gündem - Fred Bastan
Transkript
gündem - Fred Bastan
Gündem Ekonomi Hollanda merkezli Helal Food BV, Almanya’nın Goch şehrinde 9 bin met-rekarelik dev bir tesis kuruyor. Aynı yerde iki yıl içinde döner ve lahmacunn okulu açılması da planlanıyor. Netice alınmıyor, terör örgütüyle görüşme bitmiştir Brüksel’de temaslarda bulunan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, MİT ile PKK arasında geçtiği belirtilen görüşmelerin hatırlatılması üzerine, “Bu tür görüşmeler kesinlikle yapılmayacak. Bundan netice alınmadığı görüldü.” dedi. 24 EYLÜL 2011 CUMARTESİ NR. 16178 FÝYATI: 1 EURO WWW.EUROZAMAN.COM YÇS’Yİ KALDIRAN YÖK’TEN GURBETÇİ ÖĞRENCİLERE BİR MÜJDE DAHA Liseyi yurtdışında okuyan öğrencilere sınavsız üniversite Berlin’deki görüşmeye DİTİB Başkanı Ali Dere’nin de aralarında bulunduğu 15 Müslüman kuruluşu temsilcisi katıldı. Müslümanlardan Papa’nın meclis konuşmasına tam not SÜLEYMAN BAĞ, MURAT DURDU BERLİN Almanya’yı ziyaret eden Katolik dünyasının lideri Papa 16. Benediktus Berlin programı kapsamında aralarında Müslümanlar Koordinasyon Kurulu (KRM) üyelerinin de bulunduğu bir grup Müslümanla görüştü. Görüşmeden sonra bir açıklama yapan KRM, hem Alman Papa’nın meclis konuşmasından hem de görüşmeden, memnuniyet duyduğunu açıladı. KRM dönem sözcüsü Aiman Mazyek tarafından yapılan açıklamada, Papa’nın meclis konuşmasında siyasetçilere ‘yaratıcı ve insanlara karşı sorumlu olduklarını hatırlattığı için’ destek verdiklerini açıkladı. 1GÜNDEM 05 - Helikopterdeki cihazı söken ‘3 yıldız’lı subay Yükseköğretim Kurulu (YÖK), liseyi yurtdışında okuyan gençlere Türkiye’deki üniversitelere sınavsız girebilme hakkı tanıdı. YÖK, fakültelere alınacak öğrenci kontenjanlarının ise üniversiteler tarafından belirlenmesine karar verdi. YÖK, 25 Ağustos’ta aldığı kararla Yurtdışında Çalışanların Çocukları İçin Yükseköğretime Giriş Sınavı’nı (YÇS) kaldırmıştı. - Yükseköğretim Kurulu (YÖK) lisenin son üç yılını yurt dışında (KKTC hariç) okuyan öğrencilere Türkiye’de sınavsız üniversitelere girme hakkı tanıdı. Geçen yıl Yabancı Öğrenci Sınavı’nı (YÖS) kaldıran Yükseköğretim (YÖK) Genel Kurulu, 25 Ağustos’ta aldığı kararla Yurtdışında Çalışanların Çocukları İçin Yükseköğretime Giriş Sınavı’nı (YÇS) da kaldırdı. YÖK, sınavla öğrenci almak yerine yeni bir model geliştirerek liseyi yurt dışında okuyan öğrencilere sınavsız üniversiteye girme hakkı tanıdı. Bu kararla gurbetçi çocuklarına Türkiye’deki yükseköğretim kurumlarına, üniversiteler tarafından belirlenen kontenjanlar çerçevesinde sınavsız giriş hakkı verilmiş oldu. KKTC uyruklu öğrenciler ise ellerinde uluslararası geçerliliği olan (GCE–AL – The General Certificate of Education – Advanced Level) belgeleriyle üniversitelere başvurma hakkına sahip. Üniversiteler yurt dışından öğrenci kabul ederken şu kriterleri dikkate alacak: “Ülkelerin kendi ulusal sınavları, uluslararası sınavlar, ortaöğretim not ortalamaları, öğrenci kabul edecek üniversite tarafından yapılacak sınav.” Yüksek eğitim kurumları, öğrenci kabulünde kullanılacak yöntemleri, minimum puanlar ile öğrenci kontenjanlarını kendileri belirleyecek ve YÖK’e önerecek. Yapılan son değişiklikle Türk üniversiteleri, İngiltere ve Amerika’daki üniversitelerle aynı standartta öğrenci kabul etmeye başlayacak. Uygulama detayları önümüzdeki haftalarda netleşecek. YÖK’ün gurbetçi çocukları lehine aldığı karar, Eğitim – İş Sendikası tarafından yürütmenin durdurulması istemi ile Danıştay’a taşındı. Gurbetçiler sendikanın Danıştay’a dava açmasına tepki göstererek, Eğitim–İş Genel Başkanı Veli Demir’in yaptığı açıklamaları ideolojik bulduklarını belirttiler. 1GÜNDEM 03 YÖK, 25 Ağustos’ta aldığı kararla Yurtdışında Çalışanların Çocukları İçin Yükseköğretime Giriş Sınavı’nı (YÇS) kaldırdı. Bu kararla gurbetçi çocuklarına Türkiye’deki üniversitelere belirlenen şartları yerine getirmeleri halinde sınavsız giriş hakkı doğdu. EMRE SONCAN Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, “Bana video geldi. Baktım ki birileri cesetlerle ilgileniyor, birileri vida söküyor.” açıklamasının ardından gözler söz konusu görüntülere çevrildi. Bu kaydın, Muhsin Yazıcıoğlu ve beraberindeki 5 kişinin hayatını kaybettiği helikopter kazasındaki sis perdesini aralayabileceği belirtiliyor. Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu üyelerinin olayı soruşturan Özel Yetkili Malatya Başsavcılığı’na gönderdiği ve Zaman muhabirinin de izlediği video yaklaşık 30 saniye sürüyor. Önce gökyüzünde bir helikopter gözüküyor. Kamera daha sonra enkaz bölgesine çevriliyor. Gözlüklü bir asker, elindeki turuncu renkli tornavidayla enkaz üzerinden parçaları söküyor. Görüntüde, omuzunda 3 yıldız taşıyan yüzbaşı ya da albay rütbesinde bir subay daha var. Kaydı yapanla birlikte toplam 3 askerin olay yerinde olduğu anlaşılıyor. 1POLİTİKA 09 HABER İZLENİM Erdoğan’a yapılan ırkçı hakaret, Hollanda Meclisi’ni karıştırdı. -11 Teröristler, 6 genç kıza 114 mermi sıkıp, el bombası atmış - Siirt’te 4 genç kızın hayatını kaybettiği, ikisinin de yaralandığı saldırıda aracın, yolun sağından ve solundan çapraz ateşe tutulduğu ortaya çıktı. PKK’lı teröristlerin araca 114 mermi sıkıp, el bombası attıkları belirlendi.Siirt Polis Okulu’na 300 metre mesafede gerçekleşen saldırıda, elinde bomba patlayan teröristin olay yerinde öldüğü, diğer teröristlerin ise ölenin silahını alarak olay yerinden kaçtığı öğrenildi. 1AHMET BEDİR, GÜNDEM 06 Zaman Abone ve Daðýtým Merkezi: 069-300 34 130 pbx Bira festivaline gelen tepkiler, CHP’li Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın’ı geri adım attırdı. -14 Avrupa, ‘bizde eylem yapmıyorlar’ diye PKK’ya müsamaha göstermemeli. -16 Balkan zirvesi liderlerle öğrencileri ABD’de buluşturdu SEZAİ KALAYCI, ALİ H. ASLAN NEW YORK New York’ta düzenlenen Balkan Liderler Zirvesi, 6 ülkenin başbakanı ile 1.500 Balkanlı öğrenciyi bir araya getirdi. 2.000 davetlinin bulunduğu zirveye eşiyle birlikte gelen Başbakan Tayyip Erdoğan, alkışlarla karşılandı. BalkanAmerikan Federasyonları Birliği’nin (FEBA) organize ettiği zirveye katılan başbakanlar Sali Berişa (Arnavutluk), Haşim Taçi (Kosova), İgor Luksiç (Karadağ) ve Nikola Gruevski (Makedonya) ile Bosna Hersek Bakanlar Konseyi Baş- - kanı Nikola Spiriç aile fotoğrafı çektirdi. Gecede konuşan Balkan liderleri ‘birlik-beraberlik, barış ve ortak vizyon’ çağrıları yaparken Başbakan Erdoğan da Ortadoğu’daki gelişmelere dikkat çekti. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ‘’Değişimi gören liderler toplumlarına öncülük eder, değişime direnenler ise toplumlarını çatışma ve huzursuzluk içine çekerler. Ancak değişim rüzgârı esmeye başlamışsa bunun karşısında duramaz, eninde sonunda değişime teslim olurlar.’’ dedi. 1 DIŞ HABERLER 11 ZAMAN, Sprendlinger Land Str.107, 63069 Offenbach 06 ZKZ -E 9214, PvSt 07 Döner ve lahmacun artık okulda öğretilecek 02 GÜNDEM Almanya’nın kuzey eyaletleri güneyden iki kat daha yoksul Dünyayı korkutan uydu Güney Pasifik’e düşecek - Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), bu akşam atmosfere girecek eski Amerikan meteoroloji uydusunun Güney Pasifik’e düşmesinin beklendiğini belirtti. Amerikan CBS kanalının haberine göre, atmosfere girdikten sonra 100’den fazla parçaya ayrılması beklenen eski uydu, bilgisayar modelleriyle yapılan tahminlere göre Güney Pasifik’te bir yere düşecek. Kuzey Amerika hariç dünyada her yer risk altında bulunurken, İtalyan sivil savunma kuruluşu, halktan eski uydunun düşmesinin beklendiği akşam saatlerinde evlerinde kalmalarını istedi. Kuruluş, minibüs büyüklüğündeki eski uydunun İtalyan topraklarına düşme riski oranının yüzde 1,5’a yükseldiğini bildirdi. ANKARA AA Siyasete yeni atılan şarkıcı Michel Martelly, 20 Mart’Tta yapılan devlet başkanlığı seçiminin ikinci turunda başkan seçilmişti. Haiti’nin şarkıcı başkanı hayır için sahneye dönüyor - Haiti’nin şarkıcı Devlet Başkanı Michel Martelly, ülkedeki okullara para sağlamak için sahneye dönüyor. Martelley, aralık ayında kısa süreliğine sahneye çıkacağını ve ülkesindeki okullar için gösterilerinden 10 milyon dolar elde etmeyi umduğunu söyledi. Haiti’nin 50 yaşındaki Devlet Başkanı, BM ve komşusu Dominik Cumhuriyeti yetkililerini, ülkesinin başkenti Port-au Prince’de 23 Aralık’ta sunacağı gösteri için çok sayıda bilet almaya ikna etmeyi umuyor. BM Genel Kurulu toplantılarındaki ilk konuşmasından önce AP’ye açıklama yapan Martelly, “Halkıma yakın olmak için onlarla şarkı söylemeyi sürdürüyorum.” dedi. Siyasete yeni atılan Martelly, 20 Mart’ta yapılan seçimle devlet başkanlığına gelmişti. NEW YORK AA 24 EYLÜL 2011 CUMARTESİ ZAMAN Federal İstatistik Dairesi’nin 2010 yılı verilerine göre Mecklenburg Vorpommern yüzde 22, Bremen yüzde 21 ile en çok fakirlik riski taşıyan eyaletler arasında yer alıyor. Almanya’da yeni bir araştırmaya göre fakirlikte ülke genelinde 2005 yılına oranla gerileme kaydedildi. Ancak kuzeydeki eyaletlerde yaşayanlar arasındaki fakirlik oranı güneyde yaşayanlara oranla iki kat daha fazla. Güneydeki Baden Würtemberg ve Bavyera’da her dokuz kişiden biri, kuzeyde yer alan Mecklenburg Vorpommern ve Bremen’de ise her 5 kişiden biri fakir. RAMİS KILIÇARSLAN HAMBURG Almanya’da gerek mali kriz ve gerekse başka sebeplerden dolayı fakirlikle mücadele edilmesi gereken ülkeler arasındaki yerini koruyor. Her ne kadar ülkede 5 yıl öncesine oranla yoksullukta gerileme kaydedilse de kuzey eyaletlerinde yaşayanlar arasındaki fakirlik oranı güneyde yaşayanlara oranla iki kat daha fazla. Federal İstatistik Dairesi’nce, tek başına yaşayan ve 826 Euro’dan veya iki çocuklu 1.735 Euro’dan az geliri olan bir ailenin fakirlik riski taşıdığı esasına göre yapılan araştırmada, en az fakirlik riski bulunan eyalet yüzde 10,8 ile Bavyera olurken, en fazla fakirlik riski taşıyan eyalet ise yüzde 22,4 ile Mecklenburg Vorpommern oldu. 2010 yılı baz alınarak yapılan araştırmaya göre Mecklenburg Vorpommern yüzde 22, Bremen yüzde 21 ile en çok fakirlik riski taşıyan eyaletler arasında yer alıyor. Bu eyaletlerde yaşayan her 5 kişiden bir fakirlik tehdidi altında bulunuyor. Buna karşılık güneyde yer alan Baden-Württemberg ve Bavyera’da yüzde 11 ortalaması ile en az fakirlik riski bulunan eyaletler arasında yer alıyor. Her iki eyalette yaşayan her 9 kişiden biri fakirlik riski taşıyor. Almanya’da genel nüfusun yüzde 14,5’ü fakirlik riski altında bulunurken, bu rakam özellikle yeni eyaletlerde ortalama olarak yüzde 19’a kadar çıkıyor. Brandenburg yüzde 16 ve Thüringen yüzde 18 ile en az fakirlik riski altında bulunan eyaletler arasında bulunurken, Brandenburg 2005 yılı araştırmalarına göre fakirlikte yüzde 3 ile en fazla gerileme kaydedilen eyalet oldu. Kuzeydeki diğer eyaletlerde Aşağı Saksonya ortalama olarak 15,3, Berlin yüzde 14,2, Schleswig Holstein yüzde 13,8 ve Hamburg’da ise fakirlik riski taşıyanlar yüzde 13,3 olarak açıklandı. Hamburg’da 2005 yılına oranla yüzde 2 oranında gerileme kaydedilirken, Schleswig Holstein eyaletinde ise artış yaşandı. - Hannover Leibniz Üniversitesi’nde 39 yıllTık bir öğrencinin olduğu ortaya çıktı. Sıra dışı rekorun sebebi ise Aşağı Saksonya eyaleti kanunlarında üniversiteden atılmanın olmaması. Bu üniversitede atılma yok, 39 yıl önce kayıt yaptıran öğrenci var! - Leibniz Hannover Üniversitesi’ne 39 yıl önce kayıt yaptıran ve hala öğrenime devam bir üniversite öğrencisi bu alanda kırılması güç (!) bir rekora imza attı. Üniversitede 78 sömestrini geride bırakan öğrencinin yaklaşık 39 yıldan beri üniversiteye kaydını düzenli olarak yaptırdığı ve gerekli harçları ödediği belirtildi. Öğrencinin 60 yaşında olduğu tahmin ediliyor. Üniversite sözcüsü Jessica Lumme, kişisel verileri koruma kanunu nedeniyle bu öğrencinin isminin açıklanmasının mümkün olmadığını söyledi. Leibnitz Üniversitesi’nde 21 bin ka- yıtlı öğrenci arasında bin 272 uzatmalı öğrenci olduğu tespit edildi. Aşağı Saksonya yasalarında uzun süredir kayıtlı olan üniversite öğrencileri için yasal yaptırım olmamasından dolayı bunun gibi yüzlerce öğrenci kayıtlı olarak üniversitede bekliyor. Leibniz Üniversitesi’nde ayrıca 65, 61, 59 ve 56 dönemdir kayıtlı öğrencilerin bulunduğu belirtildi. Aynı kentteki Hannover Tıp Fakültesi’nde (MHH) en uzun süre kayıtlı kalma rekoru ise 63 sömestr olarak belirlendi. Öğrencilerin bu kadar uzun kayıtlı kalmasının ardında ise ekonomik kaygıların yattığı tahmin ediliyor. Çünkü üniversite öğrencilerine sağlık sigortası primi ödemelerinde, toplu taşıma araçlarında, telekomünikasyon anlaşmalarında, bazı mağazalarda ile konut kiralarında indirim ve vergi muafiyeti gibi avantajlar sağlanıyor. Almanya’da daha önce Schl eswig-Holstein eyaletindeki Lübeck Üniversitesi’nde 48 sömestr sonunda okulla ilişiği kesilen bir tıp öğrencisi gündem olmuştu. Doktor olmak için girdiği 2 sınavda başarısız olan öğrenciye kanun değişikliği nedeniyle üçüncü kez şans tanınmamıştı. KENAN AKIN HANNOVER Cem Yılmaz, ders kitabına da girdi - Ünlü komedyen Cem Yılmaz, oynadığı Türk Telekom reklamıyla ilköğretim Sosyal Bilgiler 4. sınıf öğrencilerinin ders kitabına girdi. Yılmaz’a, kitabın 1. ünitesindeki ‘Kendimi Tanıyorum’ adlı insanların bireysel özelliklerinin işlendiği bölümde yer verildi. Haber Hakkı sitesinde yer alan habere göre, meslek seçiminde ve yaptıkları işte başarılı olmalarında dış görünüşlerinin fiziksel özelliklerini ve yeteneklerin ilgisinin işlendiği bölüm- de Yılmaz’ın hayat öyküsü anlatılıyor. Komedyen hakkında bazı vatandaşların görüşlerine de yer veriliyor. Bunun yanı sıra Yılmaz’ın resminin olduğu bir görsel logo da kullanılmış. Yılmaz, bu görselde elinde Türk Telekom’un T’sini gösteren 2 adet T cetveli ile görülüyor. Milli Eğitim Bakanlığı’nın dikkatine rağmen bu görselle milyonlarca öğrenciye Türk Telekom’un gizli reklamının yapılmış olduğu öne sürülüyor. İSTANBUL ZAMAN SAYFA TASARIM: HASAN ERTAŞ 03 GÜNDEM 24 EYLÜL 2011 CUMARTESİ ZAMAN Tepkiler etkili oldu, bira festivaline katılmama kararı aldı 24 EYLÜL 1432 ŞEVVAL 26 ÞEHÝRLER Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın, Oktoberfest etkinliğine katılmama kararı aldığını açıkladı. Festivalin bazı kesimler tarafından ‘istismar edildiğinİ’ savunan Akaydın, “Bir kere bu etkinliği belediye düzenlemiyor. Belediyeye birçok firma etkinlik yapmak için başvurur. Bizden tanıtım desteği ister, biz de veririz. Bu etkinlik bütün dünyanın önemli şehirlerinde kutlanır.” dedi. ÖZKAN MAYDA ANTALYA Antalya’da geçtiğimiz yıl düzenlenen ve bir gencin hayatını kaybettiği bira festivaline gelen tepkiler, CHP’li Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın’ı geri adım attırdı. Akaydın, bu yıl üçüncüsü düzenlenen bira festivaline (Oktoberfest) gelen tepkiler üzerine katılmayacağını açıkladı. Daha önce Cuma vaktinde açılacağı belirtilen festivalin başlama saati de 17.00’ye çekildi. Kepez Sanayici ve İşadamları Derneği’nin toplantısında bira festivaliyle ilgili gelen tepkileri değerlendiren Akaydın, konunun belli bir kesim tarafından suiistimal edildiğini iddia etti. Bira festivali eleştirileri karşısında tepkisini şu sözlerle dile getirdi: “Bira fıçısına tokmakla vurmak gerekiyordu vurdum. Bando getirmişler torunum yaşında kızlarla dans ettim. Bunlar hep kışkırtmaca. Bu sefer hiçbir şey bulamadılar şimdi de ‘Cuma namazı ile çakışıyor’ dediler. Kardeşim bu ülkede bir sürü etkinlik Cuma namazıyla çakışıyor. İkincisi ben bu seneki etkinliğin açılışına gitmiyorum. Vatandaşı yanılttıkları ve suiistimal için gitmiyorum. Alman konsolosundan da özür dileyeceğim.” Bira festivalinde, alkollü içeceklerin ücretsiz satılmadığını ifade eden Akaydın, geçen yıl hayatını kaybeden Anıl Durmaz’ın alkolden değil esrar komasından öldüğünü ileri sürdü. Türkiye Yeşilay Cemiyeti’nin şikayetleri sonrası İçişleri Bakanlığı tarafından soruşturma açıldığını ve bir müfettişin konuyu araştırmak üzere şehre geldiğine değinen Akaydın, “Geçen yıl Yeşilay şikâyet etti diye müfettiş geldi soruşturma geçirdim. Müfettiş bana, ‘Kendi belediyeleri akşama kadar şarap festivali düzenliyorlar niye onlara müfettiş göndermiyorlar’ dedi. “ ifadelerini kullandı. Türkiye’de bağbozumu festivalleri yapıldığına değinen Akaydın, sözlerini şöyle tamamladı: “Bağ bozumu etkinliklerinde ise şarap içilir. AK Partili belediyelerden de bu etkinlikleri yapanlar var mı var. Şarap da içiliyor. Niye bunu konu yapmıyorsunuz da CHP’li belediye bunu yaptığı zaman gündeme taşıyorsunuz.” - Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın, geçen yıl açılışına katıldığı Oktoberfest etkinliğine tepkiler üzerine katılmayacağını açıkladı. Geçen yılki etkinlikte bir öğrenci aşırı alkolden hayatını kaybetmişti. FOTOĞRAF: CİHAN, ÖZKAN MAYDA ÝMSAK GÜNEÞ ÖÐLE ÝKÝNDÝ AKÞAM BERLÝN 4 56 6 50 13 06 16 19 19 10 YATSI 20 30 DORTMUND 5 20 7 13 13 29 16 43 19 33 20 53 DUISBURG 5 23 7 16 13 32 16 46 19 36 20 56 DÜSSELDORF 5 23 7 16 13 32 16 46 19 36 20 56 ESSEN 5 22 7 15 13 31 16 45 19 35 20 55 FRANKFURT 5 19 7 09 13 25 16 40 19 28 20 48 HAMBURG 5 09 7 03 13 19 16 31 19 23 20 43 HANNOVER 5 10 7 04 13 20 16 33 19 24 20 44 KARLSRUHE 5 23 7 10 13 26 16 42 19 30 20 50 KASSEL 5 12 7 05 13 21 16 36 19 25 20 45 KIEL 5 09 7 03 13 19 16 30 19 23 20 43 KÖLN 5 23 7 16 13 32 16 46 19 35 20 55 MAÝNZ 5 21 7 10 13 26 16 42 19 30 20 50 MANNHEIM 5 21 7 10 13 26 16 42 19 29 20 49 MÜNÝH 5 10 6 56 13 13 16 32 19 19 20 39 NÜRNBERG 5 11 6 59 13 15 16 31 19 19 20 39 SIEGEN 5 19 7 11 13 27 16 42 19 31 20 51 S GÜMÜND 5 17 7 04 13 20 16 37 19 24 20 44 STUTTGART 5 20 7 07 13 23 16 39 19 26 20 46 ULM 5 18 7 04 13 20 16 36 19 23 20 43 AACHEN 5 27 7 19 13 35 16 50 19 39 20 59 AUGSBURG 5 14 7 00 13 16 16 33 19 20 20 40 BIELEFELD 5 15 7 09 13 25 16 39 19 29 20 49 BOCHUM 5 21 7 14 13 30 16 44 19 34 20 54 BOBLINGEN 5 21 7 07 13 23 16 40 19 27 20 47 BREMEN 5 14 7 08 13 24 16 36 19 28 20 48 FREIBURG 5 27 7 12 13 28 16 45 19 32 20 52 GELSENKIRSCHEN 5 21 7 15 13 31 16 45 19 35 20 55 HAMM 5 18 7 12 13 28 16 42 19 32 20 52 LUDWIGSBURG 5 20 7 07 13 23 16 39 19 26 20 46 Liseyi yurtdışında okuyan öğrencilere sınavsız üniversite BİRİNCİ SAYFADAN DEVAM - Yeşilay’dan bira festivaline siyah çelenk Türkiye Yeşilay Cemiyeti üyeleri, Antalya’da başlayan bira festivalini protesto etti. Festivale destek veren Antalya Büyükşehir Belediyesi’ni protesto etmek için belediye binası önüne siyah çelenk koyan grup, festivale tepki gösterdi. Festivalin ilk düzenlediğinden bu yana ölüm ve kavgalara sebep olduğuna dikkat çeken Muharrem Balcı, “Avrupa ülkeleri toplum sağlığını tehdit eden alkol kullanımını azaltmaya çalışırken, ülkemizde bunu teşvik eden festivallerin amacı nedir? İn- san sağlığına, hayatına kasteden maddelerin reklamını yapmanın suç olduğunu bilmenize rağmen bu eyleminize neden çekinmeden devam ediyorsunuz?” diye sordu. Ardından Balcı ve cemiyet üyeleri, Prof. Dr. Cahit Babuna’nın yazdığı ‘’Alkol Esareti ve Sağlık Sorunları’’ adlı kitabı Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın’a iletilmesi için Genel Sekreter Yardımcısı Bayram Özen’e verdi. Bugün saat 17.00’de başlayacak festival, 25 Eylül’e kadar devam edecek. ANTALYA AA Öte yandan YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, ‘'Türkiye'de önümüzdeki yıldan başlamak üzere yüksek öğretim fuarları yapıp, üniversitelerimizi dünyaya tanıtmalıyız.'' dedi. 2006 – 2007 öğretim yılında Türkiye'deki toplam yabancı öğrenci sayısının 16 bin 455, o yıl yeni kayıt yaptıran öğrenci sayının da 3 bin 690 olduğunu bildiren Yusuf Ziya Özcan, 2010 – 2011 öğretim yılında ise yabancı öğrenci sayısının 26 bin 228'e, yeni kayıt öğrenci sayısının ise 7 bin 270'e yükseldiği bilgisini verdi. Yeni kayıtlardaki başarının yüzde 97, toplam öğrenci sayısındaki başarının yüzde 59 civarında olduğunu, Türkiye'nin dışarıya gönderdiği öğrenci sayısının ise 50 bin olduğunu dile getiren Özcan, ‘'Yakında bu 50 bin rakamını dışarıdan çekeceğiz. 50 bin öğrenci bize gelecek ve kısa zamanda gönderdiğimizden daha fazlasını ülkemize çekeceğiz. İşte ekonomimize yapacağımız katkı burada olacak.'' diye konuştu. İSTANBUL ZAMAN SAYFA TASARIM: DURMUŞ ÖZELÇİ 04 GÜNDEM 24 EYLÜL 2011 CUMARTESÝ ZAMAN Papa Protestanlarýn beklentisini boþa çýkardý Ýsmail Kul Papa felsefe yaptý Papa Almanya ziyaretinin ikinci günü KRM temsilcilerini kabul etti. Papa’nýn meclis konuþmasýný memnuniyetle karþýladýklarýný açýlayan KRM, din özgürlüðü baþta olmak üzere Papa ile ayný düþündüklerini belirttiler. Berlin’den Erfurt’a geçen Papa burada Protestan Kilisesinin yetkileri ile görüþtü. Papa iki kilisenin daha da yaklaþmasý doðrultusundaki beklentileri boþa çýkardý. SÜLEYMAN BAÐ, MURAT DURDU BERLÝN Katolik dünyasýnýn lideri Papa Benediktus XVI Berlin programý kapsamýnda aralarýnda Müslümanlar Koordinasyon Kurulu (KRM) üyelerinin de bulunduðu bir grup Müslümanla görüþtü. Berlin’de Vatikan elçiliðinde gerçekleþen görüþmeden sonra bir açýklama yapan KRM, hem Alman Papa’nýn meclis konuþmasýndan hem de görüþmeden, memnuniyet duyduðunu açýladý. KRM dönem sözcüsü Aiman Mazyek adýna yapýlan açýklamada Papa’nýn meclis konuþmasýnda siyasetçilere ‘Yaratýcý ve insanlara karþý sorumlu olduklarýný hatýrlattýðý için’ desteklediklerini açýkladý. Papa’nýn Almanya’nýn 1 kuruluþundan beri 13. Devlet Baþkaný olarak yaptýðý konuþma hakkýnda devamla þu deðerlendirme yapýldý: “Papa haklý olarak siyasý baþarýnýn ölçüsünün öncelikli olarak adalet için kararlý bir þekilde çaba göstermenin olmasý gerektiði hususunda uyarýda bulundu.” KRM Papa’nýn Müslümanlarla Hýristiyanlar arasýnda diyalogun yeniden canlanmasý için kararlý tutumundan dolayý teþekkür ederek, “Görüþme bizi diyalogun hýz kazanacaðý konusunda umutlandýrdý. Bu kararlý tutum önemli ve rahatlatýcý bir göstergedir.” Görüþmeye katýlan KRM üyeleri Papa’nýn ‘inancýn ve dindarlýðýn özgürlüðü için samýmý çabalarýný’ desteklediklerini ifade ettiler. Papa ile bu çabanýn modern ve çoðulcu bir toplumun temel yapý taþý olduðu konusunda hem fikir kaldýklarýný da sözlerine eklediler. Dört günlük Almanya ziyaretinin Berlin ayaðýný tamamlayan Papa Alman Protestanlýðýn çýkýþ yerlerinden biri olan Erfurt þehrine geçti. Protestan mezhebinin kurucusu Martin Luther’in yaþadýðý Augustiner manastýrýnda gerçekleþen görüþmede Katolik Papa bu önemli Hýristiyan reformcunun katkýsýný takdir ettiðini belirtti. Papa 16. Benediktus yaptýðý konuþmada iki mezhep arasýndaki ortak yönleri öne çýkarmakla beraber Katolik ve Protestan kiliseleri arasýnda daha hýzlý bir þe- kilde yakýnlaþma saðlanmasý yönündeki beklentileri boþa çýkardý. Papa ziyareti öncesinde Katolik ve Protestan kiliselerinin birçok konuda hýzlý bir þekilde yakýnlaþma saðlayacaðý þeklinde bazý haberlerin yayýlmýþ olduðunu hatýrlatarak, "Bunun siyasi bir yanlýþ anlamadan kaynaklandýðýný söylemek isterim" þeklinde konuþtu. Alman Protestan Kiliseleri Baþkaný Nikolaus Schneider, daha önce yaptýðý bir açýklamada, özellikle Katolik ve Protestanlarýn karýþýk olarak yer aldýðý ailelerin, kiliselerin birbiriyle yakýnlaþmama inadýndan vazgeçmesini istediðini belirterek, kýsa bir süre içinde yakýnlaþma saðlanmasýnýn herkes için çok iyi olacaðý beklentisini dile getirmiþti. gibi insanýn da ekolojik bir dengesinin olduðunu, ancak insanýn ruh yapýsý itibariyle manipülasyona her daim açýk olmadýðýný, hakiki insan özgürlüðünün ancak bu hesaba katýldýðý zaman yakalanabileceðini dile getirdi. Papa’nýn ruhani kiþiliðinden ziyade felsefeci kimliði ile seslenmesi ve sözlerinin makuliyetinin ancak bu þekilde makes bulmasý Batý’nýn manevi olanla sorunlu iliþkisini ortaya koyar nitelikte. Türkiye her ne kadar çok daha katý bir laiklik anlayýþýyla yönetiliyor olsa da, her an maneviyatý da meclisine taþýyabilecek bir bünye taþýyor taþýmasýna. Ancak aþaðý yukarý son on yýl içinde bütün genel ve yerel seçimlerde, referandumlarda, reformlarda baþarýdan baþarýya koþan bir hükümet, serbest piyasa ekonomisindeki büyüme baþarýlarýyla bütün dünyada göz kamaþtýran, ‘sarkozy yoran’ diplomatik baþarýlarýyla dostadüþmana parmak ýsýrtan bir devletin ana motivasyon kaynaðý AB olduðu takdirde, bir gün o hükümet ve devletin de Papa’nýn muhatabý olacaðý aþikar. Aþýrý tüketim, demografi, aile artýk yavaþ yavaþ Türkiye’nin de konuþtuðu meseleler. Bugünün ahlaki çöküþten ekonomik çöküþe kadar krizlerden kriz beðenen Almanya’sý, Avrupa’sý ve Batýsý devletin hem hurma hem bira satan bir dükkan olamayacaðýný bizzat ortaya koydu. Ilýmlý laik olup nötr kalmak meðer insaniliðin zirvesi deðilmiþ. Papa’nýn Ýslamiyet’e karþý menfi duruþu belli olsa da, maneviyatý öteleyen laik devlete olan eleþtirisi ilk olarak laik devlete þekil veren veya adým atan Müslüman ülkeleri yakýndan ilgilendiriyor. Devlet dükkan mý? Katoliklerin ruhani liderinin bir parlamentoda alkýþlarla ayakta karþýlanmasý her ülkede karþýlaþýlabilecek bir durum deðil. Papa’nýn üstüne üstlük parlamentoya ayar çekmesi acaba laikliðin bir lütfu mu, yoksa demokrasiyi kýsýrlaþtýrmasýnýn bir sonucu mu? ESAT SEMÝZ Türkiye’de Baþbakan Erdoðan’ýn devrim geçirmiþ Arap ülkelerine laiklikten korkmamalarý yönündeki tartýþma tüm hýzýyla devam ediyor. Aþaðý yukarý ayný günlerde cereyan eden Papa 16. Benedikt’in Almanya ziyareti ise, uzun yýllardýr ýlýmlý laikliðin uygulayýcýsý olarak bilinen bu ülkenin dahi sessizliðe havale edilen kimi korkulmaya deðer hatalarýný ifþa etti. Papa, Alman Meclisi’nde Cumhurbaþkanýna, Baþbakana ve milletvekillerine seslendi. Ancak öyle görülüyor ki, yasalarýna çeki düzen veren Türkiye ve yeni demokratik yasalara kavuþacak Arap ülkelerinin de bu ifþaattan alacaðý hayli dersler var. Almanya’daki laiklik devletin dine müdahale etmeyen versiyonu olarak biliniyor. Bunun bir sonucu olarak da Katoliklerin ruhani lideri Alman Meclisi’nde dakikalar süren alkýþlar eþliðinde konuþmasýna baþlayabiliyor, hatta konuþmasýnda o meclisin iþleyiþini sorgulayabiliyor. Fakat ayný laikliðin bir sonucu olarak hatýrý sayýlýr miktarda Yeþiller’den ve Sol Parti’den milletvekili tarafýndan ziyaretiyle devletin dini bakýmdan nötr olma özelliðini ihlal ettiði gerekçesiyle boykot ediliyor. Boykotlarýn bir boyutunu da Yeþiller ve Sol Parti’nin bayraklarýnýn dalgalandýðý sokak gösterilerinde müþahede ettik. Buna karþýlýk Papa, mecliste gördüðü hüsn ü kabul, dünyadaki ‘iþleyiþ’e dair gayet makul analiz ve çözüm önerileriyle, Yeþiller’e çiçek uzatmasýyla daha medeni bir çizgi tutturmayý baþardý. Papa 16. Benedikt, bugün her bir bireyden, cemaate, oradan hükümete-muhalefete, devlete- HABER ANALÝZ Alman Papa Alman Meclisi’nde konuþtu. Hiç þüphesiz önemli bir konuþmaydý bu. Hatta FAZ gazetesine göre yüzyýllýk bir olaydý bu konuþma. Meseleyi bu kadar abartmak lazým mý bilmiyorum. Ama neredeyse yarým binyýl sonra bir Alman Papa olmuþ. Ve.. Papa sýfatý olan biri bir Alman Meclisi’nde ilk kez konuþuyor. O bakýmdan önemli. Ayrýca birileri olayý yüzyýllýk bir olay görüyorsa niye itiraz edelim. Herkesin algýsý kendisi için doðrudur. *** Gelelim konuþmaya.. Papa oldukça felsefi bir konuþma yaptý. Siyasetçilere konuþtuðu için olmalý, özgürlükçü bir düzenin temelleri üzerine konuþtu. Notlarýma göre özetle þunlarý söyledi: Ýktidar hukuktan ayrýlmamalýdýr. Hukuktan ayrýlan iktidar zulme dönüþür. Nitekim Alman tarihinde bu olmuþtur (Nazilere atýf yapýyor). Siyasetçinin görevi de hukuka hizmet, dolayýsý ile adil bir düzenin kurulmasýna yöneliktir. Peki, hukuku nasýl anlayacaðýz? Ýnsanlýk tarihinin uzun bölümlerinde hukukun ne olduðunu din belirlemiþtir. Topluma ve devlete düzen veren, kanunlar sunan dünya dinleri olmuþtur (Burada Ýslam’a atýfta bulunuyor). Ancak Hýristiyanlýk bu konuda felsefeden yanadýr. Bu gelenek Aydýnlanma üzerinden bugünkü anayasamýza kadar uzanmaktadýr. Bu sözlerden sonra Papa pozitivist akýl ve tabiat anlayýþýna deðiniyor. Bunun önemli olduðunu, ancak gerçeðin tamamýný ifade etmediðini söylüyor. Papa pozitivist mantýðýn insan gerçeðini kapsamayacaðýný söylüyor. Hatta bununla yetinmiyor, pozitivist mantýða Evet, Papa felse- teslim olan Avrupa’nýn kültürsüzlük statüsüne düþmesi, aþýrýlýklara davetiye çýkarýlmasý tehlikefi bir konuþma iþaret ediyor. yaptý. Bunu met- sinePapa ayrýca Avrupa’nýn iç kimliðinin ise Kunin hiç içeriðine düs-Atina ve Roma’nýn buluþmasýndan oluþtubakmadan sade- ðunu söylüyor. ce geçen belli Yani: Yahudilik-Hýristiyanlýk tanrý inancý, Yukilit kelimelere nan felsefesi, Roma hukuku. ve bunlarýn sayý*** sýna bakarak da Evet, Papa felsefi bir konuþma yaptý. anlayabiliriz. Bunu metnin hiç içeriðine bakmadan sadece geçen belli kilit kelimelere ve bunlarýn sayýsýna Papa’nýn yaklabakarak da anlayabiliriz. þýk 2.400 keliPapa’nýn yaklaþýk 2.400 kelimelik konuþmamelik konuþmasýnda Hz. Ýsa ismi veya kelimesi bir kere bile geçsýnda Hz. Ýsa miyor. ismi veya keliHalbuki bu dinin merkezinde Hz. Ýsa var. mesi bir kere Pavlos’un ismi bir kez, Agostinos bir kez, bile geçmiyor. inanç kelimesi üç kez geçiyor. Akýl kelimesi ise tam 19 defa geçiyor. Zaten inanç ve akýl konusu bu Papa’nýn çok sevdiði konularýn baþýnda geliyor. Þimdi diyeceksiniz ki, madem Papa akla bu kadar vurgu yapýyor, madem Hýristiyanlýkta, Katoliklikte felsefe ve akýl bu kadar önemli.. O halde neden bu mesaj Almanya’da insanlarda o kadar makes bulmuyor? Neden insanlar kilisenin mesajlarýna bu kadar mesafeli? Neden kilisenin öðretilerine inanlarýn oraný yüzde 10 civarýnda? Neden kiliseler Alman toplumunda kan kaybediyor? Neden Katolik kilisesinden çýkanlarýn sayýsý yeni vaftiz yapýlan çocuklarýn sayýsýndan fazla? Evet, bütün bunlarý sorabilirsiniz. Ama bunlarýn cevabýný bulmanýz o kadar kolay olmayabilir. *** Neyse.. Biz gelelim gezinin biraz da bizi ilgilendiren yönüne. Papa Müslüman temsilcileri ile de önceki gün görüþtü. Burada Müslümanlar giderek Almanya’nýn bir özelliði oldu demiþ. Papa bu sözleri ile aslýnda Cumhurbaþkaný Christian Wulff’un “Ýslam Almanya’nýn bir parçasý olmuþtur” sözünün teyidi ve baþka bir versiyonu. O bakýmdan sevindirici. Papa bir de Müslüman temsilcilerle buluþmasýnda, bir arada yaþamamýzýn ortak temeli anayasadýr demiþ. Bu da aslýnda normal bir þey. ZDF’nin haber sitesi ise bunu þu baþlýkla duyurdu: “Papa Müslümanlarý anayasaya saygý konusunda uyardý.” Sanki Müslümanlar illa buraya þeriatý getireceðiz diye tutturdular da anayasayý tartýþmaya açtýlar. Ýlla bir kýllýk yapacaklar ya.. Sanki yapmazlarsa olmuyor. ikul@eurozaman.de devlet ittifaklarýna kadar dillere pelesenk olan kelime olan ‘baþarý’ ile konuþmasýna baþladý. Her alanda olduðu gibi siyasette de son ölçütün ‘baþarý’ olamayacaðýný kaydeden Papa, baþarýnýn ölçüsünün adalet olduðunu, adaletin söz konusu olmadýðý baþarýnýn insaný yoldan çýkaracaðýný söyledi, ‘Hukuk ortadan kalkarsa devlet büyük bir haydut çetesi haline gelir’ dedi. Bu baðlamda hakiki adalet ile var olan adaletin arasýndaki farkýn ortaya konmasý için inancýn önemine dikkat çeken Papa, doðayý sadece iþleyiþi açýsýndan ele aldýðý için bütünü göremeyen pozitivist bakýþ açýsýný eleþtirdi. Bu bakýþ açýsýnýn ortaya koyduðu kültürün, bütünü anlamaya sevkedecek diðer bütün kültürleri görmeyerek insaný, insaniliði küçülttüðüne iþaret eden Papa, doða SPD Mecklenburg Vorpommern’de CDU ile devam edecek 4 Eylül tarihinde eyalet 1parlamento seçimleri ya- pýlan Mecklenburg Vorpommern’de koalisyon görüþmelerinde sona yaklaþýldý. Daha önce Berlin seçimlerini etkilemesin diye koalisyon ortaðýný açýklamayan Mecklenburg Vorpommern Sosyal Demokrat Parti’li (SPD) Baþbakan Erwin Sellering, yeni hükümeti eski ortaðý Hýristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) ile kurmak istediðini açýkladý. Parti yönetiminin CDU ile koalisyon kurma noktasýnda görüþ birliðine vardýðýný belirten Sellering öncelikli konular arasýnda asgari üc- ret olduðunu ifade etti. Asgari ücret için federal hükümeti beklemeyeceklerinin altýný çizen Sellering, bundan sonra kamunun verdiði ihalelerde asgari ücret þartý yani en az 8,50 Euro saat ücreti aranacaðýna vurgu yaptý. Sellering’li SPD seçim öncesi asgari ücret ve eðitimin yaný sýra ekonomik geliþme, emekli aylýklarýnýn dengelenmesi, anaokullarý ve enerjiye aðýrlýk vereceklerini vaat etmiþti. Mecklenburg Vorpommern eyaletinde iki büyük parti SPD ve CDU’nun koalisyona devam edecek olmasý Sol Parti’de hayal kýrýklýðýna yol açtý. RAMÝS KILIÇARSLAN HAMBURG Almanlar Yunanistan’ýn iflasýný istiyor Alman 2. televizyon kanalý 1ZDF tarafýndan yapýlan bir kamu oyu araþtýrmasýna göre, Alman halkýnýn yüzde 41'i, Yunanistan'ýn iflasa býrakýlmasýný istiyor. Araþtýrma sonuçlarýna göre, AB'nin, Yunanistan'ýn iflas etmesine izin vermemesi gerektiðini düþünenlerin oraný da yüzde 50. Almanlarýn yüzde 68'i, Yunanistan'ýn iflas etmesinin Alman ekonomisi için kötü olacaðýna inanýyor. Euro’nun kurtarýlmasý için hazýrlanan koruma þemsiyesinin daha da geniþletilmesine Alman halkýnýn yüzde 75'i karþý çýkarken, hükümetin bu önlemini destekleyenlerin oraný yüzde 19'da kaldý. Euro krizini hangi partinin daha iyi bir þekilde çözebileceði sorusuna karþýlýk da, Almanlarýn yüzde 29'u iktidardaki Hýristiyan Birlik partilerini (CDU/CSU), yüzde 23'ü Sosyal Demokrat Partiyi (SPD), yüzde 3'ü koalisyon ortaðý olan Hür Demokrat Partiyi (FDP), yüzde 2'si Yeþiller Partisini, yüzde 1'i de Sol Parti'yi gösterdi. Halkýn yüzde 14'ü bu soruyu "hiç bir parti" þeklinde yanýtlarken, yüzde 28'i de bu konuda bir görüþe sahip olmadýðýný söyledi. BERLÝN AA 05 GÜNDEM 24 EYLÜL 2011 CUMARTESÝ ZAMAN ‘Almanca Ýslam din dersi, Almanya için bir kazaným’ Muhammet Mertek Allahümme ecirne min el-internet Allahümme ecirne min fitnetil facebook KRV eyalet milletvekili Serdar Yüksel (SPD), okullarda Ýslam dersi verilmesinin, göçmenlerin Alman toplumuna uyumu konusunda bir engel oluþturmadýðýný, aksine bunun bir kazaným olduðunu belirtti. Yüksel, “ Almanca Ýslam din dersini, ben ülkemiz Almanya için büyük bir kazaným olarak görüyorum" dedi. Alman Sosyal Demokrat 1Parti (SPD) Kuzey Ren Vest- falya (KRV) Eyalet Meclisi Üyesi Serdar Yüksel, okullarda Ýslam dersi verilmesinin, göçmenlerin Alman toplumuna uyumu konusunda bir engel oluþturmadýðýný, aksine bunun bir kazaným olduðunu belirtti. Yüksel, Türkçe olarak "Okullarda Ýslam din dersi uygulamasý uyum için engel deðil, bir kazanýmdýr" baþlýðýyla yaptýðý yazýlý açýklamada, geçen hafta KRV Eyalet Meclisinde toplanan meclis uyum komisyonunun eyaletteki okullarda Ýslam dini dersinin düzenli ders olarak okutulmasýný ele aldýðýný, toplantýda sosyolog, hukukçu, teolog ve farklý dini kuruluþ temsilcilerinden oluþan 24 bilir kiþinin dinlendiðini ve 40 uzmanýn konuya iliþkin sunduklarý yazýlý raporlarýn deðerlendirildiðini, 2012/2013 öðretim döneminden itibaren okullarda okutulmasý öngörülen Ýslam dini dersiyle ilgili görüþ ve önerilerin paylaþýldýðýný bildirdi. Ýslam din dersi konusunun 30 yýldan beri tartýþýlmakta olduðunu, artýk bu konuda son aþamaya gelindiðini ifade eden Yüksel, "Nüfus bakýmýndan en yoðun eyalet olan KRV'de yaklaþýk 1 buçuk milyon Müslüman yaþamakta. Uyum Bakanlýðý tarafýndan yapýlan araþtýrmalardan, bu insanlardan her 10 kiþiden 8'inin Ýslam din dersini arzuladýðýný biliyoruz. Yani demek istediðim þu: Ortada gerçekten bir ihtiyaç var ve biz bu ihtiyacý en kýsa zamanda ve mümkün olduðunca toplumun bütün katmanlarýnýn arzu ve taleplerini de dikkate alarak hayata geçiriyoruz. Bu konuda partiler arasý mutabakat saðlanmýþ bulunuyor" ifadesini kullandý. Müslüman kuruluþlar arasýnda çok fazla görüþme muhatabý olmasý sebebiyle Alman yetkililer tarafýndan bir yöntem gerçekleþtirildiðini belirten Yüksel, "8 sandalyeli bir komisyon Almanca Ýslam din dersinin müfredatýný belirleyecek ve okullarda hangi konularýn okutulacaðýna karar verecek. Bu 8 kiþinin 4'ü, 2007'de Almanya Müslümanlar Koordinasyon Kurulunu (KRM) oluþturan ve aralarýnda DÝTÝB'in de yer aldýðý 4 kuruluþtan gelecek. Diðer 4 üye de yine bu derneklerle varýlan mutabakat temelinde belirlenecek" ifadesine yer verdi. Yüksel, KRV'deki okullarda Almanca düzenli Ýslam din dersinin göçmen kökenli Müslüman gençlerin uyumu açýsýndan son derece büyük önem taþýdýðýný da iþaret ederek, "Her bireyin kiþisel özgürlüðü olan din dersinin okullarda sunulmasý vatandaþýn en doðal hakkýdýr. Bu hakkýn ilk olarak resmen KRV'de veriliyor olmasý ise SPD baþta olmak üzere, bütün göçmen kuruluþlarýn ortak baþarýsýdýr. Ders Almanca verilerek öðrencilerin bir yandan buradaki yaþam gerçeklerine uygun hareket edilmekte, diðer yandan da onlara buradaki toplum ve deðer normlarýn Ýslam ile baðdaþtýrýlabilir olduðu gösterilebilecektir. Dersin, Ýslam din bilgisinin yaný sýra çocuklarýmýza modern çaðýmýzýn sosyal ve etik davranýþ kurallarýný da aktarmasý ise, onlarýn bu toplumun sorumlu bireyleri olmalarýný saðlayacaðýna ve dolayýsýyla uyumun yeni bir dinamizm kazanacaðýna inanýyorum. Bu açýdan Almanca Ýslam din dersini, ben ülkemiz Almanya için büyük bir kazaným olarak görüyorum" ifadesini kullandý. DÜSSELDORF KRV'de ilk aþamada Ýslam dersinin verildiði 130 okulda bu dersin düzenli olarak Almanca verileceðini belirten SPD milletvekili Serdar Yüksel, “Aþamalý olarak diðer tüm okullarda da ders verilecek. Ýslam din dersi çalýþmalarýndaki en fazla sorun yaratan konulardan bir tanesi ders planýnýn þekillendirilmesi” dedi. Ne zaman internetin bazý zararlarýný gündeme bilhassa çocuklara/gençlere verdiði birçok zararlarý taþýsak, hemen itirazlar yükseliyor: Ýnternet çok yazýlýp çizilirken kimse üzerine alýnmýyor, kesin bir faydalý. Ýnternetsiz olmaz. Teknolojiye karþý çýk- duruþ sergileyemiyor. mamak lazým vs. Ard niyetli insanlarýn yüzde 97’si sapýk emelleElbette internete karþý deðiliz, ateþe karþý rine internet üzerinden ulaþmaya çalýþýrken… çýkmadýðýmýz gibi. Ateþ faydalý diye, çocuklarýÝnternetin güvenli olmadýðý konusunda en mýzý ateþe atýp yakalým mý? Söylemek istediðiyetkili insanlar uyarýrken… miz sadece budur. Paylaþým sitelerinde yayýnlanan özel bilgi ve Elbette internet artýk hayatýmýzýn ayrýlmaz bir resimler, daha sonra insanýn baþýný aðrýtma riski parçasýdýr. Ýþte tam da bunun için muhtemel ve taþýrken… potansiyel zararlarýndan korunmak zorundayýz. Aynen uyuþturucu gibi gençleri baðýmlý hale Elbette internet muazzam bilgi kaynaðýdýr, getirirken… modern zamanlarýn en büyük harikaAile fertlerinin arasýný açýp dularýndandýr. Fakat çocuklarýmýzýn þeyvarlar örerken… Neredeyse her gün tanlarýn cirit attýðý, nefsiyle baþ baþa Haya ve utanma duygusunu duinternetin sunduðu mura uðratýrken… kaldýðý o muazzam çöplükten sýzan zeminlerden ve paypis kokulardan etkilenmemeleri için Zaman israfýna yol açarken… tedbir almayacak mýyýz? Ýnternet konusunda vurdumduylaþým sitelerinden Neredeyse her gün internetin etkilenerek meyda- maz bir tavýr sergilemek, aheste aheste sunduðu zeminlerden ve paylaþým kötü neticelerine katlanma durumuna na gelen olumsuz sitelerinden etkilenerek meydana hadiselerden haber- getirecektir bizi. gelen olumsuz hadiselerden haberAteþin yaktýðýný görüyoruz. Fakat dar oluyoruz. Yýkýdar oluyoruz. Yýkýlan yuvalarýn drainternet, gençlerin duygu ve düþünce lan yuvalarýn dramý- dünyasýndaki tahribatýný sinsice yaptýmýný, evden kaçan kýzlarýn trajedisiný, evden kaçan kýz- ðýndan farkýna çok geç varabiliyoruz, ni, þiddet olaylarýný, cinsel tacizleri larýn trajedisini, þid- fiilî koruyucu tedbirler alsak bile. vs.. Ferdin diline, kiþiliðine, sosyal det olaylarýný, cinsel yönüne, mahremiyet algýsýna verdiÖyleyse bu denli zararý ve riski ði zararlar da iþin çabasý. içinde barýndýran sanal dünyanýn tacizleri vs.. Bilindiði gibi uyuþturucu baðýmlýolumsuz etkilerinden korunma adýna lýðýnýn üç ayaðý var: Maddenin kendisinin zevk ve- artýk dualarýmýzý da devreye sokmalýyýz. Ama rici ayaðý, kiþilik problemleri ayaðý ve kültürel ayadiðer dualar gibi evvela fiilî olaný yerine getirðý. Bilgisayarýn/internetin sanal dünyasýnda ve meliyiz; küçük yaþlarda çocuklarýmýzý sanal paylaþým aðlarýnda bu üç ayaðýn da tesiri görülüdünyanýn mahiyeti konusunda eðiterek, bilgisayor. Adeta üç pençesiyle küçük büyük demeden yar ve internet gibi imkanlarý yaþýna uygun ve insaný ‘aðý’na düþürüveriyor. Fiziki olarak göze hiçok kontrollü þekilde saðlayarak. tap ettiðinden zevk verici ve nefse hoþ gelen yönVelhasýl; internetin, facebook’un zararlarýnýn leri çok. Gençlerin kiþiliðinden kaynaklanan yollar boyutlarýný bilemediðimizden muhtemel tehlida açýk. Kültürel açýdan herkes zaten hazýr. En kelerinden sakýnma adýna dualarýmýzda yer vebaþta örneklediðimiz interneti savunucu yaklaþým- relim, Rabbimizden nefsimizi ve neslimizi ýslah lar bunun en çarpýcý delili. etmesi için yardým dileyelim. Dolayýsýyla zararlarý zamanla ortaya çýkacak inEy merhameti sonsuz yüce Rabbimiz! Bizi ve ternetten kurtulma yollarýný gittikçe daha fazla neslimizi internetin zararlarýndan, facebook fitnearayacaðýz. Öyle bir tutku ile karþý karþýyayýz ki, sinden koru!... Amin! mmertek@aol.com 05 GÜNDEM 24 EYLÜL 2011 CUMARTESÝ ZAMAN ‘Almanca Ýslam din dersi, Almanya için bir kazaným’ Muhammet Mertek Allahümme ecirne min el-internet Allahümme ecirne min fitnetil facebook KRV eyalet milletvekili Serdar Yüksel (SPD), okullarda Ýslam dersi verilmesinin, göçmenlerin Alman toplumuna uyumu konusunda bir engel oluþturmadýðýný, aksine bunun bir kazaným olduðunu belirtti. Yüksel, “ Almanca Ýslam din dersini, ben ülkemiz Almanya için büyük bir kazaným olarak görüyorum" dedi. Alman Sosyal Demokrat 1Parti (SPD) Kuzey Ren Vest- falya (KRV) Eyalet Meclisi Üyesi Serdar Yüksel, okullarda Ýslam dersi verilmesinin, göçmenlerin Alman toplumuna uyumu konusunda bir engel oluþturmadýðýný, aksine bunun bir kazaným olduðunu belirtti. Yüksel, Türkçe olarak "Okullarda Ýslam din dersi uygulamasý uyum için engel deðil, bir kazanýmdýr" baþlýðýyla yaptýðý yazýlý açýklamada, geçen hafta KRV Eyalet Meclisinde toplanan meclis uyum komisyonunun eyaletteki okullarda Ýslam dini dersinin düzenli ders olarak okutulmasýný ele aldýðýný, toplantýda sosyolog, hukukçu, teolog ve farklý dini kuruluþ temsilcilerinden oluþan 24 bilir kiþinin dinlendiðini ve 40 uzmanýn konuya iliþkin sunduklarý yazýlý raporlarýn deðerlendirildiðini, 2012/2013 öðretim döneminden itibaren okullarda okutulmasý öngörülen Ýslam dini dersiyle ilgili görüþ ve önerilerin paylaþýldýðýný bildirdi. Ýslam din dersi konusunun 30 yýldan beri tartýþýlmakta olduðunu, artýk bu konuda son aþamaya gelindiðini ifade eden Yüksel, "Nüfus bakýmýndan en yoðun eyalet olan KRV'de yaklaþýk 1 buçuk milyon Müslüman yaþamakta. Uyum Bakanlýðý tarafýndan yapýlan araþtýrmalardan, bu insanlardan her 10 kiþiden 8'inin Ýslam din dersini arzuladýðýný biliyoruz. Yani demek istediðim þu: Ortada gerçekten bir ihtiyaç var ve biz bu ihtiyacý en kýsa zamanda ve mümkün olduðunca toplumun bütün katmanlarýnýn arzu ve taleplerini de dikkate alarak hayata geçiriyoruz. Bu konuda partiler arasý mutabakat saðlanmýþ bulunuyor" ifadesini kullandý. Müslüman kuruluþlar arasýnda çok fazla görüþme muhatabý olmasý sebebiyle Alman yetkililer tarafýndan bir yöntem gerçekleþtirildiðini belirten Yüksel, "8 sandalyeli bir komisyon Almanca Ýslam din dersinin müfredatýný belirleyecek ve okullarda hangi konularýn okutulacaðýna karar verecek. Bu 8 kiþinin 4'ü, 2007'de Almanya Müslümanlar Koordinasyon Kurulunu (KRM) oluþturan ve aralarýnda DÝTÝB'in de yer aldýðý 4 kuruluþtan gelecek. Diðer 4 üye de yine bu derneklerle varýlan mutabakat temelinde belirlenecek" ifadesine yer verdi. Yüksel, KRV'deki okullarda Almanca düzenli Ýslam din dersinin göçmen kökenli Müslüman gençlerin uyumu açýsýndan son derece büyük önem taþýdýðýný da iþaret ederek, "Her bireyin kiþisel özgürlüðü olan din dersinin okullarda sunulmasý vatandaþýn en doðal hakkýdýr. Bu hakkýn ilk olarak resmen KRV'de veriliyor olmasý ise SPD baþta olmak üzere, bütün göçmen kuruluþlarýn ortak baþarýsýdýr. Ders Almanca verilerek öðrencilerin bir yandan buradaki yaþam gerçeklerine uygun hareket edilmekte, diðer yandan da onlara buradaki toplum ve deðer normlarýn Ýslam ile baðdaþtýrýlabilir olduðu gösterilebilecektir. Dersin, Ýslam din bilgisinin yaný sýra çocuklarýmýza modern çaðýmýzýn sosyal ve etik davranýþ kurallarýný da aktarmasý ise, onlarýn bu toplumun sorumlu bireyleri olmalarýný saðlayacaðýna ve dolayýsýyla uyumun yeni bir dinamizm kazanacaðýna inanýyorum. Bu açýdan Almanca Ýslam din dersini, ben ülkemiz Almanya için büyük bir kazaným olarak görüyorum" ifadesini kullandý. DÜSSELDORF KRV'de ilk aþamada Ýslam dersinin verildiði 130 okulda bu dersin düzenli olarak Almanca verileceðini belirten SPD milletvekili Serdar Yüksel, “Aþamalý olarak diðer tüm okullarda da ders verilecek. Ýslam din dersi çalýþmalarýndaki en fazla sorun yaratan konulardan bir tanesi ders planýnýn þekillendirilmesi” dedi. Ne zaman internetin bazý zararlarýný gündeme bilhassa çocuklara/gençlere verdiði birçok zararlarý taþýsak, hemen itirazlar yükseliyor: Ýnternet çok yazýlýp çizilirken kimse üzerine alýnmýyor, kesin bir faydalý. Ýnternetsiz olmaz. Teknolojiye karþý çýk- duruþ sergileyemiyor. mamak lazým vs. Ard niyetli insanlarýn yüzde 97’si sapýk emelleElbette internete karþý deðiliz, ateþe karþý rine internet üzerinden ulaþmaya çalýþýrken… çýkmadýðýmýz gibi. Ateþ faydalý diye, çocuklarýÝnternetin güvenli olmadýðý konusunda en mýzý ateþe atýp yakalým mý? Söylemek istediðiyetkili insanlar uyarýrken… miz sadece budur. Paylaþým sitelerinde yayýnlanan özel bilgi ve Elbette internet artýk hayatýmýzýn ayrýlmaz bir resimler, daha sonra insanýn baþýný aðrýtma riski parçasýdýr. Ýþte tam da bunun için muhtemel ve taþýrken… potansiyel zararlarýndan korunmak zorundayýz. Aynen uyuþturucu gibi gençleri baðýmlý hale Elbette internet muazzam bilgi kaynaðýdýr, getirirken… modern zamanlarýn en büyük harikaAile fertlerinin arasýný açýp dularýndandýr. Fakat çocuklarýmýzýn þeyvarlar örerken… Neredeyse her gün tanlarýn cirit attýðý, nefsiyle baþ baþa Haya ve utanma duygusunu duinternetin sunduðu mura uðratýrken… kaldýðý o muazzam çöplükten sýzan zeminlerden ve paypis kokulardan etkilenmemeleri için Zaman israfýna yol açarken… tedbir almayacak mýyýz? Ýnternet konusunda vurdumduylaþým sitelerinden Neredeyse her gün internetin etkilenerek meyda- maz bir tavýr sergilemek, aheste aheste sunduðu zeminlerden ve paylaþým kötü neticelerine katlanma durumuna na gelen olumsuz sitelerinden etkilenerek meydana hadiselerden haber- getirecektir bizi. gelen olumsuz hadiselerden haberAteþin yaktýðýný görüyoruz. Fakat dar oluyoruz. Yýkýdar oluyoruz. Yýkýlan yuvalarýn drainternet, gençlerin duygu ve düþünce lan yuvalarýn dramý- dünyasýndaki tahribatýný sinsice yaptýmýný, evden kaçan kýzlarýn trajedisiný, evden kaçan kýz- ðýndan farkýna çok geç varabiliyoruz, ni, þiddet olaylarýný, cinsel tacizleri larýn trajedisini, þid- fiilî koruyucu tedbirler alsak bile. vs.. Ferdin diline, kiþiliðine, sosyal det olaylarýný, cinsel yönüne, mahremiyet algýsýna verdiÖyleyse bu denli zararý ve riski ði zararlar da iþin çabasý. içinde barýndýran sanal dünyanýn tacizleri vs.. Bilindiði gibi uyuþturucu baðýmlýolumsuz etkilerinden korunma adýna lýðýnýn üç ayaðý var: Maddenin kendisinin zevk ve- artýk dualarýmýzý da devreye sokmalýyýz. Ama rici ayaðý, kiþilik problemleri ayaðý ve kültürel ayadiðer dualar gibi evvela fiilî olaný yerine getirðý. Bilgisayarýn/internetin sanal dünyasýnda ve meliyiz; küçük yaþlarda çocuklarýmýzý sanal paylaþým aðlarýnda bu üç ayaðýn da tesiri görülüdünyanýn mahiyeti konusunda eðiterek, bilgisayor. Adeta üç pençesiyle küçük büyük demeden yar ve internet gibi imkanlarý yaþýna uygun ve insaný ‘aðý’na düþürüveriyor. Fiziki olarak göze hiçok kontrollü þekilde saðlayarak. tap ettiðinden zevk verici ve nefse hoþ gelen yönVelhasýl; internetin, facebook’un zararlarýnýn leri çok. Gençlerin kiþiliðinden kaynaklanan yollar boyutlarýný bilemediðimizden muhtemel tehlida açýk. Kültürel açýdan herkes zaten hazýr. En kelerinden sakýnma adýna dualarýmýzda yer vebaþta örneklediðimiz interneti savunucu yaklaþým- relim, Rabbimizden nefsimizi ve neslimizi ýslah lar bunun en çarpýcý delili. etmesi için yardým dileyelim. Dolayýsýyla zararlarý zamanla ortaya çýkacak inEy merhameti sonsuz yüce Rabbimiz! Bizi ve ternetten kurtulma yollarýný gittikçe daha fazla neslimizi internetin zararlarýndan, facebook fitnearayacaðýz. Öyle bir tutku ile karþý karþýyayýz ki, sinden koru!... Amin! mmertek@aol.com ˇ ˇ Saglıgınız emin ellerde „ENERJI DOLU: AOK HESSEN“ AOK Avantaj Haftaları – Ek prim ödemeden güvenli hizmet. www.aok-tuerkisch.de Simdi avantajları kesfedin ve kazanın! 06 GÜNDEM 24 EYLÜL 2011 CUMARTESİ ZAMAN YÖK, Kürt dili ve edebiyatı bölümüne lisans izni verdi Brüksel bölge parlamentosu milletvekili Mahinur Özdemir ile Brüksel bölge hükümeti Devlet Bakanı Emir Kır Brüksel’de bulunan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a nezaket ziyaretinde bulundular. Arınç, Belçika’daki siyasi kriz ve Türk vatandaşlarının karşılaştığı sorunlar hakkında ikili ile görüş alışverişinde bulundu. Netice alınmıyor, terör örgütüyle görüşme bitmiştir Şehit er, dualarla son yolculuğuna uğurlandı FERHAT ÖZER YOZGAT Van’ın Çatak ilçesinde, 21 Eylül gecesi PKK terör örgütü mensupları ile girilen çatışmada şehit düşen er Doğan Göçer son yolculuğuna uğurlandı. Şehit er, memleketi Yozgat’ın Sarıkaya ilçesine bağlı Tepedoğan köyünde toprağa verildi. Şehit jandarma er için Sarıkaya Cumhuriyet Meydanı’nda tören düzenlendi. İl Müftüsü Nuh Korkmaz tarafından cuma namazını müteakip kılınan cenaze namazına Yozgat Valisi Necati Şentürk, AK Parti Yozgat Milletvekili Yusuf Başer, MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Yozgat Milletvekili Sadır Durmaz, Kayseri Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Murat Kırkaya, AK Parti Yozgat İl Başkanı Fahri Açıkgöz, şehidin yakınları ve binlerce vatandaş katıldı. Şehidin, 16 yıl önce ayrılan anne ve babası tören alanında ayrı ayrı yerlerde durdu. Tören sırasında fenelaşan şehidin kız kardeşi, sağlık görevlileri tarafından ambulansa götürüldü. Şehidin naaşı, cenaze namazının ardından askerlerin omuzunda cenaze aracına konuldu ve Tepedoğan köyüne götürülerek burada toprağa verildi. Törene katılan binlerce vatandaş, sık sık terör örgütü aleyhine sloganlar atarak tekbir getirdi. Şehidin Yozgat’ta yaşayan annesi Ayfer Tufan’da oğlunun cenaze arabasının arkasından yürüyerek gözyaşı döktü. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, PKK-MİT görüşmesine ilişkin değerlendirmelerde bulunarak, “Amacımız terörü bitirmektir. Bu tür görüşmeler kesinlikle yapılmayacak. Bundan netice alınmadığı görüldü.’’ dedi. Merkel ve Sarkozy’ye de tepki gösteren Arınç, “ Türkiye AB’ye üye olacak. Sarkozy’nin bunu bilmemesi, Merkel’in farklı davranması hiçbir şey ifade etmez.” şeklinde konuştu. VEDAT DENİZLİ BRÜKSEL Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, üç günlük resmî ziyaret için Brüksel’e geldi. Ziyaretin ilk gününde yabancı basın mensuplarının sorularını cevaplandıran Arınç’a MİT ile PKK arasında geçtiği belirtilen görüşmeler hatırlatıldı. Dünyada birçok ülkede benzer örneklerin olduğunu söyleyen Arınç, - “Amacımız terörü bitirmektir. Bu tür görüşmeler kesinlikle yapılmayacak. Bundan netice alınmadığı görüldü.” dedi. Bülent Arınç, Türkiye’nin AB’ye üyelik hedefine bağlılığını da dile getirdi. 2005’ten bu yana katılım müzakerelerinin devam ettiğini aktararak, “Yani biz bir diskoda tanışan ve birbirini beğenen genç bayan ve erkek değiliz. Söz- leşme imzalamışız. Bütün bu işler tamamlanınca Türkiye üye olacak. (Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas) Sarkozy’nin bunu bilmemesi, (Almanya Başbakanı Angela) Merkel’in farklı davranması hiçbir şey ifade etmez.” ifadelerini kullandı. Başbakan Yardımcısı Arınç, Türk kökenli Belçikalı siyasetçiler ve AB yetkilileriyle de görüştü. Brüksel bölge hü- Siirt’te 4 kadının hayatını kaybettiği saldırıda PKK’lı teröristlerin araca 114 mermi sıktıkları, bunun 82’sinin isabet ettiği belirlendi. Aracın saldırıda kullanılamaz hale geldiği görüldü. - Terör olaylarıyla gündemden düşmeyen Şırnak’tan güzel bir haber geldi. Şırnak Valisi Vahdettin Özkan, özellikle kırsal alanlarda görev yapan öğretmenlere dayalı döşeli lojman yapacaklarını söyledi. Öğretmenlerin Şırnak’tan gitmek için tayin istemelerinin önüne tam tekmil yapılacak lojmanlarla geçilecek. Uludere ilçesinde bazı öğretmenlerin barınma yerleri olmadığı için istifa ettiklerini aktaran Vahdettin Özkan, bu olaydan sonra lojman yapmaya karar verdiklerini ifade etti. Lojman sıkıntısı sebebiyle öğretmenlerin ya istifa ettiğini yada birilerinin evinde kaldığını belirten Özkan, bu durumun öğretmenlik motivasyonunu düşürdüğünü ve kendilerinin harekete geçtiğini söyledi. Valilik, Maliye Bakanlığı ve Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğü ile anlaşarak Şırnak’taki kırsal alanlarda lojman yapımına destek sağladı. Özkan, “Lojmanlar, apart tipi ve dayalı döşeli olacak. Kırsal kesimdeki her öğretmenimiz valizini alıp gelecek, eğitim öğretim yılında o lojmanlardan yararlanacak. Şırnak’ın 40 kırsal yerinde inşa edilecek lojmanlar için 18 milyon liralık kaynak ayrıldı. Bunların bir kısmı birinci dönemin sonunda bitecek. Bir kısmı da gelecek yıl öğretmenlerimizin hizmetine sunulacak.” şeklinde konuştu. LİCE’DE TERÖRİSTLER ÖĞRETMEN KAÇIRDI Bu arada Diyarbakır’a bağlı Lice ilçesinde terör örgütü PKK’lı teröristler, Baharlar Köyü İlköğretim Okulu’nda görev yapan bir öğretmeni kaçırdı. Diyarbakır Valiliği tarafından yapılan yazılı açıklamada, önceki gece 22.30 saatlerinde bir grup PKK’lının bir öğretmeni kaçırdığı belirtildi. Açıklamada, Baharlar Köyü İlköğretim Okulu’nda görevli bir öğretmenin kaçırıldığı, olayın meydana geldiği saatten itibaren operasyonların başlatıldığı ifade edildi. ALİ GÜVEN ŞIRNAK, MEHMET ŞÜKRÜ OCAK DİYARBAKIR - kümeti Devlet Bakanı Emir Kır’ı kabul eden Arınç, Belçika’daki siyasi kriz ve Türk vatandaşlarının karşılaştığı sorunlar hakkında görüş alışverişinde bulundu. Türkiye’nin AB üyelik sürecine verdiği destek sebebiyle Belçika’ya teşekkürlerini iletti. Brüksel bölge parlamentosu milletvekili Mahinur Özdemir de Arınç’a nezaket ziyaretinde bulundu. Şırnak’ta 40 yere öğretmenler için lojman yapılacak Teröristler, kadınların bulunduğu araca 114 mermi sıkıp el bombası atmış - Siirt’te 4 kadının hayatını kaybettiği saldırıda PKK’lı teröristlerin araca 114 mermi sıkıp, el bombası attıkları belirlendi. 21 Eylül Çarşamba günü saat 20.00 sularında içinde 6 bayanın bulunduğu 06 LML 56 plakalı Renault Megane marka otomobile, PKK terör örgütü mensuplarınca silahlı ve el bombalı saldırı gerçekleştirilmişti. Siirt Polis Okulu’na 300 metre mesafede gerçekleşen saldırıda, yolun sağından ve solundan aracın çapraz ateşe tutulduğu öğrenildi. Sürücünün otomobilin hakimiyetini kaybederek kaldırıma çarpması sonrası da örgüt mensuplarınca ateşe devam edildiği kaydedildi. Saldırıda, sol ve sağ taraftan yanaşan 4 teröristin, araç içine el bombaları attığı, üçüncü el bombasının ise teröristin elinde patladığı tespit edildi. Bomba elinde patlayan teröristin olay yerinde öldüğü, diğer teröristlerin ise ölen teröristin silahını alarak olay yerinden kaçtıkları ifade edildi. Toplam 114 adet boş kovan bulan ekipler, araç üzerinde 82 mermi giriş deliğini tespit etti. Ekiplerin olay yerinde ele geçirdiği malzemeler şunlar: “Ölü teröristten elde edilen kütüklük, 2 adet şarjör ve 60 adet Kalaşnikof fişeği, 1 adet dürbün, 2 adet savunma tipi el bombası, 114 adet Kalaşnikof boş kovanı, 3 adet el bombası pimi, 1 adet çok amaçlı bıçak.” PKK’lı teröristlerin gerçekleştirdiği saldırıda, Zeynep Evin (31), kardeşi Nergiz Evin (25), Kevser Çekin (25) ve Nurcan Olgaç (25) hayatını kaybederken, Nuran Evin (17) ve Gülcan Olgaç (27) ağır yaralanmıştı. PKK, KADINLARI ‘YANLIŞLIKLA’ VURDUĞUNU İDDİA ETTİ Öte yandan terör örgütü PKK, 21 Eylül günü Siirt’te gerçekleştirilen ve 4 kadının hayatını kaybettiği saldırıda araçtakilerin polis zannedilerek öldürüldüğünü savundu. Terör örgütü, internet üzerinden yaptığı duyuruda, “21 Eylül 2011 günü Siirt merkezde polis meslek yüksek okulu civarında polislere karşı eylem yapmak amaçlı gerillalarımız bir pusu atmışlardır. Polis akademisine yönelen seyir halindeki bir araca, polislere ait olduğunu düşünülerek gerillalarımız tarafından ateş açılmıştır.” diyerek, saldırıda ölen 4 bayan ve yaralanan 2 bayan için özür diledi. Terör örgütü, saldırıyla ilgili kendi içinde soruşturma başlattığını duyurdu. AHMET BEDİR SİİRT, AZİZ İSTEGUN DİYARBAKIR Mardin Artuklu Üniversitesi’nde Türkiye’de lisans düzeyinde bir ilk olarak Kürt dili ve edebiyatı bölümü açıldı. Yükseköğretim Kurulu (YÖK), yeni akademik yılda bölüme ek kontenjanla 20 öğrenci alınmasına izin verdi. Mardin Artuklu Üniversitesi Rektör Vekili ve Yaşayan Diller Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Kadri Yıldırım, bölümün dünyada bir ilk olduğunu kaydederek başka hiçbir yerde 4 yıllık lisans eğitimi veren kurumun olmadığını vurguladı. Kürt halkının ve enstitünün büyük mutluluk yaşadığını belirtti. Kürt dili ve edebiyatının lisans bölümünün açılmasından evvel yüksek lisans düzeyinde eğitim verdiklerini hatırlattı. Yıldırım, bölümün açılmasına sebep olanlara, iktidara, resmi kurumlara ve bu kararı onaylayanlara teşekkür etti. Kendilerine antipropaganda yapanlara da seslenen Yıldırım, “Bunun halkın birlik beraberliğine, ülkenin bütünlüğüne, üniter yapıya falan olumsuz bir etkisi olmayacaktır. Zaten olamaz da. Çünkü hiçbir millet kendisine tanınan özgürlükler yolu ile başka bir millete, içinde yaşadıkları ülkeye en küçük bir zarar verdikleri görülmemiştir. Bilakis şu an verilen hak gibi haklar verilmediğinde asıl tehlike ortaya çıkar ve o zaman korkulan durum belki de kendisini gösterir.” ifadelerini kullandı. ŞEYHMUS EDİS MARDİN Bodrum’da A4 patlayıcı ele geçirildi - Muğla’nın Bodrum ilçesinde şüphe üzerine gözaltına alınan bir kişinin kaldığı otel odasında, patlamaya hazır 2 kilo 140 gr A4 patlayıcı ele geçirildi. Özel Harekât Şube Müdürlüğü’ne bağlı ekip ve 20 sivil polisin, gece yarısı Bodrum’un Kumbahçe Mahallesi’ndeki Barlar Sokağı’nda yaptığı operasyonda bir kişi yakalandı. Şüphelinin kaldığı otel odasında yapılan aramada spor bir çantada, telefonla uzaktan patlatılmaya hazır A4 plastik patlayıcı ele geçirildi. Odada ayrıca 7 bin dolar para ve iki sahte pasaport bulundu. Terör örgütü PKK üyesi olduğu ve eylem için keşif yaptığı ileri sürülen zanlının, bombalamadan hemen sonra Yunanistan’ın İstanköy adası üzerinden İtalya’ya kaçmayı planladığı öğrenildi. Konuyla ilgili olarak sekiz kişinin ifadesine başvuruldu. KAYBER AVCI MUĞLA Saldırıda kullanılan silahlar ele geçirildi - Diyarbakır’da önceki gün düzenlenen saldırıda şehit olan polis memuru Mehmet Emin Çakır’ın katilleri belirlendi. Teröristlerin saldırı da kullandıkları silahlar da ele geçirildi. Teröristlerin, saldırıda kullandığı tahmin edilen uzun namlulu silahlar, Suriçi ilçesi Alipaşa Mahallesi’nde ele geçirildi. Olayı gerçekleştiren teröristin polis tarafından bilindiği, Diyarbakır’da yapılan sokak eylemlerine aktif olarak katıldığı öğrenildi. Teröristin yakınları ve ailesi gözaltına alındı. İSMAİL AVCI DİYARBAKIR Hakkâri’de 1 terörist teslim oldu - Hakkâri’nin Yüksekova ilçesinde terör örgütü PKK’dan kaçan bir terörist teslim oldu. Hakkâri Valiliği’nden yapılan yazılı açıklamada, 7 Aralık 2010 tarihinde terör örgütü PKK’ya katılan, Irak’ın kuzeyinde ismini ve yerini bilmediği örgüt kampında bulunduğunu ifade eden S.İ.’nin, 19 Eylül’de Yüksekova İlçe Jandarma Komutanlığı’na teslim olduğu belirtildi. HAKKÂRİ AA SAYFA TASARIM: DERYA YILDIRIM 07 EKONOMİ Döner ve lahmacun artık okulda öğretilecek 24 EYLÜL 2011 CUMARTESİ ZAMAN Sabancı’ya Clinton Küresel Vatandaşlık Ödülü verildi - Avrupa’da giderek artan döner ve lahmacun talebini karşılayabilmek için Almanya’nın Goch şehrinde 9 bin metrekarelik dev bir tesis açılıyor. Hollanda merkezli Helal Food BV tarafından kurulacak fabrikada günlük 80 bin lahmacun ile 60 bin ton döner imalatı yapılabilecek. Aynı yerde iki yıl içinde döner ve lahmacun okulu açılması hedefleniyor. BASRİ DOĞAN GOCH Merkezi Hollanda’nın Utrecht şehrinde bulunan Helal Food BV Avrupa yapılanmasının ardından dünya piyasasında aranan bir marka haline geldi. Şirket artan talebi karşılayabilmek için Almanya’nın Hollanda sınırına yakın Goch şehrinde 9 bin metrekarelik dev bir lahmacun ve döner fabrikasını kısa zamanda faaliyete geçirmeye hazırlanıyor. Dev fabrika tamamlandığında bu alanda dünyanın en büyük tesisi olacak. Helal Food BV Yönetim Kurulu Başkanı Abdurrahman Akbulut’un Goch Belediye Başkanı Karl Heinz Otto ile birlikte düzenlediği tanıtım toplantısına Almanya ve Hollanda basını yoğun ilgi gösterdi. Toplantıda konuşan Akbulut, “Açacağımız bu dev fabrika ile Almanya’nın Goch şehrinden dünya piyasasına açılan bir kapı olacağız.” dedi. Akbulut, açılış töreninde 7 metre uzunluğunda dev bir lahmacun yaparak Guinness Rekorlar Kitabı’na girmeyi hedeflediklerini söyledi. Sektörde 40 yıllık tecrübeyle dünyanın sayılı şirketleri arasına girmeyi başardıklarını ifade ede Akbulut, açacakları yeni fabrika hakkında şu bilgileri verdi: “9 bin metrekare alan üzerinde kurulu tesisimizde tam otomatik, el değmeden üretim yapabileceğiz. Çift vardiyalı çalışarak günlük 80 bin adet lahmacun çıkartacağız. Döner olarak da günlük 60 bin ton imalat kapasitemiz olacak. Depolama olarak derin dondurucu kapasitesi günlük 450 palet civarında. Bu arada Alman ve Hollanda ekonomisine büyük katkılarda bulunacağımıza inanıyoruz.” Akbulut, - Helal Food BV Yönetim Kurulu Başkanı Abdurrahman Akbulut’un Goch Belediye Başkanı Karl Heinz Otto ile birlikte düzenlediği tanıtım toplantısına Almanya ve Hollanda basını yoğun ilgi gösterdi. aynı yerde döner ve lahmacunun gelecek kuşaklara daha iyi aktarılması için iki yıl içinde döner ve lahmacun okulu açmayı düşündüklerini de kaydetti. Goch Belediye Başkanı Karl Heinz Otto ise, yatırım için şehirlerini tercih eden Türk işadamına teşekkür ederek, “Döner ve lahmacun meslek okulunu açmanız ise eğitim adına önemli bir atılım. Bu alanda çalışmak isteyen öğrenciler için bulunmaz bir fırsat olacak.” dedi. Lahmacun ve dönerin Almanya’da beğenilerek tüketildiğini ifade eden Otto, “Yaptığınız bu iş Avrupa ve Almanya piyasasında en üst seviyede tutuluyor. Goch Belediye Başkanı olarak sizlere her konuda yardımcı olacağımızdan şüpheniz olmasın. Fabrikanın açılışını sabırsızlıkla bekliyorum. Açılışta önlüğümü giyip ilk lahmacunu ben yapmak istiyorum.” ifadelerini kullandı. THY uçaklarında canlı televizyon yayını ve internet dönemi başlıyor Türkiye ekonomisinin gösterdiği performans Uluslararası Para Fonu’na (IMF) geri adım attırdı. Daha önceki raporlarında Türkiye’nin bu yıl için yüzde 6,5 büyüyeceğini tahmin eden Fon, 2011 için tahminini yüzde 7,5 olarak revize etti. IMF Türkiye temsilcisi Mark Lewis, 2012’de ise ekonomide yumuşak iniş öngördüklerini ve çeyreklik bazda pozitif büyümeler görüleceğini ifade etti. - SAYFA TASARIM: ŞERAFETTİN YILMAZ - KARL HEİNZ OTTO ‘Türkiye’nin AB’ye üyeliği konuşulurken şimdi AB’nin dağılması gündemde’ Dünyaca ünlü satranç ustası Garry Kasparov, SAP Forum 2011 etkinliği için Türkiye’ye geldi. ‘En iyi hamle’ sloganıyla iş dünyasında rekabet ve strateji geliştirmeye vurgu yapılan Forum’da Kasparov, Türkiye’de gelişim için gereken dinamizmin var olduğunu söyledi. Efsane satranç ustası, “Bu büyüyen şehrin tüm enerjisini ve bu ülkenin dinamizmle dolu olduğunu görmek önemli. Türkiye’nin 2015’e kadar Avrupa Birliği’ne katılıp katılamayacağı konuşuluyordu. Şimdi ise 2015’e kadar AB dağılmadan kalabilecek mi endişeleri var.” dedi. Doğal kaynakların ülkeleri tembelleştirdiğini iddia eden Kasparov, “Siz şanslısınız, doğal kaynaklarınız yok, petrolünüz yok. Statükoyu muhafaza etmek için hiçbir çıkarınız yok. Teknoloji sizin ülkenizin gelişmesinde çok büyük rol oynayabilir.” şeklinde konuştu. Satranç ustası, küresel ekonominin en çok yeni endüstriler ve yeni sanayilere ihtiyacı olduğuna dikkat çekti. Özellikle Avrupa ülkelerinin son yıllarda yenilik ve ekonomi konusundaki eksikliği para basarak gidermeye çalıştığına dikkat çeken Kasparov, gerekli olan hamlenin para basmak değil, gerçek değer üretmek olduğunun altını çizdi. Rus satranç ustası, “Dünyayı bekleyen küresel kriz için kimsenin elinde sihirli bir değnek yok. Ciddi bir bunalımla karşı karşıyayız. Küresel ekonominin temeli şu an tehlikede, çünkü artık eskiden yapılan şeylerin üzerine yenilik konulamıyor.” şeklinde konuştu. Kendisinin satrançtan dolayı bir strateji uzmanı olduğunu hatırlatan Kasparov, başarının yolunun risk almayı bilmekten geçtiğini söyledi. Türkiye, Brezilya gibi genç ve eğitimli nüfusa sahip ülkelere dikkat çeken satranç ustası, “Avrupa’da ve ABD’de bir yorgunluk var. İnsanlar rehavet içindeler. İleriye gitmek ve bunun için risk almak isteyen ülkelerin önünde büyük fırsatlar var.” dedi. Karar vermekle ilgili bir kitap yazdığını da dile getiren Kasparov, “Karar verme süreci tektir, aynı DNA ve parmak izi gibidir. Hepimiz farklı davranırız. Sizin kendi güçlerinizi ve zayıflıklarınızı bulmanız lazım. Karar vermenin temeli budur. Sizin kendi özünüzü öğrenmeniz ve daha sonra karşınızdaki rakibe bakmanız gerekiyor.” şeklinde konuştu. Kurumsal uygulama yazılımları sağlayıcısı SAP’ın, EMEA bölgesindeki en büyük etkinliği olan SAP Forum 2011’e birçok sektörden 5 binin üzerinde yönetici, bürokrat, sivil toplum kuruluşu ve teknoloji firması katıldı. ARİFE KABİL İSTANBUL Türkiye’nin rekor büyümesi geri adım attırdı, IMF tahminleri yükseltti ARİF BAYRAKTAR İSTANBUL Uluslararası Para Fonu (IMF) Türkiye Daimi Temsilciliği Kıdemli Daimi Temsilcisi Mark Lewis, Türkiye’nin büyüme rakamları doğrultusunda kendi projeksiyonlarını revize ettiklerini söyledi. Lewis, bu kapsamda GSYH’da reel yüzde 7,5’luk bir artış öngördüklerini, 2012 için de yüzde 2,5’luk bir beklenti içinde olduklarını bildirdi. IMF’nin güncellenen ‘Dünya Ekonomik Görünüm Raporu’nun sunumunun yapıldığı basın toplantısında, IMF’nin Türkiye ile ilgili projeksiyonlarının olduğunu hatırlatarak, dünya çapındaki ekonomik görünüme yönelik rakamlarında, Türkiye’de GSYH’daki büyüme oranı itibarıyla yüzde 6,5 ve 2,25’lik bir artışın öngörüldüğünü belirtti. Bunların Türkiye’nin ikinci çeyrek GSYH beklentilerinin revize edilmeden önce açıklandığını hatırlatan Lewis, şunları kaydetti: “Büyüme rakamları beklediğimizden daha yüksek çıkmıştı. Bu doğrultuda biz de Türkiye ile ilgili kendi projeksiyonlarımızı revize etmiş durumdayız. Beklentilerimiz bütün - makroekonomik ortam, enflasyon, cari açık vesaire bunlar değerlendirilerek revize ediliyor. GSYH’da reel yüzde 7,5’luk bir artış öngörüyoruz. 2012 için de yüzde 2,5’luk bir beklenti içindeyiz.” şeklinde konuştu. Türkiye’nin büyümesine ilişkin olumsuz projeksiyon yapmadıklarını vurgulayan Lewis, “Büyüme tahminlerimiz olumsuz değil. Bu, makul düzeyde bir yavaşlamadır. Bu yıl için yüzde 7,5’luk beklenti içindeyiz. Önümüzdeki yıl yüzde 2,5’luk büyüme bekliyoruz. Makul bir yavaşlama var. Bu, yumuşak bir inişe tekabül eder.” diye konuştu. Lewis, Türkiye’nin kaç çeyrek daha büyüyeceği yönündeki soruya, “Her çeyrekte ekonominin büyümeye devam edeceğini düşünüyoruz. Mevsimsel anlamda ayarlanmış, çeyrek bazındaki büyümenin Türkiye’de devam edeceğini öngörüyoruz.” cevabını verdi. Lewis, Türkiye’nin ithalatında ise sıkı mali politikaları sebebiyle anlamlı bir düşüş olacağını, bu sebeple cari açıkta bir iyileşme yaşanabileceğini vurguladı. IMF Araştırma Departmanı Ekonomisti John Christopher Bluedorn Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı’ya, eski ABD Başkanı Bill Clinton’ın kurduğu Clinton Global Initiative tarafından, Clinton Küresel Vatandaşlık Ödülü (Clinton Global Citizen Award) New York’ta gerçekleştirilen törenle verildi. Güler Sabancı, kadınlara ve kız çocuklarına yaptığı katkılar ile Türkiye’nin sosyal, kültürel ve ekonomik gelişimi için yaptığı çalışmalar nedeniyle ‘’Leadership in Corporate Sector (kurumsal liderlik)’’ kategorisinde ödüllendirildi. Bill Clinton ödülle ilgili yaptığı açıklamada, ‘’Clinton Küresel Vatandaşlık Ödülü’nü alan bu sıra dışı isimler eğitimin geliştirilmesi, sağlık imkanlarına erişim, çevrenin korunması gibi alanlarda inovatif çözümler bulmak için çalıştılar ve takdir edilmeyi hak ettiler. Onların çalışmaları, hayal edersek, tüm zor- GÜLER SABANCI luklara direnirsek ve tutkuyla inanırsak dünyayı daha yaşanır kılabileceğimizi bizlere gösterdi.’’ dedi. Güler Sabancı da ödülü alırken yaptığı konuşmada, ‘’Başkan Clinton, Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ve Clinton Global Initiative’in üyeleri; bu prestijli ödüle layık görülmek benim için gerçekten büyük bir keyif ve onur. Clinton Global Initiative tarafından yürütülen çalışmalar gerçek anlamda örnek teşkil ediyor. Bu çalışmalar gerçekten fark yaratıyor ve benzer yapıdaki kurumlar için standardı sürekli yükseltiyor. Bugün bu platformu ödül alan diğer saygıdeğer şahsiyetlerle paylaşmaktan da ayrıca onur duyuyorum. Onları yürekten kutluyorum.’’ diye konuştu. Sabancı, ödülü Sabancı Topluluğu’nun 57 bin çalışanı adına aldığını vurguladı. EKONOMİ SERVİSİ ise dünya ekonomisinde iniş ve çıkışların devam ettiğinin altını çizerek, daha önceki beklentileri aşağı doğru revize etmek zorunda kaldıklarını belirtti. Yükselmekte olan piyasalara yönelik akışa bakıldığında ikinci çeyrek başlangıcında yatırımlarda herhangi bir artış görülmediğine dikkati çeken Bluedorn, izlenen sayısal gevşeme politikalarının bunu artıracağı beklentisi bulunduğunu, ancak son dönemlerde bunun etkilerinin çok da görülmediğini ifade etti. Bluedorn, Euro Bölgesi dışındaki ülke risklerine ilişkin bir soru üzerine de Euro Bölgesi’nden bir taşma olasılığı veya risk seviyelerinin artış göstermesi tehlikesine karşın, bu tür risklerin mutlaka kontrol edilmesi gerektiğini düşündüklerini dile getirdi. Bluedorn, Avrupa’da mali piyasalarda türbülansın artması ve bulaşma riskinin olması durumunda İtalya’nın mutlaka planlarını hayata geçirmesi gerektiğine dikkat çekerek “Euro Bölgesi’nde kesinlikle tedbir almaları, kendilerine çekidüzen vermeleri ve bunları sümen altı etmemeleri gerekiyor. Yani Avrupa’da bir seferberlik istiyoruz.” dedi. Türk Hava Yolları’nın kıtalararası uçuş yapan uçaklarında canlı televizyon yayınlarına ve internete erişmek mümkün hale geliyor. Söz konusu uçuşları gerçekleştiren uçaklar içindeki Planet eğlence sistemine Panasonic Avionics tarafından geliştirilen GCS sistemi dahil ediliyor. Böylece, yolcuların artık IFE eğlence sisteminde ilk defa televizyon programlarının eşzamanlı izlenebileceği ve yolcuların koltuk arkası ekranlardan Miles&Smiles ve müşteri ilişkileri bölümlerine online olarak ulaşılabilecekleri bir dönem başlıyor. THY’den yapılan açıklamada, bu sistemin bir sonraki adımının kablosuz (WiFi) hizmeti olduğu belirtilerek, kısa süre içinde ilgili kuruluşlardan alınacak onaydan sonra THY yolcularının uçaklarda internet kullanabilecekleri ve e-maillerine ulaşabilecekleri kaydedildi. Kablosuz internet ile yolcuların beraberlerinde getirdikleri dizüstü ve tablet bilgisayarlar ile iPhone, BlackBerry ve benzeri kablosuz ağ bağlantısı özelliğine sahip cihazlar vasıtasıyla kesintisiz olarak internete erişebilecekleri dile getirilen açıklamada, kullanımı çok kolay olan bu sistemden yararlanacak olan tüm yolcuların kredi kartlarını kullanmak suretiyle uçuş sırasında alacakları kullanıcı adı ve şifreleriyle internete bağlanacakları belirtildi. Kıtalararası uçuşlarda koltuk arkası ekranlardan dünyada ilk kez sağlanacak canlı televizyon yayını ile başlangıçta BBC World, BBC Arabic ve Euronews kanalları kesintisiz olarak yolculara sunulacak. Bir süre sonra bu kanallara Türkçe yayın yapan kanallar da eklenecek. Açıklamada ayrıca, sistemin takılı olduğu uçaklarda koltuklarda bulunan elektrik prizlerinin yolcuların satın almış oldukları internet erişimini kesintisiz devam ettirebilmeleri için elektronik cihazlarını şarj edebilmelerine olanak sağlayacağı ifade edildi. EKONOMİ SERVİSİ Döviz kurları MERKEZ BANKASI 24 EYLÜL 2011 DÖVİZİN CİNSİ DÖVİZ ALIŞ DÖVİZ SATIŞ EFEKTİF ALIŞ EFEKTİF SATIŞ 1 ABD DOLARI 1.8262 1.7849 0.33107 2.4646 2.8187 2.0164 0.26400 1.7765 6.5337 0.31278 0.48838 2.3909 1.2497 0.56724 0.05635 0.01682 1.8350 1.7966 0.33270 2.4765 2.8334 2.0294 0.26675 1.7845 6.6198 0.31489 0.48926 2.4068 1.2662 0.57471 0.05709 0.01704 1.8249 1.7767 0.33084 2.4629 2.8167 2.0134 0.26382 1.7699 6.4357 0.31256 0.48472 2.3821 - 1.8378 1.8074 0.33347 2.4802 2.8377 2.0324 0.26736 1.7913 6.7191 0.31561 0.49293 2.4159 TL KARŞILIĞI - - - 0.03734 2.5796 0.49129 1 AVUSTRALYA DOLARI 1 DANİMARKA KRONU 1 EURO 1 İNGİLİZ STERLİNİ 1 İSVİÇRE FRANGI 1 İSVEÇ KRONU 1 KANADA DOLARI 1 KUVEYT DİNARI 1 NORVEÇ KRONU 1 SUUDİ ARABİSTAN RİYALİ 100 JAPON YENİ 1 BULGAR LEVASI 1 RUMEN LEYİ 1 RUS RUBLESİ 100 İRAN RİYALİ ALIM SATIMA KONU OLMAYAN DÖVİZLER 1 SURİYE LİRASI 1 ÜRDÜN DİNARI 1 YENİ İSRAİL ŞEKELİ Serbest piyasa CUMA 17.00 DÖVİZ ALIŞ ABD DOLARI 1,8340 EURO 2,4720 İSVİÇRE FRANGI 2,0000 İNGİLİZ STERLİNİ 2,8100 100 JAPON YENİ 2,3800 DANİMARKA KRONU 0,3150 İSVEÇ KRONU 0,2500 AZERİ MANATI 1,8625 AVUSTRALYA DOLARI 1,7800 KANADA DOLARI 1,7700 ALTIN ALIŞ CUMHURİYET 665,00 REŞAT 687,00 24 AYAR KÜLÇE 99,55 22 AYAR 93,39 22 AYAR BİLEZİK 90,60 18 AYAR 76,46 14 AYAR 59,64 900 AYAR GÜMÜŞ 1,9260 1 ONS ALTIN 1.727,00 $ HAM PETROL (BRENT) 106,66 $/Varil (Ekim 2011 teslimi) BANKALARARASI PİYASA ABD DOLARI ALIŞ: 1,8370 SATIŞ: 1,8420 23 EYLÜL 2011 SATIŞ 1,8380 2,4780 2,0500 2,8500 2,4300 0,3500 0,2800 1,8900 1,8300 1,8100 SATIŞ 675,00 719,00 99,95 93,71 96,95 76,73 59,85 1,9800 Çapraz kurlar 1 ABD DOLARI 1.0214 AVUSTRALYA DOLARI 5.5155 DANİMARKA KRONU 0.9042 İSVİÇRE FRANGI 6.8891 İSVEÇ KRONU 76.24 JAPON YENİ 1.0283 KANADA DOLARI 5.8274 NORVEÇ KRONU 3.7506 SUUDİ ARABİSTAN RİYALİ 1.4492 BULGAR LEVASI 3.1929 RUMEN LEYİ 32.14 RUS RUBLESİ 10771 İRAN RİYALİ 1 EURO= 1.3496 ABD DOLARI 1 KUVEYT DİNARI= 3.6075 ABD DOLARI 1 İNGİLİZ STERLİNİ= 1.5441 ABD DOLARI EURO DÖNÜŞÜM KURLARI 1.95583 ALMAN MARKI 40.3399 BELÇİKA FRANGI 40.3399 LÜKSEMBURG FRANGI 166.386 İSPANYOL PEZETASI 6.55957 FRANSIZ FRANGI 0.787564 İRLANDA LİRASI 1936.27 İTALYAN LİRETİ 2.20371 HOLLANDA FLORİNİ 13.7603 AVUSTURYA ŞİLİNİ 200.482 PORTEKİZ ESKÜDOSU 5.94573 FİN MARKKASI 340.750 YUNAN DRAHMİSİ 1 ÖZEL ÇEKME HAKKI (SDR) 1.56610 ABD DOLARI 2.8738 TÜRK LİRASI 08 GÜNDEM 24 EYLÜL 2011 CUMARTESİ ZAMAN Kızılay saldırganı Kandil’de özel bomba eğitimi almış ‘Şahin, Genelkurmay ile görüştüğünü anlatırdı’ - Ankara Kumrular Caddesi’nde meydana gelen patlamanın faili terör örgütü PKK mensubu İbrahim Halil G.’nin görüntüleri basına dağıtıldı. Polis, bombacıyı “25-30 yaşlarında, 1.75-1.80 boyunda, 75-80 kg civarında, sakin görünümlü ve düzgün şiveli, kumral esmer” biri olarak tarif etti. Teröristin bu tip eylemler için Kandil’de özel olarak eğitildiği öğrenildi. BAYRAM KAYA ANKARA Ankara Kumrular Caddesi’nde 3 kişinin hayatını kaybetmesine, 34 kişinin de yaralanmasına sebep olan terör örgütü PKK mensubu İbrahim Halil G. ile ilgili önemli bilgilere ulaşıldı. İstihbarat kaynaklarından edinilen bilgiye göre, saldırgan 5 Temmuz 2011 tarihinde Eskişehir yolunda askerî servis aracına düzenlediği saldırı öncesinde ve sonrasında örgüt mensuplarıyla temasa geçmemiş. Özelikle ilk saldırının ardından kendini Başkent’te gizleyen ve marjinal hiçbir grupla da görüşmeyen teröristin, temaslarını da özel bir gizlilik içerisinde yürüttüğü öğrenildi. İstihbarat kaynakları, saldırganın örgütün üst düzey yöneticileri ile olan ilişkilerini de tespit etti. Saldırganın Ankara’daki eylemlerin emrini dağ kadrosundan aldığı sonucuna ulaşıldı. Bu arada ilk bombalamanın ardından ikinci eylemde de profesyonel davrandığı ortaya çıkan saldırganın, Kandil’de özel bomba eğitimi aldığı da bilgiler arasında yer alıyor. Özelikle teröristin ilk eyleminde 50 metrelik bir kablo döşeyerek 65 amperlik aküyü patlatması, Kızılay’da da LPG tankının içerisine bomba yerleştirmesi bu iddiaları güçlendiriyor. Bu arada zanlının Şanlıurfa’daki çevresi de İbrahim Halil G.’nin PKK bağlantısını doğruladı. - Ankara Emniyet Müdürlüğü’nün basına dağıttığı görüntülerde Ankara’daki eylemi gerçekleştiren teröris, bombalı saldırıyı gerçekleştirmeden önce bir market sahibiyle konuşurken tespit edildi. Bombacının 5 Temmuz 2011 tarihinde Eskişehir yolunda askerî araca düzenlenen saldırıyı gerçekleştiren kişi olduğu ortaya çıktı. TERÖRİSTİN GÖRÜNTÜLERİ DE ORTAYA ÇIKTI Bu arada terör örgütü PKK’nın alt kolu olarak bilinen TAK’ın üstlendiği Ankara’daki bombalı saldırıyı gerçekleştiren teröristin görüntüleri de ortaya çıktı. Ankara Emniyet Müdürlüğü’nün basına dağıttığı görüntülerde terörist, bombalı saldırıyı gerçekleştirmeden önce bir market sahibiyle konuşurken tespit edildi. Bombacının 5 Temmuz 2011 tarihinde Eskişehir yolunda askerî araca düzenlenen saldırıyı gerçekleştiren kişi olduğu ortaya çıktı. Soruşturmayı derinleştiren Ankara Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, saldırganın resimlerini Türkiye genelinde tüm güvenlik birimlerine ve sınır kapılarına dağıttı. Polis, bombacıyı “25-30 yaşlarında, 1.75-1.80 boyunda, 75-80 kg civarında, sakin görünümlü ve düzgün şiveli, kumral esmer” biri olarak tarif etti. Öte yandan saldırganın ikinci eylemini yapmasında ilk eylemin ardından gerekli tüm tahkikatın yapılmamasının etkili olduğu belirtiliyor. GÖKSEL GENÇ İSTANBUL ‘İkinci Ergenekon’ davasının 134. duruşması dün görüldü. Özel Harekâtçı tutuksuz sanık Murat Çavdar, savunmasında 2004’ten bu yana Tokat Özel Harekât Şubesi’nde görev yaptığını, tutuklu sanık İbrahim Şahin’le de buraya geldiğinde görüştüğünü söyledi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada Savcı Mehmet Ali Pekgüzel, Murat Çavdar’a, Ermeni Patriği Mesrob Mutafyan, Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Ali Balkız ve eski genel sekreter Kazım Genç’e suikast iddialarının yer aldığı S-1 adlı belgede adının ve kimlik bilgilerinin olduğunu hatırlattı. Bunun üzerine Çavdar, İbrahim Şahin’den, yurtdışı göreve gönderilmesi için yardım istediğini ve o sebeple kimlik bilgilerini Şahin’e verdiğini kaydetti. Savcı Pekgüzel’in, “İbrahim Şahin şubeye geldiğinde neler konuşurdu?” sorusu üzerine de, “Güncel terörle mücadele konularından konuşulurdu. Genelkurmay ile görüştüğünü söylemiştir. Birkaç paşa ile de görüştüğünü söylüyordu ama kimler olduğunu hatırlamıyorum. Üzerinde durmadım.” dedi. Hatırlanacağı gibi Şahin, sorgusunda, o dönemde korgeneral rütbesinde olan Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Bekir Kalyoncu”nun, “Yeni oluşturulacak terörle mücadele müsteşarlığına atanacaksın.” diyerek kendisini göreve çağırdığını ileri sürmüştü. Murat Çavdar’ın açıklamalarından sonra söz alan tutuklu sanık İbrahim Şahin ise Özel Harekât timlerinin zaman zaman yurtdışına gönderildiğini bildirdi. Çavdar’ın isminin S1 listesinde bulunma sebebini ise açıklamayan Şahin, “Çavdar yurtdışında göreve gitmek istediğini söyleyince, bilgilerini alarak bunları Behçet Oktay’a (dönemin Özel Harekât Daire Başkanı) verdim. Bana söylenen göreve gelirsem kendi yanıma alırım, korumam, şoförüm olur diye ismini S-1’e yazdım.” şeklinde konuştu. Davada, tutuklu sanık İbrahim Şahin ve Ergenekon davasına bakan Savcı Zekeriya Öz’ün eski koruması Kenan Temur da dinlendi. Temur, soruşturma aşamasında İbrahim Şahin’in tedhiş listesinde adının geçtiği, savcılıkta kendisine söylendiğinde “İbrahim Şahin bana iftira attı.” sözlerine açıklık getirdi. Savcılıkta devamlı tedhiş planı ve çirkin konular sorulduğunu belirten Temur, “Onların sorduğu sorulara göre ben öyle cevap verdim.” dedi. Bir dönem savcı Zekeriya Öz’ün eşinin koruma görevini de yürüten Temur, Şahin ile aralarında bir sorunun olmadığını dile getirdi. Duruşmada, CHP milletvekili Mustafa Balbay, eski İnönü Üniversitesi Rektörü Fatih Hilmioğlu, gazeteci Tuncay Özkan ve emekli Albay Hasan Atilla Uğur’un da aralarında bulunduğu 24 tutuklu sanık ile 15 tutuksuz sanık hazır bulundu. Tutuklu sanıklardan Başkent Üniversitesi kurucu rektörü Mehmet Haberal, eski Jandarma İstihbarat Dairesi Başkanı emekli Tuğgeneral Levent Ersöz ve Oğuz Bulut ise duruşmaya katılmadı. Bingöl’de 126 kilo patlayıcı ele geçirildi - Bingöl-Elazığ karayolunda gizlenmiş halde 125 kilo potasyum nitratla güçlendirilmiş 1,3 kilo C-4 patlayıcı ele geçirildi. Bir istihbaratı değerlendiren emniyet güçleri, Kurudere Mahallesi Bingöl-Elazığ karayolu üzerinde arama ve kontrol yaptı. Karayolunun 3. kilometresindeki bir menfezin altına patlayıcı gizlendiğini tespit etti. Uzman ekiplerin yaptığı çalışma sonucunda, terör örgütü mensupları tarafından 4 adet 12 kiloluk büyük tüp ve 1 adet düdüklü tencere içerisine yerleştirilmiş toplam 125 kg. potasyum nitrat ile 1,3 kilo C-4 patlayıcı ele geçirildi. Bombaların, fünyeleri takılarak kullanılmaya hazır hale getirildiği belirlendi. Bombanın bulunduğu bölgede 1 ay önce askerî konvoyun geçişi sırasında patlama yaşanmıştı. ADİL BİLİM BİNGÖL Şırnak’ta 3 belediye başkanı gözaltına alındı - Öğrencilere uyuşturucu satan sokak satıcıları yakalandı BAYRAM KAYA ANKARA Emniyet birimleri Türkiye genelinde uyuşturucu madde satıcılarına göz açtırmıyor. Okulların açılmasıyla uyuşturucu ve benzeri bağımlılık yapan maddeler konusunda alarma geçen Emniyet güçleri Ankara’da büyük bir operasyon gerçekleştirdi. Bu kapsamda gelen bir ihbarı değerlendiren Ankara polisi, Mamak, Altındağ, Çankaya ve Keçiören’de uyuşturucu ve uyarıcı madde ticareti yapan sokak satıcılarına yönelik operasyon düzenledi. 26 kişinin gözaltına alındığı operasyonda ele geçirilen uyuşturucu maddenin piyasa değerinin yaklaşık 1 milyon lira olduğu belirtiliyor. Emniyet’teki sorgulamalarının ardından adliyeye sevk edilen zanlılardan 15’i tutuklanarak cezaevine gönderilirken, 3 şüpheli ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Ankara Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü Narkotik Suçlar Büro Amirliği ekipleri, istihbarat çalışmaları neticesinde Ankara merkez ve ilçelerinde uyuşturucu ticareti yapan bir çeteyi tespit etti. Operasyon için düğmeye basan Emniyet birimleri, Çankaya, Mamak, Altındağ ve Keçiören ilçelerinde tespit edilen noktalara eşzamanlı baskın düzenledi. Şahısların ev ve üzerinde yapılan aramalarda 40 kilo 500 gram esrar, 3 bin 792 adet uyuşturucu ecstasy hap ve 72 gram eroin çıktı. Ayrıca uyuşturucu madde ticaretinden elde edildiği öğrenilen 6 bin 360 lira ve 100 dolar ele geçirildi. Emniyet kaynaklarından edinilen bilgiye göre Başkent’te ele geçirilen uyuşturucu maddenin piyasa değerinin yaklaşık 1 milyon TL olduğu bilgisine ulaşıldı. Operasyon sonucunda çete ile bağlantıları tespit edilen zanlılar yakalanarak Ankara Emniyet Müdürlüğü’ne getirildi.Yakalanan 26 şahıstan 15’i, çıkarıldıkları mahkeme tarafından tutuklandı. 3 şüpheli şahıs serbest bırakılırken, 8 şüpheli hakkında ise ‘kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek ve bulundurmak’ suçundan yasal işlem yapıldı. - İnönü Üniversitesi’nde 8 yılda 23 misyonerlik konferansı verilmiş EŞREF AKGÜN MALATYA Malatya’da yaşanan Zirve Yayınevi katliamıyla ilgili dava kapsamında yapılan araştırma sonucu emekli Orgeneral Hurşit Tolon, gazeteci Mustafa Balbay ve Türkan Saylan gibi kişiler tarafından İnönü Üniversitesi’nde 8 yılda misyonerlik ve benzer konularda 23 konferans verildiği ortaya çıktı. Emekli Orgeneral Hurşit Tolon’un Zirve Yayınevi’nde cinayetlerin işlendiği aynı gün üniversitede ‘21 yy. başlangıcında kuşatılmış Türkiye’ konulu konferans verdiği tespit edildi. Biri Alman uyruklu 3 kişinin öldürülmesiyle ilgili Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada tutuklu sanıklar 35’inci kez hakim karşısına çıktı. Duruşmaya tutuksuz sanık Hüseyin Yelki ile birlikte öldürülen Alman uyruklu Tilman Ekkehart Geske’nin eşi Susanne Geske ve diğer maktullerin yakınları katıldı. Mahkeme başkanı, önceki duruşmada İnönü Üniversitesi Rektörlüğü’nden talep edilen misyonerlik ve benzeri konularla verilen konferans ve panellerin, CD ve DVD ortamında mahkemeye ulaştığını dile getirdi. Buna göre, 2000 ile 2008 yılları arasında 23 kez misyonerlik ve benzeri konularda panel ve konferans düzenlendiği tespit edildi. 21 Kasım 2000 tarihinde Orgeneral Doğu Aktulga tarafından verilen ‘Devlet Yönetimi ve Atatürk’ konulu konferansla başlayan toplantıların 9 Mayıs 2008 tarihinde emekli Orgeneral Edip Başer tarafından verilen ‘Ulusal Güvenlik’ konulu konferansla tamamlandığı belirlendi. 8 yılda verilen konferanslar arasında en dikkat çekici olanı Zirve Yayınevi cinayetleri ile aynı gün, yani 18 Nisan 2007 tari- - İnönü Üniversitesi’nde 2000 ile 2008 yılları arasında 23 kez misyonerlik ve benzeri konularda panel ve konferans düzenlendiği tespit edildi. 8 yılda verilen konferanslar arasında en dikkat çekici olanı Zirve Yayınevi cinayetleri ile aynı gün, yani 18 Nisan 2007 tarihinde emekli Orgeneral Hurşit Tolon tarafından ‘21. yy. başlangıcında kuşatılmış Türkiye’ konulu konferans oldu. hinde emekli Orgeneral Hurşit Tolon tarafından ‘21. yy. başlangıcında kuşatılmış Türkiye’ konulu konferans oldu. Ayrıca Ergenekon soruşturması kapsamında bazıları tutuklu bulunan sanıkların da İnönü Üniversitesi’ndeki konferans dizisi içinde yer aldığı belirlendi. 16 Mart 2005’te Türkan Saylan, benzer bir konuda konferans verirken gazeteci Mustafa Balbay’ın 11 Ekim 2005’te, 26 Nisan 2006’da Tuncay Özkan’ın, 17 Kasım’da da İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ferit İlsever’in ‘Türkiye nereye gidiyor’ konu başlığı altında konuştuğu kayda geçti. Mahkeme heyetinin sorması üzerine duruşmada konuşan tutuklu sanık Varol Bülent Aral, müdahil avukatı Erdal Doğan’ın sunduğu Hrant Dink davasına ilişkin mütalaanın kabul edilmemesini istedi. Ayrıca mahkeme üyesi Hakim Osman Kandemir’in kendisini mimik hareketleriyle tehdit ettiğini, “Sen görürsün” demeye çalıştığını iddia eden Aral, “Ben dudak okuyabiliyorum. Aynı zamanda bu hakimin beynini de okuyorum. Ne dediğini anlıyorum. Bu nedenle hakimin davadan alınmasını talep ediyorum.’’ dedi. Şırnak merkez ile Silopi ve İdil ilçelerinde KCK operasyonunun 3. dalgası dün sabah yapıldı. Şırnak’ta geçen cumartesi gününden beri aralıklarla devam eden KCK operasyonları kapsamında sabah saatlerinde Şırnak ile İdil ve Silopi ilçelerinin BDP’li belediye başkanları ve BDP il ve ilçe başkanlarının evlerinde arama yapıldı. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatıyla Şırnak Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı Çevik Kuvvet timlerinin gece saat 03.00 sularında yaptığı operasyonlarda Şırnak Belediye Başkanı Ramazan Uysal, İdil Belediye Başkanı Resul Sadak, Silopi Belediye Başkanı Emin Toğurlu ve Silopi BDP İlçe Başkanı Bahattin Alkış gözaltına alındı. Şırnak BDP İl Başkanı Abit İke ile Merkez İlçe Başkanı Abit Bayık’ın evlerinde de arama yapıldığı, ancak her ikisinin de evde bulunmadığı bildirildi. BDP’li başkanların evlerinde yapılan aramalarda bilgisayar ve bazı dokümanlara da el konulduğu öğrenildi. Şırnak Belediyesi internet sitesinden, “Belediye Başkanımız Ramazan Uysal bu sabah evine yapılan baskın sonucu tutuklanarak Diyarbakır’a götürüldü.” şeklinde açıklama yapıldı. ALİ GÜVEN ŞIRNAK Cezayı protesto etti duruşmaya gelmedi - Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in katil zanlısı Ogün Samast’ın ‘terör örgütüne üyelik’ suçundan İstanbul 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmasına devam edildi. Hakkındaki diğer davada ‘tasarlayarak adam öldürmek’ suçundan 22 yıl 10 ay hapis cezasına çarptırılan Ogün Samast, kararı protesto ederek duruşmaya gelmedi. Samast’ın avukatı Levent Yıldırım, reddihâkim talebinde bulunarak, müvekkilinin aldığı cezaya tepki amacıyla duruşmaya gelmediğini söyledi. Mahkeme Başkanı Celal Ünal, Samast’ın gelmeme nedeninin cezaevine sorulduğu ve sanığın kendi isteği doğrultusunda getirilmediğini belirttiğini ifade etti. Bunun üzerine Samast’ın avukatı Levent Yıldırım müvekkilinin duruşmaya katılmama sebebiyle ilgili mahkemeye bir dilekçe göndereceğini söyledi. Yıldırım, mahkeme heyetinin ihsası reyde bulunduğunu öne sürerek davadan çekilmesini aksi takdirde heyetin reddini talep etti. Yıldırım, müvekkili hakkında adam öldürme ve ruhsatsız silah bulundurma ve örgüt üyesi olma suçundan tek bir iddianame hazırlandığını, ancak mahkemenin terör örgütü üyeliği suçlamasını ayırdığını, bu durumun hukuken doğru olmadığını kaydetti. Ogün Samast’ın tutukluluk halinin devamını kararlaştıran mahkeme heyeti, duruşmayı erteledi. YAKUP ÇETİN, ABDULKADİR ARGILLI İSTANBUL SAYFA TASARIM: DERYA YILDIRIM 09 POLİTİKA 24 EYLÜL 2011 CUMARTESİ ZAMAN Susurluk zirvesinde ‘faili meçhul’ atışması Çankaya Köşkü’nde 15 yıl önce gerçekleştirilen Susurluk Zirvesi’nde ‘hukuk dışı olayların ne zaman başladığına ilişkin’ tartışma yaşandığı ortaya çıktı. Faili meçhul cinayetler soruşturmasını yürüten özel yetkili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın kumarhaneler kralı Ömer Lütfü Topal cinayetine ilişkin dava dosyasında bulduğu tutanaklar, zirvede yaşanan atışmayı gözler önüne seriyor. ZEKAİ ÖZÇINAR ANKARA Özel yetkili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın kumarhaneler Kralı Ömer Lütfü Topal cinayetine ilişkin dava dosyasında bulduğu tarihi ‘Susurluk Zirvesi’ tutanakları sansürlü çıktı. 74 sayfayla sınırlı tutulan tutanaklar, ‘devlet sırrı’ kaygısıyla büyük bölümü kesildiği için zirvede konuşulanların tamamını yansıtmıyor. Ancak sansürlü dökümlere yansıyanlar, liderler arasındaki ‘faili meçhul’ atışmasını gözler önüne seriyor. Söz konusu zirve, Susurluk kazasının ardından 22 Aralık 1996 tarihinde dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in çağrısı üzerine Çankaya Köşkü’nde gerçekleşmişti. Zirveye, dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan, Başbakan Yardımcısı-DYP lideri Tansu Çiller, ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, CHP lideri Deniz Baykal, DSP lideri Bülent Ecevit ve BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu katılmıştı. İşte, o diyaloglar: Tansu Çiller: Lisede daha öğrenciydim, bir kontrgerilla diye çıkmıştır bu olay. Şimdi söylenen şey, bir başka boyutuyla aynı şeyi çağrıştırıyor. Sayın Ecevit, ondan sonra iki kez başbakan olmuş. Devlet içinde kontrgerillalarla ilgili Ecevit ne yapmış başbakanlığı döneminde ki onun aynısını yapalım hemen. Bülent Ecevit: 1974 öncesinde bazen kontrgerilla sözünü genel anlamda kullanmış olabilirim. Fakat, öğrendiğim bazı çok acı devlet gerçekleri üzerine Türkiye’de resmen kontrgerilla diye bir örgüt olmadığını, ama o işleri gören bir kurumun var olduğunu, Özel Harp Dairesi’nin sivil uzantısının var olduğunu ve bunların çok karanlık bir takım olaylara karışmış olabileceğini gördüm. 1978’de başbakan olur olmaz yeni Genelkurmay Başkanı Kenan Evren’e o zaman kullandığım tabirle ‘devlet içinde ama devlet dışındaki’ kurumların hukuk devleti kuralları içine çekilmesi talimatını verdim. Necmettin Erbakan: 1994 tarihinde Mehmet Özbay’a (Abdullah Çatlı), bir bakan ona- - TANSU ÇİLLER SÜLEYMAN DEMİREL NECMETTİN ERBAKAN DENİZ BAYKAL MESUT YILMAZ BÜLENT ECEVİT yı ile silah verilmiş. Hangi bakan tarafından? MİT raporunda ‘devlet içerisinde kendi kendine gruplar teşekkül etmiştir’ deniliyor. Raporda söylediği şu: 1982-1984 arasında ASALA’ya karşı 11 eylem yapılmıştır. Eylemlerin içinde Çatlı da vardır. ANAP dönemidir. Bu olaylardan iktidarın haberi yok mu? Bunlar resmi vesikalarla sabit. 1978’den beri uyuşturucu kaçakçılığından Hollanda’da ve ABD cezaevlerinde yatan sabıkalı Ömer Lütfü Topal’a kim pasaport vermiştir? 1978’den beri uyuşturucu kaçakçısı, kim otel ve kumarhane ruhsatı veriyor. Mesut Yılmaz: 1993’ten beri bu hukuk dışı olaylar devlette devam etmektedir. Bir iddia var. MGK’da PKK’nın lojistik desteğinin kesilmesi konusunda bir karar alınmış. Karara dayalı olarak da devlet içinde bir takım odaklar yargısız infazlara girişmiştir. Çiller’in dediği gibi münferit olay söz konusu değildir. İki sene içerisinde 50 tane bireysel olay söz konusudur. Bu yargısız yetki kullanıldıysa kimin izniyle kullanılmıştır? Süleyman Demirel: Geçen 5 sene zarfında kurulun başbakan olarak üyesiyim veya cumhurbaşkanı olduğum kurulların hiçbir tanesinde ‘devletin güçleri dışında bir takım adamları kullanalım’ diye hiçbir şey alınmamıştır. 1991 Kasım ayından, Yılmaz’ın bana hükümeti devrettiğimden bu yana başında bulunduğum hükümetler veya başında bulunduğum bu devlet benim bilgim dahilinde hiçbir cinayet işine karışmamıştır. Buna karşı çıkmışımdır ve ‘aman dikkat edin şu adamdan…. ve aman devleti meşru olmayan işlere karıştırmayın’ şeklinde olmuştur. Tansu Çiller: Yılmaz’ın yanında anlaşılan Ölmez diye çete reisi varmış. Ankara Valisi Ölmez’i Yılmaz’ın kongresindeki yemekte yanından alıyor. Devlet-mafya-çete ilişkisinin başında olan isim. Temmuz 1991-Kasım 1991 yani Yılmaz’ın başbakanlığı döneminde faili meçhul cinayetler olarak 63 adi, 18 siyasi, 81 faili meçhul cinayet işleniyor. Çiçek, TBMM başkanı seçildikten sonra kendisine yapılan ziyaretleri iade çerçevesinde Demokrat Parti’yi ziyaret etti. Susurluk kazasının ardından 22 Aralık 1996 tarihinde Demirel’in çağrısı üzerine gerçekleştirilen zirveye dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan, Başbakan Yardımcısı-DYP lideri Tansu Çiller, ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, CHP lideri Deniz Baykal, DSP lideri Bülent Ecevit ve BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu katılmıştı. O görüntülerdeki turuncu tornavida ve 3 asker EMRE SONCAN ANKARA AbHABER Cumhurbaşkanı dullah Gül’ün, “Bana iZLENiM video geldi. Baktım ki birileri cesetlerle ilgileniyor, birileri vida söküyor.” açıklamasının ardından gözler söz konusu görüntülere çevrildi. Bu görüntülerin Muhsin Yazıcıoğlu ve beraberindeki 5 kişinin hayatını kaybettiği helikopter kazasındaki sis perdesini aralayabileceği belirtiliyor. Merhum Yazıcıoğlu’nun helikopter kazasıyla ilgili haberleri başından beri takip eden bir gazeteci olarak Cumhurbaşkanı Gül’ün bahsettiği videoyu ben de izleme fırsatı buldum. Görüntüler, yaklaşık iki ay önce meçhul bir subay tarafından bir mektupla birlikte Köşk’e ulaştırıldı. Cumhurbaşkanı Gül ve olayın aydınlanması için büyük uğraş veren Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu üyeleri, videoyu izledi ve olayı soruşturan Malatya Özel Yetkili Başsavcılığı’na gönderdi. Birkaç yetkili ile birlikte izlediğim görüntü kaydı, yaklaşık 30 saniye sürüyor. Önce gökyüzünde bir helikopter gözüküyor. Kamera daha sonra enkaz bölgesine çevriliyor. Elinde tornavida tutan bir asker, Yazıcıoğlu’nun hayatını kaybettiği helikopter enkazının bir parçasının üzerinde gözüküyor. Turuncu renkli ve yıldız uçlu olduğu anlaşılan tornavidayla enkaz üzerinden bir parça söküyor. Bu sırada görüntüde omu- zunda 3 yıldız taşıyan bir asker daha var. Fakat yanında çelenk olup olmadığı net değil. Yani ya yüzbaşı ya da albay rütbesinde. Görüntüleri kayda alan kişiyle birlikte toplam 3 askerin olay yerinde olduğu anlaşılıyor. Enkazdan cihaz söken ve gözlüklü olduğu görülen kişinin toplam görüntüsü ise sadece 2-3 saniye. Söz konusu cihazların, daha önce Zaman’ın gündeme getirdiği ve enkaz bölgesinden çalınan Argus 5000 CE ve SKYMAP IIIC cihazları olabileceği kaydediliyor. Söz konusu donanım, helikopterin uçuş bilgilerini muhafaza ediyor. Hangi noktalar arasında uçtuğunu, irtifa bilgilerini, hızını kayıt altına alıyor. Uzmanlar ise konuyla ilgili olarak, “Helikopter bir dış etkiyle düşürüldüyse, ilk ortadan kaldırılacak cihazlar bunlardır.” görüşünde birleşiyor. DDK’nın kamuoyuna yansıyan raporunda, enkazda bulunamayan cihazlarla ilgili önemli tespitler yer almıştı. Tespitler, rapora şöyle yansımıştı: “Cihazların 31.3.2009 günü öğle saatleri arasında yok olduğu/çalındığı anlaşılmıştır. Bölgede saat 17.00’ye kadar çalışmalarını sürdüren Kara Kuvvetleri’ne ait Sikorsky helikopterin kaza kırım heyetinde yer alan bazı personelin TC-HEK işaretli helikopter enkazı üzerinde çalışma yaptıkları görülmüştür. Başta Sikorsky helikopterin kaza kırım heyeti olmak üzere tüm şüpheliler hakkında cumhuriyet savcılığınca soruşturma yapılması önerilmektedir.” Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu üyelerinin olayı soruşturan Özel Yetkili Malatya Başsavcılığı’na gönderdiği ve Zaman muhabirinin de izlediği video yaklaşık 30 saniye sürüyor. Gözlüklü bir asker, elindeki turuncu renkli tornavidayla enkaz üzerinden parçaları söküyor. YASEMİN GÜNEŞ Güneş: Gül’ün çabası, ümitlerimizi artırdı Cumhurbaşkanı Gül’ün açıklamaları, Yazıcıoğlu kazasında hayatını kaybeden acılı aileleri de ümitlendirdi. Kazadan sonra 112’yi arayarak yardım isteyen ancak donarak vefat eden gazeteci İsmail Güneş’in eşi Yasemin Güneş, olayın aydınlatılıp, suçluların ceza alacağına yönelik inancının arttığını söyledi. Yasemin Güneş, Gül’ün kazanın üzerine bu kadar gideceğini beklemediğini belirtti. Bunun kendilerini sevindirdiğini dile getirerek, “Şu günden sonra buna inanıyoruz. Suçlular ceza alacak. Ölenler geri gelmeyecek ama bir nebze de olsa içimiz rahatlayacak. Acımız tam anlamıyla hafiflemeyecek ama yine de onların içeride olması suçluların ceza alması bizi mutlu edecek.” dedi. MUSA ÖZYÜREK SİVAS Humboldt Üniversitesi’ni terk etmedim; öfkemi de saklayamadın MUSA ÖZYÜREK SİVAS Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, sosyal paylaşım sitesi Twitter aracılığıyla Almanya ziyaretine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Gül, yorumlarına, “Geçtiğimiz günlerde, Alman Cumhurbaşkanı Christian Wulff’un davetlisi olarak ben ve Hayrünnisa Hanım Almanya’ya resmi bir ziyarette bulunduk.” ifadesiyle başladı. Ziyaretine ilişkin çeşitli fotoğraf karelerine yer veren Gül, konuşma yapacağı Humboldt Üniversitesi’nde bomba ihbarı yapılmasına temas etti. Rektörün odasındaki bekleyişine ilişkin fotoğrafı paylaşırken, “Çıkarılan engellere rağmen Humboldt Üniversitesi’nde yaptığım konuşmamla ilgili olarak sizlerden binlerce - mesaj aldım. Alman polisinin aksi yöndeki ısrarına rağmen üniversiteyi terk etmedim, rektörün odasında bekledim. Yaşananlar karşısındaki öfkemi de saklayamadım.’’ ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı, Berlin Havaalanı’ndaki karşılama töreniyle 1989 yılına kadar doğu ve batı Berlin’i birbirinden ayıran Glienicke Köprüsü’nün üzerinde çekilen fotoğrafları da yayınladı. İki cumhurbaşkanı ve eşlerinin yer aldığı fotoğrafla ilgili “Bu köprü, filmlere konu olan, casus değişimlerinin yapıldığı köprü.” diye not düştü. Wulff ile yine aynı akşam, yemekten sonra program dışı bir şey yapmaya karar verdiklerini anlatarak, “Ve Berlin’de Türklerin yoğun olarak yaşadığı Kreuzberg semtinde bir Türk kebapçısına gittik.” dedi. Gül’ün, kebapçıda çekilen fotoğrafı da bulunuyor. “Mevkidaşım Wulff, Alman Cumhurbaşkanlığı bandosunun Türk şefini benimle tanıştırdı.” diyen ve tanıştırmaya ilişkin fotoğrafı yayınlayan Gül, “Şefin Türk olduğunu kıtayı selamlarken bana bakışından anlamıştım.” ifadelerine yer verdi. Geçen yıl Türkiye’ye yaptığı ziyarette, Wulff ve eşini memleketi Kayseri’ye götürdüğünü anımsatan Abdullah Gül, şu mesajı paylaştı: “Bu kez de Wulff bizi kendi uçağıyla memleketi Osnabrück’e götürdü. Osnabrück’te halkı birlikte selamladığımız belediye binası, tarihte çok önemli bir yeri olan Vestfalya Antlaşması’nın 1648’de imzalandığı yer.” ANKARA CİHAN Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, dün Twitter’daki hesabından Almanya’daki ziyaretine ilişkin paylaşımlarda bulundu. Gül, Humboldt Üniversitesi’nde gerginlik yaşadığını, polisin ısrarına rağmen üniversiteyi terk etmek istemediğini dile getirdi. Kıbrıs’ta olanlar, Rum kesiminin şımartılmasından kaynaklanıyor - TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Kıbrıs Rum Kesimi’nin doğu Akdeniz’de sondaj ısrarına tepki gösterdi. “Kıbrıs’ta olup bitenler biraz da Rum kesiminin şımartılmasından kaynaklanıyor.” diyen Çiçek, AB’yi eleştirdi. Meclis Başkanı, “Maalesef kendi iç sorunlarını, sınır sorunlarını halletmeden Rum kesimi AB’ye alınmıştır. AB’yi de arkasına alarak, onların politikalarını da ipotek altına alarak, Rum kesimi biraz iç politikasından da kaynaklanan sebeplerle şımarıklık içerisindedir. Herkesin uluslararası hukuka saygı göstermesi lazım. Rum kesiminin yapacağı iş, ortalığı karıştırmak, provokatif bir kısım eylemlere girişmek değil, senelerdir sürdürülen barış müzakeresini, minderden kaçmadan, iç politika malzemesi yapmadan sonlandırmasıdır.” diye konuştu. Cemil Çiçek, TBMM başkanı seçildikten sonra kendisine yapılan ziyaretleri iade çerçevesinde DP ve DSP’yi ziyaret etti. Sorular üzerine yeni anayasa çalışmalarını da değerlendirdi. Yeni anayasanın uzlaşma komisyonu marifetiyle yapılması için partiler arasında ittifak olduğuna değinerek, “Biz de bu geleneği dikkate alarak, bir komisyon kuracağız. Bu işleri adım adım takip etmemiz lazım. En son yapacağımız işi en baştan söyleyip yaparak, süreci tıkamayalım. 1 Ekim dedik, 1 Ekim’i bekleyip hep beraber görelim.” ifadelerini kullandı. PINAR KAMAN ANKARA CİHAN CHP, Anayasa Mahkemesi’nden şikâyetçi - CHP Grup Başkan Vekili Akif Hamzaçebi, kanun hükmünde kararname (KHK) konusunda hükümet ve Anayasa Mahkemesi’nden şikâyetçi oldu. Hükümete, “Eğer özgürlükleri esas alan yeni bir anayasa için yola çıkacaksak bu yola mayın döşemekten vazgeç. KHK çıkarma sevdasını bırak.” çağrısında bulunan Hamzaçebi, bugüne kadar çıkarılan 22 KHK’dan 15’i için Anayasa Mahkemesi’nde iptal davası açtıklarını kaydetti. Bu süreçte Mahkeme’nin tutumunun da ‘ilginç’ olduğunu ifade eden Hamzaçebi, CHP’nin, KHK’lara dayanak olan yetki kanunu ile ilgili yürürlüğün durdurulması ve iptali istemiyle 6 Haziran’da açılan davanın, bugüne kadar karara bağlanmadığını dile getirdi. CHP’li vekil, Yüksek Mahkeme’ye şu çağrıda bulundu: “Yetki Kanunu’nun hükümete 6 ay süreyle yetki vermiş olduğu dikkate alındığında, dava açıldığı tarihten bu yana geçen yaklaşık 4 aylık süre içinde mahkemenin karar vermemiş olması kamuoyu tarafından ‘Anayasa Mahkemesi hükümete destek veriyor’ anlamında yorumlanmaktadır. Yüksek Mahkemeyi millet adına göreve davet ediyorum. Mahkeme, bu konuda süratle karar vermek zorundadır.” ANKARA CİHAN Bahçeli’nin danışmanı Bölücek, CHP’de - Uzun yıllardır MHP’de başdanışman olarak görev yapan, çeşitli siyasi partilerde de seçim kampanyalarını yürüten Rasim Bölücek, Kemal Kılıçdaroğlu’nun daveti üzerine CHP’de danışmanlık hizmeti verecek. Alınan bilgiye göre Bölücek, yaklaşık bir ay önce CHP’ye katıldı. Bölücek’in Kılıçdaroğlu’nun daveti üzerine, değişik partilerde görev almış profesyonel bir ekip kurma çalışmalarına başladığı öğrenildi. Söz konusu davet, ‘sağ seçmenle CHP arasında ortak bir dil oluşturarak, bu kesimdeki seçmen sayısını artırmaya yönelik’ olarak yorumlanıyor. Bölücek, söz konusu gelişmeyi doğrularken, prensip olarak basına demeç vermediğini kaydetti. ANKARA AA SAYFA SAYFA TASARIM: TASARIM: HASAN ONURERTAŞ AYDEMİR f10 DIŞ HABERLER 24 EYLÜL 2011 CUMARTESİ ZAMAN Türkiye ile ABD’den terörle mücadele için ortak girişim - BM kürsüsünden Somali ve Filistin için destek istedi BM Genel Kurulu’nda dünya liderlerine hitap eden Başbakan Erdoğan, tarihî konuşmasında açlığın pençesindeki Somali ile Filistin’in tanınma girişimine destek istedi. “Somali faciası uluslararası toplum için yüz karasıdır.” derken İsrail’in ise BM kararlarını hiçe saydığını belirtti. Erdoğan, “İsrail’e hukukun üstünde olmadığını göstermek gerekir. Bu konuda atılması gereken en önemli adım Filistin’in BM’de yer almasıdır.” diye konuştu. ALİ H. ASLAN NEW YORK Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, BM Genel Kurulu’nda yaptığı coşkulu konuşmada uluslararası sistemdeki adaletsizliklere dikkat çekerek özellikle Somali ve İsrail konusunda sitemli mesajlar verdi. ‘Liderlik sergileyemediğini’ ifade ettiği BM’nin ‘belli ülkelerin çıkarları ve vesayeti’nden kurtarılarak yeniden yapılanması çağrısında bulunan Erdoğan, Somali’de devam eden insanlık dramının uluslararası toplum için ‘yüz karası’ olduğunu kaydetti. Somali’de yaşananların ‘sömürgeci zihniyet’in açtığı ‘derin yara’yı da ortaya çıkardığını söyleyen Erdoğan, ‘o eski zihniyet’in şimdi de Somali’yi sadece seyretmekle yetinmesinden yakındı. Türkiye halkının ve hükümetinin Somali konusundaki insanî girişimlerini anlatırken bunun ‘tüm uluslararası toplum’a örnek olması gerektiğini söyledi. Konuşmasının bitiminde Somali delegasyonu, Erdoğan’ı ayakta alkışladı. Uluslararası adalete ‘en büyük darbe’lerden birinin Arap-İsrail ihtilafında vurulduğunu belirten Başbakan Erdoğan, çözümsüzlükten ‘89 bağlayıcı BM kararına uymayan’ İsrail’i sorumlu tuttu. BM Güvenlik Konseyi’nin, Sudan gibi başka ülkelere yaptırım uygularken İsrail konusunda ‘sessiz’ kalarak çifte standart uyguladığını ima etti. ‘BM içi boşluklar’ın ve ‘belirli ülkelerdeki lobiler’in İsrail’e uluslararası adaletten kaçma imkânı verdiğini söylerken İsrail hükümetini her geçen gün barışın önüne ‘yeni bir engel’ çıkarmakla suçladı. ABD ve Avrupa’nın tüm aksi yönde telkinlerine rağmen bugün BM’de devlet statüsüne getirilme başvurusunda bulunması beklenen Filistin’e ‘koşulsuz’ destek veren Erdoğan, İsrail’i Filistin topraklarını ‘işgal altında bulundurmakla’ ve ‘orantısız güç’ kullanmakla eleştirdi. İsrail hükümeti, Mavi Marmara olayındaki tutumundan dolayı da Erdoğan’ın sert eleştirilerinden nasibini aldı. Türkiye’nin hiçbir devlete karşı ‘husumet’ duymadığını ve ‘çatışmacı’ politika izlemediğini hatırlatan Erdoğan, İsrail’in uluslararası sularda 9 Türk aktivisti öldürerek ‘vahim yanlış’ yaptığını kaydetti. Özür dileme, şehit ailelerine tazminat ve Gazze’ye ablukayı kaldırma yönünde İsrail ‘adım atmadıkça’ Türkiye’nin tavrının değişmeyeceğini vurguladı. Türkiye’nin tavrının İsrail halkına değil, ‘gerilimin kaynağı’ olan mevcut hükümetine olduğunu da ekledi. - Erdoğan, BM Genel Kurulu’na hitabında dünyanın Somali’ye duyarsız kalmasından yakınarak, “Somali’nin feryadını duymayan dünya barıştan, adaletten, medeniyetten söz edemez.” dedi. Konuşmasının bitiminde Somali delegasyonu, Erdoğan’ı ayakta alkışladı. Türkiye’nin ABD ile eşbaşkanlığını yapacağı Global Terörle Mücadele Forumu, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Amerikalı meslektaşı Hillary Clinton tarafından New York’ta yapılan açılış konuşmalarıyla çalışmalarına başladı. Bakan Clinton, Ankara’daki terör saldırısından dolayı Davutoğlu’nun şahsında ABD’nin Türkiye’ye başsağlığı dileklerini iletirken, “Bu yeni forum, Bakan Davutoğlu’nun liderliği ve Türkiye’nin hepimizin maruz kaldığı tehditlere karşı uluslararası işbirliğini güçlendirmeye verdiği önem olmaksızın hayata geçirilemezdi.” dedi. Avrupa Birliği artı 29 ülkenin kuruculuğunu yaptığı çokuluslu yeni yapı, 21. yüzyılda terörizmle mücadele için devlet yetkililerini ve uzmanlarını bir araya getirecek bir platform olacak. Forum, kilit terörle mücadele alanlarında ihtiyaçları belirleme, çözüm bulma ve kaynakları harekete geçirme fonksiyonlarını görecek. Clinton, Türkiye ile ABD arasındaki terörle mücadele işbirliğinin mesela Endonezya ile Kolombiya arasındakine benzemeyebileceğini, üye ülkelerin fikir ayrılıkları da olabileceğini belirterek yeni forumun bilgi ve tecrübe paylaşımına yardımcı olacağına işaret etti. ALİ H. ASLAN NEW YORK FOTOĞRAF: CİHAN, ORHAN AKKURT EHUD OLMERT İsrail, Türkiye ile gerginliği gidermeli - ranmakla eleştirdi. Bu bağlamda Kıbrıs Rum kesiminin Ada etrafında petrol ve doğalgaz aramasına tepkisini dile getirerek şöyle konuştu: “Rum tarafının adeta bir kriz çıkarmaya yönelik bu tek yanlı hareketleri karşısında Türkiye ve Türk tarafı sağduyu içinde hareket edecek, ancak uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarını da koruyacaktır. Şimdi ilgili tüm taraflardan beklentimiz, Rum Yönetimi’nin sadece Ada’da değil, tüm bölgede gerginliğe neden olabilecek bu girişimlerinin durdurulması yönünde etkin çaba sarf etmeleridir. Aksi takdirde biz de gereğini yapacağız.’’ İyice gerilen Türkiye-İsrail ilişkilerinde, İsrail çözüme karşı olan tavrını sürdürürken, eski Başbakan Ehud Olmert, ülkesinin Türkiye ile olan gerginliği gidermesi gerektiğini söyledi. New York Times gazetesine bir makale yazan Olmert, İsrail'in mümkün olduğu kadar Türkiye ile tansiyonu düşürmek için çaba göstermesi gerektiğine dikkat çekti. Olmert, “Türkiye, İsrail'in düşmanı değil. Türk Başbakan Erdoğan ile çok yakın çalıştım. Son açıklamalarına ve eylemlerine rağmen, İsrail'le ilişkilerin önemini anladığına inanıyorum.” yorumunu yaptı. Olmert, Erdoğan ve Netanyahu'nun, bölgenin istikrarı ve iki ülkenin yararı adına en kısa zamanda bu krize son vermek için beraber çalışmaları gerektiğinin altını çizdi. Mayıs 2010'da Gazze filosuna yapılan saldırıda şehit olan Türk vatandaşları için gerçekten üzgün olduğunu dile getiren eski başbakan, İsrail'in de üzgün olduğunu belirtti. İsrail'in, üzüntüsünü Türk hükümetine ve Türk halkına ifade etmesinin uygun yolunun bulunabileceğinden emin olduğunu söyleyen Olmert, "Gerçek liderlik zamanı geldi. Liderlik, siyasette ayakta kalma kabiliyeti ile değil, zor zamanlarda zor kararlar verme kabiliyeti ile test edilir." diye konuştu. Olmert, “Barış ya şimdi ya asla” başlıklı yazısında Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas'ın Filistin devletinin tanıması konusundaki tek taraflı girişimi haklı olsa da, mantıklı olmadığını ileri sürdü. İsrail–Filistin sorununun kısa zamanda çözüme kavuşmasını isteyen Olmert, Ortadoğu'nun Arap Baharı girişimiyle değiştiğine ve bölgede tahmin edilemeyecek değişiklikler olduğuna dikkat çekti. DIŞ HABERLER SERVİSİ İsrail, Obama’nın veto tavrından memnun Avusturya’da minareli cami projesi tanıtıldı EGEMENLİK, HİÇBİR LİDERE İNSANLARI KATLETME ÖZGÜRLÜĞÜ VERMEZ Arap Baharı bağlamında Ortadoğu’da ‘değişim’ ve ‘dönüşüm’ yaşandığına işaret eden Erdoğan, Mısır, Tunus ve Libya’da bu değişimin makes bulmasını ‘memnuniyetle’ karşıladığını, ancak Suriye gibi halen ‘olayların gerisinde kalan’ ve ‘yanlış refleksler’ veren bazı ülkeler olduğunu kaydetti. Suriye yönetimini ‘halka karşı kabul edilmesi mümkün olmayan eylemlerinden dolayı defalarca’ uyardıklarını’ söyleyen Başbakan, ‘Türkiye olarak biz, gerek Suriye’de gerek diğer ülkelerde, - ABD Başkanı Barack Obama’nın BM Genel Kurulu konuşmasında “Barış için kestirme yol yok.” diyerek Filistin’in BM’ye tam üyelik başvurusunu veto edeceklerini ilan etmesi İsrail basınında coşkuyla karşılandı. Maariv gazetesinde, “Obama tarafını seçti; İsrail yanlısı bir konuşma yaptı ve Filistinlilerin öfkesini uyandırdı.” denildi. Yedioth Ahronot ise “Obama’nın Siyonist konuşması” manşetiyle verdiği yorumda, “Bir Amerikan başkanının BM’de bugüne dek asla bu denli İsrail yanlısı bir konuşma yapmadığını” vurguladı. Aynı yorum yazısında, “Obama yeniden seçilmek isteyen bir politikacı” denilirken Obama’nın tavır değişikliğinin sebebi olarak 2012 yılında yapılacak ABD başkanlık seçiminde Yahudi lobisinin oyunu alabilme arzusu gösterildi. Filistin tarafında ise Devlet Başkanı Mahmud Abbas’a veto kararını bizzat ileten Obama’ya karşı öfke ve hayal kırıklığı hâkim. Daha önceki açıklamalarında ba- halkların demokratik taleplerini desteklemeye ve rejimleri bu yönde adımlar atmaya teşvik etmeye devam edeceğiz.’’ dedi. Başbakan Erdoğan konuşmasında Karabağ ve Keşmir sorununa da kısaca değindi. Azerbaycan topraklarının yıllardır süren haksız işgalinin artık sona ermesi gerektiğini vurgulayan Başbakan, ‘’Yukarı Karabağ sorununun bu şekilde çözümsüz kalması asla kabul edilemez. Uluslararası sorunlara, kangren haline gelmeden çözümler bulunması, hepimizin siyasî ve ahlakî sorumluluğudur.’’ dedi. Gerilimin tırmandığı Balkanlar’da barış ve istikrarın yolunun Kosova’nın tanınmasından geçmekte olduğunu da kaydeden Erdoğan, dünya liderlerinden 2015– 2016 dönemi için Türkiye’nin Güvenlik Konseyi geçici üyeliğine destek istedi. ğımsız Filistin devletinin kurulmasına destek veren Obama’nın tavır değişikliğinden uğradığı hayal kırıklığını belirten Filistin Demokratik Birliği (FİDA) Genel Sekreter Yardımcısı Halid El Hatib, Obama’nın bu konuşmayla tutarlılığını tamamen kaybettiğini ve yeni seçim propagandasını da böylece başlatmış olduğunu söyledi. Öte taraftan Filistinliler, BM’ye üye devlet olarak tanınma başvurusunu bugün sunacak. FKÖ (Filistin Kurtuluş Örgütü) İcra Komitesi Genel Sekreteri Yaser Abdrabbo, başvuruyu hiçbir şekilde geciktirmek niyetinde olmadıklarını söyledi. Başvuru hazırlıkları sürerken Filistin’in BM’de devlet olarak tanınmasını destekleyen yüzlerce Gazzeli de, BM binasının önünde gösteri düzenledi. Yaklaşık yarım saat slogan attıktan sonra BM binası önünde açıklama yapan grup, BM yetkililerine Filistin’in tanınmasını destekleyen bir mektup verdikten sonra dağıldı. DIŞ HABERLER SERVİSİ Rumlar durmazsa gereğini yaparız Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, BM’deki konuşmasında Kıbrıs Rum Yönetimi’yle Akdeniz’de yaşanan sondaj krizine de geniş yer ayırdı. Türkiye’nin Kıbrıs sorununun ‘adil, kapsamlı ve kalıcı’ bir çözüme kavuşması için gayret gösterdiğini ancak Kıbrıs Türk tarafının tüm iyi niyetine rağmen ‘tecrit’ten kurtulamadığını belirterek, “Rum tarafı (çözüm için) istekli değil.” dedi. Kıbrıs meselesinin ‘ilanihaye’ sürüncemede kalmasına garantör ülke olarak ‘daha fazla’ izin vermeyeceklerini söyleyen Erdoğan, Rum tarafını Kıbrıs Türkleri adına da karar verme yetkisi varmış gibi dav- Gazze’deki BM binası önünde toplanan yüzlerce Filistinli, Filistin’in bağımsız devlet olarak tanınmasını talep etti. Grup, BM yetkililerine Filistin’in tanınmasını destekleyen bir mektup verdikten sonra dağıldı. Avusturya'nın Graz şehri belediye başkanı Siegfried Nagl, İslamofobinin yükselişte olduğu Avrupa'ya hoşgörü dersi verdi. Graz'da yaşayan Bosnalı Müslümanların yapmak istedikleri kültür merkezi projesini Belediye Başkanı Nagl tanıttı. Başkan Nagl törende yaptığı konuşmada Graz'da yaşayan 18 bin Müslüman'ın şehirlerinde bir cami yapma hakkı olduğunu ve bu hakka saygı gösterilmesi gerektiğini belirtti. Nagl, Grazlılara binayı ziyaret etmelerini ve bunun önyargıları ortadan kaldırmaya yardımcı olacağını ifade etti. Belediye tarafından açılan tasarım yarışmasını, proje gönderen beş uluslararası mimarlık bürosundan biri olan GSP Mimarlık kazandı. 4.000 metrekare üzerine kurulacak kültür merkezi bir cami, okul, kreş ve restoran ve dükkanlardan oluşacak. Kazanan projenin tanıtıldığı toplantıda konuşan Bosnalı Müslümanların temsilcisi Mahdi Mekiç de camide yapılması planlanan 22 metre yüksekliğindeki minarenin tamamen sembolik olduğunu ve müezzin ya da hoparlör bulundurmayacağını kaydetti. Bu arada aşırı sağ partinin eski Graz başkanı milletvekili Susanne Winter ise projeye tepki gösterdi. Winter, minarenin İslam'ın zafer işareti olduğunu ve ‘dev İslam merkezinin' ibadet özgürlüğü ile ilgisinin olmadığını savundu. SEYİT ASLAN VİYANA SAYFA TASARIM: ALİ BABÜR BOYSAL 11 DIŞ HABERLER 24 EYLÜL 2011 CUMARTESİ ZAMAN Amerika’da görkemli Balkan zirvesi Erdoğan’dan Ban’a: Rumlar geri adım atarsa biz de atarız Balkan-Amerikan Federasyonları Birliği ve TUSKON tarafından organize edilen Balkan Liderler Zirvesi'ne katılan 6 başbakan, Balkanlı 1500 üniversite öğrencisiyle buluştu. Geceye katılan liderler barış ve işbirliği mesajları verirken, Başbakan Erdoğan gençlerden en az 3 çocuk yapmalarını istedi. Erdoğan, çağrısını Balkan liderlerine de yaptı. - BİRİNCİ SAYFADAN DEVAM - New York'un en büyük kongre merkezlerinden Javits Center'da düzenlenen zirvenin “Ortak Gelecek İçin Bir Vizyon'' konulu toplantısına katılan Erdoğan, konuşmasına Türkçe, Arnavutça ve Boşnakça ''İyi akşamlar'' dileyerek başladı. Amerika Balkan Dernekleri Federasyonu tarafından bu yıl üçüncüsü düzenlenen toplantıya katılmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Başbakan Erdoğan, dünyanın sosyal ve siyasi açıdan çeşitli dönüşümler geçirdiğini vurguladı. Bir yandan ‘Soğuk Savaş'ın izlerinin ortadan kalktığını, diğer yandan da dünyanın yeni dengeler çerçevesinde yeniden şekillendiğinin altını çizen Erdoğan, “Şüphesiz ki ancak değişimi ıskalamayan toplumlar yeni uluslararası sistemin inşasında söz sahibi olacaklardır, tarih boyunca da böyle olmuştur. Değişimler yapısı itibarıyla birtakım sıkıntıları da beraberinde getirir. Riskleri ve fırsatları aynı ölçüdedir.” dedi. Dünyanın eşsiz güzellikteki coğrafyası Balkanların, kargaşa, etnik çatışma ve savaşlardan fazlasıyla nasibini aldığını ve büyük bedel ödediğini vurgulayan Erdoğan, “Hem coğrafi yakınlığımız hem de tarihten gelen kardeşlik bağlarımız sebebiyle, içine düşeceğiniz sıkıntı ve çatışmalar herkesten çok bizi üzecektir. Ülkemizde Balkan kökenli milyonlarca vatandaşımız vardır. Dolayısıyla Balkanlar'ı ilgilendiren her şey bizi doğrudan ilgilendirir. Sizlere yakınlığımız coğrafi mesafelerin ya da komşuluk ilişkilerinin çok ötesindedir. Sizin huzursuzluğunuz bizim huzursuzluğumuz olacaktır. Bu nedenle Türkiye olarak sizlerin barış, istikrar ve refah yolunda atacağınız adımlar, en çok bizi heyecanlandıracak ve en büyük desteği yine bizden görecektir. GEÇMİŞE DEĞİL GELECEĞE BAKALIM FEBA'nın Türk Sanayici İşadamları Konfederasyonu (TUSKON) ve Balkan Sosyal İktisadi ve Akademik İşbirliği Derneği (BALKANSİAD) ile ortaklaşa düzenlediği etkinliğe üniversite öğrencilerinin yanı sıra işadamları da katıldı. Gecenin konuşmacılarından TUSKON Başkanı Rızanur Meral, ‘ekonomisinde en başarılı dönemlerden birini yaşayan' Türkiye'nin Balkanlar'da en fazla yatırım yapan üç ülkeden biri olduğunu ifade etti. Türkiye'nin farklı yerlerinde 26 teknopark planlandığını hatırlatan Meral, Amerikalıları ve Balkanlıları bu projelere dahil olmaya çağırdı. Başbakan Erdoğan'ın da ‘samimi desteği' ile Türkiye'den Balkanlar'a çok sayıda büyük işadamı grubu götürdüklerini bildirdi. Balkan diasporasının Türkiye'nin bölgeyle ortaklığına katkıda bulunabileceğini kaydeden Meral, “Siz ülkelerinizin Amerika'daki varlığı adına kilit rol oynuyorsunuz.” dedi. FEBA Başkanı Dr. Aras Konjhodziç, Balkan insanlarının binlerce yıl birlikte yaşadığını, bazı sorunlar da olduğunu hatırlatırken, ‘‘Ben çocuklarıma geçmişin intikamını almayı anlatmak ile değil onların barış içinde büyüyecekleri hikâyeler anlatmak istiyorum.'' dedi. Amerika'da birkaç milyon Balkan kökenli insanın yaşadığına dikkat çeken Konjhodziç, "Burada var olduğumuzu söylemek istiyoruz." şeklinde konuştu. New York’ta düzenlenen Balkan Liderler Zirvesi’ne katılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Balkanlar’dan gelen 5 başbakan ile birlikte 1.500 Balkanlı öğrenci ile buluştu. PALMER RAPORU BM'YE YAKIŞMADI Erdoğan-Ban görüşmesinde Mavi Marmara olayıyla ilgili hazırlanan Palmer Raporu da gündeme geldi. Erdoğan, bu raporun Türkiye açısından tam bir hayal kırıklığı meydana getirdiğini ifade etti. Başbakan, raporun, İsrail'in eylemlerini adeta meşrulaştırmaya çalıştığını vurgulayarak, “Palmer Raporu, BM'nin güvenilirliği ve tarafsızlığına ciddi anlamda gölge düşürdü.” dedi. BM Genel Sekreteri Ban ise, “Bu rapor, BM'nin değil. Palmer Paneli'nin raporu olarak değerlendirilebilir. Bunu BM'nin taraflılığı ya da tarafsızlığı biçiminde değerlendirmek çok da doğru olmaz. Biz bu tür durumlarda sadece üyeleri atıyoruz. Bu konuda sadece idari yetkilerimiz var.” cevabı verdi. Erdoğan, görüşmede Suriye'deki gelişmelere değinerek, arzu edilmeyen olaylar yaşandığını, kendisinin de önümüzdeki günlerde Suriye'den gelenlerin yaşadığı Hatay'daki kampı ziyaret edeceğini belirtti. NEW YORK ZAMAN LİDERLER NE DEDİLER? Erdoğan’dan üç çocuk çağrısı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Balkan Liderleri Zirvesi'nde yaptığı en ilginç çıkışlardan biri, sadece çoğu genç olan Balkanlılardan değil, hazır bulunan liderlerinden de en az 3 çocuk yapmalarını istemesi oldu. Değişimlerin hem risk hem de fırsatlar doğurduğuna işaret eden Erdoğan, krizleri iyi yönetenlerin değişimden faydalanabileceğini, bu noktada Türkiye'nin iyi bir örnek olduğunu anlattı. Başbakan, ‘eşsiz güzellikte' bir coğrafya olan Balkanlar'da enerjiyi ‘çatışmada değil, hep beraber geleceğin aydın dünyasını inşada' kullanma temennisinde bulundu. Balkanlar'da olan her şeyin Türkiye'yi de yakından ilgilendirdiğini vurgulayan ve ‘Sizin huzursuzluğunuz, bizim huzursuzluğumuzdur.' diyen Erdoğan, destek sözü verdi. Bölgede ‘ortak vizyon' hedefine ulaşmak için insan hakları, birlikte yaşama kültürü ve yolsuzluklara prim vermeme prensiplerini öne çıkardı. ‘‘Sermaye güven ister.'' diyen Başbakan Erdoğan, ‘‘Para civa gibidir, uygun zemin neredeyse oraya gider.'' yorumunu yaptı. ''Size de bir tavsiyem var: Evlenenlere, evlenecek olanlara sesleniyorum; en az üç çocuk yapmalısınız. Ben sayın başbakanlara da hatırlatıyorum. En az üç çocuk... Balkan milletlerinin kimliklerini koruyan, çok dinli, çok dilli ve çok kültürlü anlayışı hayata geçirmesini ve sadece kendileri için değil komşuları için de bunu isteyen bir konumda olmalarını diliyoruz. İstanbul'u ‘Birleşmiş Milletler Merkezi' yapalım ARNAVUTLUK BAŞBAKANI SALİ BERİŞA: Bu benim hayatımın en iyi ve büyük Balkan toplantısı. Çok duygulandım. Sizler bölgenin en iyi imajını temsil ediyorsunuz. Türkiye ile serbest ticaret anlaşması ilk gündeme getirildiğinde ‘Zor gerçekleşir.' diyenlere rağmen hiç tereddüt etmedim. Hatta biz Türk parlamentosundan önce onayladık. MAKEDONYA BAŞBAKANI NİKOLA GRUEVSKİ: Yapılan etkinlik, Balkanlılar arasında işbirliğinin güzel bir örneği ve Balkan değerlerini gösteren çok önemli bir toplantı. Benim ülkem çok etnisiteli birlikte yaşamanın modeli. BOSNA-HERSEK BAKANLAR KONSEYİ BAŞKANI NİKOLA SPİRİÇ: Zirve Balkan ülkelerinden gelen yüzlerce gencin arasındaki diyaloğu geliştirmek için büyük bir fırsat. Burada, büyük bir değişimden geçen bölgenin sorunlarına çare bulunabilir. Biz entegrasyona inanıyoruz ve AB'nin parçası olmak istiyoruz. KOSOVA BAŞBAKANI HAŞİM TAÇİ: Kosova'ya yatırım yapanların arasında Türkler ‘bir numaralı' yatırımcı konumda. Çünkü siz daha hızlısınız, daha cesursunuz, çok çalışıyorsunuz ve yaptığınız iş yüksek kaliteli. KARADAĞ BAŞBAKANI İGOR LUKSİÇ: Balkanlar için bir ortak vizyon belirlemeliyiz. Bunun için kültürel ve ekonomik işbirliğinin büyük önemi var. NATO ve AB, bölge için ‘dış çıpası' olarak nitelendirilebilir. Bölgemizdeki tüm ülkelerin NATO'ya nasıl yaklaştıklarını belirlemesi gerekir. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ban Kimoon'la görüşmesinde “İstanbul'un Birleşmiş Milletler Merkezi'ne dönüştürülmesi” talebini iletti. Erdoğan, Ban'a “Bu konuda Türkiye ciddi şekilde irade ortaya koyuyor. İstanbul'da son dönemlerde gerçekleştirilen birçok uluslararası konferans var. Her geçen gün sayıları artıyor.” dedi. Geçtiğimiz günlerde İstanbul'da yapılan “En Az Gelişmiş Ülkeler Zirvesi” hakkında da bilgi veren Erdoğan, bunun yanında 10 yıllık takvimi de anlattı. İstanbul'da bir “barış veya arabuluculuk merkezi” kurma çalışmalarının devam ettiğinin altını çizen Erdoğan, “BM'ye bağlı bu tür birimleri barındıracak büyük bir yerleşke için arazi tahsisi yapabiliriz.” dedi. Erdoğan, “Türkçenin Birleşmiş Milletler'de resmi dil olarak kabul edilmesini” de istedi. Ban ise, "Buna ancak üye ülkeler karar verebilir.” cevabını verdi. Görüşmede, medeniyetler ittifakı projesinin ele alındığı da bildirildi. Binlerce Müslüman Wembley’de dünya barışı için dua edecek Erdoğan’a hakaret, Hollanda Meclisi’ni karıştırdı BASRİ DOĞAN LAHEY CİHAN Yeni yasama dönemine hafta başında başlayan Hollanda Meclisi'ne Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a hakaret tartışmaları damgasını vurdu. Her fırsatta İslam ve Müslümanlara hakaret eden Hollandalı İslamofobik Özgürlük Partisi (PVV) lideri Gert Wilders, dışarıdan destek verdiği Başbakan Mark Rutte ile Erdoğan'a hakaret sebebiyle atıştı. Önceki gün Hollanda'nın bütçe tasarısı görüşmelerinde konu Türkiye'ye geldiği sırada Başbakan Rutte, geçtiğimiz günlerde Özgürlükler Partisi milletvekili Raymond de Roon'un katıldığı bir televizyon programında, Erdoğan için "İslamcı maymun" kelimesini kullandığını hatırlatarak, bunun yersiz bir davranış olduğunu vurguladı. "Dost bir ülke olan Türkiye'nin Başbakanı için bu sözleri söyleyemezsiniz." diyen Rutte, PVV lideri Geert Wilders'tan milletvekili adına özür dilemesini istedi. Hollanda Başbakanı'nın bu sözleri üzerine konuşmak için kürsüye gelen Wilders ise, "O sözleri partimden Rum Kesimi'nin Kıbrıs'ın güneyinde ABD'li bir firma ile başlattığı petrol arama gerginliği, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-moon'un görüşmesinin ana gündemini oluşturdu. Ban'a, Rum yönetiminin tek taraflı olarak adım attığını, yetki alanlarının belirlenmesi ve petrol arama çalışmaları faaliyetlerinin önemli bir risk olduğunu ifade eden Erdoğan, “Rum yönetimi arama çalışmaları konusunda geri adım atarsa, biz de geri adım atarız. Rumlara bu yönde telkinde bulunmalısınız.” dedi. Erdoğan, önceki akşam New York'taki BM genel merkezinde gerçekleşen görüşmede Türkiye'nin Kıbrıs'ta kapsamlı çözümü desteklediğini vurguladı. Ancak Rumların tek taraflı olarak adım attığının altını çizen Erdoğan, “Rumların kendi kendilerine yetki alanlarını belirlemesi ve petrol arama çalışmaları faaliyetlerine başlaması önemli bir risk içeriyor.” dedi. Rumların gerginlik çıkaran hareketlerinin sürdüğünü belirten Erdoğan, son yaşananlardan sonra Kıbrıs'ta garantör ülke olan Türkiye ile KKTC'nin de bir anlaşma imzaladığını söyledi. Böylede Türkiye'nin de Kıbrıs adası çevresinde petrol arayacağını ifade eden Erdoğan, anlaşma hakkında genel sekretere detaylı bilgi verdi. Rum kesiminin attığı adımın adadaki barış sürecini sabote edici bir durum oluşturacağını vurgulayan Erdoğan, Türkiye'nin attığı adımın da buna karşı bir adım olduğunu dile getirdiği bildirildi. Erdoğan, “İki taraf da çekilecek olursa, arama çalışmalarından vazgeçecek olursa biz buna razı oluruz. Bu yönde Rum yönetimine telkinde bulunabilirsiniz. Aksi takdirde arama çalışmalarında ısrar olunursa Kıbrıs'taki mevcut müzakere sürecini sabote edici bir durum olur.'' dedi. - Raymond de Roon söylemiştir. Ama ben de onun sözünü destekliyorum ve de özür dilemiyorum." karşılığını verdi. Wilders'ın bu sözleri, meclisin karışmasına neden oldu. Tartışmanın şiddeti giderek arttı. Wil- ders, Rutte'ya, "Bir kez olsun normal hareket et!" diye çıkıştı. Başbakan Rutte ise, "Asıl normal hareket etmesi gereken sensin. Türkiye'nin Başbakanı Erdoğan için "maymun" diyemezsin. Bu, çok aptalca bir ifade." diye cevap verdi. Tartışmaların şiddetlenmesi üzerine meclis toplantısına ara verildi. Toplantı sonrası açıklama yapan PVV lideri Wilders, bu tür tartışmaların normal olduğunu ve hükümetle ortaklıklarına zarar vermediğini belirtti. Diğer taraftan Hollanda anamuhalefet partileri ve milletvekilleri, mecliste yaşanan bu tartışmalara sert tepki gösterdi. Kur'an'ın yasaklanmasını savunan ırkçı siyasetçi Geert Wilders, iktidardaki Liberal-Hıristiyan Demokrat azınlık hükümetini ‘İslam ve göçmen karşıtı yasaların çıkarılması karşılığında' dışarıdan destekliyor. 2010 seçimlerinde Wilders'in partisi 120 sandalyeli Meclis'te 24 koltuk kazanarak, kilit parti konumuna yükselmişti. PVV lideri, hafta başında İsviçre'de olduğu gibi Hollanda'da da minarelerin yasaklanması konusunda referanduma gidilmesini istemiş, bu konuda bir yasa tasarısı sunacağını açıklamıştı. Hollanda hükümeti de geçen hafta Müslüman kadınların peçe takmasını yasaklayacağını açıklamıştı. Her fırsatta İslam ve Müslümanlara hakaret eden Hollandalı İslamofobik Özgürlük Partisi (PVV) lideri Gert Wilders, dışarıdan destek verdiği Başbakan Mark Rutte ile Erdoğan’a hakaret sebebiyle atıştı. KADİR UYSALOĞLU LONDRA CİHAN İngiltere'de binlerce Müslüman, 11 Eylül terör saldırılarının 10. yılı anısına düzenlenecek "küresel barış konferansı" için bugün bir araya gelecek. Londra'daki Wembley stadyumunda gerçekleşecek organizasyona 12 binin üzerinde kişinin katılması bekleniyor. Minhaj-ul-Quran International (MQI) tarafından organize edilen programda, küresel barışın önemine ilişkin bir deklarasyon okunacak ve terör ve fanatizmin son bulması çağrısı yapılacak. 1 milyon kişi bu barış deklarasyonuna destek için imza vermişti. Programda ayrıca dinlerarası diyaloğun önemine vurgu yapılarak bütün dinler için ortak "barış duası" yapılacak. Başbakan Yardımcısı Nick Clegg ve anamuhalefet partisi başkanı Ed Miliband'ın video mesajlarının katılımcılara sunulacağı organizasyonda, MQI kurucusu Muhammed Tahir el Kadri de "Barış, tolerans ve dünyanın her yerindeki tüm insanlığa saygı" konulu bir konuşma yapacak. - SAYFA TASARIM: SEMİH GÖRTÜRK 12 TELEVİZYON 24 EYLÜL 2011 CUMARTESİ ZAMAN Müzikalite’de Gökhan Kırdar - Özlem Aydın’ın sunduğu belgesel program ‘Müzikalite’ye bu hafta Gökhan Kırdar konuk oluyor. Unutulmayan besteleri ve sevilen şarkılarını müzikseverler için seslendirecek. TRT MÜZİK 13.45 ÖLÜM TRENİ ORİJİNAL ADI: DEATH RAIN YÖNETMEN: DAVID JACKSON OYUNCULAR: PATRICK STEWART, PIERCE BROSNAN SAMANYOLU TV 23.00 Ölüm treni Irak yolunda - 1993 tarihli ABD, Hırvatistan ve İngiltere ortak yapımı Ölüm Treni (Death Train) filminin yönetmenliğini David Jackson yapıyor. Rusya’nın demirperdenin yıkılmasından önceki güçlü günlerine dönebilmesi için her şeyi yapmaya hazır fanatik bir vatansever olan eski Sovyet generali Konstantin Benin, Alman bilim adamı Dr. Karl Leitzig’e nükleer bir bomba yaptırır. Amacı, bu bombayı Irak’ın kalbine kadar sokmak ve Saddam Hüseyin’i vurmaktır. İnce bir plan yapan Benin, Amerikalı paralı asker Alex Tierney’den bombayı gizlice Irak’a giden bir trene yerleştirmesini ister. Tierney, bir yük trenini kaçırır ve bombayı içindekilerle birlikte rehin aldığı trene yerleştirir. Olayın duyulması paniğe yol açmadan önce trenin durdurulması gerekmektedir. TELEVİZYON SERVİSİ Şefkat Tepe’de namlu, Asmin’e çevrildi Beğeni ile izlenilen Samanyolu Avrupa’nın Birlikte Yaşama Sanatı Programında bu hafta, bir günlük empati kurma projesinin önyargıları yıkıp, sevgi kapılarını aralayan birleştirici güzelliği konusu ile bu akşam saat 21.20’de ekrana geliyor. - Şefkat Tepe’nin bu bölümünde;Sevim, Asmin’i öldürmeye yaklaşmışken durumu fark eden Serdar Komutan, Asmin’in imdadına yetişir. Leyla, bir yandan kampta Serdar ile birliktedir bir yandan da kardeşi Asmin ile çıkmazlar yaşamaktadır. Yaşanan olaylardan sonra Leyla Asmin’i daha güvenli gördüğü yurtdışına gönderme kararı alır. Bu sırada Sevim, Serdar Komutan’a düşman kesilerek teröristlerle anlaşır ve onun yakalanmasını sağlar. Şahin ise teröristlerin arasına sızarak askerleri kurtarma planları yapmaya başlar. SAMANYOLU TV 18.45 Ayna pasaportlu şahinlerin ülkesinde - Ayna bu hafta Birleşik Arap Emirlikleri’ne gidiyor. Abu Dhabi, Dubai, Ajman, Fujayrah, Sharjah, Um al Qaywayn ve Ra’s Al Khaymah’dan oluşan yedi emirliğin bir araya geldiği Birleşik Arap Emirlikleri ekranda. Programda Abu Dhabi’de sadece şahinlere hizmet veren dünyanın en büyük hastanesini ve şahinlerin pasaportunun bulunduğu Al-Ayn’dan kareler de yayınlanıyor. SAMANYOLU TV 22.00 Milyoner ayakkabı boyacısı olur mu? SAMANYOLU MEHTAP TV SAMANYOLU HABER TV 08.00 10.30 12.20 15.20 17.22 18.35 18.45 21.20 22.00 00.30 09.00 11.35 14.05 16.30 19.00 20.30 21.30 22.00 09.10 12.10 15.00 16.00 17.10 18.00 19.00 20.00 22.15 Maceracı Yaşama Dair Davetsiz Misafir Farklı Desenler Ana Haber Bülteni Avrupa Haber Şefkat Tepe Birlikte Yaşam Sanatı Ayna Almanca Haber Sevgi Kapılarını Aralayan Empati - ‘Empati Projesi’ adıyla ekrana gelecek bu haftaki bölümde, Kimus Derneği Başkanı Sema Kuzucu’nun düzenlemiş olduğu ‘Bir günlük Müslüman olma’ projesi, farklı milletten bayanların empati kurarak, diğerlerini anlamasına vesile oluyor. Würzburg şehrinde dolaşıp çeşitli tecrübeler edinen bayanlar, bir Müslüman bayanın hangi sorunlar ile karşılaşabileceğini ve diğer insan- lardan nasıl tepkiler aldıklarını bu proje sayesinde daha iyi anlıyorlar. Önyargısız birlikte yaşama katkı sağlayan bu organizasyon, empati kurarak (karşısındaki) insanı daha iyi anlamasına şahitlik ediyor. Bulundukları yerlerdeki birlikte yaşam örneklerinin yayınlanmasını isteyen seyirciler de bys@samanyolutv.eu elektronik posta üzerinden program yetkililerine iletebiliyorlar. SAMANYOLU TV 21.20 Sıradışı Hayatlar’a Mille Piyango’da büyük ikramiye kazanmasına rağmen İstanbul’da ayakkabı boyacılığı yapan Mustafa Savgan’ın hayatı konu ediliyor. İki kez büyük ikramiye çıkan ancak paranın mutluluk getirmediğini anlayan Savgan, şu an varlıksız ama mutlu bir hayat yaşıyor. TRT HABER 13.30 KANAL 7 - INT TRT 1 CNN TÜRK 05.30 07.00 09.00 11.15 13.10 15.50 17.00 18.00 20.45 23.00 08.05 10.50 12.00 13.35 14.15 16.50 18.00 20.45 22.40 07.00 11.15 14.45 16.00 17.40 18.45 20.45 21.30 22.00 Kanal 7’de Sabah Asr-ı Saadet’ten Tablolar Duyguy’la Yaşam Fırsatları Herşeyin Başı Sağlık TV Filmi A’dan Z’ye Berlin Hafta Sonu Haberleri Türk Filmi Mamut Tuncer Show Deli Yürek TRT - HABER NTV 11.15 12.30 13.10 15.10 16.30 18.10 19.10 20.30 21.05 21.35 08.15 11.20 13.30 15.30 16.15 17.20 19.25 20.00 21.45 10.00 13.15 15.00 15.15 17.00 18.00 20.15 20.55 22.15 Gümüş Hilal Zor Yollar Açık Şehir Dilara Koçak İle İyi Yaşam Bi’Dünya Tasarım Haber Küre Hey Taksi Yaşayan Bellek Yediveren Hayatımdan Memnunum Sigortalı Hayat Çoban Sıradışı Hayatlar Mainz-Borissia Dortmund Devre Arası Kuşak Farkı Ömür Dediğin Uçuyorum İnce Saz Merhaba Hafta Sonu Lezzet Durakları Özel Sektör Ana Haber Spor Vizyon 32. Gün Arena Lezzet Durakları Gece Haberleri Haberler Tadı Damağımda Haberler Güz Gecesi Haberler La Liga Maçı Zaman Yolcusu % 100 Futbol Cumartesi KANAL D SHOW TV HABERTÜRK 07.50 09.00 11.30 16.00 18.00 18.50 19.00 19.10 22.10 02.40 08.00 09.00 12.00 14.00 18.00 19.00 22.30 00.30 08.15 11.15 12.00 15.10 16.10 18.15 19.15 21.00 Euro Trend Magazin D Sağlık Turu Yerli Dizi Ana Haber Bülteni Spor Euro D Haber Bizim Yenge Şanslı Masa Ana Haber KANAL A ATV 08.00 09.30 11.40 13.00 15.30 16.30 17.15 19.30 20.15 07.50 09.40 11.40 15.40 18.00 19.00 21.30 23.30 Hadi Konuşalım Şehir ve Sanat Sağlıkta Bugün Hafta Sonu Günlüğü Yaşam Terapi Müziğin Ritmi Gezelim Tozalım Ana Haber Dünden Yarına Winx Club & Poppixie Cumartesi Sürprizi Saba Tümer ile Bugün Dizi ‘Sensiz Olmaz’ Ana Haber Yetenek Sizsiniz Dizi ‘Sensiz Olmaz’ Mülteci Burası Hafta Sonu HT Sağlık Haber Bülteni İstanbul’da Bir Don Kişot Söz Sende Müzik ve Yol Türkiye’nin Nabzı Haber Bülteni 22 RTL Selena Dizi ‘Tövbeler Tövbesi’ Dizi ‘Kalbim Seni Seçti’ Dizi ‘Al Yazmalım’ Ana Haber Dizi ‘Yahşi Cazibe’ Dizi ‘Al Yazmalım’ Hakan Bey 09.25 14.30 15.30 17.45 18.45 19.05 20.15 22.15 23.15 23.45 GZSZ Formel 1: Freies Training Formel 1: Qualifying Das Supertalent - backstage Nachrichten Explosiv - Weekend Das Supertalent Kaya Yanar & Paul Panzer Ich bin Boes Böse Mädchen KANAL 24 EUROSTAR SAT 1 09.00 11.15 13.00 16.30 17.50 19.15 20.00 21.30 23.30 10.00 11.45 13.15 15.00 16.10 18.00 19.00 19.10 01.45 02.30 10.00 12.00 13.00 14.00 15.00 17.00 18.00 20.00 20.15 22.35 Haftasonu Moderatörü İyi Olan Kazansın Haber Ah Güzel İstanbul Bu Çocuklar Bizim Yeraltı Keşke Olmasaydı Bizden Nağmeler Bir Şehir, Bir Hikâye Sağlık Aktuel Kültür Neşesi Genç Yaşam Hayrettin Son Fırsat Star Ana Haber EuroStar Haber İffet Altın Günü Gelin duymasın KANAL AVRUPA HİLAL TV TV 5 06.00 08.00 09.00 11.00 13.00 15.00 18.00 19.00 21.00 23.00 08.10 09.30 11.30 12.00 15.30 16.35 18.00 19.30 21.00 08.00 10.50 12.40 13.40 15.15 17.30 19.00 21.00 22.30 Klip saati Yeşil Ada Kırım Ankara Avrupa Hattı Önülden Gönüllere Avrupa’da Biz Göçenler Belgesel Bakış Açısı Adım Adım Avrupa Ateş Çemberi Şifa Bahçesi Çocukça Müzik Gün Ortası Vahyin Penceresi Anahtar Sınava Doğru Hafta Sonu Haber Yolcu Yüksek Uçuş Derin Dalış Sechserpack Babyalarm! Teeniemütter in Not Lenßen & Partner Zwei bei Kallwass Richterin Barbara Salesch Niedrig und Kuhnt Die dreisten Drei Nachrichten 1 1/2 Ritter Wo ist Fred? Sabah Gündemi Gün ve Tarih Süleymaniye Dersleri Devri alem Doğadaki Şifa Ana Haber Haftasonu Belgesel Yerli Film Gurbet Hikâyeleri PAZAR 25 EYLÜL 2011 SAMANYOLU EUROSTAR KANAL 7 - INT 09.00 10.30 13.00 14.45 17.22 18.35 18.45 20.45 22.45 00.30 06.40 08.00 10.00 12.45 14.45 16.10 18.00 19.10 01.45 02.30 07.00 09.00 10.00 11.30 14.00 15.50 17.00 18.05 20.00 00.30 Yelkovan Türk Sineması Kollama Birlikte Yaşam Sanatı Ana Haber Avrupa Haber Farklı Desenler Kollama 5.Boyut Avrupa Haber Zoraki Koca İki Aile Süper Starlife Konut Dünyası Hayrettin Sağlık Aktuel Ana Haber Bülteni Ay Tutulması Altın Günü Gelin Duymasın TRT TÜRK KANAL D KANAL AVRUPA 07.00 09.00 11.00 12.45 14.00 18.00 19.00 19.10 00.15 02.45 08.00 09.00 10.00 12.00 14:00 15:00 17.00 18.00 20.00 22.00 10.45 14.00 16.25 16.45 17.45 19.05 20.15 23.05 00.30 Vapurda Çay Simit Sohbet Yaşayan Bellek Dilara Koçak İle İyi Yaşam 50 Yıllık Hikaye ‘’Almanyalı’’ Zor Yollar Adem’in Seyir Defteri İşim Hayatım Gurbetçi Futbolcular Son Şarkı Futbol Herşeydir Das Supertalent Formel 1: Das Rennen İch bin Boss Undercover Boss Exclusiv - Weekend Schwiegertochter gesucht Bermuda-Dreieck Nordsee Spiegel TV Magazin Bermuda-Dreieck Nordsee Acemi Cadı Sağlık Turu Akıllı Yatırım Son Durak Euro Trend Kanal D Ana Haber Bülteni Euro D Haber Dizi Sinema Ana Haber SAT 1 TV 5 09.25 11.20 13.05 15.15 19.00 20.00 20.15 22.15 00.25 11.00 13.30 14.00 16.00 18.30 19.45 20.00 21.30 22.50 Genial daneben Die Dreisten Drei 1 1/2 Ritter Der innere Kern Baupfusch Nachrichten Navy CIS Criminal Minds News & Stories TV TEL. SAMANYOLU +49 (0) 69 300 34 310 - 405 - 400 ILGAZ OTO Havaalaný teslim kiralýk araçlarýmýzla 7x24 hizmetinizdeyiz Gerektiğinde diğer bölümlerde de çalışacak +90212 474 00 37 +90533 648 83 37 Asr-ı Saadet’ten Tablolar TV Filmi Avrupa’daki Anadolu Avusturya Günlüğü Güzel Yaşam Efelik Efendiliktir Hafta Sonu Haberleri Müziklerin Efendisi Gönülden Sesler TV Filmi 09.10 10.20 11.10 12.15 14.15 16.30 18.10 19.15 20.35 22.00 RTL 4"5*-*, &-&."/ Büyüklere Kaba Kurgu Haber İstanbul’a Giden Yol Mazi Kalbimde Yaradır Tonga Ana Haber Sinema ‘Genç Silahşörler’ Kara Şimşek TRT - TÜRK SAYFA TASARIM: HASAN ERTAŞ Stomerij Zeyrek, Arnhem T. 026-3610119 - info@zeyrek.nl İyi Hafta Sonları Belgesel Haber Bülteni Günün Haberi Belgesel Ana Haber Haber Bülteni Akşam Ajansi Haber Bülteni TV TEL. SAMANYOLU +49 (0) 69 300 34 310 - 405 - 400 - Tecrübeli ÜTÜCÜ & PRESCİ ARANIYOR Kur’an Öğreniyorum Tarih Aynası Mukabele Kırık Testi Tefekkür İnanç Dünyamız Kırık Testi Farklı Seslerin Ahengi ROTTERDAM ZUID Çalışır vaziyette BAY VE BAYAN KUAFOR SALONU DEVREN SATILIKTIR Müracaat: 0641366801 Yeşil Ada Kırım Yoloğlu Yollarda Ankara Avrupa Hattı Avrupa Baskısı Adım Adım Avrupa Karaelmas Rüzgarı Belgesel Avrupa Masası Sivil İnisiyatif Fikir Fırtınası İş Vizyon Süleymaniye Dersleri Belgesel Doğadaki Şifa Ana Haber Haftasonu Spor Turu Kim Bilir? Aşıklar Meydanı Yerli Film f13 YORUM 24 EYLÜL 2011 CUMARTESİ ZAMAN DİTİB’den Papa’ya açık mektup PROF. DR. ALİ DERE DİTİB BAŞKANI Pek muhterem Papa Cenabları, Katolik dünyasının ruhani lideri olarak Almanya’ya yapmış olduğunuz ziyaretin, kurum ve birey olarak ilişki ve diyalog içinde olduğumuz Katolik ve Alman dostlarımız nezdinde oluşturduğu sevinci paylaşıyor, bu ziyaretinizin dini ve manevi boyutları bir kez daha hatırlanmasına vesile olmasını, de facto çok dinli ve çok kültürlü Alman toplumunda saygıya ve güvene dayalı birlikte yaşamayı daha da geliştirmeye katkı sağlamasını diliyoruz. Bu bağlamda burada ve bundan sonrasında vereceğiniz mesajların sunacağı katkı kadar, Almanya ziyaretiniz esnasında Müslüman kuruluş temsilcileri ile bir araya gelmeniz de anlamlı bir işaret olmuştur. Bunun için sizlere ayrıca teşekkür etmek isteriz. İslam dini kendisini ve kendisinden önce gelen dini gelenekleri, peygamber öğretilerini aktarma, insana aydınlık bir yolu gösterme, hakikatin özünü tanıtma, varlığın anlamını bildirme ve ebedi bir ahiret hayatından haber verme olarak, kısa tanımıyla insan için bir hayat ve bir rahmet olarak tanımlıyor. Bu gün evrensel ve insani dediğimiz bütün ilke ve esasların bir yönüyle bu ezeli dini öğretilerin içerisinde temellendirilebilmesi aynı zamanda bu dini söylemlerin nasıl zaman ve mekan üstü bir mahiyet taşıdıklarını; özünde kalıcı ve değişmez sabiteler olduklarını, insana uyan, insanı koruyan ve insanı maceraya ve faciaya sürüklenmekten alıkoyan koruma çizgileri olduğunu gösteriyor. İslam, diğer semavi dini geleneklerin de ifade ettikleri gibi, dünya hayatının temel aktörü konumunda olan insana hitap ediyor, insana yöneliyor, ona sadece sağlam ve tutarlı bir inanç manzumesine bağlanmayı değil, aynı zamanda ahlaklı bir birey ve erdemli bir toplum olmayı, örnekleriyle, ilkeleriyle gösteriyor. Dünyanın neresinde olursa olsun değişmeyecek bu temel dini anlayış elbette - Almanya’da yaşayan Müslüman birey ve toplumlar için de geçerlidir. Muhtasar ifadesi ile ahlaklı birey ve erdemli bir toplum, her zaman doğruluğun, dürüstlüğün, hakkaniyetin, kardeşliğin, sevgi ve saygının, tanışma ve dayanışmanın, çoğulculuğun bir arada sürebilmesinin temel kaynağı olacaktır. Bunu da İslam’ın, sosyolojik bir süreç olan toplumsal entegrasyona önemli bir katkısı olarak görmek mümkündür. İslam’ın kendisi kadar bu özelliği ve yönü, Almanya’nın kamuoyunun ve genel anlamda yetkililerinin de görmesi ve desteklemesi son derece önemlidir. Almanya’da yaşayan Müslümanlar açısından bakıldığında, inançları, Alman toplumun iş, eğitim, kültür-sanat, siyaset gibi alanlara katılmalarında engelleyici bir rolü olmamıştır; yeter ki birey ve toplumsal bağlamda uyumun ve ikinci bir vatanda yeniden yerli olmanın tabii süreçleri ve kurallarının farkında olunarak, gerekli tedbirler alınsın ve fırsat eşitliği sağlansın. Sadece toplumsal değil, bilakis daha öncelikli bireysel manada, insanı maddi haz ve harcamalara, sınırsız tüketime sürükleyen, haksız rekabet ve acımasızlığı meşrulaştıran bir algı, dünya tasavvuru içinde ve insanın kendine uzaklaşması ve yabancılaşması karşısında, insanın kendi farkına varmasına, diğer insanlara ve çevresine duyarlılığının artmasına, bu gün her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyuyoruz. Ancak bütün bunların gerçekleşmesinde, dinlerin de kendilerini bu günün insanına, birikim ve algısına daha iyi anlatabilme çabasında olmaları; kendi teolojik düşünce ve gelenekleri dışındaki, bilgi, düşünce ve birikim alanlarının farkında olarak onlardan yararlanmaları, yapıcı eleştiriye açık olmaları şarttır; dini hizmet veren kurumların ve din adamlarının bu tutumun farkında olmaları gerekiyor. Elbette her dinin inanç düzleminde kendine özgü bir hakikat iddiası ve tasavvuru olduğunu peşinen kabul etmeliyiz; zira bu ka- 24 EYLÜL 2011 CUMARTESİ SAYI: 16178 SAHÝBÝ-HERAUSGEBER: WORLD MEDÝA GROUP A.G. Avrupa Genel Müdürü ABDULLAH AYMAZ Almanya Koordinatörü MEHMET ATALAY Yayýnlar Koordinatörü MEHMET ALÝ ÞENGÜL Dýþ Baskýlar Genel Yayýn Editörü M. MUSTAFA HALÝLOÐLU Bürolar Koordinatörü ÝSMAÝL KÜÇÜK ABONE Tel: 0049 69 300 34 130 Fax: 0049 69 300 34 105 e-mail: abone@eurozaman.de DAÐITIM Tel: 0049 69 300 34 130-103 e-mail: dagitim@eurozaman.de REKLAM (Anzeige) TUWA MEDIA MARKETING Tel: 0049 69 300 34 200-201 Fax: 0049 69 300 34 205 e-mail: reklam@tuwamedia.eu BASKI (Druck) Sun Print & Vertriebs GmbH Tel: 0049 69 30034 161 Fax: 0049 69 30034 165 e-mail: info@sunprintvertrieb.eu Commerzbank Offenbach Konto Nr: 427 0666 BLZ: 50540028 Kral ve Soytarı İslam, diğer semavi dini geleneklerin de ifade ettikleri gibi, dünya hayatının temel aktörü konumunda olan insana hitap ediyor, insana yöneliyor, ona sadece sağlam ve tutarlı bir inanç manzumesine bağlanmayı değil, aynı zamanda ahlaklı bir birey ve erdemli bir toplum olmayı, örnekleriyle, ilkeleriyle gösteriyor. Dünyanın neresinde olursa olsun değişmeyecek bu temel dini anlayış elbette Almanya’da yaşayan Müslüman birey ve toplumlar için de geçerlidir. bul bizleri dinleri bir rekabet ortamına itmekten uzak tutar; ne yazık ki dinlerin rekabeti ise onların dünyevileşmesi ve metalaşması anlamına gelmektedir. Bu nedenle, farklı dinler birbirlerini empatiyle yaklaşmalı; toplumlardaki çok dinlilik normal bir fenomen olarak algılanmalıdır. Şüphesiz dinlerimizin akide ve teolojilerindeki farklılık veya benzerlikler üzerinde uzmanlar görüşme ve konuşmaya devam edecektir, fakat dinlerin rahmet ve sevgi iddiasını dünyada gerçekleştirmek için birlikte çaba sarf edeceğimiz geniş bir alan var olduğunu da fark etmeliyiz. Bizler, insanların etraflarına, dünyaya ve bütün insanlığa, ibret, hayret ve rahmet gözü ile bakmasına vesile olabiliyorsak, akıl ve isteklerimiz karşısında hassas bir terazi olarak vicdanlarımızı eğitebiliyor ve kulak verebiliyorsak; bütün bunlar insan ve insanlık için hem dini hem de dünyevi anlamda bu gün ve yarın için kurtarıcı, kurtuluşa götüren hatırlatmalar olacaktır. Hangi din olursa olsun, ondan böylesi bir Daðýstan Çetinkaya görevi ve umudu üstlenmesini bekleyebilmek için, dinlerin her türlü maddi menfaat ve beklentiden, siyaset ve ideolojiye alet olmaktan uzak tutulması ve korunması gerekir. Din, hiçbir şekilde herhangi bir baskının, şiddetin, terörün, toplum içinde ayrımcılığın, dini ve etnik farklılığı uygulamanın, insan hakları ihlallerinin meşrulaştırıcı unsuru veya suçları hafifletici bahanesi olamaz. Dinlerin insanın vicdanına hitap eden sesini bireyin özgür gönlünde duyabilmesi ve ikna olduğu inancı yaşayarak, bu doğrultudaki ikna olmuşluğundan ve müteakip bütün davranışlarından doğrudan sorumlu olması için din özgürlükleri, temel, evrensel ve doğuştan bir haktır. Bu nedenle de inanç özgürlüklerini her yerde, bilhassa saygıya dayalı çok dinliliği ve sevgiye dayalı çoğulcu toplum yaşantısını zedeledikleri sürece, her yer ve zamanda talep etmek diğer önemli, ortak bir ödevimizdir. Bununla birlikte dini özgürlüklerin ve onların gerek bireysel gerekse kurumsal anlamda kullanılabilmesindeki fırsat ve imkan eşitliğinin, ülkelerin gelişmişlik düzeyiyle alakalı olmadığını da unutmamamız gerekiyor. Zaman zaman gelişmiş ülkelerde, özellikle göçmen kesim dinlerinin kendilerini doğru ifade edebilme veya kurumsallaşmalarında farklı zorluklarla karşılaştıkları dikkat çekmektedir. Almanya’da yaşayan Müslüman kitlenin de bir dizi sorunları ve kaygıları bulunmaktadır. Bunlara dair bir bilgi notunu sizlere ayrıca sunmak istiyorum. Bu sorunlar en genel anlamda dini cemaatin iç ve dış sorunları olarak da tasnif edilebilir ve ekonomiden organizeye, dini bilgi ve hizmetin kurumsallaşmasına, dini cemaatlerin farklı gerekçelerle itham edilerek, eşit düzeyde bir diyaloğun önünün kesilmesine, bazı resmi kurum, kuruluş ve çevrelerin otoriter bir tavır takınıyor olmasına kadar genişletilebilir. Oysa Kur’an’ın tanımıyla “din Allah’ındır’; Allah’a yöneliş ve O’nunla temasa geçmektir; modern din özgürlüğü algısı ve hukuki tanımı da bu alanı dine ve bireye bırakmaktadır. Bu ilkelerden hareketle, Almanya’da İslam ve Müslüman yaşam konusunda karar vericilerin birinci derecede Almanya’da yaşayan Müslüman kitle, onların din adamları ile gerek Almanya içinde gerek Almanya dışındaki bilgi ve inanç otoritelerinin olması son derece tabiidir. Buna imkan verilmediği zaman ortaya çıkacak zayıflık ve imkansızlıklardan yararlanarak oluşturulacak şekli ve içeriksel dayatmalar da, aynı şekilde bu benzersiz temel ve insani hakkın engellemesi anlamına gelecektir. Oysa Tanrıya inanmak, O’nun varlığının delillerini her an etrafında görerek hatırlamak, dinin çağrısına kulak vermek, bilinç ve vicdanlarımızı her türlü haksızlık ve engellemelerden koruyacak, benzer bir yaratılış anlamını, yakın bir köken anlayışını, hayat sorumluluğunu ve benzer bir tarzda ölümden sonra yeniden var oluşumuzu ve hesap verişimizi devamlı bize hatırlatacaktır. Böylesi bir tavır, başlı başına, dar anlamlı, zamanlı ve düzlemli düşünenler için bile ihtiyatlı olmaya vesile olacak, kendisi ve diğer insanlar için bir umuda dönüşecektir. Tanrı’nın insanı yaratması, insana verdiği sorumluluğun ve ona duyduğu umudun bir göstergesidir. Tanrı’yı ve Tanrı’nın insana sunduğu lütuf ve ihsanların farkında olan insan ise “umudun ve ümidin” kaynağı olur, Tanrının insana ihsanı başka insanlar eliyle umuda dönüşür. Hepimiz için bir umuda… zira Kur’an ifadesi ile Tanrı hepimizi, birbirimizden sorumlu olarak “hep birlikte barışa ve esenliğe girmeye” davet ediyor. Bu nedenle hepimiz barışın, huzur ve esenliğin umudu ve çocukları olmalıyız. Papa Cenapları; sizleri Almanya’da selamlayabilmekten duyduğum mutluluğu bir kez daha ifade ederken, umuda yönelik çağrınızın Almanya ve Almanya’da yaşayan herkes için yapılan bir umut çağrısı olarak algılanmasını diliyorum. Saygılarımla. d.cetinkaya@zaman.com.tr Avrupa Genel Yayýn Müdürü (Geschaftsführer – Chefredakteur) MAHMUT ÇEBÝ Haber Müdürü (Redaktionsleiter) YAHYA YILDIRIM HABER (Nachrichten) Tel: 0049 69 300 34 246-256 Fax: 0049 69 300 34 250 e-mail: haber@eurozaman.de ALMANYA TEMSÝLCÝLÝKLERÝ Parlamento Süleyman Bað Berlin Faruk Yüksel Dortmund Ekrem Yýldýrým Duisburg Adem Yaka Düsseldorf Bülent Çelik Hamburg Metin Cavlak Hannover Erkan Tekin Frankfurt Latif Taş Köln Ümit Selim Macar Mannheim Ýlyas Arýcan München Tamer Aktaþ Stuttgart Yýlmaz Akýn Tübingen Osman Öztürk Nürnberg Mehmet Kurt 030-224 88060 0176 32127722 0231-2064683 0163-2940125 0211-36779890 040-25332314 0511-543 08 778 0176 616 03964 0221-5892242 0621-15699077 089-54885910 0711-121 562 08 07031-261 56 44 0911 274 68 93 AVRUPA TEMSÝLCÝLÝKLERÝ Avusturya Belçika Danimarka Hollanda Ýsviçre Norveç Fransa Finlandiya Seyit Arslan Tercan Ali Baştürk Kamil Subaşı Ebubekir Şar Özgür Taþçýoðlu Menaf Alici Emre Demir Fahrettin Çalışkan 0043/6506334499 0032/47-6626211 0045 70206970 0031/10-2013747 0041/313118490 0047/22630708 0033/141 507496 00358 942477400 ZUKUNFT Medien GmbH, Sprendlinger Land Str. 107-109, 63069 Offenbach Ýnternet Adresi: http://www.eurozaman.com e-mail: info@eurozaman.de SAYFA TASARIM: YÜCEL ERGÜNEŞ 14 YORUM Ali Bulaç 24 EYLÜL 2011 CUMARTESİ ZAMAN Şahin Alpay Kur’an’a deist itirazlar (2) Yaşasın bağımsız Filistin devleti! Geçen yazıda “kıraat farkı”nın dilbilimcilerin, tefsircilerin ve müçtehitlerin Arapçaya mahsus i’rabla ilgili görüş farkından ve Arapçanın değişik lehçe/ağızlarla konuşulmasından kaynaklanıp bunun dinin inanç, amel ve hükümleriyle ilgili herhangi bir değişikliğe mesnet teşkil etmediğine değinmiştik. Bugün zaruretler dolayısıyla “Kur’an’ın toplanması (cem-i Kur’an)” konusunu ele alacağız. İlk defa H. 12. yılda Yemame Savaşı’yla Kur’an bir araya toplatılmak istendiğinde toplama işi sadece Kur’an’ı ezbere bilenlerin hafızaları esas alınarak yapılmadı. Savaşa katılan 13 bin askerden üç bini Kur’an hafızı idi. Ezberlerinden yararlanmak amacıyla hafızlar cepheden geri çekildiklerinde yolda uğradıkları bir baskında 700’ü “Kur’an sahabenin ha- şehid düşmüş, geriye 2300 hafız kalmıştı ki fızasında kalmasın, yazılı metin haline ge- bunlar Medine’ye sağ salim varmayı başartirilsin” düşüncesiymıştı. Bunlardan başle Hz. Ebubekir (ra) zamanında toplanan ka gerek (Suyuti, İtmushafa alınacak her kan fi Ulumi’l-Kur’an, sure için asgari iki şa- 1, 124) ve gerekhit ve surenin yazılı ol- se Suphi es-Salih’in ması şartı aranmıştır. de açıkça belirttiği Toplama esnasında iki gibi (Suphi es-Salih, şahitle gelen her ayet Kur’an İlimleri, çev. S. Said Şimşek, ty. Konhafızlarca doğrulanmış, bu konuda görüş ya, s. 56) güvenilir rivayetlerle tam 23 kişi ayrılığı olmamıştır. Kur’an hafızı olarak isimleriyle anılmaktadır. 23 kişiyle birlikte 2300 hafızın ismini tek tek yazmak takdir olunur ki herhangi bir kaynağı “kütük defteri”ne çevirir, buna gerek yoktur. “Kur’an sahabenin hafızasında kalmasın, yazılı metin haline getirilsin” düşüncesiyle Hz. Ebubekir (ra) zamanında toplanan mushafa alınacak her sure için asgari iki şahit ve surenin yazılı olması şartı aranmıştır. Suyuti, Hz. Ebubekir’in Hz. Peygamber’in (sas) evinde Kur’an sahifelerini bulduğunu ve bunların bir iple ciltlenmiş olduğunu söylediğini yazar. (Suyuti, age, 1, 73) Bu iki olay, başından beri Kur’an’ın çeşitli nesneler üzerinde yazılı olduğunu göstermektedir. Toplama esnasında iki şahitle gelen her ayet hafızlarca doğrulanmış, bu konuda görüş ayrılığı olmamıştır. (Suphi es-Salih, s. 63) Böy- Bu satırların yazıldığı sırada Filistin Ulusal Otoritesi (FUO) başkanı Mahmud Abbas’ın bağımsız Filistin Devleti’nin BM’ye 194. üye olarak kabulü için Güvenlik Konseyi’ne başvurması bekleniyordu. Filistinliler, 60 yıldan fazla süredir devam eden işgale ve yaklaşık 20 yıldır süren barış görüşmelerine rağmen yol alınamaması, aradan geçen zaman zarfında 1967’den beri işgal altında olan Filistin topraklarına 500 binden fazla İsraillinin yerleştirilmesi karşısında, tıkanan barış yolunu açmak için bu yola başvuruyor. Yerden göğe haklı olarak! ABD ve AB’nin kayıtsız şartsız desteğine güvenen İsrail artık aklını başına toplamalı, Filistinlileri hukuksuz ve vicdansız bir şekilde işgal ve boyunduruk altında tutmaya son vermelidir. Bu, İsrail’in aklı başında yurttaşlarının da talebidir. İsrail’in önde gelen entelektüelleri 22 Eylül günü imzalayıp açıkladıkları bildiride şunu söylediler: İnsan ahlakı, Yahudi tarihi ve İsrail’in çıkarları, BM’de komşumuz olan devleti ilk tanıyan ülke olmamızı ve işgale son verecek barış müzakerelerine derhal başlanmasını emrediyor... Filistin’in BM’ye tam üye olabilmesi için, başvurusunun Güvenlik Konseyi’nin 15 üyesinden 9’u tarafından kabul edilmesi gerekiyor. Oysa ABD Başkanı Obama, geçen yıl Eylül 2011’e kadar bağımsız Filistin devletinin kurulması çağrısı yaptığı halde şimdi, barışın ancak iki taraf arasında görüşmeyle sağlanabileceği iddiasıyla ve herhalde gelecek yıl yapılacak se- lece ilk tam nüsha teşekkül etmiş, önce Hz. Ebubekir’de kalmış, sonra Hz. Ömer (ra) ve ondan sonra kızı Hz. Hafsa’ya (r.anha) intikal etmiştir. Kaldı ki Hz. Peygamber ve ashap her namazda Kur’an’ı Fatiha’dan sonra okur (zamme-i sure) bu yönde Hz. Peygamber tarafından sürekli teşvik yapılırdı. (Daha geniş bilgi için bkz. Hasan Elik, Kur’an’ın Korunmuşluğu Üzerine, s. 68 vd., İst.-2008) Abdullah b. Ömer, Hz. Peygamber’in sahabeler arasında sistemli bir hıfzetme kampanyası yürüttüğünü anlatır. Veda hutbesinde Hz. Peygamber’in yaklaşık 120 bin kişiye hitap ettiği düşünülürse, daha o zaman kaç bin kişinin Kur’an’ı ezberlediği ve namazda okuduğu kolayca tahmin edilebilir. H. 25’te Ermenistan fethedilirken İslam askerleri arasında çıkan tartışma, “farklı Kur’an”lara değil; okuyuş, lehçe ve şive farkına işaret eder. Hz. Osman (ra) bu farklılıktan doğan sakıncaları bertaraf etmek üzere, yine Zeyd b. Sabit başkanlığında 12 kişilik bir heyet teşkil etti. Yine ilke olarak sureler yazılı olarak toplandı ve hafızlarca doğrulandı. Tevbe Suresi’nin son iki ayetinin tek kişinin tanıklığıyla sadece Huzeyme’de bulunduğu doğrudur. Ancak hafızlar bunlara itiraz etmediği gibi, yıllar önce bizzat Hz. Peygamber’in Huzeyme’yi iki şahit yerine kabul ettiğini herkes biliyordu. Kaldı ki, Hz. Osman zamanında toplanan mushafla daha önce Hz. Ebubekir zamanında toplanan ve Hz. Hafsa’da bulunan mushafla-toplamadan sonra alınıp mukayese edildiğinde, iki nüshanın tam tamına birbirlerine uygun olduğu görüldü. (Prof. Muhammed Hamidullah, Kur’an-ı Kerim Tarihi, çev. M. Mutlu, 1965, İst, s. 48; Ahmet Cevdet Paşa- A. Muhammed ed Dabba, Kur’an Tarihi ve Kur’an Okumanın Edepleri, Trc. A. Osman Yüksel, İst.-1989, s. 25 vd.) Bu mukayeseden sonra Hz. Osman, Hafsa’nın nüshasını kendisine iade etti ve Kur’an’ı yedi adet istinsah ederek Maveraünnehir’den Yemen’e kadar belli başlı İslam merkezlerine gönderdi, birisini de kendisinden alıkoydu. (Belazuri, Fütuhu-l Buldan s. 48) Hz. Osman’ın bu ikinci toplamaya başlamadan önce Hafsa’nın nüshasını aldığı iddia edilir, doğru değildir, ikinci toplamanın sonunda Hafsa’dan nüsha alınıp mukayeseye gidilmiştir. a.bulac@zaman.com.tr çimleri kaybetme korkusuyla, Filistin’in başvurusunu veto edeceğini açıkladı. Varsın ABD vetosunu kullansın ve böylelikle sadece Arap ve İslam ülkeleri halklarının değil, insanlığın büyük çoğunluğu nezdinde de bir kez daha saygınlığına darbe alsın; İsrail gibi giderek yalnızlaşsın… Belki bu Amerikan halkının uyanmasına, İsrail’e kayıtsız şartsız desteğin ABD’nin ulusal çıkarlarına ters düştüğünün bilincine varmasına yardımcı olur. Güvenlik Konseyi’nin başvurusunu reddetmesi durumunda FUO, BM Genel Kurulu’na “gözlemci devlet” statüsü tanınması için başvuracak. Bu statüyü kazanması için 193 üyeli Genel Kurul’da üçte ikilik çoğunluk (lehte 129 oy) sağlaması yetiyor. Bu desteği kolaylıkla bulması bekleniyor. Bu durumda Filistin, Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Uluslararası Adalet Divanı ve Unesco dahil bir dizi uluslararası kuruluşa üye olacak ve İsrail yetkililerine karşı işledikleri suçlardan dolayı UCM’de dava açabilecek. ABD ve İsrail, Filistinlileri BM’ye üyelik başvurusundan caydırmak amacıyla çeşitli tehditler savuruyor. ABD Kongresi’nin mali yardımı kesmesinden, İsrail’in topladığı vergileri ödemeyi durdurmasından ve bugüne kadar Filistinlilerle yaptığı anlaşmaları iptal edip Yahudi yerleşimlerini ilhak etmesinden söz ediliyor. ABD ve AB son dakikaya kadar, barış müzakerelerinin devamına dair bir bildiri karşılığında Filistinlileri başvurudan vazgeçirmeye çalı- Osman Turhan şıyor. Filistin’in üyelik başvurusu, Filistin’in en önemli siyasi ve mali destekçisi olan, fakat ortak bir dış politika uygulamaktan aciz Avrupa Birliği’ni ikiye bölmüş durumda. Filistin’in başvurusu Genel Kurul’a geldiği takdirde Almanya, Hollanda, Polonya ve Çek Cumhuriyeti gibi İsrail’in kayıtsız şartsız destekçilerinin, (halkının Filistin’e büyük destek vermesine rağmen) İtalya’nın ve başka bazı AB üyeleriNe mutlu ki Tür- nin Filistin’in “gözlemci kiye kendine ya- devlet” olarak kabulüne kışan ve gerek Fi- dahi karşı oy kullanmalistin gerek İsra- ları ya da çekimser kalil halkının lehine maları bekleniyor. Buna olan tavrı benim- karşılık Fransa, İspanya ve belki Britanya lehsedi. Başbakan Erdoğan, “Filistin te oy kullanacak. Peki, devletinin tanın- Filistin’in bağımsız devması bir seçenek let başvurusuna İsradeğil zorunluluk- il kadar karşı olan kim var? Bildiniz: Hamas! tur...” dedi. Hamas’a göre Mahmud Abbas’ın başvurusu, İsrail’le sonu gelmeyecek görüşmeleri sürdürmek için bir oyundan ibaret. Ne mutlu ki Türkiye kendine yakışan ve gerek Filistin gerek İsrail halkının lehine olan tavrı benimsedi. Başbakan Erdoğan, “Filistin devletinin tanınması bir seçenek değil zorunluluktur…” dedi. Yerden göğe haklıdır. Yaşasın bağımsız Filistin devleti! s.alpay@zaman.com.tr o.turhan@zaman.com.tr İhsan Dağı ‘Çılgın Türkler’ dönüyor mu? Ne zaman bir meselenin içine Kıbrıs konusu sokuşturulsa ‘işkillenirim’. Çünkü bilirim ki Kıbrıs, ‘Ergenekon’un en başarılı olduğu operasyon alanıdır. Otoriter siyasetin yaşaması için gerekli oksijen adadan gelir. Denktaşgillerle işbirliği yapan ekibin 2004’te Kıbrıs bahanesini kullanıp darbe yapmaya kalkıştığını bilmeyen kaldı mı? Şu sıralar hükümetin Kıbrıs konusuna sarılmasını anlamıyorum dolayısıyla. Başbakan’ın adaya yaptığı ‘tarihî’ ziyaret, ardından AB’ye Kıbrıs konusunda ‘müzakereler biter’ restinin çekilmesi ve son olarak da ‘törenle’ atılan kıta sahanlığı imzası... Bu arada Rumların adanın güneyinde başlattıkları doğalgaz arama çalışmalarının gerekirse donanma gücüyle durduruTuhaf şeyler oluyor. labileceği ve KKTC ile Sanki birileri Türkiye’yi birlikte yapılacak aradış maceraya sürükle- malara donanmanın yerek içerideki demok- eşlik edeceği sözleratikleşme sürecini sa- ri... En son olarak da Akdeniz’e açılan sabote etmeye çalışıyor. Oysa memleketin ihti- vaş gemileri... Kimse kusuyaç duyduğu şey, barış ra bakmasın, bu manve istikrar içinde anayasa yapımı dahil ‘yeni- zara bana unutmaden yapılanma’ sürecini ya yüz tuttuğumuz ‘eski Türkiye’yi hatırlattamamlamak. tı. Hatta 1970’lerin sonunda Ege’de sürekli olarak petrol arayan, fakat krizden başka bir şey ortaya çıkaramayan MTASismik 1’in siyah-beyaz görüntüleri geldi aklıma. Bakın, bugün Türkiye’nin bölgesinde yükselişinden söz ediyorsak bunun temelinde son on yılda izlenen ‘barış ve istikrarı’ kurucu dış politika var. Askerî güce değil ‘yumuşak güç’e dayandı bu politika. Gelişen demokrasisi, büyüyen ekonomisi ve derinleşen hukuk devleti anlayışıyla bölgenin çekim merkezi, insanların ilham kaynağı oldu Türkiye. Böyle bir Türkiye’nin şimdi askerî güç gösterisine heveslenmesi bence son yıllarda geliştirilen dış politika vizyonu ve pratiğiyle çelişiyor. Etrafında kabadayılık yapan değil, bölgesinde çekim merkezi ve ilham kaynağı olan bir Türkiye daha güçlüdür. Hükümet kadar sivil aktörlerin ve dinamiklerin yükselttiği yeni Türkiye’nin barışa ihtiyacı var, siyasetten de beklenti bunu sağlaması. Siz bölgesel siyasette ‘askerî gücü’ öne çıkarırsanız etrafınızdakileri korkutur, size karşı birleştirirsiniz. Siyasî tarih ‘yükselen güçlere’ karşı oluşan bölgesel ve küresel ittifak örnekleriyle doludur. Bu tür kutuplaşmalar da genellikle sıcak bir çatışmayla sonuçlanır. Tuhaf şeyler oluyor. Sanki birileri Türkiye’yi dış maceraya sürükleyerek içerideki demokratikleşme sürecini sabote etmeye çalışıyor. Oysa memleketin ihtiyaç duyduğu şey, barış ve istikrar içinde anayasa yapımı dahil ‘yeniden yapılanma’ sürecini tamamlamak. Oyun içinde oyunlar ve tuzaklar var. Geçenlerde Sabah gazetesi manşetten verdi: ‘Akdeniz’de büyük oyun’. Meğer Kıbrıs’taki sondaj krizinde atılan adımlar Genelkurmay kaynaklı planlanmış, projelendirilmiş. Anlaşılan hükümete kabul ettirilen ‘oyun planı’ için şimdi ‘psikolojik operasyon’ vakti... Sabah’ın yalanlanmayan haberine göre; Genelkurmay, Karargâh’a davet ettiği akademisyenlere “Doğu Akdeniz’deki enerji rezervinin durumu savaş riskine değer mi?” sorusunu yöneltmiş. Yanıt, “evet” olmuş. Bunun üzerine Genelkurmay bölgeye ilişkin ayrıntılı raporlar hazırlamaya başlamış. Hesaplarına göre rezervlerin değeri 7 trilyon dolarmış! Hadi inandık diyelim bu yalana, peki girilen ‘risk’ yüzünden şehit verilecek Mehmetçiklerin bir değeri yok mu? Eminim onlara da bir ‘değer’ biçmişlerdir. Yaşı, aldığı eğitim, yaşadığı muhit, yeme içme masraflarıyla 22 yaşında şehit düşen bir gencin ‘değerini’ masa başında hesaplamışlardır. Bu değerin onların kafasında 100 bin doları aşacağını sanmam. Bir yandan 100 bin dolarlık bir ‘adet’ asker, öte yandan 7 trilyon dolar! Bin çocuğumuzu kaybetsek, toplam kayıp 100 milyon dolar eder. Hadi diyelim işler kötü gitse, 10 bin ‘adet’ vatandaş ‘ex’ olsa bir milyar dolar eder kayıp. Geriye kalan kazanç büyük! Genelkurmay’a çalışan bu aymaz akademisyenlere sözüm şu: Doğu Akdeniz’de bulacağınız hiçbir şey ‘bir tek gencin’ hayatını kaybetmesine değmez. Siz bir tek delikanlının anasının yüreğinde değerinin 7 trilyon dolardan az olduğunu mu sanıyorsunuz? Ertuğrul Özkök versin gazı köşesinde, hükümet de (yoksa devlet mi deseydim?) sürsün savaş gemilerini ve Akdeniz’de batırsın ‘yükselen Türkiye’yi! Bunun için miydi yüzde elli oy? i.dagi@zaman.com.tr A. Turan Alkan Tedirginim Otoyolda kendini hep sol şeritten gitmeye mecbur hisseden bir sürücü tipi vardır; önlerine çıkan her aracın arka tamponuna yığılıp klakson ve far sinyaliyle tâciz ederek şeridi boşaltmaya zorlarlar hani. Hükûmetin, özellikle seçimlerden sonra takib ettiği dış politika, bana işte bu sol şerit tutkunlarını hatırlatmaya başladı. Bir yanıyla aktif, inisiyatif üstlenen, Türkiye’yi bölgesinde önder mevkiinde gösteren ve itiraf edelim biraz da gururumuzu okşayan kararlı bir üslûp; öteki yanıyla alışık olmadığımız derecede sert, gerektiğinde İsrail’le savaşmayı ve Batı blokuyla mesafeyi açmayı göze alan bir sertlik. Böyle düşüncelere dalmamın sebebi, bu defa bazı gelişmelere mâruz kaldığımızdan ötürü sert dış politika izlememiz değil; bilakis sertliği öngören, hattâ hesaplıyor görüntüsü veren bir hesaplaşma arzusu hissedilmesi. Türkiye bu defa mâruz kalan değil, müdahil olan, gerginliği üstlenen taraf. Ezberimiz bozuluyor. Otoyolda sol şeritte, gaz pedalını sonuna kadar kökleyerek gidiyoruz. Bu yol ve üslûbun niçin tercih edildiği konusunda –muhtevasına sonuna kadar katıldığım- idealist, yer yer romantik gerekçelerden başka açıklama yok ki bu gerekçeler sade vatandaş olarak bana tatminkâr gelmiyor. Siyasi muhalefet, eleştirinin yeri, zamanı ve dozajını ayarlamasını bilmediği için kendini fiilen sâkıt duruma düşürmüş durumda. Haydi ağır vâsıtalara tahsis edilmiş en sağ şeridi bir tarafa bırakalım ama orta şeride yönelip bir durum muhakemesi yapalım demeye bile mecâli kalmamış gibi davranıyorlar. Kamuoyu gibi muhalefet de siyaseten groggy (Türkçesi zihni karışık, dikkati dağınık, halsiz, şuuru bulanık; daha ziyade boks tabiridir; galâtı grogi) vaziyetinde. Seçim sonuçlarının yıkıntısını hâlâ atamamış gibi Sertlik siyaseti bizim görünüyorlar, oysaki Türkiye’nin ciddi bir ne kadar işimize siyasi muhalefete yarayacak; bizim en ihtiyaç duyduğu için meçhûl ama zamanlar yaşıyoruz. Kıbrıs Rum kesiZaten bildiğimi, Yunanistan ve niz şeyleri bir kere İsrail için Türkiye’nin daha tekrarda mânâ pazusunu gösterip görmüyorum; sol sertlik sergilemesi, şeritte 180 km hızla galiba yerde ararken seyrettiğimizi belirtgökte buldukları bir mekle yetiniyorum nimet, şâhâne bir ve huzursuzum. bahânedir. Basınımızın bir cüzü ise bu türden bir tedirginliği paylaşmak yerine laiklik mevzuunda doktriner hatâları düzeltmeyi daha önemli görüyor besbelli. Başbakan’ın Mısır konuşmasındaki laiklik ihrâcı konusu üzerinde sert eleştiriler kaleme almakla meşgul. Sanki bazı Arap ülkelerinin anayasasını biz yazacakmışız gibi heyecanlı ve bir vazife hissiyle hareke geçip fıkhî argüman- larla Başbakan’ı te’dib edici tenkidler yazıyor, laik devlet fikrinin İslâm’la niçin bağdaşmayacağını anlatıyorlar. Sertlik siyaseti bizim ne kadar işimize yarayacak; bizim için meçhûl ama Kıbrıs Rum kesimi, Yunanistan ve İsrail için Türkiye’nin pazusunu gösterip sertlik sergilemesi, galiba yerde ararken gökte buldukları bir nimet, şâhâne bir bahânedir. Mâlum Kıbrıslı Rumlar ve Yunanistan, düştükleri mâli krizi kendi inisiyatifleriyle çözmek irâdesini gösteremiyorlar; İsrail ise kendisine yönelik geleneksel ABD ve AB desteğini bu vesile ile artırarak pekiştirmek fırsatını kaçırmaz. Kısaca bizim krize ihtiyacımız yok, onların var; hele İsrail, varlığını sürekli kriz psikolojisini ayakta tutma mahâretine bağlamış bir devlet. Yunanistan ise kendini mağlup ve mağdur gösterecek bir gerginlik neticesinde borçları Avrupa Birliği’ne sildirme ihtimâline kesinlikle hayır demez. Muhtemelen İsrail-Yunanistan-AB lobisinden aldığı siparişle içinde genç kızların bulunduğu otomobili “Kahramanca” havaya uçurma ihâlesini yerine getiren PKK için “Savaşan Türkiye”, aç tavuğun darı ambarına düşmesi gibi bir şey olur Hafazanallah! Ee; bu durumda bizim künhüne vâkıf olamadığımız fakat hükûmete esâsen mâlum bazı hikmetlerin varlığını hesab etmemiz gerekiyor herhalde; onlar her ne ise kamuoyu da bilmek ister. Sizi bilmem, ben tedirginim. t.alkan@zaman.com.tr SAYFA TASARIM: ŞERAFETTİN YILMAZ 15 BULMACA 24 EYLÜL 2011 CUMARTESİ ZAMAN Hazýrlayan: YALÇIN SABRÝOÐLU Güzel koku y.sab rioglu@za man.com.tr Yarım İnce perde Kısaca numara Bir deyim Kısaca baryum 3 Süren, sürücü Kısaca halinyum Boru sesi Bir aktör (... Şaşmaz) Biçare, zavallı Müsaade Kütahya ilçesi Gaye Sivas ilçesi Madende saflık derecesi Haya Tembih sözü Rahatlama nidası Ağrı’nın eski adı Ağaçlıklı yol Bir bağlaç Kainat, bütün dünya Elazığ ilçesi Arabi bir ay adı Bir nota Akdeniz bitkisi Afrika’da bir ülke 6 Yaver Efendimiz’in bir sünneti Ameller Peygamberler şehri Yönetim 2 Berat, izin Bir harfin okunuşu İlk şeker fabrikası kurucusu Nezir Bir deyim Er kişi, erkek Duyma organı Ahlak SUDOKU BULMACA Seri, çevik Tablodaki tramlý kalýn çizgilerle belirlenmiþ 3’e 3’lük karelere, 1’den 9’a kadar rakamlarý birer kez kullanarak yerleþtirin. Öyle yerleþtirme yapmalýsýnýz ki, bütün 3 lükleri doldurduðunuzda tablonun bütün kutularý yukarýdan aþaðýya ve soldan saða 1’den 9’a kadar rakamlardan birer kez kullanýlmýþ olsun. Doğrusu, esasen 3 Boz renk 7 Yararlı, yarayışlı 2 1 Hamle İyiden iyiye Lise 1 Karışık renkli Kokulu bir bitki Bir sporcu (... Bulut) 8 Atatürk’ün manevi kızı (Afet ...) Rey 4 5 Fasıla 6 5 Bir harfin okunuşu Erkek adı 5 8 1 Bir ilimiz 6 1 Gelir 2 Titanın remzi 2 Yüz, çehre 7 1 1 6 4 3 Suriye başkenti İtalya’da bir nehir Altın işlemeli ipek kumaş 1 8 3 6 7 5 4 9 1 2 4 7 1 9 2 8 5 3 6 9 2 5 1 3 6 7 8 4 3 5 7 6 9 1 2 4 8 1 8 2 4 7 5 3 6 9 6 9 4 3 8 2 1 5 7 2 1 3 8 4 7 6 9 5 5 6 8 2 1 9 4 7 3 7 4 9 5 6 3 8 2 1 Dediğinde direnme Doğuma yardımcı kadın Ağabey Arabın başındaki çengel 8 Bitki bilimi Bütün Söz, laf Kuzu sesi Ermenistan başkenti Maden Kısaca potasyum Otomobilde bir parça Bir müzik aleti 8 4 Haya Tokat’ta bir halk oyunu 8 Satrançta bir taş Arka, art İzmir ilçesi 7 Kısaca germanyum Başlıca içecek Anlam Bir tür müzik Safra Eski haltercimiz (... Süleymanoğlu) Asap Sermaye Veli Eğreti Yabancı İplik Hayvan yiyeceği Sınır nişanı Yenen bir yeşillik Töre Alimler Kırmızı Şart eki Feza Benzerini yapmaya çalışma Beyaz Bir nota 5 Becerikli Tanıtmak amacıyla yapılan şey Bir deniz rütbesi İki ülke parasının karşılıklı değeri Bir ilimiz 4 K E L İ M E F Þ ÝF RE K E LÝ ME: Vazife J U N M U J A N A Y Ý V K R K A L U K U S M R R A H R E A K K O V A O Y A Z G I U Ü Y S A A T L N Þ H Y L Ü Ð D K Ý R K H S Ý C U J I R Bulmaca 1 1 2 3 U T E B A K E R K F B T R S T K A Ý S Z Ý E R G Ç Ü L N O M T Ü E G B A N S A K K Y R O Ü U T A L A K U R Ü Þ O N M R Ö G E C N E R V E K R A Ö M C U Z G L O E L N Ý C L T E Z A P Ý S R H A Ü J Ç T E L M H N A G I K S V K V A A Y K A B Ü A T A U T K T A R Ö Z K H G M A Z Ç Ü L M K Z S F T Ç H Ý Y Ç Ý Þ N İ D E Ü E E F Y Ý M Ö L K Ü Z O D L İ O N F N R R M K V S R Ý J Ö G D E H Ý 2 3 4 5 6 7 8 A V I Ü K 1 Ý E A S L V R A D Ü M R R B M T S Ü G D F E O R İ E R T R O P N N R Ü O D N Ç T K E B F Ö U Aþaðýdaki kelimeleri tablonun içine serpiþtirdik. Bunlarý bulabilir misiniz? AKHÝSAR, BUHAR, CAMBAZ, ÇARK, DENİZ, EVREN, FORMÜL, GOFRET, HEYHAT, ÝSKAN, KULAK, LALELÝ, MERCAN, MAYIS, NEZAKET, ORKÝNOS, ÖZKAN, PORTRE, REKABET, SERGÝ, ÞAHIS, TÜRKAN, UÐUR, ÜSTÜN, VÝYANA, YAZGI, ZAMBAK. 4 5 6 7 8 2 3 4 Rüstem Aydýn 5 6 7 8 r.ay din@za man.com.tr 9 10 11 12 SOLDAN SAĞA 1) Allah (cc)’ın birliğine inanma ve bunu ifade etme.– Su altında kalan, su basmış tarla. 2) Bir dış gücün etkisi altında uzama, kısalma, eğrilme vb. biçim değişikliklerine uğradıktan sonra, etkinin kalkmasıyla eski biçimini alabilme özelliğinde olan, elastiki.– Genellikle bazı çiğ ot ve sebzelerle yapılan, yağ, limon vb. maddeler konulan, yemeklerle birlikte yenen yiyecek. 3) Madagaskar’ın plaka işareti.– Felç, sakatlık vb. bir sebeple yataktan kalkamayan (kimse). 4) Toplama, toplanma, bir araya getirilme.– İslam’ın şartlarından biri.– Nikelin sembolü. 5) Mahsul.– Kırılmış taş döşenip silindir geçirilerek yapılan yol. 6) Allah (cc)’ı dil veya kalple anma.– Ayrılırken birbirine selam ve esenlik dileme. 7) Közlenmiş patlıcan, sarımsaklı yoğurt ve kıyma ile yapılan bir çeşit yemek.– Osmanlı padişahlarının adlarının sonuna getirilen unvan. 8) Cimri, pinti, eli sıkı.– Eser, iz, belirti. YUKARIDAN AŞAĞIYA 1) Konuşmayı bir dilden başka bir dile çeviren kimse, çevirici, dilmaç. 2) Siyaha çalan buğday rengi.– Bir tür cetvel. 3) Vietnam’ın plaka işareti.– Musiki. 4) Seslenmek veya ilgi ve dikkat çekmek için söylenen bir söz.– Torunu olan kadın. 5) Uyarı.– Adale. 6) Kirli olmayan, pak. 7) Şeker hastalarının şeker yerine kullandığı beyaz, tatlandırıcı bir madde. 8) Manda yavrusu.– İlgi edatı. 9) Az tavlı, yarı yaş yarı kuru toprak. 10) Boyacılıkta kullanılan, kırmız böceğinin üst deri bezlerinin salgıladığı madde.– İnsan zekâsının, insan kişiliğinin erişebileceği en yüksek düzey, dâhilik. 11) Bir binek hayvanı.– Haddini bilmez, kaba, nobran. 12) Acımasızca. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 O L İ M P İ Y A T M A 2 T A L İ P E D İ K Ü R A R 3 O B 4 K R A S P E L E E R E N K 5 R İ T İ 6 A D A V E T 7 S O K A K 8 İ R İ Ş S İ N F A K Y T K A K E L þ M E 10 11 12 A K A H A Y A A B E L A T T E R A T A V I N H þ V K R U Ü C Ü Z Ü Ý R O L S H A Ç R L Ð F G Ý Ð T R A Ü A E O N A D E G R E G G F L M R Z G N I V N A Y A N Ý C U E S U Ð Ý E T N O Ā E R M Z F N I Z A T I B P Ý M H Ý O S H S K Ü L R S M F ü Ç Ý U M U D K A L K A C O N E B R S E Z K Y A N M L P T M T Ç R U M E E E U K U þ S R K E R Ý L O L Ð A C R Y A E A B Ü Ý Ü T Y E N Ü C E E S A J H S R D Z O V M L R M N A Ý Ý T Ð A Z Þ A L Z U B E E L Ý K Z O Y K Ü R E þ E Y Z M T A N M A N A U T V Ð O Ý A L Ý K R T M Ü T Ý O J S C N G M E P E Ü Ý D D H Ö M U R A R D Z R L K K þ U D A E S E Z U Z Ü H A L K Ð O N V M J N M B E R U V þ Ç J A K N E V Ü G Z Ö L O L Ü Aþaðýdaki kelimeleri tablonun içine serpiþtirdik. Bunlarý bulabilir misiniz? ASTEĒMEN, BURGAZ, CÜNEYT, ÇORUM, DÜNYA, ERGÝN, FULAR, GERGEDAN, HÜRREM, ÝMAME, KURBAN, LđKđDđTE, MEZUN, NAKIS, OSMAN, ÖZGÜVEN, PARTÝ, RAKAM, SÝMÝT, ÞđFONđYER, TRAJÝK, UNSUR, ÜZÜCÜ, VELVELE, YALIN, ZÜHAL. f16 RÖPORTAJ 24 EYLÜL 2011 CUMARTESİ ZAMAN Avrupa PKK’ya müsamaha göstermemeli Bazı Avrupa ülkelerinin terör örgütü PKK’ya ‘bizde eylem yapmıyorlar’ diye müsamaha göstermesinin büyük hata olduğunu ifade eden Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, “Yarın bu tür işler onların da başına gelebilir. Bunun son örneğini Humboldt Üniversitesi’nde Sayın Cumhurbaşkanımızın konuşma yapacağı sırasında gördük.” dedi. Başbakan Merkel’in Almanya federal yargıtayının verdiği bir kararda PKK’yı bir terör örgütü ilan ettiğini ve kabul ettiğini mahkeme kararıyla ortaya koyduğunu açıkladığını hatırlatan Bozdağ, “Umarım kararın gereği zaman içerisinde yerine getirilir.” şeklinde konuştu. SERDAR DOMBAY FRANKFUT Almanya bu hafta başında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü ağırladı. Bazı tatsız olaylar olmasına rağmen renkli geçen bu geziyi heyette olan Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ ile konuştuk. Almanya ve Türkiye’nin sadece bugün değil geçmişte de büyük ilişkileri olmuş iki ülke olduğunu vurgulayan Bozdağ ekonomik, kültürel ve siyasi ilişkilerin olduğu Almanya’da en önemli ilişkinin ise Almanya’da yaşayan Türkler olduğunu ifade ediyor. Bu insanlarımızın bugün Almanya’nın siyasetinde, ticaretinde, biliminde, sanatında, kültüründe, her alanında çok büyük başarı ortaya koymuş durumda ve misafir olmaktan öte Almanya’nın bir parçası ve Almanya’da kalıcı olma noktasında da önemli kararlar verdiğini vurgulayan Bozdağ ile hem geziyi hem 50. Yılı konuştuk. Cumhurbaşkanı Gül’ün Berlin seyahati sırasında bir bomba ihbarı ve sonrasında tatsız gelişmeler yaşandı. Sizce hedef neydi? NATO PKK’yı terör örgütü olarak kabul etti. Avrupa birliği PKK’yı terör örgütü olarak kabul etti. Amerika PKK’yı terör örgütü olarak ve Türkiye ve Amerika’nın ortak düşmanı olarak ilan etti ve bu konuda her türlü desteğini verdi. Bazı Avrupa ülkelerinin bizde eylem yapmıyorlar diye PKK’ya müsamaha göstermesi yanlıştır. Yarın bu tür işler onların da başına gelebilir. Bunun son örneğini Humboldt Üniversitesi’nde Sayın Cumhurbaşkanımızın konuşma yapacağı sırasında gördük. Gün boyu terör örgütü yayını yapan televizyonlar on binleri oraya toplamak için uğraştılar ama burada yaşayan vatandaşlarımız bunlara itibar etmedi. 30, 40 kişi civarında belki ya vardı ya yoktu. Kürtler çağrıya ilgi göstermeyince bu sefer bomba ihbarı yaptılar ki orada konuşmalar olmasın diye. Ama Sayın Cumhurbaşkanımız o salonda konuşmasını yaptı. Teröre, terörizme ve teröristlerin bu tür oyunlarına prim vermedi. Almanya bundan bir ders çıkarmalı. Sayın Angela Merkel Almanya federal yargıtayının verdiği bir kararda PKK’yı bir terör örgütü ilan ettiğini ve kabul ettiğini mahkeme kararıyla ortaya koyduğunu açıkladı. Umarım kararın gereği zaman içerisinde yerine getirilir. Avrupa’da da benzer sıkıntılar var. Her geçen gün artan bir sıkıntı bu. Terör ve İslam Avrupa’da aynı şekilde özleştirerek sunulmaya çalışıyor ve bu İslamofobi olayını ortaya çıkarıyor. İslam dini barış dinidir. Şimdi böyle bir dini Cumhurbaşkanı Gül’ün Almanya temaslarını Serdar Dombay’a değerlendiren Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, “Biz yurtdışında yasayan vatandaşlarımızın Türkiye’nin siyasetinde de söz sahibi olmalarını arzu ediyoruz.” dedi. Bozdağ, Almanya’da yaşayan vatandaşlarımızın bundan sonra yapılacak ilk seçimde bulundukları yerde oy kullanması için çalışmaların sürdüğünü söyledi. terörle yan yana getirmek, islamla terörü yan yana getirmek ve islama veya onu benimseyen müslümanlara terör sıfatını yakıştırmak islama dönük yapılmış en büyük iftiradır. Yani müslümanların içerisinde yanlış yapan insanlar olabilir, milyarlarca müslüman var. Hıristiyanların içerisinde yanlış yapanlar olabilir tabi, işte gördük Norveç’te bir tane gözü dönmüş insan masum, onlarca insanı kurşuna dizebildi. Biz bütün Hıristiyanlar böyledir diyebilir miyiz? İslamı teröristlerle, terörizmle, terör eylemleriyle yan yana göstererek insanları islamdan soğutmak isteyen bir takım yaklaşımlar var. Bunlar fevkalade yanlış. İslamofobi bana göre bir tehlikedir ve bu düşünce ile beraber hoşgörüsüzlük, ırkçılık, ayrımcılık toplumlarda ağır ağır yeniden yer etmeye başlıyor. Bunu hep beraber önlemeliyiz. Sadece bir Türkiye olarak değil, Türkler olarak değil, Almanya’daki dostlarımız, almanlar, İngilizler, Fransızlar, başkaları nerede birileri kin tohumu atıyorsa hep beraber karşısında durmalıyız. Hoşgörüsüzlüğe, ırkçılığa, ayrımcılığa efendim islam fobiye, teröre hiçbir ülkenin ve hiçbir insanın prim vermemesi lazım. Hem kendisi için, hem ülkesi için, hem dünyanın geleceği için buna mecburuz. Cumhurbaşkanı Gül’ün Almanya ziyaretinde oldukça önemli imzalar atıldı. Bu antlaşmalardan bir tanesi de çifte vergilendirmeyle alakalı. Emeklileri sevindiren bu imzayı nasıl değerlendiriyorsunuz? Şimdi on bin euroya kadar geliri olanlardan herhangi bir vergi alınmayacak. Onun üzerinde gelir olmasa halinde bir vergilendirme söz konusu olacak, yani buradan baktığınız zaman kesin dönüş yapan ve emekli olan, Almanya’dan emekli olup kesin dönüş yapan vatandaşlarımızın bu açıdan büyük bir muafiyeti ortaya çıkmış durumda. Bu bir iyileştirmedir. Önemli bir adım olarak biz bunu görüyoruz. Hem vatandaşlarımız için, hem Türkiye hem de Almanya için önemli bir gelişme, önemli bir adım diye görüyoruz. Göçün 50. Yılı ile alakalı düşünceleriniz nelerdir? 50 yılda çok şey değişti. Dün sadece kas gücüyle çalışarak, hizmet edenler bugün ticarette, bilimde, sanatta, eğitimde, kültürde, siyasette, sporda, her alanda başarı hikayeleri ile hem Almanya’nın hem de Türkiye’nin göğsünü kabartmaktalar. Çok büyük başarı hikayeleri var, çok büyük mücadeleler var, bugün onu görüyoruz. Bugünkü modern güçlü Almanya’nın oluşmasında en büyük pay Almanlardan sonra onlara aittir. Göçün 50 yılında artık buna göç de demek doğru değil, yani Türk işçilerinin Almanya’ya gelişi, Almanya’da çalışmaya başlayışı dememiz lazım. Çünkü artık olay göç olayını aşmıştır. Artık göç hadisesi geride kalmıştır. Bugün ürettikleriyle başarılarıyla var olan ve buradaki varlıklar nedeniyle de birinci sınıf vatandaşı olmak isteyen ve ona hakkı olduğunu düşünen insanlar var. Şimdi olay bambaşka bir noktada. Misafir değil, dönücü değil, göç değil, yerleşik. Burada doğmuş. Onun için ben gelinen noktada Almanya’nın burada yaşayan türklere karşı politikalarını yeniden değerlendirmesinin Almanya için yararlı olacağını düşünüyoruz. Onun içinde Almanya Uyum Bakanı sayın Maria Böhmer’le Türkiye olarak bizim bundan sonraki süreçte birlikte çalışma mecburiyeti var, yani biz beraber çalışırsak uyum konularındaki sorunları birlikte aşabiliriz. Daha iyi noktalara beraber götürebiliriz. Almanya’nın şu an uyguladığı evlilik konusunda dil zorunluluğu insan haklarına uymuyor. Çünkü insanların kiminle evleneceğine, kime aşık olacağına, kimi seveceğine, kimden ayrılacağına devletler, ülkeler karar vermez, vermesi de doğru değildir. 50. Yıl münasebetiyle yapılacak tartışmaların ve konuşmaların, hem Türkiye olarak bizim, hem Almanya’nın, hem burada yaşayan türklerin objektif değerlendirme yapmalarına ve yeni dönemde, yeni sürece ve yeni konsepte uygun adımlar atılmasına önemli katkıları olacaktır. Yurtdışı Türkler ve akrabalar topluluklar Başkanlığı seçimlerden sonra size bağlandı ve hızlı bir şekilde gümrük kapılarında anketler yapıldı. Tesbit ettiğiniz sorunlar neydi? Benim gördüğüm tabi pek çok sorun var. Onları sıralamadan önce gördüğüm şey su, tabi Türkiye’de böylesi bir kurum kurulduğuna ilişkin bilgi eksikliği var. Vatandaşlarımız iste bir konuyla ilgili bir sorunu olduğunda farklı yerlerden çözüm arayışına giriyor. Bu kuruluş Türkiye’de vatandaşın ne gibi sorunu varsa o sorunların çözümü ile yakından ilgili. O nedenle bu kurulusun tanınması, bilinmesi ve Türkiye’de hangi sorunun hangi makam tarafından çözüldüğünün bilinmesinde fayda var. Biz bu maksatla bir cep rehberi de çıkardık. Sınırdan giriş yapan bütün vatandaşlarımıza bunları dağıtmaya başladık. Onları başka ülkelere de göndererek, oradaki dernekler, vakıflar vasıtasıyla dağıtarak bu noktada vatandaşlarımızın bilgi sahibi olmasına önem veriyoruz. Almanya’da, yasadıkları ülkede hangi sorunların hangi makamlar tarafından hangi usulle çözüleceğini bilmek, nasıl hak arayışı yapılacak, onu bilmenin çok önemli bir mesele olduğunu düşünüyoruz. Bu konuda rehberliğe çok önem veriyoruz ve önümüzdeki süreçte bu rehberliğin sağlıklı yapılması için önemli adımları beraber atacağız inşallah. Yurt dışında oy kullanma problemi çözülecek mi? Biz yurtdışında yasayan vatandaşlarımızın Türkiye’nin siyasetinde de söz sahibi olmalarını arzu ediyoruz. Şimdi sayın başbakanımızın bizlere verdiği talimat çerçevesinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Şu anda ilgili bütün kurumların içinde olduğu YSK’nın temsilcisinin de içinde olduğu bir komisyon çalışmasını yürütüyor ve bu çalışmalarda son aşamaya geldi. İnşallah TBMM açıldıktan sonra bunu da mavi kart ile beraber sevk edeceğiz ve yasayı çıkaracağız. Bundan sonra yapılacak ilk milletvekili seçiminde ve ilk cumhurbaşkanlığı seçiminde Köln’de, Berlin’de veya başka bir şehirde yaşayan vatandaşlarımız konsolosluklara gidip oylarını sandıklarda rahat rahat kullanacaklar. Özcan Alper, ikinci ‘koza’sına yakın ALİ KOCA, AYHÜN HÜLAGÜ ADANA Geçtiğimiz yıl yaşanan erteleme yüzünden hafif şiddetli bir sarsıntı geçiren Altın Koza Film Festivali, silkelenip kendine geldi. Özellikle de ulusal uzun metrajdaki yarışma filmlerinin ‘ağırlığıyla’ şimdiden Antalya’nın birkaç adım önüne geçti diyebiliriz. Üstüne bir de, Nuri Bilge Ceylan’ın, Cannes ödüllü “Bir Zamanlar Anadolu’da”yı Adana’da vitrine çıkarması ve başta Yılmaz Erdoğan olmak üzere film ekibinin festivale katılması Altın Koza’nın hanesine artı değer olarak yazıldı. Altın Koza’da yarışma filmleri ve özel galalar dâhil tüm etkinlik ve gösterimler ücretsiz. Adanalıların sinema sevgisi ve yarım asra yaklaşan festival geleneğinin yanına bu faktörü ekleyince tüm gösterimler dolu dolu geçti. Özellikle yarışma filmlerine ayrı bir rağbet vardı. Malum, Adana, diğer festivallere oranla daha politik geçiyor. Yılmaz Güney’in şekillendirdiği, başlangıç yıllarındaki karakteristik özellik, yerel yönetimler değişse de bugün bile devam ediyor. Bu yıl da öyle oldu. Aynı gün gösterilen iki belgesel, Nazilerin elinden Yahudileri kurtaran Türk diplomatlarının mücadelesini anlatan ‘Türk Pasaportu’ ve 1999’daki ‘Hayata Dönüş’ operasyonunun mağdurlarını gündeme getiren ‘Simurg’ farklı ideolojiden kaynaklansa da hemen hemen aynı reflekslerle seyirciden bol bol alkış aldı. Hatice Aslan’ın oyunculuğuyla âdeta kendini perişan ettiği ‘Vücut’ ise senaryo ve yönetmen zaafları neticesinde perdede kayboldu. ‘HES’leri ele alan ‘Yurt’ ise meselesini derli toplu anlatamadığı ve Nuri Bilge Ceylan’ın larda JİTEM’in marifetiyle Güneydoğu Anadolu’da ‘kaybolan’ Kürtleri anlatıyor. Aslında bu cümle biraz haksızlık olur film için. Çünkü başka şeyler de anlatıyor. Bir ara 1915’teki Ermeni tehciri de filme dâhil oluyor. Bu akşam verilecek ödüllerde Özcan Alper açık ara önde gözüküyor. Ancak, bu yazının satırlara düştüğü saatlerde henüz gösterimi yapılmamış olan Onur Ünlü’nün merak ve heyecan uyandıran ‘Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikâyesi’ ile yurtdışında festivalleri dolaşan ‘Eylül’ filmlerinin de festivalin diğer ‘gözdeleri’ olduğunu belirtelim. - Altın Koza’da bu yıl ‘Yaşam Boyu Onur Ödülü’ne layık görülen ünlü yönetmen Ali Özgentürk, festivalde yarışan filmlere ayrımcılık yapıldığını söyledi. FOTOĞRAF: AA, AYKUT ÜNLÜPINAR ÖZGENTÜRK’TEN FESTİVALE ELEŞTİRİ ‘Uzak’taki oyuncusu olan yönetmen Muzaffer Özdemir’in ‘özenti’ olarak algılanan anlatım dilinden dolayı sınıfı geçemeyenlerdendi. JİTEM’E DOKUNAN CESUR BİR FİLM ‘Bir Zamanlar Anadolu’da’ ve Nuri Bilge Ceylan-Yılmaz Erdoğan rüzgârı dindikten sonraki gün seyirci karşısına çıkan Mar, Kadife ve Beni Sev filmleri, tüm gayretlerine rağmen ödül listesine çıkmaları sürpriz olacak yapımlar olarak kayda geçti. Yıl içinde vizyona giren, kiminin DVD’si bile çıkan ‘Memleket Meselesi’, ‘Saklı Hayatlar’ ve ‘Kaybedenler Kulübü’nün neden yarışmada olduğu ise hâlâ muamma. Dolayısıyla Adana’da sinemaseverlerin yüzünü güldüren üç film kalıyor. Özcan Alper’in yine şiir gibi, ama derinden derine insanın içine işleyen filmi ‘Gelecek Uzun Sürer’, 90’lı yıl- Altınkoza’da bu yıl ‘Yaşam Boyu Onur Ödülü’ne layık görülen ünlü yönetmen Ali Özgentürk, festivale eştiriler yöneltti. Festival filmlerinin gösterildiği 5 ayrı salondaki teknik imkanların yetersiz olduğunu söyleyen Özgentürk, festivalde yarışan filmlere ayrımcılık yapıldığını söyledi. Festivalin ‘Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması’ bölümünde Özgentürk’ ün aynı hikâyeden esinlenerek çektiği ‘Beni Sev’ ve ‘Görünmeyen’ adlı filmleri 14 filmle birlikte yarışıyor. Özgentürk, önceki gün Metropol salonunda gösterilen ‘Beni Sev’ adlı filminin teknik imkansızlıklara kurban gittiğini ifade etti. Özgentürk, “Her salonun imkânı farklı. Benim filmimin izleyiciyle buluştuğu salonda ışık yetersiz geldi. Bazı sahneler de hiç duyulmadı.” dedi. Adana doğumlu Özgentürk, “Bu şehirde festival yapılıyorsa önce şehrin yönetmenlerine sahip çıkılmalı.” şeklinde konuştu. f17 spor KOBE’YE 6,7 MİLYON DOLAR. İtalya’nın Virtus Bologna takımı, NBA ekiplerinden Los Angeles Lakers’ın yıldız basketbolcusu Kobe Bryant’a NBA’deki lokavt süresince formasını giymesi için transfer teklifi yaptı. Bryant’a 6,7 milyon dolar önerildiği bildirildi. Ayrıca Kobe, yarın İstanbul’da basketbolseverlerle buluşacak. ARDA, MESSİ’YE KARŞI. İspanya La Liga’da milli futbolcumuz Arda Turan’ın forma giydiği Atletico Madrid, bugün Barcelona’ya konuk olacak. Saat 22.00’te başlayacak mücadele Digiturk kanal 380’dan canlı yayınlanacak. Arda, yükselen formuyla dikkat çekerken Katalanların kozu yine Arjantinli yıldız Messi. 24 EYLÜL 2011 CUMARTESİ ZAMAN FEDERASYON'UN ALDIĞI HER KARARIN ARKASINDA DURMAM Atýf Keçeci 5 dakikada Beşiktaş! Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, Futbol Federasyonu'nun şike soruşturması sebebiyle zor bir süreçten geçtiğini söyledi. Atılan her adıma kulüplerin farklı tepkiler göstereceğini belirten Kılıç, kendisinin de TFF'nin alacağı bütün kararlara destek çıkamayacağını dile getirdi. Kılıç, şiddet yasasının TFF ve Kulüpler Birliği'nin ortak ürünü olduğuna dikkati çekti. - Futbolda şike soruşturmasını konu alan Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, sürecin yönetilmesinin zor olduğunu vurguladı ve Futbol Federasyonu'nun doğru bir karar almasını diledi. TRT Spor'da yayınlanan Basın Tribünü programına katılan Bakan Kılıç, “TFF'nin attığı her adımın arkasındayım diyemem.” dedi. Federasyon'un hangi kararı alırsa alsın Türkiye'nin yarısının buna karşı çıkacağına dikkati çeken Suat Kılıç, “Kararlar Fenerbahçe'nin lehine olursa diğer takım taraftarları tepki koyacak. Fenerbahçe'nin aleyhine olursa diğerleri onaylayacak; ama bu kez de Fenerbahçe taraftarlarının tepkisi olacak. Şu durum- da kimsenin olmak istemeyeceği şey TFF başkanlığı ya da yöneticiliği yapmaktır.” ifadelerini kullandı. Spor yasasını hazırlayanlar arasında 4 büyük kulübün başkanının bulunduğuna işaret eden Bakan Kılıç, “Bu kanun Kulüpler Birliği ve Federasyon'un ortak ürünüdür.” açıklamasını yaptı. Kendisiyle birlikte Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in kanuna, çıkmadan önce muhalefet ettiğinin altını çizen Kılıç şöyle devam etti: “Kanunu okuduğumuz zaman ‘Teşebbüsle nihai suç aynı cezayı almamalı' diye düşündük. Adam yaralamayla öldürmek aynı suç değildir. Şikeyi de şiddeti de önlemeye yönelik sert bir kanun.” Seyircisiz oynama cezası verilen maçların kadınlar ve 12 yaş ve altı çocuklara açılması kararının ilk uygulamasına destek veren Bakan Kılıç,"Kadınlarımızın, Şükrü Saraçoğlu stadındaki seyircisiz maç uygulamasını sona erdirmesi TFF tarafından son derece doğru, yerinde taktir edlip cesaretlendirilmesi gereken bir karardı. 12 yaş sınırı yükseltilebilir. 14 yaşındaki bir çocuğun annesinin, halasının, ablasının yanında küfürlü tezahuratı olacağını zannetmiyorum. Bu uygulama bundan sonra ki seyircisiz maçlarda da harfiyen uygulanması ve gelenekselleştirilmesi gerektiği kanaatindeyim." açıklması yaptı. Bakan Kılıç'ın diğer konularda ağ- Öncelikle bir takdirimi belirtmek istiyorum. Sağanağın da ötesinde yağan yağmura rağmen zeminde hiçbir bozukluk oluşturmayacak şekilde imalat yapan kurum ve kişileri kutlarım. Transfer döneminde radikal kararlara imza atan Bursaspor yönetimi, teknik heyetin doğru tercihleriyle gidenlerin yerini fazlası ile doldurmuş gözüküyor. Transfer hovardası Beşiktaş’ın 11’inde ise oynanan son 5 maçta mücadelede en fazla iki yeni transfere forma verildi. Guti sakatlığının tedavisi için gece âlemleri (!) yapması için verilen reçeteyi uygulamakla meşguldü! Bunca transfere rağmen sol bekte Egemen, önünde çizgi adamı olarak İsmail Köybaşı görev yapacaksa bu bölge için niçin çuvalla Euro saçıldı? Simao orta sahanın göbeğinde, diğer bir tarifle 10 numara görevine soyundurulmuş, onun sporcu kişiliği işini en iyi yapmak olduğundan tüm gayretini sahaya döktü. Edu’yu düşünmekten daha çok ortadan kaleyi hedef alan pozisyonlar içerisinde gözüktü. Edu tarzındaki oyuncuları efektif hale sokabilmek için yan ortaların önemini bizler biliyoruz da sahadakiler işe Fransız kalmakta ısrar ediyor. Siyah-Beyazlı takım o kadar organizasyon fakiri ki 23’te rakip 10 kişi kalmış, 1-0 yenik oynuyorsun ve rakip kalede bir tek önemli pozisyonun yok. Yenilen golde de Rüştü’nün önünde 2 Bursalı topu dikkatle takip ederken Siyah-Beyazlı defans onları seyretmekle meşgul. Yunus Yıldırım’ın yardımcı hakemi Adil Sinem’in “Küfür etti” ikazıyla 23’te Bangura’ya gösterdiği kart kurallardaki tarife uyar gibiydi. Carvalhal, 29’da çok doğru bir kararla seyircinin kötü tezahüratı karşısında sıkıntılar yaşayan ve de 22’de sarı kart gören Egemen’i oyundan alarak golcü sayısını artırdı ve Mustafa Pektemek’i sahaya sürdü. Taktiksel anlamda da forveti ikileyerek Edu-Mustafa Pektemek yaptı. İyi hoş da ileriye olgun paslar gelmedikten sonra forveti 5’lemişiz ne fayda sağlar? Beşiktaş’ın günler geçmesine rağmen organize futbol adına bir gelişme gösteremediği aşikâr. Bu, ileriye dönük çare aranmasını gerektirecek boyutlara gelmek üzere. Oyuncu değişiklikleri de bu anlamda bir fayda sağlamıyor. Querasma’daki sorumsuzluk had safhada. Kulüp yönetiminin beceremediği disipline etme başarısını Yunus Yıldırım gösterdi. Yıldırım, artistlik yaparak rakibini geçmek isteyip başaramayınca tekmeyi sallayan Portekizli’yi oyundan ihraç etti. Maçın son 5 dakikasında işin iyiye gitmediğini ancak fark eden Beşiktaş, orta saha hakimiyetini ele geçirip topla daha fazla oynar hale geldi. Bu durum da hemen semeresini verdi. Gene bir duran top organizasyonunda 88’de Sivok ve 90’da Holosko iki kafa vuruşuyla takımlarını galibiyete taşıyan gollere isimlerini yazdırdı. Son 5 dakikada gelen galibiyet, yanlışların görülmemesine sebep olmamalı. a.kececi@ zaman.com.tr zından dökülenler ise şöyle: "Şike sahaya yansısın, yansımasın şikedir. Düşmenin kaldırılmasıyla ilgili yasa hazırlığımız yok. Çirkin tezahürata prim yok. 3 yıl içinde gelir giderlerini dengelemezlerse kimse bu kulübün patronuyum havasını atamaz. Başbakanımızın söz verdiği 12-13 yere stadyum yapılacak. Statları şehrin dışına taşıyacağız. Pazar günleri İstanbul'da gündüz maçı oynanabilir. İnönü Stadı'nın yenilenmesine taraftarım. Gençlik ve kültür merkezleri yaparak çocuklarımızı sokaktan kurtaracağız. 2020 Olimpiyatları'nı kazanacağımıza inanıyorum. Samsunluyum, Samsunsporluyum." SPOR SERVİSİ TRT Spor’da yayınlanan Basın Tribünü programına katılan Bakan Kılıç, pazar günleri özellikle genç kesimin de maçlara gidebilmesi için gündüz maçlarının oynanabileceğini belirtti. Aydınlar mağdur hakemleri unutmadı - Bakan Kılıç'ın makam aracına çarpan otomobil sürücüsü hayatını kaybetti İDRİS OKUR ÇORUM CİHAN Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç'ın içinde bulunduğu makam aracına, Sungurlu'da başka bir araç yandan çarptı. Kılıç, kazadan yara almadan kurtuldu. Ancak diğer aracın sürücüsü Kazım Bozdağ (79), kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Sungurlu Kaymakamı Hulusi Şahin, kazanın saat 10.00 sıralarında Bakan Kılıç'ın makam aracı Sungurlu Sanayi Kavşağı'ndan geçerken yaşandığını kaydetti. Bozdağ yönetimindeki otomobilin, aniden şerit değiştirdiğini ve Kılıç'ın makam aracına yandan çarptığını belirtti. Suat Kılıç da kazaya ilişkin 'geçmiş olsun' dile- - ğinde bulunanlara hitaben, kazada Bozdağ'ın hayatını kaybetmesinden büyük üzüntü duyduğunu dile getirdi. Kılıç, şunları kaydetti: "Kazım Bozdağ amcamıza Allah gani gani rahmet eylesin, mekanı cennet olsun. Yakınlarına başsağlığı diliyorum. Önce Sungurlu Devlet Hastanesi'nde, sonra Çorum Devlet Hastanesi'nde kendisi ile ilgili tüm gelişmeleri takip ettik. Ama imkanlar seferber edilmesine rağmen ağır yaralı olmasından dolayı hayata döndürülmesine yönelik bir imkan maalesef oluşturulamadı ve emr-i Hak vaki oldu. Allah rahmet eylesin. Yakınlarına sabr-ı cemil ve başsağlığı niyaz ediyorum." Kadın ve çocukların bilet parası TFF'den - Seyircisiz maç cezası verilen takımların maçlarını kadın ve 12 yaşından küçük çocukların izlemesini kararlaştıran, bunu da F.Bahçe-Manisa mücadelesinde hayata geçiren Futbol Federasyonu, yeni adımlar atmaya devam ediyor. Artık kadınlar ve 16 yaşından küçükler karşılaşmaları bedava izleyebilecek. Bu taraftarların biletleri için TFF bir ücret belirleyecek ve kulüplere ödeyecek. Federasyon yetkilileri, “Maçlarda kadınlar hep evde bırakılıyordu. Hatta çocuklar bile götürülmüyordu. Şimdi ailece maçlara gidecekler. Yan yana oturacaklar. Böylece statlar, aile tribünü gibi olacak. Tribünler böylece güzelleşecek.” ifadelerini kullandı. BÜLENT KARADAŞ ANKARA Futbol Federasyonu Başkanı Mehmet Ali Aydınlar, hakemler için yeni bir çalışmaya imza atacak. Ankaraspor ile Bursaspor'un cezasını kaldırak iki önemli affa imza atan başkan Aydınlar, şimdi de iki sezon önce dönemin federasyonu tarafından düdükleri astırılan iki FİFA hakemi Vedat Yüksel ve Bülent Demirlek"in yeniden görevlerine dönmeleri için yeşil ışık yaktığı öğrenildi. MHK Başkanı Yusuf Namaoğlu'nun da sezon başında bu iki hakemle bir araya geldiği ortaya çıktı. Metin Şahin’e ‘Bizans’ oyunu - Avrupa Tekvando Birliği (ETU) Başkanlığı'na aday olan Tekvando Federasyonu Başkanı Metin Şahin, kongenin ve başkanlık seçiminin Kıbrıs Rum Kesimi'nde yapılmasına tepkili Şimdiki Yunan Başkan Athanasios Pragalos'la 5 Ekim'de çekişeceklerini belirten Şahin, "Pragalos, seçimin yerini Kıbrıs Rum Kesimi olarak belirledi. Amacı, bizimle Rumlar arasında yaşanan sorunların gölgesinde seçimi kazanmak." dedi. Şahin, 12 ülkenin imzasıyla aday oldu. SAYFA TASARIM: YUNUS ASLAN f18 SPOR FOTOĞRAFLAR: ZAMAN, ONUR ÇOBAN 24 EYLÜL 2011 CUMARTESİ ZAMAN 3 MAÇTA 8 KAFA GOLÜ. Spor Toto Süper Lig’de ve UEFA Avrupa Ligi’nde şu ana dek 6 maç yapan Beşiktaş, bu karşılaşmalarda 14 gol atarken, bunların 8’ini kafayla rakip filelere gönderdi. Kartal’ın kafasını kullandığı müsabakalar şöyle: Beşiktaş-Maccabi Tel Aviv: 5-1 (Almeida, Aurelio, Egemen- Avrupa Ligi), Beşiktaş-Ankaragücü: 3-1 (Sidnei (2), Mustafa Pektemek-Süper Lig), Bursaspor-Beşiktaş: 1-2 (Sivok, Holosko- Süper Lig). GUTİ GİTMEK İSTİYOR Beşiktaş’ta Teknik Direktör Carvalhal’ın kararıyla son dönemde forma şansı bulamayan İspanyol Guti, kendine çıkış yolu arıyor. İnternetteki sosyal paylaşım sitesi Twitter’dan mesaj atan Guti, Siyah-Beyazlılardan ayrılmak istediğini ima etti. Guti, ilk mesajında, “Oynamadan bir gün daha... Bugün sakat değilim, öyle görülüyor ki bu yıl az oynayacağım.” dedi. Yıldız isim, daha sonra, “Açık olan bir şey var ki oynamak istiyorum. Başka ülkeden teklifler almayı ve dünyayı tanımayı umuyorum.” ifadesini kullandı. İspanyol basını ise Guti’nin gidebileceği kulüpler arasında Los Angeles Galaxy’yi gösterdi. KÜFREDEN BANGURA KIZARDI. Müca- Dakikalar 90’ı gösterdiğinde sol kanattan rakiplerini geçen İsmail’in arka direğe yapt yaptığı ortada topa Holosko kafayı vurdu ve Kartal’a galibiyeti getirdi. Bursasporlu Bangura ise takımını ilk yarıda eksik bıraktı. Okay Karacan Üç Portekizli artı Carvalhal Bursaspor: 1 Beşiktaş: 2 BURSASPOR: Carson 4, Serdar Aziz 6, İbrahim 5, Vederson 4, Basser 6, N’Diaye 7, Adem 6 (Dk. 90 1 Ömer Erdoğan ?), Ozan İpek 6 (Dk. 70 Ahmet Arı 3), Turgay 6, Batalla 5 (Dk. 46 Tagoe 4), Bangura 4 BEŞİKTAŞ: Rüştü 6, İsmail Köybaşı 6, Fernandes 4 (Dk. 60 Veli 3), Sivok 8, Quaresma 3, Aurelio 5, Ekrem Dağ 4, Simao 4 (Dk. 76 Holosko 7), Sidnei 4, Edu 5, Egemen 3 (Dk. 30 M.Pektemek 5) GOLLER: Dk. 7 Bangura / Dk. 88 Sivok, Dk. 90 Holosko SARI KARTLAR: Basser, Tagoe / Egemen, Ekrem Dağ, Simao KIRMIZI KARTLAR: Dk. 25 Bangura (Bursaspor), Dk. 79 Quaresma (Beşiktaş) delenin 25. dakikasında hakem Yunus Yıldırım kırmızı kartına başvurdu. Bursaspor’dan Sierra Leoneli oyuncu Bangura, ikili mücadele olmayan bir pozisyonun sonrasında yardımcı hakem Adil Sinem’e küfür ettiği gerekçesiyle kırmızı kartla oyun dışında kaldı. Bursaspor teknik heyeti, başta Ertuğrul Sağlam olmak üzere hakemlere uzun süre itiraz etti. ENSAR TUNA ALATÜRK BURSA KARTAL, TİMSAH’A DA KAFA ATTI Bursaspor, öne geçtiği ve uzun süre 10 kişi oynadığı maçta Beşiktaş’a 2-1 kaybetti. Rakibi gibi 10 kişi eksik kalan Kartal, golleri Ricardo Quaresma kırmızı kart gördükten sonra kaydetti. Siyah-Beyazlılar Maccabi ve A.Gücü karşılaşmalarında olduğu gibi kafa vuruşlarıyla kazandı. Ev sahibinin golünü oyun dışı kalan Bangura atarken, Beşiktaş’ın sayıları Sivok ve Holosko’dan geldi. TEMEL YİRMİBEŞOĞLU BURSA son iki dakiMAÇIN Beşiktaş, kaya kadar geride gööZETi türdüğü maçı Sivok ve Holosko’nun kafa golleriyle 2-1 kazanmayı başardı. Bursa, 79’da Quaresma’nın atılmasına kadar 10 kişi olmasına rağmen üstün götürdüğü maçı kaybetti. Geçen sezon meydana gelen saha dışı olaylar hâlâ hafızalarda. Beşiktaş ile Bursa takımları arasında körüklenip duran bir husumet nedeniyle maçlar yine “rakip taraftarsız” oynanmaya dönüştü. Öyle ki 50 kişilik Beşiktaş kafilesi için 1.600 emniyet kuvveti ile 900 özel güvenlik seferber oldu. Halbuki Bursa ve taraftarı, şampiyon takım olma hüviyetini rahatlıkta üzerinde taşıyor. Karşılaşma başladığında da taraftar takımına verdiği destekle, futbolcular da performansıyla bunu ortaya koydu. Ev sahibi Bursa, oyuna hızlı başladı ve 7. dakikada Bangura ile golü buldu. İbrahim Öztürk’ün havalandırdığı topu iyi takip eden golcü oyuncu, kafayla Yeşil-Beyazlı takımı 1-0 öne geçirdi. Beşiktaş, Egemen sol bekte onun önünde de İsmail ile oyuna başladı. Aksayan bir çark gibiydiler ve gol de onların bölgesinden geldi. Beşiktaş’ın pas yüzdesinin düşüklüğü, Quaresma ve Simao’nun silikliği kontrolün Bursa’da kalmasını sağladı. Bu durum 25’te yan hakem Adil Sinem’in uyarısıyla Bangura’nın kırmızı kartla oyundan atılmasına kadar devam etti. Saha içi gerilim kırmızıdan sonra yükseldi. 10 kişi kalan Bursa, Beşiktaş’a boş alan bırakmadı. Beşiktaş çalıştırıcısı Carvalhal’ın, Egemen’i oyundan alıp yerine Mustafa’yı sokması gol için çözüm olmadı. Siyah-Beyazlı takım po- zisyona bile giremedi. Buna karşın Turgay’ın bir şutu önce Rüştü’nün ellerine sonra direğe çarparak kornere gitti. 2. yarıya Bursa çalıştırıcısı Ertuğrul Sağlam’ın Batalla’nın yerine Tagoe’yle başlaması, Beşiktaş’ın hızını kesti. 79’da Quaresma, Ahmet Arı’ya arkadan yaptığı faulle 2. sarı karttan kırmızıyı görünce oyuncu sayıları eşitlendi. 88’de İsmail’in serbest vuruşunda Sivok’un kafa şutuyla skor 1-1’e geldi. Ev sahibi takım golün şokunu üzerinden atamadan 90’da Holosko’nun kafa golü ile Beşiktaş 2-1’lik galibiyete ulaştı. Q7’Ye Ağır Ceza Kapıda - Beşiktaş yönetimi, Bursaspor maçının 79. dakikasında kırmızı kart gören Ricardo Quaresma’yı ağır bir şekilde cezalandırmaya hazırlanıyor. Disiplinsiz tavırları sebebiyle Teknik Direktör Carlos Carvalhal’ın gözünden düşen ve önceki gün Bursa’ya dahi getirilmeyen Guti Hernandez’in taşıdığı kaptanlık bandını son dönemde koluna geçiren Quaresma, bu unvana yakışmayan tavrıyla Siyah-Beyazlı taraftarların bile tepkisini çekti. Rakip 10 kişi kalmışken ve mücadele hâlâ sona ermemesine karşın rakibinin ayağına sert şekilde kayarak topu kazanan; ancak ikinci sarıdan oyun dışı kalan Portekizli yıldız, sert bir dille uyarılacak. Ayrıca ağır bir para cezasıyla karşılaşma- sı beklenen Ricardo Quaresma, geçen sezon UEFA Avrupa Ligi’nde İnönü Stadı’nda 4-1 kaybedilen Dinamo Kiev maçının son anlarında kırmızı görmüş ve Kartal’ı Avrupa’da 3 karşılaşmada yalnız bırakmıştı. 2-1 kazandıkları Bursaspor mücadelesini değerlendiren Beşiktaş’ın hocası Carvalhal da isim vermeden yetenekli ismi eleştirdi. “Yıldız oyunculara sahip olabilirsiniz, ama şansınızı kendiniz bulursunuz.” diyen Portekizli çalıştırıcı, “Benim takımım golü aradı, önce durumu 1-1 yaptı, sonra 1-1’le mutlu olmadı ve 2-1’i yakaladı. Bu skor sadece sahada yer alan değil, tüm oyuncuların takım oluşumu içinde olması sayesinde geldi.” ifadelerini kullandı. ADEM ELİTOK, FATİH KARAKILIÇ BURSA, CİHAN Guti Hernandez’in yerine kaptanlık bandını takan Ricardo Quaresma, kırmızı kart gördü. Portekizli yıldız, soyunma odasına giderken formasındaki Beşiktaş armasını öptü. Bol kırmızılı sezonun, dramatik, aksiyoner, macera filmi tadındaki buluşmasından skor tabelasına bakarak makale çıkarmaktansa, Portekiz şemasından bakmakta fayda var. Beşiktaş’ın Bursa’yı 2-1 yenmiş olması, muazzam oynadığını göstermediği gibi, maçların son bölümlerini verimli kullanmadığı anlamını da taşımaz.. Yine kafa vuranların ağları havalandırdığı bir akşam yaşandı. Beşiktaş kafasıyla kazandı ama içiyle değil dışıyla.. Öyle lafı evirip çevirmeye gerek yok; Bursaspor’un iyi bir teknik direktörü, net bir oyun planı, sahaya dengeli basan bir takımı var. Kabul edelim, Beşiktaş’ın teknik direktörü ligin en iyi teknik adamlarından biri değil, takım tek tek kaliteli ayaklardan oluşsa da sahaya dizildiğinde karmaşık, planları uygulanabilir değil ! İkinci yarıda sahasına gömülüp Beşiktaş’a inisiyatifi bırakıp top yapmasına izin verdikleri içinse cesaret liginden düştüler.. 4-2-3-1’in en kişiliksiz kompozisyonu ile stoper-karşılayıcı ordusuyla çıktığı maçta kale sahasında basit bir kafa golü yiyerek başladı Beşiktaş.. Korktuğu hemen başına geldi Carlos Hoca’nın.. Çok açık; Carvalhal takıma Bursaspor’dan çekindiğini hisssettirmişti. Ankaragücü gibi ligin en zayıf takımlarından birini son 10 dakikada çözebilen ve zaten bir iç saha takımı olmaktan öte resim veremeyen Beşiktaş, Bursa’ya deplasmanda, hem de fikstürün en zor deplasmanında nasıl üstünlük sağlayacaktı? Aynı modelle yapmalıydı ve öyle oldu. Ama kimse kendini kandırmasın futbol şansı her zaman bu kadar yanınızda olmayabilir.. Birbirinin benzeri birkaç adam bir araya gelince birinin etkinliği yok oluyor. Dün Egemen ilk düdükle birlikte gerek yerleştirildiği sol bek mevkii, gerek Bursa’da oynamanın verdiği gerginlik ya da bilemediğimiz bir nedenden dolayı oyunda yok gibiydi. Beşiktaş zaten on kişi başlamıştı. Bangura’nın sahalarda üzerinde bile durulmayan bir argo kelime yüzünden atıldığı anda oyun sayısal anlamda dengelendi diyebiliriz. Egemen-Mustafa Pektemek değişikliği ile bir düzeltmeden bahsetmek mümkün ama Edu’nun böyle bir dizilişte muazzam oynadığını söylemek imkânsız.. Beşiktaş’ın Portekizli oyuncularında bir gerginlik, bir sıkıntı, bir anlaşılmazlık var. Quaresma’nın kendini attırma modeli, Simao’nun tutarsız oyunu, Fernandes’in en iyi adam görünmesine rağmen ileri doğru üretkenlik sorununu Carvalhal çözemezse kim çözecek? Carvalhal’ın Guti meselesini disipline etme düsturuyla yönettiği ortada.. Ne var ki, oyunun komuta merkezinin sürekli kanatlar olduğu herkesin malumuyken Ernst’in kenarda oturtulmasını sonuna kadar sorgulayabilirsiniz.. Üç Portekizlinin oyundan çıkmasından sonra Beşiktaş’ın maçı alması ne tuhaf bir ironidir öyle? Kenardaki Portekizli kazanmanın formülünün, içerideki Portekizli topçuları disipline etmekten geçtiğini anlayana kadar sezon bitebilir. o.karacan@zaman.com.tr FOTOĞRAF: ZAMAN, ONUR ÇOBAN Kadro yetersizliğiyle sıkıntılı günler yaşayan Ankaragücü, Beşiktaş’ın ardından Sivasspor’a da yenildi. FOTOĞRAF: CİHAN, EMRAH KARAKÜTÜK maçın analizi Yıldırım, gergin müsabakada başarılıydı - FIFA hakemi Yunus Yıldırım, önceki gün akşamki konumuyla sıkıntılı ve gergin müsabakayı başarıyla yönetti. Çünkü geçen sezon oynanamayan müsabaka atmosferi olumsuz etkileyecekti. Yıldırım, var olan otoritesini sahaya yansıtarak kontrolü elinden hiçbir zaman kaçırmadı. Bu arada da oyunu fazla kesmemeye gayret etti. Gösterdiği 8 tane sarı kartın ki bir tanesi kırmızı oldu. Kartlarda haklıydı. Hatta bu sarılardan iki tanesi de kırmızıya daha yakındı. Maçtaki konuşulacak en önemli pozisyon Bursaspor’un golünü atan Bangura’ya 25. dakikada 2 No’lu Yardımcı Hakem Adil Sinem’in uyarısıyla kırmızı kart çıkartmasıydı. Yiğidolar, galibiyetle tanıştı Ali Aydın O pozisyonda neler konuşuldu tabii ki bilemeyiz. Ancak Adil Sinem’in ‘küfretti’ diye bir söylemi var. Doğrudur. Böyle bir şey olduysa tabii ki karar kırmızı kartla cezalandırmadır. Ancak Sinem, buradaki cesaretini Ertuğrul Sağlam’ın aşırı derecede hakem otoritesini sarsacak hareketleriyle itirazında gösteremedi. Mademki haklısın, verdiğin kararın doğru olduğuna inanıyorsun, bu hareketlere de seyirci kalmayacaksın. Bu, hakem ve dördüncü hakem için de geçerli. 1 No’lu Yardımcı Hakem Nihat Mızrak ise geçen sezon uğradığı cezayı ve maç verilmemesini hiç hak etmediğini anlatır gibi başarılı bir müsabakaya imza attı. aliaydin@zaman.com.tr Maçın adamı Hayal kırıklığı Kırılma anı Sivok hem savundu hem de attı Beşiktaş’ın Çek futbolcusu Tomas Sivok, attığı beraberlik golünün dışında defansta hata yapmadı. Deneyimli stoper, ayağındaki topları da olumlu şekilde hücum bölgesine aktardı. Özellikle Egemen Korkmaz’ın kenara alınmasının ardından geride inisiyatif almasını bildi. Quaresma’ya yakışmadı Beşiktaş’ın Portekizli oyuncusu Ricardo Quaresma, kredisini çabuk şekilde tüketiyor. Takım oyunu yerine bireyselliği sürekli tercih eden kaptan, Bursa’da takımına hiçbir katkı sağlayamadı ve gereksiz gördüğü ikinci sarı kartla da oyun dışı kaldı. Q7, taraftarın ona sevgisini hak etmedi. Beşiktaş’ın eksik kalması Siyah-Beyazlıların Portekizli yıldızı Quaresma kırmızı kart gördükten sonra Beşiktaş Teknik Direktörü Carlos Carvalhal, yaptığı değişikliklerle hücum gücünü artırdı. Siyah-Beyazlı takım da peş peşe bulduğu pozisyonlardan sonra 3 dakika içinde attığı 2 golle galibiyete ulaştı. - Ligde henüz puanla tanışamayan Ankaragücü ile Sivasspor’un mücadelesinden konuk ekip kârlı çıktı: 1-2. Orta saha mücadelesinin yoğun yaşandığı karşılaşmada ev sahibi ekip, savunmasında sıkıntılar yaşarken hücum organizasyonları da geliştiremedi. Konuk takım ise ikinci yarıdaki oyunuyla üç puanın sahibi oldu. 33. dakikada Sivasspor’un golü geldi. Erman’ın ortasına Navratil’in kafa vuruşu, Özden’in uzanamayacağı noktadan ağlarla buluştu: 0-1. 43’te ceza alanı içinde oluşan karambolde Ergin Keleş’in şutu defansa çarpıp, direğin dibinden kornere gitti ve ilk yarı bu skorla tamamlandı. İkinci devre biraz daha tempolu oynandı. 51. dakikada defanstan dönen topa Kağan’ın ceza alanı dışından sert volesi, skora denge getirdi: 1-1. 77’de ani gelişen Sivasspor atağında Grosicki’nin defansın arasına gönderdiği topta, kaleci Özden ile Kağan anlaşamayınca golü atan Rasmussen oldu: 1-2. BÜLENT KARADAŞ ANKARA f19 SPOR 24 EYLÜL 2011 CUMARTESİ ZAMAN FOTOĞRAF: CİHAN, İLKAY GÖÇMEN GÜNEŞ, TRABZON’UN KÖTÜ GİDİŞİNE ÇARE ARIYOR Ligde hiçbir takımın kendilerinden üstün futbol oynamadığını ancak rakiplerinin sonuca ulaşmayı bildiğini belirten Trabzonspor’da Teknik Direktör Şenol Güneş bütün sorumluluğu üzerine aldı. 27 Eylül’de Şampiyonlar Ligi’nde oynayacakları Lille maçı öncesi galip gelip moral bulmak istediklerini ifade eden başarılı taktisyen, talebelerinden öncelikle Karabük müsabakasını düşünmelerini istedi. HASAN DEMİR TRABZON Spor Toto Süper Lig’de oynadığı üç maçta sadece 2 puan toplayabilen Trabzonspor’da Teknik Direktör Şenol Güneş bütün sorumluluğu üzerine aldı. Ligde hiçbir takımın kendilerinden üstün futbol oynamadığını ancak rakiplerinin sonuca ulaşmayı bildiğini belirten Güneş, yaşanan süreci ‘üzüntü verici’ olarak değerlendirdi. Sezonun geç açılması ve play-off sistemi sebebiyle üç günde bir maç oynamalarının da başarısız neticelerde önemli rol oynadığını kaydeden tecrübeli hoca, “Bu sezonun nasıl biteceğini çok merak ediyorum. Bu üç haftayı 9 puanla tamamlayabilirdik ama 2 puanda kaldık. Rakiplerimiz bizden üstün değil, ama neticeye ulaşmayı bildiler. Müsabakalara bakılırsa en iyi pas yüzdesi bizde.” dedi. Ligde yarın yapacakları Karabük maçının hazırlıklarına ara vermeden başlayan Bordo-Mavili ekipte Güneş, antrenmanlarda futbolcularını sert şekilde uyarıyor. Forvet elemanlarının yakalanan pozisyonları cömertçe harcamasına çok sinirlenen deneyimli teknik adam, kadroda da revizyon yapmayı planlıyor. 27 Eylül’de Şampiyonlar Ligi’nde oynayacakları Lille maçı öncesi galip gelip moral bulmak istediklerini ifade eden başarılı taktisyen, talebelerinden öncelikle Karabük müsabakasını düşünmelerini istedi. Futbolcular da başarısız sonuçlara fazlasıyla üzülüyor. Marek Cech ve Glowacki bundan sonraki maçlarda daha iyi olmanın çözümlerini arayacaklarını söyledi. Ultra maratoncu Şahin’den yeni bir rekor denemesi - - Trabzonspor, ligin 4. haftasında yarın sahasında K.Karabükspor ile oynayacağı maçın hazırlıklarına dün akşam yaptığı idmanla ara vermeden başladı. FOTOĞRAF: AA, SELÇUK KILIÇ Trabzonspor siftah yapmak istiyor Spor Toto Süper Lig'de, bugün sahasında Kardemir Karabükspor'u konuk edecek Trabzonspor, bu sezon ligdeki ilk galibiyetini elde etmeyi hedefliyor. Ligin ilk 3 haftasında 2 beraberlik ve 1 yenilgiyle 7 puan yitiren BordoMavililer, Karabükspor karşısında 3 puan alarak, Fransa'nın Lille takımıyla salı günü oynayacağı Şampiyonlar Ligi müsabakası öncesi de moral bulmak istiyor. Bordo-Mavililerin, Kardemir Karabükspor ile yapacağı puan mü- cadelesinde, sakatlıkları bulunan Piotr Brozek, Vittek, Tayfun Cora ve Barış Özbek forma giyemeyecek. Trabzonspor Teknik Direktörü Şenol Güneş, ligdeki kredilerini erken tükettiklerini, geride kalan haftalarda seri galibiyetler almak zorunda olduklarını söyledi. Tecrübeli hoca bugünkü maçta mini bir revizyon yapmayı da planlıyor. Güneş, Karabük karşısında forvette Burak'ın yanında Henrique'ye şans vermeyi planlıyor. HASAN DEMİR TRABZON İstanbul Bş.Bld. ve Karabükspor maçlarında yaptığı hatalarla G.Saray’ın 5 puan kaybetmesinde önemli rol oynayan kaleci Muslera, Twitter’dan yaptığı açıklamada, taraftardan özür diledi. FOTOĞRAF: AA, METİN BAŞARAN Muslera’ya güvenoyu HACI HASDEMİR İSTANBUL Galatasaray’ın bu sezon büyük umutlarla transfer ettiği Uruguaylı kaleci Fernando Muslera, oynadığı 3 maçta 2 büyük hata yapmasına rağmen kendisine duyulan güveni sarsmadı. Teknik Direktör Fatih Terim ve yönetim, başarılı file bekçisinin arkasında durduğunu açıkladı. Galatasaray’ın bu sezon Avrupa kupalarında mücadele etmeyecek olmasından dolayı kaleci için ödenen 20 milyon Euro’luk bonservis bedeli çok tartışılmıştı. Süper Lig’in ilk maçında İstanbul Bş.Bld. karşısında elinden kaçırdığı topla takımının üç puan kaybetmesine, önceki gün de Karabük karşısında yaptığı hareket sonrası kırmızı kart görüp arkadaşlarının eksik kalmasına sebep olan tecrübeli eldivene, hocası ve yönetim sahip çıktı. Uruguay Milli Takımı’nda yaptığı başarılı kur- - tarışlarla ülkesinin Copa America’da şampiyon olmasının ardından camiaya, “Çok iyi bir kaleci transfer ettik” mutluluğu yaşatan deneyimli ismin Galatasaray’daki performansı dün masaya yatırıldı. Terim’in bu görüşmede, “Muslera, ilk maçta iyi bir oyun ortaya koydu. Çok iyi kurtarışlar yapmasına rağmen şanssız bir hata yaptı. K.Karabükspor karşısında gördüğü kırmızı kart ise çok ağırdı. Muslera’nın önümüzdeki maçlarda takıma çok faydalı olacağına inanıyorum. Henüz yaşı da genç olduğu için uzun yıllar kaleci sorunu yaşamayacağız.” diyerek, görüşlerini ortaya koydu. Ünlü teknik adamın bu düşüncesine yönetim de destek verdi. Bu arada Kardemir Karabükspor maçının hemen ardından mikro blog sitesi Twitter aracılığıyla düşüncelerini dile getiren Uruguaylı kaleci, yaptığı hatadan dolayı taraftarlardan özür diledi. Galatasaray, Es Es maçına hazırlanıyor Karabükspor ile 1-1 berabere kalan Galatasaray, pazartesi günü oynayacağı Eskişehirspor maçının hazırlıklarına ara vermeden başladı. Teknik Direktör Fatih Terim yönetiminde yapılan çalışmada, 90 dakika forma giyen oyuncuların rejenerasyon çalışması, diğer futbolcuların ise dar alanda pas ve çift kale SAYFA TASARIM: HAKAN SOBACI HİKMET AYDIN DÜSSELDORF Dünyanın en hızlı ultra maraton koşusunu Elbistan ile Kahramanmaraş arasındaki 170 kilometrelik parkurda koşacak olan İbrahim Şahin, koşuyu 24 saat içerisinde tamamlayacağı için aynı zamanda bu koşu, dünyanın en uzun ultra maratonu olacak. Kahramanmaraş'ın Elbistan ilçesine bağlı Karahasanuşağı Köyünde doğan ve Almanya'nın Düsseldorf şehrinde yaşayan 48 yaşındaki ultra maraton sporcusu İbrahim Şahin, 11 Ekim'de düzenlenecek olan, 3. Elbistan Ultra Maraton Koşusu'nun parkurunu, Elbistan-GöksunKahramanmaraş olarak belirleyen Şahin, 170 kilometrelik parkuru 24 saat gibi bir zaman sınırlaması içerisinde koşarak, yeni bir rekora daha imza atmayı planlıyor. İbrahim Şahin, bu sene düzenlenecek olan ultra maraton koşusunun geçen yıl olduğu gibi yine dünyanın en hızlı ultra maratonu olacağını ifade ederek, “3. ElbistanKahramanmaraş Ultra Maratonu, ikinci senede olduğu gibi dünyanın en hızlı ultra maratonu olacak. Geçen seneki 126 kilometrelik parkur, dünyadaki koşulan en uzun maratonlar sıralamasında 5. sıradaki yerini, bu sene 170 kilometre ile 3. sıraya bırakacak.” şeklinde konuştu. Ultra maraton konusundaki en büyük amacını da dile getiren Şahin, “Ultra maratondaki asıl amacımız; sporda çıtayı yükseltmektir. ” dedi. maç yaptıkları bildirildi. Kardemirspor müsabakasında sağ diz iç bölgesine aldığı darbe nedeniyle sakatlanan kaleci Muslera’nın antrenmana çıkmadığı ve günü tedavi olarak geçirdiği ifade edildi. Sakatlığı geçen Çağlar Birinci takımla çalışmalara başlarken, Servet Çetin’in tedavisine devam edildi. MUHTEMEL KADROLAR TRABZONSPOR: Tolga, Celustka, Giray, Mustafa, Cech, Colman, Zokora, Adrian, Burak, Halil Altıntop, Henrique. KARABÜKSPOR: Tomic, Erdem, Birol, Cernat (Bilal), Deumi (Rıdvan), Mehmet Çakır, Erkan (Mehmet Batdal), İlhan, Nikolic, Shelton, Ragued SAAT: 19.00 STAT: H.Avni Aker HAKEM: Kamil Abitoğlu YAYIN: Lig TV Disiplinim Alman, rahatlığım Türk Real Madrid’in ve Alman Milli Takımı’nın Türk kökenli oyuncusu Mesut Özil, “Disiplinim tipik Alman, sakinliğim tipik Türk.” dedi. Mesut, “Her iki kültürle de yetiştim. Bu nedenle bende her iki kültürün de karışımı var. Her iki kültürün en iyisini aldım.” dedi. Özil ayrıca göçmenlerin Alman toplumuna uyumu için dil öğrenmenin önemli olduğunu ve iletişimsiz hiçbir şeyin mümkün olmadığını ifade etti. MESUT ÖZİL B DA 78’LİK DENİZ KIZI. Güney Kore’nin Jeju Adası’ndaki Seongsan Vadisi’ne gelen tuBU rristler, sahildeki Deniz Kadınları Restoranı’na uğramadan geçmiyor. Restoranda çalışşan ve yaşları 70’i aşmış Koreli ihtiyar kadınlar, hemen orada okyanusa dalarak şov yappıyor. Yorgunluk durumlarına göre okyanusta 5 ila 20 dakika kalan Koreli kadınlar, karraya çıkarken yakaladıkları midye, ahtapot ve balıkları yanlarında getiriyor. ‘Deniz nnineleri’nden en genci 59 yaşındayken, en yaşlısı 78 yaşında. ŞİNASİ ALPAGO, SEUL 24 EYLÜL 2011 CUMARTESİ Somali’de hem hemşire hem de ambulans şoförü Türkiye’den Somali’ye gönderilen ambulanslar başkent Mogadişu sokaklarında hayat kurtarmaya devam ederken, ambulanslardan birini kullanan Melike Uzer, ülkedeki ilk kadın ambulans sürücüsü oldu. Uzer’i direksiyon başında gören Somalili kadın ve erkekler, şaşkın bakışlarla onu izliyor. Uzer, “Somalililer, artık Türklere büyük bir güvenle ve minnet duygusu ile bakıyor.” diyor. Albert Einstein'e göre, hiçbir şey ışıktan daha hızlı hareket edemiyor. Işık hızı aşıldı mı? - Atomdan küçük partiküller olan nötrinoların, temel fizik yasalarına aykırı biçimde, ışık hızını aştığını gösteren deney doğrulanırsa modern fizik kurallarının yeniden gözden geçirilmesi gerekebilir. Avrupa Parçacık Araştırma Merkezi CERN’deki fizikçiler, atomdan küçük partiküllerin temel fizik yasalarına ters düşen biçimde, ışık hızını aştığını belirtti. Uzmanlar, İtalya’da Alplerin kolu olan Apenin Dağları’nın altında bir laboratuardan 700 kilometre ötedeki diğer laboratuara fırlatılan nötrinoların hedefe saniyenin milyarda biri kadar önce vardığını hesapladılar. 15 bin defa ölçüm yapan bilimadamları sonucun kendilerini şaşırttığını, bu nedenle ABD ve Japonya’dan başka kuruluşlardan da bağımsız şekilde bu ölçümleri değerlendirmelerini istediklerini açıkladı. Araştırmacılar o zamana dek bu bulgulara temkinli yaklaştıklarını söylüyor. Ancak doğrulandığı takdirde bu deney, Albert Einstein’in Özel Görelilik Kuramının bazı kısımlarını tersine çevirebilir, evrenin nasıl işlediğini açıklayan yasalar altüst olabilir. Tüm modern fizik teorilerinin yeniden gözden geçirilmesini dahi gerektirebilir. Bununla beraber araştırma grubu “sistematik hata” dedikleri durumun oluşması halinde istenildiği kadar ölçüm yapılsın, yine aynı hata, yani hız sınırının aşıldığı gibi bir izlenim elde edilmesi riski bulunduğunu, bu nedenle ölçümlerini kamuoyuna ilan ettiklerini bildirdi. Doktor Antonio Ereditato ve ekibi bu konuda üç yıldır araştırma yürütüyordu. Ereditato “Hayalim başka bir bağımsız deneyde de aynı sonucun alınması o zaman rahatlayacağım.” diye konuştu. Ereditato, “Ama şimdilik hiçbir şey iddia etmiyoruz. Toplumun bu çılgın sonucu anlamakta yardımcı olmasını istiyoruz. Çünkü bu çılgınlık ve elbette sonuçları da çok ciddi olabilir.” dedi. CENEVRE AA - Melike Uzer, Somali’de sağlık hizmeti veren onlarca kişiden biri. Bununla yetinmeyen Uzer, araç kullanma yetkisi olması sebebiyle başkent Mogadişu sokaklarında ambulans şoförlüğü bile yapıyor. FOTOĞRAF: AA Türkiye’den Somali’ye gönderilen ambulanslar başkent Mogadişu sokaklarında hayat kurtarmaya devam ederken, ambulanslardan birini kullanan Melike Uzer, ülkedeki ilk kadın ambulans sürücüsü oldu. Uzer’i direksiyon başında gören Somalili kadın ve erkekler, şaşkın bakışlarla onu izliyor. Daha önce Gaziantep 112 Acil Servis ve Sağlık Bakanlığı Ulusal Medikal Kurtarma Ekibi’nde (UMKE) görev yaptığını söyleyen Uzer, araç kullanma yetkisi olduğu için Somali’de hem hemşirelik yaptığını hem de ambulans kullandığını ifade ediyor. “Ambulansı kullanırken hem kadınlar hem de erkekler şaşkın ifadelerle bana bakıyor.’’ diyen Uzer, Somali’ye ilk geldiklerinde halkın kendilerine temkinli yaklaştığını kaydediyor. “Somalililer, artık Türklere büyük bir güvenle ve minnet duygusu ile bakıyor. Bu da bizi çok memnun ediyor.” diye konuştu. Başkent Mogadişu’da trafik konusunda bir düzenin olmamasından yakınan Uzer, “Burada gerek yolların fiziki şartlarının yeterli olmaması gerekse insanların trafik konusunda çok fazla duyarlı olmamaları, sü- rücüler için büyük sıkıntılar doğuruyor.’’ diye konuştu. Kısa süre içinde başkentte araç kullanmaya alıştığını vurgulayan Uzer, “Sokakta hiç kadın sürücü görmedim. Am- bulans kullanan bir kadın olduğunu ise hiç duymadım. Burada ambulans kullanan tek kadınım. Bu da ayrı bir gurur yaşamamı sağlıyor.’’ dedi. Görevi sırasında unutamaya- cağı birçok olaya tanıklık ettiğini de anlatan Uzer, yoğun geçen bir günün ardından insanların yüzündeki mutluluğu görmenin kendisini sevindirdiğini kaydetti. MOGADİŞU AA SAYFA TASARIM: DERYA YILDIRIM FUTBOL GÜNEŞİ YENİDEN DOĞUYOR! DigitalTV TÜRKEI PREMIUM ile siz de bu heyecanı ilk günden itibaren yaşayın. 2011/12 sezonunun tüm Süper Lig maçları Playoff’lar dahil tüm Süper Lig maçları dönüşümlü yayında 7/24 Süper Lig ile ilgili tüm bilgiler IUM M E R P I E TÜRK V T l a t 1 i g i D € 8 3 Şimdi sadece 18, ayda ilk yılda Bilgi için: www.unitymedia.de/lig 01805/678 4202 1 2 Örneğin münferit kullanım sözleşmesi ile aylık 17,90 €’ya alınabilen Unitymedia’dan dijital kablo bağlantısı (DigitalTV BASIC) şartı vardır, buna bir defaya mahsus 19,95 € aktivasyon ücreti ve 5,90 € teslimat ücreti eklenir. DigitalTV TÜRKEI PREMIUM’un ücreti aylık 24,50 €’dur. İlk üç ay için ücret tahsil edilmez. Bundan ilk yıl için aylık ortalama 18,38 €’ya tekabül eden bir fiyat hesabı çıkar. Asgari sözleşme süresi 12 aydır. Teklif sadece 30.09.2011 tarihine kadar gerçekleşen siparişler için geçerlidir. Online fatura dahildir. Alman sabit hattından 14 Cent/dak. Cep telefonlarından en fazla 42 Cent/dak. UM_AZ_ZamanTR.indd 1 02.09.11 17:54 BÖLGE HABERLERÝ 24 EYLÜL 2011 CUMARTESÝ BERGKAMEN BELEDÝYE BAÞKANI ROLAND SCHÄFER: Sözlerim kesilerek çarpýtýldý; camiyle çöp bidonunu nasýl ayný tutabilirim? Yakýlan bir cami ile çöp konteynerini bir tuttuðu ileri sürülerek eleþtirilen Bergkamen Belediye Baþkaný Roland Schäfer, sözlerinin basýn tarafýndan çarpýtýldýðýný söyledi. Camilerin de en az kiliseler kadar kendisi için kutsal olduðunu belirten Schäfer, Bergkamen'de büyük minareli, kubbeli merkezi bir camii yapýlmasýný arzu ettiðini söyledi. RÖPORTAJ (Soldan saða): Þairler semtinde yapýlan kurslarla Sabine Malon, Fatma Arslan, Þerife Durgu, Aynur Yýlmaz ve Türkan Aslan, hem boþ vakitlerini en iyi þekilde deðerlendirdiler, hem de bu sanatlarý daha geniþ kitlelere tanýtma ve sevdirme fýrsatý buldular. El emeði, göz nuru sergi oldu Duisburg’un Hamborn ilçesinde 1yer alan ve þairler semti diye de adlandýrýlan Dichterviertel’de yaþayan göçmen kadýnlar, boþ zamanlarýný tezhip, ebru ve seramik boyama kurslarýna katýlarak en iyi þekilde deðerlendirirken, unutulmaya yüz tutmuþ bu eski Osmanlý sanatýný daha geniþ kitlelere tanýtma ve sevdirme imkaný buldular. EG DU semt bürosunda düzenen ve Duisburg Kalkýndýrma Dairesi’nin de desteklediði bu kurslara katýlan yaklaþýk 25 ev kadýný, el emeði göz nuru eserlerini Hamborn Þehir Kütüphanesi’nde sergiliyor. EG DU Semt bürosunda yapýlan ve yaklaþik on hafta süren tezhip, ebru ve seramik kursuna katýlan kadýnlar, kurs öðretmenleri eþliðinde, ebru, tezhip ve seramik boyama tekniklerinin yaný sýra, içlerinden geçen duygu ve düþünceleri de porselen tabak, vazo, tablo ve iþlemelere yansýtmayý öðrendiler. Hem teknik, hem de estetik olarak büyük beðeni toplayan çalýþmalarýn, boþ vakitleri deðerlendirmek ve kendilerini geliþtirmek için çok faydalý olduklarýný belirten tezhip ve porselen kursu öðretmeni ve iki çocuk annesi Þerife Durgu, bu kurslarla gündelik stresi atmakla kalmýyor, eski kültürümüz olan bu sanatlarý yaþatmak ve daha geniþ kitlelere ve gelecek kuþaklara tanýtma imkaný bulduklarýný söyledi. Ebru kursu öðretmeni üç çocuk annesi Aynur Yýlmaz ise, ebru sanatýnýn büyük titizlik, dikkat ve sabýr gerektirdiðini belirterek, konsentrasyon sýkýntýsý çeken yaþlý ve çocuklarýn tekrar dikkatlerini bir yere yönlendirmeleri için ebru sanatýnýn iyi geldiðini ifade etti. Dikiþ nakýþ ve iþleme kursu hocasý Fatma Arslan da “Bu kurslarda kadýnlar biraraya geliyor, el becerilerini geliþtiriyor ve boþ vakitlerin en iyi þekilde deðerlendiriyorlar. ’’ diye konuþtu. Hamborn’da bulunan semt kütüphanesinde (Schreckerstr.) sergilenen teship, ebru, porselen ve iþleme çalýþmalarý 15 Ekim tarihine kadar ücretsiz olarak görülebilecek. FARUK BALCI DUÝSBURG Kapýlarýný Zaman’a açan Bergkamen Belediye Baþkaný Roland Schäfer, Bergkamen'de büyük minareli, kubbeli merkezi bir camii yapýlmasýný arzu ettiðini söyledi. ATYD yeni yönetimini seçti Avrupa Tokatlýlar Yardýmlaþma (ATYD), 3.Genel Kurul toplantýsýný Köln Güney Saal da gerçekleþtirdi. Yapýlan seçimler sonrasý 2007’den beri genel baþkanlýðýný yürüten iþ adamý Zafer Sýrakaya görevini Ömer Yücesan’a devretti. Yeni yönetim kurulu þu isimlerden oluþtu: Ömer Yücesan, Selahattin Gökçe, Hüseyin Koçak, Abdurrahman Arslan, Bekir Çakýr, Ömer Çerioðlu, Keramettin Özyurt, Ýsa Bakýrcý, Ali Yurdakul, Necati Çuhacý, Þenol Serindik, Aydýn Özen, Mahmut Gül, Murat Baran , Gençlik kollarý : Recep Damar, Büþra Bakýrcý, Sedef Kocak. Danýþma kurulu: Zafer 1Derneði EYÜP GEÇÝT BERGKAMEN Bergkamen Belediye Baþkaný Roland Schäfer, Milli Görüþ Darül Erkam Camii'ne yapýlan saldýrý sonrasýnda Alman basýnýnda yer alan sözleri sebebiyle büyük eleþtiri almýþtý. 'Bergkamen’de yýlda 400 yangýn meydana geliyor. Çöp konteynerinin yakýlmasý ve çöplerin ateþe verilmesi gibi yangýnlarýn hepsine ben koþamam.' þeklindeki açýklamasý nedeniyle eleþirilen belediye baþkaný, kundaklanan camiye Alman basýn mensuplarýnýn telefonla aramasý sonrasýnda gelmiþ ve dernek yetkilileri ile görüþmüþtü. ARD Televizyon'unda 4 Aðustos tarihindeki 'Monitor' adlý programda yaptýðý açýklamalar sonrasýnda eleþtirilerin odaðýna yerleþen belediye baþkaný Zaman'a konuþtu. Suçlamalarý kabul etmeyen Schäfer, camii ile çöp bidonlarýnýn yanmasýný ayný tutmadýðýný, konuþmasýnýn basýn tarafýndan kesilerek çarpýtýldýðýný söyledi. Bergkamen Milli Görüþ Camii ve Türklerin yoðun olarak oturduðu dairelerin kundaklanmasý gündemi oluþturmuþtu. Bu konu hakkýnda bizleri aydýnlatabilir misiniz.? Bergkamen Polisi olayýn aþýrý saðcý boyutu olduðunu önceden bilemedi. Yangýný çýkaran gencin NPD’li olduðu daha sonra anlaþýldý. Bu genç oturduðu dairede zaten sorunlar çýkarmýþ. Komþularýyla kavga etmiþ, alkol kullanmýþ biri olduðu anlaþýldý. Türklerin oturduðu dairelerde Almanlar da oturuyor. Bu genç ne yaptýðýný bilmeyen bir kiþi. Kendisi zaten þu an tutuklandý. Monitor programýnda yaptýðýnýz açýklamalar çok tartýþýldý. Siz orada gerçekte ne demek istemiþtiniz ? Benim orada konuþmalarým kesilerek çarpýtýldý. Benim için kilise nasýl kutsal bir yerse, cami de kutsal bir yerdir. Bütün dinlere saygým var. Benim bütün camilerle, derneklere diyalogum var. Nasýl bir camiyle çöp bidonunu ayný tutabilirim. Camiler Allah’ýn evidir. Herkese saygým var. Burada yaþayan insanlarýn tabii ki haklarý var. Dernekler, kültür yerleri, Müslüman mezarlýðý gibi yerler ihtiyaç. Bunlar Müslümanlarýn en doðal haklarý. Ben herkese ayný yakýnlýðý göstermeye çalýþýyorum. Bergkamen’de Alevi derneðiyle de Sýrakaya, Orhan Bilen, Hilal Can, Hilmi Yavuz, Fatih Bölükbaþý, Ebubekir Sezgin. Denetleme kurulu : Hüseyin Candemir, Erdal Çelik, Ýsmail Tüzmen, Mustafa Altuntaþ. 2007 yýlýndan beri Avrupa genelinde faaliyet gösteren dernek, hoþgörü ve fedakârlýðý kendilerine þiar edinmiþ Tokat'lý iþadamlarý tarafýndan kuruldu. Tokat- Avrupa arasýnda adeta bir köprü vazifesi gören dernek, baþta fakir talebelere burs vermek üzere, çeþitli yardýmlar, kültür faaliyetleri, her sene düzenli olarak aile kampý, Tokat'tan Avrupa’ya gelen bürokratlara kýlavuzluk ve geziler düzenliyor. MEHMET YILMAZ KREFELD Unna Westfalia Eðitim Merkezi Müdürü Bayram Çakýr, “Okullarýn açýlmasýyla birlikte eðitim merkezi olarak tüm hazýrlýklarýmýzý yaptýk.” dedi. Unna Westfalia eðitime hazýr Unna Westfalia Eðitim 1Merkezi, 2011 ve 2012 yýlý eðitimi için bütün hazýrlýklarýný tamamladý. Unna Westfalia Eðitim Merkezi Müdürü Bayram Çakýr, “Okullarýn açýlmasýyla birlikte eðitim merkezi olarak tüm hazýrlýklarýmýzý yaptýk. Yeni dönemde öðrenci- lerimizle tüm gün derslerine yardýmcý olacaðýz. Bunun için gereken çalýþmalarýmýzý en yüksek seviyeye çektik. Unna Westfalia Eðitim Merkezi’mizin yeni yeri daha büyük ve geniþ artýk daha fazla öðrenciyle ayný anda takviye derslerine ve ev ödevlerine yardýmcý ola- caðýz.” diye konuþtu. Çakýr, “Yapacaðýmýz eðitimin yanýnda geziler ve rehberlik olacak, okulda sorunlar yaþayan öðrencilere yardýmcý olacaðýz.” dedi. Unna Westfalia Eðitim Merkezi'ne 02303-258570 telefonundan geniþ bilgi alýnabilinecek. EYÜP GEÇÝT UNNA diyalogum var. Bizim þehrimizde bütün dinlere tolerans var. Yan yana hep birlikte yaþama özgürlüðüne sahibiz. Bergkamen þehrinde aþýrý saðcý yok, buna fýrsat vermiyoruz. Bergkamen halký seçimlerde NPD’ye, Cumhuriyetçiler’e oy vermiyor. Barýþ içinde beraberce yaþamak için belediye olarak çalýþmalarýmýzý yapýyoruz. Entegrasyon konseyimiz faaliyetlerini bu yönde zaten sürdürüyor. Türkiye’de Taþucu ilçesiyle kardeþ þehir olduk. Devamlý diyalog halindeyiz. Eylül sonunda ‘þehrimizde aþýrý saðcýlarý istemiyoruz’ baþlýklý program yapacaðýz. Bütün dernekleri de davet edeceðiz. Bergkamen'de büyük minareli, kubbeli merkezi bir camii yapýlmasýný arzu ediyorum. Bergkamen’de çok Türk yaþýyor, Türklere mesajýnýz ne olacak.? Türklere en büyük mesajým eðitime önem versinler. Meslek edinmek için çok iyi çalýþmak lazým. Fazla televizyon izlemesinler. Daha çok okumaya yönelsinler. Tabii bu Almanlar için de geçerli. Derslerine çalýþýp gelecekte daha iyi yerlere gelsinler. Anne ve babalar, çocuklarýyla daha çok ilgilensinler, okumalarý için onlarý teþ- vik etsinler. Ev ödevlerine yardýmcý olsunlar. Spor yapsýnlar, müzikle uðraþsýnlar. Türkler çocuklarýný okula gönderiyorlar, bu yeterli deðil, daha yakýndan takip etsinler. Çocuklarýna yazýk etmsinler. Çocuklar gelecekte iþ bulma konusunda zorluk çekmesinler. Türkler çocuklarýna yazýk etmesinler. Eðitim konusunda destek versinler. Maalesef Türk çocuklarý ne Türkçeyi düzgün konuþabiliyor ne Almancayý. Aslýnda ikidilli büyüyorlar. Buna bir de Ýngilizce eklendiðinde büyük bir avantaj. Bunu kullanmalarýný istiyorum. BÖLGE HABERLERÝ 24 EYLÜL 2011 CUMARTESÝ ZAMAN Dar gelirli ailelere ‘Eðitim ve Katýlým Paketi’ Devletten iþsizlik parasý, sosyal yardým, kira yardýmý parasý ve ek çocuk parasý alan ailelerin çocuklarýnýn yararlanabileceði ‘Eðitim ve Katýlým Paketi’ni Bremen Eðitim Senatörlüðü de uygulamaya koydu. Bu yardýmdan yararlanmak isteyenler Ýþ Bulma Merkezi veya Sosyal Hizmetler Dairesi´ne dilekçeyle baþvurmalarý gerekiyor. Wittlich’te çocuk bayramý kutlamalarýna büyük ilgi Almanya’nýn Rheinland-pfalz 1eyaletindeki Wittlich Yabancýlar Meclisi, Uluslararasý Çocuk Bayramý vesilesiyle kutlama etkinlikleri düzenledi. Wittlich Belediye Meclisi ve Yabancýlar Meclisi Üyesi Ali Damar’ýn (Sol Parti) da organize edenler arasýnda bulunduðu ve kentte bu yýl ikincisi düzenlenen Çocuk Bayramý etkinliklerine çocuklarýn ilgisi de büyük oldu. Çocuklarýn doyasýya eðlendiði etkinliklerle ilgili bir deðerlendirme yapan Ali Damar, “Ýlgi ve katýlýmýn büyük olmasýndan dolayý yabancýlar meclisi adýna çok mutluyuz. Gerçekten çok uluslu bir katýlým oldu. Ýnsanlar arasý önyargýlarý ve korkularý ortadan kaldýrmak adýna çok yaralý bir etkinlik oldu. Zaten hedefimiz, çocuklarýmýza nasýl birlikte, ön yargýsýz ve kavgasýz bir bakýþ açýsý sunabileceðimizdir. Deðiþik milletlerden olsak da, demokratik, barýþ ortamýnda yaþayabiliriz mesajýný verebilmektir. Bizlerin de bu toplumun bir parçasý olduðunu çocuklarýmýza göstermek istedik. Yaklaþýk 25 deðiþik milletten insanlar etkinliðe katýldý. Kutlamalar çok renkli geçti, herkesimden çocuklar bir biriyle kaynaþtý“ dedi. ZÝVER ERMÝÞ KÖLN Bremen Nord Schülerförderung Eðitim Merkezi Müdürü Hidayet Ervan, bu yardýmý almak isteyen ailelerin okullarýn yaný sýra www.jobzenter-bremen.de veya www.sozialesbremen.de internet adreslerinden de bilgi edinilebileceklerini söyledi. MEHMET KÜÇÜKKAYA BREMEN Bremen Eðitim Senatörlüðü, Federal Almanya Hükümeti’nin de desteklediði ‘Eðitim ve Katýlým Paketi’ni (Bildungs - und Teilhabe Paket) uygulamaya koydu. Bu paketten devletten iþsizlik parasý, sosyal yardým, kira yardýmý parasý ve ek çocuk parasý alan ailelerin çocuklarý yararlanabilecek. Bu paketteki yardýmlardan yararlanmak isteyen aileler Ýþ Bulma Merkezi (Jobcenter) veya Sosyal Hizmetler Dairesi’ne (Amt für Soziale Dienste) dilekçeyle baþvurmalarý gerekiyor. Bu kurumlardan alýnan mavi kartý öðrenciler bulunduklari okul sekreterliðine verecekler. Geri kalan iþlemleri okullar yapacak. Almancanýn yaný sýra 1 Türkçe olarak bastýrýlan bilgilendirme bröþürleri sýnýf öðretmenlerinden alýnabilmektedir. HAKLARINIZDAN YARARLANIN Öðrencilerini eðitime destek paketi konusunda bilgilendiren Bremen Nord Schülerförderung Kültürlerarasý diyalog mahalleye sýðmadý Bochum'da yirmi kiþi ile baþlayan 1‘kültürlerarasý diyalog’ mahalleye sýðmadý. Farklý kültür ve dine mensup insanlar, kültürlerarasý diyalogu oturduklarý mahalleye kadar taþýdý. Bochum’da ilk defa 2002 yýlýnda Christus kilisesinde Müslüman, Yahudi, Katolik ve Protestanlardan oluþan bir grup, 11 Ey- lül 2001 saldýrý sonrasý hayatýný kaybeden insanlar için toplu dua etmiþti. Christus Kilisesi Kule Derneði Baþkaný Federal milletvekili Axel Schäfer ve ikinci baþkaný Fred Bastan’nýn giriþimleriyle baþlayan toplu duayý 2003 yýlýndan itibaren mahalle içinde ‘kültürlerarasý diyalog’ adý altýnda her yýl devam edildi. Bu yýl dokuzuncusu yapýlan kültürler arasý diyalog yetmiþ kadar mahallelinin katýlýmýyla gerçekleþti. 11 Eylül 2001 sonrasý dinlerarasý toplu yapýlan dua ile gelen diyalogu sürdüren emekli papaz Fred Bastan, o günden bugüne kendi mahallesinde her yýl kültürlerarasý diyalog kapsamýnda mahalle sakinleriyle birlikte þenlik düzenliyor. Mahalle sakinleri, beraber oturup konuþarak birlikte yaþama katký saðlýyor. Katýlýmýn her yýl artmasý memnuniyetle karþýlanýrken emekli papaz Bastan, insanlarýn birbirlerinin tanýmasýnýn ön yargýlarý kýrdýðýný ve bakýþ açýlarýnýn deðiþtiðini belirtiyor. HÜSEYÝN KOÇ BOCHUM Eðitim Merkezi Müdürü Hidayet Ervan, ailelere verilen haklarý alma konusunda yeterli ilgiyi göstermediði düþücesinde olduðunu belirterek þunlarý söyledi, “Dar gelirli ve sosyal statüsü zayýf ailelerden gelen öðencilerin öðrenim hayatýndaki baþarýsýzlýk oranlarý göz önüne alýndýðýnda, bu destek paketi, çok isabetli ve geleceði kurtaracak sevindirici bir karar. Yardým alma hakkýna sahip olanlar hemen basvurularýný yapsýnlar. Okullarý yanýsýra, www.jobzenter-bremen.de veya www.soziales-bremen. De internet adreslerinden de bilgi edinilebilir” dedi. Pakette þu yardýmlar bulunuyor -Günlük sýnýf gezileri için, bir ders yýlýnda 40 Euro. Okul gezileri için bir ders yýlýnda 220 Euro. -Ýlkokuldaki öðrenciler için ücretsiz öðle yemeði. Diðer okullardaki öðrenciler için, 1 Euro’ya öðle yemeði. -Zayýf, baþarýsýz olunan dersler icin ücretsiz destekleme dersleri -Defter, kalem, spor eþyasý ve okul çantasý gibi okul eþyalarý için 100 Euro yardýmýn dýþýnda, okula uzaklýk nedeniyle, otobüs veya tramvayla gidilmesi durumunda. bilet ücreti karþýlanacak. -Spor ve boþ zamanlar deðerlendirme, bir enstrüman çalmayý öðrenmek için dernek veya kurslara ödenmek için aylýk 10 Euro yardým alýnýlabilecek. BÖLGE HABERLERÝ Baðýmlýlýkta alkol birinci 24 EYLÜL 2011 CUMARTESÝ ZAMAN Almanya'da baðýmlýlýkla mücadeleye raðmen Hamburg'da yapýlan bir araþtýrmada baðýmlýlýkta alkolün birinci sýrada olduðu ve alkol baðýmlýlarýnýn kurtulmak için çok geç yardým talebinde bulunduklarý ortaya çýktý. Araþtýrmada ayrýca gençler arasýnda esrar kullanýmýnýn çok yaygýn olduðuna yer verildi. RAMÝS KILIÇARSLAN HAMBURG Almanya'da alkol, uyuþturucu, þans oyunlarý ve kumar baðýmlýlýk yapan maddi, manevi ve saðlýk açýsýndan da son derece tehlikeli olan bu alýþkanlýklarla mücadele etmesine raðmen alkol ve benzeri uyuþturucuya baþlama yaþý düþmeye devam ediyor. Hamburg'da yeni açýklanan bir araþtýrma sonucuna göre alkol baðýmlýlýkta hala birinci sýrayý alýrken, alkol baðýmlýsý olanlarýnda baðýmlýlýktan kurtulmak için çok geç yardým talebinde bulunduklarý ortaya çýktý. Araþtýrmada ayrýca gençler arasýnda esrar kullanýmýnýn çok yaygýn olduðuna yer verildi. Hamburg Saðlýk Bakaný Cornelia Prüfer-Storcks (SPD) baðýmlýlýkla ilgili araþtýrmalar ve bilgilerin mücadele etmek için temel taþý oluþturduðunu belirterek, Hamburg veri toplama konusunda benzersiz dedi. ‘‘Araþtýrmalar, Hamburg'da baðýmlýlýkla yapýlan mücadelenin vatandaþa ulaþtýðýný ve baþarýlý olduðunu gösteriyor‘‘diyen Prüfer-Storcks, bakanlýk olarak 1 CORNELIA PRÜFER-STORCKS (SPD) SAÐLIK BAKANI bazýlarý uzman 35 yardým ve danýþmanlý ve kurumu yýllýk 17,2 milyon Euro ile desteklediklerini hatýrlattý. Bakan, “Amacýmýz baðýmlýlýk sorunu olanlara mümkün olduðunca erken ulaþmak olmalý” dedi. 27 yaþ altý alkol baðýmlýlýðý olan sayýsýnýn son on yýlda 1.500'den 2 bin 800'e çýktýðýný belirten Prüfer-Storcks,‘‘Burada en çok sevindirici olay daha önce 12,7 olan alkole ilk baþlama yada deneme yaþýnýn bu araþtýrmada 13,2'ye çýkmasý.‘‘dedi. Yardým isteyenlerin yüzde 19‘unun baðýmlýlýða ek olarak çok ciddi saðlýk, yüzde 30'nun psikolojik ve yüzde 42'sininde iþsiz kiþiler olduðuna iþaret eden bakan bu insanlar için rehabilitasyon kadar saðlýklý, huzurlu ve iþ güvenliði de çok önemli unsurdur” dedi. Baðýmlýlýðýn baþka sorunlarý da beraberinde getirdiðine dikkat çeken Prüfer-Storcks, ‘‘Bizim amacýmýz saðlýk sistemi, iþ bulma kurumlarý, okullar ve gençlik hizmetleri veren kurumlar arasýndaki iþbirliðinin daha iyi olmasýný saðlamak olmalý.” dedi. Köln Camii için yardým kermesi Köln’de inþa edilen ve Avrupa’nýn en modern cami 1ve kültür merkezi kompleksi olacak olan DÝTÝB Merkez Camii hýzla tamamlanýyor. Toplamda 25 milyon Euro’ya mal olmasý beklenen ve gelecek yýl bahar aylarýnda tamamlanmasý hedeflenen DÝTÝB Merkez Camii ve Kültür Merkezi kopleksi yararýna 25 Eylül Pazar günü kapsamlý bir kermes düzenlenecek. Cami inþaatý yararýna organize edilen ve “Çadýr Camii” diye de bilinen Herkules Str. 42, 50823 Köln adresindeki DÝTÝB’in geçici prefabrik tesisslerinin bulunduðu yerde düzenlenecek olan kermeste bir çok program da yer alacak. Saat 10:00’da baþlayacak ker- mes, söz konusu adresteki DÝTÝB Konferans salonunda yapýlacak etkinliklerle baþlayacak. Kur’an-ý Kerim tilavetiyle start alacak olan program, protokol konuþmalarý, ilahi ve þiirlerle, üç perdelik bir piyesin sunumuyla devam edecek. Skeç, menkibe anlatýmý, defile gösterisinin ardýndan kermes etkinliklerine start verilerek hayýrlara vesile olmasý için dua edilecek. Cami inþaatý yararýna düzenlenecek olan kermeste ziyaretçiler, Türk mutfaðýnýn bir birinden leziz yemeklerinin en güzel örneklerini tatmanýn yaný sýra, el emeði, göz nuru eliþi, el sanatlarý ürünlerinden ve hediyelik eþyalardan da satýn alabilecek. ZÝVER ERMÝÞ KÖLN Dostlar Essen Haus açýldý Bremen'in Oslebshauser sem- 1tinde açýlan Dostlar Essen Haus nostaljik iç dizayný ve lezzetli yemeklerle müþterilerinin hem damaðýna hemde gözüne hitap ediyor. Semtte böyle bir yerin eksikliðini hissetiklerini ve bunun için böyle bir mekan açtýklarýný söyleyen restorant sahiblerinden Salih Akçay ve Murat Öztürk, “Ýç dizayný Anadolu kültürümüzden esinlenerek yaptýk. Yaptýðýmýz birbirinden lezetli yemeklerle, kebap, lahmacun ve pide çeþitleriyle Dostlar Essen Haus da yemek yemeye gelen müþterilerimizin hem damak tadýna hemde göz zevkine hitab ediyoruz. Müþte- rilere aile ortamýný aratmayacak nostalji yaþatmak istedik” dedi. ZAMAN BREMEN Erciyes Supermarkt Duisburg’da Duisburg’un Meiderich sem- 1tinde Yaþar ve Murat Doðu ta- rafýndan Erciyes Supermarkt açýldý. Türklerin yoðun olarak yaþadýðý Meidreich semtinde hizmete açýlan markette Türklerin bütün ihtiyaçlarý düþünülmüþ. Et ve sebze ürünlerinin de bulunduðu markette Doðu kardeþler toplamda on kiþiye iþ imkaný saðlýyor.Marketin açýlýþýnda konuþan Yaþar Doðu, “Güler yüzlü personelimizle müþterilerimize hizmet etmek için buradayýz” dedi. FARUK BALCI DUÝSBURG Bremen’de Lemha Gardinen açýldý Bremen’de Türklerin yoðunyaþadýðý Lindenhof Caddesi’nde Lemha Gardinen perde maðazasý açýldý. Kadir Yýldýrým tarafýndan açýlan Lemha Gardinen modern dizayný ve çeþitliliði ile büyük ilgi gördü. Maðaza sahibi Kadir Yýldýrým, “Lemha Gardinen perdeler modern görünümlü mekanizmalý perdelerdir. Rulo halinde mekanizmaya sarýlý zincir vasýtasýyla aþaðý yukarý hareket edebilen bir sisteme sahiptir. Çok çeþitli renk desen ve kumaþ türlerinden oluþmaktadýr. Son zamanlarda ev ve iþ yerlerinde kullanýmý giderek hýzla artmaktadýr. Fiyat olarak ta diðer mekanizmalý perdele- 1lukta re göre daha ekonomiktir” dedi. Yýllardýr perdecilik alanýnda çalýþtýðýný ve bu mesleði baþarýyla sürdürdüðünü ifade eden Kadir Yýldýrým , yeni açýlýþ nedeniyle birçok perde de yüzde 20’lik indirim yaptýklarýný da sözlerine ekledi. ZAMAN BREMEN Avrupa’da Anadolu’yu baðlama ile yaþýyorlar Anadolu yaþam kültüründe mü- 1zik, sevincin, üzüntünün, umu- dun, sevdanýn sesidir. Baðlama ise bu kültürün her perdesine ilmek ilmek iþlenmiþ halk çalgýsýdýr. Hamm Alevi Kültür Derneði’nde baðlama dersi veren Hümmet Albayrak, Almanya’da yaþayan Anadolu insaný için onlarca yýldýr göçüp geldikleri ve kalýcý olduklarý bu ülkede kültür ve sanat eðitiminin ciddi bir ihtiyaç olduðunu söyledi. Anadolu müziðine ve baðlamaya ilgi duyan çoðu gencin, gerek yetersiz, niteliksiz, gerekse eðitmenlik vasýflarýndan uzak öðreticilerin elinde heba olduðunu dile getiren Albayrak, “ Sanatsal ve eðitimsel kaygýyý önde tutarak, baðýmsýz, ciddi ve programlý bir çalýþma ile Anadolu müziðini ve baðlamayý doðru ve yetkin eller yolu ile öðretmek ve yeni kuþaklara aktarmak amacý ile 14 yýldan bu yana sýcak ve dostça ortamda baðlama dersleri veriyoruz.” dedi. Köln Anadolu Sanat Merkezinde 5 yýl uzmanlýk eðitimi alan Albayrak, yetiþtirdiði öðrencilerinin kendilerini geliþtirmeleri için KRV eyaleti bölge yarýþmalarý için federal müzik dairesinin düzenlediði bir çok yarýþmada derece elde etmeleri kendisini gururlandýrdýðýný ifade etti. Münster str. 119 adresinde her Pazar günü öðrencileri ile biraraya gelen Albayrak, Cumartesi günleri ise yetiþkinlerle baðlama çalýþtýklarýný söyledi. 12- 35 yaþ aralýklarýnda toplam 80 öðrenciye hizmet verdiklerini vurgulayan Albayrak, “Her yýl yeni bir yeni sýnýf açýyoruz. 22 Ekim tarihinde yeni açacaðýmýz sýnýf için kayýtlarýmýz baþladý. Haftada 2 saat birlikte çalýþýyoruz. ” þeklinde konuþtu. Öðrencilerin iyi bir eðitim almalarý için en azýndan 3 yýl kurslara katýlmalarý gerektiðini söyleyen Albayrak, kurslarýmýza katýlmak isteyen öðrencilerin 01785500900 nolu telefondan kendisine ulaþabilecekleri dile getirdi. MUHAMMET KANSU HAMM Zaman’ý izine giden arkadaþýmýn yönlendirmesiyle tanýdým Zaman aboneleri arasýna yeni 1katýlan Lübeck’te ki Yüksel Mar- ket sahibi Aziz Yaþar, Türkiye’ den beri bir gazete okuru olduðunu Zaman Gazetesi ile tanýþmasýnýn bugüne kýsmet olduðunu vurguladý. Bir arkadaþýnýn yazýn Türkiye’ ye izine giderken gazetesini dükkanýna yönlendirmek istediðini ve kendisinin de bunu kabul etmesiyle birlikte bir ay boyunca Zaman okuma imkaný bulduðunu söyleyen Yaþar, ‘’ Zaman, ailecek rahatlýkla okunabilecek bir gazete. Milli ve manevi deðerlere uygun, bizim sesimiz soluðumuz olabilecek bir gazete olduðunu fark edince, ben de abone olmak istedim. Beni Zaman ile tanýþtýran arkadaþýmdan Allah razý olsun’’ dedi. EYÜP EKER LÜBECK w Hikmet damlalarý w Kalbin dili ailem “Birisi diðerine hýyanet etmediði müddetçe, Ben 2 ortaktan üçüncüsüyüm. Biri diðerine ihanet yaptýðýnda, ben aralarýndan çekilirim.“ “Bir atelye, bir fabrika iyi bir plân, saðlam bir fizibilite üzerine kurulduðunda, devamlýlýk ve istikbal vadetmesine karþýlýk, temelinde saðlam bir düþünce, esaslý bir hesap bulunmadýðý zaman fiyasko ile neticelenmesi mukadderdir.“ 24 EYLÜL 2011 CUMARTESÝ ZAMAN Bu kýþ bebe yakalarla haným hanýmcýk olacaðýz Dermansýz Kýz Büþra’nýn derdi.... Sevgili Ümit Burcu, en son size yazdýðýmdan beri pek çok þey oldu. Yine kavga ettik, ben ona “Seni yine kaybetmekten korkuyorum, bak bu üçüncü kavgamýz” dedim. O da “sen beni ne zaman kazandýn ki?” deyince mahvoldum. Ben seni gerçekten seviyorum, git de giderim, kal de kalýrým, öl de ölürüm dedim. “Saçmalama öyle þey yapmazsýn sen!” dedi. Sonra çýktý, gitti. Ben de onu sildim 1 hafta boyunca hep aðladým, mahvettim kendimi. Acýsýna dayanamayýp 18 hap attým. Ýntiharý denedim. Bütün bu olanlarý kýz arkadaþým ona ve onun kýz kardeþine yazdý. “Sizin yüzünüzden yaptý” dedi. Fakat onlar inanmadýlar. “Büþra yapmamýþtýr yeme bizi” dediler. 1 gece hastanede kaldým. Bu olaydan sonra 1 hafta geçti. Hiç arayýp sormadýlar. Nasýlsýn, gerçekten yaptýn mý demediler? Onu yakýndan tanýyan arkadaþlarý bana “onu unut!” diyorlar. Ben býrakmak istemiyorum. Eðer onu unutursam hayatým biter, yaþayamam. Ben ondan baþkasýný sevemem. Bakamam ben baþkasýna ona baktýðým gibi. Ama kendisi de silmiyor beni bu benim kafamý karýþtýrýyor. Hem seni takmýyorum, diyor hem de hayatýndan tamamen çýkarmýyor. Kafam çok karýþýk... Dermansýz Kýz Bebe yaka kýyafetler bu kýþýn en haným hanýmcýk trendi. Birçok gömlek tasarýmýnda Peter Pan yaka ya da bebe yaka dediðimiz detay öne çýkýyor. 1950'li yýllara özlemin gün yüzüne çýktýðý 2012 kýþýnda bu yakalar tam bir hasret giderme olmuþ denebilir. KEZBAN KARAGÖZ Kýþ sezonu kendini yavaþ yavaþ belli etmeye baþladý. Defileler bitti ama raflarda henüz yeni yeni deðiþimler gözlenebiliyor. Birçok farklý detay ve ayrýntýyý ayný maðazada bulabiliyorsunuz bu kýþ. Bazen çok abartýlý tasarýmlar, bazen çok erkeksi olabiliyor.Bazen de þaþýrtýcý biçimde sade ve haným hanýmcýk kýyafetlerle karþýlaþýyoruz. Açýkçasý kafanýz karýþmýyor deðil. Ama seçeneklerin birden fazla olmasý faydalý. Eskiden bir þey moda olduðunda onun dýþýnda tasarýmlar bulma imkanýnýz neredeyse yok gibiydi. 70'leri hatýrlayalým, örneðin yakýþan yakýþmayan herkes Ýspanyol paça giyerdi. Apartman topuk dýþýnda ayakkabý bulmak imkansýz gibiydi. Fakat son yýllarda bir þey çok moda olsa da alternatifsiz deðil. Kendi stilinize uygun olaný yakalama fýrsatý bulabiliyorsunuz. Moda kurbaný olmadan giyinmek çok daha kolay. Maskülen tasarýmlarýn öne çýktýðý þu günlerde bu eðilime tam aksi bir detay, birçok tasarýmcýnýn gündeminde. Bebe yaka kýyafetler bu kýþýn en haným hanýmcýk trendi. Birçok gömlek tasarýmýnda Peter Pan yaka ya da bebe yaka dediðimiz detay öne çýkýyor. 1950'li yýllara özlemin gün yüzüne çýktýðý 2012 kýþýnda bu yakalar tam bir hasret giderme olmuþ denebilir. Kimi zaman daha mütevazý bir boyutta kimi zaman farklý tasarýmlarla kullanýyor. Lüks markalarýn beyaz olarak kullandýðý yakalar, kýyafetten bir anda sýyrýlýyor ve hemen göze çarpýyor. Bazen kýyafet ile ayný kumaþ ve tonda kullanýyor. Bazen de kürk olarak kullanmýþ, dalmaçyalý desenler seçilmiþ. Geçen sene oldukça sýk karþýmýza çýkan kürkler bu kýþ 5 yine var. Fakat en çok detaylarda görüyoruz. Bebe yaka kürkler çoðunlukla derilerle bütünleþtirilmiþ. Deri ceketlerde de bebe yaka var. Taký tasarýmlarýna bile yansýmýþ Yazýn düzenlenen film festivallerinde bebe yakalý elbiseleri görmeye baþlamýþtýk. Özellikle bol inci ve taþ iþlemelerle bir anda sade bir elbise davet kýyafetine dönüþtürülmüþ. Pul ve payet ise bu kýþ sýk göreceðimiz malzemelerden. Bebe yaka davet kýyafetlerinde pul ve payet iþlemelerle öne çýkýyor. Kýyafete abartýdan uzak bir ýþýltý katýyor. Ekstra yakayla deðiþiveren kýyafet Kýyafetlerin bir detayý olarak tasarlanan bebe yaka ürünler dýþýnda bir de kýyafetten baðýmsýz olanlar var. Okul yýllarýna geri dönmüþ gibi hissediyor insan. Ama o kadar þirin ve güzeller ki almak istiyorsunuz. Hanýmlarýn el emeði ürünlerinin satýldýðý etys.com'da 'Peter pan collar' yazýldýðýnda çok güzel bebe yakalar görebiliyorsunuz. Hatta kendinizde bu kýþýn favorisi olan dantel bir yaka hazýrlayabilirsiniz. Dümdüz sýradan bir penye bluz ya da tshirt'ün üzerine taktýðýnýzda bir anda farklý bir kýyafete dönüþtüðünü görüyorsunuz. Bunun yanýnda takýlarda da bebe yaka tasarýmlar yapýlmýþ. Metal kelepçeler ve boyunluklar aksesuar olarak dikkat çekiyor. Lüks markalar altýn sarýsý bebe yaka metal kolye tasarlamýþ. Ama uygun bütçelere de hitap eden tasarýmlar mevcut. Tesettür giyimde de bebe yaka çok moda Bugüne kadar hep eleþtirdik. Tasarým dünyasýný takip etmiyorlar dedik. Ama bu yýl tesettür giyim markalarý güzel iþlere imza atmýþ. Kendi fanus- “Ben Osmanlý’yým” ne demek? Karamsar tarihçiler, ‘moddevletlerin genellikle vergi ve savaþ üzerine kurulu statik yapýlar olduklarýný söyler. Birçoðuna göre, Osmanlý Devleti’nin üç kýtaya yayýlan topraklarýnda yaþayanlar Devleti Aliye’ye vergi verip asker gönderdikleri için bir aidiyet hissetmiþlerdir. Oysa antropoloji-sonrasý tarihçiler için durum farklý: Ulus-öncesi dönemde ‘devlet’ bir kimliktir ayný zamanda. Devletlerarasý hukukun geliþmediði, yani pasaport ve vize gibi evraklarýn ‘ulusal kimlik’ olarak algýlanmadýðý devirlerde, ‘Osmanlý’ larýndan çýkmýþlar. Ortaya çýkan tasarýmlar bunu yansýtýyor. Daha iyi olacaðýna eminim. Kýþ tasarýmlarýnda çok hoþ triko bluzlar yapýlmýþ ve kontras bebe yaka detaylar kýyafetlere çok yakýþmýþ. Desenler de çok uyumlu seçilmiþ. Bebe yakanýn hanýmefendi havasý tesettür giyim koleksiyonlarýnda kesinlikle çok þýk durmuþ. Cap-toe ayakkabýlar geliyor Bu sezon ayakkabýlarda çok kullanýlan bir detay var. Cap-toe adý verilen detayý ayakkabý modellerinde çok sýk göreceðiz. Babetlerde de topuklu ayakkabýlarda da sezonun hiti olmaya devam edem Oxford ayakkabýlarda da cap-toe detaylar var. Ayakkabýnýn burnunu farklý bir malzeme, bazen farklý bir renk ile vurgulayan bu modelleri ne kadar benimseyeceðiz bakalým? Bize yazýn: mail: umitburcu@eurozaman.de Sprendlinger Land str. 107 63069 Offenbach bilmek lazým Bunamak için asitli içecekler için Özel Konya Farabi dahiliye uzmaný Uzm. Dr. Ýsmail Güner, asitli içeceklerin DNA`ya verdiði zararla parkinson, sinir sistemi bozukluðu ve hýzlý yaþlanma gibi hastalýklara davetiye çýkardýðýný dile getirdi. Güner, `Yapýlan araþtýrmalar, asitli içeceklerde bulunan sodyum benzoat (E211) adlý koruyucu maddenin, hücrelerin `güç istasyonu` olarak tanýmlanan mitokondride DNA hasarýna yol açtýðýný gösteriyor. Bu kimyasal maddeler de zamanla DNA`yý devre dýþý býrakýyor.` dedi. Asitli içeceklerin açlýðý bastýrmadýðýný, tersine ek gýda alýmýný körüklediðini, bunun da obeziteye yol açtýðýný ifade eden uzman Dr. Ýsmail Güner, `Bu tür içeceklerin içersinde yer alan fruktoz ve glikoz maddeleri, obeziteyi birinci derecede tetikleyen güçlü insülin salgýsýna sebep oluyor. Ayrýca kafein ve fosforik asit kemik matriks proteinlerine baðlanarak çocuk ve yaþlýlarda özellikle kemik döngüsünü engelleyerek osteoporoza sebep oluyor.` dedi. 5Hastanesi kitaplýk 5ern-öncesi’ Sevgili Büþra, gerçekten gün geçtikçe dermansýz kaldýðýnýn farkýndayým. Bu üçüncü mektubum sana. Baþtan beri bu adamdan sana hayýr gelmez diyorum. Sen ise; hem onu sildim diyorsun, hem de onun uðrunda canýna kýyýyorsun. Sen hastanede can pazarýndasýn, bunu duyuyor arayýp geçmiþ olsun demiyor. Üstüne üstlük bir de kendine baþka bir sevgili bulup onunla geziyor. Sonra da sana “senden vazgeçmem” diyor. Anlaþýlan seni yedekte tutuyor. “Nöbetçi sevgili” gibi bir þeysin.... Ailen karþý çýkýyor, olmaz diyorlar. Onu tanýyan arkadaþlarý “onu unut” diyorlar. Sen hala vazgeçemem diyorsun. Vazgeçemem demek ne demek? Bu bir hayat meselesidir. Ölüm anýnda yanýnda olmayan, ilgi duymayan, seni aldatan adama karþý nasýl ilgi duyarsýn anlamýþ deðilim? Sen onun uðruna ölüyorsun, o senin için hapþýrmýyor bile... Büþra kýzým, aklýný baþýna al. Evlilik, evcilik deðildir. Ciddi bir iþtir. Oturup ciddi ciddi konuþun. Ayný þeyler devam ederse o yoluna, sen yoluna devam edersin... olmak, dünya üzerindeki varoluþunu, merkezi Ýstanbul olan bir sinerji ile tanýmlamak demekti. Bu ‘sinerji’, hatýrasý hâlâ taptaze bir tarihsel belleðin de kökenini oluþturuyor. Ülkü Özel Akagündüz’ün enfes isimlendirmesiyle Kayýp Türkler, yani Osmanlý Devleti’nin çekildiði topraklarda hâlâ “Türk/Osmanlý” kimliðiyle/aidiyetiyle yaþamaya devam edenler, “Ben Osmanlý’yým” derken tam da bu belleðin içinden konuþuyorlar. ‘Devlet’ salt bir politik imge deðil burada, ‘Osmanlý’ kelimesi sadece kolektif bir tarihe de iþaret etmi- yor. Osmanlý Devleti, bir idrakin ve þuurun temellendirilmesiyle anlam kazanýyor. Ülkü Özel Akagündüz’ün imzasýný taþýyan Kayýp Türkler, Osmanlý Devleti’nin çekildiði topraklarda hâlâ “Türk/Osmanlý” kimliðiyle/aidiyetiyle yaþamaya devam eden insanlarýn hikâyelerini bir araya getiriyor. Kitap þu soruyu yeniden hatýrlatýyor: “Ben Osmanlý’yým” ne demek? Kitap, Kayýp Türkler, Ülkü Özel Akagündüz, Kaynak Yayýnlarýndan çýkmýþ, 214 sayfa. A. YAVUZ ALTUN