şeytan üçgeni
Transkript
şeytan üçgeni
TAŞIT ARAÇLARI YAN SANAYİCİLERİ DERNEĞİ ASSOCIATION OF AUTOMOTIVE PARTS & COMPONENTS MANUFACTURERS Ma t abe ŞEYTAN ÜÇGENİ k Re liy et YILYEAR: 17 SAYIISSUE: 84 TEMMUZJULY- AĞUSTOSAUGUST 2015 Duruşlar Otomotiv Sektörü Ford Trucks Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Kınay: “Küresel dünyada rekabet edecek iş ortaklarına ihtiyacımız var” Otomotiv Sektörü ve İnsanlar Çalışma Barışı Opaş Otomotiv 41 yıldır istikrarlı gelişim çizgisini sürdürüyor Üretim duruşu otomotiv ihracatını yüzde 27 düşürdü EDİTÖRDEN TAŞIT ARAÇLARI YAN SANAYİCİLERİ DERNEĞİ ASSOCIATION OF AUTOMOTIVE PARTS & COMPONENTS MANUFACTURERS Sahibi Publisher TAYSAD adına Yönetim Kurulu Başkanı For TAYSAD, Chairman of the Board of Directors Dr. Mehmet Dudaroğlu Yazı İşleri Müdürü Editor in Chief SEVGİ ÖZÇELİK TAYSAD Kurumsal İletişim Uzmanı Sevgi Özçelik Yayın Kurulu Editorial Board Dr. Mehmet Dudaroğlu Alper Kanca Albert Saydam Süheyl Baybalı Sevgi Özçelik Editör Editorial Burçin Yeşiltepe editor@mavitanitim.com.tr Riskler, tehditlere karşı yeni bir dönüşüm yaratmalıyız Yayın Yönetmeni Publishing Sevgi Özçelik sevgi@taysad.org.tr Görsel Yönetmen Art Director İlter Çıtak grafik@mavitanitim.com.tr B u sayımızda Mayıs ayında yaşadığımız üretim duruşlarını ele aldık. Tedarik sanayicilerimizi günümüz dünyasında, rekabet ve maliyet kadar, yaşanan ani üretim duruşları da derinden etkiliyor. TİSK’in yaptığı hesaplamalara göre, 14 Mayıs - 4 Haziran arasında yaşananlar, 12 işyerinde 32 bin 944 personelin çalışamamasına ve 236 bin 235 günlük kayba yol açtı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na göre, 2014 yılının tümünde grevler nedeniyle kaybedilen işgünü sayısının 365 bin 411 olduğu dikkate alındığında, yaklaşık üç hafta süren duruşların olumsuz etkisi daha net biçimde ortaya çıktı. İş dünyamızın, zorlaşan rekabet şartlarında göstereceği stratejik girişimlerin önemli bir boyutu da, günümüzün ve geleceğin işgücü yapısıyla ilişkilidir. Özellikle işgücünün stratejik bir rekabet gücü olarak kullanımı, hem sektörümüzün hem de ülke ekonomimizin başarısında kritik öneme sahiptir. Bunun için sadece şirketler bazında değil ülke bazında bazı adımlar atılması gerekiyor. İnsan kaynaklarımızı sürekli öğrenme ve bilgi paylaşımı sistemleriyle çağdaş hayatın gereksinimlerine entegre etmeliyiz. Sürekli öğrenme ve gelişme süreci, vizyonumuzun temeli olmalıdır. Gelecek hedeflerimizi dikkate aldığımızda, yeniden bir dönüşüm yaratmak zorunda olduğumuz belirginleşiyor. İnsanı temel alarak, toplumsal dinamikleri harekete geçirmeli ve Türk işgücünün rekabetçi potansiyelini artırmaya odaklanmalıyız. Yeni sayımızda görüşmek üzere... Fotoğraf Photographer Emre Topdemir www.emretopdemir.com Reklam Advertising Fırtına Arısoy firtina@mavitanitim.com.tr Yönetim Yeri Management Centre TOSB - TAYSAD Organize Sanayi Bölgesi 41420, Şekerpınar, Çayırova - KocaeliTÜRKİYE Tel: + 90 262 658 98 18 Faks: + 90 262 658 98 39 www.taysad.org.tr • info@taysad.org.tr Yapım Production Mavi Tanıtım ve İletişim Ayrılık Çeşme Sok. No: 122 Yeldeğirmeni 34500 Kadıköy - İstanbul Tel: +90 216 418 59 31 Faks: +90 216 348 95 22 www.mavitanitim.com.tr Baskı Printed by Özgün Ofset Tic. Ltd. Şti. Yeşilce Mah. Aytekin Sok. No: 21 Otosanayi 4. Levent-İstanbul Tel: +90 212 280 00 09 Yerel - Türkçe - İlmi İki Ayda Bir Yayımlanır Tüm yayın hakkı TAYSAD’a ait olup kaynak gösterilmek suretiyle alıntı yapılabilir. Tüm reklamların sorumluluğu reklam veren firmalara, yazılardaki görüşler yazarlarına aittir. TAYSAD Dergi parayla satılmaz. All publishing rights reserved by TAYSAD and the content may be quoted by indicating source. Advertisements are the liability of advertising firms. Opinions are the liability of writer. TAYSAD Magazine is distributed free of charge. CLEPA An English version is also available at www.taysad.org.tr 4 Temmuz July - Ağustos August 2015 Avrupa Otomotiv Yan Sanayicileri Derneği TAYSAD CLEPA üyesidir TAYSAD is a Member of CLEPA www.taysad.org.tr İÇİNDEKİLER An English version is also available at www.taysad.org.tr OTOMOTİV SEKTÖRÜ 22 “Küresel dünyada rekabet edecek iş ortaklarına ihtiyacımız var” ÇALIŞMA BARIŞI 40 “Zorlukla kazanılan pazarların kaybedilmesi ihtimali gündemde” AHMET KINAY Ford Trucks Genel Müdür Yardımcısı TAYSAD DERGİ’DEN 04 Riskler, tehditlere karşı yeni bir dönüşüm yaratmalıyız SEVGİ ÖZÇELİK TAYSAD Kurumsal İletişim Uzmanı TAYSAD'DAN MESAJ 08 Çatışmacı kültürün oluşmasının önüne geçmek durumundayız Dr. MEHMET DUDAROĞLU 6 OTOMOTİV SEKTÖRÜ VE İNSANLAR 30 Opaş Otomotiv 41 yıldır istikrarlı gelişim çizgisini sürdürüyor TAYSAD’ın ilk üyelerinden olan Opaş Otomotiv’in Yönetim Kurulu Başkanı Nuri Yenigün ve Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Nurgül Yenigün Uras ile sektör ve aile şirketleri üzerine konuştuk. ÇALIŞMA BARIŞI AVUKAT HAKAN YILDIRIMOĞLU MESS Genel Sekreteri 44 “Sektörün itibarı zedelenirken, ekonomi ve istihdamı da olumsuz etkiledi” SAMİ EROL Aktaş Holding İcra Kurulu Başkanı ve Yönetim Kurulu Üyesi TAYSAD ALMANYA TEMSİLCİLİĞİ 46 Rekabetçilik İş Barışının Teminat Altına Alınmasıyla Güçlenir AHMET YILMAZ TAYSAD Almanya Temsilcisi, TAYSAD Yönetim Kurulu Başkanı 34 Üretim duruşu, otomotiv ihracatını yüzde 27 düşürdü exTim GmbH Yönetim Kurulu Başkanı 08 22 30 Temmuz July - Ağustos August 2015 AMERİKA'DAN HABERLER GÖRÜŞ 48 Detroit’te pazarlık başladı 78 Türk otomobili yerine Türk kamyonu verelim Negotations began in Detroit INDUSTRY 4.0 VAROL KARSLIOĞLU 68 “Dördüncü sanayi devrimi Yarının fabrikaları neye benziyor? TAYSAD İNFOGRAFİK 52 Dünya Üretkenlik Düzeyi TAYSAD'DAN HABERLER 54 ISO 500’e TAYSAD Damgası 56 BMW, Türk tedarikçilerle işbirliğini artırmayı hedefliyor 58 Ford global satın alma yönetimi, TAYSAD üyeleri ile bir araya geldi KAVEH TAGHIZADEH IKPMG Türkiye Yönetim Danışmanlığı Hizmetleri Başkanı, Şirket Ortağı GENÇER KESER IKPMG Türkiye Yönetim Danışmanlığı, Kıdemli Müdür EKONOMİK İLİŞKİLER: İRAN 72 Nükleer anlaşma Türkiye’yi nasıl etkileyecek? BENİM YOLUM BENİM KİTABIM 60 Tedarik sanayi satış sonrasında kazanacak 76 Michio Kaku: Geleceğin Fiziği ÖZLEM GÜLŞEN ARKAN EĞİTİM 62 MOSTEM, sanayinin nitelikli işgücü arayışına çözüm üretiyor Maxion Wheels Binek Araç Jantları Satış Direktörü, Türkiye Operasyonları 62 ERDEM BEKTAŞ Y. Makine Mühendisi YTÜ Teknopark Başkanı OTOMOTİV SEKTÖRÜ 80 Motorlu araç mevzuatında yeni dönem ÜYELERDEN HABERLER 84 TAYSAD üyeleri verimlilik projeleriyle yarıştılar 86 Cavo Otomotiv, Ford Global Kalite sertifikası olan Q1 Belgesini Aldı “Renault Tedarikçi Kalite Ödülü” Ak Pres Otomotiv’in 88 Yeni nesil için Delphi Akademi 90 Maysan Mando bayileri ile Moskova'da biraraya geldi Yiğit Akü ile “Akıllı” Yolculuk! 80 www.taysad.org.tr TAYSAD’DAN MESAJ Dr. Mehmet Dudaroğlu TAYSAD Yönetim Kurulu Başkanı Çatışmacı kültürün oluşmasının önüne geçmek durumundayız Değerli Üyelerimiz, S ektörümüzün son dönem üretim ve ihracat verileri, sektörümüzde yaşanan işçi eylemleri ile bağlantılı olarak verilmekte. Yakın geçmişte yaşadığımız üretim ve ihracat kayıplarımızdaki ana etken, işçi eylemleri olarak gösterilmekte. Ulusal kamuoyunda güncelliğini yitiren bu konu, sektörümüzde güncelliğini korumakta ve artçı etkileri devam etmekte. Övgüyle bahsettiğimiz çalışma barışımız, üretim ve ihracat başarımız büyük bir tehdit ile karşı karşıya. İhracat müşterilerimiz, sektörümüzde yaşanan işçi eylemlerini kaygıyla, rakiplerimiz ise büyük bir mutlulukla izlemekte. Yaşananları ekonomik, stratejik ve davranışsal boyutu ile irdemeliyiz diye düşünüyorum. Bilindiği gibi uzlaşma kültürü, toplu iş sözleşmelerinin ayrılmaz bir parçasıdır. Uzlaşma kültürü sayesinde oluşturduğumuz çalışma barışından hep övgü ile bahsederiz. Çalışma barışı sektörümüzün en önemli rekabet avantajlarından birisi. Sektörümüzde yaşadığımız işçi eylemleri, uzlaşmacı kültürü çatışmacı kültüre dönüştürmekte. Bu çatışmacı davranış şeklinin alışkanlığa dönüşmesi sektörümüz için en önemli tehditlerden birisi. Bilim insanları alışkanlıkları üç aşamalı bir döngü olarak açıklıyorlar; işaret, rutin ve ödül. Ödüle duyulan arzu, alışkanlık döngüsünü harekete geçiriyor. Her defasında, ödüle duyulan arzuların ben- Çalışma barışı sektörümüzün en önemli rekabet avantajlarından birisi. Sektörümüzde yaşadığımız işçi eylemleri, uzlaşmacı kültürü çatışmacı kültüre dönüştürmekte. Bu çatışmacı davranış şeklinin alışkanlığa dönüşmesi sektörümüz için en önemli tehditlerden birisi. zer şekilde tatmin edilmesi alışkanlık döngüsünü pekiştiriyor (detay bilgi için; Charles Duhigg, Alışkanlıkların Gücü, Boyner Yayınları, 2012). Bu açıklamadan hareketle işçi eylemlerini alışkanlık döngüsüne uyarlayalım; Arzu: Daha iyi bir yaşam ödülüne kavuşmak. İşaret: Herhangi bir sebepten ötürü çalışanların memnuniyetsizliğinin veya beklentilerinin artması, toplu iş sözleşme tarihinin yaklaşması. Rutin: Uzlaşmacı kültür ile toplu iş sözleşmeleri sürecinin yürütülmesi. Ödül: Toplu iş sözleşmesinin bağıtlanmasıyla başarıya ulaşmanın mutluluğu. İşaret ve ödül aynı, fakat eski rutinin yerine yeni rutin konarak (Uzlaşmacı pazarlık süreci yerine yasadışı eylemler) ödüle ulaşılmıştır. Yeni rutin alışkanlık döngüsü içerisindeki yerini sağlamlaştırır ise zorlu bir mücadele bizi bekliyor. Şirket sahipleri olarak bizler, bu konuda çok duyarlı davranmalıyız. Çatışmacı kültürün oluşmasının önüne mutlaka geçmeliyiz. Değerli üyelerimiz, bildiğiniz gibi 29-30 Temmuz tarihleri arasında TAYSAD olarak 21 üye firmamız ve 55 kişilik bir delegasyonla, BMW Munich’te, TAYSAD-BMW Tedarikçi Günü etkinliğini gerçekleştirdik. Çok başarılı geçen etkinliğimize T.C Ekonomi Bakanlığı İhracat Genel Müdürü Veysel Parlak da katıldı. Memnuniyetle belirtmeliyim ki, BMW firması üyelerimizle olan iş hacmini iki misline çıkartacağını açıkladı. Ar-Ge ve İnovasyon faaliyetlerimiz ilgi ve memnuniyetle karşılandı. BMW yönetiminde etkin pozisyonlardaki yurttaşlarımızla tanışmak bizleri çok gururlandırdı. Siz üyelerimizi yurt dışı ana sanayilerle buluşturmak TAYSAD’ın en önemli misyonlarından biridir. 6-8 Ekim tarihinde TAYSAD-Scania Tedarikçi Günü’nü, 14-16 Ekim tarihinde ise TAYSAD-Jaguar/Land Rover Tedarikçi Günü’nü düzenliyoruz. İnanıyorum ki her iki tedarikçi günlerini de başarı ile gerçekleştireceğiz. Saygılarımla, n An English version is also available at www.taysad.org.tr 8 Temmuz July - Ağustos August 2015 www.taysad.org.tr SEKTÖR ANALİZİ 1.779 A.I.O.S. 9.545 Ford Otosan 91 2 101 1 2.045 1 5.184 32 113.045 52 165 4 926 31.667 Toplam Totals % Traktör F. Tractor % Midibüs Midi-Bus % Minibüs Mini-Bus % Otobüs Bus % Kamyonet Pick Up % B. Kamyon M. Truck % K. Kamyon L. Truck % Otomobil Pass. Car Firmalar Companies Otomotiv sanayi firmalarının 2015 yılı 6 aylık üretimleri Production of Vehicle Manufacturers 6 Months of 2015 29 5.016 97 159.441 1.599 Hattat Tarım 7 1.599 Honda Türkiye 6.763 2 6.763 Hyundai Assan 113.100 29 113.100 1.333 Karsan 11.065 M. Benz Türk 1 68 Man Türkiye 182 Otokar Oyak Renault 167.341 9 131 0 4 0 2.203 52 944 3 297 9 977 23 251 6 1.220 38 977 643 15 796 25 Tofaş 36.091 9 167.341 Toyota 59.137 15 100.657 100 1.439 46 136.748 59.137 Türk Traktör 391.977 1.784 43 Temsa Global Toplam 2.578 13.268 1.961 100 16.350 100 217.211 100 4.243 100 32.611 100 3.239 100 22.716 93 22.716 24.315 100 691.907 Kaynak: OSD K. Kamyon: AYA 3.5-1.2 Ton, L. Truck: GVW: 3.5-12 Ton, B. Kamyon: AYA 12 Ton’dan Büyük, M. Truck: GVW 12 Ton And Up Otomotiv üretimi yılın ilk yarısında arttı Otomotiv Sanayii Derneği'nin (OSD) açıkladığı rapora göre, geçen yılın ilk 6 ayında 564 bin 77 adet olan otomotiv üretimi, bu yıl 667 bin 592 adete yükseldi. Otomotiv pazarı O SD verilerine göre 2015 yılı Ocak-Haziran döneminde toplam pazar, 2014 yılı aynı dönemine göre yüzde 49 oranında artarak 455 bin adet düzeyinde gerçekleşti. Bu dönemde otomobil pazarı yüzde 45 arttı ve pazar 328 bin adet olarak gerçekleşti. 2015 yılı Ocak-Haziran döneminde hafif ticari araç 10 Temmuz July - Ağustos August 2015 18 % TOPLAM ÜRETİM 668 BİN TOPLAM OTOMOTİV ÜRETİMİ Bir önceki yılın ilk altı ayına göre toplam üretim yüzde 18, otomobil üretimi ise yüzde 9 oranında arttı. Yılın ilk altı ayında toplam üretim 668 bin adet, otomobil üretimi ise 392 bin adet düzeyinde gerçekleşti. pazarı bir önceki yılın ilk altı ayına göre yüzde 71 artarak 105 bin adet düzeyine yükseldi ve toplam pazardaki artışa önemli destek oldu. yükselirken, otobüs pazarı ise yüzde 14 oranında artarak 922 adet olarak gerçekleşti. 2015 yılı Ocak-Haziran döneminde bir önceki yıla göre ağır ticari araç pazarı yüzde 24 oranında artarak 23 bin düzeyinde gerçekleşti. İnşaat sektöründeki gelişmelerin etkisiyle 2015 yılında 2014 yılı aynı dönemine göre kamyon pazarı yüzde 27 oranında artarak 20 bin adede Son 10 yıllık ortalamalara göre toplam pazar yüzde 33 otomobil pazarı ise yüzde 45 hafif ticari araçlar (HTA) pazarı ise yüzde 7, kamyon pazarı yüzde 28 oranında artarken, otobüs pazarı ise yüzde 19 oranında düşüş gösterdi. Otomotiv üretimi 2015 yılı Ocak-Haziran döneminde bir önceki yılın ilk altı ayına göre toplam üretim yüzde 18, otomobil üretimi ise yüzde 9 oranında arttı. Bu dönemde, toplam üretim 668 bin adet, otomobil üretimi ise 392 bin adet düzeyinde gerçekleşti. Ticari araçlarda 2015 yılı Ocak-Haziran döneminde üretim, minibüste yüzde 114, kamyonette yüzde 31, otobüste yüzde 26, büyük kamyonda yüzde 21, küçük kamyonda yüzde 18 ve midibüste yüzde 3 oranında arttı. Bu dönemde, traktör üretimi yüzde 1 oranında azalarak 24.315 adet oldu. 2015 yılı Ocak-Haziran döneminde 304 bin adedi otomobil olmak üzere, toplam 486 bin adet taşıt ihraç edildi. 2015 yılı Ocak-Haziran döneminde gerçekleşen taşıt aracı ihracatı, 2014 yılı aynı dönemine göre yüzde 8 oranında arttı. n www.taysad.org.tr SEKTÖR ANALİZİ Temmuz ayında bir milyar 644 milyon dolar ihracata imza atan otomotiv endüstrisi, yılın 7 aylık döneminde de yüzde 11.5 azalışla 12 milyar 135 milyon dolarlık dış satış gerçekleştirdi. Otomotiv endüstrisi Temmuz ayında ihracat liderliğini sürdürdü T ürkiye ihracatının değişmez lideri otomotiv endüstrisi, Temmuz ayında da sektörel bazda birinciliğini korudu. Otomotiv endüstrisi Temmuz ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 17 kayıpla 1 milyar 644 milyon dolar ihracata imza atarken, yılın 7 aylık döneminde ise ihracat yüzde 11.5 azalışla 12 milyar 135 milyon dolar olarak gerçekleşti. Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB), otomotiv endüstrisinin Temmuz ayı ihracat verilerini açıkladı. Buna göre tüm ana ürün gruplarında kayıplar yaşanmasına rağmen, otomotiv endüstrisi sektörel olarak ihracattaki liderliğini bırakmadı. İspanya’ya yüzde 13, Birleşik Krallık’a otobüs minibüs midibüs ürün grubunda yüzde 147, Birleşik Devletler’e tedarik sanayide yüzde 21 büyümeye rağmen Temmuz ayında Almanya, Fransa, İtalya gibi büyük pazarlarda yaşanan kayıpların önüne geçilemedi. Miktar bazında artış Temmuz ayında otomotiv ihracatında değer bazında 4 MİLYAR 965 MİLYON DOLAR İHRACAT Otomotiv tedarik sanayi ihracatı 2015 yılı Ocak-Temmuz döneminde geçen yıla göre % 13 azalarak 4 milyar 965 milyon USD olarak gerçekleşti. yüzde 17, ağırlık bazında yüzde 2 düşüş yaşanırken, miktar bazında ihracatta yüzde 9,5 artış sağlandı. Ürün grupları incelendiğinde ise tedarik sanayi geçtiğimiz ay yüzde 12 kayıpla 681 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Temmuz ayında tedarik sanayiyi yüzde 32 gerileme ve 485 milyon dolarla binek otomobiller, yüzde 2.5 azalış ve 367 milyon dolarla eşya taşımaya mahsus motorlu taşıtlar, yüzde 7 kayıp ve 90 milyon dolarlık otobüs minibüs midibüs ürün grubu Temmuz July - Ağustos August 2015 Otobüs minibüs midibüs 7 ayda ihracatını artırdı Ürün bazında yılın 7 aylık döneminde de tedarik sanayide yüzde 13 azalış ve 4 milyar 965 milyon, binek otomobillerde yüzde 12 kayıpla 4 milyar 42 milyon, eşya taşımaya mahsus motorlu taşıtlarda yüzde 10 düşüş ve 2 milyar 301 milyon, Otobüs, minibüs, midibüs 7 ayda ihracatını artırdı. 2015 yılı Ocak-Temmuz döneminde AB-28 ülkeleri %76 pay ve 9 milyar 245 milyon USD ihracat ile otomotiv ihracatımızda en önemli pazar konumunu korumaktadır. Otomotiv tedarik sanayinde en fazla ihracat yapılan ilk üç ülkeden Almanya’ya %12, Birleşik Krallığa %9 ihracat düşüşü görülürken, İtalya’ya yönelik ihracat %4 arttı. Buna karşılık Birleşik Devletlere yönelik tedarik sanayi ihracatı %21 artmıştır. 12 izledi. Diğer başlığı altında ise yüzde 29 gerilemeyle 21 milyon dolarlık dış satış gerçekleşti. % 9,5 MİKTAR BAZINDA ARTIŞ Temmuz ayında otomotiv ihracatında miktar bazında ihracatta yüzde 9,5 artış sağlandı. 1 MİLYAR 644 MİLYON DOLAR İHRACAT Temmuz 2015’te otomotiv endüstrisi 1 milyar 644 milyon USD’lik ihracata imza atmıştır. otobüs minibüs midibüs ürün grubunda da yüzde 5 artışla 660 milyon dolarlık dış satış yapıldı. Birleşik Devletler’e yüzde 111 artış İhracat verileri ülke bazlı incelendiğinde de geçtiğimiz ay en fazla ihracat önceki dönemlerde olduğu gibi Almanya’ya oldu. Almanya’ya ihracat yüzde 25 gerileme ile 238 milyon, Birleşik Krallık’a yüzde 18 kayıpla 214 milyon, Fransa’ya da yüzde 10 azalışla 166 milyon dolarlık dış satış gerçekleşti. Bu ülkeler dışında İspanya’ya yüzde 13 büyümeyle 100 milyon, Birleşik Devletlere yüzde 111 artışla 71 milyon, Slovenya’ya da yüzde 19 yükselişle 53 milyon dolarlık dış satış gerilemenin önüne geçemedi. Ülke bazlı 7 aylık dönemde de Almanya’ya yüzde 15 azalışla bir milyar 915 milyon, Birleşik Krallık’a yüzde 5 büyümeyle bir milyar 587 milyon, Fransa’ya da yüzde 18 kayıpla bir milyar 204 milyon dolarlık dış satış yapıldı. Aynı dönemde Birleşik Devletler’e yüzde 81 büyümeyle 411 milyon, İspanya’ya da yüzde 10 artışla 645 milyon dolarlık ihracat gerçekleşti. n www.taysad.org.tr SEKTÖRDEN HABERLER Türkiye, otomotiv sektöründe merkez haline geliyor Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) Yönetim Kurulu Başkanı Kudret Önen, Türkiye'nin bu yıl devreye alınacak yatırımlarla hafif ticari araç üretiminden sonra otomobil üretiminde de Avrupa'da önemli merkez olma yolunda ilerlediğini belirterek, "Türkiye artık otomobil üretim üssü de oldu" dedi O tomotiv Sanayi Derneği (OSD) Başkanı Kudret Önen, Avrupa pazarındaki canlanmanın yanı sıra, teşvik sisteminin desteğiyle otomotiv sektöründe yatırımların meyvelerinin 2015 ilk yarı yılda alınmaya başladığını belirtti. Önen, otomotiv sanayi üretiminin yıl sonunda yaklaşık yüzde 5 artışla 1.225 milyonu aşmasını, ihracat, iç pazar ve üretim açısından rekor bir yıl olmasını beklendiğini söyledi. OSD tarafından hazırlanan “2015 İlk Yarı Yıl Değerlendirme Raporu”na göre, 2015 yılında yeni yatırımların ve projelerin devreye girmesi, büyüyen iç pazar ve artan ihracat sonucu üretim adetlerinde ciddi artış kaydedildi. 2015 yılı ilk yarısında, geçen senenin aynı dönemine göre, üretimde yüzde 18 ve ihracatta ise yüzde 7,5 artış gerçekleşti. 925 BİN ADET İHRACAT Kudret Önen, bu yıl ihracatın ise 925 binle yeni bir rekor düzeyinde gerçekleşmesini beklediklerini dile getirdi. 14 Temmuz July - Ağustos August 2015 Moralimiz düzgün OSD Başkanı Kudret Önen şu değerlendirmelerde bulundu: “Avrupa büyümesine kıyasla üretim adedindeki büyüme oranımızın daha büyük olması güzel . Türkiye otomobilde de dünyadaki rekabetçiliğini kanıtladı hafif ticariden sonra OSD Başkanı Kudret Önen İhracat 500 bine yaklaştı 2015'te başlayan yeni yatırımlarla üretim kapasitesi 1,8 milyon adedin üzerine çıkacak. Kurulu kapasitenin ise 2 milyon adedin üzerine çıkması çok uzak değil. Türkiye, bu yıl devreye alınacak yatırımlarla hafif ticari araç üretiminden sonra otomobil üretiminde de Avrupa'da önemli merkez olma yolunda ilerliyor. Türkiye artık otomobil üretim üssü de oldu. aynı zamanda artık otomobilci de oldu. Normalleşme yolundayız ve bizi mutlu eden bir toparlanma var ama geçmiş rakamlara bakıldığında hala “çok iyiyiz” diyemeyiz. İhracatta yeni ürünler için teşvik destekli yeni yatırımlar geldi ve ülke üretim anlamında sürdürülebilir bir büyüme yakaladı. Bundan sonraki 4-5 yıl önemli ve rekabetçiliğimiz korunmalı.İhracatta Euro bazında bakıldığında artış var ve moralimiz iyi.Tehlike görmüyoruz ama yine de temkinli konuşmak gerekiyor. İhracat fazlası vermeye devam edeceğiz.” 1 milyonluk satış Üretim ve ihracatta rekor beklediklerini söyleyen Önen, "Yılsonu üretim trendi 1.225 milyon adedin üzerinde olabilir. Adet bazlı büyümeye bakıp sektöre pozitif bakmak lazım. Türkiye bu yıl 1 milyonluk pazarı görmeyi hak etti. Matematiksel olarak çok negatif bir dış etken olmazsa görülebilir “ dedi. 2015 yılı ilk yarısında, Otomotiv Sanayii İhracatı bir önceki yıla göre yüzde 7,5 oranında arttı ve 486 bin adet oldu. Geçen sene aynı dönemde 452 bin adet araç ihraç edilmişti.Türk Otomotiv Sanayii’nin 2015 yılı ilk yarısındaki performansını değerlendiren ve 2015 yılı ikinci yarısına ilişkin beklentilerini paylaşan Önen, “2014 yılında sanayimiz oldukça başarılı bir yılı geride bıraktı. 2014 yılında önemli projeler için yapılan yeni ve kapsamlı yatırımlar, 2015 yılı ilk yarısında üretim ve ihracatın artmasını sağlayan en büyük etken oldu. Otomotiv sanayimiz, tarihinin en büyük yatırım dönemini yaşıyor ve yeni yatırımlarla otomotiv ihracatı, önümüzdeki yıllarda çok daha hızla artacak." dedi. n www.taysad.org.tr SEKTÖRDEN HABERLER Fiat'ın yeni projesi: Aegea 40 ülkeye ihraç edilmesi planlanan Ege, Bursa’da üretilecek üç yeni modelin ilki ve öncüsü olarak niteleniyor. Proje adı, Ege Denizi’ne atıfta bulunmak amacıyla Ege konulmuş. Ancak ismin, Kasım'da değişebileceği belirtiliyor. K oç Holding ve Tofaş Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç yaptığı açıklamada yeni kompakt sedanın üretileceği Tofaş’ın Bursa fabrikasının Fiat Chrysler Automobiles’in (FCA) EMEA Bölgesi’ndeki en gelişmiş üretim merkezlerinden biri olduğunu hatırlattı. Koç, Aegea projesinin dünya çapında önemli bir örnek teşkil ettiğine dikkat çekerken başarısı ile de FCA ve Tofaş için önemli bir hamle olacağına inandığını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: Yeni ufuk açacak Sedan gövdeyle geliştirilen bu yepyeni araç, geniş iç hacim sunmanın yanı sıra şık stili ile göz dolduruyor. Projenin ismi, Türkiye’yi batıya bağlayan Ege Denizi’ne atıfta bulunuyor ve FCA yani Fiat Chrysler Automobiles tarafından stratejik olarak her zaman büyük önem taşıyan Türkiye’ye bir övgü niteliği taşıyor. 520 700 520 milyon dolar yatırımla Bursa’da üretilmeye başlanacak. 2023 yılına kadar toplamda 700 bin adedin üzerinde üretilecek. MİLYON DOLAR 16 “Ülkemiz otomotiv sanayinin dünya ile entegrasyonu ve Ar-Ge alanında gerçekleştirdiğimiz atılımlar hem ekonomimize önemli katma değer sağlıyor hem de rekabet avantajımızı güçlendiriyor. Otomotiv sanayimizin bugün geldiği nokta hepimizi gururlandırıyor. Biz de Koç Topluluğu olarak, ülkemize ve sanayimize olan inancımız ile yatırımlarımızı var gücümüzle sürdürüyor, Ar-Ge gücümüzü artırmak için önemli çalışmalar yürütüyoruz. Bunun en güzel örneklerinden biri de Tofaş’ın yeni projeleridir. n BİN ADET Temmuz July - Ağustos August 2015 Tofaş’ın 520 milyon dolarlık yatırımla Bursa’da üretimine başlamaya hazırlandığı ve dünya tanıtımı İstanbul Autoshow 2015’te gerçekleşen yeni B sınıfı sedan Aegea (Ege), “gereksiz donanımlarla yüklü olmayan” ve mütevazı bir otomobil olacak. www.taysad.org.tr SEKTÖRDEN HABERLER TürkTraktör Erenler Fabrikası, ilk yılında 30 bin traktör üretti TürkTraktör’ün, kuruluşunun 60. yıl dönümünde açtığı Erenler Fabrikası faaliyete geçişinin ilk yılını doldurdu. Sakarya’nın Erenler beldesindeki fabrikada, bir sene içinde tam 30 bin traktör üretildi. T ürkTraktör’ün kuruluşunun 60. yıl dönümünde açtığı Erenler Fabrikası faaliyete geçişinin ilk yılını doldurdu. Daha önce tüm üretim ve montaj çalışmalarını Ankara’daki fabrikasında gerçekleştiren TürkTraktör; geçtiğimiz yıl boyahane ve montaj süreçlerini toplamda 402 bin m² alana kurduğu Erenler’deki fabrikasına taşıyarak, traktörlerini buradaki üretim bantlarından indirmeye başladı. kısa bir değerlendirmesini yaptı: “Türkiye’nin en büyük traktör üreticisi ve 8 yıldır kesintisiz pazar lideri olarak; geçtiğimiz yıl üretim kapasitemizi 50 bin adede ulaştırdık. TürkTraktör ailesi yeni fabrikamızın da faaliyete geçmesiyle birlikte daha da büyüdü. Geçtiğimiz yıl 3.040 olan çalışan sayımız gerçekleşen işe alımlarla birlikte bu yıl 3.518’e ulaştı.” kuruluşundan bugüne, 45.823 adedi 2014 yılı içerisinde olmak üzere 750 bin traktörün üretimini gerçekleştirdi. İhracat edilen traktörlere iki model eklendi TürkTraktör bu yılın başından itibaren, üretimini yaptığı iki modelinin ihracatına da başladı. TürkTraktör’ün yurt içinde New Holland T480 olarak satışta olan modeli; artık TD 3.50 olarak Amerika’ya ihracat ediliyor. emisyon seviyesine uygun Buna ek olarak, Utility Light modeli de hedef pazar olan Amerika’daki mevcut Marco Votta gerçekleşen Tier 4 motor ile TürkTraktör bantlarından çıkarak; yurt dışındaki çiftçileri TürkTraktör’ün yenilikçi ve son teknolojiye sahip traktörleriyle buluşturuyor. TürkTraktör Genel Müdürü üretim rakamları ve bu yılın ilk altı ayında yapılan çalışmaların TürkTraktör Ankara fabrikasına ek olarak hizmete açtığı Erenler’le birlikte yıllık traktör üretim kapasitesini 50 bin adede çıkardı. TürkTraktör 750 50 .000 BİN ADET ÜRETİM KAPASİTESİ Erenler Fabrikası birlikte yıllık traktör üretim kapasitesini 50 bin adede çıkardı. 18 Temmuz July - Ağustos August 2015 TürkTraktör’ün dünya çiftçilerinin kullandığı ürünleri, Türk çiftçisinin hizmetine sunma yaklaşımının; kendilerini hedefleri yüksek tutmaya da sevk ettiğini sözlerine ekleyen Marco Votta açıklamalarını şöyle tamamladı: “Bu kapsamda yürüttüğümüz çalışmalarımızla, bu yılın ilk 6 ayının sonunda brüt kârımız 268 milyon TL; FAVÖK marjımız yüzde 13, net kârımız ise 112 milyon TL olarak gerçekleşti. Bundan sonraki dönemde de, çiftçilerin hayatını kolaylaştıran yenilikçi ve son teknolojiye sahip modellerimizle; sektörümüzü de geliştirmek adına üzerimize düşen çalışmaları hayata geçirmeye devam edeceğiz.”n TRAKTÖR ÜRETTİ TürkTraktör Genel Müdürü Marco Votta 45.823 adedi 2014 yılında olmak üzere 750 bin traktörün üretimini gerçekleştirdi. www.taysad.org.tr SEKTÖRDEN HABERLER Honda Türkiye, üretim kapasitesini 2016 sonunda 50 bine çıkaracak Honda'nın 2008'de Türkiye'de 50 binlik üretim kapasitesi hedefi vardı. Kriz döneminde beklemeyi tercih eden Japon üreticinin Türkiye Başkanı Hideto Yamasaki, yeni Civic'in üretiminin başlamasıyla birlikte 2016 sonundan itibaren 50 bin adetlik üretim kapasitesine çıkacaklarını duyurdu. planlarını askıya almasına sebep oldu. H onda, 2014'te 4,3 milyon otomobil, 17 milyon motosiklet, 6 milyon Bugün İzmit'teki fabrikasında yeni Civic'in üretimini de başlatan Honda planlarını revize etti. Honda Türkiye Başkanı Hideto Yamasaki, gelecek yılın sonundan itibaren 50 bin adetlik üretim kapasitesine ulaşacaklarını açıkladı. Üst yönetici, yan model sayısını artırdıkları Türkiye'de iç pazarda daha aktif bir marka olmaya hazırlandıklarını da sözlerine ekledi. Şirket, Mayıs'taki İstanbul Autoshow'da ‘Her şey şimdi başlıyor' sloganı ile hareket eden şirket, Türkiye'de dizel araçları ile fark oluşturmayı planlıyor. Civic'in ülke içindeki üretiminin yanında bu sene 6 yeni modeli tanıtan şirket, bunlardan biri olan yeni 1,6 litre dizel motorlu ve otomatik şanzımanlı Honda CR-V'yi de üretim gerçekleştirdi. 2008'de küresel krizden en fazla etkilenen ülkelerin başında Rusya'nın gelmesi, bu ülkeye ihracat için Türkiye'deki üretim kapasitesini 50 bine çıkarmayı hedefleyen şirketi Temmuz July - Ağustos August 2015 Honda’nın yeni başkanının, önceden Avrupa’da Ar-Ge’nin başında olduğunu ifade eden Yamasaki, şöyle devam etti: “Türkiye’yi yakından tanıyor. Onun talimatıyla 2 yıl önce Türkiye’de Ar-Ge bölümünü kurduk. Şu an çok küçük, sadece 8 kişinin çalıştığı bir bölüm. Fakat yeni Civic ve olası ikinci bir modelle birlikte bu bölüm genişletilecek. toplamda 27 milyon adet 20 Dizel modeli sadece Türkler istiyor Yeni Civic’in üretiminin başlamasıyla yıllık 50 bin adetlik üretim kapasitesini doldurmayı planlayan marka, çeşitliliği artan modelleriyle birlikte ülkemiz pazarındaki güçlü oyuncular arasındaki yerini alacak. Aynıca Honda Türkiye’nin 2016’dan itibaren ihracattaki payı da üretilecek Civic ile birlikte önemli derecede yükselecek. güç ürünü olmak üzere Japon Honda, aynı zamanda dünyanın en büyük içten yanmalı motor üreticisi. Kara, hava ve marin motorlarında dünya ölçeğinde söz sahibi. Geçtiğimiz yıl 4.3 milyon otomobil, 17 milyon motosiklet ve 6 milyon güç ünitesi üretimi gerçekleştiren Honda, yeni jetiyle birlikte havacılık alanında da büyümeyi planlıyor. önceki hafta satışa sundu. Bununla ilgili toplantıda konuşan Honda Türkiye Başkanı Hideto Yamasaki, 1962'den bu yana Avrupa'da üretim yaptıklarını belirterek, yeniledikleri CR-V ile pazar payını artıracaklarını kaydetti. Honda Türkiye Başkanı Hideto Yamasaki Buradaki arkadaşlar, yeni araçların özelliklerini değiştirebilecek. Fakat şu anda bu dizayn için değil, araca Türkiye’ye uygun donanım ve teknik detayların sağlanması için çalışıyor. Örneğin LPG dönüşümünü isteyen ve kullanan ilk ülkeyiz. Yeni Civic sedan’ın da dizeli ilk kez Türkiye’de satılacak. Bunu şu anda sadece biz istiyoruz.”n www.taysad.org.tr OTOMOTİV SEKTÖRÜ Ford Trucks Genel Müdür Yardımcısı AHMET KINAY “Küresel dünyada rekabet edecek iş ortaklarına ihtiyacımız var” Kamyon pazarının kendine özgü dinamikleri var A ğır ticari araç pazarının ve özellikle de kamyon pazarının otomotivin genelinden farklı bir dinamiği var. Kamyon pazarının gelişiminde ekonominin genel akışının yanı sıra inşaattan lojistiğe çok farklı kulvarlardaki dinamikler etkili oluyor. Türkiye gibi kara taşımacılığının etkili olduğu bir ülkede bu durumun önemi daha da artıyor. Bu aşamada sunduğunuz ürünlerin kalitesi ve rekabetçiliği pazardaki konumunuzu belirliyor. Kamyon pazarında müşteriler iş modellerine en uygun, kişiselleştirilebilen ürün ve hizmetleri tercih ediyorlar. Biz de Ford Trucks olarak müşterilerimizin güvenilir iş ortağı olma hedefiyle hareket ediyor ve sadece araç satın alırken değil, tüm hizmetlerimiz ile müşterilerimizin yanında olmaya gayret ediyoruz. Ford Trucks rekabet gücünü artırmaya devam ediyor Ağır ticari araç sektörünün en önemli oyuncularından biri olan Ford Otosan, geçtiğimiz aylarda 200 bininci kamyonunu İnönü Fabrikası’nda bantlardan indirdi. Ürün geliştirme ve üretim gücümüzle ürün yelpazemizi sürekli genişletiyor, rekabetçi modellerimizle pazardaki konumumuzu güçlendiriyoruz. Pazardan gelen taleplere göre müşterilerimizin ihtiyaçlarına yönelik özel ürünleri de ürün gamımıza dahil ederek müşterilerimizin kullanımına sunuyoruz. Son 3 yılda devreye alınan x4 inşaat serisi, 1846T ve 1846T Midilli Çekici bunun en iyi örneklerini oluşturuyor. 22 Temmuz July - Ağustos August 2015 İNÖNÜ FABRİKASI ULUSLARARASI İMALAT MERKEZİNE DÖNÜŞECEK Ağır ticari araç sektörünün en önemli oyuncularından biri olan Ford Otosan, geçtiğimiz aylarda 200.000’inci kamyonunu İnönü Fabrikası’nda bantlardan indirdi. İnönü fabrikamızda da yeni yatırımlara gidiyoruz. Yeni geliştirmekte olduğumuz, Global Kamyonumuz ile birlikte İnönü Fabrikamızı da uluslararası imalat merkezine dönüştüreceğiz. www.taysad.org.tr OTOMOTİV SEKTÖRÜ İnönü Fabrikamız Uluslararası İmalat Merkezi’ne dönüşecek 70 % YERLİLİK ORANI 2015 itibariyle ulaştığımız yüzde 70 yerlilik oranında imalatçılarımızın desteği büyük. İnönü fabrikamızda da yeni yatırımlara gidiyoruz. Yeni geliştirmekte olduğumuz, Global Kamyonumuz ile birlikte İnönü Fabrikamızı da Uluslararası İmalat Merkezi’ne dönüştüreceğiz. Bu sürecin adımlarını yakında paylaşıyor olacağız. Çekici ve kamyonlarda, binek araç kalitesini yakaladık Ağır ticari araç müşteri portföyüne, hem çok hızlı, hem de özel çözümler sunabilmek için özel bir odaklanma gerekiyordu. Biz de 2010 yılında Ford Otosan çatısı altında Ford Trucks olarak ayrı bir iş 200.000 Aracın Hattan İniş Töreni Soldan sağa: Sn. Haydar Yenigün – Genel müdür, Sn. Ahmet Kınay – Ford Trucks Genel Müdür Yardımcısı, Sn.William Periam – Genel Müdür Baş Yardımcısı,Sn. Gültekin Hanlıoğlu – Ford Trucks İnönü Fabrika Müdürü, Sn. Mehmet Candan Günel – CMO ( Chief Manufacturing Officer) , Sn. Cengiz Kabatepe - Malzeme Planlama ve Lojistik Genel Müdür Yardımcısı Ford Trucks olarak geleceğimizin yurtdışı pazarlarda olduğuna inanıyoruz. Kendimize 2020 yılında her satılan 3 araçtan 1’inin ihracat satışı olması gibi bir hedef koyduk. Yaptığımız çalışmalar sonrası bize tanımlı 60 ülkeden öncelikli pazar olarak Rusya, Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Doğu Avrupa’yı hedefledik. Bu pazarlarda etkin rol oynayabilmek için Yerel ofis stratejisine geçtik. www.taysad.org.tr birimi kurduk. Yeni kurulan organizasyonun altında; Strateji ve Ürün Planlama, Ürün Geliştirme, Satınalma, Üretim (İnönü Fabrikası), Satış, Pazarlama, Satış Sonrası ekiplerini içeren tüm birimleri toparlayarak öncelikle Ford Otosan içerisindeki koordinasyon, odaklanma ve sinerjiyi arttırdık. Yeni kurulan organizasyon ile, Ford Trucks ana stratejilerini belirledik. Belirlenen 5 ana stratejide son 5 yılda ciddi ilerlemeler kaydettik, bu ilerlemeler sayesinde de pazar payımızda önemli artışlar yakaladık. İlk olarak işe mevcut ürün kalitemizin iyileştirilmesiyle başladık. Yapılan yatırımlar ve çalışmalar sonucunda artık ürettiğimiz çekici ve kamyonlarda bi- Temmuz July - Ağustos August 2015 23 OTOMOTİV SEKTÖRÜ nek araçların kalite seviyesine ulaştığımızı söyleyebiliyoruz. Dubai Ford Trucks– Al Tayer Motors İkinci olarak, 2012’de bayi teşkilatımızı tamamen yenileme sürecini başlattık. 2015 itibariyle Türkiye’nin her köşesinde yeni inşaa edilmiş, Türkiye’nin en modern, Satış & Servis & Yedek Parça & 2. El entegre ağır vasıta tesislerine sahip durumdayız. Yeni tesislerimiz Türkiye çapında 26 noktada hizmet veriyor, 2015 sonuna kadar bu sayı 30’a ulaşacak ve Türkiye’de bayi yapılanmamızı tamamlayacağız. Her 2 yol kamyonundan biri Ford marka Ağır Ticari Araç pazarında tüm dünyada satış yapan global rakipler mevcut, bu firmalarla rekabet edebilmek için biz de sürekli yeni yatırımları planlamak durumundayız. Ford Trucks olarak ana stratejilerimizden birini de yeni ürün stratejisi olarak belirledik. Bildiğiniz gibi yol kamyonlarında da güçlü bir geçmişimiz bulunuyor, uzun yıllardır her satılan 2 yol kamyonundan 1’i Ford marka olmaya devam ediyor. Yakın, orta ve uzun vadede bu yatırımlar devam edecek ve 2014 Temmuz ayında bu başarıya bir yenisi daha eklendi. Mevcut kamyonların şasi, kabin ve parçalarının teknolojisine ilişkin olarak aynı firmayla bir lisans anlaşması daha imzalandı. Böylelikle sektörün mühendislik ihracatı gerçekleştiren ilk şirketi olduk. çok önemli ürünleri piyasaya sunarak rekabetçiliğimizi daha da arttıracağız. Global arenada rekabet edebilmek için araç başı maliyetlerimizi düşürmemiz ve üretim adetlerimizi yükseltmemiz gerekiyor. Bunu yakalayabilmek için de Türkiye pazarıyla birlikte uluslararası arenada oyuncu olmamız gerekiyor. Bu kapsamda son stratejimizi ihracat satışlarının artırılması olarak belirledik. Yüzde 70 yerlilik oranına ulaştık Ford Otosan kurulduğu günden beri imalatçılarıyla birlikte gelişmeyi kendine ilke edinmiş bir firma. Biz de Ford Trucks olarak aynı paralelde stratejimizi oluşturduk. 2015 itibariyle ulaştığımız yüzde 70 yerlilik oranında imalatçılarımızın desteği büyük. İmalatçılarımızla beraber bu oranı daha da yükselterek maliyet yapımızı ucuzlatmak ve ülke ekonomisine yaptığımız katkıyı arttırmak için çalışmalarımıza büyük bir heyecanla devam ediyoruz. Global hedefleri olan Ford Trucks markasının bu yolda kendi gibi büyük düşünen, Ford Trucks araçlarla birlikte uluslararası 24 Temmuz July - Ağustos August 2015 İmalatçılarımızdan inovatif çözümler bulma ve geliştirme konusunda her zaman daha fazla beklenti içerisindeyiz. Esnek çözümler oluşturma, bunları hızlı, zamanında ve kabul edilebilir maliyet seviyelerinde sunmaları durumunda küresel pazarlarda rekabet avantajı yakalayabileceğimize inanıyoruz. arenada rekabet edecek parçaları üretecek iş ortaklarına, imalatçılara ihtiyacı var. Biz de bu desteği yerli imalatçılarımızdan gördüğümüz için çok mutluyuz. Tüm bunlarla birlikte, imalatçılarımızdan inovatif çözümler bulma ve geliştirme konusunda her zaman daha fazla beklenti içerisindeyiz. Esnek çözümler oluşturma, bunları hızlı, zamanında ve kabul edilebilir maliyet seviyelerinde sunmaları durumunda küresel pazarlarda rekabet avantajı yakalayabileceğimize inanıyoruz. Ecotorq motorlar yüzde yüz yerli yatırım 2016 itibariyle Euro 6 normlarına geçilmesi ile beraber Türkiye’de yeni bir dönem başlayacak. Euro 6 normlarına geçişle üretici firmaların maliyet yapısı artacak, bu sebeple araç satış fiyatlarında da yükseliş gerçekleşecek. Ağır Ticari firmalarının bu fiyat artışından etkilenmemek için 2016 yılı alımlarını öne çekerek özellikle 2015 yılının son 3 ayında alımlarını arttıracaklarını düşünüyoruz. Ford Trucks olarak bu yeni dönem için hazırlıklarımızı tamamlamak üzereyiz. Euro 6 emisyon seviyesine uygun yeni Ecotorq motor yatırımımız başta Avrupa pazarı olmak üzere gelecek planlarımız içerisinde son derece önemli bir rol oynuyor. Yüzde 100 yerli yatırım ile geliştirdiğimiz ve yüksek teknolojiye sahip Ecotorq motorlarımızın hem çevreci olması hem yakıt tüketimindeki cimriliğiyle rakipleri zorlayacak bir ürün olacağına inanıyoruz. Ford Otosan ile özdeşleşen isim: Turgay Durak Şirketimizin bugünlere gelmesinde büyük emekleri olan, Ford Otosan Genel Müdürlüğü ile özdeşleşmiş bir isim Turgay Durak. Satınalma departmanında çalıştığım yıllarda kendisi ile yakın çalışma fırsatı buldum. Koç Holding CEO’su olduğu dönemde bile yoğun temposuna rağmen bir çok Ford Otosan etkinliğinde bizlerle bir arada olmuş ve bizden hiçbir zaman desteğini eksik etmemiştir. www.taysad.org.tr OTOMOTİV SEKTÖRÜ Bilinmeyen Yönleriyle Ahmet Kınay Güne Nasıl Başlar? Enerjik. Hangi Sporları Yapar? Yelken, sörf, kayak, motorsiklet, bisiklet, koşu. Düzenli Takip Ettiği Yayınlar? Yelken dergileri. En Sevdiği Yemek? Etli yaprak sarma. En Sevdiği Şehir? İzmir Sevdiği 3 Özelliği? Mücadeleci, sıra dışılık, disiplinli olmak. İş Hayatında En Çok Kızdığı Durum? İşin sahiplenilmemesi, takip edilmemesi. Hangi Tür Müzikleri Dinler? Jazz Son Okuduğu Kitap? Adalet Ağaoğlu – Ölmeye Yatmak Son İzlediği Film? Mad Max: Fury Road Ahmet Kınay ve 1846T – 940mm Midilli Çekici Yakın zamanda tüm araçlarımızda yerli Ecotorq motorumuzu kullanmaya başlayacağız. Bu motorun tüm araştırma ve geliştirme çalışmalarını da Ford Otosan mühendislik ekibinin yaptığını belirtmek isterim. Motorun yanında Ford Otosan üretimi arka aksı 2015 yılında devreye aldık. Bu aks, hem performans, hem fiyat olarak bize avantaj sağlıyor. Ailesiyle/Arkadaşlarıyla Yapmaktan Hoşlandığı Şeyler? Yelken ve kayak yapmak. Tatillerini Nerede Geçirir? Teknede Kullandığı Otomobil? Ford Mondeo En Sevdiği Söz Bir araya gelmek bir başlangıçtır, beraberliği sürdürmek bir ilerleme. Beraber çalışmaksa gerçek başarıdır. (Henry Ford) Ford Trucks’ın küresel projeleri Ford Motor Company ile 2010 yılında imzalanan Global Kamyon anlaşması çerçevesinde yeni pazarlara giriyoruz. Ford Otosan olarak, Global Cargo Büyüme Stratejisi doğrultusunda Doğu Avrupa, Ortadoğu, Rusya, Türki Cumhuriyetler ve Kuzey Afrika pazarları başta olmak üzere 3 kıtada toplam 60 ülkenin kamyon özelinde satış, organizasyon ve distribütör atama haklarına sahibiz. Bu ülkelerde yayılma stratejimiz tüm hızıyla devam ediyor. Bu yıl 6 ülkede daha yapılanmamızı tamamlayarak 2015 sonuna kadar 23 ülke 28 tesiste hizmet vermeyi planlıyoruz. Bu adet 2020 yılına ulaştığında 50 ülke, 102 tesise ulaşacak. Bu da ciddi anlamda rekabetçiliğimizi arttıracak. Global Cargo işbirliği kapsamında, birinci aşama olarak Güney Amerika’da Brezilya’da üretilen Cargo’larda Ford Otosan’ın ihraç ettiği kabinler kul- 26 Temmuz July - Ağustos August 2015 www.taysad.org.tr OTOMOTİV SEKTÖRÜ lanılmaya başlandı. 2013 yılında pazara yeni 1846T çekici modelimizi pazara sunduk. Ford’un ağır ticari mühendislik ve geliştirme merkezi olan Ford Otosan tarafından geliştirilen 1846 T çekici aracımız Eskişehir İnönü fabrikamız ile birlikte Brezilya Sao Paolo fabrikasında da üretilmeye başlandı. Mühendislerimiz tarafından yeni global aracımzın da çalışmaları devam etmekte. İyi bir ajanda yönetimi, yoğun temponun çözümü… Yoğun tempoyla başa çıkabilmek için mutlaka ajanda yönetimini iyi yapmak gerekiyor. Bu çerçevede ajandamda rutine oturttuğum toplantılar var. Rutin ayarlanamayacak toplantılar içinse bir hafta öncesinden toplantıları oluşturmaya, mümkün olduğunca da buna sadık kalmaya çalışıyorum. 55 yıllık Ar-Ge geçmişimizden aldığımız güçle ürün geliştirme standartlarımızı dünyanın tüm pazarlarına uygun modeller yaratarak gösteriyoruz. Sadece ürün geliştirmekle kalmıyor, mühendislik de ihraç ederek ülkemize katma değer sağlıyoruz. 2013 yılında Çin’li Jiangling Motor Corporation firmasıyla imzaladığı teknoloji lisans anlaşması ile Türkiye otomotiv sektöründe önemli bir ilki daha gerçekleştiren Ford Otosan, fikri mülkiyet haklarının yüzde yüzüne sahip olduğu Ecotorq motorların, dünyanın en büyük kamyon pazarı olan Çin’de JMC markalı araçlarda kullanılmak üzere üretilmesine izin verdi. 2014 Temmuz ayında bu başarıya bir yenisi daha eklendi. Mevcut kamyonların şasi, kabin ve parçalarının teknolojisine ilişkin olarak aynı firmayla bir lisans anlaşması daha imzalandı. Böylelikle sektörün mühendislik ihracatı gerçekleştiren ilk şirketi olduk. Global distribütörlük ve bayilik çalışmalarımıza devam ediyoruz. Önemli kamyon pazarlarından Ortadoğu bölgesindeki varlığımızı güçlendirmek amacıyla Dubai Ford Trucks ofisimizi açtık. Bununla birlikte, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan’daki yeni bayiliklerimizi devreye aldık. Ortadoğu bölgesinin kalan ülkelerine de 2015 yılı içinde giriş yapmış olacağız. Diğer yandan, Rusya pazarındaki rekabet gücümüzü artırmak üzere 2014 Aralık ayında Ford Trucks kamyon ve çekicilerin üretimi için Rusya’nın en büyük otomotiv üreticilerinden Avtotor Holding ile anlaşma imzaladık ve Eskişehir’den sonra, Rusya’nın “Krallar Şehri” Kaliningrad’da da kamyon üretmeye başladık. 2013 yılında Çin’li Jiangling Motor Corporation firmasıyla imzaladığı teknoloji lisans anlaşması ile Türkiye otomotiv sektöründe önemli bir ilki daha gerçekleştiren Ford Otosan, fikri mülkiyet haklarının yüzde yüzüne sahip olduğu Ecotorq motorların, dünyanın en büyük kamyon pazarı olan Çin’de JMC markalı araçlarda kullanılmak üzere üretilmesine izin verdi. Gelecek gelişen pazarların içinde olmayı gerektiriyor Ford Trucks olarak geleceğimizin yurtdışı pazarlarda olduğuna inanıyoruz. Kendimize 2020 yılında her satılan 3 araçtan 1’inin ihracat satışı olması gibi bir hedef koyduk. Dijital iletişimde etik kurallar fayda sağlıyor Günümüz koşullarında iletişimin en etkili yolu olan sosyal medya teknolojinin her alanında olduğu gibi faydaya yönelik kullanıldığında değer katmakla beraber, kötüye kullanımda ise tehlike arz ediyor. Geçiş dönemindeki aksaklıkların olumsuz etkilerini görmekle beraber yasal düzenlemelerle sosyal medya ve dijital iletişimin de bir etik ve düzen içinde ilerlemesinin faydalarını hep birlikte görüyoruz. Bugün gelinen noktada, yaşanan bir olayın, haberin tüm detaylarına ve fotoğraflarına sadece birkaç saniye içinde ulaşabiliyoruz. 28 Temmuz July - Ağustos August 2015 Yaptığımız çalışmalar sonrası bize tanımlı 60 ülkeden öncelikli pazar olarak Rusya, Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Doğu Avrupa’yı hedefledik. Bu pazarlarda etkin rol oynayabilmek için yerel ofis stratejisine geçtik. Bu kapsamda Rusya’da 2008 yılından beri faaliyet gösteren bir ofisimiz var. Bu yıl içinde de Avtotor firması ile başlanan lokal üretimin katkısı ile ülkenin mevcut durumdaki düzelme sonrasında satışlarımızı arttıracağız. Ortadoğu’da 2014’te Dubai ofisini açarak bölgedeki etkinliğimizi arttırdık ve bu yıl ciddi siparişler alıyoruz. Yine bu yıl içinde Kuzey Afrika’ya da ofis açıyoruz. Kuzey Afrika’da da Arap baharı sonrası toparlanma yaşanan ülkelerden önemli filo işleri almaya başladık. 2016 sonuna kadar da Doğu Avrupa’da planlanan noktalarda yerel ofislerimizi açacağız. Euro 6 emisyon seviyesine sahip Yeni Ecotorq motorumuza sahip ürünlerimizle, Avrupa pazarında 2016 itibariyle önemli başarılar imza atacağımıza inanıyoruz. n www.taysad.org.tr OTOMOTİV SEKTÖRÜ VE İNSANLAR Opaş Otomotiv 41 yıldır istikrarlı gelişim çizgisini sürdürüyor 41 yıllık yolculuk 1974 Yılında İstanbul’da kurulan Opaş, o tarihten bu yana istikrarlı gelişim çizgisini sürdürerek günümüz Türk otomotiv tedarik sanayisinin gurur duyacağı şirketlerden biri haline gelmiştir. TAYSAD’ın ilk üyelerinden olan Opaş Otomotiv’in Yönetim Kurulu Başkanı Nuri Yenigün ve Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Nurgül Yenigün Uras ile sektör ve aile şirketleri üzerine konuştuk. NURİ YENİGÜN: Türkiye’nin otomotiv sanayine adımını attığı yıllarda, bizde otomotiv sanayine nasıl bir katkı sağlarız düşüncesiyle 1974 yılında otomotiv ateşleme sistemleri konusunda üretim yapmaya karar verdik. O yıllarda ülkenin içinde bulunduğu durumdan kaynaklı olarak yaşanan döviz sıkıntısı, otomotivde ithal parçaların Türkiye’ye getirilmesi konusunda aksamalara yol açıyordu. Dolayısıyla şirket olarak o dönem hangi parçayı üretirsek, otomotiv sanayine OEM parçası olarak tedarik edersek bir katma değer sağlarız diyerek üretime başladık. O dönem ayrıca bir çok parçanın ithal olarak Türkiye’ye gelmesi nedeniyle parçaların yerlileştirilmesi daha çok teşvik ediliyordu. Bütün bunlar bir araya gelince bizde otomotivde imalat sanayine yönelmiş olduk. İmalata başladığımızda ilk müşterimiz Tofaş oldu. Daha sonra Renault-Mais ile devam ettik. Üretim konumuzda ithalatı keserek, ülke ekonomisine ve sektöre de ciddi bir katkı sağlamaya odaklandık. Üretimimizi Alman lisansı ile Türkiye’de yapmaya başladık Almanların alanında 50 yıllık bir geçmişi olan markası Doduco’nun lisansıyla Türkiye’de üretim yapmaya başladık. İşbirliğimizin ilk yıllarında her yıl bir lisans ücreti ödeyerek, üretime devam ederken, geçen yıllar içinde karşılıklı iyi ilişkilerin kurulması sonucu işbirliğimiz daha üst boyuta taşındı. Almanya’da üretim yapan fabrikası komple sökülmek suretiyle tüm makina ve kalıplar Türkiye’ye gönderildi. Bir teşvik kapsamında Doduco’nun üretimini Almanya’dan Türkiye’ye taşımış olduk. Türkiye’de Almanların makina ve parkıyla, üretim sistemleriyle ve otomasyonlarıyla parça üretmeye başladık. Üretteğimiz ürünler “Made in Turkey” damgasıyla dünyaya dağıldı Türkiye’de üretilen ürünler Almanya’ya gönderilerek, dünyaya dağılıyordu. Bu sü- 30 Temmuz July - Ağustos August 2015 www.taysad.org.tr OTOMOTİV SEKTÖRÜ VE İNSANLAR reçte belirli dönemlerde Alman firmanın ve büyük tedarikçilerimizin denetimlerine tabi tutulduk. Denetimler sonucunda Türkiye’de üretimini yaparak Almanya’ya gönderdiğimiz ürünlerin üzerine ilk kez 1995 yılından itibaren “Made in Turkey” yazılmaya başlandı. 1974 yılında kurulan şirketimiz bugün 41. yılını kutluyor. Halen Almanya’ya, Federal Mogul, Standart Motor Products Europe Limited, Intermotor, Borg Warner Beru, Lucas gibi dünya markalarına üretim yapmaktadır. Üç kuşak devam eden aile şirketi Şirketin kurucusu babamız Mustafa Yenigün’dür. Daha sonra bizler şirkette çalışmaya başladık, sonra üçüncü kuşak dahil oldu. Babam Perşembe Pazarı’nda ticaret ile uğraşıyordu. Bunun yanı sıra kısıtlı da olsa imalata yönelik ürünler üretmeye de çalışıyordu. 1970’li yıllarda otomotiv sanayinin Türkiye’de gelişmesi bir çok işletmeyi çok heyecanlandırdı. Aynı şekilde bizim işletmemizde bu heyecanın verdiği girişim ruhuyla otomotiv sektörüne yöneldi. O dönem Tofaş fabrikası açılmış, Şerçe modeli pazara sunulmaya başlıyordu. Otomotivin gelişimi ticaret ve imalat yapanlar için yeni bir kapı aralıyordu. Bir gelecek görerek böyle bir dönemde sektörün içine adım attık. Bende o dönem üniversite öğrencisiydim. İşletme üzerine eğitim alıyordum. Yine o dönem kardeşimle hem üniversiteye devam edip hem de imalat sanayine yavaş yavaş adım attık. Böylece imalatın getirdiği farklı bir anlayışı görüp ve bilerek adım atmış olduk. O dönem üretilen bir çok ürün Tofaş ve Renault lisansıyla üretiliyordu. Sektöre yeni adım atmış imalatçılar için bu ürünleri OEM’ler nezdinde kabul ettirmek çok da kolay bir iş değildi. Ciddi testler ve üretim analizleri gerektirmekteydi. Ayrıca ürünler OEM’ler nezdinde kabul görünce, bu ürünün ithalatı kesilmiş ve yerlileşmiş oluyordu. Opaş uzun yıllar boyunca Tofaş’ın ve Renault’ün Türkiye’de üretilen bütün araçlarında kendi üretim alanındaki orjinal parçalarını üretmiş oldu. Daha sonra teknolo- jinin ilerlemesiyle birlikte araçlarda model yenilikleri ve versiyon değişiklikleri olmaya başladı. Araçlar için farklı ürün gereksinimleri ortaya çıktı. Gelişen teknolojiyle yeni nesil araçlar için de yeni ürünler üretmeye devam etmekteyiz. Almanlar ile işbirliği kurumsallaşmayı sağladı 1982 yılında lisans altında üretim yapmaya ve Almanlar ile çalışmaya başladık. Almanların üretim ve yönetim anlayışını bir kendimize aktardık. Almanya’dan bize gelen komple tesisin, aynı zamanda bir alt yapısı da geldi. ERP’yi 1992 yılında kullanmaya başladık. Almanlar ile işbirliği aynı zamanda şirketimizin kurumsallaşmasına da ön ayak oldu. Aile anayasamız kurucu ilkelerimiz oldu NURGÜL YENİGÜN URAS: Şirketimiz yıllar önce kardeşlerin oluşturduğu bir aile şirketiydi. Aile anayasımız gereğince her aileden bir kişi şirkette çalışması gerekiyordu. Babam Nuri Yenigün’ün benimle beraber üç kızı vardı. Aile yasamız gereğince ben aile şirketinde görev almaya uygun görüldüm. Yine aile anayasamız gereğince çocuklar bir yıl başka şirketlerde çalışarak, kendi şirketimize döneceklerdi. Bu çerceveden hareketle 2003 yılında İstanbul Bilgi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi bölümünden mezun oldum. Üniversite sonrası farklı şirketlerde bir kaç yıl çalıştıktan sonra aile şirketimiz olan Opaş’a geldim. İhracat ve ithalat sorumlusu olarak işe başladım. Sektörde bir kadın olarak farklı kültürlerdeki yapılar içinde çalışma fırsatı buluyorum NURGÜL YENİGÜN URAS: Otomotiv erkek egemen bir sektör olmasına rağmen, kadınlar yapıları gereği biraz duygusal ve hassastırlar. Özellikle müşteri ilişkilerinde kadınların daha ikna edici olduğunu düşünüyorum. Olayları yönlendirmek, bakış açısı ve siparişi almak konusunda özellikle de yurt dışı ile çalışırken daha ikna edici oldukları kanaatindeyim. Fakat bu yurt içindeki ilişki- Nuri Yenigün, otomotiv sektörünün olmazsa olmazlardan birinin Ar-Ge çalışmaları olduğunu söyledi. Yüzde yüz yerli sermayeli bir aile şirketi olan Opaş Otomotiv’in orijinal imalatçılara ve tedarik sanayi firmalarına ateşleme parçaları ürettiğini dile getirdi. www.taysad.org.tr TAYSAD’ın ilk üyelerinden Opaş Otomotiv NURİ YENİGÜN: Opaş Otomotiv, TAYSAD’ın ilk üyelerinden birisidir. TAYSAD’ın kurulduğu dönemde Opaş Otomotiv’in merkezi İstanbul Taksim’deydi. Hatta o dönem otomotiv tedarik sanayinin merkezi de Taksim’di. Türkiye’ye toptan ürün satan ve parçaların Taksim’den dağıldığı bir dönemdi. Adeta bir merkez gibi çalışıyordu. TAYSAD’ın kurulma aşamasında, bu girişimden haberdar olduk. Derneğin, tedarik sanayi imalatçılarının sıkıntılarını çözebilecek adımlar atmak için bir araya gelmeyi hedeflediğini öğrendik. Tedarik sanayi o zaman birbirinden çok kopuk ve farklı yerlerde faaliyetler yürütüyordu. Biraraya gelmek, bir sinerji yaratmak adına güzel bir girişim oldu, bizde ilk üyelerinden biri olduk. Kuruluş aşamında hemen TAYSAD’a üye olduk. TAYSAD Organize Sanayi Bölgesi’nin yeri satın alınırken Opaş olarak belirli taahhütlerimizi verdik. 86 yılından itibaren OSB için çalışmaya başladık. O dönemin yönetim kurulu, başkanları ve üyeler gayet özverili bir şekilde çalıştılar. Hep birlikte güzide bir OSB’yi inşa etmiş olduk. ler için çok da geçerli değil, en önemli ayrım noktası ise aynı dili konuşmak oluyor. Otomotiv sektöründe bir kadın yönetici olarak yurt dışı müşteri ilişkilerini yönetmeyi daha çok seviyorum. Yurt dışı müşteri yelpazemiz çok geniş; Araplardan İngilizlere, Almanlardan Uzak Doğululara kadar uzanıyor. Bu çok çeşitlilik ve kültürlülüğü bir arada olmasını sağlıyor. Bu şekilde farklı yapılardaki kültürleri de öğrenmeme fırsat tanıyor. Otomotiv kolay bir sektör değil Ben evliyim ve bir kızım var. Kızımın ileride büyüdüğünde otomotiv sektöründe çalışmasını sanırım istemiyorum. Otomotiv kolay bir sektör değil, özellikle biz imalatçılar için. Artık bizden sonra gelecek kuşak için yeni bir sürü iş alanları ve fırsatları oluşuyor. Ben kızımın teknoloji ağırlı bir işte çalışmasını ve daha çok katma değer üretecek bir Temmuz July - Ağustos August 2015 31 OTOMOTİV SEKTÖRÜ VE İNSANLAR alanda yoğunlaşmasını arzu ederim. Fakat yine de kızımın kendi mesleğini kendisinin seçmesini isterim. Ailemizin genlerinde üretim ve yoğun çalışmak var NURİ YENİGÜN: Benim bir kızım otomotiv sektöründe diğer iki kızım ise başka bir sektörde kendi işlerini yapıyorlar. Bizim ailede çalışmak, üretmek ve ticaret yapmak sanırım genlerimize işlemiş. Evimizin içinde bu atmosfer hakim olmuş, çocuklarımız farklı kulvarlarda olsa da çalışma hayatlarını başarıyla sürdürüyorlar. Torunumda genlerimizden geçen çalışma dürtüsüyle büyüyecektir. Belki aile şirketimizin dördüncü kuşak olarak devamını sağlayacaktır. Elbette Türkiye gibi bir ülkede Kobi’lerin yüzde 90’ını aile şirketleri oluşturuyor. Aile şirketleri parçalanarak kendilerini devam ettirmeye çalışıyorlar. 41 yıla damgasını vuran şirketimizin gelecekte de kendisini var edeceğini umuyorum. Şirket işi, şirkette kalmalıdır NURİ YENİGÜN: Bizler aile olarak bir araya geldiğimizde çok fazla iş odaklı konuşmayız, bu hatta tavsiye etmediğim de bir durumdur. İş her zaman işte halledilir. Ailede bir araya geldiğimizde günlük hayata ilişkin değerlendirmelerimiz ve paylaşımlarımız olur. Aile şirketlerinin sıkıntılarından ve fazla uzun süreli olmayışlarından bir tanesi de aile içinde diğer fertlerin bu işlere dahil olmasıdır. Bana göre de şirket işi, şirkette kalmalıdır. Ve sorunlar işte çözülmelidir. Sorunlar aile içine girdiği zaman adeta çıkmaz bir yola saplanmış olur. Aile şirketlerinin Türkiye’deki kültürün getirdiği farklılıklar yüzünden uzun soluklu olması çok zor. Aile şirketlerinde sadece maddi anlamda bir kavga yoktur, işin içine duygusallıkta girmektedir. Aynı zamanda bir başarı kavgası da vardır. Sonuç itibariyle kültürümüzden gelen bazı olumsuz etkiler aile şirketinde bir takım rahatsızlıkların büyümesine yol açıyor. Bunun önemlerinin alınmadığı durumlarda ise aile şirketleri çok kalıcı olamıyorlar. Opaş Otomotiv’in ileriye dönük bakış açısı ve projeleri arasında sürekli artan ihracat, teknik ve ticari yetkinlik,uzun yıllara dayanan tecrübesi ve bilgi birikimi ile tedarik sanayi “ Know - How “ın önemli bir aşamaya gelmiş olması ve bu aşamada Opaş Otomotiv’in de bulunması, küreselleşme sürecine uyum yeteneği, konjönktürdeki değişimlere ve değişen dünya standartlarına uyum sağlayabilme, düşük miktarlardaki üretimlere parça üretebilme, üretim ve teslimatta esnek ve terminlerine zamanında uyma, lisans üstü mühendisleriyle sektörde Opaş Otomotiv olarak hedeflerimiz arasına almış bulunuyoruz Çalışan, işleyen, gelişime açık firmalar parçalanmaz ya da yok olamaz NURİ YENİGÜN: Aile şirketlerinin kalıcı olabilmesi için en önemli nokta bana göre ekonomik işleyişin ve modellerin kurallarına uygun bir şekilde tesis edilmesidir. Rahmetli Özal’ın başbakanlık yaptığı dönemde uyguladığı bir politika vardı. Yabancı sermayeyi ülkeye yatırıma çağırırken, bir çok konuda bu firmalara teşvikler sunuyordu. Ülkemizde otomotiv sektörünü yıllarda ayakta tutmuş ve emek vermiş bir tedarik sanayi var. Yabancı yatırımcılar ülkemize gelirken, ülkemizin köklü yerli tedarik sanayicilerinin de bana göre desteklenmesi gerekmektedir. Örneğin bir otomotiv fabrikası Türkiye’ye yatırım yapıyor. Bir tedarikçi örneğin kablo üretiyor, ürününü Avrupa’ya gönderiyor, hatta dünyanın en önemli firmalarına ürün tedarik ediyor. Ama Türkiye’deki ana sanayi firmasına ürün tedarik ederken bir çok zorlukları aşması gerekiyor. Ülkemizdeki Kobi düzeyindeki bir çok işletme maddi imkansızlar yüzünden parçalanıyor. Aile şirketlerinde baştan kuralların belirlenmesi gereklidir Aile şirketlerinin mutlak bir anayasası olması gerekiyor, bu anayasayı da dışarından bir kurumsal firmanın oluşturması şarttır. Aile de bu anayasaya uymayı taahhüt etmelidir. Otomotiv Türkiye’nin öncü sektörlerinden birisi Türk otomotiv sanayinin geleceği bana Kurulduğu günlerde otomotiv ateşleme sistemleri üreten şirket, ürün yelpazesini devamlı genişleterek modern araçlarda bulunan her türlü ateşleme sistemi elemanını üretebilecek teknoloji ve insan gücüne erişmiştir. Belli başlı ürünleri arasında halen, Platinler, distribütör kapakları, çeşitli tipte kondansatörler, buji kablo setleri ve tevzi makaraları, ağır hizmet endüksiyon bobinleri, yeni nesil ateşleme bobinleri, sensörler, lambda sensörleri, hava akış metreleri sayılabilir. 32 Temmuz July - Ağustos August 2015 göre umut vermektedir. Ülkemiz imalatçıları belirli bir tecrübeye sahip oldular, dünyanın kabul gördüğü kalite seviyesini aştılar. Otomotiv tedarikçileri, lisans ve know-howla çalışmak suretiyle AB standartlarında üretim yapmayı öğrendi. Otomotiv sektörü Almanya ağırlıklı çalıştığı için, onların getirdiği disiplin, terbiye ve iş ahlakını iyi taşıdı. Türkiye otomotiv tedarik sanayisinin geldiği noktayı, TAYSAD Organize Sanayi Bölgesine bakarak görebilirsiniz. Altyapısı ve üst yapısıyla Türkiye’de ilk kez otomotiv tedarik sanayi ihtisas organize sanayi bölgesine sahibiz. Karşındakini dinlemeyi ve sabretmeyi babamdan öğrendim NURGÜL YENİGÜN URAS: Babamdan çok şey öğrendim, bunların başında da sabretmek geliyor. Bunun dışında iletişim çok önemli, yönetmek için iletişim dilini kullanmayı yine babamdan öğrendim. Bazen duymamayı, görmemeyi ve empati kurmayı seçtim. Bizim şirkette aynı otomotiv sektörümüzde olduğu gibi erkek çalışan çok fazla, kadınların sayısının az olmasının bazen avantajlarını bazen de dezavantajlarını yaşıyorum. Babam sektörde ve iş ilişkilerinde büyük bir tecrübe sahibi, işletmemizde yaşça benden büyükleri ikna ederken babamı devreye sokuyorum. Güven kazanmanın çok önemli olduğunu düşünüyorum, bunun yollarını ve yöntemlerini bazen babamın şirketteki varlığıyla çözüyorum. Babam çok sakin biridir, karşındakini dinler, az konuşur ve o an düşünür. Sanırım bu genlerimizde taşıdığımız bir durum. Hepimiz sakiniz, karşımızdakini dinliyoruz, hızla sessizce düşünüp çok kolay kararlar alabiliyoruz. Ben hata yapmamaya aşırı özen gösteriyorum bu yüzden çok fazla detaylara iniyorum. Babam bu konularda hatalara karşı daha toleranslıdır. Şirketimizde iç denetim sistemini kurduk, ben aynı zamanda iç denetimden sorumluyum. Artık kişilere güvenmektense, sisteme güveniyoruz.n www.taysad.org.tr ÇALIŞMA BARIŞI Üretim duruşu, otomotiv ihracatını yüzde 27 düşürdü TSKB tarafından hazırlanan Mayıs 2015 tarihli rapordan sizler için derledik. Oyak Renault, Tofaş ve Ford Otosan’da üretimin kesintiye uğraması, Türk otomotiv sektöründe kırmızı alarm verilmesine neden oldu. 1 milyon adede doğru giden iç pazar satışları ve büyüme trendine giren Avrupa Birliği pazarları nedeniyle araç tedariğinde sıkıntı yaşayan otomotiv devleri, üretimin durması yüzünden çaresiz kaldı. 6 günlük üretim kaybı Ford Otosan’ın da eklenmesiyle yaklaşık 12 bin araca çıktı. Yetkililerin verdiği bilgiye göre, zarar 1 milyar lirayı geçmiş durumda. Y ıllık 22 milyar dolarlık ihracatla Türkiye ihracatının en büyük parçasını oluşturan otomotiv sektörünün merkezi konumundaki Bursa'da, otomotiv işçilerinin 'ücret zammı' talebiyle başlattıkları iş bırakma eylemine 15 bin 600 işçi katıldı. ğünde yaklaşık 1 milyon kişi geçimini otomotiv sanayisinden sağlıyor. MESS’den yapılan açıklamada, bir günlük gecikmenin ana sanayiye maliyetinin 175 milyon TL olduğu tahmini yapıldı. Türk Metal-Sen’e bağlı olarak çalışan Renault işçilerinin 14 Mayıs gecesi ücretlerinin iyileştirmesi talebiyle başlattığı eylemler, önce TOFAŞ’a ardından da başta Bur- Türkiye’de otomotiv ana sanayisinde 50 bin, tedarik sanayisinde 250 bin çalışan bulunuyor. Bağlı iş kolları da düşünüldü- salı metal firmaları olmak üzere farklı illere de sıçradı. Bugün gelinen süreçte, işçiler eylemlerini sonlandırmış olsalar da, olan Türkiye ekonomisine oldu ve son 9 yılın ihracat şampiyonu olan otomotiv endüstrisi yara aldı. Otomotiv Sektörünün Türkiye Ekonomisi İçindeki Yeri Otomotiv ve tedarik sanayi üretiminin, imalat sanayi gayri safi hasılası içindeki payı %20, GSYH içindeki payı ise %5 civarında tahmin edilmektedir. İmalat sanayi alt sektörlerinden “motorlu kara taşıtı, treyler ve yarı treyler”e ek olarak “ana metal sanayi”, “fabrikasyon metal parçalar”, “plastik ve kauçuk ürünler”, “elektrikli teçhizat” ve “diğer ulaşım araçları”, otomotiv ve otomotiv tedarik sanayi ürünlerini değişik oranlarda barındıran alt sektörlerdir. Bunlar dışında tekstilden kim- Otomotiv Sektörü % 16,8 % 8,14 İhracat İÇİNDEKİ PAY İMALAT SANAYİ İÇİNDEKİ PAY 22,8 1 MİLYAR DOLAR MİLYON İhracat tutarı DOLAYLI İSTİHDAM 300 BİN ÇALIŞAN DOĞRUDAN İSTİHDAM 34 Temmuz July - Ağustos August 2015 www.taysad.org.tr ÇALIŞMA BARIŞI Otomotiv, Tedarik Sanayi ve Yüksek Geri Bağlantılı Sektörlerin İmalat Sanayi GSH İçindeki Payı % (2013) Ana Metal 7,8% Motorlu Kara Taşıtları 8,9% Fabrikasyon Metal Ürünleri 6,4% Elektrikli Teçhizat 5,6% Kauçuk ve Plastik 5,3% Diğer % 64,8 Diğer Ulaşım Araçları 1,2% yasallara otomotiv ve otomotiv tedarik sanayiine girdi sağlayan pek çok sektör bulunmaktadır. (Emniyet kemerlerinde kullanılan dikiş iplikleri, emniyet kemeri, koltuk, iç döşemedeki tekstil ürünleri, boya, sensör vb.) Dolaylı geri bağlantılar dahil edildiğinde otomotiv sektörünün imalat sanayi içindeki ağırlığının %30’u geçtiği düşünülmektedir. Akaryakıt, distribütörlük, servis hizmetleri vb ileri bağlantılar da dikkate alındığında sektörün geri ve ileri bağlantılarıyla GSYH içindeki payının %10-12 civarında olduğu tahmin edilmektedir. Otomotiv ana sanayiinden ilk çeyrek GSYH büyümesine 0,5 puan civarında katkı geldiği, tedarik sanayi, geri ve ileri bağlantılar dahil edildiğinde bu katkının 0,7-0,8 puana yaklaştığı tahmin edilmektedir. Hem iç talep hem dış talepteki güçlü seyre bağlı olarak gerçekleşen üretim artışı Nisan ayında da devam etmiş, Nisan üretimi 2014 yılının aynı ayına göre %22 artış göstermiştir. Sanayi üretime katkının Nisan ayında da yılın ilk çeyreğine benzer düzeyde sürdüğü tahmin edilmektedir. Mayıs ayındaki üretim kaybının ise sanayi üretim ve GSYH artışı üzerinde olumsuz etkisi olacağı düşünülmektedir. %6,6’dır. Kuvvetli talep nedeniyle stokların sınırlı olduğu hesaplanmaktadır. Mayıs’taki üretim kaybının Haziran ayı iç satışlarına ve ihracatına yönelik olumsuz etkileri olabileceği öngörülmektedir. İlk çeyrekte toplam sanayi üretim endeksi En Fazla İhracat Yapan Sektör %1,26 artarken motorlu kara taşıtları, trey- Otomotiv sektörü Türkiye’nin toplam ihracatına en fazla katkıda bulunan sektör konumundadır. 2014 yılı genelinde otomotiv ihracatı 22,8 milyar $ olmuştur. lat sanayi üretimi içerisindeki payı %8,14, toplam sanayi üretimi içindeki payı ise ler ve yarı treyler üretim endeksi %22 artış göstermiş ve ilk çeyrekte toplam sanayi üretimine otomotiv ana sanayiinden 1,5 puan katkı gelmiştir. Otomotiv sektörünün sanayi üretimindeki pozitif seyirde en büyük katkıyı sağladığı görülmektedir. 2015 yılının ilk çeyreğinde otomotiv ihracatının toplam ihracat içindeki payı ise %16,8’e ulaşmıştır. Otomotiv sektörünün sanayi istihdamı içindeki doğrudan payı %6 iken, tedarik sanayi ve diğer ileri-geri bağlantıları dahil edilerek düşünüldüğünde sanayi istihdamı içindeki payı %20’ye ulaşmaktadır. Otomotiv, orta-yüksek teknolojili sektörler arasında yer almakta ve ihracat tutarının yüksekliğinin yanı sıra hem ana sanayi hem de tedarik sanayi ihracatında birim katma değeri de en yüksek sektörler arasında bulunmaktadır. İstihdamdaki payı, en fazla ihracat yapan sektör olması gibi noktalar da göz önünde bulundurulduğunda sektördeki gelişmelerin hem diğer sektörler hem de ekonominin bütünü üzerinde kuvvetli etkiye sahip olduğu söylenebilir. İlk 4 Ayda Sürükleyici Sektör Motorlu kara taşıtı, treyler (römork ve yarı treyler yarı römork) imalatının toplam ima- www.taysad.org.tr İÇ PAZARI DA VURDU Otomotiv işçilerinin eylemi iç pazar satışlarını da vurdu. 90 bin adetlerin üzerine doğru giden binek oto ve hafif ticari araç pazarının araç tedariğinde yaşanan sıkıntılar nedeniyle 84 bin adetlerde kalması bekleniyor. Özellikle yerli araç satışlarının ağırlıkta olduğu Renault, Tofaş ve Ford gibi markalar, ürün bulamadığı için hedeflerini revize etmek zorunda kaldı. Satışlarda 8 bin adetlik kayıp yaşandı. Temmuz July - Ağustos August 2015 35 ÇALIŞMA BARIŞI Ana Sanayi İhracatının Dağılımı (2014) Tedarik Sanayi İhracatının Dağılımı (2014) Römork-Yarı Römork 0,3% İç ve Dış Lastik 11,9% KamyonKamyonet 31,7% Otomobil 54,8% Diğer Aksam ve Parçalar 81,8% 14-22 Mayıs 2015 Üretim Kaybı Tahmini: 15.158 Araç 7.912 5.362 1.884 OYAK RENAULT TOFAŞ FORD OTOSAN Ana sanayi üretiminin %75’i tedarik sanayi üretiminin de %40’ı ihracata yöneliktir. 2015 yılının ilk 4 ayında adet bazında %10 artış gösteren otomotiv ihracatı, Nisan ayında %2 artmıştır. 14-22 Mayıs Üretim Kaybı Tahmini: 15.158 Araç 14 Mayıs’tan itibaren önce Oyak Renault’da, ardından Tofaş, Coşkunöz, Mako, Valeo, Delphi, Ototrim gibi fabrikalarda çalışanlar, ücret artış talebi ile iş bırakmıştır. Ford’da ise Coşkunöz ve Mako’dan girdi tedarik edilemediği için üretime ara verilmiştir. 22 Mayıs’ta Ford, Tofaş ve Coşkunöz’de üretime başlandığı, bir anlaşma zeminin oluşmakta olduğu bilgisi gelmiştir. Oyak Renault, Tofaş ve Ford’da önceki aylardaki üretim adetlerinden hareketle 1422 Mayıs tarihleri arasında üretim kaybı 15 bin 158 adet araç olarak hesaplanmaktadır. Ocak-Nisan dönemindeki üretim gerçekleşmesinden hareketle Mayıs ayı üretim programının %13 altında kalındığı tahmin edilmektedir. Ayın kalanında sektörün iki vardiya çalışmaya dayalı yüksek KKO düzeyleri ve kalifiye işgücü yapısı göz önüne alınarak söz 36 Temmuz July - Ağustos August 2015 Akümülatör 3% konusu kaybın telafi edilmesinin güç olduğu düşünülmekte, buna bağlı olarak da Mayıs ayı sanayi üretimine otomotiv ve tedarik sanayiden hareketle 1 puan civarında negatif etki geleceği tahmin edilmektedir. Tüm geri ve ileri bağlantılar dikkate alındığında ikinci çeyrek GSYH büyümesini de aşağıya çekecek bir etki söz konusudur. Üretim kaybına ve üretimin durduğu fabrikaların ihracattaki payına bağlı olarak Mayıs ayı otomotiv ihracatında da %10-15 aralığında gerileme yaşanacağı, bunun toplam ihracata yansımasının da %2-2,5 düşüş olacağı düşünülmektedir. İş bırakmaların uzaması durumunda ihracat tesli- matlarının yapılamaması, sipariş iptalleri, kontratlardaki cezai maddelerin uygulanması gibi daha uzun vadeli ve kalıcı etkilerin ortaya çıkması olasıdır. Böylesi bir durumda otomotiv sektöründe çok uzun yıllara dayanan çalışma ilişkileri paradigmasının bozulması da önemli bir ek maliyet olarak değerlendirilmektedir. Otomotiv sektörünün sanayi sektörleri içinde en kalifiye mavi yakalı işgücünü istihdam etmesi de dikkate alınması gereken bir noktadır. İşgücü arzının diğer sektörlere göre daha düşük esnekliği sahip olması, işgücü kaybına yol açacak bir sonucun üretim kabiliyetinde aşınma yaratma olasılığına işaret etmektedir. Ücret artışının kabul edilmesi ve anlaşmanın hızlı sağlanması, kısmi verimlilik artışının da yardımıyla Haziran ayında üretim kaybının telafi edilmesini sağlayabilir. Olası bir ücret artışının diğer sanayi sektörler için de emsal oluşturması ve genel ücret düzeyine cüz’i de olsa etkide bulunması söz konusu olabilir. Anlaşmanın hız ve kapsamından bağımsız, orta vadede otomotiv sektörünün teda- İŞ DURAKSAMALARI İHRACATI 4 PUAN ETKİLEDİ TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, otomotiv sektöründeki iş duraksamalarının üretim ve ihracatı olumsuz yönde etkilediğini belirterek, “Yaptığımız hesaplamalara göre tedarik sanayide 250, ana sanayide 300 milyon dolarlık ihracat ve üretim kaybı olduğunu görüyoruz. Yani kayıplar 500 milyon doları aştı, aylık ihracata 4 puan negatif etki oluştu” dedi. MEHMET BÜYÜKEKŞİ TİM Başkanı www.taysad.org.tr ÇALIŞMA BARIŞI Araç Üretim Adedi (Ocak-Nisan 2015) İhracat Gelişimi (Adet) Otomotiv sektörünün sanayi istihdamı içindeki doğrudan payı %6 iken, tedarik sanayi ve diğer ileri-geri bağlantıları dahil edilerek düşünüldüğünde sanayi istihdamı içindeki payı %20’ye ulaşmaktadır. ulaşmıştır. Üretimin 10 gün daha devam etmemesi halinde bu rakam 43 bin 70, 1 aya uzaması durumunda ise 70 bin 40 araç kayıp yaşanmış olacaktır, ki bu rakam 12 aylık toplam araç üretiminin %11’ini oluşturmaktadır. rik yapısı ve süreçleri, stok yaklaşımı gibi konularda rekabet gücünü de etkileyecek kimi değişiklikler yaşanabileceği düşünülmektedir. Yılın ilk 4 ayında araç ihracatında görülen 48 bin 930 adetlik artışın %56’sı Ford’dan kaynaklanmıştır. Firmaların üretim ve ihracat rakamları karşılaştırıldığında üretim kaybının ihracata yönelik etkisinin süre arttıkça kuvvetlendiği açıkça görülmektedir. Ana Sanayide Kayıplar 2015 yılının ilk 4 ayında Tofaş’ın üretim hacmi, önceki yılın aynı dönemine göre %25,6 artarak 91 bin 290 adet olmuştur. Tofaş’ın otomotiv sektöründeki pazar payı %12 civarındadır. Üç vardiya üzerinden hesaplanan kapasite kullanım oranı %65,1 seviyesinde görülse de, iki vardiya düzenine göre çalışılıyor olması sebebiyle fiili kapasite kullanım oranı %97,6 olmuştur. Çalışan sayısı yaklaşık 6 bin 500 kişidir. 2015’in ilk 4 ayına ait rakamlara göre günlük araç üretimi, Oyak Renault’ta 989, Tofaş’ta 766 ve Ford Otosan’da 942 adet olmuştur. 22 Mayıs itibariyle Renault’ta 7 bin 912, Tofaş’ta 5 bin 362, Ford Otosan’da 2 bin 826 adetlik araç üretim kaybı söz konusudur. Üç fabrikadaki toplam üretim kaybı 16 bin 100 adet araca 5-15 % BİST ve Otomotiv Firmaları Otomotiv sektörünün güçlü iç talep ve artan ihracatı yılbaşından beri hisselere pozitif yansımış, endeksin üzerinde getiri izlenmiştir. 14 Mayıs’ta başlayan olumsuz haber akışıyla performanslar tersine dönmüş olsa da, şimdilik düşüşlerin çok sınırlı kaldığı söylenebilir. 14 Mayıs-21 Mayıs tarihleri arasında Ford Otosan hisseleri %3, Tofaş Oto %1 gerilemiştir. Basında geniş yankı bulan ve devam etmesi halinde bir aylık üretim kaybının 750 milyon dolara ulaşacağı tahmin edilen eylemin yatırımcılar nezdinde kısa sürede çözüm bulacağı inancı olduğunu düşünülmektedir. Olumsuz haber akışına rağmen, yılbaşından beri Ford Otosan %13, Tofaş Oto %22 primli durumunu korumaktadır.n 2,5 % ÜRETİM GERİLEMESİ ÜRETİM GERİLEMESİ Mayıs ayında otomotiv, tedarik sanayi ve bağlantılı sektörlerde %5-15 aralığında üretim gerilemesi yaşandı. Mayıs otomotiv ihracatında %10-15 kayıp, genel ihracatta %2-2,5 düşüş yaşandı 38 Temmuz July - Ağustos August 2015 İBRAHİM BURKAY BTSO Başkanı SAĞDUYULU OLMALIYIZ BTSO Başkanı İbrahim Burkay: "Ülkemizde ilk 4 ayda otomotiv sektörü rekorlar kırdı. Mevcut gücü ve performansı ile kentin moralini yüksek tuttu. Otomotiv sektöründe son zamanlarda arzu etmediğimiz bazı olaylar yaşanıyor. İş bırakma eylemleri ile ilgili olarak bakanlığımız ve Valimiz Sayın Münir Karaloğlu'nun önemli adımları oldu. Çalışanın hakkı kutsaldır. Çalışanın hakkı teri kurumadan verilmelidir. Atalarımızdan bunu gördük. Bu konuda tabi ki eksiklikler olabilir. Ancak bunu talep etmenin yolu, iş bırakmak değildir. İşverenin masaya oturma yönünde açık çağrısı var. Hukuk zemini ve iş barışı anlayışı içinde çözülmesi gereken anlaşmazlıkların, bu tür eylemlerle üretime darbe vurmasının hiçbir zaman kazananı olmaz. Kaybedeni çalışanlarımız, Bursa'mız ve ülkemiz olur." www.taysad.org.tr ÇALIŞMA BARIŞI MESS Genel Sekreteri Avukat Hakan Yıldırımoğlu: “Zorlukla kazanılan pazarların kaybedilmesi ihtimali gündemde” dışı eylemleri, kanuni bir grevmiş gibi algılamasına neden olmuştur. Eylemler nedeniyle duran üretim, ithal otomobillerin Nisan ayında %72 olan pazar payını %80’e yükseltmiştir. Otomotiv sektöründe ağır vasıtalar dâhil toplam pazar kaybı %10’a çıkmıştır. Bu durum cari açığı da olumsuz yönde etkilemiştir. Öte yandan eylemler toplu sözleşmesi düzenini ve sosyal barışı da zarara uğratmıştır Oysa işçi olup olmadığı bile şüpheli bazı kötü niyetli kişiler tarafından işçilerin provoke edilmesi suretiyle iş barışının bozularak, işçilerle işverenleri karşı karşıya getiren bu yasa dışı eylemleri masum bir işçi protestosu olarak değerlendirmek doğru değildir. B Söz konusu yasa dışı eylemler nedeniyle başta otomotiv sanayi olmak üzere çalışma barışı, Ülkemiz endüstrisi ve ekonomisi maalesef zarar görmüştür. Bu durum kamu otoriteleri ile yapılan toplantılarda da tespit edilmiş ve sorunun diyalog yolu ile çözümlenmesi amacıyla çalışmalar başlatılmıştır. Aynı zamanda bu süreçte, özellikle Türk otomotiv sektörünün dünya tedarik sisteminin bir parçası olduğu, sektörün küresel açıdan stratejik nitelikte bulunduğu, Bakanlarımızın açıklamaları ile Sendikamızın, TİSK’in ve diğer işveren kuruluşlarının yanı sıra Türk-İş’in kamuoyuna yönelik çağrıları ve üyelerimizin, eylemci işçileri sağduyuya, diyalog ve üretimin başlamasına davet eden duyuruları ile tekrarlanmıştır. Başlatılan diyalog çabaları, sağduyulu çalışanlarımızda karşılık bulmuş ve fabrikalarında üretime yeniden başlanmıştır. ilindiği üzere geçen yıl yeni döneme ilişkin MESS Grup Toplu İş Sözleşmesi görüşmelerine üç ayrı işçi sendikası ile eş zamanlı olarak başlanmış ve Sözleşme, Türk Metal Sendikası ile 15 Aralık 2014 tarihinde; Çelik-İş Sendikası ile de 17 Aralık 2014 tarihinde, aynı şartlarda 3 yıllık olarak imzalanmıştır. Ancak Birleşik Metal-İş Sendikası ile anlaşma sağlanamamış ve Sendikaca 29 Ocak 2015 tarihinde grev uygulanmaya başlanmıştır. Söz konusu grevin 30 Ocak 2015 tarihinde Bakanlar Kurulu’nca ertelenmesini takiben uyuşmazlık, yasal prosedür gereğince Yüksek Hakem Kurulu tarafından 12.05.2015’te diğer iki sendika ile imzalanan Grup TİS ile aynı şartlarla karara bağlanmıştır. Bu itibarla her üç işçi sendikası ile yapılan Grup TİS, 31.08.2017’ye kadar yasal prosedürler çerçevesinde geçerlidir. Yasal durum böyle iken sosyal medya marifetiyle Bursa’daki bazı işyerlerinde işçiler provoke edilerek, önce işçi ile işçi sendikası ve daha sonra işçi ile işverenler karşı karşıya getirilmiştir. İşçiler yürürlükte olan 2014-2017 dönemi Grup Toplu İş Sözleşmesinde sağlanan hak ve menfaatlerin artırılmasına yönelik haksız taleplerini kabul ettirebilmek amacıyla işyerlerini terk etmeyerek, topluca iş bırakmışlardır. Önce Bursa’daki işyerlerinde başlayan daha sonra diğer illerdeki fabrikalara sirayet eden ve 13 gün ile 5 gün arasında değişen sürede devam eden yasa dışı üretimi durdurma ve işyerlerini işgal etme eylemleri, sosyal medya üzerinden yönlendirilmiştir. 40 Temmuz July - Ağustos August 2015 Zorlukla kazanılan pazarların yoğun rekabetçi ortamda kaybedilmesi ihtimali gündeme gelmiştir. Bu kapsamda küresel boyuttaki yatırımcıların, işçilerin iş bırakma eylemlerinin istikrar ortamını ve sosyal barışı tehdit ettiğini, bu durumun devam etmesinin uzun vadeli yatırım planlarının gözden geçirilmesini gerektireceği yönündeki açıklamaları dikkat çekici olmuştur. Özellikle süreç içinde hem metal işkolunda hem de diğer işkollarındaki bazı işçi sendikalarının yetkililerinin söz konusu yasa dışı eylemlerin, hukuka uygun olduğuna dair yaptıkları açıklamalar, olayların hukuki boyutunu bilmeyen işçiler ve yakınlarını ne yazık ki yanlış yönlendirmiştir. Bu açıklamalar aynı zamanda medya üzerinden de yapılmış ve kamuoyunun yasa Şu an için yasa dışı eylemler sona ermiştir ve üretim devam etmektedir. Ancak 2015 yılı içinde çok başarılı performans gösteren özellikle otomotiv ana ve tedarik sanayi firmaları açısından yaşanan bu üretim kaybı, büyük bir zarara sebebiyet vermiştir. Sadece ihracatın kesintiye uğramasının ötesinde yurtdışındaki önemli otomotiv firmaları da tedarik sürecindeki sıkıntılar nedeniyle durma tehdidi ile karşılaşmışlardır. Dolayısıyla zorlukla kazanılan pazarların yoğun rekabetçi ortamda kaybedilmesi ihtimali gündeme gelmiştir. Bu kapsamda küresel boyuttaki yatırımcıların, işçilerin iş bırakma eylemlerinin istikrar ortamını ve sosyal barışı tehdit ettiğini, bu durumun devam etmesinin uzun vadeli yatırım planlarının gözden geçirilmesini gerektireceği yönündeki açıklamaları dikkat çekici olmuştur. www.taysad.org.tr ÇALIŞMA BARIŞI 2015 yılı içinde çok başarılı performans gösteren özellikle otomotiv ana ve tedarik sanayi firmaları açısından yaşanan bu üretim kaybı, büyük bir zarara sebebiyet vermiştir. Sadece ihracatın kesintiye uğramasının ötesinde yurtdışındaki önemli otomotiv firmaları da tedarik sürecindeki sıkıntılar nedeniyle durma tehdidi ile karşılaşmışlardır. Eylemlerin ülkemiz ekonomisinde yarattığı olumsuz sonuçlar Mayıs ayına ait göstergelere yansımıştır. Otomotiv üretimi Mayıs ayında yüzde 13 azalmış, otomobil üretiminde kayıp 15 bini aşmıştır. Mayıs ayında yaklaşık 25 bin araç ihraç edilememiş; otomotiv ihracatı yıllık bazda yüzde 28, aylık bazda yüzde 30 azalmıştır. Otomotivde yaşanan eylemler, Türkiye’nin Mayıs ayı ihracatının yüzde 17,8 oranında gerilemesinin en önemli nedenlerinden birini oluşturmuştur. Ayrıca, eylemler nedeniyle duran üretim, ithal otomobillerin Nisan ayında %72 olan pazar payını %80’e yükseltmiştir. Otomotiv sektöründe ağır vasıtalar dâhil toplam pazar kaybı %10’a çıkmıştır. Bu durum cari açığı da olumsuz yönde etkilemiştir. Öte yandan eylemler toplu sözleşmesi düzenini ve sosyal barışı da zarara uğratmıştır. Gerçekten de toplu iş sözleşmesinin 18 % İHRACAT KAYBI Otomotiv sektöründe yaşanan iş durmaları, Türkiye’nin Mayıs ayı ihracatının %17,8 oranında gerilemesinin en önemli nedenlerinden birini oluşturmuştur. düzen ve barış işlevi bulunmaktadır. Çünkü bir toplu iş sözleşmesi yapıldığında, bunun süresinin bitimine kadar taraflar iş mücadelesine girmemeyi kabul etmiş sayılırlar. Nitekim toplu iş sözleşmeleri tarafların yaptığı müzakereler ve bir noktada uzlaşmaları sonucu ortaya çıkar. Ve böylelikle işyerinde çalışma barışı sağlanmış olur. Oysa gelinen nokta itibariyle toplu iş sözleşmelerinin yürürlükte kaldığı “düzen ve barış” dönemi içinde haksız ve yersiz bir- Mustafa M. Alaca Autoliv Cankor Otomotiv Emniyet Sistemleri San. Ve Tic. A.Ş. Murahhas Aza ve Ülke Yöneticisi “Çalışma barışının önemi tartışılmaz” Ülkemizde otomotiv sektörü kaliteli, verimli iş gücü ile son 15 yıldır önemli başarıları gerçekleştirmiş ve karşılığında ciddi ihracat potansiyelleri de elde etmiştir. Ülkemizin global pazarlarda önde gelen bir oyuncu olmasının en önemli yönü güvenilirlik ve istikrar ortamından geçmektedir. Sektörümüzde son dönemlerde, bazı önemli ana ve tedarik sanayi üreticilerinde endişe ile izlediğimiz çalışan ey- 42 Temmuz July - Ağustos August 2015 lemleri ve bunların yasal dayanaklara bağlı olmadan oluşumu, ülkemizin bu sektördeki rekabetçiliğine ve imajına bir ölçüde zarar verdiği düşüncesindeyim. Özellikle bazı yabancı sermayeli firmaların genel merkezlerinde ileriye dönük ihracat programları ile ilgili kaygılar oluştuğunu duymaktayız. Çalışma barışının, hem çalışanlar hem işverenler açısından önemi tartışılmazdır ve sürekliliğinin sağlanması gereklidir. Bu nedenle son 15 yılda tüm zorluklara rağmen aldığımız başarılı yoldaki bu gölgenin etkilerini kaldırmak için, hep birlikte tüm sektör paydaşları olarak elbirliği ile çalışmalı, ülkemiz için önemli olan bu sektörün gelecekte de öncü konumda kalmasını sağlamalıyız. takım isteklerin yasa dışı eylemlerle kabul ettirilmesinin mümkün olabileceğine yönelik çok yanlış/hukuka aykırı bir durum oluşturulmaya çalışılmıştır. Ancak bu durumdan çalışma barışının, endüstri ilişkilerinin ve sendikaların büyük bir zarar göreceği aşikârdır. Ayrıca söz konusu yasa dışı eylemlerin, yalnızca metal işkolunda değil diğer işkollarında da benzer şekilde yasa dışı bir hak arama yöntemine dönüşme riski de bulunmaktadır. Bu durum ise ülkemizde neredeyse hiçbir sektörde toplu sözleşme yapılamayacağı endişesine neden olmaktadır. Oysa toplu sözleşme düzeninin ve çalışma barışının yerine kaosun hüküm sürmesi anlamına gelecek bu sonucun işçi, işveren, sendikalar ile ülkemiz geleceği açısından telafi edilemez zararlara neden olacağının bilinmesi gerekmektedir. Üstelik bahsi geçen bu yasa dışı eylemlerin 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nda belirlenen hukuki çerçevenin dışında sürdürülmesi nedeniyle iş sözleşmeleri açısından haklı fesih sebebi oluşturduğu; aynı zamanda, Türk Ceza Kanunu kapsamında suç niteliği taşıdığı da unutulmamalıdır. Diğer taraftan ülkemizdeki sendikalarına oranın %10 toplu iş sözleşmesinden yararlanma oranının ise %5 civarında olduğu dikkate alındığında işçi sendikalarının hâlihazırda örgütlü işyerleri üzerinden sürdürdükleri sendikal rekabeti terk etmeleri gerektiği ortaya çıkmaktadır. Yaşananlarda büyük payı olan sendikal rekabet örgütlü ve toplu iş sözleşmesi olan %5’lik işçini çalıştığı işyerleri üzerinden yürütülmektedir. Bu nedenle Türk endüstri ilişkileri sisteminin geleceği bakımından yaşanan bu eylemlerin ve ortaya çıkan sonucunun her kesim tarafından büyük bir dikkatle değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu değerlendirme yapılırken işçilerin, işverenlerin ve sendikaların toplu iş sözleşmesinin düzen ve barış işlevini dikkate almaları önem taşımaktadır. Sonuç olarak, Türk sanayiinin uluslararası piyasalardaki itibarına ve rekabet gücüne zarar verecek ve ülkemiz ihracatı ile ekonomisini olumsuz yönde etkileyecek davranışlardan kaçınılarak; sipariş iptalleri ve pazar kaybına yol açabilecek ve işletmelere olduğu kadar istihdama da zarar verecek yasa dışı davranışlara tevessül edilmeden çalışma barışını sürdürülebilir kılmanın işçilerimiz, işyerlerimiz ve her şeyin ötesinde ülkemiz menfaatinin bir gereği olduğu unutulmamalıdır. n www.taysad.org.tr ÇALIŞMA BARIŞI Aktaş Holding İcra Kurulu Başkanı ve Yönetim Kurulu Üyesi Sami Erol: “Sektörün itibarı zedelenirken, ekonomi ve istihdamı da olumsuz etkiledi” Üretim açısından, bir günlük gecikmenin dahi maliyete 100 milyonlarca lira gibi büyük bir etki yarattığı iş duraksamaları, şüphesiz ki ülkemiz adına gerek ihracat, gerek Ar-Ge hamleleri, gerekse de istihdam ağıyla öncü sektör konumunda bulunan otomotivde, işçi-işveren ve sendikalar arasındaki anlaşmazlıklardan ötürü zorlu bir süreç yaşanmasına neden oldu. Kurum olarak herhangi bir eylem süreci yaşamadık. Yönetim kadrosu olarak, çalışanlarımızın işyerinde her koşulda kendilerini mutlu ve huzurlu hissetmeleri, emeklerinin karşılığını eksiksiz olarak görebilmeleri için her fırsatta kendileriyle irtibat halindeyiz. 1 5 Mayıs tarihinde başlayan iş bırakma eylemleri Bursa ve ülkemiz otomotiv endüstrisinin temel yapı taşları üzerinde çok ciddi etkiler yaratırken, eylemlerin yılda 20 Milyar Dolar’ın üzerinde ihracat geliri ile ülkemizin en önemli ihracat kolunu oluşturan otomotiv sektöründe, ciddi kayıplara yol açtığını söyleyebiliriz. Üretim açısından, bir günlük gecikmenin dahi maliyete 100 Milyonlarca Lira gibi büyük bir etki yarattığı eylemler, şüphesiz ki ülkemiz adına gerek ihracat, gerek ArGe hamleleri, gerekse de istihdam ağıyla öncü sektör konumunda bulunan otomotivde, işçi-işveren ve sendikalar arasındaki anlaşmazlıklardan ötürü zorlu bir süreç yaşanmasına neden oldu. Ayrıca tüm bu eylem sürecinde art niyetli bir takım grupların da firmalar içerisinde faaliyetlerine şahit olduk. Bu tarz grupların kışkırtması maalesef sektör çalışanlarının kendi temel haklarını kaybetmelerine neden oldu. İş barışı sürecini zedeledi. Sağduyulu davranışların önemi bir kez daha ortaya çıktı. Bilindiği gibi otomotiv ana sanayiinde 50 binin üzerinde, otomotiv tedarik sanayi sektöründe de 250 binin üzerinde bir istihdam söz konusu. Farklı iş kollarıyla birlikte yüzbinlerce insanın geçimini sağladığı sektörde yaşanan en ufak bir hareketlenme, sadece yerel bazlı değil, ülkemiz açısından da birçok yansıma ortaya çıkarıyor. İşçilerin, mevcut maaşlarının artırılması, sendika temsilcilerinin kendileri tarafından seçilmesi ve toplu sözleşmelerin yenilenmesi gibi isteklerde bulunmasının ardın- 44 Temmuz July - Ağustos August 2015 vermeleri ve yaşanan talihsiz sürecin tatlıya bağlanmasıyla birlikte, ülkemizin gelecek hedefleri doğrultusunda yürüyüşünün tüm hızıyla süreceğini ve gelinen noktada da otomotiv sektörünün, bu yürüyüşte en önemli destekçilerden biri olacağına dair inancımız sürüyor… Çalışanlarımızla kurmuş olduğumuz samimi ve güvene dayalı bu güçlü bağda, eylemlerin başlayıp sonuçlanması arasında geçen zaman zarfında, şirketimize herhangi bir yansıma olmasına fırsat vermedi. Aktaş Holding olarak, çalışanlarımız, tedarikçilerimiz ve müşterilerimiz başta olmak üzere; tüm paydaşlarımız nezdinde, samimiyeti ve karşılıklı memnuniyeti kendimize temel ilke olarak benimsemiş durumdayız. Ülkemiz adına gurur kaynağı olan otomotiv sektöründe yaşanan bu süreç, ne yazık ki rekabetin en üst düzeyde yaşandığı küresel piyasalarda var olan itibarımızı zedelerken, ekonomiye ve istihdama da direkt olarak etki etti. dan, işverenlerin de sağduyu ağırlıklı, çözüm odaklı yaklaşımları, sürecin daha fazla uzamadan çözümlenmesiyle, bir nevi daha büyük risklerin ortaya çıkmasını da engellemiş oldu. Ülkemiz adına gurur kaynağı olan otomotiv sektöründe yaşanan bu süreç, ne yazık ki rekabetin en üst düzeyde yaşandığı küresel piyasalarda var olan itibarımızı zedelerken, ekonomiye ve istihdama da direkt olarak etki etti. İşçilerin, işverenler ve siyasi otoriteler tarafından yapılan sağduyu çağrısına kulak Tüm çalışmalarımızda ve planlamalarımızda, Aktaş’ın kurumsal değerlerini ön planda tutarak, her bir çalışanımızın bizler için çok önemli olduğu gerçeğine göre hareket ediyor olmamız, bu gibi zorlu süreçlerde kurumumuzdaki güçlü yapının zarar görmesini engellemiş oluyor. Dünya genelindeki tüm Aktaş çalışanlarına aynı doğrultuda yaklaşmamız, şüphesiz ki işlerine bağlı, yaptığı işten keyif alabilen, kuruma olan bağlılığı üst düzeyde olan bireyleri bünyemizde barındırmamızı sağlarken, rekabet halinde olduğumuz ulusal ve uluslararası pazarlarda Aktaş markasını ön plana taşıyor. Hangi iş kolunda faaliyet gösteriyor olsun, işletmelerin paydaşlarıyla kuracağı memnuniyete ve samimiyete dayalı ilişkiler, önce insan prensibiyle hareket ederek gerçekleştirilecek çözüm odaklı yaklaşımlar, mutlaka zaman içerisinde pozitif yönde karşılığını bulacaktır. n www.taysad.org.tr ALMANYA TEMSİLCİLİĞİ Rekabetçilik İş Barışının Teminat Altına Alınmasıyla Güçlenir Ahmet Yılmaz TAYSAD Almanya Temsilcisi, exTim GmbH Yönetim Kurulu Başkanı A lmanya, bilhassa otomotiv ve makine sektöründe rekabetçi pozisyonunu günbegün artırıyor. Bunda geçmiş dönemlerde uygulanan ekonomik ve sosyal reformların katkısı büyük. Ülke içinde iş barışını temin etmeden küresel olarak güçlü olmak mümkün değil. 1990’lı yıllarda küresel rekabetçi pozisyonunu sadece küresel yurtdışı yatırımlar üzerinden sağlayan Almanya’nın bugünkü güçlü konumuna gelmesinde, sosyal demokrat Gerhard Schröder’in iktidarlığında ‘Agenda 2010’ başlığı altında başlatılan sosyal reform paketi de önemli rol oynadı. Kilise, sendikalar ve STK’lar tarafından eleştirilen reform paketinin en önemli başlığını ‘Sosyal Güvenlik ve İş Piyasası Düzenlenmeleri’ oluşturuyordu. İş barışını bozmadan daha liberal bir iş piyasa düzenlemesi getiren reform paketinin ilgili bölümünün yazarı, komisyon başkanı dönemin Volkswagen İnsan Kaynakları’ndan sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Peter Hartz idi. Bu bir tesadüf değildi, zira Peter Hartz liberal iş 46 Temmuz July - Ağustos August 2015 piyasası uygulamalarını Volkswagen bünyesinde yürürlüğe koymuş ve başarılı olmaya başlamıştı. Peter Hartz’ın VW örneğinde neler yaptığını kısa da olsa belirtmeden önce, gelin iş piyasasının Almanya’da nasıl düzenlendiğini hatırlayalım. Çünkü Almanya’nın başarısının altında yatan en önemli etken ülke içi iş barışının sağlanmış olmasıdır. uygulamayı sağlar. Bu konsey üyeleri , 2 yılda bir işletme çalışanları tarafından direkt seçilir, görevi işletme sahipleri/ yöneticileri ile birlikte işletmenin varlığını, çıkarlarını korumak ve kollamaktır. İşten çıkarılmalarda, sosyal plan uygulamalarında, işletme içi mesleki eğitim ve çıraklık alanlarında bu konseyin onayı alınmadan işletmede Almanya’da iş piyasası federal bir yasa ile düzenlenmiştir ve bu yasa bir nevi çerçeve yasasıdır. İşçi-işveren arası tarif sözleşmeleri otonom bir şekilde sendika ve işveren örgüt temsilcileri arasında gerçekleşir. Almanya’da iş piyasası federal bir yasa ile düzenlenmiştir ve bu yasa bir nevi çerçeve yasasıdır. İşçi-işveren arası tarif sözleşmeleri otonom bir şekilde sendika ve işveren örgüt temsilcileri arasında gerçekleşir. Ama bir yasa vardır ki adı Betriebsverfassunggesetz -dilimize İşletme Anayasası olarak tercüme etmek mümkün- işletme bahsinde uyulması gereken ana noktaları belirler ve ‘İşletme Konseyi’ adı altında bir organizasyon ile pratikte yaprak kıpırdamaz. Her ne kadar bu konseyde sendika üyesi insanlar çoğunlukta da olsa, sendikanın önerdiği her tavrın illa bu konsey tarafından benimseneceği veya savunulacağı anlamına gelmez, yani bağımsız bir kurumdur. İş piyasasında bu kurumun varlığı Almanya’da sosyal iş barışının teminatı olarak görülür ve işletmelerin işveren-işçi olarak ortak tavır sergilemelerine zemin sunar. İşte, Peter Hartz da Volkswagen’de bu kurumun onayını, işbirliğini kazanarak Almanya’da liberal iş piyasa düzenlenmesi olarak adlandırılan uygulamaların başlangıcını, ilk örneğini oluşturdu. Bu yeni düzenlemeler ile otomotiv sanayinde taşeron işçi çalıştırılması, iş zamanlarının liberalleşmesi gerçekleşti. Bununla birlikte, taşeron işçi statüsünün de işletme konseylerinde belirlendiğini belirtelim. Schröder hükümeti işte tam da bu uygulamayı ülke sathına yayan yasal bir çerçeve hazırlayarak yürürlüğe koydu. Fakat hükümet Almanya’nın sorununun sadece iş gücü regülasyonlarında olmadığının farkında olarak; verimliliğin artırılması hedefiyle mesleki eğitime ve Ar-Ge harcamalarına devasa bir bütçe ayırdı. Dolayısıyla ülke, gelecek dönemin zorlu rekabet şartlarına hazırlandı. Bu alanda kazanılan esnekliklerle Almanya, küresel alanda otomotivin lideri olma konumunu pekiştirdi. Kısaca, rekabetçilik iş barışının teminat altına alınması ile güçleniyor ve gelişiyor. İş barışını temin etmek için uygun yasal çerçeve de şart.n www.taysad.org.tr AMERİKA’DAN HABERLER Detroit’te pazarlık başladı General Motors, Fiat-Chrysler Automobiles ve Ford yeni döneme hazırlanıyor Varol Karslıoğlu A merikan otomotiv sektörü, yedi yıl önceki kriz günlerinde hayal bile edilemeyecek parlak bir dönem yaşıyor. Satışlar yıllık 17 milyon adet civarında. Düşük petrol fiyatlarının da yardımıyla kar marjı yüksek kamyon ve SUV türü araçların satışı rekor düzeyde. Avrupa’nın zorlu yeniden büyüme çabaları ve Çin piyasasındaki gerilemenin yanında Amerikan piyasası hayati öneme sahip. Bu iyimserlik günlerinde, Birleşik Otomotiv İşçileri Sendikası (UAW) ile Detroit’in (ve hala dünyanın) üç büyük üreticisi, General Motors (GM), Fiat-Chrysler Automobiles (FCA) ve Ford arasındaki, yeni katlandığı özverilerin, çektiği acıların karşılığını bu dönemde almak istiyor. GM, FCA ve Ford ise, krizi çoktan geride bırakmış olsalar da tüm zamanların en rekabetçi dönemini yaşayan sektörde aynı kabusları görmek istemiyor. Sergio Marchionne ve Dennis Williams görüşmeleri başlatırken Kar paylaşım planlarında da değişiklik bekleniyor. Özellikle FCA, kıdemli işçilerin ücretlerindeki artışların tümüyle ya da büyük ölçüde verimlilik ve kar artışına endekslenmesi konusunda ısrarcı olacak gibi görünüyor. toplu sözleşme dönemi görüşmeleri Temmuz ayının ikinci yarısında, geleneksel el sıkışma törenleri ile başladı. Artık ne UAW eski gücünde ne de Detroitli üç firma dünyanın en büyüğü. Ancak yine de 138 bin çalışanı ilgilendiren ve 14 Eylül’den itibaren dört yıllık bir dönemi kapsayacak olan görüşmelerin önemi büyük. Ford Michigan Fabrikası 48 Temmuz July - Ağustos August 2015 UAW, küresel finansal krizden beri, yedi yıldır UAW, özellikle on yıldır artış alamayan kıdemli işçilerin, 28 dolar civarındaki saat ücretinde iyileştirme yapmanın yanısıra, kriz sonrası dönemde işe alınan daha az kıdemli işçilerin 16 ila 19 dolar arasında değişen ücretlerini de makası kapatacak şekilde artırmak istiyor. Detroit’in üç büyüğü açısından duruma bakıldığında bu hiç de kolay değil. Firmalar, 2008 krizinden büyük bedeller ödeyerek önemli dersler aldılar. GM ve FCA iflas sonrasında hayata dönmelerini, Amerikan ve Kanada hükümetlerinin desteğine borçlular. Ve bu kez CEO’lar pazarlıkları yakından takip etmekteler. Amerikan piyasasında işler bu kadar düzelmişken, Eylül ayında bir grevle karşılaşmak hiçbir firmanın düşünmek bile istemediği bir sonuç. www.taysad.org.tr AMERİKA’DAN HABERLER İşçilik ücretleri açısından en dezavantajlı durumda olan Ford, talebi düşen Focus ve C-Max modellerinin üretimini, 2018 yılından itibaren Meksika’ya kaydıracağını ve -en azından şimdilikMichigan’daki fabrikayı kapatmayarak daha üst modelleri -ki muhtemelen Lincoln Continental olacak- bu fabrikada üreteceğini açıkladı. GM’nin CEO’su Mary Barra ise, Ford’un aksine, küçük otomobil üretimini ABD dışına taşımak gibi bir niyetleri olmadığını söyledi. Ancak Meksika faktörü, UAW üzerinde Demokles’in kılıcı gibi asılı duracak. Toplu sözleşme görüşmelerinde ele alınacak bir başka önemli başlık da sağlık yardımları. Bu bağlamda, 2018’de yürürlüğe girecek “Cadillac Vergisi” önemli bir sorun teşkil ediyor. Bu verginin firmalara toplam maliyeti şu anda belli olmamakla birlikte yasa, işçi başına 10 bin 200 ve aile başına 27 bin 500 doları aşan sağlık yardımlarının yüzde 40 oranında vergilendirilmesini öngörüyor. Kıdemli bir işçinin sağlık giderleri yılda ortalama, FCA’da 18 bin, Ford’da ise 15 bin doları buluyor. GM ise bu konuda bir rakam açıklamadı. Saat ücreti olarak bakıldığında FCA’da toplam 47 dolarlık maliyetin 9 dolarını sağlık harcamaları oluşturuyor. Ford’un sağlık sigortası yardımlarına ilişkin maliyetleri, 2011-14 arası, 550 milyondan 800 milyona çıktı. Aynı dönemde FCA’nın giderleri ise, 347 milyondan 615 milyona yükseldi. artışların tümüyle ya da Ancak “üç büyükler” ile UAW arasındaki toplu sözleşmelerin tarihine baktığımızda, sağlık harcamalarının bir tabu olduğunu söyleyebiliriz. UAW, bu alanda elde edilen hakların yılllar boyunca vazgeçilen ücret artışlarının bir bedeli olduğunu savunuyor. Bu üç şirketteki mavi yakalılar, sağlık giderlerinin yüzde 6’sını karşılarken, beyaz yakalılarda bu oran yüzde 30-35 arasında değişiyor. Detroit’in üç firmasında işçiler, endüstriyel ABD’nin en geniş kapsamlı sağlık pakedine sahipler. konusunda ısrarcı olacak gibi Kar paylaşım planlarında da değişiklik bekleniyor. Özellikle FCA, kıdemli işçilerin ücretlerindeki büyük ölçüde verimlilik ve kar artışına endekslenmesi görünüyor. FCA’nın CEO’su Sergio Marchionne’nin aynı zamanda stratejik bir ortak araması ve özellikle GM ile birleşme konusuna sıcak bakması, önümüzdeki on yıllık dönemde binlerce işçinin işini kaybetmesine yol açabilir. Detroit büyüklerinin karlı bir dönemde olması, görüşmelerde UAW’nin fazla taviz vermemesine yol açabilir. Bu görüşmelerin ve sonuçlarının, Türk otomotiv sektörü açısından da öğretici olmasını diliyoruz.n Negotations began in Detroit U nited States’ automotive industry is in a bright period, which was even unthinkable of seven years ago back in the crisis days. Annual sales are around 17 million units. Sales of high – trucks and SUVs, which have higher profit margins, break records, due to low oil prices. Considering the Europe’s tough regrowth efforts and China’s recession American market becomes vital. In these days of optimism, the contract negotiations were kicked – off with handshake ceremonies between United Auto Workers (UAW) and 3 major producers of Detroit, and the world indeed, the General Motos (GM), FiatChrysler Automobiles (FCA) and Ford in the second half of July. Neither UAW has its power nowadays nor these 3 companies are the biggest 50 Temmuz July - Ağustos August 2015 of the world. However, these negotiations, which covers 138.000 workers and the next 4 years starting from 14th of September, are important. UAW looks for the reward of their dedication and suffering of seven years since the global crisis. On the other hand, though they left the crisis behind GM, FCA and Ford do not want to see new nightmares in the most competitive period of the sector of all times. UAW wants both to improve 28 USD / hour fee of the veteran workers and to increase the new hired workers’ fees, which are between 16 to 19 USD, in a way to close the gap between. However this does not seem easy from the Detroit Three’sperspective. The companies learnt important lessons in 2008 crisis and paid big prices. GM and FC returned back to life following their bankruptcies only through the support from the US and Canadian governments. And this time CEOs watch the negotiations closely. Facing a strike at a time when the american market improved that much, is a conclusion noone ever wants to think about. Ford, which is the most disadvantaged in terms of labour costs, announced that the production of Focus and C-Max models, which have decreasing demand, will continue in Mexico. The current factory in Michigan will not be closed but continue with the production of higher models, probably the Lincoln Continental. “Cadillac Tax”, which will enter into force in 2018, is an important problem in that sense. Though the total cost of this tax to the companies is unknown right now, it is envisaged in the law that health benefits that surpass 10.200 USD per person and 27.500 USD per family will have 40 percent of tax. GM’s CEO Ms. Mary Barra announced that they have no intention of moving their small automobile production out of US unlike Ford. But the Mexico will be the sword of Democles that hangs over UAW. A change in the profit distribution is also expected. Especially FCA seems to be insistent on indexing the increase in the veteran workers’ fee totally or to some extend to the efficiency and profit raise. FCA's CEO Sergio Marchionne’s look for a strategic partner and being especially sympathetic to the merger with GM, could lead thousands of workers to lose their jobs in the next decade. Another important topic on the agenda of the talks will be the health benefits. The We wish these talks to be educational for the Turkish automotive sector too..n www.taysad.org.tr TAYSADinfografik ÜRETKENLİK DÜZEYİ TÜRKİYE TOPLAM İSTİHDAM 25,3 MİLYON Cari Fiyatlarla GSYİH (USD Milyon) CARİ FİYATLARLA GSYİH (MİLYON USD) 1.356.741 TÜRKİYE Nüfus (Milyon) 52 Temmuz July - Ağustos August 2015 GSYİH / Toplam Çalışma Saati (USD) 28,9 GSYİH / Toplam Çalışma Saatİ (USD) TÜRKİYE Toplam İstihdam (xBin) www.taysad.org.tr www.taysad.org.tr 23.442 53.504 54.900 56.067 49.701 51.623 53.716 46.013 49.663 41.940 43.028 41.496 35.473 38.699 40.352 33.194 34.965 35.033 28.794 31.957 32.227 40.516 45.356 47.004 47.458 Yıllık Ortalama Maaş (USD) 14.245 18.651 16.278 19.174 20.323 31.966 33.506 36.039 34.704 34.613 35.167 41.909 72.133 73.361 52.447 53.879 55.176 44.805 47.840 48.209 37.344 38.306 39.913 36.141 38.701 39.839 34.809 35.193 34.397 28.844 30.947 26.846 23.065 23.065 23.115 19.758 21.449 22.407 21.291 22.411 20.391 18.254 20.293 21.037 46.936 46.779 47.717 Ortalama Çalışma Saati (Adam/Yıl) Toplam Çalışma Saati (xMilyon) YILLIK ORTALAMA MAAŞ (USD-2012) 23.442 TÜRKİYE OECD ve TÜİK’in 2012 veri tabanından derlenmiştir. Tüm tablolar satınalma gücü paritesine göre hazırlanmıştır. Temmuz July - Ağustos August 2015 53 TAYSAD’DAN HABERLER 11 ÇolakoğluMetalurjiA.Ş. 22 BoschSan.veTic.A.Ş. 34 BorçelikÇelikSan.Tic.A.Ş. 83 DelphiAutomotiveSystemsLtd.Şti. 93 TrakyaCamSanayiiA.Ş. 102 TürkHenkelKimyaSan.veTic.A.Ş. 112 RavagoPetrokimyaÜretimA.Ş. 116 AsilÇelikSan.veTic.A.Ş. 130 ComponentaDökümcülükTic.veSan.A.Ş. 137 ErdemirÇelikServisMerk.San.veTic.A.Ş. 138 AutolivCankorOtomotivEmniyetSistemleriSan. veTic.A.Ş. 156 BeyçelikGestampKalıpveOtoYanSanayi PazarlamaveTicaretA.Ş. 157 SchneiderElektrikSan.veTic.A.Ş. 158 CMSJantveMakinaSanayiiA.Ş. 159 TırsanTreylerSan.veTic.A.Ş. 163 CoşkunözMetalFormMakinaEnd.veTic.A.Ş. 166 YazakiOtomotivYanSan.veTic.A.Ş. 54 Temmuz July - Ağustos August 2015 168 HemaEndüstriA.Ş. 183 MaxionİnciJantSanayiA.Ş. 196 Federal-MogulPistonSegmanveGömlekÜretim TesisleriA.Ş. 216 MutluAküveMalzemeleriSanayiA.Ş. 223 AssanHanilOtomotivSan.veTic.A.Ş. 230 HasçelikSan.veTic.A.Ş. 234 İnciAküSan.veTic.A.Ş. 236 StandardProfilOtomotivSan.veTic.A.Ş. 251 TeklasKauçukSan.veTic.A.Ş. 272 KerimÇelikMamülleriİmalatveTic.A.Ş. 273 NormCıvataSan.veTic.A.Ş. 275 BoschRexrothOtomasyonSan.veTic.A.Ş. 282 GatesPowertrainPlastikMetalveMakinaSan. veTic.Ltd.Şti. 286 OrtadoğuRulmanSan.veTic.A.Ş. 293 KansaiAltanBoyaSan.veTic.A.Ş. 338 FarplasOtoYedekParçalarıİmalatıİthalatıve İhracatıA.Ş. 357 CMSJantSanayiA.Ş. 360 ElbaBasınçlıDökümSanayiiA.Ş. 366 MaxionJantaşJantSan.veTic.A.Ş. 367 ToyotaBoshokuTürkiyeOto.San.veTic.A.Ş. 368 DinizJohnsonControlsOtoDon.San.veTic.A.Ş. 395 TrakyaDökümSan.veTic.A.Ş. 396 EgeEndüstriveTicaretA.Ş. 397 LeoniKabloveTekno.San.veTic.Ltd.Şti. 416 FarbaOto.Aydın.vePlastikFab.A.Ş. 424 TeknorotOtomotivÜrün.San.veTic.A.Ş. 429 YiğitAküMalzemeleriNakliyatTurizmİnşaat San.veTic.A.Ş. 439 ÇEMTAŞÇelikMakinaSan.veTic.A.Ş. 456 B-PlasBursaPlastikMetalİnşaatEnerjiMad. JeotermalTur.TarımSan.veTic.A.Ş. 480 AydınlarYedekParçaSan.veTic.A.Ş. 482 ErmetalOtomotivveEşyaSan.Tic.A.Ş. 489 FerroDökümSan.veDışTic.A.Ş. www.taysad.org.tr TAYSAD’DAN HABERLER www.taysad.org.tr Temmuz July - Ağustos August 2015 55 TAYSAD’DAN HABERLER BMW, Türk tedarikçilerle işbirliğini artırmayı hedefliyor oldu. BMW, Türk firmalarının maliyetlerine etki eden lojistik faktörü için çalışma 5 yıl önce TAYSAD-OİB işbirliğiyle düzenlenen BMW Sektörel Ticaret Heyeti’nin ikincisi, TAYSAD organizasyonuyla, Münih’te gerçekleştirildi. TC Ekonomi Bakanlığı’nın desteğiyle düzenlenen ve 2 gün süren ziyarete katılan 21 firma ilk gün, BMW Welt ve BMW Müzesini gezdiler. İkinci gün, BMW’nin Proje Evi olan FIZ binası ana holünde ikili görüşmeler için tasarlanmış stantlarda firmalar, BMW yetkilileri ile görüşme fırsatı buldu. nü de aktardı. Zira birçok üründe lojistik ve ürünlerin depolanma lokasyonlarında, Türkiye’den gelen ürünlerin avantajlı halde olması gerektiği dile getirildi. Katılımcılar, BMW’nin ilgisinden memnun H eyet ziyaretine BMW’den Satın Alma Kıdemli Başkan Yardımcısı Dr. Johan Wieland, Şasi Satın Alma Yöneticisi Murat Aksel ve Doğu Avrupa Satın alma Sorumlusu Eşref Mermer katıldı. 30 Temmuz günü stantların açılmasından önce yapılan resepsiyonda konuşan Aksel, Türk tedarikçilerinin BMW içerisinde artmasını arzu ettiklerini, bu konudaki isteklerini her fırsatta adıma dönüştürmeye de gayretli olacaklarını aktardı. 30 dakika süren ön bilgilendirme toplantısında, TC Ekonomi Bakanlığı İhracat Genel Müdürü Veysel Parlak ve TAYSAD Başkanı Dr. Mehmet Dudaroğlu da birer konuşma yaptı. Stantlar tüm gün BMW çalışanlarına açıktı Ziyarettin ikinci gününde ise Dr. Johan Wieland, Murat Aksel, BMW bölüm müdür ve şefleri ile Türk heyeti, kurulan stantları tek tek gezip bilgi aldı. Katılımcı firmalar, stantlarında hem ürün numunelerini sergileme hem de yaptıkları geliştir- 56 yapmasını bir zorunluluk olarak gördüğü- Temmuz July - Ağustos August 2015 me faaliyetlerini video sunumu ile ziyaretçilerle paylaşma imkânı buldu. İnovasyon odaklı yaklaşım BMW tüm ziyaret planı içerisinde öncelikli olarak, firma görüşme seçimlerinde inovasyon odağında yaklaşımları görmeyi tercih etti. İlettiği formda sorduğu soru başlıklarında da inovasyon odağının ön plana çıktığı gözlemlenirken, artı değer yaratan ve firmaların kendi içlerinde ya da ortak olarak geliştirdiği ürünlerin geliştirme metotları, uygulama teknikleri ve bunu kurumsal yapıda paylaşma becerileri soruldu. Yeniçağda araçları yenilikçi uygulamaların seçici kılacağı gerçeğini, BMW’nin tedarikçi düzeyinde de işletmek istediği bu çerçevede göz önüne konmuş Uluslararası düzeyde otomotivin sayılı markaları arasında yer alan BMW’ye yapılan ziyarette katılımcılar, firmanın ciddiyet ve özenle kendileriyle ilgilenmiş olmasından memnuniyet duyduklarını aktardı. Katılımcı firmalar ayrıca, BMW yetkililerinin, ziyaret öncesi gönderilen firma bilgilerini incelemiş olduklarını ve görüşmelerin hedef odaklı yapıldığını, ürün gamları hakkında detaylı bilgi istendiğini belirttiler. Ziyarette, Türkiye’de tedarik sanayinin küresel anlamda ana sanayi ağına katılım gücünü ve yetisini görmek, tüm iştirakçileri cesaretlendirdi. n Derleyen: Sercan Duygan Heyet katılımcıları nasıl belirlendi? 2014 yılında BMW ile TAYSAD arasında başlayan görüşmelerde BMW, ön başvuru yapan TAYSAD üyesi 60’a yakın üye firmayı inceledikten sonra katılımcıları belirledi. Görüşmeler için mevcut FIZ Binasındaki maksimum stant alanı kapasitesi ve öncelikli tedarik konularını değerlendiren BMW, 21 firmayı ziyaretçi olarak davet etti. www.taysad.org.tr TAYSAD’DAN HABERLER Ford global satın alma yönetimi, TAYSAD üyeleri ile bir araya geldi TAYSAD Genel Koordinatörü Süheyl Baybalı, Ford Otosan Satın Alma Direktörü Murat Senir, Ford Motor Company Satın Alma Direktörü Chris Woodmore Chris Woodmore, Ford Otosan Ürün Grubu Satın Alma Müdürü Hüseyin Yılmaz, Kansas Şehri Geliştirme Ofisi Başkanı Chris J. F. Gutierrez tor Company Satın Alma Direktörü Chris Woodmore, sanayicilerimizin bu yete- Ford Motor Company Gobal Satın Alma Direktörü ile Ford Otosan Satın Alma Direktörü yapılan geniş katılımlı bir toplantıda TAYSAD üyeleriyle bir araya geldi. neğini ABD pazarında da göstermelerini beklediklerini söyledi. Ford’un global satın alma stratejilerine de değinen Woodmore, bugün Türkiye’de gelinen üretim kalitesinin, pazarlama ile birleşmesinin bir yo- F ord Motor Company Michigan Genel Müdürlüğü’nü, 2015 Nisan ayı içinde sektörel ticaret heyeti olarak ziyaret eden TAYSAD üyeleri, Ford satın alma gurubu ile yüz yüze görüşmeler yapmış ve bu görüşmelere Ford Başkan Yardımcısı Sn. Birgit Behrendt de katılmıştı. Kendisinin Türkiye’deki otomotiv tedarik sanayinin geldiği noktadaki çalışmaları yerinde görmesini önerdiği, FMC’nin Global Satın Alma Direktörü Chris Woodmore ve Ford Transit üretim tesislerinin bulunduğu ABD’nin Missouri Eyaletinin Kansas Şehri Kalkınma Ajansı Başkanı TAYSAD’a gele- 58 Temmuz July - Ağustos August 2015 rek üyelerimizle buluştu. Bu önemli buluşma için Amerika’nın Kansas Şehri ile İngiltere Ford Dunton’dan gelen konuklara, Ford Otosan Satın Alma Direktörü Murat Senir ve FORD Otosan Ürün Grubu Satın Alma Müdürü Hüseyin Yılmaz da katılarak TAYSAD üyelerinin sorularını cevapladılar. lunun da yurt dışı yatırımlardan geçtiğini 21 Mayıs 2015 tarihinde TAYSAD’da yarım gün yapılan toplantıya, 70 firmadan 150’ye yakın katılımcı hazır bulundu. Konuşmasında Ford araçlarının üretim ve tedariğinde Türkiye’deki sanayicilerinin başarılarını takdir ettiğini belirten, Ford Mo- duğunu aktardı. aktardı. ABD’nin Missouri Eyaleti Kansas Şehri Geliştirme Ofisi Başkanı Chris J. F. Gutierrez bu ziyareti yapmasının kendisine Ford Başkan Yardımcısı Sn. Behrendt’in önerdiğini, katılım ve ilgiden memnun ol- Yarım gün süren toplantının ardından üyeler tek tek konuklarla görüşerek FORD ile yürüttükleri ve yürütmeyi arzu ettikleri projeler hakkında görüştüler.n www.taysad.org.tr TAYSAD’DAN HABERLER Tedarik sanayi satış sonrasında kazanacak Aftermarket Konferansı’nda konuşan TAYSAD Başkanı Dr. Mehmet Dudaroğlu, "Araç teknolojisindeki her türlü gelişim, Aftermarket piyasasını da doğrudan etkilemektedir" dedi. T AYSAD ve Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği’nin (OİB) tarafından ortaklaşa düzenlenen ve Otomotiv Yenileme Pazarı Geliştirme Derneği (OYPG) tarafından desteklenen, Aftermarket sektöründeki son yenilikler ve gelişmelerin nabzının tutulduğu Aftermarket Konferansı yoğun ilgi gördü Türkiye’de sadece TAYSAD tarafından gerçekleştirilen Aftermarket etkinliğinin açılış konuşmalarını OYPG Yönetim Kurulu Başkanı Mesut Urgancılar, TAYSAD Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Mehmet Dudaroğlu ve OIB Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Sabuncu yaptı. Açılışta konuşan TAYSAD Başkanı Dr. Mehmet Dudaroğlu, “TÜİK verilerine göre, toplam araç parkımız Mart 2015 sonu itibariyle 19,1 milyon adede ulaşmıştır. 2003 yılında Türkiye’de bin kişiye 95 araç düşerken, son 12 yılda görülen büyümeyle bu rakam 2014 sonunda 173’e ulaştı” dedi. IHS/POLK Otomotiv Aftermarket Satış Müdürü Marcus Zahren’in ‘Sektöre ilişkin Genel Global Değerlendirme’ başlığı altında konuşma yaptığı etkinlikte, ‘Türkiye Otomotiv Aftermarket Değerlendir- 60 Temmuz July - Ağustos August 2015 mesi’, ‘Avrupa Otomotiv Aftermarket Değerlendirmesi’, ‘Çin Otomotiv Aftermarket Değerlendirmesi’ ve ‘Amerika Otomotiv Aftermarket Değerlendirmesi’ konuları da alanında uzman isimler tarafından işlendi. Yıllık satın alma hacmi 21,5 milyar doları bulan ABD’nin otomotiv parça satın alma gruplarından Auto Parts Alliance ve 1Parts Global AfterMarket Services temsilcileri konferansa katılarak TAYSAD Üyeleri ile yüz yüze görüşmeler yaptı ve konferans haftası kapsamında fabrika ziyaretleri gerçekleştirdi. Çin’de aftermarket alanında 11 milyar dolar yıllık satın alma hacmi olan Çin Otomotiv Parça & Aksesuarları Kurumu CAPAC başkanının da sunumuyla katıldığı konferansta Çin’de sektörün işleyişi anla- tıldı. TAYSAD ile işbirliği anlaşması bulunan CAPAC, mevcutta Avrupa’dan yaptığı otomotiv yedek parça satın alma hacmini Türkiye’ye kaydırmak ve Türk otomotiv tedarik sanayinin Çin’deki pazar payının arttırmayı amaçlamakta. Sektörün öncü kurumlarından 300’ü aşkın kişinin katıldığı ve bu yıl 6’ncısı gerçekleşen Aftermarket Konferansı’nda ayrıca ‘ABD’de Aftermarket Yapısı ve Network Sistemi’ konulu bir panele de yer verildi. Valeo Türkiye Ülke Direktörü & Orta Doğu Genel Müdürü Burak Akın’ın ‘Satış Sonrasında Yeni Trend ve Zorluklar, Tedarikçiler tarafından İnovatif Çözümler’ başlıklı sunumunun yoğun ilgi gördüğü etkinlikte, TAYSAD & AUTOCARE İşbirliği Anlaşması’nın imza töreni yapıldı. AUTOCARE, 2 binden fazla üye şirket ile 4 milyon kişiye istihdam olanağı sağlayan ve ABD’nin yıllık gayri safi hasılasının yüzde 2’si olan (328 milyar dolar) otomotiv Aftermarket piyasasını başarılı bir şekilde temsil eden, seçkin ve bağımsız bir kuruluş olarak biliniyor.n Dr. Mehmet Dudaroğlu "Bugün itibariyle yaklaşık yüzde 40 seviyesinde olan elektronik aksam kullanımının, 2030’lara gelindiğinde, yüzde 50’nin üzerinde seyredebileceği öngörülmektedir. Dolayısıyla Aftermarket piyasasında varlığını sürdürmek isteyen firmaların, yeni teknoloji ve trendleri yakından takip etmesi önemlidir” dedi. www.taysad.org.tr EĞİTİM MOSTEM, sanayinin nitelikli işgücü arayışına çözüm üretiyor Yetişmiş eleman sorunu yaşayan sanayiciler, ihtiyaçlarına kendileri çözüm arıyor. Manisa Organize Sanayi Bölgesi (MOSB) tarafından 2012 yılında özelleştirilen Özel MOSB Anadolu Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi (MOSTEM), sanayicinin nitelikli işgücü arayışına çare oldu. TAYSAD üyesi Sarıgözoğlu A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve MOSTEM Danışma Kurulu Başkanı Levent Sarıgözoğlu, okul sanayi işbirliğinin güzel örneklerinden biri olan MOSTEM hakkında bilgiler verdi. yapılması OSB yönetim kurulu tarafından uygun görülerek Manisa OSB’deki Meslek Lisesi 2010 yılında da hizmete açıldı. Fakat bir süre sonra klasik yaklaşımla verilecek mesleki ve teknik eğitimin sonuçlarının bölge sanayicisinin beklentisine cevap veremeyeceği görüldü. Bunun üzerine Manisa Organize Sanayi Bölgesi ilgili bakanlıklara değişik bir model teklif etti. Yönetimlerini sanayicilerin oluşturduğu “Özel Endüstri Meslek Lisesi” modeli Türkiye’de ilk defa Manisa OSB’de ortaya çıkmış oldu. İlk ve en başarılı örneğinin Manisa OSB’de olmanın gururunu yaşıyoruz. Bizler Bölge sanayicileri olarak gerekli her türlü desteği sağlama noktasında gayret sarf ettik. Hem başarılı, genç dinamik ve sevgi dolu öğretmenlerle ve eğiticilerle çalışıyoruz, hem de gelişmiş dünya teknolojisini anında okulumuza getirme gayreti içerisindeyiz. Öğrencilerimize çok önem veriyoruz, onların eğitimde ve öğretimde başarılı olmaları için okul yönetimi ve OSB yönetim kurulu ve danışmanlar kurulu her türlü çabayı sarf ediyor. Sanayiciler okula danışmanlık yapıyor MOSTEM’in özel okul statüsüne kavuşmasından hemen sonra gönüllülük esasıyla, özellikle meslek lisesi mezunu olan mühendis sanayicilerimizden oluşan 15 kişilik bir danışma kurulu oluşturduk. Bu kurul okulun eğitim ve öğretim stratejisini belirleyerek bu strateji çerçevesinde tüm ihtiyaçlarını tespit etmek ve faaliyetine yön vermek amacıyla çalışmaktadır. Bu güne kadar okulumuza çok büyük katkılar LEVENT SARIGÖZOĞLU Mostem fikri nasıl doğdu? M eslek eğitiminin önemi ve bunun hayata geçirilmesi konusunda Koç Grubu “Meslek Lisesi Memleket Meselesi” sloganı ile yeni bir farkındalık yarattı. Sanayicinin en büyük ihtiyacı eğitilmiş, bilgi sahibi ve kendisini geliştirebilen ara elemanlardır. Bunların da yetişebileceği en güzel ortam teknik liselerdir. Bunun için ara eleman ihtiyaçlarımızı karşılamak ve ileride sanayi kuruluşlarımızda çalışacak mühendislerimizin de temel eğitimlerini bu okullardan almalarını sağlamak amacıyla OSB içerisinde bir meslek lisesi 62 Temmuz July - Ağustos August 2015 www.taysad.org.tr EĞİTİM ODTÜ SUMO ROBOT YARIŞMASI TÜRKİYE BİRİNCİLİĞİ sağlayan danışma kurulumuz ayda en az 2 kez bir araya gelerek okulun gidişatı hakkında bilgi sahibi oluyor ve okul-sanayi işbirliği adına faydalı olacak faaliyetlerde bulunuyorlar. Özellikle danışma kurulunun belirlediği yöntemler ve tespit ettiği ihtiyaçlar okul içinde bir anlamda talimat niteliği taşımaktadır. Yaparak öğrenmenin önemine inanıyoruz MOSTEM’deki eğitim programı için; öncelikle okulda açılacak alan ve dallar konusunda saha araştırması yapılıyor ve ihtiyaç analizleri sonucunda elde edilen veriler ışığında açılacak olan alan ve dallar belirleniyor. Bu araştırma sayesinde; bölge sanayicileri nasıl bir okul hayal ettiklerini, bu okulda kendileri için nasıl bir eleman yetişmesi gerektiğini ve bir okulda olması gerektiğine inandıkları sistemleri okul yönetimine ve danışma kuruluna aktarıyorlar. Çalışmaların tümü ve öğrencilerin yetiştirilmesi bu belirlenmiş yöntemler çerçevesinde oluyor. Yaparak öğrenmenin önemine inanıyoruz, bu sebeple bizim okulumuzda özellikle atölye ve laboratuarlarımız çok iyi donatılmış. Öğretmen olup ve eğitmenlerimiz de kendilerini alanlarında en iyi şekilde geliştirmiş kişilerden seçilmiş, öğrencilerin atölye ve laboratuar derslerinde daha mutlu olduklarını da yakından gözlemleyebiliyoruz. Pratik eğitim alarak iyi birer işletme operatörü olarak yetişen elemanlarımız gittikleri yerlerde büyük başarılar sağlıyor. Bunu gerek staj gerekse iş hayatına atılan öğrencilerimizin amirlerinden aldığımız olumlu geri bildirimlerden dönüşlerden anlıyoruz. Fabrikalarımızın kapılarını öğrencilere ve öğretim üyelerine açıyoruz Sadece MOSTEM’le değil başta şehrimiz- 64 Temmuz July - Ağustos August 2015 deki Manisa Celal Bayar Üniversitesi olmak üzere Türkiye’deki tüm üniversitelerle ve ilgili fakülteleri ile temas halindeyiz. Onlarla birlikte projeler ve saha çalışmaları yapıyoruz, fabrikalarımızın kapılarını öğrencilere ve öğretim üyelerine açıyoruz, bu konuda gerekli gayreti karşılıklı olarak gösteriyoruz. Ancak bunun yeterli düzeyde olduğu kanaatinde değilim, bu geliştirilmeye açık bir konudur. Bu anlamda üniversitelerimize de düşen görevler var, üniversitelerimizin de kendilerini geliştirmesi ve sanayici ile iç içe olması ve sanayiye aktarılabilir çalışmalar yapması gerekiyor. Eğitilmiş iş gücü her sektörde büyük bir ihtiyaç haline geldi, bunun için meslek lisesi ve teknik liselerimizin sayısının çoğaltılması, öğrenci kapasitesinin arttırılması ve hepsinden önemlisi öğrencilerin çok daha iyi metotlarla yetiştirilmesi gerekmektedir. Bu konuda sanayicimizde bilinçlenmiştir. İlgili bakanlıklar da sanayicinin önünü açmakta bu okulların açılmasını ve yaşatılmasını desteklemektedir. Otomotiv için de nitelikli iş gücü temin edilecek merkezler bu okullardır. Gerek ana sanayi gerekse büyük tedarik sanayi firmalarımızın bu okullara destek vermesi, bizzat kendilerinin ve çalışan mühendislerinin bu okullara giderek ders vermeleri gerekmekte, fabrikalarının kapılarını öğrencilere açmaları gerekmektedir.n MEB ROBOT YARIŞMASI TÜRKİYE BİRİNCİLİĞİ Yaşam boyu eğitim felsefesini hayata geçirmek için çalışıyoruz S arıgözoğlu kavram olarak tüm konularda eğitim çalışmalarına daima en nitelikli katkıları verme gayreti içindedir. Yaşam boyu eğitim felsefesini hayata geçirmek için işyerinde işyeri dışındaki eğitimlerin destekçisi olduk. Neredeyse tüm üniversitelerin güneş ve rüzgâr enerjili araç tasarım ve üretimine ciddi maddi ve manevi katkılar koymaktayız. Hiçbir zaman zorunluluk ve ön koşul olmaksızın (teknik dışı branşlarda dahi) başarılık öğrencileri desteklediğimiz bir burs fonumuz var. İleride bu fonu vakıf haline dönüştürülmesi projemiz var. Halen Manisa’daki kalıp ve pres metal fabrikamızda 2 ayrı çıraklık eğitim merkezi Milli Eğitim Bakanlığı ile koordineli bir şekilde faal olup bu yıl ilk mezunlarını verdi; tüm mezunlar hemen asli kadroya alındı. Bu uygulama da Manisa’da bir ilk olup başarılı netice sonucu bölgemizdeki birçok değerli sanayi kuruluşuna örnek teşkil etmenin sevincini yaşamaktayız. Üniversite öğrencilerinin staj programlarının nicelik ve de nitelik anlamında etkinleşmesi en çok üzerinde durulan hususların başında gelmektedir. Türk Eğitim Vakfı (TEV) bünyesinde “İsmail Sarıgözoğlu Kalıpçılık Bursu” kurulmuş olup yaklaşık 15 yıldır TEV aracılığı ile de kurumsal olarak teknik eğitime destek amacıyla burs sağlamaktayız. Vizyonumuzda var olan “İsmail Sarıgözoğlu Teknik Lisesi” fikrini önümüzdeki birkaç yıl içinde gerçekleştirerek naçizane desteklerimizin sürdürülebilir olmasını sağlama amacındayız.n www.taysad.org.tr EĞİTİM Bayraktar Grubu Çalışanları 2 yıl boyunca “Gönüllü Koçluk” yaptıkları Meslek Lisesi Öğrencilerini yeni hayatlarına yolcu ettiler lerinin ilgili departmanlarında stajyer olarak istihdam etti. Gönüllü koçların katkıları Ankara’da 10’ncu sınıf öğrencileri ile devam ediyor. “Gönüllü Koçlar” çocukların hayatlarındaki eksik noktalara dokunuyor Bayraktar Grubu’nun gönüllü çalışanları, öğrenciler ve öğretmenler, programın ikinci yılının tamamlanması nedeniyle tarihi yarımadayı gezerek, Topkapı Sarayı’nı ziyaret ettiler. Rehber eşliğinde Topkapı Sarayı’nı gezen öğrenciler, müfredatlarında bulunmayan tarih dersi konularını da bir nebze olsun öğrenme şansı yakaladılar. M eslek Lisesi Koçları Programı’na İstanbul, İzmir ve Ankara’daki çalışanları arasından gönüllü olmayı seçen koçlarıyla katkı sağlayan Bayraktar Grubu, ikinci eğitim dönemini tamamlayarak 42 öğrencisini yeni hayatlarına yolcu etti. Programın birinci yılında ‘Kendilerini Keşfetme ve Hayata Uyum Sağlama’ konularında koçluk alan İstanbul Büyükhanlı Ticaret Meslek Lisesi ve İzmir Çınarlı Endüstri Meslek Lisesi öğrencileri, programın ikinci yılında ise ‘İş hayatına Hazırlık’ anlamında koçluk aldılar. Bayraktar Grubu, hayata hazırladığı ilk öğrenci grubunu geçtiğimiz günlerde mezun etti. Bayraktar Grubu, koçluk verdiği öğrencilere şirketleri bünyesinde staj imkanı da sağladı. Bayraktar Grubu İnsan Kaynakları Departmanı, 12 öğrenciyi, grup şirket- 2006’den bu yana uygulanmakta olan koçluk programının kalbinde, Özel Sektör Gönüllüleri Derneği’ne (ÖSGD) üye şirketlerden gönüllü çalışanların 11. sınıf meslek lisesi öğrencilerine mezuniyetlerine kadar grup mentorluğu yapması yatmaktadır. İlk yıl 2, ikinci yıl ise 1 günlük olmak üzere toplam 3 günlük eğitimin ardından belirli bir program çerçevesinde, iki yıl boyunca aynı öğrenci grubu ile en az 12 defa bir araya gelen Koçlar, her buluşmada öğrenciler ile farklı kişisel gelişim modülleri uygulamakta, böylece bir yandan sosyalleşmelerine ve gelişimlerine destek olurken, bir yandan da rol model olarak öğrencilerin hayatlarına dokunmaktadır. n Tedarik sanayiciler mesleki eğitimi desteklemeye devam ediyor Bantboru, Van Mehmet Erdemoğlu Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencilerini ağırladı M ETEK hibe programı kapsamında, Avrupa Birliği desteği ile yürütülen ‘Mesleki ve Teknik Eğitim Kalitesinin Arttırılması Projesi’ nin tamamlanması için 5 günlük saha gezisine çıkan Van Mehmet Erdemoğlu Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğretmen ve öğrencileri, 11 Haziran’da Bant Boru Firması ziyareti ile etkinliğin Kocaeli ayağını tamamlamış oldular. Elektronik, elektrik, bilgisayar, otomasyon ve makine bölümden toplam 48 öğrenci ve 6 öğretmenden oluşan ekibe fabrika genel sunumu yapıldıktan sonra üretim bölümleri gezdirildi. Her operasyonu tek tek ve yerinde inceleme şansı bulan öğrencilere, denemeler yapma imkanı da sağlandı. İlk defa bir fabrika gezisine katılan öğrenciler büyük sevinç ve heyecan yaşadılar. 66 Temmuz July - Ağustos August 2015 Öğrencileri karşılayan Bantboru Genel Müdürü Utku Çağatay Aksoy; Avrupa Birliğinin de desteklediği bu sosyal sorumluluk projesinde görev almanın onlar için de çok keyifli ve heyecan verici bir deneyim olduğunu belirtti. Proje kapsamında yer alan beş günlük ge- zide, öğrencilerin Ankara, Kocaeli, Bursa ve İstanbul’da özellikle üretim yapan işletmeleri ziyaret etmeleri, üretimi yerinde görüp süreçleri deneyimlemeleri, bu illerdeki tarihi - kültürel mekanları gezmeleri ve ayrıca yıl sonu ödülü olan bu gezinin moral ve motivasyonlarını arttırması hedeflendi.n www.taysad.org.tr INDUSTRY 4.0 Dördüncü sanayi devrimi Yarının fabrikaları neye benziyor? Kaveh Taghizadeh Alman hükümeti, üretim endüstrisinin yakın gelecekteki konumunu güvence altına alabilmek adına Sanayi 4.0 kapsamında bir proje başlattı. Bu proje Alman hükümetinin ‘yüksek teknoloji stratejisi’ olarak 2011 yılında başlatıldı ve 2013 yılında geliştirilerek bir araştırma gündemine dönüştürüldü. Federal Almanya Eğitim ve Araştırma Bakanlığı projenin ilk aşamasına 120 milyon Avro tutarında bir fon sağlama kararı aldı. İ lk Sanayi Devrimi 18. yüzyılda görülmüştü. Suyun gücünden faydalanılan mekanik tezgahlar bulundu, buhar gücü gittikçe daha fazla kullanılmaya başladı ve makineler için çeşitli araçlar geliştirildi. Daha sonra 1870 yılında elektrikle çalışan ve bir kitle üretim hattı (montaj hattı) bulunan ilk üretim hattı kullanıldı ve bu da bizleri ikinci sanayi devrimine götürdü. Üçüncü sanayi devrimi 1969 yılından itibaren yaşanmaya başladı. İlk Programlanabilir Mantıksal Denetçi (Programmable Logic Controller PLC) İmalatın otomatikleştirilmesi için elektronik ve bilişim alanlarında kullanılmaya başlandı. Endüstri 4.0 nedir? “Sanayi 4.0” terimi bir sonraki sanayi devrimi için kullanılıyor - ve bu devrimin gerçekleşmesi artık an meselesi. ‘Her şey için internet’ veya ‘endüstriyel internet’ olarak da bilinen bu devrim, akıllı bir fabrika vizyonuyla bugünkü üretimin teknolojik değişimini tarif ediyor ve siber fiziksel üretim tekniklerini tanımlıyor. Bununla ilgili en yaygın anlayış, ürünlerin yaşam döngülerine ait değer zincirinin tamamı üzerinde yeni bir düzen ve kontrol düzeyi olduğu yönündedir. Bugün bilindiği haliyle çok daha karmaşık sistemleri yönetebilen bir fabrikanın oluşturulabilmesi için, bilişim, yerleşik sistemler, üretim, otomasyon tekniği ve makine mühendisliği alanlarındaki inovasyonlar bu yeni sürecin gelişimini sürüklemektedir. 68 Temmuz July - Ağustos August 2015 KPMG Türkiye Yönetim Danışmanlığı Hizmetleri Başkanı, Şirket Ortağı Fabrikalarımızın içerisinde de; cep telefonları, fotoğraf makineleri ve arabalar gibi her gün kullandığımız nesnelerin küresel internete bağlanarak gittikçe daha “akıllı” hale gelmesine benzer bir gelişim izlenebilir. Fabrikaların belli bir hedefe yönelik olarak tamamen otomatik hale getirilmesi iş yükünü adım adım makinelere devredecektir. ‘Akıllı’ ürünler ve makineler bir ağ içerisinde birbirlerine bağlanabilecek ve üretim sürecini daha az kırılganlık ve daha fazla verimlilikle yönetip kontrol edebilecekler. Bu döngü ürünün henüz fikir aşamasındayken başlar, siparişlerin verilmesinden gelişim ve imalatın yanı sıra ürünün son kullanıcıya teslim edilmesine kadar her yere uzanır ve ortaya çıkan bütün hizmetlerin geri dönüştürülmesi ve sürece dahil edilmesiyle sonuçlanır. Dördüncü sanayi devriminin dayanağı, değer zincirindeki birbirine bağlanmış bütün bileşenlere ait önemli bilgilerin gerçek zamanlı olarak ulaşılabilir hale gelmesidir. İnsanların, nesnelerin ve sistemlerin birbirine bağlı hale gelmesi; şirketlerin hem kendi içlerinde hem de birbirleri arasında dinamik, kendi kendini düzenleyen, gerçek zamanlı olarak iyileştirilmiş katma değerli bağlantıların yaratılmasını sağlar. İnternet; akıllı makinelerle, sistemlerle, üretim ve süreçlerle birleşerek daha gelişmiş ağların kurulabilmesini sağlıyor. Gerçek dünya devasa bir bilgi sistemi haline geliyor. Dünya endüstrisi 21. yüzyılın başından beri dijital bir dönüşüm geçiriyor. Bunlar toplumun ve ekonominin her kesiminde görülen dijital teknoloji alanındaki inovasyonlarla ilgili değişiklikler. Ancak uzmanlar Endüstri 4.0 derken ne demek istiyorlar? www.taysad.org.tr INDUSTRY 4.0 Sanayi 4.0 küresel anlamda bütün imalat şirketlerine önemli fırsatlar sunacak. Bu yeni vizyon, yeni sanayi ortamının beş temel özelliğiyle tanımlanabilir. 1. Siber-Fiziksel sistemler Gençer Keser KPMG Türkiye Yönetim Danışmanlığı, Kıdemli Müdür Bugünün bilişim sistemleri zaten üretim sistemlerinin merkezinde yer almaktadır. Bütün alt sistemlere, süreçlere ve hem içerideki hem de dışarıdaki nesnelere, tedarikçi ve müşteri ağlarına bağlı olan bu yeni sistemler, bugünün sistemleriyle karşılaştırıldığında çok daha büyük bir karmaşıklığa sahip olacak ve pazara yapılan sunumların çok daha gelişmiş olmasını gerektirecek. Makineler ve depolama sistemleri bilişim sistemleriyle donatılacak ve Siber Fiziksel Sistemler (Cyber-Physical Systems CPS) olarak birbirlerine bağlanacaklar. Gelecekteki fabrika ve sistemler liyor. Bu, şirketlere daha fazla üretkenlik sağlayacak olsa da robotların insanların yerini alacağı anlamına gelmiyor. Yarının üretim sektörü çalışanları, bugün daha fazla eğitim ve beceri gerektirdiğini bildiğimiz diğer alanlara yoğunlaşacaklar. Sanayi 4.0 gerçekleştiğinde, robotlar ve insanlar akıllı sensörlerle yönlendirilen insan-makine arayüzlerinden faydalanarak dayanışma içinde çalışıyor olacaklar. Herhangi bir sorun oluştuğunda çalışanların taşınabilir telefonlarına veya cihazlarına bir ileti gelecek ve sorunun ne olduğunun daha iyi anlaşılabilmesi için bu iletide gönderilen görüntülü çağrı linki sayesinde üretimin devamını sağlamaya yönelik talimatlar verilebilecek. Üretim tesisi 7-24 faaliyette olsa da çalışanlar yalnızca normal çalışma saatlerinde kendi işlerinin başında olacaklar. 3. Büyük Veri Kaynak: www.electronics-eetimes.com -robotic-photo Yarının üretim tesisleri büyük miktarlarda veri üretiyor olacak ve bu verilerin kaydedilmesi, işlenmesi ve analiz edilmesi gerekecek. Büyük verinin işlenmesini ve bulut tabanlı bilgisayar sistemlerinin potansiyelinden tam anlamıyla yararlanılmasını sağlayacak yenilikçi yöntemler, bilgilerin kullanımına yönelik yeni alanlar yaratacak. Her şeyden büyük verinin analiz edilmesi, yöneticilerin üretim sürecindeki kusurları, yanlışlıkları ve eksiklikleri erken bir aşamada tespit edebilmelerine, üretim süreçlerini iyileştirebilmelerine, kaynakları daha verimli kullanabilmelerine ve öngörüye dayalı bakım faaliyetlerini gerçekleştirebilmelerine imkan sağlayacak. Şirketler için değişen ne? Geleneksel anlamıyla üretim şirketleri pazarda var olmayı sürdürecekler. Ancak yerleşik oyuncular sanayi devrimi sırasında düzenlerini, süreçlerini ve yeterliliklerini değiştirmiş olacak. Yeni endüstriyel iş modellerine sahip yeni rakipler olacak. Cep telefonları gibi yeni teknolojilerin bu kadar başarılı olmasının nedeni, ortaya çıkmalarıyla beraber toplumsal bir dönüşüme öncülük etmiş olmalarıdır. İnternet bir teknoloji olarak sosyal ağları icat etmemiş olsa da, sosyal ağlar internet sayesinde daha fazla gelişti ve çağdaşlaşmayı gerektirdi. Sanayi 4.0 için de aynı durum söz konusu. Yeni işlevler sektör oyuncuları için yeni kurallar ortaya çıkaracak. Çeşitli endüstrilerin gelişimi arasında farklar bulunacak. www.taysad.org.tr Fabrikaların belli bir hedefe yönelik olarak tamamen otomatik hale getirilmesi iş yükünü adım adım makinelere devredecektir. ‘Akıllı’ ürünler ve makineler bir ağ içerisinde birbirlerine bağlanabilecek ve üretim sürecini daha az kırılganlık ve daha fazla verimlilikle yönetip kontrol edebilecekler. de buna benzer şekilde açıkça tanımlanmış, gerçek zamanlı olarak kontrol edilebilen arayüzlere sahip olacak ve yenilikçi teknolojilerle beraber değer zinciri boyunca makinelerin değiştirilmesi açısından esneklik sağlayacak. Böylece üretim sistemlerinin çabucak değiştirilebildiği, faaliyetsizliğin giderilebildiği oldukça verimli bir üretim mümkün hale gelecek. 2.Akıllı Robot ve Makineler Robotlar gelecekte daha akıllı olacaklar ve bu da bulundukları ortama uyum sağlayabilecekleri, iletişim kurabilecekleri ve etkileşimde bulunabilecekleri anlamına ge- 4.Makinelerin, iş bileşenlerinin, sistemlerin ve insanların birbirine bağlanabilirliği Sanayi 4.0 gerçekleştiğinde dijital ve gerçek dünyalar birbirine bağlı hale gelecek. Makineler, parçalar, sistemler ve insanlar internet üzerinden kesintisiz bir şekilde dijital bilgileri paylaşıyor olacaklar. Üretim oldukça pürüzsüz bir şekilde ilerleyecek: Herhangi bir makinenin yanı sıra aktarım bandı ve lojistik robotu başka bir makinenin belli bir parçayı ürettiğinden anında haberdar olacak. Makineler üretilecek parçanın üretim aşamalarının her birine oto- Temmuz July - Ağustos August 2015 69 Kaynak: Siemens.com (Hannover Messe 2014 standı) INDUSTRY 4.0 matik olarak uyum sağlayacak, otomatik bir şekilde koordine olup üretilecek birimi ayarlayacaklar. Üretim planlarının ve kapasitesinin optimizasyonu çok daha iyi bir şekilde işleyecek. 5. Dijital Sanayileşme Yeni bir üretim tesisi açmanın veya mevcut bir tesiste yeni bir ürünün üretimine başlamanın oldukça zorlu aşamaları vardır: Uyum süresi, denemeler, seri üretim öncesi testler ve çok sayıda beklenmedik maliyet aşımları. Faaliyetlerin beklenmedik bir şekilde bir gün boyunca durması birçok işletme için oldukça büyük bir gelir kaybı demektir. Sanayi 4.0 fiziksel üretime hazırlanılabilmesi için üretim tesislerini ve ürünleri sanal ortamda sunacak. Süreçlerin her biri fiziksel haritalandırma tamamlanmadan önce sanal olarak simülasyondan geçip doğrulanmış olacak. “Sanayi 4.0” terimi bir sonraki sanayi devrimi için kullanılıyor. Bu devrimin gerçekleşmesi artık an meselesi. ‘Her şey için internet’ veya ‘endüstriyel internet’ olarak da bilinen bu devrim, akıllı bir fabrika vizyonuyla bugünkü üretimin teknolojik değişimini tarif ediyor ve siber fiziksel üretim tekniklerini tanımlıyor. şünün ne kadar olacağı belirsiz. Henüz somut bir icra planının mevcut olmayışı daha büyük yatırımlar yapmış olan şirketlerin bu konuya tereddütle yaklaşmasına neden oluyor. 2. Bilişim Güvenliği İnternet üzerinden veya bulut tabanlı bir teknoloji aracılığıyla büyük miktarlarda bilgi paylaşımında bulunan birbirine bağlı cihazlar belli bir güvenlik ihlaline de ortam Zorluklar ve Riskler: 3. Nitelikli Çalışanlar Sanayi 4.0 üretim şirketlerinin odaklanabileceği bir konu gibi görünüyor. Ancak bütün oyuncular bu yeni vizyonun beraberinde yeni yatırımları da getireceğini anlıyorlar. Birçok şirket için yatırımın geri dönü- Sanayi 4.0 gerçekleştiğinde dijital ve gerçek dünyalar birbirine bağlı hale gelecek. Makineler, parçalar, sistemler ve insanlar internet üzerinden kesintisiz bir şekilde dijital bilgileri paylaşıyor olacaklar. 70 Temmuz July - Ağustos August 2015 Kaynak: www.festo.com Bu yeni vizyonun, yeni fırsatların yanı sıra bazı zorlukları ve riskleri de içerdiğine dikkat etmemiz gerekiyor. 1. Yatırımlar hazırlamış oluyor: Bir bilişim korsanının potansiyel olarak bir şirketin lojistik sistemini tamamen felç etmesi veya gizli müşteri sipariş bilgilerine ulaşması ve bunları rakiplerle paylaşması mümkün. Şirketlere ait verilerin, fikri mülkiyetin ve iş sırlarının korunması en büyük zorluklardan biri. Bu tür bilgilerin kaybı, bir üretim şirketinin kendisine özgü bilgi ve becerilerinin görünür hale gelmesine yol açabilir ve pazardaki konumunu, işini ve varlığını olumsuz yönde etkileyebilir. Çalışanların nitelikliliği üretim şirketlerindeki en önemli konulardan biridir. Bilişim sistemlerinin ve üretim süreçlerinin bütünleşmesi, çalışma şekli, iş tanımları ve çalışanların iş içeriği açısından yeni gereksinimler ortaya çıkaracak. Şirketlerdeki çalışan niteliği profillerinin genişletilmesi henüz oldukça erken aşamalarda. İlerleyen dönemde çalışanların bugünkü üretim şirketlerinin “çalışanlarına” kıyasla şirkete çok daha yüksek nitelikler sunmaları gerekecek. Yeni iş modelleri ve süreçleriyle bağlantılı olarak modern cihazların, akıllı teknolojilerin ve bilişim sistemlerinin kullanımı ve dijitalleşmenin artması yarının “çalışanları” için çok daha yüksek kalitede bir eğitim gerektirecek. n www.taysad.org.tr EKONOMİK İLİŞKİLER: İRAN SON BÜYÜK PAZAR: İRAN Nükleer anlaşma Türkiye’yi nasıl etkileyecek? Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 5 daimi üyesi ve Almanya'dan oluşan P5+1 ülkeleri (P5: ABD, Rusya, İngiltere, Fransa, Çin) ile İran arasında Viyana'da süren görüşmelerde sonuca ulaşıldı. Görüşme sonucunda İran'ın nükleer programının kısıtlanmasına karşılık ülkeye yıllardır uygulanan ekonomik yaptırımların hafifletilmesine yönelik anlaşma kabul edildi. İran ambargodan sonra 250 milyar dolarlık bir dış ticaret hacmi oluşturacağı ve Türkiye’nin de bu pastadan en az yüzde 10 pay alacağı belirtiliyor. İ ran ve dünya güçleri arasında iki yıldır süren müzakerelerin sonundaki bu adım, dünyanın devleri arasındaki ilişkilerde büyük bir atılım anlamına geliyor. Yaptırımların kaldırılması karşılığında İran İslam Cumhuriyeti’nin nükleer programı frenlenecek. Anlaşmada neler var 400.000 ARAÇ SATIŞI İran ne kazanacak? Anlaşmanın tam olarak uygulamaya konması aylar sürebilir ancak yaptırımların kaldırılmasının zamanla petrol zengini İran’ın enerji ihracatını etkinleştirmesine, ülkenin uluslararası finansmana erişimin kolaylaşmasına ve küresel yatırımcılara kapılarını açmasına yardımcı olması bekleniyor. İran pazarı iştah kabartıyor Yaptırımların kaldırılmasıyla Tahran Borsası’nın 2016 başında yatırımclara açılması bekleniyor. İlk yıl sermaye girişlerinin 1 milyar dolar olacağı tahmin ediliyor. Şu ana kadar kurumsal yatırımcılara kapalı olan İran pazarı iştah kabartıyor. 250 MİLYAR DOLAR PSA, önümüzdeki süreçte İran’da yılda 400 bin araç satışı hedefliyor. Yıllardır uygulanan yaptırımlarla dünyadan izole edilen Perslerin yurdunda ekonomi durma noktasına gelmişti. Uzun ve zorlu görüşmelerden sonra varılan uzlaşmanın etkisi bugünden yarına görülmeyecek olsa da İran hisseleri şimdiden yükselmeye başladı bile. Anlaşmanın İran ekonomisi ve küresel enerji piyasalarında önemli sonuçları olacak. Nihai anlaşma İran’ın kapılarını açacak ve ekonomistlere göre bu açılımın iç tüketim, yatırımlar ve ticaret üzerindeki etkisi çok büyük olacak. İran nükleer tesislerinin kontrol edilmesini kabul etti. BM denetçileri askeri alanları İran’ın izni ile kontrol edebilecek. Bu Irak için aynı zamanda bir risk. Saddam Hüseyin BM denetçilerini kabul etmediğinde Bağdat bombalanmıştı. Anlaşmaya göre petrol, doğal gaz, finans, havacılık ve deniz taşımacılığı alanlarında yıllardır süren yaptırımlar kalkacak, İran yurtdışındaki milyarlarca dolarlık varlığına yeniden ulaşabilecek. BM silah ambargosu beş yıl, füze yaptırımı ise sekiz yıl daha yürürlükte kalacak. Eğer İran anlaşmayı ihlal ederse yaptırımlar 65 gün içinde tekrar başlayacak. Küresel otomotiv sektörü İran pazarına odaklandı P5+1 ülkeleri ile İran arasında varılan anlaşma sonrası global otomotiv endüstri- İRAN OTOMOTİV SEKTÖRÜ ÜRETİMİ (ADET) 2010 2011 2012 2013 2014 2014 % 1.599.454 1.649.311 1.000.089 743.647 1.090.846 46,7 İRAN OTOMOTİV PAZARI (ADET) 2010 2011 2012 2013 2014 2014 % 1.530.000 1.630.000 1.030.000 804.750 1.287.600 60,0 72 Temmuz July - Ağustos August 2015 www.taysad.org.tr EKONOMİK İLİŞKİLER: İRAN si hızlı bir şekilde İran pazarına odaklandı. Özellikle burada hazır altyapısı bulunan Avrupalı OEM’ler birbiri ardına İran pazarı planlarını açıklamaya başladı. Fransız otomobil firması PSA Peugeot Citroen’in de İran’a dönmek için partneri olan Iran Khodro ile ‘ortak girişim oluşturulması’ amaçlı görüşmelerini hızlandırdığı biliniyor. Proje kapsamında bir otomobilin tüm montajının İran’da yapılması konuşuluyor. PSA İran iç pazarını hedeflemenin yanı sıra burada ürettiği araçları komşu ülkelere de satmayı planlıyor. 2012 öncesinde İran’da yıllık satışı 500 bin adedi bulan PSA, önümüzdeki süreçte İran’da yılda 400 bin araç satışı hedefliyor. 87 MİLYON DOLAR İHRACAT Bu yılın ilk 6 ayında İran’a yönelik otomotiv ihracatı yüzde 7 artışla 87 milyon dolar oldu. da girişimde bulunmayı planlarken, Uzakdoğulu markaların da pazarda etkin olmak için harekete geçmeye başladığı ifade ediliyor. İran’a otomotiv ihracatı 300 milyon doları aşabilir Uludağ İhracatçı Birlikleri (UİB) Koordinatör Başkanı ve Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) Başkanı Orhan Sabuncu, İran’ın diğer sektörlerle birlikte özellikle otomotiv tedarik sanayi ihracatçıları açısından her zaman önemli bir alternatif pazar olduğuna, İran’a yönelik otomotiv ihracatın 2011 ve 2012 yıllarında 300 milyon doların üzerine yükseldiğine dikkat BÜYÜKEKŞİ: BÖLGE TİCARETİNE POZİTİF KATKI Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, İran nükleer anlaşmasının bölge ticaretine pozitif katkı sağlayacağını, yılın ilk altı ayında 1.9 milyarda kalan İran'a ihracatın nükleer anlaşmanın desteğiyle bu yıl 16 milyar dolara, 2016'da 35 milyar dolara yükseleceğini belirtti. Öte yandan Avrupalı üreticilerden Renault ve Volkswagen de İran pazarına ilgisiz değil. İran’da yüzde 6 civarında pazar payı bulunan Renault, “Tondar 90” adıyla İran’da ilk nesil Logan’ı üretiyor. Daha önce İran’da “Volkswagen Golf” modelini üreten Volkswagen Grubu’nun da Skoda ve Seat markaları için planlamalar yaptığı biliniyor. Öte yandan Ford ve General Motors Amerika’nın politikası doğrultusun- 2MİLYON ARAÇ ÜRETİMİ Uluslararası markaların ülkede üretime başlamasıyla 2019 yılı sonuna kadar 2 milyon araç üretiminin aşılması bekleniyor. 74 Temmuz July - Ağustos August 2015 çekti. Bu yılın ilk 6 ayında İran’a yönelik otomotiv ihracatının yüzde 7 artışla 87 milyon dolar olduğunu ifade eden Orhan Sabuncu, “İran otomotiv pazarının önümüzdeki yıllarda çok daha cazip hale geleceğini söyleyebiliyoruz. Nitekim başta Renault ve PSA olmak üzere pek çok OEM’in İran pazarına geri dönmesi beklenmektedir. İran, 80 milyonu aşan nüfusu, 1-1,5 milyon adet aralığında seyreden motorlu araçlar pazarı ve coğrafi yakınlık göz önünde bulundurulduğunda otomotiv ihracatçılarımız açısından önemli bir alternatif pazar konumunda bulunmaktadır. P5+1 ülkeleri ile varılan anlaşmanın uzun vadeli olması halinde bu ülkeye yönelik geçmiş yıllarda 300 milyon doları aşan otomotiv ihracatımızın yeniden bu rakamlara ulaşmasını, hatta bu rakamları aşmasını bekleyebiliriz” dedi. Anlaşma, gerileyen pazarı yeniden hareketlendirdi Uluslararası Otomotiv Sanayicileri Birliği’nden (OICA) alınan verilere göre İran’ın motorlu araç üretimi 2012 yılına kadar artış göstererek 1.6 milyon adede kadar ulaştı, ancak ambargoların genişlemesi sonrasında üretim 2012 yılında yüzde 39, 2013 yılında ise yüzde 38 geriledi. P5+1 ülkeleri ile varılan geçici anlaşma sonrasında geçen yıl ülkedeki motorlu araç üretiminin tekrar toparlandığı gözlendi. İran motorlu taşıtlar pazarında da benzer bir seyir izlendi. Pazar 2012 yılında yüzde 40, 2013 yılında ise yüzde 29 gerilerken, geçen yıl ambargoların hafifletilmesi ile yüzde 60 artışla 1 milyon 288 bin adede yükseldi.n İran Fırsatını Kaçırmayalım Ahmet Yılmaz TAYSAD Almanya Temsilcisi, exTim GmbH Yönetim Kurulu Başkanı Uzun zamandır bilhassa da tedarik sanayimizin İran’da angajmanlara girmesi gerektiğini salık veririm. Nedenleri gayet açıktır. Birincisi, İran’ın otomotiv ölçeği oldukça iyi bir konumdadır ve daha da gelişecektir, ikincisi ileri kalite ve teknik olarak onlara sunacağımız ürün grubu çoktur, üçüncüsü de tabii ki lojistik avantajımızdır. Bilindiği üzere BM Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesi (P5) artı 1, yani Almanya, İran’a yaptırımların kaldırılması konusunda anlaşmaya vardılar. Bu anlaşmada Almanya’nın rolü yadsınamaz. İşte tam da bundan dolayı, anlaşmanın yapılmasının hemen ardından Almanya Ekonomi Bakanı Tahran’a geniş bir işadamı heyeti ile gezi düzenledi. Heyette otomotivciler çok. Hatta VW’nin İran’da yatırım yapabileceği bile konuşuluyor. Türkiye’ye bir türlü gelemeyen VW, komşu ülkemize geldiği takdirde -veya orada yapacağı başka iş modellerinde- tedarik sanayimize ihtiyacı oldukça fazla olacaktır. Hakeza Fransız ve İtalyan otomotiv devlerinin de yakın zamanda İran’a seyahat düzenlediklerini biliyoruz. Türk tedarik sanayisinin yakından tanıdığı ve bizzat iş süreçlerinde yeraldığı otomotiv aktörlerinin bu ülkedeki angajmanlarına zaman geçirmeksizin entegre olmalıyız, hatta inisiyatif kullanmalıyız. www.taysad.org.tr BENİM YOLUM, BENİM KİTABIM ÖZLEM GÜLŞEN ARKAN: “Anı yaşa, geçmiş için artık bir şey yapamazsın, gelecekte ise daha ne kadar var olacağın belli değil” kavramlarının son yıllarda daha ön plana çıktığı dünyamızda; Michio Kaku’nun 2100 yılına kadar bilimin, insanlığın kaderini ve günlük yaşamlarımızı nasıl şekillendireceği konusundaki kitabı “Geleceğin Fiziği” benim gibi “bizi neler bekliyor” meraklıları için biçilmiş bir kaftan. Her zamanki sade ve eğlenceli üslubu ile yazdığı bu kitabı okurken kendinizi 2100 yılında bir günde canlandırmanız gayet mümkün.” Michio Kaku: Geleceğin Fiziği ÖZLEM GÜLŞEN ARKAN Maxion Wheels Binek Araç Jantları Satış Direktörü, Türkiye Operasyonları G eleceği tam bir kesinlik ile tahmin etmek imkansızdır. Ancak geleceği yaratma cüretini gösteren vizyon sahibi insanların icatları vardır. Kaku, bugüne dek sayısı 300’den fazla bilim insanı ve düşünür ile yaptığı röportajları dikkate alarak bu kitabı yazmıştır. Kaku, bu konudaki rüştünü “Görüntüler” adlı kitabında yaptığı öngörülerinin birçoğunun bugünlerde gerçekleşmekte olması nedeni ile ispatlamıştır. Önümüzdeki birkaç yılı bile tahmin etmekte zorlanılan bir dönemde 2100 yılına doğru bir yolculuğa çıkmak düşüncesi, ilk başta ürkütücü ve uzak gelebilir. Ancak kitabı okurken bu yolculuğa çıkmış olduğunuza çok mutlu olacağınızdan eminim. Örneğin bilgisayarlar yakın bir gelecekte artık dizinizin üstünde ya da dibinde değil, gözünüzün içinde olacak desem? İnternet gelecekte her yerde var olacak; duvar ekranlarında, mobilyalarda, panolarda ve hatta kontakt lenslerinizde. Sektörümüzü de ilgilendiren sürücüsüz araba hayali de çok uzakta değil, bu konudaki araştırmalara ayrılan finansman gün geçtikçe artıyor. GPS ve internet teknolojisi ile birlikte artık işe giderken, internette sörfünüzü yapıp güvenli bir şekilde ofisinize varabileceksiniz. Arttırılmış gerçeklik de bu işin tuzu biberi olacak. Bir müzeyi gezerken bu teknoloji sayesinde her şeyi tarihsel anekdotları ile birlikte deneyimleme ve bizzat ken- 76 Temmuz July - Ağustos August 2015 de belirecek. Yaygın hastalıkları yüzde 95 oranında doğru tespit edebilecek bir robot yazılım programı ile bizi anlık olarak yönlendirebilecek. Tüm genetik risk faktörleriniz tanımlanmış olacağından sadece bir test çubuğunu vücudunuz üzerinde gezindirmeniz yeterli olacak. Buna şu anda inanmayabilirsiniz; o zaman kısa bir süre öncesine kadar tonlarca ağırlıkta olan MRI makinelerinin bugün nasıl 30 cm’ye kadar küçüldüğünü düşünün. Şimdi 2100 yılında bir güne gidelim. Sabah duvar ekranınız bir anda aydınlandı. Yeni satın aldığınız yazılım programınız “Molly” sizi uyandırdı. Ofisle ilgili halledilmesi gereken bir konu var. Siz yataktan kalkarken Molly tüm detayları, katılımcıları, beklentileri önünüze serdi. Banyonuza gittiğinizde lavabonuz ve tuvaletiniz DNA alıcıları ile testlerinizi yapıp sonuçlarını doktorunuza iletti bile. Robot aşçı kahvaltınızı tam sizin istediğiniz gibi hazırlarken siz her şeyi telepatik kontrol etmenizi sağlayan tellerinizi taktınız. Ortam ısısını kontrol ettiniz, müziğinizi ayarladınız ve manyetik aracınızın sizi almak üzere hazır olmasını istediniz. Lenslerinizden güncel haberleri taradınız ve sizin ilgi alanınızda olan konular zaten otomatik olarak ilk gelenlerdi. Toplantınız başladı ve hologram katılımcıların tüm bilgileri lensinize otomatik yansıtıldı. Günün devamı için kitabı almanızı ve okumanızı tavsiye ediyorum.n dimizi o dönemin içinde hissetme olanağımız olacak. Toplantılara da hologram ile katılabilir hatta artık aynı anda birkaç yerde olamıyorum derdinden de kurtulabiliriz. Sonuçlarına da katlanmak zorundayız; zira “ben demedim hologramım demiş” deme şansımız olmayacak, şimdiden söyleyeyim: hologram yüklemeleri bize ait olacak. Robotlar önümüzdeki 30 yılın en önemli gündemi; bu alanda çok hızlı bir gelişme bekleniyor. Özellikle insan hayatını her alanda kolaylaştırıcı yönde çalışmalar mevcut. Robot tedarik sanayini olumlu günlerin bekleyeceği kesin. Tüm bu hızlı gelişmeler içinde insan ve sağlığı ne olacak? Doktora gitme rutinimiz tamamen değişecek. Doktorumuz ya duvarımızda ya gözlüğümüzde ya lensimiz- Geleceğin Fiziği Yazar : Michio Kaku Çeviren : Hüseyin Oymak, Yasemin Saraç Oymak ISBN : 9786055164676 Sayfa Sayısı : 454 İç sayfalar 1. Hamur ODTÜ Popüler Bilim Dizisi, 2014 www.taysad.org.tr GÖRÜŞ Türk otomobili yerine Türk kamyonu verelim Erdem Bektaş Y. Makine Mühendisi YTÜ Teknopark Başkanı 2014 yılı sonu itibari ile Türkiye otomotiv sanayi 14 ana üreticisi, binek ve ticari olarak, 1.218.848 adet üretim yapmış ve bu üretimin 902,194 adedini ihraç etmiş, tedarik sanayisi ile birlikte 24 milyar dolar döviz kazanmış. Sıfırdan yüzde yüze kadar değişen yabancı sermaye pay oranlarına sahip olan bu sektör yapılan bazı tenkitlere rağmen başarılı kabul edilmesi ve desteklenerek geliştirilmesi gereken stratejik bir sektördür. O tomotiv Sanayi Derneği’nin (OSD) Mart ayında yapılan 40. yıl kutlamasında, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi yaptığı konuşmada “Türk sanayi otomobilini üretecek yeteneğe sahip ancak pazar koşulları şimdilik üretim yapmayı ekonomik kılmıyor” dedi. Elbette bu çok doğru bir tespit. İç pazar zaten küçük ve tüketici yüzde 70 oranında ithal otomobil satın alıyor. Dış pazar ise kanıtlanmış markaların elinde. Yüksek vergilerle ezilen yerli otomotiv sanayi, kaliteli üretim ve ihracatı ile her şeye rağmen yüzümüzü güldürüyor. Türkiye sanayinin bir başka başarı hikayesi de ticari araç sektöründe. Bu başarıyı irdelemek, anlamak ve daha büyük başarılar için desteklemek gerekiyor. 2014 yılı sonu itibari ile Türkiye otomotiv sanayi 14 ana üreticisi, binek ve ticari olarak, 1.218.848 adet üretim yapmış ve bu üretimin 902,194 adedini ihraç etmiş, tedarik sanayisi ile birlikte 24 milyar dolar döviz kazanmış. Sıfırdan yüzde yüze kadar değişen yabancı sermaye pay oranlarına sahip olan bu sektör yapılan bazı tenkitlere rağmen başarılı kabul edilmesi ve desteklenerek geliştirilmesi gereken stratejik bir sektördür. Bu yazıda öncelikli olarak ele almak istediğim ticari sektör dediğimiz kamyon, otobüs, traktör ve hafif ticari araçlar sektörleridir. Otobüs üretimi Mercedes-Benz Türk, MAN ve Temsa gibi büyük üreticilerin tasarım ve üretimini büyük ölçüde yerli yaptıkları ürünler ile iç ve dış pazarlarda başarılı olarak rekabet edebiliyorlar. 78 Temmuz July - Ağustos August 2015 Yine Türkiye’de önde gelen sanayi firmaları ziraat traktörü üretiminde de iç ve dış pazarlarda rekabet ederek başarılı olmaktadırlar. Yedi ton ve altındaki küçük ticari araç sektörü de hem tasarım hem de üretme yetenekleri ile Avrupa’da ilk üç sırada yer alan başarılı bir sektördür. Bu sektörlerin başarılı hayat hikayelerini başka bir yazıda ele alabiliriz. Burada başarısını öncelikli olarak konu etmek istediğim 7 tonun üzerindeki kapasitedeki kamyon üretimi yapan sektörümüzdür. Büyük kamyon adıyla tanımlanan bu sektör rijid akslı kamyon ve çekici tabir ettiğimiz sektördür. Türk otomotivinin 60’lı yıllarda başlayan serüveninde bu segmentte, Chrysler, Man, Leyland, Fiat, Bedford, İnternational, BMC, Ford ve MercedesBenz Türk üretim yaparken bugün sadece iki marka; Ford ve Mercedes-Benz Türk kalmıştır. Bu firmalardan Mercedes-Benz türk küresel olarak dünyanın en büyük üreticisidir. Ford ise dünyanın büyük kamyon üreticilerinden biri iken doksanlı yıllarda yavaş yavaş bu sektörden çekilmeye başladı. Ülkemizde Ford Otosan olarak bilinen yerli ortağını kendi başına bırakmaya başladı. Buradaki hikayemiz Ford Otosan kamyonunun nasıl ayakta kaldığı ve Ford markasını Türkiye üretimi ve teknolojisi ile nasıl dünyada başarılı kıldığı hakkındadır. Ford kamyonları 60’lı yıllardan başlayarak fiberglas kabini ve Otosan adı ile ve Ford markası ikinci planda kalarak üretilmeye başlanmıştı. Takip eden yıllarda kamyon gelişmeye devam etmiş, daha sonraları çelik kabine geçilmiş ve Ford motoru yerli montajla yapılmaya başlamıştır. Bu yıllarda Türk otomotiv sanayiinde yerli motor, şanzuman ve diferansiyel tartışmaları yapılmaya başlamıştır. Önceleri sanayinin ortak kullanımı için Perkins motor ve EATON şanzuman ve diferansiyel fabrikalarının temelleri atılmış ve kamyon sanayinin bu komponentlerle kamyon üretmesi öngörülmüştür. Serbest pazar şartlarına uygun olmayan bu yaklaşım Süleyman Demirel‘in başbakanlığı döneminde çıkarılan finansman kanunu dolayısı ile yatırımlar durunca gerçekleşmemiştir. Daha sonra gelen hükümetleri döneminde bu defa Tümosan adlı devlet şirketi eliyle motor, şanzuman ve diferansiyel fabrikaları temeli atılmıştı. Ama bu durum sürdürülebilir olamadı. Türkiye’nin kaybedilmiş bu yılları sırasında Ford Otosan İnönü’de yeni bir kamyon fabrikası kurarak üretimi oraya taşımış ve motor yatırımına başlamıştır. Küçükten büyüğe kadar dizel motorlarını geliştirip üretmeye başladığı bu tesislerde devamlı yatırım yaparak Ar-Ge yeteneğini artırmış ve daha sonra Ford İnternational’ın üretimine son verdiği büyük kamyon motorlarını da Türkiye’de üreterek bugünlere gelmişlerdir. Yarı yarıya ortak oldukları Ford İnternational firmasını motor yatırımı yapmaya ikna edebilen Otosan üst yönetimin ileri görüşlülüğünü ve yine fabrika yöneticilerinin Ford’u ve Koç grubunu ikna etme başarısını ne kadar kutlasak azdır. Türkiye için bu bir başarı ve şans olmuştur. Ford Otosan, teknoloji ve Ar-Ge yatırımları ve 15.00 civarındaki Ar-Ge çalışanı ile, sıfırdan başlayarak ağır kamyon sektöründe bütün dünyaya Ford adı ile kamyon üreten ve satan bir şirkettir. Daha büyük başarılar için Ford’un üretimini yaptığı Türk kamyonu desteklenmelidir.n www.taysad.org.tr OTOMOTİV SEKTÖRÜ Motorlu araç mevzuatında yeni dönem (AB/1003/2010)’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik Motorlu araçlar ve bunlara takılan aksam, parça ve sistemlere ilişkin mevzuat, Avrupa Birliği (AB) standartlarıyla uyumlu hale getirildi. • Motorlu Araçların ve Değiştirilebilir Susturucu Sistemlerinin Ses Seviyeleri ile İlgili Tip Onayı Yönetmeliği (AB/540/2014) M • Motorlu Araçların Belirli Kategorileri İçin Gelişmiş Acil Frenleme Sistemi ile İlgili Tip Onayı Yönetmeliği (AB/347/2012)’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik • Tekerlekli Araçlar ile Bu Araçlara Takılan ve/veya Araçlarda Kullanılan Aksam ve Parçalar ile İlgili Teknik Mevzuatın Uygulanmasına Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik • Motorlu Araçların ve Römorklarının Lastiklerinin Yerleştirilmesi ile İlgili Tip Onayı Yönetmeliği (AB/458/2011)’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik • Motorlu Araçların ve Römorklarının Araç Tanıtım Numarası ve İmalatçının Zorunlu Levhaları ile İlgili Tip Onayı Yönetmeliği (AB/19/2011)’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik otorlu araçlarda yönetmelik ve tebliğde değişik öngören düzenlemeler, Resmi Gazete’de yayımlandı. Buna göre, AB’nin direktif ve teknik düzenlemeleri ile yapılan değişiklikler dikkate alınarak, ilgili yönetmelik ve tebliğler AB mevzuatına uyumlu hale getirildi. Değişikliğe gidilen yönetmelik ve tebliğler şöyle: • Motorlu Araçlar ve Römorkları Tip Onayı Yönetmeliği (2007/46/AT)’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik • Motorlu Araçların ve Römorklarının Belirli Sınıflarına Ait Paçalık Sistemleri ile İlgili Tip Onayı Yönetmeliği (AB/109/2011)’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik 80 Temmuz July - Ağustos August 2015 • Motorlu Araçların ve Bunlar İçin Tasarlanan Römorklar, Sistemler, Aksamlar ve Ayrı Teknik Ünitelerin Genel Güvenliği ile İlgili Tip Onayı Yönetmeliği (661/2009/AT)’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik • Motorlu Araçların ve Römorklarının Arka Tescil Plakasının Takıldığı ve Sabitlendiği Alan ile İlgili Tip Onayı Yönetmeliği • Motorlu Araçların ve Bunlar İçin Tasarlanan Römorklar, Sistemler, Aksamlar ve Ayrı Teknik Ünitelerin Genel Güvenliği ile İlgili Tip Onayı Yönetmeliği (661/2009/ AT)’nin Uygulama Usul ve Esasları Hakkında Tebliğ (SGM-2014/33)’de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (SGM2015/23) .n www.taysad.org.tr YENİLİKLER Optimum Hareket ile zaman kazanmak Pazara daha hızlı ulaşmak Katma değer sürecinin tamamını analiz ettiğiniz zaman, otomasyon modülleriyle ne kadar zaman kazanabileceğinizi açık bir biçimde görürsünüz. Optimum Hareket Serilerinin elektrikli silindiri olan EPCO, örneğin, mühendislik, satın alma ve devreye alma konularında harcanan süreyi önemli ölçüde kısaltabilir. Festo San. ve Tic. A.Ş. O tomasyon modülü bir makine veya sistemin bir parçası haline gelmeden önce, katma değer zincirinin çeşitli duraklarından geçmek zorundadır. Zaman faktörü göz önüne alındığında bu zincir aşağıdaki yapıcı öğelerine ayrılabilir: geliştirme ve tasarım, mühendislik, seçim ve boyutlandırma, sipariş ve satın alma yanı sıra devreye alma ve montaj. Optimum Hareket Serileriyle en büyük zaman kazancı mühendislik, sipariş ve satın alma alanlarında elde edilir; yapılandırma esnasın- daki zaman kazancı yüzde 70’lere kadar yükselebilir. Daha kısa pazara ulaşma süresi Son derece rekabetçi pazarlarda bir adım önde kalabilmek için makine ve sistemle- rinizde doğru otomasyon modüllerini ra- kiplerinizden daha hızlı devreye alabilmek sonuçta rol oynayan bir avantaj olabilir. Burada anahtar pazara ulaşım sü- residir. Bu süre ne kadar kısaysa makine ve ekipman üreticileri müşterilerine son teknolojiyi o kadar daha hızlı sunabilir. “Artık hangi balığın kendinden daha küçük balığı yediği değil, hangisinin daha yavaş balığı yediği önemli” diye konuşan yönetim araştırmaları haklı. leme fark ettiler. Mühendislik, seçim ve boyutlandırma süreçlerinde ve bunların yanı sıra sipariş ve satın alma sürele rindeki tasarruf önemli düzeyde. Yalnızca bir tür-kodunu kullanarak elektrikli silindir kolayca yapılandırılabilir ve doğru boyutta ve kombinasyonda sipariş edilebilir. Kullanıcı yalnızca elektrikli silindirin kendisini edinmekle kalmaz aynı zamanda doğru motoru, hareketli kablo kanalları için kullanıma uygun önceden monte edilmiş kabloları ve CMMO-ST konumlandırma kontrolörünü de alır. “Tek yapmanız gereken sipariş kodunu girmektir ve sürücü paketi makine ve sisteme monte edilmeye hazır bir biçimde gelir” diye açıklıyor Festo Elektrikli Sürücüler Ürün Yöneticisi Thomas Häckel. Sonuç olarak satın alma departmanınızın, deponuzun iş yükü azalır ve ayrı parçaların birleştiril- mesi artık gerekmediği için zamandan tasarruf edersiniz. Yüzde 70 zaman tasarrufu Optimum Hareket Serilerinin elektrikli silindiri olan EPCO devreye alma ve montaj sürelerini azaltır. Çünkü sürücü paketinin tamamını oluşturan bileşenlerin birbiriy- le uyumu önceden sağlanmıştır, her şeyi bir araya getirmek için çaba harcamanıza ge- rek yoktur. Açık bir biçimde tanımlanmış yapılandırma opsiyonları devreye alma süresinin kısa olmasını güvence altına alır. “Sadece Festo Konfigürasyon Aracıyla bile 31 konumlandırma opsiyonuna ve ek olarak hata giderme fonksiyonlarına erişebilirsiniz. Yapılandırmada gerçekten yüzde 70 civarında zaman tasarruf edebilirsiniz” diyor Thomas Hackel. Bir PLC gerekmeden bir PC’den 31 konumlandırma opsiyonunu yapılandırabilir, hızlanma, hız, güç ve kalkış sınır değerlerini girebilirsiniz. Söz konusu süreç bir PLC ile daha hızlı, Festo parametre bulutuyla daha da hızlı gerçekleşir. “Web-Config ile EPCO sıfıra yakın zamanda yapılandırılabilir” diye açıklıyor Häckel. Denetleyici kendi IP ad- resine sahiptir ve Festo parametre paneli önceden tanımlanmış ve test edilmiş ya- pılandırmalar için gereken tüm verileri sağlar. Böylelikle kullanıcılar önemli ölçüde zamandan tasarruf eder ve özgür biçimde tanımlanabilen yedi konuma yakınlaşabilir. EPCO elektrikli silindir amacınıza herkesten hızlı ulaşmak için tekerleği yeniden icat etmenize gerek olmadığını gös- terir. Araç ve bölgeyle mükemmel bir biçimde uyumlu olması gereken tek şeydir. Zaman tasarrufu başarının ölçülebilir bir belirtisi olduğu için Optimum Hareket Serileriyle Festo müşterilere gerçek bir katma değer sunan karmaşık çözümlere yö- nelik artan ihtiyaca yanıt veriyor.n Geliştirme ve tasarım süresini en aza indiren şirketler müşterilerinin ürünlerini pazara daha hızlı çıkarmasına olanak veriyor. Örneğin Festo’da, geliştirme projeleri Kritik Zincir Süreç Yönetiminden geçmek zorunda. Geliştirme mühendisleri, yeni ürün geliştirme sürecinde, sürekli olarak geliştirme sürelerinin ve maliyetlerinin düşürülebileceği alanlar arıyorlar. Hızlı yapılandırma Makine ve ekipman üreticileri EPCO elektrikli silindiri seçtikleri zaman önemli bir iler- 82 Temmuz July - Ağustos August 2015 www.taysad.org.tr ÜYELERDEN HABERLER 2015 Verimlilik Proje Ödülleri sahiplerini buldu TAYSAD üyeleri verimlilik projeleriyle yarıştılar Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Verimlilik Genel Müdürlüğünce düzenlenen “2015 Verimlilik Haftası”, 27 Nisan – 3 Mayıs 2015 tarihleri arasında ülke genelinde çeşitli etkinliklerle kutlandı. Hafta’nın açılış töreni, 27 Nisan 2015 tarihinde Ankara ATO Congresium Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi. Verimlilik Vazgeçilmez Bir Kavram T örenin açılışında konuşan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Davut Kavranoğlu, verimliliğin insan hayatında, işletmelerde ve ülkenin bütününde temel ve vazgeçilmez bir kavram olduğunu söyledi. Verimliliğin hayatı her alanda etkileyen bir kavram olduğunu dile getiren Kavranoğlu, dünyanın gelişmiş ülkelerinin doğal kaynakları olmamasına karşın, doğru ekonomi politikalarıyla ve ülke kaynaklarının verimli kullanılmasıyla dünyanın örnek aldığı ülkeler haline geldiklerini ifade etti. Birçok ülkenin ise önemli petrol kaynakları bulunmasına rağmen kalkınamadığını anlatan Kavranoğlu, 84 Temmuz July - Ağustos August 2015 “Buradaki fark; ülkelerin verimlilik yaklaşımlarıdır” dedi. verimliliği hayata geçirmek için önemli bir adım daha atılacağını söyledi. Verimlilik Konusunda Kararlı Adımlar Atıyoruz Danışmanlık Alarak Sorunlarımızı Çözdük Törende konuşma yapan Verimlilik Genel Müdürü Anıl Yılmaz, hafta boyunca yapılacak etkinliklerle Davetli konuşmacı olarak söz alan Erkunt Traktör Sanayii A.Ş. Genel Müdürü Zeynep Erkunt Armağan Büyük İşletme Ürün Geliştirme Kategorisi • Birinci: AUTOLİV Cankor Oto. Emn. Sis. San. ve Tic. A.Ş., “Dikiş Prosesinde Makine İşletim Maliyeti Azaltma ve Hurdaların Düşürülmesi Projesi” • İkinci: İNCİ AKÜ San. ve Tic. A.Ş., “Kurşun Asit Akülerde Negatif Izgara Alaşım Optimizasyonu Projesi” Büyük İşletme Süreç İyileştirme Kategorisi • BORÇELİK Çelik San. ve Tic. A.Ş., “CGL 1 Z Kalite Teknik Veriminin Arttırılması Projesi” Orta Büyüklükteki İşletme Kategorisi • Farplas Oto Yedek Parçaları İml. İth.ve İhrc. A.Ş., “Enjeksiyon Bölümü Endirekt Kadro Organizasyon Değişikliği Projesi” da verimliliğin kurumlar açısından oldukça önem taşıdığını ifade etti. İsrafın önüne geçmeye, verimliliği artırmaya çalıştıklarını dile getiren Armağan, bu çalışmaların yeni yatırımlar yapmaya teşvik edecek sonuçları olduğunu kaydetti. Son üç yıldır profesyonel verimlilik danışmanlığı hizmeti aldıklarını kaydeden Armağan, bu sayede israfın önüne geçtiklerini ve önemli ölçüde verimlilik artışı gerçekleştirdiklerini söyledi. İş hayatında karşılaştıkları zorluklara dair örnekler veren Armağan, bu zorlukları nasıl çözdüklerini ve başarıya nasıl ulaştıklarını katılımcılarla paylaştı. 2015 Verimlilik Proje Ödülleri, sahiplerini buldu 2015 Verimlilik Proje Ödülleri’ne 131’i büyük ölçekli işletme olmak üzere, toplam 193 başvuru yapıldı. Başvurusu kabul edilen projeler öncelikle, üniversite, özel sektör, kamu kurumları ve sivil toplum örgütü temsilcilerinden oluşan toplam 45 gönüllü bağımsız değerlendirici tarafından yerinde inceleme ziyaretleri yapılarak değerlendirildi. Bu ziyaretler sonrasında başarılı bulunan 41 proje, Müsteşar Yardımcısı Prof. Dr. Cevahir Uzkurt, TOBB Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Adem Şahin, MÜSİAD Genel Başkanı Nail Olpak, Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serpil Erol ve Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Verimlilik Genel Müdürü Anıl Yılmaz’dan oluşan ödül jürisi tarafından nihai olarak değerlendirildi. n www.taysad.org.tr ÜYELERDEN HABERLER Cavo Otomotiv, Ford Global Kalite sertifikası olan Q1 Belgesini Aldı detaylı bir biçimde analiz ediliyor. Bu analizde gerek teorik yaklaşımlar gerekse bu yaklaşımların pratik sonuçları bir yıl boyunca aylık periyotlarda ölçülüyor. Bu bir senelik süreçte konulan tüm göstergelerde hedefleri yakalayan Cavo otomotiv, Q1 belgesine sahip olmaya hak kazandı. F Türkiye’nin tek otomotiv ihtisas sanayi bölgesi TOSB'da üretim faaliyetini yürüten Cavo Otomotiv, Ford Motor Company ve Ford Otosan'ın Küresel Kalite Sertifikasi olan Q1 belgesini teslim aldı. ord Q1 Kalite Sistemi, firmanın yalnızca teknik konularına odaklanmakla kalmıyor, aynı zamanda tüm süreçlerini; yönetim, tedarik zinciri uygulamaları, insan kaynakları yönetimi, proje gelişimi, üretim yönetimi ve kalite süreçleri “Renault Tedarikçi Kalite Ödülü” Ak Pres Otomotiv’in O 1985 yılından beri Datatech Şirketler Grubu’nun bünyesinde, otomotiv tedarik sanayinde, otomobil gövde şasi ve mekanizma parçaları üreten Ak Pres Otomotiv, ”Renault Tedarikçi Kalite Ödülü”nü aldı. 86 Temmuz July - Ağustos August 2015 yak Renault Otomobil Fabrikaları ile gelişen iş hacmi nedeniyle 1990 yılında, daha çevik çözümler üretebilmek adına İstanbul’daki fabrikasını Bursa’ya taşıyan Ak Pres Otomotiv, Renault’nun Avrupa’daki tüm tedarikçileri arasından sıyrılarak Renault Tedarikçi Ödülü’nün sahibi olan tek Türk markası oldu. 16 Haziran tarihinde, Paris’te yapılan törende ödülü alan Ak Pres Otomotiv Yönetim Kurulu Başkanı Oğuzhan Küçükoğlu, "Firma Q1 Belgesi, Cavo Otomotiv için sadece Ford Motor Company bünyesinde değil, dünyadaki diğer otomobil üreticileri için de önemli bir referans noktası oluşturuyor. Cavo Otomotiv; Ford Otosan yöneticileri, işci sendika başkanı ve temsilcileri ve Cavo Otomotiv ortağı Magal Engineering yöneticilerinin katılımı ile düzenlenen törenle belgesini aldı.n olarak her zaman çevreye, topluma duyarlı kalarak, insana saygı ve sürekli iyileştirme prensiplerimiz çerçevesinde, koşulsuz müşteri memnuniyeti hedefiyle üretimimizi gerçekleştiriyoruz. Bu hassasiyetimizin ödül olarak bize dönüşü gurur verici bir sonuç“ diye konuştu. Sürdürülebilirlik çalışmalarıyla ön plana çıkan Ak Pres Otomotiv, 2013 yılında da kalite, maliyet ve sevkiyat konularında gösterdiği üstün performans neticesinde, Renault’dan “En Başarılı Tedarik Sanayici” ödülünü almıştı. n www.taysad.org.tr ÜYELERDEN HABERLER Nesiller için Delphi Akademi adı verildi. DANG. “Yeni Nesil için Delphi Akademi”yi 22-32 yaş arası Delphi bayrağını taşımayı devam ettirecek yetkili servis yakınlarına özel bir eğitim ve koçluk sistemi olarak tanımlanıyor. 4 Haziran 2015 tarihinde ilk oturumu gerçekleştirilen eğitime Türkiye’nin çeşitli illerindeki servislerden 15 genç katıldı. Yeni nesil için Delphi Akademi 2011 yılında İzmir’de açılan Delphi'nin Eğitim Merkezi'nde başta Delphi Dizel Yetkili servisleri olmak üzere Türkiye genelinde satış sonrası alanında hizmet veren servis ve tamirhanelerin teknik elemanlarına; her geçen gün hızla gelişen teknolojilere sahip günümüz modern araçlarına hizmet sunmaları için gerekli teknik ekipman ve cihazlar tanıtılıyor ve ilgili eğitimler gerçekleştiriliyor. D elphi Otomotiv, dünyanın dört bir yanındaki en büyük 25 araç üreticisinin en önemli iş ortaklarından biri olarak; binek, ticari, ağır vasıta ve diğer pazar segmentlerinde, ürünleri daha güvenli, daha çevre dostu ve daha birbirine bağlı hale getiren yenilikler sunmaktadır. Bugün Delphi satış sonrası teknolojileri; ister dizel, ister benzinli, ister hibrit olsun, bir aracın frenden direksiyona, klimadan ateşlemeye, motor yönetiminden yakıt sistemlerine kadar tüm unsurlarını kapsıyor. 32 ülkede 160.000'den fazla çalışanı bulunan Delphi’nin, Türkiye'de, ikisi İzmir'de ve diğeri Bursa’da olmak üzere toplam 3 fabrikası, açılışı 2011 yılında yapılan 1 eğitim merkezi bulunuyor. 88 Temmuz July - Ağustos August 2015 4 yıldır eğitim merkezinde yaklaşık 75 farklı teknik ve teorik eğitimde, servis sahiplerinin ve mühendislerin bir araya gelmesine olanak sağlanmış durumdadır. DANG: “Yeni Nesil için Delphi Akademi” Çok yakın bir zamanda Delphi eğitimlerine bir yenisi eklendi. Bu eğitim programına DANG – Yeni “Yeni Nesil için Delphi Akademi” 22-32 yaş arası Delphi bayrağını taşımayı devam ettirecek yetkili servis yakınlarına özel bir eğitim ve koçluk sistemidir. 2011 yılından bu yana Delphi eğitim merkezi, yaklaşık 75 farklı teknik ve teorik eğitimde, servis sahiplerinin ve mühendislerin bir araya gelmesine vesile oldu. Daha önce bu konularda eğitim almamış gençlere Satış & Pazarlama, Müşteri İlişkileri, Liderlik, Finans, Bilgi Teknolojileri ve Yalın Servis hakkında temel eğitimler verildi. Böylece tüm katılımcılar işlerini nasıl daha verimli yerine getirebileceklerini, pazarlamanın ne olduğunu, DANG – Yeni Nesil için Delphi Akademi - daha önce bu konularda eğitim almamış gençlerimize Satış & Pazarlama, Müşteri İlişkileri, Liderlik, Finans, Bilgi Teknolojileri ve Yalın Servis hakkında temel bilgiler vermek için tasarlanmış bir eğitim programıdır. satışlarını artırmak ve müşterileriyle ilişkilerini gerçekleştirmek için hangi araçlardan faydalanabileceklerini, firmalarının tanıtımı için medyadan nasıl faydalanabileceklerini, finansal tabloları, muhasebeyi ve en önemlisi gelecekte nasıl daha iyi liderler olabileceklerini öğrenme şansı buldular. Aynı zamanda kendi iş yerlerinde uygulayabilecekleri pazarlama stratejilerini yazmak üzere de bir sonraki oturum da paylaşmak üzere ödev aldılar.n www.taysad.org.tr ÜYELERDEN HABERLER Maysan Mando’daki yenilikler ile ilgili bilgilendirmelerin yapıldığı özel buluşmaya Maysan Mando üst düzey yöneticileri ile satış ve pazarlama departmanı çalışanları katıldı. başarı odaklı takım ruhunu oluşturmak ve birlikte başarmaktır. Hedefimiz üretimde kaliteden taviz vermeden, müşteri memnuniyetini ön planda tutarak ve tüm talepleri en kısa sürede karşılayarak, Maysan Mando’yu hep beraber büyütmek," diye konuştu. Anıl Yücetürk ayrıca, bu tür paylaşımlara olanak sağlaması nedeniyle organizasyona katılan bayilere teşekkür ederek, geçmiş yılın değerlendirilmesi, yeni hedeflerin belirlenmesi, beklenti ve taleplerin karşılıklı iletilmesi adına bu tür etkinliklerin çok faydalı olduğunu belirtti. Yurtiçi bayilerinin katılımıyla gerçekleştirilen toplantıda Maysan Mando Genel Müdürü Anıl Yücetürk “Bayilerimizi Maysan Mando ailesinin çok önemli bir değeri olarak görüyoruz. Başarıyı getiren unsurlardan en önemlisi doğru ekibi kurmak, işini tutkuyla yapan Organizasyon içerisinde Moskova’nın mimari ve tarihi yerlerini görme fırsatı da yakalayan katılımcılar, toplantı sayesinde güzel ve eğlenceli bir tatil geçirerek, 2015 yılında da hep birlikte başarılarının artarak devam etmesi dileğiyle Moskova’dan ayrıldılar.n Maysan Mando bayileri ile Moskova'da biraraya geldi M aysan Mando, 14-17 Mayıs 2015 tarihleri arasında gerçekleşen toplantıda bayileri ile bir araya geldi. 2015 yılı sektör, pazar ve mevcut sistem değerlendirmeleri ve Otomotiv tedarik sanayinin önde gelen temsilcilerinden, Maysan Mando, “Geleneksel Bayi İletişim Toplantısını” bu yıl Moskova’da gerçekleştirdi. Yiğit Akü ile “Akıllı” Yolculuk! A Yiğit Akü Genel Müdürü Erinç Çetin Miser Yiğit Akü, teknolojinin son noktası “Akıllı Akü”yü üreterek dünyada bir ilke imza attı. Akıllı Akü için telefonunuza indireceğiniz uygulama ile artık akünüzün şarj durumundan aracınızın elektrik sistemine kadar her şeyi kolayca takip edebilirsiniz. 90 Temmuz July - Ağustos August 2015 r-Ge çalışmaları sonucunda geliştirdiği inovatif ürünleriyle sektörde fark yaratan, bugün 5 kıtada 87 ülkeye ihracat yapan yüzde yüz Türk markası Yiğit Akü, yepyeni ürünü Prestige v3.0 Akıllı Akü’yü sunuyor. "Akıllı Çip / Mikro Devre" teknolojisi ile üretilen Prestige v3.0 Akıllı Akü’de bulunan garanti sayacı, araca ilk takıldığında devreye giriyor ve tüm verileri kaydediyor. Aküde problem yaşanması durumunda bu veriler sayesinde, hatanın araçtan mı, yoksa aküden mi kaynaklandığının tespitini sağlanıyor. Bluetooth Low Energy teknolojisinin kullanıldığı Prestige-akıllı aküler, aracın kaputunu açmadan, cep telefonuyla akünün ve aracın şarj durumu kontrol etme kolaylığı sağlıyor. Uygulama sayesinde, en yakın servis ve bayi noktasını navigasyon yardımı ile ulaşmak ve online akü satın almak da mümkün.n www.taysad.org.tr TEKNOLOJİ Nokia Here Alman otomobil firmalarına satıldı A lmanya merkezli önemli otomobil üreticileri Audi, BMW ve Mercedes tarafından kurulan ortak konsorsiyumun yaklaşık 3 milyar dolar ödediği belirtilen Nokia HERE Haritalar, bildiğiniz üzere özellikle Avrupa bölgesinde kapı numarasına kadar kararlı sonuçlar ortaya koyabiliyor. Audi, BMW ve Mercedes'in servis ile bu kadar ilgilenmesinin altında ise bu tarz bir harita bilgisini günümüzde Google haricinde bulmanın oldukça zor olması yatıyor. Harita bilgileri özellikle sürücüsüz otomobillerin gelecek performansları için çok büyük önem taşıyor ve Avrupa merkezli otomobil üreticileri için en iyi alternatifi HERE Haritalar oluşturuyor. Nokia, harita servisi Nokia HERE‘nin Almanya’daki popüler otomobil firmalarına satıldığını yaptığı bir açıklama ile duyurdu. 3 milyar dolar karşılığında satışı gerçekleştirilen Nokia HERE servisini otomobillerinde kullanmak üzere bundan böyle AUDI AG, BMW Group ve Daimler AG konsorsiyumu kullanacak. bir açıklama bulunmuyor. Android, iOS ve Windows Phone platformunda yer alan servisin uygulama tarafından çıkması kullanıcıları oldukça üzecek gibi görünüyor çünkü servis, en çok beğenilen navigasyon hizmetleri arasında yer alıyor.n 2016'nın ilk çeyreğinde tamamlanması beklenen satın alma işlemi sonrası HERE Haritalar'ın mobil varlığı hakkında ise şimdilik yapılmış Sürücüsüz araçlar bu yıl yollara iniyor TomTom ve otomobiller için geliştirdiği teknolojilerle tanınan Bosch, otonom yani kendi kendine yol alabilen sürüş sistemi konusunda işbirliği yaptı. Bosch otomatik sürüş yapabilen test araçlarında TomTom’un özel haritalarını kullanacak. Otonom araçlar, Almanya’da bu yılın sonunda otoyollara inecek. T omTom ve Bosch otonom sürüş için haritalar alanında işbirliği konusunda anlaşmaya vardı. Bu anlaşma çerçevesinde, TomTom, gerekli haritaları tasarlarlarken, Bosch, sistem mühendisliği çalışmaları temelinde, bu haritaların karşılamak zorunda olduğu özellikleri tanımlıyor. Haritalar, şimdiden Bosch’un Almanya (A81) ve ABD’nin (I280) bazı ana yollarında test ettiği otomatikleştirilmiş araçlarda kullanılıyor. Otomatik sürüş gelişimi birçok parçalardan oluşan bir bulmaca gibi kabul ediliyor. Hollandalı harita ve 92 Temmuz July - Ağustos August 2015 trafik bilgi sağlayıcısı TomTom (TOM2) ve Bosch birlikte bu resmi tamamlamaya yaklaşıyor. Bu girişimin önemine değinen Bosch Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Dirk Hoheisel, “2020’de sadece yüksek hassasiyetli haritalar ile otoyollarda otomatik sürüş yapılabilecek” diyor. TomTom Başkan Yardımcısı Jan Maarten de Vries ise konuyla ilgili şunları söylüyor: “2015 sonuna kadar, Almanya'daki tüm otoban ve otoban benzeri yollarda otomatik sürüş için yeni yüksek hassasiyetli haritalara sahip olmak istiyoruz. Yol kapsamı daha sonra Avrupa ve Kuzey Amerika'nın geri kalanına genişletilecek.” Mevcut haritadan farkı ne? Mevcut navigasyon sistemlerinde ve yüksek otomasyonlu sürüş için kullanılan haritalar iki açıdan farklılık gösteriyor. Birincisi, doğruluk oldukça yüksek. (desimetre hassasiyeti açısından). İkincisi, yüksek otomasyonlu sürüş için harita bilgileri birden fazla katmandan oluşuyor. Geleneksel temel navigasyon katmanı sürülecek yolların devamı da dahil olmak üzere, A noktasından B noktasına yolları hesaplamak için kullanılıyor. Yerelleştirme katmanı son derece hassas harita verileri sağlayan yeni bir konumlandırma kavramı kullanıyor. Bu bilgi, otomatik aracın şerit içindeki konumunu doğru bir şekilde hesaplamak için kullanıyor. Bunu yapabilmek için araç, lokalizasyon katmanındaki bilgiyi sensör ile algıladığı çevre ile karşılaştırıyor. Böylece araç konumunu yol ile göreceli olarak çevresi ile doğru bir şekilde tanımlanıyor.n www.taysad.org.tr TEKNOLOJİ Giyilebilir Audi A4! Akıllı telefonların klimaya ihtiyacı var mı? Chevrolet’e göre var! Audi’nin Yeni A4 modelinin ön kısmı ve gösterge panellerinden esinlenerek tasarlanan kıyafetler Berlin’de tanıtıldı Almanya’nın başkenti Berlin’de geçen haftalarda düzenlenen ve ülkenin en önemli moda-tasarım organizasyonlarından biri olan Berlin Tasarım Ticaret Şovu kapsamında Audi tasarımcıları ve moda tasarımcılar bir araya geldi. Yeni A4’ün ön ızgara kısmı ve gösterge panelinden esinlenerek ve bu kısımlar ile aynı materyallerden üretilen kıyafetler büyük ilgi gördü. Günümüz akıllı telefon modellerinin güçlü işlemcileri nedeniyle ısındıkları bir gerçek. Ancak bu ısınma klima ile soğutma gerekecek düzeye geliyor mu? Geçtiğimiz dönemde ülkemiz pazarından çıkan Chevrolet'e göre geliyor. Chevrolet, bu doğrultuda 2016 model Impala, Malibu, Volt ve Cruze otomobil modelleri içerisine Sürücüsüz araçlar için kasaba Google’ın ABD’de test etmeye başladığı sürücüsüz araçları bugüne kadar birçok kazaya karıştırlar. Bu kazaların tamamı insan hatalarından kaynaklanmış olsa da, sürücüsüz araçların test sürecini sekteye uğratmaya yettiler. Sürücüsüz araçlarının test edilmesi sırasında ortaya çıkan bu sorunlar, Michigan Üniversitesi’ndeki uzmanları bu araçlar için ideal bir test ortamı yaratmak için harekete geçirdi. Caddelerdeki kaotik deneyimi kontrollü bir ortamda yeniden yaratmaya karar veren Michigan Üniversitesi, sürücüsüz araçların test edilmesi için Mcity adını verdiği sahte kasabayı kurdu. ABD araçların birbirleriyle iletişime geçmesi için çalışmaları hızlandırıyor ABD ulaştırma bakanı Anthony Foxx araçlar arası haberleşmeyi zorun kılacak yeni yasayı açıkladı. Yasanın ilerleyen dönemlerde yürürlüğe girmesi planlanırken altyapı çalışmalarının da başladığı belirtiliyor. Araçların birbirleriyle iletişim kurmasının zorunlu hale getirilse de kullanımda hali hazırda bu özelliği barındırmayan bir çok araç bulunuyor. Bu nedenle sistemin bir kaç on yıl içerisinde tam anlamıyla hayata geçirileceği düşünülüyor. "Araçtan araca" haberleşme fikri yol üzerinde birbirlerine yakın olan araçların bu 94 Temmuz July - Ağustos August 2015 durumdan haberdar olması anlamına geliyor. Bu noktada araçlar uzaklık, hız gibi bilgileri birbirleriyle paylaşacaklar. Sıradışı bir durum olması halinde sürücüye ikaz gönderecek sistem kazaların bu şekilde azaltılmasını amaçlıyor. Ayrıca ulaştırma bakanı bu teknolojinin sürücüsüz araçlarla birlikte kullanılmasının da kazaları büyük oranda azaltacağını belirtiyor. "Active Phone Cooling" ya da Türkçe karşılığıyla "Aktif Telefon Soğutma" sistemi yerleştirmiş durumda. Y Kuşağı, Sürdürülebilir Teknolojiye Sahip Araçlar İstiyor! Goodyear tarafından gerçekleştirilen “Mobilitede Olumlu Düşünce” araştırması, aralarında Türkiye’nin de olduğu 12 ülkede bilim, teknoloji, mühendislik, sanat, tasarım ve matematik bölümlerinde okuyan 18 ila 30 yaş aralığındaki 2500'den fazla üniversite öğrencisine yönelik yapıldı. Araştırma, 2025’te mobilitenin geleceğine dair beklentileri ve görüşleri içeriyor. Goodyear, ThinkYoung ile işbirliği yaparak Y kuşağına yönelik hazırladığı “Mobilitede Olumlu Düşünce” (Think Good Mobility) araştırmasıyla, gelecek on yılda, otomotiv endüstrisinin en büyük mücadelesinin çevre ile dost, teknoloji odağında sürdürülebilir araçlar üretmek olacağını öngörüyor. Volvo'dan ilginç araç içi çocuk koltuğu konsepti! Volvo, çocuk koltuklarını temel alan ilginç bir konsept hazırladı. Bildiğiniz gibi günümüzde çocuk koltukları otomobillerin arka koltuğuna takılıyor. Bu nedenle de önde oturan anne ya da babanın çocuklarıyla ilgilenmek için sürekli olarak geriye dönmesi gerekiyor. Bu noktada Volvo'nun hazırladığı konsept ise anne ile çocuğun yer değiştirerek yüz yüze bakmasına dayanıyor. Ön yolcu koltuğu yerine çocuk koltuğu yerleştiriliyor, böylelikle de anne hem çocuğuyla rahatça ilgilenebiliyor hem de daha konforlu bir yolculuk yapıyor. www.taysad.org.tr