Türkiye`de sıcak sonbahar fuarı - Holz

Transkript

Türkiye`de sıcak sonbahar fuarı - Holz
Türkçe özel baskı
Deutscher Holz-Anzeiger
Deutsche Holzwirtschaft
Der Holzkäufer
ORMAN VE AHŞAP SANAYİNİN BAĞIMSIZ SESİ GAZETESİ
Eylül/Ekim 2009
Deutsche Holz-Zeitung
Deutscher
Holzverkaufs-Anzeiger
135. basım yılı · Özel baskı
Bugünki sayıda
Teknoloji
Mobilya
Hafif inşaat yükselmeyi mi bekliyor?
İstanbul’da düzenlenen ahşap ve mobilya endüstrisi fuarlarında Türk ve uluslararası ziyaretçiler belki de bu sene daha fazla bu çok çeşitli fuarı daha yakından
takip edeceklerdir. İki fuar neredeyse aynı zamanlarda ziyaretçi ve katılımcı için yarışıyor. “Intermob“ (sol) ve “Ağaç İşleme Makinesi“ fuarlarının resimleri
Hafif inşaat malzemeleri ile çalışmak
kenarların, kaplamaların ve yapıştırmaların yapılması alanında yeni bakış
açıları gerektirir.
Sayfa 2
Türkiye'de sıcak sonbahar fuarı
Ulusal ve uluslararası mobilya ve mobilya tedarikçileri sektörü bugünlerde gözünü İstanbul'a dikmiş durumda
Ahşap ham maddeler
Dijital ve
doğrudan baskı
Doğrudan kontrplağa ve MDF'ye baskı
yapabiliyorsam kağıda neden ihtiyacım
var? Şu zamanda çoğu ahşap ve mobilya üreticisinin kendisine sorduğu
soru bu. Buna rağmen sektör henüz
daha gelişiminin başında sayılır.
Sayfa 18
Kaplama
Eşsiz yüksek
kalite kaplamalar
Kaplama güzeldir, kaplama eşsizdir.
Buna rağmen Alman ve tüm Batı Avrupa
kaplama sektörü pazar payını kaybetmeye devam ediyor.
Sayfa 14
Zamanlama bundan daha kötü seçilemezdi. Günümüzde halen global ekonomik
kriz devam etmekte ve Türk ahşap ve
mobilya endüstrisinde ise neredeyse aynı
tarihlerde yapılan ve benzer programlarla
şirketlerin ve ziyaretçilerin gözlerine
girmek isteyen iki fuar düzenleniyor:
“Intermob/Ağaç İşleme Makinesi” (26 - 30
Eylül) ve “ZOW/Z-Tec” (1 - 4 Ekim).
En baskın konumda olan ise hiç kuşkusuz Tüyap Tüm Fuarcılık Yapım A.Ş'dir;
İstanbul'un batısındaki Beylikdüzü fuar
merkezinde makine fuarı “Ağaç İşleme
Makinesi” 22. kez ve tedarikçi fuarı “Intermob” 12. kez düzenleniyor. Hakan Mirgün'ün (icra kurulu başkan vekili) ifadesine
göre geçen sene Tüyap fuarına 3.8814 ziyaretçi ve 902 firma katıldı (bunun için bu
sayının 16. sayfasındaki Hakan Mirgün
röportajına bakınız). Neredeyse tüm
önemli Türk üreticiler ve önemli uluslar-
arası firmaların büyük bir kısmı bir stantla
temsil edildi.
Bu da Türkiye'nin artık ne kadar önemli
bir pazar olduğunun göstergesidir. Bu ülke,
dünya çapında en güçlü mobilya sanayilerinden birine sahip ve ürettiği modern
mobilyaları neredeyse dünyanın her bir
yerine satmakta Son yıllarda ise Türk
ahşap sektöründe de önemli bir ivmelenme
gözlendi. Türkiye, Almanya'dan sonra
Avrupa'nın en büyük MDF üreticisi haline
gelmiştir. Bu nedenle ahşap ve mobilya
endüstrisinde faaliyet gösteren önemli
uluslararası firmaların hiçbiri Türkiye'deki
firmaları rakip olarak görmeme lüksüne
sahip değildir. Boğaza nazır bu ülke aynı
zamanda en rağbet edilen ihracat hedeflerinden biridir. Sürekli büyüyen, satın
alma gücü olan bir halkın evlere ve modern
mobilyalara ihtiyacı vardır. Uluslararası
mobilya fuarlarında sergilenen en iyi ve
modern eşyalar Türk evleri için ancak ye-
Diğer konular
Altendorf: »Bizim hedefimiz dünya
pazarı.«
3
Palmberg'de karışık olan sadece
depolamadır
4
7
Katmanlı pencere çerçeveleri
üretecek yeni fabrika tanıtıldı
10
Yeni kenarda »sıfır aralık« var
12
İkinci defa Türkçe yayınlanıyor
Çapraz kaplama kapılar revaçta 13
Baskılı laminant zemin
15
Dünyanın en büyük
MDF üreticilerinden biri
20
Mobilya artıkları enerji giderlerini
hesaplamaya uygun hale getiriyor 22
konsepttir. Türk “ZOW” fuarı Ocak
2008'de “Imob” mobilya fuarıyla birlikte
Atatürk havaalanının hemen yakınında
bulunan İstanbul Expo Center alanında
galasını yaptı. Survey Fuarcılık Danışmanlık Ltd. şirketi, fuar tarihini 2009
sonbaharına almasıyla ve “Z-Tec” makine fuarının galasını yapmasıyla birlikte
genel müdür Süleyman Durdu'nun
Tüyap'la karşılaşmaya hazır olduğunu
görüyoruz (bu sayının 16. sayfasındaki
röportaja bakın). Tüyap da bunun
üzerinde geleneksel fuar tarihleri olan
Kasım ayında olmasına rağmen,
“ZOW/Z-Tec” fuarından bir kaç gün
öncesine aldı ve böylece yarışa ilk başlayan oldu. Hakan Mirgün ve ekibi
Avrupa Ahşap İşleme Makineleri Üreticileri Birliğinin (Eumabois) resmi ajandalarına girmesiyle kendilerine bir artı
daha sağladı. Çoğu üye bu tavsiyeye
uyuyor. “Z-Tec” ise bahar döneminde
Hannover'deki “Ligna” fuarını organize
eden Deutsche Messe AG'yi kaybetti.
Bu organizatör “Z-Tec” fuarı için katılımcılar temin edecekti. Mali sıkıntılar
ve uluslararası faaliyetlerin yeniden
düzenlenmesi sonucu Deutsche Messe
bundan yine uzak durdu. Kimin gerçekte
önde olduğunu ya da Türkiye'nin bu
tip iki fuara yeterince yerinin olup
olmadığını önümüzdeki günler gösterecektir.
Jens Fischer
H O L Z - Z E N T R A L B L AT T
Zımpara ve dolgu işlerinin yerini
termik düzleme alıyor
6
»Resale« ikinci el makine fuarı
başarılı
terlidir. Bol süslü klasik mobilyalara halen
talep olsa da, genelde sade yapılı, köşeli
ve revaçta olan siyah ve beyaz yüzeyli
modern detaylara sahip mobilyalar giderek
daha fazla satılıyor. Bu nedenle Türkiye'de
Almanya'dan Homag, Altendorf ve Weinig
ve İtalya'dan SCM, Cefla ve Biesse gibi
dünya çapında önemli makine üreticilerinin ve Hettich (Almanya), Grass ve Blum
(Avusturya) gibi tedarikçi sektörünün
önemli firmalarının faaliyet göstermesi
şaşılacak bir şey değildir. Sürekli gelişen
pazarda aktif kalabilmek için fuarlar
bu sektör için geleneksel bir araç olmuştur.
Firmalar bu sene ise iki önemli fuar organizatörü arasında seçim yapmak zorunda
kaldı. Bir tarafta Tüyap (yukarı bakın) ve
diğertarafta “ZOW/Z-Tec” çifte fuarıyla
Survey fuarı. Survey, Türkiye pazarında
oldukça yenidir, uluslararası pazarda ise
Bielefeld, Almanya merkezli bu fuar organizatörü çok tanınıyor ve zaman zaman da
korkuluyor.
Almanya'da “ZOW” fuarı neredeyse
“Interzum” fuarını dize getirdi, İtalya'da
ise Milanolu “Sasmil” fuarını tamamen
pazardan sildi. Fuar Rusya'da, Çin'de ve
İspanya'da da yavaş yavaş başarılı olmaya başladı. Özellikle “ZOW” konsepti
yerel pazarlara odaklanmış, tüm fuarlarda aynı görüntüyü yakalayan, modüler yapılı küçük stantlar barındıran,
ziyaretçilerin ve katılımcıların ücretsiz
girebildiği ve tam pansiyon sunduğu bir
Sektörünün önde gelen firması olan Tüyap Tüm Fuarcılık Yapım A.Ş'ne (İstanbul) karşı Survey Fuarcılık Danışmanlık Ltd. Sti. kendi “ZOW” ve “Z-Tec”
fuarlarıyla cevap vermeye çalışıyor. Survey bu sene yaklaşık 250 katılımcı
firma olacağını bekliyor.
Fotolar: Fischer (2), Survey (1)
Alman uzman dergisi olan “Holz-Zentralblatt” ikinci kez Türkçe yayımlandı.
24 sayfada Almanya ve Avrupa'daki
orman ve ahşap ekonomisinde
meydana gelen güncel gelişmeler
hakkında Türk okuyucusuna bilgi
veriliyor. Ayrıca Alman firmaların Türk
pazarı için sundukları yeni ürünler tanıtılıyor. Özel önem taşıyan başlı
konu ise yüzey işleme veya üretim
tekniği alanlarındaki yeni teknik gelişmeler. Dergi 7.000 nüsha basılıyor ve
“Ağaç İşleme Makinesi” ve “Intermob” (26 - 30 Eylül) fuarlarında ve
ayrıca “ZOW” ve “Z-Tec” (1 - 4 Ekim)
fuarlarında standlarda ziyaretçilere
ücretsiz olarak dağıtılıyor. Bunun
dışında ülkenin en önemli mobilya
üreticilerine nüshalar yollanıyor.
“Holz-Zentralblatt” dergisi Almanca
konuşulan bölgelerde orman ve
ahşap ekonomisi ile ilgili en büyük
dergidir. Baskı haftada bir kez 12.000
adetle yayınlanıyor. “Holz-Zentralblatt” dergisi 10.000 aboneye haftalık
olarak postayla yollanıyor. www.holzzentralblatt.com
www.holz-zentralblatt.com
Mobilya Yapımı
Sayfa 2 · Holz-Zentralblatt
Eylül/Ekim 2009
Hafif inşaat teknolojisi yükselmeyi bekliyor
Fakat hazır mobilya sektöründe zaten trend olan, bağımsız mobilya ve iç mimarı alanında (henüz) gözde değil gibi
2007'de hafif inşaat konusu mobilya yapımında geleceği belirleyen trend olarak ele
alındı. Teknoloji tamamen gelişmiştir. Ve
avantajları kendını kanıtlamış bulunmakta. Artı hafif inşaat plakalarının işlenmesi için makineler ve aletler geliştirilmiş
ve üretilmiş durumdalar; ancak neredeyse
hiç talep görmüyor. Orta boy işletmeler ve
marangozlar bu zamana kadar, İsveçli Ikea
şirketinin kendi tedarikçileri ile itmiş
olduğu trene henüz binmemiş durumdalar.
Bu yüzden soru şu? Hafif inşaat teknolojisinin avantajları yeterince bilinmiyor mu?
Hafif inşaat teknolojisi sayısız avantaj
sunmaktadır ve gerek klasik mobilya
yapımında olsun, gerekse fuar ve mağaza
inşasında ve de gemi, karavan ve araç
yapımında kullanılma imkanı sağlamaktadır. Hafif inşaat malzemelerinin düşük ağırlığa sahip olmalarından dolayı ve artarak
sağlam ve esnek olmaları bu malzmeleri
tiyatrolarda kulis ve sahne yapımında ve
nesne yapımında kullanma olanağı sunar.
petek yapılı hafif inşaat plakalarını hem de
homojen plaka malzemelerini işleyebilen
makineler ve aletler geliştirdiler. Bu sektörün öncülerinden biri olan Homag grubu
on yılı aşkın bir süredir hafif inşaat
alanında faaliyet gösteriyor ve bu tip malzemelerin profillendirilmesinde farklı
talepler için uygun çözümler sunuyor.
Sürgülerin tutkalla yapıştırılmasının veya
bir destek kenarının takılmasının yanı sıra
“Double-Edge” adlı yöntem rahat ve basit
işleme sağlıyor. Burada MDF plakalarına
kenar verilirken makineye sadece tutkallanacak kısım takılır ve sadece her taraf bir
kez makineden geçirilir. Destek kenarının
sağlamlaştırma etkisi, kenarın dekor kenarıyla tutkallanacak parça içerisinde yapıştırılmasına ve bunun sonucunda oluşan
destek kenarı ve dekor kenarı bağlantısının
petekli plakanın dar yüzeyine yapıştırılmasına dayanır.
Bu yöntemle makine geçişi sayısının yarı
yarıya indiğini düşündüğünüzde yapılan
yüksek yatırım değmiş olacaktır. Patentli
yöntem işleme merkezlerinde de çok rahat
kullanılabilir; burada neredeyse %80
oranında bir zaman tasarrufu sağlanır. Bu
şekilde örneğin oval masa plakalarının
kenarları işlenebilir ve masa ayaklarını
sabitlemeye yarayan plastik dübeller
otomatik olarak takılabilir.
Hafif inşaat malzemeleri ile çalışmak
kenarların, kaplamaların ve yapıştırmaların yapılması alanında yeni bakış açıları
gerektirir. Bununla ilgili neredeyse tüm
branşlarda uygulama alanı bulmak mümkündür. Başka malzemelerle de birlikte
kullanılabilen bu malzemeler otomobil,
uçak ve tren yapımında örneğin büyük bir
ağırlık tasarrufu ve dolayısıyla da enerji ve
emisyon tasarrufu sağlar. Benzer avantajlar
fuar yapımında, büro, ofis ve mutfak mobilyaları üretiminde de elde etmek mümkündür.
Fakat hazır mobilya sektöründe zaten
trend olan, bağımsız mobilya ve iç mimarı
alanında (henüz) revaçta değil gibi görünüyor. Alman ahşap işleme makinesi üreticisinin (Homag, Schopfloch) pazarlama
uzmanları şunu söylüyor: “Bağımsız
mobilya yapımında hafif inşaat plakalarına
doğru bir trendin olmadığını gözlemliyoruz.” Şimdiye kadar satılan makineler
endüstride duruyor ve büyük seri üretim
yapan firmalar tarafından kullanılmakta;
ancak marangozlar teknolojiyi kullanma
konusunda ihtiyatlı davranıyorlar. Başka
ahşap malzemelere kıyasla oldukça hafif
olan bu kalın hafif inşaat plakaları profesyonel mobilya ve iç mimarı alanında da
avantajlara sahiplerdir. Zaten hangi
montör tutkallı MDF plakalarından yapılmış inşaat elemanlarını severki?
Ünlü makine ve alet üreticileri teknik imkanları oluşturdular ve aynı zamanda hem
Türk Orman ve Ahşap Sanayi
için özel yayın
ISSN 0018-3792
Yayınevi:
DRW-Verlag Weinbrenner GmbH & Co. KG
Fasanenweg 18
70771 Leinfelden-Echterdingen (Almanya)
Yayımcı:
Karl-Heinz Weinbrenner, Dipl.-Kfm.
Claudia Weinbrenner-Seibt, Dipl.-Kfm.
Yayınevi yönetmeni:
Uwe M. Schreiner
Sorumlu redaktör:
Jens Fischer
Redaksiyon:
Dipl.-Holzwirt Jens Fischer, Dipl.-Holzwirt Karsten Koch, Assessor des Forstdienstes Josef
Krauhausen, Dipl.-Holzwirt Leonhard Pirson,
Assessor des Forstdienstes Ulrich Schwill,
ğiyle mobilya üreticilerinin en yüksek standartlarına uygundur.
Homag ailesi bünyesinde olan Alman
firması Ligmatech, Lichtenberg “Woodwelding” adlı bir düzenek sunuyor. Bu düzenek ultrasonik tutkallama yönteminin
gövde bağlantısına dayanmaktadır; burada
bir plastik dübel ultrasonik dalgalarla uyarılır, belirli bir pres basıncı altında deforme
olur ve sonra sağlam bir bağlantı oluşturur.
Hafif petekli plakalar için özel bir plastik
gövde geliştirilmiştir; bu gövde plakalar
arasındaki boşluğu köprüler ve hafif inşaat
plakası ile sağlam bir bağlantı oluşturur.
Titus+Lama+Huwil (Titus International
Ltd.,İngiltere) firmasının geliştirdiği „Titusonic“ ultrasonik yöntemiyle plastik dübel
bir saniyeden daha kısa bir süre içerisinde
eritilir ve kalıba uygun hafif inşaat plakalarının her iki katmanıyla birleştirilir.
Burada 25 mm çapında bir adaptörde
1000 N çekme mukavemeti elde edilir.
Pervane dizaynı ve bir basınçlı hava akışı bu sert metal
menteşe matkabında optimum çapak akışını sağlar.
Foto: Leitz
Petekli hafif inşaat plakaları için özel bir plastik gövde oluşturuldu; bu gövde
her iki katman arasındaki boşluğu köprüler.
Foto: Weeke
100 mm kalınlığa kadar olan plakalar için
harici kesme uzunluğuna sahip özel şaftlı
freze aletleri gerekir. İç kısımda kalan
köşelerin olabildiğince dar olması için küçük
çapların olması istenir. Burada da Alman
alet üreticisi olan Leitz (Oberkochen)
firmasının elmas keskili “Diamaster Pro” ve
“Diamaster-Quattro” serileri kullanılır.
Özelliklte sağlamlaştırmak amacıyla destek kenarları yerleştirilen ve dar yüzeylerdeki dekor kenarları için zemin görevi gören
sürgüsüz hafif inşaat plakalarının katmanlarına olukların tam olarak frezelenebilmesi
için Leitz, sayısız sert metal keskileri veya
elmas keskileri sunuyor. Bunlar hem seri
işlemede, hem de sabit işlemede kullanılır.
Dar iç kıvrımlar isteniyorsa, küçük çapa
sahip tek taraflı aletler kullanılır.
Aynı zamanda menteşe ve bağlantıtekniği için de çeşitli aletler mevcuttur (kullanılan menteşe sistemine göre uyarlanmış).
Geçiş makinelerinde sıradan dübel ve menteşe matkapları kullanılabilir. Leitz sabit
işleme için özel, yüksek performanslı sert
metal menteşe matkapları sunuyor;
bunlarda bir pervane dizaynı ve bir basınçlı
hava akışı optimum çapak akışını sağlarlar.
Böylece ultrasonik eritme tekniği ile birleştirilen dübeller de bundan faydalanır
çünkü malzeme yüzeyinde çapak ve toz
oluşmaması gerekmektedir.
Alman makine üreticisi Ima Klessmann,
Lübbecke için de hafif inşaat malzemeleri
önemli bir konudur. 2006 yılında Ima,
Avrupa'da ilk olarak Bünde'deki Hunger
firmasına petek yapılı sandviç plakaları
için kenar verme makinesini kurdu. Burada petek plakalı kenar tutkallama makinesi „Combima” kullanıldı. Ahşap
malzeme üreticileri Egger, St. Johann
(Avusturya), Thermopal, Leutkirch
(Almanya), kenar üreticisi Rehau (Rehau,
Almanya), menteşe üreticisi Hettich,
Kirchlengern ve yapışkan madde üreticisi
Jowat bu konuyla çok yoğun bir şekilde
ilgileniyorlar.
Ima'nın proje yöneticisi Daniel Joachimmeyer'in olumlu ifadesi ise şöyle: “Hafif
inşaat teknolojisi sanayi ve zanaatin
olmazsa olmazları arasına girmiştir”. Buna
rağmen sanayide halen çok fazla kuşku ve
önyargı olduğunu da biliyor. “Ayrıntılı sorular ele alındıktan ve uygun çözümler gös-
Dipl.-Ing. (FH) Bernd Sindel, Dipl.-Kfm. Karl
Albert Wildermuth
İfa yeri:
Leinfelden-Echterdingen
Her işletme büyüklüğüne
uygun sistemler mevcuttur
“Double-Edge” yönteminde destek
kenarı ve dekor kenarı tutkallanan
parça içerisinde birbiriyle yapıştırılır
ve ardından petekli plakanın dar
yüzeyine bağlantı olarak tutkallanır.
Çizim: Homag
“Combima” kenar tutkallama makinesi ile petekli plakalara kenar verme. Soldan destek kenarı gelir, sağdan ise
farklı dekor kenarları.
Foto: Ima
Malzeme kalınlığı en fazla 60 mm olan
hazır mobilyalarının kenarlarını işlemeye
yarayan birden fazla sistemi ve „DoubleEdge” yöntemini Homag halihazırda teslim etmiştir. Bunun için format frezeli
enlerin kenar işlemeleri ve uzunlama kenar
verme işlemi için “Power KFL 620” serisinden oluşan çift taraflı işleme ve kenar
tutkallama makineleri kullanılmıştır. İlk sistemler 2004 yılında Polonya'ya teslim
edildi. Küçük ve orta boy işletmelere yönelik olan tek taraflı makineler 2005'den beri
mevcuttur.
Menşeli delme uzmanı olan HerzebrockClarholz (Almanya) merkezli Weeke şirketi, Homag grubu içerisinde kendi üstüne
düşeni yerine getirdi ve “Profi line ABL
210” modeli ile özel bağlantılar oluşturan
bir makine geliştirdi. “ABL 210” delen, frezeleyen, yiv veren bir makinedir; hızlı ve
hassas işleme yeteneği ve yüksek esnekli-
Çeviri, son redaksiyon ve layout
vbd media & technik GmbH,
Freiherrr-vom-Stein-Straße 42/44
72116 Mössingen (Almanya)
e-mail contact@vbd-media.de
Reklam yönetimi:
Peter Beerhalter (sorumlu)
Hafif inşaat plakalarını
işleyen aletler
Hafif inşaat plakalarının etkin şekilde
makine ile işlenmesi için alet uzmanı Leitz
uygun aletler geliştirmiştir. Gerek biçimsel
şekillendirme ve dar yüzey işlemesinde,
gerekse de menteşe delme işlemlerinde
I-22100 Como, Fon 0039 (0) 31 - 261407, Faks
0039 (0) 31 - 261380; E-mail info@casiraghi. info
•İskandinavya: Exomedia OY - Jyri
Virmalainen, Post Box 739, FIN
00101 Helsinki, Fon. +358 50352 3635
e-mail jyri.virmalainen@exomedia.fi
Baskı:
Senner-Druck GmbH & Co. KG
Carl-Benz-Straße 1
72622 Nürtingen (Almanya)
Reklam satış:
Ralf Arnold
Reklam fiyatları:
Kare başı (45 mm genişlik) milimetre temel
fiyatı 4,— EUR. 1.10.2009 tarihli, 49 no.’lu fiyat listesi geçerlidir.
Reklam acentalıkları:
Fransa: Nicole Valkyser Bergmann, 53, Boulevard de la Villette, F-75010 Paris; Fon 0033
(0) 1 - 42001780, Faks 0033 (0) 1 - 42001780, Email n.valkyser-bergmann@ wanadoo.fr • İtalya: Cesare Casiraghi sas, Viale Varese 39,
Tedarik fiyatları:
(“B+H İnşaat ve Ahşap” eki dahil artı yıllık yedi
dergi): Almanya’da, Avusturya’da ve İsviçre’de
yıllık 244,40 EUR, Yurtdışında (İsviçre ve Avusturya hariç): 345,80 EUR. “Holz-Zentralblatt”
her hafta Cuma günleri yayımlanmakta.
Mahkeme yeri:
Nürtingen
Ust.-Id.-Nr.:
DE 147 645 664
Bu derginin içerdiği bütün makaleler ve resimlerin telif hakları saklıdır. Kanuna uygun
istisnalar dışında yayımevinin izni olmadan
kullanımı, kopyası, ve elektronik medyalarla yayılması ve çoğaltılması yasaktır.
terildikten sonra ilgi artar.” Çünkü ancak
bundan sonra yeni sistemlerin satın alınmasına gerek kalmadığı anlaşılır. Sıradan
ve mevcut sistemler üzerine de makul bir
yatırımla gereki aparatlar uygulanabilir.
Norbert Schmidt
Weeke'nin işleme merkezi “Profi line
ABL 210” hafif inşaat plakalarındaki
bağlantı sistemlerinin işlenmesi için
özel geliştirildi.
Dübel yerleştirme aparatı
Holz-Zentralblatt
DRW-Verlag
Weinbrenner GmbH & Co. KG
Fasanenweg 18
70771 Leinfelden-Echterdingen (Almanya)
Posta adresi: Postfach 100157
70745 Leinfelden-Echterdingen (Almanya)
İnternet: http://www.holz-zentralblatt.com
E-mail:
Redaksiyon:hz-red@holz-zentralblatt.com
Reklamlar: hz-anz@holz-zentralblatt.com
Abonelik hizmeti: hz-abo@holz-zentralblatt.com
Telefon ve Faks: Ön kod 00 49-7 11
Redaksiyon: Telefon 75 91-0, Faks -2 67
Reklam yönetimi:Telefon:
75 91-2 60, Faks -2 66
Reklam siparişi:
Telefon 75 91-2 55/2 56/2 57, Faks -2 66
Uzman dergiler ihtisas birliği
Alman dergi yayımcıları birliğine
üye
Abonelik servisi: Telefon 75 91-2 06, Fax -3 68
Mesleki kitap servisi ve kitap siparişleri:
Telefon 75 91-2 08/3 00, Faks -3 80
Röportaj
Eylül/Ekim 2009
Holz-Zentralblatt · Sayfa 3
»Dünya pazarı bizim hedefimiz«
Ahşap işleme makinesi üreticisi Altendorf'un kalitesi, yenilikçi ruhu ve müşteri yakınlığı güçlü yönleridir.
Küresel mali ve ekonomik kriz ahşap endüstrisini, tedarikçilerini ve
makine üreticilerini de etkilemekte. Her firma elinden geldiğince
durumun üstesinden gelmeye çalışmakta ve bunu yaparken de farklı
konseptler takip etmektedir. Örneğin bazı firmalar geniş bir ürün
yelpazesine odaklanıyor. Diğerleri ise az ürünle en iyiler arasına girmeye
çalışıyor. Buna kurulduğundan bu yana ağırlıklı olarak yatar daire
makinesi üreten “Wilhelm Altendorf GmbH & Co. KG Maschinenbau”
firması da (Minden) dahildir. “Holz-Zentralblatt” dergisi bu şirketin
genel müdürleri olan Wilfried Altendorf ve Andreas Ploeger ile bu
konsept hakkında konuştu.
Holz-Zentralblatt: Altendorf 1906'da kuruldu. Firma, özellikle son yıllarda nasıl
gelişti? Şu an yılda kaç makine üretiyorsunuz?
Wilfried Altendorf: Son sekiz sene Altendorf için çok önemli senelerdi. Dünya
pazarındaki farklı taleplere cevap verebilmek için tüm ürün paletimizi geniş bir
tabana yaydık. Teknolojik gelişimin yanı
sıra sunduğumuz makinelerin düşük fiyat
segmentinde olması gözden kaçmamaktadır. Şu anda küçük makinemiz “WA 6'dır”,
bunun peşine “WA 8” ve “WA 80” gelir.
Sonra da Altendorf'u dünyaya tanıtan
“F 45” makinesi gelir.
ARKA PLAN
Wilhelm Altendorf
GmbH & Co. KG
Maschinenbau
 Kuruluş: 1906, Berlin
 Merkez: Minden
 Çalışan sayısı: 380
 2008 cirosu: 53 Milyon Euro
 En önemli ürünleri: Yatar
daire testereleri
Aynı zamanda bizim için önemli olan bir
hususu o da modellerin içerisinde “fiyat
rekabeti“ etkisini olabildiğince önledik.
Tabi bunu da donanım, performans ve
iletişim kapsamında temiz bir ürün politikasıyla sağladık. Bu konsept müşterilerimiz
tarafından dünya çapında pozitif değerlendirildi.
Bu ürün portföyü ile Altendorf için şimdiye kadar adım atamadığımız yeni
pazarlara girebildik. Bunlar önce Çin ve
Asya'ydı, sonra buna Güney Amerika
eklendi. “Emerging Markets” olarak adlandırılan pazarlar zanaat ve işleme yapısı
bakımından Avrupa standartlarından çok
uzaktalar. Bunu göz önünde bulundurduk
ve “WA 6” ve “WA 8” makine konseptleriyle doğru cevapları verdik. Tüm bu
önlemlerle birlikte Altendorf 2000 yılında
3000 ünite olan dünya çapındaki üretimini
2007/2008'de neredeyse 5000 üniteye
çıkarabildi.
HZ: Alman ahşap işleme makinesi
sanayinin günümüzdeki rakamları
pembe tablolardan çok uzakta. Krizi
nasıl hissediyorsunuz?
Andreas Ploeger: Altendorf tüm
dünyada 120'den fazla ülkede temsil ediliyor. Ve 2008 sonbaharından sonra sizin
bahsettiğiniz krizi gitgide daha da net
hissediyoruz. Şunu gördük ki: Kısa vadede
pazarlar çöküyor. Bazı durumlarda bu
çöküş %40'lar seviyesinde Şu anda
Almanya içindeki pazar, dünyadaki gelişmelere nazaran daha pozitif bir çizgide.
HZ: Diğer firmalar çareyi ürün çeşitliliğini artırmakta bulurken, siz 103 yıldır
yatar daire makinesi üretiyorsunuz. Bu
dar alanda nasıl başarılı olabildiniz?
Altendorf: Bu soru her ne kadar kısa olsa
da cevabı kolay verilecek bir soru değil,
hele hele de bir röportajda. Ama yine de
deneyeceğim: Sadece bir ürün yapıyorsanız, bu ürünün geliştirilmesine ve kalitesine
%100 konsantre olabilirsiniz. Üretim
prosesinin iyileştirilmesi de buna dahildir.
Buna karşın yedi, sekiz veya daha fazla
makine üreten biri de ister istemez ödün
vermek zorundadır. Bazen kaliteden, bazen
ekipmandan, bazen de başka şeylerden.
Sadece tek bir makine tipi sunan biri
başka bölgelerde alanlarda da alıcı
bulma konusunda da erken davranmalıdır.Altendorf 70 yılı aşkındır makinelerini ihraç ediyor ve uluslararası ticaretin
kurallarına kendisini erkenden ayarlamıştır. Altendorf 80'li yıllarda ABD'de ilk
yabancı kardeş firmasını kurdu. Günümüzde bu sayı sekizdir. Buradan anlayabilirsinizki yaklaşık 50 yıldır uluslararası
pazarlarda “izlerimizi” bırakmışız.
Altendorf markası dünya çapında biliniyor. Alman orta boya makine üreticisi
olarak sahip olduğumuz bu marka bilinilirliği ve markanın imajı bize güç veriyor
ve kabul sağlıyor. Sadece Almanya'da
değil, dünyada yatar daire makinesi dendiğinde akla Altendorf markası geliyor.
Sorunuza iğneleyici cevap vermek için:
Bizim hedefimiz dünya pazarı. Ve bu
pazarda halen çok fazla potansiyel var.
HZ: Firmanız yaklaşık altı sene önce Türkiye pazarına girdi. Geçen süre zarfında
orada nasıl tecrübeler elde ettiniz?
Ploeger: Türkiye pazarında, üst fiyat
segmentindeki makinelerle çalışmakzordur.
Çoğu müşterimiz makinelerimizi çok beğeniyorlar ama satın almıyorlar, çünkü makineler müşterilere pahalı geliyor. Buna
rağmen son yıllarda ismimizi duyurduk ve
bilinirlik derecemiz arttı. Günümüzde
Altendorf artık biliniyor ve kalite ve teknik
donanım alanında bir fikir değişikliği
olursa gelecek için şansımızı yüksek görüyorum.
HZ: Türkiye pazarında doğrudan değil,
Baylar makine ismiyle temsil ediliyorsunuz. Bunun nasıl avantajları var? Bu
olağan bir yol mu, farklı hareket ettiğiniz
başka ülkeler var mı?
Ploeger: Türkiye pazarında Nuri Baylar
ile birlikte çalışıyoruz. Bilinen ve saygın bir
distribütörle çalışmak hem daha iyi reklam
yapma şansı, hem de müşterilere yerinde
hizmet sunma şansı vermektedir. Satış ve
servis olanakları bakımından avantaj
sağlıyor. Yurtdışında bir distribütörle çalışmak genelde izlediğimiz yoldur, ama bu
durumda ülkesine göre de değişebilir.
HZ: Türkiye'de makineler geleneksel olarak satın alınmaz, bunun yerine leasing
ile alınır. 2008'in başında Türk hükümeti
leasing harcını %1'den %18'e yükseltti.
Bunun etkilerini ne derece hissettiniz?
Ploeger: Bu etkileri tabiki hissettik ama o
kadar yoğun değil. Distribütörümüz müşterileri ile birlikte mümkün olan en iyi ve
rahat finansman veya ödeme yolunu bulmaya çalışıyor. Türkiye'deki müşterilerin
hayatını kolaylaştırmak bakımından tabiki
harçlardaki bu ciddi artışın makul bir
seviyeye çekilmesi istediğimiz bir şey.
HZ: Tüyap'ın düzenlendiği “Wood
Processing Machinery” fuarına değil de
Ph. Meyer'in düzenlediği yeni “Z-Tec”
fuarına katılmak firmanızın tasarladığı
bir şey miydi?
Ploeger: Bu planlanmış bir şey değildi,
çünkü az evvel de söylediğim gibi Nuri
Baylar'la birlikte çalışıyoruz. Tüyap en
büyük fuardır ve buna göre de müşterileri
çekmektedir. Bu durum bir gün değişirse,
distribütörümüzle otururuz ve bu konuyu
tartışırız. Ama “Wood Processing Machinery” gibi büyük bir fuarın bence iki yılda
bir yapılması yerine her yıl yapılması
belki daha mantıklıdır.
Andreas Ploeger ve Wilfried Altendorf (sağ) firmalarını tam teçhizatlı bir
asker olarak görüyorlar.
HZ: Asya pazarına ve Rusya'nın doğu
bölgelerine açılmak için 1996 yılında
üretiminizin bir kısmını Çin'e kaydırdınız. Bunun etkileri neler oldu?
Ploeger: Sorunuza önemli bir düzeltme
yaparak cevap vermek istiyorum: 1996
yılında üretimimizin bir kısmını Çin'e
kaydırmadık. Sadece Çin ve Asya pazarları için bir ürün geliştirdik ve bunun için
Çin'de ek bir üretim tesisi kurduk. Arada
büyük bir fark var. Çünkü bu ürün
Almanya'da asla rekabet edecek şekilde
üretilemezdi. Bunun üzerine bir de ürünlerimizin gümrükten girişleri o kadar
pahalı hale gelmiştiki, alıcı bulmakta bile
çok zorlanıyorduk. Çin'de üretilen ürünlerle daha hızlı bir
bayi ağı kurabildik ve
birkaç yıl sonra da
klasik Altendorf makinesine olan talepte
artış oldu. Günümüzde Çin'de yıllık
ortalama 2000 makine üretiyoruz; bunlar Çin'de, Rusya'da
ve diğer Asya pazarlarında alıcı buluyor.
HZ: Makinelerinizin büyük bir kısmı
hala Almanya'da
üretiliyor. Maliyetlerin düşük olduğu
başka ülkelere üretimi kaydırma fikri
size cazip gelmiyor
mu?
HZ: Diğer makine ürericilerinin yatar
daire makinelerinin yanında ürünlerinizin kopyaları da var. Bunlarla nasıl başa
çıkıyorsunuz?
Ploeger: Ne hakkında konuşuyoruz
şimdi? Alman üreticiler olarak şikayet
ettiğimiz Asya'daki klasik kopyalama
endüstrisi hakkında mı? Yoksa “diğer
makine üreticilerinin” kopyalaması
hakkında mı? Biliyor musunuz, Çin'de
kopyalandığınızda, bu Çin üreticisi için
yaptığınız işin düzgün ve saygın olduğu
Altendorf'un ilk testerelerinden biri
Altendorf: Hayır, kesinlikle gelmiyor.
Çin'deki tecrübemizden dolayı neden
bahsettiğimizin farkındayız. Ürünümüzün
üretim tesisini yapmak dört sene sürdü.
Almanya'da uluslararası Lead ürünlerini
en üst teknik düzeyde üretiyoruz. Bu ürünlere olan hızlı ve doğrudan erişimimizi
korumak istiyoruz. Bu da kalitemizi sağlıyor. Altendorf ismi bunu temsil ediyor.
HZ: Altendorf belirli ülkeler için özel
çözümler sunuyor. Mesela Rusya pazarı
için CNC kumandalı makineler için
kesim optimalleştirme programı var.
Sınırlı pazarların taleplerine bu kadar
ayrıntılı şekilde cevap vermeğe değer mi?
Güncel “F 45” yapı serisi, burada en yeni yeniliği ile görünüyor - çift makaralı arabada vakum gerilimiyle dünyada bir ilk.
sunsak da gözümüz her zaman dünya
pazarında. Bu da bizim “Dünya politikamızın” diğer bir güçlü yanı.
Ploeger: Bir soru da benden? Günümüzde sınırlı pazar ne demek? Rusya çok
büyük bir pazar. Eskiden yalnızca
Almanya pazarı için tasarım yapıyorduk
ve diğer pazarlara ve kullanıcılara makinelerimizi “dikte ediyorduk”. Biz müşterilerimizi ciddiye alıyoruz ve onlara
olabildiğince yakın olmak istiyoruz. Bu
nedenle sayısız temsilciliklerimiz var. Ve
onları ciddiye almak istiyorsak, o zaman
onlara çözüm de sunmalıyız. Rusya'da
geliştirdiğimiz çözümün yarın Ukrayna'da, Çin'de veya Fransa'da talep
edilmeyeceğini nerden bilebilirizki? Günümüzde pazarlar o denli şeffaf hale
geldiki, artık tek bir pazara odaklanma
gibi lüksümüz yok. Pazara özgü çözümler
anlamına gelir. Buradaki esas amaç
orijinale zarar vermek değildir. Bununla
başa çıkabiliyoruz ve tipik bir pazar davranışı olarak kabul edebiliyoruz. Çünkü
biliyoruzki kalitenin düşük olmasından
dolayı genelde bu tip firmalar uzun süre
pazarda barınamazlar.
Ancak bazı Batı Avrupa'lı “pazar arkadaşlarımız” için durum farklı. Bunların
arasında rekabet ve telif hakkı yasasının
sınırlarında son derece bilinçli olarak gezen
kaçak yolcular var. En yumuşak ifadeyle
bunu çirkin buluyoruz. Sadece Altendorf
makine elemanlarını ve tasarımlarını kendi
ürünleri için taslak olarak kullanmakla
kalmıyorlar – satış belgelerimiz bile baz
alınıyor.
Rekabete karşı değiliz. Çünkü 100 yıldır
rekabet tanıyoruz. Centilmence rekabetin
de değerini biliyoruz. Ama maskeli şekilde
centilmence olmayan hareketlerle “oynayan” oyuncularla mücadele edeceğiz.
Kaliteyle, yenilikle ve müşteri yakınlığıyla.
Ama asla kopyalamayla değil.
HZ: Kısa ve orta vadede beklentileriniz
nelerdir?
Altendorf: Kısa vadede öncelikle krizin
bir an önce son bulmasını ve dünya
çapında bir firma olarak bu krizden az çok
pozitif çıkmayı bekliyoruz. Aynısı tabi
müşterilerimiz için de istiyoruz. Sonra da
yeni ürünlerimizin başarılı olmasını
bekliyoruz.
Lojistik
Sayfa 4 · Holz-Zentralblatt
Eylül/Ekim 2009
Palmberg'de karışık olan sadece depolamadır
Büro mobilyası üreticisi Homag'ın otomasyon teknolojisine yaptığı yatırımla geleceğin güvencesine adım atmış bulunuyor
Gelecekte pazarın ve müşterilerin taleplerine daha esnek şekilde cevap verebilmek
için Palmberg Büroeinrichtungen + Service
GmbH (büro mobilyaları ve servis şirketi),
Schönberg ve Alman ortağı Homag grubu
katmanlı MDF plakalarının depolanmasını
ve ön üretimini sağlayan ve büyük ölçüde
otomatik çalışan bir makine geliştirdi.
Yaklaşık bir yıl içerisinde gerçekleştirilen
projenin sonucunda son derece esnek, hem
sayıya göre hem de büyük seri üretim
yapabilen bir sistem oluşmuştur. Sistem
için nerdeyse 5 milyon Euro yatırımla (çevresindeki mekanla birlikte) MecklenburgVorpommern'deki büro mobilyası üreticisi
kendi üretim merkezini yeniden güçlendirmiştir.
Palmberg geçmişte de Homag Grubu,
Schopfloch firmalarıyla hep iyi tecrübeler
elde etmiştir. Kendi makine parkının büyük
bir kısmı Schopfloch'lu uzmanlardan
alınmıştır. Bu nedenle “Otomatik depolama yönetimi ve ön üretim” gibi iddialı ve
de ucuz olmayan bir proje söz konusu
olduğunda kiminle çalışılacağı konusunda
fazla da düşünmeye gerek yoktu.
Etkin depolama yönetimi
Müşteriye özgü makine çözümüne ilişkin
ilk adımı Palmberg pazarlama yöneticisi
Stephan Kühl şöyle ifade ediyor: “Doğrudan Schopfloch'daki Homag uzmanlarıyla
temasa geçtik, ayrıntılı şekilde taleplerimizi
ve isteklerimizi onlara ilettik ve gerçekleştirme anlamında tavsiyeler sunmalarıyla
görevlendirdik”.
Talep listesine göre özetlenecek olursa
şunlar istendi: farklı dekorlarla kaplı ham
plakalar için oldukça etkin bir antrepo
yönetimi, otomatik kullanım, dağıtıma yönelik ayırma işlemi ve kenarların dar
yüzeylere olabildiğince otomatik şekilde
dayandırılması. Personel kullanımı az,
ancak işçilik kalitesi ve hız yüksek olmalıdır. Bunun üzerine Homag'da gerekli
çalışmalara başlanıldı ve Palmberg de
gerekli alanı tahsis etme işine başladı.
2008'in Ocak ayında planlamalar için
toplandıktan ve sistemi iş emrine aldıktan
sonra, kurulum ve çalıştırma işlemleri
2008'in Eylül ayı sonu ile Kasım ayı
arasında gerçekleşti. Şimdi ise 2000 m2
alana sahip ön üretim merkezinde makine
sistemi çalışıyor; bu sistem tam otomatik
bir plaka deposundan, bir dizi otomatik
plaka bölme testeresinden ve seri devreli
bir kenar işleme hattından oluşur.
Yeni “karmaşık” antrepo otomatik hareket eden bir vinçle kumanda edilir; bu vinç
gerekli plakaları bir vakum traversle emer
ve böylece tüm depolama işlemlerini tam
otomatik olarak uygular. “Karmaşık” bir
antrepoda depolanacak mallar sabit bir
tanzim sistemine göre istfilenmez; buradaki
mantık hızlı depolanmaya ve hızlı şekilde
depodan çıkarılmaya dayanmaktadır.
Kullanılan vinç bir plakayı indirmek veya
kaldırmak için her zaman mümkün olan en
kısa yolu seçer. Sistem her bir plakanın
yerini kaydettiğinden dolayı farklı plaka
tiplerine sahip plaka istifleri karışık
depolanabilir ve böylece antrepo alanı
optimum şekilde kullanılabilir.
Bu depolama sistemindeki en önemli
husus malların depolanması esnasında
sistemde doğru tanıma göre düzenlenmesidir. Antrepo alanı yarım plakalı (2800 ×
2100 mm) 70 istif yeri sunuyor, bunların
yüksekliği 2 metre kadar olabiliyor.
Vinç ayrıca otomatik bir plaka testeresini
de kumanda ediyor; bu da gerekli malzemeyi iş emrine uygun olarak keser.
Dakikada bir yarım format plaka testere
üzerinde işlenebilir. Sistemin tamamı, her
bir mobilya parçası maksimum 2,5 m uzun
ve 1,2 m geniş olacak şekilde tasarlanmıştır.
Sistemi kumanda etmek için toplamda üç
kişi gereklidir. Birinci sistem operatörü
testere tarafından kesilmiş malzemeleri bir
barkodla etiketler ve parçaları kenar tutkallama sistemine iletir. Palmberg'in geliştirdiği bir CNC işleme tezgahında işlenecek
olan büyük plakalar ve parçalar tezgah
tarafından tekrar depoya iletilir. Yani
sistemin bu noktasındaki operatör anahtar
pozisyon konumundadır.
Çarpışmayı önlemeyi garantileyebilmek
için bir etajere bağlı olan kenar işleme
hattında iki işleme geçişinde mobilya
parçalarının tüm dört dar yüzeylerine
kenarlar dayandırılır. Böylece parçalar bir
“tampon” içinde hareket eder. Bunun kapDevamı 5. sayfada
Depolama ve tasnif işlemini vinç otomatik olarak personel olmadan yapıyor. Bunun için çalışma alanında toplam
70 istif yeri mevcuttur; her bir istif yeri bir yarım format plaka büyüklüğündedir.
KENAR SİSTEMİ
DİKEY ARA BÖLME
TAMPON
DEPO ALANI
Yeni tesis çiziminin görünümü
Otomatik plaka testeresinin arkasındaki operatör, anahtar bir konuma sahiptir; çünkü kesilen plakalara barkodlu bir etiket verir ve hangi plakanın kenar
işleme hattına devam gideceğine ve hangilerinin artık parça veya BAZ parçaları olarak depoya geri gideceğine dair karar verir.
Kenar verme düzeneği. Sağ tarafta çevirme merkezi net şekilde görülüyor;
bu merkez iki kenar tutkallama makineleri ve iki turla dört dar yüzeyin tamamının kaplanmasını sağlar.
ENİNE/BOYUNA TESTERE
Çizim: Homag
İşlemenin bitmesinin son istasyonu olan tamponun boşaltılması için 20 dakikadan fazla harcanmamalıdır. Çünkü bu durumda 124 yerin hepsi dolu durumdadır.
Bölme testeresinin çalışma ritmi
kenar verme düzeneğinden farklı olduğu için her iki sistem arasında bir
etajer konuldu; böylece kesilen plakalar geçici olarak burada tutulur.
Kendi şirket içinde üretilen masa plakaları ve gerekli metal parçalar dağıtıldıktan sonra büro masalarının tam montesi gerçekleştirilir.
Fotolar: Homag (4), Palmberg (2), Krawczyk (2)
Lojistik
Eylül/Ekim 2009
Palmberg’de karışık olan sadece depolamadır
4. sayfanın devamı
asitesi ise 124 plakadır; sistem tam performansla kullanıldığında yaklaşık 25 dakikalık bir “dolum süresine” denktir. Paralel
biçimde kenar işleme düzeneğini de kullanan iki operatör tamponu manuel şekilde
boşaltırlar ve mobilya parçalarını hazır
bekleyen dağıtım arabalarına yüklerler.
Kenar işleme düzeneğinde parça başına
iki tur yapıldığı düşünülürse büyük oranda
otomatik çalışan bu ön üretim sisteminde
bir vardiyada 1500 mobilya parçası üretilebilir. Depolama ve tasnif işlemlerini
yapabilmek için, depo alanı tamamen
personel olmadan (örneğin gece) de
işletilebilir.
Homag mühendislik proje yöneticileri
Andreas Holz ve Roland Dargel şunu söylüyorlar: “Her bir makinemizi ve sistemimizi şu aşamada grubun tamamında inşaat
seti prensibine göre tasarlasak da ve dolayısıyla Palmberg'deki sistemde ağırlıklı
olarak standart makinelerimizi ve bileşenlerimizi kullanmış olsak da bu tip bir
sistemi müşterinin isteklerine uygun ve özel
hale getirmek en büyük amacımızdır ve
günümüzde büyük bir mücadeleyi gerektiriyor.”
Palmberg sisteminde müşteriye ait ERP
sisteminin veri bağlantısı, depo alanında
artık yönetiminin göz önünde bulundurulması ve olabildiğince basit bir kumanda
sisteminin programlanması Homag programcıları için en önemli görevlerdi.
Palmberg'deki projeye Homag grubundan Bargstedt Handlingssysteme GmbH,
Hemmoor, Holzma Plattenaufteiltechnik
GmbH, Calw-Holzbronn ve Homag Holzbearbeitungssysteme AG, Schopfloch
şirketleri katılmışlardı.
Yeni merkezin yapımı sayesinde Schönberg'li büro mobilyası üreticisi sadece
makine teknolojisine ve bunun sonucunda
artan işçilik kalitesine yatırım yapmıyor;
aynı zamanda kendi çalışanlarının bilgi ve
tecrübesine de yatırım yapmış oluyor. Üretici şirket on üretim çalışana yeni makinaların kullanımına ilişkin özel eğitimlerle
kalifiye bir bilgi-tecrübe eğitimi verdi.
Bu zamana kadar yapılan ön üretimin ve
buna bağlı iş kapasitesi bölünmesinin yeni
sistem sayesinde artık olmaması mevcut
Palmberg en son ürünlerini iki senede
bir Köln'de düzenlenen “Orgatec”
fuarında yaklaşık 1000 m2’lik alanda
sergiledi ve topladığı ilgiden memnun kaldı.
makine parkıyla iki vardiyayla çalışmak
yeterli olacaktır. Bu zamana kadar gerekli
olan gece vardiyasına şimdilik ihtiyaç
yoktur.
Palmberg'de geleceğe yönelik yapılan bu
en son yatırımlar zor zamanlar için herkes
kendini hazır hissediyor. Palmberg'in genel
müdürü mühendis Uwe Blaumann şunu
diyor: “Ev ödevlerimizi yaptık ve önümüzde duran fiyat rekabetinden korkmuyoruz.”
Çok yönlü bir geçmiş
Mecklenburg'da bulunan Schönberg'deki
mobilya üretimi geleneği 1922'ye kadar
dayanmaktadır. O zamanlar küçük bir
marangozhane olarak kurulan Palmberg
Möbel GmbH sonraları kaliteli oturma
odası mobilyalarının üretimi üzerinde
yoğunlaştı. Almanya'nın bölünmesi sonucu 1951'de mobilya fabrikasının kamuya
geçmesine neden oldu. 70'li yıllarda firma
önce Nord mobilya kombina ve birkaç yıl
sonra ise Schwerin mobilya fabrikalarına
kısmi şirket olarak dahil edildi. O zamanki
üretim ağırlıklı olarak yatak odası üretimine dayanıyordu. Alıcılar ise ağırlıklı
olarak Sovyetler Birliği ve az da olsa Doğu
Almanya'nın kendisiydi.
Günümüzde Palmberg'in Almanya'nın
birleşmesinden önceki “kamu malı firmasıyla” hemen hemen hiçbir benzerliği kalmamıştır. 90'lı yılların başında gelişen yeni
başlangıç adımıyla pazar ekonomisi hedefi
kondu, ürünlerin ve üretim tesislerinin geleceğe hitap etmesi ön plana alındı ve kullanılan yönetim sistemleri düzenli olarak
kontrol edildi ve potansiyel müşterilere günümüzün pazarlama yöntemleriyle ulaşıldı.
Palmberg'de üretilen ürünlerin %50'si
büro dolaplarından oluşur, diğer yarısı ise
işyeri sistemleri ve buna ait küçük mobil-
yalardan oluşmaktadır. Sadece sipariş üzerine üretim yapılır. Dolayısıyla hazır mobilyalar teslimat departmanında ve yola
çıkacak olan tırların üzerinde bulunur.
Kühl diyorki: “Mobilya müşteriye giderken
tutkalı yolda kuruyor”.
Ürünleriyle artık “iyi mobilya için iyi
para ödenir” aşamasına gelindiğini belirtiyorlar. Yüksek ürün kalitesi artık devlet
dairelerinde de büyük önem arz ediyor.
Gerçi buralarda yatırımlar büyük zaman
aralıklarında yapılıyor; ama yapıldığında
da kapsamlı şekilde ve yüksek ürün kalitesine dikkat edilerek yapılıyor. Bu müşteri
segmentinde iyi hitap edildiği kanaatindeler.
Palmberg'de günümüzde 401 kişi çalışıyor. Üretimde çalışan 300 kişinin yanı sıra
60 eleman lojisitk departmanında çalışıyor.
Palmberg fabrikalarından her gün 18 tam
yüklü tır çıkış yapıyor.
Nikolai Krawczyk
Holz-Zentralblatt · Sayfa 5
En yeni hol ile birlikte antrepo ve ön üretim sistemi (sağ üst) için kurulan
merkezle birlikte şimdiki şirketin yerinin kullanılabilir mevcut alanı büyümüştür. Fabrikanın adım adım eski merkez etrafında nasıl büyüdüğü (karanlık
tavan yüzeyleri) kolaylıkla fark ediliyor. Günümüzde yaklaşık 19 000 m2.
Yüzey
Sayfa 6 · Holz-Zentralblatt
Eylül/Ekim 2009
Zımpara ve dolgu işlerinin yerine termik düzleme
Üretim hattı boyalı veya folyolu MDF mobilya parçalarının üretimini oldukça kısaltmaktadır
IMA Klessmann GmbH'nin (Lübbecke, Almanya) yeni geliştirdiği bir
üretim hattı boyalı veya folyolu MDF mobilya parçalarının üretim
prosesinde büyük avantaj sunmaktadır. “Bima Cut” ve “Combima”
makineleri birlikte AKE Knebel'in (Balingen, Almanya) termik
düzleştirme ekipmanları zımpara ve dolgu işlerinin yerini almakta.
Entegre plaka bölümünün ve ayrımının yanısıra iç ve dış çalışmalara da
büyük katkı sağlamaktadırlar.
S
prey boyalı ve toz boyalı MDF panellerinin üretimindeki çalışma adımları
(özellikle de yüzeyinde profil frezesi
bulunan paneller) oldukça kapsamlıdır, toz
çıkarır, çok el işçiliği ve istifleme işlemleri
gerektirir. Tam da burada IMA, iyileştirme
proseslerini uygulamakta. “Bima Cut” ve
taşıma bantlarıyla doğrudan bağlantılı bir
“Combima”, istifleme işlemlerini tamamen
ortadan kaldırır. Standart plakadan, boyamaya hazır malzemeye kadar arada istif
yapılmaz!
“Bima Cut” büyük plakalardan panelleri kesime ve dağıtıma uygun şekilde
frezeler. Ham plakayı yerleştirdikten sonra
münferit parçaların sayısına bağlı olarak
çalışma adımı yaklaşık 15 dakika boyunca
tam otomatik olarak gerçekleşir. Makine
operatörü bu esnada başka işlerle uğraşabilir. Tam otomatik adımda “Dyna-Point”
vakum emici frezelenecek mobilya parçalarının programlanan konumlarına gelir.
Büyük boy plaka CNC yükleyici tarafından üzerine sürülür ve emilir. Ardından
bir parmak frezesi parçaları plakadan
ayırır, plakanın kalanı geri çekilir. Şimdi
artık iç ve dış profil frezeleme işlemleri
gerçekleşir; genelde menteşe delikleri,
dayanma takozu delikleri ve tutamak
delikleri de oluşturulur. Son bahsedilen
işlemler boyama esnasında malzemeyi
asmak için gereklidir. Ön dış yüzeyi yukarı
doğru frezelenen malzemelerde ucu kıvrık
delme aletleri bu delikleri alttan açar.
Profil yüzeyleri frezeleme sonucu pürüzlü hale gelmiştir ve boyamaya uygun
değildir. Sıradan üretim olsaydı dolgu
yapılıp zımparalanacaklardı; tüm bu işlem-
ler elde yapılacaktı ve hem sayısız istifleme
işlemi gerektirecekti hem de çok fazla toz
çıkacaktı.
Profil değişikliği
olmadan termik düzleme
Bu işlemlerden kaçınmak için “Bima
Cut” profilleri pürüzsüz halde “ütüler”.
Bunun için Dresden Ahşap Teknolojisi
Enstitüsünde (IHD) geliştirilen ve AKE
Knebel GmbH & Co. KG tarafından (Balingen) hayata geçirilen termik düzleştirme
işlemi uygulanır. Ön yüzünde profile sahip
sıcak bir yuvarlak gövdeyle “Bima Cut”,
frezelenen profillerin üzerinden geçer. Yaklaşık 350 °C olan sıcaklık ayarlı düzleme
aleti dönmez. Belirli bir kuvvetle profile
bastırılır ve frezelenen profilden içinden
geçer. Kısa temas süresi, MDF plakasındaki
maddeleri polimerleştirmeye ve dik duran
ahşap elyafları yerine yerleştirmeye yeterlidir. Soğuduktan sonra sertleşmiş, düz bir
yüzey oluşmuştur; bu da bir MDF plakasının standart yüzeyine eşittir. Boyamak ve
incecik folyolarla kaplamak için ideal
koşullar. Sonradan manuel ek iş yapmaya
gerek yoktur.
Termik düzleme sonucu profil yüzeyi
biraz deforme olur; bundan dolayı yuvarlak gövde nominal profile sahiptir. Freze
aletleri MDF türlerine (profil derinliği,
yoğunluk vs) ve profil türlerine göre ayarlanmalıdır. Frezeleme ve düzleme çalışmaları çok gereklidir. Frezeler ek zımpara
yapıldığında profil değişikliği göstermemelidir. AKE termik düzleme ünitesi bir
düzleme aletine ve buna ait bir sıcaklık
“Bima” sıcak aletiyle seri şekilde iç profili düzleştirir
Fotolar: IMA Klessmann
ayarına sahiptir. Ünite pnömatik olarak
aşağı doğru çalışma konumuna getirilir.
Uygun eldivenler giyerek alet sıcak
durumda da değiştirilebilir; ancak bu tip
bir işlem dağıtıma yönelik bir üretim
konseptine aykırı olur. Bu nedenle “Bima
Cut” üç ayrı düzleme ünitesine sahiptir.
Böylece malzemeden malzemeye profil
değiştirilebilir.
Dış profilleme için IMA güçlü geçiş
üretimine güveniyor ve bu sayede çalışma
adımını bölüyor. “Bima Cut” bir vantuz
kolla tüm yarı bitmiş panelleri alır ve bir
taşıma bandına bırakır. Bu da son üretim
için bunları “Combima'ya” nakleder. Bir
toz alma fırçasından geçerler ve üzerlerine
bir yazıcıyla barkod basılır. Barkodda
sonraki işlemlerin bilgileri mevcuttur: Dış
profil, köşe profili, geçişlerin sayısı ve
boyanacak renk.
Avantajlı kombinasyon
“Bima” peş peşe dört parçaya kadar frezeleyebilir ve bu parçaları birlikte
“Combina'ya” giden bandın üzerine koyabilir
Ortalama 350 °C ile ısıtılan alet kullanım esnasında dönmüyor
Dış profilleme “Combima'sı” tek taraflı
çalışır ve ilgili dar yüzeyin profilini frezeler ve düzler. Bir yuvarlama aparatı köşelerde kıvrımları oluşturur. Yaklaşık dört
tur gereklidir. Bunun için makinede elle
yükleme ve geri dönüş ekipmanları
mevcuttur. “Bima'dan” farklı olarak geçiş
makinesinde merdaneli ve ısıtmalı AKE
düzleme aletleri kullanılmaktadır. Yüksek
hızdan dolayı aynı türden altı adet
merdane takılmıştır. Pnömatik silindirler
tarafından yatay şekilde profile bastırılır
ve tamamıyla kaplarlar. Köşe kıvrımlarının düzleştirme işlemini iki adet yatay
hareketli merdane yapar. Ön eğrinin
merdanesi dıştan etkiyen bir basınçlı hava
silindirine karşı eğri şekilde bastırılır. Arka
kenar kıvrımının merdanesi bir silindiri
içeri doğru bastırır. Merdaneler dört turun
tamamında çalışırlar.
İki merdane (solda) köşeleri düzleştiriyor, altı merdane
ise dar yüzeyin profilini düzeltiyor
“Hissedilir şekilde pürüzsüz, ama gözle görülmüyor” – Düzleme aletlerinin
doğru çalışması bu şekilde tanımlanır.
Başka bir profile hızlı şekilde geçmek için
düzleme merdanalerinde üst üste duran üç
profil mevcuttur. Taşıyıcıya entegre edilmiş
olan yükseklik ayarıyla uygun konuma
getirilirler. Burada da şu geçerlidir: Freze
aleti ve tüm düzleme merdaneleri test
edilmiş bir kombinasyon oluştururlar ve
her zaman birlikte kullanılmalıdırlar.
Sahip oldukları özelliklerinden dolayı
“Bima” ve “Combima” birlikte kullanılır:
Standart plakaların bölünmesi ve iç profillerin ve tüm deliklerin oluşturulması
Üç adet AKE termik düzleme ünitesi dağıtımla sınırlı kurulum sürelerini önler
“Bima'nın” görevidir. Hızlı geçiş hızı, seri
şekilde frezeleme ve dış profillerin düzleştirilmesi ise “Combima'nın” esasen güçlü
olduğu alanıdır. Tamamlanacak olan
malzemelerin karışık olmasından dolayı dış
profilleme bölünmesi, en fazla miktara
sahip profi “Combima'da” frezelenecek ve
düzlenecek şekilde gerçekleşir. Diğer tüm
profilleri “Bima” frezeler (otomatik alet
değişimi sayesinde).
Tüm profiller ise “Combima'da” pürüzsüz hale getirilir. Mevcut durumda R3 kıvrımı gözdedir. “Bima” bunun için standart
plakadan dört malzemeyi frezeler ve üstten
deler. 3 milimetrelik kıvrımlar tamamen
“Combima'da” oluşturulur. Kalan profilleri, R6'yı ve bir tavan profilini “Bima”
frezeler.
Birbiriyle uyumlu bu iki makineyle
ayrılan işlemler sayesinde yedi saatlik bir
vardiyada 400 adet mükemmel profillenmiş ve tüm delikleri açılmış parçalar
üretilebilir. Delikler açılmadığı takdirde
performans 700 malzemeye kadar çıkar.
Bu üretim adasının avantajı ise dağıtıma
yönelik çalışma ve mutlak profil hassasiyeti sağlamasıdır. Zımpara ve dolgu işlemleri ve ayrıca istifleme işleri tamamen
elenir. Diğer artıları ise kısa geçiş süreleri
ve son derece esnek olmalarıdır. Uygun
düzenekler kullanılarak her iki makineyi
tam otomatik modda çalıştırmak da
mümkündür.
Horst Windmann
Ürünler ve Hizmetler
Eylül/Ekim 2009
Holz-Zentralblatt · Sayfa 7
»Resale« ikinci el makine fuarı başarılı
Ekonominin kötü olduğu dönemlerde çoğu firmalar kullanılmış makinelere başvuruyor
Ekonominin pek iyi olmadığı ve kredilerin
çok zor ya da uygunsuz şartlarda alındığı
zamanlarda yatırım yapmaya hevesli firmaların çoğu kullanılmış makine almayı ciddi
ciddi düşünmeye başlıyorlar. Bu durum bu
sene Karlsruhe'deki “Resale” ikinci el
makine fuarında kendini hissettirdi. 28
ülkeden gelen 514 katılımcı ürünlerini
tanıttılar, 115 ülkeden gelen 9187 ziyaretçi
ise bunlarla ilgilendiler. 21 - 23 Nisan 2010
tarihleri arasında yapılacak sonraki fuar
içinse daha fazla talep bekleniyor.
Neredeyse 9200 ziyaretçiyle bir önceki senenin rekor ziyareti sayısına hemen hemen
ulaşıldı. Doğu Avrupa'dan gelen bazı geleneksel olarak bu fuarı ziyaret eden ülkeler
ise ekonomik sıkıntıların izlerini taşıyorlardı. Örneğin geçen seneye göre Ukrayna'dan çok daha az ziyaretçi işadamı geldi.
Fuarı düzenleyen Alman Hess GmbH ve
KMK GmbH firmaları dünya pazarlarındaki türbülanslar göz önünde bulundurulduğunda fuarı, ziyaretçi sayısı bakımından
mükemmel olarak değerlendirdiler. Katılımcılar da memnundu çünkü bu zamanda
dünyanın bir ucundan fuara gelen birisinin,
satın alma niyeti de var demektir.
Alman İhracatçılar Birliği (BDEX) başkanı (Berlin) Jens Nagel “Küçülen bir ekonominin hakim olduğu bir ortamda ikinci
el makine sektörü sağlam bir faktör haline
gelmiştir” analizinde bulunuyor. “Başka
alanlarda kırılmalar olurken ikinci ele olan
talep normal ölçülerde devam ediyor.”
Fuar salonlarındaki olan bitene bakarak
“Resale 2009” fuarının canlı bir fuar olduğunu söylüyor Nagel. “Banka finansmanının daralmasından dolayı paranın azalması
sonucu özellikle alternatif finans imkanları
konusunda yoğun bir bilgi ihtiyacı vardı”.
İkinci el makinelere olan ihtiyaç mutlaka
var. BDEX standında Kuzey Afrika'dan,
Asya'dan, Orta Doğu'dan ve Uzak
Doğu'dan fark edilir bir talep vardı. “Özellikle son bahsi geçen bölgeden alt yapı geliştirmede kullanılan ekipman talebi vardı”
diyor Nagel. “Örneğin Kuzey Irak'ta bir
çok proje var.”
Alıcıların neredeyse %65'i yurtdışından
gelmişti. En fazla ziyaretçi 698 alıcıyla
İran'dan, sonra Rusya, Hindistan ve Beyaz
Rusya'dan gelmişti. Ukrayna uluslararası
ziyaretçi sıralamasında ancak 5. olabildi
(geçen sene birinciydi). 6. - 10. sıralarda
sırasıyla Irak, Uganda, Mısır, İtalya ve
Ekvador vardı. Özellikle Kosova, Çin,
Suriye, Cezayir ve Özbekistan'dan ciddi bir
artış gözlemlendi.
Fuarın ilk günü Senegal'den (Afrika)
gelen büyük bir heyet fuarı ziyaret etti.
İkinci el makineler Afrika'da revaçta, bu
durum sadece uygun fiyatlı makinelere
bağlı değil. “Avrupa'da ikinci el makineler
ve cihazlardan bahsediliyor” diyor
Senegalli girişimci Babacar Diop. “Ama
bizim için bunlar yeni teknolojiler.”
Fuarda metal işlemeden tutun, plastik ve
kauçuk işlemesine kadar 23 farklı branşa
yönelik makineler tanıtıldı. “Tahrik ve
taşıma tekniği, inşaat makineleri, gıda ve
ambalaj makineleri ve ticari araçlara da
yoğun ilgi vardı” diyor “Resale” organizatörü Florian Hess. “Ahşap işleme ve tekstil
makinelerinin yanında atık imhası ve geri
dönüşüm alanında kullanılan makineler ve
sistemler de vardı.”
Egid Münch gibi kullanılmış ahşap
işleme makineleri satıcıları fuarın sonuçlarından memnundular. “2010'da tekrar
“Resale” fuarına katılacağız” diyor genel
müdür Amulf Vath. Fransa'dan gelen
ahşap işleme makineleri satıcısı Patrick
Kazi-Tani “Stand her zaman doluydu” olarak durumu özetliyor. Fransız satıcı Ermo,
Karlsruhe'de bir kaç tane makine birden
sattı. Genel müdür Eric Rossero “Fuarda
toplam 150 000 Euro
tutarında satış yaptık”
diyerek pozitif bir
sonuç çıkarıyor. Müşterileri Fas, İran ve
Makedonya'dandı.
Fuarda yapılan işlerle
alakalı olarak katılımcı
Hans-Jürgen
Geiger çok memnun
olduğunu dile getirdi.
Metzingen'li makine
üreticisi gülümseyerek
“Bir Türk firması
bizden bir CNC silindirik taşlama makinesi satın aldı” diyor.
“Onbir yaşında olan
“Studer” marka ürün
için bize 35 000 Euro
ödüyor”. Bir diğer iş
bağlantısı da 1982'de
„Resale“ fuarı ilk kez 1995'de düzenlendi ve günü- üretilmiş bir hidrolik
müzde endüstriyel alıcıların olmazsa olmazları arasına presin Macaristan'a
girmiştir. Özellikle de uluslararası müşteriler için Han- satışı
neredeyse
nover fuarına tarih bakımından yakın olması çok cazip- tamamlanmak üzere.
tir.
Geiger “Finansman
Ahşap malzeme
endüstrisi için yenilik
Daha hızlı prosesler, uzun turlar, yüksek
basınç ve sıcaklıklar – ahşap malzemeleri
pazarı gibi zorlu bir pazar makine yalıtımı
konusunda da kaliteli çözümler gerektiriyor.
Kendi ifadesiyle dünyada bu konuya ilk
cevap veren firma olarak Alman Dotherm,
Industrial Insulations GmbH & Co. KG,
doğrudan ve net bir biçimde tamamen yeni
olan bu branşa girdi. Yeni yalıtım yönetimi
sisteminin arkasında çok sayıda gerçek
yenilikler var: Bulunulan sıcaklığa uyarlanmış ve münferit malzemelerden oluşan
malzeme portföyü, sandviç sistemleri,
seramik takviyeli yapı grupları veya
koruma sağlayan çelik gruplar.
Ancak burada garanti konsepti tamamen
yenidir; önceden belirlenmiş ve servis
bakım defterinde kayıtlı parametreler söz
konusu kullanım süreleri ile birleştirilmiştir. Dotherm bu sayede müşteriye özgü
olarak tüm bütçeler, sıcaklık aralıkları,
basınç aralıkları, geometriler ve montaj
durumları için çeşit sunuyor ve bunu
sunarken de ahşap endüstrisinin gerektirdiği aşırı dayanıklılığı ve tam kapasite
kullanımını da yanında getiriyor.
Neticede son müşteri burada zaten OEM
(Original Equipment Manufacturer) pazarında lider sistem üreticileri tarafından
kullanılan aynı kalitede markalı bileşenlerin kullanıldığını ve yalıtım üreticisi olarak
Dotherm'in 15 seneden daha uzun bir
süreden bu yana dünya piyasasında
tanınmış ve de ekonomik toplu çözümler
sunduğunu biliyor. Bu durumdan son
müşterinin zaten son derece memnun.
“Nihayetinde en önemli olana konsantre
olduk …” diyor genel müdür Thorsten
Schmidt; “…yani müşterilere!”
İletişim: Teknotherm Ltd. Sti,
34959 Tuszia
(Melih Süsleyen)
Geniş makine yelpazesi uluslararası sahneye çıkıyor
sağlanabilirse” diyerek diğer birçok potansiyel müşterileri Metzingen'deki firma
merkezine davet ediyor. Fuarın her
gününde depoda en az ondan fazla kişi
bulunuyordu ve özellikle İran'dan gelen
ziyaretçiler çok ilgiliydi. Ancak makinelerin
ülkeye doğrudan girişini neredeyse imkansızlaştıran ambargoysa sorun teşkil ediyor.
İkinci makine el satıcılarının yanında
Karlsruhe'deki fuarda aynı zamanda yeni
makine satışında geri aldıkları eski makineleri modernize eden üreticiler de vardı;
örneğin parçalama uzmanı Hammel ve
Siemens, ABB, Liebherr ve Zeppelin
(Caterpillar) gibi uluslararası lider firmalar.
Doğrudan üreticiden alan kişi en yüksek
kalitede ürün almış olur argümanı bu
katılımcılara ait. Ismaning'den gelen Volvo
Construction Equipment Europe yetkilisi
Hermann Hundeling “Hiçbir üretici bozuk
bir makine satma lüksüne sahip değildir”
diyor ve satış sonrası destek hususuna
dikkat çekiyor.
Fuar programına ayrıca uluslararası
katılımcıların bulunduğu konferanslar da
dahildi. Gelecek sene dünyanın en büyük
ikinci el makine fuarı 21 - 23 Nisan 2010
tarihleri arasında tekrar Karlsruhe fuar
alanında yapılacak.
En büyük Alman endüstri fuarı olan
Hannover fuarının başlmasından iki gün
sonra “Resale” fuarı kapılarını açacaktır.
Fuarlar ve Kongreler
Sayfa 8 · Holz-Zentralblatt
Eylül/Ekim 2009
»Ligna«: Korkulandan daha iyi
»Ligna«: %23 daha az ziyaretçi – %13 daha az alan
Hannover'deki “Ligna” makine fuarı (18 - 22 Mayıs) tam anlamıyla güncel ekonomi
koşulların etkisini altında kaldı. Ziyaretçi sayısı %22,6 azalarak 83 000'e (2007: 107 279)
geriledi, net alan %12,5 azaldı ve fuara katılanların sayısı da %4 azalarak (2009: 1758;
2007: 1832) 2007'deki fuar rakamlarının oldukça altında kalındı. Ziyaretçi sayısındaki
düşüş ağırlıklı olarak yurtdışıyla ilgiliydi; ancak yurtdışı bölgelerin tamamı eşit şekilde
bundan etkilendi.
B
una rağmen hem katılımcıların, hem
de ziyaretçilerin morali kötü değildi.
Bazen fuar katılımı çok olmasa da;
önemli olan doğru ziyaretçilerin yani karar
verebilen kişilerin orada bulunmasıydı.
Gelenlerin büyük bir kısmı büyük beklenti
içinde değildi ve bu nedenle de fuar iyi bir
atmosferde geçti. Standların çoğunda
duyulan cümle şuydu: “Korkulandan daha
iyi.”
Her şeye rağmen standlarda çok sayıda
yenilik de yok değildi. Özellikle üretkenliği
iyileştirici ve etkinliği artırıcı çözümler
üzerine odaklanılmıştı. Bu bağlamda
makine saatlerinin giderlerinin nasıl düşürülebilineceği ve sistemlerin yerine göre
kısmi olarak kullanılmasıyla da nasıl
ekonomik fayda sağlanabileceği gösterildi.
Özellikle mevcut sistemlere entegre edilebilen ucuz ek ekipmanlara olan ilgi fazlaydı.
Çünkü günümüz ekonomisinde çoğu katılımcı yatırımları için fazla para harcamak
istemiyor.
Çevre ve enerji
Yeni bir tahrik teknolojisi ahşap tesislerinin enerji tasarrufu yapmaları
konusunda yardımcı olacaktır. Bu tip
fikirler ve yaklaşımlar bu seneki
“Ligna” fuarında sıklıkla görüldü.
Resimde
Siempelkamp'ın
yeni
“Power Disc Drive” sistemi.
Emiş ve filtre tekniği firmalarında esas
konu enerji etkinliğiydi. Elektrik tüketimini
düşürmek veya verimini artırmak ya da
sistemleri değişken ağırlık koşullarına karşı
dayanıklı hale getirmek amacıyla üreticiler
sistemlerini sürekli iyileştiriyor. Bunu
önceden bu yana başarmış olan üreticiler
ise sunumlarına dikkat çekici bir şekilde
bunu gösterdiler.
Ahşap enerjisi sektöründe de durum
benzerdi. Buradaki gelişmeler ağırlık
olarak git gide azalan yakıttan nasıl daha
fazla enerji (ısı ve/veya elektrik) elde
edilebileceği veya kurutucu ve öğütücülerin nasıl daha etkin çalışabileceği yönde
ilerliyordu. Diğer büyük bir konu da
sistemlerin esnekliğini artırmaktı; yani
müşterinin zaten az olan yatırım araçlarını birçok makineye yatırmamasını
sağlamaktı. Bunun yerine bir ana makineyle uygun aparatların değişen şartlara
göre değiştirilmesi ile sorunun üstesinden
gelinebilir.
Bu kapsamda tamburlu süzgeçten yıldız
süzgece kısa sürede dönüşebilen veya
aralığı kullanılan malzemeye göre - traversten mikroçip üretimine kadar (çelik
parçalar dahil) - değişebilen öğütücüler
gibi büyük makineler tanıtıldı. Bunun
yanında üreticiler ürün yelpazelerini genişleterek “her şey tek bir elden” hedefine
ulaşmayı denemekteler. Örnek olarak bu
zamana kadar pelet presle tanınan firmalar
öğütücü veya kurutucuları da ürün yelpazelerine dahil etmişler, ahşap sektöründeki
makine üreticileri de eksiksiz pelet üretimine girmişler ya da öğütme uzmanları
ürün yelpazelerini yukarı veya aşağı doğru
genişletiyor. Bazı filtre uzmanlarında da
benzer bir durum vardı; ürün yelpazelerini
aşağı doğru geliştirdiler çünkü gelecekte
çevreyle ilgili düzenlemelerin daha da sertleşmesiyle küçük, biyo atıklarla çalışan
enerji santrallerinin kapsamlı filtreler
olmadan çalıştırılmayacağını tahmin
ediyorlar.
Ahşap ham maddeler
Ahşap üretim tekniği satıcıları yeniliklerini 27. salonda tanıttı. 2007'deki fuara
kıyasla katılımcı listesinde pek değişiklik
yoktu. İki büyük Alman firmaları olan
Siempelkamp ve Dieffenbacher en önemli
yenilikleri ile göz doldurdular. Siempelkamp özellikle yeni “Power Disc Drive”
tahrik konseptiyle dikkatleri üstüne çekti.
Oldukça daha iyi bir etkime derecesine
sahip (kısmi hareket halinde dahi) ve
böylece enerji tasarrufu sağlıyor.
Tasarruf rakip Dieffenbacher firmasını
da ilgilendiriyor. Eppinger merkezli firma
yeni Blow-Line “Pro-Jet” konseptini pazarlamak için lisans aldı. Yeni bir boru iletim
geometrisi ve değiştirilmiş fıskiyeler sayesinde
%15'e kadar tutkal tasarrufu sağlanabilir.
Yeni sistem Karlino'daki Homanit fabrikasında ve bu sene itibariyle bir Alman MDF
fabrikasında başarılı şekilde kullanılıyor.
Elektro el aletleri üreticisi Mafell (Oberndorf, Neckar) “Ligna” fuarında
sadece düşük basınçla tutulan yeni ve ilk kılavuz rayını tanıttı. “Aerofix F-AF”
seti kılavuz rayı herhangi bir iz bırakmadan sıkıca malzemeye sabitler. Böylece mengene kullanmaya gerek kalmaz. Bu yenilik kaliteli yüzeye sahip
malzemelerdeki tüm hassas kesimleri ve istifli plakaların işlenmesini basitleştirir. Fotolar: Sindel, Fischer
Frati grubuyla (İtalyan ahşap üreticisi)
birlikte geliştirilen dijital baskı konsepti
ufak bir devrim olabilir. İtalya'daki pilot
tesisinde laminant zeminler bununla üretiliyor. En dikkat çekici unsur ise 100 m/dakikalık muazzam hız; neredeyse direkt
baskı tekniğinin hız seviyesini (130 m/dakika) yakalamış durumda sayılır. Bu
zamana kadar çıkan birbirleriyle rakip konseptler çok daha düşük hızlar çalışıyordu.
Yıl içerisinde mobilya sektöründe de ilk
pilot tesis çalışacak. Başka firmalar da
dijital baskıyla ilgili çözümlerini tanıttılar
(bu basımın 18. sayfasındaki yazıya
bakın).
El işçiliği
Kartılımcılar, organizatörler ve hatta
ziyaretçiler el işçiliği ağırlıklı işletmelerde
krizden eser olmamasına hayret ettiler.
Somut yatırım planı olmayan ziyaretçilerin çoğu besbelli fuara katılmadı. Karar
veren kişi sayısı ise önceki fuarlara kıyasla
oldukça fazlaydı. Fuarda bile yatırımlar
başlatıldı, aşağı fiyat kategorilerinde
spontane satışların yapıldığı bildirildi;
fuar sonrası işlerinden ise daha fazla
beklenmekte.
►Bir sonraki “Ligna” fuarı 2011 yılında
30 Mayıs ile 3 Haziran arasında olacak
»Interzum« fuarında göstergeler yukarıda
Karşılaştırıldığında ziyaretçi sayısındaki düşüş az – motivasyon iyi – çok sayıda yeni fikirler
fi. 13 Mayıs ile 16 Mayıs arasında Köln'de
görülecek çok şey vardı. Katılımcılar çok
yönlü yeniliklerini tanıttılar ve ziyaretçiler
bununla çok ilgiliydi. Ancak pek azı bunun
için para harcamak istedi. Köln'deki dört
gün boyunca krizin belki de tek göstergesi
buydu. “Interzum” fuarı ekonomik durum
içerisinde sallanmıyordu, tam tersine
sağlam duruyordu.
Özellikle yabancı konuklar bu sefer
seyahat giderlerinden kısıp Köln'e gelmediler. Yaklaşık %13,5 düşüş göstererek
sayı 30 550'ye düştü. Buna karşın yurtiçinden gelen ziyaretçi sayısı %10'luk bir
artışla 16 450 oldu. Toplamda ise 2007'ye
kıyasla yaklaşık %6,5'luk bir düşüş gözlendi. Bu zamanda çok az bir düşüş olarak
kabul edilmelidir. Çünkü fuarın katılımcı
sayısında (2009: 1370; 2007: 1360) ve
alanında (2009: 153 000 m2; 2007:145 000
m2) artış olmuştur.
Karşılaştırıldığında oldukça iyi
Karşılaştırmak için: Hannover'deki
“Ligna” makine fuarında (18 - 22 Mayıs)
ziyaretçi sayısı yaklaşık %22,6 oranında ve
katılımcı sayısında %4 oranında düşüş
olmuştu (yukarıdaki makaleye bakın).
2009'un baharında Bad Salzuflen'de düzenlenen Alman “ZOW” fuarında 2007'ye
kıyasla özel şovlarla genişletilen alan olmasına rağmen katılımcı sayısında %16
(2009: 572; 2007: 682) ve ziyaretçi sayısında
%16 (2009: 15 200; 2007: 18 169) azalma
yaşandı.
Bu örnek göz önünde bulundurulduğunda “Interzum” fuarındaki %6,5'lük ziyaretçi düşüşü sineye kolaylıkla çekilebilir.
Çünkü Alman ziyaretçi sayısında ciddi bir
artış vardı. Köln fuarı için çok önemli bir
husus. Çünkü krizin yaşandığı 2005 yılında
Alman ziyaretçilerin az ilgi duymasıyla ilgili eleştirelere maruz kalmıştı. 2003'deki
fuara 17 789 Alman ziyaretçi gelirken, o
sene Köln'deki fuara yalnızca 11 642 ziyaretçi geldi. 2007'de ise yerli ziyaretçi sayısı
%29 artarak 14 982 oldu. Bu sene ise artış
devam ederek sayı 16 450 oldu.
“Interzum” fuarı “Ligna” fuarındaki
düşüşten de dolaylı olarak etkilenmişti.
Fuarın özellikle cuma ve cumartesi günleri
yurtdışından gelen ziyaretçiler kısa süreliğine Köln'e uğrayıp, buradan da uçakla
Hannover'e devam ederlerdi. Bu rutin
olay bu sefer olmadı. Fuarın en yoğun
olduğu gün perşembe olmuştu; bazı katılımcılar bunun üzerine hatta “çok fazla”
dedikleri bile oldu. Cuma günü ise genel
bir hayal kırıklığı yaşandı çünkü herkes
bir önceki günün ziyaretçi akınının devam
edeceğini ummuştu. Geleneksel olarak
cumartesi günü ise çok fazla ziyaretçi katılmaz.
Dünyada eşi benzeri yok
Bu fuarın en düşündüren sergileri ise 6. salondaydı. Burada dekoratif yüzey
satıcıları, ahşap üreticileri, kenar ve yapıştırıcı üreticileri bir aradaydılar. Yüzeydeki yapılar, yüksek parlaklık hala büyük ilgi toplayan konulardandı ve
dijital baskı konusu da sürekli gündeme geldi. Kenar bölgesinde lazerli
kaynak dikkat çekmişti.
Fotolar: Fischer
Her sektörün dünya çapında bir fuara
ihtiyacı olup olmadığı tartışılır ama şu
kesin ki “Interzum” fuarının dünyada bir
benzeri yoktur. Başka hiçbir kıtada bu
fuarın yanına yaklaşacak bir fuar yoktur.
En yakın rakibi ise Çin'deki şubesi olan
“Interzum Guangzhou” fuarı; bu sene 61
000 ziyaretçi ve 761 katılımcı geldi. Diğer
fuarlar yalnızca bir makine fuarının küçük
bir bölümü gibidir, örn. İspanya'daki
“Maderalia” (makine fuarı “Fimma”), Türkiye'deki “Intermob” fuarı (“Wood Processing Machinery”) veya Polonya'daki
“Furnica” fuarı (“Drema”). “ZOW” fuarlarıysa buna karşın dünya çapında değil,
Ziyaretçi sayısında az bir düşüş olsa da “Interzum” fuarında tüm göstergeler yukarıyı gösteriyor.
lokal olarak organize edilmişlerdir (Almanya'da ve İtalya'da zaman zaman 700'den
fazla katılımcı sayısına ulaşmaları ise çok
dikkat çekici).
Burada “Sasmil” ve “Xylexpo” fuarları
da unutulmamalıdır. Vaktiyle bu iki fuar
çift paket halinde bir nevi varlık haklarını
korumuşlardı. Ayrıldıktan sonra 2008'de
“Made Expo” ortağı olarak 100'den az
katılımcıyla tam bir yenilgi yaşadı. 2010'da
tekrar hayata döneceğine ise pek kimse
inanmıyor.
==============qç=~ÇîÉêíáëÉ=áå
eçäòJòÉåíê~äÄä~íí
ìëÉ=çìê=ÉJã~áäW
ÜòJ~åò]ÜçäòJòÉåíê~äÄä~ííKÅçã
x
x
x
ïïïKÜçäòJòÉåíê~äÄä~ííKÅçã
Pencere Yapımı
Sayfa 10 · Holz-Zentralblatt
Eylül/Ekim 2009
Katmanlı pencere çerçeveleri üreten yeni fabrika
Münchinger daha fazla ahşap verimi ve kalite için düzeltme ve kurt ağzı ekleme sistemini kullanıma geçiriyor
rü. Ekonominin pek de iyi gitmediği zamanlarda Münchinger'in pencere
lamelleri üreten Leutershausen, Almanya'daki yeni fabrikası gibi bir
proje hem cesaret, hem de özgüven, strateji ve pazar bilgisi gerektirir.
Tüm bu nitelikler Münchinger'de mevcut gibi; çünkü firma fabrikayı
genişleterek sadece pazardaki konumunu güçlendirmek istemiyor; proje
aynı zamanda ürün mevcudiyetinin büyüyeceği ve geleceğe yönelik bir
yatırım niteliği de taşıyor. Ve yatırımlar henüz bununla da bitmedi. Bu
sene içerisinde pencere çerçeveleri için “Belmadur çamı” üretimi yapan
buhar kazanlı damgalama tesisinin de hayata geçirilmesi isteniyor.
F
irma Leutershausen'da bulunan Wiedersbach sanayi parkında 1991'de
pencere lamelleri üretimine başladı.
Bundan önce ise yan şirket olarak
Münchinger Holz GmbH kuruldu. 1999'da
burada kapalı alan içerisinde ilk üretim
genişlemesi başladı ve şimdi yaklaşık
3,5 hektar arazi daha satın alınarak ikinci
üretim genişlemesine girişildi; bunun
içerisine lamel üretiminde kullanılacak
düzeltme ve kurt ağzı ekleme sistemini
içeren yeni bir üretim ve depolama merkezi
dahildir.
Ek arazi alımıyla birlikte yaklaşık 7,5 milyon Euro tutarındaki bu son yatırıma
başka bir depolama merkezi ve üretim
atıklarından üretilen ve inşaat pazarına
uygun şekilde ambalajlanan bir ahşap
briket merkezi de dahildir. 1961 yılında
Adolf Münchinger tarafından Pforzheim'da kurulan Ötisheim ana merkezinin
yanında Leutershausen fabrikası geçen
yıllar içerisinde firmanın kalbi pozisyonuna gelmiştir. Burada 80 işçi günlük
olarak 20 000 metre veya diğer bir deyişle
150 m3 katmanlı, finger-joint pencere
çerçevelerini Rosenheim'daki pencere
tekniği enstitüsünün kalite yönergelerine
göre üretiyorlar; bu ensititü ayrıca
Münchinger'i de denetliyor.
Yeni yapım planları sadece bir
yılda gerçekleştirildi
Yeni yatırımlar çok dar bir zaman aralığında yapıldı. 6 Aralık 2007 tarihinde
Leutershausen belediyesine inşaat izni için
başvuruldu, 17 Mart 2008'de ise inşaata
başlandı. Genel firma olarak otoyol yapımında ve yumuşak ve kumlu zeminler
üzerinde tecrübesi olan Max Bögl inşaat
firmasıyla (Neumarkt, Almanya) anlaşıldı;
firma yılın o zamanlarında çok fazla
yağmur yağmasına rağmen ve zor hava
koşulları altında nerdeyse 10 000 m2 büyüklüğündeki IV. merkezi hemen hemen üç
ayda bitirdi ve 1 Temmuz itibariyle makine
kurulumuna başlanabildi. Ardından iki ay
içinde kurulum işi de tamamlandıktan
sonra Eylül başında ilk deneme üretimine
start verildi ve 23 Eylül 2008'de düzenleme/kesim ve finger-joint alanında seri
üretime başlandı. Bunun dışında fabrika
genişlemesi kapsamında yeni bir trafo
merkezinin yapımına da gerek vardı.
Yatırım planlarına dahil olan ahşap briket
üretimi, robotlu istifleme tesisi ve bir
ambalaj tesisinin kurulmasıyla 1 Aralıkta
yatırımlar tedbirleri nihai olarak son
buldu.
Çelik beton desteklere ve ahşap bağlantı
yapısına sahip IV. üretim ve depolama
merkezi 134 × 65 metre ebatındadır ve
8 metre genişliğinde bir ön tavana sahiptir.
Tutkallı ahşap bağlantılar neredeyse
40 metre genişliğindedir ve Poppensieker &
Derix tarafından üretilmiş ve Mohr Marangozluk şirketi (Leutershausen) tarafından monte edilmiş. Enerji tasarrufu
nedenlerinden dolayı başka tavsiyeler olmasına karşın tavana 140 mm kalınlığında
ısı yalıtımı uygulandı; böylece makinelerden yayılan ısı kullanılabilir ve merkezi ısıtmak için yeterli seviyede tutulabilir.
Yeni V. depolama merkezinin 1700 m2
kullanım alanı vardır, neredeyse 53 × 35/23
metre büyüklüğündedir ve aynı şekilde
yapılmış. Üçüncü ve iki katlı olan merkez
(bodrum katı masif yapı) ise ahşap briket
üretimine yarar. İki katın toplamında
Kurt ağzı ekleme sistemi (arka), pres kanalı (sol) ve istif sistemi (ön)
Sahip olduğu fiks uzunluklara uygun on kutusuyla birlikte otomatik istif düzeneğinin bir özelliği daha var. Genişliği
otomatik olarak ayarlanabilir. Dimter tarafından tedarik edilen bir tesisdir.
Fotolar: W. Rüter (5), Grecon (2)
968 m2 kullanım alanı vardır ve yaklaşık
32 × 15 metre ebatındadır. Üç merkezi
tümü için toplamda 800 m3 BSH tutkallı
bağlantı elemanı kullanıldı. Yeni binalarla
birlikte Leutershausen üretim merkezi
15 hektar arazi üzerine yayılmış ve yaklaşık
8 hektar kullanım alanı üzerinde 50 000 m2
üretim ve bina alanına sahiptir.
Yeni binalarda bir yangın fıskiye sistemi
mevcuttur ve 530 000 litre hacimli bir
yangın söndürme suyu deposu vardır.
Pompa 6000 litre/dakika gücündedir.
Yangın fıskiye sistemi ise Tyco Total Walther GmbH (Köln) tarfından kurulmuştur.
Yatırım hedefi: Yüksek
kapasite kullanımı
Avrupa'nın önde gelen büyük pencere
çerçevesi üreticisi olan Münchinger Holz
grubu (%50 ihracat oranıyla dünya
çapında ticari ilişkilere sahiptir) özellikle
teslimat hızı ve esnekliği konularında son
derece önem vermektedir. Ve bunu sağlamak içinse firma bir yandan büyük bir ham
madde deposuna sahip olmasına güveniyor
ve diğer yandan ürünlerinin çeşitliliğine
güveniyor (zaten en sonki yatırım bu
nedenle yapılmış).
Yeni düzeltme ve finger-joint sistemi
108 m/dakikalık gerçek bir hıza ulaşıyor ve
27 × 90 kesitinde veya 40 000 metre/tabaka
çam lamellerin üretimine yoğunlaşmıştır;
bu da yaklaşık 100 m3 ham madde kullanımını gerektirir. Bu sistem lamel üretiminde
kapasite ve kullanılılışlık anlamında sadece
%20 artış sağlamakla kalmaz. Bu durum
aynı zamanda firmayı tedarikçilerden tam
anlamıyla da vazgeçmeden daha bağımsız
hale getirecektir. Genel müdür ve proje
müdürü olan Ernst Metzler diyorki:
“Bunun üzerine ürün çeşitliliğine olan
talep artmıştı ve mevcut tesisin kapasitesi
üç vardiyaya rağmen büyüme sınırına çoktan gelinmişti.” Ayrıca yeni tarayıcı
optimizasyonu sayesinde kullanılan ham
maddeden daha iyi verim elde edilmesi
bekleniyor.
Ayrıntılı olarak yeni
üretim tesisleri
Makine ekipmanı alanında ağırlıklı olarak Weinig Concept planlama ve uygulama
işlerini yaptı. Weinig'in düzeltme tesisi ön
planya otomatiğine malzeme beslemesini
ve ham maddelerin ayrılmasını ve istiflenmeyi kapsar. İyi bir tarama ve son ürün için
ön koşul olan dört taraflı planya işlemi için
Waco büyük bir makine olan “Hydromat
4000'i” tedarik etmişti; 150 m/dakika
gücünde ve 50000 m/katman performansına sahip. Bunun ardına eklenen tarayıcıya besleme yapan taşıma sistemi de
Weinig'den tedarik edilmiş. Artı tahtların
olası kavramalarını ölçmek için burada
Limab'ın bir eğrilik ölçüm cihazı kullanılıyor. Bu tip cihazlar hem büyük çam ağacı
kesim tesislerinde, hem de yapraklı ağaç
kesim tesislerinde kullanılır. Limab'ın
henüz yeni olan ve ismi “Board Profiler”
olan bu yeni ölçüm yöntemi bir dizi sıralı
lazerlere dayanmaktadır (Münchinger'de
altı adet bulunmakta). Ölçüm yöntemini
lamellerin titreşimi bile etkileyemez.
Böylece ölçüm hatalı olmuyor. Ahşapdaki
nem Brookhuis'ın yüksek hızlı bir ölçüm
cihazıyla sürekli ölçülür ve kaydedilir.
Renkli kameralara sahip tarama sistemi
“Wood-Eye” ve ek sensörler Innovativ
Vision AB (Linköping, İsveç) tarafından
yollandı. 250 m/dakikaya kadar olan
hızlara uygundur.
Weinig grubuna ait olan Dimter firması
besleme ve dağıtım merkezini (çapraz
kesim tesislerinin ihtiyacını kendisi algılar
ve ayarlar), “Opticut 450 Quantum” tipi iki
çapraz kesim testeresini ve sabit ve kurt
ağzı ekleme konteynırlarından lamel kesiklerini manuel olarak alan ayırma bantlarını
tedarik etti. Buna ayrıca Dimter marka
sabit uzunluklu on adet otomatik istif
düzeneği eklenir (bunların genişliği otomatik olarak ayarlanabilir). Burada lameller
esaslı olarak dört kaliteye ayrılır.
Grecon marka “Turbo S” tipi kurt ağzı
ekleme sistemi, Sicko GmbH'nin (Zaisenhause) konteynır istifinden kurt ağzı
ekleme ürünleri ile beslenir ve ardından
aynı üreticinin bir istif düzeneği ile kurt
ağzı ekleme sisteminin arkasında bulunan
krikolu ayırma testerelerine yollanır.
“Turbo-S” kurt ağzı ekleme sisteminde
Grecon patentlı bir freze kombinasyonu
kullanılmaktadır; bu da yatay ve dikey
finger-joint bağlantılarının üretimini
yüksek kapasitede sağlar. Sistemin modüler
yapısı ayrıca müşterinin isteklerine uygun
şekilde uyarlanabilir.
Münchinger'deki kurt ağzı sistemi
600 mm genişliğinde paketler ve maks.
225 mm yüksekliğinde frezelere uygundur.
Altı tezgaha sahiptir; bunların yardımıyla
vardiya başına 27 × 90 ebatında 11 000 m
lamel üretilebilir. Lamel ahşaplar önce düz
tarafı öne bakacak şekilde ayarlanır ve
sonra hidrolik besleme yardımıyla dik
açıda kesilir. Birinci freze aksamı malzeme
paketinin düz tarafına girinti profilini
frezeler. Paketin bir ara bant üzerinden
ikinci freze ünitesine iletilmesinden sonra
paketin diğer düz tarafı frezelenir; burada
patentli “Flankenjet” sistemi yardımıyla
kurt ağzı ekleme profiline tam doğru
miktardaki tutkal sürülür. Ardından
pakette frezelenen ve tutkal sürülen ahşaplar ayrılır (150 parça/dakikaya kadar) ve bir
dizilme hattında kaydırılmadan bir sıraya
sokulur.
Frekans ayarlı besleme motorları
otomatik uzunluk ölçümüyle birlikte
ahşap demetinin hidrolik düz presde
doğru konumlanmasını garanti eder.
Entegre edilimiş testere sonra demeti
istenilen son uzunluğa göre keser ve
hidrolik kumandalı bir besleme uzun
parçaları bir pres kanalına nakleder. Bu
da presleme işlemine paralel olarak
tekrar doldurulabilir; burada 14 pres/dakikaya kadar performans elde edilebilir.
Seçenek olarak üst ve alt çentik elemanları mevcuttur; bunlar Weinig freze
miliyle birlikte kırılmayan bir kenar
frezelemesi sağlarlar.
Besleme ve giderme düzenekleri
Besleme ve giderme düzeneklerinin
kurulması işleri ise Weima firmasınaverildi.
Konveyörlü ve beslemeli “WL15/55” tipi
bir ahşap küçülme düzeneği kuruldu.
Scheuch (Aurolzmünster, Avusturya)
firması filtre merkezli ve halka hatlı emiş
Paket şeklinde yollanan ham madde damperli istif düzeneğinde ayrılır ve
sonra planya otomatiğine iletilir.
Büyük oranda otomasyon olmasına rağmen münferit yerlerde el işçiliğine
gerek vardır – resimde kısa lamel ahşapların dizilme işleminde.
Devamı 12. sayfada
Ürünler ve Hizmetler
Eylül/Ekim 2009
Holz-Zentralblatt · Sayfa 11
Yüksek performans, düşük fiyat
Profil mantolama için Düspohl'dan akıllı çözümler
Profil mantolama alanında
„Easy Wrap“ makinesi bir
kıstas olmuştur; bu sistem
yüksek kalite standardında
mükemmel bir fiyat/performans oranı sunuyor. Alman
Düspohl firması bu konsepti
sürekli takip etti ve 2009
yılında daha saülam ve daha
performanslı olan en yeni
modelini tanıttı.
„Easy Wrap S“ serisi akıllı
„All-In-One“ yapıştırmaünitesi „SCS“ ile donatılmıştır:
Eritici, dozaj pompası, filtre
sistemi ve püskürtme memesi
tek bir ünitede. EVA, poliefin
ve PUR gibi yapıştırıcılar bir
eritme haznesinde sıvılaştırılır
ve kademesiz ayarlanabilen
püskürtme memesine iletilir.
Yapıştırıcının tipine göre 30
kg/saat kapasiteye ulaşılabilir;
burada nakil gücü otomatik
olarak bir dozaj pompası veya
hızdan bağımsız bir dozaj
kumandasıyla ayarlanır.
Yapıştırma sistemine ait tüm parçalara
özel, çizilmez bir katman uygulanmış
olması kolayca temizlenmesini sağlıyor.
Düspohl'un dünya çapında patentli püskürtme memesi titanyum kaplamaya sahip
olmasından dolayı temizlik aletlerinin hor
kullanılmasına da göz yummaktadır. Sıradışı bir özellik olarak bu sistemde yapısından dolayı özellikle conta ve solenoid
valfın olmaması da söz konusudur.
PUR yapıştırıcısı için gerekli hava kurutucusu gerekirse makineye entegre edilebilir ve sistemin tamamını harici olarak
bağlanan kuru gazlardan bağımsız hale
getirir.
Profil yüzeylerini temizlemek için bir
fırça standart donanım içindedir. Farklı
profillerin donatım süresini kısaltmak için
3200 mm uzunluğundaki mantolama
bölgesi hızlı değişim plakalarına sahiptir.
Masal gibi tanıtılan maunlar
Profil mantolama düzeneği „Easy Wrap“
Bununla ilgili diğer bir katkıyı da taşıma
tekerleklerinde yeni kilit ayarıdır; bu sistem
her bir taşıma tekerleğini basitçe kaydırarak yeni konumunda sabitlemesini sağlar hem de hiçbir alet kullanmadan. Mantolama malzemesi kısmı ise temassız çalışan
bir çap algılamasıyla donatılmıştır; elektrik
kumandalı manyetik toz freniyle birlikte
malzemenin sonuna kadar eşit kalan bir
malzeme gerilimi sağlar.
Profil ve kaşe malzeme genişliğinde sınır
kabul edilen 310 mm'lik maksimum
çalışma genişliği ile maksimum besleme
hızı olan 80 m/dakikayla birlikte bu makineden elde edilecek en yüksek performansı
sağlarlar.
Profil mantolama düzeneğine seri şekilde
profil çıtalarını ayırmaya ayıran „Syn Cut
Foto: Düspohl
150“ da eklenebilir. Birlikte çalışan çapraz
kesim testeresi minimum konum toleransı
ve optimum kesim kalitesi sunar. Normal
hızdaki tüm uygulamalar için ve çok cazip
bir fiyatla.
Hidrolik bir motor tarafından hareket
ettirilen testere dijital şekilde profil hızıyla
eş zamanılı hale getirilir. Özel yapısından
dolayı sistemde herhangi bir profil sıkıştırma düzeneği yoktur. Böylece ne dekorda
baskı izleri, ne de profilde deformasyonlar
olabilir. Kumanda ünitesi üzerinden profil
içerisinde başka bir “kesim” programlanabilir. Makine aynı zamanda mevcut tüm
mantolama düzeneklerine eklenebilir.
Firma: Düspohl Maschinenbau GmbH,
33758 Schloß Holte-Stukenbrock
(Almanya)
Entegre çapak emişine sahip aksamlar
Atemag, ahşap ve plaka işleme alanında modern teknikler sunuyor
Entegre çapak emişine sahip aksamlar
sayesinde ahşap işleyen işletmelerdeki hava
kalitesi oldukça iyileşmektedir. Çıkan
çapaklar doğrudan aletin kendisinden
emilir ve bir iletim elemanı üzerindenmalzeme ve makineyi kirletmeden ve üretim
salonuna gelmeden makinenin emiş kapağına ulaşırlar. Bir algılama aygıtı yardımıyla da malzemenin yüzey kalitesi
optimize edilir ve aynı zamanda çalışma
çevresi daha çekici hale getirilir.
Bu, Alman Atemag firmasının (Hofstetten) bu sene pazara getirdiği yeniliklerden
sadece bir tanesi. Bunun dışında bu sene
18 - 22 Mayıs tarihleri arasında Hannover'deki (Almanya) “Ligna” makine
fuarında Almanların yeniliklerine ilgi
büyüktü.
Hafif inşaat plakalarına dübellerin otomatik yerleştirilmesi ve tutkallanması için
yeni bir aksam teknolojisi geliştirildi.
Atemag sisteminde sabitleme elemanları
yüzeyle örtüşecek şekilde yerleştirilir ve
tam dozajlı, farklı yapıştırıcı miktarlarıyla
tutkallanır. Dübeller oldukça dikkatli
şekilde yerleştirilir ve hafif inşaat plakasının üst katmanına zarar verilmez. Açılan
delikte toz olmayacak diye bir kural yoktur,
çünkü sabitleme elemanı alt katmana doğrudan temas etmiyor; bunun yerine bağlantıyı tutkal sağlıyor. Sistem 16 - 50 mm
kalınlığında plakalar ve farklı dübel uzunluklarına uygundur.
En küçük bir alanda bir alet aparatlarının hassas ve güvenilir şekilde gerilmesini
sağlayan otomatik alet germe sistemi
“Ategrip” de yenidir. Germe işlemi özel
tasarlanmış bir yayla ve akıllı fakat basit ve
güvenilir bir bilya germe sistemiyle sağlanır; bu sistemde çok yüksek çekme kuvvetleri altında oldukça hassas bir şekilde
güvenilir bir germe sağlanabiliyor.
Sistem basit bir basınçlı hava bağlantısıyla döner yapı parçalarına zahmetli
basınç vermeden çözülüyor ve bu yüzden
de hassas değildir ve de aşınmıyor. Germe
sistemi kapsamlı test dizeleri içinde farklı
enstitüler tarafından her açıdan kontrol
edildi ve sertlik, çekme kuvveti ve hassas-
Entegre çapak emişine sahip aksam
Foto: Atemag
lık bakımından mükemmel sonuçlar elde
edildi.
Özellikle güvenlik konusuna büyük önem
verildi. Her koşulda aletin kazara çözülmesi mutlaka önlenmelidir. Germe sistemi
gereğinden fazlaca güvenlidir; gergi yayı
kırılsa bile aleti çözmek için en az 10 000 N
çekme kuvveti gereklidir.
Sıradan sistemlere karşın sağladığı en
büyük avantaj ise sıradışı tümleşik yapı
şekli sayesinde bu yeni sistemin örneğin
standart bir elektrik motoruna takılabilmesi ve proses güvenliğini artıran dayanıklılığını büyük öiçüde artırmasıdır. 1 mm'ye
kadar olan konumlama hatalarında bile
alet aparatının güvenilir şekilde gerilmesi
sağlanır.
Firma: Atemag Aggregatetechnologie
und Manufaktur AG,
77716 Hofstetten (Almanya)
Maun üreticisi Danzer Group
(Baar, İsviçre) her sene müşterilerini ve iş ortaklarını sanatsal olarak
tasarlanmış takvimindeki yeni
fikirleriyle şaşırtıyor (bu sene dokuzuncu kez takvim çıkarıyor).
Yoğun emekle hazırlanmış resimlerde maunlar olağandışı ortamlarda veya yeni bir perspektifte
gösterilmiş. Takvim bu sene gören-
leri masal dünyasına giden bir
yolculuğa götürüyor – Alice Harikalar Diyarında'n, Kül Kedisi, Sinderella, Aladdin ve Deniz Kızı
Arielle'e kadar.
Sinderella burada “Vinterio Stratus” isimli bir maundan yapılmış
halı üzerinde uçuyor. Bu baskının
14. sayfasındaki rapora bakın.
Foto: Danzer Group
Makine Teknolojisi
Sayfa 12 · Holz-Zentralblatt
Eylül/Ekim 2009
Bu yeni kenar »sıfır aralık« ile dikkat çekiyor
Ima ve Homag'ın geliştirdikleri yenilikler »Ligna 2009'da« seri üretime hazır olacak
Lazer kenar konusu sektöre 2008 baharındaki “ZOW” fuarından sonra (Bad Salzuflen, Almanya) sektöre girmiş durumda.
O zaman Alman kenar üreticileri Döllken
ve Rehau “Fusion-Edge” ve “Raukantex
Laser-Edge” yöntemlerini aynı zamanda
tanıttılar. Yöntemlerdeki fikir ise kenara
boşluksuz (“sıfır boşluk”) ve sıradan yapıştırma katmanı olmadan yaklaşmaktı.
O zamandan bu zamana çok şey değişti.
Ima ve Homag konseptlerden makineler
geliştirdiler ve bunları “Ligna 2009”
fuarında ilk kez kamuoyuna tanıttılar.
Üretimini etkinleştiren (yani verimliliğini artıran) giderlerini düşürür ve imalatını artırır. Burada zaman büyük bir rol
oynuyor ve “birim zamandaki adet”
ölçüsü en önemli silahtır. Üretim zamanının yanında harcanan ek zamanlar (donatım zamanı vs) da daha fazla dikkate
toplamaya başladı. Kenar yapıştırma
makinelerinde bazı özel ek zamanlar
ortaya çıkar: Yapıştırma ünitesinin
yalnızca üretime başlanmadan önce ısıtılması yeterli değildir, aynı zamanda
makine operatörünün çok dikkatli olmasını da gerektirir. Dolum seviyesi doğru
mu? Sıcaklık doğru mu? Yapıştırıcı doğru
katman kalınlığına sahip mi? Ve günün
sonunda da en çok zaman alan en zor iş
geliyor: bu da temizlik.
Homag ve Ima'dan yeni
kenar çözümleri
Alman kenar üretcileri Döllken ve
Rehau'un konseptleri baz alınarak
makine üreticileri Homag (Schopfloch)
ve Ima (Lübbecke) “Ligna” fuarıyla aynı
zamanda kenar konusyla ilgili nerdeyse
birbirinin aynısı olan çözümler sundular.
Her iki firma kenar yapıştırmada yapıştırma ünitesinin yerine bir lazer kullanıyor. Ima tasarımcısı ve “Laser-Edging”
uzmanı olan Uwe Seifert “Esas avantaj
kenarların yüksek kalitesindedir” diyor.
“Eğer üst sınıf bir mutfak üreticisi için
her metre kenar 5,7 Cent daha fazla
maliyete sahipse ve komple bir mutfakta
bu rakam 3,30 Euro'ya çıkıyorsa,
o zaman gider faktörü büyük önem taşımaz.” Burada önemli olan dekor kenarının plakayla olan sağlam bağlantısıdır;
su ve su buharının nüfuz etme şansı
kalmaz.
Bu da iç tarafında bir polimer fonksiyon katmanı bulunan dekoratif bir
kenarla sağlanır. Her iki malzeme Coextrusion yöntemiyle birleştirilir; bu yöntem
Rehau firmasının Bulthaup mutfak
üretcisiyle işbirliği sonucu geliştirilmiştir.
Lazerle (Ima, Rofin Sinar'ın bir CO2
lazerini kullanıyor) milimetrenin onda
biri kalınlığındaki polimer fonksiyon
katmanı 135 °C'de eritilir ve baskı merdaneleri ile kenar preslenir. Eriyen polimer
katmanının yoğun yapışma kuvveti, sınır
yüzeyi katmanında moleküler etkiler
olması nedeniyle kenar ile plaka arasında
iyi bir mekanik bağlantının olmasını sağlar. Baskı merdanelerinin kuvveti kütlenin
en küçük yüzey pürüzlerine bile girmesini
sağlar ve bunları kapatır. Böylece erimeden sonra optik olarak sıfır aralığa ulaşılır.
Ima kendi yöntemini “Laser-Edging” olarak adlandırıyor; bir lazer ışını
milimetrenin onda biri kalınlığındaki polimer katmanı 135°C'de eritir ve
baskı merdaneleri ile kenar preslenir.
Yüzeysel olarak bakıldığında Ima ve
Homag'ın çözümlerinin neredeyse aynı
olduğu söylenebilir. Ancak ilk bakışta
görülmeyen farklılıklar vardır. Bu farklar
lazer kaynağından başlıyor: Homan bir
diyot lazer kullanıyor; Homag'da geçiş
tekniği üretim yöneticisi olan Markus
Kostenbader “Bu diyot lazerin enerji
etkinliği çok yüksek” diyor. “Bu sayede
3-kW diyot lazerimiz 14 kW bağlantı
gücüyle çalışabiliyor – bu rakam bir CO2
lazerinin oldukça altındadır.” Kostenbader ayrıca faaliyet olarak da bir avantaja
daha dikkat çekiyor: Diyot lazer bir el
feneri gibi açılıp kapatılabiliyor ve sadece
ihtiyaç olduğunda kullanılıyor.
Homag'da kenar ve plaka bir yönlü
lazerle eritilir; bu lazer kenar üzerindeki
çok ince bir tabakayı eritiyor. Bu sayede
preslemeden sonra neredeyse gözle görülmeyen bir aralık oluşur. Tabakanın daha
iyi ve hızlı ısınmasını sağlamak için
emiciler karıştırılmıştır. “Bu sayede tüm
katman kalınlığı boyunca eşit bir erime
elde ediyoruz; bu da kenara tutunma
anlamında iyi bir sonuç veriyor”, diyor
Markus
Kostenbader.
“Laser-Tec”
(Homag kendi lazer çözümünü böyle
adlandırıyor) patent kayıtlıdır ve sadece
plastik kenarlara yapıştırmayı sağlamaz,
aynı zamanda melamin reçine kenarlarında ve masif ahşap kenarlarda da sağlar.
Tutkal kullanılmadığı için ısınma süresine gerek kalmıyor ve bu da enerji tasarrufu sağlıyor; malzemenin ve diğer işleme
aksamlarının kirlenmesi oldukça azalıyor
ve bakım ve onarım çalışması için gerekli
olan personel ihtiyacı düşüyor.
Yapıştırıcı olmadan çalışan kenar yapıştırma yöntemine Homag “Laser-Tec”
diyor; ilk defa “Ligna” fuarında tanıtıldı. Ima'nın yeni sistemi fuarda yoktu.
Söz konusu makine fuarından hemen önce ilk müşterisine teslim edildi.
Kenar üreticileri ve lazer uzmanlarıyla işbirliği yapılarak, PU eritme
yapıştırıcılara kıyasla verimliliği ve
kalitesi oldukça artmış ve atıkları azaltan bir makine oluşmuştur. Fazladan
giderler için ne söylenebilir? Kostenbader “Her metre kenar için 1,5 Cent ek
gider olacağını hesapladık ve beş yıllık
bir amortisman hesabı yaptık ki bunun
içinde diyot stiklerin değişimi de dahildir; bu sürede yaklaşık 30 000 çalışma
saatidir” diyerek somut sayılarla konuşuyor.
Norbert Schmidt
Homag'da ise preslemeden önce titreşimli bir lazer ışını kenar üzerinde ince
bir tabakayı eritir.
Her iki yöntemin sonucu şaşırtıcı derecede aynıdır: aralık yok olmuştur.
Burada Döllken'in bir kenar çözümü.
Katmanlı pencere çerçeveleri üreten yeni fabrika
10. sayfanın devamı
sistemini, Grecon (Alfeld) firması kıvılcım
söndürme sistemini ve Böge (Bielefeld) ve
Nillius (Königsbach-Stein) firmaları ise
kablo ağı ve bağlantı sistemiyle birlikte
kompresör sistemini tedarik etti.
Ahşap briket üretim tesisi
Optimum kaynak kullanımı kapsamında
Münchinger'de üretim prosesi esnasında
oluşan talaşların büyük bir kısmı ahşap
briketlere dönüştürülür (bunları firma hem
kendisi kullanıyor, hem de inşaat malzemesi olarak satıyor). Bunun içinse İtalyan
Di Piu S.r.l. (Breganze) firmasının iki
mekanik briket presine yatırım yapıldı. Bu
tesislerin toplamda yaklaşık 15 t/vardiya
performansı vardır.
Bu ısınma gereçleri sezonluk ürünler
oldukları için briketler yaz yarı yılında
üretilir ve depolanır. Yılda yaklaşık 5 000
ton briket üretilir ve firmanın kendi ısıtma
sistemi bundan faydalanır. Briketler ise
DIN 51731 normuna uygun ve DIN kont-
rollü ürünlerdir; bunlar temiz ambalajlanmış halde teslim edilirler. Bunun içinse
BVM Brunner (Reutlingen)'den tedarik
edilmiş yeni bir folyo ambalaj sistemi
kuruldu ve briketlerin palet istifleme işini
ise PCA Roboter- und Verpackugnstechnik
(Leutershausen) ve Augsburg'lu Kuka
Roboter GmbH şirketlerinin ortak bir
çözümü yapıyor. PCA aynı zamanda
taşıma ve sargı istasyonunu ve Bizerba
GmbH (Balingen) ise tartı istasyonunu
tedarik etmişti.
Yenilikçi masif ahşap ürünler
Frezeli kurt ağzı eklemelerine sahip lameller dizilme
istasyonuna ve prese giderken.
Sicko marka krikolu istif düzeneği üzerinden kurt ağzı ekleme sisteminin arkasında bulunan ayırma testerelerine
gidilir.
Franz Kolar GmbH (Brunn, Avusturya) yenilikçi masif ahşap ürünlerinin
üretimine odaklanmıştr.
Ürün programında masif ahşap çıtalar, ahşap ızgaralar, trabzanlar ve
“Duoplex” var - “Duoplex” bu sene
yüksek ürün kalitesi alanında “Interzum Award” ödülünü alan ve ahşapakril karışımı bir malzemedir. Masif
ahşap ızgaralarda kapsamlı bir katalog
ve depo programı ve özel imalatlar
sunuluyor. Programda ise çeşitli
tiplerde klasik süs ızgararası, yüzeyi
örten ahşap ızgaralar ve masif ahşap-
tan havalandırma ıgzaraları vardır.
Buna uygun olarak profil çıtaları ve
parça çıtalar sunuluyor. Çıta deposunda yaklaşık 80.0000 metre çıta vardır. Sırf parça çıtasındaki standart
programda bile 100'den fazla profil
vardır. Klasik programın yanında yat,
karavan, kapı, pencere üreticileri ve
mobilya-mutfak üreticileri için sayısız
özel imalatlar da yapılıyor. Ayrıca ışıklı
trabzanlar ve kristalli trabzanlar (Swarowski ürünleri) da programda vardır.
Firma: Franz Kolar GmbH
2345 Brunn/Geb. (Avusturya)
Kaplamalar
Eylül/Ekim 2009
Holz-Zentralblatt · Sayfa 13
Çapraz kaplama kapılar revaçta
Kapı üreticisi olan HGM, modern üretim teknolojisiyle mobilya sanayiinde tedarikçi olarak da rol alıyor
kk. Yaklaşık üç yıldan bu yana çapraz kaplama kapı tamamıyla revaçta.
Önde gelen kaplama kapı üreticileri arasında olan ve Grauthoff-Türengruppe'nin (Grauthoff-Kapılar grubu'na ait) temel ortağı olan Almanya
Rietberg merkezli HGM Türenwerke şirketidir. Ve orada da kapıların
üst tabaka kaplamaları hususunda uzmanlıkları ortada. Bağlı olan
üretimin önemli unsuru kaplama makinesi olan “ACR Cross Runner
1200” ‘de Rietberg merkezli makine üreticisi Heinrich Kuper GmbH &
Co. KG tarafından özellikle bu tür kaplama işlemleri için (çapraz
bileşim) tasarlanmış.
K
apı üretici şirketin büyük patronu
olan Heinrich Grauthoff, söyleşinin hemen başında birbirlerine yer
bakımından da yakın olan bu iki şirketin
tarih boyunca gelişen sıkı bağına dikkat
çekiyor: “Kupersiz HGM olamazdı”. 50'li
yılların sonunda, HGM’in kurulduğu,
makine satın almak için finansal imkanların kıt olduğu ve bankaların güveninin
(henüz) yüksek olmadığı dönemlerde, Heinrich Kuper Heinrich Grauthoff'un sözlerine ve fikirlerine güvenmiş. İlk satın alınan
makine olan planya makinesi o zamanlar
yaklaşık 35 000 DM'a (17 500 Euro'ya) mal
olmuş ve kendi kendini finanse etme şansını yakalamış ve bunu bir yıl içinde başarmış. Ve ardından bu kapı üreticisi ikinci
Kuper makinesini alarak devam etmiş.
Grauthoff Türengruppe şirketler grubu
içerisinde, HGM'in dışında Astra (Dekor/HPL-/CPL-kapılar) ve ayrıca Licht &
Harmonie (camlı kapılar) şirketleri bulunmakta ve şirketler grubunun hasılatının
yüzde 41'ini kaplama kapıdan, folyo ile
kaplanmış kapıların hasılat payı aynı
oranda iken camlı kapılarda yüzde 18 oranında bulunuyor. Şirketler grubu 700 eleman çalıştırıyor ve bunların 300'ü
HGM’de: Rietberg'de 240 eleman, Stromberg’de (pervaz üretiminde) 60 eleman.
Böylece kapı üreticisi olan bir şirket
ayrıca mobilya sanayiine hizmet sunucu
olarak ortaya çıkıyor – iki taraf için avantajlı olan bir durum. HGM'de böylece
standart kaplama kapılardaki düşüşü telafi
edebilmekte ve kar bile yapabilmekte. Bunun üzerine, iç döşemecilerle birlikte pozitif
gelişen bir iş alanı daha ekleniyor, o da
özellikle ekzotik ahşapları ilgilendiriyor.
Çapraz kaplama işlemi
için özgül makine teknolojisi
Gerek kapılar için, gerek mobilya cepheleri için olsun kaplama üst tabaka üretiminin temelini kurulu, modern, iyi ölçülü
makine teknolojisi oluşturmaktadır. 2008
yılında ortalama 800 000 m2 eklemeli
kaplamalar üretilmiş ve bu yıl içinde 1 milyon m2'e ulaşması bekleniyor. 1999 yılında
kurulan Fisher-Rückle çapraz bileşim
makinesinde büyük ebatlar üretilmekte.
Bu yazının başında bahsedilen çapraz
kaplama kapılara yönelen eğilimden dolayı
tamamen bu arze uyarlanan kapasitenin
genişletilmesi gerekmiş. Burada Kuper'in
geçen yıl yeni geliştirdiği ve 1200 mm'ye
uyarlanmış “ACR Cross Runner” ile tam
uygun olan teknoloji bulunmuş durumda.
Günlük kaplama plaka üretim hacmi bu
şekilde 4000 m2 'ye çıkmış. Kuper teknolojisi için en önemli argüman 40'li çapraz
tutkallama makinesinin sağlamlığı. Isıtma
alanı aşırı dar, temas anı çok kısa, öyleki
üstün nitelikli plakaların işlemesinde çok
düşük termik gerilim ve ağırlık oluşabiliyor.
HGM'deki “Cross Runner” kendi modelinde Almanya'da bir ilk – faaliyete geçtiğinden bu yana üretimde sorunsuz ve
özenli bir şekilde çalışıyor. Ve fiks ölçümlü
küçük mobilya parçaları da tesisde daha
büyük biçimlerde üretiliyor.
Makine parkı konusunda da ayrıca söz
etmeye değer 2005 yılında kurulan lazer
tesisi (“Eurolaser”) bulunuyor. Bu makine
birleşik kaplama formları, karakteristik
yazı biçimleri ve kaplamalarla üretilmiş
ikonlarda kullanıklmakta. – HGM'in ürün
tanımındaki unsur olan bu sistem örneğin
meyve bahçesi koleksiyonunda devreye
sokuluyor.
Kaplama kapıların şarküterisi
Meyve ağaçlarından üretilen kapı
koleksiyonu lazer tesisinde yerleştirilmiş ikonlarla damgalanıyor.
Kapılar için üst katman, sabit
ölçüler ve “kaplama anlayışı”
HGM'deki kaplama alanı çok geniş
çeşitliliği ile kendini gösteriyor. 50 ahşap
çeşidi doğrudan hazır bulunuyor, yani bu
şirketin bir kaplama toptancısı kadar geniş
deposu bulunmakta. Bu geniş kapsamlı
depo gereğince büyük ölçülerde bulunuyor
ve Furnier Johannes Hemkentokrax'in
yöneticisi bu depoya çok özel ilgi göstermekte.
Yıllık satın alma hacmi ortalama 3 milyon Euro cıvarında. İyi kalitede ürünler
mevcut olduğunda satın alınıyor, bunların
arasında yalnızca özel iş bağlantılarından
dolayı teklif alınan birçok özel ve yüksek
kaliteli ağaç gövdeleri bulunmakta.
Büyük boyuttaki satın alma hacmi çeşitli
kaliteler alabilme imkanı sağlamakta –
hepsi doğrudan hazırda bulunmakta ve
bununla birlikte makinelerin kapasite
durumu da geliştirilmiş bulunuyor.
Burda bir pozitif etken daha beliriyor:
artan bir mobilya üretici sayısı,
HGM'in kaplama gücünden yararlanarak, Rietberg'de sabit ölçüler üretirmekte. 2008'de bu oran nerdeyse iki
katına çıkarak HGM kaplama işlemenin şu an toplam üretim hacminin
yüzde 40'nı oluşturuyor.
Kaplama kapıların pazarlamasında
şirket kendine has ve çoğunlukla yeni
yöntemler uyguluyor. Kaplama alanındaki
alt/orta fiyat katmanlarındaki aşırı azalma
– Almanya'da kaplama kapılardaki pazar
hacmi yılda 10 milyondan bu dönemlerde
3 milyona kadar gerilemiştir ve bundan
dolayı bu ürünler bir çeşit “kapı katmanlarında sarküteri ürünleri” ‘ne benzer şekilde
görülmekte ve bu şekilde tanıtımı yapılmalıdır. Bu şekilde örneğin tüketiciler için zeytinden kapı ağacı konusunu tatlandırmak
amacıyla “zeytin günleri” vardır.
Ve meyve ağacı koleksiyonu konusu da
bir konudur, herkes elma-, armut-, ya da
erik ağacını meyve üreticisi olarak kendi
Kapı imalatçısı HGM’nin hedefi zor taklit edilebilecek dünya çapında eşsiz olma özellikleri olan ürünler. Burda gözüken erik ağacı kaplamaya sahip, çapraz kaplanmış ve de akağaç çizgili şekilde dizayn edilmiş bir kapı.
bahçe tecrübesinden tanımaktadır. Yerli
ağaçlardan nasıl güzel kapıların yapılabildiğini öğrenmek müşteriler için bir çeşit
“aha tecrübesi” olmalıdır.
Kapı uzmanlarının kendi çalışanları şirketin en önemli sermayesidir diye vurguluyor işletme idaresi, ve buna paralel olarak
da meslek öğrencilerinin oranı da o kadar
yüksek. Bu da ürün gelişimininde kendini
gösteriyor. Bütün dizayn soruları Grauthoff grubunun kendi içinde çözüme kavuşturuluyor. Ürünlerin geliştirmelerinde de
sadece kendi çalışanları sorumlu oluyor.
Sadece özel kapı mandalları, örneğin şu
anki aktüel “Di-Mano-In-Mano”-serisi
gibi ürünler Karim Rashid ya da Mauro
Ronchi gibi üst seviye dizayncılar tarafından dizayn edilir.
Yalnız dizelenmiş özellikler ve
kendilerine ait pazarlama acentası
Wolfgang Grauthoff kendi şirketini kapı
pazarlama imkanları konusunda henüz
yolun başında görüyor. Bütün ürünlerin
ihraç oranı 2008 yılında şirket içinde karşılandığında ortalama yüzde 15 iken ahşap
kapıların oranı yüzde 20'yi bulmuş. Bu
miktar yoğun bir şekilde artırılabilir, örneğin yurtdışında “VW-Golf'a oranla Mercedes” ‘de daha fazla talep görür diyor
Wolfgang Grauthoff, ve böylece kaliteli
HGM’ deki kapıların çapraz kaplamalarında gereken
önkoşul “ACR Cross Runner 800” nolu makine
Ön tarafta lazer tesisi, arka tarafta duran “ACR Cross Runner 800.”
ahşap kapı modellerinde daha yüksek
hedeflere niyetli olduğunu kanıtlıyor.
Bu bağlamda kendilerine ait ve aynen
Rietberg'de bulunan Lichtstark adlı bir
pazarlama acentasının kurulmuş olması
Ve ip tutkallaması da hala güncel.
Fotolar: Kuper (1), Koch (4)
önem taşıyor. Bu acenta Grauthoff Türengruppe şirketinin pazarlamasını gerçekleştiriyor. Bu acenta planlama esnasından
katalog şekillendirmesine kadar üretimde
rol oynuyor. Çok çeşitli ürünler grup içinde
derleniyor ve tek elden pazarda sunuluyor.
Ürün yelpazesinde hedeflenen zor taklit
edilebilecek yalnız dizelenmiş özellikli
ürünler, örnegin kaplama cam birleşimi,
bulunuyor.
Rietberg'li kapı uzmanı erkenden kendi
yolunu seçmiş. Bugün şirket kuruluşunun
53'üncü yılında ve sermaye oranı ortalama
yüzde 70'i bulurken aynı zamanda bankalardan da bağımsız bulunuyor. Kendi ürünlerinin yeniden tanınma oranı yüksek
tutulmasıyla markalaşan başarı hikayesi
devam ettirilmekte. İhtiraslı bir kaplama
kapı imalatçısı için hedeflenen şey ürünlerinin asla diğerleri ile karıştırılmaması
oluyor.
Bu adreslerden daha fazla bilgi edinebilirsiniz:
HGM: www.hgm-tueren.de
Kuper: www.kuper.de
Lichtstark: www.lichtstark.eu
Kaplamalar
Sayfa 14 · Holz-Zentralblatt
“One-of-a-kind” programından Tamo ağaç gövdesi
Eylül/Ekim 2009
“Kaplan desenli” kahverengi meşe ağacı
Eşsiz yüksek kalite kaplamalar
Kaplama üreticileri kaliteli özel çözümlere çok güveniyor
Satin Walnut: Özel karakterli trend
ahşap türü
Kaplama güzeldir, kaplama eşsizdir. Buna
rağmen Alman ve tüm Batı Avrupa
kaplama sektörü pazar payını kaybetmeye
devam ediyor. Bunun güncel ekonomik
durumla pek alakası yok; bu yıllardan beri
düşüş gösteren olumsuz bir gelişme. Esas
nedenler olarak plastik yüzeylerle olan
rekabet ve üretim kapasitelerinin Doğu
Avrupa'ya kaydırılması sayılabilir.
sinin kısımları da satılabilir ve buna göre
küçük miktarlarla da çalışılınabilir.
Firma şefinin bu sene içinde Orta Amerika'ya yapacağı seyahatlerden yanında
neler getireceği de ilginç olabilir. Orada su
altında kalan ağaçlara bakmak istiyor (bu
sayının 21. sayfasındaki yazıya bakın).
Aslında herkes aynı sorunlarla başa
çıkmak zorunda: makul fiyatlara yüksek
kaliteli kaplama için gövdelerin az bulunabilmesi ve düşük kaliteli ahşapların orta
düzey fiyatlara satılması. Ancak bu sorunun güncel krizle ilgisi yok. Bu sektörde
yıllar yılı devam eden ve işletmelerin sürekli
kaybolmasınae neden olan bir problem.
Ancak dünya ekonomisinde yaşanan
güncel olaylar sorunun daha da büyümesine neden oldu; çünkü daha da fazla
önemli pazarlama kesimlerinin kaybolmasına neden olmuş, özellikle de kaliteli elyaf
kaplamalar kullanan otomotiv ve mobilya
sektörlerinde. Buna karşın yüksek kaliteli iç
mimari, konut yapı ve de kapı sektöründeki
satışsa karşılaştırıldığında daha düşük
oranda zarar görmüş bulunuyor.
Büyük firmalar zor durumda
Özellikle alt-orta gelir düzeyine hitap
eden pazara fazla bağlı olan büyük firmalar mücadele etmek zorunda. Danzer
Group ve Möhring Group gibi firmalar
üretim yerlerini kapatarak durumun ciddiyetini gösterdiler. Danzer, 2008 yılının
sonunda Bielefeld'deki üretimini durdurmuş, Möhring ise yılın ortasında kaplama
ve kereste deposunu kapattı. Dolayısıyla
her iki firmanın Almanya'da artık stratejik
üretim yerleri kalmamış.
Küçük firmalarda ise özel bir ürüne
odaklanma trendi devam ediyor. Özetle:
Rüzgardan ve yağıştan korunmak için
firmalar kendi kovuklarını aramaktalar.
Böylece sektör ürün çeşitliliği açısından
bakıldığında birbirlerinden uzaklaşıyor ve
böylece karşılaştırılması zorlaşıyor - aynı
zamanda aynı ürünleri sunan büyük firma-
larla devam eden uzun yıllara dayanan
rekabet baskısı azalıyor. Bir girişimci “Sektör git gide küçülüyor” diyor. Yardımlaşma
var, konsinye mal ve olası bir uygulamada
belki daha iyi bir çözüme sahip sektör
arkadaşına yönlendirme yapılıyor. Birkaç
yıl önce bunu düşünmek bile imkansızdı ve
bir işi başka birine bırakmaktansa zarar
etmek tercih edilirdi. Belki de her krizin iyi
yönleri de var.
Reholz “Vinterio” programından
alınan kaplamaya sahip üç boyutlu
kase
Eşsiz teklif
Belçika'lı Decospan “Concept Alanında” kaplamalı ürünlerinin çeşitli kombinasyon imkanlarını tanıtıyor. Duvarda “Shinnoki - Smoked Walnut”, yatak
ve dolaplarda ise “Character Wood - Red Gum”.
Neden sadece tek boyutlu düşünelimki? Köln'deki “Interzum” fuarında bu
sene “Avrupa Kaplama Forumu” kapsamında kaplama elbiselerden oluşan
bu koleksiyon tanıtıldı. Fotolar: Fischer (3), Schorn & Groh (4), Danzer (1)
“Kaplama ekonomisi özellikle kaplama
fiyatlarının yıllardan beri sabit kalması ve
hatta geri gitmesi sonucu baskı altına girdi.
Burada tahminimce büyük kaplama üreticileri imitasyon ürünlerle rekabet etmeye
çalışıyorlar. Bu doğru yol değil” diyor Axel
Groh, Karlsruhe merkezli Schorn & Groh
kaplama üreticisi firma. Onun konseptinde
ise eşsiz kaplamalara odaklanma var. Dünyanın her yerinden Kuveyt'ten Moskova'ya
kadar sayısız firma kaplamalarını Karlsruhe'den temin etmiş ve bu durumda çok özel
segmentin umut vaadettiği söylenebilir.
Sektör oldukça geniştir örneğin Ulm
Üniversitesinin Biyokimya Enstitüsünde
“çılgınca” birleştirilmiş bakır meşeden başlayan ve yıldız mimar olan Norman Foster'ın “Celebrity” adındaki lüks yatının iç
mimarisine kadar gider.
Bu aktivitelerin bir elemanı da “One of a
kind” programıdır. Tamamen eşsiz olan
münferit ağaçların pazarlamasını içerir. Sadece müşterilere verilen ve sıradışı beneklere, olağanüstü renklere ve başka
özelliklere sahip ahşap türlerini içerir.
“Çoğu zaman yüz bin ağaçtan yanlızca biri
istenilen özelliğe sahip oluyor” diyor Groh.
Yaklaşık iki yıldır Karlsruhe'li kaplama
üreticisi büyük başarıyla küçük ve eşsiz
müşteri çevresine bu koleksiyonu sunuyor.
Schorn & Groh bu yıl itibariyle de olağanüstü kaplamalartı yeni bir kampanya fiyatıyla tüm ilgililerin beğenisine sunuyor.
Ahşap türleri çok çeşitlidir - akağaçtan
meşe ve eriğe kadar hepsi bulunur. Örneğin
“French Elegance”, Nantes'da (Fransa)
yaklaşık 4 069 m2'lik kamuya ait orman
arazisi üzerinde yetişen bir Avrupa (şeritli)
akağacıdır. Ağaç çok büyük yaşından dolayı olağandışı çekirdek ve ağaç dokusuna
sahiptir. Bu ağaca karar veren kişi emin
olabilirki dünyanın başka hiçbir yerinde
böyle sıradışı benekler göremez. “Bunlar
dünya çapında satın aldığımız en büyüleyici güzelliklerden oluşan koleksiyondur.
Bu koleksiyonumuzla doğanın ne kadar
özel olduğunu göstermek istiyoruz – ve
kendini sürekli yeniden keşfettiği için de hiç
kopyalama yapılamadığını göstermek istiyoruz” diyor Groh. “One-of-a-kind” adı altında da sıradışı kaplamalar pazarlanıyor
ancak bunlar eşsiz değildir. Bir ağaç gövde-
Reyon ürünü plaka yapmıyoruz
Sadece Schorn & Groh değil, Mehling ve
Wiesmann (Lohr am Main), Danzer Group
(Baar, İsviçre) ya da kaplama plaka üreticisi Belçika'lı Decospan şirketi de (Menen)
de özel ürünler sunuyor. Örnek olarak
Decospan 2009 baharında yeni “Shinnoki”
ürününü tanıttı. Burada boyalı ve aşındırılmış uygun kenarlara sahip kaplama
plakalar söz konusudur. Belçika'lılar programlarına iki koleksiyon daha kattılar. İlk
defa mayıs ayında “Interzum” fuarında
tanıtıldılar. “Character Wood” özel karakterli ahşap türlerini ön plana çıkarıyor.
Buna Satin cevizağacı, kahverengi çekirdeğe sahip kayın ağacı, taşra usülü
düğümlü meşe ağacı, kahverengi çekirdeğe
sahip meşe ağacı, yeşil çekirdekli kavakağacı, Black Frake, Tineo veya Indian
Apple, düz ağaç ve tütsülenmiş meşe ağacı
dahildir.
Buna karşın “Look a Like” ise birleşik
kaplamalardan veya “Fineline'dan” oluşur.
Burada ahşap dekor imitasyonlarının
avantajları kaplamanın çekiciliği ile birleştirilmiştir. Her iki koleksiyon onar ahşap
türünden veya dekordan oluşur; bunlar
hem kaplama plakalardan hem de “Decof-
Sadece Schorn & Groh'da: “French
Elegance”, Nantes'da (Fransa) 4 069 m2
kamuya ait orman arazisi üzerinde
yetişen bir şeritli akağaç.
lex” adı altında esnek ince tabakalı postla
örtülü kaplama olarak sunulmuştur.
Danzer ise 2007 yılından bu yana “Vinterio” adı altında özel bir kaplamayı piyasada bulunduruyıor. Şerit görünümündeki
kaplama, ahşap yüzeyin artılarını folyo
yüzeyin özellikleri ile birleştiriyor. “Vinterio” istenildiği kadar üretilebilir ve her
zaman eşsiz bir etki bırakır. Danzer geçen
sene Reholz GmbH'yı (Kesselsdorf/ Dresden, Almanya) devralarak tamamen yeni
olanaklara sahip oldu. Reholz, kaplamalara kırılmadan üç boyutlu şekil verebilen
dünya çapında patentli ve eşsiz bir yöntem
geliştirdi.
Mehling ve Wiesmann da özel ürünler sunuyor. Lohr am Main'daki üretici
kaplamaların tütsülenmesinde uzmanlaşmış. Böylece kaplamalar özellikle
koyu, çikolata renkli bir renk tonuna sahip oluyorlar. Özellikle “Tütsü meşesi”
en bilinen üründür. Bu yıl içinde ise genel müdür Richard Weis “Tütsülenmiş
Okaliptusu” yeni tanıttı.
Ahşap Malzemeler
Eylül/Ekim 2009
Holz-Zentralblatt · Sayfa 15
Yenilik ve İletişim: Kaindl “Floor Factory” tesisinin dikkat çekici mimarisiyle bu mesajları vermeye çalışıyor.
Bitişiğinde 1200 m2 büyüklüğündeki teşhir ve bilgi merkezi “Kaindl Floor house” (sağda).
Baskılı laminant zemin
Dijital baskı sistem tekniği müşterinin isteklerini gerçekleştiriyor
2008'in sonunda Salzburg Wals'daki
(Avusturya) Kaindl ahşap fabrikasının
“Floor Factory” bölümü açıldı. Avusturyalı
firma burada dijital baskı tekniği kullandı.
Sınırsız seçenekler: Yeni sistemle yüzeyler istenildiği gibi tasarlanabilir. Laminant zeminler HDF'den oluşur, her iki tarafı kaplanmıştır, alt tarafında düz
kaplama, üst tarafında görünür laminant kaplama. Görünür tarafına kat kat
astar atılır ve ince şekilde zımparalanır. Bunun üzerine Inkjet yöntemi kullanılarak mümkün olan tüm yapılarda, fotoğraf motiflerinde, logo veya özel
dekorlarda veya yapılarda baskı yapılır. Ardından ana boya atılır, böylece ton
vermek mümkündür. Arada ince zımpara yaparak birden fazla katılabilir, son
kat çizilmeyen nano kat olacaktır ve yüzey yapısını tamamlar. Fotolar: Kaindl
Yeni fabrikada o günden bu yana yeni
“Kaindl Two” üretim yapılmaktadır. 40
çalışan yaklaşık 10 500 m2 alan üzerinde
yılda 4 milyon m2'ye ulaşan bir miktarda
laminant zemin üretiyor. Yatırım hacmi
22 milyon Euro olarak bildiriliyor, maksimum ciro 60 milyon Euro civarındadır 2007/2008 yılının toplam 454 milyon
Euro'luk cironun hemen hemen %15'i.
Tesisteki en önemli nokta yeni dijital
baskı tekniğinin (Robert Bürkle GmbH)
kullanılmasıdır. Kaindl bununla laminant
katmanlara yüksek çözünürlükte istenilen
motif ve resimlerle baskı yapmak istiyor.
Sabit baskı kafası (“Single Pass”) pazarda
şimdiye kadar kullanılan sistemlere kıyasla
30 m/dakika hızla beş kat daha hızlıdır.
Ancak tabiki bu sayı direkt baskı sistemlerinin altındadır; çünkü bu sistemler baskı
merdaneleri ile derin baskı yapıyor ve
100 m/dakika hıza erişebiliyorlar. Bürkle
yeni sistemi Güney Tirol'lu Durst Phototechnik AG (Brixen) ile işbirliği yaparak
gerçekleştirdi. Prototip ilk defa 2007
yılında “Ligna” fuarında tanıtıldı.
Baskı yapılmadan önce Kaindl'in ürettiği
kaplamalı ve kalibreli HDF'lere (“Aquastop Super EO”) boyuna ve enine profil
verilir. Toleranslardan dolayı kaplanan
taraf aşağıdadır. Mekanik işlemler (kesmek
ve boyuna ve önüne profil vermek) ayrı
bölümlere ayrılmıştır; bu da yüzey boyama
ve baskı sisteminden tozu uzak tutar. İnce
zımparadan ve bir kaç ince kat atılan ilk
ana astardan önce sürgüler teker teker 180°
çevrilir, ince zımpara yapılır ve ardından
baskısı yapılır.
Bu esnada laminantların, özel geliştirilmiş dört adet UV mürekkeple temas etmeden seri şekilde baskısı yapılır ve ardından
üzerlerine çok katmanlı, UV sertleştiricili
ve çevreye zarar vermeyen UV boya atılır.
Bu süreç içerisinde ara cila zımpara işlemleriyle birlikte gerçekleştirilir. Bu teknikte
630 mm baskı genişliği mümkündür. Bu
sistemle yükselen üretim süresine artan eğilimle şu anda dakikada 170 parça veya
30 m/dakika üretim hızına ulaşılabiliniyor.
Boyanın yapısı modern nano teknolojisini
baz almaktadır. Bu sayede çizilmeye dayanıklı bir yüzey elde edilir. Bir diğer özellik
de baskılı zeminin yüksek ışık yoğunluğu ve
renk dengesidir.
Dört farklı tipte çeşitlilik
“Two” modelinin doğal çeşitliliği tüm
dünyadan gelen ahşapların çeşitliliğinden
de anlaşılabilir. Ceviz ağacı ve kayın ağacı
gibi yerli klasik ahşapların yanı sıra Amerika, Afrika'dan ve Asya'dan gelen (örneğin
İmbuia veya Amazakoue gibi) egzotik ahşaplar da ürün listesinde mevcuttur. Dört
farklı modellerle tüm müşteri ihtiyaçlarına
aralıksız cevap verilmesi hedefleniyor:
“Classic” başta olmak üzere şık şerit görünümüne sahip “Blended”, özel ve nadir
ahşap desenleri barındıran eşsiz “Limited”
ve her türlü isteğe cevap veren “Custom”
modeli bu koleksiyonun yeni dijital baskı
yöntemiyle hazırlanan modelleridir.
“Custom” modelinde tasarım müşterinin
hayal gücüne nerdeyse sınır belirlenmemiştir - müşteri ne isterse onun baskısı yapılır:
Trend desenler ve renkler, korunmuş ahşap
desenli kaplama resimleri veya fotoğraflar
ve firma logoları. Bu özel koleksiyon sayesinde Kaindl laminantları (bu alanda ilk ve
şu an tek üretici) müşterinin tam isteğine
Avrupa için Türk Sert Kerestesinin Potansiyelleri
Wolfgang Gard, Delft (Hollanda)
Türkiye’nin orman alanları, ülkenin yüzölçümünün %27’sini kaplar. Ağaç türlerinin
%40’ını sert, geniş yapraklı, ağaçlar oluşturur ve bu oranında %60’ını yaklaşık
18 türü ile meşe ağacı %17’sini de kayın
ağacı teşkil eder. Türkiye 2.3 milyon
metreküp yıllık üretim miktarı ile Avrupanın en fazla doğranmış kerestesini üreten
ülkedir. Buna ek olarak 2.8 milyon metreküp sert ağaç kerestesi yakacak odun
olarak tüketilir. Bu yüksek potansiyeline
rağmen Türkiye’den Avrupa ülkelerine
yapılan sert ağaç kerestesi ihracat miktarı,
örn. 2007 yılında %1.5, gözardı edilebilecek derecede düşüktür. (FAOSTAT 2007)
Geçtiğimiz onyılda Avrupa ülkelerinde
yüksek kalite sert ağaç kerestesine olan
ihtiyaç önemli derecede artmıştır. Sert ağaç
kerestesi hem dış hem de iç mekan uygulamalarında kullanılan önemli bir malzemedir. Türkiye özellikle Fransa, Hollanda ve
Almanya gibi kereste ihtiyacı yüksek ve bu
konuda ihracatın başını çeken ülkelerin
ihtiyacı olan geniş yapraklı ağaç türlerinin
doğal kaynaklarını elinde bulundurmaktadır. Ancak bu ağaçlardan elde edilen
kereste ve kereste ürünlerinin kalitesi
Avrupa ülkelerindeki tüketicinin ihtiyaçlarını karşılayabilir nitelikte olmalıdır. Bu
nitelikler, bu ülkelerdeki ulusal gereksinim-
ler, yürülülükler (örn. CE işareti) ve genel
tüketim eğilimleri konusunda gerekli bilgilere ulaşmak dernekler ve firmalar gibi
farklı platformda faaliyet gösteren ve
Avrupa ile iletişim içinde olan bir rehber
ağının yardımını gerektirir. Türk kereste
sanayisinin ağırlıklı olarak yerel pazara
odaklanmış olması sebebiyle, piyasanın
Batı Avrupa ülkeleri ile bağı güçlü değildir.
Bu ticari ilişkilerin kurulması zaman alan
bir süreçtir. Birçok yıldan bu yana bu ilişkiler Brüksel’deki Avrupa Komisyonu
tarafından sınırlar ötesi alanda sürdürüle-
Türk meşesi (Quercus cerris L.)
stokta bulunmakta.
bilir gelişmeyi ve ekonomik işbirliğini
teşvik eden özel programlarla desteklenmiştir. (örn. Interreg, FP7, COST)
Türk kayın ve meşe ağaçlarının batı
Avrupa’da pencereler, kapılar, yer döşeme
malzemeleri ve lamine ahşap olarak değerlendirilmesi için büyük fırsatlar bulunmaktadır. Özellikle ahşap yer döşeme
malzemeleri pazarı son yıllarda önemli
derecede gelişmiş ve genişlemiştir. Bunun
yanında kestane ağacı kerestesinin doğal
yüksek dayanıklı yapısı pencere, paneller,
cephe kaplamaları ve güvertelerde kullanıma uygun olmasını sağlar. Belirtilen bu
sert kereste kaynaklarının ekonomik ve
çeveresel kalite açısından değerinin arttırılması için, mevcut sert kereste kalitesinin,
gelişmiş mukavemet sınıflandırma sistemleri ve mühendislik teknolojileri ile yükseltilmesi gereklidir.
Bunun için özellikle üretimin ilk aşamasında ahşabın fırınlanması yani ısıl işlem
uygulamalarına ve mukavemet sınıflandırmasına önem verilmelidir. Bu sayede yakacak odun kalitesinde olduğu varsayılan
kerestenin ekonomik ve uygulama değeri
arttırlabilir. Özellikle biçimsel bozulma,
bükülme, görünüm (renk), nem içeriği ve
çatlak oluşumu gibi özellikler, kuvvetle
ahşabın fırınlanması sürecinin optimize
edilmesine bağlıdır. Yeni geliştirilmiş
kurutma programları ile ahşabın yüzey
rengini belirlemek mümkündür.
Batı Avrupa ülkelerindeki gelişmeler
meşe ve kayın ağacı kerestesinden üretilmiş
lamine ahşap üzerinedir. Bu alanda kullanılacak sert kerestenin dayanıklılık gücü
önemli hale gelir. Daha büyük oranda daha
yüksek mukavemet sınıflarının elde edilmesi, kerestenin mukavemet sınıflandırmasının görsel metodlarla yapılması yerine
makine ile yapılmasıyla sağlanabilir. Ayrıca
daha küçük ahşap kümeleri için elde taşınabilir mukavemet sınıflandırma aletleri
piyasada bulunabilir hale gelmiştir.
Türk sert ağaç kerestesinin Avrupa pazarına girmesini sağlayacak ilkemiz şudur;
“Önemli olan kalitedir!”
Yazar bilgileri: CE-ABM Avrupa Belgelendirme Merkezi Izmir/Türkiye:
Wolfgang.Gard@ceabm.com,
+90 23 23 48 58 94 veya +90 54 23 64 63 85
göre bireysel üretmekte ve güncel trendlere
hızlı şekilde cevap verebilmektedir. İstenilen büyüklükte üretim yapılabilmektedir.
Bu yeni baskı teknoloji sayesinde küçük
nesneler bile ekonomik şekilde üretilebilir.
Bernd Sindel
Röportajlar
Sayfa 16 · Holz-Zentralblatt
Eylül/Ekim 2009
»Her katılımcı bizim için önemlidir«
Tüyap Tüm Fuarcılık Yapım A.Ş. (İcra Kurulu Başkan Yardımcısı) Hakan Mirgün ile röportaj
Holz-Zentralblatt: 2009 yılı dünya ekonomisi açısından zor bir dönem. Hemen
hemen hiç bir bölge gelişmelerden şu an
için kaçınamıyor. Siz Türkiye’de güncel
ekonomik durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Hakan Mirgün: Global krizden etkilenmemek mümkün değil Türkiye’de kendi payına düşeni almıştır. Önemli olan mikrove
makro ölçüde kriz etkilerini minimize edecek önlemlerin alınmasıdır. Tüm dünyada
ekonomi yeni düzleme oturacaktır. Pazarlama karmasının dikkatle gözden geçirilmesi talep özelliklerinin irdelenmesi pazara
uygun hizmet ve ürünlerin iyi planlanması
sıkıntıyı minimize edecektir. Bu kriz, mali
yapılardaki denetimsizlikten kuralsızlıktan
çıkmıştır Bundan sonra tekrarlamasını
önlemek için denetim mekanizmalarını iyi
çalıştıracak tedbirlerin uluslar arası şekilde
alınması, kapitalizmin kendi çarkları arasında ezilmesinin önlemesi gereklidir.
kendi sektörlerinde geçmişte yaptıkları
işleri irdelemekte ve maceraya atılmamaktadırlar.
HZ: 26 Eylül'den 30 Eylül'e kadar
İstanbul‘da düzenlenecek olan “Ağaç
İşleme Makinesi” ve “Intermob” fuarları
şu anki durumdan ne şekilde etkilendi?
Kaç tane fuarcının katılacağını tahmin
ediyorsunuz? Ne kadar ziyaretçi bekliyorsunuz?
Hakan Mirgün: 26-30 Eylül tarihleri
arasında düzenlenecek olan 22. Ağaç
İşleme Makinesi ve 12. Intermob 2009
fuarları sektörde bilinen, takip edilen ajandalara ve planlara ziyaret edilmesi gerekli
olarak not düşülen ve Avrasya bölgesinin
en büyük fuarlarındandır. Bu sene içinde
bulunduğumuz krizi aşmamızda üretimin
ve ürettiğimizi pazarlamanın önemi bir kat
HZ: Son fuarın en
önemli katılımcıları yine
fuara iştirak edecekmi?
HZ: Türkiye mobilya sanayisi ve inşaat
sektörü şu anki güncel durumdan ne
derece etkilendi?
Hakan Mirgün: Global krizin tüm sektörler gibi inşaat ve mobilya sektörüne
yansıması şüphesiz olmuştur. Sektördeki
arz-talep dengesizliği de bu krizle daha
belirginleşmiştir, projelerin yavaşlamasına, ertelenmesine yol açmıştır. Bunun
yanı sıra inşaat sektörüne bağlı olarak
çalışan pek çok sektörde bu durumdan
etkilenmiştir.
Ağaç ve mobilya sektörleri de bunlardandır; ancak inşaat sektöründe de tüm
sektörlerde olduğu gibi talepler doğrultusunda hedef kitlesinin istek ve beklentilerine cevap veren, uzun yıllara
dayanan tecrübelerini, işe bakış açılarını
projelerine yansıtan markalar bu
dönemde de işlerini başarı ile sürdürmektedirler. Her sektörde tüketiciler
seçimlerini yaparken daha dikkatli davranmakta tedarikçilerin geçmişlerini
Tüyap olarak 30 yıllık bilgi birikimimiz, var
olan 5 yurtdışı ofisimiz ve 42 temsilciliğimiz ile yıllardır yurt içinde ve dışında
fuarlarımızı takip eden nitelikli ziyaretçilerimizin yanı sıra yeni ziyaretçilerin fuarımızda iş bağlantıları yapmalarını sağlamak
için kriz öncesinden başlattığımız sistemli
çalışma ile ziyaretçi kalitesinin çok artacağından eminiz.
Tüm dünyada saygınlığı ile tanınan
Federasyon EUMABOIS fuarımızı desteklemektedir ve bu da yurtdışı ilgiyi
arttırmıştır. 1. çevre olarak nitelendirdiğimiz komşu ülkeler, Ortadoğu, Kafkaslar,
Balkanlar, Kuzey Afrika çalışma planlarımızda ağırlık kazanmış ve nitelikli ziyaretçi
bağlantıları yapılmıştır. Yurt içinde var
olan işlerini sürdüren sektörün tüm
mensupları yine tarafımızdan organize edilen ulaşım ve ağırlama ile fuar süresince
aramızda olacaklardır.
Hakan Mirgün: Her
katılımcı bizim için
önemlidir ve sektör lideri
diye tanımladığımız firmalar bu sene de katılım
gerçekleştirmektedir. Ziyaretçiler
makineden,
kaplamaya, kimyasaldan,
aksesuara tüm ihtiyaçlarını bir arada görme fırsatını bulacaklar.
daha artmıştır. Pazarlamanın en önemli
unsurlarından biri olan fuar organizasyonları da buna katkı sağlar. Katılımcılar için
uzun yıllardır birlikte çalışılan müşteriler
ile ilişkileri devam ettirmek ve pekiştirmek,
yeni müşteri bulmak önemlidir.
HZ: 2009 yılının fuarı 2008 yılınındaki
fuardan daha büyükmü olacak? Lütfen
bize geçmiş yıldaki süreç ile ilgili bilgi veriniz ve 2008 yılı fuarı ne derece başarılı
geçti?
Katılımcıların
içinde
bulunduğu
durumlara bağlı olarak katılım kararları
farklılık göstermektedir, büyüyen veya
katılım m² lerini küçültenler mevcuttur. Biz
Hakan Mirgün: Tüyap Fuar ve Kongre
Merkezi 10 salondan oluşmaktadır Ağaç
İşleme Makinesi ve Intermob fuarlarımızı
bu salonlarda gerçekleştirmekteyiz. Fuar
süresince gerek katılımcı gerekse ziyaretçilerin her sene daha
kaliteli daha efektif bir
organizasyonla karşılaşmaları için 30 yıllık
Tüyap tecrübemizi de
ortaya koyarak çalışmaktayız. 2008 yılı fuarlarımız 77 ülkeden
902 katılımcı firma ve
firma temsilciliğinin
yanı sıra 38.814 ziyaretçisiyle bu başarıyı
ortaya koymuştur.
Hakan Mirgün: Ziyaretçiler ve sergiciler
2009 yılı fuarından özellikle ne bekleyebilir?
Hakan Mirgün: Yukarıda da ifade ettiğim gibi fuarların en önemli öğesi nitelikli
ziyaretçiler için 2007 yılından bu yana yürüttüğümüz çalışmalarımız ile bölgenin
tüm ilgili şirket ve kuruluşlarına ulaşıyoruz.
Nicelikten çok nitelik hedefimiz. Bulunduğumuz coğrafya, Rusya, Kafkas ülkeleri,
Ortadoğu, İran, Kuzey ve Batı Afrika, Balkanlar dünya ekonomisinde enerjinin
odaklandığı nispeten gelişen pazarlardır,
daha iyi yaşamı hedeflemiş orta ve orta
üstü gelire sahip nüfusları artan ülkelerdir
ve biz Türkiye olarak bu bölgede yaşayan
1,5 milyar insanın tam merkezinde bulunmaktayız. Bu pazarlardan daha fazla pay
bekliyor ve bunun için çalışıyoruz.
HZ: Sizden kısa bir süre sonra başlayacak olan “ZOW” und “Z-Tec” fuarları
sizin fuarınıza ne tür etkide bulunacağını
bekliyorsunuz?
Hakan Mirgün: Tüyap Fuarcılığın var
oluş nedeni fuar organize ettiği sektörlerin
büyümesine, ülke ekonomisinin gelişmesine katkı sağlamak, kazandıkları ile yine
ülkenin gelişimi için yatırıma dönüştürmektir ki bu söz konusu fuarlarımızda
kanıtlanmıştır.
30 yıllık tecrübemizde rekabet farklı biçimlerde karşımıza çıkmıştır. Şu anki başarılı konumumuzda yıllar süren bu rekabet
ortamının önemli bir etkisi olmuştur 30
yılda 1065 fuar hazırlanmış, 191.713
katılımcıya hizmet verilmiş, 26.476.961
ziyaretçi ağırlanmıştır.
Nerede ise son bir yıldır dilimize pelesenk
olan kriz kıt kaynaklar söz konusu iken sektörlerin birlik ve beraberliği ve ortak kararları daha da önem arz etmektedir. Firmalar
kurumlar büyürken içinde bulundukları
sektörlerin geleceğini de düşünmeli kendi
çıkarlarının yanında diğerlerini paydaşlarını ve ülke kaynaklarını da gözetmelidirler.
HZ: Adeta eşzamanlı ve genelde benzer
arz sunan bu iki çeşit fuarlara uzun süre
zarfında yeterince yer varmı?
Hakan Mirgün: 22 yıldır zaten gelenekselleşmiş olan bir tarihte fuar organize
etmek kimseye daha fazla kazanç sağlamaz. Fuarların sürekliliğini katılımcı
firmalarla birlikte nitelikli ziyaretçiler
ve sağlanan katkılar yapılan işler belirler. Tüyap 22 yıldır Ağaç İşleme Makinesi fuarının ve 12 yıldır Intermob
fuarları ile sektöre dolayısı ile ülke
ekonomisine katkı sağlamaya gayret etmiştir ve bu gayretine daha uzun yıllar
devam edecektir.
»Fakat hükümetimiz bu global sıkıntıya çok
doğru çözümler üretti« diyor Süleyman Durdu
Survey Fuarcılık Danışmanlık Ltd. Şti. Genel Müdürü Süleyman Durdu ile röportaj
Holz-Zentralblatt: 2009 yılı dünya
ekonomisi açısından zor bir dönem. Siz
Türkiye’de güncel ekonomik durumu
nasıl değerlendiriyorsunuz?
Süleyman Durdu: Tüm dünyada ciddi
bir kriz yaşandı. Hatta yaşanmaya devam
ediyor. Türkiye fuarcılık sektörü de haliyle bundan etkilendi. Fakat hükümetimiz bu global sıkıntıya çok doğru
çözümler üretti.
Örneğin, Mobilya sektöründe ferahlamaya sebep olan KDV indirimi çok ciddi
bir sinerji yaratmış ve mobilya sektöründe
deyim yerindeyse gözle görülür ciddi bir
rahatlık yaratmıştır. Mobilya sektörünün rahatlaması ile mobilya endüstrisi
de bu sinerjiden payını alacaktır düşüncesindeyiz.
Hükümetin desteğini uzatması ile mobilya sektörü krizden en az etkilenen sektör olma yolundadır.
HZ: İstanbul'da düzenlenecek olan
“ZOW 2009” ve “Z-TEC”, fuarlarının
satışları nasıl gidiyor? Fuarınıza kaç
firmanın katılacağını tahmin ediyorsunuz? Ne kadar ziyaretçi bekliyorsunuz?
Süleyman Durdu: Bizler Survey fuarcılık
olarak “farklı fuarcılık” düşüncelerimiz
parelelinde 1-4 Ekim 2009 tarihlerinde
dünyada kendi sektöründe marka haline
gelen “ZOW” Fuarını gerçekleştireceğiz.
Survey’in hazırladığı tüm fuarlar da farklı
fuarlar olma yolundadır. Katılımcıların
memnun olacağı en önemli unsur faydalı,
nitelikli ziyaretçidir. Bu konudaki çalışmalarından hiç taviz verilmez. Örneğin; Kuzey
Afrika, Balkanlar, Orta Doğu, Arap ülkeleri, Körfez ülkeleri, Rusya, Türki Cumhuriyetleri, Doğu Avrupa ülkeleri ve diğer
Süleyman
Durdu
HZ: Son fuarın önemli katılımcıları bu
yıl yine fuara katılacaklar mı?
HZ: Türkiye mobilya sanayisi ve inşaat sektörü
şu anki güncel durumdan
ne derece etkilendi?
Süleyman Durdu: Ülkemizde geçmiş dönemlerde
yaşanan tüm krizlerde olduğu gibi inşaat sektörü
krizlerden en önce ve en
fazla etkilenen sektördür.
İnşaat sektörünün krize girdiği bir ortamda
mobilya sektörünün krizden etkilenmesi de
çok doğaldır.
Küresel krizin ekonomi üzerindeki ve
mobilya sektörü üzerindeki etkisini en
aza indirmek için yeni yeni pazarlar arayan mobilya sektörünün ilk yılında yaklaşık %40 lara varan bir küçülme
gözlendi. Hükümetimizin tedbir olarak
uyguladığı KDV gibi tedbirler ile satışlarda %50'ye varan artışlar olduğu sektör yetkilileri tarafından açıklandı.
Süleyman Durdu: Elbette daha büyük
olacak. 2008 yılında ve de İmob ile aynı
tarihlerde düzenlediğimiz “ZOW” fuarı,
haklı çekinceleride beraberinde barındırmasına rağmen inanılmaz başarılı geçti.
Katılımcılar olsun ziyaretciler olsun
herkes çok memnun ve çok mutlu ayrıldı
fuardan. “ZOW” 'un daha ilk senesinde
elde ettiği bu başarı sektörde hızla yayıldı.
Hatta bir çok firma bu yıl için bağlantılar
yaptılar. Bahsettiğimiz global krize
rağmen “ZOW 2009” geçen seneye göre
katılımcı adeti olarak iki misli , yerleşim
alanı olarak da üç misli büyüdü diyebiliriz.
Doluluk oranımız şu sıralar %85'leri
buldu. Şunu çok iyi biliyoruz ki, sıra dışı
“ZOW” konseptinin uygulandığı fuarımızı
mobilya endüstrisi ile birlikte tüm fuarcılık
sektörü de sabırsızlıkla beklemektedir.
Tahminlerimiz 250 ye yakın katılımcı ve
25.000 nitelikli ziyaretçidir.
HZ: Bu yıl düzenlenecek “ZOW” fuarı,
2008 yılı başındaki “Imob” ile aynı anda
düzenlenen ilk prömiyerden daha farklı,
daha büyük mü olacak?
Süleyman Durdu: Bilindiği gibi her
sektörün lokomotif firmaları vardır. Geçen
yıl fuarımıza katılan önemli firmalar bu yıl
stand metrekarelerini büyüterek fuarımıza
katılıyorlar. “ZOW” Fuarı'nda firmalar,
yüzey ve kaplama malzemeleri, yarı bitmiş
ürünler, iç dekorasyon, aksesuar ve ekipmanlarındaki yeni ürünlerini sergileyecekler. “ZOW 2009” Fuarı’nda Kastamonu
Entegre, Yıldız Sunta MDF, Starwood,
AGT, Roma Plastik, Orma, Samet, Art
Aksesuar ve Çebi Kilit gibi sektörün seçkin
ve önemli tedarikçi firmaları yer alıyor. Bu
yıl “ZOW / Z-TEC” ile aynı tarihlerde
gerçekleşecek olan “Ağaç İşleme Makineleri” fuarları katılımcılar ve ziyaretçiler
arasında ayrı bir memnunluk yaratıyor.
HZ: Ziyaretçiler ve sergiciler 2009 yılı
fuarından özellikle ne bekliyorlar.?
Süleyman Durdu: 2008 yılında düzenlediğimiz “ZOW” fuarı ile birlikte açıkça
fark edildi ki “ZOW” farklı bir fuar, Survey
de bu farklılığı yaratan bir fuar şirketidir.
“ZOW” 'ların yapıldığı Almanya, İtalya,
İspanya gibi ülkelerinden getirilecek ziyaretçiler ve katılımcıların aslında tek bir
ortak noktaları vardır. Karşılıklı fayda
sağlayabilecek görüşmeler ve iş bağlantıları yapmaktır. Tüm çalışmalar ve organizasyonlar bu doğrultuda hazırlanmaktadır.
HZ: Sizden kısa bir süre önce başlayacak
olan “Ağaç İşleme Makinesi” fuarı sizin
“Z-TEC” fuarınızı nasıl etkileyecektir?
Süleyman Durdu: Doğru ve faydalı
çalışmaların farkedilmesi, sektörün bunu
kabullenmesi de alışkanlıklara bağlı
olarak biraz zaman alabiliyor. Geçen yıl
böyle bir dönem geçirdik ama bu yıl katılımcılar da, ziyaretçiler de “ZOW” fuarının farklı fuar konseptinin içinde olmak
istediler. Bundan dolayı da “ZOW” kısmında olsun “Z-TEC” kısmında olsun
ziyaretçi konusunda, özellikle nitelikli
ziyaretçi konusunda herhangi bir sıkıntı-
mız yok. Bizler ve sektörün ileri gelen
katılımcıları fuarın açılmasını bekliyoruz.
Bu yıl ilk kez “ZOW” fuarlarıyla birlikte
yapmayı planladığımız “Z-TEC” Mobilya
ve “Ağaç İşleme Makineleri” fuarında ise
katılımcıların gelecek farklı ziyaretçilerden
çok mutlu olacağına inanıyoruz. Tabii bu
da aynen “ZOW” 'da olduğu gibi önümüzde ki seneler için ciddi bir referans
oluşturacaktır.
HZ: İstanbul'da hemen hemen eşzamanlı
gerçekleşecek olan benzer yapıda iki fuarı
gerçekleştirecek bir potansiyel var mı?
Süleyman Durdu: Türkiye çok hızla büyüyen bir ülke. Özellikle inşaat sektörü gibi,
tekstil sektörü gibi mobilya sektörü de dünyaca kabul gören bir sektör haline geldi.
Bunun için neyin ne olduğunu, bu sergilemelerde kimin sektöre daha önem verdiğini, var olan potansiyelin kime ne kadar
hizmet edebileceğini yaşayıp göreceğiz.
HZ: Fuarcılıkta ilk kez uygulanan “herşey dahil sistem” bu yıl yine uygulanacak
mı?
Süleyman Durdu: Geçen yıldan bildiğiniz
gibi bugüne kadar ülkemizde alışılagelmiş
fuarcılığın dışında bir sisteme sahip olan
“ZOW” Fuarı'nda “herşey dahil” olarak
adlandırılan bir sistem uygulanmaktadır.
Bu sistemin içinde dekorasyon hizmetleri,
stand modülleri, duvardan duvara halı,
aydınlatma, güvenlik ve temizlik gibi bir
çok özel hizmetlerin yanı sıra tüm katılımcıların takdirini kazanacak kadar zengin
Catering hizmetleri katılımcılara ücretsiz
sunulmaktadır. Türkiye de ilk kez uygulanan bu sistem “ZOW” fuarlarının dünyadaki farklı uygulamalarından biri olarak
ülkemizde de fazlasıyla benimsenmiş ve ilgi
çekmiştir.“
Ahşap Malzemeler
Sayfa 18 · Holz-Zentralblatt
Eylül/Ekim 2009
Ahşap malzemelere doğrudan ve dijital baskı
Sistem üreticileri ve kullanıcılar yeni teknolojiyi yoğun şekilde ilerletmekteler – özet
rü. Doğrudan kontrplağa ve MDF'ye baskı
yapabiliyorsam kağıda neden ihtiyacım
var? Şu zamanda çoğu ahşap ve mobilya
üreticisinin kendisine sorduğu soru bu.
Buna rağmen sektör henüz daha gelişiminin başında sayılır. Dünyadaki dekoratif
yüzeylerin sadece çok az bir kısmı doğrudan veya dijital baskı yoluyla üretilmektedir. Bunun kalitede ve baskı hızındaki
eksikliklerle de da biraz ilgisi var. Ancak
makine üreticileri ve operatörler günümüzde bu konuyla yoğun şekilde ilgilenmekteler. Ama dekor baskıcıları da
ellerindeki bu sektörü kolay kolay kaybetmek istemeyecektir.
Interprint (Arnsberg) ve MDC Max
Daetwyle AG (İsviçre) dekor baskıcıları
Mayıs sonunda İsviçre'de merkezi olan
Joint Venture DI Projekt AG'yi kurdular.
Bu ortak şirketin hedefi lazer teknolojisi
bazında bir baskı makinesi geliştirmektir.
Her iki ortak burada 1999 ile 2003 yılları
arasında Aurentum firması (Mainz,
Almanya) tarafından geliştirilen ve “LaserSonic” ismiyle patent alan teknolojiyi kullandılar. DI Projekt firması bu know-how
haklarını kendine özel elde etmiş durumda.
Yöntemde lazer, baskı için boya damlalarını oluşturur. En büyük avantajı ise sıradan derin ve flekso baskı boyalarıyla (buna
özel boyalar ve metalik boyalar dahil)
kağıt, folyo ve karton gibi farklı malzemelere baskı yapılabilmesidir. Yöntem sayesinde aynı zamanda hem solvent bazlı
boyalarla, hem de su bazlı boyalarla baskı
yapabilir. Böylece “Laser-Sonic” ile yüksek
boya giderleri düşürülebilir ve çevrenin korunmasına daha fazla katkıda bulunulabilir. Bunun yanında derin baskı ve flekso
baskı yöntemi çok iyi simüle edilmiş ve
sıradan baskı yöntemlerinde ortaya çıkan
renk değişikliklerini (metameri) azaltmış,
hatta önlemiştir. Söz konusu sistemleri
üretmeyi MDC Max Daetwyler AG planlamaktadır.
Kendi türünün ilki 2010 yılının yazında
Interprint'in Arnsberg'deki merkezinde
çalıştırılacaktır.
Thansau'lu Alman firması Schattdecor
da bu konuyla oldukça ilgilenmektedir. Bir
dizi konsept çalışması “Interzum” fuarında
13 Mayıs ile 16 Mayıs arasında Köln'de
sergilenmiştir. Bunun yanında Pfleiderer
Gruppe (Pfleiderer şirketler grubu Business
Center) Genel Müdürü Michael Wolff fuar
esnasında “dijital baskı teknolojisinde
devrim niteliğinde bir gelişmeden” bahsetti
ve “ürün geliştiricileri, mobilya üreticileri
ve mimarlar için yeni bir zaman hesabı”
olacağını söyledi. Schattdecor ile işbirliği
sonucu yapılan yoğun araştırmalar sayesinde baskı yöntemi, dekor kağıtları ve
tasarımlar derin baskılı dekor kağıdı kalitesinde üretilebilecek seviyeye getirildi. Bu
sayede hem küçük miktarlarçok hızlı teslim
edilebilir (14 gün içerisinde), aynı
zamanda hem de ileriki bir zamanda benzer talep geldiğinde derin baskıya da
geçilebilir, deniyor. Günümüze kadar
asgari miktar 11'di (1300 tabaka) ve 90
gün teslimat süresi standarttı. Uygun
ürünler önümüzdeki aylara pazara çıkacaktır. Gelişme önce kaplamalarda, sonra
melamin yüzeylerde gerçekleşecektir.
Diğer ortak Schattdecor ise o kadar
ileriye gidememiş durumda henüz. Şu
anda geliştirmenin “tam ortasında”
bulunmaktalar (“Vision made by Schattdecor”) ve bir sözcü 2010 ile 2012
arasında bir tarihten söz etmiştir. Ama
elbette Schattdecor da bileşenlerin aynı
sistemi paylaşmasından bahsediyor, yani
dijital baskıda da taşıyıcı olarak kağıt
kullanılacaktı (direkt baskıdaki gibi plaka
değil). Standda şimdiden bir kaç tane
etkileyici “dijital versiyonlar” görülüyordu.
Bürkle'den - Hymmen'den Wemhöner'e kadar
Büyük baskı makineleri satıcılarında
da geliştirme çabaları azımsanacak gibi
değil. Hannover'deki “Ligna” fuarında
(18 - 22 Mayıs) bir dizi yenilik gösterildi.
İspanyol firması olan Barberan modüler
baskı kafaları ve basit bir elektronikle
“BIJ” Inkjet baskı makinesini geliştirmiş.
210 mm genişliğinde baskı kafaları yan
yana monte edilebiliyor ve uygulamaya
özgü olarak 1260 mm çalışma genişliği
sağlıyor. Firma verilerine göre 40 m/dakika optimum baskı hızında çözünürlük
360 dpi ve 80 m/dakikada ise çözünürlük
180 dpi. Maksimum baskı hızı ise
100 m/dakikadır. Kurutma işlemi UV
projektörleriyle yapılır, birinci lamba kurutmaya ve diğer ikisi ise sertleştirmeye
yarar. Baskı kafaları hariç mekanik ve
elektronik aksam Barberan tarafından
üretilmiştir.
Almanya'daki Bürkle dijital baskı alanında Güney Tirol'lu Durst firması ile
işbirliği yapıyor. “Rho SP 60” (SinglePass) dijital baskı düzeneğiyle 630 mm
genişliğindeki malzemelere 40 m/dakika
hızla gerçek resim gibi ve boyuna 924 dpi
ve enine 200 dpi çözünürlükte baskı
yapılabilir. Düzenek özellikle küçük ebattaki kağıtların üretiminde oldukça ekonomik olacak, çünkü “Printing on
demand (ihtiyaç kadar baskı)” mantığıyla malzemeyi depoda tutmaya gerek
kalmayacaktır. Aynı şekilde dekor değişimi ve projeye özgü tasarımları kısa
sürede ve donatım için uzun süre harcamadan gerçekleştirilebilir. Dekordan
dekora değişim, kesintisiz şekilde gerçekleşmekte ve enerji dostu UV-LED lambalar %50 oranında enerji tasarrufu
sağlamaktadır.
“Ligna” fuarında Wemhöner Surface Technologies yeni “Master Printer” dijital baskı sisteminin bir prototipini tanıttı; 1400 dpi çözünürlük sağlayan ve
çok hassas baskı yapan bir makine.
Barberan ise geliştirdiği “BIJ” Inkjet baskı makinesiyle 32 metrelik rapor uzunluğu üreteren gösteri yaptı.
Fotolar: W. Rüter
Alman sistem üreticisi Dieffenbacher de
İtalyan ahşap üreticisi Bipan (Frati grubu)
ile işbirliği içinde dijital baskı konusuna
yoğunlaşmış durumda. Şu aşamada, İtalyanlar tarafından geliştirilen yöntem baz
alınarak dekoratif yüzeyleri ahşap dekorla
AC sınıfı zemin paneli (EN 13329:2006
ve EN 15468) olarak işleyebilen bir
makine konsepti üzerinde çalışmaktalar.
Dieffenbacher'ın İtalya ve Belçika hariç
pazarlamanın tamamını yapması planlanmakta.
MDF/HDF panellerinin katman yapısında geri dönüşlü bir güvenlik katmanı var
ve üst tarafı ise dolgu katmanı görevi
görmekte; sonrasında dijital Inkjet baskısının yapılacağı baskı katmanını, Hot-Coating katmanı ve bir UV boya katmanı takip
etmekte. Baskı hızı ise 100 m/dakika olarak
bildiriliyor. Dekor ve renk sayısı neredeyse
sınırsız, yöntemin kendisi ise çevreyle dost
çünkü yalnızca su bazlı mürekkep ve
katmanlar kullanılmakta. Aynı şekilde
kağıt depolamaya ve kabartmaya gerek yok
ve kısa döngülerle baskı yapmak mümkün.
Firmanın ifadesine göre tasarım başına
herhangi bir adet sınırlaması da yok. Yeni
tasarımlar kısa süre içerisinde gerçekleştirilebiliyor. Bu sene içinde ilk sistem bir
Alman üreticide kurulacak.
Hymmen ise “Ligna” fuarında yeni
“Jupiter Digital Printing Line” makinesinin üzerindeki gizemli örtüyü kaldırdı;
firmaya göre HD sınıfı (High Definition)
ilk dijital baskı makinesi bu. Dresden
Ahşap Teknolojisi Enstitüsü (IHD) ilk olarak bu yeni nesil makineden sipariş etti. Sayısız dekoratif etki ve grafiği doğrudan
yüzeye basabilmek için Hymmern bu “Single-Pass” baskı sisteminde “Xaar 1001”
baskı kafalarına güveniyor. Bu baskı kafası
laminant zeminlerin veya mobilyaların
endüstriyel üretiminde ilk defa kullanılmakta. “Jupiter Digital Printing Line”,
mevcut baskı/boyama sistemlerine entegre
edilebilen modüler bir ünitedir. Baskı istasyonu tasarım bakımından çok esnek
olduğu için, her çalışma genişliğine uyabilir
ve bu sayede üretime özgü taleplere rahatlıkla cevap verebilir. Sistem örneğin kağıt,
ahşap, taş veya plastikler gibi çok çeşitli
malzemelere baskı yapabilir ve düz yüzeye
baskının yanında eğimli yüzeylere de baskı
yapabilir. Bu da kullanıcı için kullanım
esnekliğinde yeni bir boyut demektir.
Firmaya göre bu dijital baskı sisteminin
mürekkep beslemesi Greyscale teknolojisi
“Xaar 1001” ile birlikte kalıcı olarak
yüksek seviyede kaliteli sonuçlar elde edilmesini sağlıyor. Küçük ebatlarda farklı
tasarımlar ekonomik olarak sayısız yüzeye
sorunsuz bir şekilde basılabilir.
Herford merkezli (Almanya) Wemhöner
Systems'de “Solid Edge” adı altında elyaf
üretim sistemini sunuyor. Bu sistemle diji-
tal baskı yoluyla (meme kullanılarak) örneğin zemin panellerine sızdırmaz, yuvarlak
ve dayanıklı kenarlar yapılabilir. Dünya
çapında geçerli bir lisans mutabakatı
kapsamında firma burada Välinge ile
birlikte endüstriyel kullanım için patentli,
yeni bir yöntem geliştirdi. Yöntemde transfer folyosuna veya boyaya gerek kalmıyor
ve panellerin enine ve boyuna kenarlarında
göze hoş gelen bir yiv yapıyor. Bunun için
sisteme iki adet frekans kumandalı freze aksamı (3000 - 6000 d/dakika) ilave edilmiştir.
Yüksek hızlı hava yastıklı bir bantlı konveyör panelleri makineden geçer ve baskı
kayışı ise sabitlemesini yapar. Makinenin
diğer aksamları ise iki adet IR ısıtmalı baskı
merdanesi ve iki adet IR özel projektörüdür. Opsiyon olarak bir gürültü ve ısı
yalıtım kapağı ve ek IR projektörleri ve de
başka baskı merdaneleri sunulmuştur. Makine 600 - 2000 mm panel uzunluklarını,
130 - 250 mm panel genişliklerine ve 6 - 12
mm panel kalınlıklarına uygundur. Üretici
besleme hızını 200 m/dakika olarak veriyor.
Wemhöner
Surface
Technologies
“Master Printer” dijital baskı sisteminin
bir prototipini tanıtmıştı; firma bununla en
üst kalite segmenti için dijital baskılar yapılabildiğini iddia ediyor. Sistem malzeme
türü ve şekli seçiminde oldukça esnekmiş ve
aynı anda hem sayısız motif çeşitliliği, hem
de aynı zamanda yüksek hassasiyete baskı
seçeneği sunmaktaymış. Wemhöner çözünürlüğü 1400 dpi olarak bildiriyor. Firmanın ifadesine göre makine belki türünün en
hızlısı değil, ama en kalitelisiymiş.
Wemhöner Systems yuvarlak kenar
üretim sisteminde yapılan “Solid
Edge” ayrıntıları.
Hymmen'in CEO'su Dr. Rene Pankoke (önde, burada bir müşteriyle birlikte)
yeni “Jupiter Digital Printing Line” makinesinin önünde; yüksek kalite taleplerine uygun “Xaar 1001” baskı kafalarının entegrasyonuyla esnek bir sistem
yaratıldığından emin.
qç=Äççâ=~=Åä~ëëáÑáÉÇ=~ÇîÉêíáëÉãÉåí
ïêáíÉ=íç
aotJsÉêä~ÖI=eliwJwbkqo^i_i^qq
ewJçåäáåÉ
^åòÉáÖÉå~ÄíÉáäìåÖ
c~ë~åÉåïÉÖ=NU
TMTTN=iÉáåÑÉäÇÉåJbÅÜíÉêÇáåÖÉå
dÉêã~åó
ÉJj~áäW=ÜòJ~åò]ÜçäòJòÉåíê~äÄä~ííKÅçã
ïïïKÜçäòJòÉåíê~äÄä~ííKÅçã
Ahşap Malzemeler
Sayfa 20 · Holz-Zentralblatt
Eylül/Ekim 2009
Dünyanın en büyük MDF üreticilerinden biri
Son yıllarda Türk ahşap endüstrisi çok ciddi bir büyüme temposu sergiledi
Ahşap sektöründe hiçbir pazar son on yılda Türk pazarı kadar gelişmedi
(Çin hariç). Özellikle MDF üretiminde bir çığır açılmıştır. 1999'da henüz
430.000 m3 elyaf plaka üretilirken 2008 yılında nerdeyse 2,4 milyon m3
üretim gerçekleşti, bu hemen hemen altı katı demek. Ağırlıklı olarak
modern preslerde üretim yapılıyor. Sadece Siempelkamp (Krefeld)
1994'den bu yana Türkiye'ye “Conti-Roll” marka 20 sistem satmıştır.
Her ne kadar pazarın doyduğu söylense de bu işin sonu henüz gelmiş
değil diyor Dr.-Ing. Hans W. Fechner (Siempelkamp yönetim kurulu
sözcüsü): “Oradaki yatırımcılar inanılmaz derecede dinamikler.” Günümüzde Türkiye, Almanya'dan sonra Avrupa'nın en büyük MDF
üreticisidir.
Gelişmenin ardında yatan sebebin biri
ise dinamik iç pazardır. Son yıllar içerisinde 500.000 ile 700.000 arası yeni
konutlar inşa edildi. Diğer taraftan da
ihracat rakamlarında büyüme gözlemlenmiştir. Orta Doğu ve Uzak Doğu
pazarları için Türkiye önemli bir köprüdür. Buna özellikle İran, Suriye, Irak ve
Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkeler
dahildir. 2002'den beri Türkiye'deki gayrı
safi milli hasıla yılda ortalama %7 oranında büyüdü. Ancak güncel ekonomik
kriz diğer ülkeleri olduğu gibi Türkiye'ye
de etkiledi. Almanya Dışişleri Bakanlığının verdiği rakamlara göre 2008'in son
çeyreğinde, 27 çeyrektir sürekli büyüme
gösteren gayri safi milli hasıla %6.2
azaldı. Toplamda ise GSYİH %1.1 ile
pozitif kaldı.
Ahşap malzemeler revaçta
Her şeye rağmen Trabzon Karadeniz
Teknik Üniversite'sinden Hülya Kalaycıoğlu'nun ve Gebze'deki Kastamonu
Entegre'den Dr. Ertuğrul Casur'un hesaplamalarına göre 2009 yılı içinde üretimde
genişleme olacağı hesaplanıyor (tabloya
bakın). Özellikle 2003 ile 2005 yılları
arasında ve 2007 ila 2009 yılları arasında
Türkiye'deki kapasitede ciddi bir artış
oldu. Sadece son aralıkta bile sekiz proje
gerçekleştirildi. Ağırlıklı olarak MDF ve
HDF sektörünündeki projeler söz konusuydu. Başka tesisler ise planlama
aşamasındadır. Ve bu sadece Türkiye'de
değil. Örneğin Yıldız Entegre Holding
Ukrayna'da bir MDF fabrikası kurmak
istiyor.
Ahşapla dolu bir
ülkede keşif gezişi
Kastamonu Entegre'deki fabrikada
Büttner kurutucu
Fotolar: Griesche/Siempelkamp
Üretimin büyük bir kısmı iç pazarda
kalıyor. En büyük müşterilerse yerli
laminant zemin sektörüdür; buradaki
üretim 2006 ile 2008 yılları arasında
23 milyondan 52 milyon m²'ye çıkarak iki
kat artmıştır (mobilya endüstrisi de
büyük müşterileri arasındadır). MDF
Türkiye'deki ahşap endüstrisinin merkezleri
Tablo 1
Üretim
İthalatlar
İhracatlar
Tüketim
Kapasite
Grafik: EPF
Türkiye'deki kontrplak endüstrisi, 1000 m3
2004
2005
2006
2007
2008
2009*
2600
160
172
2588
-/-
2800
172
177
2795
-/-
2600
179
178
2601
3888
3047
190
231
3006
4182
3130
216
290
3056
4182
3321
230
334
3217
4500
Kaynak: Karadeniz Teknik Üniversitesi ve Kastamonu Entegre, “EPF Annual Report 2008-2009”
*Tahmin
Tablo 2
Üretim
İthalatlar
İhracatlar
Tüketim
Kapasite
kapasitesinin büyük bir kısmı (yaklaşık
3,2 milyon m³ modern seri preslerde üretilmektedir. Ancak büyük bir bölümü eski
olan kontrplak tesislerinde ise durum biraz
farklı. Yaklaşık %40'ı seri tesislerde (yaklaşık 1,3 milyon m³ üretilirken, %60'ı tekli ve
çoklu preslerde üretilmektedir.
MDF ve kontrplak alanında pazarın
%25'ini elinde tutan Kastamonu Entegre
Türkiye'in en büyük üreticilerdendir.
Firmanın ülkede beş fabrikası (Kastamonu'da iki, Gebze'de iki ve Balıkesir'de bir)
ve Türkiye dışındaysa üç fabrikası (Bulgaristan, Romanya ve Bosna-Hersek) vardır.
2008 yılının üretim kapasitesi ile kontrplak
için 1,3 milyon m³ ve MDF için 660.000 m³
olarak belirtilmektedir. Firma ayrıca
26 milyon m² üretimle Türkiye'deki laminant zemin üretiminin yarısını elinde tutuyor. Ayrıca yılda yaklaşık 15 milyon kapı
plakası üretilmektedir. Kastamonu Entegre
Rusya ve Romanya'da iki ayrı fabrika
açmayı ve Türkiye'de de Adana ve Antalya'da iki kontrplak fabrikası açmayı planlıyor. Ayrıca Bulgaristan'daki fabrikaya bir
OSB üretim hattı eklenecektir.
Diğer önemli üreticiler ise yıllık 1 milyon m³ kapasiteyle Starwood ve yine
yaklaşık 1 milyon m³ kapasiteyle Yıldız Entegre'dir. Bu yıl için planlanan yeni MDF
üretim kapasitesiyle Yıldız Sunta'da da
hemen hemen 1 milyon sınırına ulaşıyor.
Teverpan'ın kapasitesi bu sene 389.000 m³
olarak gerçekleşti, Çamsan 375.000 m³
üretim yaptı, SFC 219.000 m³ ve Vezirağaç'da kapasitesini genişlettikten sonra
234.000 m³ üretim yaptı.
Türkiye'deki MDF endüstrisi, 1000 m3
2004
2005
2006
2007
2008
2009*
873
246
134
925
1200
1500
436
128
1808
2000
1952
325
271
2006
2200
2100
334
515
1771
3112
2379
487
656
2210
3200
2804
564
895
2474
3200
Kaynak: Karadeniz Teknik Üniversitesi ve Kastamonu Entegre, “EPF Annual Report 2008-2009”
*Tahmin
Siempelkamp'ın Türkiye'deki ilk müşterilerinden biri olarak Kastamonu Entegre
1969 yılında dört katlı bir pres siparişi
verdi. Üç seri pres (bunların ikisi Gebze ve
Kastamonu fabrikalarındaki MDF'ler için
“Conti Roll”), Balıkesir'de bir kontrplak
pres ve Gebze'de Küsters marka iki adet
MDF seri pres bu çeşitliliği bütünlemekte.
Kastamonu ile Krefeld arasındaki iyi
işbirliğine en yeni örnek 2006 Kasım'ında
sipariş verilen ve Kastamonu'da kurulan
MD tesisidir. Teslimat kapsamına ayrıca
(Türkiye'de genelde yapıldığı gibi) Siempelkamp'ın kardeş firması olan Dr. E. Schnitzler tarafından planlama ve teknolojik
çalıştırması dahildi. Büttner marka kurutucu, 7' x 55,3 m ebatında ve 1000 m³/18
mm kapasitesinde şekil verme ve presleme
hattı, soğutma ve istif sistemi, SHS üretimi
ve deposu.
400.000 m² arazi üzerinde ve 100.000 m²
Kastamonu'daki kapalı alanda bu örnekte
Greenfield tesisi çevredeki ormanlardan
temin edilen ağaçları işliyor. Mart
2008'deki ilk plakadan sonra Nisan 2008'in
başında üç vardiyaya geçildi. Kastamonu
grubunun ürün programına kontrplaklar
ve MDF ürünleri, ham veya film kaplı
mobilya plakaları, laminant zeminler, kapılar, çıtalar – kısacası Türkiye'deki iç pazarı
ve mobilya pazarını ileri taşıyan her türlü
malzeme. İhracat için Kastamonu İran'a ve
Irak'a mobilya plakaları ve laminant zeminler üretiyor – hedef üretimin %100'ünü
kaliteli şekilde teslim etmek! Firmanın
tahmini: Kastamonu'daki tesisin müdürü
Enis Koç pazarın durumunu şöyle açıklıyor: “Pazarımız sürekli büyüyor – Türk
aileleri her on yılda bir mobilyalarını yeniliyorlar ve bize böylece gelecek için iş alanı
açıyorlar”.
Yıldız Sunta, Yıldız Entegre ve Starwood firmaları otonom olmalarına karşılık Türk Yıldız ailesine dahillerdir.
Birlikte hesaplandığında yıllık 2,7 milyon
m³ kapasiteye ulaşarak dünyanın en
büyük ahşap üreticilerinden biri haline
geliyorlar. Üç firmada şu anda Siempelkamp'ın dokuz adet seri sistemi kullanılmaktadır. Bu sistemlerin üçte ikisi MDF
üretiminde, üçte biri ise kontrplak üretiminde kullanılır.
Kocaeli'deki Yıldız Entegre'nin şefi
Fehmi Yıldız firmasında “Conti Roll” tipi,
7' x 55,3 m ebatında üç MDF sistemine sahiptir. MDF üzerine uzmanlaşmış firma
yeni proje olarak Ekim 2007'de 3,2 mm
MDF'den yapılmış kapı panelleri için oniki
katlı bir pres siparişi verdi (yılda yaklaşık
11 milyon kapı paneli). 2008 sonbaharında
sistem çalışmaya başladı. “Şu anda iki projemizle İran'la ve Rusya'yayla birlikte yurtdışına yoğunlaşmış durumdayız. Ham
Bursa/İnegöl'deki Starwood A.Ş.'de Siempelkamp marka ince MDF pres
sistemi
kereste şeklinde kaynaklarımızın %80'ini
yurtdışından temin ediyoruz” diyor Ahmet
Akpınar (Kocaeli'deki fabrika müdürü).
Yıldız Entegre'den fazla uzak olmayan ve
yine Kocaeli'de bulunan ve başında Ahmet
Yıldız'ın olduğu Yıldız Sunta MDF
mobilya plakaları ve zemin malzemeleri
üretiyor. Merkezde ebatında 8' x 23 m ve
7' x 55,3 m seri presli iki adet Siempelkamp
MDF sistemi mevcut.
Mobilya endüstrisindeki lider firma
rütbesini korumak için Yıldız Sunta şimdilik kontrplak alanına yönelmiş durumdadır. Aralık 2007'de firma bu nedenle
4 - 42 mm'lik yeni bir Siempelkamp kontrplak sistemi teslimatı için GIM Export ile
bir sözleşme imzaladı. İçeriğinde 7' x 42,1 m
ebatında bir “Conti Roll”, planlama, Büttner kurutucu, soğutma ve istif sistemi ve
SHS depolama vardı. İlk plaka 2009'un
baharında preslendi.
Yıldız ailesi bünyesindeki üçüncü firma
da Bursa İnegöl'deki Starwood A.Ş'dir.
Firmanın şefi Mehmet Yıldız burada en
yüksek kalite standartlarına önem veriyor ürün programı %80 mobilya plakasından
ve %20 ham plakadan oluşuyor. 1990'da
kurulan firma sonraki yıllarda Türkiye'de
en büyük ahşap plaka satıcılarından biri
haline geldi. Burada en yeni teknolojiler,
modern yapılar ve yüksek kalifiye personel
firmanın ana kriterleri olmuştur. İki adet
8' x 23,5 m ve 6' x 47 m ebatında kontrplak
“Conti Roll” burada günlük 2500 m³
üretim yapıyor.
En yeni proje ise GIM/Siempelkamp ile
işbirliği içinde 1,5-25 mm ince MDF'ler için
7' x 28,8 m ebatında yüksek performanlı bir
prestir; üretim hızı 2000 mm/s ve günlük
kapasitesi von 660 m³ olarak düşünülmektedir. Sözleşme 2007 Temmuz'unda imzalandı, ilk plaka 2008 Haziran'ında basıldı,
üçlü vardiyaya ise 2008 Temmuz'unda
geçildi. Starwood bu sistemle özel bir ürün,
çerçevesiz hafif yapı plakaları, üretiyor.
Bununla firma Türkiye'nin en büyük ve çok
yönlü ahşap üreticilerinden biri haline
geliyor.
Ralf Griesche, Jens Fischer
Kaynaklar
Avrupa Panel Federasyonu (EPF): Annual Report 2008 2009, Brüksel (Belçika)
Siempelkamp (2008): Başarılı bir pazar – İyi profile sahip
ortaklar, bülten, baskı 02/2008, Krefeld (Almanya)
Kocaeli'deki Yıldız Entegre'de kapı panelleri için 12 katlı pres
Bütün Dünyadan
Eylül/Ekim 2009
Holz-Zentralblatt · Sayfa 21
Su altında kalan ormanlarda yatan değerli ağaçlar
Su altında kalan ormanlardan faydalanmanın yeni yöntemleri – baraj göllerinde faydalanılmamış ham madde kaynaklar
Yazan Peter Schrott, Freudenberg
Baraj göllerinin inşalarından dolayı çok büyük ölçüde arazi alanları ve
tüm ormanlar ve ormanlık bölgeler su altında kalmış ve hala su altında
kalmaya devam etmekte. Bu alanlar unutulan bir dünya gibi bu göllerin
dibinde yatıyor. British Columbia, Vancouver Island merkezli Triton
Loggin şirketi, kendi üretimi olan “Sawfish” adlı su altı robotu ile bu
hammadde kaynağını büyük çapta değerlendirmeye çalışıyor. Su altı
ağaçlarının kesilmesi tamamen yeni bir buluş değil. Artan fiyatlar veya
yüksek kalitelerin eksik bulunmaları durumu karşısında bu yöntemler
yeniden önem kazanıyor.
D
ünyada yaklaşık 15 m'den daha
yüksek olan 45.000 baraj bulunmaktadır. Bir çoğunda bulunan
ağaç stokları baraj kurulmadan önce
faydalanılmamış durumda. Bunun iki
nedenlerinden biri planlama hatasıdır –
yani baraj, ağaçların kesilmesine zaman
kalmadan, icra edilmiş. İkinci nedeni de
o dönemlerdeki düşük ağaç fiyatlarından
dolayı ormanlardan faydalanmanın parasal
açıdan cazip gelmemiş olmasıdır. Bu durum
şimdi dünyanın bir çok bölgelerinde değişti.
Bugün dünya çapında aşağı yukarı
45.200 km2 su altında kalmış ormanlar bulunduğundan ve böylece 300 milyon ağacın
yer altında olduğundan yola çıkılmakta.
Triton şirket kurucusu Chris Godsall'in
verdiği bilgilere göre bu ormanların değeri
ortalama 50 milyar Amerikan Doları
(USD) cıvarında.
Su altı ağaçlarından faydalanmak
Su altı ağaçlarından faydalanmanın ilk
başlangıcı pnömatik zincirli kerestelerle
dalan dalgıçlara dayanıyor. Yalnızca bu
çalışmalar verimsiz olup artı bayağı tehlikeli olabiliyor – ham sıklığına bağlı olarak
ağaçlar “kesimden” sonra kontrolsüz bir
şekilde su yüzüne doğru sıçrıyor. Ayrıca su
altında kalan ormanların yüzde 80'ni
dalgıçlar tarafından kesilebilmesi için fazla
derinlerde kalıyor. Aquatic Cellulose şirketi
daha farklı bir yaklaşım seçmiş. Bu şirket,
yüzerek hareket halinde bulunan bir platform üzerinden ağaçları kesiyor; iki kepçeli
kollarla ağaç sabitleniyor ve kesiliyor.
Kesim robotu olan “Sawfish” ile Kanada'lı şirket Triton Loggin bu alanda bir ek
niş daha belirlemiş oluyor. Bir minibüs
büyüklüyüğündeki ve 3 tonun üzerinde bir
ağırlıkla çalışan bu robot 75 beygir gücü
olan elektronik motorlarla 215 m derinlerde çalışıyor. Bir kepçe kol ile “Sawfish”
ağacın kökünden destek alıp üzerine
otomatikmen şişen airbagler ekliyor.
Böylece kontrollü bir şekilde su yüzeyine çıkma imkanı sağlanıyor. Ayırma kesimi, kılıç uzunluğu 1,4 m olan hidrolik
zincirli testere ile, ağaç gövdesini tabanın
hafif üzerinden ayırma ile gerçekleşiyor.
Ardından suyun yüzeyine çıkan ağaç gövdeleri yüzerek hareket halinde olan platform ile toplanıyor. Bu robot ağaçların
yerlerini belirleyebilmek için sekiz kamera
ve sonar ile çalışıyor. Bu robot yüzerek
hareket eden platformun üzerinde yer
alan bir pilot tarafından yönlendiriliyor.
Vardiya başı bir çalışma takımı böylece
aşağı yukarı 100 ağaç kesme imkanı buluyor.
Dünya çapında büyük potansiyel
Triton şirketi British Columbia (BC)'da
baraj göllerindeki ağaçlardan faydalanmanın bir dizine uzun vadeli hakkını elde
etmiş. Triton'un verdiği bilgilere göre Kanada'nın Batı Sahili’nde bulunan bu
ülkede dünya çapının su altı stoklarının
yüzde 5'i veya 12 milyon m3 ağaç suyun
altında bulunmakta. Orada bulunan bir
gölde “Sawfish” altı ayın içinde 6.000 ağaç
kesmiş bulunuyor.
“Sawfish” 215 m su derinliklerine kadar inip ağaç kesebilmekte. Kepçe kollardan biri ağaç gövdesini sabitlerken,
kılıç uzunluğu 1,4 m olan hidrolik zincirli testere temiz bir kesim sağlıyor.
Fotolar: Triton
Triton dünya çapında da kesme hakları
aramakta. Bu haklar normalinde bağlı
oldukları hükümetler tarafından direkt
veriliyor. İzin alındığı takdirde Triton şirketi sistemi ile birlikte o bölgeye gidip işe
başlıyor. Triton'nun sözcüsü olan Jim Hayhurst'e göre kesilen ağaçlar işlemin ardından kendi hesaplarına göre satılıyor.
Kanadalı'lar robotlarını kendileri planlayıp kendileri üretiyor. Şu anda dört
sistem işletilmekte. Şirket bir “Sawfish” 'in
üretim masraflarının 1 milyon Amerikan
Dolar'ı cıvarında olduğunu söylüyor.
Triton büyümekte bulunuyor ve bütün
kıtalarda aktif olmak istemekte. Bu durumda da özellikle tropik bölgeler ilginç
görülmekte. Bu bölgelerde yatan ağaç
gövdeleri bu boyutlarda ve kalitelerde artık
piyasada pek sık bulunmamakta. Diğerlerinin yanı sıra “Sawfish” Malezya'da da
faaliyette bulunmuş (bkz. fotolar).
Siparişi verenler için çoğu zaman yalnızca kesme hakkından elde edilen parasal
kazanç önemli değil. Birçok baraj gölü
ancak ağaçlar kesildikten sonra gemiyle
geçme imkanına sahip oluyor. Triton, bu
tür kesim işlemlerinde karaya oranla masrafların doğal olarak daha yüksek olduğunu vurguluyor. Onun yerine başka
avantajları varmış: Genelde ulaşması zor
olan orman bölgelerinde konvansiyonel
orman çalışmalarında görüldüğü gibi
nakliyata gerek kalmıyor. Genelde bıçkıhane suyun kenarında bulunuyor ve
böylece direkt olarak 200 m3 ağaç kavrayabilen platform tarafından hedeflenebiliyor,
diye vurguluyor Hayhurst.
Kesim robotu “Sawfish” bir minibüs büyüklüğünde ve ağırlığı 3 tonun
üzerinde.
Bu durum üst tabaka işlemlerinde gereğinden fazla, yani düzensiz emilen muamele
gereçleri sorununa da yol açmakta. Uzun
süre su altında depolanmanın bir avantajı
da doğal fışkırma hızının düşürülmesi
olduğunu söylüyor.
Braunschweig'daki Fraunhofer ağaç
araştırma enstitüsü (WKI) bölüm
başkanı olan Prof. Dr. (Mühendis)
Volker Thole'ye göre de ahşap sanayiinde kullanım için hiçbir kısıtlama görülmemekte. Oksijensiz ortamdan dolayı
ağaç korunmuş olur ve sıklılığı azalmaz.
Oksijenin kesilmesinden dolayı ağaçlar
mantar veya mikroplar tarafından da sarılmamakta.
Suyun altında depolanmanın
dezavantajı yok
Robot, yüzerek hareket eden platform üzerinde yer alan bir pilot tarafından
yönlendiriliyor. Robot, ağaçların yerlerini belirleyebilmek için sekiz kamera
ve sonar ile çalışıyor.
Hamburg'daki Johann-Heinrich-vonThünen Enstitüsü doçenti olan Dr. Gerald
Koch şunları söylüyor: bugünki bilgilere
göre şimdiye kadar araştırılan 50 yıllık bir
süreye kadar suyun altında depolanan
ağaçların – örneğin kızılağaç veya pitch
pine gibi – dayanıklılığı önemli ölçüde
olumsuz etkilenmemiş durumda. Ancak
uzun süreler zarfında (birkaç yüz yıla
kadar) suyun altında depolanmış ağaçların
bakteriler tarafından sarılmasından dolayı
sıklılığı azalıyor. Daha öncesinden de
mikroplardan dolayı benek membranlarının azalması da sorunlara yol açabiliyor.
Ağaç gövdesi kesildikten sonra şişen airbagler tarafından kontrollü bir şekilde su yüzeyinin üzerine çıkarılır.
Triton ekibinin tipik bir çalışma bölgesi Güney Doğu Asya’nın en büyük
göllerinden olan Kuzey Doğu Malezya Terengganu’da bulunan Lake Kenyir’dir. Kenyir barajı 1987’de tamamlanmış.
Teknik Tesisler
Sayfa 22 · Holz-Zentralblatt
Eylül/Ekim 2009
Mobilya artıkları ile hesaplı enerji giderleri
Henrichsmeyer firma grubu Sennergie enerji uzmanıyla birlikte Hövelhof'da ahşap enerji santralı kuruyor
Ralph Diermann, Münih
Henrichsmeyer şirketler grubu (Geha-Möbelwerke, Formaplan)
biyoenerji uzmanı Sennergie (Hövelhof, Almanya) ile birlikte bir ahşap
enerji santralı kurdu. Tesis 2008'den beri çalışıyor ve mobilya üretiminden gelen yıllık 10.500 ton artık ahşapla tam performansla çalışabiliyor.
D
oğu Westfalen Lippe'nin tam ortasında, Paderborn, Lippe ve Gütersloh ilçeleri bölgerine yayılmış ve
Bielefeld'e yakın bir yerde Senne bölgesi
bulunmaktadır - bu bölgede geniş otlak
araziler ve büyük ormanlar vardır ve bu
ormanlar komşu olan Egge'ye kadar
devam eder ve Teutoburger ormanı ile
birleşir. Buradaki ormanlık arazi toplamda
20.000 dönümdür.
Bu nedenle bu bölgede ahşap endüstrisi
19. yüzyılda bile en güçlü ekonomik kollardan biriydi. Günümüzde bölgede mobilya
üreticileri ön plana çıkıyor: 200'den fazla
mobilya firmasının merkezi buradadır;
aralarında dünya çapında meşhur
firmalar da vardır, örn. Nobilia, Häcker
Küchen, Nolte Küchen, Poggenpohl,
Welle ve Interlübke gibi. Bunun dışında
sayısız uluslararası önem taşıyan MDF
plaka ve kontrplak üreticileri buraya
yerleşmiştir.
Ahşap enerjisinin kullanımını artırmak
için şehir santrallarından, orman işletmelerinden ve endüstri kuruluşlarından gelen
birkaç kişi “Initiative Holzcluster Senne”
birliğini kurdular; bu birlik katılımcılarını
birleştirecek ve ahşap enerjisi konusuyla
ilgili herkesin referans yeri olacaktı.
Günümüzde bile Senne'de enerji taşıyıcısı
olarak ahşabın büyük bir rolü vardır.
Örneğin Oerlinghausen şehir santralleri
yaklaşık dört yıldır 4,6 MW güce sahip bir
ahşap kazan işletiyor – şehir santrallerinin
enerji ihtiyacının üçte biri.
dirildi; buna diğer endüstriyel enerji tüketenlerin adım adım bağlandığı yakın enerji
ağının giderleri dahildir. Üretilen elektrik Eon
Westfalen-Weser'in şebekesine verilmektedir.
Beklenen yıllık yaklaşık 35 milyon
kWsaat ısı üretimi neredeyse 3000 evin
tüketimine denktir. İtalyan Turboden S.r.l.
(Brescia) firmasının ürettiği ORC türbininden el edilen 8 milyon kWsaat elektrik
1500 evi beslemeye yeter. Aynı güce sahip
sıradan bir doğal gaz enerji santraline
karşın yeni tesis yılda 10.000 ton CO2 tasarrufu sağlıyor.
Yerel ekonomik işleyiş
Hövelhof ahşap enerji santraliyse A1 ve
A2 sınıfı mobilya üretiminden gelen üretim
atıklarıyla yıllık yaklaşık 10.500 tonla
beslenmektedir. Yakıtın hemen hemen
%85'i Geha ve Formaplan fabrikalarından
gelmektedir, kalanı ise OstwestfalenLippe'de bulundan ve Formaplan ürünlerini kullanan diğer mobilya firmalarından
gelmektedir. Sennergie genel müdürü
Dr. Dieter Brechmann diyorki: “Yani
burada tam anlamıyla yerel bir ekonomik
işleyişten söz edebiliriz.”
Ahşap artıkları 50 × 50 mm ebatına
küçültülürler ve konveyörlerle ızgaraya
taşınırlar. IT-tabanlı akıllı bir silo kumandası burada uygun, ekonomik dolumu
kontrol ediyor. Küçültücü, konveyör ve silo
kumandası tekonolojisi geri dönüşüm
uzmanı Vecoplan'a aittir.
Haziran'da inşaata başlandı, Ekim'de ilk defa elektrik üretimi yapılabilmesi bekleniyor.
için proses ve oda ısısı üretiyordu – yani
kullanılamayan enerji kelimenin tam anlamıyla havaya gidiyordu.
Yeni tesis Hövelhof GmbH ahşap enerji
santrali tarafından işletiliyor (bu firmaya
Henrichsmeyer ailesi %40 oranında ve
Sennergie %60 oranında ortaklar). Mobilya üretiminin ana bileşeni enerji üretimi
olmadığından dolayı ahşap enerjisi vitriniyle bölgede bulunan tecrübeli bir
uzmanda bu işe katıldı. Ayrıca sermaye
kullanımı birden fazla kişiye de bölünebilmiş oldu.
Enerjiyi maksimum bir
şekilde kullanabilm imkanı
Ortak geliştirilen projeye beraber sevinebilmekteler: Dr. Dieter Brechmann
(Sennergie), Rolf Henrichsmeyer (Geha, Formaplan) ve Heinz Josef Rodehuth (Sennergie).
Buna bir de 650 kW gücündeki ORCtürbini eklendiğinde yıllık 4 milyon kWsaat
elektrik üretilir. Enerji santraliyse
40.000 ton talaş, kabuk ve odun artıklarıyla
beslenir; yerel işletmeciler ile uzun vadeli
teslimat sözleşmeleri yapılmıştır.
Detmold kamu işletmeleri şirketi, Bielefeld kamu işletmeleri şirketi ve yerel bir
tarım fiması da kendi ahşap enerji santrallerinin hazırlıklarına başladı. Heimat
bölgesi aynı zamanda Heimat Sennergie
GmbH'ye (Bielefeld) ait ahşap enerji santrallerinin en büyük vitrinidir.
Üretim artıklarından enerji
Mevcut enerji santrallerinin yanında bazı
endüstri firmaları da ahşap temelli enerji
üretim işine girmeyi planlıyorlar. Kaliteli
yatak odası mobilyası üreticisi GehaMöbelwerken ve çekmece ve mobilya
parçası üreticisi Hövelhof'da bulunan
Formaplan şirketleri ile Henrichsmeyer
şirketler grubu ise planlarını gerçekleştirmiş durumda. Haziran 2008'de 7 MWtermik
güce ve 1 MWelektrik gücüne sahip ahşap
enerji santralinin yapımı başladı. Toplam
yatırım yaklaşık 6 milyon Euro olarak bil-
Ekolojik açıdan A1 ve A2 tipi ahşabın
yakılmasında herhangi bir sorun olmamasına rağmen işletmeciler kapsamlı modern
filtre ve yakma teknolojisine de yatırım
yaptılar: Böylece ahşap, Avusturya'lı
uzman Mawera (Hard am Bodensee, Viessmann grubunun bir kuruluşu) tarafından
yollanan sabit brülörlü bir kazan içinde
yakılır. Filtreler de Avusturya'dan gelmektedir, tedarikçi ise Scheuch (Aurolzmünster) firmasıdır. Emisyon değerleri yasaların
öngördüğü sınır değerlerinin dörtte biri dolaylarındadır – örneğin tozda 5 µg/m3'nin
altında yanma gazı (sınır değeri: 20 µg/m3).
Resmi makamları zararlı madde
emisyonu hakkında bilgilendirmek için
Detmold'daki idari yönetim tüm verilere
online şekilde her zaman ulaşabilir. Buna
rağmen Hövelhof bölgesinde bu planla
ilgili eleştiri yapanlar da oldu; bu eleştirelere karşın bağımsız eksperlerle gerekli
cevap verildi: Harici eksperler tarafından
incelenen emisyon değerleri, işletmecilerin
bile beklediğinin daha da altındaydı.
Bu enerji santralı 25 yıllık, aynı şekilde
odun yakan bir kazanın yerini aldı; bu eski
kazan güncel çevre standartlarına uygun
değildi ve yalnızca kendi üretim merkezi
Lippe enerji ajansının (EAL) desteğiyle
oluşan enerji santralı konseptinin çıkış
noktasını bize Geha ve Formaplan'ın idari
ortağı Rolf Henrichsmeyer anlatıyor:
“İsteseydik eski kazanımızı değiştirir ve
yola eskisi gibi devam edebilirdik. Enerji
fiyatlarının sürekli artmasından dolayı
kendimize şu temel soruyu sorduk: Yıllık
olarak çöpe atmak istemediğimiz belirli bir
miktar atık odunumuz var – bunun içinde
bulunan enerjiden maksimum şekilde nasıl
yararlanabiliriz? Yani tesisi ihtiyacımıza
göre değil, atık ahşap miktarına göre
yapmayı istiyorduk.”
Ancak üretilen ısı miktarı ihtiyacı fazla
fazla aşıyor, çünkü Geha ve Formaplan
üretim merkezleri üretilen ısının maksimum %35'ine ihtiyaç duyuyorlar. Bu sorunun çözümü ise Hövelhof belediyesinin
fabrika arazisinin yanına bir sanayi bölgesi
yapma kararı almasıyla sağlandı. “Adım
adım yakın enerji şebekesini kuracağız ve
çevremizdeki diğer firmaları buna bağlayacağız”, Rolf Henrichsmeyer böyle diyor.
Önce yakında bulunan alüminyum yapı
elemanları üreten Heroal fabrikasına ısı
tedarik edilecek; bu iş sözleşme imzalama
aşamasında.
Bir mobilya üeticisi esas işinin dışında
bir alanla neden bu kadar ilgileniyor – hem
de tüm sektörün ekonomik olarak kırılma
aşamasında bulunduğu bir aşamada? Rolf
Henrichsmeyer açıklıyor: “Bizim için çok
önemli olan şu: Petrol ve doğalgaz pazarındaki fiyat patlamaları bize henüz dolaylı
olarak yansıdı. Enerji giderleri daha
hesaplı hale geliyor.” Burada devletin
yenilenebilir enerji üretimini teşvik etmesi
mobilya üreticisi için pek önemli olmayan
bir etken oldu çünkü ahşap enerji santrali
kurma kararı bu teşvikler hayata geçmeden
çok daha önce verilmişti. Heinrichsmeyer:
“Ahşap enerji santralimizin ekonomik ve
ekolojik veriminden o kadar eminizki, devlet teşviğinden bağımsız olarak bu projenin
dışında zaten bir başka alternatif görmüyorduk.” Henrichsmeyer burada diğer
mobilya üreticilerinin de gidebileceği bir
yol olduğunu görüyor: “Sektör ekonomik
açıdan büyük bir eşik noktasında duruyor.
Atık ahşaptan enerji üretimine yatırım
yaparak firmalar en azından enerji giderlerini kontrol edebilirler”.
Atık ahşaptan üretilen enerjiye
endüstri şirketlerinin ilgisi artıyor
Günümüzde hesaplanabilir, sabit enerji
fiyatlarına olan talep orta çaptaki endüstri
Fotolar: Diermann
kuruluşlarının bu tip tesislere ilgilerini
aniden artırıyor; Sennergie'nin genel
müdürü Heinz Josef Rodehuth bunu
gözlemlemiş: “Uzun vadeli planlanabilir
yatırım ve amortismanlarda ahşabın
sabit fiyat dengesi diğer enerji sağlayıcılarına göre beklenen gider artışını
düşük tutuyor”. Henrichsmeyer'in
dediği gibi bunu sermaye sağlayan
finans kuruluşları da fark etti: “Bankalara eşsiz fırsatlar sunduk çünkü onlar
da bir ahşap enerji santralinin her
açıdan mantıklı ve karlı bir yatırım
olduğunu gördü.”
ORC modülü (burada henüz vincin kancasında) Turboden tarafından komple
çelik çerçeve içerisine monte edilmiş halde teslim edildi.

Benzer belgeler

Teknik tesisler - Holz

Teknik tesisler - Holz 0039 (0) 31 - 261380; E-mail info@casiraghi. info •İskandinavya: Exomedia OY - Jyri Virmalainen, Post Box 739, FIN 00101 Helsinki, Fon. +358 50352 3635 e-mail jyri.virmalainen@exomedia.fi

Detaylı

HZ Türkisch 2010 - Holz

HZ Türkisch 2010 - Holz Kare başı (45 mm genişlik) milimetre temel fiyatı 4,— EUR. 1.10.2009 tarihli, 49 no.’lu fiyat listesi geçerlidir.

Detaylı