Orhan Günay Alper Cihan - İstanbul Üniversitesi Açık ve Uzaktan
Transkript
Orhan Günay Alper Cihan - İstanbul Üniversitesi Açık ve Uzaktan
Editör Orhan Günay Alper Cihan Editör Okutman Orhan GÜNAY Prof. Dr. Alper Cihan International Congress on DIGITAL LIFE ENVIRONMENTS “Mobile Application And Content Development” Grafik Tasarım ve Mizanpaj Editörü İsra Ebubekir NALBANT KURULLAR Isbn: 978-605-07-0590-4 İstanbul, 2015 1. Baskı Onur Kurulu Prof. Dr. Mahmut AK (Istanbul Üniversitesi Rektörü) Organizasyon Kurulu Prof. Dr. Alper CİHAN (Kongre Başkanı) Assoc. Prof. Dr. Fatih GÜRSUL (Kongre Koordinatörü) Prof. Dr. Hafize KESER Doç. Dr. Şükrü SİM Yrd. Dr. Ekrem DEMİR Bilim Kurulu Yrd. Dr. Ahmet AĞIR Harun ALTUNTAŞ Sekreterya Okutman Orhan GÜNAY Öğr. Gör. Kemal ŞAHİN Danışma Kurulu Prof. Dr. Alper CİHAN Prof. Dr. Hülya ÇALIŞKAN Prof. Dr. Uğur DEMİRAY Prof. Dr. Deniz EKİNCİ Prof. Dr. Hafize KESER Prof.Dr. Hasan Rıza GÜVEN Prof.Dr. Zeynep Çiğdem KAYACAN Prof.Dr. Sedat MURAT Prof.Dr. Mustafa ÖZKAN Prof.Dr. Arif YAVUZ Doç. Dr. Tuğçe BORAN Doç. Dr. Fatih GÜRSUL Doç. Dr. Şükrü SİM Doç. Dr. Nazan SUSAM Yrd. Dr. Ahmet AĞIR Yrd. Dr. Ekrem DEMİR Yrd. Dr. Bilal ŞİNİK Yrd. Dr. Yusuf Sait TÜRKAN Doç. Dr. Halil Yurdagül, Hacettepe Üniversitesi | Doç. Dr. Tuğçe Boran, İstanbul Üniversitesi | Doç. Dr. Carmencita L. Castolo, Üniversitesi of the Philippines | Prof. Dr. Petek Aşkar, Freelance Professor | Prof. Dr. Alan Bruce, CEO & Director: Universal Learning Systems, Ireland | Prof. Dr. Mark Bullen, Üniversitesi of British Columbia | Prof. Dr. Alper Cihan, İstanbul Üniversitesi | Prof. Dr. Hülya Çalışkan, İstanbul Üniversitesi | Prof. Dr. Uğur Demiray, Anadolu Üniversitesi, UDEEEWANA | Prof. Dr. Emine Demiray, Anadolu Üniversitesi | Prof. Dr. Mukaddes Erdem, Hacettepe Üniversitesi | Prof. Dr. Francis Glasgow, Guyana Üniversitesi | Prof. Dr. Sevinç Gülseçen, İstanbul Üniversitesi | Prof. Dr. Ali Güneş, Istanbul Aydin Üniversitesi | Prof. Dr. Nedim Gürses, Anadolu Üniversitesi | Prof. Dr. Hafize Keser, Ankara Üniversitesi | Prof. Dr. Bobby Harreveld, Central Queensland Üniversitesi | Prof. Dr. Rozhan M. Idrus, Üniversitesi Sains | Prof. Dr. Hasan Rıza Güven, İstanbul Üniversitesi | Prof. Dr. Şelçuk Hünerli, İstanbul Üniversitesi | Prof. Dr. Asha Kanwar, President of the Commonwealth of Learning (COL) | Prof. Dr. Zeynep Çiğdem Kayacan, İstanbul Üniversitesi | Prof. Dr. Paul Kawachi, Freelance professor | Prof. Dr. Kay Mac Keogh, Dublin City Üniversitesi | Prof. Dr. Mehmet Kesin, Anadolu Üniversitesi | Prof. Dr. Kinshuk, Athabasca Üniversitesi | Prof. Dr. Ene Koitla, Estonia Information Technology Foundation for Education | Prof. Dr. Antonis Lionarakis, Hellenic Open Üniversitesi | Prof. Dr. Fredico Litto, (Emeratus) President of ABED | Prof. Dr. Tamar Lominadze, Georgian Technical Üniversitesi | Prof. Dr. Mirjana R. Markovic, Institute of Economic Sciences | Prof. Dr. Sanjaya Mishra, Ignou, India and COL | Prof. Dr. Boriss Misnevs Transport and telecommunication Institute | Prof. Dr. Sedat Murat, İstanbul Üniversitesi | Prof. Dr. Mihai Jalobeanu, Vasile Goldis West Üniversitesi of Arad | Prof. Dr. Santosh Panda, Indira Gandhi National Open Üniversitesi | Prof. Dr. Salih Ofluoğlu, Mimar Sinan Fine Arts Üniversitesi | Prof. Dr. Süleyman Özdemir, İstanbul Üniversitesi | Prof. Dr. Yaşar Özden, Doğu Akdeniz Üniversitesi | Prof. Dr. Mustafa Özkan, İstanbul Üniversitesi | Prof. Dr. Anna Rybak, Üniversitesi of Bialystok | Prof. Dr. Farhad Saba, San Diego State Üniversitesi | Prof. Dr. Casper Schutter, Director of Science, Technology and Informatics, UNISA | Prof. Dr. Süleyman Sadi Seferoğlu, Hacettepe Üniversitesi | Prof. Dr. Michael R. Simonson, Nova Southeastern Üniversitesi | Prof. Dr. Katherine M. Sinitsa, Institute of Cybernetics | Prof. Dr. Nurettin Şimşek, Ankara Üniversitesi | Prof. Dr. Alan W. Tait, The Open Üniversitesi | Prof. Dr. John Traxler, Üniversitesi of Wolverhampton | Prof. Dr. António Teixeira, Universidade Aberta | Prof. Dr. Yasemin Koçak Usluel, Hacettepe Üniversitesi | Prof. Dr. Tapio Varis, Üniversitesi of Tampere | Prof. Dr. Asaf Varol, Fırat Üniversitesi | Prof. Dr. Halil İbrahim Yalın, Doğu Akdeniz Üniversitesi | Prof. Dr. Sıddık Yarman, İstanbul Üniversitesi | Prof. Dr. Arif Yavuz, İstanbul Üniversitesi | Prof. Dr. Ergun Yolcu, İstanbul Üniversitesi | Doç. Dr. Cem Çuhadar, Trakya Üniversitesi | Doç. Dr. Yüksel Göktaş, Atatürk Üniversitesi | Doç. Dr. Fatih Gürsul, İstanbul Üniversitesi | Doç. Dr. Tolga Güyer, Gazi Üniversitesi | Doç. Dr. Ersun İşçioğlu, Doğu Akdeniz Üniversitesi | Doç. Dr. Serçin Karataş, Gazi Üniversitesi | Doç. Dr. Şirin Karadeniz, Bahçeşehir Üniversitesi | Doç. Dr. Hasan Karal, Karadeniz T. Üniversitesi | Doç. Dr. Hünkar Korkmaz, Hacettepe Üniversitesi | Doç. Dr. Özgen Korkmaz, Amasya Üniversitesi | Doç. Dr. Abdullah Kuzu, Anadolu Üniversitesi | Doç. Dr. Natalija Lepkova, Vilnius Gediminas Technical Üniversitesi | Doç. Dr. Feza Orhan, Yıldız Teknik Üniversitesi | Doç. Dr. Şükrü Sim, İstanbul Üniversitesi | Doç. Dr. Nevra Seggie, Boğaziçi Üniversitesi | Doç. Dr. Erkan Tekinaslna, Abant Izzet Baysal Üniversitesi | Doç. Dr. Dr. Ertuğrul Usta, Necmettin Erbakan Üniversitesi | Doç. Dr. Hatice Öz, Işık Üniversitesi | Doç. Dr. Murat Paşa Uysal, Ufuk Üniversitesi | Doç. Dr. Gülin Terek Ünal, İstanbul Üniversitesi | Doç. Dr. Costas Tsolakidis, Üniversitesi of the Aegean | Doç. Dr. Aslıhan Tüfekçi, Gazi Üniversitesi | Doç. Dr. Yalçın Kılıç Türel, Fırat Üniversitesi | Doç. Dr. Hakan Tüzün, Hacettepe Üniversitesi | Doç. Dr. Loreta Ulvydiene,Vilnius Üniversitesi | Yard. Dr. Ahmet Ağır, İstanbul Üniversitesi | Yard. Dr. Halil İbrahim Akyüz, Kastamonu Üniversitesi | Yard. Dr. Bahar Baran, Dokuz Eylül Üniversitesi | Yard. Dr. Elif Bengü, Okan Üniversitesi | Yard. Dr. Salih Bardakçı, Gaziosmanpaşa Üniversitesi | Yard. Dr. Levent Çelik, Afyon Kocatepe Üniversitesi | Yard. Dr. Ekrem Demir, İstanbul Üniversitesi | Yard. Dr. Çiğdem Selçukcan Erol, İstanbul Üniversitesi | Yard. Dr. İnci Zaim Gökbay, İstanbul Üniversitesi | Yard. Dr. Nilgün Özdamar Keskin, Anadolu Üniversitesi | Yard. Dr. Zerrin Ayvaz Reis, İstanbul Üniversitesi | Yard. Dr. İrfan Şimşek, İstanbul Üniversitesi | Yard. Dr. Bilal Şinik, İstanbul Üniversitesi | Yard. Dr. Burak Şişman, İstanbul Üniversitesi | Yard. Dr. Necmettin Teker, Ankara Üniversitesi | Yard. Dr. Nilgün Tosun, Trakya Üniversitesi | Yard. Dr. Bülent Onur Turan, Mimar Sinan Fine Arts Üniversitesi | Yard. Dr. Agah Tuğrul Korucu, Necmettin Erbakan Üniversitesi | Yard. Dr. Yusuf Sait Türkan, İstanbul Üniversitesi | Yard. Dr. Filiz Varol, Fırat Üniversitesi | Yard. Dr. Serap Yetik, Pamukkale Üniversitesi | Meena Hwang, Dir. of Community Outreach at the Open Course Ware Consortium Seoul | Dr. Hikmet Çığlık, Istanbul Üniversitesi | Dr. Saygın Dinçer, Hacettepe Üniversitesi | Dr. Ali Evren Göksungur, Istanbul Technical Üniversitesi | Dr. Mehmet Kurt, Ankara Üniversitesi | Dr. Fatih Mehmet Türker, İstanbul Üniversitesi | Lec. İsmail GÜLCÜ | Lec. Bilal Burak GÜL | Lec. Hasan Hakan ULUTİN | Prof. Dr. Eralp ALTUN, Ege Üniversitesi | Prof. Dr. Buket Akkoyunlu, Hacettepe Üniversitesi 05 33 39 49 59 69 Akıllı Telefonlarda Kötü Amaçlı Yazılımlarla İşlenen Suçlar Tevfik Örkün, Engin Möngü, Ali Erdoğan, Fatih Gürsul Akıllı Telefonlarda Çalışan Bir Uydu Sinyali Ölçüm Uygulaması Ersoy Özdemir, Erol Sevindik, Özge Batu Bulut Üzerinde Çalışan Koşullu Uydu Kurulum Sistemi Ersoy Özdemir, Erol Sevindik, Özge Batu “Aday Memur Eğitimi” Uzaktan Eğitim Programı Tasarım Süreci Prof. Dr. Alper Cihan, Yrd. Doç. Dr. Gülşah Batdal Karaduman, Uzm. Mehmet Tosun, Uzm. Erkan Erol, Uzm. Aydın Gevşek, Uzm. Selma Tosun, Uzm. Onur Erdal Mobil Hukuk Uygulamalarının İncelenmesi Harun Aksaya, Kadir Burak Olgun, Mehmet Elibol, Doç. Dr. Fatih Gürsul Ulusal Gazetelerin Mobil Uygulamalarının Arayüz Tasarımı Açısından İncelenmesi Faruk Dursun, Fatih Gürsul, Kemal Şahin Sosyal Medya Pazarlama Sürecinde Duygu Analizi: Bir Twıtter Uygulaması 113 Yrd. Doç. Dr. Hasan Tınmaz, Bahadır Aktaş, Onur Balkanlı Mobil Cihaz Uyumlu Ders Arayüzü Tasarımı ve Geliştirmesi: AUZEF Faz-2 Ders Arayüzü Örneği 135 Zeynep Dursun, Dilek Yördem Ceylan, Behlül Gücükoğlu, Dr. Ahmet Ağır 151 Türkiye’de Elektronik Devlet (E-Devlet) Ve Mobil Devlet (M-Devlet) Uygulamaları Adem Korkmaz, Cemal Aktürk, Tarık Talan, Murat Gezer Yerel Yönetimlerde E-Belediyecilik Uygulamaları Ve Mobil Uygulamalara Verilen Önem: İstanbul Örneği 167 Kadir Peker 183 Mobil Uygulamalarda Kullanıcı Deneyimi Elde Etmeye Yönelik Bir Çalışma Mehmet Elibol, Dr. Çiğdem Selçukcan Erol Tevfik Örkün, Engin Möngü, Ali Erdoğan, Fatih Gürsul Akıllı Telefonlarda Kötü Amaçlı Yazılımlarla İşlenen Suçlar Tevfik Örkün*, Engin Möngü*, Ali Erdoğan*, Fatih Gürsul* Özet Bu çalışmada akıllı telefonlar üzerinde işlenen kötü amaçlı yazılım suçlarının belirlenmesi, bu suç ve tehditlere karşı alınması gereken tedbir ve çözüm önerilerinin sunulması amaçlanmıştır. Araştırmada yayınlanmış istatistiklerden ve akademik literatürden faydalanılmıştır. Çalışma kapsamında kötü amaçlı yazılım türlerinin neler olduğu, nasıl zarar verdiği ve bu tür yazılımlara karşı geliştirilen güvenlik sistemlerinin özellikleri hakkında bilgiler verilmiştir. Akıllı telefonlar üzerinden gelebilecek güvenlik tehditlerine karşı alınması gereken tedbirler üzerinde durulmuş ve kötü amaçlı yazılım kaynaklı bilişim suçlarının Türk Ceza Kanunu’nda öngörülen cezaları hakkında bilgi ve örnekler verilmiştir. Anahtar Kelimeler Akıllı Telefon, Mobil Uygulamalar, Kötü Amaçlı Yazılım, Bilişim Suçları (*) İstanbul Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Enformatik Bölümü Doktora Programı 5| Akıllı Telefonlar Üzerinde İşlenen Bilişim Suçları Abstract In this study, it is aimed to detect the malware cybercrimes on smartphones, present precaution and solution tips against these crimes and threats. In the study, available statistics and the academic literature have been made use of. The scope of the study is malware types, how they damage and information about the features of the security system has been developed for those malwares. It is focused on the precautions that have to be taken against threats by smartphone malware. Also some information has been shared about the penalty fixed by Turkish Criminal Code for smartphone malwares with some examples. Keywords Smartphone, Mobile Application, Malware, Cybercrime |6 Tevfik Örkün, Engin Möngü, Ali Erdoğan, Fatih Gürsul 1. Giriş Son yıllarda iletişimin ayrılmaz bir parçası haline gelen cep telefonları akıllı telefonlarla birlikte yeni bir boyuta taşınmıştır. Akıllı telefonlar sahip oldukları kablosuz ağa bağlanabilme, mobil şebeke üzerinden internet erişimi, GPS ile hassas konum belirleme gibi özellikleri ile son kullanıcı tarafında bilgiye erişim için bilgisayarlardan daha fazla tercih edilir hale gelmiştir. Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2014 yılında yayınlamış olduğu rapora göre Türkiye’deki hane halkı internet erişimi %53,8 seviyesindedir ve insanların %58’i internet erişimi için cep telefonunu tercih ederken %28,5’i taşınabilir bilgisayarı tercih etmektedir [1]. Bu bilgiler bize internete erişimde akıllı telefonların çok önemli bir yer tuttuğunu göstermektedir. Akıllı telefonların kullanıcılarına sunduğu bir başka özellik ise uygulama mağazalarına internet üzerinden bağlanıp ücretli ve ücretsiz çeşitli uygulamalar indirerek yeni fonksiyon ve işlevler eklenebilmesidir. Bu uygulamalar telefonu üreten firma tarafından sağlanabileceği gibi pek çoğu özel ve tüzel kişiler tarafından geliştirilerek uygulama mağazalarında listelenmektedir. Bu uygulamalar akıllı telefon üreticilerinin uygulama geliştiricilerine sağladıkları uygulama geliştirme ara yüzü ile geliştirilmektedir. Uygulama geliştiriciler bu alt yapı sayesinde akıllı telefonun sesli görüşme, mikrofon, kamera, GPS, internet erişimi, kısa mesajlar, arama kayıtları gibi pek çok işlevine erişerek işlev değişikliği ya da ek işlevler ekleme gibi işlemleri yapabilmektedirler. Uygulamaların bu şekilde farklı kısımlara erişebilmeleri yetenekli yazılımların ortaya çıkmasını sağlarken bir takım güvenlik ve gizlilikle ilgili konuları da akıllara getirmektedir. International Data Corporation (IDC) tarafından 2014’ün 4. çeyreğinde yapılan araştırmaya göre mobil cihazlar %76,6 oranında Android, %19,7 oranında IOS, %2,8 oranında Windows Phone ve %0,9 oranında da diğer işletim sistemleri ile çalışmaktadır [2]. Bu rakamlar bize Android platformunun daha yaygın bir şekilde kullanıldığını göstermektedir. Bununla birlikte F-SECURE isimli güvenlik firmasının 7| Akıllı Telefonlar Üzerinde İşlenen Bilişim Suçları yayınladığı 2014 1. çeyreği mobil tehdit raporuna göre sadece 2014 yılında Android platformunda çalışan 275, IOS platformunda çalışan 1 adet zararlı yazılım tespit edilmiştir [3]. Bu iki rapor birlikte değerlendirildiğinde özellikle Android kullanıcılarını ilgilendiren ciddi sayıda tehdidin bulunduğu görülmektedir. 2. Mobil Kötü Amaçlı Yazılımlar Mobil kötü amaçlı yazılımlar (Malware) kullanıcıların istekleri dışında mobil cihazların işleyişine zarar veren, kullanıcının kişisel bilgilerini toplayarak üçüncü şahıslara ileten ya da mobil cihaz üzerindeki mahrem kısımlara yetkisiz erişim sağlayan yazılımlardır [4]. Zararlı uygulamalar kullanıcının telefonunda arka planda gizlice çalışan uygulamalar olabileceği gibi, hâlihazırda kullanıp faydalandığı fakat amacının dışında veri hırsızlığı gibi işler de yapan uygulamalar olabilmektedir. Android platformunda uygulama yüklenmeden önce kullanıcıya bu uygulamanın hangi birimlere erişebileceğine dair uyarılar yapılmakta ve eğer kullanıcı onaylıyorsa bu uygulamayı yüklemektedir (bkz: Şekil-1). Her ne kadar uygulamayı yüklerken bu izinleri kullanıcı verse de bu izinlerin hangi program kodu ile ne için kullanılacağını bilmesi mümkün değildir. 3. Kötü Amaçlı Yazılımların Şekil-1: Android İşletim Sistemi’nde uygulama yüklerken talep edilen erişim izinleri Sınıflandırılması Kötü amaçlı yazılımlar üçüncü kişilerin, akıllı telefonlar üzerinde, kullanıcıların rızaları olmaksızın suç teşkil edebilecek faaliyetler yürütmesini sağlarlar. Cihaz ekranında veya görüntülerinde değişiklik meydana |8 Tevfik Örkün, Engin Möngü, Ali Erdoğan, Fatih Gürsul getirebilecekleri gibi, veri gizliliği ve bütünlüğünün zarar görmesine sebep olabilirler. Akıllı telefon kullanıcılarının şifrelerinin, kredi kartı bilgilerinin, kimlik bilgilerinin kötü amaçlı mobil yazılımlar tarafından yasadışı bir şekilde elde edilmesi mümkün olabilmektedir [5]. Kötü amaçlı yazılımlar, türlerine, saldırı ortamlarına, saldırı amaçlarına ve saldırı yöntemlerine göre sınıflandırılabilirler. 3.1 Kötü Amaçlı Yazılım Türleri Kötü amaçlı yazılım türleri ve kısa tanımları aşağıda verilmiştir [6]. • • • • • • Virüs Solucan (Worm) Truva atı (Trojan) Arka kapı Kök kullanıcı takımı (Rootkits) Botnet Virüs, sisteme izinsiz girerek kendini çoğaltan diğer dosyaların içine gizlenerek, sistemdeki program ve dosyaları etkileyen kod parçasıdır. Solucan, kendini kopyalayarak çoğaltan, ağ bağlantıları üzerinde bağımsızca yayılabilen programlardır. Herhangi bir taşıyıcı dosyaya ihtiyaç duymadan, yayıldığı cihazlara zarar verebilirler. Truva Atı, farklı bir fonksiyonu yerine getiriyormuş gibi görünen esasında zararlı yazılımlar içeren aldatmaya yönelik paket halinde gelen dosyadır. Virüsler ve solucanlar gibi kendilerini çoğaltmazlar. Yayılmaları için içinde bulundukları dosyanın yürütülmesi gerekmektedir. Arka kapı, sisteme dışarıdan izinsiz girilebilmesi için sistemde açık oluştururlar, genellikle bazı portları açarak sisteme sızılabilmesine olanak sağlarlar. Kök kullanıcı takımı, çalışma süreçleri ve dosyalarını gizleyerek direkt olarak işletim sistemini olumsuz etkileyen, anti virüs ve güvenlik du- 9| Akıllı Telefonlar Üzerinde İşlenen Bilişim Suçları varlarını hizmet dışı bırakan program veya program gruplarıdır. Gizlice çalışabilme özelliğinden dolayı uzun süre etkiledikleri cihazı kontrol edebilirler ve diğer saldırılar için zemin hazırlarlar [7]. Botnet, virüsten etkilenmiş olmaları dolayısıyla saldırgan tarafından uzaktan erişim vasıtası ile kontrol edilmeye açık hale gelmiş olan cihazlardır. Para ele geçirmek için yapılan organize suç kapsamındaki bu saldırılar yığın iletilerini (spam) içerirler. 3.2 Saldırı Ortamları Akıllı telefonlar, telefon görüşmeleri, SMS, MMS servislerini kullanma imkânlarının yanında internete erişim ve Bluetooth gibi kablosuz haberleşme imkânlarına sahip olmaları nedeniyle farklı ortamlar üzerinden kötü amaçlı yazılım saldırılarına maruz kalabilirler. Akıllı telefonlar sürekli ve hareketli şekilde kullanılmalarından dolayı, sabit bir yerde kullanılan cihazlara göre saldırıya maruz kalma riskleri artmaktadır [8]. Akıllı telefonlar için saldırı ortamları aşağıdaki şekilde sınıflandırılabilir [9]. • • • • • • SMS, MMS, e-posta Uygulamalar İnternet Kablosuz ara yüzler (Wifi, Bluetooth ve Radyo) Zarar görmüş, tehlikeli PC’ler Güvenlik özellikleri uygulama dışı bırakılan (Jailbroken) Cihazlar Akıllı telefonları hedef alan farklı tipte kablosuz saldırılar mevcuttur ve bunlar genellikle kişisel ve önemli verileri hedef alırlar. Yaygın olan saldırı türü gizlice dinleme yaparak kullanıcı ismi ve şifrelerinin ele geçirilmesidir. Kötü amaçlı yazılım sıklıkla Bluetooth’u yayılma ortamı olarak kullanır. 2004 yılında yaratılan Cabir isimli solucan Symbian işletim sistemine sahip mobil akıllı telefonları hedef almış ve bluetooth | 10 Tevfik Örkün, Engin Möngü, Ali Erdoğan, Fatih Gürsul üzerinde yayılmıştır. Kullanıcı SIS dosyasını kabul ederse Cabir aktive olmaktadır [25]. Cabir solucanı bluetooth üzerinden yayılırken, CommWarior MMS ve Bluetooth üzerinden yayılabilmektedir [10]. SMS/MMS ile birlikte Bluetooth üzerinde yayılan solucanlar, sadece mesaj ortamını kullanan solucanlardan daha hızlı yayılırlar [11]. 3.3 Saldırı Amaçları • • • • • • • • Paralı servislere erişim: Paralı servisler ile konuşma, SMS ve MMS gönderme sebebiyle maddi zarara yol açılması Yanıltma yolu ile kimlik bilgilerinin ele geçirilmesi: Spitmo [12] ve ZeusMitmo truva atı kullanıcının kimlik bilgilerini ve banka hesabını ele geçirmektedir. Eğlenme amaçlı saldırı: Saldırgan İkee.A virüsü Iphone cihazların duvar kağıdını değiştirerek, kullanıcıya sisteminin ele geçirildiğini belirtmektedir [13]. Servis dışı bırakma: İhtiyaç duyulduğu anda görüşme, SMS ve e-posta işlemlerinin yapılamaması nedeniyle gecikmelerin yaşanması. Örneğin, borsacıların zamanında hisselerini satamaması SMS ve E-posta Spam saldırıları: Ticari reklam amacıyla gönderilmektedir. Bazı ülkelerde suç kapsamında ele alınmaktadır. Türkiye’de de 23 Ekim 2014’te Resmi Gazetede yayımlanan ve 1 Mayıs 2015 ’te yürürlüğe giren Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’a göre SMS ve e-posta tüketicinin onayına tabi olmuştur. Kişisel mahremiyete yönelik saldırılar: Telefonda yer alan kişisel bilgiler, adres, kontak kişi bilgileri, e-postalar, SMS, kullanılan uygulamalar, lokasyon bilgileri vb. kişisel verilerin ele geçirilmesine yönelik yapılır. Flexispy kötü amaçlı yazılımı kullanıcının konuşma ve kontak kişi bilgilerini ele geçirerek, uzaktaki bir sunucuya aktarmaktadır [14]. Fidye elde etmeye yönelik saldırılar. Güvenlik özellikleri uygulama dışı bırakılan (Jailbroken) telefonlara saldırılar: Dutch solucanı [15] ve İkee solucanı güvenlik özel11 | Akıllı Telefonlar Üzerinde İşlenen Bilişim Suçları • • • likleri uygulama dışı bırakılan cihazlara saldırmıştır [16]. Kullanıcı hesaplarının çalınmasına yönelik saldırılar. Adres defterinin ele geçirilmesine yönelik saldırı: Saldırı yapılan cihazda ele geçirilen adres defteri sayesinde diğer cihazlara yayılmak için yapılır. Ağ ve Ağ kullanıcılarına saldırı: Kötü amaçlı yazılım ile zarar görmüş olan cihaz vasıtası ile zarar görmüş cihazın bulunduğu ağa ve ağ kullanıcılarına saldırı yapılması [17]. 3.4 Saldırı Yöntemleri Kötü amaçlı yazılımlar, saldırı yöntemlerine göre yeniden paketleme, güncelleme, zararlı içeriğe sahip reklamların tıklanması ve yükleme vasıtası ile aktive olma gruplarına ayrılabilirler [18]. Yeniden Paketleme: Yaygın olarak kullanılmakta olan yasal olarak meşru bir uygulamanın, kötü amaçlı yazılım eklenerek yeniden paketlenmesi ve yayınlanması ile gerçekleştirilir. En yaygın olan saldırı yöntemidir. Kötü amaçlı yazılımların incelenmesinde 1260 adet örneğin 1083 tanesinde (%86) yeniden paketleme yönteminin kullanıldığı saptanmıştır [19]. Gemini truva atı yeniden paketlenme yöntemiyle hazırlanıp, Çin Android uygulama mağazalarına gönderilmiştir. Lokasyon bilgilerini ve cihaz IMEI numarasını ele geçirmektedir [20]. Güncelleme: Güncelleme saldırılarında, öncelikle yasal bir uygulama yaratılır, kullanıcılar meşru bir uygulama olduğu için şüphelenmeden uygulamayı kullanmaya başlarlar. Saldırgan, kullanıcı sayısı arttıktan sonra içerisinde kötü amaçlı yazılım içeren güncel yazılım versiyonu yayınlar. 2011 yılında ortaya çıkan DroidKungFu isimli Truva atı bu yöntem ile Android cihazları hedef almıştır [21]. Zararlı içeriğe sahip reklamlara tıklanması: GGTracker isimli kötü amaçlı yazılım Android kullanıcılarını hedef almıştır. GGTraker isimli Truva atı, Android market izlenimi verilmiş sahte market üzerinden | 12 Tevfik Örkün, Engin Möngü, Ali Erdoğan, Fatih Gürsul uygulamanın çalıştırılması ile aktive olmakta ve kullanıcıyı paralı SMS servislerine üye yapmaktadır [22]. Yükleme vasıtası ile aktive olma: Kullanıcının SMS, e-posta veya açılan menüler üzerindeki link vasıtası ile zararlı içeriğe sahip siteye yönlendirilmesi ve kötü amaçlı yazılımın kullanıcı onayı olmadan cihaza yüklenmesi ile çalışır. 3.5 Kötü Amaçlı Yazılım Örnekleri Akıllı telefon kullanım adetlerinin artmasına paralel olarak kötü amaçlı yazılım içeren mobil saldırılar da artmaktadır. Çin’de 2012 yılında 163.000 mobil kötü amaçlı yazılım örneği tespit edilmiştir, bu değer bir önceki yılın 25 katıdır [29]. Kaspersky Lab. tarafından hazırlanan 2014 yılı güvenlik bültenine göre, 2014 yılı içerisinde yine Kaspersky Lab tarafından 4.643.582 adet mobil kötü amaçlı yazılım içeren yükleme paketi tespit edilmiştir. Mobil kötü amaçlı yazılım içeren saldırı sayısı Ağustos 2013’te 69.000 iken Mart 2014 tarihinde yaklaşık on kat artarak 644.000’e çıkmıştır. Aynı dönemde saldırıya maruz kalan kişi sayısı da Ağustos 2013’te 35.000 iken Mart 2014 tarihinde 242.000’e çıkmıştır. 2014 yılı içerisinde tespit edilen bütün mobil kötü amaçlı yazılımların %59,6’sı para çalmaya yöneliktir [24]. Yıllar içerisinde akıllı telefonlarda Android işletim sistemin kullanım oranı artmaktadır [2]. Tablo-1’de 2011 ve 2014 yılları arasında satılan akıllı telefonlardaki işletim sistemi kullanım oranları gösterilmiştir. Periyot Android iOS Windows Phone BlackBerry OS Diğerleri Q4 2014 76.6% 19.7% 2.8% 0.4% 0.5% Q4 2013 78.2% 17.5% 3.0% 0.6% 0.8% Q4 2012 70.4% 20.9% 2.6% 3.2% 2.9% Q4 2011 52.8% 23.0% 1.5% 8.1% 14.6% Tablo-1: Mobil İşletim Sistemi Kullanımı Dağılımı 13 | Akıllı Telefonlar Üzerinde İşlenen Bilişim Suçları Android işletim sistemin daha yaygın olarak kullanılmasından dolayı mobil kötü amaçlı yazılım içeren saldırıların büyük kısmı da Android işletim sistemine sahip cihazlara yapılmıştır. 2013 yılında yapılan mobil kötü amaçlı yazılım içeren saldırıların %98,05’inde Android işletim sistemine sahip cihazlar hedef alınmıştır [24]. Farklı işletim sistemlerini hedef alan kötü amaçlı yazılımların bazıları Tablo-2’de belirtilmiştir. İsim Tarih Tip İşletim Sistemi Liberty Cracks Cabir Dust Mosquitos Skulls Feakk Cardblock Redbrowser Lasco Infojack Yxe Zeus Mitmo iSAM Faketoken Sypeng Stealer MimobSMS Opfake 2000 2004 2004 2004 2004 2005 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 2014 2014 Truva Atı Solucan Virüs Truva Atı Truva Atı Solucan Virüs Truva Atı Solucan Truva Atı Solucan Solucan Çeşitli şekillerde Truva Atı Truva Atı Truva Atı Risk Tool Truva Atı Palm Symbian Windows Mobile Symbian Symbian Symbian Symbian OS -Bağımsız Symbian Windows Mobile Symbian Platformlar arası İphone Android Android Android Android Android Tablo-2: Mobil Kötü Amaçlı Yazılım Örnekleri Kötü amaçlı yazılıma örnek olarak, Windows Mobile işletim sistemine sahip telefonları hedef alan ve 2004 yılında ortaya çıkan Dust virüsü gösterilebilir. Virüs, .exe dosyasının sonuna eklenerek bulaşmaktadır. Var olduğu alt dizin içinde yayılarak, etkilediği dosyaları kullanılamaz hale getirmektedir [25]. | 14 Tevfik Örkün, Engin Möngü, Ali Erdoğan, Fatih Gürsul Kötü amaçlı yazılım davranışlarının hızla değişmesine paralel olarak davranışların analizleri giderek daha karmaşık hale gelmektedir. Bazı araştırmacılar kötü amaçlı yazılımların akıllı telefonların batarya doluluk oranını hızla düşürmesinden dolayı, batarya doluluk oranını gözlemlemeyi önermektedirler [27], [28], [23]. 4. Akıllı Telefonlar İçin Güvenlik Çözümleri Akıllı telefon pazarındaki muazzam büyüme ile birlikte negatif bir yan etki olarak akıllı telefonlar üzerinden işlenen suç ve tehditlerde de büyük bir artış olmuştur. Buna karşılık kullanıcıların bu tehdit ve suçları önleme yönünde etkin bir adım atmadıkları görülmektedir. Yeterli güvenlik önlemleri alınmadan kullanılan akıllı telefonlar hem bireyleri hem de organizasyonları riske atmaktadır. McAfee ve Carnegie Mellon tarafından 14 ülkede 1500 katılımcı ile yapılan bir araştırmaya göre; [30] • Şirketlerin %95’inin yürürlükte olan bir mobil cihaz politikası vardır. • Ancak çalışanların %30’dan daha azı bu politikadan haberdardır. • Şirketlerin %50’den daha azı çalışanlarının mobil cihaz erişim ve izin politikalarını anladığını belirtmiştir. Mart 2013’te AppRanger tarafından yapılan bir araştırma akıllı telefon kullanıcılarının anti-virüs uygulama kullanım oranının %10’dan düşük olduğunu göstermiştir [31]. Bu sonuçlar, bankacılık gibi kritik öneme sahip işlemler dâhil hayatın her alanında kullanılan akıllı telefonların karşı karşıya olduğu riskleri ve alınması gereken tedbirlerin önemini göstermektedir. Akıllı telefonlar cihazı şifreleme gibi temel bazı güvenlik tedbirlerini sunmaktadırlar ancak bu tedbir, telefonu gelişmiş virüs ve siber saldırılardan korumaya yetmemektedir. Etkin bir koruma için uzaktan 15 | Akıllı Telefonlar Üzerinde İşlenen Bilişim Suçları telefonun kilitlenmesi, önemli bilgilerin silinmesi, telefonun bulunabilmesi için GPS fonksiyonunun açılması gibi bazı işlemlerin yapılabiliyor olması önemlidir. Akıllı telefonlar için geliştirilmiş, piyasada ticari ürün olarak satılan ve temel seviyede güvenlik fonksiyonları sağlayan uygulamalar olduğu gibi geliştirme safhasında olan yeni güvenlik uygulamaları da mevcuttur. F-Secure Trend Micro Lookout Premium BullGuard NetQim ? ? ? ? ? ? ? ? Bitdefender 92% 100% 100% 100% ESET Webroot Kaspersky KORUMA McAfee Tablo-3’te değişik firmaların akıllı telefonlar için sağladığı güvenlik çözümleri verilmiştir [34]. (? = ‘Test edilmedi’ anlamında kullanılmıştır) Koruma 100% 100% 100% 100% 100% Kolay Kullanım 100% 100% Tespit Etme 92% ? 100% 99% ? 99% 97% 96% 96% ? ? Antivirüs Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Gerçek Zamanlı Koruma Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Uzaktan Kilit Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Lokasyon Tespit Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Uzaktan Silme Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Antiphishing Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Antispyware Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Alarm Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var SIM Kart Kilit Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Otomatik Güncelleme Var Var Var Var Var Var Var Var Var Var Arama Engelleme Var Var Var Var Var Var Yedekleme Hizmeti Var Var Var Var Var Var Var ÖZELLİKLER Var Var Parental Kontrol Var Var Var DESTEK E-Mail Var Var Var Var Var Var Var Telefon Var Var Var Var Var Var Var Canlı Görüşme Var Var Var Var Var 7/24 Var Var Var Var Var Tablo-3: Akıllı Telefonlar için Güvenlik Uygulamaları | 16 Tevfik Örkün, Engin Möngü, Ali Erdoğan, Fatih Gürsul 4.1 Saldırı Tespit Sistemleri (IDSes, Intrusion Detection Systems): Mobil güvenlik çözümleri Saldırı Tespit Sistemleri ana başlığı altında toplanabilir; Bu sistemler için iki tamamlayıcı yaklaşımdan bahsedilebilir [26]. • Önleme tabanlı yaklaşım (prevention-based approaches); şifreleme algoritmaları, dijital imza, kimlik doğrulama gibi yöntemleri kullanır. Bu yöntemde sistem gerçek zamanlı olarak çalışmak zorundadır. • Tespit tabanlı yaklaşım (detection based approaches); otomatik olarak data toplayan, bunları analiz eden ve saldırıyı tespit eden yazılım araçlarıdır. Şekil-2’de kötü amaçlı aktiviteleri tespit etmeye çalışan tespit sisteminin kendi içinde farklı özelliklerine göre sınıflandırılması gösterilmiştir [36]; Şekil-2: Saldırı Tespit Sistemlerinin Sınıflandırılması 17 | Akıllı Telefonlar Üzerinde İşlenen Bilişim Suçları 4.1.1 İzleme (Monitoring) Kapsamına Göre; • Cihazdaki tüm uygulamalar ve aktiviteler gözden geçirilir. Sistem cihazın hafıza, RAM, hard disk gibi tüm birimlerini izlemek durumundadır. Kritik bir bileşen üzerinde gözlenen değişiklik kötü amaçlı yazılım işareti olabilir. Bu işlemler genelde uzaktaki bir sunucu tarafından yapılır çünkü kapasite ve donanım limitleri sebebiyle bu tarz algoritmaların cihaz üzerinde çalışması mevcut limitler nedeniyle uygun değildir [35]. Tablo-4’te 2008-2013 yılları arası sadece Google Akademi’de yayınlanan ve akıllı telefonlar için savunma mekanizmalarını inceleyen saldırı tespit sistemleri ile ilgili yayın sayıları ve bu yayınların işletim sistemine göre dağılımları verilmiştir. Çalışmaların daha çok Android işletim sistemi üzerinde yoğunlaştığı görülmektedir [36]. Tablo-4: Bilimsel Yayınlar ve İşletim Sistemine Göre Dağılımı 4.1.2 Tespit Yöntemine Göre; • | 18 Anomali Tespiti: Ağ trafiğini izleyerek verinin yanlış, geçersiz veya anormal olduğunun tespitidir. “Normal” kabul edilen durum ile “gerçekte” oluşan durumun karşılaştırıldığı bir yaklaşımdır. Bir Tevfik Örkün, Engin Möngü, Ali Erdoğan, Fatih Gürsul IP paketinin hangi yolla bozulduğunu belirtmez sadece anormal olduğu bilgisini verir. Mevcut ve yeni geliştirilen saldırıların tespitinde avantajlıdır ancak yanlış alarm verme oranı yüksektir. • İmza Tabanlı (Signature-based) yaklaşım: Bilinen veri trafiğini baz alarak istenmeyen verileri tespit eden yöntemdir. Sistem oldukça hızlıdır ancak saldırı üzerinde küçük bir değişiklik bile saldırının tespit edilmesini önleyebilir. Bu yöntemin avantajı sistemin yanlış alarm verme oranının çok düşük olmasıdır. Ancak çözüm sadece iyi bilinen saldırıları tanımaktadır [37]. 4.1.3 Yayılma Seviyesine Göre; • Statik Analiz: Kötü amaçlı yazılım veya kodu uygulamayı çalıştırmadan tespit etmenin hızlı ve ucuz yoludur. Şüpheli uygulamaların tehdit içerip içermediğini anlamada ilk adım olarak yaygın şekilde kullanılır. • Dinamik Analiz: Statik Analizin tersine mobil uygulama sanal bir makine veya emülatör gibi izole bir ortamda çalıştırılır. Bu sayede araştırmacı uygulamanın davranışını dinamik olarak gözlemler [38]. 4.2 Güvenli Mobil (Trusted Mobile): 2003 yılında AMD, Hewlett-Packard, IBM, Intel, Microsoft, Cisco, Lenovo gibi büyük firmalar tarafından oluşturulan ve kişisel bilgisayarlarda güvenli bilişim konseptini hayata geçirmeyi hedefleyen Trusted Computing Group, wireless ve mobil güvenlik ihtiyaçlarına hitap eden yeni bir teknik şartname yayınlamıştır [32]. Bu şartname aşağıdaki bileşenleri içermektedir; • Mobil cihaz güvenliği için donanım tabanlı yaklaşım. • Kablolu ve kablosuz ağlar için farklı mobil cihaz, işletim sistemi ve uygulamalara yönelik platformdan bağımsız ve açık güvenlik standartları. 19 | Akıllı Telefonlar Üzerinde İşlenen Bilişim Suçları • Kullanıcı bilgilerini, operatör yatırımlarını ve cihazın kendisini eş zamanlı olarak koruyabilen çözümler. 4.3 Akıllı Telefonlar İçin Güvenlik Önerileri: Akıllı telefon kullanımında güvenlik konusu hem bireysel hem de organizasyonlar açısından önem arz etmektedir. Bu amaçla Türkiye’de Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK), Siber Güvenlik Derneği ve sektörde önde gelen firmalar her gün artan mobil güvenlik tehditlerine karşı insanların bilinçlendirilmesi ve gerekli önlemleri almaları için aşağıdaki benzer uyarılarda bulunmuşlardır [33], [39], [40]; • Telefonun kaybolma ve çalınma durumlarına karşı Kişisel Kimlik Numarası –şifre/PIN- ayarlaması yapılmalıdır. Mümkün oldukça e-posta, bankacılık, kişisel siteler gibi sitelerin her biri için farklı bir şifre kullanılmalıdır. • Akıllı telefonun güvenlik ayarları değiştirilmemelidir. Aksi takdirde telefon siber saldırılara daha duyarlı hale gelecektir. • Bilgilerin kaybolma ihtimaline karşı akıllı telefon yedeklenmeli ve veri güvenliği sağlanmalıdır. • Kötü amaçlı yazılım içerme ihtimaline karşı sadece güvenilir kaynaklardan gelen uygulamalar yüklenmelidir. • Uygulama kabul edilmeden önce uygulamaların kişisel bilgilere erişim yetkisi kontrol edilmelidir. • Akıllı telefon kullanıcıları cihazlarına uzaktan erişim ile veri silmeyi sağlayan güvenlik uygulamaları yüklemelidir. • Akıllı telefonun yazılım güncellemeleri yapılarak siber tehditlere maruz kalma riski azaltılmalıdır. • Açık Wi-Fi ağlarına bağlanırken dikkatli olunmalıdır. Güvenilir bir operatöre ait Wi-Fi bağlantı kullanılmalıdır. • Kullanılmış telefon bir başkasına verilmeden veya satılmadan önce kişisel veriler silinmelidir. | 20 Tevfik Örkün, Engin Möngü, Ali Erdoğan, Fatih Gürsul 5. Mobil Zararlı Yazılımlar Hakkında Hukuki Durum Ülkemizde ve Dünya’da akıllı telefonlar üzerindeki gizlilik, bilgi güvenliği, bilgi bütünlüğünün korunması gibi kavramlar daha çok sansasyonel olaylarla gündeme gelmektedir. Akıllı telefon kullanıcılarının karşılaştıkları, özel bilgilerin ve kimlik bilgilerinin çalınması durumuna karşı kanunlarda koruyucu hükümler bulunmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 20. maddesinde “Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz” hükmü bulunmaktadır [41]. Yine Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na göre kişinin hak, hürriyet ve refahının korunması ve güvenliğinin sağlanması devletin temel görevlerindendir. Bilgi güvenliğinin sağlanabilmesi için üç unsurun temin edilmesi gereklidir. Bunlar gizlilik, veri bütünlüğü ve erişilebilirliktir [42]. Gizlilik, veriyi oluşturan kişinin iletmek, paylaşmak istediği kişi ya da kişiler haricinde verilerin erişilememesi, depolanamaması kavramlarını kapsar. Veri bütünlüğünde ise veriyi oluşturan ve alıcı arasında verinin değiştirilmeden iletilmesi esastır. Örneğin bir telefona gelen kısa mesajın içeriğinin değiştirilmesi, çeşitli dosya ve dokümanlarda değişiklikler yapılması veri bütünlüğüne yapılan müdahalelerdir. Erişilebilirlikte ise verinin yetkililerce gerekli durumlarda erişilebilir olmasıdır. Verilerin gizliliği ve veri bütünlüğü kişisel gizlilik noktasında önemli iki unsur olsa da şahısların ya da milli güvenliğin söz konusu olduğu durumlarda, yani bu gizliliğin başka kişi ve kurumların güvenliklerini tehdit eder olduğu durumlarda, güvenlik ve adalet sağlayıcı kurumların bu bilgilere erişebilir olması gereklidir. Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) bilgi ve haberleşmenin gizliliği ile ilgili oluşabilecek suçlar ve cezaları belirlenmiştir. TCK’nın 132’inci maddesi haberleşmenin gizliliğinin ihlali ile ilgili durumları kapsamaktadır. Bu maddeye göre kişiler arasındaki görüşmeleri hukuka aykırı olarak ifşa eden kimseler ve kendisi ile özel olarak yapılan görüşmelerin içeriğini karşı tarafın rızası olmaksızın bireysel ya da basın-yayın yolu ile ifşa 21 | Akıllı Telefonlar Üzerinde İşlenen Bilişim Suçları eden kimseler haberleşmenin gizliliğini ihlal etmiş olurlar. TCK’nın 133’üncü maddesinde ise kişilerin rızası haricinde görüşmelerin kaydedilmesinin kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması durumunun suç teşkil ettiği belirtilmektedir. Kullanıcısının rızası haricinde konuşmaları kaydeden ve üçüncü şahıslara ileten uygulamaları geliştirenler haberleşmenin gizliliği konusunda suç işlemiş olacaklardır. Ayrıca uygulama mağazaları incelendiğinde “Automatic Call Recorder”, “Arama Kaydedici”, “Görüşme Kaydı” ve daha pek çok uygulamalarla akıllı telefon kullanıcılarının görüşmelerini sesli bir şekilde kayıt edebildikleri görülmektedir. Eğer bir akıllı telefon kullanıcısı görüşmelerini bunlara benzer uygulamalarla kayıt altına alıyorsa ve karşı taraf ya da tarafların bu durumdan haberi yoksa, görüşmeyi kayıt altına alan taraf haberleşmenin gizliliği ile ilgili TCK maddesini ihlal etmiş olacaktır. TCK’nın 136, 137 ve 138’inci maddelerine göre kişisel verileri, hukuka aykırı olarak bir başkasına veren, yayan veya ele geçiren kişiler ya da kanunların belirlediği sürelerde imha edilmesi gereken verileri görevlerini yerine getirmeyerek saklayanlar suç işlemiş olurlar. Ayrıca verilerin hukuka aykırı olarak ele geçirilmesi ya da yayılmasında eğer belli bir meslek ya da sanatın sağladığı kolaylıklardan faydalanılmışsa nitelikli suç vasfı kazanmakta ve suçun cezası yarı misliyle artmaktadır. Zararlı mobil uygulamalarla kişisel verilerin ele geçirilmesi, yayılması, pazarlanması suç teşkil etmektedir. Mobil uygulama hazırlarken yazılım geliştirme mesleğinden faydalanıldığından nitelikli bir suç işlendiği hususu değerlendirilebilir. Bununla birlikte mobil yazılımların düzgün çalışabilmek adına bir takım verileri kaydetmeleri gerekebilmektedir. Bu durum kişisel verinin ne anlama geldiğini sorgulamayı gerektirir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2012/1514 E., 2014/312 numaralı kararında kişisel verilerin ele geçirilmesinin suç olduğu fakat kişisel verilerin neler olduğunun kanunda açıklanmadığı sebebi ile bir içtihat metni yayınlamıştır. Bu içtihat metninde kişisel veriler şu şekilde tarif edilmiştir: | 22 Tevfik Örkün, Engin Möngü, Ali Erdoğan, Fatih Gürsul a. Yaşam şekline ilişkin kişisel veriler: Kişilerin üçüncü kişiler tarafından ayırımcılığa uğramaması ve haysiyetinin korunmasıyla ilişkili olarak dini inançları, cinsel tercihleri, etnik kökeni, suç geçmişi, politik eğilimleri ve kişisel özel aktivitelere ilişkin bilgiler. b. Ekonomik ve finansal kişisel veriler: Suçlular tarafından suiistimale ve kimlik hırsızlığına hedef olmamak için kişinin mali varlığı, sahip olduğu hisse ve hesaplar, borçları, yaptığı alış verişler, kredi kartlarına ilişkin veriler. Ayrıca sayılan bu bilgiler ile kişinin nerede ve kimlerle bulunduğuna, sağlık bilgilerine ilişkin bilgiler de ortaya çıkarabileceğinden ve varlık bilgisinin toplumsal açıdan da özel sayılmasından dolayı önemi artmaktadır. c. Bilişim alanına ilişkin kişisel veriler: E-postaların bizzat adresleri veya şifreleri, internet ortamında paylaşılan kişisel veriler mahrem olarak değerlendirilebilir. İnternette gezinti yapan insanların birçok kişisel bilgisini paylaşması, bu bilgilerin kayıt altına alınması, yine internet erişimine ilişkin iz kayıtlarının hizmet sağlayıcı ve sunucu sahipleri tarafından tutulabiliyor olması nedenleriyle mahrem bilgilerin önemi artmaktadır. d. Sağlıkla ilgili kişisel veriler: Sağlık verileri kişilerin iş güvenliğini, toplum içindeki statüsünü ve sigorta kapsamını etkileyen hassas bilgilerdir. Ayrıca sağlık verileri kişilerin sosyal yaşantısı ve psikolojik durumları hakkında bilgi edinilmesine neden olabilir. Biyometrik veriler de (kişinin kendine özgü fiziksel veya biyolojik niteliklerine dayalı olarak insanların kimliğini tespit için dijital teknolojiden faydalanma bilimi) kişisel veriler arasındadır. e. Politik kişisel veriler: Toplum içinde yaşayan kişilerin siyasi tercihleri toplum katmanları arasında bilinme halinde ayırımcılığa maruz kalma ihtimali bulunduğundan bu bilgilerde kişisel veridir. Zararlı mobil uygulamalar vasıtası ile elde edilen kimlik bilgileri ve diğer gizli veriler dolandırıcılık, sahtecilik ve şantaj gibi suçlarda kullanılabilir. 23 | Akıllı Telefonlar Üzerinde İşlenen Bilişim Suçları Dolandırıcılık suçu TCK’nın 157’inci maddesinde “Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlayan kişiye bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezası verilir.” şeklinde tanımlanmıştır. Devamı niteliğindeki 158’inci maddenin (f ) bendinde yer alan “Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle” ifadesi ile bilişim araçları kullanılarak yapılan dolandırıcılık faaliyetleri nitelikli dolandırıcılık olarak belirlenmiştir. Yargıtay 11.Ceza Dairesinin 24.10.2007 gün, 7300/7063 sayılı kararında bilgi hırsızlığı yolu ile bir başkasının e-posta adresini ele geçirerek mağdurun tanıdığı kişilerden kontör yüklemekte kullanılan kart numarası istemesini nitelikli dolandırıcılık olacağına hükmetmiştir. Dolandırıcılığı yapan kişi kart numarasını kullanmasa da eşyanın, paranın failin egemenliğine girmiş olmasının suçun oluşmuş olmasında yeterli olacağı görüşü bildirilmiştir. Akıllı telefonlarda uygulamaların kısa mesajlara, internete, rehbere erişmesi mümkündür. Uygulamaların uzaktan kontrol yöntemi ile telefon rehberindeki ya da başka numaralara kısa mesaj gönderebilmesi, gelen mesajları okuyup silebilmesi mümkündür. Bu durum dolandırıcılık bakımından yukarıda belirtilen suça bir zemin hazırlamaktadır. Bilişim ortamında kullanılan bir başka yaygın dolandırıcılık yöntemi ise yemleme (phishing) olarak bilinmektedir. Yemleme internet kullanıcılarının banka şifreleri, web sitesi parolaları, kredi kartı numarası gibi özel bilgilerinin ilgili web sayfası ve uygulamaların aynı görüntüdeki kopyalarının yapılması ile gerçekleştirilen bir bilgi hırsızlığı yöntemidir [43]. Bu yöntemde bir sosyal medya uygulaması hesabının şifresi veya bir e-posta hesabının şifresinin elde edilebilmesi mümkündür. Bu yöntem sahte polis üniforması ile bir şahsa giderek normalde elde edemeyeceği bilgileri elde eden kötü niyetli bir kişinin davranışına benzetilebilir. Mobil uygulamaların kendilerine verilen izinler dâhilinde başka uygulamaları kaldırma ve yeni uygulamalar yüklemeleri mümkün olabilmektedir. Böyle bir durumda yüklenen bir oyun vb. | 24 Tevfik Örkün, Engin Möngü, Ali Erdoğan, Fatih Gürsul uygulamanın, arka planda bir internet bankacılığı uygulamasını ya da Twitter vb. bir sosyal medya uygulamasını kaldırıp, yine aynı görünümde tasarlanmış fakat girilen kullanıcı bilgilerini farklı bir mecraya gönderen bir uygulama yüklemesi mümkündür. Bu durumu gündelik bir kullanıcının fark etmesi oldukça güçtür. Mağdur kullanıcı, uygulamayı çalıştırdığında karşısına bir kullanıcı girişi ekranı çıkacak, girdiği bilgiler ise kötü niyetli şahıslara iletilerek kullanıcıya “şu anda sistem erişilemiyor, lütfen daha sonra tekrar deneyin” benzeri bir mesaj gösterilecektir. Çalınan bu bilgiler şantaj, itibarı zedeleme ya da maddi çıkar elde etmek için kullanılabilir. Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2009/3019 E., 2009/6644 Sayılı kararında müştekinin cihazına kötü niyetli yazılım yerleştirerek internet bankacılığı bilgilerini ele geçirip yatırım hesabında bulunan parayı kendi hesabına havale eden kişinin “bilişim sistemlerinin aracı olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık” suçunu işlediğine hükmetmiştir. Banka ile ilgili kullanıcı bilgilerinin çalınması durumunda havale yapıldığı için, hesap bilgilerini çalan kişinin takibinin yapılabilmesi mümkündür. Ancak herhangi bir havale benzeri işlemin yapılmadığı durumlarda suçu işleyen kişinin bulunması ya da suçu işlediğinin ispatlanması oldukça zordur. 12.Ceza Dairesi 2014/7409 E., 2014/24197 numaralı kararında bir başkasının adına Facebook üzerinde özel hayatın gizliliğini ihlal eden fotoğraflar ve içerik yükleyen bir kişi hakkında “Sanığın atılı suçu inkâra yönelik savunması, dosya içerisinde, Facebook da hesap açarak fotoğraf yüklemesi yapan bilgisayara ait IP bilgilerine ilişkin bir tespit bulunmadığı gibi, sanığın kullandığı bilgisayarda suça ilişkin maddi delil etmek amacıyla yapılmış bir inceleme de bulunmadığı, Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğünün İnternet Ortamında İşlenen Suçlarda Uluslararası Ceza İstinabe İşlemlerine ilişkin yazısına göre, google, yahoo, facebook, skype, hotmail, twitter, youtube gibi internet ortamında yaygın olarak kullanılan yer sağlayıcı firmaların merkezinin Amerika Birleşik Devletleri’nde bulunduğu, ABD mevzu25 | Akıllı Telefonlar Üzerinde İşlenen Bilişim Suçları atına göre, internet ortamında işlenen suçlara ilişkin trafik bilgileri, yer sağlayıcılar veya erişim sağlayıcılar tarafından 90 gün süreyle saklandığı, bu süre içinde resmi otoritelerce başvurulduğunda anılan saklama süresine 90 gün daha ilave edildiği belirtilmiş olmakla, aradan geçen süre nedeniyle, hesap açarak fotoğraf yüklemesi yapan bilgisayara ait IP bilgileri ile bilgisayarda yapılacak incelemede suça ilişkin maddi bir delilin elde edilmesinin mümkün görülmemesi” ifadelerini kullanarak suçlanan kişiye verilen mahkûmiyet kararının bozulmasına hükmetmiştir. Buradan da anlaşılacağı üzere kimlik hırsızlığı vb. durumlarda mağduriyetin ispatlanması ve hukuksal yoldan mücadele edilmesi oldukça güçtür. Çünkü popüler pek çok uygulama verilerini yurt dışında bulunan yer sağlayıcılar üzerinde tutmakta, bu yer sağlayıcılar ise bulundukları ülkenin kendi mevzuatı uyarınca erişim bilgilerini saklamakta ve oldukça uzun süren bir prosedür sonucunda bilgi paylaşmaktadır. Günümüzde satılan pek çok cep telefonunda kamera bulunmaktadır. Özellikle yaygınlaşan mesajlaşma, eposta uygulamaları ile pek çok mahrem bilgiyi kişiler akıllı telefonları üzerinde bulundurmaktadır. Bu bilgiler özel hayatları ile ilgili olabileceği gibi bir ticari kuruluşun paylaşılması ile itibar yahut para kaybedeceği bilgiler olabilir. Mobil uygulamalar sahip oldukları erişim yetkileri ölçüsünde telefon üzerinde bulunan fotoğraf, metin, mesajlar vb. içeriklere erişip bunu üçüncü şahıslara ulaştırabilirler. Bu kişilerin bu içerikleri kişiye şantaj yapma yönünde kullanması olasıdır. Şantaj, TCK’nın 107’inci maddesinin 2’inci bendinde “Kendisine veya başkasına yarar sağlamak maksadıyla bir kişinin şeref veya saygınlığına zarar verecek nitelikteki hususların açıklanacağı veya isnat edileceği tehdidinde bulunulması” şeklinde tanımlanmıştır. Buradan akıllı telefonlar üzerinden usulsüz bir şekilde elde edilen bilgilerle yapılacak zorlamaların suç teşkil ettiği anlaşılmaktadır. Dijital ortamlarda işlenen suçlarla mücadele noktasında atılan en önemli adımlardan biri de Avrupa Konseyi tarafından hazırlanarak 23 Kasım 2001 tarihinde Budapeşte’de imzalanan Sanal Ortamda İşlenen Suçlar Sözleşmesi’dir. Bu sözleşmeye tüm Avrupa Konseyi ülkeler ve | 26 Tevfik Örkün, Engin Möngü, Ali Erdoğan, Fatih Gürsul ABD taraf durumundadır. Sözleşme Türkiye tarafından da 10 Kasım 2010 tarihinde imzalanmıştır. Sözleşmenin odağında akıllı cihazlar üzerinden yapılan sahtecilik, telif hakları ile ilgili durumlar ve dijital güvenlik durumlarının ihlali konuları vardır. Dijital ortamlarda işlenen suçların genellikle küresel bir boyut taşıması, mağdurların ve suçluların farklı ülkelerde olabilmeleri yine küresel bazda işleyen bir hukuk sistemi gerektirmektedir. Avrupa Konseyi tarafından hazırlanan Sanal Ortamda İşlenen Suçlar Sözleşmesi bu anlamdaki ilk uluslararası sözleşme niteliğindedir. Bu sözleşme ile birlikte işlenebilecek suçlar için ortak isimlendirmelerin yapılması ve suçların soruşturulmasını sağlayacak ceza kanunlarının hazırlanması küresel temelde bir standarda bağlanabilecektir. Budapeşte Sözleşmesi olarak da anılan Sanal Suçlarla Mücadele Sözleşmesi’nin 2’inci bölümünün 1’inci kısmının ilk başlığında bilgisayar verilerinin ve sistemlerinin gizliliğine, bütünlüğüne ve erişilebilirliğine yönelik suçlar belirlenmiştir. Yasadışı erişim, yasadışı araya girme, verilere müdahale, sisteme müdahale, cihazların kötüye kullanımı gibi konularda yasaların hazırlanması konusunda hükümler verilmiştir. 6. Sonuç ve Öneriler Akıllı telefonların özelliklerinin, internet erişim imkanlarının ve kullanılan uygulamaların artması ile beraber maruz kaldıkları kötü amaçlı yazılım tehditleri de artış göstermiştir. Kullanım yoğunluğu, işlem gücü, işletim sistemi, pil ömrü nedeni ile yapılan optimizasyonlar ve yapılan bağlantı sayısı gibi yapısal farklılıklar göz önüne alındığında mobil cihazlar için geleneksel PC güvenlik sistemlerinden farklı bir güvenlik standardı oluşturulması gerektiği anlaşılmaktadır. Gelişen teknoloji fiziksel sınırları ortadan kaldırdığından mobil güvenlik konusu ulusal bazda olduğu kadar uluslararası bazda da ele alınmalıdır. 27 | Akıllı Telefonlar Üzerinde İşlenen Bilişim Suçları Akıllı telefon güvenliği ve yapılan hukuka aykırı eylemler konusunda bireysel ve kurumsal bazda kullanıcı farkındalığının geliştirilmesi için daha fazla bilimsel çalışma yapılmalıdır. Nesnelerin İnterneti (Internet of Things) teknolojisinin gelişmesi ile birlikte mobil cihaz, uygulama ve toplanan veri miktarı katlanarak artacağından mevcut güvenlik çözümlerine ilave olarak daha gelişmiş ve etkin çözümlerin geliştirilmesi gerekmektedir. KAYNAKÇA [1] TÜİK,”Hanehalkı Bilişim Teknolojileri Kullanım Araştırması,” 2014 [Çevrimiçi] http://www.tuik.gov.tr/ PreHaberBultenleri.do?id=16198 [Erişim Tarihi: 27-Nis-2015] [2] IDC, “Smartphone OS Market Share,” Q4 2014 [Çevrimiçi] http://www.idc.com/prodserv/smartphone-os-marketshare.jsp [Erişim Tarihi: 28-Nis-2015] [3] F-Secure, “Mobile Threat Report,” Q1 2014 [Çevrimiçi] https://www.fsecure.com/documents/996508/1030743/Mobile_ Threat_Report_Q1_2014.pdf [Erişim Tarihi : 28-Nis-2015] [4] Seo S., Kim J., Jeon K. (2011). “Analysis and forecast of mobile malicious code trends in 2010. KIISC REVIEW,” 21(1), 11-18. [5] F-Secure, “Threat report H22014,” 2014 [Çevrimiçi] https://www.f-secure.com/documents/996508/1030743/Threat_ Report_H2_2014 [Erişim Tarihi: 26-Nis-2015] [6] A. Porter Felt, M. Finifter, E. Chin, S. Hanna, D. Wagner, “A Survey of Mobile Malware in the Wild,” SPSM’11, Chicago, Illinois, USA, October 17, 2011. [7] J. Bickford, H. A. Lagar-Cavilla, A. Varshavsky, V. Ganapathy, L. Iftode, “Security versus Energy Tradeoffs in Host- | 28 Tevfik Örkün, Engin Möngü, Ali Erdoğan, Fatih Gürsul Based Mobile Malware Detection,” MobiSys’11, Bethesda, Maryland, USA, June 28–July 1, 2011 [8] M. A. Elfattah, A.A Youssif, S. Ahmed, “ Handsets Malware Threats and Facing Techniques,” (IJACSA) International Journal of Advanced Computer Science and Applications, Vol. 2, No. 12, 2011 [9] A. Egners, B. Marschollek, U. Meyer, “ Hackers in Your Pocket: A Survey of Smartphone Security Across Platforms,” Research Group IT Security UMIC Research Center RWTH Aachen, Germany, 2012. [10] C. Fleizach, M. Liljenstam, P Johansson, “G. M. Voelker, A Mehes, Can You Infect Me Now? Malware Propagation in Mobile,” WORM’07, Alexandria, Virginia, USA, November 2, 2007. [11] A. Bose and K. G. Shin, “On mobile viruses exploiting messaging and bluetooth services,” in Securecomm, Baltimore, MD, Aug. 2006. [12] Amit Klein, “First SpyEye Attack on Android Mobile Platform Now in the Wild,”13.09.2011, [Çevrimiçi] http:// securityintelligence.com/first-spyeye-attack-android-mobile-platformnow-wild/ [Erişim Tarihi: 22-Nis-2015] [13] C. Gonzalez, B Stackpole, T. Oh, “Anti-Spyware Analysis for iOS: An Evaluation of Current Security Products Available for iOS,” Annual Symposium On Information Assurance & Secure Knowledge Management, ALBANY, NY, June 5-6, 2012. [14] L. Xie, X. Zhang, A. Chaugule, T. Jaeger, S. Zhu, “Designing System- level Defenses against Cellphone Malware,” [15] “New iPhone worm can act like botnet say experts,” 23 November 2009, [Çevrimiçi] http://news.bbc.co.uk/2/hi/ technology/8373739.stm [Erişim Tarihi: 22-Nis-2015] 29 | Akıllı Telefonlar Üzerinde İşlenen Bilişim Suçları [16] Warwick Ashford, ” First ever iPhone worm Ikee unleashed by Aussie hacker,” 09 November 2009, [Çevrimiçi] http://www. computerweekly.com/news/1280091290/First-ever-iPhone-wormIkee-unleashed-by-Aussie-hacker [Erişim Tarihi: 22-Nis-2015] [17] C. Xiang, F. Binxing, Y. Lihua, L. Xiaoyi, Z.Tianning, “ Andbot: towards advanced mobile botnets ,”. pages 11–11, 2011.] [18] A. Eshmawi, S. Nair, “Smartphone Applications Security: Survey of New Vectors and Solutions,” Southern Methodist University, 2013 [19] Y. Zhou, X. Jiang, “Dissecting Android Malware: Characterization and Evolution,” North Carolina State University [20] Tim wyatt, “Security Alert: Geinimi, Sophisticated New Android Trojan Found in Wild,” December 29, 2010 [Çevrimiçi] https://blog.lookout.com/blog/2010/12/29/geinimi_trojan/ [Erişim Tarihi: 22-Nis-2015] [21] F-Secure, “These aren’t the droid updates you’re looking for,” [Çevrimiçi] http://www.f-secure.com/weblog/archives/00002258. html, October 2011, pp 23-25 [Erişim Tarihi: 23-Nis-2015] [22] P. Krysiuk, “ Android.Ggtracker,” June 22, 2011, [Çevrimiçi] http://www.symantec.com/security_response/writeup. jsp?docid=2011-062208-5013- 99&tabid=2 [Erişim Tarihi: 22-Nis-2015] [23] J. Hoffmann, S. Neumann, T. Holz, “Mobile Malware Detection Based on Energy Fingerprints,A Dead End?”, Horst Görtz Institute (HGI), Ruhr-University Bochum, Germany [24] Kaspersky Lab and INTERPOL Joint Report, “Mobile Cyber Threats,” October 2014 [Çevrimiçi] http://media.kaspersky. com/pdf/Kaspersky-Lab-KSN-Report-mobile-cyberthreats-web.pdf [Erişim Tarihi: 23-Nis-2015] | 30 Tevfik Örkün, Engin Möngü, Ali Erdoğan, Fatih Gürsul [25] K. Dunham, Mobile Malware Attacks and Defense , Syngress Publishing Inc. ,2009 [26] M.L.Polla, F.Martielli, D.Sgandurra, “A Survey on Security for Mobile Devices” IEEE 10.1109/SURV.2012.013012.00028, IEEE ,2012 [27] L. Liu, G. Yan, X. Zhang, and S. Chen, “Virusmeter: Preventing your cell phone from spies,” in Recent Advances in Intrusion Detection. Springer, 2009, pp. 244–264 [28] H. Kim, J. Smith, and K. Shin, “Detecting energy-greedy anomalies and mobile malware variants,” in Proceedings of the 6th international conference on Mobile systems, applications, and services. ACM, 2008,pp. 239–252 [29] China’s National Computer Network Emergency Response Technical Team’s report (CNCERT), 2013, [Çevrimiçi] http://www. computerworld.com/article/2483587/cybercrime-hacking/chinasees-increase-in-trojan-and-botnet-attacks-from-other-countries.html [Erişim Tarihi: 24-Nis-2015] [30] L.R.Heinrichs, B.H.Jones, “Tools and Tips for Teaching Smartphone Security”, Issues in Information SystemsVolume 14, Issue 2, pp.329-335, 2013 [31] J.H.Woo, T.S.Kim, “Factors Affecting Use Of Mobile AntiVirus Application” [32] TCG, Trusted Computing Group, [Çevrimiçi] https://www. trustedcomputinggroup.org/files/resource_files/DF8CF3B9-1A4BB294-D0AE2E4ED2FFDEAD/Final_iGR_mobile_security_white_ paper_sept_2006.pdf [Erişim Tarihi: 22-Nis-2015] [33] Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK), “Akıllı Telefon Güvenliği” [Çevrimiçi] https://tuketici.btk.gov.tr/dosya/ c0d79e199edfbb5d886c26138d83b26d.pdf [Erişim Tarihi: 26-Nis-2015] 31 | Akıllı Telefonlar Üzerinde İşlenen Bilişim Suçları [34]http://mobile-security-software-review.toptenreviews.com/ [Çevrimiçi] [Erişim Tarihi: 29-Nis-2015] [35] A.D.Schmidt, “Detection of Smartphone Malware” Von der Fakultat IV Elektrotechnik und Informatik der Technischen Universitat Berlin zur Erlangung des akademischen Grades (2011) [36] Characterizing Evaluation Practices of Intrusion Detection Methods for Smartphones Abdullah J. Alzahrani, Natalia Stakhanova, Hugo Gonzalez, Ali A. Ghorbani Information Security Center of Excellence Faculty of Computer Science, University of New Brunswick [37]http://www.uniassignment.com/essay-samples/informationtechnology/intrusion-detection-systems-for-smartphone-securityenhancements-information-technology-essay.php [Çevrimiçi] [Erişim Tarihi: 29-Nis-2015] [38]http://www.infoq.com/articles/detection-of-mobile-malware [Çevrimiçi] [Erişim Tarihi: 29-Nis-2015] [39]http://usa.kaspersky.com/internet-security-center/internetsafety/smartphones#.VUPPn_ntmko [Çevrimiçi] [Erişim Tarihi: 29Nis-2015] [40]http://www.siberguvenlik.org.tr/2013/12/10-admda-aklltelefon-guvenligi.html [Çevrimiçi] [Erişim Tarihi: 29-Nis-2015] [41] 7 Kasım 1982 tarih ve 2109 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası [42] Goodrich, M. ve Tamassio, R. (2010). Introduction to computer security. Addison-Wesley. [43] Kirda E, Kruegel C (2005) Protecting Users Against Phishing Attacks | 32 Ersoy Özdemir, Erol Sevindik ve Özge Batu Akıllı Telefonlarda Çalışan Bir Uydu Sinyali Ölçüm Uygulaması Ersoy Özdemir, Erol Sevindik ve Özge Batu* Özet Bu çalışma, uydu üzerinden TV yayıncılığında kullanılan L bandı DVB S2 sinyalini ölçen bir cihaz ve bu cihazla Bluetooth üzerinden haberleşerek ölçülen verileri alan, anlamlandıran ve görselleştiren bir mobil uygulama üzerinedir. Uydu sistemlerinde, uydu anteninin ayarlanması, gerekli sinyal kalitesinin sağlanması ve arıza durumlarının analiz edilerek ortadan kaldırılması yüksek teknik bilgi ve deneyim gerektirmektedir. Geleneksel uygulamada, teknik servis elemanı bu işlemleri gerçekleştirirken, uydu yön bulucu diye de bilinen uydu sinyal ölçüm cihazını kullanır. Ancak bu cihazlar yetersiz ekran özellikleri başta olmak üzere sınırlı iletişim teknolojileri ve taşımayı zorlaştıran ebatları sebebiyle kullanım zorluğu ortaya koymaktadır. * Krea İletişim Hizmetleri ve Prodüksiyon A.Ş (Digiturk), Beşiktaş, İstanbul, Türkiye * İletişim Kurulacak Yazar: ozge.batu@digiturk.com.tr 33 | Akıllı Telefonlarda Çalışan Bir Uydu Sinyali Ölçüm Uygulaması Bu çalışmada sunduğumuz yeni nesil uydu sinyal ölçüm sistemi iki bileşenden oluşmaktadır: Mobil uydu sinyal ölçüm cihazı ve bu cihazla uyumlu mobil uygulama. Mevcut sinyal ölçüm cihazlarıyla karşılaştırıldığında küçük, hafif, kompakt ve kolay taşınabilir yapısıyla öne çıkan mobil sinyal ölçüm cihazının en önemli özelliği Bluetooth teknolojisine sahip olmasıdır. Bu özellik sayesinde akıllı telefonlarla iletişim kurabilmektedir. İkinci bileşen olan ve akıllı telefon üzerinde çalışan uygulama ise ölçüm cihazından transfer ettiği verileri anlamlandırarak kullanıcı dostu bir arayüz ile sunar. Böylece iki bileşenli bu sistem kullanıcılar için kolay, zengin ve keyifli bir deneyim sağlamış olur. Burada sözü geçen mobil sinyal ölçüm cihazı ve akıllı telefon uygulamasından oluşan sistem ticari olarak üretilmiştir. Anahtar Kelimeler Mobil sinyal ölçüm cihazı, Bluetooth, akıllı telefon ile uydu bulma, akıllı telefonu yardımıyla uydu anteni ayarlama, L bandı sinyal ölçümü. | 34 Ersoy Özdemir, Erol Sevindik ve Özge Batu 1. Giriş Dijital TV yayıncılığında veri iletiminde dijital olarak modüle edilmiş RF sinyali kullanılır. RF sinyalinin kalitesi sinyalin gücü (seviyesi), bit hata oranı (BER), taşıyıcı gürültü oranı (C/N) gibi parametreler ile değerlendirilir. Sinyal ölçümü piyasada uydu yön bulucu olarak tabir edilen cihazlarla yapılmaya çalışılmaktadır. İdeal durumda dijital olarak modüle edilmiş RF sinyalinin ölçümü spektrum analizörü yardımıyla yapılabilir. Yine de, spektrum analizörü ile yapılan ölçümlerde ölçüm sonuçları nihai değildir ve dijital modülasyon detaylarını içeren parametreleri gözlemlemek mümkün değildir. Uydu yön bulma cihazlarında ise ölçüm sonuçları oransal olarak kullanıcıya sunulur. Bu tarz cihazlar isimlendirilmelerine uygun olarak yayın alınmak istenen uydunun gökyüzündeki yerini bulmaya yönelik üretilmiş cihazlardır. Gökyüzünde yayın alınmak istenen uydunun yerinin bulunması da anten kurulumunda karşılaşılan sorunlardan bir tanesidir. Çanak antenin uyduyu tam olarak görmesi gerekmektedir. Yayın alınmak istenen uydunun gökyüzündeki yerini bulmak için yönü ve kalkış açısı bilinmelidir. Yani iki değişken söz konusudur. Bu durum olayın karmaşıklığını ve hata ihtimalini arttırır. Dijital TV yayının alınacağı uydunun gökyüzündeki yeri bulunduktan sonra çanak antenin ve LNB polaritesinin ayarlanması gerekmektedir. LNB polaritesi sinyal kalitesine etki eden eden C/N ve BER değerlerini doğrudan etkiler. Sinyal kalitesinin optimum değerleri için LNB Polaritesi hassas bir şekilde ayarlanmalıdır. Dijital TV yayıncılığında birden fazla transponder kulanımı söz konusudur. Her bir transponderin uzaydaki ve kablo üzerindeki yani L bandındaki frekans değerleri bir birinden farklıdır. Transponderin L bandı frekans değeri kullanılan LNB’nin lokal osilatör frekans değerine göre değişiklik gösterir. Bir transponderin sinyal değerlerini ölçmek isteyen bir kullanıcının o transpondere ait sembol oranı, FEC değeri, transponderin uzaydaki frekansı ve LNB lokal osilatör frekans değeri gibi pek çok 35 | Akıllı Telefonlarda Çalışan Bir Uydu Sinyali Ölçüm Uygulaması parametreyi bilmesi ve bu parametreleri ölçü aletine en az bir defa kayıt etmek suretiyle bir ön veri oluşturması gerekir. Bu da ölçüm işleminin karmaşıklığını artırdığından kullanıcılar genelde tek bir transponder frekansını ölçerek işlem yapma eğilimindedirler. Tek bir transponder değerlerinin ölçülmesi özellikle arıza analizi durumlarında yeterli olmaz. Uydu yönü bulunması uydu alıcı antenin ayarlanması ve sinyal ölçümü gibi işlemlerin yapılması karmaşık ve özel yetkinlikler gerektiren işlemlerdir. Bu çalışmada ölçülmek istenen sinyalin bir aşamada işlem kapasitesi daha yüksek bir platform olan akıllı cep telefonuna aktarılmak kaydıyla kullanıcın tüm bu karmaşık sinyal ölçme işlemlerini ekstra bir yetkinliğe ihtiyaç duymadan yapabilmesi ve ölçüm sonuçlarını anlamlandırabilmesi hedeflenmiş ve gerçekleştirilmiştir. 2. Sistem ve Kullanıcı Deneyimi Sistem L bandındaki dijital olarak modüle edilmiş RF sinyalini tuner yardımıyla alıp gerekli bazı işlemleri yaptıktan sonra Bluetooth 2.1 protokolü üzerinden akıllı telefon uygulamasına transfer eden bir cihazdan oluşmaktadır. Uygulamanın çeşitli fonksiyonlarını gösteren ekran görüntüleri Şekil 1’de sunulmaktadır. Kullanıcı akıllı telefonundaki uygulamayı çalıştırdığında ana ekran görüntüsü ile karşılaşır. Burada anten ayarlamak ve sinyal ölçmek üzerine uzmanlaşmış menüler bulunur. Kullanıcı tek dokunuşla LNB tipi transponder frekansı gibi bir secim yapmadan herhangi bir parametre girmeye ihtiyaç duymadan istediği ölçümü gerçekleştirebilir. Ölçüm sonuçları transponder frekansı sinyal gücü kalite parametrelerini içerir. Sinyal seviyesi, gücü ve kalite parametreleri daha önceden kaydedilmiş eşik değerlerine göre iyi veya kötü şeklinde anlamlandırılır. İyi sinyal parametreleri yeşil renkle gösterilir. Kötü sinyal parametreleri kırmızı renkle gösterilir. Arıza analizi gibi detaylı incelemenin gerektiği durumlarda sinyal seviye ve kalitesi hem birimleri ile ayrı ayrı hem de kavramsal fikir vermek amacıyla yüzdesel ve renk | 36 Ersoy Özdemir, Erol Sevindik ve Özge Batu koduyla gösterilmiştir. Aynı ekranda o transponderdeki kanallardan en popüler olan TV kanalının adı da belirtilmiştir. Bu sayede kullanıcı TV ve uydu alıcı üzerinde o kanalın durumunu kontrol edebilir. LNB polaritesi anten kurulumunun yapıldığı coğrafi lokasyona göre değişiklik gösterir. Bu detay çoğu zaman kullanıcı tarafından atlanır. Bu detay bilinse bile GPS koordinatına göre gerekli açının hesaplanması için başka uygulamaların kullanılması gerekmektedir. Uygulamalardan açı tespit edilse bile bu anten üzerinde referans noktası olmadığı için açının LNB açısı ile eşleştirilmesi mümkün olmayacaktır. Uygulama akıllı telefonun sensörlerini kullanarak gerekli açıyı hesaplar ve bunu görsel olarak kullanıcıya sunar. Şekil 1: Ekran görüntüleri. Sol üstten sırayla: Ana menü, ölçüm sonuçlarının gösterim ekranı, uydu yerinin gökyüzünde bulunması, transponder bazında sinyal değerlerinin gösterimi, LNB polarizasyonunun ayarlanması, spektrum gösterimi. 37 | Ersoy Özdemir, Erol Sevindik ve Özge Batu Bulut Üzerinde Çalışan Koşullu Uydu Kurulum Sistemi Ersoy Özdemir, Erol Sevindik ve Özge Batu* Özet Bu çalışma, TV yayıncılığında kullanılan uydu sistemlerinin kurulumunda elde edilen uydu sinyalinin gerekli kriterlere uygunluğunun merkezi bir sistem tarafından kontrol edilmesini sağlayan bir mobil uygulama üzerinedir. TV yayıncılığında, uydu anteninin doğru monte edilmesi ve düzgün bir kablolama yapılması elde edilen sinyalin kalitesini ve buna bağlı olarak da yayının kalitesini doğrudan etkileyen en önemli unsurdur. Ancak piyasada mevcut sinyal ölçüm cihazları kullanıldığında kurulumun başarısını anlık olarak kontrol etmek mümkün olmamakta; kurulumu yapan kişinin bilgi, beceri ve deneyimi belirleyici olmaktadır. Bu çalışmada sunduğumuz koşullu uydu kurulum sistemi, uydu alıcısının TV yayınlarını sorunsuz alması için gerekli sinyal * Krea İletişim Hizmetleri ve Prodüksiyon A.Ş (Digiturk), Beşiktaş, İstanbul, Türkiye * İletişim Kurulacak Yazar: ozge.batu@digiturk.com.tr 39 | Bulut Üzerinde Çalışan Koşullu Uydu Kurulum Sistemi değerlerinin elde edilip edilmediğinin merkezi bir karar verme mekanizması tarafından kontrol edilmesini ve bu kontrole bağlı bir kurulum onayı verilmesini sağlamaktadır. Sistem, mobil sinyal ölçüm cihazı ve bu cihazla haberleşerek aldığı ölçüm verilerini bulut üzerindeki karar merkezine aktaran ve çıkan değerlendirmeyi kullanıcıya gerçek zamanlı sunarak gerekli yönlendirmeleri yapan bir akıllı telefon uygulamasından oluşur. Bulutta yer alan karar sistemi, uydu sinyal değerlerini kullanıcının bulunduğu GPS koordinatları, kullanılan anten çapı, LNB tipi, uydu alıcısı modeli, hava durumu gibi bilgileri dikkate alarak değerlendirir ve sinyal kalitesinin yeterli olup olmadığına karar verir. Uygun olmayan sinyal değerleri tespit edildiğinde mobil uygulama kullanıcının gerekli koşulları sağlaması için geri bildirimde bulunur ve kullanıcının takip eden işlem adımlarına geçmesini engeller. Burada takip eden işlem adımları TV platformu yeni abone kazanım adımlarıdır. Sistem kullanıcının uygun olamayan sinyal değerlerine sahip bir abonenin kazanımına izin vermemek suretiyle kullanıcıyı uygun sinyal onayını almak için gerekli iyileştirmeleri yapmaya mecbur bırakır. Anahtar Kelimeler Mobil sinyal ölçüm cihazı, Bluetooth, akıllı telefon ile uydu bulma, akıllı telefonu yardımıyla uydu anteni ayarlama, L bandı sinyal ölçümü. | 40 Ersoy Özdemir, Erol Sevindik ve Özge Batu 1. Giriş Bu çalışma; uydu sinyal ölçüm verisinin, ölçüm cihazından alınarak merkezi bir değerlendirme sistemine iletilmesini, çeşitli kaynaklardan toplanan diğer veriler ile harmanlanarak işlenmesini ele alan bir uygulama üzerinedir. Günümüzde uydu sektöründe uydu alıcı cihazlarının kurulumunu yapan tüm teknisyenler, sinyal ölçüm cihazı adını verdiğimiz cihazları kullanmaktadır. Bu cihazların temel fonksiyonu çanak anten kurulumu sonrası elde edilen sinyalin kalitesini ölçmek, kontrol etmek ve teknisyeni bilgilendirmektir. Bilgilendirme işlemi genelde basit LCD ekran aracılığı ile yapılmaktadır. Ekran yetersizlikleri nedeniyle mümkün olduğunca az bir alanda en çok bilgi verilmeye çalışılmakta olup bazı bilgiler ise hiç verilememektedir. Çeşitli bilgilerin aynı anda aynı ekranda gösterimi bir karışıklık meydana getirmekte ve bu durum cihazın kullanımı için belirli bir eğitim ihtiyacını doğurmaktadır. Sektördeki personel sirkülasyonu nedeniyle bu her zaman mümkün olamamakta, kalifiye teknisyen açığı sıklıkla gündeme gelmektedir. Sektör genelinde kullanılmakta olan sinyal ölçüm cihazları, basit bir ölçüm değerlendirme fonksiyonu da barındırmaktadır. Ancak bu değerlendirme fonksiyonu, üretici tarafından cihaza yüklenmiş sabit referans değerlerini kullanarak çalışmakta ve özel koşullara uyum sağlamamaktadır. Bu fonksiyonun bir diğer önemli eksikliği ise ölçüm yapılan uyduda yer alan tüm transponderleri değil sadece belirli bir transpondere ait ölçüm sonuçlarını kullanarak değerlendirme yapacak şekilde çalışmasıdır. Bu sorun, kimi durumlarda oldukça yanıltıcı sonuçlar elde edilmesine neden olmaktadır. Bir uydu, sinyal alma ve geri yansıtma işlevini farklı frekanslarda çalışan n adet transponder kullanarak yerine getirir. Ancak hava şartları, transponder özellikleri, transponderin uyduda yerleşim yeri, kullanılan iletişim frekansı gibi etkenler her bir transponderin ölçüm sonucunun diğerlerinden farklı olmasına sebep olur. Bu nedenle, etkin bir değer- 41 | Bulut Üzerinde Çalışan Koşullu Uydu Kurulum Sistemi lendirme için tek transponder yerine tüm transponderleri ölçmek ve değerlendirmek mecburiyeti bulunmaktadır. Mevcut koşullarda etkin bir sinyal ölçümü yapmanın pratik bir yolu bulunmadığı için sektör genelindeki eğilim ölçüm sonuçlarının değerlendirilmesinde inisiyatifin kullanıcıya (teknisyene) bırakılması şeklindedir. Bu çalışmada sunduğumuz koşullu kurulum sistemi, yukarıda bahsettiğimiz sorunları ele almakta ve bir çözüm önerisi getirmektedir. Sistem, temel olarak nihai kararı verme inisiyatifi ve yetkinliğini kullanıcıdan alarak daha etkin bir ölçüm değerlendirmesi yapmayı hedeflemektedir. Bunu yapabilmek için ölçüm anından başlayarak kullanıcının yaptığı işlemlere müdahale etmekte, kullanıcıyı yönlendirmekte, elde edilen ölçüm sonucunu değerlendirmekte ve sonuca göre işleme onay veya red verebilmektedir. Koşullu kurulum sisteminin ana hedefi; bir üyeye ulaşan yayın sinyal kalitesinin servis anında ölçümlenmesi, değerlendirilmesi, değerlendirme sonucunda eğer gerekiyorsa uygun yönlendirmeler ile o üyeye özel olarak maksimum kaliteye ulaştırılmasının sağlanması ve bu yolla olası yayın arızası şikayetlerinin önüne geçilmesidir. 2. Sistem Sistem ilk çalıştırıldığında, etkin bir değerlendirme için yeterli sayıda ölçüm verisine sahip olmadığı için önceden tanımlanmış referans değerler üzerinden değerlendirme yapmaktadır. Sinyal ölçüm verisi sisteme ulaşıp veri havuzu büyüdükçe yapılan değerlendirmeler gelen verinin niteliğine göre değişkenlik göstermekte ve dinamik bir özelliğe kavuşmaktadır. Dinamik bir değerlendirme yapabilmek için sistem aşağıdaki koşulları dikkate almaktadır: • | 42 Ölçüm verisi içerisinde lokasyon bilgisi alınıp alınamadığı, Ersoy Özdemir, Erol Sevindik ve Özge Batu • Lokasyon bilgisi alındı ise ilgili lokasyona yakın yerler için başka ölçüm verisi alınıp alınmadığı, • Ölçüm verisi alındı ise ilgili ölçüm işlemleri için yapılmış değerlendirme sonucu, • Ölçüm verisi içerisinde müşteri bilgisinin alınıp alınamadığı, • Müşteri bilgisi alındı ise müşterinin adresinin GPS lokasyonundan elde edilen adres ile uyumlu olup olmadığı, • Uyumsuz ise müşteri adresine yakın yerler için başka ölçüm verisi alınıp alınmadığı, • İlgili GPS lokasyonu veya müşteri adresi için hava durumu bilgisinin elde edilip edilemediği, • İlgili GPS lokasyonu veya müşteri adresi için yönetici tarafından girilmiş bir düzeltme oranı olup olmadığı, • İlgili müşteri için CRM sisteminden elde edilen ekipman ve hizmet alınan uydu yayın bilgilerinin elde edilip edilemediği. Bu koşulların sağlanabilmesi için çeşitli dış sistem entegrasyonları da projeye dahil edilmiştir. Dış sistem entegrasyonları aşağıdaki gibidir: • CRM Entegrasyonu, • Meteoroloji entegrasyonu (adres veya GPS bazlı hava durumu elde edilmesi), • Haritalama entegrasyonu (GPS lokasyonundan adres elde edilmesi). Sistem, yukarıda bahsedilen koşulların değerlendirilmesi ve dış sistem entegrasyonları ile etkin bir sinyal değerlendirme yetkinliğine sahip olmuştur. Sinyal değerlendirme işlemi sırasında aşağıda belirtilen parametrelerin tümü kullanılabilmektedir: 43 | Bulut Üzerinde Çalışan Koşullu Uydu Kurulum Sistemi - Sinyal bilgisi parametreleri oUydu bilgisi oLNB tipi oSinyal ölçüm cihazının tanımlayıcı seri numarası oUydudan alınan tarih ve saat oÖlçüm yapılan transponder sayısı oÖlçüm yapılan her bir transponder için Transponder numarası Sinyal kalitesi Sinyal gücü BER - Bit Error Rate Count - Üye bilgisi parametreleri (CRM sisteminden elde edilenler) oİzlemeye yetkili olunan kanallar oHD yayın yetkisi / Yayın kayıt yetkisi oÇanak anten kurulum tipi (Apartman tipi kurulum, bireysel kurulum) oÜyenin kullandığı ekipman marka, model ve tipleri oÖnceki sinyal ölçüm değerleri oÜyenin adresi (Coğrafi değerlendirmeler için) - İşlem bilgisi parametreleri (Mobil uygulamadan elde edilenler) oSinyal ölçüm verisi oServis hizmeti verilen üye numarası oÖlçümü yapan servis personel kimliği oÖlçüm tarihi ve zamanı oÖlçüm lokasyonu (Coğrafi değerlendirmeler için GPS lokasyonu) - Coğrafi bilgi parametreleri (GPS, ülke, il, bölge bazlı) oÖlçüm yapılan lokasyonun güncel hava durumu bilgisi oÖlçüm yapılan lokasyonun civarında yakın zamanda yapılmış diğer ölçüm bilgileri | 44 Ersoy Özdemir, Erol Sevindik ve Özge Batu Şekil 1 Ölçüm değerlendirmesi akış diyagramı. Sistem, Şekil 1’deki akış diyagramına uygun olarak elde ettiği ölçüm ve değerlendirme sonuçlarını Şekil 2’de gösterilen ekranlarda kullanıcıya sunmakta ve bir sonraki ölçüm işlemlerinde kullanmak üzere saklamaktadır. 45 | Bulut Üzerinde Çalışan Koşullu Uydu Kurulum Sistemi Şekil 2 Sinyal Ölçüm ve Değerlendirme Sonuç Ekranları 3. Vargılar Çalışma sonucunda sinyal değerlendirme inisiyatifi kullanıcıdan alınmış ve koşullu kurulum sistemine bırakılmıştır. Daha önce personel inisiyatifi doğrultusunda çoğu zaman yetersiz sinyal seviyesinde gerçekleşen uydu çanak anten kurulumları artık ilgili müşterinin ihtiyacını karşılayacak düzeyde gerçekleşmektedir. Koşullu kurulum sisteminin, tüm taraflar (müşteri, kullanıcı, yayıncı şirket) için ciddi olumlu etkileri bulunmaktadır. Müşteri açısından başlıca olumlu etkiler şunlardır: • Her türlü hava koşulunda kesintisiz yayın alabilmesi, • Çanak anten kurulumu kaynaklı daha az sorunla karşılaşması, • Daha az servis hizmetine ihtiyaç duyması, gereksiz zaman ve para harcamaması, • Müşteri memnuniyetinin artması. | 46 Ersoy Özdemir, Erol Sevindik ve Özge Batu Kullanıcı (teknisyen) açısından başlıca olumlu etkiler şunlardır: • Aynı müşteriye tekrarlanan servis hizmetinin azalması, • Tekrarlanan servis hizmetinin azalması nedeniyle müşteri memnuniyetinin artması, • Tekrarlanan servis hizmetinin azalması nedeniyle zaman kazancı, • Servis kalitesinde artış. Kullanıcının (teknisyen) bağlı olduğu bayi/servis açısından başlıca olumlu etkiler şunlardır: • Tekrarlanan servis hizmetinin azalması nedeniyle müşteri memnuniyetinin artması, • Tekrarlanan servis hizmetinin azalması nedeniyle benzin, araç gibi servis maliyetlerinde azalma, • Daha az servis ihtiyacı nedeniyle personel ihtiyacında azalma, • Karar inisiyatifinin kullanıcıda olmaması nedeniyle personel eğitim maliyetlerinde azalma, • Servis kalitesinde artış, • Bayi/servis performans ve verimliğinde kümülatif artış. Yayıncı şirket açısından başlıca olumlu etkiler şunlardır: • Müşteri memnuniyetinde artış, • Bayi/servis performans ve verimliğinde artış, • Daha az yayın şikayeti oluşması ve yayın şikayetine bağlı gelir kaybında azalma, • Servis hizmet kalitesine bağlı müşteri kaybında azalma, • Teknisyen yetersizlikleri nedeniyle sinyal sorunu olan müşteride sinyal iyileştirme yerine yayın alıcı cihaz değişimi yapılmasına bağlı yeni cihaz satın alma, stok, lojistik, onarım maliyetlerinde ciddi azalma. 47 | Prof. Dr. Alper Cihan, Yrd. Doç. Dr. Gülşah Batdal Karaduman... “Aday Memur Eğitimi” Uzaktan Eğitim Programı Tasarım Süreci Prof. Dr. Alper Cihana, Yrd. Doç. Dr. Gülşah Batdal Karadumanb*, Uzm. Mehmet Tosuna, Uzm. Erkan Erola, Uzm. Aydın Gevşeka, Uzm. Selma Tosuna, Uzm. Onur Erdala Özet İstanbul Üniversitesi Kamu Akademi projesi ile tüm kamu alanında online eğitim platformunun kolay, hızlı ve nitelikli öğrenim bilgilerinin sunulması hedeflenmektedir. Uzaktan eğitimin zaman ve mekan avantajı ile tüm kamu personeline alanında uzman eğitimcilerle online eğitim verilmektedir. Kamu Akademinin bir alt programı olan Aday Memur Eğitim Programı’nda, Temel Eğitim kapsamında 13 ders, Hazırlayıcı Eğitim kapsamında 16 ders bulunmaktadır. Eğitimler, alan uzmanları tarafından a Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi, İstanbul Üniversitesi, İstanbul, Türkiye b Hasan Ali Yücel Eğitim Fakültesi, İstanbul Üniversitesi, İstanbul, Türkiye * Yazışmadan Sorumlu Yazar: gulsah@istanbul.edu.tr 49 | “Aday Memur Eğitimi” Uzaktan Eğitim Programı Tasarım Süreci hazırlanmış ders sunumları şeklindedir. Her bir ders için hazırlanan sunumların izlenmesinden sonra her dersin sonunda bulunan 10 soruluk ders değerlendirme testinden %60 başarı elde edilmesi beklenmektedir. Bu proje ile kalifiye kamu personeli sayısının artırılması amaçlanmıştır. Uzaktan eğitim ile aday memur eğitimlerinin niteliğinin artırılması, daha kolay ulaşılabilirliğinin sağlanması, iş gücü kaybının önlenmesi, eğitimde engellerin ortadan kaldırılması gerçekleştirilmiştir. Uzaktan eğitim ile hazırlanan Aday Memur Eğitim Programı ile bu süreç daha ilgi çekici ve nitelikli bir eğitim boyutuna taşınmıştır. Anahtar Kelimeler Uzaktan eğitim, aday memur, aday memur eğitimi, kamu akademi. | 50 Prof. Dr. Alper Cihan, Yrd. Doç. Dr. Gülşah Batdal Karaduman... 1. Giriş Günümüzdeki teknoloji alanındaki büyük ve hızlı gelişmeler, ekonomik ve toplumsal kalkınmayı geliştiren insan unsurunun daha güçlü, daha faydalı hale getirilmesini zorunlu kılmıştır. Bunu gerçekleştirmenin temel noktası eğitimdir. Memuriyetten önce memuriyet sırasında kişilerin beklenilen görevleri gereği gibi yapabilmeleri günün koşullarına göre yetiştirmeleri ancak eğitimle olur (Atlıoğlu, Elgin, 1993). Eğitim, insanı yetiştirmenin ve ülkenin kalkınmasının yolu olarak görülebilir. Bunun içinde gerekli nitelik ve nicelikte insan yetiştirmekten geçer (Peker, 1989: 2). Toplumun gelişiminin ve kalkınmasının yolu olarak görülen eğitim sistemi özenle oluşturulmalı, korunmalı ve gelişen değişen koşullara göre yeniden şekillendirilmelidir. Küresel eğitim, öğrencilere uzaktan eğitim ile dünyanın değişik ülkelerde bulunan üniversitelerin eğitim imkânlarından yararlanma imkânı sunmakta, küresel iletişim ise, dünyanın değişik ülkelerinde yaşayan öğrenciler ve eğitimcilere kendi aralarında etkili iletişim kurma fırsatı sunmaktadır. Bu iki fırsat, uzaktan eğitimin öneminin artmasına katkılar sağlamakta, uzaktan eğitim programları öğrencilerin ve öğretmenlerin bağımsız, bireysel ve kubaşık çalışma ortamlarına girmelerine imkan tanımaktadır (İşman, 2011). Uzaktan öğretim materyalleri içinde de internet üzerinden eğitim, ölçme ve değerlendirme gibi unsurlar daha çok öne çıkmaktadır. Kaliteli bir internet destekli öğretimle öğrenciler bireysel, kalıcılığı yüksek, uzun dönemde fayda ve maliyeti hesaplı, zaman ve mekândan kısmen bağımsız eğitim alabilmektedirler (Deperlioğlu, Yıldırım, 2009). Uzaktan öğrenme, mektupla yazışma, video konferans, tartışma forumları ve çevrimiçi dersler içerebilir. Uzaktan eğitimin doğru kullanımı öğrenme ve öğretme faaliyetlerini kolaylaştırır (Batdal Karaduman, 2011). Aday Memur, ilk defa Devlet memurluğuna atanacaklar için uygulanacak merkezi sınavı kazanarak temel, hazırlayıcı eğitim ve staj’a tabi tutulmak üzere herhangi bir kurum veya kuruluşa atananları ifade eder. Asli 51 | “Aday Memur Eğitimi” Uzaktan Eğitim Programı Tasarım Süreci Memur ise, adaylık süresi içinde Temel, Hazırlayıcı Eğitim ve Staj devrelerinin her birinde başarılı olarak adaylığı kaldırılan kişileri ifade eder. Temel eğitim, bütün aday memurların, asli memur olabilmeleri için tabi tutuldukları, Devlet memurlarının ortak vasıfları ile ilgili hususları kapsayan eğitimi, hazırlayıcı eğitim ise aday memurların atandığı kurum veya kuruluşu, sınıfı ve görevi ile ilgili olarak yapılan eğitimi ifade eder. Temel eğitimin hedefi; aday memurlara, Devlet memurlarının ortak vasıfları ile ilgili bilinmesi gereken, asgari bilgileri vermektir. Bu eğitim her sınıf ve kadrodaki memura ortak bir program dahilinde ve aday memurların öğrenim durumları dikkate alınarak uygulanır. Hazırlayıcı eğitimin hedefi; aday memurların işgal ettikleri kadro ve görevleri dikkate alınarak bu görevlerin yürütülmesi için gerekli bilgi ve becerileri kazandırmak ve görevlerine intibakını sağlamaktır. Aday memur eğitimi ve hizmet içi eğitimler genelde hizmetin görüldüğü zaman yapılmaktadır. Bu durum memurun geçici sürede olsa işinden ayrılmasına ve işini ihmal ederek eğitime katılmasına neden olmaktadır. İş yükü fazla olan kurumlarda bu husus sorun yaratmakta ve amirlerde personelini bırakmamaktadırlar. Aday memur eğitimi ve hizmet içi eğitimin gerçekleşmesi için gerekli fiziksel ortam, öğretimin kadrosu, katılanların harcırahları ve diğer zorunlu giderler yönünden kurumlara ek mali külfet getirmenin yanında eğitimin nitelik açısından güçlendirilmesi gerekmektedir. Gün geçtikçe gerekliliği önem kazanan hizmet içi eğitimin gerçekleştirilebilmesi ve amaca ulaşılabilmesi için güçlükleri ortadan kaldırıcı veya azaltıcı önlemler alınmalıdır (Atlıoğlu, Elgin, 1993). Aday memurların eğitiminde oluşan engelleri ortadan kaldırmayı amaçlayan, bilişim teknolojilerinden yararlanarak hazırlanmış, internetin olduğu her ortamda ulaşabileceğiniz; size zaman, mekân, iş gücü açısından ve mali açıdan kazanç sağlayan Uzaktan Aday Memur Eğitimi Programı’nın bunlar gibi pek çok faydası bulunmaktadır. Türkiye’de kamu personelinin hizmet için de eğitilmesi için ortaya konan yasalar yeterli olmasına rağmen, personelin eğitilmesinde uygula| 52 Prof. Dr. Alper Cihan, Yrd. Doç. Dr. Gülşah Batdal Karaduman... nan yöntemlerin yeterli olmadığı görülmektedir. Uygulamada en çok “düz anlatım yöntemi” kullanıldığı görülmektedir. Anlatımının basit ve masrafsız olması, bu yönteme olan ilgiyi kamu kurumlarınca arttırmış olmasına rağmen, teorik düzeyde kalması, personele bir takım bilgi ve beceri kazandırmaması bakımından olumsuzluklar doğurmaktadır. Buna rağmen, ekonomik ve teknik işlerle uğraşan kamu kurumları; daha çok “işi yaptırarak öğretme yöntemini” kullanmaktadırlar. Bu yöntem de, diğer yöntemlere göre ucuz oluşu kamu kurumlarınca tercih sebebidir (Gül, 2000: 14, akt. Peker, 2010). Devlet Memurları Kanunu personelin eğitilmesine büyük önem vermiştir. Fakat ülkemizde yasalarla düzenlenmiş olan bu alanın uygulaması hiç de iç açıcı olmamıştır. Aday memur eğitimi ve hizmet içi eğitimler daha çok kuramsal düzeyde kalmış, uygulamaya yönelememiştir. Örneğin birçok kurum ve kuruluşta, kanunu emrettiği gibi eğitim birimleri olmasına rağmen, insan gücü planlaması yapılmamış yapılan hizmet içi eğitim çalışmaları göstermelikten öteye gidememiştir (Gül, 2000: 14). Bu nedenle eğitimlerde çağın gerektirdiği yeni yaklaşımların uygulanması kaçınılmaz hale gelmiştir. Çalışmamızın amacı Aday Memur Eğitimi sürecinde tespit edilen eksiklikleri gidermek amacıyla Uzaktan Aday Memur Eğitimi Programının hazırlanması ve uygulanmasıdır. 2. Programın Hazırlanması ve Uygulanması Kamu Akademi Aday Memur Eğitimi ile aday memur eğitimlerinin niteliğinin arttırılması, daha kolay ulaşılabilirliğinin sağlanması, iş gücü kaybının önlenmesi, eğitimde engellerin ortadan kaldırılması hedeflenmiştir. Uzaktan eğitimin zaman ve mekan avantajı ile tüm kamu personeline alanında uzman eğitimcilerle uzaktan eğitim verilmektedir. Eğitimler alan uzmanları tarafından hazırlanmış ders sunumlarının anlatılması şeklindedir. Her bir ders için hazırlanan sunumların izlenmesinden sonra her dersin sonunda bulunan 10 soruluk ders değer- 53 | “Aday Memur Eğitimi” Uzaktan Eğitim Programı Tasarım Süreci lendirme testinden %60 başarı beklenmektedir. Her dersin sonundaki sınavlardan başarılı olunan dersler için Ders Yeterlilik Belgesi alınmaya hak kazanılacaktır. Ders sınavlarının tekrarlanmasında alınan en yüksek not geçerli olacaktır. Bu şekilde bütün derslerdeki eğitimler bittikten sonra, bitirme sınavı testinin cevaplanması gerekmektedir. Bitirme sınavından alınması gereken başarı oranı ise %60 dir. Derslerden sonra cevaplanması gereken testleri bitirmeden, programı bitirme sınavının görülmesi mümkün olmamaktadır. Kamu Akademi Aday Memur Eğitim Programına ulaşmak için, http://kamuakademi.istanbul.edu.tr internet sayfasından sisteme giriş yapmak gerekmektedir. Bu sayfada Kamu Akademi Aday Memur Eğitim Programı kapsamındaki dersleri, ders içeriklerini, ders tanıtım videolarını, dersi veren öğretim üyesine ait bilgileri katılımcılar görebilmektedirler. Katılımcı aday memurlar kullanıcı girişi sayfasından kendileri için oluşturulmuş şifre ve kullanıcı adı ile kendi derslerinin bulunduğu sisteme giriş yapabilmektedirler. Bu şekilde katılacakları dersler ve sınavlara kolaylıkla ulaşabileceklerdir. Zaman ve mekân kısıtlaması olmaksızın istedikleri zaman eğitimlerini ve sınavlarını başarı ile tamamlayan adaylar, eğitimi bitirme sertifikasını almaya hak kazanacaklardır. Aday Memur Eğitimi kapsamında oluşturulan uzaktan eğitim için dersler hazırlanırken öncelikle derslerin hangi konuları kapsayacağı belirlenmelidir. Bunun için uzaktan eğitim programının hangi kurumdaki katılımcılara uygulanacağı önemlidir. Bu program hazırlanırken bu programın İl Sağlık Müdürlüklerindeki aday memurlar başta olmak üzere Temel Eğitimleri alan bütün aday memurlara uygulanabilir olması düşünülmüştür. Kamu Akademi Aday Memur Eğitim Programında, Temel Eğitim kapsamında 13 ders, Hazırlayıcı Eğitim kapsamında 16 ders bulunmaktadır. “Aday Memur Eğitiminin Önemi” dersleri bilgilendirme dersleridir, bu derslerin sınavları bulunmamaktadır. Kamu Akademi Aday Memur Eğitim Programı kapsamındaki derslerin isimleri aşağıda belirtildiği gibidir. | 54 Prof. Dr. Alper Cihan, Yrd. Doç. Dr. Gülşah Batdal Karaduman... Aday Memur Eğitimi Temel Eğitim Dersleri: • • • • • • • • • • • • • 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu Devlet Malını Koruma ve Tasarruf Tedbirleri Genel Olarak Devlet Teşkilatı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası Atatürk İlkeleri İnkilap Tarihi İnsan Hakları Halkla İlişkiler Haberleşme (İletişim) Türkçe Dil Bilgisi Kuralları Milli Güvenlik Bilgileri Gizlilik Ve Gizliliğin Önemi Dosyalama ve Yazışma Usulleri Aday Memur Eğitimi Hazırlayıcı Eğitim Dersleri: • • • • • • • • • • • • • • • • Taşınır Mal Yönetmeliği Ekip Çalışması Mobing Çalışan Hakları ve Güvenliği Sağlık Hizmetlerine Toplum Katılımı Sağlık Hizmetlerinin Gelişimi ve Örgütlenmesi İlk Yardım Güzel ve Etkili Konuşma Sağlık Hizmetlerinde Afet ve Kriz Yönetimi Mevzuatlar Sağlık Bakanlığı Taşra Teşkilatı Sağlık Hizmetlerinde Kalite ve Toplam Kalite Yönetimi Uluslararası Sağlık Kuruluşları Sağlık Bakanlığının Teşkilat Yapısı ve Görevleri İş Disiplini Ve Zaman Yönetimi Etik ve Hasta Hakları 55 | “Aday Memur Eğitimi” Uzaktan Eğitim Programı Tasarım Süreci Eğitim programındaki dersler ve sınavlar başarı ile tamamlandığında aday memurların bağlı bulundukları kurum tarafından gerçekleştirilecek sınava girebilmek için gerekli olan Aday Memur Eğitimi Programını tamamlama sertifikası alınmaya hak kazanılacaktır. Uzaktan eğitim sisteminde katılımcı ihtiyaçları düşünülerek katılımcıların ihtiyaç duyacağı tüm yapılar ana sayfaya kullanımı en kolay olacak şekilde yerleştirilmiştir. Özellikle linklerin yerleştirilmesinde kullanıcılar tarafından alışılmış site yapısı kullanılarak aday memurların sistemde daha rahat gezinebilmeleri sağlanmıştır. Genel ve sabit linkler sitenin üst kısmında, dersler ve sınavlar gibi yapılan plana göre değişen kısımlar altta yer almaktadır. Solda ise katılımcılar için aydınlatıcı bilgilere yer verilmiştir. Ana Sayfanın genel görünüşü Şekil 1’deki gibidir. Şekil 1: Aday Memur Eğitimi Sayfasının Görüntüsü 3. Sonuç ve Öneriler Eğitim sistemlerine büyük yatırımların yapılması gerekmektedir çünkü toplumların gelişimini etkileyen en önemli etkenlerden biri eğitimdir. Dünyadaki ve Türkiye’deki nüfus artışına parallel olarak artan eğitim ihtiyacının karşılanması da toplumların çözmesi gereken önemli eğitim | 56 Prof. Dr. Alper Cihan, Yrd. Doç. Dr. Gülşah Batdal Karaduman... sorunlarından biridir. Aynı zamanda bilgi çağı gereği olan yaşam boyu öğrenme ihtiyacının karşılanmasının gerekliliği de ortadadır. Gelişmiş, gelişmemiş ya da gelişmekte olan ülkeler eğitim sistemlerini çağın şartlarına uygun yenileme ve geliştirme faaliyetlerini hızlı bir biçimde devam ettirmelidirler (İşman, 2011). Bilişim teknolojilerinin işe koşulması ile yeni ortaya çıkan eğitim modeli “uzaktan eğitim” modelidir. Çağımızda yaşanan hızlı değişim ve gelişim kamu kurum ve kuruluşlarını da etkilemiştir. Sosyal ekonomik ve teknolojik değişmeler kamu kurum ve kurumlarında ve özel sektörde çalışanları yaşanan değişime ayak uydurmaya, yenilikleri öğrenmeye zorunlu olarak yönlendirmiştir. Yaşanan değişimin farkında olan kurum ve kuruluşlar rekabet ortamından silinmemek için personelini nitelikli ve her açıdan donanaımlı yetiştirmeyi amaç edinmişlerdir. Bu nedenle personeline hizmet içi eğitimler düzenleyerek, çağın gerektirdiği şartları taşıyan personelle ayakta kalmaya rekabet etmeye çalışmaktadırlar (Peker, 2010). 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile pesonelin yetiştirilmesine önem verilmiş ve personel eğitimi yasal bir statüye kavuşturulmuştur. Çünkü bir ülke ulusal kalkınmasını başarılı bir şekilde gerçekleştirmek istiyorsa eğitime önem vermelidir. Ulusal kalkınmayı yetişmiş insan gücünün varlığı gerçekleştirecektir. Bu amaçla kamu sektörü ve özel sektörün personelini eğitmesi zorunlu olmuştur. İçinde yaşadığımz yüzyılın gerektirdiği bilgi anlayışı ve paylaşımı ortamlarında bu eğitimlerin verilmesi gerekmektedir. Zaman kavramının öneminin en iyi anlaşıldığı bir dönemde kamu ve özel sektör personelinin teknolojik gelişmelerin ışığında geliştirilen uzaktan eğitim modelleriyle eğitim almaları kaçınılmaz bir durum haline gelimiştir. İstanbul Üniversitesi Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi’nde oluşturulan Aday Memur Eğitim Programının personele uzaktan eğitim yöntemiyle uygulanması pek çok açıdan kolaylık sağlamasının yanında eğitimin niteliğinin artmasında büyük rol oynamıştır. Eğitime katılan aday memurlar ile gerçekleştirilen anket değerlendirmeleri sonucunda katılımcıların bundan sonraki memuriyet hayatlarında alacakları hizmek içi eğitimlerin de bu yöntemle verilmesi gerektiği görüşünü savunmuşlardır. 57 | “Aday Memur Eğitimi” Uzaktan Eğitim Programı Tasarım Süreci Diğer ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de geliştirilen bu uzaktan eğitim programı gibi personel yetiştirmeye yönelik programların arttırılması gerekmektedir. Kamu kuruluşlarının bu yöntemle oluşturulmuş eğitimlere destek vermesi gerekmektedir ve personeline bu şekildeki eğitimleri benimsetmelidir. Aday memur eğitimi gibi diğer hizmet içi alanlarda da güncel gelişmeleri takip eden, sürekli ve programlı eğitimler düzenlenmesi için uzaktan eğitim modeli kullanılmalı ve desteklenmelidir. KAYNAKLAR Atlıoğlu, Y., Elgin, E. (1993). Hizmet İçi Eğitim. Gazi Üniversitesi End. San. Eğt. Fak. Dergisi. 1 (1), 35-38. Batdal Karaduman, G. (2011). Üstün Yetenekli Öğrencilere Yönelik Matematik Öğretim Programlarında E-Öğrenmenin Yeri. Türkiye’de E-Öğrenme: Gelişmeler ve Uygulamalar. (Ed. Gonca Telli Yamamoto, Uğur Demiray, Mehmet Kesim). Ankara: Efil Yayınevi. ISBN 978605-4334-61-2, 276-290. Deperlioğlu, Ö., Yıldırım, R. (2009). Mesleki Eğitimin Uzaktan Eğitim ile Desteklenmesi ve Örnek Uygulama. Afyon Kocatepe Üniversitesi Fen Bilimleri Dergisi, 9(1), 61-70. Gül, H. (2000). Türkiye’de Kamu Yönetiminde Hizmet İçi Eğitim, Dokuz Eylül Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2 (3). İşman, A. (2011). Uzaktan Eğitim. Ankara: Pegem Akademi Yayıncılık. http://www.sbe.deu.edu.tr/Yayinlar/dergi/dergi06/gul.html Peker, Ö. (1989). Yönetici Eğitimi, Ankara: TODAİE Yayını. Peker, K. (2010). Kamu Kurum Ve Kuruluşlarında Hizmet İçi Eğitim Ve Yöntemleri. Mevzuat Dergisi. 13 (156), http://www.mevzuatdergisi. com/2010/12a/02.htm. | 58 Harun Aksaya, Kadir Burak Olgun, Mehmet Elibol, Doç. Dr. Fatih Gürsul Mobil Hukuk Uygulamalarının İncelenmesi Harun Aksayaa, Kadir Burak Olguna, Mehmet Elibola, Doç. Dr. Fatih Gürsula Özet Mobil uygulamaların kullanımının yaygınlaşması ile birlikte her alanda olduğu gibi hukuk alanında da mobil hukuk uygulamaları geliştirilmeye ve kullanılmaya başlanmıştır. Bu çalışmada; Android tabanlı mobil hukuk uygulamalarının incelenmesi amaçlanmaktadır. Bu kapsamda Google Play’de “hukuk” ve “mevzuat” kelimeleri aratıldığında ilk 100’de çıkan uygulamalardan ücretli ve ücretsiz Türkçe hukuk uygulamaları incelenmiştir. Uygulamalar, aldıkları yorumlar, market puanları, a) Enformatik Bölümü, İstanbul Üniversitesi Beyazıt Kampüsü, İstanbul,Türkiye harunaksaya@marmara.edu.tr kburakolgun@gmail.com mehmet.elibol@marmara.edu.tr fatihg@istanbul.edu.tr 59 | Mobil Hukuk Uygulamalarının İncelenmesi indirilme sayıları ve işlevselliklerine göre karşılaştırılarak aralarındaki farklar, benzerlikler, yeterli ve yetersiz oldukları kısımlar ortaya konulmuştur. İnceleme sonucunda uygulamaların zayıf ve güçlü yönleri tespit edilmiş ve önerilerde bulunulmuştur. Ayrıca uygulamaların çoğunun sadece derslere yönelik olduğu, gerçek yaşamda insanların hukuksal işlerini kolaylaştıracak tarzda uygulamaların azlığı dikkat çekmiştir. Bunun sonucu olarak uygulama geliştiricilere, insanların hukuksal süreçlerini daha kolay takip edebilecekleri ve işlevsel yönden güçlü uygulamalar geliştirmeleri tavsiye edilmektedir. Anahtar Kelimeler Mobil, Android, Google Play, Hukuk, Mevzuat. | 60 Harun Aksaya, Kadir Burak Olgun, Mehmet Elibol, Doç. Dr. Fatih Gürsul 1. Giriş Mobil teknolojiler toplumsal yaşamın hemen her alanında, kişisel ve kurumsal kullanma imkanı tanıyan yararlı çözümler sağlayan, taşınabilir durumdaki elektronik cihazlar olarak tanımlanmaktadır(Odabaş, 2011, Özdemir ve diğ, 2013). Bu mobil teknolojilerinin gelişimi ile birlikte günlük yaşamın bir parçası haline gelen akılllı telefonlar, beraberinde getirdikleri mobil uygulamalar sayesinde de insan hayatına ciddi anlamda kolaylıklar sağlamaktadır. Mobil cihazlar üzerinde eğitim hayatına devam edilebilmekte, ofise gitmeden birçok iş süreci gerçekleştirilebilmektedir. Bilgiye hızlı şekilde ulaşmanın önemli olduğu günümüzde eğitimden, finansa, iş dünyasından sağlığa ve hukuka kadar hemen hemen her sektör ve alan ile ilgili nitelikli veya niteliksiz birçok uygulama bulmak mümkün hale gelmiştir. Çeşitli mobil marketlerde, “mobil market; belirli bir uyumluluğa sahip mobil cihazlar için çok sayıda uygulamayı kategoriler halinde internette barındıran, kullanıcıların ücretli ya da ücretsiz olarak bu uygulamaları indirmesine, geliştiricilerin de uygulamalarını sunmasına imkan veren bir ortam olarak tanımlanmaktadır”(Özdemir ve diğ, 2013), bir çok alanda yayınlanmış mobil uygulamalar mevcuttur. Bu alanlardan birisi de hukuk alanıdır. Hukuk alanında uygulama marketlerinde çeşitli konularda yayınlanmış mobil uygulamalar mevcuttur. Günlük internet kullanım süresinin, bilgisayar kullanım süresinden daha fazla olmaya başlaması, aslında internet kullanım aracı olma işlevinin bilgisayarlardan mobil cihazlara geçmeye başladığının bir göstergesi olarak görülebilmektedir (Çelik ve Akadal, 2014). Bu açıdan bakıldığında internet ortamında kullanıcıların düzenli bilgiye ulaşmalarını olanak sağlayan yapıların, mobil ortamlara aktarılmasının önemli olduğunu göstermektedir. Günümüz şartlarında insanlar günlük yaşamlarında hukuksal sorunlarla karşılaşmaktadır. Herhangi bir hukuksal sorunla karşılaşıldığında, hızlı bir şekilde bilgiye ulaşmak istemektedirler. Bilgiye ulaşmak için 61 | Mobil Hukuk Uygulamalarının İncelenmesi genelde internet ortamında çeşitli arama motorları aracılığıyla veya çevresinde güvendiği kişilerden bilgiye ulaşma yoluna gidilmektedir. Bunun yanı sıra insanların hızlı şekilde, düzenli bilgiye ulaşmasını sağlayan mobil marketlerde yayınlanmış mobil hukuk uygulamaları da mevcuttur. Bu çalışmanın amacı, uygulama marketlerinde yer alan hukuk uygulamalarının nitelik ve nicelik yönünden araştırılmasıdır. Çıkan bulgu ve sonuçlara göre de geliştiricilere, alanda yapılan proje ve çalışmalara referans ve yol göstermektir. 2. Yöntem Bu araştırma kapsamında uygulama marketi olarak Google Play seçilmiştir. 21 Nisan 2015 tarihinde “Hukuk” ve “Mevzuat” anahtar kelimeleri ile ayrı ayrı yapılan arama sonucu her iki kategoride ilk 100 uygulama olmak üzere, toplamda 200 uygulama tespit edilmiştir. Araştırma kapsamında Türkçe hukuk uygulamaları inceleneceğinden yabancı dillerde hazırlanmış olan 144 uygulama ve sadece açıklama kısmında “Hukuk” ya da “Mevzuat” anahtar kelimeleri geçtiğinden dolayı arama sonucu listelenmiş ama hukuk uygulaması olmayan 27 adet uygulamayla birlikte toplam 171 adet uygulama inceleme dışı kalmış, sonuç olarak incelenecek uygulama sayısı 29 olarak belirlenmiştir. Uygulamalar Google Play uygulama marketindeki kategorileri, ücretli ya da ücretsiz oluşları, son güncelleme tarihleri, indirilme aralıkları, aldıkları oy sayıları ve market puanları açısından ayrı ayrı sınıflandırılarak incelenmiş ve SPSS Statistics 20 programı kullanılarak tanımlayıcı istatistik bilgiler elde edilmiştir. 3. Bulgular “Hukuk” ve “Mevzuat” anahtar kelimelerinden yola çıkarak yapılan sıralamaya göre Tablo 3.1’de gösterildiği gibi 29 uygulamanın 11’i “Hukuk”, 18’i “Mevzuat” kelimesi altında sıralanmaktadır. | 62 Harun Aksaya, Kadir Burak Olgun, Mehmet Elibol, Doç. Dr. Fatih Gürsul Anahtar Kelime Uygulama Sayısı Uygulama Yüzdesi Hukuk 11 %38 Mevzuat 18 %62 Tablo 3.1: Uygulamaların anahtar kelimelere göre dağılımı Çalışmada uygulamaların marketteki kategorileri göz önüne alındığında 5 ana kategoriye rastlanılmıştır. Tablo 3.2’de uygulamaların kategorileri ve her kategoriye ait uygulama sayısı verilmiştir. Kategori Uygulama Sayısı İş 12 Eğitim 7 Kitaplar ve Referans 7 Verimlilik 2 Sosyal 1 Tablo 3.2: Uygulama kategorileri ve sayıları. Tablo 3.2 incelendiğinde marketteki Türkçe hukuk uygulamalarının 12’sinin iş kategorisinde, 7’sinin eğitim kategorisinde, yine 7’sinin kitaplar ve referans kategorisinde, 2’sinin verimlilik kategorisinde ve sadece 1 uygulamanın da sosyal kategorisinde olduğu görülmektedir. Şekil 3.1’de bu uygulamaların yüzdelik dağılımları incelenmiştir. %41 ile en büyük dilimi iş kategorisi oluşturmaktadır. Eğitim ile kitaplar ve referans kategorileri %24’lük pay ile ikinciliği paylaşırken onları %7 ile verimlilik kategorisi takip etmektedir. %4 ile en düşük paya sahip olan kategori ise sosyal kategorisidir. Şekil 3.1: Uygulama kategorileri yüzdelik dağılım. 63 | Mobil Hukuk Uygulamalarının İncelenmesi Tablo 3.3’te uygulamalar kategorilerine göre ücretli ya da ücretsiz olarak incelenmiş ve hiçbir kategoride ücretli herhangi bir uygulamaya rastlanmamıştır. Ücretli Uygulama Sayısı Yüzdelik Gösterim Ücretsiz Uygulama Sayısı Yüzdelik Gösterim İş 0 %0 12 %41 Eğitim 0 %0 7 %24 Kitaplar ve Referans 0 %0 7 %24 Verimlilik 0 %0 2 %7 Sosyal 0 %0 1 %4 Tüm Kategoriler 0 %0 29 %100 Kategori Tablo 3.3: Uygulamaların kategorilerine göre ücret durum dağılımı. Tablo3.3’teki verilere bakıldığında uygulamaların tamamının ücretsiz olduğu ve uygulama sayıları ile yüzdelik dilimlerin Tablo 3.2 ve Şekil 3.1’deki veriler ile aynı olduğu görülmektedir. Uygulamalar güncellenme tarihlerine göre incelenmeden önce bu tarihlere göre aylık dilimler halinde sınıflandırılmıştır. Tablo 3.4.’te uygulamaların güncellenme tarihleri ile ilgili kategorilere göre aylık dönemler halinde gruplandırılarak elde edilen sayıları gösterilmektedir. 2015 Son 1 Ay Son 2 Ay Son 3 Ay Son 4 Ay İş 5 1 1 Eğitim - - 3 Kitaplar ve Referans 1 1 Verimlilik 1 Sosyal - Toplam 7 Kategori 2014 Öncesi 2014 Son 6 Ay Son 1 yıl 1 Yıldan Fazla 2 - 1 2 1 1 - 2 - - - - 5 - - - 1 - - - - - 1 - - 2 4 3 3 1 9 Tablo 3.4: Uygulamaların güncellenme tarihlerine ait kategorilere göre aylık dönemler halinde gruplanmış rakamsal verileri. | 64 Harun Aksaya, Kadir Burak Olgun, Mehmet Elibol, Doç. Dr. Fatih Gürsul Tablo 3.4’teki verilere göre son 1 ayda güncellenmiş en çok uygulama 5 adet uygulama ile iş kategorisinde ayrıca 2015 yılında güncellenmiş uygulamalara bakıldığında iş kategorisi toplam 9 adet uygulama ile yine birinci sırada bulunuyor. En çok güncel olmayan uygulamaya sahip kategori ise 1 yıldan fazla süredir güncellenmeyen 5 adet uygulaması ile kitaplar ve referans kategorisidir. Kategorilerin tümü değerlendirildiğinde son 1 ay içerisinde güncelleştirilen uygulama sayısı 7 iken 1 yıldan uzun süredir güncelleştirilmeyen uygulama sayısı 9’dur. Uygulamaların indirilme aralıklarına ait veriler güncellenme dilimlerine göre Şekil 3.2’deki gibi gruplandırılmışlardır. Şekil 3.2: Uygulamaların güncellenme dilimleri ile indirilme aralıklarının ilişkisi. Şekil 3.2’deki verilere göre son 1 ay içinde güncellenmiş uygulamalardan sayı olarak en çok olanları 100-500 aralığında indirilen uygulamalardır. 1 yıldan fazladır güncelleme yapılmayan uygulamalardan ise 4 adet uygulama ile 10.000-50.000 aralığındakiler diğer indirilme aralıklarına göre daha üstündür. 50.000-100.000 indirilme aralığındaki tek uygulama 1 yıldan uzun süredir güncellenmemektedir. Uygulamaların markette aldıkları oy sayılarına ait yüzdelik veriler Şekil 3.3’te gruplanarak verilmiştir. 65 | Mobil Hukuk Uygulamalarının İncelenmesi Şekil 3.3: Uygulamaların markette aldıkları oy sayılarının gruplanmış yüzdelik dağılımı. Şekil 3.3’e bakıldığında hukuk uygulamalarının %28’nin 11-50 aralığında oy aldığı hemen ardından %24 ile 6-10 aralığında oy verildiği görülmektedir. Hukuk uygulamalarında en yüksek oy aralığı olan 500 üstü oy alan uygulamaların oranı %3’tür. Şekil 3.4’te uygulamaların her birinin güncelleme tarihi puanları, indirilme aralığı puanları, kullanılan oy sayısı puanları ve oy ortalaması puanları hesaplanarak grafiksel olarak gösterilmiştir. Şekil 3.4: Uygulamaların güncelleme tarihi puanları, indirilme aralığı puanları, kullanılan oy sayısı puanları ve oy ortalaması puanları grafiği. | 66 Harun Aksaya, Kadir Burak Olgun, Mehmet Elibol, Doç. Dr. Fatih Gürsul Şekil 3.4’ten de anlaşıldığı üzere hukuk uygulamalarının güncelleme tarihi puanları, indirilme aralığı puanları, kullanılan o sayısı puanları ve oy ortalaması puanlarının grafiği aynı davranışı sergilememek birbirleri ile alakasız bir biçimde hareket etmektedir. 4. Tartışma ve Sonuç Uygulamaların ağırlıklı olarak eğitim ve iş alanında geliştirildiği tespit edilmiştir. Eğitim alanında olan uygulamaların hukuk alanındaki terimleri ağırlıklı olarak öğretmeye dönük olarak tasarlandığı görülmüştür. T.C. Adalet Bakanlığı tarafından geliştirilen UYAP uygulamasıda hem indirilme sayısı ve kapsamı bakımından hemde aldığı oy sayısı ile diğer uygulamalardan açık ara önde yer almıştır. Uygulama üzerinde Türk Hukuk sistemine ait güncel mevzuat ve içtihat bilgilerine arayarak ulaşma ve görüntüleme fonksiyonları bulunmaktadır. Bir başka bakanlık olan T.C. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından hazırlanan uygulamanın Hukuk Okuryazarlığı, Kişi Hakları, Aile Hukuku, İş Hayatı ve Hukuk, Özel Gereksinim Grupları modüllerinin yer aldığı görülmüştür. Bu bakanlıkların yaptığı gibi, farklı bakanlıklarında alanlarındaki hukuksal durumları açıklayan uygulamalar geliştirmesi önerilmektedir. Bir başka uygulamada Faiz Hesabı, Dava Harcı Hesabı, Vekalet Ücreti Hesabı, İcra Kapak Hesabı, İcra Takip Masrafı Hesabı, Serbest Meslek Makbuzu hesabı gibi özellikleri taşıdığı görülmüştür. Bu şekilde bir uygulama ile kişilerin hızlı bir şekilde mobil olarak işlemlerini gerçekleştirebilecekleri söylenebilir. Bu tarz uygulamaların geliştirilmesi gerektiği söylenebilir. Avukat bürolarına ait uygulamarda tespit edilmiştir. Ancak bu uygulamaların çok büyük bir kısmı hukuksal bilgi sunmak yerine kurumun reklamını ve tanıtımını yapmak amacıyla geliştirildiği görülmüştür. 67 | Mobil Hukuk Uygulamalarının İncelenmesi Arama yapılırken Türkçe arama yapılmasına rağmen, uygulamaların ağırlıklı olarak Türkçe dışındaki dillerden geldiği görülmüştür. Bundan dolayı hukuksal alanda Türkçe hukuk uygulamalarının sayısının yetersiz olduğu söylenebilir. Araştırmacılara bu alanda araştırma yaparken Türkçe ve İngilizce hukuk uygulamalarını içeren bir araştırma yaparak bu farkı ortaya çıkarmaları önerilmektedir. Geliştirilecek olan uygulamaların temel amacı; insanların hukuk alanındaki bilgilere veya çeşitli konulara ulaşmalarını kolaylaştırmak şeklinde olmalıdır. Bu noktadan hareketle daha nitelikli hukuk uygulamalarına ihtiyaç olduğu söylenebilir. KAYNAKÇA Özdemir, Ş., Akadal, E., Çelik, S., & Reis, Z. A., 2013, Uygulama Marketlerinin Eğitim Kategorisi Altındaki Uygulamalarının İncelenmesi, Akademik Bilişim Konferansı 2013, 23-25 Ocak 2013, Akdeniz Üniversitesi, Antalya, Türkiye. Odabaş, H. (2011). Mobil Öğrenmeden Mobil Kütüphaneye. ÜNAK 2009, 01-02 Ekim 2009,Yeditepe Üniversitesi, İstanbul, 51 - 57. Çelik S., Akadal E., «Mobil Ticaret Uygulamaları Arayüzleri Üzerine Bir Araştırma», XIX. Türkiye›de İnternet Konferansı, İzmir, Türkiye, 27-29 Kasım 2014, 66-74 | 68 Faruk Dursun, Fatih Gürsul ve Kemal Şahin Ulusal Gazetelerin Mobil Uygulamalarinin Arayüz Tasarımı Açısından İncelenmesi Faruk Dursuna, Fatih Gürsula ve Kemal Şahinb* Özet Bu çalışmada Türkiye’de kullanılan ulusal gazetelerin mobil uygulamalarının arayüz tasarımı açısından incelenmesi amaçlanmıştır. Google Play ve App Store’dan indirilen ulusal gazetelerin mobil uygulaması araştırmanın kapsamını oluşturmatadır. Çalışmada araştırmacılar tarafından hazırlanan arayüz tasarım değerlendirme rubriği isimli veri toplama aracı kullanılmış ve araştırma sonunda farklı temellere yönelik elde edilen bulgular katılımcılar ile paylaşılmıştır. Anahtar Kelimeler: Mobil Gazete, Mobil Arayüz Tasarımı, Mobil Uygulama, Arayüz Tasarımı a Yönetim Bilişim Sistemleri, Dumlupınar Üniversitesi, Kütahya, Türkiye a Enformatik, İstanbul Üniversitesi, İstanbul, Türkiye b Güzel Sanatlar, Mimar Sinan Üniversitesi, İstanbul, Türkiye * Corresponding Author: faruk.dursun@dpu.edu.tr 69 | Ulusal Gazetelerin Mobil Uygulamalarinin Arayüz Tasarımı Açısından İncelenmesi | 70 Faruk Dursun, Fatih Gürsul ve Kemal Şahin GİRİŞ M.Ö. 1000’li yıllarda abaküs ile temelleri atılan ve zaman içerisinde büyük evrimler geçiren bilgisayar teknolojisinin modern anlamdaki ilk yansımaları 1946 yılında Pennsilyvania Üniversitesi’nde J. Presper Eckert tarafından geliştirilen, 30 ton ağırlığında ve saniyede 5000 işlem yapabilen ENIAC ile olmuştur. ENIAC ayrıca 17000 vakum tüpü, 70000 resistans içermekte, 63 m2 yer kaplamakta ve 150 kw/s elektrik harcamakyadı. ENIAC’ı 1947 yılında geliştirilen transistor ve 1958 yılında tümleşik devrenin icadı izlemektedir. Bu gelişmelerle paralel olarak 1946-1959 yılları arasında yaşanan “Birinci Kuşak” bilgisayarlar vakum tüplü, 1959-1964 arasında “İkinci Kuşak” transistörlü, 1964-1970 yılları arasında “Üçüncü Kuşak” entegre devreli 1970-1990 arası “Dördüncü Kuşak” mikroişlemcili ve 1990’lı yıllardan itibaren de “Beşici Kuşak” mikroişlemcili bilgisayarlar teknolojinin hızlı gelişimini gözler önüne sermektedir. Her bir kuşakta kullanılan bilgisayarların ilk bilgisayar olarak adlandırılan ve 63 m2 yer kaplayan ENIAC’a göre gittikçe küçülmüş ve artık günümüzde kullanıcıların ceplerinde ya da çantalarında taşıyabilecekleri kadar minimal boyutlara ulaşmıştır. Bilgisayar teknolojisinde kat edilen bu mesafenin önemli kilometre taşlarından birisini 1962 yılında J.C.R. Licklider’in öncülüğünde Amerika’da bulunan Massachusett Institue of Tecnology (MIT)’de tartışılan internet oluşturmaktadır. Licklider tarafından ortaya atılan bu fikir 1969 yılında Lawrence G. Roberts ile Thomas Merrill tarafından yapılan çalışma ile dört merkez arasında bir bağlantı kurulmasına ve internetin ilk şeklinin ortaya çıkmasına öncülük etmiştir. Yapılan çalışmada ARPANET isimli proje kapsamında birbirine bağlanan dört merkez ise University of California at Los Angeles (UCLA), Stanford Research Institute (SRI), University of Utah ve son olarak University of California at Santa Barbara (UCSB) olmuştur (Dursun, 2008). Özellikle 1990’lı yıllarda hem bilgisayarın hem de internet bağlantısının iş ve sosyal yaşamda kendine yer bulduğunu ve kullanımının yaygınlaştığı gerçeği karşımızda durmaktadır. Önceleri masaüstü formuyla iş ve sosyal hayata giren bu teknoloji büyük ilgiyle karşılanmış ve yoğun şekilde kullanılmıştır. Zaman ilerledikçe bilgisayar teknolojisi 71 | Ulusal Gazetelerin Mobil Uygulamalarinin Arayüz Tasarımı Açısından İncelenmesi de gelişmiş, notebook ve netebook gibi masaüstü formundan uzak ve devrim yaratan taşınabilir bilgisayarlar piyasaya sunulmuş ve masaüstü bilgisayarın alternatifi olmuştur. Taşınabilir özelliği ile bir devrim yaratan bu bilgisayarlar internet bağlantısı için WiFi yapısına olan bağımlılığı ile ancak bir internet bağlantısının olduğu ortamlarda kullanıcıların internet ortamındaki ihtiyaçlarını karşılayabilme olanağı sunmuştur. Taşınabilir bilgisayarlar ile yaratılan bu sinerji tablet ve akıllı telefonlar gibi mobil cihazların cihazların doğuşuna zemin hazırlamıştır. Mobil cihazlar taşınabilirlik açısından notebook ve netbooklara benzemekle birlikte bu cihazlara oranla daha ergonomik ve hafif yapısıyla birlikte internet bağlantısı için WiFi teknolojisinin yanı sıra 3G teknolojisini kullanarak bu cihazlardan ayrılmaktadır. Ayrıca kullanılan işletim sistemleri de bu cihazları benzerlerinden ayırmaktadır. Notebook ve netbook gibi taşınabilir bilgisayarlar Windows ve iOS işletim sistemin kullanırken mobil cihazlar ise Android, iOS, Symbian ve Windows Mobile gibi işletim sistemlerini kullanmaktadır. Hayatın her alanında karşılık bulan bu yeniliğe iş hayatı da kayıtsız kalamamamış ve alt yapılarını bu yeniliğe uyumlu hale getirmek için çalışmalar yapmıştır. Masaüstü teknolojisiyle tanışan ve rutin iş süreçlerinin yönetiminin yanı sıra mevcut ve potansiyle müşterilerine ulaşmak isteyen örgütler bu mecrada ilerlemişlerdir. Şüphesiz ki müşterilere ve piyasaya ulaşmada örgütlerin işini kolaylaştıran en önemli etken internettir. Örgütler hazırladıkları internet sayfalarıyla masaüstü ve taşanabilir bilgisayar kullanan müşterilerine ulaşmakta ve faaliyet gösterdikleri sektörlere sunulan ürün ve/veya hizmetleri tanıtmaktadırlar. Sektörel bazda basın ve yayın kuruluşları da bu yenilik üzerinden faaliyetlerini biçimlendirmişlerdir. Dünyada ve yaşanılan coğrafyada ortaya çıkan gelişmeleri okuyucusuyla paylaşarak onları bilgilendirmeyi amaçlayan gazeteler geleneksel yaklaşım olarak uzun bir süre basılı şekilde okuyucularına ulaşmıştır. Uzun süre devam eden geleneksel yaklaşıma artık yukarıda bahsedilen gelişmeler eşlik etmektedir. Gazeteler yayınlarını sanal ortamlara taşımış ve bu mecradan da okuyucularına ulaşmak için internet siteleri hazırlamışlardır. Hatta Radikal Gazetesi 21 Haziran 2014 tarihinde son kez okuyucularıyla basılı olarak buluşmuş ve bu tarihten sonra yayın hayatına elektronik ortamda devam etme kararı almıştır. Okuyucularına | 72 Faruk Dursun, Fatih Gürsul ve Kemal Şahin 7/24 bu platform üzerinden haber sunan gazeteler internet teknolojisinin sunduğu güncelleme avantajlarında da yararlanmaktadır. Basılı platformda ancak bir sonraki gününün baskısında okuyusuyla paylaşabilecekleri haberler internet siteleri aracılığıyla gelişmenin ortaya çıktığı anda okuyularına sunmaktadırlar. Masaüstü ve taşınabilir bilgisayarlar için tasarlanan web siteleri mobil cihazların kullanıma başlanmasıyla yerini mobil uygulamalara bırakmışlardır. Mobil cihazların kullanıdıkları işletim sistemlerinin farklı olması bu değişikliği zorunlu kılmaktadır. İster masaüstü bilgisayarlar ister notebook ve netbook gibi taşınabilir bilgisayarlar ister tablet ve akıllı telefonlar gibi mobil cihazlar olsun gazete tasarımlarının okuyucunun ilgisini çeker nitelikte olması zorunludur. Çeşitli haber ajansları tarafından servis edilen haberlerin hemen her gazetenin ister web ister mobil uygulamalarında yer alıyor oluşu gazetelerin okuyucu kitlesini elde etmesinde ve elde tutmasında tasarımın önemi ortaya koymaktadır. Tasarımın bu derecede önemli olması elektronik ortamda okuyucuya ulaşan gazeteler için tasarıma yaklaşımın dekoratif ve sanatsal kaygılarla değil okuyucuyla kurulacak olan iletişimin vazgeçilmez bir parçası olması gerekliliğini de ortaya koymaktadır. Gazete tasarımı yapılırken estetiğin ön planda tutulması okuyucuyla olan iletişime zarar vermekte ve bilgi aktarımının sağlıklı bir biçimde gerçekleşmesini zorlaştırmaktadır. Tasarım yapılırken okuyucu ile paylaşılması hedeflenen haberi engelleyici değil tam aksine bu haberin içeriğinin okuyucuya anlaşılır bir şekilde verilmesi hedeflenmelidir. Tasarımda kullanılan yazı karakterleri, yazı karakteri boyutu, satır ve sütun aralıkları, görsel öğelerin yerleştirileceği sayfanın dikey mi yatay mı olacağı, karakter ve kelime boşlukları, kullanılan renklerin kurumsal kimlikle bağdaşıp bağdaşmadığı gibi bir çok etken okuyucuyla aradaki iletişimi olumlu ya da olumsuz etkileyecektir ve tasarımın heyecan vericiliği yanında haberin hedeflendiği şekliyle verilip verilmediğini de belirleyecektir. Bu nedenle Akdağ (2009)’a göre 1950 ve 1960’lı yıllarda gazete tasarımında İsveç Mimari Tasarım hareketi olarak adlandırılan işlevsel tasarım anlayışının, 1970’li yıllarla birlikte bu hareketin yerini bıraktığı ve Amerikan gazetelerinde kullanılan Mondrian tarzı modüler yaklaşımların takip 73 | Ulusal Gazetelerin Mobil Uygulamalarinin Arayüz Tasarımı Açısından İncelenmesi edildiği gibi tasarımcıların yeni akımları sürekli takip etmeleri ve kendi üslüplarını da tasarımlarına yansıtmaları gerekmektedir. Ayrıca tasarımlarda “Gestalt İlkeleri” olarak anılan ve algı psikolojisini içeren kurallarla birlikte tasarım elemanlarının yerleşim düzenini de yöneten ilkeler kullanılmaktadır. Bu çalışma ulusal gazetelerin mobil uygulamalarının arayüzlerini uzman görüşlerini yansıtarak incelemeyi amaçlamakta bunun için arayüz tasarımını “tipograf ”, “simge kullanımı”, “renk kullanımı” ve “sayfa düzeni” başlıkları altında bilgiler sunarak açıklamaktadır. Gazete ve Tarihçesi Siyaset, sosyal-kültürel, ekonomi vb. konularla birlikte günlük olaylar ile ilgili bilgileri okuyucularına ulaştırma amacıyla günlük ya da süreli çıkarılan yayınlar gazete olarak adlandırılmaktadır. Latinceden dilimize geçen gazete sözcüğünün aslı “Gazette”dir ve haberler bülteni anlamına gelmektedir. Batı dünyasında “Journal”, “Duirna” ve “Chronicle” adları da kullanılmaktadır (Aydoğan, 2013). Medeniyetler yüzyıllar boyunca insanlığa haber ve bilgi yaymak için yazılı yöntemleri kullanmıştır. İlk olarak MÖ. 59 yılında Jüll Sezar tarafından halkı önemli toplumsal ve siyasi olaylar ile ilgili bilgilendirmek amaçlı kullanılan Acta Duirna isimli duvar kağıtları bilinen ilk gazete olma özelliğini taşımaktadır (Joseph ve diğ., 2013). Eski Yunan ve Roma’da haberler agora ve Pazar yerlerinde duyurulumuştur. Roma’da Acta Publica ve Acta Diurna olarak adlandırılan resmi gazete duvarlara asılarak Romalılar tarafından okunmuş ve haberler bu yolla yayılmıştır ki bu durum el yazması haberlerin ortaya çıkmasına ve haber mektuplarının yaygınlaşmasına da öncülük etmiştir (Birsen, 2000). İlk çağlarda Roma’da fırınlanmış kil tabletlere yazılan duvar gazetleriyle başlayan gazetecilik serüveni 15. yüzyılda Gutenberg’in matbaa makinesini icadıyla teknik bir boyut kazanmıştır (Gönenç, 2006). Basılı medyanın en yaygın ve ünlü enstrümanı gazetelerdir. Bir kağıt parçasına basılı haber, makale, baş yazı ve reklamlar günlük, haftalık ya da aylık olarak gazeteler aracılığıyla okuyucuya ulaştırılır. Tarihte bilinen ilk gazeteci Daniel Defoe’dur (Rahman, 2014). Gazeteler periyodik olarak yayınladıkları haberlerle ülke içinde ve dışında olan | 74 Faruk Dursun, Fatih Gürsul ve Kemal Şahin olaylardan okuycularını haberdar etmektedirler. Gazeteler genel olarak günlük yayınlanmalarına rağmen haftalık, iki haftalık ya da aylık olarak da okuyucusuyla buluşmaktadır (Saeyang, 2014). Güncel bilgiyi elde etmekte ulaşılması en kolay kaynak olan gazeteler içerikleri itibariyle şehir, ülke, dünya, ekonomi, sağlık vb gibi konulardaki haberleri zengin görsel unsurlarla birleştirerek okuyucuya sunmaktadır. Bu özellikleriyle her gün yenilen bir kitap işlevi görmektedir (Yahşi ve Keleş, 2013). 14. yüzyılda aristokrasi ile ilgili bilgileri halka ulaştıran haber kağıtları ile birlikte burjuvazinin ticari sorunların çözümü için kullandığı haber mektupları gazetenin kökenlerini oluşturmakla birlikte gazeteleri bu iki kavramdan ayıran en önemli özellik gazetenin düzenli aralıklarla yayınlanmasıdır (Tokgöz, 2003). İngiltere’de yayınlanan ilk gazeteler kraliyet ailesine mahsustur. Kral VIII. Henry döneminde 1512 yılında “Royal Mail” adlı gazete yayınlanırken Kral Charles döneminde 1635 yılında özel vatandaşlar ücret karşılığında bu gazete sahip olmuştur (Rahman, 2014). 17. yüzyılda İngiliz asil ailelerine mensup kimseler Londra’daki dedikodu ve mahkeme haberlerini istihdam ettikleri muhabirler aracılığıyla el ile yazılan ya da basılı halde gönderilen haber mektupları ile öğrenmişlerdir. Amerika’da ise ilk gazete olarak Boston News-Letter kabul edilmektedir (Park, 1923). Johann Gutenberg’in 1447 yılında matbaayı icat etmesi ilk modern gazetenin de yolunun açmıştır. 17. yüzyılda gazeteler halkın bütün kesiminin ulaşabileceği haliyle basılmış ve ilk örnekleri Doğu Avrupa ülkelerinde görülmeye başlanmıştır. 1616 yılında Belçika’da, 1631 yılında Fransa’da, 1665 yılında Almanya İngiltere’de modern gazeteler çıkarılmıştır (Rahman, 2009). 1849 yılında Josep Baker editörlüğünde dört iş adamı tarafından kurulan Intelligencer isimli gazete Atlanta’nın en eski saygın gazetesi olarak anılmaktadır (Malone, 1953). Samirhanova (20009) İngiliz gazete okurlarını iki grup olarak incelemiştir. Bu gruplardan ilki “kaliteli” gazete okuru olarak adlandırılmakta ve The Times, The Daily Telegraph, The Guardian gibi yurt içinde ve yurt dışındaki önemli politik olayları okuru ile paylaşmaktadır. İkinci grup ise “popüler” okuyucuların olduğu ve Daily Mail, Daily Mirror ve Daily Sketch gibi bir ile iki milyon tirajı olan gazetelerin okunduğu gruptur. Gazeteler fikir ve bulvar gazeteleri olarak ikiye ayrılmaktadırlar. Bulvar 75 | Ulusal Gazetelerin Mobil Uygulamalarinin Arayüz Tasarımı Açısından İncelenmesi gazeteleri daha fazla okura hitap edebilmek için sansasyonel haberlere yer verirken fikir gazateleri toplumsal değişim ve gelişime etkisi olan olayları okuyucularıyla paylaşmaktadırlar (Öktem, 2001). Gazeteler 19. yüzyılda ise bilgiyi almak ve yaymak amaçlı birincil hale gelmiştir (Joseph ve diğ., 2013). Gazeteler haberlerini geleneksel olarak kabul edilen 5N1K (ne, nerede, ne zaman, nasıl, neden, kim) ölçütüne göre hazırlamakta ve okuyucularına sunmaktadırlar (Buchanan, 2014). Ayrıca gazeteler sadece olayları kaydetmekle kalmayıp devrine ait sosyokültürel etkileri de yansıtmaktadır (Mills, 1981). Gazete yayıncılığı tarihi ile toplumsal ve teknolojik gelişmeler arasında bir etkileşim bulunmaktadır. Baskı teknolojilerinde meydana gelen gelişmeler seri üretimin önünü açarken 18. yüzyılda ortaya çıkan sosyal değişimler okuma yazma bilen bir orta sınıfı yaratmış, bir posta sistemini ortaya çıkarmış ve gazete endüstrisinin temelleri atılmıştır (Skripeland, 2012). Gazetenin tarih boyunca geçirdiği evrim internetin gelişimine paralel olarak değerlendirilmektedir. Bu aşamalar elektronik medya öncesi, radyo ve televizyon çağında ve internet çağında gazete olarak sınıflandırılmaktadır (Scharpf, 2006). Dünyadaki medya serüveninin ülkemize yansımaları 1727 yılında İstanbul’da kurulan küçük bir matbaayla başlamaktadır. Osmanlı Devleti’nde demokratikleşme hareketlerini başlatan, Milli Mücadele yıllarında halkın sesini yansıtmayı hedefleyen gazeteler Cumhuriyetin ilanıyla daha serbest bir ortamda faaliyetlerini sürdürmüştür. Ülkemizde yayın hayatına devam eden 6800 dergi ve gazeteden %60’ı yerel, %5’i bölgesel ve %36’sı ise ulusal platformdadır (Karakaya, 2013). Kültürel inşa sürecinin önemli aktörlerinden biri olan Türk basını 19. yüzyılın ilk yarısına dayanan bir geçmişe sahiptir. Basının bu uzun geçmişe rağmen endüstri haline gelişi 1950’li yılları bulmaktadır. Cumhuriyetin ilk yıllarında baskıda yeni bir teknolojiyle tanışan basın mali sorunların domine ettiği 1923-1950 yılları arasında istenilen gelişmeyi gösterememiştir (Akpınar, 2006). Aşağıda Osmanlı Dönemi ve Cumhuriyet Döneminde basın tarihinde meydana gelen gelişmeler kronolojik sıra ile verilmektedir. | 76 Faruk Dursun, Fatih Gürsul ve Kemal Şahin Şekil 1. Türk Medya Tarihçesi 77 | Ulusal Gazetelerin Mobil Uygulamalarinin Arayüz Tasarımı Açısından İncelenmesi Gazeteler modern yaşamın vazgeçilmez bir parçası haline gelmiştir. Gazeteler haber ve düşüncelerin alışverişi için önemli bir platformdur. Basının birincil fonksiyonu halkı bilgilendirmek, eğitmek ve eğlendirmektir. Aynı zamanda ülkenin sosyal, ekonomik, siyasal ve kültürel hayatın tüm yönelerine ilişkin bilgi sağlamakta, eğitici ve harekete geçirici bir rol oynamaktadır (Pillai, 1993). Bununla beraber basılı gazetelerin bazı avantaj ve dezavantajları bulunmaktadır. Gazetenin Avantajları Gazetenin Dezavantajları Haberi TV ya da radyodan takip edenlerin aksine haberin herhangi bir bölümünü anlamayan okuyucu geri dönerek herhangi bir anda tekrar tekrar okuyabilmektedir. Günlük gazetenin yaşam süresi kısadır. Hergün değiştirilmesi gerekmektedir. Gazetelerin toplumun çeşitli kesimlerine ulaşması kolaydır. Okuyucular çok çeşitli gazeteler arasından ilgilerini çekenleri satın almaktadırlar. Gazetelerin okuma bilmeyen kişilere ulaşması olanaksızdır. Ayrıca gazete diğer medya ürünleriyle örneğin dergilerle karşılaştırıldığında okuyucuya eğlenceli gelmeyecektir. Her ne kadar ilustrasyonlarla canlandırılmaya çalışılsa da ilgi çekici gözükmeyecektir. Ayrıca gazete kağıtları da düşük kalitededir. Gazeteler okuyucularına her gün veya her hafta haberler ve bu haberlerle ilgili detaylı bilgiler sunmaktadırlar. Bu haberler sürekli güncellenmektedir. Okuyucular gazetede sadece ilgisini çeken haber ya da haberleri okumakta ilgisi haricinde kalan bölümleri okumamaktadır. Mobil Uygulama Tablo 1. Basılı gazetelerin avantaj ve dezavantajları Geleneksel masaüstü uygulamalar günümüzde mobil uygulamalara doğru evrilmektedir. Hareketlilik parametlerini ve dinamik çevresel koşulları işleyebilen mobil cihazlardan katma değerli hizmetleri sunmak ve karmaşık bilgileri yürütmek amacıyla yararlanılmaktadır (Costa, 2003). Mobil teknolojilerin hızlı gelişmesi masaüstü bilgisayar uygulamalarının | 78 Faruk Dursun, Fatih Gürsul ve Kemal Şahin yerini mobil uygulamalara bırakmasına sahne olmaktadır (Karademirci, 2008). Mobil teknolojinin gelişmesi ve mobil cihazların yaygınlaşması beraberinde mobil uygulamaların üretiminde de artışı getirmiştir. Gelişmiş ara yüz ve kapasiteleriyle estetik açıdan etkileyici ve kolay kullanılabilir mobil uygulamalar kullanıcılar için yaratılmaktadır (Kaya, 2010). Mobil cihazlar için geliştirilen yazılımlar mobil uygulamalardır. Mobil cihazlar için uyumlu olan bu yazılımlar masaüstü yazılımlar ile benzerlikler göstermekle birlikte geliştirildikleri platform, kurulacak cihazlar ve kullanılan teknoloji bakımından farklı özellikler taşımaktadır (Namlı, 2010). Mobil cihazlar gününün bütün dilimlerinde kullanıcısına eşlik etmektedir. Sabit bilgisayarlar ve notebookların aksine mobil cihazlar toplantılar, havalimanları gibi spesifik yerlerde ve iç ve dış ortamlarda kullanıcıyla birliktedir. Mobil cihazların kullanımı kültürel normlar ve gerçekleştirilecek görevlere göre şekillenmektedir (Savio ve Braiterman, 2007). Mobil uygulama kullanıcıları bulundukları ortamdan bağımsız olarak sabit kullanıcıların tam tersi cihazlarını karşılarında ve dizlerinde olacak şekilde kullanmamaktadırlar. Trafik, toplantı, ders ya da yolda, sınırsız ve değişken ortamlarda gündelik işlerini yaparken bu cihazlardan yararlanmaktadır (Namlı, 2010). Toplumda mobil teknolojilerin benimsenmesi beraberinde giderek artan mobil cihaz sayıları ve bu cihazlar üzerinde çalışacak yazılımları getirmektedir. Blackberry OS, Android, Symbian OS, iOS, Windows Mobile farklı mobil cihazlar için geliştirilmiş yazılımlardır (Teng ve Helps, 2010). Çok çeşitli platformlar olsa da piyasayı domine eden iki büyük firma bulunmaktadır ki bunlar Android ve iOS’dur. Mobil cihazlar 20. yüzyılın en önemli yenilikleri arasındadır. 90’lı yılların sonunda cep telefonlarının iletişim cihazları arasında en önemli oyuncu haline gelmiştir. Mobil cihazların evrimi dört aşamada incelenmektedir (Raytop, 2012): Bunları Birinci Nesil, İkinci Nesil, Üçüncü Nesil ve Dördüncü Nesildir. Birinci nesil Dr. Martin Cooper tarafından 3 Nisan 1973 yılında ilk el mobil telefonun icadıyla başlamaktadır. 1 kg. ağırlığında olan bu mobil cihazın pili 20 dakika yetiyordu. Motorola DynaTAC8000X modelindeki mobil telefon Motorola markasının ve iletişim dünyasının ilk telefonudur. İkinci nesil 1990’da 1G cep telefonları için analog sinyal yerine 2G cihazların 79 | Ulusal Gazetelerin Mobil Uygulamalarinin Arayüz Tasarımı Açısından İncelenmesi artık dijital sinyal kullanmalarıyla başlamaktadır. Üçüncü nesil cep telefonları günümüzde kullanılan telefonlardır. 3G ile daha hızlı veri transferi yapılmaktadır. Dördüncü nesil ise 2009 yılında başlamasına karşın 2011 yılına kadar bu teknolojiye uyumlu mobil bir cihaz bulunmamaktadır. Bu teknoloji yüksek bant genişliği ve daha hızlı very transferi imkanı sunmaktadır. Kullanıcılar için web sitelerinin mobil versiyonları ya da mobil uygulamaları bulunmaktadır. Mobil uygulamalar normal web sitelerine göre daha az veri kullanarak aynı içeriğe ulaşmaya imkan tanımaktadır. Bu uygulamalar cihazlarda kullanılan işletim sistemlerine göre farklı marketlerden indirilmektedir. iOS platform kullanan cihazlar App Store’dan, Adroid cihazlar Google Play’den diğer cihazlar ise Windows Phone Store ve Blackberry App Store gibi mağazalardan ücretli veya ücretsiz olarak indirilmektedir.(Bilgili, 2014). Mobil uygulamalar kullanıcıların masaüstü bilgisayarlarının başında olmama durumunda da işlerini kolay, hızlı ve özgür bir şekilde yapabilme isteklerine cevap vermek için ortaya çıkmıştır (Beyaznar, 2014). Mobil Gazete Uygulamaları Bilgi teknolojilerindeki hızlı gelişmeler örgütsel bilgi işlem manzaralarını da değiştirmektedir. Mobil ve kablosuz iletişim teknolojilerinin tetiklediği önemli gelişmeler her geçen gün minimalize edilen bilgisayar tabanlı aygıtlar sekörlerde de karşılık bulmaktadır (Lyytinen ve Yoo, 2002). Chae ve Kim (2003) mobil internetin karakteristiğini anlamak için üç farklı grup üzerinde durmuştur. Bunlar mobil internet üzerinde bulunduran ve kişisel özellikliklere göre özelleştirilebilen kullanıcı grubu, istenilen anda ve yerde internete ulaşılabilen çevresel grup ve son olarak taşınabilirlik ve kullanılabilirlik açısından kullanıcılara avantaj sağlayan sistemdir. Kitle iletişim araçları internetin yaygınlaşması ve geniş bant kullanımı ile büyük değişikliklere uğramıştır. Genellikle profesyoneller tarafından yaratılan ve büyük medya şirketlerinin servis ettiği bilgi ve içeriği artık sanal toplum içerisinde çeşitli aktörler tarafından dağıtılmaktadır. İnternet bilgi paylaşımında düşük maliyetinin yanı sıra internet kullanan herkesin düşünce, görüş, video ve bilgi paylaşımı | 80 Faruk Dursun, Fatih Gürsul ve Kemal Şahin yapabildiği bir mecra haline gelmiştir (Skripelan, 2012). Yıllardır web alanında ortaya çıkan gelişmeler web teknolojilerinin son noktası olan anlamsal webin doğuşuna zemin hazırlamıştır (Karademirci, 2008). Statik Dinamik Söz Dizimi Anlamsal Kodlama HTML +RDBMS +XML +RDF/OWL Oluşturma El ile Sunucu taraflı uygulamalar aracılığıyla Şema tabanlı uygulamalar aracılığıyla Model tabanlı uygulamalar aracılığıyla Kullanıcı İnsan İnsan İnsan ve Uygulama İnsan ve Uygulama Kullanım Tarayıcı Oluşturma, Sorgulama, Güncelleme Bütünleştirme Birlikte Çalışma Uygulama Tarayıcılar Tarayıcılar Bütünleşik Prosesler, Kurumsal Bütünleşik Uygulamalar, İş süreçleri yönetimi yazılımları Zeki Ajan yazılımları, Anlamsal çekirdek yazılımlar Tablo 2. Web teknolojilerinin evrimi Günümüzde haberler web, wap, PDF gibi farklı iletişim kanalları aracılığıyla okuyucuya iletilmektedir. Gazetelerin basılı versiyonları halen önemli bir rol oynamakta ve bu rol uzun yıllar da devam edecek gibi gözükmektedir. Fakat 90’lı yılların başında kullanılmaya başlayan internet teknolojisi gazete endüstrisinde de radikal değişimlere yol açmıştır. Artık gazete endüstrisi bilgi teknolojilerin toplum üzerindeki etkilerini dikkate alarak bu kanalları kullanmak suretiyle okuyucularına ulaşmaktadır (Henriksson ve diğ., 2006). Gazete yayıncılarının geleneksel gazetelere oranla daha karlı olan yeni alternatif ortamlar arayışlarının sonucu e-gazetenin doğuşunu beraberinde getirmiştir. Baskı ve okunabilirlik açısından klasik gazeteler ile arasında büyük farklılıklar bulunmayan mobil gazeteler sürekli güncellenebilen yapısıyla da gün içerisinde değişen haberleri sıcağı sıcağına okuyucusuna ulaştırmaktadır (Svensson ve Hakeröd, 2006). Mobil telefonlar ve PDA’lar aracılığıyla gazetelerin okuyucuya ulaşma fikri daha 81 | Ulusal Gazetelerin Mobil Uygulamalarinin Arayüz Tasarımı Açısından İncelenmesi geniş kitlelere ulaşmak noktasında belirleyici olmakta ve iyi bir alternatif olarak kabul edilmektedir (Ihlström ve diğ., 2004). Teknolojinin gelişmesine kayıtsız kalamayan basın işletmeleri internet teknolojisinin gelişerek geniş bant genişliklerine ulaşması ve evlere kadar girmesiyle okuyucularına ulaşmak için keşfettikleri yeni mecrada ilerlemektedirler. Sahip olunan hız, kolay güncellenebilmesi, mekan ve zaman sınırının olmamasıyla birlikte maliyetlerde sağladığı avantajlar klasik gazetelere iyi bir alternatif oluşturmaktadır (Sırma, 2007). Gazete endüstrisi teknolojinin isteklerine cevap vermektedir. Kullanıcılara hızlı, zamanında ve eğlenceli içerikler sunarak konumlarını yeniden gözden geçirmektedirler. Ayrıca gazeteler okuyucularına iki yönlü interaktif bir iletişim sunmaktadırlar. Gazeteler mobil teknolojiler aracılığıyla hizmetlerini mobil aygıtlar üzerinden okuyucuya iletirken okuyucudan haberlere gelen görüşlere de uygulamalarında yer vermektedirler (Joseph ve diğ., 2013). Ihlström ve Henfridsson (2005)’e göre Jyllands-Posten (Danimarka), Götebors-Posten (Sweden) ve Dagbladet (Norveç) adlı gazeteler 90’lı yılların ortasında internet üzerinden yayına başlamışlardır. Dijital çağın gelişmeleri kitle iletişim araçlarını yapı ve yöntem bakımından gelişime mecbur bırakmaktadır. Gazetelerin asli görevleri olan haber verme eylemi basılı olarak gerçekleştirildiği gibi internet ortamında da etkin bir şekilde yerine getirilmeye çalışılmaktadır ki bu çalışmalar 1995 yılında meyvelerini vermiş ve The Washington Times, New York Times gibi Amerika patentli gazeteler bu yılda internet aracılığıyla okuyucularına ulaşmaya başlamışlardır. 26 Kasım 1996 yılı ise Milliyet gazetesinin içeriğinin tamamının düzenli olarak internet üzerinden yayınlanmasıyla ülkemiz için milat olmuştur (Çakır, 2007). Gazete şirketleri sektörün ilgisini çeken mobil yenilikle karşı karşıyadır. E-gazete olarak adlandırılan bu yenilik gazetelerin mobil cihazlar yardımıyla elektronik ortamda yayınlanmasıdır. Taşınabilir ve yüksek çözünürlüklü olan bu teknoloji okuyuculara kağıt tabanlı gazetelerle aynı deneyimi yaşatmayı hedeflemektedir (Eriksson ve Svenson, 2008). Dijital gazeteler salt metin ile birlikte video, görsel, ses, animasyon gibi unsurlarla hipermetin özelliği taşımaktadırlar (Aydoğan, 2013). | 82 Faruk Dursun, Fatih Gürsul ve Kemal Şahin Arayüz Tasarımı Arayüz kullanıcıların sistemle olan iletişim ve etkileşimini sağlamaktadır (Gürses, 2006). Hayali kurulan bir olayın, projesinin çizilmesi ya da üç boyutlu görüntüsü olarak uygulanan ve ortaya konulan eserler tasarım olarak tanımlanmaktadır. Tanımdan yola çıkarak tasarlama ise zihinde şekillendirilen bir düşüncenin ya da bir eylemin gerçekleştirilmesi olarak tanımlanmaktadır (Arslan, 2010). İstek (2004)’e göre tasarlamak, planlamak ve karışıklığa, ayrılığa düzen getirmektir ve getirilen bu düzen iletilen mesajın daha kolay anlaşılmasını sağlamaktadır. Çakıroğlu ve diğ. (2008) arayüz tasarlanırken siteyi/ uygulamayı ziyaretçi sayısının fazla olmasının amaçlanmasını savunmuşlardır. Arayüz tasarımının temelinde kullanıcıların sayfalarda olabildiğince kısa sürede, hatasız ve siteden/ uygulamadan memnun bir bakış açısıyla ayrılmaları yatmaktadır. Bu nedenle arayüz tasarımında kullanıcı-web entegrasyonu sağlanarak yüksek performans elde edilmesi amaçlanmalıdır. Arayüz tasarlanırken ve geliştirilirken dört unsura dikkat edilmektedir. Kullanılabilirlik; sezgisel veya kolay bir şekilde haberler arasında gezinmek bunu sürekli hale getirmeyi amaçlamakta; görselleştirmede tasarımda gereksiz ve rahatsız edici detaylardan kaçınmak hedeflenmekte, fonksiyonellikte tasarımın belirli bir amaç doğrultusunda ortaya konulması temel alınırken ulaşılabilirlik fonksiyonelliği desteklemek ve kullanıcıların farklı ortamlarla tasarıma ulaşması üzerinde durulmaktadır (Schmidt ve diğ., 2003). Yapılan tasarımlarda bir kimlik oluşturarak içeriği hakkında net bir bilgi vermek gereklidir. Ayrıca kullanıcıların sayfayı kaydırmak zorunda kalmamaları için önemli bilgilerin ekrana sığacak şekilde tasarlanması önemlidir. Bununla birlikte yapılan tasarımların internet bağlantısı kullanılarak aygıtlara yükleneceği göz önünde bulundurularak görüntü kalitesi yüksek, düşük boyutlu bir tasarım yapılmalıdır (Bevan, 1999). Yoo ve Jin (2004) başarılı bir ekran arayüz tasarımı için 7 kriter belirlemişlerdir. Bunlar; kaydırma çubuğu, ekran boyu, arama kutusu, üye girişi, kullanılan renk sayısı, arka plan rengi ve kullanılan görsel sayısıdır. Tasarımlarda kaydırma çubuğu kullanıcı memnuniyetini etkilemektedir. Kaydırma çubuğu- 83 | Ulusal Gazetelerin Mobil Uygulamalarinin Arayüz Tasarımı Açısından İncelenmesi nun kullanılması kullanıcının dikkatinden önemli bilgilerin kaçmasına neden olabilmektedir. Ekran boyuna göre tasarlanmayan bir arayüz kullanıcı için yararlı olmamaktadır. Yine kullanıcı uygulama içerisinde arama yapabilmek için arama kutusuna ihtiyaç duymaktadır. Özellikle kişiselleştirilebilen uygulamalarda bir üyelik giriş ile uygulama kişilerin tercihlerine göre düzenlenebilmektedir. Bu özellik Hürriyet gazetesinin mobil uygulamasında kullanılmaktadır. Yoo ve Jin (2004) logo ve diğer görseller hariç dörtten fazla renk kullanımının kullanıcı için kafa karşıtırıcı olacağını savunurken arka plan rengi için açık mavi, beyaz ya da gri renklerden birinin kullanılmasını tavsiye etmektedir. Buna ek olarak tasarımda uzun yükleme süresinin önüne geçmek için de üç resimden fazla resim kullanılmaması tavsiye edilmiştir. Tipografi Tipografi belirli bir amaç doğrultusunda basılı materyallerin düzenlenmesi ve basılı materyal alanının düzenlenmesiyle birlikte okuyucunun metni anlama oranını maksimize etmeyi amaçlamaktadır (Myung, 2003). Tipografi metnin okuyucu tarafından anlaşılmasına yardımcı olmak amacıyla sayfadaki metin dengesine odaklanarak metnin içeriğinin özümsenebilmesi için görsel bir iletişim sağlamaktadır. Bunu sağlamak üzere resimler, başlıklar ve alt başlıkların görsel bir hiyerarşi içerisinde sunulması tipografinin konusudur (Lynch ve Horton, 1999). Tipografi kavramı Guttenberg tarafından geliştirilen yüksek baskı yönteminin kullanılmasıyla telafuz edilmeye başlanmıştır. Gutenberg tarafından geliştirilen bu teknik daha önceleri Çinliler tarafından kullanılmıştır (Erdal, 2009). Okuma modern kültürlerde de temel öneme sahiptir. Okumaya bir sayfa veya ekranda sembollerin dizeleri aracılık etmektedir. Bu sembollerin büyüklüğü ve şekilleri baskı okunurluğunu etkileyen krik faktörlerdendir (Legg eve Bigelow, 2011). Dijital tipografi sanat ve bilgisayar bilimi gibi iki farklı alanın tamamlayıcı yönlerini sunan bir yaklaşımdır. Dijital tipografi klasik tipografi ve bilgisayar bilimlerinin kapsamaktadır. Bu noktada dijital tipografinin klasik tipografi öğretimi üzerine kurulmaktadır (André ve | 84 Faruk Dursun, Fatih Gürsul ve Kemal Şahin Hersch, 1992). Basılı kelimeler yoluyla sanat ya da iletişim becerisinin tasarımı şeklinde tanımlanan tipografi harfler, sayılar, semboller ve şekiller üretme sanatı olmasının yanı sıra harf ve alan tasarımını da içermektedir (Thangaraj, 2004). Bir tasarım bütünü olarak yaklaŞekil 2. şılan tipografinin parametreleri Tipografik Tasarım Wilkons ve diğ. (2009) tarafınÖrneği dan karakter büyüklüğü, karakterler arası boşluk, kelimeler arası boşluk, satır boşlukları, satır uzunlukları ve hizalama şeklinde sıralanmaktadır. LeBourgeois ve Emptoz (1999) yazı karakteri seçimi (font), yazı karakterin stili ve yazı karakterinin rengini tipografik unsurlar olarak belirtmişlerdir. Burt (1949) tipografik unsurların okunurluk üzerinde etkileri olduğunu belirterek bu unsurları şöyle sıralamaktadır: gözlerin hareketi, okuma hızı, kısa süreli odaklanma, maksimum uzaklık, yazı karakteri stili, büyük-küçük harf dengesi, satır uzunluğu, satır aralığı, sayfa düzenleme, sütun boşlukları, paragraf boşlukları, renk, baskı malzemesi ve ışıklandırmadır. Hughes ve Wilkins (2000) tipografik unsurları font seçimi, fontun boyutu ve tipi, satır arası boşluklar, kelime ve karakter arası boşluklar ve kontrsast olarak sıralamakta ve bu unsurların okunurluk üzerinde etkili olduğunu savunmaktadır. Tipografi kriterleri zaman içerisinde değişkenlik göstermektedir. Önceleri “estetik temelli” yaklaşılan tipografi kavramı zamanla “uygunluk” yaklaşımına evrilmiştir. Bu evrimde yayınlarda ortaya çıkan çeşitlilik etkili olmuştur. Gazeteler, ders kitapları, kitap, bilimsel makaleler, broşürler, kılavuzlar ve şirketlerin kendi standartlarına uygun belirlediği rapor çerçeveleri bu çeşitlilik örneklerindendir (Gallagher ve Jacobson, 1993). 85 | Ulusal Gazetelerin Mobil Uygulamalarinin Arayüz Tasarımı Açısından İncelenmesi Sayfa Düzeni Estetik olarak gazeteyi farklı kılmak amacını taşıyan bunun yanında okuyucuyla paylaşılan içeriğin kolay bir şekilde okunabilmesi için sayfanın düzenlenmesi sayfa düzeni olarak adlandırılmaktadır. Sayfa düzeni ofset teknolojisinin yaygınlaştığı 1950’li yıllardan bu yana farklılaşarak devam etmektedir. Bu farklılıklar sayfa estetiğinin oluşumunda rol oynayan unsurların düzenlenmesinde gözlemlenmektedir. Bununla birlikte sunulan içeriğin yoğunluğu da sayfa düzenini etkilemektedir (Şeker, 2006). Sayfa tasarımı yayın yapılan konularda dergi, gazete ve kitap yayıncılarına bilgilerin aktarılmasında yardımcı olmaktadır. Sayfa tasarımı geleneksel anlamıyla kağıt üzerinde şekillenen bilginin oluşmuş halini yansıtmasının yanı sıra elektronik ortamdaki belgelerin, web sayfaları ve etkileşimli grafiklerin temelinde de yatmaktadır. Elektronik ortamda kullanılan ilkeler geleneksel sayfa tasarımında kullanılan ilkelerle örtüşmekte ve Gestalt ilkeleriyle bir bütünlük oluşturmaktadır (Uztuğ, 2006). Gestalt teorisi insanların bilinçaltı eğilimleri olarak bilgi parçalarını “bütün” başlığı altında birleştirmelerini savunmaktadır. Gestal ilkeleri temel olarak insanların belli bir durumda algıladıkları en basit, en düzenli ve en simetrik yapıya ulaşmayı amaçlamaktadır. Bu ilkeye göre insanlar bilgi parçalarını tek tek algılamak zorunda değildir. Bunun için insanlara bu parçaların bir organizsyon halinde verilmesi gerekmetekdir (Smith, 2004). Akdağ (2009) gestal ilkelerini benzerlik, yakınlık, devamlılık, tamamlama, şekil-zemin ve simetri olarak sıralanmakta ve şu şekilde tanımlamaktadır: Benzerlik ilkesi birbirine benzer nesnelerin insanlar tarafından birbirlerine bağlı olarak algılanmasıdır. Şekil 3. Benzerlik ilkesi Birbirine uzaklık olarak yakın olan nesnelerin birlikte gruplanması ilkesi yakınlıktır. Bu ilkeye göre birbirine yakın iki ya da üç nesne birlikte algılanmaktadır. | 86 Faruk Dursun, Fatih Gürsul ve Kemal Şahin Şekil 4. Yakınlık ilkesi Aradaki boşluğun az olmasıyla birlikte nesnelerin birbirine yakın oluşu bir nesnenin ya da bir çizginin diğerinin devamı olarak algılanması devamlılık ilkesidir. Şekil 5. Devamlılık ilkesi Henüz tamamlanmayan şekillerin ya da çizgilerin insanların beyninde tamamlanmış olarak algılandığı fikrinden yola çıkan ilke tamamlama ilkesidir. Şekil 6. Tamamlama ilkesi Şekil-zemin ilişkisinde üstüste binen iki şekilden daha küçük olan nesne şekil olarak düşünülürken daha büyük ise zemin olarak algılanmaktadır. Şekil 7. Şekil-zemin ilkesi Simetri ilkesinde birbirinden bağımsız nesnelerin aynı şekilde hizalandıklarında birbirine bağlı tek bir nesne olarak algılandıkları vurgulanmaktadır. Şekil 8. Simetri ilkesi 87 | Ulusal Gazetelerin Mobil Uygulamalarinin Arayüz Tasarımı Açısından İncelenmesi Simge Kullanımı Başarılı arayüz tasarımları için kullanıcının ilk baktığında tanıyacağı simgelerin kullanımı her ne kadar amaçlanan bir durum olsa da bu kolay değildir. Çünkü bir çok uygulama kullanıcılar tarafından zaman zaman tercih edilmektedir (Rosenbaum ve Bugental, 1998). Uçar (2004) simgeyi evrenselleşmiş sessiz bir dil olarak tanımlamakta ve belirli bir nesnek olayın ya da olgunun düşünsel kaynaklı bir kavram ya da kavramın kendi açılım ve çağrışımlarıyla doğacağını savunmaktadır. Simgeler yalın bir anlatıma sahip olmaları nedeniyle insanlar için aynı nesne ya da kavramı tasvir etmektedirler. Resimsel özelliklerin soyut hale gelmesi ve sembolleşmesiyle zaman içerisinde yazılı ifadelerde resim ve yazının iç içe kullanılması özgün bir yapıya evrilmiştir. Aşağıdaki “2” rakamı bir simgedir. İki şeklinin çift nesneye atıfta bulunması için bir neden olmamakla birlikte simgenin şekli itibariyle de böyle bir amacı taşıdığı söylenemez. Bu nedenle rakamlar simgedir. Roma rakamı ile yazılan “II” ise görüntüsel gösterge olması açısından tek tek biri ve dolayısıla da ikiyi göstermektedir (Hancı, 2008). Ortaya çıkışı oldukça eski olan simgeler konusunda Çin uygarlığı oldukça fazla mesafe katetmiştir. Modern anlamdaki simgelerin ilk versiyonu ise Mallerme tarafından denenmiştir. Mallerme şiirlerinde yoğun olarak simgeler kullanmış ve bu simgeler anlatımın yerini almıştır. Gündelik hayatta sık sık karşımıza çıkan simgeler trafik levhalarından, halka açık alanlardaki reklamlara hatta insanların kenŞekil 9. Rakam dilerini ifade etmekte bir araç olarak kullanıdıkları dövmelere kadar birçok alanda kullanılmaktadır (Yanar, 2004). Eraslan (2013) imgelerin asıl dünyayı değil seçilmiş dünyayı gösterdiğini ve gösterilenin gerçeğin temsilleri olduğunu savunmakta retinada oluşan imge ile ekranda oluşan imge arasındaki farkı da bu sav üzerine inşa etmektedir. Retinada oluşan imgelerin insan duyusu tarafından diğerinin ise teknoloji tarafından üretildiğini insan duyusuda oluşan kavramın gerçeklik, ekranda oluşan kavramın ise temsili olduğunu eklemektedir. René Magritte çalışmalarında temsil ve gerçeklik hakkında sorgulamalar yapmıştır. Bir | 88 Faruk Dursun, Fatih Gürsul ve Kemal Şahin çalışmasında piponun görsel göstergesini çizerek tablonun altına “Bu Bir Pipo Değildir (Ceci n’est pas une pipe)” yazarak bunun bir pipo olmadığını sadece piponun resmi, temsili olduğunu belirtmiştir (Batu, 2014). Şekil 10. René Magritte, İmgelerin İhaneti, 1928. Tasarımlarda semboller organizasyon isimlerinin de yer aldığı logolardan farklı olarak kullanılmakta ve genellikle logodan daha yoğun bir şekilde yer almaktadırlar. Semboller doğru kullanıldıklarında iletişimin önemli bir unsurudur (Laundy ve Vignelli, 1980). Renk Kullanımı Renk kullanımı görsel kimlik yaratım sürecinde önemli bir aktördür. Logoda kullanılan bir rengin tasarımda da kullanılması bu tasarım için artan bir tutarlılık yaratmaktadır. Birbirleriyle kolay ilişki kurulabilen renkleri kullanmak tasarımlarda güçlü bir yan oluşturmaktadır (Laundy ve Vignelli, 1980). Renk kullanımı görsel tasarım açısından önemli bir enstrümandır. Renk kullanımı tasarımda kullanılan diğer bileşenlerin görüntülenmesini etkilemektedir. Bu nedenle renk ve renk tonlarının kullanımı dikkatli analizler ve kullanım amacına uygun olarak gerçekleştirilmelidir. Yanlış renk ve ton seçiminde aktarılmak istenen mesaj okuyucuya hatasız ve doğru bir şekilde gönderilememektedir. Bu nedenle tasarımın içeriğine göre sıcak ve soğuk renk tercihi doğru düzlemde yapılmalıdır. Çocuklar için yaratılan tasarımlarda sıcak renk kullanımı doğru bir hamle iken yetişkinler için soğuk renklerin tercih edildikleri görülmektedir. Ayrıca renk kullanımı 89 | Ulusal Gazetelerin Mobil Uygulamalarinin Arayüz Tasarımı Açısından İncelenmesi tipografik açıdan da verilmek istenen mesajı desteklemektedir (Kuzu ve Ceylan, 2010). Renk kullanımının okuma hızı ve anlama üzerinde etkisi bulunmaktadır. Buna ek olarak renk kombinasyonu tercihinin algılanan görüntü kalitesi üzerinde de etkilidir. Siyah-beyaz kombinasyonu kullanım açısından daha etkilidir. Bununla birlikte Beyaz/Mavi kombinasyonu hız, kavrama ve algılanan görüntü kalitesi açısından etkilidir (Ramadan, 2011). Işıkla birlikte varolan renklerin insanların üzerinde değişik duygular uyandırdıkları bilinmektedir. Uyarıcı olan sıcak renklerin aksine soğuk renkler gevşeticidir. Her rengin bir duyguyu yansıttığı göz önüne alındığında tasarım yapılırken renk seçiminde rengin bulunduğu kültürdeki karşılığı, hedef kitlenin renk tercihi, firmanın ya da ürünün karakteri ve kişiliği ve tasarımdaki yaklaşım biçimi gibi unsurlara dikkat edilmelidir (Özdemir, 2011). Renk kullanımının bir boyutu olan konstrast zıtlık ifade etmekte ve tasarımda dengeleyici bir rol oynamaktadır. Kontrast tasarım boyutuyla renk değerlerini ya da diğer nitelikler açısından öğeler arasındaki karşıtlığı ifade etmektedir. Bunların yanı sıra tasarımda vurgu yapmak için, hareket ve ritm katmak için de contrast kullanılmaktadır (Hancı, 2008). Kültür Kırmızı Mavi Yeşil Sarı Beyaz ABD, Avrupa Tehlike Yiğitlik, Tatlı, Sakin, Otorite Emniyet, Güven, Ekşi Uyarma, Korkaklık Saflık Fransa Asalet Özgürlük, Barış Suçluluk Hazırlayıcı Tarafsızlık Mısır, Arap Ulusları Ölüm Erdem, İnanç, Gerçek Verimlilik, Güç Mutluluk, Refah, Varlık Sevinç Hindistan Yaşam, Yaratıcılık Refah, Varlık, Verimlilik Başarı Ölüm, Temizlik Japon Öfke, Tehlike Utanç, Aşağılık Gelecek, Gençlik, Enerji Zarafet, İtibar, Asalet, Çocuksu, Neşeli Ölüm Çin Mutluluk, Keyif, Kutlama Gökyüzü, Bulut Hanedan, Krala Ait, Onur Doğum, Zenginlik, Kuvvet, Güç Şekil 11. Farklı Toplumların Değer Yargılarına Göre Renklerin Anlamları | 90 Faruk Dursun, Fatih Gürsul ve Kemal Şahin Renk kullanımı tasarımın başarısında içerik ve gezinti kadar önemli bir yer tutmaktadır. Buna ek olarak renk kullanımı tasarımın etkili bir bileşendir. Tasarıma kattığı görsel çekicilik yanında hedeflenen kitleye gönderdiği mesaj için de önemli bir enstrümandır (Karataş, 2003). Renkler sessiz bir dil yaratmakta ve iletişime yeni bir boyut kazandırmaktadır. Buna ek olarak sessiz iletişimin de bir parçasıdır (Şeref, 2015). YÖNTEM Çalışma Grubu Bu araştırmanın çalışma grubunu, İstanbu ili sınırları içerisinde yer alan %45,05’i devlet, %54,95’i vakıf üniversitesinde olmak üzere araştırma görevlisi, öğretim görevlisi, yardımcı doçent doktor, doçent doktor ve profesor doktor akademik ünvanlarına sahip 30 kişi oluşturmaktadır. Katılımcıların %42,9’unu Işık Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Görsel İletişim Tasarımı Bölümü’nde görev yapan akademisyenler, %33’ünü Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Tasarım Bölümü’nde görev yapan akademisyenler, %12,05’ini İstanbul Medeniyet Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi Görsel İletişim Tasarım Bölümü’nde görev yapan akademisyenler ve %12,05’ini de Sabancı Üniversitesi Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi Görsel Sanatlar ve İletişim Tasarımı Bölümü’nde görev yapan akademisyenler oluşturmaktadır. Veri Toplama Aracı Çalışamada verilerin toplanması için araştırmacılar tarafından amaca yönelik olarak geliştirilen “Ulusal gazetelerin mobil uygulamalarının arayüz tasarımlarının değerlendirilmesi ölçeği” kullanılmıştır. Ölçek üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde kullanıcıların demografik özelliklerinin yer aldığı sorular, ikinci bölümde kullanıcıların mobil uygulamalara olan yaklaşımlarının belirlenmesinin amaçlandığı sorularla birlikte üçüncü ve son bölümde kullanılan mobil gazete uygulamasına yönelik sorular yer almaktadır. Ulusal gazetelerin mobil uygulamaları91 | Ulusal Gazetelerin Mobil Uygulamalarinin Arayüz Tasarımı Açısından İncelenmesi nın arayüz tasarımlarının değerlendirilmesi ölçeğinin geliştirilmesinde izlenen aşamalar şu şekilde özetlenmiştir: Ölçek geliştirilirken öncelikle literatür taraması yapılmış bu tarama çalışmalarında ulusal ve uluslararası alanda konu ile bağlantılı olarak hazırlanan yüksek lisans ve doktora tezleri, yine ulusal ve uluslararası makaleler, kitaplardan yararlanılmıştır. Taslak olarak hazırlanan ölçek “tipografi” ve “sayfa düzeni”, “renk kullanımı” ve “simge kullanımı” olarak dört başlığa ayrılmış ve taramalarda tespit edilen ögelerin ilgili başlıklar altında toplanmasıyla bu taslak ortaya çıkmıştır. Ortaya konulan 43 soruluk taslak alanında uzman kişilerin kontrolüne sunulmuştur. Uzmanlardan gelen geribildirimlerle “Ulusal Gazetelerin Arayüzlerinin Değerlendirilmesi Ölçeği” oluşturmuştur. Veri Toplama Yöntemi Veri toplama aracı olarak kullanılan ölçek Google Docs aracılığıyla elektronik ortama taşınmış ve akademisyenlerin okul web sayfalarındaki e-mail adreslerine gönderilmiştir. Alınan cevapların teyit edilmesi amacıyla akademisyenlerle telefonda görüşülerek veri toplama işlemi tamamlanmıştır. Veri Analizi Çalışmada kullanılan ölçek aracılığıyla elde edilen bilgiler SPSS istatistik programının 18.0 sürümüyle analiz edilmiştir. Ankette yer alan sorular 0,05 anlamlılık düzeyi kullanılarak frekans ve yüzde değeri alınarak değişken ortalamalarına göre değerlendirmeler yapılmıştır. Analiz yapılırken 5’li likert ölçeği 3’lü likert ölçeğine indirilmiş ve ortalaması 1-2,33 aralığıda bulunan sorular için “Katılmıyorum” ifadesi kullanılırken 2,34-3,66 aralığı “Kararsızım” ifadesini karşılamakta, 3,67-5 aralığı da “Katılıyorum” ifadesine karşıklık gelmektedir1. 1 Bu derecelendirme için Taşkın, Demireli ve Cingöz’ün Yüksek Öğretimde Hizmet Kalitesinin Müşteri Memnuniyetine Etkisi Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde Bir Uygulama başlıklı çalışması referans alınmıştır. | 92 Faruk Dursun, Fatih Gürsul ve Kemal Şahin BULGULAR Tablo 3: Cinsiyete Ait Sonuçlar Cinsiyetiniz? Frekans Yüzde Erkek 12 40,0 Kadın 18 60,0 Toplam 30 100,0 Araştırmaya katılan 30 kişinin 12’si yani %40’ı erkeklerden oluşurken 18’i yani %60’ı kadınlardan oluşmaktadır. Tablo 4: Yaşa Ait Sonuçlar Yaşınız? Frekans Yüzde 25-30 5 16,7 31-36 8 26,7 37-42 7 23,3 43-48 5 16,7 49-54 4 13,3 55+ 1 3,3 Toplam 30 100,0 Araştırmaya katılanlardan %16,7 si 25-30 yaş aralığında iken 31-36 yaş aralığında olanların oranı %26,7, 37-42 yaş aralığında olanlar %23,3, 43-48 yaş aralığında olanlar %16,7, 49-54 yaş arasındaki katılımcılar %13,3’lük dilimi oluştururken 55 ve üzerinde olan katılımcılar ise %3,3’tür. 93 | Ulusal Gazetelerin Mobil Uygulamalarinin Arayüz Tasarımı Açısından İncelenmesi Tablo 5: Ünvana Ait Sonuçlar Unvanınız? Frekans Yüzde Arş. Gör. 11 36,7 Öğr. Gör. 7 23,3 Yrd.Doc.Dr 9 30,0 Doc.Dr 3 10,0 Toplam 30 100,0 Tablo 5’te çalışmaya katılan 30 kişinin 11’inin Arş. Gör. ünvanına sahip olduğu görülürken 7 kişinin Öğr. Gör, 9 kişinin Yrd. Doç. Dr ve son olarak da 3 kişinin Doç. Dr. ünvanına sahip olduğu görülmektedir. Tablo 6: Mobil Cihaz İşletim Sistemi Mobil cihazınız hangi işletim sistemini kullanmaktadır? Android Frekans Yüzde 15 50,0 iOS 15 50,0 Toplam 30 100,0 Tablo 6’da çalışmaya katılanlardan 15’inin mobil cihazlarının Android işletim sistemi kullanırken geriye kalan 15’inin ise iOS işletim sistemini kullanan cihazlara sahip olduğu görülmektedir. Tablo 7: En Çok Kullanılan Uygulamalar En çok hangi tür uygulamaları kullanıyorsunuz? Frekans Yüzde Mesajlaşma ve Sosyal Medya 20 66,7 Üretkenlik Uygulamaları 6 20,0 Müzik, Medya ve Eğlence 2 6,7 Oyun 2 6,7 Toplam 30 100,0 | 94 Faruk Dursun, Fatih Gürsul ve Kemal Şahin Tablo 7’de çalışmaya katılanların %66,7’sinin mobil cihazlarında en çok mesajlaşma ve sosyal medya uygulamalarının kullandığı görülürken bu uygulamayı sırasıyla %6 ile üretkenlik uygulamaları, %6,7 ile müzik, medya ve eğlence uygulamaları takip ederken son olarak oyun uygulamalarını kullananların oranı %6,7 olarak belirlenmiştir. Tablo 8: En Çok Kullanılan Mobil Gazete Uygulamaları En çok kullandığınız mobil gazete uygulamasını seçiniz. Frekans Yüzde Bugün 1 3,3 Cumhuriyet 4 13,3 HaberTürk 2 6,7 Hürriyet 15 50,0 Milliyet 3 10,0 Sabah 2 6,7 Sözcü 3 10,0 Toplam 30 100,0 Araştırmaya katılanlardan %50’lik biro ran yani 15 kişi Hürriyet gazetesinin uygulamasını yoğun olarak kullanırken bu oranı sırasıyla %13,3’lük dilimle Cumhuriyet gazetesi, %10 ile Milliyet ve Sözcü gazetesi, %6,7’lik dilimle Sabah ve HaberTürk gazeteleri takip ederken %3,3’lük dilimle son sırada Bugün gazetesi yer almaktadır. Tablo 9: İndirilen Mobil Uygulama Sayıları Mobil cihazınıza mevcut uygulamalar haricinde kaç tane uygulama indirdiniz? Frekans Yüzde 1 ile 3 arası 1 3,3 4 ile 6 arası 3 10,0 7 ile 9 arası 4 13,3 10 ve üzeri 22 73,3 Toplam 30 100,0 95 | Ulusal Gazetelerin Mobil Uygulamalarinin Arayüz Tasarımı Açısından İncelenmesi Çalışamaya katılan 30 kişiden 22’si mobil cihazına mevcut uygulamalar haricinde 10 ve üzeri uygulama yüklerken, 7 ile 9 arası uygulama yükleyen 4 kişi, 4 ile 6 arasında uygulama yükleyenler 3 kişi ve son olarak 1 ile 3 arasında uygulama yükleyen 1 kişidir. Tablo 10: Basılı Gazete Okuma Oranları Hangi sıklıkla basılı gazete okuyorsunuz? Frekans Yüzde Her gün 10 33,3 3 günde bir 3 10,0 Haftada bir 4 13,3 15 günde bir 1 3,3 Ayda bir 4 13,3 Hiç 8 26,7 Toplam 30 100,0 Tablo 10’da çalışmaya katılan 30 kişiden 10’unun hergün basılı gazete okuduğu gözlemlenirken 3 kişinin 3 günde bir basılı gazete okuduğu, 4 kişinin haftada bir, 1 kişinin 15 günde bir ve 4 kişinin de ayda bir basılı gazete okuduğu anlaşılmaktadır. Hiç basılı gazete okumayanların oranı ise %26,7 ile 8 kişiye karşılık gelmektedir. Tablo 11: Masaüstü Bilgisayardan Gazete Okuma Oranları Hangi sıklıkla masaüstü bilgisayardan gazete okuyorsunuz? Frekans Yüzde Her gün 19 63,3 3 günde bir 5 16,7 Haftada bir 2 6,7 15 günde bir 2 6,7 Hiç 2 6,7 Toplam 30 100,0 | 96 Faruk Dursun, Fatih Gürsul ve Kemal Şahin Araştırmaya katılanlardan 19 kişi hergün masaüstü bilgisayardan gazete okumaktayken 5 kişi 3 günde bir, 2 kişi haftada bir, 2 kişi 15 günde bir masaüstü bilgisayardan gazete okumaktadır. 2 kişi ise masaüstü bilgisayardan hiç gazete okumadığını belirtmiştir. Tablo 12: Dizüstü Bilgisayardan Gazete Okuma Oranları Hangi sıklıkla dizüstü bilgisayardan gazete okuyorsunuz? Frekans Yüzde Her gün 16 53,3 3 günde bir 7 23,3 Hiç 7 23,3 Toplam 30 100,0 Tablo 12’de araştırmaya katılan 16 kişinin hergün dizüstü bilgisayardan gazete okuduğu anlaşılırken, 7 kişi üçgünde bir okumaktadır. 7 kişi ise dizüstü bilgisayardan gazete okumadığını belirtmiştir. Tablo 13: Mobil Uygulama Olmadan Web Arayüzüyle Gazete Okuma Oranları Hangi sıklıkla cep telefonu ya da mobil cihazınıza indirdiğiniz bir uygulama olmadan web arayüzüyle gazete okuyorsunuz? Frekans Yüzde Her gün 14 46,7 3 günde bir 4 13,3 Haftada bir 5 16,7 15 günde bir 1 3,3 Hiç 6 20,0 Toplam 30 100,0 Araştırmaya katılan 30 kişiden %46,7’si hergün bir uygulama olmadan web arayüzüyle gazete okuduğunu belirtirken %13,3’ü 3 günde bir, %16,7’si haftada bir okurken %3,3’ü 15 günde bir okumaktadır. %20’lik bir oran ise mobil uygulama olmadan web arayüzüyle gazete okumadığını belirtmiştir. 97 | Ulusal Gazetelerin Mobil Uygulamalarinin Arayüz Tasarımı Açısından İncelenmesi Tablo 15: Mobil Aracılığıyla Gazete Okuma Oranları Hangi sıklıkla indirdiğiniz mobil uygulama aracılığıyla gazete okuyorsunuz? Frekans Yüzde Her gün 22 73,3 3 günde bir 3 10,0 Haftada bir 5 16,7 Toplam 30 100,0 Tablo 15’de çalışmaya katılanların %73,3’ü hergün mobil uygulama aracılığıyla gazete okuduğunu belirtirken, %16,7’lik bir dilim haftada bir kez okuduğunu belirtmiştir bununla birlikte %10’luk bir dilim ise 3 günde bir kere mobil uygulama aracılığıyla gazete okuduğunu belirtmiştir. Kararsızım Katılıyorum Kesinlikle Katılıyorum 8 5 14 3 Yüzde 0 Frekans 0 Yüzde 0 Başlıklar net ve uygun tipografik farklılıklar barındırmaktadır. Frekans 0 Yüzde Tercih edilen yazı tipinin okunabilirliği yüksektir. Frekans 2 Harflerin espası yeterli ölçüdedir. | 98 Yüzde 26,7 16,7 46,7 10,0 7 5 15 3 23,3 16,7 50,0 10,0 5 11 9 5 16,7 36,7 30,0 16,7 4 14 7 3 6,7 13,3 46,7 23,3 10,0 Std. Deviation Katılmıyorum 0 Satır arası boşluklar yeterli ölçüdedir. Mean Kesinlikle Katılmıyorum Frekans Tablo 16: Tipografik Özelliklere Ait Sonuçlar 3,40 1,003 3,47 ,973 3,47 ,973 3,17 1,020 Faruk Dursun, Fatih Gürsul ve Kemal Şahin Majiskül ve miniskül harf dengesi yeterli düzeydedir. Birden fazla yazı tipi ailesi kullanılmıştır. Frekans 0 Yüzde 0 Frekans 2 Yüzde Frekans 0 Yüzde 0 Metinsel içeriklerde vurgu öğeleri net ve belirgin olarak ayırt edilebilmektedir. Frekans 0 Yüzde 0 Frekans 3 Uygulama genelinde yazı tipi hizalaması tutarlıdır. Yüzde Frekans Yüzde 14 7 3 20,0 46,7 23,3 10,0 8 11 8 1 6,7 26,7 36,7 26,7 3,3 Bir yazı tipi ailesinin birden fazla üyesi kullanılmıştır. Tercih edilen yazı tipi ölçüleri yeterlidir. 6 7 11 10 2 23,3 36,7 33,3 6,7 9 5 16 30,0 16,7 53,3 5 9 11 0 ,0 2 10,0 16,7 30,0 36,7 6,7 3 3 9 13 2 10,0 10,0 30,0 43,3 6,7 3,23 ,898 2,93 ,980 3,23 ,898 3,23 ,898 3,13 1,106 3,27 1,081 Tablo 3’te yer alan tipografik özelliklere ait sorulara verilen cevapların ağırlıklı ortalamaları dikkate alındığında kullanıcıların kararsız kaldıkları görülmektedir. Bununla birlikte kullanıcıların harflerin espası (boşlukları) yeterli ölçüdedir sorusu ile başlıklar net ve uygun tipografik farklılıklar barındırmaktadır sorusuna verdikleri cevapların ağırlıklı ortalamalarının yüksek olduğu dikkat çekerken birden fazla yazı tipi ailesi kullanılmıştır sorusunun ağırlık ortalaması daha düşüktür. 99 | Ulusal Gazetelerin Mobil Uygulamalarinin Arayüz Tasarımı Açısından İncelenmesi Metin - görsel içerik dengesi orantılıdır. Yüzde Frekans Yüzde Katılıyorum Kesinlikle Katılıyorum 10 6 12 1 Std. Deviation Kararsızım 1 Mean Katılmıyorum Frekans Kesinlikle Katılmıyorum Mobil site içerisindeki sayfalar arasında bütünlük vardır. Tablo 17: Sayfa Düzenine Ait Sonuçlar 3,07 1,015 3,3 33,3 20,0 40,0 3,3 1 7 11 11 3,3 23,3 36,7 36,7 0 3,07 ,868 ,0 4 5 10 10 1 2,97 1,098 Sayfa içerisinde yeterli Frekans düzeyde negatif alanlar mevcuttur. Yüzde 13,3 16,7 33,3 33,3 3,3 Sayfa içinde navigasyona ulaşım kolaydır ve istenilen tüm yönlendirmeler mevcuttur. Frekans Yüzde Navigasyon yapısı önem Frekans derecesine göre farklı bölümlere bölünmüştür. Yüzde Sayfa içinde arama fonksiyonuna erişim kolaydır. Frekans Yüzde Farklı amaçlı sayfaların Frekans (resim galerisi, içerik detay vb) sayfa düzeni Yüzde karakteristiktir. | 100 1 5 11 11 2 3,27 ,944 3,3 16,7 36,7 36,7 6,7 1 9 11 9 3,3 30,0 36,7 30,0 3 5 13 9 10,0 16,7 43,3 30,0 0 ,0 8 12 9 0 2,93 ,868 ,0 0 2,93 ,944 ,0 1 26,7 40,0 30,0 3,3 3,10 ,845 Faruk Dursun, Fatih Gürsul ve Kemal Şahin Simetrik bir sayfa düzeni hazırlanmıştır. Asimetrik bir sayfa düzeni hazırlanmıştır. Frekans Yüzde Frekans 3 Yüzde 12 12 6 40,0 40,0 20,0 7 13 7 10,0 23,3 43,3 23,3 0 2,80 ,761 0 0 2,40 1,329 0 Tablo 4’te yer alan sayfa düzenine ait sorulara verilen cevapların ağırlıklı ortalamaları dikkate alındığında kullanıcıların kararsız kaldıkları görülmektedir. Bununla birlikte kullanıcıların sayfa içinde navigasyona ulaşım kolaydır ve istenilen tüm yönlendirmeler mevcuttur sorusuna verdikleri cevapların ağırlıklı ortalamalarının yüksek olduğu dikkat çekerken asimetrik bir sayfa düzeni hazırlanmıştır sorusunun ağırlık ortalaması daha düşüktür. Katılıyorum Kesinlikle Katılıyorum 0 9 11 8 2 Yüzde 0 Frekans Yüzde Simgelerin alanları net Frekans olarak belirtilmiştir. Gerekli negatif alanlara Yüzde sahiptir. 1 30,0 36,7 26,7 6,7 7 14 7 2 23,3 46,7 23,3 6,7 8 15 4 2 3,3 26,7 50,0 13,3 6,7 Std. Deviation Kararsızım Frekans Mean Katılmıyorum Simge boyutları sayfa bütünü ile dengelidir. Kesinlikle Katılmıyorum Kullanılan simgeler aynı ailenin üyesidir. Simgeler arasında uyumsuzluk yoktur. Tablo 18: Simge Kullanımına Ait Sonuçlar 3,10 ,923 3,13 ,860 2,93 ,907 101 | Ulusal Gazetelerin Mobil Uygulamalarinin Arayüz Tasarımı Açısından İncelenmesi Simgelerde birden fazla vurgu öğesi barındırmaz. (renk, gölge, ışık vb Frekans Yüzde 3 6 12 7 2 10,0 20,0 40,0 23,3 6,7 2,97 1,066 Tablo 5’te yer alan simge kullanımına ait sorulara verilen cevapların ağırlıklı ortalamaları dikkate alındığında kullanıcıların kararsız kaldıkları görülmektedir. Bununla birlikte kullanıcıların kullanılan simgeler aynı ailenin üyesidir. Simgeler arasında uyumsuzluk yoktur sorusuna verdikleri cevapların ağırlıklı ortalamalarının yüksek olduğu dikkat çekerken simgelerin alanları net olarak belirtilmiştir, gerekli negatif alanlara sahiptir sorusunun ağırlık ortalaması daha düşüktür. Katılıyorum Kesinlikle Katılıyorum 9 7 11 3 Yüzde Tercih edilen renkler aynı palet üzerinden seçilmiştir. Frekans 2 2 veya 3 tane ana renk mevcuttur. Yardımcı renkler ana renklerin farklı tonlarıdır. Frekans Renk kontrastı yeterli düzeydedir. | 102 Yüzde Yüzde Frekans Yüzde 30,0 23,3 36,7 10,0 4 17 7 6,7 13,3 56,7 23,3 2 4 12 11 0 ,0 1 6,7 13,3 40,0 36,7 3,3 2 7 14 6 1 6,7 23,3 46,7 20,0 3,3 Std. Deviation Kararsızım Mean Katılmıyorum Frekans Tercih edilen renkler kurumsal kimlik ile ilişkilidir. Kesinlikle Katılmıyorum Tablo 19: Renk Kullanımına Ait Sonuçlar 3,27 1,015 2,97 ,809 3,17 ,950 2,90 ,923 Faruk Dursun, Fatih Gürsul ve Kemal Şahin Metinsel içeriklerde tercih edilen renk okunabilirlik için uygundur. Frekans Yüzde Aksiyon isteyen öğeler Frekans için özel bir renk belirlenmiş ve bu rengi Yüzde algılamak kolaydır. Uyarı ve geri bildirimler Frekans için kullan özel bir renk dili vardır. Yüzde 2 5 10 11 2 6,7 16,7 33,3 36,7 6,7 1 9 10 10 3,3 30,0 33,3 33,3 5 17 8 16,7 56,7 26,7 3,20 1,031 2,97 ,890 3,10 ,662 Tablo 6’da yer alan renk kullanımına ait sorulara verilen cevapların ağırlıklı ortalamaları dikkate alındığında kullanıcıların kararsız kaldıkları görülmektedir. Bununla birlikte kullanıcıların tercih edilen renkler kurumsal kimlik ile ilişkilidir. sorusuna verdikleri cevapların ağırlıklı ortalamanın yüksek olduğu dikkat çekerken renk kontrastı yeterli düzeydedir sorusunun ağırlık ortalaması daha düşüktür. TARTIŞMA, SONUÇ ve ÖNERİLER Teknolojinin gelişmesiyle birlikte 63 m2 yer kaplayan ilk bilgisayarlar günümüzde ceplerimize ve çantalarımıza girmiştir. Bu baş döndürü hızın önemli kilometre taşlarından olan internetin de hayatımıza girmesiyle artık zaman ve sınır tanımadan bilgi alış verişi yapılmakta, rutin işler ofis ortamından bağımsız olarak yolda, trafikte, havaalanından idare edilebilmektekdir. Sosyal hayatta kullanımının yoğun hale gelişiyle birlikte iş dünyası da bilgisayar teknolojilerinin gelişimine kayıtsız kalamamıştır. Örgütler rutin ofis işlemlerini bu teknoloji yardımıyla kısa sürede gerçekleştirip maliyetlerde önemli ölçüde düşüş sağlamakta, personel oryantasyon ve kurum içi bilgi güncelleme eğitimleri de bilgisayar teknolojisi yardımıyla kısa sürede ve düşük maliyetle verilebilmektedir. İş dünyasına yansımalarının ilk akla gelen örneklerini bir çırpıda bu şekilde sayılabilmektedir. İş dünyasının teknolojiye enteg103 | Ulusal Gazetelerin Mobil Uygulamalarinin Arayüz Tasarımı Açısından İncelenmesi rasyon noktasında gösterdiği bu refleksin medya dünyasında da hayat bulması yadırganmamalıdır. Hergün dünyada ve ülkemizde meydana gelen sosyal, politik, finansal, magazinsel, sportif bir takım gelişmeleri okuyucularıyla, dinleyicileriyle, izleyicileriyle paylaşmayı amaçlayan medya sektörü önce masaüstü bilgisayarlara uygun şekilde altyapısını oluşturmuş sonrasında notebook ve netbook gibi taşınabilir bilgisayarlarla bu süreci devam ettirmiştir. Taşınabilir bilgisayarların yarattığı devrimin gelişiminin önünü açtığı mobil cihazlar ise teknolojinin vardığı noktayı gözler önüne sermektedir. Mobil cihazlarla masaüstü ve taşınabilir bilgisayarlarla bağını koparan modern çağ insanı ergonomik tasarımı ve hafifliğiyle bu cihazları benimsemekte gecikmemiştir. Böylesine yoğun talep gören teknoloji karşısında medya sektörü de geleneksel bir yaklaşım ile okuyucuyla buluşan gazeteleri mobil platformlara taşımıştır. Artık ulusal basında faaliyet gösteren gazetelerin tamamına yakınının mobil uygulamalarının olduğu gözlemlenmektedir. Hatta Radikal gazetesi basılı yayın hayatına son vererek bundan sonar okuyucularıyla elektronik ortamlarda buluşma kararı almıştır. Gazeteler okuyucuya sundukları haberlerin önemli bir kısmını haber ajanslarından temin etmekte bununla birlikte muhabirleri aracılığıyla da habere ulaşmaya ve ulaştıkları bu haberi okuyucusuyla ilk paylaşan gazete olmaya çalışmaktadırlar. Habere ulaşma yol ve yöntemleri diğer gazetelerle hemen hemen aynı olmakta rekabet olarak niteleyebileceğimiz bu süreci başarıyla geçmeyi hedeflemektedirler. Sunulan haberler ile yönetimi zor olabilecek bu süreç gazetelerin mobil cihazların için tasarladıkları uygulamalar ile kolay yönetilebilmektedir. İçerik olarak birbirine çok benzeyen haberleri okuyucuya ulaştırırken kendine has tasarım çizgileriyle bütünleştiren gazeteler bu mücadelede bir adım öne çıkacaklardır. Tasarım böylesi hayati bir önem taşımaktadır. Dolayısıyla gazeteler mobil uygulamalarını hem original tasarımlar ile yapılandırıken okuyucunun habere ulaşmasını, haberi sağlıklı ve tam olarak anlayabilmesini yönetebilmektedirler. Salt olarak tasarıma yönelecek gazeteler okunurluk ve okunabilirliği göz ardı edecek ortaya çıkan mükemmel tasarıma karşın okuyucunun ilgisini çekmeyecektir. Bu çalışmada piyasayı domine eden iki işletim sisteminin Android ve | 104 Faruk Dursun, Fatih Gürsul ve Kemal Şahin iOS kullanılan cihazlarda kullanılan ve ulusal basında faaliyet gösteren gazetelerin mobil uygulamalarının arayüz tasarımları hazırlanan ölçek çerçevesinde alan uzmanı akademisyenlerin görüşleri alınarak incelenmiştir. Çalışmada “Tipografi”, “Simge Kullanımı”, “Sayfa Düzeni” ve “Renk Kullanımı” gibi temel tasarım unsurlarından yola çıkarak kullanılan mobil gazete uygulamalarının değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Ortaya çıkan sonuç alan uzmanlarının yukarıda sayılan başlıklar hakkında kararsız olduklarını göstermektedir. Önemsenmesi gereken bu sonuç medya şirketlerine tasarımlarını yaratırken akademik camiadan yani üniversitelerden destek alınması gerekliliğini belirtme veya böylesi bir öneriyi sunma noktasında bizleri cesaretlendirmektedir. Bununla birlikte İstanbul ilinde bulunan iki devlet ve iki vakıf üniversitesinin güzel sanatlar fakülteleri üzerinde yapılan bu çalışma ülke geneline yayılarak daha genellenebilir sonuçlar elde edilebilecektir. REFERANSLAR Akdağ, Ç., T. (2009), Gazete Tasarımında Bilinmeyenler, Erciyes İletişim, 1(1), 28-40. Akpınar, N. Ş. (2006). An Analysis of the Weekend Supplements of Turkish Daily Newspapers: From Women’s Pages to Lifestyle Guides, The Degree of Master of Science, Middle East Technical University, Ankara. André, J. & Hersch, R., D. (1992). Teaching Digital Typograph, Electronic Publishing, 5(2), 1-12. Arslan, A., A. (2010). Üniversitelerin Temel Sanat Eğitimi Dersini Alan Öğrencilerin Derse İlişkin Tutumları, e-Journal of New World Sciences Academy, 5(4), 267-265. Aydoğan, D. (2013). Türkiye’de Dihital Gazetecilik: HaberTürk ve Hürriyet Gazeteleri Örneği, The Turkish Online Journal of Design, Art and Communication, 3(3), 26-40. Batu, B. (2014). Sanat Yapıtı ve Dil Arasındaki Bağlantı, İDİL, 3(14), 13-26. 105 | Ulusal Gazetelerin Mobil Uygulamalarinin Arayüz Tasarımı Açısından İncelenmesi Bevan, N. (1999). ExperienceLab-Usibility Issues in Website Design, Restricted Commercial, USA. Beyaznar, B. (2014). Mobil Uygulamalarda İnsan Kaynakları Metrikleri Tasarımı, Yüksek Lisans Tezi, Bahçeşehir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İnsan Kaynakları Yönetimi, İstanbul. Bilgili, M., İ. (2014). Adaptif Bağlam Bilinçli Mobil Uygulama Geliştirme, Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Bilişim Enstitüsü Bilgisayar Bilimleri Anabilim Dalı, Ankara. Birsen, H. (2000). Geleneksel Gazete ve Sanal Gazete Ortamlarında Haber Sunumunun Farklılığı Konusunda Bir Araştırma, Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Basın ve Yayıncılık Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, Eskişehir. Buchanan, C., M. (2014). A More National Reprensentation of Place in Canadian Daily Newspapers, The Canadian Geographer, 54(4), 517-530. Burt, H. E. (1949). Typography and Readability, Elementary English, 26(4), 212-221. Çakır, H. (2007). Geleneksel Gazetecilik Karşısında İnternet Gazeteciliği, Sosyal Bilimler Dergisi, 22(1), 123-149. Çakıroğlu, Ü., Akkan, Y., Çebi, A. (2008). Eğitsel İçerikli Web Sitelerinin Standardizasyon Kriterlerinin Belirlenmesi ve Uygulanması, Akademik Bilişim 2008, Çanakkale. Chae, M. & Kim, J. (2003). What’s so Different About the Mobile Internet?, Communications of the ACM, 46(12), 240-247. Costa, P., D. (2003). Towards a Services Platform for Context-Aware Applications, Thesis for a Master of Science, University of Twente, Enschede, The Netherlands Dursun, F. (2008). Elektronik Ticaret ve 2008 Yılında İnternet Sitesi Üzerinden Yapılan Alışverişlerde Müşteri Sadakatinin Belirlenmesi Üzerine Bir Araştırma, Beykent Üniversitesi Fen Bilimleri Esntitüsü, İstanbul. | 106 Faruk Dursun, Fatih Gürsul ve Kemal Şahin Eraslan, U., R. (2013). Sosyal Medya Her An ve Her Yerde Görünür Olmak, The Turkish Online Journal of Design, Art and Communication-TOJDAC, 3(4), 29-37. Erdal, G. (2009). Çocuk Eğitiminde Tipografi, Akademik Bakış, 18, 1-9. Eriksson, I., Svensson, J. (2008). How to predict the future of an IT innovation? – Examining Pre-adoption of the e-newspaper. In Proceedings of IRIS’31, Åre, Sweden, August 10-13. Gallagher, T. J. & Jacobson, W., S. (1993). The Typography of Enviromental Impact Statements: Criteria, Evaluation and Public Participation, Environmental Management, (17)1, 99-109. Gönenç, Ö. (2006). Medyanın Sorunları, İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Dergisi, 24, 35-43. Gürses, E., A. (2006). Kütüphane Web Sitelerinde Kullanılabilirlik ve Kullanılabilirlik İlkelerine Dayalı Tasarım, Doktora Tezi, Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Bilgi ve Belge Yönetimi Anabilim Dalı, Ankara. Hancı, H. (2008). Göstergebilimin Grafik Tasarım Dersi Alan Öğrenciler Üzerindeki Etkisi, Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Güzel Sanatlar Eğitimi Anabilim Dalı Resim-İş Öğretmenliği, Ankara. Henriksson, S., Lindqvist, M., Söderblom, M. (2006). E-newspaper Navigation – Designing navigational aids for a new electronic medium, Proceedings of the 29th IRIS, Denmark Hughes, L. E. & Wilkins, A., J. (2000). Typographt in Children’s Reading Schemes May be Suboptimal: Evidence from Measures of Reading Rate, Journal of Resarch in Reading, 23(3), 314-324. Ihlström, C., Åkesson, M.,Nordqvist, S. (2004). From Print to Web to e-paper - the challenge of designing the e-newspaper. In Proceedings of ICCC 8th International Conference on Electronic Publishing, ELPUB, Brasilia. Ihlström, C. & Henfridson, O. (2005). Online Newspaper in Scandinavia: A 107 | Ulusal Gazetelerin Mobil Uygulamalarinin Arayüz Tasarımı Açısından İncelenmesi Longitudinal Study of Genre Change and Interdependency. IT & People, 18(2), 172-192. İstek, R. (2005). Görsel İletişimde Tipografi ve Sayfa Düzeni, Pusula Yayınları, İstanbul. Jospeh, C., Muthusamy, C., Michael, A., S., Telejan, D., S., D. (2013). Strategies Applied in SMS: An Analysis on SMS Column in The Star Newspaper, Asian Social Science, 9 (15), 8-13. Karademirci, O. (2008). Anlamsal Web Teknikleri Kullanarak GPS Tabanlı Bağlam Bilinçli Mobil Uygulama, Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Bilgisayar Mühendisliği, Ankara. Karakaya, M. (2013). Bir Bakışta Türk Medyası, T.C.Başbakanlık Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü, Ankara. Karataş, S. (2003). Öğretim Amaçlı Web Sayfası Tasarımında Renk Kullanımı, G.Ü. Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi, 23(2), 139-148. Kaya, H. (2010). GPS Kullanan Web Servis Tabanlı Uyarlanabilir Mobil Uygulama, Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Bilgisayar Mühendisliği, Ankara. Kuzu, E. & Ceylan, B. (2010). Typographic Properties of Online Learning Environments for Adults, Procedia Social and Behavioral Sciences, 9, 879883. Laundy, P. & Vignelli, M. (1980). Graphic Design for Non-Profit Organizations, The American Institute of Graphic Arts, New York. LeBourgeois, F. & Emptoz, H. (1999). Document Anlaysis in Gray Level and Typography Extraction Using Character Pattern Redundancies, ICDAR ‘99. Proceedings of the Fifth International Conference on, 177-180. Legge, G., E., & Bigelow, C., A. (2011). Does Print Size Matter for Reading? A Review of Findings from Vision Science and Typograph, Journal of Vision, 11(5), 1-22. Lynch, P.J. & Horton, S. 1999. Web Style guide: Basic Design Principles for | 108 Faruk Dursun, Fatih Gürsul ve Kemal Şahin Creatin Web Sites, Yale University Press, New Haven. Lyytinen, K. & Yoo, Y. (2002). Research Commentary: The Next Wave of Nomadic Computing, Information System Resarch, 13(4), 377-388. Malone, H., T. (1953). The Weekly Atlanta Intelligencer as a Seccessionist Journal, The Georgia Historical Quarterly, 37(4), 278-286. Mills, T., F. (1981). Preserving Yesterday’s News for Today’s Historian: A Brief History of Newspaper Preservation, Bibliography and Indexing, The Journal of Library History, 16(3), 463-487. Myung, R. (2003). Conjoint Analysis as a New Methodology for Korean Typography Guidline in Web Environment, International Journal of Industrial Ergonomics, 32, 341-348. Namlı, Ç. (2010). Mobil Uygulama Kullanılabilirliğin Değerlendirilmesi, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Endüstri Mühendisliği, İstanbul. Öktem, M. G., (2001). Türkiye’de Fikir Gazeteciliğinde Değişim: Cumhuriyet ve Radikal Gazetelerinin Karşılaştırılması, Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Gazetecilik Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, İzmir. Özdemir, F. (2011). Popüler Müzik Albüm Kapaklarının Tasarım Sorunları, İnönü Üniversitesi Sanat ve Tasarım Dergisi, 1(1), 115-123. Park, R., E. (1923). The Natural History of the Newspaper, American Journal of Sociology, 23(3), 273-289. Pillai, M.,P. (1993). Management of Newspaper Industry in Kerala with Special Reference to Marketing, Cochin University of Science and Technology Doctor of Philosophy, Kerala. Rahman, M. (2009). Free Newspaper-The Case Analysis of Bangladesh, Master Thesis in Business Administration, Blekinge Institute of Technology School of Management, Sweden. Rahman, M. (2014). Learning Feature Writing: Experiences from The Daily Star, Brac University Degree of Master, Bangladesh. 109 | Ulusal Gazetelerin Mobil Uygulamalarinin Arayüz Tasarımı Açısından İncelenmesi Ramadan, M., Z. (2011). Evaluating College Students’ Performance of Arabic Typface Style, Font Size, Page Layout and Foreground/Background Color Combinations of E-Book Materials, Journal of King Saud University-Engineering Sciences, 23, 89-100. Rosenbaum, S. & Bugental, J. (1998). Measuring the Success of Visual Communication in User Interfaces, Society for Technical Communicator’s Technical Communication, 45(4), 1-18. Saeyang, J. (2014). A Comparative Study on News Literacy of College Students Between Online and Newspaper News, Master of Art Thesis, Chinese Culture University College of Journalism and Communication, China. Samirhanova, O. (2009). A Glimpse of Journalism, Hrodna State University, Phd Thesis, Grodno. Savio, N. & Braiterman, J. (2007). Design Sketch: The Context of Mobile Interaction, Mobil HCI 2007, Singapore. Scharpf, L., G. (2006). Print and Online Cultures in the Modern Newspaper, A Major Qualifying Project Submitted to the faculty of Worcester Polytechnic Institute in partial fulfillment of the requirements for the Degree of Bachelor of Science, Massachusetts Schmidt, K., E., Bauerly, M., Liu, Y., Srdiharam, S. (2003). Wep Page Aesthetics and Performance: A Survey and an Experimental Study, Proceedings of the 8th Annual International Conference on Industrial Engineering – Theory, Applications and Practice, Las Vegas, Nevada, USA. Şeker, M. (2006). Sayfa Düzeni Ekollerinin Estetistik ve İçeriğe Etkileri –Hürriyet, Star ve Zaman Gazeteleri Örneği-, Selçuk İletişim, 4(2), 30-40. Şeref, G. (2015). Using Typography and Colour in Packing Design, Global Journal on Humanites&Social Sciences, 1, 521-526. Sırma, N., S. (2007). Türk Basın İşletmelerinde Teknoloji Kullanımının Gelişimi ve Teknoloji Kullanımında Hürriyet ve Zaman Gazetelerinin Karşılaştırmalı Olarak İncelenmesi, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İletişim Bilimleri Anabilim Dalı Basın Ekonomisi ve İşletmeciliği Bilim Dalı, | 110 Faruk Dursun, Fatih Gürsul ve Kemal Şahin Yüksek Lisans Tezi, İstanbul. Skripeland, L. (2012). News Quality and the Internet: An Economic Analysis, Thesis for degree Master of Economics Theory and Econometrics University of Oslo, Oslo. Smith, K. (2004). Perception and the Newspaper Page: A Critical Analysis, Handbook of Visual Comminication Theory, Methods, and Media, In: Smith, K., Moriarty, S., Barbatsiz, G., Kenny, K. (ed.), Chapter 5, US: Lawrence Erlbaum Associates Inc. New Jersey. Svensson, J. & Hakeröd, J. (2006). Desing of Navigational Support for Task Oriented Reading in E-Newspapers, Proceedings of the 29th IRIS. Teng, C. & Helps, R. (2010). Mobile Application Development: Essential New Directions for IT, School of Technology, Brigham Young University. Thangaraj, J. (2004). Fascinating fonts; Is the power of typography a marketing myth? PRism 2, 4(3), 5-25. Tokgöz, O. (2003). Temel Gazetecilik, İmge Kitabevi, Ankara. Uçar, T., F. (2004). Görsel İletişim ve Grafik Tasarım, İnkılap Kitapevi, İstanbul. Uztuğ, F. (2006). Halkla İlişkilerde Uygulama Teknikleri, Anadolu Üniversitesi Yayınları, Eskişehir. Wilkins, A., Cleace, R., Grayson, N., Wilson, L. (2009). Typography for Children May be Innapproriately Designed, Journal of Research in Reading, 32(4), 402-412. Yahşi, İ.& Keleş H. (2013). Tarih Öğretiminde Gazete Kullanımının Çok Perspektifliğe Etkisi, Kastamonu Eğitim Dergisi, 21(2), 693-710. Yanar, I. (2004). Televizyon Reklamlarında Simge ve Fenomen, Yüksek Lisans Tezi, Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Afyon. Yoo, S. & Jin, J. (2004). Evaluation of the Home Page of the Top 100 University Websites, Proceedings of the Academy of Information and Management Sciences, 8(2), 57-60. 111 | Yrd. Doç. Dr. Hasan TINMAZ, Bahadır AKTAŞ, Onur BALKANLI Sosyal Medya Pazarlama Sürecinde Duygu Analizi: Bir Twitter Uygulaması Yrd. Doç. Dr. Hasan TINMAZ* Bahadır AKTAŞ** Onur BALKANLI*** Özet Sosyal medya hayatın her alanında kullanılan ve bağımlılık halini alan bir teknolojik araçlar listesinin genel adı olarak kullanılabilir. Özellikle akıllı telefonların yaygınlaşmasıyla beraber sosyal medya daha da kullanılan bir ortam haline gelirken, sosyal medyanın farklı süreçlere entegrasyonu da gerçekleşmeye başladı. Bu süreçlerden önemli bir tanesi de pazarlama sektörüdür. Bu kapsamda “sosyal medya pazarlama” adını alan ürün satış süreci içerisinde çok kullanılan Facebook, Twitter, Youtube ve LinkedIn araçları tercih edilmektedir. Bu araçlar üzerinden yapılan pazarlamanın etkinliğini değerlendirebilmek adına sosyal medya platformları üzerinde yapılan paylaBilgisayar Mühendisliği Bölümü, Mühendislik-Mimarlık Fakültesi İstanbul Gelişim Üniversitesi Cihangir Mh. Şehit Jandarma Komando Er Hakan Öner Sk. No:1 Avcılar, Istanbul *htinmaz@gelisim.edu.tr **bahadr.aktas@gmail.com ***onur.balkanli@hotmail.com 113 | Sosyal Medya Pazarlama Sürecinde Duygu Analizi: Bir Twitter Uygulaması şımların analizi çok büyük bir önem taşımaktadır. Sözü edilen analiz sürecinde en yakın kullanılan yöntem veri madenciliğidir. Bu çalışma bir sosyal medya pazarlama platformu olarak seçilen Twitter üzerinde metin madenciliğinin bir alt dalı diye tanımlanabilecek olan duygu analizi yönteminin gerçekleştirilmesini tanımlamaktadır. Çalışmanın amacı bu konuda atılacak adımlara bir öncülük etme adına süreçleri, sorunları ve ortaya çıkan ilk taslak ürünü betimlemektir. Sosyal medya pazarlama gibi yüksek rakamların döndüğü bir piyasada, kullanıcıların yorumlarının ne kadar önem taşıyacağı açıktır. Twitter üzerindeki tweetlerin toplanması, Türkçe dil kurallarına göre analiz edilmesi, duygu analizi (bir metne yoğunlaşarak, metnin olumlu, olumsuz veya tarafsız içeriğe sahip olup olmadığını inceleme süreci) yapımı gibi süreçlerin net olarak tanımlanacağı bu betimsel çalışma mühendislik, pazarlama ve dil bilimi açısından önemlidir. Anahtar Kelimeler Duygu Analizi, Veri Madenciliği, Sosyal Medya Pazarlama, Twitter | 114 Yrd. Doç. Dr. Hasan TINMAZ, Bahadır AKTAŞ, Onur BALKANLI 1. Giriş 1.1. Sosyal Medya Pazarlama Gelişen Bilgi ve İletişim Teknolojileri zaman içerisinde günlük hayatın her boyutunda çığır açmaya ve dinamikler değiştirmeye başlamıştır. Bu değişimin bir sonucu olarak teknolojinin içerisine sosyal boyut eklenmiş ve özellikle de etkisini 2000li yıllardan sonra göstermiş olan sosyal medya platformları ortaya çıkmıştır. 2004 yılında Facebook’un herkese açılmasıyla beraber sosyal medya devrimi daha da hız kazanmış ve günümüzde 7,2 milyarlık dünya nüfusunda 1,7 milyar sosyal medya hesabının varlığı noktasına gelinmiştir. Özellikle de İngilizce dışında yerel dillerde (Rusça, Türkçe ve Çince gibi) açılan sosyal medya araçları yabancı dil bilmeyen ya da kültür bağımlı olmayan sitelerin popülerliğine de arttırmıştır. Genel olarak Bullas’ın (2015) sağladığı istatistiklere bakarak sosyal medyanın ne kadar da vazgeçilmez bir ortam olduğu ortaya çıkmaktadır; (i) dünya üzerindeki tüm İnternet kullanıcılarının %47si Facebook üyesidir, (ii) günde 500 milyon tweet atılmaktadır, (iii) günde 70 milyon fotoğraf ya da video Instagram üzerinden paylaşılmaktadır, (iv) iş-tabanlı ve daha resmi olan LinkedIn üzerinde 347 milyon üye bulunmaktadır ve son olarak (v) çevrimiçi sohbet araçlarının sayısı ve kullanımı ciddi oranda artmaktadır (Whatsapp 600 milyon, Facebook Messenger 500 milyon, Viber 200 milyon). Tüm bu gelişmeler genel manada iş dinamiklerine ve özel manada pazarlama yöntemlerine de yansımış ve farklı sosyal medya araçlarının kullanımıyla yapılan alışveriş süreçlerini betimleyen “sosyal medya pazarlama” olgusu ortaya çıkmıştır. Önemli bir sosyal medya istatistik veritabanı olan Statista.com (2015, Nisan) verilerine göre ABD’ sosyal medya pazarlama üzerindeki dönen rakam 2014 yılında 7,52 milyar dolarken bu rakamın 2019 yılında 17,34 milyar dolar olması beklenmektedir. Sosyal medya işletmeler ve tüketiciler arasındaki şeffaflığı daha önce hiç olmadığı kadar arttırmıştır. Bunun en önemli yansıması olarak işletmelerin sürekli olarak cevap aradığı “en etkin ürün sunumunu nasıl 115 | Sosyal Medya Pazarlama Sürecinde Duygu Analizi: Bir Twitter Uygulaması yaparım” ve “ürünlerimi müşterilerim için nasıl daha çekici kılarım” sorularına tüketici tarafından doğrudan bir cevapla ve sürece katkı yapabilecek şekilde fikir sunulması sağlanmıştır. Bunun bir sonucu olarak da işletmeler hedef kitlelerine doğrudan erişim yöntemi olarak sosyal medyayı birincil yol olarak seçmeye başlamışlardır (Radicati, 2012). 2800 işyeri üzerinde çalışma yapan Stelzner’in 2014 Mayısında yayınladığı “Social Media Marketing Industry Report 2014 [Sosyal Medya Pazarlama Endüstrisi Raporu 2014]” araştırmaya göre sosyal medya pazarlama endüstrisine destek ve sosyal medya üzerinden pazarlama yapmak konularında hızlı bir artış görülmektedir. Raporun en temel bulgularına bakıldığında; • 2013 yılında %86 olan işyerleri için sosyal medya önemlidir desteği bir yıl içerisinde %92’ye yükselmiştir. • Patronların %89’u sosyal medya pazarlama hakkında en etkin sosyal taktikleri ve hedef kitleleriyle etkileşime geçebilecekleri yöntemleri bilmek istemektedir. • Blog yazma gelecek sosyal medya pazarlama planları içerisinde ilk sırada yer almaktadır. İşyerleri sahiplerinin %68’i 2014 yılı içerisinde blog yazma ve bloglarla ilgili diğer işlemlere maddi yatırım yapacaklarını belirtmiştir. • İşyerleri sahiplerinin %54’ü Google+ sosyal ağını kullanmasına rağmen, %65 bir oranda Google+ hakkında daha da fazla bilgi sahibi olma düşüncesi görülmektedir. Ayrıca %61 oranında 2014 yılı içerisinde Google+ üzerinde pazarlama etkinliği yapılması planlanmaktadır. • Podcasting yöntemi ile çalışan sadece %6 oranında işyeri sahibi bulunmaktadır. Buna rağmen, 2014 yılında podcasting kullanacağını belirtenleri oranı %21’e yükselmektedir. Tüm işyeri sahiplerinin %28i ise podcasting hakkında daha çok şey bilmek istemektedir. | 116 Yrd. Doç. Dr. Hasan TINMAZ, Bahadır AKTAŞ, Onur BALKANLI • Facebook ve LinkedIn en önemli iki sosyal ağ olarak halen varlığını sürdürmektedir. Eğer sadece bir sosyal medya pazarlama platformu seçmeniz gerekse diye bir soru sorulduğunda, katılımcıların %54’ü Facebook’u, %17’si ise LinkedIn’i seçmektedir. • Katılımcıların sadece %34lük bir kısmı kullandıkları Facebook pazarlama tekniklerinin etkin olduğunu düşünmektedir. Bu durum Facebook pazarlamanın halen tam olarak bilinmediğini göstermektedir. • Sosyal medya pazarlama adına kullanılan en önemli yollar sorulduğunda %58lik bir oranda özgün yazılmış içerik olduğu belirtilmiştir. Özgün içerikten sonra %19 oranında özgün görsellerin önemli olduğu belirtilmiştir. “Apps – Uygulama” geliştirmenin kolaylaşması ve akıllı telefon teknolojisinin günlük hayatta yaygınlaşmasının (bir sonucu olarak “Apps” kullanımının da artması sosyal medya olgusunun çerçevesini daha da genişletmiştir. “Apps” entegrasyonunun sağlanmasına izin vererek, birçok sosyal ağ platformu sunabilecekleri hizmetlerin ve kullanıcılarıyla etkileşim yollarının sayısını da arttırmıştır. Para kazanma gibi tüm sosyal medya platformları için büyüyen bir endişe ortamında, “Apps” pazarları gerek kurumsal olarak sosyal medya ortamlarına gerekse de tüketicilerine/kullanıcılarına umut verici yöntemlerden birisi halini almıştır (Radicati, 2012). Global Digital Statistics’in Ocak 2015 verilerine göre dünya üzerinde 3,7 milyar aktif mobil cihaz kullanıcısının 1,7 milyarı aktif mobil sosyal medya kullanıcısıdır. Bu durum sosyal medya pazarlama endüstrisi adına “Appslerin” ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. O halde, başta mobil sosyal medya platformları olmak üzere tüm sosyal medya araçlarının ve ortamlarının büyük bir anapara merkezi olarak kullanıldıkları sosyal medya pazarlama süreçlerinde yapılacak tüm bilimsel çalışmalar önem taşımaktadır. Bu noktada şeffaflığı sağlayıcı, doğrudan etkileşime ve dönüt almaya ortam sağlayan sosyal medya araçları üzerinde sosyal medya kullanıcılarının görüşlerinin değerlendirilmesi ve bunu sosyal medya pazarlamanın girdisi olarak işverenlere sağlanması önemli bir adım olacaktır. Diğer bir deyişle, sosyal medya pazarlamanın 117 | Sosyal Medya Pazarlama Sürecinde Duygu Analizi: Bir Twitter Uygulaması merkezinde yer alan satın alanların (ki aynı zamanda sosyal medya katılımcılarının) fikirlerinin etkin ve doğru değerlendirilmesi adına yapılacak olan etkinlikler hayli önem taşımaktadır. Bu noktada “duygu analizi” dediğimiz yenilikçi yöntem işverenlere ve kurumlara kullanıcıları ya da hedef kitleleri hakkında detaylı bir bilgi verebilme gücüne sahiptir. 1.2. Duygu Analizi 2006 yılında insanların hayatına girmiş olsa bile, günümüzde her saat başı gigabytelar büyüklüğünde veri Twitter üzerinde paylaşılmakta ve sosyal medya atmosferine atılmaktadır. Bu ortaya çıkan büyük veri iş dünyası, hükümetler, sivil toplum kuruluşları ve hatta bireyler için büyük önem taşımaktadır. Ortaya çıkan veri, birisinin düşüncesi, ilginç bir hikâyesi ya da duyguları olabilir. Bu nedenle bunların toplu olarak yorumlanması birçok olgunun anlaşılması adına önem taşıyacaktır. Arap Baharı denen süreç içerisinde atılan tweetlerin basit bir analizi ile o süreçte yaşananlar tam olarak olmasa bile ana çatı itibariyle (hatta görgü tanıklarının birincil ağızdan söylemleriyle) anlaşılabilir (Denskus & Esser, 2013). Temel özelliklerine bakıldığında Twitter üzerinde birisini takip etmek, birisi tarafından takip edilmek mümkündür. Bu sayede birçok insanın tweetlerinde paylaştıklarını anlık görebilmek mümkün olacaktır (Beyhan, 2014). Twittercounter.com (2015, Nisan 29) verilerine bakıldığında bu takip edilme ve edilebilmenin sınırlarını daha da iyi anlayabilmek mümkündür (Tablo 1); Twitter Kullanıcısı Takipçi Sayısı Takip Ettiği Toplam Tweet 1 Katy Perry @ katyperry 68.935.252 156 6.464 2 Justin Bieber @ justinbieber 63.066.428 206.359 28.471 3 Barack Obama @ BarackObama 58.480.172 643.307 13.424 4 Taylor Swift @ taylorswift13 56.697.439 196 3.320 | 118 Yrd. Doç. Dr. Hasan TINMAZ, Bahadır AKTAŞ, Onur BALKANLI 5 YouTube @ YouTube 50.427.381 891 13.503 6 Lady Gaga @ ladygaga 46.037.442 132.757 6.503 7 Justin Timberlake @jtimberlake 44.693.007 106 2.925 8 Rihanna @ rihanna 44.459.339 1.179 9.686 9 Ellen DeGeneres @TheEllenShow 42.655.429 39.022 10.457 10 Britney Spears @ britneyspears 41.656.106 399.073 4.076 Tablo 1. Dünya üzerindeki en çok kullanıcısı olan Twitter hesapları 69 milyona yakın takipçi sayısı olan Katy Perry gibi hesaplar bir anda bir birim bilginin aslında ne kadar çok insana erişebileceğini göstermektedir. Yollanan bu tweetler içerisinde bir sözcüğe vurgu yapmak ya da aranır/bulunur kılmak için # (hashtag) işareti kullanılabilir (…#kelime …) ya da birisinin yazdığı tweeti aynen siz de paylaşabilirsiniz (re-tweet). Günümüzde Twitter “alıntı” özelliğini eklemiş ve birisinin attığı tweeti aynen iletmeden önce kullanıcıların yorum yapabilmesine de olanak sağlamıştır. Tüm bu bilgi üretme ve tüketme süreçlerinde oluşan devasa bilginin analiz edilebilmesi oldukça güçleşmektedir (Beyhan, 2014). Ortaya çıkan bu verinin insanların hislerini yansıtması adına analiz edilebilmesi için metin madenciliği denilen yöntem içerisinde duygu analizi dediğimiz analiz gerçekleştirilebilir. Diğer bir ifadeyle farklı teknolojilerden faydalanarak sosyal medya üzerinde kullanıcılarının belirli konular üzerinde bıraktığı duygu izlerinden oluşan yapıyı ölçmenin bir yolu duygu analizidir. Duygu analizi yapanlar duygu kategorilerini (olumlu, olumsuz ya da yansız biçimlerinde) belirlemek amacıyla genelde linguistik ve metinsel değerleri kullanarak kelime kullanımı, sıralaması ve kelime kombinasyonlarını analiz ederler. Ortaya çıkan bilgi miktarının elle işleme tabi tutulmasının imkânsız bir hal alması 119 | Sosyal Medya Pazarlama Sürecinde Duygu Analizi: Bir Twitter Uygulaması sonucunda verilerin işlenebilmesi adına yazılımların tasarımı zorunlu bir hal almıştır (Eroğul, 2009). Geçmişi çok da eskilere gitmeyen duygu analizinin ortaya çıkmasına neden olan etkenler sıralandığında; günümüzdeki firma sayısının çokluğu, bu firmalar tarafından piyasaya sürülen mesajların fazlalığı, reklamlara olan güvenin düşmesi ve buna paralel olarak akran tavsiyelerine olan güvenin artması sayılabilir. Diğer bir ifadeyle, müşteriler firmaların reklamlarından çok arkadaşlarının bu firmalar ve ürünler hakkında yaptığı yorumlara değer vermektedir (Ergün, 2012). Bu nedenle, firmaların müşterilerinin bu yorumlarını analiz etmeleri ve duygularından yola çıkarak yollarına devam etmeleri göz ardı edilemez bir sonuç olarak ortaya çıkmaktadır (Kennedy, 2012). Fakat unutulmamalıdır ki; büyük verinin çağı olan günümüzde duygu analiz şirketleri tarafından işlenen veri (ya da en azından makine üzerinde analiz yapanlar da) muazzam ölçüdedir. Duygu analizleri sadece kâr amaçlı şirketler tarafından kullanılmamaktadır. Bugün akademisyenler, siyasetçiler, medya kuruluşları ve hatta hayır kurumları bile duygu analizini kullanmaktadır. Önceleri doğrudan ulaşılamayan toplum tercihleri ve duygularına duygu analizleri aracılığıyla elde edilen bilgiler sayesinde ulaşılabildiğine inanılmaktadır. Örneğin; bir firma bu bilgiler sayesinde pazarlama kampanyalarının başarılı olup olmadığını tespit edebilir ve gerektiğinde strateji düzeltmeleri gerçekleştirebilirler (Kennedy, 2012). Oluşan bu yeni algının sonucu olarak kurulan duygu analizi şirketleri sosyal medyanın fikir ve görüşlerini analiz ederek, ilgili bilgilerini müşterilerine pazarlamaktadırlar. Böylece sosyal medya aracılığıyla elde edilen öngörü, başarılı firmaların bir olmazsa olmazı haline gelmektedir. Bu nedenle müşterilerin kendi istekleriyle bıraktığı izlerden yorumlar çıkarmak ve firmalara pazarlama stratejileri üretmek artık bir avantaj değil olmazsa olmaz hükmündeki bir zorunluluktur (Beyhan, 2014). Duygu analistlerinin, analizlerin doğrulu konusundaki en önemli kuşkuları veri çokluğu ve veri kirliliğinden kaynaklanmaktadır. Yazılan | 120 Yrd. Doç. Dr. Hasan TINMAZ, Bahadır AKTAŞ, Onur BALKANLI bir metnin her bireyin üzerinde farklı his ve algı bırakıyor olması ve insanların duygularını ifade etmelerinde kullandıkları ironi, iğneleme, mizah ve sosyal medyada yaygın görülmekte olan kısaltmalar nedenleriyle, sosyal medya üzerinde duygu analizi yapmak çokta kolay bir iş değildir. Kennedy’nin (2012) söylediği gibi duygu analizi alanında %70’lik doğruluk iyi bir oran olarak kabul görse de gerçekte bu oran daha düşüktür. Ayrıca, Twitter üzerinden atılan tweetlerin hepsinde de bir duygu olması beklenmemelidir. Bu durum işi daha da zora koşmaktadır. Bu durumla alakalı olarak, duygu analistleri verilerin kirliliğinden şikâyetçi olmakta ve verilerin işlenmeden önce “temizlikten” geçmesi gerektiğini vurgulamaktadırlar. Geliştirilmekte olan bu yazılım içerisinde farklı yöntemlerle bu işlemin nasıl gerçekleştirilmekte olduğu ileride anlatılacaktır. Kullanıcılar farklı sosyal medya araçları üzerinde tüketim deneyimlerini paylaşmaktadır. Kennedy (2012) çok kabul gören “insanlar olumsuz düşüncelerini olumlu düşüncelerine göre daha çok belirtme eğiliminde” oldukları düşüncesini reddederek durumun aslında tersi olduğunu beyan etmektedir. Fakat Beyhan (2014) doktora tezindeki katılımcıların genel analizlerinin sonucunda müşterilerin daha çok olumsuz deneyimleri yazmakta oldukları ortaya çıkmıştır. Bu nedenle yapılacak olan duygu analizi çalışmaları bu tezat durumların açıklanması adına da fayda sağlayacaktır. Duyguların bazen gerçeklik tabanından da uzak olarak oluşabiliyor olması ya da öğrenilen yeni durumlara göre hızlı olarak değişim gösterebiliyor olması, duyguların ölçülmesini daha da zorlaştırmaktadır. Hali hazırdaki sosyal medya kullanıcıların sosyal medya ortamındaki davranışlarına odaklanan birçok geniş çaplı çalışma yapılsa da edinilen bulgular aynı zamanda “biz gerçekten duygularla mı uğraşmaktayız” sorusunu da gündeme getirmektedir (Kennedy, 2012). Yapılan işin etik boyutu da tartışılmakta olan diğer bir durumdur. Zira firmaların bireylerin duygularını toplamaları, kullanmaları ve bazen de müdahale etmeleri bir soru olarak nitelenmektedir. Örneğin; bu alanda 121 | Sosyal Medya Pazarlama Sürecinde Duygu Analizi: Bir Twitter Uygulaması çalışma yürüten duygu analizi firmalarına veri erişimi noktasında sorular sorulduğunda alınan cevap herkese açık verilere erişim sağlandığıdır (Kennedy, 2012). Diğer bir ifadeyle, eğer tweetleriniz herkese açık değil ise veya bir güvenlik duvarınızı varsa, bu firmalar tweetlerinize erişmemektedirler. Fakat gerçekte bu durumun böyle olup olmadığı bilinmemektedir. Yazılımcılar tarafından hazırlanacak olan API (küçük yazılım öğeleri) yardımıyla tüm tweetlerin toplanıp ölçülebileceği bilinmektedir. Hatta mobil uygulamalarda bu durum daha da kolaylaşmaktadır. Beyhan (2014) tarafından yapılan Türkçe duygu analizi doktora tezinin sonucunda tanımlanan durum aslında bu projeye ne kadar da ihtiyaç olduğunu tanımlamaktadır; Çalışmada karşılaşılan en büyük zorluk, Türkçe dil desteği gelişmiş bir metin madenciliği programına sahip olmamaktı. Bu nedenle çok sayıda manuel ve sübjektif işlem yapılmıştır. Eğer programın “Edat ve bağlaç olan sözcükleri çıkar” gibi bir komutu Türkçe için de çalışsaydı “için”, “yani”, “fakat” gibi sözcükler otomatik olarak elenebilirdi. Böyle bir aracın olmayışı, metinlerde geçen bu kelimelerin manuel olarak elenmesi ihtiyacını doğurmuştur. Bu bağlamda Türkçe dilbilgisi kurallarının öğretildiği, Türkçe dil algısı yüksek bir metin madenciliği aracı ihtiyacı bulunmaktadır (s. 59-60). 2. Yöntem ve Bulgular Bu çalışma, İstanbul Gelişim Üniversitesi, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi, Bilgisayar Mühendisliği bölümünde 2014-2015 Güz ve Bahar yarıyıllarında Bitirme Tezi Projesi olarak yapılmış olan “Sosyal Medya Pazarlamada Duygu Analizi” adlı Twitter uygulamalı çalışmanın başından sonuna kadar olan süreçlerin tanımlanmasıdır. Bu tanımlamayla henüz emekleme çağında olan “sosyal medya pazarlamada ölçme ve değerlendirme” adımlarında yapılacak olan diğer çalışmalar bir taban sağlamak, süreçteki zorluk ve hataları tanımlamak, ortaya çıkan çözüm ve sonuçları belirtmek ve gelecekteki çalışmalara bir yol gösterici olmaktır. Bu nedenle ilk olarak en başından sonuna kadar olan süreçleri listelemek gerekirse; | 122 Yrd. Doç. Dr. Hasan TINMAZ, Bahadır AKTAŞ, Onur BALKANLI • Tez/Proje danışmanı olan öğretim üyesinin uzmanlık alanına paralel olarak tez öğrencilerinin özelde “Web 2.0” ve genelde “Sosyal Medya” kavramları üzerinde ve günümüze bir izdüşümü yaparak istatistikleri hakkında belirleme yapmaları sağlandı. Bu sayede, hacimsel istatistiklere bakılarak “sosyal medya pazarlama” sektörü hedef kitle olarak tespit edilmiştir. • Sosyal medya pazarlama olgusu içerisinde bilimsel alanyazına (literatüre) bakıldığında hâlihazırda ciddi bir ROI (return-on-investment – yatırımın geri dönüşü) ölçen ve değerlendiren bir yazılımın olmadığı tespit edilmiştir. Bu durum bir işverenin sosyal medya pazarlama üzerine yatırım yapmasını engelleyeceği gibi, yatırım yapanların da bu işten nasıl bir gelir sağladıklarını somut olarak görmelerini zorlaştıracaktır. • O halde basit Excel uygulamalarının ötesine geçecek bir yazılıma ihtiyaç olduğu açıkça ortaya çıkmaktadır. Piyasadaki mevcut sosyal medya pazarlamada kullanılan programları ve uygulamaları incelenmiş (ki bunların büyük kısmı ciddi rakamlarla satın alınmayı bekleyen yazılımlardır) ve genel özellikleri tespit edilmiştir. • Yapılan araştırmayla, sosyal medya pazarlamanın sağladığı şeffaflık ve müşteri ile doğrudan etkileşime geçilebilme özellikleri sayesinde yakalanan durumun en iyi veri madenciliği yöntemleriyle analiz edilebileceği ortaya çıkmıştır. Dolgun, Özdemir ve Oğuz (2009) veri madenciliğinin tanımını “büyük veri yığınlarında gizli olan örüntüleri ve ilişkileri ortaya çıkarmak için istatistik ve yapay zekâ kökenli çok sayıda ileri veri çözümleme yönteminin tercihen görsel bir programlama ara yüzü üzerinden kullanıldığı bir süreç” (p.49) olarak yapar. Daha basit manada veri madenciliği, toplanan ya da üretilmiş olan büyük miktardaki ve karmaşık yapıdaki ham bilginin yani verinin anlamlı bir bütün oluşturacak şekilde düzenlenmesi, analiz edilmesi ve yorumlanmasıdır. Bu proje kapsamında atılan binlerce tweet’in toplanması ve firma/ürün adına anlamlı bir hale getirilmesi amaçlandığından dolayı doğrudan veri madenciliği ana çatısı altında yer almaktadır. 123 | Sosyal Medya Pazarlama Sürecinde Duygu Analizi: Bir Twitter Uygulaması • Veri madenciliği uzmanlarıyla yapılan görüşmede, istenen durumun (müşterilerin sosyal medya üzerinde firmalarla ve ürünleriyle alakalı yaptıkları yorum ve mesajların) aslında veri madenciliğinin bir alt alanı olan “metin madenciliği (text mining)” olduğu sonucuna varılmıştır. Metin madenciliği ve veri madenciliğini birbiriyle etkileşim halinde çalışan iki süreçtir. Metin madenciliğinin çıktısı olarak meydana gelen yapısal veri, veri madenciliğinde modeller üretmek adına girdi niteliği taşımakta ve bunun bir sonucu olarak da söz konusu metnin yapısının incelenmesi amaçlı sürece dâhil edilmektedir (Dolgun, Özdemir & Oğuz, 2009). Metin madenciliği, verilerin büyük çoğunluğunun text (metin) tabanlı olduğu bir dünyada, sınıflandırma (classification), birliktelik analizi (association analysis), bilgi çıkarımı (information extraction) ve kümeleme (clustering) kategorilerinde verilerin işlenmesi demektir (Ergün, 2012). Bu projede üretilecek olan yazılım son aşamada bu kategorilerin tamamının gerçekleştirilebilir olabileceği bir program olmayı ön görmektedir. • Yapılan okumalar ve araştırmalar sonucunda metin madenciliğinde kullanılan birçok yöntem olduğu tespit edilmiştir. Bunun sonucunda proje hedeflerine en uygun olan “sentiment (duygu) analizine” odaklanılmasına karar verilmiştir. Duygu analizini metin madenciliğinin genelinden ayıran nokta, duygu analizinin sadece özne olan kelimeye odaklanmayıp onu niteleyen duygusal sinyalleri analiz etmeye yönelik olmasıdır (Pang & Lee, 2008). • Duygu analizinde yaşanan en büyük sorun olarak, dile özel çözümlerin üretme zorluğu tanımlanmaktadır. Ayrıca alanyazın incelendiğinde bu alanda Türk dili üzerinde yapılan çalışmaların yetersiz olması ve hala çok sayıda eksikliklerinin var olması, duygu analizi çalışmalarına yönelmekte diğer bir ölçüt olmuştur. • Bu yöntem daraltılmasının ardından, çok geniş olan sosyal medyada da kapsam daraltılmasına gidilmiş ve Türkiye’de çok yaygın olan Twitter mikroblog sitesi seçilmiştir. Bu kapsam daraltılması | 124 Yrd. Doç. Dr. Hasan TINMAZ, Bahadır AKTAŞ, Onur BALKANLI hem bitirme tezinin zaman kısıtlaması hem de Twitter verilerine erişimin daha kolay olması adına yapılmıştır. • Sonraki aşamada üretilen kapsam ve hedeflerin piyasanın ihtiyaçlarına çözüm olup olmadığı konusunda çalışma yapmak amacıyla sosyal medya ile pazarlama hakkında bilgisi olan ve bu iş ile uğraşan kişilerle yarı-yapılandırılmış görüşme formunda konuşulup ve görüşlerini alarak bu işin tam olarak nasıl yürütüldüğü belirlenmiştir. Bu kapsam daraltılmasından sonra projenin teknik altyapısı konusunda çalışmalara başlanmıştır; • Belirlenen kapsam ve hedefler çerçevesinde ilk adım analizi gerçekleştirebilmek için Twitter’dan veri çekebilmekti. • Ancak Twitter’ın kendi bünyesinde yazılımcılar için geliştirdiği bir API servisi olan REST API’si (Twitter’ın bir takım fonksiyonlarının başka uygulamalar tarafından kullanılmasına olanak sağlayan ve entegre etmesi kolay API) sınırlı ve az sayıda tweet çekilmesine izin verdiği için (çok sayıda tweet çekebilmek için bilimsel ve ticari olmayan bir iş yapıldığının evraklarla ispatlanması gerekmektedir) Twitter’ın REST API’sini değil proje geliştiricilerinin kendilerinin oluşturacağı API’nin kullanılmasına ve ihtiyaç duyulan kadar tweet çekebilme fırsatının oluşmasına karar verildi. • Bu API’nin yazılması için gereken bilgileri tamamlamak adına eğitimler alındıktan sonra metin madenciliğinde sentiment (duygu) analizi için yapılabilinecek yöntemler incelenmiştir. • İlk olarak kendi sözlüğümüzün Türk Dil Kurumundan alınacak kelimeler veritabanı üzerinde örnekleme yaparak oluşturulmasına karar verilmişti. Fakat Türk Dil Kurumuyla yapılan görüşmeden sonra Türk Dil Kurumunun oluşturduğu sözlüğü telif hakkı nedeniyle bir bilimsel çalışma için bile olsa edinilmesinin pek mümkün olmadığı ortaya çıkmıştır. Mustafa Kemal Atatürk tarafından 125 | Sosyal Medya Pazarlama Sürecinde Duygu Analizi: Bir Twitter Uygulaması kurulan Türk Dil Kurumunun ve kendi ana dilimizin sözlüğünün bilimsel bir çalışma adına açılmamış olması tam bir hayal kırıklığıdır. • Bu olumsuz durum karşısında daha önce Türkçede duygu analiz çalışmaları yapmak için de kullanılan sözlükleri içeren “BalkanNet” ve “SentiWordNet” projeleri incelenmiştir. • Türkçe desteği olan BalkanNet projesinin ilk bakışta daha iyi görünmesine rağmen üzerindeki geliştirme çalışmaların artık durmuş olması ve var olan kelime kapasitesinin yetersiz kalmasından dolayı BalkanNet projesinden faydalanmamaya karar verilmiştir. • Gerek bilimsel çalışmalardaki yapılan vurgu, gerek BalkanNet projesinin yetersizliği ve Türk Dil Kurumunun sözlüğünün çevrimiçi elde edilememesi sonucunda çalışma İngilizce için var olan SentiWordNet projesine yönelmeye yol açmış ve bu sözlük kullanılmasına karar verilmiştir. • Türkçenin dil yapısındaki farklılık bu projenin en çok zorlanan kısmıdır. Sondan eklemeli dil olması itibariyle bu zamana kadar yapılan duygu analizi çalışmalarında üzerinde çok da fazla durulmamıştır. • SentiWordNet’in (http://SentiWordNet.isti.cnr.it/) kullanılması için yazarlar tarafından bir API hazırlanmış ve bu API yardımıyla İngilizce bir kelime alıp SentiWordNet’teki puanlarını çekilebilmektedir. • Kelime puanlamasına ulaşabilmek adına ilk önce puanına ulaşılmak istenilen Türkçe kelimeyi cümle içinden ayıklamak ve İngilizceye çevirmek gerekmektedir. • Ancak kelimelerin sosyal medya dili (özellikle de 140 karakterle sınırlı olan Twitter dilinin) olarak birçok imla hatasının veya diğer kelimelerden olan zamir, bağlaç ve her cümlede geçen ancak | 126 Yrd. Doç. Dr. Hasan TINMAZ, Bahadır AKTAŞ, Onur BALKANLI herhangi bir anlam ifade etmeyen kelimelerden temizlenmesi gerekmekteydi. • Bu temizleme işlemi için piyasada var olan, “Zemberek” adlı açık kaynak kodlu ve gönüllüler tarafından sürekli geliştirilen program tespit edilmiştir. Zemberek programı, eldeki cümlede bir imla hatasını gidermede tam çözüm olmasa bile kelimelerin hangileri zamir hangileri sıfat gibi soruların cevaplanması adına etkili bir programdır (Eroğul, 2009, Ergün, 2012). • Projenin amacı olan İnternet üzerinden çalışan dinamik bir sistem oluşturulması hedefine hizmet etmek üzere “Zemberek” programını doğrudan geliştireceğimiz yazılıma ekleme kararı alınmıştır. Ayrıca geliştirilmesi devam eden “Zemberek” programında herhangi bir değişiklik olduğunda bunun doğrudan geliştirilecek olan sistemimizde de güncellenmesini sağlamak adına “http:// zemberek-web.appspot.com/” sitesinden faydalanılarak bir API yazılmıştır. • Böylece yapılacak olan duygu analizinde sözlük tabanlı bir yöntem kullanılmasına karar verilmiştir. Kelimeler temizlenip ayrıldıktan sonra sözlük yetersizliği yeterince İngilizceye çevrilmeliydi. Bu sorunu çözmek adına “kullanım sözleşmesinde akademik çalışmalar için ticari amaç güdülmez ise ücretsizdir ifadesi yer alan” bir İngilizce-Türkçe çeviri sisteminden çevrimiçi olarak faydalanılmıştır; “http://api.seslisozluk.com/”. Ayrıca, araştırmacılar ticari amaçlarla kullanılmak istenirse faydalanılabilecek bir başka API daha tanımlamışlardır; “https://translate.yandex.net”. • Hemen arkasından bir veritabanı oluşturma çalışmaları başlatılmıştır. Veritabanı için hızlı bir alt yapıya sahip özgürce girdi gönderebilecek bir sisteme ihtiyaç olduğu tespit edilmiştir. Bunun bir neticesi olarak “NoSQL” bir sisteme sahip “MongoDB” içinde veritabanı oluşturmaya karar verilmiştir. 127 | Sosyal Medya Pazarlama Sürecinde Duygu Analizi: Bir Twitter Uygulaması • Not-only-SQL (Sadece SQL kullanılmayan) kavramının kısaltması olan “NoSQL”, herhangi bir şema formatında ve “ilişkisel olmayan” verilerin depolanabileceği bir veritabanı sistemidir. Esnek kullanımı sayesinde diğer veritabanı sistemlerine göre daha avantajlıdır. • “MongoDB” ise bir NoSQL veritabanıdır. Özellikle “ilişkisel veri tabanlarındaki” Big Data (gerek disklerde çok yer kaplayan veri gerekse de bilinen geleneksel yöntemlerle işlenemeyen ya da analiz edilemeyen veri manasında kullanılan ve Türkçeye büyük veri ya da dev veri diye geçen veri yığını) problemine bir çözüm olarak C++ programlama dilinde yazılarak geliştirilmiştir. Daha da iyisi Windows, Unix ve MacOS gibi farklı işletim sistemlerinde de çalışabilmektedir. MongoDB sayesinde 100 gigabayt’a kadar tweet (text) verisinin saklanabilmesi hedeflenmektedir. Diğer bir deyişle, farklı zaman aralıklarında bir firma ya da ürün hakkında karşılaştırma ve detaylı analiz yapılabilmesi mümkün olacaktır. • Twitter üzerinden gelen bütün verileri toplanıp ve gerekli diğer işlemleri gerçekleştirildikten sonra kelimelerinin olumlu, olumsuz ya da yansız mana ifade etmelerine göre puanlara dönüştürülmesi sağlanarak bir veri ambarı oluşturulur. • Böylece sözlük tabanlı analiz ile gerçekleştirilen bir sistem oluşturulmuş olur. Bu sayede firma kendileri ya da ürünleri adına yapılan yorumların yönünü (olumlu, olumsuz ya da yansız) tespit etmiş olacaktır. Tüm çalışmalar sonucunda geliştirilen sistemin son halinin algoritması aşağıdaki gibidir: 1. Arama Yapılacak Kelimeyi Al a. Kelime Hakkındaki Tweetleri Çek. b. Tweetleri Veritabanına Kayıt Et ve İşlem Yapılmadı Olarak İşaretle. | 128 Yrd. Doç. Dr. Hasan TINMAZ, Bahadır AKTAŞ, Onur BALKANLI 2. Veritabanında İşlem Yapılmamış Tweetleri Çek. a. Tweetleri Zemberek Programında Temizle ve Ayır. b. Tweet’e Ait İşe Yarar Kelimeleri Veritabanında Daha Önce Var mı Diye Kontrol Et, i. Varsa Var Olanı Kullan ii. Yok İse Veritabanına Kayıt Et ve İşlem Yapılmadı Olarak İşaretle. 3. Veritabanında İşlem Yapılmamış Kelimeleri Çek. a. Kelimeleri İngilizceye Çevir, Veritabanına Kayıt Et ve İşlem Yapılmadı Olarak İşaretle. 4. Veritabanında İşlem Yapılmamış İngilizce Kelimeleri Çek. a. Kelimeleri SentiWordNet Puanlarını Al ve Veritabanına Kayıt Et. 5. En Son Aranan Girdiye (kelime ya da hashtag’e) Ait Puanlar Üzerinde Analizi ve İşlemleri Gerçekleştir Ve Kelimeye Ait Analiz Sonuçlarını Geri Döndür. Sistemin tasarlanan veritabanı Şekil 1 içerisinde gösterilmektedir. Veritabanı kısaca özetlenecek olursa; sisteme aranacak kelime alınır Searching tablosunda searching_word kısmına yazılır. İşlem yapılmadığı bilgisi searching_information hücresinde belirtilir. Aranan kelime hakkında ki tweetlerin hepsi Tweets tablosuna işlenir. Sistemden işleme çekilmesi için yani daha önceden tweet’in analizin yapılmadığını belirten tweet_information hücresine bilgi girilir. Analiz işlemine alınan her tweet’in sahibinin bilgileri çekilerek Person tablosuna işlenir. Her tweet temizlenerek, işe yarar duygu barındırma ihtimali olan kelimeleri Words_tr tablosuna işlenir. İşleme alınan her Türkçe kelimenin İngilizce çevirisi ve puanları Words_eng tablosuna işlenir. Tweet içinde geçen her kelimenin duygu puanından tweet’in duygu puanına her tweet’in puanından ise aranan kelimenin duygu puanına ulaşılır. 129 | Sosyal Medya Pazarlama Sürecinde Duygu Analizi: Bir Twitter Uygulaması Şekil 1.Geliştirilen programın veritabanı tasarımı Girdi aşamasından son analiz kısmına kadar olan süreçleri Şekil 2 içerisinde görsel olarak görebilirsiniz; Şekil 2. Yazılımın ilk aşamasından son aşamasına süreçleri | 130 Yrd. Doç. Dr. Hasan TINMAZ, Bahadır AKTAŞ, Onur BALKANLI ÖNERİLER Bu çalışmada Twitterda yer alan hashtag veya kelime bazlı aramalar ile ulaşılan yorumlardan olumlu, olumsuz ve yansız görüşlerin sınıflandırılması sonucu kullanıcı ya da tüketiciye özet bilgi sunmayı hedefleyen bir yazılım geliştirilmiştir. Ortaya çıkan bu sistemin Doğal Dil İşleme (NLP - Natural Language Processing) çalışmaları açısından kısıtlarına bakarsak; • Twitter gibi kişilerin dilbilgisi kurallarına dikkat etmediği yada 140 karakter kısıtlaması nedeniyle dikkat edemediği sistemlerde kelimelerin tam ve düzgün, yani imlaya uygun yazılmıyor olması en önemli problemlerden biridir. Sonraki çalışmalarda bu hataları gidermek veya en aza indirgemek için çalışmalar yapılabilir. Eğer bu hataları gidermek için çalışma yapılamaz ise imlanın biraz daha düzgün ve özenle kullanıldığı sözlük sitelerinde aynı çalışma denenebilir. • Çalışmamızda İngilizce -Türkçe çeviri sözlüğündeki kelimelerin ilk anlamlarının kullanılmasından dolayı bazı kelimelerin istenilen sınıflandırmanın dışında olduğu görülmüştür. Bunun sebebi Türkçede kelime anlamı ve türü cümlede geçtiği yere göre değişebilmesidir. Bu sorunu gidermek için “Kelime Anlamı Belirginleştirme” çalışmaları sisteme dahil edilmeli ve çeviriler bu çalışmaların kontrolünde gerçekleştirilmelidir. • İngilizceden çeviri bir sözlük yerine Türk Dil Bilimcileriyle ortak yürütülecek bir proje vasıtasıyla Türkçe Duygu (Görüş) Sözlüğü çalışmaları yapılabilir. Bu şekilde bir çalışma eğer tek bir alan için değil geniş çaplı olursa elbette ki çok vakit ve emek harcar ancak verdiği sonucun doğruluğu kinaye ve göndermeler de göz önüne alındığında daha yüksek olacaktır. • Bu çalışmada Retweetler (başka kullanıcı tarafından tekrar paylaşılan tweetler) elenmemiştir; çünkü Retweet edildiği kadar çok kullanıcı tarafından benzer düşüncelerin sahip olunduğu kabul 131 | Sosyal Medya Pazarlama Sürecinde Duygu Analizi: Bir Twitter Uygulaması edilmiştir. Bu kabul mantık olarak doğru görünse de kümeleme yapılırken, kümeleri domine ederek Retweetler etrafında yoğunlaşmalara sebep olmuştur. Retweet edilen tweetleri analizi domine etmemesi için farklı istatistik algoritmaları kullanılabilir. Duruma bir de çalışmanın uygulandığı alan bazında bakılacak olursa; Twitter gibi düşüncelerin duygulardan daha ön planda aktarılmaya çalışıldığı bir mikroblogta duygu analizi yapmak yerine, aynı çalışma görüşlerin olumlu veya olumsuz olarak net aktarılmaya çalışıldığı ve yapılan puanlamanın (filmi beğenmedim; 0 yıldız) da bunu desteklediği alış-veriş siteleri ya da sinema/film siteleri kullanılıp karşılaştırmalar daha net yapılabilir. Daha da ötesinde Facebook grupları ve Youtube video yorumları üzerinden çalışmanın geliştirilmesine devam edilebilir. KAYNAKÇA Beyhan, H. D. (2014). Sosyal medya üzerinden metin madenciliği ve duygu analizi ile pazar değerlendirme. Basılmamış Yüksek Lisans Tezi: İstanbul Teknik Üniversitesi. Bullas, J. (2015, Nisan). 33 social media facts and statistics you should know in 2015. Alıntı: http://www.jeffbullas.com/2015/04/08/33-social-media-facts-and-statistics-you-should-know-in-2015/ Denkus, T. & Esser, D. E. (2013). Social media and global development rituals: A content analysis of blogs and tweets on the 2010 MDG Summit. Third World Quarterly, 34(3), 405–422. Dolgun, M. Ö., Özdemir, T. G., & Oğuz, D. (2009). Veri madenciliği’nde yapısal olmayan verinin analizi: Metin ve web madenciliği. İstatistikçiler Dergisi, 2, 38-58. Ergün, K. (2012). Metin madenciliği yöntemleri ile ürün yorumlarının otomatik değerlendirilmesi. Basılmamış Doktora Tezi: Sakarya Üniversitesi. | 132 Yrd. Doç. Dr. Hasan TINMAZ, Bahadır AKTAŞ, Onur BALKANLI Eroğul, U. (2009). Sentiment analysis in Turkish. Basılmamış Yüksek Lisans Tezi: ODTÜ. Global Digital Statistics (2015, Ocak). Digital, social and mobile in 2015 report. Alıntı:http://wearesocial.net/blog/2015/01/digital-social-mobile-worldwide-2015/ Kennedy, H. (2012). Perspectives on sentiment analysis. Journal of broadcasting & electronic media, 56(4), 435-450. Pang B. & Lee L. (2008). Opinion mining and sentiment analysis. Foundations and Trends in Information Retrieval, 2, 1-135. Radicati, S. (2012, Haziran). Social media market, 2012-2016. Alıntı: http://www.radicati.com/wp/wp-content/uploads/2012/05/Social-Media-Market-2012-2016-Executive-Summary.pdf Statista.com (2015, Nisan). Social media marketing spending in the United States from 2014 to 2019. Alıntı: http://www.statista.com/statistics/276890/social-media-marketing-expenditure-in-the-united-states/ Stelzner, M. A. (2014, Mayıs). Social media marketing industry report 2014. Alıntı: http://www.socialmediaexaminer.com/SocialMediaMarketingIndustryReport2014.pdf Twittercounter.com (2015, Nisan 29). Twitter Counter. Alıntı: http:// twittercounter.com/pages/100 133 | Zeynep Dursun, Dilek Y. Ceylan, Behlül Gücükoğlu, Dr. Ahmet Ağır Mobil Cihaz Uyumlu Ders Arayüzü Tasarımı ve Geliştirmesi: AUZEF Faz-2 Ders Arayüzü Örneği Zeynep Dursuna*, Dilek Yördem Ceylana, Behlül Gücükoğlua ve Dr. Ahmet Ağıra Özet Uzaktan eğitimde öğrencilerin ders materyallerine çevrimiçi olarak erişimlerinin sağlanması öğrenme sürecindeki en önemli noktalardan biridir. Öğrencilerin tüm materyal türlerine tek bir noktadan erişebilmeleri başarılı bir öğrenme sürecinin kurgulanması için büyük önem taşımaktadır. Bunun yanı sıra günümüzde mobil cihazların kullanımının azımsanmayacak ölçüde artmasıyla ve hatta bu cihazların kullanımının masaüstü ve dizüstü bilgisayarları geçmesiyle birlikte ders materyallerine mobil cihazlardan da ulaşılması artık bir ihtiyaç değil bir zorunluluk hâline gelmiştir. Bu zorunlu gereksinimi karşılamak için İstanbul Üniversitesi Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi (AUZEF), tüm ders materyallerine tek bir noktadan ulaşmayı sağlayan ve gerek mobil cihazlar gerekse de bilgisayarlar üzerinden ulaşılan mobil cihaz uyumlu bir ders arayüzü geliştirmiştir. Bu çalışmanın amacı, AUZEF Faz-2 ders arayüzü olarak adlandırılan mobil cihaz uyumlu bu ders arayüzünü anlatmaktır. Bu çalışma kapsamında; AUZEF Faz-2 ders arayüzüne, arayüzün özelliklerine, arayüzün çalıştığı platformlara, arayüzün üretim sürecine ve arayüz tarafından desteklenen materyal türlerine değinilmiştir. a Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi, İstanbul Üniversitesi Bozdoğan Kemeri Cad. No:1 Vezneciler/Fatih, İstanbul, Türkiye *Sorumlu Yazar: zeynep.dursun@auzef.istanbul.edu.tr 135 | Mobil Cihaz Uyumlu Ders Arayüzü Tasarımı ve Geliştirmesi: AUZEF Faz-2 Ders Arayüzü Örneği Anahtar Kelimeler Mobil Cihaz, Mobil Eğitim, Arayüz Tasarımı, Ders Arayüzü, Mobil Ders Arayüzü, Mobil Tasarım, Açık Öğretim, Uzaktan Eğitim. Design and Development of Course Interface Compatible with Mobile Device: An Example of AUZEF Phase-2 Course Interface Abstract In distance education, one of the most important point of learning process is for students to provide online access to course materials. The fact that students can access all types of materials from a point carries a great importance for editing a successful learning process. In addition to this, nowadays it has become compulsory -not optional anymore- for course materials to be accessed from mobile devices with increasing the use of mobile devices substantially and passing the use of these devices away desktop and notebook computers. In order to meet this compulsory requirement, Istanbul University Open and Distance Education Faculty (shortly AUZEF in Turkish) has developed a course interface compatible with mobile device that provides access to all course materials from a point and that is accessed from not only mobile devices but also computers. The purpose of this study is to explain this course interface compatible with mobile device that is called AUZEF Phase-2 course interface. Through the coverage of this study, AUZEF Phase-2 course interface, the properties of the interface, the platforms that run the interface, the production process of the interface and the types of material that are supported by the interface are mentioned. Keywords Mobile Device, Mobil Education, Interface Design, Course Interface, Mobile Course Interface, Mobile Design, Open Education, Distance Education. | 136 Zeynep Dursun, Dilek Y. Ceylan, Behlül Gücükoğlu, Dr. Ahmet Ağır 1. Giriş Bilgi ve iletişim teknolojilerindeki gelişmeler sadece insanların birbirleri ile iletişim kurmasını sağlamamış, bu teknolojilerin gelişmesi yıllar içinde farklı görevler de üstlenmiştir. “Özellikle 1980’den sonra, bilgi ve iletişim teknolojilerinde ... görülen hızlı gelişmeler, günümüz toplumlarının tüm sistemlerini önemli ölçüde etkilemiştir.” (Göktaş, Yıldırım ve Yıldırım, 2008, s. 31). Bilgi ve iletişim teknolojilerindeki gelişmeler yirminci ve yirmi birinci yüzyılda birbiri ardı sıra gelen birçok yeniliğin ortaya çıkmasını sağlamıştır. Bilgi ve iletişim teknolojilerinin gelişmesi sonucu yirminci yüzyılda ortaya çıkan internet daha sonraki zamanlarda mail servislerinin ve arama motorlarının ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu yenilikleri sırası ile e-ticaret ve sosyal ağlar izlemiştir. Günümüzde ise bilgi ve iletişim teknolojilerinin ortaya çıkardığı en büyük yenilik ise bulut teknolojisi ve mobil teknolojilerdir. Gelişmiş ülkelerde insanlardan teknolojiyi kullanmanın ötesinde teknolojiyi öğretim etkinliklerinde de kullanması beklenmektedir (Cüre ve Özdener, 2008). “Günümüzde ise, mobil teknolojilerin erişilebilir hale gelmesiyle, bunların büyük kolaylıklar sağlayacağı alanlar ortaya çıkmıştır.” (Bulun, Gülnar ve Güran, 2004, s. 165). Mobil teknolojilerdeki gelişmeler eğitim sektörünü de pozitif yönde etkilemiştir. “Eğitimi temelden etkileyen teknolojik yenilikler ve buluşlar, her defasında bir önceki sisteme göre üstünlükler sağlamakta, yeni kavramların ortaya çıkmasına neden olmaktadır.” (Al ve Madran, 2004, s. 260). Mobil teknolojiler sayesinde insanlar artık zaman ve mekân kısıtlaması olmadan istedikleri anda istedikleri eğitime ulaşabilmektedirler. Üretilen bilgiler içinde yaşadığımız zaman diliminde artık sadece kütüphane raflarında kalmamaktadır. Mobil teknolojiler sayesinde bilgiye ulaşmak ve bilgi paylaşımı önceki yıllara göre oldukça kolaylaşmıştır. Bu teknolojiler sayesinde milyonlarca sayfa bilgi insanların cebinde kolaylıkla taşınmaktadır. “... Mobil öğrenmenin geleneksel uzaktan 137 | Mobil Cihaz Uyumlu Ders Arayüzü Tasarımı ve Geliştirmesi: AUZEF Faz-2 Ders Arayüzü Örneği eğitimin etkinliği ve verimliliğini önemli ölçüde artırdığı düşünülmektedir.” (Işık, Özkaraca ve Güler, 2013, s. 867). Mobil öğrenmeyi etkileyen en önemli faktörlerden birisi mobil cihazların özellikleridir. Mobil cihazların avantajları olduğu kadar dezavantajları da vardır. Bu dezavantajların en önemlilerinden biri ise akıllı telefon ya da tablet gibi mobil cihazların ekran boyutlarının normal bilgisayarlara kıyasla oldukça küçük olmasıdır. Bu dezavantajı minimum düzeye indirmek için mobil öğrenmede farklı bir ders arayüzü geliştirmek gerekmektedir. E-öğrenmede ders arayüzleri kaynak materyallerin öğrencilere düzenli ve sistematik bir biçimde ulaştırılmasını sağlar. Kullanışlı bir ders arayüzü geliştirmek, öğrencilere ders konularının kolayca anlatılmasını sağlamanın en etkili yolları arasında olmazsa olmazdır. “Öncelikle ilgi çekici, etkili ve verimli arayüzler, öğrencilerin dikkat ve ilgilerini çekebilir, öğrenci ile öğrenme materyali arasındaki etkileşimi destekleyebilir, öğrencilerin algılama, düzenleme, bütünleştirme ve hatırlama becerileri için bir platform oluşturabilirler.” (Cheon ve Grant, 2008; akt. Fırat ve Yurdakul, 2015, s. 42). Bu çalışmanın amacı, AUZEF Faz-2 ders arayüzü olarak adlandırılan mobil cihaz uyumlu ders arayüzünü anlatmaktır. 2. AUZEF Faz-2 Ders Arayüzü Nedir? AUZEF ders materyallerini öğrencilerine Faz-1, Faz-2 ve Faz-3 olmak üzere üç farklı ürün olarak sunmaktadır. Faz-1 ürünler, ders notlarını ve ders sunumlarını kapsamaktadır. Faz-1 ürünleri öğrencilere hem Android hem de iOS cihazlarda çalışan ve PDF ya da EPUB dosyalarını okuyan AUZEF Mobil adlı bir mobil uygulama (bk. Şekil 1) ile sunulmaktadır. Bu uygulama sayesinde öğrenciler binlerce sayfa ders notuna istedikleri zaman ulaşma imkânına sahip olmuşlardır. Bu sayede öğrenciler, hem istedikleri zaman istedikleri yerden derslerini takip etme şansı yakalamışlar hem de kitap taşıma külfetinden kurtulmuşlardır. | 138 Zeynep Dursun, Dilek Y. Ceylan, Behlül Gücükoğlu, Dr. Ahmet Ağır Şekil 1: AUZEF Mobil Uygulaması (Android Cihazda Yatay Görüntü) Faz-2 ürünler, ders notlarını, ders sunumlarını, sesli ders notlarını ve ders videolarını kapsamaktadır. Faz-2 ürünler Faz-1 ürünler kullanılarak geliştirilir. Faz-2 ürünleri öğrencilere hem AUZEF Mobil uygulaması ile hem de internet üzerinden sunulmaktadır. Faz-3 ürünler, Faz-2 ürünlerin zenginleştirilmiş hâlini kapsamaktadır. Faz-3 ürünler Faz-2 ürünler kullanılarak geliştirilir. Faz-3 ürünleri, öğrencilere hem AUZEF Mobil uygulaması ile hem de internet üzerinden sunulmaktadır. Faz-3 üretim aşamasında Faz-2 ürünleri harita, illüstrasyon, infografik, soru seti, 2B ve 3B animasyon, video, animasyon video, interaktif uygulama, fotoğraf galerisi, oyun gibi ögeler ile zenginleştirilir. AUZEF Faz-2 ders arayüzü, Faz-2 ve Faz-3 ürünlerini çalıştıran, öğrencilerin farklı tür materyallere tek bir noktadan ulaşmasını sağlayan, HTML5 teknolojisi ile geliştirilen ve duyarlı tasarıma (İng. responsive design) sahip olan mobil cihaz uyumlu bir ders arayüzüdür. 2.1. AUZEF Faz-2 Ders Arayüzünün Özellikleri AUZEF Faz-2 ders arayüzü iki sayfadan oluşmaktadır. Bunlar dersin ana sayfası ve ders içeriği sayfasıdır. Dersin ana sayfası öğrencileri karşılayan ilk sayfadır (bk. Şekil 2). 139 | Mobil Cihaz Uyumlu Ders Arayüzü Tasarımı ve Geliştirmesi: AUZEF Faz-2 Ders Arayüzü Örneği Şekil 2: AUZEF Faz-2 Ders Arayüzü: Ana Sayfa (Bilgisayar Ekranı Görüntüsü) Dersin ana sayfasında aşağıdakiler yer alır: • AUZEF logosu • Dersin adı ve ders tanıtım metni • Dersin tanıtım videosu: Bu videoda ilgili dersi veren akademisyen ya da akademisyenler tarafından ders hakkında oryantasyon anlatımı yapılır. • Ders materyallerine ulaşım butonları: Bu butonlar kullanılarak ders içeriği sayfasına ulaşılır. Hangi butona tıklandı ise ders içeriği sayfasında o materyal türü gösterilir. • Dersin kazanımı • Ek kaynak bilgisi | 140 Zeynep Dursun, Dilek Y. Ceylan, Behlül Gücükoğlu, Dr. Ahmet Ağır • Teknolojik gereksinimler • AUZEF bağlantıları Ders içeriği sayfası ise ders için üretilen materyallerin sunulduğu sayfadır (bk. Şekil 3). Şekil 3: AUZEF Faz-2 Ders Arayüzü: Materyal Türlerine Göre Ders İçeriği Sayfaları (Bilgisayar Ekranı Görüntüsü) Ders içeriği sayfasında aşağıdakiler yer alır: • AUZEF logosu • Arama alanı • Sözlük • İçindekiler menüsü • İçerik görüntüleme alanı Ders içeriği sayfasının sol tarafında yer alan içindekiler menüsü öğrencilere materyal türü ve ünite seçme imkânı sağlar. Seçilen materyal türü ve ünite, içerik görüntüleme alanında öğrencilere sunulur. Ders içeriği sayfasında materyal türü olarak; 141 | Mobil Cihaz Uyumlu Ders Arayüzü Tasarımı ve Geliştirmesi: AUZEF Faz-2 Ders Arayüzü Örneği • ders notu seçilmesi durumunda içindekiler menüsünde ünite adları ile bu ünitelere ait konu adları ve içerik görüntüleme alanında ise ders notu ve yorum alanı gösterilir. Öğrenciler eğer isterse yorum alanına ekranda yer alan konu ile ilgili yorumlarını yazabilirler. • ders sunumu seçilmesi durumunda içindekiler menüsünde ünite adları ve içerik görüntüleme alanında ise sunum dosyası ve sunum dosyası sayfaları arasında geçiş yapmak için ileri-geri butonları gösterilir. • sesli ders notu seçilmesi durumunda içindekiler menüsünde ünite adları ve içerik görüntüleme alanında ise ses oynatıcısı gösterilir. • ders videosu seçilmesi durumunda içindekiler menüsünde ünite adları ve içerik görüntüleme alanında ise video oynatıcısı gösterilir. AUZEF Faz-2 ders arayüzü aşağıdaki özelliklere sahiptir: • Arayüz mobil cihaz uyumlu olarak çalışmaktadır. • Arayüz öğrencilerin farklı tür materyallere tek bir noktadan ulaşması sağlar. • Arayüz farklı tür materyalleri tek bir noktadan gösterilmesini sağlar. • Arayüz HTML5 teknolojisi kullanılarak geliştirilmiştir. • Arayüze gerek mobil cihazlardan gerekse de bilgisayarlardan (masaüstü ve dizüstü) ulaşılabilir. • Arayüz duyarlı tasarıma (İng. responsive design) uygun olarak geliştirilmiştir. Bu yüzden ders içeriği cihazın ekran özelliğine göre farklı cihazlarda farklı şekilde görüntülenir. Bu durum, öğrencilerin ders materyalini daha etkin kullanmasını sağlar. 3. AUZEF Faz-2 Ders Arayüzünün Çalıştığı Platformlar 3.1. İnternet AUZEF Faz-2 ders arayüzü en güncel dijital platformlarda öğrencile- | 142 Zeynep Dursun, Dilek Y. Ceylan, Behlül Gücükoğlu, Dr. Ahmet Ağır re ders materyali ulaştırma amacı güdülerek farklı ekran boyutları ve çözünürlükleri ile farklı işletim sistemleri için ortak çalışacak şekilde geliştirilmiştir. Bu dijital platformların en yoğun kullanılanlarından biri olan internet için çalışma yapılmıştır. Ders arayüzü her ders için özelleştirilmiştir ve içerisinde farklı türlerde zengin ders materyali (ders notu, ders sunumu, sesli ders notu ve ders videosu) bulunan bir yapıya sahiptir. İnternet ortamında arayüze ulaşmak isteyen öğrenciler bir öğrenme yönetim sistemi üzerinden kullanıcı girişi yaparak bu arayüze ulaşmaktadırlar. 3.2. Mobil AUZEF Faz-2 ders arayüzü akıllı telefon ya da tablet gibi mobil cihazlardan ders materyaline erişim sağlanacak şekilde geliştirilmiştir. Ders arayüzü öğrencilerin zamandan ve mekândan bağımsız olarak derslere erişimini hedeflediği için mobil cihazlarla uyumlu bir arayüzü olması için tasarlanmıştır. Bu arayüzün duyarlı olarak tasarlanması (İng. responsive design) mobil cihazlarla da uyumlu bir tasarım olmasını sağlamıştır. “Ethan Marcotte 2010 yılında ortamlarına duyarlı olan (tamamen büyüyen) yerleşim planlarını söylemek için akışkan ızgaraları, akışkan görüntüleri ve CSS3 medya sorgularını birleştiren internet yerleşim planı yaklaşımını tanımlamak için duyarlı web tasarımı terimini ortaya koymuştur.” (Jehl, 2014, s. 5). Mobil arayüzün öğrencilere sağladığı faydalar; farklı büyüklükteki ve çözünürlükteki mobil cihazların zenginleştirilmiş içeriğe herhangi bir kalite kaybı ya da erişim zorluğu yaşamadan ulaşmaları ve ulaştıkları arayüzün bilgisayardaki görüntü ile aynı tasarım ögelerini barındırıyor olmasıdır. Bu sayede öğrenciler bilgisayar ile eriştiği internet sitesinden edindiği kullanım alışkanlıklarını birebir kullanacağı, yeniden öğrenmek zorunda kalmayacağı ya da çalışmaya kaldığı yerden devam edebileceği mobil bir ders öğrenim ortamıyla buluşmuş olmaktadırlar (bk. Şekil 4). 143 | Mobil Cihaz Uyumlu Ders Arayüzü Tasarımı ve Geliştirmesi: AUZEF Faz-2 Ders Arayüzü Örneği Şekil 4: AUZEF Faz-2 Ders Arayüzü: Ana Sayfa ve Ders İçeriği Sayfası (Android Cihazda Dikey Görüntü) Mobil ortamdan arayüze ulaşmak isteyen öğrenciler AUZEF Mobil uygulaması üzerinden kullanıcı girişi yaparak bu arayüze ulaşmaktadırlar. 4. AUZEF Faz-2 Ders Arayüzünün Üretim Süreci AUZEF Faz-2 ders arayüzünün tasarım süreci ilk olarak interaktif medya tasarımcıları tarafından bilgi mimarisinin oluşturulması ile başlamıştır. Grafik tasarımcıların katılımı ile şablon hâlindeki arayüzün görsel bir anlatım diline sahip olması sağlanmıştır. Yazılım geliştirme aşamasında ise arayüzün istenilen doğrultuda çalışması sağlanmıştır. Tasarım süreci sırasıyla; arayüzde gerekli olan nesnelerin belirlenmesi ve bunların sayfalar içerisinde konumlandırılması, eskizlerin elle çizilmesi, eskizler üzerinde fikir birliği sağlandıktan sonra tasarımın dijital | 144 Zeynep Dursun, Dilek Y. Ceylan, Behlül Gücükoğlu, Dr. Ahmet Ağır ortama aktarılması, arayüz taslağı (İng. wireframe) çalışması, grafik tasarım çalışması ve yazılım geliştirme çalışması şeklinde gerçekleşmiştir. Tasarım süreci fikir üretim aşamasından çalışan bir arayüze ulaşana kadar farklı disiplinlerden çalışanların işbirliği ile ilerlemiştir. 4.1. Arayüz Taslağı Çalışması Adımı Arayüz taslağı çalışması grafik tasarım süreci öncesinde arayüze ait bir şablonun ortaya çıkmasını sağlamaktadır. Bu şablonda arayüzün yerleşeceği ızgara yapısı, etkileşimli nesnelerin konumları ve ölçüleri, arayüze ait tüm sayfaların başlıkları, etkileşimli nesnelerin isimleri net bir şekilde görüntülenir. Arayüz taslağı çalışması adımında AUZEF Faz-2 ders arayüzü için alternatifli şablonlar çalışılmıştır. Güncel ve arayüz için faydalı olabilecek örnek çalışmalar bu adımda incelenmiştir. Bunun yanı sıra hedef kitlenin sahip olduğu internet ve mobil cihaz kullanım alışkanlıkları dikkate alınarak yenilikçi ve kullanıcı dostu bir yaklaşımla bilgi mimarisi şekillendirilmiştir. Bu süreçte öğrencilerin ihtiyaç duyabileceği düşünülen sözlük, arama alanı ve kurumsal bağlantıların linkler de arayüze eklenmiştir. 4.2. Grafik Tasarım Adımı Şablon tasarımı tamamlanan arayüz üzerinde grafik tasarımcılar çalışmaya başlamıştır. Grafik tasarım sürecinde arayüzün öğrencilere sunulacak görsel yüzü çalışılmıştır. Bu adımda yine hedef kitlenin sahip olduğu özellikler göz önüne alınarak renk, yazı tipi, boyut vb. görsel detaylar üzerine bol alternatifli çalışmalar yürütülüp tüm ekibin fikir paylaşımıyla arayüzün son hâline gelmesi sağlanmıştır. Bu adımda özellikle üzerinde durulması gereken nokta öğrencilerin ders materyalinden başka hiçbir şeye ilgisinin kaymamasının sağlanması ve sade, az nesneli bir arayüz ile içeriğe ulaşmasının sağlanmasıdır. Bu sebeple AUZEF Faz-2 ders arayüzü tasarımında renk kullanımı, 145 | Mobil Cihaz Uyumlu Ders Arayüzü Tasarımı ve Geliştirmesi: AUZEF Faz-2 Ders Arayüzü Örneği kurumsal kimlik unsurları ve yardımcı materyaller konusunda oldukça sadeleştirici bir yol izlenmiştir. Ders arayüzünde her materyal türüne bir renk kodu atanmıştır. Öğrencilerin ders notuna ya da ders sunumuna tak ekran olarak ulaşabilmeleri için tüm yardımcı menülerin gizlenebilir olması sağlanmıştır. Ders arayüzü genelinde tek bir yazı tipi ailesi kullanılarak metinler arası hiyerarşik yapının düzenlenmesi sağlanmıştır. Farklı ekran boyutları için metinlere dizgi çalışması yapılmış ve görsel yerleşim sağlanmıştır. Grafik tasarım adımında geri bildirim özelliği taşıyan küçük ikon animasyonlar yapılmıştır. 4.3. Yazılım Geliştirme Adımı Grafik tasarım adımının sonunda arayüzü hayata geçirmek ve öğrencilere ulaştırmak için yazılım geliştirme adımına geçilmiştir. Bu adımda öncelikli olarak mobilde çalışan bir öğrenim ortamı olduğu için duyarlı (İng. responsive) bir yazılımın geliştirilmesine dikkat edilmiştir. Bu yüzden küçük ekranlı cihazlar öncelikli kabul edilerek ve mobil cihaz jestleri dikkate alınarak HTML5, CSS ve JavaScript altyapısı ile yazılım geliştirme süreci tamamlanmıştır. Duyarlı özelliğe sahip bir arayüz oluşturmada yazılım geliştirme uzmanları, hem örnek niteliğinde hem de yardımcı olabilecek kaynaklardan yararlanmıştır. Bootstrap, bu kaynaklardan birisidir. 5. AUZEF Faz-2 Ders Arayüzü Tarafından Desteklenen Materyal Türleri AUZEF öğrencilerine ders notları, ders sunumları, sesli ders notları ve ders videoları olmak üzere dört farklı ders materyali sunmaktadır. AUZEF Faz-2 ders arayüzü bu dört materyal türünü desteklemektedir. | 146 Zeynep Dursun, Dilek Y. Ceylan, Behlül Gücükoğlu, Dr. Ahmet Ağır 5.1. Ders Notları Ders notları, akademisyenlerden gelen ham ders notlarının redakte edilmesi ve belirlenen standartlara göre tasarım ve dizgi çalışmalarının yapılması ile elde edilen PDF ya da EPUB formatındaki ders materyalleridir. Bu tür ders materyalleri, on dört akademik ders haftasını temsil eden on dört üniteden oluşur ve her bir ünite aşağıdaki başlıkları içerir: • • • • • • • • • • Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz? Bölüm Hakkında İlgi Oluşturan Sorular Bölümde Hedeflenen Kazanımlar ve Kazanım Yöntemleri Anahtar Kavramlar Giriş Anlatılacak Konular ve Alt Konular Uygulamalar Uygulama Soruları Bu Bölümde Ne Öğrendik Özeti Bölüm Soruları 5.2. Ders Sunumları Ders sunumları, akademisyenlerden gelen ve akademisyenlerin ders anlatımı esnasında kullandığı PPT formatında ders materyalleridir. Bu tür ders materyalleri, on dört akademik ders haftasını temsil eden on dört üniteden oluşur. 5.3. Sesli Ders Notları Sesli ders notları, belirlenen standartlara uyun olarak hazırlanan ders notlarının profesyonel kişiler tarafından seslendirilmesiyle oluşan MP3 formatındaki ders materyalleridir. 5.4. Ders Videoları Ders videoları, akademisyenlerin ders anlatımı yaptığı ortalama yirmi yirmi beş dakika süren webcast formatında ders materyalleridir. 147 | Mobil Cihaz Uyumlu Ders Arayüzü Tasarımı ve Geliştirmesi: AUZEF Faz-2 Ders Arayüzü Örneği 6. Sonuç Mobil teknolojiler günümüzde artık eğitim sektöründe de kullanılmaya başlanmıştır. Bu çalışma ile ders materyallerini internet üzerinden (özellikle de mobil cihazlar üzerinden) öğrencilerine ulaştırmak isteyen kişiler ya da kurumlar için örnek bir ders arayüzü ve bu arayüzün taşıması gereken özellikler paylaşılmıştır. Bu kapsamda; AUZEF Faz-2 ders arayüzüne, arayüzün özelliklerine, arayüzün çalıştığı platformlara, arayüzün üretim sürecine ve arayüz tarafından desteklenen materyal türlerine değinilmiştir. “Son yıllarda gelişen teknolojilerle birlikte çoklu ortamların arayüz tasarımlarında yeni yaklaşımlar dikkati çekmektedir.” (Kılıç Çakmak, 2007, s. 1). Günümüzde artık tek tip görüntüye sahip arayüzler değil, farklı tür cihazlara uyum sağlayacak türde arayüzler geliştirilmelidir. Farklı cihazlarda ekran boyutları ve çözünürlükleri değiştiği için nesnelerin yerlerinin ve dizilişlerinin değişmesi gerekir. Bu arayüzler ayrıca farklı tür materyalleri destekleyecek şekilde geliştirilmelidir çünkü farkı tür materyaller için farklı tür arayüzler geliştirmek zaman, enerji ve para kaybıdır. KAYNAKLAR Al, U. ve Madran, R. O. (2004). Web tabanlı uzaktan eğitim sistemleri: Sahip olması gereken özellikler ve standartlar. Bilgi Dünyası, 5(2), 259-271. Nisan 19, 2015 tarihinde, http://bd.org.tr/index. php/bd/article/view/286/285 adresinden alınmıştır. Bulun, M., Gülnar, B. ve Güran, M. S. (2004). Eğitimde mobil teknolojiler. The Turkish Online Journal of Educational Technology (TOJET), 3(2), 165-169. Nisan 19, 2015 tarihinde, http://www.tojet. net/articles/v3i2/3223.pdf adresinden alınmıştır. Cheon, J. ve Grant, M. M. (2008). A cognitive load approach to metaphorical interface design: Reconsidering theoretical frameworks. | 148 Zeynep Dursun, Dilek Y. Ceylan, Behlül Gücükoğlu, Dr. Ahmet Ağır K. McFerrin vd. (ed.), Society for Information Technology & Teacher Education International Conference içinde (s. 1054-1059). Chesapeake, VA: Association for the Advancement of Computing in Education (AACE). Nisan 20, 2015 tarihinde, http://www.editlib.org/ noaccess/27321/ adresinden alınmıştır. Cüre, F. ve Özdener, N. (2008). Öğretmenlerin bilgi ve iletişim teknolojileri (BİT) uygulama başarıları ve BİT’e yönelik tutumları. Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 34, 41-53. Nisan 19, 2015 tarihinde, http://www.efdergi.hacettepe.edu.tr/200834FATMA%20C%C3%9CRE.pdf adresinden alınmıştır. Fırat, M. ve Yurdakul, I. K. (2015). Eğitsel web arayüz tasarımında metaforlar: EMMA adımları. Bilişim Teknolojileri Dergisi, 8(1), 4150. Nisan 20, 2015 tarihinde, http://www.btd.gazi.edu.tr/article/ view/5000072759/pdf_9 adresinden alınmıştır. Göktaş, Y., Yıldırım, Z. ve Yıldırım, S. (2008). Bilgi ve iletişim teknolojilerinin eğitim fakültelerindeki durumu: Dekanların görüşleri. Eğitim ve Bilim, 33(149), 30-50. Nisan 20, 2015 tarihinde, http:// egitimvebilim.ted.org.tr/index.php/EB/article/view/638/109 adresinden alınmıştır. Işık, A. H., Özkaraca, O. ve Güler, İ. (2013). Mobil öğrenme ve podcast. M. Akgül, E. Derman, A. Özgit, U. Çağlayan, M. Ertürkler ve M. Karakaplan (ed.), XIII. Akademik Bilişim Konferansı (Akademik Bilişim’11) içinde (s. 863-868). Nisan 20, 2015 tarihinde, http:// ab.org.tr/ab11/kitap/_AB11_tek_pressquality.pdf adresinden alınmıştır. Jehl, S. (2014). Responsible responsive design. New York: A Book Apart. Kılıç Çakmak, E. (2007). Arayüz tasarımında yeni bir yaklaşım: Paralel öğretim tasarımı. Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi, 27(1), 1-22. Nisan 20, 2015 tarihinde, http://www.gefad.gazi.edu.tr/window/dosyapdf/2007/1/2007-1-01-22-1-ebrukiliccakmak.pdf adresinden alınmıştır. 149 | Adem KORKMAZ, Cemal AKTÜRK, Tarık TALAN, Murat GEZER Türkiye’de Elektronik Devlet (E-Devlet) Ve Mobil Devlet (M-Devlet) Uygulamaları Adem KORKMAZa, Cemal AKTÜRKb, Tarık TALANb, Murat GEZERb Özet Geleneksel devlet modelinden elektronik devlet modeline geçişin olduğu 1993’lü yıllardan günümüze, Türkiye’de ilk e-devlet projelerinden itibaren yaşanan değişimler ve gelişen teknolojiye karşılık devletin e-devlet uygulamalarında kendini nasıl geliştirmeye çalıştığı örnekler ile karşılaştırılarak sunulmaya çalışılmıştır. 2007 yılından sonra tüm dünyada yaşanan akıllı (İOS, Android vs.) telefon devrimi ile mobil uygulamalar ve internet uygulamaları geliştirilerek mobil internet devrimi başlamıştır. Bu gelişmelerin paralelinde e-devlet uygulamalarının m-devlet uygulamalarına geçişi sağlamıştır. Yapılan çalışmada, Türkiye’de ki m-devlet uygulamalarındaki gelişmelerin dünyadaki gelişmelerin gerisinde kaldığı saptanmıştır. Anahtar Kelimeler m-devlet, e-devlet, Mobil Devlet a Department of Computer Technology, Kilis 7 Aralık University, Kilis, Türkiye b Department of Informatics, İstanbul University, İstanbul, Türkiye 151 | Türkiye’de Elektronik Devlet (E-Devlet) Ve Mobil Devlet (M-Devlet) Uygulamaları Electronıc Government (E-Government) And Mobıle Government (M- Government) Applıcatıons In Turkey Abstract From 1993 years to today, transition from the traditional government model to electronic government model, changes from the first government projects in Turkey, emerging technologies in response to how the government tried to develop e-government applications itself is presented in comparison with samples studied. After 2007, with the smart phone revolution that took place in all the world and with developping mobile applications and internet applications, mobile internet revolution has started. In parallel with these developments, the transition of the e-government applications to m-government applications are provided. In this study, developments in the m-government applications in Turkey is is determined to remain behind in the world. Keywords m-government, e-government, Mobile Government | 152 Adem KORKMAZ, Cemal AKTÜRK, Tarık TALAN, Murat GEZER 1. GİRİŞ Elektronik devlet (e-devlet) kamu hizmetlerinin eş zamanlı olarak internet ortamında verilmesine olanak sağlayan sistemdir (Efe, Yıldız,2011). Diğer bir deyişle devletin vatandaşlara karşı vermekle yükümlü olduğu görev ve hizmetler ile vatandaşların buna karşılık devlete karşı olan görev ve hizmetlerinin karşılıklı olarak elektronik iletişim ve işlem ortamlarından yararlanarak kesintisiz ve güvenli olarak yürütülmesidir (TBD, 2001). Şekil 1 Devlet ve E-Devlet Yönetim Modeli (TBD, 2001) Geleneksel devlet modelinde vatandaşın bilgi talep ettiği bir görevli vardır, bu görevli tarafından vatandaşa gerekli bilgiler verilir. Vatandaşın ihtiyaç duyduğu bilgiyi alması için kurum görevlisi ile görüşmesi gerekmektedir. E-devlette vatandaş istediği bilgiye direk ulaşır. Bilgi yönetim sistemleri sayesinde vatandaş-kurum iletişimi direk sağlanmış olur. Bu açıdan vatandaşın talep ettiği bilgilerin sistemde son hali bulunmalıdır. Kurumun görevlisi son bilgiyi sisteme koymaktan sorumludur (TBD, 2001). 153 | Türkiye’de Elektronik Devlet (E-Devlet) Ve Mobil Devlet (M-Devlet) Uygulamaları Bu sistemlerin sağlıklı bir şekilde hayat bulması, sistemin temel ayaklarını oluşturan bilişim alt yapısı ve kullanıcıların hazır bulunurlukları ile doğru orantılıdır. Tablo 1 Türkiye’de Hanelerde İnternet ve Bilgisayar Kullanım İstatistikleri (TÜİK, 2014) Türkiye‘deki bilişim alt yapısı incelendiğinde ise masaüstü bilgisayarlaşma oranı 2004 yılında %10 iken bu oran 2013 yılında %30,5 olmuştur, Taşınabilir bilgisayar (Dizüstü, notebook vb.) oranı için daha eski oranlar yok iken 2013 yılında %31,4 ile çok uzun zamandır kullanılan masaüstü bilgisayar oranına göre çok yüksek bir oran olmuştur. Hanelerde internet erişimi 2004 yılında %7 iken bu oranın 2013 yılına gelindiğinde %49,1 olduğu saptanmıştır (TÜİK, 2014). Bu oranlar incelendiğinde bilgisayar kullanım ve teknoloji takibi olarak halkın teknolojiyi yakında takip ettiği ve yeni gelen teknolojilere çok daha çabuk uyum sağladığı söylenebilir. Hanelerde internet kullanımının yıllara oranla düzenli bir şekilde arttığı internet erişimin tabana yayıldığı görülmektedir. Tablo 2 Türkiye’de İşletmelerde İnternet ve Bilgisayar Kullanım İstatistikleri Mobil telefon istatistikleri incelendiğinde ise halkın cep telefonu kullanım oranı %91,5 ile çok yüksek bir orandır. Bilgisayar kullanım oranları bazında TÜİK istatistikleri incelendiğinde işletmelerde bilgisayar kullanım oranı %92, internet kullanım oranı %90,8 iken hanelerde bilgisayar kullanım oranı %49,9 internet kullanım oranı ise %48,9’dır. | 154 Adem KORKMAZ, Cemal AKTÜRK, Tarık TALAN, Murat GEZER Tablo 3 Türkiye’de Mobil Telefon ve Mobil İnternet Kullanım İstatistikleri Oysa BTK mobil abone kullanım penetrasyon oranları incelendiğinde %91 gibi çok yüksek bir oran bulunmuştur. Mobil internet kullanım sayısı ise 21.099.677’dir (BTK, 2014)(TÜİK,2014). 2009 Temmuz ayı ile birlikte hizmet vermeye başlayan 3G geniş bant internet hizmeti 2014 Mart ayında 51.023.960 aboneye ulaşmıştır. Bu sayı ise halkın %71,42’lik bir kesiminin cep telefonu ile geniş bant internet hizmeti aldığını göstermektedir. Geniş bant internet hizmeti daha çok 3G veya daha üzeri mobil standartları kullanan cihazlarda kullanılan internet hizmeti olduğundan özellikle web sayfalarına erişimde daha çok kullanılmaktadır. 2. DÜNYA’DA E-DEVLET UYGULAMALARI Bilgi ve iletişim teknolojilerinin son yarım yüzyıldaki hızlı gelişimine paralel olarak oluşan internet network altyapısı ile birlikte 1993 yılında, Amerika Birleşik Devleti (ABD) tüm kamu hizmetlerinin tek bir çatı altında toplanıp sunulmasını amaçlayan “Access America” e-devlet programı ile bu alandaki çalışmalarına başlamıştır (Akurgal, 2003). ABD 2001 yılında ise E-Devlet Strateji Raporunu onaylayıp devletin vatandaş ile etkinliği artırıp, hizmet işlemlerinde çevrimiçi işlemleri artırarak hem güvenilirlik hem de tasarruf sağlamayı amaçlamıştır. A.B.D. e-devlet stratejilerini üç temel yapı üzerinde oluşturmuştur. 155 | Türkiye’de Elektronik Devlet (E-Devlet) Ve Mobil Devlet (M-Devlet) Uygulamaları Bunlar; • Bürokrasi merkezli değil; vatandaş merkezli devlet • Sonuç odaklı devlet • Yenilikleri destekleyen pazar odaklı devlet şeklindedir. Bunların başarılı bir şekilde sağlanması, ancak amaçlanan isteklerin vatandaşlara kolay ulaştırılması ile sağlanabilir. ABD yaptığı bu çalışmalar ile 1993-1998 yılları arasındaki 5 yıllık süreçte e-devlet projeleri sayesinde 138 milyar dolar tasarruf elde etmiştir. ABD’nin sağladığı bu başarılar üzerine Avrupa ülkeleri de bu konuda harekete geçmişler ve e-Avrupa Girişimi, Aralık 1999’da Avrupa Komisyonu tarafından kabul edilmiştir. E-Avrupa girişiminin temel amacı; Avrupa’yı dünyanın en dinamik ve rekabet gücü yüksek pazarı haline getirmek hedefi ile temelde internet teknolojileri olmak üzere yeni ekonomi için gerekli altyapının sağlanması için gerekli çabaların tamamını kapsamaktadır (Büke, 2002). Avrupa Birliği’ne aday ülkeler de ortaya konulan bu hedefi benimsemiş ve kendileri için e-Avrupa benzeri bir eylem planı hazırlamaya karar vermişlerdir. Bu şekilde “e-Avrupa Girişimi” ortaya çıkmıştır. Avrupa Komisyonu, içinde Türkiye’nin de bulunduğu aday ülkelere bu ortak eylem planının sağlanması için davette bulunmuş, Türkiye de 15-16 Haziran 2001’de yapılan Avrupa Birliği zirvesinde e-Avrupa Girişimi’ne üye olmuştur (Yücetürk, 2002). Dünya’da ABD’den sonra e-devlet alt yapısını en iyi oluşturan ülkelerin başında Kanada gelmektedir. Bunun başlıca nedeni ise e-devlet sistemi oluşturulurken vatandaşların ve işletmelerin taleplerine göre alt yapılarını hazırlamaları gösterilmektedir. Dünyada e-devlet çalışmalarının genellikle 1998 yılında sonra yaygınlaşmaya başladığı görülmektedir. Fransa 1998 yılının ilk çeyreğinde Maliye Bakanlığı tarafından yayımlanmış olan “Elektronik Ticaret Ra- | 156 Adem KORKMAZ, Cemal AKTÜRK, Tarık TALAN, Murat GEZER poru” ile e-devlet faaliyetlerine başlamıştır. İspanya 1999 yılında “Toplum ve Yeni Teknolojiler Oluşumu” ile e-devlet çalışmalarını sağlamayı amaçlamıştır (Çarıkçı, 2009). Günümüzde ülkelerin e-devlet alanındaki gelişmeleri incelendiğinde; Birleşmiş Milletlerin (BM) yayınladığı raporda, ülkeler değerlendirilirken 3 ana indeksten yararlanır. E-devlet Gelişme Endeksini (E-Government Development Index (EGDI)) oluşturan etmenle ise Online Hizmet Endeksi (OSI—Online Service Index), Telekomünikasyon Altyapı Endeksi (TII-Telecommunication Infrastructure Index) ve İnsan Kapasite Endeksi (HCI—Human Capital Index)’dir (UNAP,2014). Ülkelerin e-devlet gelişmişlikleri sıralanırken bu alanlardaki gelişmişlikleri hesaplanarak e-devlet sıralaması yapılmaktadır. Tablo 4 Dünya E-devlet Gelişmişlik Sıralaması 2014 EGDI 2014 Sıralaması Asya 0.9462 1 1 - Avustralya 0.9103 2 12 ↑10 Singapur Asya 0.9076 3 10 ↑7 Fransa Avrupa 0.8938 4 6 ↑2 Hollanda Avrupa 0.8897 5 2 ↓3 Japonya Asya 0.8874 6 18 ↑ 12 ABD Amerika 0.8748 7 5 ↓2 İngiltere Avrupa 0.8695 8 3 ↓5 Ülke Konum Güney Kore Avustralya 2012 Sıralaması Değişimi (2012–2014) Yeni Zelanda Asya 0.8644 9 13 ↑4 Finlandiya Avrupa 0.8449 10 9 ↓1 Türkiye Asya 0.5443 71 80 ↑9 Ülkelerin e-devlet gelişmişlikleri incelendiğinde sıralamanın en üstünde gelişmiş ülkelerin bulunduğu görülmektedir. E-GOV 2014 raporuna göre dünya ortalaması EGDI sayısı 4712 iken; Güney Kore bu rakamın çok üzerinde 9462 değeriyle dünya birincisi olarak görülmek- 157 | Türkiye’de Elektronik Devlet (E-Devlet) Ve Mobil Devlet (M-Devlet) Uygulamaları tedir. Güney Kore’yi sırasıyla Avustralya, Singapur, Fransa, Hollanda, Japonya, ABD, İngiltere ve Yeni Zelanda ülkeleri izliyor. Ülkelerin gelişmişlik seviyeleri ile e-devlet seviyelerinin orantılı olduğu görülmektedir (UNAP, 2014). 3 ana endeks göz önüne alınarak değerlendirildiğinde, Türkiye’nin hem altyapı hem de insan faktörleri bakımından çok düşük seviyede kaldığı görülmektedir. Avrupa Birliği ortalaması 7300 iken, Türkiye bu sıralamada Avrupa Birliği üye ülkelerinden sadece Bulgaristan’dan iyi durumdadır. Bir önceki rapora göre 18 puan düşmesine rağmen Türkiye’nin önünde Sırbistan; sonrasındaysa Moldova, Romanya, San Marino ve Belarus gibi balkan ülkeleri yer almaktadır. Aynı sıralamada Kafkas ülkelerinden Ermenistan 61. Sırada, Azerbaycan ise 68 sıra ile Türkiye’nin önünde yer almıştır. Arap ülkelerinden Suudi Arabistan 36, Katar 44, Kuveyt ise 49. sıra ile Türkiye’nin çok önünde bulunmaktadır (UNAP, 2014). 3. TÜRKİYE’DE E-DEVLET UYGULAMALARI Türkiye’deki ilk e-devlet çalışmaları 1998 yılında başlayan Vergi Dairesi Otomasyon Projesi (VEDOP) ve Merkezi Nüfus İdaresi Sistemi (MERNIS) projeleridir. 2002 Aralık ayında hükümet tarafından başlatılan Acil Eylem Planı, ülkenin ekonomik sorunlarını çözerek, ülkeye katma değer sağlayacak ve toplumsal refahını artırmayı amaçlamıştır. Bu eylem planın en önemli ayaklarından biri, Türkiye’nin bilgi toplumuna geçmesini hedefleyen, e-Dönüşüm Türkiye Projesi’dir. Bu projede bir Başkan Yardımcısı e-Bakan fonksiyonunu icra ederken, projenin koordinasyon görevi için de Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) Müsteşarlığı görevlendirilmiştir. 27 Şubat 2003 Başbakanlık genelgesi ile e-Dönüşüm Türkiye Projesinin amaçları ve hedefleri belirlenmiş ve bu işlemleri yürütmek için DPT çatısı altında Bilgi Toplumu Dairesi kurulmuştur (DPT, 2009). İlk yapılan e-devlet uygulaması ise 2003 yılında hizmete vermeye başlayan, Nüfus Müdürlüklerini Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel | 158 Adem KORKMAZ, Cemal AKTÜRK, Tarık TALAN, Murat GEZER Müdürlüğüne bağlayan MERNİS’tir. Ekim 2004 yılında vergi beyannameleri internet üzerinden alınmaya başlanmıştır. 2005 yılında diğer kurumların MERNİS sisteminden yararlanması amacıyla kimlik paylaşım sistemi (KPS) hayata geçmiştir. Kasım 2005’te Türk Telekom ile OYAK Teknoloji (OYTEK) ve merkezi Singapur’da bulunan ortağı Crimson Logic ile kamu hizmetlerinin tek merkezden sunumunun gerçekleştirileceği e-devlet Ana Kapısı sisteminin teknik altyapısının oluşturulması için 20 milyon Avro’luk bir anlaşma imzalamıştır. Hazırlanacak Portal sistemi ile 70 milyon vatandaşın tek bir merkezden e-devlet hizmetlerine ulaşması amaçlanmıştır. Milli Eğitim Bakanlığı ise e-devlet uygulaması olan, e-Okul isimli öğrenci portalı sistemini Mayıs 2006’da başlatmıştır. Bu proje ile öğrencilerin sınıf, not ve branş bilgileri gibi okul kayıtları, MERNİS sistemindeki kimlik bilgileri ile entegre edilerek daha sağlıklı merkezi bir bilgi sistemine kaydedilmiştir (DPT, 2009). 18 Aralık 2008 yılında e-devlet kapısı www.turkiye.gov.tr hizmet vermeye başlamıştır. Portal ile 70 milyon vatandaşa ve iş dünyasına devlet hizmetlerine tek merkezden erişim sağlama imkânı verilmiştir. Sosyal Yardım Bilgi Sistemi (SOYBİS) 27 Ekim 2009 tarihinde Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürlüğü’nde kamuoyuna tanıtılmıştır (DPT, 2009). E-devlet sisteminde belediyeler için oluşturulan uygulamaların 2014 yılında sadece 87 belediye tarafından kullanıldığı bunun ise 1421 belediye içinde %6,12’lik bir orana denk geldiği görülmüştür. Türkiye e-devlet stratejisine bakıldığında süreç; e-Dönüşüm Türkiye Projesinin başlangıcı ile birlikte 2003-2004 Kısa Dönem Eylem Planı, e-Dönüşüm Türkiye 2005 Eylem Planı, Bilgi Toplumu Stratejisi (2006-2010) Temmuz 2006’da ve son olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından 28 Haziran 2006 tarihinde 877 sayılı Kanun ile kabul edilen Dokuzuncu Kalkınma Planı (2007 – 2013) e-devlet alanında yapılan faaliyetler olarak görülmektedir (DPT, 2009). 159 | Türkiye’de Elektronik Devlet (E-Devlet) Ve Mobil Devlet (M-Devlet) Uygulamaları Türkiye’de e-devlet kapsamında yapılan çalışmalar; Devlet Planlama Teşkilatı bünyesinde www.turkiye.gov.tr adresinden toplanarak bir eş güdüm sağlanmaya çalışılmıştır. İlgili kurumlar ile tam entegrasyona sadece MERNİS ve VEDOP projelerinde başarıya ulaşıldığı, özellikle MERNİS sisteminde her kurum ya da işletmenin aldığı sorgu hakkı ile kimlik ve adres bilgilerin tek elden sağlıklı sunulduğu görülmüştür. Diğer projelerin kurum bazında ve yalnızca veri sorgu şeklindeki işlemlerle sınırlı kalıp, veri işlem bütünlüğünün sağlanamadığı görülmüştür. Örnek uygulamalara bakıldığında Sağlık Bakanlığının Aile Hekim Sorgulama veya Randevu sistemi ile sınırlı kalması ve halen hastanelerde bilişim entegrasyonun olmaması, e-okul sisteminin ise sadece Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ile sınırlı kalıp, buradan mezun olan öğrencilerin gittiği Yükseköğretim kurumlarındaki öğrenci bilgi yönetim sistemleri ile entegrasyonunun yapılmadığı görülmüştür. Türkiye’nin e-devlet kapısı olan www.turkiye.gov.tr adresinde hizmet veren 1005 uygulamadan en çok kullanılan hizmet sayısı 50 olarak saptanmıştır. Bunlar incelendiğinde çoğunluğunun sorgu hizmetleri olduğu görülmektedir. E-devlet’te vatandaşla etkileşimli işlemler değil, daha çok durum bilgisi öğrenme üzerine işlemlerin yapıldığı saptanmıştır (E-Devlet, 2014). Literatür çalışmalarına baktığımızda, eğitimli halkın bilgisayar ve internet kullanma eğilimlerinin eğitim seviyesi ile doğru orantılı olarak artığı yapılan çalışmaların bulgularında görülmektedir. (Pavlichev, 2004; Yiğitcanlar, 2003; Borge vd., 2009; Belanger & Lemuria, 2006). Eğitim seviyesi artıkça insanların e-devlet uygulamaları kullanımı da artmaktadır (Belanger ve Lemuria, 2006; Borge vd., 2009). Eğitimli halkın beklenti ve yüksek farkındalıkları sebebiyle belediyeler üzerinde gelişmiş e-devlet hizmet sunmaları yönünde baskı kurulabilir (Debreceny vd., 2002). Saruç (2007) Eğitim seviyesi yükselen Türk halkında e-devlet uygulamalarını kullanma düzeylerinin de artığını rapor edilmektedir (Arslan, 2012). | 160 Adem KORKMAZ, Cemal AKTÜRK, Tarık TALAN, Murat GEZER 4. TÜRKİYE’DE MOBİL DEVLET Mobil devlet uygulamaları, vatandaşların zaman ve mekân sınırlaması olmadan, her yerde ve ihtiyaç duydukları her zaman, Kamu Kurum ve Kuruluşlarının sunmuş oldukları hizmetlere erişebilmelerini ve hizmetlerden yararlanabilmeleri için kullanıma açılan e-devlet hizmetleridir. Mobil devlet uygulamaları, bilgisayarın olmadığı yerlerde bile mekândan bağımsız olarak yaygın bir telefon desteği ile ihtiyaç duyulan bilgilerin vatandaşlara ulaşabilmelerini amaçlamaktadır (Turkiye. gov.tr, 2015). Dünya’da m-devlet uygulamaları 2000’li yıllarda e-devlet uygulamalarına paralel bir şekilde ilk olarak cep telefonu sms uygulamaları ile faaliyete başlamıştır. Londra polisinin kısa mesaj servisi ile vatandaşlar güvenlik tehditlerine karşı uyarılmaktadır. Stockholm’de ise iş ilanları kısa mesaj yolu ile vatandaşlara duyurulmaktadır. Norveç’te vatandaşlar vergi bildirimlerini tümüyle kısa mesaj yoluyla ve özel bir kodla yapabilmektedirler. Estonya’da 2002 yılında başlayan bir proje ile yolcular tren ve otobüs biletlerini kısa mesaj yolu ile satın alabilmektedirler. Hong Kong’ta 2004 yılında SARS salgını sırasında 6 milyon kişiye kısa mesaj göndererek panik ortamını engellemeye çalışmıştır (Erkul, 2008). Türkiye’de m-devlet alanındaki ilk çalışmalar, 2005 yılında başlatılan Ulusal Yargı Ağı Projesi’nin mobil ayağını teşkil eden birim ise UYAP SMS Bilgi Sistemi’dir. Bu sistemle avukatlar ve vatandaşlar; açılan davaları, başlatılan icra takiplerini, duruşma tarihi gibi bilgileri adliye binalarına gitmeden cep telefonlarına gönderilen kısa mesajlar sayesinde daha hızlı öğrenebilmektedir. (Sms.Uyap, 2014). 2002 yılında başlatılan Deprem Acil Müdahale Projesi ile İstanbul’un yoğun yerleşim, sanayi, ve ticaret bölgelerinden seçilmiş konumlara 100 adet deprem kayıt cihazları simkart ve modem bağlantıları ile Avea mobil şebekesi üzerinden düzenli olarak takip edilmesi amaçlanmıştır (kurumsalsosyal.com, 2014). Milli Eğitim Bakanlığı tarafından gerçekleştirilen Mobil Bilgi Projesi kapsamında, velilerin ve öğrencilerin ders program- 161 | Türkiye’de Elektronik Devlet (E-Devlet) Ve Mobil Devlet (M-Devlet) Uygulamaları larını ve notlarını, sınav tarihlerini ve sonuçlarını, okula devam ve devamsızlık gibi verilerin cep telefonu yolu ile öğrenmeleri sağlanmıştır (Güler ve Döventaş, 2009). Günümüzde ise devletin e-devlet kapısı olan www.turkiye.gov.tr m-devlet uygulamasını 2011 yılında faaliyete geçirmiştir. Sms uygulamaları ile başlayan m-devlet uygulamaları yerel m-devlet ile daha çok büyük şehirlerde aktif olarak faaliyet göstermiştir. İstanbul ve Ankara’da şehir içi otobüs sefer hat durumları, trafik yoğunluğu uygulamaları en önemli m-devlet uygulamaları olarak Türkiye’de görülmektedir. Yapılan bu projeler e-devlet ile paralel olarak başlamış ilk örnekler olmasına rağmen devletin oluşturduğu e-devlet strateji planlarının yürütme yönetmelikleri incelendiğinde Bilgi Toplumu Stratejisi ve Eylem Planı (2006-2010) çerçevesinde ağırlıklı olarak e-devlet kavramı işlenirken mobil kavramı ise sadece 3 başlıkta 61, 62 ve 71. başlıklarda geçmektedir. 2007-2009 Orta Vadeli Program strateji programında mobil kavramına hiç değinilmezken sadece geniş bant internet alt yapısının geliştirilmesi ve yaygınlaştırılmasına değiniliyor. 5. SONUÇ Türkiye’deki e-devlet uygulamalarının 16 yıllık bir geçmişi olmasına rağmen hala yeterli hizmetleri vermediği görülmüştür. Mobil internet kullanımının 24 milyon kişiyi aşmasına rağmen Turkiye.gov.tr’nin m-devlet uygulaması ancak 2011 yılında hizmet vermeye başlamış olup tanıtım faaliyetleri ise yetersiz seviyededir. Ayrıca Türkiye’deki e-devlet uygulamalarının genel olarak sadece sorgu yapma ve başvuru işlemlerinden ibaret olduğu, bankalar her türlü finansal işlemlerini mobil uygulamalardan gerçekleştirmeye imkân sunarken; devletin 2005 yılında e-imza uygulamasını başlatmasına rağmen bireysel yapılan devlet işlemlerinin büyük çoğunluğunun hala e-devlet platformunda gerçekleştirilemediği görülmüştür. | 162 Adem KORKMAZ, Cemal AKTÜRK, Tarık TALAN, Murat GEZER Dünya devletleri olgunlaştırdıkları e-devlet uygulamalarını m-devlet olarak uyarlamayı başarmışken ülkemiz hala e-devlet uygulamalarını olgunlaştıramamıştır. Netice olarak ülkemiz gelişen mobil teknolojilerini de göz önüne alarak mevcut e-devlet gelişim politikasını güncellemeli veya yeni bir e-devlet politikası oluşturmalıdır. Artan genç nüfus oranı m-devlet uygulamalarının benimsenmesi açısından en önemli faktör olarak karşımızda durmaktadır. Buna paralel olarak özel sektör mobil uygulamaları baz alınarak insanların yatkınlıkları ve ihtiyaçları doğrultusundan m-devlet uygulamaları geliştirilmelidir. KAYNAKÇA Akurgal, A., (2003).“Dünyada E-Devlet Uygulamaları, Sağlanan Yararlar ve Türkiye”, İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Elektronik Devlet Paneli Kitabı, İstanbul. Arslan, A. (2012). Türk Belediyelerinde M-Devlet Hizmeti Uygulamaları. Journal of Internet Applications & Management/İnternet Uygulamaları ve Yönetimi Dergisi, 3(2). Belanger, F. & Carter, L. (2006). The Effects of the Digital Divide on EGovernment: An Emperical Evaluation. Proceedings of the 39th Annual Hawaii International Conference on System Sciences (HICSS’06),(4), Büke, A. (2002), Bilişim Çağında e-Devlet ve e-Türkiye, Aymar Yayıncılık, İzmir. BTK, (2014),“Üç Aylık Pazar Verileri Raporu, 2014 Yılı 1. Çeyrek”, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu, Ankara. Borge, R., Colombo, C. & Welp, Y. (2009). Online and Offline Participation at the Local Level. Information, Communication & Society, 12(6), First published on: 07 September 2009 (iFirst), 163 | Türkiye’de Elektronik Devlet (E-Devlet) Ve Mobil Devlet (M-Devlet) Uygulamaları Çarıkçı, O., 2009. Türkiye’de Kamu Hizmetlerinin Sunumu Ve E-Devlet Uygulamaları: Isparta İli Örneği, Yüksek Lisans Tezi. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Süleyman Demirel Üniversitesi, Isparta. Debreceny, R., Gray, G. L., & Rahman, A. (2002). The determinants of İnternet financial reporting. Journal of Accounting and Public Policy, 21(4-5), 371-394, DPT, (2009), Türkiye E-Devlet Raporu, Devlet Planlama Teşkilatı, Kasım 2009. Efe, H. ve Yıldız, S., (2011). “Türkiye’de E-Devlet Uygulamalarının Sorunları: Kars Örneği”, Uluslar Arası 9. Bilgi, Ekonomisi ve Yönetim Kongresi , 23-25 Haziran, Saraybosna-Bosna Hersek E-Devlet,(2014). www.turkiye.gov.tr, Erişim:02.08.2014. Erkul, R. E.,(2008)“Dünyada Mobil Devlet Uygulamaları”, 6.eTR Ödülleri ve Kongresi 2 Aralık 2008, www.digitaldevlet.net Güler, M., & Dövertaş, E. (2009). Elektronik Devletten (E-Devlet) Mobil Devlete (M-Devlet) Geçişte Türkiye’de Yerel Yönetim Uygulamaları. Hitit Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2(1). Kurumsalsosyal.com, 2015, http://www.kurumsalsosyal.com/tr-TR/ avea/180_deprem-acil-mudahale-projesi.aspx Erişim: 05.04.2015 Pavlichev, A. (2004). The Effects Of Internal Characteristics Of Municipal Government Agencies And Environmental Factors Of Municipalities On The Scope And The Quality Of Municipal E-Government Initiatives: Developing An Integrated Approach. Doctorate Dissertation, Graduate Faculty of North Carolina State University, Public Administration, Raleigh, Saruç, N. T. (2007). E-devlet Hizmetlerinden Yararlanma Derecesi ve Algılanan Hizmet Kalitesi: Amprik bir Çalışma. | 164 Adem KORKMAZ, Cemal AKTÜRK, Tarık TALAN, Murat GEZER Sms.Uyap, (2014). Ulusal Yargı Sistemi, http://www.sms.uyap.gov.tr/ nedir.html Erişim: 03.08.2014 TBD, (2001), “Türkiye’de E-Devlet Nasıl Olmalı?”. Türkiye Bilişim Derneği. TUİK, (2014), http://www.tuik.gov.tr. Türkiye İstatistik Kurumu. Turkiye.gov.tr, 2015, Mobil Devlet, https://www.turkiye.gov.tr/bilgilendirme?konu=mobil Erişim: 16.04.2015 UNAP, (2014) “Unıted Natıons E-Government Survey 2014 E-Government For The Future We Want”, United Nations. Yücetürk, E. (2004). Türk Kamu Yönetiminde E-Devlet Uygulamaları ve Tabana Yayılabilme Yeteneği Bakımından Bir Değerlendirme: Bolu Örneği. I. Ulusal Bilgi, Ekonomi ve Yönetim Kongresi, K. Ü... BF Yayını, İzmit, ss, 145-163. Yigitcanlar, T. (2003, May). Bridging the gap between citizens and local authorities via e-government. In Symposium on E-government (pp. 10-12). 165 | Kadir PEKER YEREL YÖNETİMLERDE E-BELEDİYECİLİK UYGULAMALARI ve MOBİL UYGULAMALARA VERİLEN ÖNEM: İSTANBUL ÖRNEĞİ Kadir PEKER Özet Belediye faaliyetlerinin ve belediye başkanın tanıtımı amacıyla kurulan web sitelerinin, online hizmetleri de sunmaya başlamasıyla birlikte yeni bir boyut kazanmıştır. Vatandaşın artık 7 gün 24 saat erişebilir olduğu e-belediyecilik hizmetleri vasıtasıyla, emlak vergisini, su borcu gibi borçlar ödenebilmekte, açılan ihaleler, belediye meclis kararları ve arsanın imar durumunu gibi konular hakkında bilgi edinilebilmekte, ayrıca diDr., Kamu Yönetimi Bilim Dalı kadirpeker57@gmail.com 167 | YEREL YÖNETİMLERDE E-BELEDİYECİLİK UYGULAMALARI ve MOBİL UYGULAMALARA VERİLEN ÖNEM: .. lek, öneri ve şikayet gibi konular online olarak yapılabilmektedir. Bu çalışmada, İstanbul ilinde faaliyet gösteren İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve 39 ilçe belediyesinin e-belediyecilik uygulamalarının karşılaştırmalı analizini yapmak ve özellikle de belediyelerin mobil teknoloji ile gelişen mobil uygulamalara verdiği önemi araştırmaktır. Anahtar Kelimeler Belediye, E-devlet, E-Belediye, Mobil Uygulama | 168 Kadir PEKER GİRİŞ Dünya’da “küreselleşme” eğilimleri yaşanırken “yerelleşme” eğilimlerinin de yaşandığı görülmektedir. Küreselleşme ile birlikte, yerele yüklenen anlam ve içerik yeniden şekillenirken, kentler ve yerel yönetimler de yeni işlevler kazanmaktadır (Alodalı vd., 2013: 2). Diğer bir ifade ile iletişim ve bilişim teknolojilerinde yaşanan gelişmeler, küreselleşmenin etkisinde şekillenen yenidünya düzeni kamusal hizmet sunan birimlerin yapılarını ve iş görme şekillerini de bu değişimlerin paralelinde dönüştürmeye zorlamaktadır (Akgün,2003: 66). Çünkü insanlık tarihi boyunca son 50 yıl içinde yaşanan değişim hiç bu kadar hızlı olmamıştır. Tarım toplumundan sanayi toplumuna geçiş binlerce yıl alırken, sanayi ve teknolojik gelişmeler ile birlikte sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçiş çok hızlı olmuştur (Çukurçayır ve Çelebi, 2009: 60). Bilgi toplumunda yaşanan teknolojik değişim küresel alanda baş döndürücü bir şekilde devam ederken hizmet sunan birimlerden beklentilerin de değişmesine ve çeşitlenmesine neden olmuştur. Teknolojik alanda yaşanan değişim, hizmet sunan birimlerin vatandaşa hizmet sunumunda kolaylık sağlamış ve vatandaşın hızlı hizmet alabilmesini sağlamıştır. Fakat yaşanan değişim beklentilerin çeşitlenerek artmasına ve değişmesine neden olmuştur. Özel sektör yönetimi gibi kamu kurum ve kuruluşları da yaşanan değişimler ile birlikte vatandaşın beklentilerine karşılamada bilgi ve iletişim teknolojilerinden yararlanmaya başlamışlardır. Dolayısıyla hızla değişen ihtiyaçlara çözümler üretme çabası, bugün özel sektörün yanı sıra kamu sektörünün de önem verdiği konuların başında gelmektedir. Hizmet sunumunu daha verimli kılmak veya hizmet alanlara daha kolay ulaşabilmek amacıyla çağın gerektirdiği teknolojileri takip edip en iyi şekilde kullanma çabası belediyeleri de diğer kamu kurumları gibi elektronik uygulamalara kullanmaya yönlendirmiştir. Bunun için birçok proje geliştirilmiş, hayata geçirilmiş ve hizmetler elektronik ortama taşınarak vatandaşa 7gün 24 saat hizmet sunumu amaçlanmıştır. 169 | YEREL YÖNETİMLERDE E-BELEDİYECİLİK UYGULAMALARI ve MOBİL UYGULAMALARA VERİLEN ÖNEM: .. Bu çalışmanın amacı, İstanbul ilinde faaliyet gösteren belediyelerin e-hizmet uygulamalarının karşılaştırmalı analizini yapmak ve özellikle de mobil teknoloji ile gelişen mobil uygulamalara verdiği önemi araştırmaktır. Çalışmada öncelikle, bilişim teknolojisi ve kamu yönetimi ilişkisi, e-devlet, e belediye kavramları ve Türkiye’de uygulamaları ve İstanbul ilinde faaliyet gösteren belediyelerin e-belediyecilik uygulamaları karşılaştırmalı olarak analiz edilmeye çalışılacaktır. 1. Bilişim Teknolojisinin Kamu Yönetimine Etkisi Geçmişten günümüze devletler siyasal, ekonomik, kültürel ve sosyal alanlarda değişimler yaşamaktadır. Geçmişte tarımsal toplumsan sanayi toplumuna geçildiği gibi günümüzde de sanayi toplumundan bilgi toplumuna doğru bir geçişin söz konusu olduğu görülmektedir (Aydın ve Kiracı, 2014: 33). İçinde yaşadığımız şu dönemde, bilgi ve iletişim teknolojileri her alanı etkilediği gibi kamu yönetimi alanını da yoğun bir şekilde etkilemektedir. Bilgi toplumuna geçişte, bilgisayarlar, internet, telefon gibi bilgi iletişim araçlarının yaygınlaşmasının katkısı olmuştur (Aydın ve Kiracı, 2014: 33). Bilgi ve iletişim teknolojisindeki yaşanan gelişmelere paralel olarak, devletler kamu yönetimlerini daha etkin, verimli ve vatandaş odaklı hale getirmek amacıyla bilgi ve iletişim teknolojisinden daha fazla yararlanmaya başlamışlardır. (Parlak ve Sobacı: 2005:226). Devletlerin söz konusu bilgi ve iletişim alanındaki değişime olan ilgisi e-devlet kavramını ortaya çıkarmıştır. 2. E-Devlet Kavramı ve Türkiye’de E-Devlet Uygulama Örnekleri İdarenin yeniden yapılandırılması çabalarıyla önem kazanan, elektronik devlet, dijital devlet gibi isimler ile de anılan e-devlet kavramı, basit ve dar anlamda kamu hizmetlerinin üretimi ve vatandaşa sunumunda bilgi ve iletişim teknolojilerinin vasıtasıyla elektronik ortamda sunumunu ifa- | 170 Kadir PEKER de etmektedir (Şahin, 2007: 164; Aydın ve Kiracı, 2014: 33). Bir başka tanıma göre e-devlet; kamu kurum-kuruluşları, vatandaşlar ve ticari kurumları arasındaki bilgi, hizmet ve mal alışverişlerinde aracı olan yazılı ve klasik bürokratik işlemlerin (kamusal hizmetlerin) elektronik ortama taşınarak performans ve verimlilik artışını hedefleyen devlet modelidir (Türkiye Bilişim Şurası, 2002: 10; Ateş, 2003: 485). Aslında en yalın biçimiyle e-devlet devletin vatandaşına karşı, vatandaşında devlete karşı yerine getirmek zorunda olduğu görev ve hizmetlerin karşılıklı olarak elektronik iletişim ve işlem ortamında kesintisiz ve güvenli olarak yürütülmesi şeklinde tanımlamak mümkündür (Arifoğlu vd., 2002: 12). Sunulan hizmetlerinin online ortama taşınması ile birlikte, devlet hizmetleri vatandaşa en kolay yoldan en etkin şekilde, kaliteli, hızlı, kesintisiz, sürekli, güvenli olarak ulaştırılmaya çalışılmaktadır (Aydın ve Kiracı, 2014: 33). Türkiye’de uzun yıllar kamu kurumlarının bireysel inisiyatifleri düzeyinde kalan e-devlet çalışmaları, 15-16 Haziran 2001’de Göteborg’da yapılan AB Liderler zirvesinde Türkiye’nin “e-Avrupa+” projesine imza atması ve Başbakanlık koordinasyonunda “e-Türkiye” çalışmalarının başlamasıyla hız kazanmıştır (Balcı: 2008: 324). Ayrıca 27 Şubat 2003 tarih ve 2003/12 sayılı Başbakanlık Genelgesi ile E-Dönüşüm Türkiye Projesi başlamıştır. Kamusal hizmet alan vatandaşın 7 gün 24 saat kamusal hizmete online olarak erişebilmesine imkan tanıyan e-Devlet uygulamalarının hayata geçirilmesi ile şunlar amaçlanmaktadır (Türkiye Bilişim Şurası, 2002: 10); § Devletin şeffaflaşması, § Devletin hızlı ve etkin bir şekilde işleyişinin sağlanması, § Her düzeyde vatandaşın yönetime katılımının sağlanması, § Kurumlar arası bilgi alışverişinin sağlanarak iş ve veri yinelenmesinin önlenmesi, § Kamunun hizmet verdiği vatandaşların yaşamlarının kolaylaştırılması, 171 | YEREL YÖNETİMLERDE E-BELEDİYECİLİK UYGULAMALARI ve MOBİL UYGULAMALARA VERİLEN ÖNEM: .. § Karar vericilerin bilgiye dayalı karar verme süreçlerinin geliştirilmesi ve hızlandırılması. Sayılan amaçların gerçekleşmesi durumunda ise sağlanacak yararlar şunlardır (Bilişim Şurası, 2002: 10); § Zamansal kazanç sağlanacaktır, § Maliyetler düşecek ve verimlilik artacaktır, § Memnuniyet artacaktır, § Ekonomik gelişim desteklenecektir, § Hayat kalitesi artacaktır, § Bireysel katılımın artacaktır, § Kâğıt bağımlılığı ve kullanımı azalacaktır, § Kamu ile olan işlemler için vatandaşın talep ettiği bilgilere bir noktadan ve doğru şekilde ulaşılacaktır. Böylece insan yanlışları en aza indirilecektir, § Bilgi ve iletişim teknolojileri ilk kurma maliyeti yüksek olmasına karşın zaman boyutunda toplam sahip olma maliyetinin düşmesi, verilecek olan hizmetin daha hızlı sunulması, işletme giderlerinin azalması, doğru bilgiye ulaşım vs. gibi olumluluklar hizmetin elektronik olarak sunumu için bir neden olacaktır, § e-Devlet aynı zamanda hem kamu hem de vatandaş için karar almada kolaylık ve hız sağlayacaktır, § e-Devlette vatandaşın talebi ön plana çıkacaktır, § Vatandaş ile devlet arasındaki ilişki gelişecek, güven ortamı oluşarak kuvvetlenecektir, § Vatandaşın kamu ile işlerinde kısa sürede doğru bilgiye ulaşımı karşısında kamuya güveni artacaktır. Türkiye e-devlete ilişkin birçok projeyi sağlıklı bir şekilde hayata geçirmiştir. İnce (2001: 76-78) tarafından 2001 yılında 61 adet e-devlet projesinin yürütüldüğü belirtilmekte olup bu projelerden önemli olan- | 172 Kadir PEKER ları “MERNİS” (Merkezi Nüfus İdaresi Sistemi Projesi), “VEDOP” (Vergi Daireleri Otomasyon Projesi), “GİMOP” (Gümrük İdaresinin Modernizasyonu Projesi), “UYAP” (Ulusal Yargı Ağı Projesi), “POLNET” (Polis Bilgi Ağı Projesi)’dir (Parlak ve Sobacı: 2005:235-236). 3. E-Belediye Kavramı ve Türkiye’de E-Belediye Uygulama Örnekleri E-devlet düşüncesinin yerel yönetimlere yansıması olarak, e-belediyecilik anlayışı ortaya çıkmış ve uygulamaya konulmuştur. E-belediyecilik, belediyelerin gerçekleştirmiş olduğu yerel mal ve hizmetlerin sunumunun elektronik ortamda yerel halkın hizmetine sunması olarak ifade edilebilir. Ayrıca, e-belediye, belediyelerin, yerel halkın talep ve şikayetlerinin alındığı ve yerel halk ile online iletişim kurduğu bir platform olarak değerlendirilebilir (Alodalı vd., 2013: 6). Aslında e-devlet için geçerli olan tüm tanımlamalar, ilkeler ve beklentiler, e-devletin yerelde uzantısı olan tüm yerel yönetim kurumları için geçerlidir (Şahin, 2007: 166). Teknoloji alanında yaşanan değişim ile birlikte yerel hizmet alan birey ve kurumların yerel yönetimlerden beklentisi sürekli artmakta ve değişmektedir. Bu bakımdan bilgi çağının gerektirdiği kent yaşamını kolaylaştırıcı faaliyetlerin yürütülmesi konusunda yerel yönetimlere özellikle de belediyelere önemli görevler düşmektedir (Şahin, 2007: 166). Belediyelerce sunulan hizmetlerde etkinlik, verimlilik, şeffaflık, hesap verebilirlik, vatandaş odaklı olma, temiz ve sağlıklı çevre gibi talepler öne çıkmaktadır (Erdal, 2002: 168). Bir yerel yönetim sınırları içinde oturan, çalışan ya da okuyan insanların kendi bilgisayarlarından veya okul, kütüphane ya da kamu terminallerinden, yerel yönetim ile ilgili her türlü bilgiye ulaşabilmesi; yerel yönetim çalışanları ve diğer vatandaşlarla iletişim kurabilmesi; sanal ortamdaki konferanslar ve sohbet kanalları aracılığı ile yerel yönetim sorunları hakkında etkileşimde bulunabilmesi; çeşitli form ve raporları yerel yönetim yetkililerine sunabilmesi, son derece önemlidir (Henden, 2005: 7). Bu açıdan belediyeler e-belediyecilik ile belde halkına sundu- 173 | YEREL YÖNETİMLERDE E-BELEDİYECİLİK UYGULAMALARI ve MOBİL UYGULAMALARA VERİLEN ÖNEM: .. ğu hizmetleri online ortama da taşıyarak hizmet sunumunda kalite ve kolaylık sağlamaktadır. Bir başka ifade ile de, vatandaşların yönetime daha fazla katılımını sağlamak, herkesin, her zaman bilgiye ulaşmasını sağlamak, zamandan tasarruf ederek verimliliği arttırmak ve böylece vatandaş memnuniyeti sağlamaktır (Aydın ve Kiracı, 2014: 36) E-belediyecilik aracılığıyla vatandaşlar, akla gelebilecek her konuda birbirleriyle etkileşimde bulunup, ortak sorunlarını dile getirip, bu konularda fikir üretebileceklerdir. En basit anlatımıyla e-belediyecilik ile yerel yönetimin, daha demokratik, kolay ulaşılabilir ve şeffaf olması amaçlanmaktadır. Daha geniş anlatımıyla ise, yerel yönetimler, e-belediye ile (Henden, 2005: 7); § Faaliyetlerinin kamuoyu tarafından sürekli ve güncel olarak izlenmesini, § Belediyenin ulusal ve uluslararası ölçekte, en düşük maliyetle ve en etkin şekilde tanıtımını, § Tüm basın ve yayın kuruluşlarına hızlı, doğru ve güvenilir şekilde bilgi ve veri aktarımı yapabilmesine imkân vermeyi; bu kuruluşlarla elektronik posta sistemine dayalı olarak hızlı iletişim gerçekleştirmeyi, § İnternet teknolojileri kullanılarak belediye-vatandaş ilişkisini daha etkileşimli bir zemine taşımayı, § Kent gündeminin çok yönlü ve güncel olarak web sitesinden izlenmesini sağlamayı, § Kent verilerinden oluşan bilgi bankasının geliştirilmesine yönelik çalışmaları sürdürmeyi amaçlarlar. E-belediyecilik anlayışıyla belediyeler, hizmet sunduğu belde halkına ve daha geniş halk kitlesine daha kolay ulaşabilmekte ve sunulan belediye hizmetlerinde hız ve kolaylık sağlamaktadır. Bu anlayış ile belediyeler, ihale ilanlarını, meclis kararlarını, yıllık faaliyet raporlarını, stratejik planlarını, performans, yatırım ve hizmet programlarını kısaca belediyeye ait her türlü bilgiyi web siteleri üzerinden erişime açmaktadırlar. | 174 Kadir PEKER 4. İstanbul İli İlçe Belediyelerinin E-Belediye Uygulamalarının Karşılaştırmalı Analizi İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve İstanbul sınırları içerisinde faaliyet gösteren 39 ilçe belediyelerinin e-belediyecilik uygulamalarının karşılaştırmalı analizinin yapıldığı bu çalışmada Parlak ve Sobacı (2008: 242-245) ve Alodalı vd. (2013: 7)’nin çalışmalarında e-belediyecilik ölçütü olarak kullandıkları “bilgi ve belge verme”, “iletişim hizmetleri” ve “online işlem hizmetleri” olarak üç temel ölçüt alınmıştır. Üç temel ölçüte bazı alt ölçütler eklenerek 15 alt ölçüt üzerinden belediyelerin karşılaştırmalı analizi yapılmıştır. Çalışmada İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve İstanbul sınırları içerisinde faaliyet gösteren 39 ilçe belediyesinin web sayfaları Şubat 2015 - Mart 2015 tarihleri arasında taranarak, e-belediyecilik uygulamaları tespit edilmiş, ayrıca bazı belediyeler ile telefon ve e-mail aracılığıyla da iletişime geçilmiş ve bilgi alınmıştır. Temel ölçütlerden bilgi ve belge verme; kurumsal tanıtım, stratejik plan yayınlama, meclis karar ve özetlerinin yayınlanması, ihale ilanı adı altında dört alt ölçütten, iletişim hizmetleri; başkana mesaj, beyaz masa – istek öneri ve şikâyet, e-bilgi edinme, facebook ve twitter adı altında dört alt ölçütten, online işlem hizmetleri ise imar durumu/planı, e-sorgulama ve e-ödeme, iş yeri açma ve ruhsat verme, e-beyanname, evrak takibi, mobil uygulama, kent ve coğrafi bilgi sistemi şeklinde yedi alt ölçütten oluşmaktadır. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve 39 ilçe belediyesinin e-belediyecilik uygulamalarının yer aldığı tablo 1 incelendiğinde İstanbul sınırları içerisinde faaliyet gösteren toplam 40 belediyeden 15 ölçütü yerine getiren hiçbir belediye bulunmadığı anlaşılmaktadır. E-belediye uygulamalarını, 13 ölçüt ile en fazla İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Bahçelievler Belediyesi, Sancaktepe Belediyesi ve Şişli Belediyesi, en az 6 ölçüt ile de Çatalca Belediyesi yerine getirmektedir. 175 | YEREL YÖNETİMLERDE E-BELEDİYECİLİK UYGULAMALARI ve MOBİL UYGULAMALARA VERİLEN ÖNEM: .. Tablo 1: İstanbul Belediyelerinin Karşılaştırmalı Analizi Belediye Adı Nüfus İstanbul BŞ Adalar Arnavutköy Ataşehir Avcılar Bağcılar Bahçelievler Bakırköy Başakşehir Bayrampaşa Beşiktaş Beykoz Beylikdüzü Beyoğlu Büyükçekmece Çatalca Çekmeköy Esenler Esenyurt Eyüp Fatih Gaziosmanpaşa Güngören 14.377.018 16.052 225.670 408.986 417.852 754.623 599.027 221.594 342.422 269.809 188.793 248.071 262.473 241.520 223.324 67.843 220.656 458.857 686.968 367.824 419.266 498.120 303.371 | 176 Online İşlem Hizmetleri Kurumsal Tanıtım Stratejik Plan Yayınlanması Meclis Karar ve Özetleri Yapılmış / Yapılacak İhale İlanı Başkana Mesaj Beyaz Masa - İstek Öneri ve Şikâyet E-Bilgi Edinme Facebook - Twitter İmar Durumu / Planı E-sorgulama ve E-Ödeme İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatı Verme E-Beyanname Evrak Takibi Mobil Uygulama Kent / Coğrafi Bilgi Sistemi TOPLAM Bilgi ve İletişim Belge Verme Hizmetleri + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + 13 8 10 9 9 11 13 7 9 9 10 10 8 10 10 6 12 10 10 8 11 9 7 Kadir PEKER TOPLAM 482.571 432.230 450.498 748.398 476.806 663.569 329.788 337.681 161.165 315.022 513.022 32.823 272.380 221.620 674.131 534.970 287.223 14.377.018 + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + 11 12 11 12 11 12 14 13 12 11 11 9 13 12 12 11 12 39 35 34 24 29 36 33 40 34 39 2 16 12 13 33 419 Kadıköy Kâğıthane Kartal Küçükçekmece Maltepe Pendik Sancaktepe Sarıyer Silivri Sultanbeyli Sultangazi Şile Şişli Tuzla Ümraniye Üsküdar Zeytinburnu Bakırköy Belediyesi’nin dışındaki tüm belediyeler kurumsal tanıtım sayfasına yer vermektedir. Ayrıca, Çatalca Belediyesi, Gaziosmanpaşa Belediyesi ve Zeytinburnu Belediyeleri stratejik planlarını web sayfalarında yayımlamamaktadırlar. 5393 sayılı Belediye Kanununun 41. maddesinin 3. fıkrasına göre de “nüfusu 50.000’in altında olan belediyelerde stratejik plân yapılması zorunlu değildir”. Bu nedenle Adalar ve Şile Belediyelerinin stratejik plan yapma zorunlulukları yoktur. Bakırköy, Beykoz, Beylikdüzü, Gaziosmanpaşa, Kâğıthane ve Sultangazi Belediyeleri dışındaki tüm belediyeler belediye meclislerinin karar ve özetlerini kurumsal web sayfalarında ilan etmektedirler. Yapılmış / yapılacak ihalelerin yayınlanması ölçütünü 40 belediyeden büyükşehir belediyesi ve 23 ilçe belediyesi sağlamaktadır. Aydın ve Kiracı (2014: 39) belediyelerin yapılan ihalelerini canlı olarak yayınlamasını, belediyelerin şeffaflık konusuna önem verdiğinin göstergesi sayılabileceğini ifade etmişlerdir. İstanbul’da faaliyet gösteren belediyelerden hiç biri yapılan ihaleleri canlı olarak yayınlamaktadır. 177 | YEREL YÖNETİMLERDE E-BELEDİYECİLİK UYGULAMALARI ve MOBİL UYGULAMALARA VERİLEN ÖNEM: .. Bakırköy, Başakşehir, Bayrampaşa, Beylikdüzü, Beyoğlu, Eyüp Fatih, Kadıköy, Maltepe ve Üsküdar Belediyelerinin dışındaki 30 belediyede belediye başkanına online mesaj gönderilebilmektedir. Günümüzde sosyal medya araçları da önemli bir iletişim ve bilgi paylaşım aracıdır. Bu nedenle twiter ve facebook belediyelerin belde halkı ile önemli bir iletişim aracı olabilmektedir. Bu sebepledir ki tüm belediyelerin facebook ve twiter kullandığı anlaşılmaktadır. Kimi belediyelerde “mavi masa” adıyla kimi belediyelerde ise yaygın olarak “beyaz masa” adıyla kurulan hizmet birimi vatandaşların 7 gün / 24 saat ulaşarak sorun, görüş ve taleplerini iletebildiği hizmet birimidir. Beyaz masa sadece istek, şikâyet ve görüşlerin değerlendirilerek çözüm üretildiği birim değil aynı zaman elde edilen veriler doğrultusunda kaynakların daha verimli kullanılmasına aracı olan birimdir (www. ibb.gov.tr; 2014). Tablo incelediğinde 40 belediyeden 36’sında beyaz masa birimi vardır. Beyaz masa birimi adı altında birimi bulunmayan Ataşehir, Başakşehir, Çatalca ve Esenler Belediyelerinde ise çağrı/iletişim hattı aracılığı ile istek, öneri ve şikâyetler alınabilmektedir. İmar durumu ve imar planı ölçütünü 34 belediye, iş yeri açma çalışma ruhsatını verme ölçütünü sadece 2 belediye, e-beyanname ölçütünü 16 belediye, evrak takibi ölçütünü 12 belediye, mobil uygulama ölçütünü 13 belediye, kent ve coğrafi bilgi sistemi ölçütünü ise 33 belediye karşılamaktadır. Tablo incelendiğinde belediyelerin daha çok bilgi ve belge verme ölçütü ile iletişim hizmetleri ölçütüne ilişkin alt ölçütleri yerine getirdiği online işlem hizmetleri ile ilgili alt ölçütleri yerine getirmede eksiklikleri olduğu anlaşılmaktadır. Tablodan da anlaşılacağı üzere mobil uygulama ölçütünü karşılayan 13 belediye sırasıyla İstanbul Büyükşehir, Ataşehir, Bahçelievler, Başakşehir, Beyoğlu, Esenyurt, Fatih, Küçükçekmece, Sancaktepe, Tuzla, Ümraniye, Üsküdar ve Zeytinburnu Belediyeleridir. Belediyeler birçok hizmeti vatandaşa mobil uygulamalar aracılığıyla 7 gün 24 saat her yerden erişilebilir hale getirmektedirler. Söz konusu mobil uygulamalar aracılığıyla vatandaş belediye ile ilgili haberler, duyurular, iletişim | 178 Kadir PEKER bilgileri, nöbetçi eczane bilgisi, yardım masası, borç sorgulama, ödeme, şikâyet-öneri sistemi, etkinlik takvimi ve kültür haberleri, ulaşım, trafik, yoğunluk haritası gibi daha birçok hizmeti her an her yerden alabilmektedir. Vatandaşa daha kaliteli ve kesintisiz hizmet verebilmek amacıyla teknolojik altyapı yatırımlarına ağırlık veren belediyeler, mobil uygulamaları şeffaf belediyeciliğin aracı olarak görmektedir. Mobil uygulamayı kullanan vatandaşlar belediyeye gelmeden istek, sorun ve şikâyetlerini belediyeye iletebilecek ve bunların takibini kolayca yapabilecekler. Dolayısıyla belediyeler mobil uygulamalar üzerinden kendilerine erişilebilir olmasına imkân sağlayan sistemi şeffaflık aracı olarak kabul etmektedirler. 5. Sonuç ve Değerlendirme Başlangıçta belediye faaliyetlerinin ve belediye başkanın tanıtımı amacıyla kurulan web siteleri artık online hizmetleri de sunmaya başlamasıyla birlikte yeni bir boyut kazanmıştır. Bu nedenle gerek belediyelerin vatandaşa erişim sağlamasında, hizmet sunmasında ve gerekse de vatandaşın belediye hizmetlerinde erişim sağlamasında e-belediyecilik önemli bir rol üstlenmiştir. Belediyelerin web sayfaları incelendiğinde artık sadece belediye başkanını, belediye teşkilatını tanıtan, belediyenin faaliyetlerinden haberdar eden bir web sitesi değil vatandaşın ihtiyacı olan her türlü hizmete cevap verebilecek bir konuma eriştiği anlaşılmaktadır. Vatandaş artık online ortamda belediyeye beyaz masa, facebook ve twitter aracılığıyla talep ve şikayetlerini iletebilmekte, e-bilgi edinme vasıtasıyla bilgi talebinde bulunabilmekte, arsasının imar durumunu/planını görebilmekte, e-sorgulama ve e-ödeme vasıtasıyla borçlarını ödeyebilmekte, evrak takibini yapabilmektedir. Kısaca artık vatandaş birçok hizmete belediyeye gitmeden erişebilmektedir. Söz konusu e-belediye yönetim uygulamalarının online ortamda verilmesiyle birlikte vatandaş zaman- 179 | YEREL YÖNETİMLERDE E-BELEDİYECİLİK UYGULAMALARI ve MOBİL UYGULAMALARA VERİLEN ÖNEM: .. dan tasarruf ederken, belediyelerin iş yükü hafiflemektedir. Sonuç olarak, e-devlet anlayışının belediyeler tarafından da benimsenmesi ve e-belediyecilik hizmeti olarak sunulmasıyla birlikte bürokrasinin azaltılmasına önemli bir katkı sağladığı, son yıllarda yaygın olarak kullanılan facebook ve twitter gibi sosyal medya araçlarının belediyeler tarafından da yaygın olarak kullanılmasıyla birlikte vatandaşın yönetime katılım düşüncesinin arttığı iddia edilebilir. Ancak hemen hemen tüm belediyelerin bilgi-belge verme ve iletişim hizmetleri gibi araçlara daha fazla önem verirken, bazı belediyelerin online işlem hizmetlerine gerek önemi vermediği gözden kaçırılmamalıdır. Özellikle günümüzde akıllı telefon uygulamalarının diğer ifade ile mobil uygulamalara gereken önem verilirse vatandaşın belediye hizmetlerinde erişiminde, vatandaşa hizmet sunumunda önemli bir aşama kaydedilecektir. Dolayısıyla söz konusu e-belediyecilik uygulamaların yaygınlaştırılmasıyla birlikte vatandaşın nazarında güvensiz olan kamu kurumlarına karşı duyulan güven düzeyi tekrar artırılabileceği gibi belediyelerde şeffaflaşacaktır. Kaynakça Aydın, İ. S. & Arzdar K. (2014), “Belediyelerin Hizmet Sunumunda E-Belediyecilik Kriterleri: Kocaeli İli ve Bazı İlçelerinden Bir Örnek”, İktisadi Yenilik Dergisi, 2(1), Temmuz, 32-43. Akgün, B. (2003), “Küreselleşme, Sanal Siyaset ve E-Demokrasi”, Küresel Sistemde Siyaset, Yönetim, Ekonomi, (Der. M. Akif Çukurçayır), Çizgi Kitabevi. Konya. Çukurçayır, M. A. & Esra Ç. (2009), “Bilgi Toplumu ve E-Devletleşme Sürecinde Türkiye”, ZKÜ Sosyal Bilimler Dergisi, 5(9), 59-82. Parlak, B. & Zahid S. (2005), Kurum ve Uygulamalarda Kamu Yönetimi - Ulusal ve Global Persperktifler, Alfa Aktüel Yayınevi. Bursa. Şahin, A. (2007), “Türkiye’de E-Belediye Uygulamaları ve Konya Örne| 180 Kadir PEKER ği”, Erciyes Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, 29, Temmuz-Aralık, 161-189. Balcı, A. (2008), “e-Devlet: Kamu Yönetiminde Yeni Persperktifler, Fırsatlar ve Zorluklar” Kamu Yönetiminde Çağdaş Yaklaşımlar, Ed. Asım Balcı vd., Seçkin Yayınevi. Ankara, 317-336. İnce, N. M. (2001), Elektronik Devlet, Kamu Hizmetlerinin Sunulmasında Yeni İmkânlar, Devlet Planlama Teşkilatı Yayınları. Ankara. Arifoğlu, A., Körnes, A., Yazıcı, A., Akgül, K., Ayvalı, A. (2002), e-Devlet Yolunda Türkiye, Türkiye Bilişim Derneği. İstanbul. Henden, B. (2004), “Katılımcı Yerel Yönetim Anlayışında E-Belediyeciliğin Yeri ve Önemi”, Uluslararası İnsan Bilimleri Dergisi, 1(1), 1-13. http://www.ibb.gov.tr/tr-TR/BilgiHizmetleri/Istatistikler/Documents/beyazmasa/beyazmasa_faaliyetleri_2010_haziran.pdf (07.02.2015) 181 | Mehmet Elibol, Dr. Çiğdem Selçukcan Erol Mobil Uygulamalarda Kullanıcı Deneyimi Elde Etmeye Yönelik Bir Çalışma Mehmet Elibola*, Dr. Çiğdem Selçukcan Erolb Özet Akıllı telefonların hayatımıza girmesi ile birçok alanda mobil uygulama ihtiyacı doğmuştur. Mobil uygulama geliştiriciler, sonsuz gibi görünen bu ihtiyaçları karşılamak için, daha fazla sayıda kişi tarafından kullanılabilecek, müşteri memnuniyeti odaklı uygulamaları geliştirme çabası içerisine girmektedirler. Mobil uygulama pazarında kalıcı olabilmenin anahtarlarından biri şüphesiz müşteri memnuniyeti olarak görülmektedir. Müşteri memnuniyetini sağlamak için bazı durumlarda anket aracılığı ile geri bildirim alınmaktadır. Geri bildirimi iyi analiz edebilmek için kullanıcı davranışlarının doğru şekilde tespit edilmesi çok önemli olmaktadır ve bunun için geliştirilmiş araçlar mevcuttur. Bu araçlardan biri olan Appsee yazılımı ile analiz edilmek istenen uygulamayı kullanan kullanıcıların, uygulama üzerinde hangi bölgeleri tıkladıkları, hangi sayfada ne a Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü, Marmara Üniversitesi, Göztepe Kampüsü, Istanbul, Turkiye b Enformatik Bölümü, İstanbul Üniversitesi, Beyazit, İstanbul, Turkiye, cigdems@istanbul.edu.tr *Sorumlu Yazar: mehmet.elibol@marmara.edu.tr 183 | Mobil Uygulamalarda Kullanıcı Deneyimi Elde Etmeye Yönelik Bir Çalışma kadar süre bulundukları, ekran üzerinde nasıl hareket ettikleri ısı haritaları ve video kayıtları şeklinde tespit edilmektedir. Bu çalışmada İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi İlaç Araştırmaları birimi için geliştirilmiş “İyi Klinik Araştırma” uygulaması1 kullanıcı davranışları Appsee yazılımı ile analiz edilmiştir. Analiz sonucunda; uygulamayı kullanan kullanıcıların, uygulama üzerinde hangi bölgeleri tıkladıkları, hangi sayfada ne kadar süre bulundukları, ekran üzerinde nasıl hareket ettikleri ısı haritaları ve video kayıtları şeklinde elde edilmiştir. Bu ısı haritaları gerçek kullanıcı deneyimlerini yansıtmaktadır. Elde edilen kullanıcı deneyimleri doğrultusunda, mevcut uygulama güncellenerek uygulamanın daha kullanıcı dostu olarak düzenlenmesi planlanmaktadır. Sonuç olarak mobil uygulama geliştiricilerin, gerçek kullanıcı deneyimleri elde etmek için, uygulamalarını platformlarına uygun olan yazılımlarla analiz etmeleri önerilmektedir. Anahtar Kelimeler Mobil Uygulama, İyi Klinik Araştırma Uygulaması, Kullanıcı Davranış Analizi, Mobil Kullanıcı Deneyimi 1 | 184 https://play.google.com/store/apps/details?id=com.itp.klinikuygulama&hl=tr Mehmet Elibol, Dr. Çiğdem Selçukcan Erol 1. Giriş Teknolojik gelişmeler insanoğlunun ihtiyaç kavramının evrimleşmesine neden olabilmektedir. Özelikle son yıllarda bilgi ve iletişim teknolojilerinde yaşanan yenilikler sayesinde akıllı telefonlar ihtiyaçlardan biri halini almıştır. Geniş yelpazede kullanıma neden olan en önemli özelliklerden birinin akıllı telefonların içerisinde yer alan mobil uygulamalar olduğu düşünülmektedir. Bu uygulamalar ihtiyaç duyabileceğiniz neredeyse her alanda geliştirilmektedir ve pazar, tam rekabet piyasası özelliklerini barındırmaktadır. Bu durumda pazarda yer edinebilmek ve kalıcı olabilmek için müşteri memnuniyeti önemli faktörlerin başında gelmektedir. Sarıkaya (2013) akıllı cihazların satılmasını sağlayan en önemli iki faktör olarak, sahip oldukları işletim sistemleri ve bu sistemlere yönelik geliştirilen uygulamaların çeşitliliği ile kalitesi olduğunu belirtmektedir. Burada kaliteyi belirleyen unsurlar arasında müşteri memnuniyetinin yer aldığı düşünülmektedir. Müşteri memnuniyetini belirlemek için kullanıcı deneyimi sonuçlarını tespit etmek gerekmektedir. Kullanıcı deneyimi son yıllarda İnsan Bilgisayar Etkileşimi ve Etkileşim Tasarımı alanında bir terim haline gelmiştir (Hassenzahl ve Tractinsky, 2006). Müşteri memnuniyetini arttırabilmek ve bunu yaparken müşteriye ek bir külfet getirmeden (örneğin; zaman ayırarak soru cevaplamak), hatta hissettirmeden yapabilmek için mobil uygulama geliştirme alanında çeşitli araçlar geliştirilmektedir. Bu araçlardan biri olan Appsee yazılımı ile analiz edilmek istenen uygulamayı kullanan kullanıcıların, uygulama üzerinde hangi bölgeleri tıkladıkları, hangi sayfada ne kadar süre bulundukları, ekran üzerinde nasıl hareket ettikleri ve ısı haritaları video kayıtları şeklinde tespit edilebilmektedir. Sarıkaya (2013) yazılım geliştirme yaşam döngüsünün bakım aşamasında, kullanıcı oylarının ve yorumlarının en önemli geri beslemelerden biri olduğunu vurgulamaktadır. Ancak rekabetin yoğun olduğu bu pazarda sadece bu veriler yeterli olmamaktadır. Bununla beraber bu verilerin güvenilirliği ile ilgili şüpheler de bulunmaktadır; kimi zaman uygulamayı oylayan ya da yorumlayan kişiler, uygulama geliştiricilerin tanıdıkları olmakta ve taraflı görüş bildirerek uygulamanın yaygınlaşmasına katkı sağlamayı hedefleyebilmektedir. 185 | Mobil Uygulamalarda Kullanıcı Deneyimi Elde Etmeye Yönelik Bir Çalışma Internet, sağlık hizmeti alanında da bilgi paylaşımı amacı ile sıklıkla kullanılmaktadır (Diaz et al, 2002; Baker et al, 2003; Sarıkaya, 2013). Mobil uygulama marketlerinde de sağlık alanına yönelik uygulama sayısı gün geçtikçe artmaktadır. Fox ve Dugan (2012) araştırmalarında akıllı cep telefonu sahiplerinin yarısının sağlık konusunda bilgi almak için kendi cihazlarını kulandıklarını, beşte birinin ise cihazlarında bir sağlık uygulaması olduğunu raporlamıştır. Mirkovic et al (2011), sağlık alanındaki mobil uygulamalara yönelik kullanıcı geri bildirimi ile ilgili yüz yüze görüşmeler yaptıkları çalışmalarında, kullanıcıların bir kısmının mobil uygulamaların web versiyonlarının da olmasını talep ettikleri, ortamda bilgisayar olduğunda cep telefonu yerine bilgisayardan buraya ulaşmak istediklerini belirtmişlerdir. Ancak araştırmacılar web versiyonu ve mobil uygulama versiyonu arasında renk kullanımı, menu adlandırmaları, ikon, logo kullanımı konusunda yoğun benzerliklerin iyi olmasına karşın içeriğin sunumu ve etkileşimi açısından mobil uygulama platformlarında kesinlikle farklılıklar olması gerektiğini belirtmektedir. Kullanıcıların mobil uygulamaların oldukça basit ve sadece en önemli fonksiyonlara sahip olmalarını bekledikleri aynı çalışmada ifade edilmiştir. Bu çalışma sonucunda mobil uygulamaların kullanımına yönelik özelliklerinden (Ör; yazı boyutu ayarlama) dolayı gençler için daha uygun olduğunu belirtmişlerdir. Web sayfaları ve mobil uygulamalardaki kullanıcı davranışlarını analiz etmek için web tabanlı olarak çalışan çeşitli analiz yazılımları mevcuttur. Web sayfalarındaki kullanıcı davranışlarını analiz etmek için kullanılan web tabanlı yazılımlara örnek olarak MouseFlow1 ve LuckyOrange2 kullanılabilirlik testi yazılımı örnek olarak verilebilir (URL-1, URL-2). Bu yazılımlar web sayfaları üzerinden, fare hareketleri ve tıklama, kaydırma hareketleri, klavye hareketleri ve form doldurma, tıklama ısı yoğunluk haritası, hareket ısı haritası ve kaydırma ısı haritası gibi çeşitli verileri elde etme imkanı tanımaktadır. Web tabanlı olarak mobil uygulamalardaki kullanıcı davranışlarını analiz etmek için kullanılan web tabanlı yazılımlara örnek olarak UXCam3 ve Appsee Mobile 1 https://mouseflow.com/ 2 https://www.luckyorange.com/ 3 https://uxcam.com/ | 186 Mehmet Elibol, Dr. Çiğdem Selçukcan Erol Analytics4 kullanılabilirlik testi yazılımı örnek olarak verilebilir (URL-3, URL4). Isı haritaları ve kullanıcılar uygulamayı kullanırken ekran görüntüsü kayıt etme imkanlarından dolayı bu çalışma sırasında Appsee Mobile Analytics kullanılabilirlik yazılımının kullanılması tercih edilmiştir. Bu çalışmada İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi İlaç Araştırmaları birimi için geliştirilmiş “İyi Klinik Araştırma” uygulaması kullanıcı davranışları Appsee yazılımı ile analiz edilmiştir. Kullanıcı davranışlarının analiz edilme nedeni, mobil uygulamayı, son kullanıcılar için daha kullanışlı hale getirerek kullanıcı sayısının ve müşteri memnuniyetinin artırılmasına katkı sağlamaktır. 2. Metod Bu çalışmada “İyi Klinik Araştırma” uygulaması kullanıcı davranışları Appsee yazılımı kullanılarak analiz edilmiştir. Analize ilişkin süreçler aşağıda yer almaktadır: 2.1. Appsee Kullanıcı Deneyim Aracı Appsee yazılımı5, mobil uygulamalarda mümkün olan en iyi müşteri ve kullanıcı deneyimini sunmaya yardımcı olmak için tasarlanmış bir araçtır. Appsee yazılım aracı ile kullanıcıların uygulamayı kullanırken, yaptıkları her eylemin kaydının video kaydı şeklinde tutulmasına imkan tanımaktadır. Bununla birlikte her ekranda yapılan dokunuşları ısı haritaları şeklinde sunma imkanı tanımaktadır. Isı haritalarının yanı sıra, her ekrandaki kullanıcı davranışlarını, ekranda kalma süresi, o ekrandan farklı ekrana geçme yüzdesi gibi, basit ve güçlü raporlarla sunma imkanı tanımaktadır. 2.2. Sisteme Üye Olmak Appse kullanıcı deneyim aracını kullanabilmek için www.appsee.com adresinden sisteme üye olunması gerekmektedir. Üye olunduktan sonra Appsee kullanıcı deneyim aracı ücretsiz olarak 14 günlük bir kullanım süresi tanımaktadır. 4 https://www.appsee.com/ 5 https://www.appsee.com/, [Ziyaret Tarihi: 26 Nisan 2015] 187 | Mobil Uygulamalarda Kullanıcı Deneyimi Elde Etmeye Yönelik Bir Çalışma 14 gün sonunda uygulama üzerinden elde edilen tüm veriler ve sonuçların görüntülenmesini engellemektedir. Sisteme üye olma işlemi gerçekleştirildikten sonra, mobil uygulamamızı izleyebilmek için mobil uygulama ile Appsee aracınının eşleştirmesini sağlayan bir API anahtar sözcüğününün oluşturulması gerekmektedir. Oluşturulan bu API anahtar sözcüğü, uygulamanın kod bölümüne entegre edilir. Bu entegre işleminden sonra uygulama derlenerek android markette güncellenir. Bu aşamadan sonra uygulamamızı kullanan kullanıcıların uygulamayı kullanmıyla ilgili verilerini elde edilebilir. 2.3.Verilerin Analiz Süreci Apssee kullanıcı deneyim aracı ücretsiz olarak 14 günlük bir kullanım süresi sunması ve 14 gün sonunda uygulama üzerinden elde edilen tüm verileri ve sonuçları görüntülenemsini engellemesi dolayısıyla araştırma sürecinde verilerin toplanması 1-11 Nisan 2015 tarihleri arasında alınan 11 günlük sürede gerçekleştirilmiştir. 12-14 Nisan 2015 tarihlerinde elde edilen sonuçların analizleri araştırmaya aktarılmıştır. Uygulama üzerinde verilerin analiz edilmesi sürecinde (1 -11 Nisan 2015 tarihleri dahil olmak üzere) uygulamayı kullanan 44 kullanıcının 123 defa uygulamayı kullanmasından elde edilen sonuçlar baz alınmıştır. Appsee yazılımın 14 günlük ücretsiz kullanım izni olmasına rağmen, 14 gün sonunda sistemin tüm verileri kapatıldığı için 11 günlük süreçteki veriler değerlendirmeye alınmıştır. 3. Bulgular Analiz sonucunda elde edilen bulgular alt başlıklar halinde incelenmiştir; 3.1. Sistemden Elde Edilen Veriler Şekil 1’de görüldüğü gibi, 44 kullanıcı 123 defa uygulamayı kullanırken ortalama 50 saniye uygulama içerisinde kalmıştır. 123 defa uygulamanın kullanılması sonucunda, kullanıcıların uygulamayı kullanırken nasıl hareket ettiklerini gösteren 71 video kaydı elde edilmiştir. Uygulamanın 123 defa kullanılmasına | 188 Mehmet Elibol, Dr. Çiğdem Selçukcan Erol rağmen 71 video kaydının elde edilmesinin sebebi, bazı telefon modellerinin, kullanıcı uygulamayı kullanırken video kaydetmeyi desteklememesinden kaynaklanmaktadır. Şekil 2 ve 3’de görüldüğü gibi bu süre içinde uygulamayı en fazla kullanan kullanıcı sayısı 3 Nisan 2015 tarihinde olmuştur ve 17 kullanıcı tarafından 45 kez uygulama kullanılmıştır. Şekil 1: Uygulama Kullanıcı Sayısı, Uygulama Kullanma Sayısı ve Ortalama Uygulama Kullanma Süresi Şekil 2: Uygulamayı kullanan kullanıcı sayısı Şekil 3: Uygulamanın kullanılma sayısı Şekil 4’de görüldüğü gibi, süreç içinde uygulama en fazla %27 oranla 1 ve 3 dakika aralığında kullanılmıştır. %26 oranında 0 ve 3 saniye aralığında kullanılmıştır. Bu oranda uygulamayı hemen giriş yapıp, uygulamayı hiç kullanmadan uygulamadan çıkış yapanları göstermektedir. %5 oranında 3 ve 10 dakika aralığında uygulama kullanılmıştır ve uygulamayı bir kullanıcı en fazla 5 dakika 29 saniye süreyle kullanmıştır. 189 | Mobil Uygulamalarda Kullanıcı Deneyimi Elde Etmeye Yönelik Bir Çalışma 3.2. Kullanıcı Deneyimine Doğru Şekil 4: Uygulama kullanma süreleri Bir önceki adım da kullanıcı sayıları ve uygulama ile ilgili teknik verilere yer verilmiştir. Bu kısımda uygulama ile kullanıcı arasındaki etkileşim sonucunda meydana gelen verilere yer verilecektir. Şekil 5’ de görüldüğü gibi en çok kullanıcı etkileşimi % 27 oranında Konuları Listeleme Ekranında meydana gelmiştir. Bu ekranda meydana gelmesinin sebebi olarak, konuların listelenmesi ve uygulama içinde önemli bir alan olmasından dolayı olduğu düşünülmektedir. Şekil 5: En çok kullanıcı etkileşimi olan ekranlar Şekil 6’da görüldüğü gibi kullanıcılar, en uzun sürelerle Öğretici Soru Detay ve Konu Detay Ekranlarında kalmıştır. Bu şekilde bir oranın ortaya çıkma sebebi, Öğretici Soru Detay ekranında kullanıcının bir sorunun seçeneklerini okuyup, doğru cevabı bulmaya çalışmasından kaynaklanmaktadır. | 190 Mehmet Elibol, Dr. Çiğdem Selçukcan Erol Şekil 6: En uzun ziyaret süresi olan ekranlar Şekil 7’ de görüldüğü gibi, uygulamanın kullanımı sırasında kullanıcılar, en kısa sürelerle Kullanıcı Karşılama Ekranı, İletişim Detay Ekranı, Hakkında Detay Ekranı ve Doğru Cevap Ekranın’da kalmıştır. Bu şekilde bir oranın ortaya çıkmasında, Kullanıcı Karşılama Ekranı’nın ekranda 1 saniye kaldıktan sonra kapanması özelliğinin etkisi olduğu düşünülmektedir. İletişim Detay ve Hakkında Detay sayfalarını kullanıcının okuma süresi 5 saniye dolaylarında olmasından kaynaklandığı düşünülmektedir. Şekil 7: En kısa ziyaret süresi olan ekranlar 191 | Mobil Uygulamalarda Kullanıcı Deneyimi Elde Etmeye Yönelik Bir Çalışma Şekil 8’ de görüldüğü gibi Yanlış Cevap Ekranı, İletişim Detay Ekranı ve Hakkında Detay Ekranlarında kullanılabilirlik problemleri yaşanmıştır. Video kayıtları ve ısı haritaları incelendiğinde bu ekranlarda kullanılabilirlik problemleri yaşanmasının sebebi kullanıcının uygulamanın tepki vereceğini düşünerek, bu ekranlarda çeşitli noktalara tıklamasından kaynaklanmaktadır. Örneğin İletişim Detay ekranında metin içinde verilen bir linke kullanıcılar, link üzerinden bağlantı sağlayacaklarını düşünerek tıklamışlardır. Şekil 8: Kullanılabilirlik problemleri yaşanan ekranlar 3.3. Gerçek Kullanıcı Deneyimi ve Isı Haritaları Bu kısımda kullanıcının farklı cihaz ekran çözünürlüklerinde uygulama üzerinde nasıl hareket ettiğini gösteren detaylı analizlere yer verilmiştir. 3.3.1. 1080 x 1920 Ekran Çözünürlüğünde Şekil 9’da görüldüğü gibi, Yönlendirme Ekranına %22 oranında Konu Listeme Ekranından kullanıcılar gelmiştir. Bu oranı %17 oranıyla Öğretici Sorular Ekranı ve % 15 oranıyla Sık Sorulan Sorular Ekranı izlemektedir. Yönlendirme Ekranından kullanıcıların % 21’i uygulamadan çıkış yapmak için, % 19’u Konu Listeleme Ekranına, % 17’si Öğretici Sorular Listeleme Ekranına gitmek için kullanmıştır. Isı haritası incelendiğinde, 95 oturum, 344 etkileşim | 192 Mehmet Elibol, Dr. Çiğdem Selçukcan Erol sonucunda, kullanıcıların uygulamayı genel olarak sağ taraftan kullandıkları ama bazı kullanıcıların uygulamayı sol taraftan kullandığı dikkat çeken nokta olmuştur. Şekil 9: Yönlendirme Ekranına hangi ekrandan gelindiğinin ve yönledirme ekranından hangi ekranlara gidildiğinin ısı haritası ile birlikte gösterimi. 3.3.2. 1080 x 1776 Ekran Çözünürlüğünde Şekil 10’da görüldüğü gibi, 41 oturum, 50 etkileşim sonucunda, İletişim Ekranında % 60 oranında cevapsız hareketlerin olduğu ortaya çıkmıştır. Isı haritası incelendiğinde bunun ortaya çıkmasının nedeninin erişim linki olarak verilen linkin ve birim adresininin verildiği alanın herhangi bir bağlantıya yönlendirilmemiş olmasından kaynaklandığı düşünülmektedir. İnternet erişim linkinin birim web sayfasına yönlendirilmesi ve birim adresinin google maps üzerine yönlendirilmesi ile bu sorunun çözülebileceği düşünülmektedir. 3.3.3.720x1280 Ekran Çözünürlüğünde 68 oturum ve 345 etkileşim sonucunda ortaya çıkan ısı haritası Şekil 11’de görülmektedir. Bu ekranda kullanıcılar ortalama 13 saniye geçirmiştir. Isı ha- 193 | Mobil Uygulamalarda Kullanıcı Deneyimi Elde Etmeye Yönelik Bir Çalışma Şekil 10: İletişim Ekranında ortaya çıkan ısı haritası ritasında da görüldüğü gibi bu ekranın, etkileşimi yüksek bir ekran olduğu ortaya çıkmıştır. Şekil 11: Konu Listeleme Ekranında Ortaya Çıkan Isı Haritası | 194 Mehmet Elibol, Dr. Çiğdem Selçukcan Erol Şekil 12’de görüldüğü gibi 39 oturum ve 330 etkileşim sonucunda Öğretici Soru Detay ekranı ısı haritası oluşmuştur. Kullanıcılar Öğretici Soru Detay Ekranında ortalama 21 saniye geçirmişlerdir. Eğitim uygulamalarında kullanıcıların ortalama olarak bir soru üzerinde ne kadar beklediklerinin doğru ölçme ve değerlendirme yapma açısından önemli olacağı düşünülmektedir. Şekil 12: Öğretici Soru Detay Ekranı 3.4. Gerçek Kullanıcı Deneyimi ve Video Analizleri Bu kısımda kullanıcının uygulama üzerinde nasıl hareket ettiğini gösteren video kayıtlarından elde edilen analizlere yer verilmiştir. Uygulama geliştirilirken telefon üzerindeki çıkış butonu devre dışı bırakılmış, uygulamadan çıkmak için Çıkış butonuna basılarak uygulamadan çıkma özelliği eklenmiştir. Video kayıtları incelendiğinde, uygulamadan çıkmak için kullanıcıların telefon üzerindeki çıkış butonunu kullanmak istediği ortaya çıkmıştır ve telefon üzerindeki çıkış butonun devre dışı bırakılmasının doğru bir yaklaşım olmadığı görülmüştür. Daha önce ısı haritalarında tespit edildiği gibi, kullanıcıların uygulama içindeki “Hakkında” ve “İletişim” kısımlarında tıklama etkileşimi olmayan bazı noktalara tıklamaya çalıştıkları tespit edilmiştir. Bu noktaların “İletişim” kısmında web adresi gibi kullanıcının etkileşim beklediği noktalar olduğu tespit edilmiştir. 195 | Mobil Uygulamalarda Kullanıcı Deneyimi Elde Etmeye Yönelik Bir Çalışma 4. Sonuç Mobil uygulama pazarı her geçen gün büyüyen ve rekabet ortamının yoğun olduğu bir sektördür. Bu sektörde hemen hemen her konuda uygulama bulunmaktadır. Bu nedenle içerikten ziyade müşteri memnuniyeti rekabette avantaj sağlayacak alanlardan biri olarak görülmektedir. Bu çalışmada İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi İlaç Araştırmaları birimi için geliştirilmiş “İyi Klinik Araştırma” uygulaması Appsee yazılımı ile kullanıcı davranışları analiz edilmiştir. Analiz sonucunda; uygulamayı kullanan kullanıcıların, uygulama üzerinde hangi bölgeleri tıkladıkları, hangi sayfada ne kadar süre bulundukları, ekran üzerinde nasıl hareket ettikleri ısı haritaları ve video kayıtları şeklinde elde edilmiştir. Bu ısı haritaları gerçek kullanıcı deneyimlerini yansıtmaktadır. Appsee Mobile Analytics yazılımının ücretiz kullanım süresinde kullanarak, kullanıcı deneyimlerini ortaya çıkarmak isteyen araştırmacılara, ücretsiz kullanım süresini dikkat etmeleri önerilmektedir. Bunun önerilme nedeni; 14 gün sonunda Appsee Mobile Analytics yazılımının tüm verileri gizlemesi ve verileri göstermek için ücretli pakete geçilmesini istemesinden kaynaklanmaktadır. Araştırma sonucunda kullanıcıların en çok etkileşimde bulunduğu ekranlar tespit edilmiştir. Bu sayede en çok etkileşimin bulunduğu ekranın olumlu yönleri başka ekranlara aktarılabilir. Ayrıca kullanıcıların en uzun süreyle ve en kısa süreyle kaldıkları ekranlar tespit edilmiş ve bunların nedenleri ortaya çıkarılmıştır. Mobil uygulama geliştiricilere, uygulamalarını daha başarılı hale getirebilmek için bu şekilde tespitler yapmaları önerilmektedir. Bununla birlikte video kayıtları ve ısı haritaları ile kullanıcıların kullanılabilirlik problemi yaşadığı noktalar tespit edilmiştir. Elde edilen kullanıcı deneyimleri doğrultusunda, mevcut uygulama güncellenerek uygulamanın daha kullanıcı dostu olarak düzenlenmesi planlanmaktadır. Sonuç olarak mobil uygulama geliştiricilerin, gerçek kullanıcı deneyimleri elde etmek ve uygulamalarının eksi ve artı yönlerini ortaya çıkarmak için, uygulamalarını markette yayınladıktan sonra, platformlarına uygun olan bir kullanıcı deneyimi elde etme yazılımıyla analiz etmeleri önerilmektedir. | 196 Mehmet Elibol, Dr. Çiğdem Selçukcan Erol 5. Kaynaklar Baker, L., Wagner, T. H. , Singer, S. & Bundorf, M. K. (2003). Use of the internet and e-mail for health care information: Results from a national survey”, JAMA J. Am. Med. Assoc., 289 (18): 2400–2406. Diaz, J. A., Griffith, R. A., Ng, J. J., Reinert, S. E., Friedmann, P. D. & Moulton, A. W. (2002). Patients’ Use of the Internet for Medical Information, J. Gen. Intern. Med., 17 (3): 180–185. Elibol, M., 2014, Çevik Yazılım Geliştirme Metodolojisi İle Klinik Araştırmalar İçin Mobil Uygulama Geliştirme, Yüksek Lisans Tezi, Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul Üniversitesi. Fox, S. & Duggan, M. (2012). Mobile health 2012, Pew Internet Am. Life Proj., 8, http://community.g.pewinternet.com/~/media/Files/Reports/2012/ PIP_MobileHealth2012_FINAL.pdf Hassenzahl, M., & Tractinsky, N. (2006), User experience-a research agenda. Behaviour & information technology, 25(2), 91-97. Mirkovic, J., Bryhni, H., & Ruland, C. (2011). Designing user friendly mobile application to assist cancer patients in illness management. IneTELEMED 2011, The Third International Conference on eHealth, Telemedicine, and Social Medicine (pp. 64-71). Sarıkaya, B. (2013). Mobil İlaç Prospektüs Uygulaması, İstanbul Teknik Üniversitesi Bilişim Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi. URL-1, https://mouseflow.com/, [Ziyaret Tarihi: 26 Nisan 2015] URL-2, https://www.luckyorange.com/, [Ziyaret Tarihi: 26 Nisan 2015] URL-3, https://uxcam.com/, [Ziyaret Tarihi: 26 Nisan 2015] URL-4, https://www.appsee.com/, [Ziyaret Tarihi: 26 Nisan 2015] 197 | International Congress on DIGITAL LIFE ENVIRONMENTS “Mobile Application And Content Development” ISBN 978-605-07-0590-4