eso paranal residencia ve kurmaya çalıştığı ölçek hiyerarşisi
Transkript
eso paranal residencia ve kurmaya çalıştığı ölçek hiyerarşisi
”ben doğayla ikiyim.” woody allen heves beşeli ve ziya imren mimari proje 7 atölyesi, üçüncü hafta çalışması, rapor eso paranal residencia ve kurmaya çalıştığı ölçek hiyerarşisi Hangi “yapı”, “yapılanma” söz konusu olursa olsun, gerçek anlam “yer” ile kurulan ilişkide gizlidir. Zira “dokunulmamış”, “düzenlenmemiş” bir halde, kendi devinimi içerisinde harikulade bir şekilde dönen, bir şekilde ve Herakleitos’un tabiri ile “akmakta” olan doğanın üzerine, kendi düzenini yapıştıran ve nihayetinde çevresini tekrar tanımlayan bir müdahaledir” yapma” eylemi ile bahsedilen. İyi tasarım “zaten zamanın başından beri orada olan”ın arayışı olarak bile tanımlanabilir. Bu bağlamda, endüstriyel çağ sonrası müdahalelerin çoğu, ilişkilenmenin sistematik bir biçimde, toplumsal anlamlar içererek baştan tanımlanması sebebiyle, “yer” ile tanımlı ilişkiler kurarlar. Zira “yer” de artık tanımlı dünyanın bir parçasıdır. “yer”in tanımlı olması, yani inşa edilecek yapının zaten daha önceden “planlanmış” genel bir tavrının olması durumu, henüz tanımlanmamış “yer”lerle karşılaşınca alınacak kararlar karşısında bir acizliğe sebebiyet verebilir. Atacama çölüne yapılan Eso Paranal Residencia için de bu sıkıntılı karşılaşmadan bahsetmek mümkün olabilir. Atacama çölü ki “dünyanın en kuru yeri”1 olarak bilinir, Dünya üzerinde, biyolojik açıdan bakarsak, herhangi bir insanın yaşayabileceği son yerdir. Bu yüzden, herhangi bir yapay ışığın bulunmadığı bu parça, Dünya üzerinde, astronomik gözlemler için en uygun bölge olarak ön plana çıkar. Bu noktada, insanın bu modern arzusunu gerçekleştirebilmeyi olanaklı kuracak bir düzen öngörülmesi gerekir. Zira Atacama Çölü’nün bu kısmında yaşayacak insanlar, zihinlerinde kente ve konuta dair bir takım ölçeksel izler bulundururlar. Bu bilim adamları, toplumsal bir bölümlenmenin parçalarıdır. Eso Paranal Residencia’nın mimarlarının uğraştığı temel bağlamsal problemin kent hayatına dair bu referanslar ve bu referansların yapısal kısıtta manipülasyonu olduğunu düşünüyorum. Bu bağlamda, problemin çözümü olarak, tamamen içi kurgulamaya yönelen, zira dışarıdan alabileceği referanslar hayli kısıtlı olan ve dışa karşı tavrı olabildiğince az “ışık” sızdırmak olan bir binanın ortaya çıktığı söylenebilir. Tıpkı kentte bir şekilde bulunan “doğal manzara”ların (neredeyse tamamına yakını anlamlıdır) gündelik serüveni desteklemesi gibi, Paranal’de iki iç bahçe bize benzer bir deneyim yaratmaya çalışır. Bu bahçelerden büyük olanı, üzerinden aldığı aydınlatmayla bize bir gökyüzü tanımlar. Bu iç bahçenin etrafında, aynı modern kentlerde olduğu gibi bir toplanma alanı tanımlanmıştır. Zira yapı iç mekânda, kentsel düzenlere dair bir takım referanslar vermeye çalışmaktadır. İç mekânda kullanılan malzemelerin insan ölçeğindeki hissiyatı da bu savı güçlendirecek bir biçimde kurgulanmıştır. Zira Residencia’nın otel odalarına inildikçe, malzeme, konutlarda kullanılan malzemelere dönüşür, ancak odadan dışarıya adım attığımız an kendimizi başka bir ölçekte buluruz. Binanın belki de en dramatik parçaları olan rampalar, bizi bu ölçek geçişlerine hazırlayan yapılanmalar olarak karşımıza çıkar. Binanın ana girişini tanımlayan rampa, metaforik bir spekülasyonla, bizi bir başka düzene hazırlayan dramatik bir kapıya dönüşür. Bütün bu bağlamlar ışığında, Paranal Residencia’nın “yere” ve “doğa”ya karşı aldığı tavır sorgulanabilir. Zira residencia’nın kurma amacı güttüğü tüm ilişkiler zaten tanımları gereği son derece “gelişkin” “yapay” ilişkilerdir. Ve yine tanımı gereği “yapay” olan “doğal” olanın tam karşısında konumlanır. 1 wikipedia tanımı