Kazım Karabekir Anlatıyor - Uğur Mumcu
Transkript
Kazım Karabekir Anlatıyor - Uğur Mumcu
• IM KARABEKIR A LA IYOR .�i l YAY INA HAZlRLAYAN: � u UGUR MUMCU � ndan a rında çıka [«Kdzım dizisi Karabekir 10-29 Cumhuriyet Haziran Anlatıyor• 1990 Gazetesi'nde başlıklı gilnleri yazı arasında yayınlanmıştır.] İÇİNDEKİLER Sunuş BİR 1 · Paşnl:ır . . . . . . . ... . . . . ........... . . ......... .. . . .. .. . . . ..... . . ..... . . . . . .. .. 16 . . . . . . . . . . . ; ...... . . . . ........ . . . . . . .. . ..... . . . .......... . ........ . . . .. . ..... . . 20 Tartışma . Sertleşiyor . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . .... ................................. : . .. DÖRT ...... . . . . . . . Yol Ayrımı . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . ..... . . . . . .. . . . . . . . . . .. ...... . . . . ............. .. . . . . . . . ......... . . . . . . . ..) . . .. . . . ....... . ......,. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . ... . .. . ..·. . . . .. . . Tehlikeli Bir Cumhuriyete Doıtru . . . . . . . . . . . . . . . . :........ . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . ... . . . . . .. . ... . . . . ... . . . . . BE$ ]9 23 28 37 38 40 44 52 ALTI Mec l istek i Kulis YEDİ ve .. Halk Görüşme .... . . . .. ... . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . ; ... . . ........ . . . . ............ .. . Kaldırılıyor Fırkası SEKİZ Asl a ·Görüşme . Salt.rımıt . ........ . .. ...... . . . ........ . . . . ........ . . . . . . . . . .. . . . . . . . . , . . . . . . . . . . , .... . .. . . . ......... . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . ; . . . . . . . . . . .... . ... . ... . 1 . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . ... . . . . . . . . . . . . . . . .. Camileri e Değil D OK UZ . . .. . .. . . .. . , . . . . ... . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . .. . .. ,. . . . . . . . . ....... . . . .... . ..... ......... . . . . . . . ......... . ..... . . . . . . . ..... ..... . . .. Yeni Seçime Doğru . . . . . . ON 7 ll Bolşevizmi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. i lanı .............................. : . . ................ .... . . Bolşeviklik İ Kİ ÜÇ ... . . .·. . . . . . . .. . . . ....... . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . ... . . . . . ............... : . ..... . . . . ............ . . . . ...... . . . ............. . . .................. . . . . . ............ İ kinci ONBİR Meclis Toplanıyor ....................................................................... Hocal arı Eser . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . Toptan Kimin? K aldıralım . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . ... . . . . . . . . . .. . . . . .......... . . . . .... . ... . . . . , ... . . . . . . .. . 5 53 58 60 63 65 67 76 77 79 86 91 95 97 99 Birinci Ordu M!.lfettlşll�l ONİKİ . ... ......................... ............. ........................................................................ M. Suphl Olayı ....... ............................. . ..... � . ............. Cumhuriyetin İ lanı .. ......... ........................................ ONÜÇ ......... . . . ..... .. . . . .. . . ................... ................ ........... Err.uı:um 'dan Ayrılış . .... . ...... ............ . . . . . ................ ...... Karabekir, Halife İle GörOşUyor .......... .... .. ... . . ....... ..... ONDÖRT 101 103 ıo5 ıo8 ·ıto 112 113 .......................................... ......... .......... ı 18· lstanbul'a İ stlkli\l Mahkemesi Gönderiliyor ............... 120 ONBE� Harp .... .... ... .. ...... ... ......... ................................. ..... . ........... Oyunu ONALTI ... 129 ............ ........ .............................. ............ .... 135 ............ . . ........ . .. . 136 ......................... . ................................. ....... ı46 ı49 Karabekir Görev ONYEDİ Komplo Kabul Etmiyor .... ............ ........... ...... ....... . . . . ............. .. ............ .. M!lfettlş Paşa ONSEK İZ . .. . .......... ... ..................................... .... ..................... ..... ............ .... ... .. ....... ........... ... 'tzmır Sui kast.ı İ nönü · A�lıyor Nutuk'a .. ...... ......... ......... .... ı60 .......... . . . . ........................................ 163 ... ....... ................ ...... ....... . ..... .. . .... . . ......... .. . .... .... . ... Prof. Karaı «Karabekir' in iddiaları Dayanıksır.� Y İRMİ 1Gı ....... 165 . ....................... . . . ..... ......................... . ........... .... 169 .. 187 NOTLAR Ad 157 .... ... .................. . Tolstoy . Yanıt ı52 155 Akademisi'nde ONDO.KUZ ı44 1!H O M. Kemal, Çağırılınca Gidilir Harp 126 ................ ............ ............ ... ................ . Di?:! n\ . . . .. . . .. . . . . . . .. .... . . . ..... . ....................................... 6 201 SUNU Ş Kazım Karabekir, Ulusal Kurtuluş en önemli komutanlardan birisidir. Savaşımızın 1882 yılında İstanbul'da doğan Karabelıir, 1902'de Harp Okulu'nu, 1905 yılında da Harp Akademisi'ni birineilikle bitirdikten sonra Manastır'a. atanmış; En ver Bey ile sonradan «İttihat ve TerakJ<i,. admı alan «Osmanlı Hürriyet Cem iyet i » ni Manastır merkezini ktırmuş; bölgede Rum ve Bulgar çetelerine karşı sa va.şmış; 1907'de de ittihat ve Teraklıi Derneği'nin Is tanbul'daki örgütlenmelerinde görev alm�ştır: Meşrutiyet'in ildnı ve 31. Mart gerici ayaklanma sının bastırılmasında etkin görevler almıştır. ı. Dünya Savaşı'nda savaşnnş; 1918 yılında İran ve Irak cephelerinde Erzincan ve Erzıtrum'u, Rus ve Ermeni ordularından kurta.ran birlikleı·e kumanda etmiş; Ingilizlere karşı Azerbeycan seferini düzenle iniştir. 1919 yılında da. Erzurunı'dalıi 15. kolordu komu tCınlı_ ğına atanan Karabekir, Erzurum Kongresi'nin toplanmasına öncülük etmiş ve koloı·dusu ile birlikte lıakhında Istanbul hükümetine tutuklama kararı çı kartılan M. Kemal Paşa'nın emrine girmiştir. Kazını Karabelıir Pa.şa, Sarıkamış, Kars ve Giim rii kalelerini Ermenilerden geri almış; Ermeni Taş nak lıiilıiinıeti ile yapılan barış görüşmeleriyle Sov yetler'le yapılan Kars Mualıedesi'nde «Murahhas He yeti Reisi, olarak görev yapmıŞtır. ' Do{lıı'da savaş yıl1a.nnda ana ve babalarını yitiren 4000 himsesiz çocuk için okullar kurmuştur. 7 Karabekir, Kurtuluş Savaşı ile Cumhuriyet'in ilk yıllarında Edirne ve Istanbul milletvekilliği yapmış tır. 1926 yılında Atatürk'e karşı düzenlenen •İzmir suikastı,. nedeniyle İstiklal Mahkemesi'nce tutuklan mış; yapılan yargılama sonunda aklanmıştır. Cumhuriyet'in ilanından sonra ·Birinci Ordu Mü fettişliğine" atanan Karabekir, 1927 yılında emekliye ayrılmış ve «Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası,. adıy la kurulan partinin de liderliğine getirilmişti. 1938 yılında yeniden TBMM'ne gireri Karabekir, 194B yılında TBMM başkanlığına seçilmiş; 1948 yılın da da ölmüştür. Her ihtilal, çatışmalar ve çalkantılar içinde olu şur. Bu çalkantı ve çatışmalar, ihtilalcileri karşı kar şıya da getirir. Mustafa Kemal ve Karabekir Paşa, Ulusal Kur tuluş Savaşımızı kesin utkuya ulaştıran iki eski dost, iki eski arkadaş, iki eski asker ve iki eski ihtilalcidir. Yollar, hilcifetin kaldırılması ve Cumhuriyet'in ila nı ile birlikte ayrılmıştır. Karabekir, Atatürk'e neden karşı çıkmıştı? Bu· iki eski dost, .bu iki kahrama,n asker niçin kar şı karşıya gelmişlerdi? Bu çatışmanın nedenlerini, Karabekir'in günü gü nüne yazdığı «İnkılap Hareketleri neden oldu, ·n�sıl oldu?" adlı anılarından öğreneceğiz. · Bıı anılan, Kazım Karabekir'in kızları sayın Ha yat Karabelıir Feyzioğlu ile sayın Timsal Karabekir ile Kara.bekir'in bir süre önce ölen kızı Emel Özeren gm ın eşi sayın Prof. Faruk Özerengin'den aldım. Kendilerine teşekkür ediyorum. Atatürk ile Rambekir arasında kamuoyu önün deki ilk tartışma 1933 yılı mayıs ayında Milliyet Ga zetesi'nde olmuş. Tartışma sırasında «Millici,. ta1mıa ·adıyla yazılar yazan yazar, yapmış: Kambelıir'e şu çağrıyı Herhalde muhterem Paşa neşrettikleri <Şarkı- 8 lı ibreü eseri yerine İstildal Harbi'nin birkaç saJha sına varan çocuklarına öğretecek başka eser hediye etseydi, tarih ve hakikat naı;nına daha büyük hiz met görmüş, efkar-ı umumiyenin kendi haklarında, milli mücadeledeki hizmet ve tesirleri hakkında l<a- . falarda yarattığı müpheın hükümlere kendi dilleriy le, kendi yazıları ile hakild istikametlerini vermiş olur lardı! · Karabelıir, ou açık çağrı üzerine Milliyet Gazete si'ne 7 mektlfP göndermiş, bu. mektupların altısı ya-. yınlanmış; yedincisi ise yayınlanmamış. Tartışmanın kesilmesi üzerine Karabekir, lt'tl . Harbi.mizin Esasları .. ·İst.ik adlı .kitdbı yazmış; bu hitap, daha baskıdayhen toplatı.lıp yakılmış; Paşa'nın İstan bul Erenköy'deki köşkü basılarak kitabın kaynağı olan belgelere el konmuş. 1933'de yakılan bu kitap, 1951 yılında yeniden ya yınlanmış. : Atatürk, yahılan bu kitabı inceleyerek Kazını Ka rabek,ir'e 9 sayfa tutan yanıtlar vermiş. Atatürh·ün el ya.zı.sı ile yazdığı bu notları TÖrlı milli eğitiminin wıııtulmaz adı eski Milli Eüitim ba. kanlarından Hasan Ali Yücel'in kızı sayın Canan Ero nat'dan aldım. Sayın Eı-onat'a teşehhüı· borçlııyunı; kamuoyu önünde kendisine teşelıkür ediyorıun. Karabelıir, yaşarken masına tanılı olamamış. anılarının serbestçe olum · Gazeteci Hilımet .Münir, Kdzım Karabekir ile .1939 yılı $ubat ayında Yedigün adlı dergisinde röportrıj yapmış; ancaJı bu yay,ın da devrin hükiimetinckn nel di-Ç/i ileri süı·iilen baskı ile hesilmiş. Karabehir, daha sonra « İs ti ld ül Harbimlzin Es::ıs Jan, adlı kita.bmı genişleterek «İstil<lfıl llarhinıi7" (!([ lı hitabı. hazı.rl.a.nıış. Bu kitap ancak lfJôO yılmda ya yı nlanabilnıiş! Bu .kitap haklıında da dava açılmış; arıcah yapı- 9 ·lan yargılama sonunda davanın düşmesine karar ve ırilmiş. Karabekir'in anılarını yayına hazırlarken o dö nemlerin Meclis tutanaklarının ve gazete kolleksiyon .·larının da incelenmesinde bana yardımcı olan TBMM Kitaplığı mii.dür yardımcısı sayın Ali Rıza Cihan ve kitaplık görevlilerine teşekkür ediyorum. Enver Paşa'nın mektuplarını özel arşivini açaralı ·inceleme olanağı sağlayan tarih .araştırmacısı sayın Arı inan'a da teşekkür borçluyum. Karabekir'in anıları Devrim Tarihimizin bir boş luğımu dolduruyor. Amacımız yakın tarihin karan lılıta kalan bir bölümünün aydınlafılmasına yardımcı olmaktır. Bu anılarda Anadolu ihtilalini başlatanlarm yol a.yrımlarını ve Devrim yıllarının dalgalanmf!larını gö . receksiniz. ,fhtilal evlatlannı yer"! Bu bir değişmez kuraldır. Anadolu ihtilali. Tii r kiye'de bir yeni dönem açmış: bir ça.(l değiştirmişfir. Böylesine bir olayda ihtild.lcilerin yollarının ayrılmala· rı doğaldu·. Doğal olmayan bu olaylar üzerindeki ya sakların şu ya da bu nedenle bugün bile sürmesi ve sürdiirii.lmesidir! Ulusal Bağımsızlık Savaşı'nın başkomutanı ve devrimleritı lideri Gazi Mustafa K emal Atatür ll ile açıksözlü asker ve yurtsever komutan Kd.zım Kara bekir'i bugii..n bir kez daha saygı.yla anıyoruz. l!ğur Mumcu 10 BiR «Cünkü her gittiğiniz yerde aleyhte bulundunuz. Ya z ık değil mi? Tarihe gececek O'nun yaptığı şeyler.>> Bu sözler Mustafa Kema l Paşa'nınd ı. M ustafa Kemal'in TBM M'd e k i g i z l i oturumda savun duğu komutan d a Şark Cephesi Komuta n ı Kôzım Kara be kir Paşa 'ydı. G ü nlerden cumartesiyd i . Tarih d e 22 Oca k 1921. ııKôzım Paşa'yı icinizde tanıyanlar . ve . tanımayanlar vardır. Karabekir Paşa, gayet zeki, üstün ohtôkh, namus lu, fevkalôde iyi huylu. namuskôr, tedbirli bir adamdır.n M u stafa Kemal Paşa, a rkadaşı Kôzım K arabekir Pa-. şa'yı « komünistliklen suçlayan Erzurum milletvek i l i Hüse yin Avn i Bey'e karşı ou sözlerle savunuyordu. Bursa mil letvekil i ve D iyarbakır istiklôl Mahkemesi üyesi Şeyh Servet Efendi'n in ıı komünizm propagandası yaptığına dair şifreli telgrafııın Genel kurmay Başkan Ve k i l i Fevzi Paşa'nın yazısı üze rinde ihbar ü zerine o g ü n TBM M'de g i z l i görüşme başlamıştı. Erzu rum m i l letve k i l i Hüseyi n Avn i Bey, Kôzım Kar o bekir Paşa'yı o g ü n k ü moda ve yayg ı n deyişle <<bolşevik liklen suçluyord u. H ü seyin Avn i Bey, Karabe kir Paşa'nı n bolşevik ol duğundan l<uşkula nmış; b�ı kuşkusunu da g izli otururnda şöyle d i l e getirmişti : «Erzurum'a girdiğimiz zaman çeşitli akımlar vardı. iç lerine girdim. Birtakım subaylar arasında (bolşevikliğin) 11 . .. askere de yansıyacağından korkuyorlardı ... Ordunun ba şındaki Kôzım Paşa Hozretlerine başvurduk. Orduda bir düzen olabilir mi? .. dedik. Mamafilı dedi.. kanıma gelince : Belki efendiler. garip gelecel<tir sözüm, benim kanı ma kalirsa, islômiyetle bolşeviklik arasında pek az fark vardır.. dedi. Bunda miras, zekôt yoktur Paşam.. dedim. Bizim il . kelerin1ize uymaz. Beni mi kandırıyorsunuz? Yoksa ne bu: yuruyorsunuz? Kôzım Paşa dedi ki : · Bugün, Iki siyaset vardır: . Batı ve Doğu siyaseti. Bi zim,. Batı ile ingilizlerle anlaşmamız olasılığı var mıdır? Yoktur.. dedim. O halde bizim Doğu ile anltışmaınız zorunludur. Do ğu siyasetini izlemek zorundayız... dediler. ( .. ) Bizim için başka kurtuluş yolu yoktur. Ve bana bolşevikler söz ver-. di. Ben askeri delege olarak atandım. Bu örgütü ülke içinde kuracağım .. , buyurdular.>> Erzurum milletvekili H üseyin Avni Bey, Türk iye Ko münist Partisi Jr.urucusu Mustafa Sup h i'n i n <<yüksek zevot ile temas ettiğini öğrendiğini» ve Mustafa Sup h i ile K ô zım K a ra be k i r Paşa'nın i l i ş k i leri olduğunu söylüyor v e P a şa'yı açıkça komün istlik ile suçluyordu. Hüseyin Av ni Bey, sözle r i n i «Doğu Cephesi'ne bir he· yet gönderin., ben gerçeği söylüyorum. Söylediiderimin tersi çıkarsa nanıussuzı,.ımıı diyerek nokta l ı yordu. H ü seyin Avni Bey'i n bu ağır suçlama larına k i m yanıt verecekti? Mustafa Kemal! Mustafa Kemal Paşa, k ü rsüye gel iyor ve amaçlannın ıımilli smırlor içinde bağımsızlıl<ıı olduğunu anlattıktan son ra şöyle konuşuyordu : Efendiler, B.tı esas üz e r i n d e yürüyen insanlar, düşünen beyin ler, doğal o!orok, l< omürii zmi n geniş ve kayıt tonımayon esasları ile uyuşmozlar. Bu nedenle yüksek kurulunuzun izlediği siyaset, hiçbir zaman komünistlik esasına dayalı 12 1, değildir. Bu böyledir, bunu tekrar ediyorum, bir defa da ha. Fakat yine bilmektesiniz ki ve bütün dünya bilmek. tedir ki, bu milli e.s aslara derin bağlar bulunan Meclisiniz ve Hüki.imetiniz, bağımsız bir d �vlet olarak Rusya Bol şevik devletle ilişı:i!erinde hiçbi.r zamcın komünistlik ve bolşeviklik esaslarını ağzına bill (llmamıştır.)) Mustafa Kemal Paşa, daha sonra « Rusya içinde bu milletin soysuz,. herhalde sersem bi.rtakım evlôtlotı ora larda serseriilkierine devam etmişlerdir» diyor ve sözü Türkiye . Komünist Partisi'ne ve M ustafa S uphi 'ye getiriyordu. «işte bu serseriler, bir. iş yapmak hülyasına kapılarak görünüşte memleketimize ve milh�timize yararlı olmak amacıyla TKP diye bir parti kurmuşlar: bu partinin başm do da Mustafa Suphi ve benzerleri var. Bunlar, doğrudan doğruya vatanseverlik duyguları ile gerçek milli duyguiar . ile değil, benim kanımca, belki �endilerine para veren, kendilerini koruyan ve bunları koruyan Mosko.v a'daki prensip sahiplerine yaranmak Için birtakım serserice girişimde bu lunmuşlardır. Bunların yaptıkları girişim, Rus Bolşevizmi ni çeşitli kanallardçn memleket lcine sokmak olmuştur.)) M ustafa Kemal, daha sonra « Efendiler» diyord u , «ik i önlem olabilirdi.)) «Birisi, doğrudan doğruya komünizm diyenin kafası nı lormak; diğeri, Rusya'dan gelen her adamı derhal, de nizden gelmiş ise vapurdan çıkarmamak: karadan gelmiş ise sınırın dışına çıkarmak gibi şiddet önlemlerine baş vurmak. Bu önlemlere başvurmaktc iki noktadan sakınca gördük : Birincisi, siyaseten iyi ilişkilerde bulunmayı gerekli gördüğünüz Rusya cumhuriyeti tümüyle komünisttir. Eğer höyte şiddet önlemlerine başvurursak, Rustarla ilişitide bu� lunmamak gerekir. Oysa biz, birçok siyasal düşünce ve nedenle Rustarla temas etmeyi, ilişl<i kurmayı istedik ve istiyoruz, isteyeceğiz. O halde uygulayacağımız önlemler' de dostluğunu istediğimiz bir milletin, bir hükümetin pren siplerini aşağılomomak zorundayız. · · ' · 13. Ikinci görüş açısından d a şiddet önlemlerine başvurmayı yararlı görmedik : Bildiğiniz gibi düşünce akımianna karşı düşüneeye dayanmayan güçle karşılık vermek o düşünceyi ortadan kaldırmadıktan başka, herhangi bir insanla konuşulduğu zaman onun herhangi bir fikrini kuvvet zoru ile reddeder seniz o ısrar eder. Israr ettikçe kendi kendini aldatmakta çok daha ileri gidebilir.. Bu nedenle düşünce akımları · ce bir ve şiddetle yokedilmez, tersine güçlendirilir.» Mustafa Kemal, n icin komünist partisi kurdurduğunu da gizli görüşmede şöyle oçıklıyordu ! « . Komünizmin memleketimiz için, milletimiz için, din gerekleri için uyguloma olonağı olmadığını anlatmak, ka muoyunu aydınlotmak en yararlı çare görülmüştür. işte hükümet, böyle bir çözüm yoluno boşvurmakle beraber, şüphe yok ki, gelen akımları zamanındon önce, zararlı ha� le gelmeden, bir tarafton da gerekli önlemleri almıştır. Hü ' kümet, aydınlatma yoluyla bu akımın önüne geçmeyi düşündüğü sırada aynı biçimde düşünen birtakım kıymetli ahlôklı ve her bakımdan güvenilir arkadaşlar bana baş vurdular. Bunlar, bu açıdan bu memleket ve milletin ya rarına en çok ne yolla hizmet edebileceklerini düşünüyor lardı. ·işte bu düşüncenin ürünü olarak Ankara'da Komü nist Fırkası adı altında bir fırko (parti) oluştu.» Gizli görüşmede M ustafa Kemal « komünizim> diyordu «sosyal bir sorundur. Bu nedenle komünizmin dayandığı ilkeleri aniatmakta sakınca yoktur.» «YalnıZ» diyordu; ((Yalnız amaçları belli olmayan, yerleri bile bilinme-: yen bir takım kimseler komünizm adı altında, bolşevizm adı altında örgüt kurmalarını menetmek istedik. Bu görüş açısandan içişleri Bakanı bütün yüksek memurtoro dedi . . ki : (Komünistim d iyen h ükümetin resmen progra m ı gö rülmüş ve varlığı resmen tonınan örgüte g i rebilir. Fakat kendi kendine kurulan fırkan ı n hükümete verd i ğ i b i r g ü vence vard ı k i , o, önüne g e l e n i örgüte ol mayıp. belki aklı başında, genel koşulları, din gereklerini, kutsal m il li do· . · _ . 14 . vayı, millet ve devlete inanmış insanlar ancak bu ul usali davaya bağlı kalma koşulu i l e kamuoyunu ayd ı n latabi l i rlerd i . Ve ben e m i n i m ki, arkadaşlar, Rus bolşevizminin yapmış olduğu yıkıntıyı birçoklarımızdan daha iyi bilmek tedirler. ) » Şeyh Servet Efendi'nin komü nizm propaga ndası ya pıp yapmadığı konusu «Komünist Fırkası» ile «Halk lşti rakiyyun Fırkasııının niçin k uru ldukları konuların da ko nuşul masına yol açar. M ustafa Kema l, Bakü'de «Komünist Fırkası» adıyla bir başka parti daha kurulduğunu a n latır ve Ankara'da Tü rkiye Komünist Partisi ad ıyla bir parti kuru lmasıyla «ta limatı dışarıdan alan bir fırka da reddedilmiş oldull der. H ü kü met izniyle kurulan «Türkiye Komünist Fırkasu, ile « Halk iştirakiyyun Fırkasm Orasında ne gibi farklar vard ı ? M ustafa Kemal , gizli görüşmede bu ayrımı şu yargısıyla birl ikte açıklar : «Türkiye Komünist Fırkası, Türkiye icin Türkiye_ için de çalışan bir parti biçimindedir. Holk iştirakiyyun Fırka sı , doğrudan doğruya komünizm niteliği gösterir bir par tidir, kanıtlanmış bilgilere . göre burada bulunan Rus Bü yükelçiliği ile bile temas halindeler. Bu konuda fazla bir şey söylemek istemiyorum.>> Mustafa Kema l , bunları açıkladı ktan sonra sözü Er zurum mil letvekili Hüseyin Avn i Bey'in Kôzım Karabe k i r Paşa'yı suçlayan konuşmasına getiri r. << Ufak bir tereddütü olanlar, Kôzım Korobekir Paşa Hazretlerinin bir buçuk yıldır Doğu'nun durumu hakkında her gün vermiş oldukları raporların tümünü okuduktan sonra bir karara varmaları ve ondan sonra konuşmaları gerekir. O zaman bu görüşü ileri süren kimse, bu gücteki bir kimse hakkındaki, Kôzım Karabekir Paşa Hazretleri nin kıymetlerini takdirde ne dereceye kadar ·hata etmiş olduklorını anlayacaklardır.» Mustafa Kemal, Kôzım Karabekir Paşa'nın Mustafa Suphi olayı nda oynadığı rolü de açı klar; der k i : . · •• �5 « Mustafa Suphi'yi Doğu 'da Hüseyin Avni Bey'den önce ortaya cı kartan Kôzım Karabekir Paşa 'dır. Bu ada mın memlekete girmesinin sakınca l ı olduğunu takd i r eden Kôzım Ka rabe kir Paşa'd ı r. Bunun memleket d ış ı nci, s ı n ı r d ışına cıkarılması gerekece ğ i n i b i l e n de Kôzı m Karabe k ir Paşa'dır. Bunuri planını yapan da Kôzım Karabe kir Pa şa'd ı r; yoksa Erzurum va liliğiniz değildir. Biz değ i l iz efend i ler. A k ı l l ı cGJ yaptığı planla , herkest�n önce gerekenleri . harekete geçiren KÇızım K a rabekir Paşa'dır. Bilmem, bol şevikiere e ğ i l i m l iymiş. M ustafa Suph i'nin bilme m nesiy miş. H e rkeste.n önce güçlü önlemler alan Kôzım Kara bekir Paşa 'd ır•. ( .. ) Kôzım Paşa'nın komünistlerle temasta olaniard karşı komü n ist görünmesi doğru olabil i r ; memleket ve mil let için yararlı bir siyasa l amacı sağ lamak içind i r; ger çe kte komün ist ve bolşevik olduğu icin deği ldi r»�. • · Paşalar . Bqlşevizmi · Enver Paşa, o günle rde Moskova ve Bakü'dedir. Rus . marksisti Karl Radek ile i l işki kuran Enver Paşa ve it tihatcıla r , Leninin öncü l üğ ü nde topranan Bakü Kun.ıltayına kat ı l ı rlar. Enver Paşa. bir de 3. E nte rnasyona l ' in ideoloj ik doğ rultusunda komü n ist portisi kurar. Bu komün ist pa rtisin i n adı «Halk Şuralar Fırkası ıı d ı r Fırka progra mının birinci maddesinde « hôkimiyet-i milliyayi doğrudan doğruya l<endi sa'y VP. ome l leriyle ik tisob-ı hayat eden sınıf ohalinin elinde» bulunması gereğ i yazı l ı d ı r. Bugünkü Tü rkçe i l e H a l k ŞOralar Fırkası 'nın amacı « ulusal eg eni e nliğin l<endi emek ve eylemleri ile yaşom larını kozanon sınıfların el!nde olmasıııd ı r ·Enver Paşa H a l k ŞOra l a r Fı rkası 'nı niçin kurmuştu? Bu soruyu Şark Cephesi Komuta n ı Kôz ı m l<arabekir Paşa. «Büyü!< M illet Meclisi Riyosetiıı ile <<Erkôn-ı Harbi· · . . . 15 ye Reisi Fevzi Paşa Hazretleri>ıne gönderd i ğ i 5 Mayıs 1 922 tarihli telgrafta şöyle ya n ıtlıyor : . «Tamamiyle bolşevizm ve komunizm esaslarını ihti vo eden sel<sen beş maddelik programın ismine ( Halk .şo ralor Fırkası) namı verilerek Anadolu'ya gönderilineye baş lanmıştır. ( .. ). ingilizierin bdrış olasılığına karşı Cicerin - bile Enver'in Anadolu'da devrim yapması _için yardımda bulunuyormı.ış. ( .. ) Bolşevikler, Mustafa Suphi ve benzer_leri ile yapomodıklorıııı Anadolu kızıl devrimini Enver Pa şa ve tırktıdaşları aracılığı ile yaptırmaya cahşacoklar; doğal olarak ,hemen egemenliği ellerine alarak devrimi ya panları da ortadan kaldıracoklardır, nitekim Ermenistan'- da olay aynen böyle olmuştur.>) Fevzi Paşa, Karabekir'in bu telgrafına 29 Mayıs 1 922 günü gizli şi fre ile şu ya nıtı verir : « ingilizlerin bu kez de komünistliğin yayılması gibi bir maske altında Anadolu'ya özellikle yer yer ayaklanmo lar düzenlemeye çalışocakları bazı kimseleri yurda sok tukları haber alınmıştır. Aynı zamanda Enver Paşa'nın da komünistlik lehine bazı girişimlerde bulunduğu ve kendisinin şu onda Mos kova'dan bilinmeyen b ir yere gittiği tahakkuk etmiştir. Gerek kendi adına sahillerimize ve kara sınırtarımıza gele cek kimselerin ve gerekse kendisinin tutuklanorak sıkı gü venlik önlemleri altında Ankara'ya getirilmesi gereğini il gili memurtoro çok gizli k aydıyla bildirilmesini rica ede· rimıı::. Şark Cephesi Komuta n ı Kôzım Karabekir, Enver Pa şa'nın komünist oldu ğ u kanısındad ı r. E nver Paşa da Mus tafa Kemal Paşa ile Kôzım Paşa'nın «komünist esaslarını kabul eder gibiı> görünmaleri nden ya kı nır! Enver Paşa' n ı n 16 Temmuz 1 921'de M ustafa Kemal Paşa 'ya Moskova'dan gönderdiği «Muhterem Paşamıı di y e başl_a yan mektubunda M ustafa Kemal Paşa 'nın, Enver Paşa ve a rkadaşları n ı n «Anadolu hesabıma birşey yap momolorınm i stediğinden yakınırken önce şu gel işmeleri a nlatı r : « Ben (Moskova'yo) geldiğim zaman Bekir Sami Bey 17 F. : 2 · · ve arkadaşlarını buldum•. Iki aydan beri Moskova'da bu lunuyorlardı. Ben bu arzunuzu haber alınca Çiçerin'in5 sualine karşı resmen vazifem olmadığını, yalnız bugün her surette Anadolu'ya .yardım edilmesine taraftar olduğumu söyledim. Bekir Sami Bey'in arzusu üzerine bir kerre Çi çerin'e Anadolu hükümeti taraftarı olduğunu göstermek icin beraberce gittim. ( .. ). R uslar henüz miizakereye bile başlqmamışlardı. Çünkü Yusuf Kemal Bey birederimiz (bun lar Anadol u'n u n kom ünist olmasını isteyecekler. biz de olmaya kara r verdik. Binaenaleyh, yine bizden müzakere olunmuyor) diyorlar ve sabırsızlanıyorl<trdı .. ( ..) Ben hu susi olarak Berlin'de hapishanede çalıştığımız Radek ve diğer liderlerle işin biran evvel halline çalıştım . Ve niha yet müzakere başladı. Ve Yusuf Kemal Bey'in zannı gibi bolşe\liklik teklif edildi.n Enver Paşa, daha sonra, Sovyetler'de n yard ı m ge l i rse bunun gerektiğini, böyl ece ((Aurupa, Anadolu Sov yetler'le anlaştm diye Anadolu h ükümeti n i daha güçlü gö receğ ini a n latır ve gerek M u stafa Kema l ' i , gerek Karo beki r'i komü n i13tlikle suçlar. (( .. Sonra Bakü'ye geldiğimde değil yalnız Türkiye'de fal<at bütün islôm memleketlerinde derhal aksi tesiri gö ri.ileceğine ve böylece ingilizlere yardım edileceğine ( kôni1 olduğumdan Türkiye ve Şark bolşevizmi taraftarı olmadı ğımı alenen kongrede söylediğim gibi, Anadolu halkının menfaotma dahti uygun ve cidden ezilen halkı düşünür Idare esasına dayanan bir program ile Talôt Bey'i ve di ğer iki arkadaşı Anadolu'ya göndermeye karar verdik. O zaman, Kôzım Karabekir Paşa ve zat-ı samileri (yüksek şahsınız) komünist esasını kabul eder gibi görün müş olduğunuzdan tabii bu hususta yaptığımızı değil yal nız size fikrimi yazmakla yetinmiştim. Bilôhare, Ankara' dan aldığım mektupta ve buraya 3. Enternasyonal'e ge len delegelerden zatıôliniz diktetörleri olmak üzere Çer kes Ethem ve diğer· bazı arkadaşların Ankara Komünist Fırkası'nı teşkil buyurduğunuzu anladım»'1• 18 Bolşeviklik ilanı M ustafa Kemal ve l<ôzı m Karabekir i k i eski arkadaş dılar; aı kadaşlıkları, dostl u kları, gizli örgütlerde, ihtilôll erde , savaşlarda pekişmişti. 31 M a rt gerici ayaklan masının bastırı l ması nda Mus tafa Kemal ve Kôzım Karabekir beraberd irler; M usta fa Kemal, kolağosı rütbesi ile Hüseyin Hüsnü Paşa komu tasındaki Redif Fırkası kurmay başka n ı d ı r; Mürettep ikin c i Fı rka Komutanı Şevket Turgut Paşa'nın kurmay boşkan ı da Kôz ı m Karabekir'd i r. M ustafa Kemal, ordudaki görevinden çeki l i p «ferd-i millet» olara k Anadol u'da örgütlenme çal ışmalarına baş ladığında Erzurum'daki Şark Ordusu Komuta n ı olara k ((em· rinizdeyim Paşomıı d iye yard ı ma koşan da Kôzı m Kara bekir Paşa'dır. H e r devrimde ve her topl umsal olayda yaşandığı gi b i Cumhuriyet'in i l k yıl larında da u lusal kurtuluş l iderleri nin yollan ayrılaca k ve Kôz ı m Karabe kir, 1933 yılında yaz dığı ve yayın lamak istediği f< istiklôl Heirbirnizin Esnslorı» adlı kita pta a rkadaşı M usta fa Ken:ıa l ' i n Kurtu luş Savaşı y ı l larında <<bolşeviklik ilôn etmeyi düşündüğünüıı yaza caktı. Karabekir Paşa ' n ı n 1933 yılında yazdığı kitap yayın lana maz; kitap matbaadayke n toplanır ve ya kılır. 1933 yılında yay ı n ı n a .iz i n verilmeyen f<istiklôl Harbi· mizin Esoslarııı adlı kitabın 54. sayfasındaki şu satı rların ı · birli kte okuyol ı m : « .. Bolşeviklik fikrinde olonları ikaz ettim. (Bolşeviklik fikrinin tekrar a levrenerek Amasya içtimaında dahi mü nakaşa ve kabul edildiğini ve fakat ikazımla tekrar milli hükümet esasına rücu edildiği görülecektir.) M ustafa Kema l ' i n , Karabekir'in bu satıriarına karşı yflnıtı çok serttir. M ustafa Kemal, kita b ı n i l k formalarını okuyup, el ya zısı ile 9 sayfa l ı k tutan notl a r a lır. Bu notların 14. s ı rasın d a yer a l a n bölümü şöyledir : · · · 19 !<S. 54.. Bolşeviklik.. çok alçakça uydurmak istediği bir hikôye (bana yapışt ı rmak istiyor).» . iKi i k i arkadaşın yolları C u mhuriyet'in kuru l uş yı lları nda . ayrı l m ıştı . . Ka muoyu önü nde ki a ç ı k tartışmada S i irt M i l l etve k i l i M a h mut Bey'in s a h i b i olduğu M i l l iyet Gazetesi ' n i n 27 Ni san 1933 günlü soyısı nda « Ankaralı'nın defterin köşesinde «Millici» irnzasıyla yayı nlanan «Tek cepheli sadakat böy le mi olur?)) başlıklı yazıyla başlamı ştı. «Millici>> imzalı yazıları yazari Atatürk'ün kendisi miyı. d'? Belki kendisiyd i ; kendisi olmasa bile bu yazılar ken d i si nin birgisi altında ve kendisine çok yakın kimselerce yazı lıyord u . Bel k i Mazhar Bey, bel k i d e Fa l i h Rıfkı (Atay) . . «Tek ceph eye sadakat böyle mi olur?>> başl ı k l ı yazı da Celalettin Arif Bey ile H üseyi n Avni Bey'in' 1920 y ı l ı K a s ı m ayında Erzurum'a giderek Erzuru m'da «ordu arn borlarında suistimal yapıldığını>> i leri sürdüğü ve Va l i Ka zım Paşa'nın ( Kazım Diri k ) görevden a l ı nmosını isted iği; Kazı m Karabekir Paşa 'nın önce Celal ettin Arif Bey'in öne risi doğru ltus u nda ·hareket ettiği, sonra da bu önerilere karşı ç ı ktığı yazı l ıyordu. «Millici>ı e rtesi g ü n de Karabekir Paşa ' n ı n , bu olaylar sıras ı nda Mustafa Kemal · Paşa 'ya çektiği şifrede ııCelô lettin Arif Bey'i, daha Ankara'dayken külôh kapmak iste yen bazı adamlarla anlaşarak bu tertibi yapmış; Hüseyin Avni B_e y, Erzurum Valisi olacak, o da Şark Vilôyetleri nin Umumi Valisi.. Herhalde Celôlettin Arif Bey ya bir oyuncak olarak oynatılıyor ya kendisi birşey yapmak is tiyorıı dediğini d e yazar. · 20 « Millici>, Kôzım Karabekir Paşa'nın «tek cephede bir� lik» strateJisine pek a tak uydurmadığını üstü kapalı bi· c imde de olsa ileri sürmekteydi. M ustafa Kemal - Kara bekir tartışması bu noktadan sonra olevlenir. Kara bekir Paşa'nın bu yazılara karşı gönderdiği · ya· nıt 5 Mayıs 1933 gü nkü M il liyet Gazetesi'nde yayın lanır. Tartışmanın can a lıcı noktalarından biri Anadolu'ya gecme düşüncesi n i n nasıl oluştuğuydu. Kara b�kir, bu konuyu yanıtlarında şöyle anlatıyordu : « Ben, daha mütarekenin başlangıcında milli istiklô limizin ancak milli bir kuvvetle kurtorılobileceğinl, bunun d o Erzurum'da yapılacak milli bir. teşekkülle mümkün ola bileceğini, birçok zattoro ve bu meyondo M ustafa Kemal Paşa Hemetlerine de Şişli'deki evinde bizzat söylemiş ve kendilerini Şork'o davet etmiştim.» Korobekir Poşa , ilk mektubunda ş u n la rı yazar : « .. Mustafa K emal Paşa Hazretleri henüz istanbul'da iken ben Şark'ta işe başlamış ve Erzurum Kongresi'yle milli n üveyi hozırlomıştım. iki buçuk oy sonra Erzurum'o gelen M ustafa Kemal Pcişo Hazretleri ile tekliflerimle tekiden (sağlamlaştıra rak) mutabıl< kalmış ve bu suretle ben Şork'to, kendileri de G arp'tal<i siyaset ve hareketi idare etmeyi milli plo nımız olarak tesbit etmiştik.,, ( .. ) Ankara'da Millet Meclisi oçılıncoyo kadar bu fi kirde bulunan M ustafa Kemal Paşa Hazretleri bundan son ra nedense bu fikirlerinden sortınazar ettiler. Celôlettin Arif Bey'in getirdiği malumota göre Şark' taki kurtarıcı vazifeınden mahrum edilecel<tim. Bunun, mil· li fl�lôketin başlangıcı olacağı hakkındaki kanaatiın ise de· ğişmemişti. Bunu Celôlettiıi Arif Bey'e anlattım. Tosovvur olunon Umumi Voliliğe benim değil kendisinin tayininin muvoffok olacağı fikrini o do kabul etti. Teklifimden sonra M ustafa Kemal Paşa Hozretlerin· den aldığım şifrede · Celôlettin Arif Bey'in ( K olordu ambar· larında suistimal var) diye Kolordu Komutan Vekili Manas· · 21 tırlı Kôzım Bey'e hücumunu öğrendim, Celôlettin Arif Be- · ye silôh ambarların ı gezdirdim ve hatasını gösterdim.» Kôzım Karabekir, yanıtı nda M . Kemal ile Celôlettin Arif Bey'in a raları n ı n iyi olmadığını TBM M i kinci başka n ı Celôlettin Arif Bey'in, Mecl i s a rac ı l ığ ı ile önce kendisinin, sonra da Erzuru m halkı a racıl ığı ile de Mustafa Keı:na l ' i n düşürüleceğini öğrend iğini; b u n a göre önlemler aldığını da bi ldi riyor. Karabekir, 5 Mayıs 1 933 günlü yanı tını şöyle nok· ta lar: «Milli 'isti klôlinıizi kurtarmak için canla başla uğroşonların bu hizmetlerini yazmayobilirsiniz; fakat . bari bunları borçlu çıkormayınız.» Bu tarihten sonra <<Millici)) ile Kôzırn Karabekir Paşa a rasında sert tartışmalar s ü re r. 6 Mayıs 1 933 tarihli «Ankoralının Defteri » nde şu sa t ırlar yazı l ı r : <;Hayatta en kolay şey, insanın büyük iddialarda bu-· lunmosıdır; kendi nefsine· ve işlerine olduğundon fazla kıymet vermesidir; her mlisbet rolünün, tesirin mühim ol duğunu söylemesidir. Fakat bunlar kadar kolay olmayan birşey var ki bunların şohitlerle, vesikalarla teyit edilme sidir.)) « Millici)) bu savı nı kanıtlamak icin belge de sunar. Belge sunmadan önce d e ş u açıklamayı yapar: «Herkes bilir ki, Gazi M ustafa Kemal Hazretleri; Ana dolu'ya geçmeden evvel istanbul'da aylarca uğra!;tı; pek çok temaslar yaptı. Yerli ve yabancı birçok adamla görüş tü;. holkın, halk içinde yaşayanların, iş başmda olanların temayül lerini araştırdı, taşıdığı emniyet ve itimada göre herkese derece derece açıldı. Anad'llu'da açacağı mü cadelede kendilerine kimlerin yardım edebileceğini, istan bul'da l<alabilenlerden hangilerine bel bağlayobileceğini anlamaya çalıştı. Bütün bu zevat arasında hatta hepsin den evvel, Anadolu'da bir kolordunun başında bulunan Kôzım Karabekir Hazretleri gibi aynı zamanda yakındon tanıdığı bir kumandonla görüşmesinden, anlaşmasından tabii birşey olur mu?)) · 22 «Millici>), şu kanıdaydı : « (Anadolu'da milli kuvvetlerin nüvesini hazı rladım) diyen Kazım Korobekir Paşa, pel:ala bilirler ki, kurtuluş g ayesiyle teşek ki.il eden h9r cem iyet, hatta b u gaye için savaşmayı göze alan her vatandaş milli davanın müdata ası için ihmal edilmez bir kuvvetti. Bu bakımdan Erzurum' d a kumlan (Vilôyet-i Şarkiye M üdofaa-i Hukuk Ceıniye ti)'nden istifade etmek tabii idi. Fakat, daha ziyade ma halli ihtiyaç ve sebeplerle k urulmuş olon b u teşkilat - Ka� rabekir Paşa'nın sandığı gibi - memleketi kurtarmaya kd� fi gelemezdi.)) «Millicin1 daha sonra M u stafa Kemal Paşa'n ı n bütün yurdu kapsayan örg ü t l e r k u rmaya başladığını; Erzu ru m ve S ivas Kongreleri nin bu amaçla toplandığını yazıyor ve Karabe k i r'i . şöyle e l eştiriyordu : « ( Şarl< Vilôyetlerinde mutlaka ben kolmalı idim; bu roda başkası muvaffak olamazdı. Hall<ın bana itimadı var dı,) diyen m uhterem Karabekir Paşa, hatırlorlor ki, Gazi Mustafa Kemal'in Sivas ve onefon sonra do Ankara'ya git. meye karar vermesi, . kendilerini fazla telôşo düşürmüş, ciddi endişelerini mucip olmuştu. Korobekir Paşa'nın o vakitki görüşüne ve düşünüşüne nozoron Mustafa Kemal Paşa'nın . Şark Ilavalisinden uzoklaşması, burodal<i teşkila tın z (ıı:ıflamasma sebep olabilirdi.>) «Anl< aralının Defteri n yazarı. yazdı k lorını kanıtlamak için bir de belge sunuyord u . Belge, Karabekir'in Musta . fa Kemal' e çektiği şu telg raftı : «K uvr.ıyı Milliye'yi temsil eden yüksek heyetin değil Ank ara'ya, hatta Sivas'ın batısına bile geçmeınesi düşün cesiııpeyim.)) Tcırt:şmo S ertleşiyor l<ô zım Karabekir, bu yayınları 1 1 Mayıs 1933 tari h i n d e yanıtlar. Karabe k i r Paşa, ulusal dava icin «tek cephenin ku rulmasına ve yaşamasına)) nasıl hizmet etti ğ i n i anlatır ken belgeler de sunar. 23 Bu belgelerden biri Mustafa Kemal'in «3. Ordu Mü fettişi Fahr-i Yaveri Hazret-i Şehriyôr-ı M irlivaıı imzasıy la 1 5. Kolordu Komutanı Karabekir Paşa'ya çektiği 1 1 Haziran 1 9 1 9 tari hli şifredir. M ustafa Kema l , bu şi frede şunları söyler : «Vermiş olduğum kararı n milletin hukuk ve i�tiklô lini tayin uğrunda millet ile çalışmaktan ibret bulundu ğunu zat-ı birederlerine evvel ve ahar arzetmiştim. Bu ga ye, milletin sinesine iltica ederek vazife-i namus ve vicda nı ifaya fedakôraneye devam etmeyi amirdir. Emsalimiz vechile, ingilizlere esir olmak üzere istanbul'a gitmekte mazurum. Vaziyet-i vetaniyeme devam edebilmekliğim bit. tabi zat-ı ôliniz gibi aynı fikir. ve kanoatte bul•ı nan kar . deşlerimin de . herhalde yardımiarına bağlıdır.» Karabekir Paşa 'nın sunduğu bir başka belge M usta fa Kemal Paşa ile Rauf Bey'in (Orbay) tutuklonmolarını isteyen istanbul Hü kümeti'ne gönderdiği 1 Ağustos 1 9 1 9 gün v e 2733 sayı l ı şi fredir. Bu şifrede Közım Korobe k i r Paşa, «Hükümetin karar ve siyasetini bilemiyorsam cJa Erzurum'da bulunan Mus tafa Kemal Paşa ve Rauf Bey'in hareket ve dovranışla rında vatan ve milletin varlığı ve çıkarlarına hiçbir hal ve horeketi olmadığını görüyorum» der ve tutu k lama e mrini yerine geti rmeyeceğ i n i bildi r i r. Korobekir Paşa , aynı ya nıtında 5 Ağustos 1 9 1 9 tari hinde Harbiye Nezareti'ne gönderd i ğ i bir başka şifrode de «yegône çare ancak Meclis-i M illi'ninıı toplanması nın ol duğunu yazdığını da açıklar. Kôzım Ka rabe k i r, mektubunu Şöyl e bitirir : « istiklôl Harbi'nin esrarııia vakıf olmoyanların işi ko layca kavraması mümkün değildir. Bunun icin hcıdiselerin tahlilinde yanlış görüşlerle hak kımeto şu veya bu iltifat larda acele buyurulınosın. Bunların cevabından sonra itJ z o l (bol bol horcanıok) buyı.ırulsun efenrlim.ıı Tartışma sert pole m i k l e re dönCışnı i ı ştCı . 9 Mayıs 1 933 gCınkü «Ankaroltnın Defteri >> ş u mcın şetle çıkar : «Kôzım Korobekir Paşa, en koranlık günde dervişha· 24 · ne bir tevek. k.ülle vatan davasını yarıda bırak.mayı bile düşünmüştu.» Yazıda, Karabekir'in M ustafa Kemal'e Erzu rum'dan. gönderd iği bir telgrafından söz edilir. Telg raf şöyled i r : ı< istanbul'da Meclis-i Milli'de tahasul eden (sonuç lanan) cereyana karşı Heyet-i M illiye'nin ve Kuvayı Mil liye'nin mak us (ters) · ve mütehakim bir vaziyet almasını doğru butmuyorum. ( .. ) Yalnız Heyet-i Temsiliye bu işin icinden kôrlı cıkmak ve işin mesuliyetini takdir keyfiyatini Meclis-i Milli'nin uhde-yi namus ve harniyetine bırakmavı mütalôa ·ediyorum. ( .. ) Heyet-i Temsiliye'nin artık Meclis-i M illi'ye tevdi-i mukadderat ederek dağılmasını ve mevkH faaliyetten cekilmesini yazar ve bir de teşekkür eder .. » ıı Millici>ı , . bu telgrafı şöyle yorum la r : (( Muhterem Karabekir Paşa'nın e n buhranlı, en nazik' vaziyatler karşısında karar ve tedbir namına neler düşün düğünü bu yazısından anlayanlar.. iddiaları hakkında da kolay kolay hükümlerini verebilirler. Paşa Hazretlerinin o kadar emekle, ölümlerle göz göze gelerek vücude getiril miş buyurduğu tedbirler : ( Heyet-i Te msiliye'nin Istanbul'daki Meclis-i M i l li'ye tevd i - i mukadderat edere k dağılması ) , (Vaziyet ve hare ket-i müstakbelemiz icin zuhurata tôbi l<ılı nrnosı) gibi dervişan e bir teşe kkülden ibaret olu yor. » Ankara Defte ri'nde 1 3 Mayıs g ü n ü Karabekir'in E r7tıru m Kongresi'nin hazırlık larında bulu nmadığı n ı , kongre n i n toplanmasında güclpk çıkardığını i leri sü rüyord u . Tn rtışmalar devam · ediyor; gerek M i l li'ci, gerek Ko. rohel<ir. o rd a rda sundukları belgeler ile birbirleri n i suc l u yorlard ı . Karabeki r Paşa. 3 . ' mektubunda M u stafa . Kema l ' i Şiş l i 'deki evinde nicin ziyare t ettiğini Şöyle acıklıyordu : << ..Yıldırım ordularının grubunun lôğvı üzerine açıkta !<almış olon M irliva M ustafa Kemal Paşa Hazretleri'ni zi ycıret ettim. Bu ziyaret sebeplerinden biri de müşori.inilev-: � : ( anılan kişiyi) istanbul'da kalıp Kobineye girmek hu· 25 susundakl arzularından sarfınazar ettirmek gayesine ma tuttu » { . . . ) Milli dava hakkındaki fikrimi anlattım . . PaŞa Hazretleri'nin bilöhare; tekliflerimi kabulden s pr,.. fınazar etti klerini ve b i r a y sonra da istanbul'dan uzak laştı rıldıkları n ı şu yazılarından öğrendim .. l Gazi ' n i n Nutku, . s a hi fe 7 : {Beni ista.n bul'dan nefy ve ted'ib maksadı yla Anado hi'ya gönderdiler.) 2 Gazi'nin Hayatı i s i m li eserin 79. sah ifesi : {Mustafa Kemal Paşa, Anadolu'ya kendisi n i uzaklaş tırmak isteyen hasımları tarafından gönderilmiştir.) . 1 3 Mayıs günkü M i l l iyet gazetesinde Mazhar M ü fit ( Kansu) ' i n tartı şmalara katıldığı görülüyordu . Mazhar M ü f i t Bey, E rzurum Kong resi haz ı rl ı klarını şöyle a n latıyor� d.u : « . 3 Temmuz'da Paşa Hanetleri geldiler. Kôzım Pa şa'nın hazırladım dediği kongreden eser olmadığı görül dü. Onüc gün teahhurla (gecil<meyle) kongrenin kürşat olabilmesine ancak Gazi Hazretleri muvaffak oldular. Şu hold� Gazi gelmeden evvel Kôzım Paşa'nın hazırladığı mil li nüve .ve kongre nerede idi? ( .. ) Kôzım Korobekir Paşa icin bir milli nüveyi, kon greyi, hazırladığını kabul etmek bile mesele mlisbet neti celenlrse (ben de beroberdim, ben yaptım), menfi zuhur ederse (ben kumondandım, ktırışmodım) diyerek ortadon sıyrılmak gibi iki cepheli hareket eden Paşa'nın bir milli nüvesi ve kongresinden bir fayda bekleyenleri "e (Paşa bugün ben, hep b�n yaptım ) demek şeyhin kerameti ken dinden menkul demek olmcıktan başka birşey değildir.>> 1 4 M ayıs 1 933 tarih l i «Ankarolının Defterin Karabe kir'i «tarihe ve hakikota karşı saygısızlık>> ile suçluyord u . Tartışma iyice sertleşmişti, «Millicin soruyordu : «Acaba Kô7.ım Korobekir Paşa ne sonıyor? Mektubu okuyacak o lon l a r cıyn ı zamonda büyük n utkun yedinci say fasındaki o yazının altını ve üstünü okumayacak lar mı? Onu bulup okuduktan sonra tarihi hakikat namıno oldatıl.. - - . · 26 .mak lstenen efkôr-1 umumiyeııin . takdir_ine arıetmeyecek midir?» «Millici» Karabek i r Paşa ' n ı n «mugalatan yaptığını, cc Türkiye'n in . kurtuluş yolunu Gazi M ustdfa Kemal gibi doğ ru göremediğini)) ileri s ü rüyordu. Karabekir PaŞa « Millici>ı y i 4., 5 . ve 6, me ktupları ile ya nıtl ıyor ve 1 9 1 9 N isa n ' ı nda. Trabzon'da Muhafaza-i Hu kuk Cemiyetleri 'nin birleştiri l melerine ça lıştığı n ı , bu görüş meler sırasında direniş kara rının cc holkm ruhundan kopcı cak milli gaye ve millet iradesiyleıı kendisin'Cı �<emir ve rilmiş şeklinden yorumlandığını, işgal kuvvetlerine katşı savaşma kararı nın Erzuru m'da bulunan i ng i l i z kontrol he yeti n i n haberi olmanıası için kongre hazırl ıklarını gizli yü rüttükle ri n i a nlatıyor ve çeşitli yazışmalardan örnekler ve riyord u . M i l l iyet Gazetesi , Kara be kir Paşa 'nın ccM i llici>ı n i n sor duğu sorular<;ı verdiği ya n ıt ları kapsayan 7. mektubunu · d a yayın lamadı. Gazete, bu mektubun bazı böl ü m leri n i n «beynelınilel siyasetimize taallukıı etti ğ i n i i leri sürüyorduR. Kôzını Karabekir Paşa ' n ı n en son mektubu 15 Mayıs 1 933 günü yayı n l a nmıştı. . M i l l iyet Gazetesi, Karabe kir Pa ş a ' n ı n 7. mektubunu ecdevletin beynelmilel men faatle ri n e ıı aykırı bulara k yayıntama mıştı oma bu .mektupta yer a l a n konuları 2 1 M a y ı s tarih l i gazetede e<Ermeniston'a toorruz emrini veren bizzat Mustafa K e m al dir» d iye yanıtlanıak to bir sakınca görmüyordu . M i l l iyet'de aynı g ü n lerd e Kôzıın Paşa (Diril< ) . G(l7i ontep M i lletve k i l i N uri B e y (Conker) ve Fal i h R ı f k ı Bey (Atay) ' i n de yanıtları yayı nlanıyordu. Bu yan ıtlar a rasında e n serti de M ustafa Kema l 'indi : . ccB u mektubu yazan üzerinde akıl doktorlarının dik kat n cizorı nı celbederim.ıı ' ' Tartışman ı n kesil mesi üzerine Kôzı m Karabekir Po şo. hazırl amakta olduğu c d sti k l ô l Horbirnizin Esosl orı ıı adlı k itabı · bitirir. Kitap, yayı ncı Sinan Omu r' a veri l i r. Sinan Omur, M i l l iyet Gazetesi'ndeki tartışmalar sırasında kitap ta yer a la n - belgelerin hangisinin ccdevlet!n beynelmilel · ' .. 27 menfootineıı oykırın olduğ u h u öğrenmek i ster. Anca k ya nıt a lamaz . . Yayıncı Sinan Omur, kitap bası l ı rken bir gün · zorla Kılıç Ali Bey götürü l ü rn . Sonra s ı n ı kestirrnek hiç de güç değildir. Kitabın ba sılan forınaları Topkapı dışındaki çukurlarda ya kıl ır. 4 Ha zira n ı 5 Hazirano bağ laya n gece de Korobekir'in istanbul Eren köy'de ki köşkü Emn iye t Müdürü Fehmi Bey boşkon l ığı nda ki bir g rup polis tçıra fındon bası l ı r. Korobekir Pa şa ve o gece köşkte kolon Cafer Tayyar Paşa (Eğilmez) · pol i se ne a radı klarını sororlar. Polis köşkte ıı istikl'fil Hor birnizin E sasların kitabı n ı n ya kılma kton kurtu lan bask ı la n n i a romaktadır 11'. Kara bekir Paşa. savc ı l ığa ve e n ya k ı n a rkodoşı Baş bo kon ismet Paşa'ya başvurursa da b i r sonuç a lamaz. Yol l a r bir büyük yol ayrı m ı nda a rtı k iyice ayrı lmıştır! ÜC Kôzını Karabekir'in 1 933 yılı nda yazdığı ıd stiklôl Hor birnizin Esasları» baş l ı k l ı k itabı yayınianmadan toplatıl mış ve yakıl mıştı. Kitabın bir baskısı do Atatü rk'ün el ine uloştırıl mıştı. Atatürk, Karabek ir'in yazd ı klorıno e l yazısı ile 9 say, fa tutan ya nıtlarını « NOT)) başlığı altında toplar ve bu notlan büyük ola sılı k la Boşbakan ismet Paşa'ya verir. · Bu notlar, eski M i l li Eğitim Bakonl arındon Hasa n /\ l i Yücel'in ölümü üzerine Yüce l ' i n evinrie yata ğ ı n yo n ı nda ki çekmecesinde bulunur. 1\tatü rk'C ın notlarını okuyoruz : 1 ) K .K . Paşa'nın eserleri başlığı altında ( 1 0) nurna rada ıd kti scıdi Esoslarıınız 1 923'de izm ir'de bası ldı)) eseri kendisinin değildir. Benimsemeye hakkı var mıdır? 2) ( 1 3 ) nu maradaki de böyle. « Sanayi projeleriıı . 28 Korobekir'in kitabında « B i r i htiyac. eserimden iki par , ça, başiığı altında yayı n l adığı <<Hakikat Bir Nurdur, şiirin d e şu satır[dr yer a l ıyordu : Cihana feyz sacan varl ı k hakikat n u rudur her denı Ancak. bu n uriJ kurtuldu beşer zul ü m ve esaretten Hakikat ol mayan yerde seeiye ve i l i m kalmaz Çünkü bunlar haki katten başka şeyden g ıda a lmaz. Bunun icin; Terakki evleyen m i l let neme lôzım diye yatmaz A ra r. sorar, söyl e r.- yazar. hakika t kaybolup batmaz . H a k i k a t n u r u n a b i r n u r e klemek i c i n bütün m i l let B i rbiriyle yarış yapar, bunun adı büyü k h izmet Işte böyle bir d iyarda riya, yal a n propagandalar fal a n Avutmaz. uyutmaz. düşünceyi daro l tmaz. haki katı ka rortmaz O halde; Sen de şork ı n evlôdı! Bu yoldan dönme. döndürme! Hakikat nurunu parlat! O n u gafletle söndürme! Onu sönd ü re n ôfet: Riya, ya lan, korku. susma k Gibi tesi rlerle yalnız boşa giden şeyi basma ktır k i felôkettir; fakat Bugün sesin cıkmıyorsa yaz ve yazdır haki katı u nutma ki zaman onun sad ı k ve müttefiki ve kuvvetl i muhafızı. Karabekir kitabına « Uyandı mı Beşen> ad l ı bir şiirini daha a lmış. Bu şiirinde de şu satırl a r var : Neden uyandığı halde beşer : Neden yı kar, yakar, asar. keser? Aynı m i lletin fertleri bile 29 K urtuluşun çaresi d iye! B i n lerce nurlu ı rkın ı boğdu? Coluk çocuğu bir şeys i z kovdu? M a ksat - yıkmak m ı yoksa yapmak mı? Hakkı bıra kı p güce tapmak mı? Atatürk soruyor : 3) « B i r ihtiyaç, eserinden i k i parça» başlığı altındaki manzumeler neyi istihdaf ediyor? Atatürk, Karabekir'in kita b ı n ı n «başlangıç» bölümün· deki satıriara da karşı çı kıyor. 4) «Başlangıç (sayfa 21 son .iki satır ve 22'deki not lar» . . Sayfa 2 1 ve 22'de ş u n l a r yazılmış: Okuyoruz : « Milletin ve tarihin hakkı olan hakikatı beraber göm mek feci bir cinayettir. Ve çünkü : Bu hakikath�r. yani tarihi haklar, bilhassa medeniyet çağinın henüz ilk yaşlarında bulunan bizim gibi millet için can verici birer gıdadır. Vatandaş! . Yanlış bilgi felaket kaynağıdır: Her işin evvelô ha· kikatinl ara ve öğren! Sonra münakaşası � ı istediğin gibi yap! Birincisi vicdanına, ikincisi seeiye ve irfanına dayanır. ı< istiklôl Harbirnizin Esaslam adlı kitabında 1 91 8'de komutanl ığ ı n ı M ustafa Kemal'in yaptığı 7. Ordu'nun In gi lizier karşısı nda yen i ldiği ve geri çekilmek zorunda kal d ı ğ ı yazı l ı yor. Atatürk, Karabekir'e bu konuda da karşı ç ı kıyor ve şunları yazıyor : 6) «S: 37'de 7. Ordu hakkındaki sözleri yalandır. Kat ma sırtlarındaki muharebeyi yapan 7. Ordu'dur. 2. Ordu Adana havalisine nakil olunmuştur.» 7) «S: 38. «21 Eyl ü l 'de taarruz edecek düşman bu l u n mayan ingilizlen> Yalanı. ingilizler 7. Ordu tarafından muhasara edildikleri icin durduruldular; aksi takdirde ni' cin Adana'ya kadar yürümeyeceklerdi?h> · · .. 30 Karabekir, kitabı n ı n 42. soyfasında Isınet Paşa il& görüşmesi n i şöyl e yazar : «29 Teşrinisaııi 334 (91 8) Zeyrek'de Klise camii kar şısındaki ağabeyimin evinin bahçesinde ziyaretime gelen Harbiye Nezoreti müsteşarı en yakın aziz orkadaşıı ' Mi-, ralay ismet Bey'e milletin istiklôlini kurtarmak için düşün celerimi şöylece izah ettim : (Gene kumandon ların i stanbul'da toplanmasına ve h u susu ile beni Şark'ta n ayırmak büyü k bir gaflet olmuştur. Beni derhal Şark'a iadeye çalış. Ben orada m i lleti tenvir ve onlara yardım edere k memleketin i n h i lôline (yok ol masına) karşı Şark'ta yeni bir m i l li Türk hükümeti vücu da getire rek Şark'ı tehl i keden kurtard ı ktan son ra Garp tcll l i l<esi hertaraf edilebi l i r ve b u su rette müto reke hu dudu dahil inde kalan anavatanımız kurtulabil ir. itilôf dev letleri n i n harekôtı idame ettirmey i p bizi mle müta rekeyi kabul etmelerinden itilôfın bu hudud d a h i l inde yeni bir cidale kalkışacağı n ı tahmin etm iyoru m ) , » Atatürk, Karabekir'in bu satıriarına şJ sert yanıtı verir : 8) «42 nci s: i sm et Paşa'ya söylediğini iddia · ettiği düşünceleri boşton aşağı beyinsizcedir. <t » içine alıno cok ıı Korabekir, 6 Kanunuevvel 334'de ( 1 9 1 8) . Pad işah ile görüştüklerini ve Padişah'a «genç kumandanların iş ba şından · ayrıimamoların ve « Anadolu'ya ordularına iade» ed i l meleri önerisinde bu l u nduğunu yazıyor.. Atatürk'ün bu konudaki yorum u şöyle; el yazısında n okuya l ı m : 1 0) «S : 44. 6 Konunuevvel 334'te Podişoh'la görüş müş; genç kumandonları Anadolu'ya ordularının başına gönder demiş . . . Zaten genç komutanlar Anadolu'da idi.» Ka rabekir, yakılan kitabının 45. sayfasında M ustafa Kemal Paşa ' n ı n Osma n l ı hükümetine nazır olmayı planlodığını ileri sürüyor. Ö n ce Karabekir'in kitabını okuya l ı m : ı<23 Mart 1 935. M ustafa Kemal Paşa Hazretleri nin Ahmet Rıza Bey'le görüşerek müşarileyhin riyosetin•• .. · 31 · de i stanbul'da bir k abine teşkili ve kendilerinin Harbiye N azırlığına geçmesi ve benim de kobinede bir mevki al maklığımı arzu ettiklerini öğrendim. Ve isınet Bey · vasıta sıyla bu yolda bir teklif aldım . Bunun felôketi milliyeyi ta cilden başka bir işe yaramayacağını, bir on evvel genç komutanlarin Anadolu 'ya atılmasından başka care olmadı ğ ı hakkındaki n okta-i nazorımı te'kiden isınet Bey'e söy ledim.>> Kôzım Karabek ir, yakıl a n kita pta n bir ta nesini sak layabil m i ştir. Karabekir, .45. sayfadan aldığımız bu parag ratı n yanı nda sonradan eski yazı ile şu notu eklemiştir : « l ngilizlerin mandosını k abul. Bunu k abul eden Hür riyet ve itilôf erkônı ingilizler 'işlerine daha elverişli bul . dular ve bu kombinezonu yaptırmadılar. M. K emal A nadolu'ya cıkarılıncoyo kadar Harbiye Na zırlığındo ısrar etti.>> Sayfa 44'de bir başka not var, bu · notu da okuya- . . lım : cc M ü lôkattan sonra M . Kemal sordu : - Uzun zaman n e görüştünüz? M ütalôomı söyledim, dudak büktü.>> Atatürk bu bölümler icin şu notu yazı yor : 1 2) cc Benim Ahmet Rıza B. H or. Naz. onu da kabi nede vazı .. isınet Paşa söylemiş. ' Fevzi Paşa'ya acmış. Şakir Paşa'yı ilmo etmiş (Kô zım Paşa'dan tohkik) . » Kôzım Karabekir. ccistiklôl Harbirnizin Esaslarm adlı kitabında. Mustafa Kemal Paşa'yı Şişl i'deki evinde ziya ret ettiği ve aralarında şöyle konuşmalar geçtiği yazı l ı dır : Karabe kir : cc Evvelô Şark teşekküllerini Erzurum'da birleştirerek herhangi bir tehlikeye karşı bir milli taorruz haıırlomoyı düşünüyorum. Yeni bir Türk hükümeti esası . Eğer istik lôlimize dokunulmaz, yalnız Şark vilôyetleri tehlikeye dü şerse derhal Erzurum'da bir milli hükümet faaliyete boş lar ve ben de milli hü kümetin emrinde bir ordu komuta. nı olarak Şark'ın müdofoosını � eruhte ederim. Eğer toh . 32 mmım vechile t9hlike bütün lfatan icin görülürse çıko ccık hükümet yeni bir Türk milli deııl�ti olur ve bizler de bütün vetanın müdafaa vazifesini deruhte ederiz. Böyle bir şekilde mese!enin halli tabii daha giiçtür v� bütün arkadaşlarım!Zin Anadolu 'dcı kıtakınn ın boşında bt•lunma ları lôzımdır. Derhal ili< fırsatta tehlikeyi , bertarcıf ederiz. Bütün lwvvetler Garp'cı tevcih olunabil:r. Ben bu vaziyet t e Şark'taki rolümü muvaaakiyetlc yapabilirim. Garp me selesi açık lmlmıyor. Zat-ı samilerinden ricCiln da biran evvel sizin de Anadolu'�· a gcçmekliğinizdir. Her mal<amın namue!u genç siması kı.ı manclcınlarm Anodolu'ycı atılma sına tr.ıraftard:r. Bunun için derhal sizin de bir VC'7.i fe ile gelmeniz mümkündür. Eğer mümkün olmazsa hususi bir t arzda da gelebilirsiniz. Evvelô Erzurum'da toplanalım ve m il li hü kümet esasını k uralım. Ben Trabzon ve Erzurum 'da siz gelinceye kadar buesası haztrlarım.)) M usta fa Kema l : « Evet bu da bir fikirdir.» Karabeki r : « Paşam1 fikir değil karcırdır.. een, işe başlayacağım ve i kmal-i namus için uğraşacağım. E ğer, iş tasavvur et tiğim gibi basit çıkmaz do itilôf k uvvetleri işgalleri baş lasa bile Şark'taki Milli Türk Hükümeti kolay l<olay moh v.olmoz. Ve bu surette Türkli.iğün ölümü, mukadderse pek pahalıya mal edilir. Erzurum dağlarında duramozgak E r menistan dcığlarında bu yeni Türk hül<ümeti yine yaşar. Poşam; istembul'da çok kalnıaymıı:. Ve buradaki di ğer komutanlar üzerinde de müessir olarak bir an evvel Anadolu 'yu kuvve tlendirelim. Birçok batmış milletler is tiklôllerine kavuşurkan asırlar dotdurucu muazzam tarihi olon Türk milletini kurtaralım., M ustafa Kemal : «Vaziyet size hak vercl i riyor. iyi olayım gel meye c a lı ş ı r ı m . ,, K a ra bek i r : « Poşam, o halde tek dağ boşı mezar oluncoyo k odar m ücadeleyi şahsi ve milli nonıusuır.uı:u ikmol için (ya is· 33 F. : 3 tiklôl, ya ölüm) andında birleştik değil ml?. dedim ve sa rı hp öpüşerek veda ile ayrıldım. En son ziyaretimde is met Bey ile hasbihal oldu. ( Anadol u'da bir vazife a l ması n ı , mümkün olmad ı ğ ı takti rde ista n bul'da hiçbir s ıyasi cereya na karışmaya ra k Şark'daki neticeye intiza r etmesini ve hale göre Anadolu' ya atlaması n ı ) kendisinden rica ettim ve iki kardeş gibi sarılorak veda ile ayrıldım.>> Atatürk, Kôzım Karabek.i r'in bu satırları icin neler yazmıştı? Atatü rk'ü n . el yazısı ile hazı rlad ığı notun 3. sayfası nı o kuyoruz : · 1 3) «S : 46-49 .. ( 1 1 Nisan cuma günü) beni ziya r�ti baştan ya lan, sonradan uyd u rma bir tiyatro parçası .. ıs met Paşa 'ya söyled iğini ta hkik ( 1 2 Nisan 335'te i sta n bul'dan çıkmış .. 1 9 N i s a n 3 3 5 Trabzon ) .» Karabekir, kitabı nda 1 9 Nisan 1 9 1 9 günü Trabzon 'da Muhafaza - i Hukuk Cem iyeti ile görüştüğü n ü , Trabzon he yetinin batı dünyasından << merhamet ve adalet>> isterne k i.lzere girişim lerde bulunduğum•. kendisinin bu sözl ere ııVatanımızı ancak silôh kuvvetiyle kuttarabileceği» b i ç i m inde ya nıt verd i ğ i n i açıklıyor. Ayrıca , E rzurum'daki Fran s ı z Konsolosu ile yaptığı görüşmeyi a ktarıyor. · Atatürk, kitabın b u bölümüne de şöyle karşı çıkıyor : 1 6) «60. s. Trabzon heyetine . . . . sözlerindeki man t'ıksızlıkt ı r. 61 . s. Fransız h i kôyesi çocukça . » ·. Karabekir, izmir'in işga l i n i Şöyle a n latıyor : , . << 1 5 Mayıs 1 335'de milli iktisadımızın can evi olan sevgili izmir'imizi Yunanlı ların işgal ettiğini 1 6 Mayıs 335' de h aber a ldık. Her tarafta halk ve ordu mensııplcırı müt hiş bir galeyanla harniyetle çırpındılor. Günlerce halkın . feryotları, mitingleri . devam etti. Erzurum'da binlerce halk karorgôhta toplandı . . {Tek dağ başı mezar oluncaya ka dar mücadeleye) tekrar ant verildi.» Atatü rk'ün 20 n u mara l ı notu da izmir'in işga l i ile i l gili : 20) ıdzmir'in işgnl i ( 1 5 Mayıs 335) i ç i n mitingler b<m e m i r verdi kten son radır. O zamana kadar hatta ondan sonra da Trab . . . yaptı rmadı . . � 34 Karabekir, kitabında «benim' planım etrafında ilk kim .ler toplandı ve bu planın tatbiki esnasında fikirler da . ima mutabık mı kaldı?» böl ü m ü nde Erzurum ve S ivas kongreleri n i ve kendi hazırl ı k la rı n ı a nlatı yor. . Kara'bekir' i n kendi hazı rlıkları ile i lg il i 3. maddeye Atatürk karş ı ç ı kıyor. 3 madde şöyle : << Milli taarruzun her sahada inkişofı için orduca mu-, avenet..>> Atatürk'ün bu konuyla ilgili notu da şöyle : 21 ) <<Üçüncü esas) <<Benim planım etrafında ilk ev vel kimler toplandı?» .. Anlaşılomadı.» Karabekir,, kitabının 76. sayfasında İ smet Bey'in ( İ nö nü) ke ndisine yazdığı mektupta «Vaziyet-i hariciye karan liktır. Büsbütün imha ve i stanbul'dan ihraç olunmaklığı mızın ihtimalatı zoil olmamıştır» d iye end işelerini belirt tiğini a n latıyor ve şu yoru mu yapıyor : <<Bizi nasıl mahvedebilirlerdi?» Atatürk, Karabekir'in b u sözlerini de yanıtl ıyor : 25) «S: 76. İ smet Paşa 'nın ona mektubunda söyle diği çok doğru; ama hôlô onu a n layama mış.» Karabek ir, işgal kuvvetlerinin İ sta nbul'a <!Zaten ha kim» oldukları n ı , dünya ka muoyu önünde <<hakkımızdaki hi.isnüniyetin iflas etmesi» ni bekledi kleri n i , bunun icin . d e «bolşeviklik ilanının körü kledi klerini yaz: ıyor. Karabekir şu kanıdadı r .: İ ngil izler, Anadolu'da <<se!ôhiyet sahibi görülen bir simanın bolşeviklik ilônı» ile a moçları no. u laşacak ve dün ya kamuoyunu böylece ark,a larına alacaklardır. Atotürk, Karabe kir'in bu düşüncesini saçma bulur ve şöyle ya nıtlar : 26) «Bu da Anadol u 'da selô hiyet sahibi g i bi görü• len bir simanın bolşeviklik ifônı ne ile mümkün olur . . . . » H erzesi ile beni murad ed iyor. Rauf Bey'in di kkat i n i çekmiş .. » Karabekir, · M ustafa Kemal Paşa'nın Sivas · Kongresi s ı rasında kendisine çektiği 23 Hazira n 1 935 ( 1 91 9) tari h l i ş ifreden de söz eder. Şifrenin 3. maddesi şöyled ir : , . . · , 35 · « Bolşevizmin sure t-i tel ô k k i ve tecellisi dahi müzake re edilerek esasen Kaza n, Orenburg, Kırım vesaire g ibi ahali-i islômiye bunu kabul edere k a n 'a n e gibi işlerle zaten a l ô kadar olmadığından bunun memleket için bir mahsu ru olmadığı düşünüldü. Yalnız 17 Hazira n 335 ve bilô nu mara l ı şifre l i mütalôa-ı ô l iye leri etrafında düşünü lerek tıa k i katen bolşeviklerin daha m üessir bir vaziyete g irmeleri h a l inde bitaraf görü r.mek azmiyle itilôf kuvvetleri n i mAm leketimizden uzaklaştırmaya icbar ve aksi takdirde vata nımızın bolşeviklik payı istilôsınd a kalmak tehlikesine se bebiyet vereceklerini iddia etmek ve ona göre icabat-ı fiiliyesine kolkışmak muvoffı k olacaktır.» Atatürk, bu şi freye daya l ı bolşev i k l i k sovın ı ve Kôzım Karabekir' i n Erzurum Kongresi hazırlıkları ile i l g i l i bölü m leri n i şöyle yanıtlıyor : 27) «S: 77, 2 1 -22'de M u stafa Kemal Paşa S ivas Kon g resi'ne kara r veriyor. Burada seri bir korara g iderek m i l li varl ı ğ ı m ız ı tehlikeye düşürebilecek bir karar verebilir m i ? işte bu endişeler içinde iken aldığım 23 · Haziran 335 tari h l i şifrenin ücüncü maddesi dava-yı milliyemizi hezi metten kurtarmış olduğumu gösterdi . . ! » Diyerek malum bolşeviklik meselesi .. Halbuki bu 3. maddenin Sivas Kongresi ile bir alô kası yok, bir başka birşey. Onun mi.italôası aranacak; 30) S: 82.. Son yazısı Rafet Paşa'nın şitresi tetkik olunacak. 3 1.) S: 85, 86, 87'de çok yalan var. 9 Temmuz'da beni rei s intihap ettiler, 9 T. bildirdiler. 32) S: 88. Yalan ve aytp . . . 33) S : 89, 90. Saçma ve şantaj! . 36 DÖRT ((Paşam, siz askerlikten istifa ettiniz. Benim bundan sonra bu vazifeme devam imkônım kalmadı. Müsaade nizia Kolordu Komutanı K ôzım Karabekir Paşa'dan as keri bir vazife isteyeceğim. Evrakı kime teslim etmemi emrediyorsunuz?» (<Ya öyle mi e fend im? Peki efend im. Evra kı H üsrev Bey'e devir edi n efend im » Bu konuşma, Erzurum 'da bugün «Atatürk Evi» olara k bilinen evde 1 0 Te mmuz 1 9 1 9 günü M ustafa · Kemal Paşa ile Mira lay Kôzım Bey o rasında geçiyordu . M usta fa Kemal Paşa i le Somsun'a c ı kon · 3 . Ordu Kurmoy Boşkanı M iralay Kôzım Bey ( Dirik) Erzurum'da askerli kten çe kilen M ustafa Kemal Paşa.'ya artık kendisi ile caiışa mayacağı n ı bildirmekteydi':ı. Kôzım Bey, selörn verip odadan cıka r. M ustafa Ke mal üzgünd ür, Rauf Bey'e (Orbay) dönerek «Rauf gör dün , ben haklı değil mi idim? Devlet mokom ve mesne dini gördün mü? Dün benimle en yüksek gayret ve şüp he götürmeyecek kador samirniyetle çalışan bu adamın hareketi beni teyid etmedi mi?» der, Yaveri Cevat Abbas. telôşla odaya g irer ve Kolor du Komutanı Kôzım Karabekir'in geldiğini haber verir. Harbiye Nazırı Şevket Turgut Paşa , M ustafa Kemal i le Rauf Bey'in tutukl o n ma lo rını isteyen emri Kara bekir'e u l aşm ıştır. M ustafa Kema l , bu yüzden ted i rgindir. Rauf Rey'e f<dediklerim doğru · değil miymlş, dereesine bakar ve yaveri Cevot Abbas'o f<Buyursunlar» d e r. M ustafa Kemal, tutu klanmavı bekleme kted ir. Karabekir, odaya g irerek M ustafa Kemal Paşa'yı say gıyla selômlor ve şunları söyler : «Kumandomda bulunan zabltan ve efradin hürmet ve tozimlerini arzn geldim. Siz b undan evvel olduğu gibi bun dcın böyle de muhterem kumandanımsınız. Kolordu komu. . . 37 tanına mahsus araba ile maiyetinize bir takım süvari ge tirdim. Hepimiz emrinizdeyiz»1a. M ustafa Kemal. Karabekir'in üstüne atlayarak bu es ki a rkadaş ı n ı n boynuna sarı l ı r ve bi rkaç kez öper. Yazgı değişm iştir. Aynı g ü n lerde Ali Fuat Paşa (Cebesoy) da ordudon istifa eden M . Kemal Paşa'ya bağ l ı lı kları n ı bildiriyor, Ra u f Bey de yay ı n ladığı bildiride ş u sözü veriyord u : 1ıVatan ve milletin halôs ve istiklôli ve makam-ı salta nat ve h ilôfetin masuniveti bilfii l temin edilineeye kadar Mustafa Kemal Paşa ile ulaşacağıma mukaddesadı namı n a ahd ü peyman evlediğimi arz ve ilôn ederim»14• Birbirlerine bu kadar bağ l ı insanlar neden sonra kar şı karşıya gelmişlerd i ? Bu soru n un yan ı t ı n ı Atatürk Söylev'de şöyle veriyor : « Başarı icin uygu n ve güve n i l i r yol her evreyi vakti geldikce uygul ama ktı . U lusun gel işmesi ve yükselmesi icin e se n l i k yolu buydu . Ben de böyle yaptım . Anca k tuttu ğum bu uygun ve güve n i l i r yol u ; ya kın cal ışma a rkadaşla rım olarak tan ı nmış kişile rd e n kimileriyle a ra m ı zd a za. man zaman görüş.le rde, davranışlarda, ya pılan işlerde be lire n teme l l i ve i kinci derecedeki birtakım a nlaşmazlıkla rı n , kırg ı n l ı kların. ayrı l ı kların da nedeni ve açıklaması ol muştur. U lusal savaşı mıza birl i kte baştayan yolculard a n k i m ileri giderek ulusal yaşam ı n bugü n kü cumhuriyet ya salarına dek uzayan gelişmelerinde kendi düşün ve ruh yetenekleri n i n kavrama s ı nırı bittikçe bana d i re n meye ve · ka rşıt olmaya başlamışlard ı» 1 ": . · Vol Ayrımi K urtuluş Savaşı'nı birlikte yapanlar bir yol ayrı m ı n d a başka başka yollara sapmışlardır. Atatü rk'ün tuttu ğ u yol, laik Cumhuriyetti . Devleti biçimlendi�en siyasal cer . ceve ve ideoloji de. buydu . P e k i Karabekir n e düşü nüyor ve n e istiyordu? Şimdi Karabekir'in yazd ığı bl.igü ne kadar hic yayi n " •. 38 lan ınoya n « inkılôp Hareketleri neden oldu, nasıl oldu, na sıl idare olundu» adını verd iği a nı la rı n ı okuyarak bu so ruları ya n ı tlayacağız. Karabe kir, a n ılarında 31 Mart olayı i l e ilgili kısa de ğ e rlendi rmeleri n i yapara k başlıyor111• ittihat ve Tera kki örg ütünün Manastır merkez i n i «Os manlı Hürriyet Cemiyeti)) a d ı yla kurup, bu g iz l i derneği n ista nbul örgütünde oluşturd uğunu. 2 . Meşrutiyet'den son ra Sel ô n i k Kongresi'ne i sta nbul delegesi olarak katıldığ ı n ı , 31 Mart ayaklan ması n ı bastıra n hare kôt ord usunda mü rette p fırka n ı n kurmav başkanı olara k görev yaptığ ı n ı . Ata türk'ün ı<Osmonlı Hürriyet Cemiyeti» a d ı ndaki örgütün ku rulmasına hiçbir etkisi olmadığını, 31 Mart ayaklanması n ı n bastırılması sırasında kendisinin 2. Fı rka Komutanı Şevket Turgut Paşa' n ı n M ustafa Kemal ' i n de 1 . Fırka Ko mutanı Hüseyin Hüsnü Paşa'nın kurmay başkanı olduğu nu a n lcıttı ktan sonra şu değerlendirmeyi yapıyor : «Meşrutiyetle Cumhuriyet inkılôplorı arasında hamle ler ve bu hamleleri yapmak için teşkilôt bolunundon bü yük farklar vardır. Bunları kısaca belirttikten sonra Cum huriyet inkılôbımızın hakkındaki bilgileri iSTii<L:AL HARBi M iZ hakkında olduğu gibi vesikalorımla ve şnhitlerimle arz ediyorum. Bir.de Meşrutiyet, Hilôfet ve saltanat makamının zu lüm ve istibdodına, Cumhuriyet ise o makamın aciz ve meskenetine karşı yapılmış bir inkılôptır. Meşrutiyetin olınmosı, her müterekki (ilerleyen) millete olduğu gibi zul me !<arşı intikam ve istibdoda karşı nefret duyguları her hangi hodiselerle ve o hadiseleri daha kuvvetli canlandı rorak aksettiren sözler ve yazılario halk arasında· kök soldıktan sonra başlayan teşekküllerin vakit voldt andık ları veya atmak istedikleri hamtelerin istibdot kuwetiyle çorpışmosı, boğuşmosı ve en son aşoğıdo:ı yukarı yapı lan kuvvetli bir teşekkülün hürriyeti zorla olmasıdır. Bir irticoı da bastırıp müstebit podişohlo hal edilince artık Meşrutiyet memlekette kökleşmiş oldu. Hi.irriyet aşkına verilen kurbanlar ve ızdırap çeken va tandaşlar hürriyetin ebedi olarak manevi kurucusudur, kof 39 · ruyucusudur. Zulmün, istibdadın, Türk milletinin ilerleme sine ve medeniyet camiasında hakiki olan yeri olmasına n e derece engel olduğunu ve netice değerli vatandaşla rımızın mahv ve perişan ettiği hakkındaki yazılarda yine hürriyetimizin e n kuvvetli muhofızlarıdır. En kohir (ezici, üstün) olan muhofizın do Türk ordusn olduğu eserleriyle ortadadır. işte bu kuvvetlerin sohibl olon Türk mllleti ar tık eline aldığı hürriyeti M eşrutiyet idaresi ile korumak kudretinde bulunduğundan zaten kısa süren Meşrutiyet dgvrinde Cumhuriyet hamlesine hiç ihtiyac duymodı. Ve tabii de böyle bir hamle icin aşağıdan yukarısı teşki!ôt d o yapmadı. Cumhuriyet hamlesi, istiklôlimizin dış darbe lerle tehlikeye düşmesi karşısında müstevlilere karşı ya pılan milli teşkilôtın. aciz ve maskenet içinde teslimiyeti kabul eden ve sulhten sonra do teceddi.it (yenileşme) ho reketlerimize engel olacağı anlaşılan padişohhğııı de·,ıril mesinden ibarettir.» Tehlikeli Bir Cumhuriyete Doğru Kaz ı m Karabe k i r, M ütareke'nin memleketin ıı g oy rı Türk kısmı» i şgal altındayken i m7aland ı ğ ı n ı , işgalcilerin Türk yurd u ndan parça lar koporniak amacında oldu kları onla, ş ı l ınca bir takım kuruluşları n ol uştı ığunu. bu kuruluşla rın saldırganlar tarafından hoş görü ldükleri ve beiki de işgalcilerin bu kuruluşlara hız verd i k leri n i ; Anavato n ı n por· calanma tehli kesi büsbütün beliri nce yurt parçaları n ı n bir yönetim altı nda topla n ması gerekti ğ i n i n duyulduğunu an lattıktan sonra şunları ya7.ıyor : ııHilôf�t ve saltanat makamı, Türk milletini, Türk vo tanııiı etrafında toplayomomıştı. Bu işi boşaracak muci ze lôzımdı. Bu do kendiliğinden ortoya yayıldı. Bolşeviklik ilônı. Böyle bir Cumhuriyet derhal Sovyet Rusya'dan do her türlü yardımı gördüğü halde «dinini ve milliyetini kaybet meyecel< ve istiklôline sahip olunocoktın> denildi. Bu öyle cezbedici (çekici) ve ikna edici bir şekilde iti40 moda değer lwynaklardan gelmiştir ki, M ustafa Kemal Pa şa bile bunu lwrtarıcı bir formül olarak istanbul'da ele ala rak gelmiş ve Amasya'da bazı arkadaşlarımızla müzek l{ere ve korar vermişti. . ( .. ) Düşmonlorı.mızın bizi birleş tirmek değil tom bir inhilôle (dağılmaya) sürüklemek ve . bu surette i5til< la limizi şöyle dursun milli ınevcudiyetiıniii dalıi tehlikeye düşürmek için kurdukları bu pusı_ıdcın tam zamanında bir müdalıalemle kurtuldu. Burada Sivas Kongresi'nin, bir torotion da Amerikan mandasını kurtarıcı bir care gibi kabulleri ve tehli!�eyi de nasıl atlattığınıız üzerinde yeniden durmayarak sırf hadi selerin akışını takip icin kaydettikten sonra asıl konumu z a geciyorum;ıı Bayburt civarı ndaki Mehdi'yi'� ten k i l (ceza landırma) e tt i ğ i m izi n ertesi günü I n g i liz l<aymakam ı Rmivli nson I s ta n bu i da n Erzuru m 'a g e l d i . Ve ben i hemen makam ımda ziyaret etti (27. 1 1 . 1 91 9 ) . Ta m b i r saat görüştü k 1 s. An lattıkları n ın hü lôsası şu nlard ı r , Lord Curzon d i yor k i : «a) Ş imdi ye kada r s u l h yopmad ı ğ ı m ı z ı n S8bebi Tür k iy e' d e şimdi ye kadar kuvvetli bir hükümet görmed iğ irniz ci e nd i r. Hakiki i n g i l i z dostu olacak simalarta .a n laşmak · is ti yoru z . M ustafd Kemcıl Paşa s u l h konferansı nda b u l u n s u n veydhut s u l h muk a rreratına (kararlar) 'mutabık kals ı n b) End i şemiz Türkiye'nin yine b i r g ü n i ng i l te re nin d Cı şmonla rı tn rafıno . gec ive rmesid i r. Pad işalı hükümeti b u n u yo p o h i l i r . /\rtı k kro l l ı l< ve imparatorluk modosı geçmiş t i r. B i rçok debdebe ve masraf yeri n e m i l let kendi i ş i ni k e n d i gören c um h u riy et� e tarafta rdır. Bizim de peidişahı h Cıkli mct v e s iyasete karıştı rmayıp halife olarak ist ed i ğ i yerde oturmasına ta raf ta r o l ınak l ığı rn ı z c) Gerçi istanbul bir Türk şehri olarak ka bul olun muştur. Ancak Çanakkale l t il ô f Devletleri tarafından iş g o l o l unacak - ihtimal Istanbul etra f ın d a i t i l ô f a skeri bu l u n u r - . Zaten Türkiye b i r Asya devletidir. i sta n bu l bir k öşe<i i r. A nadol u ' n u n ida r e s i ve tera k kiye sevki ( ilerle meye yönelti l ınesi) I stanbul 'dan gayri m ü m kündür Bu hu . ' . ' . . 41 . - s usta ne düşünüyorsunuz? Mesetô Bursa'da otaca k bir h ü kü met serbesttir.ı> Kôzım Ka rabe kir, Lord Curzon' u n akra bosı olon Raw finson'a şu yanıtları verir : «a) .Türk milleti Sivas Kong resi 'nde kararını vermiş tir. Hiç kimsenin bunu değiştirmeye seiôhiyeti yoktur. Ya kında �illetin itimadını kazanan M ebuslar M eclisi istan bul'da toplanacaktır. Sulhümüzü milletin itimadına mazhar olan bir hükümetle bu hükümetin tayin edeceği bir· heyet yapabilir. (?) Türk dostluğu ingilizler için çok faydalı, düşman� lığı o derece zararlıdır. Bugün milletimizin her ferdi in giliz dostluğu taraftarıdır. Avrupa'da cumhuriyet olmayan pek az mill et kcddı. Fakat henüz on yıllık idareye mali ·kiz. Bunun için Avrupalılar gibi pek ileri düşünemeyiz; c) Hükümet merkezini değiştirmekle dahi şahsi dü şüncem hiç kalır. Yalnız memleketin idaresi bakımından bile Bursa'dan istanbul. herhalde her tarafa muvassalatı {ulaşması) daha kolay bir yerdir. Siyasi bakımdan ise is tanbul'da hükümelimizi serbest bulundurmayacak olanlar Bursa'yı da uzak görmezler.» Karabekir, daha sonra, Rawf i nson'un kendisine itaı yan f a r ile Yunanlıların a n laştıkları n ı , halyanların parasız l ı k , Y u n a n l ı l a rı n da şarlata n l ı klörı nedeniyle savaşı · sür dÇı rerneyece kleri n i , Bolşevi kterin de on yıl kend ileri ni to parlayamayaca klarını a n lattı ğ ı n ı . Amerikalıların da Wilson prensi pleri n i beğenmed i k lerin i söyled iğini, bunun üzerine kendisinin «Ya izmir, Antalya, Adana n e olacak? Ermeni 'hükümeti teşekkül edecek mi?>> d iye sorduğunu. Rawl i n ·son ' u n da şu ya nıtı verd i ğ i n i yazıyor : ıı izmir için ısrar edsnler çoksa da Yunan lıların ne parası var ne adamı.. Biz de bütün kuvvettarimizi çektik. Ingiliz efl(art Yunanlıların aleyhine dönmüştür. Nasıl olsa izmir'den çıkartılacaklardır. izmir'in tahliyesi ile beraber Antalya ve Adtına da kolaylıkla tohliye olur.. Ermeniterin kendi taraflarında dahi hükümet teşkil etmeleri zordur. Ben hududun Aras n ehrinden geçmesini tel�lif ettim . Pon tus falon da yoktur. Rumların n e şartatan millet oldukla· 42 · rıoı bilirsiniz. Başvekilimizin bir mülôkatta söylediği (Tür k iye'de zayıf hü kümetin n i hayet bulmasını görmek isteriz) sözünü bazı gazeteler (Zayıf Türkiye'nin n ihayet bulması) gibi yazdılar - Baı;:vekil maksadının bu olmadığını hasso ten söyledi -. ingilizler iktisoden de size büyük yardım yo paca!<lor .. l> Karabekir, bu görüşmesini şifre ile M . Kemal Pa şa· ya bildirdiğini; M . Kemal'den «Rawlinson Heyet-i Temsiliye ile görüşmeye yetkili» ise ve ((S ivas Kongresi kararları» i l e s ı n ırlı olarak kendisi ile görüşülebileceğ i , yoksa «bu raya gelmesine lüzum yoktur» yanıtı n ı a ld ı ğ ı n ı yaziyor. Karabekir. M. Kemal'den bu şi freden sonra 9. 1 . 1 920 tari h l i bir şifre daha a l ı r . Şifre aynen şöyled i r : « ingiltere hükü meti başve kili Loyd George'un ista n bul v e Boğazların beyneimiJel bir h a l e ifrağını (biciınlen d i rme) Türk hü kümetinin yeni merkezi nin Anadol u'da ola cağina. istanbul'un ya l n ı z makka r-ı hilôfet ( h i l ô fe t baş kenti) olarak bir payitaht-ı dini (dinsel başkent) olarak kalacağına dair i sta nbul konferansına teklifatta bu lmıa cağı gazetelerde g örü ldü. Ananat-ı mill iye ( ul usal çwle noklm) vo <ii n iyonı im nıı ırınyir olrın hi'ıylo l ıir kmm ı ı ı ı n il · letiınizce asla ınut'o ola mayacağı (boyun eğil rneyeceği) tabiidir. Mümessillere bu babta şedit (şiddetli) protesto- · l arda bulunulması ve bir sureti nin d e bera - ı malümat (bil gi icin) Heyet-i Temsiliye'ye keşidesi rica olunur. » Karabekir, bu i ngiliz önerisini şöyle yorumlar : << ingiliz siyasetçiferinin milli hükümelimize ve niha yet 16 Mart'ta Meclis-i Mebusan'a karşı yaptıkları teca vüzler ve Padişah'ı d a · bizi ( Cumhuriyet kuracakları diye inandırorak Damat Ferit Hükümeti'ni iş başına getirip işi Sevr M uahedesi'ne götürdükleri görüldü. Asıl mühim olan bir meselede lstiklôl Harbi'nin temelinin atıldığı Erzurum' da ve bu işteki rehberfiğini ve Mustafa Kemal Paşa'ya yapabileceğim tesiri bilerek kongrelerin mul<errat-ı hilô fına olarak beni vakitsiz bir cumhuriyet ilônına doğru teş vik edetlerken istanbul'da gizlice Damat Ferifin podişah hükümetini aleyhimize hazırladıkları gibi Konya'da da bir · 43 · S elçuklu devleti kurulmasın a çalışıyorlardı. Eğer (parçolo, hôkim ol) manevrasına kopılsaydık voziyete hôkim olacak ortoda bir kuvvet kalmayacağından fikir oyrılığı ve fikir perişanlıgı ile istenen tuzağa düşmüş olacaktık.ıı , BE Ş M usta fa Kemal i l c l<ôz:ım Karabe k i r'i n yolları ne za m a n oyrılmıştı? A n ı lo ro ba ka rsa k bu yol ayrımı 1 9;?1 y ı l ı n ı n ilk aylarında bel iriyor. Hem de a s keri hareket oşamalarında. K a ra b e k i r, a n ı la rı n ı n bu bölii müne ş u baş l ı ğ ı seçmiş : «Ankara mHii hükümetinin Cumhuriyet'e doğru gidişi » . Karabe k i r, y a n l ı şları Cumh u riyet'i n i l ô n ı kararı nda bu· l u yor : < dstanbul'dan, her ne şekilde olursa olsun bir C um huriyet !<urma fikriyle gelen Mustafa K emal Paşa, Raw linson'un do benim vasıtamla ileri sürdüğü (hilôfetin ayrıl ması ve Cumhuriyet'in kabulü teklifini) samimi bulmuş ola cak ki, 19 Konunuseni 1 336 - ( 1 9 Ocak 1920) istanbul 'da Müdotao-i Hukuk Gerniyeti'ne dayanan Mebusan Mecl isi' nin açılmasına ve meşruti bir hükümetin faaliyete geçme sine ve 28 K anuf'tUsani'de Mebuson M eclisi'nin « M isak-ı m i l liye beya nnamesiniıı kabul ve ilôn ettiğine 9 Kanun.usa ni'de kendi imzasıyle neşr ettiği askeri plandaki sal'6h,ote rağmen Bolşevik!eriıı K afkasya 'ya gelmekte oldukiQrı ha beri g elince bana 6 Şubat'ta Kofkasya hareketini ter<m et ti. Bu hal, istanbul'daki M eşrutiyet h ükümelimize karşı fiili bir isyonla Heyet-i Temsiliye'nin M ustafa Kemo1 Pa şa'nın diktotörlüğünde bir Cumhuriyet şeklin.e dönüş'Inesi deınekti. Hem de bolşeviklerle birleşme felôketine doğru!» Kôzım Karabekir, 23 N isan'da k u ru l a n Meclisin bir · · 44 « k urucu meclis)) olması gerekti ğ i n i . oysa Meclisin olağan üstü ye tkilsrie donat ı ld ı ğ ı , M u stafa Kema l ' i n de bu ola ğ an ü s tü yetki lerle donatı lmı ş Mecl i s i n başko n l ı ğ ı n a geç mesi ve ilk i ş olarak y e n i a nayasa hazı rlatı l ma s ı n ı , Cum h u riyet'in i l ô n ı yol unda oşamolar olara!< görd ü ğ ü n ü ve M. Kemal ile bu konuda tartışmafor yaptı ğ ı n ı yazıyor. K a ra bek i r, o oşa m oda Cumhuriyet ' i n i l Cı n ı n ı n «kongre� lerde alınan kararlara» ve <<askeri plandaki imzalarınaıı ka�şı olduğunu düşünmekted ir. O aşamada, b i rbi rlerine bu kador g ü venen, birbirle rine bu kad a r saygı d o l u olan iki a s k e r a rasindaki görüş ayrı l i ğ ı ne gibi çatışma l a ra dayanmaktaydı ? K a rabekir, a n ı ları nda b u soruyu şöyle ya nıtlıyor : « Aramızda büyük görüş farkı vardı. O itilôt devlet lerinin büyük kuvvetleri karşısında milli kuvvetierimize karşı duramayacağımızdan bir dış siyasete dayanarak .k en� di diktatörlliğü altında kuracağı bir Cumhuriyet'le uyuş mak cihetine gidiyordu. Herhangi bir i nkılôbın milli ve as keri birliğimizi sarsarak mukavemet kudretimizi mahv ede• ceğini, büyük kuvvetlerin gelmesi ihtimali çok zayıf ol duğunu, mi.itareke nıucibince diye silôhlarınıızı ve teşkilö tımızı azottmo gayreti gösterdiğini, ve esa!;en onavoton miidofon�ı Icin htiyiil< ktıvvot lor gol�o dohl lkınnl -1 noımı� mecburiyelinde olduğumuzu ve milletin de bu azimli ka rarı kabul edeceğini daha istanbul'dayken kendisine söylemiştim.ıı 1 Pe k i , yan ı l g ı n e redeyd i ? M ustafa Kemal y a n l ı ş adım l a r a t m ı şsa bu y a n l ı ş a d ı rnlm ne gibi o laylara yol a çmıştı. K a rabekir'e göre bu ya n l ışla rın doğurduğu sonuçlar ş u n l a rd ı : « M . Kemal Paşcı'nın asl<eri mulwvemetten vaz geçti ği moıııarosını gösteren Boşkomutanlığı olmoyarak TBMM Reisliğine geçınesi ve vakitsiz yanı en zayıf vaziyetiınizde ve itilôf propogondolarıno "e bundan haber olon Padişoh Hükümetinin fetvalorı, �mirleri, teşvikleriyle Anadolu bir birine girdi. Eğer kalpleri m illetimizin hürriyet · ve istiklöl oşkıyla cırpınan arkodaşlorımızın ferogatı ve kozanmış ol· · · 45 dukları milli itimat ve candan sevgi ve saygı kudreti ol masaydı, M. Kemal Paşa'nın attığı vakitsiz adım Sivas'a kadar yayılan isyanları Şark'a kadar yayacak ve önüne geçilmez darbeleri altında her şey daha başlangıçta yok lacaktı. Garp'daki isyanların önüne duru lmaz hol aldığı ve kendilerine yardım için Şark 'ın tah�iyesi kararına gidilme si üzerine 16 Mayıs 1 921 'de bildirdiğim 1 1 maddelik tek lifimin 4. maddesinde apaçık şöyle dedim : Dini ve man evi Anadol u ' n u n ayra n ı n ı kabartma ' mak lôzımdır. . » Karabekir, «Şark harekatı yapılmayıp kıtalarımız Garp'a alınsaydm diyor. «Kürtlük de dahil olduğu halde bütün Şark'ın bana olan itimat ve bağlılığı gevşeyecek» ve her şey altüst olacaktır. ·« . Nitekim Şark h a re kôtı muvaffa kiyetle bittikten son ro dahi 20 K a n u n usani 1 337 - 20 Oca k 1 92 1 'de Teşk i l ô t-ı Esasiye Kanunu Mecl isten cıkar ç ı k maz bana dahi h a ber vermeye lüzum görmeden Erzurum'da k i « M üdafaa-i H u kuk Cemiyeti» merkezi ünva n ı n ı değiştire rek «Muhafaza-i Mukaddesotu a d ı n ı a l m ı ş ve cemiyet n i za mn amesin i n ba · şına « hi l ô fet ve saltanat m a k a m ı n ı ve devlet şek l i n i n m a h fuziyetine» dair i lôvel e r konmuştur. i ş i n daha vahim c i h e t i d e bu teşebbüsl eri n i y a l n ı z Ş a r k vi lôyetlerine değil d i ğer bütün vilôyetlerin «Müdafaa-i Hukuk» merkezlerine bild i rmişlerdi 1!). M ustafa Kemal Paşa, londra Konferansı'nda bir Cum huriyet tipi ile çıkılırsa tehlikeli asl<eri müdaheleler yerine siyasi yollardan milli muvaffakiyat kazanılacağı ümidini hala besliyordu. Fakat 1 922 yılı 27 Şubat'ından 12 Mart'a kadar devam · eden londra K onferansı'nda bize aşağı yu karı yine Sevr Muahedesi çerçevesi içinde yaptıkları tek lifleri ve bunun cevcıbını bile beklerneyerek daha murah hıslarımız yolda iken Yunan ordusunu bütün cephelerde taarruza geçirmeleri itilaf devletlerinin , zaferini milli kud retle temin etmeyen bir Türk devletiyle, şekli ne olursa ol sun, şerefli bir sulha yanaşmcıyacağını ve istil<lalimize osla hürmet etmeyeceğini göstermişti:!0• · . · 46 . Cumhuriyet esası üzerine bir Teşkilat-ı Esasiye Ka nunu TBM M 'nin açılışında tek lifine rağmen dokuz oy son ra 20 Ocak 1 921'de M eclisten çıkmasından şikôyet eden M. Kemal Paşa, bir taraftan da «Müdafaa-i Hukuk» ların c( Muhafaza-i Mukaddesatn cemiyeti haline dönmesinden endişe ile bana bunun önüne geçmekliğimi rica ettiği gi bi, kendisi de gerek bir aksiarnelden (tepkiden) ve gerek se M oskova'daki Enver Paşa ve arkadaşlarının cc Halk Şu ralar Fırkasııı diye Bolşevik Cumhuriyeti esasında bir te şekkül yapmaları ve programlarını da tab ederek (basa ra k) faaliyete başlaması haberinden tehlikeyi görerek istikometini değiştirmiştir.ıı M . Kema l , h a l i fe m i o l m a k istiyord u ? Karabekir, bu· kan ıdoyd ı . M u stafa Kemal. K o rabe k ir'in· << M uhafaza-i M u kadde sat Cem iyetleriıı konusunda k i şifres i n e verd i ğ i yanıtlard a şu g üvenceleri verir : « B u kanunda mônô - i Cumhuriyet i fade eden bi r şey mevcut değildir.» «Türkiye ' n i n başında h a l ife-i islôm olacak b i r h ü k ü m d a r, sulton bulunacaktır.» M ustafa Kema l , ayrıca 20 Te m m u z 1 922 ta rihli tel gratında da «Rauf Efendi'nin saltanat şeklinin Cumhuri yetcil iğe kolbı (dön üşmesi) mahsus olduğu hakkındaki fik ri vahimdlnı deme g e re ği n i de duyar. K a rabekir, M ustcıfa K e ma ' l i n h a l i fe olmak isteğinden niçin b u kadar e m i n d i ? P a ş a , lwşkusunu şöyl e d i l e getiriyor : « ( M efkure Hcıtırasııı · e t yazısıyla imza s ı n ı taşıyan s a r ı k l ı lcı r a rasın daki sarı k i r resmi M ustafa K e m a l Paşa'n ı n hi l ô fe t v e saltanatı kendisine a l ma k m ef kGresinde oldu ğ u netiçesinde kara r k ı l ı yord u . 12 Mayıs 1 922 tari h l i e l ya z ı l a r ı n ı ve i mza ları n ı taşıyon b i r fotoğ raf i l i ş i ktir. Cum h uriyet fi krinden kendi uhde sine hi lôfet ve salto nota dö n ü ş bütün cihand karşı çok g a ri p bi rşey olacaktı. Ben. bizi m için h i l ô feti ayırmak ve saltanatı lôğv etmek, bu su ret l e C u m h u riyet'e g i tmeyi ic ve dış siyasetimize daha L!ygun buluyord u m . Fakat bunu da e n son zaferden son· 47 ra ortaya atabi l i rd i k . H ü k ü m e t merkez i n i n de art ı k I stan b u l 'd a iç ve dış bas k ı s ı a l t ı nda tlitul mamosı fi kri nde i d i m . 9 E k i m 1 922'de Erkôn-ı Harbiye U m u m iye R iyaseti n i n ( Ge n e l k u rm a y Başk a n l ı ğ ı ri ı n ) i stanbul ve Boğa zların muahe de-i vaziyeti h a k k ı nd a k i mütalôartı_ı sorma larına karşı ver d i ğ i m cevopta ( istcınbul'a makam-ı hilôfet) d e n i l mesini te k l i f etm i ş v e h ü k ü met. m o rkez i n i n de A n kara - Ka yseri - Yoz g a t s a lıasında münasip b i r yer olara k tesbitinin muvaffa k olaca ğ ı n ı ayrıca bilcli rnıişti rn . H i l ô fet ve saltanatın bel<ası tara ftarı değ i l ken bu se fer bunu b i r k u rnondana vermeye hiç tara ftar olarnazd ı rn ! M . K e m a l Paşa ' n ı n «Tü r l< iye' n i n başında h i lôfet-i is l ô m olacak b i r h ü k ü mdar b u l u nacaktır» i fadesinin delô let ettiği mônô bu <d'v1efküre hatıra i nı fotoğ raftan daha iyi o n l a ş ı l ıyord u . Eğer Sa ka rya zaferinde M ü ş i r v e G a z i l i k g i bi son ü n vanı d a M . Kemal Paşa. son za terde yeni mefkuresine u l a ş m a k i c i n resimde görül e n m uhafazakôrlorı M i l let Mec lisi'ne daldurursa m ü şta k ( öz leyen, c a n atan) ve m uh tac b u l u nd u ğ u muz « teceddüdeı> (yenilenmeye) imkcn olmaya coğ ından kendi lerine ş u m ü ta lô a m ı bildird i m : · · « Ba ş komutan M usta fa Kemal Paşa Hazretlerine S arıkamış 1 8 / 1 9 Şubat 1 338 ( 1 923) U mur-ı i dar e m i z i n veçh i teşek k ü l ü h a k k ı ndoki mCı n o kaşa lcır bize vosıl olma ktad ı r. H a l - i s u l h ü n tes i s i nden sonra k i i ntihapta, birçok kıymetli zatlar yerine bir tn k ı rn M U H A FAZAK A R LA R l N TOPLANMAS I N A karşı şimd iel e n a l ı nacak ted biri en m ü lı i m i bulu rum. Mecl i s - i M i l l i . k ı y ın e t ta r şahsiyet leri ol maz sa i k i b ü y ü k m a h s u r metniAketi b u g ü n k ü harcıbisinden ku rta rc::no yacaktır. B i rincisi f i k ri te� cecldüt olmoyo ccı k : i ki n c i s i en ınii h i rn lôyihcılar herha n g i b i r h isse kapılarak m ü n o koşaya d a h i l l i zu rn görmeden reel ed ilecektir. Böyle bir Mecl ise karşı awsı bCıyli k mütclıos� srsl ardan mürekkep i k inci .M e c l i s b u l u n m a s ı n ı foide l i g ö rüyorum » . . . . 48 Karabekir, bu uzun telgra fı nd a « muhafazakôrlardcm» oluşacak Meclis yerine uzma n l a rdan seçi lece k üyelerin ya ra rlı o l a ca ğ ı n ı , ilerlem e n i n a nca k böyle sağlanaca ğ ı n ı ya z ıyor. M ustafa Kemal, K a ra b e k i r'e verd i ğ i ya r:ıı t ta M i l let Mec l is i ' ne seeilecek olan la r ı n e lden geldi ğ i n ce n i te l i kH kişi i e rden ve uzma n l a rd a n o l m a l arı n ı sağlayacaklarını. seç i l m i ş b i r Meclisin b i r başka seçi l m i ş Mecl isçe denetlenme -s i n i n i k i l i k ya ratacağ ı n ı , hazı rlanaca k içti.izü k l e komi syon lam uzman kişi lerin seçilebi lecekleri kaydedi lerek Kara be k i r ' i n önerilerini beni msemediği bildiril iyor. K a ra bek ir, bu yazışmaları o kta rd ı kta n sonra şu yorumu yapıyor : ' «Gerek hilfıfet ve saltanat meselesi ve gerekse te ceddüt (yenilenme) hareketlerimiz hakkında diktatörlükle veya mütehassıslarımızlcı yürümek meselesi Ankara'ya geldikten sonra anlaşnıazlıklarımızın esasını teşkil etmiştir.» . - Saltanat Lôğvı ve Hilôfetin Al-i Osman'da Bırakılması Kôzım Karabe k i r n e i stiyordu? Soltanatın kaldırı l m a s ı n ı ancak h i lôfetin Osma n l ı sul tan l a rı n ı n b i ri nde k a l m a s ı ! ' K a rabek ir, hangi d ü ş ü n celerle bu . görüşünü savunu yordu? <c Hükümet şefdinde ben, tetkik ve. tetebbularıma (in celemeler) ve görgü ve tecrübelerima dayanarak hilôfet ve saltanat şekillerinin bir orada devamını, kalkınmomız için olduğu kadar dış siyasetimiz için de zorarlı görüyor dum. Hele hanedam değiştirmek, hem milli birliği sarsa cak, hem de medeni cihana karşı bir geriJik gösterecek tL , Kalkınmomız için zararlıdır. Çünkü her kim olursa ol sun, h c11 k içinden uzun müddet çekilip, saraylarda, ancak muhitin gözleriyle ve kulaklorıyla vatan· ve m illetin hali ni seyir etmek artık bu asırda ileri milletler için bile za ra�ı görünürken bizim gibi medeniyet camiasında geriler de kalmış olan bir millet için daha zararlı olacak idi. • • • 49 F. : 4 Devlet reisinin etrafını birtakım dolkovuk olmasına ve bunların m illetle devlet reisi orasında sağır bir sed teşkil et mesine moni olabilmek için hilôfet ve soltonatı bir elde toplamamak en boşta gelen bir tedbirdir. Bundan boş ka, hilôfet dinle, podişahlık ise ctünya işleriyle ilgili oldu ğundon biribirine zıddır. Bunun tı;.in iki ayrı şohsiyete ih-: tiyaç vardır. Dış siyasetimiz için · zararlıdır. C ünkü Papo'nın oym zamonda kral olması bize ne kadar garip görünürse hali fenin padişoh olması do müterekki milletiere (ileri mi l let lere) o kadar garip görünür. Bu h alin devamı yine alayhi mize neşriyat ve propagandaya sebep olacaktı. Şu halde saltanatı hilôfetten oyırmamız lôzımdı. Bu li.i zumu halkımıza kolaylıkla onlatobiliyorduk. Eso sen Milli Hükümet ile başarılan istiklôl Harbi de bize hak veriyordu. Şimdi mesele ayrılan soltanatı n e yapmakta idi? Bu mevl<iye yeni bir hanedan mı getirecektik? Yoksa es ki hanedandon bir başkasın ı mı koyacaktık? Her iki şık do m ilieti i kiye ayırabilirdi. Ve günün bi rinde kuvvetli bir şahsiyet kimse öteki honedanın elinden diğer ü n·vanı da olmaya kolkabilir ve tarihimizin seyri bir daire üze;inde yürüyerek ayrıldığımız noktaya gelebilirdi. islôm ôleminde Osmanlı Hanedam mevkisini daha ziya de hilôfet mokamı ile tanımıştı. Şu halde saltanat lôğv edi lerek e n tekômül eden bir idare sistemi olon cumlıuriyete gitmek ve hilôfeti de olduğu yerde ve şahsiyetlerde bırak m ak bize en uygun bir tarz olac,oktı. Zaten fiili sahada dahi bu· iş kıvamına gelmiş bulunuyordu. Şark halkının v e ordumuzun b u şekil hozm ve kabul edeceğini ve hatta memnuniyetle karşıtoyacağını da yakındon biliyordum. Fakat M. Kemal Paşa'nın h ilôfet ve soltonatı olması ha linde fikren ve fiilen oleyhte tezohüratı da şüphesiz gö rüyordum.>> Karabekir. bu düşüncelerle Ankara'ya gelir. Bugünkü Dışkapı semti n i n bulunduğu yerde Karabekir, M . Kemal Paşa ve a rkadaşlannca tören kıtası ile karşılan ı r. Sarı l ı r; öpüşürler. Ertesi gün M. Kemal Paşa ile birl i kte Bursa'ya g itmek · · 50 üzere t rene binerler. Yanla rı nda Ra fet Paşa ( Bele) ve M i l li Savunma Bakanı Kôzım Paşa (Özalp) d a vardır. M. Kemal Paşa, yan ı nda Ra fet ve Kôzım Paşa olmak üzere Karabekir'in kompartımanına gel irler. M . · Kemal Paşa sora r : «Refet Poşo, Podişoho n e diyecek?>> K arabeki r : «Halife Hozretleri, derler.» M . Kemal Paşa : << Bu şekil iyi. ( Ha l i fe Hazretleri) dersiniz olmaz mı Ro fet Poşo?» Karabekir, t rende, Mu stafa Kemal Paşa' ya saltanat ve lı i l ô fet konusunda ki düşü ncelerini açar. Sonras ı n ı l<a rabel<ir'd e n öğrenelim : · «0, henüz 1-.oti olarak teklifimi beğenmiş görünmüyor; fakat itiraz do etmiyordu. Bursa'da Fevzi ve isınet Paşa ların da fikirlerini alacol<tı. Bu mütalôamı bu arkadaşlara da söyledim. Onlar da ayrıca M. Kemal Paşa ile görüş tüler. Ortaya yeni bir formül çıktı : M ustafa Kemal Paşa'yı en küçük şehzadeye h ilô fet ve saltanat naibi ve aynı zamonda d i ktatör yapma k! Noibliği ismet, diktatörlüğü de Fevzi Paşa bono söy ledi. Elen de uzun uzadıya iç ve dış mahsurları izah ettim. Ve şehzadeye . naibliğin hilôfet \'e saltanat makamına cık mak için bir basamak olacağını, hürriyeti en gaddar bir hükümdardan kurtaran ve istiklôlini de bütün cihona gö ğüs gererek kendi kanıyla kozanon milletimizin vasiye muhtaç olınadıçlını izahlo bu gibi geri fikirlere ordu ko mutan ları sıfatıyla zahir olmamoklığımız ( arka çı kmama mız, destek olmomamız) llizumunu ileri sürdüm.» 51 ALTI Loz a n Kon feran s ı ' nda T B M M hükü meti H ilöfet ve S a l tanat konu l a rında hangi görüşü savu n m a lıydı? K a rabekir, M . l<em a l Paşa'ya «Scıltanatı lôğv ve hi lôfeti ôl-i Osman 'da bırakarak» g i d i l mesini uygun gördü ğ ü n ü a n latıyor. Karabekir, o sıralarda kullanılan << Kema list» sözcüğüne de şu gerekce ile karşı çıktığını yazıyor : «istanbul'da ortaya çıkan ve S arıkamış'taki Varlık ga zetesinde tenkide uğrayan Kemalist tabirinin ecnebi ga zetelerde de gittikçe yayıldığı hakkında mütalôamı şöylece söyledim : ( Da i m a i ftihar edeceğ i m iz Türk m i l l iyetciliği ve Türk demo kratlı ğ ı , milli birliğimizi ve m i l l i kuvveti.m izi percin leyen, b i r düze d e a rtıran a m i l l erid i r. B u güzel vasıfla r ı m ı z . Türk varl ı ğ ı n ı ve T ü r k kudretini mü terak k i c i h a n a ( i lerleyen d ünyaya) e n doğru ve e n k o l a y a n Jotılobilir. K a y n a ğ ı b i l i nmeyen Kemal ist tabi ri�' etra fında · top l a n m ı ş b i r ozl ı k ifade ediyor. H a l b u k i , bütün m i l let etra f ı n ı zdadır. Bu nun için dar çercevel i b i r tobire i ltifat buyurmayın . ) M ustafa Kemal Paşa, h a k k ı mdaki düşüncesini apo c ı k şöylece ifade ett i : Ve başka müta lôada do b u l u n ma d ı : <<Sulh heyeli mize seni baş m u ra hhas olarak göndere mem. Çünkü kofo n l a hareket eders i n . l smet Paşa'yı gön dereceğ im. çünkü sözümden ç ı kmaz.>> Ben de şu cevabı verd i m ; «Hakkımdaki teveccühlerinize teşekkür ederim. Zaten Gümrü ve Kars konferanslarında b·aş murahhas olarak ta yinime karşı diplomat olmadığım için affımı rica etmiştim. I srar huyurduğunuz için kabul ·etmek zoruretinde kaldım. Avrupa diplomatlarına karşı yine beni çıkarmamz Türki ye'nin biricik diplomatının bir ordu kumandanı olduğu manzarasını arz edeceğinden milli menfaatlerimize uygun düşmezdi.» Karabekir görüşlerinin M. Kemal. Fevzi ve i smet Pa ş a l a rca kabul edildikten �on ra s ı ranın ki m h a li fe olacağı konusuna geld i ğ i n i a nlatır. · 52 Atatürk. Sultan Vahdettin'in, Karabekir de Mecit Efen d i 'n i n hali fe olmasını isterler. M . Kemal Paşa. Va hdetti n'in halifefiği icin . şu gerek ceyi ileri s ürer : Karabekir olayı şöyle a n latır : ı<M ustafa Kemal Paşa, Vahdettin 'in kolmasını istiyor du. Sebep olarak da suçlu olduğundon sözümüzden çık moyocağını, eğer Mecit Efendi halife olursa, bize zorluk cıkarabileceğini ileri sürüyordu. Buna karşı benim müta lôam şuydu : M illete baği · (serkeş) diyen, bizi asi diye fetva çıko raral< idoma mahkCım eden ve düşmaniarımızia birleşe rek milli hükümetimize karşı halife ordusu gönderen bu adam tutmak millete karşı olduğu kadar tarihe karşı d a bizi ki.icük düşürür. Yeni halifenin kıyofet ve vazifelerini tesbit etmekle ona bir hat cizebiliriz. Fevzi Paşa da benim m ütalôomı kabul etmekle kara rımız : Padişahlığın lôğvı ve h i lôfetin ôl-i Osma n 'da kalmo sı ve hal ife olara k Mecit Efendi'nin getirilmesi.» · Meclisteki Görüşme . M . Kemal Pa Ş a , Karabeki r. Fevzi ve ismet Paşalar, Ankara 'ya dönerler. Karabe k i r, Hamdul lah Suphi Bey (Ta n rıöve r) TBMM kürsüsüne çağrılır. K ara be kir, TBMM kürsüsünde şu konuşmayı yapa r : « . . . en acemi neterinden kalbinde Allah korkusu, sonra sevgili Peygamberimizin aşkı, ondan sonra do Büyük M il let M eclisi'mize hürmet ve . itaat yatıyor.. Bugün milleti mizin birliğini temsil eden · bu nurlu meclisimizin yarattıği milli zoferlerle, şorkto ve gorpta milletimizi soran escret zinciri . nasıl kırıldı ise inşallah son halkaları olon ve is tanbul üzerinde kalan bakiyesi de pek yakında bu surette porccılonocol{tır. ( .. ). inşallah milli zaferlerimiz gayesini ta mamen idrok ettikten sonra ordulorımız tobiotıyla hal-i sulho geçerken bu milli birliğimiz soyesinde ilim ve irfan 53 · ordularının da seferberliği boşlar ve horiçten bizi sorsmak isteyen esmet zinciri. gibi dahilde de bizi aynı surette sa ran fakir ve cehle karşı aynı surette her taraftan hücum ederiz. Ve Cenöb-ı A llah'ın inayeti ve sevgili Peygamberi mizin bize olan yardımı ve büyük milletimizin birliği saye sinde ycıi(Jnda refaha ve soadete ve ilm-i irfana kavuşu ruz. Ve biz de bu surette ebediyyen mesut oluruz»� 1 • TBM M 'n i n 30. 1 0. 1 922 g ü n l ü oturumu i l g inçtir. Meclis, M ustafa Kemal Paş a ' n ı n başkarı l ı ğında topla mr, g ündemde i k i kon u vard ı r : Sadrazam Tev f i k Paşa 'nın T B M M 'ne çekti ğ i te lgra f lar ve H i l ô fet soru n u . i stanbu l h ü k ü meti S a d rıazamı Tevf i k Paşa'nın m e k t u b u okunur. Tevfi k Paşa , Loz a n Konferansı'na i sta nbul hü kümet i n i n katı l m a s ı n ı istemekted i r. M . Kemal Paşa da Tevfik Paşa'ya verd ı ğ i yanıtı okur, tartışm� a ç ı l ı r. M i l let vekilleri i stanbul hü kümeti n i sert d i l l erle e leştirirler. Karabekir, o g ü n kü oturumu şöy l e a n latır : <<Orada Dr. Rıza Nur Bey�:! de vardı. Bana mütolôamı sordu : ( Sa l tanatın lôğvı i l e h i lôfetin ô l - i Osman'da b ı ı·a kıl ması kara rı m ı z ı n Meclis-i A l i 'ye teklif zamanıd ır) dedim.ı) M ustafa Kemal Paşa da Dr. Rıza Nur Bey'e ((O tak riri yaı>ı dedi. R . Nur Bey <<pekiyi)) diyerek çıktı. ikimiz yalnız kalınca M. Kemal Paşa bana şöyle dedi : (( Kürsüden Padişah h ü kümeti hakkında ş iddet l i beya natta b u l u n m a n ı , fakat h i l ô fetin ô l - i Osma n 'da bırakılması hakkındaki fikrini izhar etmemeni rica ede r i m . ıı Ben de <<pekiyi Paşam» dedim. Ve Meclise giderek söz aldım ve aynen şunları söy ledim : <dstiklôl Harbi'mizde düşman larımızın mesaisini teş kil eden ve millelimize karşı her fenolığı yapmaktan ce kinmeyen bir gurubun bugün de Ş anlı sulhümüzü bozma!< ve l<arıştırrnok icin aynı fenalığa karşı adım .attığmı gö rüyoruz. Ervoh-ı habise ( kötü ru h l a r) gibi karşımıza çıkan bu şehinşoh vekilleri, eğer istiklôl Harbi'nin başlangıcın do yalnız orada değil şorkın en ücra yerlerine ve e n ma54 sum h a l k ı n arası n a k a d a r fesat ellerini salınasa idi, hat t a b e n i m k ıtam ı n , benim k a rarg ô h ı m ı n i ç i n e kadar Ferit Paşa melumi zehirli m ektuplar göndermemiş olsa id i , b u g ü n bu şerefli g ü !1 lere b i z i k i sene e v v e l kavuşacak i d i k . B u g ü n b u a d a m ların bizimle b e ı: a b e r sulh salonu n a, hattcı kapısına k adar · g i rmesine p e k b ü y ü k bir şiddetle m u k abele etmeliyiz. Zira, b i z i m b u m ul< addes çatı altında, bizim ın i : l eti m i z i n a k cı n kanim ı , masumiyatlerini biz ciha n a lazımı kadar duyu rcıınıyoruz . B i n ı:ı e n a l eyh, eğer bu iıe rifler, b i z i m ş a n l ı m i l l e t i m i z i n ş a n l ı s u l h heyeti i l e 1\vrupa' da görü necek o l u rsa cihan efl<ôr-ı u m unı iyesine, ( işte T ü r k iy e d e n i le n i k i k u vvet mevc u t t u r . a rcı l a rı nekı i t t i fa k y o k t u r) şekiini verecektir. Btınlar, yazd ı k ları · şeyde, Babıali kelimesini B ü y ü k M i llet M eclisi'ne takdim etm e k . şeytan l ı ğ ı n ı do bıra k m ıyorlar.. nan l<uv11et!erini kendi Bize Antanta'nın k u l/ve-i Ermeni v e Y u ( terbiye tecl !biyesi gücü) g i b i m e ydQna ç ı k ardığı z a m a n . . dcıha i l k g ü n d e erva h - ı J ı a biseyi ( kö t ü ru h l a rı ) u n u ı madıl< . Ferit Paşa devresi kapcı ııdıktan sonra 2. Tevf i k Paşa perdesi açılıyor. 13 u n l cır birer k u l< l a , b i re r Karagöz gibi i d rakten mahrum, vicdandan dır. B i ııaenaleyll, g e re k z ı ş nıa l a n ) . TBMM ihanet mahrum b i r takını iııscm lar fetvniarı gerek b u ımıhcıberatı ( y a � d o sy a s ın a koymcı l< l a beraber, bugün lwti e m riyle v e i l k fırsotta i s t i k l ô l Mah kemesiyle b u a d c�m lara l ô z ı m o l a n ımıanıele yapılmalıdır. Bugün is - · tanbul'un milyonlo nıa z ! u m insanları bizimle V e . i n !iyorlar. B i n a e ıı cı l e y h , z a n ediyorum beroberdir. ki, b u rcıdoıı ç: ufcık bir işcıret b u m e l u n l n r ı ı:ı y a k altmda ciğncte cel�tir .. B u telg roflıı metninde, eğer B cıhıali gitmezs a islam k C!co'< ô l e nı i nde bli\'ÜI< b i r t � s i r ycıpacağı beycm f! d i l !yor. Horb-i Umumi 'dt� (1. DCı nya edihnişl< e n , b e n m ü t E'ınodiyen - Scı v n ş ı ' ııcfrı) cihı:ıt ilôn lv� n d i şa:ısıma k urnem d o n lrcık'do i s U cılbuld b u g ü n istik!ôl Hai· b i ' n i o l. ara!< söylüyorum - g erek Ç a n a k k a l e g e r e k !> e l ô m o g l<eri i l e h a rp ettim. yoporl< e n ve oleyhimize bir c i h a t fet1rası çıkcınlmış iken ş a rkta isl.:lm kC'Irdeşlf.;rlm izle e n yol< ı n temosto i d i m: O n l a r ili< nilerini b i z e , A n a d o l u mll!etine uzatmışlar ve Istem - . b u l lı ü l<i.imetini telin etmişlerd i . Demek oluyor k i , oradan 55 çıkan cihadın değil millet birliğinin, milletin ruhundan dc ğan azmin kıymeti vardı. işte buna en güzel misal iran. Afgan gibi islôm kar deşlerimizin Ankara'da bulunmasıdı r. . . Milyon la ehl-i is lôm bu üç-beş habisi (alçağı) tel'in ediyorlar. Bu kadar felôketli günler geçirdikten sonra, onların telgroflorını, hô lô bir kôbus gibi bu millet üzerin e cöken bu zulümlerini sessiz sedasız bırakmomolı, onların hiç olduğunu bütün ôlem-i islôma göstermeli ve katiyen sulh mahalline bun ların ayokloruiı attırmomoya calışmalıyız»�\ • Karabekir, a l kışlarla karşt ianan bu konuşmada n son ra kürsüden iner in mez M. Kemal, 63 m i l letvekili tarafın d o n i mzalanan <<hilôfetin kaldırılmasına» i l işkin yasa öne risini Korabek ir'e uzatarak i mzalamasını i ster. « Esbab-ı mucibesi n i ve 6 m addesi n i gözden geçir d i m . (4. maddesinde) : « Hanedan ôl-i Osman ınodum (yok olon) ve tarihe · müntekildir (devred ilen)» kaydını görünce M. K emal Pa şa'ya dedim ki : « Paşom, kararımız bu mu idi? Hilôfetin Osmanlı ho nedonına ait olduğu hakkında apoçık bir takrir daha ve rilmek şartıyla imzolorım.>> « Bir endişeniz mi var?» diye sordu. «Bu cümleyi okuyon herkeste aynı endişeyi tabii bulu rum, dedi m . Ve tokriri 64. imza olarak imzoladım . Benden sonra Dr. Adnan Bey'e (Adıvar) ve daha üc mcbusn imzolottı. Bir aralık odaya icra Vekilieri Reisi Rauf Bey (Orboy) gir di. Takrir ona da imzalottırılmak istendi. RC'Iıf Bey o cüm leyi görünce (ne oluyoruz, nereye gid iyoruz?) diye ba ğırdı. Mustafa K emal Paşa, işin ters bir mecroya gdeccği n i görünce takriri aldı ve : - Ben sizin endişenize hak verd i m . Durun. o clını leyi s i l i p tash i h edeyi m , d iyere k mosanın üst ı 'ı nde ( H ane don Al-i Osman) kayd ını sildi ( istonbul'doki Podişahhk) d iye yazd ı . . 56 Bundan sonra 69. olmak üzere Rauf Bey'e de imza- tattı. Ve sonra 81 . olmak üzere kendil�ri imzalodı. Ve tok rir Meclise arz olunmak üzere ictimo salonuno götürüldü. · Belki bizim münokoşalarımızın do etkisiyle ortoya şu söz yayıldı : ( M ustafa Kemal Paşa, h i lôfeti ve soltanatı a l ıyor.) Tanıdığım ve tonımodığım bazı mebuslor buna moni olmoklığım aksi halde birçok fenalıklar çıkabileceğini söy lediler. Ben de onlara ( Sa ltonatın kaldırılması ve H i l ôfeti n d e Osmanlı Ha neda n ı nda kalması) fikrinde olduğumu ve bu esasta bir takrir hazırlamak üzere bana bir gün kazandır maların ı rica ettim . Bunun üzerine birçok mebus Meclisi terk etti. Bunun icin takrir tayini esamiye (ad okunarak) reye konunca 1 32 kabul, 2 red, 2 de müstenkif olmak üzere reye iştirak eden lerin 1 36 olduğu görüldü. Nisap icin 25 reye lüzum olduğundan «yarın tekra r reye v a z edeceğizı> diyen Reise «yarın içtima yok» sesleri cevap verd i . « 0 halde çarşamba g ü n ü olur» cevabı verildi. · Mustafa K emal Paşa bu vaziyetten canı çok sıkılmış tı. Beni odasına çağırdı ve bu vaziyetin mônôsını sordu. Ben de şöylece söyledim : - Memlekete olon bağ l ıl ığ ı m ve size olan samimi yet i m her zama n olduğu g i b i şimdi d e fikrimi apaçık söy lemeye beni mecbur k ı la r. M ecl isin e kseriyetini kayıp et miş ol ması bir teza hürd ü r. B u ta krirle sizin hi lôfet ve so l tonatı almak olduğ unuz kanaeti belirrniştir. Kök de sol moktad ı r, korkarı m k i , bu tokrir ça rşamba g ü n ü içtimo ında galiba daha az rev bulaca ktır. Çok nazik bir iş üze rindeyiz.. H i lafet ve sa l tanatın hanedan değiştirilmesine karşı va k i t vakit belire n teza lıürü n f i i l i b i r şe kilde inkilô bındari (dönüşmcsinden) korkarım. Garp halkı ve ord usu hakkında söz söyleme selô h i yet i m yoksa da i ş i n v a h i m bir neticeye varobileceği n i te masa geldiğim mebusla rı n halet-i ruh iyesi göste rmekte dir. · · 57 ((Ya fi kren ve fiilen tezahüratta n e ndişe ederek Şork ton g e l d i n iz , diye kızgın cevap aldım. Dedim k i : · cc E v e t , sizin Hilôfet ve S altanatı a l ınanız arzusunu ha ber a ldım . Buna karşı şarkto emrivaki (oldubitti) beklemek . v e zuhuro gelecek tezohürat � a rşı s ı n da işin nerelere ka dar varobileceğini l<estiremediğimden hcılimiz� ve tarihi mize kcırşı f il<rimizi B iiyük M illet M e cl i si n de beycin etmek ve dcıho önce sellgi ve scıygı ile bcığlı btıiu nduğum boşk omutanıını ilwz e tm e k isledim.» ' · Kulis ve Görüşme Meclis, tarihsel gün lerini yaşamaktadır. Karabekir, M . Kemal Paşa'ya karş ı olan m i l letvekillerinin M . Kemal Pa ş a ' n ı n Mocl iste d i nsel içeri k l i kon uşma lqrın<.inn örnekler getirdiklerini a n latır. B u kulis çalışmalarında M . Ke m a l Paşa'nın ş u kon uş maları konu ed i l i r : (( 1 M a r t 1 922 tari h l i n utkunda : cc Efendi ler, ista n b u l Cenôb-ı Peyga mberim izin bizzat a l ô ka g öste rd i ğ i Ebô Eyy Cı b Ensa rl H a l i d H azretleri ' n i n on d ö r t a s ı rd o n b e r i meşlıed i n i n t e m a s ve n e w ret-i ına neviyesi cı l t ı nda t u t t u ğ u b i r şeh i rd i r. M i l letimiz bu şe hr-i d i lô rcı d cı ( g ö n ü l o l o n şe h i r ) boş a s ı r m a k a m m u a l l ô - ı h i l ô f e t i (ylice h i l ô fet m o k o m ı ) m u h n fcıza e t me kted ir.>> 20 Temmuz 1 922 ta ri h l i nutuklorından : ô l i n izin i l k içtirna gü nlerinde kcıbul e t t i ğ i b i r e s a s vard ı r k i , o e s o s o n a n o t - ı m i lliye ve m u kaddesat-ı d i n i yem ize to rnamen m a h r u z b u l u n d ı ı ru r . Ş i md iye k a d a r o l cl u {:j u g i bi bundcın s o n ro cfcı o o l m a s a tev f i k - i ha re k e t ecierek neticeyi mesud iyeye ( mu t l u s o n u ca ) va sıl olacağın don şüphe yo kt u r. ıı c< M e c l i s - i Dalıcı buna müınosil beynnat ve ınefklıı-e hatıralı ve imzcılı avnc�cı scınklı fotoğrafların ı gösterdiler. Bunlmı vaktiyle b�nim de ö {.) ren d i ğ i m i ve aynı korarı b esl e d i ğimden yeni l<orarlat'lo arcılarmda bulumno!t için g eldiğimi � öy bdim . . 58 Herkes benden medet umuyordu. Benim, saltonatı kal- · d ı rm a k ve hilöfeti de Osman l ı Hanedanında bırakmak hu susundaki fikrime itiraz edene . rastlamodım. Şu halde 1 Kasım için bu esasta bir takrir hazırlanrrıasını ve benim de ayrıca teşebbüste bulunacağımı bazı arkadaşlara söy ledim. Bu zatlar i leri giderek M. Kemal Paşa'ya 20 Temmuz 1 922 eelsesinde başkomuta n l ı k kendisine tevcih olunur k e n , zaferle beraber diktetör olarak istediğini yapacağı n d a n endişe edenleri tatmin için verdiği vaadi kendisine h atıriatmayı istiyorlar ve mıtkunun ş u parcasını okuyar Iardı : ( . . M a kam-ı riyaseti n i zde bulunmakla m u ba h i olan ( g ü n a h ı v e sevobı o l m a y a n ) acizleri o g ü n i ki kere mesut o l a cağ ı m . i kinci saadeti m i temi n edecek h u s u s , ben i m bun d a n ü ç sene evvel dava-yı mukaddesim ize ( kutsal dava m ıza) başlad ı ğ ı m ı z gün b u l u nduğum mev kie rücu ede b i l m e k l i ğ i n olacaktır . . . 1-t a ki katen s i ne - i m i l l ette serbest b i r fer di m i l let olmak kada r d ü nyada bahtiyar t ı k yoktu r. Va kıf-ı H a ka y ı k (ge rçekler) olara k hak ve vicd a n ı nda ma nevi ve m u kaddes haklard a n başka zevk t a n ı moyan i n s a n l a r ı ç ı n n e k o d o r yü kse k olursa o l s u n maddi ma kamatın bir k ı y m e t i yoktu r. ) B i r de suretini aldı kları , Rıza N u r Bey'in yazdırdığı · tcık riri olwyorlordı. E sbob-ı mucibede mühim olon şu .ka yıt vardı : « Eski Osmanlı imparatorluğu münhedim ( y ı k ı l m ış) olup yerine y e n i ve m i l l i bir T ürk i y e devleti, y i n e o zaman dan beri padişalı merfıı ( ka ld ı r ı l m ı ş ) olup yerin e Büyük M illet M eclisi koim olmuştur, deniyor ve sonunda « b i n a e n a l eyh berveclıi ( olduğu g i b i ) ati (gel ecek) ka ra rın i t t i h a z ı n ı r i c a ederinı . ıı M addeler aynen şöyledir : . 1 Osma n l ı i m paratorluğu otokros i sistemi ile be raber m u n ka ri z (tükenmiş) olm uştu r. 2 Türk iye devleti namıyla genç, dinç, m i l li bir h a l k h ü kümeti esasları üzerinde müessis Büyük M i l let Meclisi h ü k ü meti teşekkül etmiştir. - - 59 . 3 Türkiye Cumhuriyeti Hü kümeti munkoriz Os� monlı i mparatorl uğu yerine kaim olup hudus-u milli da h il i nde yegane varisidir. 4 Teşkilôt-ı Esasiye Konun u'yla hukuki hüküm ra n ı m i lletin nefsine verildiğinden Istanbul'daki padişa h l ı k m a d u n v e tarihe müntekild i r. i sta nbu l 'da meşru bir hükümet mevcut olmayıp 5 istanbul ve civarı d o Büyük M i l let Meclisi'ne aittir. Bina enaleyh aralarında u m ur-ı idaresi de Büyük M i l let Mec l i si Hü kümeti memurlarına veril melid i r. 6 Türkiye Hü kü meti hakk-ı meşru olan maka m - ı Il ilafeti esir bulunduğu ecnebiler elinden kurtaracaktır . . - - - - · YEDi Sorun nasıl cözülece kt i ? . Kartlar acılmış; köprü ler de atılmıştı. K arabe kir, bu gelişmeleri şöyle a nl atıyo r : «Vaziyet çok nazikti. Sakarya zaferinden sonra üç rütbe alarak müşir olmuş olan ve en büyük ünvan sayılan Gaziliği de almış bu lunan herhangi bir başkumandanın daha büyük ve son olan bir zaferden dolayı alacağı rütbe üç ay önce Meclis kürsüsünden yaptığı vait m u cibince sine�i millete bir fert olmasın ı n hokikatte kolay olmadığını gösteriyordu. Gerçi ben buna bir çare bulmuştum : Ö Ace saltonotın i lgası ile Hilôfeti Osmanlı Hanedanında bırakmak suretiyle · sulhumuzu akdetmek. Bundan sonra Cumhuriyet'i il d n etmek ve cumhı. ırre isliğine sırf tarihi bir nam a l mak suretiyle mükôfatlandır mok ve maddi otorak da ölünceye kadar bu makamın ter filllerinden istifade etmek ü zere M. Kemal Paşa'yı inti hap etmek . ve m illet kürsüsünden verdiği va it mucibince 60 · Istifasından sonra halka serbest cuınhurreisini intihap ot tirmek. Fcıkat birtakım kollayıcılar, bunu, benim kendi yeri ne geçmekliğim için bir tertip olduğu hakkında Gazi'ye lôf yetiştirmişlerdi. Gıyabımda ( Karabekir'le çok çetin uğra şacağım) dediğini ..:ıe ' işittiğimden çok nazikleşen vaziye timi hi.in-ü idare ve aynı zamanda milletimizin menfaat- . lerine uygun gördüğüm fikrin kabulünü temine uğraşıyor dum. ilk iş, herkesin iyi karşıladığı ve milletin selômetine en uygun formülün Gazi'ye kabul ettirilmesiydi . 31 Ekim sabahı i sınet Paşa'yı buldum ve ona Meclisin akseriyeti nin bulunmamasın ı n yarın daha fena bir şekilde tecelli . edeceğini, o kadar büyük tehlikeleri atiatıp büyük zafer ler kazandıktan sonra siyaset sahasında beceriksizlik n e ticesi halkı . ve orduyu dile getirmenin maddi ve manevi m esuliyetinin Şark ve Garp Cephesi kumandanlarının bi rinci derecede omuzlarına yükleneceğini uzun uzadıya a n lattım. « B i z ne yapabiliriz?» dedi. Ben « Birl i kte Can kaya'ya Gazi'yi z iyarete g ideriz ve ş u n u söyleriz : (Şa rk ve Garp Cephesi kumandanları s ı fatıyla Baş komutanı mıza a rz ederiz ki, yazdırıp i mza lattırd ı ğ ı n ı z tak r i r; herkeste h i lô fet ve saltonatı sizin a lacağ ı n ı z endişesi ni doğu rmuştur. Mebusların çoğu bunun a leyhi nded i r. Ve mesul iyetten korka ra k m e m le ketlerine g itmek üzere ha z ı rlanıyorlar. Şark ve Garp'ta halkın . vukku tabii olaca k olan tezahürata �arşı qrdularımızın karşı d urması imkônı yoktur. Bilôkis ordunun bu teza h ü ra ta iştira ki mümkün d ü r. Bunun icin bu takririn geri a l ı n m a s ı n ı ve bunun ye rins ( S altanatın kaldırılması ve hilôfetin Osmanlı hane ddhında bırakılması) esasında yeni bir takririn ortaya kon ması lôzımdır. Aksi halde h içbir mesul iyet kabul etmiyo ruz.» i smet Paşa i sınet Paşa, teklifimi m uvaffık buldu; fakat söz kendi sinin idare edeceği, benim mümkün olduğu kadar süi<Ot-u 61 m uhafaza ile Gazi'mizi kızdırıp işi inadına fena mecraya dökmek tehlikesine m aruz bırakmamaklığımızı teklif etti. Ben de bunu - maksadı temi n etmeleri şartıyla - kabul et tim. . · 31 E k i m sabahı Cankaya'da Gazi'yi ziyaret ettik. S a l o n a girince : - Hayrola, Şark ve Garp Cepheleri komuta nları bir a rada, n e haber? . . dedi. i smet Paşa da . ziyaretimizin maksadını teklif ettiğim tarzda apaçık söyledi. Gazi si.ikfınetle dinledi. Fakat renk ten renge giriyordu. Kızdığı zamanlardaki mutot uzun iç cekişleri ile sigarasını d a içiyordu. i smet Paşa'nın sözü bittikten sonra eline bir kôğıt kalem aldı ve bana sert sert bakorak : - Peki Paşam , n e tarzda istiyorsanız söyleyin ya zayı m .. dedi. - Paşa Hazretleri, u mumun arzusu: ( Sa ltanat mül gadır; H ilôfet Hanedanı ô l - i Osman'a a i ttir) ' d en ibarettir. Rıza Nur Bey takririn 6. maddesini tadil edici yeni bir tokrir teklif eder. Netice esaslı ve büti.ih milletin sevinçle kabul edec�ği bir kanun yapılması ve kabul edilmesiyle mesele güzel hal olur .. dedim. Bunun üzerine bu t adil takriri n i her üçümüzün de sö • ze karışmasıyle tesbit ettik. Gazi bana şu teklifi yaptı : - Yarın M ecl is'te ekseriyeti temin için i ki nci Grup24 azasıyla da görüşerek tad i l teklifini a nlat. Herhalde yarın e kseriyeti tem ine çalışmal ı s ı n ı z . . ve i şte ortaya koyduğum formül nihayet b u surette Şark. Cephesi komutanları arasında Başkumandanın Garp kendi eliyle yazarak 1 Kasım için hazırlanm ı ş oldu. Ö ğleden sonra 4'de 3. kolordu komutanlığı n dan mebus · olan Selôhattin Bey'in2� evinde i k i nci Grup'un ileri gelen ve eskiden tanıdığım arkadaşlarla görüştüm. Ve yarın için hazırladığım tadil teklifini ve esas formülümüzü u zun uza dıya münakaşa ettik. M uvaffık gördüler. •Ve akşam grup larında görüşeceklerini ve yarın Meclis'te ekseriyetin te • .ıinini ve hayırlı kanun çıkaracağımıza yardım edecekle- 62 rin i vaad ettiler. Ben de ayrıca diğer bildiklerimi yarın için temin ettim. Saltanat Kaldırılıyor T B M M 1 Kasım 1 922 çarşamba g ü n ü a c ı l ır . . Sinop M i l letve k i l i Dr. R ı za Nur ·ve 54 a r kadaşı n ı n verdi kleri de ğ i ş i k l i k önergesi okun ur. S a ltanatın ve h i lôfetin k a l d ı r ı l m a s ı n ı d üzen leyen yasa öneri s i n i n 6. maddesi şu biçimde değiştiril mekted i r : « H i lôfet Türklere, lia nedan 6 1 - i Osman'a a i ttir. T ü r k iye devleti mako m - ı h i lô fetin isti natgô h ı d ı r (daya nağı d ı r) .. Hal ifefiğe T B M M ta rafından lıa n ed a n ı n i l m e n ve oh lôkan esfôh ve erşet { i y i ve ergin) ola n ı i ntihop o l u n u r. T B M M h ü kü m eti lıo k k ··ı meşruu o l o n makom - ı h i f ô fe ti e s i r bulunduğu ecnebiferin e f i nden k u rtaraca ktır . . ikinci grupta Selôhattin , Hüseyin Avni ve arl<adaşları olmcık üzere 26 i m z a l ı - aynı mecılde - bir takrir verdiler. i l k sözi.i Gazi aldı. Peygomberimizi ve lıilfıfeti medh ve seno etti. Çok m:u n !:Üren sözlerinin sonlarıncia : ( Bu ndan son ra m a kom- ı Ili l a fetin dahi Tü rkiye dev leti için ve bütün i s l ô m ô f e m i ic.i n ht:ı kad a r feyizkôr ola cağ ı n ı do isti kbal bütün vuzuhla gösterecektir.. T ü r k ve i s l ô m ôlemi devleti b u iki sacıdetin tece l l i ve teza lı ürüne menba ve menşe o l m a k l a da d ü nya n ı n e n bohtiyar devleti olaca ktır) dedF'l. Takrirler, Şeriyye, Adiiye ve K a n u n u Esosi Encümen lerine havale olundu. Encümenler birarada to p l a n o ra k mü - zakereye başladılar. Biz üç l<omutan bu tarihi müzol<e:. rede bulunduk. M ustafa K emal ve i smet Paşalar da söz söylediler. Bono ağ z ı m ı · açmaya hacet kalmadı. Uzun m ü zakere ve münakaşolordon sonra istediğimiz i k i modelelik bir k anun lôylhosı vücuda geldi. Guruptan sonra da Mec lise arz olundu. Ve okunduktan sonra tayin-i esa m i y le (ad o k u narak) reye konulmasına Gazi itiraz etti. Bunun üzerine Re i s : · 63 ( Ü ç encümenin nı üttefikan i fızar ettikleri beya n name ve mevadı kabul buyuranlar l ü tfen elleri n i koldırsınlar efend i m . MCı ttefikan kabul e d i l miştir.) Bu akşam mevlit kandili idi. Bu tarihi am�lmin ha yırlı olmasına beşarettir ( m ü jdcd i r) denildi. ertesı gün bayram kabul edlldi. Bu akşam ve 5 Kr.ı sı m al<şamı i smet Paşa heyeti tren ile hareket ettiler. 18 17 Kasım'da Vahdettin bir i ngiliz zırhlısıyla kaçtı. Kasım'da M i!let M eclisi 'nde · Vahdettin'in halline ve ha life olarak Mecit Efendi'nin i lônına mevcut 1 62 reyden 148 reyle karar v e rildi. 9 müsten kif, 3 rey Selim Efen d i'ye, 2 · rey de Abdülrohim Efendi'ye verilmişti. i stiklôl Harbi'nde olduğu gibi bu inkılôp horeketlei'i mizde de fikirlerimizi serbestçe bildirmek ve münakaşa dan cekinmernek suretiyle ben vozifemi büyük bir vicdon hazzıyla yaptığım gibi kendisini ilk günden gere!< i stan bul Hü kümetine ve gerekse henüz tanıyan halka karşı mu hafaza ve tanıttırmaya calıştığım Başkomuta r u m ve· eski silôh arkadaşım Gazi M u stafa Kemal Paşa da benim fi kir ve münakaşolarımo kıymet ve ehemmiyet vererek hep- · sini kabul etmişlerdi. ( yokluğu) müddetince ya � nından ayrılmamaklığımı istemeleri ve beni her seyahtıt i smet Paşa'nın gaybubeti lerinde beraberinde gezdirmeleri de sulhten sonrası icin de birlik ve beraberliğimiz için ümit verici bir beşoret tı:! lôkki ederek emniyetlerini daha ziyade . kazanacak vec hife samimi müşaviri olmuştum. Bu halin devamını çeke meyenleri ve istemeyenleri de daima hesaba kotarak hatt-ı hareketimi tayin ediyordum. Bunun icin de ınesoimi ma arif cephesine tevsik etmiştim.>> Karabekir, Doğ u'd a n beraber getird i ğ i çocu klara CP. beci'de atış tal iınieri yaptırtt ı ğ ı n ı . m i l li talim ve terbiye n i n planlan ması i c i n 'prog ra mlara beden terbiyesi d ersleri n i n konması n ı önerd i ğ i n i yazıyor. Mustafa Kemal, 4 Kasım günü Türk Ocağ ı 'nda K a ra bekir' i n söz v e müziğ i n i yaptığı «Sonayin adlı oyun u iz .ler ve oyundan sonra Karabekir'e «Bolşev!lder bu kadar 64 güzel ve tesirli bir oyun yapıp da esas meslekleri propa d e r. . Karabekir, savaştan sonra Genel kurmay başkanı ol mayı be klemekted ir. Bu n iyeti n i M . Kemal Paşa'�ta a ça r. M . Kemal Paşa , Karabekir'e M i l li Savunma Baka n l ı ğ ını ötıerir. l<arcıbekir, Genelkurmay Başka n l ığ ı n ı ister. gandayı yapamıyorlan, · « M . Kemal Paşa da mütalôamı ınuvaffık bularak bir likte m�sai ve seyahat yapmaklığıınızı bildirdiler. Hôkimi yet-i M illiye Gazetesi'ne milli taliın ve terbiye hal<kmda makaleler yazmakfığıma müsaade buyurdular. Ben de bir seri makale yazdım . M aaritimizle ve mekteplerimizle de sık temaslarda bulundum. M ustafa Kemal Paşa g eleneğe çok riyetkôr bulunu yordu. Kalpağını yemekte bile çıkarmıyordu. Resmi başlık kumaştan idi. Bursa 'da Fevzi ve i srnet Paşalarla hep be raber bir arada bulunurk e n ben de kalpak aleyhinde bu lundum . Ve kapalı yerlerde başı açık bulunmanın fayda v e lüzumunu d a söylemiştim . Ben, öteden beri yanlarına başı açık girerdim. Bunu hôlô temin edememiştim. M. Kemal Paşa d a benimle Jô tife edip duruyordu. - Karabe kir'in kusuruna bd knıayın, o öteden beri ba· ş ı açık ya nımıza gelir. . . Halk Fırkası . . . M . Kemal Paşa. parti kurmak kara nndayd ı . Bu parti nasıl bir parti olaca ktı? M ü dattıa-i · Hukuk örgütleri parti ye m i dönüşecekti? Part i n i n ideolojisi ne olacaktı? Karabe k i r bu konuda d a endişe l i d i r : «Gazi'nin ne yapmak i,s tediğini herkes merakla bek liyordu. Bunu ben d e çok merak ediyordum. Siyasi bir fır ka teşk i l etmek fikrinde olduğunu öğrendim. Fırkcıya ( Mü dafaa-i Hul<uk) adını vermek arzusundaydı. i ttihat ve Terakki'nin yaptığı hatayı yapmamahyız. Keş ke onlar da çok ısrar etti ğ i m tarzda başka isim olsalardı da i ttihat ve Terakki herhangi bir milli tehlike karşısında 65 F. : 5 milli birliğe yarasaydı ve tarihte hep yüksek kalı;ciydı. i st;k Jôlimizi kurtardığımız bir namı siyasi bir cemiyete vermek · doğru olmaz mütalôasında bulundum. ( H a l k Fırkası) adı muvaf ı k görüldü. 2 Aralık'da Gazi bana Halk Fırkası'nı ilôn edeceğini söyledi ve program · m ü sveddesini de verdi. - Lozan sulh u bitmeden ace l e e d i l mese iyi o l u r . . fikrinde bulundum . 7 . Aralık'da' o teşebbi.isünü matbualla ilôn etti. 11 Aralık'da Mecliste görüşülürken ortaya ( Pa yita h t nere s i olmalı?) sualini attılar. N afia vekili Feyzi (mer hum) : - Mecljs ne diyecek? Sen emir et olur biter . . . dedi. i tiraz ettim ve evvelce takarrur ettirdiğimiz ( k a ra rlaş tırd ı ğ ı mız) vechile ( i stanbul h i lô fet merkezidir. An k a ra d a h ü k ü me t merkezi, payitaht tabiri artık k a l k mı ştır) dedim. Birşey söylemediler. Fakat i stanbul ' u tercih ettikle rini his ettim. ( Me f kCı re Hatıra s ı ) ve R ıza N u r'un . takriri kafamda c a n l a ndı.» TBMM i kinci Grup'u, Karabe k i r' i i kinci başka n l ı ğ ı n a s eçtirmek ister. Karabekir bu . öneriyi u y g u n bulmaz. « Mecliste b i r cereyan h a s ıl olmuştu : Beni ikinci reis yapmak! Bilhassa i kinci Grup bunu ısrarla istiyordu. Sebep ola rak da (Gazi'yi iyi ida re edebileceğ i m i ) söylüyorlardı, ya hut beni O'nun karşısına dikmek istiyorlard ı . B u n u n doğru olmadığını, uhdemde Şark komutanlığı olduğu gibi M. l<emal Paşa seyahatlerinde benim birlik te bulunmaklığımı m·zu ettiklerinden beraberlerinde d a h a faydalı olabileceğimi söyleyerek b e n i intihap etmemele rini, isteyenlere bildirdim . Ve namz:etliğiııi koyan Ali Fuat Paşa'ya rey vermelerini rica ettim. Buna rağmen 11 Kasım intihabında bono 64 rey verdiklerinden kürsi.i de b�vanatta bulunm!'!< zt.ıruretinde kaldım. i kinci Grup'daki arkadaşlar lo ortada ayrıh k -gayrılık kalmamasının icte ve cfışta şu aralık iyi tesir yapacağı n ı Gazi'ye söyledim. Ve muvaffa kiyelle onlarla arasını bulmaya hayli uğroştım. 1 Ocak 1 923'de beş haftalık lozan sulhünün hiç bir 66 neticeye varmarlığını M aliye M üşaviri Hasan Bey (Saka)';. in M ecliste izah etmesi mesaimin pek yerinde olduğunu gösterdi. · 6 Ocak'ta Gazi ile sulhten sonrası için hayli görüş tük. Sulhten sonra h erşeyin ilme dayonobilmesi için ge çen 18 Şubat'ta teklif ettiğim ( mütehassıslar mecl isi) lü zumunu açtım. Ve dikl otörlüğün milli birliği sorsocoğını · ve fikir hürriyetini hırpoloyocoğını ileri sürdüm. Fikirleri me yoncışmıyorlordı. 9 Ocak'ta telefonla, yokında seyohote birlikte çıko coğımızı, verecekleri maklığımı bildirdiler. faa-i Hukuk grubu nutuklor hakkında esaslar hazırlo 10 Oca k 'ta Mecliste, benim M üda reisliğini kabul etmekliğim hakkında teklifler karşısında kaldım. Güya M. Kemal Paşa do bu reisliğin komutonlıkla birarada olacağını söylemiş. Bana birşey söylemediklerini ve benim b u makamlara gelmek liğimin henüz sulh müzakereleri çetin safhalar arz eder ken komutanlar siyasete karıştılar diye fena tesir yapo· cağını söyleyerek bu teklifi kabul e tmedim. Akşam üzeri Gazi de M eclise geldi. S eyahat için ho zırlodığım notlarımı verdim. Ve m ütehosısloro kıyınet ver melerini de notlarıma ilôve etmiştim. S E Ki Z «Tolim Terbiye'de birlik lôzımdır. M ekteplerimiz her birinden Çok forl<lıdır. i lk tedrisatta birlik temin olunmalıdır. Eski usul mektepler . . . Medreseler bulunnıomolıdır. Dilimiz ve kitaplarıınız arap ve aceın kisves!nd�n lnırtorılmalıdır.ıı Bunlar, Karabe kir'in Hôki miyet-i M i l l iye Gazetesi'nde yayın ladığı, sonra da izmir iktisat Kongresi' nde savundu- · ğu görüşleridir. 67 Başkomutan ile Şark Cephesi komu ta n ı arasında ger ci görüş ayrılı kları bel irmişti� a ma dostl uklar bu görüş ay rılı klarını unutturmaktadır. M . Kemal Paşa o gün lerde her gittiği yere Karabe kir'i de götü rür. Araları nda güven d uygusu tamdır. M. Ke mal Paşa Karabekir'e, Karabe kir de M . Kemal Paşa 'ya iç ten ve ya k ı n davra n ı rlar. 1 4 Ocak 1 923 günü M . Kemal, Karabe kir ve Fevzi Pa şa ile t renle izmir'e g ider.· Gazi o gün çok öfkelidir. Öf kesin i n nedeni de Trabzon M i lletvekili Ali Ş ü krü Bey ' i n ç ı karacağı gazete i ç i n A n kara 'ya matbaa makinası getir mesidi r. «Gazi pek asa bi idi. M uhaliflerden Ali Şükrü Bey�•, (Ankara'ya matbaa makinası getirmiş .. Tan adında bir ga zete çıkaracakmış, siz hala uyuyorsunuz) �iye yaveri Hü seyin Abbas Bey'e verdi; veriştirdi. Ve (yakın, yıkın) di. ye çıkıştı. Yalnız kalınca kendilerini teskin ettim. Bu tarzdaki beyancıtını'n dışarıya aks edebileceğini ve pek de doğru olmadığını anlattım. 15 Ocak'ta Eskişehir'deyken gelen haberde Afyon mebusu Şükrü Efendi'nin ( H i fôfetin saltanat-ı havi olması) hakkında tab ettirdiği risalenitı bugün Ankara'da intisar ettiği (yayınlandığı) haberi geldi. Gazi buna cok .k ızacak diye beklerken daha cok dü şünmeye dalıyordu. Ve hilôfetin lüzumundan bahsediyor dul izmit'de de istanbul'dan gelecek gazetecilerle görü,� şecekti2�. 1 Kasım 1 922 kararında Meclis kürsüsünden hilafet ve islamivet hakkındaki nutuklarını g özden geçirdiği za man kendilerine din bahislerini mühmel bırakarak ( ihmo� ederekt ilmi esaslarda görüşmelerin daha muvaffık ve kuvvetli olacağını teklif ettim. Ondan da, bundan da ba hisle münakaşayı idare etmeyi tercih ettiğini söyledi. Ve bol bol da her yerde Hilafet-i islamiye'den daha çok ba..: his etti. 1 Kasım nutkunun mühim yerlerini okuyalım : · ' 68 ( . . . Efend iler, Bu d ü nyayı beşeriyette asgari 1 00 m i lyonu mütecaviz n üfusta mürekkep bir Türk m i l let-i .azimesi vard ı r, yine 1 00 m i lyon l u k Arap kitlesi vard ı r. Mazhar�ı Nü büvvet v e Risa let olan Fahr-i Alem Efendi m i z bu kitle-i arap içinde Mek ke 'de dünyaya gelmiş bir v ücud-i mübare k idi. Ey arka daşlar, tanrı birdir; büyü ktür. ôdat-ı ilôhinin tecelliyat ı n a bakarak d iyebil iriz ki, i n s a n iki sın ı fta, i k i devirde müta lôa olunabil ir. i l k devir beşeriyetin sobavet ve şebabet devrid i r (in sanlığın gençlik devrid i r .. ) .. i kinci devir, beşeriyetin rüşt-ü kemal devridir (olgun luğa e riştiği devird i r) . Beşeriyetin bi ri nci devrinde tıpkı çocu k · gibi, tıpkı gene gibi yakından maddi vasıtalarla k�ndi siyle iştigal edilmeyi i stilzam eder (gerektirir) . . . Allah kulları n ı n lôzım olan · nokta-i tekamüle vusulüne kadar içlerinden vasıtalarla dahi kullarıyla· işti goli lôzıme-i uiOh iyetten addeylemiştir, (AIIah'ı ta nımak) . . Onlara Hazret-i Alem A leyhisselôm'dan i ti baren mazbut ve gayr-ı mazbut ve ona mütenahi (sonsuz) denecek ka dar nebiler. peygamber ve resOIIer göndermiştir. Fa kat Peyga mberimiz vasıta sıyla e n son hakayı k-ı d iniye ve me- . ! deniyeti vırdi k fen sonra a rt ı k beşeri.vet ile bilvasıto temas ta bulunmaya lüzum görememiştir. Beşeriyetin derece-i id raki (anlayış derecesi) .t e nevvür ve tekarnülü (aydınlanma ve gelişmeyi) . . her kulun doğrudan doğruya i l hamat-ı i lô h iye ile temas kabiliyetine vasıl olduğunu kabul buyur m uştur. B u sebepledir ki, Cenôb-ı Peygamber Hatemü'I Enbiyô ol muştur. Ve kitabı , K i tab-ı Ekmel'dir. Son peygam- · ber olan M uh ammed M ustafa (Sallôllahü Aleyhi ve Sel lem) . . . diyerek doğumlorını, nübüvvet, risolet ve vefatla rını izah ve «bir vücudu mübarek» olduğunu beyonla do ğumunun bugüne tesadüfüne ıdnşaallah bu h ayırl ı teso düftün> diyerek huşu ile duada bulundular. · Hilafet intihobı tofsil olunduktan sonra : ( .. E m r- i h ilôfet milel-i islômiyece en büyük maslahat tır. Çünkü efendiler. H i lô fet-i Nebeviye ehl-i islôm orasın da rabıto olan bir emanettir. Ve ehl-1 lslômın kelime-i vah69 det üzere içtima larını temin eden bir e manettir. Emanet ise Cenôb-ı Hakk'ın b i r sır ve h i k metid ir ki teessüsü da ima satfet ve kudret ile meşruttu r ( kurulması şiddet ve güce bağlıdır) .. Ve ondan maksed - ı asli de def-i fesat ve h ı fz u asayişi bilôt ve ta nzim umur-ı cihat ile mesa l ih-ı ômmeyi tanzim ve tesviyeden ibarettir. Bu d a h i a nca k satvet ve kudret ile mesnuttu r. Adellüh t.ıu vech ile cari ola gelmiştir.) Halifeliğin zamanı tatsil edilirkim : ( . . Hazret-i Ömer'in zaman-ı h ilôfetinde mema l ik-i is- . lô miye fevkalôde denece k de recede süratle tevessü (ge· n işlemek) etti. S e rvet coğaldı. Halbuki, bir milletin icin d e servet ve g ı na (bol luk) husul-ü beynennnas ağraz-ı bünyeviyenin . hudusunu ( sonradan olan) ve bu d a ihtilôl ve fitnenin zuhu runa bois olmak ü zere bu ôlem gün ve fesa d ı n mutaza- ı .ahva l i ndend ir. ) Veeizesinden · sonra : ( . . Şimdi e fe nd i ler, Makam-ı hilô fet mahfuz olara k onun yanında hôki m iyet ve saltanat-ı milliye makamı k i - TBMM'd i r - e lbet te yan yana d urur . . . Bütün Türkiye halkı, bütü iı kuvvası i le o makam-ı hilôfetin · istinatgôhı olmayı doğruda n doğ ruya yalnız vicdani ve d i ni bir vazife ola ra k taahhüt ve ' tekeffül ed iyor.) i slôm ve Türk tarihine ve hilôfetle saltanatm asırlar ca yan yana fakat ayrı bulunduğunu izahtan sonra : · · ( . . . bugün dahi salta nat ve hôkimiyet makam-ı h ilô fetin yan yana bulunabilmesi en tabiii hôlôttandır.. ş u farkla, Bağdat'ta ve M ı sır'ın saltanat makamında b i r ş a h ı s oturuyord u . Türkiye'de o ma kamda a s i l o l a n m i lle tin kend isi oturuyor. Maka m - ı hilô fette dahi Bağdat ve M ı sı r'da olduğu gibi bir kudret ve mülteci bir şahs-ı aciz değil istinatgôhı Türkiye devleti olan bir şahs-ı ô l i oturaca ktır. . Bu suretle Türkiye Halkı a sri bir devlet·i mütemed d i ne her gün daha rasim olacak, her gün daha mesut ve . m ü · 70 reffeh olacak, her yün daha çoK insanlığını ve ben l i ğ i n i a nlayacak, eşhasın hıyanet-i teh l i kesine kend isini maru z bulundurmayaca k , d iğer taraftan maka m - ı hilôfette bütün ô l e m - i islôlı ı n ruh ve vicdaıı ı n ı n ve imanının nokta- i ra bı tası , kulub-u islômiyetin bed i i inşirahı ( a ıclması) olabile cek b i r izzet v e u l viyette tece l l i edecektir. Bundan sonra m a kam-ı hi lôfetin dahi · Türkiye dev i eti için ve bütün is lôm ôlemi için ne kadar feyizkôr olacağını da isti kbal bü tü n vuzuhuyla göstere cektir. Türk ve islôm Tür k iye devle ti, iki saadetin tecelli ve tezalıürüne menba ve menş e ol m a kla d ü nyanın en bahtiya r devleti olacaktır.) 28 Ocak izmir nutuklarından : ( . . TBMM Hükümetinin şer-i şerif ahkômından ibaret bulunan Şura , adalet ve u i O ' I -emre itaat esasına 1evfikan teşe kkül ettiği ve Türkiye devleti icin hilôfet mevzuu bahs olmayıp ancak bu zan, ôlem-i islôm naza r-ı d i kkate a l ı n d ı ğ ı zaman varit olabileceği, çünkü makam-ı h i lôfetin ya l n ı zca Tü rke değil yüce ôlem-i islôma aittir. A lem-i islôm eyevm hali esarette bulunmasına binaen hilôfe t meselesi hal ve tesbit edecek seviyeye vası l oluncaya kadar TBM M ' n i n makam-ı h i lôfeti b i r nokta-i ü m it olara k muhafaza edecektir.) Bursa'da 23 Ocak 1 923'de : ( . . H ilôfeti n ya lnız Türkiye halkına değil bütün islôm ôlemine şlimulü o l ması hasebiyle bu makam hakkında ka ra r vermek Türk m i l leti n i n selôhiyeti haricindedir.) izmir'de 3 Şubat 1 923'de : ( .. Bizim dinimiz e n makbul, en tabii b i r dindir. Ve an c a k bundan dolayıdır k i , son din ol muştu r. Bir dinin tabii ol ması için akla, fenne, i l me ve mantığa tetabuk etmesi lôzımd ı r . Bizim d i n i miz ta'mamen bunlara mutobıktır.) izmir'de iken 29 Ocak'da M. Kemal Paşa ile lôtife Hanım'ın nikôhları yapılmıştı. Fevzi Paşa ve ben, Gazi' nin şahidi olarak iki yanında oturmuştuk. 5 Şubat'ta Akhisar'da iken ismet Paşa'dan 4 Şubat'ta sulh müzakeresinin inkıtaa uğradığı hakkında şifreli tel71 graf geldi. Yine bu arada Ankara'dan Meclis ikinci reisi Ali Fuat Paşa'dan mühim bir şifreli telgraf geldi : «Gazi'nin geçen yıl m i llete verdiği söz mucibince . bir 'tarafa. cekilr.ıesi şartı yla kendisine bir saray ve ayda on bin l ira m uah hassasat ( ödenek ) verilesi hakkı ncia riyase te bir takrir ve rilm iştir, muzo kereye koya l ı m rnı?» G azi buna çok kızdı. Reııgi kaçtı. Şifreyi bana da olwt tu. Mütalôamı sordu. O hôlô hilôfeti uhclesine almaya ve eski mefkfıresine kavuşmaya uğraşırken kendisine b u tavsiye çok a cı geldi. Gerçi gıyabında bu tarzda ve d ış si yasetimiz henüz takarrur etmeden bu teşebbüs doğru de ğildi. Bunun için mütalôamı şöylece söyledim : « Henüz sulhumuz ta karru r etmed iğinden hali harpte yiz demektir, bu n u n için bu mese l e n i n ortaya çıkması mev simsizdir. Sulhun aktinden sonra bu kararı kimsenin tek lifine lüzum kalmadan siz verirsin iz. » Ve cevabımı beğendi. Şifreyi getiren yaveri Mahmut Bey (Siirt Mebusu, M i l l iyet Gazetesi sahibi) şu emri ver di : « Paşa'nın ded iği gibi bir cevap yaz. » Mahmut Bey gittikten sonra M . Kemal Paşa'dan bazı mütalôalarımı söylemekliğime müsaade olarak dedim ki : «Görüyorum ki, boşkumandanhk uhdenizde bulundu ğ u halde siyasi bir fırka k urmakle meşgul olmanız ·aksi tesirler yapıyor. Bunun memleket dışındaki akislerinin da ha fena olacağını tahmin ederim. Bunun icin sulhun ak diıne kadar bu gibi hareketle meşgul olmakton sarf-ı nazar buyursanız.. Bunu Ankara'da fırkayı tesis kararınızı mat buaya aks etmeden önce de rica etmiştim.» G azi mütalôama cevap vermedi. O hôlô Ankara'daki havanın halini düşünüyordu. Benim bu son mi.italôamı kabul etmediğini mefkQre sine daha şiddetle sarıldığını Balıkesir'de gördüm. 7 Şubat'ta Ulucami'de öğle namazını kalabalık bir ce maatle kıldık. Sonra mevlüt okundu. Bundan sonra da M . Kemal Paşa minbere cıkorak mükemmel bir hutbe okudu. T�rihi hutbeyi aynen veriyorum : ( .. M i llet, Allah birdir, şanı büyüktür, Allah'ın selô meti, 72 ôtıfeti ve hayrı ü zerinize olsun. Peygamberimiz Efendimiz Hazretleri, Cenôb-ı Hak tara fından insanlara hakayı k-ı di n iyeyi tebl iğe memur resul olmuştu r. Kanun-u Esasi cüm l.e nizce malumdur ki K u r'ôn-ı Azimüşşôn'daki n usus (acık l ı k) 'tur. Insanlara feyz vermiş olan d i n i miz son dind ir, e k mel (e ksi ksiz) d i ndir. Çünkü dinimiz a kla, mantığa ve ha ki kate tamamen tevaf u k ve tetabuk ed iyor, eğer a i<la, man tığa ve haki kate teva fuk etmemiş olsayd ı , bununla diğer: kavain tabbiyeyi ilahiye bey n inde tezat ol ması icap ederd i . Çü n kü bilcümle kova n i n kevniyeyi (dünya ve ôhiret yasa� ları ) yapan Cenôb-ı Hak'tır. Arkada Ş lar; Genôb-ı Peyga mbe r, mesa isinde iki da reye (daire ) , · i ki. h a neye ma lik bulun uyordu. Biri kendi h a nesi, diğeri Al lah'ın evi idi. Mi llet işleri n i , Allah'ın evinde yapard ı . Haz ret-i Peygamber'i n eser-'i m übareklerine i ktifaen bu daki kada m i lletimize, milletimizin hal ve istikbaline Ôit husu satı görüşmek maksadıyla bu dôr-ı kudside Allah'ın huzu runda bulun uyoruz . Beni mazhar eden. Balıkesir'in dindar ve kahraman · insanlarıdır. Bundan dolayı çok memnunum�. . Bu ves ile ile büyü k bir sevaba nail olaca ğ ı mı umit ediyorum. Efendiler, camiler birbirimizin yüzüne bakmaksızın ya tıp kalkmak için yapılmamıştır. Camiler, itaat ve ibadet i l e:· beraber d i n ve dünya için neler yap ı l ma k lôzım geld i ğ i n i d ü ş ü n m e k yal n ı z meşveret i c i n yapılm ıştır. M illet işlerin d e her terdin zihni başl ı başına faaliyette bul u nmak icin· elzemdir. işte biz d e bu rada din ve d ü nya için, isti kbal ve istiklôlimiz icin. bilhassa hôkimiyet için neler düşündüğü m üıli meydana koya l ı m. , Ben kendi düşüncemi söylemek istiyorum: Hepinizin düşündükleri n i anlamak istiyorum . A mal-ı milliye, irad-ı milliye yal n ı z b i r şahsın düşüncesin den değil biiGmum efrad-ı m il letin a rzularının, emelleri n i n muhasalasından ibafetti r� Bi naenaleyh benden n e öğren mek, n e sormak istiyorsanız, serbestçe sormanızı rica ede rim . » G azi minherden indi v e mihrobın önünde, namaz kıl dığımız yerde yonıma geldi. Halkın sorularına cevap verir ken şu sozleri ile, hutbe-i seno ile Izah etti : 73 · «Bil iyorsunuz k i , Hazret-i Peygambe r . zaman�ı saadet lerin�e hutbeyi kend isi i ra t ederdi. Gerek Peyga mber Efen d imiz ve gerek Hu lefô - i Raşidin ( i l k dört hal i fe) hutbeleri n i okuyaca k olursanız. · görü rsünüz ki. gerek Peygamber' in ve H u lefô-i Raşidin'in söylediği şeyler. o günün mese leleridir. O günün askeri, idari, mali, siyasi ve içtimai hu susatıd ı r. Ü mmet-i islômiye tekessür (çoğalma) ve m'ema1ik-i islômiye fevessüse başlayınca Ce nôb-ı Peygamber'in ve H u lefô-i Raşidin ' i n hutbeyi her yerde bizzat kendileri n i n i rat etmelerine imkô n kalmadığından halka söylemek iste d i kleri şeyleri iblôğa birta k ı m zevatı memur etmişlerd i . Bun lar herhalde e n büyük rüesaydı ( başkanlar) . Onlar ca mi-i şeri fte ve meydan l a rda ortaya çıkar, halkı tenvir ve irşat için ne söylemek lôzımsa . söylerlerd i . Bu tarzda devam ede bi l mesi icin bir şart lôzımdı. o m i l letin reisi olari zatın hal ka doğru söylemesi. halkı d i n lemesi ve halkı a ldatmama sı. halkı a lıval - i umumiyeden haberdar etmek son derece haiz-i ehemmiyettir. Cünku herşey acık söylendiği zaman halkın d i ma ğ ı hal-i faal iyette bu l u nacak, iyi şeyleri yapacak ve m i l letin zara rına olan şeyleri red ederek şunun veya bunun a rkasından g itmeyecektinı 1 . diyerek padişahların hutbeyi arapça okumalarını istib datlarıni idame için olduğunu, bunun için hutbenin Türkçe olması lüzumunu bildirdi. Lozan'daki sulh müzakerelerinden de biraz bahis et tikten sonra ( H a l k Fırkası) hakkındaik suala geçti : . «Bu mil letin siyasi tırkalardan çok canı yanmıştır. Şu n u arzedeyim kf, memali k-i sairede fı rka lar bellemahal ik tisadi maksatlar ü zeri n e teessüs etmişti r ve etmektedir» diyerek bizim gibi zengin olmayan Balkan hükümetlerinin nasıl kurulduğundan ve halkın siyasi ve iktisadi terbiye aldığından haberi yok .. gibi ifadelerde bulundu. Şu sözleri iterisi için düşüncelerini göstermek itibariy le dikkati çeker : « Ha l k Fırkası halkım ıza terbiye-i siya siye vermek için mektep olacaktır. Beni seven ve hayatımı düşünen · arka74 d asiarım bana böyle bir fırka - i siyasiye teşkil etmemekliği mi tavsiye etmişlerd i r. Filhakika vazife-i m i lliyenin h itam ı n da köşeye çekilerek istirahat etme kliğim ben i m i c i n b i r menfaattir, b u n u yapabilmek için şimdiye kadar isti hsal olunan neticeteri n tesbit olunduğu g i bi d evam edeceğ ine itimat etmek i cap uder, fa kat bu h ususta henüz bi endişe olamam. Hiçbirinizin de bi end işe olmamanızı tavsiye ede rim . ( . . ) . işte bu nokta-i nazardan m i l letin içinde b i r fert ola rak ve tekrar m i l letin intihabına nail ol ursam TBMM 'de ·aza s ıfatıyla çalışmayı vazife telôkki ediyorum. Efendiler, n e ben ne siz şalıısları m ı z ü zerinde vaziyetler ihdasına kal kışmayalım. Biz hepimiz o surette çal ışal ı m ki, kuracağ ı mız şey milli bir m üessese olsun. Bu da millete terbiye-i siyasiye vermekle olur.» M. Kemal Paşa, minberde mükemmel bir hutbe oku makla bu tarzdaki mesaisine taraftar olmadığım hakkın · daki beyanatıma halk huzurunda verdikleri cevap apaçık da (beni çok seven ve hayatımı düşünen bazı arkadaşla rım böyle bir tırka-i siyasiye teşki l etmemekliğimi tavsiye et mişlerd i r. ) beyanatıyla da benim 17 Temmuz 1 921 müna k aşalarımızda şarktan yaptığım teklifi ( .. bendeniz zat-ı sa m ilerinin bu kabil s iyasi fırkalara . . . iştiraktan bari kalma s ı na hasseten taraftarımı ve bu kerre Halk Fırkası mese� 'lesinde dahi sulhun takcırrürüne kadar olsun başkomutan sıfatıyla bu kabil cereyonlora girişmemesini tcıvsiyeme de kat'i cevabını vermiş oldu. Gerek mutaassıp bir dil ve eda ile islômcılığı ele alması ve gerekse siycısi bir fırka teşki line ve onun başına geçmeye karar verdiğini ilôn etmesi bende şu kanaati tamamladı : Napolyon, vaktiyle boşkomutanlıktan ( muhalif fı rka ya pan bir d i ktatör başına neler geldiğini görür) fikrine daya narak nasıl bir fırka ile imparatorluğa çıkmışsa şimdi de, M ustafa Kemal Paşa'da aynı surette başkomutanlıktan tek fırka ile - önlemekliğime rağmen - hilôfet ve saltonatı al mak mefkuresine yürüyece ktir. Bu yolda benim vcıtan ve millete karşı vazifem de şimdiye kadar olduğu gibi şimdı den sonra da bu tehlikeli yolu önlemek olacaktır. Şüphesiz . 75 ki, samirniyet ve ikna. ile sonuna kadar l;Jğraşmak ve müm kün olmazsa cephe almakla .. , , Asla Camilerle Değil! M. Kemal Paşa, Balıkesir'de verdiği hutbeden sonra Kôzım Ka rabekir' i n düşüncelerini öğrenmek ister. «Akşam M. Kemal Paşa bug ü n kü beya natını nasıl bul duğumu sord u. Ben d e kendi lerine olan samimi bağ l ı l ı ğ ı m kadar kendilerin�en a y n ı karşı liğı gördüğüme dayanara k f i krimi söyleveeeğimi bild i rd i m v e ded i m ki : - Dü riya işlerini camilere soktuğumuzun acısını çek tiğimiz yetmez m i Paşam? M i l li işlerimizi neden yine cami lere sokuyoruz? Ve neden siz baş kumandan olduğunuz hal . de d inle. hi lôfetle bir din adamı gibi hatta daha i leri g i derek meşgu l oluyorsunüz? Mü nevverlerimiz haklı olara k bu gidişi iyi telô kki etmeyeceği g i bi bu y o l da esasen teh likelidir. 1 92 1 Şubat ' ı nda şa rktan te klitirnde - birta k ı m m u hafazakôrlnrın yine i ş e karışora k tecedd üd hare ketlerinden (yeni lenme hareketleri nden) mahrum kalacağ ı m ız e ndişesi ni a rz etmiş ve memleketin y ü ksek mütehassıslarıyla esas� lı programlar yapılarak bu nları n tatbikinde sebat ve sadakat lüzumunu bildirmişti m. Paşa m . görüyoru m ki, siz din ve hi lôfet kuvvetleri n e çok ehem miyet veriyorsu nuz; şu halde muhafaza kôrla ra d a yanmak istiyorsunuz. S i_z e bu vesile i l e bir daha o eski teklifi m i a rz edeyim. Yanımda bir sureti va r · - cep cüzda nımdan cıkardım verd i m ·. b i r daha l ütfen okuyunuz. Türk mi l leti teceddüde m uhtaçtır. · Ve bunu da müte hassıslarla başa rabil iriz. Asla ca milerle değ i l . asla muha faza kôrlarla değil. Din, vicdan !<anaatid ir; m ü na kaşaya gelmez. Itim ada mı olan bizlerin ve hele sizin bunu e l e o l manızı katiyen doğru bul muyorum. Bunu tamamiyle mühmel bırakmalısı nız. Bu mütalôa l arımı daima size açık kalbimle söyleye ceğim.) M . Kemal P�ş a mütalaôlarııru samimi karşıladı. Ertesi · 76 gün yaverlerinden naklen benim yaverim, Gazi'nin şu ifa de�ini bildirdi : «Ben. Karabekir'in bana bu kadar samimi olduğunu zan etmediğimden çok çekişeceğ imizi tahmin ed iyordum. Halbuki o çok açık yürekli ve candan i nsanmış. Beraber .ça l ışacağımızı göre re k memnun oluyorum . » · DOKUZ Balı kesir'den sonrak i i l k dura k izmir'd ir. izmir'de «iktisat kongresi)) toplanaca ktı r. Başkomutan v� Şar k Cephesi Komutanı birli kte iz .mir'e g iderler. Yolda d i ni kon uları hiç konuşmazlar. Man isa 'da karşılayıcılar Karabekir'den kongreye <ı Ma n isa delegesi)) olara k katı lmalarını isterler. Karabekir <<cep he komutanı)) olduğunu, bu nedenle kend isinin «m a zur» .görü lmesin ister. Manisalılar ısrarlıd ı r. Ertesi gün Manisalılar bir old'u - bitti ile Kôzım Paşa ' y ı d elege seçerler. Bir grup da bazı. yabancı a janları n .kongreye gelip «Türklerin askerlikten başka birşey bece remeyeceklerinh> kanıtlama k a macıyla kongrede karışı k lıklar çı kartıco klarını bi ldirir. Önlem almak · gere kecektir. Karabekir, ıyı . Kemal'in «TBMM reısııı ve «boşkomu" tamı sıfatlarıyla kongre baş kanı olmasır.ıı sa kıncalı bulur. Gazi, «Manisalıların ısrarına göre siz kongreye girin ve idare edim> der. · Kongre M. Kema l'in «fahri reisliği>ı altında açı lır. l<on cgre başkanl ığ ına· Karabekir seci l i r. Karabekir, kongre ka rarlarını kitap halinde bastırır�!·. i ktisat kongres inden sonra Karabekir Anka ra 'ya . dö:n er. 77 i smet Paşa da Lozan'dan dönmüştür. ismet Paşa , Kôzını Karabekir'e «Lozan sulh kong resi oza.l arının Türk milletinin işgalden kurtulan kısımla .. rının da» katı laca kları bir seçim istedi klerini bildiri r. Konu grupta da görü ş ü l ü r ve kabu l edil ir. O gün Ankara'da tatsız bir gün yaşan ma ktad ı r. Trab"" zon M i l letve k i l i A l i Şükrü Bey ortadan kaybolmuştur. Mec l i ste, i kinci grup m i lletve k i l l e ri kürsüden hükütnete sert e leştiri l e r yöneltmekted irler. Sonrası n ı Karabek i r'den öğrenelim : «Ne kötü tesadüftür ki, bugün Trabzon mebusu Ali Şükrü Bey'in ortadan kaybolması ve bunun . da Mustafa Kemal Paşa'nın muhafız taburu komutanı TopaJ Osman Ağa'nın bir cinayeti olarak ortoya yayılması, Ankara ha vasında bir somimiyetsizlik ve itimotsızlık uyandırmaya se bep oldu. Yeni intihoba karar verildiği bir günde, Ankara' da matbaa açmış ve gündel ik bir siyasi gazete cıkarma ya başlamış bulunan bir m uhalif mebusun ortadan yok edHmesi çirkin olduğu kadar tehlikeli bir işti. Bunu mu halif mebuslar, doğrudan doğruya Gazi'den biliyorlar ve tevkif müzekkeresi cıkarmaya kadar da ileri gidiyorlardı. 2 Niso.n sabahleyin ikamet ettiği daireden Başvekil Rauf Bey, Müdataa-i Milliye Vekili Kazım Paşa telefonla yaverime şunu yazdırmış : ( Bugün saat 6'dan beri Cankaya'da Gaz i ' n i n köşk ü civarında Muhafız tabunıyla Osman A ğ a taburu a rası nda m üsademe başlad ı . Osman Ağa ve e n k ıymetli heyeti mak tu! düşmüş. Gazi, Lôtife Hanım ile birli kte istasyonda Ra uf Bey'in yan ı nda. i smet ve Kôzım Karabekir Paşa ların da gelmelerini istiyorlar.) Derhal gittim. G azi'yi çok müteessir buldum. Muhafız N izarniye ta burunun kendi dairesini delil< deşik ettiklerini anlattı. « Ne t i cede Osman Ağa taburuyla a nlaşı r m ı ? » diye endişe �di yorlardı. Kars'tan gönderdiğim bu bin kişilik Giresun taburu nun talihinin sonunu böyle görmek beni co k müteessir . et ti. 14 Ocak günü trenle Bursa'ya ayrıldığımız gün Gazi'78 nin Cevot Abbas Bey'e, Ali Şükrü Bey ve nıotboosı hak . kında söylediği şiddetli sözler ve benim kendilerini tes k inim gözlerimda conlondı. Bu aralık M u hofız tabur komutanı ismoil Hakkı Bey�C) geldi. . G azi, endişesini ona do söyledi ve « taburu nd a n emin m i s i n ? » diye sordu. O do emin olduğunu söyledi. Nihayet mesele birçok masumun ölümü ile neticelen di. Ali Şükrü Bey'in cesedi de ertesi gün ortaya çıktı. Ali Şükrü Bey de telefon telleriyle boğulmuş ve Cankaya ge rilerinde bir yere gömülmüş. 4 Nisan'da Ali Şükrü Bey'in c enazesi il<inci Grup'un elleri üstünde Meclis kapısına getirildi ve « i kinci kurban gidiyor>> diye haykırışmalar oldu'1 1 • Ali Şükrü'nün cenazesi istanbul'dan geçilerek Trab zon'o götürülmek isteniyordu. Bunun şu aralık sebep ola bileceği tezahürler memleket hesabına çok zararlı olabi lirdi. Cenaze,. hi.ikümetin korarı ile inebolu üzerinden Trab zon'o götürüldü. Akşamüstü de M illet M eclisi'nin kararı ile Topol Os mon'ın cesedi Meclis binası önünde asıldı.» Yeni Seçime Doğru «Birinci Grup)) a d ı verilen grup yöneticileri, Batı ve Doğu Cephesi komutanları bira raya · gelecek yeni seç i m siste m i n i soptorlar. Bu i l keler sapta nı rken M üdotaa - i H u kuk cemiyetleri n i n « H a l k Fı rkosnı na dön üşmesi de kara r laştırı l ı r.. Yayınlanan bildirgede hilôfetin « beynelislôm» ve · daya na ğ ı n ı n do TBMM old uğu duyurulur. M . Kemal, 8 N isa n 1923 gOnO « H a l k Fırkası umdele ri» n i açıklar. Bu i l kelerden 5.si şöyled i r : ( i stinotgôhı TBMM ola n makom-ı h i lôfet bey nelislôm bir makom-ı muollôdır. islôm dininde bütün namazlar ce mr.ıatlo edo olu nur. Cemcıa tın bir emeli vardır ki, ccmoatı te rkip eden bütün fertler ono i ktida ederler ( uyarlar) Bu suretle i mam, cemacıtın timsali olmuş olur. Cemacıtın fert k:r a rasındaki tesa n üdü i m a ın ı n şohsındo tecelli eder. Her ' .. 79 .imamın kendi cemaatı . namaz esnasında birleştirere k b i r c o k ruhtan tek bir r u h · m eydana g etirmesinde k ü ç ü k b i r tesan ü t h u s u l e g e l i r. islômiyette bundan başka b i r de bü y ü k tesanüt vard ı r k i , bütün ü mmeti tek bir ruh hal i ne ge tirir. Bunun şekli d e bütün insanları n manevi b i r surette b i r imam-ı ekbere (büyük i mama) i ktida eyle meleridi L iş .te bu imarnlara ondan ( H a l i fe ) namı veril ir. O hald,e · namaz k ı l ı n ırken ya l n ı z gözümüzün · önü nde- · · k i cem.a atın imamda temerküz eden ruh validetini ( i mam -da toplarian birl i ğ i n i ) görmekle iktifa etmeme l iyiz. B i l ın e l iyiz ki. bu cemaattan başka m i lyon l a rca cel"'(laatlor da a y n ı zamanda bir ü m met h a l i nde birleşm işlerdir. Bu bir leşme bütün mil letin bir büyü k imam etrafında ycı ni ( H a l i fe) 'nin çevresinde birleşmesiyle h usule . gelir, Demek ki, küçük imamlar, küçük ce maatları temerküz ettirerek kü ç ü k tesa nütler (dayanışmolar) vücuda getirdiği g i bi i.nıa nı da bütün ü mmeti temerküz ettirerek islôm ôlem indeki um umi tesa nüdü husule getirmişt i r. · Yeryüzünde bir h i lôfet makamı bulun mozso i slôm ôlemi kend isini imamesiz ka l mış bir tesbih gibi dağılmış. perişan görür. Bu i fadeden a n laşı l ıyor ki, mutlaka islôm ümmetinin başında ( H a l ife) namı verilen şahsi bir tirnsal in bulunması lôzı mdır. Fakat bu yüksek makamı hangi müslüman m i l let kendi içi nden bir şa hsiyet seçerek vücuda getirebil ir? Di nen h a lifenin gayr-i müslim hiçbir devlete tôbi olmomeısı şart olduğundan halifeyi kendi içinden doğuracak m i l l e tin mutlaka k uvvetli bir orduya v e t o m bir istiklôle rno l i k olan m ü c a h i t bir i s l ô m milleti olması lôzımdır. Birçok asır l arda n beri bu şortları haiz olan m i l let Türk mil leti olduğu . gibi bugün de bU şartları haiz olan m i l let. ycılnız ye n i Tiir kiye'dir. Buna binaen TBMM bizzat h o l i fe hazretlerini i n t i h a p edere k kendi s i n i bu mt..ı (ızzez v e muhterem maka ıno istinatgôh yapmıştır . ) Bir aralı k Ç a n k aya'da çifte minareli büyük bir cami yapmak M. hevesi de uyandı v e gazetelerde de neşrolundu. Kemal Paşa, Halk Fırkası Reisinin kendisi oldu �unu ve uzun vadel i bir program ı n tatbiki vazifesini üze- 80 · rine aldığını ilôn etmekle 20 Temmuz 1 922 Başkomutan l ı k Ka n unu müzakeresinde Millet Meclisi kürsüsünden va it ve ilön ettiği (sine-i m i l lete bir fert olara k kalacağı) me selesinden vaz geçtiğini de bildirmiş oldu. Bazı vekillerin de dahil oldukları bir intihop komitesi teşkil etti. Ve reisliğini de kendisi deruhte etti. Bu komi tede benim de bulunmoklığ"ıını arzu ettiler. istasyon'daki malum binada toplandık. Gazi'nin ilk teklifi şu oldu : - M i l let bana itimat reyi versin, mebusların seçi m i n i bana bıraksın. Bu teklife itiraz ettim. - M i l letin ı:;ize itimat etmesi tabiid i r. Fa kat bu iti mQt onun hukuk-u esasiyesine hakim olmasını icap ettir- . mez. Böyle bir intihaba m i l li intihap denilınez ve bu tarz da toplanaca k Meclise de M i l let Meclisi denmez . dedim. M ütalôamı kabul edip bana illihak edenler görülün- . ce G azi de bu fikrinden vaz geçti. Fakat her tarafton kendisine en çok emniyeti verenler listeye girdiler. Ve hatta hükümet ve Müdafao-i M illiye vekilinin dahi yardı mı ile seçime arz olundulor. ikinci grupton kimse namzet gösterilmedi. Halbuki, bunların çoğu istiklôl Horbi'ne ilk glinden beri canla baş lo hizmet etmiş insanlordı. Bu hususta aramızda münako şo do oldu. Gazi : - Ben muhal i f istemiyorum . . diyor ve kendisine söz le ve yazıylo en çok sadakat gösterenleri, birinci Meclis'- · te fiiliyotıylo bu emniyeti kozanonları ve hemen bütün kororgôh mensuplarını namzet gösteriyordu. Ben de : - Böyle emre rom bir Meclis i l e d ünyaya hôkim olon ltilôf miletierinin e m n iyetini kazonamayocağımı ve da hilde d e hürriyet mefhumunu koldırocağımızı ve bel k i do ha ş iddetli bir muhale fete yol açılacağ ı n ı :. söyleyerek iti raz ediyordum. Nihayet intisop Komitesine gitmedim. Fakat lôtife Hanım ile birlikte Kubbeli Bağlar'da otur duğum hovuzlu köşke gelerek beni aldılar ve oyrılmomok · lığımı rica ettiler. F. : 6 81 . . ' ' Ben de artık muntazam beraberlerinde oldum. ( . . .) 18 Temmuz'da Trabzon'dan gelen haberler Gazi'nin canını çok sıktı. Ali Şükrü Bey cinayeti, gazete sütunla rında kendisine atıf olunuyordu. Trabzon hakkında Sivas K ongresi sırasında da çok sert hareket etmek istedikleri zamanda mani olmuş ve ikna herşeyin başıdır diyerek icap eden iyi tedbirlerle işleri yürütmüştüm. Şimdi vaziyet da ha da nazikleşmişti. M. Kemal Paşa bana şunu söyledi : - Trabzon'da kaynoyan bir kazan var. Sen bunu vaktiyle söndü rmed i n . · Ş i m d i de yine kaynamaya başlad ı. Bu sefer kuvvetli bir yumruk hak etti ler. Bunu nasıl yap mayı muvafık bulursun? .. M üdotoa-i H ukuk merkezinin bü yük suistimal ieri de varmış. - Gayr-i kanuni hiçbir icraata tara ftar değilim. Bil hassa şu ara l ı k. Bunun icin arkadaşlardan mürekkep b i r heyet göndeririz. ihtilôs varsa tetkik eder, bulu r. H a l k ı n sükuneti n i bozmak isteyenler hakkı nda da l ü z u m görü l ü r se kanuni ta ki bat yapı l ı r . . . cevabını verdim. Bu tarz muvafık görüldü. Trabzonlular Kôzım K a rabeki r'den m i l letve k i l l eri ol malarını isterler. Karabekir, doğduğu ve büyüdüğü şehir olan ista nbul'dan m i l l etve k i l i olmayı a rzular. Edirne ve Aydın'dan i l lerinden m i lletve k i l i olması için öneri le r gel i r. i kinci Meclis'e girebilmek icin kulis cal ı şmaları hız lanm ışt ı r. Karabe kir, bu kulislerden ted i rg i n ol u r. O günl eri anıla rı nda şöyle an latı r : « . . bir . taraftan ikinci · Meclis'e girebilmek için, bilgi, emek ve seciyesi ile tanınmış olmaktan ziyade sadakat ve mutavootla ( başeğme) temayüz etmiş olmak ve türlü vasıtalorla Gazi'ye hulul etmek (çevresine sokul mak) işe ya ra m ı ştı. Mektuplarla, şiirlerle M. Kemal Paşa'nın bir d üzüye tekrarlanan sözler muayyendi. ( Bizi sen kurtardın, ne emir buyurur ursa kera mettir.) Ve bir sürü methiyeler. · 82 istiklôl Harbl nasıl başladı? Nasıl bir seyir takip et ti? Bugünkü durum nedir? istikbal için planımız ne olma lıdır? Artık kimseyi llgilendirmiyordu. Biricik düşünce Ga zi'nin tevecciihünü kazanmak ve mebus olmak ve mem leketin pimetlerinden istifade edebilmekle idi. istiklôl Har bi'mizin neticesini görüneeye kadar istanbul hükümetinin ve Padişah dalkavuklarının bile günahlarını af ett!rebili yorlar ve yeni devlet kuruluşunun ön saflarında yer alabi- · liyorlardı. S aadet avcılığı d ehşetli b ir yarış halinde başlamıştı. Tehlike büyüktü. ' istiklôl Harbi'nin fedakôr ve feragatli arkadaşlarıyla Gazi'nin arasına her gün yeni simalar giriyor ve yerle şiyordu. Ve artık istiklôl Harbi'ndeki gibi fikir sahipleri ile iş birliğinden ziyade mutavaat ve alkışa hazır bir zümreye roller verilmeye hazırlık görünüyordu. Artık Gazi hangi yolu tutarsa yeni Meclis O'nun is tediği suretle hedefine götürecektl. Koyu mutaassıplor da din v·e hele islôm aleyhindeki yeni yolda birbiriyle çatışacak bir halde değildiler! Diğer taraftan da Ankara'da yeni bir hava esmeye . başladı : isiCimlık terakkiye mani imiş! Halk Fırkası lô dini (din dışı) •ıe lô ahlôki (ahlôk dışı) olmalı imiş .. Macarlar ve Bulgarlar gibi ufak milletler bi zim gibi Almanya tarafında bulunarak mağiOp oldukları · halde istiklôllerini muhafaza ediyorlarm ış.. Medeniyete girmişlermiş .. Türkiye islôm kaldıkça Avrupa ve ingiltere müstemlekelerinin çoğunun halkı islôm olduğundan bize düşman kalacakmış. Sulh yapmayacaklarmış. 10 Temmuz 1923'de Ankara istasyon'undaki Kalem mahsus binasında fırka nizamnamesini müzakereden son ra Gazi ile yalnız kalarak hasbihallere başlamıştık. - Dini ve a h lôkı olanlar oc kal maya mahkOmdurlar.. dediler. Kendisini hilôfet ve saltanat makamına lôyık gören ve bu hususlarda teşebbüslerde de bulunan din ve namus · · 83 lehinde türlü sözler söyleyen ve hatta hutbe okuyan, be nim kapalı yerlerde baş açıklığımla lôtife eden, fes ve kal pak yerine lwmaş başlık teklifimi hoş görmeyen M. Kc mal Paşa, benim hayretle baktığımı görünce şu izahatı verdi : - Dini . ve n amusu olanlar kaza namazla r, fa kir ka l maya mahkCımdurlar. Böyle k imselerle memleketi zengin leştirrnek mümkü n değildir. Onun için önce d i n ve namus telôkkisini ka ldırmal ı yız. Part iyi, bunu kabul edenlerle kuv vetlendirmeli ve bun ları çabuk zengin etme l iyiz. Bu suretle kalkı nma kolay ve ça buk olur.. . Gerçi ismet Paşa da 5 Ocak 1 923 tarihinde bana yaz dığı mel<tupta (vata n ı m ı z ne zama n mornur olacak? Bir tek ve asıl mesela bud u r. Sulh olsa da olmasa da ) demişti. Fakat iki Lozan arasında Ankara'ya geldiği zornon kendi sinden bu garip m � nôda mütalôa işitmemiştim. Zengin ol mak, marnur olmak, planlı bir çalışma ve zamanla . olur du. Gazi'ye şu mütolôamı söyledim : - Nereden, ne maksatla geldiği bilin meyen ve üze rinde kendi milli kudretimiıle işlen meyen fikirler milli blin yemizi sarsar. Tanzimatın da bu surette ku rba n ı olduk. Bizi kuvvetle çöze meyenler ya ldızlı formüllerle cevherimi zi eritebil irler. Harben kozand ığımızı. sul hte ki ya n l ı ş ve vo kitsiz adımlarımızia daha doğrusu Avru palılma aldanmal< la elimizden kaçırd ı ğ ı m ızı onlar p e k iyi bilirler. B u n u n için ilim ve ihtisasa h ü rmet etmek ve bilgili ve seciye l i adam larımızia üzerinde işlenınemiş fikirleri program d iye ka bul etmemek, yeniden aldanmamak için biricik yoldur� Kendi ilim müesseseleri nde işlenmamiş veya kontrol edil memiş bayağı fikirlerin tatbik i diğer bir bakımdan da teh l ikelidi r. Emirl e yaptırılaca k , yani şiddetle tatbik okına c a k demektir. Bu tarz belki itaat temi n eder fakat sevg i asla ! . Bu hususta kendi tecrübelerima de dayonarak diye bilirim ki, itaat görünüştedi r ve muvakkattır. M. Kemal Paşa : - Dini ve ohlôki inkılôp yapmadan önce birşey yap.. 84 mak doğ ru değildir. Bunu da a ncak bi.ı prensibi kabul ede bi lecek gene . unsurlarl a yapabil iriz. Ben : - Dinsiz ve a h lôksız bir m illete bu dü nyada hayat hakkı olmadığını tari h gösteriyor. Paşam, bu akide bizi bolşevizme götürür. i ngilizler. mütarekenin i l k zamanla rında bizi bolşevikliğe teşvik ediyorl a rd ı . Demek bizi baş ka . yoldan yine oroya sürmek istiyorlar? . Bunun mqnôsı açıktır : Türkiye'yi Ruslarla paylaşmak. B u hususta Erzurum'da da aynı fikrim i izah etmiş ol- · duğumu ve daha önce .d e Amasya kara rı n ıza mani olmuş bulunduğumu hatırlarsınız. Sonra siz Meclis kürsüsünden haykırdınız : ( S u l hten sonra m i l let safları içine çekilerek bir ferd-i m i l le t g i bi yaşayaca ğ ı m . ) Halbuki ş i m d i halkın asla hoşuna gitmeyeceği ve be n i m � bile ucunu bir ucurum gördüğüm bir form ü l ü halka kabul ettirecek bir idare kurmaya g idiyorsu nuz. Bunu yap mayınız. Milli birliğimiz sars ı l ı r; bir tuteyfi taba l<a halkın başına geçer kan ı n ı e mer. H içbiri mizin hayatı uzun değil. dir. Bu m il letin yeni sarsı ntılara tahammülü yoktur. izmir · iktisat Kongreşi iktisadi i htiyaclarimızı tesbit etti. Bir he yet-i m i l l iyemiz maarif prog ramını tesbit edecek. Müte hossis bir askeri heyetle (ordunun i l i m ve irfanını) tesbit etl iriniz. Bu suretle p l a n l ı ve progra mlı olarak istiklôl Har b i ' n i ca n ı yla, başıyla kurtara n millelimize hürriyet ve aşk saadetini tattıra l ı m . Gazi beni sükunetle dinledi. Münakaşayı uzatmadı. Anladık ki, yeni bir muhit onu yeni havaya çekmek isti yor. Fakat kati kararını . vermiş değil. 85 ON Karabekir, gelişen yeni koşullardan ve oluşan ortam dan iyice kuşkulanmıştır. Din konusunda ç ı ka n tartışma lar Karabekir'i adım adım M. Kemal'den u za klaştırmak tadı r. Şark Cephesi komuta n ı , bolşevikliği de d i n karşıtı d üşünce sahiplerin i n de ingiHzlerce kışkırttığı · kan ı sında d ı r. Karabekir, bugün müze olara k kullanılan Ankara Ga rı'ndaki Özel Kalem müdürlüğüne uğra r. Odaya g i rdiğin d e Tevfik Rüştü Bey, «Ben kanaatımı Meclis kürsüsünden de haykırırım, kimseden korkmamı) d iye kon uşmaktadı r. Karabekir sorar : « Ned i r o kanaat?» Mahmut Esat ( Bozkurt) yanıt verir : ccislômlığın terakkiye mani olduğu kanaatı .. islôm kal dıkça yüzümüze kimsenin bakamayacağı kanaatf11 Karabekir a n ı larının bu bölümüne şunları yaza r : « M ustafa Kema l Paşa'yı bu sefer de kimlerin nerelere götürmek isted iği görü lüyord u.ıı S öyleşi başlamıştır. Karabe kir, islômlığın gelişmeye engel olduğu yolundaki düşüncelerini Avrupa l ı diplamat lar tarafındon ortaya atıld ı ğ ı n ı söyler. Bu yorumunun tar tışılabileceğ i n i d e anlatır. Ve devam eder : cc .. Münakaşaya tahammülü olmayan bir mesele var sa o da din değiştirme gayretidir. Bence islôm kalırsak mahv olmayız. Bilôkis yaşarız, hem de yakın tarihlerde ki misalleri gibi itibnr görerek yaşarız. Fakat din değiştiı me oyunu ile birliğiınizi ve selabatimizi kırarak bizi mahv edebilirler.» Tartışmaya Fethi Okya r da kat ı l ı r. O kyar, Karabe kir'in « mütaha kkim bir eda» diye tan ı mlad ığı biçimde şun ları söyler : cc Evet Karabekir, Türkler . islômlığı kabul ettiklerinden •• 86 böyle geri kaldılar ve islam kaldıkça da bu halde kalma ya mahkumlar.» Karabekir, bu tartışmanın nasıl sonuçlandığını anı Jannda şöyle anlatır : «Gazi riyaset yerinde Fethi Bey, O'nun solu ndaydı . . Ben de kapıdan girince hemen onun sol una oturmuştu m. Fethi Bey, son olara k bana kesin' cevap verince ben de boşı m ı sağa çevirere k O ' na ve aynı za.m anda Gazi'ye hi taba başladım : - Önce Türklerin islôm dinini kabul etmeleri saye si nded ir ki, Bizans imparatorluğu'nu ortada n kaldırd ı lar ve bize bugünkü hôkim vaziyeti verd i k leri n i , aksi halde Bizans medaniyeti ve dini içinde Kayseri Rumlan hal i nde ka lacağımızı . . anlattım. Sonra da : - Bu bayağı fikri şiddetle red ederi m . Geri kalmak l ı ğ ımıza a m i l olan şey bir deği ldir. Fütuhatlık, temsil kud retini göstermemek, Avrupa'nı n i l i m ve fen cephesiyle te massız l ı k .. gibi mühim sebeplerd ir. Aynı ya nlışl ıklan ya pan hristiyan devletlerinin d e yıkılıp gittiğini bilmez değ il s i n iz . Bu zelzelenin h a k l ı sebepleri n i a r aştırmayıp onu gü l ü n ç bir sebebe bağ lamak kadar bu ( islômlık terakkiye monid ir) f i krini gari p bul uyorum. Bu bayağı ve teh l i ke l i fikrin aramızda da i l mi münakaşaya tahammül ederneye cek kadar taraftar bulmas ı ndan da çok müteessir ol dum. Fakat ben de iddia ea iyor llm ki, Türk m i l leti ne din siz ol u r. ne hristiyan olur. Hakikat budur. Bir mil letin asır lardon beri en mu kaddes duyguları n ı bir ha mlede atabi leceğ in ize inanışınız objektif bir görüş değ i l ; hülyanızd ı r. Böyl e bir harekete cüret memleketimizde kan l ı bir istib datlo başlar ve istiklôl Horbi'nin samimi birliğ i n i de bir birine katar. Nerede ve nasıl karar kı l ı nacağı n ı da kesti remezsek bile . m i l l i bir d ra m olacağ ı ndan şüphe etmel i yiz. M . Kemal Paşa'ya h i ta ben söz lerime şöyle devam . ettim : Paşa m, . maddi cephemiz zaten zayı ftır. Güvenebi87 leceğ imiz manevi cephemizi de d üşmanlarımızın yaldızlı propagandasına ku rba n edersek dayanabi leceğ imiz nemiz kal ı r? Bizi, silôh kuvvetiyle · parcalayamayan düşmanları mız görüyorum ki, a rt ı k · fikir kuvvetiyle mahv edecekler d i r. Siz millete karşı bizi bu hale geti ren gailenin istibdat olduğunu, zaferden sonra m i l let tamarniyle i radesine sa hip olarak yü rüyeceğ i n i , mi llet kürsüsünden dahi defa larca haykı rd ı nız. M i llet Mecl isi'ni tekbirler ve selôlar a ra s ı nd a actınız. islômlığın eri büyük din olduğunu h utbeler le de ilôn ettiniz. Şimdi ne yüzle ve ne hakla bir kan l ı ma ceraya atılacağız? M . Kemal , Paşa sözümü keserek : . « M üzakere çok h a ra retlend i , burada kesiyorum .. d ed i . » Atatürk, ertesi gün Karabeki r'e haber vermeden izmir'e g ider. O gün lerde Başbakan Rauf Bey ile ismet Paşa 'nın a ra ları açıktır. Karabekir, Ra uf Bey ile l smet Paşa 'yı bo� rı ştırmak isterse de bunda başarı sağlayamaz. Rauf Bey, başba kanl ı ktan ayrı l ı r. . M. Kemal Paşa, Rauf Bey'in yerine kimi atayaca ktır·? Konu, Cankaya'da sofrada gündeme gelir. · M . Kemal Paşa : - « Başvekôlet m(.inhald i r. Fevzi ve Kôzım Karabekir Paşa lar ile Ali Fethi Bey'den biri n i n başve kil olması icöp ediyanı d iye konuyu açar. Fevzi ve Kôzım Paşa lar, asker kalmak isted iklerini b i l d i rerek « a f buyurulmalarını» isterler. Fethi Bey de ken . d isinde başbakan olacak nite l i kleri görmed iğini bel irtere � '<acıtimi itiraf ederim» der. M . Kemal Paşa, Fevzi Paşa'nın · özürünü kabul eder ya Karabekir'in ya Fethi Bey'in başbakan olması gerekti ğini söyler, Fethi Bey «boşvekôleti idcıre edemP.m, oczimi tekrar ederim» d iyerek yeniden özür d i ler. M. Kemal Paşa ı sra rlıd ı r : «0 halde Kôzı m Karabe kir Paşa başvekôleti kabul etmelidir» diyerek tartışmayı nokta lar. Karabekir, bu olayı şöyl e yoru mla r : « M . Kemal Paşa'nın üzerimdel<i ısrarında samimi ol· · · · • 88 · ması · ancak 18 Temmuz'da Teşkildt-ı Esasiye mi.inakaşa ( Meclisin muhafazo kôrlardan değil Uzmanlardan oluşması önerisi) ınütolöola sında iteri sürüleıi fikir karşısındo�i rımı kabul etmesiyle a nlaşılabilirdi. Aksi halde benim hü kümet reisliğim hırsıyla o tehlikeli yola atılacoğımı sana rak teklifi yapmış oluyordu. Bunun icin kendilerine ş u teklifi yaptım : - Pa şam, kati kararınızı vermeden önce Fethi Bey' in benim 18 Temmuz'daki m ü tolôolarımızı düşünmeniz. icin bu korarı yarın akşam v e rmenizi rica ederim. Ertesi g ü n yemekte buluşulur.. M. Kemal Paşa eski görüşünde dire n ir. Yo Fethi Bey başbakan . olmalıdır ya Karabekir. Feth i Bey yeniden özür d iler, bu görevi yapamaya cağını bildirir. M. Kemal Paşa «o halde» der : « Başvekil Kôzım Karabekir'dir.» Karabekir. teşe kkür eder ve M. Kemal Paşa ile yal nız konuşmak isted iğini söyler. Başbaşa kalı nca M. Kemal, Karabekir'den önce · söze · başlar : « Kara bekir, şum1 önce söyleyim; eğer ben s iyasetten ce ki.l irsem yeri me Fevzi Paşa'yı g eçiririm. Şimdi sen m ü talôcm ı söyle bakayım.>> Karabekir, olay ı n sonrasını şöyle a n latıyor : « Benim aklıma hiç de M . Kemal Paşa'ya çekilmesini · te!<lif etmek gelmemişti. O 'nun bu sözüne göre böyle bir tekiitin önleııdiğini anladım. i ster istemez bu meseleyi de · görüşmek zoruri oldu. Mütalôamı şöyle özetiedi m : - Eğer vaktiyle söyledi klerinize ve M i l let Meclisi küre · süsünden dcı h i beya notınızo ve M il let Meclisi aza ları n ı n boz ılarının b u husustaki tekl iflerine karşı izmir'de verdi ğ i n i z cevaba göre çekilme k korarı nda iseniz m i l leti ka rorında serbest bırakınanızı şerefli tarihiniz icin de siz-. den rica ederim. Yok; başvekilinizi tayin h ususundaki kararına göre ce k i l meyece kseniz benimle Fethi Bey şahıslarındon önce f i kirlerimizden hangisini kabul ettiğ inizi tesbit ettikten son ra başve kilinizi seçmenizi rica ederi m . 89 18 Temm uz'da Istasyon binasındaki tartışma larımız malumunuzdur. Şimdiye kadar d efalarca söyled iğim fikir� lerimi bir daha hülôsa ed iyorum : Ben, milli istiklôlimiz gibi milli hürriyetimizi de en m ukaddes b i r gaye tanırım. Bunun . i ç i n medeni. hedefle� rl mizde sürat fakat içtimai gayelerimizde tekôınül taraf� torıyım. Hiçbir sebep ve bahane i!e halkı tazyike ve ida reyi istibdada çevirmeye taraftar değilim. Ne Fethi Bey ve arkadaşların ı n ve ne de h ilôfet ve saltanatın herhangi bir tarzda yeniden bir elde toplanmasına taraftar olan� 1onn fikrinde değilim. Benimle aynı düşüncede olan ve yüksek ihtisası olan ve benimle aynı hız ve aynı intizamla çalışmak kudretin de olon arkadaşlardon yeni bir kabine yaparım. Esaslı bir program do tertip ettikten sonra el ve fikir birliği ile samimi calışırız. Ancak bu şortlar altında Teşiklôt-ı Esa siye ile kayıtlı olon vozifemi ifo edebileeeğimi ümit ede rim .. M u stafa Kemal Paşa : - Eski Kabine a rkadaşları yerinde kalmalıdır. Cün kü bunları ben başka türlü memnun edemem. Programa gelin ce : istiklôl Harbi'nde olduğu gibi ahva l e göre ya pıl masını lüzumlu gördüğünüz işler hakkı nda fikirlerimi ben bildiririm. Senin şartların çok ağır. Fethi Bey daha müsa i t fikirde. · ' Ben : - O halde beni affedersiniz. M. Kemal Paşa : - Haydi a rkadaşların yan ı na gidel i m . . . dedi. B i z i merakla gözleyen heyetin yanına gelince ş u n u söylediler : - Karabekir de kabul etmiyor. Şu halde Fethi Bey' l e a raları nda kura çekeceği m , kim çı karsa o it iraz e t me den hükümet reisliğ i n i kabu l eder. Haydi baka l ı m hepiniz d ı şarı çıkın, yalnız Müdafoa- ·i M i l l iye Ve kili Kôzı m Paşa (Özalp) bana yardım için benimle ka lsın. 90 Balkonumsu yere (:tkınca Fevzi Paşa'ya sordum : - Poşom. h ü kümet reisliğini siz neden kabul etmi yorsunuz? Fevzi Paşa : - Oraya insanı düşürme k icin getirir de ondan .. ( .. ) s iz h ü kümet reisliğini istemed iğinize göre başka bir a r zunuz var m ı ? Ben. : - Eğer siz h ü kümet re isliğini kabul edersen iz, Er kon-ı Harbiye Um umiye Reisl iğini . isterim . . Karabekir, Fevzi Paşa'ya niçin Genelkurmay Boşkon l ı ğ ı n ı i stediğini anlatır. Fevzi Paşa. Karabeki r'e başbaka n l ı k icin ismet Paşa ' y ı önerdiğini söyl er. Karabekir : « M o komınızın vazifesi daha da o ğ ı rl oşaco ktır demek ti r. Bu tabii zatıolinize ait bir m�sel e kal ı r. Bir hafta ön c e h ü kümet reisliği ve Erkô n-ı Harbiye Reisliği meselele rini hal lettiğin ize göre dü ndenberi bu komedyo ned i r» d iye sorduğunu; Fevzi Paşa'nın do « Benden bohis etme s i oğzınızı a ramak için olacak. Ara mızdoki münasebetin de recesini o n lamak istiyor. Senin başve kôlete tayinini de yi n e fikrini o n lamak icin zannediyorum)� karşılığını verdiği n i a n latıyor. Bir süre sonra M. Kemal « Kura çekti k , Fethi Bey çık tı, mübarek olsun» der'11 1 ' . Başbakan Fethi Bey'dir'1:?. ikinci Meclis Toplanıyor : Karabekir. anılarının bundan sonra k i bölümü nde 1 7 Ağustos günü. parti g rubunun toplandığını. toplantıda ( E r zurum Kongresi esas değildir: bu Balıkesir Kongresi gibi birşeydir. Esas Sivas Kongresi'dir. Fakat burada muha lefetler Amerikan mandası istediler . ) g i bi konuşma lar yo pıldığından ya k ı n ı r ve içine sürü klend i ğ i düş kırı klıkları içinde bu top la ntıyı şöyle o n latır : . 91 << •• Ne söylenirse söylensin olkışlamoyo hazır olonla rın başmda yeni meclise seçilen bütün karorgôh heyetiy le hazıra konmuş devletliler vardı. Yeni Türk devletinin kuvvetli temeli atılocağıncı hakikatiere ve hadiselerin yetiş tirdiği şohsiyetlere karşı vunılan bu tahrip kazması coş kun alkışlarla tesbit olundu. M . Kemal Paşa, kendini bağ r i na basan ve başına kadar d o çıkoran E rzurum Kongre si'nin tdplanmosındo fikir ve emeği olmadığındon onu e n · tehlikeli v e karanl ı k günlerde topiayon v e h imaye eden leri ve topyekun azalarını kücültüyor ve Sivas Kongresi ve azalarını d o - kendisini işin icinden sıyırarak - Ameri kan mandası istediler diye lekeliyordu. Bu surette bütün i stiklôl Harbi'nin fikir ve iş bonisi olarak ortada yalnız kendisini bırakıyordu. Halbuki, kozanılan zaferlerde ve erişilen Türkün kur tuluş bayromında derece derece herkesin hissesi vardı. Ve herkes gördüğü hizmet derecesinde sevinmek ve övün mekle haklı idi. Bu hakikatleri ve yüksek fildr v e kaobi liyetleri ile milli şahsiyet olmuş bulunan kimseleri millete ve cihano göstermek ve bu surette yeni devletin bünye· sinde haklı olarak onlara karşı sevgi ve saygı uyandır mak ve bu surette birtakım türedilere,. dalkavuklara mey donı açık bırakmamak vazifesi birinci derecede milli ve askeri boş olon tutulmuş M. Kemal Paşa'ya düşüyordu. Bu onun tarihi ( .. } borcu idi. Bu borcu ödemelde o, m illet ve tarih karşısında daha d a . yükselecek ve insanlığın d o e n büyük payesini alacaktı. Yazık ki, Mustafa Kemal Paşa, bunu yapmadı. Ve hatta tersini yaptı . Kendisini en yüksek makamdon mah rum ettiği kadar fedokôr ve fe�ağarkôr arkadaşlarında d o d a i m a ort on ızdıraplar yarattı . .. n Karabekir, M. Kemal Pa şa'nın i k ınci Meclis'i accırken yaptığı konuşmoda edinilen başorı lar:n « medeniyete doğ ru bir yol açtığının söylediğini · a n lattı kton sonra « yeni yo lun açılış merasimi ne zaman ve ne tarzda olacağını me bekled i k leri n i yazora k a n ıları n ı şöyle sürdürüyor : (( 1 8 Temmuz'da islômlığ ı n terokkiye moni olduğunu rakloıı haykıran Fethi Bey ve arkadaşları bu 92 manioyı nasıl ve n e zaman kaldırdcaklardı? H ükümet programı ile mi, yok · sa Gazi'nin herhangi bir hamlesiyle mi?. Bu bcl<leyiş uzun sürmedi. Hemen bu ol<şam (14 Ağus tos) heyet-i ilmiye şerefine Türk Ocağı'nda verilen çay ziyafetinde ili< tehlikeli hamle göründü. Şöyle ki : · Ziyafete M . K emol Paşa da, ben de davet edilıniştik. Vekilierden kimse yoktu. Hayli gee gelen M . Kemal Paşa H eyet-i i lmiye'nin şimdiye kadarki mesoisi ile ilgili görün · meyer;:,l< «Kur'ôn'ı Türkçeye aynen tercüme ettirnıel<» ar . zusunu ortoya attı. Bu arzusun u ve hatta mücbir olan sebebini başka mu hitlerda de söylemiş olacaklar k i , o günlerde· bana Şeriye Vekili Konya Mebusu Hoca Vehbi Efendi vesair sözün e inandığım bazı zatlar şu malumatı vermişlerdi : (Gazi, Kur'ôn-ı Kerim'i bazı islô m l ı k aleyhtarı züppe lere tercüme ettirmek arzusundadır. Sonra da Kur'ôn'ın a rapça okunma s ı n ı namazda dahi men ederek bu tercü meyi okutacak .O �üppe lerle d e işi alaya boğarak a kl ınca K u r'ôn'ı da islô m l ı ğ ı d a kaldıracaktır. Etrafında böyle bir muhit kendisini bu teh l i ke l i yola sürü klüyor.) Bazı yeni simalardan da bahs ettikleri gibi bu akşam (beraber olan) bazı kimseler da bu fikre mumaşaat eden , görünce bu tehlikeli yolu önlemel< icin M. Kemal Paşa' ya şöyle cevap verdim : - Devlet reisi sıfatıyla d i n işleri n i kurcalama klığınız içerde · ve dışarıdaki tesirleri cok zararım ıza olur. işi alô kadar makamlara bırakmalı. Fakat. rastgele, şunun bunun i c i nden cıka bi ieceği basit b i r iş olmadığı gibi kötü poli t i ka zihn iyetinin de işe karışabi ieceği göz önünde tutula rak içlerinde a ra pçaya ve d ini bilgilere de hakkı y l a vak ı f d eğerl i şahsiyetlerin d e bulunacağı yüksek ilim adamları mızdan mürekkep bir h eyet toplanmalı ve bunların kara rına göre tefsir mi? Tercüme m i yapmak m uvafıktır? Ona göre bunları harekete geçirmelidir. - Din adamlarına ne lüzum var? Dinlerin tarihi ma IOmdur. Doğrudan doğruya tercü me ettirmel i . . gibi bazı . 93 h oşa giden · bir · fikir· ortaya atılınca buna karşı şöyle ko nuştum : - M üstemlekeleri islôm hal kıyla dolu olon bu mil letler kendi siyasi çıka rları n a göre Kur'ôn'ı d i l lerine ter cü me· ettirmişlerdi r. islôm d i n ine ve a ra p d i l ine hakkıyla va kıf kimselerin bulunomayocağı herhangi bir heyet bu tercümeyi, meselô, Fro nsızcodon· do yapa b i l i r. Fa kat ben ce burada M aarif programımızı tesbit etmek icin toplan m ı ş bulunan bu YQ,ksek heyetten vicdoni olon. d i n bahsinden değ il ilim cephesinden istifade hayırlı olur. Kur'ôn'ın ya pılmış tefsirleri var, lôzımso yenisini d e yaparlar. Devlet otoritesinj bu yolda y ıpratmoktonso milli kolkı nmaya hosr etmek daha hayırlı olur. M. Kemal Paşa, beyanatıma karşı hiddetle bütün za mirferini (içyüzünü) ortaya attı : - Evet Kara be k i r, arap oğlunun yovelerini Türk oğUl l a r ı n a öğretmek icin Kur'ô n'ı Tü rkçeye tercüme ettire ceğ i m . Ve böylece d e okutocoğım. To k i buda lalık edip de oldanmakta devam e ts i n le r . . . işin bir Heyet-i ilmiye huzurunda berbat bir şekle dön düğünü gören Hamdullah Suphl ve Ruşen Eşref : - Paşa m, cay hazır, herkes sofrada sizi bekliyor. . diyerek bahsi kapattılar. Bizler de hususi masadan kalkarak sofraya oturduk ve yedik içtik. Fakat Heyet-i ilmiye'nin bütün azaları mü teessir görünüyordu. Şüphe yok l<i, yakın günlere kadar Kur'ôn'ı ve Pey gamber'i her yerde medh-ü senô eden ve hatta hutbe oku yan bir insandan bu sözleri beklemek herkese eza ( incin- . me d uygusu} veriyordu. 94 O NBiR Karabekir, din ve devrim konularındaki e nd.işelerini her yerde a n latır.. « Uzmanlar» der dikirieri işlesinler». Yoksa d i n ve ohlôk konuları nda atılocak yanlış adımlar «gençliği züppeleştirir». Paşa endişelidir. Şöyl e düşünür : Dini ve ahlôki devrim , bilim odomlorıno doyo nmodı ğ ı n o göre « ne reden geldiği bell i olmoyan bu fikir» top l u mda hem d e « he r şeye müsait bir muhitte yaman ha-: diselere » yol a çabi l i r. Kara be ki r, konuyu ya k ı n a rkadaşı i smet Paşa i l e de görüşür. « 1 6 Ağustos'ta i sınet Paşa ile görüştüm. 1 8 Tem muz'da Teş kilôt-ı Esasiye m ünasebetiyle Fethi Bey ve a r kadaşlarıyla yaptı ğ ı m ı z (islômlık tera kkiye manidir) mü nakaşosını ve Gazi'nin yakın zamanlara kadar her yerde islôm d i n i n i , Kur'ô n'ı ve h i lôfeti medh-ü senô ettiği ve pe k fazla olarak Bal ı kesir'de minbere çıkıp aynı esaslar da h utbe dahi okuduğu halde dün gece Heyet-i ilmiye muvacehesinde Peygamberi miz ve Kur'ôn hakkında ho t ı r ve hayale gel meyecek tecavüzde bulunduğunu anlat tı m ve bu tehl ikeli hava n ı n Lozan 'dan yeni geldiği hakkın daki kanaatın umumi olduğunu da söyledim. ismet Paşa , Macarlar ve Bulgorlar, aynı saflarda iti lôf Devletlerine karş ı harp etti kleri ve mağiGp oldu kları halde istiklôllerinl muhafaza etmiş olmaları h ristiyan ol duklarından, bize i sti klôl verilmemesi d e islôm olduğu� muzdan ileri geldiğini bugün kendi k uvveti m iıle yıllarca . uğraşarak kurtuldu ksa da islôm kaldı kça müstemlekeci devletlerin ve bu a rada bilhassa ingilizierin daima aley h i mizde olacakları n ı ve i stiklô limizin d e daima tehli kede kalacağını.. bana anlattı. Ben de bu fikre iştirak etmediğimi şu mütalôalorı mo dayonara k söyled i m : « Böyle bir fikrin dağuracağı hareket milletin başına · · · · 95 -yeniden daha korkunç ve daha meşum bir istibdat ida .resi getirecektir. Daha kazanamadığımız mi!li neşe kaça cak, birçok emel<le kurulan milli birliğimiz de bozulaco!{ tır. Biz içerde birbirimizi boğarken bize bu kurtuluş yolu nu gösteren politikacılar d a (Türkler hıristiyan oldular) diye bütün islôın ô lemini bizden nefret ettirecelderdir. Bu surette bizi iedip etmek içi n islôm ôiemi ruhlarında is .yan cluyacaklordır.· Artık h ilôf .Devletleri Yunan ve . Erme n i kuvvetleriyle başaramadı kları emellerini, islôm ordu larını ve hele arapları, (salli alô Muhammed) diye üze istihsale kalkışacaklardır. · · M ahmut devrinde (Türkler hıristiyan oluyor) <fiye arap orduların i Anadolu içlerine sevk eden ve ordu rimize saidırınakla S ultan ları idare eden Fransızlar değil miydi? Türk donanmasını ifsat eden ve M ı sır'a teslimine sebep olan politika aynı oyun değil miydi? Ö teden beri bir taraftan hli'<iimete (.'\,,. rupalı olun, garp hayatını aynen a l ı n , başka kurtuluşu nuz yoktur) derler. Diğer taraftan da attığımız adımlara teşvik ederler ve islôm ôlemine de (Türkler hristiyan olu yor) diye aleyhimizde nefret uyandırırlar. Esasen iınl<ônsız olan birşeyi yapıyor görünmek bile maddi ve manevi bütün kudret kaynaklarımızı mahv ve harap eder. Neticesi bu işi benimseyeceklerin hayatları v e prestijleri de kôfi gelmeyeceğinden kendi elimizle mil leti anarşiye sürükleriz. Neticede bolşeviklik careyanları orasında mahv olmak veya müstekleme olara k istiklôli mizi k aybetmek de çok uzun sürmez. M . Kemal Paşa ' n ı n son beyanatı b ü t ü n ilim adamlarımızı h ayret ve kor�u içinde bırakmıştır. Çok vahim neticeler değurabilecek b u fikir h e p birorada müzakere v e müiıakaşa etsek millet v e memleketin hayrın a olur. Lozan bize istibdat ve tehlike getirmesin!)) I sınet Paşa'da n bir noktanın daha aydın lanmasını sor dum : Lozan S u l h M uo hedesi'nde boğazları n tôbi olacağı usule dair mukavelenin 8. maddesi aynen şöyled i r : ( Madde 8: Poyitohtın i htiyacı için istanb�� . Beyoğ l u . Galata, Üsküdor ile Adalar dahil olduğu halde i stanbul 96 ve· mezkCı r şeh rin civa r kurbundct (yal<ınında) azami 1 2 bin kişilik bir kuvve -i askeri ye bulunab i l i r. istanbul'da bir' tersane ve üss-ü bahri muha faza edilebi lecektirı:ı:ı. Halbuki, dahcı 1 2 Kasım 1 921 'de Erkôn-ı Horbiye .U mu m iye R e i s i Fevzi Paşa ' n ı n Boğazlar ha kkında ne düşünül d üğü sorusuna ceva p olara k ( istanbul'un makam-ı salta nat olacağı kaldırıl ara k makom-ı hi lôfet) denilmesini tek lif ettiğim gibi yine teklifim üzeri ne saltanatı i lga ve hilô fet ôl-i Osman 'da ve istanbul'da bıra k ı l mıştı. Bu kanun hali nde kabul olunmuş ve 2 . TBMM esas olon H a l k Fır kası u mdelerind e de yer tutmuştu. En son ra da 1 1 Oca k 1 922'de M . Kema l Paşa m uvacehes inde (payitaht naresi olmalı?) d iye ortaya atılan sualde O'nun arzusu ne ise onu yapmak isteyenlere karşı ( istanbul h i lôfet merkezi d i r, Ankara da h ü kü met merkezi. Payitaht tabiri ortık kal km ıştı r) demiştim. Bu sefer karşım ıza ( istanbul'un payitaht olduğu) sulh mua hedesi i le ortaya çıkıyor. Bunun sebebi ned i r? ismet Paşa iyi d inled i ; fakat h i çb i r cevap vermedi . Bunu M . Kemal Paşa 'nın a rzusuyla yaptığından be n i m şüphem yoktu. N iteki m bir müddet son ra onun bu a rzularından ebed i ye n uza klaştırocak bir teşebbüste bu lun maya mecbur kald ı m . Az aşağıda gelecektir.» . . · Hocaları Toptan Kaldıralım! Karabekir, o g ü n le rd e, Ankara'nın Keçiören semti n de <<K ubbeli Köşk» d iye b i l i ne n bir küçük köşkte k i ra ile oturma ktadır. 1 9 Ağu3tos 1 923 günü M. Kemal. Lôtife Ha- . n ı m ve ismet Paşa bu köşke yemeğe gel i rler. Yemekte ta rtışma çıkar. Tartışma Karabekir ve · is met Paşa arasındadır. M. Kemal. tartışmayı sessizce izler . . . ismet Paşa müthiş b i r i n kılôp hamlesi te klif etti : - Hocaları toptan kaldı rmodıkçci hiçbir iş yapa ma yız. Bugünkü kudret ve p rest i j imiıle bugün bu inkılôbı yapmazsak hiçbir za man yapa mayız.. , ilk Fethi Bey grubundan işittiğim bu yeni i n kılôp zih·' 91 F. : 7 . n iyetini lsmet Paşa da b i r c ırpıda tamamlıyordu . Aradaki zaman fasılaları kendi liğind e n ortada n kalka ra k bu üc şahsiyetin üc maddelik programı kulaklarımda tekra r landı : 1 islôm l ı k terakkiye manid i r. 2 Ara p oğ iunun yaveleri n i Türklere öğretmeli. 3 Hoca ları toptan kaldırmalı. Peki a ma ne olma k istiyorsun uz? dedim, hristiyan m ı ? Dinsiz m i ? Hiçbirine imkôn ol mamakla beraber h e r i k i yol d a hem tehlikeli hem d e geridir. Münevver hristiya n l ı k ôlemi ilim zihniyetine daha uyg u n bir din esasları a raştı rrı ken bizim, onların köhne müesseselerini beni msemekliğimiz müthiş teh1 i kesi ile beraber geri bir hare ket olur. Dini kaldırma k ise yine müthi � tehlikesi ile beraber medeniyet ôleminin nefret ettiği geri bir yol olduğ undan maksatsız bir hareket olur. Bir m i l lette d uygu birli ğ i , itikat birliği ve menfaat birl iği olmazsa idare edenlerle edilenler arasında bir uçurum açılır ve bu uçurum günün b i rinde o m i l lete mezar olabil ir. Ben. her fırsatta söyled iğim g i bi dinle uğ raşmanın bizi daha ziyade terakkiden a l ı koyacağı ve daha ziyade geri götü rabiieceği kanaatındayım. Dini olduğu gi bi bırakmalı ve hükümet ne buna tesi r yapmalı ve ne de tesiri a ltında kalmalıdır! Biz milli istiklôlimiz g i b i milli h ürriyetlerimizi de e n mukaddes gaye ta nımalıyız v e bunun zevki n i bütün mil lete tattı rmal ıyız. Bunun için medeni hedeflerimizde sürat.' fakat i çti mai gayelerimizde tekômül yolu n u tutmalıyız. ' Ben, taassuptan uza k ve terakki sever b i r i nsan ol duğumu eserlerimle de gösterdim. Zate� yak ı ndan bili yorsunuz. Din hakkındaki düşüncemi Şarkta iken çocuk lar için yazdığım (Öğütlerim) · başlıklı eserimde de ü ç yıl önce. neşr etmiş bu l unuyorum. M üsaadenizle okuyalım . . Din ve mezhep öğüdünü okudum, sükOnetle d i n lediler, hic cevap vermed iler. Bah i s d e kapandı. M. Kemal Paşa'nın büyük bir d ik ka t ve sükOnetle be ni d i nleyişinden ve ara sıra da lsmet Paşa'yı süzmesinden ve ayrıl ı rken de bana karşı gösterdiği samirniyetten çı- - - · ·· · 98 kordığım mônô beni haklı bulduğu idi. Fakat müto lôalorı mo hak vermekle tekrar, MefkOre Hatı rası'na döneceğini h iç aklıma getirmemiş idim.» Eser Kimin? 21 Ağ ustos günü T B M M Lozan Antiaşması ile i l g i l i görüşmeleri yapar. Dışişleri Komisyonu Başka n ı Yusuf Kemal (Tengirşek):ı� kürsüde Kurtuluş S avaşı'nın « M . Ke mal Paşa'nın eseri» olduğunu söyler. Dışişleri Bakanı Tev f i k Rüştü Aras da Yusuf Kemal Bey'in -d üşüncelerine katıldığını açıklar. Görüşmeler biti nce Yusuf Kema l Bey, Korobekir i l e karşılaşır. Araları nda şu konuşma geçer : -- Paşa, sizi de tebrik ederim. Bu eserde e n büyü k h isse sizindi r. - M i llet kürsüsünden e n küçük h isse vermeniz da ha kıymetli olurdu . . Kôzım Karabekir, ertesi gün b u konuşmayı i smet Pa şa'ya da a ktarır. Kôzı m Kara bekir, kırılmıştır. Tek adam dönemine gi ril iyor kuşkusu içindedir. lsmet Paşa ile yaptığı konuşmada bu duygu ve dü şünceleri n i şöyle anlatı r : «Ve eğer ismet de aynı şeyi Gazi'ye m il let kürsüsün den bahş ederse tarihe karşı · haksızlı k edeceği gibi is- · ti kbal icin Gazi 'ye istediğ i n i yapabilecek bir kudre t ver miş olacağını ve bunun önüne h içbirimizin geçemeyeceği n i anlattım. Herşeyi ben yaptım d iyebilen bir ada m ı n, bundan sonra da herşeyi ben yapacağım iddiasıyla ne tehlikeli maceralara atılabileceğ i n i tekra r - çü n kü öteden beri bu bahis üzerinde mutabıktık - Enver Paşa'yı misal göste rerek lsmet Paşa 'nın d i kkati n i çekti m. lsmet Paşa da «hiç merak etme. Bu mühim noktayı · 99 u n utmadım» demekle beraber bu husustal<i sözleri aynen 'unlar o i du : - Arkadaşlar; Bir vazife-i esasiye ifo etmek için şu nu söylemek is terim. Gerek mücadele-i harbiye esnasında ve gerek sulh müza k keratı esnasında sevk-i kaderle ağır mesul iyetler al tında bulund um. Ağ ı r mesuliyetler altında memleketin ha yat-ı menafiine taa i i O k edebilecek ağır korarlar vermek voziyetinde bulundum ve bun ların hepsinde merkez-i idore den .ayrı olora k yo düşmon ko rşısındo veyo sulh müzo kke rotındo old uğu gibi Avrupa ortosındo idim. -Siyasi tobir ile � s i yosi muso hımlorım o rasında bulundum. Bu kadar oğır me sul iyetleri biheba almak icin ve bunlorın e n büyük müşkilôt korşısındo dahi hedefe korşı yürümek icin malik old uğu m enbo-ı kuvvet bi lhosso Büyük M i l let Meclisi Reisi Gazi M ustofo Kemol Paşa'd ır. Arkadoşlar; Yolnız şahsi bir min net ve şü kra n iode etmek için söylemiyoru m. Vozife ve iş nokta -i nazarından bir haki koti i fade etmek için söylüyorum. insan çok bu naldığı bir zomonda e n muvaff ı k tedbirin daha büyük ve samimi bi risi tarafından teyid · ed ilmesine muhtaçtır. Büyük ve ka rışık vaziyetler içerisinde en büyü k tedb i r o kadar basit t i r k i , ekseriya on u bulmak çok müşkildir; Fevkolôde ka rış ı k , doloşık, bulutlorda mestur (örtülü, gizli) bir muhit i çerisinde yol gösterece k bir i so bet-i nazar lôzı md ı r., Bu i sabet-i nazarı gerek muhorebe hoyotındo ve ge rek sulh hoyotında bize gösteren M. Kemal Paşa olmuş tu r. Aldığım vazifelerde muvaffa k iyat hosıl old uyso ge rek ha rpte ve gerek sulhte başhco omil olarak M. Kemal Paşa'yı muvacehe-i millete (mil let önünde) i fade ediyo rum:�" .. M. Kemal Paşa bu tokdir yarışını büyük bir zevkle din ledikten sonra milli ve askeri işlerimlzi ktıranlcırı, canla başla çalışanları kısaca olsun millet kürsüsünden millete ve tarihe tevdiye cırıı� lôzım görmedi. Bundan en çok, et- . rpfına topladığı değersiz l<imseler istifadeve koyuldu. 100 M . Keınıol Paşa'dan başka ortoda kimse bırokılmodı : O kurtardı ve O kurtaracak .. teranesi, hazıra konmak isteyen dalkavuklonn dillerinde destan otdu. · Artık her akşam ôleminde O'nun yüzüne karşı met hiye yarışı aldı ; yürüdü. Bütün bu . muhit i kinci M illet Mec lisi 'nde kazanmıştı. Meclisin .çehresi pek garipdi :. Sorı k l ı , sarı ksız muhafazakÖrlar, tera k k i · taraftarları, din ve ahlôk a leyhtarı züppeler suni b i r birlik gösteriyor lard ı . Meclis umumi heyeti M. Kemal Paşa'nın emrine ram (boyun eğen} idi. O sağa da gitse, sola da g itse hep · beraber O'na aya k uyduraco klard ı : Dışarıda kendi ı:ımekleriyle hayatlarını fa kirce kaza nabilen bu zümre, pek a z m üstesnasıyla, şimdi devlet hazinesinden zenginleşiyor ve ihsanlara da gark olara k a ristokrat bir taba ka halini a lıyordu. Bunlar do mensuplarını memuri yetlere kayırarak veya kaza nd ırora k etrafiarında taba kal a r teşkil ediyor lard ı . Işte Cumhuriyet hü kümeti, Türk m i l letine feyzini b u sure tte dağıtıyordu. . Tren lerle demir fabri ka larına götü rü len maden curufunu m ı knatı slayan çel i k levholor nasıl b i r vinçle vagon lordan kend isine çekip yapıştırıyorsa, M. Kemal Paşa d a bütün istiklôl Harbi ' n i ban is i sıfatıyla ta kını neo böyle b i r kudretin sah.ibi olmuştu. O'nun çekemed iği mahdut ağır parçalard ı . istiklôl Harbi'mizin bu şuursuz v e suni · neticesinden . müteessi r olan vatanseverler vard ı , fakat çok azdı.» . · Birinci Ordu Müfettişfiği O g ü n lerde komutanlar aynı zamanda m i l letvekili lie ' oluyorlardı. Ka rabe k i r, askerfiği yeğ l i yord u . Amacı, - ko mutanların m i l letve k i l i olmamaları içın bir de önerge ha zırlar - Genelkurmay Başkan ı olmaktı. · Anca k, bu arzusu yerine gelmez. «Ordu müfettişi» olara k kal ı r. Ordu mü fettişliğinin merkezi Ankara'da olduğundon Karabe k i r Atı kara'da oturacaktır. 101 Karabekir, Şark Cephesi'ni dolaşmak ve birli kleri ne veda etmek ister. 1 Eyl ü l 'de Ankara 'da veda ziyaretlerine başlar. i smet Paşa ile görüşür. ismet Paşa, Karabekir'i uyorır : - Kôzım, çok korkuyorum; Seni Erzurum'da vurq coklor . . . Karabekir, a rkadaşı i smet Paşa'ya ş u ya nıtı verir : - Beni ne Erzurum'da vurabi lirler ve ne de Erzu rumlu beni başka bir yerde. M . Kemal Paşa, Karabekir' i öğle yemeğ ine · a l ı koyar. Karabekir, ordu müfettişliği yan ı nda ayrıca bir « ordu baş m�fe ttişliği» kurulmos ı n ı önerir. M . Kemal Paşa bu öne · riyi benimsemez. Karabekir, h ü kümet merkezinin Ankara olmasını do önerir. M . Kemoi Paşa bu konuyu düşüneceği n i söyler. Sonra arala rında şu konuşma geçer : cıSöz sırası şark seyahatine gelince M. Ke mal Paşa bana şunları söyledi : - Poşam, d i kkat et. Erzurum mebuslorı o ra mızı boz mav� çalışıyorlar. - A ramızda k i somimiyetin lstiklôl Harbi ' n i n . binbir zorluğu ve tehli kesi karşısındaki müşterek ozmimizle do h a ziyade percinleştiği l:<anaatını besliyorum. Herhangi bir üçü ncü şahsın buna dokunmaması icin çok hassas bulu n uyoru m. Feragatimi ve açık yürekli olduğumu herkesten çok siz gördünüz ve tecrü be ettiniz. Bundan böyle d e yi ne böyleyimdir. Fikir ayrı l ı kiarı m olsa dahi içten sevgi ve saygı d uyguları nı a sla azalmayaca ktır. S izden karşılık d i l eğimde bir kerre de şarktan yazd ığım vechile yeter k i bana sizin itimadınız azalmasın.. dedim. Ve aramızı · bozmaya çalışan Erzurum mebuslarının kimler olduğunu sordum. ismet Paşa ile Rauf Bey ara sındaki soğukluğu kaldırarak istiklôl Harbi erkônının sa mimi birliğini tutmaklığımızı da diledim. M. Kemal Paşa, Rauf Bey'in ismet Paşa'nın aleyhin de söylediklerinin ismet onda birini bilmiyordu. Bize ge lince : · 1 02 . - Ikimiz de d i kkat edeli m , dedi. Ve sorduğum isim lerden bahsetmedl .. » Başkomutan ile Doğu Cephesi komutanı a rası ndaki bu icten dostluk, görüş ayrı l ı kiarı n a karş ı n Cumhuriyet' i n ilônından bir ay öncesine kadar y i n e sü rmekted ir. B u dostl uk, 1 926 y ı l ı nda Karobe kir'in. Ali Fuot Paşa i l e birli kte tutu klanıp cezaevi ne götü rül meleriyle en büyü k darbe s i n i yiyecek; Karabekir yıl larca istanbul pol isince ad ı m a d. ı m izlenecek v e 1 933 y ı l ı nda da köş kü basılıp kitapları ya kılacoktır. . Aradon yıllar geçecek, Karobeki r'e ölüm döşeğ i ndeki Atatürk'ün kendisiyle görüşmek istediği haberi gelecek tir. Kara bekir, «gidecek m i s i n iz?» soru larına karşı « 0 Mus tafa Kemal. Çağırılınca gid i i lr. O ben i m en iyi a rkadaşım d ı r» yanıtını verecekt i r. ONiKi « Erzurum mebusları o ramızı acaco k . . . Erzurum'da beni vuracoklor.» Karabekir, kendi kendine bu soruloru sorar. Erzurum m i l letvekillerinden yakınan M. Kemal Poşa'dır; Erzu rum' d a Ka rabe kir'in vurulacağ ı n ı söyleyen de i smet Paşa. Kafosında kendi l<e np i n e bu soruları sora n Karabek i r «beynimde bir şimşek çaktı; fakat kendimi bu şimşeğin diye yaza r. Sonrasını kendisi nden d i nieye J i m : tesirinde bırakamaclımıı ccÇabuk taparlandım ve kendi · kendime : ( H isle değil hesapla hal olunmalıdır) dedim. i kamet gôhıma gelince güvendiği m Erzurum . mebuslarından ve. si l ô h arkadaşlarımdan bir koçını cağırttım: Ve onlara ge çen bu hadiselerin bilmedikleri safhalarını anlattım : · Şark harekôtı hakkındaki muhaberemizi okudum. Ce- 1 03 ki M erkezi Umumisi'nde azalık yapmış bulunan Ardahan · Mebusu Hilmi Bey'i bana haber vermeden Trabzon yoluy la Enver Paşa'ya göndermek istediği, H i lmi Bey'in de Trab zon'daki münasebetsizliğini haber alınca bana itimatsız lığın dağurocağı vehameti belirten şifremi ve ce v abını · o�udu m . Ve o günkü mülôkatımdo kendilerine hatırlatfı ğımı da söyledim. M. Suphi Olayı U yuşmazl ı k kon usu Ardahan M i l letve kili H i l m i Be y ' i n A n kara 'ya çektiğ i telgra ftı r, H i lmi Bey, bu telgrofında Ka rabe ki r'den ya k ı n ı r. Karabekir, M . Kema l Paşa'ya 23 Ara l ı k 1.921 günü Kars'tan çektiği telg rafta « i stanbul hükümeti eliyle ya pılmayan fenalıkların ve o norşinin)) b i rta kım ki msele rce salınelenme k istend iğ inden yakınora k ccKuvvetli . bir hükü metle iş görülecek bir za m o nda Envercilik devrine ôlet ol · mak isteyenlerin n azarımda i rf an ve ehliyetleri ile tuta madıkları mevkileri çetecilikle iktisoba çalıştıklorını» söy l e r ve M . Kemal Paşa 'dan « itimodını tekrar rica» eder, M . Kema l Paşa, a ra larındaki sevgi ve sayg ıdan söz eden ve Karobekir'e i sted i ğ i önlemi al ma kta serbest ol d u ğ u n u bildiren bir telgraf çeker. , Güven yeniden tazelenm iştir. Karabekir, Erzurum'da yakın çevresine bu gel işmeleri an latır. Karabekir a n ı larının bu böl ü münde M. S uphi olayını da şöyle a n latır yoru m la r : « . Eiôzığ Va l i s i Ali Gali p'in1" vurdurul ması teşebbüsü, M. Suphi heyeti n i n Trabzon'da uğradığı feci ôkıbet, son ra onun mürettibi olan Kôlıya'nın 8 Temmuz 1 922'de öl d ü r ü l mesi, · a rkasından da (He rif S ivas mahkemesinde ' be root kazanm ıştır, bunu askerler öldürdü) d iye . orduya le� ke sürü l mesi ve 20 Temmuz'da Başkomuta n l ı k müzake res i nde iş Büyük M i l let Meclisi'nin el koyarak üc mebus göndermeleri ve işi bu kanaldan orduya dolayısıyla da . 1 05 bana tevcih etm e k Istemeleri, fakat sonra bu işi Ankara' .d a n gönderi len Osman Ağa'nın adam ları tarafından ya pıl dığı ortaya çıkışı, bunu cıka ra n Trabzon mebusu Ali Şük rü Bey'in boğuluşu. Osman Ağa ve bazı adam ları n ı n öl d ürülüşü hep · bir sinema şeridi gibi gözü mün önünden ge eti. Sıra bugünl'<ü mütalôa l a ra geld i . Bana ne söyled iler, b e n ne ceva plar verd im, aynen söyled i m . » Paşa. kuşkulan maya başlamıştır. Karabekir. çevresindeki lere şu soru ları açıkca sorar : «- K i m lerd ir benim M . Kemal ile a ramızı acaca klar? - Ve kimdir beni Erzurum 'da vuraca k?» Kazım Karabekir, kararırıı vermiştir: a rt ı k Erzu ru m' do kalmayaca ktır. Neydi Karabeki r'e böyle bir karar aldıran nedenler? « 1 - M ecliste bir düziye bilhassa Şark M ebusları · aleyhime tahrik olunmuştur. 2 - Orduda bazı madunlarım (aslarım) ve bu arada bilhassa fırka komutanı Halit Paşa:ı. aleyhime tevd i i olun muştur. 3 - Meclis v:asıtasıyla Trabzon'daki Kôhya'nı n katli hadisesi bana istinada çalışılmıştır. 4 - Son seterde Trabzon'da bulunuşumdan endişe . e d ilerek Erzurum mebusu Asım Bey Erzurum'a gönderil miş ve benim vaziyet alarak rtıemlekette ikilik yapacağım dan korkularak Kolordu komutan vekili Rüştü Paşa:ıs ve · Erzurumlular aleyhime teşvik edilmek istenmiştir. 5 - Ben, şarktan Ankara'ya gelirken Kastamonu'da beni öldürmek üzere bir fedai gönderilmiş - bu adam An kara'dan gelen bir Türktür. Kendisinin bir Ermeni olduğu ve bir Amerikan torpidosu ile i nebolu civarına cıkarıldığı öğrenilmiştir -, misafir kaldığım konakta abdesthanede ya kalanınca rezalet ortaya çıkmış ve örtbas edilmiş. 6 , - (Karabekir'e itimadımız yok) diyerek bine yakın muhitiyle bir düzüye takip ettirilişim, b u işe memur edi1enlerin başında mebus ve asker i hsan Bey ( Bohriye ve .·killiği de yapanFı bulunuyormuş. 1 06 7 - Otuz kişi Gazi'nin etrafında toplanmış i miş. Teşkilot-ı Esasiye n e demek? Gazi i stediğini yapar diyor larmış. 8 - Bugünkü vaziyette Gazi (Erzuru m 'da Karabekir'i jstemeyiz) diye bit· :elgraf çektirmeye çalışıyormuş ( . . . ) Bu konuşmalar, söylentiler kuşkula rla sarmalanır. Er zurumlular Karabekir'e güvence verirler : « Sam.: uza naca k e l i ona uzataca k ları da 24 saat icin de Erzuru mlular ç ı karır ve yok eder. » · , Karabekir, Erzurum ve Kars'da halka konuşur; onların d ertlerini d i nler. Halka istiklôl Savaşı'nı a n latır. Halktan da b ü y ü k ilgi görür. « Bana her yerde büyük sevgi ve saygı gösteriyorlar dı. { . ) Sahillerde apaçık Gazi'ye aleyhtarlık da görülüyor d u . Erzurum'da ise kongre sıralarından başlayarak vazi . veti bilenler ve zaferden sonra kongre azasının bile mecli se alınmadığını görenler ( .. ) çok kötü surette aleyhtarliğı nı yapıyorlardı. Ben , Gaz i'nin hilôfet ve sa.ltan<ıtı almok meselesin i n h e n ü z Anadolu'ya yayıldığını sanıyor ve heyet-i ilmiye h u zurundaki a ğ ı r tecavüzüne bakarak_ e s k i mefkfıresine dö neceğini hiç sanmıyordum. Bunun için de bu endişeyi gös terenleri teskin ve aleyhtariiğı gidermeye çalışıyordum.» Tam bu sırada Selôhatti n Adil Paşa 'da n "' Karabekir'e b i r telgraf gelir. Selôhattin Ad il Pcışa. M. Kemal Paşa'n ı n (( H ilôfet v e saltanatı almak içim> gi,r işimlerde bulunduğu n u bildirmel<ted i r: Karabekir. 16 Ekim 1 923 günü Fevzi Pa şa 'ya b i r telgraf çekerek hü kümet karşıtı dedi kodulardan . söz eder. Fevzi Paşa. bu dedikoduların kimler tarafından cıka� rı ldığını sorar. Karabekir, 21 Ekim · 1 923 günü Fevzi Paşa'ya şu ya nıtı gönderi r : «S eyahat ettiğim Orta Anadolu ve bilhassa sahil l er de yapılmakta olan propagandalar doğrudon doğruya Ga zi Hazretlerinin şahısiarına müteveccihtir. Dedikodunun esasını Gazi Paşa'nın Mecliste her emrine arnade mu- 1 07 oyyen bir zümreye istinaden milli iradeyi bazice ederek m ütehakimone idaresi {milli i radeye karşı baskıcı yönetim kurarak) rhıa\•et!eri teşl{il ediyor. Trabzon'a geldiğim va. kit Cumhuriyet şeklinin kabul edilmek üzere olduğunu gazeteler yazdı. Bu hovodis dedikoduların artmasına mucip old.u . ' Büyük M illet Meclisi şekli hükümetinin Türklüğün ib d a ettiği (yarattığı) en güzel tarzı idare olduğu müşarün_ cdeyh (anılan) tarafından beyan edilirken . . . idare şekl�miz · gitgide Avrupa cumhuriyetlerinden farksız bir şekil o la cağını söylemeleri garip bir tezot teşkil ettiği söylenmeye başlandı. Ve bir hükümdar l ôzımsa bunun hanedan-ı sol tanot olması gibi münokaşolor oluyor. Bu kabil . dedikodu lar Kars'da dahi şayidir. Tra bzon'da çıkan mizahi Kah k a ha · G azetesi'nin 4 Ekim 1 923 tarihli nüshası bu noktadan pek m anidar görülmeye lôyıktır. Gazetelerin son günlerdeki tenkidadı bu bütün dedikodula rı artırmaktadır, arz ederim. Kahkoha Gazetesi'ndeki 11 resim, millet de, M illet M ec- . lisi de, hükümet de hep Gazi şeklinde gösterilerek artık o ne isterse yapacak, üst tarafı kukla gibi oynatılocak fik rini tasvir ediyordu.» Kôzı m Karabe ki r, Cumhuriyet' i n ilôn ed ildiği gün Tra b zon'da M üdotoa-i H u k u k Cemiyeti yöneticileri ile konuş ma kta d ı r. Trabzon Müdata a - i H u k u k Cem iyeti yöneticileri, M . Kemal Paşa'yı eleştirip, Kôzım Paşa 'dan bu g id işe «dur» demesi n i isterler . Feth i O kyar kobinesi çekilmiş, Karabe k i r de Birinci Ordu m ü fettişliğine atanmıştır. Karabeki r, Trabzonl ularL yatıştırmaya çalı ş ı r. Trabzonlulara ; isınet Paşa ' n ı n başba kan olacağ ı n ı sond ı ğ ı n ı , isınet Paşa ile olon «cok eski ve smnimi hulwku dolayısıyla hürriyet ve hakimiye-i milliye m izin masun l<alacoğm u mud unda olduğunu an latır. Cumhuriyet'in i lônı 30 Eki m sabahı , ' Bahriye müfrezesi komuta n ı Kôzım . Karabe kir'e Ankara 'dan açık bir telgrafın geldiğini, bu .108 telgrafta Cumhuriyet'in ilôn olundu ğ u n u , bu nedenle yüz pare top atıl ması nın istendiğini bildiri r. Karabekir «Vali ile görüşüp size emir verir.» Va l i Hazırn Bey Tepeytra n) haberi şaşk ı n l ı kla karşı lar. Va l i n i n Cumhuriyet'in ilanından haberi yoktu r. Karabekir, hem şaş ı rm ı ş hem k ı rı l m ıştır. Bu d uygu larını şöyle d i le getiri r : · «Ben , hem mebus ve olduğum halde bana · da hem de bir ordu kumandanı kimse birşey bildirmemiştL Bu vaziyet haklı olarak halkı d a orduyu d a telaş ve endişeye düşürdü. Daha dün yüreklerine ferahlık verdiğim zatlar benden bu şeklin manasın ı soruyorlardı. B u vaziyette ta bii C u mhuriyet'in ilanını ertesi günü dahi kutlayamadık. Bugün Kars'ın zabt- i yıldönümünü Sultanııi M e ktebi mey danında asker, halk ve mektep çocuklanyla birlikte kut ladık. Karabe ki r, Fevzi Paşa'ya telgraf cekere k «cihat-ı mül- .. Cumhuriyet'in ilan ed ildiğini bildi ren bir. buyru k gelmediğini yazıyor. E rtesi gün buyruk gel iyor. kiyeye ve askeriyeyen «31 Ekim sabahı ajanslarla berabe r Vilayete de tebli- . gat geldiğinden top atı lmasın a emir verdim. Hükümet av lusunda resmi bir surette kutladık. Belediye reisi vali be ye, (aksi nutuk söyleyecekler de olabilir. Bunun için hiç nutuk söylenmemesi münasip olur) demiş. Hazım Bey de rnuvaffık bulmuş. Yalnız bir dua okundu. M ülki ve askeri heyetler, mek tep çocukları, bir bölük asker, pek az da h a lkın ileri ge lenleri bulundu. , Ajans şu malumatı bildiriyordu : M. Kemal Paşa reisicumhur olmuş; i smet' Paşa'yı boş vekil tayin etmiş. Kabineyi- itimadda 1 60 mebus bulunm u ş ve müttefikan itimot reyi vermişler. i smet Paşa'nın başvekilliğe getirileceğini biliyordum. Cumhuriyet'in ilanı ile artık hilafet ve saltanat mefkfıre sine son verildiğini görerek her iki habere de sevindim. Cünkü artık hakimiyet-i milliye devam edecek ve dikta:.. törlüğe meydan verilmeyecğini umdum . .ı.ı ; .1 09 Bu duygularımı şu tebrik telgroflorıno do yazdım : Türkiye Cumhuriyeti Reisi Gazi Mustafa Kemal Paşa Hazretlerine Trabzon, 31.10.1923 Hôkimiyet-i milliyenin mano-ı tommı telôkki edilebi lecek Cumhuriyetimizin necip milletimiz hakkında saadet ler getirmesini temenni eder; Cumhurriyosetintzi tebrik ve Cenôb-ı Hok'ton muvoffakiyetler dilerim efendim. · Kôzim Korobekir Başvekil ismet Paşa Hazretlerine Milletin bilôkayd-ı şart hôkimiyeti telôkki edilebilecek olan Cumhuriyetimizin ilk başvekilini tebrik ve muvaffaki-: vetlerini dilerim. Kôzım Karabekir ismet Paşa'nın cevabı pek samimi olarak şöyle idi : Kôzım Karabekir Paşa Hazretlerine Tebrikat-ı de�letlerine ruhumun bütün samimiyeti ile arz-ı şükran eder ve muvaffakiyet-l celilelerinin temadi ve tavalisini dilerim. ismet M. Kemal Paşa, Trabzon'a çekilmiş diğer tebrikler& verdiği sathi cevabın bir suretini de bana yazmıştı. ONÜC «Karabe ki r, Cumhuriyet'in ilônını Trabzon'da « Bah-. riye müfreze kumandanlığından haber» o l masındon yokın ı r. 110 Ve Boşkomutan M . Kemal Paşa'yı şöyle e leştirir : « istiklôl Harbi'nin tehlikeli günlerinde sonuna kadar feragat, fedakôr arkadaşlarının rey ve irşadına ihtiyaç gös teren M. Kemal Paşa artık muzaffer bir başkomutan sıfa tıyla maiyet komutaniarına Cumhuriyet'! dikte ettirmiştir. Eski arkadaşlarının rakip olabileceği endişesi ile sui şah siyetler icadı da lôzım gelmişti; bunun için eski atkadaş larını kötülemek lôzımdı. Bur\u da hakkıyla yapmıştır.» Atatürk. Söylev'de Cumhuriyet' i n ilônına karar verilir ken Ankara 'da bulunan a rkadaşları i l e konuştuğunu şöyle o n latır : «Gece olmuştu. Can kaya'ya g itmek üzere Mecli s'ten ayrı l ı rken koridorl arda beni beklemekte olan Kemalettin Sami ve Hal it Paşalara rastladım. , Ali Fuat Paşa, Anko ra 'dan ayrı l ı rken bunları n Ankara 'ya geldi kleri n i o günkü gazetede (uğurla ma ve karşılama) başlığı altında oku muştum . Daha kend i le riyle görüşmemişti m. Benimle gö rüşmek için o zamana değin orada bekled ikleri n i onla yıneo akşam yemeğ ine gelmelerini M i lli Savunma Bakanı Kôzı m Paşa'ya söylettim . i smet Paşa ile Kôzım Paşa'ya ve Feth i Bey'e de Ça n kaya'ya benimle birl ikte gelmele rini söyledi m . Can kaya 'ya varınca orada beni görmek i c i n gel miş bulunan Rize m illetvekili Fuat. Afyonkara h isar m i l letvekili Ruşen Eşref Bey'e rostladım42• Onla rı yemeğe alı koydum.» Kemalettin Sami�:ı ve Halit Paşalar. Korobekir'in kol� ordusunda görevli komutonlard ı r. Atatürk. Korabe k i r'e S öylev'de şu yanıtı veri r : . « Baylar, görüyorsun.uz ki , Cumhuriyet'in ilônına karar vermek icin Anka ra'da bulunan bütün a rkadaşları m ı co ğ ırmayı ve orılarla görüşüp tartışmayı h i ç de gerekli gör med i m . Çünkü . onları n öteden beri ve <ıoğal olarak bu konuda benim gibi düşündü klerinden kuşkum yoktu. Oy so. o s ı roda Ankara 'da bulunmayon k i m i kişiler hiçbir yetkileri yokken. kendile ri ne bilgi veril meden , düşünceleri ve uygun görüp gÖrmedikleri . sorul madan Cumhuriyet'in ilôn edilmiş olmasını gücenme ve ayrılma nedeni saydı lar.» 111 Karabekir, Atatürk'ün bu sözlerini anı larında şöyl e yanıtlar : « Halbuki selôhiyetli olmadığın ı söyledikleri arasında hem mebus hem d e kolordu komutanları vardır.>> Yol ayrımı Cumhuriyet' i n i l Cı n ı i l e artık iyice bel l i ol -muştur. Erzurum'dan Ayrıl ı ş Karabekir, 4 Kasım 1 923 günü Trabzon 'dan qyrı l ı rken yayı nladığı bildiride kırgınlığın ve küskünlüğün i p uçları yörü nüyor : « M uhterem halkımıza veda ederken geçmiş g ü nlerde el ve kalp birliğiyle mazhar olduğumuz muvaffakiyetleri a nmakla beraber Cenôb-ı H a k'tan yalvarıyorum l< i, bu ma sum hall< bir daha felôket görmesin. Çektikleri azap ve 1zdırap bitmiş olsun. Kahraman orduma berri ve balıri (Kara ve Den iz) silôh arkadaşlarıma veda ederken herbi rini bağnma basıp yükse k alınlarındon ruhumla öpüyo· rum . Ve onların şeretle dolu menkıbelerini yad ederek mo zide olduğu gibi istikbol içinde bütün şark mıntıkasına yaslanmış olon pek heybetli bir arslan timsalinin dima ğıma ebedi hatlarla nakş edildiği n i görüyorum.>> Kôzım Karabekir , 5 Kası m günü vapurla Trabzon'dan ayrı l ı r. Vapur 9 Kasım günü i sta nbul'da olaca ktır. Vapur kaptanı yolda emir a lmıştır. Vapur, bir gün sonra is tanbul 'da demirleyecektir. Karabekir. bu gecikmenin nedenini halkın . kendisini karşı lamasına engel olu nması biçiminde yorumlar. «10 Kasım sabahı vapurumuz Boğoz'a girdi. K avak' ta ayrı ayrı istikametler de Rauf Bey ve Refet Paşa ' ' ve Istanbul gazete m u habirieri vopurumuzo çıl<tılor. Her bi ri bir sual somyor, beni arkadaşlarım la görüşmeye ve b eş yıldan beri görmediğim şirin yerlerimizi sevr etmeye fırsat vermiyorlard ı. E ndişeleri Cumhuriyet' in ilôn şeklin den doğuyordu. 1 12 - B i r sabah top sesleriyle endişe ile uyondık. Me· ğ e r Cumhuriyet ilôn oluyormuş. Anka ra 'dan gelen haberler M. Kemal Paşa 'nın yeni toplandığı bir muhit ile ta m bir d iktatörlüğe g ittiğidir. M illi hôkimiyet yerine şahsi hü kümro n l ı k kurulmuştur. lstiklôlimizi kurtaranlar h ürriyeti m izi boğacaklar mıyd ı ? · · Gaze tecilere kısaca ş u cevabı verdim : - Ferdi veya zümrevi tahakkümler bir milleti mahv için kafi sebeplerdir. Buna misal isterseniz biz ve bütün müslüman hükümetlerdir. Hepsi birer müstebit idarede uyuşmuş kalmışlardır. M i l letin kuvveti, halkın kuvvetidir. B u n u n d a mônôsı Cumhuriyet'i ifade eder. Rauf Bey ile Refet Paşa'dan öğrendiğirnde Cumhu riyet adı altında şahsi saltanat kurulmuş olduğu ve halk ve matbuanın do kurtuldu kları bir istibdattan diğer b i r ye nisine düştüklerinden feryat ettikleridir. l stiklôl Harbl'nde Birinci derecede · vazife görmüş bu arkadaşlar dahi sabahleyin top sesleriyle uyandıkton son• ra Cumhuriyet'in ilôn olduğunu öğrenmişlerd i r. M. Kemal Paşa, mefkOresi olan h ilôfet ve saltanat ' makamına gee• m�slnl arkadaşlarının önlediğini görünce Cumhurreisliği ne de mani olaca k ları endişesi ile işi sert bir kapatma su retiyle M i llet Meclisi'nin daha vahim ciheti de kayd-ı ha yat şartı ile mevkiinde kalabilmek icin eski arkadaşlarını Cumhuriyet aleyhtarı ve padişah taraftarı göstermesldir.» Öğle üzeri vapu r Galata rıhtımıno yanaşı r. Rı htı mda kolaba l ı k bir halk ve halkın önünde d e resmi görevl iler Karobekir'i karşıla ma ktadır. Halk, Karobekir'i coşkun gös . terileri e kalacağı yer olon bugün Istanbul Üniversitesi' nin bulunduğu Harbiye Nezareti'nin dış kapısındaki köşke kad a r getirir. . Öğleden sonra gazetecile r Karobekir'i soru yağmu' run o tutarla r. S orular genellikle H ilôfet sorun u ile ilgilidir. Karabekir, H i lôfet i le ilgili soruları «maiOmatım yok tur• d iye yanıtlama k istemez ve «Cumhuriyet'in feyzin denı> söz eder, kend isinin de «Cumhuriyetçi» olduğunu söyler. 1 13 F. : 8 · Karabekir, A i i Fuot Paşa ve Adnan Bey'in de '!l son gelişmeler konusunda kend isi ile aynı kaygıları toşıdıklo- ' rını öğre n i r : « Hepsi de M . Kemal Paşa ' n ı n bu hare ketinden tees s ü r d uymuşlardı. Ve isti kbalde keyfi hare ket edeceğ i nden endişe l i idiler. Halka ve matbuoto karşı zor durumd a bu-. l u nd uklorı n ı ve sevinçli günlerin herkese zehir edildiğini o n lotıyorlordı. Anka ra'dan esen havan ı n kanlı b i r i stibdot h a ko reti i l e meşbu (dolu) olduğunu i ntihabo esas olon umdelerin 2. maddesine rağmen Osmanlı honedonı a ley h ine de atıp tutmalar başladığ ı n ı ve ilk g ü nden beri ken disini tutan bizler a le'(hine M . Kemal Paşa'nın fikri ve fiili o leyhto rl ı k uyandırmaya boşloqığını öğrendim. Koca istiklôl Horbi , daha sevinçleri ne doyomodı k � Uğrunda fedakörl ı k edenleri n e ç a b u k elem v e ızd ı ro bo düşürdün! M . Kemal Paşa, Fevzi ve ismet Paşaların b i r o rada üçlü res imleri bçıstı rı l nııştı. lstiklôl Harbi'ni bu üç boşın idare ettiği propogandası yapıl ıyor ve Şa rk Cephesi odetô küçültülüyor:; adetô isti klôl Horbi kadrosundan ben i m l e birli kte çı kortıltyord u ! Fedakör v e vefa kôrlı kla rıyla bu davaya h izmet eden ler yerine yeni şa hsiyetler beli riyordu. M. Kemal Paşa, Meclis Reisi olarak sağına Feth i Bey'i �·ı. başvekil olarak da soluna ismet Paşa'yı a l m ış. h e r ücünü de d i l lerine do ladı kları teh likeli bir yolcu luğa çı kmışlardı. Erkôn-ı Ha rbiye Reisi Fevzi Paşa da ordu ile a rka larında sessiz sedasız yürüyecekti. Uzun harp y ı l l a rı n ı n elem ve ızdırapla rı nı ve acı ve tatlı binbir hotıralarıyla vücut bulan milli birliğimiz ve m i l li sa lôbeti miz (sağla mlığımız) . m i l li seeiyemiz ( ka rak teri miz) ve milli h ü rriyetimiz, şimdi son muvaffa k iyetlerin sar hoşluğu ve i h tirasıyle gevşeyece k, cözülecek ve bozu lacak mı idi? Bu hal silôhla emel lerine kavuşamayan düşman larımızı er geç emellerine kavuşturaca k bir tefri kaya ( böl· meye) , bir yıpra n maya, bir çöküntüye sebep olmayacak mı idi? Karabekir, bu kaygılarla kararını verir : • 1 14 A n kara'ya g idecek uzloştırıcı ve birleştirici rol oyna mak ve böylece düşünce birl iği sağlamoya Çalışmak. Karabe kir, kurula n yeni rejimin bir « başkomutanlık tahakkümü» yaratacağından kuşku d u yuyor, ittihat ve Te rak k i günierinde ettiğ i yemin leri o n ımsıyordu. i k i arkadaş. artık karşı karşıya g e l i yorlardı. Bir siyasal kavga başlama k üzereydi . O g ünlerd e neler düşünüyordu Kara bekir? Şun ları : « istiklôl Harbi'nin birinci derece mesul bir şahsiyeti ve milletin hürriyeti ve çocu kluğundan beri ant içmiş bir ve k i l i s ı fatıyla karşıma diki len ierin suallerine ve endişele rine haklı cevaplar vermek kolay birşey değ ildi. H ilôfet ve salta natı olmak icin koyu bir mutaassıp cehre ile min beriere kadar çıkıp hutbeler okumak, muvaffak olamayın ca da bizzat medh ü senô edilen mukaddesata dil uzat mak ve bunları altüst etmek üzere bir d i ktatörlüğe cıkmak g ibi iki tehlikeli ifradın birinden diğerine · atlamak her.. kesin yapabileceği bir iş değildi. Fa kat bu felôha ( kurtu luşa) doğru bir gidiş de değildi. Geldiğim g ü n kü ş i kôyetler orasında (hükü metin ls.. tanbul matbuatma karşı şiddetle hareket edeceği) endi- . şesi de vardı. Fa kat kimsenin de bundan , yıldığı yoktu.» Gazeteler, o g ü nlerde bir hükü me t biidi ris i n i yayım .. lar. Anadolu Ajansı'ndan gelen bildiri, hükü metin bası n özgürlüğüne sayg ı l ı olduğu v e basın özgürlüğünü kısıtlayıcı hiçbir önlem duşünmediği yazılmaktadır. Karabekir, bu bildi riden söz ettikten sonra şunları . yazar : «Bu voit ve ııano rağmen i k i hafta sonra Istanbul'da bir istiklôl Mahkemesi gelmiş ve matbuoto karşı şiddetini göstermiştir. » · K arabekir, Halife i le Görüşüyor Kôzım Karabekir, i stanbul'da okulları ziyaret eder, gazete başyazarları ile görüşür. 12 Kasım gunu de Ha l ife Abdü lmecit Efendi ile görüşmeye g ider. 115 B u görüşmede neler konuşulduğunu yine Karabekir' In a nıları ndan öğrenelim : « 1 2 Kasım'da H a life M ecit Efendi'yi ziyaret ettim. Beni b i rbuçuk saat yan ı nda alıkoydu . Gözlerin i daima ye re tesbit ediyor; a ra s ı ra öte beriye bakıyor ve bir düziye babası Abdülaziz'i n iyiliğ inden ve Vahdettin'in kötülüğün d e n bahis ediyord u . Birkoc kere m üsaade istediysem d e s a l ı vermedi . V e sonunda korkak b i r eda ile şunları söy fedi : - Ben i m bu sarayda resim takımlarımla bir iki boh cam var. istemezlerse bun ları alır giderim. B u sözleriyle, hal ve tavı rlanyla tehdit edildiğini ari. lotmak istiyordu . Gere k a rkadaşlarımdan gere kse gazete cilerimizden a l d ı ğ ı m havadislerle de karşılaştırıl ınca M . Kemal Paşa'nın c ıkamadığı b i r makamı yıkmak kararı n ı vermiş ve fiiliyatma d a geemiş olduğuna şüphe kalmadı.• Evet. siyasal kavga başlamıştı. B u kavga ne yolla ve n asıl yap ılacaktı? Kara bekir, Gazi'yi uya rmaya karar ver m işti. U yarıların yararı olmazsa n e yapacaktı? Bütün sorun da buydu. Kara bekir günlerd i r hep aynı kon uyu düş(i n me kte d i r: « M illi hükümetin kuruluş günlerindeki d i ndarane söz l eri ve hare ketleri .. 2. TBMM lnti.h abındaki umdenin ikin c i maddesindeki ( lı i lôfetin ôl-i Osman'da kalması değ iş mez düsturdur) .. >> ka.rarını ve Mustafa Kema l'in Balı kesir' d e verdiği h utbeyi.. . Karabekir bu kaygılarla ve bu düşünce lerle Gazi'yi u ya rmaya kara r verdiğini yazıyor. · · Tanin Gazetesi'nde 1 1 Kasım günü şu satırlar YÇJ;Yın Janır : «Arkadan a rkaya verilmiş bir karar karşısındayız. M il· Jet Mecl isi'nin bu kadar kayıt altında kaldığını. hariçten ve• rilen kararları tescil mevkiine indirildiğini görmek cidden elim oluyor. Hilôfe t bizden g iderse. beş-on milyonluk Tür k i ye Devleti'nin. ôlem-i islôm için hic ehemmiyeti kal ma yacağını. Avrupa siyaseti nazarında da en küçük ve k ıy· metsiz b i r h ü kü met mevkiine düşebileceğimizi onlayabil· rnek icin büyü k d i rayete Jüzum yoktur. · 1 16 M i l l iyetperverlik bu mudur? Hakiki h ilôfet h issini kalbinde duyan her Türk makam-ı hilôfete dört elle sarı l m a k mecburiyetinded ir. · Hanedon-ı Osma ni de kabul e d i l mese ve binaenoleyh ilelebet Tür kiye'de kalması taht-ı temi ne g i rmiş h ilôfeti elden ko çırmak tehlikesini icat etmek, a k ı l ve harniyet ile hisst m i l l iyet ile zerre kadar kabili telif değildir.» K a rabekir, bu satırları «bütün seyahat ettiğim yer· lerdeki şikôyetlerin hülôsası» diye tanımlar. 1 5 Kasım g ü n ü H a life, Rauf Bey ile Adnan Bey'i ok şam yemeğine çağ ırır. Yemekte Rom anya'dan gelen bir islôm Cemaotı do bulunur. 24 Kasım gunü Istan b u l Fatih Belediyesi'nin verdiği yemekte T B M M Başkanı. Feth i Bey ile korşılaşırlar. Yolların ayrıldığı o yemekte bir kez daha a nlaşıl ı r, Karabekir, Edi rne'de Fethi Bey ile görüşmesini şöyle a n latır : ·· «O'ndan da Gazi Paşa nezdinde samimi birliğin hır palanmamasına ifrat fikirterin tepeden inme bir şeklin mu elp olabileceği tehlikeleri önlemeye çalışmasını rica et miştim. Fakat seyahatta gördüğüm hali · ricatarımın aksi fikirde olduğunu bana anlattı. Gerçi kendileriyle Ankara' da fikir çarpış.mamız olmuştu. Fakat kendi fikirlerinin yü rümesi icin istiklôl Harbi'nde kendilerinden çok daha bü yük fedakôrlıklar yap.an arkadaşların hakları olan mevki leri Işgalden sonra onları küçük görmek ve göstermek ne arkadaşlığa ve ne de insanlığa yakışırdı! . » Karabe k i r ve Fethi Bey•ıı, 24 Kasım g ü n ü aynı tren . le Edirne'ye doğru yola koy u l urlar. istasyon'da h a l k top lanmıştır. Karabekir, «Fethi Bey heyeti 12 ınebustu. Meclis reisi olduğundan daima lôzım gelen hünneti gösteriyor ve, ilk önce onun inip binmesine dikkat ediyordum. Ben hem mebustum, hem de üniformalı ordu müfettişi. Fethi Bey'l tanıyan yoktu.» diye a n latır o günkü Edirne gezisini. Yolda Muradlı'da Karabekir'i (Yaşasın Ermenistan fa tihl) d iye karşılarior. Had ı m köy'de M i l li Eğitim müdürü� Fethi Bey'i, Karob� kir sanarak Karabekir'i över. 1 17 Feth i Bey, trende Korabekir'e sorar : «Biz iki heyet halinde mi gidiyoruz? Edirne'ye böyle mi gireceğiz? Bu nasıl olur Poşam?)) Çatışma burada do boşgöstermiştir. Fethi Bey ve Kara bekir, Ed i rne'nin kurtuluş gününd e Sulton S e l i m C a m i i önünde bire r konuşma yaparlar. K a rabekir kon uşmasında «bizi kurtarmış otan yegône kuvvet,, der «Türkün birliğidir». · Devam eder. « Bütün m i llet yüre kten concıger olup e lele verirse herhalde memle ketim i z bugünden daha mesut bir halde yaşar. Bundan sonra e n büyük vazifemiz a srın icop e t tirdiği terakkiyete ( ilerlemeye) sarılmak ve cehaletten kur tulmak olmal ıdır. Bütün millet birl iğ i i l e ve ozimle koş malıdır. Şunu do u n utmomalı ki, Edirne'nin çok kuvvetl i kaleleri sukut etti (düştü) . Fakat S u l to n Selim Cami i bu m uazzam ô bide sukut etmed i . Türkü n . e n büyük kolesi bu müba re k mobet ve onun şerefelerinden fışkıran i l ô hi seslerdir. Bizler bu ilôhi goyeye bütün ruhumuzla s ı ğ ı n molıyız. Efend iler, Türkün birliği ve dini, b u i k i muazzam kuv vet bizi soodete erdirecek v e Allah'ın i n oyeti ile hüzün tü yoşlorımızı dindirecektir.» · · ONDÖRT Askerl i k m i ? Siyaset mi? Karabekir. yeni bir yol oğzı ndadır. O günlerde halkton gördüğü sıca k i lgiden M . Kemal'· i n ceki ndiği ko nısı ndodır. M. Kema l Poşd'nı n Cumh uri· yet'i kendilerine sormodon ilôn etmes i n i buna bağlar. Ne yapmalıdır? Ayrı lıp köşesine cekilse, bu c<bir dargınlık gibi telôk· 118 ki olunarak» yeni ve icinden cı k ı lmaz olaylara yol açabi lecektir. Böyle düşünür. Geriye bir olas ı l ı k kal ıyor: Askerliği yeğleyerek siya setten çekil mek. Bu düşüncesini Feth i Bey'e şöyl e acar : M eşrutiyet'in ilônından sonra S e lô n i k 'te topla i ttihat ve Terakki Kongresi'nde yaptığım ve sonra «- nan 1. da Israrla üzerinde durduğüm askerin siyasetle uğraşma 1 . TBMM fiili hizmetteki askerler aynı 'zamanda m.ebus ması esasına tekrar dönmel iyiz. Zaruri olarak zamanında da olabildiler. Fakat sulhe kavuştuk. Cumhuriyet hüküme tinin normal olarak yürüyebilmesi için asker arkadaşların ya mebusluğu, ya askerfiği tercih etmeleri usulünü yeni Teşkilôt-ı Esasiye'ye koymalıdır. Bu hususta i stanbtil'a döner dönmez Büyük M i llet Meclisi reisliğine ve askeri makamlara yazıyle da teklif etmek fikrindeyim. Bu suret le ben askerlikte kalmayı tercih ederim . Ortada endişe edecek bir şey de kalmaz . . Bu nıütalôam, Fethi Bey'ce olduyu kadar diğer as ker ve mebus arkadaşlarca da isabetli göründü.)) Karabekir, gezisine devam eder. Edi rne'de okulları . askeri birli kleri, hastaneleri z iyaret eder. Korarını vermiş tir. S iyasetten oyrı tacaktır. 7 Ara l ı k 1 923 günü TBMM Başka n l ı ğ ı , Genelkurmay Başka n l ı ğ ı ve M i l li Savunma Bakanlığı'na şu telgrafı çe ker : (Asker mebuslorın fırka siyasi mücadeleteri ile ütfet etti kten ve icabında ordunun en büyük makamları olan Erkôn-ı Harbiye Umumiye Reisini ve Milli Mi.idafao Ve k i l i n i istihza etti kte n sonra i k i nci intihapto . ord uya ovdetl e ri n i n zabt-ı rapto vurocağı darbenin ne elim olacağı te emmül buyuru l mo l ı d ı r. Binaena leyh asker mebus arkadaşların ya mehusl u ğu veyahut oskerliği tercih ederek d iğeri nden affedilme1eri selô meti millet ve meml e ket namıno e lzem olduğunu arz ederim. B u husus Teşk ilôt-ı Esasiye'nin bu bobtak i noktasına do tevafu k e t m i ş otur.» 1 19 · Koro be kir'in telgrofıno yalnızca TBMM Boşkanı Fet hi Bey'den yanıt gelir. Feth i Bey, bu konudaki bir ör.ıer genin ilgili komisyonda görüşüldüğünü dolayısıyla Koro bekir' i n önerisinin işleme kon mayacağını bild irir. Bu yozışmolordan yaklaşık 1 1 o y sonra aynı öneri bu kez M. Kemal'den gelir. Ko.:-obekir, bu g el işmeleri şöyle yorumlar : «Bu tarihten on bir o y sonra hadi selerin tesi ri ol ' tında şahsi emirle bu yola dönmek vakit ve zamanıyla işi kavramamak değil midir?» istanbuJ'a istiklôl Mahkemesi Gönderiliyor : 1 8 Oca k günü Korobekir bir h a be r a l ı r: Anka ra 'd a n i stanbui'o Topçu ihson Bey başkanlığında bir istiklôl Mah kemesi gönderil miştir. Koro bekir'in bundan ha beri yoktur! Şü krü ' Na ili Paşa, Mahkemeyi Haydarpaşa gorında karşı lamış, Mahkeme üyeleri de Şükrü Naili Paşa'ya <<iade-i zlyaret»de bulunuyorla rd ı . «Ne Ankara'daki üst makamlar ne de istanbul'daki madun bir kumandanım olan Paşa bu heyetin geleceğini bana bildirmemişlerdin d iye yazar Kara bekir. lpler.. tom anlamıyla kopmuştur. Ankara Karabekir'! gözden çıkarm ıştır. «Ankara'daki şahsiyetler, Cumhuriyet'in ilônında ol duğu gibi bu sefer de bulunduğum bir yere istiklôl M ah kemesi gönderdikleri halde bana haber vermemeleri çok ağır bir hava yaratıyordu. Bunun reisine de bu yolda emir verilmiş olacaktı ki, çok eskiden tanışdığımıza ve n e . de madun kumandanımı ziyarete giderken bir ordu müfetti�i sıfatıma hürmeten beni ziyarete gelmediler. Bu çirkin vazlyeti Ankara makamiarına protesto et tiğim gibi Şükrü Naili Paşa'yı da çağırarak neden dolayı bana haber vermediğini sordum. Bu zat cevabında (An kara'nın size . haber vermemiş olacağı aklıma gelmemi�· 1 20 tl) diyerek Işin Içinden erkmak lstedt Bunun askerce bir cevap olmadığını, Haydarpaşa'ya olsun giderken bana haber verebileceğini kendisine, lhtar ettim. Benim kana atım M. Kemal Paşa'nın Selönik'te çocukluğundan beri arkadaşı olduğundan hususi bir itimada mazhardr. Ondan. bu hususta diğer makamlar gibi bana haber vermemek suretiyle beni küçük düşürme emrini almıştı. Fakat be nim, mevkiimin şeref ve selôhiyetimden en ufak birşeyi ihmal etmeveeeğimi arkadaşlarım şimdiye kadar çok gör müşlerdi. Şu halde maksodın beni tahrik ederek berabe r çalışmaya imkan bırokmcımayo çalışmak olduğu apaçık görünüyordu. Ben, tabii mümkün olduğu kadar sabrr ede rek ve samimi ve ferogotlı çohşmaya devam edecektim. Fakat, istlklôl Harbi'ni zaferle kopattıktan sonra ise is tiklôl Mahkemeleri ile başlamayı heie Başvekil ismet Pai şo'ya hiç yakıştıromıyordum. Sonra bu benim en eski ve en samimi arkadaşımdı. Beni, Erkôn-r Harbiye Urnumiye Reisliğine getirmeyi, güya, düşünüyordu. Vaktiyle şark ha rel<etini muvaffakiyelle bitirdiğimi tebrik ederken bana en yüksek mevkilerin mevut (söz verilmiş) olduğunu yazı.. y{'lrdı.ı. Şimdi il<i satır birşey yazmıyor; ağızdan birşey gön dermiyordu. Hatta resmi sıfatrm, resmi hakkıma riayetsiz liği hoş görüyordu. Sulhten sonra onların uçorı fikirlerini ben tehlikeli bir dış entrikası görüyordum. Demek, onlar da bu yolu istiklôl M ahkemelerine dayanarak, durdurmak to ısrar ediyorlar ve başta benim gibi vefakar ve feragat Ir bir arkadaşlarını açık ve mertçe olmayon sinsi bir usul ile ezmekten çekinmeyeceklerdi. Benim şimdilik yopaca jım şey, Ankara'ya dönüşte bilhassa lsmet Paşa ile çok açık konuşmak olacaktı. Sonrasını da hadiseler tayin ede cekti., O günlerd e Fevzi Çakmak, lstanbul'dadır. Karabekir, Fevzi Paşa'ya Kurtuluş Savaşı ile kazanılan saygınlığın ist i klôl Mahkemeleriyle yiti rileceği n i anlatır. Fevzi Çakmak, Karabeklr'e hak verir. 16 Ara l ı k 1 923 günü Karabekir, A nkara'ya g itmek üzere trene biner. Bu a rada Karabek i r, Doğu Cephesi'n- 121 den Batı Cephesi'ne gönderdiği fırka komutan larından Osman Bey'in ( Koptagel ) 47 yeniden Doğu'ya gönderildiği- . n i öğrenir. Olayı şöyle yorumlar : « Bana haber veri l memiş olmasına da diğ e r �ad ise1erde kinden ziyade şaştı m. Ş ifae n d e Fevzi Paşa birşey söylememişti. Asıl tarihi reza l eti Kema lettin Sami Paşa ile ya l n ı z kalınca öğrend im. Fe'!Zi Paşa'nın imzasını taşıyan « zata mahsus» bir em irde; eğer istanbu l 'da padişa h l ı k lehine bir i syan cı karsa kolordusu i l e istanbul üzerine hare kete geç -mesi emir olunuyord u l Onbirinci fırka n ı n otelacele Şark'a sevki d e bu tı r kanın Şark seferlerinde emrimde bulunması dolayısıyla ·herhangi bir hare ketle ben i m emrime geeeceği endişesi i miş! An kara'daki cumh urreisi, başvekil ve Erkôn-ı Harbi ye Reisi. yani M. Kema l . lsmet ve Fevzi Paşalar g i bi her birine karşı ayrı hukukum, ayrı feragatım ve ayrı sami rn iyeti m vard ı . . . bir arada düşünüyorla r ve karar veriyorlar ki, istanbul'da bir ihtilôl ç ı kacak ve bir padişah ordusU ·kurulacak ve ben bunu idare edeceği m ! Bu karara karşı· şu tertibi kararlaştırıyorlar : Maiyet kamuta n ı m ola n merkezi Eskişehir'de ki 4. Koi 'Ordu Komutanı Kemalettin Sam i Paşa. komutasındaki bir ordu i l e istanbul'a yü rüyecek .. B u kolorduya mensup olan fakat Şark'tan geldiği nden bana ittihak-ı teh l i kesi bulu n a n Osman Paşa fırkası derhal vapurlarta Şark'a iade olunacak .. Erkan-ı H a rbiye Umu miye Reisi Fevzi Paşa da bizzat lstonbu l 'a gelere k ahvali gözleri i l e görecek ve i �a b ı nı yapacak. Fevzi Paşa . gözleriyle rörüp, kulaklarıyla a lıva l i a n Jadı ktan v e ben i m d e orduyu siyasetten ayırmaya uğraş tığıma da kani oldu ktan sonra atı l a n b u adımı haber ala cağ ı m ı tahmin ederek hiç deği lse Ankara'ya h are kati m s ı rasında münasip bir şekilde bana habe r vermemesi. çok defala rca gördüğüm askeri nüfuzumun derecesini ölçe rneyecek kada r duyma z mı sand ı ğ ı , yoksa M. Kemal ve 1 22 isınet Paşaların teveccüh leri n i kayıp mı edeceğ ine inan dığını kestiremed i m . Her ne olursa olsun bu bir s ka ndald ı . Cumh uriyet idare m ize ve b u n u e llerine alanlara asla yakışm.a zd ı . Kema letti n S a m i Paşa ' n ı n aldığı e mri, ômir olan·, ba na bildir eceğ ini hesaba katmaya nlar bu zatın. daha Ha rb- i U m u mi'den önce moiyetimde i stihbarat şubesinde çalıştı ğ ı n ı ve benim pek eski bir arkadaşım olduğunu bilmen idi ler. isınet Paşa bunu bil ird i . Bunu yo kinen bildiğine göre işi başka bakımdon düşünmek zorureti nde kold ı m : Beni ordudon istifayo mecbur etmek icin sebepler h a zırlamak. Şimdiye kadar b u sebepler numara olacak kadar ço ğal mıştı. Bunu ben apoçı k birinci derecede isınet Paşa· ya. i kinci derecede Fevzi Paşa'ya söylemeye ' karar verd i m .» Karabekir. bu kararla A n kara'ya gelir. Garda, isınet Paşa, Rauf Bey, M illi Savun m a Bakanı Kôzım Özolp ve bazı milletvek illeri ve paşolorco a s ke ri törenle karşıla n ı r. 1 7 Ara l ı k a kşamı Rauf Bey ile yemek yerler, kon u s i yosettir. S ofrada konuşulan konuları Karabe k i r, anıları n d a şöyle o n latır : «Hasbihallerimizin esası n ı yeni üçlü monzu menin. ya n i M . Kema l , I sınet ve Fevzi Paşaların bize karşı aldıklo r ı tavı r teşki l etti . Açı k görülen manzora şu idi : M . Kemal Paşa. i l k istiklôl Harbi a rkadaşlarından ko çıyor.. isınet Paşa do O'nu koçırıyor. Fevzi Paşa da bu u ysal ruhu·• � ile bu yolculuğa katılıyor ve istiklôl Harbi'nin ü ç bon i si gibi görü n mesi de ayrıca O'na haz verdiğ i nden o do bizim uzaklaşt ı n l mamıza ve küçü ltü l me mize ya l n ı z seyirci değil bizzat amil de oluyordu. istiklôl Harbi'nin i l k k urtuluş yıl ındaki menfi hare ketler. bu surette ya lnız sak l a n mıyor. bizim fedakôrl ı kları mız da onların hesabına geçirilmiş g ibi oluyordu. Bizim bu tah l i l i m ize kuvvet veren çok delille r vard ı . Hele M . Kemal Paşa'nın isınet Paşa'ya ( Benden sonra se, · 123 n i n gelme n icin l ôz ı m ı n ı yapmalıyız) dediğini a rkadaşlar kulaklarıyla duymuşlardı. Bu vaziyat karşısında n e yapsak boştu . Fakat sonu� n a kadar samimi bağl a rı kırmamaya ve dost düşmana kar ş ı m i l l i birliği korumaya çal ışmak da vazifemizdi. H u susiyle, (Türkler, ancak başları sıkıya gelince birleşirler ve ancak askeri bir kudret teşkil edebilirler: medeni bir hü kümet kuramazlar. Cünkü ruhlarında tahakküm ve istib dat kökleşmiştir. Başa gelen oğlunu, kordeşini bile zon ve vehim uğruna öldürmekten zevk alır . . . ) gibi telôkki leri yen iden canlandırmamaya çalışmamız m i l li bir borçtu . Bu düşünce ile Rauf Bey ile Isınet Paşa'yı barıştır mavı ve M . Kemal Paşa ile de sa mimi görüşmeyi birinci plana aldım. Rauf Bey de fikrimi kabul etti. Ve ismet Pa şa'ya karşı gayet samimi davranacağını ve kusuru varsa söyle ndiği a nda. tarziye vereceğini (özür dileyeceğini) söy lec!L 1 8 Ara l ık'ta resmi ziyaretlerimi yaptım. isınet Paşa yerinde yokmuş; kartı m ı bıraktım. M. Kemal öğ le yemeğine çağırdı. Hasbihalerimizde kendileri ne samimi duyguları mıza emniyet etmesini beyan dan sonra iki ricada bulUndum : Ordunun siyasetle uğraşmaması için kumandan 1 . ıarın aynı zamanda mebus olmamaları hakkındaki teklifimin kabulü. . 2 istanbul'a gönderilen istiklôi Mahkemesi namı ve şahısları bakımından halka çok fena tesir ettiğini eğer bu şekil devam ederse eski halifelik devri aynen başlaya cağından normal idare şeklinden ayrılınmaması ve adliye mize itimat olunması ve ono kudret verilmesi. Istanbul'da korkulacak birşey olmadığını, gazetecile rin kendilerini göstermek ve satışlarını coğol tmak gayre tiyle açtıkları münakaşada Ankara'daki Yenigün Gazete sinin4t1 .. ( .. ) atıp tutmalarını, herkes Cumhuriyet hüküme tinin ve h ususile sizin emrinizle yapıl ıyor telôkkisi halkı çok müteessir ettiğ ini, bunun icin Anka ra gazeteleri n i n çok ağırbaşl ı hare ket etmeleri lüzumunu belirtti m . - - · .124 Ve bütün bunların ü stünde bana olan itimad ının kı .r ı l mamasını ve e m i rleri ne olursa apaçık tebli ğ buyurma ları n ı hasseten r ica ettim.» Ertesi g ü n Karabekir, isınet Paşa ile de görüşür. Ka rabekir, isınet Paşa'ya Cumhuriyet'in i lô n. ını n kend isine daha önce haber ·1erilmemesi ve istanbul'a kendisinden habersi z · isti klôl Mah kemesi gönderi l mesinin «itimatsızlık eseri�> olduğunu söyler. Isınet Paşa «Tra bzon'a emin bir adam göndererek va ziyeti sana bildirmemekle hata ettiğimizi kabul ediyorum » �r. . K a rabekir, isınet Paşa i l e 21 Ara l ı k 1 923 günlü görüş1 mesini anı larında şöyle a nlatır : << istikiôl Mahkemeleri n i n memleketin emniyet ve i kti sadi hayatını h ı rpalayacağını ve harice karşı da Cumhuri yet idaresinin isti klôl Mahkemeleriyle tutunabildiği zan n ı n ı vereceğini, nitekim istanbul i ktisadiyalı n ı n sarsı ldığını v e i ş uzarsa bazı i flôsların da vukua geleceğ i n i i z a h ett i m. Ve öteden beri M . Kemal Paşa'ya yazd ığ ı m veya söyledi ğ i m şu düsturu Isınet Paşa'ya da tekra r ettim : - Sevgi ve saygı ikna ile kaza n ı l ı r. Korkutma kta n , sind i rmekten doğaca k o l a n a nca k nefretti r.. Bu esasta uzun ·uzadıya görüştük. i sti klôl Mahkeme leriyle işe başlamalarından M . Ke mal Paşa'ya ve !<endisine karş ı kalplerdeki büyük sevg i n i n s a rsıldığını ve hele mahkemeler keyfi kararlar verirlerse . değ i l l stanbul'un, bütün vata ndaşların endişeye düşerek aynı d uygulara kapılaca kları n ı , bun u n icin bu mahkemenin h i çbir tesire kapı l madan asilône iş görmesini ve işi çab u k bitiri p geri gelmesini v e a rtık şu veya bu sebeplerle bu m a hkemeleri bir vt:ısıta olarak kulla nmamalarını ve me selenin Türk m i l letinin ve Türk vatanının şerefi olduğunu ve Cumhuriyet idaremizi zayıf gösterecek olan bu cebir ve şiddet vasıtası yerine halka Cumhuriyet'i n feyz ve h ü r riyet getirdiğini fiilen göstermekliğimiz lüzumunu izah et tim» r�J .1 25 · ONBEŞ Karabekir, eski ve yakın arkadaşı ismet Paşa'ya bü� tü n kaygularını, düşünceleri n i , tek tek a nlatı r. Rauf Bey i l e o ralarını da d üzeltme k . ister. ister ama i smet Paşa ka� rarlıdır. - Rauf Bey ile görüşme m ve anlaşmam der"1 • Kendisine niçin güven i l mediğini sorar. ismet Paşa «sana zamanında haber verilmemiş olması itimatsız!ıktan ziyade ait olduğu makamların hatasıdın> yanıtını verir. Ve kendisinin bu işe karıştı rılmasının haksızl ı k olduğunu söy� le r. Söz. Kemalettin Sami Paşa kom utasındaki kolordu� nun Pad işah ya n l ısı o l ması bir ihtilôle karşı i stanbul'a gön� deri t me h azırlı kl a rı n a g e l i r. Karabekir, kend isinin Padişah ya nlısı gibi görülme sinden duyduğu acıyı anlatır. Durumdan uzun uzun ya k ı nı r. Olayı kendisine karşı bir <<komplo» olara k yorum lar. M i l letvekilliğinden ayrılarak askerl iğe dönme kararın dan bu yolda yaptığı önerid e n söz eder. Karabekir'in a n latımlarına göre renkten renge g i ren lsmet Paşa «ne söy lersen haklısın» d er. Ve Karabekir'in ccmebusların aynı za manda komutan olmamoların önerisini de destekleyeceği ne s ö z verir. Kôzım Paşa. ista nbu l 'a döner, i stanbul 'da Rauf Bey, Paşa'ya içişleri Bakanı Feth i Bey'in ccbozı mebusların mektuplarını çalmak için verdiği mahrem emri>> gösterir. Karabekir, bu olayı şöyle yorumlar : « . Mütarekenin i l k zamonlarında ismet Paşa bana E r z urum'a yazdığı mektubu nda Ferit Paşa hükümetinin mek tuplarımızı açt ı rdığı şüphes i n i yazıyar ve mundar idare d iye bu işi nefretle yad ediyordu. Şimdi bu işi daha ge niş m i kyasta ve m i l let mebuslarına kendi başvekilliği za manında kendisi yaptı rıyord u . Damat Ferit, müstebit bir hükümdar sadrazam ı idi; fa kat kendisi Cumhuriyet'in bi rinci başvekili!» · .. · . 126 Kôzım Karabek i r Paşa. bu kaygılarını isınet Paşa ile d e görüştüğünü yazıyor. isınet Paşa. bu e m irden h aberi olmadığını söyler. oma daha çok bu gizli yaz ı n ı n Ra u f Bey'in e l i ne geçmesi üze rinde d u rur. Karabe k i r, isınet Paşa'ya M . Kemal ' i n çevre s i n i sara nl a rdan yakın ı r. Eski a rkadaşlarıyla Korobe k i r a rasındaki bir tartış mo da, orduya a l ı nacak a raç ve gereçler koriusundadır.• Karabekir, isınet Paşa'ya b i r mektup göndererek şunları yaza r : (Orduya ait i şlerden ve hele tayyare. mühimmat fab rika larında hakkında gazete l e rde gördüğüm birta k ı m ş ir ketlerin talip oluşundan resmen bizlere haber verilmeme sinin mahzurlu olduğunu ve işlerin Enver Paşa'nın zamo n ı ndaki gibi dar bir çerceve içinde yapılmasının önüne geç i lmesi.) . Isınet Paşa. Karabekir'in evine g e l i r. Karabe k i r. yine uzun uzadıya kon uşur. Şu kaygısını da dile getirir : «Siz şudur: M. açık söylemiyorsunuz. Fakat herkesin kanaati Kemal Paşa'yı siz Lozan'dan aldığınız ilhamlar la bir i nk ılôba teşvik ediyorsunuz. Ve bunda i stiklôl Har bi'nde ilk M. Kemal Paşa'yı tutan arkadaşların ı n uzakta kalmalarını ve hatta ezilmelerini istiyorsunuz. Bu orada ben de dahil olduğum halde mohvımızo kadar yürümek isteyenler görülmektedir, dikkat edin. Bu milletin istikba li çok zorarlı olaccık.n Konuş m a da ha da uzar. isınet Paşa'ya Karabekir i l e <<yirmi otuz silöhşöre dayonı vorsunuz» der. Ve bu uyarıları , bu eleştirileri « kardeşl i k vazifesi» gereği yaptığ ı n ı da söy ler. i sınet Paşa : « e ıneksiz k ü l ô h kopan sekiz o n k a l e m sahibi» __..:. Seni kuşkulanqırocak yeni bir delil mi var? Mek tubunda Enver Paşa'nı n zamanı gibi oluyor, diyorsun, bun d a n birşey anlaınodım» diye t;oror. Karabekir. şöyle devam eder : « i smet Paşa'ya dünkü Hôkimiyet-i M i lliye ga z etesin d�ki ( inönü M uzofferiyeti 'nin yıldönümü mü nosebetiyle M. 1 2i Kemal, Fevzi ve lsmet Paşa'ların beyanatı) başhklı yazı lan ve buna karşı gazetenin de mütalaasını gösterdim .. Şark zaferi sıfıra indirilmiş, adetô istiklôl Harbl'nden çı karılmış, hele ismat Pa, a'nın beyanan, sanki Kars'ın zcıb tı Ermeni ordusuna da ınönü önüne getirtmiş gibi · bir suç-. lu h areket derecesine indirilmiş. - isti klöl . Harbi böyle mi oldu Paş�m? dedim. Beni kücültmek icin Türk milletinin tarihini yalanlıyor. Sizlerin gördüğü büyük işlerin daha parlak görünmesi için bu günahı işlemeye ne lüzum var? Benim en gücüme gi den canım kadar sevdiğim senin de hakikata ve bu ara d a bana varıncaya kadar bu millete en tehlikeli günlerde canla başla hizmet edenlerin şeref ve caniarına karşı vaziyet almcındır. Bunun gideceği yer, Fransa Büyük in kılôbı'nın kin ve ittiralario dolll kanlı tarihidir. Hiçbirimi• zin hayatı uzun yıllar sürecek değildir. Kuvvetli bir parti, kuvveİii bir millet meclisi yerine bir askeri korargôh ku rulması çok tehlikeli neticeler verebilir. Birçok kıymetli başları boğarak yapabileceğiniz işler yine birçok başla rın boğulması ile altüst olabilir. Bunun için dayanılacak kuvvet sözde olduğu kadar iş sahasında da olmalıdır. Bu gün mecliste büyük mütehassıslar yok gibidir. Buna karşı çok zabit vardır. Bunların orduya çıkarılması hem meclisi bunlardan kurtarmak hem ordu saflarındaki boşlukl�rı doldurmak bakımından faydalıdır. Bu S!Jrette şahsi arzular yerine ilmi programlar tanzim edilebilir ve milli bir cephe ile yeniliğe bürünebilir. Bu sözlerden sonra Fransa Büyük inkılôbı'no ait eser lerden çıkardığım iki makaleyi okudum. Kanlı bir yoldtm yürüyenlerden ibret alalım , dedim. ismet Paşa, sabit bir fikrin esiri idi. Uzun muhase belerimizden sonra sonucu yine şöyle bağladı : - Közım, eğer h ü kü metten cek i l irsem muhalif bir par ti yapa rı m. O'nun bir endişesini seziyorum : M ustafa Kemal . Paşa'nın kendisinden boşkr.sını baş vekil yapması ihtimali . O 'nu düşündürüyordu. Kabinesindeki . · .. 128 bazı tadilôta razı oluyordu. Fakat, başvekiliikten çekilmeye tahammüllü görünmüyordu. · Derhal muhalif bir parti ya pacaktı. Ben işi tatlıyo bağlamak için : - Ne yaparsan yap; y a l n ı z her işinde sami m iyeti si yasete hôkim k ı l . . bir de ben i m askeri sahadaki mesa ime yard ı m et. Hana bunlar yeter .. Harp Oyunu Y ı l 1 924; g ü n lerden 9 Şubat. Kôz ı m Kara bekir. a n ı larında «beni hayrete düşürdü» d iye yazdı ğ ı bir h aber a l ı r : ismet Paşa ve M i l l i Savunma Baka'nı Kôz ı m Paşa, kendisine haber vermeden izmir'e gitmiş lerd ir. izmir'de harp oyunları yap ılacaktır. Karabekir ve Fevzi Paşalar da izmir'e g iderler. Harp oyunlarına M . Kema l de katı l ı r. «iki mühi!ll nokta garibime gitmişti» d iye yazar ka ra bekir. «Biri madem l<i masele harita üzerinde hal oluna caktır. Ne diye bu kadar masraf ve rahatsızlık kabul olun du? Ankara'da daha rahat ve istifadeli olurdu. ikincisi de meselelerde, harp oyu nlarında ve mcmevralarda daima kırmızı ve mavi taraf denir ve bu devlet, ·şu devlet diye isim bildirilmezdi. C ünkü bu şayi olacağından dış · ve iç siyaset bakımından mahzurlu ve hatta tehlikeli sayılırdı. izmir'de toplanmak ve halyanların Ege sahillerine çıka cağını apaçık ortaya koymanın herhalde bir sebebi ola caktı. Bunu Fevzi PaŞll 'dcm sordum. Ve harp oyunu bittik ten sonra arazi seyahatı yapılmasını teklif ettim. Mesela Ankara'da teklif · olunmuş; kendisi de yolda okumuş! .. Bunun icin malumatı yokmuş .. Ve hatta reyi bi le alınmam�ş.. Seyahat hakkında da bir arzus.u yokmuş.» Bu konuda bir tartışma cıkar. Karabek ir, M . Kema l'e on y ı l savaş tehl ikesi görme diğini, Al manlarla, ha lyanların ilerde anlaşacaklarını ve · 1 29 F. : 9 Arnovutl uğo sold ı rocoklorı n ı , Türkiye'ye so ldırmolorının halyonlar icin felô ket olacağını ileri süre r. M . Kemal «Arnavutluk italyanları tatmin eder mi?» d i ye sorar. iki komutan savaş taktikleri ve olası gelişmeler üze rinde konuşurlor. Harp oyu n larında boşkomutanlık K oro be kir'e veri l ir. Karabek ir, harp oyunlarının a razide yapılmasını öne· rir. Öneri kabul olmaz. M . Kemal Paşa ve M il li S avunma Bakanı Özolp, tre n l e Ankara 'ya dönerler. 29 Şubat günlü gazeteler, <<Osmanlı Han�danının mem leket hududu dışına çıkarılması ve hllôfetin Meclise intl habı cihefine gidileceği» ha kkında görüşmeler yapı ldığını yazarlarr.2• Karabekir, o g ü n kü duygu larını şöyle anlatır : «Tıpkı Cumhuriyet'in ilôn ında olduğu gibi h ilôfeti n lôğ vı ve hanedanın yurt dışı ed il mesi kararı da bir koc kişi o ra sında kararlaştırı l ıyor v e Ha life ben i m m ı ntıkamda ol_ma sıno rağmen bana bu h ususta haber bile veril m iyordu. Biz bu mühim işi de madunlarımızdan (aslorııiıızdan) ve onlar do sivil makamlardon öğreniyorlard ı . Bu hare ket tarzın dan benim kadar diğer asker arkadaşlarım da teessür ve . e l e m duyuyorlardı. Hususiyle daha neler yapılacağını kim se kestiremed iğinden herkesin endişe ve h iddeti artıyord u . Meclisin verdiği karar, daha evvel i nden vali lere tam i m olu n uyord u . O Meclis ki, umdelerde bir madde olara k h i lôfe tin Osmanlı haneda nıno ait olduğ u n u d eğişmez bir karar olara k kabu l ederek m i l l etten rey a l m ı ş bulu nuyordu. ( .. ) 6 Mart'ta aldığım tarihi haber şudur: 5/6 gece ya rısından sonra Halife Çatalca'dan e ksprese bindirilmiş ve . hudud d ışına çıkarıl mış. Hanedan do yüz kadar e rkek ve kadın da cıkcırılmaktadı r.» B u orada Ba konlar Kurulunda · da değişi kl i kler olmuş� tur. Yine Karabekir'e haber veri l mez. Paşa. öfkelenir. «Em· · rivakilere boylin eğmeyeceğim» d iye yemin eder. lsta nbul'o gider ve Fevzi Paşa i l e görüşü r. Fevzi Po· 1 30 şa'yı e l eştirir. Fevzi Paşa'ya ((Ordu komutanları arasına ikilik konmuştur. Aleyhimize padişahcı, halifeci diye dedi kodular, ne yazık ki, en yüksek makamlardan çıkıyor» di ye cıkışır. Fevzi Paşa : - H:tôfetin lôğvı hakkındaki fikrini M . Kemal Paşa bana izmir'de söyledi. Ben sizin de haberiniz var. yanıtını verir. Tartışma uzar. Karabekir, bir d i ktatörlü k devrin i n baş ladığ ı ndan ya k ı nır. «Bu m illet, ancak demokrasi esasları . ile mesut yaşanı der. Geneli klerinde verd ikleri özg ürlük sa vaş ı m ı ndon söz eder. Konu kapanır. Ertesi gün Erkô n-ı Harp Me ktebi ( Harp Akadem isi) ' nde Karabekir'in konferansı vard ı r. Fevzi Paşa . konferanstan önce Karabekir' i uyarır : - Paşam, Şark Harekôtının yalnız askeri kısımların dan bahs ederseniz, ileri geri uzun muhaberattan katiyyen bahs etmemenizi rica ederim .. Karabe k i r kırg ı n ve kızg ı nd ı r. Olayı şöyl e a n latır : « H ayretimden dona ka l d ı m . Bu bir ômirin e mri idi. i ta a t e mecbu rd.u m. Fa kat konferansı vereceğ im ki mseler Türk O rd usunu n . m ukadderatını e l lerine olacak olan gene E r kôn-ı Harp zabitleri idi. Bun lardan bu işleri saklamak bü yük b i r c inayetti . Bu hakikatı bunların öğre n mesi hakları idi. Bizim de bunları öğretmek vaz i femizdi. ( .. ) Gene Er kôn-ı Harpiiierin kapısı önünden dönemezd im. Onlara çir kin bir misal de göstermernek için Moreşal ile müna kaşa da edemezdim. Şu halde içten gelen b i r karehatın ( iste meyerek) tabii bir in ikası (yansıması ) olan bakış ve tav rımla : - E mri n iz üzerine işi kısa keseri m efendim . . . dedim . » 1 3 N isan 1 924 g ü n ü Karabekir, M . Kemal tarafındon Çan kaya ı<:öşkü'ne çağrı l ı r. Başyaver Salih Bozok. M. Ke mal Paşa ' n ı n odasında meşg u l olduğunu bildirerek Paşa' dan be klemesini rica eder. . . · 131 M . Kemal Pa şa, odası nda, Terzi Altın Makas'a Müşir ü n i forması n ı d i kt i rmekte ve · ü n iformanın provası ya pılmaktadır. Sa l i h Bey, M . Kemal Paşa'nın ça lışma masası nda b u l u n a n bir res i m l i a l b ü m ü Karabekir'e uzatır. Kara be k i r, a l bümde kendisi ile i l g i l i övgülü sözleri okur. Albümde şun lar yazı l ı d ı r : «Şark Cephes i ' n i n güzide kom utanı ya lnız iyi blr as ker, mü mtaz bir kumandan değ i l aynı zamanda mukted i r b i r idare adamıdır d a . Mütarekenin bidayetinden b e r i Er z u ru m ve havalisini fev kalôde hüsn-ü s u rette idare etmiş. hastaneler, mektepler açmış, Ermen ilerin harap ettikleri bu güzel cüz'i vatanı i rna ra ça lışmışt ı r. . Türk mi l leti, Kôzım Karabe k i r Paşa . gibi rical yetiştir-· miş olmakla ne kadar iftihar etse sezadır.» Karabekir, a l bümü okumaya dalar. Sonrasını Kôzım Kara bekir'den öğ renelim : · «Artık beni m de sobrımın tükendiği bir sırada idi ki, Salih Bey tekrar gelerek : - Gazi Paşa buyursun l a r d iyor . . dedi. Yanına gird i ğ i m zaman elimi sıl<orak mühim meşguli . vetini söyledi : - Sizi fazla be klett i m . oma bizim terzi ile yeni yapt ı r m aktc olduğum müşir e l bisesi hakkı nda görüşüyord uk. Se n i , sıkıl ı rsın d iye çoğırmad ı m . · Ben : - Eğer ben imle bunun yarısı kadar zama n görüşmek l ütfu nda b u l u n urson ız şu . iki kôğıt ü ze ri nde görüşme rica edecektim . . . diyerek bir (G . M . Kemal) imzasını ve 1 923 tarihli mebusl uğumu bildire n tezkere n i n . d iğeri de ben i m i mzam ı taşıyan 1 9 1 9 . tarilı l i Harbiye Nezareti'ne ŞOra-yı /\ s keriye Teşkili hakkı nda yazdığım h ususi tek l i fleri m i n su- reti n i Gazi 'ye verd i m . Müstehsi ba kışla sordu : - Ned i r bunlar? M ü fettişl i k u mu nıi lôyihosı ise o ma kam başkomutanl ı k demektir. Bu hazerde ve seferde be n i m mako m ı md ı r. Hazerde bana n iyabeten Erkô n - ı Harbi ye Umurn iye Reisi, yani Müşir Fevzi Paşa bu vazi feyi gö132 recektir. Bunu Erkôn-ı H arbiye riyaseti kanun uyla da tes bit ettik. Siz h ô lô o makamı ve rütbeyi mi kurcalıyorsunuz ?. Ben : - Hayır efendim. Ben bugünkü mevkiimde uhdeme düşen vazifelerden uzak bulundurulmakta olduğumdan şi kôyet ediyorum. Takdim ettiğim vesikalardan biri benim ' Bliyi.ik Millet Meclisi azalığına seeilişimden dolayı kıymetli imzanızı taşıyan iltifatnomenizdir. Diğeri de Şura-yı Aske riye Teşkili ilizuınu hakkında öteden beri yazdığım ve söy lediğim fikirlerimdir. Son günlerde ne siyasi ne de aske ri teş�hbüs ve l;cırat lorınız hakkında fiiliyata çıkmadan ön ce bir haber dahi cdomıyoruın. Uhdemdeki mebusluk ve cısf�erlik vasıflarından h angisi arz buyurulursa, orada mev.. kiimin hak ve mesuliyeti olon vozifeyi görme!< istiyorum. istiklôl Horbi'nde her iki selôhiyetimi hüsn-ü istimal etti ğimi ve her zcımon takdirlerinize lôyık hizmetler gördü ğümü her zaman büyli k bir şevkle hatırlıyorum. Boşkomutnn!ık meselesine gelince : Benim şahsım kon le alınmayarak şunu · arz edeyim l<i, istiklôl horplerindP. reisicumhuru muzun aynı zamanda baş kumondan olması çok mahzurlu olacaktır. Her tmafla si yasi münasebetlerimiz l<esilmiş halde il<en sırf dahili iş lerle uğraşmak yüzünden zat-ı samileri istil<lôl H<ırbi'nde askeri planlarınıı;ı:ın icabı vechile boşkomutanlığı zamanın da uhdenize almadınız. Ve bu yüzden G orp Cephesi ordusu · cepheciliğe döl<lildü ve istiklôl Harbi de beyhude bir yere en az bir yıl uzadı. M. Kemal Paşa : - M untazam tuttuğunuzu işittiğim hatıratınızı vesa i kleriyle birlikte getir de göreyim. H i çbir tarafta herkes gi bi benim isti klôl Harbi'nin bônisi olduğumu ve Türk m i l - . !et i n i ö l ü mden kurtararak ona isti klôlini bahş ettiğimi söy leyeceğine kendini de benim payern e çıkartacak propagan dalar yaptı rıyorsun. Bir m i l lete ancak bir G azi ol ur. Bu yü rüyüşe ayak uydurmaya çalış. lsti klôl Harbi' n i nasıl emir leri nıle başardıysak bundan sonrası da bundan başka ola maz. Ben sana şerefli bir vazife düşünüyorum. içerde Fet h i fley var, birl i kte konuşalım. · · 133 (. . .) Terfi müddetim geldiği halde aldırış etmeyen, aleyhim de bir düziye ıd sti klôl Harbi ' nd e nası lsa Şark'ta bulı.mdu � B a n a müşkilôt göstermekte n başka birşey yapmadı» pro• pagandası yapan ve etrafımdan hatiyelerini eksik etmeyen M. Kemal Paşa, bugün benim hatıratıma da el atmak ka_. rarında idi. Buna muvaffakat edemezdim. (Hatıratımı elim den almak için üç kere evimi basıp arattı. 3 bin nüsha eserimi yaktırttı. Ve bir hayli evrakımı aldı. Fakat o ancak gölge yakalamıştı.) * "* * J S alonda Fethi Bey de eşiyle mevcuttu. Gazi : - Haydi size yu karı katta ki kütüphanemi gezdireyim. diyerek Fethi Bey'le beni beraberinde alarak yukarıya çı kardı. lôtife Hanım'ın da birçok zarif ciltli kitaplarını taşıyan ve bütün duvarları kaplayan kitaplarını temaşa ederken Gazi dedi ki : - Musul hakkı nda Hotiç konferansında Feth i Bey s i yaset yoluyla muvaffa k olamadı. Sıra Karabekir'e geldi. O bu meseleyi asker k uvvetiyle başorocaktır. Ben : - ingil izlere harp açmak fe lô ketli bir iş ol ur. Yuna n istan'ın yapamadığını tiu sefer halyaniara da teklif ede bi lecekleri n i hesaba katdrak lzmir harp oyununda teh l i keyi bel i rttiği niz halde şimdi böyl e b i r istilôya kendimi z i n sebebiyet vermesi doğru mudur? Lozan 'da Musul me selesinin halli sonraya; siyasi bir yoldan halle bı ro k ı lmadı m ı ? Bu meselenin daha öne a l ınarak hilôfetin lôğvındo ace� le buyuru l mamalı idi. Eğer m ü tolôom sorulsoydı. belki bu teklifimi siz de kabul buyururdunuz. Bugün istiklôl Harbi zamanından daha zayıf bir halde olduğumuzu iddia edebi· !irim. Herhangi bir muvaffakiyetsizliğin bilhassa kürtlük mıntıkasındaki o k isleri pek zararlı olabi l i r. Şark'ın ıslôhı na yazık ki, hiç ehemmiyet veril m i yor. lctimai düzen i m iz ve dolayısıyla a hlôki durumumuz g ü nden güne her tarof ta bozuluyor. 1 34 Benim Gazi ve müşirliğimden bahs eden· albümü ba na göstermekten moksodı do galiba beni Musul Hcirekôtı yapmaya iştahlandırmak olacaktı. Buna kıymet vermediği mi görünce işi kısa tutorak : - Sen bu işleri ismet ve Fevzi Paşalarla görüşü rsü n, hayd i artı k salona inelim.: dedi. ONALTI lozan Antıaşması'nda Musul sorun u çözüme bağ lan· ma mışt ı . Görüşmeleri n uzaması üzerine ismet Paşa , bir konunun Türkiye i l e ingilte re arası nda çözülmesini önermiş; bu önerisi de taraflarco ber:ıimsenmiştir.3. Musul kon usundaki i l k görüşme 1 9 Mayıs 1 924 günü istanbul'da yapıld ı . «Hotiç konferansnı d iye b i linen bu konferanstan sonuc a l ı namadı . ingilizler Sü leymaniye, Kerkük ve Musul kent� lerini Türkiye'ye bırakma k istemiyorlar; Türk delegasyonu başka n ı Fethi Bey de M usul ili nüfusunun Türk ve Kürtler den ol uştuğunu ileri sürerek Türk tezinde d i reniyordu. i n g i l izler, Musul d ışında ayrıca Nasturir.·ı hristiyanları nedeniyle de Ha kkari i l i n i de istemekteyd i l er. S orun. Halic konfera nsında cözülemedi. Cözülemeyin ce konu ingil izler tara fından M i l letler Cemiyeti'ne götürü l dü. M i l letler Cemiyeti, 3 0 Eylül 1 924 g ü n ü b i r komisyon kurara k konunun bu kom isyonca i ncelenmesi kararı nı ver d i . Komisyon düzen led iği 'raporda Musul'un I rak'ta «Ingiliz manda yönetiminiıı 25 y ı l daha uzatılarak Kürtlere verilmesi koşulu ile Musul'un manda yönetimine bırakı lması , bu ol mazsa, Musul'un l ra k'a devredil mesi görüşü benimsen m işti. Türkiye bu raporu ta nımayacağ ı n ı ilôn etti. M i l letler Cemiyeti'nde konuşan Dışişleri Bakanı Tev· · 1 35 fik Rüştü (Aras) İngilizlerin Musul'daki K ü rtleri i lerde Tür kiye a leyhine kullanaca klarını söyled i . T a m bug ü n lerde Şeyh S a i t isyanı patlak verdi. 2 3 Tem muz 1 924 günü istanbu l 'dan M r. Henderson 'un ingiliz Baş· bakanı Mac Donald'a gönderdiği gizli yazıda Doğu'daki · Kürtlerin yere l örgütler kurarak harekete geçmek üzere ol dUkları ve Kürtlerle temas için bir yetkilinin istanbu l 'a gön derildiği bildiri l iyordu . Şeyh Sait'in oğlu A l i Rıza da ingil izierin desteğini sağ lamak üzere Tebriz'deki ingiliz konsolos luğuna başvurnıuş tur. Şeyh Sait ayaklanması 1 925 yılı orta l a rı nda bastı rıla bildir'". Türkiye, 1 925 y ı l ı Eyl ü l ' ü nde M i l letlerarası Adalet Di vanı'na başvurdu. Diplomatik görüşmele rden sonra gerek Divan ve gerekse M i l letler Cemiyet Mecl isi kararla r ı n ı ver· mişlerd i : Musul l rak'a bağlanaca ktı. 16 Aralık 1 925 g ü nü· M i l letler Gerniyeti Meclis kararı verilmiş; Musul Türkiye'nin e l inden kaçm ıştı . Türkiye, bu karara karşı tepki gösterdi . Ayrı ca Sovyetler'le de 17 Ara l ı k 1 925 günü Dost l u k v e Tarafsızlık Antiaşması i mza landı. · 5 Hazira n 1 926 günü, Tü rkiye, l ro k ve ingi ltere ile im zaladığı «Sınır ve iyi komşuluk antlaşmasm ile Musul'u ter ketm iştj . i şte M . Kema l il� Karabekir'in kon uşmaları M u sul so . runurıun tartı şıldığı g ü n le re ra stlar. Tü�kiye, Musul'u d i plomatik yol larla alamazso askeri yol l a alacaktı r. M . Kemdl bu askeri sefer için de Karobe k i r'i görevlendi rmeyi uygun görmektedir. Yeniden Karabekir'in a n ı larına döne l i m : ceM usul meselesinin siyasi yoldan hal olunamayacağı Fethi Bey'in tekrar tekrar beyan ettiği Haliç konferansın da ingiliz delegelerinin sözlerinden anlaşılıyordu. Daha ilk sözde : - Musul Kraliyet hükümeti için pek lôzımdır.. diye ilk ve son sözlerini söylemişlerdi. Fethi Bey'in .136 - Bizim Cumhuriyet hükümetimiz için de pek lôzım dır . . . tarzındaki cevabın a yine aynı cevabı vermişler. G azi, Fethi Bey'i dinledikçe düşüneeye dalıyordu: Bil·· mem hilôfeti lôğv etmekte acele ettiğini söyledikçe hak mı veriyordu? Yoksa, henüz kuvvetini m uhafaza eden aske-. ri mantıkla işi kuvvetle neticelendirmeyi mi düşünüyordu?» K a rabekir, ya kın a rkadaşı isrriet Paşa ile s ı k s ı k görüşür. Bir görüşmelerinde i s met Paşa birdenbire : « Kôzını , M usul baş .. ş u n u işgal ediverse ne » der. Karabekir, ismet Paşa'ya şu yanıtı verir : ıı Bu hareket ingilizlere . karşı ilônsız bir harp demek olur. Oradal{i kıtaları a2: da olsa tayyare kuvvetleri üstün" dür. K ısa bir zamanda takviye edebilirler. Sevk olunacak kuvvetlerimizin orada dahi muvaffokiyetlerini ümit etmem. Fakot, işin tehlikeli cih�ti bu hareketin ingilizierin bütün sahillerimizde faaliyete geçmelerine mucip olur. işin do ha felôketli ciheti de Ermeni ve Yunan ordularıyla ya pamadığını bu sefer Suriye'den Fransızlorlo ve izmir'den de italyonlorla yapnıaya kolkışmosıdır. izmir horp oyunundcı halyanların böyle bir hareketi m iscil olarak yoptırıl- · dığı halde şimdi onun fiilen tatbikini görmek istiyorsunuz. Yunanistan bile derhal Şarki Trakya'yı işgale can ota . caktır. Bu 5uretle tarihi hacaletten (utanmadan) kurtul mak isteyecektir. Nitekim izmir harp oyununda bu hare ket de hesaba katılmıştı. Bundan başt<a cihan efkôr-ı urnu miyesin<!e Türklerin her fırsatta harbe atıldıkları şekli gös..; t('!rec:;,ğinden siyasi ve askeri düzenimiz ve neticede Mu sul ' uğruna kazandığırriız istiklôlimiz de tehlikeye düşer. Lozan Muahedesi'ni siz yaptınız; (suret-i müslüha nede) hal olunacağmı, hal olunınazsa Cemiyet-i Akvom Meclisi'nce hal olunacağını ve askeri harekôt yapılınaya cağını siz imzc.ınızla kabul ettiniz. Bu sulh muahedesini Büyük Millet Meclisi kabul etti. Reisicumhur M. Kemal Pa şa da tasdik etti. Bcına geçen gün M. Kemal Paşa da böyle bir teklif te bulunduğu zaman O'na da uzun uzadıya bu mütalôala rımı arz etmiştim. Siz, hükümet reisi sıfatıyla, O'nun böy le bir arzusuna karşı sulh muahedesinin 3. maddesini . . . · 1 37 �okuyarak benim serdettiğim tarzda mütalaa beyan edece ğinize Musul'u işgal etmeye kalkıyorsunuz.» . Karabekir Görev Kabul Etmiyor : Karabekir, savaştan ya n a değildir. · Musul ıçın ya pı laca k · bir savaşın Türkiye'yi yı kıma sürü kleyeceği kanı sındad ı r. Paşa, anılarına o gün ısmet Paşa'ya _şu kaygularını da bildirdiğini yazar : «Öteden beri imadiye ve Cömelek civarındaki köy lerde (Londra Başpiskoposu mürahhası) nan:ııyla ingiliz misyonerleri Nasturileri aleyhimize yetiştirmişler ve teş kilatlandırmışlardır. Bunlar daha bize çok zorluklar çı karabilirler. Bundan başka Kürtlük ıslahı için ilk tedbir ler dahi alınmamıştır. Bu hususta benim muhtelif zaman ' larda mühim tekliflerim vardır. Bu Kürtler1e de tehlikeli . . işler yapabilirler. Onların lstiklal Harbi'mizde pek baş kal drımamaları bizzat aldığım esaslı tedbirlerle beraber kü . çüklüğümden tanıdığım o muhit Cihan Harbi'nde de em rimde bulunduğundan beni yakından tanıdılar. Ve müta-, rekede de bana karşı mütavaatkar kaldılar. Onlara karşı şahsi itimad da tedbirler kadar tesirli olur. Ne Dahiliye ve ne de Milli Müdafaa Vekaletleri onlarla bilerek meş gul değillerdir. Hülasa askeri muvaffakiyat ümit etmiyo rum. ic ve dış siyasi vaziyellerin felakdtli bir şekile sü rükleneceğine ise hiç şüphe etmiyorum. Mustafa Kemal Paşa'ya da söyledim : - Siz Musul'u belki hilafeti lağvda acele etmeye rek herhangi . bir şekilde almaya belki muvaffak olurdu nuz. Fakat, Şark işlerini birinci derecede idare eden bir arkadaşımız sıfatıyla bana haber vermeden bir emrivaki yaptınız. Şimdi bu işi devlet adamlarına yakışmayacak tarzda ve hem de işi benim başıma dotayarak hal yolu na gidiyorsunuz. Ben, kati olarak vazife kabul etmem . Si ze de tavsiyem bu uçuruma milleti süri.iklemeyin . imza 'ladığınız Lozan M uahedesi'nin 3. maddesini tekrar tek_ 133 rar olmyun ve M. Kemal Paşa'ya da okutun. Bu işi ben den ziyade sizin birinci derecede göreceğiniz bir iştir.>> Karabekir. - a n ı l arın ı n bu bölü münde ismet Paşa ' n ı n kendisini h e r zaman cankulağı ile din lediğini, anca k bu görüşleri n i a n latırken ledirg i n olduğunu anlatır. Kôzım Paşa. e n yak ı n dostu i smet Paşa hakkındaki y a rg ılarını şöyle o n l atır : « . .işte şimdi tam milletin rahat ederek medeniyet yo lunda hız alacağı bir sırada, yeni hadiseleri kolay bul duğundan mı? Yoksa M . Kemal Paşa'nın kuvvetli irade sine, artık oturduğu makamın do nüfusu eklenerek yeni den daha kudretli bir cazibe yaptığından mı nedir, bono karşı mühim hadiselerde yon çizmeye başladığı gibi · uzun süre çene çalorak söylediğim şu M usul hareketini önle mek hakkındaki mütalaolorım do pek hoşuna gitmedi. Gös terdiği tavırdan ve · kelime ile mütalaalarıma cevap ver meyişinden bunu a nladım. ismet Paşa, müteessir göründü ve uzun boylu sus� tu. Bu halde müsaadesini istiyerek ayrıldım. 4 Mayıs Ramazan Bayramının ilk günü idi. Reisicum hur Gazi Mustafa Paşa'yı herkes gibi ben de Cankaya Köşkü'nde tebrik ettim. Erkan-ı Harbiye Umumiye Reisi ve M üdotoo-i Milliye Vekili'ni de makamlarında tebrik et tim. Bugün Fevzi Paşa, beni Etlik'de AŞCiğı incirlik mev kiindeki köşkümde iade-i ziyarete geldi. Fevzi Paşa'ya ismet Paşa'nın bana Musul'u olmayı teklif ettiğini, bunun daha önce de Gazi tarafındon yapıl dığını anlo�tım. Hayret etti ve bana şu cevabı verdi : - Tuhaf şey! Benim böyle birşeyden haberim yok . B i r harekôt yapılacağı konusunda benimle birşey görüş m emişlerd i . Bu cevaba benim hayretim daha büyük oldu. Çünkü her askeri ve siyasi büyük mühim işler bu üç ler arasında görüşüldüğü ve korarlaştırıldığına - geçen mi sollere bakarak - kanaatını vardı.» Karabekir, korarın ı vermişti r : Askerl i kten ayrılma�! _ 1 39 . «Şu halde bizlere tutulacak biricik doğru yol Mec listeki milli vazifelerimizi ele r.ılmak ve bu surette gerele cihana ve gerekse kendi milletimize karşı Büyük Millet Meclisi'nin sesini duyurmak ve kudretini göstermek kalı yordu. Bu suretle Cumhuriyet'in sağlam surette kurulmuş olmasına ve lail<lik esasından aykırı tasavvurlorın önlen mesini temin edebilirdi!<. Orduda kalarak o kuvvetle bu işleri görmek, orduyu siyasetle uğraştırmak, onun birlik ruhunu bozmak gibi tehlikesine yakın tarihimizde kendimiz de şahit olduğumuz faciaları tekrar ettirmek olurdu .» K a ra b e k i r, i stan bul'un kurtuluş g li n (i nde M i l li Savu n ma B a k a n ı Kôzım Paşa (Özolp) i l e Pe rdbalas ote l i nde görüşür. Bakana, · i n g i l i z uçakla rının s ı n ı rlarımııda a s keri b i ri i kierimize saldırd ı klarını söyler. Ve ş u uyarıyı yapt ı ğ ı n ı yazar : «Durup dururken bunun vaki olamayacağını, ingiliz Ierin hı:: r hoUe birşeyden kuşlwlanmış olabileceğini.. bir harbe sebebiyet vermenin felôkat olacağını söyledim. ı<ôzıın Pcış::ı fazla birşey bilmiyor göründü. Ve Fethi Bey'in Ce miyet-i Akvam nezdinde teşebbüste bulundu ğunu söyledi. 8 Ekim'de Erkön-ı Harbiye Uniumiye Reisi Fevzi Pa şa'dan bir şifre_ aldım : ingllizlerle bir harp ihtimali mevcut olduğltndan he men Ankara'ya hereketim emr oltınııyordu. 9 El<im'de öğle vakti trenle hareket ettim. 1 1 'de An kara'ya varchm. Fevzi Paşa'yı ziyaretimde vehameti öğ rendim. Şöyle ki : Nasturi çeteleri asayişi bozuyormuş. Bunun içln bir piyade ve suvari fırkasıyle tediplerine başlandığını, bir piyade fırkasının da ihtiyat olarak o mıntıkadcı hazırlan dığını, ingilizierin statü hattını geçerek tayyarelerle kıta larımıza· hücum ettiklerini, suvari fırkasından da bazı za yiatların olduğunu ve ingilizler, hareketi durdurmazsak ilôn-ı harp edecekleri hakkında ültimatom verdiklerini, vaziyetin . bir harbe gitmek ihtimalini Fevzi Paşa anlattı • 1 40 . Kendilerine şunu sordum : - Ordulara hareketi daha önce neden bildirmediniz? ingilizler, ültimatom vermeden sahiltarimize saldırıda bulunsalardı Ege sahillerini teftiş halindeyken çürük gambotlarla . ben dahi feci vaziyete düşecekmişim. Fevzi Paşa : - Dahili bir meselemiz olduğu için d aha önce ha ber vermeye lüzum görmedik. Ben : ...... Ne diyorsunuz Paşam? Meselenin bir M usul ha reketi olduğunu hôlô bir ordu müfettişinden gizlemek is tiyorsunuz. Bu işe beni tayin etmek arzusuna karşı ver diğim m antıki cevapları da biliyorsunuz, demek. Ben, bu · h arekôtın aleyhindeyim diye bu işi benden sakladınız . . Me se le dahili bir tedip harekôtı olsa bu kadar büyük bir kuvvete lüzum görülünce kumandanlarımza işin başında haber vermek ve hatta onların mütalôalarını dahi sormak y�rinde olurdu, fikrindeyim. ingilizierin ültimatom verince telôşa .düşerek acele çağırmanız daha hoş bir . vaziyat doğurmuş değildir. Bana itimatsızlığın bu halde apaçık delilidir. Fevzi Paşa, buna verecek cevap bulamadı. ( itimadı mız olmasa sizi terfi ettirmezdik) gibi bir garibe savurdu. Ben : - Paşam, hangi terfiden bohsediyorsunuz!. ' istiklôl H arbi içerisindeki Garp Cephesi'nde ikişer-üçer derece ter filerinize· karşılık ben yalnız Kars'ın zabtı üzerine ferikliğe terfi olundum. Fakat ben, Cihan Harbi içinde livalığa harp meydanında terfi etmiştim. Ve bu müddeti de doldurduğum icin yaptığınız terfii benim için mükôfat saymok haksızlıktır. Bugün asgari müddeti çokton doldurduğum ve yıllardan beri ordu komutanı olduğum · halde terfi ettirmemekliğiniz de bana karşı haksız olarak itimot göster"'ediğinize bir de tildir. Bilmekte hakkım olan işler de tekerrür edip durmak tadır. · Fakat bugün icin yapılacak şey ingilizlerle harbin önünü almaktadır. Her tarafta her yeri gezdim. Ve halkla her yerde temas da ettiııı . Halk bitkin haldedir. Elinde avu. · .141 tunda birşey kalmamıştır. Sekiz yıldır sürüp gitmekte olan harp milleti uzun bir sulh zamanına müştak kılmıştır. Mu sul'u yeniden harp ile almaya kalkmak yeniden vatanımız• ve millelimizi perişan edecek ve belki de felôket uçuru muna sürükleyecektir. ingilizler bu sefer, geçen yıl izmir'· de yaptırdığınız harp oyunundaki endişeleri tahakkuk et tirecek yani halyanları üzerimize saldırtacak ve kendisi de fiilen harbe girişecektir. Fransızlar da istiklôl Harbi' mizde uğradıkları muvaffakiyetsizliğinin intikamını almak için o zaman elde edemedikleri hedeflere yürüyeceklerdir Fevzi Paşa : - icap ederse, yeni bir hatbi de göze aldık: Musur bizimdir. · Madem ki, sulhen vermiyorlar; harben almak için Gazi ısrar ediyor. Hükümet de bu fikirde. Bizde muvaffak olcicağımıza şüphe yok. icap ederse Musul değil daha uzaklara da gideriz. Ben : - Demek, izmir harp oyununda halyanların Ege sa hili.arine çıkması esasında yani harp oyunları koideleri ne uygun olmayarak mavi-kırmızı yerine apaçık halyan ları düşman göstermeniz, icabında bunu göze almış oldu ğunuzu ilôn için bir gösteriş mi idi? Paşam, siyasi hata lar üst üste yapılmıştır : Birincisi, Musul işi Lozan Konferansı'nda hal olunma . yarak sonradan sulhen hal kabul edilmiş ve nihayet ise Cemiyet-i Akvam'ın hakemliği ile karar verileceği tesbit olunmuştur. ikincisi, hilôfetin lôğvında acele edilerek bu müessese havadon gitmiştir.» Karabekir, Musul'un işgali ve ingilizierin yen ilmesiyle M. Kemal'in imparatorl uğunu ilôn edeceği kanısındadı r. Bu kuşkusunu Fevzi Paşa'ya da anlatır. Fevzi Paşa, «bizim vazifemiz hükümetin emrine itaat tın> der. Karabekir, Fevzi Paşa 'nın Diyarba kır'daki Kolordu Ko mutanı Cafer Tayyar Paşa'ya (Eğilmez) verdiği son e mri de öğrenir. Bu son e m i r şöyledir"6 : � · 1 42 ( i cap ederse eşkiyayı Londra'ya kadar takip edece. Gü n1 erden 1 8 Ekim'd i r. M ustafa Kemal, doğu g ezisinden Ankara'ya dönmek tedi r. Kara bek ir, M . Kemal Paşa'yı Ayrancı s ı rtlarında kar şılar. · M. Kemal, Kara beki r' i görünce a rabas ı n ı d urd urur. Arabada ismet Paşa da vard ı r. Karabekir, M . Kemal Paşa 'ya : - Paşa Hazretleri; bir harp tehlikesi karşısında ol duğumuzu· ve zat-ı samilerin e dahi arz ettiğim mütalaala rıma rağmen Musul Harekatı'na başlamanın buna sebep olduğunu öğrendim. Paşam, netice feldket olur. M ustafa Kemal , Karabe kir'in sözünü kesere k . şunları söyle r : - Büyük M i llet Meclisi'ni acel e topladık. S öz m ille tindir! K arabekir, bu konuşmada n sonra g ün l üğüne şu not ları d üşer : «Artık kararımı vermiştim. Söz milletindir; söz mil letin, kabul!» Kara bek ir, dört gün önce de M i lli Savunma Bakanlığı bütün kolordulam gizli bir emir yolla mıştır : 1 643 say ı l ı emirde, ordu müfettişlerinin Ba kanlıkton izinsiz gezi lere çı kmamaları gereği bildiriliyordu! Karabekir, Ali Fuat Paşa ve Rauf Bey'le de konuşmuş ve kararla rı nı vermişlerdi. Parti kuracaklard ı ! Şu satırlar Karabekir'indir : « Harp felôketinin önüne a ncak Büyük M i l let Mecli si'nde b i r blok halinde görü nebilirssk durabil iriz. Esasen Cumhuriyet' i n kökleşmesi için icabında bir parti halinde ç ı kmaya da karar vermiş bulunuyorduk.» ğiz.) · 1 43 ONYEDi � « Ordu müfettişl i ğ i nden çekil meden önce kimi komu ta n lario kend i leriyle birlik ol maya kandırmak icin çal ıştı l a r. Bu bir yı l içinde, Cumhuriyet' i n i l ô n ı , halifeliğin. kal dırı l ması g i bi işleri m iz, orta klaşa d üzen kura n l a rı b-ir birlerine daha çok yaklaştırdı ve birlikte çal ışma lara yol açtı . işe, siyasoda n başlayaca klard ı . Bunun için uyg u n z a m a n v e f ı rsatı bekl iyorlard ı . Siyasa a l a n ı ndaki v e or dudaki hazı rlıkları n ı yete rl i görüyorlard ı . Gerçekten Rauf Bey ve benzerleri parti içinde sürd ü rmeye başlad ı kları d u ru m larıyla, Meclisin d i nlenme dönemine rastlayan za manda m i l letvekil l eri üzerinde ve . yeni seçimde başarı kazanamayan i l< i nci Grup ü yeleri aracı l ı ğ ı ile bütün yurt ta, u l usu bize karş ı kışkırtmak için çalişmak fırsatı n ı e l de ettiler. Yurt i ç i nd e birtakım gizli örgütler kurmaya ve g i rişimler yapmaya da başladılan>57• K urtu luş S avaşı 'na başl a rken ' b i rbirlerine bu kadar güvenen, birbirlerine bu kad a r inanan i k i · kom utan a ra sında g üven duygusu kalma mıştı. Ka rabekir, kend i s i n i n devre dışı n a ç ı ka rı ldığı ve ken d isine hiç güve n i l mediği kan ısı ndadır. Bu ka n ı lar kuşku l a ra dönüşür. M . Kemal de Ka rabe k i r'i n kend isine karşı komplo .d ü ze n l ediğinden kuşkulanmakta d ı r. Erzurum'da b irleşen yol lar Ankara'da ayrı lmıştır. Karabe kir'in an lattığr olayları b i r d e Söylev'den iz leye l i m . Atatürk d iyor ki : « H a kkari .bölgesind� N asturi ayaklanması n ı bastır maya çalıştığ ı m ız bir s\radd Ingi ltere hü kÜmeti de hükü metimize kesin b i r nota verdi. I n g i ltere'nin kes i n nota sı na bildiğiniz biçimde ya n ı t · verd i k , savaşı b i l e göze aldık. işte Söz konusu ettiğ i m i z kişiler, bu çetin · g ü n lerd e , b i r yabancı devletin b i z e s a l d ı rabi ieceği günlerde kendilerinin de b i z e saldıra ra k e rek144 lerine kolaylıkla u laşabilece kleri k uruntusuna kapı ldı lar. Savaşa hazır bir d u rumda bulund urmaya zorunlu old u k ları ordularını başsız bırakıp, daha önce sevmed i klerini söyled i kleri siyasö alanına koştular.» Atatürk, Söylev'de Karabekir'in ordudan ayrı lması n ı böyle a nlatır. Olay · M. Kemal Paşa'nın Söylev'deki ton ılarına göre bir ı<komplo» muyd u ? Yoksa Karabekir'in · i leri sürdüğü g i bi b i r savaş teh l i kesini önleyen hare ket. mi? Bu soruya yan ı t verebilmek · güc; güc deği l . olanakSIZ. Gelin o zaman olayların akışını hem Söylev�den hem Korobekir'in anıinnndan izleyelirn : Karabek i r, Fevzi Paşa'ya g iderek ordudan ayrıldığ ı n ı bild i rmiş: Fevzi Paşa, Karabe.kir'i kararından caydı rmaya çalışmıştır Karabekir, a n ı la rı nda Fevzi Paşa'ya M . Kemal ve çevresi ile ilgili eleşti rilerini yinelediğini: Fevzi Paşa 'nın da kendisine hak verere k ı<o�dudan oyrılmaıı dediğini ya z ıyor. Evet; köprüler atılmış; güven d uygu ları yok olmuştur. ., Karabekir, Fevzi Paşa dan bütün bu olaylara karşı ta vır a l masını ister. Olup bitenlerderı acı acı yakınır.· Sert eleştiri ler yapar. Fevzi Paşa'ya ı<ordunun başı sıfatıyla susuyar ve da ha fenası bizi hiçe s.a ytyorsunuzıı diye sitem eder. . Kendi d urumundan ya kınır; <ıordu müfettişliği emir zabitliği .va ziyetinde .. » der. Fevzi Paşa'yı d a «M illi Müdafaa Vekôletl de sizin kalem-I mahsusunuz halinde» diye eleştirir. . • . Düşünce ayrı l ı k l a rı güven bunalı mına, · güven buna lımları kuşkuya; kuşku da duygusal tapkilere dönüşmüş tür. Evet. savaş başlamıştır. Bu savaşta Kurtuluş Savaşı'nın başkomuta n ı ile Do ğu Cephesi komutan ı a rt ı k iyice karşı karşıyad ı rlar: . . · ' . 145 F. : 10 Komplo Atatürk, Söylev'de Karabekir. A l i Fuat Paşa lle Refet ve Cafer Tayyar Paşa 'ların bir komplo düzenledikle-: ri kanısındadır. Bu olayları ve duyduğu kuşkuları şöyle a nlatır : S öylev'i n bu böl ümünü bugünkü Türkçeye ya pıfo n çevirisinden okuya l ı m : ' «Şimdi sayın baylo r, istersen iz, s ize büyü k bir «komp lo» üzerine bilgi vereyim. 1 924 yılı Ekim'inin 26. günü gee saatlerde birinci or du müfettişinin görevinden çekildiğini bana bildiridler. Mü fettiş Paşa'nın Genelkurmay Başkanlıığno verdiği cekilm e dilekcesi şudur : · · · · Genelkurmay Başkanlığına 26.10.1 924 Bir yıllık ordu müfettişliğim sırasında gerek teftişle rim sonunda verdiğim raporların gerekse ordumuzun yük selmesi ve güçlendirilmesi için sunduğum tasarıların dik kate afınmadığını görmekle üzüntüm ve kaygıılı çok büyük tür. Üzerime düşen görevi milletvekili olarak daha çok gö nül rahatlığı ile yapcıcağımcı inandığım için ordu müfet tişliğinden çekildiğimi bilgilerinize sunarım efendim. M illi Savunma Bakanlığıncı da yazılmıştır. K ôzım 1Karcıbekir Bu çekilme yazısının altinda re nkli kalemle şunlar ya zılıdır : «Cekilmesini uygun bulmadığımı bildirdim. Düşünce sinde direndi. Yarın milletvekilliği görevine döneceğini bil dirdi.� Bu satırların altında imza yoktur; oma Genelkurmay Başka nının yazdığı anlaşılıyor. Daha aşağıda . do kırmızı müre kkeple yazı lmış şu notlar vard ı r : (Gelen rapor ve tasarıların hepsini göreyim. Bunla rın hangi maddeler üzerinde neler yapılmış ve hangi mad deleri yapılmamış; onları da dosyatattır da gö,reyim.) 146 · Bu notların altındaki tarih 28 Eki m'd i r. Boylor, Kôz ı m Koro bek i r Paşa'nın ra porları ve taso rıları Genelkurmay'da i l g i l i bölümlerde i ncelenmiş, bun lardon kabu l edilip uyg u lanabilecek olonlar d i kkate alın mış ve uygulanmış idi. Ancak uygu lan ması devletin gücü d ı şı nd a bulunan ya do b i l imsel değeri olmayıp kendi ki şisel ve düş gücüne dayanan önerileri doğal l ı kl a d i kka te a l ı n ma mıştı. Kôzı m Karabekir Paşa 'ya raporla r ve ta sonlarından dolayı bir beğence . veril mesi de gerekli görülmernişti. 30 Ekim günü de 2 . Ordu Müfettişi Ali Fuat · Paşa'nın Konya'dan geldiği bildirildi. Kendisini akşam yemeğine Cankaya'ya çağ ı rd ı m . Geç va kte kadar be kledimse de Pa şa g e l medi. Kendisini o rotı rken öğ rendim ki, Fuat Paşa·� yı Anka ra'ya gel işi nde Rauf Bey karş ılamış. Fuat Paşa Milli Savunma Bakanlığ ı'na uğradıktan ve kimi arkadaşlar la da kısa görüşmeler yaptıktan sonra Genelkurmay Baş kanlığı 'na gitmiş, bir süre Fevzi Paşa i l e görüşmüş, çı karken d e Fevzi Paşa 'nın e m i r subeyına şu kôğıdı bırak mış : · Genelkurmay Başkanlığı Yüksek Katına 30.10.1924 Milletvekili görevime başlayocağımdan 2. Ordu mü fettişliği görevimden bağışlanmamı saygı ile dilerim efen' dim. Ankara Milletvekili All Fuat Baylar, m i lletvekilliğinden çe kildiğini Meclis Başkon l ığ ı na bildirmiş olon Refet Paşa'nın da çeki l me yazısını Rauf Bey'in geri o l d ı rd ı ğ ı n ı öğrenmiştim. Atatürk, bu gelişi mlerden kuşkulanmış ve olaylara şu tonıyı koymuştur : Komplo! Söylev'de «komplo» olara k n itelenen bu olaylara kar şı şu önlemler alındığı anlatı l ı r : 1 47 _ · 1 1 k iş. Genelkurmay Başkan ı Fevzi Paşa ' n ı n m il leı vekilliğinden ayrıldı ğ ı n ı TBMM başka n l ı ğ ı n a telefonla bil d i rmesidir. M . Kemal Paşa, bundan son rö ikinci adı m ı n ı otor. i kinci adım, m i lletvekili de olan komutanlar Cevat. Paşa. l zzettin Poşa, Ali H i kmet Paşa, Şükrü Naili Paşa. Fahrett i n Paşa ve Cafer Tayyar Paşa'lara ivedi telgraflor çekerek, bu komutanlardan ya mil letvekilliğini ya da ko m u ta n l ı ğ ı seçmeleri n i isternek olur. lzzettin · Paşa, A l i H i kmet. Şu krü Naili ve Fahretti n Paşa 'lar, orduda kalmak isted i klerin i bildirirler. . Diyarba kır'da bulunan 3. Ordu M ü fettişi Cevat Paşa · dan»R gelen yanıt oldu kça serttir : - Yüksek kişi l i ğ i nize karşı· olan güve n i me ve sevg i � · me inanmanızı saygı i l e dilerim. Ancak, böyle bir . yurt görevinden ivedil ikle çekilere k ulusa ve seçim bölgem halkına karşı ' soru m l u ve suçlu d u ruma d üşmemekliğim için çekilmemi gere ktiren nedenlerin açıklanmasına yük sek buyrukları nızı . saygıyla rica ederim .. Aynı. içerikteki b i r telgraf da yine Diyarbak ır'dak i Ye- · dinci Kolordu Komuta n ı Cafer Tayyar Paşa'dan gelmiş tir. « 1 _.:.. Siz yüce Cumhurbaşka n ı n a karşı beslediğ i m saygı v e sevgiye güvenilmesi n i rica ed�rim. 2 Bu dakikada seçim bölgem halkı ile görüşme-_ d e n yüksek önerinizi kabul etmekliğim ben i ulus önünde soru m l u duruma düşürebilir. 3 _.:.... Y urdu n ve ulusun çıkarları milletvekilliğinden he- · men çekilmemesini gerektiriyorsa, kesin karar verebi lmek liğim icin durumun ayd ı nlatılmaşını saygı ile rica ederi m . » M . Kemal Paşa ertesi gün Cevat v e Cafer Tayya r Pa şalara şu telgra f ı gönderir : « Komuta nların m iletvekili de olmaları n ı n orduda ve komuta işlerinde beklen ilen düzenbağı ile bağdaşmadığı kan ı s ı na varı lmı ştır. 1 . ve 2. Ordu m ü fettişlikleri n i n gö revlerinden çekilip M eclise dönere k orduları elverişsiz bir zamanda başsı z bırakmış olmaları bu görüşü pekiştir� · m iştir. See im bölgeniz halkı, ordu düze nbağ ı n ı n esenliği - · 1 48 ıçın verecegınız karardan kuşkusuz kıvanç duyar. Daha önce yazıldığı üze re kara rın ı zı bild.i rmenizi rica ederim. » Müfettiş Paşa i kinci adım . da başarıyla sonuçlanmış; sıra ücüncü adımı atmaya gelmişti. Cevat ve C.a fer Tayyar · Paşalar, görüşlerinde d i renirler. ücüncü adım atıl ı r. Ücüncü adım, Cevat v e Cafer Tayyar Paşaların or du ile i l iŞkileri n i n kesi lmeleriydi. Hemen bu işlemlere baş vuruldu. Karabekir, a n ı la rında, ordudan çekilme korarını « in gilizlere karşı Musul nedeniyle açılacak savaş» nedenine · bağlar. Ve komuta n ların ordudan · cekilmesinin bu savaş tehlikesini önlediğ ini yazar. M . Kemal Paşa da olayı iç siyasete dön ü k bir « komp lo» olarak görür. Siya set bir satra nç oyunudur. M. Kema l, bu satranç oyununda Karabekir'in «komutanların siyasetten ayrılma sı» ta ktiğ ini Kara bekir ve a rkadaşlarına karşı uygular! M . Kemal, . siyasal savaşı da kumanda eder. M illi S avunma Ba kanlığı, Karabekir ve Al i Fuat Pa şa'dan görevlerini yeni komutanlara devir etmeleri buy:.ı ruğu n u verir. Ordudan ayrılan Kara bek i r ve AH Fuat Paşa heme n Meclise girerler. Mecl iste · o gün kendilerini bir sürpriz be klemektedir : Meclis başkanlığınca TBMM salonundan ç ı ka rılırlari Kara beki r, durumdan yakı n ı r. TBM M 'deki görevini yeğlediğini, bu nedenle · ye ri n e atanan komutanı bekleme n i n (<Uydurma bir neden» olacağı n ı söyler. M . Kemal'in yanıtı acı ve sertti r : « Ordu muzun ( yü kselmesi ve güçlendiri lmesi icin) ta sarılar sunduğundan söz eden ve onlar di k kate alınmadı ğı için ( üzüntüm ve koygı m büyüktür) d iyen eski Mü· · · · 1.49 fettiş Paşa, yurd u n üçte biri n i kaplayan koskoca bir ordu yu gönlünün istediği a n d a , beş satı rlık bir yazı yazorak başsız bırakm� n ı n ne den l i yeğni ve ordunun yükselti� Jip güçlendiri l mesi ba k ı m ı ndan temel olan düzenbağını ne kertede bozucu bir davra n ı ş olduğu n u kavramış görü n müyor. Dikkate a l ı nmadığını savladığı rapor v e tasarıla rıy la yapamadığı işi; devletin kes i n süre l i bir nota aldığı ve bundan dolayı olağanüstü toplantıya çağ ı rd ığ ı Mecliste yapmaya kal kıştığını i leri süre n M ü fettiş �oşa, kend isi g i bi davranan arkadaşlarıyla birlikte, p e k e lverişsiz bir z a m a nda, orduya n e kötü kargaşa örneği gösterdiğini a n lamak istemiyor.» Karabekir, gere ke n devir-tesl imderi sonra TB M M 'de ki görevine başlar. Ve arkadaşlarıyla birlikte «Terokkiper . ver Cumhuriyet Fırkası» adıyla bir parti kurar. Karabekir, a n ılarında bu oluşumu şöyle anlatır : «Az sonra biz Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası adıy la Mecliste faaliyet için resmen Dahiliye Vekôletine mü racaat edince M. Kemal Paşa da Halk Fırkası'nın b aşına · Cumhuriyet kelimesini koydurarak Cumhuriyet Halk Far kası adını verdi. 21 Kasım'da da lsmet Paşa başvekillik ten, hastalığı bahanesiyle istifasını verdi. Yerine Fethi Bey başvekilliğe getirildi. Ben, fırkanın !iderliğine, Rauf ve Adnan Beyler ikinci liderliğe, Ali Fuot Paşa da Umumi Kôtipliğe intihap oluna rak Meclis önünde hürmet edilmesi lôzım gelen bir fırka ile işe boşlodık»�9• Tera kkiperver Cumhuriyet Fırkası nasıl bir partiydi ? ideolojisi neydi ? M . KemaL o etkil i v e hünerli konuşma b i ç i m i (üsiCı bu) i l e bu sorul arı şöyl e yanıtlı yor : « (Parti dinsel · düşünce ve inançtoro soygıhdır) söz leri n i ilke edinip bayrak gibi kullanan kişilerden, u zd i l e k (iyiniyet} beklenebi l i r mi idi? Bu bayrak yüzyıl lardan beri . bilg isizleri, bağnazları ve boş inanciara saplanmış olanları a l datmaya kal kışmış kimseleri n taşıdı kları bayrak değil m i idi? Türk u lusu yüzy ı l lardan beri sonu gelmeyen yı k ımlora , icinden çı kabilmek icin büyük özveriler · isteyen · · .150 pis bataklara , hep bu bayrak gösterilere k s ü rüklenmemlş m iydi? Cumh uriyetçi ve i lerici old ukları sanısını' vermek isti yen lerin, yine bu bayra kla ortaya atılmaları ; d i nsel bağ nazl ı ğ ı coştu rara k. ulusu, cumhuriyete, ilerlemeye ve ye n i leşmeye karşı kışkırtmek değil miyd i ? Yeni parti, dinsel düşünce ve i nanciara sayg ı perdesi a ltı nda ( Biz halife liğin yeniden kurulmasını isteriz. Biz yeni yasalar isteme yiz. Bize din yasaları yeterlidir. Medreseler, tekkeler, bil gisiz softalar, şeyhler, müritler, biz sizi koruyacağız: bi zimle birlik olunuz! Cünkü M. Kemal Paşa'nın partisi ha lifeliğl kaldırdı, müslümaniiğı zedeliyor, sizi gavur yapa cak, size şapka giydirecek) diye bağ ırmıyor muydu? Ye- . n i partinin ilke edindiği bu sözler. bir gerici haykı rışlarla dolu değildir denebi l i r m i ? ( Parti dinsel düşünce ve inanciara saygılıdır) ki, Te rakkiperver Cumh uriyet Partisi izlencesi en yaygın kafa ların ürünüdür. Bu pa rti, yu rtta can kıyıcı ların: gericilerin sığınağı ve dayanağı old u; dış düşma nların yeni Türk Dev leti'ni, körpe Türk Cumhuriyeti 'ni y ı kmayı öngören plan ları n ı n kolaylıkla uygulanmasına yard ı m etmeye çalıştı. Tari h ; gizli o maciario düzenlenmiş genel ve gerici doğ u oyakla nmosı n ı n nedenleri n i inceleyip araştırdığı zaman, onun önemli ve belirli nedenleri a ra sı nda Tera kkiperver Cumhuriyet Partisi'n i n d insel konularda verdiği sözleri ve doğuya gönderd iği soru m l u yazma n ı n kurduğu örg ütleri ve yaptığı kışkırtmaları bulaca ktır.» Ka rabekir, ordudan ayrılmalarıyla Türkiye Cumhuri yeti'nin bir savaşa gi rmesin i n önlendiği kanısı ndad ı r. Şöyle yazar : «Cok çetin mücadelelere ve iftiralpra uğradıkr.o. Ya rınımız mahv oldu. Fakat yılmadım, Hokif..;:ır ve hürriyet uğruna ölümü de hiçe sayorak sonuna kadar didiştim. Gerçi ben ve arkadaşlarım sağ kalanlar da çok çektik. 44 yaşımda genç bir kumondan ve bütün rütbeleriııi ateş , altında ve millet için feda etmiş olon ben ve emsolim es ki tekaüt kanunu mucibince tekoüde sevk olunduk. Tev kif olunarak istiklôl Mahkemesine verildik . Ön beş yıl bir · _ 151 düziye takip ve taciz olduk. Bütün bunlar çok acıdır. ( .. ). Sine-i millete biz girmekle ( .. ) çok daha mesut ve bahti yar olduk. Karabekir, a n ı larını şöyle bitiri r : «Vatandaş. M i l letin hürriyeti n i teh l i kede görürsen karşısındaki kim ol ursa olsun tek dağ başı mezar olu ncaya kadar mü cade lene devam · etmek vaz ifendir. Çünkü insan larda ha yat denen şeyin kıymeti ancak hürriyet iledir. Hür ol, esir yaşamobı ONSEKiZ « Cocu l< lorımın adını doğma larından birkoc yıl evvel koyd u m . . . Şarkta yetiştird i ğ i m veti mler icin yaptığım sa nat oyu nunda (alet ve sanat) ' l ı ı:n ede n iyetin iki sembolü olara k ( Hayat ve Emel) diye isimlendirmiştim. Bu oyunda sanatka rlar. kullandıkları ô l eti ve · cı kardıkkın işi seyirci lere göstererek : işte hayat, işte emel Vatan icin sağlam temel derler. Bunu yaptı ğ ı m zaman icime bir his geldi: iki . Çocuğum olsa da biri ne ( Hayat). birine ( Emel) adı versem dem iştim » 61 • Karabekir' i n üc kızı var. Emel ve Hayat adlı ikizler ile Timsal Karabekirı2• Emel Karabe kir, ölmüş; Timsal Karabekir. babası öldüğünde yedi yaşındaymış. Hayat Karabekir Feyz i oğ l u i l e konuşuyorum. Hayat Hanım, bugün 63 yaşında. Babasıni, babası n ı n arkadaşlarını, olayları. Erenköy 'deki köşktek i yaşantıla rını, 30'1u ve 40'11 yılları bugün gibi anımsı yor. · 152 1 933 y ı lı nda köşk nasıl a ra n m ış; babasın ı n belgeleri. ve kitapları nasıl götürü l m üştü? «Sabahleyin cok erken. gürültülerle uyandı k . Iki kar deş b i r odada yatardık. Odadan çıkıp. ne oluyor d iye üc katlı evden aşağı in meye çal ıştı k. H e r katın merd iven i başında i k i tane pol i s var. lnemezsiniz d i yor. Pek i , a n ne m: babam nerede , d iye b i r heyecanlandık . .Sonra annem, ge l i n çocu k la r, dedi. Gelin, biz buradayız. Bugün aşağı kata· inemezsiniz. Baba nın evra k ı n ı a l ınaya gelmişler. Evin ict: . polisle dol u . Bir cuva l a baba m ı n kitapların ı n kon u lduğu nu gord ü k . . . Bir dolap vardı. Gelenler dolap olduğunu an lamazlardı. Babam en son bu dalobı actı. ( Ba k evlôd ı m , burada kitaplar var. Hani bunu görememişsen, o n u n i ç i n e de b a k ) dedi. ( M adem ki h e r tarafa bakıyorsu n , b u n u n i ç i n e de bak) . Gal iba 40 çuva l kadardı. 40 çuvalı gözümüzün önün de a l d ı l a r götürdü ler. Annem, böbrek hastası. Yuka rı kat ta. Aşağıda bü fede i lôcı ka l m ış, kahvo ltıdan sonra a laca k. Hayır, aşağı kata inemezsiniz .. Pe ki neden korkuyorsu nuz?. B i r kôğıt, bir kitap saklarsınız . . Belgeleri götürmüş ler, 5 tane kitabı kalmış babamın. O kitapları a rarlarmış. K itabın kaç tane hasıldığını matbaadan öğ renmiş le r. 5 ta� nesi muha k kak k i bir yerlerd e . Onu a rıyorla r. Pol is mü- . dür ısrarla a nnerne sormuş. Annem bu 5 kitabı kendi s i n i n yaktığını söylemiş. Polis müdür (bu devirde kitap ya k ı l ı r m ı ? ) deyince annem ( nasıl böyl e konuşuyorsunuz.; S i z hepsini yaktı ktan sonra, ben de ya ktı m.) . Hiçbir zaman bulamamışlar bu 5 kitabı.» . Karabekir, süre k l i pol isce izlenirmiş. Her gün, nere ye g itse, köşke kim gelse. bunlar tek tek rapor edilirmiş. Hayat Hanım'ın cocukluk a n ı l arında babasını izleyen sivil pol i s l e r ile ilgili anılan, zaman zaman üzüntüyle, zaman za man d a gü lerek a n lı yor izleyen poli s le ri . Karabekir; Eren köy'deki köşkünde g ü nlerini n a s ı l g e çiri rdi? K ız ı Hayat Karabekir Feyzioğl u a n latıyor; öteki . kızı Timsol Kara bekir. Hayat Hanım'ın kızı lclôl Cankorel ve ben d i n iiyoruz : · , 1 53 « Sabah ka lkar, ji ml")asti k yapar. Ka hvo lfıdan sonra 1ben calışma adama cekil iyorum) der. M u n tazam odasında yazar. Hatta biz cocuk olara k ca l ı ş masına engel oldu ğumuz zaman (benim cal ışmama mani olmayı n , şimdi a n laya mazsınız. ama bunları y a z ı p sizlere bıra kacağ'ı m. B u n .lar, s izlerden sonra k ilerin işlerine yarayacak döküman l ardı r. Ben zamanı nda m i l letima asker olarak l'ı izmet et tim; $irrıdi de tarih i m izi yazara k bırakacağım) derd i . Her gün mutlaka keman calardı. K l a s i k müzik, a l a turka parçalar da calard ı a m a öze l l i kl e batı müziği par caları n ı sever ve piyanoda bize eşlik ederd i. Annem de piyano çalard ı . Birlikte batı müziğinden parçalar cclar lard ı . Babam (ben birçok sıkıntıya uğradım; benim en bü yük şansım ve mutluluğum senin gibi birisiyle evlenmiş olmam. Biz kapımızı kapattığımız zaman dışarıdaki üzün tüler dışarıda kalır, hiçbir zaman dışarıdaki üzüntüleri içeriye sızdırmazdıkf derd i . Biz, çok mutlu olarak ve - Allah'ın b i r l ütfu olara ktan emekli olur olmaz biz doğmuşuz. i ki z . cocuk, para yok! S ı kıntılar içinde bizi yetiştirm iştir. Annemin dedenıden ka lan birkaç parca s ı n ı satıyorlar. Ve babam, bir annenin bakacağı kada r bizlere bakmış.» Pol is tarafından , ad ı m ad ı m izlend iği gün lerde kimler ·gelirmiş Karabekir'in köşküne : «Cafer Tayyar Paşa.. M uayyen zornanlarda Ali Fuat Paşa, Refet Paşa , Rauf Orbay .. eski . yaveri Rüştü Erkmen . - korgeneraldi. Merkez komutanıydı, asker e l bisesiyle çe kinmeden gel ird i -, Nevzat Ayazbeyoğ lu - felsefe öğretmen iydi - karşı mızda otururdu.» General Seyfi Düzgören de ya kın arkadaşıymış. · · izmir Suikastı : · Karabekir Paşa'yı e n cak üzen olay, Atatürk'e karşı <! üzenlenen izmir sui kastı nedeniyle tutuklanmasıymış. Kızı, o günleri şöyle a nlatıyor : 1 54 « i smet Paşa'nın çayına çağı rı yoruz diye Etl i k 'teki evinden a l mışlar lzmir'de· Elhainra sinemasındaki mahke m eye ç ı kıncaya kadar tahta kuruları içinde Emn iyet Mü d ü rlüğünde yerde yatırmışl a r. Yu karıda bir pencere var m ış, o pencereyi de demirle kapatmışlar. Pencereyi de civilemişler. Yer şiltesi verm işler. Mahkeme başlıyor, sa lon subayla dolu. M a h keme başkanı Kel A l i subaylara otu ru n diyor, oturmuyorla r. Karabekir Paşa dönmüş, e l iyle i şaret , etmiş, oturmuşlar. M ah keme olurken de ucaklar u cabi lecekle ri e n alçak seviyeden uçmuşlar. (Karabekir suçsuz, Karabekir suçsuz) d iye kôğıtlar atmışlar. Seraatından sonra cok teza hürat yapıl miş. Seraat ettiğ i zaman halk galeyana gelıriiş» 'ı". · inönü Ağlıyor · Atatürk ölünce ismet inönü, bu ya kın arkadaşı na bir mektup yazıp, birlikte çalışma larını önermişti, sonrasını biliyorsunuz. Karabekir, önce m i l letvekili, sonra da TBMM boşkanı oldu. Hayat Honım'a Korobe kir'in yaşamında ki bu devreyi soruyoru m ; anlatıyor : «Atatürk'ün ölümünden sonra ismet Paşa da şimdi ye kadar olan haksızlı klardan rahatsız o•muştu ki, tel g ra f çekti. ( Karabekir geçmişi unuta l ı m, bundan sonra eskiden olduğ u gibi, i k i kıymetli arkadaş olarak devam ettirelim) deyip babamı m i ll etvekili olarak An kara'ya ca- · ğ ırd ı . . Babama istanbul milletvek i l l iğini verdi kten sonra beklediği çok ya kın ilgiyi ismet Paşa göstermedi. M ese lô, 2. Dünya S avaşı günl erinde babam ısrarla ismet Pa şa'dan randevu almak ister; ismet Paşa randevu vermez di. Y i n e bir gün Meclis'te mecbur oldu (Türkün Boğazı . K a i"S v e Ardahan belkemiğidir; Türklerin Ruslara vereceğ i h içbir şey yoktur) dediği zaman da randevu i stedi is met Paşa ile konuşmak icin. 1 1 gün sonra - hiç u nutmam A merikan gazetelerinde ( Ka ra bekir · k ı lıcını tekrar kınıncla oynattı) diye yazı cık.t ıktan sonra ismet Paşa, Karabek ir'e (gel konuşa l ı m) ded i . 1 55 Ve böylece, çevresinden uzoklaştırma, izleme. s i n d irme değ il de (sona bir mil letvekilliği verd i k orada otur) g ibisinden birşey oldu ismet Paşa'nınki d e ! lsmet i n ö n ü , cumhurbaş kanıyken Koro bekir'in köşkü ne h iç gelmiş miyd i ? Hayat Karabekir Feyzioğlu : << ismet Paşa bizim köşke geldi. i smet Paşa. baba m ı n ölümünden sçınra do köşke · geldi. Kordeşimin kızının dü ğününde i smet Paşa 'yı ,davet etmiştim . Geldi; fotoğraflar çe kildi. Paşa « fotoğrofları getirin» dedi. Ve ben ismet Paşa 'ya fotoğrafları götürd ü m . icerde Şevket Süreyya Bey (Aydem ir) var. M evhibe Hanım haber yoll a d ı . (Karabekir t;aşo'nın kızı burada) dedi. Odaya g i rdim, ikiz kardeşim Emel i l e birbirimize çok benzerdik. (Sen bir kerre hangisis i n , Hayat mısın, Emel misin ?).. ( Hoyat'ım, Paşam) dedim. Fotoğ ra fları verd i m ; memnun oldu. (Sana birşey söylemek istiyorum . Sizin bildiğiniz g i bi bazı şeyleri söylemek istiyoru m. Rahat edeceğim bunları söylerse m) ded i . (Annen bana kızg ı n öldü) ded i . Annemi g e n ç yaşta. 54 yaşında kaybetm iştik. (Bütün geçmişierimize rağmen baban bono kırgın değildi. Belki siz Karabekir'in bana kırgın olduğunu zan· nedersiniz, oma Karabekir bana kırgın değildi. O onla ınıştı herşeyi. istiklôl Mahke'inesinde Jzmir'de suçsuz ol duğunu, beraatı için ne kadar çok uğraştığımı Korobekir de bilirdi. Bazı hadiselerde O'nun tarafını tutmayıştının sebebini de kendisi bilirdi. Üzüldüğüm, annenin bana kır gm Ölmesidir. Ben isterdim ki, bu hakikotlorı, annene de söyleyim ama annen zamansız ve olmadık yaşta öldü.) i smet Paşa ağl ıyordu. Ben de duygulondım. (Bunları annene anlatmak istiyordum. Olmadı. An· nene anlatmadıklarımı sona, Korobekir'in kızına anlatayım da rahat edeyim.) · 156 O M . Kemal, Çağırılınca G idilir! Kara be ki r, evde, Atatürk'ten nasıl söz edera i ? Kara bekir'in devrim lerine karş ı mıydı?. Ö rneğin laiklik, örne ğ i n g iysi devri mi konusundaki tavrı neydi? Bunla ıı en iyi 0ilecek olan kızı Hayat Karabekir Fey z ioğlu'ydu. ( M ustafa Kemal ben i m en · iyi a rkadaŞını derd i } . Biz herşeyi O'nunla anlaşarak yapmaya çalıştık. Aramızda an-: laşamadığımız noktalar olsa bile birbirimizi ikna ya ' · çalıştık.) Biz, cocuk ola ra k M . Kemal hakkınd a i leri-geri lôflar ederd i k . Hoşla nmazd ı . M . Kemal ile· Atatürk'ü iki ayrı şah s iyet olara k görü rdü . M . Kema l ' i . her zaman sevg i ve say g ı yla dnardı. (Daha sonra tarih boyunca göreceksiniz, M . Kemal ' i beğen mesek, sevmese k, b i z O ' n u kumandanımız yapar, başa getirir miydik?) derd i . (Saydığımız, sevdiğimiz bir kumandanımızdı . ) Babam, Atatü rk'ün çevresinden şikôyetçiyd i . S i z e bir hadisesini a n latayım : Atatü rk'ün çok h asta olduğunu, Daimabahçe S ara y ı ' nd a çok ağır şekilde hasta yattı ğ ı n ı biliyoruz. Rivayet olunur ki (Karabekir'i getirin, görüşüp helôlleşmek istiyorum) demiş. Bunu çok yakınındakiler. başmda d u ranlar, sonradan babama a nlatmışlar! Atatürk'ün ölümünden önce babama kimse geilp de bunları söylemed i . Etrafındaki eş, dost, a kraba, ( Paşa e n işte, Paşa a mca Atatürk çağırtmış, g ittiniz mi?) d iye sorarlard ı . Babam ( Atatürk çağ ı rmadı, gitmed im) derd i . B e n o zaman ilkokulun dördüncü -beŞinci sınıfınday d ı m . ( Babacığım, çağı rsa g ider miydin?.) diye sordum. (Çağırsa, sizin bu kadar hakları nızı elinizden a lmış: o o kadar s ı kıntılar çekm işsiniz, bizim bütün cocukluğu muzu Ere n köy'de menkup (gözden düşen) bir vaziyette geçirtmiş kimse hastqlı ğ ı nda sizi cağı rsa . g ider m iydiniz?) (G iderdim kızım) derdi. ( Giderdim. Çünkü o beni m · 157 · çok eski cirkodaşı mdı. Onun bana ya p tıklorını o etrafının tesiriyle yapmıştır. O bizim lstiklôl Harbi'mizi beraber· yap tığı mız, sevdiği miz boşkomutanı mızd ı . O bizim cihat o r kadoşımııdı. O M ustafa Kemal'dir, çağırı l ınca gidilir, be nini en yakın arkadoşımdı. Ama çağ ı rmod ılar. Çok iyi bi l iyorum.) Peki, Karabekir devrimler konusunda ne düşünürdü? « Babamın Atatürk devrim lerine karşı olduğunu zon nedenlerin hatası şurada: Babam devrimiere karşı değil .di. Devri mieri n hepsini kabul ed iyord u ; bütün devrimleri de beğen iyordu. Baba m ı n itirazı, devri mierin yapılış şek l i ndeydi. Babamın . arzusu, devrimierin ilelebet kalabilmesi için tepeden i n me d eğ i l , zorla değ il, halkı eğ iterek · ya. pıl masıydı. Devrimiere karşı değildi. Yapılanlar zorla ya pıldığı için devri m ie ri n yerleşmemesinden korkardı. O yıllarda belki başka care . de yoktu. Sanmasınlar ki, Karabe k i r devrim iere karşıydı. Dev rimlerden o kadar ilerisini d üşünüyordu ki, (50-60 sene- · l i k olmasın . bunlar. ilelebet olsun) istiyordu. . (Zorla yapılan, halKı eğ itmeden yapılan devrimler. geri teper) derdi. Korkusu buydu. ( i m kônını bulunca, ge . ne bii bunu yaparız, gene bunu giyeriı derler) derdi. ( El� lerine i m kôn geçse her tarafı kara çarşafiilar alır) derd i . Bizim evimizde b i r işçi kadın vard ı . . Kadın gelip g i derken kara çarşaf g iyerd i . Bir kere babam (bir d a h a kara ç:arşafla gelirsen yırttırırım o çarşafı . . ya çarşaf g iy mezsin ya da çalışmazsın. B u kapı kapanmış olur sana) dedi. Ve kadına annemin mantesunu verdi. . (Halka benimsetilmeyen devri mler tutmaz) derdi. Bu n u a nlamayanlar (Kôzım Paşa reform lara karşı, Paşa çar-1 şaf giysinler derdi) derler, değil. Halkı eğite re k reform ya... pılmalı derdi. Olmazsa , etkisi kalmaz. işte bugün görüyo... ruz. Babamın korkusu buydu. Her taraf kara çarşaflı, Eyüp taraflarına gidin ba k ı n ! » Kara bekir l a i k l i k konusunda ne düşünürd ü ? Evde y a da cam ide namaz kılar mıydı? Oruç tutar m ıydı? Içki - içer miyd i ? · · 1 58 Kızı anlatıyor : « Babam (dinsiz insan olmaz) derd i.. herkeste bir . Ar lah inancı var, herkesin · bir d i n i var. E n gelişmiş memle ketlerde de.. her neyse; d i n i , iyi yetişmiş din adamları · tarafından ele alınmasını sağlarsak -ki bunlar istiklôl Sa vaşı'nda söyledi ğ i sözlerd i r - dinimiz de reforme olur. ( Biz · d i n i tamamen kaldırd ı k , laik olmak en g üzel şey, hiç dinle ilg ilenen yok. Din alan ında iyi yetişmiş ki mselerle d i n h i z meti olsun. Biz bunu yapmazsak, en olmad ı k kimseJet di n i ele alır ve kötü yollara gider) derdi . · Babam, Allah'a ve d ine i na nı rd ı . Fa kat dini b i r kor ku şekli nde, bir yobazl ı k şe klinde, sömürü aracı olarak dcr kabul etmezd i . Dinsiz b i r insanın her türlü kötülüğü ya pabi leceğ ine inanmış gercek bir müslümandı. Fa kat her gün şunu yapacaksın, bunu yapaca ksın diye şe kiliere karşıyd ı . Hatt a çocu kken deva mlı olarak oruç tutmak is ted iğimiz zaman (okuyan bir kimsenin deva mlı olarak oruc· tuttuğu zaman beynini lüzumu kadar calıştıramaz. Siz, inancın ı z ı , Allah'a karşı bağ l ı l ı ğ ı nızı . vicdanları n rzda daima· . hür tutun, temiz tutun ve Allah'a olan inancınızı hiçbir zaman kaybetmeyin) derd i . ( Herhanqi bir kötülüğü yapa n , bir k i mse de ben oruç tutuyorum d iyen - bunu çok söylerdi -, ben namaz kıl ıyo rı.,ım d i yen, ben şunu şunu yaparım, Allah beni affeder d iyen . . katiyyen böyle şeye inanmayın) derdi. (Bizim dini mizde böyle şey yoktur. i l könce kend i vicd a n ı n ızla muhasebe yapın) derdi.» Paşa, evde namaz kı lmaz, oruc da tutmazmış! Şöyle düşünürmüş : (Dürüstlükten, sağlamlıktan, seeiye kuvvetinden hiç• bir zaman en ufak bir taviz vermeyin ; . hakkınızı her yer de arayın ve inancınızı kendi doğrultunuzda, hiçbir zaman tesir altında kalmadan, dini ve milli inançlarınızı kendi inandığınız ve güvendiğiniz şekilde devam ettirin.) Kızı .Hayat Karabekir Feyzioğlu, babası n ı n «demok rasiyi benimsemiş» bir insan olduğ unu, evde, herhangi bir konuda herkesin fikrini ald ı ğ ı n ı ve «aile nüvesi neyse bunu ' · 1 59 büyütün, devlet de böyle idare olunur. Benim fikrim bu dur. Ben beğendim, bunu yaptım, aile . içind� de olmaz, .devlet idaresinde de olmaz» diye düşündüğünü an latıyor. Peki içki içer miymiş? icermiş, ra kıyı h i ç sevmez, şarap ve biro içermi ş . .Evde, sofrada çocu klara ( iştah açar) · diye şarap verd iğ i .bile olurmuş. Emel ve Hayat, 1 8 yaşia rına bası nca ((ilk sigaralarınızı ben vereceğim» diye kıziarına sigara do içir miş. Eşi iclôl H a n ı m başını örter miymiş? Hayır. · Harp Akademisi'nde Tolstoy Kôzım Karabekir, ittihat ve Tera kki anı larında is tanbu l 'da Erkôn - ı H arp sın ıflarında a rkadaşı Seyfi ( Düz gören)'in «Tolstoy'un sosyalizm esaslarına uygun olarak yazdığı» .diye tan ı mladığı kitapların Fransızcasını g iz l i ce Harp Akademisi'ne getirdiğini ve lsmet Bey ( i nönü) ile birli kte okudukları ndan da söz eder•H. Kôzım Karabekir; i l k gencHk yıl l arından beri özgü r l ü k tutkusu ile silôha sarı l m ış t i r yurtsever subaydır. Abdülhamid yönetimine karş gizli örgütler kura n , 31 M art gerici ayaklan masına karşı Hare kôt Ordusunda yüz başı rütbesiyle Abd ü l hamid'in Yıldız Sarayı 'nı kuşatan, cccnmilerle, muhafazal<ôrlorla asla yenileşme olamaz,, di yen, irticayı en büyü k suç sayan. Harp Akademisi'nde sos yalist kitaplar okuya n , ((doğu ve batı uygarlığı yoktur, bir ·tek uygarlık vardır» d iye düşünen, 1 920'1erde M i lôdi tok· vime geeilmesini öneren. medreselerin kapatılmasını, a raı::: etkisinden kurtul.unmasını isteyen bir batı l ı aydın g i bi ya· -şayan. okuyon ,yazan. Kurtuluş S avaşı'nın Doğu Cephe · si Kamuta n ı nasıl olu r da « Padişahçı, dinci, şeriatçı pa · :şo)) diye bil inir? Buna önce kızları isyan ed iyor! Karabekir. ne şeriotçıdır, ne d inci, ne padişahcı. M . Kemal ile Korobekir orasındaki bu çatışman ı n n e · · 1 60 denlerini her devrimda yaŞanan olağanüstü koşullarda aramak gerekir. Kızı Hayat Hanım, babası Karabekir'in « Demokrasiyi yerleşti re med i k , tabii ki, bir devlet. bir kuruluş, bir idare yeni şekle qire rken b i rcak saliantı da olacak. Bizden çok ileri qitmiş devletler bunları yü,zlerce sene önce yaşam!Ş Iar. Biz bu sarsıntıları ta baştan geçirseyd ik, demokrasi şimdiye kadar oturmuş olurdu» diye düşündüğünü anla tıyor. ONDOKUZ Tarih: 27 Mart 1 945. Yer: M i l li Eğitim Bakanlığı Bakan odası . Odadaki üç kişi d e r i n b i r tartışmaya .dalmışlard ı r. M i l l i Eğitim Bakanı Hasan A l i Yücel, .Ista nbul m i lletvekili emekli General Kôzı m Karabe k i r ve Prof. Dr. E nver Ziya K.a ra l , Cumhu riyet ve Devrim tarihi konularını tar tışmoktadırlor. General Kôzım K a rabekir, Prof. Dr. Enve r Ziya Koral tarpfıridan yazılan Cumhuriyet Tari h i kitabının hangi kay naklara · dayanarak hazırland ı ğ ı n ı sorma ktadı r. Koral şu yanıtı vermekted i r : - En çok Atatürk'ün nutkundan ve Tarih Kurumu' nun yayınladığı Tarih Cilt IV'den, Genel Kurmav Harp Ta rihi E ncümeni Neşriyatı 'ndan, gazete kolleksiyonlarınd.an ve i nkılôp Tarihi Enstitüsü'ne gelen vesikalardon yarar fandım. General Karabekir, Prof. Karai'ın bu yanıtından sonra şu yoru mu yapmakta d ı r : - El imdeki mevcut vesi kalarla bunların benzerleri neşred i l medi kçe Türk i n kılôp Tari h i doğru dürüst yazıla maz. Bakan Yücel, Karabekir'e şu yanıtı verme ktedir : · · . 1 61 F. : 1 1 . - Cumhuriyet Tarihi, b i r ok'ul kitabıdı r. Bu itibario inkılôbımızın bütün tafsilôtın ı ihtiva etmez. Bu herşeyden önce anahatları belirtmek a macıyla yazılmıştır. Vesikalar neşredildikce etraflı bir cumhuriyet tarihi yazılması ve yazd ı rı l ması daima m ü m kü nd ü r. Karabekir, yeniden söz a l ı r. - Cumhuriyet Tarihi, çok calışıla ra k yazılmış bir eserd ir. Tarih Kurumu'nun - Cilt IV'den zihniyet itibariyle çok i leri olduğunu kabul ed iyoru m. Ancak. kitapta i n k ı lôbımızın esasları deği l teferruatları yazılmış. . Karabekir, d a h a sonra, Kurtuluş Savaşı i le i l g i l i de ğerlendirmelerini yapar. Yücel, Koro bekir ve Prof. KoraJ a rasında geçen kon uşmalar bir tuta nakla soptan ır-66 . Toplontı l,o r, 30 Mart günü de süre r. 30 Mart 1 945 gü nkü toplantıda Koro bekir şu acıklamayı yapar : « Ben ortada bir bolşevi k l i k temayül ü görünce bun u yoketmek için M . · Kemal Paşa'nın · bir Bolşevik Partisi kurmasını ve bu surette bu teşebbüsü zararsız hale getir mesini teklif ettim . Kabul etti. Fakat ordu mümessili ola rak partide bulunmarnı isted i , reddettim. Çünkü ordunun bu işle meşgul olmamasını istiyordUm. Yine bu sıralarda Celôlettin Arif E rzurum'a geldi. Esas maksadının Erzurum'da bir kuvvet teşkil ederek Enver Paşa'yı çağırtma k olduğunu sonradan a niad ı m . ismet Pa şa cok gee olarak M. Kemal Paşa i le Celôlettin Arif Bey'. in araları n ı n acı k · olduğunu söyled i . Celôlettin Arif ve ta raftarı kırk i mzal ı sahte bir telgra f i l e M . Kemal Paşa'yı tehdit etmişler. Ben müdahale ettirrı . M. Kemal Paşa, Kôzım Dirik'e bu k ı rk kişin i n ellerini bağla Ankara'ya sevk et demiş. Benim müdahalem ile mesele tavazzuh etti. M ustafa Kemal'in durumu çok zayıflamıştı. Kendisine destek olacak bir kuvvet, TopaJ Osman'ı ve kuvvetlerini gönderdim»1111 • , Bakan Yücel, General Karabekir ve Prof. Karal . arasın daki görüşmeler, 2 Nisan 1 945 günü de devam eder. Ka_ 1 62 rabeklr, bu toplantıda do i leri sürdüğü sovlorla ilgili acık lamolar yapar. Karabekir, 9 Nisan g ü n kü dördüncü toplantıda şu gö· rüşü i leri sürer : · « N utuk çok ya nlış ve torofgironedir. Nutuk'to daha z iyade teferruot üzeri nde d urulmuş ve esaslar kömllen ihmal edilm iştir. Benim yokılan kırk kitabım içinde biri de Nutuk'un hata ve sevap cetve l i adını taşıma ktaydı. Bun d a N utuk'un yan l ışları bir bir gösteri l mişti.» Nutuk'a Yanıt · 1 945 y ılından, · dilerseniz, kısa bir süre icin ayrılalım ve 1 927 yılına dönelim : Atatürk. Nutuk'u, 1 927 yılının 1 5-20 Ekim g ünleri ora sında CHP Kurultayında okumuş; Nutuk. ilk kez 1 927 yılında yayınlanmışt ı r. , Kôzım Karabekir Paşa. Nutuk'un i l k baskısı üzerinde el yazıları ile notlar düşmüş ve «Hakikat mihveri yahut hata-sevap cetvelin başlığı ile Nutuk'a yanıtlar vermiştir. « (Osmanlı Ordusu her tarafta zedelenmiş) .. sözü doğru değild ir. Şarktoki ordu Iran ve Kafko$ Azerbeycan'ında birçok zaferler kazanarak oralaro yerleş miş bulunuyordu. Hatta Şimali Kafkasya'ya bile hôkim ol maya başlam•ştı. McğiOp ve perişan olan Filistin'deki Yıl d ı rı m · Ordusu idi. Az sonra M usul. cenubundaki ordu peri şan olmuştu.» (Ordunun elinden esliha ve cephanesi alınmış ve alın' makta.) Bu sözden, şarktaki. adına Onbeşinci Kolordu namı verilen Dokuzuncu Kolordu (4 fırkalı) müstesnod ı r. Ben silôh vermediğim gibi Istanbul dahilinde olduğu halde di ğer kolord uların da · elinden silôh ve cephaneleri o fınmı: yordu.» (. ..) ( Beni Istanbul'dan neyf ve ted'ib maksadıyla Anado lu'va gönderenler. . . ) · · · J 63 kaydında, bana Anadolu 'ya geleceğini vaad etfi ğ l h a ld e neden önce Konya 'daki ordu müfettişliğine ( kendi harp ettiği ordu bakiyesi) tayin olunduğu halde, hastayım, terfi isterim diyere k kabul etmediğinin hakiki sebebi n i yaz m ı yor. Sebep, hôlô istanbul 'da Harbiye Nazırl ığını a ta ra k kalmaya çal ışması v e Padişah Vahdettin'e damat olmaya uğraşmasıdır. ( . . . ) Nitekim Konya'ya g itmeyi ' kabul etme y ince oraya yine Fil istin'd e ordu kom utanı bulunan M er s i n l i Cemal Paşa gönderildiı;' . Bu vaziyette M. Kemal ' i n d e ben i m mıntıkama gelmesini bazı orkadaşlarımız ısrarla kend ilerinden rica etti ler. Hôlô ista nbul'da Harbiye Nazır IIğı ile uğraşması n ı art ı k · bütün muh iti ayıplıyordu. Gel dediği g i bi şarka gelmek hususu n da hôlô ısra r ediyor idiy s e zamanın rica! ve Padişahı ben i m i kazıma uymayan M . Kemal'i :zorla göndermiş old u kları anlaşılıyor ki. kendHeri icin e lim bir vaziyettir.» · ( .. ) . M . Kemal Paşa. ititôf Devletleriyle başa cıkama yacağımızdan milli m ü cadeleye taraftar değildi. Benim (tek dağ 'başı mezar oluncaya kadar ya istiklôl, ya ölüm} te k litime delilik d iyordu.» ( . . .) .. 1 4. sayfada milli teşki lôt v e mitingieri n kendi tamimi ile yapıldığını anlatmak i stiyor. Halbuki, kendi leri S amstin'a çıktıkları 1 9 Mayıs'da bu tamimi yapmaları icap ederd i . O n gün sonra tam i m etmesinin sebebi n e . olabil ir? (Ver d i ğ i m talimat üzerine her yerde mitingler yapıl maya baş landı» d i yorlar. Halbuki, Erzurum'daki mitingi 18 Mayıs'ta yan i M. Kemal Paşa daha Somsun'a çı kmadan önce yop tırmıştı m. Trabzon'a geli nce burası M . Kema l ' i n tam i m i n d e n sonra da yapmamıştı r ( . . ) asobi m izaçii o l o n h a l k ı n m iting neticesi nde Rumiara saldı rması teh l i kesinden kor kulmuştur:» Karabekir, N utuk'o düştüğü notlarda Atoti irk'ün Kur tuluş Savaşı 'nın boşında «Amerikan ma n d OSl ll ve «bol şeviklik ilônınııı çözüm olara k düşü ndüğünü d e yazmış!"� M. Kemal, Karabekir' i n bu savlarına el yazıları ile tut tuğu notlarda şu yanıtları veriyor : 1 64 Y ı ld ı rı m O rduları n ı n savaşta geri çekilmek zorunda kald ı ğ ı savına karşı l ı k : « S : 37'de 7. Ordu hakkındaki sözleri yalandır. Kat ma sırtlarındaki muharebeyi yapon 7. Ordu'dur. 2. Ordu oradan Adana havallsine nakil olunmamiştır.» · « S: 38 (1 Eylül'de taarruz edecek düşman bulamayan · lngilizler. .» · Yalcln! Ingilizler 7. Ordu tarafından mağJGp edild i kleri için d u rduruldular. Aksi takdirde niçin Adana 'ya karşı yü rümeyeceklerd ir? Bolşevi klik ile ilgili. savlara . verdiği yanıt : «S : 54 .. Bolşevi k l i k . . . çok alça kco uydurmak istedi ği bir h i kôye (bana yapıştırma k istiyor) . «S: 76. . (Bu da Anadolu'da selôhiyet sahibi gibi gö rünen bir simanın bolŞevikliğin ilônı ile mümkün olur ) herzesiyle de beni m u rat ediyor.» Anadolu 'ya geçiş ile ilgili savları : · « S : 46-49 ( 1 1 N isan cuma · günü) ben i ziyareti. Baş tan yalan, sonradan uydurma ve bir tiyatro parçası. l zı:nir'in işgoli ü ze rine düzenlenen mitingler ile ilgili savları : «lzmir'in ·ışgali ( 1 5 Mayıs 335) icin mitingler ben emir verdikten sonradır. O zamana. kadar hatta ondan sonra da Trabzon yaptı rmadı. . . . Prof. Koral: <<Karabekir'in Iddaları Dayanıksın Yeniden 1 945 Nisan ayına dönüyoruz : M il li Eğitim Ba kanlığındaki bu tartışma ve değerlen d irme toplantılarından sonra Prof. Karaı. General Kara-. bekir ve Bakan Hasan Ali Yücel'e görüşleri n i bildiri r. Tutanağı old uğu gibi yayınlayalım : · 1 65 «Enver Ziya Karal'ın, General Kôzım Karabekir Paşa;ya cevaplan General Kazım Karabekir'in tenkitlerinin özü. General Kôzım Karabekir «Cumhu riyet Ta rihi» tenkit lerini bitirdi kten sonra sayın Ba kan Erıver Ziya Karal'a, tenkitler üzerindeki düşü ncelerini söylemesi için izin ver d i . Enver Ziya Karol da tenkitlere şöyle cevap verd i : Sayın Genera l i n tenkitlerini dört o n a düşünce etra:. · fındo toplama k mümkündü r : 1 2 Olayla rın psi koloj i k i zahları n ı n hata l ı oluşu. Olayların seyrinde iki tarihi simanın belirtilere k . diğerlerini n sil i k gösterilmesi veya hiç gqsteri l 1 memiş olması. 3 Olayların, gerçeğe hic de uymıyan bir şekilde sistemli yapılmış bulunması, tarihi k ritiğe hiç yer verilmemiş olması. 4 Cumhuriyet tarihinin yazılmasında esas olan nutkun yan l ışlar ile dolu olması ve esastan zi yade teferrudtı ihtiva etmesi. Bu düşü ncelerdem birincisini ele alalım. Sayın Genero l psikolo j i k izahto n bahsede rken e n cok şunu belirttil e r: « M ustafa Kemal genel h arbin sonunda ordula rı yenilmiş mağiOp bir generaldir. Padişaho barış yapılması icin telgraf çekmişti r. Halbuki Anadol u'nun do ğ usundoki ordular ve komutanlar yenilmemiştir. Bu iti barta yenilmiş bir komutanda yok farzetmemiz gere k e n savaşmak istek ve heyecan ı m a ğ i Q p olmıyan komutanda vard ı r.» Sayın Generalin bu izahı gerçeğe uymOz . Çünkü moğ IOp olan ordu, tek başı na yaŞayan mücerret bir ord u de ğildir. Bu ordu bir devletin ordusu. Böyle b i r ordunun ba şında ve içinde bu lunmıyo n ve dolayısiyle yen i l meden kendisini sorumlu saymıyan komutanlar da müteessi r olu.r B u itibarıo Anadolu'nun doğusunda bulunan ordu komu� . tanlarının M ustafa Kemal'den daha a z müteessir olma- __, - - ·. 166 torı güc kabul edilir. · Kaldı ki bi r ordu komutan ı ya lnız başında bulunduğu ordunun · mu kadderatı i l e ilgili değ il d i r. Kamutan mensup olduğu milletin bütün ordulariyle ya kından alôkalı ol ma k gerektir. Komuta n l ı k ödevleri bunu emreder. Madem ki bı:ı böyledir. Mustafa Kemal ' i n yeni l e n ordularının yarattığ ı y e n i şartlar bütün ordu komu tanıarına kabul edilir. Zaten qu şartların General Kôzı'm Ka rabekir tarafında n kabul edildiği de aşikô rd ı r. Cünkü Mondros M ü ta rekesi imzalanırken General, . müta re ke im zalanmasın d iye bir itirazda bulunmuş değildir. M ustafa Kema l'in padişaha sulh yapıl ması icin çek tiği telgraftan bir yıl önce Enver Paşa'ya verdiği bir ra porda harbin kaybedilcl iğ i ve sulh ya pılması gereğini mü · d a faa ettiğini de biliyoruz. Paşa i mkônlarıri Birinci Cihan Savaşı'na devam edem iyeceğ imizi gördüğü anda sulh ya pılmasını teklif etmesi tabiidir. Fakat onun kafasında ve yureğinde bu sulh memle ketin işgalini ve mil letin asore tini tazammun etmez. Bu sebepled ir ki Paşa. Mondros Mü tore kesi 'nin şartlarına itiraz etmiş ve milli mücadelenin başına geçmişti r. Eğer M ustafa Kemal'de savaşmak ar zusu ve haksızlığa karşı isya n temayülü olmasaydı; bu yol da yaptıklarını izah etmek m ü m kün değ i ldir. B u düşüncelere dayanara k General Kôzım Kara bekir' in Cumh uriyet tari h i nde psi koloj i k izah hata.s ı d iye ileri s ü rdüğü f i kre iştirak edemiyoruz. 2 - Olayların seyri nde iki tarihi simanın belirtilmesi, d iğerlerin i n sili k gösteri l mesi veya hiç gösteril memesi . General Kôzım Kara bek ir, Cumhuriyet tari hi nde olay ların Atatürk ile inönü etrafında toplandığına ve i n kılôp tari h imizin seyrinde onlard a n başka daha pek cak kim senin emekleri olduğu halde bu cihetin işaret edilmediğine . itira z etmekted i r. , . Buna cevabımız şudur : Yazılan tarih d evlet tari h idir. Tarih olaylannın devlet bakanlan etrafında toplanması bütün devlet tari h lerinde göze çarpan bir gerçektir. Bu aynı zamanda bir metod 1 67 meselesidir. !<lôsi k bir ders kitabı nda bir olayın bütün ' kahra manları n ı saymak imkônı yo kt u r . B u imkônsız! ı k ders k i�a b ı n ı n anonim olmasını gerektirir. Kaldı ki Türk inkı lô bında Atatürk ile inönü arasında mevcut ü l kü ve işbirliği o kada r kuvvetl i ve ya pıcıd ı r k i bu h ususta ı s ra r e t m e k ta rih gerçeğ ini bel i rtmekten ba şka bir şey d e q ı i d ı r. 3 - Olayi a r ı n gerçeğe u y ın ı ya c a k şe K ı id e s ı s te m i i. v a p ı i ma s ı ve ta r ı h k n tıgıne yer v e r i l m e m i ş olC :: n c ra i i<ôzım Korobe k i r ' i n bu husu sta yaptıgı ıtıraza L c:vübımız şudur: d ers k i to b ı n ı n v a zıı m o s ı n a a öze l bir me i od vard ı r. 1:1u tarih k r i tiq i n e yer vermez. faritı o e rs kita bı olayinn bir devri olabilir. Z a te n t o r i lı d e rs k i tabı ndon ma ksat öğrenci:ere tarih hakikatları n ı daha ziyade yapıcı cephe l e ri ile ve sonuci a r i y l e öq retm e ktır. 8 u itibarla. tarih ders kitabında alay hereümercini k r i tiÇı e tabi tutara k ve kısalt mıyarak yazmak , maksat ve metodu fedo e t rnekten başka bir netice doğ u ramaz. 4 - Cumhuriyet tarihının yozı ı rrıusırıu � :; u ::. uiorok a l tnan « N u tkuıı)) hatali ve yoı ı i ı :;; i u ı iu uuiLI . ol ması. Genera l Kôzım Karabek ir' i n ou h u :::; u �·ıu : ı <..: r ı � ti ı u u ğ ü d üşünceleri k a b u l etmemekto rnozu r u z . G t n ı K. ı.i i ıtıiU VH yanlış olara k · gösterdi ğ i şeylerin gerce kten öyle olduklu rı n ı tevsi k edecek d e l i l le ri yoktur. H e r ne kadar M . Ke mal'iri manda fikrine taraftar oldUğUnU nutkt ı n hozı S O · tırtariyle isbat etmek isted ilerse r l P. , bu sat:rlonn gercek mônôsı ' hi ç bir tefsire tahammül ederniyecek l<actar a ç ı k. t ı r ve bu mônôdan da Generoiirı çıkarmak i<:>iodiği netice cıkmamaktodır�>) s i stemleşt i rd i ğ i to k ıj i rd e a n ca k buyu k 1-: ı soltarak 168 , _ YiRrv1i Aziz Kardeşim M ahmut Esat Beyefendi; 5.4.934 izmir M ebusu 31 .3.1 934 tarihli mektubunuzu büyük 'bir saygı ile al· dım ve okudum. Erzurum(dan itibaren tuttuğum hatıra defterinden sualinize temas eden kısmı aşağıya aynen yazmakla emrinizi ifa etmiş oluyorum, zannındayım. Hatıra defterimin o mevzua ait olarak kaydattiği sa· tırlar şunlardır : 20 Temmuz 1 335 ( 1 919) Bugün M. Kemal Paşa ile öğle yemeğinden sonra bo• zı meseleler hakkında ; müza kerelerd e bulunduk. Kongre n i n Temmuzun 23. guriü acılmasını muhakkak- sayıyoruz. Müza kerenin sona ermesinden sonra y ine kofarndaki her vakit ki sabit fi kri hare kete geemiş olmalı ki, · yine bir fır satı n ı getirere k : Paşom, muvaffak - olocoğınıza i na nıyorum. Bu ka naotım katidir. Bunun icin e mriniz a ltında bul u nuyorum. Refakatin izde sonuna kada r çalışmaya ve gereğinde öl meye ozim ve yemin etmiş bulunuyorum. Arkadaşlarım da bu inan ve imanı mu hafaza ed iyorlar. Ara mızda herşeyi gorüştli k . Görüşmeye d e devam edi yoruz. Fakat. niuvaffcı k iyet takdi.ri nde.ki bundan şüphem yok, h ü kümet şek l i ne. olacak? Diye bir kere daha sordum. Ve i lôve ettim : · Muhakkak ki, mevcut şekli h ükümet bu memleke-� tin refah , saodet ve t�rakkisine kôfi g e l meyecektir; Baş ko bir hü kümet şek l i arayıp bulmamız lôzım geldiği ka� noatı ndavı m. Pn?o�. devamlı bir şekilde benim bu nokta üzerinde doia$rnamdon usanrn ış olaca k ki gü l erek ve fa kat kati -� · · -. - -- .•' ·�tk(:n söyiey i m : Şekli hli kiimet zamanı gelince ;,:,i,; i·ntıuriyet aıocoktır. . 169 'Dedi. Cok sevincliyim. N ihayet, bütün katiyeti ve cid diyeti ile Paşa'ya bunu söyl etmiş bulunuyordum. B u . sa tırlarımı yazarken gözlerimdEm adetô sevinç yaşları bo- · şanıyor: . . . M ustafa Kemal'e inanıyorum; muvaffa k olacağına ina n ıyorum , ded iğini . yapacağına inonıyoı'um ve .. ben şim diden Cumhuriyet rejimi n i n başladı ğ ı n ı kabul ediyorum. üst toro.fı . resmi ve . fiili tatbi kat ve ni hayet zornon mese' �esi; Allah o günü bana göstersin . » . M uh\erem M ahmut Esat Beyefendi; Hatıratım orasından suolinize temas eden noktayı iş te böylece size nakletmiş bulunuyorum. Derslerinizde aziz gençliğe ve büyük milletima çok büyük hizmetlerde bulunduğum.iza eminim. Muvaffakiyat ve himmetinizin devamını kalpden dile.r , hatıratımdon na kil ve arzettiğim vechile hükümetin Cumhuriyet olacağını 20. Temmuz 1 335 günü Erzurum'da öğrenmiş bulunduğu Mazhar Müfih· mu bildirerek gözlerinizden öperim. Eski Adalet Bakanlarından Mahmut Esat Bey ( Boz· · kurt) bir gün Atatürk'e başvurur : . . . Paşom, Üniversite'de inkılôp derslerinde okutmak üzere tarafınızdan (Cumhuriyet) sözlerini ilk önce nerede, . ne şekilde ve kimler arasmda telôffuz buyurduğunuzu öğ1'enmek istiyorum. Atatürk, Mahmut Esat Bey'e şu yanıtı verir : ._ Bunu Mazha r Müfit Bey'den . öğren in ii. O, günü ·günü.n e bütün hadiseleri not etmiştir. M a hmut . Esat Bey de b u yanıt ü zerine Mazhar Müfit 13ey'e ( Ka nsu) mektup . yazora k Atatürk'ün Cumhuriyet şözcüğü n ü il.k kez nerede ve nasıl kullandığım sorar. Mazhar M ü fi t Bey de o tuttuğu günlüğe bakar ve ya nıtını verir : 20 . · Temmuz 1 929 g ü n ü Erzurum'daımı M azhar M üfit Bey, Bitlis valisi i ken Damat Ferit h ü 'kümetin ce görevinden a l ı n ı p hakk ı nd a tutuklama korarı ,çıkartıl m ış; Mazhar M ü fi t 13ey de Erzurum'o · geçip M. Kemal ve arkadaŞ ıarına katıl mıştı. · · � · · no O günden sonra hep Atatürk'ün yanı nda olmuş. gör d ü klerini." d uydu klarını günü gününe saptayan günlük tut m uştu. Mazhar Müfit Bey, M. Kemal Paşa'nın Erzurum Kon g resi ' n i açarken ycptığ ı konuşmanın' . sonunda şu sözlere yer verdiğini yazar·: « E n son ola ra k n iyazi'm şudu r ki, Cenôb-ı Vaci bü 'I Amal Hazretleri, Ha bib-i Ekrem'i hürmetine, bu mübarek vatanın sa hip ve müdafii ve diya beti celi le-i Ahmediye'nin ilôyevnil kıyôme- haris-i esta kı olan m illet-i necibemizi ve 'makam-ı saltanat ve h i lôfet-i ' kü brôyı masun ve .mukad desatıriıızı düşunmekle mükellef. olan heyetimizi m uvafık buyursun.» Mazhar Müfit. bu konuşmayı yad ı rgayara k Paşa'ya niçin böyle bir konuşma yaptığını sorar. « .. Kongre akşamı Paşa'ya . Erzurum, nutkunuzun sonunu müftü efendinin duası gibi bitirdiniz. . . Ded im. Bu tarz konuşmaını hoş gördüğü için sadece g ü ldü ve : - Maksadı n ı anlıyoru m, anlıyorum amma şimdi va zifemiz halkı, vatan ı ve esir padişa hı kurtarmaya inand ırm a ktan ibarettir. Cevabını verdi ve ilôve etti : - Za manında hiçbir şeyi kocırmamak . ve zamansız h içbir şeye uzaktan yakından tevessül etmemek başlıca di kkatim izi teşkil etmelidir711•• Bu sözler, "Atatürk'ün Kurtuluş S avaşı'nda izlediği tak. tikleri a nlatıyor. M ustafa Kemal. bilg e ozan Ceyhun Atuf Kansu'nun o ü nlü deyişi ile «Kurtuluş Savaşı ustası»dır. lider, uluslararası; delegeleri , iç ve dış koşul ları, ce- . lişkileri, askeri ve siyasal koşu Uan zamanında ve yerinde saptayan ve .amacına adım adım ulaşan önder i nsan de m ektir. M. Kemal, Kurtuluş Savaşı 'nın başında ilôn etmeyi düşü n düğü Cumhuriyeti bir «ulusal giz gibi vicdanında, · · · · __.. . · · · · . 1 71 . saklamış ve düşüncelerini aşama aşama gerçekleşti rmişt i r. Bugün çelişkili gibi görünen konuşmaları ve zaman zaman uyguladığı siyaseti· böyle yorumloyo bi l i riz. M . Ke mal Paşa, bu siyaseti bir u lusal giz gibi vicdan ında sak l omasayd ı ; bu . a maca u laşması güçtü. Bel ki de olanak sızdı. · Atatü rk'ü, ya kın silôh ve düşü nce arkadaşları ndon ayıra n öze l l i k, üstün liderlik yeteneği ve bu yetenekle olu şa n taktikleriyd i . M. Kemal o gün lerde i k i suçlama ile karşı korşıyaydı : Bolşeviklik ve d insizlik. . işgalci e mperyalist ord u ları ve Istanbul h ü kü meti, M. Kemal'e ve a rkadaşianno karşı bu iki silôhı kullanıyorlard ı . Damat Ferit Kuvoyi M i l li yecilere «isyancılar)) adını to kıyor; <<isyancıların bolşeviklerden yardım aldıklarını» i l e � ri sü rüyor; S ulton Vahdettin de M . Kemal ve arkadaşları n ı n « bolşevikden başka birşey olmadıkları n ı » söylüyordu71• Batı basını da M. Kemal ve a rkadaşları n ı n «bolşevik» oldukları konısındoydı. The New York Times'in 1 1 M a rt · 1 9 1 9 günlü yorumu şöyleyd i : «Türk milliyetçiliğinin tamamen ortadan kalkmaktQ olduğu günlerde şurada burada dağınık halde bulunan it tihatçıların tek umudu bolşevizmin ülkeye yayılmasıdır. Türkler, bolşevizmin iktisadi, sosyal ve siyasi doktrinin den ve pratiğinden birşey anlamazlar. Fakat bolşevizmln doktriner yanını bir tarafa bırakarak onu yalnızca bir yağ ma katliam biçimi olarak kabul edersek bu işlerde yüz yılların tecrübesine sahip Türklerin bolşevizmi kolaylıkla benimsiyeceklerini söyleyebiliriz)) 7:ı. ABD, Von ve Trabzon i l lerini de içine alan bir Erme nistan kurdurmaya çal ışıyordu .. ABD ve ingiltere arasında Trabzon ve çevresinde bir Ermeni devleti kurulması dört ilde de Kürt devleti kurul ması için a n laşma da yapılmış t ı . . ingilizler, Koradeniz bölgesinde ayrıca bir Lôzistoil devleti kurup, bu devleti d e Ermen i mandasına bağlamak i stiyorlord ı73• · · · · · 172 i ng i l iz g i z l i belgelerinde <iistanbul'doki Kürt kulübü başkanı Said Abdülkadir ile Paris'deki Kürt delegesi Şerif Paşa'nın emirlerinde oldukları>) yazılma ktaydı74 Bu bolşeviklik ve d insizlik suçlama ları na Aqı ksöz, A l emda r ve Peyarn-ı Sabah gazetesi de katı l ıyordU; Pe ' yam-ı S a ba h gçızetesinde K ü rt rea l i Gern iyeti'nin şu bil dirisi yayınlan maktaydı : « M il l ici örgüte aldırmaym. Bunlar, bolşeviklerin kafasını taşıyan yurtsuz serse ri lerdin>7". , M ustafa Kema l ' i n karşı s ı nda Ingiliz gizli istihbarat ör g ü n ü , Amerikan h ü kümeti, Ermeni ve Kürt örgütleriyle Pa d i şa h , H i lôfet. dinsel bağnazl ı k , · iç ayakla nmalar ve siya . sal çekişmeler gibi engeller ve sorunlar vard ı . M. Ke mal'i kaygıtand ıran bir başka gel işme d e Eriver Paşa 'nın Sovyetler'le olan yakın i l işkisiyd i . M . l<emal, Sa karya S avaşı'nda y en i lse, Lenin, Enver Paşa'yı müslü manlardan altışan b i r « kızılordu» ile Anadolu 'ya göndere'ce ktF11. · H a l ife ordusu, Kuvayi M i l l iyecilerin d insiz · olduklarını yayıyor; Düzce ve H ende k'te ayaklanan gerici ler, şehit et likleri Yarbay Mahmut Bey ' i n cenazesi n i « bolşeviktln> diye kıldı rmıyorlor; aynı g ü n lerde Bolu Mutasarrıfı Osman Kad ri de M. Kemal ve arkadaşlarını «devlet düşmonımız olon M oskofiardan çıkmış, şeritıto karşı ve konuno aykırı gö rüşe kapılan bolşevikler» olara k suçluyordu7'. Bu darboğaz, ancak M. Kemal gibi bir lider i l e aşı l a bi li rdi. Liderleri koşu l la r yaratır. O koş u l larda u lusal kurtulUş yolu ancak birleştirici bir komutan ve siyasal l ider tarafı ndan cizilebil i rd i . Bu· l i d e r de M . Kemal'di. H ilôfet orduları , Ingiliz gizli servisinin Kürt aşiretleri ' i l e g irişti k leri komplolar, i ç ayoklanmalor, emperyal i st dev l etlerin Türkiye üzerindeki oyunları, U lu so l Kurtuluşun o n c a k M . Kema l copında bir l i d e r tarafından yöneti l mesini getekti rmekteydi. Bu savaşın yürütül mesinde de e lbette siyasal ta ktikler ı uyguli:ınoca ktı. · · . • · H3 M . Kemal ve arkadaşları Istanbul h ü kü metince «din sizlik» ve «bolşeviklib ile suclanıyorla rd ı . M. Kemal, bu propogandolora karşı önlemlerini o lmak zorundaydı. Şu sözler M ; Kemal Paşa'nın karşıtlarındon Rauf Orbay'ındır : «M. Kemal Paşa mücadeleye atılmasaydı bu memle ket kurtulamazdı. Anadolu'nun tehlikeye düşen yerlerinde, Batı'da, Doğu'da ve Güneydoğu'da başlayan ve . bir yurt sever düşüncenin mahsulü olan zayıf fiili mukavemet ha reketleri, her biri ayrı ayrı kolayca bastırılabilirdi»78, Atatürk, Söylev'de ya kın calışma a rkadaşlarıyla son radon yollarının niçin ayrıldığını şöyle onlatı r : «l} lusal savoşa birlikte başlayon yolculardan kimile ri, ulusa l yaşamın bugünkü cumhuriyete ve cumhuriyet yasa larına değin uza nan gel işmelerinde kendi d üşünce ve ruh yapıları kavrama sın ı rı bittikçe bana d i ren meye ve karşı cı kmaya başlamışlard ı r. ( . . ) Bu son sözlerim i .özetlemek gerekirse d iyebi lirim ki, be :ı, ulusun vicdanında ve g eleceğinde sevdiğim büyü k ge..: lişme yeteneğ ini, bir u l usal giz gibi vicdanı mda taşıyarak ya'vaş yavaş bütün toplumumuza uygutatmak zorundoy dı m.» Sanıyorum ki, Atatürk'ün bu sözleri M. Kemal - Karo b e k i r çatışmasım yeterince açıkl ıyor. Karabekir, yaşamının her döneminde i rticayo, dinsel geriliciğe hep karşı ç ı kmış; 3 1 Mart g erici ayaklanmasının bastırılmasında etkin rol üstlenmiştir. Karabekir, 1 933 yı l ı nda toplotılıp yakılan « istikiCil Harhimizin Esaslarm adlı kitabı nda irticayı «ulusal tarihimizi lekeleyen ve milli bün yemize acı veren olaylar>> olarak tanımlamış, panislômizm ve. pantürkizme hep karşı cı kmıştır79•• , Kôz,ı m Karabek i r, i l k TBMM'nin acılışında yapılan din sel törenleri de şöyle eleştirir : «Torihimizde bu kadar koyu bir toassuplo, d ini mera simle hiçbir meclis açılmomıştır. Fetvaları takip eden bu muazzam ihtifaller a caba yer yer başlayan ayaklanma� toro karşı bir sigorta m ı olacağı düşünüldü? Ne olursa ol, sun, inancia taassubu M i l li M eclis'in başlangıç günü nde · · · · · ' 174 ayırm a k daha i htiyatlı olurd u . Yani n e cuma gününü seç meye ve ne de bu kadar vet veteye tüzum yoktu. Güzel bir dua iyi tesir yopobilirdi. Gösterilen bu toassubun devamı mümkün olmayacağ ından aksi tesiri daha tehlikeli olabll i r»80. 1 1 Bu inançdaki b i r insan. <<şeriatçı, padişahçı, dincl»· olabi l i r mi? . i tıtilôl evlôtlorını yer! Bu değişmez kuro t d ı r. M ustafa Kemal - Korobekir ço tışmosının nedenteri n i bu ihtilôl yasasında aramak doğru otur. U lusol kurtul uşton sonra iki . komutanın yolları . ayrıl ı r. M . Kemal . köktenci . yöntemlere başvuran devrimci; Koro be kir ise devri m leri d emokratik yollarla benimsetmek isteyen bir evri mcidir! Devrimciler köktenci olurl ar, devrimierin sarsıcı top tumsol etkilerinden çekinen evrimeller de demokrat gö rünürler. Devrimciler ve evri mcilerin yolları bir yerde çatışı r, bir yerd e birleşir. Evrimciler. bu toptumsal çatışmalarda zaman zaman karşı devrimcilerin kurdukları · tuzo klara da d üşebil irler. Her devrim. karşı devrimcisini de ya ratır. Atatürk dö• nemi nde de karşı devrimciler, Karabekir'in Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası 'nı destekled i k leri gibi Atatü rk'ün en yakın a rkadaşlanndan Fethi Bey' in kurduğu Serbest Cum h uriyet Fı rkası 'nı da destektemişler, devrimiere karşı. bu siyasal partileri n çevresinde toplan mavı uygun görmüşlerdi111. , Devri mci -evrimci çatışması i htilôlini o kızgın orta mın d a ve d evri min ilk coşkulu yıl ları ndad ı r; birleşme de dev rimierin yerleşmesinden sonra ki aşamalarda olur. Zora, şidc;fete, tepeden inme yöntemlere dayanan dev rim, bir süreç içi nde i l k y ı llarındaki gücünü, h ızını ve coş kusunu y itirerek zamanla evrime dönüşür. insanlık, . bugünkü ışıklı kilometre taşlarını ihtilôllere borçl ud u r. · · 1 75 Bugün 1 789 devri m i ol masayd ı ; insa n l ı k çağdaş de 'mokrasiye u laşamazd ı . 1 9 1 7 devrimi yaşa n masaydı, in sanlık bug ü n sosyalizme ve sosyal demokrasiye de geçe mezd i . i htilôller, uyga rlığın kaçını lmaz 'depremle rid i r. Bu dip ten gelen dalgolara karşı d u rulamaz. Bu dalgalar, ta htla rı . taçları yıkar gecer. Bugün 2 1 . yüzyı l ı n eşiğ i nde i nsa n l ı k ve uygcırl.ık ne 1 789 devri minin yinelenmesini ister, n e Sovyet Devrimi nin. C ü n kü bu her i k i devrimde zama nla b i re r evrime dö nüşerek i nsa n l ığa mal olmuştur. Atatürk devri mleri d e bir evrim aşaması içinde de mokratik devrimlere. evrime dönüşmüştür. Bu yüzden Ata tiirk döneminde uygulanan tek parti yöntemlerinin bugü n · de uygulanması düşünüle mr:7 . · Toplumda Devri m, o koşul larda, el bette zorcı daya m� · ra k yapıl mıştır. O gün için başkaca çözüm yolu d a görü n müyordu. K a rabekir'in a n ı l a n , u l usal kurtuluşcu yurtsever bir komuta n ı n kaygı ve düşüncelerini yarısıttığı kadar Ata türk'ün l iderl i k yeteneğ ini, o koşullarda ne gibi dar bo ğ azlardan geçildiğini, bu d a r boğazlarda niçin M ustafa Kemal çapında bir lidere g erek d uyu lduğu n u , M. Kemal' i n bu ta.ktiklere niçin başv u rduğunu · da anla tıyor. B i r kez daha a n laşıl ıyor ki, Atatü rk 'ün tuttuğu yol o :günler için gerçekçi, haklı ve sağlıklıyd ı . Bugü n , çağC:uş . uyga rlık adına elde ne varsa, bunlar, Atatü rk'ün o g ü n icin geeerli olan, bug ü n ise yadı rgan a n yöntemleriyle be n imset i l m iştir. M . Kemal - Karabekir çatışmasın ı n köke n i nde bu kök tenci yöntemler yatar. M. Kemal «devrim yasoları bütün ·yasaların üstünde» görür, Karabe k i r ise istiklôl Mahke meleri ile esenlik olmayacağı n ı savunur. Karabe ki r, cumhuriyetçid ir; h ilôfetin de Musul soru nu çözüldükten sonra kaldı rı l masından yanad ı r. Doğu Cep hesi komuta n ı n ı n bütün kaygısı i ngiliz emperyalizm i n i n Türkiye üzerindeki . olası oyu n larıdır. 176 U l usal kurtuluş savaşla rında bu savaşın komutanları a rasında böyle görüş ayrı l ı k ları nın olması doğald ı r. Her devri m, taşkın sular gibi bir süre sonra d u ru l u r v e doğal yatakları içinde tarihsel akışını sürdürür. lhtilôl- · !erin ve d evrimierin o kızg ı n günl eri nde ihtilôlciler birbi r lerini dara ğaçlarına da gönderirler. Fransız ihtilôli ve S ov yet Devri m i kanlı örneklerle dol ud ur. Türk devrimine bu acıd an bakarsanız. - izmir sui kastı dışı nda - ihtilôlciler arasında bir ka n l ı çatışma da . olmadı ğı görü l ü r. Devrim, sarsıcı değişi mlerden sonra evrim içind e. yü rür ve kök sala r. M u stafa Kemal, Kurtuluş Savaşı'ndan sonra yurt dı şına sürdürd üğ ü · «1 50'1ik!�rb bile bağ ışlamıştır�2• Bu da devri min 2':!. ·;t:lyılın öteki devrim lerine ve i k tidar değişikli klerine k� y\1�•/a çok daha yumuşa k olduğunu gösteriyor. M. Kemal - Karabe kir çatışması çok daha dramati k biçimde sonuclanabilirdi. Devri mci ve evri mci düşünceler aynı denize akan ne h i rler g i bidir. Bu devri m-evrim buluşması, Karabekir'! de devrim dö nem i n i n başbaka nının C u m hurbaşkanlığı gün lerinde ,la i k · Cumhuriyetin TBMM başka nlığına da getirmiş, , böylece geçmişin k ı rgınlı kları u nutturulmak isten miştir. . Kôzım Kara bekir'In Atatürk'ün ölümünden sonra baş layan s iyasal yaşamında d insel gericil iğe destek olucu ya da l a i kliğe aykırı bir tavrı h i ç olmamıştır. M. Kemal - Kara be kir çatışması. ideoloji k olmakton çok kişisel ve duygusal nedenlere dayan mı ştırR:ı. Dinsel gericilik, Atatürk'ün son başbakanı Celôl Bo yar'ın cumhurbaşkanlığı g ü n lerinde siyasal i ktida rca des teklen m iş ve 1 2 Eylü l döneminde de MGK döneminde et kileri bugünlere kadar uza n a n d evlet desteği sağlanmıştır! Geric i l i k ve . bu gericiliğe tonınan devlet deste kleri . Ir ticaya karşı gene yaşlarından boşlayora k örgütlenen 31 Mart Gerici . ayaklanmasını bastıran ve Emperyal i st ordu lara, H ilôfet ordusuna ve Halife ferman iarına karşı . sava· 1 77 F. : 12 şan Kurtuluş S avaşı PaŞa larında değ i l Cumhuriyet tari himizin çok daha sonra ki · y ı lla rında k i oluşumlarda a ra n m a l ı d ı r. M . Kemal - Karabekir çelişkisi U l usal Kurtuluş kavga sı v e devrim süresi icindeki kaç ı n ı l ma z catışmalardır. Da ha sonraki yılla rda başlayıp, 1 990'Jard a . doru k noktalara ulaşan gericilik ve "bu gericil iğe verilen ödünler de karşıdevrim sürecinin azgın dalgala rıdır. Ulusal Kurtu luş Savaş ı m ızın ve devrim i erin önderi Ga z i M ustafa Kemal i l e Kurtuluş Savaşımızın Doğu Cep hesi Komuta n ı Kôzım Karabekir' i bugün yeniden saygıyla a n ı yoruz. M, Kemal ve Kôzım Karabeki r, ulusal kurtuluşun de ğişik yöntemler savu nan ve bu yöntemlerini kişisel ve duygusal nedenlerle karşı karşıya g etirdiği i ki yurtsever komutanıd ı r. Başta Atatürk ol mak ü zere Kurtu luş Savaşımızın bütün komuta nları «Tam bağımsız» bir devlet ve eelalk cum huriyetn kurulması aşama ları nda birbi rleriyle zaman za, man çatışsa lar da tarih içind e birbirlerini tamamlamış ön d e rlerd i r. Bu komuta nlar ve . önderler, devrim ve evrim sürec lerinin kocınılmaz buluşma noktalarında bugün yine bera berd i rler. Evet. biz gazeteci olara k görevimizi yapmaya çalış tı k ; . şimdi söz a rt ı k tarihcilerindir! · 178 · 1 79 1 80 · 1!) (3J' Te-��' u � r�- �> /? �- . ./}��d�; �-o� #��-&f.i. . ' ,1 81 �-t .d�vı-� . \ . ( lt) . '1� /.J- 5 t . -·� e� · Ço/L �fa:..fL-� ;zo��� 4��cJ/� �"' �;_q'JA- ( �� ) ��l �#ı__ � u;V,f!_ �� � ) . . A .. ı.l!A--·-1'� J ı--Z ' · 1 .5 5 <J • -n · C. . /C /1.,.,�--- �t,.t &ı;c..j&/2. ' c<. /2--. ' ' ./ -??t-ct-J t &r- lf' t/J--t / a�"....� 11 tf)4 . rı��-- /ler�· .-"1 t.: · . · Çır. ___. ., V ... ..&�lt?/t!--.' ......J-, 1 /JI·n --;:ı''-42/,)....ra. .., J 6; , ...., . � . _ .c?oL FA �� · �R- C-«. , 1 . 182 )l... :j)ct.-ı;-'lfl'.k- · •. 183 . .184 . �85 N O T L A R . 1 TKP liderlerinden Mustafa Suph i v e 15 arkadaşı, 28-29 Ocak 1921 günü Trabzon'da Enver Paşa'nın yandaşlarından Yahya K ahya tarafından . öldilrülmüşlerd i . Cinayetin kimin em .rlyle işlen d i ğ i konusunda çeşitli varsayımlar bugün d e tartışı lıyor. bkz. Hikmet Mayur, Mustafa Suphi ve Milli Mücadeleye El Koymaya Çalışan Başı Dışarıda Akımlar, Belletı>n, sayı 140 Ekim 197 1 s : 587 vd. Mustafa Suphl ve Yoldaşları. Brüksel 1 975, İ ndo-Türk Ajansı ; Tuncay Mete, Türkiye'de Sol Akımlar, B i l gi Y a y . 1978. 3. bası. s : 2 1 8 v d . 2 TBMM Gizli Celse Zabıtları, Türkiye İ ş Bankası Kültür Yay. CIIt 1, s : 325 vd. 3 Karabekir Ka7.ım, İ stikiiii Harbimi7.de Enver Paşa v e İ t · tihat v e Terakki Erkanı, Menteş Kltabevi, 1967, s: 1 32 - 33. 4 Bekir Sami <Kunduh) Anadolu hi.lkümetinin temsilcisi olarak Moskova'ya gönderilen kurulun başkanı. Sonradan Dış işleri Bakanlığı d a yapan Bekir Sami Bey, Terakki perver Fır k a'nın kurucuları arasında yer aldı. Bekir Sam i Bey, 1933 yılı n -da öidi.l. Sovyet hükümetin i n o tarihteki Dı şişleri kom l;;eri. Türkiye Komünist Fırkası İdare Heyetinde Fev7.i Paşa (Çakm a k) , Ali Fuat Paşa < Cebesoy ) , Refet < e eı e > . İ sınet < İ nö n ü ) , Mahm u t Celal (Bayar > , Dr. Adnan < Adı var > . Tevfik Rüş tü < Aras ) , Yunus Nadi ( Abalıoğl u ) , Mahmut Esat (Bo:ı:kurt ) , Hakkı Behiç (Bahiç ) , Refik Koraltan. Eylip Sabri ( Akgöl) ve Süreyya (Yi ğit) gibi Mustafa Kemal'In yakınları yer ::t lmışlar :. dı, Çerkes Ethem. bu «resmi:ı> TKP' n i n kurucuları ara�ı nda yer almış değildi.. bk7., Sayılgan Aclan, Solun 94 Yılı, Mars . Matbu ası, 1 968, s : 1 4 5 : Tuncay Mete. a.g.k. s : 163 ; Golog lıı .Mahmut. Cumh uriyete Doğru, 192 1 - 1 922, Başnur Matbaası s . ll vd : Kutay Cemal, Çerkes Ethem Dosyası. Boğa:ı:içi Yay. s : 292, Çerkes Et hem. � R e s mi . husıısi. dşikdr gizli bir t.eşTcildt ve cemiy et e dahil olmadık.» Enver Paşa'nın Musta f a Kemal Paşa'ya ya;ı:dığı bu mektup Türk Tarih Kurumu arşivlerl ndedir. 7 Celaleddin Arif Bey : Son Osmanlı Meclis-I Mebnsanı'nın 5 6 187 · Başkanı, ilk TBMM'inde Erzurum milletvekill ve TBMM İ kinci Başkanı. 192l'de Roma BUyükelçiliğine atandı, bu tarihten son r a y urda dönmedl, 1 930 yılında da öldü. Hüseyin Avni Bey (Ulaş) Ilk TBMM'sind.e Er,z urum Millet vekili. 192 1 Anayasasını hazırlayan komisyonun sekretn.ri. cİ kin c l Grupı> olarak bilinen muhalefet grubu liderlerlnrien. '1923' d e milletvekili seçllemeyerek siyaset dışında kaldı, 1945 yılında · Milli Kalkınma Partisi kurucuları arasına katıldı. 1 948 yılında öldü. 8 Bu tartışmalar Için bkz. Milliyet Gazetesi, 8-21. Mayıs 1 933. 9 Karabekir Kazım. İ stikl:\1 . Harblınizin Esasları, Sinan Matbaası ve Neşriyat Evi, 1933-1951, s: 1 90 vd. 1 0 Kandemir, Siyasi Dargınlıklar, cilt 5 , Eklclgll Yay. 1 955. ll Milli Savunma Bakanı KAzım özalp s : · 73 vd. 12 Korgeneral Kazım Dirlk, 19 Mayıs 19 19"da Mustafa K emal Paşa ile Samsun'a çıktı. M. Kemal'in Istifasına kadar 3. Ordu Kurrnay Başkanı olarak görev · yaptı. Daha sonra. Erzu rum'da 1 5. Kolordu Komutan Vekilllğl, TBMM G Ü rcistan tem silciliğinde bulundu. Bitlis ve İ 7.rnl r valill l(lerl yaptı. 194 1 yı lında öldü. 13 Karabekir Ka:r.ım. İ stlkl:\1 Harbiıniz. s : ı 1 37. 14 Cebesoy All Fuat, Milli Mücadele Hatıraları. Vatan Neş riyatı. 1 953, s : 100. 1 5 Atatürk, Gazi Mustafa Kemal. Söylev. Vclldedeoğlu Hıfzı Veldet, Ça(l:daş Yay. s : 46. 1 6 Karabekir'in i ttibat ve Tera kki Anıları Için bkz : Kara bekir Kazım. İ ttihat ve Terakki Cemiyet!, 1896 - 190!l. İ st. l !l82. 17 Türk İ stikiıli Harbi, 6. ciit., İ stık i aı Harbinde Ayaklan ınalar 0 9 1 9 - 192 1 ) Gen. Kur. Yay. s. 60. Şeyh Eşref Ayaklan ması, 26 Ekim-24 Aralık 1 9 19. · 1 8 Rawlinson. Alfred. Adventures in the near East, Andrew Melrose, London/New york. 1 924, s: 1 80 - 1 8 1 .. İ ngiliz yarbay, kitabında Karabekir ve AtatUrk'U övüyor. 19 Atatürk; Söylev'de Hoca Raif Efendi'nin bu girişimleri üzerine Karabekir'den Raif Efendi'nin uyarılmasını Isteğini an latır. Atatürk, Söylev, TDK Yay. s. 438. 2 0 İ tilaf Devletlerince Londra'da 27 Şubat - 12 Mart 1 9 2 1 tarihleri arasında toplanan b u konferansda Ankara ve İ stan bul hükümetleri ayrı ayrı temsil edildiler. Konferans bir sonuç vermedi ; vermediği glbf Yunan saldırıları d a konferans biter · bitmez başladı. . . Atatürk, Söylev s : 4 19, Lord Klnross, Atatürk, Bir Milletin Y eniden Doğuşu, İ st. 1 978, s: 403. · i aa 2 1 Kemalist, Kurtuluş Savaşı yıllarında ilk · kez Ameri kan bas\myla İ ngiliz gizli belgelerinde kullanılmıştır; bkz. Gotthnrd Jaeschk e , Kurtuluş Savaşı İ le İ lgili İ ngiliz Belgeleri, TTK Yıı.y. s : 1 58 .. Ulagay Osman, Amerikan Basınında Türk K urtuluş Sa vaşı, Yelken Matbaası, Ulubelen Erol, İ ngiliz Gizli Belgelerinde Türkiye, Çağdaş Yay. s. 270. Karabekir, M. Kt::. nal Paşa'nın Bursa'ya gelen Fransız Ka> dın Yazarı Gaulis'e İ stikitil Harbirnizi ve kendisini batı dünyasına tanıtmak için 15 bin lira verdiğini yazıyor. 1 22 Dr. Rıza Nur, 1 879'da doğdu. 1 9 1 3 yılı n da . İ ttihat ve · Terakki döneminde hapis yattı. Bir süre yurt dışında yaşadı. İ B u sürede ttihat ve Terakki hükümetinden gizlice aylık aldı ( Cemal Paşa. Ha tıralar, Çağdaş Yay. s : 1 9 ) . Son Osmanlı Mec lis-i Mebusa n ına seçildi. İ lk TBMM'ne katıldı. Milli Eğitim ve Sağlık Bakanlıkları yaptı. Lozan barış görüşmelerine katıldı. İ zmir sulkastından sonra yurt dışına kaçtı. Atatürk'ün öiUmü üzerine T!lrklye'ye döndü, 1942 yılında öldü. 1 929- 1935 yılların da Fransa'da yazdığı anılarını 1960 yılında yayınlanmak üze r e Brıtısh Museum'e verdi. Brıtısh Museum'da OR 12588 sayı sında kayıtlı anılar, 1 960 yılından sonra basılarak TUrklye'ye ' ·sokuldu. Baştan aşağı Atatürk'li karalayan Dr. Rıza Nur'un aıııları, Suudi Arabistan'da basılıp dinci örgütlere parasız dağıtılıyor ! 23 TBMM tutanakları, ı: 129' 30.ıo.ı338 ( 1922) c : ı , s : 354 ve c : 3, s: 280. 24 İ lk Büyük Millet Meclisi'nde M. Kemal Paşa'nın l l - , .derll�lndekl MUdafaa-l Hukuk grubuna karşı ohışan muhale fet grubu . , 25 «Çolak Selı\hattlm diye bilinen Mersin milletvekili ve 3 . Kolordu komutanı, Kurmay Albay Selahattin Köseoğlu. 26 Atatürk'Un ı Kasım ı 922 tarihli konuşması Için bkz : Atatürk'Un Söylev ve Demeçler!, Türk İ nkıH\p Tarihi Enstitü sil yay. 1 989, s: 287 vd. M. Kemal Paşa, Vahdettin'In kaçması üzerine TBMM gizil oturumunda yaptığı konuşmada « .. TUrklye devletinin ve hal kının bu noktadaki vaılfet-1 diniye ve vlcdanlyesi. . . ( .. } bü tün kudreti ile, bütün kuvvetiyle (Hih'i.fetln} . . . kuvvetlti.l, kud retini, şerefinl. bütt\n alem � ! lslı\m nazarınd iı. ve gayr-I mUslim n aıarında mas un bulundurmakdın der. Gizli tutanaklar, 1 : 1 40, 1 8 . 1 1 . 1 338, c : 5, s : 1051. 27 Trabıon milletvekill All Şükrü. Bey, 27 Mart ı 922 günü Topa! Osman tarafından boğularak öldürüldü. Topa! Osman yakalanarak öldürUldU ve cesedi de Ulus Meydam'nd'a asıldı. ll $ Ukr!l c inayetinin Mustafa Suphl ve arkadaşlarını öldüren 'Yahya Kahya'nın öldürtilmesi olayını gündeme getird i ğ i sı. l .1 89 rada öld Urülınesi çeşitli yoı · uınlara yolaçtı. Atatürk'Un muha r ı z birliği komut a n ı olan Topal Osman'ın, Ali ŞUkrU Bey'i bir araıl uyuşma;ı;lığı nedeniyle öldürd U ğ U d e ileri sllrtildü .. Kan demir. Feridun, Cumhuriyet Devrinde Siyasi C inayetler, Eki cigil Tarih yay. 1 955, İ st. s: 44. Kandemlr, Hatıraları ve Söy lemedikleri ile Rauf Orbay, Sinan yay. s : 108, ayrıca bkz : TBMM Zahıt Ceridesi, D : 1 , 29. 3 . 1 923, c : 28, s : 227. 28 Atatürk'Un Söylev ve Demeçler!, 1 9 5 9 , s : 98 vd. İ nan� r ı , Gazi M. Kemal Atatürk'Un 1 923 Eskişehlr- İ ;ı;m lt Konuşma' ları, TTK yay. s : 7 1 vd. Atatürk, Islam ülkelerinin ( en fela )cetll an larda . . . aleyhimlze harp ettiklerin i ) söyleyerek hiHHe tin ( zaaf) getird iğini bildiriyor. · Aynı konuşmada Atatürk ( ben · hocaları sevmem ) , s : 72. 28 İ zmir İ ktisat Kon gresi Için bk z : ÖkçUn, Gündüz, Tür kiye İ ktisat Kongresı, 1 9 2 3 - İ zmlr, SBF yay. 1 968, Ank. Ka rabeklr'in Kon greye Başkan Seçimi, s : 269 vd. Tekçe'nin Anıları Için bkz:· 2 9 General İ smail Hakkı Tekçe, · Günaydın, 4 Aralık 1977. 30 Yahya Kahya, 3 Temmuz 1 922 g ü n ü Trabzon'da So �uksu'da evine giderken üzerine sıkılan 40 k urşunla öldürül dü. O günlerin Trabzon vallsl Ebubekir Hazım Tepeyran, ci nayetin Bolşevikler tarafından Işlendi ğ i n i n sanıldığını, · sonra dan kuşkularİn Topa! Osman üzerinde toplandığını, Kahya' rıın kardeşi n i n de kışladaki askerlerden şüphe ettiğini yazdr <Tepeyran, Belgeleric Kurtuluş Savaşı, Çağdaş yay. 1982, s : 1 25 ) . General Tekçe, Günaydın Gazetesi'nde yayınlanan anıla rında M. Suphl'yi öldüren Yahya Kahya'nın, Topal Osman'ın iki adam ile birlikte kendisi n i n öldürdüğünü açıkladı. 3 1 K arabek ir'in a nlattığı tartışmayı M. Esat Bozkurt, Ata ttırk İ htllali adlı k itabı nda şöyle doğrular : «Dinle devlet Işlerinin biribirierine karışması Türk m ille · tlnin felaket sebebi olduğunu Ileri sürmüştüm. ( .. ) General Karabekir fikrlme asabiyetle hUcum etti'>. Bozkurt Mahmut. • Esat, Atatürk İ htllall, tü. İ nkılap Enst. yay. 1 940, s : 439. Karabekir, bu kitabın 2 1 3 ve 2 1 4 . sayfalarında anlat.ılan Erzurum Kon gresi i l e i l g i l i olayların doğru olm adığını da yaz makta dır. 3 1 / 1 Fet h i Okyar'ın anılarında bu tartı şmadan söz edil miyor . . Okyar, Fethi, Ü ç Devirde Bir Adam, yayma hazırlayan Cem al Kutay, İ st. 1 980. s: 335. 32 Okyar � Rauf Bey kabinesinde İ çişleri Bakanıydı. M. Esat Bo;ı;kurt, hem Rauf Bey, hem d e Fethi Bey kabinelerinde i ktisat Bakanı olarak görev yaptı. Kazım ö zalp her iki ka,1 90 binede de Milli Savunma Bakanıydı . Her Iki hUkU m c Li ı ı ) ) ı ıs · işleri Bakanı da İ smet Paşa'ydı TBMM, Dönem· ı, c : 2 1 , ı:ı : 3 5 R 362 ; Dönem 2, c : 1 , s : 60-62. 33 Lozan Barış Konferansı Içi n bkz : Meray S . L . , J..oıanı Barış Konferansı, Ank. S.B.l<, . yay. Parla Reha, Loıan Montrö, Lefkoşa 1 9 87, s : 53. 34 Tengirşek, Yusuf K e m a l 0 87 8 - 1 969 ) , Dışişleri, İ k tisat ve Adalet bakanlıkları yaptı. Fransızlar ile yapılan Ankara An laşması'nı imzalayari d iplomat, büyükelçi ve siyaset ve bi Üm · · adamı. 35 Atatürk ile İ smet İ nönü'nün dostlukları hep sürdü. İ nönü, ölümüne kadar Atatürk'e içten duygularla bağlı kaldı. Başkomutanlık-Atatürk arşlvlndeki şu iki mektup bu yakınlığı; kanıtlıyor. Atatürk'ten İ nönü'ye 6.8.1933 : «Başvekil İ smet Paşa Hazretlerlne ; İ smet ; sen büyük adamsın. Hassas olduğun kadar h i s ve- ren adamsın. Sen benim . sözlerimi okurken gö?.lerln yaşarmış ; ya ben seni okurken hıçkırıklarla ağladı ğı ll?ı söylersem. inanır mısı n ? B u duygularımı sonrada değil, kimsenın yanında değil, ya tak odama çekildikten sonra mahremimde yazıyorum . Seri· beni' muhakkak çok sevlyorsun. Ya ben seni ! _ B u n a cevap istemez. Gö7.lerlnden öperlın.� İ nönü'den Atatürk'e 5.10.19�8 : «Sevglll Atatürk ; sevgili vellnimetlm ; Muhterem Celal Bayar ban a sizin selamının getirdi. Çok · sevindim. B i r soğuk algınlığından yatakta ızdırap çekerken sizden lütufkar ve şefkatil bir haber bana ihya edici bir l H\. ç g i b i geldi. 'YUreğlmin ta Içinden bütiln muhabbet hislerim sı7. ladı. Bütün ömrümün en aziz hatırasını teşkil eden hadiseler hafızamda canlandı. Aziz varlığınız düşüncelerimin alicenap· tlmsalldir. Sizin biran evvel aflyet bulmanız yegane ve sami ml d ileğlmdlr. Sizi kudret ve sıhhatte ve şan v e şerefle aramızda görmek ümidi her 'zamankinden sağlamdır. . İ k i mübarek elinizden, sev gill ve can verici yüıtlntlzden doymadan binlerce öperlm, · sevgili Atatürk, bQyük Atatür){. velinlmetlm Atatürk. Tazim ile. İ smet İ nönü.'> Tarih araştırmacısı emekl i Albay Kemal Tüfckçioğhı'nun ?.rşi vinden alınan bu iki mektup Ilk kez ll Kasım 1986 günU Cumhuriyet Gazetesi'nde yayınlandı < Mumcu Uğur, Atatürk ve İ nönü) . 1 91 36 Damat Ferit Paşa tarafından Sivas Kongresl"ni . basıp M. K em a l Paşa'yı tutuklamak ile · görevlendirHen Harput Valisi. Kurmay Albay · AH Galip, Malatya'da , · Bedirhani adı lle bilinen kürt aşiretinden Kamuran, Celalet, Halll ve Cem ll Bey .ler v e İ ngiliz Binbaşı Noel ile Malatya'da buluşurlar. M. Ke .mal Paşa'nın da karşı önlemleri almllsı Uzerine, A l l Galip. Bln .başı Noel v� Bedirhani aşireti temsilcileri kaçarlar. Ali Galip, Kurtuluş Savaşı'ndan sonra Adapllzarı Askeri Mahkemede yargılanmış ve a k l anmıştır. 1 50'likier listesine k o . . nularak y u r t dışına sUrmrı:ıUş. 1932 yılında Romanya'da öl müştür, Feyzioğlu, Feyzi Necmettin, İnkılap Tarihi, c : 1 , s : 105. 37 Hallt Paşa <Karsıala n ) , Deli Halil Paşa diye bilimi n .Hallt Paşa 3 Şubat 1 92 5 - günü TBMM'nde All Çetinkaya < K e l A l i ) tara fından öldürüldü. (TBMM, Zabıt Ceridesi, c : İ : 2 , B: 46, 3 . 2 . 1 924, s: 1 3 , D : 2, 1 2 1 - 1 2 2 ; ayrıca 50. Birle$1m, s : 217 vd. ; Kandemlr, Feridun, Siyasi Cinayetler, 1 955, s : 6 2 ; Kutay, Ce mal, İiaUt Paşa - All Çetınkaya Vuruşması, İst. s: 5 3 ) . 38 Rüştü Paşa, 1 873 yılında doğdu. Kafkas tümeni v e 1 5 . kolordu komutan vekiliiği yaptı, letvekili olarak girdi. gerekçesiyle İstikHl.l 1 92 6 Ikinci meclise Erzurum m i l yılı nda İ z m i r sulkastma Mahkemesi kararı lle Idam karıştığı edildL 39 İhsan Bey (Eryavm: ) . "'Topçu lhsan Bey" diye de bi linir. 1 873'de doğdu. İstlklal Mahkemesi başkanlığı ve Bah rlye J;ıakanlığı · yaptı. · Yavuz gemisiyle llg111 bir . yolsuzluk ne . -deniyle m ahkum oldu. 1 947 yıhnda öldü. 4 0 Çeşitli savaşlara katıldı. KurtuluŞ Sa'laşı'nda Adana cephesi komutanlığı yaptı. Milli Savunma Bakanlığ'ı Müsteşar lığı görevinde bulundu. 1 96 1 yılında öldü. 41 M. Kemal, ı 7 EylUl 192'1 günü İçişleri Bakanlığına gön derdiği gizli yazı lle Trabzon'da çıkan «Kahkaha" ga:ı:etesinin kapatılmasını . Istemiştir. , «Trabzon'da · Kahkaba namında bir m Izah gazetes ini çıka ranlar bolşevlktlr. Orada k i mseye birşey demedi m . Fakat b i dare edenlerin gafletl. . . Uyku hal lndeler. Ahikadar olunuz ; tahkikat yapımı. Bu gazet('yl çıkllrlln ları anlamakla beraber gazeteni n çıkmamasını tem in cdlniz.:P Nazml Naf l tarafından çıkarılan Kahkaba 9 Mart 1 92 5 ta rihinde hükümetçe kapatılmıştır. Tuncay Mete, Eski Sol Üzerine Yeni Bilgiler, 1982, s: 346. Kahkaha lle birlikte Trab:ı:on'da, «lstikbal� Belge yay. ile İimlr'de çıkan «Seda-yı Hak-ı> v e İstanbul'daki «Press du Soin ga:ı:etelerl de kapatılmıştı. Yalman, Ahmet Emin, Gördüklerlm ve Geçlr diklerim, c: 3 , " s : 164. · 1 92 42 Atattirk. Şöylev, 2. cilt TDK yay. 1 98 1 , s : 586. Fuat Bey (Bulca ) : Albay ve 2. ve 4 . dönem milletvekili ( 1 881 - 1 962 ) . Ruşen Eşref ü naydı n , Tasvir-ı Evkar gazetesi ya zarı. 2., 3 . v e 4 . dönem m !lletveklll ( 1 892- 1959) . 43 .Kemalcttin Sami Paşa ( Gökçen ) : Balkan, ı. Dllnya ve Kurtuluş Savaşı'nda bulundu. Kafkas Ttimen Komutanlı�ı ve Ankara komutanlığı görevlerinde bulundu. 1 922'de ordudan ay rıldı. 1 934 yıl'ında Berlin · bUyUkelçislyken öldü. 44 Rau f Bey : 1 8 8 1 yılında doğdu. Osmanlı İ mparatorlu ğu'nda Bahriye Nazırlığı yaptı. Erzurum ve Sivas kongreleri n e katıldı. Bayındırlık Bakanlığı, TBMM ikinci başkanlığı ve başbakanlık yaptı. Lozan A nlaşması sonunda İ smet Paşa lle uyuşmaılı ğ a dUşerek bu görevinden istifa etti. 1 924 yılında Ka rabekir lle Terakkiperver Cumhuriyet Fİrkası'nı kurdu. İzmi r . suikastından sonra yurt dışına kaçtı. Londra'da · büyükelçilik yaptı. 1 96 7 yılında öldU. Refet Paşa < Bele ) : Refet Paşa, 1 9 1 9'da M. Kemal ile Sam sun·a çıkanlar arasında yer aldı. Kurtuluş Savaşı'nda İ çişleri ve Milli Savunma Bakanlıkları v e Batı Cephesi'nin güney ke simi komutanlığını · yaptı. 1 922'de TBMM tarafından Trakya' yı teslim almakla görevlend irlldl. 1 926'da kendi Isteği lle as kerllkten ayrıldı. 1 924 'de Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası' na girdi. 1 963'de öldü. 45 Dr. Adnan Bey (Adıvar ) : TBMM 2; başkanlığı ve Sağ lık :Bakanlığı yaptı. -t\,tatUrk lle uyuşmazlığa düşerek 1 926 yı lında eşi Hallde Edip Adıvar lle yurt dışı n a gitti. 1939'da yur da döndU. 1955 yılında da öldü. 46 Fethi Okyar'ın kurduğu Serbest İ!'ı rka da drtlca" ne deniyle kendi kendini feslh kararı alacaktır. Fethi Okyar, anı larında şunları yazar : «Gazi, bu teşebbUsü başarılı olmaz ve muhtelif fırkalar . ıİı. e mlekette fikir ve felsefelerını söylemek ve tatbik etmek Için kanunların teminatı altında mUcadele etmezlerse rejimin dik tatörlUk olacağını ve ölümünden sonra bir Istlbdat mücadelesi bırakmak Istemediğint kaç defa söylemlştl.'l> Okyar, bu değerlel}dlrmeslnden sonra «bugiln hakikatleri t el erruatı ile gelecek nesillerinin dikkat ve ttyarısına tam ola rab yansıtamadığını, bunun «elem! Içinde · olduğunu-. da ya zıyor. Üç Devlrde Bir Adam,· s: 529. 47 Tümgeneral Osma n Nuri Koptagel, 1 874'de doğdu, 1 942 yılında öldü. Kurtuluş . Savaşı'nda Doğu v e Batı Cephelerinde Tilmen komutanlıkları yaptı. 1927'de Genelkurmay Askeri Mah kemesi başkanlı�ına atandı. Askeri yargıtay üyesi d e olduk tan sonra 1 934 yılında ordudan ayrıldı. Malatya mllletveklll ola rak TBMM'ye girdi. 1 93 F. : 1 3 48 Eski yazıda (kuzu) i l e <Fevzi) yazılışiarındaki ben zerlikler ve Fevzi Paşa'nın uysallığı nedeniyle o günlerde kar şıt gruplarca (Kuzu Paşa) diye d e anılırmış. 49 Yunus Nadi tarafından çıkarılan Atatürk'ün düşünce lerini savunan gazete. 50 Karabekir, Takrir-1 Sükun Yasası TBMM'de görüşülUr-· ken d e aynı düşünceleri savunmuştur : «isttklıll Mahkemeleri.. isttkldl Harplerimiz esnasinda ya-· pılmış ve yapılması lılzımgelen bir mahkeme idi. Binaenaleyh,. bunların tarihe karıştırılması da Meclis-i A liniz için bir şeref tir. lsmet Paşa lfazretleri, eğer lstiklıll Mahkemelerini ısıa hat aleti zannediyorlarsa pek ziyade yanılıyorlar., TBMM, İ : 69, 4.3 . 1 34 1 ( 1 925 , c : 2 , s : 1 35. 51 İ nönü anılarında Rauf Orbay'ın İzmir sulkastma ka rışmadığını şöyle anlatır : ) «Rauf Bey'in sulkast hadisesini sezmiş olabileceğini kabul edebilirim, ama kendisinin böyle bir tertip içinde bulunduğu n u hiçbir zaman kabul etmemlşimdlr. Onun hakkında zaten. bulunduğu zaman tekrar muhakeme edilmek üzere hüküm ve rlhnlştl. Sonra bunı,m artık hiçbir hükmü kalmadığını sorum luluğu Uıerime alarak Ilan . edip hertarar etmeye çalıştım.:t İ nönü, İ smet, Hatıralar, Bilgi yay. 2. kitap, s : 2 1 4 . İ nönU, a nılarında İstikHU Mahkemesi üyesi Kıltç Ali'nin İ z m ir sulkastı davasında yargılanıp aklanan Karabekir'e < İ smet Pa şa'ya dmı edin) dediğini, Karabekir'in d e (en eski arkadaşım ) yanıtını verdi ğini d e anlatıyor. s : 2 1 4 . 52 Atatürk, Söylev'de R a u f Bey'In Karabekir'e (Cumhu.:. rlyetin İ Hinını önlersen büyük iş yapmış olursun) dediğini ak tarıyor. Atatürk, Söylev, s : 6 1 1 . 53 Atatürk, Söylev'de halifelik konusunda ş u açıklamayi yapmıştır : «Baylar, halifelik katının korunmasında dinsel ve siyasal yarar ve zorunluluk bulunduğu sanısında olan birtakım kişiler bilginize sunduğurq kararların alındığı son dakikalarda halife lik görevini üzerime almaını önerdiler. ( . . . ). Baylar, açık ve kesin . söyleylm ki, müslüman halkı bir halife korkuluğu ile u!!;raştırmayı ve kandırmayı sürdürmek çabasında bulunanlar, yalnız ve ancak müslümanların ve Türkiye'nin düşmanlarıdır. Böyle bir oyuna kapılmak da ancak ve ancak bilgisizlik v e aymazlık bellrtlsl olabnır.:. Atatürk, Söylev, s : 621. 5 3 Kürkçüoğlu Ömer, Türk-İ ngiliz İ lişkller1 ( 1 9 1 9 - 1926 ) , Ank. SBD yay. s : 287. 54 SUryani · papazlarından Nastorisun tarafından kurdu�u Nastur mezhebine bağlı hrlstiyanlar .. Musul sorunu görüşUlür- · 1 94 · ken başlayan ve 12-28 EylUl 1924 tarihleri arasında süren NM· turi ayaklanması 7. kolordu koıriutani. Cafer Tayyar Pnen ' n ı n komutasındaki birlikler tarafından bastırılmıştır. 5 5 Şeyh Salt, h!Hifetln kaldırılmasından sonra, cisUJ mın Kürtler ile Türkler arasında tck bağ old uğu.� biçiminde ko nuştugu İ ngiliz Dışişleri Bakanlığının 2 4 Şubat ı 925 tarihll ve ı 54 sayılı gizli belgesinde yazılıdır. Bkz : Şlmş!r BIHI.I, İ n g l !17. Belgeleriyle Türkiye'de Kürt Sorunu, Dışişleri Bakanlığı y a y, 1 975, s : 2 1 ; Şeyh Salt lsyanı hakkında ayrıca bkz : Cemal Beh çet, Şeyh Salt İ syanı, Sel yay. 1955 ·; Toker Metin, Şeyh Salt t syanı, Akls yay. 1968. · Genelkurmay Başkanlı ğ ı Harp Tarihi Dairesi'nce ı 972 yı l ı nda yay ı n l a n a n «Türkiye Cumhuriyetinde Ayaklanmalar ( 1 9241 9,18 h başlıklı kitap Genelk urmay B aşka n l ığı tarafından toplat tırı ldığı ndan bu konuda bu kitaba herhan gi bir yollama yapa ın adık. Türkiye Cumhuriyetı tari h i n i n bu bölümünü okumak yasaktı r ! . 5 6 C a f er Tayyar Eğ\lınez, ı 87 8 - 1 D 5 8 yıllan a ra�mda yaşa dı. Kurtuluş Sa vFl.şı 'nda Trakya cephesindeki birll.klere kumanda etti. ı !J 20 ' de Yunıı.nlılara esir düşti1. 7. Kolordu komutanı ola rak Diyarbakır'da görev yapt ı . ı ve 2 . dönem TBMM'sinde Edir n e m i l letvek l l i . . Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'nın da kuru cularındandır. İ zmir suika sLı nedeniyle d e İ stikH'ı.l Mahkemesin c e yargılanan General Eğilmez, Karabekir'in en yakın dostla rındandı. 57 Atatilrk, Söylev, 2 TDK, 650 vd. 5 8 Cevat Çobanh. ı 870'de doıtdıi, 1 938 yılında öldü. Os manlı İ mparatorluğu'nda Harp Akademisi Komuta nlığı , Genel kurmay Başkan lığı ve Harbiye Nazırlığı yaptı. 1 920'de İ ngtli7.ler tarafından Malta'ya slirtildü, yurda dönünce Elcezire Cephesi komutanı oldu. 1 924'de 3 . Ordu milfettlşl iğlnl bırakarak T6MM tiyeli ğ i n l yeğledi, Iki ay sonra TBMM üyel iğinden ayrıl a r a k As keri Şura üyeli ğine getirildi. Mmml sorunu lle Ilgili görüşmeler d e askeri milşavir olarak görev yaptı. 1 926'da İ stanbul General ' ler M a hkemesi Başkanlığına atandı. 1 93 5 yılında yaş doli.ımu nedeniyle emekli oldu (Türk İ stlklal H a rbi 'ne katılan tümen ve daha üst kademelerdeki komutanların biyografileri - Genel· · kurmay B a şkanlığı, 1 989, s: 2 ı ) . 59 Tuncay Mete, Türkiye Cumhuriyetinde Tek Parti Yö neti m i n i n Kurulması ( 1 923- 1 93 1 ) , Yurt yay. s: 99 vd ; Goloğlu Mahmut, Devrimler ve Tepkilerı 0 92 4 - ı 9 30 ) , s : 63 vd. · · 60 Karabekir, anılarında şöyle yakınır : «Kürt isyanını tahrik etmtşi:z. Şeh:zade Selim Efendi lle mtt habere etmişim .. Bunların yalan olduğu tesbit edilince }zmir suikastı vesilesi ile lstfkltil Mahkemesine verildim. Buradan da . ,._ 195 . temize çıkmakla küçülmedtm. Millet ve tarih huzurunda ma nen büyüdüm. Gerçi maddi olarak uzun yıllar çok tazyik olıın dum.� Karabekir, 1938 yılına kadar sütekli polis izlemesi altınday dı. İstanbul Valisi narnma rıza imzah 3.7.1933 gün ve 9040 sayı lı rapor şöyle : · «Müstemilren t a k i p ve tarassut edilen 7 şahsın 2.7.933 sa bahından 3.7.933 sabahına kadar geçen 24 saat zarfı ndııki h a reketlerine d a i r alınan rapor h üliisaları aşağıya ya;ı:ılmıştır : ı - Kazım Karabekir Paşa, gündüz ve gece dışarı çıkma mıştır. Saat 13'de yalnız refi kası ve bir çocuğÜ i l e beraber köşk ten çıkmış ve tren ve vapurl a İstanbul c i hetine giderek paşa n ı n blraderl olup Fati h'de Sinan A ğ a Mahallesi, ibadethane So kağı'nda 1 / 6 n umaralı hanede oturan ' Harndi Bey'in hanesine gitmiştir. Burada üç saat kadar kalan mezbure 1 8 .50'dc aynı vesaltle köşke dönm üştür. Ö�leden sonra Erenköy'e gazeteci Fe ridun Bey gelmiş Ise d e Paşa'nın l k a metgahına u ğramaksızın tekrar trenle İstanbul'a dönmüş ve köşke h ariçten tıaşka bir k i m se de gelmemiştir.� . Aynı raporda Cafer Tayyar ve Refet Paşa i l e I l g i l i Izleme notları d a bulunmaktadır. 6 1 Yedi gün, On ' I k i n c i K a n u n 1 939 . . 62 öğretim Hayat Karabekir Feyzio � l u , İstanbul Hukuk Fakültesi üyelerinden Prof . Feyzl Necmettin Feyzloğlu'nun eşi. Prof. Feyzioğlu, 12 Eylül 1980 sonrasında kurulan Danışma Mec lisine üye old u . 1 9 82 yılında uçak kazası n d a öldü. H a y a t K a r a bekir'In I k i z kardeşi E m e l Feyvloğlu, Prof. Faruk öıercn g l n l l e evlendi. E m e l Karabekir Öıerengln, geç t i ğ i miz yıllarda öldll. Ka zım Karabekir'In k Ü ç ü k k ı z ı Timsal Karabekir. babasının ark a daşı Nevzat Ayazbeyoğlu'nun oğlu l l e evlen i p ayrılmış. Timsal K arabekir İstanbul'da yaşıyor. 63 Ziya Hurşlt ve arkadaşlarınca 17 Haziran 1 926 günU İz mlr'de düzenlenen suikast daha önce haber alınmış ve suikast çılar, İzmir'de slll!.hlarıyla yakalanmışlardı. B u suikast giriş i m i . M . Suphi'nln Yahya Kahya, Trabzon m i l letvek ili A l l �ü krU'nll n Topal Osman tarafından öldürülmes i : Topa! Osman'ın Anka ra'dakl çatışmadan sonra ölü olarak ele geçirilip asılması Yahya Kahya'nın d a Muhafız Alayı komutanlarından t. ve Hak k ı Tekçe tarafından öldürülmesi olayları l l e bağla nt.ılı gör e n tarihçiler d e vardır ( Goloğlu Mahmut, Devrimler ve Tepk i leri . s: 191). �Kel Alb diye bilinen All Çetinkaya haşkanl ı ğ ı n d :ı k i İstl k li\1 Mahkemesi, 1 5 kişi hakkında ölüm cezası verdi. Bunlardan Rüştü Paşa, İsmail Canpolat ve Halis Turgut, Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası kurucularındandı. Aynı davada yargı lanan 1 96 Kazım Karabekir, Cafer Tayyar, All Fuat Rafet ve Mersinll Ce mal Paşalar a klandılar. İstlkHil Mahkemesi üyelerinden Kılıç Ali, «lstikldl Mahke mesi Hatıraları,nda Başbakan İsmet Paşa'nın İstlklli.l Mahke mesi kararı lle tutuklanan Karabekir'l Ankara'da serbest bırak tırması ü·z erlne İsmet Paşa hakkında da tutuklama kararı aldık larını, araya M. Kemal Paşa'nın girmesi üzerine İsmet Paşa'nın İzmlr'e gidip, mahkeme üyeleri He görUştti�ünü ve bu görüşme den sonra da m a hkemeyl destekleyen _bir açıklama yaptı�ını yazıyor < s : 4 5 - 4 6 ) . Karabekir, İstıkh\1 Mahkemesi'nde yaptı�ı savunmada şunları söylemişti : �Her devrimde oldu�u gibi lik zamanlarda beraber çalışan lar ııonradan amaca vardıktan sonra, arayl\ giren bu t u feyl!ler yüzünden parçalanırlar. Lozan Barışı'na kadar elele çalışan ar kadaşl:ır arasında o tarihten sonra bir çatışma başladı. İlk uyuş- · mazlık Rauf Bey lle İsmet Paşa arasında oldu. İ çimize öyle ki şiler karı�tı ki, ne Gazi, n e İsmet Paşalar yanında bu eski ar. kadaşları eski yola yöneltmek olana�ı kalmadı. Her gün üze rimize saldırıldı. Sanki biz cahil kafalı yobazlardan da daha ba� nazmışız. Gazetelerde yazılmadık saçina bırakmadılan (KılıÇ · · All, s: ' 68). Mahkeme başkanı A l l Çetinkaya, Karabeklr'e niçin parti kurdu�unu sorar. Ve şu yorumu yapar : •Bence memleketin böy le partilere tahammülü yokturı>. Karabekir, mahkemede şu ya nıtı verir : «Ben ters düşUncedeyim. Memleket demokrasiye ıa. yıktır. Millet anlayışlıdın (Golo�Ju, s: 204 ; Cebesoy All Fuat' ın Siyasi Hatıraları, 1 957, c : 2, s : 222 vd. ) . 6 4 Karabekir Kazım, İttihat v e Terakki Cemiyet!, s : 71. Bu gün askeri okullardaki yasakları görünce Insan acı acı düşünüyor! 65 B u t ut an ak l an Hasan Al l Yücel'in kııı sayın Canan Eronat' d a n aldım. Kendisine bir kez d a h a t eş e kk ür ediyorum . 66 M. Suphi - Yahya Kahya - All Şükrü - Topal Osman ilişkileri lle bu clnayet.ler a r as ın d a k i Ilişkilert ilginçtir. Karabekir, M. Suphl olayı lle l i g l l l olarak « B en i m bu Işten haberlm olmadı�ını ve kahpece adam öldtırin ek f ıtr atında ol madığımı ve bunun Içindir k! KA.hya'yı resmen derdestle mah kemeye gönderdlıtimi anlattım . . . Katliier Ankara'dan gel mi ş Osman Ağa'nın adamlarıymış diye yazıyor ( İ stiklli.l H ar bimiz s : 1 092 ) . 67 Korgeneral Cemal Me rs l nl i ( 1 873 - 1 94 1 ) , Yıldırim Ordu ları Kom u tanlığı yaptı. Konya'da 12. Ordu Müfettişi iken ;ts:. tan bul' d a Ali Rııa Paşa htıkll m etlnde Harbiye Naıı r!ığı'na geti ri l d i. Osmanlı Meclis- i Mebusanı'nın feshi üzerıne İngilizler ta. , , 1 97 rafından Malta'ya sürüldü. Yurda dörtüşte TBMM ı ve 4. dev re milletvekllll�i yaptı (Özerdim Sami, Açıklamalı Söylev Söz: lü�ti. TDK yay. s : 24 ; Kurtuluş Baki, Tarihsel Olaylarla Söy lev, 'Kurtuluş yay. s : 34(); Şimşir BIHU, Malta Sürgünler!, Bilgi · yay. s : 22 vd. ) . 68 7 Haziran 1 3 36 Hakimiyet-i Milliye : M. Kemal Paşa'nın beyanatı : ( . . . ) İ ngiltere ve müttefiklerinin bir m illet sıfatıyla yaşaya bilmek Için la.zım olan şartları ve hududu bize verdikleri tak dirde milliyetperverlerin harici bir lmvvete istinat etmeyecek lerini a nlarlar zannedlyorduk. İşte ond::m dolayı biz bu vazi yeti muhafaza ettik: Aksi takdirde bolşeviklerden yardım almak · bizim Içi n kolaydı. . Tilrklye'de Amerikan muzah aretı. hakkında ne düşündüğü:.. nü Paşa'ya sorduğum zaman dedi ki : Biı, btirıa vaktiyle taraftardık. Fakat, vaziyet-l hazır.a şe.:. ratti Ilerledikçe ta.bii bu imkan kalmadı. Mllllyetperverlerin nok:.. ta-ı nazarı şu ldl : Tllrk iye. Tllrkler Içind i r ; ve Türkiye müstak ll . olmalıdır . . . ( . .) 'bu bir halk harek 1\tıdır. V e :\!em-1 !sla.mır'ı yartlimına ıstı had ediyoruz. Türkler, en son mUslUman milleti olduğu Için m üs � takll kalacaktır. Diğer yerlerdeki müslümanlar da düşhtanları tn\:ıı a karşı mllcad ele edeceklerdir; Bunlar ekserlya İngiliz l d a reslndedlr. Ve bizi mahvetmek Isteyenler de İnglllzlerdlr. Biz bu salip harekatının en son salvetine maruz bulunuyoruz. Fakat 1Hem - l Islam muhlik bir surette "Uyanmıştır.� · Sivas Kongresi'ndek i m a n d a tartışmaları hakkında bkz : İğ demlr, Ulu�. Sivas · Kongresi Tutanakları, TTK yay. 1969; s : 50 vd. ' · · At.atilrk Söylev'de bu konuda şunları söyler : <tBirinclsi İngiltere'nin koruyuculuğunu isternek : i\.merika'nın güdümilnü istemek. lk ineisi Bu iki türlü karara varmış olanlar, Osmanlı devletinin· b i r b U t U n olarak kalmasını düşüncnlerdir. Osmanlı ülkesinin çeşit l i devletler arasında paylaşılmasından Ise bu ülkeyi bütün ola tak· bir devletin kanadı altında bulundurmayı yeğleyenlerdir. (") . Baylar, bu durum karşısında bir tek karar vardı. O da ulus egemenliğine dayanan tam bağımsız yeni bir TUrk devleti ku,r mak. İşte daha İstanbul'dan çıkmadan önce dUştindüğilmüz ve · Samsun'da Anadolu topraklarına ayak basar basmaz uygulama ya başladığımiz karar bu karar olmuştur (Söylev, s: 9 - 1 0 ) . 69 Kansu, Mazhar Mü fit, Erzurum'dan Ölümüne Atatürk lle Beraber, TTK yay. 1986, c : ı , s: 72-73. 1 98 Kadar 70 71 Kansu; s : 8 5 . Jaeschke, Kurtuluş 72 Ulagay Osman, Amerikan Basınında Türk Kurtuluş Sa s : 272-273. Savaşı lle İlgili İngiliz Belgelr.rt, vaşı, 1974, s : 44. 73 Ulubelen Erol, İngillz Belgelerinde Türkiye, Çağd'lş yl\y. s : 196 v e 2 1 7. 5 Nisan İ 920. Mr: Lindsay'den Lord Curzon'a : (Amerika senatosu ErmPnlstan'ın mandası Işini görUştU. Beş yılda 757 milyon dolar verecekler. İlk başlangıç ta 50.000 kişiilk bir ordu yollanacak, daha sonra 200.000 kişiye çıkacak» s: 259. 74 Ulubelen, s: 257. 20 Mart 1 920. belge n o : 33. sayfa n o : 4 9 . Arniral S i r F . Robcek'ten Lord Curzon'a : «Kürdist an , Türkiye'den ayrılıp özerk olmalıdır. Ermeniler le kilrtlerin çıkarlarını ba�daştırabillriz. İstanbul'daki Kürt Ku lübü Başkanı Sait AbdUikafır ve Paris'deki kUrt delegesi Şerif Paşa emrlmizdedlr., 7 5 Avcıo�lu kitap, s : 656. Do�an, Milli Kurtuluş Tarihi, Tekin · yay: 2 7 6 , Gebesoy All Fuat, M i l li Mücadele Hatıraları, s : 4 50. « 1 . Cihan Harbi'nin siyasetini idare etmiş olan ve o sıra l a rda hariçte bulunan İttihat ve Terakki Fırkası erkanının Ana dolu'daki mllllı Ilere haber vermeden bolşeviklerle birlikte em- . peryallzme karşı ha7.1rlamaya çalıştiıkiarı mukavemet yuvaları · da garbın Türk istikla.line olan dUşmanlığını şlddetlen d i rmiştb Bkz : ayrıca Aydemlr, Şevket Süreyya, Enver Paşa, Rem;ı:l Kl tabevl, c : 3, s: 601 vd : Mumcu U�ur, 40'Jarın Cadı Kazanı, Te kin yay. 1990, s: 25-36. 77 Avcıoğlu, s: 6 6 1 -662 ; İğdemlr Uluğ, Sivas Kongresi Tu tanakları, s: 85 -87 : İğdemir Uluğ, Hey'et-i Temsiliye Tutanakla' rı, s: 13, Rauf Bey : «Aksi takdirde aleyhimi;ı:de İstanbul'da Padlş!l.h ve hilafet aleyhtarlığı ve Cumhuriyet ve Bolşeviklik propagandaları yapı lacaktır.:. ı43. 78 · Selek S a bahattin, Anadolu İhtilall, Burçak yay, s : 79 Karabekir Kazım, İstlklal Harbirnizin Esasları, Sinan Matbaası ve Neşrlyatevl 1 9 3 3 - 1 9 5 1 , s: 24-25 ve 154. 8 0 K arabekir, · Kazım, İstlkliil Harbimlz, Merk yay. 1 988, s: 627. «Esasen Fethi Bey, bu lnkılapların taraftarı ileri fikir 81 li, ırtica teşebbUslerlnde hiçbir ıstıda yok ve geçici menfaatler için vasıta olarak kullanılmaya d a lstida yok.:. İnönü İsmet, Hatıralar, Bilgi yay. s: 230 ; Yetkin Çetin, Serbest Cumhuriyet Fırkası Olayı, Karacan yay. s: 2 3 1 . «S.C.F.'nın kapatılmasını n 199 . . . gerçek ve tek nedeni budur, yani ırtica t e h llkesb ; Okyar, Fethi, Ü ç Devirde Bir Adam, s: 499 vd. 82 Soysal İ lhami, 1 50'llkler, Gür yay. s : 142 vd. 83 Kandemir Feridun, Siyasi Dargınlıklar, Eklcl g!l yay. c : ı, s : 29, c : 3, s : 7, 31 vd. · 200 I N D E K S - A Abitlıo�ıu, Yunus Nadl : 187. Abbas, Ceva t : 37, 79. AbdUlazlz : 1 1 6. Abdtllhamlt : 1 60. Abdülrahim Efend i : 64. Adı�ar, Adnan : 56,. 187, 193. Adıvar, Halide Edi p : 193. Adnan Bey : 1 1 4 - 1 15, 150. Ahmet Rıza : 3 1 -32. Akgöl, Eyüp Sabri : 187. All Fethi Bey : ( 88-92 ) , 95, 97, l l l , 1 14 , ( 1 1 7 - 1 20 ) , 126, 133- 1 3 7, 140, 1 50, 175. ; . All Fuat Paşa : 66, 72, 103, l l l . l l�, 143, 146- 147, 149:- 1 50, ., 1 54; 1 96. Al\ Galip : 105, 192. Al i Hikmet Paşa : 148. All Rıza : 1 36, 197. All Şl.lkrü Bey : 68, 78-79, 82, 106, 189, 190, 196, 197. Aras, Tevfik Rl.lştü : 3S, 99, 136, 187. Arif, Celaiettin : 20-22, 103, 104, 162, 187. Asım Bey : 106. Atay, Fallh Rıfkı : 20, 27. Avcıoğlu, Doğan : 199. Avni , H llseyin : 1 1 - 1 2 , 1 5 - 16, 20, 63. Ayazbeyo�iu, Nevzat : 1 54 , 1 96. Aydemir, Şevket Sl.lreyy a : 1 56. · - B B a h lç, Hakkı Behi ç : 187. Bayar, Celal : 177, 1 87, 1 9 1 . Bele, Rafet Paşa : 36, 5 1 , 187, 193. Bozkurt, Mahmut Esat : 86, 1 69- 170. 203 Bozok, Sali h : 1 3 1 - 1 32. Bulca, Fuat: 193. - c Cankorel, İ c l : l : 1 53. Canpolat : 196. Cebesoy, All Fua t : 38, 187, 188, 1 97, 1 99. Cemal Paşa : 164, 189. Cevat Paşa : 1 4 8 - 1 49. Conker, Nur! : 27. c - Çerkez Etem : 18, 187. Çetınkaya, All : 155, 1 92, 196, Ç!çerın : 1 7- 1 8. Çobanlı, Cevat : 195. - 197. - D - Damat Ferit : 43, 55, 1 26, 170, 1 72, 192. Dlrlk, Kl'mm: 20, 27, 37, 162, 1 88. Düzgören, Sey f i : 154, 160. - E - E�llmez, Cafer Tayyar : 28, 1 4 2 , 1 4 6, 1 4 8 - 1 49, 1 5 4 , 195, 197. E n ver Paşa : 7, 10, 16-18, 47, 99, 104, 127, 162, 167, 173, 187. F.rk men, R. ü şt.ll : 1 54 . Eron at., . Cnn an : 9, 195. Eryavuz, J hsan : 192. - F - Fahrettin Paşa : 148. Fehmt Bey : 28. Fevzi Paşa: l l , 17, 32, 5 1 -53, 6 5 , 68, n; 88-89, 9 1 , 97, 104, 107, 109, 1 14 , 1 2 1 - 123, 128- 1 32, 1 35, 139, 1 94. Feyzl Bey : 66. Feyzloğlu, Necmettin Feyzl : 1 92, 204 196. 140- 1 4 2, 145, 147-148, G - Gaulis : - 1 89. Goloğlı.i, Mahmu t : Gökçen. 1 87, 1 95, 1 97. Kemalettin Sam i : ı l l . 1 22 - 1 23 , 126, 1 93 . - H Halife Abdülmec i t : .Halit Bey : 104, Henderson : 1 3 6. H i l m i Bey : 105. ' RUsrev Bey : lll, 1 06 , Hüseyin. Abbas : Hüsnü, HU;;eyin : 1 1 5- 1 1 6 . 1 92 . 68. 1 9 , 39. 37. i iclal Hanı m : İ ğdemir, 9 Ulu ğ : İhsan Bey : İnan , 1 60 . · . Arı : 1 9. 106, 1 20. 1 0. İnönü, hmet : 2 8 , 3 1 , 3 5 , 5 1 - 5 3 , 6 1 -65, 7 1 ; 78, 8 4 , 9 1 , 9 5 -99, 1 0 2 1 04 , 1 0 8 - 1 1 1 , 1 1 4 , 1 2 1 - 1 29. 1 35, 1 3 7, 1 3 9. 1 4 3 , 1 50 , 1 5 5 - 1 5 6 , 1 60, ' 1 6 2 , 1 68 , 1 87, 1 90. 1 9 1 , 1 97. İnönü, Mevhlbe : İzzettin Paşa : 1 56. 1 48. - J Jaeschke Gotthard :. 1 89 , 1 99. ·· - K Kandem ir, Feridu n : Kansu, Atır 1 96 , 200. Ceyh u n : 171. K ansu, Ma7.har Mü fit : 26, 1 70 - 1 7 1 , 1 98 , 1 99. · Karabek i r, Emel Ö7.eren gln : 1 52, 1 56, 1 60, 1 96. Karabekir, Hayat Feyzioğlu : 8 , 1 52 � 1 53, 1 55 - 1 57 , 1 5 9 - i 6 1 , Karabekir, Timsa l : 8 , 1 5 2 - 1 53 , 1 96. Karai, Enver. Ziya : Karl. R a dek : 1 6 1 - 162, 1 6 5 - 1 66. 1 6 , 18. Kılıç All : 2 8 , 1 9 4 , 197. K optagel, Osman Nuri : . 122, 1 92. 205 1 96 . Koral tan, Re tık : 1 87. Köseoğlu, Selahattin : 63, 1 89. Kunduh, Bekir S a m i : 1 7 - 1 8, 1 87. Kutay, Cemal : 1 87, 1 90. Kürkçüo�l'\1, Ömer : 1 94. - l Latife Hanım : Lenin : 7 1 , 78, 8 1 , 97, 1 34. 1 6.. Lindsay : 1 99. Lord Cur:ı:o n : 4 1 -42, 1 99. Layd George : 43. - M M a c Donald : 136. Mahmut Bey : 20; 72, 173. Mayur, Hikmet : M an:h ar Bey : 1 87. 20. Me�it E f end i : 53, 64. Melrose, Andrew : 188. Mersin ı l Cemal : 197. Mete Tuncay : 1 87, 1 92, 1 95. M ü f i t, Ma:>:h ı u : 1 70, 1 98. Münlr, Hikmet: 9. - N Nafl, Na:>:mi : 1 92. Napolyon : 75. Nur, Rıza : 54, 59, 62-63; 66, 189. - 0 - Okyar, Fethi : 86-87, 1 08, . 190, 1 9 3 . O m ur, S i n an : 27-28. Orbay, R.au f : 24, 37, 56-57, 1 54, 174, 1 94 . Osman, Kadri : 1 73. - ö - Ökçün, Gündüz: 1 90. 206 özalp, Kll.zım : 5 1 , 90, 1 23, 129, 130, 1 40, 1 88, 190. Ôzerdlm, Sami : 198. özeren gln, Faruk : 8, 1 96. - P Parla, Reha : Üll. Raif Efendi : 1 88. - R Rauf Bey : 35, 47, 78, 88, 102, 1 1 2- 1 1 3, 1 1 5, 1 2 3 - 1 24, 126-1 27, 1 4 3. 144, 1 4 7 , 1 50, 1 9 0, 1 93, 1 9 7 . Rawlinson : 4 1 -44, 188. R.efet Paşa : 1 1 2 - 1 1 3 , 1 4 6 - 1 47, 154, 1 96. Rtışen Eşref : ll ı. · 94, Rüştü Paşa : 1 06, 192, 1 96 . ·Said, Abdülkadir : s 173. Saka, Hasan : 6 7 . Sayılgan, Aclan : 187. Selahattin. Arl i l : 1 07; . Selek, SeHihattin : 199. Selim Efend i : 64. Soysal, İl h am i : Sultan Sultan Suphl, Mah mut : 200. 96. Vahdetti n : 53, 64, 1 15, 164, - Şehzade Selim : Ş - 1 95. �erlf Paşa : 1 7 3 . Şevket Turgut Paşa : 19, 37, 39. Şeyh Eşref : 1 88. Şeyh 1 72 , M us t a f a : 1 2 - 1 3 , 1 5 - 1 7, 1 87, 189. Sa l t : . 1 36; 1 95 . Ş e y h Servet:' Şiınşlr, BiH\.1 : ll� 15. 195. Şükrü, Naili Paşa : 120, 1 4 8. 207 l il9. - T Talii.t Bey : 1 8. Tanrıöver, Hamdullah Suph l : 53 , 94, 105, 1 90, 196, 197. Tek çe, İsmail Hakkı : 79, 1 90, 1 96. '.'lm g\rşek, Yusuf Kemal : 1 8, 99, 1 9 1 . Tr.peyran, Ebubekir Hazım': 1 09, 1 90. Tev f i k Paşa : 5 4 -55. Toker, Meti n : · 1 95. Topal Osman : 78-79, 106, · 162, 189, 190, 1 96, 1 97. Turgut, Halis : 1 96. Tüfekçioğiu, · Kemal : .1 9 1 . - U Ulugay, Osman : 1 89, 1 99. Ulaş, H üseyin Avni : Ulubelen, Ero l : 1 88 . 1 89, 199. - W Wllson : 42. - V Vehbi Efendi : 93. Velldedeoğlu, Hıfzı Veldet : 1 88. - Y Yahya Kahya : 1 90, 196, 1 97. Yahya Kemal : . 1 87 , Yetkin, Çetı n : 189. 199,. Yi�lt, Sllreyya : 1 87. Yücel, Hasan Al l : 9, 28, 1 6 1 - 162, 1 65, 197. - z Ziya, Hurş\t : 196. 208 Başkomutan Gazi M ustafa Kemal ile Doğu Cephesi Komutanı Ka z ı m Karabekir'in araları niçin açılmıştı?. Erzurum'da birleşen yollar, An kara'da neden, nasıl ve niçin ayrılmıştı?. Karabekir'in günü g ü nüne tut tuğu anılar, niçin yasaklanm ıştı?. Atatürk'ün Kaz ı m Karabekir'in 1 933 yı l ı nda yayınlad ığı kitaba verdiği yanıtlarda neler yazı lmıştı?. Atatürk Ha life ve Sultan mı olmak istemişti?. Kurtuluş Savaş ında Paşalar, birbirle rini niçin Bolşeviklikle suçlamışlardı?. Karabekir, Padişahçı ve şeriatçı m ıydı?. M. Kemal;· Musul'u alma planından niçin vazgeçmişti? K arabekir'in ilk kez yayınlanan günlüğünde Devrim Tarihimize ışık tutu luyor. Uğur M umcu'nun yaY.,ına hazırlad ığı Karabekir'in Devrim Anılarını oku rken Kurtuluş Savaş ının ve Devrim yıllar ı n ı n havasını yaşayacaks ı n ız. ISBN 975-478-064-1 IUtU1