların çalışmasının engellenmesi gösterilmiştir. Çalışma, kadınların iş piyasasında maruz kaldıkları önemli bir sorun olan “cam tavan” sorunun aşılmasının ve kadınların hem gelecekleri statü hem de ücret itibariyle hak ettiklerinin sağlanmasının önemine işaret etmektedir. Ceylan ve Demircan (2002), girişimcilerin başarı, güç ve yakın ilişki ihtiyaçlarının kişilik özellikleriyle ilişkisi ile ilgili Düzce Bölgesi’ndeki KOBİ’ler üzerinde bir çalışma yapmışlardır. Araştırma sonucunda girişimcilerin büyük çoğunluğu ilk işletmelerini 30 yaş öncesinde kurdukları, sermayelerini kendileri veya aileleri vasıtasıyla sağladıkları, bankadan kredi alma veya borçlanma eğilimlerinin çoğunlukla yaşadıkları yerleşim biriminin büyümesiyle arttığı görülmüştür. Yaşamlarının çoğunu köyde geçirmiş olan girişimcilerin büyük çoğunluğunun girişimci anne ve/veya babaya sahip oldukları ve aralarında yüksek eğitim almış olanların bulunmadığı ancak uzun süre şehirde, ilçede veya kasabada yaşamış bireylerin ise eğitim düzeylerinin daha yüksek olduğu saptanmıştır. Bulgulara göre, kadın ve erkek girişimcilerin başarı ihtiyaçları arasında fark bulunamamış; ancak güç ihtiyaçları arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık görülmüştür. Bu sonuçla kadın girişimcilerin erkek girişimcilere nazaran daha fazla güç ihtiyacına sahip 49 olduğu sonucu ortaya konulmuştur. Elde edilen sonuçlara göre girişimcilerin ilk işletmelerini kurma nedenleri başarı, güç ve yakın ilişki ihtiyaçlarıyla ilişkili olduğuna değinilmiştir. Daha fazla kazanma arzusu üzerinde başarı ve güç ihtiyaçlarının; kendi kendinin patronu olma arzusu üzerinde güç ihtiyacının; topluma faydalı olma arzusunun üzerinde de başarı güç ve yakın ilişki ihtiyaçlarının etkili olduğu tespit edilmiştir. DeMartino ve Barbato (2003), MBA mezunu kadın ve erkek girişimciler arasındaki farklılıkları, aile esnekliği ve servet yaratılması konularını incelemişlerdir. ABD’nin en iyi işletme yüksek lisans programlarının bir tanesinden mezun olmuş ve benzer deneyimlere sahip kadın ve erkek girişimcileri çeşitli özellikleri bakımında karşılaştırmayı amaçlamışlardır. Araştırma 1978 ve 1998 arası mezunları kapsamaktadır. Çünkü 1978 tarihinden önce bu programdan mezun olan kadın sayısı çok azdır. Program mezunlarının büyük bir kısmı önemli eğitim ve iş tecrübesine sahip orta yaş grubundaki kişilerdir. Kadın ve erkeklere ait işletmeler ortalama 7 yaşındadır. Kadın ve erkek girişimcilerin büyük bir çoğunluğu evli ve çocuk sahibidir. İkinci sırayı bekâr girişimciler almaktadır. Çok azı çocuk sahibi değildir veya boşanmış, dul sınıfındadır. Kadın girişimciler, kariyer seçiminde ailevi faktörlere erkeklere göre iki kat daha fazla önem verirken, parasal zenginlik ve refah düzeyi konularına daha az önem vermektedirler. Evli ve çocuklu kadınların, bekâr olan veya çocuk sahibi olmayan kadınlara göre aile ve yaşam tarzı gibi konulara çok daha fazla önem verdikleri görülmüştür. Bununla birlikte, parasal zenginlik ve refah düzeyi konularında kadınlar arasında önemli farklılıklar bulunmamıştır. Mezuniyet tarihi üzerinden daha az yıl geçmiş olan çocuklu kadınlar, mezuniyetinin üzerinden daha fazla yıl geçmiş olanlara göre kariyer seçimlerinde aile ile ilgili konulara daha fazla önem vermişlerdir. Bu durum erkeklerde ise tam tersi sonuçlar göstermektedir. Sonuç olarak çalışma bulgularının, kadınların girişimciliği ailevi sorumlulukları yerine getirmelerine fırsat tanıyan bir kariyer tercihi olarak kullandıklarını savunan benzer çalışmaları desteklediği görülmüştür. 50 Girginer ve Uçkun (2004), Eskişehir Osmangazi Üniversitesi işletme bölümü lisans öğrencilerinin girişimciliğe bakış açılarını araştırmışlardır. Araştırma sonucunda, öğrencilerin iş kurmadaki önceliklerinin sırasıyla, para, vizyon, eğitim ve deneyim olduğu görülmüştür. Ancak bayan ve erkek öğrencilerde bu sıralama değişmektedir. Para ve vizyon konusunda aynı sıralama yapılırken; diğer faktörler olan eğitim ve deneyim değerlendirildiğinde; bayan öğrenciler eğitimin daha öncelikli, erkek öğrenciler ise deneyimin daha öncelikli olduğunu düşünerek sıralama yapmışlardır. Öğrencilerin büyük çoğunluğu işletme mezunlarının mutlaka girişimci olmaya odaklanmaları gerektiğini düşünürken, bu yolu seçme nedenlerini incelendiğinde, başkaları için çalışmama isteği, bağımsız bir çalışma ortamı arzusu, kendi geleceğine kendi karar ve çabaları ile şekil verme isteği görülmüştür. Analiz sonucunda ise, bu özelliklere sahip işletme bölümü öğrencilerinin sayısının oldukça az olduğu görülmüştür. Kariyer mi para mı sorusuna öğrencilerin eğilimi para yönünde gerçekleşmiştir. Girişimcinin sahip olması gereken, mücadelecilik ve azim, sorumluluk ve risk alabilme arzu ve yeteneği, yaratıcılık ve fırsatları sezebilme yeteneği, zor şartlarda ağır çalışmalara hazır olma, kendini geliştirme arzusu gibi özellikler öğrencilerin yarısından daha azında görülmüştür. Bozkurt (2006), girişimcilik eğilimlerinde kişilik özelliklerinin önemini ele aldığı çalışmada, girişimci ve girişimcilik kavramları tanımlanmış, girişimciyi desteklemenin ve girişimci kişilik özellikleri geliştirmenin önemine değinilmiştir. Çalışma, Sakarya Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi son sınıf öğrencilerinin kişilik özellikleriyle girişimcilik eğilimleri arasındaki ilişkiyi incelemiştir. Araştırma sonucunda; örnek kütlenin başarma ihtiyacı duymasına rağmen risk almak, belirsizliğe tolerans, yenilikçilik, kendine güven ve kontrol merkezinde kararsız kaldıkları görülmüştür. Finansman ihtiyacının karşılanması noktasında kişisel birikimler ilk sırada, ikinci sırada ticari kredilere ve akrabalar, son sırada ise ortaklık kurma yer almıştır. Bu sonucun risk alma ve belirsizliğe toleransa kararsız bakan bir kütlede normal, beklenen bir sonuç olduğu ifade edilmiştir. Ayrıca cinsiyet açısından bir farklılığın olup olmadığı araştırıldığında, bayanlarla erkekler arasında risk alma ve belirsizlik toleransı açısından bir farklılık bulunmamıştır. 51 Öğrenciler ileride kendi işlerini kurmazlarsa özel sektörde prestijli bir işte çalışmak istediklerini belirtmişleridir. Kutaniş ve Hancı (2004), kadın girişimcilerin kişisel özgürlük algılamalarını araştırdıkları çalışmada, Adapazarı ve Kocaeli çevresinde ve ağırlıklı olarak hizmet sektöründe faaliyet gösteren 25 kadın girişimci yaşam tarihi yöntemiyle incelenmiş ve özellikle girişimlerin başlatılmasında ve devamında etkili olan kişisel özgürlükler üzerinde durulmuştur. İncelemenin neticesinde, kadın girişimcilerin çoğunun, “kişisel özgürlük” elde etmek için girişimde bulundukları, finans kaynaklarını temin etme konusunda yardım aldıkları, çoğunun eğitimlerinin lise ve üniversite olduğu, işleriyle ilgili farklı sorunlar yaşadıkları, hedeflerinin büyük olduğu, birçoğunun evli olduğu ve ailelerinden destek aldıkları saptanmıştır. Özellikle evli ve çocuklu olan kadın girişimcilerin iş ve aile uyumu konusunda dengeleyici bir konumda olduklarına (geleneksel kadın girişimci) değinilmiştir. Kadın girişimciler, kadınların çalışma hayatından uzak tutulmaya çalışılmasının sebebinin, geleneklere ve eşlerin eğitimsizliğine dayandığını düşünmektedir. Bedük (2005), Türkiye’deki çalışan kadın ve kadın girişimcilere yönelik çalışmasında, Türkiye’de kadının yeri, kadın girişimci profili ve kadın girişimcilerin karşılaştıkları çeşitli sorunları ortaya koyarak bazı önerilerde bulunmuştur. Çalışma ömrü kısa, güvencesiz, beceri istemeyen ve düşük ücretli işlerde yoğunlaşan ve çok genç yaşta işgücü piyasasına girip evlilikle birlikte ayrılan kentli kadın işgücü ile erkekler kıyaslandığında, kendi hesabına çalışan kadınların özellikle sahip oldukları işletmeler büyüdükçe, hızla bu görünümden uzaklaştıkları gözlenmiştir. Türkiye de kadının çalışma yaşamında karşı karşıya bulunduğu sorunların temelinde, toplumun ekonomik, sosyal ve kültürel yapısındaki bazı aksaklıklar yattığı tespit edilmiştir. Ancak tüm olumsuzluklara rağmen kadın girişimcilerin göstermiş oldukları gelişmeler, bu yolda ilerleme olduğunun bir göstergesi olarak değerlendirilmiştir. Kutaniş (2006), kadın ve erkek girişimciler arasında gerçekleştirmiş olduğu nicel araştırma sonucunda şu sonuçları elde etmiştir: Araştırmaya dahil edilen girişimciler genellikle evli ve çocukludur. Kadınlarda evlilik oranı ve çocuk sayısı daha düşüktür. Erkek girişimcilerin girişimcilik tecrübesi daha fazladır. Kadınların 52 eğitim düzeyleri daha yüksektir ve işletmeleri ailelerinin teşviki ile kurulmuş, tek sahipli ve bağımsız işletmelerdir. Erkek girişimciler iş hayatında daha tecrübelidir. Erkek girişimciler kadın girişimcilerden daha fazla çalışmakta, daha fazla kazanmakta ve yanlarında daha fazla kişi çalıştırmaktadırlar. Kadın ve erkek girişimcilerin girişimcilik ile ilgili olarak birbirlerine çok benzer yaklaşımlara sahip oldukları tespit edilmiştir. Farklılık gösterdikleri noktalar girişimcilikte cinsiyet faktörü ile ilgili olanlardır. Karateke (2006), kadınları girişimciliğe iten faktörleri incelediği araştırmada, İstanbul’da faaliyet gösteren küçük ölçekli işletmelerdeki kadın girişimcileri incelemiştir. Araştırmaya katılan kadın girişimcilerin yüksek eğitim seviyesine sahip ve en düşük eğitim düzeyinin lise olduğu görülmüştür. Bu durum, eğitim düzeyi yüksek olan kadınların girişimciliğe yöneldiğini şeklinde açıklanmıştır. Demografik özellikler açısından önemli bir diğer bulgu olarak, katılımcıların büyük bir çoğunluğunun çocuk sahibi olmaması veya tek çocuk sahibi olması ifade edilmiştir. Bu durumun, kadın girişimcilerin iş hayatında karşılaştığı iş ve ev rolleri çatışmasını ortaya koyduğu düşünülmektedir. Katılımcıların büyük çoğunluğunun büyük kentlerde yetişmiş olmasının ve aile çevrelerinde (eş, baba) girişimcilerin bulunmasının, çevresel yaklaşımların etkili olduğu tezini desteklediği belirtilmiştir. Katılımcılar kendi işlerini kurmadan önce evlilerse eşlerinden, değillerse ailelerinden maddi ve manevi destek aldıklarını belirtmişlerdir. Kadınları girişimciliğe iten faktörler arasında ilk sırada bağımsız çalışma isteğine yer vermişlerdir. Araştırma bireysel özgürlüğü destekleyen bir sosyal çevrenin ve yine bununla ilişkili bir şekilde kişisel özgürlüğü geliştirme ihtiyacının girişimciliğe yönelmeyi etkileyen başlıca faktörler olduğunu ortaya koymuştur. Jenkins ve Katırcıoğlu (2009), Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde kadınlara ait işletmelerin iş performansını etkileyen faktörleri inceledikleri çalışmada, Kıbrıslı Türk kadın girişimcilerin performanslarını olumlu ve olumsuz yönde etkileyen ana unsurlar ortaya konulmaktadır. Araştırma sonucunda, kadın girişimcilerin orta yaş grubunda oldukları görülmüştür. Kadın işletme sahiplerinin çoğunluğu evli ve iki çocuk sahibidir. Çoğunlukla iş kurmak için bir fırsat görerek işlerini kurmaya karar 53 vermiş lise mezunlarıdır. Bu işletmelerin çoğunluğu aile işletmesi olup, ticaret sektöründe çalışmaktadırlar ve çoğunluğunun istihdam edilmekte olan çalışanı yoktur. Kadınlara ait işletmelerin yarısından fazlasının 2000 yılından sonra kurulduğu tespit edilmiş, bu durum 2000’lerin ilk yıllarındaki hızlı ekonomik büyüme ile ilişkilendirilmiştir. Eğitim düzeyinin ve güdüsel faktörlerin işletme performansı ile ilişkili olduğu görülmüştür. Bunlara ilaveten, çevresel faktörler çözümlenmiş ve finansman kaynakları, işçilerin sosyal hakları, pazar genişliği, işletme çeşidi ve şirket türünün performans üzerinde etkisi olmadığı anlaşılmıştır. Ancak buna rağmen, rekabetçilik ve işletme performansı arasında anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Araştırma, Kıbrıslı Türk kadın girişimcilerin performanslarıyla ilgili yapılmış olan ilk deneysel çalışma olması nedeniyle de önem taşımaktadır. Aslan ve Atabey (2009), küresel rekabette kadın girişimcilerin oynadıkları rolü ve Türk kadın girişimcilerinin karakteristik yapısını inceledikleri çalışmada, kadın girişimciliğinin ülke kalkınmasındaki önemi, kadın girişimciliğin yükseltilmesine yönelik faaliyetler ve kadın girişimcilerin kısıtlılıklarını ele almışlardır. Kadınların iş kurma sürecinde ve girişimcilikte özellikle yatırım kararlarındaki sabırlı yaklaşımları, yavaş ilerleme, katlanılabilir risk alma yönleriyle daha az başarısızlık gösterdikleri belirlenmiştir. Ancak piyasa tecrübelerinin, finans yetersizliklerinin, muhasebe gibi teknik bilgi yetersizliklerinin olduğuna değinilmiştir. Türkiye’de kadının eğitim düzeyinin düşük ve çalışma yaşamına katılımının yetersiz olduğu görülmüştür ve kadınların statüsü ile ilgili olumsuz verilerin giderilmesinde kadınların eğitim düzeylerinin artırılmasının büyük önem taşıdığı vurgulanmıştır. Soysal (2010), Türkiye’de faaliyet gösteren kadın girişimcileri ele aldığı çalışmada, Türkiye perspektifinden kadınların girişimcilik faaliyetlerinde karşılaştıkları engelleri ve yaratacakları fırsatları kuramsal bir çerçevede ele almayı amaçlamıştır. Çalışmada son yıllarda kadınların iş yaşamında erkeklere göre, daha başarılı oldukları gözlemlenmiştir. Bunun nedeni olarak; önceden erkeklere özgü olduğuna inanılan işlerde başarılı olmaları, erkeklerle aralarındaki girişimcilik konusundaki bilgi ve deneyim farkının giderek azalması, çok daha iyi örgütlenir hale gelmeleri ve doğaları gereği olaylara karşı daha duyarlı, daha sakin, daha yoğun 54 insan ilişkilerine sahip olmaları gösterilmiştir. Kadınların ekonomik anlamda güçlü olmalarının, ortaya çıkabilecek rüşvet, yanlış yönetim, şiddet ve yıkıcı çatışmaların azaltılmasında da etken olabileceğine değinilmiştir. Bu bağlamda bu çalışma, Zonguldak ilinde faaliyet gösteren kadın girişimcileri daha önceki benzer çalışmalardan farklı olarak yalnızca demografik ve iş yaşamı odaklı olarak değerlendirmemekte, girişimcileri harekete geçiren ve onların faaliyetlerini etkileyen kişilik özelliklerini de incelemektedir. Kişilik özellikleri olarak kadın girişimcilerin risk alma eğilimleri, kendilerine olan güvenleri ve girişimci kişilik yapıları incelenmiştir. Araştırma kişilik özelliklerinin demografik ve iş yaşamı ile olan ilişkilerini de ortaya koymaktadır. 2.2. Araştırmanın Metodolojisi Araştırmanın amacı, önemi, sınırlılığı, yöntemi, evreni ve örneklemi, anket verileri ve analizi ile ilgili bilgiler aşağıda açıklanmaktadır. 2.2.1. Araştırmanın Amacı Bu çalışmanın amacı, Zonguldak ilinde faaliyet gösteren kadın girişimcilerin demografik özelliklerini, girişimci olma nedenlerini, işletmeyi kurarken ve yürütürken karşılaştıkları güçlükleri, risk alma eğilimi ve kendine güven özelliklerini ortaya koymaktır. Ayrıca kadın girişimcilerin girişimci olmalarını etkileyen nedenler, işlerini kurarken ve yürütürken karşılaştıkları güçlükler ile risk alma eğilimleri ve kendilerine olan güvenleri arasındaki ilişkiyi ortaya koymayı amaçlamaktadır. Araştırma sonuçlarının Zonguldak’ın kadın girişimci profilini ortaya koymasının yanı sıra daha sonra yapılacak olan benzer araştırmalara da ışık tutması hedeflenmektedir. 2.2.2. Araştırmanın Önemi Ülkelerin gelişimi açısından girişimcilik önemli bir konudur. Son yıllarda kadın girişimciliği ise bu tanımda öne çıkan kesimi oluşturmaktadır. Kadın girişimciliğinin gelişmesi amacıyla, iş hayatlarındaki düzenlemelerin ve girişimcilik özelliklerini geliştirmeye yönelik çalışmaların artması önem kazanmaktadır. Böylece daha fazla sayıda kadın girişimci ekonomiye katkı sunacaktır. 55 Literatürde kadın girişimcilerin kişilik özelliklerine ilişkin yapılan araştırmalar kısıtlıdır. Bu çalışma, Zonguldak ilinde faaliyet gösteren kadın girişimcilerin demografik ve risk alma eğilimi ve kendine güven özelliklerini, karşılaştıkları sorunları, iş yaşamına ilişkin bilgileri içeren ilk çalışmadır. Çalışmanın, Zonguldak ilinin kadın girişimciliği konusundaki konumunu, temel sorunlarını göstereceği ve ileride gerçekleştirilmesi düşünülen çalışmalar için bir temel oluşturacağı düşünülmektedir. 2.2.3. Araştırmanın Hipotezleri İstatistiksel anlamda hipotez, bir tesadüfi değişkenin dağılımıyla ilgili yapılan varsayımdır (Altunışık vd., 2007:20). Hipotez, ortaya çıkmış veya çıkacak belli davranışlar, olgular veya olaylar hakkında açıklamalardır. Hipotez, araştırmacının varsayım niteliğinde yapılan araştırma problemindeki değişkenler arasındaki ilişkilerinden beklentilerini ifade etmektedir. Null (Sıfır) hipotezleri genel olarak fark olmadığı tezi üzerine kurulmaktadır. Geleneksel olarak Null hipotezi H0 olarak sembolize edilmektedir. Her Null hipotezine karşılık mutlaka bir alternatif hipotez vardır. Alternatif hipotez H1 olarak sembolize edilmektedir (Altunışık vd., 2007:162). Bu çalışmada alternatif hipotezler test edilmiştir. Yukarıda belirtilen uygulama amaçlar çerçevesinde uygulamayla ilgili geliştirilen hipotezleri şu şekilde belirtmek mümkündür H1: Kadın girişimcilerin girişimci olmalarını etkileyen nedenler ile kuruluş sırasında karşılaşılan güçlükler arasında anlamlı bir ilişki vardır. H2: Kadın girişimcilerin girişimci olmalarını etkileyen nedenler ile yürütürken karşılaşılan güçlükler arasında anlamlı bir ilişki vardır. H3: Kadın girişimcilerin kuruluş sırasında karşılaştıkları güçlükler ile yürütürken karşılaştıkları güçlükler arasında anlamlı bir ilişki vardır. H4: Kadın girişimcilerin risk alma eğilimleri ile girişimci olmalarını etkileyen nedenler arasında anlamlı bir ilişki vardır. H5: Kadın girişimcilerin risk alma eğilimleri ile kuruluş sırasında karşılaştıkları güçlükler arasında anlamlı bir ilişki vardır. 56 H6 : Kadın girişimcilerin risk alma eğilimleri ile yürütürken karşılaştıkları güçlükler arasında anlamlı bir ilişki vardır. H7: Kadın girişimcilerin risk alma eğilimleri ile kendilerine olan güvenleri arasında anlamlı bir ilişki vardır. H8 : Kadın girişimcilerin kendilerine olan güvenleri ile girişimci olmalarını etkileyen nedenler arasında anlamlı bir ilişki vardır. H9: Kadın girişimcilerin kendilerine olan güvenleri ile kuruluş sırasında karşılaştıkları güçlükler arasında anlamlı bir ilişki vardır. H10: Kadın girişimcilerin kendilerine olan güvenleri ile yürütürken karşılaştıkları güçlükler arasında anlamlı bir ilişki vardır. 2.2.4. Araştırmanın Sınırlılığı Araştırma yalnızca Zonguldak il merkezinde ve Ereğli ilçesinde faaliyet gösteren kadın girişimciler ile sınırlıdır. Zonguldak bölgesinde faaliyet gösteren kadın girişimci sayısı ile ilgili resmi istatistikî bir bilgi bulunmaması ve odalara kayıtlı kadın girişimcilerin sayısının tam olarak belirlenememesi, bazı kadın girişimcilerin resmi kayıtlarda kendi hesaplarına çalışıyor görünmelerine karşın gerçekte durumun böyle olmaması, araştırmanın kısıtlarındandır. 2.2.5. Araştırmanın Yöntemi Bu çalışmada verilerin toplanması sırasında, olasılıklı olmayan örnekleme yöntemlerinden, yargısal (iradi) örnekleme ve kartopu (snowball) örnekleme yöntemleri kullanılmıştır. Yargısal örnekleme yöntemi, bir tür kolayda örnekleme kolayca ulaşılabilir birimlerin seçilmesiyle örneğin oluşturulması- yöntemidir. Bu yöntemde araştırmacı ana kütleden kendi iradesiyle birimleri seçerken bir ölçüt kullanmaktadır. Örneğe girecek birimler, araştırmacının uzman görüşüne dayanarak ana kütleyi temsil ettiğine inandığı birimlerden oluşmaktadır (Albayrak, 2009:24). Kartopu (snowball) örnekleme ise, evrenin sınırlarının ve bu evrene üye olanların kesin olarak belirlenemediği veya belirlenmesinin imkânsız olduğu durumlarda kullanılan bir yöntemdir. Bu örnekleme yönteminde, ilk olarak herhangi bir şekilde evrene dâhil birisiyle temas kurulur (Altunışık vd. 2007:133). Sonra bu 57 temas kurulan kişinin yardımıyla, anakütle tanımında yer alan tanıdığı bir bireyin var olup olmadığı araştırılır. Varsa, bu birime ulaşılır. Bu sürece n hacimli örnek oluşturuluncaya kadar devam edilir (Albayrak, 2009:24). Böylece zincirleme bir şekilde kartopu etkisi yaratılmış olur ve örnek giderek büyütülür (Altunışık vd. 2007:133). Bu çalışmada yaygın olarak kullanılan anket tekniğinden yararlanılmıştır. Anketler araştırmacının bizzat kendisi tarafından yüz yüze görüşme yoluyla uygulanmıştır. Görüşmelerin yüz yüze yapılmış olması, anketlerin daha hızlı doldurulmasını ve anketlerden yüksek oranda geri dönüş elde edilmesini sağlamıştır. Ayrıca yüzyüze görüşme yolu ile başka türlü ulaşılması güç veya imkânsız nitel veriler de elde edilmiştir. 2.2.5.1. Araştırmanın Evreni ve Örneklemi Bu araştırmanın evrenini Zonguldak ilinde faaliyet gösteren kadın girişimciler oluşturmaktadır. Araştırmanın örneklemini ise, Zonguldak ilinde faaliyet gösteren TSO bünyesinde kurulu kadın girişimciler kurulundaki listeden yola çıkılarak, ulaşılmış olan 111 kadın girişimci oluşturmaktadır. Araştırmaya katılan kadın girişimcilerin 103 tanesi ile birebir görüşme sağlanmıştır. 10 kadın girişimcinin şehir dışında olması, işleri dolayısıyla yüz yüze anket yapmaya müsait olmamaları gibi nedenlerden dolayı anket formları bırakılmış ve bu şekilde tamamlanmıştır. Bırakılan formların ise 8 tanesinden geri dönüş sağlanmıştır. 2.2.5.2. Anket Verilerinin Toplanması Anket verilerinin toplanması incelenecek hedef kitle ile ilgili bilgilerin derlenmesi faaliyetidir. Veri toplama doğrudan gözlem ve anket yöntemleri aracılığıyla gerçekleştirilmektedir (Nakip, 2006:12; İstatistik Analiz, 2010). Ankette kullanılan ölçekler, geçerlilik ve güvenilirlilikleri daha önceki çalışmalarda onaylanmış sorulardan oluşmaktadır. Kadın girişimcilerin girişimci olma nedenlerini ölçmek için Kunday’ın (2008); işletmelerinin kuruluş aşamasında ve faaliyetleri sırasında karşılaştıkları zorlukları ölçmek için Şahin’in (2006); risk 58 alma eğilimlerini ölçmek için, Hisrich ve Peters’in (1998); kendilerine olan güvenlerini ölçmek için ise, Rosenberg’in (1965) ölçeği kullanılmıştır. Anketlere verilen cevapların güvenilirliğini artırmak ve soruların anlaşılabilirliğini ölçmek amacıyla, öncelikle 17 kadın girişimciye bir pilot uygulama yapılmıştır. Bu pilot uygulama sonucunda eksik görülen veya anlaşılmayan kısımlar düzeltilmiş ve bazı sorular anketten çıkarılmıştır. Soruların anlaşılabilir olduğu belirlendiğinde, anket formuna son şekli verilerek kadın girişimcilere uygulanmıştır. Ankete katılanların sorulara gerçek durumlarını yansıtan cevapları verebilmeleri için, kadın girişimcilerden ad, soyad gibi kişisel; işletme adı ve adresi gibi işletme ile ilgili özel bilgiler istenmemiştir. 2.2.5.3. Anket Verilerinin Analizi Araştırmanın anket yönteminde demografik özellikleri ölçmek amacıyla sınıflama ölçeği kullanılarak oluşturulmuş sorular kullanılmıştır. Kadın girişimcilerin girişimci olma nedenleri, işletmenin kuruluşu sırasında karşılaştıkları güçlükleri, yürütürken karşılaştıkları güçlükleri, risk alma eğilimlerini ve kendilerine olan güvenlerini ölçmek için 5’li likert ölçeği kullanılmıştır. Bu likert ölçeği; kesinlikle katılıyorum 5, katılıyorum 4, ne katılıyorum ne de katılmıyorum 3, katılmıyorum 2, kesinlikle katılmıyorum 1 şeklinde puanlandırılarak değerlendirmeye alınmıştır. Kadın girişimcilerin kendilerine olan güvenlerini ölçmek için kullanılan ölçek (Roseberg, 1965) sorularından olumsuz ifade içeren sorular (2, 5, 6, 8 ve 9) ise ters puanlama (kesinlikle katılıyorum 1, katılıyorum 2, ne katılıyorum ne de katılmıyorum 3, katılmıyorum 4, kesinlikle katılmıyorum 5) yapılarak değerlendirilmiştir. Verilerin analizine başlamadan önce normal dağılım ve homojenlik testleri uygulanmıştır. Verilerin normal dağılıma uygunluğu “Tek Örneklem Kolmogorov Smirnov Testi” kullanılarak belirlenmiştir. Yapılan analiz sonucunda verilerin normal dağılıma uygun olduğu tespit edilmiştir. One-way anova testi ile ise, varyansların homojenliği test edilmiştir. Verilerin analizi sırasında nicel sonuçların yanı sıra, nitel sonuçlar da kullanılmıştır. Bunun nedeni olarak anket formlarının yüzyüze görüşme yolu ile 59 doldurulması gösterilebilir. Bu yöntem ile girişimci kadınlara sorulan soruların dışında; beklenti, şikâyet, öneri ve tespitlerini açıklama fırsatı tanınmış ve böylece çalışma konusu kapsamında bazı çıkarım ve yargılarlarda bulunulmuştur. Anket formlarındaki cevaplar kodlanarak, bilgisayar ortamında “SPSS (Statistical Package For Social Sciences -Sosyal Bilimler İçin İstatistik Paketi) For Windows 15 Sürümü” ile analiz edilmiştir. Araştırma bulgularının elde edilmesinde; cronbach alfa güvenilirlik analizi, frekans analizi, friedman testi, ki kare bağımsızlık testi ve korelasyon analizi kullanılmıştır. 2.2.5.4. Ölçeklerin Güvenilirlik Testi Güvenilirlik, bir testin veya ölçeğin ölçmek istediği konuyu veya olayı tutarlı, dengeli ve istikrarlı bir şekilde ölçme derecesidir. Yapılan araştırmaların analizlerinde güvenilirlik önemli bir konudur. Bu nedenle, ölçeklerin güvenilirliğini ölçmek amacıyla çeşitli analizler kullanılmaktadır. Bunlar; “test-yeniden test”, “alternatif formlar” ve “içsel tutarlılık” analizleridir. Likert ölçeğin kullanıldığı analizlerde içsel tutarlılık ölçümü yapılmaktadır. İçsel tutarlılığın ölçümünde en yaygın kullanılan yöntem Cronbach alfa olarak da belirtilen alfa katsayısıdır (Altunışık vd., 2007:114-115). Diğer benzer çalışmaların birçoğunda olduğu gibi bu araştırmada da bu yöntemle hesaplanan Cronbach alpha güvenilirlik testi kullanılmıştır3. Girişimci olmayı etkileyen nedenleri ölçmek için kullanılan ölçeğin genel güvenirliğini bozan 3., 11. ve 14. maddeler ve kuruluş sırasında karşılaşılan güçlükleri ölçmek için kullanılan ölçeğin genel güvenirliğini bozan 3. madde çıkarılıp, güvenilirlik katsayısı yeniden hesaplanmıştır. Bu araştırmada kullanılan altı ölçeğin (Girişimci Olmayı Etkileyen Nedenler, İşletmenin Kuruluşu Sırasında Karşılaşılan Güçlükler, İşletmenin Faaliyetleri Sırasında Karşılaşılan Güçlükler, Risk Alma Eğilimi, Kendine Güven, Girişimci 3 Bu testteki güvenilirlik katsayısı 0 ile 1 arasında yer almaktadır. Bir ölçeğin güvenilir olarak kabul edilebilmesi için, analiz sonucu ortaya çıkan katsayının 0,70 ya da daha büyük değerde olması istenmektedir (Altunışık vd., 2007:116). Alfa Katsayılarının güvenilirliği şu şekilde değerlendirilmektedir: 0,01-0,20 arası hiç güvenilmez; 0,21-0,40 arası güvenilmez; 0,41-0,60 arası nispeten güvenilir; 0,61-0,80 arası güvenilir; 0,81-100 arası çok güvenilir (Nakip, 2006:146). 60 Kişilik Yapısı) güvenirlik analizleri, iç tutarlılık Cronbach alpha katsayılarının ayrı ayrı hesaplanmasıyla gerçekleştirilmiştir. Bu ölçeklere ilişkin güvenilirlik analiz sonuçları Tablo 2.1’de yer almaktadır. Tablo 2.1: Kadın Girişimcilere Uygulanan Ölçeklerin Güvenilirlik Analizi Sonuçları Ölçek No 1 2 3 4 5 Ölçekler Girişimci Olmayı Etkileyen Nedenler İşletmenin Kuruluşu Sırasında Karşılaşılan Güçlükler İşletmenin Faaliyetleri Sırasında Karşılaşılan Güçlükler Risk Alma Eğilimi Kendine Güven Alfa Katsayıları 0,725 0,731 0,712 0,739 0,737 Cronbach alpha değerleri itibariyle; ankette yer alan 1, 2, 3, 4 ve 5 numaralı ölçeklerin güvenilir olduğu sonucuna ulaşılmıştır. 2.3. Bulgular Çalışmanın bu bölümünde SPSS programı ile analiz edilen kadın girişimcilerin demografik, iş yaşamı ve risk alma eğilimi ve kendine güven özelliklerine ilişkin bilgilere yer verilmektedir. 2.3.1. Kadın Girişimcilerin Demografik Özellikleri İle İlgili Bulgular Anketin birinci bölümünü oluşturan bu bölümde; kadın girişimcilerin profillerini ortaya koymak amacıyla, tanımlayıcı istatistiksel sonuçların yanı sıra nitel veriler de kullanılarak kadın girişimcilerin demografik özellikleri ortaya konulmaya çalışılmaktadır. 2.3.1.1. Kadın Girişimcilerin Doğum Yerleri ve Yaş Özellikleri Kadın girişimcilerin doğum yerleri ve yaşları ile ilgili bilgileri Tablo 2.2’de yer almaktadır. 61 Tablo 2.2: Kadın Girişimcilerin Doğum Yeri ve Yaş Özellikleri Doğum Yeri İl merkezi İlçe Köy Toplam Yaş 20-29 30-39 40-49 50 ve üstü Toplam Sayı 47 59 5 111 Sayı 16 36 37 22 111 Yüzde 42,3 53,2 4,5 100,0 Yüzde 14,4 32,4 33,3 19,8 100,0 Geçerli Yüzde 42,3 53,2 4,5 100,0 Geçerli Yüzde 14,4 32,4 33,3 19,8 100,0 Kümülatif Yüzde 42,3 95,5 100,0 Kümülatif Yüzde 14,4 46,8 80,2 100,0 Tablo 2.2’ye göre, araştırmaya katılan kadın girişimcilerin doğum yerleri incelendiğinde; 47’sinin (%42,3) il merkezi, 59’unun (%53,2) ilçe merkezi, 5’inin (%4,5) ise köy doğumlu olduğu görülmektedir. Anket verilerine göre, Zonguldak ilinde kadın girişimcilerin doğum yerlerine göre dağılımının ilçe merkezi ağırlıklı olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bu sonuç sosyal ve kültürel etkenler göz önüne alınarak değerlendirildiğinde, yalnızca il merkezlerinin değil ilçe merkezlerindeki yaşam standartlarının, değer yargılarının, eğitim olanaklarının ve sosyal fırsat eşitliğinin gelişmiş olduğunu gösterebilir. Tablo 2.2’ye göre, araştırmaya katılan kadın girişimcilerin yaş dağılımı incelendiğinde; 16’sının (%14,4) 20-29 yaş aralığında, 36’sının (%32,4) 30-39 yaş aralığında, 37’sinin (%33,3) 40-49 yaş aralığında, 22’sinin (%19,8) 50 ve üstü yaş aralığında olduğu görülmektedir. Bu verilere göre, kadın girişimcilerin büyük çoğunluğunun orta yaş grubunda olduğu söylenebilir. 2.3.1.2. Kadın Girişimcilerin Eğitim Durumu ve Yabancı Dil Bilgi ve Seviyeleri Kadın girişimcilerin, eğitim ve yabancı dil bilgi ve seviyeleri ile ilgili veriler Tablo 2.3’de yer almaktadır. 62 Tablo 2.3: Kadın Girişimcilerin Eğitim Durumu, Yabancı Dil Bilgi ve Seviyeleri Eğitim Durumu Okuryazar ve ilkokul Ortaokul Lise Üniversite Yüksek lisans ve doktora Toplam Sayı 12 7 40 49 3 111 Yüzde 10,8 6,3 36,0 44,1 2,7 100,0 Geçerli Yüzde 10,8 6,3 36,0 44,1 2,7 100,0 Kümülatif Yüzde 10,8 17,1 53,2 97,3 100,0 Yabancı Dil Bilgisi Evet Hayır Sayı 68 43 111 Sayı 21 23 19 5 68 43 111 Yüzde 61,3 38,7 100,0 Yüzde 18,9 20,7 17,1 4,5 61,3 38,7 100,0 Geçerli Yüzde 61,3 38,7 100,0 Geçerli Yüzde 30,9 33,8 27,9 7,4 100,0 Kümülatif Yüzde 61,3 100,0 Yabancı Dil Seviyesi Az Orta İyi Çok iyi Toplam Cevapsız Toplam Kümülatif Yüzde 30,9 64,7 92,6 100,0 Tablo 2.3’e göre, araştırmaya katılan kadın girişimcilerin eğitim durumları incelendiğinde; 12’sinin (%10,8) okuryazar veya ilkokul mezunu, 7’sinin (%6,3) ortaokul, 40’ının (%36,0) lise, 49’unun (%44,1) üniversite, 3’ünün (%2,7) yüksek lisans veya doktora mezunu olduğu görülmektedir. Bu durum; araştırmaya katılan kadın girişimcilerin büyük bir bölümünün üniversite mezunu olduğunu göstermektedir. Kadın girişimcilerin büyük bir çoğunluğu, başarı ve eğitimin doğru orantılı olduğu inancından hareketle eğitimlerine önem vermektedir. Eğitim seviyesi düşük olan kadınlar ise bu durumu bir eksiklik olarak gördüklerini belirtmektedirler. Bu nedenle eğitim noktasında eksikliği bulunan bazı kadın girişimcilerin, çeşitli sertifika ve kurs programlarına katılarak bu eksikliklerini gidermeye çalıştıkları görülmüştür. Tablo 2.3’e göre, araştırmaya katılan kadın girişimcilerin yabancı dil bilgileri ve yabancı dil seviyeleri incelendiğinde; 68’inin (%61,3) yabancı dil bilgisine sahip olduğu, 43’ünün ise (%38,7) yabancı dil bilmediği görülmektedir. Bu oran, kadın girişimcilerin büyük çoğunluğunun yabancı dil bilgisine sahip olduğunu göstermektedir. Kadın girişimcilerin 21’i (%18,9) az, 23’ü (%20,7) orta, 19’u (17,1) iyi, 5’i (%4,5) çok iyi düzeyde yabancı dil bilgisine sahiptir. Özellikle yönetici 63 pozisyonunda bulunan kadın girişimciler yabancı dili iyi veya çok iyi düzeyde bilmektedir. Şirket sahibi ve sanayici kadın girişimciler, yabancı dilin kendi iş grupları için önemli ve gerekli olduğu düşüncesindedirler. Yabancı dili orta düzeyde bilen kadın girişimcilerin büyük bir çoğunluğu ise hizmet sektöründe faaliyet gösteren ve küçük ölçekte işletme sahibi olan kadınlardan oluşmaktadır. Bu grubun, yabancı dil bilgi seviyeleri genellikle aldıkları lisans eğitiminden kaynaklanmaktadır. Düşük düzeyde yabancı dil bilen ya da hiç yabancı dil bilmeyen kadın girişimciler ise yaptıkları işin yabancı dil bilgisi gerektirmediğini düşünmektedirler. 2.3.1.3. Kadın Girişimcilerin Medeni Durumları, Eşlerinin Eğitim Durumu ve Meslekleri Kadın girişimcilerin, medeni durumları, eşlerinin eğitim durumu ve meslekleri ile ilgili veriler Tablo 2.4’de yer almaktadır. Tablo 2.4: Kadın Girişimcilerin Medeni Durumları, Eşlerinin Eğitim Durumu ve Meslekleri Medeni Durum Bekar Dul Boşanmış Evli Eşin Eğitim Durumu Okur yazar ve ilkokul Ortaokul Lise Üniversite Yüksek lisans ve doktora Toplam Cevapsız Toplam Eşin Mesleği Memur İşçi Girişimci Emekli Diğer Toplam Cevapsız Toplam Sayı 15 9 15 72 111 Sayı 8 3 24 32 5 72 39 111 Sayı 3 23 37 7 2 72 39 111 Yüzde 13,5 8,1 13,5 64,9 100,0 Yüzde 7,2 2,7 21,6 28,8 4,5 64,9 35,1 100,0 Geçerli Yüzde 13,5 8,1 13,5 64,9 100,0 Geçerli Yüzde 11,1 4,2 33,3 44,4 6,9 100,0 Kümülatif Yüzde 13,5 21,6 35,1 100,0 Yüzde 2,7 20,7 33,3 6,3 1,8 64,9 35,1 100,0 Geçerli Yüzde 4,2 31,9 51,4 9,7 2,8 100,0 Kümülatif Yüzde 4,2 36,1 87,5 97,2 100,0 Kümülatif Yüzde 11,1 15,3 48,6 93,1 100,0 Tablo 2.4’e göre, araştırmaya katılan kadın girişimcilerin medeni durumları incelendiğinde; 15’i, (% 13,5) bekar, 9’u (%8,1) dul, 15’i (%13,5) boşanmış, 72’si 64 (%64,9) evlidir. Bu oranlar, araştırmaya katılan kadın girişimcilerin büyük bir çoğunluğunun evli olduğunu göstermektedir. Evli kadın girişimciler için iş ve aile yükü her ne kadar “çifte bir yük” oluşturuyor olsa da bu evliliklerini olumsuz olarak etkilememektedir. Ayrıca bu oranlar, bekâr kadınların iş kurmalarının ve işleri başarı ile yürütmelerinin önünde birtakım engeller olduğu konusunda fikir vermektedir. Bu engellerden büyük bir kısmı toplumun değer yargılarından, iş kollarının büyük bir bölümünün erkek egemenliğinde olmasından ve kadınların iş hayatındaki tecrübe eksikliğinden kaynaklanmaktadır. Boşanmış kadın girişimcilerin evliliklerinin bitmesinde iş yaşamlarının etkisine düşük oranda rastlanmıştır. Boşanmış kadın girişimcilerin yalnızca 2 tanesi iş ve aile çatışması nedeniyle evliliklerini sürdüremediklerini belirtmiştir. Dul kadın girişimcilerden 3 tanesi eşinin ölümünden sonra işi devralmıştır, diğerinin ise dul olması ve girişimci olması arasında herhangi bir bağlantı bulunmamaktadır. Tablo 2.4’e göre, araştırmaya katılan evli kadın girişimcilerin eşlerinin eğitim durumları ve meslekleri incelendiğinde; 8’inin (%7,2) okuryazar veya ilkokul, 3’ünün (2,7) ortaokul, 24’ünün (%21,6) lise, 32’sinin (28,8) üniversite, 5’inin (%4,5) yüksek lisans veya doktora mezunu olduğu görülmektedir. Bu durum; araştırmaya katılan evli kadın girişimcilerin eşlerinin büyük bir çoğunluğunun eğitim düzeyinin yüksek olduğunu göstermektedir. Kadın girişimcilerin medeni durumları ve eşlerinin medeni durumları arasında pozitif yönlü bir ilişki bulunmaktadır. Evli olan kadın girişimcilerin eşlerinin meslekleri incelendiğinde; 3’ünün memur (%2,7), 23’ünün (%20,7) işçi, 37’sinin (%33,3) girişimci, 7’sinin (%6,3) emekli olduğu görülmektedir. Bu sonuçlar, kadın girişimcilerin yaptıkları iş ile eşlerinin yaptıkları iş arasında bir bağlantı olduğunu ortaya koymaktadır. Kadın girişimcilerin büyük bir çoğunluğu ya eşleri ile aynı meslek grubunda çalışmakta ya da eşlerine yardımcı olacak mesleklerde çalışmaktadırlar. Kadın girişimcilerin genel olarak kendi mesleklerine yakın meslek sahibi olanlar ile evlilik yaptığı söylenebilir. 2.3.1.4. Kadın Girişimcilerin Çocuk Sahibi Olup Olmadıkları ve Çocuk Sayısı Kadın girişimcilerin çocuk sahibi olup olmadıkları ve çocuk sahibi olan kadın girişimcilerin kaç çocuk sahibi olduğu ile ilgili veriler Tablo 2.5’de yer almaktadır. 65 Tablo 2.5: Kadın Girişimcilerin Çocuk Sahibi Olup Olmadıkları ve Çocuk Sayısı Çocuğunuz Var Mı? Evet Hayır Toplam Cevapsız Toplam Çocuk Sayısı 1 2 3 4 ve üstü Toplam Cevapsız Toplam Sayı 85 11 96 15 111 Sayı 28 41 13 3 85 26 111 Yüzde 76,6 9,9 86,5 13,5 100,0 Yüzde 25,2 36,9 11,7 2,7 76,6 23,4 100,0 Geçerli Yüzde 88,5 11,5 100,0 Kümülatif Yüzde 88,5 100,0 Geçerli Yüzde 32,9 48,2 15,3 3,5 100,0 Kümülatif Yüzde 32,9 81,2 96,5 100,0 Tablo 2.5’e göre, araştırmaya katılan evli, dul veya boşanmış olan kadın girişimcilerin çocuk sahibi olup olmadıkları ve çocuk sayısı incelendiğinde; 85’inin (%76,6) çocuk sahibi olduğu, 11’inin (%9,9) çocuk sahibi olmadığı görülmektedir. Bu oran evli, dul veya boşanmış kadın girişimcilerin büyük bir çoğunluğunun çocuk sahibi olduğunu göstermektedir. Kadınlar çocukları işlerinde ve kariyer gelişimlerinde engelleyici bir faktör olarak görmemektedirler. Çocuk sahibi olan kadın girişimcilerin çocuk sayıları incelendiğinde; 28’inin (%25,2) 1, 41’inin (%36,9) 2, 13’ünün (11,7) 3, 3’ünün (%2,7) 4 veya 4’ten fazla çocuğu bulunmaktadır. Çocuk sahibi olan kadın girişimcilerin ağırlıklı olarak 2 çocuk sahibi oldukları görülmektedir. 4 çocuk sahibi olan kadın sayısı ise azdır. Çocuk, her ne kadar kadın girişimciler için engelleyici bir faktör olarak görülmese de çocuk bakımı, gelecek beklentisi, eğitim, uygun şartlarda çocuk yetiştirilmesi gibi konular nedeniyle kadınlar çok çocuk fikrine sıcak yaklaşmamaktadırlar. Görüşme sırasında elde edilen bir diğer önemli bulgu da, kadın girişimcilerden bazılarının -özellikle küçük çocuk sahibi olanların- çocuklarının bakımı ve eğitimi ile yeteri kadar ilgilenemediklerinden dolayı kendilerini suçlamaları ve çocuklarına daha fazla zaman ayırmayı istediklerini belirtmeleridir. 66 2.3.1.5. Kadın Girişimcilerin Ev İşlerini Yürütme ve Çocuk Bakımı Gibi Konularda Aldıkları Destek Kadın girişimcilerin ev işlerini yürütme ve çocuk bakımı gibi konularda aldıkları desteklere ilişkin veriler Tablo 2.6’da yer almaktadır. Tablo 2.6: Kadın Girişimcilerin Ev İşlerini Yürütme ve Çocuk Bakımı Gibi Konularda Aldıkları Destek Temizlikçi desteği Destek yok Aile desteği Bakıcı desteği Bakıcı ve temizlikçi desteği Sayı 56 33 16 6 5 Yüzde 50,5 29,7 14,4 5,4 4,5 Not: Birden fazla seçenek işaretlenebildiği için toplamda % 100’ü aşmaktadır. Tablo 2.6’ya göre, kadın girişimcilerin ev işleri veya çocuk bakımı gibi konularda destek alıp almadıkları incelendiğinde; 56’sının (%50,5) temizlikçi desteği, 16’sının (%14,4) aile desteği (anne, baba, kardeş gibi), 6’sının (%5,4) bakıcı desteği aldığı; 33’ünün (%29,7) ise herhangi bir destek almadığı görülmektedir. Bu sonuçlara göre, girişimci kadınların büyük bir çoğunluğunun ev işi veya çocuk bakımı gibi konularda destek aldığı görülmektedir. Bu durumun nedeni olarak, kadın girişimcilerin vakitlerinin önemli bir kısmını iş yerinde geçirmeleri ve iş yorgunluğu gösterilebilir. Bekâr olanlar büyük oranda ailelerinden destek almakta, evli olanlar ise temizlikçilerden destek almaktadır. Çocuk sahibi olanlar bakıcı desteği almaktadır; ancak çocuk sahibi olup çocuk bakımı konusunda bakıcı yerine aile desteği alanların sayısı daha fazladır. Görüşme sırasında bunun temel nedeni olarak kadın girişimciler, çocuk bakımı konusunda aileye daha fazla güven duymalarını ve nitelikli bakıcıların yüksek ücret talep etmelerini belirtmişlerdir. 2.3.1.6. Kadın Girişimcilerin Ailelerindeki Girişimci Varlığı Kadın girişimcilerin ailelerinde girişimci olup olmadığına ilişkin veriler Tablo 2.7’de yer almaktadır. Tablo 2.7: Kadın Girişimcilerin Ailelerindeki Girişimci Varlığı Evet Hayır Toplam Sayı 97 16 111 Yüzde 87,4 12,6 100,0 Geçerli Yüzde 87,4 12,6 100,0 Kümülatif Yüzde 87,4 100,0 67 Tablo 2.7’ye göre, kadın girişimcilerin ailelerinde başka bir girişimcinin olup olmadığı incelendiğinde; 97’sinin (%87,4) ailelerinde girişimci olduğu, 16’sının (%12,6) ise, ailelerinde başka bir girişimcinin olmadığı görülmektedir. Bu oranlar, kadın girişimcilerin büyük bir çoğunluğunun ailesinde girişimci olduğunu göstermektedir. 2.3.1.7. Kadın Girişimcilerin Ailelerindeki Girişimcilerin Yakınlık Dereceleri Kadın girişimcilerin ailelerindeki girişimcilerin yakınlık dereceleri ile ilgili veriler Tablo 2.8’de yer almaktadır. Tablo 2.8: Kadın Girişimcilerin Ailelerindeki Girişimcilerin Yakınlık Derecesi Babam Kardeş/Kardeşlerim Başka bir aile büyüğü (amca, teyze vb.) Eşim Kuzen/Kuzenlerim Annem Çocuk/Çocuklarım Sayı 53 50 44 37 32 13 9 Yüzde 47,7 45,0 39,6 33,3 28,8 11,7 8,1 Not: Birden fazla seçenek işaretlenebildiği için toplamda % 100’ü aşmaktadır. Tablo 2.8’e göre, araştırmaya katılan kadın girişimcilerin ailelerindeki girişimciler ile olan yakınlık dereceleri incelendiğinde; 53’ünde (%47,7) babalarının, 50’sinde (45,0) kardeş/kardeşlerinin, 44’ünde (39,6) başka bir aile büyüğünün (amca, teyze, dede vb.), 37’sinde (%33,3) eşlerinin, 32’sinde (%28,8) kuzen/kuzenlerinin, 13’ünde (%11,7) annelerinin, 9’unda (%8,1) çocuk/çocuklarının girişimci olduğu görülmektedir. Tablodaki oranlar incelendiğinde yakınlık derecesi olarak birinci sırada baba, ikinci sırada kardeş/kardeşler yer almaktadır. Son sırada ise çocuklar yer almaktadır. Bu sonuçlara göre, kadın girişimcilerin büyük çoğunluğunun girişimci olmalarında babalarının etkili olduğu söylenebilir. Annenin etkisi ise daha azdır. Bu durumun temel nedeni, kadın girişimci sayısının erkek girişimci sayısı ile kıyaslandığında daha düşük çıkmasıdır. Kadın girişimcilerin ailelerinden gelen bir girişimcilik geleneği de bulunmaktadır. Özellikle akrabalarında da girişimci bulunan kadın girişimcilerde girişimciliğin daha geniş bir alana yayıldığı ve gelenekselleştiği görülmektedir. Evli olan kadın girişimcilerin eşlerinin büyük çoğunluğu girişimci 68 veya işçi pozisyonundadır. Bu nedenle yakınlık derecesi olarak eşlerin oranı, orta seviyede bulunmaktadır. 2.3.2. Kadın Girişimcilerin İş Yaşamlarına İlişkin Bulgular Anketin ikinci bölümünü oluşturan bu bölümde; kadın girişimcilerin iş yaşamlarına ilişkin bilgileri ortaya koymak amacıyla, tanımlayıcı istatistiksel sonuçların yanı sıra nitel veriler de kullanılarak kadın girişimcilerin iş yaşamı ile ilgili özellikler ortaya konulmaya çalışılmaktadır. 2.3.2.1. Kadın Girişimcilerin Girişimci Olmadan Önce Çalışıp Çalışmadığı ve Önceki İşin Türü Kadın girişimcilerin girişimci olmadan önce çalışıp çalışmadıkları ve önceki işlerinin türüne ilişkin veriler Tablo 2.9’da yer almaktadır. Tablo 2.9: Kadın Girişimcilerin Çalışmadıkları ve Önceki İşin Türü Girişimci Olmadan Önce Çalışma Evet Hayır Toplam Önceki İşinin Türü Memur İşçi Girişimci Emekli Aynı işte ücretli Aynı iş evde Toplam Cevapsız Toplam Sayı 82 29 111 Sayı 13 23 14 7 20 5 82 29 111 Girişimci Yüzde 73,9 26,1 100,0 Yüzde 11,7 20,7 12,6 6,3 18,0 4,5 73,9 26,1 100,0 Olmadan Geçerli Yüzde 73,9 26,1 100,0 Geçerli Yüzde 15,9 28,0 17,1 8,5 24,4 6,1 100,0 Önce Çalışıp Kümülatif Yüzde 73,9 100,0 Kümülatif Yüzde 15,9 43,9 61,0 69,5 93,9 100,0 Tablo 2.9’a göre, araştırmaya katılan kadın girişimcilerin iş yaşamları ile ilgili genel bilgiler incelendiğinde; 82’sinin (%73,9) daha önce bir iş deneyime sahip olduğu, 29’unun (%26,1) daha önce bir iş deneyime sahip olmadıkları görülmektedir. Daha önce iş tecrübesine sahip olmayan kadın girişimcilerin büyük oranda genç yaş grubunda yer aldıkları söylenebilir. Kadın girişimcilerin büyük bir çoğunluğu ise daha önce bir iş deneyimine sahiptir. Bu nedenle sahip oldukları işlerinde deneyim sorunu yaşamadıklarını belirtmişlerdir. Kadın girişimcilerin büyük bir çoğunluğunun iş tecrübesine sahip olması, toplumda önemli rollere sahip olan kadınların, geçmişe 69 nazaran çalışma yaşamında daha aktif yer aldıkları ve bu durumun da özellikle girişimcilik faaliyetleri açısından önemli bir gelişme yarattığı söylenebilir. Tablo 2.9’a göre, kadın girişimcilerin daha önce hangi işte çalıştıkları incelendiğinde; 13’ünün (%11,7) memur, 23’ünün (%20,7) işçi, 14’ünün (%12,6) girişimci, 7’sinin (%6,3) emekli olduğu; 20’sinin (%18,0) aynı işte ücretli çalıştığı, 5’inin (%4,5) ise aynı işi evde yaptığı görülmektedir. Bu oranlara göre, kadın girişimcilerin büyük çoğunluğu özel sektör tecrübesine sahiptir. %20,7 farklı bir işte işçi olarak, %18,0’ı ise aynı işte ücretli olarak çalıştığını belirtmiştir. Bu durumun kadın girişimcileri sahip oldukları işletmelerde daha başarılı kıldığı söylenebilir. Daha önce girişimcilik faaliyetinde bulunan kadınların büyük çoğunluğunun önceki işletmeleri şimdi sahip oldukları işletmelere benzemektedir. Daha önceki işinde memur olanlar işlerinden istifa ederek girişimcilik faaliyetlerine başlamışlardır. Bu gruptaki kadın girişimcilere göre bundaki temel neden, memuriyetin iş tatmini ve geleceğe yönelik beklenti ve hedefleri gerçekleştirme noktasında zayıf olmasıdır. Bu nedenle halen girişimcilik faaliyetlerini yürüten araştırmaya katılan katılımcıların büyük bir bölümünün yaptıkları işi bilinçli bir şekilde ve isteyerek yaptıkları söylenebilir. 2.3.2.2.Kadın Girişimcilerin Çalıştıkları Sektör ve İşletmelerinin Faaliyet Yılı Kadın girişimcilerin çalıştıkları sektör ve işletmelerinin faaliyet yılına ilişkin veriler Tablo 2.10’da yer almaktadır. Tablo 2.10: Kadın Girişimcilerin Çalıştıkları Sektör ve İşletmelerinin Faaliyet Yılı Çalışılan Sektör Tarım İmalat Hizmet Toplam İşletmenin Faaliyet Yılı 2 ve altı 3-6 7-10 11 ve üstü Toplam Sayı 7 10 94 111 Sayı 22 24 19 46 111 Yüzde 6,3 9,0 84,7 100,0 Yüzde 19,8 21,6 17,1 41,4 100,0 Geçerli Yüzde 6,3 9,0 84,7 100,0 Geçerli Yüzde 19,8 21,6 17,1 41,4 100,0 Kümülatif Yüzde 6,3 15,3 100,0 Kümülatif Yüzde 19,8 41,4 58,6 100,0 70 Tablo 2.10’a göre, araştırmaya katılan kadın girişimcilerin çalıştıkları sektör ve faaliyet yılları incelendiğinde; 7’sinin (%6,3) tarım, 10’unun (%9,3) imalat, 94’ünün (84,7) hizmet sektöründe çalıştığı görülmektedir. Kadın girişimcilerin faaliyet alanları incelendiğinde, özellikle hizmet sektöründe yoğunlaştıkları görülmektedir. Bunun nedeni olarak; hizmet sektörüne girişin ve bu sektörde hareket etmenin daha kolay olması, daha az sermaye ve donanım gerektirmesi, kadınların ilgi alanlarına yönelik bir sektör olması gibi nedenler ağırlık kazanmaktadır. Faaliyet yıllarına göre dağılım ise şu şekildedir; 22’sinin (%19,8) 2 ve daha az, 24’ünün (%21,6) 3-6 yıl, 19’unun (%17,1) 7-10 yıl, 46’sının (%41,4) 11 ve üstü süre ile faaliyetlerini sürdürdükleri görülmektedir. Faaliyet yıllarında %41,4’lük bir oranla 11 ve daha fazla süre ile girişimcilik faaliyetlerini yürütenler ağırlık kazanmaktadır. İşletmelerinin faaliyet süresi uzun olan kadın girişimcilerin büyük bir çoğunluğu girişimlerini kendileri kurmuşlardır ancak aile bireylerinden miras yoluyla geçmiş olan işletme sayısı çok yüksek olmasa da, bu orana pozitif yönde etki ettiği söylenebilir. 2.3.2.3. Kadın Girişimcilerin İşletmeleri ve Cinsiyet Sorunu Kadın girişimcilerin işletmelerinde cinsiyet sorunu yaşayıp yaşamadıklarına ilişkin veriler Tablo 2.11’de yer almaktadır. Tablo 2.11: Kadın Girişimcilerin İşletmeleri ve Cinsiyet Sorunu Hayır, kesinlikle yaşamadım Hayır yaşamadım Ne yaşadım ne de yaşamadım Evet yaşadım Evet, kesinlikle yaşadım Toplam Sayı 22 55 21 11 2 111 Yüzde 19,8 49,5 18,9 9,9 1,8 100,0 Geçerli Yüzde 19,8 49,5 18,9 9,9 1,8 100,0 Kümülatif Yüzde 19,8 69,4 88,3 98,2 100,0 Tablo 2.11’e göre, araştırmaya katılan kadın girişimcilerin işletmelerinde cinsiyet sorunu yaşayıp yaşamadıkları incelendiğinde; 22’sinin (%19,8) “hayır kesinlikle yaşamadım”, 55’inin (%49,5) “hayır yaşamadım”, 21’inin (18,9) “ne yaşadım ne de yaşamadım”, 11’inin (%9,9) “evet yaşadım”, 2’sinin (%1,8) “evet kesinlikle yaşadım” yanıtını verdiği görülmektedir. Bu oranlara göre, kadın girişimcilerin ağırlıklı olarak kendilerini işletmelerinde kabul ettirdikleri ve önemli bir fiziksel veya psikolojik tepki ile karşılaşmadıkları söylenebilir. Görüşmeler 71 sırasında bazı kadın girişimciler bilhassa kadın olmanın kendilerine avantaj sağladığını belirtmiştir. Bu durumun temel nedeni, kadın girişimcilerin ağırlıklı olarak hizmet sektöründe ve kadın müşterilerin ağırlıklı olduğu işlerde faaliyet gösteriyor olmasıdır. Ancak görüşmeler sonucu elde edilen bulgulardan yola çıkarak işletmelerinde cinsiyetleri nedeniyle sorun yaşayan kadınların bu sorunu özellikle çalışanları ile yaşadıkları tespit edilmiştir. Kadınlar bunun temel kaynağı olarak; bazı çalışanların “bayan patron” kabul etme ve benimsemede zorluk yaşamaları ve sahip oldukları ön yargılar olduğunu belirtmişlerdir. 2.3.2.4. Kadın Girişimcilerin İşletmelerinin Kuruluş Sırasında Aldıkları Destekler Kadın girişimcilerin işletmelerinin kuruluş sırasında aldıkları desteklere ilişkin veriler Tablo 2.12’de yer almaktadır. Tablo 2.12: Kadın Girişimcilerin İşletmelerini Kuruluş Sırasında Aldıkları Destekler İşin Kuruluş Aşamasında Destek veya Bilgi Alınan Kuruluşlar/Aracılar Sayı Yüzde Aile, eş, akraba vb. 61 55,0 Ticaret odası, Meslek birlikleri vb. 29 26,1 Tedarikçiler, müşteriler, başka işletmeler vb. 17 15,3 İnternet, kütüphane 12 10,8 Banka 10 9,0 Sivil toplum kuruluşları, dernekler vb. 8 7,2 Devlet kuruluşları (KOSGEB, DTM vb.) 6 5,4 Uluslararası kuruluşlar 0 0 İşin Kuruluş Aşamasında Gerekli Finansmanın Nereden Temin Edildiği Sayı Yüzde Şahsi birikimler 70 63,1 Bireysel banka kredisi 32 28,8 Eş desteği 32 28,8 Aile/akraba desteği/Miras vb. 31 27,9 Şahsi kredi kartı 8 7,2 Mikrokredi 4 3,6 Kamu kuruşları kredisi/teşvikleri vb. 0 0 Not: Birden fazla seçenek işaretlenebildiği için toplamda % 100’ü aşmaktadır. Tablo 2.12’ye göre, araştırmaya katılan kadın girişimcilerin işletmelerinin kuruluş sırasında destek veya bilgi aldıkları kuruluşlar/aracılar incelendiğinde; 61’inin (%55,0) aile, eş, akraba vb., 29’unun (%26,1) ticaret odası ve meslek birliği gibi kuruluşlardan, 17’sinin (%15,3) tedarikçi, müşteri veya başka işletmelerden, 72 12’sinin (%10,8) internet, kütüphane gibi bilgi araçlarından, 10’unun (%9,0) bankalardan, 8’inin (%7,2) sivil toplum kuruluşlarından, 6’sının (%5,4) devlet kuruluşlarından (KOSGEB, DTM vb.) destek veya bilgi aldığı görülmektedir. Kadın girişimcilerin hiçbiri uluslararası kuruluşlardan destek almamaktadır. Bu oranlar sonucunda, kadın girişimcilerin destek ve bilgi noktasında en önemli olanın aile, eş ve akrabalardan oluştuğu söylenebilir. Çünkü kadın girişimcilerin büyük bir çoğunluğu faaliyetlerine başlamadan önce ailelerine danışmaktadır. Evli olanlar iş konusunda genellikle eşlerine veya yakın akrabalarına danışmakta, bekar olanlar ise anne ve babalarından bu konuda destek almaktadır. Ticaret odaları ve meslek birlikleri özellikle rekabetin yoğun yaşandığı alanlarda (eğitim, gıda gibi) kadınlar tarafından önemli bir başvuru kaynağı olarak gösterilmektedir. Tablo 2.12’ye göre, kadın girişimcilerin işletmelerinin kuruluş sırasında gerekli finansmanı nereden sağladıkları incelendiğinde; 70’inin şahsi birikimlerden (%63,1), 32’sinin (28,8) bireysel banka kredisinden, 32’sinin (%28,8) eş, 31’inin (%27,9) aile/akraba, miras, 8’inin (%7,2) şahsi kredi kartından, 4’ünün (%3,6) mikrokredi desteğinden yararlandıkları görülmektedir. Kamu kuruluşları kredi ve teşviklerinden yararlanan kadın girişimcilere ise rastlanmamıştır. Finans noktasında en yüksek oran olarak şahsi birikimler görülmektedir. Bunun en önemli nedeni, kadın girişimcilerin birçoğunun daha önce bir iş tecrübesine sahip olmasıdır. İş tecrübesi, kadın girişimcilere hem kuruluş sırasında gerekli olan finans noktasında hem de işletmeyi yürütürken gerekli olan bilgi ve beceri noktasında önemli bir kaynak olarak geri dönmüştür. İkinci sırada ise bireysel banka kredileri ve eş desteği yer almaktadır. Bireysel banka kredisine başvuran sayısının işletmenin faaliyet yılı ile bağlantılı olduğu söylenebilir. İşletmelerini uzun süre önce kurmuş olanların bu kaynağa başvurmadıkları buna rağmen yakın zamanda kurmuş olanların bireysel kredilere başvurdukları görülmüştür. Bu oran bizlere girişimciler için kredi olanaklarının geçmiş yıllara göre daha fazla olduğunu göstermektedir. Eş desteği evli olanlar için önemli bir kaynak olarak gösterilebilir. Ankete katılan evli kadın girişimciler çok büyük oranlarda olmasa da işletmelerini kurarken eşlerinden maddi destek aldıklarını ancak bunu daha sonra ödediklerini 73 belirtmişlerdir. Aile desteği kullanan kadın girişimcilerin çoğunluğu bekâr olanlardan oluşmaktadır. Aile, özellikle işin kuruluş aşamasında sermaye gerektiren işlerde başvurulan önemli bir unsurdur. Faaliyet yılı yüksek olan işletmelerin bir kısmının miras yoluyla kazanıldığı tespit edilmiştir. Bireysel kredi kartı, finans kaynağı olarak oranı düşük çıkmıştır. Bunun en önemli nedeni kadın girişimcilerin faaliyetlerini sürdürdükleri işletmelerin başlangıç sermayesi olarak yüksek finans kaynağı gerektirmemesidir. Çok düşük bir oranda da olsa (%3,6) mikrokredi desteği alan kadın girişimciler bulunmaktadır. Bu durum ülkemizde yeni yeni gelişme gösteren, el becerisine sahip ancak özellikle sermaye yoksunu kadınlara istihdam yaratmayı hedefleyen mikrokredi projelerinin gelişmekte olduğunu göstermektedir. 2.3.2.5. Kadın Girişimcilere Göre Girişimci Olmanın En İyi Yönleri Kadın girişimcilere göre girişimci olmanın en iyi yanlarına ilişkin veriler Tablo 2.13’de yer almaktadır. Tablo 2.13: Kadın Girişimcilere Göre Girişimci Olmanın En İyi Yönleri Kendine güven Başarma duygusu Maddi özgürlük Bağımsızlık Sosyal statü Başkalarına istihdam olanağı sağlayabilmek Meşguliyet Evin bütçesine katkıda bulunmak İlgi alanı olması Yaratıcılık Çok para kazanma Sayı 109 94 86 66 62 52 50 45 43 43 14 Yüzde 98,2 84,7 77,5 59,5 55,9 46,8 45,0 40,5 38,7 38,7 12,6 Not: Birden fazla seçenek işaretlenebildiği için toplamda % 100’ü aşmaktadır. Tablo 2.13’e göre, araştırmaya katılan kadın girişimcilere girişimci olmanın en iyi yönlerine ilişkin görüşleri sorulduğunda; 109’unun (%98,2) kendine güven, 94’ünün (%84,7) başarma duygusu, 86’sının (%77,5) maddi özgürlük, 66’sının (%59,5) bağımsızlık, 62’sinin (%55,9) sosyal statü, 52’sinin (%46,8) başkalarına istihdam olanağı sağlayabilmek, 50’sinin (45,0) meşguliyet, 45’inin (%40,5) evin bütçesine katkıda bulunmak, 43’ünün (%38,7) ilgi alanı olması, 43’ünün (%38,7) yaratıcılık, 14’ünün (%12,6) çok para kazanma yanıtını verdikleri görülmektedir. Kadın girişimciler için, kendine güven konusu girişimci olmanın en iyi yönlerinde 74 %98,2’lik bir oran ile ilk sırada yer almaktadır. Kadın girişimcilerin birçoğu girişimci olduktan sonra kendilerine olan güvenin arttığını ve bunun yakın çevreleri tarafından da en dikkat çeken nokta olduğunu belirtmişlerdir. İkinci sırada yer alan ise, %84,7’lik bir oran ile başarma duygusudur. Kadın girişimciler, başarma isteklerinin ve kazandıkları başarıların kendilerini pozitif yönde etkilediğini ve bunun olumlu bir motivasyon faktörü olduğunu belirtmişlerdir. Daha sonra gelen unsurlar sırası ile maddi özgürlük, bağımsızlık ve sosyal statüdür. Maddi özgürlük, özellikle evli kadın girişimciler için önemli bir konudur. Çok para kazanma ise %12,6 ile son sırada yer almaktadır. Kadın girişimcilerin birçoğu için, işletmeyi kurarken veya yürütürken çok para kazanmaya ilişkin beklentileri geri plandadır. Bu durumda, araştırmaya katılan kadın girişimcilerin çok az bir kısmı yapmakta oldukları işlerden çok para kazanmaktadırlar sonucuna da ulaşılabilmektedir. 2.3.2.6. Kadın Girişimcilerin Girişimci Olmalarını Etkileyen Nedenler Kadın girişimcilerin girişimci olmalarını etkileyen nedenleri belirlemek amacıyla yapılan analizler sonucunda değerlendirme Tablo 2.14’deki aralıklar dikkate alınarak yapılmıştır. Tablo 2.14: Likert Ölçeğin Puanlanması Seçenekler Seçenek Ağırlığı Sınırlar Çok Yüksek Yüksek Orta Düşük Çok Düşük 5 4 3 2 1 4.21-5.00 3.41-4.20 2.61-3.40 1.81-2.60 1.00-1.80 Kaynak: Flordiliza B. Dalumay (2010); “The Sails of DMMMSU-LHS Teachers ans Students: An Input to Scince Instructional Plan”, E- International Scientific Research Journal, Vol. 2, Iss. 1, s. 17. Kadın girişimcilerin girişimci olmalarını etkileyen nedenlere ilişkin veriler tablo 2.15’de yer almaktadır. 75 Tablo 2.15: Kadın Girişimcilerin Girişimci Olmalarını Etkileyen Nedenler Nedenler Kendi işimi yaparak daha saygın olmak Kendi patronum olmayı istemek Bir yeniliği sunmak Aile içi yükümlülükleri yerine getirmek Başarılı girişimci örnekleri Piyasadaki bir açığı kapatmak Etrafımda oluşmuş bir fırsattan yararlanmak Başkalarını yönetmek ve motive etmek Çok para kazanmak Esnek çalışma saati Bir hobiyi ticarete dönüştürmek Aritmetik Ortalama 3,77 3,74 3,58 3,22 3,15 2,97 2,96 2,71 2,64 2,61 2,53 Standart Sapma 0,85 1,15 1,14 1,17 1,26 1,13 1,10 1,03 1,16 1,11 1,27 Not: (i) n=111; (ii) ölçek 5 kesinlikle katılıyorum, 1 kesinlikle katılmıyorum anlamındadır; (iii) Friedman çift yönlü Anova testine göre (X2 =392,297; p<0,001) sonuçlar istatistiksel bakımdan anlamlıdır. Tablo 2.15’e göre, araştırmaya katılan kadın girişimcilerin girişimci olmalarını etkileyen nedenler incelendiğinde; kadın girişimcilerin önemli bir çoğunluğu “kendi işimi yaparak daha saygın olmak” yanıtını vermiştir. Bununla birlikte, “kendi patronum olmayı istemek” ve “bir yeniliği sunmak” yanıtları da önemli bir yer tutmaktadır. “Aile içi yükümlülükleri yerine getirmek” “başarılı girişimci örnekleri”, “piyasadaki bir açığı kapatmak”, “etrafımda oluşmuş bir fırsattan yararlanmak”, “başkalarını yönetmek ve motive etmek”, “çok para kazanmak” ve “esnek çalışma saati” ise nispeten kadın girişimcilerin “girişimci” olmalarında daha az etkili olmuştur. “Bir hobiyi ticarete dönüştürme” nedeni ise çok düşük oranda kalmıştır. Bu sonuçlara göre, kadın girişimcilerin girişimci olmalarında kendi işlerini yaparak daha saygın olma ve kendilerinin patronu olma isteklerinin ağır bastığı görülmüştür. Kadın girişimciler için girişimcilik bir yükümlülük sonucu gerçekleştirilen bir faaliyet olarak algılanmamaktadır. 2.3.2.7. Kadın Girişimcilerin İşletmelerinin Kuruluşu Sırasında Karşılaştıkları Güçlükler Kadın girişimcilerin kuruluş sırasında karşılaştıkları güçlükleri belirlemek amacıyla yapılan analizler sonucunda değerlendirme tablo 2.14’deki likert ölçek puanlama aralıkları dikkate alınarak yapılmıştır. Kadın girişimcilerin işletmelerinin kuruluş sırasında karşılaştıkları güçlüklere ilişkin veriler Tablo 2.16’da yer almaktadır. 76 Tablo 2.16: Kadın Girişimcilerin İşletmelerinin Karşılaştıkları Güçlükler Güçlükler Finansman eksikliği Pazarda tanınmamış olmak Uygun yer seçiminin zorluğu Deneyimsizlik Bürokratik işlemler İşin başarısız olacağını düşünmek Ailevi sorumluluklardan zaman bulamamak Aile büyüğünün izin vermemesi Kuruluş Aritmetik Ortalama 3,52 2,97 2,73 2,64 2,63 2,05 2,05 1,40 Sırasında Standart Sapma 1,09 1,19 1,27 1,15 1,18 0,99 0,97 0,80 Not: (i) n=111; (ii) ölçek 5 kesinlikle katılıyorum, 1 kesinlikle katılmıyorum anlamındadır; (iii) Friedman çift yönlü Anova testine göre (X2 =310,627; p<0,001) sonuçlar istatistiksel bakımdan anlamlıdır. Tablo 2.16’ya göre, araştırmaya katılan kadın girişimcilerin işletmelerinin kuruluş sırasında karşılaştıkları güçlükler incelendiğinde; “finansman eksikliği” ilk sırada yer almaktadır. Bununla birlikte, “pazarda tanınmamış olmak”, “uygun yer seçiminin zorluğu”, “deneyimsizlik”, “bürokratik işlemler” daha az önemli sorunlardır. “İşin başarısız olacağını düşünmek”, “ailevi sorumluluklardan zaman bulamamak” ve “aile büyüğünün izin vermemesi” kuruluş güçlükleri ise çok düşük oranda kalmıştır. Finansman eksikliği sorunu ile günümüz iş dünyasında kadın girişimcilerin olduğu kadar erkek girişimcilerin de karşılaştıkları söylenebilir. Özellikle büyük girişimlerde bulunmak isteyen kadın girişimciler, finansman eksikliği nedeniyle iş kurmayı ertelemekte veya vazgeçebilmektedir. Pazarda tanınmamış olmak ve uygun yer seçiminin zorluklarının bir girişime başlarken genel olarak birçok girişimcinin yaşadığı güçlükler olduğu söylenebilir. Araştırmaya katılan kadın girişimcilerin de bu sorunu orta dereceli olarak yaşadığı görülmektedir. “Aile büyüğünün izin vermemesi” seçeneği son sırada yer almaktadır. Bunun nedeni olarak kadın girişimcilerin büyük çoğunluğunun, faaliyetlerine başlamadan önce aileleri ile birlikte hareket etmeleri ve onlardan destek almaları gösterilebilir. 2.3.2.8. Kadın Girişimcilerin İşletmelerinin Karşılaştıkları Güçlükler Faaliyetleri Sırasında Kadın girişimcilerin faaliyetleri sırasında karşılaştıkları güçlükleri belirlemek amacıyla yapılan analizler sonucunda değerlendirme Tablo 2.14’deki likert ölçek puanlama aralıkları dikkate alınarak yapılmıştır. Kadın girişimcilerin işletmelerinin 77 faaliyetleri sırasında karşılaştıkları güçlüklere ilişkin veriler Tablo 2.17’de yer almaktadır. Tablo 2.17: Kadın Girişimcilerin İşletmelerinin Karşılaştıkları Güçlükler Güçlükler Pazarın durgun oluşu Vergi ödemeleri Borç ödemeleri Aşırı yorgunluk Müşteriler ile ilgili sorunlar Elemanlar ile ilgili sorunlar Aile ilişkileri Bürokratik engeller Kredi alamama Deneyimsizlik Aritmetik Ortalama 4,28 3,64 3,42 3,23 3,19 2,77 2,63 2,55 2,05 1,56 Faaliyetleri Sırasında Standart Sapma 0,90 1,18 1,14 1,09 0,93 1,05 1,11 1,05 1,24 0,80 Not: (i) n=111; (ii) ölçek 5 kesinlikle katılıyorum, 1 kesinlikle katılmıyorum anlamındadır; (iii) Friedman çift yönlü Anova testine göre (X2 =365,715; p<0,001) sonuçlar istatistiksel bakımdan anlamlıdır. Tablo 2.17’ye göre, araştırmaya katılan kadın girişimcilerin işletmelerinin faaliyetleri sırasında karşılaştıkları güçlükler incelendiğinde; “pazarın durgun oluşu” önemli bir oran ile ilk sırada yer almıştır. “Vergi ödemeleri” ve “borç ödemeleri” de önemli bir sorun olarak görülmektedir. “Aşırı yorgunluk”, “müşteriler ile ilgili sorunlar”, “elemanlar ile ilgili sorunlar” ve “aile ilişkileri” ise kadın girişimciler tarafından orta dereceli güçlükler olarak değerlendirilmektedir. “Bürokratik engeller”, “kredi alamama” ve “deneyimsizlik” ise düşük orana sahip sorunlardır. Pazarın durgun oluşunun en önemli nedeni olarak “2009 Dünya Ekonomik Krizi” ve buna bağlı olarak özel sektörün yaşadığı sorunlar gösterilebilir. Her ne kadar kriz etkisini büyük oranda yitirmiş olsa da özel sektörde rekabetin ve değişimin yoğun yaşanması, buna ayak uydurmanın zorluğu etkisini sürdürmektedir. Ayrıca vergi ve borç ödemelerinin, kadın girişimcilerin faaliyetleri esnasında karşılaştıkları sorunlar içerisinde önemli olduğu sonucuna ulaşılması, tüm faaliyet alanlarında olduğu gibi kadın girişimcilerin faaliyette bulunduğu alanlarda da maddi etkenlerin önemini ortaya koymaktadır. Kadın girişimciler özellikle yüksek vergi oranları konusunda ciddi sorunlardan yaşadıklarını belirtmektedir. 78 Verginin bir sorun olarak görülme derecesi işletmenin büyüklüğü ve faaliyet yapısı ile doğru orantılıdır. Kadın girişimciler vergi ve borç sorunları nedeniyle girişimlerini ertelemekte ve bu da yeni sorunların doğmasına yol açabilmektedir. Araştırmaya katılan kadın girişimcilerin, yürütmekte oldukları faaliyet alanlarında deneyimsizlik sorunu yaşamadıkları görülmektedir. Anket verilerinden elde edilen sonuçlar ışığında, kadın girişimcilerin yürütmekte oldukları faaliyetlerden önce bir iş kolunda çalışmış oldukları sonucuna ulaşılmakta ve bu durum da kadın girişimcilerin, girişimcilik faaliyetleri sırasında karşılaştıkları sorunların tespiti sonucunda deneyimsizlik faktörünün çok düşük çıkmasını desteklemektedir. 2.3.3. Kadın Girişimcilerin Risk Alma Eğilimi ve Kendine Güven Özelliklerine İlişkin Bulgular Anketin üçüncü bölümünü oluşturan bu bölümde; kadın girişimcilerin kişilik özelliklerine ilişkin bilgileri ortaya koymak amacıyla, tanımlayıcı istatistiksel sonuçların yanı sıra nitel veriler de kullanılarak kadın girişimcilerin kişilik özellikleri ortaya konulmaya çalışılmaktadır. Kadın girişimcilerin risk alma eğilimi, kendine güven ve girişimci kişilik özelliklerini belirlemek için yapılan analizler sonucunda değerlendirme Tablo 2.14’deki likert ölçek puanlama aralıkları dikkate alınarak yapılmıştır4. Tablo 2.14’den yola çıkarak, kadın girişimcilerin risk alma eğilimleri, kendilerine olan güvenleri ve girişimci kişilik yapılarına ilişkin bilgiler Tablo 2.18’de yer almaktadır. Tablo 2.18: Kadın Girişimcilerin Risk Alma Eğilimi ve Kendine Güven Özelliklerine İlişkin Bilgiler Risk Alma Eğilimi Kendine Güven Çok Yüksek n % 28 25.22 30 27.02 Yüksek n 45 48 % 40.54 43.24 Orta n 30 27 % 27.02 24.34 Düşük n 6 5 % 5.42 4.50 Çok Düşük n % 2 1.80 1 0.9 Toplam n 111 111 % 100 100 Not: (i) n: sayıyı, (ii) %: yüzdeyi temsil etmektedir. Tablo 2.18’e göre, araştırmaya katılan kadın girişimcilerin risk alma eğilimleri incelendiğinde; 28’inin (%25.22) çok yüksek, 45’inin (%40.54) yüksek, 30’unun 4 Likert ölçek puanlama aralığında, 4.21-5.00, çok yüksek; 3.41-4.20, yüksek; 2.61-3.40, orta; 1.812.60, düşük; 1.00-1.80, çok düşük olarak adlandırılmaktadır (Dalumay, 2010). 79 (%27.02) orta, 6’sının (%5.42) düşük, 2’sinin (%1.80) çok düşük oranda risk alma eğilimine sahip olduğu görülmektedir. Bu veriler ışığında, kadın girişimcilerin risk alma eğilimlerinin yüksek oranda olduğu görülmektedir. Kadın girişimcilerin kendilerine olan güvenleri incelendiğinde; 30’unun (%27.02) çok yüksek, 48’inin (43.24) yüksek, 27’sinin (%24.34) orta, 5’inin (%4.50) düşük, 1’inin (%0.90) çok düşük oranda kendilerine güven duydukları görülmektedir. Bu sonuçlara göre, kadın girişimcilerin kendilerine olan güvenlerinin yüksek oranda olduğu görülmektedir. 2.3.4. Kadın Girişimcilerin Demografik ve İş Yaşamı İle Risk Alma Eğilimi ve Kendine Güven Özellikleri Arasındaki İlişki Bu bölümde kadın girişimcilerin demografik ve iş yaşamı ile risk alma eğilimi ve kendine güven özellikleri arasındaki ilişkiler incelenmektedir. 2.3.4.1. Kadın Girişimcilerin Demografik ve İş Yaşamı Özellikleri İle Risk Alma Eğilimleri Arasındaki İlişki Kadın girişimcilerin demografik ve iş yaşamı özellikleri ile risk alma eğilimleri arasında istatistikî açıdan anlamlı bir ilişkinin olup olmadığını belirlemek için ki-kare bağımsızlık testi uygulanmıştır. Bu testlere ait sonuçlar Tablo 2.19’da verilmektedir. Ki-kare Değerlendirme Kriteri: Pearson Chi-square > 0,05 = ilişki yok Pearson Chi-square < 0,05 = ilişki var 80 Tablo 2.19: Kadın Girişimcilerin Demografik ve İş Yaşamı Özellikleri İle Risk Alma Eğilimleri Arasındaki İlişki Risk Alma Eğilimi Özellikler Doğum Yeri Yaş Eğitim Yabancı Dil Bilgisi Yabancı Dil Seviyesi Medeni Durum Eşin Eğitimi Eşin Mesleği Çocuk Sahipliği Çocuk Sayısı Ailede Girişimci Girişimcilik Öncesi Çalışma Girişimcilik Öncesi Yapılan İş Çalışılan Sektör İşletmenin Faaliyet Yılı Cinsiyet Sorunu Girişimci Olma Nedenleri İşletmenin Kuruluş Güçlükleri İşletmenin Faaliyet Güçlükleri Ki-Kare Değeri Serbestlik 50,898 47,761 97,159 24,940 65,330 118,256 59,609 89,738 38,718 46,576 25,963 39,012 84,885 67,735 46,869 79,112 497,121 491,631 480,665 Derecesi (df) 40 60 80 20 51 60 68 68 20 54 20 20 80 40 60 80 460 440 420 Anlamlılık Düzeyi (p) 0,116 0,873 0,093 0,203 0,086 0,006(*) 0,756 0,040(*) 0,007(*) 0,753 0,017(*) 0,007(*) 0,333 0,004(*) 0,892 0,507 0,112 0,045(*) 0,022(*) Not: (*), P < 0,05 seviyesinde anlamlı bir ilişkinin varlığını göstermektedir. Kadın girişimcilerin risk alma eğilimleri ile arasında ilişki bulunan demografik ve iş yaşamına ilişkin bilgileri ortaya koymak amacıyla gerçekleştirilen analizlerin sonucunda kadın girişimcilerin bazı özellikler ile risk alma eğilimleri arasında ilişki bulunmamıştır. Bu özellikler; doğum yeri, yaş, eğitim, yabancı dil bilgisi, yabancı dil seviyesi, eşin eğitim durumu, çocuk sayısı, girişimcilik öncesi yapılan iş, işletmenin faaliyet yılı, işletmede cinsiyet sorunu yaşanıp yaşanmaması ve girişimci olma nedenleridir. Kadın girişimcilerin risk alma eğilimleri ile arasında ilişki bulunan demografik ve iş yaşamına ilişkin bilgileri ortaya koymak amacıyla gerçekleştirilen analizlerin sonucunda ilişki bulunan özellikler şu şekildedir: Kadın girişimcilerin medeni durumları ve risk alma eğilimleri arasında anlamlı bir ilişki vardır. 81 Kadın girişimcilerin eşlerinin mesleği ve risk alma eğilimleri arasında anlamlı bir ilişki vardır. Kadın girişimcilerin çocuk sahibi olup olmadıkları ve risk alma eğilimleri arasında anlamlı bir ilişki vardır. Kadın girişimcilerin ailelerinde girişimci olup olmadığı ve risk alma eğilimleri arasında anlamlı bir ilişki vardır. Kadın girişimcilerin girişimci olmadan önce çalışıp çalışmadıkları ve risk alma eğilimleri arasında anlamlı bir ilişki vardır. Kadın girişimcilerin çalıştıkları sektör ve risk alma eğilimleri arasında anlamlı bir ilişki vardır. Kadın girişimcilerin işletmelerinin kuruluş sırasında karşılaştıkları güçlükler ve risk alma eğilimleri arasında anlamlı bir ilişki vardır. Kadın girişimcilerin işletmelerinin faaliyetleri sırasında karşılaştıkları güçlükler ve risk alma eğilimleri arasında anlamlı bir ilişki vardır. Bu sonuçlar ışığında değişkenlerin ağırlıkları incelendiğinde şu bulgulara ulaşılmıştır. Evli olan kadın girişimcilerin risk alma eğilimleri daha yüksektir. Eşinin mesleği girişimci veya işçi olan kadınların risk alma eğilimleri daha yüksektir. Çocuk sahibi olan kadınlar çocuk sahibi olmayan kadınlara göre daha yüksek risk alma eğilimi göstermektedir. Ailesinde girişimci olan kadın girişimcilerin risk alma eğilimleri daha yüksektir. Girişimci olmadan önce çalışan kadınlar, daha önce çalışma hayatı olmayan kadınlara göre daha düşük bir risk alma eğilimi göstermektedir. Risk alma eğiliminin yüksekliği sektör bakımdan incelendiğinde ise, imalat sektöründe çalışan kadınlar daha yüksek risk alma eğilimi göstermiştir. İkinci sırada tarım, son sırada ise, hizmet sektörü yer almaktadır. Son olarak işletmenin kuruluşu sırasında veya faaliyetlerin yürütülmesi sırasında sorun yaşamayan kadın girişimcilerin risk alma eğilimleri sorun yaşayan kadınlara göre daha yüksektir. 2.3.4.2. Kadın Girişimcilerin Demografik ve İş Yaşamı Özellikleri İle Kendilerine Olan Güvenleri Arasındaki İlişki Kadın girişimcilerin demografik ve iş yaşamı özellikleri ile kendilerine olan güvenleri arasında istatistikî açıdan anlamlı bir ilişkinin olup olmadığını belirlemek 82 için ki-kare bağımsızlık testi uygulanmıştır. Bu testlere ait sonuçlar Tablo 2.20’de verilmektedir. Ki-kare Değerlendirme Kriteri: Pearson Chi-square > 0,05 = ilişki yok Pearson Chi-square < 0,05 = ilişki var Tablo 2.20: Kadın Girişimcilerin Demografik ve İş Yaşamı Özellikleri İle Kendilerine Olan Güvenleri Arasındaki İlişki Özellikler Doğum Yeri Yaş Eğitim Yabancı Dil Bilgisi Yabancı Dil Seviyesi Medeni Durum Eşin Eğitimi Eşin Mesleği Çocuk Sahipliği Çocuk Sayısı Ailede Girişimci Girişimcilik Öncesi Çalışma Girişimcilik Öncesi Yapılan İş Çalışılan Sektör İşletmenin Faaliyet Yılı Cinsiyet Sorunu Girişimci Olma Nedenleri İşletmenin Kuruluş Güçlükleri İşletmenin Faaliyet Güçlükleri Kendine Güven Ki-Kare Değeri 33,358 48,896 97,411 16,398 44,603 86,091 73,186 53,557 17,463 72,658 9,128 16,537 56,139 51,503 68,617 61,461 377,086 351,870 410,012 Serbestlik Derecesi (df) 34 51 68 17 45 51 60 60 17 51 17 17 80 34 51 68 391 374 357 Anlamlılık Düzeyi (p) 0,499 0,558 0,011(*) 0,496 0,489 0,038(*) 0,118 0,709 0,423 0,025(*) 0,036(*) 0,486 0,980 0,028(*) 0,040(*) 0,699 0,684 0,788 0,028(*) Not: (*), P < 0,05 seviyesinde anlamlı bir ilişkinin varlığını göstermektedir. Kadın girişimcilerin kendilerine olan güvenleri ile arasında ilişki bulunan demografik ve iş yaşamına ilişkin bilgileri ortaya koymak amacıyla gerçekleştirilen analizlerin sonucunda kadın girişimcilerin bazı özellikler ile kendilerine olan güvenleri arasında ilişki bulunmamıştır. Bu özellikler; doğum yeri, yaş, yabancı dil bilgisi, yabancı dil seviyesi, eşin eğitim durumu, eşin mesleği, çocuk sahibi olup olmama, girişimcilik öncesi çalışıp çalışmama durumu, girişimcilik öncesi yapılan iş, 83 işletmede cinsiyet sorunu yaşanıp yaşanmaması, girişimci olma nedenleri ve işletmenin kuruluşu sırasında karşılaşılan güçlüklerdir. Kadın girişimcilerin kendilerine olan güvenleri ile arasında ilişki bulunan demografik ve iş yaşamına ilişkin bilgileri ortaya koymak amacıyla gerçekleştirilen analizlerin sonucunda ilişki bulunan özellikler şu şekildedir: Kadın girişimcilerin eğitim durumları ve kendilerine olan güvenleri arasında anlamlı bir ilişki vardır. Kadın girişimcilerin medeni durumları ve kendilerine olan güvenleri arasında anlamlı bir ilişki vardır. Kadın girişimcilerin sahip oldukları çocuk sayısı ve kendilerine olan güvenleri arasında anlamlı bir ilişki vardır. Kadın girişimcilerin ailelerinde girişimci olup olmadığı ve kendilerine olan güvenleri arasında anlamlı bir ilişki vardır. Kadın girişimcilerin çalıştıkları sektör ve kendilerine olan güvenleri arasında anlamlı bir ilişki vardır. Kadın girişimcilerin işletmelerinin faaliyet yılı ve kendilerine olan güvenleri arasında anlamlı bir ilişki vardır. Kadın girişimcilerin işletmelerinin faaliyetleri sırasında karşılaştıkları güçlükler ve kendilerine olan güvenleri arasında anlamlı bir ilişki vardır. Bu sonuçlar ışığında değişkenlerin ağırlıkları incelendiğinde şu bulgulara ulaşılmıştır. Kadın girişimcilerin eğitim durumu arttıkça kendilerine olan güvenleri de artmaktadır. Evli olan kadın girişimcilerin kendilerine olan güvenleri daha yüksektir. Daha sonra sırası ile bekar, boşanmış ve dul kadınlar gelmektedir. Kadın girişimcilerin çocuk sayısı arttıkça kendilerine olan güvenlerinin azaldığı görülmektedir. Kadın girişimcilerin kendilerine olan güvenlerinin yüksekliği sektör bakımdan incelendiğinde ise, imalat sektöründe çalışan kadınlar için bu oranın daha yüksek olduğu görülmüştür. İkinci sırada hizmet, son sırada ise, tarım sektörü yer almaktadır. Kadın girişimcilerin sahip oldukları işletmenin faaliyet yılı arttıkça kendilerine olan güvenlerinin de arttığı görülmüştür. Son olarak faaliyetlerin 84 yürütülmesi sırasında sorun yaşamayan kadın girişimcilerin kendilerine olan güvenleri sorun yaşayan kadınlara göre daha yüksektir. 2.3.5. Kadın Girişimcilerin İş Yaşamları İle Risk Alma Eğilimleri ve Kendine Güven Özellikleri Arasındaki İlişki Çalışmanın bu bölümünde kadın girişimcilerin risk alma eğilimleri ve kendilerine olan güven özellikleri arasındaki ilişki test edilmiştir. İlişkilerin gücünü belirlemek için öncelikle korelasyon analizi kullanılmıştır. Korelasyon analizi, aralık ve rasyo seviyesinde ölçülmüş iki değişken arasındaki ilişkinin ya da bağımlılığın şiddetini belirlemeye yönelik bir analiz tekniğidir. Bu testin güvenilir sonuçlar verebilmesi için, verinin metrik özellikler taşıması gerekmektedir (Altunışık vd., 2007:334-334). Bu analizde ölçülmeye çalışılan ilişki, değişkenler arasındaki ilişkinin doğrusal olan kısmıyla ilgilenir. Korelasyon analiziyle hesaplanan korelasyon katsayısı r ile gösterilir ve -1 ile +1 arasında değerler alabilir. Katsayının +1 olması iki değişken arasında çok güçlü bir doğrusal ilişkinin (x değişkeni bir birim artarken, y değişkeninin değeri de bir birim artmaktadır) olduğunu gösterirken, katsayının -1 olması değişkenler arasında yine çok güçlü bir ters yönlü ilişkinin olduğunu göstermektedir. Katsayının sıfır olması ise iki değişken arasında herhangi bir görülebilir ilişkinin olmadığı anlamını taşımaktadır (Altunışık vd, 2007:199-200). Korelasyon katsayısının, mutlak değer olarak 0,70-1,00 arasında olması, yüksek; 0,30-0,70 arasında olması, orta; 0-0,30 arasında olması ise; düşük düzeyde bir ilişki olarak tanımlanabilmektedir (Büyüköztürk, 2007:34). 85 Tablo 2.21: Kadın Girişimcilerin İş Yaşamları İle Risk Alma ve Kendine Güven Özellikleri Arasındaki Korelasyon Katsayıları GOEN Girişimci Olmayı Etkileyen Nedenler Kuruluş Sırasında Karşılaşılan Güçlükler Yürütürken Karşılaşılan Güçlükler Risk Alma Eğilimi Kendine Güven r p N r p N r p N r p N r p N KSKG YKG RAE KG 1 111 ,200(*) 1 ,264 111 111 ,192(*) ,447(**) 1 ,027 111 ,232(*) ,006 111 ,153 ,354 111 ,000 111 ,025 ,844 111 -,257(**) ,006 111 111 -,234(*) ,027 111 -,058 ,546 111 1 111 ,360(**) ,000 111 1 111 Not: (*); Aradaki ilişki 0.05 seviyesinde önemli, (**); Aradaki ilişki 0.01 seviyesinde önemli. r; korelasyon katsayısı, p; istatistiki anlamlılık, N; anakütle. Kısaltmalar; Girişimci Olmayı Etkileyen Nedenler=GOEN, Kuruluş Sırasında Karşılaşılan Güçlükler=KSKG, Yürütürken Karşılaşılan Güçlükler=YKG, Risk Alma Eğilimi=RAE, Kendine Güven=KG, Girişimci Kişilik Yapısı=GKY. Tablo 2.21’de kadın girişimcilerin girişimci olmalarını etkileyen nedenler, işletmelerinin kuruluş sırasında karşılaştıkları güçlükler, yürütürken karşılaştıkları güçlükler, risk alma eğilimleri ve kendilerine olan güvenleri arasındaki ilişkilere ait değişkenler arasındaki korelasyon katsayıları verilmiştir. Tabloda yer alan değerlere göre, %95 güven aralığında kadın girişimcilerin; Girişimci olmalarını etkileyen nedenler ve kuruluş sırasında karşılaştıkları güçlükler arasında (r=0,200) düşük düzeyde, anlamlı pozitif bir ilişki, Girişimci olmalarını etkileyen nedenler ve yürütürken karşılaştıkları güçlükler arasında (r=0,192) düşük düzeyde, anlamlı pozitif bir ilişki, Girişimci olmalarını etkileyen nedenler ve risk alma eğilimleri arasında (r=0,232) düşük düzeyde, anlamlı pozitif bir ilişki, Kuruluş sırasında karşılaşılan güçlükler ve yürütürken karşılaşılan güçlükler arasında (r=0,447) orta düzeyde, anlamlı pozitif bir ilişki, 86 Risk alma eğilimleri ve yürütürken karşılaşılan güçlükler arasında (r=-0,234) düşük düzeyde, anlamlı negatif bir ilişki, Kendilerine olan güvenleri ve kuruluş sırasında karşılaşılan güçlükler arasında (r=-0,257) düşük düzeyde, anlamlı negatif bir ilişki, Risk alma eğilimleri ve kendilerine olan güvenleri arasında (r=0,360) orta düzeyde, anlamlı pozitif bir ilişki bulunmaktadır. Bu sonuçlar ışığında; H1, H2, H4, H6, H7 ve H9 hipotezleri kabul edilmiş, H3, H5, H8 ve H10 hipotezleri ise reddedilmiştir. Kadın girişimcilerin girişimci olmalarını etkileyen nedenler ve kuruluş sırasında karşılaşılan güçlükler arasında düşük düzeyde pozitif bir ilişki vardır. Aynı şekilde yürütürken karşılaştıkları güçlükler arasında da düşük düzeyde pozitif bir ilişki bulunmaktadır. Bu bağlamda kadın girişimcilerin girişimci olmalarını etkileyen nedenlerin kuruluş ve yürütürken karşılaşılan güçlükleri pozitif yönde etkilediği söylenebilir. Bu nedenle girişimci olmayı etkileyen nedenlere bağlı kalınarak yapılan girişimcilik faaliyetleri başlangıç ve yürütme aşamalarında sorunlarla karşılaşıldığı yorumu yapılabilir. Kadın girişimcilerin girişimci olmalarını etkileyen nedenler ve risk alma eğilimleri arasında, düşük düzeyde pozitif bir ilişki vardır. Kadın girişimcilerin girişimci olmalarını etkileyen nedenlerin risk alma eğilimlerini pozitif yönde etkilediği görülmektedir. Risk alma eğilim güçlü olan kadın girişimcilerin girişimci olmalarını etkileyen nedenlerinde yüksek olduğu görülmektedir. Bu bağlamda kadın girişimcilerin kendilerini etkileyen nedenler çerçevesinde faaliyetlerine yön verip ve risk alabildikleri yorumu yapılabilir. Kadın girişimcilerin kuruluş sırasında karşılaştıkları güçlükler ve faaliyetleri sırasında karşılaştıkları sorunlar arasında orta düzeyde pozitif bir ilişki bulunmuştur. Bu bağlamda kuruluş sırasında güçlük yaşamış olan kadın girişimcilerin faaliyetleri sırasında da sorunlarla karşılaşma oranlarının, kuruluş sırasında daha az güçlük yaşamış veya yaşamamış olanlara göre daha yüksek olduğu söylenebilir. 87 Kadın girişimcilerin risk alma eğilimleri ve faaliyetleri sırasında karşılaştıkları güçlükler arasında, düşük düzeyde negatif bir ilişki vardır. Buna göre, risk alma eğilimi yüksek olan kadın girişimcilerin faaliyetleri sırasında daha az sorun yaşadıkları söylenebilir. Girişimciliğin en önemli özelliklerinden biri olan risk alma eğilimi kadın girişimcilerin faaliyetleri sırasında yaşadıkları zorlukları daha aza indirmelerini sağlamaktadır. Kadın girişimcilerin borçlarında daha sadık oldukları ve hesaplanabilir risk aldıkları düşünülürse, bu sonuç literatür kısmında değinilmiş olan düşünceyi desteklemektedir (Weiler ve Bernasek, 2001:101). Risk alma eğilimi yüksek olan kadın girişimcilerin kendilerine olan güvenlerinin de güçlü olduğu söylenebilir. Aynı şekilde kendine güveni yüksek olan kadın girişimcilerin risk alma eğilimlerinin de güçlü olduğu söylenebilir. Kadın girişimcilerin kişilik yapılarını ölçmek için kullanılan bu iki ölçeğin birbiriyle orta düzeyde bir ilişki içinde olduğu görülmektedir. 2.4. Araştırma Bulgularının Genel Değerlendirmesi Kadın girişimcilerin risk alma eğilimlerin ve kendine güven özellikleri ve bu özelliklerinin girişimcilik faaliyetlerine olan etkileri başta olmak üzere, iş ve aile yaşamlarına ilişkin durumlarını irdelemek amacıyla yapılan bu araştırma sonucunda özetle aşağıdaki bulgulara ulaşılmıştır. Kadın girişimcilerin demografik özelliklerine ilişkin elde edilen bulgular değerlendirildiğinde; kadın girişimcilerin ağırlıklı olarak il merkezinde değil, ilçe merkezlerinde faaliyet gösterdikleri görülmüştür. Bu noktada Zonguldak ilinde özellikle Ereğli ilçesi ağırlık kazanmaktadır. Bu sonuç, Karateke’nin (2006:65) “kadın girişimcilerin büyük çoğunluğu büyük kentlerde yetişmiştir” sonucundan farklı bir sonuç ortaya koymaktadır. Kadın girişimcilerin büyük bir çoğunluğu (%65,7) orta yaş grubuna aittir. Bunun en önemli nedeni gerekli bilgi beceri ve finansal kaynaklara ulaşım noktasında genç kadın girişimcilerin ulaşmasında yaşadıkları sorunlardır. Kadın girişimcilerin çoğu belli bir iş tecrübesine sahip olmadan direkt olarak girişimcilik faaliyetinde bulunmaktan kaçınmaktadır. Kutaniş (2006:73), Jenkins ve Katırcıoğlu 88 (2009:69-70), Çulcu (2009:74) ve Collot da (2009:7) kadın girişimcilerin genel olarak orta yaş grubunda olduklarını belirtmişlerdir. Kadın girişimcilerin eğitim durumları ağırlıklı olarak lisans (%44) düzeyindedir. Bu sonuç, literatür kısmında değinilen girişimcilere dair yanlış inanışlar konusunu desteklemektedir. Çünkü hızla değişen ve gelişen dünya pazarlarında bilgi önemli bir unsurdur ve girişimcilerin çoğunluğu eğitimin önemine inanmaktadır. Bu bağlamda Kutaniş ve Hancı (2004:463), Kutaniş (2006:73), İyicil (2006:92), Oosterbeek ve arkadaşları (2008:17-18), Jenkins ve Katırcıoğlu (2009:69) ve Çulcu’nun da (2009:75) benzer bulgulara ulaştıkları görülmüştür. Buna göre eğitim durumu arttıkça kişilerin girişimcilik performansları da artmaktadır. Ancak eğitime yönelik bulgular Karateke’nin (2006:65) kadın girişimcilerin en düşük eğitim düzeylerini lise olarak belirten çalışmasından farklılık göstermektedir. Yabancı dil noktasında (%61)’lik güçlü bir oran söz konusudur; ancak dil düzeylerinin ağırlıklı olarak (%20,7)’lik bir oran ile orta düzeyde olduğu görülmektedir. Bunun temel nedeni faaliyette bulundukları işin dil gerektirmemesidir. Kadın girişimcilerin geneli, girişimlerinin ve gelişmelerin kendi kişisel çabalarıyla ilgili olduğunu düşünmektedirler. Çok yeni oldukları ticari hayatta, güçlenebilmeleri ve gelişebilmeleri için devlet desteklerinin ve kadın girişimcileri geliştirmeye yönelik düzenlemelerin artması gerektiğini vurgulamaktadırlar. Geleneksel yapının hâkim olduğu yerlerde kadınlar daha geleneksel bir bakış açısı ile yetiştirilmekte ve bunun bir sonucu olarak cinsiyetçi iş bölümünü arttırmakta ve yetenekler sınırlandırılmaktadır. Kız çocuklarına da erkek çocukları kadar şans verilmesi ve toplumun bakış açısının kadın girişimciler lehine değiştirilmesinin kadınların kadın olarak kabulünü kolaylaştırabileceği düşünülmektedir. Kadınlar yaşadıkları tüm olumsuzluklara rağmen, iş kurma ile ilgili olumlu düşüncelere ve iyimser bir bakış açısına sahiptirler. Kadınlar, kurdukları işten beklentilerine ulaşacaklarına inandıkları ulaşacaklarına da gibi, inanmaktadırlar. aldıkları Nitekim eğitim doğrultusunda yapılan diğer başarıya araştırmalar da (Weninsthead ve Wright, 2000:29-36; Brindley, 2005:144; Rosenberg, 2007; Çulcu, 2009:84,87; Soysal, 2010:110) kadın ve erkek girişimcilerin bir işletme kurma, 89 ilerletme ve başarıya ulaşma konularında istatistiki olarak aynı düzeyde beceriye sahip olduklarını göstermektedir. Evli olan kadın girişimcilerin eşlerinin eğitim durumuna bakıldığında, kadın girişimcilerin eğitim durumları ile eşlerinin eğitim durumları arasında doğrusal bir ilişki bulunmuştur. Bu sonuç Dhaliwal’in (1998:467) bulgularını desteklemektedir. Kadın girişimcilerin büyük bir çoğunluğu ya eşleri ile aynı meslek grubunda çalışmakta ya da eşlerine yardımcı olacak mesleklerde çalışmaktadırlar. Bu bağlamda genel olarak kendi mesleklerine yakın meslek sahibi olanlar ile evlilik yaptıkları söylenebilir. Çocuk sahibi olan kadın girişimciler ağırlıklı olarak 2 çocuk sahibi (%36,9) oldukları görülmektedir. 4 ve üstü (%2,7) çocuk sahibi olan kadın sayısı ise azdır. Çocuk, her ne kadar kadın girişimciler için engelleyici bir faktör olarak görülmese de çocuk bakımı, gelecek beklentisi, eğitim, uygun şartlarda çocuk yetiştirilmesi gibi konular nedeniyle kadınlar çok çocuk fikrine sıcak yaklaşmamaktadırlar. Bu sonuç, Bedük (2005:115), Kutaniş (2006:73) ve Jenkins ve Katırcıoğlu’nun (2009:70) bulgularını desteklemektedir. Ancak kadın girişimcilerin genel olarak çocuk sahibi olmadıklarını veya tek çocuk sahibi olduklarını açıklayan Karateke’den daha (2006:65) farklı bir sonucu ortaya koymaktadır. Kadın girişimcilerin büyük bir çoğunluğunun (%87,4) ailesinde girişimci bulunmaktadır. Yakınlık derecesi olarak ilk sırada babalarının yer aldığı saptanmıştır. Bu sonuç, girişimcilik ve aile arasındaki ilişkiyi ortaya koyan (Davidsson; 1995; TÜSİAD, 2002; Hisrich vd., 2005; Karateke, 2006; Kutaniş, 2006; Zhang vd., 2009; Çulcu, 2009; Soysal, 2010) çalışmaları ve bu çalışmanın literatür kısmında ele alınan ailenin girişimcilik üzerindeki etkisini desteklemektedir. Ancak Doğramacı’ya (2006:46) göre kadın girişimcilerin büyük çoğunluğu ailedeki tek girişimcidir. Kadın girişimcilerin iş yaşamlarına ilişkin elde edilen bulgular değerlendirildiğinde; kadın girişimcilerin büyük bir çoğunluğunun (%82) daha önce bir iş deneyimine sahip oldukları görülmüştür. Daha önce bir iş deneyime sahip olan kadınların büyük çoğunluğunun önceki işletmeleri şimdi sahip oldukları işletmelere 90 benzemektedir ve ağırlıklı olarak hizmet sektöründe (%84,7) faaliyet göstermektedir. Bunun temel nedeni hizmet sektörüne girişte donanım, finans gibi konularda yaşanan giriş kolaylığıdır. Ayrıca kadınların büyük bir çoğunluğu hizmet sektörüne diğer sektörlere göre daha yatkın olduklarını dile getirmişlerdir. Nitekim Kutaniş (2006:74-75) ve Jenkins ve Katırcıoğlu da (2009:66-67) benzer bulgulara ulaşmışlardır. Kadın girişimcilerin işletmelerindeki faaliyet süreleri incelendiğinde ağırlıklı olarak faaliyet sürelerinin (%41,4) ile 11 yıl ve üstü olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bu sonuç, DeMartino ve Barbato (2003:839-830) ve Doğramacı’nın (2006:44) kadın girişimcilerin işletmelerinin ortalama 6-7 yıl olduğu bulgusundan; Howells ve Skoko’nun (2009:43) ortalama 2-5 yıl olarak sonuçlandırdığı bulgusundan daha farklı bir sonucu ortaya koymaktadır. Kadın girişimcilerin işletmelerinde cinsiyet sorunu yaşayıp yaşamadıkları incelendiğinde, büyük bir çoğunluğunu (%69,4) herhangi bir sorun yaşamadığını belirtmiştir. Buradaki temel neden olarak, ağırlıklı olarak bayan müşterilere dönük çalışmaları ve işletme içinde çalışanlar ile olan ilişkilerine verdikleri önem ve değer gösterilebilir. Kadın girişimcilerin işletmelerini kurarken destek ve bilgi noktasında aile ilk sırada yer almaktadır. Kadın girişimcilerin çoğu girişimlerinde her ne kadar özgür hareket ediyor olsalar da, ailelerinin görüşlerine ve desteklerine de ihtiyaç duymaktadırlar. Finansal destek olarak ise, kişisel birikimler önemli bir kaynaktır. Bu sonuç Çulcu’nun (2009:107) bulgularını desteklerken; Kutaniş ve Hancı’nın (2004:463) kaynak noktasında ağırlıklı olarak aile ve çevre desteğine işaret eden bulgularından daha farklı bir sonucu ortaya koymaktadır. Kadın girişimciler için girişimci olmanın en iyi yanları olarak (%98,2)’lik bir oran ile “kendine güven” ilk sırada gelmektedir. “Başarma duygusu” ve “maddi özgürlük” de yüksek oranda kabul görmektedir. “Çok para kazanma düşüncesi” ise (%12,6) ile son sıradadır. Kadın girişimcilerin girişimci olmalarını etkileyen nedenler olarak “kendi işimi yaparak daha saygın olmak” ve “kendi patronum olmayı 91 istemek” seçeneği ağırlık kazanmaktadır. Ancak “çok para kazanma” seçeneği düşük bir motivasyon faktörüdür. Araştırma sonucunda kadın girişimcileri girişimci olmaya teşvik eden en önemli unsur olarak kişisel nedenlerin (kendi işini yapma, kendi patronu olma arzularının) öne çıktığı görülmüştür. Ceylan ve Demircan’ın (2002:910) yaptığı araştırmada kendi işinin patronu olmak ve para kazanmak unsurları en önemli motivasyon kaynağı olarak belirlenmiştir. Ayrıca Kutaniş ve Hancı (2004:463), Kutaniş ve Alpaslan (2006:146), Karateke (2006:57), Doğramacı (2006:53) ve Benzing ve arkadaşları (2009:67) tarafından yapılmış çalışmalarda da benzer sonuçlara ulaşılmıştır. DeMartino ve Barbato’nun (2003:824) bulguları kadın girişimcilerin esnek çalışma saatlerinden faydalanmak için girişimci olduklarını; Çulcu’nun (2009:80) bulguları ise girişimciliğin bir zorunluluk sonucu ortaya çıktığını belirtmekteydi. Bu çalışmada ise esnek çalışma saati ve zorunluluk düşüncelerinin çok düşük bir oranda kaldığı görülmüştür. Kendi işletmelerini kurarken yaşadıkları en büyük sorun olarak finansman eksikliği, yürütürken karşılaştıkları en önemli sorun olarak ise pazarın durgun oluşu ve vergiler tespit edilmiştir. Nitekim sermaye yetersizliği problemi Panda (2001:20), Kayalar ve Ömürbek (2007:193), Palaz ve Turgut (2009:108) tarafından yapılan çalışmalarda da kadın girişimcilerin karşılaştığı en önemli engel olarak tespit edilmiştir. Ayrıca İyicil (2006:92) tarafından öne sürülen “kadınların işletmelerini kurarken ve işletmelerinin faaliyetlerini sürdürürken kar odaklı düşünüp, çok da profesyonel olmadıklarına” ilişkin yargıyı destekleyen bir sonuca ulaşılamamıştır. Kadın girişimcilerin risk alma eğilimi ve kendine güven özelliklerine ilişkin elde edilen bulgular değerlendirildiğinde; kadın girişimcilerin 28’i (%25.22) çok yüksek, 45’i (%40.54) yüksek, 30’u (%27.02) orta, 6’sı (%5.42) düşük, 2’si (%1.80) çok düşük oranda risk alma eğilimi göstermektedir. Kadın girişimcilerin kendilerine olan güvenleri incelendiğinde; 30’unun (%27.02) çok yüksek, 48’inin (43.24) yüksek, 27’sinin (%24.34) orta, 5’inin (%4.50) düşük, 1’inin (%0.90) çok düşük oranda kendilerine güven duydukları görülmektedir. Bu oranlar sonucunda; kadın girişimcilerin risk alma eğilimlerinin ve kendilerine olan güvenlerinin yüksek oranda olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bu bağlamda, Zonguldak ilindeki kadın girişimcilerin 92 genel itibariyle girişimci kişilik özellikleri gösterdiği söylenebilir. Bu sonuç, Doğramacı’nın (2006:52-54), kadın girişimcilerin girişimciliğin genel karakteristiklerini taşımadıkları yönündeki bulgusundan daha farklı bir sonucu ortaya koymaktadır. Kadın girişimcilerin risk alma eğilimleri ile demografik ve iş yaşamına ilişkin özelliklerin ilişkisinin incelenmesi sonucunda ilişkili bulunan özellikler şunlardır; medeni durum, eşin mesleği, çocuk sahibi olup olmadıkları, ailede girişimci olup olmadığı, girişimcilik öncesi çalışma, faaliyette bulunulan sektör, işletmenin kuruluşu sırasında karşılaşılan güçlükler ve işletmeyi yürütürken karşılaşılan güçlüklerdir. Bu sonuca göre kadın girişimcilerin risk alma eğilimleri ve bu özellikler arasında anlamlı bir ilişki olduğu söylenebilir. Kadın girişimcilerin kendilerine olan güvenleri ile demografik ve iş yaşamına ilişkin özelliklerin ilişkisinin incelenmesi sonucunda ilişkili bulunan özellikler şunlardır; doğum yeri, eğitim durumu, medeni durum, sahip olunan çocuk sayısı, ailede girişimci olup olmadığı ve çalışılan sektördür. Bu sonuca göre kadın girişimcilerin kendilerine olan güvenleri ve bu özellikler arasında anlamlı bir ilişki olduğu söylenebilir. Kadın girişimcilerin, %95 güven aralığında, risk alma eğilimleri ve kendilerine olan güvenleri (r=0,360) arasında pozitif yönlü, anlamlı, orta düzeyde bir ilişki bulunmuştur. Bu oran risk alma eğilimi ve kendine güven yapıları arasında doğrusal bir ilişki olduğunu göstermiştir. Kunday’ın (2008) gerçekleştirmiş olduğu çalışmada da risk alma eğilimi ve kendine güven arasında kadın girişimciler açısında pozitif yönlü anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Kadın girişimcilerin hangi kadın girişimci tipine girdikleri net değildir. Araştırma bulgularından hareketle, klasik kadın girişimcilerin ağırlık kazandığı; ancak evcil kadın girişimcilerin de az sayıda olmadığı sonucuna varılmıştır. Bu sonuç, Dhaliwal (1998:472-473) ve Doğramacı’nın (2006:54) kadın girişimcilerin “evcil” oldukları yönündeki bulgusundan daha farklı bir sonucu ortaya koymaktadır. 93 SONUÇ Ülkelerin gelişmelerinde ve ekonomik kalkınmalarında girişimciler ve bu girişimcilerin girişimcilik özelliklerinin geliştirilmesi büyük önem taşımaktadır. Girişimcilik konusunda büyük bir potansiyele sahip olan Türkiye’de, genç, sağlıklı, başarılı nüfus yapısı bu potansiyelin başlıca kaynağını oluşturmaktadır. Özellikle son yıllarda kadın girişimciler bu tanımda öne çıkan kesimi oluşturmaktadır. Kadınların kendilerini iş hayatında kabul ettirebilmeleri, uzun ve zor bir süreçten geçmiştir. Tarihin ilk çağlarından 21. yüzyıla gelinceye kadar yaşanan sosyal, kültürel, politik ve ekonomik değişimler toplumun bakış açısını ve özellikle de kadına olan bakış açısını önemli ölçüde değiştirmiştir. Bu değişim beraberinde kadın haklarının, istihdamının ve kadına ilişkin sorunların da sorgulanmasını getirmiştir. Kadınların toplum içindeki yeri günden güne güçlenirken, istihdamdaki payları da artış göstermiştir. İstihdamdaki yerin algılanışı ilk zamanlar “belirli meslekleri” (öğretmenlik, hemşirelik, doktorluk, sekreterlik gibi) kapsar iken ilerleyen dönemlerde bu belirli meslekler yerini “tüm mesleklere” bırakmıştır. Türkiye’de kadınların özellikle Cumhuriyet dönemi ile sosyal hayata girdikleri görülmektedir. Bu sosyal hayata giriş ile birlikte kadınların istihdamdaki yerlerinin arttığı görülmektedir. Bu dönemde kadınların girişimcilik faaliyetlerinin çok düşük bir oranda olmasına rağmen ilerleyen dönemlere bir basamak teşkil etmesi bakımından önemli olduğu söylenebilir. Çünkü Türkiye’de kadın hareketlerinin Cumhuriyet ve 1960’lı dönemlerden daha farklı olarak 1980 sonrası yoğun bir gelişme gösterdiği görülmektedir. Kadın girişimciliğine yönelik ilgi ise, 1990’lı yılların ikinci yarısından sonra artmıştır. Kadın girişimciliğini geliştirmeye yönelik, devlet, özel sektör ve AB ortaklığıyla yürütülen birçok proje, eğitim, finansal teşvikler ve kredi olanakları olduğu söylenebilir. Ancak yine de Türkiye’deki kadın girişimci sayısının yeterli seviyede olmadığı görülmektedir. Çünkü Türkiye’deki kadın girişimci oranı % 6,14 seviyelerindedir ve bu oran ile Türkiye başta AB ülkeleri olmak üzere, gelişmiş ülkelerin gerisinde yer almaktadır. 94 Girişimcilerin en önemli özellikleri olan kendine güven, risk alma, başarı güdüsü gibi özelliklere sahip olmayan kadın girişimcilerin başarılı olma ihtimallerinin pek de yüksek olmadığı söylenebilir. Kişinin sahip olduğu tüm özelliklerin onun kişiliğini etkilediği ve kişiliğin insan üzerindeki etkisi düşünüldüğünde; sahip olunan bu özelliklerin girişimcilik üzerinde ne kadar önemli etkilerinin olduğu görülmektedir. Girişimcilik kavramında bulunan kişisel özelliklerin yetenekle birleşmesi halinde başarılı girişimler meydana gelebilmektedir. Özellikle kadın girişimcilerin yüksek risk alma eğilimleri ve kendilerine olan güvenleri üzerinde durulması gereken önemli bir konudur. Bu özelliklere sahip olan kadın girişimciler, yüksek bir başarı güdüsü, kendine güven, risk alma eğilimi, içsel kontrol odağına sahip olan bireyler olarak hayatlarına onları motive eden bu unsurların etkisine göre şekil vermektedirler. Bu nedenle yaptıkları işlerde başarıyı arzulamakta, şansa veya tesadüflere değil, kendi yetenek ve çabalarına güvenmekte, davranışlarında daha ısrarcı olmakta ve de başkalarının emri altında değil kendi isteklerine göre bir çalışma tarzına yönelmektedirler. Ayrıca kadın girişimcilerin risk alma eğilimi ve kendine güven özellikleri onların iş hayatlarını da (kuruluş ve yürütme aşamasında karşılaştıkları sorunları) etkilemektedir. Bu nedenle sahip oldukları bu özellikleri ve özgürlükleri geliştirmeye ve teşvik etmeye yönelik düzenlemelere ağırlık verilmesi gerektiği söylenebilir. Kadın girişimcilerin risk alma eğilimi ve kendine güven özelliklerinin araştırıldığı bu çalışmanın sonucunda gerek Zonguldak’ın kadın girişimci profilini ortaya koyabilecek, gerekse benzeri çalışmalara kaynak olabilecek sonuçlara ulaşılmıştır. Çalışma kadın girişimcilerin yalnızca demografik ve iş ile ilgili durumlarını ele almamış, girişimcileri yönlendiren en önemli unsurlardan biri olan risk alma eğilimi ve kendine güven özelliklerine yönelik bilgileri de araştırmıştır. Bu bağlamda kadın girişimciliği alanında yapılmış diğer çalışmalardan daha farklı ve kapsayıcı bir nitelik taşıdığı söylenebilir. Çalışma ile Zonguldak bölgesinde faaliyet gösteren kadın girişimcilerin kişilik özelliklerine ilişkin bilgilerin (risk alma eğilimi ve kendine güven) demografik ve iş yaşamına ilişkin bilgiler ile karşılaştırılması ve bu veriler ile farklılaşıp farklılaşmadığının belirlenmesi amaçlanmıştır. 95 Kadın girişimcilerin demografik özelliklerine ilişkin elde edilen bulgular değerlendirildiğinde; girişimcilerin yaklaşık üçte ikisi orta yaş grubuna aittir. Eğitim durumları ağırlıklı olarak lisans düzeyindedir. Bu durum kadın girişimciler için eğitimin önemli olduğunu gösterebilir. Evli olan kadın girişimcilerin eşlerinin eğitim durumuna bakıldığında, kadın girişimcilerin eğitim durumları ile eşlerinin eğitim durumları arasında paralellik bulunmuştur. Çocuk sahibi olan kadın girişimcilerin ağırlıklı olarak iki çocuk sahibi oldukları görülmektedir. Kadın girişimciler için çocukları önemli bir değerdir. Bu nedenle kadınlar çocuk sahibi olmaya önem vermektedirler. Ancak çok çocuk fikrine de iş ve aile çatışmasına sebep olabileceği endişesi ile sıcak yaklaşmamaktadırlar. Kadın girişimcilerin büyük bir çoğunluğunun ailesinde girişimci bulunmaktadır. Yakınlık derecesi olarak ilk sırada babalarının yer aldığı saptanmıştır. Bu durum girişimcilikte rol modeli olarak babanın önemli bir unsur olduğunu göstermektedir. Kadın girişimcilerin iş yaşamlarına ilişkin elde edilen bulgular değerlendirildiğinde; büyük bir çoğunluğunun daha önce bir iş deneyimine sahip oldukları görülmüştür. İşletmelerindeki faaliyet süreleri incelendiğinde ağırlıklı olarak faaliyet sürelerinin 11 yıl ve üstü olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Buna göre girişimciliğin doksanlı yıllardan itibaren yoğun bir gelişme gösterdiği yorumu yapılabilir. Kadın girişimcilerin işletmelerinde cinsiyet sorunu yaşayıp yaşamadıkları incelendiğinde, üçte ikisinin herhangi bir sorun yaşamadığı görülmüştür. Bundaki temel neden hizmet sektöründe ve bayanlara hitap eden işlerde çalıyor olmalarıdır. Ayrıca ekonomik ve toplumsal değişmelerinde önemli bir rol oynadığı söylenebilir. İşletmelerini kurarken destek ve bilgi noktasında aile ilk sırada yer almaktadır. Kadın girişimciler için girişimci olmanın en iyi yanları olarak “kendine güven” ilk sırada gelmektedir. “Başarma duygusu” ve “maddi özgürlük” de yüksek oranda kabul görmektedir. “Çok para kazanma düşüncesi” ise son sıradadır. Kendi işletmelerini kurarken yaşadıkları en büyük sorun olarak finansman eksikliği, yürütürken karşılaştıkları en önemli sorun olarak ise pazarın durgun oluşu ve vergiler tespit edilmiştir. 96 Kadın girişimcilerin risk alma eğilimi ve kendine güven özelliklerine ilişkin elde edilen bulgular değerlendirildiğinde; 28’i (%25.22) çok yüksek, 45’i (%40.54) yüksek, 30’u (%27.02) orta, 6’sı (%5.42) düşük, 2’si (%1.80) çok düşük oranda risk alma eğilimi göstermektedir. Kendilerine olan güvenleri incelendiğinde; 30’unun (%27.02) çok yüksek, 48’inin (43.24) yüksek, 27’sinin (%24.34) orta, 5’inin (%4.50) düşük, 1’inin (%0.90) çok düşük oranda kendilerine güven duydukları görülmektedir. Kadın girişimcilerin risk alma eğilimleri ile demografik ve iş yaşamına ilişkin özelliklerin ilişkisinin incelenmesi sonucunda ilişkili bulunan özellikler şunlardır; medeni durum, eşin mesleği, çocuk sahibi olup olmadıkları, ailede girişimci olup olmadığı, girişimcilik öncesi çalışma, faaliyette bulunulan sektör, işletmenin kuruluşu sırasında karşılaşılan güçlükler ve işletmeyi yürütürken karşılaşılan güçlüklerdir. Bu sonuca göre kadın girişimcilerin risk alma eğilimleri ve bu özellikler arasında anlamlı bir ilişki olduğu görülmektedir. Kadın girişimcilerin kendilerine olan güvenleri ile demografik ve iş yaşamına ilişkin özelliklerin ilişkisinin incelenmesi sonucunda ilişkili bulunan özellikler şunlardır; doğum yeri, eğitim durumu, medeni durum, sahip olunan çocuk sayısı, ailede girişimci olup olmadığı ve çalışılan sektördür. Bu sonuca göre kadın girişimcilerin kendilerine olan güvenleri ve bu özellikler arasında anlamlı bir ilişki olduğu görülmektedir. Kadın girişimcilerin risk alma eğilimlerinin ve kendilerine olan güvenlerinin yüksek olduğu görülmüştür. Kadın girişimcilerin sahip oldukları güçlü girişimci özellikler onların iş hayatlarını da pozitif yönde etkilemektedir. Aynı şekilde iş hayatlarında yaşadıkları olaylar risk alma ve kendine güven yapılarını etkilemektedir. Çift yönlü bir etkileşimin olduğu bu ortamda kadınların sahip olduğu girişimci özelliklerin güçlendirilmesi iş hayatlarına da pozitif yönde etki yapacaktır. Güçlük ve sorunların yoğun bir şekilde yaşandığı bir iş ortamında kadın girişimcilerin motivasyonu olumsuz yönde etkileneceği için başarılı, risk alabilen ve kendine güvenen kadınların yer alması güçleşecektir. Özellikle kuruluş sırasında yaşanılan güçlükler ilerleyen dönemlerde de kadınların faaliyetlerine olumsuz yansıyabilmekte 97 ve faaliyetlerini sınırlandırabilmektedir. Güçlü bir risk alma ve kendine güven özelliklerini gösteren kadın girişimciler ise çalışanlar ve müşterilerle daha az sorun yaşamakta ve işletmelerinde başarılı olabilmektedirler. Ayrıca bu noktada dikkat çeken bir konu da, kadın girişimcilerin kuruluş sırasında karşılaştıkları güçlükler ve faaliyetleri sırasında karşılaştıkları sorunlar arasında pozitif bir ilişki varlığıdır. Bu bağlamda kuruluş sırasında güçlük yaşamış olan kadın girişimcilerin faaliyetleri sırasında da sorunlarla karşılaşma oranlarının, kuruluş sırasında daha az güçlük yaşamış veya yaşamamış olanlara göre daha yüksek olduğu görülmektedir. Dolayısıyla iş yaşamına yönelik alınacak tedbirler önem kazanmaktadır. Kadın girişimcilerin risk alma eğilimleri arttıkça girişimci olmalarını etkileyen nedenlerin de arttığı görülmüştür. Çünkü risk alma eğilimi gösteren kadınlar kendilerini etkileyen nedenler çerçevesinde faaliyetlerine yön verip ve risk alabilmektedir. Bu bağlamda, çevreden uyarıcı etken olarak adlandırılan girişimci olma nedenlerinin kadınların risk alma eğilimlerini güçlendirdiği yorumu yapılabilir. Kadın girişimcilerin, %95 güven aralığında, risk alma eğilimleri ve kendilerine olan güvenleri (r=0,360) arasında pozitif yönlü, anlamlı, orta düzeyde bir ilişki bulunmuştur. Risk alma eğilimi yüksek olan kadın girişimcilerin kendilerine olan güvenleri de yüksektir. Kendine güveni yüksek olan kadın girişimcilerin risk alma eğilimlerinin de güçlü olduğu görülmüştür. Bu nedenle kadın girişimcilerin kişilik özelliklerinin her biri ayrı bir önem taşımaktadır. Çünkü risk alabilme eğiliminin yüksek olabilmesi için kendine güveni olan bireylere ihtiyaç vardır. Bu bağlamda kadın girişimcilerin kişilik özelliklerini geliştirmeye yönelik atılacak adımların ve alınacak önlemlerin geri dönüşsüz kalmayacağı söylenebilir. Kadın girişimcilerin çalışma hayatlarına ilişkin olarak geliştirilebilecek çözüm önerileri arasında; kadınların yer aldığı ulusal ve uluslar arası birlikler arasında koordinasyonun sağlanması, kendilerini geliştirebilecekleri eğitim, faaliyet, teşvik ve kredilerin gerek özel sektör gerekse kamu sektörü eli ile yaygınlaştırılması, vergi ve bürokrasiye ilişkin kolaylıkların getirilmesi ve vergilerde yeniden bir düzenlemeye gidilmesi sayılabilir. Bunların dışında kadın girişimciliğinin gelişmesi amacıyla başta kitle ilişim araçları olmak üzere çeşitli programlarla kadın girişimcilerin 98 desteklenmesi ve bu doğrultuda toplumsal bir bilincin oluşturulması, kadın erkek eşitliğinin ve paylaşımın başta ailede olmak üzere toplum genelinde yaygınlaştırılması, iş ve aile çatışmasını giderecek düzenlemelerin yapılması önemli bir konudur. Cinsiyet ayrımı yapılmaksızın hazırlanacak girişimci teşvik planları, hem nüfusun yarısını oluşturan kadınları çalışan olarak ekonomik hayatta var olmaya teşvik edecek hem de girişimci olarak kendine güvenen bireyler yetiştirilmesini sağlayacaktır. İş yaşamının kadınlar lehine düzenlenmesi kadın girişimcilerin risk alma eğilimlerini ve kendilerine olan güvenlerini de pozitif yönde etkileyecektir. Çünkü kişilik unsurları ve sosyo ekonomik unsurlar birbirleriyle sürekli bir etkileşim halindedir. Girişimcilik karmaşık, sürekli değişen ve çok boyutlu bir kavramdır. Bu çalışmada girişimciliğin kadın girişimciliği kolu incelenmiş olup, kendi işini kuran ve/veya işletme sahibi olan kadın girişimciler ile sınırlandırılmıştır. Gelecekte yapılacak olan çalışmaların kadın girişimcilerin daha önce değinilmemiş olan liderlik, sosyal girişimcilik faaliyetleri, kurumsallaşma eğilimleri gibi özelliklerine değinmesinin ve diğer unsurlar ile olan ilişkiler üzerinde yoğunlaşmasının kadın girişimciliğinin gelişimi açısından faydalı olacağı düşünülmektedir. Ayrıca bölgeler arasında karşılaştırmalı olarak yapılacak çalışmaların da kadın girişimciliği kuramına ve uygulamalarına büyük katkı sağlayacağı vurgulanması gereken bir diğer noktadır. Kadın girişimcilere yönelik ulusal ve uluslararası kuruluşların çalışmalarının ve bu çalışmaların kadın girişimciler üzerindeki etkileri de önemli bir konudur. Bu kuruluşların faaliyetlerinin kadın girişimciliğinin geliştirilmesine yönelik ne gibi bir etkide bulunduğunun ve eksik noktalarının araştırılmasının kadın girişimciliğinin gelişimi konusunda önemli olacağı düşünülmektedir. 99 KAYNAKÇA Adaman, Fikret ve Pat Devine (2002); “A Reconsideration of The Theory of Entrepreneurship: A Participatory Approach”, Revlew of Political Economy, Taylor and Francis Journals, Vol. 14, No: 3, pp. 329-355. Aguayo, Rafael (2000); Dr. Deming Japonlara Kaliteyi Öğreten Amerikalı Japon Mucizesinin Mimarı, (Çev.: Y. Kaan Tunçbilek), Form Yayınları. Akçam, Fatma (1996); “Çalışan Eşlerin; Kadının Ev Dışında Çalışmalarıyla, Erkeklerin, Ev Dışında Çalışan Eşleriyle ve Çalışan Kadınların Kendileriyle İlgili Görüşleri”,Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara. Akmut, Özdemir, Ramazan Aktaş, Burhan Aykaç, Mete Doğan ve Tülin Durkan (2003); Girişimciler İçin İşletme Yönetimi, Gazi Kitabevi, Ankara. Akyüz, Yahya (2010); “Osmanlı Son Döneminde Kızların Eğitimi ve Öğretmen Faika Ünlüer’in Yetişmesi ve Meslek Hayatı”, Osmanlı Araştırmaları, http://www.os-ar.com/modules.php?name=Encyclopedia&op=content&tid= 501256, (Erişim Tarihi: 10.08.2010). Alada Dinç (2001); “İktisadi Düşünce Tarihinde Girişimcilik Kavramı Üzerine Notlar”, İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, No 23-24. Albayrak, Ali Sait (2009); “Araştırma Yöntemleri Ders Notları”, Karaelmas Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Zonguldak. Zonguldak Alpugan, Oktay (1998), Küçük İşletmeler Kavramı, Kuruluşu ve Yönetimi, Özgün Matbaacılık, Ankara. Altıparmak, Aytekin (2002); “Türkiye’de Devletçilik Döneminde Özel Sektör Sanayinin Gelişimi”, Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Sayı 13, s. 35-59, Kayseri. Altman, Yochanan ve Susan Shortland (2008); “Women and International Assignments: Takind Stock, A 25 Year Review”, Human Resource Management, Vol. 47, Iss. 2, pp. 199-216. Altunışık, Remzi, Recai Coşkun, Serkan Bayraktaroğlu ve Engin Yıldırım (2007); Sosyal Bilimlerde Araştırma Yöntemleri SPSS Uygulamalı, Sakarya Yayıncılık, 5. Baskı, İstanbul. Arat, Necla (1995); Türkiye’de Kadın Olgusu, Say Yayınları, İstanbul. Arıkan, Semra (2002); Girişimcilik, Siyasal Kitabevi, Ankara. 100 Arıkan, Semra (2004); Girişimcilik: Temel Kavramlar ve Bazı Güncel Konular, Siyasal Kitabevi, Ankara. Arslan, Kahraman (2002); “Üniversiteli Gençlerde Mesleki Tercihler ve Girişimcilik Eğilimleri”, Doğuş Üniversitesi Dergisi, Sayı 6, s. 1-11, http://www.dogus.edu.tr/dogustru/journal/sayi_6/M00072.PDF, (Erişim Tarihi: 06.03.2010). Aslan, Şebnem ve Ayşegül Atabey (2009); Küresel Rekabette Kadın Girişimcilerin Rolü ve Türk Kadın Girişimci Tipolojisi, Journal Of Azerbaijani Studies, Vol. 12, No: 1-2, s. 1-17, http://www.jas-khazar.org/2009-12-1/KURESEL%20 REKABETTE%20KADIN%20GIRISIMCILERIN%20ROLU%20VE%20TU RK%20KADIN%20GIRISIMCI%20TIPOLOJISI.pdf, (Erişim Tarihi: 29.08.2010). Atasoy, Tuğrul (2009); Kendinizin Patronu Olmak: Girişimcilik, ODTÜ Yayıncılık, Ankara. Auginis, Herman ve Susan K.R Adams (1998); “Social-Role Versus Structural Models of Gender and Influence Use in Organizations: A Strong Inference Approach”, Group & Organization Management, December, Vol. 23 Iss. 4, pp. 414-447, http://gom.sagepub.com/content/23/4/414.full.pdf+html, (Erişim Tarihi: 20.03.2010). Aykor Gül (1993); Kadınlar, Liderlik, Yöneticilik, İstanbul Mülkiyeliler Vakfı, 1. Baskı, İstanbul. Aytaç, Ömer (2006); “Girişimcilik: Sosyo-Kültürel Bir Perspektif”, Dumlupınar Üniversitesi, Sosyal Bilimler Dergisi, Sayı 15, s. 139-160. Aytaç, Ömer ve Süleyman İlhan (2007); “Girişimcilikte ve Girişimci Kültürde Sosyolojik Bir Perspektif”, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Sayı 18, s. 101-121, Konya. Aytaç, Serpil (2001); Çift Kariyerli Eşler ve Çalışma Yaşamındaki Yeri, Ezgi Kitabevi, Bursa. Aytaç, Serpil (2001); “Örgütsel Davranış Açısından Kişiliğin Önemi”, İnsan Kaynakları Dergisi, Sayı 3, s. 19-26. Balkanlı, Ali Osman (2004); Türkiye’de Ekonomik Gelişme ve Kriz- Gelişmekte Olan Ekonomi Örneği Olarak Türkiye’de Ekonomik Gelişme Sorunu (1838-1979), Filiz Kitabevi, İstanbul. Başaran, İ. Ethem (1991); Örgütsel Davranış, Gül Yayınevi, Ankara. Başol, Oğuz (2010); “Girişimci Kadın ve Erkeklerin Başarı Algısındaki Farklılıklar: Küçük Ölçekli İşletmelerde Bursa İli Örneği”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Uludağ Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Bursa. 101 Bedük, Aykut (2005); “Türkiye’de Çalışan Kadın ve Kadın Girişimciliği”, Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt 3, Sayı 12, s. 106-117, http://asosindex.com/journal-article-abstract?id=1879, (Erişim Tarihi: 12.04.2010). Begley, Thomas ve David P. Boyd (1987); “Psychological Characteristics Associated With Performance in Entrepreneurial Firms and Small Businesses, Journal of Business Venturing, Vol. 2, pp. 79-93. Benzing, Cynthia, Hung Manh Chu ve Orhan Kara (2009); “Entrepreneurs in Turkey: A Factor Analysis of Motivations, Success Factors, and Problems”, Journal of Small Business Management, Vol. 47, pp. 58-91. Bernardo, Antonio E. Ve Ivo Welch (2001); “On The Evolution of Overconfidence and Entrepreneurs”, Journal of Economics and Management Strategy, Vol. 10, No: 3, pp. 301-330. Bozgeyik, Abdullah (2005); Girişimcilik Ruhunuzu Ateşleyin: Girişimcilere Yol Haritası, Hayat Yayıncılık, İstanbul. Bozkurt, Öznur (2006); “Girişimcilik Eğiliminde Kişilik Özelliklerinin Önemi”, Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi İbrahim Bodur Girişimcilik Uygulama ve Araştırma Merkezi, Cilt 1, Sayı 2, s. 94-111. Bridge, Simon (1998); Understanding Enterprise, Entrepreneurship and Small Business, http://www.google.com/books?hl=tr&lr=&id=vhW58o3ElnwC&oi= fnd&pg=PR6&dq=Understanding+Enterprise,+Entrepreneurship+and+Small+ Business&ots=3369Y3pD4d&sig=m8W9u5OVpwzJo3ONSniFr8y9obQ#v=on epage&q&f=false, (Erişim Tarihi, 13.06.2010). Brindley, Clare (2005); “Barriers to Women Achieving Their Entrepreneurial Potential: Women and Risk”, International Journal of Entrepreneurial Behaviour & Research, Vol. 11, No: 2, pp. 144-161. Brockhaus, Robert H. (1980); “Risk Taking Propensity of Entrepreneurs”, Academy of Management Journal, Vol. 23, No: 3, pp. 509-520. Buergin, A. O. (1998); “Differences Between Swiss Entrepreneurs and Swiss Managers in Brain Dominance, Achievement Motivation, and Locus of Control”, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Walden University Applied Mamangement and Decision Sciences, USA. Busenitz, Lowell W. ve Jay B. Barney (1997); “Differences Between Entrepreneurs and Managers In Large Organizations: Biases and Heuristics In Strategic Decision-Making”, Journal of Business Venturing, Vol. 12, Iss. 1, pp. 9-30. Burch, J. G. (1986); Entrepreneurship, John Wiley and Sons Publishers, USA. 102 Büyüköztürk, Şener (2007); Sosyal Bilimler İçin Veri Analizi El Kitabı, Pegem Yayıncılık, Ankara. Cabar, Hasan (2006); “Türkiye’de Girişimcilik Faktörünün Oluşmasında Etkili Faktörler ve Denizli Örneği”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kütahya. Caird, Sally (1991); “Enterprising Tendency of Occupation Groups”, International Small Business Journal, Vol. 9(4), pp. 75-81, http://isb.sagepub.com/content/9/4/75.full.pdf+html, (Erişim Tarihi: 17.08.2010). Carland, James W., Frank Hoy, William R. Boulton ve Jo Ann C. Carland (1984); “Differentiating Entrepreneurs from Small Business Owners: A Conceptualization”, Academy of Management Review, Vol. 9, Iss. 2, pp. 354359. Collot, Renaud Redien (2009); “Perceived Nature and Impact of Gendered Norms: The French Female Business Owners’Labour of Gender and Norms”, Kadın/Woman 2000, Vol. 8, Iss. 2, pp. 1-27. Ceylan, Adnan ve Nigar Demircan (2002); “Girişimcilerin Başarı, Güç ve Yakın İlişki İhtiyaçlarının Kişilik Özellikleriyle İlişkisi Üzerine Düzce Bölgesi’ndeki KOBİ’lerde Bir Araştırma”, 21. Yüzyılda KOBİ’ler: Sorunlar, Fırsatlar ve Çözüm Önerileri, Doğu Akdeniz Üniversitesi, İşletme Fakültesi, http://www.emu.edu.tr/smeconf/turkcepdf%5Cbildiri_21.pdf, (Erişim Tarihi: 29.06.2010). Cüceloğlu, Doğan (1994); İnsan ve Davranışı Psikolojinin Temel Kavramları, Remzi Kitabevi, 5. Basım, İstanbul. Çelik, Adnan ve Tahir Akgemci (1998); Girişimcilik Kültürü ve KOBİ’ler, Nobel Yayın Dağıtım, Konya. Çelik, Cemile ve Mahmut Özdevecioğlu (2001); “Kadın Girişimcilerin Demografik Özellikleri ve Karşılaştıkları sorunlara İlişkin Nevşehir İlinde Bir Araştırma,” 1. Orta Anadolu Kongresi, Nevşehir, s. 487-498, http://www.iibf.nevsehir.edu.tr/sayfalar/yayin/OAK.pdf, (Erişim Tarihi: 02.08.2010). Çetindamar, Dilek (2002); Türkiye’de Girişimcilik, Lebib Yalkın Yayınları, İstanbul. Çetindamar, Dilek (2003); The Growth of Venture Capital: A Cross-Cultural Comparison, Praeger Publishers, London. Çırpan, Hüseyin (2010); “Kendi Kendine Liderlik”, Eflatun Eğitim ve Danışmanlık, http://www.eflatun.com.tr/makaleler/kendi_kendine_liderlik_hcirpan.pdf, (Erişim Tarihi: 10.08.2010). 103 Coopersmith, Stanley (1967); The Antecedents of Self-Esteem, San Fransisco, W. H. Freeman, USA. Çulcu, Ayşe Gülüm (2009); “Türkiye’de Girişimci Kadınlar: Birikim, Değişim ve Kadınlık Halleri”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara. Dalumay, Flordiliza B. (2010); “The Sails of DMMMSU-LHS Teachers ans Students: An Input to Scince Instructional Plan”, E- International Scientific Research Journal, Vol. 2, Iss. 1, s. 17, http://www.eisrjc.com/journals/journal_1/eisrj-vol-2-issue-1-2.pdf, (Erişim Tarihi: 06.11.2010). Davidsson, Per (1995); “Determinants Of Entrepreneurial Intentions” Paper Prepared For The RENT IX Workshop, pp. 23-24, Italy, http://eprints.qut.edu.au/2076/1/RENT_IX.pdf, (Erişim Tarihi: 13.09.2010). DeMartino, Richard ve Robert Barbato (2003); “Difference Between Women and MBA Entrepreneurs: Exploring Family Flexibility and Wealth Creation As Career Motivators”, Journal Of Business Venturing, Vol. 18, pp. 815-832, USA. Demir, Erdem (2002); “Kişilik Özelliklerinin Girişimciliğe Etkisi”, Yayınlanmamış Yüksek LisansTezi, Gebze YTE Sosyal Bilimler Enstitüsü, Gebze. Demircan, Nigar (2000); “Girişimcilik ve Girişimcilerin Kişilik Özellikleri”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Gebze YTE Sosyal Bilimler Enstitüsü, Gebze. Dhaliwal, Spinder (1998); “Silent Contributors: Asian Female Entrepreneurs and Women In Business”, Women’s Studies International Forum, Vol. 21, No: 5, pp. 463-474, USA. Diensberg, Christoph (2006); “Baltic Entrepreneurship Partners (BEPART) From Interregional and International Cooperation to Regional Impact of Entrepreneurship Promotion”, Working Papers in Economics, Vol. 2, School of Economics and Business Administration Tallinn University of Technology. Doğan, Binali (2007); Örgüt Kültürü, Beta Yayınevi, İstanbul. Doğramacı, Bahar (2006); “Kadınları Girişimci Olmaya Yönelten Nedenler ve Giresun Örneği”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sakarya. Doğru, Cem (2006); Osmanlı Toplumunda Kapitalist-Girişimci Sınıfın ve İnsan Tipinin Oluşumunu Engelleyen Faktörler, http://edergi.atauni.edu.tr/index.php/SBED/article/viewFile/474/467, (Erişim Tarihi: 12.07.2010). 104 Döm, Serpil (2008); Girişimcilik ve Küçük İşletme Yöneticiliği, Detay Yayıncılık, Ankara. Durand, Douglas E. (1975); “Effects of Achievement Motivation and Skill Training on the Entrepreneurial Behaviour of Black Businessmen”, Organizational Behaviour and Human Performance, Vol.14, Iss. 1, pp. 76-90. Drucker, Peter F. (1985); Innovation and Entrepreneurship, Harper and Row Publishers, New York. Durukan, Tülin (2006); “Dünden Bugüne Girişimcilik ve 21. Yüzyılda Girişimciliğin Önemi”, Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi, Sayı 2, s. 25-37. Dvir, Dov, Arik Sadeh ve Ayala Malach-Pines (2010); “The Fit Between Entrepreneurs Personalities and The Profile of The Ventures They Manage and Business Success: An Exploratory Study”, Journal of High Technology Management Research, Vol. 21, pp. 43-51. Ecevit, Yıldız (1993); Kadın Girişimciliğinin Yaygınlaşmasına Yönelik Bir Model Önerisi, Kadın Girişimciliğe Özendirme ve Destekleme Paneli, Ankara, Devlet Bakanlığı Kadın ve Sosyal Hizmetler Müsteşarlığı Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü Eğitim Serisi, Yayın No: 74. Entrialgo, Montserrat, Esteban Fernandez ve Camilo Vazguez (2000); “Psychological Characteristics and Process: The Role of Entrepreneurship in Spanish SMEs”, European Journal of Innovation Management, Vol. 3, No: 3. Erdoğmuş, Nihat (2000); “Otobiyografilerin Analizi Yoluyla Girişimci İşadamlarının Kariyer Gelişimi Hakkında Bir İnceleme”, 8. Ulusal Yönetim ve Organizasyon Kongresi, Erciyes Üniversitesi, Nevşehir, s. 95-108. Erdoğmuş, Nihat (2007); Aile İşletmeleri: Yönetim Devri ve İkinci Kuşağın Yetiştirilmesi, İGİAD Yayınları, 2. Baskı, İstanbul. Eren, Erol (2001); Örgütsel Davranış ve Yönetim Psikolojisi, Beta Basım Yayım Dağıtım A.Ş, İstanbul. Eurochambres (2004); Women In Business And In Decision-Making A Survey On Women Entrepreneurs, http://www.echwomennetwork.eu/Objects/2/Files/WiB_Women_final.pdf, (Erişim Tarihi: 05.04.2010). Ewing, Robert L. (2005); “A Risk Worth Taking Best’s Review”, Journal of Development Entrepreneurship, Vol. 105, No: 11, pp. 6. Fidan, Fatma, Öznur İşçi ve Tuncay Yılmaz (2009); “Kadın Mesleği Kavramı: Anlamlılığı ve İçeriği”, Sakarya Üniversitesi, http://cws.emu.edu.tr/en/conferences/2nd_int/pdf/Fatma%20Fidan,%20Oznur %20Isci,%20Tuncay%20Yilmaz.pdf, (Erişim Tarihi: 04.08.2010). 105 Gartner, William B. (1985); “A Conceptual Framework for Describing the Phenomenon of New Venture Creation”, Academy of Management Review, Vol. 10, No: 4, 696-706. Gartner, William B. (1988); “Who is an Entrepreneur? Is The Wrong Question” American Journal of Small Business, Vol. 12, No: 4, pp. 11-32. Gartner, William B. (2001); “Is There an Elephant in Entrepreneurship? Blind Assumptions in Teory Development”, Entrepreneurship: Teory and Practice, Vol. 25, No: 4, pp. 27-39. Gener, Cihangir (2002); “Ahilik’’, Historical http://www.historicalsense.com/Archive/ahilik_1.htm, (Erişim 03.04.2010). Sense, Tarihi: Gerber, Michael E. (2008); Girişimcilik Tutkusu, Küçük İşletmeler Niçin Batar, Nasıl Büyür, (Çev.: Tayfur Keskin), Sistem Yayıncılık, Yeni Basım, İstanbul. Girginer Nuray ve Nurullah Uçkun (2004); “İşletmecilik Eğitimi Alan Lisans Öğrencilerinin Girişimciliğe Bakış Açıları: Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İ.İ.B.F İşletme Bölümü Öğrencilerine Yönelik Bir Uygulama”, III. Ulusal Bilgi, Ekonomi ve Yönetim Kongresi, 783-795, Eskişehir, http://iibf.ogu.edu.tr/kongre/bildiriler/18-02.pdf, (Erişim Tarihi: 06.09.2010). Goffee, Robert ve Richard Scase (1992); Kadınlar İş Başında Kadın Girişimcilerin Deneyimleri, (Çev.: Ahmet Fethi), Eti Kitapları, İstanbul. Gökakın, Zeynep Özsoy (2000); Doksanlı Yılların Yeni Kahramanları: Türkiye’de Girişimci Kadın Profili, 8. Yönetim ve Organizasyon Kongresi Bildiriler Kitabı, s. 109-123, Nevşehir. Gökdemir, Aysel (1992); “Türkiye’de Kadın İşgücü”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul. Güney, Semra (2007); “Aile İşletmelerinde İkinci Nesile Devir Sürecinde Başarı Koşulları”, Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi, Cilt 2, Sayı 1, s. 103-126. Güney Semra, Öykü Yalçın ve Aysun Çetin (2006); “Girişimcilik Kültürü”, Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi, Cilt 1, Sayı 2, s. 53-77. Gürdoğan, Nazif (2008); Girişimcilik ve Girişim Kültürü, İGİAD Yayınları, İstanbul. Gürol, Mehmet Ali (2000); Türkiye’de Kadın Girişimci ve Küçük İşletmesi: Fırsatlar, Sorunlar, Beklentiler ve Öneriler, 1. Basım, Atılım Üniversitesi Yayınları, Ankara. Gürol, Mehmet Ali (2006); Küresel Arena’da Girişimci ve Girişimcilik, Gazi Kitabevi, Ankara. 106 Gürol, Yonca ve Yasemin Bal (2009); “Türkiye’de Girişimciliğin Evrimi ve Gelişim İçin Girişimcilik Eğitiminin Önemi”, Yıldız Teknik Üniversitesi Ekonomi Bölümü, http://www.ikt.yildiz.edu.tr/RePEc/yil/makaleler/gurol0019.pdf, (Erişim Tarihi: 03.08.2010). Hancı, Ayşegül (2004); “Girişimcilikte Cinsiyet Faktörü ve Kadın Girişimciler Üzerine Bir Araştırma”, Yayınlanmış Yüksek Lisans Tezi, Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sakarya. Hatten, Timothy S. (1997); Small Business Entrepreneurship and Beyond, NJ: Prentice- Hall. Hisrich, Robert, Michael P. Peters ve Dean A. Shepherd (2005); Entrepreneurship, McGraw-Hill/Irwin, Iss. 6, USA. Hisrich, Robert ve Sevgi Ayşe Öztürk (1999); “Women Entrepreneurs in a Developing Economy”, The Journal of Management Development, Vol. 18, No: 2, pp. 114-124. Hisrich, Robert ve Candida G. Brush (1985); The Woman Entrepreneur: Starting, Financing, and Managing a Successful New Business, Lexington Books, USA. Hisrich, Robert ve Michael P. Peters (1998); Entrepreneurship, McGraw- Hill/Irwin, International Edition, USA. Howells, Karen ve Branka Krivokapic Skoko (2009); “Constraints on Female Entrepreneurship in Northern Cyprus, Kadın/Women 2000, Vol. 8, Iss. 2, pp. 29-58. İGİAD (2008), “Girişimcilik Raporu”, http://www.igiad.com/index.php?option =com_content&task=view&id=97&Itemid=83 (Erişim Tarihi: 02.04.2010). İlhan, Süleyman (2004); “Girişimcilik ve Sosyo-Ekonomik Süreçteki Rolü”, Doğu Anadolu Bölgesi Araştırmaları, Fırat Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü, s. 70-75. İlter, Berfu (2008); “Girişimcilik Sürecinde Kadın Girişimcilerin Karşılaştıkları Sorunların Analizi: KAGİDER Örneği”, Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Afyonkarahisar. İncirlioğlu, Lütfi (2010); “Çalışma Hayatında Kadın”, Çalışma Hayatı, http://www.calismahayati.net/makale11.htm, (Erişim Tarihi: 28.08.2010). İraz, Rıfat (2005); Girişimcilik ve KOBİ’ler, Çizgi Kitabevi, Yayın No 133, Konya. İstatistik Analiz (2010); “Temel http://www.istatistikanaliz.com/temel_kavramlar.asp, 29.11.2010). (Erişim Kavramlar” Tarihi: 107 İyicil, Ayşe Gözde (2006); “Avrupa Birliği’ne Giriş Sürecinde Türkiye’deki Kadın Girişimciliğinin İrdelenmesi ve Bir Araştırma”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara. Jalbert, Susanne E. (2000); Women Entrepreneurs in the Global Economy, http://217.218.60.130/UserFiles/File/PDF/Women%20Entrepreneurs%20in%2 0the%20Global%20Economy.pdf, (Erişim Tarihi: 08.05.2010). Jenkins, Hatice ve Salih Katırcıoğlu (2009); “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde Kadınlara Ait İşletmelerin İş Performansını Etkileyen Faktörler”, Kadın/Women 2000, Vol. 8, Iss. 2, pp. 59-76. Jerome, H. Milton ve Lynda Erickson (2000), “Smilarity, Compensation, or Difference? A Comparison of Female and Male Office Seekers”, WomenPolitics, Vol. 21 No: 4, pp. 1-14. Julian, James W. ve Stuart B. Katz (1968); “Internal Versus External Control And The Value Of Reinforcement, Journal of Personality and Social Psychology, Vol. 8, Iss. 1, pp. 89-94. Kapu, Hüsnü (2001); “Orta ve Güneydoğu Anadolu’da Yaşayan Girişimci/Yöneticilerin Yaşam ve Girişimcilik Değerleri”, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul. Karabulut, A. Tuğba (2009); “Üniversite Öğrencilerinin Girişimcilik Özelliklerini ve Eğilimlerini Belirlemeye Yönelik Bir Araştırma”, Marmara Üniversitesi İ.İ.B.F. Dergisi, Cilt 26, Sayı 1, s. 331-356, http://iibf.marmara.edu.tr/dosya/fakulte/iibfdergi_2009_1/17_331-356-uniogr.pdf, (Erişim Tarihi: 30.08.2010). Karagöz, Melahat (2009); “Girişimcilik Profili Araştırması: Isparta İli Örneği”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Isparta. Karateke, Gün (2006); “Kadınları Girişimciliğe İten Faktörler”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul. Karayılmazlar, Selman, Ayşin Aşkın ve Yılmaz Çubuk (2007); “Küçük ve Orta Ölçekli İşletmelerin Tarihsel Gelişimi ve Tanımlama Kriterleri”, Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi, Cilt 2, Sayı 1, s. 151-164. Kaya, Nihat ve Ümit Peçen (1999); Küçük ve Orta Ölçekli İşletmelerin Karşılaştıkları Sorunlar ve Çözüm Yolları, EGS Bank Yayınları, İstanbul. Kayalar Murat ve Nuri Ömürbek (2007); “Girişimci Adaylarının Risk Almaya Yatkınlık Özelliğinin Cinsiyet Bağlamında İncelenmesi”, Atatürk Üniversitesi İİBF Dergisi, Cilt 21, Sayı 1, s. 185-200. Keyder, Çağlar (1999); Türkiye’de Devlet ve Sınıflar, İletişim Yayınları, İstanbul. 108 Kihlstrom, R. E. ve Jean Jacques Laffont (1979); “A General Equilibrium Entrepreneurship Theory of Firm Formation Based on Risk Aversion”, Journal of Political Economy, Vol. 87, No:7, pp. 719-748, http://homepages.vub.ac.be/~plegros/documents/classes/IO-Ecore/khilstromlaffont.pdf, (Erişim Tarihi: 09.06.2010). Koçel, Tamer (2003); İşletme Yöneticiliği, Beta Yayınları, 9. Basım, İstanbul. Koellinger, Philipp, Maria Minniti ve Christian Schade (2007); “I Think I Can, I Think I Can: Overconfidence and Entrepreneurial Behaviour”, Journal of Economic Psychology, Vol. 28 (4), pp. 502-527. Koh, Hian Chye (1996); “Testing Hypothese of Entrepreneurial Characteristics”, Journal of Managerial Psychology, Vol 11, No 3, 12-25, http://www.accessmylibrary.com/article-1G1-18426681/testing-hypothesesentrepreneurial-characteristics.html, (Erişim Tarihi: 17.08.2010). Kongar, Emre (1990); Türkiye’de Aile Yapısı, Evrimi ve Bürokratik Örgütlerle İlişkisi, Aile Yazıları-2, Başbakanlık Aile Araştırmaları Kurumu Yayınları, Ankara. Koray, Meryem (2000); Sosyal Politika, Ezgi Kitabevi, Bursa. Kunday, Özlem Karabüber (2008); “Effect of Personal Characteristics and Gender on Entrepreneurship and Innovativeness: A Comparative Study on Turkish Entrepreneurs”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Yeditepe Üniversitesi, İstanbul. Kuratko, Donald F. Ve Richard M. Hodgetts (1995); Entrepreneurship, Dreyden Pres., London. Kutaniş, Rana Özen (2006); Girişimci Kadınlar, Değişim Yayınları, İstanbul. Kutaniş, Rana Özen ve Ayşegül Hancı (2004); “Kadın Girişimcilerin Kişisel Özgürlük Algılamaları”, 3. Bilgi- Ekonomi ve Yönetim Kongresi, Eskişehir, s. 457-464, http://iibf.ogu.edu.tr/kongre/bildiriler/11-02.pdf, (Erişim Tarihi:29.03.2010). Kutaniş, Rana Özen ve Sümeyra Alpaslan (2006) “Girişimci ve Yönetici Kadınların Profili Farklı mıdır?”, Afyon Kocatepe Üniversitesi İİBF Dergisi, Cilt 8, Sayı 2, ss. 139-153. http://akuiibf.aku.edu.tr/pdf/82-07.pdf, (Erişim Tarihi: 01.08.2010). Lafuente, Alberto ve Vicente Salas (1989); “Types of Entrepreneurs and Firms: The Case Of New Spanish Firms”, Strategic Management Journal, Vol. 10, Iss. 1, pp. 17-30. 109 Lefcourt, Herbert M. (1976); “Locus Of Control Current Trends in Theory and Research”, Hillsdale New Jersey Lawrence Erlbaum, Associates Inc. Publishers, pp. 115-117, New York. Lerner, Miri, Candida Brush ve Robert Hisrich (1997); “Israeli Women Entrepreneurs: An Examination of Factors Affecting Performance”, Journal of Business Venturing, Vol. 12, pp.315-339. Littunen, Hannu (2000); “Entrepreneurship and The Characteristics of the Entrepreneurial Personality”, International Journal of Entrepreneurial Behaviour and Research, Vol. 6, No: 6, Low, Murray B. ve Ian C. MacMillan (1988); “Entrepreneurship: Past Research and Future Challanges”, Journal of Management, Vol. 14, No: 2. Lumpkin, G. T. ve Berrin Erdoğan (1996); “If Not Entrepreneurship, Can Psychological Characteristic Predict Entrepreneurial Orientation -A Pilot Study”, Department of Managerial Studies College of Business Administration University of Illinois at Chicago, http://usasbe.org/knowledge/proceedings/ proceedingsDocs/USASBE1999proceedings-lumpkin.pdf, (Erişim Tarihi: 17.08.2010). Makal, Ahmet (2001); “Türkiye’ de 1950-1965 Döneminde Ücretli Kadın Emeğine İlişkin Gelişmeler”, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, 56 (2), s. 117-155, http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/42/471/5419.pdf, (Erişim Tarihi: 05.08.2010). Markman, Gideon D. ve Robert A. Baron (2003); “Person-Entrepreneurship Fit: Why Some People Are More Successful as Entrepreneurs Than Others”, Human Resource Management Review, Vol.13, No: 2, pp. 281-301. Masters, Robert ve Robert Meier (1988); “Sex Differences and Risk Taking Propensity of Entrepreneurs”, Journal of Small Business Management, Vol. 26, pp. 31-35. McCarthy, Benni (2000), “The Cult Of Risk Taking and Social Learning: A Study of Irish Entrepreneurs”, Management Decision, Vol. 38, No: 8, pp. 563-574. McClelland, David (1965); “N Achievement and Entrepreneurship: A Longitudinal Study”, Journal of Personality and Social Psychology, Vol. 1, No: 4, pp. 389392. Moore, Lori L., Dustin K. Grabsch ve Craig Rotter (2010); “Using Achievement Motivation Theory to Explain Student Participation in a Residential Leadership Learning Community”, Journal of Leadership Education, Vol. 9, Iss. 2, pp. 22-33. 110 Moore, Perrin Dorothy (1990); “An Examination of Present Research on The Female Entrepreneur -Suggested Research Strategies For The 1990’s”, Journal of Business Ethics, Vol. 9, No: 4-5, pp. 275-281. Morgan, Clifford T. (1993); Psikolojiye Giriş, (Çev.: Hüsnü Arıcı vd.), Hacettepe Üniversitesi Psikoloji Bölümü Yayınları, Yayın No:1, Ankara. Morison, Robert, Tamara Erickson ve Ken Dychtwald (2006), “Managing Middlescence”, Harvard Business Review, March 01, pp. 1-8. Morrison, Alison (2000); “Entrepreneurship: What Triggers It?”, International Journal of Entrepreneurial Behaviour and Research, Vol. 6, No: 2, pp. 59-71. Müftüoğlu, M. Tamer (1998); Türkiye’de Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler (KOBİ’ler), Turhan Kitabevi, Ankara. Müftüoğlu, Tamer ve Tülin Durukan (2004); Girişimcilik ve KOBİ’ler, Gazi Kitabevi, Ankara. Müftüoğlu, Tamer, Y. Ürper, M. Başar ve T. Tosunoğlu (2004); Girişimcilik, Anadolu Üniversitesi, Yayın No: 1567, Açıköğretim Fakültesi Yayın No: 824, Eskişehir. Mümin, Mustafa (2010); “Türkiye’de Girişimci Kadın Olmak”, Girişimci Kadın Ekonomi, İş Dünyası ve Politika Dergisi, Yıl 1, Sayı 2, s. 66-67, http://www.dijimecmua.com/index.php?c=sw&v=210&s=819, (ErişimTarihi: 19.06.2010). Naffziger, Douglas W., Jeffrey S. Hornsby ve Donald F. Kuratko (1994); A Proposed Research Model of Entrepreneurial Motivation, Entrepreneurship Theory and Practice, Vol. 18, No: 3, 29-41. Nakip, Mahir (2006); Pazarlama Araştırmaları Teknikler ve (SPSS Destekli) Uygulamalar, Seçkin Yayıncılık, Ankara. Odabaşı, Yavuz (2005); Girişimcilik, T.C. Anadolu Üniversitesi Yayını No:1567, Eskişehir. Oosterbeek, Hessel, Mirjam C. van Praag ve Auke Ljsselstein (2008); “The Impact of Entrepreneurship Education on Entrepreneurship Skills and Motivations”, Tinbergen Institute Discussion Paper, pp. 1-24, Amsterdam, http://www.tinbergen.nl/discussionpapers/08038.pdf, (Erişim Tarihi: 02.01.2011). Önderman, Murat (2001); “Türkiye’de Tekilci Kültür, Hukukilik ve Armağan Ekonomisi”, İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, No 25, s. 157-206, İstanbul. Özdemir, Ali (2003); Girişimcilik, Özkan Matbaacılık, Ankara. 111 Özkalp, Enver (2000); Kamu ve Özel Sektör Örgütlerinde Risk Kültürü ve Karşılaştırmalı Bir Uygulama, 8. Ulusal Yönetim ve Organizasyon Kongresi, Nevşehir. Özkul, Gökhan (2007); “Kapitalist Sistemin Sürükleyici Aktörleri: Ekonomik Teoride Girişimciler” Süleyman Demirel Üniversitesi, İ.İ.B.F, Cilt 12, Sayı 3, s. 343-366, http://iibf.sdu.edu.tr/dergi/files/2007-3-20.pdf, (Erişim Tarihi: 02.07.2010). Öztürk, İbrahim (2008); Girişimcilik Raporu, İktisadi Girişim ve İş Ahlakı Derneği Yayınları, Yayın No: 8. Palaz, Serap ve Berna Turgut (2009); “Kadın Girişimcilerin Kişisel ve İş Yaşamına İlişkin Özellikleri, Motivasyonları ve Beklentileri Üzerine Bir Araştırma: Bandırma Örneği”, Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi, Cilt 4, Sayı 1, s. 99-115. Panda, Tapan K. (2001); “Entrepreneurial Success: Key Indicator Analysis in Indian Context”, Scholarly Article, http://dspace.iimk.ac.in/bitstream/2259/199/1/ ENTREPRENEURIAL+SUCCESS.pdf, (Erişim Tarihi: 06.07.2010). Parlak, Bekir (2010); “Girişimcilik”, TCHayat Dergisi, http://www.tchayat.org/modules.php?name=News&file=article&sid=58, (Erişim Tarihi: 01.07.2010). Peukert, Helge (2002); “Schumpeter’s “Lost” Seventh Chapter: A Critical Overview”, Business Publications, http://findarticles.com/p/articles/mi_ qa3913/is_200204/ai_n9060498/, pp. 79-89, (Erişim Tarihi: 02.03.2010). Phares, E. Jerry (1965); “Internal-External Control As A Determinant Of Amount Of Social Influence Exerted”, Journal of Personality And Social Psychology, Vol. 2, No:5. Ray, David M. (1986), “Perceptions Of Risk And New Enterprise Formation in Singapore”, Frontiers of Entrepreneurship Research, Wellesley, MA: Babson College. Reca, Ö. Faruk (2006); Bill Gates’in Liderlik Sırları, Akis Kitap, İstanbul. Rosenberg, Michelle (2007); Inspirinig Women: How Real Women Succeed in Business, Surrey: Crimson Publishing, http://www.amazon.co.uk/InspiringWomen-Entrepreneurs-Succeed-Business/dp/1854584103#reader_1854584103 , (Erişim Tarihi: 28.12.2010). Rosenberg, Michelle (1965); Society and The Adolescent Self-Image. Princeton, N.J., Princeton University Pres., http://www.selfesteem2go.com/rosenbergself-esteem-scale.html, (Erişim Tarihi: 12.04.2010). 112 Rotter, Julian B. (1966); “Generalized Expectancies For Internal Versus External Control of Reinforcement”, Psychological Monographs: General and Applied, Vol. 80 (1), pp. 1-28. Rüstemzade, Nermin (1987); “İş Hayatında Kadınların Yeri”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul. Sarı, Bilgehan (2009); “KOBİ’lerde Büyüme Stratejileri: Çaycuma Bölgesindeki KOBİ’lere Bir Anket Çalışması”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Zonguldak. Sayar, Ahmet Güner (1988); “Osmanlı iktisat Düşüncesinin Çağdaşlaşması”, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Mecmuası, Cilt:45, İstanbul. Sayar, Ahmet Güner (1988); “Marjinalizmin Türkiye’de Girişine Dair Notlar”, İktisat Fakültesi Mecmuası, Cilt: 45, İstanbul. Sexton, Donald L. Ve Nancy Bowman (1985); “The Entrepreneur: A Capable Executive and More”, Journal of Business Venturing, Vol.1. Shivani, Shradha, S.K. Mukherjee ve Raka Sharan (2006); “Socio-Cultural İnfluences on Indian Entrepreneurs: The Need for Appropriate Structural Interventions”, Journal of Asian Economics, Vol. 17, pp. 5-13. Sohl, E. Jeffrey ve Laura Hill (2007); “Women Business Angels:Insights From Angel Groups”, Center for Venture Research, Whittemore School of Business and Economics, University of New Hampshire, Vol. 9, No: 3, pp. 207-222, USA. Soysal, Abdullah (2010); “Türkiye’de Kadın Girişimciler: Engeller ve Fırsatlar Bağlamında Bir Değerlendirme”, Ankara Üniversitesi SBF Dergisi, Cilt 65, Sayı 1, s. 83-114, Ankara, http://www.politics.ankara.edu.tr /eski/dergi/pdf/65/1/6_Soysal_Abdullah.pdf, (Erişim Tarihi: 01.07.2010). Spector, Paul E. (1986); “Perceived Control by Employees: A Meta-Analysis of Studies Concerning Autonomy and Participation at Work”, Human Relations, Vol. 39 (11), pp. 1005-1016. Stopford, John ve Charles W.F. Baden-Fuller (1994); “Creating Corporate Entrepreneurship”, Strategic Management Journal, Vol. 15, No: 7, pp. 521536. Swedberg, Richard (1991); Joseph A. Schumpeter: The Economies and Sociology of Capitalism, Princeton University Press, New Jersey. Şahin, Esen (2006); “Kadın Girişimcilik ve Konya İlinde Kadın Girişimcilik Profili Üzerine Bir Uygulama”, Yayınlanmamış Yüksek Lisan Tezi, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya. 113 Şimşek, Şerif, Adnan Çelik ve Tahir Akgemci (2001); Davranış Bilimlerine Giriş ve Örgütlerde Davranış, İkinci Baskı, Nobel Yayın Dağıtım, Ankara. Tamasy, Christine (2006); “Determinants of Regional Entrepreneurship Dynamics in Contemporary Germany: A Conceptual and Empirical Analysis” Regional Studies, Vol. 40, Iss. 4, pp.365-384. Tekin, Mahmut (1998); “Girişimcilik Kültürü”, İş Fikirleri Dergisi, Dünya Süper Veb Ofset, Yıl 2, Sayı 19. Tekin, Mahmut (2004); Girişimcilik ve Küçük İşletme Yöneticiliği, Yenilenmiş 4. Baskı, Detay Yayıncılık, Ankara. Titiz, Tınaz (1994); Girişimcilik, İnkılâp Kitabevi, İstanbul. TOBB (2010); Türkiye’de Kadının Konumu ve Kadın Girişimciliği, TOBB Kadın Girişimciler Kurulu Konferansı, Zonguldak. Top, Seyfi (2006); Girişimcilik Keşif Süreci, Beta Basım Yayım Dağıtım, İstanbul. Toprak, Zafer (1995); Milli İktisat-Milli Burjuvazi, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul. Tunç, Barbaros (2007); “İşletmelerde Yaratıcılık Yenilikçilik Girişimcilik Yönetimi”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Dokuz Eylül üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İzmir. Tutar, Hasan ve Orhan Küçük (2003); Girişimcilik Ve Küçük İşletme Yönetimi, Seçkin Yayıncılık, Ankara. TÜGİAD (1993); Ekonomik Kalkınmada Girişimciliğin Önemi ve Değişen Girişimci Nitelikleri, Simge Matbaacılık, İstanbul. TÜİK (2010); http://www.tuik.gov.tr/jsp/duyuru/upload/vt/vt.htm, (Erişim Tarihi: 04.01.2011). TÜSİAD (2002); Türkiye’de Girişimcilik, Lebib Yalkın Yayınları, Yayın No 200212/340, İstanbul. Umay, Aysun (2002); “Matematik Öğretmen Adaylarının Başarı Güdüsü Düzeyleri, Değişimi ve Değişimi Etkileyen Faktörler”, Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, Sayı 22, s. 148-155, http://193.140.216.63/200222AYSUN%20UMAçY.pdf, (Erişim Tarihi: 10.08.2010). UNİCEF (1985); Birleşmiş Milletler Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesine Dair Sözleşme, http://www.unicef.org/turkey/cedaw/_gi18.html, (Erişim Tarihi:28.08.2010). 114 University of Mryland (2010); “The Rosenberg Self-Esteem http://www.bsos.umd.edu/socy/research/rosenberg.htm, (Erişim 19.06.2010). Scale”, Tarihi: Uygun, Ramazan (2006); “Türkiye’de Girişimcilik Kültürünü Yönlendiren Öncü Girişimciler ve İbrahim Bodur Modeli”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Sosyal Bilimler, Çanakkale. Ünal, Ali (2009); “Girişimcilik ve KOBİ’ler İçin Kümelenmenin Önemi”, Ekonomi Sosyal Araştırma Derneği, http://www.scribd.com/doc/14593713/Girisimcilikve-KOBIler-icin-Kumelenmenin-Onemi, (Erişim Tarihi: 08.03.2010). Vecchio, Robert P. (2003); “Entrepreneurship and Leadership: Common Trends and Common Threads”, Human Resource Management Review, Vol.13, pp. 303327. Veri Analiz Yöntemleri (2010); “SPSS 15.0 Veri Analiz Yöntemleri”, http://yunus.hacettepe.edu.tr/~tonta/courses/spring2009/bby606/SPSS_15.0_ile _Veri_Analizi.pdf, (Erişim Tarihi: 10.07.2010). Weiler, Stephan ve Alexandra Bernasek (2001); “Dodging The Glass Ceiling? Networks and The New Wave Of Women Entrepreneurs”, The Social Science Journal Vol. 38, pp. 85-103, USA. Westhead, Paul ve Mike Wright (2000); Advance in Entrepreneurship, Edward Elgar Publishing, UK. Yetim Nalan (2008); “Sosyal Sermaye Olarak Kadın Girişimciler”, s. 79-92, http://eab.ege.edu.tr/pdf/2_2/C2-S2-%20M8.pdf, (Erişim Tarihi: 15.04.2010). Yıldırım, Halil (2008); Girişimcilik Ateşi ve İş Melekleri, Değişim Yayınları, İstanbul. Yöndem, Zeynep Deniz (2006); Kişilik Dinamikleri ve Stresle Baş Etme, Morpa Kültür Yayınları, İstanbul. Zhang, Zhen, Michael J. Zyphur, Jayanth Narayanan, Richard D. Arvey, Sankalp Chaturvedi, Bruce J. Avolio, Paul Lichtenstein, Gerry Larsson (2009); The Genetic Basis Of Entrepreneurship: Effects Of Gender and Personality, www.elsevier.com, (Erişim Tarihi: 14.05.2010). Zhao, Fang (2005); “Exploring the Synergy Between Entrepreneurship and Innovation,” International Journal of Entrepreneurial Behaviour&Research, Vol 11, pp. 25– 41, http://www.mendeley.com/research/exploring-the-synergybetween-entrepreneurship-and-innovation/, (Erişim Tarihi: 13.09.2010). 115 EKLER EK-1: Kadın Girişimcilerin Risk Alma Eğilimi ve Kendine Güven Özellikleri Üzerine Bir Çalışma: Zonguldak Örneği Sayın girişimci; Bu anket, Yrd. Doç. Dr. Halil Yıldırım danışmanlığında yapılmakta olan Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’ne bağlı yüksek lisans tezinin bir parçasıdır. Araştırmanın genel amacı, Zonguldak ilinde kadın girişimcilerin profilini, risk alma eğilimi ve kendine güven özelliklerini, bu özelliklerin girişimcilik üzerindeki etkisini ve girişimciliğin önündeki engelleri ortaya çıkarmaktır. Bu amacı gerçekleştirmek için hazırlanan anket formuna titizlikle vereceğiniz cevaplar bilimsel amaçlar doğrultusunda kullanılacak olup, cevaplarınız gizli tutulacak ve toplu olarak değerlendirilecektir. Araştırmanın başarılı olabilmesi, sizlerin sorulara doğru ve anlaşılabilir cevaplar vermesine bağlıdır. Soru seçeneklerinden size en uygun olan şıkkı işaretlemeniz yeterlidir. Verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederim. ŞERİFE ERDUN I. DEMOGRAFİK ÖZELLİKLERİ İLE İLGİLİ BİLGİLER 1. Doğum Yeriniz Aşağıdaki Yerleşim Birimlerinde Hangisi, Belirtiniz: 1( ) İl Merkezinde 2 ( ) İlçede 3 ( ) Köyde 2. Yaşınız: 1 ( ) 20-29 2 ( ) 30-39 3 ( ) 40-49 4 ( ) ≥ 50 3. Eğitim Durumunuz: 1 ( ) Okur-yazar- İlkokul 2 ( ) Ortaokul 3 ( ) Lise 4 ( ) Üniversite 5 ( ) Yüksek Lisans veya Doktora 4. Yabancı Dil Biliyor Musunuz? 1 ( ) Evet 2 ( ) Hayır 5. Cevabınız “Evet” İse; Yabancı Dil Seviyeniz Ne Düzeydedir? 1 ( ) Az 2 ( ) Orta 3 ( ) İyi 4 ( ) Çok iyi 6. Medeni Durumunuz: 1 ( )Bekar 2 ( ) Dul 3 ( ) Boşanmış 4 ( ) Evli 7. Eşinizin Eğitim Durumu: 1 ( ) Okur-yazar- İlkokul 2 ( ) Ortaokul 3 ( ) Lise 4 ( ) Üniversite 5 ( ) Yüksek Lisans veya Doktora 8. Eşinizin Mesleği: 1 ( ) Memur 2 ( ) İşçi 3 ( ) Girişimci 4 ( ) Emekli 5 ( ) Diğer (Yazınız): ………………............. 9. Çocuğunuz Var Mı? 1 ( ) Evet 2 ( ) Hayır 10. Cevabınız “Evet” İse; Kaç Çocuğunuz Var? 1()1 2()2 3()3 4()≥4 11. Ev İşlerini Yürütme veya Çocuk Bakımı Gibi Konularda Destek Alıyor Musunuz? 1 ( ) Hayır 2 ( ) Temizlikçi desteği 3 ( ) Aile desteği 4 ( ) Bakıcı desteği 5 ( ) Hem bakıcı hem temizlikçi desteği 12. Ailenizde Başka Girişimci Var Mı? 1 ( ) Evet 2 ( ) Hayır 13. Bu Girişimcilerin Size Olan Yakınlık Derecesi Nedir? 1 ( ) Annem 2 ( ) Babam 3 ( ) Başka bir aile büyüğü (amca, teyze, dede vb.) 4 ( ) Eşim 5 ( ) Kardeş/Kardeşlerim 6 ( ) Kuzen/Kuzenlerim 7 ( ) Çocuk/Çocuklar 116 II. İŞ YAŞAMLARINA İLİŞKİN BİLGİLER 14. Şimdiki İşinizi Yapmadan Önce Çalışıyor Muydunuz? 1 ( ) Evet 2 ( ) Hayır 15. Cevabınız "Evet" İse; Daha Önce Hangi İşi Yapıyordunuz? 1 ( ) Memur 2 ( ) İşçi 3 ( ) Girişimci 5 ( ) Aynı işte ücretli çalışma 6 ( ) Aynı işi evde yapma 4 ( ) Emekli 16. İşletmeniz Hangi Sektörde Faaliyet Göstermektedir? 1 ( ) Tarım 2 ( ) İmalat 3 ( ) Hizmet 17. İşletmeniz Kaç Yıldır Faaliyet Göstermektedir? 1 ( ) ≤ 2 yıl 2 ( ) 3-6 yıl 3 ( ) 7-10 yıl 18. İşletmenizde Cinsiyetiniz Nedeniyle Herhangi Bir Sorun Yaşadınız Mı? 5() Evet, kesinlikle yaşadım 4() Evet, yaşadım 4 ( ) ≥ 11 yıl 3() Ne yaşadım ne de yaşamadım 2() Hayır, yaşamadım 19. Kendi İşinizi Kurmaya Karar Verdiğinizde, Hangi Kuruluş / Aracılardan Destek Veya Bilgi Aldığınızı Söyler Misiniz? (a) Banka (b) Ticaret Odası, Meslek Birlikleri (c) Devlet Kuruluşları (KOSGEB, DTM vb.) (d) Tedarikçiler, müşteriler, başka işletmeler (e) Aile, eş, akraba, vb. (f) İnternet, kütüphane (g) Sivil Toplum Kuruluşları, Dernekler (h) Uluslararası Kuruluşlar (Dünya Bankası, vb.) 20. Kendi İşinizi Kurmaya Karar Verdiğinizde, Gerekli Finansmanı Nereden Sağladığınızı Söyler Misiniz? (a) Bireysel banka kredisi (b) Bireysel kredi kartı (c) Aile ve / veya akraba desteği / Miras (d) Eş desteği (e) Kamu kuruluşları kredisi / teşvikleri / destekleri (f) Şahsi birikimler (g) Mikrokredi 1() Hayır, kesinlikle yaşamadım Evet Evet 21. Size Göre Girişimci Olmanın En İyi Yanları Nelerdir? (Birden Fazla Şıkkı İşaretleyebilirsiniz) 1 ( ) Bir işle meşgul olmak 2 ( ) Evin bütçesine katkıda bulunmak 3 ( ) Maddi özgürlük 4 ( ) Bağımsızlık 5 ( ) İlgi alanı olması 6 ( ) Çok para kazanma 7 ( ) Kendine güven 8 ( ) Yaratıcılık 9 ( ) Sosyal Statü 10 ( ) Başkalarına istihdam olanağı sağlayabilmek 11 ( ) Başarma duygusu 117 1 ( ) Kesinlikle Katılmıyorum 2() Katılmıyorum 3 ( ) Ne Katılıyorum Ne de Katılmıyorum 4 ( ) Katılıyorum Nedenler 5 ( ) Kesinlikle Katılıyorum 22. Girişimci Olmanızda Sizi Etkileyen Nedenlere Göre İlgili Kutuları İşaretleyiniz 1. Aile içi yükümlülükleri yerine getirmek 5 4 3 2 1 2. Başkalarını yönetmek ve motive etmek 5 4 3 2 1 3. Bir aile geleneğini sürdürmek 5 4 3 2 1 4. Bir hobiyi ticarete dönüştürmek 5 4 3 2 1 5. Bir yeniliği sunmak 5 4 3 2 1 6. Çok para kazanmak 5 4 3 2 1 7. Esnek çalışma saati 5 4 3 2 1 8. Etrafımda oluşmuş bir fırsattan yararlanmak 5 4 3 2 1 9. Kendi işimi yaparak daha saygın olmak 5 4 3 2 1 10. Kendi patronum olmayı istemek 5 4 3 2 1 11. Medyada yer almak 5 4 3 2 1 12. Başarılı girişimci örnekleri 5 4 3 2 1 13. Piyasadaki bir açığı kapatmak 5 4 3 2 1 14. Ücretli iş bulma zorluğu 5 4 3 2 1 15. Diğer (Yazınız): .............................................................................................................................. 1 ( ) Kesinlikle Katılmıyorum 2() Katılmıyorum 3 ( ) Ne Katılıyorum Ne de Katılmıyorum 4 ( ) Katılıyorum Nedenler 5 ( ) Kesinlikle Katılıyorum 23. İşletmenizin Kuruluşu Sırasında Karşılaştığınız Güçlüklere Göre İlgili Kutuları İşaretleyiniz 1. Aile büyüğünün izin vermemesi 5 4 3 2 1 2. Ailevi sorumluluklardan zaman bulamamak 5 4 3 2 1 3. Eşimin izin vermemesi 5 4 3 2 1 4. Finansman eksikliği 5 4 3 2 1 5. Bürokratik işlemler 5 4 3 2 1 6. Deneyimsizlik 5 4 3 2 1 7. Uygun yer seçiminin zorluğu 5 4 3 2 1 8. Pazarda tanınmamış olmak 5 4 3 2 1 9. İşin başarısız olacağını düşünmek 5 4 3 2 1 10. Diğer (Yazınız): .............................................................................................................................. 118 1 ( ) Kesinlikle Katılmıyorum 2() Katılmıyorum 3 ( ) Ne Katılıyorum Ne de Katılmıyorum 4 ( ) Katılıyorum Nedenler 5 ( ) Kesinlikle Katılıyorum 24. İşlerinizi Yürütürken Karşılaştığınız Sorunlara Göre İlgili Kutuları İşaretleyiniz 1. Pazarın durgun oluşu 5 4 3 2 1 2. Borç ödemeleri 5 4 3 2 1 3. Vergi ödemeleri 5 4 3 2 1 4. Bürokratik engeller 5 4 3 2 1 5. Kredi alamama 5 4 3 2 1 6. Elemanlar ile ilgili sorunlar 5 4 3 2 1 7. Müşteriler ile ilgili sorunlar 5 4 3 2 1 8. Deneyimsizlik 5 4 3 2 1 9. Aile ilişkileri 5 4 3 2 1 10. Aşırı yorgunluk 5 4 3 2 1 11. Diğer (Yazınız): .............................................................................................................................. 119 III. RİSK ALMA ve KENDİNE GÜVEN ÖZELLİKLERİNE İLİŞKİN BİLGİLER 5 ( ) Kesinlikle Katılıyorum 4 ( ) Katılıyorum 3 ( ) Ne Katılıyorum Ne de Katılmıyorum 2() Katılmıyorum 1 ( ) Kesinlikle Katılmıyorum 25. Risk Alma Eğilimi (Aşağıdaki İfadelere Katılıp Katılmadığınızı Belirtiniz) 5 4 3 2 1 5 4 3 2 1 5 4 3 2 1 5 4 3 2 1 5. “Son 6 ay içerisinde önemli riskler aldım” 5 4 3 2 1 6. “Korktuğum şeylerin üzerine giderim” 5 4 3 2 1 7. “Hiç tanımadığım biriyle sohbet ederim” 5 4 3 2 1 Özellikler 1. “Para ve yatırım konusunda risk alırım” 2. “Seyahat ederken hiç bilmediğim bir yola kolaylıkla sapabilirim” 3. “Yeni yerler, yeni yemekler ve yeni deneyimler edinmeyi severim” 4. “Hayatımda önemli riskler aldığımı düşünüyorum” 5 ( ) Kesinlikle Katılıyorum 4 ( ) Katılıyorum 3 ( ) Ne Katılıyorum Ne de Katılmıyorum 2() Katılmıyorum 1 ( ) Kesinlikle Katılmıyorum 26. Kendine Güven (Aşağıdaki İfadelere Katılıp Katılmadığınızı Belirtiniz) 1. “Genelde kendimle barışık birisiyim” 5 4 3 2 1 2. “Bazen hiç iyi olmuyorum” 5 4 3 2 1 3. “Birçok iyi özelliğim var” 5 4 3 2 1 4. “İşlerimi, diğer insanlar kadar iyi yaparım” 5 4 3 2 1 5. “Fazla gururlanacak bir şeyim yok” 5 4 3 2 1 6. “Zaman zaman yararsız biriyim” 5 4 3 2 1 7. “Başkalarıyla karşılaştırınca değerli bir insan olduğumu düşünürüm” 5 4 3 2 1 8. “Kendime daha fazla saygı duymak isterim” 5 4 3 2 1 9. “Genelde kendimi başarısız hissederim” 5 4 3 2 1 10. “Kendime karşı olumlu bir tutum sergilerim” 5 4 3 2 1 Özellikler