italya - Plazatur.com
Transkript
italya - Plazatur.com
1 2 İÇINDEKILER İtalya 4 Tarihi Turistik Yerler 7 Venedik 11 Bologna 15 Floransa 17 Roma 20 Restorantlar 29 Konaklama 31 Seyahat Programı 32 İTALYA Yüzölçümü: 301.338 Km2 Nüfusu: 60.067.554 (31 Ocak 2009 verileri) Nüfus yoğunluğu: Km2’ye 199,3 kişi Başkent: Roma (2.724.668) Diğer önemli şehirleri: Milano, Napoli, Torino, Palermo, Genova, Bologna, Floransa. Etnik gruplar: İtalyan (%96,), Arnavut (%0,5), Faslı (%0,4), Romen (%0,3),diğer (%2,3). Resmi dil: İtalyanca Din: Katolik (%90), Protestan (%1), Diğer (%9) Para Birimi: Euro Saat farkı: 1 saat geri (Türkiye’ye göre) Cumhuriyet Bayramı: 2 Haziran (1946) İtalya’nın Birleşmesi: 17 Mart 1861 Avrupa Birliğine giriş tarihi: 25 Mart 1957 (kurucu üye) İnternet alan adı: it Uluslararası arama kodu: 0039 Başbakan: Mario Monti Cumhurbaşkanı: Giorgio Napolitano Temel Ekonomik Göstergeler GSYİH: 1.814.557 milyar dolar (2008) GSYİH Büyüme Hızı: -1% (2008) Kişi başına düşen milli gelir: 30.581 dolar (2008) Enflasyon oranı: 3,6 % (2008) İşsizlik oranı: 6,7 % (2008) Sektörlere göre işgücü dağılımı: %66,5 hizmetler, %29,7 sanayi, %3,8 tarım 4 Coğrafya İtalya, kuzeyde Fransa (488 km), İsviçre (740 km) , Avusturya (430 km) ve Slovenya (232 km) ile sınırlı, geri kalan bölümünde ise denizlerle çevrili, Güney Avrupa’da, Akdeniz’in ortasında bulunan kuzeyden güneye 1.300 km. boyunca uzanan bir yarımadadır. İtalya’da, en büyükleri Sicilya (25.426 km2) ve Sardunya (23.813 km2) olan birçok ada bulunmaktadır. Toplam sahil şeridi 7.600 km’dir. En yüksek tepesi 4.810 metre ile Monte Bianco, en uzun nehirleri Po (652 km), Adige (410 km) ve Tevere (405 km)’dir. Başlıca gölleri ise Garda Gölü (370 km2), Maggiore Gölü (170 km2), Como Gölü (146 km2)’dür. İklim Akdeniz ikliminin görüldüğü güney ve orta İtalya’da yazlar sıcak ve kurak, kışlar ılık geçmektedir. Kuzeyde ise karasal iklim görülmektedir, kışlar soğuk geçmektedir. Yönetim Şekli İtalya, yönetim olarak, 20 bölge, 107 vilayet ve 8100 belediyeye ayrılmış parlamenter bir cumhuriyettir. Cumhurbaşkanı devletin başıdır, parlamento tarafından seçilir ve 7 yıl görev yapar. Ulusal yasama yetkisi, 5 yılda bir halk tarafından genel seçim ile belirlenen iki meclisten oluşan (Temsilciler ve Senato) parlamentoya verilmiştir. Yürütme yetkisi, bir meclis başkanı (parlamento tarafından seçilen ve cumhurbaşkanı tarafından atanan), bir başkan yardımcısı ve 23 bakandan oluşan Hükümet’in elindedir: yürütme aynı kurulun başkanı tarafından yönetilen Bakanlar Kurulu tarafından gerçekleştirilir. Yargıda en yüksek karar birimi Yargıtay’dır. Anayasa Mahkemesi, yasalar ve İtalya Cumhuriyeti arasındaki 5 herhangi bir uyuşmazlığa ilişkin düşüncelerini belirtir. Uluslararası bağlamda, İtalya, Avrupa Birliği, NATO ve AET’nin kurucu üyelerindendir. Ayrıca, G–8 üyesidir. Ekonomi İtalya, 2008 yılında, 1.814.557 milyar dolar değerindeki gayri safi yurt içi hâsılası ile dünyanın en büyük ekonomik güçlerinden biridir: 2008 yılında kişi başına düşen gelir 30.581 dolar olarak gerçekleşmiştir. 2008 yılı enflasyon oranı %3,6 olmuştur. İtalyan sanayisinin en gelişmiş sektörleri arasında mekanik, yapı, kimya ve taşıt araçları sanayi başta gelir. Turizmin rolü de oldukça önemlidir. UNESCO, İtalya’nın, dünyanın en büyük kültürel mirasına sahip olduğunu açıklamıştır. İtalya’nın en önemli gücü diğer sanayileşmiş ülkelere oranla küçük ve orta ölçekli firma sayısının fazlalığıdır: 4 milyondan fazla firmanın %98’i 19 kişiden daha az çalışana sahiptir (firma başına ortalama 3,98 çalışan düşmektedir). Büyük ölçekli firmalar daha çok Kuzey ve Orta İtalya’da toplanırken güney daha çok tarım ve turizm alanında faaliyet gösteren küçük işletmelerden oluşmaktadır. İtalyan ekonomisinin bir diğer gücü ise “küme” olarak adlandırılan ve aynı sektörde, her biri üretim aşamalarının başka bir dalında uzmanlaşmış birçok firmanın sıkı ekonomik ilişkiler içerisinde bir arada bulunduğu organizasyonlardır: bugün İtalya’da 200’den fazla küme bulunmaktadır. Ulaşım ve Altyapı Karayolları uzunluğu: 484.688 km Demiryolları uzunluğu: 19.459 km Havaalanı sayısı: 133 Liman sayısı: 24 İtalya’nın konumu sayesinde kara, deniz ve hava ulaşım ağı oldukça gelişmiştir. Yurtiçi ulaşımda özellikle hızlı trenler tercih edilmektedir (www.trenitalia.it). İtalya’dan dünyanın birçok şehrine farklı havayolu şirketleri ile ulaşmak mümkün olduğu gibi Avrupa’nın önemli şehirlerine ekonomik uçuşlar (low cost) ve tren yoluyla 6 ulaşılabilir. İtalya’nın limanları da özellikle nakliye ve lojistik bakımından oldukça gelişmiştir. Zaten ülkenin tarihine bakıldığında ticaretinin gelişiminde limanların rolü büyüktür. Başlıca limanları Ancona, Brindisi, Bari, Cenova, Gioia Tauro, Livorno, Napoli, Salerno, Trieste, Venedik’dir. Ankara, İstanbul ve İzmir’den Münih ya da Franfurt aracılığıyla Lufthansa havayolları ile İtalya’nın birçok şehrine ulaşmak mümkündür. Ayrıca Türk Hava Yolları ile İstanbul’dan Roma, Milano ve Venedik seferleri yapılmaktadır. Yine İstanbul’a Milano ve Roma’dan AllItalia’nın direk seferleri mevcuttur. Uçuş süresi yaklaşık iki buçuk saattir. Tarihi Turistik Yerler Her noktasında farklı bir kültür ve tarih barındıran İtalya’yı keşfetmek hem emek hem de zaman ister. Güneyinde deniz, kum, güneşin tadını çıkarırken, Milano’da modaya doyacak; Venedik’te kanallar arasında dolaşırken, Floransa’nın sokaklarında İtalyan yemeklerinin tadına doyamayacaksınız. Sorrento Limon ağaçlarıyla meşhur olan Sorrento‘da, limon çiçeklerinin kokusu eşliğinde dolaşmak, bölgeyi keşfetmek bambaşka bir keyif. Ağaçların altında yiyeceğiniz bir yemek bile ruhunuzu dinginleştiriyor. Amalfi Kıyıları, İtalya’nın, en güzel ve en popüler bölgelerinden biri. Sorrento hem kendi başına hem de bölgede bir merkez olarak çok popüler bir şehir. Dilersiniz burayı merkez olarak kullanıp civardaki tüm ada ve kasabaları günübirlik gezebilirsiniz. Sorrento’dan Amalfi kıyısındaki tüm güzel kasabalara yarım saat ya da bir saat içinde ulaşabiliyorsunuz. Bunların en önemlileri; Positano, Amalfi ve Ravello. 7 Venedik Venedik denilince akla ilk olarak, dillere destan kanalları, derin tarihi dokusunu her köşe başında hissettiren masalsı sokakları ve geniş meydanları geliyor. Ancak Venedik’in baştan çıkarıcılığı tüm bunlarla sınırlı değil elbette. Bu tarih, sanat ve romantizm kokan şehri hakkını vererek keşfetmek gerekir. San Marco Kilisesi’ni, Doge Sarayı’nı ve Çan Kulesi’ni gezin. Hepsi Venedik’in merkezi ve simgesi San Marco meydanında yanyana bulunuyor.Cam sanatının merkezi Murano Adası’na gidip, cam ustalarının bir nefesle nasıl inanılmaz sanat eserleri yarattığını izleyebilirsiniz. Ve tabi bir de gondol sefası yapın. Milano Moda dünyasının ve otomotiv sanayinin başkenti Milano’ya tipik bir İtalyan şehri demek hiç doğru olmaz. Biraz Almanya’yı, biraz Viyana’yı ve belki biraz da diğer orta Avrupa şehirlerini andıran Milano, mimari tarzıyla olduğu kadar kültürü ve asaletiyle de İtalya’nın geri kalanından bir bakışta ayrılıyor. Şehrin ruhuna aristokrat ve ciddi bir hava hakim! Hıristiyanlığın en büyük üçüncü katedrali olan Duomo di Milano güvercinleriyle ünlü bir buluşma noktası. Yapımı tam 500 yıl süren bu katedral Milano’nun en önemli sembollerinden. Bu katedrali gezmeden dönmeyin. Como Gölü Lombardiya kıyılarında “dolce vita” için ilk akla gelen adres tabii ki Como Gölü. Dingin ve mavi suları, etrafını 8 saran yemyeşil Akdeniz bitki örtüsüyle tüm görkemini misafirlerinin önüne seriyor. Roma Dönemi’nden beri aristokrat ailelerin gözde lokasyonu olan Como Gölü’nün içinizi ısıtacak Floransa Birçoklarınca “Gerçek İtalya” şeklinde tasvir edilen ve bir “açık hava heykel müzesi” ni andıran Floransa’nın namını bilmeyen yoktur. İnsanın aklını başından alan yüzlerce tarihi yapıyı, Rönesans’ın canlı kanıtı niteliğindeki sanat eserlerini ve şehri ikiye bölen Arno Nehri’nin büyüleyici güzelliğini gördükten sonra Floransa’ya tekrar tekrar gelmek isteyeceksiniz. Pienza Güneşin “bal rengi” ışıkları ile unutulmaz bir silüete bürünen Toskana, İtalya’nın, hatta dünyanın en karakteristik bölgelerinden biri kuşkusuz! Uçsuz bucaksız bağları, yeşilin onlarca tonuyla; üç boyutlu bir resim etkisi uyandıran tepeleri ve eşsiz mutfak kültürü ve Toskana, ziyaret eden herkesi kendine hayran bırakıyor. Bağları ve yemyeşil arazilere sahip kırsal bölgeler kadar, Ortaçağ Mimarisi’nin tipik örneklerini barındıran küçük Toskana kasabaları da görülmeye değer. Bu kasabaların en güzellerinden biri ise kesinlikle Pienza. 9 Capri Akdeniz’in iltimas geçtiği doğasının içinde yer alan villaları, Antik Roma’dan kalan patikaları, dünyaca ünlü kayalıkları ve mağaralarıyla zengin bir görünüme sahip olan Capri Adası’nın ışıl ışıl sokaklarından zarif butiklerine doğru salınırken, kendinizi güzel bir hikayenin kahramanı gibi hissediyorsunuz. Eğer Capri Adası’nın bir kartpostalı olsun isterseniz, bunu herhangi bir tepeye çıkıp yapabilirsiniz... Roma Neredeyse “tarihin yazıldığı yer” şeklinde tanımlanabilecek bir şehir Roma. Sokaklarında gezerken, bastığınız her taşın hikayesini düşündüren; modern hayatın doğuşuna tanıklık eden Roma, gezginleri kendine aşık ediyor. Sokaklarında kaybolup, “galeteria” ve “trattoria”larında kendinizi bir gurme gibi hissedeceğiniz; bir yandan tarihi eserler karşısında büyülendiğiniz bu şehir, meraklılarını bekliyor. Siena Her şehrinde, her bölgesinde bambaşka bir boyuta geçtiğiniz hissini veren İtalya’nın mutlaka görülmesi gereken bölgesi hiç tartışmasız Toskana! Hele bir de yeme-içme ile aranız iyiyse, İtalya’nın kuzeyinde bulunan Toskana’da kendi- 10 nizi gerçek bir gurme gibi hissedebilirsiniz. İtalya kesinlikle, “pizza, pasta, Roma” üçgeninin ve klasik bir turist deneyiminin ötesinde yaşanmayı hak eden bir coğrafya. VENEDİK Got’ların saldırısından kaçarak lagüne sığınan Veneto halkı tarafından 5. yüzyılda kuruldu. Zengin dükler tarafından yönetilen Venedik’teki saraylar, kilise ler, kütüphaneler, köprüler, 13. ve 18. yüzyıllar arasında, suyun içine çakılan ahşap kazıklar üzerine inşa edildi. Milyonlarca kazık üzerinde yüzyıllardır sapasağlam duran Venedik, 1987 yılında UNESCO tarafından Dünya Mirasları listesine kaydedilerek koruma altına alındı.Yaklaşık 118 adacık üzerine kurulmuş olan Venedik şehrinde adaları birbirlerine bağlayan 170 kanal ve 400’e yakın köprü bulunuyor. En dar yerinde 30 m en geniş yerinde 70 m eninde, derinliği 5 metreye varan Grand Kanal (Canal Grande) 4 km kadar uzunluğuyla Venedik’in en büyük, en güzel, en canlı “bulvarı”.Bu ana kanala çok sayıda ikincil kanal açılıyor. Grand Kanal üzerinde 4 köprü bulunuyor. En ünlüsü ve en kalabalığı, üzerinden turist grupları eksik olmayan Rialto Köprüsü. Scalzi köprüsü ve Accademia Köprüsü’nün yapımına kadar 11 “Rialto Köprüsü” nün kanal üzerindeki tek köprü olduğu söyleniyor.Dördüncü köprü daha yeni tarihli. Bir yerden bir yere yürüyerek giderken Grand Kanal’ın yalnızca bu 4 noktadan karşı karşıya geçilebildiğini dikkatle hatırlamak gerekiyor. Üsküdar-Beşiktaş hattında çalışan motorlara benzeyen teknelere Vaporetto diyorlar. Adacıklar arasındaki ulaşım Vaporettolarla sağlanıyor. meşhur gondollar ise daha çok sefa amaçlı kullanılıyor. Araba sesi ve görüntüsü olmayan bir şehirde olduğunuzu düşünün. Binaların hepsinin görünümü eski. Sokaklar en fazla iki kişinin yan yana geçebileceği darlıkta. Çıkmaz bir sokağa girdiğinizde karşınıza bir gondol çıkabiliyor!Şehrin her noktası koruma altında... aslında ayak bastığınız her kara parçası bir adacık. Şehrin her an kaybolabileceğiniz ama kaybolmanın da çok keyifli olduğu sokaklarında kaybolursanız korkmayın, küçücük bir şehir ve en kötü ihtimalle her yerde önünüze San Marco Meydanı’nı gösteren tabelalar çıkacaktır. Marco Polo Havaalanı (VCE) Venedik’in yaklaşık 8 km kuzeyinde yer almaktadır. Venedik’te ulaşım için 12 su otobüsleri (vaporetto) ve su taksilerinden (water taxi) başka bir şey kullanılamıyor. Gondollar Net bir rakam olmamakla beraber ortalama 30 dakikalık bir gondol turunun fiyatı 80-120 € arasında değişiyor. Değişik ebatlardaki gondollara maksimum altı kişi binebiliyoruz. Venedike araçlı ulaşım Adadaki Roma Meydanı ve çevresi Venedike karayoluyla ulaşım yapabileceğimiz son nokta.Venedik; Dominante”, “Serenissima”, “Adriyatiğin Kraliçesi”, “Sular Şehri”, “Maskelerin Şehri”, “Köprülerin Şehri”, “The Floating City”, ve “Kanallar Şehri” olarak da bilinir. Luigi Barzini The New York Times Gazetesi’nde Venedik’i “kuşkusuz bir insan tarafından yapılan en güzel şehir” ayrıca Times Online Gazetesi de “Avrupa’nın en romantik şehri” olarak tanımlamışlardır. Venedik tarihi boyunca senfonik müzik ve operanın gelişiminde önemli rol oynayan, aynı zamanda Antonio Vivaldi’nin doğduğu şehirdir. YEME-İÇME İtalya’da, genellikle, üç farklı yerde yemek yiyebiliriz; Klasik restoranlar, Ristorante, daha çok ev yemekleri ve yöresel lezzetlerin bulunduğu Trattorialar ve fast food tarzı yiyeceklerin sunulduğu Gastronomialar. İtalyanlar öğle yemeklerinde daha çok trattoriaları tercih ediyorlar. Fast food tarzı yemek yapanlar hariç diğerleri saat 15.00-19.00 arası kapalı oluyor.Venedik oldukça pahallı bir şehir. Bu pahallılık her şeyde olduğu gibi yiyecek içecekte de kendini gösterecek. Özellikle San Marco’ya da Rialto gibi popüler yerlerde bir şişe suya 2 hatta 2,5 € isterlerse şaşırmayalım. Özellikle 13 Ombra de vin veya vini della casa denen geleneksel ev yapımı şarapları tadabiliriz. spritz denen vermut ve beyaz şarap karışımı bu aperatifi Portakalla servis edilen içeceği deneyebiliriz. İtalya’da restoran ve kafeteryalarda Tavalo ve Banco uygulaması var. Bu daha çok içeceklerle ilgili olsa da bazı yerlerde yiyecekler için de geçerlidir. Eğer oturarak içersek (Tavalo) bankoda ya da ayak üstü içmeye göre (Banco) %50 ila %100 arası fazla bedel öderiz. Bu uygulamayı mutlaka soralım. Gezilecek Yerler Piazza San Marco (San Marco Meydanı) Campanile di San Marco (Çan Kulesi) Torre Dell Orologio (Saat Kulesi) Basilica di San Marco (San Marco Bazilikası) Musoe Marciano (Quadriga Atları, Pala D’oro Altar Panaso) Palazzo Ducale (Dükler Sarayı) Ponte dei Sospiri (Ahlar Köprüsü) 14 BOLOGNA İtalya’nın kuzeyinde Emilia-Romagna bölgesinde yer alan bir şehirdir. italya’nın kuzeydeki rüyası Bologna tam bir açıkhava müzesi. Roma imparatorluğu’nun en önemli kavşaklarından biri olan Bologna, tarih boyunca kültürün en derin dokunuşlarıyla yaşamıştır. Binalarının çoğunun kırmızı tuğlalı olmasından dolayı “kızıl şehir” ismiyle de bilinir. 1088’de kurulan, Avrupa’nın en eskilerinden, mezunları arasında dante, erasmus ve kopernik gibi dehalar olan Bologna Üniversitesi buradadır. Bolonez sosa ismini veren, Neptün Çeşmesi , San Vitale Antik Kanalı, Podesta Sarayı gibi dünyaca ünlü yapıların şehri olarak bilinen Bologna, gidenleri kendine aşık etmesiyle ünlüdür. Kuvvetli endüstriyel geleneği, hayli gelişmiş geniş sosyal hizmet alanı ve onun ülke içindeki çok önemli transit ve demir yollarının çapraz noktada bulunmasından kaynaklanmaktadır. Bologna’nin en güzel kısmı neredeyse bütün şehri Portik’lerin (portico) altindan gezebilmenizdir. Portikli mimari insanlara kaldirimda yer açması, yağmur ve güneşten 15 koruması ve estetik katmasi açısından çok güzeldir.Uzun olan Torre degli asinelli (yaklaşık 1.5 metre yamuk), kısa olan Torre garisenda (3.5 metre yatık) iki kuleyi arkanızda bırakıp Via Francesco Rizzoli’den birkaç yüz metre ilerlediğinizde şehrin merkezi olan Piazza Maggiore’ye ulaşıyorsunuz. Burada dünyanın en büyük 5. bazilikası olan San Petronio bazilikası ve şehir meclis binası vardır. Meydanın en ilgi çekici unsuru ise; Fontana del nettuno (neptun çeşmesi). palazzo del podesta var. bunun içerisindeki kemerler sesinizi karşı kemerin dibine kadar taşıyor. San Petronio Bazilikası, dünyanın en büyük 5. bazilikası içinde Hz. Muhammed’in bir canavar olarak resmedildiğini görebilirsiniz. Kilisenin ihtişamı değil ama içerideki duvar resmi gerçekten ürkütücüdür. Aslında Hz. Muhammed’in canavar olarak değil canavarın sağ üst köşesinde zebani tarafından yenen kişi olarak resmedildiğidir. Yine de bu freskler 2002 ve 2006 yıllarında kiliseye polis tarafından engellenen saldırılar düzenlenmesine yol açmıştır. Piazza Maggiore’nin doğusuna açılan sokaklar meyve-sebze ve şarküteri alışverişi için 16 enfes lezzetler sunan dükkanlarla dolu olan Quadrilatero bölgesidir. Bologna’nın altından birçok kanal akıyormuş. Eskiden ipek yapımı ve buğday öğütmek için bu kanallardan akan suyun yarattığı enerji kullanılıyormuş. Via Piella 18 numaradaki küçük pencerenin adı Venedik penceresi olarak adlandırılıyor ve baktığınızda sanki Venedik’teymişsiniz gibi bir manzara çıkıyor karşınıza. Yamuk kulelerin hemen dibinde bir dondurmacı var ve tüm İtalyan dondurmaları gibi dondurması çok güzel. adı; Gelateria Gianni ancak oranın spesiyalitesi olan Ricotta peynirli dondurması çok farklıdır ve şiddetle tavsiye edilir. FLORANSA Floransa; coğrafi olarak ülkenin yaklaşık tam ortasında, Arno Irmağı ile ikiye ayrılmıştır, Toskananın yuvarlak tepeleri ile çevrili olan Rönesans’ın doğduğu Dante, Boccaccio, Leonardo da Vinci , Botticelli, Michelangelo, Galilei gibi sanat tarihinde geçen isimlerin yaşadığı rönesans sanatı eserlerini yansıttığı; bunların da bir çoğunun yeryüzündeki en görkemli sanat abidesi Uffizzi Galerisinde bulunduğu, herşeyini medici ailesine borçlu bir şehirdir. Her zaman kuyrukların olduğu müzenin 17 12 Euro giriş ücreti vardır. Domuz Heykelinde şansınızı deneyin. Köprü çıkışındaki çarşıda Mercato Nuovo Yeni Pazar önündeki domuz heykeli ile ünlüdür. Bir dilek tutarak domuzun ağzına bozuk paranızı sürtün.Eğer paranız bıraktığınızda yerdeki deliklerden birine girerse; dileğiniz olacak demektir.Eğer girmezse yeniden deneyebilirsiniz. Manzara için Piazza Michelangelo olarak adlandırılan yer Floransayı tepeden görebileceğiniz bir alandır. Turist otobüslerinin mutlak uğrak yeridir.Buraya gitmek için 12 yada 13 numaralı otobüse binebilirsiniz.Hesaplı alışveriş için Coin Via Calzaiuoli 56 r ve Upim Piazza della Republica ya uğrayabilirsiniz. Arno nehrinin üzerindeki Ponta Vecchio 1354 yılından beri kuyumcu dükkanlarını barındırıyormuş. Eskiden burada kasaplar bulunuyormuş.İkinci dünya savaşında bile bir çok yer bombalanırken bu köprüye dokunmamışlar; 18 bu sebeple en eskisi ve şu anda üzerinde yerleşim olan dünyadaki birkaç köprüden biridir.Her yol; ya Arnoya’ya ya da Duomo’ya çıkacağından kaybolmanız imkansızdır. Şehirde metro yoktur, tarihi binaların kapıları ve sokak lambaları çok ilginçtir.Büyük demir kapıların ardına bakın açıksa girin. Her biri çok şık avlulara açılır. Dolaşırken müzik yapan gruplarla karşılaşacaksınız.. Şehirde müzik ve görsel sanatlar her yerde karşınıza çıkacak. Piazza della Signoriaya yürüyün, bu meydan Floransa’nın oturma odası ve heykel galerisidir. Burada Neptün çeşmesi Davud heykelinin kopyası ve daha birçok büyüleyici heykel ve Palazzo Vecchio bulunuyor. Meydanda bulunan kafe Rivoire’da kahve molası verebilirsiniz. Dükkanlar saat 13.00’te kapanıp, saat 16.00 gibi açılıyor. Ünlü giyim mağazalarının bulunduğu Via de Tornabuoni caddesini gezebilir, dünyanın en büyük 4 katedrali Santa Maria del Fiore Duomo Kilisesi gösterişli cephesi ve kulesiyle şehri her yerden görebilirsiniz. Binanın üzerindeki detaylı işçilik çok güzeldir. Duomo Meydanı ve Katedral inanılmaz kalabalık yerlerdir. Burada çantalarınıza dikkat etmeniz gerekiyor. Republic meydanı Floransa’nın en eski ve tercih edilen restoranlarının bulunduğu yerdir. Restorantlar aynı zamanda kafe, masa ve iskemlelerini önlerindeki teraslara sıralıyorlar. Burada; Tiramisulu dondurma yiyebilirsiniz. İçinde tiramisu parçaları olan bu tadı Gelaterialardan birinde oturup, yiyebilirsiniz. Özellikle, sert ve nefis limon aromalı özel likör limoncelloyu tavsiye ediyoruz. 19 ROMA Roma’daki ihtiyaçlarınız ; 3 gün geçerli olacak ve tüm toplu taşıma araçlarında geçerli otobüs, minibüs, küçük elektrikli otobüsler, metro ve tramvayda kullanılabilen bir ulaşım kartı, 3 gün geçerli olacak, gireceğiniz ilk 2 müzeye bedava girebileceğiniz kart, sonrakilere ise; indirimli şekilde girmenizi sağlayan bir müze giriş kartı, Roma haritası, güncel etkinlik ve haberleri içeren ufak bir Roma rehberi. Yani ilk etapta ihtiyacınız olabilecek herşey. Bu paketin ücreti yaklaşık 25 €’dur. Kolezyum Coloseo ve Borghese Galerisinin girişleri 20 €’yu aşıyor.Yani ilk 2 girişi bu 20 müzelere yaparsanız kendini direk amorti eden bir paket. Turunuza sorun eğer Kolezyum, Roma Forum gibi müzelerin ve çeşitli yerlerin girişi turunuza dahil değilse; mutlaka alın. Çünkü zaten; Kolezyum ve Roma Forumuna Roma Pass kadar para vereceksiniz.Kartı alırsanız bir de 3 gün ulaşımınız bedavaya gelecek. Aynı zamanda diğer müze ve mekanlara indirimli gireceksiniz. Şehir turunu 110 Open denen Kırmızı ya da Yeşil olan üstü açık otobüslere binerek yapın. Ayrıca; ArcheoBus denilen ve adından da anlaşıldığı gibi şehrin daha çok arkeolojik eserlerini dolaştıran tura da katılmanız mümkün. Ben her noktayı gezmek açısından 110 Open’ı tavsiye ediyorum. Ayrıca termini İstasyonu çevresinden başlayan tur otobüsleriyle iki rengin de nerdeyse aynı yollardan gittiği bu otobüsler, şehirde gezebileceğiniz nerdeyse bütün noktaları geziyor. Bu tur yaklaşık kişi başı 15€’dur. 24 saat boyunca istediğiniz durakta inip, yaklaşık yarım saat sonra gelen diğer otobüse aldığınız bileti göstererek binip devam edebiliyorsunuz.. Hem de gezerken kulaklıkla geçtiği yerler hakkında bilgi alarak. Elinizdeki haritadan da takip edebileceğiniz bu gezi yaklaşık 2 saat sürüyor. 1.Gün Otobüs ile Şehir Turu - Piazza Navona - Pantheon Campo de Fiori - S.Maria Maggiore. 2. Gün Kolezyum Colosseo - Arch of Constantine - Palatino Roman Forumu Foro Romano - Piazza Venezzia - Aşk Çeşmesi Fontana de Trevi - İspanyol Merdivenleri Spagna Hard Rock Cafe. 3. Gün St.Pietros Basilica - Tombs of the Saints – Kubbe Cupola - Vatikan Müzesi Museo Vaticano - Castel SantAngelo - Galleria Borghese - Roma Hayvanat Bahçesi - Roma Modern Sanatlar Müzesi. 1 GÜN Gezi sırasında Piazza Navona da inip, Pantheona 21 yürüyüş yapın. Pantheon eski bir pagan tapınağıdır. Daha sonra bir Hristiyan kilisesine dönüştürülmüştür. Görünüşü kasvetli bir tapınak şeklindedir. Burdan yeniden otobüsten indiğiniz yere yürüyüp bu sefer Piazza Navona yakınlarındaki Campo de Fioriye yürüyün. Şehrin en canlı, kalabalık mekanlarından birisi burasıdır. Bir yemek molası vermeyi de tercih edebilirsiniz. Buarada gezmeden sonra indiğiniz yerde bekleyerek bir sonraki otobüse binip şehir turuna devam edebilirsiniz. Unutmayın saat 3 ile 7 arası, ayaküstü yerler dışında nerdeyse heryer kapalı oluyor. Orada 2 olmadan oturmalı ya da 6.30 – 7.00’yi beklemelisiniz.Termini bölgesine geldiğinizde yine yürüyüş mesafesinde olduğunuz S.Maria Maggiore Kilisesi’ni görebilirsiniz. Burası Roma’daki en büyük kiliselerdendir. Tavanlarındaki altın işlemeler ve desenler oldukça etkileyicidir. Burayı da gezdikten sonra, zaten bazı duraklarda inip yeniden bineceğinizi düşünürsek, birinci günü Pantheon, Piazza Navona, Campode Fiori, ve S.Maria Maggiore ve genel bir şehir turu ile de sonlandırabiliriz. 2 GÜN Şehrin merkezindeki Kolezyum Colosseo, Palatino ve Roman Forumundan Foro Romano eserler kalıntılar birbirine çok yakın bir bölgede bulunuyor. Roma Pasınız ile en yakın Mavi Metro hattından Kolezyumun hemen önünde inmeniz mümkündür. Eğer Termini bölgesindeyseniz, bu bölgeden şehirdeki iki 22 metro hattına da biniş yapabilirsiniz. Eğer başka noktadaysanız, termini iki hattın buluşuğu tek nokta olduğundan burdan geçiş yapabilirsiniz.Kolezyum’da Roma Pas sahiplerinin bilet sırasını beklemelerine gerek yok. Uzun bilet sırası yanından, sıranın başına kadar yürüyün. Biletle insanların geçiş yaptığı noktanın hemen yanında, 2 adet Roma Pas geçiş noktası göreceksiniz. Buradan Roma Pasınızı turnikeye okutarak rahat bir şekilde geçiş yapabilirsiniz. Ancak burdan sonra gezeceğiniz; Palatino ile Kolezyum biletleri bir sayılıyor. Kolezyum oldukça büyüleci bir yerdir. Dışarıdan gördüğünüz heybeti içeride daha da etkileyici hale geliyor. Arenanın altındaki aslanlar ve gladyatörlerin hazırlandığı bölmeler, yüksek tribün kısımları ve 50bin kişilik kapasitesi ile M.S 80 yılında böyle bir yapının tamamlanması insanı gerçekten etkiliyor. Guided tour yapan rehberleri etrafta görebilirsiniz. Buraya girmeden biriyle anlaşırsanız adam başı 5€ gibi makul bir rakama size her noktayı anlatır. Kolezyumun iç, dış, üst ve alt katlarını da gezdikten sonra iç kısımlarda bulunabilecek sergileri de kaçırmayın Kolezyum’un hemen önünde, girerken de görmüş olduğunuz Konstantin Takı Arch of Constantine M.S 4.yy’da yapılmıştır. Oradan sonra Konstantin Takın’a metrodan çıktığınız noktadan bakarken sağ tarafınızda kalan antik yola giriyorsunuz. Roman Forumu ve Palatinoya giden yol burasıdır. Palatino Romalı yönetici ve kralların yaşadığı bölgeye verilen addır. Burada, devlet binaları, hamamlar ve diğer kalıntıları görmek mümkündür. Nispeten diğer noktalara göre tepeden seyreden bir konumu vardır. Çok huzurlu ve güzel bir yerdir. Yolun sonunda solunuzda kalacak olan Palatinoya girmek için Roma Pasınızı bilet gişesine gösterip, bedava bir bilet 23 daha alabilirsiniz. Kolezyum gibi Roma Pasınız için özel bir geçiş gişesi yoktur. Bu kalıntılar ile ilgili detaylı bilgi için yine oradaki rehberli turlardan ya da sesli rehber cihazlarından faydalanabilirisiniz. Burdan çıkışta Roma Forumuna gelmiş olacaksınız. Roman Forumu eski Roma halkının yaşadığı bölgedir. Burda da yine heybetli bina, sütun ve halkın işlerini gördüğü bilimum kalıntıları görebilirsiniz. Buranın girişi ücretsizdir.Yorucu bir merdiven ile Forumdan çıkabilirsiniz.Çıktığınız konumdan Piazza Veneziaya doğru yürüyün ya da bir otobüse binin. Bu yürüyüş sırasında ve Piazza Venezia çevresinde güzel restorant ve kafelere rastlayacaksınız. Güzel bir pizza yiyebilir, yanında ev şarabı vino de casa, üstüne de sert bir espresso ya da isteğinize göre bol sütlü bir capuccino dahi içebilirsiniz. Piazza Venezziada gördüğünüz anıt, Italya’nın ilk kralı Vittorio Emanuele II’ye aittir. Burda aynı zamanda 1.Dünya Savaşında ölen meçhul 11 askerin mezarı da vardır. Bu yüzden buraya ‘‘Unknown Soldier’’ Bilinmeyen Asker de deniyor. Roma’nın Fontana de Trevi Aşk Çeşmesi’ne giderken geçeceğiniz daracık sokaklar ilginizi çekebilir. Bir otobüs ile de buraya gidebilirsiniz. Del Curso Caddesinden birçok otobüs geçmektedir. En son 1998 yılında restore edilen çeşmeye para atmak bir gelenektir. Günde yaklaşık 3000 €’luk bozuk paranın atıldığı Aşk Çeşmesine, arkanızı dönerek dileğinizi dileyip arkanıza bakmadan paranızı atmanız gerekiyor. Belediye, her akşam bu paraları topluyor ve fakirlere yardım için kullanılıyor. Aşk çeşmesinden sonra; Spagna’ya gidiyoruz. Bir metro durağı mevcut ama bence yine yürümeyi tercih edin. Yolda bir kafede kısa bir mola verebilirsiniz. Piazza Spagna’yı fıskıyesi ile beraber göreceksiniz. 138 basamaktan oluşan ve 1723 yılında yapılan bu merdivenler, Avrupa’da yapılmış en uzun merdivenlerdir. Ortamın hareketi ve canlılığının tadını çıkarmak ve birkaç fotoğraf çekmek için basamaklarda kendinize bir yer bulun. Dikkat edin; burası Roma’nın en fazla hırsızlık olayları olan yerlerinden birisidir, bu yüzden cüzdanlarınıza dikkat ediniz... Merdivenleri inerken tam karşıda gördüğünüz sokak Roma’da görebileceğiniz bütün ünlü markaları içinde barındırıyor. Gucci ile başlayan Prada ile devam eden sokakta alışveriş yaparken fiyatların yüksek olduğunu unutmayın. Roma’da Hard Rock Cafe Via Vittorio Veneto No 62 , İspanyol Merdivenlerinden sonra yürüme mesafesinde 1 metro durağı Spagna durağından binip Barberini durağında inebilirsiniz. 3 GÜN Vatikan kendi başına özerk bir ülkedir. Dünyanın en küçük ülkesidir. Yaklaşık 1000 kişi nüfusu Kırmızı Metro Hattını kullanarak Ottaviano-S.Pietro durağına kadar gidebilirsiniz. Buradan indikten sonra zaten herkesin gittiği yönde yani; Via Ottavianodan Via Porta Angelicaya doğru yürümeye başlayın. Yol üstünde sağ tarafta göreceğiniz Vatikan Müzesine daha sonra girmenizi öneriyorum. Şimdi; Vatikan’daki St.Pietro’s Basilica’ya gidin. Basilica, kişiler için özel yapılmış ya da onların adı verilmiş dini mekanlara kilise, manastır gibi verilen adlardır. Meydana geldiğinizde, karşınızda koca kubbe cupola, papa gelecek. Üstünden beyaz duman tüttürdükleri ve çevrede azizlerin heykelleri olacak. Kubbeye doğru ilerleyin. Giriş sırası biraz çok olabilir, bir çok giriş hattı var ve yaklaşık 15-20 dakikada sıra geliyor. Vatikana kısa şort ve mini etekle girmek yasak. 1. St.Pietros Manastırı içi; Hristiyan tarihinin en şaşalı Manastırlarından muazzam bir eserdir. Oldukça etkileyicidir. Burdan Basilicaya geçişi bulun ve orayı da ziyaret edin. Eski Papaların kıyafetleri, taçları, haçları vs. burda sergileniyor. Giriş 6€’dur. Roma Pas geçmiyor. Burdan çıkınca Tombs of the Saints kısmına girip St.Pietrodan beri gelmiş geçmiş tüm papaların mezarlarının bulunduğu kısmı gezebilirsiniz. Dizaynı Michelangelo tarafından yapılmıştır. Cupola Kubbe’ye çıkmak için 2 yol var. Asansor+350 basamak 8 €’dur.Tüm yolu yürüyerek çıkmak 5 €’dur. Asansörün çıkabileceği maksimum noktadan sonra herkesin yürümesi gereken bölüm başlıyor. Oradaki avluda bir miktar soluklanır, çeşmeden su içebilirsiniz çünkü; oradan sonraki 350 basamak oldukça yorucudur. Basık ortamlara karşı fobisi olanlar, kalp krizi riski, hamilelik durumu olanlara bu kısım kesinlikle tavsiye edilmiyor. Bir insanın geçebileceği darlıkta, mistik merdivenlerden geçecek ve kubbenin eğimli kısmına denk geldiğiniz sıralarda duvarın yan şekilde olması ile oldukça değişik bir deneyim yaşayacaksınız. Vatikan Bahçelerinin tasarımına mutlaka dikkat edin. Ayrıca 360 derece Roma ayaklarınızın altında olacak. St.Pietronun bahçesinde biraz daha gezindikten sonra Vatikan Müzesini ziyaret edebilirsiniz. Yine her tarafın altınlarla kaplı olduğu, Hiristiyanlık ve hristiyanlığın tarihine dair birçok eserin bulunduğu bir müzedir. Vatikanın ihtişamlı ortamından çıktıktan sonra, sırada, Castel Sant Angelo var. Haritada farketmenizin çok kolay olduğu, şehir turu yaparken de gördüğünüz bu silindirik bina, ilk zamanlarda M.S 2.yy civarında Roma İmparatoru Hadrian ve ailesinin mozolesi olarak yaptırılmış ancak daha sonra M.S 4.yy civarında uzun yıllar kale ve bir süre de hapishane olarak kullanılmıştır. Kalenin tepesine bir melek indiği rivayetlerinden sonra, adı Castel Sant Angelo olarak değiştirildiği söyleniyor. İçinde Rafaelin yaptığı bir melek heykeli mevcuttur. Aynı zamanda bu kalenin tam önündeki Roma’nın tek büyük yolu araç trafiğine kapalıdır. Ponte Sant Angelodaki heykeller de öncelerinde Rafael tarafından yapılmış heykellerle doludur. Daha sonra heykeller Bernini’ye zamanın Papası tarafından yeniden yaptırılmıştır. Kalenin içindeki kafede bir kahve molası vermenizi tavsiye ederim. Romada Collesium dışındaki tüm müzeler gibi Pazartesi kapalı olduğunu hatırlatmakta fayda var.Müzenin bulunduğu dev park bölgesinin (Villa Borghese) içinde gezinti yapabilir, sürmesi biraz zor olan iki kişilik komik bisikletlerden kiralayarak biraz gezinebilirsiniz. Aynı zamanda burda National Geographic sponsorluğunda kurulmuş bir hayvanat bahçesi vardır ve oldukça keyifli bir yerdir. Girecekseniz; mutlaka bikaç € daha fazla ödeyip sürüngen evine de girmelisiniz. Burada gerçek timsahlara kafes olmadan yukarıdan birkaç metre yaklaşmak mümkün. Yeme – İçme Burada bol bol pizza ve makarna yiyebilir, şarap ve kahve içebilirsiniz. Üstüne, nefis tatlılar ve mutlaka Roma dondurması yemelisiniz.Sokaklarda birçok Pizzaria göreceksiniz; fiyat olarak birbirlerine çok yakındırlar. 7 € olan bir pizza lüks bir yerde yaklaşık 12 €’dur. Yani; çok bir fark yoktur. Girişteki menülerden ne yiyebileceğinize ve fiyatlara bakabilirsiniz. Bazen turist menüleri çok güzel olabiliyor. Termini bölgesi dışında Via Nationale’i kesen sokaklarda, Campo De Fioride ve Piazza Navonada da birçok yere rastlamak mümkündür. Trastevere denen şehrin en lüks bölgesinde de yemek yiyebilirsiniz. Burası gece hayatı ile de ünlüdür. Pizzaları ince hamurdur ve özenli hazırlanmıştır. 27 Makarna için özellikle Termini bölgesinde Via Amadeo’daki Pastaritoyu tavsiye ediyorum. İstediğiniz şekilde makarnayı seçip, üstüne hangi sosu alacağınızı da belirleyip, nefis bir porsiyon makarna yiyebilirsiniz. Şarap olarak Toscana bölgesinin üzümlerini Chianti en ünlü deneyebileceğiniz gibi, Merlot, Cabernot Sauvignon şarapları çok iyi fiyata içebilirsiniz. Ev şarabı almanızı tavsiye ediyoruz. Vino de Casa yaklaşık yarım litresini 3-5 € gibi makul bir fiyata içebileceğiniz bu şaraplar kolay içimli ve güzel şaraplardır. İtalya’da bol bol kahve içmeyi de unutmayın. Özellikle Cappucinoları nerde içerseniz için inanılmaz güzel köpüklü ve aromalı oluyor. Espresso için sadece Cafe demeniz yeterli. Cafelerdeki menülerde görünce şaşırmayın. Tavola ve Banco şeklinde iki fiyat göreceksiniz. Bunların birisi oturup içerseniz istenen ücret; yani ‘‘Tavalo’’dur, diğeri ise barda içer gibi ayakta hemen hızlıca bir kahve atıp devam etmek üzere olan ücret ‘‘Banco’’dur. Miktarlarında herhangi bir değişiklik yoktur. Tavola yaklaşık %50 daha pahalı ama verip dinlenmeye değerdir. Dondurmacıları, Roma’nın birçok noktasında göreceksiniz..Bunların en ünlüsü ‘‘Blue Ice Campo de Fioride, Trasteverede Piazza S.Mariada, Piazza Farnessada’’ ve daha birçok noktada Blue Ice şubelerini bulabilirsiniz. 28 RESTAURANTLAR İtalya seyahatimiz esnasında alacağımız yemekleri, restaurant bilgisi ve menüleri aşağıda bulabilirsiniz: 19 MART 2015 VENEDIK ÖĞLE YEMEĞI, RISTORANTE ROSSOPOMODORO Web Adresi : www.rossopomodoro.it Lasagna, Limon ve Kapari soslu tavuk, Şeftalili tatlı veya tiramisu, 1’2 su, 19 MART 2015 BOLOGNA AKŞAM YEMEĞI, ALLA ROCCA HOTEL Web Adresi: www.allarocca.com First Course, Pennette pasta with vegetables, Main Course, Chicken Breast au gratin with Cherry tomatoes and spinach, Dessert, Lemon sorbet, 20 MART 2015 AKŞAM YEMEĞI, CANTINA BENTIVOGLIO Web Adresi: www.cantinabentivoglio.it Sebzeli Bologna Usulu ev makarnası, Bezelyeli Dana Köfte, Orman meyveli Panna Cotta, 1 içecek ve 1 kahve. 29 21 MART FLORANSA ÖĞLE YEMEĞI, RISTORANTE RUBACONTE Web Adresi: www.ristoranterubaconte.it Kabaklı Risotto, Livorno Usulü Balık ve patates, Çikolatalı Puding ve su 21 MART ROMA AKŞAM YEMEĞI IL POMODORINO Web Adresi: www.ilpomodorino.org Menü bilgisi gelecek 22 MART ÖĞLE YEMEĞI ROMA RE CAFE Web Adresi: www.pizzare.it Suppli Kızarmış Mozarella, Patates kriket ve domates ,Bruschetta, Ortaya karışık Pizza, Orataya karışık Salata, Krem Karamel. 30 Konaklama 19 Mart Perşembe Bologna Alla Rocca Hotel Adres: Via Matteotti, 76 40053 Bazzano-Bologna (BO) ITALIA 21 Mart Cumartesi Nh Collection Via Veneto Roma Adres:Vittorio Veneto / Villa Borghese Corso d’Italia, 1. 00198 Roma, Italy. 31 1 GÜN 02:00 Btso binası önünde buluşma, 02:30 İstanbul için hareket, 07:55 TK 1867 ile Venedik’e uçuş, 09.25 Venedik havaalanına varış, 10.30 Havaalanı hareket, 11.00 Piazzale Roma Venedik otobüs alanı, 11.30 12.30 Rialto Köprüsü ve gondol gezisi, 13.00 Öğle yemeği , 14.00 San Marko meydanı ve çevre gezisi, 17.00 Bologna’ya hareket, 19.30 Alla rocca otele varış ve check in işlemleri, 20.30 Akşam yemeği ( otelde ) ve serbest zaman. 2 GÜN 08.30 09.30 10.30 16.30 19.30 Otelimizde kahvaltı , Transfer ile fuar alanına gidiş , Fuar alanına varış ve tüm gün fuar ziyareti , Fuar alanından hareket kısa bir bologna turu , (eğik kuleler vb) ve otelimize dönüş, Akşam yemeği ve serbest zaman. 32 3 GÜN 05:30 06.00 09.30 12.30 13.30 15.00 19.30 20.30 Otelımızden çıkış işlemleri, Floransa için hareket , Floransa’ya varış floransa turu başlangıcı, Floransa’da öğle yemeği , Floransa turunun devamı , Floransa’dan ayrılış ve roma’ya hareket , Nh Collection Via Venetto otele varış ve check in işlemleri , Akşam yemeği ve serbest zaman. 4 GÜN 09.00 10.00 13.00 16.00 17.00 18.55 22.35 23.30 02.30 Otelimizde kahvaltı ve çıkış işlemleri , Roma şehir turunun başlangıcı , Roma’da öğle yemeği , Şehir turunun bitişi ve de havalimanına hareket , Havalimanına varış ve check in işlemleri , TK 1864 ile istanbul a uçuş , İstanbul atatürk havalimanına varış , Bursa’ya hareket , Btso önüne varış. 33 34
Benzer belgeler
2029 Temmuz 2012 tarihleri arası Yunanistan İtalya Gezi
İmformation ofisinden harita alıp yürüyerek şehri turlamaya başladık. Turizm haritasında yer alan her yere yürüyerek gittik. San Giovanni Battista Vaftizhanesi, Santa Maria del Fiore Katedrali, San...
Detaylı