Mart 2014 - Opet Fuchs
Transkript
Mart 2014 - Opet Fuchs
Mart 2014 önsöz 10 kata kadar daha fazla koruma!* Opet Fuchs Ailesi'nin Değerli Üyeleri, 2014 yılının başından bu yana devam eden döviz kurundaki dalgalanmalar, otomotiv segmentinde yaşanan vergi artışı gibi ekonomik ve konjonktürel etkenler, içinde bulunduğumuz yılın sektörümüz açısından çok zor bir yıl olacağını bizlere gösterdi. Özellikle döviz kurundaki öngörülmeyen bu hızlı artışın doğal bir sonucu olarak, hammadde ve diğer girdilerde önemli ölçüde maliyet artışı yaşanması, madeni yağ sektöründeki cari pazar fiyatlarının artması sonucunu da beraberinde getirmiş oldu. Bu dönemde tüm işletmelerin masraflarını kontol altına alma, tasarruf tedbirleri uygulama ve iş verimliliğini arttırması kaçınılmaz bir gerçek olacaktır. Opet'in kurucusu Fikret Öztürk'ün dergimiz için verdiği röportajda, içerisinde bulunduğumuz iş hayatına dair yol gösteren pek çok önemli tespiti ve değerlendirmeyi bulmak mümkün olacaktır. Şubat ayında Koç Holding Topluluğu'na çok değerli katkılarda bulunan, Dr. Nusret Arsel ve Aydın Çubukçu'yu kaybetmenin üzüntüsünü yaşadık. 2012-2013 yıllarında göstermiş olduğumuz şirket performansımızın Tofaş tarafından ödüllendirilmesi, yılın başında bizleri son derece heyecanlandıran bir gelişme oldu. Bu ödül OEM'lere vermiş olduğumuz önemin bir sonucu olmakla beraber, bizlere şirket performansımızı sürekli en üst seviyede tutma zorunluluğunu da yüklemiş oluyor. Tüm çalışma arkadaşlarıma, kıymetli iş ortaklarımız bayilerimize ve tedarikçilerimize, 2014 yılının her anlamda güzel bir yıl olarak devam etmesini dilerim. Saygılarımla, Murat Seyhan Genel Müdür Geliştirilmiş formülü sayesinde motorda binek ve hafif ticari araçlarda, dört mevsim üstün koruma sağlar. * API SL endüstri standardında yer alan SEQUENCE VIII (ASTM D 6709) Motor Test limitlerine göre. 4 KARTER opetoil.com.tr KARTER 3 içindekiler içindekiler Haberler ........................................................................................ 6 Tofaş Tedarikçi Ödülleri ................................................................... 18 Madeni Yağ Akademisi...................................................................... 20 Berat Ödülleri.. ................................................................................. 28 Tosfed Ödülleri................................................................................. 30 Doğan Akaryakıt Röportajı . . .............................................................. 32 Ödüllü FotoğrafçıMurat Kaya. . ........................................................... 36 Otomotiv Bayi Toplantısı.................................................................... 38 Illy Kahve Eğitimi.............................................................................. 46 Tor Madeni Yağ Röportajı.................................................................. 48 Brooks Brothers............................................................................... 52 Fermanoğlu İnşaat Röportajı............................................................. 54 Yer Misin Yemez Misin....................................................................... 56 Timur Makzume Röportajı.. ................................................................ 58 Vespa ............................................................................................. 64 Moda .............................................................................................. 68 Umut Kısa Röportajı . . ....................................................................... 70 Senli Benli ..................................................................................... 76 Hayat Böyle Daha Keyifli ................................................................. 78 Bir Marka, Bir Başarı Hikayesi: Fikret Öztürk Tofaş Satış Sonrası Ve Yedek Parça Direktörü Turhan Çeltikçioğlu İle Özel Bir Sohbet... 14 22 Türkiye Aşığı Shantel'le Unutulmaz Bir Sohbet... Ekranların Sevilen Yüzü Ivana Sert, Karter'e "Bizimlesin" Dedi! 42 60 Aileden Oyuncu; Renkli Kişiliği İle Fadik Sevin Atasoy... Şarkılara İlham Olmuş Bir Şehir: 72 80 Fazla Mesai . . .................................................................................. 84 Fantastik - Star Wars . . ...................................................................... 88 Teknoloji ......................................................................................... 92 Wakeboard ...................................................................................... 94 Eğlence ........................................................................................ 96 Film ............................................................................................... 98 Sinema .................................................................................. . ........ 99 Oyun .............................................................................................. 100 Performansımız ödülle tescillendi! Portofino Müzik ............................................................................................. 101 Kitap . . ............................................................................................ 102 Sağlık ............................................................................................ 104 Astroloji .......................................................................................... 106 OPET FUCHS göstermiş olduğu başarı ile TOFAŞ tarafından 2012-2013 Performans Ödülü’ne layık görüldü. Aktüel Test ...................................................................................... 108 Sahibi Opet Fuchs Madeni Yağ Sanayi ve Ticaret A.Ş. Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Serdar Aydinç Editör Ömür Üstünel Yayın Danışmanı Elif Melikoğlu Yayın Kurulu Ceyhan Güner, Aygen Manaz, Sibel Yetgin, Yener Özgöksal, Ümit Kurbancıoğlu, Tolga Işık Yazışma Adresi Kısıklı Mah. Alemdağ Caddesi, Masaldan İş Merkezi No. 60 C Blok Kat 2 Üsküdar / İstanbul T (216) 522 69 00 F (216) 522 69 90 opetfuchs.com.tr Opet Fuchs Madeni Yağ A.Ş.’nin kurumsal yayın organıdır. Üç ayda bir yayınlanır. Para ile satılmaz. Opet Fuchs Karter Dergisi’nde yayınlanan yazı ve fotoğrafların her hakkı saklıdır. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. Tasarım ve Uygulama wasistdas.com (212) 287 49 87 Baskı Stil Matbaacılık San. Tic. A.Ş. (212) 281 92 81 ISSN:2147-9399 4 KARTER KARTER 5 haberler BU EKİP TEHLİKELİ MADDE TAŞIMACILIĞINDA UZMAN! haberler EKSTRA PERFORMANS, EKSTRA ÖDÜL! Durağan başlayan 2014 yılının ilk aylarında, otomotiv distribütörleri satış temsilcileri, düzenlenen kampanyalarda göstermiş oldukları başarılardan dolayı ödüllendirildiler. ADR (Tehlikeli Malların Karayolu ile Uluslararası Taşımacılığına İlişkin Avrupa Anlaşması), tehlikeli maddelerin, insan sağlığına ve çevreye zarar vermeden, güvenli ve düzenli şekilde kamuya açık karayolu ile taşınmasını sağlayan yönerge kapsamında, Opet Fuchs çalışanları İzmir’de eğitim aldılar. Tüm birimlerden ilgili kişilerin hazır bulunduğu eğitim ile çalışanlar, ADR yönetmeliği hakkında akıllarına takılan soruların cevaplarını bulma şansı yakaladılar. HENTBOLA DESTEK! Kampanyalarda farklı ürün gruplarının satışlarında ekstra performans sergileyen satış ekibine, çeyrek altın hediye edildi. Ödüllerini bağlı oldukları Bölge Müdürleri'nden teslim alan satış temsilcileri, yeni yılın ilk aylarının her zaman zorlu olduğunu dile getirdiler. Satış temsilcileri ayrıca yeni satış stratejileriyle pazarda rekabete devam edeceklerini ve müşterilerinin de her zaman yanında olacaklarını söylediler. En çok çeyrek altın hak eden satış temsilcisi: Temizişler Madeni Yağ - Kemal Aşan Ankara Genç Osman Anadolu Lisesi Opet Fuchs’un katkılarıyla Adıyaman’da gerçekleşen, liselerarası hentbol şampiyonasına katıldı. Lisenin hem kız hem de erkek hentbol takımları büyük bir başarıya imza atarak, gruplarında birinci oldular. Takımların her ikisi de Trabzon’da yapılacak Türkiye Şampiyonası'na katılma hakkı kazandılar. 6 KARTER KARTER 7 haberler haberler OPAR VE MAGNETİ MARELLİ GÜÇLERİNİ BİRLEŞTİRDİ! MESLEKİ EĞİTİME, OPET FUCHS DESTEĞİ... Tofaş çatısı altında yer alan, Türkiye'nin otomobil yedek parça alanındaki lider markası Opar, dünyanın önde gelen otomotiv tedarikçisi Magneti Marelli'nin "Magneti Marelli Yedek Parça ve Servis" birimiyle işbirliği anlaşması imzaladı. Her iki şirketin ortak markası olacak olan Magneti Marelli-Opar, bundan böyle tüm araçların her türlü yedek parça ihtiyacına cevap verecek çözümlerle otomotiv sektörünün hizmetinde olacak. Türkiye'nin yeni yedek parça markası Magneti Marelli-Opar her marka aracın tüm yedek parça ihtiyacını, en kaliteli ve eksiksiz şekilde, uygun fiyatlarla karşılamayı hedefliyor. CENTİLMENLER SAHAYA ÇIKTI! Opet Fuchs futbol takımı, her yıl Ocak ve Şubat aylarında İzmir'de düzenlenen Metin Oktay Ligi Turnuvası'nda, "En Centilmen Takım" ödülüne layık görüldü. Takım kaptanı Opet Fuchs Finans ve Kredi Risk Kontrol Müdürü Serkan Karadeli, bu özel ödülü aldıkları için mutlu olduklarını dile getirdi. 8 KARTER Ayaktakiler Soldan Sağa: Tolga Yılmaz, Tarık Kesenci, Ferdi Şengül, Ali Erkan, Serkan Karadeli, Serkan Çetintemel. Opet Fuchs Madeni Yağ Akademisi sponsorluğunda gerçekleşen, Maslak Atatürk Sanayi Sitesi’nde yer alan işletmelerde görevli teknik personelin diploma töreni, 22 Ocak 2014 tarihinde gerçekleştirildi. Sarıyer Atatürk Mesleki Eğitim Merkezi’nin katkılarıyla başarılı olan personellere Usta, Kalfa ve Usta Öğreticilik diplomaları Sarıyer Kaymakamı Ömer Karaman, İlçe Milli Eğitim Müdürü Celal Yılmaz Gültekin, İlçe Tarım Müdürü Yavuz Acar ile Maslak Atatürk Sanayi Sitesi Başkanı Mustafa Keskin tarafından verildi. ONLAR ARTIK YEŞİL KUŞAK! Oturanlar Soldan Sağa: Salih Benice, Engin Akkoç, Hasan Arslan, Tekin Yaradılmış. Opet Fuchs 6 Sigma İkinci Dalga Projeleri'ne start verildi. İkinci dalgada, tüm departmanların katılımıyla proje belirleme çalıştayları gerçekleştirildi. Çalıştaylar sonrasında, 7 yeni 6 Sigma projesi için proje liderleri ve ekipleri belirlenerek, proje aşamaları uygulanmaya başlandı. Bu sırada ikinci dalga projelere liderlik yapacak çalışanlar da yeşil kuşak eğitimlerine başladı. Çalışanlar Ocak ayında düzenlenen sınav sonrasında, yeşil kuşak eğitimini başarıyla tamamladılar. Soldan Sağa: Esra Meriç, Caner Demirtaş, Fatih Yücebilgiç, Murat Aydın, Yasemin Kaputluoğlu, Gülsüm Pulcu. KARTER 9 haberler haberler ENGELLER AŞILMAYA DEVAM EDİLİYOR... YENİ HEDEF UKRAYNA... Opet Fuchs, bölgesel güç olma yolunda bir adım daha attı... Opet Fuchs, ihracat yaptığı ülkelere bir yenisini daha ekledi. Bu yılın 3. ayında, Ukrayna'ya ihracat yapmaya başlayacaklarını kaydeden Opet Fuchs İhracat Müdürü Gökhan Tezsezener, bu yıl içersinde 2 farklı bölgeye daha ihracat yapmayı planladıklarını belirtti. Girdikleri ülkelerin %90'ında kalıcı olmayı başardıklarını da belirten Tezsezener, Opet Fuchs'un en güçlü yanının; güvenilirlik ve kalite olduğunu ve bunun ihracat müşterileri tarafından da tescillendiğinin altını çizdi. Yeni ülkelerin katılımıyla Opet Fuchs şirketi, 21 ülkeye ihracat yaparken madeni yağ konusunda bölgesel bir güç olma konusundaki kararlılığını göstermiş oldu. ROCK GECESİ SVEN SATOW'DAN VEDA... İsim: Sven Satow Görevi: CFO Eğitim: Braunschweig Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği ve İşletme Bölümü Almanya, Yüksek Lisans Glamorgan Üniversitesi Yöneticilik Bölümü İngiltere. Yaş: 40 Medeni Hali: Evli, 2 çocuklu Hobi: Yelken, Snowboard, Dağ bisikleti kullanmak En sevdiği yemek: Ege Levreği En sevdiği yer: Urla, İzmir Tuttuğu takım: Werder Bremen Sven Satow 2011 yılı sonunda Opet Fuchs ailesine CFO olarak katıldı. Nisan 2014 itibariyle Fuchs’un Güney Amerika Vice President olarak Almanya ‘da yeni görevine başlayacak olan Satow “Ailemi ve beni Türkiye’de evimde hissettirmemi sağlayan tüm Opet Fuchs çalışanlarına hırsları, sadakatleri ve bugün çok başarılı bir şirket olmak adına ortaya koydukları fikirleri için teşekkür ederim. Eminim ki bu mükemmel ve profesyonel çalışmalarını devam ettirerek Opet Fuchs’un” Sektöre Liderlik Et, Geleceği Şekillendir” vizyonunu en kısa sürede gerçekleştirecektir.” dedi. 10 KARTER Opet Fuchs, Koç Holding'in engellilerin iş ve sosyal hayata daha fazla katılmaları için fiziki şartların iyileşmesine destek verdiği, "Ülkem İçin Engel Tanımıyorum Projesi" kapsamında çalışmalarına devam ediyor. 2013 yılında toplam 1430 kişiye eğitim veren Opet Fuchs, projenin en büyük destekçilerinden biri oldu. Opet Fuchs'un da davetlileri arasında yer aldığı R*CK ajansının lansman partisi, iş dünyasından birçok ismi ağırladı. Wasistdas ajansının kurucusu Mert Evcim, Burcu Tokatlı ile ortaklık kurarak, reklam verenlerin daha çok tasarım odaklı ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri bir yapı oluşturmak için önemli bir adım attı. DJ'liğini Nikki Wild'ın yaptığı partide konuklar, birbirinden güzel parçalarla eğlenerek gecenin tadını çıkardılar. KARTER 11 haberler ÇALIŞANLAR KAMERA KARŞISINDA... Opet Fuchs çalışanları, şirketin sahip olduğu değerlerin arkasında durduklarını göstermek için kamera karşısına geçtiler. Çalışanlar; Güven, Değer Yaratmak, Saygı, Güvenilirlik ve Bütünlük başlıklarının altında birbirinden güzel pozlar vererek şirket değerlerinin temsilcileri oldular. C M Y CM MY CY CMY K 12 KARTER KARTER 13 röportaj röportaj BİR MARKA, BİR BAŞARI HİKAYESİ: FİKRET ÖZTÜRK... Sizin Fenerbahçeli olduğunuzu biliyoruz. Bununla ilgili neler söylemek istersiniz? Herkesin bir takımı olduğu gibi ben de Fenerbahçe takımını, çocukluktan itibaren tutmaya başladım. Çocuklarımla beraber, tüm aile Fenerbahçeliyiz. Ama öyle hastalık derecesinde değil! Tabii ki Fenerbahçe başarıya ulaşınca, son derece mutlu olurum. Zaman buldukça maçlarına giderim ama fazla da stresli bir ortama girmek istemiyorum. İş hayatında insanlar, yükseldikçe ve patron oldukça çoğunlukla problemli konuları dinlemeye başlar. Etrafınızda mutlaka güzel şeyler de oluyordur ama bu problemlerden yorulduğunuz oluyor mu? Tabii ki oluyor. Stressiz bir hayat olmaz ama herkesin stresi kendine göre değişir. Size göre stres olan bir şey, bana göre çok küçük bir şeydir. Aynı şekilde tersi Önce Opet'i kurdu; sonra onu zirveye çıkarttı, farklılık kattı ve öncü oldu. O sadece Opet'in değil, sektörün lideri. Fikret Öztürk, hikayesini Opet Fuchs Genel Müdürü Murat Seyhan'a anlattı. Günlük iş temponuzu merak ediyoruz. Fikret Öztürk güne nasıl başlar? Sabah 7:30, 8:00 gibi güne başlarım. Sabah kalktığımda spor olarak, hafif ağırlıklarla germe hareketleri yaparım. İstanbul'da değil de Antalya'da olursam sabahları, İstanbul'daysam akşam saatlerinde bir buçuk saat kadar yürüyüş yaparım. Genelde saat 09:30 gibi ofiste olmaya çalışırım. Ofisteki çalışmanın yüzde yetmiş veya sekseni, genellikle bayilerin problemlerini konuşarak geçer. Fikret Bey, önceden tenise çok meraklı olduğunuzu biliyoruz. Peki golf oynamaya nasıl başladınız? Ben hayatımın her aşamasında sporla iç içeydim. Okulda futbol ve basketbolla başlayan spor hayatım, iş yaşantımda da devam etti. Sonradan tenis, kayak derken 10 yıl önce golf oynamaya 14 KARTER başladım. Daha doğrusu, biraz da yaşa göre seçiyorsun yaptığın sporu. Dünyada golf sporuna baktığınızda, 5-6 yaşında başlanıyor. Türkiye'de ise belli bir yaştan sonra başlanıyor. Şu anda spor olarak, son 10 yıldır genellikle golf oynuyor ve yürüyüş yapıyorum. Golf oynamaya sizi iten şey ne oldu? Yeni bir çevre ediniyorsunuz ve doğayla iç içesiniz. Normalde 18 delik golf oynamak, ortalama beş buçuk saat kadar sürüyor. Hele ki turnuvalar olduğu zaman, telefonlarınız dahi kapalı oluyor ve her şeyden uzaklaşıyorsunuz. Nasıl daha iyi oynarımın, nasıl bu turnuvada kupa alırımın peşine düşüyorsunuz. Amatörlerin durumu böyle. Ben de golfe başlamaktan son derece mutluyum. Her dostumun da imkanları doğrultusunda golf oynamasını isterim. de olabilir ama insan hayatında illaki vardır! Stres olmasa zaten hayat olmaz. Kimilerine göre çocuğunun okulda ders çalışmaması strestir, bana göre de bir bayinin sıkıntısı. İnsanlara göre değişse de hayatın bir parçasıdır. "Hep yapacağım sözler verdim..." İş hayatına başlarken öğretmenlikten ticarete uzanan yolda, bu başarıyı nasıl elde ettiniz? Nasıl bir fikir oluştu sizde? Kimlerden destek aldınız ? Hayat hikayemize baktığınız zaman ticarete, madeni yağ ile başladık diyebiliriz. Seksenli yıllarda, sizin konunuz olan madeni yağda küçük bayiliklerle başladık. Madeni yağda da mümkün olduğu kadar, her zaman söylediğim gibi hep verdiğim hedeflerin üzerinde satış yaptım. Yapabileceğim sözleri verdim. Yapamayacağım sözleri kesinlikle vermedim. Uluslararası şirketlerde olsun, ulusal şirketlerde olsun ticaret hayatında verilen söz, çok önemli. Ben de bugüne kadar, buna özen gösterdim ve geldiğim yerden de son derece memnunum. "Karşınızdaki kişinin de ticaretle uğraşan bir insan olduğunu, unutmamanız lazım." Bankacılar ve tedarikçiler bazında bir saygınlığınız var. Bayiler de müşteriler de sizi çok seviyor. Bunu neye bağlıyorsunuz? Bayilikten gelmiş olmamız nedeniyle yaşadıkları sorunları, yakından biliyorum. Ama ondan daha ötesi, bence insana insan olarak davranmaktır. Ekonomik olarak, belirli bir yerde bulunabilirsiniz ama karşınızdaki kişinin de ticaretle uğraşan bir insan olduğunu, sizin de oralardan geldiğinizi hiçbir zaman unutmamanız ve vicdanlı olmanız gerekir. O dengenin kurulması çok çok önemli. Ben vicdanen böyle yaptım, sizlere de tavsiye ediyorum. Opet'i, sektördeki diğer firmalardan ayıran şey nedir? Ya da Opet, neleri farklı yaptı ? Dediğimiz gibi benim sektörden gelmiş olmam, yani bayilikten gelmiş olmam çok önemli. Kişisel değerler ve ileriyi görmek de önemli. Bunların tümü birleşince, güzel bir oluşum meydana geliyor. Amerika'yı baştan keşfetmenize gerek yok! Rakiplerinizde gördüğünüz güzel şeyleri, daha iyi yapacaksınız. Öncelikle Opet'in kuruluşunda uluslararası şirketlerde çalışmış deneyimli arkadaşlarımızı, şirketimize transfer ettik. Ondan sonra, profesyonellik anlayışı gelişti. Hem insan ilişkilerimi hem de tecrübelerimi onlarla paylaştım. Onların uluslararası şirketlerdeki KARTER 15 röportaj deneyimleri de bir araya gelince, daha iyi bir başarı elde ettik. Bir de hiçbir zaman unutmamak lazım ki eşim diye söylemiyorum Nurten Öztürk’ün önderliğindeki sosyal sorumluluk projeleri, Opet'in burada olma nedenleri arasında, çok önemli bir yer tutar. Bunların başında "Temiz Tuvalet Kampanyası" geliyor. Sonrasında "Örnek Köy Projesi", "Yeşil Yol Projesi" ve "Tarihe Saygı Projesi", gibi projelerin yanında eğitime verdiğimiz destekler de çok önemlidir. "Sosyal sorumluluk projelerini, ülkemiz için severek yapıyoruz!" Ayrıca Opet'in son 8 yılda, tüketiciler nezdinde birinci tercih olması çok çok önemli! Bunun verdiği hazzı, başka hiç bir şeyin vermediğini söyleyebilirim. Uluslararası şirketlerin, yüz yılı aşkın süredir Türkiye'de olduğunu düşünürsek sektörde büyükler içinde, yüzde yüz Türk sermayeli bir şirket olmamız da çok önemli bir konudur. Herhangi bir bürokratla herhangi bir ortamda görüştüğüm zaman, Opet dendiğinde insanların yüzü gülüyor. Markamıza çok sempatiyle yaklaşıyorlar. Bu da Opet'in büyüklüğünden ziyade, sosyal sorumluluk projelerinde ne kadar başarılı olduğumuzdan dolayı oluyor. Ülkemiz için bunu severek yapıyoruz. Örneğin; Nurten Hanım son bir haftadır her gün bir yerde. "Trafik Dedektifleri Projesi" kapsamında şehirden şehre dolaştı. 16 KARTER röportaj 10 yıl sonra Opet'i nerede görüyorsunuz? Opet'i, daha da güzel yerlerde göreceğimi umuyorum. Biliyorsunuz ki akaryakıt istasyonlarının anlaşma süreleri, 5 yıla indi. Neredeyse 1000 adet Opet İstasyonu var. Bunların yanı sıra rakiplerimize de baktığımız zaman, en fazla istasyonu olan şirketiz. Son zamanlarda Aygaz'la bir gayrimenkul şirketi kurduk. Gayrimenkul şirketinde de istasyon sayımızı, mümkün olduğu kadar artırmaya çalışıyoruz. Ayrıca istasyonlar için 5 yılda bir anlaşma yapacak olursak bu rakam, yılda 200 istasyona düşer. Yani bu bir yılda, 200 istasyonla anlaşma yenilemeniz lazım demektir. 1 yılda zaten 200 iş günü civarı var.Bu durumda her gün, yeni bir anlaşma yapmak gerekiyor. Bu nedenle Opet olarak, mülk almaya ve mülk istasyonları yapmaya başladık. Şu anda 40 civarında mülk istasyonumuz var. İnşallah ileride 1000 istasyondan 500-600'ünü, bu şekilde mülk istasyonlarla götürürsek sektördeki yerimiz, hem güçlü duruma gelecek hem de daha az riskle ilerleyen bir hal alacağız. Ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik durumu nasıl buluyorsunuz? Opet'in kuruluşunun 22. yılındayız. Opet'i kurmadan önce de 10-15 yıl ticaretle uğraştım. Hep banka kredileriyle belirli bir yerlere geldik. Son 10 yıla gelinceye kadar enflasyon ve faiz oranları oldukça yüksekti, ülke riski daha fazlaydı. Bunu politik olarak söylemiyorum ama son 10 yıldır Türkiye'nin yurtdışı imajına baktığımız zaman, finansal olarak oldukça güçlendi. Bundan 10 yıl önce Türkiye'de yaşanan krizlere alışmıştık. Uluslararası bazda hiçbir ülkenin krizden etkilenmemesi mümkün değildi ama son bir kaç yıl önce, Avrupa'da hatta dünyada kriz yaşandı; çok az bir bölümü bize yansıdı. İnşallah hep böyle krizlerden uzak, ekonomimizin daha güçlü olduğu günler görürüz. Bütün ekonomilerde inişler çıkışlar olur ama Türk insanının geleceğini, gerçekten iyi görüyorum. Türk insanı çalışkandır ve yaptı mı, en iyisini yapar. Önümüzdeki on yılda, büyük bir problem görmüyorum. Sizi takip eden ve sizin yolunuzda ilerlemek isteyen, madeni yağ işinde olan işletmelere tavsiyeleriniz ne olabilir ? Her zaman ayaklarını yorganlarına göre uzatmaları gerekli. Alacakları riski iyi ölçüp tartarak almaları ve hepsinden önemlisi; yasal yollarla kazanç sağlamaları gerekli. Geceleri her şeyden önce, rahat uyumamız lazım. Kısa yoldan zengin olmakla bir yere varılmaz; istikrarlı bir büyüme sağlamak gerekli! Bugün başkası, yarın biz, öbür gün başka bir firmanın bizden daha iyi olmaması için bir neden yok. "Üç çocuğumuz var, dördüncü çocuğumuz da Opet!" Öztürkler olarak da farklı yatırımlarınız var. Nerelere yatırım yapıyorsunuz ve bu yatırımlar arasında, hangi alanda büyümeyi hedefliyorsunuz? Hep söylediğim gibi 3 çocuğumuz var, 4. çocuğumuz da Opet. Opet benim için oldukça önemli. Benim için manevi değeri, maddi değerinden daha önde yer alır. Güzel bir marka yaratıldı; iyi bir ortaklığımız var. Geleceğe her şeyden önce güvenle bakıyoruz. Çocuklarımız da eğitimlerini aldılar, en küçüğü 30 yaşında. Artık onlar da kendilerine göre, belirli işler peşinde koşuyorlar. Şu anda ağırlık verdiğimiz konu, daha çok turizm. Turizm konusunda fırsat buldukça büyümeye çalışacağız. Türkiye'nin ticarette en başta gelen büyümesi gereken konunun bu olduğunu; akıllı ve dürüstçe yapılırsa, turist aldatılmazsa, iyi hizmet verilirse Türkiye'nin turizm konusunda alacağı çok yol olduğunu düşünüyorum. Otel yatırımınız da bitiyor Nisan ayında, vaktinizin ne kadarı burada geçecek? Benim düşünce tarzım şudur; iş kurduğum zaman, işi düzene sokana kadar çok yakından takip ederim. Sonra o işi güvenilir ellere bırakır, uzaktan takip ederim. İşin içine pek girmem bu yüzden, sistem oturunca uzaklaşmayı yani Antalya'da yaşamaktan ziyade, Bodrum'da yaşamayı tercih ediyorum. Madeni yağ sektörüne neler söylemek istersiniz? Tabii sektörle ilgili bayilerinize ve sizlere nasihatlerim var. Bayilerinizi, iş ortağınız olarak görün. İyi günde de kötü günde de birbirinize destek olun. Birbirinizi kandırmaya çalışmayın. Satış ekipleriniz, hedeflerini tutturmak için bayilere ürün yüklemesinler; iki taraf da fırsatçı olmasın! Bayilerinizi günlük çalışma yerine, uzun vade de çalışabileceğiniz şekilde seçin. Bu şekilde bir yapı oluşturun. Belirli bir mesafede kalın; dağıtım şirketi olsun, madeni yağ şirketi olsun satış teşkilatı ve satış ekibi, bayilere hem çok yakın hem de belirli bir mesafede durmalı. Finansallarını, aile yapılarını yakından takip ederken, ticari olarak ne yaptıklarını, nereye gittiklerini bilmeleri gerekli. Bayilere kaldırabilecekleri kadar risk vermeleri gerekli. Geçici dönemlerde sıkıntılar olabilir. Bu durumlarda onları bir tarafa atmamanız lazım. KARTER 17 dosya dosya YILIN İLK ÖDÜLÜ! Tofaş Tedarikçi Bilgi Paylaşım Toplantısı'nda Özel Performans Ödülü'nü Tofaş CEO’su Kamil Başaran Opet Fuchs Otomotiv Satışlar Grup Müdürü Erçin Bıyık’a verdi. Performansımız ödülle tescillendi! İLAN Türk otomotiv sektörünün öncü firması Tofaş’ın her yıl düzenlediği, Tedarikçi Bilgi Paylaşım Toplantısı Bursa’da yapıldı. Bu yıl, "Birlikte Büyüyoruz" ana temasıyla gerçekleştirilen toplantıya, Tofaş’ın işbirliği içerisinde olduğu tedarikçi firmalardan, yaklaşık 350 katılımcının yanı sıra 120 Tofaş çalışanı katıldı. Fiat Group Purchasing CEO’su Scott Garberding’in davetli konuşmacı olarak katıldığı toplantıda; Tofaş CEO’su Kamil Başaran, Satınalma Direktörü Yüksel Öztürk, Endüstriyel Operasyonlar Direktörü Akın Aydemir ile Fiat İş Birimi Direktörü Okan Baş da konuşmalarıyla yer aldı. Toplantıda, otomotiv sektörünün gelişimi ve global pazarlar hakkında bilgiler aktarılırken, Tofaş’ın yeni ürün projeleriyle birlikte, sektördeki maliyet rekabetçiliği ve Tofaş’ın 18 KARTER tedarikçi gelişimine verdiği önem üzerinde duruldu. Tofaş ve yan sanayi işbirliğindeki başarılara vurgu yapan ve beklentilerini aktaran Tofaş CEO’su Kamil Başaran; "Otomotiv; ana sanayisi, tedarikçileri, bayisi ve diğer tüm alanlarıyla bir değerler zinciri. Bu zincirin her bir halkasının birlikte büyüyüp gelişmesi çok önemli. Bu gelişim sürecinde ve küresel sektörün zorlu rekabet ortamında bizleri, Ar-Ge yetkinliklerimiz öne çıkaracak. Tedarikçilerimiz, bilgi birikimi ve yatırımlarıyla dünyanın başlıca üreticileri için ürün tasarlayıp üreterek, küresel çapta konumunu güçlendirdi, bu başarıyla gurur duyuyoruz. Tofaş olarak yan sanayimizle çıktığımız gelişim yolculuğunda, başarılarımızı daha ileriye taşımak için güçlü ve rekabetçi tedarikçilerimizle omuz omuza çalışmaya devam edeceğiz." dedi. OPET FUCHS göstermiş olduğu başarı ile TOFAŞ tarafından 2012-2013 Performans Ödülü’ne layık görüldü. KARTER 19 dosya dosya MADENİ YAĞ AKADEMİSİ İLE MESLEKİ GELİŞİME VE SOSYAL SORUMLULUĞA DESTEK ! Temelleri 2012 senesinde atılan Madeni Yağ Akademisi, birçok sektör ve kuruluşta eğitimlerine devam ediyor. Amaç Meslek liselerinde okuyan öğrencileri, yetkili/özel servislerde görev alan teknik personeli, sanayi sitelerinde madeni yağ ticareti yapan işletmeleri, şantiyelerde ve kademelerde görev alan ustaları ve bireysel veya ticari anlamda araç/ekipman kullanan sürücüleri çevre, insani ve/veya sosyal sorumluluklar, otomotivdeki gelişmeler, temel düzeyden uzmanlık seviyesine kadar yağ ve yağlamaya ait konularda, bilgilendirmek ve eğitmek. Sosyal Sorumluk Bilinci Sosyal Sorumluk Bilinci Özellikle araç kullanıcılarının dikkat etmesi Özellikletrafik araç yasaları kullanıcılarının etmesi gereken ve etikdikkat değerlerin gereken trafik yasaları ve etik değerlerin aktarılması, akademi kapsamındaki aktarılması,biridir akademi kapsamındaki konulardan konulardan biridir. Görsel ve Basılı İletişim Akademi kapsamındaki programların hedef kitleye aktarımı eğitim ve bilgilendirme videolarıyla hizmet/ürün tanıtımı yapan basılı dokümanlar ile sağlanır. Meslek Liseleri Akademi yeni yetişen ve henüz öğrenci seviyesinde olan bireylerin, hem teknik anlamda hem de sosyal sorumluluk çerçevesinde eğitimine destek verir. Bunun için meslek liselerinde, yerinde eğitim sağlar. Teknik Personeller Akademi gerek şantiyelerde gerekse sanayi sitelerinde eğitim konularının aktarımını, yerinde eğitim prensibiyle interaktif öğrenme metodolojisi kullanarak gerçekleştirir. Daha fazla iletişim ve daha fazla fayda sağlamak adına kapsamı genişletilen akademi, 2014'te sosyal sorumluluk adına yapacağı yeni projelerle sektördeki çalışanlara, hem mesleki anlamda hem de sosyal sorumluluk anlamında destek vermeyi hedefliyor. Akademinin genişletilmiş künyesi şöyle özetlenebilir: 20 KARTER KARTER 21 röportaj röportaj Türkiye'de nasıl bir organizasyonunuz var? 70 kişi beyaz yaka, 130 kişi mavi yaka olmak üzere toplamda, 200 kişilik bir ekibiz. Satış sonrası, toptan yedek parça ve teknik destek bölümlerini içeren, 20 kişilik bir saha ekibimiz bulunuyor. Bu arkadaşlarımız, bayilerimiz ve müşterilerimizle sürekli iletişim halindeler. Ayrıca Bursa'daki fabrikamız içerisinde faaliyet gösteren 25.000 m2'lik kapalı alanda, yedek parça depomuz mevcut. Burada da 130 mavi yakalı arkadaşımız görev yapıyor. TOFAŞ SATIŞ SONRASI VE YEDEK PARÇA DİREKTÖRÜ TURHAN ÇELTİKÇİOĞLU İLE ÖZEL BİR SOHBET... Otomotiv Satış Grup Müdürü Erçin Bıyık satış sonrasından madeni yağa, Opar Olio'nun ortaya çıkışından yeni projelere kadar, pek çok merak edileni sordu; Turhan Çeltikçioğlu yanıtladı. 22 KARTER Türkiye'de SSH ve yedek parça, yurtdışına göre hangi seviyede? Oldukça iyi durumda olduğumuzu söyleyebilirim. Fiat markasının, faaliyette bulunduğu ülkeler arasında yaptığımız yeni uygulamalarla daima örnek gösteriliyoruz. Birçok ülkeden Türkiye'ye gelerek bizi inceliyor; ardından uygulamalarımızı kendi pazarlarına adapte etmeye çalışıyorlar. "Müşteri Memnuniyetinde İlk Sıradayız!" SSH ve yedek parça konusunda, Fiat'ı nerede görüyorsunuz? Türkiye'de satış sonrası hizmetlerle ilgili memnuniyet araştırmalarında, daima ilk sıralardayız. Müşteri memnuniyeti, bizim için daima öncelikli bir konu oldu. Memnuniyet ve buna bağlı birçok göstergeyi, bayi bazında günlük olarak takip ediyoruz. Doğaldır ki zaman içerisinde, müşterilerin beklentileri de değişiyor. Değişen beklentileri anlamak için de birçok araştırma yapıyoruz. Bugün müşterilerin satış sonrasından beklentileri, sadece araçların onarım ve tamir işlemleri değil; daha farklı hizmetleri de kapsıyor. Bu noktada geliştirdiğimiz birçok hizmetimizi, "Fiat Hizmetler" başlığı altında müşterilerimize sunuyoruz. Tofaş'ın SSH ve yedek parça yönetimindeki öncelikleri nelerdir? Nihai müşteriye ulaşıncaya kadar bayilerimiz, servislerimiz, toptan yedek parça alanında bayilerimizle çalışan yedek parça perakendecileri ve onların da nihai müşterileri olan bağımsız tamirhaneler var. Bu zincir içerisinde en önem verdiğimiz konular; güven ilişkisi içerisinde faaliyetlerimizi sürdürmek, ticari ilişkimiz olan firmalarla iş ortaklığı anlayışıyla çalışmak, müşterilerimize yakın olmak, onların şikayet, talep ve beklentilerini dinlemek ve çalışmalarımızı bu doğrultuda sürdürmek. Toptan yedek parça faaliyetlerimizde, müşterilerimize daha yakın olmak için Opar web sitesini kullanıyoruz. Şu anda 2500 perakendecimizle web üzerinde, sürekli iletişim içerisindeyiz. Bu bize çok büyük bir avantaj sağlıyor. "Magneti Marelli İle Tüm Marka Araçlara Hizmet Vereceğiz." SSH ve yedek parça pazarında, gelecek yıllarda farklı neler göreceğiz? Sürekli kendimizi yenilemeye çalışıyoruz. Satış sonrasında da yine her yıl olduğu gibi fark yaratacağımız projelerimiz var. Magneti Marelli distribütörlüğü kapsamında, tüm marka araçların yedek parça pazarında etkin olmak istiyoruz. Şu anda bu iş kolu için faaliyet gösterecek bir bayi teşkilatını şekillendiriyoruz. Bir kısmını tamamladık. Şubat ayı içerisinde satışa başlamayı planlıyoruz. Bu arada yine madeni yağ pazarına yönelik bir sürprizimiz olabilir. Madeni yağ pazarı hakkında düşünceleriniz nasıl? Madeni yağ, her sektörde olduğu gibi her geçen gün rekabetin arttığı, fark yaratan markaların ön plana çıktığı bir sektör. Bu açıdan bakıldığında, sürekli yenilenmenin, taleplere uygun yeni ürünler geliştirmenin giderek daha çok önem kazandığı bir pazar diyebiliriz. Opet Fuchs ile iş birliğiniz nasıl başladı? İşbirliğimiz, Opet Fuchs Genel Müdürü Murat Seyhan'ın bir önerisiyle başladı. 2011 yılında ilk görüşmelerimizi yaparak, her iki şirketin de tecrübeleriyle bir sinerji ortamı yaratacağımız konusunda görüş birliğine vardık. Yapılan ticari çalışmaların sonunda, ortak bir marka çıkarma konusunda mutabık kaldık. Her iki tarafta teknik çalışmalar yapıldı. Opet Fuchs, Fiat marka araçlar öncelikli olmak üzere yeni jenerasyon motorlarda kullanılacak ve güncel teknik spekleri karşılayacak bir ürün geliştirdi. Ardından, şirketimizin Ar-Ge tesislerinde 6 ayı aşan sürelerle ürünün testleri yapıldı. Tüm süreçler tamamlandıktan sonra 2012 yılının Mart ayında, yeni ürünlerin lansmanını gerçekleştirdik. Opar markasını bize nasıl tanımlarsınız? Bugün Türkiye'de, yedek parça konusunda bilinirliği en fazla olan marka Opar diyebiliriz. Bunu, sanayi sitelerindeki yedek parça perakendecileri ve bağımsız tamirhanelere yönelik olarak yaptırdığımız KARTER 23 Hizmetler_Poster21,7x26,7cm_2014_beyaz.pdf 1 25.02.2014 14:15 röportaj röportaj C M Y CM MY CY CMY K pazar araştırmalarından öğreniyoruz. Opar, marka olarak bu yıl 41. yılını kutluyor. Türkiye'de bol ve ucuz yedek parça denince akla gelen ilk marka, Opar'dır. 41 yıldır yedek parça yenileme pazarında her türlü yeniliğin öncüsü olan Opar, bu yıl bünyesine kattığı dünya yedek parça devi Magneti Marelli ile artık sadece Fiat marka araçlara değil, pazarda mevcut olan tüm markalara aynı prensiplerle hizmet vermeye başladı. Opar Olio fikri nasıl doğdu? Opet Fuchs ile ortak bir yağ markası oluşturma kararı aldıktan sonra, muhtelif isim önerileri vardı. İtalyan kökenli bir firma olduğumuz için Opar markasının gücünü, İtalyanca'da yağ anlamına gelen 24 KARTER "Olio" kelimesini kullanarak göstermek istedik. İkisini bir araya getirince de "Opar Olio" markası doğdu. Sizce Opar Olio'nun farkı nedir? Söyleşimizin başında, fark yaratmaktan bahsetmiştik. Bence en önemlisi; bu ürünün arkasında Türkiye'nin iki önemli güvenilir kuruluşu olan Tofaş ve Opet Fuchs'un olması! Piyasada hiç olmayan özel ambalaj uygulaması da çok önemli bir rekabet avantajı getirdi. Opar Olio lansmanının ardından, özel ambalaj uygulamamızın rakip markalar tarafından da taklit edildiğini görüyoruz. "Opar Olio Markası, Bir Başarı Öyküsüdür..." Opar Olio, nasıl bu kadar kısa bir sürede başarıyı yakaladı? Opar Olio bir başarı öyküsüdür. Bu kadar kısa sürede, piyasada önemli bir pazar kazanmış başka bir ürün var mıdır bilemiyorum. Bugün Opar Olio olarak geldiğimiz satış hacmine ulaşmak, sanırım birçok markanın yıllarını alıyor. Bu noktada, Opar Olio'nun dağıtım ağına ve nihai müşteriye olan faydalarına bakmak gerekir. Bayi teşkilatımız, ürünü güvenle müşterilerine sunabiliyor. Uyguladığımız FIat Yol Arkadaşım mobil aplIkasyon HİZMETLER KARTER 25 röportaj teşvik sistemleriyle bayi teşkilatımızın karlılığına, önemli katkılar sağladığımızı düşünüyorum. Nihai müşterilerimiz ise Tofaş güvencesindeki daha kaliteli bir ürünü, daha ucuza almanın avantajını elde ediyor. İki şirketin ekiplerinin önemli katkılarını da ayrıca ifade etmeliyim. 2014 yılı, sektörünüz ve şirketiniz için nasıl bir yıl olacak? 2013 yılında satış sonrası ve yedek parça pazarında, tüm markaları da etkileyen bir daralma yaşandı. Bunun başlıca sebeplerine baktığımızda, yıllık araç kullanımının azaldığını görüyoruz. Ayrıca yol şartlarının iyileşmesi, toplu taşımanın artması, trafik cezalarının caydırıcılığı, kış hava koşullarının daha yumuşak geçmesi gibi nedenleri sıralayabiliriz. 2014'te de benzer bir durumla karşı karşıya kalacağımızı düşünüyorum. Ticari politikalarımızı belirlerken bu gelişmeleri yakından takip ediyor, iş hedeflerimiz doğrultusunda hareket ediyoruz. Servislerimize araç giriş adetlerini arttırmak ve toptan yedek parça faaliyetlerimizde, gelişim sağlamak için kısa ve orta vadeli planlarımız bulunuyor. Bu planları zamanı geldikçe uygulamaya alacağız. Karter okuyucularına bir mesajınız var mı? Öncelikle iyi bir yıl geçirmelerini diliyorum. Karter dergisi okurlarının bir kısmı, bizim de müşterimiz. 2014 yılında, yeni devreye alacağımız projelerimizle daha önce iş ilişkimiz olmayan diğer okurlarla da tanışmak ve ortak bir çalışma alanı yaratmak temennisindeyim. Karter içerik bakımından, bence sektörde referans bir dergi. Farklı konuları ele alması da dergiye olan ilgiyi arttırıyor. Katkısı olan tüm arkadaşları tebrik ediyorum. Turhan Çeltikçioğlu kimdir? Türk Tofaş Otomobil Fabrikası A.Ş.'de, satış sonrası hizmetler ve yedek parça direktörlüğü görevini sürdürmektedir. Bir iş günü nasıl geçer? Genellikle sabahları ofise erken gelirim. Bu bana mesai başlamadan önce, sakin bir ortamda çalışma fırsatı sağlıyor. Gün içinde oldukça yoğun bir toplantı trafiği içinde olduğum, telefon ve ziyaretler dolayısıyla sık sık bölünebildiğim için en verimli çalıştığım zaman, mesai başlamadan önceki saatler diyebilirim. Ayrıca bayi ziyaretlerine de çok önem veriyorum. Her bayi ziyaretinin, şirketimize yeni fikirler kazandırmak veya mevcut uygulamalarda iyileştirme fırsatları yaratmak açısından, çok önemli olduğuna inanıyorum. Nihai müşteriyi anlamanın birinci koşulu, bence önce bayiyi anlamaktan geçiyor. Hobiniz var mı, vakit bulabiliyor musunuz? Şu andaki en büyük hobim; çocuklarımla vakit geçirmek, onların antrenmanlarını ve maçlarını seyretmek diyebilirim. Bunun dışında seyahat etmek, özellikle doğal güzellikleri olan yeni yerler keşfetmek, yürümek ve bisiklete binmek; vakit buldukça hayata geçirmeye çalıştığım hobilerim arasında. Aracınızın markası nedir? Lancia Delta. Bir arabada en çok neye dikkat edersiniz? Öncelikle estetik, daha sonra da performansa önem veririm! 26 KARTER dosya dosya 10.YIL BERAT ÖDÜLLERİ SAHİPLERİNİ BULDU! Koç gurubu ve Opet Fuchs bünyesinde 10 hizmet yılını tamamlayan çalışanlar, ödüllerini düzenlenen özel bir törenle aldı. Gece, Genel Müdür Murat Seyhan’ın hoş geldin konuşması ve 2013 yılının, kısa bir değerlendirmesiyle başladı. Hemen ardından CFO Sven Satow ile beraber dağıtılan, berat plaketleri sahiplerini buldu. Ödül töreni sırasında, 10 hizmet yılını dolduran çalışanların duygulu anlar yaşaması gözlerden kaçmadı. Berat ödülleri sahipleri: Gecenin ilerleyen bölümlerinde, geleneksel yılbaşı çekilişi yapıldı. Ayrıca etkinlik alanındaki özel bir çadır içerisine kurulan fotoğraf çektirme ve kamyon simülatöründe, şoförlük hünerlerini sergileme şansı yakalayan çalışanlar, eğlenceli dakikalar geçirdiler. Daha sonrasında canlı müzik eşliğinde gönüllerince eğlenip kurtlarını döken çalışanlar, geceyi tüm yılın yorgunluğu geride bırakarak tamamladılar. Soldan sağa: Hüseyin Erdoğan, Metin Oktay, Erdoğan Şen, Sven Satow, İlke Barutçu, Murat Seyhan, Burcu Berker Kanber, Tarık Kesenci, Kemal Tekşen, Mete Girgiç. Fotoğrafta yer almayanlar: Kadir Tayfun, Raif Akgün, Abdullah Tuncay, Cafer Aksoy. 28 KARTER KARTER 29 dosya dosya OPAR OLIO SPONSORLUĞUNDAKİ PEGASUS RACING TEAM ÖDÜLLERİ TOPLADI. Türkiye Otomobil Sporları Federasyonu, 2013 Türkiye Şampiyonları Ödül Töreni Gala Gecesi, 24 Ocak akşamı Çırağan Sarayı'nda düzenlendi. Tüm branşlarda, genel klasman ve sınıflarda ilk 3 dereceyi elde eden sporculara kupalarının verildiği gecede otokros, tırmanma, karting, pist, offroad, klasik otomobil branşları olmak üzere, toplam 171 kupa sahibini buldu. S2000 Klasmanı'nda Opar Olio sponsorluğunda yarışan Pegasus Racing Team'den Fatih Kara/Güray Karacar ikilisi gecede, S2000 sınıfı Türkiye ikinciliği ve Genel Klasman Türkiye ikinciliği olmak üzere, toplam 2 ödül almaya hak kazandılar. Ekip ayrıca, Takımlar Şampiyonası ikincilik ödülünü de aldı. 30 KARTER KARTER 31 röportaj röportaj OPET’İN AMİRAL GEMİSİ DOĞAN AKARYAKIT, MADENİ YAĞ SEKTÖRÜ'NDE BÜYÜMEYE DEVAM EDİYOR... Başarılarıyla hem Trabzon hem de İstanbul madeni yağ pazarında, adından söz ettiren genç iş adamı Ertuğrul Doğan ile Opet Fuchs Otomotiv Satışlar Grup Müdürü Erçin Bıyık, sektöre dair güzel bir söyleşi gerçekleştirdi. "İşin İçindeyiz!" Madeni yağ sektörüne ne zaman ve nasıl girdiniz? 2008 yılında Opet istasyonumuzu açtıktan hemen bir yıl sonra, Opet Fuchs Endirekt Satışlar 6. Bölge Müdürü Gökhan Aynacı ile tanışıp, madeni yağ sektörüne Trabzon bölgesi bayisi olarak giriş yaptık. Daha sonra sırasıyla 2010'da Trakya bölgesi bayiliği, 2012'de İstanbul Avrupa yakası bölgesi bayiliği ve son olarak yine 2012'de Karadeniz bölgesi Opet Fuchs endüstriyel bayisi olduk. 32 KARTER Trabzon’da, Opet Madeni Yağları'nın pazardaki yeri nedir? 150 tonla aldığımız pazarı, şu anda 800 tonlara taşıyarak özellikle teneke ve bidon grubu ağır vasıtaya yönelik ürünlerde bölgede lideri konumdayız diyebilirim. Peki rakiplerinizden neyi farklı yaparak bu tonajlara ulaştınız? Daha önceleri bir akaryakıt şirketinde bölge müdürlüğü yaptım. Yani işin içinden geliyorum. Ürün satmanın zorluklarını en iyi bilenlerdenim. Bu yüzden ekiple birlikte işin ciddi olarak içerisindeyiz. "Pazarı nasıl daha fazla büyütürüz, nasıl yeni işler geliştiririz?" diye sürekli konuşuyoruz. Pazarda ses getiren birçok noktaya, yatırım yapıyoruz. Bu da müşterileri bize çekmeye yardımcı oluyor. Teminat sıkıntısı olan, küçük ama gelecek vaat eden, yerel firmalarla anlaşmalar yaparak, hem onları hem de kendimizi büyütüyoruz. "Olmazsa Olmazımız; Dürüstlük ve Sadakattir!" Çalışanlarınızda aradığınız en önemli özellik nedir? Dürüstlük ve sadakat. Bu iki unsurun zedelendiğini hissettiğim zaman, hemen gereğini yaparım. Kemikleşmiş bir kadromuz var, herkes nasıl hareket edeceğini bilir. Biz de onlara hayat şartlarını iyileştirmek adına, bütün imkanları sunmaya çalışıyoruz. Bu imkanlar nelerdir? Çalışanların, hem eğitimlerine hem de sağlıklarına çok önem veriyoruz. Pazarlama ve satış üzerine verdiğimiz eğitimlerle gelişimlerine yardımcı oluyoruz. Tüm çalışanlarımıza aile fertlerini de kapsayan, bir özel sağlık sigortası imkanı sunuyoruz. Günün büyük bir kısmını, araç kullanarak geçirdikleri için ferdi kaza sigortaları da mevcut. Doğan Akaryakıt olarak, başka hangi sektörlerde faaliyet gösteriyorsunuz? İnşaat ve emlak sektörlerinde faaliyetlerimiz var; arsa alıp satıyoruz. Yakın bir gelecekte turizm alanında da çalışmaya başlayacağız. "Bize Her Yer Trabzon!" Sizi farklı kılan bir özelliğiniz var mı? Hemen aksiyon alabilme yetimizdir. Satış ekibinden gelen bir telefon ile 10 tonluk potansiyeli olan bir noktayı hemen kontağı çevirip devreye alabiliyoruz. KARTER 33 röportaj Koyu bir Trabzonspor taraftarı olduğunuzu biliyoruz, peki size de her yer Trabzon mu? Evet kesinlikle! Bu bir gerçek aslında; dünyanın neresine giderseniz gidin, Trabzonlu'nun olmadığı bir yer yok! Ben işim dolayısıyla çok seyahat eden birisiyim, dünyanın her ülkesinde bir Trabzonlu ile karşılaşmışımdır. Amerika’ya gidiyorsunuz, adam arabanın arkasına 61 yazmış geziyor. Trabzonlunun en büyük özelliği, Trabzon ile irtibatını kesmemesidir. Bir şekilde iletişim kuruyorlar yani... Tabii, bu cidden böyle! Mesela Trabzonspor İstanbul’da maç yapıyor, 80 bin kişiye oynuyor. Bu gerçekten dünyanın hiçbir yerinde yok. 34 KARTER Trabzonspor’da yöneticilik deneyiminiz oldu mu ? Bir dönem hem Trabzonspor’da hem de 1461 Kulübü'nde, futbol ve basketbol birimlerinde yöneticilik yaptım. Şimdi de bir sosyal sorumluluk projesi kapsamında, İstanbul'da yaşayan Trabzonlular'ın ailelerinden koparmadan bir kulüp altında toplamaya çalışıyoruz. harcıyor, ciddi riskler alıyor. Bu yüzden en büyük temennim, para batırmadan kazasız belasız bir yıl olması. "Büyümenin Sınırı Yok." Doğan Akaryakıt’ın 2014’ten beklentisi nedir? Büyümenin bir sınırı olmadığını düşünüyorum. O yüzden şirketin verdiği hedefler doğrultusunda, bu yıl da büyümeği amaçlıyoruz. Herkes ciddi emek KARTER dosya Tarım ve İnsan Fotoğrafları Sergileme Ödülü Tarım ve İnsan Fotoğrafları 3. lük Ödülü Tarım ve İnsan Fotoğrafları Sergileme Ödülü ÖDÜLLÜ BİR FOTOĞRAFÇI: KAYA TRAKTÖR SATIŞ MÜDÜRÜ MURAT KAYA! Uzun yıllardır Opet Fuchs Endirekt Satışlar Distribütörü Kaya Traktör’de Satış Müdürü olarak görev yapan Murat Kaya, Kars’ta yaşıyor ve fotoğraf sanatıyla uğraşıyor. Madeni Yağ işinden kalan vakitlerde çektiği fotoğraflar, geçen zaman içerisinde onu amatörlükten profesyonelliğe taşıdı ve ödüllerle dolu bir yolculuğa çıkardı. Murat Kaya son çalışmasında Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın düzenlediği, “Tarım ve İnsan” konulu ulusal fotoğraf yarışmasında üçüncülük ödülünü kazandı. Aynı yarışmada toplam üç fotoğrafıyla da “Sergileme” ödülü alarak, bu yarışmada dört fotoğrafı ödül kazanan tek fotoğrafçı oldu. Ayrıca Ocak ayında gerçekleşen FIAP (Uluslar Arası Fotoğraf Sanatı Federasyonu) Dünya Kupası’nda da sergileme ödülü kazandı. Yaklaşık üç senedir fotoğraf çeken sanatçı, hiçbir eğitim almamasına rağmen 10 fotoğraf yarışmasında toplam 19 fotoğrafı ödül kazanarak, büyük bir başarıya imza attı. 36 KARTER Tarım ve İnsan Fotoğrafları Sergileme Ödülü KARTER 37 dosya dosya OTOMOTİV BAYİLERİ, FABRİKA TURUNDA! Opet Fuchs Otomotiv Bayileri, 3-5 Ocak tarihleri arasında İzmir’de bir araya geldiler. Bayiler Opet Fuchs üretim tesisi, sevkiyat depo, ar-ge ve kalite kontrol laboratuarlarını ziyaret ederek; kendilerine özel hazırlanan programla tesiste kullanılan tüm teknolojileri yakından inceleme şansı buldular. Bayilere hammadde ve mamul depoda yer alan, dinamik adreslemeli dar koridor raf sistemi ve şirket için özel geliştirilmiş depo yazılım sistemi tanıtıldı. Sonrasında Türkiye’nin, Otomotiv ve Endüstriyel uygulamalar alanında en gelişmiş Ar-Ge laboratuarından birine sahip olan Opet Fuchs’un, formülasyon ve araştırma geliştirme süreçleri hakkında bilgi verildi. Ayrıca ziyaret sırasında üretim tesisinde, AdBlue ünitesi, endüstriyel ve otomotiv harmanlama tankları ile bu tanklarda kullanılan ısıtma sistemi bayilere tanıtıldı. 38 KARTER KARTER 39 dosya dpf’li aracınız için Dolum tesisine gelindiğinde ise kendine özel robot paletlemeli, yüksek kapasiteli teneke-bidon dolum makinesi ve aynı anda iki ayrı dolum hattına bağlı olan ve hem teneke, hem de koli paletlemesi yapan diğer bir robot paletleme ünitesi, bayilerin ilaç gibi koruma büyük ilgisini çekti. Fabrika gezisi kalite kontrol laboratuarında tamamlandı. Daha sonra 2014 yılının plan ve programlarının oluşturulacağı toplantı kapsamında, Swissotel Grand Efes’e geçildi. Organizasyon, akşam yemeği ile son buldu. FULLMAX C3 5W-30, özel formülü sayesinde DPF (Dizel Partikül Filtresi) ve TWC (Üç Yollu Katalist) gibi, egzoz gazı emisyonlarını düşüren sistemleri koruyarak verimliliğini arttırır, ömrünü uzatır. 40 KARTER opetoil.com.tr röportaj röportaj TÜRKİYE AŞIĞI SHANTEL'LE UNUTULMAZ BİR SOHBET... "Aslında Türkiye ve Türk insanını sevmiyorum, onlara aşığım.." Merhaba, sizi Türkiye’de oldukça sık görüyoruz. Türkiye’yi ve Türk insanını sevdiğinizi ve bu nedenle sık sık, bizleri ziyaret ettiğinizi düşünüyoruz. Siz ne dersiniz? Aslında Türkiye ve Türk insanını sevmiyorum, onlara aşığım diyerek söze başlayabilirim. Avrupa'da yaşanan tüm ekonomik problemlerin ve çeşitli sorunların, birer vaka haline gelmeye başladığı düşüncesindeyim. Ama yine de, Avrupa'nın çok kuvvetli bir kıta olduğuna inanıyorum. Türkiye de bunun büyük bir parçası! Bugünlerde herkesin gözü Türkiye’ye dönmüş durumda. Herkes Türkiye’de neler olduğu ve gelecekte neler yaşanacağını tahmin etmeye çalışıyor. Avrupa ve Ortadoğu Ülkeleri'ne olan konumuyla burası, anahtar bir özelliğe sahip. Türkiye’nin özellikle, Batı Avrupa için mükemmel bir açıya sahip olduğunu ve dünyada yaşanan kimi olaylarla ilgili de olumlu anlamda bir sembol haline geldiğini düşünüyorum. Ben müzisyenim, politikacı değil. Bu nedenle politik olayların derinliğine çok girmiyorum, bunu yapmak için farklı bir uzmanlığım olması gerekir. Disco Partizani şarkısı ile 2007 yılında müzik listelerini altüst eden ünlü Alman şarkıcı, yapımcı ve DJ Shantel, yeni albümünün tanıtımı kapsamında geldiği son Türkiye seyahatinde, Karter Dergisi okuyucuları için kendine dair bilinmeyenleri anlattı. 42 KARTER Gelecekte Türkiye’de yapmayı planladığınız, yeni bir projeniz var mı? Açıkçası Türk saykodelik müziğiyle ilgili bir şeyler yapmak istiyorum. Yetmişler döneminde olan, eski tarz müziklerin elektronik müzikle kombinasyonu gibi. Bu tarz müziklerin Berlin, Londra ve az da olsa Paris'te özel geceleri var. Türkiye'de bu durum çok popüler değil. Aynı şey benim için de geçerli aslında, ben de kendi ülkemin dışında daha ünlüyüm. Türk grubu hayranlarım oldu. Farklı kültür ve toplulukların aynı şeyden hoşlanması için bir rolüm oldu. Geçen bunca yıl ve bunca tecrübeden sonra, sadece müzikle bu ortak zevkin oluşması ve canlı kalması, benim için en büyük şey oldu. "Bence Disco Partizani şarkısına hayran olanlar, bu albümde şok geçirecekler." Yeni albümünüz için burada bulunuyorsunuz. Bu albümünüzle dinleyicilerinize sürpriziniz var mı? Disco Partizani şarkısı hayranları, bu albümde şok geçirecekler. Daha öncekiyle aynı tarz bir şeyler bekliyorlardır diye düşünüyorum. Ancak albümlerimi hazırlarken, her birinde farklı bir hikaye anlatmayı seviyorum. Bu albümün de kendine ait bir hikayesi var. " Araba kullanmayı ve yollarda olmayı çok seviyorum." Disco Partizani albümünüzle çok büyük bir çıkış yakaladınız... Disco Partizani'yi çıkardığım zaman, o albümde kendi kimliğimden ve aile değerlerimden hikayeler anlatıyordum. Avrupa Kıtası'nı ve kültürünü aynı potada eritmek, heyecan verici bir fikirdi. Disco Partizani Alman pop listelerindeyken, hem Alman hem de Almanya'da doğmuş ve ama güçlü Türk altyapısı olan Türk gençlerin, aynı coşkuyu yaşadığını gördüm. Bu şarkıyla ortak birşey yarattılar. Gelecek genç nesillerin elinde. Almanya, Avusturya, İsviçre gibi bir sürü farklı yerde, büyük Arabaları ve araba kullanmayı seviyor musunuz? İşin aslı çok seyahat ettiğim için oldukça sık araba kullanıyorum; araba kullanmayı da çok seviyorum. Araba kullanırken, kendi özel alanımda hissediyorum; müzik dinleyip yeni fikirler düşünüyorum. Şunu söylemek zorundayım ki, araba kullanmayı ve yollarda olmayı çok seviyorum. Peki hızlı bir sürücü müsünüz? Eskiden hızlı bir şofördüm ve bu yüzden, çok para ödemem gerekti. Hatta birkaç yıl önce, sürücü ehliyetimi bile kaybettim. Ardından daha farklı bir otomobil tarzına, geçiş yapmam gerektiğini anladım. KARTER 43 röportaj Ben romantik ve hassas bir adamım. Alfa Romeo'ya bayılırım mesela! 1978 model, seri 3 Land Rover'ım var. Her şeyiyle kendim ilgileniyorum. Arabalar bu devirde artık birer bilgisayar gibi... Eğer bir yeri bozulursa o arabayı bir yere götürüp, tamir ettirmeniz gerekiyor; kendiniz müdahale edemiyorsunuz. Hızlı olanlara değil, daha farklı olanlara yöneldim. " Güzellik, bir arabada benim için en öncelikli şey!" Sizin için bir arabada öncelikli gelen şey nedir? Güzellik. Bu benim için zorunlu birşey. Araba bir yerden başka bir yere gitmenizi sağlayan bir araç. Güzellik, bir arabada benim için en öncelikli gelen ve zorunlu olan şeydir. Örneğin Audi, BMW gibi Alman arabalarını kullanmıyorum. Mercedes bazen kullanabiliyorum çünkü eski moda bir havası var. Arabalardaki süper teknolojik yaklaşımlar, romantikliği yok etti. 44 KARTER Türk araç kullanıcılarına vermek istediğiniz bir mesajınız var mı? Söylemek zorunda olduğum bir şey var. Bunu sevgi ve saygılarımla iletmek istiyorum. Türkiye'de araba kullananlar, maalesef dünyada gördüğüm en kaba araç kullanan insanlar. İstanbul gibi yerlerde, her yerde muazzam sayıda araba vardır. Türkiye'de araba, sanki bir statü sembolü! Bu gerçekten çok saçma, çünkü bu ülkeyi mahvediyor. Beni lütfen yanlış anlamayın, ben radikal bir çevre savaşçısı değilim. Ancak Türkiye'deki ilk kuralın; "araba öncelikli gelir" olduğunu hissediyorum. Bu alışkanlıkta bir değişim olmalı. Bu tabii ki de benim şahsi görüşümdür. KARTER 45 dosya KAHVENİZİ NASIL ALIRSINIZ? Opet Fuchs kahveseverleri, dünyanın en tanınmış kahve markalarından biri olan Illy Caffè'nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen Yaratıcı Kahve Eğitimi'nde bir araya geldiler. Eğitim, 18.yy' da Batı Avrupa' da doğan, günümüzde ise ülkeden ülkeye farklılık gösteren modern kahve kültürünü harmanlayarak, birbirinden özel eğitimler veren ve tüm dünyada 11 şubesi bulunan, Università del Caffè (UDC)'de gerçekleştirildi. 25 Ocak Cumartesi günü gerçekleştirilen eğitimde; kahveye dair bilinmeyen incelikler ve yaratıcı tarifler öğrenilirken, kahve tadımını da yapıldı. 46 KARTER röportaj röportaj "Madeni yağ işini yaparken, bizimle aynı dili konuşacağına inandığımız bir firmayla çalışmayı istedik." Peki bu bir araya gelme nasıl oldu; Opet Fuchs'la yollarınız nerede kesişti? A.Y.: Opet Fuchs biz sektöre girdiğimizde, belirli bir güce ulaşmıştı. Bir çok müşterisi vardı. Biz de doğru adımı atmak için endüstriyel yağ segmentinde bulunan, belirli firmalarla görüştük. Kiminle ve nasıl çalıştıklarını öğrendik. Madeni yağ işini yaparken, bizimle aynı dili konuşacağına inandığımız bir firma ile çalışmayı istiyorduk. Bir müşterimizden Kemal Bey'in adını öğrendik. Opet Fuchs'un, bu bölgede distribütörü olmadığını öğrendikten sonra, aylar süren detaylı bir analizle pazarın fotoğrafını çekip, sonrasında Opet Fuchs'la bir araya geldik. 3 GENÇ PATRONDAN, 1 BAŞARI HİKAYESİ... Tor Madeni Yağ Ortakları, sektörde yıllardır bulunan profesyonellere taş çıkaran çalışmalarıyla "En Hızlı Büyüyen Endüstriyel Madeni Yağ Bayisi" ünvanını kazandı! Genel Müdür Ahmet Yılmaz, Proje Koordinatörü Serkan Çelik ve Finans Müdürü R.Sinan İnce, Karter Dergisi için cevapladı. 48 KARTER Madeni Yağ sektörüne girmeye nasıl karar verdiniz? A.Y.: Üç çok yakın çocukluk arkadaşıyız. Eğitim hayatlarımız farklı devam etti ama hepimiz kendi işimizi yapmak istediğimizden emindik; yıllardır planlıyorduk. Sinan'la beraber yurtdışı tecrübemiz, Serkan'la birlikte de geri plandaki hazırlıklarımızdan sonra ilk olarak 2010 yılında, İstanbul'da kendi işimizi yapmakla ilgili bir planlama yaptık. Endüstriyi biliyorduk, tanıdıklarımız vardı. Onların yönlendirmeleriyle Avrupa Yakası'nda sanayinin güçlü olduğu ve sarf malzemesi tedariğinin, iyi bir fırsat olduğu yönünde yönlendirme aldık. Ardından analizini yaptık. Madeni yağ ile bu çalışmalarımız sırasında tanıştık. "8 ayımızı, sokak sokak firmaları gezerek geçirdik." Görüşmeye gelirken yanınızda çok profesyonelce hazırlanmış, neredeyse pazar araştırmasını aratmayacak detayda, bir dosya olduğunu biliyoruz. Bu dosyadan biraz bahseder misiniz? Avrupa Yakası ve Trakya Bölgesi'nde 8 ay boyunca, bütün hafta sonlarımızı firma firma, sokak sokak sanayi bölgelerini gezerek geçirdik. Sanayi bölgelerine girip, firmaların isimlerini alıp, o firmaların ne yaptıklarını, ne ürettiklerini, üretirken nasıl bir proses uyguladıklarını ve nasıl ürünler kullandıklarına dair, bir çalışma yaptık. Bölge bölge haritalayarak, nerede hangi tip firmalar olduğunu ve potansiyelleriyle ilgili, bir dosya hazırladık. Ortaya 400 sayfalık bir çalışma çıktı. Kemal Tekşen: Benim daha önce, örneğini görmediğim bir çalışmaydı. Adeta özel bir kuruluş gibi, bu pazarın analizini yapmışlardı. "Eğer bugün anlaşamazsak bile korkmayın, siz ne olursa olsun satarsınız!" demiştim. "2 yılda 680 tona ulaştık!" Başladığınız günle bugünü kıyaslayacak olursak, nereden nereye geldiniz? 2011'de bayiliğe başladığımızda, Fuchs'u ve ürünü tanımıyorduk. Dolayısıyla nasıl gideceğimizi, hangi ürünle ne şekilde ilerleyeceğimizi bilmiyorduk. Bu konuda, Opet Fuchs'tan çok ciddi destek aldık. Bu kadar hızlı büyümemizin temel faktörü; bize yapılan yönlendirmeleri bire bir alıp uygulamış olmamız. Opet Fuchs bizi nasıl yönlendirdiyse biz, ona göre hareket etmeye çalıştık. İlk yılımız olan 2011'i, 12 tonla kapattık. 2012 yılında 380 ton, 2013 yılında da 680 tona ulaştık. Trakya ve Avrupa Bölgesi zorlu bir bölge; müşterilerinize yetişebilmek için nasıl bir tempoyla hareket ediyorsunuz? S.Ç.: İstanbul Trakya Bölgesi, alan olarak çok sıkışmış bir yer ve içerisinde her şeyi barındırıyor. Dipsiz bir kuyu olarak tanımlayabiliriz. Tekstil de, gıda da, metal işleme de var. İçinden her şeyi çıkarabiliyorsunuz dolayısıyla geneline baktığımızda, aslında çok karmaşık bir yapısı olduğunu söyleyebilirim. Biz bu karmaşık yapıyı, kendi yapısı içinde harmanlayarak sonuca ulaştık. A.Y.: Trakya'nın insanı çok açık fikirli, çoğu göçmen. Göçmen insanı çok çalışkandır, dolayısıyla bizim çok çalışkan olmamız, sürekli olarak gidip onları ziyaret ediyor olmamız ve bir fiil onların işiyle uğraşıyor olmamız, karşılık buldu. Buradaki insan profili bizimle iyi anlaştı. KARTER 49 röportaj "Bizim modelimiz; Opet Fuchs modeli" Çok genç patronlarsınız; kendinizi geliştirmek için bir şey yapıyor musunuz? A.Y.: Bizim modelimiz; Opet Fuchs modeli... Opet Fuchs'un dışarıdan aldığı desteklerle ilgili uygulamaları, kendimize adapte etmek istiyoruz. Profesyonel hayatta yöneticilik deneyimimiz oldu. Ellerinde çok ciddi iş hacmi olan firmalarda, yönetici pozisyonunda bulunduk. Dışarıdan alınan desteklerin katkısı olduğunun farkındayız; bunun için planlarımız var ama şu an için soruyorsanız, dışarıdan henüz böyle bir yardım almıyoruz. Öncelikle pazarda, hem teknik hem de müşteri açısından öğreneceğimiz çok konu var. Biz şu anda, kendimizi teknik olarak geliştirmeye çalışıyoruz. S.Ç.: Başladığımızdan beri cumartesi günleri dahil, neredeyse haftada ortalama 70-80 saat çalışıyoruz. Müşterilerin hepsine yetişmeniz için planlamaları doğru yapmanız lazım; bu planlamaların sürdürülebilir olabilmesi için yoğun bir yapı gerekiyor. Bizim en iyi yaptığımız şey de bu! Ekip olarak kişi başı, haftada 30 civarında müşteri ziyareti gerçekleştiriyoruz. Ofiste hiç zaman geçirmiyoruz. "Talaşlı imalatta, bölgemizde pazar lideriyiz!" Pazardaki konumunuzdan bahsedebilir misiniz? A.Y.: Talaşlı imalatta, bölgemizde pazar lideri haline geldik. Opet Fuchs'un Türkiye genelinde yapmış olduğunu, biz de bölgemizde sağladık. % 50-55 civarında olduğumuzu düşünüyoruz . 50 KARTER Ekibinizden biraz bahseder misiniz? Kaç kişilik bir ekiple çalışıyorsunuz ? S.İ.: Şu anda 9 kişilik bir ekibiz. Yeni yerimize taşındıktan sonra, fiziksel alanımız da arttı. Daha az kişiyle çok iş yapıyorduk ama şimdi, ekibimiz büyüdü. Herkesin rolleri belli oldu. Rahat çalışacağımız bir ortama sahibiz. TOR adı kulağa değişik geliyor, bir anlamı var mı? A.Y.: Teknik bir iş yaptığımız için teknik odaklı çözümün, İngilizce baş harflerini seçerek, "Technical Oriented Result" üzerinden harekete geçtik. Bizler aslında denize meraklıyız, hobimiz de zıpkınla balık avcılığı. Çok keyif aldığımız ve her fırsat bulduğumuzda gerçekleştirmeye çalıştığımız bir aktivite! Zaman içerisinde TOR'un, bir denizcilik terimi olduğunu ve bize çok uyduğunu öğrendik; yelkenlinin en kuvvetle ilerlediği anda, yelkenin sıfırla yaptığı açıya "Tor" deniyor. Bunu kendimizle çok örtüştürdük çünkü yelken sporunda da ekip çalışması var. Herhangi birinin doğru performans sergilememesi, bütün ekibin performansını düşürüyor. TOR Endüstriyel'in, 2014 yılı için bir hedefi var mı? A.Y.: 1000 ton barajını geçen bayi olmak istiyoruz. Bu isteğimizi yetkililere ilettik, bunun sağlıklı bir büyüme olmasının gerektiğini ilettiler. Bu bizim için psikolojik bir sınır. 2014, zor bir yıl olacak ama bunu başaracağımızı düşünüyoruz. Bunu sağlarken de doğru müşterilerle belli ana sanayilerde, henüz giremediğimiz noktalarda bir şirket olmalıyız. Büyük kuruluşlarla işbirliği yapan bir TOR; 2014'te 1000 tona ulaşmış bir TOR; 2015’te de artık Opet Fuchs'la birlikte marka olmaya başlamış bir TOR, yani "Ben yağımı TOR'dan alıyorum." etkisi yaratmış bir TOR olmayı hedefliyoruz. Opet Fuchs'a bir mesajınız varsa alabilir miyiz? A.Y.: Öncelikle Opet Fuchs'a teşekkür ediyoruz. TOR, bu noktaya bu kadar hızlı bir şekilde geldiyse kesinlikle ana motivasyonunu Opet Fuchs'a borçlu. Bu destek olmadan, TOR hiç bir şekilde burada olamazdı. Ricamız; desteğin artarak devam etmesidir çünkü başarıya giden yolda, ekip çalışması çok önemli. Opet Fuchs'un desteği ve yönlendirmeleriyle TOR çalışmalarına devam edecek. dosya dosya BAŞKANLARIN VE HOLLYWOOD YILDIZLARININ MARKASI; BROOKS BROTHERS! 1818’de kurulan ve hazır giyim ürünlerini ilk kez sunan marka olan Brooks Brothers, tarih boyunca Seersucker, Madras, ütü gerektirmeyen gömlek ve orijinal düğmeli Yeni açılan mağaza onuruna, En yeni erkek, kadın ve polo yaka gibi ikonik ürünleriyle yoluna Brooks Brothers Türkiye çocuk koleksiyonlarının devam etti. Fred Astaire, Clark Gable, Genel Müdürü Füsun yer aldığı 300 metrekarelik Ashton Kutcher gibi Hollywood’un ünlü Kuran'ın ev sahipliğinde Brooks Brothers Zorlu aktörlerinin yanı sıra Abraham Lincoln, 21 Ocak Salı günü mağazası, dünya genelindeki Franklin D. Roosevelt, John F. Kennedy, Bill gerçekleştirilen davete, tüm Brooks Brothers Clinton, Barack Obama gibi politikacıların iş ve cemiyet hayatından mağazalarında olduğu gibi da aralarında bulunduğu çok sayıda seçkin pek çok ünlü ismin yanısıra toprak rengi ve naturel isim tarafından tercih edilen şıklığın ve Brooks Brothers Yönetim tonların hakim olduğu elegan, asaletin sembolü Brooks Brothers, yaklaşık Kurulu Başkanı ve Ceo’su sade ve şık dekorasyonuyla 200 yıllık geçmişi ile halen aynı gelenekleri Claudio Del Vecchio, Brooks dikkat çekiyor. ve değerleri korumayı başarıyor. Brothers Avrupa CEO’su Luca Gastaldi katıldı. 52 KARTER KARTER 53 röportaj röportaj Yakın zamanda 4 yıl süren Ankara-Sivas Hızlı Tren Projesi'nde yer alan tünelleri tamamladık. İstanbul'da, Melen İçme Suyu Tünel İnşaatı'nı tamamladık. Ayrıca Artvin-Borça, Adana-Kozan, Azerbaycan, Zonguldak, Samsun, Kavak-Merzifon gibi lokasyonlarda tünel, yol inşaatı ve baraj inşaatlarını da başarıyla tamamladık. "Bizi Etiyopya Cumhurbaşkanı karşıladı." KÖMÜR MADENİNDEN TÜNELE, YER ALTINDA GEÇEN 50 YILLIK TECRÜBE: "FERMANOĞLU İNŞAAT" 50 yıllık tecrübesini siyah beyaz resimlerden, günümüze kadar taşımayı başarmış; üç kuşaktır sektöründe istikrarın temsilcisi olmuş; Türkiye’nin dört bir yanında yapmış olduğu tünellerle adını sektöre duyurmuş bir firmanın geçmişini Ayhan Öner'den dinledik. 54 KARTER Şirketinizin tarihçesinden biraz bahsedebilir misiniz? Aslına bakarsanız Fermanoğlu’nun tarihi, 1968 yılına kadar uzanıyor. Kurucu Yönetim Kurulu Başkanı Ali Şevki Öner’in 1968 yılında, Giresun Doğankent Harşıt Barajı ve HES İsale Tüneli inşaatındaki, alt yüklenicilik görevi ile başlıyor. Öncesinde de 1950'li yıllarda Ali Şevki Öner, Zonguldak bölgesinde yer alan kömür madenlerinde, birçok görevde çalışıyor. Yani bakarsanız şirketimizin, yaklaşık 50 yıllık bir geçmişi ve tecrübesi var. Bu tecrübe nesilden nesile aktarılıyor. Yaklaşık 50 yıllık bu tecrübenin içinde nerelerde şantiyeleriniz oldu? Hemen hemen Türkiye'nin her yerinde, inşaat işimiz oldu. Ağırlıklı olarak uzmanlığımızın, tünel olduğunu düşünürsek şu aşamada Türkiye'de 4, yurtdışında 1 adet olmak üzere toplamda, 5 projemiz var. Yurtdışında Arnavutluk'ta işlerimiz devam ediyor. Ordu ve Ünye Bölgesi'nde birçok inşaat bitirdik; halen devam edenler de var. İnşaat sektörü ve piyasalar hakkında neler düşünüyorsunuz? Genel olarak her sene başında, piyasalarda senenin kötü geçeceği veya inşaatların azalacağı; ekonominin kötüye gideceği söylentileri dolaşır. Bence karamsar olmamak gerek. Türkiye'de ciddi yatırımlar söz konusu ama karamsarlık hakim. 5 sene önce Ankara-Sivas Hızlı Tren Hattı olacak mı diye düşünürdük, buralara hızlı tren yapılır mı diye düşünürdük, bir yandan da projesi için masa başında çalışırdık. Bugün buradaki tünelleri, başarıyla tamamlayarak teslim ettik. Yurtdışında da potansiyel var. Yapmış olduğumuz işlerden şunu anlıyoruz ki Türkiye'nin, yurtdışındaki iş anlamındaki kabiliyet ve profesyonellik algısı çok yüksek. Biz inşaat firmalarının, yurtdışındaki ticaret ve inşaat güvenirliliği yüksek olduğu için çoğu ülkede iyi karşılanıyoruz. Mesela Etiyopya'ya gittik, Cumhurbaşkanı bizi kardeş gibi karşıladı ve "Türkiye'yi biz yıllardır bekliyoruz." dedi. Gurur duyduk. Cezayir, Tunus, Etiyopya gibi ülkelerde, ciddi yatırımlar söz konusu. Sonuçta hangi ülke olursa olsun, projeleri rahatlıkla üstlenebiliriz. Şu aşamada Arnavutluk'taki şantiyeyi de eklersek toplamda, 1100 çalışanımız var. İş makinesi grubunu, tekerlekli araç grubunu ve diğer yardımcı ekipmanları toplarsak; 400'e yakın makine parkıyla şantiyelerde projeleri gerçekleştiriyoruz. Tünelcilik diğer inşaat branşlarına göre, daha zor diyebilir miyiz? Elbette ciddi zorlukları var. Örnek olarak, şantiyeniz toprağın altında. Birçok riskle karşı karşıyasınız. İleri mühendislik hesaplamaları yapıyorsunuz, fakat yine de hatalar olabiliyor. Toprağın altında, gün ışığı olmadan çalışmak zor. Büyük iş makineleri gerekiyor. Herhangi bir arıza durumunda, toprak altında olduğunuz için çözümü zor olabiliyor. Bir baraj inşaatına başlıyorsunuz kayalar, taşlar, toprak, karmakarışık bir görüntü var. İnşaat bitiyor ve bir makete; narin ve estetik bir yapıya dönüşüyor. İnşaatın ilk başlangıcıyla sonu arasında, çok büyük bir fark var. İnşaatı bitirdikten sonra sizin eseriniz olan tünelin içinden geçerken, o narin yapıdan zevk alıyorsunuz. Çok ciddi bir makine parkı ve büyük bir istihdam... Evet. Bu projeler ciddi profesyonellik ve kaliteli istihdam gerektiriyor. Türkiye'de, böylesi mühendislik gerektiren sektörde çalışmak zordur. Bakarsanız tünel uzmanlığı olan 4-5 firma zor bulursunuz. HES projelerinin başlamasıyla tünelcilik furyası başladı. Masa başında yapılan hesaplar, şantiyede tutmayabilir. Tabii böyle olunca firmalar çok ciddi problemler yaşayıp, finansal sıkıntılar çektiler ve kapanmak zorunda kaldılar. Son olarak, bizler hakkında düşüncelerinizi alabilir miyiz? İnşaatın en zor alanlarında birinde faaliyet gösterirken, iş ortaklarınızı iyi seçmek gerekiyor. Bu konuda Opet Fuchs'un profesyonel yaklaşımından ve ticarete olan bakışından memnunuz. 2010 senesinden beri, Opet Fuchs'a ait ürünleri kullanıyoruz. Özellikle beton pompası, mikser vb. araçlarımızda hidrolik yağları bizler için çok önemli. Yer üstü inşaat firmalarında kullanılan, hidrolik yağlarından ziyade bizim sektöre özgü hidrolik yağların seçiminde, gerek yağın analizi gerekse de yağın performansı konusunda Opet Fuchs ekibi yakından takipçi oldu. Fuchs markasının gelmesiyle de ciddi bir ürün portföyü oluşmuş oldu. Bu sebeplerden dolayı, yaklaşık 4 senedir tercihimiz Opet Fuchs! "O narin yapıdan geçerken, zevk alıyorsunuz." KARTER 55 gurme gurme Yer Misin Yemez Misin? Yer Misin Yemez Misin? Ankara'nın Bir Kalesi Bir De Kafesi Meşhurdur! Opet Fuchs Bölge Müdürleri, Ankara'daki çalışma hayatının yorucu temposuna ufak bir mola verdiler. Öğle yemeği için en ideal yerlerden birisi Kafes Fırın'da bir araya gelen ekip, taş fırın ekmeği içerisinde sunulan çorbadan, el yapımı fettuccine'ye kadar birçok lezzetin tadına bakma fırsatını yakaladı. Lezzet: Sunum: Akçaabat Köfte Kuymak Kaygana Kaşarlı Sucuk Buğlama Sütlaç Menü: Menü: Mekan: 4 Serviz Hızı: 4 Katılımcılar: Ticari Satışlar İç Anadolu & Karadeniz Bölge Müdürü Direnç Hıçkırıkoğlu Servis Satışlar İç Anadolu & Karadeniz Bölge Müdürü Barış Güven Endüstriyel Satışlar Ankara Bölge Satış Mühendisi Safa Ermemiş Ali Türkkan Pazarlama Koordinatörü Ceyhan Güner Yemek Çeşitliliği: 5 Fiyat: 5 *Değerlendirme 5 üzerinden yapılmıştır. 56 KARTER Opet Fuchs Otomotiv Satışlar Distribütörü Doğan Akaryakıt'ın ev sahipliğinde, Trabzon denince akla ilk gelen lezzet duraklarından birinde, Nihat Usta'da buluşuldu. Tüm ekip Akçaabat köfte, kuymak, kaygana gibi yöresel yemeklerin tadına bakma fırsatını yakaladı. Katılımcılar: 4 5 Nihat Usta! Çorba Kafes Kebap Fettuccine Hamburger Tavuklu Salata 5 Temizlik: Trabzon Lezzet Kültürünün Temsilcisi; Doğan Akaryakıt Sahibi Ertuğrul Doğan Doğan Akaryakıt Satış Müdürü Ali Osman Şişmanoğlu Doğan Akaryakıt Satış Temsilcisi Ali Levent Doğan Akaryakıt Satış Temsilcisi Ertan Bakır Doğan Akaryakıt Satış Temsilcisi Halil Kargı Doğan Akaryakıt Satış Temsilcisi Levent Tüzmen Doğan Akaryakıt Satış Temsilcisi M. Serkan Demirkan Doğan Akaryakıt Muhasebe Uzmanı Osman Lermi Doğan Akaryakıt Dağıtım Sorumlusu Hüseyin Demiröz Doğan Akaryakıt Dağıtım Sorumlusu Nihat Aydın Otomotiv Satışlar Grup Müdürü Erçin Bıyık Ticari Satışlar Müdürü Gökay Ergün Endirekt Satışlar 6. Bölge Müdürü Gökhan Aynacı Ticari Satışlar İç Anadolu & Karadeniz Bölge Müdürü Direnç Hıçkırıkoğlu Lezzet: 5 Sunum: 5 Temizlik: 5 Mekan: 5 Serviz Hızı: 5 Yemek Çeşitliliği: 5 Fiyat: 4 *Değerlendirme 5 üzerinden yapılmıştır. KARTER 57 röportaj röportaj 70 YILLIK ACENTE "ÖNCE GÜVEN" DİYOR... Araba kullanıyor musunuz? Arabam BMW ama pek kullanmıyorum. İstanbul’da bu kadar zamanı trafikte geçirmek; benim için zaman kaybı. Daha çok metroyu tercih ediyorum. Peki benzini nerden alıyorsunuz? Sizce? Biz size hizmet sağlamadan önce, sizden hizmet alıyorduk. Herhalde bir 6-7 senedir, yakıtımızı Opet’ten alıyoruz. "Opet, bir anda kalite ve başka bir yaklaşım getirdi!" için önce güven ondan sonra hizmet ondan sonra para kazanmak geliyor. Kombine taşımacılığın Türkiye’deki en büyük isimlerinden biri olan LAM şirketinin Genel Müdürü Timur Makzume, Opet Fuchs Pazarlama Uzmanı Aygen Manaz'ın sorularını cevapladı. Bizlere şirketinizin tarihçesi ve kuruluşundan bahseder misiniz? Şirketimiz 1944 de bizim büyük babamız Lyonel A. Makzume tarafından kuruldu. Çok gururluyuz çünkü bu sene dedemizin başlattığı ve bize devrettiği bayrağın 70. yılını kutluyoruz. "Hedef ve amacımız sürekli yukarı yükselmek." 1944 yılında çok küçük bir gemi acentesi olarak başladık. Gemi sektörüne; taşımacılığa hizmet 58 KARTER veren bir kuruluşuz. 1989 yılına kadar, hemen hemen Türkiye’nin her yerine yayıldık ve bu süre zarfında, Türkiye’nin en büyük gemi acentesi olduk. O yıllarda Sovyetler Birliği’nin tek acentesiydik. Sovyetler Birliği’nin sıcak deniz limanı Odessa’ydı. İstanbul’un kuzeyinde olduğu için Sovyetler Birliği Filosu'nun hemen hemen tümü, Doğu Filosu hariç İstanbul’u geçip Sovyetler Birliği’ne mal tedariği yapıyordu. Bundan dolayı 72 senesinden 89 yılına kadar, Türkiye’de gerek ithalat gerekse ihracatın çoğu tarafımızdan gerçekleştirildi. Türkiye’nin o Opet'le çalışmaya nasıl başladınız? Genel Müdürümüz Tolga Işık, şirketler arası nasıl sinerji yaratabileceğimiz konusunda aktif olarak çalışıyor. Opet'le yollarımız, bu sinerji arayışı sonrası kesişti. Önce Tüpraş’ın gemilerine, Rusya’da hizmet vermeye başladık. Sonrasında Tolga Bey devreye girdi ve Opet'le de çalışmaya başladık. Şu anda güzel bir iş birliğimiz olduğunu söyleyebilirim. dönemlerde sanayi açısından çok gelişmemiş olması, bunun yanı sıra konteyner taşımacılığının da gelişmemiş olması nedeniyle daha çok, dökme ürün taşınıyordu. Türkiye o dönemlerde daha çok pamuk, buğday ve nohut gibi ürünlerde dünya piyasasında kendini gösteriyordu. 89 yılında, Rus Donanması’nın yok olmasıyla büyük bir şok atlattık. Şirketimizin dönüm noktalarından biridir. Başka bir takım gelişmeler ile de faaliyetlerimizin %95’ini altı ay içerisinde kaybettik. O yıllarda yeni bir oluşuma, yeni bir yapılanmaya girdik. Bu sektörde, bir kaç koldan koşmamız gerektiğini öğrendik ve geleneksel mesleğimiz olan; acenteliğin yanına bir de taşıma organizasyonunu ekledik. Yani pek çok değişik sektörden hizmeti birleştirerek, müşterilere sunmaya başladık. Bu gelişmelerimizle artık çok farklı bir yapıda şirketiz, 5 ülkede faaliyetlerimiz var. Türkiye’de 14 tane şubemiz var. Tüm şubelerimizde müşterilerimize, mümkün olduğu kadar profesyonel hizmet sunmaya önem gösteriyoruz. Hedef ve amacımız sürekli çıtamızı yukarıya yükseltmek. Bizim Peki Türkiye’de lojistik sektörünü nasıl görüyorsunuz? Maalesef çok iyi görmüyorum çünkü şimdi bir telefon, bir de e-postası olan bu sektöre giriyor. Genelde belli bir kulvarda koşuyorlar ve fiyatları sürekli aşağıda tutarak; bu sektörün karlılığını biraz zorluyorlar. Hizmet seviyesini de bu şekilde aşağıya çekiyorlar. Piyasada çok saygıdeğer şirketler de var fakat, bizim gibi "önce güvenlik" kavramına önem veren şirketler maalesef çok az. Son dönemde yaşanan ekonomik değişikliklerden etkilendiniz mi? Şu anda kısa vadede, işimize yaradığını söylemeliyim ama tabi uzun vadede herkesin eli yanacak. Kazancımızı döviz olarak gerçekleştirdiğimiz için Türkiye’deki maliyetlerimizde, ciddi bir azalma oldu ama 2-3 ay sonra maliyetler yeniden toparlayacak. Bu çok mikro bir bakış, makro açıdan hiç kimse için bu koşullar uygun olmayacaktır. "Çalışma arkadaşlarımızın huzur ve mutluluğu, bizler için çok önemli." Timur Makzume çalışanlarında neye önem verir? Bizim için müşteri memnuniyeti önceliklidir. Müşteri memnuniyeti ile beraber, talep edilen memnuniyetin de hakkaniyetli bir memnuniyet olması önemlidir. Kendimizi her zaman, müşteriden sonra konumlandırırız. Dedemizden öğrendiğimiz bir şey var; önce müşteri memnun olacak; o zaman biz kar elde edebilirsek edelim; eğer memnun edemeyeceksek o işe girmeyelim. Bu, benim arkadaşlara genelde ilk nasihatimdir. Çalışma arkadaşımıza da çalışanımız olarak değil, bir çalışma arkadaşı olarak bakıyoruz. Onların huzur ve mutluluğu bizler için kuruluşumuzdan bu yana hep çok önemli olmuştur. Ne kadar mutlu olurlarsa verimli çalışmaları da o kadar artacaktır. Sektörde kendinizi nasıl konumlandırıyorsunuz? Öncelikle Türkiye’de bizim gibi fazla şirket olmadığını söylemeliyim. Acentemiz, lojistik hizmetlerimiz ayrıca konteyner hattımız var. Şirketler genelde bu şirketlerin, sadece bir tanesini bünyelerinde bulunduruyorlar. Bizim gibi, bu yapıları aynı anda barındıran çok az şirket mevcut. Bu durum gerektiği zamanlarda, voltran oluşturmamızı beraberinde getiriyor. Birimlerimiz ayrı çalışıyorlar ama gerektiği yerde, güçlerini beraberce devreye alıyorlar. Bunların yanı sıra proje taşımacılığı da yapıyoruz. Derince’de 35-40.000 m2'lik bir alanımız mevcut. Opet’in sizde nasıl bir imajı var? Ne zaman farklı bir şeyi görsem takip ederim. Opet’i, Koç Grubu’na girmeden önce de biliyordum. Türkiye’de o dönemlerde farklı markalar daha ön plandaydı; Opet daha o kadar büyümemişti. Yavaş yavaş bu değişimi takip ettim. Opet yerleşmeye başladı. Tabii ki bir Türk markasının, Türkiye’de bunu yapmış olması beni mutlu ediyor. Aracınızda hangi yağı kullanıyorsunuz? Aracımın yağı, servis bakımlarında değişiyor. Dolayısıyla bilmiyorum ama Opet’ten benzin alıyorsak kesinlikle yağı Opet Fuchs’tur. Kaportayı açtım desem yalan olur. Dediğim gibi pek kullanmıyorum arabayı. Karter takipçilerine bir mesajınız var mıdır? GAC olarak sizin gibi bir şirkete hizmet vermek; bizim için çok önemli bir referanstır. Ulaşmak istediğimiz hedefe giden bir yol. Amacımız; özel, butik ve özenli hizmetler vermek. Opet Fuchs’un da hizmet verdiğimiz firmalar arasında olması, benim için bir onurdur . KARTER 59 röportaj EKRANLARIN SEVİLEN YÜZÜ IVANA SERT, KARTER'E "BİZİMLESİN" DEDİ! Ivana Sert sektörün tek dergisi olan Karter’e verdiği özel röportajda; projelerini ve otomobillere olan tutkusunu, Opet Fuchs Pazarlama Müdürü Serdar Aydinç'e anlattı. röportaj Ivana Sert’i bunlardan hangisi en iyi tanımlar? Sunucu, stilist, moda tasarımcısı, yazar... Anne... Hepsini bir kenara koyarsak annelik benim için en önemli şey. Diğerleri benim için sonradan gelir. "Türk kadınının daha güzel olması için çalışacağım". Önümüzdeki dönem projelerden hangisi öne çıkacak? Şimdi bu sene güzellik sektöründe yer almayı düşünüyorum. Yeni bir güzellik firması ile anlaşmak üzereyim, bu firma 200 tane şube açacak Türkiye’de. Yani Türk kadınının daha bakımlı ve güzel olması için uğraşacağım. Bunun yanı sıra önümüzdeki dönemler için planladığım ama karar vermediğim bazı televizyon programları var. İçeriğine henüz karar vermedim ama bu programlarda moda üzerine olur. Müzikle aranız nasıl? Konservatuarı bitirdiğim ve piyano çalmayı çok sevdiğim için müziği çok seviyorum. Aslında Beyaz ile çıktığım Avrupa turnelerinde şarkı da söylüyorum, yani şarkıcı da oldum sayılır. Dj Shantell’i çok beğendiğimi söyleyebilirim. Balkan ezgileriyle yaptığı müzik çok hoşuma gidiyor. Türk insanının sizi sevdiğini biliyoruz, sizce neden? Ne düşündüğünü söyleyen bir kişiyim. Bence bundan dolayı Türk insanı beni samimi buldu ve sevdi. Hedefleri olan, yaptığı işi sonuna kadar götüren güçlü bir kadınım bununda Türk insanı üzerinde etkili olduğunu düşünüyorum. Türkiye’de sizi takip edenlerin sayısı oldukça fazla, özellikle genç kızlara tavsiyeleriniz nelerdir? 60 KARTER Kendine güvenmek çok önemli ilk olarak bunu söylemek istiyorum. İnsanın kendisini sevmesi gösterişli ve güzel olmaktan çok içlerinin temiz olması gerekir. İnsanın içi ne kadar iyi olursa ne kadar pozitif olursa iyi bir gelecek onları bekler. "Herkese hayatta pozitif olmayı öneriyorum". Takipçilerinize özellikle pozitif olmayı mı öneriyorsunuz? Ben herkese hayatta pozitif olmayı öneriyorum. Siz dışarıya ne kadar pozitif enerji verirseniz her şey size aynı şekilde dönecektir. Ben mutlu olmayı ve hayatı seviyorum, herkesin de aynı duyguları yaşamasını öneriyorum. Arkadaşlarınız sizi nasıl tanırlar? Kısaca karakteriniz nasıldır? Arkadaşlarım benim için güçlü bir kadın diyecektir. Ne istediğini bilen güçlü bir kadın... KARTER 61 röportaj Hiç kimsenin bilmediği bir özelliğiniz var mı? Küçükken atletizm yaptım, birçok ödül aldım. Sporu çok seviyorum. Spordan kastım yoga, plates gibi sporlar değil. Yüksek tempoda müzik eşliğinde yapılan kardiyo ve benzeri sporlar. Sporu çok seviyorum. İlerde fırsatım olursa canlı müzik eşliğinde sporun ve müziğin birleştiği bir sahne dans gösterisi yapmak isterim. Spor yapınca insanın hormonları adrenalin salgılıyor, çok çarpıcı bir duygu, bunu sağlamak için de spor eşliğinde müzik en iyi yöntem. "Ne geçmişe ne de geleceğe bakıyorum, bu günü yaşamaya çalışıyorum". 62 KARTER Ne zaman ihtiyaç duyacağınız belli olmaz! 10 sene sonra bugünkü hayatınızda farklı ne olacak? Oğlum büyücek... Hep diyorlar ya küçük çocuk küçük problem, büyük çocuk büyük problem. Ama ben ne geçmişe çok bakıyorum ne de geleceğe. Aslında daha çok bu günü düşünerek yaşamaya çalışıyorum. Bakalım zaman neler gösterecek. Sizi en çok ne kızdırıyor ? Yalan söylemek. Karşımdaki kişi yalan söylediği zaman çok kızıyorum. Bazı durumlarda karşıdaki kişiyi üzmemek veya utandırmamak adına yalan olabilir ama bunun dışında yalan söylenmesine karşıyım. "Spor arabaları seviyorum". Arabalarla aranız nasıl? Bir arabada en çok neye önem verirsiniz? Performans, lüks, güvenli olması... Araba kullanmayı severim ve hızlı kullanırım. Jip kullandığımda güven duygusunu hissediyorum ama spor arabada gücü hissediyorum. Spor arabalar küçük ve kompakt oluyor. İstediğim yere en kısa sürede ulaşabilme gücünün verdiği enerjiyi yansıtıyor bana. Galiba spor arabalara düşkünüm. Madeni yağ denince aklınıza ilk ne geliyor? Araba yağı motor yağı geliyor ama ben hiç uğraşmıyorum, o konuda hiç ilgim yok, hangi marka kullanılıyor bilmiyorum bile. Dergimizin adı Karter... Sizce Karter ne demek olabilir? Belki bir yağ markası olabilir... Antifriz sizce bir arabada ne işe yarıyor olabilir ? Onu duydum. Arabada suyun donmamasını sağlıyor. Rom Lastik Spreyi ile patlayan lastikler değiştirmeye gerek kalmadan anında, kolayca onarılıyor; tamirci arama derdi artık son buluyor. Tüm Opet Akaryakıt İstasyonları’nda! www.romotobakim.com aktüel aktüel HAVALI BİR İTALYAN! Büyük şehirlerin en büyük sorunu olan trafiğe, bir nebze olsun çözüm getiren motosikletlerin arasında, tartışmasız büyük çoğunluğun hem tercihi hem de favorisi ’lar. Gelin şimdi Vespa’lara ve aksesuarlarına bir göz atalım. Vespa, basit bir motosiklet modeli olan Scooter'dan geliştirilmiştir. 1946 yılında İtalyan Piaggio & Co. S.P.A. firması tarafından üretilmiş Vespa, tarihin en önemli ve en iyi motosikletlerindendir. Vespa markası aralarında Marlon Brando’dan Robert de Niro’ya, Leonardo di Caprio’dan Tiger Woods’a kadar, yüzlerce Hollywood ünlüsün de bulunduğu, geniş bir hayran ve kullanıcı kitlesine sahip. 64 KARTER KARTER 65 aktüel Bugüne kadar 138 farklı modeli üretilen Vespa'nın, hala 5 farklı seri halinde üretimine devam ediliyor. İlginç tasarımlarla motosikletlerini yeniden tasarlamak, Vespa sahipleri arasında oldukça popüler. ® ® 66 KARTER moda moda ile Modada Bahar Esintisi Amerikan başkanlarının ve Hollywood yıldızlarının markası olarak bilinen A.B.D.'li Brooks Brothers bahar koleksiyonuyla adından bir hayli söz ettireceğe benziyor. Brooks Brothers'ın hem kadın hem de erkek koleksiyonunda kullandığı canlı renklerle baharın sıcaklığını üstünüzde taşıyacaksınız! Spor şık, klasik, hafta sonu ve iş günlerine özel olarak tasarlanan ürünlerden oluşan bu bahar koleksiyonuna, gelin bir göz gezdirelim. 62 KARTER KARTER 69 röportaj röportaj SOLA UNITAS COACH ACADEMY'DEN UMUT KISA İLE YÖNETİCİ KOÇLUĞU ÜZERİNE... İyi bir yönetici nasıl olur, iyi bir yönetici çalışanlarını nasıl yönlendirir, yönetici koçluğu almanın avantajları nelerdir; tüm bu soruların cevaplarını Umut Kısa yanıtladı. Yönetici koçluğu üst düzey yöneticiler için hangi açıdan avantajlar sağlar? Yönetici koçluğu, yöneticilerin liderlik performanslarını yükseltmeye ve birlikte çalıştıkları kişileri etkin yönetmelerine ilişkin becerilerini geliştirmeye yönelik koçluk sürecidir. Yani bir diğer anlatımla kendilerine, farklı perspektifler sağlar. Yönetici, bu süreçte kendini daha iyi tanır; kişisel ve profesyonel yetkinlikleriyle liderlik becerilerinin farkına varır, geliştirir; kendisini yeni bir perspektiften, farklı bir noktadan bakarak değerlendirir. Güçlü yönlerini ve onları nasıl daha güçlendirebileceğinin bilincine varırken sorunları, farklı gözle görme ve çözme farkındalığı edinir. Bu farkındalık, yöneticinin kendisine olduğu kadar ekibine ve kurumuna da güvenli, mutlu ve tam da bu nedenle başarılı bir ortam yaratması anlamına gelir. Bu başarılı ortam, hem yöneticinin hem ekibinin, dolayısıyla da kurumun performansını yükseltmek ve sıradışı sonuçlar elde etmek için doğru temeldir. Genellikle üst düzey yöneticinin davranışındaki küçük de olsa olumlu bir değişiklik, organizasyonu önemli şekilde değiştirir. Bunun tam tersi de geçerlidir. Yani balığın baştan koktuğu doğrudur. Üst düzey yönetici ile yönetici arasındaki en önemli farklılık; üst düzey yöneticinin fırsatlara odaklanması, yöneticinin sorunlara odaklanmasıdır. Zaten yönetici sorunlar yerine fırsatlara odaklanmaya başladığında, müteşebbis olur ya da terfi eder. "Yönetici sorun arar, müteşebbis fırsat!" Bir üst düzey yöneticinin koçluk almasının şirketin başarısı ve geleceği için doğru temel olmasının sebebi üst düzey yöneticilerin bir numaralı karar alıcı olmalarıdır. Aldıkları kararlar milyon dolarlık, hatta milyar dolarlık yatırımları yönlendirir. Bulundukları kurumun geleceğiyle ilgili sürekli stratejik ve operasyonel kararlar alırlar. Her karar kurumsal yapının büyüklüğü ile doğru orantılı olduğundan, sorumluluk arttıkça stres de artar. Koçluk, bu netliği en başta yöneticinin değerlerini gün ışığına çıkararak, ardından da bunlara 70 KARTER göre yaşamasını ve liderlik yapmasını sağlayarak gerçekleştirir. Bunlarla beraber üst düzey yöneticilerin, birbirlerinden ne kadar farklı olurlarsa olsunlar; etkileşimde oldukları kişilerle doğru ve etkin iletişim kurmaları; katma değer sağlayan çalışanları doğru tespit ederek kurumda tutmaları; fazla katkı alamadıkları çalışanlarını gelişmeye ya da farklı bir yol seçmeye yönlendirmeleri gibi liderlik yetkinliklerinin olması da çok önemlidir. Biz Sola Unitas Coach Akademi olarak, koçluk sürecinde, tüm bunları belirlemede, netleştirmede ve geliştirmede üst düzey yöneticilerle birlikte çalışıyoruz. Etkin lider olabilmeleri için yetkinliklerini; yönetim ve iş anlamında da kalitelerini arttırmak için yeterliklerini çoğaltma ve davranışlarını istenilen sonuçlar için yeniden düzenlemeleri konularında destek veriyoruz. Bir süre sonra, koçluk süreçlerimiz, müşterilerimizin başvurdukları bir kaynak ortamına dönüşüyor. Türkiye’deki üst düzey yöneticiler yönetici koçluğuna nasıl yaklaşıyor? Yönetici koçluğu algısı Türkiye’de tam anlamıyla yerleşti mi? Bu sorunuza cevap verirken, şirketleri ikiye ayırabilirim. Büyük şirketler ve KOBİ’ler (aile şirketleri). Biz Sola Unitas olarak Türkiye’de büyük şirketlerle çalışıyoruz çünkü onlar, yurtdışındaki büyük firmaların başarılarını ve sürdürülebilirlik anlamında nelere yatırım yaptıklarını, yakından takip ediyor ve modelliyorlar. Zaten mükemmellik de böyle bir yoldan geliyor. Hali hazırda başarı elde etmiş biri/bir kurum varsa ve onun yaptıklarını yaparsanız; siz de aynı başarıyı elde edersiniz. Koçluk bugün yurtdışında, Türkiye’de olduğundan daha fazla tanınıp biliniyor çünkü ortaya çıktığı ve dünyaya yayıldığı yer A.B.D. 1990’ların ortalarında bireysel ve kurumsal anlamda yayılmaya başladı ve yurtdışında elde edilen sıradışı ve yaratıcı başarıların ardından, dünyada hızla yayılmaya başladı. Örneğin, The UK’s Chartered Insitute of Personnel Management’ın 500 şirketle yaptığı çalışma, şirketlerin önemli bir kısmının, koçluğu güçlü bir gelişim aracı olarak gördüklerini ve 'stratejileri için hayati' değerde bulduklarını; ayrıca bu şirketlerin %90’ının koçluk hizmeti aldıklarını gösterdi. İngiltere’deki bağımsız pazarlama araştırma şirketi Qa Research tarafından 2011’de yapılan bir araştırma da, şirketlerin %80’inin geçmişte ya da şimdi koçluk hizmeti aldıklarını; 2.000’in üzerinde çalışanı olan şirketlerin %90’ının ise geçen 5 yıl içinde koçluk hizmeti aldıklarını; ancak 230500 çalışanlı şirketlerin yalnızca %68’inin bu hizmetten faydalandığını gösteriyor. Bizdeki büyük şirketler tüm bu çalışmaları ve sonuçlarını takip ediyorlar, o nedenle koçlukla ilgili bilgileri ve vizyonları var. "Üstelik koçluğu halen kullanmayan hatta bana akıl mı verecekler diye karşılayan bazı küçük şirketler var ama orta vadede bu çok hızlı değişecek." Koçluktan faydalanan şirketlerin faydayı hissetmeleri ve rakiplerinin önüne geçmeleri de bu süreci oldukça hızlandıracak. Yani ancak güçlü, esnek olabilen ve her türlü fayda ile en az bir santim önde olabilecek şirketler rekabette öne geçerek; doğal seleksiyonun kalıcı ve kazanan tarafında olacaklardır. Ağır rekabet koşulları, maalesef esnek olamayan şirketler için bir varolma savaşı haline dönüşecek. Öte yandan, Türkiye’deki KOBİ’lerin çoğu, koçluk ile henüz tanışmadılar. Böyle bir yatırımın ilk adım olarak yöneticileri ve çalışanları, sonraki adım olarak ise kurumları için ne kadar faydalı olacağı konularında, henüz bilgi sahibi değiller. Bununla beraber, zamanla onların da koçlukla tanışacaklarını ve hayati destekle büyük katma değer elde edeceklerine inanıyorum. Umut Kısa, PCC Üst Düzey Yönetici Koçu Sola Unitas Coach Academy www.solaunitas.com Elmadağ Cad. No: 4/3 Taksim/Istanbul +90 212 705 05 24 KARTER 71 röportaj AİLEDEN OYUNCU; RENKLİ KİŞİLİĞİ İLE FADİK SEVİN ATASOY... Fadik, çocukluk yıllarında başlayan tiyatro sevdasını, yabancı dillere olan merakını, arabalara olan ilgisini ve daha bir çok şeyi Opet Fuchs Satın Alma Müdürü Ümit Kurbancıoğlu ile paylaştı. "Çocukluğum, turnelerde kulislerde geçti. Uykum geldiğinde beni yatırıp üzerime kostüm örterlermiş; öyle uyurmuşum." 72 KARTER İlk ödülünüzü 4 yaşınızdayken aldığınızı biliyoruz. Sahneyle ilk tanışmanızı anlatır mısınız? İlk ödülümü babamın yönetmeni olduğu, Teneke adlı oyunla aldım. Bu ödül, bana hayatın kozmik bir hediyesi diye düşünüyorum. Anne baba oyuncu olunca, çocukluğum turnelerde ve kulislerde geçti. Uykum geldiğinde beni yatırıp üzerime kostüm örterlermiş; öyle uyurmuşum. Annem, bana 6 aylık hamileyken bile sahnedeymiş. Küçükken tiyatroya gidip, annemi babamı izlermişim. "Çok sessiz otururdun, hiç sesini çıkarmazdın." derdi rahmetli babam. Provada birisi repliğini unutmuş, ben oradan hemen "Gece doğdu ve gece oldu." diye gerisini getirip söylermişim. Hatta yönetmen "4 yaşında velet ezberlemiş, sen hala repliğini ezberleyememişsin." diye takılırmış. Ardından babamın oyununda çocuk rolünü bana vermişler. Hayal meyal hatırlıyorum; bir kaymakamın kızıydım, kaymakam ayrılıyor ben "babacım, babacım" diye ağlıyordum, seyirci de benimle ağlıyordu. İşte orada, çok beğenilmiş performansım herhalde; ilk ödülüm olan yılın En İyi Çocuk Oyuncusu Ödülü'nü aldım. Yer almış olduğunuz çok fazla sayıda eser var; fakat bunların arasında en çok öne çıkan "Zeynep’in 8 Günü" filmiyle aldığınız ödül. Bunun sebebi nedir? Evet sanat filmi olmasından dolayı. İnanır mısınız, kostüm parasını bile ben kendim yatırdım o filmi çekebilmek için. Cemal Şan’a da "Tek kuruş para istemiyorum; yeter ki film çekilsin!" dedim. 10 günde çektik. Bütçe yoktu ama ben inandım. Çok genç sinemacıyı da desteklediğim olmuştur. Cemal Şan’ın ilk filmiydi destek vermek istedim. Neticesi de güzel oldu her yerden ödülleri topladık. Peki tiyatro mu yoksa sinema mı? Oyunculuğun yeri yok ki. Tiyatroda kesip biçemiyorlar, montajlayamıyorlar. O an orada, hatanla sevabınla her şeyinle oynuyorsun. O kadar kişinin karşısında oynamak, oyuncu için çok tatmin edici. Sinema ise yönetmen işi; yönetmen istediği gibi kesip koyabilir. Ancak seni sonsuza dek yaşatıyor; yıllar sonra da izleniyorsun. Tiyatroda, orada yaptığın orada kalıyor ama o da insanların gönüllerinde ve zihinlerinde kalıyor. Hep oyuncu mu olmak isterdiniz? Annem de babam da tiyatro kökenli. Açıkçası annem pek istemedi oyuncu olmamı. Yabancı dile yeteneğim var, birkaç dil konuşuyorum. Bu nedenle onlar diplomat olmamı istediler. Ben de açıkçası, isteklerini bir nevi gerçekleştirmiş oldum. 2 sene önce, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın elçisi olarak Los Angeles'a gittim. Raporumu hazırladım ve bakanlığa verdim; görevim bitince de Los Angeles'a yerleştim. Dört yabancı diliniz olduğunu biliyoruz. Yaşanmışlık mı bu bilgileri edindirdi, yoksa tamamen merak mı? Merak. Almanca, İngilizce, İtalyanca ve Bulgarca biliyorum. Bana kalsa Japonca, Rusça hepsini öğrenmek isterim. Biraz yeteneğim var; seviyorum da. Yabancı dil çok büyük bir avantaj, insan ilişkilerini sıcaklaştırıyor ve sizi yakınlaştırıyor. Ben çok keyif alıyorum ve hemen uygulamak istiyorum. Bir çok yerde iş yaptım ve "Her dilde, yeni bir Fadik keşfediyorum!" yaşadım diyebilirim. New York, Almanya, İskoçya, ABD, Yunanistan. Dilini bilince o ülkenin bir parçası oluyorsun. Kelimeler farklı olsa da aynı şeyi konuşunca, birlik duygusunu yaşıyorsun. İnsan her dilde, kendini yeniden keşfediyor. Her dilde, yeni bir Fadik keşfediyorum. Çok hoş bir şey; yeniden insan olmanı sağlıyor. Sosyal sorumluluk yanınız da kuvvetli... 4 sene önce Berlin’de göçmen kadınlarımıza, diksiyon fonetik dil eğitimini kapsayan; 6 aylık bir gönüllü projeye imza attım. Derslerin hocalığını da yaptım. Broadway’de Kanlı Nigar oynama fikri, nasıl oluştu? Babam beni Amerika’ya götürdü; onun projesiydi. ABD’nin, kabul edilmiş Resmi Türk Tiyatrosu’nu kuranlardanız. Kanlı Nigar kuruluş oyunuydu. Yönetmenliğini babam yaptı ve karşılıklı oynadık, 2.500 seyircimiz oldu. İkinci oyunumuz, Yavuz Bingöl’le birlikte Broadway’de oynadığımız; Keşanlı Ali Destanı oyunuydu. KARTER 73 röportaj Fadik Sevin Atasoy’un bilmediğimiz bir yönü var mı? 3 senedir Los Angeles’ta yaşıyorum. ABD’de özel yetenek statüsünden kabul gördüm. Yaşama ve iş kurma hakkım var. Red Case diye bir şirket kurdum, 10 kişilik bir ekibim var. Her dalda, kendi uzmanlarından oluşan bir şirket; Red Medya, Red Sinema, Red Moda. Her birinde ayrı bir ekibimiz var. Orada yaşayıp başarılı olan Türkleri, bir şemsiye altına topladım. Sadece oyuncu değilim şimdi resmi tersine çeviriyoruz. Artık, o girişimci tarafımı biraz daha ön plana çıkarıyorum. Oyunculuğa da devam ediyorum. Bunların dışında, iki buçuk senedir babama adadığım "Fadik ve Kırmızı Bavul" kitabını yazdım. 74 KARTER Yayın evi ile iyi bir yol aldık. Yakın zamanda basacağız. "Kamyon Kullanmışlığım Bile Var!" Arabalarla aralarınız nasıl? Los Angeles’ta yaşayınca, çok iyi olması lazım çünkü toplu taşıma aracı yok. Araç kullanımında çok aktifim. Diziler için kamyon kullanmışlığım bile var zamanında! Aracınızda tercih ettiğiniz akaryakıtı öğrenebilir miyiz? Şimdi ABD’de yaşıyorum. Opet ABD’de olsaydı ülkemize katkısı olsun diye, onu kullanırdım. Peki arabalarla aranız nasıl; sadece kullanıcı mısınız? Mesela arabada antifriz ne işe yarar? Antifriz kış zamanında donmayı önler. Motordan anlarım. Madeni yağ denince, aklınıza ne geliyor? Bilye geldi nedense. Psikolojik testler gibi, madeni yağın moleküler yapısı bilye olarak görülür. Mesela arabayla ilgili çok güzel formüllerim vardır benim. İlk arabam kırmızı kaplumbağalardandı, bombeli camlı olanlardan. Silecekleri çalışmayınca, ayakkabının bağcığını sileceğe hem sağdan hem soldan bağlardık; çek deyince yanımda oturan sağdan, ben de soldan çekerdik. Senli Benli Ivana Sert İlker Yumak Opet Fuchs Ticari Satışlar Marmara Bölge Müdürü Fadik Sevin Atasoy Gökhan Uysal Yasemin Koç Opet Fuchs Üretim Müdürü Opet Fuchs Tedarik Sorumlusu SÖYLE BAKALIM Tarih kitabında adın geçiyor, kimsin? Eva Peron Mustafa Kemal Atatürk İnsanlara umut veren biri olmayı tercih ederdim Kanuni Sultan Süleyman Kral Arthur Herhalde elbise, yani domates değil Yiyecek, içecek Her şeyi satardım şöle diyelim insanın psikolojisine sağlığına ne iyi gelicekse satarım Limon Pijama Çocukluğuna dönelim, büyüyünce ne olacaksın? Şarkıcı Tır ya da otobüs şöförü Kendim olacağım Padişah Astronot Cehennemde yanacaksın, neren yanmasın? Hiç bir yerim yanmasın Kalbim Dostlar yanmasın ben yanarım düşünsene Picasso orada Mozart orada Beethoven orada onlar yanmasınlar Farketmez Hiçbir yerim Tadında dozunda olacak kadar Duruma göre değişir Boğazıma kadar kapalı çok mütaassıp bir insanım Tek 2 Kendine oyuncak aldın. Ne? Küçük dikiş makinası Yarış arabası Lunapark satın alırdım Araba Polly pocket En nefret ettiğin sesi söyle. Sivrisinek sesi Kapı gıcırtısı Acıdan ve açlıktan inliyen bir insan sesi nefret değil de duymak istemedigim bir ses Para sesi Karga sesi Pazarcı oldun, ne satarsın? Gömleğinin üsten kaç düğmesi açık? Cüzdanında taşıdığın en lüzumsuz şey. Dibi boyladın, ne görüyorsun? Telefon Kredi kartı Lüzumsuz hiçbir şey yok Cüzdan taşımıyorum Tarihi geçmiş otobüs bileti Pozitif bakmaya çalışırım Kurtarıcımı Yukarı nasıl çıkarım diye düşünürüm Hiçbir şey Gökyüzünü Akşam, bekleyemem, uyuyamam çünkü Sabah ola hayrola Akşamdan hallederim Akşamdan Akşamdan Bilmiyorum herhalde çıtır Niyete göre değişir Hiçbiri Kıtır Kıtır Iki tarafa nasıl uyarsa Zahmet etmeyin Gelirim Gelirim Gelin Kazan Adaleti temsilen kepçe olmak isterdim Dünya kazan ben kepçe Kepçe Kepçe Çıtır olmam için but olmam lazım Sevda kuşun kanadında derler ya Vejeteryanım Kanat Kanat Hiçbiri ,doğalım Silikon İhtiyaca göre Botoks Botoks Çukur Tümsek Tümsek Tümsek Tümsek Tekim Çift Çiftim Tek Tek Portakal Orada kal Portakalda C Vitaminiyim Orada kal Portakal Türk peyniri Ham çökelek Ham çökelek Çökelek Gouda SEÇ BAKALIM Akşamdan mı halledersin sabaha mı bırakırsın? Çıtır mısın, kıtır mı? Gelir misin, gelelim mi? Kazan mısın, kepçe mi? Tavuk kanadı mısın, butu mu? Silikon musun, botoks mu? Çukur musun, tümsek mi? Tek misin, çift mi? Portakal mısın, orada kal mı? Gouda mısın, ham çökelek mi? 76 KARTER KARTER KARTER77 hobi hobi HAYAT HAYAT daha Keyifli daha Keyifli Böyl e Böyl e AR-GE EKİBİ'NDEN AYŞE AYBEY AKOKAY İLE DANSA DAVET! Ne zamanları yapılıyor? Hobi amaçlı haftada 1 veya 2 gün. Eğer yarışma veya gösteri amaçlı, daha profesyonel anlamda yapılıyorsa en az haftada 3 gün ve hafta sonu 1 tam gün ayırmak gerekiyor. Ağırlıklı olarak nerede yapılıyor? Üniversitelerin spor salonlarında veya derneklerin, toplulukların özel dans için tasarlanan aynalı salonlarda yapılıyor. Bağlı olduğun kulüpler var mı? İzmir Flamenko Dans ve Müzik Atölyesi'nde, aktif olarak dans ediyorum. Bunun haricinde Türkiye’nin en iyileri arasında yer alan eski derneğim; Tuana Sanat Kulübü'nün, bu sene içerisinde kurulan İzmir ekibinde, halk dansları eğitmeni olarak devam ediyorum. Yeni başlayan biri için maliyeti ne kadar ? Halk dansları, üniversite toplulukları bünyesinde ücretsiz olarak yapılıyor. Flamenko atölyesinde dans eğitimi, aylık 120 TL, uygun ayakkabılar 130-150 arasındadır. Gösteri kıyafeti olarak özel tasarım elbiseler, 100 TL ve üzeri bir fiyata çıkabilir. Yeni başlayanlara önerileriniz nelerdir? Yeni başlayanlar için önerim; sabırlı, istekli ve öğrenme esnasında disiplinli olmaları. Peki, gerekli olan malzemeler nelerdir? Flamenko için özel el yapımı, çivili ayakkabılar tercih edilmeli. Flamenko çalışmalarında uzun etekler veya yüksek bel pantolonlar, dans için 78 KARTER motive edicidir. Üzerine herhangi bir t-shirt veya atlet tercih edilebilir. Dans etmeye nasıl başladın? Halk Dansları ile tanışmam profesyonellerin aksine ilkokul yıllarımda değil, Ege Üniversitesi'ndeki ilk yılımda başladı. Yaklaşık 2 yıldır da gitar eşliliğinde yapılan ve bireysel bir dans türü olan flamenkoyla ilgileniyorum. Yaş sınırı var mı? Flamenko ve halk dansları için yaş sınırı yoktur. Her yaşta insan dans edebilir. En keyifli veya heyecanlı anınız? Sabancı Vakfı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın işbirliğiyle düzenlenen; VAKSA Halk Dansları Yarışması'nda aldığımız birinciliklerden ötürü, ertesi sene onur konuğu olarak katıldık. Modernleştirilmiş Trabzon yöresi oyunumuz ile toplam 64 kişilik bir ekip, Taksim AKM'yi sallayacak büyüklükte adım seslerimizle harika bir gösteri çıkardık. Neden bu hobi? Kızgınlığı, üzüntüyü, mutluluğu, sevgiyi, asaleti, gururu içinde barındıran; büyülü ifade biçimidir dans. Benim için meditasyondur; sabırlı olmayı öğretir, kalori yaktırır, mükemmel bir stres atma yöntemidir. Halk Dansları'nda eğitmenlik yapıyorum. Ancak öğrenmek bitmez. Şimdi Flamenko aşkı ile devam ediyorum hayatıma. Çünkü gerçekten hayat böyle daha keyifli. AR-GE EKİBİ'NDEN HALİL ÖZTÜRK VE SERHAT ERK'TEN, DÖVÜŞ SPORLARI TEKNİKLERİ Haftada kaç gün, dövüş sporu yapıyorsunuz? Haftada 2 gün; 2'şer saatlik antrenmanlar yapıyoruz. Dövüş sporları ağırlıklı olarak nerede yapılıyor? Ağırlıklı olarak yurtdışında, yaygın olarak yapılıyor. Türkiye'de ise büyükşehirlerde salonlar var ama pek yaygın değil. Çünkü tüm dövüş sporları, ayrı teknikleri içerir. Bağlı olduğunuz bir kulüp var mı? Biz Bornova'da, Genç Teknik Spor Kulübü'ne gidiyoruz. Yeni başlayan biri için maliyeti nedir ? Fazla bir şey değil aslında; aylık 60 TL ücret var, fakat malzemeler ortalama 250 TL civarında tutabilir. Yeni başlayanlara önerileriniz neler? Zor bir spor ama stres atmaya birebir. Güzel teknikler öğrenecekler, o yüzden baştan pes edip bırakmasınlar. Gerekli malzemeler neler? Boks eldiveni, ayak ve el bileklik bandajları, dövüşe uygun şort ve tişört. Peki, nasıl başladınız? Arkadaş tavsiyesi üzerine, Serhat arkadaşımızla İzmir'deki salonları araştırdık. Bulduğumuz salondaki hocamızla görüştük ve başlamaya karar verdik. Aslında geçen sene, Muay Thai dövüşü üzerine eğitim aldık. Fakat 4 aydır hocamız eğitimi, MMA'ya çevirerek daha sıkı ve dolu dolu dövüş teknikleri öğretmeye başladı. Yaş sınırı var mı? Herhangi bir yaş sınırı yok, fakat bizim kulüpte yaş ortalaması 24 civarında. Peki, hangi aşamalardan geçiliyor? Temel dövüş hareketlerini öğrenerek başlarsınız. Yumruk atma, tekme atma, diz atma, dirsek atma gibi teknikleri oturttuktan sonra; kol, bacak, baş kilitleme gibi, ileri düzeye varabilecek tüm teknikleri öğrenirsiniz. En keyifli veya en heyecanlı anınız? Antrenman sonunda birebir dövüş yapıyoruz. Bu sırada adrenalin, genelde yüksek oluyor. Tüm birebir dövüşlerimiz keyifli ve heyecanlı. Neden bu hobi? Çünkü öğrendiğiniz tüm teknikler kalıcı oluyor. Kondisyon ve dayanıklılığınız artıyor. Ne kadar zamanda profesyonel olunuyor? Yaklaşık 2-3 yıl içinde profesyonel olunabilir ama çok çalışmak gerekiyor. KARTER 79 ARKILARA İLHAM OLMUŞ BİR ŞEHİR; Elif Melikoğlu elif@melikoglu.info PORTOFİNO! İtalyan Rivierası'nın ünlü balıkçı kasabası Portofino, Kuzeybatı İtalya’daki Ligurya Bölgesi'nde yer alan Genova şehrinin, en küçük belediyesidir. Yıllar içerisinde Portofino, İtalya’nın en rağbet gören ve en pahalı tatil beldelerinden biri oldu. 1959 yılında Vittorio Palentieri'nin ünlü "I found my love in Portofino" şarkısı ile bu küçük köy, adını tüm dünyaya duyurdu. Şarkı ilk çıktığı dönemde öyle bir patlama yaptı ki herkesin diline dolanıp, bu şirin balıkçı köyünü bir anda önemli bir turizm merkezine çeviriverdi. Ancak bu popülarite yüzünden, fazla yapılaşmaya başlamayan Portofino, günümüzde bile hala o güzelliğinden ve huzurundan hiçbir şey kaybetmemiş. 8080KARTER KARTER Bu şirin kasabaya geldiğinizde sizi ilk etkileyecek şey; muhteşem bir tabloya bakar intibası yaratan, manzarası olacaktır. Film setini andıran bu şirin beldeye köy dediğime bakmayın; meydanda Dior, Gucci, Hermes gibi şık butikler; zeytinyağı, şarap, sabun satan dükkanlar ve şık restoranlar bulunuyor. Bu kadar küçük bir yerde bunca ünlü markayı gördüğünüze de şaşırmayın. Portofino dünya sosyetesinin lüks yatlarıyla geldikleri, uğrak yerlerden biri. Sahildeki restoranlardan birine oturduğunuzda, sağdan sola tüm şehri görebilirsiniz. Bu kadar küçük bir yerde, ne yaparım demeyin! Butikler, sanat galerileri, kafeler ve restoranlar, sokaklarda sıra sıra dizilmiş sizi bekliyor. Dalış, yürüyüş ve plajda vakit geçirmek; popüler aktiviteler arasında. St. Martin Kilisesi (Divo Martino) ve tepe kalesi olan Castello Brown gibi, tarihi mekanları da bulunmakta. Özellikle Castello Brown’u mutlaka ziyaret edin. 17. yüzyılda Cenevizliler tarafından savunma amaçlı olarak inşa edilen kalenin, çok hoş bir bahçesi de bulunuyor. Bu bahçeden Portofino’yu kuşbakışıyla izleyebilir, muhteşem deniz manzarasına karşı fotoğraf çekebilirsiniz. ezdiğiniz Gittiğiniz, g le paylaşın, im iz yerleri b . yayınlayalım glu.info elif@meliko Portofino'un mimarisi de oldukça dikkat çekici. Tüm binaların dış cephe boyaları, uzaktan bakıldığında derinlik hissi vermesi için gölgeli olarak boyanmış. Pencerelerin çevresi ise sanki kabartma süslemeler varmış gibi boyanarak, binalara ayrı bir güzellik katılmış. Bu türde boyanmış evlerle Cenova'nın büyük bir bölümünde karşılaşmanız mümkün. Portofino sıkı bir koruma altına alınmış ve inşaat yasağı bulunmakta bu nedenle şehrin merkezinde sadece 3 adet otel bulunuyor. Onların da fiyatları tabi oldukça yüksek. Dolayısıyla çevre kasabalarda konaklayıp KARTER KARTER8181 gezi buraya deniz ya da kara yolu ile günübirlik gelebilirsiniz. Portofino'nun bu pırıltılı havasını solumak; şık restoranlardan birinde oturup "I found my love in Portofino" şarkısını mırıldanarak, denize karşı yemeğinizi yemek; emin olun size büyük bir keyif verecek. Nasıl giderim? İtalya’ya vardıktan sonra, Portofino'ya sadece otobüs ve gemi seferleri ile ulaşım sağlanabiliyor. Cenova'dan Portofino'ya günübirlik gemi turları düzenleniyor. Dilerseniz Cenova'dan Santa Margherita Ligure'ye trenle gidip, oradan gemi ya da otobüsle Portofino'ya ulaşabilirsiniz. 7882KARTER KARTER Nerede kalırım? Portofino sıkı bir koruma altına alınmış. İnşaat yasağı olduğu için şehrin merkezinde sadece 3 adet otel bulunuyor ve fiyatları oldukça yüksek. Dolayısıyla çevre kasabalarda konaklayıp, buraya deniz ya da kara yoluyla günübirlik de gelebilirsiniz. Ne yerim? Sahil boyunca yer alan restoranlarda, enfes deniz ürünleri yiyebilirsiniz; fakat bölgeye özel "Gennovese" denilen sebze çorbası ve "Pizzeria el Portico" pizzasını denemenizi tavsiye ederim, buranın en ünlü yemekleri arasındalar. yaşam yaşam A FAZL İ A S E M Burcu & Duru Anne olmadan öncesi ve sonrası için kendinizi nasıl tanımlarsınız? Anne olmadan öncesi ve sonrası için kendinizi nasıl tanımlarsınız? Anne olmadan önce zaman kavramım yoktu. Erken yada geç yatmak veya kalkmak gibi bir programlamam yoktu. Sistemli ve planlı çalışmam yoktu. Anne olduktan sonra kızımın uyku vakitlerini aksatmamak, benim de uyku düzenimi sağlanmış oldu. Kızımın yemek vakitlerini takip etmek, eşyalarını düzenli günlerde yıkamak ve hijyen açısından evi daha sık temizlemek; benim planlı ve sistemli olmamı sağladı. Annelerimize göre geç ama bizim kuşağa göre erken bir yaşta anne olduğum söylenebilir. Annelik öncesinde daha fevriydim, derinlemesine düşünmeden kararlar alabiliyordum, hayat toz pembeydi! Annelik sonrasında kızım Ayşe ile beraber, ben de büyümeye, anneliği öğrenmeye, annemi anlamaya başladım ve ayaklarım yere basmaya başladı. Hayatımın dengeleri, öncelikleri değişti diyebiliriz. Doğum izniniz bittikten sonraki süreçte, adaptasyonunuzu nasıl sağladınız? Pek tatil sayılmaz ama tabii ki tatilden sonra, uzun bir süreçte. Uykusuz geceler ve sürekli gece gündüz ağlamalar olmasına rağmen, işe dönmek zor oldu. Bu zorluk işle alakalı değildi. Sürekli kızımın yanında olduktan sonra ondan ayrılmak zor geldi. Başlangıçta tabii ki, hem iş hem de akşamları kızımla ilgilenmek çok zor oldu. Burada devreye eşim girdi. İlk zamanlar geceleri benden daha uzun kalarak, benim dinlenmemi sağladı; desteğini ve yardımını hiç esirgemedi Ev ve iş dengesini nasıl kuruyorsunuz? Zor oluyor. Fakat bu süreçte daima yanımda olan eşimin annesi, kızımıza gün boyu bakarak iş yerinde daha rahat olmamı sağlıyor. Kızımın bakımıyla ilgili endişelerim olmuyor. Kendimi çok rahat işime verebiliyorum. Akşamda eve geldiğimde, eşimin de desteğiyle kızımla ilgilenmek zor olmuyor. Hafta içi çocuğunuzla nasıl zaman geçiriyorsunuz? Akşam evin kapısından içeriye girdiğimde, kızımın annem diye sarılması tüm yorgunluğumu alıyor. Daha sonra akşam yemeğimizi yiyoruz ve oyunlar oynuyoruz. Yatma vakti gelince kendisi sütünü içmek istiyor; ona sütünü içirip uyuyoruz. Peki hafta sonları? Sabah düzenli olarak erken kalkıp, ailecek kahvaltı yapıyoruz. Daha sonra, oyuncaklarıyla oynuyoruz. Öğlen uyku vakti geliyor. 2 saat uyuduktan sonra çevremizdeki park ya da AVM'lerde bulunan lunaparklara gidip onu oyuncaklara bindiriyoruz. Hava güzelse sahilde geziyoruz. Akşamları arkadaşlarımıza gidiyoruz, onların da çocukları olduğu için birlikte oynuyorlar. Saat 10 gibi uyku vakti gelince de kendisi yatıp uyuyor. Çocuğunuz, çalışan bir anne olarak sizi nasıl görüyor? Tabii ki bunu daha bilemiyorum, henüz kızım 2 yaşında. Sabahları bazen ben giderken uyanıyor ve "Anne, mama parası kazan." diyor. Akşamları da büyük bir sevinçle "annem" diye sarılıyor. Bu da gösteriyor ki benim sürekli yanında olmamı istiyor. Okul hayatı başlayınca neler olacak, o zaman göreceğiz; inşallah çok zor olmaz. İleride anne olacak çalışanlarımıza neler tavsiye edersiniz? Annelik süper bir duygu! Bazen eşimle konuşuyoruz; daha önceden çocuk sahibi olsak ne iyi olurdu diye. Uykusuz geceler, kısıtlanan hafta sonları ve daha çok şey ama her şeye değer, İyi ki varsın kızım! Sanki onsuz bir hayatımız yoktu, o hep hayatımızdaydı. Çocuk sahibi olmak, mükemmel bir şey! 84 KARTER Hande & Ayşe FAZL A MESA İ Doğum izniniz bittikten sonraki süreçte, adaptasyonunuzu nasıl sağladınız? Anne olduğum dönemde, çalışan bir bayan değildim. Ayşe 18 aylıkken işe başladım. Bu sebeple doğum izni sonrası, adaptasyon sorunu yaşamadım. İş hayatında olmak için çok hevesli ve heyecanlıydım. Ev ve iş dengesini nasıl kuruyorsunuz? Hem iyi bir eş, hem iyi bir anne hem de iyi bir çalışan olmaya çalışmak ve bunlar arasında dengeyi kurmak gerçekten zor. Ben de bu zora talip oldum ve dengenin bozulmaması için özen gösteriyorum. Ayrıca evde annem en büyük destekçim, onun yardımı çok büyük. Ayrıca şirketimin de çalışan annelere karşı, oldukça destekçi ve anlayışlı olduğunu düşünüyorum. Anne kimliğimle sosyal hayattan kopmamak, iş hayatında var olmak; ayrı bir keyif benim için. Hafta içi çocuğunuzla nasıl zaman geçiriyorsunuz? Hafta içi akşamları, çok yorgun ve uykusuz olsam bile eve geldiğimde tüm enerjimi toplamaya çalışıyorum. Ayşe’nin kendini mutlu hissetmesi ve bana güvenmesi benim için çok önemli. Bunun için evle ilgili işleri ve diğer işlerimi bir süre erteleyip, tüm ilgimi Ayşe’ye veriyorum. Ayşe uyuyana kadar, onun yapmayı istediği şeyleri beraber yapıyoruz. Bu kıymetli zamanda, Ayşe’yi mutlu etmeye çalışıyorum. Zaten o mutlu olduğunda benim de tüm stresim, yorgunluğum gitmiş oluyor; ben de günü mutlu ve huzurlu bir şekilde bitirmiş oluyorum. Peki hafta sonları? Cumartesi günleri, eğer hava da güzelse genellikle dışarıda vakit geçirmeye çalışıyoruz. Beraber alışveriş yapıyoruz, yemek yiyoruz, gitmek istediği yerler varsa oralara gidiyoruz; genellikle buz pateni ve oyun alanları oluyor. Bazen de eve Ayşe’nin arkadaşlarını misafir ediyoruz. Olar oyun oynarken, evde sevdikleri yemekleri yapıp sonra beraber yiyoruz. Pazar günleri ya ailece dışarıda vakit geçiriyoruz ya da evde babasıyla vakit geçiriyor; ben de evin diğer işlerini yapmaya çalışıyorum. Çocuğunuz, çalışan bir anne olarak sizi nasıl görüyor? Kızım 5 yaşına geldi. 1 sene boyunca ben işe, o da kreşe beraber gidip geldik ancak henüz çalışmamı kabullenmiş ve neden çalıştığımı anlamış değil. "Benim bebek bakıcım olur musun?" diyor hala. İleride anne olacak çalışanlarımıza neler tavsiye edersiniz? Mükemmel iyinin düşmanıdır. Mükemmel bir anne değil, iyi bir anne olmaya çalışın! Suçluluk duygusundan kurtulun, çalışan anne olmayı dramatik bir hale getirmeyin. Önceliklerinizi belirleyin, plan ve program yapmayı elden bırakmayın derim. KARTER 85 HAYATTA KALMANIN EL KİTABI Acil durumlara karşı önleminizi almak için bu yazıyı mutlaka okuyun. 1 2 KARTER Size bir fil saldırdı... 1 2 Yanlış okumadınız, evet. Dev bir fil size saldırdığında, ne yapmanız gerekt iğini merak ediyorsanız okuyun. Saklanacak bir yer bulun. Filler yüksek volümdeki sesi, kendilerine bir tehdit olarak algılar ve panik olurlar. Eğer bir fil size doğru koşuyorsa ondan daha hızlı kaçabileceğinizi sanmayın çünkü filler, 2.5 mili aşan bir hızla koşabiliyorlar. Bir ağaca tırmanın. Eğer ağaca tırmanamıyorsanız arkasında durun. Filler koşarken, büyük objelerden uzak dururlar. 3 4 Yere yatın. Filler sizi yerde yatarken gördüğünde, avlandığınızı düşündüğü için üzerine basmaktan çekinecektir. Yüzünüzü koruyun. Hemen ayağa kalkmayın. Tehlike geçtikten sonra, filler ölü insan vücutlarına gösterdikleri yakın ilgiden dolayı onları ağaç dalları, yaprakları ya da kilin altına gömerek üzerinizi kapatmaya çalışacaktır. Eğer bir fil sizin üzerinizden geçiyorsa, yere uzanın ve ellerinizle yüzünüzü kapatın. Boğazınıza takılan bir şey var... Konuşmaya çalışın. Eğer konuşabiliyorsanız ya da herhangi bir şekilde ses çıkartabiliyorsanız; solunum yolunuz tamamen tıkanmamıştır ve direk ölüm tehlikesiniz yoktur. Boğazınızı tıkayan şey gidene kadar, öksürmeye çalışın. Eğer hiç ses çıkartamıyorsanız, çevrenizden birinin arkanızdan belinize doğru baskı yapması gerekmektedir. Çabucak bel hizanıza gelen ve kesici olmayan bir obje bulun. Eğer kapalı bir mekandaysanız; sandalye, masa, tezgah gibi bir şey bulun. Dışarıdaysanız, kesilmiş bir ağaç ya da kaya bulmaya çalışın. 3 4 Objeye yüzünüzü verin veya objenin üzerine eğilin. Objenin üzerine doğru eğilin ve objenin göbek deliğinizin, 10 cm üzerine dokunduğundan emin olun. Objenin üzerine düşün. Kendinizi objenin üzerine doğru çarpın. Bu hareket içinizdeki havayı yukarı doğru çıkartacak ve tıkanıklık yaratan maddenin, dışarı çıkmasına yardımcı olacaktır. Bilmeniz gerekenler: • Kızgın bir fil, kulaklarını geriye doğru ve vücudunu ileriye doğru kaldırır. • Eğer fil size kızgınsa, boynuzlarıyla sizi yaralamak ve vücudunuzu havaya doğru fırlatmak isteyecektir. • Eğer bir filin karşılaştığı son insan bir avcıysa maalesef fil, büyük olasılıkla sizi de bir tehlike olarak algılayacak ve saldıracaktır. KARTER fantastik fantastik Ceyhan Güner ceyhan.guner@opetfuchs.com.tr 90 KARTER Jedi Başlangıç Seviyesi: Genç Yetenekler! Jedi Tapınağı'nda eğitime gelmiş çocuklardır. Bir sonraki seviyeye geçmek için Jedi Tapınağı'ndan mezun olmak zorundadırlar. Jedi Şovalyesi olabilmek için Yetenek, Bedensel, Cesaret ve Maneviyat testlerini geçmek zorundadır. Usta olabilmek için yeteneklerini her daim test etmek zorundadır. 4 farklı Jedi Şövalyesi vardır. Jedi Guardain: Güçten ziyade ışın kılıcında ustalaşmışlardır ve mavi ışın kılıcına sahiptirler. Jedi Consular: Güç üzerine daha fazla eğitim almış Jedi'lardır ve yeşil ışın kılıcı kullanırlar. Jedi Sentinel: Hem ışın kılıcında hem de güçte uzmanlaşmışlardır. Sarı renkli ışın kılıcı taşırlar. Jedi Shadow: Karanlık tarafı ve Sith'leri ortaya çıkararak, onları imha etmeye uzmanlaşmış Jedi'lardır. Sith Apprentice (Çırak) SITH'LİK SEVİYELERİ JEDI'LIK SEVİYELERİ Jedi Knight (Şövalye) Herhangi bir Sith Master tarafından eğitilen, büyük çoğunlukla Sith Master tarafından seçilmiş kişilerdir. Jedi'lardaki Padawan'a karşılık gelen Sith seviyesidir. Sith Apprentice'i Karanlık Güç'ün doğasını anladıktan ve bu konuda ustalaştıktan sonra, bağlı olduğu Sith Master'ın hayatını alarak Sith Master'ı olabilir. Jedi Padawan (Çırak) Sith Master (Usta) Bir Jedi Şovalyesi veya daha üst rütbeli biri tarafından, eğitimi için seçilmiş ve Jedi Tapınağı'ndan mezun olmuş kişilerdir. Herhangi üst seviye bir Jedi tarafından, seçilmeyi beklemek zorundadırlar veya başka bir iş yapmak zorundadırlar. En az bir Apprentice yetiştirmiş ve Karanlık Güç'ün her yolunda, kendini geliştirmiş bireylerdir. Jedi Master ile eş derecededir. Jedi Master (Usta) Yüce Konsey tarafından seçilen, Güç'ün kullanımını ve doğasını iyi bir şekilde anlayan, herhangi bir Padawan'ı eğitmeye hazır Jedi Şövalyesi'dir. Sith Lord (Lord) En yüksek seviyeli Sith anlamına gelen ve Karanlık Güç'ün hem bilgelik kısmında hem de doğasında uzmanlaşmış bireylerdir. Sadece tek bir çırağa eğitim verebilirler. Dark Lord Of The Sith Sith'lerin en yücesi ve liderlerine verdikleri unvandır. KARTER 91 fantastik Ortak Güçler Force Speed (Hız): Darth Vader Anakin Skywalker'ın, gücün karanlık tarafını öğrenmek için yemin etmesiyle almış olduğu kimliktir. Karanlık Sith Lordu'dur. Yarı mekanik yarı insandır. Luke Skywalker ve ve Prenses Leia'nın babasıdır. Darth Maul Darth Sidious'ın çırağıdır. Çift taraflı ışın kılıcıyla acımasız bir savaşçıdır. Konuşmayı sevmeyen bir yapısı vardır. Hızlı bir şekilde hareket etmek ve hareket ederken, etrafındaki şeyleri yavaş hızda görmek. Force Seeing (Uzak Görüş): Gözleri haricinde, etrafında olan biten şeyleri görebilmek ve sezebilmek. Force Push (İtme): Force Pull (Çekme): Telekinezi yeteneği ile karşısındaki rakibini iterek saldırıyı bertaraf etmek. Telekinezi yeteneği ile rakibini çekerek, ikinci saldırıyı gerçekleştirmek. Telekinesis (Telekinezi): Normal zıplama hareketini, daha üstün bir seviyeye getirmek. Telepathy (Telepati): Diğer kişiler ile çok uzaktan veya yakın mesafeden iletişim kurmak. Meditasyon yoluyla gücün etkisini kullanarak, herhangi bir şeyi hareket ettirmek. Force Jump (Zıplama): Saber Throw (Kılıç Atma): Işın kılıcının, atılarak geri dönmesini sağlamak ve etkili zarar vermek. Jedi Güçleri Anakin Skywalker Tatooine'de köle hayatı sürerken keşfedilen, Darth Vader olana kadar, gelmiş geçmiş Güç'ün en büyük kullanıcısı, Jedi savaşçısıdır. Master Yoda'dan sonra, en iyi ışın kılıcı kullanıcısıdır. Luke Skywalker Anakin ile Padme'nin oğlu, Leia'nın ikiz kardeşidir. Galaktik İmparatorluğu'nun yok edilmesine ve Yeni Cumhuriyet'in kurulmasına yardım etmiş, efsanevi savaş kahramanıdır. Master Yoda'dan Jedi eğitimi almıştır. Force Protect (Koruma): Yeşil bir koruma kalkanı ile gelen saldırıdan korunmak. Force Healing (İyileşme): Force Mind Trick (Akıl Çelme): Doğal iyileşme sürecini hızlandırmak. Sözlü müdahale ile karşısındaki kişinin düşüncelerine girerek, davranışlarını etkilemek. Sith Güçleri Darth Sidious Sith Lordu'dur, Palpatine'nin gizli kimliğidir. Galaktik Cumhuriyet'in son Başkan'ı ve Galaktik İmparatorluk'un ilk İmparatoru'dur. Master Yoda Ulu Jedi Ustası'dır. 800 yıl boyunca, Jedi yetiştirmiştir. 66 cm boyundadır ve türü bilinmemektedir. Işın kılıcında üstün bir yeteneği vardır. 92 KARTER Qui-Gon Jinn Jedi Ustası ve Obi-Wan Kenobi'nin hocasıdır. Anakin Skywalker'daki gücü hisseden, Jedi'dır. Kendine has tavırlarından dolayı, Jedi Konseyi ile hep anlaşmazlığa düşer. Darth Maul tarafından öldürülür. Drain Knowledge (Bilgi Alma): Travma geçiren veya yaralı rakibin izni olmadan, gerekli olan bilgileri edinebilmek. Force Lightining (Yıldırım): Rakibine elektrik yoluyla zarar vermek. Force Grip (Yakalama): Rakibinin boğazına saldırı düzenleyerek, nefessiz bırakmak. Ekstra Obi-Wan Kenobi Jedi Ustası'dır ve Anakin Skywalker'ın hocasıdır. Arabulucu olarak da bilinir. Eğitimini Master Yoda ve Qui-Gon Jinn'den almıştır. Yıldız Savaşları film serisinde, tüm filmlerde gözüken tek karakterdir. Midi-Chlorian Star Wars Serisi Akıllı mikroskobik yaşam formlarıdır. Jedi veya Sith'lerde, Güç'ün etkin kullanılabilmesi için her hücrede, 5.000'den fazla midi-chlorian olması gerekir. Anakin Skywalker'da hücre başına 20.000 tane bulunur. Star Wars evrenini hiç tanımayanların, filmleri mutlaka aşağıdaki sıraya göre izlenmesi gerekir. Işın Kılıcı Jedi'ların en temel silahıdır. Saf enerjiden oluşmakla birlikte, temas ettikleri hemen hemen tüm maddeleri kesebilirler. Bir canlının etine temas ettiği zaman, dağlayarak yara açar fakat başka bir ışın kılıcıyla veya enerji çemberiyle püskürtülebilir. Bölüm IV - Yeni Bir Umut Bölüm V - İmparator Bölüm VI - Jedi'ın Dönüşü Bölüm I - Gizli Tehlike Bölüm II - Klonların Saldırısı Bölüm III - Sith'in İntikamı Klon Savaşları KARTER 93 bilim bilim TEKNOLOJİ TEKNOLOJİ TEKNOLOJİ Elif Melikoğlu elif@melikoglu.info Samsung Galaxy Gear SONUNDA BU DA OLDU; GİYİLEBİLİR AKILLI CİHAZLAR HAYATIMIZA GİRDİ! Bilimkurgu filmlerinde gördüklerimiz, yavaş yavaş gerçek oluyor. Bunun en son örneği; Samsung'un çıkardığı Galaxy Gear akıllı saatler. Samsung Galaxy Note 3 ve Note 4 telefonlarla birlikte kullanılabilen bu saatler, kullanıcılara oldukça kolaylık sağlayacak pek çok özelliğe sahip. Galxy Gear Akıllı Saat ile yapabilecekleriniz: Arama: Telefonu duymadığınız veya ulaşamadığınız için bir çağrıya cevap veremediğiniz durumlarda, Artık Galaxy Gear bileğinizden cevap verebilir, aynı zamanda arama da yapabilirsiniz. S Voice: S Voice işlevi parmaklarınızla veya sesinizle, planlar oluşturmanıza ve hızlı bir şekilde yeni mesajları kontrol etmenize imkan veriyor. Çağrı, Kişi, Planlama, Görev, Alarm, Saat, Zamanlayıcı, Uygulama, Mesajlar, Hava Durumu ve Yardım seçeneklerine, kolunuzdaki Gear'dan ulaşabilirsiniz. Bildirim ve Smart Relay: Galaxy Gear'da önemli bir bildirim aldığınızda, telefonunuz herhangi bir ek adımın zorluğu olmadan, telefonun ele alınmasıyla birlikte mesajı otomatik olarak görüntüleyebilirsiniz. Memographer: Gear'ınızda bulunan 1.9 mp kamera ile hiçbir anı kaçırmadan, görüntüleyebilirsiniz. GOOGLE GLASS İLE HAYALLERİN ÖTESİNDE! Google Glass Google'ın henüz satışa sunmadığı fakat belirli kişilere denemeleri için gönderdiği ürünü, Google Glass ile hayallerinizin ötesine geçiyor olacaksınız. 5 ayrı renk seçeneğiyle üretilecek olan ürünün, henüz piyasaya çıkış tarihi açıklanmamış olsa da satışa sunulduğunda hayatınızı oldukça kolaylaştıracak gibi görünüyor. Google Glass ile yapabilecekleriniz: Gözlüğünüzün üstüne taktığınız ayrı bir gözlük olarak tasarlanan ürün, şaşırtıcı derecede basit kullanımlı ve bir çok özelliğe sahip. Sadece fotoğraf çek diyerek veya göz kırparak fotoğraf çekebiliyor, ellerinizi hiç kullanmadan video kaydı başlatabiliyorsunuz, hatta gördüklerinizi canlı olarak paylaşabiliyor, gözlüğünüze yansıtılan yol haritalarından yolunuzu bulabiliyorsunuz, göndermek istediğiniz mesajı sesli olarak söylediğinizde gönderebiliyor, aklınızdaki herhangi bir soruyu gözlüğünüze sorabiliyor ve cevapları gözlüğünüzde görebiliyorsunuz. Tabii fazlası da var; sesli söylediğiniz şeyleri başka dillere çevirebiliyor, bulunduğunuz yere göre daha soru sormadan cevaplar alabiliyorsunuz. Mesela hava alanındaysanız, gözlüğünüze otomatik olarak uçuş saatleri ve bilgileri geliyor. Ses Notu: Hatırlamak istediğiniz her şeyi Galaxy Gear'a söyleyin! Artık bir not yazmak için telefonunuzu, cebinizden veya çantanızdan çıkarmanız gerekmiyor. Sadece Gear'ınıza konuşun yeter! 92 KARTER KARTER 93 aktüel SON YILLARIN EN TREND SPORU; WAKEBOARD! Artık spor dünyasında yeni bir trend var; wakeboard! Bu sporu hobi olarak yapanların sayısı gitgide artıyor. Wakeboard’un tarihçesi, board’un ilk bulunmasından sonraya dayanıyor. 80'li yılların sonuna doğru Herb O’Brien, İlk basınç kaynaklı, yarı yüzerlikli tasarımı geliştirdi ve wakeboard adıyla sudan kalkabilme özelliği kazanan bu aktivite, yavaş yavaş tüm dünyaya yayılmaya başlayarak çok büyük bir endüstri haline geldi. Wakeboard Nedir? Wakeboard, 2 şekilde yapılır ve 2 farklı tanımı vardır. 1) Yaklaşık 30 km hızla giden, bir sürat teknesi tarafından çekilen board üstündeki sporcunun; durgun göl, gölet yada dalgalı olmayan bir deniz üzerinde yaptığı spordur. 2) 30 km hızla, elektrikli telesiyej ucundaki kablo yardımıyla çekilen board üzerindeki sporcunun; yapay göl üzerinde yaptığı spordur. Bu seçenek, 1. seçeneğe göre maddi olarak daha uygun ve daha keyiflidir. Cable park denilen tesislerde, kablolu wakeboard yapmanız mümkün. Cable parklar ülkemizde Antalya, İzmit ve Bursa’da bulunuyor. Dikkat! Wakeboard'a başlamadan önce dikkat edilmesi gereken konu; alınan board'un kalitesidir. "Twin Tip" ya da "Double Ended" stili bir board almaya çalışın. Bu boardlar, hafif olmaları sebebiyle daha rahat hareket edebilmenizi sağlayacaktır. Boyunuza ve kilonuza uygun wakeboard’u seçmek için hazırlanmış tablolardan yararlanabilirsiniz. Diğer önemli konu ise ayaklarınızın wakeboard'a bağlanma stilidir. Hangi ayağınızın önde olacağını ve ayağınızın açısını belirlemek, aynı oranda önemlidir. Bir çok açıya göre ayarlanmış boardlar, size ayağınızın istediğiniz açıda olması için yardım edecektir. Wakeboard bağlamalarınız, yeterince sıkı olmalı fakat acı verecek kadar dar olmamalıdır. Botunuz çok dar olursa bileğinizin, bacağınızın ya da dizinizin kırılma riski vardır çünkü board, düştüğünüzde düzgün şekilde ayağınızdan çıkmaz. Wakeboard Yaparken; Hangi ayağınızın önde olacağına göre duruşlar 2’ye ayrılır. Bu duruşların ismi, eğer sol ayak öndeyse "regular", sağ ayak öndeyse "goofy" dir. Hangi ayağınızın önde olacağını bilmiyorsanız, bir arkadaşınız arkanıza geçsin ve sizi itsin. Hangi ayağınız önce hareket edip, bu itişe engel olmaya çalışıyorsa o ayağınızın önde olması gerekir. Bundan sonra, artık kalkışa hazırsınız! Kalkıştan sonrasını, deneyerek öğrenmek zorundasınız. KARTER 95 eğlence eğlence 1 Nisan Resmi Tatil İlan Edildi! Yukarıdaki başlık, bu derginin haberler kısmında yer alsaydı belki inandırıcılığı olurdu ama bir jokerin yanında böyle bir başlık olunca inanması biraz güç. Evet, 1 Nisan geldi! Bugüne özel, ne şakalar yapılmadı ki. Aşağıda arkadaşlarınıza, çalışma arkadaşlarınıza ve tanıdıklarınıza hatta ve hatta ileri gitmek isterseniz, tanımadığınız insanlara bile yapabileceğiniz bazı şakalar var. Tedbirli olmakta fayda var! Girişte İnecektim. Kızdırmaya Gelmez! Brezilya'da tasarlanan bu şaka, asansöre binmeyi zora sokabilir. Profesyoneller tarafından hazırlanmış şakadan sonra, 1 haftalık iş göremez raporu alabilirsiniz. Sakin sakin kahveyi yudumlarken bir anda bağırışlar ve o da ne? Bu kadar da kızılmaz ki! (Youtube Video İsmi: Extremely Scary Ghost Elevator Prank in Brazil) (Youtube Video İsmi: Telekinetic Coffee Shop Surprise Brazilian Version Prank) Bunları Biliyor Musunuz? Sibel Yetgin sibel.yetgin@opetfuchs.com.tr -barkod- -kaplumbağa- Üzerinde barkodu olan ilk ürünün, Wringley's marka sakız olduğunu! -uzay yolculuğu- Soğuk iklimde yaşayan tatlı su kaplumbağalarının, sonbaharda derin bir nefes alarak girdikleri sudan, ilkbaharda çıktıklarını. Ayrıca bu üç aylık oksijensiz hayatta, glikolizden enerji sağlayarak kalabildiklerini ve kalp atışlarının dakikada bir olduğunu! Uzay yolculuğunda taşınacak, her ekstra kilo için gerekli olan yakıt miktarının; 530 kg olduğunu! -kavukOsmanlı sultanlarının ve bazı alimlerin başlarındaki kavukların, kefenlerinden oluştuğunu! -kedilerKediler için 7.kattan düşmenin, 32.kattan düşmekten daha tehlikeli olduğunu! (Çünkü kediler ancak 6.katta, terminal hıza ulaşabiliyorlar.) -abrakadabraHelikopter! LG Ultra HD TV Prank Eskilerden bir efsane... İş görüşmesinde, başınıza kötü bir şey gelebilir! (Youtube Video İsmi: Helikopter Şakası Mustafa Karadeniz) (Youtube Video İsmi: LG Meteor Prank Interview) Sihirli sözcük olan "Abrakadabra"nın ilk olarak, yüksek ateşli hastaların ateşlerini düşürmek için söylendiğini! -siyah çoraplılarFenerbahçe Kulübü'nün ilk adının 'Siyah Çoraplılar' olduğunu! 96 KARTER KARTER 97 film Film arşivi... My Fair Lady/Benim Güzel Meleğim-1964 Çiçek satan, ağzı bozuk Eliza Doolittle’ın iddia sonucu, göz kamaştırıcı güzellikte bir hanımefendiye dönüşmesi ile gelişen olaylara sahne olan film, Bernard Shaw'un Pygmalion isimli oyunundan esinlenerek yapıldı. Film başta En İyi Film olmak üzere, En İyi Erkek Oyuncu ve En İyi Yönetmen de dahil toplam 8 Oscar kazanmıştır. Yönetmen: George Cukor Tür : Drama, Family, Musical, Romance Yapımcı: Jack Warner Senarist: Alan Jay Lerner, George Bernard Shaw Müzik: Frederick Loewe, Alan Jay Lerner Ülke: Birleşik Krallık Süre: 170 dk. Oyuncular: Audrey Hepburn, Rex Harrison, Stanley Holloway, Gladys Cooper The Godfather/ Baba-1972 Mario Puzo'nun yazdığı aynı adlı romandan uyarlanan film, New York'ta yaşayan, güçlü bir İtalyan mafya ailesinin hikayesini anlatır. Film gösterime girdiği andan itibaren çok ilgi görmüş, en iyi filmler sıralamasında, üst sıralara yerleşmiştir. IMDB.com'un en iyi 250 film listesinde, 2. sıradadır. Film ayrıca En İyi Film, En İyi Erkek Oyuncu ve En İyi Uyarlama Senaryo dallarında Oscar kazandı. Yönetmen: Francis Ford Coppola Tür: Dram Yapımcı: Albert S. Ruddy Senarist: Roman; Mario Puzo Uyarlama; Mario Puzo & Francis Ford Coppola Müzik: Nino Rota, Carmine Coppola Ülke: A.B.D. Süre: 175 dk. Yönetmen: Jonathan Demme Tür: Psikolojik Gerilim Yapımcı: Kenneth Uth , Edward Saxon , Ron Bozman Senarist: Ted Tally Müzik: Howard Shore Ülke: A.B.D. Süre: 118 dk. Oyuncular: Jodie Foster, Anthony Hopkins, Scott Glenn, Ted Levine 98 KARTER Yönetmen : Martin Scorsese Tür : Biyografik , Dram , Polisiye Yapımcı : Joey McFarland , Riza Aziz Senarist : Terence Winter, Jordan Belfort (II) Müzik : Robbie Robertson Ülke: A.B.D. Süre : 180 dk. Vizyon Tarihi : 07.02.2014 Oyuncular: Leonardo DiCaprio, Jonah Hill, Margot Robbie, Matthew McConaughey, Kyle Chandler Filmin Konusu: Para Avcısı, 2014 Akademi Ödülleri'nde En İyi Film, En İyi Yönetmen (Martin Scorsese), En İyi Uyarlama Senaryo (Terence Winter), En İyi Erkek Oyuncu (Leonardo DiCaprio), En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu (Jonah Hill) olmak üzere 5 dalda Oscar'a aday gösterildi. Amerikan borsasında komisyoncu olan Jordan Belfort'un biyografisinin bir uyarlaması niteliğinde olan üç saatlik film, temposu ve ilginç komedisiyle sizi her an hayret ettirebilecek akışıyla karşınızda.. Gelecek Sezon Dawn of the Planet of the Apes/Maymunlar Cehennemi: Şafak Vakti-2014 Braveheart / Cesur Yürek-1995 Film, William Wallace'ın hayatını anlatır. Film Türkiye sinemalarında yıllarca gösterilerek, bir rekora imza atmıştır. 1996 yılında 10 dalda Oscar'a aday olan yapım; En İyi Yönetmen, En İyi Görüntü Yönetmeni, En İyi Özel Efekt, En İyi Makyaj ve En İyi Film dallarında, ödüle layık görüldü. Yönetmen: Mel Gibson Tür: Tarihi, Yarı Kurgusal Yapımcı: Mel Gibson Senarist: Randall Wallace Müzik: James Horner Ülke: A.B.D Süre: 177 dk. Oyuncular: Mel Gibson, Sophie Marceau, James Robinson, Sean Lawlor, Sandy Nelson, James Cosmo sibel.yetgin@opetfuchs.com.tr The Wolf of Wall Street/Para Avcısı-2013 Oyuncular: Marlon Brando , Al Pacino, James Caan, Robert Duvall, Diane Keaton, John Cazale The Silence of the Lambs/ Kuzuların Sessizliği - 1991 Kuzuların Sessizliği, yazar Thomas Harris'in aynı adlı romanından beyazperdeye aktarıldı. Filmde FBI'daki eğitimi devam eden Clarice Starling ile bir psikiyatristken yamyama ve kitle katiline dönüşen Hannibal Lecter'ın, hikayesini anlatır. 7 dalda Oscar'a aday olan film, yönetmenine ve başrol oyuncularına altın heykelciği getirirken; En İyi Film ve En İyi Senaryo Uyarlaması dalında da ödüle layık görüldü. Anthony Hopkins, filmdeki toplam 16 dakikalık performansıyla En İyi Erkek Oyuncu Oscar'ını kazandı. En iyi film Oscarı'nı alan tek korku filmidir. Sibel Yetgin Henüz izlemediyseniz... olacaktır. Genleri değiştirilmiş, isyancı maymun Caesar'ın kaçışının üzerinden on sene geçmiştir. Caesar diğer maymunlarla birlikte, büyük bir maymunlar ordusu kurmayı başarmıştır. Kıyamet sonrası San Francisco'sunda artık bilim insanlarının tek derdi; patlak veren bu büyük sorunu kontrol altına almak Yönetmen: Matt Reeves Tür: Bilimkurgu Yapımcı: Peter Chernin, Dylan Clark, Rick Jaffa, Amanda Silver Senarist: Scott Z. Burns, Rick Jaffa, Amanda Silver, Mark Bomback Müzik: Michael Giacchino Ülke: A.B.D. Vizyon Tarihi: 11.07.2014 Oyuncular: Andy Serkis, Jason Clarke, Kodi Smit-McPhee Captain America: The Winter Soldier/ Kaptan Amerika: Kış Askeri-2014 Kaptan Amerika: İlk Yenilmez seyircileri, Marvel dünyasının ilk yıllarına götürmüştü. Yenilmez kahramanımız, günümüzde geçen bir devam filmiyle geri dönüyor. Steve Rogers, Nick Fury ve gizli SHIELD örgütü ile işbirliğini koruyarak, modern dünyaya ayak uydurmaya çalışıyor. Devam filminde öykü bu sefer, sosyalist dönem Rusya'sına uzanıyor. S.S.C.B. döneminde özel kuvvetler içerisinde yetiştirilen ve Winter Soldier (Kış Askeri) adı verilen adam, aslında tam bir ölüm makinesidir. Rusya tarafından donmuş bir gölde bulunur ve önüne çıkan her şeyi yerle bir etmeye kararlıdır. Yönetmen: Joe Russo, Anthony Russo Tür: Macera, Aksiyon, Bilimkurgu Yapımcı: Kevin Feige Senarist: Christopher Markus , Jack Kirby, Stephen McFeely. Müzik: Henry Jackman Ülke: A.B.D. Vizyon Tarihi: 11.04.2014 Oyuncular: Chris Evans, Scarlett Johansson, Sebastian Stan KARTER 99 oyun müzik Konsol Dünyasından Son Haberler... Zafer Kijen Zafer.kijen@opetfuchs.com.tr Esen Akın Müzik Dünyası... esen.akin@opetfuchs.com.tr Fazıl Say/ İlk Şarkılar NBA2k14 PRO Evolution Soccer 2014 (PES 2014) Basketbol oyunlarının efsanesi olarak kabul edilen NBA Live serisinin, hegemonyasını deviren NBA2K serisi 2014 yılında, üst düzey grafiklerle oyun severlere maçları oynamanın ötesinde, adeta yaşatıyor. Ayrıca NBA takımları dışında THY Euroleague’den 14 takımı oyun severlere sunarak, NBA’deki heyecanı Avrupa Basketbolu ile de birleştiriyor. Oyunda ülkemizden Anadolu Efes ve Fenerbahçe Ülker’i seçerek, NBA yıldızlarına karşı ülkemizi temsil etme şansınız olacak. Playstation denilince akıllara ilk gelen, bir tutku haline gelmiş Pro Evolution Soccer 2014 yaygın olarak bilinen ismiyle PES 2014, oyun severlere dünya futbolunu evlerinin rahatlığında yaşama ve yönetme şansı veriyor. Gerçekçi grafikleriyle Messi, CR7 ve diğer süper starları evinizde misafir edeceksiniz. Fakat her güzelin olduğu gibi PES 2014'te gerçekçilik çok öne çıktığından, bilgisayara karşı gol atmak PES 2013’e göre baya zor. Zaman kaybetmeden oyunu edinirseniz, bu zorluğu aşmakta daha da fazla zaman kaybetmemiş olursunuz. İlk Şarkılar albümünde Fazıl Say'ın 20 yıl önce bestelediği, Nâzım Hikmet'ten Orhan Veli'ye, Can Yücel'den Ömer Hayyam’a, Cemal Süreya'dan Pir Sultan Abdal'a, ünlü şairlerin dizeleri Serenad Bağcan'ın eşsiz yorumuyla hayat buluyor. Fazıl Say'ın sanatseverlerle ilk kez şarkılarıyla buluşmasını sağlayan albümün, Aralık ve Ocak aylarında gerçekleşen Anadolu konserleri turnesi de büyük ilgi gördü. The Piano Guys/ Piano Guys 2 L.A. Noire Red Dead Redemption 1940’ların Los Angeles’ında geçen, karanlık ve şiddet dolu bir dedektiflik macerası. Oyunda grafikler ve karakterlerin yüz ifadelerine kadar her detayda, ayrıntılara inanılmaz önem verilmiş. L.A. Noire, nefes kesen aksiyonları gerçek dedektiflik çalışmalarıyla bir araya getirerek, benzersiz bir interaktif eğlence sunuyor. Oyuna yeni bir polis memuru olarak başlayarak, polis departmanında isim edinip bir cinayet dedektifi olma yolunda, farklı olaylar ve görevlerle karşılaşacaksınız. Western tarzı oyunlarda devrim yapacak Red Dead Redemption oyununda; 1908 yılında eski bir haydut olan John Marston karakteri olarak, Vahşi Batı'da maceraya başlıyorsunuz. 40'tan fazla farklı avlanabilecek hayvan türü içeren oyunda, hem modern hem de eski dönemlere ait silahları bulabilirsiniz. Dead Eye sistemiyle oyunu ağır çekime alıp, karşınızdaki düşmanları kolayca alt edebilirsiniz. Bir an önce oyunu alın ve John Marston olarak, bu doyumsuz macera ve aksiyonun adını çıkarın. 100 KARTER Bach ve Mozart gibi barok ve klasik dönem bestecilerinin yanı sıra Taylor Swift ve Bruno Mars gibi popüler sanatçıların, bestelerine yaptıkları aranjmanlar ve çektikleri ilginç kliplerle tıklanma rekorları kıran grup, piyanoda Jon Schmidt ve çelloda Steven Sharp Nelson'dan oluşuyor. Üçüncü stüdyo albümleri geçtiğimiz yıl yayımlayan ikilinin, Nisan ayında İstanbul'da bir konseri olacağını hayranlarına duyuralım. Lorde/ Pure Heroine Lorde sahne adıyla bilinen Ella Maria Lani Yelich-O'Connor, 1996 yılında Yeni Zelanda'da doğdu. İlk tekli albümü Royals A.B.D. başta olmak üzere birçok ülkede, müzik listelerinin zirvesine yükseldi. Aynı parça sanatçıya bu yıl, 56. Grammy Ödülleri'nde Yılın Şarkısı ve En İyi Solo Performans ödüllerini de kazandırdı. Royals'ın da bulunduğu, çıkış albümü Pure Heroine ise 2013'ün Eylül ayında yayımlandı. Zakkum/ Her Gün Sonbahar 1999 yılında Raindog adıyla Ankara’da kurulan grubun ilk albümü Zehr-i Zakkum, 2007 yılında piyasaya çıkmıştı. Geçtiğimiz yılın son günlerinde çıkardıkları "Burada saatler bozuk, burada takvim durdu, burada her gün sonbahar..." paragrafıyla başlayan Her Gün Sonbahar albümü, grubun dördüncü stüdyo çalışması ve on üç yeni şarkıdan oluşuyor. Albümde tüm sözler Cem Senyücel'e, tüm müzikler ise Yusuf Demirkol'a ait. KARTER 101 kitap Mutlaka okuyun... Eduardo Galeano/ Tepetaklak; Tersine Dünya Okulu Kitap Uruguaylı yazar Eduardo Galeano tarafından "Tersine dünya okulu" alt başlığıyla kaleme alındı. Farklı bir dil, üslupla küreselleşme ve kapitalizmi eleştiren kitabın çevirisi Bülent Kale'ye ait. Ayrıca kitapta Meksikalı çizer José Guadalupe Posada tarafından yapılan, çizimlere de yer verilmiş. 102 KARTER Aylin Zeren Aylin.zeren@opetfuchs.com.tr Umberto Eco/ Güzelliğin Tarihi Ünlü İtalyan düşünür Umberto Eco bu kitabında, Eski Yunan'dan günümüze kadar olan Batı Kültürü'nün başyapıtlarını, güzellik kavramı çerçevesinden inceliyor. Bunun yanı sıra çağlar boyunca değişen güzellik kavramı etrafında, Batı Kültür Dünyası'nın bir haritasını çıkarıyor. Bunu yaparken Botticelli'nin Modannaları'ndan Andy Warhol'un Marilyn Monroe'suna kadar birçok başyapıtı, zaman yolculuğuna çıkarmışçasına betimliyor. Rauda Jamis/ Frida Kahlo Aşk ve Acı Aldous Leonard Huxley/Cesur Yeni Dünya Everest Yayınevi tarafından Unutulmayan Kadınlar Dizisi adı altında çıkarılan kitap, Frida Kahlo'nun hayatına, sanatına, en büyük tutkusu olan Diego Rivera'ya olan aşkına ve bir döneme tanıklık ediyor. Kitap ayrıca Frida Kahlo’nun harikulade resimleri ve fotoğraflarıyla görsel anlamda da sizi bir yolculuğa çıkarıyor. 1938 yılında yazılmış olan gelecekte geçen bilimkurgu türündeki kitap, klasik bir başyapıt. Herkesin birbirine benzediği, aynılaştığı bir dünyada bireyin giderek yok olduğu bir gelecekte, toplumsal istikrarın temel güvencesi olan şartlandırma, hipnopedya-uykuda eğitim ile sağlanır. Hipnopedya sayesinde herkes mutludur; herkes çalışır ve herkes eğlenir. "Herkes herkes içindir." sağlık sağlık 10. Zeytinyağı. Hücre yenilemede beyin, kalp, damar sağlığında şampiyonluğu elinden bırakmayan zeytinyağını sofranızdan eksik etmeyin. ON YAŞ DAHA GENÇ KALMANIN FORMÜLÜNÜ BİLİYOR MUSUNUZ? Opet Fuchs ailesindeki çalışma yaşamının 10. yılında Dr. Kemal Özbek, 10 Yaş Daha genç kalmanızı sağlayacak formülü açıkladı. On yaş daha genç kalmak ister misiniz? Eğer bu soruya evet diyorsanız; 11. Koyu yeşil renkli yaprağı olan sebzeler: Ispanak, yeşil soğan, maydanoz, semiz otu, roka, ısırgan otu, pazı, karalahana, marul, lutein ve zeaksantinin gibi fitonutrientlerden zengin olan bu sebzeler çinko ve demir içermektedir. Hücre yenilenmesinde, cilt sağlığında ve bağışıklık sistemini güçlendirmede birebirdir. Her öğününüzde bunların birkaçını tüketmeye çalışın. 6. Doğru ve sağlıklı beslenmek. Doğanın bizlere sunduğu her gıdayı yeterince ve doğru tüketmek. İşlenmiş, kutuya, konserveye, torbaya, poşete girmemiş doğal gıdalarla beslenmek. Proteini, karbonhidratı, sebze ve meyveyi, yağı yeterince, gerektiği kadar tüketmek. 7. Hareket. Her gün, her an, her yerde, her koşulda yürüyün, koşun, zıplayın, çömelin, merdiven çıkın, merdiven inin, yüzün, dans edin. Yeter ki sevdiğiniz ve size keyif veren hareketler olsun. Haftada beş gün bir saat düzenli bir spor yapın. 12. Dostluk, sosyal ilişkiler. Beraber olmaktan keyif aldığınız kişilerle zaman geçirin. Anne ve babanızı, akrabalarınızı arayın, sorun. Onlarla vakit geçirmek size de huzur verecektir. 13. Pozitif ve iyimser bakış açısı. İyi olduğunuzu düşünün. Olumlu ve sağlıklı düşünün. Beyniniz böylece tüm organlarınıza sağlıklı olma mesajı iletecektir. 14. Kontrol. Yılda bir kez genel sağlık kontrolü yaptırmayı ihmal etmeyin. 8. Ceviz. Yüksek Omega- 3 yağ asidi sayesinde kalp hastalığı, inme, diyabete karşı koruyucu özelliği ve antioksidan özelliği var. 1. Güleryüz. Her zaman, her koşulda, herkese... 9. Günde 1 elma. Sindirim sistemine faydası yanında, A, C, E ve B grubu vitaminden, kalsiyum, potasyum, magnezyum, fosfor ve sodyumdan zengindir. 2. Su. Günde 2 litre. Su hayattır. 3. Limon ve limon suyu. C vitamininden zengin; metabolizmayı hızlandırmada birebir. 4. Uyku. Kaliteli, düzenli ve deliksiz bir uyku. 5. İşe yaramak, çalışmak. Uzun ve sağlıklı yaşayan insanların ortak özelliği; aktif olarak çalışmaya, üretmeye devam etmeleridir. 104 KARTER KARTER 105 astroloji astroloji Dinçer Güner YÜKSELEN BURCUNUZU BİLİYOR MUSUNUZ? Ankete katılanların %41'i yükselen burcunu biliyorken, %59'u bilmiyor ve öğrenmek istemiyor. O zaman biraz yükselen burçtan bahsedelim. Nedir? Ne değildir? Herkesin bir yükselen burcu var mıdır? Ne anlama gelir? Bir yararı var mıdır? Bunlardan bahsedelim biraz. Güneş burcumuz oluyor. Ancak yükselen burcumuzu öğrenirken, durum biraz değişiyor. Siz doğdunuz anda doğu ufkunda yükselmekte olan burca, yükselen burç diyoruz. Yükselen burcun hesaplanabilmesi için doğum saatini biliyor olmanız çok önemlidir. Bir çoğumuz Güneş burcumuzu biliyoruz. "Koç burcuyum, Terazi burcuyum, Balık burcuyum." diyoruz. İşte bu, bizim Güneş burcumuzdur. Doğduğumuz anda Güneş, hangi takım yıldızı içinde ilerliyor ise işte o, bizim Yükselen burcun hesaplanması için doğum saatinin gerekli olduğunu öğrendik. Peki yükselen burcumuz bizi nasıl etkiler? • Sizin sosyal maskenizdir. İlk tanışmalarınızda insanlar Güneş burcunuzu değil, yükselen burcunuzu algılar. Ancak sizi tanıdıkça, Güneş burcunuzu da hissetmeye başlarlar. Kısacası ilk izlenimi yükselen burcunuz sağlar. • Tamamen olmasa da fiziki görünümüz üzerinde etkisi vardır. Özellikle surat şekilleri üzerinde. • Sağlığınızla ilgili birinci dereceden önem taşır. Yükselen burcu simgeleyen organlar ve hastalıklara daha yatkın olabilirsiniz Elbette doğum haritası bir bütündür; o sağlık sorunun olması için farklı kombinasyonlarında tutarlı olması gerekir. Ve yine astrolojide hastalık noktanız hesaplanırken, yükselen burcunuzun derecesine başvurulur. • Nelere eğilimli olduğunuzu, yeteneklerinizi ve bu yeteneklerin neler olduğu belirler. • Zihinsel kapasiteniz, bunu nasıl kullandığınız, kendinizi nasıl ifade ettiğiniz ve kendinizi ifade etme tarzınızla doğrudan ilişkilidir. • Şansınızla yakında ilişkilidir. Şans noktanızın hesaplanması için yükselen burcunuzun derecesi kullanılır. Ne kadar şanslısınız, şansınız hayatınızın hangi alanında yanınızda ve ne tür konulardan gelir elde edebilirsiniz; yine yükselen burcunuz sayesinde öğrenebilirsiniz. • Klasik astrolojiye göre yaşam evidir. Bonatti, kişiye verilen ilk şey olduğunu belirtmiş; Lilly ise yaşam, sağlık ve vücudun fiziksel yapısıyla ilgili olduğunu ileri sürmüş. Firmicus ise karakterin temel yapı taşı olduğundan bahsetmiş. • Çocukluğunuzun erken yıllarının nasıl geçtiği veya geçeceğini, yine yükselen burcunuz sayesinde öğrenebilirsiniz. Hayatta yaptığınız tüm yatırımların başlangıçlarını, bu burç ve derecesi sayesinde öğrenebiliriz. Yaptığım bir anketle 100 kişiye "Yükselen burcunuzu biliyor musunuz?" diye sordum. Anketin oranları ise şu şekilde; • Yükselen burcun astrolojik simgesi ise ASC’dir. Kısacası yükselen burcunuz, Güneş burcunuzdan biraz daha önemli. Ve evet herkesin bir yükselen burcu vardır; işin püf noktası doğduğunuz saati bilmekten geçiyor. Yükselen burcunuzu öğrenmek için doğum haritasına ihtiyacınız var. http://www.astro.com'dan veya http:// www.astro.com/horoscopes'tan Chart Drawing Ascendant'a tıklayarak doğum haritanızı çıkartabilir, ardından yükselen burcunuzu öğrenebilirsiniz! 100 KARTER KARTER 101 aktüel test Hayatınız Film Gibi! Peki Hangi Tür? 1 2 3 4 Sinemaya yetişeceksiniz. Yolda, taksidesiniz. Bu filmi iple çekmiştiniz; önceden biletleri aldınız. Ama aksilikler peşinizi bırakmıyor. Önce ütünün fişini, prizde unuttuğunuz için çıkmışken geri döndünüz. Şimdi de trafik... Ve birden, biletleri alıp almadığınızı hatırlayamıyorsunuz… İşten eve geldiniz. Televizyonun karşısında bol sarımsaklı mantınızı yerken, epeydir hoşlandığınız ama bir türlü açılamadığınız kişi arayarak, buluşmak istediğini söyledi... Sevgilinizle gecenin bir vakti eve dönerken, karşınıza bir cin çıktı ama sadece size ölümsüzlük vaat ediyor... Hangisi babanız olsun? 108KARTER KARTER Hiç düşündünüz mü; hayatınız ne tür bir film olurdu? Nasıl biri olduğumuz, hayatımızı etkilemez mi? Kader senaryo olsa, hayatımız nasıl olurdu? Test edin, görün! a) Garanti unutmuşumdur, zaten bende şans olsa... diye düşünür, ceplerinizi kontrol edersiniz. Öyle moraliniz bozulur ki, biletleri gidip alacak zaman kalsa bile filme gitmekten vazgeçersiniz. b) Yüksek sesle söylenmeye başlarsınız. Unutmuşsanız, geri dönüp almaya karar verirsiniz. c) Gülmeniz tutar, sükunetle ararsınız. Unutmuşsanız bile kararlısınız.Yeni bilet alacaksınız. d) Şoför Bey, saat kaç? a)Kahrolursunuz! Bu sarımsak kokusuyla buluşmanız imkansız. Ertesi günü teklif edersiniz. b)Onu eve davet edersiniz. O da sarımsak yer, olur biter. c)Sakız ne içindir ki? d)Sarımsağı dert etmezsiniz. a)Ya ikimize, ya hiç! b)Sevgiliniz için yalvarırsınız, yoksa teklifini kabul edersiniz. c)Hakkınızı sevgilinize devredersiniz. d)Kısmet işte hemen kabul edersiniz. a)Al Pacino b)Steve Martin c)Clint Eastwood d)Ed Harris. 5 İlişkilerinizin nakaratı ne olurdu? a)Son zamanlarda yaptıklarıma bakma ne olursun. b)Aramazsan arama. c)Sevdim seni bir kere, başkasını sevemem. d)Seni uzaktan sevmek; aşkların en güzeli. 6 Diyelim ki yumurtluyorsunuz. Yumurtanız nasıl olurdu? a)Küp şeklinde. b)Renkli benekli. c)Şeffaf. d)Küre şeklinde. Hangisi size daha uzakmış gibi geliyor? a)Çocukluğunuz. b)Gelecek. c)Gençliğiniz. d)Okul günleriniz. 7 8 Her gün balkonunuza bir martı geliyor. Bir süre camdan içeriye bakıp gidiyor. Bunu hep yapıyor. Aklınızdan geçenler... a)Gözümü oyacak. b)Birisinin ruhunu taşıyor. c)Balkonda onu çeken bir koku olmalı. d)İçerde deniz var sanıyor. KARTER 109 aktüel test Sonuçlar: a B C D ’lar fazla ise: Gerilim: Siz bu kadar gerginken, başka ne tür bir film olur sanıyorsunuz ki! Hem siz gerginsiniz, hem de tavır ve tutumunuzla çevrenizdekileri geriyorsunuz. Biraz takıntılısınız.Tedbir, ihtiyat olarak size geri dönebilir. Ama unutmayın dozu biraz aşarsa film bir kara mizah olmaya yüz tutar, ona göre! ’ler fazla ise: Romantik komedi: Hayatınız film olsa romantik komedi olurdu. Ne aşırı duygusal, ne de kırılmaz bir mantığınız var. Ama iş sevdiklerinize gelince, bambaşka biri oluyorsunuz. Sevdikleriniz için göze alamayacağınız şey yok! Hayata karşı savunmanızda, güçlü mizah duygunuzun payı büyük. Başka bir deyişle trajedileri drama, dramları komediye dönüştürebiliyorsunuz. Bundan daha iyi ne olabilir ki... 110 KARTER ’ler fazla ise: Macera: Hayatınız film olsa macera filmi olurdu. Bu kadar hızla başka ne olabilirdi ki? Hareketliliğiniz ve hızınızla baş döndürüyorsunuz. Çoğu kişi, sizin içinizde yaramaz bir çocuk taşıdığınızı düşünüyor. İnsanlarla çok kolay ilişki kuruyorsunuz ama birçoğu yüzeysel. Renkli kişiliğiniz insanları çekiyor, ama sizde eksik bir şey görüyorlar: İstikrar... ’ler fazla ise: Western: Sizin hayatınız film olsa Western filmi olurdu. Çok çok uzak batıda bir kovboy filmi! İnsanların arasındayken bile yalnızsınız. İçine kapandığınız dünyadan, çıkmak istemiyorsunuz. İnsanların sizi anlamadığı duygusuna kapılıyorsunuz. İlgisizmiş gibi duruyorsunuz, sonra da kimsenin sizi duymadığını düşünüyorsunuz. Kabuğunuzu kırın! Olup bitene kovboy kalmayın! Klima Temizleme Makinesi ve Sıvısı • • • • • Hava giriş kanallarını temizler. Klima sisteminde mikroorganizmaları yok eder. Klima sistemindeki kötü kokuyu yok eder. Alerjik reaksiyonları engeller. Tam otomatik sistemdir. Kullanımı çabuk ve kolaydır. wynns-otobakim.com