on sayıyı okumak için tıklayınız
Transkript
on sayıyı okumak için tıklayınız
Reform ve atılım hükümeti iş başında Binali Yıldırım Başbakan TÜRKİYE İHRACATÇILAR MECLİSİ RESMİ YAYIN ORGANI 1 Haziran 2016 / Sayı: 136 TİM 23. OLAĞAN GENEL KURULU iHRACAT & BÜYÜME TOPLANIYOR GÜÇLÜ TÜRKiYE iÇiN iNOVASYON BiZ VARIZ TASARIM & AR-GE MARKALAŞMA & GiRiŞiMCiLiK Bunları Biliyor muydunuz ? • Patates, domates ve mısır gibi, Ayçiçeği de dünyaya Amerika’dan yayılmıştır. 1500’lere kadar dünyada Amerika dışında Ayçiçeği bilinmezken, 1500’den sonra Kaşier Ayçiçeklerini dünyanın diğer bölgeleriyle tanıştırmışlardır. • Her bir Ayçiçeği aynı tablanın içerisinde ortalama 1000 ile 2000 minik çiçeklerden oluşur; Ayçiçeğine baktığımızda bize tek bir çiçekmiş gibi görünür ama her bir çekirdek oluşmadan önce çiçek açar, yani her bir Ayçiçeği aynı tablanın içerisinde ortalama 1000 ile 2000 minik çiçeklerden oluşur. İSTANBUL DÜNYA TİCARET MERKEZİ IWTC, A3 BLOK, 13 KAT No:407 Atatürk Cad. Yeşilköy / Bakırköy / İSTANBUL PK 34149 T: + 90 212 465 81 88 pbx - + 90 212 465 85 95 F: + 90 212 465 81 89 BAŞKANDAN İhracatımız önümüzdeki dönemde artacak 2 MEHMET BÜYÜKEKŞİ TİM Başkanı Türkiye ekonomisinin ilerlemesinde inovasyonun, inovatif düşüncenin ne kadar önemli olduğunu her fırsatta dile getiriyoruz ve buna yönelik faaliyetlerde bulunuyoruz. Son olarak, 4-5 Mayıs tarihlerinde gerçekleştirdiğimiz Türkiye İnovasyon Haftası Ankara Etkinlikleri’ne binlerce inovasyon tutkunu katıldı. 015 yılında uluslararası ticarette yaşanan daralma 2016’da da etkisini sürdürüyor. DTÖ tarafından açıklanan ve dünya ticaretinin yüzde 90’ını kapsayan verilere göre, 2016 yılı birinci çeyreğinde küresel ticaret 2015 yılının aynı dönemine göre yüzde 7.6 daraldı. Bu daralmada, 2015 yılında olduğu gibi petrol ve emtia fiyatlarının düşük seviyelerde seyretmesi etkili olmaya devam ediyor. Ancak, önümüzdeki aylarda bu fiyat etkilerinden kaynaklanan baz etkisinin ortadan kalkmasıyla birlikte, dünya ticaretinde tekrar toparlanma dönemine girilecek. Türkiye’nin ihracatında da aynı dönemde fiyat etkisi kaynaklı düşüş yaşanıyor. Ancak, miktar bazında ihracatımızın ilk dört ayda yüzde 5.4 artıyor olması bizleri sevindiriyor. Zira, ihracatımızdaki miktar artışı, petrol ve emtia fiyatlarında baz etkisinin ortadan kalkmasıyla birlikte, ihracatımızın önümüzdeki dönemde değer bazında da artacağına işaret ediyor. Türkiye bu yolda emin adımlarla ilerlerken, biz de TİM olarak ihracatımıza, büyümeye, inovasyona ve gelişime katkı sağlamak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Türkiye ekonomisinin ilerlemesinde inovasyonun, inovatif düşüncenin ne kadar önemli olduğunu her fırsatta dile getiriyoruz ve buna yönelik faaliyetlerde bulunuyoruz. Son olarak, 4-5 Mayıs tarihlerinde gerçekleştirdiğimiz Türkiye İnovasyon Haftası Ankara Etkinlikleri’ne binlerce inovasyon tutkunu katıldı. Katılımcılar, hem yurtiçi hem yurtdışından onlarca konuşmacının yer aldığı konferans ve panellerle dünyadaki son yeniliklerden haberdar olma fırsatı yakaladı. Diğer taraftan, ihracatçılarımıza ve girişimcilerimize büyük destek sağlayan TİM-TEB Girişim Evlerimizin beşincisini 18 Mayıs’ta Trabzon’da açtık. Girişim Evleri’nde finansman, kamu desteklerine ulaşma, ihracata giriş, yurtiçi ve yurtdışı pazarlara ürün tanıtımı ve mentorluk gibi pek çok hizmet veriliyor. İnovasyon ve girişimcilikle alakalı çalışmalarımızın yanı sıra, ihracatçılarımıza yol gösterici çalışmalar ve raporlar da hazırlıyoruz. 12 Mayıs’ta basın lansmanını yaptığımız “Trans Pasifik Ortaklığı Anlaşması’nın Türkiye Ekonomisine ve Dış Ticaretine Etkileri” raporu ile anlaşmanın uygulamaya geçmesiyle ortaya çıkabilecek senaryoları inceledik. Sektör başkan ve yöneticilerimizin görüşlerini de içeren bu rapor ile ihracatçılarımız açısından farkındalık yaratmayı ve onları gerekli önlemleri almaya sevk etmeyi hedefliyoruz. Yine, Mayıs ayında yayımladığımız bir diğer rapor olan “Ekonomi ve Dış Ticaret Raporu” ile de 2015 yılında Türkiye’nin ve dünyanın dış ticaretinde yaşananlara ışık tutarken, 2016 yılından beklentilerimizi de ortaya koyduk. Ayrıca, konuyla ilgili bir başka çalışma olan “İlk 1000 İhracatçı Araştırması” ile 2015 yılında en fazla ihracat yapan ilk 1000 firmanın ihracat profillerini ortaya koyduk. İlkini 3 Mayıs’ta Gaziantep’te gerçekleştirdiğimiz “10 İl 10 Ülke” seminerleriyle ihracatçılarımıza yol gösterme çalışmalarımızı da güçlendiriyoruz. Hedef ülke pazarlarındaki fırsatlar, ilgili şehirlerimizin güçlü ve avantaj sahibi olduğu yönler ve bunların nasıl kullanılabileceği ile ilgili yoğun bir içeriğe sahip olan bu seminerler sayesinde ihracatçılarımızın gelişimine katkı sağlamayı hedefliyor; bu yaptığımız çalışmaların ülkemize ve ihracatçılarımıza faydalı olacağına inanıyoruz. Piyasada cihaz çok Cihaz Danışmanı tek Siz de yarinahazirim.com’a girin, işinizin ihtiyacı olan cihazları, Vodafone Yarına Hazırlayan Cihaz Danışmanı söylesin. yarinahazirim.com Vodafone İşOrtağım Yarına Hazırlayan Cihaz Danışmanı, işletmenizin akıllı cihaz ihtiyaçlarını belirleyen web ve mobil tabanlı uygulamadır. Yararlanmak için hizmette kullanılacak bilgilerin Vodafone çözüm ortağıyla paylaşılmasına izin verilmelidir. Bilgi: vodafone.com.tr İÇİNDEKİLER KÜNYE SAHiBi: TİM adına Genel Sekreter Dr. Halil Bader Arslan 20 DOĞU - BATI Cumhurbaşkanı Erdoğan, çeşitli temaslarda bulunmak ve iki ülke arasındaki işbirliklerini pekiştirmek için Hırvatistan’a resmi bir ziyaret gerçekleştirdi. 10 İhracat, emtia fiyatlarına takıldı BÜYÜME Hırvatistan ile ilişkiler yeniden ivme kazanacak YÖNETİM YERİ: Sanayi Caddesi Dış Ticaret Kompleksi Yenibosna-İstanbul T: (212) 454 04 71 F: (212) 454 04 13 www.tim.org.tr YAYIN TÜRÜ: Süreli yerel dergi YAPIM: İNOVASYON YAYIN DİREKTÖRÜ: Erkan Ersöz erkanersoz@kucukmucizeler.com 26 15 TİM Olağan Genel Kurulu’na Cumhurbaşkanı Erdoğan teşrif edecek AHENK İnovasyon ekosistemi gençlerle güçleniyor YAYIN KURULU: Mustafa Çıkrıkçıoğlu Tahsin Öztiryaki Süleyman Kocasert Bülent Aymen Şahin Oktay Okan İnce “Türkiye İnovasyon Haftası Ankara Etkinlikleri” gençleri, akademisyenleri ve iş dünyasını buluşturdu. El işçiliği yeniden canlanacak Tarımda güçlü Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, İstanbul Moda Akademisi ve Dice Kayek işbirliği ile gerçekleştirilen “İzler Türk El Sanatları Koleksiyon Sergisi”nin açılışına katıldı. BİRLİK 103 Dakikada 40 metre ilerleyen yangın petrol fiyatlarını tehdit ediyor DÜNYA SİNERJİ 86 Tarımsal üretimimiz artıyor, ihracatımız zorlu pazarlarda kendisine yeni yollar çiziyor, makineleşmede hızlı ilerliyor. 8 EDİTÖRLER: Elif Ceren Çıngı elif@kucukmucizeler.com Tolga Çatal tolgacatal@kucukmucizeler.com Tuğba Uprak tugba@kucukmucizeler.com GRAFİK TASARIM: Elif Gülaydın elifgulaydin@kucukmucizeler.com FOTOĞRAF: Fatih Yalçın fatihyalcin@kucukmucizeler.com REKLAM DİREKTÖRÜ: Özgür Seyhan ozgurseyhan@kucukmucizeler.com ADRES: Küçük Mucizeler Yayıncılık ve İletişim Hizmetleri Ltd. Şti. Darülaceze Cad. Bilaş İş Merkesi A Blok No: 31 K: 6 D: 63 Şişli-İstanbul T: (212) 211 68 53 F: (212) 211 56 54 BASKI VE CİLT: Promat Basım Yayın San. Tic. A.Ş. Orhangazi Mahallesi 1673.Sokak No:34 Esenyurt-İstanbul Timreport, TİM üyelerine ücretsiz olarak dağıtılır. Alıntı yapılması yazılı izne bağlıdır. Gönderilen yazı ve resimler iade edilmez. DÜNYA / RAPOR Dakikada 40 metre ilerleyen yangın petrol fiyatlarını tehdit ediyor Kanada tarihinin en büyük orman yangınlarından biri haline gelen Fort McMurray bölgesindeki yangın, büyüyerek devam ediyor. Bölge yetkililerinin açıklamalarına göre, Fort McMurray’ın kuzeyine yönelen yangının, her 1 dakikada 30 ila 40 metre hızla ilerlediği bildirilirken, bölgede bulunan 12 petrol alanında çalışan 8 bin işçi de tahliye edildi. Diğer yandan, ABD’de benzin talebinin arttığı bir döneme girilmesi, Suudi Arabistan’ın petrol sektöründe yaşanan köklü değişimler ve petrol arzındaki düşüşe eklenen Fort McMurray yangını, ham petrolün varilinin 48 doların üzerine çıkmasına da neden oldu. Günlük 500 bin varillik ham petrol üretim kapasitesi bulunan bölge, Kanada’nın en verimli petrol yataklarına sahip. Uzmanlar, yangının daha uzun süre devam etmesinin, ham petrol fiyatlarını 50 doların üzerine çıkarabileceği öngörüsünde bulunuyor. 8 Türk sanayisi ve ihracatının öncü kuruluşlarından Kale Grubu'nun Kurucusu ve Onursal Başkanı Dr. İbrahim BODUR Hakk'ın rahmetine kavuşmuştur. Türkiye İhracatçılar Meclisi olarak merhuma rahmet , iş dünyamıza, Bodur Ailesi ve Kale Grubu'na başsağlığı diliyoruz. 9 BÜYÜME / İHRACAT İhracat, emtia fiyatlarına takıldı İhracat, küresel emtia fiyatlarındaki düşüşün etkisiyle nisan ayında yüzde 2.8 gerilese de ilk çeyrek rakamları, ihracatın miktar bazında artmaya devam ettiğini ortaya koyuyor. T ürkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), nisan ayı ihracat rakamları EXPO2016 Antalya Fuar Merkezi’nde açıklandı. Ekonomi Bakanı Mustafa Elitaş ve TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi’nin açıkladığı verilere göre nisan ayında Türkiye ihracatı, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 2.8 oranında düşüşle 11.4 milyar dolar olarak gerçekleşti. Sektörel bazda nisan ayında en fazla ihracatı 2 milyar 47 milyon dolarla geçen yılın aynı ayına göre yüzde 11.5 artış gösteren otomotiv endüstrisi gerçekleştirirken, yüzde 13.3 artış ve 1 milyar 526 milyon dolarla hazır giyim ve konfeksiyon sektörü ikinci, yüzde 14.6 kayıp ve 1 milyar 229 milyon dolarla kimyevi maddeler ve mamulleri sektörü ise üçüncü sırada yer alıyor. Kritik pazarlara ihracatımız artıyor Nisan ayında sanayi sektörleri içerisinde en fazla ihracat artışını yüzde 14.9 ile savunma ve havacılık sanayi sektörü yakalarken, tarım sektöründe en fazla ihracat artışı yüzde 47.3 ile tütün sektöründe yakalandı. Diğer taraftan, miktar bazında 12 sektörde ihracat artışı yaşanırken, 14 sektörde ise ihracat kayıpları görüldü. Antalya Valisi Muammer Türker, TİM Başkan Vekili Mustafa Çıkrıkçıoğlu, Batı Akdeniz İhracatçılar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Satıcı ve Orta Anadolu Süs Bitkileri ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Osman Bağdatlıoğlu’nun da hazır bulunduğu Nisan Ayı İhracat Rakamları Açıklaması’ndaki sunumunda, TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, ilk olarak Gaziantep’te yaşanan terör olayını kınadı ve teröre karşı dik durmaya devam edeceğimizin altını çizdi. Sunumunda, 106 ülkeye ihracatımızın arttığını ve bu dönemde en fazla ihracat yapılan ilk beş ülke arasında Almanya’ya yüzde 3.8, İtalya’ya yüzde 12.7 ve ABD’ye yüzde 11.9; bölgeler bazında ise AB’ye yüzde 5.1, AB dışı MİKTAR BAZINDA NİSAN AYI İHRACATI (BİN KİLO) NİSAN 2015 NİSAN 2016 DEĞİŞİM (%) OCAK NİSAN 2015 OCAK NİSAN 2016 DEĞİŞİM (%) TARIM 1.194.524 1.455.799 21,87 4.945.551 5.684.933 14,95 SANAYİ 6.167.102 5.819.553 -5,64 21.808.422 22.526.477 3,29 MADENCİLİK 1.709.039 1.776.337 3,94 5.804.183 6.118.744 5,42 TOPLAM 9.070.665 9.051.689 -0,21 32.558.156 34.330.154 5,44 Avrupa’ya yüzde 15.6, Uzak Doğu ülkelerine ise yüzde 11.1 ihracat artışı yakalandığını vurgulayan Büyükekşi, nisan ayında ihracatçıların Hollanda’ya yüzde 28, Bulgaristan’a 26 ve İran’a yüzde 24 oranında daha fazla mal ihraç ettiğini de dile getirdi ve “İhracatımızın gerilemesinde ihracat fiyatlarındaki düşüş etkili oluyor. Ancak ilk dört ayda miktar bazında ihracatımızın artıyor olması bizleri sevindiriyor” değerlendirmesinde bulundu. Büyükekşi, ihracat rakamlarına ilişkin görüşlerini paylaşırken, “İhracatımız gelişiyorsa bunda iş adamlarımız kadar işçilerimizin de payı büyük. Bu vesileyle işçi kardeşlerimizin bayramını da en içten dileklerimle kutluyorum” diyerek 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü de kutladı. Dünya ekonomisi duraklama döneminde Ekonomi Bakanı Mustafa Elitaş ise nisan ayı ihracat rakamlarını yorumlarken, Türkiye’nin 2015 yılı için OVP’de belirlenen yüzde 4’lük büyüme hedefi yakaladığına işaret etti ve “Bütün olumsuzluklara rağmen Türkiye ekonomisi oldukça iyi bir performans sergiliyor. OVP’de yer alan yüzde 4’lük büyüme hedefimizi yakaladık. Son çeyrekte ise önemli bir başarı hikâyesi yazdık. Son çeyrekte yüzde 5.7 büyüme gerçekleştirdik. Böylece son 25 çeyrektir büyüme başarısı göstermiş olduk” sözlerini kullandı. İhracat artışlarını sahiplendikleri gibi nisan ayında yaşanan düşüşü de sahiplendiklerinin altını çizen Bakan Elitaş, yaşanan kaybın nedenlerini derinlemesine irdeleyeceklerini söyledi ve “Dünya ekonomisi bir duraksama içinde, bunda petrol ve emtia fiyatlarındaki düşüş, siyasi krizler gibi kürsel gelişmelerin yanı sıra yapısal sorunların da etkisi var. Ancak dış ticaret açığındaki düşme eğiliminin yılsonuna kadar devam etmesini bekliyoruz. Yine ilk çeyrekte ihracatımızın ithalatımızı karşılama oranı yüzde 74 olarak gerçekleşti. Bu yılın tamamında iyi bir performans göstererek, OVP’de belirlenen ihracat rakamlarına ulaşırız” ifadelerini kullandı. Antalya potansiyelini yansıtmıyor Antalya Valisi Muammer Türker ise konuşmasında EXPO2016 Antalya’nın yeni açıldığı bir dönemde Antalya’da anlamlı bir program yaptıkları için tüm ihracat camiasına teşekkürlerini iletti ve Rusya ile yaşanan krizden Antalya’da turizm ve tarım sektörlerinin çok ciddi etkilendiğini kaydetti. Vali Türker, bu olumsuz gelişmelere rağmen, hükümetin Antalya ve sektörlere olan ilgisi sonucunda krizin olumsuz etkilerinin en düşük düzeyde kaldığının da altını çizdi. Antalya’nın ihracat seviyesinin kentin potansiyelini yansıtmayan bir düzeyde olduğunu da vurgulayan Vali Türker, “Antalya’nın asıl ekonomik başarısı hizmet ihracatından geliyor. Turizm sektörü başta olmak üzere hizmet sektöründe tüm dünyaya mal değil ama hizmet satıyoruz. Turizm sayesinde cari açığın kapatılmasına da ciddi katkı sağlıyoruz” değerlendirmesinde bulundu. BAİB Başkanı Mustafa Satıcı da konuşmasında, BAİB üzerinden yapılan ihracatın son 15 yılda 13 kat arttığı ve 2000’li yılların başındaki 110 milyon dolar düzeyinden 2015 yılında 1.4 milyar dolar seviyesine kadar çıktığını ifade ederken, bölge ihracatında yaş meyve ve sebze, orman ve maden ürünlerinin öne çıktığına işaret etti. Orta Anadolu Süs Bitkileri ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Osman Bağdatlıoğlu da Antalya’nın az da olsa krizde olduğu bir dönemde TİM delegelerini Antalya’da görmekten büyük bir memnuniyet duyduklarını dile getirdi ve EXPO2016 Antalya’nın Türkiye’nin ilk EXPO’su olduğunu belirterek, EXPO ile hem süs bitkileri sektörünün tanıtılması hem de insanlarda çevre bilinci oluşturulmasının amaçlandığını kaydetti. BÜYÜME / MAKALE Dünya ticaretinde gelişmeler D DR. Can Fuat Gürlesel Dünya ekonomisi ve ticaretindeki gelişmeler, ihracatımız üzerinde ana belirleyici olmaya devam ediyor. Küresel kriz sonrası yeni normal arayışları sürerken, dünya ekonomisi giderek daha yavaş büyüyor, dünya mal ticareti ise küçülmeye devam ediyor. ünya ekonomisi, küresel kriz sonrası 2010 ve 2011 yıllarında yüzde 4.1 ve yüzde 3 büyüdükten sonra, küresel krize yola açan yapısal sorunların çözülememesi nedeniyle giderek daha yavaş büyüme sergiliyor. Dünya ekonomisinde 2011-2015 yılları arasında ortalama büyüme yüzde 2.5 oldu. 2016 yılında da yine yüzde 2.5 büyüme bekleniyor. Gelişmiş ülkelerde büyüme temposu, tüm desteklere rağmen yıllar sonra ancak yüzde 1.9’a ulaşabildi. Gelişen ülkelerde ise ekonomik büyüme hızla yavaşlıyor: 2004-2007 yılları arasında yüzde 7.7 büyüyen gelişen ülkelerde büyüme, 2010 ve 2011 yılarında yüzde 7.4 ve yüzde 6.3 olduktan sonra izleyen yıllarda hızla yavaşladı. 2015 yılında yüzde 4 büyüyen gelişen ülkelerde 2016yılında da yüzde 4.1 büyüme bekleniyor. Bu büyümeler çerçevesinde dünya geliri ise 2011 yılında 72.7 trilyon dolar olurken, dört yıl sonra 2015 yılında 73.2 trilyon dolar olarak gerçekleşti. Yani dünya geliri de son beş yıldır durağanlaştı. Dünya mal ticareti de bu gelişmelerden etkileniyor ve durağanlaşıyor. Mal ticaretinde fiyat değişiklikleri etkili olduğu için miktar bazında gelişmeler daha sağlıklı bir gösterge; gelin rakamlara birlikte bakalım. Dünya mal ticareti miktar bazında 2003-2007 yılları arasında yüzde 7.4 genişlemişti. Kriz ile birlikte 2009 yılında yüzde 12 küçüldükten sonra dünya mal ticareti miktar bazında 2010 yılında tepki olarak yüzde 14.9 büyümüştü. 20122015 yılları arasında ise dünya mal ticaretinde büyüme hızla yavaşladı ve ortalama yüzde 2.5’e indi. 2015 yılında yüzde 2.8 büyüyen mal ticaretinin 2016 yılında da miktar bazında yine yüzde 2.8 büyümesi bekleniyor. Aynı dönemlerde, dünya mal ticareti değer bazında ise gerilemeler yaşadı. 2008 yılında 15.8 trilyon dolar ile rekor kıran dünya mal ticareti, küresel kriz ile küçüldükten sonra 2011 yılında yeniden 17.9 trilyon dolara ulaştı. Ardından dünya mal ticaretinin değer bazındaki büyümesi yavaşlamaya başladı ve 2014 yılında ancak 18.5 trilyon dolara erişebildi. 2015 yılında ise yüzde 10.9 küçülme ile dünya mal ticareti 16.5 trilyon dolara geriledi. 2016 yılında, dünya mal ticaretinin 16.1 trilyon dolara gerilemesi bekleniyor. Nitekim yılın ilk üç ayında dünya mal ticareti şimdiden yüzde 9 küçüldü. Küçülen dünya mal ticareti, ihracatta tüm ülkelerin daha az gelir elde etmeleri ve rekabetin daha da keskinleşmesine yol açıyor. Korunma önlemlerinden bölgeselleşmeye, ekonomik yavaşlamadan yerli sanayiye yönelmeye kadar birçok gelişme, mal talebini sınırlıyor. Dünya ekonomisi ile ticaretindeki bu eğilimler, orta vadede sürmeye devam edecek. Küresel ekonomide yapısal sorunlar çözülmeden ve sadece Merkez Bankalarının parasal genişlemelerine ve çok düşük, negatif, eksi faizlerine bel bağlayarak büyüme dinamiklerinin hızlandırılamayacağını düşünüyorum. Bu gelişmeler, ister istemez Türkiye’nin ekonomik büyümesi ve ihracatını da olumsuz etkilemeye devam edecektir. Bu nedenle dünyadaki gelişmeleri yakından izlemeye devam etmeli ve daha gerçekçi hedeflere yönelmeliyiz. AHENK / RAPOR 65. Hükümetin Başbakanı Binali Yıldırım oldu Binali Yıldırım, 22. dönemde İstanbul, 23. dönemde Erzincan, 24. ve 26. dönemlerde de İzmir Milletvekilliğinde bulundu. Yıldırım 58, 59 ve 60 ve 61’inci Hükümetlerde Ulaştırma Bakanlığı yaptı. 2015 yılı erken seçimleri sonrasında kurulan 64. Hükümet'te tekrar Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı'na getirilen Yıldırım, İTÜ mezunu ve iyi düzeyde İngilizce ve Fransızca biliyor. Evli ve üç çocuk babası olan Binali Yıldıırm, AK Parti'nin 22 Mayıs tarihinde gerçekleşen 2. Olağanüstü Büyük Kongresi'nde bin 405 oy alarak AK Parti'nin yeni genel başkanı seçildi. Yıldırım, 24 Mayıs’ta Türkiye Cumhuriyeti’nin yeni Başbakan’ı oldu. 14 TİM Olağan Genel Kurulu’na Cumhurbaşkanı Erdoğan teşrif edecek Türkiye İhracatçılar Meclisi 23’üncü Olağan Genel Kurulu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın teşrifiyle 4 Haziran 2016 Cumartesi günü Grand Tarabya Oteli’nde gerçekleşecek. 2015 İhracatın Şampiyonları Ödül Töreni’nin de düzenleneceği büyük buluşmada, ihracatçı birliklerinin başkanları ve yönetim kurulu üyeleri, kamu, özel sektör ve sivil toplum kuruluşu temsilcileriyle şirket yöneticileri hazır bulunacak. 15 BÜYÜME / RAPOR Ekonominin dümenine yeniden Nihat Zeybekci geçti 1 Ocak 1961 tarihinde Denizli’nin Tavas İlçesi Pınarlar Beldesi’nde dünyaya gelen Nihat Zeybekci, Fatma ve Şükrü Zeybekci çiftinin beşinci ve son çocuğu. Tütün işçiliğiyle geçimini sağlayan bir ailenin evladı olarak küçük yaşta çalışma hayatıyla tanışan Nihat Zeybekci, ilk ve ortaokulu Tavas’ta; liseyi ise parasız yatalı sınavlarında sağladığı başarıyla Kütahya’da okudu. Marmara Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü'nden mezun oldu. 61. 62. ve 63’üncü Hükümetlerde Ekonomi Bakanı olarak görev yapan Nihat Zeybekci, 24 Mayıs’ta kurulan 65’inci Hükümette yeniden Ekonomi Bakanlığı görevini devraldı. 16 TİM'den Iraklı işadamlarına yönelik vize desteği Dışişleri Bakanlığı ile TİM arasında 4 Mayıs'ta imzalanan protokol Iraklı işadamlarının Türkiye’ye rahat bir şekilde giriş yapabilmesi için kolaylıklar sunacak. Protokol ile ilgili TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, konu hakkında şunları söyledi: “2015 yılında Rusya, Ukrayna, Suriye, Irak ve Libya gibi siyasi ya da ekonomik sorun yaşayan ülkelerin Türkiye ihracatı üzerinde ciddi olumsuz etkileri oldu. Bu ülkelerden biri olan Irak'ın, Türkiye ihracatının başta gelen pazarlarından biri olması sebebiyle özel bir önemi var. 2013 yılında Irak'a ihracatımız 12 milyar dolar ile en yüksek seviyesine çıkarken, bu tarihten itibaren ülkede yaşanan çatışmalar ve petrol fiyatlarında yaşanan gerilemeler, Irak'a ihracatımızda gerilemeye sebep oldu. 2015 yılında Irak'a ihracatımız yüzde 21.5 düşerek 8.6 milyar dolar oldu. Böylelikle, Irak en fazla ihracat yaptığımız ülkeler arasında ikincilikte üçüncülüğe gerilemiş oldu. Ancak, yaşanan bu sıkıntılara rağmen Irak'a verdiğimiz önemi sürdürüyoruz.” TİM olarak işadamlarımızın önünü açmak adına Dışişleri Bakanlığı ile bir protokol imzaladıklarını aktaran Mehmet Büyükekşi, Yurt genelinde 13 farklı İhracatçı Birliğimizi görevlendirdiklerini söyledi. Büyükekşi, şöyle devam etti: “Ticaret amaçlı ülkemize gelecek Irak vatandaşlarının vize başvuruları söz konusu. Birliklerimiz tarafından süzgeçten geçirildikten sonra, Bakanlığa iletilecek. Bakanlığımızın uygun görmesi durumunda aynı gün içerisinde Iraklı işadamlarına vize verilebilecek. Bu uygulamadan yararlanmak isteyen firmalarımızın, İhracatçı Birlikleri ile iletişime geçmeleri ve sürece ilişkin detaylar hakkında bilgi almaları gerekiyor. Irak'a sağlanan vize kolaylığının hâlihazırda ihracat yapan ya da yapmayı planlayan firmalarımıza hayırlı olmasını diliyoruz.” TİM 2016 Ekonomi ve Dış Ticaret Raporu yayımlandı İSTAC ilk uluslararası başvurularını aldı Hızlı, uzmanlaşmış ve ucuz yargılama ile iş dünyasına önemli fırsatlar sunan İstanbul Tahkim Merkezi, henüz geçtiğimiz ekim ayında açılmış olmasına rağmen, biri Ortadoğu diğeri Afrika’dan olmak üzere ilk uluslararası başvurularını aldı. TİM Başkan Vekili ve İstanbul Tahkim Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Çıkrıkçıoğlu, coğrafi, ticari ve kültürel avantajlar nedeniyle İstanbul Tahkim Merkezi’nin uluslararası alanda da önemli bir merkez olacağını söylüyor. TİM, 2015 yılına dair ekonomi ve dış ticaret ile ilgili gelişmeleri, Türkiye ile dünyadaki etkilerini, geleceğe yönelik tahmin, öneri ve stratejileri içeren “Ekonomi ve Dış Ticaret Raporu”nu yayımladı. Türkiye’nin dış ticaretiyle ilgili çok boyutlu bir analiz ihtiyacından yola çıkılarak ilki iki yıl önce hayata geçirilen, bu yıl da içeriği üzerinde iyileştirmeler yapılarak daha kapsamlı hale getirilen “Ekonomi ve Dış Ticaret Raporu”, TİM’in Ekonomi Danışmanı Dr. Can Fuat Gürlesel tarafından TİM Ar-Ge Ofisi’nin katkılarıyla hazırlandı. Rapor, 2015 yılının dış ticaret verileri için kaynak bir kitap olma niteliğinden öte; ihracat politikası, dış ticarette hedefler, stratejik değerlendirme ve öneriler gibi bölümleriyle de ileriye ışık tutan bir yapı içeriyor. TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, “Geçmiş yılın analizi, geleceğe bakışımızı etkiler” yaklaşımıyla hazırlanan raporun ilgili kurumlar, kuruluşlar ve en önemlisi ihracatçılar için faydalı bir kaynak ve yol haritası olduğunu belirtirken, rapor, geleceği şekillendirecek beş makro eğilimi -küresel ekonomi, doğal kaynaklar, inovasyon-teknoloji, demografi ve tüketici davranışları olarak tanımlıyor ve bu başlıklar altındaki eğilimlerin, Türkiye’nin iddialı hedeflerine ulaşmasında önemli fırsatları da içerdiğinin altını çiziyor. 17 BÜYÜME / MAKALE Üst akıl var mı? B Prof. Dr. Emre Alkin Geçen ay bir televizyon kanalı benimle ilginç bir konuda röportaj yaptı. “Üst akıl var mı?” temasındaki söyleşinin temelinde Türkiye’nin ekonomik parametrelerini bozmaya çalışan mihrakların olup olmadığı tartışılıyordu. Fikirlerim, söyleşiyi yapanlara ters gelmiş olabilir. Sizin için de tekrarlayacağım. 18 ir üst akıl var mutlaka. Bu da birbirinden değişik “üst akılcıklar”dan oluşuyor. Üst akıl ülkeler üstü olduğu için, onu oluşturan akılcıklar da öyle. Üst akıl sadece para, varlık, silah ve siyasetle beslenmiyor; sanat, spor, kültür ve bilimle de besleniyor. Bu açıdan bakıldığında kötülük için değil “düzen ve denge” için var diyebiliriz. Elbette üst aklı oluşturanların menfaati için öncelikle… Eğer bir ülke kendi dengelerini oturtamıyorsa, üst akıl devreye giriyor ve söz konusu ülkenin istikrarsızlığının bulaşıcı hastalık gibi yayılmasını önlemek için çeşitli uzantıları devreye sokuyor. Mekanizma bazen bilim, sanat veya kültür dünyasından verilen mesajlarla çalışmaya başlıyor, sonra da diplomasi ve finans devreye giriyor. Eğer buna itirazı olan var ise önünde iki seçenek var. Birincisi üst akla dâhil olmak. Bunun için büyüme, para, ordu veya diplomasi yeterli değil, dünyanın entelektüel sermayesine katkıda bulunmak gerekiyor ki ağızdan çıkan söz değerli bulunsun. Diğer seçenek ise üst aklın önerdiğinden veya itelediğinden daha faydalı bir “denge” önermek… Bunun için de büyüme, para, ordu ve diplomasi yeterli değil, dünyanın entelektüel sermayesine diğerlerinden daha fazla katkıda bulunmak ve “çözümleri” öneren akıl olmak gerekiyor. Atatürk bunun farkında olarak davrandı ve bunun sayesinde Türkiye, Birleşmiş Milletler’e davet edildi. Daha Cumhuriyeti kurmadan İktisat Kongresi yaptı ve ülkenin yabancı sermayeye yaklaşımını ortaya koydu. Diplomasiyi önemsedi, eğitimi merkeze koydu. İşte bu sebeple Türkiye Cumhuriyeti’nin temelleri sağlam oldu. Ancak sonraki dönemlerde Türkiye bir kaç kere istikrarsızlık üretir hale geldiği için üst aklın müdahalesine maruz kaldı. Sadece siyasi liderler değil, kanaat önderleri de dengeyi sağlayacak basireti gösteremedi. Belki de “Üst akıl da kimmiş? Ben daha akıllıyım” demişsizdir, kim bilir? Türkiye’nin kendi başına doktrinler üretmesine karşı üst aklın müdahale etmesine kızmak yerine, üst akıl ile uzlaşmak veya onu yenmek gerekiyor. Ancak yenmek için yüksek sesle konuşmak veya düşmanca çağrılar yapmak işe yaramayacak; büyüme yerine kalkınmayı, paranın yerine bilgiyi tercih etmeden üst akıla dahil olmak ya da mücadele etmek mümkün değil. Vatandaşlarını hak ve özgürlüklerle güçlendirmemiş toplumların, bilginin en üst seviyesine ulaşmış bir akılla mücadelesinin sonu hüsrandır. 19 DOĞU - BATI / HIRVATİSTAN Hırvatistan ile ilişkiler yeniden ivme kazanacak Cumhurbaşkanı Erdoğan, çeşitli temaslarda bulunmak ve iki ülke arasındaki işbirliklerini pekiştirmek için Hırvatistan’a resmi bir ziyaret gerçekleştirdi. Erdoğan, Hırvatistan’ın hedeflerine ulaşacağına ve ülkedeki olumlu gelişmelerin süreceğine inandığını söyledi. C umhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 26 Nisan 2016 Çarşamba günü Hırvatistan’a resmi bir ziyaret gerçekleştirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı, Zagreb Uluslararası Havalimanı'nda, Hırvatistan Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Domagoj Juricic, 20 Dışişleri ve Avrupa Politikaları Başdanışmanı Dario Miheli, Dışişleri Bakan Yardımcısı Zdravka Busic, Cumhurbaşkanlığı Protokol Genel Müdürü Natalija Hmelina, Türkiye'nin Zagreb Büyükelçisi Ahmet Tuta ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu karşıladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a eşi Emine Erdoğan, Ekonomi Bakanı Mustafa Elitaş, Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Avrupa Birliği Bakanı Volkan Bozkır, Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu, TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, DEİK Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Cihad Vardan, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, MÜSİAD Genel Başkanı Nail Olpak, çok sayıda işadamı ve gazeteci eşlik etti. Acı Duvarı’nı ziyaret ettiler Cumhurbaşkanı Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan, Erdoğan, Hırvatistan temasları kapsamında, önce başkent Zagreb'deki Mirogoj Mezarlığı'nda bulunan Acı Duvarı'nı ziyaret etti, daha sonra ise Hırvatistan Cumhurbaşkanı Kolinde Grabar-Kitaroviç ile bir araya geldi. İki ülke heyetlerinin takdiminin ardından Erdoğan ve Kitaroviç Türk ve Hırvat bayrakları önünde el sıkışarak, eşleriyle birlikte basın mensuplarına poz verdi. Erdoğan ve Kitaroviç daha sonra baş başa ve heyetler arası görüşmeleri gerçekleştirmek üzere Cumhurbaşkanlığı Sarayı'na geçti. 1 milyar dolarlık ticari hedef yakalanmalı Hırvatistan Cumhurbaşkanı Kitaroviç ile ortak basın toplantısı düzenleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hırvatistan’a 10 yıl önce Başbakan olarak geldiğini hatırlatan ve 10 yıl sonra Hırvatistan’ın çok gelişmiş olarak bulduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu tabii Hırvatistan’da farklı bir dinamizmin olduğunu gösteriyor” dedi. İki ülkenin de arasındaki ticari ilişkileri çok daha farklı bir şekilde artırmaktan yana olduğunu ve 1 milyar Cumhurbaşkanı Erdoğan, iki ülke arasındaki hava yolları trafiğinde de hareketlenme olduğunu ve Türk Hava Yolları’nın haftanın her günü Hırvatistan’a olan seferlerinin sayısını artıracağını aktardı. Erdoğan’a Hırvatistan ziyaretinde TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi de eşlik etti. dolarlık hedefi yakalaması gerektiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu andaki durumun her iki ülkenin potansiyelini yansıtmadığını, potansiyelin değerlendirilmesi noktasında ise karşılıklı ortak iradenin olduğunu dile getirdi. Halen 60 kadar girişimcinin Hırvatistan’da yatırımları olduğuna ve bunun arttığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, iki ülke arasındaki hava yolları trafiğinde de hareketlenme olduğunu ve Türk Hava Yolları’nın haftanın her günü Hırvatistan’a olan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hırvatistan temasları kapsamında, önce başkent Zagreb'deki Mirogoj Mezarlığı'nda bulunan Acı Duvarı'nı ziyaret etti, daha sonra ise Hırvatistan Cumhurbaşkanı Kolinde Grabar-Kitaroviç ile bir araya geldi. seferlerinin sayısını artıracağını aktardı. Hırvatistan kabuğuna sığmayan bir ülke DEİK tarafından Westin Oteli’nde düzenlenen Türkiye-Hırvatistan İş Forumu’na katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 10 yıl aradan sonra bambaşka bir Hırvatistan’la karşılaştığı belirtti ve “2006 yılındaki ziyaretim sırasında Hırvatistan henüz NATO üyesi değildi, AB üyesi değildi. Ülke, 1990’lı yıllarda yaşadığı savaşın etkilerini gidermenin, yol açtığı yaraları sarmanın gayreti içerisindeydi. Bunun için, bir yandan AvrupaAtlantik kurumlarıyla entegre olmaya, diğer yandan komşularıyla ilişki kurmanın gayreti içerisinde olan bir Hırvatistan vardı. İşte 10 yıl önceki bu Hırvatistan’ı, bugün her alanda çok farklı bir yere gelmiş olarak gördüm” diye konuştu. Doğal ve tarihi güzellikleri, turizm altyapısı ve yapımı devam eden yatırımları ile Hırvatistan’ı ‘kabuğuna sığmayan bir ülke’ olarak tanımlayan ve 60 kadar Türk girişimcinin bunun farkına vararak Hırvatistan’da yatırım yaptığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hırvatistan’ın hedeflerine ulaşacağına ve ülkedeki olumlu gelişmelerin süreceğine inandığını söyledi. 21 AHENK / GENÇ TÜRKİYE ZİRVESİ Türkiye, gençlerle geleceğe koşuyor 81 il ve 165 ülkeden 3 bin öğrencinin buluştuğu Genç Türkiye Zirvesi’nde, değişen ve dönüşen dünyada Türk gençliğinin bilgi ekonomisine sağlayacağı katkının önemi konuşuldu. Y ıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) öncülüğünde, Gençlik ve Spor Bakanlığı, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Türkiye İhracatçılar Meclisi stratejik ortaklığında, “Türkiye'nin Geleceği, Bilgi Gençliği” ana teması ile bu yıl dördüncü kez düzenlenen Genç Türkiye Zirvesi, İstanbul Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda 6-7 Mayıs tarihleri arasında gerçekleştirildi. Zirvenin açılışına Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, DEİK Başkanı Ömer Cihat Vardan, İBB 22 Genel Sekreteri Hayri Baraçlı, Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek ile ekonomi ve siyaset dünyasından önemli isimler, akademisyenler ve öğrenciler katıldı. 81 il ve 165 ülkeden 3 bin öğrencinin buluştuğu zirvede, cumhuriyetin, 100'üncü yılında stratejik hedeflerine ilerlerken, değişen ve dönüşen dünyada Türk gençliğinin bilgi ekonomisine sağlayacağı katkının önemi konuşuldu. Kaliteli eğitimin rolü, bilgi sermayesi, bilgi ekonomisi ve yeni teknolojileri üretmenin olmazsa olmaz olduğu vurgusu yapıldı. Bilişim şirketleri ön planda Zirvenin açılışında konuşan Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, dünyanın inanılmaz bir hızla değiştiğini belirterek, 1980'li ve 90'lı yıllarda dünyanın ilk 10 şirketi arasında yer alan şirketlerin günümüzde çok büyük farklılık gösterdiğini aktardı. 1980'lerde ilk 10'a giren şirketlerin büyük oranda petrol ve petrol ürünü üretimi yapan şirketler olduğunu aktaran Başbakan Yardımcısı Şimşek, 1990'larda bu şirketlerin yerini otomotiv şirketlerinin aldığını günümüzde ise bilişim şirketlerinin geçtiğini bildirdi. Amerikan Apple şirketinin 700 milyar dolarlık bir büyüklüğe sahip olduğunu aktaran Şimşek, Google'ın 505 milyar dolarlık bir düzeye ulaştığını, Facebook'un ise 339 milyar dolara ulaştığını aktardı. Artık online ticaretin ciddi bir boyuta ulaştığını aktaran Şimşek önümüzdeki dönemde bunun daha da artacağını belirtti. İlk üç devrimi kaçırdık, 4. Sanayi Devrimi’ni kaçırmamalıyız Dünyanın hızlı bir şekilde Endüstri 4.0 da denilen 4. Sanayi Devrimi’ne doğru ilerlediğini aktaran Şimşek, Genç Türkiye Zirvesi'nde kaliteli eğitimin rolü, bilgi sermayesi, bilgi ekonomisi ve yeni teknolojileri üretmenin olmazsa olmaz olduğu vurgulandı. Gençlerin, Türkiye'nin gelişimi için en büyük sermaye olduğuna dikkat çekildi. MEHMET ŞİMŞEK Başbakan Yardımcısı "Günümüz dünyasında öğrenmeden çok analitik düşünme değer kazanıyor. Türkiye son yıllarda yaptığı yatırımlarla önemli noktada." Türkiye'nin ilk üç sanayi devrimini kaçırdığını, 4. Sanayi Devrimi’ni kaçırmamak için gençlere önemli görevler düştüğünü aktardı. Günümüz dünyasında öğrenmeden çok, analitik düşünmenin değer kazandığına işaret eden Şimşek, Türkiye'nin son yıllarda yaptığı yatırımlarla eğitime erişim noktasında ciddi boyutlara ulaştığını vurguladı. Başbakan Yardımcısı Şimşek, eğitimde kalite noktasında daha kat edilecek çok nokta olduğunu bildirdi. Her şeyi çok farklı bir şekilde kurgulamalıyız “Yeni dönemde dünyada ilk 10 ekonomi arasında yer alacaksak oturup her şeyi çok farklı bir şekilde kurgulamalıyız” diyen Başbakan Yardımcısı Şimşek, Türkiye'nin genç nüfusunun bir avantaj olduğunu ancak yakın gelecekte bu genç nüfusun hızla yaşlanacağını belirtti. Şimşek şöyle konuştu: “Bugün dünya nüfusunun 10'da 1'i 60 yaş üzerinde. Ama çok değil 2050 yılında her 5 kişiden biri 60 yaş üzerinde olacak. Türkiye'de şu anda var olan genç nüfus, bunun doğru alanlara kanalize edilmesinden tutun, doğru yeteneklerle donatılması ve daha önemlisi ekonomik olarak faal tutulması Türkiye için çok kritik bir öneme sahiptir. Bu fırsat penceresi ilahi nihaye devam etmeyecek. Dünya nüfusu yaşlanıyor. Türkiye nüfusu daha hızlı yaşlanacak. Bu dönemi iyi değerlendirmemiz lazım. İlk 2 binin içine sizlerin kurduğu şirketleri koymamız lazım.” Şirket kurup batırmamış kimse üniversitede ders vermemeli Girişimcilik ve girişimcilik ekosisteminin üniversitelerde mutlaka yer alması gerektiğinin altını çizen Mehmet Şimşek, gençlerin daha aktif ve katılımcı olması gerektiğini belirtti. “Şirket kurup da batırmamış hiç kimsenin üniversitelerde ders vermemesi lazım” diyen Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, gençlerin daha öğrencilik yıllarından başlayarak mutlaka şirket kurması gerektiğini vurguladı. Şirket kurma aşamasında devletin ciddi bir sermaye desteği verdiğini aktaran Şimşek, “Kamu dışındaki dünyada büyük bir potansiyel var. Sınırsız getiri imkânı var. Heyecan var” ifadelerini kullandı. Rekabetin olmadığı ortamda inovasyon olmaz Gençlere önemli tavsiyelerde de bulunan Bakan Şimşek, rekabetten korkmamaları gerektiğinin altını çizdi. Rekabetin olmadığı bir ortamda inovasyon ve verimliliğin artırılamayacağını aktaran Şimşek, “İnovasyonun önemli bileşeni rekabettir. Bizim aslında rekabetten korkmamamız lazım. Rekabet beraberinde verimlilik getiriyor” şeklinde konuştu. Bilgiye yatırım yapın TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, Türkiye'nin ümidinin salonu dolduran gençler olduğunu belirtti. Hükümetin de gençlere büyük bir önem verdiğini aktaran Büyükekşi, Sabah 05.00'da İspanya'dan dönen Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek'in bu zirveye katılmasının da bunun en önemli göstergelerinden olduğunu ifade etti. Mehmet büyükekşi TİM Başkanı "En büyük sermaye bilgi ve tecrübe. Gençler, bilgiyi tüketen değil üreten bir toplum olma yolunda çalışmalarınızı sürdürün." Gençlere hitap eden Büyükekşi, en büyük sermayenin bilgi ve tecrübe olduğunu aktardı. Konuşmasında Benjamin Franklin'in “Bilgiye yatırım yapın, bilgiye yapılan yatırım en yüksek karı getirir” sözünü hatırlatan Büyükekşi, dünyada milyonlarca kişinin mobil cihazlar üzerinden oynadığı Candy Crush isimli oyunu inovasyona ve girişime örnek gösterdi. Büyükekşi, sadece bu oyunun değerinin 4.8 milyar doları bulduğunu aktararak, gençlere bilgiyi tüketen değil üreten bir toplum olma yolunda çalışmaları tavsiyesinde bulundu. 23 DÜNYA / MAKALE Turizmde gidişat T Doç. Dr. Hatice Karahan Turizm gelirlerinin düşüşünde ortalama harcama miktarı sürükleyici rol oynarken, ziyaretçi sayısında da azalma var. 24 urizm sektörü için 2015 yılının pek parlak geçtiği söylenemez. Nitekim TÜİK verilerine göre, bu dönemde turizm gelirlerinde yüzde 8.3 oranında bir düşüş kaydedildi. Bunun sebebi kişi başı ortalama harcamanın azalması olmakla birlikte, çıkış yapanlar üzerinden hesaplanan ziyaretçi sayısında da önceki yıllarda görülen canlılığa benzer bir tablo elde edilemedi. Zira bu dönemde, çeşitli pazarlarda düşüşler ya da artış yavaşlamaları yaşadık. Kültür ve Turizm Bakanlığı verilerinin de teyit ettiği üzere, ziyaretçi sayısındaki gelişimi aşağı çeken pazarların başını Rusya alırken, buna bazı Avrupa ülkeleri ve Japonya gibi pazarlar da katkı verdi. İşte bu bağlamda sektör 2015 yılında eski canlılığını kaybetmişken, 2016’daki gidişata dair soru işaretlerinin de giderek su yüzüne çıktığına şahit olduk. Ve küresel ekonomik gevşeklik devam ederken terörün de musallat olduğu mevcut konjonktüre Rusya ile Türkiye arasında yaşanan kriz de eklenince, turizme dair endişeler haliyle yoğunlaştı. Bu doğrultuda, Nisan sonunda açıklanan TÜİK turizm istatistikleri, sektörün 2016 yılına nasıl bir görünümle başladığını anlamamıza yardımcı oluyor. Ve veriler incelendiğinde, Ocak-Mart döneminde Türkiye ekonomisinde turizm gelirlerinin önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 16.5 oranında azalarak 4.1 milyar dolar seviyesinde kaydedildiği anlaşılıyor. Pek iç açıcı olmayan bu haber, söz konusu endişeleri hatırlatıyor olmakla birlikte, içeriğine bakıp ne olup bittiğini anlamak önem taşıyor. Bu bağlamda ilk dikkati çeken detay, gelirlerin düşüşünde harcama miktarının sürükleyici rol oynamış olması… Nitekim bu dönemde ziyaretçilerin kişi başı ortalama harcaması, 2015’in ilk çeyreğindeki 911 dolar seviyesinden 796 dolara gerilemiş durumda. Bu ise kişi başı harcamalarda yüzde 12.6 oranında bir düşüş anlamına geliyor ve turizm gelirlerindeki daralmayı önemli ölçüde açıklıyor. Tabii öte yandan, ilk çeyrekte ziyaretçi sayısında da bir düşüş yaşadığımız açıkça görülüyor. Zira bu dönemde çıkış yapan ziyaretçi sayısının yüzde 4.4 oranında azalarak 5.1 milyona gerilediği anlaşılıyor. Dolayısıyla 2016 yılının ilk çeyreğinde, harcama tutarı etkisine turist sayısı bağlamında bir daralmanın da eşlik ettiğinin altını çizmek gerekiyor. Keza Kültür ve Turizm Bakanlığı verileri de Türkiye’ye giriş çıkış yapan ziyaretçilerin bu dönemde gözle görülür bir düşüş yaşadığını gözler önüne sererken, milliyet açısından bakıldığında Rusya pazarının olumsuz etkisini ortaya koyuyor. Bununla birlikte, Almanya başta olmak üzere birçok Avrupa ülkesi ile Güney Kore, Azerbaycan ve Japonya gibi çeşitli ülkelerden gelen turist akınlarında da düşüşler göze batıyor. Bu da demek oluyor ki, Rusya etkisi azımsanmayacak olmakla birlikte, diğer pek çok kaynaktaki zayıflamalar da ciddi mesajlar veriyor. Sözün özü, turizm 2016 yılında zorlu bir dönemden geçeceğe benziyor. ESTETİK GÖRÜNTÜLÜ TOPLAM 71 ODA KONFORLU ODALARI 68 STANDART ODA 3 SUITE ODA ORGANİZASYONLAR TOPLANTILAR DÜĞÜN-NİŞAN-KINA GECESİ COFFEE BREAK SAFE BOX Wİ-Fİ OTOPARK ÇAY VE KAHVE İKRAMI ZENGİN AÇIK KAHVALTI BÜFESİ PAMUKKALE 20 KM. OTOGAR 5 KM. HAVAALANI 70 KM. FORUM ÇAMLIK 1,5 KM. Tel: 0258 213 18 18 Faks: 0258 213 00 66 E-mail: info@granditimathotel.com Cumhuriyet Mah. Fevzi Çakmak Bulv. No:205 Denizli Facebook: /granditimathotel 25 İNOVASYON / ANKARA İnovasyon ekosistemi gençlerle güçleniyor Ekonomi Bakanlığı’nın desteği, TİM ve Orta Anadolu İhracatçı Birlikleri koordinasyonunda düzenlenen “Türkiye İnovasyon Haftası Ankara Etkinlikleri” gençleri, akademisyenleri ve iş dünyasını buluşturdu. Ü retim ve ihracatta yüksek katma değerli ürünlere odaklanan Türkiye’nin bu hedeflere ulaşabilmesi için TİM’in yaktığı inovasyon ateşi bu kez Ankara’yı ısıttı. Ekonomi Bakanlığı’nın 26 desteği ve TİM ile OAİB koordinasyonunda; Arçelik, TEB, THY, Ankara Kalkınma Ajansı ve Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin stratejik ortaklığı ve partner ülke Fransa’nın katkılarıyla Ankara Congresium’da iki gün boyunca devam eden etkinliklerde dünyaca ünlü konuşmacılar öğrencilere, akademisyenlere, iş ve siyaset dünyasına radikal inovasyonun şifrelerini sundu. “Sınırsız İnovasyon, Sınırsız Potansiyel” temasıyla gerçekleşen, “Dünyayı ArGe, inovasyon ve tasarımla yönetmek mümkün” vurgusunun ön planda olduğu etkinlikte; dünya çapında bilinen büyük firmaları ve markalarıyla teknolojiye yön veren, milli gelirinin yüzde 3’ünü Ar-Ge’ye ayıran bir Türkiye yaratmak zorunluluğuna vurgu yapıldı. Özellikle öğrenciler ve Ankara iş dünyasının yakından takip ettiği Ankara İnovasyon Haftası’nda bu kez tüm konuklar VIP statüsündeydi. Partner ülke Fransa ve Türkiye’den çok sayıda Ar-Ge merkezi, teknopark, bilim ve teknoloji merkezi dâhil olmak üzere 37 katılımcı kurumun inovatif çözümlerini sergilediği sergi alanları iki gün boyunca ilgiyle takip edilirken, tasarım ve teknolojiyi aynı potada eriten ve hayata inovasyonun benzersiz gözlüğü ile bakan yerli ve yabancı 55 konuşmacı, dijital ve uygulama dünyasının yeniliklerini katılımcılarla paylaşarak Ankara’daki inovasyon ateşini canlı tuttu. Ankara İnovasyon Haftası’nda ayrıca, eş zamanlı “Maker Hareketi”, “B2Student”, “Drone Show” ile Bilkent Müzikal Topluluğu ve SesVerSus müzik performansları da ilgiyle izlendi. 27 İNOVASYON / ANKARA Dünyadan daha fazla pay almalıyız E tkinliklere katılan Ekonomi Bakanı Mustafa Eltaş, konuşmasında, küresel ticarette kuralların değiştiğini ifade etti ve farklı olanın, insan yaşamını kolaylaştıranın önde olduğunu vurguladı. “Küresel ticaretin dinamiklerinden olumsuz etkilenmemek için ihracatçılarımız artık markalı ürünlere yöneliyor. Ar-Ge’ye yatırım yapıyor, tasarım yapıyor ve markalaşıyor. Bunlar insan kaynağına dayanan çalışmalardır. Birkaç dil bilmek, birkaç bilgisayar programı bilmek artık yeterli değil. Geleceği görmek, trendleri yakalamak, vizyon sahibi olmak önemli. İnovasyonu bir hayat tarzı haline getirmeliyiz ki başarılı olabilelim, rekabette öne çıkabilelim” diyerek devam eden Bakan Elitaş, bu anlamda inovasyonun önemine dikkat çekti ve Türkiye’nin GSYİH’den Ar-Ge’ye ayırdığı payı yüzde 1’den yüzde 3’e çıkarması gerektiğini, böylece dünya ticaretinden daha fazla pay alabileceğimizi dile getirdi. MUSTAFA ELİTAŞ Ekonomi Bakanı Hata yapmaktan korkmamalıyız MEHMET BÜYÜKEKŞİ TİM Başkanı 28 T İM Başkanı Mehmet Büyükekşi, Ankara İnovasyon Haftası’nın açılış konuşmasında, etkinliklerin Anadolu’ya yayılmasının önemine değindi ve inovasyonda birinci sırada olmayı hedeflediklerini dile getirdi. Bunu başarmak için en büyük motivasyonlarının 13 milyonluk genç nüfus olduğunun altını çizen Büyükekşi, “Yeni bir şeyler ortaya koyabilmek elbette zor. Hata yapmaktan korkmamalıyız. Sürekli denemeliyiz. Hayallerimizin peşinden koşmalıyız. Ancak bu sayede rekabetçi olabiliriz” dedi. Dünyayı Ar-Ge, markalaşma, inovasyon ve tasarımla yönetmenin mümkün olduğu bir çağda olduğumuzun altını çizen Büyükekşi, “Türkiye olarak hedeflerimiz çok büyük. Akıl teri ile alın terini birleştiren, inovasyonu pratiğe dönüştürebilen bir Türkiye yaratmak zorundayız. Bu hedeflerimize ulaşmak için Türkiye’de inovasyon kültürünün yaygınlaşması çok önemli” dedi. Charles Frıes Fransa Büyükelçisi Türkiye önemli bir inovatör ülke olacak A nkara İnovasyon Haftası’na Partner Ülke olarak destek veren Fransa’nın Türkiye Büyükelçisi Charles Fries da, yaptığı konuşmada Türkiye ve Fransa arasındaki bilim, sanayi ve kültürel işbirliklerine değinerek, Türkiye’de faaliyette bulunan Fransız markalarının yatırımlarına dikkat çekti. “Türkiye’nin etkileyici projeleri ve hedefleri olduğunu görüyoruz. Bunların birçoğunu da başarmış durumdasınız. Türkiye’nin önemli bir inovatör ülke olma yolundaki çabalarını takdir ediyoruz” dedi. İnovasyon Türklerin DNA’sında var T EB Genel Müdürü Ümit Leblebici de etkinliğin açılış konuşmasında, Türklerin ulus olarak inovasyon konusunda gayet yetenekli olduğunun altını çizdi ve Fatih Sultan Mehmet’in gemileri karadan yürüterek Şerafettin Ceceli OAİB Koordinatör Başkan Yardımcısı Ümit Leblebicİ TEB Genel Müdürü İstanbul’u fethetmesini, “Çağ açıp, çağ kapatan bir inovasyon” olarak vurguladı. “Teknolojinin getirdiği noktada artık kolektif hareket etmek zorundasınız” diyen Leblebici, rekabette kolektif düşünmenin önemine dikkat çekti. Tüm konuklar VIP statüsünde O AİB Koordinatör Başkan Yardımcısı Şerafettin Ceceli, konuşmasında, Türkiye İnovasyon Haftası etkinliklerinin kalkınma ve 2023 ihracat hedeflerinin yakalanmasında çok önemli olan inovasyonun Türkiye’deki her katılımcıya ulaştırılmasında önemli bir rol üstlendiğinin altını çizdi. Bu çerçevede, ilk kez bir yenilik olarak tüm izleyicileri VIP olarak gördüklerini dile getiren Ceceli, etkinlikleri takip eden genç katılımcıların çokluğundan duyduğu memnuniyeti ifade etti. 29 İNOVASYON / ANKARA Yeni sektörler için radikal inovasyon şart T Bruno MarIon Gelecek Bilimci Öğrenmeyi unutmamalıyız B ilim, teknoloji ve felsefe konusunda çalışmalarıyla tanınan, küresel lider şirketlere danışmanlık yapan Gelecek Bilimci Bruno Marion, “İnovasyon ile Gelecek” başlıklı sunumunda, insanoğlunun çok özel bir zaman diliminde yaşadığını ifade ederken, çeyrek asırdır dünyayı dolaştığını, her yıl 100’ün üzerinde kitap okuduğunu ve bunun sonucunda dünyanın giderek daha fazla kaotik bir durum aldığına olan inancının güçlendiğini dile getirdi. Bu hızlı değişimin nasıl yönetilebileceğini 30 de sunumunda izleyicilerle paylaşan Marion, bunun değişimle düzelebileceğinin altını çizdi. Marion değişim için “Çok hızlı öğrenmeyi bilmek ve öğrenmek gerek. Öğrenmeyi unutmamak gerek” dedi. 100 yıl önce dünyanın “boş” olduğunu vurgulayan Marion, 150 yıl önce küresel nüfusun 1 milyar olduğunun, bugün ise 7 milyar nüfusa ulaştığının altını çizdi. “Kalabalıklaşmamız değil, kalabalıklar arasındaki bağlantının artmasıyla kaosa sürükleniyoruz. 2014’te cep telefonu sayısı, tüm dünyada nüfusunu geçti. ürkiye İnovasyon Haftası Ankara Buluşmaları’nın önemli konuşmacılarından, uluslararası üne sahip, liderlik, yaratıcılık ve inovasyon alanlarında eğitmenlik yapan, inovatör, konuşmacı ve danışman, “İnovasyon Sanatı-Art of Innovation” kitabının yazarı ve sihirbaz Dimis Michaelides, “Öncülük Eden İnovasyon” başlıklı sunumunda, inovasyonun şifreleri arasında yaratıcılık, metod, adanmışlık, yaptığı işi sevme, ekip ruhu gibi özelliklere dikkat çekti. Başarılı inovasyonların DIMIS MICHAELIDES İnovatör ve Sihirbaz ardındaki ekip ruhunun altını çizen Dimis Michaelides, “Bunun için hedefin belirlenmesi ve bunun yol haritasının çizilmesi gerek. Her şeyi hızla değiştiren, yeni sektörleri gündeme getiren çalışmalara radikal inovasyon diyoruz. Sizler de ancak doğru ekipleri kurar ve ekiplerinizi bu yönde kanalize ederseniz başarıya ulaşabilirsiniz” vurgusunda bulundu. Sunumunda çarpıcı illüzyon gösterilerinden de yararlanan Michaelides, bu gösterileri ile farklı düşünmenin önemini otaya koyarken, izleyicilerden de büyük alkış aldı. NIcolas Huchet Amaç para kazanmak olmamalı Johannes BIttel L Kendini değiştir, dünya değişir E ngel Tanımayan İnovasyon başlıklı sunumunda, gençlere ilham veren mucit Nicolas Huchet, üç boyutlu yazıcı ile ürettiği biyonik elinin hikâyesini izleyicilerle paylaştı. Engelli olmanın zor bir durum olduğunu belirten Huchet, “Engelli elim nedeniyle başkalarının ilgisini çekiyordum. Sonra, İnternette açık kaynak bir üç boyutlu bir protez el tasarımı gördüm ve ‘Kendi vücudumu tamir edebilir miyim” diye düşünmeye başladım. Protez elimi çıkararak FABLAB'da üç boyutlu yazıcıda kendi elimi inşa etmeye başladım. Bu biyonik el sadece 200 Euro'ya mal oldu. Şimdi dünyadaki herkesle bu elle tokalaşıyorum. İşte inovasyon bu. Motive olun, soru sorun ve çekinmeyin. Teknolojimiz var zekâmız var, çabamız var. Birlikte olursak başarabiliriz. Dünyayı değiştirmeyeceğiz, kendimizi değiştireceğiz ve dünya kendiliğinden değişecek” dedi. imak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Özdemir, “Sıra Dışı Girişimciler” paneli öncesinde yaptığı sunumunda, inovasyonu Türkiye’nin en önemli atılım alanı olarak nitelendirdi ve Türkiye’nin geleceğinin inovasyonda gizli olduğunu ifade etti. “Günümüzde ayakta kalabilmek, inovasyona temelden bağlı. Günü kaçırır, geleceği öngöremezseniz, hızla demode olur ve oyun dışı kalırsınız” diyen Özdemir, Limak Holding’in 40 yıllık deneyimlerinde fark yarattığı adımları izleyicilere aktardı. İş yaparken ilk hedefin para kazanmak olmaması gerekliliğine işaret eden Özdemir, çoğunluğu gençlerden oluşan dinleyicilere, “Kaliteli ve zaman planlamanıza uygun çalışın. Birlik olun, iki elden daha çok ses çıkar. Rakiplerinizden de farklılaşın, dünyayı iyi takip edin” sözleriyle hitap etti. NİHAT ÖZDEMİR Açık inovasyon, dünyayı değiştirecek G İnovasyon, dinamik ekosistem ister Y atırım İyi Fikre Gelir başlıklı panel öncesinde sahne alan WikiStage.org Kurucusu ve Başkanı Johannes Bittel, Fransa’daki eğitim süresinde fark ettiği en önemli konunun, Fransa ve Paris’in dünyanın en canlı teknoloji merkezlerinden biri olduğunu dile getirdi. Fransa’da çok sayıda start-up bulunduğu ve bu alanda büyük yatırımların olduğunun altını çizen Bittel, bu doğrultuda Fransa’nın sayılı ekonomi üniversitelerinin öğrencilerinin bile artık bir bankada çalışmak yerine bir start-up kurma hayalinin olduğunu ifade etti. Fransa’daki 18-24 yaş aralığındaki gençlerin yüzde 50’sinin kendi şirketini kurma hayali olduğunu vurgulayan Bittel, sadece gençlerin değil dünyanın en büyük teknoloji şirketlerinin de Fransa’da yatırım yaptığını, örneğin Facebook’un yapay zekâ araştırma merkezini Paris’te kurduğunu söyledi. eleceğin Teknolojisinde Gerçekleşen İnovasyon başlıklı sunumunda, Thales Araştırma ve Teknoloji İnovasyon Başkanı Walid Benzarti, gelecekte kaynakları nasıl daha verimli kullanıp mutlu yaşayabileceğimiz, nasıl daha anlamlı ürünler üretebileceğimiz üzerine görüşlerini katılımcılara aktardı ve bir şirkette açık inovasyonun günlük yaşamda nasıl ilerleyebileceğinin tüyolarını paylaştı. Thales’in her zaman çok agresif bir şekilde yeni teknolojileri takip ettiğini, geliştirdiğini ve dünyaya entegre olduğunu ifade eden Benzarti, açık inovasyonun nimetlerini sonuna kadar kullanarak dünyanın çok önemli şirketleriyle nasıl iş birlikleri yapabildiklerinin örneklerini sundu ve böylelikle dev ölçekli küresel spesifik projelerde Thales’in kolaylıkla iş ortağı olabildiğini ifade etti. WalID BenzartI 31 İNOVASYON / ANKARA İBRAHİM ERKAN Solar Decathlon eğitime katkı yapıyor ÖZGÜR GÜVEN S İnovasyon farkındalığı yaratmalıyız T ürkiye İnovasyon Haftası’nın destekçilerinden Ankara Kalkınma Ajansı’nın sunduğu destek programlarının yanı sıra yerli ve yancı yatırımcılara verilen destekler hakkında bir sunum gerçekleştiren Ankara Kalkınma Ajansı Yatırım Destek Ofisi Koordinatörü İbrahim Erkan, özellikle inovasyonun gerçek hayatta etkiler yaratabilmesi için birlikte hareket etmenin önemine değindi. Kalkınma Ajansı denildiğinde insanların aklına hemen paranın geldiğini ifade eden Erkan, oysa inovasyona ilişkin sadece yatırımlara finans desteği sağlamadıklarını, inovasyon farkındalığını artırıcı birçok çalışma sürdürdüklerinin; bu çerçevede Ankara ve yakın çevresinde yeni başlayan start-up projelerini, girişimcileri Ankara’nın güçlü sanayicileriyle buluşturduklarının da altını çizdi. 32 UNTEK International’in kurucusu ve yöneticisi Prof. Dr. Nilüfer Eğrican, sunumunda, bir öğrenci projesi olan ve disiplinler arası işbirliğini temel alan Solar Decathlon yarışması hakkında izleyicileri bilgilendirdi. Solar Decathlon yarışması, bilindiği üzere 2002 yılında ABD’de başlayan bir etkinlik. Halen Avrupa, Latin Amerika, Orta Doğu, Asya ve Afrika’da aynı kurallar çerçevesinde düzenlenen Solar Decathlon, yaklaşık 45 ila 60 metrekarelik bir konut inşasına dayanıyor. Esnek, modüler, yeşil teknolojiyi içeren; ana amacı dersler ile entegrasyonla eğitime ve üretim ile yapı sektörüne katkı olan; üniversite sanayi işbirliklerinin arzu edildiği Solar Decathlon, yapı sektörüne ilişkin yeni teknolojilerin, yeni yazılımların, yeni malzemelerin geliştirildiği önemli bir etkinlik olarak dikkat ediyor. Prof. Dr. Nilüfer Eğrican Otomotivin geleceği ekolojide O İhtiyaçların doğru tespiti önemli A nkara Büyükşehir Belediyesi’nin inovatif çözümlerine ilişkin bilgiler veren Kırsal Hizmetler ve Jeotermal Kaynaklar Dairesi Başkanı Özgür Güven, özellikle ulaşım hizmetlerinde belediye otobüslerinin her gün 1 milyona yakın insanı kentin her noktasına ulaştırmak için 7 bin durağa 700 bin kez uğradığını bildirdi ve öncelikle bu amaçla EGO’nun geliştirdiği “EGO Cep’te” uygulamasının inovatif bir çözüm olduğunu belirtti. Benzer şekilde Ankara’nın her köşesine yerleştirilecek akıllı dedektörlerle, otoparklardaki boş yerleri algılayarak mobil sistem üzerinden vatandaşların bilgilendirileceğini ifade eden Güven, kamu için inovasyonda temel etkenin, vatandaşların ihtiyacını doğru tespit ederek servis odaklı çözümler ortaya koymak olduğunu dile getirdi. yak-Renault Ar-Ge Merkezi Motor Geliştirme Projeleri Pilotu Turhan Yamaç, “İnovasyon Dünyasında Ürüne Değer Katanlar” paneli öncesinde gerçekleştirdiği sunumunda, bir otomotiv firmasının inovasyondaki önceliklerini ele alırken, Oyak-Renault özelinde iki “eco” kavramının çok önemli olduğunu ifade etti. Bu iki kavramı ekonomi ve ekoloji olarak açıklayan Yamaç, Renault’un küresel yaklaşımının çevre dostu ve ekonomik otomobiller üzerinde yükseldiğini dile getirdi. Bu çerçevede Oyak-Renault’un inovatif motor teknolojilerinde elektrikli motorun önemli bir yer tuttuğuna dikkat çeken Yamaç, Bursa’da, yıllar önce yüzde 100 elektrik motorlu bir otomobilin seri üretimini gerçekleştirdiklerinin altını çizdi. Bununla birlikte Yamaç, otonom sürüş sitemleri hakkında da izleyicileri bilgilendirdi. Turhan Yamaç Partner ülke Fransa ve Türkiye’den çok sayıda Ar-Ge merkezi etkinliklere proje sergileriyle katıldı. Teknopark, bilim ve teknoloji merkezleri ile birlikte 37 katılımcı kurumun inovatif çözümleri iki gün boyunca ilgiyle takip edildi. 33 İNOVASYON / ANKARA E İnanmak başarmanın yarısıdır tkinliğin ilk paneli olan “İnan, Çalış, Başar” başlıklı oturumda, ultra maraton koşucusu Bakiye Duran, Rota Atlantik Projesi Kaptanı ve maceracı Dilek Ergül, 7 Zirveler projesini tamamlamak üzere olan Gülnur Tumbat ve el bisikletçisi Enes Günel, genetik uzmanı Prof. Dr. Mehmet Öztürk moderatörlüğünde biraraya geldi. Oturumda konuşmacılar, zorlukları aşan ilham verici hikâyelerini izleyicilerle paylaştı ve kişisel inovasyonun yaşamda nasıl fark yaratabileceğine ilişkin görüşleri ortaya koydu. El bisikletçisi Enel Günel’in kişisel yaşam hikâyesi ve bedensel engellerine rağmen spor tutkusu, azmi izleyiciler tarafından büyük ilgiyle karşılanırken, Bakiye Duran’ın zorluklarla dolu köy yaşamından dünyanın önde gelen ultra maraton koşucusu olmasına uzanan serüveni ise yine izleyicilerden büyük alkış aldı. İhtiyacı görmek, inovasyonun ilk adımıdır S ıra Dışı Girişimciler” başlıklı panelin konuşmacıları, DizaynVIP CEO’su Erbakan Malkoç, Mutfak Sanatları Akademisi Kurucusu ve CEO’su Mehmet Aksel ile Çaycı ve Mobil Kasa Kurucusu ve CEO’su Veysel Berk, Endüstri Mühendisi ve Yüksek Makine Mühendisi Prof. Dr. Savaş Tümiş moderatörlüğünde bir araya geldi. Sıfırdan bir dünya markası yaratan, dünyanın pek çok ülke ve bölgesine ihracat yapan Erbakan Malkoç, çıraklıktan patronluğa uzanan kişisel yaşam hikâyesini izleyicilerle paylaşırken, dünyanın en iyi otomobil üreticilerinden daha lüks, daha konforlu ve teknolojik otomobilleri nasıl ürettiğinin tüyolarını verdi. Veysel Berk, fizik üzerine dünyanın sayılı akademisyenleriyle sürdürdüğü eğitimini bırakarak nasıl “çaycı” olduğunun renkli serüvenini aktarırken, Mehmet Aksel ise kriz anlarından nasıl fırsatlar yaratılabileceğinin örneklerini sundu. Katma değerli üretimin temelinde inovasyon var A nkara İnovasyon Haftası’nın öne çıkan oturumlarından biri de “İnovasyon Dünyasında Ürüne Değer Katanlar” başlıklı paneldi. Durukan Şekerleme Başkanı Nedim Durukan, Alse Makine Kurucusu Sedat Kılıç, ELEKTROMED Genel Müdürü İbrahim Hakkı Alptürk, YDS Yönetim Kurulu Başkanı 34 Vedat Yakupoğlu ile PUR Project Program Direktörü Alberic Pottier, FNSS Savunma Sanayi Yönetim Danışmanı Haluk Bulucu moderatörlüğünde bir araya geldiği oturumda, inovasyonun ürüne kattığı değer ve böylece katma değerli üretimin nasıl mümkün olabileceği örneklerle katılımcılara aktarıldı. Nedim Durukan, “İnovasyon yapabilmek için şirket tepe yönetiminin dünyaya bakışı değişmelidir” derken, Vedat Yakupoğlu ise askerlik görevini yaparken fark ettiği bir ihtiyaca yönelik üretimle nasıl dünya lideri olduklarının hikâyesini dinleyicilere aktardı. İNOVASYON / ANKARA Türk animasyon endüstrisi hızlı ilerliyor A nimasyon Filmler ve Sinema Endüstrisi” başlıklı panelin konuşmacıları, Düşyeri Stüdyoları kurucusu ve PEPEE çizgi filminin yaratıcısı Ayşe Şule Bilgiç, “Kötü Kedi Şerafettin” animasyon filminin yönetmeni Mehmet Kurtuluş, Sinefekt görsel efekt süpervizörü Sinan Vural, Canlandıranlar Derneği / ASIFA Türkiye Başkanı Berat İlk ve Animax yapımcısı ve yönetmen Avni Barış İslamoğlu, Anadolu Üniversitesi G.S.F. Animasyon Bölüm Başkanı Doç. Dr. Fethi Kaba moderatörlüğünde bir araya geldi. Ürünü değil deneyimi Eğitimde inovatif yaklaşımlar tasarlamak H ayatın İçinden Tasarım Hikâyeleri” başlıklı panelin konuşmacıları, Motorola Solutions endüstriyel tasarımcısı Göktuğ Duman, Susani Design Inc. ve Defne Koz Design Studios’un kurucusu; Red Dot tasarım ödülü sahibi tasarımcı Defne Koz, Vestel 36 Ventures Genel Müdürü Metin Salt, Prodways Satış Direktörü Eric Hubert ile 3DS Partner Başarı Müdürü Sermet Şapçı, Mimar Doç. Dr. Ece Ceylan Baba moderatörlüğünde bir araya geldi. Panelde konuşmacılar, ürünü değil problemi sorgulayarak deneyimi tasarlamak üzerine deneyimlerini aktardı. E ğitimde Ezber Bozanlar” başlıklı panelin konuşmacıları, Serebral Palsili Çocuklar Derneği Başkanı Sinem Ersoy, İBB Gençlik Meclisi Başkanı ve girişimci Samed Ağırbaş, Trabzon Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi Teknik Öğretmeni Serkan Aydın ile Training and Competencies Şirket Müdürü Partice Guezou, Dijital Araştırmalar Derneği Başkanı ve Global Teacher Prize Akademi Üyesi Gökhan Yücel moderatörlüğünde bir araya geldi. Panelde, eğitimde inovasyonun önemi ve eğitim süreçlerindeki yenilikçi fikirlerin önemi değerlendirildi. Pazarlamanın liderleri Hangi fikir yatırım alır? P azarlamaya Fark Getiren Liderler” başlıklı panelin konuşmacıları, Arçelik AŞ Pazarlama Direktörü Mehmet Tüfekçi, İstanbulluların Burhan Pazarlama olarak tanıdığı Burhan Demircan ile Propagater BV CEO’su Mark Cunningham, TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi İşletme Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Berna Tari Kasnakoğlu moderatörlüğünde bir araya geldi. Sıradan bir sohbet içerisinde bile herhangi bir ürünü satabilme yeteneğine sahip Burhan Demircan’ın sunumu, izleyiciler tarafından dikkatle takip edildi. Y atırım İyi Fikre Gelir” başlıklı panelin konuşmacıları, European Trade Associtation for Business Angels “EBAN” Başkanı Candace Johnson, InfoDif Yazılım AŞ Genel Müdürü ve girişimci Kerem Çalışkan, Sadecehosting kurucusu ve melek yatırımcı Selçuk Saraç, bilgisayar mühendisi ve mentor Ali Rıza Babaoğlan ile Information Technology for European Advancement “ITEA” Başkanı Zeynep Sarılar, SmartsUnited kurucusu Kazım Yalçınoğlu moderatörlüğünde bir araya geldi. Panelde konuşmacılar yatırım alma tüyolarını izleyicilerle paylaştı. Dijital oyunlar, ihracata katkı yapıyor Y arından Sonrası İçin Dijital Oyunlar” başlıklı panelin konuşmacıları, OYUNDER Yönetim Kurulu Üyesi Sercan Şengün, TOGED Başkanı Ali Erkin, Crytek Kıdemli İş Geliştirme Müdürü Ferhan Özkan ile TOGED Danışma Kurulu Başkanı Tuğbek Ölek, Semor AŞ Genel Müdürü Nezih Kuleyin moderatörlüğünde bir araya geldi. Panelde, yaratıcı oyun dünyasının Türkiye’deki gelişim süreçleri ve endüstrinin geleceği ele alınırken, geçmişe kıyasla Türkiye’de ortaya konulan gelişim hızı ve sektörün ihracat katkı yapacak duruma gelişi katılımcılar tarafından tartışıldı. Bilindiği üzere Türkiye'de hızla büyüyen dijital oyun sektörü, ortaya konulan ürünün ihracat değeri içerisinde ithalat katkısı en az olan sektör olarak dikkat çekiyor. 37 İNOVASYON / MAKALE Eskiyi ‘Yıkmadan’ olmaz… B ALİ SAYDAM Bersay İletişim Grubu Yönetim Kurulu Onursal Başkanı İnovasyon sadece bir yenilikçilik, yaratıcılık meselesi değildir. İnovasyon, ancak rekabeti yıkacak, ortadan kaldıracak ya da kendini yenilemeye, yani para harcama ve yatırım yapmaya zorlayacak bir ‘Buluşçuluk’ meselesidir. 38 u ay içinde İTÜ için Tasarım Kulübü’nün düzenlediği dizi konferanslardan sonuncusuna biz de katıldık. Konuşmacı, Saffron Brand Consultants’ın kurucu ortağı ve CEO’su Jacob Benbunan. Bilindiği üzere Benbunan ve ekibi TİM’in önderliğinde Türkiye’nin yeni amblem ve logosunun yaratım sürecini yönetmişlerdi. Çalışma iki yıldan fazla bir süre almış ve toplantılara Türkiye’nin en geniş entelektüel kesimi ve başarılı işadamları katılmıştı. Salonda beklentimin çok üzerinde genç İTÜ’lü vardı. Ama şaşırmadım… Y kuşağını ABD ve AB’den kopyala yapıştır tanımlarla ‘anlamaya çalışan’ arkadaşların kulaklarını çınlattım. Onlara göre bu gençler iki saat oturup böyle ciddi bir konuya ‘takılmazlardı.’ Türkiye gençliğiyle ilgili, Batı’daki yaşdaşlarının benzer karakter özelliklerini taşıyan, aileleri de ‘Batılı’ olan, Bağdat Caddesi-Nişantaşı-Etiler üçgeni içinde yaşayan, dışı parlak içi boş birkaç bin gence bakıp, tercüme Y Kuşağı analizleri okuyup morallerini bozanlara, bu tür toplantılara katılmalarını tavsiye ederim. Benbunan’ın konuşmasının ana eksenini İngilizcesiyle ‘Disruption’ kavramı oluşturuyordu. Kavramın birebir Türkçe karşılığı bulunmuyor. Yaklaşık ‘ezber bozmak’ ya da ‘yıkıcı etkiye sahip olmak’ diye kullanılıyor. Benbunan’a göre ‘Disruptive’ olmayan, yani rekabeti şaşırtıp, içinde bulunduğu eski üretim, pazarlama, satış süreçleri anlayışını yıkıp yok etmeden, ortaya rekabet başarısı olan bir ‘İnovasyon’ koymak mümkün değil. Yani İnovasyon ancak ‘ezber bozucu ve yıkıcı etkisi olan bir değişim sürecini tetiklemişse, rekabetçi avantaj ve başarı sağlıyor… Bu yolda kendisine ışık veren dört temel kitaptan söz etti Benbunan: Wally Olins, “Kurumsal Kimlik”; Joseph Schumpeter, “Kapitalizm Varlığını Sürdürebilir mi? Yaratıcı Yıkıcılık ve Küresel Ekonomi”; Daniel Kahneman, “Davranışsal Ekonomi” ve Larry Downes / Paul Nunes, “Büyük Patlama Yıkılması”… Son kitaptaki örnekler hayli çarpıcı. Biz de bir iki örnek vererek konuya açıklık getirmeye çalışalım: Harita sanayini ortadan kaldıran Google Map… Navigasyon aletlerini yok eden Yandex Navigator gibi sesli yol tarif yazılımları. Buharlı treni yok eden dizel motorlu trenler; onları ortadan kaldıran elektrik trenler. Rayları ortadan kaldıran elektromanyetik sistem. Hesap makinesini, el fenerini, pusulayı ve daha birçok şeyi ortada kaldıran cep telefonları... Bu örneklerden yüzlercesini vermek mümkün. Buradan çıkarılacak ders ‘inovasyonun’ sadece bir yenilikçilik, yaratıcılık meselesi olmadığı gerçeğidir. İnovasyon, rekabeti ortadan kaldıracak ya da kendini yenilemeye, yani para harcama ve yatırım yapmaya zorlayacak bir ‘Buluşçuluk’ meselesidir... Bütün yazarların buluştuğu nokta ise ‘ezber bozan’ ‘yıkıcı’ inovasyonun gelmekte olduğunun fark edilememesidir. Yani kendilerini yok edecek ‘Buluşçuluk’un ortaya çıktığını hissettiklerinde artık toparlanmak için çok geçtir… Bu nedenle tek çıkış yolu vardır: Rekabete göre strateji kurmamak, ezber bozan, yıkıcı buluşçuluğu, rekabetin bizi zorlamasını beklemeden devreye sokmak. Bunun yolu da insan kıymetlerine ve Ar-Ge’ye, çıkacak markaya ciddi yatırımdan geçer… Gelecek, bu yatırımı sarf kalemi olarak değil, geleceğe hatta bugüne yatırım olarak gören firmaların olacaktır… 39 İNOVASYON / SÖYLEŞİ Jacob Benbunan Saffron Global CEO Dünya Türkiye'yi keşfediyor Türkiye’yi dünyaya tanıtan ‘Turkey Discover the Potential’ markasının kurucularından Saffron Brand Consultants CEO’su Jacob Benbunan, Türkiye’nin son yıllarda gerçekleştirdiği umut vadeden büyüme potansiyelini dünyanın da keşfetmeye başladığını söyledi. 40 D ünyaca ünlü marka danışmanlık firması Saffron’un Global CEO’su Jacob Benbunan, İstanbul Grand Airport Üst Yöneticisi Mehmet Kalyoncu’nun daveti üzerine, İstanbul Teknik Üniversitesi’nin ‘İTÜ İçin Tasarım Kulübü’ tarafından düzenlenen söyleşiye katıldı. “Turkey Discover the Potential” markasının da fikir babası olan Benbunan “İddialı Markalar İçin Ezberbozan Düşünme” başlıklı sunumunda, etkili marka olmanın sırlarına değindi. Etkinlik öncesinde Timreport Dergisi’ne verdiği özel röportajda Türkiye ile ilgili övgü dolu sözler sarf eden Benbunan, Türkiye’nin birçok bölgesel ve küresel soruna rağmen umut vadeden bir büyüme potansiyeli sergilediğinin ve dünyanın bu potansiyeli keşfetmesi gerektiğinin altını çizdi. Önce niye buradayız ondan bahsedelim. Türkiye’ye birçok kez geldiğinizi biliyorum. Peki İTÜ’ye daha önce gelmiş miydiniz? İstanbul Teknik Üniversitesi’ni biliyordum, etkinlik sayesinde ise daha yakından görme fırsatı buldum ve bundan çok memnunum. Bugün ‘Design for İTÜ’ (İTÜ İçin Tasarım) Kulübü’nün ev sahipliğinde, üniversiteyi, öğrencilerini ve projelerini yerinde inceleme imkanı yakaladım. İstanbul Grand Airport Üst Yöneticisi Mehmet Kalyoncu’ya da daveti için teşekkür ediyorum. Saffron’un müşteri portföyünden söz edelim biraz. Türkiye dışında başka ülkelerle de markalaşma tecrübeleriniz var mı? Saffron bir marka danışmanlık firması. Ülkelerle, şehirlerle ve şirketlerle çalışıyor. Hırslı, geleceği ve dünyayı değiştirmek isteyen markalara kuralları yeniden yazacak, düzeni değiştirecek çözüm önerileri sunuyor. Hizmet verdiğimiz müşterilerimiz arasında Londra markası, New York ve Rio de Janerio bulunurken, Türkiye, Polonya, Hindistan ülke markası için çalıştığımız müşterilerimizden birkaçı. Bunların dışında, Google, YouTube gibi dünya çapında müşterilerin yanında Türkiye’den Anadolu Kaplanları olarak tanınan ve ismi az bilinen müşterilerimiz de var. Bir markayı özel ve başarılı yapan nedir? Turkey Discover the Potential markası bu açılardan bakınca ne ölçüde başarılı oldu? İletişimciler 20 yıl önce ne yapıyorlarsa bugün de aynı şeyi yapıyorlar. Logo, slogan bir marka için belki de önemsiz unsurlar. Bugünün koşullarında sloganı olmayandan öte asıl amacı olmayan bir markaya gelecek şansı tanımıyorum. Örnek vermek gerekirse, Borsa İstanbul’un ilk 3 sırasında Koç Holding (12 milyar dolar), Garanti (11 milyar dolar) ve Akbank (10 milyar dolar) olarak ilk üç sırayı alıyor. Ve ilginç olan, üçü birlikte, sadece beş yıl önce kurulmuş Instagram’ın değerine ancak ulaşıyor. Yani markanın amacı olması lazım. Turkey Discover the Potential özelinde konuşmak gerekirse… Dünya çapında pek çok ülke ve şehir marka çalışması bulunuyor ve bunlardan sadece iki tanesi en üst düzeyde sahiplenildi ve lanse edildi. İlki, Başbakan David Cameron tarafından lanse edilen ‘Great’, diğeri ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından lanse edilen ‘Turkey Discover the Potential’. İki marka da diğerlerine göre daha bilinir ve prestijli markalar olarak öne çıktı. Bunun önemli bir gelişme olduğunu belirtmek gerekir. Elbette, yine de bir logonun ya da bir sloganın ne bir şirketin ne de bir ülkenin kaderini tek başına değiştirme gücü vardır. Bu uzun bir yolculuğun ilk adımı, büyük bir değişimi başlatmanın kararlılığını simgeleyebilir ancak. Elbette iş dünyası ve ekonomik gelişme için böyle bir değişim programına ihtiyaç var ama sadece olay iş ve ekonomiden ibaret değil. Kültür, sanat ve sporda da, tıpkı iş dünyasında olduğu gibi şampiyonlar çıkarttığınızda, dünya da Türkiye’ye hak ettiği saygıyı ve takdiri gösterecektir. TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, Turkey Discover the Potential’ın bir marka değil bir teklif olduğunu, markanın kendisinin Türkiye olduğunu söylüyor. Siz bu perspektifi nasıl değerlendiriyorsunuz? Amaca uygun bir bakış olduğunu söylemeliyim. Türkler, bu topraklara geldikten 1000 yıl sonra, Cumhuriyeti de kurduktan 100 yıl sonra, hikayesini dünyaya anlatmaya artık hazır. Bu her iki taraf için de çok heyecan verici ve büyük bir resim ve buluşma. Turkey Discover the Potantial sadece dünyanın Türkiye’yi keşfetmesi anlamına gelmiyor: Batı ile Doğu’nun birbirini gerçek anlamda keşfetmesi, el ele tutuşması ve daha büyük ve daha güzel bir dünya için işbirliği yapmasının somut bir örneğini teşkil etmekte bu teklif. Brand Angels inisiyatifinden de söz edelim biraz? İnandığımız gerçek şu: Bugün iyi bir fikri olan bir üniversite öğrencisi mezun olmadan milyarder olabilir. Dünya üzerinde bu fikirlerin hayata geçmesi sayesinde ortaya çıkan çok büyük bir değerle karşı karşıyayız. Tüm yapılması gereken bu fikirlerin potansiyel yatırımcılar, medya, kanaat önderleri ve en sonunda halkla buluşmasını kolaylaştırmak ve hızlandırmak. Marka bu konuda doğal olarak tetikleyici bir rol üstlenecektir. Marka Melekleri, özellikle startupların markalarını ve kimliklerini oluşturmaları için onlara profesyonel danışmanlık firmalarının ve ajansların hizmet vermesi esasına dayanıyor. Ücretsiz yapılacak bu kurumsal kimlik çalışması ile startuplar çok daha hızlı ve çok daha etkili bir şekilde kendilerini dünyaya anlatmayı başarabilecekler. Saffron, dünya çapındaki 12 ofisinde her yıl 12 tane startup belirleyerek onların Marka Meleği olmayı kararlaştırdı. Ve bu projeye Türkiye’de start vermekten mutluluk duyuyoruz. Eylül ayında yapılacak bir lansmanla da bunu bütün dünyaya duyuracağız. Türkiye’nin kalkınma hamleleri ve büyüme stratejileriyle ilgili olarak neler söyleyebilirsiniz? Türkiye dışarıdan nasıl gözüküyor? Dünyanın 2008’den beri yaşadığı belki de tarihin en büyük küresel ekonomik krizi, üzerine bölgede yaşanan savaşlar ve çatışmalar, içerideki politik çalkantılara rağmen Türkiye bugün hala fazlasıyla umut vadeden bir büyüme potansiyeli sergiliyor. Müslüman ülkeler arasındaki en büyük ekonomiye sahip ülke konumunda bulunuyor; Suudi Arabistan’dan bile büyük bir ekonominiz var. Bunun gelecek için taşıdığı potansiyeli tüm dünyaya anlatmak başta resmi organlar olmak üzere her bir iş adamına, her bir kanaat önderine, Türkiye’yi temsil eden herkese düşer. Kanaatime göre, dünya Türkiye’yi keşfettiğinde aslında kendi potansiyelini de keşfetmiş olacak. Benbunan, İstanbul Grand Airport Üst Yöneticisi Mehmet Kalyoncu’nun daveti üzerine, ‘İTÜ İçin Tasarım Kulübü’ tarafından düzenlenen söyleşide “İddialı Markalar İçin Ezberbozan Düşünme” başlıklı bir sunum gerçekleştirdi. 41 İNOVASYON / AR-GE PROJE PAZARI Türk otomobili dört tekerlekli yürüyen bir bilgisayar olacak 5. Ar-Ge Proje Pazarı ve Komponent Tasarım Yarışması, Türkiye ihracatının lideri otomotiv sektöründe yeni ürün ve teknoloji geliştirerek katma değeri artırmak ve küresel rekabette güç kazanmak amacıyla düzenlendi. T ürkiye ihracatının lider sektörü otomotivde yeni ürün ve teknoloji geliştirerek katma değeri artırmak ve küresel rekabette güç kazanmak amacıyla düzenlenen 5. Ar-Ge Proje Pazarı ve Komponent Tasarım Yarışması başladı. Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) tarafından bu yıl beşincisi düzenlenen etkinlik, Ekonomi Bakanlığı desteği ve Türkiye İhracatçılar Meclisi koordinatörlüğünde TÜBİTAK Marmara 42 Araştırma Merkezi (MAM) Türkiye Sanayi Sevk ve İdare Enstitüsü (TÜSSİDE) Gebze yerleşkesinde gerçekleştirildi. OİB Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Sabuncu ve OİB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Etkinlik Yürütme Kurulu Başkanı Ömer Burhanoğlu’nun ev sahipliğinde düzenlenen 5. Ar-Ge Proje Pazarı ve Komponent Tasarım Yarışması’nın açılışına, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık da katıldı. OİB’in bu yıl İTÜ Arı Teknokent Çekirdek işbirliği ile düzenlediği etkinlikte, Ar-Ge Proje Pazarı’nda 546, Komponent Tasarım Yarışması’nda 373 olmak üzere toplam 919 başvuru ile rekor kırıldı. Ar-Ge Proje Pazarı Ödülleri’nde dereceye girenlerin açıklandığı etkinlikte, birincilik ödülüne Formulate projesi ile Gökhan Bakış, Serkan Akpınar ve Hakan İleri layık görüldü. Ekip, 10 bin TL para ödülü ile birlikte İTÜ Çekirdek programına girmeye hak kazandı. Formulate projesi, parça başına beş dakikadan az üretim süresi ile seri otomotiv üretimine uygun özel prepreg reçine sistemleri optimize ediyor ve üretilmesini sağlıyor. Projenin, Türk otomotiv kompozit parça üreticilerinin uluslararası pazardaki yerini ciddi oranda artırması ve ülke ekonomisine önemli kazanımlar sağlaması bekleniyor. Ar-Ge Proje Pazarı Ödülleri’nde ikinciliği Dokusuz Yüzey Desteğiyle Gerilim Sönümleyici Yeni Nesil Kord Bezlerinin Geliştirilmesi projesi ile kazanan Çağlar Sivri ve Evren Boyraz 7 bin TL, üçüncülüğü Nanografen projesiyle alan Burcu Saner Okan da 4 bin TL para ödülü ile İTÜ Çekirdek Programı’na girmeye hak kazandılar. Yerli otomobil ile Türkiye her alanda projeler geliştirecek Açılışta konuşan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, yerli otomobil projesine ilişkin açıklamalarda bulundu. Türkiye’nin kendi otomobil markasını üretmesinin, toplumun özgüveni açısından çok önemli olduğuna dikkat çeken Işık, yapılacak otonun da yapmış olmak için yapılmayacağını, yeni açılımlar kazandırarak tüm dünyadan talep alacağını ve rekabet avantajı yaratacağını söyledi. Türk otomobil projesinin sadece bir araç üretme işi olmadığını, esas çıktısının Türkiye’nin hayatın her alanına dokunacak yeni projeler geliştirmesi olacağının altını çizen Bakan Işık, “Yerli oto, ülkemizi küresel rekabette söz sahibi yapacak bir projedir. Özellikle sensör teknolojisi, yazılım, nesnelerin interneti gibi alanlarda bu platform üzerinden ticarileştirme yapmış olacak, yeni nesil teknolojilerin üretilmesinde ciddi ivme yakalayacağız” dedi. Türkiye’nin yerli otomobil projesi ile üç ana hedefi yakalayacağına dikkat çeken Bakan Işık, “Öncelikle yerli otomobil ve diğer sektörlerde montaj ve lisanslı üretimden Ar-Ge üretimine geçişi sağlayacağız. Bu sadece Türk otomobilleri için değil aynı zamanda Türkiye’de üretim yapan tüm firmaların OİB’in bu yıl İTÜ Arı Teknokent Çekirdek işbirliği ile düzenlediği etkinlikte, Ar-Ge Proje Pazarı’nda 546, Komponent Tasarım Yarışması’nda 373 olmak üzere toplam 919 başvuru ile rekor kırıldı. faydalanacağı bir platform olacak. Bu tür firmalar, global markaların stratejik ortağı olacak. İkinci olarak Türk markası ve imajının daha aktif çalışmasını sağlayacağız. Üçüncü olarak da yeni nesil teknolojilere tarihçe kazandırmış olacağız. Yani Türk otomobili, yerli otoların gerçekleşmesini sağlayacak bir yol açacak” dedi. Öndeki aracı hızını artırması için uyaracak Bakan Işık, Türk otomobil markasının özelliklerine ilişkin olarak da şu bilgileri verdi: “İleri batarya teknolojisi kullanacağız. 2 TL’lik şarj maliyetiyle büyükşehirlerde 100 kilometre yol yapacağız. Şehirler arasında ise bataryayı araç jeneratörü şarj edecek. Yani 20 litre yakıtla tam bin kilometre mesafe kat edeceğiz. Otonom sistemine sahip olacak. Gerçek zamanlı işletim sistemi uygulanarak aracın güvenlik kontrolüne ilişkin avantaj sağlayacak. Yol sürüşü, araç ekipmanları ve sürücü kullanımına göre FİKRİ IŞIK Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı “Günümüzde araçlarda kullanılan malzemelerin yüzde 70’i gelecekte kullanılmayacak. Bu tür gelişmeler, Türkiye için tehdit de fırsat da olabilir." anlık ayarlanacak. Sensör ve diğer araçlarla iletişim olacak. Örneğin öndeki araca yaklaştığınızda, sizin aracınız öndeki aracın hızını artırmasını isteyebilecek. Bu iletişim saliseler içinde cereyan edecek. Türk otomobilini bu tür özelliklerle zenginleştireceğiz. Çok farklı ve yeni bir araç, adeta Türk otomobili dört tekerlekli yürüyen bir bilgisayar olacak. Gençlere, üniversitelere, akademisyenlere sesleniyorum. Bu konuda işbirliği yapalım. Türk otomobiline uyarlanabilecek fikir ve projelerinizi bizimle paylaşın." Türk ana ve yan sanayimiz değişime ayak uydurursa kazanır Işık, otomotivde gelecekte yaşanacak gelişmelere ilişkin olarak da şunları söyledi: “Üretim ve satışlar gelişmekte olan ülkelere kayacak. Bu durum Türkiye için avantaj olabilir. Gelişmiş 43 İNOVASYON / AR-GE PROJE PAZARI Ar-Ge ve inovasyon yatırımlarının geri dönüşü var ORHAN SABUNCU OİB Başkanı “Ortalama olarak her 7 bin fikrin sadece 1’i uygulamaya geçmekte olup, bu yolda sabırla ve bıkmadan ilerlememiz gerekiyor.” ülkeler de ileri teknoloji gerektiren alanlara kayacak. Avrupa’da satılan her beş otodan biri elektrikli olacak. Gelişmiş ülkelerdeki otomobilsürücü ilişkisi dünyaya yayılacak. Araç ağırlığını azaltma başlıca Ar-Ge alanı olacak. Günümüzde araçlarda kullanılan malzemelerin yüzde 70’i gelecekte kullanılmayacak. Bu tür gelişmeler, Türkiye için tehdit de fırsat da olabilir. Hem ana hem yan sanayiyi bu değişime hazırlarsak, Türkiye olarak çok kazanç elde ederiz. FORMulate Gökhan BakiŞ Serkan Akpınar Hakan İlerİ 1 OİB Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Sabuncu, Ar-Ge Proje Pazarı ve Komponent Tasarım Yarışması’nın Türkiye’nin 2023 vizyonuna hizmet edeceğini ve otomotiv endüstrisinin gelişiminde önemli rol oynayacağını söyledi. Türkiye’de Ar-Ge, tasarım ve inovasyon çalışmalarının geç başlamış olmasına rağmen son 10 yılda hızlı yol alındığını belirten Sabuncu, dünyadaki ilk 10 ekonomi arasına girmek ve kişi başı milli geliri 25 bin dolar üzerine çıkarmak için bu alanlara ayrılacak bütçenin yüzde 3’e çekilmesi gerektiğine dikkat çekti. Sabuncu, “Ortalama olarak her 7 bin fikrin sadece 1’i uygulamaya geçmekte olup, bu nedenle bu yolda sabırla ilerlememiz gerekiyor. Ar-Ge ve inovasyona yapılan yatırımlar toplamda muhakkak geri dönüşü olan yatırımlardır. Bu konuda bir dönüşüm yapılması gerekir. Araştırma kuruluşları, üniversiteler ve özel kuruluşlar proje, Yenİ Nesİl Kord Bezlerİnİn Gelİştİrİlmesİ 2 Çağlar Sİvrİ Evren Boyraz YARIŞMADA DERECEYE GİRENLER 44 Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, standları gezerek projeleri inceledi ve yarışmacılardan bilgi aldı. ekip ve konu bazında desteklenmelidir” diye konuştu. Türkiye otomotiv endüstrisinin son 10 yılda arka arkaya ihracat şampiyonu olduğunu ve toplam ihracatın yaklaşık altıda birini gerçekleştirdiğini vurgulayan Sabuncu, şunları söyledi: “Geçen yıl otomotivde üretim, ihracat, iç pazar satış rekorları kırıldı ve 21.2 milyar dolarlık ihracat yapıldı. Beklentimiz, endüstrimizin kalıcı olabilmesi, daha da gelişimi ve rekabetçi Nanografen Burcu Saner Okan 3 yapının sürmesi için maliyetlerin düşürülmesidir. Yine 2023 misyonumuz için en az dört-beş yeni yatırımın ülkemize gelmesi gerekiyor. Yerli marka araç üretimi bu yatırımlara destek olması ve hedeflere ulaşılabilmesi açısından önemli. Devletimizin stratejik önceliği hem sanayi ekonomisi, hem de bilgi ekonomisi alanlarında mümkün olduğunca çok girişimci yetiştirmek, eğitim sistemimizi daha çok yaratacılık, buluş ve inovasyona göre düzenlemek olmalıdır.” Gençlerin hayalleri bizim geleceğimiz OİB Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Burhanoğlu, etkinliğin yeni girişimcilere liderlik yapmasını hedeflediklerini söyledi. Yola çıkarken belirledikleri hedeflerin büyük bölümünü yerine getirdiklerini, ancak projelerin sanayiye dönüştürülmesi konusunda sınırlı bir başarı sağlandığını kaydeden Burhanoğlu, “Bu tür projelerin değer kazanıp global pazarlara açılması gerekiyor. Neden teknoloji ithalatına bağımlı kalalım? Neden karar verici ülkelerden olmayalım? Neden içimizden bir Uber çıkarmayalım? Günümüzde akıl parayı değil, para aklı arıyor. Ülkemizin de daha çok girişimciye, kutu dışında düşünen gençlere ihtiyacı var. Gençlerin hayalleri bizim geleceğimiz, onlara yatırım yapmalıyız” dedi. Geçen yıl İTÜ Arı Teknokent bünyesindeki İTÜ Çekirdek ile bir işbirliğine gittiklerini ve bu sayede başarı hikayelerinin artış gösterdiğini söyleyen Burhanoğlu, “Bu yıl da devam edecek olan bu işbirliği ile ödül sahipleri, projelerini geliştirmenin yanında MBA eğitimi ve üniversite-sanayi işbirliğiyle network yaratma imkanı buluyor. OİB olarak girişimci ve yatırımcıları buluşturan İTÜ Çekirdek Big Bang final etkinliğinde geçen yıl 5 projeye girişimcilik ve üretim yolunda ilk adım olarak 250 bin TL ödül verdik. İTÜ Çekirdek Programı’na toplamda verdiğimiz destek 600 bin TL’yi buldu. OİB olarak programın değerini daha yukarı taşımak amacıyla bu yıl da İTÜ Çekirdek Programı’na desteğe devam edeceğiz. Gayretlerimizin ülkemizin rekabetçiliğini artıracak tasarımlar ve projelerin ortaya çıkmasına katkı sağlayacağını ümit ediyoruz” şeklinde konuştu. Otonom araçlar, otomotivin en büyük tehdidi Etkinliğe konuk konuşmacı olarak katılan Google’ın otonom (sürücüsüz araçlar) vizyonuna yön veren Mucit, Fütürist, Singularity Üniversitesi Bilişim ve Network Başkanı Brad Templeton, “Sürücüsüz Araçlar” başlıklı bir konuşma yaptı. Templeton, büyük ilgi gören konuşmasında otonom araçların ülkeler için “rasyonel” ve “finansal” bir karar olduğunu belirterek gerekçelerini şöyle sıraladı: “Dünyada her yıl trafik kazalarında 1.2 milyon kişi, Dünya Sağlık Örgütü’ne göre Türkiye’de de yılda 9 bin 700 kişi ölüyor. Amerikan halkı yılda 240 milyar saat çalışıyor, bunun 50 milyar saatini yollarda harcıyor. Araçlar enerji sarfiyatı ve sera gazı salınımının büyük bölümünün de kaynağı. Bu tür nedenlerden dolayı gelecekte asıl inovasyon arabalarda olacak. Google’da üzerinde çalıştığımız otonom araçları da bunun bir parçası. Ülkemizde trafiğe açık alanlarda 2.2 milyon kilometreden fazla test sürüşü yaptığımız araçlara güvenimiz tam. Otonom araçlar, günümüz otomotiv sektörünün en büyük tehdidi.” Araçların değerini bilgisayar yazılımı belirleyecek Günümüzde satın alma sürecini değiştirecek kilit sorunun “Hangi arabaya ihtiyacım var?” olduğunu Ömer burhanoğlu OİB Başkan Yardımcısı “Bu tür projelerin değer kazanıp global pazarlara açılması gerekiyor. Neden teknoloji ithalatına bağımlı kalalım? Neden bir Uber çıkarmayalım?” belirten Templeton, “Dünyada çoğu insan 4-5 kişilik araç alıyor ancak işe giderken sadece kendisi biniyor. Bu durum küçük araçları daha cazip hale getiriyor. Bu da satın alma sürecini tamamen değiştirecek. Gelecekte arabaların motoru ya da deri koltukları değil, bilgisayarlar yani yazılım önemli olacak. Araçların değerini bilgisayar donanımı belirleyecek” dedi. Gelecekte kazananların araba satanlar değil sürüş satanlar olacağına dikkat çeken Templeton, sözlerini şöyle tamamladı: “Otomotiv sektörü bir yılda ortadan kalkmayacak. Birçok kişi ya da ülke geleneksel araçları almaya devam edecek." 45 İNOVASYON / AR-GE PROJE PAZARI Tekstil, Ar-Ge projelerinin meyvesini toplamaya başladı "UTİB Türkiye Tekstil ve Konfeksiyon Sektöründe Uluslararası Ar-Ge Proje Pazarı Zirvesi" Bursa’da düzenlendi. Zirvede tekstil ve konfeksiyonda nano teknolojilerden tıbbi tekstillere, birçok alanda yarışan inovatif projeler ödüllendirildi. A kademinin aklıyla sanayicinin girişimci ruhunu bir araya getirecek “UTİB Türkiye Tekstil ve Konfeksiyon Sektöründe Uluslararası Ar-Ge Proje Pazarı Zirvesi”nin 8’incisi Bursa’da başladı. İki gün süren zirvede tekstil ve konfeksiyonda nano teknolojilerden tıbbi tekstillere, koruyucu ve askeri tekstillerden taşıt tekstillerine birçok alanda yarışan inovatif ürünlerde ödüller sahibini buldu. Zirvenin önemine değinen Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB) ve aynı zamanda 46 Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı İbrahim Burkay ile etkinliklere katılan Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, gençlerin hayal ettiklerini hayata geçirmeleri ile hedeflenen başarının yakalanabileceğine değindiler. UTİB’in 2009’dan beri organize ettiği, BTSO ve BEBKA Organizasyon Ortaklığı, TÜBİTAK TEYDEB destekleri, yerli ve yabancı üniversite ve enstitülerin işbirliği ile düzenlenen zirvede ayrıca eşzamanlı olarak 13-14 Mayıs 2016 tarihlerinde “Ar-Ge Proje Pazarı Lif ve Polimer Araştırmaları Sempozyumu” da gerçekleşti. Etkinliklerde birçok uluslararası ve ulusal konuşmacı katılarak panel ve konferanslarda tekstil ve konfeksiyonda en son gelişmeleri inovatif yaklaşımlarla gündeme getirdiler. Hayal ettiğini üreten gençlerle başaracağız Etkinliklere katılan Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, geçmişte daha çok birilerini takip eden bir sürecin yaşandığına dikkat çekti ve gündeme taşıdıkları ArGe, inovasyon, tasarım ve markalaşmayla bu sürecin değişmesi gerektiğine değindi. Dünyada Türkiye’nin, Türkiye’de de Bursa’nın tekstil alanında çok önemli bir yere sahip olduğunu hatırlatan Bakan Müezzinoğlu, “150 milyar liralık tekstil ve konfeksiyon sektörlerinde Türkiye dünyada 7’nci sırada. Bursa’nın bunda payı büyük. Daha da ileriye gidebilmek için dünyanın tükettiği teknolojiyi bizim de üretmemiz gerek. Bu yolda başarılı olabiliriz. Bursa da burada teknoloji ve altyapı olarak önemli bir yere sahip. Tekstilden otomotive dünyanın önemli merkezi olacak. Hayal ettiklerini üreten gençlerimizle başaracağız” diye konuştu. Hedefiniz Yüksekse Kadir Has Üniversitesi Lisansüstü Programları Sizi Bekliyor Sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek Lisans Programları Fen Bilimleri Enstitüsü Yüksek Lisans Programları Doktora Programları Ekonomi Film ve Drama Finans ve Bankacılık İletişim Bilimleri İşletme MBA Kamu Hukuku Kurumsal İletişim ve Halkla İlişkiler Yönetimi Özel Hukuk Pazarlama Psikoloji Risk Yönetimi Sinema ve Televizyon Tasarım Uluslararası İlişkiler Yeni Medya Bilgisayar Mühendisliği Elektronik Mühendisliği Endüstri Mühendisliği Finans Mühendisliği Hesaplamalı Biyoloji ve Biyoinformatik Kültür Varlıklarını Koruma Yönetim Bilişim Sistemleri Ekonomi Finans ve Bankacılık Özel Hukuk Uluslararası İlişkiler Bilgisayar Mühendisliği Biyoinformatik ve Genetik Endüstri Mühendisliği Elektronik Mühendisliği Yönetim Bilişim Sistemleri KURUMSAL ANLAŞMALAR İÇİN: 0212 533 65 32 (1654) graduate.admissions@khas.edu.tr www.khas.edu.tr facebook.com/Khasedutr * Yüksek lisans programlarının tezli/tezsiz alternatifleri mevcuttur. twitter.com/khasedutr 47 İNOVASYON / TASARIM YARIŞMASI Doğal taş gençlerin elinde şekilleniyor İMİB tarafından düzenlenen Doğal Taş Tasarım Yarışması’na toplam 500 proje başvurdu. İMİB Başkanı Ali Kahyaoğlu, törende gençlere üretilebilecek ve ekonomiye kazandırılabilecek tasarımlar üzerinde çalışmalarını önerdi. İ stanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB) tarafından geleneksel hale getirilen Doğal Taş Tasarım Yarışmasında 2016 yılının kazananları, düzenlenen törenle ödüllerini aldılar. Profesyonel ve öğrenci kategorilerinde toplam 500 başvurunun yapıldığı yarışmada, jüri uzun elemelerden sonra 16 tasarımı ödüle layık buldu. Öğrenci dalında 248, profesyonel dalında ise 252 tasarımın başvurduğu yarışmada, üniversiteler arasında 105 proje ile Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi ilk sırayı aldı. Onu 96 projeyle İstanbul Teknik Üniversitesi takip etti. Bu yılki yarışmada 48 geçtiğimiz yıllara göre farklı olarak tasarımlarda bazı kriterler arandı. Buna göre jüri başvuruları doğal taşın kullanım alanının genişletilmesi, üretilebilirlik, çevreye duyarlılık ve ihracat potansiyeli olabilmesi, yaratıcılık ve kullanımda işlevsel olma kriterlerini göz önünde bulundurarak seçimini yaptı. Gençlerin tasarımları çok önemli Ödül törende yaptığı konuşmada özellikle öğrencilere seslenen İMİB Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kahyaoğlu, “Yapacağınız ürünü biz fabrikalarımızda, atölyelerimizde işleyebilelim. Çünkü malzeme mermer; doğal bir ürün olduğu için kesilmesi zor. O zaman tasarımınızı öyle yapın ki, biz bunu üretebilip, birilerine verelim, siz de para kazanın. Ürettiğiniz ürün derece alsın almasın bunları bir kitapçıkta toplayalım, telif hakkını da size verelim. Süreç içinde bir gün sizin tasarımlarınız da dünyanın çeşitli ülkelerinde yerini alabilir” tavsiyesinde bulundu. Ödüller dağıtıldı Öğrenci dalında Restpoint isimli tasarımıyla Barış Taşlık birinci olurken, Junior Bath isimli tasarımla Metin Özhan ikinci, Helis isimle tasarımıyla da Fidan Hazal Can üçüncü oldu. Öğrenci dalında Evren Yazıcı Tube isimli tasarımıyla Çiğdem Karaata Hidden isimli tasarımıyla, Hilme Yağız Türkyılmaz ise Ledhenge isimli tasarımıyla mansiyon ödülü aldılar. Profesyonel dalında ise bazı kategorilerde sadece mansiyon ödülü verilmesi dikkat çekti. Dekoratif Ürünler (Masalar, Sehpalar, Şömineler ve ev mobilyaları gibi iç mekânlarda kullanılabilecek doğal taş ile tasarlanmış ürünler) kategorisinde Piknik isimle tasarımıyla Müge Öztürk birinci oldu. 49 İNOVASYON / İNOVALİG İlk inovasyon geliştirme programı: İnovaLİG TİM’in, uluslararası yönetim danışmanlığı firması A.T. Kearney'nin işbirliğiyle gerçekleştirdiği Türkiye'nin ilk inovasyon geliştirme programı İnovaLİG ile şirketler hem inovasyon yetkinlikleri bazında yarışıyor hem de inovasyon kültürlerini interaktif bir platformda geliştirme fırsatı buluyor. T İM ve A.T. Kearney işbirliğinde düzenlediği Türkiye’nin ilk inovasyon geliştirme programı olan İnovaLİG 2016 yılında da düzenleniyor. Son başvuru tarihi 31 Mayıs 2016 olan programda şirketler hem inovasyon yetkinlikleri bazında yarışacak hem de inovasyon kültürlerini interaktif bir platformda geliştirme fırsatı bulacaklar. İnovaLİG programı ile ülkemizde gerek kamu gerek özel sektör kuruluşlarında 50 inovasyon bilincini geliştirmeyi amaçlayan TİM, İnovaLİG ile Avrupa'da 17 ülkede uygulanan ve A.T. Kearney'nin yürüttüğü IMP3rove metodolojisine dayanan bir kurguyla, ülkemize ciddi bir fikri sermayeyi aktarmak için çalışıyor. A.T. Kearney işbirliğiyle oluşturulan İnovaLİG programı ile Türkiye'deki firmaların inovasyon karneleri çıkartılıyor ve her yılın inovasyon liderleri belirleniyor. İnovaLİG'de yer alan firmalar hem Türkiye hem de Avrupa standartlarında inovasyon karnelerini elde etmiş oluyor. Dolayısıyla, bu program ile şirketlerin organizasyonlarına ve günlük operasyonlarına inovasyon kültürünü yerleştirmeleri için oldukça önemli fırsatlar sunuluyor. Türkiye'nin yaratıcılık potansiyelini, doğru inovasyon yönetim yetkinlikleri ile katma değere dönüştürmek hedefleniyor. IMP3rove metodunun, inovasyonu gerçekleştirmiş ve inovatif projeler ile başarıya ulaşmış şirketleri proje bazında ödüllendirmekten öte, inovasyon yönetimi ve sistematik inovasyon yetkinlikleri kazanılması için yapılan çalışmaları ödüllendiren bir mantığı var. İnovatif aksiyonlar almaya başladık İnovaLİG programına katılmaya karar vermenizde hangi etmenler etkili oldu? CENK ALPER Kordsa Global CEO 1 973 senesinde bir Sabancı Holding iştiraki olarak kurulan Kordsa Global dünyanın önde gelen endüstriyel naylon ve polyester iplik, lastik kord bezi ve tek kord üreticisidir. Kordsa Global’in başarı hikâyesi 1973 senesinde Sabancı Holding’in lastik kord bezi imalatı için İzmit’te yaptığı fabrika yatırımıyla başlamış ve önemli gelişmeler kaydetmiş. Seneler içinde Türkiye’de pazar lideri olan Kordsa Global, güçlendirme malzemeleri ve süreçlerinde oluşturduğu büyük bilgi birikimi, pazardaki lider konumu ve lastik güçlendirme sektöründeki stratejik yaklaşımıyla dünya pazarlarında da liderliğe ulaştı. 2015 yılında TİM'in düzenlediği İnovaLİG’de “İnovasyon Stratejisi” kategorisinde Türkiye şampiyonu oldu. Bu başarıyı Kordsa Global CEO’su Cenk Alper ile konuştuk: Kordsa Global olarak inovasyona çok önem veriyoruz. Dünyada teknoloji lideri olduğumuz lastik güçlendirme alanında bu liderliğimizi korumak ve yeni girdiğimiz kompozit ve inşaat pazarlarında lider olabilmek için inovasyonun etkin kullanılması gerektiğini biliyoruz. İnovaLİG programına katılım aşamasında geniş kapsamlı bir öz değerlendirme anketi cevaplandırılıyor. Şirketler, bu anket ile inovasyon konusunda ne noktada olduklarını ve hangi noktalara daha fazla önem vermeleri gerektiği konusunda kendi öz değerlendirmelerini yapabiliyorlar. Biz hem kendi öz değerlendirmemizi yapmak hem de Türkiye’de inovasyon konusunda nerede olduğumuzu görmek için bu programa katılmaya karar verdik. İnovaLİG programına katılmanız, firmanıza ve firmanızın inovasyon kültürünün gelişimine ne tür katkılar yaptı? Öz değerlendirme anketi ile inovasyon stratejimizin şirketimize katkısını artırmak için hangi konulara daha fazla yönelmemiz gerektiğini öğrendik. İnovasyon piramidinin en tepesinden başlayarak; inovasyon organizasyonu ve kültürü, inovasyon yaşam döngüsü süreçleri, etkinleştirici etmenler ve inovasyon sonuçları konusunda süreçlerimizi gözden geçirip inovatif aksiyonlar almaya başladık. Firmanızın inovasyona yönelik faaliyetleri ve projeleri hakkında bilgi verir misiniz? 2016 yılında Teknoloji fonksiyonunda 75 kişilik bir ekiple yürüttüğümüz yedincisi TÜBİTAK destekli olmak üzere 67 projemiz bulunuyor. Bu projeler ile katma değeri yüksek yeni ürünler, mevcut ürünlerimizde müşteriye değer katacak geliştirmeler, yeni ekipman dizaynı ve üretimi ile daha etkili, daha çevreci prosesler geliştiriyoruz. Ayrıca Sabancı Üniversitesi ile ortak kurduğumuz Kompozit Teknolojileri Mükemmeliyet Merkezimiz de tamamlanmak üzere. Bu merkezimizde de yüksek katma değerli ürünler ile havacılık ve otomotiv sanayine yönelik Ar-Ge faaliyetleri yürütmeyi hedefliyoruz. Bunun yanında Bilgi Yönetimi, İnsan Kaynakları, Tedarik Zinciri gibi diğer fonksiyonlarımızda da, insan kaynağımızı geliştirmeyi hedefleyen, müşteri memnuniyetini artıracak hizmet inovasyonu projelerini hayata geçiriyoruz. 51 İNOVASYON / İNOVALİG Her birime yayılmış bir kültür oluşturduk İnovaLİG programına katılmaya karar vermenizde hangi etmenler etkili oldu? MÜMİN KAHVECİ İETT Genel Müdürü H er gün 14 milyon İstanbulluya 5 bin 100 otobüs ve 50 binin üzerinde seferle hizmet veren İstanbul Elektrik Tramvay ve Tünel İşletmeleri (İETT) her geçen gün kendini yenileyerek çağa ayak uyduruyor. İETT misyonunda toplu ulaşım hizmetlerinde açığa çıkmamış ihtiyaçları karşılamayı, vizyonunda ise şehir hayatını kolaylaştıran, çevreye duyarlı, alternatif enerji kaynaklarını yönetebilen lider bir kuruluş olma kriterlerini taşıyarak inovasyona olan bakış açısını gösteriyor. İETT, 2015 yılında düzenlenen TİM tarafından düzenlenen İnovaLİG programında “İnovasyon Organizasyonu ve Kültürü” kategorisinde Türkiye şampiyonluğunu elde etti. İETT Genel Müdürü Mümin Kahveci ile bu süreci ve yeni dönem hedeflerini konuştuk: 52 Değerlerimizden yenilikçilik kavramı stratejik planımızda her faaliyetimize ışık tutmakta olup kurumu her zaman yenileşim kültürüne sevk etti. Mükemmellik politikamız gereği sürekli öğreniyor ve yenilik yapıyoruz. Duyarlı, gelişime açık, katılımcı, yenilikçi fikirler üreten, takım çalışmasına açık çalışanlar ile başaracağımıza inanıyoruz. Bu misyon, vizyon, değerler ve politikamız gereğince geçen sene ilkine katıldığımız İnovaLİG’de “İnovasyon Organizasyonu ve Kültürü” kategorisinde finalist olmuştuk. Bu sene de kendimizi geliştirerek aynı kategoride birinci olduk. Ödülümüzü Büyükşehir Belediye Başkanımız Kadir Topbaş ile birlikte Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın elinden aldık. İnovaLİG programına katılmanız, firmanıza ve firmanızın inovasyon kültürünün gelişimine ne tür katkılar yaptı? İnovaLİG’e katılımımız ilk olarak 2014 yılında oldu. İnovasyon organizasyonu ve kültürü dalında finalist olduğumuz o yıl içerisinde İnovalig’den gelen rapor ile inovasyon ve öneri sürecimizde geliştirmeler sağladık. İnovasyon politikamızda toplu ulaşım hizmetlerinde fark oluşturacak, fırsatları görerek yeni yaklaşımlar, ürünler ve hizmetler ortaya koyacak, kurumun her birimine yayılmış bir kültür oluşturduk. Üst yönetim tarafından destek olunan, alt inovasyon ekibi tarafından kabul edilen projelerin daha hızlı değerlendirilmesi ve uygulamaya geçilmesi adına genel müdür yardımcısı ve teknik daire başkanlarından oluşan “İnovasyon ve Kaizen Kurulu” oluşturuldu. Bu kurulda; inovasyon sisteminin sürekli iyileştirilmesi, farklı kaynaklardan gelen fikirlerin değerlendirilmesi, uygulanan inovatif fikirlerin İETT’ye katkılarının ölçülmesi, çalışanların katılımlarını sağlayan Kaizen faaliyetleri, proje takip sistemi değerlendiriliyor. İETT inovasyon organizasyonu ve kültürü kapsamında yeni daire başkanlıkları ve müdürlükler oluşturuldu. Kurumunuzun inovasyona yönelik faaliyetleri ve projeleri hakkında bilgi verir misiniz? Kurum olarak paydaşlarımızın, tedarikçilerimizin, müşterimizin çalışanlarımızın fikirlerine önem vermekteyiz. Sadece lastik taşıma hizmetinde değil tüm ulaşım otoritelerini birleştirmek adına ortak akıl çalıştayları düzenliyoruz, tedarikçilerimiz ile buluşuyor ürün ve hizmet geliştiriyoruz, müşterilerimiz ile algı toplantıları yapıyoruz. Vermiş olduğumuz hizmetlerin gelişmesi için sivil toplum kuruluşları ile görüşmeler gerçekleştiriyoruz. Tüm müşterilerimize temas noktalarımıza dokunmaları, fikir vermeleri için inovasyon.iett.gov. tr adresimizi hayata geçirdik. Buradaki fikirleri değerlendiriyor dairelere fizibilitesini yapmak adına yönlendiriyoruz. Kurumumuz sürekli gelişim gösteriyor ibrahim mirmahmutoğulları Mir Holding Yönetim Kurulu Başkanı M ir Ar-Ge, müşterilerine ortaya çıkan mühendislik sorunlarına farklı bakış açılarıyla yaklaşarak özgün ve mükemmel çözümler geliştirmek vizyonuyla 1987 yılında kurulmuş. Mir Holding, ilk Araştırma ve Geliştirme faaliyetlerinin çıktısı olan boru teknolojilerindeki ürünlerini Dizayn Grup’u kurarak pazara sunmuş, bugüne kadar boru teknolojileri ile ilgili birçok Ar-Ge çalışması yürütmüş. Sadece ArGe’ye konsantre olan şirket bugün yalnızca know-how satışıyla 12 milyon TL’lik bir ciroya ulaşarak gelişmesine devam ediyor. Mir Ar-Ge geçen sene çalışmalarının karşılığını aldı ve Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM), 5 ayrı kategoride Türkiye’nin inovasyon şampiyonlarını belirlediği İnovaLİG programında, “İnovasyon Kaynakları” kategorisinde Türkiye şampiyonu oldu. Dizayn Grup Kurucusu, Mir Holding Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Mirmahmutoğulları ile Mir Ar-Ge’nin kurulduğu günden bugüne başarılarını ve inovasyon stratejilerini konuştuk: İnovaLİG programına katılmaya karar vermenizde hangi etmenler etkili oldu? Bu tarz programları biz; firmamızın teknoloji yönetimi ve inovasyon kabiliyetlerinin sınanması için iyi bir fırsat olarak görüyoruz. Tarafsız ve ehil ekiplerin kurumumuz için bir değerleme, mevcut durum analizi (due-diligence) yapması oldukça yeterli bir neden bence. Öte yandan İnovaLiG’in arkasındaki kurumlara baktığınız zaman TİM gibi, inovasyonu hedef ihracat rakamlarının yakalanması için bir “olmazsa olmaz” olarak gören son derece ciddi bir kurumun olması da elbette ki bizim bu programa katılma kararımız içinde pay sahibidir. Bir diğer pay ise organizasyonda AT. Kearney’in mevcudiyetinedir. Bu etkinliğin tüm dünya genelinde birçok ülkede uygulanıyor olması da diğer cazibe nedenlerinden birisidir. İnovaLİG programına katılmanız, firmanıza ve firmanızın inovasyon kültürünün gelişimine ne tür katkılar yaptı? 2014 ve 2015 yıllarında bu programa katıldık ve her ikisinde de ödül aldık. 2014 yılında ikinci olduğumuz “İnovasyon Kaynakları” kategorisinde 2015 yılında birincilik ödülünü aldık. Bu durum bile bizim bu tarz programlardan aldığımız geri bildirimler ile kurumumuzu sürekli olarak geliştirdiğimizi gösteriyor. Program kapsamında hazırlanan rapor aslında çok net bir şekilde sizin o anki teknoloji yönetim sistematiğinizin, inovasyon kabiliyetinizin resmini çekti. Üstelik diğer kurumlara göre de sizin nerede olduğunuzu görme şansınız oluyor. Örneğin ilk yıl nispeten düşük çıkan inovasyon sonuçları kategorimizde 2015 yılında birçok somut iyileştirmeler yaptık. Aynı şekilde inovasyon stratejilerimizi gözden geçirdik. Kurumlar sadece ürünlerini geliştirerek, değiştirerek rekabet edemezler. Süreçlerini, iş yapış biçimlerini, teknoloji yönetim sistematiklerini de geliştirmek, değiştirmek zorundadırlar. Birileri sizin resminizi çekiyor ve diyor ki “iyi güzel de şu şu alanlarında eksiklikler var.” Bundan daha büyük bir kolaylık olur mu? Çoğu zaman bizler sıkıntının nerede olduğunu bulmak için çok zaman harcarız. Malum; inovasyonun birinci adımı; problemi doğru tanımlamaktır. İnovaLİG sizin teknoloji yönetimi süreçlerinizdeki problemi tanımlamanıza yardım ediyor. 53 İNOVASYON / İNOVALİG İnovasyon odaklı hareket ediyoruz AYDIN SATICI SBM Genel Müdürü 2 003 tarih ve 25318 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Trafik Sigortası Bilgi Merkezi Yönetmeliği ile "TRAMER" adıyla kurulan Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi, Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği bünyesinde tüzel kişiliği haiz bir kurumdur. Türkiye'de sigorta sistemi, hak ettiği yere ulaşma konusunda emin adımlar ile ilerlerken, Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi de "sigortalı"nın ve "sigorta şirketleri"nin yanında, sigortacılık sistemindeki tüm paydaşları ile birlikte tüm imkânlarını kullanarak, sisteme desteğini etkin çalışmalar ile sürdürüyor. Şirket, sigorta poliçeleri ve ilgili tüm bilgileri sistemlerinde toplayarak, geliştirdiği uygulamalar ile sistemi sürekli gözetleyerek, sigortalıların, sigorta şirketlerinin ve kamunun haklarını korumaya çalışıyor. Merkez’in en 54 önemli görevlerinden biri de "suistimal"i engellemek ve sigortalılık oranlarını artırmaya çalışmak. Ayrıca Merkez, 62 sigorta şirketine, 32 bin acenteye ve banka şubesine, bin 800 ekspere, 45 bin kayıtlı kullanıcıya, brokerlere ve milyonlarca sigortalıya hizmet veriyor. Her sigorta, "güvenli, sağlıklı, huzurlu, mutlu ve keyifli bir hayat"ın teminatıdır sloganıyla hareket eden Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi, TİM’in 5 ayrı kategoride Türkiye’nin inovasyon şampiyonlarını belirlediği İnovaLİG kapsamında “İnovasyon Döngüsü” kategorisinde Türkiye şampiyonu oldu. Şirket’in geldiği aşamaları ve inovasyona yaklaşımını SBM Genel Müdürü Aydın Satıcı ile konuştuk: Firmanızın inovasyona yönelik faaliyetleri ve projeleri hakkında bilgi verir misiniz? Kurum olarak şu an üzerinde çalıştığımız Telematik projesi ile birlikte gelecekte sektöre yeni bir boyut kazandırmak istiyoruz. Dünyada ilk kez gerçekleştirdiğimiz ve dünyada tek olma özelliğini taşıyan projelerimize yenilerini ekleyerek ürünlerimizin dünya çapında da adının duyurulmasını hedefliyoruz. Bir diğer hedefimiz de bu ürünlerle küresel arenada da bilinirliğimizi artırmak ve örnek gösterilmek. Yenilik arayışı içindeyiz 1 971 yılında kurulan Teklas Kauçuk, otomotiv endüstrisinde global, yenilikçi ve rekabetçi bir sistem tedarikçisi olmak vizyonuyla hızla ilerliyor. Şirket, kauçuk, plastik, metal bazlı ürünler ve Hybrid sistemler geliştirip, üreterek müşterilerine; kaliteli, ileri teknoloji, rekabetçi fiyat ve mükemmel hizmet sunarak otomotiv sektöründe kalıcı olmak misyonuyla hareket ediyor. Yüzde 100 Türk sermayeli global bir otomotiv yan sanayi firması olan Teklas, dört farklı ülkede 9 üretim tesisi ile dünyanın en önemli araç üreticilerinin en güçlü tedarikçisi konumunda. Sektöründe Türkiye’de rakibi olmayan ve Avrupa’da ilk üç firma arasında bulunan Teklas, teknik kauçuk ve mühendislik plastikleri konusunda uzmanlaşmıştır. Teklas Kauçuk 2015 yılında İnovaLİG’de “İnovasyon Sonuçları” kategorisinde Türkiye şampiyonu oldu. Teklas Kauçuk Yönetim Kurulu Üyesi Moris Danon ile konuştuk: Firmanızın inovasyona yönelik faaliyetleri ve projeleri hakkında bilgi verir misiniz? Teklas olarak 44 yıldır otomotiv yan sanayi sektöründe dünya MorIs Danon Teklas Kauçuk Yönetim Kurulu Üyesi devleri ile çalışıyoruz. Avrupa’da üretilen her üç araçtan dördünde Teklas markalı ürün ve sistemler bulunması firmamız ve ülkemiz için büyük bir gurur kaynağı. Bu başarı sürekli bir yenilik arayışı ve yarışı içerisinde olmamız ile gerçekleşmiştir. Biz Teklas olarak, teknolojik açıdan yeni veya iyileştirilmiş ürün/ süreçlerin ortaya konması için Ar-Ge faaliyetlerine büyük önem veriyoruz. Üretim teknolojisindeki yenilikçi yaklaşımımız kadar, yapılan Ar-Ge faaliyetlerinin yoğunluğu da rekabet gücümüzü etkin kılan faktör olarak da ön plana çıkıyor. Ana stratejilerimiz ışığında otomotiv sektörünün belirlediği trendler ile kısa, orta ve uzun vadede Ar-Ge ve inovasyon stratejilerimizi belirliyor ve bu doğrultuda yenilikçi, değer yaratan projelere yöneliyoruz. 24-27 KASIM 2016 / 24-27 November 2016 2016 İZMİR GIDA VE GIDA TEKNOLOJİLERİ FUARI 2016 İZMİR FOOD AND FOOD TECHNOLOGIES FAIR Ziyaret Saatleri: 10:00 - 18:00 Visitor Hours: 10:00 - 18:00 Profesyonel ziyaretçilere açıktır Open to professional visitors ORGANİZASYON / ORGANIZATION DESTEKLEYEN KURULUŞLAR / SUPPORTING FOUNDATIONS “BU FUAR 5174 SAYILI KANUN GEREĞİNCE TOBB (TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ) DENETİMİNDE DÜZENLENMEKTEDİR.” THIS FAIR ORGANIZED BY THE INSPECTION OF THE TOBB (THE UNION OF CHAMBERS AND COMMODITY EXCHANGES OF TURKEY) IN SUPPORT WITH LAW 55 NR 5174 BÜYÜME / İHRACAT Hizmet ihracatında en büyükler aranıyor Türkiye İhracatçılar Meclisi, Türk hizmet sektörünün geliştirilmesi ve potansiyelinin ortaya çıkarılması amacıyla bu yıl ilk kez “Türkiye’nin 500 Büyük Hizmet İhracatçı Firması” araştırmasına başladı. B u yıl ilk kez başlayacak olan araştırma, hizmet sektörlerinde ihracat gerçekleştiren firmaların “döviz kazandırıcı hizmet ticaretine” yönelik tespit ve sıralama yapılmasını öngörüyor. “Türkiye’nin 500 Büyük Hizmet İhracatçı Firması” çalışması için Dünya Ticaret Örgütü ve Ekonomi Bakanlığı tarafından sınıflandırılmış hizmet sektörlerinde faaliyet gösteren firmaların 2015 yılında gerçekleştirdikleri hizmet ihracatı baz alınacak. TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, “Türkiye’nin 500 Büyük Hizmet İhracatçı Firması” çalışmasına ilişkin değerlendirmesinde, 56 sektörde net ihracatçı konumunda olan Türkiye’nin 2014 yılında dünya ticaretinden aldığı payın yüzde 1.05 olduğuna dikkat çekerken, Türkiye’nin sektörde 2015 yılında 24 milyar dolarlık dış ticaret fazlası elde etmeyi başardığının ve hizmet sektörünün Türkiye’nin cari işlemler dengesine olumlu katkı verdiğinin; ayrıca çok düşük kaynak kullanımıyla yüksek katma değer imkânı sağladığının altını çizdi. 2023 hedefi 150 milyar dolar TİM Başkanı Büyükekşi, 1980 yılından bu yana dünyada hizmetler sektörünün ihracatının 10’ar yıllık periyotlar halinde incelendiğinde, sektörün büyüme hızının mal ihracatının büyüme hızından fazla olduğunun görüldüğünü vurgularken, “1995 yılında 14.9 milyar dolar olan hizmet ihracatı, 2005 yılında 27.8 milyar dolara, 2015 yılında ise 46.3 milyar dolara yükseldi. 2023 yılında ise hedefimiz tam 150 milyar dolar” değerlendirmesinde bulundu. Geçen yıl Ekonomi Bakanlığı ile birlikte “2023 Hizmet Sektörleri Rekabet Gücü Analizi” projesinin hayata geçirildiğini de anımsatan Büyükekşi, “Bu yıl Ekonomi Bakanlığı koordinasyonunda, Elektrik, Elektronik ve Hizmet İhracatçıları Birliği ile birlikte 2023 Hizmet İhracat Stratejisi’nin oluşturulmasına yönelik çalışmalar yürütüyoruz” dedi. Başvurular 15 Ağustos’a kadar “Türkiye’nin 500 Büyük Hizmet İhracatçı Firması” araştırması başvuruları, 15 Ağustos tarihine kadar devam edecek. Firmalar, başvurularını http://www. tim.org.tr/tr/500.html adresinden ücretsiz olarak gerçekleştirebilecek. artık ihracatçıya daha yakın 65’inci Hükümet işbaşına, ekonomi yönetiminde yeni düzenlemelerle geldi. Önemli bir adım, ihracatçının kredi için en büyük desteği olan Türk Eximbank yönetiminin Ekonomi Bakanlığı’na bağlanması oldu. B inali Yıldırım’ın AK Parti Genel Başkanlığı’na seçilmesi ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın görevlendirmesiyle Başbakan olmasıyla kurulan, 65’inci TC Hükümeti, özellikle ekonomi alanında yeni bir reform ve atılım dönemi başlatmayı planlıyor. Bunun en önemli işareti, Ekonomi Koordinasyon Kurulu’nun doğrudan Başbakan’a bağlanması ve çeşitli ekonomik kurumların farklı Bakanlıklar arasında yeniden düzenlenmesinden geldi. Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) ve Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli’nin yönetimine bırakıldı. Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek ise Hazine Müsteşarlığı, Merkez Bankası, Ziraat Bankası, Halk Bankası, Vakıflar Bankası ve Kalkınma Bankası’ndan sorumlu olacak. Türk Eximbank, Ekonomi Bakanlığı’nda Yapılan yeni düzenlemeler çerçevesinde 25 Mayıs tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan kararla, Türk Eximbank’ın yönetimi de Ekonomi Bakanlığı’na bağlanmış oldu. İhracatçıların, ihracata yönelik üretim yapan imalatçıların ve yurtdışında faaliyet gösteren müteahhit ve girişimcilerin destekçisi olan Eximbank’ın devlet sistemindeki yeni yapılanması, kurumun ihracatçılara verdiği desteği de yakından etkiliyor. Ülkemiz ihracatını ilgilendiren bütün konuların tek elden yürütülmesi ihracatçılar için son derece kritik bir önem arz ediyor. Dolayısıyla, Eximbank gibi ihracatçıları doğrudan ilgilendiren bir kurumun Ekonomi Bakanlığı çatısı altına alınması, TİM ve ihracatçılar açısından sevinçle karşılandı. Stratejiyi Bakanlık çiziyor Yeni yapılanma ile Eximbank’ın sadece ihracatçılara finansal destek ve kredilendirme anlamında değil, aynı zamanda kur riskinden korunma konusunda da önemli atılımlar sağlaması bekleniyor. Türkiye ihracatında meydana gelen kayıpların, bu şekilde tek elden ve daha güçlü bir şekilde yönetilerek telafi edileceği umuluyor. İhracatçıları son derece memnun eden yeni düzenlemenin, ihracat finansmanı konusunda yeni açılımlar sağlaması öngörülüyor. 57 DOĞU - BATI / 10 İL 10 ÜLKE 10 İl 10 Hedef Ülke BURSA ABD ANTALYA ALMANYA DENİZLİ İTALYA TİM, '10 İl 10 Ülke' hedefiyle ihracatı artırabilmek için nokta atışı yapacak. En fazla ihracat payına sahip 10 il ile en önemli 10 ülke eşleştirilerek bu pazarlara satışların artırılması hedefleniyor. 22 58 KAYSERİ FRANSA ihracatçıya yol gösterecek İZMİR POLONYA ANKARA ÇİN ADANA S.ARABİSTAN KONYA İRAN İSTANBUL BAE 23 59 DOĞU - BATI / 10 İL 10 ÜLKE Gaziantep’in İngiltere hedefi 1 milyar dolar ’10 Ülke 10 Hedef Ülke’ projesiyle ihracatı artırmayı hedefleyen TİM, bu buluşmaların ilkini Gaziantep’te gerçekleştirdi. 2023 hedefleri doğrultusunda Gaziantep ile İngiltere arasında eşleştirme yapıldı. T İMAKADEMİ'nin '10 İl 10 Hedef Ülke' projesiyle 3 Mayıs'ta Gaziantep'te gerçekleştirdiği konferansta Gaziantep ile İngiltere işbirliğinin temeli atıldı. Ortadoğu'daki gelişmeler nedeniyle alternatif pazar arayışında olan Gaziantep'in bu proje sayesinde 600 milyar dolarlık pazara sahip İngiltere ile kalıcı işbirliği yaptı. TİM ve GAİB işbirliğiyle gerçekleştirilen konferansa Ekonomi Bakanı Mustafa Elitaş, TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, GAİB 60 Koordinatör Başkanı Abdulkadir Çıkmaz ile birlikte diğer ülkelerden de oda başkanları, temsilciler ve büyükelçiler katıldı. Gaziantep'teki etkinliğimiz, İngiltere'de ses bulacaktır 2023 hedefleri doğrultusunda Gaziantep ile İngiltere'nin TİM tarafından eşleştirilmesiyle ilgili gerçekleştirilen TİMAKADEMİ Hedef Pazar Buluşmaları: İngiltere pazarı toplantısında Gaziantep'in ihracatta önemli bir oyuncu olduğunu ifade eden TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, "Gaziantep bizim açımızdan çok önemli bir oyuncudur. İngiltere pazarında etkili olacağına inandığımız Gaziantepli sanayici ve işadamlarının ortaya konulan hedefleri başaracağına inanıyorum. Gaziantep'teki etkinliğimiz, İngiltere'de ses bulacaktır” ifadelerinde bulundu. Gaziantep’in makine halısı, plastik poşet ve iplik üretiminde Türkiye’de lider olduğunu belirten Büyükekşi, aynı zamandan ilin dokuma, iplik, un, sabun, deterjan, deri, plastik, çimento, salça, bisküvi ve yağ fabrikaları ile bölgesinin sanayi merkezi olduğunu vurguladı. Büyükekşi, şöyle devam etti: “Gaziantep, yatırımlar anlamında da başarılı. Yatırım Teşvik Sisteminde 3. Bölgede yer alıyor. 2015 yılında toplam yatırım tutarı 1.6 milyar dolar. 14’ü yabancı olmak üzere toplam 160 yatırım teşvik belgesi düzenlendi” diye konuştu. İngiltere zorlu ama aşılacak bir pazar GAİB Koordinatör Başkanı Abdulkadir Çıkmaz; İngiltere pazarının zor bir pazar olduğunu ancak Gazianteplilerin zoru TİM, 2023 hedeflerine ulaşma yolunda ihracatta nokta atışı yapacak. TİM, bünyesinde yer alan TİMAKADEMİ ile '10 İl 10 Ülke' hedefiyle ihracatta en fazla pay alan iller ile ülkeleri eşleştirecek ve bu pazarlara satışlar artırılacak. TİMAKADEMİ'nin çözüm ortakları Halkbank, Vodafone, Coface Sigorta, UPS, Global Connection, Turkishtime ile birlikte belirlenen hedef ülke konferanslarının ilki Gaziantep'te bu il ile eşleştirilen 600 milyar dolarlık pazara sahip İngiltere için oldu. TİM Başkanı Büyükekşi, 10 ilin ihracattaki payının yüzde 80 seviyesinde bulunduğuna vurgu yaparak, ”Her bir ilimiz ihracatını geçen yıla göre yüzde 10 attırırsa bunun toplam ihracatımıza etkisi yaklaşık yüzde 8 olacak” diye konuştu. Farkındalık yaratarak bir adım önde düşün TİMAKADEMİ'nin '10 İl 10 Ülke' hedefinin önemine değinen Büyükekşi, hem ihracatçı sayısını, hem de ihracat değerini en üst seviyeye çıkarabilmek için çalıştıklarına dikkat çekti. Firmalara dünya pazarları hakkında bilgi verdiklerini söyleyen Büyükekşi, “Hedefimiz, ihracatçımızı doğru pazarlara kanalize etmek. Farkındalığımızı artırarak bir adım önden düşünmek. Tecrübe ve bilgi birikimi paylaşımı kanalıyla sağlıklı bir ihracat ekosistemi oluşturmak. 2023 hedefimiz olan 500 milyar dolar ihracatı yakalayabilmemiz için illerimizin potansiyelini sonuna kadar kullanarak doğru pazarlara kanalize etmek” dedi. her zaman başarıyla aştıklarını, ortaya konan hedefler için İngiltere pazarını önemsediklerini ve 2023 hedefleri arasında İngiltere'ye 1 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirmek istediklerini ifade etti. Gaziantep'in, yıllık ithalatı 600 milyar dolarlık zor bir pazar olan İngiltere'yi hedef ülke olarak seçtiğini ve Gaziantep'in İngiltere pazarında büyümesi gerektiğine inandığını ifade eden GAİB Koordinatör Başkanı Abdulkadir Çıkmaz İngiltere için belirlenen 2023 hedefinin 1 milyar dolar olduğunu sözlerine ekledi. Gaziantep'in ihracatta önemli bir noktaya geldiğinin de altını çizen Çıkmaz ortaya konulan 1 milyar dolar hedefinin gerçekleştirilebilmesi için gerekli her türlü çalışmanın yapılacağını, sektörel gezilere ağırlık verileceğini, İngiltere'ye yönelik heyet ve etkinliklerin arttırılacağını sözlerine ekledi. Başkan Çıkmaz yaptığı değerlendirmede “Güneydoğu Anadolu İhracatçılar Birlikleri Türkiye'mizin en önemli birliklerimizden bir tanesi. Türkiye genellikle ihracatta eksilerde devam ederken bölgemizdeki bütün olaylara rağmen, komşularımızdaki bütün olumsuzluklara rağmen ihracatımızı yüzde 2.6 artırdık. Bunda emeği geçen bütün sanayici kardeşlerime yönetici kardeşlerime teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu. Büyükekşi’ye plaket verildi Güneydoğu Anadolu İhracatçı Birlikleri Hizmet Binasında düzenlenen toplantıya Türk İngiliz Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu üyesi Enver Kannur, Ekonomist Prof. Dr. Emre Alkin, Arçelik Genel Müdür Yardımcısı Ragıp Balcıoğlu, LondraEski Ticaret Baş Müşaviri Yavuz Mollasalihoğlu, TİM Genel sekreteri Dr. H. Bader Arslan,Vodafone Türkiye Kurumsal İş Birimi İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Engin Aksoy, Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Erdal Erdem, UPS Pazarlama Müdürü Caner Tek, Coface Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi ve CEO Emre Özer, GAHİB Başkanı Salahattin Kaplan, Tekstil ve Hammadeleri İhracatçıları Birliği Başkanı Sami Konukoğlu, Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mahsum Altunkaya, GSO Başkanı Adil Konukoğlu, GTO Başkanı Eyüp Bartık ile çok sayıda ihracatçı, sanayici ve işadamı katıldı. Toplantının sonunda çalışmalara destek veren kurum ve kuruluşlar ile TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi'ye günün anısına birer plaket verildi. 61 BÜYÜME / TPP Dev anlaşmanın maliyeti 1.2 milyar doları bulabilir TİM ve Okan Üniversitesi, 2018'de yürürlüğe girecek Trans-Pasifik Ortaklığı (TPP) anlaşmasının Türkiye ekonomisine etkilerini analiz etti. TPP ile gelecek olası olumsuzlukların Türk ihracatçısına gösterildiği raporda, kayıpların asgariye indirilmesi için küresel ticaretteki payın artırılmasına dikkat çekiliyor. T İM ve Okan Üniversitesi işbirliğiyle hazırladığı “Trans-Pasifik Ortaklığı'nın (TPP) Türkiye Ekonomisine ve Dış Ticaretine Etkileri” raporu 12 Mayıs’ta düzenlenen basın toplantısı ile açıklandı. ABD, Avustralya, Brunei Darü's-Selam, Kanada, Japonya, Malezya, Meksika, Peru, Singapur, Şili, Vietnam ve Yeni Zelanda'nın olduğu 12 Pasifik ülkesinin imzaladığı TPP'ye ilişkin rapor, ihracatçıya yol göstermesi açısından önem taşıyor. Rapora göre 12 ülkenin anlaşmayla 62 maliyetlerin düşecek olması sebebiyle Türkiye’den ihraç ettiği bazı ürünleri birbirinden temin etmeyi tercih edebilir. Bunun Türkiye’nin ihracatına 658 milyon ile 1.2 milyar dolar arasında bir olumsuz etkisinin olması bekleniyor. İhracatçıya ışık tutuyoruz TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, “2018 yılında yürürlüğe girmesi beklenen TPP, gümrük vergilerinin indirilmesi, tarife dışı engellerin kaldırılması, fikri mülkiyet hakları, kamu ihaleleri, dijital ekonomi, teknoloji gelişimi ve ilerlemesi gibi konularda ortak standartların uygulanmasını öngörüyor. Hazırladığımız rapor ile TPP sonrası dünya ticaretinde neler yaşanacağına dair ihracatçımıza yol göstermeyi ve küresel ticaretten aldığımız payı artırmayı hedefliyoruz” dedi. 15 yılda 400 anlaşma Dünyada ekonomik haritaların yeniden çizildiğini, ticaret kurallarının yeniden yazıldığını hatırlatan Mehmet Büyükekşi, ülkelerin eskisi gibi ikili ticaret anlaşmaları değil, bölgesel ticaret anlaşmaları yaparak işbirliğine gittiklerini kaydetti. TİM Başkanı Büyükekşi, dünya ticaretinde 1948-2001 yılları arasında 200 bölgesel ticaret anlaşması imzalanırken, son 15 yılda 400'ün üzerinde bölgesel ticaret anlaşması (BTA) imzalandığına dikkat çekti. Türkiye'yi dolaylı olarak etkileyecek Mehmet Büyükekşi, TPP'yi kapsayan ülkelerin dünya dış ticaretinde 4 trilyon dolarlık bir büyüklüğe sahip olduğunu ve dünya ekonomisinin yüzde 40'ını oluşturduklarına dikkat çekti. Büyükekşi, TPP nedİr? Mehmet Büyükekşi, TPP'ye taraf olan ülkelerin dünya dış ticaretinde 4 trilyon dolarlık bir büyüklüğe sahip olduğunu ve dünya ekonomisinin yüzde 40'ını oluşturduklarına dikkat çekti. “Dünyanın en büyük üç ekonomisinden ikisi ABD ve Japonya anlaşmaya taraf oldu. Türkiye'nin TPP'ye taraf olan ülkelerle dış ticareti 2015 yılında ihracatta 9.7 milyar dolar ve payı yüzde 6.7 iken, ithalatta 20.5 milyar dolar ve payı da 9.9 olmuştu. TPP Anlaşması Türkiye'yi doğrudan ve dolaylı olarak etkileyecek” şeklinde konuştu. Türkiye'nin AB'ye ihracatındaki etkisi kısıtlı olur Türk ihracatçısının TPP'nin olası olumsuz etkilerini bertaraf edeceğine inandıklarını söyleyen TİM Başkanı Büyükekşi, Türk ihracatçısının bu olumsuzluğu da olumluya çevireceğini vurguladı. TPP ile Türkiye ihracatın kısıtlanacağı rakam, maksimum bir yılda 1.2 milyar dolar olacağını aktaran Büyükekşi, “TPP Anlaşması ile en büyük pazarımız olan AB ülkeleri, eğer TPP'ye taraf olan ülkelerden mal almaya başlarsa, ihracatımıza direkt değil dolaylı etkisi olur ve o da kısıtlı gerçekleşir” diye konuştu. TPP sonrası 12 milyar dolar kaybolabilir Okan Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Türkiye'nin TPP'ye taraf olan ülkelerle dış ticareti 2015 yılında ihracatta 9.7 milyar dolar ve payı yüzde 6.7 iken, ithalatta 20.5 milyar dolar ve payı da 9.9 olmuştu. TPP Anlaşması Türkiye'yi doğrudan ve dolaylı olarak etkileyecek. ABD, Avustralya, Brunei, Kanada, Japonya, Malezya, Meksika, Peru, Singapur, Şili, Vietnam ve Yeni Zelanda’dan oluşan 12 Pasifik ülkesinin aralarında imzalanan Trans-Pasifik Ortaklık (TPP) Anlaşması tarihteki en büyük bölgesel ticaret anlaşması olup Asya-Pasifik bölgesi için ticaretin kurallarını yeniden tanımlıyor. Bu anlaşma kapsamında, anlaşmaya taraf ülkeler arasındaki karşılıklı ticaret ilişkilerinde gümrük tarifelerinin kaldırılması ile birlikte iş ve ticaret hayatının ilgilendiren birçok alanda ortak standartların uygulanması öngörülüyor. Ürün ve hizmetler ile ilgili ortak standartların benimsenecek olması, karşılıklı ticarette görünmez engellerin de en aza indirilmesi anlamına gelmektedir. Böylece, ülkeler arası ticarette tarife dışı engeller de önemli oranda azaltılmış olacak. Birçok durumda tarife dışı engellerin ticaret üzerindeki maliyetleri tarifelerin yol açtığı maliyetlerin çok üzerinde olabiliyor. Dolayısıyla, tarife dışı engellerin kaldırılması, ülkeler arasındaki ticaret maliyetlerinin beklenenden çok daha düşmesine yol açıyor. Hem gümrük tariflerinin, hem de tarife dışı engellerin kaldırılması, karşılıklı ticaret ve iş maliyetlerini önemli oranda düşürecek ve üye ülkeler arasındaki iş hacmini artıracaktır. Bu da, doğal olarak, anlaşma dışında kalan ülkelerden TPP ülkelerine yapılan ihracatın da ciddi oranda düşeceği anlamına geliyor. 63 BÜYÜME / TPP Sektör Kısıtlı Serbestleşme Geniş Kapsamlı Serbestleşme Senaryosu İhracattan olumsuz etkilenecek sektörler Motorlu Kara Taşıtları -3.210.466.756,42 -1.685.530.585,28 Gıda Ürünleri -2.559.810.843,99 -1.374.605.388,68 Hazır Giyim -1.391.836.891,04 -1.073.891.933,54 Tekstil -866.284.461,47 -1.280.236.508,11 Kimya Sanayi ve Plastik Ürünler -695.548.808,58 -1.678.984.754,05 Tarım, Ormancılık ve Balıkçılık -795.636.342,46 -1.691.795.852,19 Diğer Ulaşım Araçları -554.284.830,89 -1.285.023.695,12 Madencilik ve Taşocakçılığı 423.561.268,39 912.514.570,88 Metalik Olmayan Diğer Mineral Ürünler 148.228.632,63 336.446.752,06 1.379.348.339,04 2.681.291.343,41 385.125.529,56 1.065.588.405,91 -6.040.085.196,29 -11.897.183.795,12 İhracatı Olumlu Etkilenecek Olan Sektörler BYSM Makine ve Teçhizat Mobilya ve BYS Sanayi Ürünleri TOPLAM İHRACAT Dr. Mübariz Hasanov ise, TPP'nin hayata geçmesiyle birlikte Türkiye'nin yaşayacağı olumsuzluklara yönelik Anlaşmaya taraf olan ülkelerin dünya Gayri Safi Yurtiçi Hâsılasındaki (GSYH) payı yaklaşık olarak yüze 36, küresel ticaretteki payı ise yüzde 25 dolaylarındadır. Dolayısıyla TPP Anlaşması'nın etkisi sadece Asya-Pasifik bölgesi ile sınırlı kalmayacak, tüm dünya ülkeleri doğrudan ve dolaylı olarak bu anlaşmadan etkilenecek. 64 şunları söyledi: “İki senaryo var. Olumlu senaryoda Türkiye her yıl ihracatta 658 milyon dolar, olumsuz senaryoda 1.2 milyar dolar kayba uğrayacak. 10 yıllık periyotta ise Türkiye ihracatı 6 milyar dolar ila 11.9 milyar dolar ihracat 2015 yılında Türkiye’nin TPP Anlaşması'na taraf ülkelere ihracatı 9.7 milyar dolar, bu ülkelerden ithalatı ise 2.5 milyar dolar civarında gerçekleşti. Bu ülkelerin Türkiye’nin toplam ihracat ve ithalatındaki payı, yaklaşık olarak yüzde 6.7 ve yüzde 9.9 oranında oldu. Prof. dr. mübariz hasanov Okan Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi kaybına uğrayacak. Türkiye'nin ithalatı ise 10 yıllık dönemde 3 milyar dolar ila 5.9 milyar dolar daha az gerçekleşecek. TPP'den en olumsuz etkilenecekler otomotiv, gıda, kimya, ana metal, tekstil ve hazır giyim sanayileri olacak.” TPP’nin Türkiye ekonomisine etkileri TPP anlaşması Türkiye’nin Türkiye’nin toplam ihracatının on yıl boyunca maruz kalacağı kaybın 6 milyar dolar ile 11.9 milyar dolar arasında olacağı tahmin ediliyor. Sektörel bazda en yüksek ihracat kaybına maruz kalacak sektör, motorlu kara taşıtları ve römorklar sektörü olacak. ABD, Avustralya, Brunei, Kanada, Japonya, Malezya, Meksika, Peru, Singapur, Şili, Vietnam ve Yeni Zelanda’dan oluşan 12 Pasifik ülkesinin aralarında imzalanan Trans-Pasifik Ortaklık (TPP) Anlaşması tarihteki en büyük bölgesel ticaret anlaşması olup Asya-Pasifik bölgesi için ticaretin kurallarını yeniden tanımlıyor. toplam ihracatını, ithalatını ve üretimini olumsuz yönde etkileyecek. Ayrıca, geniş kapsamlı serbestleşme durumunda, bu anlaşmanın toplam etkisi, dar kapsamlı serbestleşmeye kıyasla daha yüksek olacak. Anlaşmanın ayrı-ayrı sektörlere etkisi, üye ülkeler arasındaki ticaretin serbestleşme derecesine bağlı olarak farklılık gösterecek. Dar kapsamlı serbestleşme durumunda ihracatı yüzdesel olarak en çok düşen sektörler, diğer ulaşım araçları, gıda ürünleri, tarım, hazır giyim ve tekstil sektörleri olacak. Buna karşın, geniş kapsamlı serbestleşme durumunda ihracatı en çok düşen ilk beş sektör, sırası ile diğer ulaşım araçları, tarım, gıda ürünleri, kimya sanayisi ve plastik ürünler sektörü ile ana metal eşya sanayisi olacak. Bu sektörlerin ihracatında düşüş yaşanmasına karşın, madencilik, başka yerde sınıflandırılmayan makine ve teçhizat, metalik olmayan mineral ürünler, kâğıt ve kâğıt ürünleri ile ağaç ve mantar ürünleri sektörlerinin toplam ihracatlarının artacağı tahmin ediliyor. Dış ticaret hacimlerindeki değişme, doğal olarak, sektörlerin üretim hacimlerini de etkileyecek. Dış ticaret hacmi çok küçük olan, hatta ticarete konu olmayan mal ve hizmetlerin üretildiği sektörlerin üretim hacimleri de, sektörler arası etkileşim nedeniyle bu anlaşmadan etkilenecek. Dar kapsamlı serbestleşme durumunda, üretim hacmi yüzdesel olarak en çok düşecek olan sektörlerin, sırası ile inşaat, hazır giyim eşyası, tekstil, deri ürünleri ve metalik olmayan diğer mineral ürünler sektörlerinin olması tahmin edilmektedir. Geniş kapsamlı serbestleşme durumunda ise, üretim hacmi en çok düşecek olan sektörler, sırası ile inşaat, diğer ulaşım araçları, metalik olmayan mineral ürünler, tekstil ve hazır giyim sektörleri olacak. Bu sektörlerin üretim hacimlerinin düşmesine karşın, madencilik ve taşocakçılığı ile başka yerde sınıflandırılmayan makine ve teçhizat sektörünün üretim hacminin artacağı tahmin ediliyor. Raporda, TPP Anlaşması'nın Türkiye'nin dış ticaretine ve ekonomik büyümesine etkileri, dinamik genel denge modeli yardımı ile analiz edildi. Yapılan analizler sonucunda TPP Anlaşması'nın Türkiye GSYH ve dış ticaretine 10 yıllık dönem sonunda düşüş yönünde etki etmesi bekleniyor. Kısıtlı Serbestleşme Senaryosu Geniş Kapsamlı Serbestleşme Senaryosu GSYH’da Yüzdesel Değişim -0,12 -0,24 İhracatta Yüzdesel Değişim -0,28 -0,51 İthalatta Yüzdesel Değişim -0,20 -0,50 65 SİNERJİ / TİM-TEB GİRİŞİM EVİ TRABZON Karadeniz’in katma değeri artacak TİM ve TEB tarafından, teknolojik katma değeri yüksek ve ihracat odaklı projelere sahip girişimcilerin desteklenmesi amacıyla kurulan TİM-TEB Girişim Evleri, bu kez Karadenizli girişimcilere fırsat tanıyor. Trabzon Teknopark’ta açılan Trabzon TİM-TEB Girişim Evi ile Girişim Evleri’nin sayısı beşe çıktı. T İM ve Türk Ekonomi Bankası (TEB) tarafından 2014 yılında başlatılan işbirliği kapsamında, ihracat ve yurtdışına açılma potansiyeli olan girişimcilere danışmanlık desteği vermek için kurulan TİM-TEB Girişim Evleri’nin beşincisi Trabzon’da açıldı. Trabzon Valisi Abdil Celil Öz, TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, TEB Holding Yönetim Kurulu Üyesi Varol Civil, TEB Genel Müdürü Ümit Leblebici, 66 Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu, Karadeniz Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Süleyman Baykal, DKİB Başkanı Ahmet Hamdi Gürdoğan, BNU Yönetim Kurulu Başkanı Safa Yavuz ve girişimcilerin katılımıyla Trabzon Teknopark’ta açılışı gerçekleştirilen TİM-TEB Girişim Evi ile Trabzon ve çevre illerdeki girişimcilik potansiyelinin yükseltilmesi hedefleniyor. İhracat ve yurtdışı açılma potansiyeli olan teknoloji ve yazılım geliştiren girişimciler için özel olarak tasarlanan TİMTEB Girişim Evleri çatısı altında desteklenen girişimcilere, iş fikirlerinin hayata geçirilmesinden projenin tanıtımına, müşteri bulunmasından yatırımcılara sunuma kadar her aşamada destek sağlanıyor. İhracat potansiyeli görülen projelerin yurtdışına açılması aşamasında ise TİM’in network ve danışmanlığından faydalanıyor. Türkiye devlet üzerinden büyüyemez Ekonomi Bakanlığı tarafından onaylanmış olan Trabzon TİM-TEB Girişim Evi’nin açılışı öncesinde ise Ramada Otel’de “Trabzon Girişimcilik Zirvesi” düzenlendi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu’nun da katıldığı etkinlikte, Bakan Soylu, Trabzon TİM-TEB Girişim Evi’nin açılışının kendisini heyecanlandırdığını belirterek, “İhracat yapmayı, ekonomiyi büyütmeyi, TİM-TEB Girişim Evleri çatısı altında desteklenen girişimcilere, iş fikirlerinin hayata geçirilmesinden projenin tanıtımına, müşteri bulunmasından yatırımcılara sunuma kadar her aşamada destek sağlanıyor. finans sektöründe önemli adımlar atmayı, Türkiye’nin risk birimini düşürmeyi hedefliyoruz. Büyümek istiyoruz. Türkiye’yi devlet üzerinden büyütemeyiz. Bundan çoktan vazgeçtik. Türkiye’yi özel sektörle büyüteceğiz. Bize düşen zemini hazırlamaktır. Bu zeminde yatırımcılar heyecanını ortaya koyabilmelidirler. Bizim görevimiz Türkiye’nin her tarafını girişim evi gibi yapmaktır. Dünya, iletişim nereye gidiyor, bütün bunları hareketli bir şekilde takip ettiğimiz bir süreci hep beraber yönetiyoruz. Geri kalamayız” değerlendirmesinde bulundu. Pazar payımızı artırmamız gerekiyor TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi de etkinliğin açılışında yaptığı konuşmasında, Türkiye’nin güçlü ve iddialı hedefleri bulunduğunu belirterek, “Bu iddialar ve hedeflerden biri de Türkiye’nin dünyada ilk 10 ekonomi arasında olması. Bunun için ihracatımızın ve dünyadaki pazar payımızın mutlaka artması gerekiyor” dedi. Türkiye’nin her türlü küresel çalkantıya rağmen hızla büyümeye devam ettiğini vurgulayan Büyükekşi, “2015 yılına baktığımız da gerçekten büyüme açısından diğer ülkelere kıyasla çok güzel bir performans sergiledik. Bu performansın inşallah 2016 yılında da aynı şekilde devam edeceğini düşünüyoruz. Biz özellikle 2023 için 500 milyar dolar ihracat stratejisini hazırlarken, 2018 yılında dünyadaki dış ticaret hacmimizi yüzde 1’e, 2023 yılında da yüzde 1.5’e çıkarmayı hedefledik. Bunun için de çok büyük çalışmalar yapmamız gerekiyor” değerlendirmesinde bulundu. Başarının gerçekleşmesi için irade gerektiğini vurgulayan Büyükekşi, iradeyi gerçekleştirmek için de odaklanma ve becerinin önemine işaret etti. “Burada da inovasyon, tasarım ve markalaşma büyük önem taşıyor. Bu hedefleri yaparken de girişimcilik ruhu son derece önemli. Son dönemlerde ülkemizdeki girişimcilik ruhu bize umut veriyor. Gerek devlet, gerekse özel sektör girişimcilik konusunda son derece önemli işlere adım atıyor. Girişimcilik Monitörü’ne göre Türkiye’de işletme açmak için uygun fırsat görenlerin oranı yüzde 40, bunun için gerekli beceriye sahip olduğuna inananların oranı ise yüzde 50. İngiltere, Bakan Soylu, Trabzon Girişimcilik Zirvesi'nde, “Türkiye’yi özel sektörle büyüteceğiz. Türkiye’nin her tarafını girişim evi gibi yapmalıyız" dedi. Güney Kore, Singapur, Almanya ve Fransa gibi ülkelerden daha öndeyiz: Küresel Girişimcilik Endeksi’nde ise 123 ülke arasında 28’inci sıradayız. Bu da bizim açımızdan son derece önemli çünkü baktığımızda Japonya’nın, İspanya’nın, İtalya’nın ve büyük ülkelerin önündeyiz. Hedeflerimiz çok daha yukarılara çıkabilmek” diyerek devam eden Büyükekşi, TEB ile TİM işbirliğinde şimdiye kadar dört girişim evi açtıklarını ifade etti ve bu zamana kadar girişim evlerinde 200 gün danışmanlık hizmeti, bin 664 saat eğitim verildiğini dile getirerek, “32 girişimci-yatırımcı buluşması gerçekleşti. Etkinliklerimiz sayesinde 2015 yılında 56 girişimci 19 milyon TL ciro elde etti. 40 girişimci 12 milyon TL devletten destek aldı. 14 girişimci 12,5 milyon TL yatırım aldı ve 93 girişimci ise 421 girişimciyi istihdam etti” diye konuştu. Girişim Evi, Trabzon’un altyapısını da güçlendirecek Trabzon Valisi Abdil Celil Öz ise açılış konuşmasında, yapılan etkinliklerin küresel rekabete hazırlanma, daha fazla üretme, kalkınma ve daha iyi yaşama anlamında yapılacak çalışmalara ışık tuttuğunu kaydetti. Vali Öz, “Açılışını yaptığımız Trabzon TİM-TEB Girişim Evi, bu kalkınma ve gelişme yolunda rol oynayan kurumsal yapılara yeni bir aktivasyon, güç ve destek katacaktır” derken, bu alandaki çalışmaların yeni bir işbirliği oluşturması için güzel bir platform oluşturacağı vurgusunda bulundu. 67 BULUŞMA / ANTALYA DELEGELER BULUŞMASI İhracatçılar Antalya’da buluştu Ekonomi Bakanı Mustafa Elitaş’ın da katılımıyla Antalya’da gerçekleşen “TİM Delegeler Toplantısı”, çok sayıda konuşmacının nitelikli sunumlarıyla ihracatçılara vizyoner bir yol haritası sundu. İki gün boyunca süren etkinlikte delegeler aileleri ile birlikte katılırken, fikir alışverişinde bulunma fırsatı yakaladı. T İM Başkanı Mehmet Büyükekşi, etkinliğin açılış konuşmasında Türkiye ihracatındaki son verileri paylaşırken, ihracatçı birliklerinin kurumsal yapıları ve gelecek yapılanmalarıyla ilgili uyarılarda bulundu ve görüşlerini aktardı. İhracatçı birlikleri olmazsa TİM’in de olamayacağını, benzer şekilde TİM olmazsa ihracatçı birliklerinin de yaşayamayacağını vurgulayan Büyükekşi, “Biz siziz, siz bizsiniz” sözünün altını çizdi. Bu doğrultuda Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, “Birlik ve beraberlik, ölümden başka her şeyi yener” sözünü de anımsatan Büyükekşi, “İhracatçılarımızın 68 sorunlarını çözmek için en üst kademelerle sürekli olarak çalışıyor, bize ilettiğiniz sorunları büyük bir özveriyle çözüme ulaştırmaya gayret ediyoruz. TİM’in sahip olduğu itibar ile bize aktardığınız sorunların yüzde 90’ını çözüme kavuşturduk. Ancak sizler de birlik ve beraberliğinizi en üst seviyede tutmalı, bizimle birlikte hareket etmelisiniz” tavsiyesinde bulundu. TİM olarak, meselelerini tüm birimleriyle birlikte tartışan, katılımcı ve demokratik bir yapı oluşturmayı amaçladıklarını dile getiren Büyükekşi, ulaşılan sonuç ve önerilen politikalar itibarıyla söylem birliği içinde kararlı ve tutarlı; üyelerinin güvenini kazanmış ve üyeleriyle güçlü bir ihracatçılar meclisi olmayı hedeflediklerini vurguladığı konuşmasında, başarının üç altın anahtarını da bu üç başlıkta özetledi. İhracatçılar can siperane çalışıyor Antalya Delegeler Buluşmasını, özeleştiri yapmak ve güncel ekonomik konuları tartışarak ihracatçı ailesine vizyoner bir yol haritası çizmek için düzenlediklerinin altını çizen Büyükekşi, özellikle ihracatçı birlikleri Genel Kurullarındaki düşük katılımları da eleştirdi ve talep olmayan ihracatçı birliklerinin gerekirse kapatılabileceğini vurguladı. Amaçlarının Türkiye ekonomisinin büyümesi ve kalkınması olduğunu ifade eden Büyükekşi, “Genel Kurullar bizim düğün günümüzdür. Yılda bir kez düzenlenen bu buluşmalara bile katılım bu denli az oluyorsa, burada bir yanlış yapıyoruz demektir. Bunları çözmemiz lazım, yoksa ihracatçı birlikleri için yanlış yargıların oluşmasına müsaade etmiş oluruz” değerlendirmesinde bulundu. İhracatçıların can siperane çalıştığını da vurgulayan Büyükekşi, dünyanın her noktasına giden ihracatçı birliklerine teşekkür etti ve “Türkiye’nin kasasına giren her 1 dolar, cari açığın kapatılmasında çok büyük fayda sağlıyor. Hepimizden Allah razı olsun. Ama biz, artık çıtayı daha yükseğe koymalıyız. Türkiye’nin dünya dış ticaretinden aldığı payı daha da artırmalıyız. Bunun için de katma değerli üretime, Ar-Ge’ye, inovasyona, tasarıma ve markalaşmaya ihtiyacımız var. TİM olarak biz nasıl 2023 ihracat hedefi belirlediysek, sizlerden ricam, firmalar da kendilerine hedefler koysun. Bu hedeflere ulaşmak için eksikliklerini belirlesin. Birlikte bu eksiklikleri giderelim ve birlikte hareket edelim” dedi. Ekonomi Bakanı Mustafa Elitaş ise sunumunda, 2008 küresel krizinin etkilerinin halen görülmeye devam ettiğine değindi ve Türkiye’nin bütün olumsuzluklara rağmen büyümeye devam ettiğinin altını çizdi. Bakan Elitaş, özellikle 2014-2015 dönemindeki seçimler ve Türkiye’nin bütünlüğüne yönelik sorunlara rağmen Türkiye ekonomisinin istikrarını koruduğunu anımsattı. etkinlikte ekonomist Prof. Dr. Kerem Alkin “Türkiye Ekonomisi Nereye Gidiyor” konulu sunumunda dünya ve Türkiye ekonomisinin sıcak gündemini değerlendirdi. Sunumunda, Türkiye’nin üretim ekosistemindeki dijitalleşmeye sağlaması gerekliliğine değinen Prof. Dr. Alkin, Türkiye’nin geleceğinin inovatif ihracatta olduğunun altını çizdi. “Gençlerin mutlaka dijital sistemler konusunda yetiştirilmesi lazım” diyen Prof. Dr. Alkin, küresel ekonomideki seyrin Türkiye ekonomisi ve Türkiye ihracatı üzerine etkilerini mercek altına aldı. ABD Merkez Bankası FED’in karar ve adımları ile ABD ekonomisinin seyri, G20 ülkeleri arasındaki “kirli kur savaşı”, AB’yi tehdit eden Brexit ve sığınmacı krizi, Çin ekonomisindeki büyüme tartışmaları ve yuandaki devalüasyon, küresel emtia fiyatlarındaki ciddi gerilemelerin etkileri gibi konulara odaklanan sunumunda MUSTAFA ELİTAŞ Ekonomi Bakanı mehmet büyükekşi TİM Başkanı Prof. Dr. Alkin, Türkiye ekonomisinin küresel sorunlara rağmen dirençli durduğunu, büyümenin iç talep odaklı gerçekleştiğini ve küresel kriz sonrası oluşan “Yeni Normal” ışığında, küresel siyasi gerginliklerin artabileceği; emtia ihracatçısı Rusya, Körfez ülkeleri, Latin Amerika ve kimi Afrika ülkelerine ihracatta sıkıntı yaşanabileceği uyarısında bulundu. Prof. Dr. Alkin son olarak, dünya ekonomisinin geleceği açısından bu yüzyılın üç kritik konusunu ise sürdürülebilir büyüme, yeşil enerji ve sürdürülebilir gelecek olarak yorumladı ve ihracatçılara bu üç kritik başlıkta atılan adımları iyi takip etmelerini salık verdi. Daha uzun vadeli düşünmeliyiz KPMG Türkiye Başkanı Ferruh Tunç ise “İhracat ve Büyüme İnovasyon Aşısı” başlıklı sunumunda daha çok üretmenin, daha uzun vadeli düşünmenin ve rekabet avantajı ortaya koymanın önemine değindi. Son 10 yılda Ar-Ge ve inovasyon ekosisteminde önemli bir büyüme gerçekleştiğinin altını çizen Tunç, TÜBİTAK Ulusal Bilim, Teknoloji ve Yenilik İstatistikleri 2016 Raporu’na göre 2004-2015 Gelecek, dijital sistemlerde TİM Genel Sekreteri Dr. H. Bader Arslan’ın TİM Faaliyet sunumu ile devam TİM Delegeleri, Antalya Buluşması'nda son ekonomik ve stratejik gelişmeler, sağlıklı yaşam ve doğru iletişim konularında bilgilendirilirken, özeleştiri yapma fırsatı da yakaladı ve yaşanan sorunlar tartışıldı. 69 BULUŞMA / ANTALYA DELEGELER BULUŞMASI PROF. DR. KEREM ALKİN Ekonomist FERRUH TUNÇ KPMG Türkiye Başkanı ziya kürküt Sinema ve Tiyatro Oyuncusu Osman MÜFTÜOĞLU Sağlıklı Yaşam Koçu, Doktor yılları arasında Türkiye’deki Ar-Ge harcamalarının yüzde 238, Ar-Ge personeli ve araştırmacı sayısının yüzde 177, patent başvurusunun yüzde 410, bilimsel yayın sayısının ise yüzde 401 oranında artış gösterdiğini anımsattı. Bununla birlikte Türkiye’deki Ar-Ge portföy derinliğinin, yani ArGe ve İnovasyon Portföylerinin Uzun Vade Yöneliminin halen zayıf seyrettiğine değinen Tunç, daha uzun vadeli düşünmenin önemine işaret etti. Benzer şekilde daha çok proje üretme ve bu projeleri daha fazla işbirliğinde gerçekleştirme gerekliliğinden de bahseden Tunç, en az bir işbirliği yaklaşımını tüm Ar-Ge projelerinde sistematik olarak uygulayan firmaların toplama oranı Türkiye’de yüzde 15 seviyelerindeyken, bu oranın AB’deki oranının yüzde 40’lar seviyelerinde olduğunu anımsattı. Tunç, bu doğrultuda işbirliği yaklaşımlarının çeşitlendirilmesinin önemine de değinerek, kurumsal paydaşlarla işbirliği içerisinde açık inovasyon, sınır koymaksızın tüm gönüllü bireylerin işbirliğinde kitle kaynak ve nihai kullanıcı/tüketici ile işbirliğinde beraber yaratma kültürlerinin güçlenmesi gerektiğini ifade etti; ancak böylelikle rekabet avantajı yakalanabileceğinin altını çizdi. Ünlü doktor ve bilim insanı Osman Müftüoğlu da “Sağlıklı Yaşam” başlıklı konuşmasında, bilgiye en hızlı ve en kolay erişilebilen çağda olduğumuzu dile getirirken; merhum Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in “Bilmek değil, yapmak önemli” sözünü anımsattı ve ihracatçıların hayatlarında bir denge oluşturmalarının önemine değindi. İnsan ömrünün uzadığını ancak eskiye göre daha fazla hasar aldığımızı vurgulayan Müftüoğlu, sağlık sisteminin son 15 yılda olağanüstü değişimler yaşadığını ifade etti. Müftüoğlu, geçmişe göre daha fazla kanser, daha fazla diyabet, daha fazla kardiyovasküler hastalıklarla karşılaştığımızı vurgularken, dünyada depresyon ilaçlarını nüfusuna oranla en fazla kullanan ülkenin Türkiye olduğunun altını çizdi ve “Toplumsal bir depresyon yaşıyoruz. Biliyoruz ama yapmıyoruz. Suya bakarak karşıya geçilemez, suya girmemiz lazım” tavsiyesinde bulundu. 70 Hayatı yalın yaşayın Tiyatro ve sinema oyuncusu Ziya Kükürt ise “Etkili ve Kısa Konuşma” sunumunda ihracatçılara aktardığı iletişim tüyolarında ses eğitiminin ve vücut dilinin önemini vurguladı. İki gün süren TİM Antalya Delegeler Buluşması, TİM Delegelerini nitelikli konuşmacılarla bir araya getirirken, Delege eşleri ve çocukları da keyifli zamanlar geçirme fırsatı yakaladı. AHMET KASIM HAN Strateji Uzmanı FAZIL ORAL Liderlik ve Yönetim Düşünürü Türkiye çekim merkezi olmalı Stratejist Ahmet Kasım Han ise “Dünya Nereye Gidiyor?” başlıklı sunumunda küresel politikanın geleceğini belirleyecek trend ve risklerin Türkiye’nin dış politikasını ilgilendiren kimi boyutları çerçevesinde bir ufuk turu yaptı. Klasik iktisatta altyapının yani ekonominin, üstyapıyı yani siyaset ve kültürü belirlediğine değinen Han, arabesk kültürün temelinde de aslında ekonomik bir dönüşüm olduğunu, bugünün evreninde ise üstyapının altyapı üzerinde daha fazla etkili olduğuna değinerek, “Artık ekonomi konuşurken, önce siyaset konuşuyoruz. Riskler ekonomik hayatı belirliyor. Siyasi stratejiler ekonomik dünyayı kökünden etkiliyor. Örneğin bizim büyüme evrenimiz Türkiye ile sınırlı kalmamalı. ABD’nin büyüme evreni nasıl tüm dünya ise bizim de büyüme evrenimiz tüm dünya olmalı” yorumunda bulundu. Ahmet Kasım Han, sunumunda, tüm dünyanın hazırlandığı Sanayi 4.0 devrimine de değindi ve “Sanayi 4.0’ın getireceği değişimleri hızla kabul ederek, bir sonraki sanayi devrimine hazır olmamız gerekiyor. Türkiye, kendisini, yine kendine has özellikleri yaratarak bir çekim merkezi haline getirmeli” dedi. Geleceğinizi, bilgiyi kullanma biçiminiz belirleyecek Liderlik ve Yönetim Düşünürü Fazıl Oral ise “Birleştirici Liderlik” sunumunda dünyanın gelecek 10 yılda çok hızlı dönüşeceğini dile getirdi ve örnek olarak geleceğin otomotiv dünyasının, bugünün üreticileri için nasıl riskler barındırdığını özetledi. Sunumunda, dünyanın çok hızlı bir dönüşm sürecinden geçtiğini vurgulayan; halen içten yanmalı motor kullanan otomobillerin yaklaşık 2 bin hareketli parçadan oluştuğunun altını çizen Oral, geliştirilen elektrik motorlu otomobillerde ise İhracat dünyasının duayeni Jak Galİko’nun doğum günü unutulmadı Antalya Delegeler Buluşması’nda ayrıca, Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Jak Galiko'nun doğum günü de unutulmadı ve duayen sanayici Bay Galiko’ya küçük bir sürpriz hazırlandı. sadece 18 hareketli parça bulunduğu bilgisini paylaştı ve özellikle otomotiv yedek parça ekonomisinde büyük bir değişimin yaklaşmakta olduğu uyarısında bulundu. Bu çerçevede, Bill Gates’in “Kazanıp kaybetmenizi, bilgiyi toplama, yönetme ve kullanma biçiminiz belirleyecek” sözünü anımsatan Oral, sadece her konuda öğrenen organizasyonların başarılı olacağını, sadece zaferin değil başarısızlığında konuşulması gerektiğini vurguladı. Etkinlikler gün boyu sürdü Delegelerin fikir paylaşımlarında bulunduğu bir oturumun da olduğu etkinlikte, delege eşleri de eş zamanlı olarak, Farkındalık ve İletişim Uzmanı Neslihan Onur’dan “Başarı için Bireysel Farkındalık” ve Osman Müftüoğlu’ndan “Sağlıklı Yaşam” oturumlarına katıldı. Program, gün boyu süren turnuvalar, EXPO2016 Antalya ziyaretleri, şehir turu, akşam da tiyatro sanatçısı Nilgün Yerli’nin “Yerli Yersiz” oyununun gösterimiyle devam etti. 71 DÜNYA / EXPO2016 ANTALYA EXPO2016 Antalya’ya görkemli açılış Olimpiyatlar ve Dünya Kupası'nın ardından en büyük organizasyon olarak kabul edilen Dünya Botanik EXPO'su, 160 yıllık tarihinde ilk kez Türkiye'de açıldı.Türkiye’nin üstlendiği en büyük uluslararası organizasyon olan EXPO2016 Antalya, altı ay açık kalacak. T eması “Çiçek ve Çocuk”, sloganı “Gelecek nesiller için yeşil bir dünya”, alt temaları “tarih”, “biyoçeşitlilik”, “sürdürülebilirlik” ve “yeşil şehirler organizasyonu” olan botanik EXPO2016 72 Antalya, bin 121 dönümlük alanda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından resmi törenle açıldı. EXPO2016 Antalya’nın görkemli açılış törenine, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı İsmail Kahraman, Başbakanı Ahmet Davutoğlu, Başbakan Yardımcısı Lütfi Elvan, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Ulaştırma ve Habercilik Bakanı Binali Yıldırım, Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal, İçişleri Bakanı Efkan Ala, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı ve EXPO2016 Antalya Ajansı Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Çelik, Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkçi, Antalya Valisi ve EXPO2016 Yönetim Kurulu Başkan Vekili Muammer Türker, milletvekilleri, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, yabancı misyon temsilcileri, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve davetliler katıldı. Her unsurun ayrı bir anlamı var EXPO2016 Antalya sergi alanı içerisinde yer alan Türkiye’nin en büyük kongre merkezinde düzenlenen açılış töreninde bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, EXPO2016 Antalya’nın Bahçe Bitkileri Üreticileri Birliği ve Uluslararası Sergiler Bürosu ile ortak düzenlendiğini belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, her iki örgüte de bu süreçte verdikleri katkılar ve gösterdikleri işbirliği için teşekkür ederken, EXPO2016 Antalya'nın hazırlıklarını büyük özenle yürütüldüğünü belirtti ve “Başından beri bu projeyi milli bir proje olarak gördük. EXPO2016 Antalya, sadece Antalya'nın değil tüm Türkiye'nin ortak iradesinin, kamu ve özel sektörümüzün işbirliğinin bir ürünüdür” dedi. Sergi alanının sadece katılımcı ülkelerin bahçe kültürlerini tanıttığı büyük bir park olmadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sergi alanımızdaki her unsurun çok özel anlamları var. Örneğin EXPO Kulesi, Antalya'nın simgelerinden tarihi Hadrianus Kapısı’nı simgeliyor. Tarım ve Biyoçeşitlilik Müzesi ise Türkiye'nin bu alandaki ilk müzesidir. 6 bin 500 kişi kapasiteli bu kongre merkezi de Avrupa’nın en büyük kapasiteli kongre merkezidir. EXPO2016 Antalya, Antalya'nın zaten canlı olan kültür ve eğlence dünyasına yeni bir zenginlik katacak. Çocuk Adası, Biyoçeşitlilik Tema Parkuru, Osmanlı Bahçesi, EXPO Gölü, EXPO Tepesi, EXPO Ormanı, Kültür ve Sanat Sokağı gibi alanların her biri ziyaretçilerin farklı zevklerine hitap edecek imkânlar sunuyor” diye konuştu. EXPO2016 Antalya süresince, Türkiye'nin botanik zenginliğinin küresel çapta tanıtımının Toplam bütçesi 1.6 milyar TL olan EXPO2016 Antalya, alt ve üstyapı yatırımlarının da eklenmesiyle Antalya’ya 1.8 milyar TL kazandıracak. yanı sıra yapılacak akademik çalışmalar ve toplantılarla da ülkelerin bu çerçevede ortak bir platformda buluşmasını hedeflediklerini kaydeden Erdoğan, sergi süresince yapılacak çalışmalar sonunda, bu alanda ortak bir tavrı ifade eden Antalya Bildirgesi'ni uluslararası topluma armağan edeceklerini de sözlerine ekledi. Çocuklarımızı birer çiçek gibi yetiştireceğiz Başbakan Ahmet Davutoğlu ise son yıllarda her alanda büyük ilerlemeler kaydeden Türkiye'nin, uluslararası çapta düzenlenen organizasyonları yüz akıyla gerçekleştirdiğinin altını çizdi ve NATO Zirvesi, G20 Zirvesi gibi uluslararası organizasyonların bir kısmının Antalya'da gerçekleştirildiğini anımsattı. EXPO2016 Antalya'ya 53 ülkenin katıldığını belirterek katılımcı ülkelerin temsilcilerine teşekkür eden Başbakan Davutoğlu, “Çocuk teması ve geleceği yeşertmek sloganıyla tarım, bahçecilik alanları ile şehirlerdeki çevresel yapıyı iyileştirmeyi, bu çevrelerdeki yeşillendirmelere katkıda bulunmayı, sağlıklı bir çevre için gerekli bilinci oluşturup, bu deneyimleri 73 DÜNYA / EXPO2016 ANTALYA Türkiye’nin Eyfel’i olarak adlandırılan EXPO Kulesi, Antalya’nın kalıcı sembolü olacak. 100’den fazla bitki heykelinin yer aldığı bölüm ise görülmesi gereken bir cazibe alanı olarak öne çıkıyor. Şubat ayında satışa çıkan bilet ve sezonluk kart satışları devam ederken, halen 1.5 milyon bilet ve sezonluk kart satışı gerçekleştirilmiş durumda. paylaşmayı, bütün bunların toplamında da kalkınmaya katkıda bulunmayı amaçlıyoruz” diyerek, “Çocuk ve çiçek ne güzel bir tema, çünkü her çocuk bir çiçektir, her çiçek şefkat bekleyen bir çocuktur. Çocuklarımızı birer çiçek gibi gelecek nesillere yetiştireceğiz” değerlendirmesinde bulundu. Çiçekler baharın, çocuklar barışın müjdecisi EXPO2016 Antalya Yönetim Kurulu Başkanı ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik ise 53 ülke ile son dönemdeki en geniş katılımcı sayısına sahip EXPO'yu hayata geçirdiklerini ifade ettiği konuşmasında, EXPO Kongre Merkezi'nin ise Türkiye'nin en büyük, dünyanın da sayılı büyük kongre merkezlerinden biri olduğunu vurgulayarak, “120 türde 25 bin ağaç, 5 milyon çiçek, 700 bin bitki kullanılarak yapılan bitki heykelleri, ülke bahçeleri ve illerin oluşturduğu kurumsal bahçeler, EXPO2016 Antalya'da ziyaretçilerini bekliyor” dedi. Bakan Çelik son olarak EXPO2016 Antalya’nın altı aylık sergi süresi sonunda da üreticiler için sürekli eğitim merkezi, turizmciler içinse bir cazibe merkezi olarak işlevini sürdüreceğini anımsattı. Dünya Antalya’ya geldi EXPO2016 Antalya, 1990 yılında Osaka'da düzenlenen EXPO'dan Türkİye’nİn İhracat gücü TİM Çadırı’nda sergİlenİyor EXPO2016 Antalya sergi alanları içerisinde yer alan TİM Çadırı da ziyaretçilere Türkiye’nin ihracat gücünü sergilemesi açısından önem taşıyor. TİM koordinasyonunda Türk ürünlerinin dünyaya tanıtımı ve Türkiye markası algısının güçlendirilmesi amacıyla kurulan 15 sektörel tanıtım grubunun yer aldığı TİM Çadırı, Ekonomi Bakanı Mustafa Elitaş ve TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi’nin katılımıyla mayıs ayı başında açıldı. 74 sonra en yüksek katılımcıya sahip EXPO olarak tüm dünya tarafından dikkatle takip edilirken, ziyaretçi sayısıyla da rekor kırması bekleniyor. Ülke bahçeleri göz kamaştırıyor EXPO 2016 Antalya alanında, çocuklar ve büyükler için gezebilecekleri ve eğlenceli vakit geçirebilecekleri cazibe merkezleri oluşturuldu. Bu merkezlerden Ülke Bahçeleri’nde bahçecilik kültürleri tanıtılırken ülkelerin kendilerine has mimari özellikleri de yansıtılıyor. Örneğin Çin’in 3 bin 150 metrekarelik alana yayılan “Ay’ın Mücevheri” isimli bahçesi, Çin’den gelen 30 kişilik ekip tarafından üç ayda tamamlandı ve bahçe, dünya soyut kültürel mirası olan Suzhou bahçesi referans alınarak kuruldu. Çin’in tarihi ve zengin çiçekçilik kültürünün sergilendiği bahçede, başta bonsai olmak üzere 100’den fazla bitki bulunuyor. Antalya’nın yeni cazibe merkezi EXPO2016 Antalya’da en önemli cazibe alanlarından biri de Türkiye’de ilk, bitki kompozisyonlarıyla ise bu ölçekte en büyük çalışma olan bitki heykellerinin yer aldığı alan… Kanada merkezli Mosaicultures Internationales De Montreal ile yürütülen çalışma kapsamında 15 dönümlük alanda 108 bitki heykelinin yer aldığı bu alan, EXPO2016 Antalya Sergi Alanı’nın en cazip, en çok gezilen ve en çok fotoğraf çektirilen alanı olarak öne çıkıyor. EXPO2016 Antalya’nın dikkat çekici bir başka alanı ise Osmanlı Bahçesi olarak dikkat çekiyor. Sadece seyirlik değil, aynı zamanda her noktasında içinde yaşanılabilen mekânlar barındıran Osmanlı Bahçesi’nde eğrisel çeşme ve bitişiğindeki duvarlar, havuz suyolu, selsebil ve çeşme, geleneksel Anadolu halı ve kilim sanatında “analık, bereket ve üretkenlik” sembolü olan elibelinde motifi formunda oluşturulan yürüyüş yolları, motifli çakıllı döşemeler, çiniler, nişantaşı, maşallah heykeli, nahıl, güneş saati, sütunlar yer alıyor. Türkiye’nin Eyfel’i olarak adlandırılan EXPO Kulesi de Antalya’nın kalıcı sembolü olarak, EXPO2016 Antalya’nın en çok göze çarpan yapısı olarak ziyaretçilerin akınına uğruyor. Antalya’nın simgesi üç kapılar ve palmiye ağaçlarından esinlenerek tasarlanan 100.7 metre yüksekliğindeki kulenin tepesine 21’er kişilik üç asansörle ulaşılabiliyor. Biri kapalı, ikisi açık üç seyir terası bulunduran Kule, alanın çevresini panoramik olarak seyretme imkanı sunarken, başak formunda dizayn edilen Biyoçeşitlilik ve Tarım Müzesi’nde tarımın geçmişten bugüne kadar yaşadığı gelişim “yaşayan duvar” teknolojisiyle görseller eşliğinde ziyaretçilere sunuluyor; Çocuk Adası, Çocuk Bilim ve Teknoloji Merkezi’nde ise çocuklar evren ve dünyanın oluşumunu “video mapping” uygulamasıyla izleyebiliyor. Yeşİl doku 600 bİn m2 üzerİnde Orta Anadolu Süs Bitkileri ve İhracatçılar Birliği’nin de paydaşları arasında olduğu EXPO2016 Antalya fuar alanına 5 milyona yakın mevsimlik çiçek dikilirken, 400 bin m2 civarında çimlendirme yapıldı. Özel koleksiyon bahçeleri ve diğer yeşil alanlarla birlikte EXPO2016 Antalya sergi alanında 600 bin m2'nin üzerinde yeşil doku bulunuyor. Sergi alanında 120 türde 25 bin ağaç dikilirken, Türkiye’deki en yüksek rakamlı ağaç transplantasyonu da gerçekleştirildi. Alana transplantasyon yöntemiyle dikilen ağaç sayısı 2 bin 823’e ulaşırken, bu ağaçlar arasında İzmir Ödemiş Bademli Köyünden getirilen 945 yıllık zeytin ağacı da (Olea europea) yer alıyor. 75 BULUŞMA / FORUM İSTANBUL Yeniden değişim ve dönüşüm Forum İstanbul'un 15’incisi "Yeni Dengeler Arayan Geçiş Sürecinde Bir Dünya, Yeniden Konumlanmaya Kararlı Dönüşüm Sürecinde Bir Türkiye'' ana temasıyla düzenlendi. Zirvede devlet, iş ve ekonomi dünyasından önemli isimler sunumlarıyla renk kattı. D oğuş Grubu, Şekerbank ve TİM’in stratejik ortaklığında, 5-6 Mayıs 2016 tarihlerinde Swissotel'de gerçekleştirilen Forum İstanbul'da "Küresel işbirliği, koordinasyon ve yük paylaşımı için neler yapılmalı" sorusunun yanıtı arandı. İki gün boyunca devlet, iş ve ekonomi dünyasından 76 önemli isimlerin, sunumlarıyla ekonomi, finans, ihracat, jeopolitik gelişmeler, enerji, lojistik ve teknoloji konularının ele alındığı zirve; Forum İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Canevi'nin konuşmasıyla açıldı. Açılış konuşmaları Forum İstanbul 2015 stratejik partnerleri ve TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, Şekerbank Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Hasan Basri Göktan ve Doğuş Holding Yönetim Kurulu Üyesi Aclan Acar’ın sunuşları ile devam etti. Güçlü duruşumuzu devam ettirmeliyiz Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Forum İstanbul’da yaptığı konuşmada, petrol ve altın hariç Türkiye'de bir cari fazla olduğunu, ancak son bir yıldır petrol ve altın ithalatı hariç cari açık verilmeye başlandığını kaydetti. Şimşek, bir yandan maliye politikasındaki güçlü duruşu devam ettirip, diğer taraftan yapısal reformları uygulamaya koyup, bir de AB ayağının güçlendirilmesi gerektiğini belirterek, Mehmet Şimşek, bir yandan maliye politikasındaki güçlü duruşu devam ettirip, diğer taraftan yapısal reformları uygulamaya koyup, bir de AB ayağının güçlendirilmesi gerektiğini vurguladı. "Türkiye bunu yapabilirse o zaman üç motorlu bir uçak. Yani tek motor yerine üç motor ile çok daha hızlı, çok daha güvenli gidersiniz" dedi. "Maliye politikası geçen sene seçimlere rağmen, seçim öncesi önemli vaatlere rağmen ve bu vaatlerin yüzde 100 bir şekilde hayata geçirilmiş ve bütçeye yansıtılmış olmasına rağmen, eğer biz açığı milli gelirin yüzde 1'in altında tutabilirsek, bu hakikaten olağanüstü, sadece Türkiye ölçeğinde değil küresel ölçekte bir başarıdır" diyen Şimşek, Türkiye'nin kamu borç dinamikleri itibarıyla bir endişesi, bir sorunu Mehmet Büyükekşi, Son 30 yılda, gelişmekte olan ülkelerin ciddi bir atağa geçerek dünya ticaretindeki payını yüzde 33'ten yüzde 50'ye yükselttiğini dile getirdi. kalmadığını söyledi. Şimşek, Türkiye'de borç sorunu olacaksa, şirket borçları üzerinden olacağını, aslında bütün dünyada bunun böyle olduğunu dile getirdi. Dünyada 2007 ile 2015 arasında borcun 57 trilyon dolar arttığı bilgisini veren Şimşek, dünya milli gelirinin ise 75 İstİkrarlı olarak büyümemİz gerekİyor Forum İstanbul, kapsamında düzenlenen "Küresel Rekabetçi Bir Türkiye İçin İhracatta Yeni Atılımlar" panelinin açılışı, TİM Mehmet Büyükekşi'nin konuşmasıyla yapıldı. Panele, TİM Genel Sekreteri Dr. Halil Bader Arslan, Koç Holding CEO’su Levent Çakıroğlu, Emekli Büyükelçi ve Dünya Ticaret Örgütü Türkiye eski Daimi Temsilcisi Bozkurt Aran, EİB Koordinatör Başkanı Sabri Ünlütürk, Marka Strateji Uzmanı Bernhard Pompeÿ, Koç Üniversitesi, Ekonomi Bölümü’nden Prof. Dr. Kamil Yılmaz katıldı. Panelde konuşan Dr. Halil Bader Arslan, ihracatta hedeflere ulaşmamız için yaratıcı ürünler ortaya koymanın gerektiğini belirtti. trilyon dolar olduğunu ifade etti. Şimşek, dünyadaki borç yükünün büyümeyi sınırladığının altını çizdi. Bankacılık sektöründen bahseden Şimşek, bir tek kaynak sorunu olduğunu vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye'de tasarruflar çok düşük olduğu için, tasarruflar sistem dışında olduğu için, maalesef bir gelişmekte olan ülke için çok erken bir şekilde kredi mevduat oranı yüzde 120'leri aştı. Hatta TL cinsinden kredi mevduat oranı yüzde 140'ları aştı. Bu şu anlama geliyor; sistemin daha fazla kredi verebilmesi için, reel ekonomiyi destekleyebilmesi için toptan dış kaynağa ihtiyaç var. Dış kaynağın da gelebilmesi için, Türkiye'nin risk priminin iyileşmesi lazım. Türkiye'ye ilişkin risk iştahının yüksek olması lazım. O zaman da Türkiye, dünya normlarında hareket etmesi gerekiyor. Yani bizim hem dünya kaynağına ihtiyacımız 77 BULUŞMA / FORUM İSTANBUL gerek. 2015 yılında dünya ihracatından aldığımız payı yüzde 0.87'ye çıkardık. Ancak bu bizim için yeterli değil. 2023 yılında bu payı, yüzde 1.5'a çıkarmayı hedefliyoruz'' dedi. Ulaşılmadık pazar bırakmadık Türkiye’nin yeni ulaşım projelerinin konuşulduğu panelde, TİM Lojistik Konseyi Başkanı Bülent Aymen, Arkas Holding,Y.K. Başkanı Lucien Arkas, Ekol Lojistik Y.K. Başkanı Ahmet Musul, GA İstanbul 3. Havalimanı Konsorsiyumu Y.K Üyesi ve Limak Holding Y.K Başkanı Nihat Özdemir yer aldı. olacak, hem de kendimizi bir ada gibi düşünemeyiz. İkisi bir arada olmaz. Biz dünyaya entegre olmuş bir ekonomiyiz. Dolayısıyla her alanda rasyonel zemini korumak zorundayız. Özetle bankacılık sektörü sağlam, ama ekonomiyi destekleyebilmesi için bizim ciddi bir şekilde dışarıdan kaynak çekmemiz lazım." Sihirli bir değnek var, o da verimlilik artışı Mehmet Şimşek, BES'e otomatik katılım Türkiye'de uygulanırsa, uzun vadeli kaynak havuzunun büyüyeceğini, bunun da reel sektöre yatırım ve istihdam olarak döneceğini söyledi. Türkiye'de faiz hadlerinin geçmişle karşılaştırılamayacak kadar düştüğünü, bunun reel ve nominal olarak gerçekleştiğini belirten Şimşek, Türkiye'nin en büyük sorununun düşük 78 verimlilik olduğunu, rekabetin olmadığı bir ülkede verimliliğin ve inovasyonun olmayacağını kaydetti. Şimşek, "Güven ortamını oluşturup, özel sektörün yatırımlarını sağlayamazsak verimlilik artışı olmaz. O nedenle bizim temel gündemimiz yapısal reformdur. Bunu başarırsak Türkiye çok rahat bir şekilde yüzde 6-7'lik büyüme patikalarına tekrar oturabilir. Sihirli bir değnek var, o da verimlilik artışı" şeklinde konuştu. Türkiye'nin katma değer zincirinde arzulanan yerde olmadığını anlatan Şimşek, üretimin ve ihracatın üçte ikisinin düşük ve orta düşük teknolojiye dayandığını, yani kar marjlarının giderek yok olduğuna işaret ederek, bu nedenle Türkiye'de reform ile Ar-Ge'yi, inovasyonu artırmanın dönemi olduğunun altını çizdi. Oyunu kuran tarafta olmalıyız Son 30 yılda, gelişmekte olan ülkelerin ciddi bir atağa geçerek dünya ticaretindeki payını yüzde 33'ten yüzde 50'ye yükselttiğini dile getiren TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi; bölgesel ticaret anlaşmalarının ciddi bir şekilde hız kazandığını; TPP, TTIP gibi dev bölgesel anlaşmaların önümüzdeki yıllarda tüm dengeleri değiştireceğini söyledi. Türkiye'nin bu süreçte doğru konumlanmak zorunda olduğunu hatırlatan Büyükekşi: ''Türkiye bu yeni ekonomik düzende yerini mutlaka almalı. Şimdiye kadar edilgen olarak yer aldık. Artık etken olarak yer almalıyız. Oyunu kuran tarafta olmalıyız. Bunu gerçekleştirebilmek için, önce kendi koyduğumuz hedeflere ulaşmamız Mehmet Büyükekşi, planlanan hedeflere ulaşmak için ihracatçıların gece gündüz çalıştığını vurguladı. Büyükekşi, şöyle devam etti: “Ürünlerimizin dünyada ulaşmadığı bir pazar bırakmadık. Önümüzdeki dönemde dünyanın birçok yerinde TTM açmayı planlıyoruz. Yine birçok ülkeye ticaret heyetleri düzenliyoruz. Bu yılbaşından beri 9 ülkeye ticaret ve işadamları heyeti düzenledik. Ayrıca, 10 il 10 ülke çal ışmamız kapsamında, illerimizi hedef ülkelerle eşleştirdik. Çalışmamıza ilk olarak Gaziantep’te başladık. Antep’le İngiltere’yi eşleştirdik. Bütün detaylarıyla İngiltere pazarı anlatıldı. Biz illerimizin eşleştiği ülkelere, o ilin işadamlarıyla ticaret heyetleri düzenleyeceğiz. O ülkelerin işadamlarını da hedef illerimize alım heyeti ile getireceğiz. Biz bu işe kendimizi adadık. Peşini bırakmayacağız." 47 79 BULUŞMA / DÜNYA GAZETESİ ÖDÜL TÖRENİ İhracatçıların onur gecesi DHL Express ile Dünya Gazetesi işbirliği ile düzenlenen Türkiye ihracatına katkıda bulunan şirketlerin ödüllendirildiği "İhracatın Yıldızları-Teşvik Ödülleri" yarışmasında yılın ihracatçısı Kordsa oldu. D HL Express ile Dünya Gazetesi işbirliği ve Akbank ile Vodafone Türkiye sponsorluğunda bu yıl 15’incisi düzenlenen “İhracatın Yıldızlarıİhracatı Teşvik Ödülleri” yarışmasının sonuçları 12 Mayıs’ta Taksim The Marmara’da gerçekleşen ödül töreniyle açıklandı. Ödül törenine, TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Ömer Cihad Vardan, TİM Başkan 80 Vekili Mustafa Çıkrıkçıoğlu, İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Hikmet Tanrıverdi, Dünya Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hakan Güldağ, DHL Express Türkiye CEO’su Markus Reckling, Akbank Kurumsal ve Yatırım Bankacılığından Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Levent Çelebioğlu, Vodafone Türkiye Kurumsal İş Birimi İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Engin Aksoy gibi ihracat ve iş dünyasının önde gelen isimleri katıldı. Gecenin moderatörlüğünü, Destek Yatırım Menkul Değerler Genel Müdür Yardımcısı, ekonomi medyasının tanınan yüzü İnci Özbek yaptı. Kazananı çok, kaybedeni yok 35 kentten 477 firmanın başvuru yaptığı yarışmada toplam çeşitli kategorilerde 19 firmaya ödül verildi. Türkiye ekonomisinin lokomotifi olan ihracatçı firmaları teşvik etmek, ihracatlarını geliştirmesini ve sürdürülebilirliğini desteklemek amacıyla düzenlenen ödül töreni 'Kazananı çok, kaybedeni hiç yok' anlayışıyla gerçekleştiriliyor. Törende, Türkiye’deki 35’inci yılını kutlayan DHL Express Türkiye’ye de ‘İhracata Katkı Ödülü’ takdim edildi. DHL Express Türkiye de bu özel yaşlarının anısına bir genç girişimciyi ihracatçı yapmak için destek ödülü verdi. İhracat tekrar artışa geçecek Törende konuşan TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, Türkiye ekonomisinin, bazı küresel olumsuz koşullara rağmen güçlü bir şekilde büyüdüğünü söyledi. Büyükekşi, şöyle devam etti: "2016’nın ikinci yarısında petrol fiyatlarında baz etkisi kalkacak. Ancak, Çin’in büyümesindeki zayıflama sürecek. Brezilya ve Rusya’da küçülme bekleniyor. Petrol ve emtia ihracatçısı ülkelerde sıkıntılar artıyor. Dolayısıyla, 2016 yılı da zorlu bir yıl olacak. Son 10 yılda ihracatımızı iki kat artırdık. Son 10 yılda ihracat artış hızımız ortalama yüzde 6.9. İlk dört ayda ihracatımız dolar bazında yüzde 7.2, miktar bazında yüzde 5.4. İhracat fiyatlarımız emtia kaynaklı geriledi. Bu etki ortadan kalktıktan sonra ihracatımız tekrar artışa geçecek." Gayretimizin karşılığını alacağız Yılbaşından bu yana 9 ülkeyi gezdiklerini vurgulayan Mehmet Büyüekşi, ünlü Romalı şair Ovidius’un "Damlayan su mermeri, yürüyen gayret dağları deler” Toplamda 19 ödül VERİLDİ Ödül töreninde büyük ödülün sahibi Kordsa oldu. TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi ve Dünya Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Didem Demirkent ödülü Kordsa CEO'su Cenk Alper'e takdim etti. sözünü hatırlattı. Türkiye’nin daha çok gayret gösteren insanlara ihtiyacı olduğunu belirten Büyükekşi, şunları söyledi: “Gayretini başarıya dönüştürenlere daha çok ihtiyacımız var. Biz de, en kısa zamanda gösterdiğimiz gayretin karşılığını alacağız. Burada birbirimizi teşvik etmek için bulunuyoruz. Başarının formülü üç kavram ile ifade edilir. İrade, beceri ve odaklanma. Türk ihracatçısı bu formülü Türkiye ekonomisinin lokomotifi olan ihracatçı firmaları teşvik etmek, ihracatın geliştirilmesini ve sürdürülebilirliğini desteklemek amacıyla düzenlenen İhracatın Yıldızları Ödül Töreni’nde 9 ayrı kategori ve özel değerlendirmelerle toplam 19 ödül verildi. bir kere yakalamıştır. İradesi, becerileri ve odaklanmasıyla tüm zahirî olumsuzlukları olumluya döndürebilecek reflekse sahiptir." Büyükekşi’ye teşekkür plaketi verildi Törende TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi'ye de, hem Türkiye ekonomisine hem de İhracatın Yıldızları'na sağladıkları katkılar nedeniyle bir plaket takdim edildi. Plaketi Dünya Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Didem Demirkent, DHL Express Türkiye Direktörü Markus Reckling, Akbank Genel Müdür Yardımcısı Levent Çelebioğlu ve Vodafone İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Engin Aksoy sundu. Türkiye ekonomisinin lokomotifi olan ihracatçı firmaları teşvik etmek, ihracatın geliştirilmesini ve sürdürülebilirliğini desteklemek amacıyla düzenlenen İhracatın Yıldızları Ödül Töreni’nde 9 ayrı kategori ve özel değerlendirmelerle toplam 19 ödül verildi. ”sBüyük Ödül”ün sahibi ise Kordsa oldu. Törende, Kreatif Ürün Ödülü’nü Biopipe, İpeker Tekstil, Kayahan Makine; Yeni Pazar – Pazar Çeşitliliği Ödülü’nü Teksan Jeneratör, Kastamonu Entegre, Sem Plastik; İhracat Performans Ödülü’nü Ram Dış Ticaret, Üniteks Tekstil, TGS Dış Ticaret; Hizmet İhracat Ödülü’nü Comodo; İnovasyon Şampiyonu Ödülü’nü Nanomagnetics; Markalı İhracat Ödülü’nü Arzum Küçük Ev Aletleri; Ticaret Elçisi Ödülü’nü Coca Cola CEO’su Muhtar Kent aldı. Özel Ödüller ise İzocam, R Vent Medical, Modavizyon ve Hidromek’e verildi. 81 BULUŞMA / DÜNYA GAZETESİ ÖDÜL TÖRENİ İhracatçılar enerjisini akılla birleştiriyor Dünya Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hakan Güldağ, "hracatın Yıldızları – İhracatı Teşvik Ödülleri”nin Türkiye’nin 2001 krizinden çıkmak için ihracata sarıldığı koşullarda tasarlandığının altını çizdi ve şöyle konuştu: "Ödüllerimiz bu yıl 15 yaşına giriyor. Türkiye’de herhangi bir yarışmayı 15 yıl boyunca aralıksız sürdürmek büyük bir başarı. Sanıyorum, bunun temelinde bu yarışmanın Türkiye’yi potansiyeller ülkesi imajının ötesine taşıyıp, başarılı ihracat örnekleriyle Türkiye’nin dinamizmini somutlaştırması yatıyor" diyen Güldağ, "Her sene altını çiziyoruz; bu yarışmanın kazananı bol, kaybedeni ise hiç yok. Enerjisini akılla birleştirip, yenilikçi ürünlerini dünyanın dört bir köşesine satarak Türkiye’ye en çok ihtiyaç duyduğu katkıyı sağlayan ihracatçılarımızın, Türkiye’nin tek ve orijinal İhracatın Yıldızları yarışmasına daha fazla katılmasını istiyoruz" dedi. Türkiye’nin zenginleşmesi için çalışıyoruz DHL Express Türkiye CEO’su Markus Reckling törende yaptığı konuşmada, 15 yıldır düzenlenen "İhracatın Yıldızları" yarışmasının Türk ihracatının gelişimine verdikleri desteğin bir göstergesi olduğunu MODAVİZYON, İSTİHDAMDA FARK YARATIYOR Bu yıl ‘İstihdamda Farklılık Yaratan Firma Özel Ödülü’ Modavizyon’un oldu. Ödülü TİM Genel Sekreteri Dr. H. Bader Arslan, Modavizyon ABS Genel Müdürü Celalettin Turan ile Yönetim Kurulu Üyesi Jale Tunçel'e takdim etti. Ödülü’nü alınmasında bütün ekibin emeği olduğunu söyleyen Celalettin Turan, "Biz bugün için dün çalıştık yarın için bugün çalışmaya devam ediyoruz" diye konuştu. 82 söyledi ve ekledi: "Türkiye’nin ihracat hedefine ulaşması için girişimcilik, inovasyon, tasarım ve yatırımlar kilit unsurlardır. Bu anlamda ülkenin genç nüfusu ve girişimci KOBİ’leriyle ihracatta büyümeye devam edeceğine inanıyorum. Biz de DHL Express olarak Türkiye ihracatının gelişmesi, zenginleşmesi ve çeşitlenmesi hedefiyle çalışmalarımızı sürdürüyoruz ve sürdürmeye devam edeceğiz. KOBİ’lere sunduğumuz desteği göstermek amacıyla her yıl İhracatın Yıldızları-Teşvik Ödülleri yarışmasını organize ediyoruz ve tüm ihracatçı firmalarımızı bu yarışmaya katılmaya davet ediyoruz." 83 BULUŞMA / İTHİB ÖDÜL TÖRENİ İTHİB’ten en çok ihracat yapan 91 firmaya ödül İTHİB, 2015 yılında en fazla ihracat yapan başarılı firmaları ödüllendirdi. Tekstilin duayen isimlerinin katılımıyla sektör zirvesine dönüşen gecede, 36 firmaya Platin Ödülü, 55 firmaya Altın Ödülü takdim edildi. T ürkiye tekstil sektörünün en büyük çatı örgütü olan İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB), 2015 yılında en fazla ihracat yapan başarılı firmaları ödüllendirdi. Tekstilin duayen isimlerinin katılımıyla sektör zirvesine dönüşen gecede, 36 firmaya Platin Ödülü, 55 firmaya Altın Ödülü takdim edildi. İTHİB Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Gülle ve Yönetim 84 Kurulu Üyelerinin ev sahipliği yaptığı geceye, Ekonomi Bakan Yardımcısı Fatih Metin, TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi ile birlikte çok sayıda birlik başkanı, tekstil ve iş dünyasından temsilciler katıldı. Törende İTHİB tarafından hazırlanan ve sektörün öncüsü 14 sanayicinin anılarını ve görüşlerini paylaştığı “Tekstilin Duayenlerinden Sanayinin Musikisi” adlı belgesel film gösterimi yapıldı. Ayrıca kitap haline de getirilen filmde yer alan isimler; Abdülkadir Konukoğlu, Ahmet Nazif Zorlu, Ahmet Topbaş, Atilla Alptekin, Erol Gülen, Esat Sivri, Halit Narin, Hasan Bilici, Hanifi Öksüz, Mehmet Balduk, Mustafa Kıvanç, Ömer Dinçkök, Şevket Sürek ve Zekeriya Tanrıverdi’den oluştu. Ödül törenine katılan duayenler arasından Abdülkadir Konukoğlu, Ahmet Nazif Zorlu ve Halit Narin gibi sanayiciler de anıları ile geceye renk kattı. Sanayi musikisinin değerli müzisyenleri Atatürk’ün sözünden alıntı yaparak konuşmasına başlayan Ekonomi Bakanlığı Bakan Yardımcısı Fatih Metin, “Sanayi musikisinin değerli müzisyenleri” diyerek ihracatçılara seslendi. Tekstil sektörünün Türkiye ekonomisinin gözbebeği olduğunu ifade eden Bakan Yardımcısı Fatih Metin, Türkiye’nin tekstil sektöründen çıkacağı spekülasyonlarına da son noktayı koydu: “Türkiye’nin tekstil sektöründen çıkması gibi bir ihtimali yok. Tekstil, Türkiye sanayisi ve kalkınmasının lokomotifidir. Böyle bir sektörü desteklemek ve daha ileri taşımak görevimiz. Sektörde katma değerin artırılması için önemli destek modellerini hayata geçirdik ve yenilerini de çok yakında açıklayacağız. Yeni marka desteklerimiz yolda. Sektörün derdine derman olacak kararları birlikte alacağız.” Amacımız bayrağımızdaki yıldızı büyütmek “Sizler bizim parlayan yıldızımızsınız” diyerek konuşmasına başlayan TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi ise “Biliyoruz ki, bütün yıldızların tek bir amacı var. Türk Bayrağındaki Yıldızı büyütmek! O yıldız büyüdükçe, ülkenin gücü, potansiyeli çok daha belirgin bir şekilde ortaya çıkar” dedi. Türk ihracatçısı ve üreticisini ülkenin seren direğine benzeten Mehmet Büyükekşi, “Yaptığınız her bir dolarlık ihracat, ülkemiz için son derece kıymetli. Sizlerin Türkiye'ye getirdiği ihracat geliri tüm Türkiye'yi sırtında taşır” dedi. Tekstil sektörünün gıda ve hazır giyimden sonra en fazla istihdam yaratan sektör olduğuna dikkatleri çeken Büyükekşi, yüzde 5.5 pay ile en fazla ihracat yapan 6’ncı sektör olduğu bilgisini de paylaştı. İnovasyon ve tasarımın, tekstil sektöründe çığır açtığını söyleyen Büyükekşi, sporcular için akıllı kumaşlar üretildiğini ve buna örnek olarak da ABD’deki iki Türk profesör tarafından denizi temizleyen mayo ürettiklerini ve bu mucitleri İnovasyon Haftası İzmir’de konuk ettiklerini söyledi. Arzuladığımız yerde değiliz “Sektörün 2015 yılı ihracatı 8 milyar dolar. 2023 hedefine ulaşmak için yüksek katma değerli üretim şart! Katma değer zincirinde maalesef arzuladığımız yerde değiliz” diyerek konuşmasına devam eden Mehmet Büyükekşi, “Bu noktada dört ana bileşen önem arz ediyor: Ar-Ge, inovasyon, markalaşma, tasarım” dedi. Arthur Shopenhauer’in ‘Değişim, değişmeyen tek şeydir’ sözünden alıntı yapan Büyükekşi, “Biliyoruz ki, ‘değişimin ikiz kardeşi her türden değişime gösterilen dirençtir.’ Başarı bu ikisi arasındaki dengeyi kurmakla doğru orantılıdır” dedi. “Turkey Discover Gecede İTHİB tarafından hazırlanan ve sektörün öncüsü 14 sanayicinin anılarını ve görüşlerini paylaştığı “Tekstilin Duayenlerinden Sanayinin Musikisi” adlı belgesel filmin gösterimi de yapıldı. the Potential” sloganı ile yeni Türkiye markası oluşturduklarını da hatırlatan Büyükekşi, “Tüm bu atılımlar sayesinde, önemli bir başarı grafiği yakalayacağız. Ödül alan tüm firmalarımızın hepsini teker teker tebrik ediyorum. Başarılarınızın artarak devam etmesini diliyorum” dileklerinde bulundu. Gülle de “Tekstil sektörü olarak biz de onların kutsal görevlerine layık olmaya çalışıyor, daha fazla ihracat, daha fazla istihdam sağlayarak şehit ailelerine sahip çıkmaya ve şehitlerimizin gözünün arkada kalmamasına yardımcı olmaya çalışıyoruz” diye konuştu. Sanayileşme ruhunu devraldık Ödül törenindeki konuşmasına şehitleri rahmet ve minnetle anarak başlayan İTHİB Yönetim Kurulu Başkanı İsmail 85 SİNERJİ / TARIM Tarımda güçlü Türkiye Tarımsal üretimimiz artıyor, ihracatımız zorlu pazarlarda kendisine yeni yollar çiziyor, makineleşmede hızlı ilerliyor ve yeni tarım trendlerine uyum sağlıyoruz. Türkiye, küresel tarım ekonomisindeki güçlü konumunu korurken, yaklaşan Tarım 3.0 Türk tarımının devinimi için bir zorunluluk oluşturuyor. 86 Y apılan projeksiyonlara göre 2050 yılında oluşacak nüfusu beslemek için tarımsal üretimin yüzde 60 artması gerekli. Ancak dünyada tarım arazileri sürekli olarak yok ediliyor, her iki saniyede bir futbol sahası büyüklüğünde yedi dekar tarım arazisi yok oluyor. Uzmanlar, eğer gelecek nesiller için sürdürülebilir gıda arzı sağlanamazsa, gelecekte kitlesel insan göçleriyle karşılaşabileceğimiz uyarısında bulunuyor. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik de Antalya’da düzenlenen Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) 30. Avrupa ve Orta Asya Bölgesel BİTKİSEL ÜRETİM TARIM İHRACATI Konferansı’nda yaptığı konuşmada, bu sorunun altını çizmiş ve FAO Konferansı kapsamında sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşılması için mevzuat düzenlemeleri, arazi toplulaştırma, sürdürülebilir arazi kullanımı, biyoçeşitliliğin korunması, doğru tarımsal uygulamaların yaygınlaştırılması, tarımsal Ar-Ge çalışmaları, gıda kayıp ve israflarının azaltılması, küçük işletmelerin devamlılığının sağlanması ve gıda 40 20 güvenliği konusunda özel sektörün rolü ve eğitim gibi konuların önemli unsurlar olduğuna dikkat çekmişti. Bakan Çelik, tarımın karşı karşıya olduğu önemli sorunlar bulunduğunu, dünya genelinde tarımsal üretimin giderek daha güçleştiğine vurgu yaptığı konuşmasında, iklim değişikliğinden kaynaklı güçlüklerin de eklenmesiyle gıdaya erişim sorununun büyüdüğünü dile getirirken, verimliliğin ve alternatif ürünlerin önemine değinmişti. MİLYAR DOLAR MİLYAR DOLAR Bitkisel üretim 120 milyar TL’ye dayandı Bununla birlikte Türkiye, halen dünyanın yedinci en büyük tarım ekonomisi konumunu korumaya devam ediyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan 2015 yılına ait Bitkisel Ürün Fiyatları ve Üretim Değeri verilerine göre, Türkiye’nin bitkisel üretim değeri, 2015 yılında bir önceki yıla göre yüzde 22 arttı ve yaklaşık 119.7 milyar TL değerinde bitkisel üretim gerçekleştirildi. Tahıllar ve diğer bitkisel ürünler üretim değeri bir önceki yıla göre yüzde 16.4 artarak 49.1 milyar TL olurken, sebze üretim değeri yüzde 12.3 artarak 29.3 milyar TL ve meyveler, içecek ve baharat bitkileri üretim değeri ise yüzde 38.4 artarak 41.3 milyar TL oldu. Öte yandan TÜİK’in son istatistiki verilerine göreyse, 2016 yılının ilk tahmininde, bir önceki yıla göre tahıllar ve diğer bitkisel ürünlerde yüzde 2.2, meyvelerde yüzde 6.4, sebzelerde 87 SİNERJİ / TARIM yüzde 1.7 oranında artış sağlanmış durumda. Üretim miktarlarının 2016 yılında yaklaşık olarak tahıllar ve diğer bitkisel ürünlerde 66.5 milyon ton, sebzelerde 30.1 milyon ton ve meyvelerde 18.9 milyon ton olarak gerçekleşeceği tahmin edilirken, tahıl ürünleri üretim miktarlarının 2016 yılında bir önceki yıla göre yüzde 8.8 oranında azalarak yaklaşık 35.2 milyon ton olacağı tahmin ediliyor. Buna göre, bir önceki yıla göre buğday üretiminin yüzde 9.3 oranında azalarak yaklaşık 20.5 milyon ton, arpa üretiminin yüzde 15.6 oranında azalarak 6.8 milyon ton, çavdar üretiminin yüzde 9.1 oranında azalarak 300 bin ton, yulaf üretiminin ise yüzde 10 oranında azalarak 225 bin ton olması öngörülüyor. Baklagillerin önemli ürünlerinden yemeklik baklanın yüzde 0.8 oranında artarak yaklaşık 6.3 bin ton, kırmızı Tarım Ürünleri İhracatının Türkiye Toplam İhracatındaki Payı 88 mercimeğin yüzde 2.9 oranında artarak 350 bin ton, yumru bitkilerden patatesin ise yüzde 1.3 oranında azalarak 4.7 milyon ton olacağını ortaya koyan rapora göre, yağlı tohumlardan soya üretiminin yüzde 2.5 oranında artış göstererek 165 bin ton olması; tütün üretiminin yüzde 6.7 oranında azalarak 70 bin ton, şeker pancarı üretiminin ise yüzde 29.5 oranında artarak yaklaşık 20.7 milyon ton olarak gerçekleşeceği tahmin ediliyor. Ayrı rapor, sebze ürünleri üretim miktarının da 2016 yılında bir önceki yıla göre yüzde 1.7 oranında artarak yaklaşık 30.1 milyon ton olacağını ortaya koyuyor. Benzer şekilde, meyve ürünlerinin üretim miktarının 2016 yılında bir önceki yıla göre yüzde 6.4 oranında artarak yaklaşık 18.9 milyon ton olacağı tahmin ediliyor. Diğer yandan, 23.6 milyon %14.5 Taze Meyve İhracatının 2015 Yılı Miktar Bazındaki Artışı hektarlık bir alanda yapılan bitkisel üretimde toplam alanın yüzde 83.5’inde tarla bitkileri tarımı yapıldığı halde yüzde 13’lük bir alanda yapılan meyvecilik bitkisel GSYİH’nin yüzde 36’sı, yüzde 3.5’lik bir alanda yapılan sebzecilik ise bitkisel GSYİH’nin yüzde 30’unu üstleniyor. Yaş sebze meyve kayıpları telafi edecek Üretim artarken, ihracatta aynı büyümeden ne yazık ki söz edilemiyor. Özellikle ihraç pazarlarındaki siyasi ve ekonomik sorunlar temelinde geçtiğimiz yılı yüzde 7.5 düşüşle kapatan tarım ürünleri ihracatı, bu düşüşe rağmen Türkiye toplam ihracatının yüzde 14.5 gibi önemli bir bölümünü üstlenmeye de devam ediyor. Türkiye’nin önemli ihraç kalemlerinde yaş meyve sebzede ihracat kaybı yüzde 13’e dayanmış olsa da Türkiye Yaş Meyve Sebze İhracatçıları %5 Birlikleri Sektör Kurulu Başkanı ve Narenciye Tanıtım Grubu Başkanı Ali Kavak, geçen yıl yaşanan olumsuzluklara ve krizlere rağmen sektörün kayıplarını telafi edebileceğini dile getiriyor. Kanatlı ürünlerin hedefi büyük 2014’te beyaz ette 653 milyon dolar, yumurta ürünlerinde 403 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirerek 1 milyar dolar seviyesini aşan Türkiye, 2015’te 438 milyon dolarlık beyaz et, 275 milyon dolarlık yumurta ürünleri ve 13 milyon dolarlık diğer işlenmiş ürünler ile toplamda 726 milyon dolarlık ihracatta takılı kaldı. Bununla birlikte, ihracat yapılan ülke sayısının 60’ın üzerine çıktığı bilgisini aktaran Kanatlı Ürünleri Tanıtım Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Müjdat Sezer, “Bugün, Yaş Meyve Sebze İhracatının Türkiye Toplam İhracatındaki Payı %1.5 Ortadoğu ülkelerine küçümsenmeyecek miktarlarda ihracatımız var; fakat bu ülkelerin ticari potansiyelleri göz önüne alındığında, çok daha iyi rakamların yakalanmasının gerekli olduğuna inanıyoruz. Bunun yanında, tüm dünyanın gözünü çevirdiği ve çok hızlı büyüme kat eden Afrika pazarlarına yönelik çalışmalarımızı da sürdürüyoruz” diyor. Bitkisel ürünler ihracatı yüzde 5 daraldı 2014’te 435 milyon tonluk ihracat karşılığı 1 milyar 458 milyon dolarlık gelir elde eden kuru meyve ve mamulleri sektörü, geçtiğimiz yıl miktarda yüzde 5.5 ve değerde yüzde 7.7 kayıpla, 412 milyon ton ihracat karşılığında 1 milyar 346 milyon dolar gelir elde ederken, ihraç pazarlarında Suudi Arabistan, BAE, İran ve İtalya’ya ihracatın güçlendiği, Dünya Bankası’nın Tarım Sektörünün Etkinleştirilmesi 2016 raporuna göre Türkiye, tarımsal makileşmenin kalitesi açısından 40 ülke içinde 10’uncu sırada bulunuyor. AB pazarlarındaki blok düşüşlerin ise ihracat kayıplarında etkili olduğu izleniyor. Benzer şekilde, 2014’te 2.5 milyon ton ihracatla 1 milyar 395 milyon dolarlık gelir elde eden un ve unlu mamuller sektörü de geçtiğimiz yıl miktarda yüzde 28 ve değerde yüzde 3.1 artışla, 3.2 milyon ton ihracat karşılığında 1 milyar 438 milyon dolar gelir elde etti. İhraç pazarlarında özellikle Afrika ülkeleri kaynaklı artışlar, ihracatın yükselmesinde etkili oldu. su ürünleri sektörü, dolar bazında ise 2014 yılında 692 milyon 847 bin dolar olan ihracatını 689 milyon 667 bin dolarda tutmayı başardı. Son beş yıldır ihracatını sürekli arttıran su ürünleri sektörüne parite dalgalanmaları fren yaptırırken, başta AB ülkeleri olmak üzere 80 ülkeye su ürünleri ihraç eden sektör, 2014 yılında miktar bazında 116 bin 408 ton ürün ihraç etmişken, 2015 yılında yüzde 5’lik artışla 121 bin 850 ton ürün ihraç etti. Su ürünleri gücünü koruyor Türkiye tarımda makineleşme de 10’uncu 2015 yılında ihracatını euro bazında yüzde 19’luk artışla 522 milyon 830 bin eurodan, 621 milyon 598 bin euroya çıkaran 2015 yılında yaklaşık 120 ülkeye, 811 milyon dolar seviyesinde tarım makineleri ihracatı (traktör Un ve unlu mamuller sektörü de geçtiğimiz yıl miktarda yüzde 28 ve değerde yüzde 3.1 artışla, 3.2 milyon ton ihracat karşılığında 1 milyar 438 milyon dolar gelir elde etti. aksam ve parçaları dahil) gerçekleştirilirken, 2015 yılında en çok ihracat gerçekleştirilen ilk 10 ülke ABD, İtalya, Irak, Sudan, Azerbaycan, Cezayir, İran, Rusya, Bulgaristan ve Fransa olarak dikkat çekiyor. Hızlı bir büyüme eğiliminde olan Türk tarım makineleri sanayisi halen genel makine sanayi alt kategoriler içinde ihracat büyüklüğü ve dış ticaret dengesi bakımından 6’ncı sırada yer alıyor. Diğer yandan, Dünya Bankası’nın Tarım Sektörünün Etkinleştirilmesi 2016 (Enabling the Business of Agriculture –EBA- 2016) raporu ise dünyanın tüm bölgeleri ve tüm gelir gruplarından 40 ülke tarım sektörlerinin gelişmişlikleri itibarıyla değerlendirirken, Türkiye, tarımsal makileşmenin kalitesi açısından 40 ülke içinde 10’uncu oldu. Türkiye ayrıca, tarım sektörünün gelişmişliğini gösteren bileşenlerden “Tohum, Gübre, Makineleşme, Finansman ve Nakliye” kategorilerinde örnek ülke ortalamasının üzerinde bir gelişmişliğe ulaştı. Sorunlar ve çözümler Türkiye’de tarım faaliyetlerinin sürdürülmesi aşamasında karşılaştığımız sorunların başında ise tarım arazilerinin amaç dışı kullanılması, mevcut tarım arazilerinin gerek miras gerek farklı nedenlerden ötürü parçalanması, küçülmesi ve arazi bozukluğu öne çıkıyor. Türkiye’de 2014 89 SİNERJİ / TARIM sayımına göre 2.2 milyon olan tarım işletmelerinin ortalama ekilebilir alan büyüklüğü 6.8 hektar; yani ülkemizdeki tarım işletmeleri halen küçük ölçekli işletmeler olarak varlıklarını sürdürüyor. Üstelik bu tarım arazileri her geçen yıl daha küçük parçalara bölünme tehlikesiyle de karşı karşıya. Benzer sorunlarla karşı karşıya olan Hollanda ve Almanya önderliğindeki Avrupa ülkeleri ise problemleri bir bütün olarak ele alıyor. Birçok Avrupa ülkesi tarım arazilerinin parçalanmasının yanı sıra toprak yapısının iyileştirilmesi ve erozyonun toprak üzerinde yapacağı olumsuz etkilerle mücadele etmek üzere arazileri toplulaştırmak ve mevcut ortalama hektarı yükseltmek için yıllar öncesinden çalışmaya başladı. Bunun yanında birçok Avrupa ülkesi miras veya satış yoluyla meydana gelecek arazi parçalama işlemlerine karşı yasal düzenlemeler yapıp önlemler alıyor. 90 Bakanlık bütçesi tarımsal destekleri besliyor Öte yandan, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı 2016 yılı bütçesi 17 milyar 175 milyon 234 bin TL olarak öngörülürken, bunun 11 milyar 644 milyon TL’si yani bütçenin yüzde 67.8’i tarımsal desteklere ayrılmış durumda. Türkiye’de son 13 yılda küresel finans krizleri, bölgedeki siyasal gerilimler ve kuraklığa rağmen tarımda önemli gelişmeler kat edildiğini belirten Bakan Çelik, tarım sektörünün 2015 yılında yüzde 9 büyüdüğünü, 2002’de 36 milyar TL olan tarımsal GSYİH’nin 2014’te 125 milyar TL’ye, aynı dönemde tarımsal ihracatın da 3 milyar 752 milyon dolardan 16 milyar 800 milyon dolara yükseldiğini vurguluyor. Zirai ilaç kullanımı yüzde 27 azaldı Tarım Bakanlığı’nın organik üretime 2015 yılında 89 milyon TL destek sağladığını, 2014 yılında 842 bin hektar alanda 1 milyon 642 bin ton organik üretim gerçekleştirildiğini kaydeden Bakan Çelik, iyi tarım kapsamında 2014 yılında 4.2 milyon tonluk üretim yapıldığını; 20022014 döneminde zirai ilaç kullanımının yüzde 27 azaltıldığını, faydalı böcek kullanımının teşvik edildiğini anımsatıyor. Bakan Çelik ayrıca bakanlığın 49 araştırma enstitüsü ve 2 bin 124 araştırmacı ile güçlü bir Ar-Ge alt yapısına sahip olduğunu da dile getiriyor ve bu kapsamda 15 Ar-Ge merkezi kurulduğunu, 17 Ar-Ge merkezi kurulma çalışmalarına devam edildiğini vurguluyor. Tarım 3.0 geliyor Son olarak, tarımda yepyeni bir çağın yaklaştığını söyleyerek dosya konumuzu kapatalım. Geçmişi 10 bin yıl öncesine dayanan tarım faaliyetinin son yüzyılda geçirdiği teknolojik dönüşüm tarımı bambaşka bir boyuta taşırken, Tarım 3.0 olarak adlandırılan yeni dönemde tek amaç yüksek verim olmayacak; daha sürdürülebilir, çevre dostu ve enerjinin etkili kullanıldığı bir tarımsal üretim hedeflenecek. İklim değişikliği, su krizi gibi riskler ve artan nüfusun yeni ihtiyaçları yeni bir dönemi gerekli kılmasıyla tartışılmaya başlanan Tarım 3.0, nicelikten çok niteliğe önem veriyor. Toprağın ve suyun daha etkili kullanıldığı, düşük maliyet ve kaliteli ürünün merkeze alındığı bir tarımı öne çıkarılırken, Tarım 3.0’ın önceliklerinden biri toprağı koruyan, iklim değişikliklerinin etkisini azaltan ve besin değeri yüksek ürünler üretmek olarak dikkat çekiyor. Toprağın korunması için toprak işlemesiz tarım teknikleri Tarım 3.0’ın olmazsa olmazı: Tarım 3.0’da küçülen traktörler, drone’lar, uydu ve sensörlerle donatılmış akıllı tarım makineleri hem enerji hem işgücünden tasarruf sağlıyor. Diğer yandan Tarım 3.0, üreticiler açısından yalnızca iyi bir üretici değil, iyi bir işletmeci olmayı da zorunlu kılacak. Bu dönemde tarımın mevcut aktörlerinin rollerinin değişeceği ve sahneye yeni aktörlerin ekleneceği bir tarım dünyası ufukta görünüyor. İhracatın yüzde 91’ini gerçekleştiriyor Marco Votta TürkTraktör Yönetim Kurulu Başkanı F aaliyetlerine 1954 yılında başlayan TürkTraktör, modern tarıma yön verme vizyonuyla sürekli artırdığı üretim kapasitesi ve geliştirdiği kalite standartları sayesinde, halen Türkiye’nin en büyük traktör üreticisi konumunda bulunuyor. Gösterdiği kesintisiz büyüme ile yıllar içinde gelişerek yerel üretimin yüzde 72’sini gerçekleştiren TürkTraktör, traktör ihracatının ise yüzde 91’ini tek başına gerçekleştiriyor. TürkTraktör Genel Müdürü Marco Votta, Ankara’daki fabrikalarına ek olarak, şirketin ikinci üretim tesisi olan TürkTraktör Erenler Fabrikası’nı Haziran 2014 itibarıyla üretime aldıklarını, her iki tesisin de en son teknolojiyle donatıldığını söylerken, TürkTraktör’ün yıllık üretim kapasitesinin de haftada 5 gün 2 vardiya çalışılması halinde 50 bin traktör olduğunun altını çiziyor. “Mevcut durumda, kısa vadede önemli bir ek yatırım ihtiyacı doğmadan pazardaki talep artışlarına sıkıntısız yanıt verebilecek durumdayız. Üç bini aşkın çalışanın istihdam edildiği TürkTraktör fabrikalarında, New Holland, Case IH ve Steyr marka traktörler aynı anda üretiliyor” diyerek devam eden Votta, TürkTraktör’ün, sektöründe Türkiye’nin ilk Ar-Ge merkezi olan ve aynı zamanda hem devlet hem CNHI tarafından resmi olarak tescillenmiş Ar-Ge merkeziyle yenilikçi teknolojiler ve yatırımlarla rekabet üstünlüğü ve ürün yetkinliğini korumaya devam ettiğini ifade ediyor. Tarımda son teknoloji verimi artırıyor CNHI’nın uluslararası üretim altyapısının tasarım ve üretim geliştirme gereksinimlerine yönelik gelişmiş özelliklere de sahip olan TürkTraktör Ar-Ge Merkezi, New Holland TDD ve Case IH JX serisi traktörler için de dünya çapındaki mühendislik ve ana üretim merkeziyken; Utility Light serisi traktörler ve şanzımanlar için tek imalat merkezi, TDD aktarma organları için CNHI’nın tek üretim ve mühendislik merkezi ve ayrıca S8000 motorların ana üreticisi konumunda bulunuyor. Marco Votta, “İlerleyen teknoloji birçok sektörde olduğu gibi tarım sektöründe de kendini farklı uygulamalar ve çözümlerle gösteriyor. TürkTraktör de teknolojinin tarımdaki kullanımını yaygınlaştırmak adına aralıksız şekilde çalışmalarını sürdürüyor ve kullanıcıların hassas tarım alanındaki her türlü ihtiyacını karşılıyoruz” derken, uydu destekli hassas tarım uygulamalarının, tarlaların ve yapılan tarımsal uygulamaların dijital ortamda kontrol ve denetimini sağladığını; böylelikle tarla/çiftlik yönetiminin çok daha sağlıklı ve bilinçli bir seviyede yürütülebildiğini dile getiriyor. TürkTraktör 2016’ya yeni başarı ve çalışmalarla başladı 2015’te üretimini yüzde 4 artırarak 47 bin 536 adede çıkaran TürkTraktör, yurtiçi ve yurtdışında ise toplam 47 bin 124 adet traktör satışı yaparak yeni bir rekor kırdı. Bu sonuçla, bugüne kadar gerçekleştirdiği “en yüksek üretim adedi”ne de ulaşan TürkTraktör, 3.1 milyar TL ciro ile 1 milyar euro olarak belirlediği ciro hedefini de yakalamış oldu. Diğer yandan, TürkTraktör, Aralık 2015’te 50 bininci traktörü banttan indirdi ve Türkiye pazarında her iki traktörden birinin tedarikçisi olmaya ve sektör liderliğini korumaya devam etti. 2016 yılının ilk üç aylık döneminde 8 bin 970 adedi yurtiçi ve 3 bin 580 adedi uluslararası pazara olmak üzere 12 bin 550 adetlik satış gerçekleştiren TürkTraktör, halen 130’dan fazla ülkeye yapılan ihracatla, Türkiye’nin toplam traktör ihracatının yüzde 91’ini tek başına üstleniyor. Yerel üretimin yüzde 72’sini gerçekleştiren TürkTraktör, sektöründe Türkiye’nin ilk Ar-Ge merkezinin de sahibi konumunda bulunuyor. 91 SİNERJİ / TARIM Türk kanatlı ürünleri dünyayı hedefliyor Müjdat Sezer Kanatlı Ürünleri Tanıtım Grubu Yönetim Kurulu Başkanı T üm tanıtım grupları gibi Kanatlı Ürünleri Tanıtım Grubu da sektörün dünyada hak ettiği konuma gelmesi, gelişmesi ve kalkınması için mevcut pazarlarda tutundurma, hedef pazarlar yaratma, başka ülkelerdeki profesyonel veri ve uygulamalarını derleyip elde edilen bilgileri sektörle paylaşma, yurtiçinde ve yurtdışında tüketim bilincinin oluşmasına aracılık ediyor. Kanatlı Ürünleri Tanıtım Grubu Yönetim Grubu Başkanı Müjdat Sezer de bu doğrultuda, tanıtım gruplarının bu özellikleriyle hem sektör paydaşları arasındaki iletişim ve koordinasyonun artırılması hem de dünya pazarlarına sektördeki gelişmeyi aktarabilme özelliğine sahip olduklarını dile getiriyor. Kanatlı Ürünleri Tanıtım Grubu’nun 2011 yılında Türk kanatlı ürünlerinin imajının güçlendirilmesi, kalitesinin, hijyeninin, güvenirliğinin duyurulması ve tanıtılması amacıyla kurulduğu bilgisini paylaşan Sezer, sektörün 2007 yılından itibaren ihracatta büyük bir ivme kazandığını; geçmişte Türkiye’de sadece birkaç firmanın kendi şahsi gayretleriyle veya aracılarla belli bir seviyede yeni pazarlar bulma, ürün ve pazar gamını artırma, ihracat çalışmaları yapabildiğini; Kanatlı Ürünleri Tanıtım Grubu’nun oluşmasından sonra ise sektörün başarısının arttığını vurguluyor. Alternatif pazar arayışları sürüyor “Son iki yıldır KTG olarak, sektör paydaşlarının birlikte hareket etmesi amaçlanmış, faaliyetler hedeflerle sistemli hale dönüştürülmüştür. Bugün KTG yönetiminde yer alan tüm kişilerin değişikliği durumunda dahi oluşturulan yol 92 haritaları, stratejiler, yapılan planlamalar, kurulan sistem sayesinde süreklilik ve düzenlilik kalıcı olacaktır” diyerek devam eden Sezer, Türk kanatlı ürünleri ihracatının, KTG’nin kuruluşunu takip eden üç yılda 1 milyar dolar barajını aştığının altını çiziyor. Bununla birlikte, bugün ihracat yapılan ülke sayısının da 60’ın üzerine çıktığı bilgisini aktaran Sezer, “2014 yılına kadar oldukça yüksek bir büyüme grafiği yakalayan sektörümüz, son yıllarda bölgemizde artan siyasi istikrarsızlığın ve beraberinde yaşanan çatışma ortamının etkisiyle, oldukça etkili olduğu pazarlarda sorunlar yaşamaya başladı. Ayrıca, dünyanın önde gelen üretici ülkelerinin birçoğunda etkili olan Avian Influenza vakaları sonrası, ülkeler arası ticaretin sekmeye uğraması, ihracat rakamlarında düşüşlerin yaşanmasına neden oldu. İhracatımız açısından büyük önem arz eden bölge ülkeleriyle ticaret hacminin azalması, özellikle Irak ile yaşanan ciddi sıkıntılar sonrası, KTG’nin alternatif pazar yaratma çalışmaları da hız kazandı. Bugün, Ortadoğu ülkelerine küçümsenmeyecek miktarlarda ihracatımız var; fakat bu ülkelerin ticari potansiyelleri ve tarihsel bağlarımız göz önüne alındığında, çok daha iyi rakamların yakalanmasının gerekli olduğuna inanıyoruz. Bunun yanında, tüm dünyanın gözünü çevirdiği ve çok hızlı büyüme kat eden Afrika pazarlarına yönelik çalışmalarımızı da sürdürüyoruz” diyor. Bu çerçevede Müjdat Sezer, dünyada sevilen ve tercih edilen Türk ürünlerinin daha geniş coğrafyalarda da etkin bir şekilde yer alması ve dünya çapında aranan bir değer haline gelmesini nihai hedef olarak işaret ediyor. Girdi maliyetlerinin yüksekliği ihracatta handikap oluşturuyor Türk şirketlerinin üretim ve ihracat stratejilerini de değerlendiren Müjdat Sezer, sektörün son 15 yıl içersinde yapılan ciddi yatırımlarla, bugün küresel standartların da üzerinde üretim kalitesine ulaştığını ifade ediyor ve “Firmalarımız, endüstriyel tavukçuluğa geçiş sürecini çok iyi yönetmeyi başararak, tesisleşme ve sonrasında da markalaşma aşamalarını kat etti. Bugün, yüksek kaliteli ve sağlıklı ürünler sunarak, Türk tüketicisinin yanı sıra farklı pazarlarda da kendilerine ayrı bir yer edinmeyi başardılar” diyor. Sezer, ayrıca, bu süreçte karşılaşılan engellerden de bahsediyor ve “Özellikle girdi maliyetlerin yüksekliği, yurtdışı pazarlarda markalarımızın diğer büyük üreticilerle rekabet ederken karşısına çıkan en önemli handikap” değerlendirmesinde bulunuyor. Su ürünleri 2023 hedefine ilerliyor Yetiştiricilik yükselişte Melih İşliel Su Ürünleri Tanıtım Grubu Yönetim Kurulu Başkanı S u ürünleri ve mamulleri sektöründe yurtiçi ve yurtdışı talebin artırılması, su ürünlerinin imajının geliştirilmesi, yurtdışında markalaşma, hedef ve mevcut pazarlarda pazarlama stratejileri konusunda araştırma ve ortak tanıtım yapılmasına yönelik faaliyetlerin organize edilmesi ve yürütülmesi görevleriyle çalışmalarına devam eden Su Ürünleri Tanıtım Grubu, balığın insan sağlığına olumlu yöndeki etkilerini ilgili kesimlere aktararak tüketiminin, ihracatının ve pazar payının artırılmasını amaçlıyor. STG Yönetim Kurulu Başkanı Melih İşliel, Türkiye’nün, üç tarafı denizlerle kaplı olduğunu, birçok il ve bölgede ise su ürünleri avcılığı veya yetiştiriciliği gerçekleştirildiğini ifade ederken, su ürünleri sektörünün 2023 yılında Türkiye ekonomisine 1.5 milyar dolar tutarında bir katkı sağlayacağına işaret ediyor. Türkiye’nin, yetiştiricilikte Avrupa’da Norveç’in ardından ikinci sırada olduğunun altını çizerken, “Ülkemizde, denizlerde levrek ve çipura, ayrıca yetiştiriciliği yapılan orkinos, iç sularda ise alabalık yetiştiriciliği ön planda. Tüm yurt sathına yayılmış bir sektöre sahibiz. Günümüzde işleme tesisleri gelişmiş ülke pazarları ile yarışabilecek bilgi ve teknolojiye sahip bulunuyor” diyor. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı verilerine göre 2014 yılında avcılık ve yetiştiricilik yoluyla elde edilen su ürünleri miktarı 537 bin ton idi. Bu miktarın 302 bin tonu avcılık yoluyla, 235 bin tonu yani toplam üretimin yüzde 44’üne karşılık gelen kısmı da yetiştiricilik yoluyla temin edilmişti. Bu doğrultuda Melih İşliel, 1990 yılından bu yana su ürünleri üretiminde avcılığa dayalı su ürünleri üretimi karşısında yetiştiriciliğe dayalı üretimin payının önemli ölçüde arttığına dikkat çekerken, kültür balığı üretimi, işlenmesi ve ihracatına yönelik ciddi yatırımları da hatırlatıyor ve “Buna bağlı olarak kültür balıkçılığı üretimi 5 bin ton seviyelerinden 235 bin ton seviyelerine ulaştı. Dünyada ise yıllık 160 milyon ton civarında su ürünleri üretiminin 70 milyon tonu yetiştiricilik yoluyla elde ediliyor” diyor. Amaç kişi başı tüketimi 15 kiloya ulaştırmak Su Ürünleri Tanıtım Grubu’nun misyonunu, “Türk su ürünlerinin ihracatını artırmak yanında kişi başı yıllık 8 kilo olan tüketimi de artırmak, bu kapsamda balığın faydalarını toplumun tüm kesimlerine aktararak, iç piyasada tüketimin artırılmasını sağlamak” olarak özetleyen İşliel, dünya tüketim ortalamasının 16 kilo, Japonya’da ise 65 kilo olduğu bilgisini paylaşıyor. “Çocuklarımızın haftada en az iki öğün balık tüketmesi gerekiyor. Büyümeyi ve gelişmeyi kolaylaştıran, kemiklerin gelişmesine yardımcı olan, omega 3 deposu, kalsiyum, demir, fosfor, iyot ve vitamin yönünden zengin, merkezi sinir sisteminin gelişimine yardım eden, zihinsel sağlığa olumlu etki eden, öğrenim başarısını, beyin gelişimini destekleyen, kan ve dolaşım sistemi konusunda koruyucu etkisi olan, algılama ve dikkat yetisini güçlendiren, kilonun sağlıklı düzeyde tutulmasına yardımcı olan balığın iç tüketimini arttırmak ve bu çalışmalar sonucunda iç tüketimin kişi başı 15 kiloya çıkmasını hedefliyoruz” diyerek devam eden İşliel, son olarak, halen nitelikli soğuk hava taşımacılığı ile Avrupa’nın en uzak noktasına en çok 4 günlük kara taşımacılığıyla Türk balıkları ulaştırılabildiğini, hızla gelişen Türk sivil havacılığı sayesinde ise Türk su ürünlerinin hasat edildiğinin ertesi günü müşterilere ulaştırılabildiğini vurguluyor. Bu çerçevede, Türk su ürünlerini 80 ülkeye ihraç ettikleri ve 2015 yılında 690 milyon dolar gelir elde ettiklerinin altını çizen İşliel, ihracatın çok daha iyi noktalara gelme potansiyeline sahip olduğunun altını çiziyor. Türkiye'de elde edilen su ürünlerinin yüzde 44'ü yetiştiricilik kaynaklı. 93 SİNERJİ / TARIM Zeytinyağında önümüzdeki beş yıl çok önemli Kadri Gündeş ZZTK Yönetim Kurulu Başkanı A macı, dış pazara yönelik yapılan çalışmaları artırarak ihraç pazarlarını çeşitlendirmek ve “Türk Zeytin ve Zeytinyağı” marka imajını oluşturmaya yönelik tanıtım kampanyalarıyla ihracatı artırmak olan Zeytin ve Zeytinyağı wTanıtım Komitesi, kurulduğu 3 Nisan 2007 tarihinden bugüne etkin çalışmalarına devam ediyor. ZZTK Yönetim Kurulu Başkanı Kadri Gündeş, geride kalan 2014/2015 sezonunun tamamında Türkiye geneli zeytinyağı ihracatının 14 bin 856 ton karşılığında 66 milyon dolar olarak gerçekleştiğinin altını çizerken, bu rakamların önceki sezonlara kıyasla oldukça düşük gerçekleştiğini ifade ediyor. Hatırlanacağı üzere 2013/2014 sezonunda 26 bin 343 ton zeytinyağı karşılığında 99 milyon dolar, 2012/2013 sezonunda ise 92 bin 130 ton zeytinyağı ihracatı karşılığında 292 milyon dolar gelir elde edilmişti. Bu rakamlar ışığında, 2012-2014 dönemindeki düşüşün yüzde 77’ye ulaştığı gözleniyor. 2014/2015 sezonunda Türkiye geneli sofralık zeytin ihracatı ise miktar olarak 71 bin 474 ton karşılığında 125 milyon dolar tutarında gerçekleşti. Bir önceki dönemde ise 79 bin 650 ton sofralık zeytin karşılığında 136 milyon dolar elde edilmişti. Yurtdışında etkin tanıtımlar sürüyor Kadri Gündeş, dönemsel olarak ihracattaki düşüşün en önemli nedenini; iç pazardaki fiyatların yüksekliği ve yurtdışındaki üretim eksikliğinin de etkisiyle fiyatların daha da yükseleceği beklentisi ile elde ürün tutulması olarak vurgularken, daha yüksek ihracat rakamlarına ulaşabilmek amacıyla yurtdışında çok 94 etkili tanıtım faaliyetleri sürdürdüklerini söylüyor. Bu kapsamda, Gündeş, 2015 yılında dünyanın en büyük gıda fuarları arasında yer alan Dubai Gulf Food Fuarının yanı sıra Hindistan’da International Food and Hospitality ve Annapoorna World of Food India, Rusya’da Prodexpo 2015, İngiltere’de IFE London 2015, Çin’de Guangzhou IOE 2015, İtalya’da Expo Milano, ABD’de PLMA Chicago, S.Arabistan’da Foodex Saudi ve Fransa’da Sitevi 2015 fuarlarına katılım sağladıklarını dile getiriyor. En değerli yağ Türkiye’nin yağı Diğer yandan, Türk zeytinyağı ihracatında diğer yağların karışımının yasalarla önüne geçilmiş olmasını Türk zeytinyağını diğer ülkelerden ayıran çok önemli bir özellik olarak değerlendiren Gündeş, yabancı alıcının Türkiye’den zeytinyağı alırken içine herhangi başka bir yağ karıştırılmamış, yüzde 100 saf zeytinyağı olduğunu bilerek satın alıyor oluşlarını, Türk firmalarının dış pazardaki en büyük avantajlarından biri olarak gösteriyor. “Düşük gerçekleşen rekolte nedeniyle ülkemizde fiyatların yüksek seyretmesi, içinde bulunduğumuz dönem itibarıyla ihracatta önümüzdeki en büyük engel olarak sayılabilir. Fiyat konusunda rekabet gücümüzün artırılabilmesi için Devlet destekleri ile diğer ülkelerle aramızdaki farkın kapatılması gerektiğini düşünüyoruz” diyerek devam eden Gündeş, Türkiye’nin 2023 yılı zeytinyağı üretim hedefinin 650 bin ton, sofralık zeytin üretim hedefinin ise 1 milyon 200 bin ton olduğunu anımsatarak, dokuz yıl önce 90 milyon dolaylarında olan zeytin ağacı varlığının bugün 170 milyonu geçtiği bilgisini paylaşıyor. Bu anlamda, önümüzdeki birkaç yılda kültürel bakım ve doğa şartlarının uygun olması durumunda zeytinyağı rekoltesinin 400 bin tona ulaşacağı öngörüsünde bulunan Gündeş, son olarak, Türkiye’de beş yıl içinde sofralık zeytin ve zeytinyağı rekoltesinin mevcudun en az iki katına çıkmasının beklendiğini de dile getiriyor ve “Bu durumunda oluşacak arz fazlasının iç piyasa tüketimiyle eritilmesi mümkün olamayacağı gibi özellikle kutulu ihracatta kaybedilen pazarlar da önümüzdeki 3-4 yılda geri kazanılamayacak. Bu nedenle, önümüzdeki yıllarda karşı karşıya kalınabilecek olan bu durumun önüne geçilmesi için, iç piyasadan yeterli miktar ve kalitede temini mümkün olamayan sofralık zeytin ve zeytinyağı hammaddelerin belli bir dönemi kapsamak ve belirli miktarlarla kısıtlı kalmak üzere Dahilde İşleme Rejimi kapsamında ithalatına izin verilmesi gerekli” diyor. Sarımsak üretiminde Türkiye lideri Mehmet Şükrü Göksoy Göksoy Gıda Genel Müdürü T ürkiye’nin Çiftçi Kayıt Sistemi üzerinde en büyük İyi Tarım Uygulamaları sertifikalı sarımsak üreticisi olan Göksoy Gıda, bu konumunu geliştirirken, sahip olduğu depoları da sarımsak konusunda lisanslı depolara dönüştürme çalışmalarına devam ediyor. Göksoy Gıda Genel Müdürü Mehmet Şükrü Göksoy, 2015’in zorluklara geçmesine rağmen 2016’dan beklentilerini düşük tutmadıklarının altını çizerken, özellikle yeni yatırımların ardından finansman ihtiyacında sıkıntı yaşadıklarını dile getiriyor. Ürünlerinin sonuna kadar arkasında “İspanya, 220 milyon euro sarımsak ve türevlerini Avrupa anakarası ülkelerine ihraç ediyor. Avrupa’ya yönelik katma değerli sarımsak ihracatımızda biz de bir başarı öyküsü yazmayı hedefliyoruz” diyerek devam eden Göksoy, Göksoy Gıda’nın Türkiye sarımsak üretiminde tarladan depoculuğa, depoculuktan sanayiciliğe doğru uzanan yolculuğunda, öncelikle tarımda eksik üretimi tamamlamayı amaçladığını ifade ediyor. Bu çerçevede, tarımsal faaliyetlerini dünya standartlarında geliştirmek üzere adımlar atmaya devam ettiklerini de vurgulayan Göksoy, Türkiye’de yoğun tarımsal faaliyetleri olan bir firma olarak Türk tarımını düşüş eğiliminde gördüklerine de dikkat çekiyor. Göksoy Gıda’nın ise Türkiye genelinde tüm market sektöründe yaygın olarak ürünlerini tüketicilere sağlık ve kalite olarak ulaştıran bir firma olduğunun altını çizen Mehmet Şükrü Göksoy, bunun asıl nedenini de İyi Tarım Uygulamaları sertifikalı tarımsal üretim yapmaları, sağlıklı ve kontrollü depoculuğa yatırım yapmaları, teknolojik ve hızlı paketleme tesisleriyle ürünlerinin son kullanıcılara ulaşana kadar arkasında durmaları olarak açıklıyor. 2015-2016 yılı sezonunda Gaziantep-Araban ilçesinde 360 dönümde fiili üretim, 400 dönümde ise sözleşmeli üretim; Kırklareli-Babaeski ilçesinde 250 dönümde sözleşmeli üretim; Kastamonu-Hanönü ilçesinde ise 100 dönümde fiili üretim yaptıkları bilgisinbi aktaran Göksoy, yeni sezona da şimdiden hazırladıklarını söylüyor. İspanya’ya meydan okuyacak “Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın Çiftçi Kayıt Sistemi kayıtları üzerinde en büyük sarımsak üreticisiyiz. Türkiye’de daha modern tarımsal faaliyetler, birim başına daha fazla üretim, kontrollü ve sertifikalı ürünlerle kontrollü ve sertifikalı depoculuk, ileri sarımsak işlemeciliği, katma değerli ürünler satabilme imkânlarımızla gereken yurtseverliğimizi gösteriyoruz” diyerek devam eden Göksoy, sarımsak konusunda sadece Türkiye’de lider olmadıklarını, yaptıkları yatırımlarla konusunda dünyadaki önemli üreticilerden biri olduklarını da ifade ediyor. İhracat konusundaki en büyük engelin Türkiye kırlarındaki tarımsal alanlarda gerekli üretim ve kalitenin olmaması olarak tanımlayan Göksoy, “Biz, öncelikle çiftçilerimizi ve arayış içinde olan üretim dostlarını güdüleme ve onlara örnek üretim alanları yaratma fikriyle yola çıktık. 2016-2017 üretim yılında en büyük rakibimiz İspanya’nın karşısına şirket olarak çıkacağız. 220 milyon euroluk pastadan payımızı isteyeceğiz. Bu, sadece kararlı üretim ve katma değerli ürünle olmuyor, aynı zamanda maliyetleri düşük, birim başına daha fazla üretim yapmakla olabiliyor. Ar-Ge çalışmalarımız elbette bitmez; ancak önemli yol kat ettik. Paketleme, sarımsak soyma, şoklama, kurutma, püre, salamura gibi konularda önemli çalışmalar ve tecrübeler kazandık. Üretim hatlarımız, üretim kapasitemiz bu konuda yeterli. Özellikle dünya mutfaklarında kullanılan ve bizim de önemsediğimiz tek kullanımlık şaşet ambalajda sarımsak püresi ya da zencefilli, tereyağlı gibi ürünleri ihraç kalemi olarak önemsiyoruz” diyor. Mehmet Şükrü Göksoy, 2016-2017 üretim yılında en büyük rakipleri İspanya’nın karşısına çıkacaklarını ve rekabette güçlü olacaklarını söylüyor. 95 SİNERJİ / TARIM Geleceğin küresel tarım fuarı: Foodex Osman Gençer Gençiz Fuarcılık Genel Müdürü 2 5 yılı aşan bir süredir fuarcılık alanında çalışan Gençiz Fuarcılık, İzmir’de düzenlediği ihtisas fuarlarıyla, özellikle de son üç yıldır gıda sektörüne yönelik gerçekleştidikleri Foodex İzmir Gıda ve Gıda Teknolojileri Fuarı ile sektörde iyi tanınan bir isim. Gençiz Fuarcılık Genel Müdürü Osman Gençer, Foodex Fuarı için çalışmaya beş yıl önce başladıklarını vurgularken, “Gıda sektörünün Türkiye ve dünya için önemi herkesçe malum. Dünyanın giderek artan bir gıda ihtiyacına paralel olarak, gıda güvenliği ve halk sağlı aynı derecede önemli bir şekilde artıyor. Sağlıklı gıda ürünlerinin üretilmesi daha tohum temini, tohum üretimi aşamasında ortaya çıkıyor. Üretimin işlenmesi, ürünlerin fabrikasyon süreçleri ve en nihayetinde son tüketiciye kadar giden bir pazarlama ve satış ağından söz ediyoruz. Tüm bunlar bir bütündür. Bu bütünlük içerisinde farkında 96 olsak da olmasak da İzmir ve hinterlandı, Türkiye için son derece önemli bir merkezdir. İşte Foodex Fuarı, bu gerçeklerden hareketle ve bu gerçeklerin işaret ettiği bir eksiği kapatmak için hayat bulmuştur” diyor. civarında yeni iş bağlantıları gerçekleşti. Ayrıca tüm yurt sathından yaklaşık 12 bin 500 kişilik bir yerli profesyonel ziyaretçi trafiği de gerçekleştiğni bildirmeliyim.” Daha ilk iki fuarda yurtdışından katılım sağladı Osman Gençer, diğer yandan, Türk tarım sektöründe son on yılda ciddi bir üretim artışı yaşandığına da işaret ediyor ve “Özellikle belirli kalemlerde bu çok bariz. Mesela süt ve süt ürünlerinde. Doğal afetler yaşanmadığı takdirde, yani sel, don ya da kuraklık gibi felaketler olmadığı takdirde bu yıl da üretimin artacağı öngörülüyor” değerlendirmesinde bulunuyor. Öte yandan teknoloji kullanımının modern toplumlarda verimliliğe net şekilde katkıda bulunduğunu da sözlerine ekleyen Gençer, “Ülkemizde de bu konun yeterince bilinmesi ve takip edilmesi gerektiğine inanıyoruz. İşte tam bu noktada tüm fuarlar, sektörlerinde faaliyet gösteren üretici ve çalışanlara, kısaca sektör Geçtiğimiz Kasım ayında üçüncüsü düzenlenen Foodex Fuarı’nı, “Foodex, tabiri caizse henüz yeni doğmuş bir bebek gibi. Daha önünde çok uzun bir yol var ve bu yolu çok sağlıklı adımlar atarak geçirmesi ve sağlıklı bir şekilde büyümesi gerekli” diyerek değerlendiren Gençer, ilk iki yılda ortalama katılımcı sayısının 140 firma olduğunun, üstelik ilk yıldan başlamak üzere başta İran, Polonya, Yunanistan olmak üzere yurtdışı katılımcı firmaların da fuara iştirak ettiğinin altını çiziyor: “Yurtdışı ziyaretçi trafiğimiz ise yine ortalama 450 kişi olarak kayda geçmiştir. Avrupa, Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinden ciddi alıcılar fuarımıza geldi ve tahminen 30 milyon TL Fuarlar, yenilik merkezidir İzmir Gıda ve Gıda Teknolojileri Fuarı, ilk iki yılında yurtdışından katılımcıları ağırlamayı başardı. profesyonellerine muazzam faydalar sağlamakta ve gelişmeleri birinci elden hatta uygulamalı takip etme gözlemleme imkânı sunmaktadır. Sırf bu sebeple bile fuarların takip edilmesi gerekliği kendiliğinden ortaya çıkıyor. Sermaye yeterliliği, kaynakları yüksek olan firmalarımız Ar-Ge konusunda ciddi ve önemli çalışmalar yaparken, diliyorum ki sektörün tüm bileşenlerinde Ar-Ge faaliyetleri yer bulsun. Zira bunlar işletmelerin kendilerini yenilemeleri açısından da, pazarda paylarını korumak ve artırmak açısından da önemlidir” diyor. Fuar, ciddi bir iştir! Osman Gençer son olarak, Türkiye’de düzenlenen tarım ve gıda temalı fuarlar hakkında da “Çok fazla fuar var, bu bir gerçek. Artık fuarlar insanların ayağına gider oldu. Bunun kuşkusuz önemli yararları da vardır ancak zararlarını da göz ardı edemeyiz. Fuar, her şeyi ile bir bütündür. Salt bir veya birkaç veriye bakarak hareket etmek, fuar seçmek yanıltıcı olur. Fuar konusunda her kesimin bilinçlenmesi önem arz ediyor. Bu bilincin henüz tam manasıyla oluşmadığı kanaatindeyim. Firmalar bazen ne yazık ki tek bir açıdan bakarak bir fuara iştirak ediyor veya etmiyor! Sonuçta fuar ciddi bir iştir. Avantajlarımızın farkında olmalıyız ve birlikte çalışmalıyız” diyor. BİRLİK / ANTALYA Antalya’nın ihracatı 10 yılda 2.5 kat arttı Antalya, sadece Türkiye’nin değil dünyanın önemli turizm merkezlerinden biri. Türkiye’ye gelen her üç turistten birini ağırlayan ve bu yapısıyla hizmet ihracatında Türkiye’nin lideri olan Antalya, tarım, süs bitkileri ve sanayi ürünleri ihracatında da güçlü bir tablo çiziyor. A ntalya, ilk çağlardan bu yana Hititlerden Likyalılara, Roma İmparatorluğu’ndan Osmanlı Devleti’ne kadar pek çok medeniyetin kesişme noktası oldu. Tarih boyunca Antalya, bu medeniyetler için gerek stratejik konumu, gerek bereketli toprakları, gerekse eşsiz doğasıyla en önemli kentlerden birisi oldu. Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği üzere: “Şüphesiz ki Antalya, dünyanın en güzel yeridir.” Bugün de Antalya bütün bu güzellikleriyle birlikte, turizm başta olmak üzere tarımsal üretimdeki önemi ile Türkiye ekonomisi 98 için büyük önem arz ediyor. Her yıl ülkemize gelen turistlerin 3’te 1’ini tek başına ağırlayan Antalya, sadece 2015’te Yunanistan’ın nüfusu kadar misafire, 11 milyona yakın yabancı turiste ev sahipliği yaptı. Turizmin yanında tarım sektörü de Antalya’nın öne çıkan özelliklerinden birisi. Topraklarının 5’te 1’inde tarım yapan Antalya, seracılıkta Türkiye’nin lideri konumunda bulunuyor. Türkiye’nin sebze üretiminin büyük bir bölümünü karşılayan Antalya, yine 2015’te yaptığı 217 milyon dolarlık yaş sebze ihracatı ile ilk sırada yer aldı. Turizm ve tarımdaki başarılarının yanında Antalya bugün çok büyük organizasyonlarla da adını tüm dünyaya duyuruyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla açılan EXPO2016 bunlardan sadece birisi. “Gelecek Nesiller İçin Yeşil Bir Dünya” felsefesiyle düzenlenen EXPO’nun, uluslararası alanda Antalya ve Türkiye’nin tanıtımına büyük katkı sağlaması öngörülüyor. Halen sadece Türkiye’de değil küresel ölçekte ismi “marka şehir” olarak anılan Antalya, geçtiğimiz nisan ayında beşincisi düzenlenen Türk Patent Ödülleri’nde de “Marka Şehir” ödülüne layık görülmüş ve Antalya adına ödülü Vali Muammer Türker ve Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın elinden almıştı. Her yıl büyüyen ekonomi Antalya’nın ihracatı, Vali Muammer Türker’in sözleriyle, “potansiyelinden uzak” olsa da rakamlar, kentin ihracatının son 10 yılda 2.5 kat artarak 1 milyar dolar sınırına yaklaştığını söylüyor. Halen 943 milyon dolar olan ihracat rakamının yanı sıra Antalyalı ihracatçıların sayısı da iki kat artmış durumda. 10 yıl önce ihracatçı sayısında Türkiye’de 11’inci sırada yer alan Antalya, geçtiğimiz yıl bin 134 ihracatçı firma sayısıyla Türkiye’de 9’uncu sıraya yükseldi. Yine, seracılıkta lider olan Antalya, geçtiğimiz yıl sebze ihracatında 217 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Hedef, elbette Antalya’nın potansiyelini sonuna kadar kullanmak… Bu kapsamda TİM’in düzenlediği 10 İl 10 Ülke programında Almanya ile eşleşen Antalya, Antalyalı ihracatçılara verilecek Almanya pazarına yönelik eğitimlerle ihracat kapasitesini mutlak surette artıracak. Kesintisiz tüm yıl üretim yapıyor Bu çerçevede, Antalya’nın üretim ve ihracat gücünü “Antalya özellikle, üretim bakımından konuştuğumuzda tarım sektörünün başat rol oynadığı bir bölgedir. Antalya, Türkiye yaş meyve sebze ve kesme çiçek üretiminde bir numaralı ildir. Toplam üretimdeki payı ise yüzde 8 seviyelerindedir” sözleriyle değerlendiren Antalya Valisi Muammer Türker, aynı sektörlerin ihracat gücü incelendiğinde de Antalya’nın lider olduğunu vurguluyor. Ancak klasik ürün ihracatında ne yazık ki Antalya istenilen noktada değil. Vali Türker, Türkiye’nin beşinci büyük ili olmasına rağmen, Antalya’nın resmi rakamlara göre ihracatta 22’nci sırada yer aldığını ifade ederken, “Fakat Antalya’nın güçlü olduğu alan aslen hizmet sektörüdür. Yani turizm ve turizmi destekleyen 50’ye yakın sektör değerlendirildiğinde Antalya, klasik ürün ihracatı değil ama hizmet ihracatı gerçekleştirmektedir ve bu konuda da liderdir. Bu çerçevede Antalya’nın ülke ekonomisine sağladığı döviz girdisi, cari açığın kapatılmasında doğrudan rol oynamaktadır. Tipik bir ihracatçı olmasak da hizmet ihracatında Türkiye’nin bir numarasıyız. Türkiye’ye gelen yabancı misafirlerin üçte birini Antalya’da ağırlıyoruz. Toplam gecelemelerin ise üçte ikisinden fazlası Antalya’da gerçekleşiyor. Bu açıdan bakıldığında, Türkiye’nin toplam turizm gelirlerinin yarıdan fazlasını Antalya sağlıyor diyebiliriz” değerlendirmesinde MUAMMER TÜRKER Antalya Valisi Marka Şehİr Antalya Antalya Valisi Muammer Türker, geçtiğimiz nisan ayında düzenlenen Türk Patent Ödülleri töreninde Antalya’nın aldığı Marka Şehir Ödülü’ne ilişkin olarak, “Antalya, Türkiye’nin dışa açılan kapısı ve vitrinidir. Burada yapılan ve yapılacak olan her vizyoner etkinlik, Antalya’dan mutlu ayrılan her bir ziyaretçi Antalya’nın bu gücünü pekiştiriyor. Diğer yandan Antalya’nın coğrafi güzellikleri ve iklimi, üretimdeki çalışma kolaylıkları, tarihi zenginliğimiz, dünyanın en önemli turizm kentlerinden biri olmamızı da eklersek Antalya’nın aldığı bu ödül daha fazla anlam kazanıyor. Antalya, çok önemli bir cazibe merkezidir ve Türkiye’nin marka kentidir. Bu ödülü hak etmiş olmamız konusunda en ufak bir tereddüdümüz yok. Aksine, bu değerleri daha da ileriye taşıyabilecek potansiyelimiz var. Dolayısıyla Marka Şehir Ödülü bize değer kattığı gibi geleceğe yönelik olarak bizlere bir vizyon da sağlamaktadır. Potansiyeliniz ve gücümüzü dikkate alarak, Antalya’yı geleceğe hazırlamak için çalışıyoruz. Antalya’da kamu ve özel sektörün başarılı bir çalışma kültürü geliştirmiş olması, Antalya’nın en büyük yetkinliğidir” değerlendirmesinde bulunuyor. 99 BİRLİK / ANTALYA Antalya URGE İle büyüyecek BAİB Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Satıcı, bölge ihracatçıları olarak Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarına önem verirken, Uluslararası Rekabetçiliği Geliştirme Projeleri’nde de atılım içerisinde olduklarını söylüyor ve halen BAİB bünyesinde devam eden dört URGE projesi olduğunun altını çiziyor: “Bunların ikisi tarım, diğer ikisi de doğal taş sektörlerinde. Bu projelerde firmalarımızı sektörel bazda bulunuyor. Batı Akdeniz İhracatçılar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Satıcı ise Antalya’nın ihracat potansiyeline ilişkin yorumunda, kentin ılıman bir iklime sahip olması nedeniyle örtü altı sebze yetiştiriciliğine olanak sağladığını; bu sayede kış aylarında pek çok sebze çeşidini örtü altı üretim alanlarında yetiştirebildiklerini vurguluyor. Son dönemlerde örtü altı üretim alanlarının yüksek rakımlı bölgelerde de yaygınlaşmaya başladığı bilgisini paylaşan Satıcı, “Böylece Antalya ve çevresinde 12 ay kesintisiz üretim periyodu 100 yakalandı. Bölgemiz aynı zamanda bir meyve üretim merkezi. Deniz kıyısındaki alanlarda narenciye ürünleri yetiştirilirken, yüksek rakımlı noktalarda elma, armut, şeftali, kiraz, vişne ve üzüm gibi meyveler yetiştirilebiliyor. Bunun yanı sıra Antalya bölgesinde hububat ve baklagil üretimi de yapılıyor. Özetle bölgemiz üretim açısından oldukça zengin” diyor. Halen Antalya, Asya, Avrupa, Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkelerine ağırlıklı yaş meyve sebze ihracatı gerçekleştiriyor. Havaların soğuk olduğu, üretimin neredeyse imkânsız olduğu dönemlerde dünya halklarını besleyen bir araya getiriyor, firmalara öncelikle ihtiyaç analizi çalışmaları yapıyor, her firmanın güçlü ve zayıf yönlerini tespit ediyoruz. Zayıf yönlerin giderebilmesi için eğitimler verilirken, firmalara yeni ve alternatif pazarlar tespit ediyor ve bu pazarlara giriş imkânları sunuyoruz. Katıldığımız sektörel uluslararası fuarlarda ihracatçı firmalarımızla hedef pazarın önemli ithalatçılarını bir araya getiriyoruz” diyor. bir yapıya sahip olan Antalya, sadece yaş meyve sebze ihracatından 500 milyon dolar civarında girdi sağlarken, başka kentlerden gelip Antalya’dan ürün temin ederek kendi bölgelerinden ihracat yapan sektör temsilcileri de dikkate alındığında, bir milyar dolar sınırında bir ihracat hacmine sahip gözüküyor. Turizm ve tarım dışında da güçleniyor Bununla birlikte Antalya, Türkiye’nin önemli bir tarımsal üretim merkezi olmasının yanı sıra gelişmekte olan bir sanayi kenti olarak da dikkat çekiyor. Antalyalı sanayiciler OSB içerisinde yer sıkıntısı yaşadıklarını sıkça dile getirirken, Türkiye’nin beşinci büyük organize sanayi bölgesi olan Antalya OSB içerisinde tarımdan plastiğe, makineden metal sanayisine sekiz ana sektörde üretim yapılıyor. Antalya’nın sahip olduğu potansiyel göz önüne alındığında, sanayi üretiminin de yakın gelecekte gelişimini sürdüreceği düşünülebilir. Diğer yandan Antalya’nın önemli bir doğal taş üretim ve ihracat merkezi olduğunu, kimyevi maddeler ile ağaç orman ürünleri üretimi ve ihracatında giderek daha fazla söz sahibi olmaya başladığını da söylemeliyiz. Yaşam alanlarına can veriyor 2015’te yüzde 45 büyüdü ŞİRZAT SUBAŞI AGT Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Grup Başkanı G elişen teknoloji ile ahşabın kişiye/ kurumlara özel işlenip geliştirilebileceği hayali ile 1984 yılında Antalya’da kurulan AGT, bugün mobilya bileşenleri sektöründe dünyanın önde gelen şirketlerinden biri olarak faaliyet gösteriyor. AGT Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Grup Başkanı Şirzat Subaşı, AGT olarak Antalya Organize Sanayi Bölgesi’nde toplam 400 bin metrekare alana kurulu modern üretim tesislerinde MDF, MDF-LAM, panel, profil üretimiyle mobilya ve dekorasyon sektörlerine; parke, kapı, duvar paneli ve süpürgelik üretimiyle de inşaat sektörüne hizmet verdiklerini vurgularken, Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu arasında yer alan AGT bünyesinde, bir yaşam alanı için gereken tüm ahşap malzemeyi üretebildiklerinin altını çiziyor. Türkiye genelinde yaygın bayi kanalının yanı sıra beş kıtada satış noktalarına sahip olduklarını da dile getiren Şubaşı, başta İran, Rusya, Doğu Avrupa, Balkanlar ve Azerbaycan olmak üzere 60’tan fazla ülkeye ihracat gerçekleştirdiklerini söylüyor. “2015’te elde ettiğimiz 500 milyon TL’yi aşan ciro ile yaklaşık yüzde 45’lik bir büyüme gerçekleştirdik. Antalya Organize Sanayi Bölgesi’ndeki tesislerimizde senede 1 milyon adet kapı üretebiliyoruz” diyerek devam eden Subaşı, yakın bir tarihte devreye alacakları ikinci parke hattı ile yıllık parke üretimlerini 25 milyon metrekareye ulaştıracakları bilgisini paylaşıyor. Bu gelişmelerle, yakın vadede satış hedeflerine ulaşma yolunda büyük avantaj sağlayacaklarını kaydeden Şubaşı, “MDF üretim tesisimizin belirli bölümlerinde kapasite artırımı planlıyoruz. Ayrıca yeni ürünümüz AGT Power Gloss ile pazardaki konumumuzu güçlendirmeyi hedefliyoruz” diyor. Tasarım olmadan başarı olmaz Şirzat Subaşı, diğer yandan Antalya’yı, Türkiye’nin önemli bir turizm merkezi olmasının yanı sıra aynı zamanda sanayi altyapısı çok gelişmiş, ciddi potansiyel sahibi bir şehir olarak tanımlıyor. “Antalya OSB, yurtiçi ve yurtdışından birçok yatırımcının ilgisini çekiyor” diyerek devam eden Subaşı, bölgede artan katma değerli ihracatın önemine de değinerek, “Mobilya bileşenleri sektörünün öncü ve yenilikçi markası haline gelmemizin altında yatan en önemli faktörler arasında Ar-Ge ve inovasyona yaptığımız yatırımın çok büyük katkısı var. AGT olarak hep daha iyisini, daha yenisini üretme ve sektörün trendlerini belirleyen küresel marka olma misyonumuzla daima kendimizi geliştirdik. Yenilikçilik, farklı ürünler geliştirme isteği, üretimde yeni metotlar keşfetme arzusu bugünkü anlatımıyla inovasyon, kurulduğumuz ilk günden beri bizim vizyonumuzda mevcuttu. Her biri alanında uzman, mimar, endüstriyel tasarımcı, orman endüstri mühendisi, tekniker, marangoz gibi farklı disiplinlerden oluşan bir Ür-Ge ekibimiz bulunuyor. Ürünlerimizle farklı ve özgün tasarımlar üretiyoruz. Ürün geliştirmede de sektörde daima bir adım önde yer alıyoruz. Tasarımı geri planda tutup sadece malzeme kalitesine odaklanırsanız başarılı olmanız neredeyse imkânsız. Sektörü doğru analiz etme-li ve trendleri takip etmelisiniz” değerlendirmesinde bulunuyor. 101 BİRLİK / SEKTÖRLER Otomotiv ihracatı artışını sürdürüyor Türkiye ihracatının lokomotif sektörü otomotiv endüstrisinin nisan ayı ihracatı geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 11.5 artışla 2 milyar 47 milyon dolar oldu. Orhan Sabuncu OİB Yönetim Kurulu Başkanı T OTOMOTİV ürkiye ihracatının lokomotif sektörü otomotiv endüstrisinin ihracat artışı sürüyor. Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği’nin (OİB) verilerine göre sektör ihracatı nisan ayında geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 11.5 artışla 2 milyar 47 milyon dolar oldu. Mal grupları bazında yüksek oranlı artışların devam 102 ettiği nisanda, otomotiv yan sanayinin çift haneli büyümesi de sürdü. OİB Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Sabuncu, “AB ülkelerindeki çift haneli büyümeye nisan ayında Afrika ülkeleri de dahil oldu. Pazar çeşitlendirmesi bakımından bu artış önem taşıyor. Özellikle Gana’ya nisanda çok yüksek oranda büyüme gerçekleşirken, Hollanda’ya yüzde 102, İsrail’e yüzde 41, İtalya’ya yüzde 40 oranlarındaki artış yaşandı” diye konuştu. Ticari araçlarda artış oranı yüzde 43’ü buldu Nisan ayı verilerine göre ürün grubu bazında otomotiv yan sanayi ihracatı yüzde 41 pay ve yüzde 15 oranında artış gerçekleştirerek 843 milyon dolar oldu. Yüzde 29 paya sahip binek otomobiller yüzde 9 azalışla 600 milyon dolar ihracat gerçekleştirdi. Yüzde 21.5 paya sahip eşya taşımaya mahsus motorlu taşıtlar ihracatı yüzde 43 gibi yüksek bir artışla 438 milyon dolar, yüzde 6.5 paya sahip otobüsminibüs-midibüs ihracatı da yüzde 36 artarak 131 milyon dolar oldu. En büyük pazar Almanya’ya ihracat yüzde 5 arttı Türkiye otomotiv endüstrisinin en büyük pazarı olan Almanya’ya ihracat, nisan ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 5 artışla 322 milyon dolar olurken, ikinci sıradaki İtalya’ya yüzde 40 artışla 224 milyon dolar, üçüncü büyük pazar Birleşik Krallık’a yüzde 6 azalışla yine 221 milyon dolar olarak gerçekleşti. Nisan ayında diğer önemli pazarlardan Hollanda’ya yüzde 102 büyümeyle 83 milyon, İspanya’ya yüzde 9 yükselişle 101 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirildi. AB ülkelerinde artış çift haneli oldu Otomotiv endüstrisi ihracatından yüzde 76 pay alan AB pazarına yönelik ihracat nisan ayında yüzde 13 artışla 1 milyar 564 milyon dolar oldu. Sektörün ikinci en büyük pazarı ise ihracatını yüzde 63 artırarak 147 milyon dolara yükselten ve dış satışlarda yüzde 7 pay alan Afrika ülkeleri oldu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, İstanbul Moda Akademisi ve Dice Kayek işbirliği ile gerçekleştirilen "İzler Türk El Sanatları Koleksiyon Sergisi"nin açılışına katıldı. İ stanbul Moda Akademisinin (İMA) Nişantaşı'ndaki binasında 30 Nisan'da gerçekleştirilen açılışta konuşan Emine Erdoğan, geleneksel sanatları canlandırmak amacıyla gerçekleştiren projenin açılış törenine katılmaktan büyük bir memnuniyet duyduğunu belirtti. Emine Erdoğan, serginin, İMA ve Dice Kayek'in işbirliğinin güzel bir ürünü olduğuna vurgu yaparak, şöyle konuştu: "Bu anlamlı işbirliği için kendilerini tebrik ediyorum. Unutulmaya yüz tutmuş geleneksel sanatlarımıza hayat verme yolundaki gayretlerini kutluyorum. Küreselleşme ve teknolojik gelişmeler ne yazık ki el sanatlarımızı hayatımızdan çekip almaktadır. Oysa onlar milli hafızamızı, kültürel mirasımızı içinde barındıran zenginliklerdir. Özgünlük, gelenek ve bilgi aktarımı, onlar sayesinde gerçekleşiyor. Gelecek nesilleri bu kültürel zenginlikten mahrum etmemek adına onları yaşatmak El sanatları çağdaş bir şekilde yorumlandı İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçı Birliği (İHKİB) Başkanı Hikmet Tanrıverdi de İMA'nın, uluslararası standartlarda eğitim verdiğini aktararak, İMA'nın Moda tasarımı lisans ve lisansüstü programına devam eden 5 öğrenci ile Dice Kayek'in yaratıcısı Ece Ege'nin sanat yönetmenliğinde gerçekleştirilen sergi için öğrencilerin Anadolu el sanatlarını araştırdığını kaydetti. Tanrıverdi, "İğne oyası, tel sarma, tel kırma, çeşni bülbül ve sedef kakma sanatlarını kullanarak 15 sunum hazırladılar. Her bir öğrenci, el dikişiyle üçer kıyafet tasarlayarak, geleneksel el sanatlarını yeniden yorumladı. Günümüzde unutulmuş el işçiliğinin canlanmasına katkı sağladı" dedi. Geleneksel el sanatlarının çağdaş bir şekilde yorumlandığı sergideki tasarımlar arasında yer alan kafes cekette, 9 bin adet tel kırma yapıldı. TEKSTİL & HAZIR GİYİM El işçiliği yeniden canlanacak sorumluluğumuzdur." İMA'nın bu meseleyi dert edinmiş olmasının, herkes için gurur vesilesi olduğunu dile getiren Erdoğan, "Modern bir yaklaşım ve akademik bir yetkinlikle bunu ele alması, kültürümüz adına büyük bir yatırımdır. İzler sergisinin göz kamaştıran eserlerinin uluslararası alanda da ülkemizi en güzel şekilde temsil edeceğine inanıyorum. İMA'nın kıymetli öğrencilerini, akademisyen ve danışmanlarını yürekten tebrik ediyorum. Projeye emek veren herkesi kutluyor, tüm katılımcılara sevgilerimi sunuyorum" diye konuştu. 103 BİRLİK / SEKTÖRLER ABD'ye yapılan ihracat yüzde 11.22 arttı Kimya ihracatı geçtiğimiz yılın aynı ayına göre yüzde 14.75 azalarak 1 milyar 233 milyon dolara geriledi. Ocak-nisan döneminde ise yüzde 11.65 düşüşle 4 milyar 571 milyon dolar oldu. AB ülkeleri nisan ayı ihracatından aldıkları yüzde 38’lik pay ile sektöre moral verdi. ihracat yapılan ülkeler; Almanya, Mısır, Irak, İtalya, Hollanda, İran, Suudi Arabistan, İngiltere, Birleşik Arap Emirlikleri ve Yunanistan olarak sıralandı. KİMYEVİ MADDELER Hedeflerimiz önünde engel değil MURAT AKYÜZ İKMİB Başkanı İ stanbul Kimyevi Maddeler ve Mamülleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) verilerine göre, nisan ayında kimya ihracatı geçtiğimiz yılın aynı ayına göre miktarda yüzde 7.29 azalış ile 1 milyon 525 bin ton, değerde ise yüzde 14.75 düşüşle 1 milyar 233 milyon dolar olarak gerçekleşti. Geçtiğimiz ay kimyanın en çok 104 ihracat yaptığı ülkeler sırasıyla; Almanya, Irak, Mısır, Singapur, Hollanda, İngiltere, İran, İtalya, Amerika Birleşik Devletleri, İspanya oldu. Nisan ayında Singapur’a yapılan ihracattaki yüzde 362’lik artış dikkat çekti. AB ülkelerine 464 milyon dolarlık ihracat Nisan’da en çok ihracat gerçekleştirilen ilk 10 ülkenin yarısını AB ülkelerinin oluşturduğu görülürken, AB ülkeleri 464 milyon 845 bin dolarlık ihracat ve yüzde 38’lik pay ile sektöre gelecek aylar için umut verdi. Hollanda’ya yapılan ihracat yüzde 95.68 ve İngiltere’ye yapılan ihracat yüzde 44.45 oranında artış gösterdi. Kimya sektörünün en önemli hedef pazarlarından biri olan ABD’ye yapılan ihracat nisan ayında yüzde 11.22 arttı ve ülkeyi en fazla ihracat gerçekleştirilen ülkeler arasında 9’uncu sıraya yükseltti. Geçtiğimiz ay plastikten organik kimyasallara, minerallerden eczacılık ürünlerine kadar pek çok alt sektörde ABD’ye 37 milyon 274 bin dolarlık ihracat yapıldı. En çok ihracat Almanya’ya Ocak-nisan dönemindeki kimya ihracatının toplamı ise geçen yılın aynı dönemine kıyasla miktarda yüzde 1 artışla 5 milyon 810 bin ton; değerde yüzde 11.65 düşüşle 4 milyar 571 milyon dolar oldu. Bu dönemde en çok Sektörün nisan ayı ihracat rakamlarını değerlendiren İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamülleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Akyüz, şu değerlendirmeyi yaptı: “Türkiye genelinde ihracattaki gerileme eğilimi sektörümüzde de görülüyor. Irak, Suriye gibi sadece ihracat değil nakliyemizde de önemli rol oynayan ülkelerde bir türlü normalleşmenin sağlanamaması bu yıl da maalesef ihracatçılarımızı zorluyor. Bununla birlikte emtia ve petrol fiyatlarındaki düşüşün olumsuz etkilerini de görmeye devam ediyoruz. Tabii ki bunlar bizim çalışmalarımızın ve hedeflerimizin önünde engel değil. Tüm zorluklara rağmen ihracatımızı yukarıya taşımak için var gücümüzle çalışıyoruz. Dünyada yaygın üretilen ürünlerden yaptığımız ihracat yerine odağımıza daha spesifik ürünleri koyarak katma değeri yükseltmenin yollarına bakıyoruz” dedi. İhracatın metalik yıldızları ödüllendirildi 7 milyar dolarlık ihracatı temsil eden İDDMİB, 2015 yılının başarılı ihracatçılarını 17 Mayıs Salı günü Grand Hyatt Otel’de gerçekleştirilen törenle ödüllendirdi. Bu yıl 6’ıncısı düzenlenen İDDMİB İhracatın Metalik Yıldızları Ödülleri töreninde demir çelik eşya, alüminyum mutfak eşya, alüminyum inşaat aksamı, metallerden kilitler, metal mobilya, demir çelik döküm gibi 24 farklı kategoride 61 başarılı ihracatçı ödülün sahibi oldu. İhracatını en fazla artıran, hedef ülkelere en fazla ihracat yapan ve ihracatını son 5 yılda sürekli olarak artıran firmalara da ödül verilen gecede, başarılı ihracatçı firmalarla Ekonomi Bakanlığı, TİM ve diğer kurum ve kuruluşların üst düzey yetkilileri bir araya geldi. Gidilmedik yer bırakmayacağız Ekonomi Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Tarık Sönmez, “İhracat meşakkatli bir iş biz ihracat ailesinin fertlerine yardım etmek için çabalıyoruz. Sektörün son 10 yılda ihracata yaptığı katkılar çok önemli. 2023 hedeflerinde sektörden beklentilerimiz çok fazla. Önümüzdeki yıllarda daha iyi çalışarak, pes etmeyerek, dünyada gidilmedik ülke bırakmayarak yılın son gününe kadar ihracatı artırmak için çabalayacağız” diye konuştu. İhracatta yaşanan düşüşü sadece çevre ülkelerde yaşanan sıkıntılara bağlanmaması gerektiğini dile getiren TİM Başkan Vekili Tahsin Öztiryaki, “Dünya ticareti düşüyor. 35 trilyon dolardan 2009 yılı rakamlarının gerisine düştü. Bu zorlu koşullarda ihracata yaptığı katkılardan dolayı İDDMİB ve üyelerini kutluyorum” dedi. İhracat hedefimiz; 7.1 milyar dolar İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği Başkanı Rıdvan Mertöz, çevre ülkelerle yaşanan sıkıntılar ve dünya ihracatında yaşanan olumsuz gelişmelere rağmen 2015 yılında Türkiye ihracatına 7 milyar dolarlık katkı yapan birlik üyelerine teşekkür etti. Birlik olarak 2016 yılı ihracat hedeflerinin 7.1 milyar dolar olduğunu aktaran Mertöz, 2023 hedeflerinin 25 milyar dolar olduğunu belirterek, "Bu hedefi yakalamak için yeni pazarlar keşfetmemiz, var olan pazarlarımızda ihracatımızı artırmamız gerek. Bu da katma değerli ve yenilikçi ürünler üretmekle olur. Bunun yolu ise Ar-Ge, inovasyon, markalaşmak ve endüstriyel tasarımdan geçiyor" dedi. DEMİR & ÇELİK İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB), 24 farklı kategoride 2015 yılının başarılı ihracatçılarını ödüllendirdi. Törende, Vestel, Kale Kilit, Öztiryakiler, Korkmaz ve Mesan Kilit gibi başarılı 61 firma ödül aldı. 105 BİRLİK / SEKTÖRLER Elektrik elektronikte ihracat 10.8 milyar dolar oldu Türkiye geçen yıl elektronik, beyaz eşya, elektrik üretim ve dağıtım ekipmanları ile kabloda toplamda 10.8 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi. ELEKTRONİK E lektrik Elektronik ve Hizmet İhracatçıları Birliğinden (TET) yapılan açıklamaya göre ana ürün grupları içerisinde "elektronik", "beyaz eşya", "elektrik üretim ve dağıtım ekipmanları" ile "kablo" sektörünün yer aldığı "elektrik, elektronik ve hizmet" ihracatında 2015 yılında 10,8 milyar dolarlık gelir elde edildi. Bu sektörler arasında en yüksek ihracatı 3 milyar 139 milyon dolarla elektronik sektörü sağlarken, aynı dönemde beyaz eşya sektörü 3 milyar 121 milyon dolarlık, elektrik üretim ve dağıtım ekipmanları 2 milyar 737 milyon dolarlık, kablo sektörü ise 1 milyar 710 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Türkiye'nin elektrik elektronikte en çok ihracat yaptığı ülke 1 milyar 480 milyon dolarla İngiltere 106 oldu. Bu ülkenin hemen ardından 1 milyar 130 milyon dolarla Almanya, 756 milyon dolarla da Fransa gelirken; sıralamadaki diğer ülkeler arasında Irak, Türkmenistan, İtalya, Suudi Arabistan, İspanya, İsrail ve Cezayir de yer aldı. Beyaz eşyada ihracat 3 milyar 121 milyon dolar oldu TET verilerine göre ana ürün gruplarından elektronik sektörünün 2015 yılı ihracatına katkısı 3 milyar 319 milyon dolar oldu. Elektronik sektörünün en çok ihracat yaptığı ülke İngiltere olurken, buraya yapılan ihracat 2015'te bir önceki yıla kıyasla yüzde 5.6 artarak 437 milyon dolar olarak gerçekleşti. Elektronik sektörünün en çok ihracat yaptığı ikinci ülke 423 milyon dolarla Almanya olarak kayıtlara geçerken, hemen ardından 186 milyon dolarla Fransa, 103 milyon dolarla da İtalya geldi. Elektronikte yurt dışına en çok satış gerçekleştiren şirket Vestel olurken, Arçelik ikinci, BSH Ev Aletleri de üçüncü sırada yer aldı. Elektrik elektronik ve hizmet" sektörünün lokomotiflerinden beyaz eşyada ise 2015 yılında 3 milyar 121 milyon dolarlık ihracat geliri elde edildi. Bu alanda da Türkiye en çok ihracatı İngiltere'ye yaparken, bu ülkeye yapılan ihracat tutarı 156 milyon dolar olarak gerçekleşti. Bunu 138 milyon dolarla Almanya, 87 milyon dolarla Fransa, 75 milyon dolarla da ABD izledi. Beyaz eşyada ihracat birincisi Arçelik, ikinci BSH Ev Aletleri, üçüncü ise Vestel oldu. Türkiye 2015'te 1 milyar 710 milyon dolarlık kablo ihraç etti TET verilerine göre Türkiye, elektrik üretim ve dağıtım ekipmanları sektöründe 2015 yılında toplam 2 milyar 737 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Bu sektörde en çok ihracat Suudi Arabistan'a yapılırken, bu ülkeye yapılan ihracat 2015'te bir önceki yıla kıyasla yüzde 93 artarak 249 milyon dolar olarak kaydedildi. Suudi Arabistan'ı 52 milyon dolarla Türkmenistan, 45 milyon dolarla Irak, 40 milyon dolarla İngiltere takip etti. Bu alanda sektörün ihracat lideri Alstom Grid Enerji Endüstri olurken, Siemens ikinci, Schneider Elektrik ise en çok ihracat gerçekleştiren üçüncü şirket olarak yer aldı. TET'in ihracat gerçekleştiren dört ana sektöründen kabloda ise 2015 yılında toplam 1 milyar 710 milyon dolarlık ihracat geliri elde edildi. Kablo sektöründe en çok ihracat 368 milyon dolarla İngiltere'ye yapılırken, diğer ülkeler sırasıyla 143 milyon dolarla Irak, 109 milyon dolarla İsrail, 71 milyon dolarla da Türkmenistan olarak kayıtlara geçti. Kablo sektöründe en çok ihracat gerçekleştiren ve TET'in 2015 İhracat Ödüllerini almaya hak kazanan şirketler de sırasıyla Türk Prysmian Kablo, Atom Kablo ve Nexans Türkiye Endüstri oldu. adnan dalgakıran MTG Başkanı Makine sektörü Almanya ile işbirliğini güçlendiriyor WIN Avrasya Otomasyon Fuarı’na katılan Makine Tanıtım Grubu, fuarın çanta sponsoru oldu ve 15 bin çanta dağıttı. T ürkiye’nin Makinecileri (Makine Tanıtım Grubu), 17-20 Mart 2016 tarihleri arasında İstanbul’da düzenlenen WIN Avrasya Otomasyon Fuarı’na katıldı. Makine Tanıtım Grubu ayrıca fuarın çanta sponsoru oldu ve 15 bin adet çanta fuarın ana girişinde ziyaretçilere dağıtıldı. Fuar kapsamında Türkiye’nin Makinecileri tarafından Bulgaristan, Hindistan, Romanya ve Kamerun’dan 7 firma yetkilisi ve iki editörün katılımıyla Alım Heyeti Programı düzenlendi. 16 Mart 2016 tarihinde düzenlenen ikili iş görüşmelerine Türkiye’den 9 firma katıldı. Heyet ikili iş görüşmelerinin ardından fuarı ziyaret etti. Ayrıca, Almanya’nın ve Avrupa’nın en büyük sanayi birliği olan VDMA ile MTG, WIN Automation Fuarı dolayısıyla Endüstri 4.0 alanında Türk makinecilerine yol gösterecek ortak bir kitapçık yayınladı. Otomasyon süreçlerindeki teknolojik dönüşümü Türkiye’de tanıyan en iyi sektör olarak, uluslararası alanda çeşitli işbirlikleri geliştirdiklerini dile getiren Makine İhracatçıları Birliği ve Makine Tanıtım Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Dalgakıran, “Almanya’nın her türlü mühendislik ürününü üreten 3 bin 100 şirketini temsil eden en büyük birlik olan VDMA ile WIN Automation Fuarı’na özel olarak hazırladığımız çalışma sektörümüz için önemli bir kılavuz olacak. Türk-Alman işbirliğini, sanayimiz açısından da bir model olarak geliştirecek bu tür çalışmaları sürdüreceğiz” diye konuştu. Türkİye’nİn makİnecİlerİ Bauma Münİh Fuarı’na katıldı MAKİNE Makine Tanıtım Grubu (Türkiye’nin Makinecileri) 11-17 Nisan 2016 tarihleri arasında Münih’te düzenlenen Bauma Münih Fuarı’na ikinci kez katıldı. İş ve inşaat makineleri alanında üç yılda bir düzenlenen fuarda Türkiye’den 140 firma katılımcı olarak yer aldı. Fuar öncesi hazırlanan basın bülteni Türkiye’deki ve Almanya’daki sektörel dergilere gönderildi. Ayrıca Türk firmalarının bilgilerinin yer aldığı flyer fuar alanında dağıtıldı. 107 BİRLİK / SEKTÖRLER Meyve ve sebze sektörü ABD ve Avustralya'ya açılıyor UMSMİB Başkanı Gençoğlu, bu yıl ihracatta 200 milyon dolar hedeflediklerini belirterek, “Yılın ikinci yarısından itibaren ABD ve Avustralya gibi pazarlara sektörel ticaret heyetleri düzenleyeceğiz” dedi. U TARIM ludağ İhracatçı Birlikleri çatısı altında faaliyet gösteren Uludağ Meyve Sebze Mamulleri İhracatçıları Birliği’nin (UMSMİB) 2015 Olağan Genel Kurul Toplantısı, birlik üyelerinin katılımı ile gerçekleştirildi. Genel Kurul’da konuşan UMSMİB Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Gençoğlu, UMSMİB’in bu yılki hedeflerini anlattı. UMSMİB’in bu yılki ihracat hedefinin 200 milyon dolar olduğunu söyleyen Gençoğlu, sektörün en büyük pazarı olan AB’de büyümenin süreceği yönündeki tahminlerin ihracat hedefine olumlu yansıyacağını söyledi. Gençoğlu, “Geçen yıl Euro/ dolar paritesine bağlı kayıplar yaşandı ancak son dönemde Euro’nun değer kazanması nedeniyle 108 yüzde 5 seviyelerinde bir ihracat artışı yakaladık. Diğer yandan sorunların devam ettiği Rusya’da belirgin bir iyileşme olmayacak. İhracatçılar olarak hedefimize ulaşmak ve küresel rekabette öne çıkmak için alternatif pazar arayışlarımız sürüyor. Bu kapsamda yılın ikinci yarısından itibaren ABD, Avustralya ve Çin gibi ülkelere sektörel ticaret heyetleri düzenleyeceğiz” diye konuştu. Ayrıca ihracatta girdi maliyetlerinin düşürülmesi ve karlılığının sürdürülmesi için döviz kurunda zaman zaman görülen ani dalgalanmaların önüne geçilmesi gerektiğini de belirten Gençoğlu, yeni pazarlar hedefledikleri bir dönemde istikrarlı döviz kurunun önlerini görebilmeleri açısından önemine değindi. ORHAN GENÇOĞLU UMSMİB Başkanı UTG, MAGTOTEX 2016’da 21-24 Nisan 2016 tarihleri arasında Mardin’de gerçekleştirilen Mezopotamya Tarım Ekipmanları, Gıda ve Hayvancılık Fuarı (MAGTOTEX) 2016’ya bir info-stant ile katılım sağlayan Un ve Unlu Mamuller Tanıtım Grubu ziyaretçilerden büyük ilgi gördü. Fuar açılışını Mardin Vali Yardımcısı Bahattin Çelik, Irak Federal Kürdistan Bölgesel Yönetimi Tarım Bakanı Abdülstar Majid ve Mardin Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Ahmet Türk yaptı. Un ve Unlu Mamuller Tanıtım Grubu’nun standını Mardin OSB Başkanı A. Nasır Duyan, Kızıltepe Ticaret Borsası Başkanı Mehmet Şahin, MARGİAD Mardin İş Adamları Derneği yöneticileri, çiftçiler, Artuklu Üniversitesi öğrencileri ve birçok kişi ziyaret etti. Lojistik master planını bitirmek için geç kalmamalıyız TİM Lojistik Konsey Başkanı Bülent Aymen, “Lojistik sektörü rekabet gücü açısından çok önemli ve iyi yönetildiğinde ihracata kaldıraç etkisi yapacak” dedi. Planının hayata geçmesini bekliyoruz Türkiye'nin Türkî Cumhuriyetler, Orta Doğu, Afrika ve Avrupa'nın orta noktasında olmasının büyük bir lokasyon avantajı sağladığını belirten Bülent Aymen, “Rakiplerimizin 1960’larda tamamladığı Lojstik Master Planı’nı biz hala hayata geçiremedik. Lojistik ve sanayiyi birbirinden ayıramazsınız ve iyi yönetilmeyen lojistik sektörü sanayinin de gelişmesini engeller” dedi ve sözlerine şöyle devam etti “Lojistik master planından çok umutluyuz ve yapılan iyileştirmelerle lojistik sektörünün, son yıllarda hızını kaybeden ihracatta kaldıraç etkisi yapacağını düşünüyoruz." Türk mermerİ 3. Havalİmanı İçİn görücüye çıktı BÜLENT AYMEN TİM Lojistik Konseyi Başkanı İstanbul Maden İhracatçıları Birliği Başkanı Ali Kahyaoğlu’nun “3. Havalimanı'nda yüzde 100 Türk doğal taşı kullanılsın” önerisi yankı buldu. Tamamlandığında Avrupa’nın en büyük havalimanı olma özelliğini taşıyan 3. Havalimanı'nda yerli taşların kullanılması konusunda ilk adım atıldı. 150 yerli mermer üreticisi ile Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) binasında bir araya gelen İstanbul Grand Airport’un (İGA) yetkilileri, 81 ilden gelen 350 çeşit taşı tek tek inceledi. İGA Dizayn Direktörü Taner Arslan, havalimanında yerli mermer kullanmayı düşündüklerini söyledi. 109 SEKTÖRLER T ürkiye'nin 2023 yılı hedefleri, Türk ekonomisi ve lojistik sektörünün mevcut durumunun tartışıldığı Ekonomi ve Lojistik Zirvesi 2016’da açılış konuşmasını yapan Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Lojistik Konsey Başkanı ve Akdeniz İhracatçı Birlikleri (AKİB) Koordinatör Başkanı Bülent Aymen, lojistik sektörünün rekabet açısından önemi ve lojistik sektörünü bekleyen riskler hakkında konuştu. Emtia fiyatlarındaki düşüş sonrası üretim maliyetlerinin gerilediğini belirten Bülent Aymen, “Üretim maliyetleri kadar lojistik maliyetlerini de düşürmemiz fiyat rekabeti açısından son derece önemli” dedi. BİRLİK / BÖLGELER Bursa Siyah İnciri’nde denetimler artacak Balıkçılık sektörü Global Su Ürünleri Fuarı’nda Su ürünleri sektöründe dünyanın en önemli fuarı olan ve bu yıl 24. kez düzenlenen Seafood Expo Global – Global Su Ürünleri 2016 Fuarı’nın milli katılım organizasyonu İstanbul İhracatçı Birlikleri Genel Sekreterliği tarafından 12’nci kez gerçekleştirildi. Global Su Ürünleri Fuarı, su ürünleri sektöründe dünyanın en önemli fuarı olarak kabul ediliyor. Geleneksel olarak her yılın nisan ayında Belçika’nın Brüksel kentinde düzenlenen fuara, dünyanın değişik ülkelerinden ziyaretçi ve katılımcılar büyük ilgi gösterdi. Türkiye su ürünleri sektöründe faaliyet gösteren lider firmaların milli katılım çatısı altında iştirak ettiği fuarda taze, dondurulmuş, canlı, katkı maddeli, markalı, markasız deniz mahsulleri sergilendi. Tamamen profesyonel alıcılara yönelik olarak gerçekleştirilen fuarda bu sene Türkiye’den 14 firma katılımcı olarak yer aldı. Uludağ İhracatçı Birlikleri (UİB) çatısı altında faaliyet gösteren Uludağ Yaş Meyve ve Sebze İhracatçıları Birliği (UYMSİB), üretici firmalarının katıldığı Bursa Siyah İnciri İhracatının Arttırılması Toplantısı’na ev sahipliği yaptı. Toplantıda Bursa Siyah İnciri ihracatının geliştirilmesi kapsamında; üreticiler, ilgili köy muhtarları, üretici birlikleri, ziraat odaları ve ihracatçılar bir araya gelerek yapılması gerekenleri ve alınacak önlemleri tartıştı. İncir üreticilerini teşvik etmek adına birtakım kararlar alacaklarının altını çizen UYMSİB Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Senih Yazgan, “Üreticiler ve ihracatçıların bulunduğu bir network sistemi kurup, iki taraf arasındaki bilgi akışının hızlanmasını sağlayacağız” dedi. MARMARA Tüpraş satışlarını artırdı Tüpraş'ın toplam satışları ilk çeyrekte 6.9 milyon tona ulaştı. Bu yılın ilk üç ayında ham petrol fiyatlarının dalgalı bir seyir izlediği belirtilen açıklamada, yüksek benzin rasyolarının etkisiyle genel olarak rafineri kapasite kullanım oranlarının arttığı, mevsim normallerinin üzerinde seyreden kış sıcaklıklarına bağlı olarak düşen motorin ve fuel oil tüketimi ve değişen küresel arz talep dengelerinin bu ürünlerin fiyatlarını baskıladığı belirtildi. Bu 110 doğrultuda Akdeniz rafineri marjının geçen yılın aynı dönemine göre 2.14 dolar azalarak 3.84 dolar/varil düzeyinde gerçekleştiği aktarılan açıklamada, "Mevsimsel şartlar itibariyle tüketimin düşük olduğu ilk çeyrek dönemde Tüpraş, bakım çalışmaları ve arıza duruşlara rağmen yüzde 99.7 toplam kapasite kullanımına ulaştı; artan üretim ve ülkemizdeki talep gelişimi doğrultusunda Tüpraş yurtiçi satışları yüzde 29 oranında (1.150 bin ton) arttı. Ürün ihracatının da 80 bin ton (yüzde 5) daha artması ile toplam satışlar geçen yıla göre yüzde 22 (1.231 bin ton) artışla 6.9 milyon ton oldu" değerlendirmesinde bulunuldu. Açıklamada, satış miktarı ve dolar kurundaki artışa rağmen, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 37 düşen ham petrol fiyatlarına bağlı olarak satış hâsılatının 2015 yılının aynı dönemine göre yüzde 11 azaldığı vurgulandı. Kuru Meyve Tanıtım Grubu’ndan Balkan atağı Türkiye’nin üretim ve ihracatında dünya lideri çekirdeksiz kuru üzüm, kuru incir, kuru kayısı ve Antep Fıstığı’nın dünya genelinde tanıtımı için faaliyet gösteren Kuru Meyve Tanıtım Grubu (KMTG), yeni pazar bulma arayışı amacıyla Balkanlara açıldı. Bosna Hersek’te 12-16 Nisan tarihleri arasında düzenlenen Uluslararası Mostar Fuarı’na katılan Kuru Meyve Tanıtım Grubu, Türk kuru meyvelerinin tanıtımını gerçekleştirdi. Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Hırvatistan Cumhurbaşkanı Kolinda Grabar-Kitaroviç, Sırbistan Başbakanı Aleksandar Vucic, Karadağ Cumhurbaşkanı Filip Vujanovic, Bosna Hersek Cumhurbaşkanlığı Konseyi üyeleri Bakir Izetbegovic, Dragan Covic ve Mladen Ivanic, Ekonomi Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Tarık Sönmez, Bosna Hersek Büyükelçisi Cihad Erginay, Mostar Ticaret Müşaviri Sedat Yıldız ve Ekonomi Bakanlığı Fuarlar Dairesi Başkanı Nilüfer Sandallı 19. International Economic Fair Mostar 2016 Fuarı ziyaretçileri arasında yer aldı. Balkan coğrafyasında Türkiye’ye ve Türk ürünlerine karşı müthiş bir ilgi olduğunu anlatan Kuru Meyve Tanıtım Grubu Başkanı Osman Öz, Türk ürünlerine karşı ilgiyi ihracat rakamlarına yansıtmayı hedeflediklerini kaydetti. Türkiye’nin Bosna Hersek’e 5.5 milyon dolarlık kuru meyve ihracatı olduğunu dile getiren Öz, “Tanıtım uzun soluklu bir çalışma. Bosna Hersek başta olmak üzere Balkan coğrafyasında Türk kuru meyvelerinin daha fazla tüketilmesi için tanıtım çalışmalarımızı sürdüreceğiz. KMTG olarak 40.5 metrekare bir stant ile katıldık. Kuru meyvelerimizin tadımını gerçekleştirdik. KMTG standı en yoğun ilgi gören stantlar arasında yer aldı” dedi. Denizlili gıdacılar Barselona'da Gıda ve İçecek Fuarı'na katıldı. Denizli'den fuara, Altıntop Kuruyemiş, Çalışkan Tarım, Ece Kuruyemiş, Hacı Şerif, Kırbıyık Kuruyemiş, Kocabaylar Seracılık, Nutova Gıda ve Taslacılar Dış Ticaret'ten oluşan 8 firma ve 16 kişilik heyet ile katılım sağlandı. DENİB tarafından açılan stantta hem DENİB Gıda Kümesi hakkında bilgilendirmeler yapıldı hem de Türk havlusu dağıtıldı. Fuar boyunca ikili görüşmelerini sürdüren Denizli firmalarının standı büyük ilgi gördü. Türk balıkları Balkanlara yüzecek Türkiye’nin ihracatta yıldız sektörlerinden su ürünleri sektörü, ihracatta zayıf olduğu Balkanları mercek altına aldı. Balkan ülkelerine ihracatını artırmak isteyen Su Ürünleri Tanıtım Grubu (STG), 12-16 Nisan tarihleri arasında Bosna Hersek’te düzenlenen Uluslararası Mostar Fuarı’na katıldı. Su Ürünleri Tanıtım Grubu’nun Balkanlarda ikinci kez bir fuara katıldığını belirten STG Başkanı Melih İşliel, Balkanlarda bir fuara katılma fikrinin 9-10 Ocak tarihlerinde Çeşme’de yapılan “Su Ürünleri Sektör Toplantısı”nın çıktılarından biri olduğunu kaydetti. 111 EGE Denizli İhracatçılar Birliği (DENİB) Gıda Kümesi'nden 8 firma Barselona'da düzenlenen Alimentaria Uluslararası Gıda ve İçecek Fuarı'na katıldı. Ekonomi Bakanlığı'nın destekleri ve Denizli İhracatçılar Birliği'nin (DENİB) organizatörlüğünde yürütülen 'Denizli Gıda Sektörünün Uluslararası Rekabetçiliğinin Geliştirilmesi Projesi' kapsamında, DENİB Gıda Kümesi, Moskova ve Abu Dabi'den sonra bu kez İspanya'nın Barselona şehrinde 25-28 Nisan'da düzenlenen Alimentaria Uluslararası BİRLİK / BÖLGELER Haftada iki gün bakliyat yemeği yapın mahmut arslan Akdeniz Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Akdeniz İhracatçı Birlikleri’nden (AKİB) yapılan açıklamaya göre, beslenmeden gıda ve tarıma, sağlıktan spora kadar ilgili disiplinleri bir araya getiren Türkiye Doğal Beslenme ve Sağlıklı Yaşam Günleri, Doğal 2016 Fuarı, 14-17 Nisan tarihleri arasında Antalya ExpoCenter’de düzenlendi. Fuarda, Akdeniz Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği’nce “2016 Dünya Bakliyat Yılı” dolayısıyla bakliyat ürünlerinden hazırlanan 101 çeşit yemek sergisi düzenlendi. Türkiye bakliyat tüketimi alışkanlığını terk ediyor İyi tarım uygulamaları ve organik üretim, gıda güvenliği ve güvenirliği, beslenme ve diyetetik, sağlıklı yaşam ve spor konularının uygulamalı olarak ele alındığı fuarın açılışına, Akdeniz Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mahmut Arslan da katıldı. Fuarın açılışında bir konuşma yapan Arslan, 2016 yılının Birleşmiş Milletler tarafından Dünya Bakliyat Yılı ilan edildiğini anımsattı. Bakliyatın anavatanının Türkiye olduğunu belirten Arslan, “Anavatanı olmasına rağmen kendi tüketimimize yetmeyecek kadar üretimimiz var” dedi. Geçmiş yıllarda yapılan hataların önümüzdeki dönemde tekrarlanmayacağını dile getiren Arslan, Türkiye’nin bakliyat üretiminde tekrar eski başarısına kavuşacağını vurguladı. Bakliyatın batı toplumlarının mutfaklarında temel yemeklerden biri olduğunu söyleyen Arslan, “Kanada, ABD ve Avrupa’nın bazı ülkelerine baktığımızda, insanlar aşırı kilo alıyor. Bunun sebebi bakliyat tüketimi alışkanlıklarının terk edilmesidir. Maalesef Türkiye de yavaş yavaş bu alışkanlığını terk ediyor. Anavatanı Türkiye olmasına rağmen bakliyat alışkanlıklarımızı bıraktığımız zaman bizim sahalarımızı başka ülkeler dolduruyor. Vejetaryen kültürüne sahip ülkelere baktığımızda, hangisinde obezite sorunu var? 1.3 milyar nüfusu ile Çin’i bile geride bırakan dünyanın en kalabalık ülkesi Hindistan’da obezite diye bir problem yok” diye konuştu. AKDENİZ Madencilere yeni URGE projesi Zirai ilaç kalıntısında daha iyiye gidiyoruz Avrupa Birliği (AB) Gıda Güvenliği Genel Müdürlüğü heyeti, zirai ilaç kalıntısı ile ilgili yapılan çalışmaları yerinde görmek için geldiği Antalya'da Batı Akdeniz İhracatçılar Birliği'ni (BAİB) de ziyaret etti. BAİB Yönetim Kurulu Üyesi Berdan Ber ve Ali Demir'in kabul ettiği heyete, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı 112 yetkilileri de eşlik etti. AB heyetine Türkiye'nin ve Batı Akdeniz'in yaş sebze meyve ihracatı ve zirai ilaç kalıntısına karşı alınan önlemlerle, denetim sonuçları hakkında bilgi verildi. AB yetkilileri Türkiye'den gelen ürünlerde zirai ilaç kalıntısı açısından durumun her yıl daha da iyiye doğru gittiğini bildirdi. Batı Akdenizli maden ihracatçılarının yeni pazarlara açılmasını, dünyanın dört bir yanındaki ülkelerde tanınırlığının artmasını ve buna bağlı olarak da ihracatın artmasını amaçlayan proje başladı. Batı Akdeniz İhracatçılar Birliği (BAİB) tarafından, Ekonomi Bakanlığı desteğiyle yürütülen Batı Akdeniz Doğaltaş Kümesi URGE Projesi, üç yıl sürecek. Antalya, Burdur ve Isparta illerinde faaliyet gösteren 23 firmanın katılımıyla başlayan proje, BAİB tarafından bu alanda uygulanan ikinci proje olma özelliğini de taşıyor. Proje çerçevesinde firmalara öncelikle ihtiyaç analizi yapılacak, ardından eğitim çalışmaları gerçekleştirilecek. Projenin son ayağı ise yurtdışı pazarlama faaliyetlerinden oluşacak. Makineciler Hannover Fuarı’na damga vurdu 18-21 Nisan tarihleri arasında ABD’nin Chicago kentinde düzenlenen kaplama malzemeleri sektöründe dünyanın en önemli ihtisas fuarlarından biri olarak kabul edilen Uluslararası Coverings Fuarı’na, Seramik Tanıtım Grubu (STG) faaliyetleri çerçevesinde yaklaşık 200 metrekarelik bir etkinlik alanı, info stant ile katılım gerçekleştirildi. Her yıl gerçekleştirilen Coverings Fuarı’na Seramik Tanıtım Grubu adına 18’inci kez katılım sağlanırken, Türk seramik sektörünü tanıtan CD-USB kataloglar stant ziyaretçilerine dağıtıldı. Diğer taraftan, stant ziyaretçilerine fuar alanında bulunan Türk seramik firmalarına yönlendirici haritalar verildi. Fuar süresince stant bini aşkın kişi tarafından ziyaret edildi. Ayrıca fuar esnasında taksi, shuttle, fuar resmi çanta ve fuar alanı reklam opsiyonları değerlendirildi. 25-29 Nisan tarihleri arasında Almanya'nın Hannover kentinde gerçekleşen Hannover Messe 2016 Fuarı’nda Makine Tanıtım Grubu (MTG) 72 metrekare info stant ile yer aldı. Dünyanın en önemli endüstri fuarlarından biri olan ve farklı ülkelerden ziyaretçileri çeken Hannover Messe Fuarı’na Türkiye’den 135 firma katıldı. Fuar kapsamında MTG tarafından geniş bir reklam kampanyası yapıldı. Hannover Havaalanı’nda bagaj küplerinde, fuar alanında reklam kulelerinde, taksi duraklarında, reklam panolarında, fuar kataloğunda, fuar gazetesi “Messe Daily”de, otobüslerde ve metro istasyonu girişinde Türk Makinesi ilanları yer aldı. Fuardaki Türk firmalarının hollerini ve stant numaralarını gösteren el ilanları ile üye ve sektör broşürü de MTG standında ziyaretçilere dağıtıldı. MTG ayrıca, Almanya Başbakanı Angela Merkel ve partner ülke ABD Başkanı Barack Obama’nın da katıldığı açılış seremonisine sponsor oldu. İSİB sektör buluşma toplantısı yapıldı İklimlendirme Sanayi İhracatçıları Birliği (İSİB) tarafından, iklimlendirme sektörünün geldiği son durumunun değerlendirildiği, teknik bilgilendirme ve eğitim programlarının gerçekleştirildiği ve bunların yanında sektörel birlikteliğin geliştirilerek İSİB’den beklentilerin konuşulduğu İSİB Çalıştayı 14-17 Nisan tarihleri arasında Antalya - Venezia Palace De Luxe Resort Hotel’de gerçekleştirildi. 300’e yakın katılımcı ile gerçekleştirilen etkinliğin ilk günü Doğan Yılmaz’ın Kredi Kayıt Bürosu Bilgilendirme Semineri ile başladı. Ardından açılış konuşmasını yapmak üzere kürsüye İSİB Yönetim Kurulu Başkanı S. Zeki Poyraz geldi ve katılımcıları selamlayarak bu yıl beşincisi düzenlenen etkinliğin önemine vurgu yaptı. S. Zeki Poyraz’ın konuşmasının ardından Ekonomi Bakanlığı Müsteşarı İbrahim Şenel kürsüden katılımcılara seslenerek iklimlendirme sektöründe son yıllarda yükselen ihracat değerleri için teşekkür etti. ORTA ANADOLU STG, Coverings 2016 Fuarı’nda UTG, 5. Uluslararası Hububat ve Ekmek Kongresi’nde Uluslararası Tahıl Bilimi ve Araştırma Birliği (ICC) ile Hacettepe Üniversitesi ortaklığında 18-21 Nisan tarihleri arasında İstanbul’da Harbiye Askeri Müze ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen 5. Uluslararası Hububat ve Ekmek Kongresi’nde Un ve Unlu Mamuller Tanıtım Grubu (UTG) da yerini aldı. İlk defa Türkiye’de gerçekleştirilen Kongre’ye hububat, ekmek ve ekmekçilik alanlarında araştırmalar yapan ve çalışmalar yürüten yaklaşık 500 kişi katıldı. Kongre’de inovatif tahıl ürünlerinin depolanması, pazarlanması ve geliştirilmesi, yeni hammaddelerin ve yeni teknolojilerin geliştirilmesi ile tahılların alternatif kullanım yolları konuları tartışıldı. 113 BİRLİK / BÖLGELER Gürcistan ile sıkıntılar çözüme ulaştırılmalı ahmet hamdi gürdoğan DKİB Yönetim Kurulu Başkanı Doğu Karadeniz İhracatçılar Birliği (DKİB) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Hamdi Gürdoğan, Gürcistan'a yönelik ihracata ilişkin, "Engelleme ve ceza uygulamaları, ihracatçıyı bıktırma noktasına getirdi" ifadesini kullandı. Gürdoğan, açıklamasında, Gürcistan'ın Türk ihracatçılarına karşı tutumunu eleştirdi. Türk işadamları ve Türk plakalı ihraç yükü taşıyan araçlara karşı son günlerde hukuksuz bir şekilde engelleme ve ceza uygulamaları yapıldığını vurgulayan Gürdoğan, şunları kaydetti: "Engelleme ve ceza uygulamaları, ihracatçıyı bıktırma noktasına getirdi. İhraç yükü taşıyan veya yurda dönüş yapan Türk plakalı taşıtların sürekli Gürcü polisince durdurularak sebepsiz ve mesnetsiz gerekçelerle yüklü miktarda ceza tahakkuku yapılması, kapılarda hiçbir yoğunluk olmamasına rağmen araçların zorla TIR parklarına sokularak karşılığında 30 lari park ücreti tahsil edilmesi ve günlerce sebepsiz bir şekilde araçların bu parklarda bekletilmesi, hiçbir ülkede olmayan bir uygulama olan Gürcistan üzerinden transit olarak Azerbaycan'a ihraç eşyası taşıyan Türk plakalı araçların durdurularak, zorla gümrük sahalarında yüklerin boşaltılarak sebepsiz bir şekilde bekletilmesi, ürünlerin ambalajlarının yırtılması ve bu uygulamaya tabi tutulmamak için bin 200 dolar civarında gayri resmi ücret talep edilmesi ihracatçıyı artık Gürcistan’a ihracat yapmama noktasına getirdi." Gürdoğan, konunun Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci'ye de intikal ettirildiğini söyledi. KARADENİZ Fındık ihracatında hedef küçüldü Karadeniz Fındık ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (KFMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Edip Sevinç, 2015-2016 fındık ihracat döneminde yaklaşık 280 bin ton iç fındık ihraç edilmesi yönündeki beklenti ve tahminlerinin, son aylarda azalan ihracatla 240 bin tona kadar düştüğünü söyledi. Sevinç, yaptığı açıklamada, 1 Eylül'de başlayan 2015-2016 fındık ihracat döneminde, 8 aylık sürenin geride kaldığını ifade etti. İlk aylarda oldukça iyi olan fındık ihracatının son aylarda azaldığına dikkati çeken Sevinç, "31 Ağustos 114 2016'ta sona erecek dönem sonunda 280 bin ton iç fındık ihracatı yapılması bekleniyordu ancak bu beklenti ve tahminlerimiz yaşanan gelişmelerin ardından değişti" dedi. Sevinç, yeni ihracat beklentilerinin yaklaşık 240 bin ton olduğunu belirterek, "Bunda hiç kuşkusuz iç piyasamızda yaşanan fiyat belirsizliği ve Avrupalı alıcıların Gürcistan gibi ülkelere yönelmesi etkili oldu. Bundan dolayı özellikle mart ve nisan ayında bir önceki aylara oranla ciddi düşüş yaşandı. Kimse böyle bir düşüşü beklemiyordu ancak yaşananlar ortada" diye konuştu. Mayıs ayında da ihracatın istedikleri gibi başlamadığına işaret eden Sevinç, "Umarım ihracat eski günlerde olduğu gibi yeniden hareketlenir. Aksi durumda yaşanan bu düşüş bazı kesimleri olumsuz etkileyebilir" değerlendirmesinde bulundu ve "Türkiye 2014-2015 ihracat döneminde 217 bin 500 ton fındık ihracat etmiş, karşılığında ise yaklaşık 2.9 milyar dolar döviz elde etmişti. Umarım bu sezon için beklentilerimizde yanılırız ve Türkiye'nin fındık ihracatı yaz döneminde hızlanır" ifadelerini kullandı. DAİB Olağan Genel Kurulu yapıldı Doğu Anadolu İhracatçılar Birliği (DAİB), 2015 yılı Olağan Genel Kurulu toplantısı DAİB üyelerinin katılımıyla 23 Nisan'da yapıldı. DAİB Genel Sekreterliği Konferans Salonu'nda gerçekleştirilen Genel Kurulda, Başkanlık Divanı'nın seçilmesinin ardından 2015 yılı Yönetim Kurulu çalışma raporu, bilanço, gelir-gider hesapları ve Denetim Kurulu raporu ibra edilirken, 2016 yılı bütçe ve iş programları görüşülerek uygun bulundu. 2015 Yılı Olağan Genel Kurulu'nda geride kalan bir yılda gerçekleşen ve 2016 yılında gerçekleştirilmesi planlanan faaliyetler GAİB yoğun çalışıyor hakkında bilgi verildi. Konuşmasına ihracatçılara teşekkür ederek başlayan DAİB Yönetim Kurulu Başkanı Cemal Şengel, "Konjonktürel sorunlar nedeniyle, Doğu Anadolu İhracatçı Birliği olarak 2015 yılını, olumsuz şartların etkisinin minimize edilmesi yönünde yoğun çalışmalar yaparak geçirdik, Bu bağlamda, birliğimizin 2023 yılı hedefinin üzerinde ihracat gerçekleştirmek amacıyla UR-GE projeleri, pazar araştırma ve ticaret heyetlerin önümüzdeki dönemde de geliştirilerek hız kesmeden devam edilecek” şeklinde konuştu. DAİB, eğitim çalışmalarına başlıyor CEMAL ŞENGEL DAİB Başkanı Ekonomi Bakanlığı koordinatörlüğünde, Doğu Anadolu İhracatçı Birliği (DAİB) ile ticaret ve sanayi odaları işbirliğiyle Iğdır, Ardahan, Erzurum, Erzincan, Bingöl ve Elazığ'da “Dış Ticaret Bilgilendirme Seminerleri" düzenlenecek. DAİB'den yapılan açıklamaya göre, DAİB Yönetim Kurulu Başkanı Cemal Şengel seminerlerde, ihracatta sağlanan devlet yardımları, pazara giriş engelleri ve çözüm yolları, Gürcistan-İran pazarına ihraç imkânları ve iş dünyası için ticari bilgiye erişim konularının işleneceğini bildirerek, bu seminerlerin ihracatçı firmalar için büyük önem taşıdığını ve ihracatçının ihtiyaç duyduğu konular hakkında yeni düzenlemeler ve işleyişleri hakkında, Ekonomi Bakanlığı ve Eximbank yetkilileri tarafından bilgilendirileceğini aktardı. GAİB bünyesinde faaliyet gösteren ihracatçı birliklerinin 2015 yılında gerçekleştirilen hizmetleri hakkında ihracatçılar bilgilendirildi ve 2016 yılı programları tanıtıldı. GAİB Koordinatör Başkanı Abdulkadir Çıkmaz, Güneydoğu Anadolu İhracatçı Birlikleri bünyesinde faaliyet gösteren Salahattin Kaplan Başkanlığındaki Halı İhracatçıları Birlikleri, Abdulkadir Çıkmaz Başkanlığındaki Kuru Meyve İhracatçıları Birlikleri, Mahsum Altunkaya Başkanlığındaki Hububat, Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birlikleri ile Sami Konukoğlu Başkanlığındaki Tekstil ve Hammadeleri İhracatçı Birliklerinin 2015 yılı olağan genel kurullarının GAİB hizmet binasında gerçekleştirildiğini ifade ederek, 2016 hedeflerine ulaşılabilmesi için bütün sektörlerin yoğun bir ihracat çalışmasına girdiğini vurguladı. Yoğun bir katılımla gerçekleştirilen dört ayrı birliğin 2015 yılı olağan mali kongrelerinde birlik başkanları 2015 yılıyla ilgili gerçekleştirilen hizmet ve faaliyetler hakkında bilgiler verirken, 2016 yılı yol haritalarını da üyeleriyle paylaştı. GAİB’in sadece ihracat alanında değil üyelerine yönelik sosyal, kültürel ve eğitim alanında da önemli hizmetler verdiğini ifade eden Koordinatör Başkan Abdulkadir Çıkmaz yaptığı değerlendirmede, 2015 yılında GAİB’in 8 milyar 422 milyon 134 bin dolar ihracat yaptığını söyleyerek, bütün kıtalarda toplam 187 ülkeye ihracat gerçekleştirildiğinin altını çizdi. DOĞU & G. DOĞU ANADOLU ABDULKADİR ÇIKMAZ GAİB Başkanı 115 NİSAN 2016 İTİBARIYLA GÜNDEM KAPAK GÜNDEM İHRACAT RAKAMLARI TÜRKİYE İHRACATI ● Ocak/Nisan döneminde ihracat yüzde 8.4 düşüşle 46 milyar 187 milyon dolar oldu. ● Son 12 aylık ihracat ise yüzde 9.6 düşüşle 139 milyar 633 milyon dolar olarak gerçekleşti. ● En fazla ihracatı 2 milyar 46 milyon dolarla otomotiv endüstrisi gerçekleştirdi. ● İhracatını en fazla artıran sektöre ise yüzde 47.3 ile tütün sektörü oldu. BÖLGE VE ÜLKELERE GÖRE ARTIŞ ORANLARI 2.8 Okyanusya%28.5 Diğer Avrupa %15.6 Kuzey Amerika %8.2 Diğer Asya %5.9 AB28 %5.1 Hollanda%28 İran %24 İtalya %13 ABD %12 İspanya %4.4 4.5 mİlyAR dolar İNGİLTERE 1.2 1.6 mİlyAR dolar İSPANYA ANA ÜRETİM GRUPLARININ İHRACATTAN ALDIĞI PAY ANA ÜRETİM GRUPLARININ NİSAN ayı İHRACATından ALDIĞI PAY Madencilik %4 Nisan ayında en fazla ihracatı 2 milyar 46 milyon dolarla otomotiv endüstrisi yaparken, hazır giyim ve konfeksiyon sektörü 1 milyar 526 milyon dolar ihracat ile ikinci, kimyevi maddeler ve mamulleri ise yüzde 14.6’lık kayba rağmen 1 milyar 228 milyon dolar ihracatla üçüncü sırada yer alıyor. Tarım % 14.4 Sanayi % 82.6 5 İSTANBUL mİlyon dolar RUSYA Almanya mİlyAR dolar ABD MİLYAR dolar mİlYAR dolar İRAN 2.3 mİlyAR dolar İTALYA 2.3 345 Hayvansal ürünler %3 Ağaç ve orman ürünleri mİlyON dolaR İHRACATI EN FAZLA ARTAN İL 144 mİlyON dolaR %1.3 Tarıma dayalı işlenmiş ürünler 997 mİlyON dolaR %8.7 Bitkisel ürünler Kimyevi maddeler ve mamulleri 1.23 mİlyAR dolaR %10.7 1.1 Sanayi mamulleri 1.16 %10.1 BURSA 720 mİlYon dolar İZMİR 7.23 mİlyAR dolaR %63.2 145 593 mİlyon dolar ANKARA 311 mİlyon dolar MANİSA 236 mİlyon dolar DENİZLİ 132 mİlyon dolar ADANA 545 mİlyon dolar GAZİANTEP 84 116 BURSA %12.2 877 SAKARYA En fazla ihracat yapan ilk 10 il arasında ihracatını en çok artıran şehir, yüzde 12.2 ile Bursa oldu. mİlyAR dolaR mİLYON dolar mİLYON dolar 592 mİlyon dolar ÇİN mİlyAR dolar IRAK KOCAELİ MİLYAR dolar DOLAR OLARAK GERÇEKLEŞTİ mİlyAR dolar FRANSA 2 İLLERE GÖRE NİSAN AYI İHRACAT DAĞILIMI 11.443.283.914 523 mİlyAR dolar 1.9 NİSAN AYINDA İHRACAT YÜZDE 2.8 DÜŞÜŞLE NİSAN 2016 İHRACAT RAKAMLARI SEKTÖREL BAZDA RAKAMLAR -1000 $ NİSAN SEKTÖRLER SON 12 AY 2015 2016 Değişim (%) Pay (%) 2014-2015 2015-2016 Değişim (%) Pay (%) I. TARIM 1.708.057 1.649.675 -3,4 14,4 21.969.160 20.392.249 -7,2 14,6 A. BİTKİSEL ÜRÜNLER 1.172.542 1.159.485 -1,1 10,1 15.427.095 14.611.019 -5,3 10,5 Hububat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mamulleri 486.976 542.829 11,5 4,7 6.434.930 6.165.036 -4,2 4,4 Yaş Meyve ve Sebze 124.853 138.393 10,8 1,2 2.256.232 2.013.826 -10,7 1,4 Meyve Sebze Mamulleri 105.918 101.501 -4,2 0,9 1.352.704 1.322.064 -2,3 0,9 Kuru Meyve ve Mamulleri 110.932 96.928 -12,6 0,8 1.416.344 1.343.002 -5,2 1,0 Fındık ve Mamulleri 242.419 142.523 -41,2 1,2 2.599.539 2.530.394 -2,7 1,8 Zeytin ve Zeytinyağı 18.199 16.076 -11,7 0,1 210.729 177.165 -15,9 0,1 Tütün 72.639 106.991 47,3 0,9 1.076.552 975.392 -9,4 0,7 Süs Bitkileri ve Mamulleri 10.606 14.245 34,3 0,1 80.064 84.140 5,1 0,1 172.518 144.644 -16,2 1,3 2.165.131 1.701.829 -21,4 1,2 172.518 144.644 -16,2 1,3 2.165.131 1.701.829 -21,4 1,2 362.996 345.547 -4,8 3,0 4.376.933 4.079.402 -6,8 2,9 362.996 345.547 -4,8 3,0 4.376.933 4.079.402 -6,8 2,9 II. SANAYİ 9.712.472 9.455.996 -2,6 82,6 118.873.945 108.025.637 -9,1 77,4 A. TARIMA DAYALI İŞLENMİŞ ÜRÜNLER 1.048.081 997.046 -4,9 8,7 12.543.970 11.341.444 -9,6 8,1 Tekstil ve Hammaddeleri 724.114 691.250 -4,5 6,0 8.499.065 7.916.076 -6,9 5,7 Deri ve Deri Mamulleri 145.990 134.751 -7,7 1,2 1.804.473 1.411.390 -21,8 1,0 Halı 177.977 171.045 -3,9 1,5 2.240.432 2.013.978 -10,1 1,4 1.439.385 1.228.644 -14,6 10,7 17.127.292 14.798.235 -13,6 10,6 1.439.385 1.228.644 -14,6 10,7 17.127.292 14.798.235 -13,6 10,6 7.225.007 7.230.306 0,1 63,2 89.202.683 81.885.958 -8,2 58,6 Hazırgiyim ve Konfeksiyon 1.384.781 1.526.249 10,2 13,3 17.870.694 17.378.560 -2,8 12,4 Otomotiv Endüstrisi 1.835.674 2.046.589 11,5 17,9 21.675.851 21.704.586 0,1 15,5 Gemi ve Yat 103.764 92.914 -10,5 0,8 1.227.262 1.031.100 -16,0 0,7 Elektrik Elektronik ve Hizmet 881.095 889.174 0,9 7,8 11.427.770 10.409.988 -8,9 7,5 Makine ve Aksamları 492.517 494.323 0,4 4,3 5.903.514 5.463.444 -7,5 3,9 Demir ve Demir Dışı Metaller 573.364 516.753 -9,9 4,5 6.759.881 6.145.610 -9,1 4,4 Çelik 974.773 699.252 -28,3 6,1 12.254.525 8.965.489 -26,8 6,4 Çimento Cam Seramik ve Toprak Ürünleri 264.035 253.742 -3,9 2,2 3.021.487 2.757.862 -8,7 2,0 Mücevher 248.154 250.499 0,9 2,2 3.146.603 2.582.180 -17,9 1,8 Savunma ve Havacılık Sanayi 127.832 146.816 14,9 1,3 1.653.472 1.759.948 6,4 1,3 İklimlendirme Sanayi 327.420 304.386 -7,0 2,7 4.157.178 3.588.248 -13,7 2,6 Diğer Sanayi Ürünleri 11.598 9.608 -17,2 0,1 104.444 98.943 -5,3 0,1 348.218 337.612 -3,0 -12,0 2,7 B. HAYVANSAL ÜRÜNLER Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller C. AĞAÇ VE ORMAN ÜRÜNLERİ Mobilya,Kağıt ve Orman Ürünleri B. KİMYEVİ MADDELER VE MAM. Kimyevi Maddeler ve Mamulleri C. SANAYİ MAMULLERİ III. MADENCİLİK İhracatçı Birlikleri Kaydından Muaf İhracat T O P L A M (TİM+TÜİK) 11.768.747 11.443.283 -2,8 3,0 4.319.038 3.799.774 0,0 9.348.226 7.415.422 100,0 154.510.368 139.633.083 5,3 -9,6 100,0 117 GÖSTERGELER Nisan ayı en fazla ihracat yapılan ilk 10 ülke (1000$) ÜLKE (Bin$) ALMANYA İNGİLTERE İTALYA ABD IRAK FRANSA İSPANYA İRAN HOLLANDA SUUDİ ARABİSTAN 2015 1.119.974 766.676 547.753 506.724 765.829 478.331 405.351 297.815 255.295 385.869 2016 1.161.967 757.092 617.156 567.195 552.029 482.667 423.356 368.976 327.202 287.472 Nisan ayı en yüksek ihracat artışı yaşanan ilk 10 ülke (1000$) Değ. % 3,7 -1,3 12,7 11,9 -27,9 0,9 4,4 23,9 28,2 -25,5 ÜLKE (Bin$) NAMİBYA MARSHALL ADALARI GANA KARADAĞ YEMEN LETONYA TAYLAND NORVEÇ KONGO BEYAZ RUSYA 2015 5.259.034 1.009.112 1.033.884 661.768 613.255 536.310 289.976 243.088 171.937 134.010 2016 5.049.932 1.132.084 876.698 719.942 593.154 545.163 310.821 235.908 145.453 132.759 Değ. % -4,0 12,2 -15,2 8,8 -3,3 1,7 7,2 -3,0 -15,4 -0,9 ÜLKE (Bin$) SİİRT TUNCELi YOZGAT ADIYAMAN SiNOP KiLiS ZONGULDAK YALOVA AKSARAY ISPARTA 2015 17 2 987 23.823 900 5.891 11.983 34.513 5.201 16.403 Nisan ayında en fazla ihracat yapılan ilk 10 ülke sıralamasında Almanya liderliğini korurken, Hollanda, İran, İtalya ve ABD'ye gerçekleşen ihracat artışı dikkat çekiyor. 2015 1.835.674 1.384.781 1.439.385 881.095 974.773 724.114 486.976 573.364 492.517 362.996 2016 2.046.589 1.526.249 1.228.644 889.174 699.252 691.250 542.829 516.753 494.323 345.547 Nisan ayında otomotiv, hazır giyim ve konfeksiyon ile hububat, bakliyat ve yağlı tohumlar sektörlerindeki artışlar, Türkiye ihracatını forse etmeye devam etti. 118 Değ. % 4139,1 2655,5 492,1 192,8 178,8 165,5 102,9 99,5 82,2 72,8 2016 9.214 29 3.163 55.745 2.007 11.467 21.969 57.613 8.443 24.134 Değ. % 53393,4 1315,4 220,4 134,0 123,1 94,6 83,3 66,9 62,3 47,1 Nisan ayında en fazla ihracat artışı yaşanan ülke ise Namibya oldu. Nisan ayında Namibya'ya yapılan ihracat yüzde 4140 artış gösterdi. Nisan ayı en yüksek ihracat artışı yaşanan ilk 10 sektör (1000$) Nisan ayı en fazla ihracat yapan ilk 10 sektör (1000$) ÜLKE (Bin$) OTOMOTİV HAZIR GİYİM VE KONF. KİMYEVİ MAD. VE MAM. ELK. ELEKTRONİK VE HİZ. ÇELİK TEKSTİL VE HAM. HUBUBAT, BAKLİYAT DEMİR VE DEMİR DIŞI MET. MAKİNE VE AKSAMLARI MOB. KAĞIT VE OR. ÜR. 2016 16.857 12.861 94.514 11.784 46.150 29.626 22.845 52.410 14.247 28.439 Nisan ayı en yüksek ihracat artışı yaşanan ilk 10 il (1000$) Nisan ayı en fazla ihracat yapan ilk 10 il (1000$) ÜLKE (Bin$) İSTANBUL BURSA KOCAELİ İZMİR ANKARA GAZİANTEP MANİSA DENİZLİ SAKARYA ADANA 2015 398 467 15.962 4.025 16.555 11.158 11.261 26.270 7.821 16.462 Değ. % 11,5 10,2 -14,6 0,9 -28,3 -4,5 11,5 -9,9 0,4 -4,8 ÜLKE (Bin$) TÜTÜN SÜS BİTKİLERİ VE MAM. SAVUNMA VE HAVACILIK OTOMOTİV HUBUBAT, BAKLİYAT YAŞ MEYVE VE SEBZE HAZIR GİYİM VE KONF. MÜCEVHER ELK. ELEKTRONİK VE HİZ. MAKİNE VE AKSAMLARI 2015 72.639 10.606 127.832 1.835.674 486.976 124.853 1.384.781 248.154 881.095 492.517 2016 106.991 14.245 146.816 2.046.589 542.829 138.393 1.526.249 250.499 889.174 494.323 Değ. % 47,3 34,3 14,9 11,5 11,5 10,8 10,2 0,9 0,9 0,4 Nisan ayında en yüksek ihracat artışı sağlayan sektörler, yüzde 47.3 ile tütün ve yüzde 34.3 ile süs bitkileri ve mamulleri sektörleri oldu. İHRACATÇI BİRLİKLERİ GENEL SEKRETERLİKLERİ BAZINDA İHRACAT RAKAMLARI (1000 $) NİSAN SON 12 AY 2015 2016 Değişim (%) Pay (%) 2014-2015 2015-2016 Değişim (%) Pay (%) İMMİB 3.327.825 3.081.794 -7,4 26,9 41.592.748 36.161.471 -13,1 27,3 UİB 1.919.271 2.076.265 8,2 18,1 22.971.047 22.610.475 -1,6 17,1 İTKİB 1.568.197 1.681.615 7,2 14,7 19.739.999 18.665.306 -5,4 14,1 OAİB 983.801 970.968 -1,3 8,5 12.273.386 11.129.944 -9,3 8,4 EİB 896.204 974.966 8,8 8,5 11.539.660 10.550.651 -8,6 8,0 AKİB 993.791 868.094 -12,6 7,6 12.399.767 10.475.847 -15,5 7,9 GAİB 723.343 641.650 -11,3 5,6 8.678.556 8.274.745 -4,7 6,3 İİB 596.820 486.987 -18,4 4,3 6.759.703 6.135.772 -9,2 4,6 DENİB 182.948 183.349 0,2 1,6 2.198.897 2.135.801 -2,9 1,6 DAİB 229.591 170.434 -25,8 1,5 2.757.686 2.029.649 -26,4 1,5 KİB 141.924 118.025 -16,8 1,0 1.703.880 1.828.157 7,3 1,4 BAİB 134.287 111.138 -17,2 1,0 1.583.356 1.405.457 -11,2 1,1 DKİB 70.744 77.998 10,3 0,7 963.457 814.387 -15,5 0,6 TOPLAM 11.768.747 11.443.283 -2,8 100,0 145.162.142 132.217.661 -8,9 100,0 AYLIK EURO/DOLAR PARİTE ORTALAMALARI 2013 2014 2015 2016 Değişim (%) OCAK 1,327 1,363 1,167 1,087 -6,9 ŞUBAT 1,339 1,365 1,136 1,110 -2,4 MART 1,298 1,382 1,086 1,109 2,1 NİSAN 1,300 1,381 1,078 1,133 5,1 OCAK-NİSAN 1,321 1,370 1,129 1,109 -1,8 MAYIS 1,298 1,375 1,117 HAZİRAN 1,319 1,359 1,121 TEMMUZ 1,307 1,358 1,103 AĞUSTOS 1,331 1,333 1,113 EYLÜL 1,334 1,294 1,124 EKİM 1,363 1,268 1,126 KASIM 1,350 1,248 1,076 ARALIK 1,369 1,234 1,087 YILLIK 1,327 1,329 1,111 Nisan ayında tüm İhracatçı Birlikleri Genel Sekreterlikleri içerisinde Doğu Karadeniz İhracatçı Birlikleri'nin yüzde 10.3'lük artışı dikkat çekiyor. Türkiye ihracatında ciddi negatif etkileri olan parite, Nisan ayında da yüzde 5.1'lik pozitif katkısını sürdürdü. 119 ADRES DIŞ TİCARET KOMPLEKSİ ÇOBAN ÇEŞME MEVKİİ SANAYİ CAD. B-BLOK K:9 YENİBOSNA / İSTANBUL TEL: 0 212 454 04 90 - 91 FAKS: 0 212 454 04 13 / 454 04 83 E-POSTA: tim@tim.org.tr WEB ADRESİ: www.tim.org.tr GENEL SEKRETER: DR. HALİL BADER ARSLAN GENEL SEKRETER YRD.: Dr. İsmet YALÇIN GENEL SEKRETER YRD.: Tamer GÜNDOĞAN GENEL SEKRETER YRD.: Medine ATAY ERGİN AKDENİZ İHRACATÇI BİRLİKLERİ GENEL SEKRETERLİĞİ LİMONLUK MAH. VALİ HÜSEYİN AKSOY CAD. NO: 4 YENİŞEHİR/MERSİN TEL: 0 324 325 37 37 FAKS: 0 324 325 41 42 E-POSTA: akib@akib.org.tr WEB ADRESİ: www.akib.org.tr GENEL SEKRETER: İSMAİL ÇETİN GENEL SEKRETER YRD: ÜMİT SARI GEN. SEK. YRD: CANAN AKTAN ERDOĞMUŞ EGE İHRACATÇI BİRLİKLERİ GENEL SEKRETERLİĞİ ATATÜRK CAD. NO:382 ALSANCAK İZMİR TEL: 0 232 488 60 00 FAKS: 0 232 488 61 00 E-POSTA: eib@egebirlik.org.tr WEB ADRESİ: www.egebirlik.org.tr GENEL SEKRETER: CUMHUR İŞBIRAKMAZ GENEL SEKRETER YRD: KEMAL COŞKUN GENEL SEKRETER YRD: ÇİĞDEM ÖNSAL GENEL SEKRETER YRD: NERGİS BÜYÜKKINACI BATI AKDENİZ İHRACATÇILAR BİRLİĞİ GENEL SEKRETERLİĞİ ASPENDOS BULVARI NO:221 07200/ANTALYA TEL: 0 242 311 80 00 FAKS: 0 242 311 79 00 E-POSTA: baib@baib.gov.tr WEB ADRESİ: www.baib.gov.tr GENEL SEKRETER: FİSUN PEKTAŞ GÜNEYDOĞU ANADOLU İHRACATÇI BİRLİKLERİ GENEL SEKRETERLİĞİ GAZİMUHTARPAŞA BULVARI MÜCAHİTLER MAH. 52012 NO'LU SK. NO: 6 27090 ŞEHİTKAMİL GAZİANTEP TEL: 0 342 211 05 00 (pbx) FAKS: 0 342 221 05 09-10 E-POSTA: gaibevrak@gaib.org.tr WEB ADRESİ: www.gaib.org.tr GENEL SEKRETER: FATİH YUMUŞ GENEL SEKRETER YRD: MİKAİL İRTEGÜN GENEL SEKRETER YRD: AYDIN KUTLU DENİZLİ İHRACATÇILAR BİRLİĞİ GENEL SEKRETERLİĞİ ANKARA YOLU 10. KM. 246. SOKAK NO: 8 AKKALE/DENİZLİ TEL: 0 258 274 66 88 (PBX) FAKS: 0 258 274 72 22 - 62 E-POSTA: denib@denib.gov.tr WEB ADRESİ: www.denib.gov.tr GENEL SEKRETER T.: UĞUR DAYIOĞLU DOĞU ANADOLU İHRACATÇILAR BİRLİĞİ GENEL SEKRETERLİĞİ CUMHURİYET CAD. EREN İŞ MERKEZİ NO: 86 K: 4-5 / ERZURUM TEL: 0 442 214 11 85 (4 HAT) FAKS: 0 442 214 11 89 - 91 E-POSTA: daibarge@daib.org.tr WEB ADRESİ: www.daib.org.tr GENEL SEKRETER: MURAT KARAPINAR GENEL SEKRETER YRD: Melih LEYLİOĞLU DOĞU KARADENİZ İHRACATÇILAR BİRLİĞİ GENEL SEKRETERLİĞİ PAZARKAPI MAH. SAHİL CAD. NO: 95, TRABZON TEL: 0 462 326 16 01 FAKS: 0 462 326 94 01 - 02 E-POSTA: dkib@dkib.org.tr WEB ADRESİ: www.dkib.org.tr GENEL SEKRETER: İDRİS ÇEVİK 120 İSTANBUL İHRACATÇI BİRLİKLERİ GENEL SEKRETERLİĞİ DIŞ TİCARET KOMPLEKSİ C-BLOK ÇOBAN ÇEŞME MEVKİİ SANAYİ CAD. YENİBOSNA-BAHÇELİEVLER/ İSTANBUL TEL: 0 212 454 05 00 FAKS: 0 212 454 05 01 - 02 E-POSTA: iib@iib.org.tr WEB ADRESİ: www.iib.org.tr GENEL SEKRETER: İZZET SELÇUK ŞAĞBAN GENEL SEKRETER YRD: DOĞUŞ TOZANLI İSTANBUL MADEN VE METAL İHRACATÇI BİRLİKLERİ GENEL SEKRETERLİĞİ DIŞ TİCARET KOMPLEKSİ A-BLOK ÇOBAN ÇEŞME MEVKİİ SANAYİ CAD. YENİBOSNA-BAHÇELİEVLER/ İSTANBUL TEL: 0 212 454 00 00 FAKS: 0 212 454 00 01 E-POSTA: immib@immib.org.tr WEB ADRESİ: www.immib.org.tr GENEL SEKRETER: ARMAĞAN VURDU GENEL SEKRETER YRD: COŞKUN KIRLIOĞLU GENEL SEKRETER YRD: FATİH ÖZER GENEL SEKRETER YRD: ÜMİT KOŞKAN İSTANBUL TEKSTİL VE KONFEKSİYON İHRACATÇI BİRLİKLERİ GENEL SEKRETERLİĞİ DIŞ TİCARET KOMPLEKSİ B-BLOK ÇOBAN ÇEŞME MEVKİİ SANAYİ CAD. YENİBOSNA-BAHÇELİEVLER/ İSTANBUL TEL: 0 212 454 02 00 FAKS: 0 212 454 02 01 E-POSTA: info@itkib.org.tr WEB ADRESİ: www.itkib.org.tr GENEL SEKRETER: BEKİR ASLANER KARADENİZ İHRACATÇI BİRLİKLERİ GENEL SEKRETERLİĞİ ATATÜRK BULVARI NO:19/E 28200 GİRESUN TEL: 0 454 216 24 26 FAKS: 0 454 216 48 42 E-POSTA: kib@kib.org.tr WEB ADRESİ: www.kib.org GENEL SEKRETER T.: BÜLENT CEBECİ ORTA ANADOLU İHRACATÇI BİRLİKLERİ GENEL SEKRETERLİĞİ CEYHUN ATUF KANSU CAD. NO: 120 BALGAT/ANKARA TEL: 0 312 447 27 40 (5 HAT) FAKS: 0 312 446 96 05 E-POSTA: oaibwebmaster@oaib.org.tr WEB ADRESİ: www.oaib.org.tr GENEL SEKRETER: ÖZKAN AYDIN ULUDAĞ İHRACATÇI BİRLİKLERİ GENEL SEKRETERLİĞİ ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ 2. GELİŞİM SAHASI KAHVERENGİ CAD. NO: 11 16140 NİLÜFER/BURSA TEL: 0 224 219 10 00 FAKS: 0 224 219 10 90 E-POSTA: uludag@uib.org.tr WEB ADRESİ: www.uib.org.tr GENEL SEKRETER: MÜMİN KARACAKAYALILAR GENEL SEKRETER YRD: ÖZCAN KOLBAŞI GENEL SEKRETER YRD: TANSU SİNAĞ