ı. sanayi şurası otomotiv sanayii raporu
Transkript
ı. sanayi şurası otomotiv sanayii raporu
T.C. SANAYİ VE TİCARET BAKANLIĞI I. SANAYİ ŞURASI OTOMOTİV SANAYİİ RAPORU 4 EYLÜL 1987 ANKARA . SANAYİ VE TİCA RET BAKANLIĞI DDC: YER: YIL: CLT: KSM: KOP: DEM: 89-1317 89-2200 KÜTÜPHANESİ I. SANAYİ ŞU R A SI OTOMOTİV SANAYİİ RAPORU I _ 4 EYLÜL 1987 ANKARA İÇİNDEKİLER BÖLÜM I : OTOMOTİV SANAYİİ KOMİSYON RAPORU BÖLÜM II : PANELİSTLERİN KONUŞMALARI BÖLÜM III : OTURUMDA YAPILAN GÖRÜŞMELER BÖLÜM IV : NİHAİ RAPOR BÖLÜM I OTOMOTİV SANAYİİ KOMİSYON RAPORU OTOMOTİV SANAYİİ YÖNLENDİRME PLANI ÇALIŞMALARI KRONOLOJİSİ TARİH GELİŞMELER 28.3.1986 Sayın Çakanımız H.Cahit ARAL'm başkanlı ğında Otom otiv Sanayii sektöründe faaliyet gösteren firma yetkilileri ile İstanbul Sanayi Odası Odakule iş m erkezinde ilk toplantı ya pılmış '.-e çalışma yöntem i belirlenm iştir. 4.4.1986 Otomotiv ana ve yan sanayii dernekleri bün yesinde oluşturulan kom isyonlar toplanarak, taslak raporun hazırlanabilmesi için dem ekler bünyesinde alt kom isyonlar oluşturulması ve hazırlanacak taslak raporun daha sonra her iki demeğin birlikte çalışması ile birtek rapor ha linde Bakanlığa bildirilmesi kararlaştırılm ıştır. 17.4.1986 Otomotiv ana ve yan sanayii dem ekleri ile fir ma temsilcilerinin katıldıkları toplantıda çalış malara devam edilmiş, ancak hazırlanan taslak raporun dem eklerin genel kurullarından geçtik ten sonra Bakanlığa verilmeleri kararlaştırıl mıştır. 27.5.1986 Otomotiv Ana ve Yan Sanayii Derneği temsil cileri ile genel bir değerlendirme toplantısı ya pılmış ve hazırlanan taslak raporlar üzerinde çalışmalara devam edilmiş, raporların redak; siyon komitesi tarafından tek bir genel rapor haline dönüştürülmesine karar verilmiştir. 18.6.1986 Redaksiyon komitesine hazırlanan Otomotiv Sanayii Yönlendirme Planı Genel raporu son şeklini almıştır. Otomotiv Sanayii Yönlendirme Planı ile ilgili olarak 28.3.1986 gönü saat 14.30'da İstanbul Sanayi Odası Odakule binası konferans salonunda Sa yın Bakanımız H.Cahit ARAL'ın Başkanlığında yapılan toplantıya katı lan şahıslar ve temsil ettikleri kuruluşların listesi aşağıya çıkarılm ıştır. ADI VE SOYADI TEMSİL EDİLEN KURULUŞ M .Y.Anyöıük T.S.E. Salih Zeki MISIR T.S.E. Haşan HEPERKAN Tubitak Dr. Osman T. ÖZKAN Tubitak Fahri YOLTAR Türkiye Odalar Birliği Akgfin ALPAT Î.S.O. Prof. Dr. Yaşar ÖZEMİR LT.Ü. Prof. Dr. Zübeyir DEMÎRGÜÇ İ.T.Ü. Doç. Dr. A. Işık ERZİ İ.T.Ü. F erhat ŞENOCAK D.I.E. Doç.D r.D em ir BA YKA O.D.T.Ü. Prof. Dr. B ehçet SATGÖNÜL İ.T.Ü. Haşan BARUTÇU Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı Nevzat ERER MİR İzeltaş A .Ş . Hikmet BÜKER Türk T raktör Taner ÖZCAN Türk T raktör Sedat FENERCİ Transtürk A .Ş. Yiğit ALEMDAR Hema T raktör Adnan ARISOY Anadolu Endüstri Holding Hikmet BlNARK Anadolu Endüstri Holding Volkan KIVILCIM Albi A .Ş . Faruk TETİKER Altaş A .Ş. ADI VE SOYADI TEMSİL EDİLEN KURULUŞ Işık ÖZMEN Man Kamyon / M. Yaşar PEKMEZCİ Royal Conta Özcan YASA Katsan Pazarlama T.Yılmaz EBREN Karsan A.Ş. Hüseyin BAYRAKTAR TAYSAD Ergin SUNGUR ' Akriıosân w- • Can GÖKNİL Oyak-Renault Ahmet BİNBiR Otosan Nejat EMlRLl O.S.D. Süreyya SOMER Otosan Hakan YONTAR O.S.D. Hilmi ATlIla TAYSAD Yunus ÇİFTÇİ Ra-de A hm et ARKAN Arfesan Kudret ÖNEN Otokar A.Ş. Sabri ÜNÜR Endiksan A.Ş. Coşkun YEŞlN Hema Dişli A.Ş. Arslan SANIR Hema Dişli A.Ş. İbrahim ULUKAYA Omtaş A.Ş. M.Sedat PlROĞLU T.O.E. A.Ş. Önder İLGAZ T.O.E A.Ş. Yalçın BEKTÖRE LisaA.Ş. Ramazan BAŞ Elmet A.Ş. Mithat URAL Emaş A.Ş. Önay ÇEKlN Demisaş A.Ş. Ö.Yüce! ALBAYRAK Sır Metal A.Ş. Ali YEŞlLÖZ Sır Metal A.Ş. İsmet ÖZKAN Ercan Holding A.Ş. t ADI VE SOYADI TEMSİL EDİLEN KURULUŞ Lüfî İREZ Ercan Holding A .Ş . Ahmet UYGURMEN Erran Holding A .Ş . LVedat GORA Murat Ticaret Ltd. Ş ti. Turan EKMEKÇİ Estaş A .Ş . Temel ATAY Tofaş A .Ş . Fahir BULUTLAR Tır-Şan A .Ş. Mustafa ZAİM Jantaş A .Ş . Murat KETENCİ N etC ivata A .Ş . Erdoğan KETENCİ N et Cıvata A .Ş. Ahmet KARACAN Mestaş O tom otiv A .Ş . Mehmet KOYUNCU DYO A .Ş . Ahmet BAYRAKTAR Bayraktarlar A .Ş . t .■ H. Vehbi ASUTAY Temsa A .Ş . Muhsin YILDIRIM Temşa A .Ş . Ünal KOÇAK G enoto A .Ş . Gürhan GÜNDÜZ D itaş A .Ş . İsmail CENKER Bant Boru Ltd. Ş ti. Ferda VOLKAN Dünya Gazetesi Turgay BİNYILDIRIM Mak-Tel A .Ş . Hüseyin ARIK AN A r mas A .Ş. Ünal KALAYLI Ünal Rakor Tuğrul BAYRAMCI Tuğbay O tom otiv A .Ş . Haluk ERSANLI Ersanlı Sınai Zirai Tic. A .Ş. Erdem BEKTAŞ Chrysler A .Ş . H .Tunç KOMAN MAN A .Ş . M.Şevki TUNCEL Ak-kardan A .Ş . ismet DAYIOGLU Güçlü Pres ADI VE SOYADI TEMSİL EDİLEN KURULUŞ Erdinç CENNETOĞLU Ercan Holding İsmail AMASYALI AmasyalI A.Ş. İsmet BAYRAMOĞLU Bayramoğlu Koli. Şti. M. Hikmet KOMAR Yaysan A.Ş. İbrahim ORHAN Teknik Malzeme A.Ş. Cavit VARDARLAR Otomatsan A.Ş. Vahdet YENER YenaşA.Ş. . Erdoğan KARAKOYUNLU Tofaş A.Ş. Mete NAHIBOĞLU Döktaş A.Ş. Mehmet HATTAT Hema Hidrolik A.Ş. Ziya ÖZKAN B.M.C. Sanayii A.Ş. Ahmet HATTAT Hema Dişli A.Ş. Ziya KIRALI Uzel Makina A.Ş. Şener MÜTER Cevher Sanayii A.Ş. OTOMOTİV SANAYİİ'Nl YÖNLENDİRME PLANI HAZIRLAMA KOMİSYONLARINDA GÖREV ALAN ŞAH ISLA R VE TEMSİL ETTİKLERİ KURULUŞLAR - Ergin SUNGUR AKMOSAN - Nejat EMİRLİ O.S.D. - H ilm i ATİLLA TAYSAD - Alpay LÖK KOÇ HOLDİNG - Aslan SANIR HEMA DİŞLİ - Hande DALOGLU Oyak-RENAULT - İsm et ÖZKAN M.A.N. - Teom an İLKİN OTOSAN - Yunus Ç İFTÇ İ RA-DE İÇİNDEKİLER I- G İRİŞ II- DÜNYADA VE TÜRKİYE'DE TA ŞIT ARAÇLARI SANAYİİ — Dünya T aşıt Sanayii — Emsal Ülkelerdeki Gelişmeler A — Brezilya B — İspanya C - Yugoslavya —Türkiye'de T aşıt Sahayii A- T aşıt Sanayiinin Gelişimi B — Üretim ve kapasite C — Otom otiv Sanayiinin Ekonom iye katkıları 1 — İstihdam katlası 2 — Üretime katkısı 3 — Milli Gelire katkısı 4 — Teknolojiye katkısı 5— Devlet Gelirlerine katkısı 6— Yan sanayiye katkısı 7— İthal ikamesine ve Döviz Tasarrufuna katkısı D — Araştırma Geliştirme (AR-GE) E — İhracat F — Sonuç III - DÜNYADA VE TÜ RKİYE'DE TRAKTÖR SANAYİİ A — Dünyada T raktör Sanayii B — _ Türkiye'de T raktör Sanayii IV - DÜNYADA VE TÜRKİYE'DE İŞ MAKlNALARI SANAYİİ A— Dünyada İş Makinalan B- Türkiye'de Durum V- DÜNYADA VE TÜRKİYE'DE TAŞIT ARAÇLARI YAN SANAYİİ V I- MOTOR SANAYİİ V II- AKTARMA ORGANLARI VHI - OTOMOTİV SANAYİİNİN SAVUNMA SANAYÜNDEKİ ÖNEMİ IX - SONUÇ VE ÖNERİLER X - EKLER: CİLT I — SANAYİ KURULUŞLARI VE FİRMALARDAN GELEN RAPORLAR CİLT H - ANA SANAYİİ VE YAN SANAYİİ FİRMALARI İLE BUNLARA AİT ÜRETİM CİNS VE ADETLE Rİ CİLT m - KATALOGLAR, - i - I-G İR İŞ : Dünya otom otiv sanayi 100 öncü yılını doldurm uş ve geçen zaman için de önemli aşam aları tam am lam ıştır. Otom otiv sanayiinin öncüleri 20 nci yüzyılın başlarında ucuz işçilik, ucuz hammadde, ucuz yakıt olanakları na sahip bir ortam da gelişme imkanı bulm uşlardır. Otom otiv sanayi, ülkelerin sanayilerinin gelişmelerine paralel bir gelişme gösterm ektedir. Bugün kuzey A m erika, Japonya ve Batı Avrupa bu konuda en gelişmiş merkezlerdir. Otomobil yapım ına 18 nici yüzyılda buharlı arabayla A vrupa'da başlan mış 19.uncu yüzyılda ilk benzinli otom obil üretilm iştir. Seri üretime ge çilmesi ise A .B.D .'de 1 9 0 0 flü yılların başlarında gerçekleşm iştir. 1920 yılında A .B.D.'de 2 M ilyon’dan fazla araç üretilmiş tir. A vrupa'da 1929'dan sonra seri üretim e geçilmiştir. 1985 itibariyle ülkelerin üretim adetlerine bakıldığında ilk üç sırayı 7,8 Milyon ad et ile Amerika Birleşik Devletleri, 7,4 Milyon ad et ile Ja ponya ve 3,7 Milyon ile Batı Almanya almaktadır. Tüm dünyanın yıllık üretim toplam ı ise 40 Milyon adet vasıta seviyesindedir. Bugün dünyada yaklaşık 460 Milyon adet vasıta yürümektedir. Ve bunun 105 Milyonu kamyon ve otobüstür. Büyük üretim firmalarının yıllık kapasiteleri 500 bin-1 Milyon seviyelerine erişmiştir. Gelişmiş ülkelerde yoğunlaşan bu firmalar diğer ülkelerde kurulu otom otiv sanayiini lisans, know-how CKD sevkiyatı ve ortaklık şekilleriyle kontrol edebilm ektedirler. Hızla gelişen ve dev boyutlara ulaşan ana firmalar beraberlerinde güçlü bir yan sanayiinin gelişmesine neden olmuşlardır. Büyük mali güçlere sahip firmalar araştırma ve geliştirm e için zengin im kanlara sahipdirler ve böylelikle hızlı bir teknolojik gelişmeyi sağlayabil- inektedirler. Böylece sık sık yeni modeller devreye sokulmakta, üretim ve satış miktarlarının yüksek olması nedeniyle, araştırma, mühendislik, kalıp, takım gibi ilk yatırım giderleri tasa zamanda geri kazanabilm ek tedir. Türkiye'de otomotiv sanayi oldukça gençtir. Bu sahada ilk hareketler 19501i yılların sonunda traktör ve kamyon montajıyla başlamıştır. O to büs üretiminin 1960 başlarında otomobil üretiminin ise 1960 sonlavmda gene montajla başladığı izlenmektedir. Ana sektörü destekleyen yan sanayi kuruluşlarının ilk ciddi yatının gitişimleri ise 1970 ortalarında başlamıştır. Türk imalat sanayii içinde otomotiv sanayiinin önemli ağırlığı vardır. Gerek ilişkisi olduğu çok çeşitli sanayi dallarına yaptığı katkı, gerekse yarattığı istihdam buna neden olmaktadır. Aynca şu hususuda belirt mek gerekmektedir. Türkiye'de Sk modem ve bilimsel işletmecilik y ö n temleri otomotiv sanayiinin kurulmasıyla etkinlik kazanmaya başla mıştır. Modem yönetim oıganizasyonlan, pazarlama sistemleri, istihsal kontrol ve planlama metodlan, maliyet ve muhasebe yöntemleri ve yaygın eğitim tatbikatı gibi konuların etkin bir şekilde geliştirildiği ve bilgisayar ta t bikatının en geniş anlamda kullanıldığı sektörlerden biri otomotiv sanayi olmuştur. Çünkü, sektör özellikleri buna ihtiyaç duymaktadır. Teknik yönden Dünya Otomotiv Sanayiinde son senelerde performansı arttırm ak buna mukabil maliyetleri düşürmek amacıyla çalışmalar yapıl maktadır. Malzeme olarak çelik yerine, plastik alüminyum gibi mal zemelere yönelinm iştir Aynca karbon lifler, toz metal, seramik malzc- -3 - meler üzerinde çalışılmaktadır. Günümüzde elektronik sanayi ile otom otiv sanayi daha çok iş birliği içi ne girmiştir. 2000 yılma kadar bu konuda çok süratli adımların atılacağı tahmin edilmektedir. Yakıt konusunda sonuç alınamamıştır. 2000 yılı na kadar da petrole dayalı yakıt ikame edebilecek başka bir sistemin bu lunacağı tahmin edilmemektedir. İmalatta robotlar kullanılmaya başlanm ıştır. Bu yolla işçilikten ve malze meden tasarruf sağlanması, kalitenin arttırılm ası, piyasadan gelecek ta lep doğrultusunda değişmelere kısa sürede uyum sağlanması gibi avan tajlar amaçlanmıştır. Robotlar, önümüzdeki İS sene içinde daha da ge liştirilip yaygın kullanın] kullanım alanı bulacaktır. Türk Otomotiv Sanayiinin 25 yıllık geçm işi içinde şüphesiz değerli tecrübeler kazanılmış bulunmaktadır. İleriye dönük düşüncelerde ve alına cak tedbirlerde bu tecrübelerden faydalanmak gerekm ektedir. En önemli temel prensip ise alınan tedbirlerin, ilgili m evzuatın, ithalat ihracat ve ya tırım rejimlerinin uzun ömürlü olması, sık sık değişerek sanayinin dayan dığı zeminin sarsılma masıdır. Bu husus tabiatıyla bütün diğer sanayi kollan içinde geçerlidir. Otomotiv Sanayii bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de ekonom inin itici güçü olm uş ve olma yada devam edecektir. -5 - II - DÜNYADA VE TÜRKİYE'DE T A Ş IT ARAÇLARI SANAYİ DÜNYA T A Ş IT SANAYİ Otomotiv Sanayii bütün dünyada ekonom inin lokom otifi olarak kabul edilmekte, büyük iş hacmi ve istihdam yaratıcı etkisinin yanında pekçok sanayiinin gelişmesinde araç olarak kullanılm aktadır. Askeri taktik ve harp araç ve gereçlerinin, uçak sanayiinin, yol ve inşaat makinalannın temelini, otom otiv ana ve yarattığı yan sanayi meydana getirmektedir. Otomobil yapımına 18 nci yüzyılda buharlı arabayla Avrupa'da başlan mış 19 ncu yüzyılda ilk benzinli otom obil üretilm iştir. Seri üretime ge çilmesi ise A.B.D.'de 1900 1ü yılların başlarında gerçekleşm iştir. 1920 yılında A.B.D.'de 2 m ilyondan fazla araç üretilm iştir. Avrupa'da 1929'dan sonra üretime geçilmiştir. Savaş sonrasında 1950'den sonra A.B.D. ve A vrupa'da adetler süratle artmıştır. Japonya Otomotiv Sanayiine savaş sonrası girmiş 1960'larda önemli öl çüde ihracat yapar duruma gelmiştir. Kısa süredeki bu başarının nedeni üretim örgütlenmesinin ve teknik düzeyin iç pazar ile sınırlandınlmayıp ulaşılması istenen kapasitelerde yapılmasıdır. Dünya taşıt üretimi 1962'de 17.9 m ilyon, 1965'de 24.2 milyon, 1969'da 29.7 milyon, 1973'de 38.4 milyon adede ulaşm ıştır. Bu yddan sonra bü yük artışlar gerçekleşmem iştir.Nitekim 1980'de 38.5 milyon adet, 1981 'de 37.2 milyon adet taşıt üretilm iştir (TABLO I). TABLO : 1 DÜNYA T A Ş IT ÜRETİMİ YILLAR OTOMOBİL TlCA Rl VASITA TOPLAM 1962 14.013.150 3.855.350 17.868.500 1965 19.247.279 4.991.459 24.238.788 1969 22.964.243 6.731.813 29.696.055 1973 29.727.185 8.631.306 38.368.491 1980 28.567.577 9.927.829 38.495.406 1984 27.469.550 9.749.344 37.218.894 - 7 - 1974 yılına kadar, dünya'daki Otomotiv Sanayii yıllık im alât adetleri, ar tan bir tem po ile yükselirken bu tarihten sonra, daha ziyade petrole ya pılan yüksek zam lar yüzünden zaman zaman duraklam ıştır. Dünya'daki pek ço k O tom otiv Sanayii firması petrol krizini atlatm ak için, otom asyona gitm ek, maliyetleri düşürmek, yakıt sarfiyatını azalt mak gibi tedbirler alma yoluna gitmiştir. Japon im alâtçilarının petrol krizi neticesinde ortaya çıkan ortama süratle uyum gösterebilmeleri ken dilerine avantaj sağlam ıştır. Nitekim dünya otom obil üretiminde Japonya'nın payı 1960'da % 1,3 iken, 1970'de % 14'e, I9 8 0 'd e % 24’e yükselmiştir. AJB.D.’niıı payı ise 1960 yılında % 52,4 iken, 1970'de % 2 8 ,9 ’a, 1980 yılında % 2 1 ,8’e düş müştür. Benzer durum ticari vasıtalarda da söz konusu olm uştur. Japon ya'nın payı 1960'da % 9,8 iken, 1970 de % 3 2,7'ye, 1980 yılında % 42' ye çıkmış buna karşılık A.B.D.'nin payı 1960 yılında % 37,4 iken, 1970 yılında % 26,8'e, 1980 yılında % 17,2’ye düşmüştür. Böylece Japonlar mevcut dev sanayii potansiyellerini optik, elektronik vc m otosik letken sonra otom otiv'e de yöneltme im kânı bulm uştur. AET parkında Japon otom obillerinin payı 1970'de % 1 bile değilken, 1980'de % 9'a yükselmiştir. Bugün bu oran % 20'yi aşm ıştır (TABLO II, III, IV). TABLO TABLO: II DÜNYA OTOMOBİL ÜRE T İ Mİ NDE Ü L K E L E R İ N PAYI (%) ÜL KE L E R 1960 1965 1970 1975 1980 1931 1982 1933 1334 F eder al Almanya 14.2 14.2 15.6 11.5 12.0 12; . 8 13.3 12.8 12.3 9.0 7.1 9.9 10.1 10.0 9.3 10.2 9.8 8.8 10.6 8.9 7.0 5.0 3.3 3.4 3.3 3.5 2.9 İtalya 4.4 5.7 7.5 5.4 4.9 4.5 4.8 . 4.6 4.7 İsveç 0.9 0.9 1.2 1.3 0.8 0.9 1.1 1 .1 1 .1 İspanya 0.3 0.8 2.0 ' 2.8 3.5 3.1 3.4 3.8 3.8 Japonya 1.3 3.6 14.0 18.1 24.1 24.9 25.3 23.7 22.9 52.4 48.6 28.9 26.6 21.8 22.3 13.7 22.4 25.1 0.3 Ö.5 1.5 3.1 3.4 2.2 2.6 2.6 2.3 Fransa Ingiltere A.B.D. Brezilya DÜNYA T İ C A R İ ARAÇ ÜRE T İ Mİ NDE Ü L K E L E R İ N PAYI (%) Ö L KE L E R 1960 1965 1970 1975 1980 1981 1982 1933 1984 F e d e r a l Almanya 7.4 4.9 4.9 3.6 3.8 3.4 3.3 2.8 2.3 Fr ansa 6.0 3.8 4.0 4.0 4.6 4.3 4.0 3.8 3.1 14.3 9.2 7.1 4.9 4.1 2.4 2.9 2.5 2.0 İtalya 1 .5 1 .4 2.1 1 .4 1 .7 1 .9 1 .7 1 .8 1 .4 İ sveç 0.6 0.5 0.5 0.6 0.7 0.6 0.6 0.5 0,5 İspanya 0.5 1.5 1.4 1 .5 1 .6 1 .4 1 .5 1 .5 1 .2 J aponya 9.8 23.8 32.7 30.4 42.0 44.2 41 , 8 40.8 39. 1 37.4 36.4 26.8 29.1 17.2 17.8 20.8 24.6 28.0 3.0 1.7 1.3 1 .9 1.9 1.6 1.5 1 .2 1 .4 İngiltere A.B.D. Brezilya KAYNAK : Anual R e p o r t D a i m l e r - B e n z ( 1 9 8 4 ) . DONYA OTOMOBİL ORETİ Mİ ( B İ N A DE T ) ÖLKELER 1975 1980 1981 F e der al Almanya 2. 9 0 8 3. 521 3.578 F r ansa 2. 5 4 6 2 . 939 2.612 lngiltere 1.268 959 955 İtalya 1.349 >.445 1.257 İsveç 316 235 258 i spanya 696 1.029 855 J aponya 4. 5 6 8 7.038 6.974 A.B.D. 6.717 6.376 6 . 2 53 779 983 624 Brezilya TA3L0: I I I 1982 1983 1984 3.761 3.878 3.790 2.777 2. 961 2.713 883 1.045 909 1.297 1. 396 1 . 439 295 345 353 928 1.142 1 .177 6.882 ; 7.152 7.073 5.074 6.781 7.773 721 774 707 DÜNYA T İ C A R Î ARAÇ ORETÎ Mİ ÜLKELER 1975 1980 1981 1982 1983 10 00 4* (BtN ADET) F e d e r a l Almanya 278 358 319 301 277 255 F r ansa 315 440 408 372 375 349 Ingiltere 331 389 230 269 245 225 î talya 110 165 176 156 130 162 50 63 55 54 52 59 Ispanya 118 153 132 142 147 132 Japonya 2.373 4.005 4.206 3. 850 3. 960 4.392 A.B.D. 2.270 1 . 637 1.637 1 . 910 2.441 3.143 151 182 156 139 122 158 İ sveç Brezilya • KAYNAK: Anual R e p o r t D a i m l e r - B e n z ( 1 9 8 4 ) . - 12 - TABLO:IV AET PARKINDA JAPON OTOMOBİLLERİ PAYI % 1970 1980 Almanya Fransa 0,1 0,2 10,3 3,1 İtalya İngiltere 0,02 0,4 0,1 11,9 Belçika/Löksemburg 5,0 24,6 3,2 25,2 Danimarka İrlanda 0,4 — 29,5 30,5 Yunanfetan 14,5 42,8 0,6 8,9 Hollanda AET * KAYNAK: CE-L'indostrie automobile Eoropeenne-Bııfletin 2/81. Bilindiği gibi, otomotiv Sanayiinde meydana gelen kriz, zincirleme yan sanayii ve (flfpkt olarak istihdamı etkilemekte ve neticede genel ekonomi ye o n a r ı l j ^ ç zamlar vermektedir. Bu gerçeği gören memleketlerde, otomotiv sanayimin kurulup, geliş mesi desteklenmekte, kriz durumlarında koruyucu tedlûricr alınmakta dır. - 13 Nitekim; koruma tedbiri olarak, Japon ithalatına karşı özellikle AET ülkderinde iç talebin belirli bir yüzdesi maksimum ithalat oranı tespit edil mektedir. Bu oran, Ingiltere'de % 22, Batı Almanya'da 7r 23 seviyelerindedir. AET'ye yeni giren Ispanya ve Portekiz gibi ülkeler de otom otiv sanayiilerini korumak için önlemler almaktadırlar. Yedî yıllık geçiş dönemlerinde gümrük tarifeleri azaltılırken, ithal edilen otom obillere m iktar kötalan konulmaktadır. Görüldüğü gibi, Tünya ve Avnıpa ülkeleri otom otiv sanayilerini korumak için son 10 yıldır devamlı bir uğraş içindedirler. Çetin rekabet sürmekte, pazarların kaybedilmemesi için yoğun çabalar gösterilmektedir. Önümüz deki 10-15 sene için d e şu anda mevcut yıllık 38 milyon adet civarındaki dünya otomotiv sanayii pazarı büyük b ir artış gösterm eyecektir. Bu ba kımdan rekabet daha da artacaktır. Teknik yönden Dünya Otomotiv Sanayiinde son senelerde performansı arttırm ak buna mukabil maliyetleri düşürmek amacıyla çalışmalar yapıl maktadır. Malzeme olarak çelik yerine, plastik alüminyum gibi malzeme lere yönelinmiştir. Ayrıca karbon lifler, toz metal, seramik malzemeler üzerinde çalışılmaktadır. Günümüzde elektronik sanayi ile otom otiv sanayii daha çok iş birliği içi ne girmiştir. 2000 yılına kadar bu konuda çok süratli adımların atılacağı tahmin edilmektedir. Yakıt konusunda özellikle petrol krizi nedeniyle yoğun çabalar başlatılmış, ancak sonuç alınamamıştır. 2000 yılına kadar da petrole dayalı yakıt ikame edebilecek başka bir sistemin bulunacağı tahmin edilmemektedir. - 15 - aerodinamik kurallarına uyularak yapılmaya başlanmış olmasıdır. Yakıt tasarrufu için m otoriarda yapılan iyileştirme çalışmalarının yanısıra bu alanda yapılan aerodinamik iyileştirme çalışmaları çok daha çabuk, ucuz ve belirgin yakıt tasarrufu sağlamıştır. Benzer gelişmeler kamyon, otobüs ve diğer araçlar için de olmuştur. Ticari araçlarda hafiflik, daha çok yük ve insan taşım a, hız, em niyet ve ekonomiklik gibi özellikler sürekli gelişmiştir. Motorlu araçlarda gelecek yıllarda beklenen gelişmeleri başlıca üç ana başlıkta toplam ak mümkündür. Daha güvenli Daha ekonom ik ve Çevre kirliliği daha da azaltılmış araçlar Gelecek yıllarda m otorlu araçlardaki gelişmelerin m otorlu araçların özü nü değiştirmeyecek gelişmeler olacağı tahmin edilm ektedir. Beklenen gelişmeler şunlardır: A. Genel 1. Motorlu taşıtlarda yine öncelikle her şey insana bağlı olarak tasarla nacak, onun konforu, istekleri ve işlev gözönüııe alınacaktır. Çeşitli ae rodinamik ve tasanm kaygılarından dolayı işlev ikinci plana atılmayacak tır. 2. Şehirlerarası otobüslerde yolcuların konforu daha da arttırılacaktır. -16- B. Güvenlik 3. Otomobillerde dört tekerden çekiş ve kilitli diferansiyel standart programda olacaktır. Bu şekilde araç dengesi ve yol bağlantısı ve dola yısıyla da emniyeti artacaktır. Son yıllarda orta sınıf otomobillerde "sü rekli dört tekerlekten çekiş" (pamıanent 4WD) uygulaması hızla yaygın laşmaktadır. 4. Frende, çekişte ve her türlü harekette güvenliği azaltıcı tekerlek blo kajını önleyen Anti-slip control (ABS, ASR, ALB, SCS) tüm araçlarda kullanılacaktır. 5. Tekerlek hava basm anın kontrol ve ayarının aracın içinden yapılma sını sağlayan sistem tüm araçlarda kullanılacaktır. 6. Tekeriek-y ol - kuvvet bağlantısını sürücünün her an görmesini sağla yan sistemler geliştirilecektir. 7. Tüm elemanların işlevlerinin yerine getirilmesi elektroniğin de yar dımıyla garanti edilecektir. 8. Çeşitli kumanda organları mümkünse basitleştirilecek, kaldırılacak ve ulaşılması kolay yerlerde olacaktır. 9. Çevre görüşü artacaktır. 10. Çocuklann da kullanabileceği, kullanımı kolay ve olay anında ger mede yapan üç noktalı emniyet kemerinin yaygın şekilde kullanılacaktır. - 17- 11. Otobüsler için pasif güvenlik arttırılacaktır. 12. Tüm kam yonlarda h er tarafa tampon takılacaktır. C, Ekonomiklik 13. Motor şanzımaıı ve diferansiyelin optim um yakıt tüketimini sağlıyacak şekilde seçimi. 14. O tom atik şanzınıanın tüm araçlarda kullanımı, kademe sayısının arttırılması. 15. Yakıt tüketimi hakkında bilgi veren düzenlerin tüm araçlarda kulla nımı D. Çevreyi Koruma 16. Egzoz gazı kirliliğini önleyen sistemlerin tüm araçlarda kullanımı (Diesel/benzin) 17.COemisyonunun kontrolü 18. M otor ve şanzınıanın kapsül içine alınması 19. Gürültüyü azaltın tedbirlerin alınması E. Bakım 20. Zorunlu bakımın 100000 km den önce olmaması - 18 - 21. Yalat, yağ ve suyun benzin istasyonlarında aynı yerden ve aynı anda tamamlanması 22. Kullanma hatalarından doğabilecek arızalan önleyen çeşitli güven lik tedbirlerinin alınması gibi yenilikler gerçekleşecektir. EMSAL ÜLKELERDEKİ GELİŞMELER: Türkiye'deki Otomotiv Sanayiine ışık tutacak, Brezilya, İspanya, Yugos lavya Otomotiv Sanayii gelişimleri aşağıda belirtilmeye çalışılmıştır. BREZİLYA: Brezilya'da Qk montaj üniteleri 1920lerde kurulmuş, ancak Sanayiinin gelişmesi savaş sonrasında olmuştur. 1950lerde Brezilya'da Otomotiv Sanayii ile OgHi ithalatın yüksek oluşu, yerlileşmenin ön plana çıkmasına neden olmuştur. 1956'da Ok defa yedi girdi oranlan ile ilgili bir kararna me yayınlanmış ve yerli üretim oranı % 50 olarak tespit edilmiştir. Bu oranın 1960'da % 95'e, 1961'de % 99'a çıkarılması hedeflenmiştir. He deflerin gerçekleşmesi için çeşitli teşviklerin verilmesi öngörülmüş ve Otomotiv Sanayiine girecek tüm gelişmelerle ilgilenecek sanayiye girmek isteyen firmalann başvurularını inceleyecek bir teşkilat kurulmuştur. Brezilya'da tüm otom obil üretimi 1960'da 38.000 adet iken, 1966'da 120.000 1974'de 515.000, 1980'de 601.000, 1981'de 803.000 adede yükselmiştir. Otomobil üretiminde Brezilya’da 4 ana üretim birimi vardır. VVoIksvagen, General Motors, Ford, Fiat Auto. -1 9 - Ticari Taşıtlarda ise 11 firma m evcuttur ve 1980'de 564 500 adet üretim seviyesine ulaşılmıştır. 125 milyon nüfusa sahip Brezilya'da bugün 14 kişiye 1 otomobil düş mektedir. Güney Amerika’daki ülkelere ihracat yapılmaktadır (TABLO V Brezilya Taşıt üretimi). -2 0 B R E Z IL Y A T AŞ IT ORETIM I AOET YILLAR OTOMOBİL T İC A R İ T AŞIT TOPLAM 1960 3 7 .3 1 8 9 5.223 • 133.0 41 1961 5 4 .9 7 8 90.606 145.534 1S62 7 4 .8 8 7 1 1 6 .3 0 7 1 9 1 .1 5 4 1963 86.024 8 8 .1 5 7 1 7 4 .1 9 1 1SS4 9 7.75 3 85.939 1 8 3 .7 0 7 1965 1 0 3 .4 1 5 8 1.7 72 1 8 5 .1 8 7 1966 1 2 0 .119 104.455 2 2 4.5 74 1967 1 3 2 .0 2 7 •93.391 22 5.418 1968 160.654 1 1 7 .8 1 9 2 7 8 .4 7 3 1969 234.928 1 1 4 .5 9 1 349.519 1970 249.920 1 6 6 .1 2 7 4 1 6 .0 4 7 19 71 3 4 2 .2 14 173 .8 2 4 516.038 1972 4 0 8 .7 1 2 20 0 .2 73 608.985 1973 4 5 6 .0 77 273 .0 5 8 7 2 9 .1 3 5 1974 515.680 3 42.79 9 853.479 1975 524.203 405.602 929.805 1976 526.943 458.526 985.469 1977 463.897 455.3 45 9 19 .242 1978 535.442 525 .75 5 1 .0 6 2 . 1 9 7 1979 547.830 580.135 1 .1 2 7.9 6 6 1980 608.706 564.501 1 .3 7 4 .3 2 9 1981 8 0 3 .117 519.663 1 .3 2 2 .7 8 0 1982 - - - 1983 7 4 8 .3 7 1 1 4 3 .0 9 1 896.462 1984 679.396 1 3 5 .2 6 7 864.663 ' . KAYHAK : K o t o r V c h i c l e M an u factu rers A s s o c i a t i o n o f th e USA I n c . -2 1 - İSPANYA: Ispanya'da da Otom otiv Sanayii 1950'Ierde canlanm ıştır. 1960ların baş larında % 70 yerli girdi kullanma zorunluluğu getirilmiş, 1970'de bu oran % 95'e ulaşmıştır- 1979'da Ispanya, Otom obil Sanayiinin, gelişmiş ül kelerin ulaştıkları düzeylere ulaşmasını ve rekabet gücüne erişmesini sağ lamak üzere bir kararname çıkarm ıştır. Bu kararnamede üç ana hedef söz konusudur. — Yerli katkıyı tedricen, azaltarak verimliliği arttırm ak ve maliyetleri düşürmek, — Aynı sektörde ana sanayi ile yan sanayicileri asgari koşullarda to p lamak. —Rekabet ortam ının bulunduğu bir pazar yaratm ak. Ispanya'da 1963'de 83.000 adet olan Otom obil üretimi 1968’de 317.000 e, 1974 de 722.400'e, 1980'de 1.028.800 adede ulaşm ıştır. Ispanya'da Otomobil imalatı alanında 5 firma m evcuttur. F ord, General Motors, Peugeot SA, Renault, Seat'tir. Ticari T aşıt üretiminde ise 9 firma faaliyet göstermektedir. Ispanya'nın 1980 de ticari ta şıt üretimi 152.800 adet olmuştur. (Seat I986'da WoIksvagen tarafından satın alınmıştır.) Nüfusu 38 milyon civarında olan Ispanya'da 5 kişiye bir Otomobil düş mektedir. Avrupa ülkelerine ihracat yapılm aktadır (TABLO VI Ispanya Taşıt Üretimi). TABLO: VI İSPANYA TAŞIT ÜRETİMİ (ADET) YILLAR OTOMOBİL TİCARİ TAŞIT 1978 1.055.667 88.164 1.143.831 1979 1.040.234 82.684 1.122.918 1980 1.028.813 152.846 1.811.659 1981 855.325 132.149 987.474 1982 926.108 146.025 1.072.133 1983 1.224.798 63.923 1.288.721 1984 1.176.893 131.876 1.308.769 KAYNAK: Motor Vehicle Manufacturers Association of the USA Inc. TOPLAM İHRACAT 1978 1979 406.070 434.036 12.843 12.482 Toplam 418.913 446.518 490.370 613.091 İhracatın Üretime Oranı % 36.6 % 39.7 % 45.7 % 47.5 Otomobil Ticari Vasıta 1982 Ispanya üretiminin % 30 ile % 40 civarındaki kısmını ihraç etm ektedir. -24- YUGOSLAVYA : Yugoslavya'da Otomotiv Sanayii 1954 yılında kurulmuştur. Serbest eko nomi düzeni içinde faaliyet gösteren Brezilya, İspanya gibi ülkelerden farklı olarak Merkezi planlamaya bağlı olarak gelişmiştir. Ancak Yugosa lavya diğer plânlı ekonomilerden daha değişik bir yaklaşımla yabancı sermaye ortaklığım kabul etmiştir. Firma sayısı çok kısıtlıdır. Otomobil' de Italyan, Ticari Taşıtlarda Alman kaynaklı araçlar üretOmektedir. Yugoslavya 1979'da 285.300 adet Otomobil, 29.800 adet Ticari Taşıt üretmiştir. 22 milyon civarındaki kişinin yaşadığı Yugoslavya'da 9 kişi ye bir otom obil düşmektedir. Son senelerde ihracat faaliyetlerine yönel mişlerdir. (TABLO VII Yugoslavya Taşıt Üretimi). 1986'da Yugoslav Otomobil yabımcısı Crvena Zastava firması A.B.D. pazarına yönelik olarak Otomobil Endüstrisini geliştirmeyi planlamıştır. Bu amaca yönelik olarak firmanın üretim kapasitesinin 1991 yılına kadar 355.000-adede çıkarılması planlanmaktadır. Gerekli olan 600 milyon do larlık yatırım için Yugoslav bankalan aralarında konsorsiyum kurarak firmaya destek sağlanması hedeflenmiştir. - 25 Y060SLAVYA T A Ş I T ORTTIMI (A D E T ) YILLA R OTOMOBİL T İC A R İ T A Ş IT TOPLAM 1960 1 0 .4 6 1 5.490 1 5 .9 2 1 1961 1 4 .9 9 9 i 6.255 2 1.2 5 4 1962 1 3 .1 2 5 8.5 98 2 1 .72 3 1963 20 .92 3 • 9 .7 9 8 3 0 .7 2 1 1964 2 7 .8 5 4 1 1 .4 4 3 3 9 .2 9 7 1965 35.8 80 1 1 .8 5 9 4 7 .7 3 9 1966 33.698 1 1 .9 6 6 4 5 .6 6 4 1967 4 2 .3 3 8 13 .4 6 6 55.804 1968 5 9 .9 62 I 1 4 .1 4 4 7 4 .1 0 6 1969 80.698 ' 1 4 .2 8 5 9 4 .9 8 3 1970 112 .16 0 1 8 .4 0 3 13 0 .5 6 3 1971 1 1 4 .4 7 7 1 7 .8 9 1 1 3 2 .3 6 8 19 72 1 0 3 .7 3 3 2 2 .6 7 9 1 2 6 .4 1 2 1973 1 2 4 .9 9 3 18.8 33 14 3 .8 2 6 1 9 74 1 7 1 .2 8 3 1 8 .4 4 5 1 8 9 .7 2 8 1975 1 8 3 .1 8 2 22.3 8 5 2 0 5 .5 6 7 1976 1 9 2 .8 0 1 2 3 .2 7 0 2 1 6 .0 7 1 1977 2 3 1 .1 1 7 26.645 2 5 7 .7 6 2 1978 2 5 2 .0 7 5 2 7 .6 8 4 2 7 9 .7 5 9 1979 285.2 62 29 .8 4 8 3 1 5 .1 1 0 1980 2 5 5 .2 2 8 !2 8 .5 1 6 2 8 3 .7 4 4 1981 2 5 7 .0 0 0 3 1 .0 0 0 28 8.0 0 0 1982 2 3 3 .12 9 3 4 .6 1 0 2 6 7 .7 3 9 1983 2 1 0 .0 5 9 3 7 .9 1 9 2 4 7 .9 7 8 1984 235.994 36.404 2 7 2 .3 9 8 KAYHAK M o to r V e h i c l e M a n u fa c tu re rs A s s o c i a t i o n o f t h e USA I n c . OTOMOTİV ARAÇ Ü R E T İC İS İ OLKT'TJRRtN ItPKTİM, İTM M AT İHRACAT nU R W tl O ’TN A PF T )_____________ ÜLKFI F<R YILLAR 1978 1979 1980 198 İ 1982 1983 1904 ÜRRTİM 4 . 186 1 .0 8 9 2 .0 7 3 4 .2 5 0 3 .8 7 9 3 .8 9 7 4 .2 6 9 1 .0 8 3 2 .1 7 5 1.058 2 .0 8 4 982 2 .1 5 3 4 .0 6 ? 860 2 .3 0 8 8.30 2 .4 1 2 4 .4*0 90 2 . r no ÜRETİM İTMAT.AT İHRACAT 3 . 50 a 6 59 1.732 3 .6 1 3 712 1.8 6 0 3 .3 7 9 790 1.708 3 .0 2 0 902 1 .551 3 .1 4 9 1 .0 9 6 1 .6 0 4 3 .4 0 6 925 1 .5 0 6 3 .0 1 0 1 .0 1 0 1 .6 7 5 ÜRETİM İN CİI.TFRE İTHAEAT İ THAT İHRACAT 1.6 4 2 8848 48 608 1.5 1 0 1 .1 2 9 551 1 .3 4 0 99 337 7 481 1 .1 0 5 8852 52 400 1 .1 5 7 1 .0 0 5 4 04 1 .121 006 "2" 430 l . ’ Oi 030 448 . 1 .6 5 7 574 715 305 150 2 4 ‘> 1 .6 3 1 689 725 355 185 28 9 1 .6 1 0 979 591 298 167 242 1 1 .0 4 3 48 5 .9 6 7 1 .4 5 3 929 528 34 9 169 2 65 10 .732 35 5 .5 9 0 1 .4 1 6 976 536 351 176 296 1 1 .1 0 9 46 6 .0 5 3 6.9 8 3 3 .0 7 0 •ıno 7.3 2 6 3 .9 2 0 <-.0F, D.ALMANYA İTHALAT İHRACAT FRANSA İTALYA İSVEÇ JAPONYA A. P . O . ÜR£TİM İTHALAT İHRACAT ÜRETİM İTHALAT İHRACAT ÜRETİM İTHALAT İHRACAT B .9 3 4 56 4 .2 7 0 9.6 3 6 67 4 . 5fı3 ÜRETİM İTHAf-AT İHRACAT 1 2 .9 0 0 3 .4 0 2 963 1 1 .4 8 0 3 .2 8 2 1.0 3 7 fi . 0 1 3 3 .5 9 1 763 , 1 .4 3 3 940 51 5 313 148 258 1 1 .1 0 0 33 fi. 0-19 7 .9 4 0 3 .7 3 8 6 (>3 1.4 8 0 ÎHO ^48 365 181 301 1 1 .6 5 6 55 6 .2 0 0 7 .1 4 6 4 .0 1 0 i. 5 5 On - 27 - TÜRKİYE'DE TA ŞIT SANAYİİ A - TA ŞIT SANAYİİNİN GELİŞİMİ: İkinci Dünya Savaşından sonra, Türkiye 1950’Ierde hızlı kalkınma içine gimıiş ve bu kalkınma pareleliııde Taşıt Araçları ve T anın Traktörüne ihtiyaç hızla artm ıştır. Önceleri araç ihtiyacı ithalat yoluyla karşılanmış ancak döviz rezervlerinin erimesi karşısında, komple araç ithal etm ek ye rine daha az dövizle parça ithal ederek montaj yapılması fikri ağırlık ka zanmıştır. Bu dönem de ilk olarakJeep. Pick-Up,Kamyon ve T raktör m on taj üniteleri kurulm uştur. Otomotiv Sanayiinin, Türk Sanayii içinde önem kazanmaya başlaması ve montajdan im alâta yönelinmesi ise 1960lardan sonra olm uştur. 1963-1967 yıllarını kapsayan Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planında, O to motiv Sanayiinin endüstrileşmedeki itici güçünden faydalanılması temel hedef alınm ıştır. Bu hedefe uygun olarak 1964 tarihinde Sanayiye yön vermek ve yerli girdi kullanımını arttırm ak am aayla M ontaj Sanayii Ta limatı yürürlüğe konm uştur. Bu dönem de Kapasite Kullanım oranı çok düşök olan mevcut tesislerin im alâtını arttırm ak amacıyla ithalat durdu rulmuş, sadece Otomobil ithalatına im kân tanınm ıştır. 1967 yılına gelindiğinde milli gelirin artmasıyla Otomobilde plan hedeflerinin çok üstünde bir gelişme olm uştur. 1967 yılı için plan, 8.000 adetlik talep ön görürken aynı yıl parka giren Otomobil, öngörülenin %250 fazlası ile 21.000 adet olm uştur. İthalat ile karşılanan bu talep, kıt döviz im kân larım zorlamaya başlam ıştır. Böylece 1968-1972 dönem ini kapsayacak şekilde çıkarılan İkinci Planda Binek Otomobilinin de yerli im alâtı ön görülmüştür. Otomobilin yerli imâl edilmesi ile hem döviz tasarrufu sağ -28- lamak, hem de Otomobil imalâtında ticari taşıtlara nazaran daha yüksek adetlerin ve daha ileri teknolojilerin kullanılmasının Yan Sanayiye geti receği avantajlardan faydalanılmak istenmiştir. Otomobilin Yan Sanayii geliştirmesini garanti altına alabilmek için, Otomobil firmalarının daha kuruluş aşamasında yerlileşme programlan kararnameler fle termine bağ lanmıştı. 1968 yılından itibaren etkin olarak uygulanmaya başlanan yan taunların teşviki politikasının daetkisiyle döküm'den cam'a kadar pek çok yan sanayi firması kurulmuştur Ve yerlileşme % 80 düzeyine ulaş m ıştır (Otomobfl'de % 85'dir). ' Tüm plan dönemlerinde, yan sanayiinin geliştirilmesi ve ana sanayide en tegre tesislerin oluşturulması, uygulamada izlenen tek ilke olmuştur. Böylece kalite ve ekonomiklik bir kenara itilerek her ne pahasına olur sa olsun yerlileşme tek yön olarak benimsenmiştir. Uzun süre tahsisler verilirken kıt döviz kaynaklarının ana firmalar arasın da dağıtılmasında, temel kriter olarak yerlileşme alınmıştır. Uygulanan ithal ikâmemi politikasıyla, yedisi imâl edilen bir parçanın kalite ve eko nomiklik dikkate alınmadan ithali yasaklanmıştır. Eldeki tüm yatırım im kânları, yerlileşmeye kaydırılmıştır. Ana firmalarda entegrasyon ısrarla öngörülmüştür. Bu durum, kalitesine ve maliyetine bakılmaksızın yerli parça üretilmesi sonucunu doğurmuştur. Yerlileşme bu ölçüde teşvik edilirken, Ana firmaların, ekonomik ve kali teli üretim için gerekli olan ekonomik adetlere ulaşacak şekilde büyüme lerine yönelik hiç bir tedbir alınmamıştır. Aksine fiyatlar Devlet'çe kont rol altında tütülm üş Sermaye birikimi önlenmiş, fiyat kontrolununda etkili olduğu yüksek talep karşısında firmaların büyüme isteklerine yük sek vergiler, yatırım teşvik kısıtlamaları ile Devlet'çe mani olunmuştur. -2 9 - Böylece ana kuruluşlar güdük kalmaya mahkuk bırakılmışlardır. Özel otom obil daima lüks araç olarak kabul edilmiş ve teşviklerden yararlan ması önlenmiştir. Ana Sanayiye getirilen bu kısıtlamalar izlenen çeşitli yerlileşme politi kalarını belli bir noktada etkisiz kılmış ve yan sanayi de düşük adetlerden doğan sorunlarla karşı karşıya kalmıştır. Burada, izlenen yerlileşme politikasının hiç bir olumlu etkisi olmadığım ifade etmek istemiyoruz. Yerlileşme politikası ana ve yan sanayide gerek kalifiye iş gücü gerekse makina parkları yönünden 20 yıl önce hiç varolmamasına karşılık bugün Uçak Sanayiinin kurulmasına kadar uzanan bir teknolojik gelişimi sağ lamıştır. Fakat bu politikanın büyüme politikaları ile bağdaştırılm adan, noktasal ve ifrata kaçılarak uygulanması ana ve yan sanayide kalite ve fiyat sorunları olan bazı ünitelerin oluşmasına neden olm uştur. İnkâr edemiyeceğimiz gerçek olan bir husus ta şudur: Sanayiinin 20 yıllık geçmişi, her konunun tam olarak başanlabilmesi için oldukça kısa bir dönemdir. 1975 ve sonrasında Dünya'daki ekonomik dengenin petrol kri zi 3e sarsılması ve bu sarsıntının Türk ekonomisine yansıması da, lıeııüz yirmi senelik geçm işi olan ve bazı konulardaki sorunlarını henüz çöze memiş olan O tom otiv Sanayiinin, bu sorunlarını daha da aşılması zor hale getirm iştir. Bugün Türkiye'de 55 kişiye bir otomobil düşmektedir. B - ÜRETİM VE KAPASİTE: Otomotiv Sanayii 1976 yılma kadar genellikle gelişme trendi gösterm iş, 1977'den Sonra ise önceleri artan maliyetler, döviz darboğazı, enerji yetersizliği, işçi hareketlerinden kaynaklanan daha sonra artan maliyet lerin talebe etki etmesiyle ortaya çıkan talep azalışıyla 1977-1980 ara sı üretiminde süratle düşme söz konusu olm uştur. -30- 1980 yılını takip eden yıllarda nisbi artışlar olmasına rağmen 1976 yıl larındaki seviyelere henüz ulaşılanım ı ştır: 1976larda % 7 0 le re varan kapasite kullanımı ise üretimdeki düşüşün paralelinde 198l'd e % 29'a kadar düşmüş, 1983'de bu o ran -% 4 8 ,1984'de % 5 4 , 1985'de % 51 olmuştur. TABLO: VIII KARAYOLU TA ŞITLA RI İMALAT SANAYİ SEKTÖRÜ YURT İÇİ ÜRETİMİ (TİPLER İTİBARİYLE - ADET) T İP L E R 1963 1972 1977 1978 1979 1980 1981 1982 1983 1984 1985 1130 814 0 105 926 624 434 266 573 936 1 .0 4 0 999 8.491 1 9 .7 7 4 1 2 .5 2 0 12.9 3 3 8 .0 4 2 1 1 .8 6 5 1 4 .1 9 6 1 6 .4 7 4 1 5 .3 8 7 1 7 .5 4 5 K am yonet 1 .4 8 8 6 .0 4 4 1 4 .0 1 6 6 .8 7 9 9 .3 8 4 7 .3 2 2 5 .5 0 2 4 .9 9 1 6 .5 2 2 7 .2 7 9 7 .8 8 3 O to m o b il 80 2 9 .6 2 8 5 8 .2 4 5 5 4 .0 8 5 4 3 .8 0 4 3 1 .5 2 9 25 .3 1 6 3 1 .1 9 6 4 2 .5 0 9 5 4 .8 3 2 6 9 .3 53 OtobUs 12 987 1 .0 7 7 97 2 1 .153 1.101 1 .5 8 4 1 .7 0 3 1.964 1 .765 1.33 7 M lnlbUt 631 3 .7 4 8 5 .1 5 2 3 .1 6 3 4 .2 2 2 2 .1 3 0 2 .0 4 3 4 .8 5 0 6 .7 1 2 7 .4 6 0 7 .3 9 7 MldlbUl 0 0 467 44 4 54 7 491 378 587 1 .3 0 2 2 .7 5 0 2 .1 9 1 T o p la m 3 .1 8 0 4 9 .0 0 3 99.6 57 7 8 .6 8 7 7 2 .4 7 9 5 0 .8 8 1 4 7 .2 4 8 5 8 .4 5 7 7 6 .4 5 7 9 1 .6 3 5 9 7 .6 3 3 % 1441 % 103 -% 21 •% 8 -% 3 0 -% 7 % 24 % 32 % 19 % 7 Ç oklcl K am y o n % D a3 U lm K A Y N A K 10 5 . D . N O T ı T a b lo d a ta d o c e T ro y lo r Ç oklcllarl yo r a lm ış tır. T roylor S alları yor a lm a m ıştır. KARAYOLU TAŞITLARI İMALAT TİPLER VE YILLAR İTİBARİYLE SANAYİİ SEKTCR3 KAPASİTE KULLANIM 03AÎİI (K) 1993 1984 1335 (X) (-) -(S) (*.) 36 59 65 57 41 23 34 40 44 - 44 40 31 27 20 tt 30 V 3ö ! ; 53 36 29 36 49 63 64 11 OTOBÜS 61 55 79 85 • 94 65 61 MİNİBÜS 75 22 21 51 71 71 ™ i M1012 üS 33 27 21 33 77 93 45 1 TOPLAM 47 31 29 37 48 £4 51 TİPLER 1579 1980 (*) (S) (*) ÇEKİCİ 25 21 KAMYON 43 KAMYONET OTOMOBİL KAYNAK : O.S.D. 1981 1992 i - 33 - Otomotiv Sanayiimizde halen atıl kapasite mcvcuttur. Bu atıl kapasitenin başlıca nedeni talep yetersizliğidir. Otomotiv Aııa Sanayii'nin içine düştüğü bu zor durum sayısı bini bulan yan sanayi kuruluşlarını ve Otomotiv Sanayiine hammadde veren kuru luşları da zincirleme bir şekilde etkilem ekte ve bu kuruluşlarda da atıl kapasiteler oluşmasına neden olmaktadır. Bu cihetle, iç ve dış pazar genişletilerek atıl duran kapasitenin kullanı lır hale getirilmesi ve kapasite kullanım oranının ekonomik seviyelere ulaştırılması için gerekli tedbirler alınmalıdır. ^4: :x ’ s*r ' '■> ’ 'XC.i.'J ^-L ,, • 9 I0 H P IİV $ m m w t KURULU k a p a site Y E ORETİH 1985 -3 5 - C - OTOMOTİV SANAYH'NİN EKONOMİYE KATKILARI: I — İstihdama Katkısı: Ana Otomotiv Firmaları, çeşitli araçları üretmek için fabrikalarında bü yük ölçüde peısonel istihdam etm ektedirler. Ancak sektördeki istihdam durumu, sadece ana üretim firmaları olarak değerlendirmek mümkün değfldir. Yapılan hesaplamalardan, Otomotiv Sanayiinde faaliyet gösteren ana fir malarda çalışan her kişinin, diğer faaliyet sahalarında 20 kişiye iş im kanı sağladığı tespit edilmiştir. (Yan Sanayi, pazarlama kuruluşları, ba kım, tam ir ve servis istasyonları, nakliye, sigorta vs.) 1985 yılında ülkemizde faaliyet gösteren 22 ana Otomotiv Firmasında 23.000 kişiye direkt iş imkanı sağlanm ıştır. Yukanda izah edilen zincirleme etki sonucu, Otomotiv Sanayiinin ülke mizde yarattığı iş imkanı 460.000 kişidir. 2 — Üretime Katiası: Otomotiv Firmalarının üreterek, Türk Ekonomisine hizmete sunduğu Çe kici, Kamyon, Kamyonet, Otomobil, Otobüs, Minibüs, Midibüs, Traktör gibi mamuller bu sektörün ekenomimize direkt üretim katkısıdır. 1985 yılı toplam araç uredm i 135.258 adettir. -3 7 - Otomotiv Sanayii çeşitli sektörlerden mal temin eden bir sanayidir. Bü yük ölçüde siparişleri nedeniyle başta demir-çelik, lastik, plastik, boya v.s. gibi sektörlerin gelişmesine katkıda bulunmaktadır. 7 —İthal İkamesi ve Döviz Tasarrufuna Katkısı: Ülkemizde üretilen Otomotiv Sanayii mamullerin cc 70-85'i yerli parça larla üretildiği için komple taşıt ithalatına nazaran, ülkeye büyük ölçüde döviz tasarrufu temin edilmiş olmaktadır. Halen komple bir taşıta ödenecek döviz ile yurdumuzda beş adet taşıt araa üretilmektedir. 1984 yılında üretilen taşıtlar için yurt dışına ödenen CKD Parça bedeli 400.000.000 Dolar civarındadır. Oysa aynı sayıda araç yurt dışından komple ithal edilseydi y urt dışına ödenecek döviz miktarı 2.000.000.000 Dolar seviyelerine varacaktı. Aradaki farkı teşkil eden 1.600.000.000 Do lar ülkemize kazandırılan, yanı tasarruf edilen döviz olmaktadır. D -ARAŞTIRM A GELİŞTİRM E (AR-GE): Araştırma Geliştirmenin (AR-GE) Otomotiv Sanayiinde diğer sektörler den farklı özel bir önemi vardır. Sanayileşmede Otomotiv Sanayiinin di ğer sektörlerin gelişmesindeki rolünün inkâr edilemez olması sebebiyle, özellikle teknolojik gelişme açısından Otomotiv Sanayimdeki AR-GE faaliyetleri Türkiyenin tüm endüstrisi için önem taşımaktadır. Nitekim, gelişmiş ülkelerde araştırma geliştirme yapan kuruluşlar arasında ilk sıra lan alanların otom otiv firmaları olması tesadüfi değildir. -38- Ömeğin: A.B.D.’de 1979 yılında en fazla harcama yapan İlk iki şirket sı rasıyla; " General Motoıs" ve "Ford Motor"dur. Japonya'da da Toyoto Motor ve Nissan Motor gibi Otomotiv Sanayii kuruluşları Japon sana yiinde AR-GE çalışmalarına öncülük etmektedirler. Türkiye'de Otomotiv Sanayiinde AR-GE faaliyetlerini üçe ayırmak müm kündür. —Mamul Geliştirme, —im alât Teknolojisi Geliştirme, —Mamul ve İm alât Teknolojisi Geliştirmelerine Yönelik Bilimsel Araştır ma. —Mamul Geliştirme: Mamul Geliştirilmesi ülkemizde üç yönde ele alınmaktadır: 1. Yerlileşmenin getirdiği adaptasyon çalışmaları: Türkiye'deka Ana Otomotiv Sanayii Firmaları lisans altında faaliyetlerini sürdürmektedirler. Lisansör firmaların dizaynları, ülke koşullarına, yerli yan sanayiinin durumuna, yerli hammadde temin imkânlarına ve düşük üretim miktarlarına uygun olarak gerekli adaptasyonlara tabi tutulm akta dır. 2. Araç Üzerinde Geliştirme: Araç üzerinde geliştirme; lisansör firmalardaki geliştirme faaliyetlerinin yerli mamule yansıtılması ile piyasadan müşteri istikleri doğrultusunda gerekli gelişmelerin yapılması şeklinde olmaktadır. -39- 3. Yeni Mamul Geliştirme: Mevcut bilgi ve tecrübe birikiminin ışığında komple araç, parça grubu veya parçaların dizayn edilerek uygulamaya sokulmasıdır. —imalât Teknolojisi Geliştirme: Ülkemizde düşük kapasitelerde yapılan üretimde rantabilite sağlamak amacıyla parça, parça grubu ve komple araçların im alât usullerimle deği şiklik yapılması zorunlu olmaktadır. Dolayısıyle bu yönde zaman zaman imalât teknolojisi ile ilgili AR-GE çalışmaları yapılmaktadır. —Mamul ve İm alât Teknolojisine Yönelik Bilimsel Araştırm a: Emsali bulunmayan bazı konularda teorik araştırmalara gidilmektedir. Bu araştırmaların neticesinde ileriye dönük faydalı sonuçlar elde edile bilmektedir. Ülkemizde AR-GE Çalışmaları kısıtlı imkânlarla daha ziyade Otomotiv Sanayii firmalarınca yapılmaktadır. Bu çalışmalar; konstrüksivon, mal zeme, ısıl işlem ve im alât tekniği yönünden yerlileşmeye yönelik adap tasyon konuları üzerinde yoğunlaşmaktadır. AR-GE'nin bu ölçüde sınırlı kalmasının en önemli nedenleri olarak şun lar sıralanabilir: — Otomotiv Sanayiinin kuruluşundan bu yana devletçe uygulanan ithal ikamesi politikası dolayısıyle rekâbetîeşnıenin ve dışa açılmanın sağ lanamamış olması. -40 - — Firmaların düşük kapasitelerle kurulmuş olması, — Lisansör firmaların değişiklikler üzerindeki aşın duyarlılıkları, —Kadro ve finansman yetersizlikleri, — Dış ülkelerle Teknik eleman teatisinde, prototip alışveriş ve testlerin de,’ kambiyo ve gümrük mevzuatında gerekli elastikiyetin olmaması. Ayrıca, yapılan AR-GE çalışmalarının koordinasyon eksikliği dolayisıyle ilgili kuruluşlar arasında bilgi ahşveriş ortamının yeterince, sağlana maması da AR-GE faaliyetlerinin gelişmesini önlemiştir. Türkiye'deki Otomotiv Sanayii Firmaları, lisansör firmalarından genellik le teknolojik gelişmeleri temin etme imkânma sahiptirler. Bu balamdan aynı konular üzerinde tekrâr çalışmaya gerek yoktur kanısındayız. Türk Otomotiv Sanayiinin esas amacı adaptasyon çalışmalarından elde edilmiş bilgi birikimiyle, gelişmiş ülkelerde uygulanmayan konulara yönelmek olmalıdır. Özellikle, gelişmekte olan ülkelerin şartlarına uygun mamul ve imalat teknolojileri üzerine AR-GE çalışmaları yapılmalıdır. Daha açık ifadeyle; bozuk yol ve sert iklim şartlarında gelişmekte olan yan sanayi ve kalifiye işgücü yetersizliği ortamlarında kaliteli ve rahtabl olabilecek mamul ve imalat teknolojisi geliştirilerek, hem ülke ihtiyaçlarım karşılamak, hem de gelişmekte olan diğer ülkelere bu teknolojinin ihracı hedeflenmelidir. Bu şekilde yabancı ülkelerde kurulacak montaj fabrikalarına teknik ele man ve parça ihracı da mümkün olabilecektir. - 41 - Ancak, Uluslararası piyasalarda rekabet edebilecek fiyat ve kalitede üre tim yapılabilmesi için otomobil'de asgari üretim adetlerinin birkaç yuzbin adet olması gerekmektedir. Hem Ana O tom otiv Kuruluşlarında, hem de Yan Sanayi Kuruluşlarında Araştırma-Geliştirnıe yatırımları teşvik edilmeli, her türlü bina, tesis, teçhizat, malzeme yatırımları için, —Ucuz kredi — Vergi indirimi sağlanmalı (Birçok ülke bu hususu yapmaktadır) — Bu kuruluşların cirolarının belirli kısımlarını Araştırma-Geliştirme çalışmaları için kullanmaları teşvik edilmelidir. — Çalışma ve sonuçların yayınlanması teşvik edilmeli, örneğin baskı ve dağıtımlarının bedelsiz yaptırılması sağlanmalı. Araşürma-Geliştirme İthalatlarında, —Numune —Teçhizat —Know-How —Lisans —Bilgi (yayın) için, — Gümrük m uafiyeti uygulanmalı — Döviz tahsisi verilmeli — Bürokrasi kaldırılmalı — Num une ihracatında yabancı test merkezleri ile çalışma olanakları sağ lanmalı, dışarıda fesi yaptırabilmek için çıkış hakkı, döviz tahsisi veril meli. -42— Sınai ilişkilerde, eğitim, fuar ve sergiler için yabancı araştnrna-geliştirme merkezlerine üyelik teşvik edilmeli, döviz tahsisi ve çıkış izni ve rilmelidir. — Araşürma-Geliştirme yapan Kuruluşlar arasında işbirliği ve bilgi abş verişi gerçekleşmelidir. Hatta Devletin (¡imalara katkısıyla etkin araş tırma geliştirme müesseseleri kurulmabdir. E -İH R A C A T : Son yıllarda sektördeki firmalar, memleketin ekonomik koşullarının zor laması nedeniyle, ihracata yönelmiştir. Bu yöneliş ancak önemli ölçüde destek ve teşviklerle mümkün olabilmiştir. Zira Sanayii'nin kuruluşu ve gelişimi planlı dönem içinde ihracata dönük bir biçimde planlanmamış yurt içi talebe cevap verecek ithal ikamesi amaçlanmıştır. Otomotiv Sanayii'nin 1977-1985 ihracatları aşağıdaki tabloda gösteril m iştir (TABLO X). | | W fp > f | 11 M l | | V * I M |>| *J I | l |W l | ¿40 V t p u u « | | i / t ' fW J jj *|V||SlW fl w</ **l|| llm * «»t| l / » l I M I M 'D UNI» « U '| r * 4 | j ‘ IM M J H t "| l > ,l , . 'O T O 1 m î r î u i 'U ( '» n o o r t o o oi i U ' t U ’Î -4 3 » » » (to o iin iriii « • 'V O C M I w riciin Cfl’OU 'M IMOİOCI M tttt'll Ifl'H Itt HO 'Ut'Il » rıirr* U lU K 'tl O l O 'i lC l lll'tlI'M i l. t u o i u m » Oui ' itrn i i t ı r IU »•» 'lOt 'l tın ın ı tW'OOQ'll «{»ItfYtfi m u r tt u n it u o o n to 'i» n r m tHUIl ito 'io n 0(0'u t MO’iM o to W lW 'l* tlO’W r i tu w o rit o w itm tirite n U i U i n u ritru tc rito 'ii « m m im tro i K t'/in i itro iri M ÍJIIII 111*101 iiriiri M t'MD 'l ttO’IU o in t l l ’ OJNff Hfito» « it'o irc iU 'iW t • ir u i'i ((»'K O * ttrtc ru lU'IC I'll M i m t i »01( 04 II (Vit »lit IHI w io t'w i u iid 'n OW’Ot • m i I - ' •iïc u n OOO'IU'M - - 10Iİ0IH - - SCIIUtM • * •m o n o m n M il IH| m i n i tOIDlO 19010 HOMW • m n) t ft l nvin ......... TvTîöS inrirti v iK v ııv il¿ ı ı n w /I linnm cıoııjt lliwivt i»h*i iiviilivı imim —44 — İhracata uygulanan çeşitli teşvikler sonucunda ana mamul Üreten firma ların, dış ülkelere yaptıkları yıllık ihracat daha öneeleri yok denecek ka dar az iken, 1982'de 134.3 MOyon $'a yükselmiştir. Bu değer aynı yılın toplam cirolarının takriben %lO'una isabet etmektedir. Bu hacim Türk Ekonomisi içinde en büyük sektörlerden biri olon otomo tiv sanayii için oldukça düşük bur değerdir. Ancak şu gerçek ortaya çık mıştır, üretilen mamuller dünya piyasasında kalite yönünden pazar bul maktadır. Dolayısıyla ihracata ifnkan verecek optimum kapasitelere ulaşılabfldiği takdirde otomotiv sanayii ihracata dönük bir sanayi kolu hali ne gelebilme ve A£T’ye%eolnnıpaa hafinde ise rekabet edebilme şansı na sahip olacaktır. Optimum kapasitelere ulaşılabilmesi için iç talep yö nünden de genişlemeye gerek vardır. Zira iç talepte büyüme olmadığı takdirde ihracatın tek başına sanayiyi ayakta tutması mümkün değildir. SONUÇ: Türk Otomotiv Sanayiinin rekabet edebilir hale gelebilmesi için iki önem li şarün gerçekleşmesi gerekir. 1 - Talepte artış, 2 —Kapasitelerde-üıetimde artış. Türk pazarında talep azlığı fert başına milli gelirin yetersizliğinden kay naklanmaktadır. Dengeli bir gelir dağılımıyla birlikte fert başına düşen milli gelirin 1500-2000 3 civarına ulaşması halinde otomotiv sanayii ma mullerine karşı 50 Milyonluk nüfusu olan bir ülkede talep artışı beklene bilir. Türk Otomotiv Sanayii önümüzdeki 10-15 senelik dönemde bu ta -45 lep artışına karşı hazırlıklı olması gerekmektedir. Aksi takdirde doğacak talep ithalat yoluyla karşılanm ak durum unda kalınacaktır. Bu bakımdan otomotiv sanayii canlı tutulm alıdır. Kısa vadede talebi arttırm ak için alı nabilecek bazı tedbirler m evcuttur. — Otomotiv Sanayiine sahip tüm ülkeler gibi bizde de Devlet Milli Svunma ve Belediyelerin araç ihtiyaçtan yerli imalatçılardan karşılanmalı dır. —Araç satışlarındaki vergi yükü azaltılmalı, özellikle Katma Değer Vergi si uygulandığına göre, ta şıt alım vergisi kaldırılmalı. — İç talebi geliştirici düşük faizli tüketici kredi sistemi kurulmalı, ta n nan desteklenmesi politikası çerçevesinde zirai krediler arttırılmalıdır. — Yerli otom otiv sanayicilerinin ithalatçılara karşı desteklenmesi sürdü rülmelidir. — Kiralamaya im kan veren mevzuatın uygulanmasında, otom otiv sanayi firmalarını haksız rekabete maruz bırakacak araç ithalatına imkan sağ layan yeni, ucuz ve kolay ithalata müsaade edilmemelidir. —İmalatçıların kullandıkları yerlisi imal edilmeyen parça ve hammadde lerinin ithal vergileri düşürülmeli, enerji sanayicilere düşük fiyatla temin edilmeli böylece maliyetlerde kısmen de olsa düşme sağlanmalıdır. Firma ve şahısların ticari gaye ile aldıklan araçlar yeni olmak kaydı ile gider yazılmalı ve 4 yıllık bir am ortism ana tabi olmalıdır. Kullanılmış araçlar ise gider yazılmanıalıdır. -46Yukartda da belirtildiği g3n uzun vadede talebin arttırılması için dengeli bir ifade ile Türk Ekonomisinin genelde gelişmesini beklemek gerekir. Ancak genel gelişmeden doğacak talep artışım karşılamak üzere kapasite lerin arttmlnfaa ve ba artışın da en düşük maliyetleri veren optimum adetinde olması gĞrekmefciedlr. ADET , Otomobil Kamyon-Çekict Otobüs OPTİMUMKAPASİTELER TÜRKİYE’DEKİ FİRMA KAPASİTELERİ 300400.000 35-40.000 10-15.000 8-10.000 5-6.000 1-2.000 -47 - Otomotiv Sanayiinin diğer ülke sanayileriyle rekabet edebilir adetlere ulaşabflmesi için kapasite arttırıcı yatırımlar desteklenmeli, özel teşvikler verilmeli, serm aye birikiminin oluşmasına imkan tanınmalıdır (bilindiği gibi geçmiş senelerde sanayiide her canlanma başladığında ya vergi yükü arttm lm ış ya fiyatlar kontrol edilmiştir). Böyle kalite yönünden ihraç edilebilir olduğuna inandığımız otom otiv sanayii mamullerinde, opti mum adetlerde üretim yapm aktan dolayı fiyatlar yönünden de uygunluk sağlanabilecektir. Kısa vadede ihracatın devamının sağlanması, mevcut pazarların kaybedil memesi için ise aşağıdaki tedbirlerin alınması faydah olacaktır. — Vergi iadelerinde otom otiv sanayiine selektif uygulamalar yapılmalıdır. — Hükümetler arası daha sıkı ilişkilere girilerek yapılan anlaşmalarda o to motiv sanayii mamulleri ön planda tutulmalıdır. Bu anlaşmalardan som ut sonuçlara ulaşılabilmesi için anlaşma yapılan ülkelerdeki ithalatçılarla Türk ihracatçılarının nasıl temasa geçeceklerinin, uygulamanın nasıl ya pılacağının tespit edilmesi ve bu ülkelerin özel standartlan var ise bunla rın temin edilmesi yerinde olacaktır. Böylece komşu ülkelerle ihracat yapdması Ue yetinflm eyip OECD ülkelerine de ihracat yapma imkanlan araştırılmalıdır. A ynca doğu bloku ülkeleri ile olacak ihracat girişimle rinde bu ülkelerin üst düzey temsilcilerinin fiilen ithalatı yapan birimleri ne direktif vermelerinin sağlanması konusunda çaba gösterilmelidir. — Satış sonrası hizm etlerin yapılmasında bürokratik engellere karşı ted bir alınmalıdır. -48— Kalite Kontrol konusunda ana firmalara ve özellikle yan sanayi fir malarına kontrol cihazlarının ithalatında gümrük muafiyeti gibi teşvik ler verilmelidir. Bu konuda yatırımların teşviki mevzuatındaki büyüklük ler aranmamalı, küçük de olsa Kalite Kontrol yatırımları teşvik edil melidir. Sonuç olarak Türk Sanayii içinde cirolarıyla, başka sanayi kollarına olan etkisiyle, istihdam yaratmasıyla, teknolojik bilgi birikimi oluşturmasıyla vazgeçilmez olduğuna inandığımız Otomotiv Sanayiinin yukarıda izah edilmeye çalışılan lnigüer ışığında loşa ve uzun vadeli programlarla ge liştirilmesinin gerektiği kanaatindeyiz. -4 9 - ffl - DÜNYADA VE TÜRKİYE'DE TRAKTÖR SANAYİİ A - DÜNYADA TRAKTÖR SANAYİİ: Her gön artan dünya nüfusu ve diğer taraftan doğa kaynaklarının sınırlı olması ilgilileri daha fazla ürün teinini yolunda araştırmalara götürmüş tür. Genetikçilerin bu yolda yaptığı başarılı çalışm alar yanında, ürün yetiştirmede, uygun ortam ı hazırlamak, yetişen ürünü en iyi şekilde ko rumak, hasat edebilmek ve ekonom isini de ön planda tutabilm ek için il gililer toprak işleme ve hasadın mekanizasyonuna da önemle eğilmiş bu lunmaktadırlar. Bilindiği gibi adele gücünün iş verimliliğinde sınırlı vc pahalı olması araştırmacıları mekanik güç arayışı ve uygulamasına götür müş, başlangıçta yavaş olan gelişmeler Endüstrileşmeğe paralel olarak hzlanm ış, bilhassa Dizel M otorların uygulamaya konulmasıyla büyük bir gelişme içine girmiştir. Her ne kadar asrın başlarında Patlarlı Motorlarla teçhiz edilmiş traktör ler Tarım'da güç kaynağı olarak kullanılmağa başlamışsa da İkinci Ci har harbinden sonra O tom otiv Sanayiinin büyük hamleler içine girmesi Traktör gelişme ve üretim ine büyük kolaylıklar getirm iş, hidrolik siste minin de T raktör bünyesine adapte edilmesiyle gelişmiş ülkelerde kulla nım süratle artm ıştır. Bugün gelişmiş ülkelerde Traktör, tarımsal işlet melerin bünyesinde işin icabına uygun güç ve büyüklükte işletmenin önemli bir yatırım unsuru olarak yer almış bulunm aktadır. Ekti 1 ve 2 numaralı listeler 1980 ve 1983 yıllarına ait Türkiye vc diğer ülkeler parkındaki T raktör sayısı ile. işlenen arazi miktarını, buna göre de Traktör kesafetini tespit eden göstergeleri vermektedir. -5 0 - Batı ülkeleri, traktör öretiminde, Seriye dönük yatırımlarına devam et mekte imalat teknolojilerini geliştirme yanında her işe ve ihtiyaca cevap verecek mamul geliştirme çalışmalarına da büyük harcamalar yapmakta dırlar. Büyük üretici ülkelerden bilhassa İngiltere, Kuzey Amerika Oe bir entegrasyon içinde çalışarak Traktör geliştirme, üretim ve ihracatında dünyada önemli b â r yer tutmaktadır. ilişik 3 numaralı tabk) Massey Ferguson Firması taralından yapılan 40 Beygir gâcfi üzerindeki ileriye dönük mukayeseli traktör talebini tespit etmektedir. Bu tablonun tetiakHKfen de anlaşılacağı üzere 40 Beygir gü cü üzerindeki yıllık Traktör talebi 550-600.000 adet kadar olmaktadır. % B - TÜRKİYE’DE TRAKTÖRSANAYİİ: * * . , : . : Türk Tarımına Mekanizasyonun tanıtılması her ne kadar 19. asır içinde olmuşsa da süreklilik sağlanamadığı gibi yaygın bir uygulama alanı içi ne de konamamıştır. Ancak bazı gayretler sonucu zaman zaman bazı yörelerde gelişme içine girmiştir. Türk Tarımında ciddi mekatıizasyon girişimleri Cumhuriyet Devri ile baş latılmışsa da araya giren dünya ekonomik krizi ve ikinci dünya savaşı yine aksamalara neden olmuş, ancak harp sonrasını takip eden yıllar için de süratli ve devamlı bir gelişme .sağiannşş,. bilhassa Marshall Planı ile Türkiye'ye- Tıgirimi hızlanmıştır .'dBöylece 1948 yılında çı2749 adet olan Toplam Traktör sayısı, 1950 yılında 16.000dvanna çıkmış ,1960'da da 42.000 olmuştur. Bu arada Sanayiimizde de canlanma başlaması dolayısıyle 1964 yılında kabul edilen Montaj Sanayi Talimatı uygulanması ile bu tarihten itibaren artık komple traktör ithalatı durdurulmuş ve yerli katkı ile giderek ar- - S i ftin bir yüzde ile bu gön 7c 8 5 'e varan Lisans anlaşmalı T raktör üretimi düşm üştür. DİE kayıtlarına göre parktaki T raktör Sayısı 1984 sonu itibariyle 556. 781'e ulaşmıştır. Halen yurdum uzda 9 T rak tö r üretim kuruluşu teorik 131.000 kapasite adet/ yıl 3e Lisans anlaşması esası üzerine m uhtelif marka ve modelde Traktör üretimini gerçekleştirebilecek güce erişm iş bulunm aktadır. An cak son yıllarda Türk Tarım ında görülen bunalım Traktör talebi üzerine obmsıız etki yapm ış ve üretim giderek düşmeye başlam ıştır. Beş yıllık plan çalışmaları sonucu elde edilen talep tahminleri bugün karşılaşılan rakamların üstünde oluşm akta ve T rak tö r üreticilerine sıkın tılı bir ortam getirm ektedirler. Ek: 4. Türkiye bugün sahip olduğu teknik imkanlar, geliştirdiği yan sanayi ile Esans esasına dayalı olarak kusursuz bir T raktör üretimini gerçekleştire bilecek duruma gelmiş bulunm aktadır. Ek: 5.1963-1985 yıllan Traktör ■etim i. İleriye dönük görünüm: 1 —Yapılan hesaplar Türkiye'nin olması gereken praktaki trak tö r sayısını 850.000 civarında tespit etm iştir. 2 - Yıllık Traktör ihtiyacını da 75 bin civannda öngörmektedir. TABLO : XI TÜRKİYE'DE TRAKTÖR SANAYİİ ÜRETİM ADETLERİ 1975-1985 1975 1976 1977 1978 32.365 36.602 31.380 17.673 1979 1980 1981 1982 14.484 16.936 25.411 35.747 41.799 KAYNAK: OSD Traktör Sanayii ile ilgili bilgiler Tablo X 'da verilmiştir. Ek: 5 1983 1984 1985 46.782 37.830 -5 4 — Türk Tamamda t'ef'.anizasycn Düzeyinin Diğsr Ü lkelerle Kıyaslarjniaı (1530) i ! ÜLKî Lİ 3 'i i i j i j TVÂÜİV'S ccr.VA gz'-îşm:? üu-z ie s (rî'.'Z'-CrHT' ALLI GZLIi.-^-.Tı CUN CLKSliS (rr.'ZLCPr .C ALL) EVTI AVS’JPA ('r.îST ¿0*0=2) A.3.D. (USA) cüîö ' ame?.İ:<a (LATİN WS?.İSA) Arar<A Crçal2.“a ,..C3ST£RG3L£3 Cüç 33/r.a ■Rrakcör ha/ SJ 1000 ha Ttafccor i* «îr. 3 i - ,4 <9,9 0,81 0,75 1,40 40 İşler.en al sn (Artfclalard) (1C00 ha) ; ?ar>: Ad*s) 15,4 15,7 23,0 51 54 36 24,5=0 1,35c, 431 643,823 •Î02, 7v2 21 307,412 131203.574 4.4 223 ?09,603 3, 103,4-S 45.9 4 ,3 9 ' 87.9 11 82,929 7, 259.347 49,9 40 1,26 0,26 25.3 6.5 39 153 188,755 135,066 4, 775.000 ES2.S50 37.7 0,06 1.6 623 133,576 212,721 49,9 <9,9 "40 40 40 S3.2 0,80* 2,410 r21 0,17 0,15 0,60 16,2 43.3 5,3 4 .2 3 .8 11.3 62 21 190 237 264 89 3,827 2,929 5,230 5,250 13,330 227,100 61,953 İ4İ.5CÛ 2V544 21,200 53,000 2 552,000 87,3 113.0 179,5 34.0 53.1 14,9 6,6 6,2 255.0 84,6 9,2 8.0 11 9 6' 29 .17 67 151 162 4 12 108 125 17,219 9,<e5 8,093 15.S50 7,153 9,334 25,150 53.500 4,294 325 2.700 1,753 1,503,703 1.072.163 1,452 _6S1 5 29,3İ4 415,655 145,552 165,700 330 000 1 ,CS5,75û 27.000 25.000 14.000 KOKŞü ÜU-'ZLZH SJUK-tİSîAN VJMr-İİSTAM SÜ3İYS ıpjyc EUN’ SOVT5ILSI SİSLİĞİ DİĞER ÜÜZLE3 F?-A.*.’SA İ talya BATI ALJ'.y.’YA İ5?.WA YCCOSLAViA RCH&YA A?JA:irİN SlîZİLYA JAKtf'A İS-lAİL MI313 LİBYA 49.9 49.9 49.9 49.9 49.9 49.9 40 40 15 45.9 40 40 4,36 5,65 8,97 ' 1.70 2,90 0.75 0,26 0,25 3.83 4,15 0,37 0.31 -5 5 c<: 2 Türk Tirirú-da Mskar.isasycr. Düzeyinin D i^er Ü l k e l e r l e K i y á s l 2r.“¿ s i ( 1233 ) C rc ai ÜL 5 • L î S =G,-İ 53 : c .va GÎLOŞMKTÎ CL-.N Ü U -^LÎ^ iD r.'iL c.-r:o a l l ) =A?I AVSU-A i ■.-.'IST î :. " ? î ) a. = . d . ( l ; a ) C¿.T: (LATt: K'ZZIYJ-.) ArKİKA GÖSTîRC-SLî?. Tro.-; z e r n a / 1 0 0 0 r.3 T r î- S - ö r Iile r.< ir. a^sr! í.- r x - i İrs i) î i o oo ha) ?İT< ir.~ = Z) c \ T *_ ' 22.51İİ517 1 9 , 1 5 ' - , 3'. 3 45,5 55,5 34,0 23,4-13 1,371,513 552.2-13 5,2 192,0 719,355 3.745.714 4,55 S3,1 10,7 £2,305 7 . 70 9 . 5 3 9 49,9 40 1,21 0,25 24, 2 5,5 41,3 151,3 137,331 145.124 4, 5 5 0 . 0 0 0 955.575 27,7 0,05 1.7 533,4 125,449 232,155 49,9 49,9 40 <0 40 53,2 0 , 75 2 ,eo 0,29 0,23 0,23 0,53 15,3 55,1 7,3 5,7 5,7 11,3 65,4 17,S 135, 7 175,0 174, 7 S 4 ,3 3,312 2, S40 5,037 5,250 13,100 227.500 53,251 1 5 5 . CC-0 37,215 20,000 75,000 2,597,000 49,9 49,9 49,9 49,9 49.9 49,9 43 40 15 ;5,9 40 40 4,41 5,20 10,15 1,89 3,59 0,S4 0,23 0,22 5 , 51 3,53 0,71 0,61 e3,4 124,3 203,5 33,0 73,9 16,9 5, 3 5,5 373,a 79,9 17,3 15,2 11,3 3,0 ’ ,5 25, 3 .13,5 59,1 173, 3 160,0 2,7 12 \5 55, 3 65,8 1 7 , 370 9 405 7.233 15.552 7,074 9,904 25,000 £3,000 4,233 344 2,303 1,770 1.535.000 1.159.513 i , 4 71, £31 592,010 323.000 157.551 150.000 350.000 1,524.300 24,475 41,000 2 5 . ~00 ’ 5,3 42.4 49,9 1.05 o, s ı 1.-7 21. 3 lö , 7 29, 4 40 0,21 49,9 :X-X5'J ÜLKZLIÀ HULGASÎSTAîi Vw^-ÍIST.-.N su s i v ; r.-:< ÎrJüf SOVıTTLî?. HİNLİĞİ D icıa in--- -i c.V„\*5A T^ir V» BATI .:.LV1-..\';’A ÍS?AííYA •öGCSI_Vr/rt KCMAWA '-^’AirriN' HÎ2İL'ÎA JArGNYA İ3SAIL HISI3 LIS'.'A -5 2 - 3 —.Bu durumda İhalen mevcut bulunan 131.0QQ. teorik.kapasitenin iç tüketim fazlasının ihraç olanağı hazırlanmalı. 4 - Bunun gerçekleşmesi mümkün olmadığı tekdirde şiırçdiden bazı üre tici kuruluşların, başka üretim alanlarına kaydırılması için çalışmalar yapılmalı ve yeniden Traktör üretimi yapacak kuruluşlara müsaade edil memeli. .; ... - _ . ... . 5 —Tanmdaki Arptım değişikliklerine ve işletme büyüklüklerini ihtiya cına en uygun, cevabı verecek ölçüde Traktör üretimini programlamak, yani model sayısını 4 £ ’e çıkarmak. 6. — Traktör (yanında. Tarımsal Mekanizasyonun ana unsuru olan uygun gelişmiş ekiprnanimaJatıru teşvik etmek. _ 7 — Araştırma ve Geliştirmenin pahalılığı ve Otomotiv'deld süratli tek nolojik gelişmeler muvacehesinde şimdilik yerli bir traktör dizaynı ve üretimi için uğraşmayıp gelişmiş ülkelerden alınacak lisans anlaşması Be Traktör üretimine devam edilmelidir. 8 —Türk Tanırımın mevcut koşullar içinde sermaye birikimi sağlaması ve yatınm yapması gittikçe zorlaşmaktadır. Artan nüfusun beslenmesini teminat altına alabilmek için Tanmın uzun bir süre daha siıbvansiye edil mesi gerekmektedir. A g r ic u ltu r a l M achinery Journal • December 1909 Volume 39 Number 12 J W orld T rn c lo r Demand —by pow er size ( ’ 000s) '10-60 60-80 80-100 100+ 1975 3UJ 234 60 111 1980 197 233 62 . 119 1985 153 198 80 69 iy y o 1*M 203 92 87 2000 121 183 «•I 92 Up N orlh A m erican T n ic fo r D cm .nulby pow er .size ( ’OI)O.s) *1060 60-80 80-100 100+ 1975 33 32 IX HK I9H0 2» 26 13 79 I9K5 IK 1« 15 32 1990 17 16 .15 •II) 21HH) 12 ri 12 •HI Up Eli: 3 E u ro p ean T ra c to r D em and - by pow er size ('000s) lip 1975 '10-60 60-80 S0-I00 MO 107 27 7 1980 100 97 36 19 1985 62 89 51 21 1990 55 82 53 2*1 <15 70 *>5 22 2001) ' ' ■'100+ Developing W orld T ra c to r D em and — l>y po w er size ( ’00Ü.S) 'IO-6Ü 130 60X0 95 SO-100 15 100+ 16 69 IK) 13 21 19M5 73 91 1-1 16 1991) 72 105 21 23 2000 61 102 27 30 /»/, 1975 191«) ' . -5 7 - V. 3ES Y I L L I K K A L K I N « . PLA NI TA R I M A L E T V E MAKİ MA L A S I D Z E L İ H T İ S A S KG MI S' i Cf U RAPORU o l. V .'Plan T}/4«"*OT"Htk3a '»''''Tri* 'î'a' îilia r 1S35 1924 1 — (D Tç ÎÜ.ÛO U a î3 ssız (2) 54 200 35 7.00 (3) 'T'oV*«-<■«■*% s n j İiırE.oa" 1 tc ia b i.! ; «> i 7 700 | 10 500 1 ^ - ", 3-t 41 900 49 c^jO (lr 4 ) " (1 -2 ) T ü r 53 100 41 500 34 S50 59 700 41 400 47 700 45 C50 11 2C0 j 53 £co 51 eco 53 sco 50 2C0 XS35 1995 47 000 55 CCO 51 CCO 12 700 ! 59 7C0 67 700 53 700 1937 52 5C0 64 COO 53 £50 14 OCO 65 5C0 75 CCO 72 250 1S38 53 500 74 CCO 65 250 15 6C0 j 74 100 89 SCO 3 i £50 43 400 ¿2 £50 c 5 ~- 0 1 TRAKTOR .PARKI TRAKTOR ORETIM İ 1963 50.844 7 .9 8 2 1964 5 1 .7 8 1 7 .0 0 3 1965 54.608 6 .4 1 9 1966 65.108 8 .9 6 9 1967 74 .9 8 2 1 3 .9 7 6 1968 8 4 .8 74 1 5 .1 1 8 1969. 9 6.407 1 3 .4 1 2 1970 105.865 1971 116 .0 5 5 1 5 .6 8 7 1972 • 13 5 .726 2 2 .8 9 3 1973 156.139 3 2.5 8 5 1974 200:466 25 .3 63 1975 243.066 3 2.3 6 5 1976 28 1.8 0 2 3 6.6 02 1977 320 .5 78 3 1.3 8 0 1978 370.259 1 7 .6 7 3 1979 4 0 2 .7 7 7 1 4 .4 8 4 1980 436.369 16 .9 3 6 1981 4 5 3 .714 2 5 .4 1 1 1982 4 9 1.0 0 1_ 3 5 .7 4 7 Y IL L A R - 7 .5 1 8 1983 ■ 5 13 .5 16 4 1 .7 9 9 1984 556.781 4 6 .7 8 2 1985 ' KAYMAK : 3 7.8 3 0 D .I . E . O .S .D -6 0 - W rıA ». 9•* M Ï S v«on a <MJ•* «* ¡S £ O3 r» (M Jw â ' 1 1 « H • 1 1 1 » 1 t • t 1 1 • 1 a <m. • O M M o C at o o m UJ N 3 * ¿ ^ ■ •** N i S • tn ««— O a«w « £ ¿ m n »«* * '£ mA « 2 m » *n •* - ¿ u VI» 1■ «** . O • «CDw u »•« O «tÛ•* «V a ' «o J«* ^H v> 30 ■ec S «Oik o v t* o2 * IA Jl < ■V«w 1 fiC fa«4 J«Í «m »—rt* » « «2JC o ' «• n «w ► — IflH «SJ€ = ♦ »î— Ç *» «O AJM * t! m:© « jc S2 a<s -j >. (V İotM s tn r* ♦ rt ıA o « • • O «IA 1 s r*» • • • • 3I«« tn » o S e «O on o «on < • 1 m M o w «A s rtfl1» 8«ra os (Mot i« i «IO *» «IA v> O o * aIpA iN s«M a «oCM » IA t O «S03 N SA IA S < Ot N < »n lA n 1A4 m •oo »«O 1 • 1 t O «o (M r* ; • n tn Ot o lA Ot i svO • 1 1 ■ o> §« i u cn 1 1 1 « 1 1 1 1 1 1 1 • 1 1 1 1 1 1 1 m CMC M fí (M s m i o ««M on* «o Ot unl «MO 60 f*» 1 1 • 1 1 ■ t t O < na m « oc•V Ol O n sl n e wO n n N CMt «A am »ot «e*ı oOt Cm (M CD tn Ot «e «f»o. «O ot tn U Ot to w O t «o ot» V O «lA r«> »A A Ol m C O oOt S V CO 001 M O 1 1 1 • 1 1 • 1 1 tn » • 1 tn • 1 1 1 1 1 t 1 1 N s r» r» g de « 1 t 1 1 1s 1 1 1 « 1 1 1 t t N n O t* co ow> IA ml ««M IO w V o (Mrt « * « i ««Noo U • t 1 ■ 1 1 1 • ■ 1 -■ ■ ■ n) 1 N lA e ' «A CD OO tO or> o (V ■ n mM V N» < 1 t 1 ■ 1 1 1 1 • • 1 i • • ■ 9 O l Ok s (V «O n kA to 0 co Ol sO O o t «o\o * O v« 91 01 M O)' tû ot ■ 1 1 ■ ■ i O N «» n » ut tâ ıs. eo O O « Mn V fv ». > s, N r> r*l c S Ot rO o es O * O l p en ro *wfO ' Ot e» Ot oo» 3 o» oı c ffl O l -6 1 - IV - DÜNYADA VE TÜRKİYE'DE ÎŞ MA RİNALARI İş makinaları tanımı ile kendi kendine yürüyebilen, paleili veya lastik te kerlekli toprağı kazmak, yüklemek, dağıtm ak, düzeltm ek, sıkıştırmak vb. faaliyetlerde kullanılan makinalar anlaşılm aktadır. Bu tanımla iş makinaları otom otiv sanayinin ayrılm az bir parçası durumundadırlar. Otomotiv sanayiinin ağır sanayi üretim adetleri otom obil, kam yon, o to büs vb. gibi otom otiv ürünlerine kıyasla oldukça düşüktür. Ancak birer yatırını malı olan bu makinalarm değerleri ve y u rt ekonom isine katkı ları oldukça büyüktür. Bugün yol, baraj, enerji yatırım ları ve diğer altyapı hizmetlerini hızla tamamlamaya gayret gösteren ülkemizde iş makinalanna olan talep çok önemli bir yer tutm aktadır. Ancak, tüm bu ihtiyaca karşılık iş makinalannm üretimi diğer otom otiv ürünlerine kı yasla daha pahalı olduğundan ve daha fazla yatırım gerektirdiğinden, maalesef bu sanayimiz daima geri görünümde kalm ıştır. İlerde de değini leceği gibi bu sanayinin yurdum uzda kurulm ası genelde düşünülmemiş ve yerli imalat yerine, ithalat teşvik edilm iştir. A —Dünyada İş Makinaları Sanayii: İş makinaları sanayi sektöründe son senelerde bir kriz sürmektedir. Üre tim modelleri fazla olan üreticilerin adedi bir elin parm aklarından az kal mıştır. Bunların en önemlileri Amerikan Caterpillar ile Japon Komatsu dur. Eski yıllann Allis Chalmers'i F iat ile birleşip Fiat-AUis adı altında yaşamaya çalışm aktadır. Aynı şekilde bir zamanların International Harveıster'i kılık değiştirerek International Hauglı markasıyla dar bir model çerçevesinde mücadele verm ektedir. Bu birleşmelere en güzel örnek Hanomaq, Terex gibi firmaları bir çatı altına toplamaya çalışan -6 2 - ancak, kısa bir süre sonra iflas eden I.B.H firması gösterilebilir. Tam bu olaylar yaşanan krizin sonuçlarını sergilemektedirler. Üretim modelleri geniş olan firmalar dışındaki imalatçılar ise, genellikle toplamacı, yani motor, şanzuman, hidrolik gibi akşamlan çeşitli imalat çılardan satın ahp, kendi tesislerinde bunların montajım yapıp, iş makinası üreten firmalardır. Bu gibi firmaların genelde satış sonrası hizmetle ri zayıf olmaktadır. Görüldüğü gibi toplamacı firmaları bir yana koyacak olursak, dünya iş-makinalan sanayine Amerikan ve Japon firmaları hakim durumdadır. Bunun nedeni iş makinalan gibi günümüzde yüksek teknoloji ürünü sayı lan mamullerin subvansiyonsuz üretimlerini ha- ülkenin ekonomisinin kaldırmamasıdır. İnşaat makinalan üretim adetlerinin diğer otom otiv sanayi ürünlerine kıyasla düşük olmasına karşılık iş makinalan sanayinde araştırma geliştirme masrafları oldukça yüklüdür. Bir örnek vermek gerekirse, Caterpillar firmasının 1985 yılındaki araş tırma geliştirme masraflan 326 milyon $ kadardır; bu miktarda yaklaşık olarak aynı yılki satış cirosunun % 5'i kadardır. Edinilen bilgilere göre dünyada toplam olarak yılda 30.000 adet iş makinası üretilmektedir. Tüm bu bilgilerden iş makinalan sanayiinin milyonlar mertebesinde üre tim yapan otom otiv sanayinden ne denli farklı olduğu apaçık ortaya çık maktadır. İş makinalannm kullanım bölgeleri açısından bir-incelenmesi yapılacak olursa, A.B.D. ve Avrupa’daki gelişmiş ülkelerin genel olarak tüm altyapı yatınmlannı tamamlamış olduklannı göriirüz. Bu ülkelerde iş makinalan genelde bakını onanm vb. hizmetler için kullanılmaktadır. Ortadoğu, Kuzey Afrika ve bazı Asya Ülkelerinde ise durum tamamen farklıdır. -63 - Buralarda büyük altyapı yatırım ları, petrol boru hatları, enerji, yol, ba raj yatırımları vardır. Sadece Türkiye’ye bakılacak olursa yapımı sürdürü len yol, baraj, enerji, belediye hizmetleri, konut inşaadan ile yurdumuz dünyanın en büyük şantiyesi görünümündedir. Orta Doğu'daki savaş durumunun sona ermesi fle bu bölgelerde büyük şantiyeler açılacak ve buralarda iş m akinalanna olan talep önemli ölçüde artacaktır. Dünya üzerindeki genel kriz inşaat makinaları sanayiini oldukça etkile mektedir. Zor rekabet şartlan içinde ayakta kalmayı başarabilen firmalar maliyetlerini aşağıya çek m ek daha kaliteli ve teknolojik olarak daha üs tün ürünleri piyasaya sürm ektedirler, örneğin;C aterpillar gibi çokuluslu bir şirket işçilik ücrederinin yüksekliği nedeniyle A.B.D. ve İngiltere'deki bazı tesislerini kapatıp buradaki üretimlerini Fransa, Belçika-Kore gibi ülkelere kaydırm aktadır. Japon firmaları ise zor rekabet şartlarına ayak uydurabilmek için Japon Hükümetinin ihracıtı Destekleme formülleri içinde fiyatlannı aşağıya çekip, ihracat pazarlannı ele geçirmeye çaba göstermektedirler. Kanaatimizce 2000 yıllarında da iş makinalan sanayinde A.B.D. ve Japonya hegomonyası sürecektir. Günümüz dünyasında düşme eğiliminde olan petrol fiyaflan yatırım ı cazip bir hale getirebileceğinden iş makina lan sanayinde bir m üddet bir canlanma gözlenebilir. Aynı şekilde geliş mekte olan ülkelerin yatırım ları devam edecektir. Asnmızın sonuna doğ ru A.B.D. ve Japon firmaları dünya üzerinde rekabeti devam ettirebil mek amacıyla iş makinaları ile ilgili yüksek teknolojiyi kendi ülkelerinde geliştirip, bu yüksek teknoloji ile imal edilecek olan makinaları işçilik ücretleri ve im alat giderleri nisbeten düşük olan ve inşaat makinalanna fazlaca talep gösteren ülkelerde imal edecekler veya ettireceklerdir. Ge nelde ağır sanayiden kaçıp yüksek teknoloji satışı bu sanayide de açıkça -64gözlfenecektir. Üretim adetlerinde büyük değişiklikler beklenmemelidir, ancak 2000 yılının iş makinaian çok daha üretken, alternatif yakıt har cayan, yüksek teknolojiye dayanan makinalar olacaktır. B —Türkiye'de Durum: Dünyada iş makinaian sanayiini böylece kısaca özetledikten sonra yur dumuzdaki durama bir göz atalım. Türkiye büyük bir şantiye olmasına, altyapı yatırımlarını hızla tamamlamaya çok önem vermesine rağmen, maalesef iş makinaian sanayinin yurt içinde gelişmesine gerekli önemi vermemiştir. Bugün Türkiye'de bu konuda dddi bir şekilde üretim yapan dört kuruhış bulunmaktadır. 1 - M.K.E.K. Bu kuruhış PolatlI'daki tesislerinde bir Alman Konsoısiyumu olan (Fuchs /Kaeble/Gmeinder) teknik işbirliği ile üretim yapmakta olup; M.K.E.K. inşaat ve kazı makinaian Fabrikasında imal edilen makinalara ait yerli parça kullanım oranlan ve 1985 yılı fiili üretim adetleri aşağıda verit nıiştir. Mamul Cinsi Paletli Ekskavatör Paletli dozer Paletli yükleyici Lastik tekerlekli yükleyici Lastik tekerlekli ekskavatör Vibrasyonlu yol süindiri 1985 y * imalaü 10 Adet 8 Adet 4 Adet 5 Adet 10 Adet 19 Adet Yerli Oranı (%) %72.4 %56 %49 %62.4 %66.3 % 85 -6 5 - Banun haricinde M akina Sanayi Müessesesinde'de M.K.E.K. kendi dizay nı olan 40 a d e t y ol bakım greyderi üretilm iştir. G eçm işte M.K.E.K. FIAT De iş m akinaları üretim i ile ilgili bir lisans anlaşm ası yapmışsada bu proje uygulam aya konulm am ıştır. 2 - ÇİM SATAŞ Çukurova İn şa a t M akinaları Sanayi ve ticaret A .Ş . A m erikan Caterpillar firmasının lisansı ile M ersin'deki tesislerinde üretim yapm aktadır. 1974 yılında paletli iş m akinalannın yürüyüş takım ları üretim iyle iş makinaları sanayine giren Ç im sataş Ç elik, pik, sfero döküm tesisleri ile sıcak dövme tesisleriyle bütünleşm iş bir işletm e olup, halen 953 tipi paletli yükleyici Se 9 5 0 B tipi lastik tekerlekli yükleyici imal etm ektedir. 1986 programı 120 ad et paletli Oe, 40 a d e t lastik tekerlekli yükleyicidir. Tesisin m am ul cinslerine göre teorik kapasitesi: Mamul Cinsi 953 tipi paletli yükleyicide Kapasite 450 A det/Y ıl (3 vardiyada) 950 B tipi lastik tekerlekli yükleyicide Dövme 600 A det/Y ıl (3 vardiyada) 12.500 Ton/Y ıl (3 vardiyada) -66- Çimsataşm 1985 yılı imalat rakamları ve yerli parça kullanım oranlan ise aşağıda verilmektedir. Mamul Cinsi 953 tipi paletli yükleyici Yerli Oranı 1985 Yılı İmalatı % 50 38 Adet 950 B tipi lastik tekerlekli yükleyici % 35 imalata 1986 yılında başlamıştır. Üretimin ekonominin elverdiği ölçüde çeşitlendirilmesine çalışılmakta dır. Bir D8L ayan büyük dozer ile 0 6 ayan küçük dozer, 936 ayan kü çük lastikli yükleyici, greyder ve paletli ekskavatör ilerideki yıllarda üretime alınacaktır. Komple iş makinalannm imalatı yanışı ra Çimsataş tüm diğer marka paletli iş makinalanna da palet, makara, pim, burç, vb. yürüyüş takımı parçalan imal edip vermektedir. 3 - ÇUKUROVA İthalat ve lhracaat T.A.Ş. 1981 yılından bu yana İzmir’deki tesislerinde tamamen yerli mühendislik fle dizayn edilmiş ve ithal girdileri minimum seviyede tutulm uş olan paletli ve lastik tekerlekli ekskavatörler ile lastik tekerlekli yükleyiciler imal etmektedir. Tesisin teorik üretim kapasitesi 100 A det/Y ıl’dır. Çukurova ithalat ve lhracaat T A .Ş . ilk olarak 1981 yılında 750 B tipi lastik tekerlekli ekskavatör ile imalata başlamış 1984 yılında 755 tipi paletli ekskavatörü vc 1985 yılında da 840 tipi lastik te kerlekli yükleyiciyi üretim programına almıştır. Firm anın başlangıçtan bugüne kadar olan tiplere göre fiili üretim (satış) adetleri aşağıda gösterilm iştir. Mamul Cinsi/Yıl: 1981 1982 1983 1984 1985 10 12 15 19 16 1 5 Çukurova 750 B lastik tekerlekli ekskavatör Çukurova 755 paletle ekskavatör Çukurova 840 Lastik tekerlekli yükleyici 3 -68- 4 - Pİ MAKİNA Ankara Gölbaşı'ndaki tesislerinde yerli dizayn ile lastik tekerlekli yükle yici, hidrolik ekskavatör, greyder, dozer, vibrasyonlu yol silindiri gibi ha reketli iş makinalan üreten firmanın teorik üretim kapasitesi 1200 Adet/ Yıl olup; firma bünyesinde yapılan tevsii yatırımları ile tesisin mevcut kapalı alanı 42.000 m^'ye ulaşacağı gjbi kapasitede de artışlar olacak tır. Firma üretim adetleri hakkında bilgi elde edilememiştir. SORUNLAR: Yurdumuzda yol, baraj, enerji ve diğer altayip yatırımlarına büyük önem verilirken, iş makinalan sanayinin neden bu denli cılız kalmış olduğunun sebeplerini şöylece sıralamak mümkündür: a) İş makinalan imalatı düşük imalat adetleri, yüksek maliyetler, ileri teknoloji ve yüksek yatırım gerektirmektedir. Bu nedenle gerekli koruma tedbirleri alınmadığı sürece bu konuda yatırım yapmaya gönüllü olanlar çıkmamaktadır. b) Döviz rezervlerimizin bol olduğu dönemlerde ithalat yolu dalma yerli üretime tercih edilmiştir. Yurt içinde yatırım yapıp, uzun vadede yurt ekonomisine katkıda bulunulmak yerine, ithalat yapıp kısa sürede yük sek karlar elde etmek ön planda tutulmuştur. c) İş makinalarının imalatı, satışı kadar satış sonrası yedek parça, servis bakım onarım hizmetleri de çok önemlidir. Milyonlarca liraya malolmuş bir ınakiııamn parçasızlıktan beklemesi, ve çalıştığı altyapı yatırımı- - 69 - ran geri kalması m ilyarlarca liraya m alolm aktadır. Bu nedenle bu sana yiye girm ek isteyen kuruluşun satış sonrası hizm etlere de çok önem verip, tesisler kurması zorunludur. Yüksek teknoloji ile imal edilen bu m akinalann köşe başı tam ircilerinin eline bırakılm am ası gerekir. Gerekli devlet desteğini bulam ayan yatırım cılar bu nedenle de bu konuda yatı rımdan kaçm ışlardır. d) Y urdum uzda iş m akinaian ithalatında uygulanan gümrük nisbetleri adeta bu sanayinin gelişm em esi yönünden çalışm aktadır. Örneğin; komple iş m akinası ithal edildiğinde uygulanan 7c 5'Iik gibi düşük bir gümrük nisbeti, yerli im alat için ithal edilen CKD parçaları için rr35-40 olm aktadır. Bu durum iş m akinaian sanayinin güçsüz kalmasına neden olmuşutr. Bugün konulm uş olan fonlarla yerli üretim e biraz olsun des tek sağlanm ış olmasına karşılık, diğer o tom otiv ürünlerindeki korum acı lığa kıyasla iş m akinalanndaki korum acılık sem bolik kalm ıştır. e) Y urdum uzda geçen sene son yansına kadar iş m akinaian bedelli be delsiz ithalatında herhangi bir fon sistem i uygulanm am aktaydı ve yurt içinde üretilm ekte olan iş m aJdnalarının eş değerleri rah atça ithal edile biliyordu. Hal böyle iken, diğer o to m o tiv sanayi yüksek fon ve gümrük lerle belirli bir korunm a altındaydı. Bedelsiz ithalat yoluyla hurda hale gelmiş m akinalar çok düşük fiyatlarla ithal edildi. 1985 yılı ikinci yarı sında konan fo n larso ııu cu bir duraklam a oldu ve ithalat büyük çap ta te ş vik belgeli ithalata dönüştü. Y'urt için d e üretilen iş m akinalarının eş de ğerleri hiçbir fon ve güm rük ödem eden teşvik belgeleri kapsam ında ithal edilmeye başlandı ve bu durum halen devam etm ektedir. Bugün y urt içinde üretilen otobüs, çekici, kam yon gibi otom otiv ürünleri çok özel haller dışında teşvik belgesine bağlı gümrüksüz ithal edilemez- -7 0 - ken, yurt içinde imal edilen iş makinalan rahatlıkla fonsuz ve gümıüksüz yurda girebilmektedir. Yol, baraj, enerji ve diğer tüm altyapı yatuımlamu mutlaka en kısa za manda tamamlamak zorunluluğunda olan Türkiye'nin iş makinalanna bü yük çapta ihtiyacı vardır. Bu nedenle iş makinalan sanayinin hiç olmazsa bir müddet için devletçe desteklenmesi şarttır. İş makinalan Sanayi'nin yurdumuzda gelişmesi için mutlaka en son tek nolojiyi içeren makinalann imal edilmesi şarttır. Yerli dizayn veya yur dumuzda gelişmemiş bir iş makinalan sanayi 0e toplamacı üretimle bir yere varmak mümkün değildir. Bu sanayinin hakiki anlamda büyümesi için öncelikle yüksek teknoloji transferine ve yabana sermayeye gerek vardır. Yabana sermayenin bu konuda yatırım yapması için uzun vadeli kolaylıklar gösterilmeli ve bu konuda uzman çok uluslu şirketlerin Tür kiye'de üretim tesisleri ktırmalan ve buradan iç ve dış pazara dönük satış yapmalan sağlanmalıdır. Yüksek teknolojinin nisbeten ucuz işçilik ile birleştirilmesi Türkiye topraklarında yapılmalıdır. Bu makinalar sanayi gelişmesi için en önemli fırsattır. BEKLENTİLER 1 — 84.22 ve 84.23 G.TJ.P.ları içinde kalan iş makinalarmın gümrük nisbeilerinin diğer otomotiv ürünleri gümrük nisbetlerine çıkarılması ve ya sadece imalatçdann ' kendi imalatlarında kullanacakları cJc.d. parçalann ithalatında gümrük vergilerinin %1 nisbetine indirilmesi. 2— Halen komple iş makinalan ithalatında CİF bedel üzerine uygulan makta olan %30 luk fonun asgari bir seviyede muhafaza edilmesi. - 71 - 3 - Türkiye'de halen imal edilm ekte olan iş m akinalarınm eşdeğerinin teşvik belgesi yoluyla gümrüksüz ve fonsuz ithal edilm elerinin m utlaka önlenmesi Ayrıca D PT'na b aşvuran ve iş m akinalarınm ithalatını öngören her projeye teşvik verilm em esi ve teşvik belgesinin sadece ç o k önemli ve belirli adedin ve kapasitenin üstündeki m akinalara verilmesi. 4 — Teşvik belgesi ile yapılan ithalatta sağlanan K DV ödem esinin tecil edilmesi uygulam asının ihracat savılan yurt içi satışlarda da uygulanması n a temini 5 - Şayet 3. m adde de belirtilen husus serbest piyasa politikası ile ça- faşıyoısa, BY KP’ııda bulunan sektörel ilkeler ve politikalara uygun ola rak 1986 yılı program ında "Y atırım ların ve Döviz Kazandırıcı Hizm etle rin Teşviki ve Y önlendirilm esine A it E saslar" ve bunlarla ilgili 86/1 sa yılı tebliğe göre; yatırım cıya yerli firm adan tem in e ttiğ i yatırım m alların da % 15 yerine, yüzde 20 oranında teşvik pirim i uygulam ası yatırım cının ithal oyunu seçm esi halinde ise M erkez Bankası tarafından yüzde 5 ora nında kesilen pirim in yüzde 10 oranına yükseltilm esi. Ş im di yüzde 15 dan ve yüzde 2 0 'y e arttırılm ası istenen teşvik pirim inin m utlaka kağıt ferin d e kalm ayıp, süratle uygulanm ası. 6 — 1986 yılı program ının "Yatırım Mallarının Kullanılm ası bölümünün 6 nolu paragrafında "Kuruluşlarca satın alınacak iş makiııalarında yurt düzeyinde yaygın servis ve y ed ek parça imkanlarını teşvik edebilen mar kalar tercih edilecektir" ibaresinin bir tem enniden ötey e giderek bir şart haline dönüştürülmesi. 1986 yılı ithalat Y önetm eliğinin eki 'ith a la t 86 7 sayılı tebliğde \e r alan maddeler için aranan "Bakını O narım ve Servis G arantisi Yeterlilik -72- Belgesinin" 84.22 ve 84.23 pozfeyonfefa giren İş makinalan ithalatında da aranması.' 7 — 1986 yılı programının "Yatırım Mallarının Kullanılması" bölümünün 11 nolu paragrafındsP’Bütün kamu korum ve kuruluşları (Belediyeler ve bunlara bağlı kuruluşlar dahil) yatırım mah atomlarında, yerli sanayinin daha fada iştirakirie imkan tanımak özere, düzenli atalıklarla ve uygun miktarlarda ihaleye çıkacaklardır.) tedbirinin temenniden öteye götfiriilerek bu konuda DPT bünyesindeki Standardisazyon Komitesinin daha aktif ve düzenleyici bir rol oynamasının sağlanması. SAVUNMA SANAYİ: Otomotiv sanayinin ağır sanayi sektörü olan iş makinaları sanayi, savun ma sanayindeki personel taşıyıcı, tank gibi zırhlı araçların imalatına en yatkın bir sanayi koludur. Bü nedenle, gelişmiş iş makinalan fabrikaları kolaylıkla savunma sanayinde aktif rol alabilirler. Bir Paletli dozer Oe bir tank veya paletli personel taşıyıcısı ile oldukça karakteristik benzer likleri vardır. Gelişmiş bir inşaat makinası fabrikası kolaylıklı savunma sanayi için ataçlar üretmeye veya mevcut araçların modernizasyonunda görev ala bilir. Bu şu anda geliştirilmeye çalışılan savunma sanayi açsından çok önemlidir ve inşaat makinalan sanayinin neden elinden tutulması gerek tiğini gösteren diğer küçümsenmeyecek bir nedendir. - 73 - V -D Ü N Y A D A VE TÜ RKİYE'DE T A Ş IT ARAÇLARI YAN SANAYİİ I-G İR İŞ : Karayolu taşım acılığında bir reform unun başlandığı, başka bir deyişle "KARAYOLLARI GENEL M ÜDÜRLÜGÜ'nün kurulduğu 1950 yılında yurdumuzda; 13.500 a d e t otom obil, 3.750 adet otobüs, 15.500 adet kamyon olmak üzere toplam 32.750 adet m otorlu araç bulunmaktaydı. H. Dünya savaşı esnasında, uzun yıllardır biriken dövizlerle, 1950 yılın dan sonra yurda yabancı menşeli araç ithali başlam ış ve bu ithalat sıra sında bugünde olduğu gibi belirli standartların tespit edilmeyişi. Türki ye'yi bir açık pazar haline getirmiş w her marka-model ve tipte araç yuıda sokulm uştur. Yerlileşme çalışmalarına başlandığında, bu çok çe şitli araçları yurda ithal eden distribütör firma veya kuruluşlar "MON TAJ SANAYİİ" adı altında otom otiv sanayiinin ilk üreticileri durumuna geçmişlerdir. Ancak, bu gelişmeleri disipline etm ek için 14 Nisan 1964 tarihinde yüriirlüğe giren "MONTAJ SANAYİİ TALlM ATI"nın uygulan ması sırasında, üretim in ilk ithalat girdiğinde olduğu gibi-gene belirli standartlara uygun yapılm ayışı Marka-model ve tiplerde standardizas yona gidilmemesi, bugüne kadar ki planlar da çeşitli tedbirler öngörül mesine rağmen genellikle plan tedbirlerine uyulmaması bu sektörün şu anda içinde bulunduğu yapıyı ortaya çıkarm ıştır. Gerek içinde bulunu lan durumun iyileştirilm esi gerekse dışa açılmadaki gecikmelerin tela fisi için, 1-2 yddır O tom otiv sanayiinin yönlendirilmesi konusu gündeme getirilerek çalışm alara başlanm ıştır. -741 - KAPSAM VE TANIM: Bilindiği gibi 1964 yılında % 15lik bir yerli oranla imalata başlayan ana sanayimiz bugün ortalama % 85 seviyesine ulaşmış bulunmaktadır. Bu noktaya ulaşmada "MONTAJ SANAYİİ TALİMATI" ile "SANAYİ VE TİCARET BAKANLIĞININ'' çok olumlu katkıları olmuştur. Montaj Sanayii talimatının yönlendirmesi üe yan sanayimiz, otomotiv sektörüne çok çeşitli hizmet verirken bir yatıdan da sanayimizin milli leştirilmesine, dışa bağımlılığın azaltılmasına ve döviz çıkışlarında bü yük tasarrufların sağlanmasına, ihracatla da ayrıca yurda döviz getiril mesine yardımcı olmuştur. Otomotiv endüstrisinin sağlıklı olarak analiz edilebilmesi ve yönlendirilmesi için öncelikle Kara yola taşıtları sanayi mizin sınıflandırılması gerekmektedir. TAYSAD olarak, 1982 yılı ikinci yansı ve 1983 yılı başlarında "KARA YOLU TAŞITLARI İMALAT SANAYİİ ÖZEL İHTİSAS KOMİSYONU"na önerilen aşağıdaki sınıflandırma halen bize uygun gözükmekle beraber ilgili tarafların bir araya gelmesi ile bu tanımlama geliştirilerek son şeklini almalı ve bu suretle Kamu ve özel bütün kuruluşlarının kav ram birliği sağlanmalıdır. A - SEKTÖRÜN SINIFLANDIRILMASI: I - OTOMOTİV ANA SANAYİ n - otom otiv yan sanayi I - OTOMOTİV a na sanayi A - YOLCU TAŞITLARI 1. Otobüs - 75 2. Midibus 3. Minibüs 4. Otomobil 5. MotosikJet-Mopet B - YÜK TAŞITLARI I —Çekici-Romork-Yan Rom ork 2. Ağır hizmet kamyonları 3. Orta hizmet kamyonları 4. Hafif hizm et kamyonları 5. Kamyonet diye Od ana grubu, aynca birde ilgili sanayi sahasını kapsar. C -İL G İL İ SANAYİİ: 1. Tarım Traktörleri 2. İnşaat - Iş ve kazı ma kin a ve araçları 3. özel maksatlı araçlar (Belediye, yangın v.s.) 4. Kuvvet makinaları 5. Askeri araçlar A - I. ANA SA N A Y İİN İN SINIFLANDIRILM A SI: Genel olarak otom otiv sanayii ekonom ileri sürükleyici önemli bir kaç sanayi kolundan biridir- Hem kendi üretimleri ve saüş sonrası hizm et lerinde, hemde bir taşıta giren bine yakın parçayı aldığı yan sanayilerde yarattığı iş hacmi ve istihdam ile, ekonomiyi sürükleyici rol oynarlar. Bu nedenle ülkeler bu sanayiye önem verirler, kurulmasını ve geüşn^sini sağlamaya çalışırlar. A - TÜRK OTOMOTİV ANA SANAYll B - YAN SANAYİİ A - TÜRK OTOMOTİV ANA SANAYİİ: Türkiye'de 1964 yılından sonra kurulmayı başlayan traktör, kamyon, otobüs ve nihayet otomobil sanayileri, tam tir ithal ikamesi sanayii şeklinde ve günümüze kadar dış rekabete karşı tamamen korunmuş ola rak gelişmiştirGenelde, komple araç yerine dağınık parçabım (CKD) ithal edilmesi ve montajının ülkemizde yapdmasrbunu yaparken de giderek artan bir şe kilde, bir kam parçalara yetil kaynaklardan alınması ülkemizde güçlü bir otomotiv yan sanayiinin kınulmasına olanak sağlamıştır. Otomotiv sanayii içerisinde otomobil sektöründe teknoloji yüksek, tam seri üretim şeklinde ve karoseri tamamen presürânü olduğundan maliyet •yüksektir. Halen genelde kriz içinde de olsa, dünya otomobil sanayii Oe rekabet edebilmeleri olanaksız görülmektedir. Otomobil sanayimizin AET ortaklığından zarar görmesi kaçınılmazdır. Ancak mevcut fabrikaların herbirinde birer AET firması ortak olduğuna göre bu ana llsansör firma ile işbirliği yapılıp, boşluklardan yaralanarak bazı özel tipler geddirip yaşama gücüne ulaşabilir. Traktör, kamyon, kamyonet, çekici, treyler, otobüs, midibüs ve minibüs lerden oluşan ticari taşıtların imalatında masraflı pres işçiliği azdır, azaltılabilir. Kullanılan üretim teknolojileri ülkemizde kolaylıkla uygu- - 77 bnabflmekte ve genelde emeğe yönelik çelik kontriksiyon tarzında yaplan üretim, ço k yüksek olmayan belli bir üretim adedinden sonra fazla d ü şm em ek ted ir. Bu nedenle bu sanayi kolunun dış rekabete dayanma şansı olabilir. Genelde kalite, gelişmiş ülkeler kalitesine yakındır veya getirilebilir. Ad sanayide 1970’Iî yıllardan beri ihracat yapılm aktadır: ihracat genelHfe orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkelerine olm aktadır. Kamyon, çekici ve otobüs maliyetlerinde, halen % 15-20 daha pahab olduğumuz tahm in edilmektedir. Avrupa sanayiinde kapasiteler büyük, hammadde girdi fiyatları düşüktür- Buna karşılık Türkiye'de işçilik, düşiktür. AET koşullarında çalışılabildiği taktirde ucuz ve kaliteli hammad de^ gümrüksüz ithalat ve ucuz finansman ve işçilik avantajı da korunarak maliyetlerimiz A ET'nin altına inebilecektir. Halen kurulu: 7'si kam yon (yıllık kapasite 61200 adet), 51 kam yonet, 2Tâ çekici 5 'i minibüs, S'ü otobüs (yıllık kapasite 13460) ve 9'u traktör (ydhk kapasite 122000) üreten 18 kuruluş ancak firma model ve tip azaItdması (birleşm e sabnalm a ya da tasfiye suretiyle) halinde otom obile gö re şanslı olabilir. Genel de dışa açılış (A ET'ye uyum döneminde) çok dikkatli olunması ve bu sektörün rekabet gücünü artırıcı bir özel program hazırlanıp uygu lanması yararlı olacaktır. B - YAN SANA Y ll: Otomotiv yan sanayii otom otiv sanayimden bağımsız olarak değerlendi rilemez, gerek yenOeme piyasasında, gerek üretim sürecinde otomotiv - 79 - sans anlaşmalarıyla, diğer bir kısmı yerli olanaklarla sağlanm ıştır. Yan sanayiide hakiki anlamda 300 olan, küçük atölyelerle birlikte 1000'in üze rinde firma bulunmasına karşın toplam üretimin parasal değerinin yak laşık % 50'si 40 kadar büyük kuruluş tarafından gerçekleştirilmektedir. Büyük yan sanayii kuruluşları dışında kalan, firmalar genellikle içe dö nük, fiyat ve kalite yönünden dış rekabet şansı az olan bir yapıda bulun maktadır. İhracat için gerekli personel, istihdam tanıtım, dış ilişkiler harcamalarını yapmaları güçtür ve dış piyasa araştırması hemen hemen hiç yok gibidir. Oysa yan sanayi, verimliliğini arttırm ak, artan maliyetleri karşılayabilmek için imalatını çoğaltm ak, dış pazarlara yönelmek zorun dadır. Dış pazarlara açılarak rekabet edebilmenin bir başka koşulu da kalite kontrolüdür ki, bunu gerçekleştirm ek için ekipman ve teçhizat yatırımı yapmak bugünkü ortam da pahalı bir yatırım gibi görünmekte ise de yan sanayii bunun gerekliliği bilincine erişm iştir. Otomotiv yan sanayiinde ihtisaslaşma arttığı oranda maliyetler düş mekte, kalite artm aktadır. Türkiye’de ise model ve tip enflasyonu nede niyle, ana sanayiiden kaynaklanan sorunlar ihtisaslaşmayı engellemekted*. Türkiye'de otom otiv sanayiinde 20'den fazla firma ço k çeşitli tipte araç ûıetmektedir. Bu firmaların ekonom ik üretim ölçeklerine göre düşük adetlerde üretim yapmaları sonucu, yan sanayii firmalarının çoğunluğu da ekonomik üretim hacmine ulaşamayan talepler nedeniyle değişmesini w dışarı açılma sürecini büyük ölçüde etkilem ektedir. Ayrıca ana sanayiide firma ve tiplerin çokluğu, yan sanaviidc çok ayrı çeşitte tiplerden, az sayıda üretim yapılmasını gerektirmekte bu da ma- -80liyetlerin yükselmesine yol açmaktadır. Parça imalatında özel tezgahlar yerine birkaç değişiklikle farklı parça imal edilebilen tezgahlar kullanıl maktadır. Oysa gelişmiş ülkelerde yıl boyunca tek parça imal eden ve tam kapasite çalışan tezgahlarla şu durumda rekabet edebilmek oldukça güçtür. Tezgahların değişik parçalar için, sık sık değiştirilmesi verimi % 30- % 50 düşürmektedir. Ülkemizde üretimde bulunan küçük yatınmlı firmaların, çeşidi az üretim adedi çok olan parçaları imal etmesi, küçük işletmelerin genel gider paylarının sağlandığı avantajla maliyetleri düşüre bilecektir. Otomotiv yan sanayiide, yabancı lisans altmda.lisansör firmalardan sağ ladığı teknoloji ve knowhow ile çalışan firmalar kalite ve firma büyük lüğü açısından dış piyasa ile rekabet edebilecek düzeydedir. Ancak iç piyasadaki hammadde fiyatları ve düşük kapisite fle çalışmak zorunlulu ğu maliyetleri yükseltmektedir. Aynca yüksek eneıji maliyeti de top lam maliyetleri olumsuz etkilemektedir. Sonuç olarak Türkiye'de otomotiv yan sanayii bugünkü görünümüyle AET ülkeleri fle rekabet edebilme şansı öncelikle iç piyasada izlenecek ana sanayii üretim politikasına bağımlı bulunmaktadır. OTOMOTİV YAN SANAYİİ KURULUŞLARI: 1. Organize olmuş büyük kuruluşlar, 2. Y an organize kuruluşlar, 3. Küçük kuruluşlar. - 81 - 1. ORGANİZE O L M U Ş B ÜYÜK K U R U L U Ş L A R : Bunlar genellikle yabancı lisansla çalışan m akina parkı yeterli, kalifiye teknik elem an ve işçilerle çeşitli üretim yapan, kalite kontrol anlayışı ve teşkilatı bulunan ve h a tta ihracata yönelen kuruluşlardır. Bu firm alar için sorun-bütün firm alar için olduğu gibi çok çeşitli model marka ve tipler dolayısıvle sık sık üretim çeşid in in değişm esi veya cins başına düşen p a rç a adedinin azlığından doğan m aliyet artışlarıdır. üretimi büyük bir oranda 7c 75 ve üzerinde ara malı (orginal Equipment) olarak yerli oto m o tiv sanayiine satan bu grup sanayicilerin 7c 80'iT A Y SAD üyesidir. 2. YARI O R GA NİZE K U R U L U Ş L A R : Makina parkı yetrli seviyeye gelm ek üzere olan, küçük saııayiide işe başlayıp kendi kendini y e tiştire n ve teknik kadrosunu güçlendirip üre tim yapan birim leridir. Ü retim inin takriben 7c 50'sini ara malı olarak yer li otom otiv sanayiine, 7c 50'sini ise yenilem e piyasasına satan kuruluş lar durum undadır. Kalite kontrol teşkilat ve teç h iza t sistem olarak benim senm iş ancak he nüz oturm am ış, daha ç o k ana sanayi firm alarının kalite kontrol teşki latından istifade eden kuruluşlardır. 3. KÜÇÜK K U R U LU ŞLA R : Belli bir resm e bağlı olarak veya parçanın taklid edilerek imal edildiği kuruluşlardır. re düşük olması, 3 — AET ülkesindeki o to m o tiv ana sanayi firmalarının üretim adetlerinde üretim yapabilecek, diğer b ir ifade ile ekonom ik büyüklüklerdeki yan sanayi kapasitelerine sahip bulunam am ası, 4 — Ana sanayi firm aları yan sanayi mamulü alını politikalarını büyük boyutlarda A ET ülkesine göre tespit etm iş olmaları, 5 — AET ülkelerinin kalite ve fiyat açısından kısmen giderilmiş olmasına rağmen tereddütlerinin halen devam etmesi. Bu durum karşısında ihracattaki satış potansiyelim iz kısa ve orta vadede, yenileme piyasasında olabilecektir. Bu izahatım ızdan anlaşılacağı üzere, orta ve kısa vadede yan sanayimi zin gelişmesini büyük boyutlarda yurdum uzdaki otom otiv ana sanayim deki gelişm eler etkileyecektir. Ülkemizdeki ana sanayinin 1960 lard an itaberen gelişm eye başladığını tahminen geçen 25 yıllık süre zarfında bu endüstride, büyük boyutlarda ki korum alara rağm en, m eydana gelen krizler ve diğer çalışm aları nede niyle yapılan araştırm alarda tüm Özel ve Kamu kuruluşlarının tespit et miş olduğu bir sonuç vardır. O da, Türkiye gibi bir ülkede bu m iktarlarda marka ve tip üretiminin eko nomik olm adığıdır. Bu nedenle, yurdum uzda ekonom ik boyutlarda bir otom otiv endüstrisi kurulam am ış diğer bir ifade ile ithal ikame politika sı izlenerek içe dönük bir politika içerisinde endüstri bugünkü duruma -82- Ana sanayii firmalarından ziyade piyasaya yönelik çalışırlar. Kalite anla yışı bulunıVıâyıp daha çokyenflemepiyasasına hitap1ederler. Disipline edilmesi gereken kuruluşlar ölupı bunjar TAYSAD'a üye ola rak alınmamaktadırlar. Yukarıdaki aynmdan göriüecejjf özere, üretimin;büyük bir kısmını ya da 2'nci maddede belirtildiği üzere %,50 civanındaki -kısmın! otomotiv ana sanayiine satan yan sanayii firmalan büyük boyutlarda otomotiv ana sa nayii firmalarının üretim adetlerine ve kapasite kullanım oranlarına ba ğımlı olmakta ve dolayısıyla ana sanayiideki değişimlerden direkt olarak etkilenmektedir. 3'üncü madde de belirtilen yan sanayii firmalarının üretim adetlerinden daha az oranlarda etkilenmektedir. Yan sanayiinin yukarıda belirtilen satış potansiyelleri yanısıra ihracat bir diğer satış potansiyeli olmaktadır. ■ ■• i; . Bu ise, genellikle dış ülkelerde yenileme piyasalarına yapılan satışlar şeklinde olmaktadır. Yabancı otomotiv ana sanayi firmalarına ara mamul satışı bu aşamada mümkün olmamaktadır. Bunun başlıca nedenleri şöyle sıralanabilir: 1 —Yapılan lisans anlaşmalarındaki ihracat kısıtlamaları, 2 - AET Ülkelerinin birbirlerinden yaptıkları ithalat ve ihracatlara uygu lanan gümrüklerin ve diğer vergilerin, AET dışı ülkelerden yapılanlara gö- -84- getirilmiştir. Otomotiv ana ve yan sanayiinin gelmiş olduğu noktadan ekonomik bü yüklüklerde üretim yapabilmesi öncelikle üretimde marka ve tip yönün den dışa açılabilmemiz için gecikilmeden bir devlet politikasının tespiti zarureti vardır. Bu tespit belli boyutlara gelmiş a»a ve yan sanayiinin kendisini yenile me ve dışa gereğince açılabilme gayretini verecektir. Aksi takdirde, eko nomik büyüklüklerde olduğu kabul edilebilen, tıaktâf ve otobüs dışında diğer otom otiv sanayi mamullerinin AET içinde rekabet şansları üzü lerek belirtm ek isteriz ki çok azdır. Bu nedenle, firma, marka ve tip azal tılması yönünden bir politikanın tespitini zaruri görmekteyiz. Bunun tabii sonucu yan sanayi mamulü üretiminde de aynı ekonomik bü yüklüklere ulaşılarak ve sonuçta ana mamule göre rekabet edebilme şan sı daha çok olan bütün yan sanayi mamullerinin satışında büyük bir şans elde edilmiş olacaktır. ÖNERİ VE GÖRÜŞLER: 2000 Yılında Türk Otomotiv Yan Sanayiinin hangi noktaya geleceğini araştırm adan önce, günümüzden 2000 yılına kadar yapılması gerekenleri sıralamak daha faydalı olacaktır. Bilindiği gibi, yerli yan sanayi üretimini rekabete itmek ve kalitesini yük seltmek amacı fle ithalatın giderek daha büyük oranda libere edilmesi beklenmektedir. -85 - Ancak genede yerli sanayiyi k o ru m a k için fon uygulam ası devam edecek tir. U nutm am ak gerekir ki, A E T ile yapılan R om a ve A nkara antlaşm asına göre 1985 yılında o to m o b il ith a la tın d a güm rük nispetinin (0) olamısı gerekiyordu. G ene bu a n tla şm a y a göre 1995 yılında bütün yan sanayi m am ullerinin güm rük n ispetlerinin (0) olması lazım geliyor. Buna rağm en o to m o b il ith a la tın d a fonların giderek artm ası 1995 yılında da Gümrük V ergilerinin (0) olm ayacağı intibağını verm ektedir. 1. F o n la n n yerli yan sanayiinin gelişm esi ve ilerde rek ab et şansının ha zırlanması için g e rçek çi tesb it edilm esi, 2. Dış pazarlarda b a şan lı o lm ak için büyük ölçekli yan sanayi k u ru lu ş ların teşvik edilm esi ve küçük ö lç e k li yan sanayi kuruluşların birleşm ek suretiyle büyük k u ru lu şlar haline gelm esinin teşvik edilm esi, 3. İth alat yerli sanayii aley h in e giderek büyüyecektir. Ç ok ç e şitli m arka ve m odelde a ra ç T ü rk iy e'y e girdiği için bunların y ed ek p arçalarının uzun vadede yerli üretilm esi z a y ıf bir ihtim aldir. İşte bundan dolayıdırki düşük kapasitede çalışm a devam edebilecektir. Bunun önleyebilecek ana m am ul ithalatında nota uygulanm ası p olitika sının izlenmesi 4. Yabancı serm ayenin yan sanayii, yatırım ı ve o rtaklığı için teşvik edil mesi, -86 - 5. Serbest piyasa ekonomisinde teşvikle ve korumacılıkla yeni politika ların tesbit edilmesi, Türkiye'nin serbest piyasa ekonomisine geçişini destekleyen ülkeler bile, bizim ürünlerimize karşı korumacılık politikası uygulanmaktadır. 6. İthal ikamesi politikasının dışa açılma politikası ile bağdaştırılması. Dış ödemeler dengesi sürekli açık veren bir ülkeyiz. Ekonomik faaliyetleri aksatmamak için ya yeni döviz kaynaklan bulmak veya dış borç almak mecburiyetindeyiz. Yıllardır dış borçların altında eziliyor. O halde tercih yolu dışa açılmak olmalıdır. Bunun içinde ithal ikamesi amacına göre kurulan firmaları dışa açılmağa zorlarken programlı bir geçiş dönemi kuraOan uygulanarak yapı değişik liğinin sağlanması başarılmalıdır. 7. Otom otiv yan sanayiinde avantajlı olduğumuz konuların uzun vadeli programlanması; Rekabet şartlan Türkiye'deki üreticilerin zararına bozul mayacak şekilde bir araştırma yapılmalıdır. Maliyet yönünden konuya eğildiğimizde emek yoğun ve ölçek ekonomisi sağlanan üretim konularında rekabet şansımız olabilir kanısındayız. 8. Yan sanayine yeni girecek firmalar için ekonomik üretim kapasitesi ve dışa açılma şartı aranması. Yeni firmalar için dış pazarlarda rekabet edebilecek yapıdaki kuruluş lar teşvik edilmelidir. Aynca yeni teşvikler verilmeden önce mevcut fır- -8 7 - malan durum u m u tlak a g ö z d e n uzak tu tu lm am alıd ır. 9. Küçük ö lçek li k u ru lu şla rın dış pazarlar için im kanlarının birleştiril mesi; Düşük a d e tle rd e ü retim b ir ç o k y an sanayii k u ru lu şu n u n gelişmesi ni sınırlı t u t m a k t a buda m a liy e t en flasy o n u n a sebep o lm a k ta d ır. Ayrıca, ana sanayinin ken d i bü n y esin d e p a rç a ve aksam üretm esi eğilim i boş kapasitenin bir b a şk a n ed en id ir. Maliyeti düşürm ek için, sta rd iz a sy o n h arek eti m u tlak a yapılm alı, hem de çok hızla yapılm alıdır. 10. T eknoloji p ro b lem in e kalıcı çözüm bulunm ası tek n o lo jik yetersizlik küçük b o y u tlu yan san ay in in belli kesim i için ayrı bir problem dir, yeni teknoloji adı a ltın d a , te r k edilm iş tek n o lo jileri yıllar so n ra yurda getir mek önem li ö lçü d e ek y a tırım g e rek tirm ek ted ir. Üretim ad etlerin in düşük olm ası sebebiyle m odel d e ğ iştirm e gerçi tek nolojik gelişim a ç ısın d an b ir darb o ğ azd ır. Ayrıca Ar-ge çalışm aları için harcanan giderleri de bu n a ilave edersek birim başına düşen pay bizi rek a b e t sahasında gerilerde b ırak tırm ak tad ır lar. Bütün bunlara rağm en yen i m odellere d e ih tiy aç vardır. Lisansla üretim satışta bir sınırlam a g e tirm e k te d ir. O h ald e tek n o lo ji üretim ve yabancı teknoloji transferi k o n u su n d a serbest piyasa ekonom isi uygulam alarının yeni im kanlarını da d e ğ e rlen d irm e k te y a ra r vardır. 11. Yan sanayii m am ullerini ihracaatla teşvik ted b irleri ile desteklen -8 8 - mesi; Birleşmiş Milletlerin bir raporunda kalkınmakta olan ülkelerde me sele otomobil üretiminin ekonomik olmadığı, ancak belirli parçaların imalatında uzmanlaşmış, ihracatı düşük yüksek kapasiteli yan sanayi kuruluşlarının bu ülkeler için daha uygun olacağı belirtilmektedir. Türkiye'de de artık uluslararası standartlarda üretim yapan otomotiv yan sanayii firmaları mevcut olup, yeterli alt yapıya sahiptirler. Bu açıdan dış pazarlarda daha başarılı olmaları için yeni düzenlemelere ihtiyaç vardır. SONUÇ: Yukarıda belirttiğim iz hususlar, genelde otomotiv yan sanayiinin bugün kü durum unu ve alınması gerekli hususların özetle arz etmeye çalışma şeklinde olm uştur. Buradan hareketle ulaştiğmuz en önemli husus; 1. Dış pazarda başarılı olabilmenin birinci şartı iç pazarda güçlü olmaya bağü bulunmaktadır. Bu nedenle yan sanayii firmalarını iç pazarda teş vik edici, dış rekabete karşı kuvvetli kılıcı devlet politikasının izlenmesi gereklidir. 2. Otom otiv ana sanayinin çok çeşit, tip ve modelde yaptığı üretimin ekononomik ölçeklerde yan sanayi mamulü üretimine imkan vermemek te bu suretle ana sanayii ile birlikte yan sanayiide büyük zorluklara du çar olmaktadır. Bu durumu önleyici firma birleşmelerini ve tip, model azaltılmasını teş vik ve yönlendirici devlet politikası izlenmelidir. 3. Otomotiv ana ve yan sanayii kuruluşlarının ekonom ideki sürükleyici vasfının dikkate alınması ve ihmal edilmemesi gerçeğinden hareketle AET ortaklık dönem ine kadar bu firmaların akılcı politikalarla koruyu cu, teşvik edici ve rekabete hazırlayıcı alt yapı politikaların tespiti gereklidir. MOTOR SANAYİİ - 93 - 1. DÜNYADA M O TO R V E G E L İŞ İM İ 1.1. M O TO R LA R IN TA N IM I V E SIN IFL A N D IR M A İçten yanm alı m o to rla r, ç o ğ u n lu k la sıvı halindeki yakıtların sahip ol dukları enerjileri ç e şitli term o d in a m ik çevrim lerden sonra hareket ener jisine çeviren sistem lerd ir. Belli başlı iki çevrim vardır. B unlardan birincisi O tto , İkincisi de Diesel çevrimidir. H er iki çevrim in de iki ve d ö r t zam anlı uygulam aları vardır. Büyük s ta sy o n e r ve gemi m o to ru o lara k iki ve d ö rt zamanlı Diesel'ier, iş m akinaları ve büyük ticari a ra ç la rd a D ört zam anlı Diesel'ier,binek o to mobillerde d ö r t zam anlı Diesel veya O tto 1ar, iki tekerlekli araçlarda da genellikle iki zam anlı ve so n yıllarda d a yaygın olarak d ö rt zam anlı O t to motorları k u llan ılm ak tad ır. Otto ve Diesel m o t o r u n u n d ışın d a gaz türb in leri ve W ankel m otorları da vardır. M o to rlu ta şıtla rd a fazla bir uygulam a alanı bulam ayan gaz tür binleri yaygın o larak u ç a k la rd a ve enerji santrallarında kullanılırken, VVankel m o to rla rı da yalnızca bir J a p o n firm ası tarafından üretilm ekte ve binek o to m o b ille rin d e k u llan ılm ak tad ır. A ncak ne gaz türbinleri ne de VVankel m o to rla rı m o to rlu a ra ç la rd a yaygın bir şekilde kullanılm a m aktadırlar. Bilindiği gibi O tto m o to rla r sab it hacim de yanm alı m otorlar olarak da bilinir. 4 zam anlı bir O tto m o to ru n d a hava y a k ıt karışım ı em ildikten so n ra sıkıştırılır ve buji yardım ıyla p a tla tılır ve iş elde edilir. O tto m otor larında yüksek o k ta n sayılı h a fif yağ lar (benzin, alkol ve gaz gibi) kulla- -94mlır. Sıkıştırma oranı 10-12 ye ve termik verimi de % 22-30'a kadar çı kar. Diesel motorlar ise sabit basınçta yanmalı motorlar olarak bilinir. 4 za manlı bir Diesel motorunda hava dolu silindir pistonla sıkıştırılır ve üst ölü noktada silindir içine 100-200 bar basınçta yakıt püskürtülür ve yan ma sağlanır! Diesel motorlarında ytikseİc Cetan ve düşük oktan saydı ağır yağlar (Mazot ve gazyağı gibi) kullanılır. Sıkışfcurma oram 14-22 arasında dır ve yüksek sıkıştırma oranından dolayı da termik verim % 32-40 ara sındadır. D ört zamanlı motorlarda dört zamanın ancak birinde iş elde edilirken iki zamanlı m otorlarda iki zamanın bîrinde iş elde edilir. Bu avantaj larına karşın ila zamanlı motorların yakıt tüketimlerinin çok olması bu motorların kullanım alanlarını daraltmış ancak hafiflik ve ucuzluk gereken yerlerde (motorsiklet, küçük stasyoner m otor ve deniz motorla rı) kullanımı zorunlu olmuştur. 1.2. MOTOR KONSTRÜKSIYONUNDA GELİŞMELER Nikolaus August OTTO 1867 yılında OTTO motorunun patentini aldı. G ottlieb D aim lerin konstrüktörü VVühelm Maybach 1890 da Ok dört si lindirli düz motorları, radyatörle soğutma sistemini ve kaıböratörii geliş tirdi. O tto motorları 1886 dan itibaren otomobillerde kullanılmaya başlanmış, böylece gelişme hızlanmış oldu. Devir sayasının arttırılması, ağırlığın düşürülmesi ve gücün arttırılması gibi çeşitli konstriiktif geliş meler yapıldı. 1925 yılında çift egzantrikli motorlann devir sayıları 7000 min‘ * e, 1.5 litrelik kompresör takviyeli motorlann göçü 90 PS'e çıktı. - 95 - Rudolf D IESEL 1892 yılında D İE SE L m o to ru n u n patentini aldı, 1925 yılına kadar basınçlı hava ile silindire püskürtülen yakıt daha sonra yük sek basınçla d ire k t o larak yanm a odasına püskürtülm eye başlandı. Daha sonra ön yanm a odalı ve türbülansh yanm a odalı diesel m otorlar geliştiril di. Diesel m o to ru n d a kullanılan m az o tu n v uruntuya direncinin benzine göre çok fazla olm ası, sıkıştırm a oranın ço k olm asına ve dolayısıyla da verimin yükselm esine neden o lm u ştu r. Bu nedenle Diesel m otorun kul lanımı özellikle büyük ve ticari araçlard a yaygınlaşm ıştır. Hatta hem yük sek verimi hem de yanm a tehlikesinin azlığından dolayı askeri araçlarda da yaygın şekilde ku llan ılm ıştır. Özellikle son y ıllarda Diesel m o to rla rd a tü rb o a şın doldurm a ve Intercooler uygulam alarının yaygınlaşm asıyla verim daha fazla arttırılm ıştır. Binek o tom obiller iç in hafif, devirli, ekonom ik ve m om ent güç karak teristiği O tto m o to rla rın a ç o k benzeyen küçük tü rb o Diesel m otorları nın geliştirilm esi, b in ek araçlard a Diesel m o to r kullanım ını a rttırm ış tır. M otor k o n strü k tö rle ri geleceğin m o to ru n u n üç silindirli en ç o k 1.5 litrelik 90-100 PS lik T urbo Diesel m o to r olacağını düşündürm ektedirler. Pek çok ş irk e t b u alanda hazırlıklar y apm aktadırlar. 1940'lı yılların so n u n a d o ğ ru F elix W ankel devrim yapan ro ta tif m o to runu yaptı. Prensip olarak d ö rt zam anlı bir m o to r olan bu m o to r 1970'li yılların başında üzerinde en ç o k d urulan m o to rd u . Parça sayısının az, hafif, küçük ve güçlü olm ası bu m o tu ru n Batı Alm anya ve Ja p o n y a ’da 2 Otom obil fabrikasında üretilm esini sağlam ış, h a tta , m otosiklet fabrika sı bile uzun süre k u lla n m ıştır. A ncak sızdırm azlık ve aşırı yakıt sarfiyatı gibi problem lerin çözüm lenem em esi bu m o to ru n O tto m otoruna rakip olmasını engellem iştir. -96- Şu anda Japonya'da bir şirket dışında üretimi olmayan bir m otordur ve aşırı yakıt sarfiyatı problemi hala ortadan kaldırılamamıştır. Tüm verim sizliğine ve olumsuzluklarına karşın dört zamanlı diesel .ve O tto m otor larının halen bir alternatifleri olmadığı görülmektedir. Motor üreticileri ve konstrfiktörlerinin alternatif bir m otor araştırması yerine mevcut mo torların iyileştirilmesi ve verimlerinin yükseltilmesi doğrultularında çalış malar yaptıkları bilinmektedir. Bu alanda yapılan araştırmalardan biri de mevcut motorlarda kullanılabilecek alternatif yakıtları araştırmaktır. Bilindiği gibi yeryüzündeki petrol rezervleri sınırlıdır. Yapılan bazı tah minlerde mevcut rezervlerin 207S yıllarına doğru tükeneceği belirtil mektedir. Bu dunum la alternatif yakıt araştırmaları başlatılm ıştır. Akla gelen yakıtlar sırasıyla hidrojen, doğal gaz, LPG ve şehirgazıdır. Gerek alt ısıl değerinin ve .yanma veriminin yüksekliği, gerekse de-hava kirlili ği yaratmaması ve ekle edilmesinin kolaylığından dolayı hidrojen gazı üzerinde ençok durulan alternatif yakıttır. Ancak bu yakıtın depolanması konusunda ciddi problemler vardır. Patlama tehlikesinin önlenmesi için alman tedbirler sistemi çok ağırlaştamıştır. Bu sistemlerin geliştirilmesi, ucuzlatılması, ağırlığın azaltılması ve yakıt tasarrufunun daha da arttırılması durumunda hidrojen benzin yerini alabilecektir. A lternatif yakıt olarak doğal gaz, LPG, Alkol veya şehir gazının k ullanılm ası daha çok hava kirliliğine karşı alınacak önlemler paralelinde gelişecek konulardır. Bu yakıtların oktan sayılarının ve yanma verimlerinin yüksek, benzin mo torlarına uygulanmalarının çok kolay ve ucuz olması şu an için önemli bir alternatif olmalarını sağlamaktadır, özellikle doğal gazın uygulanması için çalışmalar vardır. Ancak standart benzinli motorlara LPG veya do ğal gazın adapte edilebilmesi ancak sıkıştırma oranının arttırılması veya türbo kompresör takılmasıyla daha verimli ve cazip olabilmektedir. Al kol ise halen başta Brezilya ve ABD olmak üzere pekçok ülkede yakıt - 97 - olarak k u llanılm aktadır. A lte rn a tif y akıtların araştırılm asını zorlayan en önemli neden bazı ülkelerin egzoz gazı kirliliğine k a rşı ço k sıkı tedbirler almış olm alarıdır. M otorlu araç üreticileri araçlarında K atalizatör kulla narak istenen ş a rtla n sağ lam ışlar, b ö ylece a lte rn a tif y ak ıt araştırm aları da eski hızını k a y b e tm iş tir. Ş u a n d a ku rşu n su z benzin ve katalizatör kullanımı ile eg zo ztan ç ık a n zararlı m addelerin % 90 oranında engellen mesi mümkün o lm a k ta d ır. Bazı ülkeler vatandaşlarının benzinli araçların da katalizatör k u llan m aların ı teşvik e tm e k için araç vergisinden çeşitli m uafiyetler g e tirm işle rd ir. Bu şekilde katalizatö r kullanım ı yaygınlaş mıştır. Diesel m o to rla rın d a CO em isy o n u n u n benzinli m otora kıyasla rölanti devrinde 9 0 k a t, tam gaz devirinde de 10 k a t daha az olması di esel m o to rların ın hava kirliliğ in i ön lem ed e de önem li bir yere sahip ola cağını g ö sterm ek ted ir. Ö zellikle so n yıllarda büyük diesel m otorlarından küçük diesel m o to rla rın a d o ğ ru y ö n elen turbo-uygulam ası binek a ra ç larda yerini a lm ıştır. B enzinli m o to rla diesel m o to r arasındaki elastisite farkı küçük diesellerde tü rb o uygulanm asıyla o rta d a n kalkm ış, ortaya göç, m om ent ve elastisite y ö n ü n d e n benzin m otorlarına çok benzeyen, buna karşın hava kirliliği az ve e k o n o m ik bir m o to r çık m ıştır. Bilindiği gibi diesel m o to rla r tü rb o uygulam asına benzinli m otorlara göre daha yatkındır. -9 8 - 2. TÜRKİYE’D E ^O T O R VE GELİŞİMİ Bu raporda, konunun, karayolları taşıtlarında kullanılan motorlar yönün den incelenmesi ön planda tutulmuştur. Ancak bir m otorun bir karayolu taşıtında kullanıknası yaıunda aynı motorun tanm traktöründe de kul lanılması mümkündür. Nitekim bu tip uygulamalar diğer ülkelerde olduğu gibi halen Türkiye'de de mevcuttur. Bu durum dikkate alınarak konunun incelenmesinde ve tedbirler bölümünde traktör m otorlan ile ilgili bilgi ve görüşlere de yer verilmiştir. Gerek sulama maksadı ile tarımda kullanılan, gerekse bazı endüstriyel uygulamadın da konu olan 25 BG.den küçük m otorlar, bu çalışm a kapsamı dışında tutulm uştur. Türkiye'de 1955 yılında tanm traktörü imaline yönelinmesi ile başlayan m otorlu araç üretimi daha sonraki yıllarda kam yon, kamyonet, arazi tipi araç, otobüs ve minibüsü de kapsayacak şekilde imalat türlerini geliştir m iştir. Ancak montaj sanayii talimatının yayınlandığı 1964 yılına ka d ar olan dönemde, hemen tüm araç çeşitlerinin monte edildiği, fakat önemli bir yerlileşmenin de yapılamadığı görülmektedir. Tabiatiyle bu dönem de m otor imali konusunda, bir kısım ön fikirler dışında bir ge lişme olm amıştır. 1964 yılında yayınlanan Montaj Sanayii Talimatı, otom otiv sanayiine bir yerlileşme disiplini getirirken, motor sanayiinin belirli bir anlayış içinde ele alınmasını öngörmüştür. Bu anlayış, herşeyden önce her kuruluşun, istediği zaman basit bir montaj niteliğinde m otor üretimine başlamasını engellemiştir. Bunu sağlamak üzere Talimat, |j| —9 9 — "Motor ve a k ta rm a org an ları gibi ana ü n ite le rin " im al ve m o n tajın a baş lanmasını Sanayi B ak an lığ ın ın m üsaadesine b ağlam ış ve bu faaliy et için gerekli y atırım ın y e te rli dü zey d e olm asını ş a rt k o ş m u ş tu r. 1964-1968 a ra sın d a , m o to r ve a k ta rm a organları im aline yönelinm esi im kanları üzerinde c id d i bir şe k ild e d u ru lm u ş , ancak bu ünitelerin im alatı nın her fîrnıa b ü n y e sin d e a y rı ayrı g e rçek leştirilm em esin e çalışılm ıştır. Bu m aksatla, m u h te lif o to m o tiv k u ru lu şların ın o rta k olacağı bir şirket bünyesinde bu im a la tın yapılm ası ve im al edilecek m o to ru n , firm aların büyük ekseriyeti ta ra fın d a n ku llan d ab ilir bir m o to r olm ası üzerinde durulm uştur. S a n a y i B akanlığının y ö n len d ird iğ i b u ç alışm alar gerek o S®11 İÇ*11, gerekse bugün iç in d ah i u y g u n bir so n u ç k a b u l edilebilecek şe kilde 1968 y ılın d a so n u ç la n d ırılm ış tır. Buna göre T ü rk iy e'd e oto m o tiv kuruluşlarının ö n e m li bir kısm ının o rta k old u ğ u şirk e te Y abancı Ser maye K anunu ç e rç e v e sin d e izin verilm iş, yabancı o rta k olarak Perkiııs şirkete k a tılm ıştır. P e rk in s'in bir ç o k ülkede, b irç o k m o to rlu a ra ç imalcisi tarafından k u lla n ılm a k ta o lu şu ve T ürkiye'de im al edilen b ir çok traktör ve k a m y o n tip in d e a d a p te edilebilir bir m o to r o lu şu p ro jey e iyi bir çözüm görünüm ü v e riy o rd u . 1968 yıluıda proje hazırlık çalışm aları yürütülmüş, y a tırım yeri te sp it ed ilm iş ve tem eli a tılm ıştır. A ncak 1 9 7 0 yılında alınan e k o n o m ik ted b irle r O to m o tiv Sanayi m am u llerin e olan talebi büyük ö lç ü d e d ü şü rm ü ş ve p ro jen in o rta k la n , böyle bir y a tırım için pazarın y eterli o lm a d ığ ı ve kısa bir zam anda talep te önem li bir artışın olamayacağı k a n a a tin e v arm ışlardır. Bu tered d ü tler so n u n d a proje ip tal edilm iştir. -1 0 0 - 1970'lerin ilk yıllannda imalata başlayan Tofaş ve Renault otomobil fabrikaları, kendi araçlarının ihtiyaçlarını kendi fabrikalarında imal et meyi hedef almışlar ve yatırımlarını buna göre planlamışlardır. 1966 yılı sonundan itibaren otomobil imal eden Otosan, Sanayi Bakanlığının da temayüllerini dikkate alarak otomobil ve otomobil ile aynı motoru kullanan kamyonetlerinin motorlarını zamanla CKD olarak ithal etmeye başlamış ve belirli bir yerli muhtevaya ulaşmış ve sonra İnönü tesislerin de, ileride daha geniş bilgi verilecek olan motor üretim projesini gerçek leştirmiştir. Otomobil imal eden kuruluşlar böylece 1975 yılından önce, kendi ihti yaçtan olan benzin motorlarım imal eder düzeye gelmişlerdir. Otomobil dışındaki araçlarda kullanılan benzin motoru miktarının azlığı, bu ihti yaca karşılayacak bir imafet yatırımını ekonomik kılmadığından, sanayi Bakanlığı 1973 yılından itibaren benzin motoru kullanarak otomobil dışındaki araçları imal eden kuruluştan CKD ithalata yönlendirmiştir. 1970 ekonomik tedbirlerinden sonra motorlu araç talebindeki büyük dü şüş yaklaşık bir sene kadar devam etmiştir. 1971 ikinci yansında talep teki artış beklenenden çok hızlı olmuş adeta bir talep patlaması ile kar şılaşılmıştır. İmalatçı kuruluşlar beklenmedik bu talebi karşılayamaz ha le gelmişler ve 1972 imalatı daha önceki yıllatın imalat rakamlannı aş mıştır. Bu gelişim dizel motoru konusunu tekrar gündeme getirmiştir. -101- Bu dönem de hazırlanan üçüncü 5 yıllık K alkınm a Planı bu çekingenliği dikkate alarak "Ö zel Sektörün yatırım y a p m a k ta tereddüt gösterdiği konularda, özellikle m o to r ve aktarm a organları im alatında kam u sektö rünün öncülük görevi y apm ası" görüşünü o rta y a a tm ıştır. 1972 yılında ortaya çık an talep patlam ası, o to m o tiv k u ru lu şların ın m o to r yatırım ı k o nusundaki tered d ü tlerin i giderm işti. Bir kısım k u ru lu şlar kendi adına, bazılan d a d a h a önce Perkins projesinde old u ğ u gibi bir araya gelerek bir m otor yatırım ı yapm a girişim lerinde b u lu n m u şlard ır. Plandaki oldukça esnek ifade, böyle bir y a tın m d a kam u n u n m u tlak a ekseriyet hisseye sa hip olacağı bir k u ru lu şu n bu y a tın m ı yapm ası g erektiği şeklinde yorum lanm ış ve h iç b ir projeye m üsaade verilm em iştir. A ncak BMC Firm ası, kuruluş kararnam esindeki m o to r imali ile ilgili hükm e dayanarak yatınım geliştirm iş, d iğ er bir k a ç k u ru lu ş da m o to r m o n taj tesisleri kurarak dağı nık m o to r ith alin e başlam ışlardır. Her firm anın kullandığı m otorun ken di tesisinde m o n te edilm esi, belirli nisb ette yerli p a rç a kullanılm ış olsa dahi, dizel m o to ru konusunda kabul edilir bir çözüm olm adığından, bu eğilimin yaygınlaşm ası 1975 yılı öncesinde ilgili resm i kuruluşlarca en gellenm eye çalışılm ıştır. 1972 yılında, dizel m o to ru y atınm ı konusunda sıhhatli bir çözüm bulm ak ve konuyu her yönü ile tartışm ak üzere Dizel M otoru Sem pozyum u düzenlenm iştir. Bu sem pozyum vesilesi ile bir çok kuruluş, bu k o n u d a yatırım yapm ak üzere ön projeler de hazırlam ış ve Sanayi B akanlığına verm işlerdir. A ncak sem pozyum sonrası çalışm alar, bazı resm i k u ru lu şlar arasındaki görüş farklılıkları sebebi ile bir sonuca ulaştın lam am ıştır. Özellikle 1973 den sonra dizel m otoru konusunda kam unun ekseriyet hisseye sahip olduğu, h a tta tümü ile kam uya ait bir yatırım gerçekleştirilm esi fikri ağırlık k azan m ıştır. 1974 yılında dizel - 102 — motoru konusunda yapılacak bir yatıranın tüm sermayesi devlete ait bir kuruluş olması kesinleşmiş ve bu kuruluş hazırlıklarına başlanmıştır. 1975 yılında bu fikri gerçekleştirmek üzere TÜMOSAN A .Ş. kuruluşu gerçekleşmiştir. TÜMOSAN’ın kuruluşundan sonra da Türkiye'deki tüm dizel m otoru ihtiyacının bu kuruluş tarafından sağlanması fikri be nimsenmiştir. Bu sebeple 1980 yılına kadar hiçbir kuruluşa m otor imali için yatırım yapma izni verilmemiştir. Dolayısıyle, kararnamesine göre daha önce bu müsaadeyi almış olan BMC firması dışında hiçbir kuruluş, montaj dışında bir m otor imalatı yatırımı yapamamıştır. Ancak dizel mo toru imalini tek elde bulundurma görüşüne bir ölçüde ters düşen bir ka rar ile 1975 den sonraki yıllarda Sanayi Bakanlığı otomotiv kuruluşlarını CKD m otor ithaline zorlamıştır. Bu zorlama sonucu bir çok kuruluş mo tor montaj tesisleri kurmuş ve hatta bir kısmı bu faaliyetlerinde önemli sayılabilecek döviz tasarruf oranlarına da erişmişlerdir. TÜMOSAN'ın yatırımı ise gerekli iç ve dış finansmanın zamanda sağlanaması sebebi ile gecikmiştir. Projede kapasitenin çok büyük tutuluşu ve yerli parçaların mühim bir kısmının kendi bünyesinde imal edilmesinin hedef alınması projenin yatınınım büyüterek finansm anım daha da güç leştirmiştir. TÜMOSAN’IN TARİHÇESİ: Türk M otor Sanayi ve Ticaret A.Ş. (TÜMOSAN) Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre 23 Haziran 1976 tarihinde kurulmuştur. KİT niteliğin deki ortakların şirkete iştiraklerine ilişkin Bakanlar Kurulu karan ise 5 Aralık 1985 tarih ve 15433 sayılı Resmi Gazetede yayınlanmıştır. TÜMOSAN'ın ele aldığı beş büyük proje olan traktör projesi, dizel (Trak tör) motorları projesi, hafif dizel motorları, projesi, kamyon ve ağır kam yon dizel m otorları projesi ve a k ta rm a organları projeleri için kısa süre de fizibilite çalışm aları tam am lanm ış ve projeler teşvik tedbirlerinden yararlandınlm ıştır. Projelerin lisans ve teknik işbirliği a ltın d a gerçekleştirilebilm esi için çı kılan dünya ihalesi sonucunda tra k tö r iç in F ia t, T ra k tö r m otorları için Fiat, K am yon m otorları için D aim ler-Benz, ağır kam yon m otorları için Volvo hafif Dizel m otorları için M itsubishi ve dişli k u tu su için Zahnradfabrik Friedrichshafen firm aları ile lisans, ikm al, m ühendislik, eğitim ve pazarlama anlaşm aları im zalanm ıştır. TÜMOSAN'm ele aldığı projelerden k a m y o n ve ağır kam yon dizel m otorları projesinin yürütülm esi, 5 Nisan 1979 tarihinde kurulan ve ser mayesinin % 82 .8 'i TÜM OSAN'a a it olan A ksaray M otor Sanayi ve Ti caret (A km osan) A .Ş . ne devredilm iş, ancak 18 H aziran 1984 tarih ve 18435 sayıh Resmi G azete'de yeralan "K am u İktisadi Teşebbüsleri hak kında 233 sayılı kanun hükm ünde k a ra rn a m e " ile ASOK Genel Müdürlüğü'ne bağlanm ıştır. İlerideki sayfalarda bu projelerin son d u rum ları hakkında aydınlatıcı bil gi verilecektir. TÜMOSAN MOTOR PR O JESİ G E N EL BİLG İLE R İ: KURULUŞ TA RİH İ 23 Haziran 1976 YERİ K onya TEŞVİK 4 Mayıs 1977 l îs a n s ö r F iat T ra tto ru ; İtalya LİSANS ANLAŞM ASI -104- İMZA TARİHİ -.7.4.1977 YÜRÜRLÜĞE GİRİŞ TARİHİ : 01 Ağustos 1978 SÜRESİ : 10 yü (1.8.1988'e Kadar) PROJENİN TAMAMLANMA SÜRESİ : 1977 -1987 ÜRÜN VE KAPASİTE ÜRÜN : 49 ila 142 BG aralığında (Türbo uygulandığında 170 BG) 3, 4 ve 6 silindirli dizel motorları (traktör, otomotiv, deniz ve endüstriyel sahalarda) KAPASİTE : Çift vardiyada (günde 16 saat, yılda 225 gün) Ydda 50. 000 motor. - 105 - TÜMOSAN VE AKM OSAN M OTOR P R O JE L E R İ: Tütnosan İktisadi Devlet Teşekkülü İdaresi (sonra kurulan Aknıosan) Türkiye'nin m o to r ihtİyacuıı tek elden karşılam ak gayesile, 1 —nıitbubislıi, 2 —Daimler Benz ve 3 —Volvo firm alarıyla 4 —F iat firm alarıyla lisans anlaşm ası y ap m ıştır. Bu faaliyetleri kısaca aşağıda verilm iştir. Lisans yapılan Firm a 1. M itsubishi^, ksaray 79 ve 104 (D O N ) B.G 2. Daimler B enz/A ksaray 8 5 ,1 3 0 , 168 (D IN ) B.G 3. Volvo/Aksaray 250-350 (D İN ) B.G. 4 0 .0 0 0 134.000 8.000 T raktör-48, 6 4 , 78 (D İN ) B.G 4. Fiat/K onya 0 to m o tiv -8 0 (D İN ) B.G. 5 0 .000 N o t: 1 Nolu proje fabrika binası kısm en ikm al edilm ekle beraber, ta h sisat kafi gelm ediğinden proje yarım kalm ıştır. 2 N o.lu p ro je, uzun bir bekleyiş devresinden sonra 1985 yılında yeni bir o rtaklık halinde yeni bir şirk e t k u ru lm u ştu r. (A ncak m on taj aşam asında 100 ad et m o to r m ontaj ederek GEN O TO firm asına teslim edilm iştir. — 106 — — Daimler Benz % 36 —National Automobile Ind. Co. %11 —Akmosan % 10 — Diğer yerli ortaklar (Otomarsan, İş Bank., Mengerler) Kapasite % 43 Motor (dizel) 19 500 adet/yıl N ot: Otomarsan, CKD komple ithal parçalarla, 216 DİN B.G.'de OM 421 modeli motorlardan 1986 yılında 261 adet üretmeği planlamaktadır. 3. No. proje, Volvo firmasının, sermaye ile yatırıma iştirak etmediğin den, bu proje M \N-M otor Sanayi ve Ticaret A.Ş. tarafından tahakkuk ettirilm iştir. 4. No. lu proje: Konya'da kurulan Fiat motor fabrikasında Otoyol 50 NC kamyonetle rine dizel m otor ve Türk Traktör Fabrikasına traktör dizel motoru tes limatına devam etmektedir. MOTOR ÖZELLİKLERİ VE ÜRETİM ADETLERİ: Bu m otorların özelliklerini, Fabrika üretim kapasitesini ve 1986 yılı prog ramının yerli ve CKD ithal parça durumunu gösterir bir liste ekte sunul muştur. TUMOSAN MOTORLARI 8035 . 02 . 3 0 0 8035.04.370 8040.02.365 80 45 . 0 4. 37 0 Dleael 3456 100x110 4 sıra Diesel 3456 Diesel Diesel 2592 2592 S i l i n d i r çapıxstrok(mm) S i l i n d i r s a y ı va dUzoni Diesel 2592 100x110 3 sıra 100x110 4 B ira 100x110 3 sıra 100x110 3 cıra S ıkış tırm a oranı Max.güç(DIN-PS/min“ 1 ) Max.tiork(DIN-kgm/min L) 17:1 54 / 2400 I f f. 5/1400 17:1 80/ 3200 22/ 1800 17:1 66/2400 2 2. 5/ 1 40 0 17:1 49/ 2400 15.5/1400 17: 1 58/2700 18/1600 Kuru a ğ ı r l ı k 312 285 375 Kullanılan araçlar TUrk Traktör 4 BOS-fl Ot oy ol 50 HC TUrk Trukt(5r 64 0 Diesel/Bonzin Motor h a cm i (cm3) 107- 8 03 5 . 0 4 . 3 7 0 - 108 — YAKIN GEÇMİŞTEKİ DURUM: Benzin motorları imalatı daha önceki bölümde belirtildiği gibi, otomobil firmaları bünyesinde başlamış ve otomobil benzin m otorlan konusu ken di içinde çözümlenmiştir. Bu sahada yapılan yeni yatınm , OTOSAN'ın Eskişehir, İnönü’de son yıllarda kurduğu ve 1983 yılı başında üretime başlayan tesistir. OTOSAN İNÖNÜ MOTOR FABRİKASI Otosan’ın Eskişehir İnönü Motor Fabrikası 1983 yılı başında üretime başlamıştır. Yıllık kapasitesi 42000 motordur. Bu kapasitenin 20000'i büyük 6 silindirli diesel, 20000'i benzin ve 2000'i de küçük diesel üretimi içindir. Fabrikada beş çeşit diesel ve bir çeşit de benzin m otoru üretilmektedir. FORD lisansıyla üretilen DOVER serisinden 110, 130, 150 TURBO di esel ve OHC 1.6 litre benzinli motorunun yanısıra OTOSAN tasanmı olan OTASAN ERK DIESEL motorlarının belli başlı bütün parçalan % 75'e varan bir oranda yerli olarak üretilmektedir. Bu motorların yanında CKD olarak FORD YORK DIESEL motoru da % 35 yerli katkısıyla top lanmaktadır. Fabrikada aynca 2.0 litre OHC benzinli motor üretme ola nağı da vardır. Fabrikada CKD üretilen YORK motoru dahil 1983 de 10963, 1984'de 10095 ve 1985'de 11272 adet motor üretilmiştir. CKD üretimi harç tu tulursa bu sayılar, 1983 için 7200,1984 için 5047 ve 1985 için ise 6544 şeklinde olm aktadır. Kapasite kullanımı yaklaşık % 16 mertebelerinde dir. Otosan m otor fabrikası O tosan'ın araçlannm m otorlarını karşılamakla birlikte OTOKAR'ın ürettiği 131.1 İB tipi şelıiriçi otobüslerinin de mo tor ihtiyaçlarını karşılam aktadır. Fabrikanın ürettiği m otorların çeşitleri ve özellikleri aşağıda verilmiştir. O T O S A N no foro TO R O 130 F ORD H O T O f t L A I l ! 10 R 0 O IC 1 5 0 T I A 00 1 .6 FORO ÏO H K O TO S A N CRK D 1 C SCL D io s e l/ U o n t ln D to s «l O le te l D te tftl tamfn O lm l H a la r lu c a l 5947 6224 5947 1598 2400 1 0 4 .6 x 1 1 4 .9 1 0 7 . 2 x 1 1 4 .9 1 0 4 .8 x 1 1 4 .9 8 0 .0 x 8 0 .0 9 3 .6 7 x 8 5 .6 8 8 .2 x 7 7 6 «ir* 6 lir a 6 u r t 4 s in 4 t ır* 4 s ır * 1 5 .9 1 5 .9 1 5 .5 8 .2 2 2 .0 2 1 .0 (c «J ) S ilin d ir (« p ix it r o k S ilin d ir s a y ı s ı v e d U ic n i S ık ıt t ır « * o rim ta k ttm u a gUc H a k s to u a to rk K u ru «Q irh k Kul lir u n (a n ) (0 I H -P S / * l n '| ( 110/2600 0 9 34.7/ÏCOO 467 Í li > k « / « t n ‘ * ) (k g ) * r* ç la r OTOSAM TURBO Q i« s « l 1881 OIIC 128/2600 150/2400 70/5300 62/3600 58/4500 3 9 .3 / 1 5 0 0 4 8 .9 / 1 7 0 0 1 1 ,5 / 2 7 0 0 1 4 .8 / 2 0 0 0 I t . 2/3 0 0 0 440 489 120 230 1 60 TAUNUS O ta ta n T r * n s U O to ta n 600 0 F ORD CARGO o 2 .0 O it s t l/ B tn iln M o to r h a c «1 ( cb3 ) 5 f 1 I n d l r c a p ix s t r o k S U In d lr u y ts i S ık ıt t ın » vo d U itn l o r* m gUc (D iN -P S / a ln * 1) H ik tia u a (o r k (O IN 'K p a / a l r M (k g ) 2 .0 L l t r « R * g u l* r 199) 9 0 .8 x 77 4 s ir * 8 .1 Cconoay 0 «M tn 1993 (a n ) M a k s im * K u ru * f lır 1 ık L ltr* 8 c n i< n : 9 0 .0 x 77 4 tır* 1 58/4000 8 .1 : 1 78/4500 13/1800 15/3000 130 130 t — 111 — Özel sektörün de m otor im aline im kân veren ve 1980 yılında uygulamaya konulan yeni görüş ışığm da yabancı sermaye ortakbğı ile yatırım ve ima lat izni alan diğer bir kuruluş da M.A.N. M otor Sanayi ve Ticaret A.Ş.'dir. M.A.N. MOTOR ÜRETİM İ: Tarihçesi: M.A.N. Kamyon ve Otobüs Sanayi A .Ş .'n in Topkapı Fabrikası, Otobüs, kamyon ve çekici üretimi gayesiyle 1966 yılında faaliyete geçm iştir. .MAN. ortaklığı ile kurulan Şirketin bu fabrikada ürettiği taşıtlarda ilk yıllarda M.A.N. HM sistemi D 0846 tipi m otorlar kullanılm ış, m otor par ça yerlileştirme oranı, her yıl artırılırken, CKD ithalatı Almanya'dan M.A.N. Firm asuıdan yapılm ıştır. Bu süre zarfında dizel m otor üretim ge lişmeleri takip edilerek, o rtak parçası yüksek oranda olup karayolu taşıt larına ilaveten çeşitli kullanm a alanı olan M.A.N. D 25 serisi dizel m otor ların yerli üretimini gerçekleştirm ek gayesile çalışm alar yapılm ıştır. 1982 yılında D 25 serisi dizel m otorlar, üretilen taşıtlarda kullanılmağa başlanılmış ve aynı yılda, D 25 serisi dizel m otorlarının yerli üretimi için, M.A.N ortaklık ve lisansı ile, Kurulan M.A.N. M otor Sanayi ve Ticaret A.Ş. yatırıma başlaım ştır. Devlet Planlama Teşkilatı yabancı sermaye dairesince teşvike bağlanan M.A.N D 25 serisi dizel m otor üretim proje si iki ydda ikmal edilerek 1984 yılında deneme üretime geç iniştir. -1 1 2 - Kapasite: Fabrika, Ankara-Esenboğa hava meydanına 6 km. mesafede, karayoluna yakın, 300.000 metre karelik bir sahayı kapsamaktadır. Fabrika kapalı sahası 40.000 metre karedir. Fabrika bünyesinde, motor bloku, silindir kafası, yatak kepleri biyel kollan ve kam milleri gibi ana motor parçalan imal ve yan sanayi kuruluşlarından diğer motor parçalarım temin ederek komple m otor üretmektedir. Yerli muhteva % 84 olarak planlanmıştır. Krank mili, yerli imal edilinceye kadar ithal edilmesi kabul edilmiştir. Fabrika, üretim kapasitesi, yılda ilk vardiyada, (7.000) adettir. Cüz'i bir yatırımla bu kapasite yılda, 10.000 adeta çıkabilecek şekilde sabit ya tırımlar yapılmıştır. Bu dizel m otorlan, dik sıra ve V - tipi olarak 192 DİN BG ile 650 DİN BG güçleri arasında üretilebilmektedir. Dik sıra motorlar 190 ilâ 320 DİN BG ve V - tipi motorlar 192 ilâ 650 DİN BG arasında, MAN D 2565 M MOTORLARI D 2 56 6 MKF/281 D 2566 MUI1/200 D 2 566/MUII D iesel D2566 MUM TURBO: D iesel D iesel D iesel 9510 114 13 11 41 3 11413 11 4 1 3 125x15 5 125x155 1 2 5x 1 5 5 12 5x 1 55 1 2 5x 15 5 6 sıra yatık 6 s ı r a yi*tık 17:1 18:1 18:1 192/2200 280/2200 200/2200 240/2200 280/2200 ¡Maksimum t o r k ( DIN-kgm/m n~ 1 ) 6 8 / 1 5 0 0 120/1500 79/1450 84/1500 120/1500 D iesel D isccl/B enzin (cm ) Motor h a c m i Silin d ir çapxstrok (mm) S ilin dir s a y ı s ı ve düzci i 5 s ı r a 18 : 1 Maksimum çjiiç (DI N- PS/ mi n *) ¡Kuru a ğ ı r l ı k İ " " " pullanılan (kg) ' 665 ................. araçlar 2 6 . 2 1 0 kamyon türbo 850 26.281 ç e k i c i 830 SI, 200 o t o b ü s 830 6 sı ra türbo yatık 17:1 850 SR 240 o t o b ü s SR 2 40 t ü r bo dtobüs 113 Sıkıştırm a oranı 6 sıra - 114 — OYAK-RENAULT OTOMOBİL FABRİKALARI A.Ş. Ordu Yardımlaşma Kurumu (OYAK), Regje National des Usines Re nault (R.N.U.R.) ve Yapı ve Kredi Bankasının katılmalarıyla 1969 yılın da kurulm uştur. Fabrika tesisleri Bursa Sanayi Bölgesinde 325.000 m ^ genişliğindeki bir alanı kaplam aktadır. Renault lisansıyla üretim yapılmaktadır. 1970 yılında başlayan ilk dönem yatınm ile m otor ve aktarma organları tesisi kurulm uştur. Bugün 27500 Tik toplam yüzölçümündeki iki ayn binada m otor, vites kutusu ve aktarma organlarına ilişkin parçalar işlen mekte ve m ontaj hatlarında birleştirilmektedir. Fabrikada baz olarak tek m otor üretilmekte ve bu m otor iki farklı per formansla iki ayrı araca uygulamaktadır. Bu m otorun yerli parça oram % 89-95 arasında değişmektedir. Bu motordan başka 1.6 litre diesel bir m otor da halen komple ithal edilerek kullanılmaktadır. Bugüne kadar 1971-1985 yıllan arasında 313821 adet motor üretilmiştir. Aşağıda üreti len motorlarla ilgili bilgi verilmiştir. OYAK RENAULT MOTORLARI C1J-791 C2J-796 Benzin Benzin Diesel 1397 S i l . çapxStrok (nun) S i l . s a y ı s ı ve düzeni S ı k ı ş t ı r m a oranı 1397 76x77 4 sıra 8.2:1 76x77 4 sıra 8.2:1 1595 78x83.5 4 sıra 2İ . r Max.güç (DIN-PS/ınin 6 1. 5 / 5 1 00 68/ 5250 55/4800 10,8/3000 10,8^3,000_______ 1 0 . 4 / 2 25 0 Renault 12 Renaul t 9 GTL I^enaul t 9 GTD Diesel/Benzin Motor hacmi (cm^) - Max, t o rk ¡ MN- kg /ml n"1) Kuru a ğ ı r l ı k K u l l a n ı l a n a r aç l ar FBM-700 " ' ' - 116- BMC SANAYİ A.Ş. MOTOR ÜRETİMİ BMC 1966 yılında üretime başlarken kuruluşu ile birlikte CKD olarak diesel ve benzin motoru üretimine de başlamıştır. Daha sonra m otor bloku MKEK'de döktürülmüş ve 1976 dan itibaren de MBC bünyesinde kurulan dökümhanede döküm gerçekleştirilmiştir. Bu dökümhanede si lindir bloku, silindir kafası, volan, zaman dişli kapaklan ve ana yatak keplerinin de dökümü gerçekleştiırilmektedir. 1985 yılında çeşitli cins ve güçte 9240 adet motor üreten BMC nin bugü ne dek ürettiği motor sayısı 103500 adettir. MBC de BRITISH LEYLAND lisansıyla üç anamodel (Leyland 1.8 VD/ TD, Leyland 4/98 ve Leyland 6/98) ve Volvo lisansıyla da TD60 B ve T P 60 C m otorlan üretilmektedir. (CKD) Lisansör firma British Leyland İngiltere'de 98 serisi motorlannın üreti mini durdurup CUMMINS şirketinin 5.9 litre ve 6 silindirli B CUMMINS m otorunu kullanmaya karar vermiştir. Türkiye'de de BMC benzer bir kararla 1986 yılında CUMMINS'le lisans anlaşması imzalanmıştır. BMC nin yıllık motor kapasitesi 22000 dir. Bunun 12000’i 4 silindirli, 10000'i de 6 silindirli motordur. BMC'nin şu anda ürettiği motorlar aşağıdadır. BMC Loyland 1 . 8 VD diesel Leyland 4/98 diesel MOTORLARI diesel Volvo TD 6 0» diesel Volvo TD6 0C diesel 3770 98x125 5650 98x125 5480 98. 4x120 5480 98. 4x120 S i l i n d i r s a y ı s ı ve dtlze >i 4 s ı r a S ı k ı ş t ı r m a oranı 22. 3 Maksimum güç(DIN-PS/min 1 ) 52/4250 4 sıra 16. 8 6 s ıra 6 s ı r a türbo 16. 8 120/2600 16.0 175/2800 6 s ı r a türbo 16.0 Maksimum toçk(DIN-kgm/m n” 1) 1 0 . 9 / 2 400 Kuru a ğ ı r l ı k 181 24/1650 391 3 4 . 7 /1 650 53/1900 D i e s e l beri 2 İn .............. "3 ■■■ ---Motor hacmi (cm ) S i l i n d i r çapıxstrok(mm) Kullanılan araçlar 1798 8 0 . 2 6x 88 . 9 Loyland 30,184 75/2600 Leyland 6/ 98 525 n/a Leyland 140, 13400 Yavuz 2200 147/2800 43/1900 n/a Yavuz 1850 - 118 — TOFAŞ MOTOR ÜRETİMİ Tofaş fabrika bünyesinde m otor üretimini Ağustos 1972 tarihinde başla mıştır. 1200 cc hacimli olarak başlayan motor üretimiyle aynı zamanda, motor blok, m otor blok kepleri, yağ pompa dişlileri, yağ pompa gövdesi, motor karteri, eksantrik ve krank mili dağıhm dişlileri, kulbitörler, kulbitor taşıyıcı pabuçları, m otor volanı, volan dişlisi, su pompa pervanesi ve kayış kasnağından oluşan motor parçalarının da üretimine başlan mıştır. 1200 cc m otor üretimi Aralık 1976 tarihine kadar devam etm iştir. Bu tarihten itibaren 1300 cc hacimli m otor üretimine geçilmiştir. 1300 cc motor üretiminin başlamasıyla aynı zamanda, biyel kollan, silindir ka pağı, kulbitör mili, eksantrik ve krank millerinm dişli değişiklikleri de üretime girmiştir. Ağustos 1979 tarihinde 1600 cc hacimli motor üretimine de başlanma sıyla şu anda 1300 cc ve 1600 cc m otor üretimi birlikte devam etm ekte dirler. 1983 senesinde, kam müi ve distribütör ateşleme dişlisinin de üre timine başlanmasıyla, m otor üretimi krank mili üretimi dışında devam etmektedir. Motor üretimi 2655 m^'lik bir alanda 129 adet makinanın meydana getir diği talaşlı imalat ve montaj hatlanndagerçekleştirilmektedir. Ağustos 1972 tarihinden itibaren başlayan üretimde bugüne kadar 315247 adet motor yapınu gerçekleştirilmiştir. TOFAŞ 1600 1300 Benzin Benzin Motor h a c m i (c m^ ) 1297 1585 . S i l i n d i r ç a p x s t r o k (m m ) 76x71.5 8 4 x 7 1 .5 S i l . s a y ı s ı ve d ü z e n i 4 sıra 4 sıra S ık ıştır m a oranı 8.1:1 8.0:1 Max . giiç ( DI N - P S / m i n ^) 63/5400 75/5400 Max. t o r k (DIN-kcjm/min 'S 10/3800 12/3400 (kg) K ullanılan araçlar n.a Murat S e r ç e n.a Murat 131 119 D iesel/B enzin Kuru a ğ ı r l ı k MOTORLARI -1 2 0 - OTOMOTİV SANAYİİNDE MOTOR TEMİN DURUMU Ekli cetvellerde taşıt tipi bazında yerli veya ithal motor kullanan araçla rın m otor özellikleri ve 1985 yılı dahil kullanılan motor modelleri verilmiştir. Aşağıda taşıt üreticisi bazında kullanılan motorların temin kaynaklan verilmiştir. 1) Anadolu Otomotiv Sanayi ve Ticaret A.Ş. Skoda 1203 Pick-Up ve ISUZU N R .595 küçük kamyonunu üreten fir ma m otorlan CKD ithal etmektedir. 2) BMC Sanayi ve Ticaret A.Ş. British Leyland Lisansıyla ürettiği kamyonlarına Leyland ve Volvo lisan sıyla ürettiği YAVUZ kamyonlanna da Volvo (CKD) motorunu kendi tesislerinde üretmektedir. ABD firması CUMMINS ile 1986 yılında im zaladığı anlaşma gereğince yalanda CUMMINS motorlan üretmeye de başlıyacakür. 3) CHRYSLER Kamyon İmalatçılan A.Ş. Chrysler lisansıyla ürettiği tüm araçlarda kullandığı PERKİN S motorlannı CKD ithal etm ektedir. - 121 - 4) GENERAL O T OM OTİV Sanayi ve Ticaret A .Ş . (GENOTO) Bedford (GM) lisansıyla ürettiği tüm araçlarda kullandığı GM m otorla rım CKD ithal e tm e k te d ir. 5) KARSAN O tom otiv Sanayi ve Ticaret A .Ş . Peugeot lisansıyla ürettiği J 9 m odel araçlarında kullandığı XD2P m o to runu komple ithal etm e k te d ir. 6) M.A.N. Kam yon ve Otobüs Sanayi A .Ş . (M ANAŞ) MAN lisansıyla ürettiği k a m y o n , çekici ve otobüslerinde kullandığı m o torları Ankara'da kurulu bulunan MAN M OTOR Sanayi ve Ticaret A.Ş. den temin etm ektedir. 7) OTOBÜS K A R O SER İ Sanayi A .Ş . (OTO KA R) Ürettiği minibüs, midibüs, k a m y o n e t ve küçük otobüslerinde kullandığı KHD DEUTZ m o to rla rım CKD olarak ithal etm e k te d ir. 1 3 1-1İB Beledi ye otobüsünde kullanılan F O R D D O VER 6.3 İt m o to ru n u da OTOSAN İNÖNÜ'den temin e tm e k te d ir. 8) OTOMARSAN OTOBÜS ve M OTORLU A R A Ç L A R SANAYİ A .Ş . Firma 0302 10 RÜ H ve RST tipi araçlarda kullandığı Daimler Benz OM 352 tipi m otoru CKD olarak toplam aktadır. Diğer araçlarında kullandığı OM 360 ve OM 421 m otorlarım da komple ithal e tm e k te d ir. 1986 yılı içinde OM 421 m o to ru n d a n 261 adet üretmeyi planlam aktadır. - 122- 9) OTOSAN OTOMOBİL SANAYİİ A.Ş. Firma TRANSİT aracında kullandığı YORK Diesel motorunu CKD ola rak ithal etmektedir. Bunun dışında kamyon, Pick-Up ve otomobillerin de kullandığı diesel ve benzinli motorları OTOSAN-İNÖNÜ tesislerinde üretmektedir. 10) OTOYOL SANAYİ A .Ş. Firma çekicilerinde kullandığı motorları komple ithal etmektedir. Kam yonet ve küçük kamyonlarında kullanılan motorları da TÜMOSAN/Konya'dan komple olarak temin etmektedir. 11) OYAK RENAULT Otomobil Fabrikaları A.Ş. Firma otomobillerinde kullandığı benzinli motorları üretmekte, diesel motorlarını ise komple ithal etmektedir. 12) TÜRK OTOMOTİV ENDÜSTRİLERİ A.Ş. (TOE) Firma araçlarında kullandığı INTERNATIONAL HARVESTER m otor larını komple ithal etmektedir. 13) TÜRK OTOMOBİL FABRİKASI A.Ş. (TOFAŞ) Firma Otomobillerinde kullandığı FIAT motorlarını üretmektedir. - 123 - 14) TÜRK T R A K T Ö R ve Z İR A A T MAKİNALARI A .Ş . Firma kullandığı F IA T tra k tö r motorlarını TÜ M O SA N/Konya tesis lerinde temin e tm e k te d ir. 15) TÜ RKİYE ZİR A İ DONATIM KURUMU Firma traktörlerinde kullandığı STEYR m otorlarını blok hariç CKD olarak ithal e tm e k te d ir. 16) U Z E L M A K İN A SANAYİ A .Ş . Ürettiği Massey Ferguson traktörlerinde kullandığı PERKINS m otorla rını CKD olarak ithal e tm ektedir. -1 2 4 - T O R K İY E'D E OTOMOTİV FABRİKALARINDA İEKD OLARAK- : ORET1LEN MOTORLAR —125— T Ü R K İY E 'D E OTOM OTİV FA B R İK A LA R IN D A ANA PARÇALARI Ü R E T İL E N MOTORLAR Ujakam rioior Ü r e t ic is i Motor modeli Motor hacmi 11 n a ir dUzeni (cm3) dt Motor gUcU (OIN-PS) Oretiın YERLİ MOTOR ANA PARÇALARI Kam Krank Kafa m ili Blok Y IL L IK B iy e l 0RET1M 1982 1983 1984 - 426 670 • 1985 ! ‘C E K IC I X X X X 53 MAN 19281 FS 4*2 MAN-MOTOR D-2566 6 s ıra 11413 280 *30 y e ri X X MAN 26.281 DFS 6x4 TON-MOTOR 0-2566 6 s ır a 11413 280 *30 y e r i X X - OTOYOL FIAT 169 NT FIAT 8210-02 6. s ıra 13798 260 ith a l - - - - - 292 254 179 62 OTOYOL FIAT 697T 6*4 FIAT 8210-02 6 s ır a 13798 260 İth a l - - - - - 255 266 256 165 520 AGIR KAMYON TOE HIC 1830 S 6x2 Ill-NEUSS 0-358 6 s ır a 5867 135.6 OTOSAN CARGO 2114 6x2 OTOSAN Ford 130 6 s ır a 6224 128 CKD *75 y e r l i - - - - - 489 X X X X X - PERKINS T6.3544 6%s ı ra 5800 155 CKD - - - X * VOLVO T060B 6 's i ra 5480 175 CKU - “ * - - 3 302 - 473 1986 d i U re tif ıe g ird - 219 6*2 MAN-MOTOR 0-2565 M 5 s ır a 3510 192 *40 y e r 1 i X X - X X - - - 101 MAN 26.210 FN 6x2 MAN-MOTOR D-2565M 5 s ır a >510 192 *40 y e r l i X X - X X - - - 125 FIAT 8210.02 6 s ır a 13798 260 İth a l - - - - - X X X X - - OTOYOL FIAT 260 N 1986 d 875 lir e t lı e g ird ORTA KAMYON OTOSAN CARGO 1212 OfOSAN' Ford 110 6 s ır a ¡947 110 *75 y e r i i BMC LEYLANO 1340G BMC 6/98 NV 6 s ır a 5650 120 Y eri i X X OTOSAN CARGO 1814 OTOSAN Ford 130 6 s ır a 6224 128 *75 y e r i 1 X X BMC YAVUZ 1850 VOLVO TD60C 6 s ır a 5480 147 CKO CHRYSLER AS 700 PERKINS OMC LEYLAND 140 BMC 6.3544 6/98 NV 6 s ır a 6 s ıra 5800 5650 125 120 CKD Y e r li X X _ _ .. X X X X 69 - 843 729 660 X - - - 2704 - 316 442 - 942 289 _ . . - _ X _ - X 1288 778 702 - - W N 26.210 HN 6x2 126 CHRYSLER AS800 TURBO BMC YAVUZ 2200 414 - I Mo to r ü r e tic is i Motor modeli Motor S I 1İn d ir hacmi dUzeni (cm3) Motor Sileli (DIN-PS) üretim YERLİ MOTOR ANA PARÇALARI Kam Kafa Krank mi 1i Y IL L IK ÜRETİM 1982 1983 19S4 X 238 188 131 X - - Blok B iy e l 1985 KOCOK KAMYON Perkin s 4.236 4 s ıra 3865 81 CKD C h rysle r PD 400 Perkin s 4.236 4 s ır a 386S 81 CKD 1 166 Genoto Bedford SHG GM 4 s ıra 3612 74 CKD - - - - - - - - 201 Genoto Bedford SHG- GU 6 s ıra 5407 103 CKO - - - - - - - - Otoyol F i a t 50 NC TUmosan 8040.02 4 s ıra 3456 81.5 CKD - - - - - 3607 3874 AOS 1suzu NPR 595 Isuzu 4 BD 1 4 s ıra 3856' 98 CKD - - - - - - - - Otosan Ford T ra n sit Ford York 4 s ır a 2400 62 493 463 763 C h ry s le r 0 100 C h rysle r 225.1 6 s ıra 3682 106 CKD - - - - - CM O C h rysler PD 350 312 345 191 BMC le y la n d 30 BMC 1.8 VD 4 s ıra 1798 52 Y e r li X X - - X 972 912 1370 1312 C h ry s le r W100 4x4 C h rysle r 225.1 6 s ıra 3682 106 CKD - - - X - 709 735 8/2 363 C h rysle r PD 250 Perkins 4.236 4 s ır a 3865 80.8 CKO - - - X - 197 955 1104 1341 Genoto Bedford SHG GH 4 s ıra 3612 74 CKD - - - - - - - - Karsan Peugeot J9 Peugeot 4 s ıra 2304 66.5 CKD - - - - 373 Otokar 80 S 5/E5 Van KIID F4L 912 4 s ıra 3770 80 Otoyol F i a t 35 NC TUmosan 8040.02 4 s ır a 3456 81.5 1.6 OIIC 4 s ıra 1593 65 *75 y e r l i 4 s ıra n .a. 46 ltlıa 1 58 Ï75 y e ri X - - - 2314 2 2966 140 KAMYONET Otosan 600 Otosan AOS Skoda 1203 Skoda Otosan 600 0 Otosan XD 2P Erk 4 s ıra 1881 Ï3 S y e ri CKD 60 - - - - - - - 1 5 253 19 - - - - - - - 50 1514 X X X X X 1327 2093 1302 1002 - - - - - 231 1342 1100 673 X X X X - 927 564 Temntuz 1986 dt ü re tiı i başlı> Motor Ü r e t ic is i model 1 S ilin d ir dUzeni Motor hacmi (cm3) Motor gUcU (D IH -PS) Y IL L IK YERLİ MOTOR ANA PARÇALARI Blok Oretim Kafa ORETİM 1984 •1985 Krank Kam mil i X X 1 100 244 14 - X X - - - 144 1 307 222 213 B iy e l 1982 1983 OTOBÜS MAM SR-240 Man-Motor 0-2566 6 s ıra 11413 240 135 X X HAN SR-240’ Torbo Man-motor 0-2566 6 s ıra 11413 265 X30 X X MAN S I 200 Man-motor D-2566 6 s ıra 11413 200 X35 X X - X X MAN SG 220 Man-raotor 9-2566 6 s ıra 114)3 240 *35 - - - - - 0 tomarsan 0302 Daimler-Ben: 'ON- 352 6 s ıra 5675 130 İth a l - - - - - 21 26 35 0tomarsan 0302 0a 1mler-Ben2 OM- 360 6 s ıra 8720 170 İth a l - - - - - 1427 1320 722 555 10964 216 - . . 134 6224 128 X X X X X - . - - - . - - - - Otomarsan 0302 S 00 >M 421 6V Otokar 131-118 Otosan :ord 130 6 s ıra Otoyol M23/M24 TUmosan 1040.02 4 s ır a 3456 81.5 CKO Otokar 85 E 5.5 KilD •4L 912 4 s ıra 3770 80 CKO - Otokar 120 £6 KHO 61 912 6 s ıra 5655 120 İth a l - Otopar Isuzu Midibüs Isuzu 4B0 1 4 s ır a 3856 98 CKO - Y e r li X CKO - İth a l *75 y e r l i 1986 d ı U re tiı ıc gird 32’ 500 674 - - - 5 491 1109 . 1261 1131 . 3 - * 1 - 49 55 66 1986 ( a U re ti ne gire i MİNİBÜS BrC Leyland 30 BMC 1.8 VD 4 s ır a 1798 52 Karsan Peugeot J9 Peugeot X0 2 P 4 s ıra 2304 66.5 Otokar â o S 4.5 KIIO F4 L 912 4 s ıra 3770 80 CKO - - - Otokar 80 E 5 KHO F 4 ı 9 i; 4 s ır a 3770 80 CKO - - Otosan Ford T ra n sit Ford York s ıra 2400 62 <35 y e r i i - - TOE Minibüs III D-239 s ıra 3911 78 CKO • X X . - 554 758 850 . 512 - 572 1265 1473 1589 - - 738 724 723 534 - - - 42 13B 213 548 - . - 2596 1759 5048 4728 390 106 156 190 - - - - 1 . 128 MIDIBOS Motor Ü r e t ic is i Motor model i Motor hacmi S i 1in d ir düzeni (cm3) Motor yllcU (01N-PS ) YERLİ MOTOR AHA PARÇALARI üretim 01 ok Ka fa Krank Kam ni 1i Y IL L IK B iy e l BMC Ley land 184 BMC 4 s ıra 1800 30 Y e r li Çukurova John Deere JD 4 s ıra 3920 74 CKO - - - Utma Ford 3610 Ford 3 s ır a 3147 50 CKD - - - - - Hetııa Ford 6610 : ord 4 s ıra 4393 86 CKD - - - - - l l l o r A rtı gl 10 E Slanzı OVA 515 1 511 12 X - - - - 11 tor Goldonı Slan z ı DVA 1030 2 s ır a 1022 24 X - - - 48 CKD - - - 54 CKD - - M CKD - - 1.8 TO T ü r k T r a k t ö r F i a t 48 0 TUıııosan 8035 3 sıra 2592 Türk T r a k tö r F l a t 8035 3 sıra 2592 13045 1 sıra 3456 4U0: Tuınosan I n k l o r F u l 4UO hiıtıosan , X - - X X 1984 1985 680 282 641 463 1169 4164 956 661 - 1688 2305 1073 - 750 1730 1527 350' 386 449 442 - 251 44 0 516 306 - - 84 8 3 9090 1 020 6 7173 - - - 2013 33 12 4212 319 1 - - - 55^1 6 19 8 3811 2655 3950 4/ül 1849 - 23 33 - T / U K S t e y r 8053 Ste yr HD 30846 3 s ı r a 2356 47 X - - - - T/DK S t e y r 8073 S te yr WD 4 0 8 . 4 : 31 4 2 64 X - - - - 4 sıra ' - 240 P e r k i n s AU3-152 3 sıra 2500 47 CKD - - - - - 4752 Ma s s ey F e r g 2405 Perkıns AD3-152 3 sıra 2500 . 47 CKD - - - - - - - A4-248 4 sıra 4060 77 CKD - - - - - - 456 1 . 6 OIIC 1 s ır a 1593 70 *75 y e ri i X X X X X - - 4 sir i 1397 61.5. .195 X X X X X 7049 7925 10040 11566 U z e l Massey F e r g Uzel ORL'TIM 1983 ' "TRAKTÖR lurk 1982 U ze l Hassey Fe rg 285 P c r k ı n s 37 9 2 23 28 2256 - 4167 65 28 - O T O M O B İL Otosan Taunus 1.6 GL Otosan O y a k R e n a u l t 12 T S / T X O ya k C1J.791 - O y a k R e n a u l t 12 TSW Oy a k 1 s ır a 1397 61.5 *95 X X X X X 748 9 9063 Oyak R e n a u lt 9 GTL Oya k C2J-796 1 5 ıra 1397 68 «8 8 - - - - - - - O y a k R e n a u l t 9 G TD tenault F8I1-700 t s ıra 1 595 55 İth al - - - - - - - - T o f a s M u r a t 131 iofa ; 16 0 0 1 sıra 160 0 75 X X - X X 6236 6694 75 8 1 - D oğ an T o f a s M u r a t 131 Karta Tufas 1600 1 s ıra 1600 75 X X T o f a s M u r a t 1 31 Şahin Tofas 1 600 1 s ıra 1600 75 X X 124 S e r ç e Tofas 130 0 1 s ıra 1300 63 Tofas Murat - 1014 7644 8193 12203 50 9 2 79 X X 1712 35 67 4328 6 81 6 X X 58 1 2 10113 14 990 12962 173 1 78 4 1092 - 130 3. TÜRKİYE’DE MOTOR ENDÜSTRİSİNİN GELİŞMESİ İÇİN ÖNERİLER Türkiye'de Otomotiv Sanayiini oluşturan 20 üreticiden 7'si motorların ana parçalarının tümünü ya da bir kısmını yerli olarak üretmektedirler. GEri kalanlarda motorlarını CKD olarak, ya da komple ithal etm ektedir ler. Motor üreten kuruluşlarda kapasite kullanımı genel olarak düşüktür ve önemli sorunları vardır. Bu sorunların giderilebilmesi ve motor endüstrisinin gelişmesi için şu öneriler sıralanabilir: 1 — Türkiye'de ciddi ölçeklerde kurulmuş olan ve yurtiçi şartlarının de ğişmesinden dolayı kapasite kullanmayan motor üreticilerine devlet teşviği sağlanmalıdır. Motor sanayiinde küçük üretim sayılan için yeni üre tim izinleri verilmemelidir. 2 —Motorlu taşıt üreticilerinin motorlarını yerli motor üreticilerinden te min etmeleri teşvik edilmelidir. 3 — M otor üreticilerinin karşılaştıklan sorunlan çözmede ve yeni m otor geliştirilmesi gibi işlerde yardımcı olabilecek MOTOR ARAŞTIRMA VE GELİŞTİRME ENDSTlTÜSÜ gibi veya aynı amaca yönelik bir organi zasyon oluşturulmalıdır. Bu organizasyon üretilen ürünlerin ihracat şanslarının arttırılabilmesi için çeşitli ülkelerin şartnamelerini toplayıp üre ticilere destek vermelidir. Aynca üniversitelerde motorla ilgili araştır malara ağırlık_ye destek verilmelidir. - 131 - 4 — M otor Sanayiinde yapılan Ar-Ge ve Kalite Kontrol çalışmalarında kullanılan cihazların gümrüksüz ithaline izin verilmelidir. 5 — M otor fabrikalarının yeni teknolojiler uygulaması için yapılan yatı rımlar teşvik edilm elidir. 6 — Bazı fabrikaların zorlanıaolnıaksızın aynı çatıda birleşmeleri teşvik edilmelidir. 7 — Mevcut m otorların askeri araçlarda kullanılması adaptasyonu veya askeri am açlı yeni bir m o to r geliştirilebilmesi için Savunma Sanayii Destekleme F o n u 'n d an destek sağlanabilmelidir. Türk Silahlı Kuvvetle rinin elindeki öm rü dolm uş m otorlar, yerli m otorlarla yenilenmelidir. 8 —Kaliteli ve kurşunsuz benzin üretimi gerçekleştirilm elidir. Bu gerçek leştirildikten sonra benzinli araçlarda katalizatör kullanımı çeşitli ver gi muafiyetleri gibi tedbirlerle teşvik edilmelidir. Ayrıca kış aylarında so ğuk iklim koşullarına uygun, donm a noktası düşük diesel yakıtı da üre tilmelidir. 9 - Özellikle kirliliğin yoğun olduğu büyük şehirlerde çalışan taksiler de yakıt olarak LPG kullanım ı araştırılm alı ve desteklenmelidir. 10 — Özellikle büyük şehirlerde çalışan kamu araçlarının is emisyonunu azaltacak tedbirler alınm alı, halen dünyada araştırm a ve geliştirme çalış maları yapılan diesel m o to r is tutucu filtre çalışmaları izlenmeli ve şehir içinde çalışan kam u araçlarında kullanımı araştırılm alıdır. Bu araç larda kavrama ve frenlerde asbestsiz malzeme kullanılmalıdır. - 132 — 11 — Sanayi ve Ticaret Bakanlığınca motor alıntında ihtiyaç duyulan çe şitli konularda projeler açılmalı, bu alandaki araştırma ve geliştirme ça lışmaları desteklemelidir. DÜNYADA MOTOR ÜRETİCİSİ ŞİR K ETLER —135— BASIC POWER RANGES OFFERED WORLDWIDE DIESEL, DUAL AND GASOLINE ENGINES NATURAL GAS Gasofco®E^*nes. Vefwcuia' Vttiicuiar Industrial U* rm e FUEL, G a s o « f l» £ o j> n e i. In a u s ititt y ' Gaso**««ci^g^es. Marme ty ///////. L N a iu 'a i G a s. D u a l Fue t a n d /o r ^ Ul 10 *i *H*ft t i L P G En g in e s — U j Tl 'nflustnal >$ no r fe o 'e s e n te d m im s 1SS3 E tJif« yi o l cne C A T A L O G w i n a secfco « descr>ci>G r o I jJ5 p r o c v c is 1983 ££Uon Vol. 48 D «stf G i» Tu/tv># Wo*k}»t4* C j -1 3 6 8ASIC POWER RANGES OFFERED WORLDWIDE DIESEL, DUAL FUEL, NATURAL GAS ........ AMD .GASOLINE ENGINES MANUFACTURER PAGÊ ÏS Ï Ï 8R O <.n•- « 5 ■5* O M «Q '•Q»<M tt ' î% is »MIt« 25 ï ï IS 11 ss 11 8X îOM I 2$ 1 = oa «e• u • m Ort ï î 5o "o i l S o 5n n♦ SPEED RANCE I50O-3T»"- TELEOYNE TOTAL POWER 1500-3600 ISOO-3GOQ 1S00-3600 1500-3600 3600-4000 TOMO KOGYO CO.. LTD. (MAZDA) 1900-3600 5500-6000 2200-2600 TRANSAMERICA OELAWL INC. ENGINE ANO COMPRESSOR DIVISION 428-514 428-514 630 V U GROUP 3600-4200 1500-2000 I 1500-3800 VCMJUfET CORPORATION LINNAVUOR1 WORKS ' 2-^00-2600 1500-2400 2200*2600 VOLKSWAGEN OF AMERICA. INC. 2000-4000 in d u s t r ia l e n g i n e d iv is io n 2000-4000 2000-4000 VOLVO PENTA. AS 1500-2500 ËÉÈ& m) 1500-2500 1500-3800 WARTSHA VASA FACTORY 720-1200 920-1200 €n9*ts. VctKcytsr Ow*et Enpnm. Indusiñal Gasotiot EngMS. Vehicular Gasofen« Eog<n«s. W Xnunt Ows*Ençmes. M^tint njium i Gm. Oval Fuel m K » IPG Enones — mdnstwi •TN* er>çw>e 'S not reores«ni~j tn in* »993 E*l«o*o« ineCAU tO ''» ff!lilll3ili|llll|!ljiimRl Gasotin« Engtfws. Marin« * ««cfton dvsctodon of rfs producís. i n i t <*u m vol. 4« Om m I and Cj * Turbin« W rltfwidt Cali«c —137— B A S IC POWER R A N G ES O F F E R E D W ORLDW IDE D I E S E L , D U A L F U E L , N A T U R A L GAS ! £ * * ■ ( t n g ji,, | G j s o * h . C n g n t t . V w c v l t i j^ / / / / / / / / / A r.-a ( 1 G is o u n « E n d o w s . In d u s u w l V/////////, G js d * '"'« E z i n e s , U a r m * t/ S ' N a iu ia i G » v O h * Fv e t a n a/<u t llllt i t t llli iU IU I IU i 'r J IPG Enynts — tndusit&i • " W b u id e r is not feo<esen(ed in (his I 9 W Etftiion o/ m e C ^ T A l O G «m n a s ec tion o « s c f « t » o n of its p ro du cis. ******* W arW widaCjtjiof / / / / / / / / / -1 3 8 BASIC POWER RANGES OFFERED WORLDWIDE DIESEL, DUAL FUEL, NATURAL GAS , AND GASOLINE ENGINES *4 Ïs si n 8? m an u fa ctu r er 'EUGEOT ENG.-S C M -C1.M . (C O N T I 8 «S rs8S® «» =3 * X II n 8 2 15 o «V ï ë sa ~<r S nS* I I o n I x SPEED R A N G E l» P « l 1500-6000 21 i f 1300-6C00 1500-3000 >S26T6U FOREIGN TRADE ENTERPRISE. POLANO jWIATIOH INO. 1500-3000 1S00-30Û0 p »6LST1CK. 326 S.E.M.T. 1000-1500 1000-1500 1000-1500 1500 2400-3300 POWER INTERNATIONAL 2200-3200 2400-3300 2600-3200 2200-3600 2600-3600 2600-3600 POVAUO-SSCM (SACM) 1350-2650 750-2450 1000-2500 750-1500 PRAGOINVEST. o ie s e l ENGINE O IV-CK-O. 375-1500 375-750 RABA-HUNGARIAN RAILWAY CARRIAGE & MACHINE WORKS 1500-2200 1500-2200 RVI/RENAULT VEHICULES INDUSTRIELS 440 1500-3000 1500-3000 RENAULT MOTEURS 4000-4800 4000-4800 CONT. NEXT PAGE 4000-6000 .ci tngtfies. v e n c u te r [ >«Mrt Enpne*. tadusirial Gasofcnt Eagms. V«McuUi Gasofcw Envois, inousuat S«SgiSS8§BI «es<i Eng«**. Maim* Gasoknt Enpnes. Marna Natural Gas. Dual Fuel andfor IP G Engncs — todustttai iiiWifflniüiiBünnri •rrni w g m oudder <s not iepf*seni«d m mis 1983 Edition a t V * CATALOG *«m a sacuon dasenption ol «s ocooucts M3 E6ttao Vol. U and G a» Tu»bw* Worldwid« C jU to f -1 3 9 BASIC POWER RANGES OFFERED WORLDWIDE DIESEL, DUAL AND GASOLINE ENGINES FUEL, G is o u r* Verwcutar Enpnes. indusuoi Engmts. Uarr« G as o * n * Erwpnes, u a r r a anc/Of LPGengines —-nousuni „ t t « 19 63 £ 4 . » " d nuEdtf«iv«La V cfucuttr G as oh n * E n g le s , industrial Natuta* G a s . Ow ai & “ •* am C « IWtWM W wld«m M Cat*toc NATURAL GAS C A TA L03 » s e c .« * , « * . « > , .on <* . » p .o c * e .f . -1 4 0 BASIC POWER RANGES OFFERED WORLDWIDE DIESEL, DUAL FUEL, NATURAL GAS AND GASOLINE ENGINES *«r * * ÎÎ O « A «nI n n IS i i r§ S3n « • X X m MANUFACTURER 1 ii a li 8? 15 S3 On İ Î 1O«5 #as ** SPEED RANGE Upmi İİ nrsui-o&urz diesel 2300>2600 SNCtNg CO.. CTO. 1200*2500 1500-2300 1000-1800 MTSUI EN G IN EER IN G * S H IP B U IL D IN G C O . CTO. 97*1800 97-1800 500-S30 .»OrOREN-UND TU flBlN EN -U N lO N rniEO R IC H SH A FEN G M BH (M T U ) 267 1200-1900 1000-1800 1160-2340 MOTOREN-WERKE M AN N HEIM AG. (M W M ) 1500-3600 1500*3600 • •- * 426-3000 720-1SCO MOTORl SLA N Zt N O VELLA ftA S.P-A 900-3000 900-3000 900-3000 900-3600 900-3600 MOTOSACOCHE S > . 1800-3600 1800-3600 N EW 8ERY & CO. 170.. R U S S E L L 650-1500 650-1200 1200-2000 NIIGATA EN G IN EER IN G CO . LTO. 400-1900 290-2000 NIPPO N KOKAN K.K. 375-1500 •»00-1350 500-5U «sel Engines. Vatecutar esct Engines, industrial G u o ira E n g n s . V tn icu iu |waigg5Saj Gautn En9~ v •stH Ençm es. Maim« Gasofcn* E n g m . M aim a N jiu u l O u . Q ua Fuei a n n i M illili1!!!1 LPG Engnes — uwusuai (N s cnpne Oudder is noi tetxesenied m this 1963 Edibon tf EA*»Voi. *4 MlandOu rurbm*WorttwkfaCaUtoc o i me CATALOG witfi a section descr^uon o i «s products. Y /ffl//////. & /% —141 — BASIC POWER RANGES OFFERED W O R L D W I D E D I E S E L , D U A L F U E L , N A T U R A L GAS AND GASOLINE ENGINES u Î% MANUFACTURER is oo SPEED RANGE îÎ « t•» fl < N n-) (rpm ) li 400-4000 400-3200 •'I D IESEL M O TO R C O .. L T D . 400-3200 *8 DIESEL A B 720-1200 720-1200 ’-*0 DIESEL BEBGcNS MEKANISKE KSTEOER A/S T20-900 -1 m rHAUEHICAN OTEScL. ISLANZI1 720-900 1400-3000 1400-3000 VOPICNONESPA. 2S3 W C O R P O R A TIO N 145 K  i i i ï i 530-600 1500-3600 1500-3600 1500-3600 >500-3500 ■WNOIESELS LIMITED 1000-1500 1000-1600 “SO •ENAS* 2000-4500 1500-4000 1500-4000 *WS ENGINES. INC. 2250-4000 ^500-3000 2000-1000 TEH »ESELS. PETTERS LTD. 1000-3600 «300-3600 ■1 1000-3600 «E O T ENGINES-S C M -C.L.M J300-4500 1300-4500 1300-4500 " T n e x t PAGE ^ 1500-6000 Ve*c*a( £r*?na . InOusiriat ^^es. Uame Gaso*«* £*ç*»eï. Veftcu«/ Gaso^ne Cranes, mousirui 13 ^//Vr/ 'X X//'X /r Ga*o*n« N a tu ra l G a s . Dual Fuel t* a /o t pillW lm ilW iV r^Tijriifj L P G Ê n ç m e s — incustnai is not fcsre se nje d in tftts i g « 3 £ < M < * oi m e C A T A L C G w i n a sec;too c e s c rc tio n oi us pfoA/cts. 1943 Etftkm Vol. 48 D«>«< C l » Twrtan« i¥o»hJw*5e —142— 3ASIC POWER RANGES OFFERED WORLDWIDE DIESEL, DUAL FUEL, NATURAL GAS AND GASOLINE ENGINES 0 * s « t £ n g«te s . V e N a rt * G t n i n « E n p ra s . V e n cu la t D*eset £nq*ne*. industrial C u o i n i £ngines. industrial D*e$e< Eng**es. M a n n « Gw*n> U u n f/ / / / / / 7 7 ? . j' f y / y / f / r S N atm ai G as. Dual Fue* ana/of I P G E n ^ n e s — tnaust"ai •Th* engine Duride* *$ not reo*«S«nted in mis 1983 Edition ot the CATALOG with a section o e s c ro n jn of its (XOducis 19*3 UVon Vat 4« Oinel and C u , .. V //C v /////A WarW»id< —143— BASIC POWER R A N G E S OFFERED W O R L D W I D E D I E S E L , D U A L FUEL, N A T U R A L G A S AND GASOLINE btynes. VcrncuUr f ENGINES ~| Gaso*ne Engines. ver»ictjiai ^ 5 * 1 E n g v te s . m o u s in a i ^e5*i E*'S«*s. Uifjo« G a & o *« e E r ^ n e s , ir o u 'm a i f j Gasouoe Ef^ines. Mar*^« N a tu » a i G a s . O u a t ru e < a r t t i'o r l ,» 'it !: ! : >- .}! l :*!; ! ! ^ i i . ' ^ I P G E r-g m e s — in c u s tr s a f enO n < Du»iOer j*OCitonVol. 4« tsnot r e o 'e s e n r e d m trn s » 9 8 3 E d if io n * * * • '« Cw Tartar* WwkS,Kj* Calatoi cl me C a T - a iC O * i : n a sectionaescupao n c> j : s c w c O - x is yQ^XX//^/ ^XX/XX/. XXXXXX.' * -1 4 4 BASIC POWER RANGES OFFERED WORLDWIDE DIESEL, DUAL FUEL, NATURAL GAS AND GASOLINE ENGINES m a n u fa c t u r er O «1 «n *■M = o 8? nn ïi « « I f ss o n ?m Î2 l i os 3e «i ; *i 8£ I I Ofl SPEEO RANGE lipm i 3600*3200 .T6RN ATI0N AL H A R VESTER tC O N T ) 100-1000 •UKAMAJIMA-HARIMA HEAVY 'iD U S T R ie S C O .L T O . 70-1000 400-S00 2200-5000 •UZU MOTORS LTD 2000-3800 2300-3400 720>«000 •O EN G IN EER IN G CO . 0 0 . 175*1000 2000-4700 VECO O lESEL EN G IN E OtVtSlON 2100-4200 2200-4200 W O O RM A N r; t- 1000*2300 >000-2300 1000*1600 800-1800 NOACHER W ER K E A G 1 I r LVIN O IE S E L S IT O 333-1800 1000-1500 IOO-»77 iNCAIO LIM ITED . JO H N a T 74-200 O RLO SKAR O IL EN G IN ES LTO. 1SLC-OKX) 1000-3000 3S0 LO C KN ER'H UM SO LO T.O EUTZ AG 1500-2800 500-3000 ■■■■ 1 500-3000 750*2000 sr voee S T EEL LTD. el Engmes. Ve n cu la t 250-500 Gasoline £ng*w s. véh icu lai e» Engines, industrial Gasokne Engmes. industrial y F / jf jf f s / Y s 1 // •< ~ng*ies. M anne Gasoine Engmes. M arine Natural G » s . Ouai Fuel ano/or L P G Engmes — Industrial > engine tM d e r is not reo*esenieo in t n « 1963 Edition ol me CATALOG w in a section desereton ol as OfOduclt *1943 Edition VoL 48 OWm í snà C j i Turbin« Worldwide C«t**oC -1 4 5 BASIC POWER RANGES O F FERED WORLDWIDE DIESEL, DUAL FUEL, NATURAL GAS AND GASOLINE ENGINES m an u fa ctu r er i ï i 0 n *% 0 «1 e* n » «0 —«0 n ▼ - « ■ ** -* = ■n 0 0 w *< • " ÏÎ II *% If is II ÏÏ *» I; GHOSSO(.-POYAUO-SSCt.l (SACUOieSELI SPEED RANGE (ipmj 1350-2650 750-2450 1000-2500 750*1500 GUTIERREZ A3CUNCE CCKPORACION. s a icu A S co n . s a .) 1500-25CÜ 1200-2100 H.T.C OlESEL ENGINES PRrwIE LIMITED KANSHIN OlESEL WORKS. LTO OlESEL OF AMERICA. INC. & CO KG. U01CRENfA8RIK HA TZ G M 8 H 1500-1800 ¿00-180 383 1500-3600 379 1500-3000 ~][~ 1500-3000 1500-3000 HEOEUORA VERKSTAOER AS 1300-1500 900-1500 \ 900-1500 WNO MOTORS. LTD. 2200-3200 f- m m X 2200-2300 2100-3000 hcnoa m o to r co. lt d . 2000-3600 W m . 5200-5700 112 HORTEN VERFT. A/S KEGAI CORPORATION 1100-2300 1100-2300 1100-2300 jte L «CERSOU.-RAND CO in te r n a t io n a l • 330-550 2400-3300 HARVESTER 2400-2800 2300-3300 CONT NEXT Pa g e ZÔOO Gasctme £09 «® ». VeftacuUr Gasohne Engines. InOustnal Gasofcne Ençmes. Marine B e * Engnes. V e frcu u r ° * M I ^ " 9 " « . industrial & • « E n g m s . M arne Natural Gas. Dual Fuel ano/« LPG Engines — industrial *** « S « budder ts not reoresemea m ims 1983 Edition cl we CATALOG w.tn a secton cescretion ol its exocets. “ **•* C « Turbin« Worldwide Cjtlio« (/yX/Q^/^/'X/ . \ —146— BASIC POWER RANGES OFFERED WORLDWIDE DIESEL, DUAL FUEL, NATURAL GAS AND GASOLINE ENGINES PAGE MANUFACTURER OROINO. ENG. OPER. (CONT) 'ROOFEUROPE. INCPARTSOPERATION aO M» l i 4L o o jr « n ss o * » • 7 7 *» -« «s **- « ^ î t ïè o« 13 sr*s-* I I ¿ <1 s • e •* ir>s« it H ît Oo ii Sï o rt î t o« 85 «m SPEEDRANGE (rpm) 1500-3600 »000-36^0 11! IIIIIIIR 17 163 X00Q-38« 1000-3600 Va 1000-6000 4L 1000*5500 «oo-ssoo 600-1100 •'RANCO TO SI IN O U STRIA LE S . P A . 1 ' 800-1100 1200-1500 •U JI D IES EL CO .. UTO. 60O-1SOO » i ¡!!¡;¡;¡;n¡¡¡i íüí iíiiüiiüh'iiiííi'M 320-1500 600*1500 1250-1500 'UNZ-M AMftG LO CO M O TIVE ANO H AIU bW C A R R IA G E M FRS.. M EC H AN ICAL EN G IN EER S 1000-1500 1000-1500 1300-1920 . G A RD N ER & SO N S LTD. i m r n 1150*1500 1150*1700 G EN ERA L ELEC T R IC CO.. INO. PO W ER PRO O UCTS 900-1050 900-1050 GO TAVERKEN M OTOR A 8 74-200 74-200 GRANDI MOTORI T R IEST E (G M T) 100-1500 96-1500 428-1000 Gtt&NAA MOTORFABRIK. A/S 'tt* Engme*. Vehicular *e» Engines. Industrial G 500-700 í -sel Engm es. M arine NaturalGas. OvalFuelandtor LPGEngines—kxJusifoi m GasoeneEngmes. Vetocular GasoüneEngles. Industrial GasolineEnortes, Marine I B 'A engate ow kler is not represented in th*s 1983 Edition oI the C A T A L O G wttfi a section d e s e re t o n of its oroducts. 1983 Edkkm V «L 48 O rn é and C m T u rt w « WerWwidt Catato« -1 4 7 3ASIC POWER RANGES OFFERED WORLDWIDE DIESEL, DUAL FUEL, N A T URAL GAS MANUFACTURER *X i © « o n * ■ n ♦ GASOLINE ENGINES 2 o M ul ri Ï t o o o «» « Ï4 ¡1 — wi «■ 0 N ft (A « ï a O iA O N O O o « e « *s ¡5 • 10,000 kW • 13.410 HP AND g § n ^ — « o » - • n i % SPEED RANGE (rpml İ: ■EUU CORPORATION-« H O 1500-2800 500-3000 500-3000 750-2000 JORUAN DIESELS l t d 1000-2500 un 0S6SSEB INDUSTRIES. IW SSa-CLAiW DIV. EAA.S.AVPEGASO 1000-1300 1000-1300 553 300-360 506 2 0 0 0 -4 5 0 0 1S0Q-400Q 1 5 0 3 -1 0 0 0 750-900 EifCTftO-UOTIVE DIVISION G B ie h a i. m o t o r s »50-900 900 1 ïBÛO °*EU> INDUSTRIAL e n g in e s 1300 ù± ggaça^ggaa ¡JJE H P R i SE EN G IN E ANO Q Ju w e sso n d iv is io n l ¿23-514 428-514 ÎÎ n ilit i'i! 630 f w u o e s a s u o s .R L . 4500-J600 ^ ¡Jx a n n oiesel D iv is iO N .e n iG G S 4 5TBAriDN INTERNATIONAL 1»0-3600 m l 1500-3600 M -L 1200-3000 1400-2600 "¡¡¡OlMXJSTRIAL eng in e “«WiOns m m 1500-3600 m l- J20O-5JCO 1200-6000 1500-2600 1200-4600 O **! NEXT PAG E cular tausırıaı " S » » * « . M au» Gasotoe Eng**es. Vetocular Gasotme crvçines. tnousiriai //////////À Gasoiine E n ç io e s . M arine Y ///////Z À N a iu r a i G a s . D u a l F u e t a n d /o r [ jÜ f İ M I f jjjjiİ Ü Ü H jjjjiiiİ L P G £ n ç » r e s — fn c u s tn a f « r«rtm# Wwldwid« Catatof M 1963 O l « » C A T A L O G w „ n a s e c o o « s c . « . « " o l . u b . o o u c .5 . -148BASIC POWER RANGES OFFERED WORLDWIDE DIESEL, DUAL FUEL, NATURAL GAS AND GASOLINE ENGINES 55 1» ae o e o Is 83 n« o M AN UFACTURER ii ii 82 O» 1! ï* SPEED KAMGC Up-» İS «0-000 <0-fl00 C O O PER EN En G Y S ER V IC ES 300-« 0 600-« 0 0 C R E P E U .E . M O TEURS soo»«oo 600-« 0 0 C REUSO T-I.O IH E.TRACTIO N 01V 1000-Y500 C U M M IN S EN G IN E C O , IN C. >600-3000 noo-tsoo •500-3300 1600-3X0 900-1900 900 -2 0 0 C U M M IN S G A S EN G IN ES. IN C . 2200-2600 OAF-CHESEL 1200-2600 1200-2600 500-1600 O AIHATSU O tE S E l M FG . C O . LTD. r- - 500-2200 «00-1500 « Q 0 -U 0 0 0M M LER-8EN ZA G «00 -4 4 00 _L_l 1500-4400 O W IO BRO W N TRACTO RS LTO ; ¡ 2200-2300 1500-2500 JO H N 0 € EH E 1 C O . O EM S A LE S 1500-2500 I50D -.«»I > '>800-3000 D ETRO IT D IESEL A LLISO N 1900-2800 i- ->esef Engmes. V*nicu*a» )iesd Ençnes. industrial *ese( Eninas. M a m ttabral Gas. Oual Fu«t m oor LPG Eninas — Indusm* ■Ilk) engrfta öurider « not riprestnnd in Vm 1963 EdMonaf fta CATALOG * ^ i a sacaon dasc*e»on of its oraduct*. 1900-3200 is K i H m S! S? iî i fi ti (. î' y I k \\ i»» i*t ıt> <i ¿ ¿ i î Ü fff l rv Ä m £\K\ $ i '•} î* $ Ï fi S ë g 8 g g 1 NS: g C.) m O l o r- iJ in IJ O r»ı r~ *i l-3 >. .au« n i rn (/> in r*i r en - -í o m c: i/i i» -I c: *X3» O ! -1 5 0 BASIC POWER RANGES OFFEREO WORLDWIOE DIESEL, DUAL FUEL, NATURAL GAS AND GASOLINE ENGINES SPCCO HAMC1 HANUFACTUMII AAGENRAA M O T O ftfK SfM H EIN R IC H C a l ie s e n a /s ACM E MOTOR! AOU4 SPA ■M.OO H O W EH IN C w h a l l e r n ê i -a p e ltd a l l iS-C h a l m e r s e n g in e 0 cviS i 0 n ALSACIENNEOE C O N STRU C TIO N S M EC A N IQ U ES O E M ULH O U SE. SO C IET E A LSTlC M -A TLA N nO uE/A G RO M a l ST m o m *a t l a n t io u E/ S E M T 'P C L S T lC X A M ER IC A N B R O N S CO RPO RATIO N A N G LO BELG IA N CO RPO RATIO N LTD OtoSM Eneras. CWsrt Engtftts. O its d En g n ts. L NwwafGas. O u » iF G E n g m s - ‘ This c n ^ n « Ouade* •* ro t 1 9 0 tá tio n VbL 41 OmmJ Md Cm furta n M 1983 Eo*on of via CA TA LO G m a « s —151 — SASIC POWER RANGES OFFERED WORLDWIDE OiESEL, DUAL FUEL. NATURAL GAS AND GASOLINE ENGINES GimW Erpret G»oír»e it?«« Guairtc E-V *1 ?? ////////) Oís C--a<^ve¡ t'O'? fT LPO ¿rxfnes —•najta^í no( re & e n tn te a n :*** : 95J S o w o í tne C A T A L O G •*;?* a M c : < n o e n -c '- c r > o* « p fo ú u c ^ . ;n) v* a - 152 - VII - AKTARMA ORGANLARI SANAYİİ SANAYİLEŞMİŞ ÜLKELERDE ŞANZUMAN, DİFERANSİYEL VE DİŞLİ İMALATI Sanayileşmiş ülkelerde kamyon imal eden kuruluşlardan bir kısmı, komple şanzuman ve diferansiyelleri kendi tesislerinde imal etm ekte, bir kısmı da bu maksatla kurulmuş müstakil firmalardan satın alm akta dırlar. Kendi şanzuman ve diferansiyelini imal eden VOLVO-M AN, iveco, mercedes gibi kuruluşlar, kendi imalatlarına rağmen, bazı tip araçları için EATON-ROCVVELL-ZF ve SPICER gibi kuruluşların mamullerini de kul lanmaktadırlar. Bir çok otom otiv mamulü gibi kamyon piyasasında da son yıllarda bir pazar daralması görülmektedir. Örneğin ağır kamyonda 1979 yılında dün ya imalatı 520.000 adet iken, bu değer 1983'de 350.000 adede düşmüş tür. Benzer olarak hafif ve orta kapasiteli kamyon da kısmi bir pazar da ralması mevcuttur. Bu olumsuz şartlar sonucu, gerek kamyon firmaları bünyesindeki imalat hatları, gerekse müstakil şanzuman ve diferansiyel imalatçılarının tesisleri % 60-65 kapasite ile çalışmaktadır. Tesis kapasite kullanımlarını daha da düşürmemek için firmalar büyük bir çaba sarfetmektedirler. Nitekim bir kısım imalatçılar son bir yılda Ülkemizdeki kamyon firmalarına da toplam maliyetin altında fiatlarla satış yapmak suretiyle pazara girme çabası içindedirler. Avrupa ve Amerika'daki tarım traktörü ve inşaat makinalan im alatçıla rının büyük ekseriyeti de uzun yıllar önce dişli imalatı için bünyelerinde yaünm yapmışlardır. Ancak bu yatırımlar oldukça eski yıllarda gerçek leştirilmiş olup, bir çoğunda mevcut tezgahlar eskimiş veya demode olmuş bulunmaktadır. Son yıllarda traktör piyasasında dünyadaki genel - 153 - düşüş bu tesislerin yenilenmesine imkan vermemiştir. Mevcut yatırımla rın kapasitesi mevcut üretimin gerektirdiğinden fazla olmakla beraber teknoloji bakımından bir çoğu yetersiz hale gelmiş bulunm aktadır. Bu durumda bir çok firma ve yatırım larını yenilemek ve müstakil dişli imalcilerinden dişli almak için arayışlar içinde bulunm aktadırlar. Ancak be lirtilen şekilde traktör pazarının büyük ölçüde düşüşü bu firmaları müm kün olduğu kadar yatırım yapm adan problemi çözm eye zorlamaktadır. Müstakil dişli imalcilerinden İtalyan kuruluşları son zamanlarda bu fir malara girebilmek için büyük çaba sarfetmektedirler. Ancak bu kuruluş ların çoğu ile ilgili traktörcüierin görüşü, fiatın ucuz olduğu fakat kalite bakımından güvenirliğin yeterli olm adığı şeklindedir. Küçük ve genel gi derleri düşük olan bu tesislerin bir kısmının tezgahlan da kendini amorti etmiş veya ikinci el tezgahlan olduğundan rekabeti zor fiatlarla traktörcülere teklif vermektedirler. ÜRETİM YAPAN YABANCI FİRMALARIN KAPASİTELERİ DİFERANSİYEL ADET/YIL EATON 165.000 ROCKWELL DANA (TURNER) Z.F. 35.000 - 140.000 79.000 72.000 2.000 - RABA CLARK ADET/YIL 160.000 G.K.N. ALISON ŞANZUMAN 35.000 100.000 - 90.000 - 154- TÜRKİYE'DE DURUM Dişli ve komple dişli kutulan imalaünda en büyük kapasite HEMA'da mevcuttur. Yılda 4.5 milyon dişli ve dişli kutusu parçalan veya 25.000 kamyon için şanzuman ve diferansiyel ile 65.000 traktörün dişlilerini imal edebilecek kapasitededir. İkinci kuruluş olan MKEK, bilindiği kadan ile yılda 500.000 • 600.000 adet dişli imal kapasitesindedir. Bu iki kuruluş dışında dişli imal eden 2-3 kuruluş daha m evcuttur ve bunlann toplam kapasitelerinin 250.000 adet mertebesinde olduğu tah min edilmektedir. YAKIN GELECEKTE ŞANZUMAN VE DİFERANSİYEL KONUSUNDA TEKNİK GELİŞMELER Kamyon diferansiyellerinde önemli bir diğer değişiklik beklenmemekte dir, orta ve ağır kamyonlar ile çekicilerde, spiral konik diferansiyel ye rine hipoid diferansiyellerin kullanılması ani bir geçiş niteliğinde olma makla beraber beklenebilir. Aynca ağır kamyonlarda tek hızlı ve dife ransiyel kilitli aksların belirli bir pazan olabilecektir. Böyle bir gelişim, 9-13 hızlı şanzumanlara olan talebi de beraberinde getirecektir. Türkiye pazannda, yakın bir gelecekte tandem akslı kamyonlara da talep olması beklenmektedir. HEMA mevcut yatınmının bu alternatiflerin imaline de uygun olması bakımından pazardaki gelişmeleri yakından izlemektedir, hatta imalat öncesi çalışmaları bitirmek üzeredir. Kamyon şanzumanı konusunda, kompütör kontrollü tipler Avrupa ve - 155 - Amerika'da küçük çaplı olarak uygulam aya gitm iştir. Belirli bir deneme ve alışnıa süresinden sonra, yavaş bir tem po ile pazarda talebi artabi lecektir. Bu tiplerin önem li farkı vites seçm e sistem indedir. Dişli kutusu nun ana dizaynı bu uygulam a ile önem li bir değişikliğe uğram am akta dır. Türkiye'de bu sahada bir talep ortaya çıkm ası, HEMA yönünden adapte olma problem i getirm em ektedir. 4x4 ve 6x6 aks tahrikli kam yon talebi, savunma araçları yerli olarak te min edilmediği sürece önem li bir m iktar olarak gözükm emektedir. Bu tip araçlarda bir talebin olm ası, diferansiyel imali için önem li bir prob lem getirmemektedir. Diferansiyel ünitelerinde, ön ve arka arasında bazı ortak parçalar m evcuttur. Bir kısun parçalar da aynı takım larla, farklı şekilde işlenerek imal edilm ektedir. Dolayısıyle talep halinde bu imalatın gerçekleştirilmesi mümkündür. OTOMOBİL SEKTÖRÜ Dünya'daki otom obil im alcilerinin çoğunluğu kendi şanzum an ve di feransiyelini imal etm ektedir. Ülkemizde R enault aynı şekilde, şanzum an ve diferansiyelini kendi üret mektedir. Tofaş otom obillerinin şanzum an ve diferansiyel gövdeleri TOFAŞ tarafından imal edilm ekte dişliler ise kısmen Renault Türkiye tesi sinde sağlanmaktadır. O tosan otom obil dişlilerini ithal suretiyle sağla maktadır. HEMA 1986 yılı başında gerçekleştirdiği büyük bir ek yatırını ile o to m o bil ve kam yonet dişli ve dişli kutusu parçaları imalatına yönelm iştir. OTOSAN firması ile otom obil dişlileri için bir anlaşma yapılmış olup - 156 — 1986 sonundarf önce bu dişlilerin teslimatına başlanacaktır. Aynı yatı rımla, talep halinde TOFAŞ dişlileri de imal edilebilecektir. 2000 YILINA DOĞRU BEKLENTİLER Otomotiv ve traktör sanayiinin parlak pazar şartlarım yaşadığı dönemde bir kısım kuruluşlar, yalnız dişli ve dişli kutusu imalinde değil pek çok parça imali için kendi bünyelerinde yatırım yapmışlardır.. Pazann daral ması, rekabetin artm ası sonucu maliyet düşürücü çabalar ve arayışlar ön plana geçmiş bulunm aktadır. Avrupa otomotiv sanayimdeki bir çok üst düzey yöneticisinin bir araya geldiğj ve birkaç yıldır her yıl düzenlenen Dünya otom otiv kongresinde- de Avrupa Otomotiv Sânayiinin ayakta tu tulabilmesi çareleri tartışılm aktadır. Fiat Grubu •Başkam Agnell'nin 1983 'de ortaya attığı ve öncülüğünü yaptığı "Avrupa Otomotiv Sanayi ayakta kalabilmek için bünyesinde parça imalatım şsgariye indirip sadece montaj yapan tesisler haline gelmelidir" sloganı her yıl artan taraftar bul maktadır. Bu görüş sadece fikir aşamasında kalmamıştır. Pek çok büyük firma ihti yacı olan parçalan sağlamak üzere, güvenilir yeni imalatçılar bulmak için yeni bir teşkilatlanmaya gitmişler ve bünyelerinde "kaynak geliştirme" (sourcing) bölümleri kurm uşlardır. Bu bölümler Avrupa'da ve Avrupa dı şındaki yan sanayii kuruluşlarını incelemekte ve bunlardan kalite ve sevkiyat güveni buldukları kuruluşlarla irtibata geçmişler ve ilişkilerini geliş tirme çabasına girmişlerdir. Bu arada HEMA, dişli imalatı konusunda DAF, CATERPILLAR, MASSEY FERGUSON, . RENAULT (traktör) gibi kuruluşlar tarafından, kaynak olarak çalışılacak firmalardan birisi olarak 1986 yılı başında seçilmiştir. Bu kuruluşlarla, seçilmiş parçalar üzerinde mühendislik çalışmaları yürütülmekte ve teklifler İncelenmekte- - 157 - dir. Diğer bazı Avrupa ve Amerika firmalarının da bu yönde karar ver meleri beklenm ektedir. Bu gilişmeler ışığında bu sektörde önümüzdeki yıllarda bizi ilgilendiren gelişmeleri şöyle özetleyebiliriz. 1. Avrupa otom otiv ve trak tö r kuruluşları 2000 yılına doğru, büyük bir ihtimal ile m ontaj tesisleri haline dönüşecek ve kendine has,estetiği sağ layan gövde p arçalan dışındaki imalatı tasfiye edeceklerdir. 2. Önümüzdeki yıllarda kalitesine ve sevkiyatına güvenilir yan sanayi kuruluşlan eskisinden daha hızlı gelişecektir. 3. Otomotiv sanayii-yan sanayii ilişkilerinde yıllık kontratlar yerine 3-5 yıldan aşağı olm ayan bağlantılar ön plana geçecektir. Bu suretle yan sa nayiin güven içinde ya tın m yapması mümkün olacaktır. 4. Avrupa ve A m erika'daki otom otiv, trak tö r ve inşaat makinası imal eden kuruluşlar sadece kendi ülkeleri ve kom şu ülkelerde değil ekonomik ve kaliteli mal üreten diğer ülkelerdeki yan sanayi kuruluşlarına da büyük ölçüde siparişler vereceklirdir. Ancak Türkiye'deki ciddi kuruluşlann, talep gelmeden bu firmalarla temas kurup kendilerini tanıtmaları ve bu imkandan yararlanm akta geç kalmamaları gerekm ektedir. Çünkü bu kuruluşlar Türkiye'yi atlayıp şimdiden Uzak D oğu'da incelemelerini yü rütmektedirler. 5. Türkiye'deki kuruluşlar belirtilen imkanları iye değerlendirirlerse, kısa bir süre son Türkiye yaıı sanayii Avrupa ve Amerika kuruluşlarının ana parça üreticileri haline gelebileceklerdir. - 158 — SORUNLAR VE ÖNERİLER 1. Ç ok yüksek bir teknolojinin ürünü olan ve enaz dünyadaki benzerlerin den aşağı kalmayan Türkiye'deki teknolojinin ana girdileri olan makina, takım kesiciler bilindiği üzere, ithal yoluyla getirilmektedir. Son ithalat rejimiyle imalatta kullanılan kesici takımların fo n lu ithal üs tesine alınması özel bir teknolojinin ürünü olan ve Türkiye'de imal edil memeleri dünyada da sayılı imalatçdarca imal edelen bu makina ve te ç hizatın diğer batılı firmalar gibi anında temin etme imkanının bulunmaması aynca, Gümrük, nakliye ve fon gibi unsurlarla maüyetteride bir hayli yük seltilm iştir. 2. İmalatta kullanılan çubuk ve kare malzeme imalatçısı olan ASlL ÇELlK'in fiyatları malzeme cinsine göre dünya fiyatlarının % 10 ile % 30’u kadar daha pahalıdır. — Dişli komple şanzuman ve diferansiyellerin ithalleri son ithalat rejimin de fo n la fibere olduğu halde imalatta kullanılan dövme taslakları ithali yasaktır. — Söz konusu dövme malzemenin ithaline izin verilmesi halini mali yeti % 25 Ha 30 oranında daha ucuz olmaktadır. — A ynca Türkiye’de ileri seviyede olmayan dövme teknolojisi nedeniyle çok hassas dövme yapılamamaktadır. Buda im alat sırasında fazla talaş kaldırmak zorunda kalınması nedeniy le işçilik, malzeme sarfı, hemde ithal olan takımların fazla kullanılmasına - 159 - dolayısıyle zaman ve döviz kaybına neden olmaktadır. İzin verilmesi ha linde yurt dışından daha ucuza hassas dövme almak mümkündür. 3. Yurt dışındaki dişli imalatçılarının uzun süredir sahip oldukları tek noloji ve farklı imkanları büyük pazarlara sahip olmalarını sağladığı gibi ■yüksek üretim kapasitelerine erişmelerine de neden olmaktadır. Keza bizdeki düşük fon ve liberasyon nedeniyle ucuz işçilik uıısuruda değerini kaybetmekte iç pazarda da kayba uğrayan dişli imalatçımız düşük kapa sitede çalışarak maliyetini yükseltm ektedir. Sonuç olarak; Yeni kurulan ve henüz emekleme (G A AT Terminolojisi ile "Infant In dustry") aşamasuıda bulunan metal işleme sanayii tesisimizin ileri tek noloji ile Batı Standartlarına uygun üstün kalitede imal ve hatta batı ül kelerine de ihraç etm ekte olduğu şanzum an ve diferansiyel dişli mamul lerinin ithal mallarına karşı gerekli rekabet gücüne kavuş turu iması için; a) Ana girdilerden, kesici takımlardaki fon'un kaldırılması, dövme ve ç e lik kare malzemenin ithalinin libere edilmesi, b) Tavizli vergi hadlerinin geri çekilmesi veya kanuni hadlerine yüksel tilmesi suretiyle Gümrük Vergisi oranlarının artırılması, c) Ya da tarife artışı ile birlikte ve ayrı olarak geçici bir süre için k o rumayı sağlayacak ölçüde fona tabi tutulm ası. d) Kamu kesimi ihtiyacı için Devlet Malzeme Ofisi aracılığıyla veya Ku ruluşlarca doğrudan doğruya üreticilerden satın alınacak kamyonların - 160 — şanzuman ve diferansiyel gibi ana parçalarının standart tesbiti suretiy le yerli yapım olması sağlanmalıdır. Böylece Devlet bir taraftan teşvik lerle desteklediği yerli sanayii, en büyük alıcı olarak ta desteklemelidir. e) Genelde yan sanayimizde birçok kuruluşta yeterli olmayan kalite kontrol imkanlarının süratle geliştirilmesine imkan verecek düzenlemeler yapılmalıdır. f) Devlet, beynelminel toplantı ve sergilerde mutlaka otom otiv sanayiini iyi tanıyan elemanlarla temsil edilmeli ve tarafsız bir kuruluş olarak il gililerin Türkiye'ye daha sık gelmelerini teşvik etmeli hatta davet etm e lidir. Bu konuda Avrupa firma temsilcilerinin katılacağı beynelminel top lantılar ve firma gezileri düzenlemelidir. g) Ülkemize yeni teknoloji getirerek kurulm uş sanayii kuruluşlarının bir müddet belli birm aıjla korunması sağlanmalıdır. h ) iç pazarı daraltıcı tedbir ve etkilerden kaçınılmalı, özellikle damping li fiyat uygulamalarında yerli üreticilerin korunmasını sağlayacak önlem ler alınmalıdır. VIH - OTOMOTİV SANAYİİNİN SAVUNMA SANAYİİN DEKİ ÖNEMİ I. Askeri Araçların Tasnif ve Tarifleri: Silahlı Kuvvetlerimiz tarafından kullanılan araç, genel karakteristiklerine ve kullanılış maksatlarına göre, - 161 - A) Zırhlı Harp A raçları: - Tanklar —Esas M uharebe Tankları — O rta Tanklar —hafif Tanklar - Zırhlı araçlar (Silahlı K eşif Araçları Dahil) - Mekanize Piyade Savaş Araçları (Zırhlı Personel Taşıyıcılar dahil) - Kundağı M otorlu Toplar - Köprü Sericiler - Zırhlı Kurtarıcılar B) Takdik Arazi Araçları, C)İdari Hizmet Araçları: şeklinde, tasnife tabi tutulm aktadır. Ordumuz envanterinde bulunan bütün bu araçların, diğer ülkelerdeki mevcutlar ile, Teknik özellikleri, savaş güçleri, sayılan gibi hususlar dik kate alınarak mukayesesi, bizim bilgilerimiz ve konum uz dışındadır. Genel tasnif içinde yer alan vasıtaları yapısal karekterleri ve özellikleriy le biraz daha fazla tanıyarak, Türk O to m o tiv Ana Sanayii ve Yan Sanayii nin, Milli Savunmamızda m evcut bu araçlan n ; ömürlennın uzaması, yenilenmesi, M odernizasyonu ve sayılarının artınlm ası gibi hususlarda, ne ölçüde ve hangi şartlarda katkıda bulunabileceklerinin, tespitine çalı şılmaktadır. - 162 — TANKLAR: Tamamı paletlidir. Esas Muharebe Tankları: Ekseriyeti 105 mm'lik olan 90 ile 125 m m lik , ilk hızı çok yüksek ve yük sek infilak girişE mermi atan bir top veya 152 mm’lik roket atan top, biri uçaksavar olmak üzer 1 veya iki makineli tüfekle mücehhez, 650 bhp (2200 rpm) ile 1500 bhp (3000 rpm ) arasında değişen çoğu Diesel m otorlu 50-60 km. sürat yapabilen, 40-60 ton ağırlığındaki vasıtalardır. Orta ve Haif Tanklar: 76 mm 90 m m lik top ve biri uçaksavar bir veya iki makineli Tüfekle mü cehhez, 240 bhp (1800 rpm ) - 450 bhp (3000 rpm) arasında değişen ço ğu Diesel motoılu 50-70 km sürat yapabilen, 13-35 ton ağırlığındaki va sıtalardır. Zırhlı Araçlar (Silahlı Keşif Araçları Dahil): Bir kısmı paletli bir kısmı lastik tekerleklidir çok çeşitli vasıtalardır. 20 mm ile 76 mm. arasında değişen toplar ile bir veya iki adet makinah tüfek bulunur. 130 bhp ile 400 bhp, 1000 rpm ile 5000 rpm arasında değişen benzin ve ya 100 bhp üe 400 bhp, 2000-2500 rpm diesel motorlarla mücehhez, 60 -1 0 0 km sürat yapabilen, 5-20 ton ağırlığındaki vasıtalardır. - 163 - Mekanize Piyade Savaş A raçları: (Zırhlı Personel Taşıyıcılar dahil) Bir kısnu paletli bir kısmı lastik tekerleklidir. 2 0 mm ile 73 mm 'lik ço k çeşitli hafif ve seri ateşli toplar. 7.62mm 12.7 m m 'lik makineli tüfekleri bulunan, 90 hp - 400 hp, 2200 - 2 8 0 0 rpm Diesel M otorlarla mücehhez, 50-80km sürat yapabilen, 8-25 piyade eri taşıyabilen vasıtalardır. Bir çoğu 5 ile 14 km süratle suda da yüzebilmektedirler. Kundağı Motorlu Toplar: Bir Od istisna dahil tam am ı paletlidir. —203 mm'lik Hawitzerler dahil 105 m m 'lik 175 m m 'lik topları taşıyor lar. - 85 mm-105 mm'lik toplarla mücehhez tanksavarlar ile 23 mm ile 57 mmTik toplarla mücehhez uçaksavarlar bu gurpta yer almaktadır. Bu genel tasnif içinde y er alan bütün bu araçlar MUHAR EBE - SAVA Ş araçları olup, savaşacakları ülke veya ülkelerin iklim şartlan (SıcaklıkSoğukluk; Yağmur-Kar, R utebet-K urakhk gibi) üzerinde savaşacakları arazinin durum u, (Y um uşak toprak-kayahk-baktaklık-çalılık-ağaçük, de re-dere yatakları, çöl gibi) çok çeşitli faktörler dikkate alınarak, buna gö re bu faktörlere önem ve öncelik sırası verilerek dizayn edilen buna göre imal edilen ve üzerlerine buna göre çeşitli silahlar nişangah sistemleri yer leştirilen ve boyanan araçlardır. Derin sudan geçme tertibatı N.B.C. sistem leri, gecc muharebe sistemleri gibi sistemlerde ayrıca yerleştirilebilm ektedir. -1 6 4 Köprü Sericiler ve Zırhlı Kurtarıcılar: Bunlar genellikle Ana Muharebe tanklarının şaseleri özerinde katlanabilen köprüler ile hazır birkaç m otor taşıyan ve bunları değiştirmek için özel vinç ve ekipman bulunduran araçlardır. Köprü sericilerde bulunmamasına rağmen bazı kurtarıcılarda uçaksavar silahlan vardır. Takdik Arazi Araçları: Takdık amaçlarla kullanılan özel performans isteyen ve arazide kul lanılan taşıt araçları bu gurpta yer alırlar. Genellikle zırhlı değildirler an cak bazı kısımlarına zırh koruma konulabilir. Tamamı çift differansiyeOi, önden çekiş, arkadan itişlidir (2x4, 4x4, 6x6 bütün tekerleklere m otor gücü iletilmelidir.) Çölde kullanılanların arka kısmı paletlidir (Half Truck) 0.5 ile 10 tonluk taşıma kapasiteli olup istendiğinde uçaksavar veya makineli tüfek konu labilir. Orduda insan, eşya, malzeme, cephane hatta akaryakıt nakli bu tip araç larla yapılmaktadır. İdari hizmet Araçları: Genellikle Karayolları üzerinde hizmet gören bu araçlarda yüksek arazî kabiliyetinden ziyade, personel naklinde, satmalmada, işletmede sürat - 165 ve kolaylık elde edilmesi hedeflenm ektedir. II — BUGÜNKÜ DURUM: A) Genellikle Karayolları üzerinde hizm et gören ve İDARİ HİZMET ARAÇLARI grubunda toplanabilen O tom obil. Otobüs, Pick-Up. Kam yon gibi bazı istisnalar hariç diğerlerinin tamamı İTHAL menşelidir. Yerli Otomotiv Sanayi Mamulleriyle değiştirilen istisnai İDARİ HİZ MET ARAÇLARI'ndan bazıları hariç diğerleri hizmet sürelerini dol durmuş olup, Bir kısmının bazı parçaları ve kısımlarının yenileştirme ça lışmalarına başlanm ış ve devam etm ektedir. B) Yerli Otomotiv Sanayiimiz ve Yan Sanayiimiz, Raporun yukarıdaki bölümünde belirtildiği gibi, bugün M otorlu Kara Nakil Vasıtalarının ve İş Makinalannın değişik bir ço k cins model ve tipini % 70 ile % 85 ora nında yerli katkı ile imal edebilm ektedir. Dördüncü ve Beşinci Beş Yıllık Plan dönemi çalışmalarının, Devlet Plan lama Teşkilatınca hazırlanan özel İhtisa Raporlarında kısaca ve sırasıyla 1977 ve 1985 senelerinde; .....Taşıt Sanayiinin öncü ve Temsilcileri olan Otomotiv kuruluşlarımız gerekli Yan, Destek ve Teşvikler verilirse Askeri Taşıtları dahilde yapmak mümkün olabilecektir. Bu husus, m otor ve aktarma organları üretiminin yerli olarak sağlanması ile sıkı sıkıya ilgilidir. Kaldıki gelişmiş ülkelerin bir kısmında askeri araçlar, sivil araçları yapan fabrikalar tarafından imal edilmektedir " - 166” .... Askeri araçlann yerli kaynaklardan tedarik edilmesinde önemli bir konuda, Türk Ordusu'nun sürekli gelişim içinde olan harp sanayiinin geri sinde kalmaması için, Askeri Araç üretecek firmaların ana firmaları ile yapacaktan anlaşmalarda, ileri senelerde yapılacak tüm teknolojik yeni liklerden gerek mevcut araçlarda, gerekse yeni tiplerin imalinde fayda lanılması hususunun sağlanmasıdır.Aynca, Ordu ihtiyaçlarının yerli imalat çılardan tedarikini sağlamak amacı ile hazırlanacak uygulama programına yoldışı ve özel amaçlı askeri taşıtlarında mümkün olduğu kadar yeni taşıtlardan üretilmesi çalışmalarının da dahil edilmesi yerinde olacak- denümekteydi. 1986 yılı sonu itibariyle, Çekici 4.000 Kamyon Kamyonet 44.000 22.000 Otomobil Otobüs Minibüs 94.000 3.900 10.500 Midibüs 4.900 adet/yıl olmak üzere Toplam 183.300 kapasiteli Otomotiv Ana Sanayi Fabrikalan mevcut olup, bilinen sebeblerle kapasite kullanımı oranlan h a la 1976 seviyesine ulaşamamış bulunmaktadır. Geçmiş yıllar raporlannda bahsedilen Motor ve Aktarma Organlarının üretimi bugün gerçekleşmiştir. Yılda toplam 120.000 den fazla Diesel - 167 - ve Yılda Toplam 90.0 0 0 kadar Benzin m otoru işleyip imal eden m otor fabrikalarında yerli katkı % 9 0 - % 95 civarındadır. Blok, kafa. Krank, Piston, Sekm an, Silindir Gömleği, Yağ Pompası, Marş Motoru, altem atör gibi başlıca m otor parçalan yerli olarak yapılmakta dır. Beşinci Beş Yıllık Kalkınma Planında, İm alat Sanayi O tuz Sektör halinde ele ahnıp işlenm ektedir ve bu sektör içinde 280.000'deıı fazla iş yeri bu lunmaktadır. 600.000 adet/yıl kapasiteli m o to r döküm fabrikası devrededir. ÇeEk ve kaliteli çelik im al eden fabrikalar faaliyette olup, yılda 4 milyon tondan fazla çelik üretilm ektedir. Kamyonların birkaç tip Şanzuman ve Differansiyel Dişlileri ve Komple Dişli K utulan yerli yapılmaktadır. Hidrolik Direksiyon Sistemi imal eden fabrika devreye girmiş ve ağır kamyonların direksiyon k u tu lan yavaş yavaş yerli olm aktadır. Bu mi saller, daha evvel teklif ve tem enni durum unda olan 'Otom otiv Sanayi min Savunma Sanayiine Katkısı olm alıdır" fikrinin bugün artık fiilen ger çekleşme durum una geldiğini açıkça gösterebilm ek için verilmiştir. m - OTOMOTİV SANAYİİ - YAN SANAYİ DAHİL, SAVUNMA SANAYİİNE NASIL VE NE ÖLÇÜDE KATKIDA BULUNABİLİR? Yukarıda, Genel K arakteristiklerine göre yapılan tasnif içinde yer alan Askeri Araçların yerli olarak yapılabilirlikleri, değişik nispetlerde ve zaman içinde mümkün olabilecektir. - 168 - Bugün acilen, bir yenileme ve modernizasyondan bahsedilmekte ve gün lük gazetelerde bazı örnekler yer almaktadır. "idari Hizmet Araçlarından" Otomobil, Otobüs, kamyon gibi Halitan yerli Otomotiv Sanayiinden aynen alınıp, Ordu Hizmetlerinde kullanıl maktadır. Bazı kamyonların motorlarının diesel motorlarıyla değiştirilmesi çalışma larına başlandığını duyuyor, 13 Kasun 1985 tarihli Resmi Gazetede ilan edilen 3238 saydı Kanunla Kurulan Savunma Sanayii Geliştirme ve Des tekleme İdaresi Başkanlığının kurulması.... hk. Kanunu biliyor ve yakın bir. tarihte çalıştırılmaya başlayacak Savunma Sanayii Fonundan Otomo tiv Sanayiine büyük bir pay ayrılacağını memnuniyetle öğreniyoruz. Bütün bu hazırlık ve çalışmaların arzu edilen yönde süratle gelişmesi ye ni kurulan "SAvunma Sanayii Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkan lığının "Milli Savunma ile Türk Otomotiv Ana ve Yan Sanayii arasında çok akı ve DAİMİ bir işbirliği Koordinasyon ve Bunu sağlayacak Organi zasyonu gerçekleştirmesine bağlıdır. Ülkelerin mahdut kaynaklarının israfa tahammülü yoktur. - 169Yukanda bahsedilen 280.000 den fazla işyerinde büyük bir makine parkı yani yatırım m evcuttur. Bu potansiyel çok iyi tespit edilip değerlendiril meli ve harekete geçirilmelidir. Mükerrer yatırımlardan kaçınılarak, mevcut yatırım lar ve yapımına baş lanmış ve çalışmaları sürdürülen yatırım lara im kanlar ve kaynaklar kanafîze edilmelidir. Daimi, istikrarlı sıkı ve son derece akıllıca yapılacak iş birliği bu işin ger çekleşmesi için en önemli şarttır. Bunun içinde; Özel Teşebbüs ile Koor dinasyonu sağlayacak tek m uhatap bir merciin bilinmesi işlerin sürati ve etkisi bakımından faydalı olacaktır. Ordunun ihtiyaçlarının yukarıda tasnife göre cinsler ve tipler itibariyle seçimi, bunlardan her yıl kaçar adet yenileneceğini tespit ancak Milli Savunma Bakanlığının bileceği bir husus, bir Savunma Politikası ve buna paralel bir Savunma Bütçesi meselesidir ve her ülkede olduğu gibi bizde de gizli olabilir. Diğer taraftan, Ordu ihtiyacım ünite bazında G ııs, Tip, Model, Miktar olarak belirtmeden herhangi bir OTOMOTİV ANA Sanayiinin İdari Hiz met Aracı dışında bir prototip yapıp bunu O rdu'nun beğinisine sunması mümkün değildir. O hakla, Savunma Sanayii'ııe Türk Otom otiv Sanayiinin katkısı nasıl ola bilecektir? Savunma Sanayii Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı Ordu Bün yesinde mevcut veya kurulacak bir Başkanlık veya Komutanlık'la m üşte - 170rek ve dainıi bir çalışm a yaparak; - Ülkenin mevcut imalat sanayiinin envanterini yapar. - Makine Yatırımın ve Kapasitesini ço k yönlü olarak, Ordu bünyesinde mevcut yatırımları da, dikkate alarak mevcut imalat potansiyelini ortaya koyar. - M otor Benzin-Diesel dahil Dişli, Döküm, Dövme, Aktarma Organları, Elektronik Sanayimden bugünkü durumlarıyla derhal nasıl ve ne kadar is tifade edebileceğini tespit eder. Bu tespiti yaparken de, kendi aralarında olduğu kadar Otomotiv Sanayii Kuruluşlarıyla da Koordineli bir çalışma yapması şarttır. Mesela: REO'Iarin Benzin Motorları yerine Diesel M otorunun takılması nu düşünülyor? Türkiye'de imalatı planlanan ve yatırımları halen sürdürülen belirli mar ka m otorlar ile im al edilmekte olan hangi m otor daha kolay., daha ucuz mevcut kam yona adapte olabilecektir. Şanzıman ve Diferansiyel ile uyumlu çalışabilecek midir? Hangi m otorda ne gibi değişiklikler yapılması gerekecektir? Bu değişik likler için yapılacak yatırımın tu tan ne olacaktır? Kaç adet m otor deği şir ise bu yatırım rantabl olabilecektir? Bu yatınm m Finansmanı nasıl olacaktır? - 171 - Kamyonlar zaten ço k eskimiş ise, yepyeni m otor takm ak bir çözüm ola bilecek midir? Gibi suallerin cevaplarını. K uruluşlar içinde yer alan idari ve Teknik ele manların dinamik ve koordinali çalışmaları verebilecektir. Milli Savunmamız için ; Takdik Arazi araçlarından hangi tip en uygun dur? Bu tip veya tipler şimdilik kaçar adet ve ne kadar yerli katkı ile ya pılabilir? Yerli katkıyı artırm ak için hangi kuruluşlar ne kadar yatırını yapmalı dır? Savunma Sanayii FO N 'undan ne kadar katk ı yapılabilir? Lisans gerekli midir? Benzer çalışma ve A raştırm aların diğer daha kom plike Zırhlı Araçları içinde yapılması Milli M enfaatlerimiz açısından faydalı olacaktır. Motorlu, Dişlileri Zırhlı gövdesi yürüyüş takınılan silahlan muharebe sis temleri yerli olan bir .zırhlı aracuı dışa bağımlılığı belki de bazı optik ve kompüterize nişangah sistemlerinden ibaret olacaktır. İşte bütün bu veya buna benzer hususların tespiti ve zaman içinde kade meli olarak ve planlanarak gerçekleştirilm esi, üzerinde ısrarla düşündü ğümüz, bir Başkanlık veya Komutanlığın son derece organize olm uş de vamlılık arz eden rehberliği altuıda O tom otiv Sanayi K uruluşlannm yine devamlı koordineli, çalışm alanyla mümkün olabilecektir. - 172 — SONUÇ VE ÖNERİLER 1. Otomotiv Sanayimdeki m otorlu araç üretimi ile sair aksam ve parça lanıl üretimi konusundaki yeni yatırım istekleri incelenirken çok titiz olunmalıdır. Yalnızca iç piyasaya dönük, dünya standartlarına göre küçük ölçekli ve eskimiş teknoloji sayılacak yatırımlara izin verilmemelidir. i Buna karşılık otom otiv Endüstrisinin ihracat alanında dış pazarlarda id:< dialı ve rekabet edebilir duruma gelebilmesi için bu alanda çalışan şirket lerin yeni yatırım veya tevsi projeleri veya yabancı sermaye ortakhklan bu açıdan incelenmelidir. 2. Firmaların kendi imalatlarından veya yan sanayiden sağladıktan ve ge rekse yan sanayi kuruluşlarının planladığı aksam ve parça ihracatı dev letçe desteklenmelidir. İhracatta uygulanan vergi iadelerinde Otomotiv sanayine selektif uygulamalar yapımalıdır. 3. Diğer dış satım faaliyetlerine sağlanan çeşitli teşvik kolaylıkları ve m uafiyetlerinden Otomotiv Sanayi de faydalandırılmalıdır. 4. Dış firmalardan alınabilecek ve ülkeye döviz kazandıracak "fason ima lat" siparişlerine de benzer destek ve teşvikler sağlanmalıdır. 5. Dış pazarlarda başardı olabilmenin tem el şartı iç pazarda güçlü olmaya bağlı bulunm aktadır. Bu nedenle Otomotiv Sanayi firmalarını iç pazarda teşvik edici, dış rekabete karşı kuvvetli kılıcı devlet politikasının izlen mesi gereklidir. - 173 - 6. Otomotiv ve diğer sanayi ürünlerinde kalite düzeyini yükseltmek, ömür - fonksiyon - ölçü - malzeme yönlerinden sanayi ürünleri üzerinde etkin bir kontrol düzeni getirmek, malzeme ve p arça çeşitlerinde stan dardizasyon sağlamak amacıyla, m erkezi bir kalite planlama ve denetim örgütünün kurulm ası, devletin öncülüğünde ele alınmalıdır. 7. Kalite kontrol konusunda ana firm alara ve özellikle yan sanayi firma larına kontrol cihazlarının ithalatında gümrük m uafiyeti gibi teşvikler ve rilmelidir. Bu konuda yatırım ların teşviki m evzuatuıdaki büyüklükler aranmalı, küçükde olsa kalite kontrol yatırım ları teşvik edilmelidir. 8. Otomotiv ana sanayinin ço k çeşitli, tip ve m odelde üretim yapması, mevcut tesislerin bu gün içinde dünyada kabul edilen optim um ekonomik kapasitelerin çok altında bulunması, yapılan üretimi ekonom ik kılma makta, m aliyet enflasyonuna sebep olm akta bu suretle ana sanayi ve yan sanayii büyük zorluklarla karşılaşm aktadır. Bu durumu önleyici firma birleşm elerini ve m arka, model, tip azaltılma sını teşvik edici ve yönlendirici devlet politikası tesbit edilerek en kısa zamanda uygulanmaya konulm alıdır. 9. Devlet otom otiv ana ve yan sanayiinden hangi sektör gruplarının üre timinin teşvik edileceğini, hangi sektörlerin kaç yıl ile ve ne ölçüde ko rumaya alınacağını tesbit ederek tüm otom otiv sanayicilerini önceden haberdar etmelidir. 10. Devletin ve Otom otiv aııa ve yan sanayii kuruluşlarının etkin bir ko - 174 - ordinasyon, iş bölümü ve entegrasyona geçmeleri halinde: — Belli parça ve komponentlerin daha az sayıdaki fakat daha uygun kuruluşlarda daha yüksek, belki de "Optim um kapasitede" imalat mik tarlarıyla üretilebilmesi imkanı doğacaktır. —Böylece birim m aliyetler düşerken, kalite düzeyi yükselecektir. — İhtisaslaşma ve teknoloji birkimi her ayrı konu için ayrı kuruluşlarda sağlanabilecektir. —Parça ve malzeme standardizasyonunun sağlanması kolaylaşacaktır. —Mevcut atıl kapasiteler daha verimli bir şekilde değerlendirilebilecektir. — Malzeme ikm al ve satmalına sorunları büyük ölçüde azalacak, istenilen malzeme yada parça istenilen miktarlarda kolayca bulunabilecektir. 11.Dtş pazarlarda başarılı olabilmek için büyük ölçekli ana ve yan sanayii kuruluşlarının teşvik edilmesi ve küçük ölçekli sanayi kuruluşlarının bir leşmek suretiyle büyük kuruluşlar haline gelmesinin teşvik edilmesi, 12. Y abana sermayenin ana ve yan sanayii yatırım ve ortaklığı için teş vik edilmesi. 13. Hükümetler arası daha sıkı ilişkilere girilerek yapılan anlaşmalarda otom otiv sanayii mamulleri ön planda tutulmalıdır. Bu anlaşmalarada so m ut sonuçlara ulaşulabflmesi için anlaşma yapılan ülkelerdeki ithalatçı larla Türk ihracatçılarının nasıl temasa geçeceklerinin, uygulamanın nasıl - 175 - yapılacağının tesbit edilmesi yerinde olacaktır. 14. Halen Ülkemizde talep daralmasına bağlı olarak otom otiv sanayiinde istenilen ölçeklerde üretim yapılam am aktadır. Bu engelin aşılabilmesi için: 15. Devlet, Milli Savunma ve Belediyelerin kom ponent ve araç ihtiyaç ları yerli im alatçılardan karşılanm alıdır. 16. Araç satışlarındaki vergi yükü azaltılarak, katm a değer vergisi uygu landığına göre taşıt alım vergisi kaldırılmalıdır. 17. İç talebi canlandırm ak amacıyla tüketici kredisi sistemi kurulmalı "peşin ödemesi, az, uzun vadeli, kredili satış sistemleri geliştirilmelidir." 18. Daha çok çiftçinin trak tö r ve tarımsal mekanizasyon aracı edinebil mesi için tarımsal kredilerin limitleri günün şartlarına göre arttırılmalı ve faiz nisbetleri düşük tutulm alıdır. 19. Şirketler zaman zam an büyük boyutlara varan finansman sorunları nın çözümü için halka açılm ayı, hisse senedi çıkarmayı düşünmelidirler. 20. Ayrıca, kam yon, kam yonet, otom obil, iş makinası v.s. gibi araçların ihtiyaç sahipleri tarafından satın ahnıı yerine uzun dönemli olarak kira lanmasını sağlayacak bir kiralama sistemi üzerinde düşünmeli ve bu sis temi yürürlüğe koymalıdırlar. 21. Yerli otom otiv sanayiinin ithalatçılara karşı desteklenmesi sürdürül 176- melidir. Bu destekleme geçtniş yülar^a olduğu sebilde, değUde^yerli otomotiv sanayiimizin gelişmesi ve ileride rekabet şansının daha da fazla ;ıV _ ' ■ v i " , ',r .'.rssS lif,’:-: v mt - v <" , .¡i,-- 22. İthalat yolu ile ülkemize çok çeşitli marka ve modelde araç gelmek tedir. Bu araçların yedek parçalarının uzun vadede bile yerli üretüebümesi zayıf bir ihtimaldir. İşte bu nedenle otomotiv sanayiimizdeki düşük ka pasiteli üretim devam edebilecektir., Bu nedenle ana mamul ithalatında -.■■¿'U . Î-.7 >" M ' O f j i ::' ' ■'.! '■ - '' 'i'i , ’ t , HH / U t i : kota uygulaması gereklidir. 23. Kiralamaya imkan yeren mevzuatın uygulanmasında, otomotiv sanay-7; ."îr 1'." : •' ' . .r :‘ ' , /> ’ yii firmalarını haksız rekabete maruz bırakacak araç ithalatına imkan sağlayan yeni, ucuz, kolay ithalata müsaade edilmemelidir. 24. özellikle traktör üretiminde ülkemiz iklim ve toprak yapışma uygun, tarımdaki üretim değişikliklerine ve işletme büyüklüklerine cevap vere, bilecek traktör tiplerinin seçilmesi ve bu tiplerin üretimine müsaade edil mesi gerekmektedir. Bu amaçla üretilmesi planlanan traktör tiplerinin ilgili üniversitelerden ve Bakanlıklardan alacakları uygun raporuna istinaden imalat izni ve rilmelidir. Traktör sanayiinde önceki kalkınma plan ve programlarında öngörülen üretim' kapasiteleri kat ve kât aşılmış durumdadır. Bu nedenle hiç bir sa nayi kuruluşuna yeni yatırım için müsaade verilmemelidir. 25. Traktör yanında ülkemizde ihmal edilmiş gibi görünen Tarımsal Mekanizasyonun ana unsuru olan gelişmiş ekipman imalatının teşvik edil- - 177 - . mesi yine ülkemiz iklim , ürün cinsi ve coğrafi yapısına göre etüd edilmek , şartı ile teşvik edilm elidir. 26. Halen ülkemizde iç tüketim fazlası trak tö r kapasitesi ve üretimi mev cuttur. Bu iç tüketim fazlasına ihraç olanağı hazırlanm alıdır. Bunun ger çekleşmemesi halinde şim diden bazı üretici kuruluşların başka üretim ajanlarına kaydırılması için çalışm alar yapılmalıdır. 27. Üretim adetlerinin düşük olması sebebiyle m odel değiştirm e tekno lojik gelişim açısından darboğaz yaratm aktadır. 28. Otomotiv sektöründe im alatçıların kullandıkları yerlisi imal edilme yen parça ve ham m addelerinin ithal vergileri düşürülmelidir. 29. Enerji ve ham m adde özellikle ihracaat yapan (belli bir oranda, bu oran devlet tarafından tesbit edilmelidir.) Sanayicilere düşük fiyatla temin edilmeli böylece m aliyetlerde kısmen de olsa düşme sağlanmalıdır. 30. 84.22 ve 84.23 G .T.I.P. larında yer alan iş m akinalanm n imalatının teşvik edilebilmesi am acıyla iş makin alarmın gümrük nisbetlerinin diğer otomotiv ürünleri gümrük vergi nisbetlerine çıkarılm ası veya sadece ima latçıların kendi im alatlarında kullanacakları CKD aksam ve parçaların ithalatında%i gümrük vergisi alınması. 31. Halen komple iş nıakinaları ithalatında CİF bedel üzerinden alınmak ta olan % 3 0 ’Iuk fonun asgari aynı seviyede tutulm ası veya bir miktar da ha arttırılması. 32. Türkiye'de halen imal edilm ekte olan iş m akinalanm n eşdeğerlerinin - 178- teşvik belgesi yoluyİa^ömrüksüz vefonsuzolârak ithalinin mutlaka ön lenmesi. , 33. Otomotiv sanayiimizin dkha gerçekçi bir şekilde yönlendirilebilmesi amacıyla; Devlet beynelminet toplantı ve sergilerde mutlaka otomotiv sanayiini iyi taiuyitn elemanlarla temsil edilmeli ve tarafsız bir kuruluş olarak ilgililerin Türkiyefye daha sık gelmelerini teşvik etmeli bu konuda Avrupa firma temsilcilerinin katılacağı beynelminel toplantılar ve fir ma gezileri düzenlenmelidir. 34. Devlet, gelişmiş ve benzer gelişmekte olan ülke sanayicilerinin ta kibi amacıyla yurdışındabelli ölkelerdfe Sansyi Ateşelikleri açmahdır. BÖLÜM II I. SANAYİ ŞURASI OTOMOTİV SANAYİİ OTURUMUNDA PANELİSTLERİN KONUŞMALARI - 181 - PANELİSTLER Ziya ÖZKAN B.M.C. Sanayi ve Ticaret A.Ş. Genel Müdürü O tom otiv Sanayii Derneği Yöne tim Kurulu Başkanı Ahmet ARKAN Taysad Taşıt Araçları Yan Sanayii Derneği Y önetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ercan TEZER O tom arsan Otobüs ve Motorlu Araç lar Sanayii A .Ş . Pazarlama Direktörü AK NİZAMOGLU Ercan Holding A .Ş. Genel K oordinatörü Sabahattin ARCAN Türk T raktör ve Ziraat Makineleri A .Ş . Genel Müdürü - 183ZİYA ÖZKAN (BMC Sanayi ve Ticaret A .Ş. Genel Müdürü ve Otomotiv Sanayii Demeği Yönetim Korulu Başkanı) Sayın Bakanım, Başkanhk Divanının Sayın Üyeleri, Sayın Misafirler, Birinci sanayi Şurasının değerli üyeleri, basınımızın güzide temsilcileri; kalkınmak ve refah seviyemizi yükseltmek için, milletçe her alanda gay ret gösteriyoruz, çalışıyoruz. Ancak, biliyoruz ki, kalkınmaya ve refaha giden yol, sanayileşm ekten geçer ve bu sebeple sanayileşmeye dönük strateji ve politikaların genel ekonomik politika içinde özel bir önemi ve yeri vardır. Ben de, benden önceki değerli konuşmacılar gibi, Türk Sanayiinin yön lendirilmesine ışık tutacak çalışma ve değerlendirmelerin yapılacağı böy le bir sanayi şurasını tertip eden Sayın Sanayi ve Ticaret Bakanımıza, Bakanlık Yetkililerine ve görevlilerine, çalışmalara değerli katkılarda bu lunan kurum , kuruluş ve üyelere içten teşekkür ve tebriklerimi sunarak sözlerime başlam ak istiyorum . Biraz önce, bu sektörle ilgili olan bir raporu, oldukça tafsilatlı şekilde dinledik. Aslında, bizlerin söyleyecekleri de bunun kapsamı içinde ola caktır. Çok yönlü ve dev bir sanayi olan otom otiv sektörünün bütünü kapsa yacak konuların hepsine birden eğilmek, bunlara değinmek takdir eder siniz ki bu çok kısıtlı s ü e içinde mümkün değil. Ancak, ben bu sanayiin kısa bir çerçevesini çizm eye gayret edeceğim, bazı ana rakamlarla ve özellikle bundan sonrası için, ilerisi için önemli bulduğum uz bazı konu lara ve bu konudaki önerilerimize temas ederek sizleri bu konuda bilgi sahibi yapm aya gayret edeceğim. - 184- Bir nebze dünyada ve Türkiye'deki otomotiv sanayiinden bahsetmek isti yorum. Bildiğiniz gibi, otomotiv sektörü, yolcu taşıtları, yük taşıtları, tarım traktörleri, özel maksatlı araçlar», askeri araçları, yol ve iş araç ları sanayiini, motor sanayiini ve bütün bu sektörlere üretim yapan des tek veren, taşıt yan sanayii olarak adlandırılan, büyük sayıda sanayi ku ruluşunu içine alan, gerçekten dev bir sektördür. Başta Birleşik Amerika Devletleri ve Japonya olmak üzere, sanayileşmiş bütün ülkelerin ekonomileri içerisinde bu sektörün çok büyük bir yeri ve ağırlığı vardır ve aynca, bu sektörün mamullerini kullanan taşıma, ulaş tırma ve tarım ve savunma sektörleri de bu sektörden büyük ölçüde güç ve dinamizm almaktadırlar. Yine bu sektör, bu dev sektör, iasanların günlük yaşamlarında, ülkelerin hem ekonomik hem sosyal yaşamlarında ve gelişmelerinde, savunmalarında vazgeçilmesi mümkün olmayan önemli bir yer tutarken, bunun yanında fevkalade değişik teknolojilerin geliş mesinde, yerleşmesinde, istihdam sorunun çözümlenmesinde ve netice olarak ülke insanlarının mutluluğunda önemli bir rol oynamaktadır. Rakamları fazla tekrar etmek istemiyorum. 19001ü yıOann başında baş lamıştır. Bu sanayi üretimi ve iffetim hızla tırmanmıştır, özellikle İkinci Cihan Harbinden sonra Japonların da devreye girmesi ile beraber çok bü yük sıçramalar olmuştur. Halen bu sıçramalar oldukça durulmuştur ve 1962 yılında yaklaşık 18 milyon civarında olan yıllık üretim, içinde bu lunduğumuz son yıllar içerisinde yaklaşık 37 milyonlar seviyesine eriş miş buhmmaktadv. Yalnız hemen belirteyim ki, bu çok büyük rakamın, otomobilde yaklaşık yüzde 48'i, ticari araçlarda da yaklaşık yüzde 67'si iki büyük dev tarafından, Amerika Birleşik Devletleri ve Japonya tarafın dan üretilmektedir. - 185 - Bu sanayide fevkalade çetin bir rekabet vardır ve bu rekabet hem tekno lojinin gelişmesine hem de üretim m etodianna ve netice olarak mamul lere yansım aktadır ve bunun sonucu olarak, performans artm aktadır, em niyet artm aktadır jekonomi artm aktadır. Bizde de bu sanayi hepimizin bildiği gibi, 1960'b yıllarda gerçek anlam da faaliyete başlam ıştır. Başlangıçta küçümsenmiştir ve montaj sanayii diye adlandırılmıştır. O zam anın biraz da ekonom ik bakımdan güç şart lan içerisinde herkes ne getirdiğine bakmaksızın, ne götürdüğünü ön plana getirm iştir. Bunlar bazan bilinçsiz, bazan bilinçli yapılmıştır ve ağır eleştiriler yönlendirilmiştir imkânlara bakılmaksızın ve hiç şüphe siz ki bu eleştiriler zamanın hükümetlerini de etkilem iştir ve zamanın hükümetleri bu etki altında birtakım ve bazen de ekonom ik koşulların zoruyla bir takım kararlar almak zorunda kalmışlardır. Bu kararlardan bir bölümü bu ekonom iyi, bu sanayii yaşatmaya ve geliştirmeye matuf tu r, bu balam dan ithal yasaklan konm uştur, koruyucu tedbirler alın m ıştır, tamamen bunlara ters bir takım kararlar da almışlardır. Talep bir parça yükseldiği zaman, "Eyvah Patlama Oldu" diye vergiler artırıl m ıştır birdenbire, bunun arkasından büyük durgunluk gelmiştir. Bir par ça kârlılık ortaya çıktığı zaman, o tarihlerde kâr etm ek büyük ayıp sayı lıyordu, fevkalade ayıptı, herkes iftiharla ne kadar zarar ettiğini söylü yordu, hakikaten öyleydi ve korkuluyordu bu k âr kelimesi ifade edil m ekten, dolayısıyla bir parça kârlılık olduğu zaman, derhal fiyat kontrollan konuyordu. Tabii işlemiyordu bu fiyat kontrollan. Fakat, fonlar üreticilerde değil başkalarında kalıyordu ve bunun neticesi olarak serma ye birikimi firmalarda önlendi. Bu amaçlanmadı ama sonucu böyle oldu ve bunlar da tabii ki sanayiinin süratli bir şekilde yatırım yapmasını ve gelişmesini engelleyen faktörler oldu. - 186 — Özellikle bu yıllar yaşanırken, 1970’li yılların sonunda, ekonomik krizin de patlamasıyla beraber sektör çok daha güç günlerin içerisinde kendisini buldu. Bütün bu güçlükler içerisinde, belki ferah geçen 4-5 yd olm uştur, 25 senelik süre içerisinde, bütün bu güçlüklere rağmen, bu sanayi sektörü gerçekten övgüye değer bir yaşama savaşı vermiştir, gelişme savaşı ver miştir ve önümüzde hiç de küçümsenmeyecek bir üretim ve yatırım potansiyeline erişm iştir. Bugün, ülkemizdeki otomotiv sanayii, m odern araçlar üretebilmektedir. Kalite ve fiyat konularındaki eskiden bunlar çok tenkit edilirdi. Çok önemli mesafeler alınmıştır. Bunu da böyle belirtikten sonra, sizlere bugünkü yapıyı teşkil eden o to motiv kuruluşları hakkında birkaç cümle ile bilgi sunmak istiyorum . Ü re tici firma sayısı 23.tür. Bunlardan 8 adedi kamyon ve çekici üretir. 3 adet otom obil üreten firma vardır. 7 adet kamyonet üreten firm a var dır. 7 adet midibüs ve minibüs üreten firma vardır. 4 adet otobüs üreten firma vardır ve 6 adet de traktör ve biçerdöver üreten firm a vardır. Burada, dikkate çeken husus, biraz sonra da değineceğim, firm a ad et lerinin yüksekliğidir. Üretim kapasitelerine gelince, kamyon ve çekici konusunda 168 bin adet lik bir kapasite mevcuttur. Türkiye için oldukça yüksek bir rakam dır. Otomobil konusunda 110 bindir bugün kapasite, tevsi çalışmaları yapıl m aktadır; ancak bu kapasiteye düşük diyebiliriz. Kamyonet için 22 bin adetlik bir kapasite vartır. Otobüs için 4 bin adetlik bir kapasite vardır. T raktör için de, 131 bin adet bir yıllık kapasite vardır. Bu rakam lardan hareketle, yılda 330 bin araçlık bir üretim kapasitesi olduğunu söylem ek mümkün. Bu sektörün içerisinde, sadece bu sektörle ilgili olduğu için değil, fakat - 187 — birçok başka sektörlerle ilgili olduğu için, m otor üretimi de önemli ve ayn bir yere sahiptir. Bu konuda, da hepiniz geçm iş yıllarda takip etti ğiniz, az iş yapddı geçm işte, çok şey söylendi m otor konusunda ve za manın hükümetleriyle yatırımcı kuruluşlar bir türlü bir fikir birliği sağ layamadılar ve bu fikir birliğinin sağlanamaması, başka bir ifade ile görüş farklılıklaımm derin olması, bu konuda yatırımları da oldukça geciktir di, ciddi bir sûre geciktirdi. Ama, bu gecikmelerden sonra, yine dc bu ko nuda yatırım lar yapıldı ve halen ülkemizde ürettiğimiz araçlar için gerek li m otorları üretecek tesiler bugün kurulm uş bulunm aktadır. OyakRenault, Otasan ve Tofaş gibi otom obil üreten tesiler, 1 3 litre ile 2 litre arasında benzin m otorlarını ve dizel motorlarını üretm ektedirler. BMC, MAN, OTOSAN, ile TÜRK TRAKTÖR ve TÜMOSAN firmaları 1,9 litre ile 11,5 litre silindir hacimli ve 280 beygir gücüne sahip olan dizel motorlarım bugün fiilen üretmektedirler. Bu sanayiin ç o k önemli bir parçası, - parçası demeyeceğim iç içedir artık -yan sanayi diye adlandırdığımız kuruluşlardır. Bunlar da ana sanayi ile beraber kurulup gelişmeye başlamışlardır. Başlangıçtaki takip edilen politika ithal ikamesi politikasıydı, dolayısıyla bu sanayi de buna ayak uyduracak şekilde gelişti. Her tarafa saldınldığı için yerli parça yaptır mak için, firm a sayısı da çok fazlalaştı. Burada ana kuruluşlar o zaman birlikte hareket edem iyorlardı ve dolayısıyla herkes başının çaresine bak tığı için kendi parçasını kendi yarattı kendi yöresinde. Dolayısıyla çok sayıda fakat çoğunlukla küçük yan sanayi kuruluşları Türkiye'de doğdu. Fakat, son 10 sene içerisinde, bunların içerisinde büyük sayıda olanları ihtisaslaşmaya yöneldiler, ciddi yatırımlar yaptılar ve bugün bütün bu ge lişmelerin sonucunda hızh gelişmelerin sonucunda ana sanayiin ihtiyaç duyduğu m otor parçalan, aktarma organ lan, fren sistem i, direksiyon sistemi, kontrol elenıanlan, şasi ve karoseri parçalan, bağlı elemanları gi - 188 - bi ço k önemli parçalar Türkiye'de yapılabilir hale geldi. Bugün, bu sek tö r artık, aşağı yukarı ana sektörün bütün ihtiyacını karşılayabilecek güç lü bir sektör haline gelmiştir. Ancak sayısal fazlalığını tekrar söylüyorum. Otomotiv sanayii, ülke ekonomisine çok büyük katkılarda bulunan bir sanayidir. İstihdama katkısı yarım milyona yakındır. Bunun daha da faz la olduğunu söylemek mümkündür. Direkt ve endirekt bu sanayide çalı şan insanlardır. Üretime katkısına gelince, bir yıllık üretim mesela 1986 yılı toplam üre timi yaklaşık 141 bin adet vasıtadır. Bu güne kadar yaptığı üretime ba karsak, ülkemizdeki araç parkı yaklaşık 1 milyon 80 bin adedi otom obil, 612 bin adedi traktör, 588 bin adedi ticari nakil vasi talan olmak üzere toplam 2,3 milyon vasıtadır, yaklaşık olarak Otomotiv sanayiimiz ise, kurulduğu günden bugüne kadar bunun yaklaşık 1,9 milyonunu üret miştir. Bu karamıniçerisinde, 776 bin adet otomobil vardır, 542 bin adet traktör vardır ve 548 bin adet de kamyon, çekici, kamyonet ve m i nibüs vardır. Sadece 1986 yılında üretilen 140 bin adet vasıtanın üretim değeri 650 milyar Türk Lirası civarındadır. Üretim değeridir bu, ciro de ğildir ve keza, bunlardan dolayı ödenen vergiler de, 1986 yılında 158 milyar Türk lirasıdır. Bunlar, bu sektörün ne kadar büyük katkılarda bu lunduğunu açık seçik gösteren misallerdir. Teknolojik gelişmede de çok önemli rol oynamıştır otomotiv sanayii. Çünkü, otom otiv sanayii aşağı yukarı bütün sanayi k ollarının, istisnasız bütün sanayi kollannın, hatta dün temas edilen elektronik sanayiinin de mamullerini kullanan bir sanayidir. Böyle bir yapıya sahiptir ve yine sek tö r olarak, bütün diğer sektörlerdeki, diğer sanayi sektörlerindeki tekno lojik gelişmeleri hem takip etmek zorundadır, hem de uygulamak zo - 189rundadır ve b a vasfıyla da sürükleyici bir özelliği vardır otom otiv sanayi inin ve b u bakımdan bazı üBcekdde, bu sanayii sektörü sanayiin lokomo tif olarak da adlandırılmaktadır. Böyle bir takip mecburiyeti, çağdaş üre tim m etodbrm m da, mamul teknolojilerinin de oldukça süratle yurdu muza aktarılmasında ve bunların uygulamaya konmasında da çok önemli b ir roly oynam aktadır. Biraz önce üretim değerlerinden bahsettiğim bu sektör, başlangıçta çok döviz götürüyor diye ten k it edilmişti; ama ekonom iye katkısına hiç değin ilmemiş ti geçtiğimiz yıllar içerisinde. Zaman içerisinde montaj sana yiinde üretim sanayiinde üretim sanayiine dönüşen ve bugün otom otiv sanayii diye artık halk tarafından da kabul edilen bir isme kavuşan bu sanayüde, bugün mamulüne göre veya üretilen mamulün tipine göre yüzde 7 0 flâ 90 mertebesinde yerli katla kuşanılmaktadır. Eğer, bunlan biran için ithal edeceğimizi düşünseydik, veya böyle bir zorunlulukta kalsay dık, ödeyemeyeceğimiz kadar böyfik döviz rakamlarıyla karşı karşıya ka lırdık. Bir misal vermek üzere söylüyorum, 1984 yılında parça olarak 400 m ilyon dolarlık bir ithalat yapddı; fakat bu vasıtaları ithal edecek olsay dık, yaklaşık 2 milyar dolar bir bedel ödememiz söz konusu idi. Bu durum da, 1 yıl içerisinde bunun sadece döviz açısından ekonomiye katkısı, - diğer katkılarını söylemiyorum- 1,6 milyar dolardır. Bütün güçlüklere rağmen, bu sektör ihracata da başlam ıştır ve bu ihracat giderek, hızla artm aktadır. Bizleri de ümitlendirmektedir. özellikle bu gelişme son 6 yılda olmaktadır. 1986 yılında 142 milyon dolarlık bir ihracat yapılm ıştır. 1987 yılında daha ümitli rakamlar görülmektedir. Yine bu sanayiin çok önemG bir sektör o b n savunma sanayiinde dc çok önemli bir katkısı vardır, payı vardır. Tabii savunma sanayii deyince, ak lımıza bir ülkenin topyekün sanayii geBr, bunun sivili askerisi olmaz, top- - 190 — yekun sanayi olur. Ancak bir seferberlik halinde bu topyekûn sanayiden hangileri savunma sanayiine hemen dönüşebiliyorsa ana potansiyeli o anda o sanayi, dönüşebilen sanayi meydana getirir. Savunma Sanayii fevkalade geniş bir kavramdır. Deniz Kuvvetleri, Hava Kuvvetlerini, Kara Kuvvetlerini bütün ihtiyaçlarını kapsar. Ancak, çok büyük olan bu kapsam içerisinde, otomotiv sanayiin de çok önemli bir yeri vardır, yani büyük bir yeri vardır bu kapsam içinde ve nitekim mesela tanklar, zırhlı araçlar, mekanize piyade savaş araçları, taktik arazi araçları, lojis tik ve idari hizmet araçları, ana yapılan itibariyle otomotiv sanayiinin kapsamı içinde yer alan vasıtalardır veya mamullerdir ve dünyaya b ak tığımız zaman da, bunların önemli bir bölümünün sivil tesislerde üretil diğini görüyoruz ve başlangıçta da söylediğim gibi, artık ülkemizde araç üretmek için, ana ve yan sanayiler kurulmuştur. Yani, döküm yapabili yoruz,-dövme yapabiliyoruz, özel parçalan imal edebiliyoruz, ana tesis lerimiz var, m otor yapabiliyoruz, montaj yapabiliyoruz. Dolayısıyla yukandadeğinmlş olduğumuz araçların da üretilebilmesi için gerekli olan bütün temel yatırımlar Türkiye'de vardır. Ne var ki, özel bir araç imali söz konusu olduğunda, şüphesiz ki bu yatırımlara bir miktar özel ilaveler yapmak gerekecektir. Geçmişte planlı dönemlerde, bunların çok komisyonlarında müşterek ç a lışmalarımız oklu, savunma sanayiin yönelik üretim yapılabilmesi için birtakım plan ilkeleri kondu, hedefle kondu, fakat, üzülerek söyleyeyim ki bugüne kadar bunlardan elle tutulur bir sonuç çıkmadı. Son yıllarda veya çok kısa bir süre önce, görüyoruz ki, öz kaynaklanmıza dayalı bir savunma sanayii kurulması için bir fikir birliği vardır ve böyle çalışmalar da başlatılmıştır. Bunun yanında birtakım modernizasyon ve yenileme konulan da ele alınmıştır. Hemen ifade edeyim, çok zengin - 191 ülkelerde dahi, bugün, Amerika Birleşik Devletleri başta olmak özere, artık kimse eski maiını kaldırıp atm ıyor. Tanklar olsun, başka araçlar ol sun, h atta gemiler olsun. Bunlan alıyorlar ve modern teknolojinin gereği neyse onun gerektirdiği ilaveleri. değişiklikleri yapm ak suretiyle yenili yorlar. Bu ço k daha ucuz oluyor imiş, öyle diyorlar ve bu şekilde ellerin deki eski vasıtaları - çünkü bunlar genelinde çok az kullanılm ıştır, çünkü harp görmediği sürece yeniye yakındır bunlar- kaldırıp atm ıyorlar, bun ları günümüz Standardlarına uygun bir şekilde yeniden yeniliyorlar. Ülkemizde d e böyle düşüncelerin başladığını hatta uygulanmaya da baş lanıldığını mem nuniyetle burada kaydetmek istiyorum . Şim di, bunlar güzel de, otom otiv sanayiinin savunma sanayii içindeki gerçek yerini al ması nasıl olacak. İşin («atiğine biraz girmek lazım. Bugün, kurulmuş olan bir savunma sanayii gefiştinne ve destekleme idaresi vardır. Bizim görüşümüz od ur ki, bu i d s e koordinatörlüğünde, MÜH Savunma Bakanlı ğı, SOahh Kuvvetlerimiz ve Türk otom otiv ana ve yan sanayii arasında sü rekli, sıkı ve daimi bir işbirliği ve koordinasyon kurulm alıdır. Bu sözle de olm amalıdır, bu kurundaştm lm abdır. Yani bir fikir kurumlaştırdmaya gidAmelidir. Buradan, bir yandan bu çalışmalar yapılırken, bir yandan da ihtiyaçlar saptanması lazım. Çünkü bu konuda hiç bir bOgimiz yok. Bu ihtiyaçların müştereken uygun bir yolla ve ekonom ik karşılanması yollan saptanm alı ve bu ihtiyaçlara cevap verebilecek y u rt içindeki po tansiyel yine müştereken saptanmalıdır. Eğer bunu yaparsak, müker rer yatırımlardan ve pahalı yatırımlardan kaçınmış oluruz. Biz, otom otiv sanayii olarak, savunma sanayiimizin kısa, orta vc uzun vadeli ihtiyaçlarını bilmiyoruz. Bunu bilmediğimiz sürece de, bizim ileri ye dönük, planb, bilinçli herhangi bir çalışma yapm amız, herhangi bir hazır hk yapmamız, prototip yapmamız, denememiz müıııküıı olmayacak - 192 tır. Bir seferberlik olduğunda, aslolan ve çok değerli olan şey, ülke sana yiinin imkân nispetinde birdenbire savunmanın hizmetine girebilmesidir. ilpri ülkelerde durum, böyledir ve bunun temelleri, ön hazırlıklan sulh zamanında yapılır ye bu yapılmadığı sürece, bu planlama yapılmadığı sürece, ne kadar sanayiimiz gelişmiştir dersek diyelim, böyle bir ihtiyaç anında, bizim görevimizi yapmamız mümkün değildir. Görüyoruz ki, yakın zamanlarda, ihaleler yoluyla artık mem nuniyetle görüyoruz, savunma ihtiyaçlarının teminine başlanmıştır. Görüşümüz odur ki, burada politika tespit edilmiş olması lazım, özellikle ağır yatırım yapmış kuruluşların, bir seferberlik faalinde devreye girebilmeleri için, birtakım özel politikalarla bunlara iş tevzi edilmesi lazım; ki herkes be lirli bir alanda, belirli bir beceri kazanabilsin. Böyle bir protokol m utla ka gereklidir. Sadece ihale ile yola çıkmak, kanaatimce sorunu çözm eye yetmeyecektir ve yine ayrıca, diğer ülkelerde olduğu gibi, otom otiv sa nayiinin önde gelen kuruluşlarına, araştırma geliştirme projeleri veril melidir. Prototip yapma görevleri verilmelidir ve bunlar finanse edilm e lidir. Müştereken çalışılmalıdır üzerinde. Bu konuya biraz ağırlık verdim. İfade ettiğim temel prensiplere eğer önem verirsek ve bunları uygularsak, o zaman silahlı kuvvetlerimizin araç ihtiyacı büyük oranda y u rt içinde sağlanabilir ve savunma sanayii de ülkemizin bütün sanayi potansiyeliyle bütünleşebilir. İleri dönük projeler sıhhatli bir şekilde yürütülebilir ve teknolojik gelişmelerin üretime uygulanması da sağlanmış olabilir. Bizim sanayimizi ilgilendiren çok önemli bir konu da, AET k o n u s u d u r. Hepinizin bildiği gibi, hükümetimiz bu konuda, yahut milletimiz b u konuda tercihini yapmıştır; AET'ye girmek konusunda. Dolayısıyla sa nayimizin AET içerisinde yerinin ne olacağı, ne olabileceği h u su s u n d a k i - 193 — çalışmaların da hız kazanması lazımdır. G eçm işte sanayileşmiş ülkeler ve hatta sanayileşme sürecinde olan ülkeler, otom otiv sanayiinin ülke ekonom isindeki sürükleyici ve geliştiriri faydasını biliyorlar ve buna ina narak bu sanayileri kurm uşlar. Bizim hükümetlerimiz de benzeri inanç larla bu sanayileri kurm uşlar. Ancak; biraz önce de ifade etm iştim , bütün iyi niyetli çabalara rağmen, son 25 yıl içerisinde gerek kuruluş safhasında, gerek ilerleyen yıllarda bu sanayiin yeni yatırımlarla güçle nip gelişmesine engel teşkil edecek karar ve uygulamalar sık sık yer al mıştır. Her şeyden önce, ço k sayıda firmaya izin verilmiştir. Yatırım ya panla yapm ayan arasında hiçbir fark gözetilm emiştir. Zamanda yeni ya tırım talepleri yapıldığı zam an, bu yatırımlar uzun süre askıda tutulm uş tur. Talep yükselmesi olduğu zaman, aşırı vergilendirme ile frenlenmiş tir. F iyat k ontrol uygulamaları yapılmıştır. Bu şekilde fonlann üreticide değil, başka yerlerde kalmasına sebebiyet verilmiştir ve zaman zaman yapılan düzenlemelerle ithalat kapılan da kısa süreli de olsa açılmıştır. Parça ithali yasağı da bazen çok uzun süreli sürdürülmüştür ve bu şekil de fiyat ve kalite konularındaki gelişmeler de geciktirilmiştir. Bunlan olumsuz etkiler olarak sayıyorum. AET konusu ap ay n b ir panelin konusu olabilir. Ç ok geniş çalışmalar yaptık bu konuda. Bunlan tabii burada bir-iki dakika içerisinde anlat mak mümkün değil. Ancak, şuna söyleyelim: 20001i yıllarda, bu ülkenin nüfusu 70 milyonu bulacak. Hiç şüphesiz ki, bugünkü gelişme hızı inşallah daha da artarsa, milli gelirimiz de bir hayli artacak ve 25 yü önce büyük fedakârlıklarla kurduğum uz ve bugüne kadar getirdiğim iz ekonom ik gelişmeye büyük katkısı olan, bunun yanın da stratejik de bir değeri olan otomotiv sanayiine sahip çıkılması kanaa timce ana politika olmalıdır. Yani, A E T ye girince, poiitikalan aynntdı - 194incelediğimiz zaman, bunun bir anayasası olmalı. Anayasa ise, bu sanayi ye sahip çıkılması olmalıdır ve sahip çıkmanın birinci ve temel şartı da bu sanayii korumaktır ve bugün koruyucu tedbirler yürürlüktedir, ancak eski protokollarla, bunların süreleri de dolm uştur; ama işlememektedir protokoDar. Bu mevcut olan koruma politikası kanaatimizce otom obil, m otor ve dişli konularında daha bir 12 yıllık; kamyon, kam yonet, o to büs, motorlu ve motorsuz bisikletler içinse 9 yıllık daha korumaya tabi tutulmalıdır. Bu koruma başlangıçta gümrük vergilerinin düşük indirim ler yapması suretiyle yaklaşık 5 yıl devam etmelidir. Ondan sonraki ta kip eden 4 yıl içerisinde, veya 7 yri içerisinde -otomobillerde- gümrük vergilerindeki indirimler daha yüksek süratle olabilir. Geçiş döneminde alınması gereken bir diğer önemli tedbir de, üretici fir maların -bunun altım çizerek söylüyorum- optimal üretim kapasitelerine ulaştıracak politikaların tespiti olmalıdır. Bu cümleyi altını çizerek söy lüyorum. Açıkça ifade etmek gerekirse ve konuya biraz otom otiv, Av rupa'daki Otomotiv Sektörü gözüyle bakarasak, Türkiye'de firma sayısı nın çokluğunu hemen görürüz ve kapasite fazlalığının da çok büyük ol duğunu, yine görürüz ihtiyacımıza göre, bunlar ise, biraz önce değindi ğim optimum kapasite ile çalışmayı engelliyen çok önemli unsurlar ni teliğindedir. Geçiş dönemi içerisinde, belki bazı birleşmeler yoluyla bu konu çözü me kavuşturulabilir. Aksi taktirde, bazı firmaların devreden çıkması ve bunun sonucu olarak hem ekonomimizi hem de potansiyelimizin ciddi zarar görmesi kaçınılmaz olacaktır. Söktörümüze temas ettiğimiz zaman görüyoruz ki, eğer bu sektör o p ti mum üretim kapasitelerine erişebilirse, sektör AET içerisinde rekabet - 195edeböeceğine inanmaktadır, gfiveomektedir. Bir ydgynhk yoktur. Bu inancan ve İra güvenin haklı sebepleri de raidir, son 25 yd içerisinde bu sektörde her I8ri6 «retim tekniğini uygulayabilecek bir teknoloji biriki mine hem oiaştdc hem de her seviyede eleman fathohram a yetiştirdik ve boftun sonactf ob n k , bugfin ürettiğimiz mamaHerle, AET ülkelerinde üretilenler arasında isler model açısından bakakm, öter fiyat ve kalite açılarından bakalım, kapatılamayacak derecede böyik faiklar yoktur. Btf sanayi için, ’yukanda değindiğim geçiş süreci içerisiııde gerekli koru ma sBrdürg ür, tedricen azahdnak suretiyle iç talep ve ihracat desteklenir ve1geçiş şartfcmda tedricen uygulanıra, biz AET içerisinde yaşama gü cüne erişebileceğimize inanıyoruz. Şimdi biraz daha önem verdiğim, halihazır değerlendirilmesi gerekli bazı bögiler sunmak «e bunlara ilişkin bazı önerilerde bulunmak istiyorum. Biraz önce fasa bâr çerçeve çizip sektörün genel görünümünü, ekonomi içindeki ya ini, bugün içende bulunduğu şartba, kapasitelerini, istik bale ait düşüncelerimizi anlatmaya çalıştan ve yine ifade ettik ki, eskiden almmış olan bazı kararlar ve bunlara paralel bazı uygulamalar, sektör içinde bazı çap fik ttlan sebebiyet vermiştir. Bugün, bu sektörde ve özellikle ticari nakil vasitalan sektöründe çok ciddi ve büyük boyutlu so runlar vardır ve kanaatimizce bu sorunlar firmafarın kendi güçleriyle çö zebilecekleri boyutlarında dışına çıkmıştır. Şahsi kanaatim, böyle bir durumun ancak ciddi olarak edğerlentfirilebileceğidir. Eğer bunu böyle kabul etmez de, bu ciddi yede orantılı olarak tedbirler abp uygulamaz sak, bunun ekonomimize faturası bir hayli ağa- olacaktır. Firmaların karşı karşıya bulundukları ciddi sorunları şöyle özetleyebili riz: Biraz önce değinmiştim, firma sayısı çok fazladır, böyle kurulmuş ve - 196- üretim kapasitesi de şu andaki talebinve ihtiyaan çok üzerindedir. Bu nun sonucu olarak firmalar, düşük kapasite 3e çalışıyorlar. Kamyon, kamyonet, otobüs gibi ticari nakil yasıtalan üreten sektör ile, bugün tarım traktörleri üreten sektördeki kapasite kullanımı, ortalama yaklaşık %25 ile 30'dur. Bu düşük kapasite, bir kere maliyetleri her şeyden önce etkili yor. Kâr maıjlan yetersiz olıiyor, hatta bir çok üretimde kâr edilme im kânı da kalmıyor ortada. İçerisinde acı gerçeklerin ağırlık taşıdığı bu tablo önümüzdeki bir iki yd içerisnde çok büyük bir değişikliğe uğramayacaktır. Bu durum ise, yıllar öncede ileri sürdüğümüz entegrasyon konusun ciddi olarak günde me getirmektedir. Son yıllarda, özellikle otomotiv sanayiinde gördüğümüz birleşmelerin ar tık ülkemizde de düşünülmesi ve ele alınması gerektiğine inanıyorum. Bu konunun kolay halledilebilir olmadığım çözülmesi gereken pek çok güçIğün mevcut olduğunu da biliyoruz. Ancak, o güçlükler gerçeklerin gö rülmesini ve tedbirlerin ona göre alınmasını engellememelidir. Diğer bir ciddi sorun, mali sorunlardır. Bunların da belli başlı sebepleri şunlardır: Son 10 yılda özellikle yüksek bir enflasyon yaşanmıştır ve yaşanmaya devam etmektedir ve firmalar artık, artan sermaye ihtiyaçlarım kendi im kanlarıyla sağlayamaz duruma gelmişlerdir. Kâr da sağlayamamaktadır lar ve artan sermaye ihtiyacı daha çok yüksek faizli kredilerle sağlanmak tadır. Böyle bir zorunluluk ortaya çıkmıştır. Bu da firmaları yüksek mali yetlere ve banka kaynaklarına mahkum etmektedir. t - 197Diğer bir husus, bazı kamu kuruhişbnnm ve Silahlı Kuvvetlerimizin araç ihtiyaçlarının henüz yerli kaynaklara yöneltilmemiş olmasıdır ve bu yö neltilmenle durumu, sektörü çok önemli bir gelir potansiyelinden mah rum bvakaaştır. Zaman zaman açılan kuOantimış araç ithali yoluyla sek tör en çok muhtaç olduğu zamanlarda da iş kaybına uğramıştır. Bugün ithal araçlarının ve bazı TİR kamyonlarının yurt içi nakliycsinde almak ta olduğu pay, kamyon ve çekici talebine fevkalade olumsuz etki yap maktadır ve bunlar devam etmektedir ve bu üç ana grupta özetlediğimiz güçlükler dolayısıyla tekrar ifade ediyorum ki. sektör göçünü aşan ciddi mali sorunlar yanında düşük kapasite kullanımının yarattığı çok yönlü soranlara karşı bir mücadele vermektedir ve büyük emekle, zamanla ve sermaye 3e kurufamş ve bugünlere getirilmiş ve artık milletin malı olan bu sektörün, içinde bulunduğu güçlükleri aşabilmesi için, sektör bazmda ciddi desteklere ve tedbirlere vakit geçirmeden başvurulması gerektiğine inamyornm. Sektörü mafi yönden takviye edecek, faiz ödemelerini düşürecek, yeni si parişlerle ilave iş sağlayacak bir yöndeki destek ve tedbirler, ancak dev letin ilgisini ve güçlü eiini uzatmasıyla gerçekleşebilir ve beklenen fayda yı sağlayabilir. Eğer, bu ilgiye olan ihtiyaç görülür ve kabul edilirse, uygun çare ve ted birlerin de bulunması mümkün olacaktır ve böyle bir durumda da, bun dan en büyük faydayı ölke ekonomisi sağlayacaktır. - 198AHMET ARKAN: (TAYSAD, Taşıt Araçları Yan Sanayi Demeği Yöne tim Kurulu Başkanı) Gurur verici bir noktaya ulaşmış olan, Otomotiv Ana ve Yan Sanayimi zin bugüne nasıl geldiği hepinizin yüksek malumlarıdır. Bu konuda, geçmişe Yönelik sizlerce de bilinen bazı detayları tekrar edip vaktinizi almak istemiyorum, ancak, huzurunuzda bizlere daima destek olan ve başarımızıda büyük payı bulunan başta Sanayi ve Ticaret Bakanlı ğı ve D.P.T., Hazine Müsteşarlığı, T.S.E: ve diğer kuruluş ve yetkilile re teşekkür borcumuza da yerine getirmek istiyorum. 1986 yılı sonu D J.E. istatistiklerine göre, yurt içi araç parkımız 2.3 milyon adede yükselmiş bulunmaktadır. Bu miktarın % 80'ini yerli üretil diği ve 20 Ana Sanayi firmasının 100'e yakın model ve tipte araç üret tiği, otomobil hariç diğer üretim çeşitlerine h âlâ büyük kapasite boşlu ğunun mevcut olduğu dikkate ahnnsa, Otomotiv Sanayiine yeni girmek isteyen firmaların durumları, (Evvelce Brezilya ve Ispanya’da olduğu gi bi) Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Maliye ye Gümrük Bakanlığı, D.P.T. ve Özel Sektördeki Otomotiv İhtisas Demekleri TAYSAD VE O.S.D. yetki lilerinden oluşacak bir milli teşkilat tarafından incelenmeye alın m alıd ır. Gerçekte, Otomotiv Sektörimüı yeni bir firmaya ihtiyacı olup olmadığı, getireceği teknoloji, ihraç potansiyeli, istihdama k a tk sı, başlangıçta % 60'dan aşağı olmayan yerli kullanım aoranı ve nihayet yerli yan sanayii ile olacak entegrasyon uyumu, mutlaka dikkatte incelenmesi gereken ön şartlar olmalıdır. Seçilecek m arka, model ve tiplerin ülke şartlarına uygunluğu ham - 199madde, kom ponent ve aksesuarlann iç piyasadan teinini veya süratli bir yerfileşme pofidkasına uyup aymayacağı, daha hazırlık safhasında bir plan ve programa bağlanmalıdır. Bizim serbest ekonom iden anladığımız, kontrollü bir biçimde rekabet imkanını sağlayan, ama hiçbir zaman yatırım da olsun, işgüçü ya da diğer unsurlarda olsun, israfa rağbet etmeyen sanayileşme modelinin, ticarette de dengeleme esasının temel prensip olduğudur. Son yıllarda, bilhassa Ticari araçlarda (Kamyon-Otobüs gibi) görülen ta lep azlığı bir atıl kapasite yaratmış bulunmaktadır. 3 yıl evvel yurda it hal edilen kullanılmış araçlar bu atıl kapasitenin başlıca nedeni olmuşlar dır. Bilindiği gibi bu sektörü ekonomik ölçekli üretime yöneltm enin yolu ka pasitelerin kullanılması ile mümkün olmaktadır. Hal böyle iken bazı bele diyelerin düz ve körüklü otobüs imaline girmeleri, teşvikle getirilen TIR’Iann 10 yıl yerine S yılda satılıp bunların iç piyasada kam yon gibi kulla nılmaları ve nihayet Ordu'nun araç üretimine yönelmesi, bizlere bir baş ka kaynak israfı gibi gelmektedir. Savunma Sanayiinin koordinasyonunu üstlenecek olan, MJC.E. ile bu ko nularda ortak bir proje çalışmasına girmek ekonomimize güç kazandıra caktır. Türkiye'nin kaderini değiştirecek olan, GAP projesinin getireceklerine ve ihtiyaçlarına cevap verebilme imkanlarına şimdiden bakm akta, hatta ge rekli tedbirlerin alınmasına dair bir planın hazırlanmasında sayısız fayda lar vardır. -2 0 0 - GAP projesinin tarımsal hayata getireceği canlılık, alt yapı tesislerinin yapımında lüzumlu iş makinaİan ve ticari araç ihtiyaçları ile sulama ve ekim alanlarına lazım olacak traktör ve nihayet yerleşim birimleri arasın daki yolcu ve mal nakli için gerekli araç parkının tanzimi bugünden düşünülmeye değer bir karakter taşımaktadır. Bu çok önemli hususta bir proje dahilinde mutlaka ele alınmalıdır. OECD ülkeleri arasında en yüksek kalkırtma hızına sahip Türkiye'nin artık yatırım, malzeme ve işgücü israfına tahammülü kalmamıştır. Özel likle yeni tezgah yatırımlarında atıl kapasiteler mutlaka dikkate alın malıdır. Süratle Otomotiv Ana ve Yan Sanayiinde bir makina parkı e n vanteri yapılmalı ve gerekmedikçe yeni tezgâh yatırımına izin verilme melidir. Ekonomimizin ve hükümet programının vazgeçilmez bir unsuru olan, ih racat seferberliğinde maliyetleri aşağı çekememenin bir sebebi de K IT ' lerin sürekli zam yapmalarıdır. Bilindiği gibi, bugüıi bir malı üretmek satmaktan daha kolaydır. Asıl zor olan pazarlamadır. Pazarlamanın ise, en önemli yönü tanıtım ve belli termin düzeninde bu malı sevkedebilmektedir. Tanıtın konusunda ise, devletin yaklaşımı son derece olumludur. Dış fuarlarda toplu tanıtım için, sağlanan k o la y lık la r Sanayici Devlet işbirliğinin güzel örneklerini sergilemektedir. Bu durum daha bilinçli olarak devam etmelidir. - 201 - Ancak, maliyetin bütün dünyada rahatsız edici bölümü stok maliyetleri dir. Gelişmiş ülkelerde haftalık, hatta günlük stoklarla çalışına disiplini sağlanabilmiştir. Gerek iç pazar gerekse dış pazar için, bunu sağlayabilmenin tek yolu ham maddeden, iş banşına, ambalajdan, ııakliycye kadar bir zincirin bü tün halkalarının düzenli ve sağlam olmasıdır. Türkiye'de maalesef henüz sanayicinin birkaçayük stokların altında ça lışma şansı bulunm am aktadır. En büyük aksaklıklarda, Ereğli Ocıııir Çe lik gibi, Petkim gibi, Seydişehir gibi hammadde üreticisi firmaların ç o ğunlukla kapasitelerinin altında, üretim yaparak talebin m iktar ve zama nına uymayan uygulamalarında gözlenmektedir. A şın stoktan m aliyet yüzünden kaçan sanayicinin vaktinde mal bula mama endişesi özellikle dış bağlantılarda önemli tereddütler yaratm ak tadır. Özellikle son günlerde sözü edilen KIT'lerin özelleştirilmesi de üzerinde dikkatle durulm ası ve aceleye getirilmemesi gereken hususlardan biridir. Zira, K lT ler Cum huriyet döneminde yüksek k âr amacı olmayan kuruluş lar olarak yapılaşmışlardır. Bugün tasarrufun sanayie kayması maksadı ile yapılacak böyle bir işlem belki de yan sanayicinin ödeyemeyeceği fa turaların çıkmasına neden olacaktır. İhracatın artmasına karşılık, henüz dış ticaret dengesinin aleyhimize iş lediği bir vakıadır. Bu dengeyi sağlamak ve lehimize çevirmek, şimdiye kadar sadece ithalat ile uğraşan ekonominin diğer vazgeçilmez unsuru o -2 0 2 - lan ticari kurum ve kuruluştan hatta kişileri de ihracata yöneltm ek için yeni teşvikler ve tedbirler getirmeliyiz. Bütün bu tedbirlerin yanında tüketicinin korunması, aslında kendisi de bir tüketici olan sanayicinin de en büyük arzusudur. Bunu tem inen sü ratle kendi otomotiv standardlanmızm ham lığına başlamalıyız. (Bu konu T.S.E. standardlan ile karıştırılmamalıdır.) Bir SAE gibi milli karakterli bazı kriterinin oluşturulması im kânları araştırılmalıdır. Bunu yaparken, de öncelikle bazı regülasyonların can ve mal güvenliği yönünden aşın hassasiyet taşıdığını da gözden uzak tutm am ak gereke cektir.1 Ehliyetsiz kişilerin 13-14 yaşındaki çocuklarla açtığı tamirhaneler denetlenmeli, sorumsuzca üretilen ve menşei belli olmayan yerlerden ithal edi len kotsan parçalarla yapılan bakımlar disipline edilmelidir. Araçlara u y gulanan fenni muayeneler TÜV gibi organizasyonlara süratle çevrilmelidir. Can ve mal güvenliğinde ayn bir emniyet unsuru olan, takograf uy gulaması da hızlandırılmalıdır. Sayılan giderek artan üniversitelerde Otomotiv ile ilgili bölümler açılm a lı sanayi bilimsel yönüyle de desteklenmelidir. Nihayet, AT'a tam üyelik için müracaat ettiğimiz günden başlayarak 2000 yılma kadar yan sanayii firmalan ihtisaslaştınlnıah ve y a b a n a ileri teknolojiye entegre olabilecek bir yapıya kavuşturulmalıdır. -2 0 3 A T a uyum süreci içinde, topluluk içindeki gelişmeleri çok yakından ta kip eden ve sektörle de bilgi ahş verişi yapacak bir organizasyon kurul malıdır. Bu yeni organizasyon ihtiyacı, mevcut ve AT ile ilgili kurulmuş olan bazı kuruluşların arasındaki koordinasyon eksikliğinden kaynaklan maktadır. Bütün bunlar yakın gelecekte fert başma döşen milli gelirin 3000 $ 'a tı kıştığı takdirde arz-talep dengesinin bozulması için, şimdiden düşünülme si gereken hususlardan bazılarıdır. Bilindiği gibi, talebin arttığ ı üetim in ise yetersiz kaldığı hallerde, itha lat zorunlu olm aktadır. Otomotiv Ana ve Yan Sanayiinin geleceği ithalatta değil, araz-talep den gesinin kurulm asında ve artık üretimin de ihracatında yatm aktadır. Say gılar sunarım. -2 0 4 ERCAN TEZER (OTOMARSAN A.Ş. Pazarlama Müdürü) » • .■ ■ .i •H . i, - • ' Sayın Bakan, Sanayi ye Ticaret .Bakanlığının değerli temsilcileri, değer li dinleyenlerim, değerli basın mensuplan, Birini Sanayi Şurası münase betiyle otomotiv sanayii Qe ilgili olarak düzenlenen bu panelde sizlere hitap etmekten dplayı mutluluk duymaktayım, özellikle ilk tarını şu ra sının. 1935 yılında toplandığı dikkate alınırsa, uzun bir aradan sonra, İİî ' - ' ■ •‘i . • .* s . J w.f j * * ' ■ •• şuranın sanayi sektörü için de toplanmasından ay n bir mutlukuk d u y d u ğumu da belirtmek isterim. Gerçekten böyle bir şuranın düzenlenmesin de başta Sanayi ve Ticaret Bakanının ve değerli Bakanlık M ensuplarının hizmetlerine müteşekkir olduğumu da belirtirim. Bana ayrılan süre çinde, izin verirseniz otomotivin yolcu taşımacılığı ile ilgili bölümünde, otobüs ve midibüs ağırlıklı üretim ve pazarlama ile il gili konulan kısa başlıklarla sizlere arz etmek istiyorum. Konuya girmeden evvel, izin verirseniz, Türkiye'de son yedi yıldan bu ya na yasşanan 1980ü yılların içinde yaşadığımız, ekonomik değişimlerin yarattığı değişikliklerle ilgili genel bir değerlendirmeyi de sunmak is tiyorum. Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana, Türk ekonomisinin geli şimine şöyle makro seviyeden bakarsak 23 ile 40 yıllan arasında, yeni Cumhuriyetin kuruluşu ile ilgili temi girişimlerin yapıldığım, sermaye yetersizliği nedeniyle devletin ağırlıklı olduğu bir ekonomik politikanın izlendiğini görüyoruz. 1940 ve 50 yıllan arası, tk in d Dünya Savaşı nın getirmiş olduğu konjonktürden etkilendi Türkiye, gerçi savaşa gir medi, ama yakın sınırlarında cereyan eden olaylar, Türkiye ekonomisini de etkiledi. Genelde 1950 yılına kadar bir nevi kıtlık ekonomisinin getir diği şartlar içinde çalıştık. 1950-60 dönemi arasında yeni dem okratik gelişimlerle birlikte ekonomide de bir canlılığın başladığını, bir yan -2 0 5 dan özel kesiminde sermayenin gelişiminde canlılıklar ve hızlanma gö rülürken, öbiir yandan da devletin ağırlıklı altyapı yatırımlarına yönel diğini izliyoruz. Nihayet 1960-80 dönem i arasındaki planlı kalkınma dö neminde geçen 4 plan dönem inde, önemli yatırım lara - gerek devlet, ge rekse özel sektör olacak başlandığım , ancak 1980'lı yılların başlarına ka dar, o günkü ekonom ik şartların d a mantığının gereği, ekonominin tü münde, özellikle sanayide genellikle korumacı politikaların izlendiğini, sanayinin önemli bir korum a altında olduğunu, dış rekabete kapalı ol duğuna görmekteyiz. Bu, o günün ekonom ik şartlan içinde belirli bir mantığın sonucuydu ve başlangıçta sermayesi yetersiz tüm ülkelerde gö rüldüğü gibi, sanayinin kurutuşun başlangıcında olan tüm ülkelerde görül düğü gibi, gerçekten doğ ru bir politika idi. 1 9 8 0 ü yıliann başından itibaren, Türkiye'deki ekonominin ulaştığı se viye, aşağı yak an hemen hem en bir gün, iki gün içinde alınan kararlarla diyebileceğimiz ve gerçekten başlangıçta ekonom ide büyük bir şok etkisi yaratan kararlarla yeni bir dönem e girdi. Bo dönem de hedef belli, artık Türk ekonomisi gelişmiş Batı ekonomisiyle entegre olacak. Bu karan vermiş durum da. Tabii bu, hazırlıksız olan sanayii başlangıçta önemli ölçüde dar boğaza so k tu ve bunun sonucu olarak da dramatik birtakım değişimleri de beraberinde getirdi. Şüphesiz otom otiv sanayii de bundan etkilendi, bugüne kadar ve bu etkilenmenin için d e de çeşitli sıkıntıları da beraberinde getirdi. Özellikle korumacılık altında gelişen bir sanayi nin birdenbire dış rekabete açılması, birdenbire gelişmiş Batı ekonom i siyle entegre olacak biçim de düzenlenmesi, şirketlerde pazarlama açısın dan da bazı sorunları beraberinde getirdi. Korumacılık ekonomisi altında, istenmese de sonuçta ulaşılan neticede "Rekabet madem yoktur ne üre tirsem satarım, ona göre üretimimi ayarlarım” felsefesi hakim olmaktadır. Bunu inkâr etm ek mümkün değil. Birdenbire rekabete açıldığınız takdir -2 0 6 de, "Ne üretirsem satattm" değil, "Neyi, nasıl, kaliteli ve ucuz" üretebi lirim çabası işin içine girmiştir. Keza, alınan ekonomik önlemlerin bir önemli yansıması da ha, şirket bünyelerinde geçmiş yıllarda belki hiç önemsenmeyen finansman yö netimini birinci derede ağırlıklı yönetim unsuru haline getirmiştir. Hatta bunun belirli bir göstergesi de, 19801ı yılların öncesinde gazetelerde eko nomi sayfalan hemen hemen hiç yokken, bugim irili ufaklı bütün gazete lerde bir veya Od sayfanın günlük ekonomik gelişmelere ayrıldığım gör mekteyiz. 19801i yıllardan itibaren alınan ekonomik tedbirlerin başlıklarını ve bu nun otomotive yansımasını da açıklamakta yarar var. Bir defa reel faiz politikası uygulanmaya başlandı ve tasarrufların bankalarda birikmesi sağlanmaya çalışıldı. Keza, tüketim azaltılarak tasarrufların yatırım lara yönlendirilmesi sağlandı. Ama, ne yazık ki, bankaahk sistemi, bü tün sanayi gibi buna hazırlıklı değildi, bu hazırlıksızlığın neticesi olarak, Türkiye'de bankalara yönlendirilen tasarruflar, sanayie intikallerinde bü yük maEyetleri de beraberlerinde getirdiler. Hepimiz bitiyoruz, banka kredilerinde resmi faizlerin dışındaki maliyet, yüzde 80'fere, 8 2 lere, h atta çok ktsa vadeli krediler ise 90lara kadar ulaşabilmekteydi. Yüzde 90 faizli bir kredi üe, sanayide enflasyon farkını da düştüğünüz takdir de, belirli atıhm lan yapmak, sermaye birikimini devam ettirm ek, hatta mevcut sermayeyi korumak daha kolay kolay mümkün değildi. Keza, bir önemli ekonomik tedbir de, ihracatta liberasyona gidilmek su retiyle sanayii dış rekabete açmak, keza ithalatta büyük teşviklerle mev c u t sanayii dış pazarlarda yönlendirmek şeklindedir, özellikte ihracata yönelik politikalarda, yeni teknolojik yatırımlara ağırlık verildiğini görü - 207yoruz. İthalatta fon uygulamalarına liberasyonla birlikle girildiğini öğürü yoruz. Yerel yönetimlerin daha otonom yapıya kavuştuğunu, dolayısıy la kentleşm enin daha düzenli hale getirilmeye çalışıldığını bu yeni ekonomilerde görüyoruz. Keza, müteahhitlik kesiminin güçlendirilerek devletin artık kendi inşaatlarını kendisi yapmak yerine, müteahhitlik sektörünün geliştirilmesi yönündeki çabalan da görüyoruz. Bütün bu olaylann içinde bir diğer önemli faktör de. Kamu İktisadi Teşöbbüsierinin artık bütçeye yitte olm aktan, kurtulacak durum a getirildi ğini ve kendi kaynaklarım kendi kendilerinin yaratacağı bir sistem içeri sine oturduğunu görüyoruz. Kamu İktisadi Teşebbüsleriyle ilgili bu iyi niyetli, bu rasyonel politikaların, tatbikatta maliyet artı k âr unsuruyla canlandığını, yahut da yansıdığını dolayısıyla gerçekten monopol olan bazı Kamu İktisadi Kuruluşlarının, ürettiği mal ve hizmetlerde, "Maliye tim budur, üzerine ne k â r koyarım " felsefesiyle enflasyona önemli etk i ler yaptığını da görmekteyiz, özellikle sanayie hammadde sağlayan PET Kİ M gibi Demir - Çefik tesisleri gibi, eneıji sağlayan Türkiye Elektrik Kurum gibi, hizm et sağlayan PTT gibi kuruluşların, gerçekten liberal ekonom i bünyesinde rasyonel çalışmaya girmek yerine, "Benim maliye tim budur, üzerine k â n korum , böyle satarım" felsefesinde yaklaşmaları enflasyonu da hızlandıran, dolayısıyla sanayide enflasyon maliyeti gibi yepyeni bir m aliyet unsuru yaratan davranışları da izlenmektedir. Biraz evvel belirttiğim gibi, banka sistemin yeni ekonomik düzene yatkın bulunmaması ve mevcut tasarruf potansiyeli içinde, h âlâ kamu önemli oranda, adeta bir sünger gibi tasarruftan kendi kaynaklanna gönderme çabası içinde olması, gerçekten sanayi kuruluşlarını kredi pazanııda ya h ut da sermaye piyasası pazannda çok pahalı kredi kullanma duru muyla karış karşıya getirm iştir bir noktada. -2 0 8 - Öte yandan, ithalatta bazı parçalardaki fon uygulaması ve reel faiz poli tikası, şüphesiz ithalata dayalı imalat unsurlarını da sürekli, hemen he men her gün değişen bir maliyet unsurunu da beraberinde getirmektedir. Gönül arzu ediyor ki, bu ekonomik politikalarda, tartışma olarak ortaya koyduğumuz hususlar, gelecek günlerdeki ahnacak politik kararlarla da ha düzelsin, daha iyiye yönlendirilsin. Yoksa, gerçekten 1980'den itibaren uygulanan ve hedef olarak dünya ekonomik sistemine, gelişmiş ekonomik sistemine entegrasyonu amaçlayan politikaların, kolay kolay, temel felsefe itibariyle değişik bir başka uygulamasını bulabilmek de, bugünkü şartlar içindemümkün değil. Ama detayda mutlak surette bazı tadilatlara, bazı revizyonlar a da ihtiyaç bulunmaktadır, özellikle otomotiv sanayii açsından bu kredi pahalılığı, bu monopol, Kamu İk tisadi Kurulu şiarının maliyet enflasyonunu arttırıcı, tekelci fiyatlanma politikaları, gerçekten, mutlak surette önümüzdeki günlerde veyahut önü müzdeki yıllarda gözden geçirilmek mecburiyetindedir. Bu genel ekonomik konulara değindikten sonra, izninizle taşımacılık sek törüyle ilgili birkaç bilgiyi sizleıe sunmak istiyorum. Türkiye, bütün ekomik gelişme dönemleri içinde, gerçekten hızlı bir gelişimi de beraberin de yaşamış bir ülkedir. Bundan çok seneler önce, yahut çok kısa seneler önce diyeceğimiz 1923 yıllarında, Cumhuriyetin ilk yıllarında Türkiye'de sadece ve sadece 25 kilometre uzunlğunda asfalt yol olduğunu, bugün bu yol şebekesinin tam bakımlı, her dönem açık, her mevsim açık, aşağı y u karı 6 0 bin kilometreye ulaştığım düşünürsek, arada geçen dönem içinde alınan ‘mesafenin ne kadar büyük olduğu gözlenebilecektir. Başlangıçta kamu ağırlıklı yatırım politikaları çerçevesinde 1923 ile 1950 yıllan ara sında, gerek yolcu gerekse yük taşımacılığının demiryollannda olduğunu izliyoruz. Daha sonraki yıllarda, taşımacılık ağırlığı hemen hemen kara- -2 0 9 yollannın sırtına binmiş bulunmaktadır. Türkiyede önümüzdeki yıllarda, bugünden başlamış ve önümüzdeki yıllarda tamamlanması hedeflenen otoyol projeleri den ey e girdiğinde, gerçekten bu potansiyel dalın da ar tacaktır. Bu işin bir yönü. İkinci yönü ise, özellikle kalkınma dönemi ile birlikte. 19601ı yıllarla birlikte, Tivkiye sadece kentler arasında etkili bir yol ağına kavuşmak için büyük yatırımlar yapan bir ülke durumundadır. Bu sadece taşımacı lık açısından önemli değil, bu aym zamanda kapalı bir ekonomi halinde olan köy ekonomisini, kente açan, köylerin, kırsal kesimin gelişmesini gerçekten büyük oranda etkileyen bir sonuç da yaratm ıştır. Bugün Tür kiye'nin her yerinde üretilen ürünü elde etm ek, bulabilmek, bu etkili yol ağıyla mümkün olabilmektedir. Küçük bir rakam vermek gerekirse, 1950 yıllarında Karayollarının yük taşıması içindeki ağırlığı yüzde 22, dem ir yollarının yüzde 71 iken, bugün 1985 yılında karayollarında yüzde 8 5 ’e çıkm ış, demiryollarında da yüzde 71'den yüzde 14.20'ye inmiştir. Oran sal olarak yapılan bu değişime karşılık, mutlak değişime bakarsak aşağı y ak an karayollarında 1950'den 1985'e kadar taşınan yük, 100 bin to n / kilometre olarak yük artışı, hemen hemen 47 katıdır. Buna karşılık dem ir yollarında bu yük taşıma kapasitesindeki artış, ikibuçuk katı gibi çok düşük değerde kalmıştır. Denizyolları ve Havayolları bu oranlar içinde fazla önemli değildir. Yolcu taşımacılığına baktığımız takdirde, 1950 yılında yüzde 50 kara yolu payı ve yüzde 42 olan demiryolu payı, 1985 yılında karayolunda yüzde 92,6. demir yolunda ise yüzde 6,6 git» düşük bir şekilde tccelli etm iştir. Mutlak değerlerin artışına bakarsak, karayolunda 1950 ile 1985 arasında kilometre başına taşıma kapasitesindeki artış, İ950've -2 1 0 göre 35 katı fazladır. Demiryollanridaki artış ise, ancak 2,97 katı kadar olmuştur. Diğer bir ifade ile, Türkiye'de taşımacılığın, yolcu ve yük ta şımacılığının ağırlığı yapılmış olan yatıranlar gereği, artık karayollarının üzerinde bulunmaktadır. Filvaki, demiryoDanyla ilgili modernizasyon çalışmaları yeni hat çalışmaları devam etmektedir, ama gelecekte de rah at lıkla söylenebilir ki, Türkiye ekonomisi içinde ve taşımacılıkta kara yollarının ağırlığı devam edecektir ve karayolları bu ağırlığını koruyacak tır. Sektörümüz içinde, otobüs ve minibüs üreten kuruluşlarımızla ilgili kısaca bilgi sizlere arz etmek istiyorum. Bugün itibariyle otomotiv sektöründe çalışan 20 küsur firmamız içinde, 4 firmamız fiilen otobüs üretimiyle iş tigal etmektedir. Bu dört firmadan Bdsi Alman Batı Alman Teknoloji siyle, birisi Batı Alman ve kısmen yerli teknoloji Oe bir diğeri ise Japon teknolojisiyle üretim yapmaktadır. Bunlardan Otomatsan uzun yıllardan beri, 20 yıla yakm bir dönemden beri otobüs üretimiyle meşguldür. Da ha sonra, arkasından MANAŞ yahut MAN Firması otobüs üretimine gir miştir ve o da Otomarsan gibi uzun süreden beri bu konunun içindedir. Onları izleyen dönemde, OTOKAR Firmasının Magjrus otobüsleriyle b ir likte başladığını ve şu anda da Otokar adıyla otobüs yaptığını görüyoruz. Nihayet 1986 yılmda Temsa Otomotiv Firması da, Şehirlerarası Otobüs üretimine başlamış bulunmaktadır. Minibüs'te ise yine 4 kunıhiş olduğunu görmekteyiz, Otomarsan Batı Al man Teknolojisiyle, Otokar Minibüs üretiminde Otopar Japon teknoloji siyle ve İtalyan teknolojisiyle yahut İtalyan esaslı üretimine devam etm ek tedir. — 2 1 1 — 1975—1986 yıllan arasındaki üretim adetlerine bakarsak, genel olarak Türkiyede en yüksek rakamın' 1976 yılında Türk Otomotiv sektöründeki butun ürünler için 146 bin civannda oluşturulduğunu görüyoruz. Özel likle 1980'den evvel, yani 1978—1979 yıllarında yaşanan ekonomik ve sosyal krizlerin sonucu tabii otomotive de yansımış ve üretim rakaını 67 bine kadar düşmüştür. Daha sonra, tedrici bir artış izliyoruz. Nihayet, 1986 yılında 140 bine kadar bir yükselme var. Eğer son 7 aylık rakamlara göre bir tren t hesabına bakarsak, 1987 yüı sonuna doğru, Türk OtomotivSektörünün 150 bin 160 bin civannda bir üretime ulaşması mümkün gö rülmektedir. Otobüs bunun içinden ayrılırsa. Otobüste en yüksek üretim 1983 yılında 1963 adet otobüsle sağlanmıştır. En düşük üretim 1978 yılında 972 o to büsle elde edilmiştir. Krizli yıllarda bu rakam genel temayül olarak düşük gözüken bir rakamdır. Ortalama otobüs üretimi, 1400—1500 civannda kalmaktadır. Otobüs iletim indeki değişiklikler, daha ziyade ihracatla bağlantılı olarak artm akta veya azalmaktadır. Minibüste ise, başlangıçta 300—400 civannda olan ve 1982 yılına kadar 500Ter civannda seyreden yıllık üretim, 1983 yılından itibaren birden bir patlama göstermiş ve 1984—19S5 yıllarında 2700—2200 gibi yüksek rakamlara erişmiş bulunmaktadır. Sektör içindeki ihracat ve otobüsün bundaki payını size kısaca arz etmek istiyorum. 1980—1986 yıllan arasında, çekici, kam yon, kam yonet, o to büs, minibüs ve traktör ürünlerini kapsayan üretim paketi içinde. Türki ye’de 76S bin üretin-.e karşılık 5S bin adetlik bir ihracat, yani, aşağı yukan üretimin yüzde 7.6'sı oranında - adet olarak— ihracat gerçekleş miştir. Bunun sektörler itibariyle yoğunluğuna bakarsak, en yüksek yo- -2 1 2 - ğunluğun otobüste olduğunu görüyoruz. Otobüs sektörü üretmiş olduğu 11.500 otobüse karşılık, bunun 3.200'ünü yurt dışına satma başarısı gös termek suretiyle üretiminin yüzde 27,22 sini ihraç eden bir otom otiv dalı halinde temayüz etmektedir. Bunun yüzde 10,11e traktör, yüzde 8,5'la otom obil izlemektedir ki, bunların tümü ortalama rakamlardır. Diğerlerine baktığımızda çekicide yüzde 1,4, kamyonda ve kam yonette yüzde 0,8, minibüste yüzde 0,2 midibüste yüzde 3,7 gibi rakamlar gö rüyoruz. Diğer bir ifade ile otobüs sektörün içindeki bütün diğer ürünler arasında, gerçekten yüzde 30'Iara varan bir payla ihracatta önemli bir pay almış durumdadır. İthalatta ise, 1980 ve 1986 yıllan arasında, bazı değişik yaklaşımlar, bazı değişik politikalar sonucunda, zaman zaman farklı hareketlenmeleri izlemekteyiz. Toplam üretimin içinde, ithalatın payı 1980—1986 yıllan arasında yüzde 10 gibi büyük bir rakama ulaşmaktadır. 483 bin üretim içinde — burada yalnız otomobil, otobüs, kamyon ve kam yoneti alm ak tayız— 50 bin adet ithalat olduğunu görüyoruz. Otomobil'de bu pay en yüksektir, yüzde 13,1. Keza otobüste bundan da yüksek bir pay olduğunu görüyoruz, yüzde 18,8. Kamyonda yüzde 5,3, kam yonette yüzde 5,1. Dikkat edilirse burada, gerçekten otobüste ithalatın büyük etkisinin ol duğunu görmekteyiz. Sadece 1984 yılında, biraz evvel Sayın Başkanımızın da belirttiği gibi, bedelsiz ithalatta 1515 otobüs ve bunlann çoğu ikinci, üçüncü elden, kullanılmış otobüstür. Türkiye'ye girmiş, bu rakam daha sonra 1985'te 194, 1986'da 191 gibi düşük seviyeye inm iştir. Bun lar içinde teşvikli ithalat payı çok düşüktür. 300 civarında bizim tespit lerimize göre. Geri kalanı bedelsiz ithalatla, bir nevi "Yerli sanayii ter biye edelim " çerçevesi altında, rekabete açalım çerçevesi altında yapıl mıştır. Ama. bu temel felsefeye tatbikatta tamamen yanlış uygulamalar- -2 1 3 la, tamamen yanlış uygulamalann sonucunda çok y3şh. hurda vaziyette otobüs Türk taşımacılığının hizmetine girmiş bulunmaktadır. Bugün, bu bedelsiz ithalat durm uş gibi gözükmektedir. Ama. bedelsiz ithalatın temelini oluşturan koşullar bunu durdurm uştur. Yoksa, be delsiz ithalat olanağı aynen mevcuttur, tatbikat gereği. Ancak, otobüs piyasasında genel daralma nedeniyle bir talep sıkışıklığı söz konusu ol duğundan dolayı, bedelsiz ithalatta bir durma söz konusudur. Yoksa, yarın Türkiye'de otobüs talebi tekrar patladığı zaman, korkarız ki. bu günkü regülasvonlar, prosedürler muhafaza edilirse, istikbalde de böyle bir durum, ikinci elden kullanılmış otobüslerin Türkiye piyasasına gir mesi bugün söz konusu olabilir. Dolayısıyla bu tip politikaları mutlaka yeni baştan elde tutm akta ve değiştirm ekte yarar var. Otobüs pazarlamasında, —gerek midibüste gerek re sanıyorum biraz sonra Savm Nizamoğlu kamyon için de aynı şeyleri söyleyecek —en önemli so runlardan bir tanesi KDV ile ilgili uygulamalardır. Şunu hemen belirteyim, biz T irk Vergi Sisteminde KDV'vi büyük bir reform olarak görüyoruz ve büyük bir başarı olarak da izliyoruz, çok kısa zamanda, çok muğlak bir sistem olmasına rağmen ve bünyeye yab an a olmasına rağmen yerine otur m uştur. tatbikata girmiştir ve sanıyorum ki vergi g e lir le r in d e önemli bir ar tışa neden olm uştur. Şunu kabul etmek mümkün değil. KDV'nin aksayan taraflarına. "Ben bu KDV'vi deldirm em '' felsefesiyle dokunulmazlık altına almak, kusura bakmayın hiç bir şekilde kabule şayan bir görüş değil. Trak tör sektöründeki sorunlarımızı arkadaşlarımız anlatacaklar, kamyondaki so runlara da değinecekler. Ama bir izin verirseniz otobüs için değinmek istiyo rum. Türkiye'de otobüsün maliyet ve satış fiyatlarıyla peşin otobüs satmak mümkün değil. Kamyon için de bu geçerli. Bir örgütlenmiş kredi sistemi yok traktörde olduğu gibi, bir banka kredisi sistemi yok. Ne yapıyorsunuz, siz —214— şirket olarak bunu finanse etmeye kalkıyorsunuz. Şirket olarak finanse ettiğiniz takdirde, biraz evvel arz ettiğim nedenlerle finansman maliyeti müşteriye intikali bakımından yüzde 90, hatta bazı hallerde yüzde 100'ü bulabiliyor ve maalesef, finanse ettiğiniz bölümü de, müşterinizden KDV olarak tahsil etmek durumunda kalıyorsunuz. Diğer bir ifade ile, rakam olarak verelim, peşin fiyatı 100 olan bir otobüse, bugün yüzde 12 KDV ödemeniz gerekirken, bunu takatle sattığınızda, diyelim ki, 180'e satı yorsunuz takatle, aşağı yukarı 21,6 gibi bir KDV ödemeniz lazım. Hem bu KDVyi daha müşterinizden senetlerinizi tahsil etmeden, yani gelirini tahsil etmeden peşinen ödemek zorundasınız. Ben vergici değilim, vergi uzmanlarıyla da konuştum , bir şeyden bahsettiler bana, diyorlar ki, "Vergi usulüne uygun olarak tarh edildiği zaman vergi olur. Öbür türlü tarh ettiğiniz zaman başka şey diye adlandırılır" Onu izin verirseniz söy lemek istemiyorum. Maalesef KDV'nin bu taksitli satışlardaki uygulama sında — bürokratlarımıza saygımız sonsuz. Ben de 10 sene bürokraside çalıştım ama — bir inadın içine girme durumu var, "KDV'yi deldirme yiz, KDV'ye dokundurmayız "ama, zararı tüketiciye olmaktadır. Tükedci'nin yüzde 12 vermesi vergi, yüzde 20lere 25'lere kadar yükselmek tedir. Sektörde, ikinci önemli darboğazın kredilendirme olduğuna biraz evvel değindik. Bugün ticari araçlar olarak adlandırdığımız otobüs, kam yon, kamyonet, minibüs, midibüs'ü, bence bu terimleri değiştirmemiz lazım. Bunlar resmen birer yatırım aracıdır. Yani, vatandaş bunu bir yatırım amacıyla alır ve bunu kâr amacıyla kullanır yahut da kendi geçimini sağlamak amacıyla kullanır. Diğer deyişle sektörün içinde otobüs için, kamyon için uygulanan satış kredilendirme sistemiyle yine sektörün başarılı bir parçası olan traktör için uygulanan satış kredilendirme sis temini birlikte mütalaa etmekte yarar var. Tarım sektöründe traktör sa tışlarında finansman doğrudan doğruya Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankasının, tarım kredileri sistemiyle karşılanmaktadır. Sistemde mali yetlerin vereceğim rakamlardan ne okluğunu rahatlıkla anlatmak müm kün, yüzde 15'ini öz kaynağından alıcı karşılar, yüzde 85’i kredilendirifir. 7 yd vadelidir kredi ve yüzde 35 faize tabidir ve bu kredilendirmede kredilendirilen bölümü KDV uygulaması yoktur, diğer bir deyişle taksit le mal alırsınız, peşin fiyatı üzerinden KDV ödersiniz. Yani, hem düşük faiz, hem de KDV oranında gerçekten rasyonel bir tatbikat var. Biz, Halk Bankası kaynaklan nu olur, başka banka kaynaklan mı olur, aynı sistemin otobüs, kam yon, minibüs, midibüs'ün de bir yatırım malı oldu ğunu kabul ederek, bu gözle bakarak, buna benzer bir sistemin uygulan masının son derece yararlı olduğu görüşündeyiz. Aksi halde, sanayici fir maların satış finansmanı ile ilgili kaynaklan artık sona ermiş durumdadır. Yüzde 82 ile banka kredisi alın, bunu satışın finansmanında kullanın. Bu çarkın daha bir süre dönmesi mümkün, ama uzun süre dönmesinin mümkün olmadığını izin verirseniz sîzlerin huzurunda bir kere daha tek rarlamak istiyorum. Bugünkü tahminler, Türkiye toplamında aşağı yııkan 2 0 0 0 -2 2 0 0 civa rında talebin olabileceği doğrultusunda. Bunun için de 700,800 civannda şehirlerarası, 300—350 civannda şehiriçi otobüsü olabilir. Keza, yine 300 civannda bir ihracat söz konusu olabilir. .Ancak, ihracatta özellikle Türkiye gerçekten 2 milyar dolardan, büyük bir patlama Oe 8,5 milyar dolara çıkm ıştır. Belki bu yıl daha da öteye geçebilecektir. Bir noktaya gelmiştir bunu kabul etm ek lazım. Avnca ihracatın bimvesinde de tan m ürünlerinin pavı yüzde 75 iken, sanayi ürün -2 1 6 - lerinin payı yüzde 75'e çıkmıştır. Yani karşılıklı, tamamen ters bir değiş me var. Büyük bir başarıdır bu. Ancak, şunu hemen belirteyim, otom o tiv ürünlerinin ihracatında, diğer ürünlerde olduğu gibi, artık ihracat si gortasının ve ihracat finansmanının kurulması zamanı gelmiştir. Gazete lerden izliyoruz, basından izliyoruz. Resmi Gazetelerde kararnameleri izliyoruz, İhracat bankası, ihracat Finansman Bankasıyla ilgili hazırlık lar son safhasına gelmiş durumda. Özellikle gelişmekte olan ülkelerdeki pazarlar için ve İslâm Ülkeleriyle yapmış olduğumuz son işbirliği çalış maları çerçevesi içerisinde, bu ülkelere devlet garantili krediler altında, ihracatın otomotiv sektöründeki ihracatın daha da hızlanacağını burada vurgulamak istiyorum. Çünkü, sektörün ürünleri gerçekten teknolojik seviye bakımından, artık dış pazarlarda kendi ana firmalarıyla dahi reka bet edebilecek seviyeye çıkmış bulunmaktadır. Dolayısıyla dahi rekabet edebilecek seviyeye çıkmış bulunmaktadır. Dolayısıyla mutlak surette ihracattaki riskleri ortadan kaldırarak, ihracat sigortası ve ihracat finans manını sağlayacak birtakım düzenlemelere de ihtiyaç bulunm aktadır. Sevinerek söyleyelim, karşılıklı hükümetler arasında, Sudanla yapmış olduğumuz son 30 milyon dolarlık anlaşma, Irak la yapmış olduğum uz Bankacılık anlaşması, Cezayir'le yapmış olduğumuz banka alık anlaşması, keza Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği ile yapmış olduğumuz doğalgaz anlaşması ihracatta birtakım yeni kapıları açmaktadır. Bunların biraz daha güçlendirilmesini, hızlandırılmasını arzu etmekteyiz. Ben, bana verilmiş süreyi de aştım Sayın Bakanım, müsamahanıza sığına rak. Beni sabırla dinlediğiniz için, hepinize teşekkürlerimi arz ediyorum . -2 1 7 BAŞKAN —Teşekkir ederim Ercan bey. Şim di, Ercan Holding Anonim Şirketi Genel Koordinatörü Ali Nizam oğtu'na söz veriyonun. Buyurun Saym Nizarooğlu. ALİ NİZAMOGLU : (ERCAN HOLDING A .Ş. Genel Koordinatörü) Türk Sanayii'nin bütünü ile tartışılmasına imkan vererek bir Sanayi Şurası toplanmasını temin eden başta Sanayi ve Ticaret Bakanı Sayın Cahit Aral olm ak üzere tüm Bakanlık yetkililerini kutlar ve bu Şura'da otom otiv sanayi konusunda konuşma imkanı tanındığı içinde teşekkürlerimi su narım. Konuşm amda otomotiv sanayfince yük taşıtı olarak üretilen kamyon ve çekici olarak isimlendirilen araçların ve bu araçların kullanıldığı karayolu taşımacılığının gelişimi, bugünkü durum u ve geleceği hakkında açıklama lar yer almış bulunmaktadır. Konuşmamın konusunu teşkil eden araçların tarifi 2919 sayılı Karayol ları Trafik Kanununda şu şekilde yapılmaktadır. Kamyon : izin verilebilen azami yüklü ağırlığı 3.500 kg.'dan fazla olan ve yük taşımak için imal edilmiş motorlu taşıttır. Kamyonet : İzin verilebilen azami yüklü ağırlığı 3.500 kg.’ı geçmeyen ve yük taşımak için imal edilmiş motorlu taşıttır. —218— Çekici : Römork ve yan römorkları çekmek için imal edilmiş olan ve yük taşımayan motorlu taşıttır. Söz konusu taşıtların Azami Yüklü Ağırlığı (AYA) göre de bir tasnifi ni yapmak mümkün bulunmaktadır. Büyük Kamyon : AYA, 14 ton'dan yukarı olanlar Orta Kamyon : AYA, 8—14 ton olanlar Küçük Kamyon : AYA, 3.5 —8 ton olanlar Kamyonet : AYA, 3.5 ton'dan küçük olanlar. TARİHÇE Türkiye'de otomotiv sanayii'nin kuruluşu, 1950'lerde başlayan hızlı kalkınma, yeni karayollarının yapımı ve bazı sanayilerin kurulm ası ve gelişmesi sonucunda taşıt araçlarına ihtiyacı arttırmış ve bu ihtiyaç başlangıçta komple araç ithalatı ile karşılanmaya çalışılmıştır. Bilaha re döviz rezervlerinin azalması sonucu komple araç ithal etm ek yerine, daha az dövizle parça ithal ederek montaj yapmak uygulamasına geçil miş ve bu uygulama sonucunda önce kamyon, traktör, jip ve pick—up üretimine imkan verecek tesisler kurulmaya başlanmıştır. Otomotiv Sanayii'nin gerçek şekilde kurulması ve gelişmeye başlaması 1960'ü yıllarda olmuş ve özellikle 1964 yılında sanayi'ye yön v e r m e k için çıkarılan Montaj Sanayii Talimatı ile bu gelişme daha da hızlanm ış tır. -2 1 9 Halen Şikemizde kam yon ve çekici üreten 7 adet firma bulunmakta olup bu firm alardan 1959 yılında kurulan biri hariç diğerleri 1964—1967 yıl lan arasında kurulm uştur. Bu firmaların tamamı yab an a lisansı ile üretim yapmakta olup, bunların içerisinde 4 firmada aynca y ab an a sermaye iştiraki de bulunmaktadır. GELİŞİMİ VE EKONOMİYE KATKISI Kamyon ve çekici üretimi yapan bu firmalardan bazdan son yıllarda gerçekleştirdikleri tevsii yatırım lan ile üretim kapasitelerini artırırken, yeni teknolojilerin ülkemize transferine de imkan sağlamışlardır. Ülke mizde üretilen kam yon ve çekici de yerlileştirme oranı yaklaşık % 75 seviyesine çıkm ış bulunmaktadır. Bugün faaliyette bulunan kamyon ve çekici üreten tesislerin 1986 yılında kurulu kapasiteleri kamyonda 44.000 adet/yıl, kam yonette 22.000 adet/yıl ve çekicide de 4.000 adet/yd'dır. Bu kapasiteler halen yurt içi talebi karşılayacak seviyede bulunm akta dır. Bu tesislerin ülke ihtiyacına cevap verecek seviyede kurulmuş bulunan bu kapasitelerine rağmen son yıllarda kapasite kullanım oranlan çeşitli nedenlerle çok düşük seviyede seyretm ektedir. Nitekim 1986 yılında kapasite kullanım oram kamyonda ve kam yonette 30 vc çekicide ise 7c 10 seviyesinde gerçekleşmiş bulunmaktadır, içerisinde bulunduğumuz 1987 yılının Temmuz ayı sonu itibariyle kapasite kullanım oranı kam yonda rt 24 ve çekicide 7c 3 olmuştur. Buna paralel olarak kam yon ve çek id üretiminde de devamlı bir düşüş gözlenmektedir. 1986 yılında bir önceki yıla göre kamyon üretimi 7c 24, kam yonet üretimi 'r 16 ve çekid üretimi de % 51 oranında düşüş göster -2 2 0 - miştir. Türk Otomotiv sanayi son yıllarda özellikle ticari araçlarda (Kam yon, çekici, otobüs) yukarıda belirtilen seviyelerde kapasite kullanım oranlan ile çahşma zorunda kalmıştır. Otomotiv Sanayii'nin kapasite kullanım oranlarının düşmesi 1984—1985 yıllarında bedelsiz ithalat yoluyla kollanılmış, ekonomik ömrünü doldurmuş ve yedek parça ve ser vis imkanından mahrum yaklaşık 10 bin kamyon, çekici ve otobüsün ithaline müsaade edilmesinden, İran—Irak savaşı nedeniyle bu ülkelere yapılan yük taşımasındaki azalmadan ve petrol üretimi ülkelerin ham petrol fiyatlarındaki düşüş nedeniyle gelirlerinin düşmesi sonucunda it halatlarını kısmalarından kaynaklanmıştır. Bu arada otomotiv sanayii son yıllarda doğu bk>ku ülkelerinin dampingli fiyatlarıyla da rekabet etm ek zorunda kalmıştır. Kamyon ve çekici üretim ve satışında yaşanan kriz, bu sektörün karayo lu taşımacılığındaki ağırlığı ve önemi nedeni ile bazı tedbirler alınmasını gerekli kılmaktadır. Nitekim ülkemizde 1987 yılının ilk 6 ayında ithal edilen yüçlerin % 63.3'ü ve ihraç edilenlerin de % 82.4'ü Türk kam yon ve çekicileri ile taşınmıştır. Aynca son verilere göre toplam y urt içi yük taşımacılığında karayollarının payı yaklaşık % 81 seviyesinde gerçekleş miştir. Ancak Beşinci Beş Yıllık Kalkınma Planında plan dönemi sonu na kadar karayolu taşımacılığı payının % 66'ya düşürülmesi hedeflen miştir. Tüm dünya ülkeleinde olduğu gibi ülkemizde de sanayileşme ve hızlı kalkınmanın bir göstergesi olan otomotiv sanayii'nin yarattığı katm a değer, istihdam im kânı, sağladığı ihracat gelirleri, teknolojik gelişmele rin ülkemize aktarılması, devlet gelirlerine ve yan sanayiye katkılan ekonom im izde çok önemli bir yer tutmaktadır. -2 2 1 Otomotiv sanayii'nin ülke ekonomisi ve sanayi içindeki yerini daha iyi açıklayabilmek için son üç yıla ait bazı karşılaştırmalı rakamlar şöyledir. im alat Sanayi İçerisindeki Yeri : Otom otiv sanayi firmalarının cirosu 1984 yılında 442 milyar 1985 yılında 592 m ilyar ve 1986 yılında 834 milyar TL.'sı olarak gerçekleşmiş ve bu gerçekleşm elere göre otom otiv sanayii'nin aynı yıllarda imalat sanayi içerisindeki payı arasıyla % 9.5, % 8.5 ve % 8.1 olm uştur. İstihdama Katkıları : Otom otiv sanayi firmaları istihdam ettikleri personel sayısı ile de ülke ekonomisine büyük katkıları olmaktadır. Yapılan hesaplamalara göre otom otiv sanayiinde faaliyet gösteren ana firmalarda çalışan bir kişinin, yan sanayi, pazarlama kuruluşları, balam , tamir, servis istasyonları ve nakliye gibi sahalarda 20 kişiye iş im kânı sağladığı tespit edilmiştir. Bu dununda bu sanayide doğrudan 1984 yılında 22.922 kişi, 1985 yılında 23.260 kişi ve 1986 yılında 22.904 kişi istihdam edilirken, bu sanayiinin dolayb olarak istihdama katkısı ise 1984. 1985 ve 1986 yıllarında yak laşık 450 bin kişi civarında olm uştur. İhracat : Otomotiv sanayi Firmaları bir taraftan yerli üretimi ve üretimdeki yerli leştirme oranını artırarak döviz tasarrufu sağlarken, diğer taraftan ger çekleştirdikleri ihracat ile de ülkeye döviz kazandırmaya devam etmek tedirler. Nitekim son yıllarda pek çok ülkenin dış ticareti tehdit edici - 222 - u y g u lam alan n a rağmen 1984 yılında 130 milyon, 1985 yılında 115 milyon ve 1986 yılında 142 milyon dolar tatarında ihracat gerçekleşti rilmiştir. Teknoloji Transferi: Otomotiv Sanayii dünya'da gelişen teknolojiye ayak uydurma zorunluhınedeniyle, gelişmeleri yalandan izlemektedir. Her an değişen ve süratle gelişen bu teknoloji çağdaş ve modem teknoloji olarak doğrudan veya dolaylı olarak yurdumuza aktarılmaktadır. Yan Sanayiye Katkısı: Otomotiv sanayiinin ekonomiye önemli katkılarından birisi de ülkemiz de yarattığı ve geliştirdiği otomotiv yan sanayidir. Otomotiv sanayii ürettiği araçlar için gereken parçaların önemG bir b ö lümünü yan sanayiden temin etmektedir. Halen ülkemizde otom otiv sanayiine parça teinin eden yerli yan sanayii firmalarının sayısı 1.000 ci vannda olup, bunlardan bazdan gelişen ana sanayiye paralel olarak k u rulm uş ve büyümüşlerdir. Aynca yan sanayi firmalarından bazdan ihra cat da yapmaktadır. Aynca otom otiv sanayii çeşitli sektörlere verdiği siparişler ve temin e t tiği mallarla, başta demir-çelik, lastik, plastik, boya v.b. gibi sektörlerin gelişmesine de büyük katkdan bulunmaktadır. - 223 OTOMOTİV SANAYİİNİN REKABET ŞANSI: Gelişmiş ülkelerde yaklaşık 100 yıl, ülkemizde 25 yıllık bir geçmişi olan otom otiv sanayi, bugün sahip olduğu teknoloji, yetişm iş insan gücü ve yan sanayii bakımından komşu olduğu gerek Balkan ülkeleri ve gerekse Ortadoğu ülkelerinden çok daha ileri bir durumda bulunmaktadır. Otomotiv sanayiinin rekabet ortamı içerisinde gelişmesini sağlayacağına ve bu nedenle de liberal ekonomiye inanmaktayız. Kapalı ekonomi içe risinde bu sanayiinin bir gelişme göstermesini beklemenin yanlış olduğu nu ifade edebiliriz. Ancak liberal ekonom i uygulayan diğer ülkelerde ol duğu gibi Kamu Kuruluşlarının, Belediyelerin ve Silahlı Kuvvetlerin araç ihtiyaçlarını yerli sanayiden karşılamaları ve bu sanayi tarafı olma ları icab etm ektedir. Bu uygulamanın örneklerini bugün gelişmiş ülkelerde görmemiz müm kün bulunm aktadır. Nitekim 600 adet belediyesi bulunan Federal Alman ya'nın hiçbir belediyesinde yab an a marka bir otobüs çalışmamaktadır. Fransız Ordusunda Fransız markalı askeri araçlardan başka bir araç gör mek söz konusu değildir ve bu örnekleri daha da artırm ak mümkün bulunm aktadır. Avnca ülkemizde üretilen kamyon ve çekicilerin gelişmiş ülke araçlarıyla da rekabet etm ek şansı vardır. Özellikle bu araçlarda aynı ülkelerle katı lman ihalelerin yerli firmalarımız lehine sonuçlanması da bu görüşümüzü açıkça tevid etmektedir. Türkiye'nin A T ’na tam üye olmak için yaptığı başvurunun AT Komisyo nunda incelenmesinin m üsbet sonuçlanması halinde ülkemizde üretilen -2 2 4 - kamyon ve çekicinin, bu ülkelere ait araçlar ile rekabet şansı bulunm ak tadır. Ancak, AT'na yeni üye olan İspanya örneğinde olduğu gibi Türk O tom o tiv Sanayii’nin de AT ülkelerinin rekabetine kademeli bir şekilde açılması ve bu sürenin Ispanya'da 7 yıl olduğu düşünülürse Türkiye içinde 10-12 yıl olarak öngörülmesi faydalı görülmektedir. OTOMOTİV SANAYİİ İÇİN ALINMASI FAYDALI GÖRÜLEN TEDBİRLER Türk Otomotiv sanayiinin ve dolayısıyla kamyon ve çekici üretiminin daha ileri gitmesi için şu tedbirlerin alınması da faydalı bulunm aktadır. 1. Düşük kapasite kullanımının açık okluğu bu üretim kolunda esasen çok fazla olan marka sayısını arttırmamak için yeni kamyon ve çekici yatırımlarına izin verilmemelidir. 2. Kamu kuruluşları, Milli Savunma ve Belediyelerin araç ihtiyaçlarını iç piyasadan sağlamaları ve bu sektörün kriz dönemlerinde batı ülkelerinde olduğu gibi bu kuruluşların gelecek yıllarda yapacaktan araç alım lannı öne almalan temin edilmelidir. 3. Yatırım teşvik belgesi sahiplerinin gümrük vergilerinde m uaf o l a r a k araç ithal etmeleri önlenmeli ve bu belge sahiplerinin ihtiyaçlarını yerli firmalardan tem in etmelerini sağlayacak tedbirler alınmalıdır. 4. Bedelsiz ithalat yoluyla araç girişini önlemek için mevzuatta gerekli değişiklik yapılmalı ve bedelsiz ithalat yoluyla gelen araçlann ödedikleri - 225 - gümrük vergilerinin esasen çok düşük olması nedeniyle ortaya çıkan hak sızlığı önlemek için bu şekildeki girişimlere kesinlikle izin verilmemeli dir. 5. Otomotiv sanayi mamullerinden alınmakta olan katma değer vergisi oranı arttırılm a malı ve bilhassa kamyon, çekici ve otobüs satışlarından ahnm akta olan vergi oranı Tr 5'e düşürülmelidir. 6. Yerli firmaların yurt dışında diğer ülke araçları ile rekabet edebilmesi için firmalannuzın ihracatını belirli bir süre ve şartlarla finanse ve sigorta edecek uygulamaya geçiş için yapılan çalışmalar süratlendirilmeli ve kısa zamanda sonuçlandırılmalıdır. 7. Gelişmiş ülkelerde olduğu gibi otomotiv sanayi ürünlerinin satışlarını teşvik edebilmek için Tüketici Kredi Sistemi tesis edilmelidir. SONUÇ. Yaklaşık 100 yıllık bir geçm işi olan gelişmiş ülkelerdeki otom otiv sanayi firmaları ile rekabet edebilmek ve ekonominin sürükleyici sektörü olarak ülkeye hizmet edebilmek için yukarıda açıklanan önerilerin uygulamaya geçirilmesine ihtiyaç bulunmaktadır. 20-25 yıllık bir dönem içerisinde bu sanayiden ve dolayısıyla yan sanayi de sağlanan gelişmenin bugün için yeterli olmadığı, bu sanayiinin geliş mesinin ileri noktalara götürülmesi gerektiği ve sahip olduğu potansiyeli en iyi şekilde değerlendirmek a ma a n da olan Türk Otomotiv Sanayi bun dan sonraki dönemde de Türk Sanayi içerisindeki yerini geliştirerek ko ruyacaktır. Teşekkür ederim. -2 2 6 SABAHATTİN ARCAN (Türk Traktör ve Ziraat Makineleri A.Ş. Genel M üdürü) Ülkemizde Otomotiv Sanayii'nin kabaca ve sadece 25 yıllık bir geçmişi vardır. Bu 25 yılı yaşamış olan kuşak genelde sanayide ulaşılan seviye nin otomotiv sanayiinden neşet ettiğini, bütün sapmalarına rağmen yad sınamaz ekonomik ve sosyal gelişmenin otomotivnin paralelinde yol al dığını izlemiştir. Dünyanın bütün gelişmiş ülkelerin kendi otomotiv sanayilerinin üzerine bir koruyucu kalkan oluşturmalarının nedeni, kendi içinde enerji üreten bu sektörü istikrarlı ülke ekonomisinin teminatı olarak görmelerindedir. Otomotiv sektörü kendi içindeki gelişmesini diğer sektörlere ve sosyal yapıya en seri şekilde ileten, doğurgan özelliktedir. Dengeli bir dağılımla, fert başına düşen mi Di gelir arttıkça otomotive olan ihtiyaç artacaktır, talep artacaktır. Bu talep karşılandıkça milli ge lir artacaktır. Ülkemiz nüfusunun % 5 9 ,12'si 24 yaşın altındadır. Yaşı genç, insan gücü yönünden eneıji deposu, beyin gücü kaynağı bir ülkeyiz. Yaş ortalaması çok genç, kıpır kıpır eneıji dolu bu 50 milyonluk ülkede nasılsa fert başına düşen milli gelir artacaktır, önlem alınsa da alınmasa da otom oti ve olan ihtiyaç katta sektör bazı engellemelere uğrarsa tamamı ağresiv bekleyen ço k uluslu şirketler tarafından büyük bedeOer karşılığı ikmal edilecektir. - 227 - Su nedenlerle, bugünkü otom otiv sektörümüzün m uhtaç okluğu talebin başlangıçta ısrarla yaratılması ve korunması ekonomik ve sosyal alanda gelişmiş güçlü Türkiye'nin yaratılmasında en önemli etken olacaktır. insanoğlunun bir uyluk kemiğini ilk alet olarak kullandığı gülden bu gü ne ulaşabilmek için 2 milyon yıl geçm iştir. Uyluk kemiğinden uzay gemisine uzanan aşamada gelişme birbirine bağ lanmış, eklenmiş, katlanmış birikim sonucu bugünkü düzeyine gelmiştir. Yani bugün artık abartılmış örneği ile, nasıl hiç kimse uyluk kemiğinden yola çıkmıyorsa, elde edilmiş teknolojiyi görmezden gelip, büyük zaman kayıplarına gerek kalmadan insanoğlu y arataa gücünü mevcut tekno lojinin üzerine bina etmek zorundadır. Bugünkü uygulamada bu teknolo ji alışverişi olarak ortaya çıkmaktadır. Otomotiv en sade tanımı ile; yakıt eneıjisini m otor ile gücce çevirip, ak tarma organ lan ile işleve uzanmaktır. Bu değişmez ana karakterin bin lerce türevinden binlerce sentez sonucu aynı işlev için yüzlerce tip, cins, adla mamul üretilmektedir, insanların seçimleri değişik sentezlerin seçimleri şeklinde oluşmaktadır. Kendi otom otiv mamubmüzü vendine yaratmaya çalışmak yerine lisans anlaşmaları ile teknoloji transferi sonucu, otom otiv sektörümüz bugün hiç küçümsenmeyecek bir seviyeye ulaşm ıştır. Çok uluslu otomotiv şirketleri dünya pazarlarını paylaşmış olduklarına göre, bu yönde acıma sız bir mücadelenin hale devam ediyor olduğu izlendiğine göre, komple mamul ihracat girişimlerimizin anzi okluğunu kabullenmek zorundayız. O halde, otom otiv çeşitlerinin değişik sentezlerin sonucu olduğundan -2 2 8 hareketle, su sentezde mamul olarak, değil, fakat aksam olarak yer al manın çarelerini bulmak, bu zincirin bakla lan arasına girmek, bu bütünün bir parçası haline gelmek gerekmektedir. Lisansör firma kendi ihtiyacı için ve uzantısı pazarlarının ikmali için A akşamının bizden alabilmeli, (direksiyon kutusu, dişli kutusu, hidrolik pompa gibi). Bu kapı araladığı zaman, gelişmiş ülkelere ihracat yani sen tezde altennatif olmak, geBşmiş ülkelere de teknoloji transfer etm ek gibi olanaklar ekle edilmiş olacaktır. Mevcut otomotiv sanayiimizi bu yönde geliştirmek için kuruluşların ola naklarım seferber etmeleri, AR-GE çalışmalarının yoğunlaşması, hükü met politikalarının bu yönde teşvik edici ve koruyucu şekilde saptanması doğru olacaktır kanaatindeyim. Traktör işimize gefince: Traktör otomotiv sanayiinden soyutlanamayacağma göre buraya kadarki görüşlerimiz traktör için daha da ciddi boyutlarda geçerlidir. Türkiye bir tarım ülkesidir. Sanayimiz bu varsayımdan hareketle yön lendirildiği zaman sağlıklı gelişmesini sürdürebilecektir. Demir-çelik, otom otiv, tekstil, kimya hatta turizm Türkiye'miz için hala iyi bir mahsul döneminin iyi sonuçlarına, kötü mahsul döneminin kötü sonuçlarına hedef olmaktadır. Para devamlı hareket halinde olduğu zaman bir enerjidir ve sağlıklı eko nominin işaretidir. Bu tarım ülkesinde, para trafiği çiftçim izde yastık - 229altuıda miktarı sabit bir altın stoğa vardır. Kızını gelin eder, bozar tekrar biriktirir koyar, tarla akr, bozar tekrar biriktirir koyar. Trafiği aksatmaz, atıl eneği bırakmaz. Ç iftçi ürününe iyi para alırsa daha iyi ve daha fazla üretim yapar h a k gelir. Daha fazla ürün, daha fazla taşıma demektir, ih racat dem ektir, sanayi yatırımı demektir. Çiftçiye en fazla derlet desteğinin en gelişmiş ülkelerde uygulanması rastlantı değildir. Herhangi bir küçük sınai birim mamulüne uygulanan ’’Standart Maliyet Yöntemleri" bir tek donates için uygulanmış olsa, çıkan maliyet nedeniyle teorik olarak artık donatesi sofralarımızda gör mek mümkün olmaz. Bu nedenlerle, tarım kesimine devlet desteği, devlet koruması geçici de ğil kalıcı bir gereksinmedir. Bu paralelde tarımda mekanizasyon kaçınıl mazdır. Tarımda mekanizasyonun lokomotifi traktördü'. Traktör sanayii her türlü desteğe, konunaya, ihtimama layıktır. Haketmiştir. tüketm ek tedir. Traktör parkımız yaşhdtr ve henüz doymuşluktan uzaktır. Yenileme ve park ihtiyacının tedricen ikmali olarak yılda en az 50.000 traktörlük t3lep (satınalma gücü) yaratılmalıdır. Bunun böyle olmadığı dönemlerde ül ke ekonomisi çok değişik yönlerde direkt, endirekt ekonomik sosyal bedeller ödemek zorunda kalmaktadır. -2 3 0 TABLO 1 YILLAR 1963 1964 1965 1966 1967 1968 1969 1970 1971 1972 1973 1974 1975 1976 1977 1978 1979 1980 1981 1982 1983 1984 1985 1986 TRAKTÖR PARKI TRAKTÖR ÜRETİMİ 50.844 51.781 54.608 65.108 74.982 84.874 96.407 105.865 116.055 135.726 156.139 200.466 243.066 281.802 320.578 370.259 402.777 436369 458.714 491.001 513.516 556.781 580 597 7.982 7.006 6.419 8.969 13.976 15.118 13.412 7.158 15.687 22.893 32.585 25363 32365 36.602 31380 17.673 14.484 16.936 25.411 35.747 41.799 46.782 37.380 28.059 KAYNAK: DJ.E. O.SD. (Tahmini) 1987 1988 1989 1990 621 641 660 687 38 38 33 36 - 231 TABLO I I TÜ R K İ YE TRAKTÖR PARKI VE T A L E P GEL İŞ MES İ ARZ A R T IS I PARK ( AD ET) PARK ARTISI YIL YURT 1C1 ARZ 1974 29789 1975 51833 0.259 243066 0 .2 1 8 1976 77326 0.318 281802 0 .15 9 1977 71659 0.254 320578 0 .1 3 8 1978 31984 0 .1 370259 0 .1 5 5 1979 15692 0 .04 2 402777 0.088 1980 20799 0.052 436359 0.083 1981 25919 0.059 458714 0.051 1982 33408 0.078 491000 0.070 1983 35272 0.072 513500 0.046 1984 42343 0.082 556781 0.084 1985 30598 0.055 580067 0.042 1986 28059 0.048 597039 0.029 İ 1987 38807 0.065 621155 0.040 i 1988 37269 0.06 6 1 11 38 0.033 ! 1989 32071 0 .0 5 659139 0.028 c ;1990 36252 0.055 687058 0.042 e ; 1991 37788 0.055 708886 ■*= ■1992 o j _ ■1993 38988 0.055 721769 46914 0.065 7 8 11 7 6 200466 Ortalama (Hp) Türkiye 49 .3 İspanya 4 9 .9 Yu na nis ta n 4 9 .9 İtalya 49 .9 Fransa 4 9 .9 İspanya i l e aynı s e v i y e y e geleb ilme k i ç i n Yu na nis ta n i l e aynı s e v i y e y e gelebilmek i ç i n İ t a l y a i l e aynı s e v i y e y e gel ebi lm ek i ç i n Fransa i l e aynı s e v i y e y e gel ebi lm ek i ç i n TABLO I I I Ha/Traktör Park(Adet) 45 .8 /1 512.000 26.3/1 592.000 17.8/1 165.000 8 . 0/1 1.169.513 11.3/1 1.535.000 1983 y ı l ı T ü r k i y e ' s i n d e 892.000 adet 1 . 3 1 8 . 0 0 0 adet 2.93 3 .0 0 0 adet 2 . 0 7 6 . 0 0 0 adet olması g e r e k i r d i . 1986 - 1990 HURDAYA A Y R I LA N TRAKTÖR ADET LER İ (ORT.TRAKTÖR ÖHRÖ: 20 Y I L ) YILLLAR ADET 1966-1986 11087 1967-1987 14691 1968-1988 16985 1969-1989 14370 19 70 -19 90 8333 1971-1991 15960 19 72 - 1 9 9 2 26105 19 73- 19 93 37507 BOLÜM 1. III SANAYİ ŞURASI OTOMOTİV SANAYİİ OTURUMUNDA YAPILAN GÖRÜŞMELER —237 — Sora tc cevaplar böbnıânde, sorusu veya katkısı olan arkadaşlarım lüt fen isimlerini ytzdısnfar. (BAKAN) - Muhterem üyelerimiz, ben biraz açık konuşuyorum, yani bu rada konuşulmayacak da nerede konuşulacak. Onun için kusara bak mayın, Çünkü, yarm yatırım yapacak arkadaşlarımızın, yatırımlarını yap madan önce pazar paymm kesin doğru tespit edilmesi lazım. Hareket > • •. - ' >• f, u ■' ; noktası, bütün GzSriEte raporlarında pazar paymın doğru tespitine bağ- -i'.., bdf. Eğer doğru tayin etmedinizae, binayı tamamen bir bataklığın üzeri ne kurmuş okusunuz ve yob çıktıktan sonra da o iş batar. Onun için tr , fevkalade önemftik. Ben bir Bakan olarak değil, tecrübeli bir arkadaşınız olarak ifade ediyorum, fevkalade önemfidir. Çok iyi bir fizibilite raporu hazsrtans, bir bakarsınız milyarlarca Era kar ediyorsunuz. Sonra yola koyukusunuz, esas mesele pazardır, eğer break vin point sıfır noktası yüz de 67 veya 58’deyse, yüzde 40'da kaldığınız müddetçe, yüzde 30'da kal dığınız müddetçe kesinlikle o müessese batmaya mahkumdur. Onun için, en hassas nokta budar. Çok yatırana arkadaşım var, bu noktada hassasi yet gösteririnse, kesin bir isabetsizliğe manız kalmazlar ve fevkalade mü kemmel bk yatınım gerçekleştirmiş olurlar. Şimdi sırası ile söz vereceğim. Uk olarak Turhan Bey'e söz veriyoruz. Buyuran efendim. TURHAN EKMEKÇ3 (Estaş Eksantrik Sanayii - Sivas) — Efendim, izin verirseniz konulan değişik oturum konularını kapsayan genel anlamda bir öneri sunmak istiyorum. Şöyle ki. toptumumuzun yakın geçmişine -2 3 8 ya da tarihsel birkaç asırlık geçmişine göz atacak olursak, genelde tica retle ilişki kurmuş fakat üretimle ilişkisi, tannı dışı ilişki, üretimle iliş'• ... 1 L - .- kisi az olan bir toplumuz. Bu nedenledir ki, sanayi dalında geri kalmış lığımız Cumhuriyet döneminde iyice saptanmış ve çağdaş olma ülküsü doğrultusunda, sanayileşmeyi birinci plan olarak ele almışız. İçinde bu lunduğumuz ve Birinci Sanayi Şurası da, daha anlamlıdır. Sanayileşme nin önemini örgütlü olarak 2000 yıllarına ışık tutacak bir uğraş içinde yiz. Dolaylıyla bu imkanları bize kazandıranlara teşekkür etmek isterim. Efendim, ticarette bir alışkanlığımız vardı diye vurguladım. Tüccarımız vardır; ama sanayicimiz henüz yeşerme safhasındadır. Sanayi, bir nasırlı el uğraşıdır, bir fedekarlık işidir. Parası olan işadamının işi olmakta he nüz kendini göstermektedir. Biz, sanayi ülkeyi, yüzde 75'e varan bir sana yi üretim potansiyeliyle'ihracat yapma durumuna geldiğimize göre, para birikimini, sermayeyi yatmma, üretime döndürme çabasını veyahut da otokontrol sistemlerini de göstermemiz gerekir sanıyorum. Bugün, saradan bir sermaye sahibine veya para sahibine, yatırımızı nasıl kullanırsınız diye sorsanız, veyahut da kendi görüşü doğrultusunda hare ket etmesine imkan saağlasanız, ya han almaya yönelir, ya mal kapatma ya yönelir ve benzeri ticari yollara yönelir. Oysaki, üretim olmadan, bir mal üretilmeden pazar düşünmek, ticaret düşünmek istikrarlı bir eko nomide, üretim ekonomisi olmaksızın tüketime yönelmek sağlam bir yöntem olmasa gerek. Bu nedenle, temelde sermayenin üretime yöneltilmesi yolundaki ted birleri düşünemez miyiz? Bu temelde, bu tedbir otokontrol sistemi ile nasıl olabilir? Aklıma gelen öneri, elbetteki irdelendiğinde daha iyi yön temler bulunabilir, aklıma gelen öneri şu olmaktadır: -2 3 9 VeıgUendirme sistemimizde sanayiciyi koruyucu U r tedbir alamaz mıyız? ö rn eğ in , vergide yalnız sanayi işi yapan bir işletmeci yüzde SO gibi bir vergi m uafiyetine tabi tutm ak suretiyle yapanla satanı, ticaretle üreteni birbirinden ayıramaz mıyız? Böylece ticaretteki birikim veya sermaye bi rikimini sanayi üretimine kaydırmakla otokontrol sistemi oluşturamaz mıyız? özellikle vurgulamak istediğim budur. Teşekkür ederim. BAKAN — Şim di, biliyorsunuz sanayicinin yatıran yapmasını teşrik edi ci eldeki unsurlar şunlardır: 1. Yatırım indirimi, 2. Gümrük muafiyeti, 3. A ynı zam anda da, sanayi yatırım larında öz kaynak kullanma fonunda istifade, Yani şu an mevcut tedbirlerim iz, yatm m için normal ticaretten a y n olarak bunlar. S z bunları yeterli bulm uyorsunuz. Tabii bililiyorsunuz yine ihracatta da kurumlar vergisinden muayyen m iktarda düşme söz konusudur. Aşağı yukarı, bir sanayiciye biz 5-6 ta ne im kân tanıyoruz. Yeni bir yatırım ı teşvik edebilm ek için. Ama, bunun dışında, enteresan bir görüştür, diyorsunuz ki, sanayici olursa, vergisinde bir düşme olsun. Zaten onu yapmak için, ihracatta vergiye gidiyoruz, yatırım indiriminde vergiye tesir ediyor. Bütün bunlar rar. Tabiatıyla bunu teşvik edelim. Muhterem bir görüştür, tetkik edelim. -2 4 0 BAKAN - Buyurun H ıkn^t Bey. HİKMET KOMAR (Taysad Yönetim Kunılu Üyesi, Yaysan Genel Müdü rü) - Efendim, Türkiye'nin A ETye giriş çalışmaları içinde, ve dışa açıl ma ça lışm a la rı içinde, en önemli sorunumuz sanırım kalitedir. Kalite konusunda bakanlığımız bilinçlenmiştir, sanayicimiz yoğun çabalar iç in dedir. Ancak, kaliteyi hızla, dünya kalitesine varabilme açısından, daha çok çok yürünecek yolumuzun olduğu da bir gerçek. İngiltere'de uygulanan bir yöntem var iki yıldan bu yana, Ingiltere'deki, dünya pazarlarında kalite açısından söz sahibi olan bir ülke. Ancak, Ja pon istilası kaliteli mal istilası karşısında, İngiltere hükümetinin aldığı son bir karar, iki yıl önce uygulamaya koydu. Ingiltere Sanayi Bakanlığının yetkisinde ya da patronajında, kaliteli, kaliteye yönelik harcamalarda yüzde 75'e kadar varan bir devlet desteği sağlamaktadır. BAKAN —Onu nasıl tespit ediyorlar? HİKMET KOMAR (Devam) — Efendim, bunun tespitinin ayrıntılarım bilmiyorum; ancak elimde bir broşür vardır. Bu broşür üyesi bulunduğu muz, YAYSAN'uı üyesi bulunduğu Ingiltere Yay Araştırması ve Üretici leri Demeğinden bize gelen bir broşürden ben bunu öğreniyorum . İs terseniz bu broşürü sîzlere takdim edebilirim. BAKAN — Buna ait daha geniş bilgi verebilirseniz bize, ona göre değer lendiririz. HİKMET KOMAR (Devam) —Memnuniyetle. -241 Hemen bunun akabinde. Sayın Özkan'ın araştırma-geliştirme konusun daki ço k kısa, bir cümle ile değindiği devlet desteği konusuna da yer ver mek istiyorum . Burada da bir Japon örneği vardır. Japonya’da en son SONY'nin hikâyesi. SONY'i kuran kişinin hayatmı anlatan bir kitap var, o kitabı şu anda okum aktayım , orada da, araştırma-geliştirmeye yönelik çalışmalarla Japon Devleti'nin desteğinden bahsetmektedir. Bunlar, birer örnek önümüzde. Bunu arz etm ek istedim Eefendim. Bunun hemen akabinde, kısaca değin mek istediğim bir şey var. Devletimiz, Sanayi ve Ticaret Bakanbğıınız, dış fuarları büyük bir iştahla istekle desteklem ektedir. BizJer de bundan büyük m utluluk duym aktayız. Ancak, genel maksatlı fuarlardan çok, netice ancak ihtisas fuarlarından alınabilmektedir. Bu konuda da, eğer desteğinizi esirgemezseniz, sanıyorum , büyük adımlar atılabilecektir. Son n ak ta. Sayın A rkan'm ifade ettiği önlemler arasında, GAP Projesi birkaç yıla kadar devreye girecektir. İfade ettiğine göre büyük çapta ge lişmelere sahne olacak bir proje. 250-300 bin adetlik bir traktör ihti yacından bahsedilmektedir. Buna paralel olarak diğer tanın araçları, alet leri ihtiyacı, Hemen bunun yanında büyük ürün potansiyelinin ülkenin di ğer bölümlerine aktarılması için yol ve ulaşım , iletişim araçları. Bu konu da bugünden düşiHiülen bir plan, proje var mı efendim? Çok teşekkür ederim. BAKAN — Kalitenin önemine dokundunuz. Ben size şunu söyleyeyim, biliyorsunuz bu sene fuara 14 tane y a b a n a bakan geldi. Bunlar arasında Fransa'nın Ticaret Bakam Mösyö Madlen de vardı. Tabiatıyla bütün ba kanlarla özel görüşmeler yaptık. Görüşme sırasında, bizim A ETye gir -2 4 2 memizi kesinlikle Fransa hükümet olarak destekleyeceğini bildirdi. An cak, -bir şartı var- dedi ki: "Bur kere biz prensip olarak kabul ediyoruz; ancak şunu yapmanız hafinde: Eğer olmazsa, o yapılıncaya kadar, biz Fransa hükümeti olarak çekimser davranırız. Ö da şudur: Kesinlikle sizin stan d artlarınızın bizim standartlarımıza uyması, AET ülkelerinin stan dartlarına uyması." Ve bu yönden dedi, "TÜBİTAK’la aynı zamanda da Türk Standartlan Enstitüsüyle çalışmaya başlandı. Yani, bakan bana bil diriyor, tabii Türk Standartlan Enstitüsü onlarla temas etmeden önce de bize haber vermişti. Ö zannediyor ki, benim haberim yok. Sonra, dedik ki "Tamam" bu talimatı verdik, o standartların parelefliğini kesin sağ layacağız. Çİünkfl, "E n büyük haksız rekabet orada olur" dedi. "Siz bir pakete deteıjan koydunuz, burada da bir pakette deterjan var, dış görü nüşü aynı fakat kalitesi, Fransa şunu aldığı zaman bilir İd bunun içindde mutlaka yarım kÛo vardır. Ama siz onun yanına 450 gramla aynı p a kette çıkarsınız; bu bir haksız rekabettir". Binaenaleyh bunu sağlamak maksadıyla im alat standardınızın ve pazar standartlarımıza uyması lazım. Bunu yaptığınız takdirde, biz Fransa olarak sizin AET ülkeleri arasında girmenizi destekleyeceğiz." Bu kadar açık seçik konuştu. Tabii biz de söz verdik, ço k kısa zamanda aramızda bunu halledeceğiz. Ben geldikten sonra Standartlar Enstitüsü Başkanı 0e de görüştüm. On lar zaten ne gibi diferans var onları tespite uğraşıyorlar. Onları tashih edecek standartlan çıkaracağız. Yani, geçiş dönemi İçerisinde aramızda bir fark kalmayacak. Ancak, tabiatıyla bu paketleme ve pazar standartlan yönünde, imalat standardı yönünde bazı noksanlarımız ve standartlarımızın mevcut olm a dığını biliyorum . Onları da süratle tamamlamamız gerekir. Kaliteyi ge liştirm e, sizin dediğiniz gibi, bana verirseniz, bakalım onlar, İngiltere na sıl yapıyor. Japonya'nın araşdrma-geliştirme çalışmaları; tabii onu biraz daha tetkik ettireyim ; çünkü bizim vergi kanunlarında ufak tefek değişik- -243Ukier yapm ak zorunda kalacağız. Onun için bir hazırlığımız vardır, tat bike başlandı; ufak tefek şikayetler var. Dünkü görüşmelerde söylendi bu husus. Gelelim ihtisas fuarları destekleme konusuna. Onu kesinlikle destekleye ceğiz. GAP Projesi için d e, biliyorsunuz gap bir, zirai ürünlerin orada bir anda 6 katı Be 9 katı nispetinde artıp yeni bir yeni b ir zirai ürünler piyasaya su nan bir yöre olacak. Çünkü, su verilecek, 3 defa ürün almak mümkün. Yani, üç defa örün alırsanız, şimdi kuru arazide 1 defa alıyoısunuz, o zaman 3 defa ahuca bir defa da su verdiğiniz için 4 ve 3 katı rekolte ar tacak, Neticede asgari 8 veya 10 kat bir rekolte artışı münik&n, 6u se beple, orada bizim hazırlığımız şudur; ayrıca özel bîr heyet de seçmişiz dir çalışıyorlar: GAP’taki bu zirai ürünleri, tabiatıyla zirai, agro endüstri dediğimiz, ziraata dayalı sanayii kurmak mecburiyetindeyiz. Neler ola caktır? Ş im di, bütün projeler hazırlanıyor, kaba olarak hazırlanmıştır ve orada da tabii b u zırari ürünü meydana getirecek olan çiftçinin eğitimin den tu tu n , yollardan tu tu n , yani nakliyeden tu tu n , depolanmasından tu tu n , aynı zam anda d a ekopmanlarmdan tu tu n , hepsi tespit edilmiştir. Bunlar yapddı bitti, yalnız tamamen agro endüstri için, fevkalade özel bir çalışma mevcut. Çünkü, çok enteresan ambalajlama, değerlendirme, yani zirai ürimleri değerlendirme yönünden, o çalışma bittikten sonra da, onu ilan edeceğiz. Tabii herkes orada hangi sanayi koluna girmek istiyor sa girmesi sağlanacak. Tabiatıyla bu cümle içerisinde de, hem traktör, hem de zirai ekipmanlarında bilhassa bu arazi de düzdür, bazı yerleri de taşhktır, onların temizlenmesi de var. Yani, bir hayli enteresan, orada da zirai faaliyetler yönünden, ciddi bir program yapıp öyle çalışmak gere kiyor. Am a, vatandaş .şuurlu, şimdi gittiğimiz zaman helikopterle görüyoruz, çok enteresan parselasyon ve ağaç ekimi veya bağ ekimi gibi şeyler de var. Ama onları sulanmayan yerlere almışlar dağların tepesine, suyun se viyesinin üstünde olan yerlere. Diğer yerlerde hepsini boş bırakm ışlar. Belli, şuralar sulanacak diye. Öyle zannediyorum sorunuzu cevaplandır mış oldum. Çok teşekkür ederim efendim. Buyurun. , VADAT GORA (Murat Ticaret Kablo Sanayii Ltd. Şti.) — A rkadaşlar çok konulara değindiler. Ben onların tekrarını kısaca yapacağım. F ak at, bana göre değinilmeyen bir nokta var. Bilindiği gibi, hammaddeler KIT'lerin elinde, ve yine arkadaşlarımız değindiğiler, hem yapanm hem kâr ederim sloganıyla hareket ediliyor. Ve hammadde fiyatlarına çok sık zam yapılıyor. Bizler yan sanayici ola rak, ana sanayilerle müşterek çalışmak mecburiyetindeyiz. Dolayısıyla biz, maliyet yapmakta güçlük çekiyoruz. Dolayısıyla buna bir çare b u la maz mıyız? Yani, zam yapmamak elinizde değil tabii de sık sık zam getirmemek elde değfl mi? BAKAN — Hangi maddelerden bahsediyoısunuz? VEDAT GORA (Devamla) — Efendim, en basiti PETKlM mamulleri, bakır; kablocu olduğum için bizi ilgilendiriyor. İsterseniz misal vereyim, bakırda 1.7.1987 tarihinde bir zam, 15.7.1987 tarihinde ikinci zam. Yani, biz daha verilen zammı konuşmadan, İkincisi geliyor. Ana sanayii - 245 nin karşısına o kadar sık çıkıyoruz ki. artık onlar da bıktılar. Bir d e, ihracat; Türkiye'de ihracat çok kolay yapılabilir. Dış pazarlarda, Avrupa dahil, mamullerimiz satılabilir. Çünkü biz onlan Taysad üyesi ola rak denedik, hatta Hollanda'ya kalitemizden dolayı, Hollanda hükümeti tarafından çağrıldık, orada fuara iştirak ettik ve gördük ki, mamulleri mize karşı büyük talep var. Yalnız, bir pürüz var; fiyat. Bu fiyatı biz de AET ülkeleri gibi aynı koşullarda, aynı fiyatlarda alabilirsek, temin ede bilirsek, biz malımızı satarız. Veya, iç piyasada ihracat kaydtyla mal te min etmemiz gerekli veya edebilelim. Mesela, yine PETKİM’e geçeceğim, PETKİM PVC'yi ihracat kaydıyla vermez. Bakır üreticileri ihracat kaydıyla vermez. Bunlara bir çare bulabilir miyiz? Bunun haricinde, bir de kaliteye değineceğim. Biz kablo yaptığımız için, kablocular TSE’nin en çok üyesi olan bir bölümüdür. Bizde, TSE'nin üye siyiz. TSE bizi denetler. Fakat, piyasada haksız rekabeti önleyemez. TSE kendi üyesi olmayan imalatçıyı denetlemez. Dolayısıyla biz, ben bök»e vereyim. İzmir bölgesine giremeyiz. Ve maalesef bunu TSE'de dile getirdiğimiz zaman, çok afedersiniz topu Sanayi ve Ticaret Bakanlığına atarlar. Onların işidir, bizim yetkimiz yoktur, derler. BAKAN —Ne diye atarlar? VEDAT GORA (Devamla) — Efendim, piyasa denetlemesi onların işidir, bizim işimiz değildir. Biz sadece bize üye olanlan denetleriz derler. Arz ederim. BAKAN —Teşekkür ederim. -246KİT'lerin sık zam yaptığından arkadaşımız bahsediyor. Bir defa biz, ik tidara geldiğimiz zaman, KIT’ler 138 milyar zarardaydı. Sonra bu tedri cen 450 milyar sonra 700 küsur ve nihayet 1 trilyon 250 milyara yükseldi karlan. Bunu serbest bıraktık. Ama, bu sene, 1987 yılında dikkat ettiniz se Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında ben Ok defa müdahaleyi, yani koru ma tedbirlerini kaldırdığımız müesseseler K lTler oldu. Ve aşağıya in dirdik. Biliyorsunuz, PETKİM'de bütün mamullerinde, aşağı yukarı 15 mamulde piyasadan, dışarıdan ithal edilebilsin diye aşağı indirdik. Ş im di, PETKİM neden fiyat artındı? Çünkü bakanla konuşuyoruz, sayın b a kanım bana izah ediyorlar ve bütün rakamlan da getiriyorlar. Çok entere san, ta b i biz şimdi hem bakırda hem de diğerlerinde dünya piyasa fiyatı yükseldi. Biliyorsunuz petrol fiy atb n 25 dobra kadar yükseldi. Hatırlı yorsunuz, 25 dolara kadar yükselince, bizim, sîzler PETKİM verdiği za man, aradaki farkı, normal olarak sizin cebinize aktarmış ohıyor ve kesin likle orada fiyatı muhafaza etme değil de; dünya fiyatındaki değişiklik, aradaki farkı, tamamiyie üçünçü firmayı zengin edecek tarzda hareket ediyor. Ve onun için, ben onların dünya piyasa fiyatım nazara aldım, onlan aşağı indirttim. Ama, onların da, dünya piyasa fiyatı y ü k s e lm iş s e , PETKİM'e sen yükseltemezsin demem, normal olarak devletin veya PETKlM'in cebinden alıp o mah kullanan cebine para aktarmam dem ektir ve bu da tamamen haksız bir tasarruftur. O bakımdan, PETKİM'in yaptı ğı bu zamlardan benim haberim olmuştur; çünkü devamh olarak irtibat halindeyiz. Bana gelip hesaplan göstermeden yaparlarsa, bir sürpriz yaptıklan takdirde, biz de derhal koruma tedbirlerini düşürüyoruz. Bunu yaptık, biliyorsunuz. Ben kaç tane PETKİM mamulünü 2 ay arayla de vamlı düşürdüm. Diğer taraftan ihracatta fiyatın sabit kalman konusu. Biz bunu kur ayar lamasıyla tespit ediyoruz, destekliyoruz. Yani kur ayarlaman kOçfik bir - 247 - operasyon değildir. Fevkalade önemlidir. Yani. 1980'den evvel böyle kur ayarlaması olsaydı, biz milyarlarca liralık ihracatı yine yapardık. Çünkü, siz bir fiyat veriyorsunuz, tamam devam ediyor, Türkiye'de fiyatlar al mış başm ı gidiyor, ondan sonra ihracat 25 liradan. 18,5 liradan dolar pa rasını alıyorsun. Türkiye'de yüzde 100 enflasyon vardır 1978 veya 1979 yıllarında. - birbirinde yüzde 50 ötekinde de yüzde 110- halbuki, kurda bir değişiklik yok. Tabiatıyla derhal, imzaladığın gün elinde mal varsa, ihraç edeısen kârdasın. İki ay sonra bir de bakıyorsunuz ki. kesinlikle gönderdiğiniz maldan zarardasınız. Onun için, burada istikran biz nor mal olarak k u r ayarlamasıyla yapıyoruz. Aslında, her devalüasyon, ya h u t da her kın* ayarla masında ki devalüasyon payı, bir miDetin refahını diğer ülkelere satışı dem ektir. Bunun da bir zarar olduğunu kesin biliyo ruz; ama bir yere oturm am ız lazım. Yani, dünyada bugün çok önemli olan husus, ihraç maflaromz bu 6 ay zarfındaki ihracatımızın yüzde 78'i endüstriyel m ald ır ve burada da yüzde 67'si doğrudan doğruya tüketiciye hitap eden maldır. Bu ço k önemli, çünkü kravattı, mendildi, çoraptı, ayakkabıydı veya buzdoiabıydı veya otom obildi, demek ki, karşıdaki a h a . iki şeyden ahr. Kimsenin kara kaşına, kant gözüne bakarak sen Türksün ben onun için alıyorum demez. Menfaati, yani aldığında menfaati ola cak, ve bir de kalitesi kendisine uygun olacak. İki tane şartı vadır. Gronland'a d a mal salsanız şartı bııdur. Amerika'ya da salsanız şartı bu. Yani karşı tarafın bir menfaati olacak evvela, bir de istediği kaliteye uygun olacak. Şimdi, endüstriyel malların yüzde 6 7 ’sinin doğrudan doğruya tüketiciye hitap eden mal olm aa, Türk sanayiinin kalitesinde kabul edilebilir, dışa rıdan kabul edilebilir bir mükemmeliyetin ispatıdır. Ama. burada geri dö nen mallar yok mu? Var. Elbette olacaktır. Ama. demin söylediğiniz gibi, fevkalade iyi bir kalite kontrol sistemi, bu inkitası. aradaki bu hatalan -2 4 8 - da asgariye indirir. Hiçbir zaman da sıfır olmaz, zannetmeyin. Yani, dün yanın hiçbir yerinde bu olmaz; onbinde l'e iner, yüzbinde l ’e iner; ama yüzde 10 olması, binde 1 olması, binde 2 olması olabilecekse. O bakınıran, tabii fevkalade önemli, bu hatayı ortadan kaldırıcı, kalite kontrol yönünden de tedbir-biraz önce de arkadaşımızın dediği gibi-önemli. Gelelim TSE standardının durumuna, TSE standartlarında iki grup var; 1. Standardın tatbikini mecbur kıldığımız malzemeler. Priz, fiş, bunların hepsi standardı mecburi malzemelerdir. Eğer bizim giden elemanlarımız kontrol ettiklerinde, eğer damgasız bulurlarsa onu derhal toplama karan alıyoruz. Mahkemeye veriyoruz, toplatıyoruz. Yani, onun rekabet etmesi doğru değil. Tabii bunda da şu var, tehlikeli olan, hayati tehlike olanlar da yüzde 100 mecburi standardı getiriyoruz, ötekilerde endüstriye fleksibOite tanıyoruz. Onlarada tedricen geçeceğiz; Türk endüstrisi henüz, derhal, ceffel kalem geçmeye hazır değildir. Bunun tedrici yapılması ve kademeli yapılması zarureti var. Fakat, tabii bize ihbar olması halinde de, bu yönde çalışan arkadaşlarımız var. Ama, böyle spesifik, sizi bir mües sese olarak taciz eden durum olursa, lütfedin bize bildirin, müsteşar beye, müsteşar yardımcımıza, bana veya arkadaşlara, kesinlikle onunla alakatar oluruz. Gayet tabii sanayimizi bu yönde de korumak görevimiz. Biz bundan açmıyoruz. Haberimiz olduğu nispette müdahele imkanımızı kullanıyoruz. Teşekkür ederim. Buyurun Nusret Bey, NUSRET BOLLUK (O tom otiv Endüstrisi Deıgisi) - Efendim , kamyon üreticisi üçüncü panelist dc gittiği için, sorum uza yine siz ccvap verecek siniz. BAKAN — Efendini, siz sorun diğer arkadaşlar cevap verirler, vcva biz biliyorsak biz cevap veririz. Veya zapta geçiririz. NUSRET BOLLUK (Devamla) Lütfedersiniz, okurlarımız için de entere san ohır. Toplantıda gözden kaçan iki konu var, okurlarınuz da bunlan çok merak ediyorlar. Devlet Planlama Teşkilatından haberler sızıyor. Ortak Pazara tam üye olduğum uz zaman, otomotiv endüstrimiz silinir di ye. Misal de veriliyor, tekstil fevkalade kuvvetli kalır, ama otomotiv endüstriâsi silinebilir deniyor. Fakat, endüstri yöneticileri buna iştirak e t miyorlar. BAKAN — Devlet Planlamadan mı çıkıyor bu haberler? NUSRET BOLLUK (Devamla) - Evet, basındaki yazılar böyle. Endüstri yöneticilerimiz aynı şekilde düşünmediklerini ifade ettiler, biz de onu temenni etmiyoruz. Üstelik onun müdafasmı yapmışız da 3 senedir. Ancak Devlet Planlamanın fikri böyle midir, niye böyledir, na sıl tedbirlerle gireceğiz Ortak Pazara? Bu konu edilmedi. Niye edilmedi çüıkü bu endüstri hayatı öneme haizdir. İkincisi. A vrupa'da bir terim var. "Sanayi devleri evleniyor" birbirlerini satın alıyorlar ve bunların son 6-7 senede ekserisi kam yon firmaları. Diyelim ki, 10 tane kam yon firması Avrupa'da bugün yarıya düştü. Fa k a t, bizde bakıyoruz S tane kam yon üreticisi var. Yüz yüze geldiklerinde -2 5 0 bu üreticilerin birbirlerine "Evet", Avrupa gibi bizim de birleşip kuvvet lenmemiz lazım" diyorlar. Hakikaten Avrupa'da görülüyor ki, birleşme den sonra, hemen altın a ayında fevkalade zarar eden bu kamyon firm a ları, hemen yüzde 10, yüzde 20 k4ra geçmiş oluyorlar. Şimdi, Türkiye'de ilk defa bir şura topluyoruz, bu 8 tane kamyon firması, veya bakanlık demiyor ki, bu birleşmeyi yapalım. Yüzde 10 kapasite kullanma ile biz Ortak Pazara gidersek, kamyon firmaları ne olacak? Kimsenin parmak bastığı yok. acaba bakanlık ciddi olarak bu lisans bolluğunda birleşme olabilir diye programına alıyor mu? Veya pratikte bu kadar değişik li sanlarla çalışan kamyon üreticileri birleşebilir mi? Lütfeder cevaplarsanız memnun olurum. Teşekkür ederim. BAKAN — Şimdi evvela AET ülkelerine girerken, 7,8,9 sene müddetimiz var. Bu müddet zakfmda, biz koruma tedbirlerini kademeli olarak indiri yoruz. Balan, yüzde 176 idi, bu yüzde 117'ye indi, üç-dört ay sonra bu yüzde 100'e inecek. Sonra yüzde 90, yüzde 80... Yani bu zaman periyo du içerisinde koruma yavaş yavaş aşağıya doğru inecek ve biz tam AET' ye gireceğimiz zaman da sıfır olmuş olacak. Yani daha evvelden kendi ekonomimiz kesinlikle o koruma tedbirleri içerisinde kalkmış, sıfır ol m uş, yani bir fizyonda kesinlikle bir ihtilaf yaratmayacak tarzda olacak. Program budur, böyle yapılmıştır. Burada da bahsedilmedi değil, arka daşlar ettiler, AET için bir ön heyetin bugünden teşkilatın kurulmasını ve bu meselelerin, AETye geçişin planını tatbik edecek tarzda organizas yon yapılmasını önerdiler. Sayın Ali Bozer'iıı başkanlığında, Türkiye'de aşağı yukarı 300 kişiyi ihtiva edecek bir kadro hazırlanıyor. Orada tabii otom otiv sektörü de var, diğerleri de var. Ve bunlar da, danışman olarak, - 251 - tabiatıyla otom obil endüstrisinde çalışanları da alıp, orada devamlı bir kadroyu biz hazırlıyoruz şim diden. Belki şu halkoylam ası falan araya gir di. Meclis çalışm aya başladıktan sonra, biliyorsunuz müracaat yapıldık tan sonra Sayın Başbakan em ir verm işti, arkadaşım ız buna ait hazırlık ları yapıyor. Öyle zannediyorum ki. bu m mccüs dönem inde de buna ait k u ru lu ş kadroları hazırlanm ış olacaktır. Gelelim diğer taraftan 8 kam yon üreticisinin birleşip. birleşmemesi ko nusuna, Bunu konuşmacılardan biri teklif dahi etti. Ben, yönlendirme ra poruna konmasını istemedim. Biraz özel meseledir. Kendi aralarında ol gu nlaştınracaklan bir meseledir. Bu ekonomik kuraldır, yani birleşincc birlikte güç doğar birleşmelerinde fayda vardır re devamlı fızyona git melerinde fayda vardır. Biz hükümet olarak böyle görüyoruz. Ama, hiç bir ticari müesseseye ben bir özel statü çıkarıp da, veya bir kararname çı kararak veya bir tebliği çıkararak bunu emredemeyiz. Çünkü, tamamiyle Türk Ticaret Kanununa göre kurulm uş şirketlerdir. O şirketlere bizim hü kümet olarak, veya bakanlık olarak herhangi bir müdahekmiz yoktur. Bizim öyle bir hazırhğımız da söz konusu değildir. Ama burada dile ge tirdiler, söz edilmesi de faydah. Demek ki. o da bir adımdır, hiç söz edil memesinden iyidir. Demek ki, bazı müesseseler böyle bir fizyonun zaru retini idrak etmiş oluyorlar. Bu da sevindirici bir husus. Bizim tabii bir yönlendirme olarak raporu koymamız Türk Ticaret Kanunu'na göre doğru olmaz. Teşekkür ederim. BAKAN —Buyurun Metin Bey. -2 5 2 METlN ERZl (Anadolu Otomotiv Sanayi) - Efendim, ben temenni şek linde bir düşüncemi dile getirmek istiyorum. Bötün konuşmalar içinde, daha çok teknolojik problemler ve mali problemler dile geldi; otom otivi etkileyen belli başh bazı politikaların da önceden bilinmesinde yarar var. Bunlardan kastettiğim şey şu: Mesela, araçlardan istenecek teknik özel liklerin, belli bir sûre önceden bilinmesi. En son yaşadığımız şey aks yük lerinin devamlı sık değişmesi pazardaki payı etkileyecek kadar veya bir kaynak israfına neden olacak kadar yan sanayideki im alatta bazı etkiler göstermiştir. Aynı şekilde enerji politikasında da, mesela benzin fiyatıyla m otorin fiyatının arasındaki farkın ne kadar süre bu şekilde kalacağı önceden b i linmesinde bir kaynak israfını önleme bakımından yarar görüyorum. Ş u anda da bir bilgi vaısa bu hususta, aynı şekilde ton başına istenen m otor güçü gibi faktörler de, ileriye dönük bazı bilgiler verilirse, otom otiv sa nayi hazırlığını, kaynak israfını en aza indirecek şekilde hazırlayabilir. Teşekkür ederim efendim. BAKAN — Metin Bey, benzin fiyatı ile motorin fiyatı arasında, bugün Türkiye'de Almanya'ya, Avrupa’ya diğer memleketlere nazaran fark o l duğu muhakkak. Bu yine demin söyledim, zirai ürünleri, ta n mı biz sübvansiyone ediyoruz, bunlardan biri gübredir, diğeri yemdir, biri de pet roldür. Benzinin aleyhine, fakat motorinin lehine sübvansiyone etm ekte yiz. Bu bakımran şimdilik - köylümüz çok zengin olmadan - yakın bir tarihte bunun birbirine eşit olması veya aynen Avrupa'daki dengeye para lel olması söz konusu olmayacaktır. Bunu ifade edeyim. Gelelim standartlara, daha önce de bahsedildi, SAE gibi bir standart - 253 çakşması yapılsın otom otiv endüstrisinde diye. Ben. Stanardtlar Enstitü sünün bir otom obil standardı çıkarmasını fevkalade mahzurlu bulurum. Çünkü, otom obil modelleri ve bütün ana standardı dünyada 100 seneCk bir tecrübeyi arkasına almış olan müesseselerin yaptıkları şeyler. Biz bun ları orada bulunan yeni mezun, öç-beş senelik bir mühendis arkadaşımın yazacağı şeyle zabtı rabta alma veya yönlendirme gibi tamamiyle haki kat dışı, ehSyet dışı bir tasarrufa girmiş oluruz tesbit ettiğimiz zaman. Bu fevkalade önemli bir tasarruf olacak arkadaşlarımızın değil. Efendim. Murat'ı alacaksınız. Reno'yu alacaksınız o Iradan standart çıkaracaksınız. O değil ku bugün dünya. Bana rakam gelince ben M enedesin standardına bakacağım, oradaki rakamlar varsa olsun, yoksa olmasın gibi. Yani onun için, bir hay E münakaşalı bir husus. Ama, tip olarak ana bazı nosyon ların tespiti yönünden SAE gibi özel bir kuruluş yapılabilir ve Bu Türk Standartlan Enstit üsünün kontrolünde de olabilir. Yani onların da iştira kiyle böyle b k şey teşekkül edebilir. Fakat, bir tavsiye edici nitelikte olnr, bağlayıcı değil. Çünkü, ben biliyorum , onu bir heyet hazırlasın gelsin, benim bOgimle bakarım, bakarsınız ki d ört tane hata bulurum. Demek ki, bir anda baktığınızda d ö rt tane hata buluyorsanız, yarın bakarsan 10 tane bulabilirsin. Ondan sonra düzeltseler yine hata bu lab ilir siniz. Sonra, hiç hata olmadığını zannedeniniz, bir de bakarsınız mah zuru çıkar. Onun için, otom otiv endüstrisinde mutalar ve kabuller, arkasında fevka lade büyük laboratuvar göçü olan müesseselerdir. Zaten onan için şirket ler, çok uluslu şirketler hafine dönüyorlar ve borleşiyorlar. Birleşmeleri nin de sebebi, yan yana geliyorlar, tecrübelerini birleştiriyorlar, diğer yönlerini birleştiriyorlar. Bu bakımdan, biz demin dediğim SAE gibi bir çalışmayı yapalım da, henüz onu bir standart hale şu günkü pozisyonda sokmaya teşübbüs etmeyelim. Çünkü, fevkalade hatalar yapacağımıza -2 5 4 kaniim. Ben bakan olduğumdan beri, tashihin de tashihi yapılan standar dımız var. Resmi Gazetede görürsünüz, bir standart çıkm ış, bir standart Çıkmış, bir daha tashih etmişizdir. İşte nihayet arkadaşlar o memleket ten, bu memleketten, alıyorlar, bir yeri uymuyor, bunu şöyle değiştire lim diyorlar, tekrar bu sefer standart değişiyor, revize ediliyor. Şim di, re vize edilmek için bekleyen belki 100'e yakın standart var bugün. Onun için bu kadar büyük bir konuda bir standarda girmenin fevkalade sakın calı olacağı kaıusmdayım. Teşekkür ederim. BAKAN —Buruyun Necati Bey. NECATİ ARI KAN — Sayın Bakanım, bugün sanayinin korunması konu sunda Ok defa duymak istediğim sözleri söylediniz, teşekkür ederiz. Efendim, şimdi biz liberal ekonomi dediğimiz zaman liberal kelimesini çıplak ve gerçek manada alıyoruz. Hiçbir ülke liberal ekonom i dendiği zaman, liberal kelimesini gerçek manasında almıyor. Misal vermek istiyorum, koruma oranına göre, otomobilde koruma gerekliliğinden bahse dildi. Siz de bunu benimsediğinizi bildirdiniz. Şim di, liberal olan Avrupa ülkelerine bakalım, İtalya liberal ekonomi, Japon otom obillerine karşı kota koym uş, senede 3 bin 5 binden fazla Japon otom obillerine belirli sınırlar koym uş, 2 milyonluk pazarda, 55 bin tane Japon otom obili Fran sa'ya girebilm iş. Bunlar da liberal ekonomi olarak söylerler, ama liberal ekonom i dendiği zaman kelimeyi çıplak manasıyla çıplak liberal olarak almayan ülkeler. Aynı şekilde siz belirttiniz, Amerika liberal ekonom i nin şam piyonu, en ufak bir şeyde Türkiye'ye kotalar koyuyor. Liberal kelimesini kullanırken memleketin genel menfaatlerini dikkate alarak yorum lam ak zorundayız. -2 5 5 Şirodi efendim , otom obildeki koruma konusunda birkaç misal vermek is tiyorum . Biz araştırma-geliştirme merkezimizde A ETdeki otom otiv sek törünü araştırdık ve son olarak da bizim için en iyi misal olacak Ispanya örneğini inceledik. İspanya A ETye yeni üye oldu, bir otom otiv sanayii var. İspanya 1980 yılında A E T ye müracaat etti. 1986 yılında tam öve oldu. Tam üye olduğu zamanki otomobildeki koruma oranı yüzde 36.8 ve 7 yıllık bir geçiş dönem i aldı. 7 yıl içinde makul oranlarda indirmek suretiyle bu korum ayı O rtak Pazar'a kabul ettirdi. Ve bunu yaptığı za manda, Ispanya'daki üretim 1 milyonun üzerinde, yani 1 milyon 300 bin otom obil üretilirken Ispanya'da, İspanya Ortak Pazara tam üye olduktan som a da, 7 yıllık bir koruma planmı kabul etti. Bunu üzerine, geçenlerde bir Ispanya İşadamları heyeti İstanbul'a geldik lerinde, kendileriyle yaptığım ız görüşmelerde dediler ki, biz pazarlıklarda biraz aldandık, otom otiv sektöründe daha uzun sîre alabilirdik. Burada 7 yıl gibi loşa bir süre alrirfc şeklinde söylediler. Bu herhalde bu rapora ilave edilmesi gereken bir konu ve Türkiye'ye de ileride şu veya bu şekil de emsal olabilecek bir konu. İkinci husus, AET ülkelerinde, büyük ülkelerin hepsinde otomobil endüst risi var. Olma yanlan sayıyorum sadece; Danimarka, - nüfusu 10 milyo nun altında-, Yunanistan, - nüfusu 10 milyon-, Lüksemburg. İrlanda. Bun ların dışında, Portekiz dahil hepsinde otomobO endüstrisi var. Belçika'da 250 bin civarında üretim yapan bir tesis var. Hollanda'da 110 bir civarın da üretim yapan bir tesis var. Diğerlerini saymıyorum. Oralarda milyon lar mertebesinde. Demek ki, hiçbir ülke otomobil endüstrisini feda etme miş, herhalde arkadaşımızın sorusuna da bir cevap, yani Türkiye Ortak Pazara girdiği zaman, otom otiv endüstrisi silinir mi sorusuna biraz ccvar oluyor. -2 5 6 Şimdi, bu konuda tereddütler var, baz» çevrelerde Türkiye A E T ye girdi ği zaman otom otiv endüstrisi silinir diye bir görüş var. Bu göriişün değiş mesi lazım. Otomotiv endüstrisi yan sanayi üe ekonomisinde çok ağırlığı olan bir endüstridir. Bu endüstri silinirse, Türkiye bu ihtiyacını karşıla mak için, harcayacağı dövizi, diğer tarımsal ürünlerle veya tekstil ürünle riyle kazanıp geri ödeyemez. Dolayısıyla ortaklık üyeliği de yürümez. Onun için bu endüstrinin yaşaması lazım. Yine, bizim yaptığımız incelemede, OECD'nin yaptığı bir araştırma var, 2000 yılında Türkiye'deki yıllık talebi 300 bine yakın olarak görüyorlar. Şimdi otomobil endüstrisinin AET'de yaşaması için, belirG ekonom ik kapasiteye çıkmış olması gerekir. Yani, bu kapasitelere erişemezsek, bu günkü seviyelerde kalırsak, girdiğimiz zaman da bu günkü seviyelerde kalırsak, tabii arkadaşımızın söylediği varit olabilir, silinebilir. Ama, bu ekonomik kapasitelere erişmek lazım. Erişebilir mi? Bugünkü talep artış hızıyla, Türkiye'nin Ortak Pazar'a giriş tarihi, ve koruma döneminin so nunda, eğer yanlış politikalar uygulanıp da ithalata erken tarihte açıl maz ise, yani bugün 10 bin civarında ithalat vardır, belki 15 bin civarında, yüzde 15 oranında, bu da liberaldir, -ona da misal vereceğim- bu oran artmazsa, ve bu arada da yeni tesisler kurulup kapasiteler bölünmezse, 50 bin -50 bin gibi tesislere bölünmezse, kanaatimizce Türkiye sağlıklı bir otomotiv endüstrisiyle Ortak Pazar üyeliğine girebilir. Şimdi, buna da misal vereceğim, yine Ispanya'dan vereceğim, herhalde İspanya O rtak Pazara üye olduğuna göre, bizden daha liberal ekonom i uyguluyor olması lazım. 1986 yılında, yani üyeliğe geçtiği yılda, 1 mil yon 300 bin üretimine karşılık, 70 bin otomobil ithal edilmiş; toplam Is panya'da. Yani yüzde 5 oranında bir ithalata izin vermiş veya o şekilde ayarlamış gümrük koruma oranlarını. - 257 - Bir konuya daha değinmek istiyorum. Siz otomobildeki koruma oranının yüzde 1OO'lerde olduğunu söylediniz. Son indirimlerden sonra, otom o bildeki koruma oranı yüzde 76.8'dir. K DVyi saymamak lazım. BAKAN —Yüzde 117’dir şu dakika. NECATİ ARIK AN (Devamla) — Detaylarını hesap etmezsek, yüzde 78.8 dir. K D V yi hesap etm em ek lazım, çünkü KDV içeride de var. Maruzattın bu kadar. Teşekkür ederim. BAKAN —Teşekkür ederim. Şimdi efendim, konuna tedbirleri konusu. Diyefim ki, iki sene sonra gir dik, girme im kânı oldu. O zamanda Türkiye’deki otom obil fiyatı yüzde 80 korunuyor diyelim. Yüzde 80 konm uyorsa birden onu strftr yapma mız mümkün değil. Çünkü, programımızla göre bu mümkün değil, demin söylediğiniz gibi onu İspanya misali bir programa bağlamak lazım. Şim di biz, hderânet olarak, o şeyi daha evvelinde yedirmek istiyoruz. Çünkü, şöyle söyleyeyim, geçenlerde bir toplantı olm uştu, biliyorsunuz - şimdi hatırlayamadım ismini - televizyon verdi. "Biz şimdi Portekiz ile İspanya ile başımız d ertte". Yani onu ifade ettiler ve avnı zamanda, hakikaten onlarda da bir sıkıntı mevcut. Şimdi biz, ne kendi memleketimize bir sık m ü vermek isteriz, ne de onlara. Zaten biliyorsunuz bizi öyle mumla da aramıyorlar, hemen geEn bağrımıza basalım demiyorlar. Biz girersek zorla gireceğiz. Demek ki zorla gireceğimize göre de, zorla girerken bir çok şeyleri çok iyi hazırlamamız lazım. Birçok kabili münakaşa olan -2 5 8 konulan hazırlamamız lazım. Bir otomobilde yüzde 30 koruma,.ilk anda yüzde 10 koruma ile girebiliriz ve muayyen mallarda zaten öyle olacak tır. Bir anda, A ETye girdiğimiz zaman, yüzde 100 Türkiye'deki bütün mallan ve AET ülkelerinin bütün mallarıyla pazarlık yapacağız. Evvela bir kere büyük oranda törpülenecek sivri uçlar var. Onları bir seviyeye ge tirelim; oturduğumuz zaman rahat edelim. Onun için işte bu teşkilat kuruluyor. Tabii söylediğiniz endişeyi mucip bir hali yok. Korkmayın, burada ne otomotiv endüstrisine bir şey fevkalade önemlidir, girdiğimiz zaman kapasitemiz. Tabii buna rağmen ücret politikamızdaki bazı fark lılıklar başlangıçta onu balanse edecektir. Ama neticede müşterek pazara girmede - her an 40 tane mahzur düşünürseniz - 40 tane fayda bulmanız da mümkündür. Bu meseleler adım adım halledildiği için bir endişeniz ol masın. Evvela teşkilat kuracağız, vaktimiz var, daha evvelden kurduğu muz için bir tehlike olmaz, yani bir süprizle karşılaşmayız. Hangi yerden hastalık gelecekse biz ondan haberdar oluruz, sizden bir şikayet gelir, başkasından gelir, ona göre tedbir alırız. Teşekkür ederim. BAKAN —Buyurun Cevit Bey. CAVİT VARDAR1İLAR (Otomarsan) — Biraz önce konuşmacılar yurt dışında 10 bin civarında kamyon ve otobüs ithal müsaadesi verildiğini ve bu araçların - bedelsiz olarak- ancak bu araçların burada, hurda denebile cek bir şekilde Türkiye'ye geldiğini ve trafiğe bu şekilde çıktığını da ifa de ettiler. Acaba bu yapılan hatayı, şöyle bir düzenleme ite düzeltemez miyiz? Trafiğe çıkan araçlara bir yaş sınuı getirilmesi ve halen tarfikteki araçlara da, diyelim ki 5 senelik bir sınır koyaısak, bundan sonraki tarfik kontrollerinde değişik yöntemler kullanılması. Tahmin ediyorum h-2S9 - ki* şu anda İBrkiye^de bulunan ataçların yüzde bugün Almanya'da bir (aıfikten geçse, ttafiğe çıkım a*. Bu genelde aracın bir yanında bir ? 'î-i paslanma d ah i olsa, tcafiğe çıkm ayı m en edecek bir unsurdur. Bu şekilde öndeodetfc hem iç i talebi, içerdi yenileme talebini artıram az mıyız? önü müzdeki ikH iç senede, bilhassa otom otiv sanayimin kötü olduğu şu dö nem de «e genelde de b u trafik koğuşunda da sürekli problem olan, bu araçların trafiği rahatlatıcı bir unsnr getirecektir. BAKAN — Y ani, yaşlı f a a t a b m seferden menine ait bir teklifte buluna lım. Çünkü, 5 sene diyemem, İstanbul'da men e tti, adam lar 80-90 otobüs alacaklar, işte daha önce muhterem arkadaşımı? b u hususa işaret etti, şim di b u meseleyi hafle uğraşıyoruz. Halk Bankasından kredi vermek suretiyle almalarım sağlayacağız. Yani, neticede yaşhlık dolayısıyla İs tanbul Belediye Başkam seferden men e tti, şimdi İm tabii bir öneri, bu nu rapora yazahm d a, y aş s n n koym ayalım , y aşh vasıtaların seferden men edilmesine ait tedbirlerin alınması şeklinde bir istikam et verirsek... CAVİT VARDARLILAR (Devamla) - Efendim, sadece seferden alınma sı değil, tarfik kontrollerinin belirli yaş sınırından sonra artmiması. Yani, şn anda bir freni bir stop lambası kontrol ediliyorsa bir aracın, be lirli bir y aş şutum dan sonra... BAKAN — A ynı şey değil mi, men edilmesini sağlayacaksınız neticede. Onun iç in , ç o k teferruata girmeden genel olarak yazahm. Bayımın M ustafa Bey. -2 6 0 - MUSTAF GEOİKTAŞ (İstanbul Teknik Üniversitesi) - efendim , önce bir b ilg iarz etm ek stiyortim : özeffikfc otom otiv «mayii temsilcileri ve siz Oniveısitderde otom otivdalm da öğretin» yapdması temennisinde bulundunuz. Biziih üniversiteıiaiz, bu konuda&i çalışmalarını tamamlamış durumda, Herhikle biliyorsunuzdur., Türkiye'nin en büyük m otorlar ve taşıt tekniği laböraluvanm kurmuş dUftımda. açtbnış vaziyette. Öğretim üyesi kadromuz yeteri kittar kuvvetli. Program çafcşmalannı da tamamladık. önümüzdeki öğretim yıllı, y& sek lisansta otom otiv dalı öğ retim ini başlayacağız. Laboratnvar imkanları gayet iyi, şu anda hizmet v a ^ â n h u ^ L İİ^ t^ var. Bu ufak tefek noksanlan da otom otiv Stnaiyii tamamlarsa, - büyük y a tm a la r yapıyorlar biraz da oraya kaydm rlarsa, - üönretsiteendüstri işbirliğine güzel b k -örnek teşkil edebilfrİBuhübilgiyi arz etm ekiçm belirttim. tkindsi, genellikle d elk eler kalite ve kafiie kontrolü üzerinde durdular. Btaiu ikiye aym nak lazım; 1.K^BteningdiştnSnıesi, 2.- Kalitenin k<mtrolö. Kalite geliştirilmesi üreticinin kendisine ait bir problem. Bugünkü dununa bakarsak, başarılı b k şekilde kalite gelişmesi yapılmaktadır. Kanımca esas sıkıntı, kalite kontrolü ve bunun belgele ndirilm eande çıkıyor. Bilindiği gibi, bir kalite r e im alat yeterlik belgesi söz konusudur. Ş u anda bunu Türk Standartlan Enstitüsü veriyor. Mec buri standart varsa, işler nispeten kolay gidiyor. Mecburi standart yoksa, kalite tarifinde büyük tereddütler ortaya çıkmaktadır. Nitekim, İstanbul Teknik Üniversitesinde de 10 yıl önce bunlann tartışm ası yapılmıştı. Kaliteli m al neye diyeceğiz, imalat yeterlik belgesini hangi firmaya vere ceğiz diye. Bu konu hala tartışılmaktadır. Bunun bir açıklığa kavuş- -261 - m a s lazım. Kafi te kontrolü yapılırken de, bboratuvar noksanlıkları karşımıza çık m aktadır. Türk Standartlan Enstitüsünün imkan lan henüz kısıtlı. Çeşitli üniversite laboratuvarlannda veya resmi kuruluş labora tu varlarında mu ayeneler yapmak lazım. Ancak, ilerleyen teknik karşısında, bu labo rat li var im kanları da yeterli olmamaktadır. En önem lisi, özellikle ihracat yapan müesseseler bilir, Türkiye'de bir ra por verdiğiniz zaman, standarda uygunluk raporu da olabilir, normal mu ayene rapora d a olabifir, karşı taraf eğer koruyucu tedbir almışsa, sizin raporunuza g e ç e ri addetm iyor, yeniden kontrol edilecek tir diyor ve olum suz rapor olarak en basit teknik düzeyde, sizin işlerini ihracatınızı kösteklem iş oluyor. Bunu önlemek için , 4-5 yıl önce hatırlanacağı gibi. Devlet Planlama Teşkilatı ulusal kafite kontrol ve bdgdeiKÜnne çahşmatarma ta ş b m ş f c . B itin bakan hk tem skO eri katıldı, üniversite teım üd le ri, o toplantılara ben de katıhm ştan. Gayet okunla konuşm alar oldu, özeiEkle sanayi hatanfcgı temcBcSeri b u n a şiddetle destekledi «e gerekir se* bakanlık yönetim inde bu işin yapılacağını belirtmişlerdi. Ancak, bu çah şm ah rd an som a da ses çıkm adı. O rtaya çıkan soran şuydu: Muayeneleri hangi laboratu varlar yapacak, önce bunların denetlenmesi gerekir dendi. Çünkü, imkanları obnayan labora tu varlar var, alet imkanı veya personel im kanı. Bunlar kontrol edildikten sonra, cihazların kontro lü gelecekti ve buna bağh olanak da, cihazlann sertifîkalandmbnast. yani beynelmilel form lara göre, metroloji sistemlerine göre belgelendirilmesi gerekiyordu. Bu metroloji işlemleri yapılmadığı m üddetçe, Avrupa i l keleri bizim ihracat maBanmtzı daima teknik yönden çok basit bir şekil de engelleyecektir. Bu çalışmalar durdu. Sebebini bilemiyorum, bu ko nuda çalışm alar yürütülürse herhalde önümüzdeki yıllarda sanayie en bü -2 6 2 - yük desteği bu yapacaktır. Güvenilir Iaboratuvarlardan güvenilir raporlar alınacak, ihracatta büyük bir yardım olacaktır. Arz ederim. BAKAN - Teşekkür ederim muhterem hocam. Bilhassa üniversitede böyle bir kürsünün otomotiv endüstrisi yönünden yeterli duruma gelmiş olmasından bahtiyar oklum. Noksanlarınız da el bette tamamlanmaya çalışılacaktır. Bu çalışmalar bizim bakanlığımızca da koordine edilerek Türk Standartlan Enstitüsünde bir noktaya getirilen bu kaBte kontrolü ile ilgili çalışmalar, özellikle dış ülkelerden de, -TÜV gibi Ve diğer teşkilatların- müracaatlar da göz önüne alınarak, yasal bir dağınıklığa meydan verilmemek üzere, TSE ile bağlantı kurdurularak, Türk Standartlan enstitüsü üe protokoller veya onun teknik ve genel koordinasyonu içinde, bakanlığımızca da müştereken koordine edilerek yürütülmektedir. Tabii bu konudaki şeylerden, özellikle TSE'nin kuracağı mahalli laboratuvarlar dışuıdü, üniversitelerimizin laboratuvarianndan ve özellikle TÜV gibi ve diğer bu konuda ihtisaslaşmış müesseseterden gelen teklifler de ğerlendirilecektir. Mesela geçenlerde tuğla konusunda, ihtisaslaşmış bir laboratuvarda, böyle bir müracaatta, Anadolu Üniversitesinin önderliğin de geldi. Tabii gönül ister ki bunlar çok hızlı gelişsin. Bu da bir altayapı meselesidir. Bu eleman ve teçhizat yönünden bu seviyeye ulaşmamız bir altyapının yetkilendirilmesi veya belgelendirilmesi hızh olmamaktadır. Bu yönde çalışmalar devam etmektedir. - 263 BAKAN - Son konuşmacı Tümer Bey. Buyurun Efendim. TÜMER ÖZ ENİK (Erde mir) — Sayuı Bakanım, benim bir sorun vardı; fakat Sayaı BoDuk ta rafın dan daha önce soruldu ve büyük ölçüde cevap landı. Yalnız, cevaplandırılmayan bir tek kısmı, türkiye’nin A ETye entegresyonu sırasında, otom otiv sanayii gerçekten istikbalde kendisini daha kuvvetlendirmek için kendisini böyle birleşmelere ihtiyaç duyacak mı sornsnna ilaveten; duyar ise, ve bizim otom otiv sanayimiz üyeleri buna da hevesi olor ise, acaba b u fizik man m ü m k n müdür? Çânkü, bizdeki o to m otiv sanayileri umumiyetle bugin Avrupa Ekonomik Topluluğunda olan ülkelerde faafiyet gösteren daha büyük çaptaki otom otiv sanayilerinin lisanslarıyla çalışan sanayilerdir. Acaba bu ilişki içerisinde durumumuz ne ohır diye U r soruya cevap aramak istiyordum. Fakat saym panelist lerimiz ayrıldılar, onu bir dahaki sefere kendilerine sormak suretiyle bu na bir cevap aramaya çalışabilirim. İkinci maruzatım, bir saym konuşmacının da tekrar değinmesiyle som a dan aklıma gelen bir husus, başlangıçta da panelistlerimizden Saym Ah m et Arkan ve Yayın Profesör D oktor Ercan Tezer bahsetmişlerdi; oto motiv sanayiin hammadde girdilerindeki maliyet artışİanmİa biiy3c rol f:'J c l . r oynayan hususlardan bir tanesinin bilhassa KIT'lerin zamanlı zamansız . ' zam yapmaları hususu. Bunlara da misal olarak PETK1M ile Demir Çelik -.•! 'J J r J r h U . Sanayii entegre tesisleri gösterilmiş idi. Bir konuşmacımız da sonradan "Kaça mal edersen e t, üstüne de k ân n ı koy sat" şeklinde ifade etti. Hem Sayın Panelist terimiz, hem saym konuşmacımız müsaade buyurur -2 6 4 larsa, bu konuda ufak bir açıklama getireceğim. Her ne kadar Erdemir bir KİT değilse de, malumlarınız özel kanunu, özel kararnamesi olan, yüzde 60'ı devlete ait bir Anonim Şirket kuruluşu şeklindedir. Otomotiv sana yiine hitap eden dem ir-çelik sektöründe ana kuruluş olduğu için, kendim bu konuda bir cevap verme ihtiyacını hissettim. Yassı mamülü otom otiv sanayii büyük ölçüde kullanıyor. Biz, tabii mamullerimize zam yaptık, geçmiş senelerde de yaptık, şimdi de yaptık. Ama, bu düşünce katiyyen bizde hakim olmadı. Gerçi kârlı satıyoruz, yani maliyetin üstünde bir kâr alarak satıyoruz. Sayın konuşmacılardan yine Sayın Özkan'ın söy lediği gibi, eski kârdan utanılan devirler geçtiğine göre bunu iftiharla sö y leyebilirim. Kâr ediyoruz, ancak maliyetlerimizin son senelerde bilhassa giderek düştüğünü hemen burada belirtmek isterim. Geçen sene mesela bizim yapmış olduğumuz zamların satış gelirlerimize oram yüzde 10 civarındadır. Enflasyonu hesaba alacak olursanız, bu kârımızın —ve k â rımız da, vergi öncesi kârımız 2 misline yakındır, artm ıştır, 26 milyar Türk lirasından, 41 milyar Türk lirasına yükselmiştir— bu yükselişin tek sebebi, hem üretimde sağladığımız artış, personelimizden elde ettiğim iz verim artışı artı kalitede ve satınalmalanmızda sağlamış olduğum uz mali yet düşürücü hususlardır. Buna ilaveten şunu arz etmek isterim, Türkiye zaten dünyada ikinci derecede, uzun mamullerden dahi ucuz yassı mamul satan ülkedir. Zannediyorum birincisi Japonya'dır. Yani, Türkiye'de yassı mamüller uzun mamullerden dahi ucuzdur. Aslında bunun tersi olması lazımdır. Teknoloji itibariyle yassı mamüDer daha da pahalıdır. Dolayısıyla bizim otomotiv sanayiine bu suretle bir maliyet artışı getirdiğimizi zannetınifdruM. kİ, bu sıralarda gerek sıcak, gerek soğuk mamullerimizde dfttyada en at&z yassı mamül üreten fabrikalara göre dahi, bizim satış iiysflanB B fl&gan 20 doiar, azami 60,70,80 dolarlara varan ucuzlukla satılm aktadır. Bw w bitoassa burada belirterek arz etmek istedim. Teşekkür ederim efendim. -2 6 5 - BAKAN — Hakikaten. Demir Çelik fabrikalarımız. Sayın Genel Müdür Beyin ifade ettikleri gibi, bu şekilde hareket etm ektedir. Artış nispeti dc azdır. Hatta o yüzden de, biz yine düşündük, saçtaki fonu kaldırdık ve koruma tedbirini de aşağıya indirdik, ihtiyacımız vana getirelim diye. Muhterem arkadaşlarım, bu saate kadar sabırla bütün görüşmelere devam ettiniz. Biz, tabii bakanhk olarak bu toplantıdan fevkalade istifade e t tik . Bütün arkadaşlarımız görüşlerini söyleme imkanı buldular zannedi yorum. Panelist arkadaşlarımız konulan gayet gazel sundular. Ve ümit ediyorum kİ, tespit ettiğim iz hususlar ve n o t edilecek ve aynı zamanda yukarıya sunacağımız hususlar, bu endüstri için kesinlikle çok faydalı ve okuntu neticeler verecek adım lan h a m lamak bakımından çok güzel bir materyal olacaktır. Katkılarınızdan dolayı tek rar teşekkür ederim. -2 6 6 - BAKAN - Şimdi ben bir özet yapacağım. Yalnız ondan önce arkadaşla rımızın bizim özet raporumuzda yönlendirmeye girecek hususları birer satır bahsedeceğim. Ondan ,önce, arkadaşlarımızın çok önemli olarak vurguladıkları, izahat şeklinde yapıp da, onlara ait bir öneri sunmadığı, fakat mutlaka haberdar olunması gereken bazı hususlar mevcut, onu ten vir edeyim. ■ Evvela şuıuı İfade etmek: istiyorum: Savunma Sanayii otombil sanayii ile o derece yakındır ki, bir İkinci G han Harbinde hatırlarsınız, Roosvelt bir kanun çıkartm ıştı "Kiralama ye Ödünç verme" ve 3 ay zarfında, bü tün otomotiv endüstrisi harp endüstrisi şeklinde geçmiş ve tabiatıyla Av rupa’nın ve Sovyet Rusya'nın ihtiyacı olan bütün silahı, sonra kendi ordu sunun ihtiyacı olan bütün silahı yapmıştı. Bunu da 3 ay zarfında başar mıştı. Mesela, gayet iyi hatırlıyorum, ordonatımda olan arkadaşlar bilir ler, M24 tankları 2 Cadillac motorudur, 110 beygirlik. Arada Dayna Plovo zaman büyüklerde kullanılan otomatik şanzıman vardır. M36 tankla rında da, Hydromatik Transmission'u kullanılmıştır. Bilmem falan m otor fabrikasından aldıkları motorları vardır, falanda kam is m otoru vardır. Netice itibarıyla bir anda elde hammadde var, oturmuşlar, yan yana gel mişler, derhal birleştirip elde yeniden bir otomatik şanzıman yapm adan, o an onu almış, yan yana koymuş ve derhal bir savunma endüstrisine 3 ay içinde geçm iştir. Şim di, demek ki bizim otomotiv endüstrimizi kendi müdafaamız yönün den fevkalade hayati önemi haizdir. Meseleye yalnızca refah meselesi ve ya bir otom obili olma meselesinden öte bakmak lazım. Türkiye’nin em ni yeti meselesi de olduğunu kabul etm ek lazım. -2 6 7 - Şu halde mesele, otom otiv endüstrisine bakarken, meseleyi hem refahı mızla hem emniyetimizle kesin ilgili olarak beslemek durumundayız. Bakın biz bir fon müessesesi kurduk. 500 milyar toplanmış durumda bu gün. Ama biz, ordum uzun o fonu daha fazla kullanma temayülünü gö rürsek, ve ona göre -aman şunu şunu da yapalım- diye bir temayül gö rürsek bunu 750 milyara çıkarırız, bu konuda bir hevesi gördükçe. Yet mezse 1 trilyona çıkarırız. Nihayet, özel sektör devlet sektörüyle beraber, veya özel sektör dışarıdan, o kanunu da getirmişiz. Dışarıdan da özel sektör, dış ülkelerle teşriki mesai ederek, bir jo in t venture company kura rak, Türkiye'de silah yapm a imkanına da sahip. Bunun için de görüşmeler devam ediyor, böyle bir noktaya da geldik. Tabii karar noktası, bazı şey leri seçmek lazım. Hem seçmek lazım, hem de arkadaşlarımızın dediği gibi, bir ihaleye çdcıp d a, ben şu kadar zırhlı araç istiyorum şeklinde değil, 5 sene 10 sene devamına kesinlikle karar alıp, bazı kriteri«' koyup fiyatını öyle tespit etm ek lazım. Amerika Birleşik Devletleri nasıl yapıyorsa, —Ame rika'yı yeniden keşfetm eye Uzum y o k — bazı kriterler koyup fiyatını öyle tespit etm ek lazım. Bizde de aynı sistemi uygulamak lazım. O da hazır. Diğer tarafta da, ço k büyük projelere girmişizdir. Mühim bazı zırhtı araçlar yapılacak. Zırhlı araçların dışında çok namlulu to p çu roketleri yapılacak. Bütün bunların hepsi yeni silahlardır ve bunlar Türk ordusuna girmeye mecburdur. Ama, neticede, bütün bunlar içinde, sizin müesseseleriniz bir çok şeyler yapacaktır. Kesinlikle otom otiv endüstrisiyle UgOi, gittik gez dik, ben iki ay evvel Amerika'daydım, d o b ştık ; derhal ufak tefek birkaç rütuşla o parçalan, o durumu ikmal etm ek mümkün. Yan yana gelip bir yerde de bunun montajını yaptık mı, tıpkı Amerika'daki gibi, İkinci Ci han Harbinde olduğu gibi, bu da olacaktır. Savunma sanayiine ait faaliyet lerin, Eylül 19S7 ayı içerisinde, veya Ekini avı başlarında mühim kararlara -2 6 8 - bağlanacağını yüzde 99 tahnıin ediyorum. Bir noksanlık varsa belki 15 gün tehir edilir. Yoksa, hemen derhal birçok şeylere karar verilmiş ola cak tu . Şimdi, Sanayi Bakanlığının görevi bir tarafta kesin olarak sanayii ko ru maktır. ö te tarafta Sanayi Bakanlığının görevi de, tüketiciyi korum ak tır. Demek ki, ikisinin ortasında, fakat genelde Sanayi Bakanlığı olarak sanayii korumak esas görevidir. Şimdi, bundan evvel birçok a k sak lık la rın olduğunu arkadaşlarımız ifade ettiler. Bizim zamanımıza taalluk eden ler için söylüyorum. Eskileri zaten d ik getirmenin hiç bir faydası yok. Ancak, biz idareci olduğumuza göre, yaptığımız hatalardan da istifade edebiliriz, yani varsa bir zararı b ir daha o hatayı tekrar etm ek hatalıdır. Şimdi, arkadaşlarımız söylediler, 10 bin tane kamyon gelmiş, otobüs gelmiş, hurdaymış. Evet, maalesef, tabii ben bitemiyorum, arkadaşlar dan, —bizim bakanlığımızın dışında bir hadise oldu m u— duyduk, son radan müdahaleye çalıştık. Fakat, ben bakan olarak sonradan cephe almış olmama rağmen, böyle bir fikir benimsenmiş ilan da edildiği için, hatadan dönmek de çok büyük bir zaman aldı, bu zaman zarfında maale sef endüstrimizi birazcık incittik; maalesef bu endüstriye büyük bir gedik açtı. Görüyoruz ki, kamyon, otobüs, çekici satışlarında fevkalade düşme oldu. Ve, şunu bilefim bütün düıya kendi endüstrisini koruyor. Bugün Amerika’ya boru ihraç ediyorsun, geçen sene 1 milyon dolarm ış, geçen sene biz 4 0 milyon dolar çelik boru ihraç etmişiz diye, ta buraya Amerika Ticaret Bakanının yardımcısı Mr. Vood’u gönderdiler, benimle görüştü, "Am a, yahu ne olacak" dedim. Diyor ki, "İşte tekstil endüstrisi böyle, kom pitür gösteriyor 40 misli artış" Ya dedim, 1 milyon dolar olmasaydı, 10 bin dolar olsaydı. Böyle 40 katı değil de 400 katı olacaktı dedim. O zam an dalıa muazzam bir rakam çıkacaktı, o zaman ne yapacaktık? De -2 6 9 dim, mesele şudur, siz ne kadar ithalat yapıyorsunuz, "İşte 370—400 milyar dolar" Peki. 4 0 milyon dolar bunun 10 binde biri, şimdi yani 10 binde 1 'i sîzi rahatsız ediyorsa, —biz gefişıniş ülkelerden bahsediyoruz— bu gelişm ekte olan ülkeler size nasd yetişecek? Ama. kocaman Amerika Birleşik Devletleri'nin bir Ticaret Bakanı kalkıp geliyor. Yani, sıfırın yüzde ellisi yine sıfır yapar. Yani bu küçücük bir rakamdır. Sebep ney m iş, orada kom pitür 4 0 katı gösteriyormuş. Demek ki. karşı taraf koruyu cu tedbir alıyor. Her yerde atıyor. Yani, "Liberasyon" fab n . Başkalan. yani büyük devletler, küçük devletleri tehdit için, istismar için, kullan dıkları tabir. Bize geldiler mi, "Efendim liberasyon" Ama, kendilerinde oldu m u, hem en rahatsız oluyorlar. Ondan sonra al kota ko y , veya telafi edici vergi koy, bflmem ne yap... Yani her biri kendini korumak için oradaki, terk etm ekte oldukları sanayi için tedbir alıyor, onun feryadı, yine onun reyi oy saytsı falan, böyle acayip dengeler. Ş u halde, bizim m emlekette de bunu h ü ü m e t olarak cesaretle yapmak mecburiyetindeyiz. Ama, tabu serbest rekabet ekonomisini de sarsma dan. Yani, bunu söylemekle ben namütenahi hasta bir çocuğu hasta hasta büyütm ek şeklinde söylemiyorum. Sağlıkh olarak koruyarak büyüt m ekten bahsediyorum. Bugün biliyorum ki, bugün ordunun istediği bu tt a zırhlı araçları da hepsini de Türkiye'de yapmak mümkündür. Sureti katiyyede getirmeye lüzum yok. Çünkü biz milyarlarca lira vereceğiz, yani, belki bir senede 1 trilyon veya 700 milyar para gidecek bu yolla, harp endüstrisine. Demin söyledim, 500 milyar Ora toplanm ış, icap eder se, ordum uz bizi o yönde heveslendirirse 1 trilyon da toplarız. Ve ona göre de yaparız. Bu da tabii bu endüstriyi, normal olarak bununla beraber bü tün yan endüstriyi fevkalade besler. Ve aynı zamanda da gelişmemizi sağlar. Çünkü. Savunma Sanayii ana sanayiimizin muayyen bir bölümü -2 7 0 dür. Yoksa, Savunma Sanayii ana sanayiden kopmuş değil. Eğer genel sanayimi? ilerlemiş ise, genel sanayimiz yükselmiş ise, bizim harp sa nayimiz vardır, Yoksa 3 tane fişek yapmakla, 4 tane mermi yapmakla değil. Onlan nihayet hedefe tevcih ediyorsun gidiyor. Bir de, onunla olmuyor; eğer yoksa senin zırhlı araçların, yoksa kamyonların, yoksa jiplerin bir netice almak da mümkün değildir. Demek ki, elinde istediğin kadar silah olsun. Şimdi, tabiatıyla bu endüstrinin çok önemli bir vasfı da doğrudan d o ğ ru ya vatandaşımızın satmalına gücüyle ilgili oluşudur. Yani refahla ilgili oluşudur. Aynı zamanda, kamyon endüstrisi ve otobüs endüstrisi için, tabiatıyla mahn tedavül süratinin, yani paranın tedavâ süratinin artışına bağlıdır. Şimdi bizden transit yükler geçer, bizde bir de kendi yükümüz vardır. Kendi yükümüz arttıkça, ta şm a yükü, elbette o artacaktır. Tabiatıyla Türkiye'de zirai «ünlerde artış, aynı nispet oranda kam yon istihdam ını artırıyor demektir. Yani, yüzde 11 ise büyüme hızı, kesinlikle bilesiniz ki yüzde 11 kamyon istihdamında artış olacaktır. Bu aşikâr bir şey. Neticede, demek ki, doğrudan doğruya; 1. Zirai ürünlerin miktarlarına, 2. Yüklerin muayyen yerden yere nakli. Bilmem kaç bin ton kömür ge lir, bu bir yüktür, bunun bir yerden bir yere nakli. Tabiatıyla 20—30 k am yon veya 500 kamyon 1 ay, 2 ay, 5 ay çalışabilir. Demek ki, o d n s bir poGtika d a, kam yon istihdamına müessir bir unsurdur. —271 — O da yine, memleketin ekonomik yükünün artmasıyla bütün bunlar oluyor. Bir misal vereyim, 11.5 milyon ton çimento üretiliyordu 1983’de, bugün bu 23 milyon ton — 24 milyon tona ihtiyacımız var— ben 16 milyar lira para verdim, ta doğu Öterinden batıya, bizim Sanayi Bakanlığının Fo nundan, naklediyoruz. Şimdi demek oluyor ki, yani neticede 11 milyon ton olm uş 23 milyon ton, demek ki, 11 milyon ton bir yük taşınacak. Bir de çim ento, o çim ento inşaatta kullanıldığına göre, hesap edin ne kadar kum çakıl, nc kadar milyon metrekö|' tuğla, ne kadar milyon met reküp yani milyonlarca ton kum ve çakıl icap edecek. Ne kadar büyük bir istihdam doğacak. Demek ki, ekonomiye bağh, kamyon istihdamı da ekonoıraye direkt olarak bağh. En büyük ölçülerinden biri, çim ento tü ketimini afan rakam ı, şu kadar 250 dozajdan bir hesap edin kaç metreküp çakıl yapıyor, ona göre şöyle taşınacak, bir bakaranız ki şu kadar milyon yeniden kam yon istihdam göçü çıkar. Onun için o da ona bağlı oluyor. Ş u halde otom obil endüstrisi ise, kesüıEkfe refahla, kesinlikle satınalma gücüyle direkt olarak ilgilidir. Bu ydcseldikçe o trend yükseliyor, biz şim di bu sene, ta b i muhterem arkadaşlarımın bir sorunlarına burada cevap vermiş oluyorum , diğerlerini ço k kısa geçeceğim. Otomotiv endüstri» tedbir almak m ecburiyetinde; biz tabiatıyla -Ş ö y le söyleyeyim— geçen sene, sene sonuna doğru otom obil arzla talep arasındaki dengede, talep yönünde artış ve arzda bir azlık tespit ettik. Eder etm ez, ben Ocak başında bütün arkadaşlara haber gönderdim , otomobil fabrikalarına, genel mü dürler gelsin görüşelim, nedir programlar diye. Biz iktidara geldiğimiz za man 4 2 bin otom obil imal etm işiz, önlerinde rakamları var zaten, bunun 4 binini ihıaç etm işiz, 38 bin tane dahilde satılmış. 1983'de demek ki vatandaşım 38 bin tane almış. Bir arkadaşımız 110 bin dedi: ama bendeki rakamlara göre 96 bin üretim kapasitesi var. Belki bugün 100 bini de geç tik. Geçen sene bu rakam 82 bine yükselmiş. Çünkü yıl sonuna doğru -2 7 2 ful kapasiteye girmiş. 82 bin tane Türkiye’de satmış. Bu sene, tabi taleple arz arasında kriz olunca, çağırdım, 106 bin diye kendileri hazırlık yapm ış lar; yani iki, üç fabrikanın imalatı 106 bin olarak görülüyor. Yok, bunu ne kadar artırmanız mümkün diye sorduk. İşte şu kadar milyar sarf edersem şu olur, şu kadar sarf edersem şöyle olur diye açıkladılar. Bakın dedim, ben gümrük duvarlarım aşağıya indiririm; ama bunu tedricen indireceğiz, AET ülkeleri için. Şim di, yalnız şunu yapın: Eğer â z , süratle yatırıma geçiyorsanız ve geçtiğinizi görürsem, hakikaten çalışmaya devam ediyor sanız, ben bunda, gümrük duvarlarında ve fonda bir azaltmayı tedriccn yapacağım. Size zarar vermeyecek tarzda olacak bu. Bunun üzerine, onlar faaliyete geçtiler. Şimdi, benim bildiğim, bu sene rakamlar itibariyle, yıl sonu itibariyle bir kere bana verilen program 1988'in sonuna kadar 100 bine çıkıyor. Netice itibariyle biz gelecek senenin sonunda, kapasitemiz aşağı yukarı 175 bin otomobil imal edecek tarza gelmiş olacak. Veya mesai ile 200 bine çıkabilir; alternatif hesaplarım yaptılar. Bu durumda da, aşağı yukarı 220,230 milyar lira para sarf edecekler. Bunu yapmak mecburiyetindeler, yapılması lazım. Ben bunda neden ısrar ettim? Şimdi, diyelim kaldırdık, dışarıdan 10 bin, 20 bin, 50 bin otomobil geldi, kamyondaki olduğu gibi mezarlık oklu bu memleket. Sonra?... Yedek parça için boyuna para öde yeceksiniz oraya, sonra; en mühimi, ben bugün görüyorum, şu ekonomik trendde giderse, bu 175 bin otomobil birşey ifade etmeyecek. Yani, asgari 1989’un başında 200 bine varmış olmamız lazım. Şimdi, 200 bin otom o bil artması ııe demek? 7 milyondan, 700 milyar demektir. Bunun en aşağı 350—400 milyarı da yan endüstriye gidecek demektir. Yeniden onun kuvvetlenmesi, güçlenmesi, topyekün Türkiye'nin gerek yan endüstride, gerek ana endüstride fevkalade kuvvetlenmesi demektir. Şimdi, ben aksine -2 7 3 hareket edersem, öyle bir karar, şunu yapayım, şunu öyle yapmayayım deseni, bir gün millet yaruı harbe girerse benden sorar, "Sen şunu yap saydın, kapasite buna yükseGrdi veya şu memleketin şu kadar zırhlı aracı yapılma imkanına sahip olurdu" bunun gibi. Çünkü bunların hepsi zırhlıya dönmesi mümkündür. Çünkü Amerika nasıl yapm ış, 1958'de gidip ben bizzat gezdim, ilk onu sorm uştum , ne çabuk yaptıklarına hayretler içinde kalm ıştım . Gittim, gördüm ki fevkalade p ratik, hemen yan yana gelmiş ler, oturm uşlar, kaba taslak kaynaklarla birleştirip şeklini çıkarmışlar, ondan sonra şu şuradan, bu buradan gelm iş: bir hafta zarfında, 5,6,7 ta ne prototipler yapmışlar. Onları, ordunun m ensuplan da gelmişler, seç mişler, tam am bu demişler, im alata başlamışlar ve iş bitmiş. Bu kadar basit. Yani onun için, —Allah bize öyle bir gün göstermesin— böyle bir hata, korkunç bir yan sanayiin doğuşunu öldürmek dem ektir. Türkiye'de ve aynı zamanda da, Türkiye'nin geleceğine müessir bir tasarruftan alı konulması demektir. Onun için, ben her iki yönden de fevkalade mesu liyetti bir hareket olduğunu düşünerek böyle hareket ettim . Yalnız, prog ramda aksama olması hafinde, beflci yüzde 100’e indirebiliriz; bugün yüzde 117 kapasite ile çalışıyor zannediyorum fabrikalar. Ama, onun altına da düşürmem; çünkü bu korumayı yapmak mecburiyetindeyim . Yoksa, 200— 250 milyar lirayı sarf edip de, şu memlekete şu işi kazandırmak... Yoksa, ykşi h a ld e beni basm sıkıştırıyor, diyor ki "Hemen indirin gümrüğü sıfıra, aynı arabaları dışarıdan ithal edelim " Peki, çare midir soruyorum size. Çift fiyat var diyortır; en güzeli tabii fiyatın kendiliğinden ayar edilmesi dir. Arzla talep arasındaki denge yönünden. Serbest pazar ekonomisi var, zaten biz fiyatı tespit etm iyoruz. Ben bakan olarak otomobil fiyatlarını tespit etm iyorum . Eskiden bunlar denendi, onlar faydadan ziyade zarar getiren, normal ekonomiyi rahatsız eden hususlar. Eskiyi de tenkit etm i yorum, o zamanın icabı öyleydi, öyle yapıldı. Ama, bugün için övlc bir harekete tevessül etmenin de hatab olduğunu ifadeye çabşıyorum . -2 7 4 Şim di, arkadaşlarımız bir hususa daha temas ettiler. Tabiatıyla yeni kuru lacak tesislerin kurulmasına müsaade etme şeklinde bir temennide bulun dular. Şimdi, ben bununla Devlet Planlama Teşkilatı ile kendi aramızda muhtelif defalar -zaten aramızda planlamada olan arkadaşlarımız da vardır zannediyorum - şöyle söyleyeyim, konuşmalar olm uştur. Efendim, Devlet Planlama normal kaynak israfım önlemeye matuf bir kuruluştur. Yani, kesin görevi kaynak israfını önlemektir. Ve aynı zamanda da, Tür kiye'nin ekonomisini muayyen bir istikamete yöneltmektir. Ama yatırım lar yönünden kesinlikle kaynak israfını önlemektir. Mesela sodyum bi kromat fabrikası var. Türkiye'deki kapasite, ikinci fabrikayı kaldıracak durumda değil, milyarlarca para sarf ediliyor veya birisi bir meyva suyu fabrikası kuruyor, öbürü kuruyor, öbürü koyuyor, öyle oluyor ki... Eko nominin bir kuralı vardır. Sermaye bir yerde kâr gördü mü, onun kazancı nı sıfıra in dirin ceye kadar oraya akar. Şimdi, öyle olunca, tabii bütün sermaye o tarafa gitmiş oluyor. Fakat, ne yazık, bakın Türkiye'de dem in kapasiteleri söylüyorsunuz, fevkalade düşük kapasite ile çalışan tesisleri miz mevcut iken, yeni bir tesise müsaade edilmesi kesinlikle kaynak isra fıdır. Meseleye bu yönde bakmak lazım. Peki, bana Devlet Planlamadaki arkadaşlarım böyfe müdafaa ediyor, o zaman fırsat eşitliğini ortadan kal dırıyoruz; o da Anayasanın maddesi. Ama, fırsatı vermişsin, onu b atır mak için de müsaade etme. Vermişsin, tamam, kurulmuş bitti; çünkü kâr etmiyor, yüzde 30 kapasite ile çalışırken, fırsat eşitliği diye yanlış noktadan hareket edilmiş oluyor. Çünkü o fizibilite raporundaki rakam la rın hepsi uydurma, gerçek pazan ifade eden rakamlar değil de ondan. Eğer, o rakam doğru dürüst olsaydı, reddedecekti; Devlet Planlama T eş kilatındaki uzmanın reddedeceği rakam budur. Zaten, bakacağı odur. Yani Türkiye’nin kapasitesi 1800-2000 otobüs, ben geleceğim burada, bir fizibilite raporu yapacağım, 10 000 tane koyacağını; bu takdirde bu fizibil görünüyor. İşte pazar bu. Nasıl olur da sen, fizibiliteyi doğru çıkarır -2 7 5 sın. Kendine göre şeyler yapm ış, doğru çıkarm ış, o raporu hazırlayan mü essese hazırlamış gelmiş, ama oradaki uzmanm görevi. "Efendim senin bu fizibilite raporun temelden yanlıştır. Pazardaki butun tahminlerin zaten hatalıdır. Ben onun için sana teşvik belgesi vermiyorum kardeşim kusura bakm a” dem ektir, burada biter bu iş. Bu kadar basit. Çünkü senin rakam ların yanlış, şu rakamlar düzelt bakalım, piyasadaki pazar payı budur, ona göre rakamları indirdiğim takdirde zarar ediyorsun. Zararlı fizibilite raporuna da teşvik bebesi verilmez ki, böyle bir şey olmaz. Şu halde, demek oluyor ki. Devlet Planlama Teşkilatımız meselenin bu boyutlarının idraki içinde olacaktır. Ciddi olarak, eğer bu memlekette —önüme gelen fizibilite raporu etüt edilmezse, daha verdiğimiz her teşvik belgesi, daha verildiği dakikadan itibaren batan müesseseleri doğurur. Kesinlikle ısrar ediyorum . Bakanlar Kurulunda söylemişimdir, arkadaş larıma söyledim, ısrar ediyorum , yine de söylüyorum, yine de söyleyece ğim ; çünkü benim bu söylediğim yanlış değil, aksini ispat ederseniz bana, o zaman rwami7 neyse ona da razıyım. Yani bunun aksi olamaz, mümkün değildir. Eşyanın tabiatına aykırı. Onun için Sanayi Bakanbğı buna mani olur, olm uştur. Demin teklif edildi bir kom ite tarafından, yok efendim devlet görevini yapsın. Yani, Sanayi Bakanlığı, Devlet Planlama görevini yapsın, zaten olmaz, olmaması lazım. Benim demin söylediğini bu mü talaa, benim dediğim görüş çerçevesinde baktığmız zaman, eğer ihtiyaç varsa tamam. Yani bana deseler ki. efendim otom obil fabrikası, bakın ih tiyaç da artıyor, bir sene içerisinde ben otom obil yapacağım dese; peki o bir sene içerisinde bitirecek mi yaparsa payı ne olacak, piyasada biz iktidardan gidince trend düşerse, o zaman ne olacak? Onları da hesap edeceksin. Yani, bütün bunları lüzumludur. Çünkü bu mesele refahla ilgiü^atınalma gücüyle kesinlikle ilgili. Demin muhterem arkadaşlarımızdan birisi -2 7 6 söyfedi, köylü traktör alıyor, çünkü satmalma gücü arttı: doğrudur teşhisi. Verdiğimiz parayı biz biliyoruz; pancara, fındığa, fıstığa, üzüme, incire, pamuğa, ayçiçeğine bizim bakanlık veriyor parayı, verilen parayı biliyo rum. Dönüm başına gelen geKri artan ve o adamın o üründen eline geçecek parayı biliyorum. Tabii o imkanı hazırlayınca... Hakikaten, çok önem li bir noktaya da arkadaşlanmıs temas ettiler; yani zirai ürünle, köylünün ç ift liğinin istihsali ite yalnızca traktör fabrikası değil, şuradaki otom obil fab rikaları da, kamyon fabrikaları da aynı derecede ilgilidir. Yani, onun n e ti cesinde ya Jchde ya aleyhte mutlaka etkilenir, az veya çok. Şimdi ben, genel konuşmalara temas ettikten sonra, yönlendirme raporuna girmesi istenilen hususları söyleyeceğim. AET'ye girişte, bugünden teşkilatlanmış gibi tedbir ahp program yapılması gerektiğini öne sürdüler. Bu doğrudur. Ye aynen o yönde bir cümle ile belirtelim; demin söyledim firma sayısının arttırılın aması, yani daha fazla yatırım yapılmaması yönünde tedbir alınması gerektiğini söylediler. G erek çesini de ben izah ettim. Sonra, ticari nakil vasıtalarında büyük sorunlar var. önlem alınarak onların pazarlanmasını artırma yönünde tedbir alınması gerekiyor; bilhassa Savun ma Sanayii de dahil olmak üzere. Sektördeki fazla yükün düşürülmesi için tedbir alınması. Ve bir tavsiye olarak da bir arkadaşımız, bir fizyona gidilmesini tavsiye ediyor. O tavsiye kararıdır, bizim kararımız olmaz, o arkadaşlarım ızdan birinin mütalaasıdır. Yeni kunıluş için başka arkadaşımız da bir komite kurulması yolunda fi kir beyan etm iş. Komite kurutmasına lüzum yok. Dediğim gibi, iki sek siyon görevini yaptığı takdirde. Sanayi Bakanlığı ve Devlet Planbma, zaten olmaması gerekir. Dış sergi ve fuarlarda — temsilden memnunlar d a— daha kuvvetli temsil edilme yönünden gayret sarf edilmesini istiyoruz. Otomotiv endüstrisinde standartlar dışında, SAE gibi Otomotiv standart lan Kunımu. Tabii, bunu biraz bizim geliştirmemiz Lazım. Fikir geldi: ama biraz hara olur. Siz kaydedin, biz onlan ne şekilde ifade etmek istiyor sak düzenleriz. Sonra, önemli olarak üniversitelerimizde — tabiatıyla motorlar kürsüsü var, araçlar dersi var ama — obsiyonlu olarak, özel olarak otomobil en düstrisinin ihtiyacım karşılayacak tarzda, üniversiteye bu y ö n d e - biz YÖK'e yaza M iriz— otomobille Ogili bölümlerin, obsiyonlu olarak konmasnun sağlanmasını isteyebiliriz. Bedelsiz otobüs ve kamyon ithalatı sistemi halihazırda mevcut olduğunu arkadaşlarımız söyledi, kaldmfanadı henüz o; işlemiyor ana kaldırılmadı. Bu bosusun kahfarriması yönünde tavsiyede bulunacağız. KDV uygulamasında taksitli satışlardaki fevkalade mahzurun giderilmesi yönünde tedbir ahnmasmı istiyoruz. BAKAN — Kamyonlara da traktör gibi kredi sisteminin uygulanması, tabiatıyla yüzde 10 KDV. Yalnız ben İstanbul'da h a k otobüsleri için, yüzde 60 kredi, yüzde 4 0 kendOeri bulmak kaydıyla. Halk Bankasından yüzde 4 0 faizE kredi verdim : kullanmadılar. -2 7 8 Bu konuda herhangi bir ilerlemenin olmadığım söylüyorsunuz. Peki o zaman, şimdi yeni genel müdür arkadaşımıza söyleriz, onu hallederiz. Onun kullanılışını bir görelim, ona göre ben o tatbikatı genele uygulata bilirim. Traktörler gibi, kredili uygulama satışı yapılması yönünden. Bunu yalnız bir tavsiye karan olarak alın. Sonra, otomobil endüstrisinde de yine Eximbank ve sigorta sistemi, zaten kuruyoruz, bitmek üzere. Fakat yine de burada tavsiyemizi yazalım. Bir de, özel teşvik belgeli yatırımlarda muafiyetin kaldırılması veya sanayii koruyucu yönde — yüzde 15 kadar var sanıyorum— sanayici koruyucu yönde teşvik belgelerinin -a ra ç ithalinde— tekrar gözden geçirilmesi d i yelim. Çünkü, biz belediyeleri kaldırdık, eskiden ithalat yapıyorlardı; o da bir uygulamaydı, o da biraz çok fazla markayı Türkiye'ye sokmuş oklu. Savunma sanayiin den bahsettik, bir daha o konuya girmeye lüzum yok, başka arkadaşlarımız da bahsetmişler. Yalnız şu var, yüzde 12 ile yüzde S arasındaki KDV farkının geri ödenmesi yolundaki uygulamanın çok sü ratle itamamlanmaâf. Yapılmış, bitiyormuş dendi. Biz bunu yazalım. Yâni 12‘ile yüzde 5 arasutdaki KDV farkının iadesinin sünftlendirilmesi ve nor mal bir formüle oturtulmasi*. • • v Otomobil imalat sektörünün, imalat yönünden gerekli tedbirleri alması. Zaten biraz evvel sundum heyetinize. Aym'iamanda diğer bir4alep olarak da, zirai ekipmanlara zamana uygun kredi tanınması ve uygulamanın yapıl ması şeklinde arkadaşlarımızın könuşmalartndan çıkarabildiğim bilgi Ve yönlendirm e maksadıyla not ettiğimiz hususlar o k h i.' Teşekkür ederini. - BÖLÜM IV I. SANAYİ ŞURASI OTOMOTİV SANAYİİ NİHAİ RAPORU -2 8 1 1. Sanayi Şurası OTOMOTİV SANAYİİ NİHAİ RAPORU Birinci Sanayi Şurası "Otom otiv Sanayii” oturum unda. Başkanlık Diva nı, Panelist ve konuşm acılar tarafından ifade edilen hedef ve önerileri kapsayan sonuç raporu takdim edilmektedir. Şuranın bügi ve onayına arz olunur. 1— Y urt savunmasının ihtiyacı olan Otomotiv Sanayii ürünlerinin temi ninin kendi otom otiv kuruluşlarımızdan karşılanması esas olmalı ve se ferberlik hafinde sanayinin savunmaya istenilen hizmeti verebilmesi için sulh zamanında gerekli tedbirler alınmalı; bu çalışmaların düzenli ve de vamlı bir şekilde yürütülebflnıesi için de S.T.B. ile T.o.B. O.S.D. ve TAYSAD gibi meslek kuruluşları ve Demekleri arasında koordinasyonu sağ layacak bir sistem kurularak otom otiv sanayi firmalarına bu konuda araş tırına geliştirme faaliyetleri ve prototip yapımı için görev verilmeli ve bu hususlar için firmaların yapacakları giderler Devletçe desteklenmelidir. 2— Ticari araç üretiminde üretim kapasitelerini optim um kullanılır hale getirecek politikalar uygulanmalıdır. Zaman içerisinde ekonomik kural ların gereği olarak bir fizyona gidilmesi düşünülmelidir. 3— Kamu Kuruluşları, otom otiv nihai mamul ve yedek parça ihtiyaçla rının tem ininde, kalite ve rekabet şartlarında yerli üreticilere yönlendiril melidir. -2 8 2 4- Sektörün ana girdilerini üreten KİT'ler ve Devlet iştiraki olan diğer işletmelerin teslimatları ve fiyatları istikrara kavuşturularak, kalitelerinin iyileştirilmesi hızlandırılmalıdır. 5— Gerçekleşmekte olan ve Milli Ekonomimize büyük katkıları olacak GAP Projesinin otomotiv sanayiine getireceği hususların planlanmaya alın ması ve projeye uygun şekilde geliştirme çalışmaları şimdiden yapılmalı dır. 6— Otomotiv sanayi ürünleri ve komponentleri için TSE dışında spesifik standartların hazırlanması ve yönetmeliklerle desteklenmesi sağlanma lıdır. 7— Üniversitelerde otomotiv He ilgili bölümler açılmalı, otom otiv sana yii bilimsel yönden de desteklenmelidir. S— AT’a uyum sürecinde, topluluk içindeki gelişmeleri çok yakından takip edecek ve otomotiv sanayii sektörü ile bilgi alışverişini sağlayacak bir organizasyon kurulmalıdır. 9— Teşvik tedbirlerinin birbirini tamamlayacak ve istikran sağlayacak şekilde koordinesi sağlanmalıdır. 10— Otomotiv sanayiimizle ilgili dış ihtisas fuarları Devlet tarafından daha etkin biçim de desteklenmelidir. 11 — A lt yapı yatırımlarında kullanılan ve teşvikle ithal edilen araçlanıı mümkün olduğunca yerli sanayiden temin edilmesi sağlanmalıdır. -2 8 3 - 12— Yatırını teşvikleri ile getirilmiş ticari araçların yenilenme amacı ile elden çıkarılması halinde Yurt dışına satışları özendirilmeli. Teşvik alındığı sırada verilen sürede önce Yurt içinde satılmasına müsaade edildiği takdirde ithal anındaki değer üzerinden m uaf tutulduğu tüm vergi, harç ve fonlar tahsil edilmelidir. Park yenilenmesi için verilecek Devlet desteği de yerli sanayiye kaydırıl malıdır. 13— Can ve mal güvenliğinde ayrı bir emniyet unsuru olan araç tadil vc servis işlevlerini yapacak işyerlerinin ehliyetlerini kanıtlayan belli kural lar içinde çalışması sağlanmalıdır. 14—Ticari araçlarda bedelsiz ithalat tamamen kaldırılmalıdır. 15— Taksitli satışlarda vade farkına KDV' uygulamasını ortadan kaldıra cak Kanuni düzenleme geciktirilmeden yapılmalıdır. 16— Traktörlerde girdilere uygulanan % 12 oranındaki KDV ile müşteri den alınan % 5 oranındaki KDV arasındaki farkın Maliye ve Gümrük Ba kanlığınca üretici kuruluşlara iadesi bir an evvel sağlanmalı ve bu hususta ki gecikmeler gi derilme Edir. 17— Yatırım malı olan Ticari taşıt araçları da traktörlerde olduğu gibi bir finansman kuruluşunca kredi desteğinden yararlanmalıdır. 18— Otomotiv sanayi mamullerinin ihracatına, sigorta sistemi getirilme li vc ilgili finansman kuruluşlarının desteği sağlanmalıdır. -2 8 4 19— Tarımsal üretimde traktörün etkinliğinin arttırılabilmesini temincn zirai ekipman imalat ve çeşitleri modern teknolojiye uygun olarak geliş tirilmeli ve teşvik edilmelidir. 20— Traktör ekipman kredisinin günün şartlarına uygun olarak verilmesi sağlanmalıdır. 21— Türkiye'deki mevcut otomotiv sanayiinin kapasitesinden tamam ya rarlanmak, üretim adetlerini optimize etmek, bu konudaki teknolojik gelişmelerde güncel olabilmek ve A T a entegrasyona hazır olmak üzere lisansör firmalarla parça mübadelesi arttırılmalıdır. Hatta ihtisas sahaları seçilmelidir. 22— Giderek artan otomobil talebinin, mevcut kuruluşlarca talebe para lel olarak karşılanman esas olduğundan, üretici kuruluşlar gecikmeden üretim kapasitelerini arttırıcı yatırımlara başlamalı ve bu hususta gerekli teşvik ve destek Devletçe sağlanmalıdır. 23— Kontrol şartlan, trafikte can ve mal güvenliği açısından kalite güven cesinin devamlılığını sağlayacak tarzda araçların yaşlarına göre düzenlen melidir. 24— Vergilendirme sisteminde sanayiciyi koruyucu tarzda düzenleme yapı larak sermayenin sanayi yatıranlarına akması sağlanmalıdır. 25— A raştırm a, Geliştirme ve Kalite iyileştirme faaliyetlerindeki Devlet destekleri konusunda gelişmiş ülkelerdeki uygulamalar incelenerek benzer desteklerin ülkemizde dc verilmesi sağlanmalıdır. 26— İhracatım ızın devamlılığının ve belirlenen hedeflere ulaşmasının sağlanması için AT ülkelerindeki borsa fiyattan ile yurtiçi piyasadan ihraç kaydı ile hammadde temini sağlanmalıdır. 27— İhracatta istikrar ve verimliliği arttırabîlinek için CKD ihracat yolu açılmalı ve teşvik edilmelidir. 28— Araçların uyması gereken teknik şartlarda getirilecek değişiklikler uygun süre önce ilan edilen programlar çerçevesinde yapılmalıdır. 29— Darboğaz giderici ve kaliteyi iyileştirici yatuımlarda mümkün ol duğunca yüksek düzeyde yatırım teşvikleri verilmelidir. 3 0 — ihracatı teşvik tedbirleri çerçevesi içinde yer alan Para ve Kredi Kuruhınca tesbit edilmiş Devlet Destekleme ve Fiyat İstikrar Fonu o to m otiv ana ve yan sanayiinde yaygınlaştırılmalı ve miktarlar etkili seviye ye getirilmelidir. 31— A T'a giriş için bugünden itibaren plan ve programlar yapılarak tedbirler alınmalı ve geçiş sürecinde Türk otom otiv sanayii kademeli olarak korunmalıdır. 32— Sektördeki faiz yükünü düşürücü tedbirler acilen alınmalıdır. 33— KarayoUanmızda seyir eden kamyonların teknik ölçüleri üzerinde yükleme yapmalarının can ve mal emniyeti bakımından önemi dolayı sıyla ilgililerce kontrollerin süratle ve devamlı olarak ilgili kuruluşlarca uygulamaya konulması temin edilmelidir.