Antalya İli Sorunları ve Çözüm Önerileri
Transkript
Antalya İli Sorunları ve Çözüm Önerileri
ANTALYA KENT KONSEYİ ANTALYA İLİ GELİŞİM ÖNERİLERİ RAPORU 2006 ANTALYA KENT KONSEYİ ANTALYA İLİ GELİŞİM ÖNERİLERİ RAPORU Değerli Antalyalılar, Dünyada olduğu gibi ülkemizde de çağdaş gelişmelere uygun olarak meydana gelen değişimler ve dönüşümler sonucunda buna uyum sağlayabilen ve yeni ortamda ortak amaçları görerek düşünebilecek, çalışabilecek ve yaşayabilecek niteliklerle kendilerini hızla hazırlayabilen şehirler 21. Yüzyılda etkili ve başarılı olma imkanını bulabilecektir. Antalya’nın 21. Yüzyılda gelişme stratejilerinin oluşturulması ile bu doğrultuda etkin katılımlı orta ve uzun dönem planlarının yüzyılın başında ve şimdiden hazırlanması ve ivedilikle uygulamaya konulması büyük önem arz etmektedir. Bu anlamda 21’ inci yüzyılda Antalya’ nın gelişmesini etkileyecek en önemli unsur elbette Antalyalıların kendi performansı olacaktır. Mevcut tarihsel birikimi ve güçlü toplum dokusu ile bu hedefleri gerçekleştirebilecek güce sahip olan Antalyalıların yeni yüzyılda değişimi kendi amaçlarına göre yönlendireceği hususunda asla tereddüdüm bulunmamaktadır. Binlerce yıldır kültürlerin harmanladığı özgün tarihi ile dünya tarafından mitolojik değerde kabul edilen Antalya; kültür birikimi, dinamik nüfusu, toplumun eğitim düzeyinin yüksekliği, gelişme ve kalkınma bilinci, kapasitesini geliştirme isteği, ileri turizm ve tarım anlayışı, gelişmiş serbest bölge ve organize sanayi bölgesi potansiyeli, teknoparklarla hızla buluşma isteği, dünya-bölge ve iller arasındaki hava-kara ve deniz ulaştırma ağları, emsalsiz kıyıları ve tabiatı, tarihi ve turist değerleri ile doğal kaynaklarının zenginliği ve gelişmiş çevre bilinci gibi genel özellikler Antalya’yı tam olarak tarif etmeye elbette yeterli olamamaktadır. Bu bağlamda Antalya’nın zaman dinamiğinde daha etkin olmasını hedefleyen bir yaklaşımla, 2005 ve 2010 ile giderek Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kuruluşunun 100. Yıldönümüne tekabül eden 2023 yılı hedef alınarak Antalya orta ve uzun gelişme hedefleri ve stratejilerinin mutlaka belirlenmesi gerekmektedir. Antalya’nın stratejilerini ve uygulama programlarını da yansıtacak olan bu çalışma, ihtiyaç duyulan yapısal dönüşümlerin yönlendirilmesi bakımından önemli bir işlevi üstlenecektir. Kabul etmek gerekir ki; böyle bir anlayış, elbette zaman ve mekan dinamiğinde toplumun tüm kesimleriyle bütünlük içerisinde ele alınmasını da gerekli kılmaktadır. Antalyalıların ortak katılımı, birlikte tasarımı ve heyecanı ile amaç ve faaliyetler ölçeğin de yeni yüzyıl hedef ve stratejilerini belirlemede Antalya Kent Konseyi’nin lokomotif görevini mutlaka yerine getireceğine inanıyorum. Alaaddin YÜKSEL Antalya Valisi Sevgili Antalyalılar, Bugün tüm dünyada ve ülkemizde toplumsal yapı ve ilişkileri derinden etkileyen hızlı bir değişim ve dönüşüm yaşanıyor. Yerel yönetimlerin yetki ve sorumlulukları artıyor. Mahallelerin, kentlerin, bölgelerin ve ülkelerin geleceklerine ilişkin kararlar, sivil toplum örgütleri başta olmak üzere toplumun tüm kesimlerinin katımlıyla alınıyor. Gelişen demokratik yönetim anlayışı ile toplumlar geleceğe umutla bakıyor. Bizler; hepimiz, bu sürecin tanıkları ve aynı zamanda da mimarlarıyız. Antalya Kent Konseyi tarafından hazırlanan bu rapor kısaca özetlemeye çalıştığım içinde bulunduğumuz bu sürecin bir meyvesidir. Bir yeryüzü cenneti olan kentimize ve gelecek nesillere karşı sorumluluk duyan hemşehrilerimizin eseridir. Antalya İli Gelişim Planı Öneriler Raporu, kentimizin yaşadığı sorunları ve geleceğe ilişkin karşılaşabileceği tehlikeleri çözüm önerileri ile birlikte dile getiren bir anlayışın sonucu olarak ortaya çıktı. Bu anlayışı sahiplenen ve bu raporun hazırlanmasında emeği geçen herkese Antalya adına teşekkürü bir borç biliyorum. Sevgili Antalyalılar, Bu rapor, hepimiz için değerli bir harita görevi görüyor. Antalya’nın yönetiminde söz sahibi olan tüm kurum ve kuruluşlara önemli mesajlar içeriyor. Hatta özel sektöründe yatırımlarında ve faaliyetlerinde dikkat etmeleri gereken bilgiler ile dikkat çekiyor. Antalya Büyükşehir Belediyesi olarak bizi en çok mutlu eden noktanın, raporda yer alan öneriler ile bizim bu güne kadar hazırladığımız ve bazılarını uygulamaya bile başladığımız projelerimizin örtüşmesi olduğunu belirtmek isterim. Örneğin raporda ele alınan kültür ve sanat merkezi ihtiyacının tespiti başlıklı bölümde, kentimizin bu konuda yaşadığı eksiklik dile getiriliyor. Önümüzdeki günlerde açılışını gerçekleştireceğimiz Haşim İşcan Kültür ve Sanat Merkezi bu konuda attığımız ilk adım olacak ve bu konudaki çalışmalarımız hızını kaybetmeden devam edecek. Ayrıca, Antalya Kent Müzesi’nin kurulmasına ilişkin yaptığımız çalışmalar, ASMEK Projesi (Antalya Sanat ve Meslek Edindirme Kursları) ile özellikle ev hanımlarına ve işsiz gençlerimize sunduğumuz ücretsiz eğitim imkanı, raporda yer alan öneriler ile örtüşüyor. Bunu, hemşehrilerimizin ihtiyaçlarını doğru anladığımızın ve doğru projeler hazırladığımızın bir işareti olarak görüyorum. Bundan sonra hazırlayacağımız projelerde de aynı hizmet anlayışını sürdüreceğiz. Kent Konseyi gibi tüm sivil toplum örgütlerimizin, özel sektör temsilcilerimizin, akademisyenlerimizin önerilerine de büyük önem veriyoruz. Yarının Antalyası için düşünen, üreten herkesi; tüm hemşehrilerimizi, can kulağıyla dinlemeyi bir görev sayıyoruz. İnanıyorum ki; hep birlikte, omuz omuza Antalya’yı dünya kentleri arasında hak ettiği yere taşıyacağız. Benim dileğim, bu ve benzer raporların, hızla büyüyen ve gelişen kentimize ait yenilenen veri ve bilgilerle, düzenli olarak hazırlanması ve bizlerin yoluna ışık tutmasıdır. Bizlerin oluşturduğu güç birliği ile kazanan ve ilerleyen Antalya olacaktır. Menderes TÜREL Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Antalya Kent Konseyi Başkanı GENEL SEKRETERİN SUNUMU Antalya Kent Konseyi çalışma ilkeleriyle; sürdürülebilir kalkınmaya ulaşılabilmesi için gerekli temel politika ve ilkeleri ve yalnızca ekonomik bağlamda yorumlamayan, insan ve çevreyi birlikte kavrayan bir yaklaşımı kabul etmiştir. toplum katmanlarının her düzeyinde davranış ve algılamada değişim gerçekleştirmeye önemli katkı getirme yanında, sürdürülebilir kalkınmaya ilişkin konular ve öncelikleri belirlenirken yönetişim konusunda yeni bir yaklaşım ve bilinçlenme sürecini harekete geçirmektedir. Antalya Kent Konseyimiz tüm sorunların çözümü konusunda ulusal çıkarlarımız çerçevesinde yerelin güçlendirilmesini ilke edinmiştir.Kaynaklarımızın sürdürülebilir, doğru kullanımı ve yoksullukla ilgili alanlarda yaptığı çalışmalarla ortaya koymakta ve geleceğimiz üzerinde tehdit olmaya devam etmektedir. Bizim gibi kalkınmakta olan ülkelerin en önemli sorunlarının başında yoksulluk gelmektedir. Yaşam kalitemizin yükselmesine engel teşkil eden sorunlara çözüm getirmeyi ve gelecek neslin ihtiyaçlarını karşılayacak hedeflerin belirlenmesi amaçlanmaktadır. Yeni çıkacak yasalardan da anlaşılacağı gibi yerel yönetimlerin karar alma süreçlerine aktif katılımı gerektirmesi nedeniyle, yerel yönetimler sürdürülebilir kalkınma alanında çok önemli bir role ve halkın yaşam kalitesinin yükseltilmesine katkıda bulunacak bir çok işleve sahiptir. Kentimizin önümüzdeki yüz yıllarda karşılaşabileceği sorunların ve ihtiyaçlarının karşılanabilmesi amacıyla Antalya İlimizin gelişimine esas Antalya Valiliğimizin önerisiyle Kent Konseyimizin tüm çalışma gurupları ve meclislerince hazırlanmıştır. Kentimizin Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri kapsamında; her birimiz, sorumlu kentli kimliğimizle sürdürülebilir kalkınma ve yönetişime katkıda bulunma hakkına ve rolüne sahibiz. Bu raporun hazırlanmasında sivil toplumun kamu işbirliğiyle ortak hareket etmesi eski katı yönetim geleneğimizin de değiştiğinin bir göstergesidir. Kurumlarımızın gücünün ve başarısının artmasında önemli etkendir. Yıllarca kurumlarımızın karşıtı gibi değerlendirilen Sivil Toplum Örgütleri tüm bilgi ve birikimlerini gönüllük ilkesine dayalı kurumlarımızla ciddi işbirliğine girerek katkıda bulunmaktadır. Hazırlanan bu raporun gerekli kurum ve kuruluşlara sunulduktan sonra yönetimlerimizin gündemine alınarak, hayata geçeceği inancındayız. Antalya Valiliğimizin önerisiyle Antalya Kent Konseyimizin hazırladığı raporun çalışmalarını yürüten, üniversitemize, meslek odalarımıza, kamu kurum ve kuruluşlarımıza, Baromuza, derneklerimize, sendikalarımıza, mahalle muhtarlarımıza, meclis üyelerimize, siyasi partilerimize kısaca Kent Konseyimizin tüm üyelerini kutlayarak, saygılarımızı sunuyoruz. Sema Nur KURT Genel Sekreter GİRİŞ “Antalya İli Sorunları ve Çözüm Önerileri” Valiliğimiz ve Antalya Kent Konseyinin işbirliği ile hazırlanmıştır. Bu rapor; Antalya Kent Konseyince hazırlanmıştır. Antalya Kent Konseyi üyeleri ise; ildeki tüm kamu kurum ve kuruluşları ile mesleki oda ve derneklerden, vakıflardan, siyasi partilerden, muhtarlardan, meclis üyelerinden ve üniversiteden oluşmaktadır.Kentimizin en geniş ve demokratik yapısını oluşturmaktadır. Rapor il geneline yöneliktir. İlçelerimizin katılımları ve görüşleri alınmıştır. Antalya sonuç raporu, Kent Konseyinin aşağıdaki çalışma gruplarının hazırladıkları raporlardan meydana gelmektedir. Raporu Hazırlayan Antalya Kent Konseyi Çalışma Grupları ve Koordinasyon Kurulu; Başkan Vekili M. Osman AYDIN Genel Sekreter Sema Nur KURT Genel Sekreter Yardımcısı Ahmet ÇİÇEK Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet GÜNAL İmar ve Planlama Çalışma Grubu Başkan: Recep ESENGİL Başk. Yrd.:Rasim AVCI Kültür ve Sanat Çalışma Grubu Başkan : İsmet AYDIN Başk. Yrd.:Hülya Kadriye ÖKSÜZ Ekonomi Çalışma Grubu Başkan : Sadık BADAK Başk. Yrd.: Prof. Dr. Aziz ÖZMERZİ Turizm Çalışma Grubu Başkan : Prof. Dr. Tuncay NEYİŞÇİ Bşk. Yrd.: Nizamettin ŞEN Afetler ve Kriz Çalışma Grubu Başkan : Ahmet ÇİÇEK Başk. Yrd.: Necati ATEŞ Altyapı Çalışma Grubu Başkan : Tunç TARIMCI Tarım Toprakları Çalışma Grubu Başkan : Nuri ARI Toplum Çalışma Grubu Başkan : Vildan DÖNMEZ Başk. Yrd.: Semra YENİOVA Nüfus Planlama ve Göç Komisyonu Sürdürülebilir Tüketim ve Tüketici Hakları Çalışma Grubu Başkan : Ali Ulvi BÜYÜKNOHUTÇU Başk. Yrd. Muammer YÜKSEL Çevre Çalışma Grubu Başkan : Murat YILDIRIM Başk. Yrd.: Sevda ALTUNBAŞ Sağlık Çalışma Grubu Başkan : Dr. Ergun EKİCİ Bşk. Yard. : Yasemin YİĞİT Geçlik ve Spor Çalışma Grubu Başkan : Recep ŞENGÜN Başk. Yrd. : Bedrettin PİYAN Eğitim Çalışma Grubu Başkan : Prof. Dr. Atila YANIKOĞLU Sekreter: Müşerref EYİÖZ Kadın Meclisi Çalışma Grubu Kadın Meclisi Üyesi : Gülser ÖZTUNALI KAYIR İÇİNDEKİLER Valinin Mesajı Başkanın Mesajı Genel Sekreterin Sunumu 1. SOSYAL YAPI 1.1 İlin İnsan Potansiyeli 1.1.1 Nüfus ve Göç 1.1.2 Çocuk ve Genç Nüfus 1.1.3 Kadın Gelişimi 1.1.3.1 Kadın Konusunda Sorun Alanları 1.1.3.1.1 Kamusal Alanda Kadın Gelişimi 1.1.3.1.2 Özel Alanda Kadın Gelişimi 1.1.3.2 Kadın Sorunlarına Çözüm Önerileri 1.1.3.3 Antalya Kentinde Kadın Konusunda Kurulması Öncelikli Olan Kurumsal Yapılar 1.1.4 Yaşlı Nüfus 1.1.5 Engelli Nüfus 1.1.6 Nüfus Hareketleri ve Göçe İlişkin Öncelikli Gündem Önerileri 1.1.7 İnsan Kaynakları ve İstihdam 1.1.8 Kentte Suç 1.2 Eğitim 1.3 Spor 1.3.1 Mevcut Durum ve Sorunlar 1.4 Sağlık ve Sosyal Güvenlik 1.3.1. Sağlık 1.3.2 Sosyal Güvenlik 1.5 Kültür ve Sanat 1.5.1. Kültür ve Sanat Eğitimi 1.5.2. Kültür Varlıklarının Tespiti ve Envanter Çalışmaları 1.5.3 Kültür Kadastrosunun Çıkarılması 1.5.4 Botanik , Flora - Fauna Araştırma Enstitüsü Kurulması 1.5.5 Kültür ve Sanat Merkezi İhtiyacının Tespiti 1.5.6. Kütüphanelerin Tespiti 1.5.7. Kent Müzesi 1.5.8. Kültür Sanat Çalışmalarının Tespiti 2. FİZİKİ VE EKONOMİK YAPI 2.1 Tarım 2.1.1. Toprak ve Su Kaynakları 2.1.2. Bitkisel Üretim 2.1.3. Hayvancılık 2.1.4. Su Ürünleri 2.1.5. Ormancılık 2.2. Turizm Ve Tanıtım 2.3. Ticaret 2.4 Tüketim ve Tüketici 2.5. Sanayi 2.5.1. Sanayi Alt Yapısı 2.6. Madencilik 2.6.1 Enerji 2.6.2 Hizmetler 2.6.2.1. Ulaştırma 2.6.2.2 Haberleşme 2.6.2.3 İnşaat 2.6.2.4 Mali Yapı ve Bankacılık 3. İMAR VE PLANLAMA 4. ÇEVRE 5. AFETLER VE KRİZ YÖNETİMİ 5.1 Doğal Afet 5.2 Taşkın 7. SONUÇ 1. SOSYAL YAPI 1.1 İLİN İNSAN POTANSİYELİ 1.1.1 NÜFUS VE GÖÇ Antalya ilinin nüfusu 1 719 751’dir ve kilometrekareye 83 kişi düşmektedir. TABLO 1: İL NÜFUSU (Kesin Sonuç) 2000 yılı İlçeler MERKEZ AKSEKİ ALANYA ELMALI FİNİKE GAZİPAŞA GÜNDOĞMUŞ İBRADI KALE KAŞ KEMER KORKUTELİ KUMLUCA MANAVGAT SERİK TOPLAM Nufus 714.129 42.467 257.671 40.041 42.087 44.541 21.513 10.826 22.170 47.519 55.092 51.580 61.370 199.385 109.360 1.719.751 Yüzölçümü km2 2.020 1.285 1.598 1.630 653 921 1.343 1.242 374 1.867 468 2.531 1.220 2.237 1.334 20.723 Nüfus Yoğunluğu Kişi/km2 1997 2000 308 54 144 23 62 47 20 4 63 25 63 20 45 82 63 72 354 33 161 25 64 48 16 9 59 25 118 20 50 89 82 83 Antalya doğal güzellikleri, iklimi, turizm ve tarım sektörlerindeki gelişimi ve iş olanakları nedeniyle diğer bölgelerde olumsuz koşullarda yaşayan aile ve gençler için bir cazibe merkezi olarak yoğun göç almaktadır. 1927 yılında Türkiye nüfusu 13.648.720 iken Antalya nüfusu 206.270 olarak saptanmıştır. 2000 yılında Türkiye nüfusu 67.803.927 iken Antalya nüfusu 1.719.751 (833.925 kadın, 885.826 erkek) olmuştur. Aradan geçen 73 yıllık süre içerisinde Türkiye nüfusu 5 kat artarken, Antalya nüfusu 8.3 kat artmıştır. 1990-2000 döneminde Türkiye nüfusunun nüfus artış hızı binde 20 iken, Antalya nüfusunun artışı binde 41.8 ile Türkiye’deki iller sıralamasında birinci olmuştur. Oysa 1985-1990 döneminde Antalya’daki nüfus artış hızı binde 47.9 ile 73 yıllık süre içerisindeki en hızlı nüfus artış dönemini yaşamıştır. Antalya’da 1927 yılında şehirde yaşayanlar toplam nüfusun %17.2 sini oluştururken 2000 yılında bu oran %54.5 e yükselmiştir. 2000 yılında Türkiye nüfusunun %64.9 u şehirde yaşamaktadır. 10 1935 yılında Antalya ilindeki nüfusun %94.9 u bu ilde doğmuştur. 2000 yılında ise nüfusun %58.6 sı Antalya’da doğmuştur. Türkiye İstatistik Kurumu’nun Türkiye nüfusuyla ilgili projeksiyonlarından yapılan belirlemelere göre 2006-2010 yılları arasında Türkiye’nin toplam nüfusu%4-8 artarak 76 milyon 505 bine kadar yükselecek. Bu dönemde; köylerdeki nüfusun % 2 oranında azalarak 23 milyon 433 binden 22 milyon 967 bine gerilemesi, kentlerdeki nüfusun ise % 8.1 artarak 49 milyon 451 binden 53 milyon 538 bine yükseleceği tahmin edildi. Bu dönemde en hızlı nüfus artışını % 12.6’yla Antalya yaşayacak. Antalya’da kent nüfusunda % 13.2, köy nüfusunda ise % 11.9 artış olacağı öngörülüyor. Bu da ilin zaman içerisinde ne kadar yüksek oranda göç aldığını göstermektedir. Kırsal kesimde çözülen üretim ilişkilerinin ve yetersiz yaşam koşullarının kentlere yönelttiği büyük insan kitleleri metropollerin nüfusunu geometrik olarak arttırmıştır. Sanayisizleşme politikaları, özelleştirme uygulamaları,merkezileşen dünya üretiminin kentsel alanlara yansımaları kentlerin çözülmesine yol açmıştır. 1980 yılından itibaren Antalya’da turizmin yoğun şekilde gündeme gelmesi ile tarım ile uğraşan sosyal ve feodal yapısı buna göre şekillenen nüfusun değişimi söz konusudur. Bu değişim tüm grupları derinden etkilemiştir. Antalya’da hızlı nüfus artışı nedeniyle özellikle eğitim, sağlık hizmetleri, sosyal hizmetler ve trafik konusunda ciddi önlemler alınması gerekmektedir. 1.1.2. ÇOCUK VE GENÇ NÜFUS Antalya’da 0-14 yaş grubunda 433.958 çocuk olup; bunların 222.385 i erkek, 221.573ü kız çocuğudur. Buna göre çocuk bağımlılık oranı (çocukların (0-14 yaş grubu), faal çalışabilir (15-64 yaş grubu) nüfus gruba oranı ) 1935 de 76.97 iken 2000 yılında %34.54e düşmüştür. Küreselleşmenin etkisiyle kadınların doğurdukları çocuk sayısında bir azalma olmuştur. 1970 yılında yapılan nüfus sayımına göre 15-49 yaş grubundaki kadınların doğurdukları çocuk sayısı 5.4 iken 2000 yılında bu sayı 3 e düşmüştür. Bebek doğumlarında azalma olurken bebek ölümlerinde de azalma olmuştur. 1967 yılında 1000 canlı doğan çocuğun 113 ü bir yaşını doldurmadan ölürken, 1997 de ise bu sayı 32 ye düşmüştür. Bu veriler Türkiye geneliyle benzerlik göstermektedir. Tıbbın gelişmesi, temel sağlık hizmetlerinin yaygınlaşması, annelerin eğitimlerinin artması ... gibi nedenlerle bebek doğumlarında ve ölümlerinde azalmaya neden olmuştur. Son yıllarda Antalya’da sokakta çalışan çocukların sayısında önemli bir artış olmuştur. Çalışan çocuklarla yapılan araştırma da ailelerin göçle Antalya’ya yerleştikleri anlaşılmıştır. Ayrıca yine son yıllarda Antalya’da uçucu madde kullanan çocuk sayısında önemli artış olmuştur. Antalya’nın iklim koşulları dikkate alındığında belirli mevsimlerde başka illerden gelen çocuklarla da bu sayı daha da artmıştır. Bunun dışında Çocuk suçluluğunda büyük artışlar gözlenmektedir. Antalya’ya göçle yerleşen aileler genelde Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinden yoksulluk, işsizlik ve terör nedeniyle gelmektedirler Antalya’ya gelen ailelerde , çocuk sayılarının fazla olması , yetişkinlerin vasıfsız nitelikte olması gibi etmenler; bu ailelerin çocuklarının çalışmasında destekleyici etki yaratmaktadır. Genelde kırsal yerleşim bölgelerinden gelen dezavantajlı nüfus grupları, Antalya’da kentsel yapının yetersiz olduğu dezavantajlı semtlere yerleşerek kent içerisinde ancak kent olanaklarından yoksun yaşamlarını sürdürmeye çalışmaktadırlar. Çoğu geçim sıkıntısı ve işsizlik nedeniyle göç etmiş bu nüfus grupları , maddi kazanç elde etmek ve yaşamlarını idame ettirebilmek için erken yaşta çalışma yaşamına atılmaktadırlar. Ancak belli mesleki alanda bilgi birikimi ve deneyimine sahip olmayan ve genelde mesleki eğitim almayan bu bireyler; marjinal işlerde, kötü çalışma koşullarında ve ortamlarda düşük gelirle çalışmaktadırlar. Göçle Antalya’ya gelen ailelerin çocukları da benzer şekilde erken 11 yaşlarda , genelde eğitimlerine ara vererek ya da eğitimlerini ikinci plana iterek sokakta çalışmaya başlamaktadırlar. Son nüfus sayımına göre (2000yılı) Antalya’nın 81 il içerisinde binde 41.8’lik nüfus artış hızı ile en yüksek sırada yer alması; 1990 yılında yapılan genel nüfus sayımına göre de Antalya’nın binde 46’lık nüfus artış hızıyla son yıllarda yoğun göç aldığının göstergesi olarak; göç ve sokakta çalışan çocuk ilişkisi düşünüldüğünde sorunun büyüyeceği açıktır. ILO/IPEC-SHÇEK tarafından Akdeniz Üniversitesi Sosyal Hizmetler Eğitim Araştırma ve Uygulama Merkezi’ ne 2005 yılı içerisinde yaptırılan araştırma bulgularına göre şu sonuçlar elde edilmiştir. Yapılan araştırma da 715 çocuk araştırma kapsamına alınmıştır. Çocukların yaşadıkları konutlara gidilerek 519 çocuğun 309 ailesiyle görüşme yapılmıştır. 1- Ailelerin Antalya’ya göç etme durumları incelendiğinde %91.9’u Antalya’ya başka şehirlerden gelerek yerleşmiştir.%8.1’i ise hep Antalya’da yaşamıştır. Antalya’ya göç eden ailelerde, eşlerin %8.1’i Antalya’ya birlikte %19’u da farklı zamanlarda gelmişlerdir. 2- Ailelerin Antalya’ya gelmeden önce yaşadıkları şehirlere bakıldığında Batman, Şırnak, Diyarbakır, Hakkari, Van, Mardin… vb. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinden ve Antalya’nın ilçe ve köylerinden geldikleri anlaşılmıştır. Ayrıca ailelerin sosyal destek sistemlerinin olup olmadığı açısından değerlendirildiğinde ailelerin %76.1’inin Antalya’da akrabalarının olduğu öğrenilmiştir. 3- Antalya’ya birlikte göç eden eşlerin %38.7’sinin daha önce köyde, %17.4’ünün ilçede ve %21.7’sinin il merkezinde yaşadığı; farklı zamanlarda göç eden eşlerden annelerin %38.2’sinin köyde, %30.9’unun il merkezinde yaşadığı öğrenilmiştir. 4- Ailelerin Antalya’ya kaç yıl önce göç ettiklerine bakıldığında yaklaşık %8’i son beş yıl içerisinde, %21.4’ü, 6-10 yıl içerisinde %35.9’u 11-15 yıl içerisinde göç etmişlerdir. Genel olarak bakıldığında ailelerin Antalya’ya daha çok son on beş yıllık süre içerisinde yerleştikleri söylenebilir. 5- Ailelerin %69.6’sı Antalya’ya işsizlik nedeniyle, %4.2’si devletin köylerini boşaltması nedeniyle, %2.6’sı evlenme sonucu, %3.6’sı terör, %1.3’ü akrabalarının yanına yerleşmek isteğiyle geldiklerini belirtmişlerdir. Araştırma sonuçlarına göre sıralanmıştır; yapılacak çalışmalarla ilgili öneriler şu şekilde 1- Ailelerin öncelikleri ve ihtiyaçları belirlenmeli, kısa ve uzun vadede eylem planı yapılmalıdır. Kısa vadeli çalışmalardaki öncelikler en kötü biçimde çalışan çocuklar ve aileleri olmalıdır. Ayrıca öncelikler arasına çok sayıda çocuğunu çalıştıran aileler alınmalıdır. 2- Ailelere yönelik hizmetler planlanırken, her mahallede yoğun olarak çocukların yaptıkları işler dikkate alınmalıdır. 3- Çalışan çocuklara yönelik programlar yapılırken; hizmetin çok yönlü olmasına, kurumların yürütecekleri hizmetin tanımlanıp uygulamaların birlikte eş güdüm halinde yürütülmesine özen gösterilmelidir. 12 4- Çalışan çocukların devam ettikleri okullarda, veli-öğretmen-öğrenci işbirliği oluşumuyla, sorunun çözümünde kalıcılık sağlayacağından, öğretmenlerin bilgilendirilmesine yönelik toplantılar düzenlenmeli. 5- Çalışan çocukların ve kardeşlerinin sosyalleşmeleri, içinde bulundukları sosyal yoksunluktan uzaklaşabilmeleri için sosyal ortamlara girmeleri, duygu ve düşüncelerini rahatlıkla ifade edebilecekleri , becerilerini değerlendirerek sergileyebilecekleri ortamda bulunmaları, onların değişimini ve gelişimini hızlandıracaktır. 6- Çalışan çocukların yoğun olduğu okullarda, anne ve babalarının katılacağı bir dizi eğitim toplantıları yapılmalı, toplantılar aktif katılımlı ve onların anlayabileceği yalınlıkta olmalıdır. 7- Ailelerin sosyal sorunlarının giderilmesinde ilgili Sivil Toplum Kuruluşlarının yürütecekleri çalışmalar belirlenmelidir. 8- Ailelerin yoksulluğunu gidermeye yönelik bazı çalışmalar yapılmalıdır. a) Salt yoksulluk nedeniyle çalışan çocukların ailelerine yapılacak yardımların başka çocukların sokağa çıkmasını teşvik edecek nitelikte olmamasına özen gösterilmelidir. b) Aile bireylerinin durumları dikkate alınarak, iş ve meslek öğrenmelerine yönelik programlar geliştirilmeli, bu konuda gençlere ağırlık verilmelidir. c) Çocukların ailelerindeki işsizliğin giderilmesine yönelik, kurumlar arası iletişim sağlanarak iş bulmalarına destek verilmelidir. Bu çalışmalar yürütülürken; kooperatifler kurulması, atölyeler açılması yerinde olacaktır. 9- “Sokakta Çalışan Çocuklar” konusu kamuoyuna güncel verilerle anlatılıp, etkin kampanyalarla toplumda hem duyarlılık hem de bilinç yaratılmalıdır. 10- Ailede çocuğun ihmal ve istismarı olması durumunda, çocuktan sorumlu ebeveynlere yasal yaptırım sağlayacak mekanizmaların oluşturulması, işletilmesi sağlanmalıdır. 1.1.3. KADIN GELİŞİMİ 1.1.3.1 Kadın Konusunda Sorun Alanları : 1.1.3.1.1 Kamusal Alanda Kadın Gelişimi : Kadınlar yoksulluk açısından en dezavantajlı gruptur. Çoğunun işsiz olduğu, eğitimlerinin düşük olduğu ve gereksinim duydukları beceri ve yeteneklerini geliştirme olanağı bulamadığı için yoksulluk içinde olduğu bir gerçektir. Kadınların yoksulluk düzeylerinin azaltılması için kentsel gelirlerin dengeli dağıtımını sağlayacak mekanizmalara ihtiyaç vardır. Kadın yoksulluğu evrensel düzeyde ele alınan bir konudur. Yoksul kadınların eğitim, sağlık ve sosyal hizmetlere ulaşması ve yararlanabilmesi olanakları yaratılmalıdır. Arabasız, çocuklu ve çalışan bir çok kadının kentte sunulan hizmetlerden kısıtlı bir şekilde yararlanmaları Sosyal hizmetler ve yardımlardan kadınların yeterli düzeyde yararlanamaması 13 Kentsel kararlara kısıtlı katılımı (il ve belediye meclislerinde kadınların temsil edilmemesi) Kadına yönelik şiddetin etkin ve yaygın olması (tecavüz, öldürme, saldırı, cinsel taciz, namus vb) Özellikle parklarda gündüzleri dahi kadınların saldırıya uğraması, Avrupa Birliği tarafından getirilmiş olan kadın sığınağı standardının gerçekleşmemiş olması, Kadın sığınaklarının ve danışma merkezinin bulunmaması, sosyal hizmetlere bağlı kadın misafirhanesinin de kapasitesinin ve olanaklarının yetersiz olması, Namus cinayetlerinin Antalya merkezinde de gerçekleşmeye başlaması, Şiddet yaşayan kadınların karşı karşıya kaldığı, yargı, sosyal hizmet, eğitim, emniyet görevlileri, sağlık çalışanlarının bu konuda uzmanlık sahibi olmamaları, eğitimsiz olmalarından kaynaklanan sorunlar, Şiddete uğrayan kadınların ilk başvurduğu yerler olan, karakol, hastane, mahkeme vb hizmet kurumlarında kadın görevlilerin bulunmaması, cinsiyet konusunda duyarlı uzmanların görevlendirilmemesi, Toplu taşım araçlarına kadınların çocuk arabalarıyla binememeleri Kamusal hizmetlerden yararlanmadaki kısıtlılıkları yetersizliği, su hizmetlerinin yetersizliği, Sağlık merkezleri, hastaneler ve sağlık ocaklarının sayısının yetersizliği. Kadının sağlık düzeyinin iyileştirilmesi amacıyla 1998 yılında Ulusal Strateji Planı oluşturulmuştur ancak Antalya için bunun uygulamaya geçirilmediği gözlenmektedir, Konut yetersizliği ve yalnız yaşayan kadınlara yönelik küçük konutların olmaması 1992 DIE verilerine göre , ücretli ve maaşlı çalışan kadın oranı %17.40, yevmiyeli (mevsimlik) % 4,04, ücretsiz aile işçisi olarak da % 65.12’dir. Kadınların daha fazla oranda iş yaşamında yer almasının sağlanması, beceri ve yeteneklerinin geliştirilmesi gerekliliği, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından uygulanan “Genç kız ve Kadınların Eğitimini Geliştirme Projesi” ve “Mesleki ve Teknik Eğitimi Geliştirme Projesi” nin Antalyalı kadınlar için yaygınlaştırılamamış olması, Seks işçiliği mesleğinin(özellikle 100.yıl Bulvarı, Havaalanı yolu ve Lara kesiminde) yaygınlaşması v.b. (yuva kreşlerin sayısının azlığı ve 1.1.3.1.2 Özel Alanda Kadın Gelişimi : Kadınların aile içinde cinsel, ekonomik,fiziksel,duygusal ve sözel şiddete maruz kalmaları Kendilerine ait bir gelire sahip olmamalarının yarattığı eziklik, Sosyal güvenceden yoksun olmaları, Tek başına yaşayan bekar kadınların çeşitli sorunları, Çocuklu ve boşanmış kadınların sorunları, Aile içinde ve kentsel alanda kendilerini güvensiz hissetmeleri, 14 Evlilik, aile ilişkileri, şiddet, mülkiyet ve miras hakları, çalışma haklarını yeterli derecede kullanamamaları, Sosyal baskılar ve geleneksel bakış açılarının kadınları üzerindeki olumsuz etkileri Çocukların bakımının ve eğitim sorunlarının yalnızca kadınların üzerinde olması 1.1.3.2. Kadın Sorunlarına Çözüm Önerileri : İl Özel İdaresi ile ilgili olarak kadınlar açısından değişikliklere gereksinim vardır ve yerel yönetimler için hazırlanan birçok tasarıda da kadınların beklentilerini kısmen yerine getiren maddeler öngörülmüştür. Bunların gereksinimler çerçevesinde geliştirilmesi yoluna gidilmelidir. İl Özel İdaresi Kadın, aile, çocuk, genç vb. dezavantajlı toplum kesimlerine yönelik sosyal hizmetlerin yürütülmesine, bunların daha sağlıklı, üretken ve topluma yararlı hale gelmesine yardımcı olmak, bu amaçla özellikle kadınlar için danışma ve dayanışma merkezleri açmak ve bunları batı ülkelerinde olduğu gibi kadın kuruluşlarına işlettirilmesi, Aynı yasa çerçevesinde Şiddete maruz kalmış kadınlar için sığınaklar açılması Avrupa Birliği’nin her 7.500 kadın ve kız çocuk nüfusuna 1 sığınak standardının bir an önce hayata geçirilmesi, Halka, emniyet mensuplarına, sağlık personeline vb. Kadına yönelik şiddet konusunda bilinç yükseltme veya eğitim kurslarının açılması, il özel idaresi bütçe gelirlerinin en az % ........ kadın konusunda çalışan kadın kuruluşlarına aktarılması, 3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Teşvik Kanunu kapsamında il ve ilçelerdeki kadın kuruluşlarına, kadın sığınaklarına fondan pay ayrılması, İl genel meclisinde kadınların daha yüksek oranlarda temsilinin sağlanması amacıyla bir oran konması ve kalkınma fırsat ve olanaklarından eşit biçimde yararlanmalarının sağlanması için ilin karar organlarına kadınların daha fazla oranda girmelerinin sağlanması, İl genel meclisleri kanunların il özel idarelerine görev olarak verdiği konularda ön incelemeye ihtiyaç duyulan hallerde ihtisas komisyonları kurabileceği için kadına yönelik şiddet konusunda psikiatrist, psikolog, jinekolog, sosyal hizmet uzmanı vb gibi kişilerden oluşacak “Kadın İhtisas Komisyonu”nun oluşturulması, İl Özel İdarelerinde memur, daimi işçi ve sözleşmeli personel istihdam ederken kadınlara da istihdam olanakları erkeklerle eşit düzeyde sağlanmalıdır. Personelin en az %.. kadınlardan oluşması, Kadın konusunun İl Özel İdaresinin görev alanlarına dahil edilmesi, İl Özel İdarelerinin, kendilerine ait taşınmaz malları, hizmetlerinde kullanılmak üzere ve süresi.... yılı geçmemek üzere bedelli veya bedelsiz olarak genel, katma ve özel bütçeli kadın kuruluşları, bağımsız kadın sığınakları ve kadın danışma merkezlerine tahsis etmesi, Parklar ve bahçelerde kadın ve çocuklara yönelik saldırıların önlenmesine yönelik kolluk güçlerinin arttırılması, Kadın kuruluşları ve bağımsız kadın sığınaklarının her tür vergi ve harçtan muaf tutulması 15 Belediyeler 1998 yılı sonu itibariyle ülke çapında belediyelerde çalışan sayısı 282.996 dır. Bunun sadece %9’u kadındır. Belediyelerde çalışan kadın sayısının arttırılması tüm kadın kuruluşlarının talebidir. 1580 sayılı Belediye Kanunu’nda yapılması öngörülen değişikliklerle, belediyeler kadın çalışmalarında gelişmiş batılı ülkelerde olduğu gibi hem finansal hem de organizasyonel olumlu katkılar sağlayabilir. Sağlık Bakanlığınca belirlenecek ilke, esas ve standartlara uygun olarak her türlü teşhis ve tedavi merkezleri ile acil yardım servisleri, Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğünce belirlenecek esas ve standartlara göre her ilde, kreş, gündüz bakımevi, kadın sığınma evi, rehabilitasyon merkezi (gündüzlü ve yatılı), çocuk ve gençlik merkezi, aile danışma merkezi açmak, uluslar arası standartlar çerçevesinde kadın kuruluşlarına işlettirmek, Kadın Sığınma Evi işletilmesi sıradan bir işletme anlayışıyla mümkün olmamaktadır. Bu nedenle bu konuda özel eğitim görmüş, uzmanlaşmış personel ile işletme mümkündür. Ayrıca kadın bakış açısıyla ve uluslar arası standartlar çerçevesinde sadece kadın kuruluşları tarafından gerçekleştirilebilecek gönüllüğün de etkin olarak geçerli olduğu bir işletme söz konusu olabilir. Batıdaki örnekleri de bu yöndedir. “sorumluluk alanlarında Devletin güvenlik, eğitim, kültür, sağlık, sosyal yardım, hizmet ve spor kurum ve tesislerinin arsa ve ayni ihtiyaçlarını karşılayabilir, yapım ve onarım işlerini bedelsiz gerçekleştirebilir, bu hizmetler için geçici olarak personel görevlendirebilir” diye ifade olunan madde gereği bağımsız kadın kuruluşlarına, kadın sığınaklarına özel arsa tahsis edilmesi, “Ön incelemeye ihtiyaç duyulan hallerde ihtisas komisyonları kurabilir” diye ifade olunan yasa maddesi ile Kadın kuruluşlarının katılımı ile gerçekleştirilecek Kadın İhtisas Komisyonu oluşturulması, “Ana Hizmet Birimleri ve yardımcı birimler kurulur” diyen yasa maddesi gereği de Kadın konusu ana hizmet birimi olarak belediye örgütünde yer almalıdır. “Kadını Güçlendirme Daire Başkanlığı” adı altında yer almalıdır. 1.1.3.3. Antalya Kentinde Kadın Konusunda Kurulması Öncelikli Olan Kurumsal Yapılar: Yerel Yönetimlerde kadın konusunu temel görev alanı haline getirmek birincil derecede önem taşımaktadır. Kadın Sosyal Hizmetler ve Yardımlar Fonu’nun oluşturulması, Kadınları gelir getirici faaliyetlere yönlendirmek, girişimcilik ve el emeğinin değerlendirilmesi amacıyla Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü tarafından oluşturulan yapının Antalya Valiliği’nde de oluşturularak, hızla hizmete açılması, Kadına yönelik çalışan kadın kuruluşlarının finansal olarak desteklenmesini sağlayacak bir “Kadının Güçlendirilmesi Fonu” nun oluşturulması, “Antalya İli Kadın Kütüphanesi ve Bilgi Belge Merkezi”nin kurulması. Kentin kadınların sosyoekonomik durumunun güçlendirilmesi için gerekli siyasal, hukuksal, ekonomik, sanatsal, kültürel, istatistiklerin, bilgi ve belgelerin toplanması ve kadınların yararlanmasına açılması, Kentin en kolay ulaşılabilir bir yerinde, kadın kuruluşları, il özel idaresi ve büyükşehir belediyesi temsilcilerinden oluşan, tüm kadın kuruluşlarının ve resmi kurumlardan temsilcilerin bir araya geldiği, kadın güçlendirilmesi konusunda gelecek için hedefler belirleyen ve resmi kurumlara 16 bunları ileten, bilgi ve iletişimi sağlayan profesyonel çalışanları olan bir mekan ve iletişim ağını gerçekleştirecek “Kadın Çalışmaları Koordinasyon Ofisi”nin kurulması, Kadın uzmanlardan oluşan, kadınların annelik, dönemsel veya sürekli, yaşa yönelik sağlık sorunlarına eğilen “Antalya İli Kadın Sağlık Kurulu”nun oluşturulması, Kadınların sosyo-ekonomik açıdan güçlendirilmesinde önemli katkılar yapabilecek “Antalya İli Kadın Emeği Fonu”nun oluşturulması, Gelişmiş ve Avrupa Birliği ülkeleri örneklerinde olduğu gibi, Büyükşehir bünyesinde “Kadını Güçlendirme Daire Başkanlığı”nın kurulması gerekmektedir. Kadınlara yönelik “Mesleki ve Teknik Eğitim Kurslarının yapılabileceği “Kadın Eğitim Merkezleri”nin veya “Kadın Okulları”nın açılması. 1.1.4 DURUM PROBLEMLER VE BİLGİLENME KISA ÖZETİ A. SPOR ORTAMI : Spor ortamının içerdiği altyapı unsurları nitelik ve sayı olarak sporun ve sporcunun yararı gözetilerek spor faaliyetlerine ve hizmetlerine cevap verecek düzeyde geliştirilmelidir. Bunun için, yörenin coğrafi özellikleri, nüfusu, öncelikli spor dalları gibi vb. ölçütler göz önünde bulundurulmalıdır. Devletçe spor ortamı sayısının çoğaltılması için özel ve tüzel kişilerin özendirilmesi ve teşvik edici yönde tedbirler almalıdır. B. SPOR YÖNETİMİ : Sporun her yönetimin kademesinde ve öncelikle yöneticilerce “ÖNCE BARIŞ, SONRA YARIŞ” ilkesi, titiz bir ciddiyet ve sevecen bir yaklaşımla korunmalı ve sürdürülmelidir. Spor ortamına ait yapıya ilişkin unsurların yönetiminde devlet-özel sektör işbirliği sağlanmalıdır. Her cins ve yaş grubu veya yaş kategorisinde düzenlenecek yarışmaların, doyuma ulaşması ilke olarak gözetilmeli, izlenmeli ve sağlanmalıdır. Spor federasyonlarının; bağlı oldukları ve uymayı taahhüt ettikleri “Uluslar arası Federasyonların” uygulama istekleri ve talimatlarına uyum gösterilmesi, desteklenmelidir. Kurumların tesis yapma mecburiyetleri titiz ve ciddi yöntemlerle takip ve kontrol altında tutulmalıdır. C. SPOR YARGI DÜZEYİNDE DEĞİL, DİSİPLİN DÜZEYİNDE BİR OLAYDIR. Sporun öncelikle bir yargı olayı değil disiplin olayı olduğundan böylesi geniş ve yaygın kabul görmüş bir gerçekten hareketle, spor faaliyetleri uygulamalarından kaynaklanan şikayet, itiraz, ihtilaf, cezalandırılmalar gibi haller ve sorunlar, YARGI ORGANLARINCA değil SPOR KURULUŞU’nun kendi içinde çözümlenmelidir. D. ORTA ÖĞRETİM KURUMLARI VE SPOR KULÜPLERİ İLİŞKİSİ Orta öğretim kurumları, ya “GENÇLİK VE SPOR” kulüplerini, kendi bünyelerinde kurabilmeli yada kurulmuş kulüplerden biri ile bilinci bir “Okul-Kulüp” işbirliği yapabilmelidir. Orta öğretim kurumları bünyesinde spor kulübü kurulabilmesi için gerekli tüm yasal düzenlemeler yapılmalıdır. E. İLKÖĞRETİM KURUMLARI VE SPOR İlkokullar; minikler, küçükler, yıldızlar olarak adlandırılan yaş gruplarından, gençlik ve spor kulüpleri ilkokul işbirliğinin teşvik edilmesi, özendirilmesi Gençlik ve Spor bakanlığınca sağlanmalıdır. Bunun yanı sıra becerikli ve yetenekli genç okul öğretmenleri eğitilerek ve sertifika alma koşulu ile branş öğretmeni olarak görevlendirilmelidir. F. ÜNİVERSİTELERDE SPOR KOORDİNASYONU 17 Her yüksek öğrenim kurumunun uzmanlık alanı ile gençlik ve spor birimleri arasında bağlantı kurulmasını sağlamak, yürütmek ve sürdürmek için, merkezi spor kuruluşunda danışma nitelikli bakanlığa bağlı “DAİMİ SEKRETERLİK” kurulmalıdır. G. ÖNCELİKLİ SPOR DALLARI Yörenin spor ilgileri, geleneksel sporları, spor ortamı unsur ve kaynakları göz önünde bulundurularak yerel iller ve ilçeler itibarıyla yapılacak bu tespitlerle, kaynakların optimum kullanımı sağlanmalı savurganlık önlenmelidir. H. HAYATİ ÖNEM TAŞIYAN SPORLAR Yılın büyük bir kısmı karla örtülü yerlerde yaşayanlar için kar üzerindeki hareket kabiliyetinin geliştirilmesinde yeri ve değeri bilinen KAYAK SPORU insan hayatında önem taşıyan spor dalıdır. Aynı şekilde, denizleri, gölleri, ırmakları, baraj gölleri, kanalları ile yurdumuz insanı-su ilişkileri giderek büyüyen önem taşımaktadır. Dolayısı ile YÜZME SPORU da insan hayatında önemli bir spor dalıdır. HAYATİ ÖNEM TAŞIYAN YÜZME VE KAYAK SPORLARI ; yörelerinde öncelikli sporlar olarak kişi ve toplum hayatındaki değeri ölçüsünde, devlet tarafından teşvik ve destek görmelidir. İ. GELENEKSEL SPORLAR VE YÖNETİMİ Ülkemizde çok eskilere dayanan, geçmişteki otantik özelliklerini büyük ölçüde koruyarak aynı organizasyon özellikleri ile aynı araç ve gereçleri kullanarak zamanımızda da yaşantısını sürdüren GELENEKSEL SPORLAR ın yönetimi ilgili SPOR FEDERASYONLARI na bağlanmalı bu federasyonların yükümlülüğünde yaşantısını sürdürmelidir. Örneğin ; yağlı güreşler kara kucak güreşleri; güreş federasyonu bünyesinde, yönetim kurulunda yer alan birer üyenin başkanlığındaki yağlı güreş komitesi-kara kucak komitesi gibi komiteler tarafından yürütülmektedir. Birbirinin kaynağı ve destekçisi olan evrensel spor dalı ile onun geleneksel spor dalı arasında öncelik ve ağırlık ayrımı yapmadan her birinin diğerine katkısı ve yararı göz önünde tutularak doğal gelişimi sağlanmalıdır. J. SPOR SAHA VE TESİSLERİ İMAR PLANLARI-TOPLU KONUTLAR Şehir imar planları, genel ve mevzi’ i imar planlarında GENÇLİK VE SPOR SAHA VE TESİSLERİ için yeteri kadar arazi ayrılması yasal düzenlemelerle sağlanmalı ve plan uygulamaları titizlikle uygulamaya ve denetime tabi tutulmalıdır. Spor tesislerine ayrılacak yerlerin Gençlik ve Spor Bakanlığı’ nca hazırlanacak kıstaslara uygun olarak saptanacağı bu yerlerde izinsiz değişiklik yapılamayacağı yasal düzenlemede yer almalıdır. Toplu konut yapımını üstlenen kooperatif, kurum ve kuruluşlar; keza bakanlıkça hazırlanacak kıstaslara uygun saha ve tesislerini yapmak, iskan izni tarihinde hizmete açmak yükümlülüğü bu yasal düzenlemede yer almalıdır. Spor saha ve tesisleri için arsa veya bina bağışında bulunan kişi ve kuruluşlara, spor tesisi yapanlara vergi muafiyeti uygulaması devam etmelidir. K. ORMAN, GÖL, NEHİR VE DENİZ KENARLARINDAN YARARLANMA Gençlik ve Spor faaliyet ve hizmetlerinin yürütülmesinde; orman, göl, nehir ve deniz kenarlarındaki araziler, ihtiyaç duyulan kalıcı ve geçici tesislerin kurulması, arazi ve diğer mevcut olanaklardan yararlanma koşul ve yöntemleri, bu arazinin ilgili olduğu bakanlık veya kurum ve kuruluşlarla yönetmelikle yürütüleceği, yasal düzenleme ile sağlanmalıdır. L. SPOR ŞÜRASI 18 Spora bugünden daha çok önem verilmesi, önemli ve değeri ölçüsünde kaynak ayrılması için bir baskı aracı olarak gerekli zaman dilimlerinde spor şuraların toplanması yasallaşmalı ve gelenekselleşmelidir. M. SPORCU SAĞLIĞI, SOSYAL GÜVENLİĞİ YETENEK ARAŞTIRMASI VE GÜÇ GELİŞTİRME TEST MERKEZLERİ Gençlik ve spor faaliyetlerinde katılanların, sağlık hizmetleri ile vuku bulacak sakatlık ve ölüm gibi nedenlerle yoksun bulundukları sosyal güvenliğe sahip olmalarının sağlanması yasal düzenlemeyi gerekli kılmaktadır. Aynı zamanda, ülke düzeyinde başarılı sporcuların yetenek araştırmaları ve bedeni yeteneklerini geliştirmek için “SPORCU SAĞLIĞI VE YETENEK ARAŞTIRMASI, GÜÇ GELİŞTİRME TEST MERKEZLERİ” nin kurulması ve yaygınlaştırılması ile ilgili yasal düzenlemeye dayalı olarak projelendirilmelidir. N. BAŞARILI SPORCUNUN KORUNMASI Ulusal ve uluslar arası resmi ve olimpik spor yarışmalarında üstün başarı elde eden sporcuların korunması anayasal bir devlet görevi olduğu için, ülkemizi temsil düzeyinde üstün başarılı bu sporcuların beslenme ve antrenman giderleri ile zaruri ihtiyaçlarını karşılamak üzere mevzuat düzenlemeleri geliştirilmelidir. ÖNERİLER Antalya ili onaylı nazım imar planında, semt saha ve spor tesisleri için belirlenmiş bulunan alanlar, yasal mecburi görevleri olarak ilgili belediyelerce spor faaliyetlerine kazandırılmalıdır. Spor turizmi için büyük otel ve tatil köylerinin çim zemini antrenman ve golf sahaları yapımları teşvik edilmelidir. Hızlı göç alan ve çok hızlı olarak büyüyen Antalya’ nen mevcut nüfusu da göz önüne alınarak il içerisinde hipodrom tesisinin bir an önce yapılarak hayata geçirilmesi; hipodrom binicilik sporunun yapılabilmesi için kapalı ve açık menajların ve seyirci tribünlerinin yapılması gerekmektedir. Gençlik ve Spor İl Müdürlüğünün, ülkemizde ikinci kez organize edilerek AKDENİZ OYUNLARI gerekçesine dayanılarak kamulaştırdığı ve projelendirdiği 100. yıl spor sitesi içinde ve alternatifi bulunmayan 100. Yıl Spor Kompleksi benzeri ve daha büyük kapasiteli merkeze yakın yerleşim yerleri ile daha ileride oluşacak yeni yerleşim yerlerinde de bu tür komplekslerin oluşturulması, plan ve projeye uygun olarak büyük kapasiteli stadyum ve spor kompleksi yapılabilmesi için imkanın araştırılarak hızla hayata geçirilmesi gerçekleştirilmelidir. Kent içi ulaşım sistemleri incelenir ve irdelenirken mevcut yollara ilaveten bisiklet ve yürüyüş yollarının ilgili belediyelerce yapımları planlanarak ve gerçekleştirilmelidir. Antalya’nın coğrafi konumu gereği şu anda çok kısıtlı imkanlarla yapılmaya çalışılan deniz ve su sporlarının yaygınlaştırılabilmesi ve başarılı olunabilmesi için gerekli spor ortamları ile sporcu eğitim merkezlerinin yapılarak hayata geçirilmelidir. Geniş kitleler halinde yararlanılabilecek plaj ve parkurlar (yarışma, eğlenceli oyun nitelikli) hazırlanmalıdır. 19 Antalya ili, çok yakında küçük olimpiyat özellikli organizasyonlara ev sahipliği yapabilecek bir yapıdadır. Önümüzdeki yıllarda Türkiye’ de yapılmak üzere talep edilecek olan OLİMPİYATLARIN DÜZENLEME VE ORGANİZASYONU çerçevesinde Antalya’ da yapılabilecek spor organizasyonlarına cevap verilebilecek şekilde bir olimpiyat köyü planlanarak yapımı konusunda gerekli girişim ve planlamanın yapılması sağlanmalıdır. - İlimiz için önem taşıyan günlerde ve her yıl düzenlenecek yurtiçi ve yurtdışı spor şenlikleri ve organizasyonları ile Antalya’ ya SPOR KENTİ KİMLİĞİ kazandırılmalıdır. Tüm spor branşlarının Antalya’ da oluşturulabilmesi için hepsinin altyapılarının oluşturulması, bununla birlikte çoğaltılarak desteklenmelidir. Engelli vatandaşlarımızın spor yapabilme imkanlarının yaratılabilmesi için; gerek planlama safhasında ve gerekse uygulama safhasında ortamların oluşturulması için alt yapı ve tesislerin yapımına destek ve teşvik verilmelidir. Trafik akışı yoğun spor programlarına ve halk, izleyici sirkülasyonuna uygun olmalıdır. - Otopark ve küçük yada büyük spor kompleksleri oluşturulurken dinlenme, eğlenme alanları birlikte düşünülmelidir. - Her seviyede okullarda büyük organizasyona yatkınlık sağlama amaçlı, spor kültürü, erdemlilik, fair plan çerçevesi ilgili ders, seminer, panel vb. organizasyonlar verilmelidir. sporda Çocuk ve gençlerimize özellikle grup içinde beceri sağlık karakter cesaret, mesleki yönlendirme ilgi, bilgi, düşünce, duygu bakımından dengeli ve sağlıklı şekilde gelişmiş bir kişiliğe ve karaktere sahip olabilmelerini sağlayabilme, kendilerine ve başkalarına saygılı bilimsel düşünce yeteneğine manevi ve kültürel değerlerimize sahiplenmeleri de hiçbir ayrım gözetmeksizin kent gençliğini bünyesinde toplayabilecek GENÇLİK MERKEZLERİ kurulmalıdır. Gençlik merkezi kurulabilecek yerlerin tespit edilmesi, hedef kitleye ulaşılabilmesi için program oluşturmak, gençlik merkezinde hedef ilgi ve isteklerin tespit edilerek gerçekçi yaklaşımlarla yeni oluşumlar sağlanmalıdır. Belirlenecek 10 spor dalında yıllık gelişmeleri ve önerileri değerlendirmek üzere Gençlik ve Spor Bakanlığı ve Belediyemiz önderliğinde her yıl Avrasya Spor Şurası Antalya’da toplanmalıdır. 1.1.5. YAŞLI NÜFUS Ülkemizde 1985 nüfus sayımı sonuçlarına göre nüfusun %42 sini 65 yaş ve üzeri nüfus oluşturmuştur. 1990 nüfus sayımı sonuçlarına göre 65 yaş ve daha yukarı yaştakilerin oranı %4.3 iken 1995 de bu oran %4.7 , 2000 yılında ise %5.6 ya yükselmiştir. Antalya ilinde 2000 yılı nüfus sayımına göre 65 ve yukarı yaş grubu toplam 92.473 olup, 65 ve yukarı kadın yaş grubu 44.121, erkek yaş grubu ise 48.252 dir. Antalya ilinde yaşayan 65 ve üzeri yaş grubunun toplam Antalya nüfusuna oranı %5.37 olup , kadın 65 ve üzeri yaş grubu %5.78, erkek ise %4.99 dur. Diğer taraftan yaşlı bağımlılık oranına bakıldığında 65 ve üzeri yaştaki nüfusun , çalışabilir yaş grubuna (15-64 yaş arası) oranı 1935 de 6.25 iken 2000 de 7.79 a yükseldiği görülmüştür. Her geçen yıl yaşlı nüfus oranı artmaktadır. Antalya ilindeki yaşlı nüfusun artış hızına sebep; ilin iklim koşullarının yaşlının kolay yaşamasına uygun olabileceğinin düşünülmesi ve yaşam şartlarının diğer illere oranla daha ekonomik olacağı beklentisi ile ilin yaşlı nüfus grubunu göç alması ve ölüm oranının azalıp, ortalama yaşam süresinin uzaması gösterilebilir. 20 Yaşlı nüfus grubunun artış göstermesi; yaşam süresinin kısaltılmasına yol açan bir çok hastalığa karşı bilim ve teknolojinin kazandığı bir zaferin göstergesi olarak değerlendirebilse de bu demografik değişim bir çok ekonomik, sosyal ve sağlık sorununu da beraberinde getirmektedir. ÖNERİLER: Sosyal, ekonomik ve biyolojik açıdan sorunlar yaşayan 65 ve üzeri yaş grubuna yönelik hizmetlerin çeşitliliğini artırmak gerekmektedir. Sağlıklı yaşlıların kalabileceği huzurevlerinin il ve ilçeler de artırılması, özel bakım ve rehabilitasyon hizmeti veren huzurevlerinin açılması , Üniversite hastanesi ve Devlet hastanesi bünyesinde geriatri servislerinin kurulması, ilde yaşlıların kendi grupları ile rahatça gidip sohbet ve çeşitli etkinliklerde bulunabileceği yaşlı danışma merkezlerinin açılması , evde yaşlı bakım hizmetlerinin planlanması gerekmektedir. 1.1.6. ENGELLİ NÜFUS Antalya’da toplam engelli sayısı 2000 yılı nüfus sayımına göre 29.154 olup, 17.438 i erkek, 11.716 sı kadındır. Toplam Antalya ili nüfusuna oranı ise % 1.69 olup, % 1.00 i erkek % 0.69 u ise kadındır. Antalya’daki engellilerin 5942 si 0-19 yaş grubunda olup 23212 si 19 yaş üstü grubundadır. Çocuk ve genç engelli grubu (0-19 yaş) toplam engellilere oranı % 20.4 olup, orta yaştaki ve yaşlıların (19 + yaş grubu oranı ise % 79.6 dır. Yine 2000 yılı nüfus sayımına göre , Antalya ilindeki engellilerin özür grubu açısından ilk sırayı %37.6 ile fiziksel engelliler, ikinci sırayı %12.15 ile görme engelliler, üçüncü sırayı ise %11.65 ile zihinsel engelliler almaktadır. Engellilere yönelik hizmetlerin düzenli, etkin ve verimli bir şekilde yürütülmesini sağlamak için ulusal ve uluslar arasında işbirliği ve koordinasyonu sağlamak ve engellilere yönelik politikalar geliştirmek için Engelli İdaresinin kurulmasının sonucunda toplumda engelli grubun varlığı kabul edilmiş olup bu gruba yönelik hizmetler götürülme çabasına girilmiştir. Bu çabaların başında son nüfus sayımında engellileri tespit için özel sorular sorularak ülkedeki engellilerin profili çıkartılmaya çalışılması önemli bir adımdır. Bununla birlikte engellilere özel eğitim hizmetlerinin çeşitlendirilmesi, engellilere yönelik sosyal hizmetlerin artırılması , engellilerin istihdam edilmesi gibi gelişmeler engelli ailesinin engellisini artık evde saklamayıp, dışarıya çıkarmasını sağlamıştır. Engellilerin dışarıya çıkarak kendilerine yönelik hizmetlerden faydalanmaya yönelik çabaları küreselleşmenin olumlu etkilerindendir diyebiliriz. Bu gelişmelerin sonucunda Antalya ilinde de engellilere yönelik eğitim ve rehabilitasyon çalışmaları hızla artmaktadır. Her geçen gün bu hizmetlerden yararlanan engelli sayısında da artış görülmektedir. Eğitim alan engelli çocuk ve genç grubun toplam engellilere oranı %4.2 olup, toplam engelli genç ve çocuk (0-19 yaş arası) grubuna oranı ise %20.5 dir. Engellilere yönelik eğitim olanaklarının çoğaltılması, çeşitlendirilmesi ve eğitimlerin kalitesinin artırılması şehir içinde engellilerin toplumla entegre olabilmesi için çeşitli planlamalar yapılması gerekmektedir. Diğer taraftan engelli ailelerine yönelik eğitim ve destek hizmetlerinin planlanıp, uygulamaya konulması, meslek edindirme ve istihdamı konusunda yeniden politika geliştirilmesi gerekmektedir. 1.1.7. NÜFUS HAREKETLERİ VE GÖÇE İLİŞKİN ÖNCELİKLİ GÜNDEM ÖNERİLERİ Yoğun göç alan diğer kentlerde olduğu gibi Antalya’nın kent yapısı da göçten kaynaklanan sosyo-ekonomik ve fiziksel etkilerle dengesiz ve hızlı bir değişim süreci yaşamaktadır. Bu durum, dengeli ve sağlıklı kentsel gelişme için alınacak tedbirlerin, sadece kent ile sınırlı tutulmamasını, aynı 21 zamanda insanları göçe zorlayan bölgesel gelişme dengesizliklerinin en aza indirilmesi yönündeki uzun vadeli çalışmaların önemini ortaya koymaktadır. Diğer yandan, ülke düzeyinde ve daha dar kapsamda her bölgenin kendi içindeki yöreler ve iller düzeyinde bölgesel gelişme dengesizliklerinin azaltılmasına yönelik atılacak her adımın, kentsel gelişme önünde kaygan bir zemin oluşturan göç hareketlerinin ivmesini de azaltacağı dikkate alınmalıdır. Bu bağlamda, GAP gibi ülke genelinde göç hareketlerini azaltacak bölgesel gelişme projelerinin yanı sıra , bölge düzeyinde Antalya-Burdur-Isparta ekseninde Batı Akdeniz Bölgesel Gelişme projesinin hazırlanıp yaşama geçirilmesinin, Burdur ve Isparta başta olmak üzere diğer illerden Antalya’ya yönelik göç hareketlerinin ivmesinin giderek azalmasına, aynı zamanda Antalya-BurdurIsparta ekseninde yaratılacak istihdam olanaklarına paralel olarak göç edenlerin daha dengeli dağılmasına yol açabilecektir. Göç etkisiyle yaşanan büyüme, kentin gelişim hızı ile orantılı olmadığı gibi kentin doğal çevresini zorlamakta; ulaşım, elektrik, su, kanalizasyon gibi alt yapı hizmetleri yanında okul, hastahane gibi sosyal kurumların yatırımlarının zorlanmasına neden olmaktadır. Ülkemizin sosyo-ekonomik koşulları, anayasa tarafından tanınan yerleşim özgürlüğü karşısında göçün polisiye önlemlerle kontrol altına alınması mümkün olmamakla birlikte; kent sınırlarının sağlıklı yaşam koşulları sunabilecek boyutlar içinde tutulabilmesi, çağımız insanlarına belli bir yaşam kalitesi sunabilme yönünden büyük önem taşımaktadır. Bu çerçevede alınabilecek önlemler olarak, kentlerin sağlıklı büyüme sınırlarının belirlenebilmesi, süren göçün üretilecek konutlarla uydu kentlere yönlendirilmesi, kent rantlarının kontrol altına alınması, iş kurabilme, meslek sahibi olma ve çalışma koşullarının denetimi, sertifikasyon sisteminin tüm meslekler için uygulanması göçün denetiminde sertifikasyon araçları olarak değerlendirilebilir. Diğer yandan, hazine ve vakıf arazilerinin belediyelere devredilmesi, belediye sınırları dışında kalanların il özel idarelerine devredilerek konut için arsa üretimine öncelik verilmesi gerekmektedir SONUÇ VE ÖNERİLER Göçenlerin kentte karşılaştıkları sorunların çözümüne ilişkin çözüm önerilerimiz aşağıdaki şekilde sıralanmıştır. 1- ‘İlimizde Göç ve Kent Sorunları’ konulu en kısa zamanda kapsamlı bir araştırma yapılmalıdır. Bu araştırma sonunda toplumsal yapı, bu yapıya ilişkin sorunlar ve çözüm önerileri hakkında daha net bir görüş ortaya çıkacaktır. 2- Konut sorununun çözümlenebilmesi ve kaçak yapılaşmanın önlenebilmesi için; a) Yerel Yönetimlerce arsa üretilmeli, alt yapısı yapıldıktan sonra gerçek ihtiyaç sahiplerine uygun bedelle satılmalıdır. b) Toplu konut idaresi ve yerel yönetimlerce sosyal konut üretilmeli ve ihtiyaç sahiplerine satılmalıdır. c) Kaçak yapılara kesinlikle elektrik, su ve telefon gibi hizmetler götürülmemelidir. 3- Sağlık alanında; a) Koruyucu sağlık hizmetlerine önem verilmelidir. b) Sağlık eğitimine önem verilmelidir. c) Hastaların öncelikle bölgesindeki sağlık 4- Hızlı nüfus artışının önlenebilmesi için ; a) Özellikle gecekondu semtlerinde aile planlaması eğitiminin anne ve babalara birlikte verilmelidir. 22 b) Gecekondu bölgelerinde ücretsiz doğum kontrol ilaç ve araçları dağıtılmalıdır. c) Daha az çocuk sahibi olunmasını özendirirci önlemler alınmalıdır. 5- Eğitim alanında; a) Gecekondu mahallelerinde yaygın eğitime önem verilmelidir. b) Nikahsız aileler ve nüfusa kayıtlı olmayan çocuklar tespit edilerek nikahsız yaşayan ailelerin nikahları kıyılmalı, nüfusa kayıtlı olmayan çocuklar nüfusa kayıt ettirilmelidir. c) İlköğretim çağındaki çocukların okula gönderilmesi sağlanmalıdır. Ekonomik düzeyi düşük ailelerin çocuklarına sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakfı tarafından eğitim yardımı yapılmalıdır. 6- Yoğun göç alan ilimizde Toplum Merkezleri hızla devreye sokulmalıdır. 7- Belediyeler Sosyal Belediyecilik alanındaki çalışmalarına ağırlık vermelidir. a) Yardıma muhtaç kişi ve grupları daha etkin ve kesin olarak belirlemelidir. b) Sosyal danışma merkezlerini oluşturmalıdır. c) Risk altındaki gruplara (sokak çocukları, sokakta çalışan çocuklar ,madde bağımlıları gibi ) yönelik hizmetler çocuk ve ailelerin bulunduğu noktadan başlamak üzere düzenlenmeli ve kurum nitelikleri buna göre oluşturulmalıdır. 1.1.8 İNSAN KAYNAKLARI VE İSTİHDAM Antalya ilinin nüfusu 1 719 751’dir ve kilometrekareye 83 kişi düşmektedir. Türkiye Nüfus İstihdam Trendleri (Projeksiyon) TÜRKİYE NÜFUS VE İSTİHDAM TRENDLERİ 1,4 nüfus 1,3 istihdam TREND 1,2 1,1 1 0,9 0,8 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 2015 YILLAR Bu trende göre Türkiye’ de, nüfus artış hızlarını karşılayamayacak ölçüde imalat sektöründe istihdam artış trendleri söz konusudur. Eğer yeni yatırım alanları ihdas edilemezse ya da imalat sektörünün dışındaki sektörlerde yeni istihdam alanları oluşturulamazsa Türkiye’ de işsizlik artacaktır. Ayrıca emek - yoğun teknolojiden sermaye - yoğun teknolojiye geçiş sürecinde açığa çıkan işgücü için yeni istihdam alanları oluşturulmalıdır. 1985-1998 dönemi arasındaki gerçekleşmeler doğrultusunda yapılan, 1999 - 2015 yılları projeksiyonlarına bakıldığında, Türkiye ve Antalya’da imalat sanayiindeki istihdamın nüfusa oranının azalan bir seyir izleyeceği şeklindedir. Antalya’da istihdam daha ziyade turizm sektöründe oluşacaktır. 23 Antalya ilinde 1995 yılına kadar istihdam ve üretim trendleri benzer eğilim göstermiştir. 1995 sonrası ise, istihdam hemen hemen hiç ar tmamasına rağmen üretimdeki artış daha yüksektir. Antalya İstihdam ve Üretim Trendi ANTALYA'DA İSTİHDAM VE ÜRETİM İLİŞKİSİ (1983=100) 1,6 1,4 TREND 1,2 1 0,8 İSTİHDAM 0,6 ÜRETİM 0,4 0,2 0 1983 1984 1985 1986 1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 YILLAR Antalya’da nüfusun artış trendi Türkiye çevre nüfus artış trendinin üzerindedir. Çünkü Antalya ili diğer illerden sürekli nüfus alan merkez il konumundadır. Fakat Antalya ilinde imalat sanayiinin diğer sektörlere kıyasla düşüş düzeyi ve imalat sanayiinin hemen hemen hiç artış göstermemesi nedeniyle istihdam trendi 1985-1998 döneminde yatay seyretmiştir. Yani nüfus diğer sektörlere doğru kaymıştır. (Turizm- ticaret- tarım gibi) Antalya Nüfus ve İstihdam Trendi ANTALYA NÜFUS VE İSTİHDAM TRENLERİ (GERÇEKLEŞME) 2 1,8 TRE ND 1,6 1,4 1,2 1 0,8 1985 1986 1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 YILLAR NÜFUS İSTİHDAM 24 1994 1995 1996 1997 1998 1.1.9 KENTTE SUÇ KENTTE SUÇ, KENTE KARŞI İŞLENEN SUÇLAR Konu Adliye kayıtlarından alınan bilgiler, İdare Mahkemelerinden alınan bilgiler, Antalya E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunun 2005 yılı rakamları ve Çocuk Şube Müdürlüğünden alınan bilgilerden oluşturulmuştur. Adliye kayıtlarından edinilen bilgilere göre 2005 yılı içindeki davalarda; ağır cezaya açılan davalarda dava sayısı, 1193 olup bu davalarda 2420 erkek sanık 128 de kadın sanık yargılanmıştır. Açılan davalarda en yüksek oranda 330 dava sayısıyla gasp, yağma, yağmaya teşebbüs davası gelmekte bunu ikinci sırada dolandırıcılık 198 davayla ve 133 dava sayısı ile uyuşturucu, esrar, kenevir, A.S.K davası üçüncü sırada yer almaktadır. Asliye Ceza Mahkemelerine açılan toplam dava sayısı 9264 olup bu davalarda da 10942 erkek sanık, 959 kadın sanık yargılanmıştır. Asliye Ceza Mahkemelerinde 3197 dava sayısı ile hırsızlıkhırsızlığa teşebbüs birinci sırada yer almış bu davalarda toplam 3631 erkek, 366 kadın sanık yargılanmıştır. 1971 dava sayısı ile karşılıksız çek keşide etmek ikinci sırada, 2311 erkek sanık, 157 kadın sanık yargılanmıştır. Tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu ölüme ve yaralamaya sebebiyet verme 561 dava sayısıyla üçüncü sırada yer almıştır. Sulh Ceza Mahkemelerinde toplam açılan dava sayısı 3474; bu davalarda 4151 erkek sanık 313 kadın sanık sayısı belirtilmiştir. Hırsızlık – hırsızlık mal kaçırma ile ilgili davalar 722 dava sayısı ile birinci sırada ve 1008 erkek sanık, 74 kadın sanık yargılanmıştır. İkinci sırada 535 dava sayısı ile çek karnesini iade etmemek suçundan 570 erkek sanık, 47 kadın sanık yargılanmış, üçüncü sırada tehlikeli araç kullanmak – halkı tehlikeye maruz bırakmak suçundan 390 dava açılmış, 411 erkek sanık, 16 kadın sanık yargılanmıştır. İdare Mahkemelerinden edinilen bilgilere göre; Toplam 3513 dava açılmış ; birinci sırada kamu görevlilerine ilişkin mevzuattan doğan işler, ikinci sırada , İmar- kamulaştırma yıkım işleri ve buna bağlı işler ve Köy, Belediye ve Özel İdareleri ilgilendiren işler üçüncü sırada yer almıştır. Antalya E Tipi Kapalı Ceza ve İnfaz Kurumu’na 2005 yılı içinde giriş yapan kişi sayısı ile edinilen bilgilere göre ise; Hükümlü(cezası kesinleşmiş olarak kuruma gelenler) erkek 775, tutuklu(yargılanmak üzere tutuklanarak kuruma gelenler) 2176 toplam 2951 Hükümlü kadın 18, tutuklu 139 toplam 157 Hükümlü çocuk (18 yaş altında olup, kuruma gelenler) 2. tutuklu 158 toplam 160 kişi olarak bildirilmiştir. Burada dikkati çeken çocuk tutuklu sayısının kadın tutuklu sayısından yüksek olması. Aralık 2005’te kurumda bulunan çocuk tutuklu ve hükümlülerin suç dağılımı, Öldürme ve ölüme sebebiyet verme Yaralama 5 4 25 Cinsel saldırı Hürriyetten yoksun kılma Hırsızlık Yağma Gasp Uyuşturucu ticareti Fuhuşa aracılık TOPLAM 1 1 16 7 3 2 1 40 Bu dağılım 2005 yılı Aralık ayı itibariyle kurumda bulunan 18 yaş altı tutuklu çocukların suç dağılımını göstermektedir. Çocuk tutuklular arasındaki suç dağılımı oransal olarak yıl genelinde hemen hemen aynıdır. Kurumda bulunduğu sürede yargılanması bitip cezası kesinleşerek hükümlü durumuna geçen veya hükümlü olarak yakalanıp kuruma gelen çocuklar en kısa sürede çocuk eğitim evlerine (ıslahevi) sevk edilmektedir. Dünya ve ülke genelinin yanı sıra Antalya ilinde de başlı başına sorun haline gelen çocuk suçlular ve suça maruz kalan, sokakta çalışan ve evden kaçan çocuk sayısı ile ilgili olarak; Çocuk Şube Müdürlüğü’nün 2005 yılında idari ve adli işlem yapmış olduğu şahsa ve mala karşı işlenen suçlarla ilgili olay sayısı 1291dir. Bu olaylarla ilgili toplam zanlı sayısı 1597 olup, bunların (12-18 yaş arası) 1461’i erkek çocuk; 113’ü kız çocuk. (0-11 yaş arası) 13’ü erkek çocuk 8’i kız çocuktur. Tutuklanan çocuk sayısı ise(12-18 yaş arası) 125 erkek çocuk, 8’i kız çocuktur. Bu rakamlar göz önüne alındığında çocukların tekrar tekrar suç işledikleri dikkate alınarak kalıcı bir iyileştirme programı uygulamak zorunludur. Suçlu çocuğun ıslah kurumu içinde değişmesini gerçekleştirmek üzere yeniden toplumsallaşma sürecine tabi tutmak, bu değişmeyi kurum sonrasında toplum içinde de desteklemeye devam ederek suçlu çocukların topluma etkili bir biçimde katılmalarını ve bütünleşmelerini sağlamak gerekmektedir. Cezaevlerinde geçirilen dönem insanların kendisine saygısının iyice azaldığı; ailesiyle toplumla ilişkilerinin bozulduğu yeni suçlar için eğitildikleri ve topluma karşı düşmanlık duygularının pekiştiği bir süreç haline dönüşmektedir. Uygulanacak programlarla bireylerin kendisine güven duygusu vermek, sorumluluk duygusu sağlamak, gerekli eğitim olanağı sağlayarak becerilerini geliştirmesine yardımcı olarak topluma karşı olumlu yönlendirilmesi, olumlu davranışlar kazandırılması ve bu davranışların kalıcılığının sağlanması gerekmektedir. Suçluluğa yol açan nedenlerin başında ; aile , çevre ve okulun çocuğa veya gence kişisel gereksinimlerini karşılayacak, sosyal katılma ve doyum olanaklarını sağlamayışı gelmektedir. Ceza mahkemelerindeki istatistik sonuçlara bakıldığında, kentte işlenen suçlarla kente karşı suçlanan işlerin nedenlerinin, gelir dağılımındaki adaletsizlik, ekonomik kriz ve bunlara bağlı eğitim-kültür eksikliği, plansız ve çarpık kentleşme, göç, erkek egemen eğitim ve kültür anlayışı vb. lerinden kaynaklandığı ilk etapta göze çarpmaktadır. Adliye kayıtlarından edinilen bilgilerde uyuşturucu davalarının üçüncü sırada yer alması; uyuşturucu madde kullanımı bir toplumsal sorun olarak ülkemiz gençliğini tehdit etmektedir. Özellikle sanayileşme ile başlayan iç göç, büyük kentlerin belli bölgelerinde hemşehriliğin egemen olduğu subgrupları yaratmıştır. Bu subgruplarda göç etmeden önce hakim olan geleneksel yapı, göçle birlikte değişmeye başlamaktadır. Özellikle çocuklar ve gençler geleneksel değerlerin farklılaştığı bu dönemde kendilerini bu gruba ait hissedememe, yalnızlık, yapancılaşma yaşıyor ise, farklı doyum yolları aramaya yönelebilmektedir. Antalya’da son 26 birkaç yılda madde kullanan çocuk ve genç sayılarında önemli artışlar olmuştur. Bu konuyla ilgili olarak hem eğitim hem de aileler bazında önlemler almak gerekmektedir. 1. 2 EĞİTİM Bilim ve teknolojideki baş döndürücü gelişmeler ve ilerlemelerin etkisiyle sosyal ve kültürel yapımızdaki değişme ve farklılaşmalar karşısında toplumumuzun eğitim ihtiyaçları büyük bir hızla artmakta, değişmekte ve çeşitlenmekte olduğu bilinmektedir. Bir eğitim, kültür ve üniversite şehri olan Antalya’da ( 2002 -2003 öğretim yılı ) 11 Okul Öncesi Okul, İlköğretim ve diğer okullar bünyesinde bulunan Anasınıfı sayısı 350, 1. 042 İlköğretim (Resmi+Özel) Okul, 108 Ortaöğretim ( 61 Genel ve 47 Mesleki ve Teknik Lise ) olmak üzere toplam 1 161 adet okul bulunmaktadır. OKUL ÖNCESİ EĞİTİM OKUL SAYISI 11 DERSLİK SAYISI 36 ÖĞRETMEN SAYISI 42 ÖĞRENCİ SAYISI 676 ANASINIFI SAYISI 350 ANASINIFI ÖĞRENCİ SAYISI 6 734 Taşımalı eğitim nedeniyle 2002-2003 öğretim yılı döneminde kapalı okul sayısı 372, derslik sayısı 700 dür. 2002-2003 döneminde taşımalı İlköğretim durumu; 584 okul 121 merkeze olmak üzere 15 256 öğrenci taşınmaktadır. ORTAÖĞRETİM OKULLARI MESLEKİ VE GENEL LİSE OKUL SAYISI TEKNİK LİSE TOPLAM 61 47 108 DERSLİK SAYISI 1 160 866 2 026 ÖĞRETMEN SAYISI 2 099 1 505 3 604 39 582 18 640 58 222 SAYISI 19 12 16 DERSLİK BAŞINA DÜŞEN ÖĞRENCİ SAYISI 34 22 29 ÖĞRENCİ SAYISI ÖĞRETMEN BAŞINA DÜŞEN ÖĞRENCİ GEÇİŞ ORANI 39,69 27 İLKÖĞRETİM OKUL SAYISI 1 042 DESLİK SAYISI 6 612 ÖĞRETMEN SAYISI 9 147 ÖĞRENCİ SAYISI 226 766 ÖĞRETMEN BAŞINA DÜŞEN ÖĞRENCİ SAYISI 25 DERSLİK BAŞINA DÜŞEN ÖĞRENCİ SAYISI 34 Okul öncesi Öğretim kurumlarında öğretmen sayısı 42, öğrenci sayısı 676’dı r İlköğretim ve diğer okullar bünyesinde bulunan anasınıflarındaki öğrenci sayısı 6 734. İlköğretim okullarındaki öğretmen sayısı 9 147, öğrenci sayısı 226 766’dır. Lise ve Mesleki Liselerdeki öğretmen sayısı ise 3 604, öğrenci sayısı 58 222’dir. İlimizde Anasınıfı öğrenci sayısı hariç toplam öğrenci sayısı 285 664, öğretmen sayısı ise 12 793’dür. Antalya’da ayrıca 3 adet Özel Eğitim Okulu bulunmaktadır. Bu okullarda toplam 67 öğretmen ve 239 öğrenci bulunmaktadır. 2002-2003 öğretim yılında İlköğretimden ortaöğretime geçiş oranı %85,52, ortaöğretimden üniversiteye geçiş oranı %39,69 olmuştur. 2001 yılında Üniversite sınavını kazanan iller sıralamasında (ÖSS) Türkiye birincisi olan İlimiz, 2002 ve 2003 yılında da birinci olmuştur. Antalya, aynı zamanda 2002 yılında Üniversiteye yerleştirilen öğrenci (ÖSYM) sıralamasında da birinci durumdadır. AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ FAKÜLTE SAYISI 13 ENSTİTÜ SAYISI 4 YÜKSEKOKUL SAYISI 14 ARŞ. VE UYGULAMA MERKEZİ SAYISI 23 ÖĞRETİM ELEMANI SAYISI 1 649 İDARİ PERSONEL SAYISI 1 327 ÖĞRENCİ SAYISI 13 541 28 2002-2003 öğretim yılında ilimizde 21 kız, 66 erkek olmak üzere toplam 87 özel öğrenci yurdu vardır. Toplam 7 203 kapasiteli olan öğrenci yurtlarında 3 139 öğrenci barınmaktadır. YÜKSEK ÖĞRENİM YURTLARINI YATAK KAPASİTELERİ KIZ AKDENİZ YÜKSEK ÖĞRENİM YURDU ERKEK 1 270 1 662 TOPLAM 2 932 1.3 SAĞLIK VE SOSYAL GÜVENLİK 1.3.1 SAĞLIK MEVCUT DURUM Sağlık; koruyucu ve tedavi edici düzeyde sunulan sağlık hizmetlerinin kalitesi, ulaşılabilirliği dolayısıyla yararlanılma seviyesi, sağlık hizmeti talep etme bilincinin uyandırılması, bu bilince ihtiyaç olan hizmetin, birey tarafından belirlenerek talep edilmesinin sağlanması gibi faktörler ile vazgeçilmez temel bir unsurdur. Antalya Kent Konseyi Sağlık Çalışma Grubunun bu güne kadar yaptığı çalışmalarda Antalya ve Türkiye’ye bakışında sağlık politikaları ve problemleri şu şekilde görülmektedir. Türkiye Cumhuriyeti hükümetleri Devletimizin kuruluşuyla başlayan yeniliklere uygun çalışmalar yapamamış ve köklü, değişmez, problemlerin çözümünü kolaylaştıran, en önemlisi, çalışanıyla hizmet alanıyla insanı mübarek bir emanet kabul eden bir sağlık politikası geliştirememişlerdir. Kısmi çözüm sayılabilecek 224 sayılı sosyalizasyon yasası gibi politikalarında ısrarlı takipçisi olamamışlar, nasıl rafa kalkar politikaları üretmişlerdir. Çözüm: Daha iyisi yapılsa bile, yasa uygulanana kadar mevcut uygulanması, ısrarla takip edilmelidir. - Bu yasanın uygulanması için ; Bu Cümle Belirgin Olacak ! a. Bütçeden sağlığa arttırılan pay arttırılmalı. b. Birinci kademe sağlık hizmeti veren Sağlık Ocaklarının işlevlerini tam anlamıyla yapacak araç ve teçhizatla donatılmalı, bizce yeterli olan sağlık personelinin daha verimli çalışması sağlanmalıdır. 224 sayılı kanuna göre sevk sistemi veya zinciri mutlaka işletilmeli ve korunmalıdır. c. Sağlık çalışanlarının aldıkları eğitime uygun bir gururla çalışmaları ve ücretlerini düşünür halden çıkarılmaları sağlanmalıdır. d. Eğitim hizmetiyle birlikte sağlık hizmetleri de bütünüyle özel sektöre devredilebilecek hizmetler değildir. Devlet öncelikle asgarisi de olsa tüm halkın ücretsiz sağlık hizmetlerinden faydalanmasını sağlamalıdır. Bu ülke olmanın vergi toplamanın, yasa koymanın gereğidir. Sağlık Çalışma Grubu hükümetlerin başta ülkemizin yoksullar olmak üzere insanlarımızı kucaklayan sağlık politikaları üretilmesinden mutluluk duyar. 29 e. Sağlıkta özelleştirmeyi körükleyecek, insanların maddi doygunluğu parası olana hizmet anlayışını egemen kılacak, tedavide tekrar tekrar pazarlık yaptırarak hem rant kapısı olacak, hem çalışan sağlık personelini tekrar tüccar anlayışına itecek hem de, yoksulu daha yoksun yapacak Genel Sağlık sigorta politikalarına çalışma grubumuz şiddetle karşıdır. Genel Sağlık Sigorta uygulamasının en önemli unsuru sigorta olursa bu yasadan ülke sağlığı için bir hayırlı gelişme beklemek mümkün olmayacaktır. Antalya personel açısından ülke ortalamasının üstünde bir dağlıma sahip olsa bile , başta devlete ait yataklı tedavi kurumları yatak sayısı olmak üzere, çeşitli imkan ve donanım açısından oldukça geridedir. Çözüm : Mevcutların sağlamlığı ve yeterliliği tartışılırken, ivedi olarak, 400 er yataklı kuzey ve doğu devlet hastaneleri projelerine başlanmalıdır. Böylece dört devlet hastanesine sahip olan Antalya kentinin üniversite dışında bir ihtisas hastanesine sahip olması da düşünülebilinir. - SAĞLIK KURULUŞLARININ DURUMU Antalya İl sınırları içinde 163 sağlık ocağı (11 tane faal değil) bunun 115 tanesi kendi binasında 22 tanesi geçici binada, 11 tanesi Belediye binasında, 4 tanesi de kirada hizmet vermektedir. 757 Sağlık Evi , 1 Sağlık Merkezi, 13 Devlet Hastanesi, 3 Semt Polikliniği, 10 Özel Hastane, 2 Üniversite Hastanesi, 1 S.S.K Hastanesi, 3 Ana Çocuk Sağlığı ve Aile Planlama Merkezi, 4Verem Savaş Dispanseri, 1 Hıfzısıhha Müdürlüğü, 1 Halk Sağlığı Laboratuarı bulunmaktadır. Ayrıca İl genelinde 2 Tıp Merkezi (Cerrahi birimi mevcut), 8 özel Dal Merkezi, 1 Psikoteknik Değerlendirme Merkezi , 540 Muayenehane, 241 İşyeri Hekimliği, 632 Eczane (352 il,313 ilçe,17 Nahiye), 118 Gözlükçü Müessesesi ve 12 Ecza Deposu Tablo 1- ANTALYA İLİ SAĞLIK KURUMLARI DAĞILIMI DİĞER KURUMLAR SAĞ.BAK HASTANE SAĞLIK MERKEZİ SAĞLIK OCAĞI SAĞLIK EVİ VEREM SAVAŞ DİSP. SEMT POLİKLİNİĞİ HALK SAĞLIĞI LAB. SAĞLIK MESLEK LİS. A.Ç.S.AP MERKEZİ ÖZEL POLİKLİNİK 13 1 164* 770 5 3 1 2 3 24 KAMU 2 ÖZEL 10 *11 Sağlık ocağı faal değildir. İldeki sağlık personeli dağılımına ve sayısına baktığımızda mevcut sağlık kuruluşlarında görev yapan toplam 1215 Uzman Hekim, 1268 Pratisyen Hekim, 536 Diş Hekimi, 1813 Hemşire, 1403 Ebe, 1024 Sağlık Teknisyeni bulunmaktadır. Bu sağlık personelinden 452 Uzman , 790 Pratisyen Hekim, 58 Diş Hekimi,1117 Hemşire ,1333 Ebe, 798 Sağlık Teknisyeni Sağlık Müdürlüğüne bağlı kuruluşlarda görev yapmaktadır. Ayrıca idari hizmetlerde de 981 kişi bulunmaktadır. 30 İl Sağlık Müdürlüğüne bağlı il genelinde toplam 5736 personel çalışmaktadır. Türkiye ‘de hekim başına düşen ortalama kişi sayısı 776 iken Antalya’da ise hekim başına 575’dır. YATAK KAPASİTESİ : Antalya ilinde mevcut hastanelerin fiili yatak sayası 3065’ dır. Antalya’ nın mevcut nüfusu göze alındığında 2002 yılında yatak başına 484 kişi düştüğü görülmektedir. Sağlık Bakanlığı’ nın en son istatistik verilerinde bu rakamın Türkiye ortalamasının 392 olduğu saptanmıştır. ANTALYA İLİNİN DEMOGRATİF SAĞLIK GÖSTERGELERİ 2002 yılı Ev Halkı Tespit Fişi (ETF) çalışmalarına göre Antalya ilinin nüfusu 1.483.855’ dür. Nüfusun %71.1’ i kentsel, %28.9’ u kırsal bölgede yaşamakta ve %50.5’ i erkekler, %49.5’ ini kadınlar oluşturmaktadır. Talasemi Tarama Programı ise Türkiye’nin de içinde bulunduğu Akdeniz Ülkelerinde özellikle de ilimizde önemli bir sorun olan Talesemi (Akdeniz Anemisi) hastalığının doğumdan önce tespiti amacıyla yeni evlenecek çiftler , hamile bayanlar, küçük çocuklar ve anemik kişiler öncelik alınarak tarama testleri şeklinde yürütülmektedir. Bu program çerçevesinde yapılan evlilik öncesi testler ilimiz belediyelerince de desteklenmektedir. Diğer kalıtsal hastalıklarda olduğu gibi kalıtsal bir kan hastalığı olan Talasemide de akraba evliliği önemli bir rol oynadığından akraba evliliğinin sakıncaları üzerine halk eğitimi çalışmaları yapılmaktadır. 15 Mart 2002 tarihinde İl Hıfzısıhha Kurulu kararı ile evlilik öncesi test mecbur kılınmıştır. 2002 yılında tespit edilen 38 Frengi hastası mevcut olup, tedavileri yapılmış ve yapılmaktadır. Ayrıca Antalya ilinde tespit edilen 33 HIV (+) kişi takip edilmektedir. 1.3.2 SOSYAL GÜVENLİK Antalya’da 31 Aralık 2001 tarihi itibarıyla Emekli Sandığına tabi 33179 kişi çalışan bulunmaktadır. Ayrıca, ilde 1475 Sayılı İş Kanununa göre 155 253, Bağ-Kur’a kayıtlı 124677, Sözleşmeli çalışan 3751, Banka Sandıklarına tabi olarak çalışan 1255 olmak üzere Emekli sandığı dışında toplam 284936 kişi sosyal güvence altındadır . Sosyal Güvenlik Kuruluşları %0 %11 %40 %49 Emekli Sandığı SSK 31 Bağ-Kur Banka Sandıkları 2. FİZİKİ VE EKONOMİK YAPI Antalya’da sektör bazındaki üretilen ürünlerin Gayrı Safi Milli Hasıla içindeki payları incelendiğinde aşağıdaki durum gözlenmektedir: Tarım Sektörünün GSMH içindeki payı 1995 yılında % 20,7 iken 2000 yılında % 16.6 olmuştur. Sanayi Sektörünün GSMH içindeki payı 1995 yılında % 6,7 iken 2000 yılında % 5,9 olmuştur. İnşaat Sektörünün GSMH içindeki payı 1995 yılında % 8,9 iken 2000 yılında % 6,8 olmuştur. Ticaret Sektörünün GSMH içindeki payı 1995 yılında % 32,1 iken 2000 yılında % 34,4 olmuştur. Bölgemizde sektörlerin GSMH içindeki dağılımları (cari fiyatlarla) gösteren yukarıdaki tablo incelendiğinde 1995-2000 yılları arasında; Tarım sektörünün payının %22 oranında gerilediği, bundan; tarımın, hayvancılık, çiftçilik, ormancılık, balıkçılık gibi tüm dalları etkilenmiştir. Sanayi sektörü de aynı dönemde % 12 oranında gerilemiştir. İnşaat sektörü aynı dönemde % 24 oranında gerilemiştir. Ticaret sektörü % 7 oranında artış sağlamıştır. Burada turizm sektörünün kendi içindeki gelişmesi % 20 olarak değerlendirilmiştir. Diğer sektörlerde önemli olarak değerlendirilebilecek bir değişim görülmemiştir. Cari Fiyatlarla Antalya GSYİH’nın Faaliyet Kollarına Göre Dağılımı (%) Faaliyet Kolu 19951 19961 19972 19982 19993 20003 TARIM 20.7 22.5 19.0 21.8 19 16.6 Çiftçilik ve Hayvancılık 18.6 20.8 17.8 7.4 17.9 15.6 32 Ormancılık 1.6 1.2 0.9 0.9 0.8 0.7 Balıkçılık 0.4 0.5 0.6 0.4 0.3 0.3 SANAYİ 6.7 6.8 5.6 5.7 6.3 5.9 Mad. Ve Taş Ocakları 0.0 0.0 0.1 0.1 0 0 İmalat San. 4.3 4.0 3.7 3.8 3.7 3.8 Elektrik, Gaz, Su 2.4 2.8 1.9 1.8 2.6 2.1 İNŞAAT 8.9 6.9 10.2 9.2 8.9 6.8 TİCARET 32.1 32.1 33.2 31.4 30.5 34.4 Toptan ve Per. Tic. 11.8 10.9 10.1 9.5 9.5 10 Otel, Lokanta, Hiz. 20.3 21.3 23.0 21.9 21 24.4 ULAŞ. – HABER. 17.4 17.3 17.3 15.7 16.4 17.8 MALİ KURUMLAR 1.9 2.0 2.2 2.1 2.2 1.6 KON. SAH. 2.5 2.3 2.6 3.4 4.3 4.1 SERB. MES. Ve HİZ. 3.8 3.7 3.5 3.4 3.5 3.5 İZAFİ BANKA HİZ. 1.9 1.6 1.7 1.6 1.5 1 SEK. TOP. 92.1 91.9 91.7 91.5 89.6 89.5 DEVLET HİZMETLERi 7.1 7.3 7.5 7.8 9.7 9.5 KAR. AMACI 0.0 OLM.HİZ.KUR. TOPLAM 99.2 0.0 0.0 0.0 0 0 99.3 99.3 99.3 99.3 99 İTH. VER. 0.8 0.7 0.7 0.7 0.7 1 GSYİH 100.0 100.0 100.0 100.0 100 100 1 Kaynak: DİE., 1999. illere göre gayri safi yurtiçi hasıla, Türkiye 1995-1996, Ankara. Sabit Fiyatlarla (1987 Üretici Fiyatları) Antalya GSYİH’nın Faaliyet Kollarına Göre Dağılımı (%) Faaliyet Kolu 19951 19961 19972 19982 19993 20003 TARIM Çiftçilik ve Hayvancılık Ormancılık Balıkçılık SANAYİ Mad. Ve Taş Ocakları İmalat San. Elektrik, Gaz, Su İNŞAAT TİCARET Toptan ve Per. Tic. Otel, Lokanta, Hiz. ULAŞ. – HABER. 21.8 19.0 2.5 0.3 8.4 0.0 5.1 3.3 8.9 33.8 14.4 19.3 16.2 21.2 19.0 1.8 0.4 9.2 0.1 5.5 3.6 8.3 34.4 14.3 20.0 16.2 18.8 18.6 1.6 0.5 7.9 0.1 5.3 2.5 10.9 36.5 14.1 22.4 15.6 19.1 17.2 1.5 0.4 8.7 0.1 5.9 2.6 9.9 35.9 14.3 21.6 15.7 20,7 18,9 1,5 0,3 9,2 0,1 6 3 8,4 34,7 14,9 19,9 15,6 19,1 17,5 1,4 0,2 8,4 0,1 5.9 2,4 7,2 37,9 15,6 22,3 16 33 MALİ KURUMLAR 1.1 KON. SAH. 3.8 SERB. MES. ve HİZ. 2.4 İZAFİ BANKA HİZ. 1.0 SEK. TOP. 95.4 DEVLET HİZMETLERi 3.7 KAR AMACI 0.1 OLM.HİZ.KUR. TOPLAM 99.2 İTH. VER. 0.8 GSYİH 100.0 1.1 3.6 2.4 1.0 95.3 3.6 0.1 1.1 3.6 2.3 0.9 95.5 3.3 0.1 1.1 3.6 2.3 0.9 95.3 3.4 0.1 1,2 3,9 2,4 1,1 95,1 3,7 0,1 1,2 3,8 2,4 1 95 3,6 0,1 98.9 1.1 100.0 98.9 1.1 100.0 98.8 1.2 100.0 98,8 1,2 100 98,7 1,3 100 Kaynak: 1DİE., 1999. İllere Göre Gayri Safi Yurtiçi Hasıla, Türkiye 1995-1996, Ankara. 2.1. TARIM Tarım Alanlarının Kullanım Amaçlarına Göre Dağılımı ANTALYA İLÇENİN ADI 2001 TARLA ALANI SEBZELİKLER ve TOPLAM EKİLEN NADAS TARI.EL.OLUP KUL.ARAZİ (Dekar) BAĞLAR ZEYTİNLİKLER MEYVELİK-LER SÜSBİTKİLERİ İL TOPLAMI 4.150.160 2.523.610 639.251 151.001 377.764 347.839 22.600 88.095 MERKEZ 448.940 281.230 7.870 21.000 80.200 32.120 1.430 25.090 AKSEKİ 114.060 54.150 52.847 0 273 2.600 4.060 130 ALANYA 244.220 139.800 27.919 0 42.261 32.980 360 900 ELMALI 593.350 477.900 7.800 0 29.950 73.880 3.820 0 FİNİKE 71.010 13.000 6.350 7.000 9.600 34.810 250 0 GAZİPAŞA 165.150 84.500 36.000 1.906 14.314 22.280 650 5.500 GÜNDOĞMUŞ 129.890 57.910 48.918 18.080 2.652 570 1.560 200 İBRADI 13.630 9.550 2.640 0 130 300 1.000 10 34 KALE 53.500 16.090 15.695 0 9.240 5.110 430 6.935 KAŞ 225.360 139.750 18.160 5.891 16.620 13.289,0 4.920 26.730 KEMER 29.680 10.300 0 9.402 208 9.710 50 10 KORKUTELİ 1.014.650 647.500 290.560 0 9.550 63.860 2.880 300 KUMLUCA 170.000 57.980 32.758 3.500 37.272 35.840 50 2.600 MANAVGAT 423.360 249.440 88.160 16.852 53.318 9.960 940 4.690 SERİK 453.360 284.510 3.574 67.370 72.176 10.530 200 15.000 KAYNAK: Tarım Köyişleri Bakanlığı İl Müdürlüğü 2001 Yılı Antalya İli Bitkisel Ürünler Ekiliş Alanı Ürün Grupları Hububat Baklagiller Endüstri Bitkileri Yumrulu Bitkiler Yem Bitkileri Sebze Meyve Toplam Ekiliş Alanı (Dekar) 2050900 182500 236900 36570 65440 439876 458540 3470726 2001 Yılı Antalya İli Meyve Alanları Ürünler Armut Elma Muz Alanı (Dekar) 15890 120540 12000 35 Üzüm Limon Portakal Zeytin Şeftali Badem Mandalina Diğer Toplam 22600 19060 114660 88100 8950 8050 8090 40600 458540 2001 Yılı Antalya İli Meyve Alanlarının Dağılımı Badem 2% Mandalina 2% Diğer 9% Armut 3% Elma 26% Şeftali 2% Zeytin 19% Muz 3% Limon 4% Portakal 25% 36 Üzüm 5% ANTALYA ARAZİNİN KULLANILIŞ BİÇİMİ UZUN ÖMÜRLÜ SÜS BİTKİLERİ VE SEBZE BİTKİLER BAHÇELERİ TOPLAM YÜZEY TOPLAM TARIM ALANI SULANAN MAYAN TOPLAM SULANAN MAYAN TOPLAM SULANAN MAYAN TOPLAM SULANAN MAYAN TARIMA KORULUK NADAS VE DİNLENDİRME ELVERİŞLİ ARAZİSİ OLUP DAİMİ ÇAYIR VE ORMAN TARIM VE OTLAKLAR ARAZİSİ YAP.ARAZİ TOPLAM İL TOPLAMI 20.591.010 4.150.160 1.602.553 2.396.606 458.534 347.839 110.695 377.764 377.764 2.523.610 876.950 1.646.660 639.251 151.001 1.024.650 11.350.600 MERKEZ 1.962.590 448.940 294.150 154.790 58.640 32.120 26.520 80.200 80.200 281230 181830 99400 7870 21.000 30.440 683.480 AKSEKİ 2.083.000 114.060 4.873 109.187 6.790 2.600 4.190 273 273 54150 2000 52150 52847 0 176.500 1.309.020 ALANYA 1.576.430 244.220 84.041 160.179 34.240 32.980 1.260 42.261 42.261 139800 8800 131000 27919 0 98.600 1.036.390 ELMALI 1.594.000 593.350 259.730 333.620 77.700 73.880 3.820 29.950 29.950 477900 155900 322000 7800 0 240.000 645.490 FİNİKE 655.000 71.010 46.810 24.200 35.060 34.810 250 9.600 9.600 13000 2400 10600 6350 7.000 10.520 506.380 GAZİPAŞA 931.000 İLÇENİN ADI TOPLAM SULAN TARLA ARAZİSİ SULAN SULAN SULAN 165.150 42.594 122.556 28.430 22.280 6.150 14.314 14.314 84500 6000 78500 36000 1.906 114.760 591.290 GÜNDOĞMUŞ 1.291.580 129.890 3.222 126.668 2.330 570 1.760 2.652 2.652 57910 0 57910 48918 18.080 64.620 661.440 İBRADI 454.000 13.630 430 13.200 1.310 300 1.010 130 130 9550 0 9550 2640 0 17.200 306.700 KALE 473.220 53.500 14.350 39.150 12.475 5.110 7.365 9.240 9.240 16090 0 16090 15695 0 500 320.420 KAŞ 1.757.780 225.360 38.909 186.451 44.939 13.289 31.650 16.620 16.620 139750 9000 130750 18160 5.891 19.500 1.088.500 KEMER 452.410 29.680 16.228 13.452 9.770 9.710 60 208 208 10300 6310 3990 0 9.402 0 309.100 KORKUTELİ 2.471.000 1.014.650 111.010 903.640 67.040 63.860 3.180 9.550 9.550 647500 37600 609900 290560 0 58.000 1.003.370 KUMLUCA 1.253.000 170.000 93.092 76.908 38.490 35.840 2.650 37.272 37.272 57980 19980 38000 32758 3.500 77.760 572.900 MANAVGAT 2.283.000 423.360 225.898 197.462 15.590 9.960 5.630 53.318 53.318 249440 162620 86820 88160 16.852 106.950 1.658.480 SERİK 453.360 367.216 86.144 25.730 10.530 15.200 72.176 72.176 284510 284510 0 3574 67.370 9.300 657.640 1.353.000 KAYNAK: TARIM İL MÜDÜRLÜĞÜ 1- Tarım İl Md.lüğü istatistik çalışmalarında tarım arazisinin köyler üzerinden dağılımı bulunmamaktadır. Kasaba ve Belediyelik alanlar dahildir. 2- Uzun ömürlü bitkiler, tarla arazisi, çayır ve otlaklar,"sulu ve kuru" alan olarak ayrılamamıştır. 3- "Tarıma elverişsiz alanlara" su yüzeyi olanlar dahil edilmemiştir. 37 2 .1.1. Toprak ve Su Kaynakları Antalya’nın Toprak ve Su Kaynakları Tarım Amaçlı Kullanılan Araziler: Antalya ili 20591km² alana sahip olup 2000 yılı nüfus sayımına göre toplam nüfusu1 848 939’dur.Merkez ilçe dahil olmak üzere 15 ilçe , 543 köy , 1 410 köy altı yerleşim birimi vardır.20 591km²’lif alanın %20,16’lık bölümü olan 415 016 ha’ı tarımsal alanıdır.Genel arazi dağılımı şöyledir: K.H.G.M. Etüt Sonuçları Alan(ha) % Tarıma Elverişli Arazi.......................415.016............20,16 Çayır-Mera Arazisi...........................102.465.. ...........5,00 Ormanlık ve Fundalık Alan............1135.506. ...........55,00 Diğer Araziler ve Yerleşim Alanı.......401.352.. .......19,50 Su Yüzeyi ...........................................5.208. .............1,00 Tarım arazilerinin il içindeki dağılımında Korkuteli 101 465 ha ile en geniş tarımsal alana sahiptir.Bunu Elmalı(59 335 ha),Serik(45 336ha),merkez(44 894 ha),Manavgat(42 336ha) ve diğer ilçeler takip etmektedir. Tarım Alanlarının Sulama Durumu ve Su Potansiyeli: Su Potansiyeli : İlimiz su kaynakları ve kullanımı açısından bölgedeki diğer illere göre(akarsular bakımından) zengindir. Yıllık ortalama yağış 1068 mm olan bölgemizde 365 milyon m³’ü yeraltı suyu olmak üzere 16,2 milyar m³ yıllık potansiyel ile Türkiye su potansiyelinin %9’una sahiptir.Yerüstü ve kaynakları;Eşen-Karaçay,Demre Deresi,Finike-Karasu,Finike Boşgöz Çayı,Finike Tekke Pınarı,Finike-Alakır,Tekke Pınarları,Kırkgözler Çayı,Aksu,Serik-Köprüçay,Manavgat Çayı,Alara Çayı,Alanya Dimçayı’dır. Su potansiyeli Tüketim Durumu Yerüstü su potansiyel Yerüstü fiili tüketim Yerüstü tüketilebilir Yeraltı su potansiyeli Yeraltı su tahsisi Yeraltı tüketilen ANTALYA Tüketim(hm³) 16 211 2 000 3 500 365 250 180 TÜRKİYE Tüketim(hm³) 186 000 30 000 95 000 12 300 8 800 6 000 Sulama Durumu: Antalya Bölgesinde tarıma elverişli 415 016ha alanın 273 156 ha’ı D.S.İ.’ce etüt edilmiş olup bunun 211 347 ha sulamaya elverişli 201 162 ha alanda ekonomik olarak sulanabilir arazi olarak tespit edilmiştir.Sulama alanlarının %29,8’i DSİ, %3,5’İkhgm,%17,8halk ve devredilen sulamalardır.Mevcut sulama tesislerinin çok büyük bölümü cazibeli ve açık kanal-kanalet sistemiyle sulanmaktadır.Ancak bu sistemdeki su kayıpları ve bazı olumsuzlukları nedeniyle son yıllarda kapalı sulama sistemine geçiş vardır. 38 Tarım Arazilerinin Niteliği: Bölgemizde tarım arazilerinin sınıflarına göre dağılımı şöyledir; ARAZİ SINIFI ALANI(ha) 1.Sınıf Araziler....................27 372 2.Sınıf Araziler...................109 162 3.Sınıf Araziler.....................59 496 4.Sınıf Araziler.......................9 120 5.Sınıf Araziler.....................34 359 6.Sınıf Araziler.....................56 932 1,2,3 ve 4. sınıf arazilerin en geniş dağılımı 35 640 ha ile Aksu Bölgesi 1.sırada olmak üzere bunu;Köprüçay(32 138ha), Elmalı(23 692ha),Kırgözler-Döşemealtı(20 695ha)ve diğer ilçeler takip etmektedir. Tarımsal Yapı: İlimizin 2001 yılı içinde 415 016 hektarlık tarım arazisinin 202 560 ha’lık kısmında yani %49’unda hububat üretimi yapılmaktadır. Bunu 43 247ha ile meyvelik alanlar,37 416 hektar alanda ise açıkta ve örtü altı sebze üretimi yapılmaktadır.Son yıllarda özellikle örtü altı yetiştiriciliğinde ve süs bitkileri üretiminde hızlı bir artış vardır. Bu artışın il ekonomisine sağladığı katkının yanın da istihdam sağlaması açısından da önemi büyüktür. Sulama Oranı: Fiilen sulanan alan/Net (sulanabilir) Alan olarak tanımlanmaktadır.Bu oran DSİ sulamalarında % 64 ‘dür. Görüldüğü üzere sulanması gereken alanların önemli bir bölümü sulanamamaktadır. Sulama Randımanı : Bitki net su ihtiyacının sulama şebekesine alınan suya oranıdır. Bitki kök bölgesinin su ihtiyacı her bitki için bilimsel olarak hesaplanmıştır. Ancak çiftçilerin gereğinden fazla ve sık sulama yapmaları veya açık sulama sisteminden kaynaklanan sorunlardan dolayı şebekeye gereğinden fazla su alınmaktadır. Bu da sulama randımanının düşmesine neden olmaktadır.Sulama randımanının düşük olmasının; taban suyunun yükselmesi sonucunda toprakların verimsizleşmesi, gereksiz su kullanımı, sulama ve işçilik maliyetlerinin artması gibi ciddi olumsuz sonuçları vardır.DSİ ‘ce takip edilen sulamalarda 42000 ha net sulanabilir sahada 2001 yılı verilerine göre sulama randımanı %39 olarak hesaplanmıştır. KHGM ‘ce takip edilen veya halk sulaması olarak tabir edilen alanlarda bu oranın daha da düşük olduğu bilinmektedir. Sulama Şebekeleri : Suyun kaynağından alınarak sulama alanına iletilmesini sağlayan ağdır. Bu ağ ; ana kanal, yedek ve tersiyer kanallar ile tahliye ve drenaj kanallarından oluşmaktadır.Kanallar beton, beton kaplama,toprak, kanalet tipinde veya son yıllarda sıkça tercih edilen borulu sistem yapılardan oluşmaktadır. Borulu sistemin dışındaki yapılarda su kaynağından tarlaya tamamen açıkta götürülmektedir. Bu da fazla miktarda su kaybının yanı sıra bakım onarım harcamalarının ve işçilik giderlerinin artmasına neden olmaktadır. Borulu sistemin tercih nedenleri arasında açık sulama sisteminin bu tür olumsuzlukları da etkili olmaktadır. DSİ’nin sorumluluğundaki sulama alanlarında : 586 km beton kaplama ana kanal, 172 km beton kaplı yedek ve tersiyer kanallar, 130 km ana, yedek, tersiyer toprak kanallar, 3.732 km kanalet yapısı mevcuttur. Drenaj Kanaları : DSİ sulama amaçlı olarak açtığı kanallarda toprak yapısını korumak , tuzluluk ve çoraklaşma gibi sonuçları önlemek amacıyla sulama şebekelerini projelendirirken tahliye ve drenaj kanallarını da proje kapsamına almaktadır. DSİ sulama alanlarında 1038 km uzunluğunda tahliye ve drenaj kanalı açılmıştır. 39 Toprak ve Su Kaynakları Gelişme Durumu İşletmeye Açılan Projeler Yer altı suyu Sulamaları İşletmeye açılan DSİ sulamaları toplamı İşletmeye açılan diğer sulamalar 1-KHGM Sulamaları 2-Halk " ANTALYA İLİ SULANAN ALAN TOPLAMI 123 614 ha 14 511 ha 73 930 ha 212 055 ha Doğal Göl Kurutma Alanları Kaş Ovagelemiş kurutması Korkuteli Söğüt Gölü " Elmalı Avlan " " 1 2 3 TOPLAM 4 4 3 11 800 2 000 650 3 450 1952-1961 1950-1958-1965 1947-1976-1984 YENİ TEKLİF EDİLEBİLECEK PROJELER Sıra No PROJE ADI 1 Manavgat Naras Barajı ve Sulaması 2 3 4 5 6 7 Manav.Ulualan II.Mer Elmalı II.Merhale Gazipaşa II Merhale Korkuteli II. Merhale Finike Turunçova Pompaj Kumluca-Toptaş Göleti ve " " " " " " Sulama (ha) F A Y D A S I Enerji İçmesuyu Kur.Güç Enerji (hm³/yıl) (MW) (GWh/yıl) Geliştirme Manavgat ilçe merkezi 3 347 5 350 3 087 Geliştirme 1 082 115 TOPLAM 12 981 11 11 KESİN PROJE AŞAMASINDA BULUNAN PROJELER 1 2 3 4 5 6 7 Köprüçay-Beşkonak Projesi. Kemer-Çamyuva " Aşağı Aksu III. Merhale " Eşen,Kumluova Ovagelemiş " Manavgat Sağ Sahil Ek Saha " Manavgat Belenobası Pompaj " Kaş-Kasaba Projesi (Dirgenler Barajı ve Sulaması) TOPLAM 96 452 25 7 864 3 947 814 688 2 881 16 194 40 Taşkın (ha/Adet) 96 452 25 ETÜT-PLANLAMA ÇALIŞMALARI A-Planlama ve Ön İnceleme Aşamasında Bulunan Projeler 1 Alara II. Merhale Projesi 2 566 2 Küçük Aksu Barajı 2 440 Manavgat Havzası Taşkın ÖnlemeTesisleri 3 Planlama ve Kati Proje Çalışması 4 Eşen,Karaçay Gebeş HES Projesi Doğu Antalya Sahil Şeridi İçme, Kullanma 5 ve Endüstri Suyu Temin Projesi 6 Korkuteli -Çığlık Göleti ve Sulaması 130 7 Kumluca-Beşikçi " " " 33 8 Korkuteli-Karabayır " " " 100 9 Korkuteli-Bozova " " " 96 10 Manavgat-Karabekir " " " 75 11 Gündoğmuş-Karamanlar " " " 53 12 Elmalı-Baranda " " " 295 13 Kumluca-Çavuşköy YAS Sulaması 300 TOPLAM 6 088 2.1.2. Bitkisel Üretim 2001 Yılı Antalya İli Örtü Altı Sebze Ekiliş Alanı Ürünler Domates Biber Patlıcan Hıyar Sakız Kabağı Karpuz Kavun Taze Fasulye Diğer Toplam Ekiliş Alanı (Dekar) 97166 18965 22074 38010 14897 710 5590 5113 3622 206147 41 90 2 262 10,5 13,5 65,4 12,6 9,3 105,5 338 21,9 2001 Yılı Antalya İli Açık Tarla Sebze Ekiliş Alanı Ürünler Domates Biber Patlıcan Hıyar Sakız Kabağı Karpuz Kavun Taze Fasulye Diğer Toplam Ekiliş Alanı (Dekar) 79190 23190 9240 2670 5890 29630 21600 24520 37798 233728 2001 Yılı Antalya Açık Tarla Sebze Ekiliş Alanı Dağılımı Taze Fasulye 10% Diğer 16% Domates 34% Kavun 9% Karpuz 13% Hıyar 1% Sakız Kabağı 3% 42 Patlıcan 4% Biber 10% 2001 Yılı Antalya İli Süs Bitkileri Ekiliş Alanı Ürünler Karanfil Gül Glayöl Gypsophilla Gerbera Krizantem Solidago Nergis Aster Lilium Şebboy Stalice Diğer Toplam Ekiliş Alanı (Dekar) 1836 71 34 49 435 32 82 11 14 13 8 4 54 2643 2001 Yılı Antalya İli Süs Bitkileri Ekiliş Alanı Dağılımı Nergis 0% Solidago 3% Aster 1% Lilium Şebboy 0% 0% Stalice 0% Diğer 2% Krizantem 1% Gerbera 17% Gypsophilla 2% Glayöl 1% Karanfil 70% Gül 3% 43 İLÇELERE GÖRE SEBZE ÜRÜNLERİ EKİLİŞ VE ÜRETİMİ ÜRÜNLER İL TOP. AKSEKİ MERKEZ EKİLİŞ ÜRETİM EKİLİŞ VERİM ÜRETİM EKİLİŞ VERİM (Hek.) (ton) (Hek.) (kg/Hek.) (ton) (Hek.) (kg/Hek.) 2001 ALANYA ÜRETİM EKİLİŞ (ton) (Hek.) FİNİKE ELMALI VERİM (kg/Hek.) ÜRETİM EKİLİŞ (ton) (Hek.) VERİM ÜRETİM EKİLİŞ (kg/Hek.) (ton) (Hek.) VERİM ÜRETİM (kg/Hek.) (ton) LAHANA(BEYAZ) 425 10.260 185 30.000 5.550 0 0 0 0 0 0 80 22.000 1.760 0 0 0 LAHANA(KIRMIZI) 72 1.715 27 25.000 675 0 0 0 0 0 0 20 22.000 440 0 0 0 0 0 LAHANA(KARA YAPRAK) 0 ENGİNAR 1 12 1 12.000 12 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 KEREVİZ 23 410 13 20.000 260 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 MARUL(GÖBEKLİ) 320 4.314 170 15.000 2.550 0 0 0 40 20.000 800 0 0 0 0 0 0 MARUL(KIVIRCIK) 101 1.451 95 15.000 1.425 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 ISPANAK 322 2.788 160 8.000 1.280 1 5.000 5 20 8.000 160 0 0 0 0 0 0 PIRASA 284 6.220 150 22.000 3.300 1 5.000 5 25 25.000 625 5 20.000 100 0 0 0 TERE 8 60 4 8.000 32 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 DEREOTU 1 4 1 4.000 4 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 NANE 2,4 12,9 1 10.000 10 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 18,4 107,9 5 10.000 50 0 0 0 10 5.000 50 0 0 0 0 0 0 1 8 1 8.000 8 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 FASULYE(TAZE) 2.452 28.054 300 10.000 3.000 5 14.000 70 500 12.000 6.000 300 18.000 5.400 25 16.000 400 BAKLA(TAZE) MAYDANOZ ROKA 885,5 7.201,50 175 10.000 1.750 0 0 0 140 9.000 1.260 0 0 0 10 4.000 40 BEZELYE(TAZE) 388 1.265 20 3.000 60 0 0 0 200 3.000 600 0 0 0 0 0 0 BARBUNYA FASULYE(TAZE) 30,5 350,5 10 5.000 50 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 9 75 7 10.000 70 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 177 724 120 3.000 360 2 1.000 2 0 0 0 5 1.000 5 0 0 0 4 45 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 KAVUN 2.160 45.775 480 20.000 9.600 0 0 0 0 0 0 115 25.000 2.875 0 0 0 KARPUZ 2.963 93.240 760 30.000 22.800 0 0 0 0 0 0 570 40.000 22.800 0 0 0 SAKIZ KABAĞI 589 12.134 45 20.000 900 4 16.000 64 0 0 0 60 22.500 1.350 0 0 0 HIYAR 267 6.370 15 30.000 450 1 5.000 5 100 20.000 2.000 60 25.000 1.500 0 0 0 PATLICAN 924 27.246 260 40.000 10.400 4 10.000 40 0 0 0 10 15.000 150 0 0 0 DOMATES 7.919 442.692 895 60.000 53.700 5 15.000 75 300 40.000 12.000 1.450 50.000 72.500 25 60.000 1.500 BÖRÜLCE(TAZE) BAMYA(TAZE) BALKABAĞI BİBER(DOLMALIK) 656 14.484 55 30.000 1.650 1 4.000 4 0 0 0 100 22.000 2.200 0 0 0 1.663 38.998 330 30.000 9.900 2 4.000 8 45 8.000 360 110 22.000 2.420 0 0 0 BİBER(SALÇALIK) 15 675 15 45.000 675 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 SARIMSAK(TAZE) 24 202 20 8.000 160 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 BİBER(SİVRİ) SOĞAN(TAZE) 244 4.420 200 20.000 4.000 1 5.000 5 0 0 0 0 0 0 0 0 0 HAVUÇ 50 1.500 0 0 0 0 0 0 0 0 0 50 30.000 1.500 0 0 0 TURP(Bayır) 58 544 6 5.000 30 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 TURP(Kırmızı) 34 351 10 10.000 100 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 KARNABAHAR 282 4.985 105 25.000 2.625 0 0 0 0 0 0 60 15.000 900 0 0 0 SÜS BİTKİLERİ 38,87 0 21,22 0 0 0,2 0 0 6,4 0 0 0 0 0 0 0 0 45 İLÇELERE GÖRE SEBZE ÜRÜNLERİ EKİLİŞ VE ÜRETİMİ ÜRÜNLER GAZİPAŞA GÜNDGMUŞ 2001 İBRADI KAŞ KALE EKİLİŞ VERİM ÜRETİM EKİLİŞ VERİM ÜRETİM EKİLİŞ VERİM ÜRETİM EKİLİŞ VERİM ÜRETİM EKİLİŞ VERİM (Hek.) (kg/Hek.) (ton) (Hek.) (kg/Hek.) (ton) (Hek.) (kg/Hek.) (ton) (Hek.) (kg/Hek.) (ton) (Hek.) (kg/Hek.) ÜRETİM (ton) LAHANA(BEYAZ) 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 LAHANA(KIRMIZI) 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 ENGİNAR 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 KEREVİZ 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 MARUL(GÖBEKLİ) 0 0 0 4 2.000 8 1 1.000 1 0 0 0 0 0 0 MARUL(KIVIRCIK) 0 0 0 0 0 0 1 1.000 1 0 0 0 0 0 0 ISPANAK 0 0 0 1 3.000 3 0 0 0 0 0 0 0 0 0 PIRASA 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 TERE 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 DEREOTU 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 NANE 0 0 0 0,4 1.000 0,4 0 0 0 0 0 0 0 0 0 MAYDANOZ 0 0 0 0,4 1.000 0,4 0 0 0 0 0 0 0 0 0 ROKA 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 160 7.500 1.200 80 6.000 480 1 1.000 1 1 2.500 3 20 2.000 40 LAHANA(KARA YAPRAK) FASULYE(TAZE) BAKLA(TAZE) 30 8.000 240 0,5 3.000 1,5 0 0 0 15 2.000 30 0 0 0 100 4.000 400 3 5.000 15 0 0 0 0 0 0 50 2.000 100 BARBUNYA FASULYE(TAZE) 0 0 0 0 0 0 0,5 1.000 0,5 0 0 0 0 0 0 BÖRÜLCE(TAZE) 0 0 0 2 2.500 5 0 0 0 0 0 0 0 0 0 BAMYA(TAZE) 0 0 0 2 1.000 2 0 0 0 0 0 0 0 0 0 BALKABAĞI 0 0 0 3 5.000 15 0 0 0 0 0 0 0 0 0 KAVUN 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 80 30.000 2.400 KARPUZ 0 0 0 0 0 0 0 0 0 1 10.000 10 350 40.000 14.000 SAKIZ KABAĞI 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 HIYAR 0 0 0 1 15.000 15 0 0 0 0 0 0 0 0 0 PATLICAN 15 15.000 225 9 20.000 180 1 1.000 1 0 0 0 20 40.000 800 DOMATES 80 30.000 2.400 62 30.000 1.860 7 1.000 7 5 10.000 50 60 40.000 2.400 5 6.000 30 0 0 0 0 0 0 0 0 0 20 30.000 600 20 5.000 100 14 10.000 140 1 2.000 2 1 18.000 18 30 30.000 900 BİBER(SALÇALIK) 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 SARIMSAK(TAZE) 0 0 0 2 1.000 2 0 0 0 0 0 0 0 0 0 SOĞAN(TAZE) 0 0 0 30 3.000 90 0 0 0 0 0 0 0 0 0 HAVUÇ 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 TURP(KIRMIZI) 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 TURP(BAYIR) 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 KARNABAHAR 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 SÜS BİTKİLERİ 0 0 0 1,35 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 BEZELYE(TAZE) BİBER(DOLMALIK) BİBER(SİVRİ) 47 İLÇELERE GÖRE SEBZE ÜRÜNLERİ EKİLİŞ VE ÜRETİMİ ÜRÜNLER KORKUTELİ KEMER EKİLİŞ VERİM (Hek.) ÜRETİM (kg/Hek.) (ton) 2001 KUMLUCA EKİLİŞ VERİM ÜRETİM EKİLİŞ (Hek.) (kg/Hek.) (ton) (Hek.) SERİK MANAVGAT VERİM ÜRETİM EKİLİŞ VERİM ÜRETİM EKİLİŞ VERİM ÜRETİM (kg/Hek.) (ton) (Hek.) (kg/Hek.) (ton) (Hek.) (kg/Hek.) (ton) LAHANA(BEYAZ) 0 0 0 20 35.000 700 5 30.000 150 15 20.000 300 120 15.000 1.800 LAHANA(KIRMIZI) 0 0 0 10 30.000 300 0 0 0 15 20.000 300 0 0 0 ENGİNAR 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 KEREVİZ 0 0 0 10 15.000 150 0 0 0 0 0 0 0 0 0 MARUL(GÖBEKLİ) 0 0 0 5 15.000 75 0 0 0 20 4.000 80 80 10.000 800 MARUL(KIVIRCIK) 0 0 0 0 0 0 0 0 0 5 5.000 25 0 0 0 ISPANAK 0 0 0 10 6.000 60 10 8.000 80 20 10.000 200 100 10.000 1.000 PIRASA 0 0 0 10 25.000 250 8 30.000 240 15 20.000 300 70 20.000 1.400 TERE 0 0 0 0 0 0 0 0 0 4 7.000 28 0 0 0 DEREOTU 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 NANE 0 0 0 0 0 0 0 0 0 1 2.500 2,5 0 0 0 MAYDANOZ 0 0 0 0 0 0 0 0 0 3 2.500 7,5 0 0 0 ROKA 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 FASULYE(TAZE) 0 0 0 200 15.000 3.000 120 8.000 960 40 12.500 500 700 10.000 7.000 BAKLA(TAZE) 0 0 0 75 8.000 600 280 6.000 1.680 160 10.000 1.600 0 0 0 BEZELYE(TAZE) 0 0 0 0 0 0 15 6.000 90 0 0 0 0 0 0 BARBUNYA FASULYE(TAZE) 0 0 0 20 15.000 300 0 0 0 0 0 0 0 0 0 BÖRÜLCE(TAZE) 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 BAMYA(TAZE) 0 0 0 10 15.000 150 3 5.000 15 10 4.000 40 25 6.000 150 BALKABAĞI 0 0 0 0 0 0 1 30.000 30 0 0 0 0 0 0 KAVUN 0 0 0 120 30.000 3.600 0 0 0 1.065 20.000 21.300 300 20.000 6.000 KARPUZ 0 0 0 100 40.000 4.000 2 15.000 30 580 20.000 11.600 600 30.000 18.000 SAKIZ KABAĞI 0 0 0 60 30.000 1.800 10 30.000 300 60 12.000 720 350 20.000 7.000 HIYAR 0 0 0 60 30.000 1.800 30 20.000 600 0 0 0 0 0 0 PATLICAN 0 0 0 10 35.000 350 5 30.000 150 90 55.000 4.950 500 20.000 10.000 DOMATES 0 0 0 250 40.000 10.000 30 40.000 1.200 2.750 60.000 165.000 2.000 60.000 120.000 BİBER(DOLMALIK) 0 0 0 25 20.000 500 10 30.000 300 40 30.000 1.200 400 20.000 8.000 BİBER(SİVRİ) 0 0 0 30 30.000 900 10 30.000 300 170 35.000 5.950 900 20.000 18.000 BİBER(SALÇALIK) 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 SARIMSAK(TAZE) 0 0 0 0 0 0 0 0 0 2 20.000 40 0 0 0 SOĞAN(TAZE) 0 0 0 0 0 0 0 0 0 13 25.000 325 0 0 0 HAVUÇ 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 TURP(KIRMIZI) 0 0 0 0 0 0 0 0 0 2 7.000 14 50 10.000 500 TURP(BAYIR) 0 0 0 0 0 0 1 30.000 30 3 7.000 21 20 10.000 200 KARNABAHAR 0 0 0 5 40.000 200 2 30.000 60 10 20.000 200 100 10.000 1.000 SÜS BİTKİLERİ 0 0 0 0 0 0 1,2 0 0 0 0 0 8,5 0 0 LAHANA(KARA YAPRAK) 48 282 - İLÇELERE GÖRE MEYVE AĞAÇ SAYILARI ÜRETİM VE VERİM DURUMU TAŞ ÇEKİRDEKLİLER YUMŞAK ÇEKİRDEKLİLER MEYVELER TURUNÇGİLLER SERT KABUKLULAR MEYVE MEYVE VEREN YAŞTA ÜRETİM (ton) AĞAÇ SAYISI MEYVE MEYVE VERM. VEREN AĞAÇ YAŞTA ÜRETİM (ton) ALANYA AĞAÇ SAYISI MEYVE MEYVE VERM. VEREN AĞAÇ YAŞTA ÜRETİM (ton) FİNİKE ELMALI AĞAÇ SAYISI MEYVE MEYVE VERM. VEREN AĞAÇ YAŞTA ÜRETİM (ton) AĞAÇ SAYISI MEYVE MEYVE VERM. VEREN AĞAÇ YAŞTA ÜRETİM (ton) AĞAÇ SAYISI MEYVE MEYVE VERM. VEREN VERM. AĞAÇ YAŞTA AĞAÇ ÜRETİM (ton) ARMUT 553.440 55.731 38.362 5.060 711 278 3.500 3.300 56 5.000 500 250 96.000 10.000 3.840 3.000 1.000 AYVA 123.160 10.090 5.625 300 75 9 650 400 10 3.000 500 75 16.000 400 640 0 0 0 ELMA 2.119.625 335.235 206.571 5.060 20.100 607 6.100 5.200 305 13.000 3.500 650 1.255.000 195.100 150.600 2.500 500 50 AVAKADO 60 7.043 1.750 207 443 100 31 0 0 0 4.400 850 110 0 0 0 560 0 20 127.040 31.985 7.271 6.840 7.300 513 0 0 0 100.000 20.000 6.000 0 0 0 9.000 3.000 450 MUŞMULA 450 1.010 10 KİVİ 200 0 4 ERİK 133.930 41.220 5.799 1.310 2.390 85 10.500 4.500 294 20.400 4.000 816 10.120 1.680 506 6.000 1.400 300 YENİ DÜNYA İĞDE 4.050 1.800 44 KAYISI 106.340 61.708 5.910 1.600 963 120 400 100 2 400 100 16 9.370 3.130 281 2.500 400 125 KİRAZ 91.920 33.622 3.265 570 1.212 43 2.900 450 49 11.000 6.000 330 3.650 1.150 146 0 0 0 KIZILCIK 14.410 2.950 167 210 0 6 9.500 2.500 114 0 0 0 0 0 0 0 0 0 ŞEFTALİ 304.153 98.073 9.440 20.973 4.183 1.049 2.000 2.800 30 19.000 2.750 760 23.700 27.800 356 1.500 350 75 55.120 23.970 1.696 0 0 0 150 100 2 600 0 6 2.850 5.350 143 0 0 0 200 100 12 1.903.745 139.917 31.726 434010 61.075 15.190 16050 3.900 128 77.000 14.300 308 0 0 0 30.000 5.000 300 VİŞNE ZERDALİ ZEYTİN ALTIN TOP 30.200 6.000 4.135 600 900 90 0 0 0 1.100 100 110 0 0 0 10.000 0 1.500 LİMON 418.450 56.345 42.210,70 60.000 18.000 9.000 0 0 0 198.000 25.000 15.840 0 0 0 50.000 4.000 7.500 MANDALİNA 222.020 13.140 21.502,50 54.300 8.700 5.430 0 0 0 16.500 1.800 990 0 0 0 54.000 1.000 6.480 2.840.250 216.480 349.884,50 287.000 76.000 37.310 150 270 2 240.000 12.000 18.000 0 0 0 820.000 8.000 123.000 0 0 0 5.000 3.000 100 PORTAKAL TURUNÇ 5.200 3.000 110 0 0 0 0 0 0 0 0 0 ANTEP FISTIĞI 34.600 19.800 10 0 0 0 4.200 4.200 2 3.000 400 0 CEVİZ 65.645 14.490 3.339 20.495 2.850 1.537 800 500 64 3.500 1.500 210 4.400 1.100 110 300 70 12 205.110 21.650 2.848 14.240 2.570 498 18.800 3.600 94 33.500 9.000 670 6.150 550 62 1.200 500 36 3.000 500 60 90 0 0 0 15 0 0 0 500 100 25 BADEM FINDIK (Ocak) KESTANE ÇİLEK (Da) ÜZÜMSÜ MEYVELER AĞAÇ SAYISI 2001 AKSEKİ MERKEZ DUT İNCİR 700 150 49 2.290 0 3.875 240 720 0 0 20 17.800 6.200 690 2.550 1.750 77 1.500 500 20 1.000 350 0 132.805 16.970 4.288 28.955 1.100 1.448 18.500 8.100 93 3.000 500 90 0 0 0 1.200 250 25 KEÇİBOYNUZU 98.300 18.950 4.987 0 0 0 0 0 0 45.000 15.000 2.250 0 0 0 10.000 1.500 50 MUZ (Da) 12.000 0 32.100 0 0 0 0 6.500 15.600 0 0 0 265.035 178.480 7.886 95.440 3.818 2.000 20 6.350 254 0 0 17.900 HURMASI 1.560 1.300 70 1.160 0 64 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 ÜZÜM (Da) 20.710 1.890 23.326 1.100 330 1.375 3.660 400 1.830 300 60 201 3.600 220 3.600 200 50 200 NAR 127.335 500 1.000 0 0 26.200 537 TRABZON KAYNAK: TARIM VE KÖY İŞLERİ BAKANLIĞI İL MÜDÜRLÜĞÜ 49 282 - İLÇELERE GÖRE MEYVE AĞAÇ SAYILARI ÜRETİM VE VERİM DURUMU GAZİPAŞA TAŞ ÇEKİRDEKLİLER YUMUŞAK ÇEKİRDEKLİLER MEYVELER TURUNÇGİLLER SERT KABUKLULAR MEYVE MEYVE VEREN YAŞTA ÜRETİM (ton) AĞAÇ SAYISI MEYVE MEYVE VERM. VEREN AĞAÇ YAŞTA 2001 İBRADI ÜRETİM (ton) AĞAÇ SAYISI MEYVE MEYVE VERM. VEREN AĞAÇ YAŞTA KAŞ KALE ÜRETİM (ton) AĞAÇ SAYISI MEYVE MEYVE VERM. VEREN AĞAÇ YAŞTA ÜRETİM (ton) KEMER AĞAÇ SAYISI MEYVE MEYVE VERM. VEREN AĞAÇ YAŞTA ÜRETİM (ton) AĞAÇ SAYISI MEYVE MEYVE VERM. VEREN VERM. AĞAÇ YAŞTA AĞAÇ ÜRETİM (ton) ARMUT 8.000 2.000 240 5.200 2.700 104 150 760 5 0 0 0 7.500 0 225 280 10 AYVA 3.400 800 102 5.100 500 61 260 300 10 0 0 0 1.900 0 76 200 15 4 ELMA 36.000 1.000 1.080 13.125 7.825 276 1.600 750 96 0 0 0 186.000 2.000 7.626 8.500 110 366 6 AVOKADO 1.000 600 35 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 400 200 6 YENİ DÜNYA 5.700 1.300 114 0 0 0 0 0 0 900 220 36 0 0 0 700 15 18 250 1.000 5 200 10 5 200 0 4 ERİK 4.500 500 113 İĞDE 750 1.500 11 KAYISI 2.000 1.000 50 0 KİRAZ 6.000 4.000 120 3.300 0 0 0 0 10.500 500 315 250 1.500 4 KIZILCIK ŞEFTALİ VİŞNE ZERDALİ ZEYTİN ALTIN TOP LİMON MANDALİNA PORTAKAL TURUNÇ 2.100 1.250 40 500 700 15 0 0 0 0 0 100 2.000 43 970 300 1 260 100 1 400 39 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 3.500 1.750 53 2.000 600 20 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 240 1.000 100 25 980 20 57 430 20 8 2.200 400 64 80 10 2 0 0 0 0 0 0 0 1.900 100 76 680 40 15 0 0 0 0 0 0 57 0 0 0 200 100 12 8.000 80.800 8.000 162 7.000 15.662 175 470 200 2 134.000 1.600 1.608 665.000 9.600 3.325 2.850 380 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 5.000 0 14.000 1.250 700 110 15 8 0 0 0 5.000 400 500 1.300 0 104 26.100 0 2.088 1.500 1.000 38 0 0 0 0 0 0 1.330 10 113 1.040 250 73 60.000 0 5.400 48.500 4.000 2.425 800 400 48 0 0 0 124.050 1.900 14.886 1.050 0 84 150.500 0 13.244 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 400 3.600 0 19.500 11.600 6 0 0 0 0 0 0 1.500 0 1 6.000 0 1 CEVİZ 10.000 1.300 300 2.300 1.900 184 1.100 500 55 0 0 0 7.150 1.300 107 1.050 170 26 BADEM 78.000 2.000 780 3.500 1.800 53 0 0 0 4.020 180 40 25.200 200 76 0 0 0 3.000 500 60 700 150 49 0 0 0 0 0 0 0 0 700 100 28 ANTEP FISTIĞI FINDIK (Ocak) KESTANE ÇİLEK (Da) ÜZÜMSÜ MEYVELER AĞAÇ SAYISI GÜNDOĞMUŞ DUT 2.000 3.000 0 11 1.200 0 0 0 0 500 12 300 200 9 0 0 0 750 1.500 İNCİR 11.900 100 119 50.000 5.300 1.500 300 550 12 1.550 300 62 2.500 350 100 1.100 150 50 KEÇİBOYNUZU 15.000 600 1.500 500 850 35 0 0 0 17.200 500 688 2.850 50 71 2.000 0 70 16.500 0 0 0 0 0 0 0 0 0 520 5.100 122 0 0 1.300 52 9.000 234 15.400 3.500 308 MUZ (Da) NAR 5.500 100 250 200 3.200 0 26.000 2.000 HURMASI 150 1.250 3 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 250 50 3 ÜZÜM (Da) 550 100 550 1.500 60 1.050 950 50 1.805 250 180 375 4.820 100 4.724 40 10 20 TRABZON 50 282 - İLÇELERE GÖRE MEYVE AĞAÇ SAYILARI ÜRETİM VE VERİM DURUMU KORKUTELİ MEYVELER TAŞ ÇEKİRDEKLİLER YUMUŞAK ÇEKİRDEKLİLER ARMUT AĞAÇ SAYISI MEYVE MEYVE VEREN YAŞTA 412.000 KUMLUCA ÜRETİM (ton) AĞAÇ SAYISI MEYVE MEYVE VERM. VEREN AĞAÇ YAŞTA 34.750 32.960 2001 ÜRETİM (ton) AĞAÇ SAYISI MEYVE MEYVE VERM. VEREN AĞAÇ YAŞTA 750 0 SERİK MANAVGAT 38 ÜRETİM (ton) AĞAÇ SAYISI MEYVE MEYVE VERM. VEREN VERM. AĞAÇ YAŞTA AĞAÇ 4.000 0 240 ÜRETİM (ton) 3.000 0 60 AYVA 89.500 7.100 4.475 700 0 28 2.000 0 130 150 0 5 ELMA 539.000 99.000 40.425 40.200 0 3.216 12.340 150 1.234 1.200 0 40 AVOKADO 0 0 0 0 0 0 0 0 0 240 0 5 YENİ DÜNYA 0 0 0 1.000 0 40 2.000 150 80 900 0 20 ERİK 61.000 24.200 3.050 600 0 18 4.400 500 220 3.500 0 77 İĞDE 3.300 300 33 KAYISI 86.500 55.500 5.190 200 0 8 650 75 26 950 0 25 KİRAZ 59.400 17.800 2.376 1.250 200 38 0 0 0 600 0 15 4.700 450 47 0 0 0 0 0 0 0 0 0 156.300 56.500 3.908 700 0 21 46.000 700 2.300 15.400 0 462 51.150 17.000 1.535 0 0 0 120 20 6 0 0 0 KIZILCIK ŞEFTALİ VİŞNE ZERDALİ SERT KABUKLULAR TURUNÇGİLLER ZEYTİN 4.300 200 43 70.365 0 704 150.550 17.000 6.022 231.350 3.000 3.702 ALTIN TOP 0 0 0 12.500 0 1.875 2.000 0 160 4.000 0 400 LİMON 0 0 0 15.540 0 1.943 10.400 80 728 38.000 7.600 3.800 MANDALİNA 0 0 0 13.000 0 1.625 9.150 380 458 11.200 0 896 PORTAKAL 0 0 0 904.600 46.500 117.598 153.600 22.410 12.288 110.000 45.000 11.000 TURUNÇ 0 0 0 0 0 0 0 0 0 200 0 10 CEVİZ 9.600 3.000 432 2.050 100 103 2.300 200 184 600 0 15 BADEM 6.000 1.250 60 1.300 0 26 10.200 0 408 3.000 0 45 ANTEP FISTIĞI FINDIK (Ocak) KESTANE ÜZÜMSÜ MEYVELER ÇİLEK (Da) 25 0 0 20 40 0 1.300 1.000 13 0 0 0 5.000 200 450 3.000 0 30 İNCİR 0 0 0 0 0 0 12.500 270 750 1.300 0 39 KEÇİBOYNUZU 0 0 0 0 0 0 2.250 450 113 3.500 0 210 MUZ (Da) 0 0 0 0 0 0 0 NAR 0 0 34.000 3.000 680 5.545 7.195 166 47.000 4.000 1.175 0 0 0 0 0 0 0 0 0 50 0 63 870 70 783 200 0 200 DUT 10 0 0 0 TRABZON HURMASI ÜZÜM (Da) 2.620 260 6.550 51 283 - ÜRÜN TÜRLERİNE GÖRE SERACILIK SONBAHAR YETİŞTİRİCİLİĞİ ÜRÜNLER İLKBAHAR YETİŞTİRİCİLİĞİ PLASTİK SERA CAM SERA TEK MAHSUL YETİŞTİRİCİLİĞİ PLASTİK SERA CAM SERA PLASTİK SERA CAM SERA EKİLİŞ ÜRETİM EKİLİŞ ÜRETİM EKİLİŞ ÜRETİM EKİLİŞ ÜRETİM EKİLİŞ ÜRETİM EKİLİŞ (dekar) (ton) (dekar) (ton) (dekar) (ton) (dekar) (ton) (dekar) (ton) (dekar) TOPLAM 19.525 192.943 39.873 253.617 19.520 237.563 39.519 324.823 31.395 432.109 33.430 DOMATES 12.650 131.600 28.124 185.231 8.630 100.150 11.771 91.481 15.880 245.500 15.290 PATLICAN 150 600 830 4.090 0 6.875 42.850 4.888 52.987 2.106 5.275 57.155 6.159 41.853 8.417 129.465 12.895 153.630 4.124 71.274 1.005 15 68 3395 19575 42 168 600 63 382 901 HIYAR KABAK 0 150 TAZE FASULYE 400 800 315 795 1400 3500 1814 3621 15 53 110 SİVRİBİBER 450 1.350 315 795 100 300 1.325 6.575 2.376 19.590 6.502 BİBERKAPYA 0 0 0 0 0 0 0 0 475 4.245 268 BİBERÇARLİ 0 0 0 0 0 0 0 0 1.075 14.425 3.672 200 600 50 250 0 0 20 100 1.610 19.512 349 KAVUN 0 0 0 0 571 3240 4319 25441 350 3150 180 KARPUZ 0 0 0 0 10 40 0 0 0 0 0 296 991 426 0 0 130 DOLMALIK BİBER ÇİLEK MUZ SÜS BİTKİLERİ DİĞER 0 0 0 0 0 0 0 0 243 0 2.491 385 770 685 1.028 350 700 350 525 0 0 0 KAYNAK: TARIM KÖY İŞLERİ BAKANLIĞI İL MÜDÜRLÜĞÜ Not : Merkez ilçedeki Marul ekilişinin 1407 Da. rı diğer ürünler arasında ara ürün olarak ekilmektedir. 52 Sonuç 1- 20 yıllık süreçte Toprak ve su kaynaklarının verimli kullanımı için kapalı sulama sistemlerine geçilmesi önerilmektedir.Kapalı sulamaya geçilmesi aynı zamanda sulama suyunun çevresel kirlenmesini önlemiş olacaktır. 2- Bölgemiz tarım ürünleri çoğunlukla ihracata yöneliktir.Bu nedenle ihraç edilen ülkelerin standartlarına (EUROGAP) göre üretim yapılması gerekmektedir. 3- Tarımsal işletmelerde verimliliğin arttırılması için çiftçinin her dalda eğitimine devam edilmesi gerekmektedir. 4- Tarım işletmelerinin verimli büyüklüklere gelmeleri sağlanmalıdır 5- Bölgemizde organik tarım üretim Bölgeleri (Organize Tarım Bölgeleri) oluşturulmalıdır.Bu bölgelerin tüm altyapı hizmetleri öncelikle tamamlanmalıdır. 6- Bodur fidancılığının geliştirilerek meyveciliğin gelişmesi sağlanmalıdır. 7- Tıbbi ve araomatik bitki sektörünün geliştirilmesi ve buna ilişkin doğal alanların korunması sağlanmalıdır. Bu amaçla “Ekolojik Ürün Belgesi” uygulaması yaygınlaştırılmalıdır. 8- Tarım ürünleri ve çiçek borsası oluşturularak geliştirilmesi gereklidir. 2.1.3. Hayvancılık Küçükbaş hayvancılıkta son beş yıl içerisinde %10 oranında azalma görülmektedir. Büyükbaş hayvancılıkta aynı sürede %10 oranında artış gözlenmektedir. Aynı dönemde kümes hayvanlarında yumurtacı tavukta gerileme, etçi tavuk ve hindide artış gözlenmektedir. Hindi üretiminde % 265 oranında artış olmuştur. Bu gelişmenin devam etmesi beklenmektedir. 2001 Yılı Antalya İli Hayvansal Ürünler Üretim Değeri Üretim Dalı Arıcılık Kıl Keçisi Koyun Sığır Kanatlılar Su Ürünleri Toplam Üretim Değeri (Milyon TL) 10014030 5408797 8197235 44495859 775111 9017618 77908650 53 2001 Yılı Antalya İli Hayvansal Üretim Değerinin Dağılımı Su Ürünleri 12% Arıcılık 13% Kıl Keçisi 7% Kanatlılar 1% Koyun 11% Sığır 56% TÜRLERİNE GÖRE HER YAŞTA HAYVAN SAYISI HAYVAN CİNSİ 1999 2000 2001 249.442 249.776 244.998 231.829 177 161 249.442 249.599 244.837 231.829 Kıl Keçisi 639.074 640.330 621.840 585.876 Tiftik Keçisi 0 13 15 15 At 4.165 3.901 3.129 3.027 Katır 5.765 5.610 5.277 5.748 Eşşek 5.862 5.330 4.983 5.437 Deve 194 193 148 96 KOYUN Merinos Yerli BÜYÜK BAŞ HAYVANLAR TEK TIRNAK LILAR KÜÇÜK BAŞ HAYVANLAR 1998 Toplam Manda 0 146.883 145.974 144.659 Kültür 25.665 25.705 26.782 27.250 Melez 88.676 101.702 102.611 100.954 Yerli 19.523 249.599 16.581 16.455 Yumurtacı Tavuk 621.070 594.957 580.205 605.500 Etçi Tavuk (Broiler) 49.850 74.930 61.500 67.584 Hindi 9.070 9.990 15.180 24.056 SIĞIR 133.864 KÜMESLİ K HAYVAN LARI Toplam 54 Ördek 13.120 12.840 14.620 14.200 Kaz 1.060 1.300 1.980 1.980 0 Güvercin 0 Tavşan 0 İPEK ARI BÖCEĞİ CILIK Bıldırcın Eski Tip 2.160 2.160 2.050 2.995 Yeni Tip 122.477 122.477 127.084 121.288 Japon 967 967 1.010 817 Yerli İlçelere göre kesilen hayvan sayısı ve et üretimi 1998 İLÇELER 1999 2000 2001 KESİLEN ET KESİLEN ET KESİLEN ET KESİLEN ET HAYVANI ÜRETİMİ HAYVANI ÜRETİMİ HAYVANI ÜRETİMİ HAYVANI ÜRETİMİ SAYISI (Kg) SAYISI (Kg) SAYISI (Kg) SAYISI (Kg) İL TOPLAMI 209.127 8.594.169 217.694 9.084.512 169.854 7.788.054 202.709 8.973.691 MERKEZ 101.803 4.702.572 127.019 6.030.529 81.761 4.604.488 135.587 6.271.847 AKSEKİ ALANYA 2.105 106.568 2.782 103.188 1.544 41.447 0 0 23.301 1.229.406 19.642 788.294 18.796 949.788 12.158 598.732 ELMALI 1.443 63.325 1.821 86.507 2.931 136.796 813 77.025 FİNİKE 5.650 178.000 5.650 178.000 6.400 204.725 6.800 213.295 GAZİPAŞA 8.782 212.500 2.839 84.953 1.768 46.490 3.231 134.383 GÜNDOĞMUŞ 4.500 90.000 4.500 90.000 4.500 90.000 2.880 52.440 İBRADI 2.166 41.045 301 6.169 2.619 66.376 2.475 61.188 KALE 3.282 126.840 3.430 128.607 3.200 130.350 3.100 130.350 KAŞ 2.019 62.504 1.766 63.861 1.982 53.456 3.238 119.930 KEMER 4.305 154.834 1.803 62.793 2.957 118.784 4.249 81.196 17.867 308.026 15.501 225.518 18.917 261.221 0 0 7.001 236.616 6.945 226.585 3.946 136.605 2.955 88.211 21.482 809.182 20.759 795.083 15.379 709.690 21.852 894.001 3.421 272.751 2.936 214.425 3.154 237.838 3.371 251.093 KORKUTELİ KUMLUCA MANAVGAT SERİK 55 Antalya’da yaygın olan Hayvan Hastalıkları 1-Brucella Melitensis; Koyun ve Keçilerde görülüyor. 2-Anthrax(Şarbon); Tüm hayvanlarda görülüyor 3-Mavi dil; Sahilde koyunlarda görülüyor. 4- Çiçek; koyun ve keçilerde görülüyor. Önlem olarak belirli dönemlerde aşılama yapılmaktadır. Öneriler Entegre Süt Sığırcılığı Projesi Amaç: Bölgede hedeflenen yem bitkileri üretimiyle elde edilen kaba yem, silaj ve dane yemler değerlendirilerek, kurulacak büyük işletmeler aracılığıyla hayvansal üretimin artırılması. Uygulama: Bölgede mevcut süt ve süt ürünleri açığının kapatılması amacıyla IV. Alt Bölgede Elmalı ve Korkuteli köylerinde, II. Alt Bölgede Varsak, Döşemealtı, Gebiz ve Manavgat köylerinde minimum 100 baş kapasiteli entegre işletmelerin kurulması sağlanacaktır. Açıklama: Yörede yaygın olarak aile işletmeciliği şeklinde yapılan hayvancılıktan daha büyük kapasiteli entegre süt sığırcılığı işletmelerinin yapılanmasına geçilerek, bu sayede bölgenin hayvansal ürün ihtiyacının karşılanmasına katkı sağlanacaktır. Uygulama Alanı: II ve IV. Alt Bölgeler Kaynak: Özel Sektör Yem Bitkileri Üretimini Geliştirme Projesi Amaç: Hayvancılığı geliştirmek için yem bitkileri üretimini artırmak. Uygulama: Çok yıllık yem bitkilerinde 1. yıl yatırım giderleri ve uygun görülen işletme giderlerinin işletme alanlarıyla uyumlu alet ve ekipman dahil %30, tek yıllık yem bitkilerinin ise %’20’si doğrudan üreticiye destek olarak verilecektir. Çok yıllık yem bitkilerinde en az 10, en çok 500 dekar, tek yıllık yem bitkilerinde en az 25, en çok 1000 da arazi desteklemeden yararlandırılacaktır. Uygulama Alanı: I, II, III ve IV. Alt Bölgeler Açıklama: Sözkonusu bölgelerde yapılan hayvancık kaba yem teminine bağlı olarak gelişme gösterdiğinden, bu projeyle elde edilecek kaba yem hayvansal ürüne dönüştürülecek ve hayvancılığın gelişmesine katkı sağlanacaktır. Kaynak: T.K.B., Özel İdare Bombus Arısı Yetiştiriciliği Projesi Amaç: Bitkisel üretimde kalitenin artırılması amacıyla Bombus arısı koloni üretimini sağlamak. Uygulama: Kraliçe arı ithal edilerek tesis edilecek işletmelerde koloni üretimi yapılacaktır. Uygulama Alanı: I, II ve III. Alt Bölgeler Açıklama: Koloni üretimi ile halen yapılmakta olan koloni ithalatının azaltılması ve seracılığın yoğun yapıldığı bu bölgede seralarda Bombus arısının kullanımı artırılacaktır. Kaynak: Özel Sektör 56 Off-shore Orkinos Yetiştiriciliği Projesi Amaç: ICCAD tarafından kota verildiği takdirde çok karlı olan Orkinos yetiştiricilik kapasitesinin ilde 10.000ton/yıl’a çıkarılması. Uygulama: Yapılan müracaatlar Tarım İl Müdürlüğü tarafından değerlendirilerek, yeni projelerin yapılandırılmasına teknik destek sağlanacaktır. Açıklama: II. Alt Bölgede yetiştiricilik kapasitesi 6.000 ton/yıla, III. Alt Bölgede 4.000 ton/yıla çıkarılacaktır. Uygulama Alanı: II ve III. Alt Bölgeler Kaynak: Özel Sektör Ağ Kafeste Çipura – Levrek Yetiştiriciliği Projesi Amaç: Yetiştiricilik kapasitesinin 7.500 ton/yıl’a çıkarılması. Uygulama: I. Alt Bölgede yetiştiricilik kapasitesi 3.000 ton/yıl’a, II. Alt Bölgede 4.000 ton/yıl’a çıkarılacaktır. Uygulama Alanı:1 ve II. Alt Bölgelerdeki deniz kıyı şeridi Açıklama: Yazın denizde av yasağının olduğu dönemlerde turizm sektöründe balık eti tüketiminin, ağ kafeslerde kültür üretimi yapılan Çipura – Levrek eti ile karşılanması mümkün olmaktadır. Ayrıca, sağlıklı beslenme için balık etine olan talep giderek artmaktadır. Bu proje, bölgemiz için tüketici taleplerini karşılamaya katkıda bulunacaktır. Kaynak: Özel Sektör Bal Arısı Yetiştiriciliği Projesi Amaç: Arı ürünleri üretimi ve bitkisel üretimde kalitenin artırılmasını sağlamak. Uygulama: Üreticiye %30 çiftçi katkılı olarak arılı kovan ve ana arı temin edilerek, kışları sahil bandında yazları ise yayla kesiminde gezginci arıcılık şeklinde üretim yapılması sağlanacaktır. Uygulama Alanı: Tüm Alt Bölgeler Açıklama: bölge ekolojisi içinde doğal floradan yararlanılacak, hayvansal ürün elde edilecektir. Kaynak: İl Özel İdaresi Alabalık Yetiştiricilik Projesi Amaç: Yetiştiricilik kapasitesinin 1.500 ton/yıl’a çıkarılması. Uygulama: Alt Bölgede atıl kaynaklar değerlendirilecektir. Uygulama Alanı: I. Alt Bölge (Finike İlçesi Akçay Deresi) ve V. Alt Bölge (Gündoğmuş İlçesinde, kıyısında tarıma elverişsiz arazilerin bulunduğu yerlerde Alara Çayı). Açıklama: Turizm sektöründe yazın denizde av yasağının olduğu dönemlerde balık eti tüketiminin alabalık eti ile karşılanması mümkün olmaktadır. Ayrıca, sağlıklı beslenme için balık etine olan talep giderek artmaktadır. Bu proje, bölgemiz için tüketici taleplerini karşılamaya katkıda bulunacaktır. Kaynak: Özel Sektör Organik Keçi Ürünleri Elde Etme Projesi Amaç: Getirisi daha yüksek olan organik tarım ürünlerinin elde edilmesiyle yöre çiftçisinin gelirinin artırılması. Uygulama: Bölge ekolojisi kirli olmadığından mevcut doğal şartlarda organik ürün elde etme şansı yüksektir. Uygulama Alanı: V. Alt Bölge köyleri Açıklama: Yöre halkının elde edeceği organik keçi ürünleri uzun vadede ve ihracat taleplerine dönük olarak yaygınlaştırılacaktır. Kaynak: Özel İdare 57 Doğal Meraların Islahı Projesi Amaç: Küçükbaş hayvancılığın geçim kaynağını teşkil ettiği bu yörede hayvansal üretime katkı sağlayacak doğal kaynakların değerlendirilmesi ve sürdürülebilirliğinin sağlanması ve bu sayede yöre çiftçisinin sosyoekomik yapısının iyileştirilmesinin temini. Uygulama: Köylerde Mera Yönetim Birlikleri marifetiyle otlama sisteminin düzenlenmesi ve mera amenajmanı ile yöredeki mevcut meraların ıslahı sağlanacaktır. Uygulama Alanı: V. Alt Bölge Açıklama: İlin diğer bölgelerine nazaran geniş tarım arazilerinin bulunmadığı bu bölgede meraya dayalı küçükbaş hayvancılık yoğun olarak yapıldığından, bu proje ile hayvansal ürünlerin elde edilmesi daha ekonomik hale gelecektir. Karides Üretim Projesi Amaç: Yetiştiricilik kapasitesinin 1.000 ton/yıl’a çıkarılarak bataklık arazilerin değerlendirilmesi. Uygulama: Bölgede kıyı bandında atıl su kaynakları ve bataklık arazilerin üretimde kullanılması amacıyla geliştirilecek Karides üretim projelerine Tarım ll Müdürlüğü tarafından teknik destek sağlanacaktır. Uygulama Alanı: II. Alt Bölge (Serik ve Manavgat İlçeleri arasındaki bataklık araziler). Açıklama: Serik-Manavgat arasındaki atıl durumdaki bataklık araziler ihraca dönük üretimde değerlendirilecek ve sivri sinek mücadelesine katkı sağlanacaktır. Kaynak: Özel Sektör Büyükbaş Hayvancılık İşletmelerinin Modernizasyonu (Açıkta Besi Sığırcılığı) Amaç: Yetiştiricilik kapasitesinin 1.000 ton/yıl’a çıkarılarak bataklık arazilerin değerlendirilmesi. Uygulama: Bölgede kıyı bandında atıl su kaynakları ve bataklık arazilerin üretimde kullanılması amacıyla geliştirilecek Karides üretim projelerine Tarım İl Müdürlüğü tarafından teknik destek sağlanacaktır. Uygulama Alanı: II. Alt Bölge (Serik ve Manavgat İlçeleri arasındaki bataklık araziler). Açıklama: Serik-Manavgat arasındaki atıl durumdaki bataklık araziler ihraca dönük üretimde değerlendirilecek ve sivri sinek mücadelesine katkı sağlanacaktır. Kaynak: Özel Sektör Keçi Islahı Projesi Amaç: Genetik seviyenin yükseltilmesi. Uygulama: Özel İdare kaynağından her 25 keçisi olan üreticiye 1 damızlık erkek hayvan ücretsiz olarak temin edilecektir. Uygulama Alanı: Tüm Alt Bölgeler Açıklama: Genetik seviyenin yükseltilmesi ile hayvansal üretimde artış sağlanacaktır. Kaynak: Özel İdare 58 Büyükbaş Hayvan Islahı Projesi Amaç: Genetik seviyenin yükseltilmesi. Uygulama: Kaliteli sperma temini ve hangi tohumun nerede kullanılacağı konusunda uygulamalar organize edilerek özel veteriner hekimler aracılığıyla ıslah çalışmalarının yapılması sağlanacaktır. Uygulama Alanı: Tüm Alt Bölgeler Açıklama: Bölgede yaygın olan Siyah Alaca ve Yerli Kara ırkı sığırlarda verim artışı sağlanmasına yönelik bir projedir. Kaynak: Özel Sektör, Üreticiler Koyun Islahı Projesi Amaç: Genetik seviyenin yükseltilmesi. Uygulama: Özel İdare kaynağından her 25 koyunu olan üreticiye, yöre daha evvel denenmiş olan Acıpayam ırkı bir damızlık koç ücretsiz olarak temin edilecektir. Uygulama Alanı: IV. Alt Bölge Açıklama: Genetik seviyenin yükseltilmesi ile hayvansal üretimde artış sağlanacaktır. Kaynak: Özel İdare İl Balık Hali ve Pazarı Tesisi Amaç: Avlanan balıkların pazarlanması ve halk sağlığının korunması. Uygulama: Antalya Büyük Şehir Belediyesince bu tesisin kurulması için teknik destek verilecektir. Uygulama Alanı: II. Alt Bölge Açıklama: Antalya limanı ve Yat Limanında sabahları kurulan mezat düzenli olmayıp, İlde istihsal edilen deniz ürünleri İl dışından gelen balıklarla beraber pazara düzensiz olarak sunulmaktadır. Balık hali düzenli ve sağlıklı balık pazarlama zinciri için ilk ve en önemli halka olacaktır. Bu projeyle, balıkçılar ve tüketicilerin çıkarları dengelenecek, halk sağlığı korunacaktır. Kaynak: Antalya Büyük Şehir Belediyesi Balıkçı Barınağı Yapılması Amaç: Balıkçı teknelerinin barınması ve balıkçıların teşkilatlanması. Uygulama: Merkez İlçede 500-750 tekne kapasiteli Balıkçı Barınağı D.L. H. ile koordinasyon kurularak tesis edilecektir. Açıklama: Balıkçı teknelerini düzenli barınması ve balıkçıların örgütlenmesi sağlanacaktır. Uygulama Alanı: II. Alt Bölge Kaynak: D.L.H. 2.1.4. Su Ürünleri Tatlı su ürünlerinde son 5 yılda % 100 lük bir azalma vardır.Buna karşılık Kültür balıkçılığı üretiminde % 90 oranında artış vardır.Deniz ürünleri üretiminde son 5 yılda yaklaşık olarak %30 luk bir artış görülmüştür. Balıklandırma Çalışması Yapılan Baraj, Göl, Gölet ve Trala Balıkçılığı Sayıları BALIK TÜRÜ 2000 Baraj Göl Gölet 2001 Tarla Balık Baraj Göl 2002 Gölet Tarla Balıkc. 59 2003 Bara j Göl Gölet Tarla Balıkçıl 2004 Baraj Göl Gölet Toplam Aynalı Sazan Pullu Sazan 3 2 1 0 6 6 0 0 0 0 Türlerine Göre Tatlı Su Ürünleri (Kg/YIL) ÜRÜN TÜRÜ 1996 1997 TOPLAM 234.230 290.605 0 0 2 2 0 1998 166.415 1999 93.525 0 0 0 2000 81.035 AKBALIK ALABALIK 0 7.000 75 4.205 520 107.750 1400 ÇAPAK 0 GÖKÇE 0 GÜMÜŞ 0 İNCİ KEFALİ 0 KOLYOZ KARA BALIK 6.240 KAYA BALIĞI 250 8.575 11.250 3.700 7.800 22.200 17.470 26.790 18.260 TATLI SU LEVREĞİ 8.000 12.100 9.710 14.700 16.420 17700 SAZAN 17.150 36.950 30.730 37.180 24.825 42500 SİRAZ 11.800 15.600 20.100 6.000 8.250 5100 7.080 910 4.960 0 TATLI SU KEFALİ 13.800 KIZILKANAT YAYIN YILAN 8750 0 2.100 24300 0 8.180 4.720 TURNA 7900 KEREVİT DİĞERLERİ 165.300 180.000 70.000 40 Tatlı su Kültür Üretimi TOPLAM 413.200 1.062.400 1.066.630 791.600 936.830 905.963 ALABALIK SAZAN 401.900 3.200 849.800 4.600 923.380 775.900 806.830 778.111 2.600 40.000 11.200 ÇİPURA 4.000 16.500 10.750 KARAGÖZ 100 7.500 LEVREK 4.000 4.250 8.850 SALMON KARİDES 30.550 0 12.500 90.000 86.102 0 184.000 120.000 0 60 0 2001 100 4.870 0 0 2002 0 2003 0 61 TÜRLERİNE GÖRE DENİZ ÜRÜNLERİ ÜRETİMİ (Kg/Yıl) ÜRÜN TÜRÜ 1996 İL TOPLAM 1997 DİĞER DENİZ ÜRÜNLERİ 2.471.829 1998 2.912.260 1999 3.548.924 4.436.557 2000 2001 4.334.231 3.119.175 AKYA 92.005 98.985 89.190 195.990 158.645 119.690 AVCI 2.660 5.060 10.860 6.305 4.290 12.200 BAKALORYA 16.130 27.050 21.410 29.264 33.690 45.070 BARBUNYA 57.845 110.665 91.230 141.295 96.875 117.080 ÇİPURA 16.760 24.660 23.065 21.260 12.660 15.519 DİL-PİSİ 5.950 6.555 8.823 10.390 6.370 8.700 DÜLGER 6.660 6.300 7.250 6.700 6.000 7.200 FANGRİ 33.320 31.780 33.765 29.100 18.485 20.370 GELİNCİK 190 180 450 0 GÜMÜŞ 4.200 2.400 750 2.350 1.600 2.400 HANİ 9.850 5.440 10.100 13.000 7.450 9.800 İSKARMOZ 38.090 106.500 54.200 87.780 94.470 109.610 İSKORPİT 16.484 22.540 16.185 12.898 13.850 9.066 İSPAROZ 23.030 30.680 25.565 20.430 21.110 17.070 İSTAVRİT-KR 46.650 58.600 93.590 142.060 172.700 89.810 İSTAVRİT-KA 68.545 107.040 96.510 97.900 110.170 81.450 İŞKİNE 13.770 12.420 4.400 3.900 3.030 6.040 İZMARİT 109.270 261.930 187.160 311.100 206.295 172.310 KARAGÖZ 20.700 26.490 24.245 9.990 13.125 8.575 KAYABALIĞI 2.300 7.400 7.675 11.400 20.280 13.100 KEFAL 85.720 95.940 102.131 94.865 141.955 79.870 KELER 9.200 2.400 100 10.900 6.600 4.900 KILIÇ 25.090 41.980 28.870 25.890 114.730 94.270 KIRLANGIÇ 23.090 45.790 23.020 20.115 31.350 28.350 KOLYOZ 142.860 341.820 435.820 544.210 441.090 307.065 KÖPEK 33.650 82.400 56.540 31.530 30.830 33.200 KUPEZ 114.310 217.150 338.880 430.515 443.655 275.200 LEVREK 29.180 26.500 38.520 28.590 27.685 17.990 LİPSÖZ 4.760 6.480 3.420 4.800 2.750 5.250 LÜFER 10.010 10.890 7.900 6.150 4.600 2.400 MELANURYA 15.390 20.800 17.535 16.295 12.680 12.490 MERCAN 91.845 117.425 108.405 119.540 136.115 107.600 MEZGİT 14.190 37.430 18.390 11.685 13.130 8.850 MIRMIR 36.590 70.270 71.630 86.280 81.970 115.735 MİNEKOP 7.690 12.650 8.600 8.200 10.850 10.110 ORFOZ 22.440 32.065 28.120 22.000 17.180 17.020 ORKİNOZ 28.210 19.450 86.150 47.500 210.800 129.600 PALAMUT 51.590 174.520 173.520 351.710 233.420 95.460 SARDALYA 131.810 321.460 458.600 545.990 652.060 318.580 SARIAĞIZ 4.790 6.570 10.315 7.645 6.320 3.840 SARIGÖZ 32.960 32.690 45.770 24.070 20.595 23.900 SARPA 196.620 24.360 24.950 26.260 14.540 14.490 SİNAGRİT 390.950 24.115 25.180 23.900 14.596 18.920 TEKİR 164.400 54.710 41.450 52.550 39.390 49.360 TİRSİ 32.340 58.500 238.000 428.400 227.100 249.900 TRANÇA 19.925 13.230 13.335 10.460 6.760 8.545 TORİK 14.000 13.210 28.330 115.225 70895 26.350 TURNA 119.700 34.610 39.610 47.640 46890 70.680 VATOZ 100 2.170 2.300 22.300 7500 6.450 ZARGANA 5.430 5.350 5.040 3.330 3800 5.710 DİĞERLERİ 28.580 12.650 262.520 114.900 261300 112.030 İL TOPLAM 281.307 505.968 490.627 253.501 244.152 216.519 AHTAPOT 40.420 61.910 97.715 32.735 44.030 30.814 BÖCEK 5.645 7.335 6.122 5.298 7.125 3.200 İSTAKOZ 3.860 7.340 4.588 363 4.060 2.200 KALAMERYE 13.808 98.160 57.284 38.193 44.085 26.569 KARİDES 116.684 169.763 117.745 65.184 54.951 94.054 MÜREKKEP BAL. 75.800 144.280 188.458 91.530 70.701 52.022 PAVURYA 600 4.050 2.260 YENGEÇ 22.690 16.860 18.625 20.198 15.150 4.500 DİĞERLERİ 1.800 320 90 0 63 900 2.1.5. Ormancılık Antalya Orman Varlığı Mevcut Durum : Ülkemizin yaklaşık %26,5 i değişik yaş ve yapıdaki ormanlarla kaplıdır. Bu oran 20,8 milyon hektara karşılık gelmektedir. Uluslar arası kriterlere göre bir ülkenin yaklaşık %30 unun orman alanı ile kaplı olması o ülkenin yeterli ormanının olduğu anlaşılmaktadır. Bu bakımdan ülkemizin küçümsenmeyecek miktarda orman alanına sahip olduğu söylenebilir. Bununla birlikte ülkemizin sahip olduğu ormanların % 52 si üzerinde bulunan orman yapısı bakımından bozuk ve verimsiz karakterdedir. Antalya sahip olduğu orman varlığı bakımından en zengin illerimizden birisidir. Topraklarının yaklaşık % 55 i ormanlarla kaplıdır. Sahip olduğu coğrafik özellikler nedeniyle oldukça zengin bir biyolojik çeşitliliğe sahiptir. Toplam 630 endemik tür Antalya Bölgesinde yetişmektedir. Antalya orman varlığı Tablo 1 de verilmiştir. Tablodan da görüldüğü gibi Antalya orman varlığı, kapladığı alan yüzdesi bakımından %54 lük miktarla Türkiye ortalamasının üstündedir. Ancak bu ormanların yarısına yakını bozuk ve iyileştirmeye muhtaç verimsiz ormanlardır. Öneriler : 1. Antalya orman varlığı bakımından zengin bir bölgedir ancak orman alanları gittikçe azalmaktadır. Bu azalmanın engellenmesi gerekmektedir. 2. Antalya’nın turizm bölgesi olması nedeniyle geçmişte sahil şeridinde birçok orman alanı turizm için tahsis edilmiştir. Ancak son yıllarda turistik faaliyetlerin çeşitlenmesi ve bu bağlamda ekoturizmin önem kazanması doğanın ve ormanların önemini daha da artırmıştır. Bu nedenle ekosistemin ve orman alanlarının tahrip edilmeden korunması turizmden olan beklenti bakımından da önemlidir. 3. Yine turistik bakımdan öneme sahip birçok tarihi yapı, eski yol ve su kemerleri orman alanı içinde bulunması nedeniyle korunabilmiştir. Ormanların korunması bu bakımdan da önemlidir. 4. Antalya Bölgesi’nin sahip olduğu biyolojik çeşitlilik ve endemik bitki türlerinin gelecek kuşaklara bırakılması gereken bir miras anlayışıyla bozulmadan doğal ortamında korunması gerekmektedir. 5. Gittikçe artan çevre sorunları ve atmosferdeki kirlilik ulusal ve uluslar arası boyut kazanmıştır. Bu anlamda ormanların oksijen üretmeleri ve atmosferdeki karbonu yaptığı fotosentez ile bağlaması nedeniyle önemi büyüktür. 6. Antalya orman varlığı içinde Akdeniz Bölgesine özgü maki bitki örtüsü önemli bir yer tutmaktadır. Makinin sahip olduğu gerek biyolojik çeşitlilik açısından ve gerekse toprak koruma ve enerji üretimi konusunda önemi tam anlaşılabilmiş değildir. Önemi anlaşılamayan bu alanlardaki bitki örtüsü tamamen kaldırılıp ağaçlandırma ve diğer amaçlarla kullanılmaktadır. Oysa bu alanlar üzerindeki bitki kompozisyonu ve yapısı değiştirilmeden baltalık ormanı olarak işletilebilir. Bu yolla maki alanları ekonomik bakımdan da üretime daha fazla katkıda bulunacak ve doğal yapısı da bozulmamış olacaktır. 64 Asli Orman Ürünleri (Odun) Mevcut Durum : Antalya Orman Bölge Müdürlüğü’nde daha çok kızılçam odunu üretilmektedir. Bununla birlikte az miktarda da sedir ve göknar odunu üretilmektedir. Tablo 2 den de görüldüğü gibi çoğunluğunu bu iki türün oluşturduğu endüstriyel ve yakacak odun miktarları sırasıyla 2001 yılı için 487635 m3 ve 214539 ster, 2002 yılı için ise 327586 m3 ve 160848 ster olarak üretilmiştir. Üretim miktarı yıllara ve pazar durumuna göre değişiklikler göstermektedir. Öneriler : 1- Antalya Bölgesinde bulunan ormanların büyük bir kısmı doğal ormanlardan oluşmaktadır. Bu ormanlarımızın tamamına yakını odun üretim amacıyla işletilmektedir(milli parklar ve koruma alanları hariç). Oysa ormanların ürettiği daha başka mal ve ürünler de vardır. Bunlar, tali orman ürünleri, rekreasyon, toprak koruma, estetik, bilimsel, biyolojik çeşitlilik, su üretme vs olarak sıralanabilir. Tamamına yakını odun üretimine konu olan bu ormanlarda maliyetler zaman zaman odun satış fiyatının üzerine çıkabilmektedir. Ekonomik bakımdan üretimin rantabl olmadığı yerlerde ormanlar diğer fonksiyonları için işletilmeli odun üretimine konu edilmemelidir. 2- Antalya, sahip olduğu tarihi turistik ve iklim özellikleri nedeniyle doğal ormanlarından üretebileceği ürün sayısı fazla olan bir kenttir. Doğal ormanların ekonomik odun üretimine uygun olmayan yerleri daha çok avcılık, doğa sporları, biyolojik çeşitlilik, orman tali ürünleri bakımından değerlendirilmelidir. 3- Üretilen odun hammaddesinin miktarı yanında kalitesi de önemlidir. Kalite bakımından yüksek değerde ürün elde etmek için daha çok ağaçlandırmaya dayalı ormancılık daha uygundur. Nitekim ağaçlandırma yoluyla genetik bakımdan daha verimli ve teknolojik özellikleri uygun ağaç türleri ve bir tür içinde de ıslah edilmiş klonların kullanımı mümkün olacaktır. 4- Üretilecek odun ürününün kalitesini artırmak için entansif ormancılık çalışmaları ile uygun olduğu yerlerde budama da düşünülmelidir. Kerestelik oldun üretiminde budaksız tomruk üretimi fiyatları önemli ölçüde etkileyecektir. Tali Orman Ürünleri (Odun dışı Ürünler) Mevcut Durum : Bazı orman ağaçlarının gövdelerinden tekniğine uygun yöntemle elde edilen reçine, sığla yağı gibi balzami yağlar, defne okaliptüs gibi ağaç ve ağaççıkların yaprakları, mazı, palamut, sumak,defne,mahlep,menengiç, çam fıstığı gibi meyveler, bazı ağaç ve ağaççıkların gövde kabukları, ince dal ve sürgünleri ile gerek orman altı florayı teşkil eden gerekse orman rejimine giren sahalarda yayılış gösteren kekik, adaçayı, eğrelti otu, nane, pelin otu, hardal gibi ağaççık ve çalı görünümündeki bitkiler ile , otsu, rizomlu, yumrulu ve soğanlı bitkiler orman tali ürünleri olarak adlandırılmaktadır. Bu ürünlerden reçine, sığla yağı, çıra ve şimşir gibi bazılarının üretimi yıllık üretim programı dahilinde yapılmakta, diğerleri ise 6831 sayılı Orman Kanununun 37. ve 40. maddelerine göre değerlendirilmektedir. Antalya bölgesi asli orman ürünü olan odun üretimi bakımından zengin bir bölge olmakla birlikte tali orman ürünleri bakımından da oldukça zengin bir bölgedir. Özellikle defne yaprağı ve kekik üretiminin en yoğun üretildiği bölgedir. Yine salep ve orkide çiçeklerinin yoğun bulunduğu ve ticaretinin yapıldığı bir bölgedir. Daha çok köylüler tarafından toplanan kekikten, bölgede bulunan bir tesiste kekik yağı üretilip hammadde olarak ihraç edilmektedir. Defne yaprağı da köylülere toplatılmakta, bir tesiste kurutulup paketlenmekte ve hammadde olarak ihraç edilmektedir. 65 Öneriler : 1. Tali orman ürünlerinin doğal kaynaklarının etkin şekilde korunması ve sürdürülebilir yönetimi ile bu kaynakların bölgesel düzeyde mümkün olan en yüksek faydalanma sağlanmalıdır 2. Antalya Bölgesinde yoğun bulunan kekik, defne, soğanlı bitkiler ve süs bitkilerinin bölgedeki üretimi çoğunlukla tekniğine uygun yapılamamaktadır. Yanlış üretim yönteminden dolayı bazı türlerin varlığı her geçen gün gittikçe azalmaktadır. Örneğin kekik ve soğanlı bitkilerin bölgedeki yayılış alanları gittikçe daralmaktadır. 3. Yine bölgede yaygın olarak bulunan defne alanlarının büyük bir kısmı bozuk baltalık niteliğindedir ve üretime konu edilememektedir. Bu alanların rehabilitasyonu ile defne yaprağı üretimi birkaç katına ulaşabilecektir. 4. Bölgede üretilen tali orman ürünleri işlenmiş, paketlenmiş ara mamül olarak ihraç edilmektedir. Çünkü bu ürünlerde nihai ürünü elde edecek teknoloji hanüz ülkemizde mevcut değildir. Oysa bu ürünlerin nihai ürün olarak satılması durumunda elde edilecek gelir çok daha fazla olacaktır. Artan gelir, sektör karlılığını artıracak ve sonuçta bu ürünlerin üretimi de artarak bölgenin kalkınmasında etkili olacaktır. 5. Kültüre alınarak üretilmesi mümkün olan tali ürünlerin yerel halk ve ticari kuruluşlar tarafından üretilmesi teşvik edilmeli ve desteklenmelidir 6. Üretilen tali ürünlerden pazarlama sorunu olanların ihracatı teşviklerle desteklenmelidir. 7. Tali orman ürünleri için “Ekolojik Ürün Belgesi “ zorunlu hale getirilmelidir. Ağaçlandırmalar Ülkemizde ağaçlandırmalar genel olarak, uzun yıllar tahrip edilmiş arazilerde orman sahasını ve ağaç servetini çoğaltmak, toprak, su ve bitki arasında bozulan dengeyi kurmak, geliştirmek ve çevre değerlerini korumak amacıyla yapılmaktadır. Bu ağaçlandırmaları ana amaçlarına göre; odun üretimi ve diğer amaçlarla yapılan ağaçlandırmalar olarak iki ana gruba ayrılabilir. Bunun yanı sıra özel ağaçlandırma çalışmaları da bulunmaktadır. I. Odun Üretimi Amaçlı Ağaçlandırmalar Mevcut Durum : Hızla artan nüfus ve buna bağlı olarak da insanların odun hammaddesine olan ihtiyaçlarının fazlalaşması, kısa zamanda ürün verecek ve hızlı büyüyen türlerle ağaçlandırmaların yapılmasını gerekli kılmıştır. Bu gereksinimden dolayı Antalya Bölgesinde de yaklaşık 50 yıldan bu yana ağaçlandırmalar yapılmaktadır. Bölgede günümüze kadar toplam 79 adet proje ile 84.050 hektar sahada ağaçlandırma çalışması yapılmıştır. Son 5 yılda(1998-2002) yapılan ağaçlandırma miktarları sırasıyla 995,5 ha, 262,0 ha, 585,0 ha, 400,0 ha ve 650,0 ha dır. 2003 yılında da 900,0 hektar alanda çalışma yapılması planlanmıştır. Bölge ağaçlandırmalarında daha çok bölgenin ana türleri olan kızılçam ve sedir kullanılmaktadır. Hızlı büyüyen yerli türlerimizden biri olan kızılçamın, doğal ormanlarımızda yıllık ortalama artımı yaklaşık 11 m3 iken bu miktar ağaçlandırma yoluyla kurulan ormanlarda 15 m3 ü geçmektedir. Bölgedeki elde edilen odun gelirlerinin tamamına yakını kızılçamdan elde edilmektedir. Öneriler : 1. Odun üretim amaçlı ağaçlandırma yatırımları planlanırken ekonomik analiz yapılmalı ve fizibil olmayan alanlara yatırım yapılmamalıdır. 2. Bu amaçlı ağaçlandırmalarda verimin artırılması için araştırmalara devam edilmelidir. Özellikle ağaç ıslahı çalışmaları desteklenmelidir. 3. Bölgede mevcut orman alanları içinde bulunan düşük kapalılıktaki bozuk alanlar ağaçlandırılmalıdır. Böylece atıl nitelikteki bu alanlardan daha fazla ürün almak mümkün olacaktır. 66 4. Gerçek ve tüzel kişilere ait arazilerde ağaçlandırmalar özendirilmelidir. Bazı tarım alanlarının kızılçam ve diğer yerli ve yabancı hızlı büyüyen türlerle ağaçlandırılması ekonomik bakımdan birçok tarım ürününe göre daha karlı olabilecektir. Bu tür ağaçlandırmalar desteklenmelidir. 5. Ağaçlandırma yatırımlarından önce bölgedeki pazarı teşkil eden odun işleyen orman ürünleri sanayi kuruluşlarının kalite ve kantite bakımından ihtiyaçları dikkate alınmalıdır. 6. Odun üretim amaçlı yapılacak ağaçlandırmalarda ıslah edilmiş kaliteli fidan ihtiyacını karşılamak için gerekli önlemler alınmalıdır. 7. Kaliteli orman ağacı türleri ile süs bitkileri fidanı yetiştirme konusunda özel sektör teşvik edilerek desteklenmelidir. Böylece iç piyasanın ihtiyaç duyacağı kaliteli fidan talebi karşılanmış olacak ve fidan ithalatı yoluyla döviz kaybı önlenecektir. II. Diğer Amaçlı Ağaçlandırmalar Mevcut Durum : Ormanların gördüğü fonksiyonlara bağlı olarak, odun ürünü elde etme dışındaki amaçlı ağaçlandırmalar da yapılabilmektedir. Bunlardan başlıcaları; rekreasyon, su üretimi, erozyon önleme ve kent ormanı kurma ağaçlandırmalarıdır. Bölgede gerçek ve tüzel kişiler ile kamu kuruluşları katkılarıyla 612 ha maliye ormanı, 80 ha hatıra ormanı kurulmuştur. Bunun yanında, bölgede orman rejimine dahil olan, yağış-akış rejimi bozulmuş dere, ırmak ve çayların su toplama havzalarındaki erozyona maruz bulunan bozuk orman alanlarında, bitki örtüsü tahrip olmuş yamaç arazilerde; orman kurmak, bozuk orman alanlarını iyileştirmek veya bitki örtüsünü ıslah etmek ve yukarı dere mecralarında su akışını düzenleyici sınai tesisler yapmak suretiyle doğal dengenin yeniden sağlanması amacına dönük önlemleri kapsayan erozyon kontrolü çalışmaları yapılmaktadır. Bu güne kadar 18.275 ha alanda erozyon kontrolü çalışmaları yapılmıştır. Bunun 2.620 ha ı Kadriye-Belek ve Kaş-Patara kumul tespit çalışmalarına aittir. Antalya’nın ilçeleri itibariyle erozyona maruz alanları aşağıya çıkartılmıştır: Tablo 3. Antalya’da erozyon durumu İlçe Adı Merkez Akseki Alanya Elmalı Finike Gazipaşa Erozyona maruz Alan(ha) 204.029 188.742 126.874 128.109 60.483 88.082 Toplam 1.697.938 (%82) İlçe Adı Gündoğmuş Kaş Korkuteli Kumluca Manavgat Serik Erozyona maruz Alan(ha) 88.420 192.335 207.345 98.271 201.084 114.161 Öneriler : 1. Yerleşim yerleri yakınlarında kent ormanlarının kurulması önemli bir toplumsal ihtiyaçtır. Hızla büyümekte olan Antalya’nın bu nitelikteki ormanlara ihtiyacı her gün biraz daha artmaktadır. Bu nedenle yerleşim yerlerine yakın ormanların korunması ve ağaçlandırmalar yoluyla daha da geliştirilmesi gerekmektedir. 2. Hızla büyüyen Antalya’da ormanlar yerleşim yeri olarak kullanılmaktadır. Bu durumun önlenmesi için Antalya çevresindeki ormanlar özel bir statüyle yönetilmeli, kent ormanı olarak ayrılmalı ve işgaline engel olunmalıdır. 3. Halkın günübirlik piknik alanı ve dinlenme yeri olarak kullanabileceği rekreasyon alanlarının miktarı artırılmalıdır. Antalya yakınlarında bu amaçla kullanılabilecek alanlar mevcuttur. 67 4. Antalya yakınında, gerek bilimsel amaçlara hizmet edecek ve gerekse halkın gezip dinlenmesi ve değişik bitkileri tanımasına yardımcı olacak bir bitki müzesi, arboretum kurulmalıdır. Doğal koşulları bakımından oldukça uygun olan Antalya’nın bir turizm kenti olması nedeniyle de böyle bir arboretuma ihtiyacı vardır. III. Özel Ağaçlandırmalar Mevcut Durum : Özel ağaçlandırmalar; orman sınırları içindeki açıklıklarla bozuk orman alanlarında, hazine arazilerinde, gerçek ve tüzel kişilerin mülkiyet ve tasarrufundaki alanlarda orman sahasını ve ağaç servetini artırmak amacıyla, asli orman ağacı türleri ile birlikte tali ürün veren ağaç ve ağaççıklar, süs bitkileri, tıbbi ve aromatik bitkiler ile kamu, özel ve tüzel kişiler tarafından yapılan ağaçlandırmalardır. Son yıllarda ivme kazanan bu tür ağaçlandırmaların Antalya Bölgesi’ndeki miktarı, çeşitli büyüklükteki 30 adet projede, toplam 1.133 hektara ulaşmıştır. Öneriler : 1. Küçük parçalar halindeki boş, verimsiz ve atıl, kamuya ve gerçek kişilere ait alanlarda özel ağaçlandırma çalışması teşvikleri artırılarak daha fazla alan üretime sokulmalıdır. 2. Arazi sınıflaması yapılmalı ve tarım alanı dışında uygun yerlerde özel teşebbüsün hızlı büyüyen türlerle ağaçlandırma yatırım yapmaları desteklenmelidir. 3. Antalya’da toplam 546 köy vardır. Köylerde tarım arazilerinin kenarları ile özellikle dere içlerinde uygun yerler ceviz yetiştiriciliği için kullanılabilir. Gerek meyvesi ve gerekse odunu bakımından değerli olan bu türün köylüler tarafından üretilmesi ile önemli ölçüde ekonomik değer oluşacak ve bölge ekonomisine katkıda bulunulacaktır. Ancak öncelikle bu tür ile ilgili kaliteli ceviz fidan üretim sorununun çözülmesi gerekmektedir. Bunun için ceviz fidanlığı kurulması teşvik edilmelidir. Milli Parklar Mevcut Durum : Antalya’da orman varlığı içinde yer alan önemli kaynaklardan birisi de Milli Parklardır. Önemli bitki, hayvan ve arkeolojik zenginliği içinde barındıran milli parklar turizm faaliyetleri aracılığı ile önemli ekonomik değerler üretmektedir. Antalya sınırları içinde toplam dört milli park ve bir de tabiat parkı bulunmaktadır. Bunlar ve sahip oldukları alanları: 1.Olimpos-Beydağları Sahil Milli Parkı : 34 425 ha 2.Köprülü Kanyon Milli Parkı : 36 614 ha 3.Termesos Milli Parkı : 6 702 ha 4.Altınbeşik Mağarası Milli Parkı : 1 156 ha 5.Kurşunlu Şelalesi Tabiat Parkı : 394 ha Bu alanlardan son 5 yılda elde edilen gelirler aşağıdaki gibidir. Öneriler: Turizm son yıllarda önemli ölçüde değişime uğramış ve artık eko turizm olarak adlandırılabilecek, güneş ve deniz yanında doğa yürüyüşleri, tarihi kalıntıların görülmesi, bölgedeki kültürün tanınması gibi faaliyetleri de kapsamaktadır. Gelecek yıllarda eko turizm önemini daha da artıracak ve dolayısıyla doğal kaynaklar ve bu arada da ormanlar önemli gelir kaynağı olacaktır. Bu düşünceden hareketle doğal ormanların korunması, bölgedeki orman içi ve bitişiğinde yaşayan insanların turizm konusunda bilinçlendirilip kırsal konaklama olanaklarının artırılması gibi konulara ağırlık verilmesi isabetli olacaktır. Ayrıca eko turizm faaliyetlerinin geliştirilmesi için doğal fauna ve floranın tanıtılması için gerekli tanıtıcı araçların geliştirilmesi, bu arada rehberlerin bu amaçla iyi eğitilmesi faydalı olacaktır. 68 Yine avcılık faaliyetleri ile önemli gelirlerin elde edilebileceği de anlaşılmaktadır. Zira domuz ve yaban keçisi avcılığı bakımından Antalya Bölgesi önemli potansiyele sahiptir. Orman Kadastrosu Mevcut Durum : Her türlü ormancılık faaliyetine mülkiyet bakımından baz teşkil eden orman kadastrosu büyük önem taşımaktadır. Uzun yıllardan bu yana yürütülmekte olan kadastro çalışmaları henüz bitirilememiştir. Antalya sınırları içinde bulunan toplam 1 118 917 ha alanının 757 865 ha lık miktarının orman kadastrosu tamamlanmış durumdadır. Yani toplam alanın % 54 ünün kadastrosu tamamlanabilmiştir. Bölgede bulunan köy sayısı bakımından düşünüldüğünde ise toplam 546 köyden 425 inin orman kadastrosu tamamlanmış durumdadır. Öneriler : 1. En fazla göç alan şehirlerimizden birisi olan Antalya’da arazi değeri gittikçe artmaktadır. Ayrıca yoğun tarım faaliyetleri ve gelişen turizm nedeniyle orman alanları her gün geçtikçe azalmaktadır. Bölgede çok önemli fonksiyon gören orman alanlarının yasadışı yollardan işgal edilmemesi için orman kadastrosunun bir an önce bitirilmesi gerekmektedir. Bu amaçla çalışan orman kadastro komisyon sayısı artırılmalıdır. 2. Ormanlardan verilen izin irtifa haklarında dikkatli davranılmalı ve doğal dengenin bozulmasına engel olunmalıdır. Maden ocağı ve taş ocağı izinlerinin verilmesinde doğal peyzajı bozacak uygulamalarda dikkatli olunmalıdır. Özellikle yoğun işleyen yol görüş alanına giren alanlarda doğal yapı korunmalıdır. 3. Orman, mera ve tarım alanları sınırlarının yasal zemine oturtulması orman aleyhine gelişen mülkiyet sorunlarını da azaltacaktır. 4. Özellikle ağaçlandırma çalışmalarında zaman zaman sorunların yaşanmasına neden olan mülkiyet konusu orman kadastrosunun önemini ortaya koyan bir başka gerçektir. ANTALYA ORMAN BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ 2001 YILI BİLANÇO SONUÇLARINA GÖRE TALİ ÜRÜN ÜRETİM VE SATIŞLARI ÜRETİM PROGRAMINDA OLAN ÜRÜNLER KEKİK DEFNE YAPRAĞI ÜRETİM PROGRAMI DIŞINDA TARİFELİ SATIŞLAR DEFNE KEKİK ŞALBA SIKLAMEN GALANTUS LADEN MERSİN ÇAM FISTIĞI KÖK ODUNU SUCEYRAT ADAÇAYI SÜP.ÇALISI TESBİH ÇALISI ÜRETİM MİKTARI (TON) 200 150 SATIŞ MİKTARI (KG) 262837 814112 155582 8419 8371 430090 125135 39548 11078 300 94160 2400 1100 69 SATIŞ MİKTARI (TON) 814 263 TUTARI (BİN TL.) 7.418.239 14.356.126 1.643.984 420.950 835.100 2.670.390 947.100 489.696 1.208.000 870.000 3.058.833 75.600 19.250 ÇAM İBRESİ ANEMON HAYT YAPRAĞI ERANTUS MANTAR KARDELEN KOZALAK BİBERİYE KAPARİ KEÇİBOYNUZU Toplam Tutarı 1400 6384 6125 3328 300 5096 216150 7500 000 80.500 383.040 36.750 236.240 120.000 891.800 2.594.080 2.250.000 38.355.678 ANTALYA ORMAN BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜNÜN 2002 YILI BİLANÇO SONUÇLARINA GÖRE TALİ ÜRÜN ÜRETİM VE SATIŞLARI ÜRETİM PROGRAMINDA ÜRETİM MİKTARI OLAN ÜRÜNLER (TON) KEKİK 859 DEFNE YAPRAĞI 462 ÜRETİM PROĞRAMI DIŞINDA TARİFELİ SATIŞLAR REÇİNE SIĞLA YAĞI ŞİMŞİR ÇIRA ÇIRALI KÖK ODUNU ADAÇAYI SUMAK YAPRAĞI KİTRE MAZI KUZU GÖBEĞİ MANTARI TAVUK AYAĞI MANTARI DİĞER TABİİ MANTARLAR KARAĞAN KARDELEN ANAMONE GALANTHUS ERANTİS SIKLAMEN MERSİN DALI BİBERİYE KAPARİ KEÇİBOYNUZU SATIŞ MİKTARI (Kg) 70 SATIŞ MİKTARI (BİN TL) 25.396.593 12.524.146 TUTARI (BİN TL.) 2.049.320 143.166 6.000 8.335.642 3.362.780 60.000 373.340 3.478 26.366 12.063 4.181 8.538 757.232 7.241.760 800.450 1.263.750 3.317.325 418.100 660.000 7.501.360 7.500 2.250.000 Öneriler Antalya Orman Bölge Müdürlüğü’nde ormanların planlanması, korunması; devamlılığının sağlanması ve bölgemiz, ülkemiz ve gelecek kuşaklara en yüksek düzeyde katkıyı sağlamak için yukarıda yazılanlar dışında aşağıda sıralanan konuların da dikkatle uygulanması ulusumuza en büyük katkı sağlamış olacaktır. 1- Antalya dünyanın en fazla turist çeken bölgeleri arasında yer almaktadır. Antalya’nın güzelliği sadece deniz, kum, güneş, beş yıldızlı oteller değildir. Antalya’nın denizini bir baştan başa saran Toros dağları ve onu bir gelinlik gibi örten bitkiler, ormanlar, yaban hayatıdır. Bu nedenle Antalya ormanlarında klasik ormancılık yöntemiyle çalışmak, planlama yapmak ve bu planlara göre işletmecilik yapmak yanlış olur. Bu ve buna benzer yörelerimizde orman amenajman planlaması III. yinelemesi 1996 yılında klasik planlama yöntemi ile yapılmış olup 2006 yılından itibaren de IV. yineleme amenajman planlaması yapılacaktır. Odun üretimine ağırlık veren bu yöntem yerine Antalya Orman Bölge Müdürlüğü dahilinde odun üretiminden çok doğal orman varlıklarımızın korunmasına önem veren fonksiyonel (çok yönlü) planlama temel ilke olarak alınmalı ve uygulanmalıdır. Fonksiyonel planlama; “aynı orman alanının, aynı anda, biden fazla amaca tahsis edilmesi ” şeklinde tanımlanabilir. Antalya bölgesi ormanları fonksiyonel planlama ilkesi dikkate alınarak (Prof. Dr. İsmail ERASLAN’a göre) 10 ana fonksiyona ayrılmıştır”. 1- Orman ürünleri üretim fonksiyonu, 2- Hidrolojik fonksiyonu, 3- Erozyon önleme fonksiyonu, 4- Klimatik fonksiyonu, 5- Toplum sağlığı fonksiyonu, 6- Doğayı koruma fonksiyonu, 7- Estetik fonksiyonu, 8- Rekreasyon fonksiyonu, 9- Ulusal savunma fonksiyonu, 10- Bilimsel fonksiyonlardır. Bu fonksiyonlar ekonomik, sosyal, kültürel, ekolojik, koruma ve sürdürülebilir nitelikli fonksiyonlardır. Çok amaçlı fonksiyonel planlamanın yapılması ve uygulanabilmesi için bu konuda her kademede görev yapan teknik elemanların eğitilmesi, bilinçlendirilmesi ve inandırılması gerekmektedir. Ormanların planlanmasında çok yönlü planlamaya geçiş çalışmaları 1980’li yıllardan bu yana devam etmektedir. Bu yönteme geçiş sağlandığı takdirde ormanlardan elde edilen faydalar önemli ölçüde artmış olacaktır. 2- Antalya Bölgesinde ilgili kuruluşlarla eşgüdüm sağlanarak arazi sınıflandırması acil olarak yapılması ve uygulanmasına başlanması gerekmektedir. 3- Orman alanlarını ve ormanlarımızı korumanın en önemli unsuru ormanların sınırının, alanının belli olması yani Orman Kadastrosunun hızlı bir şekilde tamamlanmasıdır. Orman alanlarını daraltıcı, biyolojik çeşitliliği yok edici yöntem ve uygulamalardan uzak durulması, orman yasalarının sık sık değiştirilmemesi, “Kamu Yararı” kavramının ormanlarımızın dağılımı veya yok olması için kullanılmaması, “Kamu Yararı” kavramının tekrar tartışılarak sınırlarının belirlenmesi gerekmektedir. Orman Kadastro çalışmalarında mera alanlarının ve yaylak kışlaklarının korunması orman köylülerimize ekonomik katkının yanı sıra biyolojik çeşitliliğinde korunması sağlayacaktır. Bu nedenle Orman Kadastro çalışmalarında mera alanlarına, yaylak ve kışlak alanlarının bulunduğu köylere öncelik tanınması ve bu alanların tarım alanına dönüştürülmeden korunması ve ıslah çalışmalarının yapılması gerekmektedir. 71 4- Antalya orman bölgesi içerisinde yaşamını sürdüren orman köylülerinin, öncelikle ekonomik yönden geliştirilmesi için desteklenmesi, köylü çocukların ilköğretimden üniversiteye kadar eğitimlerine destek alınması köy halkının kadın-erkek eğitilmesi köy kültürüyle-kent kültürünün arasındaki uçurumun giderilmesi için özel çok yönlü sivil toplum örgütleriyle birlikte çalışmalar yapılması gerekmektedir. “Ormanı Sevgi Korur” özdeyişimize uygun olarak ormanlarımızın halkımızla, köylümüzle ormanların sürekliliğinin sağlanması için koruma yöntemleri uygulanmalıdır. Ormanların korunması ekonomik kalkınmaya, ekonomik kalkınma eğitim, kültürel değerlerin yükselmesini sağlayacaktır. Ayrıca doğanın, biyolojik çeşitliliğin korunması ormanların, floranın fauanın korunmasını da sağlayacaktır. 5- Milli parklarımızın toplam alanı 78.897 ha dır. Antalya’nın ülkemizin ve dünyanın en önemli ekolojik, jeolojik, arkeolojik, kültürel, özelliklere ve güzelliklere sahip Akdeniz-Antalya ormanları ve makilikleridir. Antalya bu değerleri ile yalnız ulusal ölçekte değil küresel ölçekte de oldukça önemli bir bölgemizdir. Dünyanın dikkatini üzerine çeken yöremiz, bölgemiz turizmin baskısı altına girmiş durumda. Bu baskıyı azaltmak için milli park alanlarını genişletmek, hatta tüm Antalya bölgesi bir “ulusal park” gibi değerlendirilmeli planlaması yapılmalıdır. 6- Antalya ormanlarından bu güne kadar turizm amacıyla çok miktarda alan tahsis edilmiştir. Ayrıca daha önce de ifade edildiği gibi ormanlar turizm açısından önemli bir fonksiyon da görmektedir. Bu düşünceden hareketle Antalya bölgesindeki ormanların korunması ve geliştirilmesi amacıyla turizm sektöründen desteklenecek bir fon oluşturulması isabetli olacaktır. 72 Tablo 1. Antalya Genel Orman Alanlarının Niteliklerine Göre Dağılımı (ha) ORMAN KORU İLÇE Normal BALTALIK Bozuk Normal Bozuk Antalya 56854 51670,5 Manavgat 29389 18770 61562,5 32871,5 257 28365 22114 252 28411,8 62255,4 Alanya Finike 603 11400,5 TOPLAM AÇIKLIK GENEL TOPLAM Ha Ha Ha 109127,5 102293,5 211421 48159 42643,5 90802,5 106091,5 72880 178971,5 50731 27584,5 78315,5 90667,2 154094 244761,2 ORMAN Korkuteli İŞLETME Serik 44444 17010 1634 63088 61766,5 124854,5 MÜDÜRLÜKLERİ Kaş 61828,5 83542,5 763,5 146134,5 65303 211437,5 Kumluca 39028,5 18557 44,5 57630 45082 102712 Akseki 45851 68794 Cevizli 22739 20646 Gazipaşa 32674,5 28707,5 Gündoğmuş 24155,5 25055,5 Elmalı 20288,4 30638,8 Taşağıl 52842,5 24130 1182 78154,5 38398 116552,5 548434,2 504762,7 16402,5 1070771,4 926183,7 1996955,1 Termesseos MP 1988,7 1807,1 1895,7 5691,5 1044,5 6736 Olimpos BEY 11798 6586 720 19104 4406 23510 Köprülü K. 10195 11717,5 1436,5 23349 5870 29219 TOPLAM 23981,7 20110,6 0 4052,2 48144,5 11320,5 59465 572415,9 524873,3 1172 20454,7 1118915,9 937504,2 2056420,1 TOPLAM MİLLİ PARKLAR GENEL 73 663 1172 775 114645 53109 167754 44823 11913,5 56736,5 61382 49229,5 110611,5 49211 71591,5 120802,5 50927,2 130295,2 181222,4 Tablo 2. Antalya Orman Bölge Müdürlüğü 2001 ve 2002 yılı Odun Üretimi İBRELİLER 2001 ÜRÜN ÇEŞİDİ DİKİLİ K.G.H. (m3) TOMRUK SEDİR ARDIÇ KIZILÇAM 14367 37 464316 12235 5956 7 218005 8247 ODUN (m3) ENDÜSTRİYEL TELDİREK MADEN DİREK 1955 SANAYİ ODUNU 3198 KAĞITLIK ODUN 873 LİF YONGA (m3) SIRIK (m3) 11 499550 MEŞE 1176 232215 2541 33 2574 17846 298 20099 82 40545 9 37070 273 161487 2112 1079 165551 DİĞER YAP. GENEL TOPLAM TOPLAM 4541 504091 3365 4 4 232219 0 2574 1 83 20182 9 40554 2035 2035 167586 24464 24464 0 24464 96 96 0 96 10963 1285 SAHA TEMİZLİĞİ 15784 6304 TOPLAM 17432 0 180302 SEDİR ARDIÇ KIZILÇAM DİKİLİ K.G.H. (m3) 20731 262 382174 13707 9650 426524 828 362 1190 427714 TOMRUK 6339 128836 5582 576 141333 24 142 166 141499 117 117 74 22899 22899 ODUN (m3) 485544 91 2040 2131 487635 176931 4527 8333 12860 189791 0 2426 22148 1285 60 0 199079 6953 İBRELİLER TEL DİREK ODUN (Siter) 1079 0 BALTALIK (Etadan) 2002 ENDÜSTRİYEL 727 TOPLAM 173998 ÜRÜN ÇEŞİDİ YAKACAK 7868 DİĞER İBR. 461509 KORU (Etadan) 11982 YAPRAKLILAR GÖKNAR 1648 ODUN (Siter) GENEL TOPLAM YAKACAK 4 DİĞERÇAM DİĞER ÇAM 2426 2426 174 174 22322 8507 15460 214539 YAPRAKLILAR GÖK NAR 117 DİĞER İBR. TOPLAM MEŞE DİĞER YAP. GENEL TOPLAM TOPLAM MADEN DİREK 1868 4 20241 712 SANAYİ ODUNU 2246 20 37238 528 52 40084 11 11 40095 KAĞITLIK ODUN 136 85505 935 4629 91205 791 791 91966 28480 2200 300 30980 LİF YONGA (m3) 30980 SIRIK (m3) GENEL TOPLAM 300417 9957 5631 326618 826 600 146408 2040 1748 150796 405 SAHA TEMİZLİĞİ 2460 5652 810 TOPLAM 3060 152060 2850 KORU (Etadan) 10589 24 BALTALIK (Etadan) 142 725 968 327586 405 151201 725 8922 1748 75 159718 725 8922 405 725 1130 160848 2.2. TURİZM VE TANITIM Genel: Turizm bir endüstri olarak ortaya çıktığı ikinci dünya savaşından günümüze sürekli olarak gelişen ve yaygınlaşan bir sektör olmuştur. Kentleşme sürdüğü ve çalışma yoğunluğu artmaya devam ettiği sürece de olmaya devam edecektir. Turizm sektöründe talep, çalışma ve yaşama ortamı gibi nesnel koşullarda ortaya çıkan değişimler temelinde biçimlenir ve çeşitlenir. Tarım toplumunda turizm talebinin ortaya çıkamamış olmasına karşılık, çalışmanın yoğunlaştığı sanayi toplumunun, belirli bir aşamada, turizm talebini ortaya çıkarmış olması bu nesnel değişimtalep biçimlenişi arasındaki ilişkiyi belgeler. Çalışma yoğunluğunun daha da arttığı ve buna büyüyen, kalabalıklaşan ve kendine özgü sorunlar yaratan kentleşmenin eklemlendiği hizmet toplumunda turizm talebinin çeşitlenmek zorunda kalması aslında bu ilişkinin bir uzantısıdır. Bu nedenle, turizm talebinin oluşumunu belirleyen temel nesnel nedenler derinlemesine anlaşılmadan turizm politika ve stratejilerinin belirlenmesi olası değildir. İkinci dünya savaşı sonrasında turizm, sanayi devrimini tamamlamış, çalışma yoğunluğu yüksek kentli toplumların rekreasyon, yani düşen iş verimliliği ve azalan çalışma isteğini yenileme, gereksinimini karşılayabilecek bir araç olarak ortaya çıkmıştır. Bu aşamada deniz-kum-güneş üçlüsünün temel turistik talep olarak ortaya çıkışı, bu ülkelerin coğrafi konumuyla yakından ilgilidir. Soğuk ve güneşli günleri sınırlı iklim koşulları nedeniyle kapalı mekanlarda çalışıp, kapalı mekanlarda rekreasyon yapmak zorunda kalan kuzeyli insanların güneyin güneşli ve sıcak açık alanlarına akın etmesinin ardında bu coğrafi ve dolayısıyla iklimsel neden yatmaktadır. Akdeniz’in güneşli kıyılarının kentleri andıran kalabalık turistik merkezleri sanayi sektörü çalışanlarının bedensel yorgunluklarını atmalarında son derecede başarılı olmuştur. Fabrikalarda kitleler halinde çalışan ve kentlerde kitleler halinde yaşayan insanların daha sonraları “kitle turizmi” olarak adlandırılacak bir turizm biçimi gerçekleştirmiş olmaları dönemin nesnel koşullarıyla yakından ilgilidir. Sanayi toplumundan hizmet toplumuna geçişin hızlanması, bedensel çalışmanın yerini beyinsel çalışmanın almaya başlaması gibi nesnel bir nedenle, turizm talebinde önemli değişimlere neden olmuştur. Çalışma ortamının fabrikalardan ofislere kayması ve buna kentsel sorunların yarattığı olumsuzlukların eklenmesi turizmde yeni alternatiflerin aranmasına neden olmuştur. Güneş-deniz-kum üçlemesinin talebi karşılamada yetersiz kalmaya başlaması ve turizmin çeşitlendirilmesinden sıklıkla söz edilir olması bedeninin rekreasyonunun yerini beynin rekreasyonunun almaya başlaması gibi nesnel bir değişimle ilgilidir. Bu değişim beraberinde kalabalıklardan kaçış, farklılıklara yöneliş, heyecan arayışı gibi yeni talepleri getirmiş ve turizm sektörünü derinden etkilemiştir. Günümüzde kentleşme ve her türden teknolojik gelişmeler yaşam ve çalışma koşullarının giderek daha da yoğunlaşmasına yol açmakta ve bu nedenle rekreasyon talebinin artması ve yaygınlaşması ve çeşitlenmesine neden olmaktadır. Artan hareketlilik, kötüleşen gelir dağılımı, gelişen iletişim olanakları çevre, kültür, güvenlik gibi konularda iyileşmelere olduğu kadar, ciddi sorunlara da neden olmaktadır. Turizm politika ve stratejilerinin küresel ölçekli bu nesnel parametreler temelinde değerlendirilmesi ve planlanması gerekliliği vardır. Bu bağlamda, küresel ölçekte; Turizm sektörü büyümeye ve çeşitlenmeye devam edecektir. 76 2020 YILINDA DÜNYANIN ÖNDE GELEN ON DESTİNASYON ÜLKESİ YILLIK BÜYÜME 2020 Pazar Payı % ÜLKE HIZI (%) (1996-2020) Çin 137 8.6 8.0 ABD 102 6.4 3.5 Fransa 93 5.8 1.8 İspanya 71 4.4 2.4 Hong Kong 59 3.7 7.3 İtalya 53 3.3 2.2 İngiltere 53 3.3 3.0 Meksika 49 3.1 3.6 Rusya Federasyonu 47 2.9 6.7 Çekoslovakya 44 2.7 4.0 ÜLKELERİN GÖNDERECEKLERİ TURİSTLER ÜLKE GÖNDERECEKLERİ TURİST SAYISI (MİLYON KİŞİ) Almanya Japonya ABD Çin İngiltere Fransa Hollanda İtalya Kanada Rusya 160 140 123 100 95 54 45 35 31 30 Kaynak:WTO İstatistikleri Güneş-deniz-kum talebi varlığını sürdürecek ancak önem ve ağırlığı zaman içinde azalacaktır. Turizm talebi farklı, özgün ve egzotik kültürel ve doğal değerlere doğru hızlı bir kayma sergilemektedir. Bu değerler bakımdan zengin coğrafyalar hem turist sayısı ve hem de turizm geliri bakımından ortalama üzeri değerlere ulaşmaktadırlar. Akdeniz çanağı ülkeleri arasında talep Fransa, İtalya, İspanya gibi geleneksel kuzey Akdeniz ülkelerinden, farklı kültürel ve doğal özelliklere sahip doğu ve güney Akdeniz ülkelerine doğru kaymaktadır. 77 AKDENİZ ÜLKELERİNE 2000 YILINDA GELEN TURİST SAYISI ÜLKE Akdeniz Toplam Portekiz İspanya Fransa Monako İtalya Malta Slovenya Hırvatistan Bosna Hersek Yugoslavya Yunanistan Türkiye Kıbrıs Rum Kesimi Suriye Lübnan İsrail Filistin Ürdün Mısır Tunus Cezayir Fas 2000 YILI TURİST SAYISI (1000) 231 897 12 097 47 898 75 595 300 41 181 1 216 1 090 5 831 110 239 12 500 9 586 2 086 1 416 742 2 417 330 1 427 5 116 5 057 866 4 113 BÜYÜME ORANLARI 2000-1999 7.4 4.0 2.4 3.5 7.9 12.8 0.2 23.3 53.2 23.6 57.2 2.8 39.1 10.4 2.2 10.3 4.5 21.8 5.1 13.9 4.7 15.6 7.8 1990-2000 3.8 4.2 3.5 3.7 2.0 4.4 3.4 5.3 -1.9 -14.8 3.5 7.2 5.6 9.7 8.6 9.6 7.8 4.7 -2.7 0.2 Kaynak: WTO İstatistikleri. Yeni ve farklı turistik destinasyon ve ürün arzı artmaya devam edecektir. Benzer turistik destinasyon ve ürüne sahip ülkeler arasında rekabet artacaktır. Tenhalık giderek artan ölçüde aranan ve olağanüstü pirim yapan bir turistik ürüne dönüşmektedir. Asya kökenli turistlerin sayısı hızla artmaktadır. En geniş anlamıyla “güvenlik” talebi artmakta ve bir yandan bu maliyetleri etkilemekte diğer yandan da “her şey dahil” gibi güvenlik katsayısı yüksek çözümlerin yaygınlaşmasına yol açmaktadır. Tüketime sunulan ürün arzında yaşanan hızlı artış ve çeşitlenme tüketici tanım ve davranışını önemli ölçüde etkilemektedir. Tüketici koruma politikaları evrensel boyutlar kazanmaktadır. Destinasyonun çevre kalitesi ve ekolojik duyarlılık giderek artan bir biçimde talebi etkilemektedir. 78 Türkiye Geneli: Türkiye ya da daha doğru bir deyimle Anadolu doğu yaşam tarzından batı yaşam tarzına, Hıristiyan kültüründen İslam kültürüne geçişin gerçekleştiği ve üç kıtanın etkilerini taşıyan son derece özgün bir coğrafyadır ve bu nedenle de turizm bakımından çok farklı, özgün ve zengin değerlere sahiptir. Bu değerlerin odak noktası 1500 yıl çeşitli imparatorluklara başkentlik yapmış, 120 imparator ve sultana ev sahipliği yapmış İstanbul’dur. İstanbul’un dünya çapında bir turizm markası haline getirilememiş olması Türk turizmi için kilit önemde bir sorudur ve bu soruya bulunabilecek yanıtlar Türk turizminin sorunlarına akılcı çözümler bulabilmenin de yolunu açacaktır. Anadolu batıdan doğuya, bilinenden bilinmeyene doğru geçiş eğilimindeki turizm hareketine köprülük edebilecek bir konumdadır. Anadolu, Akdeniz’de olduğu gibi Karadeniz’de de kıyısı olan tek Akdeniz çukuru coğrafya parçasıdır. DÜNYA PAZARINDA TÜRKİYE’NİN TURİZM PAYININ GELİŞİMİ YILLAR TURİST SAYISINDAKİ PAY (%) 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 Kaynak: WTO İstatistikleri. TURİST GELİRİNDEKİ PAY (%) 1, 05 1, 13 1, 38 1, 15 1, 10 1, 25 1, 34 1, 47 1, 43 1,15 1,49 1, 26 1, 02 1, 31 1, 07 1, 25 1, 33 1, 40 1, 87 1, 76 1, 2 1, 6 ÖNERİLER Türkiye ya da daha doğru bir deyimle Anadolu Ağrı Dağı-Nuh Peygamberden Truva’ya, filozof Herakleitos’tan tarihçi Heredot’a, Dicle ve Fırat nehirlerinden dünyanın 7 harikalarından Artemis Tapınağı ve Moseleuma, Gordion düğümünden zenginliğiyle ünlü Karun’a, hemen herkes tarafından tanınan ancak bu coğrafya ait olduğu bilinmeyen yüzlerce değere sahip son derecede özgün bir yarımadadır. Tanıtım stratejilerinin geliştirilmesinde Anadolu’nun bu gizemli ve aktif özelliklerinden yararlanılmalıdır. Türkiye, hem rakipleri ve hem de ağırladığı turistler bağlamında, çok farklı ve özgün değerlere sahiptir. Bu nedenle turizm politika ve stratejilerini benzerlikler değil farklılıklar üzerine oturtmalıdır. 79 TÜRKİYE’YE GELEN TURİSTLERİN DAĞILIMINDA ÜLKELERİN DURUMU ÜLKE 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 Almanya 21.4 24.9 23.8 22.9 18.5 21.9 24.9 BDT 17.7 18.2 14.8 13.4 14.0 13.2 12.3 İngiltere 9.5 8.8 10.5 10.2 10.8 3.8 7.3 ABD 3.8 3.8 3.5 4.5 5.2 5 3.7 52.4 55.7 52.6 51.5 48.7 48.9 48.2 Toplam Kaynak: TURSAB Doğal değerler bakımından rakiplerine yaklaşık olarak benzer değerlere sahip olmasına karşın Türkiye doğal değerler bakımından rakipsizdir. Bu nedenle turizm stratejisini bu değerleri üzerine oturtmalı, doğal değerlerini de rakipsiz olduğu kültürel değerlerine eklemleyerek sunmalıdır. Farklılıkların çekiciliği ve benzerliklerdeki rekabet artışı dikkate alınarak kültürel değerlerde, rakiplerimizin de sahip olduğu Yunan, Roma gibi öğelere değil, Hitit, Frig, Urartu, Selçuklu, Osmanlı, doğu, İslam, vb. rakiplerimizde olmayan değerlere ağırlık verilmelidir. Anadolu özgün doğal ve kültürel değerlerin coğrafyası olduğu kadar deprem, heyelan, savaş, terör, gibi sorunların da coğrafyasıdır. Bu nedenle turizm politikaları belirlenirken avantajlar kadar tehditler de dikkate alınmalı ve bu tehditlerin olumsuz etkilerini en aza indirecek stratejiler geliştirilmelidir. Rakiplerimizde olmayan, olması da mümkün olmayan değerler dikkate alınarak geliştirilecek bir turizm politikası, tehditlere daha dayanıklı bir turizm sektörünün temel koşuludur. Otel ve otelciliği merkez alan turizm anlayışının rekabet olanaklarını son derecede sınırladığı ve fiyat düşürerek pazarlama açmazına yol açtığı kavranarak terk edilmeli ve farklı ve özgün ürün merkezli bir turizm anlayışına geçilmelidir. Tanıtım stratejilerinde Topkapı Sarayı Müzesi, Türk Mutfağı (Türk kahvesi, baklava, lokum, mezeler, vb.), Türk Hamamı, gibi hedef aldığımız aktüel ve potansiyel müşterilerce bilinen ve tanınan öğelere öncelik ve ağırlık verilmeli, bunların çağdaş ve daha etkin sunumu geliştirilmelidir. Bu bağlamda hem Türkiye ve hem de Antalya için seçilmiş olan “logo”lar ilginç bir durum yaratmaktadır. Ürün oluşturmada dış dünyayı dikkate alan Türkiye logo oluşturmada iç dünyayı tercih eder görünmektedir. Konaklama tesislerine “Türk Hamamı”ndan önce “disko”açan turizmciler, tanıtımda logo söz konusu olduğunda “lale” ve “portakal” figürlerini tercih etmişlerdir. Bu basit örnek bile tanıtım stratejimizin yeniden gözden geçirilmesi için yeterlidir. Türk turizmi dünyanın en güçlü ve etkili imparatorluklarından birinin devamı olmanın olumsuzluklarının bedelini öderken, olumlu yönlerinden yararlanabilme şansını ısrarla göz ardı etmiş ve sonuçta özgüvenden yoksun, kopyacı bit turizm anlayışına mahkum olmuştur. 80 Kapadokya, Pamukkale, Göcek Koyu, Frig Vadisi, doğu ve güneydoğu Anadolu bölgeleri, gibi turistik değerler bakımından özgün ve zengin coğrafyalar çok ürünlü ve uzun konaklamalı turizm merkezleri olarak geliştirilmemiştir. 1980’li yıllarda Antalya’dan Kapadokya ve Efes Antik kentine uçak ve helikopterlerle turlar düzenlenirken bugün, artan turist sayısına karşın bu tür turların düzenlenemiyor olası da ciddi bir tartışma konusudur. Sahip olduğu çok özgün ve farklı değerlere karşın Kapadokya bölgesinde ortalama konaklama süresinin günümüzde 2 günün altına düşmüş olması bu tartışmanın gerekliliği ve kapsamını da belirlemektedir. Başta Kapadokya olmak üzere, benzeri bölgeler uzun konaklamalı (7-10 gece) turizm merkezleri olarak geliştirilebilecek özgün ve zengin değerlere sahiptirler. Turizm hareketine, turizmde köklü değişimlerin yaşanmaya başladığı geç satılabilecek bir dönemde (1980’li yıllar) katılan Türkiye küresel turizm hareketini talep- arz etkileşimi yerine ağırlıklı olarak arz ekseninde ele almış ve “yatak arzı”nı temel alan, rakiplerimizle benzerliklerimizi ön plana çıkaran, tek boyutlu bir turizm politikası geliştirmiştir. Terör, deprem, bulaşıcı hastalık, savaş, vb. tehditlerden kolaylıkla ve uzun süre etkilenen kırılgan bir turizm yapısı her şeyden çok bu tek yönlü ve tek akslı turizm anlayışından kaynaklanmaktadır. Türk turizminin iç turizmi geliştirme konusunda her anlamda ve her alanda çok yetersiz kalmış olması dış turizmin istenilen etkinlik ve nitelikte gelişmesini olumsuz yönde etkilemiştir. Turizm politika ve teşviklerinin neredeyse tümüyle dış turizme yönlendirilmiş olması yerli halk ile turizm ve turist arasında gittikçe kronikleşen bir izolasyona yol açarak ciddi cazibe kaybı ve sosyo-ekonomik sorunlar yaratmıştır. Antalya Özeli: Paleolitik Karain yerleşiminden günümüze, Antalya “insanın 300 bin yıldan beri tercih ettiği kent” tir. Sahip olduğu 250’ye yakın antik yerleşim yeri bu tercihin tarihsel, 10 milyona yaklaşan turist sayısı da güncel kanıtıdır. 300 bin yıldır kesintisiz olarak süregelen bu tercih, Antalya bölgesinin doğal ve kültürel değerler bakımından özgünlük ve zenginliğinin tartışmasız kanıtıdır. Sınırları içindeki 4 Milli Park Antalya’nın doğal değerler bakımından zenginliğinin günümüzdeki belgesidir. Bu dört milli parktan hiçbirinin turistik bir ürün olarak değerlendirilememiş olması da üzerinde ciddi olarak durulması gereken bir konudur. Antalya’nın turizme açılmaya başladığı yıllar (1980) küresel ölçekte turizmde köklü yapısal değişimlerin belirginleşmeye başladığı yıllarla çakışmıştır. Bu dönemde Antalya Akdeniz çanağında kitlesel turizm talebine olduğu kadar, 1970-1980’li yıllarda buna tepki olarak gelişmiş “bireysel” turizm talebini de karşılayabilecek zengin, özgün ve hepsinden önemlisi “el değmemiş” değerlere sahip nerede ise tek ülke konumundaydı. 1970’li yıllarda hazırlanmış olan Güney Antalya Turizm Mastır Planı’nın bu değişimler ve bunların Antalya bölgesi için ifade ettiği potansiyeli gerçekçi yaklaşımlarla değerlendiren öneriler geliştirmiş olmasına karşın, bu önerilerin talep değişimini kavrayamayan arz (yatak) merkezli baskılar sonucu değiştirilmiş ve bölge “kendi” ile yarışan bir yatak deposuna dönüştürülmüş olması bu paradoksu belgelemektedir. Benzerlikleri ön plana çıkaran, özgünlükten uzak, tek boyutlu (yatak sayısı) turizm anlayışı kırılgan, olumsuzluklardan kolay etkilenen bir yapı ortaya çıkarırken, artan ve kendi ile yarışan yüksek yatak kapasitesi gerçekçi dönüşümleri de zora sokan bir durum yaratmıştır. 81 ANTALYA TURİZMİ ANTALYA’YA GELEN TURİSTLER YILLAR Tam Sığacak biçimde yazılacak(kelimeler bölünmesin) ! ANTALYA'YA GELEN TURİSTLER İNDEKS SAYILARI 1989=100 Tam Sığacak biçimde yazılacak(kelimeler ANTALYA'YA GELEN TURİSTLER ARTIŞ HIZLARI bölünmesin) ! 1986 90.019 100, 0 1987 204.160 226, 8 126, 8 1988 368.261 409, 1 80, 4 1989 600.087 666, 6 63, 0 1990 808.379 898, 0 34, 7 1991 637.341 708, 0 -21, 2 1992 1.120.594 1244, 8 75, 8 1993 1.182.958 1314, 1 5, 6 1994 1.133.140 1258, 8 -4, 2 1995 1.903.822 2114, 9 68, 0 1996 2.496.814 2773, 7 31, 1 1997 2.862.719 3180, 1 14, 7 1998 2.539.424 2821, 0 -11, 3 1999 1.758.699 1953, 7 -30, 7 2000 3.234.457 3593, 1 83, 9 2001 4.167.689 4629, 8 28, 9 Antalya özeli ve Türkiye genelinde turizm sektöründe yaşanan sorunlar, turizme yönelik olarak alınan kararlara sektörle doğrudan ya da dolaylı olarak ilgili tarafların çok sınırlı bir bölümünün katkısının ve katılımının sağlanabilmiş olmasıyla ilgilidir. Sonuç olarak turizm başta konaklama tesisi sahip ve yöneticileri, seyahat acentaları, vb. oldukça dar bir çıkar grubunun alanı olarak algılanmıştır. Bu dar katılım bugüne dek turizm mastır planı talebinin ortaya çıkamamış olmasının da en önemli nedenlerinden birini oluşturmaktadır. Mastır plan tartışmalarının başlaması ile turizm sektöründe yaşanan sorunların ağırlaşma ve çeşitlenmeye başlamasının aynı döneme denk gelmesi bu savı desteklemektedir. Bu dar katılımlı turizm anlayışı hem Türkiye ve hem de Antalya ölçeklerinde kaliteli turistik tesisler inşasını teşvik ederken, özgün değerlerin turistik ürünlere dönüştürülebilmesini engelleyici bir rol oynamış ve hem Türkiye hem de Antalya’yı, aranan değil ucuz olduğu için tercih edilen bir destinasyona dönüştürmüştür. Bu süreç turizm aracılığıyla, 300 bin yıllık niteliğe dayalı Antalya tercihinin, çeyrek yüzyılda nicelik tercihine dönüştürülmesi süreci olarak da anlaşılabilir. 82 Yanlışıyla doğrusuyla Türkiye turizm alanında belirli bir deneyim ve bilgi düzeyine ulaşmıştır. Bu durumda acil olarak yapılması gereken küresel ve bölgesel ölçekte turizm hareketini belirleyen nesnel nedenlerin kavranması ve bunların ışığında ülkemizin sahip özgün ve rakipsiz olduğu değerlerin yeniden gözden geçirilerek nasıl turistik ürünlere dönüştürülebileceği ve hangi özgün yaklaşımlarla farklı hedef kitlelerin tüketimine sunulabileceğinin, geniş katılımlı ve sistematik tartışmalarla stratejilere dönüştürülmesidir. Sevimsiz görünse de, temel amacın otel merkezli bir turizm anlayışından özgün ürün merkezli bir turizm anlayışına geçiş olduğu kabul edilmelidir. Bu anlayış, hak ettiğinin çok altındaki fiyatlara pazarlanan otellerimizin hak ettikleri fiyatlara kavuşmalarının tek yolu olduğu gibi ülkemizin tanıtım sorununun önünü açabilecek yaratıcı yaklaşımlara da ilham kaynağı olacaktır. Türk turizmi, AB müzakerelerinin yoğun olarak gündemde kalacağı ve buna bağlı taleplerin giderek yoğunlaşacağı önümüzdeki birkaç kritik yıl içinde yapısal değişimlere gitmediği ve bunda başarılı olamadığı takdirde çok ciddi sorunlarla karşı karşıya kalmak durumundadır. Tartışılması ve üzerinde kafa yorulması gereken temel konu budur. Bu bağlamda; Antalya Türk turizminin önemli bir bileşenidir. Antalya’ya ilişkin olarak geliştirilecek tüm bölgesel ölçekli politika ve stratejiler ülkesel ölçekli politika ve stratejilerle uyumlu, onlardan destek alır ve onları destekler nitelikte olmalıdır. Türkiye’nin potansiyelini özgün turistik değerlere sahip komşularının (İran, Suriye, Ürdün Mısır, Gürcistan, Yunanistan, Kuzey Kıbrıs vb.) potansiyellerini dikkate alarak değerlendirmenin günümüz turizm eğilimlerine daha uygun olduğu kavranmalı ve bu Antalya özeli için de düşünülmelidir. Antalya bölgesi turizm potansiyeli Kapadokya, Pamukkale, Kuşadası, Ege ve İç Anadolu Bölgeleri, güneydoğu Anadolu Bölgesi gibi özgün değerlere sahip turizm merkezleri dikkate alınarak ve bu coğrafyalarla ilişkili olarak belirlenmelidir. Bu politika ve stratejilerin oluşturulmasında, doğrudan ya da dolaylı, ilgili tüm kişi, kurum ve kuruluşların etkin katılımı ve katkısı sağlanmalıdır. Antalya bölgesinin turizm alanı kıyı ile göller bölgesi arasında kalan geniş coğrafya olarak düşünülmeli ve bu geniş coğrafyadaki değerlerin birbirini bütünleyen, kapsamlı kırsal ve/ya da ekoturizm uygulamalarına altyapı oluşturabilecek bir anlayışla turistik ürünlere dönüştürülmesi hedeflenmelidir. Başarılar ve başarısızlıklar temelinde, genelde Türk ve özelde Antalya turizminin ertelenemez, köklü yapısal değişimlere gereksinim duyduğu kabul edilmelidir. Benzerlikleri değil, özellikle rakiplerimizin sahip olmadığı ve olamayacağı özgün değerlerimizi ön plana çıkaran, tüketici talebi ve ürün merkezli bir turizm anlayışı geliştirilmeye çalışılmalıdır. Turist sayısını artırmak gibi niceliği ön plana çıkaran bir yaklaşım yerine turizm gelirlerini artırmak ve daha da önemlisi turizm gelirlerini çeşitlendirmek gibi niteliği temel alan bir politika benimsenmelidir. Turizm gelirinin turist sayısını artırmak yerine gelmiş olan turistleri daha çok harcama yapmaya özendirecek özgün ve nitelikli ürün tasarımına ağırlık verilmelidir. İç turizmin geliştirilmesine dış turizmin geliştirilmesi kadar önem ve öncelik verilmeli, yabancı turistlerle yerel turist ve halkın etkileşimini artırabilecek uygulamalara önem verilmelidir. Ülke ve bölgenin sahip olduğu doğal ve kültürel sorunlar yine ülkenin sahip olduğu özgün doğal ve kültürel değerler etkin bir biçimde kullanılarak hafifletilmelidir. Bu bağlamda ülkenin ve bölgenin potansiyelinin komşu ülkelerin potansiyelleri dikkate alınarak değerlendirilmesi etkin bir araç olarak değerlendirilmelidir. Mavi Bayrak, ISO 9000, 14000 gibi uluslar arası standartlar “ekolojik etiketleme” gibi gelişen ve aranan standartlarla zenginleştirilmelidir. 83 Her yıl kış aylarında Antalya’ya gelen yerli ve yabancı 1500 dolayındaki futbol takımlarının altyapı ihtiyaçları eksiğimiz hazırlanarak takım sayısının 3000 ‘e çıkarılması hedeflenmelidir. Takımların geldiği aylarda rakip futbol turnuvalarıyla taraftarlarının da gelmesi teşvik edilmelidir. Sadece futbol değil, Antalya’da tüm spor dallarının turizm açısından gelişmesi için her yıl her yıl Avrasya Spor Şurası’nın Antalya’da toplanması için harekete geçilmelidir. Kaleiçi Bölgesi ayrıca ele alınmalıdır: Dünya kalitesi ve ölçeğinde bir turizm merkezi haline gelen kentimizin en önemli rekabet avantajlarından biri Kaleiçi Bölgesidir. Antalya’nın rakibi olan turizm merkezlerinden farkını en belirgin şekilde sunabilecek üç bin yıllık tarihi yerleşim dokusuna sahiptir. Roma Öncesi, Roma Dönemi, Selçuklu Dönemi, Osmanlı Dönemi’ne Ait Ticari Altyapı, Yerleşme Ve Yaşam Kültürü, Sosyal Ve Dini Hayatın altyapısını barındıran bir bölgedir. Öncelikle asayiş ve otoritenin sağlanmasını takiben tüm unsurları korunarak bir projeyle turizmin hizmetine sunulması kentimize ve ülkemize önemli bir zenginlik katacaktır. Sağlık Turizmi Ülkemiz termal kaynaklar bakımından dünyada 7. Avrupa’da 1. sıradadır. Türkiye’de sıcaklıkları +20 C ile 110 C arasında 1300 termal kaynak ve 240 kaplıca vardır. Bu potansiyelin Turizm sektörüne hızla kazandırılması önerilmekte olup Antalya hinterlandında olan Sandıklı, Afyon Termal ve Kaplıcaları Deniz ve Tarih Turizmi ile entegre edilerek verimliliğin arttırılması mümkün olabilecektir. Ayrıca yüksek standartta operasyon, tedavi ve yatak bakım ünitesine sahip hastanelerin cerrahi sağlık müdahaleleri ile diş, saç, göz, yüz estetiği gibi müdahalelere ilave olarak Wellness ünitelerinin çoğalması Deniz Turizminin yanında yüksek miktarda döviz sağlayacak bir potansiyel olarak kabul edilmektedir. Kongre Turizmi Bölgemiz toplantı ve Kongreler için oldukça elverişlidir. Sadece Antalya bölgesindeki tesislere dağılmış olarak 300 kişiden 5000 kişiye kadar kapasiteli yaklaşık 50.000 kongre koltuğu bulunmaktadır. bu miktar dünyada tek bir bölgede olan en yüksek kongre kapasitesi olup ne yazık ki doluluk oranı çok düşüktür. Kentimiz hem bilimsel amaçlı sektörel kongreler hem de Ulusal ve Uluslar arası şirketlerin kongre ve toplantıları için uygundur. Uluslar arası kongreler açısından kentimizin dezavantajı başlıca yurt dışı şehirlerden tarifeli direk uçuş seferlerine sahip olmamasıdır. Kentimizin kongre pazarlarında yerini alması için tanıtım ve pazarlama çalışmalarına hız verilmelidir. 2.3 TİCARET Ticaret sektörü gerek turizm ve kentleşme olgularıyla iki yönlü bağlantısı, gerekse yarattığı gelir ve istihdam bakımından Antalya ekonomisinde en önemli sektörü konumundadır. Antalya da sanayi mamulleri ile tarım ürünlerinin ve küçük el sanatları ürünlerinin pazarlanması her geçen gün gelişmektedir. İlin çok zengin bir tarım potansiyeline ve bireysel olmakla beraber turizme dayalı hareketli bir ticari boyuta sahip olması kentin diğer illerle ticari münasebetlerinin gelişmesini sağlamıştır. Kent bölge ölçeğinde idari ve teknik hizmetler , sağlık ve eğitim toptan ve perakende ticaret hizmetleri gibi işlevleri üstlenmiştir. 84 Serbest Bölge ve Organize Sanayi Bölgesi’nin faaliyete geçmesi ile kentte ticari faaliyetler önemli ölçüde artmıştır. Antalya’dan yapılan ihracat tarım ve sanayi ağırlıklıdır. İlden gerçekleşen ihracat içerisinde %40 düzeyinde yer tutan tarım ürünleri ihracatı olup yaş meyve-sebze ihracatı olarak gerçekleşmiştir. Çiçek ihracatı da son yıllarda önemli ölçüde artmıştır.İhracatta tekstil sanayi ürünleri içerisinde önemli ağırlığa sahip olup Antalya’dan gerçekleşen ihracatında tekstil ürünlerinin tek başına olan payı da %37 civarındadır. İhracat olarak ağırlığı da Batı Avrupa ülkeleriyle yapılmaktadır. Yıllar itibariyle incelendiğinde de yapılan ihracatın sanayi ağırlıklı olduğu ve bu malların yarısının da yatırım malları olduğu görülmektedir. İhracatın yapıldığı ülkelerde OECD ülkeleridir. Genel Durum: Ticaret kesiminde en önemli sektör turizmdir.Ulaştırma sektöründe çalışanların payı genelde ilin temel ekonomik faaliyetlerinden olan meyvecilik,çiçekçilik ve sebzeciliğin yarattığı canlılığın yanı sıra, yine turizme bağlı taşımacılığın sağladığı iş olanaklarından etkilenmektedir. Antalya’da sanayi mamulleri ile tarım ürünlerinin ve küçük el sanatları ürünlerinin pazarlaması her geçen gün gelişmektedir. İlin çok zengin bir tarım potansiyeline ve hareketli bir ticari boyuta sahip olması kentin diğer illerle ticari münasebetlerinin gelişmesine neden olmuştur. Kent bölge ölçeğinde idari ve teknik hizmetler, sağlık ve eğitim, toptan ve perakende ticaret hizmetleri gibi işlevleri yüklenmiştir. Serbest Bölge ve Organize Sanayi Bölgesinin faaliyete geçmesi ile kentte ticari faaliyetler önemli ölçüde artmıştır. İhracat- İthalat: Antalya ilindeki gümrük kapılarından yapılan ihracat ve ithalatın Türkiye karşılaştırması aşağıdaki tabloda gösterilmiştir. Antalya Gümrüklerinden Gerçekleşen Dış Ticaret ( Bin Dolar) Yıllar İhracat İthalat Dış Ticaret Hacmi Denge 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 87.309 81.086 81.317 85.371 89.729 124.431 126.135 121.032 119.587 137.273 273.664 165.917 95.345 43.199 44.002 86.153 34.295 95.618 97.696 138.700 190.399 205.930 380.581 128.942 182654 124285 125319 171524 124024 220049 223831 259732 309986 343203 654254 294859 85 -8036 37887 37351 -782 55434 28813 28439 -17668 -70812 -68657 -106,917 36975 İhracatın İthalatı Karşılama oranı (%) 92 188 185 99 262 130 129 88 63 67 71.9 128,7 Kentin Ticaret Alt Yapısı Antrepolar Antalya Limanı’nın özelleşmesiyle dökme ve konteynerle yapılan ticari yük taşıması önemli ölçüde artmıştır. Liman çevresinde TIR garajı olmadığından bekleme yapan TIR lar mahalle aralarında park etmektedir. Zaman zaman burada yük ve dorse aktarımı yapılmaktadır. Limana dayalı ticaretin her geçen yıl gelişeceği kabul edildiğinden Hurma Bölgesinde ortalama 300 dekar alanda modern altyapıya sahip TIR garajı ve antrepoların planlanması bölgemizdeki ticaretin gelişmesini sağlayacaktır. Yat Limanı ve Ticaret Merkezi Akdeniz’de 500 bine yakın yatın dolaştığı bildirilmektedir. Uygun iklim sebebiyle yatların Girit’in doğusundaki kıyılarda konuşlanmayı tercih ettiği öğrenilmektedir. Antalya kıyılarında yeterli yat limanı olmadığından kentimiz bu potansiyelden istifade edememektedir. Kopak Çayı’nın Kundu’da denize ulaştığı çevrede en az 3000 kapasiteli yat limanı ile burada konaklayacak yatları desteklemek üzere bir ticaret merkezi (waterfront) planlanmalıdır. Yatların hareketi Aksu Küçük Sanayi Sitesinde tekne ve donanım bakım onarım işçiliğini geliştirecek ve kentimize ayrı bir kazanç temin edecektir. Fuar Alanı Antalya uluslar arası fuar alanı 60 bin m² ye kuruludur. 35 bin m² kapalı ve 20 bin m² açık sergi sahasına sahiptir.Uluslar arası tüm teknik ve altyapı hizmeti verilebilmektedir.Havaalanına 2 km dır.2003 yılından itibaren 19 değişik sektörde ulusal ve uluslararası fuarlar yapılmakta olup her geçen yıl bu sayı artacaktır. Fuarların katılımcı ve ziyaretçileri Anadolu’nun İzmir’den Gaziantep’ e kadar uzanan coğrafyasından gelmektedir. Bu coğrafyada yapımı tamamlanmış 26 adet organize sanayi bölgesi vardır.Yapımı devam eden 65 organize sanayi bölgesi vardır.Yine bu bölgede 25 den fazla Üniversite vardır.Bu coğrafya da GSMH dan yüksek pay alan nüfusun % 40 ı 10 milyon vatandaşımız yaşamaktadır.Antalya fuarları bölge ticaretini önümüzdeki yıllarda olumlu yönlerde etkileyecektir.Yerli ve yabancı katılımcı firmalar çoğunluğu il çevresinden olan yerli ve kısmen yabancı ziyaretçilerle iş ortamında tanışmakta iş kültürü ve sosyal bütünlük oluşturulmaktadır. Fuar alanının önümüzdeki yıllarda yeterli olmayacağı göz önüne alınarak,gelişme projesi için çevresinde önceden bu amaçla turizm alanı merkezi ilan edilmiş olan arazinin planlanması için gerekli yasal prosedürler yerine getirilmelidir Toptancılar Sitesi Antalya ‘ya 25 km mesafede organize sanayi bölgesine bitişik olup 1500 dönüm araziye kuruludur.Proje iki aşamalıdır.750 dönümünü oluşturan 1. bölümü işletmeye hazırdır.Burada 225 adet toptancı mağazası vardır.Mağazaların her birinin 540 m2 taban alanı olup yüksekliği 9 m’dir. Her mağazanın önünde 460 m2 açık alan vardır.Antalya kent merkezinde her sektörden toptancılar bu siteye taşınacak olup burada oluşacak ticaret hacmi Denizli-Afyon –Konya’ ya kadar olan coğrafyayı olumlu etkileyecektir.Burada hafif ve temiz imalat sanayinin de gelişeceği görülmektedir. Bu siteden Alanya tarafına dağıtıma çıkacak araçların kent merkezine girmemesi için imar planında Isparta yoluna görünen bağlantının 3 yıl içerisinde yapılması gereklidir. 86 Liman-Serbest Bölge Antalya limanı Mersin ile İzmir arasında Anadolu tarafından kullanılabilen en büyük ve modern ticaret limanıdır.3 milyon ton/yıl kapasitesine sahiptir. Halen %25 kapasite ile çalışmaktadır.Özelleştirmede yaşanan sıkıntılar limanın ticari kullanımının gelişmesini dolayısı ile kentimizde ticaretin gelişmesini sınırlandırmıştır.Serbest bölge tarifelerinde yapılacak iyileştirme, limanın yük indirme bindirme teçhizatlarında yapılacak yenileme ve liman işletmesinin Antalyalılara devredilmesi kentimizin ticaretinin gelişmesine katkıda bulunacaktır. Eğlence Merkezi Antalya’ya 2005 yılında 8 milyon civarında yabancı turist gelmiş olup 2010 yılında bu sayının 10 milyonu aşması beklenmektedir. Bu yabancı turist potansiyelinin kent ve bağlı olarak da ülke ekonomisine en yüksek fayda sağlaması açısından gençlere ve yetişkinlere hitap edecek ve örneği çoğu batı ülkelerinde bulunan “ eğlence köyü “ yatırımına ihtiyaç vardır. Antalya Havaalanı karşısında bu amaçlı 17.04.1997 tarihinde Bakanlar Kurulu’nca Turizm Merkezi Alanı ilan edilmiş % 80’i kamuya ait 200 hektar arazi bulunmaktadır. Turizm Merkezi Alanı ilan edilme gerekçesinde de bulunduğu gibi Alanya-Tekirova arasına hitap eden ve Düden-AspendosKurşunlu’nun merkezinde bir konuma sahip olup, Isparta Karayoluyla da Anadolu’ya hitap edecektir. Yaz-kış, özellikle kent merkezindeki ticari işletmeleri, yiyecek-içecek ve konaklama sektörünü olumlu etkileyecek bu yatırımın ivedilikle başlatılması beklenmektedir. Antalya Dünya Ticaret Merkezi Dünya Ticaret Örgütü ülkelerin önemli kentlerinde oluşturulan merkezi organizasyonlarına talep halinde Dünya Ticaret Merkezi Üyeliği sağlamaktadır. Dünya Ticaret Merkezleri’nin birliği Newyork^ta bulunmaktadır. Ülkemizden bu birliğe üye İstanbul Dünya Ticaret Merkezi, Ankara Dünya Ticaret Merkezi, Trabzon Dünya Ticaret Merkezi ve Kayseri Dünya Ticaret Merkezi bulunmaktadır. Kentte böyle bir organizasyon merkezi kurabilmek için kentin ticari anlamda uluslar arası bir coğrafyaya hitap etmesi ve Dünya ticaret Merkezi’nin istediği standartlarda Convention Center (kongre fura merkezi) ne sahip olmak gerekmektedir. Akdeniz kıyısında olan kentimiz, deniz ve hava yoluyla Mısır, Libya, Fas, Tunus, Kıbrıs, Yunanistan, İtalya...gibi ülkelere; deniz ve hava yoluyla Suriye, Irak, İsrail Lübnan, Suudi Arabistan... gibi orta-doğu ve Arap ülkelerine hitap etmektedir. Akdeniz’de bulunan yük ve yolcu taşımacılığının Antalya’yı daha fazla kullanma potansiyeli bulunmaktadır. Ayrıca, kentimizde Expo-Center tesisleri bünyesinde bu ülkelerin temsilcilerinin daimi ticari misyonlarının kullanabilecekleri ofis binaları mevcuttur. Bu itibarla kentimizin ticaret ve sanayi örgütleri ve yerel yönetimlerinin organizasyonlarıyla kurulabilecek olan Antalya Dünya Ticaret Merkezi Newyork’tan doğrudan üyelik almak suretiyle bölgemizin iş adamlarına hitap edeceği coğrafyada yeni iş bağlantıları fırsatı sağlayabilecektir. Bu durum gelecek yıllarda, merkezi Antalya olan “Akdeniz Ülkeleri Ekonomik İşbirliği” organizasyonunun başlangıcı olabilecektir. 87 2.4. TÜKETİM VE TÜKETİCİ Bilinçli Tüketici Eğitimi Projesi Konunun Önemi ve Gerekçesi : Kentimizde yaşanan sürekli nüfus artışı, değişen üretim tarzının yarattığı yeni tüketim alışkanlıkları, daralan piyasalarda tüketimi artırabilme adına yoğunlaştırılan reklam bombardımanı, kredi kartı kullanımının denetimsiz bir şekilde yaygınlaşması ve hemen hemen her alanda kolayca sağlanabilen tüketici kredileri, beraberinde bir çok tüketici sorunu yaratmakla birlikte üretim-tüketim ilişkisinde de önemli eksiklikleri ve değişimleri de kent gündemine taşımaktadır. Her gün artan nüfus, aynı oranda tüketim ihtiyacını da yaratmaktadır. Ancak, ihtiyaçtan kaynaklanan tüketimin yanı sıra bankalar tarafından rast gele dağıtılan kredi kartları ve sağanak şeklinde reklam kampanyaları ile verilen tüketici kredileri ihtiyaç dışı tüketimi de körükleyerek arttırmaktadır. Bu ani talebe hazır olmayan üretici-satıcı ve ne yapacağını tam olarak kestiremeyen çeşitli gelir katmanlarından tüketici grupları bilinçsiz ve ihtiyaç dışı bir tüketimin gerçekleştiği kaygan zemini oluşturmaktadır. Bu olumsuz ve kaygan zeminde gelişen çarpık tüketim alışkanlıkları Antalyalı tüketicilerin en büyük sorunlarından bir tanesi olarak yaygınlaşmakta ve her gün daha fazla tüketicinin sorun kaynağı haline gelmektedir. İhtiyaç olmadığı halde satın alınan tüketim malları ve hizmetleri, gelişmiş ülkelerde var olan paranın cüzdanda taşımaması için kullanılan, ancak ülkemizde, olmayan ve ihtiyaç hissedilen paranın kaynağı olarak algılanan kredi kartından kaynaklanan borçlar, uzun vadeli ve küçük taksitler halinde ödeneceği düşüncesi ile alınan, ancak kısa bir süre sonra ödenemez hale gelen tüketici kredisi borçları, bu gün yaşanan sorunların kaynağını oluşturmaktadır. Diğer taraftan, satış sonrası hizmetler konusunda yeteri kadar bilgi sahibi olmayan veya satış sonrası hizmet sağlanması için gereken belgeleri edinmeyi önemsemeyen tüketiciler de önemli sorunlarla karşı karşıya kalıyorlar. Tüketiciler bu konuda sorumluluklarını yerine getirmiş olsalar bile satıcı veya yetkili servisler, yasaların kendilerine yüklediği sorumlulukları ve tüketicilerin haklarını bilmedikleri veya ciddiye almadıkları için uygulamalar yasanın öngördüğü biçimde olmamaktadır. Tüketiciler bu anlamda ciddi maddi ve manevi kayıplar yaşamaktadır. Kamusal hizmet ve ürünlerle de ilgili yasal haklarının var olduğu konusunda yeteri kadar bilinçli olmayan tüketiciler, sağlık, eğitim, ulaşım, içme suyu ve benzeri kamusal hizmetleri ve ürünleri edinirken karşılaştıkları haksızlıklar söz konusu olduğunda, çeşitli nedenlerle haklarını arayamamaktadırlar. Gerek kamusal hizmet ve ürün sağlayıcısının geliştirdiği tavır, gerekse tüketicinin kamusal hizmet ve ürün sağlayıcısından çekinmesi veya hakkını arasa bile sonuç alamayacağını düşünmesi, bu alanda tüketici haklarının korunmasını engellemektedir. Özellikle gıda maddelerinin üretim ve satışı sırasında oluşan sağlık kurallarına aykırı uygulamaların bu güne kadar bir türlü düzenlenememiş ve denetim altına alınamamış olması ayrı bir sorun yaratmaktadır. Gıda maddelerinin sağlık kurallarına uyulmadan imal edilerek satışa sunulması bir anlamda tüketicilerin taleplerinden de kaynaklanmaktadır. Piyasa kuralı arz ve talep ilişkisi ile çalıştığına göre, sağlık kurallarına uyulmadan üretilen ve satılan gıda maddelerine talebin azalması bu konudaki iyileşmenin sağlanması için en önemli etken olacaktır. Bu da ancak gelişmiş tüketici bilinci ile mümkündür. 88 Bütün bunlara bir de turizm olgusunun getirdiği farklı ve karmaşık turizm içerikli üretim-tüketim ilişkisi de eklenince, Antalya da yaşanan tüketici sorunları yerel olmaktan çıkarak uluslar arası bir boyut kazanmaktadır. Bu sorunların çözümlenebilmesi için öncelikle üretici-satıcı olmak şartıyla kentteki mümkün olan en geniş tüketici kitlesinin eğitilmesi gerekmektedir. İyi bir üretici-satıcının önce iyi bir tüketici olması gerekir gerçeğinden yola çıkarak genelde geniş tüketici kitlelerini kapsayacak bir eğitim projesi gerçekleştirilmelidir. Önerilen Çözümler : Antalya'nın her üç Belediyesi sınırları içerisinde ve Büyükşehir Belediyesinin belirleyeceği bir dördüncü yerde ayrı ayrı olmak üzere en az dört adet eğitim çadırı oluşturularak, öncelikle üretici-satıcı ve hizmet sektörü çalışanlarına olmak üzere ulaşılabilen tüm kesimlere uzmanlar tarafından bilinçli tüketim ve doğru üretim konusunda yoğun bir eğitim programı uygulanmalıdır. Bilinçli tüketim ve tüketici hakları konusunda eğitilmiş olan üretici, satıcı ve hizmet sektörü çalışanları daha dikkatli olacaklarından ve yine çağdaş tüketim alışkanlıkları ile hakları konusunda eğitimli olan tüketicilerde daha doğru tüketim ilişkisi yaratacağından kuşku duyulmamalı. Meslek kuruluşları bu konuda üyelerini yönlendirmeli ve hatta bu eğitimin sağlanması için alacakları bir ilke kararını da üyelerine duyurmalıdırlar. Yerel Gündem 21 Antalya Kent Konseyi ise mümkün olan en geniş tüketici kitlesine ulaşabilmek için çağrıda bulunmalı ve eğitim materyallerinin hazırlanmasına katkı koymalıdır. Yapılacak işler : Antalya'nın en az dört yerinde yeterli büyüklükte ve eğitime uygun çadırlar kurulmalı, eğitim için gereken ses ve görsel malzeme düzenekleri sağlanmalı, eğitim materyalleri derlenmeli ve eğitimin kalıcı olabilmesi için eğitim sırasında veya sonrasında katılımcılara dağıtılacak broşür veya kitapçıklar hazırlanmalıdır. Bütçe ve kaynaklar : Belediyeler, İl Özel İdaresinin ilgili birimleri, Esnaf Odaları Birliği, Ticaret ve Sanayi Odası ile turizm sektöründeki meslek kuruluşları bir bütçe oluşturmalıdırlar. Tatbiki görev ve sorumluları : Yerel Gündem 21 Antalya Kent Konseyi. 2.5 SANAYİ Antalya ekonomisi endüstriyel ham madde ve ara malı üreten sanayiden ziyade turizm ve ticarete dayalı bireysel ticarete mamul madde üreten bir yapıda sanayileşmiş ilimizdir. İlde Büyük Orta ve Küçük ölçekli sanayi işletmeleri bulunmaktadır. Antalya’da KOGEB’in KOBİ niteliklerine uygun 1000 e yakın işletme vardır. Sanayinin gelişmesine büyük katkı sağlayacak olan Organize Sanayi Bölgelerinden biri faaliyette ve üç tanesi inşaat halinde olup çalışmalar devam etmektedir. Sanayi ve işletmelerinin %80’inden fazlası İl merkezinde, kamu kesimine ait işletmeler ağırlıklı olarak ara mallar üretmesine karşılık özel sektöre ait işletmelerin önemli bir bölümü tüketim malları üretmektedir. 89 Antalya imalat sanayi Türkiye ve Akdeniz Bölgesi katma değeri ve istihdamı içerisindeki oranlar itibariyle son derece düşük paya sahiptir. Antalya Serbest Bölgesi genellikle %60 doluluk oranı ile çalışmaktadır. Bölgede ağırlıklı olarak ticaret, inşaat tekstil, tekne ve imalat sektörlerinde faaliyetler gerçekleştirilmektedir. Gıda, Maden-Pişmiş Kiltaşı ve toprağa dayalı sanayi ile imalat sanayi, Sanayi işletmelerinin yoğun olarak bulunduğu sektörlerdir. Antalya Maden potansiyeli açısından zengin bir ilimizdir.İlde genç ve girişimci müteşebbislerin ortaya çıkması ve yatırım yapmaya karar vermeleri sanayinin kısa sürede gelişmeye başlayacağının bir göstergesidir. Gelişmiş bir sanayi yapısına sahip olan Konya ili ile komşu olması ilin sanayi yapısına önemli bir biçimde katkı sağlamaktadır. Sosyo Ekonomik Durum Antalya’da ticaret ve tarım ağırlıklı bir sosyo-ekonomik yapı görülmekte ve ilin sosyo ekonomisinde sanayi son sırada yer almaktadır. Antalya milli gelirden % 2,5 civarında pay alan ve buna karşılık daha yüksek oranda katma değer meydana getiren bir ilimizdir. Antalya Türkiye ortalamasının üzerinde gelişme gösteren ve çoğunluğu Güneydoğu ve Marmara bölgesi illerinin oluşturduğu 28 il arasında yer almıştır.İnşaat ve ticaret sektörleri de yüksek bir gelişme hızı yakalamışlardır. Yatırım Ortamını İyileştirmek İçin Alınması Gereken Önlemler (Alt Yapı Tedbirleri) 1. İl içi ve dışı karayolu standartlarının iyileştirilmesi yönünde çalışmalar yapılmalıdır. 2. Antalya-Afyon-Sakarya karayolu duble yol haline getirilmelidir.Antalya iç turizminin % 80 ni İstanbul müşterisidir. Bu müşterilerin kolay gidiş gelişleri için ışıklandırılmış duble yol ve aşağıda belirtilen İstanbulAnkara- Konya-Antalya yeni demiryolu 2020 yılında çok ihtiyaç duyulan altyapı olacaktır. 3. Ulaşım ve kent içi trafik sorunlarının çözümüne yönelik projeler geliştirilmelidir. 4. Altyapı yetersizliği ve çalışmalarından kaynaklanan sorunların giderilmesi yönünde projeler üretilmelidir. 5. Turizmden yeterli faydanın sağlanamaması karşısında alternatif projeler üretilmeli ve ivedilikle altyapı hazırlanmalıdır. 6. Demiryolu taşımacılığının bulunmayışı önemli bir dezavantaj olmakla birlikte yük taşımacılığı doğal olarak karayolu ağırlıklı olarak yapılmakta ve bir turizm kenti olan il için trafik problemi yanında yol yatırımlarının artmasına neden olmaktadır. 7. Ankara ve İstanbul Bölgelerinde tüketilen yaş sebze ve meyvenin % 90’ı Antalya’dan karşılanmakta ve karayolu ile nakledilmektedir. Bu ciddi oranlarda verimlilik kaybına neden olmaktadır. Bu nedenlerle, Edirneİstanbul- Ankara-Konya-Antalya Demiryolu projesinin bir an önce geliştirilip İstanbul-Adana , İstanbul-İzmir hattı bağlantısının da yapılması gerekmektedir. 8. Akdeniz Üniversitesi Merkez Kampüsünde gerçekleştirilecek olan teknopark projesinin imalat sanayi açısından önemli bir fırsat yaratacağı gibi yeni teknolojilerin bölgede istenilen düzeye gelmesini sağlayacaktır. 9. Tarımsal çeşitlilik ve verim artırılması yönünde sulama amaçlı projelerin desteklenmesi gerekmektedir. 10. Doğal altyapının tahrip olması ile ilgili olarak ortaya çıkan çevre sorunları da giderilmelidir. 11. Bu amaçla yapılacak tedbirlerin ilimizin geleceği açısından önemli bir gelişme hızı yapacağı kanaatindeyiz. 90 2.5.1 Sanayi Altyapısı Antalya Organize Sanayi Bölgesi Kuruluş 1976 yılında Antalya Ticaret Sanayi Odası öncülüğünde, 09.06.1976 tarih ve 7/12106 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesi ile Antalya’da Organize Sanayi Bölgesi kurulmasına karar verilmiştir. Bakanlar Kurulunun 16.08.1977 tarih ve 7/13742 sayılı kararnamesi ile 370 ha (3.700.000 m2) lif bir alanda kurulan Antalya Organize Sanayi Bölgesi yer seçiminin yanlış yapıldığı savıyla 1983 yılında 27.03.1983 tarih ve 6912 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesi ile önce 60 ha(600.000 m2) lif bir alana indirilmiş, 1998 yılında 12.11.1998 tarih ve 12026 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesi ile yeniden 370 Ha (3.700.000 m2) lif ilk büyüklüğüne ulaşmıştır. Bölge alanı 12.03.1980 tarihinde onaylanan imar planı içerisindeki şahıs arazilerinin de satın alınmasıyla bugün 3.837.002 m2 lif bir alana ulaşmıştır. Antalya Organize Sanayi Bölgesi,15.04.2000 tarih ve 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu ile tüzel kişiliğine kavuşan bir Özel Hukuk Tüzel kişiliğidir. Fiziki Gerçekleşme Oranları Antalya Organize Sanayi Bölgesi’nin Şubat/2003 tarihi itibariyle fiziki gerçekleşme oranları aşağıdaki tabloda özetlenmiştir: - Sanayi parsel sayısı - Sanayi parseli yüzölçümü toplamı - Tahsisi yapılan parsel sayısı - Tahsisi yapılan parsel yüzölçümü - Parsel tahsis oranı - Tahsis edilen parsellerde oluşacak tesis sayısı - Üretime geçen tesis sayısı - İnşaatı devam eden tesis sayısı - Projelendirilmekte olan tesis sayısı - Üretime Geçen tesislerde çalışan personel sayısı - Bölgedeki boş parsel sayısı 195 adet 2.639.937 m2 142 adet 1.487.472 m2 % 56,40 87 firma 65 adet/100 parsel 10 firma 14 parsel 11 firma 26 parsel (Yaklaşık) 3000 I. Kış 11 adet II. Kış 49 adet Faal Kuruluşların Sektörlere Göre Dağılımı Tahsis edilen arazilerin parsellerin kuruluşların faaliyet alanlarına göre dağılımı da aşağıdaki gibi özetlenebilir: Gıda sektörü Tekstil sektörü Kimya sektörü Makine Metal sektörü Ahşap-Mobilya sektörü Çimentolu gereçler sektörü Mermer sektörü Plastik sektörü : : : : : : : : 91 %26 %28 %10 % 6 % 5 % 7 %10 % 4 Cam sektörü : % 4 Antalya Ekonomisine Katkısı Antalya Organize Sanayi Bölgesi (AOSB) yukarıda özetlenmeye çalışılan teknik bilgileriyle büyük bir projedir. Antalya’nın coğrafi konumunun ve ekonomik yapısının sonucu özel bir yapıya sahip olan, ağır sanayi olarak adlandırılan yatırımları engelleyerek mevcut yapıda Antalya Ekonomisine olabilen en uygun yapılaşmasını gerçekleştirmiştir. Bölgede gerçekleştirilecek sanayi yatırımları organize sanayi bölgesine toplanarak yatırımların dağınıklığı ve kaynakların israfı olabildiğince engellenmiştir. Yukarıda ana hatlarıyla özetlenen itfaiyesinden, sağlık ocağına, elektriğinden suyuna, alt yapı yatırımlarından üst yapı yatırımlarına kadar tüm proje hedeflerini gerçekleştiren AOSB, bünyesindeki yatırımcılara ihtiyaç duyabilecekleri tüm hizmetleri gerekirse 24 saat süreyle başarıyla sunmaktadır. Bu başarılı çalışmalarıyla AOSB ülkemizdeki diğer organize sanayi bölgeleri arasında da hak ettiği yere ve üne kavuşmuştur. Halen Antalya’da en fazla elektrik tüketen yapı olan AOSB, çalışma yapısıyla bir ilke daha imza atmakta , bünyesindeki kuruluşlara yapı ve iskan ruhsatlarını da vermektedir. Bu yapısıyla Belediye Mantığında çalışan AOSB hizmetlerin ve niteliklerin standartlaştırılmasında önemli bir adım daha atmış bulunmaktadır. Faaliyette olan firmalarla ulaşılan 3.088 kişilik çalışan sayısıyla AOSB, Antalya ekonomisi için önemli bir istihdam merkezi olma özelliğini gerçekleştirmiştir. Faal firmaların üretimleri, ağırlıklı ihraç malları ve dış pazar olarak gerçekleştiğinden, firmaların başarıları Antalya Ekonomisi ile birlikte direkt ülke ekonomisini de olumlu yönde etkilemektedir. İhracata yönelik firmaların ağırlıklı olması ülke içindeki kısa dönemli ekonomik dalgalanmalardan olabildiğince az etkilenmesi gerek bölge ekonomisini gerekse istihdamın olabildiğince az olumsuz etkilenmesini getirmektedir. Antalya Organize Sanayi Bölgesi’nde gerçekleştirilen yatırımlarla faal firmaların Antalya ekonomisine (kesin olmamakla birlikte) aylık 15.000.000.USD üzerinde ekonomik katkı gerçekleştirdikleri söylenebilir. AOSB Gelecekteki Konumu Mevcut yapıda çok başarılı olan AOSB’nin gelecek yıllarda da gerek Antalya’mıza gerekse ülkemiz ekonomisine yapacağı katkılar tartışılmaz. hedeflenen 5.000 çalışan sayısının çok ciddi kısmı gerçekleşmiştir. proje tamamlandığında ulaşılması beklenen 7.000 kişilik istihdam hacminin rahatlıkla gerçekleşeceği bu rakamın önümüzdeki 5-7 yılda 9.000 kişiye ulaşacağı tahmin edilmektedir. içinde bulunduğumuz şu günlerde yaşanan belirsizlikler ve savaş senaryoları aşıldığında AOSB deki yatırımların hızlanacağı ve tam kapasiteye 5-7 yılda ulaşılacağı tahmin edilmektedir. önümüzdeki on yıl sonuna doğru mevcut organize sanayi bölgesinin ikincisine ihtiyaç duyulacağı ve gerçekleştirileceği bir tahmin olarak önümüzdedir. ancak; gerçekleştirilmesinde yarar olan bazı kanuni düzenlemeler, mahalli idarelerle sağlanacak işbirliği ve eşgüdüm aosb’nin ve belki de diğer organize sanayi bölgelerinin de çalışmalarının başarısını ve verimliliğini arttıracaktır. bu düzenlemeler ve değişiklikler ana hatlarıyla özetlenirse; 1. 4562 sayılı OSB Kanununun 25.maddesinde gerekli düzenlemelerin yapılması, 2. Uygulama Yönetmeliğimizdeki yeni düzenlemelerin sağlanması, 3. Organize sanayi bölgesi dışında kontrolsüz bir şekilde gelişen sanayi tesislerinin önüne geçilmesi için, mahalli idarelerin daha duyarlı davranmaları ve “il çevre kurulunca alınan 31.10.1991 tarihli kararın uygulanması, 92 4. Elektrik Piyasası Düzenleme Kanununa, Organize Sanayi Bölgelerinin dahil edilmesi, 5. Kobi kapsamına giren yatırımların özendirici kredi ve teşvikler ile desteklenmesi, AR-GE çalışmalarında (Resmi kurumlar öncülüğünde) toplu çözümüne gidilmesi, Bölgede Kurulmasına İzin verilen Sanayi Sektörleri GIDA SEKTÖRÜ : CAM SEKTÖRÜ: (Hammadde Üretimi hariç) - Süt ve Süt Mamülleri sanayi, - Isı Cam İmalat sanayi, - Un ve Unlu Mamüller sanayi, - Oto Camı İmalat sanayi, - Makarna, İrmik, Bisküvi sanayi, - Cam Eşya ve Cam Mamülleri sanayi, - Meşrubat, Aroma, Reçel sanayi, - Entegre Et ve Et Mamülleri (Salam-sucuk) sanayi, - Optik Cam ve Optik Ölçü Aletleri sanayi, ÇİMENTOLU GEREÇLER VE SERAMİK SEKTÖRÜ - Konserve sanayi (Sebze, balık) - Dekoratif Seramik ve Porselen sanayi, - Vakumlu, donmuş ve paketlenmiş gıda sanayi, - AG ve OG İzolatörleri sanayi, - Yem sanayi, - Hazır Sıva Mineral Sıva sanayi, - Bira ve Malt sanayi, AHŞAP SEKTÖRÜ - Şekerleme,Çikolata sanayi, - Ahşap Mobilya sanayi, TEKSTİL SEKTÖRÜ : - Ahşap Dekorasyon Ürünlei sanayi, - Entegre Dokuma sanayi, - Pres Kapı-Doğrama - İplik sanayi - Ahşap Parke sanayi, - Konfeksiyon ve Örme sanayi, - Kontraplak-Yonga Levha sanayi, - Halı ve Kilim Dokuma sanayi - Ahşap Kaplama sanayi, - Ahşap Ambalaj sanayi, KİMYA SEKTÖRÜ : (Hammade üretimi hariç, karışım ve Ambalajlama) - Sıvı ve Toz Temizlik Maddeleri sanayi, DİĞER SEKTÖRLER - Şampuan, Sabun ve Parfüm sanayi, - Kağıt ve Mukavvadan Ambalaj ve Baskı sanayi, - Sıvı ve Organik Gübre sanayi, - Yapı Yalıtım Malzemeleri sanayi, - Oto Yağ ve Yakıt Katkı Maddeleri sanayi, - Ayakkabı sanayi, - Renkli Sıva, Akrilik Boya sanayi, - İp, Sicim, Urgan sanayi, - Sentetik, Selulozik ve Su Bazlı Boya sanayi, - Defter, Kırtasiye Malzemeleri sanayi, - Ahşap-Fiberglas Yat-Tekne sanayi, PLASTİK SEKTÖRÜ: - Plastik Ambalaj sanayi, - Plastik Enjeksiyonlu Araç Gereç ve Çeşitli Mamuller sanayi, - Plastik Sera Örtüsü, Torba, Poşet sanayi, - Yer Karosu ve Muşamba sanayi, - Plastik Profil, Boru, Hortum sanayi, - Kablo sanayi, MAKİNA/METAL SEKTÖRÜ: - Metal Eşya sanayi, - Tarım Aletleri sanayi, - İnşaat Araç Gereç ve Malzemeleri sanayi, - Tel, Kafes, Çivi, Cıvata sanayi, - Bisiklet, Çocuk Arabası, Puset sanayi, - Kazan, Boyler, Hidrofor, Su Tasfiye vb. sanayi, - Elektrikli ve Elektriksiz Aletler sanayi, - Elektronik Aletler sanayi, - Spor ve Av Malzemeleri sanayi, - İnsan ve Yük Asansörleri sanayi, 93 - Metal ve plastik Oto yedek parçaları İmalat sanayi, Bölgede Kurulmasına İzin Verilmeyen Sanayi Sektörleri 1) 2) 3) 4) 5) 6) 7) 8) 9) 10) 11) 12) 13) 14) 15) 16) 17) Rafineriler, gazlaştırma ve sıvılaştırma tesisleri, a) Ham petrol rafinerileri, b) Kömür veya bitümlü şistin sıvılaştırıldığı ve gazlaştırıldığı tesisler, Sıvılaştırılmış petrol gazı dolum ve depolama tesisleri, c) Çimento fabrikaları, beton santralleri, klinger üreten tesisler, Sıvı ve gaz yakıtla çalışmak üzere kurulacaklar hariç, termik güç santralleri, Nükleer güç santralleri ile diğer nükleer reaktörler, Radyoaktif atıkların depolanması, bertaraf! ve işlenmesi amacıyla projelendirilen tesisler ve benzeri radyoaktif atık tesisleri, Nükleer yakıtların üretilmesi veya zenginleştirilmesi ile ilgili tesisler, OSB'nin kendi katı atıklarını ve müşterek arıtma tesisinden çıkan çamurların berterafı için kuracağı yakma ve uzaklaştırma tesisleri hariç, çöp, toksik ve tehlikeli artıkların yakılması kimyasal yolla arıtılması, nihai depolanması veya araziye gömülmesi ile ilgili atık uzaklaştırma tesisleri, Parlayıcı/patlayıcı maddelerin üretildiği tesisler, Petrokimya kompleksleri, Tuğla ve kiremit fabrikaları, kömür yıkama kireç, alçı ve zımpara tesisleri, Entegre şeker fabrikaları, Gliserin, yağ asitleri, sülfürik asit, hidroklorik asit, klor ve benzeri kimyasal maddeler üreten yerler ile azot sanayi ve gübre fabrikaları, Zirai mücadele ilaçları, insektisit, rodentisit, mollusilit ve benzeri üretim, depolama, ambalajlama tesisleri, Asbest, asbest içeren ürünlerin işlenmesi veya dönüştürülmesi yapılan tesisler, Selüloz ve selüloit üretim tesisleri, kağıt hamurundan her çeşit kağıt üretimi yapan tesisler, Ham deri işleme, hayvan kesimi yapılan ve padok tesisleri, Maya ve tuz üretim tesisleri. OSB Müteşebbis heyeti, yukarıda belirtilen tesislerin dışında kurulmasında sakınca gördüğü diğer tesisler için Bakanlık görüşü alır. Taleplerin uygun bulunması halinde, tahsis şartlan ve tahsis edilen parsel ilgililere yazılı olarak bildirilir. Küçük Sanayi Siteleri 94 Kentimizde 12 adet küçük sanayi sitesinde 5725 adet işyeri bulunmaktadır. Bunlardan en büyükleri kent merkezindedir. Küçük sanayi sitelerinde bulunan tüm işyerlerinde yaklaşık 20.000 kişilik istihdam edilmektedir. Antalya KS Sitesi 1070 işyeri Akdeniz Sitesi 2441 işyeri Yeşil Antalya Sitesi 310 işyeri bulunmaktadır. Antalya ve Akdeniz küçük sanayi sitesinin kentin genişleyen alanı Lara-Aksu-Varsak yörelerine uzak olması nedeniyle şehirde üniversite çevresinde trafik yükü yaşanmaktadır. Varsak/Pınarlı yöresinde kurulabilecek küçük sanayi sitesi Lara-Aksu-Kundu Belek yöresinin teknik destek ihtiyacını karşılayacaktır. 2.6. MADENCİLİK Antalya il ve İlçelerindeki madenlerimiz şunlardan ibarettir. 1- Barit Madeni 2- Kuvarsit 3- Krom 4- Mermer 5- Kömür : Alanya ve Gazipaşa ilçelerinde : Antalya merkez ilçe Döşemealtı Camii ve Killik köyleri ile Gazipaşa Galadran köyünde : Kemer ve Kumluca ilçelerinde : Akseki, Korkuteli, Elmalı, Kaş ve Finike ilçelerinde : Kemer ilçesi Göynük beldesi Avcıpınarı mevkiinde, Gazipaşa Karalar köyü ve Akseki ilçesi Murtiçi mevkii Çukur köyde bulunmaktadır. Bölgemizde bulunan madenlerden yalnız mermer ve kuvarsit sahaları faal durumdadır.Diğer madenler ekonomik olmaması nedeniyle gayri faaldir. Üretilen kuvarsit madeni Antalya Ferrokrom fabrikası ve ytong fabrikasında kullanılmaktadır. Maden sahalarının faaliyetine devam etmesi, ekonomide büyük katkı yapacaktır. Bizzat mermer türlerinin yurtdışına ihracatı yapılması nedeniyle önemli miktarda döviz girdisi sağlanmaktadır. Ayrıca mermerin iç piyasada işlenmesi ve saha faaliyetlerinin sürmesi de hem ekonomide hem de işsizliğin azalmasına etkili olacaktır. İlimizde üretimi yapılan barit madeni Antalya Merkez ilçe Çakırlar yolu üzerinde faaliyette bulunan ADO A.Ş. ve Alanya ilçesi Demirtaş beldesinde bulunan Polbar A.ş’ ye ait olmak üzere 2 adet barit öğütme tesisi bulunmaktadır. Tesislerde başka illerde tedarik edilen cevher öğütülerek ihraç edilip döviz girdisi sağlanmaktadır. 2.6.1. Enerji 95 Doğalgaz: Kentimiz 2005 yılında Konya - İzmir doğalgaz hattına Isparta ayrımından bağlanmak suretiyle doğalgaza kavuşmuştur. Akdeniz Sanayi Organize Sanayi bölgesine gelen doğalgaz öncelikle buradaki sanayi tesislerine verilecektir. 2007 yılından itibaren Antalya kent merkezi ile Alanya ve Kemer tarafına götürülerek ticari ve sivil kullanıma sunulacaktır. Doğalgazın kent merkezinde kullanılmasıyla kış aylarında Antalya’da görülen hava kirliliğinin ortadan kalkacağı kabul edilmektedir. Doğalgaza Dayalı Elektrik Santrali: Antalya Bölgesi’nin ihtiyaç duyduğu kaliteli elektrik enerjisinin hidroelektrik potansiyellerden yeterince halen elde edilememiş olması sebebiyle Akdeniz Organize Sanayi bölgesinde 2006 yılında 54 MW gücünde doğalgaza dayalı çevirim santrali kurulmuştur. Tesis ürettiği enerjiyi öncelikle Organize Sanayi’ye , artan kısmını da kente verecektir. Antalya’nın 2023 Yılına Kadar Elektrik İhtiyacı Developmanı ve İl İçindeki Hidroelektrik Enerji Potansiyeli Türkiye ortalamasının üzerinde bir kalkınma hızına sahip olan Antalya’mız esas itibariyle turizm endüstrisine dönük bir ekonomik yapıya sahiptir. Turizm endüstrisinin temel altyapılarından birisi de elektrik enerjisidir. Antalya için öngörülen güç ve enerji talebi (yıllar itibariyle) Yıllar Bürüt Talep Milyon Kwh/yıl ------------1997 1998 1999 2000 2005 2010 2015 2020 2023 ------------------2 408,5 2 697,5 3 021,2 3 383,7 5 963,4 10 508,8 18 518,8 31 481,9 38 800,0 Talep Edilen Güç MW Kişi başına düşen Yıllık Enerji Kwh/yıl ---------------------543 610 682 763 1 345 2 370 4 228 7 187 8 840 -----------------------1 639 1 743 1 866 1 995 2 751 3 709 4 753 6 092 6 932 Gerek EİEİ (Elektrik İşleri Etüd Dairesi) gerekse DSİ (Devlet Su İşleri) Genel Müdürlük’lerinin yaptığı etüdlere göre Antalya ili sınırları içindeki ekonomik hidroeletrik ppotansiyeli 2.092 milyon Kwh/yıl kadarı güvenilir olmak üzere toplam 4.314 milyon Kwh/yıl’dır. Bu potansiyel, bazıları inşaa edilmiş işletmede, diğerleri muhtelif proje kademelerinde olmak üzere toplam 18 bağımsız tesisten oluşmaktadır. İşletmede Olan Enerji Projeleri Adı Yeri ve Asılış Yılı Gücü MW 96 EnerjisiMilyon Kwh/Yıl ------------------ -------------------------- Oymapınar Manavgat Manavgat Manavgat Dim Alanya Kepez-I Antalya Kepez-II Antalya Karacaören-II Antalya ----------------- --------------------------------- 1977 1987 1996 1961 1896 1994 540 48 38 26,4 5,8 47,2 705,4 1620 220 127 170 21 208 2366 Araştırma-Keşif ve Proje Aşamasındaki Hidroelektrik Enerji Projeleri Adı Yeri Gücü MW Enerjisi (milyon Kwh/yıl) ------------------------------------------- ------------------------------------------------------Alarahan Alanya 120 335 Aykırca Finike 7 64 Beşkonak Manavgat 200 660 Burgurlar Kaş 11 82 Çayağzı Finike 4,5 29 Gömbe-I Kaş 1,8 12 Gömbe-II Kaş 3,8 24 Kepez-III Antalya 36 84 Kepez-IV Antalya 30 82 Kısık Manavgat 16 91 Kozdere (Alakır) Kumluca 4,4 39 Sinanhoca Manavgat 100 446 ------------------------ -------------------------------534,5 1 948 B-Etüt Edilecek Enerji Projeleri 1 Kızılağaç (Eşen-Kızılağaç) projesi 2 Gömbe (Kaş) " 3 Aykırca (Finike ) " 4 Finike (Başgöz) " 5 Alakır (Kumluca) " 6 Çayağzı (Finike) " 7 Kozdere (Kumluca) " 8 Gürce (Kumluca) " 9 Zincirli (Manavgat-Kısık) " 10 Sinanhoca (Manavgat) " 11 Bıçkıcı (Gazipaşa) " Manavgat Havzası Taşkın Önleme Tesisleri 12 Planlama ve Kesin Proje Çalışmaları TOPLAM 2.6.2.Hizmetler 97 63 11.5 7.3 10.1 3.2 4.5 4.4 11.3 16.3 100 5 257 57 64 88 9.7 39 39 63.5 72 446 14.47 236.6 1150 2.6.2.1 Ulaştırma Karayolları Antalya İlinde ; Tamamı Asfalt 869 Km. “DEVLET YOLU” (105 Km.si BSK), 717 Km.si Asfalt (15 Km. BSK.) , 39 Km.si Stabilize, 34 Km.si Toprak, 8 Km.si Geçit vermez olan 798 Km. “İL YOLU” olmak üzere TOPLAM 1667 Km.lik yol ağımız bulunmaktadır. Ayrıca ; Antalya İlinde Turistik yol olarak ta 385 Km. Yol ağı bulunmaktadır.Turistik yollarla birlikte Antalya il hudutlarında sorumluluğumuz altında TOPLAM 2052 KM. Yol bulunmaktadır. Devlet ve İl Yollarımız bazında olmak üzere Antalya İlinde Km²’ye 81 m., Kişi başına ise 0,97 m. Yol Düşmektedir. Bu değerler Türkiye ortalama değerlerine eşdeğerdedir. Antalya İli (Devlet+İl ) yolları ağı bakımından yeterlidir. Yeni Karayolu ulaşım ağına gereksinimi yoktur. Yapım Programında Yeralan ; Antalya-Alanya “BSK.lı Bölünmüş Yol”, Antalya Çevre Yolları “BSK.lı Bölünmüş yol”, Elmalı Ayr.-FinikeKalkan-Fethiye- 2.Bl.Hd.Yolu Projelerinin tamamlanması ile de Kara ulaşımında rahatlık ve emniyet sağlanacaktır. Hükümet programında yer alan ACİL EYLEM Planı kapsamında Antalya İl hudutlarında : Antalya Çıkışı-Çeltikçi “Projelendirme çalışmaları devam ediyor” Antalya-Kemer “Proje yapımı ihaleli olarak yapılacaktır” yolun 5 Km. lif bölümünün yapımına püremanet olarak 2003 yılında başlanılacaktır. Alanya-Gazipaşa-5.Böl.Hd. “Projelendirme çalışması devam ediyor” (Burdur-Antalya) Ayr.-Korkuteli “Projesi ihaleli olarak yapılacaktır” Korkuteli-Söğüt-Çavdır-2.Bl.Hd. “Projesi ihaleli olarak yapılacak” (Manavgat-Alanya)Ayr.-Akseki-2.Bl.Hd. “Projesi ihaleli olarak yapılacak” Yolların Bölünmüş hale getirilmesi öncelik sırasına göre programlanmıştır. Bu yolların ilk üç sıradaki projelere 2003 yılında; sonraki iki projeye 2004 yılında, en son projeye de 2005 yılında başlanılması programlanmıştır. Bölünmüş hale getirilmesi düşünülen bu yolların toplam uzunluğu yaklaşık 350 Km.dir. Demir Yolları Kent İçi: İlimizde Gazipaşa ile Tekirova arası 20 yıl içinde birleşecek 250 km uzunluğunda bir kent görünümünde olacaktır.Bu kentin içerisindeki ulaşım ana yoğunluğu hareket halindeki turistlerden oluşacaktır.kent nüfusunun güvenli,hızlı, konforlu ve toplu ulaşımı için raylı ulaşım gereklidir.Bunun 5 yıl içerisinde aksu-Liman arasında havaalanı ve fuar alanı bağlantılı bir yatırımla başlatılması gereklidir. Kent Dışı : Antalya ‘ya 2010 lu yıllarda 15 milyon turist gelecektir.Ayrıca bu turistlerin iç Anadolu’ya güvenli ve konforlu ulaşabilmesi ve buraların imkanlarından yaralanması ve döviz bırakabilmesi gereklidir. Ayrıca aynı yıllarda Marmara bölgesinden yılda birkaç kez turistlik seyahat edebilen 3 milyon vatandaşımızın olacağı hesaplanmaktadır.Bu nüfusun Antalya kıyılarına güvenli ve konforlu seyahat edebilmesi için Edirne İstanbul Ankara hızlı tren projesini 2020 yılına doğru , Konya –Antalya bağlantısıyla desteklenmesi ülkemizin iç turizm ve ticaret sektörlerinin gelişimi bakımından önemlidir. 98 Deniz Yolları İlimiz bir deniz kenti olmasına rağmen denizi ulaşımda hiç kullanamayan bir konumdadır.Kent merkezi ile kemer-Manavgat-Alanya gibi ana noktalara deniz yolu bağlantılarının yapılması kentimizde turizmin çeşitlilik ve konforunu arttıracaktır. Bunun gerçekleşebilmesi Antalya kent içi ve hedef merkezlerde modern limanların yapılmasına bağlıdır. Ayrıca İstanbul dan İzmir ‘e yapılan tarifeli gemi seferlerinin Antalya’ya uzatılması,İtalya Çeşme bağlantısının Brindizi-Antalya bağlantısıyla güçlendirilmesi ve çeşitlendirilmesi beklenilmektedir. Hava Yolları Antalya Havaalanı yurt içi ve yurt dışı uçuşlar için son derece uygun altyapılara sahip olup, planlanan ikinci bölümde programa uygun olarak 2005 yılında hizmete girmiştir. Gelişme alanı olarak askeri pistin de düşünülebileceği bu sebeple Isparta havaalanının Askeri amaçlı da kullanılabileceği değerlendirilmelidir.Antalya Havaalanı THY tarifeli yurtdışı uçuş programlarına alınmalıdır. Direk Uçuşlar: Bölgenin dünya kalitesine ve ölçeğine ulaşan yatak kapasitesi yeni pazarlara açılmayı gerekli kılmaktadır. Bu sebeple özellikle ABD ve Çin’in dört ayrı şehrinden Antalya’ya direk uçuşlar planlanmalıdır. Yatırımı büyük ölçüde tamamlanmış olan kullanılabilmelidir. Gazipaşa Havaalanı teknik şartlarına uygun şekilde 2.6.2.2. Haberleşme Terlekom Altyapı Düzeyi YIL PRENSİBAL LOKAL GÖZMETRE PRENSİBAL LOKAL GÖZMETRE ARTIŞ ARTIŞ ARTIŞ ORANI (%) ORANI (%) ORANI (%) 1999 950.090 1.490.820 9.708.842 2000 1.036.800 1.705.590 10.761.419 9 14 10 2001 1.063.230 1.796.820 10.951.917 2,5 5,3 1,7 2002 1.071.380 1.826.300 11.348.024 0,7 1,6 3,6 Telefon altyapısına yönelik olarak yapılan şebeke kapasitelerinin yıllara göre durumu yukarıda tabloda görülmektedir.Artış oranları giderek azalmaktadır.Bu da sabit telefonlar için taleplerin azaldığını doyuma ulaştığını göstermektedir.Bundan sonraki yıllarda da yeni gelişme alanları için çalışmalar yapılacaktır. ANTALYA İLİNDE KURULU HABERLEŞME SANTRALLERİ VE HAT KAPASİTESİ SAYILARI 99 YIL 1998 1999 2000 2001 2002 S 23 24 19 20 24 MERKEZ H 279.709 263.969 251.856 285.987 291.483 S 18 20 20 16 18 İLÇELER H 119.842 133.162 129.851 187.830 140.985 S 269 303 311 323 324 KÖY VE BELDE H 129.571 178.811 208.144 189.051 184.849 S 310 347 350 359 366 TOPLAM H 529.122 576.942 589.851 612.868 617.317 ANTALYA İLİ İLETİŞİM ARAÇLARI 1998 1999 Oran % 2000 Oran % 2001 Oran % 2002 Oran % Santral Kapasitesi 529122 576942 9,038 589821 2,232 612868 3,907 617,32 0,726 Otomatik Görüşmeli 482364 516982 7,177 525504 1,648 535643 1,929 544,47 1,648 Hat Bekleyeni 20800 23549 13,216 12959 -44,97 5058 -60,969 4,303 -14,927 Araç Telefonu 3817 3366 -11,816 2584 -23,232 2187 -15,364 1,345 -32,5 Çağrı 1972 1537 -22,059 556 -63,826 279 -49,82 125 -55,197 Teleks 309 253 -18,123 176 -30,435 117 -33,523 76 -35,043 Data(Turpak Dahil) 359 374 4,178 362 -3,209 473 30,663 1,249 164,06 Kablolu Tv 22370 26874 20,134 32417 20,626 32569 0,469 37,822 16,129 Kablolu Tv Bekleyen 275 878 219,27 1177 34,055 1403 19,201 1,174 -16,322 Ankesörlü Telefon 3188 3059 -4,046 3107 1,569 3338 7,435 3,327 0,33 TTNet Dial-up 13 10 -23,08 577 5670 4226 632,41 6817 61,31 Teknolojilerin devamlı yenilendiği çağımızda önümüzdeki yirmi yıl içerisinde sabit telefon kullanıcı sayısının tahmin edilmesinin mümkün bulunmadığı, ancak son beş yılın istatistikti değerlerine göre yirmi yıl sonra müşteri sayımızın 750,000 civarında olacağı görülmektedir. Haberleşme altyapım şebekelerinin diğer altyapıların yeraltına alınmasında koordinasyon yapılarak inşaatın bir arada gerçekleştirilmesi verimlilik açısından önemlidir. 2.6.2.3. İnşaat İlimizde yapılması gereken hemen her sektördeki altyapı inşaatları ödenek yokluğu sebebiyle yıllardır yapılamamaktadır.Bu durum turistik bir kent olan ilimizde ilerleyen yıllarda turizm sektörünü olumsuz etkileyecektir. Kent çevresindeki gecekondulaşmanın önlenmesi için belediyeler önderliğinde gecekondu alanlarında planlı kooperatifleşme ve yeni yapılanmanın gerçekleştirilerek tüm gecekonduların kaldırılması gereklidir. Yabancı uyruklu vatandaşların kentimizden apartman dairesi (imarlı veya imarsız arsa hariç) edinebilmeleri için yasal düzenleme yolunda girişimlerde bulunulmalıdır. 2.6.2.4. Mali Yapı ve Bankacılık 100 ANTALYA GENELİNDE 2001 - 2002 YILI VERGİ GELİRLERİ TAHAKKUK ve TAHSİLAT İSTATİSTİKLERİ ANTALYA DEFTERDARLIĞINA AİT ÖZEL BİLGİLER 01.01.2001 - 31.12.2001 ARTIŞ ORANI( % ) 01.01.2002 - 31.12.2002 Tahakkuk Tahsilat Nispet Tahakkuk Tahsilat Nispet Tahk. Tahs. GELİR VERGİSİ 240.194.847.990 204.463.245.910 85 334.083.418.390 277.821.587.360 83 39 36 KURUMLAR VERGİSİ 40.513.682.540 32.738.496.030 81 73.067.338.600 61.768.890.090 85 80 89 K.D.V. 91.433.593.210 73.713.829.280 81 140.380.179.560 110.830.355.960 79 54 50 DİG.VER.GEL. 116.622.024.340 104.561.035.930 90 215.144.993.870 198.247.080.100 92 84 90 VER.GEL.TOPLAMI 488.764.148.080 415.476.607.150 85 762.675.930.420 648.667.913.510 85 56 56 VERG.DIŞI.NR.GL.TP 96.712.778.390 65.533.538.120 68 195.454.950.730 123.515.979.350 63 102 88 GENEL TOPLAM 585.476.926.470 481.010.145.270 82 958.130.881.150. 772.183.892.860 81 64 61 Bölgemizin gelir ve kurumlar vergilerinde, tahakkuk ve tahsilat açısından enflasyon üzerinde bir artış görülmektedir. En fazla artış kurumlar vergisindedir. VERGİ TÜRLERİ İTİBARİYLE TAHAKKUK VE TAHSİLAT MİKTARLARI Ocak - 2003 Sonu İtibariyle Gelir, Tahakkuk ve Tahsilatı Aşağıda Gösterilmiştir. Kod No Antalya Vilayeti Saymanlığı Gelirin Çeşidi Bin Lira Tahakkuk Red ve İadeler Tahsilat 1 GELİR VERGİSİ 86,771,735,750 22,608,143,000 129,972,240 2 KURUMLAR VERGİSİ 11,365,174,400 239,363,200 164,067,200 3 FAİZ VERGİSİ 1,330,250 1,069,450 - 4 MOTORLU TAŞITLAR VERGİSİ 41,787,240,900 8,225,424,400 10,663,050 5 VERASET VE İNTİKAL VERGİSİ 408,739,450 247,641,400 11,400 6 DAHİLDE ALINAN KATMA DEĞER VERGİSİ 45,862,621,350 10,277,165,250 567,488,820 7 TÜTÜN MAM.AL.İÇ.AL.EK VERGİSİ - - - 8 SAİR BİRA İLE ALKOLSÜZ İÇ.AL.EK VERGİSİ - - - 9 OYUN KAĞITLARI VE RÖNTG.FİLM AL. EK VERG - - - 10 HER TÜR. İSP. VE FÜZ.YAĞ.AL.EK VERGİSİ - - - 11 EĞT. GENÇ. SPOR VE SAĞ.HİZ. VERGİSİ 9,300 - - 12 TAŞIT ALIM VERGİSİ 7,803,400 - 404,750 13 EK TAŞIT ALIM VERGİSİ 1,790,650 - - 14 PETROL VE DOĞALGAZ ÜR.İLİŞKİN ÖTV. - - - 15 MOTORLU TAŞIT ARAÇLARINA İLİŞKİN ÖTV. 1,800,169,200 1,781,068,500 20,862,900 16 KOLALI GAZOZ, ALKOLLU İÇ.VE TÜT.MAM.İLŞK - - - 17 LÜKS TÜKETİM MALLARINA İLİŞKİN ÖTV. 4,051,250 2,213,450 - 18 AKARYAKIT TÜKETİM VERGİSİ - - - 19 BANKA VE SİGORTA MUAM. VERGİSİ 1,691,121,000 871,606,350 572,100 101 20 DAMGA VERGİSİ 6,437,508,900 2,674,106,300 11,924,670 21 TAPU HARÇLARI 22,648,529,850 1,395,653,000 54,782,500 22 YARGI HARÇLARI 2,379,026,750 630,693,200 20,422,800 23 NOTER HARÇLARI 1,072,386,850 1,060,954,050 - 24 PASAPORT VE KONSOLOSLUK HARÇLARI 420,273,500 420,273,500 347,250 25 TRAFİK HARÇLARI 506,097,600 480,297,200 411,350 26 DİPLOMA HARÇLARI 6,800 6,800 - 27 TİCARET SİCİL HARÇLARI 192,896,500 189,946,050 2,836,550 28 ESNAF VE SANATKARLAR SİCİL HARÇLARI 17,118,250 17,113,750 - 29 ULUSLARARASI GEMİ SİCİL HARÇLARI - - - 30 YURT DIŞINA ÇIKIŞ HARÇLARI 99,300,700 99,300,700 70,000 31 DİĞER HARÇLAR 1,644,973,300 1,199,102,800 1,333,900 32 ÖZEL İLETİŞİM VERGİSİ 55,721,150 15,469,000 - 33 ÖZEL İŞLEM VERGİSİ 2,349,087,350 642,319,650 1,226,430 34 AKARYAKIT DIŞ. MD.AL. GÜMRÜK VERGİSİ 124,859,500 124,859,500 575,450 35 AKARYAKITTAN AL. GÜMRÜK VERGİSİ - - - 36 TEK VE MAKTU VERGİ 7,499,000 7,499,000 - 37 İTHALDE ALINAN KATMA DEĞER VERGİSİ 2,316,115,450 2,316,115,450 - 38 DİĞER DIŞ TİCARET GELİRLERİ - - - 39 - - - - 40 - - - - 41 KALDIRILAN VERGİLER ARTIKLARI 1,420,162,900 53,191,900 249,170 42 VERGİ GELİRLERİ TOPLAMI 231,393,351,250 55,580,596,850 988,222,530 43 RES.BASIMEVİ. OKUL. DİĞ. KUR. HAS. - - - 44 KAT. BÜT.İDARELERİN GELİR FAZLASI - - - 45 MÜKERRER SİGORTA ŞİRK. ALINAN - - - 46 PETROLDEN DEVLET HAKKI - - - 47 PETROLDEN DEVLET HİSSESİ - - - 48 MADENLERDEN DEVLET HAKKI 1,259,900 - - 49 OYUN KAĞIDI GELİRLERİ - - - 50 AKARYAKIT FİYAT İSTİKRAR PAYI - - - 51 KAMBİYO MURA. MUKA. T.C.MER.BANK. AL. - - - 52 TEFTİŞ MUKABİLİ ŞİRKETLERDEN AL. - - - 53 T.C. MERKEZ BANKASI SAFİ HASILATI - - - 54 SOSYAL TESİS SATIŞ GELİRİ - - - 55 HAZ. ARSA ARAZİ DİĞ.TAŞ.MAL.SAT.GEL. 1,290,024,850 1,290,024,850 - 56 ENERJİ DAĞITIM VE SANT.DEVRİ GEL. - - - 57 LOJMAN KİRA GELİRLERİ 132,408,450 132,408,450 - 58 ECRİMİSİL GELİRLERİ 5,451,825,050 1,194,699,400 - 59 DİĞ. TAŞINMAZ MAL.İD. GELİRLERİ 2,411,060,950 1,060,741,450 - 60 TAŞINIR MALLAR SATIŞ GELİRLERİ 3,685,000 375,000 - 61 TAŞINIR MALLAR KİRA GELİRLERİ - - - 102 62 DEĞERLİ KAĞITLAR SATIŞ GELİRLERİ 553,981,700 541,101,250 - 63 BANKA ÇEK. DEĞ. KAĞIT BEDELLERİ 70,063,200 70,063,200 - 64 TAŞIT SATIŞ GELİRLERİ - - - 65 KAMU İKT. TEŞEBBÜS. ELDE ED. GEL - - - 66 İŞTİRAK GELİRLERİ - - - 67 TELEKOM HİSSE SATIŞ GELİRLERİ - - - 68 TELEKOM LİSANS SATIŞ GELİRLERİ - - - 69 YENİDEN DEĞERLEME FARKLARI - - - 70 DÖN.SER.AYLIK GAYRİ SAFİ HAS.AKT. 1,676,342,350 1,676,342,350 - 71 DÖN.SER.YIL SONU KAR AKT. 1,951,050 1,951,050 - 72 TÜRK TELEKOM A.Ş.DEN SAĞ. GELİRLER - - - 73 DEV.HAVA.MEY.İŞLT. GN.MD.DEN SAĞ. GEL. - - - 74 DEV.MAL.OFİSİ. GN.MD.DEN SAĞ. GEL. - - - 75 VERGİ, RESİM VE HARÇ GECİKME FAİZLERİ 25,881,151,100 94,294,400 - 76 İADELİ BORÇ FAİZLERİ - - - 77 DEV.TAH. GEÇMİŞ GÜN FAİZLERİ - - - 78 DİĞER FAİZLERİ 987,544,400 987,450,500 - 79 DEV.TAH. PRİMLİ SATIŞ GELİRİ - - - 80 İKRAZLARDAN GERİ ALINANLAR - - - 81 TAVİZLERDEN GERİ ALINANLAR - - - 82 MAHKEME PARA CEZALARI 1,261,315,850 214,000,500 - 83 İDARİ PARA CEZALARI 1,108,200,950 14,887,350 - 84 VERGİ CEZALARI 21,524,027,800 2,490,546,900 - 85 VERGİ VE SAİR AMME ALCK. GCK. ZAMLARI 4,004,294,050 1,012,353,200 - 86 TRAFİK PARA CEZALARI 3,604,599,550 581,777,600 - 87 ÇEŞİTLİ GELİRLER 619,526,850 341,073,800 - 88 REK.KUR.RÜTÜK.İMKB.SPK.TEL.KUR.SAĞ.GEL. - - - 89 - - - - 90 VERGİ DIŞI NORMAL GELİRLER TOPLAMI 70,583,263,050 11,704,091,250 - 91 HİBE VE YARDIMLAR - - - 92 MER.BANK. 34 NO.LU NATO H.HAZ.D.MİK - - - 93 TASFİYE EDİLEN FON GELİRLERİ 90,850 - - 94 FONLARDAN AKTARMALAR 652,781,000 128,942,450 - 95 4306 SAYILI KANUN GELİRLERİ 1,210,997,600 166,194,300 - 96 - - - - 97 - - - - 98 - - - - 99 ÖZEL GELİRLER VE FONLAR TOPLAMI 1,863,869,450 295,136,750 - 100 GENEL TOPLAM 303,840,483,750 67,579,824,850 - Milyon ABD Doları Milyar TL 103 Türkiye Antalya Türkiye İller TL YP Toplam İller Ortalaması Lira TL+YP Ortalaması TL+YP TL+YP Antalya TL Yabancı Para Toplam TL+YP Yıllar İtibariyle Antalya’da Kredi / Mevduat Oranı Yıllar 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 Antalya 104.3 96.3 59.3 60.5 53.5 63.9 61.7 38.9 43.3 Türkiye 75 79 61 65 62 70 58.4 44.9 50 1755 3262 4894 11719 24563 57199 117920 223198 452371 593178 865 2137 3690 11233 24257 49024 92960 164743 341955 493632 2620 5399 8584 23012 48820 106223 211040 387941 794326 1086810 2248 4020 7171 16777 33733 76818 156837 302316 581491 824366 344 170 379 248 337 254 301 290 410 404 532 456 576 448 712 525 838 633 883 735 514 627 591 591 814 988 1024 1237 1471 1618 441 467 493 432 562 714 767 964 1076 1228 İlimizde banka mevduatı10 yıl içerisinde $ bazında %330 TL bazında ise % 150 artmıştır. Türkiye mevduat artış oranı % 180 dır. Antalya'da İl Bazında Kredinin Dağılımı ve Gelişimi Milyon ABD Doları Türkiye Antalya Türkiye Toplam Şube İhtisas İhtisas Dışı Toplam Şube Bazında Kredileri Krediler Bazında Ortalama Ortalama Toplam Toplam Kredi Kredi 1362 3254 1756 371 267 638 344 2409 5628 3046 374 280 655 354 3600 8263 5706 321 248 569 392 5946 13653 10274 198 153 351 264 13744 29546 22071 263 229 493 367 34308 56564 48250 207 319 526 448 96480 134880 110212 192 464 656 537 173410 239545 176529 211 553 764 563 196185 309160 261626 209 363 572 484 318161 470108 412211 226 474 700 607 Milyar TL. Antalya Yıllar İhtisas İhtisas Dışı Kredileri Krediler 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 1891 3219 4664 7707 15802 22256 38400 66135 112975 151947 Kentimizde son 10 yıllık süreçte sektörlere verilen ihtisas kredilerinde % 50 azalma olmuş, buna karşılık diğer kredilerde % 100 lük bir artış görülmüştür. 104 İlimizde toplanan mevduatın krediye dönüşme oranı 1992 yılında % 104.3 iken 2000 yılında % 43.3 e gerilemiştir. Bu durum bölgemizde turizm, ticaret, tarım ve imalat sektörlerine verilen kredinin son yıllarda çok azaldığını göstermektedir. Türkiye Genelinde Toplam Mevduatta Antalya'nın Payı (%) 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 199 200 Türk Parası 1.1 1.1 0.9 1 1 1 1 1 1 0.9 Yabancı Para 0.5 0.7 0.7 1 1 0.9 0.8 0.8 0.8 0.8 Toplam 1.6 1.8 1.7 1.9 2 1.9 1.8 1.8 1.8 1.7 3. İMAR VE PLANLAMA Antalya'da Planlama Ve Yapılanma İle İnşaat Sektörünün Gelecekteki Yirmi Yılı Ülkemizde 1950’lerde başlayan ve 1960’larda hızlanan kentleşme hareketlerine koşut olarak Antalya kent merkezi ve büyük ilçelerinde de hızlı kentleşme yaşanmaya başlanmış, 1.kalkınma planının 105 esasları doğrultusunda başlatılan turizm sektörüne destek ve bu destek içerisinde Antalya’nın pilot bölge seçilmesi sonucu 1970’li yıllarda bölgede başlatılan turizm hareketi ve beraberinde gelen yatırımlar sonucu oluşan göç, kent ve kıyı ilçelerindeki nüfusundaki artış hızını Türkiye ortalamasının çok üzerine çıkartmıştır. Hatta son 20 yıl içinde bugün çoğu illerden büyük ilçeler oluşmuş, köy ve beldeler ilçe büyüklüğüne taşınmıştır. (Örn.: Kemer, Kalkan) Gerek 1975 yılında Turizm bakanlığınca hazırlanan “Antalya Turizm Master Planı” doğrultusunda (planın hedef yılı 2000 yılıdır) turizm yatırımlarındaki gerçekleşmenin hedefe ulaşması hatta hedefi aşması, gerekse turizm alt yapı çalışmalarının tamamlanma aşamasına gelmesi nüfustaki bu artış hızının önümüzdeki yıllarda düşmesine yol açacaktır. Ancak eski hızda olmasa bile özellikle Antalya kent merkezi çevresinde (Lara, Acısu, Kundu) ve doğu kıyılarında (Manavgat-Alanya-Gazipaşa) turizm yatırımlarının devam etmesi, altarnatif turizm arayışları sonucu Akseki-İbradı, Elmalı gibi bölgelerde kültürel turizm çalışmaları, yeni ekonomik sektörlerin devreye girmesi (dış ticaret, fuarcılık, eğitim vb.) nedeniyle özellikle kıyı yerleşimlerinde nufus artış hızı azalmasına rağmen ülke ortalamasının üzerinde gerçekleşecektir. Ayrıca Lara bölgesinde Lara, Acısu, Kemerağzı gibi çok geniş alanların “Turizm ve Kültür Bölgesi” ilan edilmesi ile kıyıda yeni turistik tesislere olanak sağlarken arka kısımda kalan tarım alanları özellikle yabancıya yönelik konut alanları olarak imara açılacaktır. Büyük kıyı ilçeleri ve Antalya kent merkezinde yukarıda açıklanan gelişmeler spekülatif arsa değer artışlarını da beraberinde getirmiştir. 1985 sonrası çıkarılan 3194 sayılı imar kanunu ile plan yapma yetkisinin yerel yönetimlere bırakılması, denetleme alt yapılarının oluşturulmaması planlamanın da spekülatif amaçlı yapılmasına neden olmuştur. Yine yapay olarak oluşturulan “Büyükşehir Belediyesi” ve buna bağlı alt kademe belediyelerindeki hiyerarşi tartışması, kentlere çok yakın ufak beldelerin (nüfusları 2000 civarında olanlar) belediyeler haline getirilmesi, ancak bölgesel planların yapılmayışı sonucu oluşan alt yapı eksiklikleri ve keyfi uygulamalar bu günkü çarpıklığı ortaya getirmiştir. 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 1985 yılında uygulanmaya başlamasıyla Antalya İmar Planlarına ait lejantlarda yapılan yasa dışı değişiklikler (2,50 mt. subasman kotu, merdiven ve kapalı çıkmaların inşaat alanı hesabı dışında bırakılması vb.) ve kentin birer semtleri haline dönüşen yakın beldelerin kendi başlarına yaptıkları imar planlarıyla kent merkezi ve yakın çevresinde 5 milyon nüfusu taşıyacak planlı alan oluşturulmuştur. Bu miktar son nazım planda hedeflenen 2015 yılı nüfusunun dahi 3,5 katıdır. Birkaç yıl öncesine kadar Antalya’nın tarım ve turizmden sonra en önemli ekonomik gücü olan “inşaat sektörü” için yakın geçmişte endişe duyulmuştur. Talebin üzerinde gerçekleştirilen konut inşaatları, 1999 depremleri sonrası yapı denetimine getirilen yeni yaptırımlar, birkaç yıldır devam eden ve 20002001 yıllarında Cumhuriyet Döneminin en büyük krizine dönüşen ekonomik sorunlar, sektöre gerileyen hatta özellikle kent merkezi ile Alanya, Manavgat gibi büyük yerleşimlerde tamamen biten sektör gözü ile bakılmasına neden olmuştur. Oysa yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı inşaat sektörü daha uzun süre, özellikle önümüzdeki 10-15 yıllık dönemde turizm ve tarım ile birlikte bölgenin ve kentin en önemli ekonomik gücü olmaya devam edecektir. Antalya kent merkezi irdelendiğinde bu sonucu tahmin etmek hiç de zor olmayacaktır. 1995 yılında hazırlanan Antalya Nazım İmar Planında 2015 yılı için kent projeksiyon nüfusu 1.600.000 kişidir. 1995 sonrası kent nüfusunu etkileyecek bir takım olaylarda yaşanmaktadır. Örneğin 1999 depremleri ile deprem bölgesinden bölgeye göç, deprem riskinin az olması nedeniyle hareketlenmiştir. 106 Yaşanan ekonomik kriz, bölgenin doğal verileri dışında; özellikle gayrimenkul fiyatlarıyla, kiraların diğer büyük kentlere göre çok düşük kaldığı kente ve yakın çevresine ilgiyi arttırmaktadır. Yine yabancılara gayrimenkul satışını kolaylaştıran yasal düzenlemelerin tamamlanması ve yukarıda belirttiğimiz yeni sektörlerin gelişmesi, nüfus artışını etkileyecek ve projeksiyon nüfusta yer almayan olası gelişmelerdir. Yani 2015 yılı için varsayılan projeksiyon nüfusa ulaşılacağı açıktır. Bu şartlarda önümüzdeki 15 yıllık dönemde sadece kent merkezine yerleşecek insan sayısı 900.000 ile 1.000.000 den az olmayacaktır. Kent merkezinde bulunan ve yaklaşık 30 000 civarında olduğu varsayılan konut stokunu bu verilerin dışında tutarsak bu insanların barınma ihtiyaçları yaklaşık 11.500 yıl/adet’i bulmaktadır. Alanya, Manavgat gibi büyük ilçelerde de durum farksızlıktır. Sadece bu iki ilçenin toplam konut üretimi ve ihtiyacı da kent merkezinin yarısından fazladır. (Tablo 1,2,3) Konut dışında bu nüfusun ihtiyacı olan ticaret, sosyal, kültürel, eğitim, sağlık vb. gibi alanlar ile yeni ekonomik sektörlerin gereksinimi olan yapıları ilave ettiğimizde (%35-40) yıllık inşaat miktarı sadece kent merkezinde 2.500.000 – 2.700.000 m2 arasında değişecektir. Bu verilere göre kent merkezinde sektör büyüklüğü 15 yıllık dönemde 350-400 milyon dolar/yıldan az olmayacaktır. İnşaat sektörü(sadece imalatlar) 150 ana iş kolu, 400 den fazla ek iş kolu ile önem taşımaktadır. Bugünkü teknoloji ile ortalama 1.000 m2 inşaatta 10-12 kişinin istihdamı söz konusudur. Bu verilere göre 30-32.000 kişinin bu iş kolunda çalışmasının sağlanmasıdır ki yarısından fazlası “düz işçi” konumundadır. Kamu yapıları, gecekondular ve kaçak yapılar ile ilgili bilgiler verilere ilave edilmemiştir. Ancak değerlendirme dışı dahi olsa yapı sektöründe önemli boyutlara ulaşmıştır. Sonuç Olarak: 1.Yerel Yönetimler Yasasındaki değişiklikle birlikte kent ve çevresinin havza boyutunda planlanması olanağı doğmuştur. Yeni Çevre Düzeni Planı ve Nazım İmar Planı’nın çevre belediyelerle birlikte, kent dinamiklerinin görüşleri doğrultusunda hızla hazırlanmalıdır. Planlamanın sağlıklı yapılamasında, gelişmesinde ve uygulanmasında en önemli görev belediyelere düşmektedir. Antalya kent merkezi ve yakın çevresi, Alanya, Manavgat, Kemer gibi kıyı yerleşimlerindeki mevcut planlı alanlarda yeterli miktarda arsa üretilmiştir. Bu alanlar mevcutken ve bu alanlarda yapılaşma tamamlanmadan spekülatif amaçlı yaratılan yeni imarlı alanlar hem talep dışı yapı üretimini teşvik etmekte, hem de merkezi ve yerel yönetimlerin zaten kıt olan kaynaklarından su, elektrik, kanalizasyon,PTT hizmetleri vb. alt yapı yatırımlarıyla okul, kreş vb. sosyal donatı alanlarına kaynak aktarmak zorunda kalmaktadır. Örneğin 1995 yılı öncesi Antalya İmar Planı ve sınırları esas alınarak hazırlanmış Antalya su-atıksu projesinin (ASAP), 1995 yılı raporunda; kamuya toplam maliyeti 371.600.000 ABD dolarıdır. Mevcut imar planı ölçeğinde bir alt yapı projesinin bedeli göz önüne alındığında gereksiz yere konut yerleşimlerine açılacak yeni alanlarda yapılacak yatırımların boyutları daha iyi anlaşılmaktadır. 2.Antalya ve yakın çevresinin 15 yıl sonraki işgücü tahminlerine göre çalışacak sayısı 550 bin’i bulacaktır. Planlamayla, yeni iş olanakları ve iş alanları, kentin doğal ve tarihsel kimliğini etkilemeyecek şekilde düzenlenmelidir. Belirlenecek yeni sosyo-ekonomik stratejilerde bu konu göz önünde tutulmalıdır. Turizm dışında Antalya’nın geleceğinde Türki Cumhuriyetler, Kuzey Afrika Ülkeleri, Körfez ülkeleri’ni kapsayacak bölgesel dış ticaret merkezi olmaması için bir neden yoktur. Fuarcılık, uluslar arası yüksek öğrenim gibi sektörler teşvik edilmelidir. 107 3.Antalya Büyükşehir sınırları içinde bulunan doğal, kentsel, arkeolojik sit alanları ve bu alanların etkilenme geçiş alanları çevresinde yapılaşma baskısı engellenmelidir. Bu alanlar Antalya’nın geleneksel kimliğinin geleceğe taşınması için çok önemli unsurlardır. 4.İhtiyaç olmadığı halde Antalya’daki Altınova, Bahtılı, Çakırlar, Kırcami vb. örneğindeki gibi yeni imar alanlarının kent çevresindeki 1.derece tarım ve sera tarımı yapılmakta olan alanlardaki bölgeler olarak seçilmesi, devlet ve vatandaşlarca yapılmış tarım yatırımlarının değerlerini ve daha yıllarca elde edilecek tarımsal üretim değerlerini de ilave ettiğimizde salt spekülatif amaçlarla kamunun ve burada yaşayan halkın ne kadar büyük ve geri dönülmez ekonomik ve ekolojik kayıplara uğradığı açık olarak görülmektedir. Bu nedenle yeni planlan alanların tarım sektörünü etkilemeyecek alanlar üzerinde oluşturulması, tarım alanlarına yakın bölgelerdeki planlamanın bu alanlarda yapılaşma baskısı oluşturulması engellenmelidir. 5.İnşaat sektöründe asıl yaşanan sorun (1999 depremi ve 2000/2001 ekonomik krizleri dışında) belli bir disiplin ve otoritenin olmaması veya yetersiz kalması, arsa rantına yönelik yapılanmanın önlememesinden kaynaklanmaktadır. Bugün Türkiye’de hemen hemen her sektörde olduğu gibi “sürdürülebilir bir inşaat sektörü” yaratılmak zorundadır. Sürdürülebilirlilik kavramı nüfus ve çevre arasındaki ilişkilerin düzen bozucu ürkütücü sonuçlarından doğmuştur. İstikrarsız büyüme, tüketim ilişkilerindeki bozulma, çevre ve beşeri gelişmede planlama olgusu önemlidir. Planlama aynı zamanda sosyal çevrede uygulama aracı olarak sosyal grubun beklentilerini, değerlerini ve sürdürülebilir gelişmesini sosyal açıdan gerçekleştirebilir olmasını sağlamaktadır. Planlama esas olarak gelişmeyi hedeflemektedir. Sürdürülebilirlik ise, kısıtlama anlamına gelmektedir. Dolayısıyla bir karşıtlık söz konusudur ve bu aşılmalıdır. Bu çerçevede kısa, orta ve uzun vadede gelişmeye karşı çıkmayan çevre ve ekolojik dengeyi koruyan, spekülatif davranışları engelleyen bir planlama anlayışına gereksinim vardır. 4. ÇEVRE Antalya’da turizm hareketinin sürdürülebilir ve sürekli olması deniz ve çevrenin korunmasına bağlıdır. Antalya 580 endemik bitkiye sahip olması açısından en zengin bölgelerden biridir. Denize bağlı kitle turizmi çevreyi en çok kirleten türüdür. Turist başına ortalama günlük su tüketimi 600-800 litre arasındadır. Deniz suyuna karışan kimyasallar ve katı atık sorunu bütün 108 Akdeniz turizmi gibi bölgenin de en önemli sorunudur. Deniz suyu temizliği ile ilgili olarak belirlenen istasyonlarda yapılan ölçümler henüz ciddi bir kirlenme bulgusu saptanmamıştır. Ancak dere-deniz bağlantılarında ve yoğun tekne güzergahlarında belirli zamanlarda yoğun kirlilik işaretlerine rastlanmaktadır. Öte yandan arıtma tesisleri ve kanalizasyon sistemlerinin kapasite limitlerinin aşıldığı görülmekte ve alt yapı yatırımlarındaki gerileme nedeniyle 2010 yılı perspektifinde yeni bir alt yapı planlamasına ihtiyaç duyulmaktadır. 5. AFETLER ve KRİZ YÖNETİMİ Gelişme ve kalkınmasını tamamlamış, yaşanabilir, sağlıklı güvenli, geleceğe güvenle bakan bir Antalya için afetler ve kriz yönetimi çalışmaları da önem arz etmektedir. Bir toplum geleceğini hazırlarken, en olumlu yer olan kalkınmayı gelişmeyi ne kadar önemsiyorsa, olumsuz durum olan afetlerin önlenmesi içinde önceden alınacak tedbirleri bu günden ortaya koyabilmesi, geleceğini bir bütünlük içerisinde düşünebildiğini gösteriyor. demektir. 109 5.1 Doğal Afet : Aniden ve belirli bir süreç içerisinde meydana gelen yerleşim, üretim, altyapı,ulaşım ve haberleşme gibi genel hayatın zorunlu hava hareketleridir. Nerede ne zaman, ne ölçüde nasıl ve ne türde olacağı bilinmeyen doğal afetler, varolduğu günden beri insanların can ve malına yönelik en büyük tehlikedir. Can ve mala yönelik diğer tehlikeleri ( düşman saldırısı ve yangınlar) önlemek insan ve insanlık için imkan dahilinde ise de doğal afetlerin önlenmesi her zaman mümkün olmamaktadır. Zira doğal afetlerin bazıları önceden bilinebilmekte ise de bazıları ani ve hiç beklenmedik zamanlarda ortaya çıkmaktadır. Ancak hiçbir afet “önlenemez” veya “ etkileri azaltılamaz” diye düşünülmemelidir. Doğal afetleri ilahi takdir söylemiyle geliştirmek yanlıştır. Araştırmalardan, gözlemlerden ve deneyimlerden edinilen bilgiler birleştirilerek ve çağdaş teknolojiden yararlanılarak afetlerin etkileri azaltılabilir ve can mal kaybı en az düzeye indirilebilir. Kaçılamayacağı ve yüzde yüz önlenemeyeceği için bazı önlemler alınarak bu büyük tehlikeyle ( doğal afetlerle ) iç içe yaşamak insanlık için zorunluluk olmaktadır. Bu konuda insana düşen görev : Gerekli önlemleri önceden alarak tehlike ile iç içe yaşamak Bilim ve tekniğe düşen görev ise : İnsan için tehlikesi az bir yaşam sağlamaktır. Ülkemiz dünya üzerindeki konumu ve jeolojik yapısı nedeniyle uzun yıllardan beri büyük afetlerle karşılaşmış ve bu yüzden can ve mal kaybının yanında sosyal ve ekonomik gelişmemizde küçümsenemeyecek duraksamalar meydana gelmiştir. İlimizde afetlere karşı oluşturulan örgütlenmenin, yapısal örgütleşmeyi tamamlaması ve uygulamada başarılı olması gerekmektedir. Bu doğrultuda, yapısal sorunların olup olmadığı, planların etkinliği ve uygulanabilirliği konuları üzerinde yeterli bilgiye sahip olmamız ve sivil toplum örgütlerinin de rolünü ortaya koymamız gerekmektedir. 5.2 Taşkın Kentin su baskınına uğrayan yerlerinin işaretlendiği bir taşkın haritası yapılmalıdır. Taşkına uğrayan yerlerde uzun ve kısa vadede yapılacak önlemler belirlenmelidir. Çözüm yolları yağmur suyu drenaj projesi dikkate alınarak uygulanmalıdır. Tabii düdenler ve su yolları temizlenerek kullanılmalıdır. Drenaj kuyuları açılmalıdır. Bazı binalar kendi imkanları ile sorunlarını çözmektedir. Kentin zemini çok geçirimli olan travertendir. Bu geçirimlilik özelliğinden drenaj amaçlı yararlanmalıdır. (Düden ve drenaj kuyuları, mağaralar gibi) Ana caddelerdeki barbakanlar sık sık temizlenmelidir. 110 Kentin imar planına esas jeoloji etüt raporunda su baskınları ile ilgili bir sorun olmadığı belirtilerek tüm alanlar yerleşime uygun alanlar olarak işaretlenmiştir. Taşkın bölgelerinin yeniden değerlendirilerek yerleşime açılma şartları belirlenmelidir. 111 6. KÜLTÜR VE SANAT 6.1. Eğitim 1- Kültür ve sanatın alt yapısını veren eğitim kurumlu olan İLKOKULLAR bu konudan tamamen yoksundur. İş eğitimi adı altında yapılan dersler basit el becerilerini öğrencilere öğretmekten öteye gitmemekte. Bu nedenle Kültür – Sanat Tarihi, Felsefe, Mantık ve Türk El Sanatlarının teorik ve uygulamalı eğitimin yapılmasının Milli Eğitim programına alınarak Antalya pilot bölge seçilmelidir. 2- Akdeniz Mimarlar Birliği, UMAR 2002 son toplantısında, Akdeniz’de Ortak bir AKDENİZ MİMARLIK OKULU kurulması istenmiş, bu okulunda bir Yunan adası ya da Türkiye'de açılabileceği dile getirilmiştir. Bu nedenle Akdeniz Üniversitesi bünyesinde MİMARLIK FAKÜLTESİ’ nin açılması ve bu Akdeniz Mimarlık Okulu bu fakültede hayata geçirilmesi Akdeniz Kültürü ve Mimarlığı alanında çok yoğun bir eğitim programı uygulamasını, yeni düşünce ve fikirlerin felsefesi ve teorisi üzerinde yoğunlaşmasını böylece Akdeniz Mimarlık anlayışının yaygınlaşmasının sağlanması Antalya için çok önemlidir . 3- Bunun yanı sıra Akdeniz Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesinin donanımının takviye edilerek eğitimini sürdürmesi gereklidir. Sinema, televizyon, müzik bölümlerinin hayata geçirilmesi şarttır. Müzik çalışmaları için önerimiz ektedir. 4- Özel dershaneler kentimizde oldukça yoğundur. Bu durumda özel dershanelerin donanımlarının tamamlanarak Milli Eğitime bağlı okullar olarak diploma verir olmalı. Pilot bölge olarak bu çalışma yapılmalıdır. 5- İlkokullarda tip mimari proje uygulaması yapılmadan bölgenin özellikleri göz önünde tutularak hazırlanan mimari proje uygulaması, renklerin ve çevre düzeninin çocuk psikolojisine uygun olarak kullanılması. 6- Antalya Müzesi , bölgesinde en önemli müzedir. İlk insandan bu yana kültür ve sanat kesintisiz olarak günümüze kadar gelmiştir. Bu açıdan Antalyalılar çok şanslıdır. Müze bünyesinde ve denetiminde EĞİTİM ve ÖĞRETİM amaçlı ÇOCUK MÜZESİNİN faaliyete geçirilmesi. Müzelerimizde teşhirdeki eserler çok değerli olduğundan dokunulmaz. Oysaki çocuklar dokunmadan anlayamazlar. Bu nedenle çocukların dokunabileceği, eline alabileceği kırıp yeniden yapıştırabileceği (konservasyon), çamurdan yeniden imal edebileceği, ... özgün eserlerin imitasyonlarının teşhir edildiği ÇOCUK MÜZESİNE ihtiyaç vardır. Örnekleri yurtdışında mevcuttur. 7- Türk Eğitim Vakfı yurt çapında EĞİTİM PARKLARI ve ATEŞ BÖCEKLERİ ile çocuk ve gençlerimize eğitim aktiviteleri sunmaktadır. Antalya’da EĞİTİM PARKI Kepez ‘de açılmış ve çalışmalarını sürdürmektedir. 112 Ermenek Bölgesinde de bir EĞİTİM PARKINA vardır. ve ATEŞ BÖCEKLERİNE ihtiyacı 6.2. Kültür Varlıklarının Tespiti Ve Envanter Çalışmaları Kentimizde ve bölgemizde olan kültür varlıklarının mülkiyetleri tüm Türkiye'de olduğu gibi çok başlı durumdadır. Bir kısmı Kültür Bakanlığı'nda, Bir kısmı Vakıflar Genel Müdürlüğü'nde, Bir kısmı Yerel Yönetimlerde, Bir kıskı Özel Şahıslardadır. Bu mülkiyetler değiştirilmese bile tespit ve envanter çalışmalarının tek bir yönetimde olması ya da bir merkezde toplanmasında fayda vardır. Ancak Kültür Bakanlığı, Vakıflar ve Yerel Yönetimler mülkiyetinde olan kültür varlıkları koruma sınırları içinde olan özel şahıslara ait kültür varlıklarının mülkiyet haklarının Kültür Bakanlığına , Vakıf ve yerel yönetimlere devrinin yapılması gerekmektedir. Takas ve kamulaştırma işlemlerinin başlatılarak , tamamlanması gerekmektedir. Envanter çalışmaları yapılırken ; a) Tescil durumları, ne kadarı tescilli? b) Kullanımı, tahsis durumu ve %'si ? c) Mülkiyet durumu, d) Sağlık durumu, restorasyon ihtiyacının tespiti ve %'si? e) Kente getirisi – götürüsünün tespiti, f) Turizme katkısı ve %'si? Tespit edilmelidir. Ayrıca kent içindeki korunması gerekli tescilli yapıların (Kale duvarları, burçlar, hamamlar,...) periyodik olarak bitki temizliğinin yapılması. 6.3 Kültür Kadastrosunun Çıkarılması Kentimizde ve bölgemizde bulunan mevcut korunması gerekli Kültür Varlıklarımızın çoğunluğunun kadastral durumları belli değildir. Bu durum genellikle koruma çalışmalarında ve akademik çalışmalarda engel teşkil etmektedir. Bu nedenle , Kültür Bakanlığı , Antalya Müze Müdürlüğü'nde bulunan uzman bir arkadaşımız bu konuda bir çalışma yapmış, İl Kültür Müdürlüğü'ne ve bir önceki Sn. Valimize iletilmiştir. Grubumuz eylem planına alınan bu çalışmanın uygulamaya başlanması kültür politikamız için öncelikli olmalıdır. 6.4 Botanik , Flora - Fauna Araştırma Enstitüsü Kurulması Antalya ve bölgesi botanik , flora ve fauna açısından dünyanın nadir bölgelerinden biridir. Bu bölgede şimdiye kadar bu açıdan kapsamlı bir araştırma yapılmamıştır. Yapılan araştırmalar, kişisel araştırmalar ve tezler çerçevesinde Bizim tarafımızdan tespit edilemeyen nice kıymetli varlıklarımız yabancılar tarafından gizlice çalınarak yurtdışına çıkarılmaktadır. 113 Nadide kelebeklerimiz, Toros kurbağaları yılanları, Kum laleleri, Deniz kaplumbağaları (caretta carettalar ), kozmetik ve ilaç sanayiinde kullanılan nadide çiçek ve bitkilerimiz sayabildiklerimizdir. Grubumuzun eylem planlarından olan bu enstitünün ivedilikle İl Gelişme Planına alınıp bu konudaki çalışmalara başlanmalıdır. 6.5 Kültür Ve Sanat Merkezi İhtiyacının Tespiti AKM, Cam Piramit, ve çevre parkı kentimizde ve bölgemizde Kültür ve Sanat Merkezi olarak faaliyetini sürdürmektedir. Ancak yeterli olamamaktadır. Genelde kültürel faaliyetlerin yoğunluğuna bakılırsa ; 1- Alanya (merkez olmak kaydıyla) ve çevresi 2- Antalya Merkez ve çevresi olarak tespit edilebilir. Doğuda, Alanya merkezde ve çevresinde Kültür ve Sanatı toplayan bir merkez yapı veya oluşum yoktur. Münferit olarak faaliyetler yapılmaktadır. Batıda, Burdur ve Isparta'da da böyle bir merkez ve oluşum yoktur. Öncelikle bu kentlerde bulunan ve mülkiyeti Kültür Bakanlığı'na ait olan kiliselerin onarımları tamamlanarak atıl durumdan aktif duruma geçirilerek çok maksatlı salon olarak hizmete açılmalı. Burdur'daki Kavaklı Rum Kilisesi için böyle bir proje hazırlanmıştır. Hayata geçirilmesi çabuklaştırılabilir. Kentin batısında Hurma Mevkii'nde bulunan ve Kültür Bakanlığı'nca tescili yapılmış olan 5 adet parsel ve üzerinde biri yıkılmış iki TAŞ DEPO binası restore edilerek çevresi rekreasyon alanı olarak düzenlenerek ÇOK MAKSATLI KÜLTÜR SALONU amacıyla hizmete açılmalıdır. Bu konuda daha önce grubumuzun eylem planı vardır. Böyle bir salon ve oluşum özellikle yaz aylarında artan nüfus için çok önemli ve gereklidir. Bunun yanı sıra halen devam etmekte olan Kepez ve Ermenek Kültür Çadır faaliyetleri çoğalarak devam etmeli ve paralel olarak sabit bir merkez yapılmalıdır. Kültür ve Sanat faaliyetleri bölgelerde devam ederken esas sanat ve kültür merkezi Antalya merkez olmalıdır. Böylece turisti merkeze çekme olasıdır. Opera Binası yapılması planlanmalı. 6.6. Kütüphanelerin Tespiti İl Kültür Müdürlüğü'nce yapılan tespitler ışığında mevcut kütüphanelerin ihtiyaç kapasitelerinin belirlenerek gerekirse rehabilitasyonu yapılmalıdır. Kütüphanelerimiz Antalya merkezdedir. Kentin doğusunda (Ermenek ) ve batısında ( Kepez ) kütüphanemiz yoktur. 114 Çocuk ve gençleri sokak ve zararlı alışkanlıklardan uzaklaştırmak ve kültür yozlaşmasını önlemek amacıyla kültürel faaliyetlerinde yapıldığı çocuk-gençlik kütüphanesi yapılmalıdır. 6.7. Kent Müzesi Grubumuzun eylem planlarından biri olan Antalya Kent Müzesi ön çalışmaları başlamıştır. Bu çalışmaların süreklilik kazandırılarak desteklenmesi gerekmektedir. Balbey mahallesinin bu müze kapsamında koruma kapsamı altına alınmalıdır. Rapor ekinde geniş açıklama yapılmıştır. 6.8. Mevcut Durum A. Olumlu Yanlar 1. Büyükşehir Belediye Yasası’nın Kent Konseyi’ni ve sivil toplum örgütlerinin işlevsel duruma getirmesi. 2. Antalya Valiliği’nin kültür-sanat konusuna olumlu yaklaşımı. 3. Valiliğin Antalya kültür ve sanatıyla ilgili ayrıntılı bir envanterin çıkarılması çalışmaları yapması. 4. Uluslararası düzeyde başarısı kabul edilmiş bir Kent Konseyi’nin oluşu. 5. Belediye’nin de yapmakta olduğu kültür merkeziyle konuya önem verdiğini ortaya koyması ve bu kültür merkezinin kültür-sanat alanında önemli bir gereksinmeyi karşılayacak olması. 6. Antalya’nın kültür-sanat alanında tarihsel açıdan zengin oluşu. 7. Altın Portakal Film Festivali, Aspendos Opera ve Bale Festivali, Piyano Festivali, Altın Portakal Şiir Ödülü, Resim Festivali gibi gelenekselleşmiş ve başarılı etkinliklerin varlığı. 8. Antalya’da Türkiye ölçeğine göre pek çok sanat kuruluşunun bulunması. 9. Antalya’nın sanat insanları açısından çekici olması. 10. Akdeniz Üniversitesi’nde sanatla ilgili birimlerin bulunması. 11. İki Güzel Sanatlar Lisesinin ve pek çok özel dershane ve kursların, galerilerin, koroların, derneklerin varlığı. B. Olumsuz Yanlar 1. Kentteki estetiksel alanlarla, konularla ilgili olarak koordinasyon, değerlendirme, öncülük yapacak bir Estetik Birimin olmayışı. 2. Antalya’daki sanat kurum ve kişilerinin yeterince örgütlü olmaması. 3. Antalya’da bulunan çok sayıdaki sanat kuruluşlarının, örgütlerinin koordinasyonunun olmaması. 4. Kültür-sanat örgütlerine aktif katılımın düşüklüğü. 5. Antalya’daki zengin sanat sunumunu karşılayacak özelliklere sahip yeterli kültür merkez ya da merkezlerinin olmayışı. 6. Antalya’daki sanat kuruluşlarının (Antalya Devlet Opera ve Balesi, Antalya Devlet Senfoni Orkestrası, İsmail Baha Sürelsan Konservatuvarı vb. ) yeterli çalışma ortamlarının olmaması ve bütçelerinin yetersizliği. 115 7. Antalya’daki sanat kuruluşlarının kadrolarının ve araç gereçlerinin yetersiz oluşu; bunlara merkezi hükümetçe gerekli önemin verilmemesi 8. Antalya’daki sanat kuruluşlarının etkinlik sayısının az oluşu; bunların, bölgedeki kent ve kasabalara yayılamaması. 9. Sanat alanındaki eğitimin yetersizliği nedeniyle, kültür-sanat olaylarına ilginin azlığı. 10. Kültür merkezine ulaşımın sorunlu olması. 11. Sanat etkinliklerinin yeterince duyurulamaması. 12. İl Kültür Müdürlüğü’nün işlevlerinin az olması. 13. Müze sayısının ve çeşidinin yetersizliği. 14. Kente uygun, çağdaş mimari planlamanın, yapılanmanın olmayışı. 5.9. ÖNERİLER a. Kısa Süreli Plan Önerileri. 1. Antalya Kültür-Sanat Stratejik Plan Taslağı’nı bütün paydaşlarca paylaşarak plana uygulanabilir biçiminin verilmesi. 2. Valiliğin öncülüğünde Antalya’da koordinasyonu sağlamak üzere güçlü, etkili bir kültür-sanat (ya da sanat, müzik) koordinasyonunun sağlanması. 3. Toplumun örgütlenmesinin desteklenmesi. Örgütlere üyeliğin ve üyelerin etkin duruma getirilişini çekici duruma getirecek önlemler alınması. (Uzun süreli planda da yer verilmiştir.) 4. Toplumun birikimi olan kültür varlıklarının özelleştirilmemesi. 5. Kültürel-sanatsal etkinliklerin siyasallaştırılmaması. 6. Belediye’de ya da Valiliğin öncülüğünde Kentteki estetiksel alanlarla, konularla ilgili olarak bir Estetik Birim oluşturulması. 7. Antalya’da sanatla, kültürle ilgili ayrıntılı bir kültür-sanat envanterinin tamamlanarak kamuya sunulması ve aktif olarak geliştirilmesi. 8. Antalya’daki gelenekselleşmiş etkinliklerin jürilerine ilgili sivil toplum kuruluşlarından ve kuruluşlarından temsilci alınması. 9. Sivil toplum örgütleri ile Valiliğin, Belediyenin ve diğer ilgili kamu kuruluşlarının ilişkilerini sürekli ve işlevsel duruma getirecek mekanizmaların kurulması kurulanların desteklenmesi. 10. Antalya’daki kültür-sanat kuruluşlarına çalışma ortamlarının yaratılması ya da bu konuda girişimlerde bulunulması (Konu, konser, tiyatro, toplantı salonlarını, galerileri vb. içeren kültür merkezinde ya da merkezlerinde çözülebilir.) 11. Kültür-sanat kuruluşlarının kadrolarının, araç-gereçlerinin tamamlanması, konusunda girişimlerde bulunulması; bu konuda Valilikle örgütler arasında işbirliği sağlanması. 12. Kültür merkezlerinin toplu ulaşımın odağı haline getirilmesi. 13. Kültür-sanat etkinliklerinin iyi planlanması ve iyi duyurulabilmesi için koordinasyonun ve güç birliğinin sağlanması; kapsamlı bir Kent Kültür-Sanat Rehberi’nin çıkarılması. 14. Kentteki (Karain gibi çok önemli olan) ören yerlerinin restore edilmesi, çevre düzenlemesinin yapılması, işlevsel hale getirilmesi. 15. Altın Portakal Film Festivalinin, “Akdeniz Altın Portakal Film Festivali” olarak daha uygun bir yörüngeye oturtulması. 16. Kaleiçi’nin kültür-sanat düzenlemeleri ve etkinlikleriyle canlandırılması. 17. Akdeniz Üniversitesi’nin sanat birimleriyle daha fazla işbirliği ve koordinasyonunun sağlanması. 116 b. Uzun Süreli (2020’ye kadar) Plan Önerileri 1. Antalya’nın gereksinmelerini karşılayacak ve işlevlerine uygun, uluslararası etkinliklere de yanıt verecek büyüklük ve özelliklerde bir kültür ve kongre merkezinin yapılması. 2. Yaz etkinlikleri için kent içinde ya da kıyısında gereksinmelere yanıt verecek bir amfitiyatronun ya da amfitiyatroların yapılması. 3. Semt evlerinin daha donanımlı kültür merkezleri olarak kente yayılması. 4. İsmail Baha Sürelsan Konservatuvarı’nın işlevlerinin çeşitlendirilerek, kültür-eğitim merkezi haline dönüştürülmesi ve yeterli bütçenin ayrılması. 5. Toplumun örgütlenmesinin desteklenmesi. Örgütlere üyeliğin ve üyelerin etkin duruma getirilişini çekici duruma getirecek önlemler alınması. 6. Kültür-sanat kuruluşlarının etkinlik alanlarının bölgedeki küçük yerleşim yerlerini de kapsayacak biçimde genişletilmesi ve etkinlik sayısının artırılması için önlemler alınması. (Otobüs, kamyon alınması vb.) 7. İl Kültür Müdürlüğü’nün etkin duruma getirilmesi konusunda girişimlerde bulunulması. 8. Plastik sanatlar müzesi, çağdaş sanat (modern sanat) müzesi, yörük kültürünün gösteriminin yapılacağı bir etnografya müzesi ve Selçuklu müzesi, yerel müzik çalgıları müzesi, Altın Portakal Müzesi (ve dokümantasyon merkezi) gibi müzelerin kurulması. 9. Gitar, caz, yerel ve diğer dansları içerecek dans festivalleri; edebiyat, Türk sanat müziği günleri düzenlenmesi ve bunların gelenekselleştirilmesi. 10. Antalya’nın düzenlenecek heykel-seramik sempozyumlarıyla ya da başka etkinliklerle heykel ve seramiklerle bezenerek güzelleştirilmesi. 11. Kent mimarisinin ilgili kuruluş ve örgütlerle birlikte planlanması, denetlenmesi. 12. Kültür-sanat konusunda başta komşu ülkeler olmak üzere Avrupa ülkeleri ve diğer ülkeler ile ilişkilerin, etkileşimin geliştirilmesi, süreklileştirilmesi. 13. Antalya’daki farklı yerel ve uluslararası kültürel unsurların kentin kültürel ortamını zenginleştirecek, canlandıracak biçimde değerlendirilmesi. Antalya’nın kültür ve sanat konusundaki zenginliklerinin etkili ve yaygın biçimde tanıtılması. 7.SONUÇ Kentimizde yaklaşık 10 yıldır çalışmalarını sürdüren Konsey mensuplarına katılımcılık anlayışıyla yerel ortaklıklara dayalı, sorumlu kentli kimliğini öngörmektedir. Hızla büyüyen kentlerde yaşayan insanların birbirinden koptuğu, sorumluluk almaktan kaçtığı, birbirlerine olan bağlarının çözüldüğü gözlenmektedir. Kent Konseyi bu kapsamda hemşehriler arasında kente aidiyet ve sahiplenme duygusunun gelişmesi, fikirlere saygılı olarak tahammül etmeyi de prensip edinmiştir. Bu çalışmalarla bir yandan toplumsal uzlaşma sağlanarak, kentin sürdürülebilir kalkınma önceliklerinin ve hedeflerinin saptanması, ortak bir kent vizyonu oluşturulması, temel stratejilerin ve eylem planlarının belirlenmesi, diğer yandan da uygulamaya dönük olarak, oluşturulan görüşlerin veya kararların başta belediyeler olmak üzere, yönetimlerin gündemine alınması hedeflenmektedir. Kent Konseyimizin tüm katılımcılarının zengin bilgi ve birikimleriyle hazırlanan bu rapor, Antalya’nın mevcut durumunu ortaya koyarak, sorunlar ve öneriler içermektedir. Hazırlanan 117 bu raporun kentin gelişmesine yönelik yapılacak plan ve programlara ışık tutacağına inanılmaktadır. Birlik ve bütünlük içerisinde sağlıklı, güvenli, sürdürülebilir kent ve yaşam kalitesinin yükseltilmesi hedeflenmektedir. Bu kapsamda kentin geleceği ile ilgili halkın ortak aklı olan bu raporun değerlendirilmesi tüm paydaşlarımızca talep edilmektedir. Antalya Kent Konseyimiz; ortak geleceğimiz için hazırlanan bu raporun yararlı olmasını dilemektedir. 118