buroşürü indirmek için buraya tıklayın
Transkript
buroşürü indirmek için buraya tıklayın
1 Dünya başkentleri sadece siyasetin ve diplomasinin değil; aynı zamanda kültürün ve sanatın da başkenti olma misyonuna sahip olmalıdır. Sanatsal ve kültürel faaliyetlere kaynaklar aktarılarak önemli yatırımlar ve hizmetler gerçekleştirilmesi sağlanan bu başkentlerden birisi de, Türkiye Cumhuriyeti’nin başkenti Ankara’dır. Ankara Türkiye’nin başkenti, Çankaya’da Ankara’nın kalbidir. Bu konum bize, Bülent TANIK her alanda olduğu gibi kültür ve sanat Çankaya Belediye Başkanı alanında da özel sorumluluklar ve görevler yüklemektedir. Sanata ve sanatçıya önem vermek ve bu amaçla sanatsal etkinliklere sahip çıkmak bizim en temel çizgilerimizdendir. Sanata verdiğimiz destekte, kalıcılığı ve derinliği olan etkinliklere öncelik veren bir yaklaşım içinde olmaya çalıştık. Çankaya ve Ankara’yı sanatın estetik ve büyülü dünyasıyla buluşturmak için çaba sarfederken, bir taraftan da Çankaya’nın yalnızca ülke düzeyinde değil, uluslararası düzeyde de bir kültür ve sanat merkezi haline gelmesi hedeflerimizden biri oldu. Çağdaş İtalyan Filmleri Haftası süregenliği ve zenginliği ile Çankaya ve Ankara’ya önemli katkılar sunmuş uluslararası bir sanatsal etkinlik olarak bu yıl da Belediyemiz işbirliği ile seyircisini karşılamaya hazırlanıyor. Bu değerli etkinliğin organizasyonunda emek sahibi olan tüm dostlara teşekkür ediyor; tüm vatandaşlarımıza keyifli ve bol sanatlı günler diliyorum. Le capitali del mondo dovrebbero avere la missione di essere centri, non solo della politica e della diplomazia, ma anche della cultura e dell’arte. Una delle capitali nelle quali si rendono possibili importanti investimenti e servizi tramite finanziamenti per le attività artistiche e culturali, è Ankara; la capitale della Repubblica di Turchia. Ankara è la capitale dela Turchia, mentre Çankaya è il cuore di Ankara. Questa posizione ci attribuisce particolari incarichi e responsabilità, anche nel campo culturale ed artistico. Dare rilievo all’arte e all’artista e illustrare quindi le attività artistiche è uno dei nostri principali obiettivi. Nel supporto che diamo all’arte, abbiamo sempre cercato di dare precedenza agli eventi che hanno una certa continuità e profondità. Durante la nostra opera per far conoscere a Çankaya e ad Ankara il magico mondo dell’arte, uno degli obiettivi era poter rendere Çankaya un centro culturale ed artistico non solo a livello nazionale ma anche internazionale. La Settimana del Cinema Contemporaneo Italiano, un evento culturale internazionale che ha dato un importante contributo a Çankaya e ad Ankara con la sua continuità e ricchezza, in collaborazione con questa Municipalità, si prepara anche quest’anno ad accogliere il proprio pubblico. Ringraziando tutti gli amici che hanno preso parte nell’organizzazione di questo prezioso evento, auguro a tutti giornate piacevoli piene di arte. Bülent Tanık Çankaya Belediye Başkanı Sindaco della Municipalità di Çankaya 2 Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi ile sürdürülen güzel işbirliği sayesinde, bu yıl Çağdaş İtalyan Filmleri Haftası’nın üçüncüsü düzenleniyor. Ankara İtalyan Kültür Merkezi olarak bundan büyük gurur duyuyoruz. Geçtiğimiz yıl olduğu gibi, İtalyan Kültür Merkezi’nin değerli dostu, Orkestra Akademik Başkent’in şefi Ertuğ Korkmaz’ın katkıları sayesinde bu yıl da izleyicilere bir klasik müzik konseri sunabileceğiz. Programda son dönem İtalyan Francesco SERVIDA sinemasından yedi film yer alıyor. Ank. İtalyan Kült. Mrk. Müdürü Özellikle yönetmen Francesco Bruni’nin Scialla! (Sakin ol) filmine ve Ferzan Özpetek’in Serseri Mayınlar filmine dikkat çekmek istiyorum. Scialla (Sakin ol)’da Fabrizio Bentivoglio’nun büyük oyunculuğuyla karşı karşıyayız. Filmde nesil farklılıkları ve eğitim sürecinin çok sayıda yolla hayat bulabileceği gibi konular işleniyor. Film için kelimenin tam anlamıyla ‘gerçekçi’ ifadesini kullanabiliriz; nesiller arası ilişkiler ve gençler ile yetişkinler arasında dil kullanımı farklılıklarına gösterilen dikkatten, yansıtılan ortama kadar tam anlamıyla güncel gerçeklere sadık biçimde işlenmiş bir film. Serseri Mayınlar’da ise başarılı yönetmen yine zor temaları hafif bir yorum, rafine bir mizah ve humanist bir yaklaşımla ele alıyor. İzleyicileri programda yer alan birbirinden ilgi çekici filmleri görmeye davet ediyor ve başta Çankaya Belediyesi Başkanı Sayın Bülent Tanık olmak üzere tüm Çankaya Belediyesi mensuplarına kültür alanında yaptıkları başarılı çalışmalar için teşekkür ediyorum. La Settimana del Cinema Italiano Contemporaneo giunge quest’anno alla sua terza edizione grazie alla bella collaborazione con il Centro delle Arti Contemporanee del Comune di Çankaya; questo è motivo di grande soddisfazione per l’Istituto Italiano di Cultura. Anche quest’anno grazie al contributo di un altro prezioso amico dell’Istituto Italiano di Cultura, il Maestro Ertuğ Korkmaz direttore dell’Orkestra Akademik Başkent, possiamo offrire al pubblico un concerto musica classica. Il programma prevede sette film della recente produzione italiana. Segnaliamo in particolare il film Scialla! (Stai sereno) di Francesco Bruni e Mine vaganti di Ferzan Özpetek. Scialla ci offre una grande interpretazione di Fabrizio Bentivoglio, un film incentrato sul tema del confronto tra generazione e sulle tante vie attraverso cui può prendere vita un processo educativo; possiamo usare per il film la parola realismo nel suo senso più ricco, intendendo estrema fedeltà al clima vero di tali confronti, credibilità di tutta l’ambientazione a cominciare dalla raffinata attenzione ai registri linguistici diversi tra giovani e adulti. In Mine vaganti il grande regista tratta temi difficili con mano leggera, raffinata comicità, senso di umanità. Concludo invitando il gentile pubblico a seguire tutte le interessanti proposte del programma e ringraziando di cuore il Sindaco Signor Bülent Tanık e tutto il Comune di Çankaya per la brillante azione che svolge in favore della cultura. Francesco Servida Ankara İtalyan Kültür Merkezi Müdürü Direttore dell’Istituto Italiano di Cultura di Ankara 3 ORKESTRA AKADEMİK BAŞKENT 29 Ekim 2003 tarihinde Kurucu Rektörümüz Prof. Dr. Sayın Mehmet Haberal’ın himayelerinde kurulan Orkestra Akademik Başkent, Başkent Üniversitesi Devlet Konservatuvarı bünyesinde faaliyet göstermektedir. Ankara’da Başkent Üniversitesi, Bağlıca kampusünde verdiği periyodik konserlerinin yanı sıra Türkiye’nin çeşitli kentlerinde ve yurt dışında çok sayıda festival konserleri ve turneler gerçekleştiren orkestranın repertuvarında, Barok dönemden çağdaş müziğe kadar geniş bir yelpazedeki eserler yer almaktadır. Bugüne kadar Gürer Aykal, David Cohen, Robert A. Hamwee, Rengim Gökmen, Giuseppe Romeo, Erik Lundberg, Gülsin Onay, Elliot Lawson, Ahmet Kanneci, Cihat Aşkın, Hande Dalkılıç, Sergei Markarov, Çağatay Akyol, Emre Elivar, Graham Nicholson, Rex Richardson, Burak Tüzün, Gerassimos Ioannidis, Matthias Kamps, Martin Berkofsky, Aneleen Lenaerts, Benyamin Sönmez gibi bir çok solist ve şef Orkestranın etkinliklerinde yer almıştır. Müzik direktörlüğü ve daimi şefliği Ertuğ Korkmaz, idari direktörlüğü ise Lütfü Erol tarafından yürütülen Orkestra Akademik Başkent’in kadrosunda yer alan sanatçıların büyük bir kısmı Başkent Üniversitesi ve diğer üniversitelerde akademik çalışmalar yürütmektedir. Ankara’nın ilk ve tek kadrolu profesyonel sanatçılardan kurulu özel oda orkestrası olma özelliğini de taşıyan Orkestra Akademik Başkent, Ekim 2005 St. Petersburg Piyano Festivali’ne davet edilmiş ve UNESCO’nun kuruluşunun 60.yılı kapsamında düzenlenen bu Festivalin açılış konserini gerçekleştirmiştir. Orkestra Akademik Başkent geçen yıllarda yine özel bir seslendirmeye imza atmış, Sergei Eisenstein’ın ünlü filmi Potemkin Zırhlısı’nın restore edilmiş son versiyonu (Berlin Versiyonu)’un müziklerini Frankfurt Filarmoni Orkestrasından sonra dünyada 2. kez 11. Avrupa Filmleri Festivali açılışında filmin gösterimi ile eşzamanlı olarak canlı performansla seslendirmiş ve büyük beğeni toplamıştır. 4 Orchestra Akademİk Başkent L’ O r c h e s t r a Akademik B a ş k e n t, fondata nel 2003 sotto il patrocinio del Prof. Mehmet H a b e r a l r e t t o r e fondatore dell’Università di Başkent, é attiva presso la struttura del Conservotorio Statale dell’omonima università. L’Orchestra, che si esibisce periodicamente in concerto presso il campus dell’università, partecipa anche ai festival sia in Turchia che all’estero, il suo repertorio contiene tante opere dal periodo Barocco alla musica contemporanea. Fino ad oggi molti solisti e direttori d’orchestra hanno collaborato agli eventi dell’Orchestra Akademik Başkent tra cui Gürer Aykal, David Cohen, Robert A. Hamwee, Rengim Gökmen, Giuseppe Romeo, Erik Lundberg, Gülsin Onay, Elliot Lawson, Ahmet Kanneci, Cihat Aşkın, Hande Dalkılıç, Sergei Markarov, Çağatay Akyol, Emre Elivar, Graham Nicholson, Rex Richardson, Burak Tüzün, Gerassimos Ioannidis, Matthias Kamps, Martin Berkofsky, Aneleen Lenaerts, Benyamin Sönmez. La maggior parte dei membri dell’orchestra, di cui é Direttore in pianta stabile il M° Ertuğ Korkmaz e il Direttore amministrativo è Lütfü Erol, si occupa degli studi accademici presso l’Università di Başkent e le altre università in Ankara. L’Orchestra Akademik Başkent, che è la prima e unica orchestra di Ankara formata da artisti professionisti, si può definire anche orchestra privata da camera. L’Orchestra è stata invitata al Festival di Pianoforte di St. Petersburg organizzato nell’ambito del 60^ Anniversario della fondazione dell’UNESCO nel 2005 e si è esibita per il concerto d’inaugurazione. Inoltre ha eseguito le musiche del film “La corazzata Potëmkin” di Sergei Eisenstein in un concerto, contemporaneamente alla proiezione dell’omonimo film in occasione dell’inaugurazione dell’11° Festival del Cinema dell’Europa. Per la seconda volta al mondo dopo l’Orchestra Filarmonica di Francoforte, l’Orchestra Başkent ha eseguito le musiche del film La corazzata Potëmkin. Si ringrazia l’Orkestra Akademik Başkent diretta dal M° Ertuğ Korkmaz per la preziosa collaborazione Şef Ertuğ Korkmaz tarafından yönetilen Orkestra Akademik Başkent’e çok değerli işbirliği için teşekkür ederiz. 5 ORKESTRA AKADEMİK BAŞKENT KONSERİ CONCERTO DELL’ORCHESTRA AKADEMİK BAŞKENT Şef / Direttore d’orchestra Ertuğ Korkmaz Konzertmeister Caner Gençer Keman / Violino Caner Gençer, Eda H. Aymergen Ceren K. Kırbaş, Gönenç Sazer, Özgür Baskın, Özge Erdem, Mine Görür, Damla Bozkurt, Tunç Küyel, Ümit Önder Emek Y. Orhon, Meriç Fıratlı Viyola / Viola Ezgi Şentin - Emre Akgöl - Caner Soyberk Viyolonsel / Violoncello Ediz Şekercioğlu, Zeynep Aslı Dinçer Can Ünver, Taşkın Sözen Kontrabas / Özlem Er Cüceloğlu Konser Programı / Programma del concerto P. I. Tchaikowsky ................ Elegy for Strings E. Grieg ...................................... İki Melodi K. Karayev .............................. Üç Minyatür J. S. Bach ............................................ Aria G. Puccini .............................. I Crisantemi 6 7 SERSERİ MAYINLAR / MINE VAGANTI yönetmen / di Ferzan Özpetek oyuncular/con Riccardo Scaramarcio, Nicole Grimaudo, Lunetta Savino, Daniele Pecci, Carolina Crescentini, Alessandro Preziosi müzik / musica Pasquale Catalano Drammatico, durata 110 min. - Italia 2010 Dram, 110 dakika, İtalya 2010 ödüller / premi 32 premi tra cui 2 David di Donatello, 6 Nastri d’argento, 4 Ciak d’oro, 5 Globi d’oro, Premio Speciale della Giuria - Tribeca Film Festival, 5 premi di Bari International Film Festival, Premio Bangkok Moviemov Italian Film Festival “Kimi seveceğini ya da kimden nefret edeceğini söylemelerine sakın izin verme, hatalarını her zaman kendin yap”. Yaşlı büyükannesi Tommaso’yu böyle uyarmıştı. Tommaso Roma’dan evine dönmüş ve ailesini karşısına almak pahasına kişisel seçimlerini açıklamaya karar vermişti. Puglia’da bir makarna fabrikasının sahibi olan Cantone’lerin küçük oğlu Tommaso’nun ailesi kalabalık ve tuhaftır. Tüm aile heyecanla eve dönüşünü beklemektedir: asi ve imkansız bir aşk hikayesinin anılarına kısılıp kalmış bir büyükanne, sevgi dolu fakat burjuva geleneklerinden bunalmış anne Stefania, oğullarından beklediğini bulamamış, hayal kırıklığı içinde baba Vincenzo, ‘oldukça tuhaf’ biri olan Luciana teyze, evhanımlığı kaderinden kaçmaya çalışan kızkardeş Elena, aile fabrikasının yeni yönetiminde beraber çalışması gereken erkek kardeşi Antonio. Ve bir de iş nedeniyle yolu Cantone ailesiyle kesişen Alba... Birbiri ardına yapılan önemli açıklamalar ve beklenmedik sonuçlar Tommaso’nun evden ayrılışını uzunca bir süre erteleyecektir. 8 “Non farti mai dire dagli altri chi devi amare, e chi devi odiare. Sbaglia per conto tuo, sempre”. È il monito che l’anziana nonna rivolge al nipote Tommaso rientrato a casa da Roma deciso ad affermare le proprie scelte personali anche a costo di scontrarsi con la famiglia. Quella di Tommaso, il figlio minore dei Cantone proprietari di un pastificio in Puglia, è una famiglia numerosa e stravagante. In casa c’è molta attesa per il suo ritorno: la nonna ribelle e intrappolata nel ricordo di un amore impossibile, la mamma Stefania, amorosa ma soffocata dalle convenzioni borghesi, il padre Vincenzo deluso nelle aspettative sui figli, la zia Luciana a dir poco eccentrica, la sorella Elena che rifugge un destino da casalinga, il fratello Antonio da affiancare nella nuova gestione del pastificio di famiglia. Insieme a loro Alba, la cui strada incrocia professionalmente quella dei Cantone. Non mancano però sorprendenti rivelazioni e colpi di scena. Ed anche per questo il soggiorno di Tommaso dovrà protrarsi ben più a lungo del previsto… 9 SAKİN OL / SCIALLA! yönetmen / di Francesco Bruni oyuncular / con Fabrizio Bentivoglio, Filippo Scicchitano, Barbora Bobulova, Vinicio Marchioni, Giuseppe Guarino, Prince Manujibeya, Arianna Scommegna, Giacomo Ceccarelli, Raffaella Lebboroni müzik / musica Amir Issaa e Ceasar Productions Drammatico, durata 95 min. - Italia 2011 Dram, 95 dakika, İtalya 2011 ödüller / premi 2 David di Donatello, 1 Nastro d’argento, 3 Premi Cinema Giovane Bruno Beltrame hayata küsmüştür… hem de çok uzun zaman önce. Eski yazarlık kabiliyetinden geriye kalanlar ancak “başkalarının yazdığı kitapları” tamamlamaya, futbolcuların ve TV ünlülerinin biyografilerini yazmaya yetmektedir. Öğretme tutkusu yüzünden, evinde kendi gibi hayata küsmüş öğrencilere özel dersler vermeye başlamıştır; öğrencilerinden biri ise diğerleri kadar cahil olsa da biraz aşırı hareketli ve umarsız olan onbeş yaşındaki Luca’dır. Bir gün oğlanın annesi gelir ve geçmişten gelen bir hayalet misali Bruno’nun dünyasını değiştiren bir gerçeği açıklar: Luca onun oğludur… varlığından haberdar olmadığı oğlu... Bu da yetmezmiş gibi, kadın altı aylığına Afrika’da yardım görevlisi olarak çalışmak için ülkeden ayrılma hazırlıkları yapmaktadır ve oğlanı yanında götürme imkânı yoktur. Kadın Bruno’dan çocuğu evine alıp ona bakmasını ister; ancak çocuğun babası olduğunu oğlana söylememek kaydıyla. Böylece, kayıtsız bir eski öğretmen ile kanı kaynayan bir genç birlikte yaşamaya başlar; bu altı ay zarfında, Luca karşısında bir yetişkin erkek rol modeli olarak Bruno’yu bulacak, Bruno ise tüm kayıtsızlığına rağmen bu gizli oğlunun bakımını üstlenecektir; ancak genç adam kendini büyük bir belaya bulaştırmak üzeredir … 10 Bruno Beltrame ha tirato i remi in barca, e da un bel pò. Del suo antico talento di scrittore è rimasto quel poco che gli basta per scrivere su commissione “i libri degli altri”, le biografie di calciatori e personaggi della televisione; la sua passione per l’insegnamento ha lasciato il posto ad uno svogliato tran-tran di ripetizioni a domicilio a studenti altrettanto svogliati, fra i quali spicca il quindicenne Luca, ignorante come gli altri, ma vitale ed irriverente. Un bel giorno la madre del ragazzo si fa viva, come un fantasma dal passato, con una rivelazione che butta all’aria la vita di Bruno: Luca è suo figlio, un figlio di cui ignorava l’esistenza. Non solo: la donna è in procinto di partire per un lavoro di sei mesi in Africa, e il ragazzo non può e non vuole certo seguirla laggiù. La donna chiede a Bruno di ospitare a casa sua il figlio, e di prendersi cura di lui, ma senza rivelargli la sua vera identità. Inizia così una convivenza improbabile fra l’apatico ex-professore e l’inquieto adolescente, sei mesi durante i quali Luca si troverà a confrontarsi con una figura maschile adulta e Bruno, suo malgrado, non potrà fare a meno di prendersi cura di quel figlio segreto, che oltretutto sembra destinato ad infilarsi in un grosso guaio... 11 İŞ ADAMI / L’INDUSTRIALE yönetmen / di Giuliano Montaldo oyuncular / con Pier Francesco Favino, Carolina Crescentini, Eduard Gabia, Francesco Scianna, Elena Di Cioccio, Elisabetta Piccolomini, Andrea Tidona müzik / musica Andrea Morricone Drammatico, durata 95 min. – Italia 2011 Dram, 95 dakika, İtalya 2011 ödüller / premi 3 Globi d’oro, 2 Premi al Festival della Cerase, Premio Bari International Film Festival, Premio Festival Internazionale del Film di Roma Film, Torino’da babasından miras kalmış, iflasın eşiğindeki bir fabrikanın sahibi kırklı yaşlardaki Nicola’nın öyküsünü anlatıyor. Fabrika borç batağına saplanmış, dünyayı saran ekonomik kriz yüzünden bankaya ve piyasalara çok borç yapmıştır. Nicola, bu sorunu hiç tereddüde kapılmaksızın finans kurumlarıyla çözmeye karar verir. Karısı Laura ise bu konuya uzak durmaktadır. Nicola yavaş yavaş aşkını kaybetmekte, aralarındaki meseleleri çözmek için de bir çaba sarf etmemektedir. Kaderlerini tayin etmeye çalışan fabrika işçilerinin etrafını sardığı Nicola, bir yandan da bir Alman şirketi ile ortaklığa gitmeye çalışmaktadır. Kesinliğinden emin olmasa da bir şey onu rahatsız etmeye başlar: karısı. Laura’ya kalbini açmaktansa ondan şüphelenmeye ve onu takip etmeye başlar. Hayatı alt üst olur. Almanlar sözleşmeyi reddetmiş, karısı da boşanma davası açmıştır. Nicola çıldırır. Sonra birden hayatın çarkı tersine döner ve her şey tekrar yoluna girmiş görünmektedir… 12 Nicola ha quarant’anni, è proprietario di una fabbrica, ereditata dal padre, sull’orlo del fallimento. Nicola è strangolato dai debiti e dalle banche, nella Torino che vive la grande crisi economica che soffoca tutto il paese. Ma è orgoglioso, tenace. Ha deciso di risolvere i suoi problemi senza farsi scrupoli, esattamente come le finanziarie che lo vorrebbero al tappeto. Laura, sua moglie, è sempre più distante. La sta perdendo, se ne è accorto, ma non fa nulla per colmare la distanza che ormai li separa. Assediato dagli operai che lo pressano per conoscere il loro destino, in attesa di concludere una joint venture con una compagnia tedesca, Nicola avverte che qualcosa sta turbando l’unica certezza che gli è rimasta: il matrimonio. Ma invece di aprirsi con Laura comincia a sospettare di lei. E a seguirla di nascosto. Tutto precipita. I tedeschi rifiutano l’accordo e Laura annuncia che ha intenzione di separarsi. Nicola annaspa e tira fuori il peggio di sé. Poi la ruota della vita di Nicola gira. Tutto sembra tornare a posto: l’azienda, il matrimonio, il successo sociale. Ma Nicola ha più di un segreto e Laura non tarderà a smascherarlo. 13 KRiPTONiT / LA KRYPTONITE NELLA BORSA yönetmen / di Ivan Cotroneo oyuncular / con Valeria Golino, Luca Zingaretti, Cristiana Capotondi, Libero De Rienzo, Fabrizio Gifuni, Lucia Ragni, Antonia Truppo, Monica Nappo, Rosaria De Cicco, Massimiliano Gallo, Luigi Catani, Vincenzo Nemolato, Gennaro Cuomo müzik / musica Pasquale Catalano Drammatico, durata 110 min. – Italia 2011 Dram,110 dakika, İtalya 2011 ödüller / premi IOFAD Award, 3 Ciak d’oro Her ailenin sırları vardır. Ama bazılarınınki diğerlerinden daha komiktir. Yıl 1973, Napoli’deyiz. Dokuz yaşındaki Peppino Sansone’nin, geniş ve kaotik bir ailesi vardır. Bir de kendini Süpermen sanan Gennaro adlı yaşlı bir kuzeni. Peppino gününün bir kısmını, çılgın ve renkli dünyalarıyla hayatlarını meydanlarda ve partilerde dans edip feminist toplantılara katılarak geçiren genç halası Titina ve amcası Salvatore’yle geçmektedir. Gününün diğer kısmını ise evde ve kendini eve kapayıp anlaşılması zor bir sessizliğe bürünmüş annesi; kafasını dağıtması için babasının evcil hayvan muamelesi gösterip ona verdiği tavuklarla geçmektedir. Ama Gennaro ölünce, Peppino, sanki kuzeni gerçekten de söylediği üzere bir süper kahramanmış gibi, kendi hayal gücünü kullanarak gerçekleri yeniden yazar ve bu sayede hayata dönmeye başlar. Bu hayali arkadaş ve Napolili Süpermen sayesinde, onun çok da süper olmayan güçlerini elinde tutan Peppino, ailesinin bu tuhaflıklarına göğüs gerip yetişkinler dünyasına adım atmaya başlar. 14 Peppino Sansone è, come tutti spesso gli dicono, un bambino speciale. Molto speciale. Ed è dubbio che questo sia un complimento. Peppino ha sette anni, è decisamente bruttarello, è l’unico della sua classe a portare gli occhiali, e vive in una famiglia affollata e piuttosto scombinata della Napoli degli anni settanta. Suo cugino più grande, Gennaro, crede di essere Superman e va in giro per il quartiere vestito con una calzamaglia azzurra e una mantellina da parrucchiere annodata sulle spalle. Quando Gennaro muore, cercando di fermare un autobus in corsa, la fantasia di Peppino riscrive la realtà e lo riporta in vita, come se il cugino fosse effettivamente il supereroe che dice di essere. Ed è grazie a questo amico immaginario, a questo superman napoletano dai poteri traballanti, che Peppino riesce ad affrontare le vicissitudini della sua famiglia, la depressione della madre Rosaria, i tradimenti del padre, che ha per amante la figlia del tabaccaio, e soprattutto le follie dei due zii giovani, Titina e Salvatore, che lo portano in giro per una Napoli folle e colorata, fra collettivi femministi e feste in discoteca, facendogli anche varcare di straforo qualche ‘porta della percezione’. Nel giro di pochi mesi i destini della famiglia Sansone si rovesciano completamente: Rosaria scopre strade moderne per affrontare il tradimento del marito, suo padre Antonio torna a casa, gli zii giovani hanno un inaspettato impatto con la vita, e Peppino finalmente supera la sua personale linea d’ombra e riesce a diventare grande. 15 ESARETTEN KAÇIŞ / LA FUGA (A CAVALLO DELLA TIGRE) yönetmen / di Carlo Mazzacurati oyuncular / con Fabrizio Bentivoglio, Paola Cortellesi, Tuncel Kurtiz, Marco Messeri, Marco Paolini, Rafik Boubker, Manrico Gammarota, Roberto Citran, müzik / musica Ivano Fossati Drammatico, durata 102 min. – Italia 2002 Dram, 102 dakika, İtalya 2002 Kırklı yaşlarında sempatik ve hayat dolu Guido Milano’da yaşamaktadır ve borç batağındadır. Maddi sorunlarını çözmek için bir soygun planlar ve işin içine televizyon dansçısı kızarkadaşı Antonella’yı da karıştırır. Ancak kötü planlanmış soygun bir aksilik nedeniyle başarısız olur. Guido tutuklanır, Antonella ise kimliği saptanamadan kaçmayı başarır, kaçarken de tüm ganimeti yanında götürür. İki yıl altı ay sonra, Guido hapisten çıkmak üzereyken iki müebbet hapis hükümlüsü Guido’yu ölümle tehdit ederek kendileriyle birlikte firara zorlarlar. Hapishaneden kaçtıktan sonra, bu iki suçlunun peşinden gitmekten başka çaresi yoktur. Ancak asıl hedefi Antonella’yı bulmaktır. 16 Quarantenne simpatico e vitale, ma pieno di debiti, Guido vive a Milano. Per risolvere la sua situazione economica idea una rapina nella quale coinvolge la sua compagna Antonella, ballerina televisiva. Ma il colpo, male organizzato, va male a causa di un imprevisto. Guido viene arrestato mentre Antonella riesce a fuggire, senza essere identificata, portando con sé l’intero bottino. Due anni e sei mesi dopo, Guido sta per uscire di prigione quando due ergastolani lo coinvolgono - sotto minaccia di morte - in una evasione. Una volta fuori dal carcere, Guido non ha altra scelta che seguire i due. Ma il suo vero scopo è quello di ritrovare Antonella. 17 GIANNI VE KADINLAR / GIANNI E LE DONNE yönetmen / di Gianni Di Gregorio oyuncular / con Gianni Di Gregorio, Valeria de Franciscis, Alfonso Santagata, Elisabetta Piccolomini, Valeria Cavalli, Aylin Prandi, Kristina Cepraga, Michelangelo Ciminale, Teresa Di Gregorio, Lilia Silvi, Gabriella Sborgi, Laura Squizzato, Silvia Squizzato müzik / musica Commedia, durata 90 min. – Italia 2010 Komedi, 90 dakika, İtalya 2010 ödüller / premi 2 Premi Tulipani di Seta Nera Gianni altmışlı yaşlarında, yaşını pek göstermeyen normal sayılabilecek biridir. Yumuşak mizaçlı ve sonsuz sabır gösterebilen biridir. Tüm ailenin hizmetindedir: çalışan ve çok meşgul olan eşinin, hayran olduğu kızının, kızın genç, işsiz güçsüz, bir şekilde eve yerleşmiş ve artık öz oğlu gibi sevdiği erkek arkadaşının, köpeğin, kedinin... Bunlar yetmezmiş gibi bir de annesinin hizmetindedir; eski asilzadelerden doksan yaşında Roma’nın uzak bir bölgesinde, eski bir villada yaşamakta inat eden ve sürekli para harcayan annesi. Gianni’nin zavallı hayatı, alışveriş, köpeği gezdirme ve ev işleri ile geçmektedir. Erken emeklilik yaşamakta ve gereğinden fazla boş zamanı bulunmaktadır. Ta ki arkadaşı Alfonso Gianni’nin gözünü açana kadar... 18 Gianni, sessant’anni ben portati, è un uomo normale, diciamo così. Ha una natura mite e un’immensa capacità di sopportazione. È al servizio di sua moglie che lavora e ha mille impegni, della figlia che adora, del fidanzato della figlia, giovane nullafacente che si è piazzato in casa e che ormai lui ama come un figlio, del cane, del gatto. Dulcis in fundo, c’è sua madre, novantenne nobildonna decaduta, che si ostina a vivere nella vecchia villa alle porte di Roma facendo allegra finanza, con badanti che vanno e vengono. La sua vitarella scorre monotona fra commissioni, passeggiate con il cane e faccende domestiche, del resto è in baby pensione e di tempo ne ha fin troppo. Un giorno, l’amico Alfonso gli fa aprire gli occhi... 19 NE İŞİM VAR BENİM BURADA! / MA CHE CI FACCIO QUI! yönetmen / di Francesco Amato oyuncular / con Daniele De Angelis, Paolo Sassanelli, Alina Nedelea, Chiara Nicola müzik / musica Alberto Caruso Commedia durata 92 min. – Italia 2006 Komedi 92 dakika, İtalya 2006 ödüller / premi Premio NICE New Italian Cinema Events, 2 premi Magna Grecia Film Festival, Premio Maremetraggio, Premio Santa Marinella Film Festival, Premio Bianca Film Festival, Premio Simpatia, Premio Annecy Cinema Italien Alessio onsekiz yaşında bir delikanlıdır ve tek hayali arkadaşlarıyla Avrupa’yı dolaşmaktır. Ne yazıkki sınıfta kaldığını öğrenen ailesi ceza olarak bu seyahate çıkmasına izin vermez. Alessio ailesinin kararına karşı çıkar ve motorsikletle evden kaçar, arkadaşlarına yetişmeye karar vermiştir. Bir seri olay sonucunda kendisini Roma sahilinde bir plaj işletmesinde işe girmiş bulur. Yaz tatilinde başına bir çok talihsizlik gelecektir, kaçışlar, aşklar, beklenmedik buluşmalar... Tatil tecrübesi Alessio’ya önemli bir ders verecektir: “yolculuk” her zaman kilometrelerden ibaret değildir. 20 Alessio è un giovane diciottenne con il sogno di attraversare l’Europa con i suoi amici. Purtroppo viene bocciato a scuola e i suoi genitori decidono di non farlo partire. Alessio non accetta la punizione e fugge in motorino, deciso a raggiungere i suoi amici. Ma a causa di una serie di eventi resterà bloccato sul litorale romano dove inizierà a lavorare in uno stabilimento balneare. Molte disavventure segneranno la sua estate, fughe, amori, incontri improbabili. L’esperienza acquisita servirà ad Alessio per imparare che a volte “viaggiare” non è solo una questione di chilometri. 21 PROGRAM 1 Ekim 2012, Pazartesi 19.00 Açılış “Orkestra Akademik Başkent” konseri 19.45 Kokteyl 20.00 Film gösterimi “SERSERİ MAYINLAR” yönetmen Ferzan Özpetek 2 Ekim 2012, Salı 16.00 SCIALLA! (Sakin ol) 18.00 GIANNI VE KADINLAR 19.45 ESARETTEN KAÇIŞ 3 Ekim 2012, Çarşamba 16.00 İŞ ADAMI 18.00 NE İŞİM VAR BENİM BURADA! 19.45 KRİPTONİT 4 Ekim 2012, Perşembe 16.00 ESARETTEN KAÇIŞ 18.00 İŞ ADAMI 19.45 SCIALLA! (Sakin ol) 5 Ekim 2012, Cuma 16.00 KRİPTONİT 18.00 GIANNI VE KADINLAR 19.45 NE İŞİM VAR BENİM BURADA! Filmler İtalyanca olup; İngilizce ve Türkçe Altyazılıdır 22 PROGRAMMA Lunedì, 1 Ottobre 2012 19.00 inaugurazione Concerto “Orchestra Akademik Başkent” 19.45 Cocktail 20.00 Proiezione film “MINE VAGANTI” regia di Ferzan Özpetek Martedì, 2 Ottobre 2012 16.00 SCIALLA! (Stai sereno) 18.00 GIANNI E LE DONNE 19.45 LA FUGA (A CAVALLO DELLA TIGRE) Mercoledì, 3 Ottobre 2012 16.00 L’INDUSTRIALE 18.00 MA CHE CI FACCIO QUI! 19.45 LA KRYPTONITE NELLA BORSA Giovedì, 4 Ottobre 2012 16.00 LA FUGA (A CAVALLO DELLA TIGRE) 18.00 L’INDUSTRIALE 19.45 SCIALLA! (Stai sereno) Venerdì, 5 Ottobre 2012 16.00 LA KRYPTONITE NELLA BORSA 18.00 GIANNI E LE DONNE 19.45 MA CHE CI FACCIO QUI! Film in italiano, con sottotitoli in inglese e in turco 23