2014 - Makina Magazin
Transkript
2014 - Makina Magazin
Manuel Torna aynaları 60 saniyede hızlı çene değişimi 1.200 Dünyanın en geniş ürün programı Standart Ayna çenesi Hidrolik genleşme teknolojisi % 300 daha iyi yüzey kalitesi Torna tezgahınız. Makinanızı tüm kapasitesiyle kullanmanın tam zamanı. www.tr.schunk.com/kapasite-kullanimi Aile şirketi SCHUNK‘un marka yüzü Jens Lehmann BURSA SAC, PROFİL, KÖŞEBENT, LAMA KESME - DELME İŞLERİNDE... HKM 115 HKM 60 HKM 85 ÇELİK KONSTRÜKSİYON PANJUR AÇMA ÇEŞİTLİ ÇENTİK VE ZIMBA ÇALIŞMARI ÇELİK KONSTRÜKSİYON HPM 115 CNC HPM 85 NC NC HPM ve HKM modelleri için Opsiyonel otomatik sürücü ŞAHİNLER METAL ENDÜSTRİ A.Ş. BURSA / TÜRKiYE www.sahinlermetal.com CNC HPM modelleri için Opsiyonel NC ve CNC kontrol paneli Tel Fax : +90 224 470 01 58 : +90 224 470 09 05 Tanıtım filmini izle: DAHA GÜÇLÜ, DAHA DAYANIKLI, DAHA KESKİN. ISO P, ISO K ve ISO M malzemeler için Tiger·tec® Silver torna ucu Yeni kesici takım malzemeleri ve yeni geometriler – birlikte %75’e varan performans artışı! Benzersiz aşınma direnci ve tokluk özellikleri bu kesici takım malzemelerinin üretimde son derece dayanıklı olmalarını sağlar. Uçların üstün performansını mümkün kılan patentli alüminyum oksit kaplaması, dünya çapında tanınan Tiger·tec® Silver yöntemiyle birlikte metal işlemede tamamen yeni bir boyut açmıştır. wintergerst & faiss Tiger·tec® Silver – çünkü güvenilir iş süreçleri daha fazla gücü hak eder. Walter Kesici Takımlar Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. Istanbul, Türkiye +90 (216) 528 1900 Pbx service.tr@walter-tools.com www.walter-tools.com Teknolojik yenilikler, zirveye taşıyan projeler Harika Bosch Rexroth‘un farklı teknolojileri ile, müşteriye özel anahtar teslim projeler sunan Hidropar Bursa, en iyi kalite ve kusursuz hizmeti ile daima bir adım önde olmanızı sağlayacaktır.Alanında uzman kadrosu; tasarımdan, devreye almaya, müşteri memnuniyetli çalışma ilkesi ile ihtiyaç duyduğunuz her an yanınızda olacaktır. Farkı teknolojisinde, Güven; tecrübesinde. Hidropar Bursa Otomasyon Ltd.Şti. Nilüfer Ticaret Merkezi 61.Sokak No:25 Üçevler - Nilüfer / BURSA Tel: 0224 441 55 11 Fax:0224 441 55 10 info@hidropabursa.com.tr www.hidroparbursa.com.tr İÇİNDEKİLER HABERLER 30 ARAŞTIRMA 52 “İhracatın Yıldızları” ödüllerini törenle aldı 44 FUAR CeMAT 2014’e Türk katılımcılardan yoğun ilgi Alüminyum sektörü üretim merkezi olmayı hedefliyor 85 MAKALE Varlık yönetimi ve güvenirlik 12 Makina Magazin l MAYIS 2014 HABERLER.................................................................................................... 16 Makina İhracatçıları Birliği Başkanlığı’na yeniden Dalgakıran seçildi Fikri Işık: Ar-Ge konusunda olumlu gelişmeler yaşanıyor Galvaniz sektörü İstanbul’da masaya yatırıldı Başkentli sanayicilerden mesleki eğitime destek OSTİM Ekopark onaylandı İhracat Mart ayında yüzde 4,3 arttı İSDER’de bayrağı Akbaytogan devraldı ÇİB, Ekinci ile yola devam edecek Otomotiv endüstrisi, ihracatta son altı yılın rekorunu kırdı FUAR................................................................................................................ 34 Lamiera 2014, sürdürülebilir kalkınmaya odaklanıyor Metalurji sektörü İstanbul’da bir araya gelecek Automechanika İstanbul’da bin 475 katılımcı ürünlerini sergiledi parts2clean, 24-26 Haziran’da düzenlenecek ARAŞTIRMA................................................................................................. 50 Redüktör sektörü devletten destek bekliyor ÜRÜN.....................................................................................................................58 Robot aksesuarlarıyla ilgili güncel haberler Dökme demir için dayanıklı, güçlü ve uzun ömürlü takımlar Parafudurlarda uzun ömür Uzun kullanma mesafelerinde kesme (dilimleme) ve derin kanal açma için yeni konsept LS1000XP: Yeni büyük C02 lazer Esnek çoklu dokunmatik panel serisindeki en güçlü cihaz: CP22xx panel PC SecureFit™ iş güvenliği gözlükleri PNOZmulti 2 (PNOZmB0) ile maksimum esneklik RX 60 serisi, kullanıcılarına önemli avantajlar sağlıyor Genel uygulamalar için benzersiz kompakt sürücü Akıllı telefonla kolayca mükemmel kaynak dikişine Pazara daha hızlı ulaşmak Makina basıncını okumanın en kolay yolu: OsiSense ZMLP -40 ile +70 °C aralığında yeni nesil blok I/O Çok yönlü freze tezgahı MU TECH Alüminyum iş parçaları için en son üretim aletleri İki satırlı ekran içeren yeni lazer mesafe sensörü LE550 Düşük sıcaklık hidrolik hortumu FİRMA HABERLERİ................................................................................... 76 Ermaksan ve Uludağ Üniversitesi iş birliği protokolü imzaladı Nukon, ihracat ağını genişletmeyi hedefliyor tesa, Türkiye’yi stratejik ülke olarak konumlandıracak Schneider Electric, makina imalatçılarını Almanya’da ağırladı Kardemir, yeni yatırımlarla kapasitesini artıracak Durmazlar, metro ve tramwayla dünyaya açılacak Panasonic ve Viko, dünya liderliğini hedefliyor Coşkunöz Ar-Ge Merkezi’ne birincilik ödülü Pneumatech faaliyet alanını genişletiyor Bosch Rexroth servis organizasyonunu genişletiyor Erkan Makina, İscar ve Tekyaz ortak seminer düzenledi SARI SAYFALAR......................................................................................... 95 Yıl: 18 Sayı: 2014/05 Mayıs 2014 © Copyright by MM Maschinenmarkt Vogel Business Media GmbH & Co. KG Würzburg - Almanya Kurucusu NEZİH DEMİRKENT •• İmtiyaz Sahibi DİDEM DEMİRKENT •• Yayın Koordinatörü ve Yazı İşleri Müdürü YALÇIN GÜR (Mak. Müh.) •• Editör ÖZKAN ÖZÇELİK •• Reklam Sorumlusu SİNEM BATURAY •• Görsel Yönetmen MEHMET EMRE DURMUŞ •• Danışma Kurulu Prof. Dr. METİN AKKÖK Prof. Dr. ATİLLA ATAMAN Prof. Dr. OKTAY BODUR Prof. Dr. LEVON ÇAPAN Prof. Dr. MEHMET DURMAN Prof. Dr. NİLÜFER EĞRİCAN Prof. Dr. HAKKI ESKİCİOĞLU Prof. Dr. NURULLAH GÜLTEKİN Prof. Dr. TÜLAY HARZADIN Prof. Dr. ERDİNÇ KALUÇ Prof. Dr. ABDÜLKERİM KAR Doç. Dr. ERTUĞRUL DURAK METİN ÇAVUŞLAR ASLAN B. SANIR •• Bu Sayıda Katkıda Bulunanlar PINAR KILIÇ (İzmir Büro) SÜLEYMAN DEMİREL, KADER ÜNLÜ (Bursa Büro) HASAN TEKE (Kocaeli Büro) HASAN İLİŞ, DENİZ ASLAN (Pendik Büro) ERKAN AKBALIK (Topkapı Büro) SERDAR ASLANTÜRK, FİKRET UYGUN (Ümraniye Büro) ÇAĞLAR BAKIR (Maslak Büro) •• Abone ve Dağıtım Müdürü MECİT YILMAZ •• Yayın Türü YAYGIN SÜRELİ Her ayın 1’inde yayımlanır DÜNYA SÜPER VEB OFSET A.Ş. “GLOBUS” DÜNYA BASINEVİ 100. Yıl Mahallesi 34204 Bağcılar - İSTANBUL Tel: 0 212 440 28 66 - 67 Santral Tel: 0 212 440 24 24 Faks: 0 212 355 35 52 web site: www.makinamagazin.com.tr e-posta: makina.magazin@dunya.com Ücretsiz Danışma Hattı 0 800 219 20 24 0 800 219 20 25 www.dunyastore.com •• Ofset Hazırlık ve Baskı DÜNYA YAYINCILIK A.Ş. •• Dağıtım DÜNYA SÜPER DAĞITIM A.Ş. l MAYIS 2014 l Makina Magazin 13 EDİTÖRDEN Redüktör sektörü kaliteli ürünlere odaklanacak Y Özkan ÖZÇELİK Yerli-yabancı 35 civarında firmanın faaliyet gösterdiği redüktör sektörünün yıl sonunda yüzde 10 büyümesi bekleniyor. Pazar büyüklüğü yaklaşık 1,5 milyar TL olan Türkiye redüktör sanayiinde, yıllık yaklaşık 750 bin adetlik üretim gerçekleştiriliyor. Sektörün yıllık üretiminin ortalama yüzde 30’u ihraç edilirken, geri kalan yüzde 70’lik kısım ise iç piyasada kullanılıyor. 14 Makina Magazin l MAYIS 2014 erli-yabancı 35 civarında firmanın faaliyet gösterdiği redüktör sektörünün yıl sonunda yüzde 10 büyümesi bekleniyor. Pazar büyüklüğü yaklaşık 1,5 milyar TL olan Türkiye redüktör sanayiinde, yıllık yaklaşık 750 bin adetlik üretim gerçekleştiriliyor. Sektörün yıllık üretiminin ortalama yüzde 30’u ihraç edilirken, geri kalan yüzde 70’lik kısım ise iç piyasada kullanılıyor. Çimento, demir çelik ve otomotiv gibi ağır sanayiideki hareketlilikten doğrudan etkilenen redüktör sanayii, henüz istenilen seviyeye ulaşabilmiş değil. Dünyanın gelişmiş ülkeleri ile karşılaştırıldığında, Türkiye redüktör sektörünün kat etmesi gereken önemli bir mesafenin olduğu ifade ediliyor. Sektör, önümüzdeki dönemdeki hedeflerine ulaşabilmek ve uluslararası pazarlarda rekabet edebilmek için kaliteli ürünlere odaklanacak. Kaliteli üretim yolunun da Ar-Ge ve inovasyondan geçmesi, redüktör sanayiinde faaliyet gösteren firmaları bu yönde adımlar atmaya yönlendiriyor. Ancak, sektörün çoğunluğunu KOBİ niteliğindeki firmaların oluşturması, redüktör sanayiinde faaliyet gösteren şirketlerin Ar-Ge konusunda sermaye yetersizliği yaşamasına neden oluyor. Sektörde faaliyet gösteren firmaların dünya ile rekabet edebilmeleri için standart ürünlerin yerine; piyasa tipi planet dişli redüktör ve hassas, boşluksuz redüktör gibi katma değerli ürünler imal etmesi gerektiği dile getiriliyor. Bazı yerli üreticiler bu konuda çalışmalar yaparken, bununla birlikte, yürütülen çalışmaların istenilen seviyeye ulaşmadığı da belirtiliyor. Makina İhracatçıları Birliği Dalgakıran ile yoluna devam edecek Makina İhracatçıları Birliği’nin Ankara’da yapılan Olağan Genel Kurul Toplantısı’nda, seçime tek liste ile giren Adnan Dalgakıran, oy birliği ile gelecek dört yıl için yeniden Başkan seçildi. Seçim konuşmasında, 2023 ihracat hedefi içerisinde birliğe düşen payın 100 milyar dolar olduğuna vurgu yapan Dalgakıran, Türk makinalarına yeni pazarlar bulmak için çalışmaya devam edeceklerini aktardı. 2023 ihracat hedeflerine ulaşılabilmesi için yeni pazarlara ihtiyaç olduğunu vurgulayan Dalgakıran, uzak-yakın demeden tüm pazarlarda makinacıların varlığını hissettirmeleri gerektiğini söyledi. 2013 yılı içerisinde pazar alanlarını genişletmek için çalışmalar yaptıklarına değinen Adnan Dalgakıran, geçen yıl sadece yurt dışında 11 fuara katıldıklarını bildirdi. Makina sektörünün 200’ü aşkın ülkeye ihracat yaptığının altını çizen Dalgakıran, Almanya başta olmak üzere; Hollanda, Brezilya, Endonezya, Rusya ve ABD’de de tanıtım faaliyetlerini artıracaklarını kaydetti. n Kolaycakullanabileceğinizbirbasınç şalterimiarıyorsunuz? PS1000/1100/1200Serisi PnömatikDenetleyici:ElektronikBasınçŞalteri Ayarvidasıüzerindenkolaycaayaryapılabilmektedir. Montajıkolaydır.6’lıkhortumrakorunadoğrudanbağlanabilir. • Havavekuruinertgazlarileberaberkullanılabilir. • Pozitifbasınçvevakumiçinkullanılabilir. Pozitifbasınç Birleşikbasınç Vakum PS1000-1ile4,5bar Ayarbasıncınınüzerindeanahtarlamayapar PS1100-1ile4bar Ayarbasıncınınaltındaanahtarlamayapar PS1200-1ile0bar Ayarbasıncınınaltındaanahtarlamayapar • 2uçludur,PNPveyaNPNolarakçıkışalınabilir. • BüyükLEDışığısayesindeanahtarlamakolaycagörülebilir. Kompaktvehafiftir. HABERLER Makina İhracatçıları Birliği Başkanlığı’na yeniden Dalgakıran seçildi Makina ihracatçıları Birliği Başkanlığı görevini dördüncü kez üstlenecek Adnan Dalgakıran, gelecek dönemde de sektöre hizmet vermekten mutluluk duyacağını ifade etti. M akina İhracatçıları Birliği Olağan Genel Kurul Toplantısı Ankara’da gerçekleştirildi. Seçime tek liste ile giren Makina İhracatçıları Birliği Başkanı Adnan Dalgakıran, Genel Kurul’da oy birliği ile gelecek dört yıl için yeniden Başkan seçildi. Seçimde, 10 Adnan Dalgakıran, “Uzak veya yakın demeden tüm pazarlarda varlığımızı hissettirmeliyiz” dedi. kişilik Asil Yönetim Kurulu üyelerinden üçü ise değişti. Asil adaylar arasında yeni dönemde; Necmettin Öztürk, Zeynep Erkunt Armağan ve Mehmet Ağrikli ilk kez görev aldı. Dalgakıran’ın listesindeki diğer isimler ise; Serol Acarkan, Kutlu Karavelioğlu, Sevda Kayhan Yılmaz, Hüseyin Durmaz, Ali Eren, Tamer Güven ve Ferdi Murat Gül oldu. “Yeni pazarlar bulmak için çalışacağız” Seçim konuşmasında, 2023 ihracat hedefi içerisinde birliğe düşen payın 100 milyar dolar olduğuna vurgu yapan Adnan Dalgakıran, “Türk makinalarına yeni pazarlar bulmak için çalışacağız. 2023 ihracat hedefimize ulaşabilmek için yeni pazarlara ihtiyacımız var. Uzak veya yakın demeden tüm pazarlarda varlığımızı hissettirmeliyiz” diye konuştu. 2013 yılı içerisinde pazar alanlarını genişletmek için çalışmalar yaptıklarına değinen Dalgakıran, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Geçtiğimiz yıl içerisinde sadece yurt dışında 11 fuara katıldık. Sektörümüz 200’ü aşkın ülkeye ihracat yapıyor. Almanya başta olmak üzere; Hollanda, Brezilya ve Endonezya’nın yanı sıra, Rusya ve ABD için de tanıtım faaliyetlerimizi artırarak, ihracatımızı daha da yukarılara taşıyacağız.”n Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık: Ar-Ge konusunda olumlu gelişmeler yaşanıyor 2023 yılında 60 milyar dolarlık Ar-Ge harcaması yapılmasını hedeflediklerini söyleyen Fikri Işık, bunun 40 milyar dolarının özel sektör, 20 milyar dolarının da kamu marifetiyle yapılmasını öngördüklerini belirtti. B ilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Türkiye’nin Ar-Ge harcamasının Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’nın (GSYH) yüzde 1’i civarında olduğunu dile getirerek, “Ar-Ge harcamalarında 2014’te yüzde 1’i geçeceğiz. Ancak, 2023’teki hedefimiz yüzde 3’ü bulmak. 2 trilyon dolar GSYH’da yüzde 3, 60 milyar dolar yapıyor. 60 milyar doların 40 milyar dolarının özel sektör, 20 milyar dola- Fikri Işık, “Ar-Ge harcamalarında 2014’te yüzde 1’i geçeceğiz. Ancak, 2023’teki hedefimiz yüzde 3’ü bulmak” dedi. 16 Makina Magazin l MAYIS 2014 rının da kamu tarafından yapılmasını hedefliyoruz” diye konuştu. Türkiye İş Kadınları Derneği’nin (TİKAD) toplantısına katılan Işık, ArGe ve inovasyonun Türkiye için önemine değinerek, artık hiç kimsenin kimseye parasıyla bile olsa teknoloji satmadığını söyledi. Işık, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Türkiye’nin; kendi teknolojisini üreten, teknoloji transferinde bilinçli hareket eden, hızlı teknoloji transferini yapıp, sonra o düzeyin üzerine kendisi Ar-Ge çalışması yapan bir konuma gelmesi için çalışmalarımız sürdürüyoruz. Bu konuda da olumlu gelişmeler yaşanmaktadır.” Türkiye’de kadın girişimci sayısının her geçen gün arttığını da dile getiren Fikri Işık, kadının eğitim düzeyi yükseldikçe, istihdama katılının da yükseldiğini ifade etti. n Birlikte başarabiliriz, güçlerimizi birleştirerek işinizi geleceğe taşıyacak araçlar inşa edebiliriz. Kamyonlarınız 40 tona çıkabilen kargoları taşırken, Parker gibi global bir ortakla çalışmak yükünüzü hafifletecektir. Hareket ve kontrol teknolojilerimiz, kamyon üreticilerinin düşük maliyetli ve daha verimli ağır yük kamyonları üretebilmelerine olanak sağlıyor. Endüstri lideri enerji geri kazanımı sağlayan hidrolik ve pnömatik akışkan iletimi, frenleme, yakıt hatları, elektronik kontrol ve filtreleme sistemlerinden kabin konforu kontrol sistemlerine kadar dünyanın önde gelen kamyon üreticilerinin üretim maliyetlerinde yüksek oranda tasarruf elde etmelerini sağlıyoruz. Daha fazla bilgi için www.parker.com adresini ziyaret ederek size nasıl yardımcı olabileceğimizi keşfedebilirsiniz. parker.turkey@parker.com +90 216 499 70 81 HABERLER Galvaniz sektörü İstanbul’da masaya yatırıldı Sektörün tüm aktörlerini bir araya getiren “Sıcak Daldırma Konferansı”, GALDER tarafından bu yıl ilk kez düzenlendi. Yoğun bir katılıma sahne olan etkinlikte, sektörün mevcut durumu ve geleceği tartışıldı. Mehtap AKBAŞ ÇİFTCİ / DÜNYA G enel Galvanizciler Derneği (GALDER) tarafından organize edilen ve sektörün tüm aktörlerini bir araya getiren “Sıcak Daldırma Konferansı”, Crown Plaza Asia Otel’de gerçekleştirildi. Ulusal ve uluslararası anlamda yoğun bir katılımın gözlendiği etkinlikte, sektörün mevcut durumu ve geleceği masaya yatırıldı. Etkinliğin ilk kez düzenlendiğini, buna rağmen beklentilerinin çok üzerinde bir ilgiyle karşılaştıklarını ifade eden GALDER Başkanı Cihan Yıldırım, etkinliğin önümüzdeki süreçte de tekrarlanabileceğinin sinyalini verdi. Galvanizin dünyada 150, Türkiye’de ise 90 yıllık bir geçmişe sahip olduğunu ifade eden Yıldırım, “Aradaki fark, tekniğin geç öğrenilmesinden değil, bilinirliliğin olmamasından kaynaklanıyor. Korozyona karşı önemli bir kalkan olan galvanizleme konusunda Türkiye henüz yolun çok başında. Dünya ile bir kıyaslama yaptığımızda, Avrupa’yı bu konuda örnek almamız gerektiğini görüyoruz” diye konuştu. “Çevresel performansı en iyi olan yöntem” Galvaniz kaplamada kullanılan ürünlerin çoğunluğunun geri dönüşümle doğaya kazandırılabildiğine dikkat çeken Cihan Yıldırım, konuşmasına şöyle devam etti: “Galvaniz, korozyon koruma yöntemleriyle kıyaslandığında çevresel performansı en iyi olan yöntem. Çünkü, ürünün üzerini yüzde 100 doğal bir madde olan çinko ile kaplıyorsunuz ve hiç 18 Makina Magazin l MAYIS 2014 bir kalıntı bırakmıyor. Türkiye’de 2013 yılı içinde tahmini olarak 550 bin ton galvanizli çelik üretimi yapıldı. Bu rakamlar yeterli değil. Almanya’da söz konusu üretim rakamı 2 milyon ton” İnsanların galvaniz kaplama yöntemini pahalı bir yöntem olarak gördüğünü dile getiren Yıldırım, “Boya ile galvaniz kıyaslandığı zaman, her ikisi birbirine yakın gibi gözüküyor. Ancak, galvanizli yöntemin farkı ilk beş yıl içinde ortaya çıkıyor. Çünkü, galvaniz kaplama yaptığınız bir ürün tekrar onarım ve bakım gerektirmiyor” diye konuştu. Çakır: Korozyon çok önemli bir konu Konferansta korozyon ile ilgili bilgiler veren Korozyon Derneği’nin kurucusu Prof. Dr. Ali Fuat Çakır ise, canlıların hayatını tehlikeye atan ko- rozyonun, tabiatın tahribine neden olduğunu vurguladı. Çakır, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bundan dolayı koruzyon çok ciddi bir konu. Korozyonu; sermaye, malzeme, enerji, emek ve bilgi israfı olarak açıklayabiliriz. Korozyon hem başımızın belası, hem de ekmek paramız. Önlenmesini değil, çözüm olarak galvanizleme yapılmasını öneriyoruz. Yani ortama dayanıksız metalleri daha dayanıklı metalle kaplayabiliriz. Bugün ülkemizin yıllık kaybı 50 milyar dolar. Biz bu durumu Türkiye’de iyi anlatamıyoruz diye üzülüyoruz belki, ancak dünyanın da bu işi çok iyi yaptığını söylemek güç.” GALDER’in de üyesi olduğu IZA’nın (Uluslararası Çinko Birliği) Teknoloji ve Pazar Geliştirme Komitesi’nde yer alan Martin Gagne ise, etkinlikte galvanizli çeliğin performansı ile ilgili bir sunum yaptı. n METAL LEVHA ÇALIŞMASI İÇİN MAKİNELER, TESİSATLAR, EKİPMANLAR, BORULAR, DEMİRLER, TELLER VE METAL YAPI İŞLERİ. BASKILAR, KAYNAKLAMALAR. TERMİK İŞLEMLER. YÜZEY İŞLEMLERİ VE FİNİSAJI. B o l o g n A 1 4 - 1 7 / 5 / 2 0 1 4 Yer Fiera Bologna, Girişler Michelino, Nord Tarih, ziyaret saatleri 14 Mayıs 2014 Çarşambadan 17 Mayıs 2014 Cumartesiye her gün 09:00-18:00 arası Süresiz giriş bileti 12,00 € önkayıt ile ücretsizdir Önkayıt lamiera.net Takip: YENİLİK ! TEMATİk ALANLAR Tanıtım firması UCIMU-SISTEMI PER PRODURRE Organizatör firma CEU-CENTRO ESPOSIZIONI UCIMU SPA Işbirliği içinde olduğu kuruluş Senaf srl, via Eritrea 21/A, 20157 Milano MI (Italy) tel. +39 023 320 391, fax +39 0239 005 289 Bilgi için LAMIERA c/o CEU-CENTRO ESPOSIZIONI UCIMU SPA viale Fulvio Testi 128, 20092 Cinisello Balsamo MI (Italy) tel +39 0226 255 225/227, fax +39 0226 255 890 lamiera.vista@ucimu.it www.lamiera.net Tanıtım firması HABERLER Başkentli sanayicilerden mesleki eğitime destek Başkentli sanayiciler, Orta Anadolu Bölgesi’nde yer alan meslek lisesi mezunu öğrencilerin maliyetlerini karşılamak koşulu ile kendi işletmelerinde staj ve istihdam imkânı sağlayacak. Projeye İŞKUR da destek verecek. O STİM OSB merkezli Aktif Sanayici ve İşadamları Derneği, başlattığı eğitim çalışmasıyla, mesleki eğitimin sanayici ve istihdam için daha verimli olmasını hedefliyor. İŞKUR Genel Müdürü Nusret Yazıcı ile de projeyi paylaşan Aktif Yönetim Kurulu Başkanı Ufuk Bayraktar, öncelikle Orta Anadolu’da bulunan meslek lisesi mezunları ile projeyi başlatacaklarını söyledi. Genel Müdür Yazıcı’yı ziyaret ederek, proje hakkında bilgi veren Bayraktar, derneklerinin farkındalık yaratmak hedefiyle kurulduğunu ifade etti. Bayraktar, “Yüzde 70 sanayici profilimiz ile ihracat ve istihdamı öncelik olarak belirledik” dedi. “Türkiye’de Üretilen Malı Kullanıyorum” kampanyası hakkında da bilgi veren Bayraktar, kamu alımlarında daha fazla yerli alıma ağırlık verilmesi için çaba gösterdiklerini dile getirdi. Bayraktar, Aktif’in 20 Makina Magazin l MAYIS 2014 mesleki eğitime yönelik çalışmaları konusunda ise şunları söyledi: “Sanayici olarak, nitelikli elemana ihtiyacımız var. Türkiye’nin de her tarafında endüstri meslek lisesi oluşumu söz konusu. Ankara’dakilerden istediğimiz verimi alamıyoruz. Taşradakiler de bize ulaşamıyor. Özellikle, Orta Anadolu’da bize yakın olan illerden endüstri meslek lisesi müdürleri ile irtibata geçtik. Bölümlerinden mezun öğrencilerin isimlerini bize bildirmelerini istiyoruz. Bu öğrencileri gruplar halinde Ankara’ya getirip, ikamet etmelerini ve işletmelerimizde çalışmalarını sağlamayı hedefliyoruz.” “Çankaya Üniversitesi de destek verecek” Çankaya Üniversitesi Rektörü Ziya Burhanettin Güvenç’in de projelerine destek sözü verdiğini aktaran Ufuk Bayraktar, “Çankaya Üniversitesi’nin, çocukların branşlarını tamamlamaları noktasında katkıları söz konusu. Çocukların bir kısmına da girişimciliği öğretmek istiyoruz. Sonrasında gidip memleketlerinde girişimci olsunlar ve onlar da başka çocuklara fayda sağlasınlar istiyoruz. OSTİM KOSGEB ile projemizi paylaştık. Bu projenin en önemli sahiplerinden birisinin de İŞKUR olduğunu düşünüyoruz. İŞKUR ne yapabilir bunu kendileriyle görüşmek istedik” diye konuştu. Yazıcı: Projeye destek verebiliriz Benzer bir projenin yürürlükte olduğunu belirten İŞKUR Genel Müdürü Nusret Yazıcı ise, ek bir protokol olmadan Aktif projesine destek verebileceklerini kaydetti. Yazıcı, şunları söyledi: “Devam eden projemizde öncelikli olarak sanayiden talepleri alıyoruz. Sonra, çocuklara endüstri meslek liselerinde eğitim veriyoruz. Devamında, mezun olanları sanayide işe yerleştiriyoruz. Eğer bir sınıf oluşturulabilirse, proje ile ilgili eğitimleri İŞKUR olarak finanse edebiliriz. Yeni bir protokol ya da projeye gerek yok. Çalışan mekanizmamız içerisinde bunu yapabiliriz.” İŞKUR olarak, kurslara katılan çocuklara sigorta yaptıklarını ve cep harçlığı verdiklerini anlatan Yazıcı, kurs sürecinde eğitim maliyetlerini karşıladıklarını da aktardı. Yazıcı, “Kursumuza katılan öğrenciler, önce teorik, sonra da pratik eğitim alıyorlar. İşverenler daha çok pratiğe önem veriyor. 2009’dan bu yana var olan projemiz kapsamında, Aktif’in projesini de değerlendirmeyi tavsiye ediyorum. Derneğin belirlediği çocukları UMEM projesine dahil edebiliriz” diyerek sözlerini noktaladı. n HABERLER OSTİM Ekopark onaylandı OSTİM Ekopark, Bakanlar Kurulu kararıyla Teknoloji Geliştirme Bölgesi olarak ilan edildi. Karar, 4 Nisan 2014’te Resmi Gazete’de yayımlanmasının ardından yürürlüğe girdi. O STİM Ekopark, Bakanlar Kurulu’nun 2014/5939 sayılı; “Bazı Alanların Teknoloji Geliştirme Bölgesi Olarak Tespit Edilmesine ve Bazı Teknoloji Geliştirme Bölgelerinin Sınırlarında Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kararı” ile Teknoloji Geliştirme Bölgesi olarak ilan edildi. Karar, 4 Nisan 2014’te Resmi Gazete’de yayımlanmasının ardından yürürlüğe girdi. Ekopark’ın, OSTİM Organize Sanayi Bölge Müdürlüğü tarafından tahsis edilen 87 dönümlük alana kurulacağını bildiren yetkililer, sözlerini şöyle sürdürdüler: “Merkez, çevre teknolojileri ve enerji alanında Ar-Ge faaliyeti yürüten firmalara ev sahipliği yapacak. Türkiye’nin enerji konusunda yaşadığı sorunlara çözüm üreten kurum ve kuruluşların ortak noktası olacak Ekopark, Teknoloji Geliştirme Bölgesi statüsünde faaliyet gösterecek ve bünyesindeki firmalara çeşitli devlet desteklerin- Türkiye’nin enerji konusunda yaşadığı sorunlara çözüm üreten kurum ve kuruluşların ortak noktası olacak Ekopark, Teknoloji Geliştirme Bölgesi statüsünde faaliyet gösterecek ve bünyesindeki firmalara çeşitli devlet desteklerinden yararlanma olanağı sunacak. den yararlanma olanağı sunacak. OSTİM Yenilenebilir Enerji ve Çevre Teknolojileri Kümelenmesi’yle elde edilen bilgi birikimi ve iş birliği tecrübesi odağında gelişen merkez, enerji sorunlarının çözümüne yönelik çalışmalar için ülke çapında tüm paydaşların katkılarıyla ulusal bir referans ve hareketlilik merkezi olmayı hedefliyor. Enerji teknolojilerinin yerlileştirilmesine yönelik çalışmaların da yapılacağı Ekopark’ta; Ankara’daki sekiz üniversite ile enerji teknolojileri alanında faaliyet yürüten bölgedeki kamu sanayi kuruluşu TEMSAN da aynı çatı altında buluşacak.” Merkezin; Ankara ve yurt genelindeki tüm üniversitelere ve enerji sektöründeki firmalara, enerji teknolojileri konusunda temel araştırmadan ticarileştirmeye varan süreçte Ar-Ge ve inovasyon olanakları sunacağını belirten yetkililer, “OSTİM OSB içinde yer alan bir teknoloji geliştirme bölgesi olarak, araştırmacıların bölgedeki üretim kabiliyetlerinden de kolaylıkla yararlanması hedefler arasında” diye konuştular. “Proje beş yılda tamamlanacak” OSTİM Ekopark Teknoloji Geliştirme Bölgesi’nin etaplar halinde tamamlanacağını dile getiren yetkililer, şunları aktardılar: “Projenin ilk aşaması olan beş dönümlük alan üzerine inşa edilecek binanın iki yılda bitirilmesi öngörülüyor. Proje alanının tepesinde yer alan 2 bin metrekarelik bölüm üzerinde oluşturulacak kentsel güneş tarlasından elde edilen enerji, kampüsün ihtiyacını karşılamaya yönelik kullanılacak. Projenin beş yılda bitirilmesi planlanıyor. Bölgede yer alacak çözüm ortakları ile ortaklaşa yürütülecek yapım aşaması tamamlandığında, Ar-Ge birimlerine ek olarak; test ve analiz laboratuvarları, enerji alanında bilgi merkezleri, kütüphane, eşleştirme ve ticarileştirme merkezleri, müze, sergi ve konferans salonları hizmete girecek.” n MAYIS 2014 l Makina Magazin 21 HABERLER İhracat Mart ayında yüzde 4,3 arttı Mart ayında 13 milyar 14 milyon dolarlık ihracata imza atan Türkiye, söz konusu dönemde dış satışını yüzde 4,3 artırdı. Mart ihracatında otomotiv sektörü ilk sırada yer alırken; ikinci sırada hazır giyim ve konfeksiyon, üçüncü sırada ise kimyevi maddeler ve mamulleri sektörü yer aldı. T ürkiye’nin Mart ayında gerçekleştirdiği ihracat, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 4,3 artarak, 13 milyar 14 milyon dolar olarak gerçekleşti. 2014 yılının ilk üç ayında gerçekleştirilen ihracat ise, yüzde 6,2 artışla, 38 milyar 607 milyon dolar oldu. Mart ayında en fazla ihracatı, 2 milyar 127 milyon dolar ile otomotiv sektörünün yaptığını bildiren Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, “Bu sektörü; 1 milyar 604 milyon dolar ihracat ile hazır giyim ve konfeksiyon sektörü ve 1 milyar 468 milyon ve yüzde 118 artış ile Kolombiya yer aldı. Mart’ta AB’ye ihracat yüzde 13,2 artarak 5 milyar 974 milyon dolara, Ortadoğu’ya da yüzde 7,9 artarak 2 milyar 463 milyon dolara yükseldi.” “Türkiye 2013’te yüzde 4 büyüdü” TÜİK tarafından açıklanan 2013 büyüme rakamları hakkında da açıklamalarda bulunan Mehmet Büyükekşi, Türkiye’nin 2013 yılının tamamını yüzde 4 büyümeyle tamamladığını hatırlattı. Büyükekşi, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: Mehmet Büyükekşi, ticari kredilerdeki daralmanın dikkat edilmesi gereken bir durum olduğunu ifade etti. dolari ile de, kimyevi maddeler ve mamulleri sektörü takip etti” diye konuştu. Mart ayında en fazla ihracat yapılan üç ülkenin sırasıyla; Almanya, Irak ve İngiltere olduğunu belirten Büyükekşi, şöyle konuştu: “Almanya’ya gerçekleştirilen ihracat geçen yılın aynı ayına göre yüzde 16,4 artarken, Irak’a yüzde 7,2 ve İngiltere’ye de yüzde 22,5 artış gösterdi. Söz konusu dönemde ihracatın önemli oranda arttığı ülkelerin başında; yüzde 148 artış ile Vietnam, yüzde 123 artış ile Norveç 22 Makina Magazin l MAYIS 2014 “Geçtiğimiz yılın son çeyreğinde, altın ihracatındaki gerilemenin negatif baz etkisi nedeniyle net ihracatımız maalesef büyümeye pozitif katkı vermedi. 2013 yılının tamamında ise, ihracat özellikle üçüncü çeyrekteki kuvvetli altın baz etkisi nedeniyle büyümeye neredeyse hiç katkı sağlamadı.” “Bu yıl da aynı tempo sürecek” 2014’te de aynı temponun devam edeceğini öngördüklerini ifade eden Büyükekşi, “Geçtiğimiz yıl altın hariç değerlere baktığımızda, yüzde 6,7 artış kaydeden mal ihracatı rakamlarının büyümeye net 2 puana yakın katkı yaptığını gözlemliyoruz. Senelik toplamlara baktığımızda ise, özel tüketim harcamaları ve finans sektörlerinin büyümeye ağırlıklı katkı yapan sektörler olduğunu gözlemliyoruz. İmalat sektörlerinin de yüzde 4,7 büyüyerek büyümeye net 1,2 puanlık katkı yapmalarını sevindirici ve sürdürülmesi gereken bir gelişim olarak görüyoruz. 2014’te, ekonomik büyüme modelimizin ihracat ve imalat sektörlerine dayanması gerektiğini ve bu yılı bir fırsat yılı olarak gördüğümüzü sürekli vurgulamaya devam edeceğiz. Nitekim, Ocak-Şubat aylarına yönelik kesinleşen yüzde 7,2’lik ihracat artışı da bu öngörümüzü destekliyor. Yılın ilk aylarında görülen ihracatta yukarı, ithalatta aşağı yönlü gelişmelerin yanı sıra, özellikle AB kaynaklı dış pazarlardaki talep artışları, rekabetçi kur avantajı ve altının baz etkisinin ortadan kalkması gibi faktörlerin de etkisiyle ihracat büyümeye olumlu katkı yapacak” dedi. “Ekonomi yeni bir denge arayışında” Merkez Bankası’nın son yaptığı faiz artırımının ardından, ekonominin yeni bir denge arayışında olduğunu söyleyen TİM Başkanı Büyükekşi, kredi artış hızının yavaşlamasına dikkat çekti. Bireysel kredilerin kontrol altına alınmasını olumlu bulduklarını kaydeden Büyükekşi, “Ancak, ticari kredilerdeki daralma ise dikkat edilmesi gereken bir durum” diye konuştu. Son faiz artırımının ardından HABERLER döviz kurlarında dalgalanmanın durduğuna dikkat çeken Büyükekşi, şunları aktardı: “Döviz kurları nispeten dar bir bantta salınmaya başladı. İhracatçılarımız için volatilitenin azalmasını çok olumlu buluyoruz. Hem dalgalanmanın azalması, hem de döviz kurlarının rekabetçi seviyelerde yer alması ihracatımız açısından son derece güzel gelişmeler.” “Üretici zor durumda” Üretici enflasyon oranlarının, üretenlerin ne kadar zor durumda olduğunu gösteren bir sinyal olduğunu dile getiren Mehmet Büyükekşi, “Üretici enflasyonu Şubat ayında yıllık bazda yüzde 12,4 çıkarken, tüketici enflasyonu yüzde 7,9 oldu. Rakamlar bize zayıf talep sebebiyle tüketicilerin fiyata karşı hassasiyetinin arttığını gösterdi” dedi. “Yabancı sermaye girişi azaldı” Türkiye açısından bir diğer olumsuz gelişmenin de yabancı sermaye konusunda olduğunu belirten Büyükekşi, konuşmasına şöyle devam etti: “Türkiye’ye 2013 yılında 12,7 milyar dolar yabancı sermaye girişi yaşandı. Bu değer, 2012’ye göre yüzde 4,1’lik bir gerilemeye işaret ediyor. Bu noktada gerekli tedbirlerin alınması gerekiyor.” “ABD’de iyimserlik artıyor” Dünya ekonomisinde yaşanan gelişmeler hakkında da açıklamalarda bulunan TİM Başkanı Büyükekşi, gelişmiş ülkeler cephesinde, özellikle ABD’de iyimserliğin arttığını söyledi. Söz konusu iyimserlik paralelinde, ABD Merkez Bankası’nın parasal genişlemeden çıkışını sürdürdüğünü kaydeden Büyükekşi, şunları söyledi: “FED, ekonomide canlanmanın sürdüğü sinyallerini veriyor. Bu gelişmelerle birlikte, gelişen ülkeler yeni küresel koşullara uyum sağlamaya çalışıyor. Ekonomik büyümenin yavaşladığı gelişen ülkelerin para birimlerinde yeni denge arayışı sürüyor. Ukrayna-Kırım-Rusya temelli siyasi riskler ile Çin’in liberal sisteme kademeli olarak geçişi ile başlayan sancılar, gelişen ülkelerde dalgalanma yaratabilir.” “ABD ile en kısa zamanda STA imzalamalıyız” Dünya ticaretindeki son dönemde yaşanan önemli gelişmelerden birinin de, AB-ABD arasındaki Serbest Ticaret Anlaşması (STA) olduğunu ifade eden Büyükekşi, “Bu anlaşmanın yıllık ek 100 milyar dolarlık bir ticaret hacmi yaratacağı öngörülüyor. Türkiye’nin bu anlaşmanın içinde olması daha fazla önem kazandı. Bizim de, bu süreçle birlikte ABD ile en kısa zamanda bir STA imzalamamız gerektiğine inanıyoruz” diye konuştu. 23ncü Fakuma – Uluslararası Plastik İşleme Fuarı Plastik enjeksiyon makineleri Termoform teknikleri Ekstruder hatları Kalıp ve ekipman sistemleri Hammadde ve komponentler “Avrupa’daki toparlanma ihracata olumlu yansıyor” Avrupa ekonomisindeki toparlanmanın da sürdüğünü anlatan Mehmet Büyükekşi, söz konusu toparlamanın ihracata olumlu yansıdığını bildirdi. Büyükekşi, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Nitekim, Ocak-Mart döneminde mal ihracatımızdaki artış oranı yüzde 5,8 iken, Türkiye’nin AB’ye ihracatı ilk çeyrekte yüzde 11,3 arttı. Bu rakamlarla birlikte, Türkiye’nin mal ihracatında AB’nin payı yüzde 45,4’e yükseldi. Bu oranının 2012 yılında yüzde 38’e kadar indiğini düşündüğümüzde, AB’de yaşanan bu canlanmaların ihracatımız üzerindeki olumlu etkisi daha da net anlaşılıyor. Bu artıştan en fazla ihracat yapan otomotiv ve hazır giyim sektörleri olumlu etkileniyor.” n MAYIS 2014 l Makina Magazin 23 14 – 18 EK M 2014 FRIEDRICHSHAFEN www.fakuma-messe.de HABERLER İSDER’de bayrağı Akbaytogan devraldı İSDER’in 5. Seçimli Olağan Genel Kurulu’nda, Ender Akbaytogan derneğin yeni Başkanı oldu. Uzun yıllardır İSDER’in Başkan Yardımcılığı görevini yürüten Akbaytogan, görevi Onursal ve Kurucu Başkan Rızanur Meral’den devraldı. İ stif Makinaları Distribütörleri ve İmalatçıları Derneği’nin (İSDER) 5. Olağan Genel Kurulu, 21 Nisan 2014’te Pendik Greenpark Otel’de gerçekleştirildi. Genel Kurul’da, uzun yıllardır İSDER’in Başkan Yardımcılığı görevini yürüten Ender Akbaytogan, Onursal ve Kurucu Başkan Rızanur Meral’den görevi devralarak, derneğin yeni Başkanı oldu. Yıllardır İSDER Yönetim Kurulu’nda Genel Başkan Yardımcılığı görevini yürüttüğünü dile getiren Akbaytogan, “Başkanlık bayrağını, kuruluşundan bu yana başarı ile bu görevi yürüten Rızanur Meral’den devralıyoruz. Derneğimizi bugünlere getiren, gelişmesinde büyük hizmetleri olan Başkan’a teşekkür ederiz” diye konuştu. Ender Akbaytogan, “Tüm alt komitelerle beraber sektörün yüzde 90’ını İSDER çatısı altında toplamayı hedefliyoruz” diye konuştu. “Avrupa’da ilk üçe girmeyi hedefliyoruz” Genel Kurul üyelerine yeni dönem hedeflerini de açıklayan Akbaytogan, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Hedefimiz; Cumhuriyetimizin 100. yıl vizyonu doğrultusunda, 2 milyar dolarlık ihracat, 20 bin adetlik pazar ve Avrupa’da 24 Makina Magazin l MAYIS 2014 ilk üç arasında yer almaktır. Ayrıca, tüm alt komitelerle beraber sektörün yüzde 90’ını İSDER çatısı altında toplamayı da amaçlıyoruz.” Dernek yapısının güçlendirilmesinin ve büyüyen pazar ihtiyaçları doğrultusunda kurumsal bir yapıya ulaştırılmasının da başlıca hedefleri arasında yer aldığını aktaran Akbaytogan, “Bu hususta devam eden çalışmalara hız vererek, belli standartlara ulaşma amacı ile İSO Belgesi alınması konusunu kısa bir süre içerisinde sonuçlandıracağız” dedi. “Çalışmalarımızı aralıksız sürdüreceğiz” Sektörün sorunlarını bildiğini ve bunların çözümü için daha önce yapılan çalışmaları aralıksız olarak devam ettireceğini söyleyen Ender Akbaytogan, sözlerine şöyle devam etti: “Yeni dönemde, sektör komitelerinin daha etkin, aktif ve efektif çalışmaları için seçilecek komite başkanları ile İcra Kurulu toplantıları yapılacak. Nitelikli eleman ve eğitim konusu, İSDER’in öncelikli gündemleri arasında yer alıyor. Nitelikli eleman yetiştirmek amacıyla başlatılmış olan ‘7 Bölge 7 Okul’ projesini tamamlamayı planlıyoruz. Şu anda uygulanmakta olan KDV oranının normal satışlarda yüzde 8’e indirilmesi ve KDV iadelerinin kolaylaştırılması hususunda ekonomi koordinasyonu ile görüşmelere devam edilecek. Yerli imalat, ülkemiz hedefleri ve sektörümüz açısından kritik önem taşıyor.” Ender Akbaytogan’ın özgeçmişi: İzmir’de dünyaya gelen Ender Akbaytogan, Ankara Koleji’nden mezun olduktan sonra Ortadoğu Teknik Üniversitesi, Sanayi İşletme ve Endüstri Mühendisliği Bölümü’nü tamamladı. Evli ve bir kız ile bir erkek çocuğu olan Akbaytogan, 41 senedir iş makinaları sektöründe görev alıyor. İş hayatına Çukurova İthalat firmasında iş makinaları satış elemanı olarak başlayan Ender Akbaytogan, Çukurova İthalat firmasında Bölge Satış Müdürlüğü görevinin ardından, Temsa Komatsu’da Genel Satış Müdürü ve Şirket Direktörlüğü görevlerini yürüttü. Akbaytogan, şu anda Hasel İstif Mak. San. ve Tic. A.Ş.’de Genel Müdürlük görevini sürdürüyor. n HABERLER ÇİB, Ekinci ile yola devam edecek Çelik İhracatçıları Birliği’nin 8 Nisan’da gerçekleştirilen Olağan Genel Kurul Toplantısı’nda, sektör temsilcileri yollarına bir kez daha Namık Ekinci Başkanlığı’ndaki Yönetim Kurulu ile devam etme kararı aldı. T ürkiye ekonomisinin en çok ihracat gerçekleştiren sektörlerinden biri olan çelik sektörü, önümüzdeki dört yıllık dönem için seçimini yaptı. Çelik İhracatçıları Birliği’nin (ÇİB) 8 Nisan 2014’te gerçekleştirilen Olağan Genel Kurul Toplantısı’nda, sektör temsilcileri yollarına bir kez daha Namık Ekinci Başkanlığı’ndaki Yönetim Kurulu ile devam etme kararı aldı. ÇİB’in Yönetim Kurulu’nu; Ekinciler Demir Çelik, İçdaş, Diler, Çolakoğlu, Borusan, Erdemir, Yücel Boru, Metalsac, Erciyas Boru, Kibar Demir Çelik ve Çetin Cıvata gibi sektörün en büyük 11 şirketinin temsilcileri oluşturuyor. Çelik sektörünün dünya pazarlarındaki payını artırmak ve rekabet gücünü kuvvetlendirmek için çalışmalar yürüten birlik, yeni dönemde de yeni hedefler ile yoluna devam edecek. Namık Ekinci, “Sektörümüzün en önemli ihtiyaçları arasında yer alan; inovasyon, Ar-Ge, sertifikasyon konularında faaliyet göstermek üzere Matil A.Ş.’yi kurduk” dedi. 26 Makina Magazin Türk çelik sektörünü geliştirmek, sektör üreticileri ile ihracatçılarını dünyaya taşımak ve dünya çelik ticaretinden daha fazla pay alabilmelerini sağlamak için çalışmalar yapan ÇİB, dünya ile Türk çelik üreticileri arasında bir köprü oluşturuyor. 40 yılı aşkın süredir çelik sektöründe bilfiil çalışan ve ikinci kez Yönetim Kurulu Başkanlığı’na seçilen Ekinci, dört yıl süresince bu görevi sürdürecek. Önceki dönemlerde Türkiye Çelik Üreticileri Derneği Başkanlığı yapan ve halen İMMİB Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini sürdüren Ekinci, aynı zamanda Ekinciler Holding A.Ş. Yönetim Kurulu Eş Başkanlığı görevini de yürütüyor. Ekinci: Önemli çalışmalar yaptık Birlik Başkanlığı’nı yürüttüğü dört yıl süresince önemli çalışmalar yaptıklarını dile getiren Ekinci, “Birlik Yönetim Kurulu üyeleri ile birlikte, ihracatın artması ve ihracatın önündeki engellerin aşılması kapsamında çeşitli projeler ve faaliyetler gerçekleştirdik. Örnek verecek olursam; yur tdışı ve yurt içinde gerçekleştirdiğimiz lobi ve PR faaliyetleri çerçevesinde, sektörümüzün uluslararası piyasalarda bilinirliğini artırdık. 11 ülke ve 13 şehre ticaret heyeti, yedi ülkeden alım heyeti organizasyonu gerçekleştirdik. Farklı ülkelerin ülkemize yönelik haksız yere başlattığı 13 adet ticaret politikası savunma önlemleri soruşturmalarına karşı mücadelemizi sürdürdük. Bu davaların altısından aklanarak çıktık. Dördü halen devam ediyor ve üçüne vergi uygulaması getirilmiş durumda. Ancak, halen devam eden dört davanın lehimize sonuçlanacağını düşünüyoruz” diye konuştu. “Üç okul projesini hayata geçirdik” Eğitim misyonları çerçevesinde, sektöre vasıflı elemanlar kazandıracak üç okul projesini hayata geçirdiklerini hatırlatan Namık Ekinci, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Sektörde faaliyet gösteren firmalarımızın yoğun olarak bulunduğu bölgelerde okul projelerini hayata geçirmeye devam edeceğiz. Öte yandan, sektörümüzün en önemli ihtiyaçları arasında yer alan; inovasyon, Ar-Ge, sertifikasyon konularında faaliyet göstermek üzere Matil A.Ş.’yi kurduk. Önümüzdeki dönem içinde de, Türk çelik sektörünün mevcut pazarlarını korurken, yeni pazarlar kazanması yönündeki çalışmalarımıza devam edeceğiz. Yeni dönemimizin sektörümüz için hayırlı olmasını dilerim.” n l MAYIS 2014 HABERLER Otomotiv endüstrisi, ihracatta son altı yılın rekorunu kırdı Otomotiv endüstrisi, Mart ayında 2 milyar 128 milyon dolarlık ihracatla son altı yılın en yüksek dış satışına ulaştı. Sektör, özellikle AB ülkelerine son aylarda yakalanan istikrarlı ihracat artışıyla yeni hedeflere odaklandı. O tomotiv endüstrisi, Mart ayı ihracatıyla 2 milyar dolar bandını bir kez daha aştı. Yılın ilk çeyreğinde de, 2013’ün aynı dönemine göre yüzde 8 büyüme sağlayarak 5 milyar 546 milyon dolarlık dış satış yakalayan sektör, aynı hızla devam etmesi halinde yeni bir rekoru kovalayacak. Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği’nin (OİB) hazırladığı Mart ayı ihracat verilerine göre, otomotiv endüstrisi 12 aydır kesintisiz artış trendinde. Ayrıca, 2008 Eylül ayından bu yana en yüksek dış satışına ulaşan otomotiv endüstrisinin AB ülkelerine gerçekleşen yüksek oranlı ihracat artışının da istikrarlı büyüme göstermesi sektörü yeni hedeflere yöneltti. Sabuncu: Artış bizde tatlı bir heyecan yarattı Otomotiv endüstrisi olarak, Türkiye’nin toplam ihracatının Tüm ürün gruplarında ihracat arttı İhracatta ürün grupları incelendiğinde ise, yan sanayii Mart ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 13 büyüme ve 854 milyon dolarlık dış satışla ilk sırada yer aldı. Bunu; yüzde 10 artış ve 718 milyon dolarla binek otomobiller, yüzde 34 yükseliş ve 422 milyon dolarla eşya taşımaya mahsus motorlu taşıtlar izledi. Otobüs-minibüs-midibüs ürün grubu yüzde 15 yükselişle 104 milyon dolar, diğer başlığı altındaki ürünlerde de, yüzde 46 azalışla 29 milyon dolarlık dış satış gerçekleştirildi. Yılın ilk çeyreği dikkate alındığında ise, geçen yılın aynı dönemine göre; yan sanayii yüzde 11 büyümeyle 2 milyar 455 milyon, binek otomobiller yüzde 9 artışla 1 milyar 809 milyon, eşya taşımaya mahsus motorlu taşıtlar yüzde 4 yükselişle 977 milyon, otobüs-minibüs-midibüs ürün grubu ise, yüzde 6 gelişerek 226 milyon dolarlık ihracata imza attı. Diğer başlığı altındaki ürünlerde de, yine yüzde 18 gerilemeyle 79 milyon dolarlık dış satış yapıldı. İhracatın yüzde 74’ü AB ülkelerine yapıldı Ülke bazlı ihracat verileri incelendiğinde ise, Mart ayında; Almanya’ya yüzde 32 yükselişle 351 milyon, Fransa’ya yüzde 14 büyümeyle 240 milyon, Birleşik Krallık’a da yüzde 31 artışla 196 milyon dolarlık dış satış gerçekleştirildi. AB ülkelerine toplamda yüzde 22 oranında artış gerçekleşirken, dış satışların yüzde 74’ünün de bu bölgeye olması dikkat çekti. Yılın ilk çeyreği dikkate alındığında ise; Almanya’ya yüzde 24 artışla 920 milyon, Fransa’ya yüzde 3 büyümeyle 577 milyon, Birleşik Krallık’a da yüzde 19 artışla 562 milyon dolarlık ihracat yapıldı. n Orhan Sabuncu, “Ana ihracat pazarımız olan AB ülkelerinde son aylardaki istikrarlı artışlar Mart ayında kendini iyice gösterdi” dedi. 28 Makina Magazin üzerinde büyüme gösterdiklerine dikkat çeken OİB Başkanı Orhan Sabuncu, Mart ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 14 artışla, 2 milyar 128 milyon dolarlık ihracata imza attıklarını söyledi. Sabuncu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ana ihracat pazarımız olan AB ülkelerinde son aylarda istikrarlı artışlar Mart ayında kendini iyice gösterdi ve yüzde 22 seviyesine çıktı. Bu artışların sürekli hale gelmesi, hatta böyle büyük oranlarda olması bizi tatlı bir heyecana sürükledi. ‘Acaba bu yıl 23 milyar dolarlık ihracatı yakalayabilir, hatta yeni bir rekoru kovalayabilir miyiz?’ duygusu yarattı.” l MAYIS 2014 Atılımı kristalleştirme Üç yeni kalite, malzeme biliminde bir atılım; Inveio. Bilimsel olarak Inveio, kesici ucun kaplamasındaki alüminyum oksidin tanecik yapısının düzenlenmesidir. Basit anlatımla, bir kesici kenar oluşturmak için hem olağanüstü uzun ömürlü hem de aşınma düzenleri rahatlıkla tahmin edilebilen yaratıcı bir yöntemdir. ÇELİK TORNALAMA DÖKÜM DEMİR FREZELEME GC4325 GC4315 GC3330 Alışılmışın dışında kenar çizgisi performansı. Yüksek kesme sıcaklıkları için önemli aşınma direnci ile. %40’a varan dayanıklılık artışı ile ilk tercihiniz. www.sandvik.coromant.com/productnews HABERLER “İhracatın Yıldızları” ödüllerini törenle aldı Türkiye’nin ihracatına yön veren başarılı firmaların ödüllendirildiği ilk ve tek yarışma olan “İhracatın Yıldızları-Teşvik Ödülleri” sahiplerini buldu. Bu yıl 12’incisi düzenlenen yarışmada, “Yılın İhracatçısı” Aselsan oldu. T ürkiye’nin 2013 ihracat hedeflerine ulaşması, ekonomik büyüme ve kalkınmanın temel taşlarından biri olan ihracatın desteklemesi ile ihracatçı firmaların teşvik edilmesi amacıyla 12 yıldır düzenlenen “İhracatın Yıldızları” yarışması, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın da katıldığı törenle sahiplerini buldu. Bu yılki yarışmada Aselsan, “2013 Yılında İhracatın Yıldızı” ödülüne layık görüldü. Dünya Gazetesi ve DHL Express işbirliği ile düzenlenen, Akbank’ın ana sponsor ve Vodafone Türkiye’nin iletişim sponsoru olarak desteklediği yarışmada, 500’ü aşkın firma arasından 10 kategori ve özel değerlendirmeler ile toplam 18 firma ödüllendirildi. Dereceye giren firmalar, Grand Hyatt Otel’de; Dünya Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hakan Güldağ, DHL Express Türkiye CEO’su Markus Reckling, Akbank Genel Müdürü Hakan Binbaşgil ve Vodafone Türkiye CEO’su Gökhan Öğüt’ün katılımı ile düzenlenen törenle ödüllerini aldı. Babacan: Üretim ve ihracatla büyümeliyiz Törende konuşan Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Türkiye’nin sürdürülebilir büyümesi için ihracatın önemine vurgu yaptı. Üretime ve ihracata odaklı bir büyüme hedef- 30 Makina Magazin l MAYIS 2014 lendiğini dile getiren Babacan, şöyle konuştu: “2002 yılından bu yana Türkiye’nin ihracat rakamları 36 milyar dolardan 152 milyar dolara çıktı. Ancak, Türkiye çok daha fazlasını yapabilecek bir potansiyele sahip. İhracatçılar, yeni gelişen pazarlara yönlenmeli. Çin, iç tüketime ağırlık verdi. Bu nedenle, Çin’e ihracata önem verilmesi gerekiyor. Ayrıca, Afrika ve Asya’daki büyüyen pazarlar da ihmal edilmemeli.” catçılarının dış pazarlara açılmalarını kolaylaştırmak üzere 220’den fazla ülkede, 300 uçak ve 300 bin çalışanı ile hizmet vermektedir. Avrupa ülkelerine bir veya iki gün içinde dünyanın geri kalan bölgelerine ise, iki ya da üç gün içinde teslimat yapıyoruz. DHL Grubu, yakın zamanda açıkladığı 2020 Stratejisi’ne uygun olarak, öncelikli gelişen pazarlardan biri olan Türkiye’ye yatırımlarını sürdürecektir” diye konuştu. Reckling: İhracatın gelişmesini destekliyoruz Güldağ: Artık farklı bir faza geçmeliyiz İhracatın gelişmesine katkı sağlamak amacıyla, KOBİ’lerden büyük işletmelere kadar müşterilere çeşitli çözüm önerileri sunduklarını aktaran DHL Express Türkiye CEO’su Markus Reckling ise, “12 yıldır düzenlenen ‘İhracatın Yıldızları’ yarışması, Türk ihracatının gelişimine verdiğimiz desteğin bir göstergesidir. Finansal belgeler, acil yedek parça, tıbbi ürün, son dakika teslimatları gibi ihracat numune gönderilerinin hızlı ve güvenli bir şekilde gitmesi gereken noktaya ulaşması son derece önemlidir. Üretim merkezi olarak çalışan batılı ülkelerle aradaki bağı sağlamada kilit rol oynayan lojistik, ihracatın en önemli kollarından biridir. DHL Express, lojistik sektörünün global pazar lideri olarak, Türk ihra- “İhracatın Yıldızları-İhracatı Teşvik Ödülleri”nin, Türkiye’nin 2001 krizinden çıkmak için ihracata sarıldığı koşullarda tasarlandığını vurgulayan Dünya Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hakan Güldağ da, şunları aktardı: “2002 yılında ilk yarışmayı ilan ettiğimizde, Türkiye’nin ihracatı 31 milyar dolar düzeyindeydi. Bugün bu rakam 151 milyar doların üzerinde. Aradan geçen 12 yılda ihracatımız yaklaşık beşe katlandı. Türkiye’yi 10 yılda beşe katlayarak 150 milyar dolara ulaştıran politikalar, 500 milyar dolar hedefi için yetmeyecek. Cesaret, girişimcilik gücü gerçekten önemli özellikler. Ancak, artık bunun ötesine, farklı bir faza geçmek gerekli görünüyor. Özellikle, ihracatımız içindeki payı bir türlü yüzde HABERLER 3’ü aşmayan ileri teknolojili ürün ve hizmet ihracatında atılım yapmak kritik önem taşıyor. İşte ‘İhracatın Yıldızları’ yarışmasını da, biraz da bunun için önemli buluyoruz. Etkinlik, her daim bir potansiyeller ülkesi olmanın ötesine taşıyıp, başarılı ihracat örnekleriyle Türkiye’nin dinamizmini somutlaştırıyor.” Binbaşgil: Türkiye’nin iddialı hedefleri var Türkiye’nin ihracatının son 10 yılda yıllık ortalama yüzde 12’nin üzerinde büyüdüğünün altını çizen Akbank Genel Müdürü Hakan Binbaşgil, tüm ihracatçıları başarılı performansları nedeniyle kutladı. Türkiye’nin önünde yeni ve iddialı hedefleri bulunduğunu hatırlatan Binbaşgil, Orta Vadeli Plan’da kişi başı milli gelir hedefinin 16 bin dolar civarında olduğunu anımsattı. Söz konusu hedefe ancak ihracatçıların artan desteğiyle ulaşılabileceğini kaydeden Binbaşgil, “Bunun için 1,6 dolar civarında bulunan ihracat kilogram fiyatımızın 2,5-3 dolarlara çıkması lazım. Tüm ihracatçılarımızla birlikte, yükte hafif pahada ağır ihracata daha fazla yönelmemiz gerekiyor. Yurt çapında yaygın 990’a yakın şubemiz, genel müdürlükte ve sahada görev yapan dış ticarette uzman ekibimiz, bin 300 üzerinde KOBİ ve Ticari müşteri ilişkileri yöneticilerimizle ihracatçı firmalarımızın yanındayız. Uluslararası iş birliklerimiz, ihtiyaca göre kişiselleştirilmiş dış ticaret çözümlerimizle firmalarımızı Ali Babacan, “2002 yılından bu yana Türkiye’nin ihracat rakamları 36 milyar dolardan 152 milyar dolara çıktı” diye konuştu. destekliyoruz” dedi. 12. kez destekledikleri “İhracatın Yıldızları” ödüllerinin, tüm dış ticaret firmalarını daha da yüksek ihracat performansı için motive edecek bir etkinlik olduğunu vurgulayan Binbaşgil, organizasyonda emeği geçen herkese teşekkür etti. Timuray: İhracat kapasitemizi artırmalıyız Giderek birbirine yakınlaşan, daha bağlantılı hale gelen dünyada, ekonomik rekabetin de hızla küreselleştiğini belirten Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkanı Serpil Timuray ise, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’nin sürdürülebilir büyüme ve ekonomik kalkınma hedeflerine erişmesi için ihracat kapasitesini artırması kaçınılmaz bir zorunluluğa dönüşüyor. Vodafone Türkiye olarak, ülkemizin 2023 ihracat hedefleri doğrultusunda, mobil teknoloji olanaklarının gücüyle, sürdürülebilir kalkınma yolculuğunda etkili atılımları gerçekleştireceğine inanıyoruz. Şirket olarak misyonumuzu; ‘Daha iyi bir gelecek için iletişim teknolojileri ile Türkiye’de herkese ilham vermek’ olarak belirledik. Sabit ve mobil iletişimde yurt dışıyla çok avantajlı görüşme fırsatı sunan Dış Ticaret Destek Paketi, mobil hizmetleri en baştan eksiksiz karşılamayı ve özellikle yurt dışında kullanımı çok kolay hale getirmeyi hedefleyen Vodafone Red Business tarifeleri ve verimlilik artışı sağlayan makinalar arası iletişim teknolojileriyle, ihracatçı işletmelerimizin dijital dönüşümde yerini almasını ve uluslararası pazarlarda aktif bir şekilde faaliyet göstermesini hedefliyoruz. Ödül törenine verdiğimiz destek ile ihracatın gelişmesi ve teşvik edilmesine yolunda değerli bir sinerji yarattığımıza inanıyoruz. Bu vesileyle, Türkiye’nin dış ticaret atılımına katkıda bulunan tüm ihracatçı firmaları yarattıkları fark için tebrik ediyorum.” 10 kategoride 18 firma ödül aldı Ödül töreninde; Bilgi Birleşik Giyim, Zorlu Dış Ticaret ve Çolakoğlu Dış Ticaret firmaları, nominal olarak geçtiğimiz yıla göre ihracatını en fazla artıran firmalar oldukları için 32 Makina Magazin l MAYIS 2014 “İhracat Performans” ödülüne layık görülürken, Elektro Gitar FYZ, Tosmur Group, ve Hedef Eğitim Araçları firmaları, geleneksek ürünler dışında Türkiye’den ilk kez ihraç edilen ürünlerle dikkat çektikleri için “Kreatif Ürün” kategorisinde ödüle layık görüldü. En fazla ülkeye ihracat yapan ve ihraç ürünlerine kattıkları çeşitlilikle “Yeni Pazar-Pazar Çeşitliliği” kategorisinde; Türk Traktör, Küçükbay A.Ş., Maramarabirlik firmaları ödüllendirildi. Hızla gelişen “e-İhracat” kategorisinde time2shirt.com, “Hizmet İhracatı” kategorisinde Ford Otosan, “İnovasyon Şampiyonu Ödülü” kategorisinde ise Durmazlar Makina ödüllendirildi. Turquality desteğinden faydalanan ve bu destek kapsamında yurt dışında Türk Malı imajını güçlendiren firmaların değerlendirildiği “Markalı İhracat Ödülü” kategorisinde Samet A.Ş. ödül alırken, Türkiye’nin ihracatçısını dış pazarlarda destekleyerek etkinliğini artırmasını sağlayan, yabancı misyonlar, dernekler, elçilikler ve ataşeliklerin değerlendirildiği “Ticaret Elçisi Ödülü” kategorisinde ise ödül, Enka Şirketler Grubu Fahri Başkanı Şarık Tara’ya takdim edildi. İhracatın Yıldızları Ödül Töreni’nde ayrıca, özel nitelik taşıyan faaliyetlerinden dolayı öne çıkan firma, kurum ve kuruluşlar da, “Özel Ödüller” kategorisinde değerlendirildi. Funda Özer Baltalı-Baltalı Gıda, Beyçelik Gestamp ve Bizimköy Engelliler Üretim Merkezi “Özel Ödül”e layık görüldü. İhracatın Yıldızları’nda ödül alan 18 firmayı; DHL Express, Dünya Gazetesi, Akbank ve Vodafone ayrıca ödüllendirdi. Hızlı hava taşımacılığı lideri DHL Express, üretici-ihracatçı şirketler bazında dereceye giren firmalara yurt dışına ücretsiz gönderi hakkı sunacak. Dünya Gazetesi’nin tüm kazananlara bir yıllık ücretsiz abonelik hakkı verdiği yarışmada Akbank, ödüle değer bulunan firma, kurum ve kuruluşların bir yıl boyunca yapacakları ihracat işlemlerinden ücret almayacak. Ödül sahibi firmalar ayrıca, Vodafone Türkiye’nin İş Ortağım Dış Ticaret Destek Paketi’nden 12 ay ücretsiz faydalanabilecek. n Size özel çözümler üretiyoruz Farklısınız biliyoruz Esneklik ödüllü caniasERP’nin modüler yapısı ile 25 yıldır işinizi daha kolay ve efektif yönetmenizi sağlıyoruz. Sektörel çözümlerimizi farklılıklarınıza göre biçimlendirerek caniasERP’yi rekabetçi avantajınız haline getiriyoruz. FUAR Lamiera 2014, sürdürülebilir kalkınmaya odaklanıyor Metal işleme teknolojilerinin, takım tezgahlarının ve ilgili teknolojilerin uluslararası etkinliği olan Lamiera Fuarı, uluslararası rekabetin yeni yarış sahası olan sürdürülebilir kalkınmaya odaklanıyor. Yalçın GÜR M etal işleme teknolojilerinin, takım tezgahlarının ve ilgili teknolojilerin uluslararası faaliyeti olan, fuarı ve çeşitli etkinlikleri bir arada toplayan Lamiera bu yıl, Türkçe adı kısaca “Lambda Sürdürülebilirlik” olan Lambda Sostenibilita (Lambda Sustainability) etkinliğine ev sahipliği yapıyor. Lamiera Fuarı ve etkinlikleri, 14-17 Mayıs 2014 tarihleri arasında İtalya’nın Bolonya (Bologna) şehrinde gerçekleştirilecek. Lambda Sostenibilita, uluslararası rekabetin yeni yarış sahası olan sürdürülebilir kalkınmaya odaklanıyor. Etkinlik; sosyal, çevresel ve ekonomik sürdürülebilirlik taleplerini karşılayacak şekilde yapılmış makina, üretim sistemleri ve destekleyici teknolojilerin yaratılması ile geliştirilmesi konusundaki çalışmaları fuar vitrinine çıkarıyor. Mariotti: Önemli bir örgütlenmeyiz UCIMU-Sistemi Per Produrre Genel Müdürü Alfredo Mariotti, “Makina, takım tezgahları, metal işleme teknolojileri ve otomasyon başta olmak üzere, benzeri alanlardaki üreticileri bir arada toplayan İtalya’nın önemli mesleki ve sektörel örgütlenmesiyiz” diye konuştu. Lamiera etkinliği hakkında da açıklamalarda bulunan Mariotti, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Enerji verimliliğini artırma amacıyla yapılan aktiviteler ve hammaddelerin rasyonel kullanımını sonucunda elde edilen maliyet indirimleri, günümüzün makina ve sistem kullanıcılarının sürdü- 34 Makina Magazin l MAYIS 2014 rülebilirlik stratejisinde belirleyici faktörler arasında yer almaktadır. Bu nedenle, İtalyan takım tezgahları, robot ve otomasyon sistemleri imalatçılarının birliği ve fuarın promotörü, Lambda’nın yeni sunuşunu hazırlayarak, konuyla ilgili karşılaştırma yapabilmeyi kolaylaştırmak istedi.” “Rakamlar umut vaat ediyor” Lamiera Fuarı’nın promotörlüğünün UCIMU-Sistemi Per Produrre tarafından yapıldığını ve CEU-Centro Esposizioni UCIMU tarafından da organize edildiğini kaydeden yetkililer, “Fuar için ekonomik gelişmelerle ilgili UCIMU’nun ilgili departmanı tarafından ortaya konan rakamlar umut vaat ediyor ve motivasyon sağlıyor. 2014 yılında İtalyan takım tezgahları, robot ve otomasyon sistemleri üretiminin yüzde 4,6 artışla, 5 milyar Euro’ya ulaşması bekleniyor. Ayrıca, 2014 yılının özellikle yerli tüketimin iyileşmesi açısından çok önemli bir yıl olacağı ve yerli tüketimin yüzde 4,4 artması, dolayısıyla 2015 ve 2016 yıllarında büyüme eğiliminin çok daha kuvvetli olması bekleniyor. Sürekli güncellenen bilgilere, fuar süresince ücretsiz giriş fırsatı sağlayan ön kayıt olanağına ve benzeri diğer konulara lamiera.net internet sitesinden ulaşılabilir” diyerek sözlerini noktaladılar. n FUAR Metalurji sektörü İstanbul’da bir araya gelecek Birçok yerli ve yabancı kuruluş tarafından desteklenen Ankiros/Annofer/ Turkcast fuarları, 11-13 Eylül tarihleri arasında bir kez daha metalurji sektörünü buluşturacak. A nkiros 2014 (12. Uluslararası Demir Çelik ve Döküm Teknoloji, Makina ve Ürünleri İhtisas Fuarı), Annofer 2014 (11. Uluslararası Demirdışı Metaller Teknoloji, Makina ve Ürünleri İhtisas Fuarı) ve Turkcast 2014 (6. Döküm Ürünleri İhtisas Fuarı), 1113 Eylül tarihleri arasında düzenlenecek. Etkinlikler, Hannover Messe Fuarcılık A.Ş. tarafından, İstanbul Tuyap Fuar ve Kongre Merkezi’nin; 2, 3, 5, 6, 7, 8 ve 9 nolu salonlarında gerçekleştirilecek. Etkinliklerin iki yılda bir düzenlendiğini ve global metalurji sektörünün dünyadaki en büyük fuarından biri konumunda olduğunu aktaran yetkililer, “Ankiros/Annofer/Turkcast fuarlarında, yerli ve yabancı katılımcıların gösterdiği ilgi sayesinde, stand alanlarının yüzde 85’ten fazlasının satışı şimdiden tamamlandı. Mart ayı itibariyle, 50’si yeni olmak üzere, 500’ü aşkın katılımcı firma sektörle buluşmak için fuarlarımıza katılıyor” diye konuştular. “En son teknoloji ürünler sergilenecek” Demir çelik ve döküm sanayiinin uluslararası ve yerli tedarikçilerinin Ankiros 2014’te buluşacağını aktaran yetkililer, sözlerini şöyle sürdürdüler: “Katılımcılar fuarda; demir çelik sektörünün ve döküm sanayiinin beklenti ve isteklerini karşılayacak en yeni teknolojilerle ürettikleri makina, ekipman, hammadde ve malzeme gibi ürünlerini sergileme şansı elde edecekler.” Global demir dışı metaller sektörünün; makina, ekipman, hammadde ve malzeme tedarikçilerinin bu yıl da Annofer 2014’te yerlerini alacağını bildiren yetkililer, “Turkcast 2014’te ise; başta TÜDÖKSAD (Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği) üyeleri olmak üzere, 60’ın üzerinde döküm imalatçısı, ürünlerini dünyanın dört bir yanından gelen döküm alıcılarının beğenisine sunacak. Etkinlikte yer alacak firmalar, Türk döküm sanayiinin gücünü bir kez daha vurgulamak için 7. salonda buluşacak” dediler. “Sektörün lider firmaları katılacak” Ankiros Fuarı’nın bünyesinde, 8 ve 9. salonlarda özel demir çelik bölümlerinin yer aldığını açıklayan yetkililer, konuşmalarını şu şekilde sürdürdüler: “Başta ülkemizin önde gelen TÇÜD (Türkiye Çelik Üreticileri Derneği) üyesi çelik üreticileri ve çelik servis merkezleri olmak üzere, sektörün yerli ve yabancı tüm tedarikçi firmaları, kendileri için oluşturulan bu özel bölümde sergileme yapacaklar. Ankiros ve Annofer fuarlarında, global metalürji sektörünün önde gelen tedarikçileri bireysel katılım gerçekleştirecek. Bunun yanı sıra; Almanya, İtalya, İspanya, Çin, İngiltere, İran, 36 Makina Magazin l MAYIS 2014 Güney Kore gibi ülke katılımları çerçevesinde sergileme yapılacak.” “900 katılımcı bekleniyor” Ankiros/Annofer/Turkcast fuarlarının, her tekrarında sürekli artan rakamsal verileriyle dikkat çektiğini ileri süren yetkililer, “Etkinliklerin 2014 yılında; 22 bin metrekarelik net sergileme alanına, yaklaşık 40 ülkeden 900 katılımcı firmaya ve 70’i aşkın ülkeden 16 binin üzerinde ziyaretçiye ulaşması bekleniyor” diye konuştular. Etkinliklerin, Avrupa ve Asya metalurji sektörlerini birbirine bağlayan bir köprü görevi niteliğinde olduğunu ifade eden yetkililer, şöyle devam ettiler: “Ankiros/Annofer/Turkcast fuarlarının öncelikli amacı; sektördeki gelişmeler ve son teknolojilerden haberdar olmak, yeni yatırımcılar ve tedarikçiler bulmak, firmaların yeni iş bağlantıları kurmalarını ve metalurji sektöründeki farklı deneyimleri paylaşmalarını sağlamaktır.” “Çeşitli etkinlikler de düzenlenecek” Etkinlikler süresince, eş zamanlı olarak, TMMOB Metalurji Mühendisleri Odası tarafından “17. Uluslararası Metalurji ve Malzeme Kongresi”nin düzenleneceğini bildiren yetkililer, “Bunun yanı sıra; TÜDOKSAD tarafından ‘7. Uluslararası Ankiros Döküm Kongresi’ ve TÇÜD desteğiyle EBY Summit tarafından organize edilen ‘2. Çelik Teknolojileri Zirvesi’ düzenlenecek. Kongreler ve zirve; sektörle ilgili dünyadaki bilimsel, teknolojik ve ticari gelişmelerin, araştırma sonuçlarının, yeni ürünlerin ve tasarımların paylaşımı için önemli bir uluslararası platform oluşturacak” dediler. n İŞLEME MERKEZİ TEL VE DALMA EROZYON’DA DÜNYA DEVİ MIKRON İŞLEME MERKEZLERİ DAHA ÜSTÜN BİR İŞLEME MERKEZİNE NEDEN İHTİYACINIZ VAR? MIKRON HIGH SPEED MILING MIKRON HIGH PERFORMANCE MILING MIKRON STANDART MILING CNC İŞLEME MERKEZLERİ UYGULAMA MERKEZİMİZİ ZİYARET EDİN, VERİMLİLİK TESTLERİNİ İZLEYİN GF MACHINING SOLUTIONS FARKINI GÖRÜN Verimlilik, hassasiyet, kolay kullanım, uzun garanti süresi... Bir CNC işleme merkezinden beklediklerinizden çok daha fazlası. GF AgieCharmilles size bilgi, deneyim, zaman ve müşteri kazandırır. Mikron İşleme-Tel Erozyon-Dalma Erozyon › Tüm modeller › Satış › Kurulum › Servis › Elektronik ve Mekanik Bakım › Arıza Tespiti › Onarım › Yedek Parça › Sarf Malzemeleri › Uzman Ekiplerimiz 7/24 Görevde İMES Sanayi Sitesi C Blok 301. Sok. No.2 Y. Dudullu Ümraniye İstanbul Tel: (0216) 420 3639 (pbx) E-mail: info@erkanmakine.com www.erkanmakine.com FUAR Automechanika İstanbul’da bin 475 katılımcı ürünlerini sergiledi Türkiye dışında toplam 40 farklı ülkeden katılımcının yer aldığı Automechanika Istanbul 2014, 10-13 Nisan tarihleri arasında düzenlendi. Bin 475 katılımcının yer aldığı etkinlik, 31 bin 791 metrekarelik net alanda gerçekleştirildi. A utomechanika Istanbul, 1013 Nisan 2014 tarihleri arasında İstanbul Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlendi. Bin 475 katılımcının yer aldığı etkinlik, 31 bin 791 metrekarelik net alanda gerçekleştirildi. 2013 yılına kadar iki yılda bir organize edilen etkinlik, yoğun ilgi nedeniyle bu yıl ilk kez yıllık olarak düzenlendi. 2001 yılında 302 katılımcısıyla başlayan fuar, 2014 yılında bu sayıyı ulusal 739 ve uluslararası 736’ya çıkararak çıtayı yükseltti. Otomotiv yedek parça sektörünün Avrasya’daki en önemli etkinliklerinden olan fuarda, bu yıl Arjantin partner ülke olarak yer aldı. Pfirter: En önemli etkinliklerden biri Fuarın açılışında bir konuşma yapan Arjantin Başkonsolosu Er- 38 Makina Magazin l MAYIS 2014 nesto Pfirter, “Öncelikle, böyle bir etkinliğe Arjantin’i partner ülke olarak davet ettikleri için Türk hükümetine ve Messe Frankfurt’a teşekkür ederim. Otomotiv sanayiinde ve yedek parçada bu fuar, en büyük ve en önemli etkinliklerden biridir. Bu gibi fuarlar, Arjantin gibi ülkeler için müthiş bir fırsattır. Çünkü, ülkemizde bu sektör etkin ve dinamiktir. Arjantin, Türkiye’nin performansını, büyümesini ve gelişmesini izlemektedir” diye konuştu. Türkiye’nin, Avrupa’yı Asya’ya bağlama konusunda eşsiz bir yeri ve çok büyük bir pazarı olduğunu ifade eden Pfirter, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu nedenle ülkemiz, Türkiye ile ilişkileri konsolide etmek istemektedir. Umut ediyorum ki; Automechanika’ya Arjantin’in katılması güzel bir başlangıç olacaktır. Bu sayede, otomotiv sanayiinde iki ülke ve partnerler arasında yakın bir iş birliği başlayacaktır.” Kühnel: Güçlü partnerlerimiz var Automechanika Istanbul gibi lider bir etkinliği organize etmek için güçlü partnerlere ihtiyaç olduğunu vurgulayan Hannover Fairs Turkey Fuarcılık A.Ş. Genel Müdürü Alexander Kühnel ise, “UIB’ye (Uludağ Anadolu İhracatçılar Birliği), KOSGEB’e (Küçük Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanı), TAYSAD’a (Taşıt Araçları Yan Sanayiciler Derneği), YPG’ye (Yenileme Pazarı Geliştirme Derneği), TOBB’a (Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği) ve Türkiye Cumhuriyeti Ekonomi Bakanlığı’na teşekkürlerimi sunmak istiyorum” dedi. İlk Automechanika Istanbul’un, 2001 yılında 5 bin 500 metreka- FUAR relik bir alanda katılımcılara ve ziyaretçilere ev sahipliği yaptğını hatırlatan Kühnel, şunları söyledi: “2014 yılında bu rakam 34 bin 791 metrekareye çıktı. Ulusal ve uluslararası katılımın yükselmesi, Istanbul’un Automechanika Fuarı için odak noktası oluşturduğunu gösteriyor. Katılımcılarımızdan verimli iş birlikleri yaptıklarına dair olumlu geribildirimler aldık ve memnuniyet derecesi yüksekti, standlar dört gün boyunca oldukça kalabalıktı. Bu da, partnerlerimizle birlikte doğru yolda olduğumuzun işaretidir.” “Işık, Volkicar’ı tanıttı” Türk motor sporlarının en başarılı ralli pilotlarından Volkan Işık’ın, Türkiye’nin ilk özgün yarış otomobili Volkicar adını taşıyan konsept yarış otomobilini ziyaretçilere tanıttığını kaydeden yetkililer, “Otomobilin şasisi tubular yapıya sahip. 42 mm ve 32 mm çelik çekme borudan imal edilen güvenlik kafesi, sürücünün güvenliğini en üst düzeyde tutuyor. Alt ve üst gövdesi kompozit plastikten üretilen Volkicar’da, küçük yapısına karşın yüksek performansı sağlayan 115 HP gücündeki Yamaha motosiklet motoru tercih edildi” diye konuştular. Üniversite öğrencilerinin de, fuarda inovatif ürün sergileme fırsatı bulduklarını dile getiren yetkililer, “Boğaziçi Üniversitesi, hidrojenle çalışan arabayı ziyaretçilere ve katılımcılara sergileme şansını yakaladı. 1L benzine eşdeğer hidrojen ile bin 396 km yol giden verimli araç, dikkat çeken ürünler arasında yerini aldı” dediler. Romet: Fuardan son derece memnunuz Genellikle, Dubai, Frankfurt veya İstanbul’daki Automechanika fuarlarında Alman veya Fransız pavilyonlarında sergi açtıklarını bildiren Philips Ticari Pazarlama Departmanı’ndan (Fransa) Mathieu Romet, şunları aktardı: “Fuar organizasyonlarından son derece memnunuz. İstanbul’daki fuarda, Arap ülkeleri, Libya ve Ürdün’den ziyaretçilerimiz oldu.” 40 Makina Magazin l MAYIS 2014 Malaguti: Her yıl giderek büyüyor Kines: Kendimizi en iyi şekilde tanıttık LEMA Kamyon ve Otobüs Yedek Parçaları (Almanya) İhracat Müdürü Gianna Malaguti de, etkinlik hakkında şunları söyledi: “Automechanika İstanbul’a dördüncü kez katılıyoruz ve fuarın her yıl giderek büyüdüğünü görüyorum. Etkinlik, Avrupa piyasası için Frankfurt’un ardından en önemli ikinci fuar. Buradaki müşteriler tam anlamıyla beklediğimiz gibi. Standımıza; Orta Doğu, Rusya, Romanya, Kırgızistan ve hatta Brezilya’dan ziyaretçiler ilgi gösterdi.” Bu sene ikinci kez katıldıkları etkinlikten memnun kaldıklarını kaydeden Bankosan otomotiv şirketinden Yağmur Kines, gelişmekte olan otomotiv yedek parça sektöründe fuarların öneminin her zaman büyük olduğunu söyledi. Kines, “Bu etkinlikler sayesinde, yurtdışından gelen ziyaretçilere kendimizi en iyi şekilde tanıtabilme fırsatı buluyoruz” diye konuştu. Urgancılar: İş birliğimiz devam edecek Türkiye dışında toplam 40 farklı ülkeden gelen katılımcıların Automechanika Istanbul 2014’te yer aldığını aktaran yetkililer, sözlerini şu şekilde sürdürdüler: “Katılımcılar; Parçalar ve Bileşenler, Elektronik Sistemler, Aksesuarlar ve Ayar Ürünleri, Onarım & Bakım, Bilgi Teknolojileri & Yönetim ve Servis İstasyonları & Araç Yıkama gibi altı farklı ana kategoriden oluşan alanlarda ürünlerini ziyaretçilerin beğenisine sundular. Bu yıl Automechanika Istanbul’a; Almanya, Arjantin, Avusturya, Amerika, Çin, Fransa, Güney Doğu Avrupa, İspanya, İtalya, İngiltere, Pakistan, Pasifik İttifakı, Romanya, Singapur, Sırbistan, Tayvan, Tunus ve Hong Kong gibi 18 farklı ülkeden milli katılım gerçekleşti.” Yetkililer son olarak, Automechanika Istanbul 2015 Fuarı’nın, 9-12 Nisan tarihleri arasında yine Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenleneceğini sözlerine eklediler. n Dernek olarak, fuar ile bu yıl başlayan ve gelecek dönemde de devam edecek olan iş birliğinden oldukça memnun olduklarını kaydeden YPG (Yenileme Pazarı Geliştirme Derneği) Başkanı Mesut Urgancılar, “Bu başarılı organizasyon için Hannover Fairs Turkey ve Messe Frankfurt’a çok teşekkür ederiz” dedi. Mariotto: Önemli bir etkinlik noktası Api Torino Dış Ticaret Tanıtım Sorumlusu (İtalya) Patrizia Mariotto ise, etkinlik hakkındaki görüşlerini şöyle açıkladı: “Api Torino, uzun yıllardır küçük ve orta boyutlu işletme gruplarını farklı ülkelerden çeşitli temsilciler ile tanışma imkânı buldukları uluslararası bu merkeze yönlendirmektedir. Automechanika İstanbul, otomotiv şirketlerinin ticaretleri açısından önemli bir etkinlik noktasını temsil etmektedir.” “18 ülkeden milli katılım gerçekleşti” FUAR parts2clean, 24-26 Haziran’da düzenlenecek Stuttgart fuar alanında düzenlenecek parts2clean, 24 Haziran’da kapılarını açacak. Etkinlik, endüstriyel parça ve yüzey temizliği alanında düzenlenen uzmanlık forumuyla da, en çok rağbet gören bilgi kaynaklarından biri konumunda. P arts2clean, 24-26 Haziran 2014 tarihleri arasında Stuttgart fuar alanında gerçekleştirilecek. Etkinlikle paralel olarak, Uluslararası Yüzey ve Katman Uzmanlık O&S, Uluslararası Lazerle Malzeme İşleme Fuarı Lasys ve Automotive Expo da düzenlenecek. Yapım parçalarının temizliğinin, üretim alanında vazgeçilmez bir süreç haline geldiğini aktaran Deutsche Messe AG’ye bağlı parts2clean’in Müdürü Olaf Daebler, şöyle konuştu: “Tanımlanmış partikül maddelerin ya da ince tabaka türü kir artıkları için getirilen koşulların yanı sıra, ekonomik ve ekolojik etkilerin de üretimde göz önünde bulundurulması gerekiyor. Bu da, teknolojiye ve endüstriyel parça ve yüzey temizliğine yatırım yapılmasını gerektiriyor. Ayrıca bu durum tüm sektörlerdeki şirketleri; kendilerinden beklenen temizliğin nasıl istikrarlı, kalıcı ve en düşük maliyetlerle sağlanabileceği ve bir sonraki işlem adımına ya da müşteriye ulaşana kadar nasıl korunabileceği sorusu ile karşı karşıya bırakıyor.” parts2clean’in geniş kapsamlı 42 Makina Magazin l MAYIS 2014 konu başlıklarının kullanıcılara, yapım parçası temizliğindeki farklı görevler için ayrıntılı bir biçimde bilgi edinme ve sağlam dayanaklarla kararlar alma olanağı sağladığını aktaran Daebler, “Fuara, Mart ayının ortası itibariyle 12 ülkeden yaklaşık 200 şirket başvuruda bulundu” dedi. ciri analizini ele alıyor. Bildirilerde, çözüm yolları gösteriliyor ve en iyi uygulama yöntemleri tanıtılıyor. Bu uzmanlık forumu oturumunun kapanışını ‘Bilgi İletimi ve Kalifikasyon-Arz ve Talep’ konulu kürsü açık oturumu oluşturuyor.” “En çok rağbet gören bilgi kaynaklarından biri” Fuarın ikinci gününde öğleden önceki oturumda, temizlik yöntemlerinin, ön işlem ve kaplama konularının ele alınacağını bildiren Olaf Daebler, “Bu bölümde konu başlıklarını; ultrason ile hassas temizlik alanındaki güncel eğilimler, otomobil ve taşıt endüstrisinde lazer ışını ile temizliğin kullanım olanakları oluşturuyor. ‘Doğru Yöntemle Çapak Ayıklamaya İlişkin Gereklilikler’ başlığı altında sunulan öğleden sonraki bildiriler, çeşitli çapaktan arındırma yöntemlerini tanıtıyor. Ayrıca, bunların olanaklarını ve sınırlarını gösteriyor. Üçüncü gün; uzmanlık forumu, temizleme banyolarının bakımı ve hazırlanması konulu bir bildiri dizisiyle başlıyor. Programda, efektif yıkama suyu hazırlanarak yapım parçası zayiatının önlenmesine ilişkin bildiriler ve parça temizliğinde tensit etkisinin kontrolü için yüzey gerilimine ilişkin ölçüm büyüklükleri konulu bildiriler de yer alıyor. Öğleden sonraki oturum, partikül kirlenmesi yöntemlerine eğiliyor. Buradaki bildiri yelpazesi; sistematik üretim analizini, kirden dolayı zayiatın azaltılmasını, yüzeylerde partikül birikimlerinin gerçek zamanlı ölçümünü ve yeni basımının hazırlıkları son aşamasına gelmiş olan VDA 19’u, yani teknik temizliğin ölçümü mevzuatını kapsıyor” diyerek sözlerini noktaladı. n parts2clean’in, endüstriyel parça ve yüzey temizliği alanındaki iki dilde düzenlenen uzmanlık forumuyla en çok rağbet gören bilgi kaynaklarından biri durumunda olduğunu kaydeden Daebler, “Uzmanlık konuları alanındaki koordinasyonu Fraunhofer-Allianz Reinigungstechnik şirketi tarafından yürütülen iki dilli forum, toplam 30 bildiriyle en temel bilgilerden zorlu koşullara kadar temizlik tekniğinin çeşitli alanlarını kapsıyor. Bildirilerin tamamı simültane olarak Almancaİngilizce çevrilecek” diye konuştu. 24 Haziran’daki ilk oturumun dört bildirisinin, “Süreç ve İşlem Bilgisi” üst başlığı altında toplanacağını kaydeden Daebler, şunları söyledi: “Bu başlık altındaki bildiriler; endüstriyel parça temizliğinde bilgiye dayalı süreç yönetimini, püskürtmeli temizlik için püskürtme memelerinin seçimini ve konumlandırılmasını, modifiye edilmiş alkollerin verim yelpazesini ve oturtma ürünler için parça taşıyıcıların tasarımını konu alıyor. Öğleden sonraki program ise, Parça Temizliği Uzmanlık Birliği (FiT) tarafından kalite kürsüsü üst başlığı altında düzenliyor. Bu bölümdeki beş bildiri, hataların önlenmesine yönelik bir yöntem olan süreç zin- “Ön işlem ve kaplama konuları da ele alınacak” FUAR CeMAT 2014’e Türk katılımcılardan yoğun ilgi Fabrika içi depolama, taşıma, raf sistemleri ve enerjinin fabrika içi dağıtımı konularına odaklanan CeMAT Fuarı’na, Türk katılımcılar da yoğun ilgi gösteriyor. 1 9-23 Mayıs tarihleri arasında Hannover’de 140 bin metrekarelik alanda düzenlenecek CeMAT Fuarı’nda, içinde Türk yatırımcıların da bulunduğu bin 100’ü aşkın katılımcı, en son teknolojik ürünlerini etkinlik ziyaretçilerine sergileme fırsatı bulacak. Taşıma & Kaldırma, Depolama & Yükleme, Toplama & Paketleme, Lojistik IT ve Yönetim & Hizmet gruplarına ayrılacak fuarda oluşturulacak özel sergi alanında, ilk defa tüm lojistik zinciri bir arada sunulacak. ➤ (Soldan sağa): Hannover Fairs Turkey Fuarcılık A.Ş. Genel Müdürü Alexander Kühnel ve Deutsche Messe AG Kıdemli Başkan Yardımcısı Wolfgang Pech. Kühnel: Türkiye’den de yoğun ilgi var Fuarın tanıtımı için İstanbul’da düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulunan Hannover Fairs Turkey Fuarcılık A.Ş. Genel Müdürü Alexander Kühnel, “Bir önceki fuara oranla Türk katılımcıların CeMAT’ta alacağı alan yüzde 60 arttı. Bu yıl 18 katılımcı, bin 68 metrekarelik bir alanla yerini aldı. Katılımcıların ilgisi halen devam ettiği için, fuarın düzenleneceği tarihe kadar söz konusu alanın daha da artmasını beklemekteyiz. Uluslararası bu platformda görücüye çıkacak Türk imalatçıları, gerçekleştirecekleri iş bağlantılarıyla ihracatlarını daha da artıracaklar” diye konuştu. Pech: İntralojistik alanında lider bir fuar Büyük bir heyecanla CeMAT’ı beklediklerini ifade eden Deutsche Messe AG Kıdemli Başkan Yardımcısı Wolfgang Pech ise, sözlerini şöyle sürdürdü: “Etkinlik, intralojistik alanında lider bir fuar. CeMAT, 2005 yılına kadar uluslararası sanayi fuarı Hannover Messe çatısı altında organize edilirken, sektörün ve pazarın ihtiyaçları göz önüne alınarak üç yılda bir organize edilmeye 44 Makina Magazin l MAYIS 2014 başlandı. Böylelikle, sektör dünya çapında bir etkinliğe sahip oldu.” İntralojistik teriminin 2005 yılında CeMAT tarafından yaratıldığını vurgulayan Pech, artık günlük dilde kullanılan söz konusu terimin dünya çapında kabul gördüğünü kaydetti. Pech, “Sektörden aldığımız geribildirim ile CeMAT, 2014 yılından sonra iki yılda bir düzenlenmeye başlayacak. Bu yıl Mayıs ayında düzenlenecek etkinlikte, bin 100’ün üzerinde katılımcı yer alacak. Bu katılımcıların yüzde 50’sinin yurtdışından gelmesi bekleniyor” dedi. “Dördüncü kez gerçekleştirilecek” Yabancı markaların fuara önemli destekler verdiğinin altını çizen Wolfgang Pech, CeMAT Fuarı’nın dördüncü kez gerçekleştirileceğini hatırlattı. Pech, konuşmasına şöyle devam etti: “Bizim önceliğimiz içe- riğe odaklanmak. Küresel işletmeler arası iletişim platformuna ihtiyaç var. Bu talepleri CeMAT olarak karşılıyoruz. Etkinlik, dünya çapında bu sektörde en büyük alana sahip fuar. 2011’de düzenlenen CeMAT’a 53 bin ziyaretçi geldi. Bunların yüzde 33’ü yurt dışından gelen profesyonellerden oluşmaktaydı. Avrupa ülkeleri başta olmak üzere; Amerika, Asya, Afrika gibi ülkelerden birçok ziyaretçi fuara geldi.” “İntralojistik çok önemli bir konu” CeMAT’ın sloganını; akıllı, entegre, verimlilik teması üzerine kurguladıklarını söyleyen Pech, sloganın intralojistik sektörünün zorluklarını temsil ettiğini aktardı. İntralojistik bileşenlerin giderek akıllılık üzerine yapılandırıldığına dikkat çeken Pech, “Bu sayede, fabrikalarda daha gelişmiş sistemler oluyor. İntralojistik, üretimden montaja kadar FUAR önemli bir rol oynuyor. İmalat sektörü için intralojistik oldukça önemli bir konu. İşletmeler, ürünlerini paketleyip, yükleyip satın almacılara ulaştırmak için gerçekleştirdikleri prosesleri en iyi şekilde organize etmek zorundalar. Firmalar, akıllı çözümler ve sistemler sunmak zorundalar. Rekabet baskısı ve maliyet baskısı altında verimlilik oluşturmak durumundalar. Firmalar tarafından; ürünün nereye konması gerektiği, hangi işlemlerden geçeceğinin önceden bilinmesi gerekiyor. Mesela; havaalanlarında bagajlarda hangi valizlerin nereye yönlendirilmesi gerektiği önceden bilinmeli. Tüm dünyada büyük bir pazar var. CeMAT’ta, tüm bu sorunların çözümleri sunulacak ve bu kapsamda yenilikçi ürünler sergilenecek” diye konuştu. “Salonları tekrar yapılandırdık” Sektörde gerçekleşen değişiklikleri yansıtmak üzere fuarda ürünlerin sergileneceği salonları tekrar yapılandırdıklarını bildiren Wolfgang Pech, şunları söyledi: “Sektörü; Hizmet & Yönetim, Lojistik IT, Toplama & Paketleme, Taşıma & Kaldırma, Depolama & Yükleme olmak üzere beşe böldük. 2014 fuarı için yeni kullanıcı hedef kitleleri belirledik ve bu profesyonellerin ilgisini artırmak için forumlar organize edeceğiz. Bunlardan 46 Makina Magazin l MAYIS 2014 bazıları; liman, eğitim, kariyer, perakende, üretim lojistiği, özel lojistik, taşımacılık lojistiği üzerine olacak. Özel hedef kitlelerle, katılımcıların CeMAT’ta yeni müşterilere ulaşmalarını sağlıyoruz.” “İnovasyona da odaklanıyor” CeMAT Fuarı’nın aynı zamanda inovasyona odaklandığını da aktaran Pech, bu anlamda sürdürülebilirliğin çok önemli olduğunu ifade etti. CeMAT’ta bu yıl pilot bir proje geliştirdiklerini de kaydeden Pech, ikinci el forkliftlerin ziyaretçilere sunulacağını dile getirdi. Söz konusu ürünlere ilgi duyan geniş bir ziyaretçi kitlesinin olduğunu belirten Pech, “Münih Fuarcılık’ın organize ettiği Transportlogistic ile CeMAT Fuarı bazı alanlarda kesiştiği için iş birliğine başlandı. Transportlogistic Fuarı, CeMAT’ta özel bir pavilyon kuracak. Bir önceki sene CeMAT, bu fuarda bir organizasyon gerçekleştirmişti. Bu sayede, her iki etkinliğin kendi hedef kitlesini diğer fuara çekmek istiyoruz. İki fuar arasında rekabet yerine iş birliği yaparak, sektörleri birbirleri ile buluşturuyor, yapıcı ve olumlu hale getiriyoruz. Yaptığımız iş birliği her iki etkinliği de olumlu etkiliyor” dedi. Tüm dünyada yedi ülkede CeMAT Fuarı’nın düzenlendiğini hatırlatan Wolfgang Pech, “İtalya, Güney Amerika, Rusya, Türkiye, Hindistan ve Çin pazarlarında bu sektöre hizmet etmekteyiz” diyerek sözlerini noktaladı. n Bu doğru; iyi şeyler bekleyenlere gelir...! Yirmi beş yıl önce, WNT makine işleme sektörüne benzersiz bir yaklaşımla yola çıktı. Bugün on yedi ülkede müşterilerimize üretkenliklerini ve performanslarını maksimuma çıkarma konusunda yardım ediyoruz. Bu başarı yüksek kaliteli işlemenin, teknik personel ile doğrudan satış desteğinin ve sektör lideri düzeyde müşteri hizmetlerinin birleşmesiyle elde edilmiştir – biz buna ‘Total Tooling’ diyoruz. Şimdi, Türkiye büromuz da Avrupa’nın en hızlı büyüyen kesici takımlar uzmanını kendiniz keşfedebilirsiniz. (Ve size söz veriyoruz, beklemiş olduğunuza değecektir). TOTAL TOOLING = KALITE x SERVIS 2 WNT Önasya Kesici Takımlar San. ve Tic. Ltd. Şti. • Şerifali Mah. Hattat Sk. No:16/2 • 34775 Ümraniye/İstanbul • Tel. +90 216 526 63 05 • Faks +90 216 526 63 08 • wnt-tr@wnt.com • www.wnt.com ARAŞTIRMA Redüktör sektörü devletten destek bekliyor Yerli ve yabancı 35 civarında firmanın faaliyet gösterdiği Türkiye redüktör sektöründe, yıl sonu büyüme beklentisi yüzde 10. Pazar büyüklüğü yaklaşık 1,5 milyar TL olan sektörün yıllık üretimi ise, 700-750 bin adet arasında değişiyor. T ürkiye redüktör pazarı, hedeflerine ulaşabilmek ve uluslararası pazarlarda rekabet edebilmek için kaliteli ürünlere odaklanacak. Kaliteli üretim yolunun da Ar-Ge ve inovasyondan geçmesi, sektörü bu yönde adımlar atmaya yönlendiriyor. Ancak, sektörün çoğunluğunu KOBİ niteliğindeki firmaların oluşturması, redüktör sanayiinde faaliyet gösteren şirketlerin Ar-Ge konusunda sermaye yetersizliği yaşamasına neden oluyor. Ar-Ge yapılabilmesi için üreticilerin belli bir bütçeye sahip olması gerektiğinin altını çizen yetkililer, redüktör sanayiinde faaliyet gösteren şirketlere devlet desteği verilmesi gerektiğini dile getiriyorlar. Yetkililer, konuşmalarını şu şekilde sürdürüyorlar: “Verilecek destekler, üreticilerin katma değerli ürünler imal etmelerini sağlıyacaktır. Bu da, dünya redüktör pazarında önemli noktalara gelmemiz anlamını taşıyor. Çimento, demir çelik, otomotiv gibi ağır sanayiideki hareketlilikten doğrudan etkilenen redüktör sektörü, Türkiye’de henüz istenilen seviyeye ulaşabilmiş değil.” 50 Makina Magazin l MAYIS 2014 Ar-Ge çalışmaları büyük önem taşıyor Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarının sektörün gelişimi açısından büyük önem taşıdığını aktaran yetkililer, “Standart ürünlerin yerine, piyasa tipi planet dişli redüktör ve hassas, boşluksuz redüktör gibi katma değerli ürünlerin imal edilmesi gerekiyor. Bazı yerli üreticiler bu konuda çalışmalar yapıyor. Bununla birlikte, yürütülen çalışmalar henüz istenilen seviyeye ulaşabilmiş değil. Yerli redüktör üreticileri, bu tür katma değeri yüksek ürünlerin imalatını yapabilecek kapasitede. Ancak, bu konuya yatırım yapan imalatçının ilk yatırım maliyetleri ve Ar-Ge giderleri gibi konularda önemli desteklere ihtiyacı var” diye konuşuyorlar. Hassas, boşluksuz redüktörlerin ilk yatırım maliyetinin de yüksek olduğunu kaydeden yetkililer, Türkiye’nin dünya pazarı içinde henüz pahalı ürüne sahip olamadığını vurguluyorlar. Bundan dolayı, Türkiye’nin dünya redüktör pazarındaki payının da yüksek olmadığını belirten yetkililer, şunları söylüyorlar: “Her geçen yıl küresel rekabet koşulları daha da zorlaşıyor. Bu rekabet ortamında ayakta kalabilmenin yolu Ar-Ge ve ek mühendislik yatırım ve çalışmalarından geçiyor. Bu tür maliyetler, özellikle KOBİ niteliğindeki firmaları oldukça zorluyor. Ayrıca, Ar-Ge için yeterli sermayenin olmayışı da, firmaların uluslararası rekabet yolculuğunu daha da güçleştiriyor. Sanayicinin, Ar-Ge için ayırdığı bütçe ile aynı zamanda ürününü yurt içi ve yurt dışına pazarlarken de rekabet etmesi de gerekiyor. Bu durum, üreticiyi rekabet edebilmek için makinasında kullanmak üzere en uygun fiyat- lı ürünü aramaya zorluyor. Ve bu da, bazen yanlış seçim yapılmasına neden oluyor. Yanlış seçimler de, Türkiye’yi ürün çöplüğüne dönüştürüyor. Bu noktada, KOBİ’lerin bilinçlendirilmesinin yanı sıra, teşvik edilecek düşük faizli krediler ve doğru yere verilecek hibe kredilerle, Türkiye’nin bir ürün çöplüğüne dönüşmesi ve redüktör sektörünü kısmen dışa bağımlı bir sanayi olması engellenebilir.” Yüzde 10 büyüme bekleniyor Türkiye redüktör sektöründe, yıl sonu büyüme beklentisinin yüzde 10 olduğunu aktaran yetkililer, net rakamlar olmamakla bilirlikte, sektörde faaliyet gösteren yerli ve yabancı firma sayının 35 civarında olduğunu ifade ediyorlar. Pazar büyüklüğü yaklaşık 1,5 milyar TL olan Türkiye redüktör sektörünün, yıllık üretiminin 700 bin ila 750 bin adet arasında değiştiğini söyleyen yetkililer, “Yıllık üretimin yaklaşık yüzde 30’u ihracata aktarılırken, geri kalan yüzde 70’lik kısmı ise iç piyasada kullanılıyor” diye konuşuyorlar. Türkiye redüktör sektöründe, geçen yıl yaklaşık yüzde 10 büyüme kaydedildiğini bildiren yetkililer, konuşmalarına şöyle devam ediyorlar: “Redüktör sektörüne ağır sanayiide yaşanan gelişmeler ve hareketlik doğrudan yansımaktadır. Sektörün bu yılı, gerek ağır sanayiideki hareketliliğe, gerekse dış pazarlarda ekonomik sıkıntıların ve sosyal olayların yavaş yavaş düzelmesine bağlı olarak yüzde 10 büyümeyle geride bırakması bekleniyor. İhracat çalışmalarına da hız veren yerli redüktör üreticileri, öncelikle Orta ve Doğu Avrupa ile Ortadoğu pazarlarında aktif rol alıyorlar.” n ARAŞTIRMA Alüminyum sektörü üretim merkezi olmayı hedefliyor Bin 500’ün üzerinde firmanın faaliyet gösterdiği, yan sanayii ile birlikte yaklaşık 300 bin kişinin istihdam edildiği Türkiye alüminyum sektörü, gelecekte Avrupa ve Ortadoğu’nun alüminyum üretim merkezi haline gelmeyi hedefliyor. Y oğun olarak inşaat sektöründe çatı-cephe kaplama, kapı-pencere, merdiven, iskele ve sera yapımında kullanılan alüminyum; otomotiv, havacılık ve savunma sanayiinin de önemli malzemeleri arasında yer alma yolunda hızla ilerliyor. 5 milyar dolarlık büyüklüğe sahip olan Türkiye alüminyum sektöründe firmaların; markalaşmaya, kaliteye, teknolojiye ve inovasyona ağırlık vermesi gerektiği belirtiliyor. Böylece, Türkiye’nin 2014 sonrasında Avrupa ve Ortadoğu’nun alüminyum üretim merkezi haline gelebileceği ifade ediliyor. 2012’de bir önceki seneye oranla yüzde 5,5 artışla, 1 milyon 250 bin ton civarında üretim gerçekleştiren sektör, 2013 yılında bu rakamı 1 milyon 350 bin tona çıkardı. Yaklaşık 5 milyar dolarlık büyüklüğe sahip olan sektör üretiminin 750 bin tonunu profil, 350-400 bin tonunu 52 Makina Magazin l MAYIS 2014 yassı mamul, geri kalanını ise döküm ve diğer ürünler oluşturuyor. Alüminyum sektöründe, 2014 ve sonrasında da üretimdeki büyümenin istikrarlı bir şekilde devam etmesi bekleniyor. Ancak, alüminyum sektöründe ciddi bir kapasite fazlasının olduğuna dikkat çeken yetkililer, “Bundan dolayı, söz konusu gelişimin sürmesi için; ihracattaki büyüme ivmesinin sürmesi ve pazarın haksız ithalata karşı korunması gerekiyor” diye konuşuyorlar. 300 binin üzerinde kişiye istihdam sağlıyor Sektörde bin 500’ün üzerinde firma faaliyet gösterirken, yan sanayii ile birlikte 300 binin üzerinde kişi istihdam ediliyor. Türkiye’nin önemli sektörleri arasında yer alan alüminyum sanayii, hammadde ihtiyacının büyük bir bölümünü ithalatla karşılıyor. Sektör, mamul madde üretiminin yüzde 70’ini ihraç edi- yor. Alüminyum sektöründe devam eden yatırımların hayata geçmesi ile birlikte, ihracatın payının daha da artacağı öngörülüyor. Avrupa, Asya ve Afrika ülkelerine ihracat yapan sektörün dış satışlarında geçen yılın istatistiklerine göre ilk sıraları; Almanya, Irak, Fransa ve İtalya alıyor. Türkiye alüminyum sanayii, son yıllarda özellikle hadde ve ekstrüzyon ürünlerinde yapılan yeni yatırımlar sayesinde, 130 milyar dolarlık büyüklüğe sahip olan dünya pazarlarında rekabet edebilir ölçekte üretim kapasitesine ulaştı. Sektör, 2013’ün ilk dokuz ayında yassı ürün ve folyo ihracatını bir önceki yıla göre yüzde 5 ila yüzde 7 oranlarında artırdı. Sektörün ihracat potansiyelinin artmasında en önemli etkenlerden biri olarak, Türkiye menşeli alüminyum ürünlerinin dünya pazarlarında boy ölçüşebilecek nitelikte ve kalitede olması gösteriliyor. Aynı zamanda, ihtiyaca ce- Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi Büyükçekmece İstanbul/Türkiye Fuar Alanı: Salon 3-B140 ARAŞTIRMA vap verebilecek çeşitlilikte ürün imal edilebilmesi de söz konusu başarıda önemli bir etken olarak görülüyor. Bu nedenlerden dolayı, sektörün imal ettiği ürünler her geçen gün dünya pazarlarında daha fazla talep görüyor. Ar-Ge çalışmaları büyük önem taşıyor İhracattaki başarının aynı hızla sürdürülebilmesi, 2023 hedeflerinin yakalanabilmesi, firmaların hızla değişen şartlara ve taleplere yetişebilmeleri için Ar-Ge çalışmalarına daha fazla önem verilmesi gerektiği önemle vurgulanıyor. Ayrıca, kalifiye eleman ihtiyacının karşılanabilmesi, enerji maliyetlerinin rekabet edilebilir seviyelere çekilmesi de, sektörün dış pazarlarda rekabet edebilme gücünü olumlu yönde etkileyecek etkenler olarak gösteriliyor. Türkiye alüminyum sektöründe büyümenin sürdürülebilirliği amacıyla sektörün çatı örgütlerinden olan Girişimci Alüminyum Sanayicileri Derneği (GALSİAD) ve Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi, 2011 yılından bu yana Alüminyum Test, Eğitim ve Araştırma Merkezi (ALUTEAM) Projesi’ni yürütüyor. Proje ile ilk aşamada, sektörün yoğun bir şekilde ihtiyaç duyduğu teknik ara elemanların yetiştirilmesi, mühendislerin sektöre uygunluğu- Ali Kibar, “Alüminyum sektörü hammadde tedarikinde yurt dışına bağımlı” diye konuşuyor. 54 Makina Magazin l MAYIS 2014 nun ve kabiliyetlerinin artırılması hedefleniyor. Proje ile aynı zamanda, alüminyum üretimi (ekstrüzyon, yassı mamul, enjeksiyon ve döküm) yapan firmaların özellikle; havacılık, savunma sanayii ve otomotiv gibi alanlarda farklılaşmalarını sağlayacak ürün geliştirme faaliyetlerine katkı sağlanması hedefleniyor. Ayrıca, üniversite-sanayi iş birliği çerçevesinde bir eğitim, araştırma ve test merkezinin oluşturulması da amaçlanıyor. Türkiye üretim merkezi olabilir Türkiye’nin, 2014 sonrasında Avrupa’nın ve Ortadoğu’nun alüminyum üretim merkezi haline gelebileceğini ifade eden yetkililer, şöyle konuşuyorlar: “Bu konuda kamunun da alüminyumu savunma, havacılık ve ulaşım sanayiinde kullanılabilir malzeme olarak görmesi önem taşıyor. Bundan dolayı, devletin alüminyumu stratejik malzeme olarak görerek, teknolojik yatırımlar ile yeni ürün imalatını desteklemesi gerekiyor.” Kibar: Rekabet gücümüzü artırmalıyız Türkiye’nin rekabet gücünü artırması gerektiğini belirten Türkiye Alüminyum Sanayicileri Derneği (TALSAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kibar, “Bunun için de, özellikle üretim kaynaklarını daha verimli kullanarak, kapasite kullanımını maksimum düzeye çıkarmamız ve katma değeri daha yüksek ürünlere yönelmemiz gerekiyor. Bunları gerçekleştirebilirsek, yakın gelecekte yassı haddelenmiş alüminyum mamul üretiminde söz sahibi ülkeler arasına girebiliriz” diye konuşuyor. Dünyada alüminyum endüstrisinin büyüklüğünün 130 milyar dolar seviyesine ulaştığını dile getiren Kibar, sektörün Türkiye’de ise 4 milyar doların üzerinde bir iş hacmine sahip olduğunu aktarıyor. Son yıllarda özellikle hadde ve ekstrüzyon ürünlerinde yeni yatırımlar gerçekleştirildiğini vurgulayan Kibar, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Yeni yatırımlarla birlikte, dünya pazarlarında rekabet edebilir ölçek- te kapasitelere ulaştık. Bu sektörler, ihracatta da önemli aşamalar kat etti. Üreticilerin satışları, pazarın büyümesinden daha hızlı bir şekilde artmaya devam ediyor. Firmaların kendilerini; gerek uygun fiyat, gerekse kaliteli ürün ve hizmetle kabul ettirme süreci devam ediyor. Bunların yanı sıra, firmaların verimlilik ile ilgili daha fazla bilinçlenmeleri ve maliyetlerini düşürmeye odaklanmaları da bu hızlı büyümenin ana nedenlerini oluşturuyor.” “Sektör 2012’de yüzde 7 büyüdü” Alüminyum ürünleri imalatının, 2012 yılında bir önceki yıla göre yüzde 7’ye yakın büyüdüğünü hatırlatan Ali Kibar, ekstrüzyon ürünlerinde yüzde 10, yassı ürünlerde yüzde 4, folyo ürünlerde ise yüzde 30 civarında büyüme gerçekleştiğini anımsatıyor. Kibar, şöyle konuşuyor: “Özellikle, folyo üretimi artışının ihracat kaynaklı olduğunu görmekteyiz. Yurt içi pazarda ise, yerli üretim payını korudu veya az miktarda artırdı. 2013 yılının ilk dokuz ayında, yassı ürün ve folyo ihracatı, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 5-7 oranlarında arttı. İç piyasa da, genel ekonomik büyümeye paralel bir gelişim gösterdi. Bu yıl ve sonrasında da, üretimdeki büyümenin istikrarlı bir şekilde devam edeceğini düşünüyoruz. Ancak, alüminyum sektöründe ciddi bir kapasite fazlası olduğu için; ihracatın büyümesini sürdürmesi ve aynı zamanda pazarlarımızın haksız ithalata karşı korunması da gerekiyor.” “Üretimin yaklaşık yarısı ihraç ediliyor” Alüminyum mamul açısından bakıldığında, Türkiye’de üretimin yaklaşık yarısının ihracata yönlendirildiğini dile getiren Ali Kibar, yaklaşık 2 milyar dolar seviyesinde olan ihracat rakamlarının, devam eden yatırımların hayata geçmesiyle birlikte önümüzdeki yıllarda artacağını söylüyor. Türkiye’de alüminyum hammadde üretim miktarlarının çok kısıtlı olduğunu ve hammadde tedarikinde yurtdışına bağımlı olun- ARAŞTIRMA duğunu kaydeden Kibar, “Bunun yanı sıra, rekabet gücünü etkileyen yüksek enerji fiyatları da, sektörün gelişimi önündeki en büyük engel. Sektör, hammadde ihtiyacının tamamını yurtdışından temin ediyor. Alüminyum hammaddesinin üretimi yüksek oranda enerji gerektirmektedir ve Türkiye’de enerji maliyetlerinin yüksekliği sebebiyle yok denecek kadar az alüminyum hammadde üretilmektedir. Bundan dolayı, sektörün yarattığı katma değer, hammaddeyi yarı mamule dönüştürme imkânı ile kısıtlı. Bu sebeplerle, verimlilik ve kapasite kullanımının yanı sıra, katma değeri yüksek olan ürün çeşitliliğinde üretim yapmak sektörümüz açısından çok önemli” diyor. “Dünya ile rekabet edebilecek kalitedeyiz” Hem dünyada, hem de Türkiye’de alüminyuma olan talebin arttığını dile getiren Kibar, buna bağlı olarak, hem iç pazarın, hem de dış pazarın sürekli bir gelişim içinde olduğunu ifade ediyor. Kibar, konuşmasını şu şekilde sürdürüyor: “Alüminyum sanayiindeki ihracat potansiyelimizin artmasının en önemli et- 56 Makina Magazin l MAYIS 2014 kenlerinden biri, ülkemiz menşeli alüminyum ürünlerinin dünya pazarlarında boy ölçüşebilecek nitelikte ve kalitede olmasıdır. Aynı zamanda, ihtiyaca cevap verebilecek çeşitlilikte ürün de imal edebiliyoruz. Bu da, ürünlerimizin dünya pazarlarında gün geçtikçe daha fazla rağbet görmesini sağlamaktadır. Önümüzdeki dönemlerde de, bu artışın aynı hızla sürdürülebilmesi gerekiyor. Bunun için de, ürün geliştirme adına Ar-Ge çalışmalarına daha fazla önem verilmesi gerekiyor. Ayrıca, kalifiye eleman ihtiyacının aşılması, enerji maliyetlerinin dünya ölçeklerinde rekabet edilebilir seviyelere çekilmesi de, dış pazarlarda rekabet edebilme gücümüzü olumlu yönde etkileyecektir.” Türkiye’yi alüminyumda bir marka haline getirebilmenin de büyük önem taşıdığını vurgulayan Kibar, “Örneğin; Almanya’daki bir potansiyel müşteri alım kararını verirken, Türk firmaları rahatlıkla onun için bir seçenek oluşturabilmeli. Bunu sağlayabilmek için, hizmet ve ürün kalitesini uygun fiyatla birleştir- mek gerekir. Eğer sektörde bu koşulları sağlayan firmaların sayısı artarsa ve hammadde ile enerji konularında sorunlar azaltılabilirse, 2023’te Türkiye’de daha parlak bir alüminyum sektörü görebiliriz” diye konuşuyor. Kırboz: Hammadde sorunu yaşanıyor Alüminyum sanayiinde bin 500’ün üzerinde firmanın faaliyet gösterdiğini kaydeden Girişimci Alüminyum Sanayici ve İşadamları Derneği (GALSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Celalettin Kırboz, “Yan sanayii ile birlikte 300 binin üzerinde çalışanıyla Türkiye’nin önemli sektörleri arasında yer alan alüminyum sanayiinde, hammadde sorununun yanı sıra, tevkifat konusunda da sıkıntılar yaşanıyor. Sektöre yük getiren tevkifat vergi uygulaması bir an önce kaldırılmalı. Şu anda sektör olarak, yeminli mali müşavirlere yılda yaklaşık 30 milyon dolar rapor harcı veriyoruz. Dolayısıyla, bu yük de, banka teminat mektubu meselesi de üzerimizden kalkmalı” diyor. 2013 yılında, sektörün üretiminin tahmini olarak 1 milyon 350 bin ton olarak gerçekleştiğini belirten Kırboz, şunları söylüyor: “Türkiye alüminyum sanayii, yaklaşık 5 milyar dolarlık büyüklüğe sahip. Sektörün üretiminin 750 bin tonunu profil, 350-400 ARAŞTIRMA bin tonunu yassı mamul, geri kalanını ise döküm ve diğerleri oluşturuyor. Üretimin yüzde 70’i ihraç edilirken, yüzde 30’u ise iç piyasaya sunuluyor. Sektör yatırımları 2013’ün son çeyreğine kadar devam etti. Halen gecen yıl başlayan fakat tamamlanmayan yatırımlar mevcut. 2013 son çeyreğinde ve 2014 başında yatırım kararı almış firmalar konusunda karamsarız.” Türkiye’nin alüminyum madeni çıkaran bir ülke olmadığını belirten Kırboz, “Avrupa ve Amerika karşısında, hammaddeye sahip olmamızdan dolayı sorunlar yaşıyoruz. Türkiye alüminyum madeni üretimi, 50-60 bin ton/yıl gibi bir miktarı karşılayabiliyor. Oysa ki, sektörde önde gelen Amerika gibi ülkeler kendi madenini üretip işliyor. Asya da, kendi madeniyle çalışıyor. Bu da, Türkiye için önemli bir dezavantaj. Hammadde konusunda güçlü olan Amerika ile rekabet etme şansımız yok” diye konuşuyor. “Üretimde kabiliyetli bir ülkeyiz” Türkiye’nin üretimde kabiliyetli bir ülke olduğunu söyleyen Kırboz, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Alt yapımız ve sektör bilgimiz buna müsait. Dolayısıyla, daha kaliteli, daha katma değerli malzeme üretmeye çalıştığımızda başarılı olduğumuz birçok konu var. Yurtiçinde özellikle inşaat sektöründe tatsız bir rekabet söz konusu. Ama yurtdışında doğru mallar satıldığında, rekabet her zaman kırılabiliyor. Son zamanlarda, dolar ve Euro’nun yükselişi alüminyum ihracatçısı için bir avantaj olarak görülüyor. Ancak, bu durum enerjinin ve işçilik maliyetinin yükselmemesi halinde bir avantaj olarak görülebilir.” “Sektörde önemli sorunlar yaşanıyor” Sektörün çözülmesi gereken önemli problemleri olduğunu belirten Celalettin Kırboz, sektöre yük getiren tevkifat vergi uygulamasının bir an önce kaldırılması gerektiğini vurguluyor. Kırboz, “İadelerde yeminli mali muşavir raporlarının kaldırılması, mahsuben iadelerin vergi daire inceleme raporlarıyla yapılabilir Türkiye’nin alüminyum ticareti (2013) İhracat İthalat Miktar (kg) 611.840.943 1.228.844.751 Değer (bin $) 2.328.514 3.197.267 Kaynak: GALSİAD hale gelmesi ve hurdadan geri dönüşüm sektörünün önünün açılması bizim için büyük önem taşıyor. Avrupa Birliği’nin (AB) koymuş olduğu kurallar nedeniyle ithalat yapamadığımız ülkeler var. Yurt dışından hurda getirebilmemiz gerekiyor. Türkiye’de geri dönüşüm sektörünü ciddi şekilde geliştirmemiz gerekiyor. Burada kamuya çok ciddi işler düşüyor. Çünkü, geri dönüşüm sektöründe özellikle düzgün ihtisas sanayilerin yaratılması lazım” diye konuşuyor. Türkiye’nin 2023 yılında 500 milyar dolarlık ihracat hedeflediğini hatırlatan Kırboz, şunları söylüyor: “Söz konusu hedefi yakalamamız için bugünkünün üç katı büyümemiz gerekiyor. Ancak, fiziki olarak bakıldığında, sanayinin üç kat büyüme şansı bulunmuyor. Dolayısıyla, 2023 hedefini yakalamak için mevcut kapasitemizle fabrikalarımızda üç misli daha kıymetli ürün imal etmemiz gerekiyor. Var olan ürünleri Ar-Ge çalışmalarıyla geliştirip, dünya pazarına üç misli kıymetli şekilde nasıl satabiliriz diye hesap yapmalıyız. Kalite ve inovasyona çok ciddi şekilde eğilmemiz gerekiyor. Bunları yaptığımızda, Türkiye’yi 2014 sonrası alüminyum sektöründe Avrupa’nın ve Ortadoğu’nun alüminyum üretim merkezi haline getirebiliriz. Tabii kamunun da, alüminyumu savunma, havacılık ve ulaşım sanayiinde kullanılabilir malzeme olarak görmesi gerekiyor. Bundan dolayı da, devletin alüminyumu stratejik malzeme olarak görmesi lazım.” “Teknolojik yatırımlar desteklenmeli” Devletin teknolojik yatırımları desteklemesi gerektiğini vurgulayan Kırboz, “Yeni ürün imal edecek firmanın mutlaka daha ciddi, daha komple destekler alabilmesi gerekiyor. Sektöre yönelik organize sanayi siteleri kurulabilir” diyor. Savunma ve otomotiv sanayiin- de alüminyum kullanımında hızlı bir artışın söz konusu olduğunu ifade eden Kırboz, Audi’nin yeni modellerinin yüzde 70’inin, Mercedes’in yeni modellerinin yüzde 40’a yakınının alüminyumdan yapılmaya başladığını kaydediyor. Türkiye’nin de bu trendin dışında kalmaması gerektiğini dile getiren Kırboz, şunları aktarıyor: “Bundan sonraki yatırımları; teknoloji, Ar-Ge ve inovasyona yaparsak, Avrupa hatta dünya üzerinde olmamız gereken yeri alacağımızı düşünüyoruz. Bunun için dört yıl önce Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi ile Aluminyum Test, Eğitim ve Araştırma Merkezi (ALUTEAM) adlı bir proje gerçekleştirdik. Eğitimlerle, ArGe ve inovasyon bazında yapılan çalışmalara yön vermeye çalışıyoruz. Hedefimiz; üniversiteyi ve akademisyenleri de arkamıza alıp, Türkiye’yi Avrupa’nın alüminyum üretim merkezi haline getirmek. Bu bir rüya değil, yapılabilecek bir şey. Alüminyumun son 10 yıldaki yükselişine bakıldığında, bunun rahatlıkla yakalanabileceğini göreceksiniz. Sadece; markalaşma, inovasyon ve teknolojik yatırım konusuna daha fazla eğilmemiz gerekiyor.” “Kullanım alanını genişletmeliyiz” Türkiye alüminyum sektörünün yıllardır inşaat sektörünü takip ettiğini, benzer malzemeler yapmaya çalıştığını ifade eden Celalettin Kırboz, sözlerini şöyle tamamlıyor: “Dolayısıyla, sektör her zaman binanın içinde kaldı. Otomotiv, havacılık, savunma sistemlerinde kullanılamadı. Pencere, kapı, korkuluk, dekorasyon malzemesi olarak binanın içinde kaldı. Sektör önde gelenleri olarak bizim yapmak istediğimiz, alüminyum sektörünü binanın dışına çıkarmak. Kullanım alanını genişlettiğimizde, sektör çok farklı yerlere gidecektir.” n MAYIS 2014 l Makina Magazin 57 ÜRÜN Robot aksesuarlarıyla ilgili güncel haberler Schunk ➤ 700 kg ağırlığındaki karbür plakaların tutma ve taşınmasını, Schunk’un SWS-1210 ürünü hızlı ve güvenli bir şekilde sağlar. R obot aksesuarlarının; robotun performansı, esnekliği ve uygulama alanları üzerinde büyük bir etkisi olmaktadır. Hızlı değiştirme sistemleri, sürücüler, kompanzasyon üniteleri ve güç sensörlerindeki son gelişmeler, robot aksesuar komponentlerinde potansiyelin ne kadar büyük olduğunu göstermektedir. Uzmanlar, tutma-taşıma, montaj ve üretim ile alakalı kendi önemlerinin sürekli artacağını varsayıyorlar. Tutucular, takımlar ve diğer efektörler, hızlı değiştirme sistemleri ile hızlıca değiştirilebilir. Bu durum, mekanizmanın bekleme süresini azaltır ve robotun esnekliğini artırır. Tecrübeli bir operatör, hiçbir değiştirme sistemi kullanmadan manuel olarak ekipman değiştirmek için 10 ila 30 dakika arası bir zamana ihtiyaç duyarken; hızlı değiştirme sistemleri aynı operasyonu 10 ila 30 saniye arası zamana indirir. Hızlı Entegre piston strok kontrollü yeni SWS-076. değiştirme sistemlerinin kullanımı; yeni ürünlerin veya ürün çeşitliliğinin düzenli bir şekilde değiştiği yerlerde, işleme ya da tutma işlemleri için değişken ekipmanlara ihtiyaç duyulduğu uygulamalarda ya da ekipmanların bakımı için sürenin kısıtlı olduğu durumlardaki ürün değişiminin daimi olduğu yerlerde bir anlam ifade eder. Genellikle iki bileşenden oluşur Hızlı değiştirme sistemleri genellikle iki bileşenden oluşur: Robot kollarına monte edilmiş bir hızlı değişim kafası ve kullanılacak takıma bağlı adaptörü. Takım değişimi esnasında, her iki bileşen otomatik olarak ya da manuel olarak birleştirilerek, elektrik, pnömatik ve hidrolik beslemeler sağlanır. İdeal olarak, pnömatik kilitleme sistemi kullanılır ve entegre sensör sistemleriyle kontrol edilir. Bu sistem efektörün merkezlemesini zaten yaptığından, tekrar merkezlemeye gerek kalmaz. Hızlı değiştirme sistemi seçerken, müşteri ve sistem entegratörleri; kompakt boyutlara, düşük ağırlık/güç oranlarına, kısa değiştirme zamanlarına ve enerji transferi modüllerine dikkat etmelidir. Özellikle, uygulamalara uygun olarak diğerleriyle kombine olabilen çeşitli elektronik ve akışkan modüllerin olduğu modüler sistemler ekonomiktir. Başlık ile adaptor arası boşluk birkaç milimetre olduğunda güvenli olacağından, temassız kilitleme sistemi ile açma-kapama en ideal yöntemdir. Özel ağır-yük sistemler önem kazanıyor Endüstriyel robotların daha güçlü ve birkaç kilogram ağırlıklarıyla elle tutulabilir 58 Makina Magazin l MAYIS 2014 olmalarından beri özel ağır-yük sistemleri önem kazanıyor. Robotlar, ağır iş parçalarını tutma-taşıma için uygundur. Aynı zamanda robotlar; otomatik malzeme besleme ile ağır tutucular, vakum tutma sistemleri, hidrolik, pnömatik veya elektrik tahrikli iş milleri, perçinleme uygulamaları, kaynak tabancası veya saplama kaynak uygulamaları için de uygundur. Bunun yanında, otomotiv endüstrisinde montaj ve presleme için kullanılabilirler. Yüksek yük gerektirdiğinden, hafif ağırlık ve ağır yük parçalarının dönüşümlü olarak işlendiği esnek üretim hatlarının kurulumunda kullanılabilirler. Robotik takım değiştirme sistemi Entegre piston strok kontrol izleme özellikli standart robotik takım değiştirme sistemi Schunk tarafından genişletilmiştir. Geliştirilmiş SWS-040 ve tamamen yeni SWS076 serisi ile birlikte, Schunk ürün grubunda bulunan entegre izleme sistemli robotik takım değiştirme sistemleri yedi farklı ürün sayısına ulaşmıştır. Bu özellik; robotik takım değiştirme sisteminin durumunu, sistemin boyutunu mümkün olan en küçük seviyede tutmayı ve işle- ÜRÜN Opsiyonel üçlü kilitleme sistemiyle Schunk’un SWS-1210 ürünü, 1.200 kg ağırlığa kadar yükleri taşıyabilir. min güvenirliğini artırmaya yardımcı olmaktadır. Entegre piston strok kontrollü, patentli, kendinden kitleme özellikte robotik takım değiştirme sistemleri, robot tarafı ve takım tarafının olası bir hava basıncının kaybolması ihtimalinde bile kilitli bir şekilde kalmasını sağlamaktadır. SWS serisi robotik takım değiştirme sistemlerinin kilitleme mekanizması oldukça sağlam bir yapıdadır ve izin verilen moment yüklemeleri 1,350 kg.’da 13,000 Nm değerlerine ulaşabilmektedir. ISO bağlama standartları sayesinde, birçok robot tipine ara flanş olmaksızın direkt olarak monte edilebilmektedir. Schunk aynı zamanda, robotik takım değiştirme sistemleri için takım değiştirme istasyonları sunarak, kullanılmayan takımların düzgün bir şekilde bekletilmesini sağlamaktadır. Enerji verimliliğinde önemli rol oynar Bir tesisin enerji verimliliğini artırmak gerektiğinde, hızlı değiştirme sistemleri önemli rol oynamaktadır. Hızlı değişim sistemleri içinde entegre olmuş mikro valfler, tam olarak vana birimlerinin yerini tutabilirler. Her çevrimde, çalıştırıcının piston alanı zaman kazandıran basınçlı hava ile dolar. Eğer 4 mm çapında 3 metre uzunluğunda besleme hortumu kullanıyorsanız, entegre valf yüzde 90 oranında hava tüketimini azaltacaktır. Aynı zamanda, basınçlı hava direkt olarak harekete geçtiği için çevrim süresi de artmaktadır. Kablo ve tel demetleri yerine, sadece basınçlı hava için bir tane pnömatik dizi ve güç kaynağı gereklidir. İki hat da, genellikle 12 mm çapında merkezi delikle beslenebilir ve Scara robotunun kollarıyla entegre olabilir. şirket, uzun yıllardır müşteriye özel çözümler sunar. Schunk, 1999 yılından beri 800’den fazla özelleştirilmiş hızlı değiştirme sistemini hayata geçirmiştir. n Dünyadaki en geniş ürün yelpazesi Schunk, bağlama teknolojileri ve tutma sistemlerinin yetkili lideri, tüm dünyada robot aksesuarlarının üretiminde liderdir. Şirket ,hızlı değiştirme sistemleri ve kompanzasyon ünitelerinin potansiyelinin ilk olarak tanınmasını sağlamış ve standartlaşmış modüler sistemleri geliştirmiştir. Bugün yenilikçi aile şirketi olan Schunk, hızlı değiştirme sistemlerinin en geniş ürün yelpazesini sunmaktadır. Schunk’un robot aksesuar programı; tutucuları, değiştirme sistemlerini, döner içeriden besleme sistemini, kompanzasyon ünitelerini, tahrik edilen takımları ve çeşitli sensörleri içermektedir. Ayrıca Entegre edilmiş mikro valfler: Schunk’un SWS-I ürünü, basınçlı hava tüketimini yüzde 90’a kadar azaltır. Schunk SWS-L ürünü, ağır yükler için hızlı el değiştirme sistemi çok farklı sayıda pnömatik, hidrolik ve elektrik modülleriyle kullanılabilir. MAYIS 2014 l Makina Magazin 59 ÜRÜN Dökme demir için dayanıklı, güçlü ve uzun ömürlü takımlar Walter D ökme demirden iş parçalarının işlenmesinde genellikle yüksek adetlerde üretim söz konusudur. Bu alanda, daha uzun ömürlü ve daha verimli takımlarla ilgili gelen istekler hız kesmeden devam etmektedir. Bu yüzden, dünyanın önde gelen hassas kesici takım üreticisi Walter için dökme demir işlemeye yönelik yenilikçi takım çözümleri üretmek; rekabette olmazsa olmazlardandır. Dökme demir malzemenin iç yapısı ve özellikle dış kabuğu değişime uğrar. Bu nedenle, talaş kaldırma ve işlenebilirliği aşırı derecede değişkenlik gösterebilir. Üstelik iş parçasının yapısına göre gerekli olabilecek darbeli kesmede, değişken talaş derinliğinde veya dengesiz koşullar nedeniyle durum daha da zorlaşır. Takım ömürlerinin ve proses güvenilirliğinin seri üretimde maliyetler üzerindeki baskın etkisi; kullanılan takımlara, özellikle kaba işleme takımlarına büyük bir sorumluluk yükler. Walter AG Kıdemli Frezeleme Ürün Yöneticisi Wolfgang Vötsch. WKK10S kalite ve RK5 geometri özellikli yeni CNMA torna ucunun denendiği altı adet GJL-260Cr malzemeden üretilmiş diskten oluşan test parçası. Walter AG Ürün Müdürleri Gerd Kussmaul (Tornalama) ve Wolfgang Vötsch (Frezeleme) yaptıkları ortak açıklamada, dökme demir işlemenin çok önemli bir uygulama alanı olduğunu ifade ederek, “Bizim odaklandığımız birçok sektör var. Örneğin; otomotiv endüstrisi veya genel makina imalatı ve tesis üretimi. Bu alanlardaki motor blokları, tekerlek yuvası (dingil başlıkları), pompalar, diferansiyel veya şanzıman gövdeleri gibi birçok tipik iş parçaları üzerine de yoğunlaşmış durumdayız” diye konuşuyorlar. Dökme demir halen önemli bir malzeme Dökme demir, bazı alanlarda hafif metal alaşımların artışına rağmen, halen önemli bir malzemedir. Küçük ve orta sınıf araçların motor bloklarının genellikle alüminyumdan üretilmesi, hafif metal alaşımların yükselişinin tipik bir örneğidir. Ancak, geniş tip binek araçlarda iki litre veya daha fazla silindir hacimli alüminyum motor bloklarının boyutları daha büyük olacaktır. Dökme demir, daha ince cidar oluştu- rur. Dolayısıyla, daha kompakt bir yapısal tasarıma sahiptir. Bu özellik, Avrupa’da binek araçların yatay tasarımlı motorları için önemli bir faktördür. Dizel motorlarda, hele ticari araçlar için dökme demire alternatif aramak gereksizdir. Çünkü, bu alanda sönümleme etkisine sahip vermiküler grafitli dökme demir (GJV, eski tanım: GGV) rakipsiz malzemedir. Çekme mukavemeti gri dökme demir (GJL, eski tanım: GG) ile küresel grafitli (sfero) dökme demir (GJS, eski tanım: GGG) arasında bir değerdir. İnce cidarlı iş parçaları titreşim anlamına gelir. Bu yüzden, yumuşak kesen ve aynı zamanda dayanıklı ve uzun ömürlü takımlar gereklidir. Bu tür takımlar bire bir Walter AG’nin yeni ürün geliştirme çalışmaları kapsamında yer almaktadır. Son olarak, ISO K tip kesici uçların yeni nesli piyasaya sunulmuştur. Tornalama uzmanı Kussmaul, konu hakkında şunları söylüyor: “Yeni uçlar, en son geliştirilen kesme malzememiz olan Tiger·tec® Silver tabanlı olup, birçok laboratuvar ve saha testlerinde elde edilen sonuçlara göre tasarlanan geometri seçenekleri mevcuttur. Şu anda, her türlü uygulama alanını kapsayan iki yeni kalite ve üç tip geometri sunuyoruz.” Yeni ISO K kaliteler: n WKK10S-Rijit koşullarda maksimum kesme hızları, n WKK20S-Genel kullanım amaçlı, ayrıca tüm işlemelerin yaklaşık yüzde 50’sinde kullanım olanağı. Bu kalite, ayrıca darbeli kesmelerde, çapraz deliklerde ve dökme demir kabuklarında yüksek iş süreci güvenilirliğini de sağlar. Tiger·tec® Silver kesme malzemesini bu denli özel kılan nedir? En uygun şekilli mikro yapı ve yeni bir alüminyum oksit kaplama 60 Makina Magazin l MAYIS 2014 ÜRÜN birlikteliği ısıya karşı aşınma mukavemetinin artışını, takım ömürlerinin ve kesme hızlarının maksimuma ulaşmasını sağlar. Buna ek olarak, çekme gerilimlerini kaplama içinde baskı gerilimlerine dönüştüren çok özel bir yüzey işlemi uygulanmaktadır. Böylece, kesici takım malzemesinin tokluğu öncelikle dökme demir kabuklarının kaldırılmasında gereken maksimum güvenilirliği sağlar. Bu nedenle, hem aşınma mukavemeti, hem de tokluk piyasadaki diğer kaplamalara göre daha üst düzeydedir. Yüzde 75 daha fazla iş parçası Kesme kenarının makro ve mikro geometrileri, talaş oluşumunda ve biçimlenmesinde büyük bir etkisi olan kesme kuvvetlerini oluştururlar. Yeni ISO K neslinde üç geometri tüm uygulamaları kapsar: 1. MK5 geometrisi, orta değer işlemeler için ve istisnasız tüm dökme demir kaliteleri ve özellikle çelik benzeri küresel grafitli dökme demir için genel kullanım amaçlı bir çeşittir. Açık tip talaş kırıcı kanal yumuşak bir kesim sağlar, kesme kuvvetlerini azaltır. Aynı zamanda, iş parçasının kenarlarında oluşabilecek talaş kaynamalarını ve kırılmaları da önler. Kussmaul, “MK5, sabit olmayan parçaların işlenmesi için veya düşük kesme baskısı uygulanan iç çap işlemelerde ilk tercih edilendir” diye konuşuyor. 2. RK5 geometrisi, inceltilmiş kademeli oturma düzlüğüne sahip, parlak ve pürüzsüz, değiştirilebilir xNMA tip kesici uçlarda klasik bir kaba işleme tasarımına sahiptir. Temas yüzeyinin taşlanması nedeniyle, özellikle değiştirilebilir kesici uçların gövde yuvalarına güvenilir bir şekilde yerleştirilmesi sağlanır. Dinamik gerilmelerde kesme kenarı aşınmasını azaltması çok önemli bir avantajdır. Lamel grafitli dökme demir (gri pik döküm) için ilk tercih edilen çeşittir. 3. Üçlü grubun sonuncusu olan RK7, rijit özelliğe sahip tam anlamıyla problem çözücü bir geometridir. Tasarımı RK5 tipine benzemesine karşın, kesme kenarında bulunan ek koruyucu bir pah ile mümkün olabilen en yüksek iş süreci güvenilirliğini ve hassasiyetini sağlar. Ağır darbeli kesmeler, düzensiz ve farklı kaldırılan talaşlar ve dökme demir kabuklarının kaldırılması bu geometrinin en çok tercih edildiği ve kullanıldığı alanlardır. Ayrıca, sert/yumuşak işleme de mümkündür (40-61 HRC’ye kadar). Karbonlu, tavlanmış çeliklerden (semantasyon çeliği) üretilen iş parçalarının dış kesimleri sert, buna karşın iç kısımları yumuşaktır. Bu tür durumlarda CBN (çok kristalli bornitrat) kesme malzemesi yetersiz kalır ya da hiç çalışmaz. Ürün hakkında açıklamalarda bulunan Gerd Kussmaul, şunları söylüyor: “Yeni kesici takım malzemesi kaliteleri, en uygun tasarıma sahip geometrileri ile birlikte maksimum kesme performansı sağlar. Bu özellikler, takım ömrünü yüzde 75 oranında artırır.” kelimenin tam anlamıyla ters yüz edilebilir. Bu nedenle, F4045 dökme demir işlemede kesme kenarı maliyeti açısından son derece ekonomiktir. Pozitif özellikli bir genel geometri yumuşak kesme işlemini gerçekleştirir ve güç tüketimini düşürür. Ürün geliştiriciler bu takımı, 4-6 mm‘e kadar maksimum kesme derinliği için tasarladılar. Araç üretimi ve benzer uygulama alanlarında dökme demirden parçaların işlenmesinde alışagelmiş yöntemlerle kaldırılan talaş miktarı, genelde bu seviyelerin altında kalmaktadır. Walter AG Kıdemli Tornalama Ürün Yöneticisi Gerd Kussmaul. Kesme kenarı tasarrufu Dökme demir işlemede iş parçalarının belki de büyük bir çoğunluğu, kübik şekillerde olup, bunun sonucunda freze tezgahında ve işleme merkezinde işlenirler. En yaygın işlemelerden biri de, sızdırmazlık yüzeylerinin ve alıştırma (bağlantı) yüzeylerinin, ayrıca motor bloklarında silindir kafalarının yüzeylerinin frezelenmesidir. Özellikle otomotiv endüstrisinde, en kısa sürede mümkün olduğunca çok fazla yüzeyin hassasiyetten ödün vermeden işlenmesi çok önemlidir. Bu tür yoğun talaş kaldırmalar için çok kesme kenarlı büyük frezelerin kullanılması gerekmekte ve istenmektedir. Böylece, yüzeylerin tek seferde işlenmesi mümkündür. Özellikle bu operasyonlar için son derece uygun tasarıma sahip çözüm, Walter Xtra·tec® ürün grubundan yedi ağızlı (heptagon) F4045 freze takımıdır. Çap 200 mm ölçüsüne kadar standart olarak üretilen F4045 serisi, dökme demirin gerektirdiği dar diş dizinimine sahiptir ve 45 derecelik açıda ayarlı yedi kenarlı kesici uçlarla donatılır. Kesici uçlar için iki ölçü seçeneği sunulmaktadır. Yedi kenar, kullanılabilir 14 kesme kenarı anlamına gelir. Çünkü, simetrik özellikli değiştirilebilir uçlar Frezenin ayırt edici diğer bir özelliği de, uç bağlantısının bağlama pabucu ile yapılmasıdır. Bu şekilde, kesici uç doğru ve sıkı şekilde yuvasına yerleştirilir. Tasarımın dahice bir özelliği ise, sökme esnasında bağlama pabucu, sıkıştırma vidasının bir kaç tur döndürülmesinden sonra kendiliğinden yana doğru kayar. Böylece, kolay ve hızlı bir erişilebilirlik sağlar. Freze uzmanı Wolfgang Vötsch, Test sonucu uçların boşluk ve talaş yüzeylerindeki aşınma durumları: Yukarıda, sıradan kalite ve geometride üretilmiş CNMA tip kesici uç, aşağıda ise, yeni CNMA tip RK5 geometrili Tiger·tec® Silver WKK10S kalite kesici uç. MAYIS 2014 l Makina Magazin 61 ÜRÜN “Çoklu kesme kenarlı bir takımın kullanımı çok büyük önem taşır. Zira, kesici uçların ters yüz edilerek değiştirme işlemi kolay ve hızlı yapılamazsa, bu aşamada zaman kaybı yaşanır” diyor. Takım, Tiger·tec® WAK15 ve WKK25 kalitelerinden ya da dökme demir ve çelik için güncel Tiger·tec® Silver WKP25S ve WKP35S kalitelerinden oluşan değiştirilebilir kesici uçlar bağlanarak kullanılabilir. Aynı tornalama işleminde olduğu gibi, üç farklı geometri ile her türlü uygulama alanı kapsanır: D27 (rijit özellikli), D57 (genel kullanım amaçlı) ve D67 (yumuşak kesen). Dökme demir malzemeler için yeni nesil Tiger·tec® Silver ISO K torna uçları, yüzde 75’e varan performans artışı sağlar. Resimde gösterilen uç tipleri; DNMG-MK5 (çok amaçlı kullanım), CNMA-RK5 (klasik) ve WNMA-RK7 (tok). Yeni yüksek performanslı Blaxx™ freze nesli, 90˚ kenar frezeleme için teğetsel Tiger·tec® Silver kesici uçlar ile birlikte tasarımı ve sık diş aralığı sayesinde azami derecede rijitlik sağlar, ki; bu ekonomik döküm işleme için önemli bir koşuldur. Takım gövdesinin göz alıcı siyah parlak yüzey kaplaması aşınma ve korozyon önleme görevi görür. Diş başına ilerlemede yüzde 30 artış Çok yüksek kesme değerleri mi isteniyor? Malzemeden veya parça bağlama düzeninden dolayı Walter’ın tüm takma uçlu frezeleme sistemleri için artık Tiger·tec® Silver kalitesi mevcuttur; dökme demir malzeme işleme için de dahil olmak üzere. spindle’da titreşim mi oluşuyor? Bu aşamada Walter’ın yeni freze nesli Blaxx™ ilk tercihtir. Blaxx™, maksimum rijitlik özelliğinde tasarlanmış teğetsel kesici uçlu yeni bir freze konseptidir. Kesici uçlar, dört adet helisel şekilli, yüksek pozitif özellikli kesme kenarına sahiptir. Uçların teğetsel yapı düzenleri, kesme kuvvetlerine karşı oldukça yüksek karbür yoğunluğu oluşturur. Bu konseptte yer alan frezelerin takım gövdesi, diğerlerine kıyasla son derece güçlü ve dayanıklı bir öze sahiptir. Şu an satışta olan Blaxx™ F5041, F5141 ve F5241 kenar frezeleri ile tip tasarımına bağlı olarak 8, 12 ve 15 mm’lik kesme derinlikleri mümkündür. Her biri düzgün biçimde kademesiz olarak 90 derece sıralı işleme yaparlar, ki; bu sırt frezeleme veya benzer işlemelerde önemli bir özelliktir. Wolfgang Vötsch, konu hakkında şunları aktarıyor: “Eşsiz Tiger·tec® Silver kalitesi, rijit tasarım ve yüksek hassasiyette üretimden oluşan komple paket, Blaxx™ freze takımlarının ortalamanın çok net üzerinde bir performans ve iş süreci güvenilirliği sağlamalarına yardımcı olur. Uygulamaya bağlı olarak, aynı şekilde karmaşık yapıya sahip dökme demirden iş parçaları da dahil, diş başına ilerlemelerde yaklaşık yüzde 30’a varan artış elde edilir.” Tiger·tec® Silver yüksek ısıya karşı dayanıklıdır Tiger·tec® Silver’in sahip olduğu ısıya karşı yüksek mukavemet, 62 Makina Magazin l MAYIS 2014 torna tezgahında bir laboratuvar testinde kanıtlandı. Walter AG’nin Teknoloji Merkezi’nde kesici takım malzemesi uzmanları yeni WKK10S kaliteden üretilen CNMA120408-RK5 tipteki kesici uçları, sıradan bir kalite ve geometriden benzer uçlarla test ettiler. Her iki uç talaş kırıcısız (düz) tiptedir. Ancak, Tiger·tec® Silver uçlarının farkı, daha rijit uç yuvası için inceltilmiş kademeli oturma düzlüğünün bulunmasıdır. Test parçaları olarak altı adet birbiri ardınca bağlanmış 230 mm’lik çap ölçüsünde, GJL-260Cr malzemeden üretilmiş disk kullanılmıştır. Bu tür düzenleme ile uygulamalarda çoğunlukla karşılaşıldığı gibi, değişken yükleme (güç) simüle edilmiştir. Takımın kesme kenarları birbirini izleyen 12 pahı geçmek zorundadır. Esas uygulamalarda parça malzemeleri genelde dar toleranslarda döküldüklerinden, oluşan sert dökme demir kabuklarının her defasında kaba bir geometri ile temizlenmesi gereklidir. Aksi taktirde, malzeme yüzeyindeki boşluklar nedeniyle takım zarar görebilir. Laboratuvar teknisyenleri, her iki takım için kesme değerleri olarak; Vc=520m/dk, f=0,35mm ve ap=2mm seçmişlerdir. 10 dakikalık bir test süresinden sonra ortaya net bir sonuç çıkar: RK5 geometri Tiger·tec® Silver kesici uçta aşınma etkisi çok az görülürken, diğer uçta 10 dakikanın ardından belirgin şekilde talaş kaynamaları oluşmuştur. n ÜRÜN Parafudurlarda uzun ömür Alper ÇELEBİ ABB Alçak Gerilim Ürünleri Kontrol Ürünleri Ürün Müdürü P arafudurlar için nominal deşarj akımı değeri In, elektriksel dayanıklılığının da bir ölçütüdür. Yazımızda, “parafudurlarda uzun ömür” konusunu nedenleri ile birlikte inceleyeceğiz. Hepimiz biliyoruz ki; parafudurlar, kartuş sigortalar gibi bir defa kesme yaptığı zaman değiştirilmesi gereken ya da hata düzeltildiğinde çok defa yeniden kapatılabilen otomatik sigortalar gibi koruma elemanları değildir. Bu teknik değerlendirmenin amacı; parafudurun performansına bağlı olarak, ömrünün öngörüsünü yapabilecek pratik ipuçları sunmaktır. IEC 61643-1 standardı, parafudurların test metodlarını tariflemektedir. Tip 1 ve Tip 2 parafudurlar, sınıf-I testinde 8/20 dalgasındaki maksimum değere sahip (Iimp değerine karşılık gelen) 15 darbeye ve sınıf-II testi için de In nominal akım değerine dayanmalıdır. Daha sonra, Tip 1 için Iimp değerine kadar ulaşan akım darbelerinde ilave testler yapılmaktadır. Parafudurun ömrü için bu bilgi ne ifade etmektedir. Bir örnekle açıklayacak olursak: Bir binanın yıldırım yakalama alanın (Am) 1km² olduğunu varsayalım ve binanın bulunduğu bölgenin km²’ye düşen yıllık yıldırım yoğunluğu (Ng) 4 olsun. Bu bölgedeki beklenen maksimum yıldırım darbesinin 20kA olduğunu kabul edelim. Bu özel durumda teorik olarak, Imax değeri 20kA ve In değeri 5kA olan tip 2 parafudurun ömür öngörüsü; In= 5kA değerine sahip tip 2 parafudurun, regülasyonlara tamamen uygun olmasına rağmen, bağlı Tablo 1 Nominal akım (In ) - kA ABB Tip 2 30 Parafudur 20 5 olduğu binanın ömrüne kıyasla oldukça kısa bir kullanım ömrü olduğu açıktır. Koruduğu ekipmanın değerine kıyasla, en uygun In değerine sahip parafudurun 15-20kA olduğunu hesaplayabiliriz. Maksimum deşarj akımı (Imax) - kA 70 40 20 Nominal deşarj akımı In: Sınıf II testinde kullanılan akım değeridir. 8/20µs dalgasına sahip parafudurların tepe akım değeridir. Sınıf I testinde parafudurların ön koşullandırılmasında kullanılır. Tablo 2 - Belirli bir bölgeye düşen yıldırım desarj akımları (kA) Tip 2 parafudurların maksimum deşarj akımı (kA) Şimdi, başta sorduğumuz soruyu cevaplayabilecek bilgiye sahibiz. Binaya ömrü boyunca etkileyecek deşarj akımlarının 5kA olduğunu öngörelim. In 5kA ve Imax 20kA değerlerine sahip Tip 2 parafudurun dayanması gereken ortalama deşarj sayısı tablo-2’de kırmızı kolonda gösterilmiştir. Koruduğu ekipmanın değerine kıyasla en uygun In değerine sahip parafudurun 15-20kA olduğunu hesaplayabiliriz. In değeri 20kA olan (Imax=40kA) standart bir Tip 2 parafudur, ortalama 200 yıldırıma dayanabilmektedir. Bu süre de, parafudurun bağlı bulunduğu tesisatın ömründen çok daha uzundur. 70 40 20 70 1 3 20 40 1 5 20 15 10 50 150 20 40 1 2 5 2 1 400 2500 9000 200 1000 3000 20 150 1000 8/20µs dalgası: Anlık aşırı gerilimi simüle etmek için kullanılan akım darbesi. Akımın tepe değerine ulaşma zamanı 8µs ve yarısına inme zamanı 20µs’dir. Ng (yıldırım yoğunluğu): “Türkiye orajlı gün haritası”na göre hesaplanabilecek Ng ≈ yıldırımlı gün sayısı (yıllık) x 0,1. n Terimler sözlüğü: Anlık aşırı gerilim: Bir binanın yakınına düşen atmosferik deşarj sonucu olan gerilim. Sınıf II testi: IEC 61643-11 standardında kullanılan ve nominal deşarj akımına (In) göre yapılan test metodudur. MAYIS 2014 l Makina Magazin 63 ÜRÜN Uzun kullanma mesafelerinde kesme (dilimleme) ve derin kanal açma için yeni konsept Sandvik Coromant 131063-Ray ucu yuvası, yüksek hassaslıkta kesme sıvısı için tasarlanmış kesici ucu güvenli bir şekilde tutmaktadır. Ç ubuk beslemeli tornalanmış parçalar üreten imalathaneler sürekli olarak daha verimli malzeme kullanımı sunan çözüm arayışı içerisindedir. Bu, sadece pahalı hammaddelerin toplam maliyetini kontrol altına almakla kalmaz; aynı zamanda, daha yüksek çubuk besleme kapasitelerini destekler. Ancak, bu proses güvenliğine zarar vermemelidir. Sonuçta; tahmin edilebilir ve tutarlı takım ömrü, özellikle kesme (dilimleme) işleminde yeniden üretilebilir parça kalitesi sağlamak için önemlidir. Uzman çalışma Modern işleme operasyonlarının ihtiyaç duyduğu şekilde, son yıllarda kesme ve kanal açma, tornalama operasyonlarında bir uzmanlık alanı 131015-CoroCut QD çalışma halinde. haline gelmiştir. Kesme (dilimleme), ana malzemesinden tamamen veya kısmen bir parça boşaltarak derin kanallar oluşturmak için kullanılan bir prosestir. Konsept, maksimum takım ömrü ve minimum malzeme sarfı ile verimli, tekrar edilebilir ve yüksek kaliteli performans sunar. Kanal açma, kesmeye (dilimleme) benzerdir, kanalların farkı bir parçanın çubuk malzemeden tamamen ayrılmadan belirli bir derinliğe kesilmesidir. Kanal açma hem iç, hem de dış yüzeyler ile birlikte parça yüzeylerinde de gerçekleştirilebilir. Kanal açma için gereken özellikler kesme için olanlar ile aynıdır. Sadece daha fazla boyut hassasiyeti gereklidir. Rekabetçi kazanç Hesaplanabilir ve tutarlı takım ömrü, başarılı kesme ve kanal açma operasyonları için vazgeçilmezdir. Takım ömrü doğru geometri ve kesme değerleri ile birlikte, doğru kesme sıvısının kullanılması ve operasyon için doğru kurulum kullanılması 64 Makina Magazin l MAYIS 2014 ile optimize edilebilir. Rekabetçi çözümler, aynı zamanda yüksek proses güvenliği için mükemmel talaş kontrolü sunmalıdır. Kullanımları kolay olmalıdır, mükemmel yüzey kalitesi sunmalıdır ve düşük kesme genişlikleri sayesinde malzeme tasarrufu sağlamalıdır. Çözümler aynı zamanda verimli olmalıdır. Çünkü, ana kural; işleme maliyetlerinin yüzde 3’ünün takım maliyeti ile ilgili olduğunu söylemektedir. Bu nedenle, gerçek kazanç daha fazla parçayı, daha hızlı üretmektedir. Bir parça kesilirken, en önemli faktörler arasında minimum kesme kuvveti, mükemmel talaş kontrolü ve verimli malzeme boşaltma bulunmaktadır. Kesici uç mümkün olduğunca dar olmalıdır ve kesme operasyonunun yüksek maden talaşı kontrolü ve yüzey kalitesine sahip olabilmesi için talaşı kanaldan daha dar hale getiren bir geometriye sahip olmalıdır. İş parçasında daha az gerilim yaratma ile birlikte, serbest akan talaşlar ile daha hızlı kesme ÜRÜN 131776-Kesme kenarının altına ve üstüne stratejik olarak konumlanmış kesme sıvısı delikleri ile CoroCut QD. karmaşık bir işi hem güvenli, hem de daha kolay hale getirir. Zorlu uygulamalar Tabi ki geleneksel durumlar içinde bu hedeflerin başarılması zorlu bir iştir. Ancak, derin kanallar ve uzun kullanma mesafeleri içeren uygulamalar için gerekli olduğunda zorluk çok daha ağır hale gelir. Bunu aklımızda tutarak, çok zorlu uygulamalar için geliştirdiğimiz yeni bir kesme (dilimleme) konseptinin merkezinde daha yüksek proses stabilitesini kolaylaştırmak için yeni takım malzemesi ve yeni bir takım tasarımı bulunuyor. CoroCut® QD’nin geliştirilmesinde, Sandvik Coromant yeni ve güncellenmiş kesme geometrilerinin geliştirilmesine önem verilmiştir. Konseptin önemli kullanıcı avantajları sağladığından emin olmak için CoroCut QD’de çok sayıda tasarım yenilikleri bulunmaktadır. Örneğin; kesici uç indeksleme, akıllı ve kullanıcı dostu bir bağlama mekanizması ile sağlanmıştır. Kesici uç yuvası 20° eğilmiştir ve yüksek kesme kuvvetlerine dayanmak için bir arka durdurucuya sahiptir. 2 mm ve üzerinde kesici uç genişlikleri için kesici uç arabirimi de stabiliteyi artırmak amacıyla bir raya sahiptir. Tak ve çalıştır kesme sıvısı CoroCut QD HPC’de (yüksek hassaslıkta kesme sıvısı) yapılan bir başka önemli yenilik de; kesme lamaları ve takım blokları/adaptörleri sadece kolay bağlantı için tak ve çalıştır kesme sıvısına sahip değildir. Aynı zamanda, stratejik olarak kesme kenarının üstüne ve altına konumlanmış kesme sıvısı deliklerine sahiptir. Bu delikler, kesme ve derin kanalların üretiminde çok faydalıdır. Çünkü, doğru kesme sıvısı yönlendirmesini kolaylaştırırlar. Bu, sadece talaşın boşaltılmasına ve proses stabilitesinin artırılmasına yardımcı olmakla kalmaz; aynı zamanda, kesme bölgesinde sıcaklığı düşürür ve takım ömrünü artırır. 1 Mart 2014 tarihinden itibaren piyasaya sunulan yeni geliştirmede, çok daha fazla tezgah tipine uygun daha fazla CoroCut QD-uyumlu adaptörlerin eklenmesi ile tak ve ça- lıştır kesme sıvısı daha da kolaylaştırılacaktır. Tornalama merkezleri için örneğin; Coromant Capto®, HSK-T ve VDI adaptörler, QS takım saplarını ve kesme lamalarını bağlamak için en çok kullanılan takım tezgahı arabirimlerine uygun olacaktır. Basit bir valf cıvatası hem dış, hem de iç kesme sıvısı kullanımına veya dış ve iç kesme sıvısı arasında geçiş yapmaya imkân tanır. Geniş kapsamlı ürünler CoroCut QD içerisinde, beş kesme geometrisine ve tek bir tornalama geometrisine sahip kesici uçlar ile birlikte; çelik, paslanmaz çelik, HSRA’lar, titanyum, döküm demir ve alüminyum dahil olmak üzere çok sayıda malzeme tipini destekleyen “kendin yap” taşlama ve talep üzerine imal edilen diğer seçenekler bulunmaktadır. Düşük, orta ve yüksek beslemeli kesme ve kanal açma operasyonları, silici ile veya silici olmadan; kesici uç kaliteleri, geometrileri, yuva ölçüleri ve kesme genişlikleri ile kolaylaştırılabilir. Bundan daha fazlası, yenilenmiş PVD kesici uç kaplaması daha iyi yapışma, gelişmiş kenar çizgisi kaliteleri ve daha yüksek ER toleransı sunmaktadır. Kesme ve SL lamaları, adaptörler, takım sapı ve İsviçre takımları (ve kesme (dilimleme) için yeni nesil kesici uçlar) içeren çözümleri ile CoroCut QD artık modern imalathane isteklerinin karşılanabileceği anlamına gelmektedir. Konsept, kanıtlanmış Sandvik Coromant Q-Cut ve CoroCut ürün grupları üzerine kurulmuştur ve üreticilere sunulan seçenekleri; esnek, kullanımı kolay, seçmesi kolay takım ürün grupları ile genişletmektedir. n 132958-Coromant Capto adaptörü ile CoroCut QD 1 Mart 2014’te piyasaya sunulmuştur. MAYIS 2014 l Makina Magazin 65 ÜRÜN LS1000XP: Yeni büyük CO2 lazer Gravograph G ravograph, yenilikçi teknik ve endüstriyel bakış açısı ile kullanıcıya kolaylık sağlayan çözümleri üretmeye devam ediyor. Bu yüzden, lazer çeşitliliğimizden yeterince faydalanmaları için LS1000XP de, çözümlerimiz arasında müşterilerin beğenisine sunulmuştur. Söz konusu ürün ile; daha geniş gravür alanıyla, daha fazla gravür ve kesim işlemi gerçekleştirebilecek. Günlük zorlukların üzerinden gelinmesi için tasarlandı Günümüzde, kullanıcılarımızın talepleri ürün tasarımlarında ilk dikkate aldığımız kriterdir. Kullanıcıların; ticari ortakları, karşılaştıkları zorluklar, günlük engeller göz önünde bulundurularak, işlerinde yardımcı olacak tasarımlar beğenilerine sunulur. LS1000XP, gravürlenecek materyalin makinaya yüklenme kolaylığı açısından tercih sebebidir. Bu işlem, tek seferde, standart plaka (1,220x610 mm) ile gerçekleştirilebilir. Ergonomik önden yükleme sistemi işlemi kolaylaştırır. Böylece, iş üretim safasına anında geçilir ve zamandan tasarruf sağlanır. 66 Makina Magazin l MAYIS 2014 Gravür tezgahının modüler olduğunu söylemeye bile gerek yoktur: Gravograph silindir ek fonksiyonu, hareketli pin ve düş geçiş kesim tezgahı, nesne yüklemeyi kolaylaştıran lazer kapılarının yanlardan ve arkadan açılma seçeneği ve üst düzey güvenlik önlemiyle çalışması (Sınıf IV) olanaklarıyla pazarda fark yaratmaktadır. Bundan başka geliştirdiği yenilikçi çözüm, entegre kesim tezgahıdır. Kırpmadan kaçınmayı sağlayan sökülebilir kesici ağıza sahiptir. LS1000XP, tamamen kolay erişilebilir aletlere sahip gerçek bir işlem desteğidir. Güvenilirlik ve akıcılık LS1000XP’nin performansından ergonomik fonksiyonlar uğruna fedakarlıkta bulunulmamıştır. Tam tersine; lazer kapasitesi artırılmıştır. Çalışma hızı (4 m/saniye taramalı işlemde), lazer kaynaklarının modüleritesi (40 W ile 150 W arasında), odak lensleri seçimi LS1000XP’yi garanti altına alınmış üretkenliğiyle üst düzey bir makina haline getirmiştir. Bahsettiklerimize kanıt, Gravograph tarafından çalışma ortamına gösterilen önemdir. Lazerin kurulumundan uygulama materyali seçimine, Gravostyle’da yapılacak tasarımdan ısmarlama servis desteğine her çeşit ayrıntı kullanıcıları destekleyecek şekilde tasarlanmıştır. Dünya çapında kabul görmüş şirketimiz, yazılım çözümleri ve materyalleri çerçevesinde tecrübesini ortaya koymaktadır. Özel olarak tasarlanmış kataloglarımızda bunu rahatlıkla görebilirsiniz. GravoStyle yazılımının Baskı&Kesim fonksiyonu, yüksek hassasiyetle basılmış nesnelerin kesimi ile oluşturulmuş dijital baskı ile çalışmaktadır. Bu kapsamda, işlem akıcılığından bahsedilebilir: Teknoloji üretim sürecinin merkezinde. n ÜRÜN Esnek çoklu dokunmatik panel serisindeki en güçlü cihaz: CP22xx panel PC Beckhoff G eniş kontrol panelleri ve panel PC çeşitleriyle Beckhoff, bir makinadaki veya tesisteki tüm PLC, hareket ve HMI görevlerini çözmek için evrensel ve esnek biçimde, düzgün bir görünüm ve his verecek şekilde ideal bir portföy sunuyor. CP22xx panel PC serisi, otomasyon ve kontrol için yüksek performanslı çok çekirdekli işlemcilerle, modern bir çoklu dokunmatik arabirimin avantajlarını birleştiriyor. Çok çekirdekli Intel® Celeron®, 3. ve 4. nesil Core™ i3, i5 (2 çekirdekli) ve i7 (4 çekirdekli) işlemcilerle donatılmış olan CP22xx panel PC’lerden maksimum bilgi işlem gücü elde edilir. CP22xx serisinin esnekliğine 12’den 24 inçe kadar boyutlarda ekran çeşitliliği eklendiğinde, en zorlu kontrol ve HMI görevleri, cihazları tam olarak uygulamaya özgü gereksinimlerle eşleştirerek çözülebilir. CP22xx’de, fabrikada kurulumu yapılmış kartlar için boş bir mini-PCI yuva, 2 GB DDR3-RAM (16 GB’ye yükseltilebilir), bir sabit disk, bir CFast kart veya SSD, bir 10/100/1000Base-T bağlantıyı destekleyen tümleşik çift Ethernet kartı ve SATA RAID-1 kontrolör (Intel® Rapid Storage Technology) bulunur. Donanım ayrıca, bir seri RS232 arabirimi ve dört USB 2.0 bağlantı noktasının yanı sıra, dört adede kadar opsiyonel Ethernet bağlantı noktası da içerir. Kontrol kabinleri ve kontrol konsolları için yeni panel PC nesli, makina ve tesis üzerinde düzgün ve kaliteli bir görünüm sağlayan ölçeklenebilir bir aktif ve pasif paneller serisi sunar. Çok parmak dokunmatik ekranlar (PCT), 7 ila 24 inç arasında ekran boyutlarında olup, 16:9 (geniş ekran), 5:4 ve 4:3 formatlardadır ve yatay/dikey modlarda kullanılabilir. CP22xx serisinin yanı sıra ürün ailesi, çeşitli ekran boyutları ve farklı performans sınıflarında panel PC’ler sunan ölçeklenebilir bir ürün gamını kapsar: n CP26xx: ARM Cortex™-A8, 1 GHz işlemcili kompakt panel PC serisi, ® n CP27xx: Intel Celeron® ULV 827E, 1,4 GHz işlemcili fansız panel PC serisi, n CP29xx-0000: Genişletilmiş DVI/USB arabirimli kontrol paneli (PC ile en çok 50 m mesafe), n CP29xx-0010: Standart CAT-7 kablo üzerinden CP-Link 4’lü kontrol paneli (PC ile en çok 100 m mesafe). Kollu destek kurulum gerektiren uygulamalar için, benzer bir kapsamlı ürün gamı da Beckhoff CP3xxx çoklu dokunmatik panel ve panel PC serisidir. Bu seri, tümüyle IP 65 korumalı olarak mevcuttur. n En son nesil Intel® Core™-i işlemcilerle, çoklu dokunmatik işlevselliği sunan CP22xx panel PC, en yüksek bilgi işlem gücü gereksinimleri olan uygulamalar için idealdir. SecureFit™ iş güvenliği gözlükleri 3M Türkiye İ ş güvenliği gözlüğü kullanımının ihmal edilmesinin ardındaki en önemli neden konfor ve uyum eksikliğidir. İş güvenliği gözlüklerinin çoğu, kullanıcıların kulak arkasına baskı yapar. Bu olumsuzlukları ortadan kaldırmak için inovasyon gücünü kullanan 3M, kulak arkasındaki basıncı dağıtarak üstün kişisel konfor sunan, farklı kafa ölçülerine göre kendiliğinden ayarlanan ve güvenli bir şekilde yüze oturan iş güvenliği gözlüğü serisini geliştirmiştir. Yeni 3M™ SecureFit™ iş güvenliği gözlükleri, 3M basınç dağıtma teknolojisi ile; giyen kişinin yüz profiline göre kendiliğinden ayarlanarak, güvenlikten taviz vermeden rahat ve sağlam bir şekilde uyum sunmaktadır. 3M’in inovatif basınç dağıtma teknolojisi, insan yüzündeki 600 farklı dokunma noktasının dijital modelinin yaratılmasıyla, kafa şekil ve boyutları arasındaki farklılıkların belirlenmesini sağlayan, kapsamlı antropometrik araştırmalar sonucunda geliştirilmiştir. Bu sayede, farklı kişilerin, farklı burun, alın genişliği vb. özelliklere sahip olmasına rağmen, farklı kafa yapılarına uyan ve ayarlama gerektirmeyen tek koruyucu gözlüğü olma özelliğini taşımaktadır. n MAYIS 2014 l Makina Magazin 67 ÜRÜN PNOZmulti 2 (PNOZmB0) ile maksimum esneklik Pilz Y eni uygulamalarınız için PNOZmulti 2 (PNOZmB0) kontrol sistemi ile gelişmiş genişleme modulleri şimdi kullanıma hazır. Haberleşme modüllerini sol tarafına bağlayabilir, seri port veya ETH arayüzü ile, Profibus-DP ya da CANopen sistemlerle kombinasyonlar oluşturulabilirsiniz. Sağ tarafına dört tane ek modül bağlayabilir, ek modülleri 16 emniyetli giriş, sekiz emniyetli giriş dört emniyetli çıkış ya da dört emniyetli giriş dört röle çıkışlı olarak seçebilirsiniz. Konfigüre edilebilir kontrol sistemi PNOZmulti; 2002 yılından beri satışta olan, sayısız uygulamada kullanılmış ve bugün halen dünyada en çok kullanılan emniyet kontrol sistemidir. Bu başarının arkasındaki sır, PNOZmulti konfigüratör yazılımının dahice bir şekilde basit oluşudur. Bu başarı hikayesi şimdi PNOZmulti2 ile devam ederken, konfigüratör yazılımı aynı esneklik ve kolaylığı ile kullanılmaya devam ediyor. Ürünün sağladığı başlıca avantajlar şunlardır: n Ana ünite PNOZmB0 ile birleştirildiğinde üç temel emniyet fonkiyonunu etkili bir şekilde kullanabilme, n Muadillerine oranla yüzde 80’e varan daha düşük enerji tüketimi, n PNOZmulti Konfigüratör yazılımı ile tüm muhendislik aşamalarında zaman ve maliyet kazancı, n İhtiyaçları karşılayan giriş/cıkış sayıları ile maksimum esneklik, n Kompakt tasarımı ile kontrol kabininde yerden kazanç, n Tüm makina tipleri için dünya çapında emniyet standardı. n RX 60 serisi, kullanıcılarına önemli avantajlar sağlıyor Still Arser T ürkiye’de Arkas Holding ve Hamburg merkezli Still GmbH ortaklığıyla kurulan Still Arser, RX 60 serisi elektrikli forkliftleri kullanıcıların hizmetine sunuyor. Araçlar; kullanım ergonomisi, yüksek manevra kabiliyeti, düşük bakımservis maliyetleri ve düşük yakıt sarfiyatları ile öne çıkıyor. RX 60 serisi, dizel ve LPG/benzinli muadil kapasiteli forkliftlere göre, kullanıcısına büyük operasyonel avantajlar sağlıyor. Yeni araçlar; standart olarak 68 Makina Magazin l MAYIS 2014 beş farklı sürüş programı ve performanstan ödün vermeden yüzde 10’a kadar enerji tasarrufu sağlayan Blue-Q enerji tasarrufu moduyla donatılmıştır. Hassas operasyonel iş yapma ve sürüş donanımları, iyi düşünülmüş forklift ergonomisi ve opsiyonel ekipman seçenekleri ile sağlanan yüksek performans sayesinde RX 60-60/80, ıslak veya tozlu ortamlarda bile ağır elleçlemeleri başarıyla yapabilmektedir. Örneğin; ağır kâğıt rulolarını, ağır makina ve aksamlarını veya sekiz palete kadar içecek taşıma ve yüklemelerini yüksek performansla gerçekleştirebilmektedir. n ÜRÜN Genel uygulamalar için benzersiz kompakt sürücü Siemens S inamics G120C kendi sınıfında; ebat, hızlı devreye alma, kolay kullanıcı kontrolü ve yüksek hata toleransı açısından standartları yeniden tanımlamaktadır. Kompakt tasarımı ile makina imalatçılarının ve satış dağıtım kanallarının ihtiyaçlarını tam olarak karşılarken, uygulama alanlarını; taşıyıcı bantlar, mikserler, ekstruderler, pompalar, fanlar, kompresörler ve genel iş makinalarına kadar genişletmektedir. Sinamics G120C; uygun maliyetli, yerden kazandıran, kullanılması kolay ve çok sayıda fonksiyona sahip bir hız kontrol cihazına gereksinim duyan OEM’ler için özel olarak tasarlanmıştır. Bu sürücü ünitesi, aşırı yüklenmeye müsait kompakt tasarımı, kullanıcı dostu bağlantı yapısı ve kolay devreye alma özelliği ile standart sürücü uygulamalarında kendine haklı bir yer bulmaktadır. Ayrıca; entegre edilmiş safety fonksiyonları (STO), haberleşme seçenekleri (USS, Profibus, Profinet, CANbus) ve parametre kopyalama için hafıza kartı, Sinamics G120C serisinin benzersiz diğer özelliklerinden sadece bir kaçıdır. Enerji tasarrufuna katkı sağlıyor Üç çeşit gövde büyüklüğü ile Sinamics G120C serisi, 400V gerilim seviyesinde 0.55 kW’tan 18.5 kW’a kadar güç aralığını kapsamaktadır. Gelişmiş açık çevrim vektör performansı birçok uygulamanın ihtiyacını başarı ile karşılamaktadır. Ayrıca, cihaz Vektör ECO modunda çalışarak, motor akımını en optimum şekilde kontrol eder ve enerji tasarrufuna katkıda bulunur. Kullanıcı kontrolü/devreye alma işlemleri, USB üzerinden bir PC kullanarak veya BOP-2 (temel kontrol paneli) ya da IOP (gelişmiş operatör paneli) vasıtasıyla hızlı ve kolayca yapılır. Temel özellikleri: Kompakt dizayn: Güç kaybı olmadan yan yana montaj, n Kompakt yapısı sayesinde panolama boyutlarında azalma, n Dar montaj alanlarında bile kolay kurulum. n Hızlı devreye alma: Genel kullanım için optimize edilmiş parametre ayarları, n Genel kullanım için optimize edilmiş devreye alma asistanı, n Türkçe kullanım kılavuzu, n BOP-2 ve IOP operatör panelleri, n Entegre USB girişi. n Kolay kurulum ve bakım: Takılıp çıkarılabilir güç ve kontrol terminalleri, n BOP-2, IOP veya hafıza kartı kullanarak parametre kopyalama fonksiyonu, n TIA teleservis fonksiyonu ile entegrasyon, n Sürücü devrede ve motor devrede durumu için çalışma saatleri göstergesi. n İleri teknoloji fonksiyonları: Açık çevrim vektör çalışma modu, n V/f ECO modunda otomatik akım optimizasyonu, n Entegre enerji tüketimi hesap makinası, n Entegre safety fonksiyonu (STO), n Entegre fieldbus arabirimleri (DP, PN, CAN, USS, Modbus RTU). n Kullanıcıya sağladığı kazançlar: Az yer gereksinimi, Makinaya yakın küçük kontrol panolarında kullanılabilirlik, n Basit ve hızlı parametrelendirme, n Devreye alma ve çalışma esnasında kolay kullanılabilirlik, n Mevcut Sinamics teknik bilgisi kullanımı ile azalan eğitim maliyeti, n Yüksek hata toleransı ile kesintisiz çalışma, n Hızlı mekanik kurulum, n Birçok cihazı aynı anda programlayabilme, n Otomasyon platformuna kolay entegrasyon, n Basit bakım, n Yüksek kontrol kalitesi, n Enerji verimliliğini artıran motor kontrolü, n Enerji tasarrufunu hesaplayabilme, n İlave maliyet olmaksızın dahili safety fonksiyonu, n Tüm genel fieldbus sistemlerine bağlanabilirlik, n Zor çevre koşullarında sorunsuz kullanılabilirlik, n Yüksek dayanıklılık. n n n Dayanıklılık: Yüksek dayanımlı yapı, Vernikli kartlar, n 60 °C’ ye kadar olan ortam sıcaklığında çalışabilme. n n MAYIS 2014 l Makina Magazin 69 ÜRÜN Weld Wizard App, kaynak parametrelerinde ve maliyet hesaplamalarında destek sunar Akıllı telefonla kolayca mükemmel kaynak dikişine Fronius İstanbul F ronius’un Android, iOS ve BlackBerry cihazları için geliştirdiği Kaynak App Weld Wizard; kaynakçı, tasarımcı ve iş planlamacılarına kaynak parametrelerinin tanımlanmasında ve iyileştirilmesinde yardımcı olur. Sonuçlar, bire bir pratiğe aktarılabilir. Monte edilmiş yüksek hızlı videolar, dahili proses seyirlerinin ayrıntılı incelenmesine olanak verir ve kaynak proseslerinin tanımlanmasıyla birlikte, uygulama için en uygun kaynak yönteminin seçimini kolaylaştırır. Maliyet hesaplama fonksiyonları ve kaynak işlerinin kaydedilmesini sağlayan bir Job-Manager, uygulama fonksiyonlarının çerçevesini tamamlar. Yeni App’e gösterilen ilgi büyük. Bu ücretsiz ingilizce ve Almanca yazılım, çok yeni olmasına rağmen şimdiye kadar 10 bin 500 defadan fazla indirildi. Hızlı ve kesin bir şekilde hesaplama Uygulayıcılar tarafından uygulamacılar için geliştirilen Weld Wizard, mükemmel kaynak prosesinin Android, iOS ve BlackBerry için QR-Code Weldizard App. ve somut bir kaynak görevi için parametrelerin belirlenmesinde önemli destek sağlar. Bu yazılım ile az sayıda veri sayesinde; ergime gücü ve enerji girdisi, temel kaynak parametrelerine dayandırılarak, hızlı ve kesin bir şekilde hesaplanır. Yazılım, bu sırada baz alınan güç kaynağı ve mevcut kaynak prosesini dikkate alır, güç kaynağının sınırlarını aştığı takdirde kullanıcıyı uyarır. Weld Wizard kullanıcısı için, güç kaynağına erişim veya doğru parametreler için uzun zaman gerektiren deneylere artık gerek kalmaz. Tel besleme, dikiş kesiti ve ergime gücünün hesaplanması, kullanıcı tarafından bireysel kaynak görevi için verilen parametreler (dikiş çeşidi, tel çapı, kaynak hızı, a ölçüsü, kullanılan dolgu malzemesi vs.) temelinde gerçekleşir. İkinci adımda, akım ve gerilim için referans değerlerinin yanı sıra, enerji girdisi, ark türü ve/veya istenen kaynak prosesi ile kaynak pozisyonu girildikten sonra uygulama ile hesaplanabilir. Kullanıcı, bu sırada bir grafik ile mevcut kaynak pozisyonları ve damlacık transferi noktasında ağır çekim videolarla desteklenir. Parametre setleri, monte edilmiş bir Job Manager yardımıyla kaydedilir, yönetilir ve diğer kullanıcılarla karşılıklı paylaşılabilir. Ekonomiklik hesapları da yapılabilir Weld Wizard ile sadece mükemmel kaynak parametreleri kolayca bulunmakla kalmaz; ayrıca kendi para biriminde ekonomiklik hesapları da yapılır. Bunun için, bütün Fronius kaynak sistemleri tüm verileri ile birlikte çağrılabilir. Yazılım; önerilen fikstür maliyetleri, planlanan amortisman süresi, yatı- 70 Makina Magazin l MAYIS 2014 Fronius’un Android, iOS ve BlackBerry cihazları için geliştirdiği Kaynak App Weld Wizard; kaynakçı, tasarımcı ve iş planlamacılarına kaynak parametrelerinin tanımlanmasında ve iyileştirilmesinde yardımcı olur. Sonuçlar, birebir pratiğe aktarılabilir. rım maliyetleri, malzeme ve işçilik maliyetinin yanı sıra, oluşan yapılan kaynak işçiliği (metre cinsinde günlük dikiş uzunluğu) giderleri bazında ortaya çıkan yıllık toplam maliyeti hesaplar. Weld Wizard, Apple iTunes Store (https://itunes.apple.com/de/app/weld-wizard/ id692722859?mt=8) veya Googles Play Store (https://play.google.com/ store/apps/details?id=com.fronius. weldwizard) ve BlackBerry Appworld (http://appworld.blackberry. com/webstore/content/49299626/ ?lang=de&countrycode=AT) vasıtasıyla ücretsiz olarak indirilebilir. Fronius uzmanları, uygulama verimi nedeniyle, mevcut TimeTwin gibi özel prosesleri de kapsayacak olan bir fonksiyon kapsamı üzerinde çalışmaktadırlar. Ayrıca, gelecekte yazılım HTML versiyonu olarak da mevcut olacaktır. n ÜRÜN Optimum hareket ile zaman kazanmak Pazara daha hızlı ulaşmak Festo San. ve Tic. A.Ş. K atma değer sürecinin tamamını analiz ettiğiniz zaman, otomasyon modülleriyle ne kadar zaman kazanabileceğinizi açık bir biçimde görürsünüz. Optimum hareket serilerinin elektrikli silindiri olan EPCO, örneğin; mühendislik, satın alma ve devreye alma konularında harcanan süreyi önemli ölçüde kısaltabilir. Otomasyon modülü bir makina veya sistemin bir parçası haline gelmeden önce, katma değer zincirinin çeşitli duraklarından geçmek zorundadır. Zaman faktörü göz önüne alındığında, bu zincir şu yapıcı öğelerine ayrılabilir: Geliştirme ve tasarım, mühendislik, seçim ve boyutlandırma, sipariş ve satın alma yanı sıra, devreye alma ve montaj. Optimum hareket serileriyle en büyük zaman kazancı; mühendislik, sipariş ve satın alma alanlarında elde edilir. Yapılandırma esnasındaki zaman kazancı yüzde 70’lere kadar yükselebilir. Daha kısa pazara ulaşma süresi Son derece rekabetçi pazarlarda bir adım önde kalabilmek için; makina ve sistemlerinizde doğru otomasyon modüllerini rakiplerinizden daha hızlı devreye alabilmek sonuçta rol oynayan bir avantaj olabilir. Burada anahtar, pazara ulaşım süresidir. Bu süre ne kadar kısaysa, makina ve ekipman üreticileri müşterilerine son teknolojiyi o kadar daha hızlı sunabilir. “Artık hangi balığın kendinden daha küçük balığı yediği değil, hangisinin daha yavaş balığı yediği önemli” diye konuşan yönetim araştırmaları haklı. Geliştirme ve tasarım süresini en aza indiren şirketler, müşterilerinin ürünlerini pazara daha hızlı çıkarmasına olanak veriyor. Örneğin; Festo’da, geliştirme projeleri kritik zincir süreç yönetiminden geçmek zorunda. Geliştirme mühendisleri, yeni ürün geliştirme sürecinde, sü- rekli olarak geliştirme sürelerinin ve maliyetlerinin düşürülebileceği alanlar arıyorlar. Hızlı yapılandırma Makina ve ekipman üreticileri EPCO elektrikli silindiri seçtikleri zaman önemli bir ilerleme fark ettiler. Mühendislik, seçim ve boyutlandırma süreçlerinde ve bunların yanı sıra, sipariş ve satın alma sürelerindeki tasarruf önemli düzeyde. Yalnızca bir tür-kodunu kullanarak, elektrikli silindir kolayca yapılandırılabilir ve doğru boyutta ve kombinasyonda sipariş edilebilir. Kullanıcı yalnızca elektrikli silindirin kendisini edinmekle kalmaz, aynı zamanda; doğru motoru, hareketli kablo kanalları için kullanıma uygun önceden monte edilmiş kabloları ve CMMO-ST konumlandırma kontrolörünü de alır. Konu hakkında açıklamalarda bulunan Festo Elektrikli Sürücüler Ürün Yöneticisi Thomas Häckel, şunları söylüyor: “Tek yapmanız gereken sipariş kodunu girmektir ve sürücü paketi, makina ve sisteme monte edilmeye hazır bir biçimde gelir.” Sonuç olarak; satın alma departmanınızın, deponuzun iş yükü azalır ve ayrı parçaların birleştirilmesi artık gerekmediği için zamandan tasarruf edersiniz. Yüzde 70 zaman tasarrufu Optimum hareket serilerinin elektrikli silindiri olan EPCO, devreye alma ve montaj sürelerini azaltır. Çünkü, sürücü paketinin tamamını oluşturan bileşenlerin birbiriyle uyumu önceden sağlanmıştır. Her şeyi bir araya getirmek için çaba harcamanıza gerek yoktur. Açık bir biçimde tanımlanmış yapılandırma opsiyonları devreye alma süresinin kısa olmasını güvence altına alır. Sadece Festo konfigürasyon aracıyla bile 31 konumlandırma opsiyonuna ve ek olarak, hata giderme fonksiyonlarına erişilebildiğini belirten Häckel, “Yapılandırmada gerçekten yüzde 70 civarında zaman tasarrufu elde edebilirsiniz” diye konuşuyor. Bir PLC gerekmeden bir PC’den 31 konumlandırma opsiyonunu yapılandırabilir; hızlanma, hız, güç ve kalkış sınır değerlerini girebilirsiniz. Söz konusu süreç bir PLC ile daha hızlı, Festo parametre bulutuyla daha da hızlı gerçekleşir. Häckel, konu hakkında, “Web-Config ile EPCO sıfıra yakın zamanda yapılandırılabilir” diyor. Denetleyici, kendi IP adresine sahiptir ve Festo parametre paneli önceden tanımlanmış ve test edilmiş yapılandırmalar için gereken tüm verileri sağlar. Böylelikle, kullanıcılar önemli ölçüde zamandan tasarruf eder ve özgür biçimde tanımlanabilen yedi konuma yakınlaşabilir. EPCO elektrikli silindir, amacınıza herkesten hızlı ulaşmak için tekerleği yeniden icat etmenize gerek olmadığını gösterir. Araç ve bölgeyle mükemmel bir biçimde uyumlu olması gereken tek şeydir. Zaman tasarrufu, başarının ölçülebilir bir belirtisi olduğu için optimum hareket serileriyle Festo müşterilere gerçek bir katma değer sunan karmaşık çözümlere yönelik artan ihtiyaca yanıt veriyor. n Optimum hareket serileri ve EPCO: Her şeyin birbirine uyduğu bir konumlandırma paketi. MAYIS 2014 l Makina Magazin 71 ÜRÜN Makina basıncını okumanın en kolay yolu: OsiSense ZMLP Telemecanique Sensors F abrika otomasyonu ve güvenlik sensörleri üretiminde 90 yıllık geçmişe sahip olan Telemecanique Sensors, OsiSense serisinin en yeni üyesini piyasaya sundu. Serinin yeni üyesi OsiSense ZMLP ekranlı anahtar, bir basınç vericisi ile bağlantılı olarak, basınç bilgilerine en kolay erişim olanağını sunuyor. Kullanıcı dostu ürün, hızlı montaj braketi kullanılarak, basınç vericisinden uzaktaki yatay veya dikey düzleme ya da bir boruya monte edilebiliyor. Cihaz ayrıca, M12 konektörü ile basınç vericisinin üzerine de monte edilebilme olanağına sahip. OsiSense ZMLP’nin gövdesi, görüntüleme açısına göre kolayca ayarlanacak şekilde döndürülebiliyor. olduğunu anlayabiliyor. Özel ekranlı anahtar, sistem çalışmaya başladığında ise, basınç vericisinden ayrı olarak değiştirilebiliyor. Kullanıcılara sunduğu özellikler ise şöyle: 24 VDC güç kaynağı, 27 seçilebilir aralık ile -14,5…0 - 0…6000 arasında görüntüleme değeri, n PNP veya NPN, NA/NK programlanabilir dijital çıkış, n 4…20 mA Analog çıkış, n M12 dişi, 4 pim çıkış ile M12 erkek, 4 pim elektrik bağlantısı girişi, n IP65, IP67 ve IP69K koruma sınıfı, n -20 / +70°C sıcaklık aralığı, n UL 508’i temel alan cULus sertifikası. n n n Üç adımda kurulum kolaylığı OsiSense ZMLP’nin kullanımı için sadece üç önemli parametre bulunuyor. Bunlar; görüntüleme aralığı, ayar noktası ve sıfırlama noktası. Bu parametreler standart tornavidalarla uyumlu olup, evrensel başlı iki basit vida ile kullanıcı tarafından kolayca ayarlanabiliyor. Cihaz her çalıştırıldığında, ekranın tamamı aydınlanıyor. Bu sayede, kullanıcı cihazın eksiksiz olarak kullanıma hazır -40 ile +70 °C aralığında yeni nesil blok I/O Turck T urck, -40 ile +70 derecede çalışabilecek genişletilmiş sıcaklık çalışma aralığına sahip yeni nesil blok I/O’ları geliştirdi. TBEN (Ethernet) ve TBDP (Profibus DP) seri modüller, diğer I/O modüllerinin hata verdiği iklim şartlarında ve uygulamalarda rahatlıkla kullanılabilir. Bütün yeni nesil modüller (programlanabilir I/O’lar (16DXP) da dahil), I/O kanallarını anahtarlanabilir ve anahtarlanamaz olarak izole edilmiş potansiyel gruplara ayırırlar. Bu sayede, işletme bölümlerinde güvenli bağlantı acil stop devreleriyle sağlanır. Önceki modüller gibi TBEN serisi blok I/O’lar da; Profinet, Ethernet/IP ve Modbus TCP gibi çoklu protokol- ➤ Turck’un yeni blok I/O’ları, iki vida bağlantısıyla dört vidaliya göre şimdi daha hızlı. 72 Makina Magazin l MAYIS 2014 lerde otomatik çalışma fonksiyonuyla dizayn edimişlerdir. Profinet ve Ethernet/IP modülleri, bus redundancy (MRP ve DLR) özelliklerini destekler. Tüm dijital çıkışlar, 2A anahtarlama yapabilirler. Bu, herhangi bir harici uniteye duyulan ihtiyacı azaltarak, stok çeşitliliğini de azaltır. n ÜRÜN Çok yönlü freze tezgahı MU TECH Huron H uron yapımı MU TECH, standart olarak elektro-mile sahip olmak gibi ayırt edici bir özelliğe sahip, giriş seviyesinde 3 eksenli freze tezgahıdır. Çok yönlü ve birden fazla uygulamada kullanılabilen MU TECH, ayrıca 3+2 eksen modunda da çalıştırılabilir. 3000 rpm’de başlayan S1 servis sınıfında ve 2200 rpm’de sürenin yüzde 40’ında S6 servis sınıfında kullanılabildiğinden, büyük parçaların kaba kesiminde, düşük hızda yüksek güç ile çalışma imkânı tanımaktadır. Bitirme operasyonları ise, sırasıyla; 5 eksenli modda yüksek hızda ve 600 mm çapında tezgaha sahip ilk versiyon olan MU TECH 6 ile gerçekleştirilebilir. Ürün, standart olarak yüksek hızlı elektro-mil ile tedarik edilir. 75 Nm tork ve 12.000 rpm maksimum hız ile 23 kW güç sağlar. 3000 rpm’de başlayan sürekli servis (S1)’de ve 2200 rpm’de sürenin yüzde 40’ında aralıklı yük ile (S6) sürekli serviste kullanılır. Elektromil döner bir başlık (B-ekseni) ile tedarik edilir. +30°/-120° döndürme, genel mekanik bileşenlerin yatay ve dikey olarak işlenebilmesini sağlar. Başlığın sürekli dönmesi, tüm olası 5 eksenli şekillendirme uygulamalarına izin veren esnek sistem tarafından sağlanmaktadır. Kusursuz işleme istikrarı, milin tasarımı ve yüksek performanslı rulman kullanımı ile elde edilmektedir. MU TECH, ayrıca doğru sıcaklığı sağlayan özel bir soğutma sistemi de içermektedir. Tüm hareketler sensörler tarafından kontrol edilir Her eksen, büyük çaplı yüksek performanslı bilyalı vidalar ile çalışır ve tüm hareketler 3 eksen üzerindeki milimetrenin yüzde 1 oranında kesinlik sağlamak amacıyla sensörler tarafından kontrol edilir. Maksimum lineer hız 30 m/dk’dır. Huron ürün gamında bulunan diğer makinalar gibi, MU TECH’in yapısal bileşenleri de, titreşimleri mümkün olduğu kadar azaltmak ve yüksek seviyede operasyon istikrarı sağlamak için yoğun nervürlü dökme demirden yapılmıştır. Simetrik tasarımı sayesinde, oldukça yüksek geometrik istikrar da sağlanabilmektedir. Ergonamik bir tasarıma sahip Ayrıca MU TECH, oldukça ergonomik bir tasarıma sahiptir. Geniş açıda açılan kapakları sayesinde, başlığı çıkarmak veya ek yük vinci ile makinayı yüklemek gibi diğer görevleri tamamlamak için çalışma alanına kolay erişim sağlanmaktadır. Tezgah, tüm eksenlerde hareket imkânı sağlar ve 1000x600 mm boyutlarındaki masa, dikey olarak 560 mm’ye kadar hareket edebilir. 750 mm strok çapraz sele üzerinde ise 560 mm strok ram bulunur. 600 mm döndürme masası (C-ekseni), 5 yüzlü işlemler için ve esnek sürücüsü ile 800x550 mm boyutlarındaki çalışmaların yüksek hassasiyetle 5 eksenli işlenmesinde kullanılır. Standart otomatik alet değiştirici içerisinde 24 alet bulunur ve çift kol ile tambur tipi alet haznesi özellikleri bulunur. MU TECH üzerine sabit tezgaha entegre edilen opsiyonel döner tezgah, diğer miller, 40- veya 60- istasyonlu alet değiştirici, alet içi soğutucu ve çalışma ve alet temas probları monte edilebilir. n MAYIS 2014 l Makina Magazin 73 ÜRÜN Alüminyum iş parçaları için en son üretim aletleri Kennametal Y eni Beyond™ ince taneli karbür sınıfı ve eşsiz nokta geometrisi ile Kennametal’in yeni HPS dayanıklı karbür matkabı, olağanüstü talaş debisine ulaşmakta ve oldukça uzun alet ömrüne sahiptir. Bu özellikleri, aleti alüminyum üzerinde delik açmak için en üst düzey ürün haline getirmektedir. Alüminyum üzerinde yüksek hassasiyetli delikler açmak için maliyetleri kontrol ederken, önemli üretim çizelgelerini sürdürmek oldukça zordur. Çok sert kristal elmas uçlu (PCD) matkaplar, ulaşım endüstrisi uygulamala- rının yüzde 80’i için; silindir blokları, silindir başlıkları, dişli kutuları, süspansiyon parçaları ve diğer önemli parçalara yönelik olarak seçilmektedir. Seçkin PCD çözümlerinin dezavantajı yüksek bir fiyata sahip olmasıdır ve bu nedenle, otomotiv endüstri sağlayıcıları ve diğer kişiler için masrafları kontrol etmek ve aynı zamanda, zorlu üretim çizelgelerine bağlı kalmak oldukça zor hale gelmektedir. Kennametal’in Beyond KN15™ karbür sınıfı, özellikle alüminyum işleme için uygun hale getirilmiştir ve oluklar, kenarlar ve kesme köşelerindeki sürtünmeleri azaltan oldukça perdahlı bir yüzeye sahiptir. Bu da, asgari miktarda yağlama (MQL), süreçlerde dahi üstün yonga tahliyesine neden olmaktadır. Matkap tasarımı mükemmel merkezleme kapasiteleri ve gelişmiş beslemeler için tescilli 135 derece yüksek-performans delme noktası içermektedir. Ayrıca, kesme güçlerini azaltan ve alet ömrünü uzatan keskin kesme kenarları da içermektedir. Genişletilmiş spiral oluk tasarımı, yonga tahliyesini hızlandırmakta ve kesme güçlerini azaltmaktadır. Çaplar, 3.0 ile 20.0 mm (0.118 - 0.787 iç) ve uzunluklar, 3XD ve 5XD (soğutucu-aracılığıyla) arasında değişmektedir. İnç, metrik, bölüm ve delik açma boyutları da mevcuttur. Kennametal 75. yılını kutluyor Endüstriyel teknoloji lideri olarak 75. yılını kutlayan Kennametal, zorlu ortamlarda üst düzey performans arayan müşterilere verimlilik sağlamaktadır. Şirket; hava-uzay, hafriyat, enerji, endüstriyel üretim, ulaştırma ve altyapıdan oluşan çeşitli sektörlerde, 60’tan fazla ülkedeki müşterilerine hizmet vermektedir. Kennametal, yenilikçi, aşınmaya dayanıklı ürünler ve gelişmiş malzeme bilimi ile desteklenen uygulama mühendisliği ve hizmetleri sunmaktadır. Ortalama 14 bin çalışanı ve neredeyse 3 milyar dolarlık satış hacmiyle şirket, kârının yarısını Kuzey Amerika’nın dışından, yüzde 40’ını ise, son beş yılda geliştirdiği yeniliklerin küresel satışlarından elde etmektedir. Kennametal ve bağlı bulunduğu kuruluş, yüzde 100 güvenliğe odaklı yaklaşımıyla, “Dünyanın En Etik Şirketleri” (Etisphere), “Üstün Kurumsal Geliştirici” (Ürün Geliştirme Yönetim Kurulu) ve “Amerika’nın En Güvenli Şirketleri” (EHS Today) arasında yer almıştır. Şirket, insanlara gelişim ve ekonomik refah sözünü her yerde yerine getirmek için; teknik eğitim, endüstriyel teknoloji ve malzeme bilimine yatırım yapmaktadır. n 74 Makina Magazin l MAYIS 2014 ÜRÜN İki satırlı ekran içeren yeni lazer mesafe sensörü LE550 Montaj sırasında otomotiv parçalarının pozisyonu LE550 lazer sensör tarafından doğru şekilde ölçülüyor. Banner Engineering B anner Engineering, iki satırlı bir kullanıcı arayüzü ekranı içeren yeni lazer ölçüm sensörünün tanıtımını yaptı. LE550 sensör, rekabetçi fiyatı ve yüksek hassasiyetiyle kendi sınıfında en üstün teknolojiye sahiptir. Bu teknoloji, kullanıcılara uzun menzilin yanı sıra, yıllar boyunca aynı hassasiyetle ölçüm imkânı da getirir. Sensörün yüksek çözünürlüklü lineer piksel teknolojisi, siyah kauçuktan parlak metal yüzeylere kadar farklı ve zor hedefler üzerinde 100 ile 1000 mm arasında yüksek hassasiyette ölçümler yapmasını sağlar. Tipik uygulamalar arasında; merdane çapı, döngü kontrolü, nesne ölçüm ve pozisyonu sayılabilir. Hassas ölçümler için birden LE550 lazer sensör, kolay kurulum ve birçok renk ve malzemenin kolay ölçümü için iki satırlı ekran içeriyor. fazla sensör birbirine yakın olarak monte edilebilir. Sensörün gövdesi, zorlu koşullarda kullanıma uygun IP67, NEMA 6 dayanım sınıfındadır. Banner Engineering; dünyanın önde gelen, görüntü işleme sensörü, fotoelektrik ve ultrasonik sensör, fiber optik algılayıcılar, makina emniyet sistemleri, ölçme ve denetleme sistemlerinin yanı sıra, kablosuz ağ ürünleri üreticilerinden biridir. Şirket, tüm dünyada yerel uygulama desteği sağlamaktadır. n Düşük sıcaklık hidrolik hortumu Eaton G üç yönetimi şirketi Eaton, çok düşük sıcaklık uygulamalarında kullanılmak üzere Ice Champion™ EC810 hortumunu duyurdu. Spiral tel ile güçlendirilmiş hidrolik hortum, -57°C’ye (-70°F) kadar düşük sıcaklıklara ve 420 bara (6,100 psi) kadar yüksek basınca dayanmaktadır. Ürün, özellikle kutup iklimlerinde çalışan yüksek basınçlı hidrolik devreler için tasarlanmıştır. Ice Champion EC810 hortumu, A.B.D. Madencilik Emniyeti ve Sağlık İdaresi (MSHA) onaylı ağır hizmet ve aşınmaya dayanıklı üst kata sahiptir. Ürün bu özelliği sayesinde, dondurucu soğuklarda zor şartlarda çalışan; inşaat ve ormancılık makinalarında, gaz ve petrol kuyuları, madencilik ekipmanı ve diğer yüksek basınçlı uygulamalar için uygundur. EC810 çalışma sıcaklığı, zorlu uygulamalarda uzun çalışma ömrü sağlamak için -57°C ile +100°C (-70°F ile +212°F) arasında değişir. -6 ile -16 (4-tel) ve -20 ile -32 (6-tel) arasında değişen ebatlarda mevcut olan EC810 hortum, -6 ile -24 arasındaki ebatlarında 420 bar (6,100 psi) maksimum çalışma basıncına ve -32 ebadı için 350 bar (5,100 psi) maksimum çalışma basıncına sahiptir. Ice Champion EC810 hortumu, Eaton’ın 1W serisi içten sıyırmalı rakorları (hortum üst katının sıkma öncesinde tel takviyeye kadar traş edildiği rakorlama sistemi) ile ve -12 ile -32 arası ebatlar için tek parça sıyırmasız rakorlar için onaylıdır. n Ayrıntılı bilgi için: www.eaton.com/hydraulics MAYIS 2014 l Makina Magazin 75 FİRMA HABERLERİ Ermaksan ve Uludağ Üniversitesi, iş birliği protokolü imzaladı Sanayi-üniversite iş birliği kapsamında Uludağ Üniversitesi ile protokol imzalayan Ermaksan, böylece, Bakanlık tarafından onaylanan Ar-Ge Merkezi’ndeki teknoloji üretimini hızlandırmayı hedefliyor. E rmaksan, sektördeki yarım asırlık tecrübesini akademik akıl ile birleştirerek geleceğe taşıyor. Sanayi-üniversite iş birliği çerçevesinde Ermaksan, Uludağ Üniversitesi ile protokol imzaladı. İmza töreninde bir konuşma yapan Ermaksan Genel Müdürü Ahmet Özkayan, Uludağ Üniversitesi ile yapılan protokolle, şirketlerinin Bakanlık tarafından onaylanan ArGe Merkezi’ndeki teknoloji üretimini hızlandırmayı amaçladıklarını belirtti. Her yıl beş patent başvurusu yapıp, bunu hayata geçirmeyi hedeflediklerini dile getiren Özkayan, “Bu noktada üniversitelerle yapacağımız iş birlikleri çok önemli. Çünkü, bizim (Soldan sağa): Ermaksan Genel Müdürü Ahmet Özkayan, Ermaksan Yönetim Kurulu Başkanı Erol Özkayan ve Rektör Prof. Dr. Kamil Dilek. 76 Makina Magazin l MAYIS 2014 gibi yenilikçi teknolojiler üreten şirketlerin, akademik anlamda bilgi ve tecrübelerden faydalanması lazım. Patent konusunda bu akademik iş birlikleri şart. Avrupa’da özellikle Almanya’da üniversiteler, akademiler ve enstitüler teknoloji üreten firmalarla iş birliği içindeler” diye konuştu. “Güçlü ve kaliteli makinalar üretiyoruz” Öte yandan, üniversitelerin de yenilik peşinde olduğunu kaydeden Özkayan, ortaya konan yenilikler sanayiye entegre edildiğinde, bunun hem firmalara, hem de ülke ekonomisine katkı sağladığını aktardı. Özkayan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Türkiye’nin şu anda ihtiyacı olan da katma değeri yüksek ileri teknoloji üretmesidir. Ermaksan olarak, güçlü ve kaliteli makinalar üretiyoruz. Makinaların aksamları bugün ithal ediliyor. Bu türde iş birliği ile; elektronik, otomasyon ve yazılımda sağlanacak yeniliklerle dışa bağımlılığımız azalacağı gibi, ihracat açısından da önemli bir avantaj sağlamış olacağız. Kendi teknolojimizi kendimiz üretmeliyiz.” “İş birliğinden memnuniyet duyuyoruz” Protokol öncesinde yaptıkları fabrika ziyaretinden etkilendiğini ifade eden Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kamil Dilek ise, gerçekleştirdikleri protokolden memnuniyet duyduklarını söyledi. Bursa sanayisinin üniversitelerin bilgi birikimine, üniversitelerin de sektördeki tecrübelere ihtiyacı olduğunu ifade eden Dilek, “Bursa’nın, Ermaksan gibi başarı hikayelerine ihtiyacı var” dedi. Yapılan protokolle, üniversite öğrencilerine staj imkânı sağlanacağını vurgulayan Dilek, “İmzalanan protokol kapsamında, ilgili bölümlerde okuyan son sınıf öğrencileri ‘Aday Mühendis’ programı kapsamında, şirkette belli günlerde çalışarak tecrübe kazanacak. Böylece, gelecek için kalifiye eleman da yetişmiş olacak” dedi. Uludağ Üniversitesi’nin Ar-Ge çalışmalarına 12 milyon lira bütçe ayırdığını bildiren Kamil Dilek, Ermaksan’ın da bu fırsattan yararlanmasını istediklerini de sözlerine ekledi. n FİRMA HABERLERİ Nukon, ihracat ağını genişletmeyi hedefliyor Son iki yılda, iki farklı fiber lazer kesim makinasını piyasaya sunan Nukon, bu yılki atağını da Rex serisi ile yapıyor. İhracatta da önemli başarılara imza atan firma, bu sene Brezilya ile Güney Amerika ve Güney Afrika pazarlarını hedefliyor. Zehra ORUÇ / BURSA T emelleri 1959 yılında Ömer Körüstan tarafından küçük bir sac kesim atölyesi olarak atılan Nuri Körüstan Makina Metal San. Tic. A.Ş, 2003 yılında yeniden yapılanma sürecine girdi. “Güney Marmara’nın en büyük kesimcisi” olarak anılan şirket, 2010 yılında grup bünyesinde faaliyete başlayan Nukon Lazer A.Ş. ile önemli bir sıçrama yaptı. Türkiye’nin ilk fiber lazer kesim makinasının üretimine başlayan Nukon, lazer kesimde elde ettiği teknolojilerle yazılımı da kendi bünyesinde gerçekleştiriyor. Fiber lazer kesme makinası ile demirin yanı sıra; alüminyum, bakır, pirinç, gibi yansıma yapılabilecek tüm malzemeler kesilebiliyor. Bursa Organize Sanayi Bölgesi’ndeki 12 bin metrekare kapalı alanda 100 personel ile faaliyet gösteren Nukon, üretiminin yüzde 50’sini Amerika’dan Doğu Avrupa’ya, Orta Doğu’dan Uzak Doğu’ya kadar birçok ülkeye ihraç ediyor. Yeni ihracat pazarları ile 25’i aşkın ülkeye ürün gönderen şirket, geçen yıl satışlarını yüzde 50 oranında artırırken, bunun yarısını ihracata kanalize etti. Geçen yıl Amerika ve Batı Avrupa pazarlarına giriş yapan Nukon, bu yıl da Brezilya ile Güney Amerika ve Güney Afrika pazarlarını hedefliyor. Körüstan: Yüzde 35 büyüme hedefliyoruz Yıl içinde yaklaşık 3 milyon Euro’luk yatırım gerçekleştirdiklerini söyleyen Nuri Körüstan Makina Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Alp Körüstan, yıl sonunda yüzde 35 oranında büyüme hedeflediklerini açıkladı. Söz konusu yatırımlarla yıllık 150 adet makina üretim kapasitesine ulaşmayı planladıklarını ifade eden Körüstan, “Geçen yıl yüzde 50 büyüme kaydettik. Bu büyümedeki en büyük etkenler; 2012’nin sonunda piyasaya sürdüğümüz Eco Fiber Lazer makinasının başarısı ve ürettiğimiz makinaların kalitesidir. Eco Fiber Lazer ile 0,3 mm’den 12 mm’ye kadar kaliteli, yüksek hızlı ve düşük maliyetli kesim yapılabiliyor. 5000W ve 6000W’lık güçteki fiber lazerin de testleri tamamlandı ve NF Pro serisi fiber lazer kesim makinaların da imalatına başladık. Son olarak, Rex adını verdiğimiz yeni fiber lazer kesim makinasını da ilk kez Haziran ayında düzenlenecek olan WIN Fuarı’nda sergileyeceğiz” dedi. Rex serisinin özelliklerinden de bahseden Körüstan, şunları söyledi: “Bu modelin en büyük özelliği, boru profil kesme aparatının bulunması. Opsiyonel olarak otomatik yükleme boşaltma sistemi ile çalışan makina, pazarın bu alandaki ihtiyacına tam olarak yanıt verecek. Muadillerine göre daha kompakt ve müşterinin talebine yönelik hazırlanan bir makina olacak. Eco serisinde yakaladığımız güçlü pazarı bu üründe de bekliyoruz.” “Dünyada ilk beş içerisindeyiz” Fiber lazer sektörünün ihracatında dünyada ilk beş, Avrupa’da ise ilk üçte yer aldıklarını belirten Alp Körüstan, Türkiye’de ise lider olduklarını ifade etti. Körüstan, “Bizim en iyi referansımız çalışan makinalarımızdır” dedi. Alp Körüstan, “Bizim en iyi referansımız çalışan makinalarımızdır” diye konuştu. 2013 ihracatında, bir önceki yıla göre yüzde 55 artış sağladıklarını vurgulayan Körüstan, 25’i aşkın ülkeye iki farklı model ile ihracat yaptıklarını aktardı. İhracattaki başarılarının ürünlerinin kalitesinden ve markalarına duyulan güvenden kaynaklandığını dile getiren Körüstan, şöyle devam etti: “Güçlü olduğumuz pazarlar Doğu ve Batı Avrupa’dır. Almanya pazarına iyi bir giriş yaptığımız bu yıl, Amerika’ya da ihracat gerçekleştirdik.” Söz konusu bölgelerdeki bayilerinin güçlü olduğunu kaydeden Körüstan, “Güney Amerika pazarına bu yıl ilk kez Brezilya ile giriş yapacağız. Brezilya pazarı oldukça büyük ve pazardan yoğun bir talep var. Ülkede büyük yatırımlar yapılıyor ve bu yüzden Brezilya pazarından oldukça umutluyuz. Öte yandan, Uzak Doğu’da da hakimiyetimizi artırıyoruz. Bu yıl ayrıca Güney Afrika’yı da hedef aldık ve burada da bir bayi oluşturduk” diyerek sözlerini noktaladı. n MAYIS 2014 l Makina Magazin 77 FİRMA HABERLERİ tesa, Türkiye’yi “stratejik ülke” olarak konumlandıracak Alman tesa, Türkiye’yi Doğu Avrupa Bölgesi içerisinde önemli büyüme ülkelerinden biri olarak seçti. Türkiye’deki 20’nci yılını kutlamaya hazırlanan şirket, Türk Cumhuriyetleri’ne ihracatı da Türkiye’den yapmak için çalışmalarına başladı. Y apışkanlı bant teknolojisi pazarının lider kuruluşlarından tesa, Türkiye’yi büyümeye yönelik stratejik ülkelerden biri olarak konumlandırma kararı aldı. Bu yıl Türkiye’deki 20’nci yaşını kutlamaya hazırlanan şirket; Türk Cumhuriyetleri’ne de ihracatı Türkiye üzerinden gerçekleştirecek. 125 yıllık geçmişe sahip şirketlerinin 1 milyar Euro’yu aşan dünya cirosu olduğunu ifade eden tesa Türkiye Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi Mete Konuralp, “tesa, 3 bin 800 çalışanı, dünya genelindeki sekiz farklı üretim ve Ar-Ge merkeziyle global bir dev. Türkiye de, bu dev grubun gözde ülkeleri arasına girmeyi başardı. Doğu Avrupa, Türk Cumhuriyetleri ve Ortadoğu pazarlarına yakınlığımız, iş modellerimiz, yönetim anlayışımız, ekibimizin kalitesi ve satış performansımız konumumuzu güçlendirdi” dedi. ➤ Mete Konuralp, “Son 10 yıldır Türkiye’nin de içinde bulunduğu Doğu Avrupa Bölgesi, markanın özel odak noktalarından biri haline geldi” dedi. “tesa Bant Türkiye 1994’te kuruldu” 1994 yılında kurulan tesa Bant Türkiye’nin 20 yıllık süreçte gösterdiği performansın Almanya merkez tarafından takdirle karşılandığını vurgulayan Konuralp, yeni yatırım planlarının da yakında devreye alınacağını açıkladı. Beş yıllık stratejik planlar çerçevesinde Türkiye’nin 78 Makina Magazin l MAYIS 2014 konumunun da güçlendiğini ifade eden Konuralp, sözlerini şöyle sürdürdü: “tesa’nın cirosunun yüzde 70’ten fazlası Almanya dışı pazarlarda gerçekleşiyor. Son 10 yıldır Türkiye’nin de içinde bulunduğu Doğu Avrupa Bölgesi, markanın özel odak noktalarından biri haline geldi. Hem endüstriyel, hem de perakende alanında özellikle son yıllarda elde edilen başarılar Türkiye pazarına olan inancı daha da artırdı. İstanbul merkezli yürüttüğümüz faaliyetlerimizi açacağımız İzmir ve Ankara’daki irtibat ofislerimiz kanalıyla geliştirip, yeni istihdam yaratacağız.” Otomotivden elektroniğe, kırtasiyeden beyaz eşya ve inşaata kadar pek çok farklı sektörde 7 binden fazla ürün seçeneğine sahip olduklarını dile getiren Mete Konuralp, “tesa, hayatı kolaylaştıran pratik çözümler sunuyor. Akıllı telefon ekranlarının montajından otomobillerdeki kabloların izolasyonuna, sıcaklık ve yüksek yapışma gibi gereksinimleri olan ve birden fazla malzemenin birleştirilmesinin gerektiği durumlarda, farklı teknik özellik ihtiyaçlarının olduğu alanlarda, tesa bant çözümleri pazarda kullanıcıların önemli bir tedarikçisidir” diyerek sözlerini noktaladı. n FİRMA HABERLERİ Schneider Electric, makina imalatçılarını Almanya’da ağırladı Schneider Electric, Almanya’daki global üretim tesisinde, Türkiye dahil dünyanın önde gelen makina imalatçılarını ağırladı. E nerji yönetiminde dünyanın lider kuruluşlarından biri olan Schneider Electric, 1-3 Nisan 2014 tarihleri arasında The Next etkinliği düzenledi. Şirket etkinlik kapsamında, makina imalatı alanında dünya çapında 300 uzmanı ve yöneticiyi konuk etti. Marktheidenfeld, Wurzburg’da bulunan üretim tesisinde düzenlenen etkinliğe, Türkiye’den 50’nin üzerinde makina imalatçısı ve makina uzmanı katıldı. The Next kapsamında, ilk iki gün boyunca çeşitli paralel konferanslar, atölye çalışması ve canlı sunumlar içeren programlar düzenlendiğini aktaran yetkililer, “Etkin- liklerde konuklar, Schneider Electric uzmanları ile birlikte makina sektörünün nabzını tuttular. Katılımcılar ayrıca, ürün ve uygulama uzmanları ile birebir görüşerek, yeni makina teknolojileri ve çözümleri konusunda detaylı bilgi aldılar. Konuklar, sunulan çözümlerle; hızlı makina üretme, makina performans ve verimlilik artırma, uzaktan erişim ve hızlı/kolay bakım sağlanması gibi faydaların işlerine nasıl katma değer sağladığını da incelediler. Yine katılımcılar, bu etkinlikte yenilikçi çözümlerin entegre edildiği gerçek makinaları görme imkânı buldular” diye konuştular. İki günlük programın hemen ardından, Frankfurt’ta Porsche ve Mercedes müzelerinin ziyaret edildiğini ifade eden yetkililer, sözlerini şöyle sürdürdüler: “Schneider Electric, üç günlük etkinlik kapsamında makina imalatçılarına; ambalaj makinaları, vinçler, malzeme (metal, ahşap, cam, plastik vb.) işleme, montaj ve pompa sektörüne özel otomasyon çözümlerini, genel basit ve orta seviye makinalar için otomasyon çözümünü, basit ve üst seviye makinalar için hareket kontrolü çözümlerini, teknolojik makinalar için etkin mühendislik araçlarını ve makina güvenliği çözümlerini sundu.” n Kardemir, yeni yatırımlarla kapasitesini artıracak Üretim tesislerine yönelik yapılacak yatırımlarla kapasitesini önemli oranda artıracak olan Kardemir, yeni ürünlerini piyasaya sunmaya hazırlanıyor. Sabiha TOPRAK / KARABÜK R ay üreticisi Kardemir, kurulacak olan 700 bin ton/yıl kapasiteli yeni çubuk ve kangal haddehanesinde; düşük ve yüksek karbonlu çelikler, öngermeli beton çelikleri, yüksek alaşımlı çelikler, rulman çelikleri, otomat çelikleri, yay çelikleri, kaynak telleri, otomotiv çelikleri ile özel çubuk çelikler üretecek. Şirket, 200 bin adet/yıl kapasiteli teker fabrikasında ise, yük ve yolcu vagonu tekerleri ile lokomotif tekerleri üretecek. Kapasite artışına yönelik başlattıkları; Sinter Fabrikası, 3 No’lu Hava Ayrıştırma Tesisi, Yeni Kok Fabrikası, Yeni Kireç Fabrikası, Yeni Enerji Santrali ve Yeni Sürekli Döküm Tesisi gibi önemli projeleri tamamlayarak işletmeye aldıklarını söyleyen Kardemir Genel Müdürü Fadıl Demirel, “Montaj çalışmaları devam eden ve bu yılın üçüncü çeyreğinin başında tamamlanması planlanan 5 No’lu yüksek fırın ile yeni oksijen konverteri yatırımları ile birlikte, üretim kapasitemiz 3 milyon tona çıkacak” dedi. Temel inşaat çalışmalarına paralel montaj çalışmaları süren Çubuk ve Kangal Haddehanesi ve Teker Fabri- kası yatırımları ile birlikte, söz konusu kapasiteyi katma değeri yüksek ürünlere dönüştüreceklerini belirten Demirel, şöyle konuştu: “Böylelikle, raylı sistemler, yapısal çelik ve başta otomotiv sektörü olmak üzere, makina imalat sanayiinin ihtiyacı olan tüm çelik kaliteleri Kardemir’in tesislerinde üretilir hale gelecek. Ray Profil Haddehanesi’nde montaj calışmaları devam eden Yuvarlak Malzeme Izgarası ve Paketleme Tesisi ile birlikte, ∅350 mm’ye kadar kalın yuvarlak çelikleri de ürün gamımıza ekleyeceğiz. Ayrıca, ithal ikamesi olan mantarı sertleştirilmiş rayların da üretimine başlayacağız.” n MAYIS 2014 l Makina Magazin 79 FİRMA HABERLERİ Durmazlar, metro ve tramvayla dünyaya açılacak Ürettiği ilk yerli tramvayla ulaşım sorunlarını raylı sistemlerle çözme yoluna giden yerel yönetimlerin çözüm ortağı olmaya başlayan Durmazlar Makina, dünyanın en büyük raylı sistemler fuarına katılacak. Esra ÖZARFAT / BURSA T ürkiye’nin ilk yerli tramvayı İpekböceği’ni üreten Durmazlar Makina, yurtiçindeki ihalelerden de başarılı sonuçlar almaya başladı. Geçen yıl Bursa Büyükşehir Belediyesi’ne verdiği altı aracın yollarda yürümeye başlamasının ardından yurtiçindeki ihaleleri kovalamaya başlayan Durmazlar, geçtiğimiz aylarda İzmir’de yapılan 38 araçlık ihaleyi de almayı başardı. Çift yönlü 38 aracı üç yıl içinde teslim edeceklerini belirten Durmazlar Makina Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Durmaz, “Sırada; Kayseri, Diyarbakır, Adana, Mersin ve Kocaeli ihaleleri ile İzmir, Adana ve Bursa’nın metro ihaleleri var” dedi. Türkiye genelinde yerel yönetimlerin ulaşım sorunlarını raylı sistemlerle çözme yoluna gittiğini ifade eden Durmaz, Bursa’da yürüyen araçların oluşturduğu güvenle açılan tüm ihalelere girdiklerini aktardı. Eylül ayında Berlin’de düzenlenecek olan dünyanın en büyük raylı sistemler fuarı Inno Trans’a bir tramvay ve bir metro aracıyla katılacaklarını kaydeden Durmaz, şunları söyledi: “Bursa hattı, 8,2’lik eğim ve virajlı kısımlarıyla Türkiye’nin en zor hatlarından biriydi. İpekböceği, Bursa’da kendini ispat etti ve bizim de kendimize güvenimiz geldi. Inno Trans’a, bir çift yönlü tramvay ile kendi ürettiğimiz bir metro aracını götüreceğiz. Hem metro, hem de tramvay ile dünya pazarına çıkacağız. Fuardan çok umutluyuz.” Hüseyin Durmaz, “İpekböceği girişiminin arkasında; güçlü Ar-Ge yapısı, sektörde 60 yıla yaklaşan deneyim ve değerlerin korunduğu bir aile şirketi yönetimi yer alıyor” dedi. “İhracata da başlayacağız” Ürettikleri araçların motorlarının Siemens tarafından imal edildiğini 80 Makina Magazin l MAYIS 2014 aktaran Hüseyin Durmaz, söz konusu motorların kullanıldığı 5 bin aracın dünya üzerinde dolaştığını bildirdi. Durmaz, “Yani bir şeyleri yeniden keşfetmiyoruz. Deneme tahtası olmuyoruz. Her şeyin en iyisi hangisiyse onları kullanıyoruz. Böylece, sorun da yaşanmıyor” diye konuştu. Üç ile beş yıl içerisinde ihracata da başlayacaklarını vurgulayan Durmaz, konuşmasına şöyle devam etti: “İpekböceğini önce Almanya’ya satarız. Orada maliyetler yüksek, bu yüzden üretemiyorlar. Yürüyen araçlarımız olduğu için kendimize güvenimiz tam. Tek rakip Çinliler. Onları devlet sübvanse ediyor. Almanya’dan sonra Çin’e bile ürün satarız.” “Yıllık 100 adet tramway üretebiliriz” 2008 krizinden çıkış reçetesi olan tramvay üretiminin, bugün Durmazlar’ın üretimdeki ana sektörlerinden biri konumuna yükseldiğini ifade eden Hüseyin Durmaz, talep olduğu takdirde yılda 100 adet tramvay üretebileceklerini söyledi. Alstom, Bombardier ve Siemens gibi dünya devlerinin gündemindeki Türkiye’nin hızlı tren projesinin kendilerini de heyecanlandırdığını ifade eden Durmaz, şunları söyledi: “Bu konuda dünyada Alstom, Bombardier ve Siemens çok ileride. Onların alacağı ihalelerden biz de yararlanacağız. İhaleyi Alstom alırsa ve anlaşabilirsek bizimle beraber yapacaklar. Alstom Transport ile boji şasilerinin üretiminde ortak girişim kurmak için ön anlaşma imzalamıştık. Şimdi ortaklık için görüşüyoruz. Hızlı tren için en az iki kilometrelik test pisti gerekiyor. Bursa’da yer bulamazsak, demiryolu ağı olan bir yere gideceğiz.” Alstom için yıllık 500 boji üreterek ihraç ettiklerini anlatan Durmaz, ortaklık anlaşması yapıldığı takdirde kapasitenin ilk etapta 1.000 boji/yıla çıkacağını bildirdi. Tramvay üretiminin 2008 krizi döneminde krizden çıkış reçetesi olarak başladığını hatırlatan Hüseyin Durmaz, konu hakkında şunları söyledi: “İpekböceği, 2008 krizinin bir fırsatı oldu. 2008’de dünyada işler durunca bizim de işimiz azaldı. Dünyadaki gelişmelerden dolayı işimiz 100 birimden 35’e düştü. Bir arayış içindeydik. Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı da Bursa’da bu işi bilabedel yapacak birini aradı. Yaklaşık 10 firmaya gidildi. Ancak, olumlu dönüş alınamadı. Bizim için projeye girmek için iş yoğunluğu açısından uygun bir dönemdi. Bugün başlayalım desek makina kısmındaki iş yoğunluğu nedeniyle girmezdik. Belediyenin bu işte bir hissesi yok. Sadece projeyi sahiplendiler. 1 milimetrenin yüzde birini işleyebiliyoruz. İki sene sonra 60 yılımızı dolduruyoruz. O birikim olmasa bu işe girmezdik.” İpekböceği girişiminin arkasında; güçlü Ar-Ge yapısı, sektörde 60 yıla yaklaşan deneyim ve değerlerin korunduğu bir aile şirketi yönetiminin yer aldığına vurgu yapan Durmaz, sektörün ilk Ar-Ge merkezini 2010 yılında kurduklarını belirtti. Raylı sistemler alanında bir yan sanayii oluşturmayı hedeflediklerinin altını çizen Hüseyin Durmaz, “Biz bunu destekliyoruz. Yurtdışından almaktansa aynı kalitede yapılacak yerli üretimi tercih ederiz. Bursa ve çevresinde yerli üretim olursa bizim tercih nedenimiz olur. Maksadımız; bizim insanımızın karnı doysun ve bizim insanımız istihdam edilsin” diyerek sözlerini noktaladı. n FİRMA HABERLERİ Panasonic ve Viko, dünya liderliğini hedefliyor Panasonic ve Viko, 16 Nisan tarihinde, sürdürülebilir büyüme stratejilerine paralel olarak imzaladıkları ortaklık anlaşması hakkında bilgilerin verildiği bir basın toplantısı ve fabrika gezisi gerçekleştirdi. V iko, Panasonic ile birlikte ortaya koyduğu yeni vizyonunu paylaşmak üzere 16 Nisan 2014 tarihinde kahvaltılı bir basın toplantısı ve fabrika gezisi gerçekleştirdi. Etkinlikte, Panasonic ve Viko markalarının sürdürülebilir büyüme stratejilerine paralel olarak imzaladıkları ortaklık anlaşması hakkında bilgiler verilirken, ortaya koyulan yeni ve güçlü vizyon ile hedefler paylaşıldı. Basın toplantısında bir sunum gerçekleştiren Viko CEO’su Nusret Kayhan Apaydın, kuruluş hakkında kısa bilgiler verirken, şirketlerinin başarı yolculuğunda büyük önem taşıyan kilometre taşlarından da behsetti. Apaydın, şunları söyledi: “1980 yılında kurulan Viko, bugün toplam 60 bin metrekare alana sahip devasa tesislerinde faaliyet gösteriyor. Ana tesislerimizde 750 kişi çalışıyor ve yan sanayiler dahil edildiğinde bu sayı bin 500’ü buluyor.” İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) ilk 500 büyük sanayi kuruluşu listesinde 331’inci sırada yer aldıklarını aktaran Apaydın, “İhracatta 206’ncı, kârlılıkta ise 120’nci sırada yer alıyoruz. Pek çok ürün gamında; sigorta kutuları ve anahtar priz gibi ürünlerde pazar lideriyiz. 2008 yılında Turquality Marka Destek Programı’na sektörümüzden ilk dahil olan firma olma başarısını gösterdik. 2009 yılında ise, Türk Patent Enstitüsü’nün Tanınmış Marka Statüsü’ne girdik. 2012 yılında sektörümüzde kendi Ar-Ge merkezini kuran ilk kuruluş olduk. Elektrik anahtarı, priz, aksesuar, sigorta kutusu, alçak gerilim şalt ürünleri, sayaç ve OSOS ürünleri ile bina otomasyon sistemlerinden oluşan ürün gamımızı bugün Ukrayna ve Rusya başta olmak üzere: Asya, Afrika, Orta Doğu ve Avrupa’da 70’ten fazla ülkeye ihraç ediyoruz” dedi. “2013 ciromuz 328 milyon TL” Satışların yüzde 60’ını yurt içine, yüzde 40’ını ise yurt dışına yaptıklarını dile getiren Apaydın, 2013 yılı cirolarının 328 milyon TL olduğunu bildirdi. Ana satış kanallarını bayiler ve zincir mağazaların oluşturduğunu aktaran Apaydın, şöyle konuştu: “Türkiye’nin her yerine dağılmış bayilerimiz var. Türkiye’deki tüm zincir mağazalarda da güçlü bir şekilde varız. İnovasyon ve kalite kavramı, Viko’da her anlamda en çok üzerinde durulan konuların başında gelir. Kuruluşumuz; ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi, ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi, OHSAS 18001 İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi, TS IEC EN 17025 Laboratuvar Kalite Yönetim Sistemi sertifikalarına sahip. Ayrıca, 2005 yılında TUSİAD-KalDer Türkiye Mükemmellik Ödülü’ne de layık görülmüş bulunuyoruz.” “Panasonic faaliyetlerine 1918’de başladı” Basın toplantısında söz alan Viko Yönetim Kurulu Başkanı Toshihide Arii ise, kısaca Panasonic markasını tanıttıktan sonra, Viko ve Panasonic markalarının ortaklık anlaşması ile bir araya gelme sürecini anlattı. Arii, “Her ne kadar dünya Panasonic markasını işitsel ve görsel elektronik cihazlarla tanısa da, şirket ilk olarak 1918 yılında tıpkı Viko gibi elektrik tesisat malzemeleri üretimi ile faaliyetlerine başladı. Panasonic adı altında çalışmalarına devam eden dört farklı şirket gru- bu bulunuyor. Bunlardan birincisi buzdolabı, çamaşır makinası, klima gibi elektrobik ev gereçleri üreten şirket grubumuz, ikincisi ise görsel ve işitsel gereçlerin üretildiği şirket grubumuz. Üçüncü şirket grubumuz ise, otomotiv sektörüne yönelik endüstriyel parçalar üretiyor. Bir de, ekolojik çözümler sunan Eco Solutions şirketimiz var ve ben de Eco Solutions şirketnde rol alıyorum” dedi. (Soldan sağa): Viko CEO’su Nusret Kayhan Apaydın ve Viko Yönetim Kurulu Başkanı Toshihide Arii. “2018 bizim için çok önemli bir yıl” 2018 yılının kendileri için çok önemli bir yıl olduğunun altını çizen Arii, sözlerine şöyle devam etti: “Çünkü, 2018’de Panasonic olarak 100. yılımızı kutlayacağız. 100. yılımızda, kuruluşumuzda baş rol oynayan ürün gruplarında pazar lideri olmak istiyoruz. Viko ile gerçekleştirdiğimiz iş birliği ile; Afrika, Orta Doğu ve Asya’nın doğusundaki pazar payımızı artırmak istiyoruz. Japonya, Asya’nın en doğu ucunda, Türkiye ise en batısında. Asya’nın her iki ucundaki ülkelerin önde gelen kuruluşları olarak pazarı ele geçirmeyi hedefliyoruz.” n MAYIS 2014 l Makina Magazin 81 FİRMA HABERLERİ Coşkunöz Ar-Ge Merkezi’ne birincilik ödülü “Türkiye Otomotiv Sektöründe Geleneksel Ar-Ge Proje Pazarı” ve “Otomotiv Komponent Tasarım Yarışması”nda, Coşkunöz Ar-Ge Merkezi birinci oldu. U ludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği’nin bu yıl üçüncüsünü düzenlediği “Türkiye Otomotiv Sektöründe Geleneksel Ar-Ge Proje Pazarı” ve “Otomotiv Komponent Tasarım Yarışması”nda, Coşkunöz Ar-Ge Merkezi birinci oldu. Gökhan Tekin, Metin Çallı ve Mesut Kaya’nın, “Bir Darbe Sönümleyici Parçasında Darbe Emiliminin Kanallar ile Tetiklenmesi” adlı projesi birincilik ödülünü ve 50 bin TL’lik para ödülünü kazandı. Türkiye otomotiv endüstrisine yön veren etkinliklerden biri olan organizasyonda, Coşkunöz Holding’in ödülünü Coşkunöz Metal Form A.Ş. Otomotiv Ar-Ge Ekip Lideri Gökhan Tekin aldı. Ödül hakkında konuşan Coşkunöz Holding Yönetim Kurulu Üyesi Oya Yöney, “506 projenin başvurduğu organizasyonda birincilik ödülünü alan Ar-Ge ekibimizi yürekten kutluyorum” dedi. Coşkunöz Metal Form A.Ş. Genel Müdürü ve Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Şükrü Tetik de, Coşkunöz ArGe ekibinin başarılarına bir yenisini daha eklediğini belirtti. Coşkunöz Metal Form A.Ş. Ar-Ge ve Teknoloji Grup Müdürü Tayfun Sığırtmaç da, bütün Ar-Ge çalışanlarını kutlarken, çalışmalarına artan heyecanla devam edeceklerini ifade etti. Etkinlikte birincilik ödülünü kazanan projenin yanı sıra, Coşkunöz ArGe Merkezi’ne ait üç projenin daha yarışmaya katılan 506 proje içinde sergilenmeye değer görülen 50 çalışma arasında yer aldığını aktaran yetkililer, “Coşkunöz Ar-Ge Merkezi 2013 yılında da, Taşıt Araçları Yan Sanayicileri Derneği (TAYSAD) tarafından ‘Patent-Faydalı Model-Endüstriyel Tasarım’ alanlarında 300’den fazla firma arasından birinciliğe layık görülmüştü. Coşkunöz Ar-Ge Merkezi yine aynı yıl, TÜBİTAK-TEYDEB ve TİM’in desteği ile düzenlenen 2. Makina ve Aksamları İmalat Teknolojileri Ar-Ge Proje Pazarı’nda, Sanayici kategorisinde birinci olmuştu” dediler. n Pneumatech faaliyet alanını genişletiyor Pneumatech, Amerika Birleşik Devletleri ve Çin’deki satış ofislerinin yanı sıra, artık; Avrupa, Orta Doğu, Güney Amerika, Okyanusya ve Afrika’da da temsil ediliyor. F aaliyet kapsamını dünya çapına yaygınlaştıran Pneumatech, günümüzde; basınçlı hava ve gaz şartlandırma çözümleriyle endüstride global tedarikçi konumuna geldi. Firmanın ürün yelpazesi ise; soğutucu gazlı kurutucular, Adsopsiyon tipi kimyasal kurutucular, filtreler ve gaz jeneratörleri olmak üzere dört ana gruptan oluşuyor. Yenilenen mar- 82 Makina Magazin l MAYIS 2014 ka çalışması ile Pneumatech, yeni safsızlık yaklaşımını güçlendiriyor. Pneumatech’in, Amerika Birleşik Devletleri ve Çin’deki satış ofislerinin yanı sıra, artık; Avrupa, Orta Doğu, Güney Amerika, Okyanusya ve Afrika’da da temsil edildiğini aktaran Pneumatech Başkan Yardımcısı Juan Manuel Tejera, şöyle konuştu: “Bu küresel genişleme kararı, hava ve gaz ürünlerine olan artan talep üzerine verildi. Şirketimizin mevcut gücünün küresel yaygınlaşmamızda büyük destek ve ivme yaratacağına inanıyoruz. Bunun için de; dünya çapında, aynı kalite standartlarında, hizmet ve ürün yaşam döngüsünün her noktasında yüzde 100 müşteri odaklı müşteri merkezleri yaratmak için sürekli ve yoğun bir şekilde çalışıyoruz.” n FİRMA HABERLERİ Bosch Rexroth servis organizasyonunu genişletiyor Bosch Rexroth, merkezi olarak tek noktadan verdiği servis hizmetini hızlandırmak, stok miktarını artırmak ve en önemlisi daha fazla müşteriye ulaşarak, onların taleplerini karşılayabilmek için servis ağını genişletiyor. B osch Rexroth, yeni servis ağı ile birlikte daha hızlı ve daha esnek bir organizasyon olma yolunda değişime devam ediyor. 260 cm³’e kadar olan eksenel pistonlu pompa ve motorların, tamir hizmeti ve yedek parça satışları üç yeni servis bayisi tarafından gerçekleştirilebilecek. Bosch Rexroth’un, şimdiye kadar merkezi olarak tek noktadan verdiği servis hizmetini hızlandırmak, stok miktarını artırmak ve en önemlisi daha fazla müşteriye ulaşarak, onların taleplerini karşılayabilmek için servis ağını genişlettiğini aktaran yetkililer, “Yeni bir uygulamaya geçen firmanın asıl hedefi; müşterilerine en kaliteli hizmeti, en hızlı şekilde sunmak. Daha esnek bir organizasyona geçişle birlikte ortaya çıkan kapasite ile Bosch Rexroth, gelişen teknolojilere ve yeni ürünlere daha fazla yoğunlaşabilecek” diye konuştular. hidrolik servis pazarının merkezi olarak kabul edilirken, Diyarbakır doğu bölgelerindeki müşterilere daha yakın olabilmek için seçildi. Ayrıca İstanbul, Marmara Bölgesi’ndeki ciddi servis hizmeti talebini karşılamak amacıyla belirlendi” dediler. “Tamir odaklı bir yapıya sahip olacaklar” Yeni servis bayilerinin, Bosch Rexroth’un Türkiye’nin yedi bölgesine yayılmış ana satış bayilerinden farklı olarak faaliyet göstereceklerini aktaran yetkililer, konuşmalarına şu şekilde devam ettiler: “Yeni servis bayileri, tüm akreditasyonlara sahip olarak, her biri kendi bölgelerinde sadece tamir yedek parçası satışı yapacak ve tamir odaklı bir yapıya sahip olacak. Faaliyet alanları ise; 260 cm³’e kadar olan eksenel pistonlu pompa ve motorların, dişli pompa ve motorların, paletli pompaların, Hägglunds Drive ürünleri hariç radyal pistonlu pompaların, mobil kontrol valf bloklarının tamiri ve testi ile saha servisi, devreye alma, teknik destek, eğitim ve yedek parça satışı şeklinde olacak.” n “Süreç Eylül 2012’de başladı” Sürecin Eylül 2012’de aday görüşmeleriyle başladığını dile getiren yetkililer, sözlerini şu şekilde sürdürdüler: “Süreç; İstanbul Bölgesi’nde Ankatech, Ankara Bölgesi’nde MC Hidrolik ve Diyarbakır Bölgesi’nde Akad Hidrolik’in servis bayisi olarak faaliyete geçmesiyle bir sonraki aşamaya geçti. Projenin gidişatına bağlı olarak, 2015’te yeni servis bayilerinin kurulumunu içeren projenin ikinci ayağına geçilecek.” Bayilerin bölgesel olarak yerlerinin seçiminde çeşitli kriterlerin göz önünde bulundurulduğunu aktaran yetkililer, “Ankara, mobil MAYIS 2014 l Makina Magazin 83 FİRMA HABERLERİ Erkan Makina, İscar ve Tekyaz ortak seminer düzenledi Kalıp sektörünün önde gelen kuruluşları Erkan Makina, İscar ve Tekyaz’ın iş birliğinde, CNC işleme teknolojisindeki yeniliklerin uygulamalı olarak tanıtıldığı “canlı kesim” semineri, 26 Nisan’da gerçekleştirildi. E rkan Makina, CNC işleme teknolojisindeki en son yeniliklerin uygulamalı olarak anlatıldığı seminere ev sahipliği yaptı. İMES’teki Uygulama ve Eğitim Merkezi’nde düzenlenen ücretsiz workshop’a, kalıpçılık sektöründen 80‘in üzerinde temsilci katıldı. Semineri, GF AgiCharmilles takım tezgahları Türkiye mümessili Erkan Makina; kesme takımları firması İscar ve Cimatron programı temsilcisi Tekyaz firmasıyla ortak düzenledi. Parça kesimindeki yeniliklerin anlatıldığı seminerin ardından, katılımcılar GF AgiCharmilles işleme makinasında yapılan canlı kesimi de izleme imkânı buldular. Seminerde katılımcılar arasında yapılan çekilişle, üç kişiye sabit telefon cihazı, bir kişiye de spor çanta hediye edildi. Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Erkan Makina Genel Müdür Yardımcısı Serdar Basri Akgün, sektörün uzmanlarının iş birliğiyle yapılan seminerin kalıpçılığın gelişmesine katkı sağlayacağına inandığını belirtti. Erkan Makina Satış Müdürü Ayhan Koçak da, Türkiye pazarına yeni giren GF AgieCharmilles marka Mikron CNC işleme tezgahları hakkında bir sunum yaptı. Etkinlikte; İscar Kesici Takımları 84 Makina Magazin l MAYIS 2014 Şirketi adına Pazarlama Müdürü Serkan Ekinci ile Kalıpçılık Ürün Müdürü Cem Yılmaz, kesme takımları ürün çeşitleri, kesme yöntemleri ve teknikleri hakkında katılımcılara bilgi verdi. Cimatron Türkiye distribütörü Tekyaz Teknolojik Yazılımlar ve Makina Şirketi’nden Serdar Kökgör ile Kamer Geyisi ise, Cimatron’un geliştirdiği “VoluMill” teknolojisi hakkında sunum yaptı. Kökgör ve Geyisi, sunumlarında, “VoluMill, kaba talaş zorluklarıyla takımın aşınması sorunlarını ortadan kaldırarak, zaman ve maliyet tasarrufu sağlıyor. Volumill ‘takım yolu çözümü’ sayesinde, tezgahtan maksimum performans sağlanıyor” diye konuştular. “Bilgiyi paylaşmak önemli” Heyecan verici bir etkinlik gerçekleştirdiklerini belirten Erkan Makina Genel Müdür Yardımcısı Serdar Basri Akgün, şunları söyledi: “İşleme merkezlerini müşterilerimize ve ayrıca, bu projede birlikte çalıştığımız İscar ve Tekyaz firmalarına ilk kez sunmuş olduk. Bilgi değerlidir; bilgiyi paylaşmak daha da değerlidir. Bu iş birliğinin Türkiye sanayiinin verimliliğine önemli katkılar sağlayacağını düşünüyorum. Makina yatrımı yapacak olanlara da sağlıklı bir yön göstermiş olduk. Önü- müzdeki dönemde de, bu çalışmalarımızı devam ettireceğiz.” “Yoğun bir katılım oldu” Seminer hakkanda konuşan Tekyaz firmasından Gonca Tavukçu ise, “Seminer ve canlı kesimde ne kadar verimli olunabileceğini görmüş olduk. İscar kesici takımlarıyla, Erkan Makina da takım tezgahlarıyla sektörde önemli firmalar. Cimatron teknlojisi tek başına bir şey ifade etmiyor; İscar ve GF AgieCharmilles ile bir bütün bu proje. Müşterilerimizin hep bir arada kaynaşması güzel oldu. Bu tür ücretsiz seminerler için katılımcı sayısı ve ilgisi yoğun oldu” dedi. “Önemli bir iş birliği gerçekleştirdik” Sadece tezgahın, takım olmadan kesim yapamayacağını ifade eden İscar Pazarlama Müdürü Serkan Ekinci de, gerçekleştirdikleri iş birliğinin önemli olduğunu vurguladı. Ekinci, şunları aktardı: “Etkinlikte, bu birlikteliğin nasıl gerçekleşeceğine ve takımların nasıl kullanılacağına dair sunumda bulunduk. Seminere katılım gayet iyi düzeydeydi. Burada denediğimiz takım amiral gemimiz İscar, her yıl piyasaya farklı ürünler sürmektedir.” n MAKALE Varlık yönetimi ve güvenirlik Noyan ERCAN Makina Yüksek Mühendisi G ünümüz endüstrisi, değişken sosyo-politik ve ekonomik şartların etkisiyle; rekabetçiliğini sürdürebilmek, uzun vadeli stratejik yatırımları için kaynak sağlayabilmek için işletmelerin emre amadeliğini yüksek tutarak, kârlılığını yüksek tutmak zorundadır. Özellikle, enerji, demir çelik ve maden işleme gibi sektörlerde, kâr marjlarının mevsimsel veya küresel makro ekonomik şartlar gereği yüksek olduğu dönemlerde, azami kapasite kullanımını temin edebilmek ve bunu sürdürülebilir kılmak her kuruluşun amacıdır. Bu sebeple, tesislerde üretim/işletme ve dolayısıyla güvenirlik ve bakım birimlerinden beklenen; plansız duruşları asgariye indirmek (veya elimine etmek) ve planlı duruşları da, öngörülen süre ve bütçe içinde gerçekleştirebilmektir. Bu zorlu hedefleri yakalayıp, piyasaya cevap verebilen esnek çalışma modlarını normal işletme modu haline getirmek birçok kuruluşun hedefidir. Ancak, arzu edilen bu tarz bir çalışma modunu 365 gün çalışmaya göre tasarımlanmış dev ağır sanayii tesislerinin birçoğu sürdürülebilir olarak gerçekleştirememektedir. Bu yüzden söz konusu tesislerde, plansız duruş ve kalkışlar yaşanmakta, milyonlarca lirayı bulabilen üretim kayıpları ve plansız bakım maliyetleri ile karşılaşılmaktadır. İşte bu dinamiklerin etkisiyle son 15 yıl zarfında, küresel sektörlerdeki belli başlı kuruluşlar, sadece üretim odaklı bir işletme anlayışını bırakıp, varlık yönetimi iş felsefesini de kullanarak, işletme güvenirliği (operational reliability) odaklı bir yönetim tarzına geçmişlerdir. Bu bildiride; yurt dışında varlık yönetimi ve güvenirlik mühendisliğinin gelişimi sürecinin özeti, varlık yönetimi konusunda geliştirilmekte olan uluslararası ISO5500 standardı ve bunun ülkemize etkileri, güvenirlik mühen- disliği ve bakım yönetimini entegre ederek, sürdürülebilir öncü işletme güvenirliği performansı elde etmenin yöntemleri tartışılacaktır. Bu konuda Türkiye’deki paydaşlardan endüstri, TMMOB ve üniversitelerin iş birliği yaparak, varlık yönetimi ve güvenirlik mühendisliğini belli bir platforma oturtarak, yurt dışındaki çalışmalar düzeyine getirmek için yapılması gerekenler konusunda da öneriler getirilecektir (Varlık Yönetimi Çalışma Grubu’nun veya Konseyi’nin kurulması, varlık yönetiminin çerçevesinin çizilmesi, güvenirlik mühendisliğinin tanımı şeklinde konuları içeren bir ulusal bildirinin yayınlanması vb.). Bunlara ilaveten; uluslararası Shell Petro-Kimya Tesisleri ve TÜPRAŞ Rafinerileri’nde halen kullanılan varlık yönetim prensiplerini, güvenirlik yönetim metodoloji ve taktiklerinin bir kısmını pratik örnekler olması bakımından özetleyeceğiz. Anahtar kelimeler: Bakım, bakım mühendisliği, bakım yönetimi, güvenirlik, güvenirlik mühendisliği, varlık yönetimi, emre amadelik, risk. Giriş Günümüz endüstrisi, değişken sosyo-politik ve ekonomik şartların etkisiyle; rekabetçiliğini sürdürebilmek, uzun vadeli stratejik yatırımları için kaynak sağlayabilmek için işletmelerin emre amadeliğini yüksek tutarak, kârlılığını ve rekabetçiliğini yüksek tutmak zorundadır. Özellikle, enerji ve demir çelik, maden çıkarma-işleme gibi sektörlerde, kâr marjlarının mevsimsel veya küresel makro-ekonomik şartlar gereği yüksek olduğu dönemlerde, azami kapasite kullanımını temin edebilmek ve bunu sürdürülebilir kılmak her yönetim ekibinin amacıdır. Bu sebeple, tesislerde üretim/işletme ve dolayısıyla güvenirlik ve bakım birimlerinden beklenen; plansız arızi-duruşları asgariye indirmek (veya elimine etmek) ve planlı bakım duruşlarını da öngörülen süre ve bütçe içinde gerçekleştirebilmektir. Bununla beraber, bu zorlu hedefleri yakalayıp, aynı zamanda piyasa şartlarına seri olarak cevap verebilen esnek çalışma modlarını/rejimlerini normal işletme modu haline getirebilmek de birçok kuruluşun ve iş liderinin hedefidir. Ancak, arzu edilen bu tarz esnek üretim modunu, 365 gün çalışmaya göre tasarımlanmış dev ağır sanayii tesislerinin birçoğu gerçekleştirememekte ve plansız duruş ve kalkışlar yaşanmakta, üretim kayıpları ve bütçelendirilmemiş plansız bakım maliyetleri ile karşılaşılmaktadır. Bunun bilinen tipik sebeplerinden en baskın olanları da, yatırım ve projelendirme aşamasındaki sınırlı öz-kaynaklar (ana-para/ kredi) veya yatırım dönemindeki teknolojik sınırlamalar olabilmektedir. Esnek makina/işleme tezgah hatlarıyla üretim yapan metal makina sektörü 80’ler sonrası gelişen bilişim teknolojilerinin de katkısıyla tam zamanında üretim (just in time) gibi kâr marjı ve kalite odaklı (örn: ISO9000) iş sistemlerini devreye alarak, işletmelerin kapasite kullanımını ve üretim emre amadeliğini etkin ve esnek olarak kontrol eder hale geldi. Ancak, buna benzer uygulamalara veya teknolojideki mevcut ilerlemelere rağmen, halen ağır sanayide bu üretim kontrol esnekliğinin tam olarak gerçekleşmediğini, ünitelerinin duruş ve kalkış süreleri haftalar veya aylar alabilen demir çelik, rafineri gibi tesislerde esnek duruş ve kalkış imkânının olmadığını görüyoruz. Her ne kadar direkt kontrol sistemleri, enstrümantasyon, tarayıcı bakım teknolojileri bu tip tesislere entegre edilmiş olsa da, sürekli üretime göre planlanmış tesislerin duruş ve kalkışları yüksek basınç ve sıcaklık gibi çalışma şartlarından dolayı, bir otomatik torna tezgahının veya bir kalıbın değişimine nazaran, halen çok daha kapsamlı olmakta ve uzun sürmektedir. Halihazırda bu sektörlerde yaşanan yerel veya küresel ekonomik krizler sebebiyle dönemsel talep azalışından kaynaklı asgari kapasite kulla- MAYIS 2014 l Makina Magazin 85 MAKALE nımı sebebiyle; üretim miktarları, ürün özelliklerindeki değişimler ve bu faktörlerin tetiklediği plansız/arızi duruş maliyetleri, bu tip tesislerin performansını inişli çıkışlı bir hale getirmektedir. Bu durum da, ortalama kârlılığı azaltmakta ve yatırımcıların, hisse sahiplerinin yatırımlarını başka sektörlere yönlendirmesine sebep olmaktadır. Sürdürülebilir bir öncü işletme emre amadeliği performansı yakalamak için öncelikle: n Tesis yönetimi kapsamında kabul görmüş, belli başlı varlık yönetimi süreçleri oluşturulmalı, n Bu süreçlerin zorunlu kıldığı işletme bütünlük penceresi çalışma sınırları içinde kalınarak, üretim yapma disiplini uygulanmalı, n Koruyucu ve tarayıcı bakım stratejilerinin optimize edilmesi ile oluşturulacak öngörücü bakım (proaktif) uygulamaları yapılmalıdır. Aksi takdirde, sadece üretim odaklı yaklaşım ağır basacak ve işletme-bakım birimleri arasında bir gerilimin oluşması kaçınılmaz olacaktır. Son 10 küsur yıldır yurt dışı endüstride gözlemlenen, güvenirlik mühendisleri/birimlerinin bu gerilimi azaltıcı bir rol oynadıkları gerçeğidir! Tesislerde üretim yapan varlıkları topyekûn ele alan güvenirlik mühendisliği; gerek varlıkların hayat boyu maliyetlerini baştan-sona ele alarak, gerekse de üretim ve bakım eylemlerinin ötesindeki (ve arasındaki) konuları pratik olarak sahada takip ederek, birleştirerek ve uygulayarak, varlık ömür sürecini yöneten bir ara-disiplin olarak günümüz endüstrisinde yerini almıştır (kalite mühendisliği gibi). İşte bu dinamiklerin etkisiyle, küresel sektörlerdeki belli başlı kuruluşlar, sadece üretim odaklı bir işletme anlayışını bırakıp, dünyada yakın zamanda gelişip, belli bir noktaya gelmiş olan varlık yönetimi iş felsefesini kullanarak, işletme güvenirliği (operational reliability) odaklı bir yönetim tarzına geçmişlerdir. Bu bildiride; varlık yönetimi bakım ve güvenirlik mühendisliği konuları tanıtılacaktır. Aynı zamanda; ulusal bazda ve kurum bazında bu süreçleri gündeme alıp, dünyadaki gelişmelerden daha fazla geri kal- 86 Makina Magazin l MAYIS 2014 madan, ülkemizde de bu tarz yönetim ve mühendislik anlayışlarını nasıl tesis ederiz, bu konuda Türkiye’deki paydaşlardan endüstri, TMMOB ve üniversitelerin işbirliğinde, varlık yönetimi ve güvenirlik mühendisliğini belli bir platforma oturtarak, yurt dışındaki çalışmalar düzeyine getirmek için neler yapabiliriz sorusuna cevap aranacak ve öneriler getirilecektir (örneğin; Varlık Yönetimi Çalışma Grubu’nun veya Konseyi’nin kurulması, varlık yönetiminin çerçevesinin çizilmesi, güvenirlik mühendisliğinin tanımı şeklinde konuları içeren bir ulusal bildirinin yayınlanması vb.). Varlık yönetimi, bakım ve güvenirlik mühendisliği Varlık yönetimi nedir? Varlık yönetimi; fiziki varlıkların seçim, bakım, kontrol ve yenileme aşamalarını kapsayan ve bu varlıkların işletimsel performanslarının, varlıkları ana-işleri kapsamında işleten kurumların kârlılıklarının (ve başarılanının) belirlenmesinde temel rol alan bir yönetim disiplinidir. Fiziki varlıkların yanı sıra, bu disiplin kapsamında sayılabilecek varlıklar; bilgi ve fikri mülkiyet, finans, yetkinlik, yedek parça yönetim süreçleri ve bunun gibi fiziki olmayan konular olarak sıralanabilir (fiziki varlık yönetimi süreçleri ile ilgili kararları etkilendiklerinden dolayı). Varlık yönetimi, doğru kararların alınması ve ilgili süreçlerin optimizasyonu ile uğraşan bir yönetim bilimidir. Temel amacı; risk, işletme devamlılığı gibi diğer kritik konuları da dikkate alarak, varlıkların tüm yaşam maliyetlerini optimize etmektir. Bir başka deyişle; gelişmekte olan bu profesyonel disiplinin ana uğraş alanı, fiziki varlık sistemlerinin tüm yaşam süreçlerini kapsayacak şekilde optimal (en uygun) şekilde yönetimidir. Çok disiplinli bir iş birliği çerçevesinde, fiziki varlıkların ve alt yapının seçimi, tasarımı ve inşası, işletmesi, bakımı ve yenilenmesi/ıskarta edilmesi basamaklarının tümleşik olarak yönetimi süreci sayesinde, net ve sürdürülebilir değer yaratılması amacını taşır [1]. BIS PAS 55 ve ISO-55000 nedir? PAS 55, Britanya Standartlar Enstitüsü’nün (ilk defa 2004 yılında) yayınladığı Halka Açık Spesifikasyon Belgesi (Publicly Available Specification) olarak, tüm fiziki varlıkların yönetiminin optimize edilmesi amacıyla varlık yönetimi ana başlığıyla hazırlanmıştır. Bu belge; bütünleştirilirmiş ve optimize edilmiş olarak tüm fiziki varlıkların yaşam-süreç yönetim sistemini kurmak ve değerlendirmek amacıyla belirlenmiş 28 noktadan oluşan yeterlikleri/şartları belirten bir tanım belgesidir (spesifikasyondur) [2]. Her çeşit organizasyonu kapsayan bu belge, hemen her sektördeki kamu veya özel kuruluşlar tarafından kullanılabilecek şekilde kaleme alınmıştır. Halen Britanya’da; kamu alt yapı hizmeti veren kurumlar, ulaşım, kamu hizmetleri, madencilik, petro-kimya, gaz, savunma, ilaç, proses ve ağır sanayii firmalarınca kullanılmaktadır . BSI PAS55:2008 özetle aşağıdaki konuları kapsar: n Varlık yönetimi terimler ve tanımlar, n İyi uygulamaları temel alan, gerekli kurumsal şartların tanımı (spesifikasyonlar), n İyi uygulamaların, kurumlara entegre edilebilmesi için gereken yol haritası (kılavuz), Günümüzde, PAS 55 uygulama metodolojisi; stratejik organizasyon planları ile günlük varlık ve bakım yönetimi gerçekleri arasında net bağlar kurarak, hangi alanlarda kurumsal kapasitenin ve yetkinliklerin ne şekilde gösterilebileceğini, hangi konularda açıklar olduğunu ve nasıl ve hangi önceliklerle bu konularda ilerleme yapılması gerektiğini tarafsız bir tanım ve denetleme şablonu olarak gösterme konusunda başarıyla uygulanmaktadır. Varlık yönetimi uluslararası standardının öngörülen uygulamaları: Bu belgenin nihai amacı; Toplam Kalite Yönetimi Standardı ISO9000 gibi, varlık yönetiminde iyi uygula- MAKALE maları referans alarak; tanımlar ve spesifikasyonlar dizisi oluşturarak, kurumların kendi kendine veya üçüncü şahıslar tarafından denetlenebilerek, kurumda/tesiste müşterilerin, mal sahiplerinin, çalışanların, otoritelerin ve diğer paydaşların çıkarlarının doğru şekilde yönetildiğini belirlemektir. ISO55000/1/2 ile beraber, nasıl ISO-9000’in kabul görmesiyle kalite konusuna herkeste farkındalılığın arttığını gözlemlemişsek, nasıl ISO 14000 ile çevresel sorumluluklarımızı anlamış ve işletmelerimizin çevreye etkisi hakkında bilinç kazanarak gerekli süreçleri kurduysak, ISO55000 serisi standartlar ile de; varlık yönetimi konusunda yaşam maliyet odaklı ve sisteme tüm kurumsal paydaşların katılımı esasına dayanan benzer bir yönetim kontrol sürecinin kuruluşuna şahit olacağız. nin etkin olarak kullanımı, n Görevler ve uzmanlık alanlarında şeffaflık ve iyi iletişim (görev ifa, danışılan ve uygulayan birimler, sorumluluk tablosu vb.), n İşletme güvenirliğini tehdit eden sorunların daha net bir şekilde belirlenmesi ve sahiplenilme, n Varlıkların güvenirliklerini tehdit eden risklerin asgariye indirilebilmesi için daha çok inisiyatif kullanımı sağlayan bir yapı ve görüş alış-verişi kapıların açık olması [3]. Dünyadaki varlık yönetimi organizasyonları Dünyada halen varlık yönetimi kavramını bir iş felsefesi düzeyinden alıp, meslek odaları kapsamında Varlık Yönetim Konseyi, Ulusal Bakım Mühendisliği Derneği gibi yapılaşmalara geçmiş ülkeler mevcuttur. Hatta, bu ülkelerin bah- yıda profesyonel üyesi olan ve meslek grup veya gruplarını temsil eden ulusal resmi mesleki odaların kabul edildiği uluslararası bir forumdur. Vizyonu; bakım ve varlık yönetimi konularında çalışan ve bölgelerinde bu konularda öncülük eden odalar ve dernekler arasında küresel bir kitle oluşturmaktır. IAM, Birleşik Krallık: Institute of Asset Management. Kâr amacı gütmeyen, bağımsız bir organizasyon olan IAM, varlık yönetimi dalının bilinirliğini, bilgi birikimini ve uygulama alanlarını genişletmeyi amaçlayan profesyoneller için 1995 yılında kurulmuş bir organizasyondur. AM Council Australia: Asset Management Council Australia, Mühendisiler Odası çatısı altında 2000li yılların başında bir alt grup olarak organize olmuştur. Varlık yönetimi kavramını IAM ile birlikte geliştiren ve referans belgeler ve sertifikasyon süreçlerini uygulamaya almış bir kurumdur. Avustralya’da saygın bir kurum olarak görülmektedir ve çok büyük firmalar sponsor olarak bu kâr amacı gütmeyen yapılanmayı desteklemektedirler. EFNMS European Federation of National Maintenance Societies: Şekil 1. ISO 55001. ISO serisi: n ISO 55000 Varlık Yönetimi Prensipler ve Terminoloji, n ISO 55001 Varlık Yönetimi–Yönetim Sistemleri–Şartlar/Kıstaslar , n ISO 55002 Varlık Yönetimi– Yönetim Sistemleri–ISO 55001’in uygulama rehberi . ISO55001’i uygulayacak kuruluşlarda beklenenler: n Varlık yönetiminin önemini kavramış ve sistematiğini anlamış çalışanlar, n Organizasyon içinde değişik sorumluluk sahibi birimlerin daha bütünleşmiş olarak çalışması, n Eğitime sistematik yaklaşım ve ağırlık verilmesi, eğitim yönetim sisteminin, bakım yönetimi sistemleri- si geçen kuruluşları 2010 yılında İtalya’da bir araya gelerek, GFMAM (Global Forum on Maintenance and Asset Management) adlı küresel bir oluşumun altına imza atmışlardır. Bu organizasyonlara, Türkiye’de oluşturulması düşünülen potansiyel bir Bakım ve Varlık Yönetimi Konseyi yapılanması için örnek teşkil edebileceği maksadıyla daha detaylı bakalım: GFMAM: Global Forum on Maintenance and Asset Management, mesleki bakım ve varlık yönetimi örgütlerinin ortak bilgi üretimi ve paylaşımı yapabilmesi amacıyla organize edilen ve kâr amacı gütmeyen, belli sa- Avrupa Ulusal Bakım Dernekleri Federasyonu. Belçika’da 1970’de kurulmuş olan organizasyon, kâr amacı gütmeyen ve Avrupa bakım mühendisliği ulusal organizasyonlarını bir çatı altında alıp, desteklemeyi hedefleyen bir kurumdur, merkezi Hollanda’dadır. Abraman Brezilya: Bakım Profesyonelleri Derneği, 2 bin 700 üyesi vardır. Üyelerine yönelik güvenirlik ve kalite konular eğitimler sunar, yıllık konferanslar düzenler. FIM Güney Amerika: Güney Amerika ülkelerinde bakım ve güvenirlik mühendisliği ile ilgili ulusal derneklerin ortaklaşa kurdukları, kıtasal bir forumdur. MAYIS 2014 l Makina Magazin 87 MAKALE GSMP, Arabistan Körfezi: Şekil 2. PAS55/ISO55000 varlık yönetimi çerçevesi. 2010’da kurulan bu dernek, dünyada uygulanan en iyi varlık yönetimi yöntemlerini bölgeye uyarlamak, bu konuda farkındalılık yaratmak amacıyla kurulmuş olup, bilgi alış-verişi ve eğitim konularında aktif olarak çalışmaktadır. SMRP Society of Maintenance & Reliability Professionals USA: ABD Bakım ve Güvenirlik Profesyonelleri Derneği’nin 3 bin 700 üyesi vardır. Geniş bir sektörde çalışan üyelerine iyi uygulamalar hakkında bilgi paylaşımı yapabilecekleri bir platform sunar. Şekil 3. Risk = Olasılık X şiddet. 88 Makina Magazin l MAYIS 2014 Varlık yönetimi konusunda akademik örnekler: Günümüzde Varlık Yönetimi Eğitimi (VYE), akademik disiplini yeni gelişmekte olan bir akademik dal olup, ilk çıkış noktası terotechnology ve toplam üretken bakım ve sistem mühendisliği olmuştur. VYE ile ilgilenenlerin vizyonu; eski uygulamalara göre daha geniş bir tabana hitap etmeyi hedefleyen ve sadece üretim ve imalat odaklı olmayıp, alt yapı, savunma, enerji tesisi işleticisi kurumlarının da ihtiyaçlarına cevap verme amaçlı, tüm fiziki varlık sahiplerine yöneliktir. Varlık sahiplerinin VYE uygulamalarına yönelik talep ve beklentileri aşağıda sıralayabileceğimiz se- beplere bağlıdır: n Kurum içi stratejik varlık ve bakım yönetimi alt yapısını ve ilgili süreçleri kurma ihtiyacı, n Gelişen dünya rekabet şartlarında, işletme emre amadeliğini atırma ve kârlılığı optimize etmek amacıyla, işletmelerdeki mühendislere; varlık yöneticisi, güvenirlik mühendisi formasyonları ve yetkinlikleri kazandırma gerekliliği, n Güvenirlik ve risk bazlı düşünme ve karar verme kültürünü işletmelerde yayma ihtiyacı, n Varlık yönetimi alt disiplin konularında bilgi dağarcığı oluşturma, paylaşma yoluyla ekipman arızalarını ve işletme emre amadeliğini artırma ihtiyacı, n Varlık yönetimi konularında ulusal ve uluslararası kongre, çalıştay ve konferanslar organize edip, bilgi paylaşımı ve iş geliştirme için ortam yaratma gerekliliği, n Çalışanlar için sürekli ve yaşam boyu eğitim ve gelişim ihtiyacı. Son 15 yıl içersinde artan sayıdaki dünya üniversiteleri, genellikle mühendislik fakülteleri altında, bazı üniversitelerde iş idaresi programları kapsamında; varlık, bakım ve güvenirlik mühendisliği veya yöneticiliği programları hazırlayıp, öğretime başlamışlardır. Bu süreçte zaman zaman, akademik çevrelerde bu değişiklik ihtiyacına direnç gösterildiği, bu konularda çalışan akademisyenlerde çalışmalarının mevcut ana bilim dallarından hiç biriyle tam olarak uyum sağlamıyor olmasından dolayı sıkıntılar yaşanmıştır. Bu durumun belli başlı sebebi; VYE çerçevesinde çalışılan konuların çok disiplinli ve disiplinler arası olması, konu ve kavramların yeni ve halen gelişmekte olması, hemen her zaman temel mühendislik konularının yanında, yön-eylem araştırma, sistem mühendisliği, insan faktörleri gibi konuların araştırılıp, tartışılması gerekliliğidir. Sonuç itibariyle, günümüzde VYE konusunda gözlenen durum; aktif olarak konu hakkında bir bilgi paylaşımı ve işbirliği platformu arayışı içersindeki varlık sahipleri (işletmeciler), rekabetçiliklerini artırmak, sürdürülebilir iş performansını yakalayabilmek amacıyla varlık yö- MAKALE netimi konusundaki akademi içi ve dışı eğitim konularında, geleneksel akademik çevrelerin tepki vermesini beklemeden, profesyonel meslek birlikleri vasıtasıyla bu konulardaki yeterlik düzeylerini tespit etme ve eğitim ihtiyaçlarına cevap arama yoluna gitmişlerdir. Bununla beraber, endüstrilerle iş birliği yaparak, varlık yönetimi konularında akademik eğitim ve belgelendirme yapan üniversitelerin sayıları da gün geçtikçe artmaktadır [5]. Bu akademik kuruluşlara bazı örnekler aşağıda sıralanmıştır: University of Manchester: Lisans üstü bakım yönetimi ve varlık yönetimi, lisans üstü sertifika. Glasgow Caledonian University: Lisans üstü bakım yönetimi, master. Claremont University, California: Lisans üstü bakım yönetimi. University of Newcastle Australia: Lisans üstü ve seçmeli lisans seviyesi bakım yönetimi dersleri. Queensland Technology Institute Australia: Lisans üstü bakım yönetimi. University of Western Australia: Lisans üstü mühendislik ve varlık yönetimi, master. The University of Wollongong: Lisans üstü bakım yönetimi, master. Monash University, Australia: Lisans üstü bakım ve güvenirlik yönetimi. Tipik olarak bir lisans üstü programlarda verilen/önerilen derslere bakacak olursak [6]; n Teroteknoloji ve ömür süreç maliyet hesaplamaları, n Bakım yönetimi, n Bakım yönetiminde endüstriyel teknikler, n Varlık yönetiminde teknikler, n Koruyucu ve tarayıcı bakım teknikleri, n Makina tarayıcı bakım ve arıza çeşitleri ve etkileri analizi, n Etkin bakım planlama ve programlama, n İşletmelerde bakım yönetimi: Organizasyon ve sistemler, n Bakım ve güvenirlik yönetimi için kantitatif teknikler, n İleri güvenirlik mühendisliği, n Stratejik liderlik, planlama ve kontrol, n Sistem mühendisliği, n Veritabanı yönetimi, n Risk yönetimi, güvenirlik merkezli bakım, n Bakım gereklilik analizi, n Endüstriyel varlıkların finansal yönetimi. Güvenirlik mühendisliği ve yönetimi nedir? “Güvenirlik; bir nesnenin belirlenmiş şekilde, belirlenmiş zamanda, belirlenmiş bir durumda, hata oluşmayacak şekilde çalışma olasılığıdır.“ Bu tanımdaki “olasılık“ sözcüğü bize güvenirlik kavramının ve dolayısıyla, mühendisliğinin risk kavramına dayandığını açıkça göstermektedir. Şöyle ki, risk; basit bir tanımla önemli ve tehlikeli sonuçlar yaratabilecek olayların oluşma ihtimalidir. Genel olarak, endüstride risk oluşturabilecek olay zincirlerinin risk potansiyeli; insan, çevre, varlık ve itibar etkisi bakımından değerlendirilir. İşletmelerde risklerin tespiti, değerlendirilmesi, etki veya olasılıkların azaltılması veya tamamen ortadan kaldırılması güvenirlik mühendisliğinin esas ilgilendiği konudur. Güvenirlik merkezcil bakım (reliability centred maintenance) kavramının havacılık sanayiinden sonra endüstriyel uygulamalara aktarılmasındaki fikir geliştiricileri ve tanınmış uzman John Moubray, bu kavramı kısaca şöyle tanımlar: “Güvenirlik; ekipmanların, sistemin ve insanların istediğimiz zaman istenen işlevi yapabilmesi yeteneğidir” [7]. Güvenirlik olgusunun ilk olarak kullanıldığı endüstri havacılık olmuştur. Özellikle, 2. Dünya Savaşı’ndan sonra gelişen uzay sanayii ve sivil ve askeri havacılık sektörü, artan hizmet talebini uçak imalatını artırma refleksini vererek karşılamaya çalışmıştı. Özellikle, artan sivil havacılık trafiği ve yaşanan kazalar dolayısıyla artan can kayıpları sonucunda, Amerikan havacılık endüstrisi ister istemez 50-60’lı yıllarda güvenirlik mühendisliği disiplinini resmi olarak oluşturma yoluna gitmişti. Özetle; güvenirliğin doğuşu, sivil-askeri hava ve uzay araçlarının iki görev-misyon arasındaki çalışma sürelerinde beklenmedik bir hata oluşumunu asgariye indirerek, insan ve varlık kayıplarını azaltma amacını taşıyordu. Şekil 4. Güvenirliğin kapsamı. Güvenirlik-Güvenilirlik: Güvenirlik (İng. reliability) sözcüğünü Türk Dil Kurumu sözlüğü güvenilirlik sözcüğü ile eş anlamlı olarak kabul etmektedir. Sözlük, güvenirliği; “Bir testin, ölçmesi gereken şeyi her uygulanışında aynı biçimde ölçmede gösterdiği tutarlık derecesi” ve “Aynı işlemle, benzer koşullarda yinelenen ölçümlerin, ölçülen konunun iki ölçüm arasında değişmemesi koşuluyla benzer sonuçlar verme özelliği” olarak tanımlamaktadır. Güvenilirlik sözcüğünü ise; “Güvenilir olma durumu” veya “genel anlamda, bir sonuçta yer alan güven derecesi” şeklinde tanımlar. Nesnelerin bozulmalarını ve arıza kestirim yöntemlerini inceleyen güvenilirlik kuramını ise, “Bir nesnenin tanımlanmış bir amacı, belli bir zaman aralığında tam olarak yerine getirme olasılığıdır” şeklinde vermektedir. Şekil 5. İşletmelerde varlık yönetimi ve güvenirlik mühendisliği. MAYIS 2014 l Makina Magazin 89 MAKALE İŞLETME GÜVENİLİRLİK YÖNETİM SİSTEMİ Güvenirlik mühendisliğinin kurum iş stratejisindeki yeri nedir? Şekil 6. Örnek işletme risk ve güvenirlik yönlendirme komitesi modeli. Güvenirlik mühendisliği; bir sistemin veya işletmenin güvenirlik, bakım yapılabilirlik ve desteklenebilirlik gibi özelliklerini etkileyen tüm faktörleri istatistik yöntemler (örneğin; pareto analizi) ve yönetimsel araçlar ile analiz ederek, işletmenin emre amadeliğini ve verimliliğini artırmayı hedefler. Güvenirlik mühendisliğinin pratikteki amacı; işletmedeki proses/üretim, insan kaynakları ve ekipmanların daha güvenilir olmasını sağlayarak, işletmenin maruz kaldığı riskleri kontrol altına almak, bakım iş yükü (koruyucu/arızi) dengesini optimize ederek, maliyetleri düşürmek ve bu sayede, işletmenin emre amadeliğini artırarak, kurumun etkinliğini/ kârlılığını artırmaktır [8]. Güvenirlik mühendisi ne yapar? Güvenirlik iş sürecinin yapısı ve işleyişi gereği güvenirlik mühendislerinin günlük üretim ve bakım faaliyetlerini yönetmeleri beklenemez. Güvenirlik problemleri, genellikle çok disiplinli ve derin kök sebep analizi tarzı araştırmalar ve uzun soluklu koruyucu bakım iş optimizasyonu gibi çalışmalar gerektirdiğinden, güvenirlik mühendisi daha çok bir Ar-Ge, kontrol veya bir proje mühendisi tarzında çalışmak durumundadır. Güvenirlik çalışmalarını yaparken, işletme ve bakım gibi 90 Makina Magazin l MAYIS 2014 üretim odaklı ekipler ile beraber çalışması da gerektiğinden, endüstride güvenirlik mühendisinin daha sık olarak bu iki bölümde görev yapmış kişilerden seçilmiş olduğu sıkça görülür. Bölümün büyüklüğüne göre değişmek kaydıyla, tecrübeli bir güvenirlik mühendisinin; işletme, üretim, bakım, Ar-Ge tarzı bölümlerde en az beş yıl tecrübesi olan bireylerden seçilmesi uygundur. Tecrübeli güvenirlik mühendislerinin yanında yetiştirme elemanı olarak yeni mezun veya bir iki yıllık mühendislerin, teknisyenlerin çalıştırılması da sıkça karşılaşılan bir uygulamadır. İşletme sahalarının güvenirlik konularına çözüm üretilmesini sağlamak amacıyla sahalara atanmış güvenirlik mühendislerinin asli görevi; güvenirlik konularını derleyip, düzenli toplantılar vasıtasıyla bu konuları gündemde tutmak ve çözümlerini sağlamaktır. Bunun yanında, güvenirlik bölümünde; proses güvenliği, durum bazlı titreşim kontrolleri, yağ analizi değerlendirmeleri, termografi, özel enstrüman bakımları, buhar kapanı kontrolleri gibi pro-aktif bakımları yapmak üzere teknisyenlerin çalıştırılması sıkça karşılaşılan bir uygulamadır. Ancak, güvenirlik bölümünün saha görev kapsamı; yağlama, buhar kapanı değişimi, rutin zaman bazlı veya arızi bakım (tamir) aktivitelerinin saha uygulamalarını kapsamamalıdır. Bunlar, bakımın uygulama bölümü tarafından yönetilmelidir. Güvenirlik mühendisliği, bakım mühendisliğinin yeni moda adı mı? Güvenirlik mühendisliği; bir ürünün, prosesin veya servisin beklenen veya olması gereken güvenilirliğinin analiz edilmesi ve işletmede potansiyel veya gerçekleşmiş hataların ayıklanması, asgariye düşürülmesi veya bu hataların etkilerinin azaltılması için yapılması gereken işlemlerin belirlenmesi ile ilgilenir. Buna ilave olarak, öngörücü (pro-aktif) bir yaklaşımla, sistematik güvenirlik iyileştirilmelerinin geliştirilmesi ve uygulama takibi de, güvenirlik mühendisliğinin temel uğraşlarındandır. Halen bu görevlerin bazıları güvenirlik mühendisliği fonksiyonunun kurulu olmadığı işletmelerde; üretim, Ar-Ge/tasarım, kalite veya sistem mühendisleri tarafından yapılmaktadır. EN13306 Avrupa standartlarına göre bakımın tanımı: Bir nesnenin arzu edilen performansı yerine getirebilme kapasitesini korumak veya nesneyi bu kapasiteye geri getirmek için yapılan teknik, idari ve yönetimsel eylemlerin tümü. Yukarıda güvenirlik mühendisliği ile ilgili belirtilen açıklamalar ve bakımın bu tanımından çıkarılabilecek sonuca göre, güvenirlik mühendisliği her ne kadar sorun belirleme ve çözme süreçlerinde bakım teknolojileri ile ilgilense de, ana uğraş alanı ve odak konusu sadece bakım-tamir teknolojileri ve yönetimi değildir! Güvenirlik mühendisliğini uygulayan kurumlarda, güvenirlik deyince ilk akla gelen bakım ve tamir eylemlerinden ziyade, ekipman performans geliştirmeleridir. Bununla beraber, günümüzde işletme güvenirlik mühendisliği sadece ekipmanları değil, proses/üretim ve insan güvenirliğini de içerir. Tasarım aşamasında bakım yapılabilirliğin temini, sistem ve prosedür geliştirmeleri gibi geneli kapsayan konular da, tipik güvenirlik faaliyetleri arasındadır. Güvenirlik departmanı öncelikli olarak uzun vadeli konulara odaklanır, kök sebep analizi ve iyileştirme çalışmalarını koordine eder. Tıpkı iş MAKALE güvenliği ve kalite kontrol konusunda olduğu gibi, güvenirlik herkesin sorumluluğu olmalı ve başarı için organizasyona yayılmış bir sahiplenme ve ortak bir kültür gerekmektedir. Çalışanları iş-iyileştirme süreçlerine odaklayabilmek için de, güvenirlik mühendisleri/birimleri tarafından güçlü liderlik ve yönetim iradesi gereklidir. Bu yüzden, güvenirlik sadece bir bölümün problemi değil, bütün işletmenin hedefi olmalıdır. Karşılaşılan karmaşık güvenirlik problemlerinin yapısı genellikle farklı birimlerden oluşan disiplinlerin çözmesini gerektiren çok yönlü konular içerdiğinden, günümüzde birçok orta ve büyük ölçekli endüstriyel kuruluş, güvenirlik çalışmalarını sadece bir departmana kısıtlı bırakmayarak, yerine tüme yönelik “işletme güvenirliği” yönetim modelini tabana yaymaya çalışmaktadır (şekil 5.). İşletme risk ve güvenirlik yönlendirme komitesinin amacı; varlık yönetimi yelpazesi altında uygulanan güvenirlik çalışmalarına stratejik yön vermek, çalışmaların çıktılarını takip etmek ve belirlenen konuların içerdiği risklere göre çalışmalara kaynak atamalarını yapmaktır. Güvenirlik mühendisliği fonksiyonunun detaylarına girmeden önce bazı temel tanımları incelemek faydalı olacaktır. Bunlar: n Teknik bütünlük belirlenmiş çalışma koşullarında öngörülebilir önemli insan, çevre ve varlık kaybı riski olmamasıdır. Teknik bütünlüğü sağlamak ve korumak için ünite; belirlenmiş işletim sınırları dahilinde çalıştırılmalı, etkin bir şekilde kontrol edilmeli ve bakımı yapılmalı ve böylelikle, beklenen ömür süresinden sapmaları önleyecek kontroller sağlanmalıdır (örneğin; basınçlı kapların korozyon kontrolü). n İşletme güvenirliği, en düşük maliyetle istenilen ürünü elde etmek için değer üretme yeteneğidir. Ekipman güvenirliği, fiziksel bir varlığın (döner ekipman, enstrüman vb.) istenen fonksiyonu bozulma olmadan yerine getirmesi yeteneğidir. Buradaki tipik gösterge, bakımlar arası ortalama süredir (MTBMMean time between maintenance). n Proses güvenirliği, üretimdeki varlıkların teknik bütünlüğü veya güvenlik sistemlerini (safeguarding) tehlikeye sokmayacak şekilde çalışma yeteneğidir. n İnsan güvenirliği, bireylerin ya da bir araya gelmiş grupların uzmanlaşmış ve verimli bir şekilde üretim varlıkları üzerindeki eylemleri yönetme yeteneğidir. Yeterlilikler (yetenekler ve bilgi dağarcığı), prosedürlere ve standartlara uyum, takım çalışması. n Ekipman bakım yapılabilirliği, ekipmanı orijinal (çalışır) durumuna geri getirme kolaylığı/zorluğunu gösterir. Göstergelerden biri arızalar arası ortalama süredir (MTBR-Mean time between repairs). Güvenirlik mühendisliğinin endüstriyel kurumlardaki yeri ve yapısı Güvenirlik fonksiyonu, işletmelerde genellikle koordine edici bir bölüm aracılığıyla uygulanır. Tipik olarak bir bölüm yöneticisi (güvenirlik şampiyonu/müdürü/sorumlusu) ve işletmenin gerektirdiği şekilde belirlenmiş özel güvenirlik konularını takip edecek güvenirlik mühendislerinden oluşur. Güvenirlik mühendisleri, disiplin (mekanik/ elektrik/otomasyon vs) veya saha (üretim/yardımcı tesisler/lojistik vs.) şeklinde ya direkt olarak güvenirlik departmanı içerisinde ya da işletme sahalarına yerleştirilmiş/dağıtılmış olarak (ve işletme yöneticisine bağlı) konumlandırılır. Güvenirlik departmanın iki temel düzeyde hizmet vermesi beklenir; tesis performansı ve ekipman performansı. Her iki seviye için de aşağıda belirtilen konuları kapsayacak şekilde bir güvenirlik yönetim prosedürlerinin oluşturulması önceliklidir, bu konular: a. Performans hedefleri oluşturma, b. Performans izleme, c. Performans geliştirmedir. Şekil 7. Üretim sahası bazında konumlandırılmış tipik bir güvenirlik departmanı şeması. 4.1. Performans hedefleri Güvenirlik performans hedefleri ilgili departman yetkilileri ile beraber güvenirlik şampiyonu tarafından hazırlanmalıdır. İşletmenin: üretim, iş güvenliği, kârlılık, maliyet ile ilgili üst düzey temel performans göstergelerini destekleyecek şekilde seçilen güvenirlik performans göstergeleri, hesaplanacak mevcut performans değerleri temel alınarak ve şirkettekisektördeki eşdeğer firmaların bilinen değerleri referans alınarak belirlenir. Bu güvenirlik performansı göstergeleri, işletmenin temel performans ve standart performans göstergeleri raporlarına dâhil edilmeli ve ilgili kişilere raporlanmalıdır [şekil 8.] MAYIS 2014 l Makina Magazin 91 MAKALE 4.2. Performans geliştirme Şekil 8. Performans yönetimi ile ekip hedef ilişkisi. Güvenirlik bölümünün performans geliştirme çalışmalarının başında kök sebep analizi (KSA) çalışmaları gelir. Kronikleşmiş, majör tehditleri belirleyip, bu tehditlerin giderilmesi için yapılacak çalışmalar için yıllık çalışma planı oluşturur. Tipik olarak en yüksek 10 tehdit listesi belirlenip, güvenirlik takımları bu çalışmalara yönlendirilir. Bu çalışmalara paralel günlük operasyonda karşılaşılan olaylar ve yüksek riskli arızlar da, saha güvenirlik mühendisleri liderliğindeki takımlarca araştırılır (KSA) ve çözümlendirilir. İşletmedeki ilgili her birim, bu güvenirlik çalışmalarını destekleyecek şekilde kaynak yapısını ayarlamalı ve çalışmalara dahil edilmelidir. Bu bölümün kendi iç performans göstergelerine bazı örnekler: n Güvenirlik bölümünün hedeflediği yıllık planı tutturma başarısı, n Belirlenen ve bakım uygulama sürecine aktarılan koruyucu bakım sayısı, n Koruyucu bakım oranı, koruyucu bakım programına uyum, n Bakımlar arası ortalama süredeki (BAOS) artış, Şekil 9. Risk ve güvenirlik yönetimi iş süreci. 92 Makina Magazin l MAYIS 2014 n Sonuçlandırılıp KSA süreciyle ayıklanan tehditlerin sayısı ve bunların önlenmiş olduğu maliyet kaybı olarak parasal değeri. Son olarak, güvenirlik bölümü risk ve güvenirlik yönetimi (RGY), iş sürecinin işletmedeki sahibidir. Koruyucu bakımların ve işletme temel operatör bakım eylemlerinin (basic equipment care) alt yapısını oluşturmak amacıyla güvenirlik merkezcil bakım (RCM), risk tabanlı kontrol (RBI), koruyucu enstrüman fonksiyonlarının (IPF) geliştirilmesine yönelik programlı çalışmalarının tümü risk ve güvenirlik yönetimi iş sürecinin kapsamındadır [şekil 9]. Güvenirlik mühendisleri, bu çalışmaların çıktılarının; bakım yönetim sistemine, işletme operatörleri rutin iş prosedürlerine, teknik kontrol yıllık planlarına ve bunun gibi gerekli diğer iş prosedürlerine dahil edilmesini sağlar [şekil 9-10.]. Türkiye’de varlık yönetimi sürecinin uygulanabilmesi için öneriler Ülkemizde ve dünyada endüstriyel tesislerin organizasyonları genel olarak ya süreç bazlı (proses A, proses B) ya da fonksiyon bazlı (üretim, proje, bakım, finans vs) ayrıştırılmıştır. Bu ayrışımlar; yönetimi kolaylaştırmak ve uzmanlığı temin ederek, görev ve sorumlukluları paylaştırmak bakımından pratik olmaktadır. Ancak, ayrışımların arayüzlerinde; çok kritik ve disiplinler arası konular açıkta kalabilmekte, sorumluluk paylaşımından gelebilen sorunlar veya uzmanlık eksikliğinden, belki üretim misyonunu direkt olarak sekteye uğratmayan, fakat üretimin verimliliğini azaltan ve maliyetleri artıran birçok konu yöneticilerin önünü tıkamaktadır. Örneğin; bir üretim hattında yaşanan kronik ekipman arızları üretimin acil iş şeklinde raporlaması ile bakımın gündemine gelmekte, bakım planlı işini bir kenara bırakıp, reaktif bakım moduna geçip, bu sorunla uğraşıp, ekipmanı devreye almak için fazladan gayret sarf etmekte, ekipman arızasının kök sebebine inilmesine zaman kalmadığı için de, aynı arıza bir müddet sonra tekrarlayarak, aynı sorunlar kronikleşmiş halde yöneti- min ve saha ekiplerinin gündemine tekrar gelmektedir. Tipik olarak bu tip kronik arızların kök nedenleri araştırıldığında görülen sebeplerden bazıları şunlardır: n Yatırım ve proje aşamasında amaç, proje bütçesinde kalmak olduğundan, ekipman veya tesis için bir hayat süreç maliyet (life cycle costing) analizi tam yapılmamış olduğundan, optimum üretim performansını uzun yıllar sürdürülebilir olarak verebilecek bir ekipman seçimi yerine, sub-optimal ekipmanların tercih edilmiş olması, belge ve kayıt sistemlerine günlük-işletme şartlarının ihtiyaçlarını düşünerek yeterli yatırımın yapılmamış olması. n Üretim ekiplerinin üretim hacmini azamiye çıkarıp, işletme kârını azamiye çıkararak kredi toplama istekleri ve buna olanak veren yönetim anlayışının ortaya çıkardığı ekipmanların orijinal tasarım kapasitelerinin üzerinde çalışması durumu (işletme bütünlük penceresinin dışında çalışma hali). Bunların sonucu olarak, ortaya çıkan erken-arıza durumları (overload, pre-mature parça aşınımları vb.). n Klasik mühendislik disiplinleri dışında, gelişen teknolojilerin getirdiği karmaşıklığı ve iş yoğunluğunun yönetim tarafından zamanında algılanmaması veya disiplinler arası konuların tam anlaşılamaması sonucu, yeni uzmanlık alanlarında eleman yetiştirilememesi (korozyon, döner ekipman, kazan, güvenirlik mühendisi vb.) ve kurumun kendi kendine çözüm üretememesi. n Yatırım öncesi veya sonrası yedek parça kritiklik analizlerinin yapılmamasından dolayı, eksik veya gereğinden fazla stokla karşı karşıya kalınması, ölü stokların getirdiği çalışan kapital maliyeti. n Ülkede veya sektörde regülasyon, standart veya mevzuat eksiklikleri yüzünden referans alınabilecek teknik ve yönetsel süreçlerin net olmaması sonucu, sektör içi sinerjik bilgi ve tecrübe paylaşımın gerçekleşememesi, yurt dışına, orijinal ekipman/lisans tedarikçilerine yüksek maliyetler karşılığında bağımlı kalınması (ulusal bazda oturmuş basınçlı kapların kontrolü standardı- MAKALE nın olmaması, enstrüman safe-guarding sistemlerinin asgari dizayn ve koruyucu bakım protokollerindeki eksiklikler vb. gibi resmi çerçevenin olmaması veya çağın gerisinde kalmış olması, devletin regülasyon kontrolü yapacak birimlerinin yetersiz veya eksik olması). Yukarıda verdiğimiz örnekler ve bunlar gibi birçok sebep, günlük hayatta üretim ve bakım yöneticilerinin karşı karşıya kaldığı, ancak; derin, kaynak yoğun ve uzun soluklu çözümler gerektiren konular olduklarından, yöneticileri bu sorunların etrafından dolanarak, işletme sürekliliğini günlük olarak devam ettirmek zorunda bırakan konulardır [şekil 11]. Özet Bakım; fiziki varlıkların kullanımı sonucu oluşan aşınma ve eskime durumunu bu varlıklara tamir, bakım, restorasyon uygulayarak, tekrar orijinal tasarım şartlarından beklenen duruma getirmek için yapılan eylemleri kapsayan iş koludur. Bakım yönetimi de; bu bakım eylemlerinin işleyişini optimize etmeye, iş kalitesini ve teknolojisini geliştirmeye odaklanır. Güvenirlik ise, tanım olarak fiziki varlıkların (ekipmanların) orijinal tasarım değerleri çerçevesinde optimal ekonomik şartlarda çalıştırılarak, üretim planları doğrultusunda istenen işletme emre amadeliğinin temin edilmesidir. Endüstriyel tesislerin güvenirliğini artırmak için günümüzde bütünleştirici bir yönetim yaklaşımı olan varlık yönetimi kavramı gün geçtikçe geçerlilik kazanmaktadır. Varlık yönetimi kavramı halen ülkemizde nispeten yenidir ve gelişme aşamasındadır. Varlık yönetiminin ana amacı; yatırım, işletme, bakım ve güvenirlik iş süreçlerinin organizasyonların her seviyesinde disiplinler arası bir yönetim yaklaşımıyla uygulanmasıdır. Varlık yönetimi yaklaşımının sahada uygulanmasıyla; kurumlarda hedeflenen toplam varlık maliyet hedefini, kapasite kullanımını ve işletme emre amadeliğini optimum çabayla ve sürdürülebilir bir şekilde kontrol altında tutmak mümkün olabilmektedir. Varlık yönetimi süreci kapsamında yapılacak güvenirlik uygulamaları tesislerde aynı zamanda işletme güvenliği sorunlarının azalmasına, düşük arızi bakım maliyeti ve enerji verimliliğinde artışa da katkıda bulunacaktır. Bunlara ilave olarak, güvenirlik çalışmaları daha az çevresel etki ve yüksek iş kalitesi, artan marj optimizasyonu imkânı, daha çok müşteri memnuniyeti ve kârlılık sağlayacaktır. Güvenirlik faaliyetlerinin temel amacı, işletme faaliyetlerinin tüm risk düzeylerini göz önünde tutarak; tespit edilememiş tehditleri belirlemek, bilinen tehditleri ortadan kaldırmak veya riskleri kabul edilebilir seviyeye düşürmektir. Bu sayede, işletmenin maruz kaldığı; açık ve gizli tehditlerin net olarak belirlenmesi, risk derecelendirilmesi, yönetilmesi, kritik olanlara öncelikli olarak kaynak aktarılması ve etkin bakım uygulaması mümkün olacaktır. Güvenirlik mühendisliği kapsamında dünyada ve ülkemizde uygulanan temel metodolojiler, risk ve güvenirlik yönetimi çerçevesinde ele aldığımız; riske dayalı karar verme, hata ayıklama, güvenirlik merkezcil bakım, koruyucu enstrüman fonksiyonları, risk tabanlı kontroldür. Bunların çıktıları; koruyucu bakım görevleri, teknik kontrol taramaları, koruyucu enstrüman testleri, işletme saha kontrolleri ve bakım uygulama periyotlarıdır. Etkin bir varlık yönetimi sistemi kurabilmek, yetkin bir profesyonel iş gücü sayesinde mümkün olabilir. Bu sebeple, ülkemizde işletme, bakım veya güvenirlik mühendisliği yapan bireylerin ortak bir platformda toplanarak sinerjik ve paylaşımcı bir şekilde örgütlenerek; ortak akıl, bilgi dağarcığı ve çalışma prensipleri oluşturmaları gereklidir. Bunun canlı ve başarılı örnekleri yurt dışında görülmektedir. Bu çerçevede, Türkiye’de Makina Mühendisleri Odası Bakım Teknolojileri Konferansı ve bu konferansı destekleyen üye ve kurumların ortak ve gönüllü çalışmaları ile çok hızlı olarak, Türkiye’de de yurt dışında olduğu gibi profesyonel bir yapı oluşturmak gerekmektedir. Bu yapı için önerilen model, Varlık Yönetimi Birliği/Grubu kurulması şeklindedir. Öncelikle, TMMOB şemsiyesi altında organize olacak bir Çalışma Grubu’nun hazırlık çalışmalarının ardından; oda, akademi, üyeler ve endüstriyel kurumların iş birliği ve destekleriyle böylesi bir grubu oluşturmak mümkün olabilir. Bu grubun başarıyla çalışmaya başlamasından hemen sonra da, yapılması gereken; Avrupa Bakım Dernekleri Konfederasyonu’na üyelik için başvurulması ve Küresel Bakım ve Varlık Yönetimi Forumu’na Türkiye adına dahil olunmasıdır. Böylelikle, hem endüstrinin bu konudaki ihtiyaçlarına cevap verecek yerli bir birliğimiz oluşacak, hem de yaklaşan ISO55000 standartlarına hazırlık yapacak bir altyapımız oluşturulabilecektir. Şekil 10. Bakım iş süreci RGY ilişkisi. MAYIS 2014 l Makina Magazin 93 MAKALE Şekil 11. Bakımın kısır döngüsü. Kaynaklar: [1] http://theiam.org/what-is asset-management. [2] http://pas55.net/. [3] http://www.leanexpertise.com/ Articles/ISO55000-R-U-Ready.html. [4] http://www.iam-uk.org/. [5] Education in Engineering As set Management – current trends 94 Makina Magazin l MAYIS 2014 and challenges-International Physi cal Asset Management Conference, Tehran, 28th -31st 2006. http:// www.plant-maintenance.com/artic les/EAM_education.pdf. [6] Monash University Handbook 2011-2319- Master of Maintenan ce and Reliability Engineering http:// monash.edu.au/pubs/handbooks/ courses/2319.html. [7] Reliability Centred Maintenance – John Moubray SBN0-7506-0230-9. [8] SPAC Danışmanlık e*eğitim: http://www.spac.com.tr/Egitim/ Page13.aspx. n Kaynak: V. Bakım Teknolojileri Kongre ve Sergisi. SARI SAYFALAR M ASCHINEN M Börse www.used-machines.com ARKT B O R S A No: 214 Sarı Sayfalar BORSA BU SAYFADA YER ALMAK İÇİN: n Formu doldurun veya bu bilgileri içeren bir metin gönderiniz (ilanlarınızda logo vb. kullanılması durmunda logo tarafımıza iletilmelidir.) FİRMA ADI : ADRESİ : TELEFON : İLGİLİ KİŞİ : FİRMA V.D. : Garanti Bankası Kavacık Şubesi Hesap No: (389) 1201 126 IBAN NO: TR25 0006 2000 3890 0001 2011 26 V. NO. : T. İş Bankası Altunizade Tic. Şb. Hesap No: (1390) 14739 IBAN NO: TR57 0006 4000 0011 3900 0147 39 BOYUTLAR (st x cm) : METİN : n İlan bedelini banka hesabına yatırınız. İlan formunu ve banka dekontunu bize iletiniz. Dünya Süper Veb Ofset A.Ş. Hesap No: Yapı Kredi Matbaacılar Sitesi Şb. Hesap No: (692) 71960818 IBAN NO: TR48 0006 7010 0000 0071 9608 18 Adres: “Globus” Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi 34204 Bağcılar - İSTANBUL Tel: 0212 440 28 66 - 67 Faks: 0212 355 35 52 e-posta: makina.magazin@dunya.com MAYIS 2014 l Makina Magazin 95