edak haberler
Transkript
edak haberler
n KIŞ nBAĞIŞIKLIK nBAKIM R n ocak-şubat 2013 n yıl-1 n sayı - 02 EADFIA’NKDA EDAKTÜEL Yıl: 1 / Sayı: 02 / Ocak-Şubat 2013 İMTİYAZ SAHİBİ EDAK Adına ECZ. EMRE BACANAK emre.bacanak@edak.org.tr Sorumlu Yazı İşleri Müdürü ECZ. AYŞEM JALE KIHTIR jale.kihtir@edak.org.tr INDEX Genel Yayın Koordinatörü MURAT ŞELÇUK AŞIK 48 NASIL OLURUZ? murat@fortiks.com Genel Sağlık Editörü ECZ. MELTEM KORTEL RAFI 06 EDAK ECZANELERDE! meltem.kortel@edak.org.tr Genel Sağlık Danışmanı DR. SEYFULLAH DAĞISTANLI seyfullah@fortiks.com 08 EDAK’TAN HABERLER Mİ, 12 BİTKİ İLAÇ Mİ? Reklam Koordinatörü E. NİHAN KAYMAZ esvednihan.kaymaz@edak.org.tr 52 EKOLOJİK BİR DENEYİM: KOMPOST 58 TAKMA KAFANA DİYEN ÜLKE: ETYOPYA 64 VİRÜS VE BAKTERİ DÜŞMANI BESİNLER Editörler YEŞİM ERDEMİR ÖZNUR KAYHAN yesim.erdemir@edak.org.tr oznur@fortiks.com Art Director Grafik M. ŞAHİN ÖZTÜRK NEHİR ÇELİKTAŞ Bu Sayı Katkıda Bulunanlar PROF. DR. ÖMER AKÇALI Sayfa Editörleri Sağlık Ürünleri Genel Sağlık Dermatoloji Ekoloji Pedagoji Psikiyatri Seyahat Yemek Sinema ECZ. EMİNE AKGÜN DR. MURAT ÖZIŞIK DR. VİLDAN ŞENGÖZ ECZ. AYTAÇ TOLGA TİMUR PED. ÜLKÜ KELDAL DR. İNCI VURAL MUSTAFA ANDIÇ IŞIK POLATER CEM KARAPOLAT 16 ECZACINIZ SİZİ DİNLİYOR Editoryal Hizmetler ve Grafik www.fortiks.com iletişim@fortiks.com Yönetim ve İletişim EDAK Ecza Koop. S.S. İzmir Eczacılar Üretim Temin ve Dağıtım Kooperatifi Karacaoğlan Mahallesi 6173 Sokak No:4 Işıkkent/İzmir (232) 488 19 19 edak@edak.org.tr Baskı Metro Matbaacılık Yahya Kemal Beyatlı Cad. No: 94 BEGOS 3. Bölge 35400 Buca/İzmir (232) 290 33 11 Edaktüel Dergisi, EDAK Ecza Kooperatifi ücretsiz yerel süreli yayınıdır. İki ayda bir yayınlanır. Dergi tüm yayın hakları EDAK Ecza Koop.’a aittir. Yayınlanan yazı ve fotograflar tamamen veya kısmen dahi olsa izinsiz kullanılamaz, çoğaltılamaz. Yayınlanan yazıların ve ilanların sorumluluğu sahiplerine aittir. Edaktüel Dergisi basım ve meslek ilkelerine uymayı kabul ve taahhüt eder. 02 •Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013 20 SAĞLIKLI HABERLER 30 ÇOCUKLARDA DURUŞ BOZUKLUKLARI... 32 KIŞ AYLARINDA CİLDİMİZİN BAKIM VE SAĞLIĞI O GÖZLERİ 70 AH YOK MU? ÖLÜMÜN 74 GİREMEDİĞİ YER ECZANELERDEN 78 HABERLER başkandan Ecz. Emre Bacanak EDAK Ecza Koop. Yönetim Kurulu Başkanı Sevgili Okurlarımız, Bir koca yılı daha devirdik. Ümit ederim ki, 2013 yılı hepimize huzur ve sağlık dolu günleri beraberinde getirsin. 2012 yılının son aylarında bir eczacı kuruluşu olarak, dergimiz EDAKTÜEL sayesinde sizlerle buluşmaya başladık. 2013 yılına ise dergimizin 2. Sayısıyla giriyoruz. Hayatı sizlerle paylaşmak bizim için gerçekten de büyük bir mutluluk kaynağı… 2012 yılının Birleşmiş Milletler tarafından “Uluslararası Kooperatifler Yılı” ilan edildiğini biliyor muydunuz? Kooperatif deyince muhtemelen 80’li yıllara şahitlik etmiş herkesin aklına yıllarca aylık gelirinin büyük bir kısmını taksitler halinde yatırarak bir ev sahibi olma umudunu bir kısım gayrı etik müteahhidin boş vaatlerine kaptırmış yakınları ve o dönemin “köşe dönmece” anlayışına kurban gitmiş kötü hatıraları geliyordur. Bu anlamda “Kooperatif” kelimesinin zihnimizde yarattığı algı pek de hoş olmayabilir. Hâlbuki yakın tarihimizdeki bu ahlaksız furyanın müsebbibi kooperatif ya da kooperatifçilik değil sadece ve sadece kooperatifleri bu sahtekârlığa alet etmiş avantacılardır. Oysaki kooperatif kelimesinin kelime anlamını inceleyecek olursak İngilizce “Co-operation” yani “birlikte iş yapmak” anlamını ifade eder ki, bu bizim toplum olarak en çok sevdiğimiz ve övündüğümüz özelliğimizin tam karşılığıdır: İMECE… Yeryüzünde sanmıyorum ki bizim kadar yardımlaşmayı ve birlikte iş yapmayı seven bir toplum daha olsun. Her ne kadar bizler de son yıllarda tüm dünyada esen, toplumu bireyselleştirme rüzgârının etkisi altında olsak da imece bizim genlerimizde var. Peki, Birleşmiş Milletler neden 2012 yılını “Uluslararası Kooperatifler Yılı” ilan etti dersiniz? Çünkü tüm dünyada esen toplumları bireyselleştirme rüzgârı, aslında eski adıyla “kapitalizm” yeni adıyla “küreselleşme” dediğimiz makro ekonomik sis- temin toplumları yönetebilmek için kullandığı temel yaklaşımdır. Çok özet bir deyimle küresel sermaye insanların bencilliklerinden beslenir. İşte bu sistemin karşısına koyulabilecek tek sosyo-ekonomik yapılanma Ko-operatif yapılanmadır. İşte Birleşmiş Milletler de toplum huzurunu tesis edebilmek için 2012 yılını “Uluslararası Kooperatifler Yılı” ilan etmiştir. l Biliyor musunuz yıllardır başta zeytinyağı olmak üzere incir, üzüm, pamuk ve daha birçok besin maddesi için kalitenin güvencesi haline dönüşmüş bir marka olan TARİŞ bir kooperatifler birliğidir? l Biliyor musunuz Isparta’nın o güzelim güllerini tüm dünyaya pazarlayan ve dünya gülyağı ihtiyacının çok büyük bir kısmını karşılayan GÜLBİRLİK bir kooperatiftir? l Biliyor musunuz Ege bölgesinde neredeyse herkesin bildiği ve en az bir tanıdığını ev sahibi yapan EGEKOOP bir kooperatiftir? l Biliyor musunuz sizlerin ve çocuklarınızın daha temiz bir dünyada yaşayabilmesi ve daha farkında bir toplum yaratabilmek için harıl harıl çalışan ÇEKOOP (Çevreci Eczacılar Kooperatifi) bir kooperatiftir? l Biliyor musunuz şu anda elinizde tuttuğunuz dergiyi sizler için hazırlayan EDAK, tam 34 yıldır sizlerin eczanelerimizden ilaç ve çeşitli sağlık ürünlerine güvenle ulaşabilmeniz için çalışan bir eczacı kooperatifidir? Sevgili Okurlarımız, Aynı işi yapan ya da aynı amacı güden küçük sermaye sahibi insanların güçlerini birleştirmesi ve “birlikten kuvvet doğar” ilkesiyle dayanıştığı kooperatifçilik doğru yönetildiğinde ve doğru denetlendiğinde piyasada son derece etkili olabilen bir iş modelidir. Yapısı gereği bünyesinde adaletsizliği ve bunun getirdiği art niyetleri barındırmayan ideal bir işletim şeklidir. Sözlerimi Birleşmiş Milletlerin 2012 yılı ana teması ile noktalamak istiyorum; “Kooperatif İşletmeler Daha İyi Bir Dünya Kurar” Hepinize sevgiler… •Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013 03 sunuş Yeni başlangıçlara merhaba, Yeni başlangıçlar heyecan vericidir… İnsanlar hayatın çeşitli dönemlerinde yeni başlangıçlar yapmak isterler, bazen de zorunlu kalırlar. Yeni bir yıl, yeni umutlar demektir, yeni başlangıçlara gebedir. Her yeni yılda çoğumuz diyete başlamaya, spor yapmaya, daha sağlıklı beslenmeye, sağlığımıza daha çok dikkat etmeye niyet eder, kendi kendimize sözler veririz. 2013 Yılı EDAK ailesi olarak bizler için de yeni umutlar, yeni projelerle başladı. EDAK Rafı Ocak ayı ile birlikte eczanelerimizde yerini almaya başladı. EDAK Rafında sağlınıza, güzelliğinize, kişisel ihtiyaçlarınıza yönelik birçok ürünü eczacınızın danışmanlığında, EDAK güvencesiyle bulabileceksiniz. Edaktüel dergimizi de EDAK Rafıyla birlikte eczanelerimiz ve eczacılarımız aracılığıyla sizlere ikinci kez ulaştırmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Dergimizin bu sayısında EDAK Rafındaki ürünler, bunlarının yanında yeni çıkan ilaçlar, dünyadan sağlık haberleri gibi konuların yanında kış aylarında hastalıklarla savaşmaya hazır mısınız? bağışıklık sisteminiz yeterince güçlü mü? Biz kışlıklarımızı çıkardık, kışa hazırız peki ya cildimiz kışa hazır mı? gibi ilgi çekici konularımız ile kış aylarına özgü doğal önerilerimiz ile A’dan Z’ye sağlıkla ilgili bakım rehberimiz yer alacak. Ecz. Ayşem Jale Kıhtır EDAK Ecza Koop. Yönetim Kurulu Üyesi Ayrıca “Medikal ürünler eczaneden ve eczacı danışmanlığında alınır” diyerek medikal ile ilgili merak ettiklerinizi de bu sayımızda mercek altına alıyoruz. Kış aylarında sağlıklı beslenmeye yönelik yemek tarifleri, dünya turu, daha birçok ilginizi çekeceğini umduğumuz konularla dolu dolu bir dergi hazırladık. Çünkü sizler bizim için değerlisiniz, sağlınız biz eczacılarınız için çok değerli. Hep sağlıklı kalın, mutlu olun… Sevgiyle... 04 •Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013 edak rafı EDAK Rafı eczanelerde! n EDAK Ecza Kooperatifi’nin “EDAK size iyi bakar” sloganıyla yılbaşından itibaren uygulanmaya başlanan projesi, hasta ve son tüketiciye EDAK markası ile ulaşmayı hedefliyor.. Son tüketiciye sağlıklı ve güvenli ürünleri en uygun fiyatlarla ulaştırmayı amaç edinen projenin tüm faaliyetleri EDAK tarafından yürütülecek. Proje kapsamında özel olarak yaptırılan EDAK Rafları, yılbaşından itibaren EDAK Eczanelerinde yer alacak. Raflarda, halk sağlığını ilgilendiren güçlü ürünlere yer verilecek ve ürünler periyodik olarak yenilenecek. Bu bağlamda EDAK Rafı’nı destekleyici 30 bin tirajlı EDAKTÜEL dergisi de 2 ayda bir yayınlanarak rafa giren yeni ürünler ve akılcı ilaç kullanımına yönelik bilgiler ile tüketiciye mesajlar verecek. EDAK Rafı Lansmanı İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleşti n EDAK Ecza Kooperatifi’nin 26 Kasım 2012 tarihinde İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleştirdiği EDAK Rafı Lansmanına çok sayıda firma yönetici ve temsilcisiyle, basın mensupları katıldı. Projenin tanıtımını yapan EDAK Ecza Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Eczacı Emre Bacanak “amaçlarının eczanelerin üzerindeki ekonomik baskıyı azaltmak ve yeni eczane modeli oluşturmak olduğunu” söyledi. 06 •Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013 EADFIA’NKDA R edak haberler Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ’ı Ziyaret etti Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Parenteral Drug Association (PDA) ve Tıp Kurumu tarafından düzenlenen “İlaçta Soğuk Zincir Yönetimi Gezici Eğitimi” kapsamında EDAK Ecza Kooperatifi’ni ve kooperatif ortağı eczanelerini ziyaret etti. A şılar gibi belirli bir ısıda saklanması, taşınması ve uygulanması gereken ilaçların üretimden, son tüketiciye kadar doğru sıcaklıkta ulaşmasını sağlayan sisteme "Soğuk Zincir" denmektedir. Aşılar, saklanması gereken ısıdan daha düşük veya daha yüksek ısılara maruz bırakıldıklarında etkinliklerini kaybeden maddeler oldukları için, bu ürünlerin taşıması ve saklanmasında soğuk zincir uygulamalarının en doğru şekilde uygulanmaları olmazsa olmazdır. Eğer soğuk zincir kırılmışsa aşılar etkinliklerini yitirmiş demektir. Dünyadaki Soğuk Zincir Uygulamalarını gözlemlemek, uygulamalar hakkında bilgi almak ve gezici eğitim kapsamında işbaşı eğitimler Eczanenizden soğuk zincir ürünlerini alırken; Soğuk zincirin kırılmadığına emin olun... Eczacınızın tavsiyelerine kulak verin... Altın Havan iki kez EDAK, sosyal sorumluluk alanındaki kumbara ve oyuncak kampanyaları ile Eczacı Dergisi’nin “Altın Havan” ödülünü ikinci kez aldı. T ürkiye’nin ilk ecza kooperatiflerinden olan EDAK, Eczacı dergisi tarafından Türk ilaç ve eczacılık sektörünün birbirini tamamlayan tüm birimlerinin çalışmalarını ve hizmetlerini değerlendirmek, yetkinliklerini belgeleyerek çalışmalarına güç katmak ve yetişmekte olan kuşakları özendirmek amacıyla verdiği “Altın Havan İlaç ve Eczacılık Sektörü Başarı Ödülleri” 08 düzenlemek amacıyla yola çıkan Dünya Sağlık Örgütü (WHO), soğuk zincire tabi ilaçların yolculuğunda, saklama ve sevkiyat alanındaki uygulamalarını gözlemek için son 3 yıldır EDAK'ı ziyaret etmekte. İlaç depoculuğunda soğuk zincir uygulamalarını en güvenli şekilde gerçekleştirip ürünleri kooperatif üyesi eczanelerine yine en sağlıklı şartlarda ulaştıran, buradan da hastaların en uygun şartlarda kullanımını sağlayan EDAK, halk sağlığına kattığı değerlerle gurur duyuyor. organizasyonunda ikinci kez “Sosyal Sorumluluk” alanındaki ödüle değer görülmenin mutluluğunu yaşadı. EDAK’ın bu ödüle layık görülmesinde; Dr. Behçet Uz Çocuk Hastanesi yararına düzenlenen ve Onkoloji servisinin tamamen ye- •Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013 ’ın oldu! nilenmesini sağlayan “1. Kumbara Kampanyası” ile elde edilen ilk Altın Havan ödülü ve bu kampanyanın devamı niteliğinde görülen “Oyuncak Toplama Kampanyası” ile çocukların hayal dünyasına ve bilişsel gelişimine olumlu katkı yapması etkili oldu. edak haberler D ers zili çalmasıyla yeni eğitim öğretim yılının heyecanı devam ediyor. Bu heyecana ortak olmak isteyen EDAK Ecza Kooperatifi çalışanları, Üye İlişkileri Şefi Burcu Yaylacık ve Kurumsal İletişim Şefi Yeşim Erdemir, 200’ü aşkın kooperatif çalışanının katkılarıyla toplanan bağış ile alınan malzemeleri Solaklar Köyü Merkez İlköğretim Okulu Müdürü Gündüz Eren ve öğrencilerine takdim ettiler. “İzmir’e çok yakın bir mesafede bulunan okulumuzun ihtiyaçlarına bir nebze olsun katkıda bulunduğunuz için mutluyuz” İzmir’in Kiraz ilçesine bağlı Solaklar Köyündeki Merkez İlköğretim Okulunda tek öğretmenle birleştirilmiş öğrenim yapılıyor. İlköğretim öğrencilerine yardımcı ders kitapları, bağışçılardan gelen öykü, roman ve hikâyeler başta olmak üzere, resim araç ve gereçleri ile oyunlardan oluşan yardım paketi, Okul Müdürü Gündüz Eren’e takdim edildi. “Ecz. Hayati Yalçın 16. Çocuk Resimleri Yarışması nedeniyle EDAK ile tanıştık” diye konuşan Gündüz Eren, “Her türlü yoksunluk ve de yoksulluğun yaşandığı bir yöreden çocuklarımızın yaptığı resimlerle sizlere ulaştık. EDAK’ tan okulumuza uzanan aydınlığın ve yürek dolusu sıcaklığın sürekli olmasını dileriz” dedi. EDAK Ecza Kooperatifi’nin düzenlediği Ecz. Hayati Yalçın Çocuk Resimleri yarışmasına katılan 5000 resimden, dereceye giren 13 resim arasında Solaklar İlköğretim Okulu öğrencilerinden Sinem Efe’nin de resmi yer aldı. EDAK desteğiyle, Solaklar Köyü ilköğretim Okul Müdürü ve öğretmenleri ile birlikte öğrencilerinin katıldığı ödül töreni sonrasında da okulun ve öğrencilerin ihtiyaç duyabilecekleri malzemeler tespit edildi. EDAK çalışanlarının düzenlediği yardım kampanyası ile toplanan bağış sayesinde ihtiyaç malzemeleri alındı. çalışanları öğrencileri sevindirdi! İzmir’in Kiraz ilçesine bağlı Solaklar Köyündeki Merkez İlköğretim Okulu Öğrencileri, EDAK çalışanlarının desteğiyle alınan okul malzemeleri ile sevindi. saüstü r, 1 adet ma a y a is g il b dizüstü ım nde 1 adet ti e k a p nleri, ilk yard rü ım ü rd n e Ya y ij h a dek k ıtıcı, temizli ıftan 4. Sınıf ın s . 1 ı, s ta n nci bilgisayar, ıs adet okul ça lar, her öğre n 6 a 3 , m ri ro le e e v m malze ibi şitli öykü un oyunlar g kitapları, çe g y rs u e d ta ı a c d e ım fr yard retim yılında ereçleri, mü ğ ö g e e v v ç im ra it a ğ in yeni e için resim or. retmenlerin ğ ö e v n acı bulunuy y ri ti e il ih l u k o öğrenc ü türl ecekleri her yararlanabil •Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013 09 edak haberler Görme Engelli Vatandaşlarımıza “Engelsiz İlaç Projesi” T ürkiye’nin öncü ecza kooperatiflerinden EDAK Ecza Kooperatifi ile Türkiye’de Atık İlaç Toplama kampanyası ile adını duyuran Çevreci Eczacılar Kooperatifi (ÇEKOOP) insan ve çevre sağlığına yaptıkları katkılara bir yenisini daha eklediler. İzmir’deki Çağdaş Görmeyenler Derneği ile işbirliği yapan EDAK ve ÇEKOOP, görme engelli vatandaşlarımızın ilaç kullanımında yaşadıkları sorunlara çözüm olacak “Engelsiz İlaç Projesini” geliştirdi. “Engelleri birlikte aşmak için bir araya geldik” diyen EDAK Yönetim Kurulu Başkanı Emre Bacanak ve ÇEKOOP Başkanı Şule İlkkurşunlu, “iki kooperatifin ortaklaşa gerçekleştireceği proje ile görme engelli vatandaşlarımızın ilaç kullanımında yaşadıkları zorluklara çözüm sağlanacağını söylediler” Bu kapsamda “engelsiz ilaç” projesi ile görme engellilere özel ilaç kutusu hazırlanacak ve görme engelli vatandaşlarımızın ilaç kullanımında yaşadıkları sıkıntılar bertaraf edilmeye çalışılacak.. kullanılacak. Çağdaş Görmeyenler Derneği Başkanı Av. Ufuk Özen eğitim ile ilgili yaptığı açıklamada, “Atık ilaç ve ilaç kullanımı konusunda bu eğitimle ufkumuz açıldı. Ama daha da önemlisi yaşama bizim durduğumuz yerden bakan eczacı dostlarımızla tanışmış olduk” diyerek projeyi düzenleyen ve katkı veren herkese teşekkür etti. Eğitimde Çağdaş Görmeyenler EĞİTİM TOPLANTISI YAPILDI Proje kapsamında Çevreci Eczacılar Kooperatifi Yönetim Kurulu, Çağdaş Görmeyenler Derneği üyeleri ile biraraya gelerek engelsiz ilaç projesi ile ilgili bir eğitim toplantısı düzenledi. Görme engelli vatandaşlarımızın ilaç kullanımı ile ilgili yaşadıkları sorunlarını dinleyen ve çözüm önerilerini sunan yönetim kurulu üyeleri, “Engelsiz ilaç projesi”ni de detayları ile aktardı. Buna göre; proje kapsamında görme engellilere özel Braille alfabesi ile her ilacın üstüne günlük kullanım şekli ve dozu ile ilacın ismi yazılacak. Braille alfabesi kullanmayan vatandaşlar için sesli ilaç kutusu da 10 •Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013 Derneği Üyesi 40’ı aşkın görme engelli vatandaşımız ile Çevreci Eczacılar Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Ecz. Şule İlkkurşunlu ve Çağdaş Görmeyenler Derneği Başkanı Av. Ufuk Özen başta olmak üzere ÇEKOOP Yönetim Kurulu Sekreter Üyesi Ecz. Birsel Gültekin ve Yönetim Kurulu Üyesi Ecz. Seval Ünlüerler ile EDAK Ecza Kooperatifi Kurumsal İletişim Şefi Yeşim Erdemir de hazır bulundu. Dr.Seyfullah Dağıstanlı sağlık gündemi Hekim, toksikolog, ilaç eczacılığın eski bürokratı, sektörde yönetici, köşe yazarı ve fikir lideri. O, ilaç dâhil hayatın her öğesine farklı açılardan bakarak anlamaya çalışan bir meraklı. Onun ayırt edici özelliği; doğal olması, şablonlardan sıkılması. Çaydan, dostlarla derin sohbetlerden, bazen dalga geçmekten, çalışmayı eğlenceye çevirmekten ve hep ama hep analizden vazgeçemiyor. Hayallerinden gerçekleşenleri saymazsak diğerleri: İyi bir film yönetmek, piyanoda “Saraydan Kız Kaçırma”dan bir fragmanı hatasız çalmak, orijinal bir ilaca imza atmak, deniz kenarında ama ağaç gölgesinde boşa vakit geçirmek denebilir... Meyanbalı doğal bir ağrı kesicidir ve özellikle boğaz ağrısını geçirmede en etkin bitkidir. Bitki mi, ilaç mı? İster bitki kökenli, isterse sentetik, tedavi amaçlı her tür ürün ancak ve ancak eczacı tarafından doğru kullanım önerileri ile sunulursa tedaviye katkı sağlar, değilse, boyutu öngörülemeyen ciddi sağlık dramlarına yol açar. D oğal yöntemlerle tedavi giderek daha popüler oluyor. Tedavide bitkisel ürünlerin mi, yoksa ilacın mı tercih edilmesi gerektiği konusunda hastaların zihni karışık. Anımsayalım: 1- İlacın öyküsü zaten bitki ile başladı. Eski Mısır’dan Yunan’a, Aztek’ten Maya’ya kadar tüm uygarlıklarda ilaç yapımı bitki ile başladı. 2- Günümüzde halen kullanılan pek çok ilaçta hammadde kaynağı ya da ilk çıkış noktası halen bitki. Penisilin’den paklitaksel’e pek çok ilaçta hammadde kaynağı bitki. 3- Bitkiden elde edilen ilaçların bir bölümü, endüstriyel gelişmelerle sentetik olarak da elde edilir oldu. Bu bize doz ve kalite standardizasyonu, insanlığın ihtiyacı kadar üretim, taşıma, depolama kolaylığı yanı sıra, bitkinin sadece etkin maddesini hastaya vermeyi, bitkide bulunması muhtemel gereksiz ve bazen çok zararlı diğer maddelere hastayı maruz bırakmamayı sağladı. 4- Bugün ilaç ürünü tıbbi ve yasal pek çok prosedürden geçiyor. Tıp kitaplarında ilacın tüm etkileri, yan etkileri yer alıyor. 5- Bitkisel tedavinin standartlarını belirleyen Alman E Komisyonu Monografları, Avrupa Farmakopesi’ne* de girdi, böylece 300’ü aşkın bitkisel formülasyon bilimsel standartlara uygun olarak eczacının rafında yer alır oldu. 6- İlaçta daha çok yan etki oluşuyor gibi görünmesinin nedeni bitkilerin daha zararsız olması değil, ilacın çok daha fazla kontrol altında olması. 7- Hiç ilaç kullanmama seçeneğinden başlayarak daha yararlı gördükleri durumlarda hekimler ilaçsız, bitki ile ya da daha başka doğal bir yöntemle tedaviyi zaten ön planda tutarlar. Hiçbir çocuk hekimi, öksüren çocuğa (çocuğun yaşam kalitesini bozan şiddetli bir boğmaca öksürüğü değilse ve diğer yöntemleri denemeden) kodein içeren öksürük şurubu vererek solunum depresyonu riskini göze almaz. Karmaşa nereden çıkıyor? Farmakognozi** ve fitoterapi*** eczacılık fakültelerinde var, ama maalesef tıp fakültesi müfredatında yer almıyor. Bitki ile tedaviyi bilen eczacı akademis- yenler ile hastayı tedavi etme yetkisine sahip tıp doktorlarını buluşturamayınca, oluşan boşluğu ehil olmayan, inanç sömürücüsü türedi tipler dolduruyor. Yapılacak en makul iş, tıp fakültesi müfredatına fitoterapi dersi eklemek. Bir ikinci karmaşa da, hiçbir sağlık formasyonu olmayanların ticari hırsla bu işten para kazanmaya çalışması. Tıbbi etkinliği olan bir bitkinin saklama koşulları, raf ömrü, hazırlanma şekli konusunda herhangi bir eğitime sahip olmayan aktarlar tedavi kürleri hazırlıyor. Eczaneler dışından alınacak hiçbir ürüne güvenilemeyeceğini topluma anlatmak gerek. Bilgi ve inanç el ele verdiğinde insanların mutluluğu zirve yapmıştır tarihte. Kör inanç bilimle, bilgiyle çatıştığında ise kafası karıştırılmış halk kitleleri üzerinden bilgiyi, muhakemeyi, sağduyuyu nasıl yok etmeye çalıştığını Sokrat’tan, Galileo’dan bu yana çok iyi biliyoruz. *Farmakope: Tedavi etkinliği kesin olarak kabul edilen etken maddelerin, preparatların formüllerini, fiziksel ve kimyasal özelliklerini, teşhis reaksiyonlarını, saflık kontrollerini, miktar tayinlerini ve saklama koşullarını bildiren kaynaklar. **Farmakognozi: Bitkiler içindeki maddeleri inceleyerek bunlardan organizmaya girdiğinde hastalıkları iyileştirici etkisini bulmaya çalışan bilim dalı. ***Fitoterapi: Bitkilerle tedavi. seyfullah@fortiks.com 12 •Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013 Ecz. Ayşem Jale Kıhtır bilgi bankası Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Mezunu. Aynı üniversitede Biyokimya Anabilim Dalı’nda Yüksek Lisanslı. Mesleki dayanışmaya ve örgütlenmeye yürekten inandığından meslek örgütlerinde görev alıyor. İzmir Eczacı Odası Denetleme Kurulu Üyesi, ÇEKOOP Kurucu Üyesi ve 2010 yılından beri de dördüncü dönem EDAK Ecza Kooperatifi Yönetim Kurulu Üyesi… Onu, Gazeteedak’ta “gündem” konulu yazılarından ve 1995 yılında açtığı eczanesini günümüze “dermokozmetik eczane” olarak geliştirdiği başarılı çalışmalarından tanıyoruz. Evli ve Can’ın annesi… Onun dinlenme biçimi bile başkaları için yorucu gelse de o bir çalışan, yönetici, eczacı, evlat, eş ve anne olarak her gün bir Oscar heykelciğini işten eve, evden işe götüren alçak gönüllü insanlardan… kadar büyür ki, bu durum cildiniz için ağır bir yüktür. Liflerin maksimum esnemesi gerekir, cilt yapınız zayıfsa bu çatlaklar çok daha kolay oluşur. Bunu önlemek için cildinizi nemli tutun ve cilt yapınızı güçlendirin. n Cilt kuruluğunun sebepleri nelerdir? Mevsimsel- çevresel etkenler, sıcak su, deterjanlar, sık hava yolculuğu, rüzgâr, çevre kirliliği, klima ve kimyasal maddelerin yanında, atopik dermatit, egzema, sedef, ihtiyozis, kalıtsal hastalıklar, tiroid bezi çalışmaması, ilerleyen yaş cilt kuruluğuna sebep olabilir. n 30 yaş üstü kadınların hangi vitaminlere ihtiyacı vardır? Özellikle 30 yaşından sonra kadınlar daha fazla kalsiyum kaybeder. Menopozla birlikte bu kayıp daha da hızlanır. Osteoporoz belirtileri (kemiklerde zayıflama, ağrı) görülebilir. Kalsiyumun emilmesi ve vücut tarafından kullanılması için D vitamini ve genel sağlığın korunmasına yönelik vitaminler önemlidir. Kadınlar 30 yaş sonrası daha çok süt ve süt ürünleri 16 kullanmalı, güneş ışığından daha çok faydalanmalı ve daha çok hareket etmelidir. n Hamilelikte hangi gıdalar kullanılmaz? Belli başlı birkaç yiyecek, özellikle toksoplazmayı artırdıkları için mutlaka dikkatli tüketilmeli veya tamamıyla menüden çıkartılmalıdır. Çiğ et, çiğ yumurta, çiğ süt yenmemesi gereken gıdalardır. Salatalar ise çok iyi yıkanmalıdır. Bunun dışında her gebenin kişisel durumundan kaynaklanan farklılıkları vardır. Mutlaka doktorunuza danışınız. n Her hamile kadının cildinde çatlak oluşur mu? Bu tamamıyla cildinizin yapısıyla bağlantılıdır. Ama kadınların % 70 inde cilt çatlaklarıyla karşılaşılır. Buna şaşırmamak gerekir. Çünkü hamilelikte karın çapı 50-60 cm •Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013 n Adet öncesi gerginlik nasıl önlenir? Bu tip şikâyetleri önlemek için egzersiz yapılmalıdır. Özellikle bu dönemlerde beslenmeye dikkat etmek gerekir ki; çay, kahve, sigarayı kesip; bol sebze ve meyve tüketilmeli ve bol su içilmelidir. Ayrıca B6, C, E, D vitaminleri kalsiyum ve magnezyum alınmasının da bu şikâyetleri azalttığı görülmüştür. Evening primose bitkisinin tohumlarından elde edilen yağın (epo) kullanılması ızı soruların g.tr .o k a r edak@ed ize adresim EL EDAKTU e il rumuzu s ilir iniz göndereb sonucu rahatsızlıkların azaldığı görülmüştür. n OMEGA 3 yağ asitleri besinlerden mi yoksa gıda takviyesi olarak mı alınmalı? Omega 3 yağ asitleri başta balık, keten tohumu, semizotu, ceviz, fındık, badem gibi besinlerde bulunur. Bu besinleri ömür boyu ve her gün tüketmek mümkün olmadığı için; saflaştırılmış ve yüksek emilimli gıda takviyesi şeklinde kullanılabilir. yeni ürünler Doğadan Plus Bitki Şekerleri n Doğal bitki özlerinden gelen sağlık şimdi tüm eczanelerde… Doğadan Plus bitki şekerleri, doğal bitki özlerinin bir araya getirildiği fonksiyonel etkili ve şekersiz ürünler. Tıbbi bitkilerin sağlık için yararlarını hızlı ve kolay bir şekilde sunabiliyor. Pasiflora ve melisa; nane ve karanfil; ekinezya ve zencefil; ıhlamur, bal, zencefil; adaçayı ve okaliptus çeşitleri ile sağlıklı kışın keyfini çıkarın… Fiyatı: 9,50 TL Basiscreme baby krem Dalin Hipoalerjenik Yüzey Temizleyici n Bebeğiniz ve sizin cildiniz için hassas bakım sağlayan pediatrik kullanıma uygun yepyeni bir ürün… Bebeğinizin cildine kolayca nüfuz ederek çinko oksit içeriği sayesinde koruyucu bir tabaka oluşturup, cildin nem kaybetmesini engelliyor. Böylece pişik oluşumunu önleyerek; var olan pişik ve kızarıklıkların da hızla iyileşmesini sağlıyor. Antiseptik özelliği ile ileri pişik sorunlarında ortaya çıkabilecek bakteri ve mantar oluşumlarının da önüne geçmeye yardımcıdır. Fiyatı: 19,90 TL n Dalin’den bir yenilik daha… Floral kokulu Dalin hipoalerjenik yüzey temizleyici, bebeğinizin odasını ve bütün evinizi özenle temizliyor. Yıkanabilir bütün yüzeylerde(seramik, fayans, mermer, mozaik, granit), ahşap ve halılarda güvenle kullanılabiliyor. Ph-nötr olup, fosfat ve zararlı solventler içermiyor. Fiyatı: 9,90 TL 18 •Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013 Exdoz hijyenik ped kutusu n Günlük pedlerinizi gönül rahatlığıyla çanta veya cebinizde taşıyabileceğiniz kutular pratik ve sağlıklı kullanım imkânı sağlıyor. Yağmura ve ısıya uzun süre dayanıklı sıhhi plastikten imal edilmiş olup, farklı renklerde eczanelerde satışa sunuluyor. Fiyatı: 2,00 TL yeni ürünler Zigavus One Minute sıkılaştırıcı anti-aging krem Poxclin Cool Mousse n Poxclin Serinletici Köpük, çocuklarda yaygın olarak görülen suçiçeği hastalığının semptomlarını hafifletmeye yardımcı oluyor. İçeriğindeki bitkisel 2QR kompleksi sayesinde bakterileri bloke ederek enfeksiyon ve yara oluşumunu önlüyor. Kaşıntı, tahriş ve hassasiyete karşı anında etki ederek cildi hızlı ve direkt bir şekilde serinletip, yatıştırıyor. Fiyatı: 34.90 TL n Zigavus One Minute sıkılaştırıcı antiaging krem; yüz, dudak ve boyun bölgesindeki derin çizgileri, kırışıklıkları ve sarkmaları onarmaya yardımcı oluyor. İçeriğindeki extreler cildin diriliğini ve dolgunluğunu kalıcı olarak desteklemek için Tip I kollajen sentezini uyarıyor. Cildin ve altındaki bozulmuş tabakaların sıkılaşmasını, parlaklaşmasını ve kırışıklıkların azalmasını sağlıyor. Gözaltında meydana gelen torbalanma ve şişkinlikleri de yumuşatarak cildin pürüzsüz ve genç bir görünüm kazanmasına destek oluyor. Fiyatı: 79,00 TL Alessandro Express SOS Canlandırıcı El Kremi n Ellerimiz iyi bir bakımı hak ediyor! Canlandırıcı el kremi kış aylarında soğuktan etkilenen sert ve çatlamış deri için ideal. İçeriğindeki %10 üre ve saf badem yağı ile yoğun nemlilik sağlayıp birkaç saniyede kuru elleri yumuşatıyor, ipeksi ve pürüzsüz bir görünüm sağlıyor. Fiyatı: 44,00 TL Exdoz diş fırçası kabı n İş yerinizde, seyahatte, çantanızda pratik ve kolay kullanım olanağı sağlayan Exdoz diş fırçası kabı, tüm diş fırçaları ile uyumlu. Havalandırma delikleri sayesinde nemli kalmıyor ve diş fırçasının dış etkenlerden korunmasını da sağlıyor. Fiyatı: 2,00 TL •Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013 19 sağlıklı haberler Ne Kadar Süt İçirmeli? n Kanada'daki St. Michael Hastanesi'nden Dr. Jonathon Maguire ve ekibi, inek sütündeki D vitamini ve demirin etkisini 2-5 yaşındaki 1300'den fazla çocuğun katılımıyla araştırdı. Ebeveynler genellikle çocuklarının ne kadar süt içtiğini bildirirken bilim adamları, çocukların kan tahlilinden D vitamini ve demir seviyesini belirledi. Günde 2 bardak sütün çocukların yeterli oranda D vitamini almasını ve demir depolarının normal düzeyde kalmasını sağladığı görüldü. Bilim adamları, günde 2 bardaktan fazla süt içen çocukların ise D vitamini oranının yükseldiğini, ancak demir depolarının azaldığını belirledi. Araştırma “Pediatrics” dergisinde yayımlandı. 20 •Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013 Greyfurt Suyu Dost mu Düşman mı? n Greyfurt içerdiği antioksidanlar ve C vitamini ile iyi bir kış desteğidir. Ancak greyfurt suyu sindirim sistemindeki bazı enzimleri etkileyerek, ilaçların kandaki konsantrasyon seviyelerini değiştirebiliyor. Yeni bir çalışma ile; greyfurt suyunun 85'in üzerinde ilaçla etkileşime girdiği gösterildi. Bunların arasında bazı kalp, kolesterol, alerji ve bağışıklık sistemi ilaçları var. İlaçlarınızla greyfurt suyunu farklı zamanlarda almanız da yeterli olmayabilir. Örneğin, greyfurt suyunu üç gün önce almış olsanız bile, bazı kolesterol ilaçlarının seviyesi yüzde 300 artabiliyor. Hekime/eczacınıza danışarak greyfurt suyunun ilaçlarınızın üzerinde böyle bir etkisi olup olmadığını öğrenin. Greyfurt suyu yerine portakal veya üzüm suyunu tercih edin. Nar suyu da, az miktarda da olsa, ilaç seviyelerini etkileyebiliyor. sağlıklı haberler Yakın Gözlükler Çöpe n Uzmanların 10 yıla yakın bir süredir üzerinde çalıştığı ve Almanya, İngiltere, Japonya başta olmak üzere son 1 yıldır uygulanan sistemle, göz merceğinin yakına odaklanamaması sonucu oluşan ve 40 yaş üzeri kişilerde sık görülen yakın görme şikayeti 10 dakikada ortadan kaldırılıyor. Yakın gözlüklerini çöpe attıran yöntem Türkiye'ye de geldi. Uzmanların yaklaşık 10 yıldır üzerinde çalıştıkları "Kamra" adı verilen teknolojiyle, göz yapısıyla uyumlu, ortası delik bir mikro implant korneanın ortasına yerleştiriliyor. Bu pul kadar ince, nokta kadar küçük implant üzerinde korneanın doğal yapısını korumak ve korneada herhangi bir olumsuz etki bırakmak için 8400 adet lazerle eklenmiş özel mikro geçişler bulunuyor. Ve bir tuz tanesinden daha hafif olduğu için gözde asla belli olmuyor. Çok yakında yakın gözlükler tarih olacağa benziyor. Depresyonun Kış Hali “Kapalı havalarda içimi bir mutsuzluk kaplıyor, hiçbir şey yapmak istemiyorum” diyorsanız, bazen uykunuz kaçıyor bazen de sürekli uyumak istiyorsanız, iştahınız artıyor ya da azalıyorsa mevsimsel depresyon sorunu yaşıyor olabilirsiniz. Mevsimsel özelliklerin kişilerin halini olumlu ya da olumsuz şekilde etkilediği bilinmektedir. Özellikle kış mevsiminde günlerin kısalması, güneş ışığının azalması, insanların sürekli kapalı ortamda kalması, kişilerin psikolojilerini olumsuz yönde etkileyen faktörlerdendir. Bu durumda depresyondan farklı olarak aşırı yorgunluk, uyku süresinde artış, iştah ve kilo artışı gibi belirtiler dikkati çekmektedir. Mevsimsel depresyon tanısı konulabilmesi için belirtilerin görüldüğü ve ortadan kaybolduğu sürecin 2 yıl devamlılık göstermesi gerekmektedir. Mevsimsel depresyonla başa çıkmak için: l Gün ışığından mümkün olduğunca çok faydalanın. l Ev ve iş ortamınızı yeteri kadar aydınlatın ve havalandırın. l Düzenli spor yapın. Haftada 3 gün 30-40 dakika spor, kişinin bedensel olduğu kadar psikolojisi üzerinde de etkili. l Uyku düzeninizi korumaya çalışın. l Sağlıklı ve dengeli beslenin, karbonhidrat ve şeker tüketimini kontrol altında tutun. l Sosyal yaşama, planlı şekilde zaman ayırın. Bütün bu sıralanan önlemler kişi üzerinde olumlu bir etki sağlayamadığı takdirde, daha detaylı değerlendirilmesi için konunun uzmanına başvurulması gerekmektedir. Uygulanan tedaviler arasında psikiyatrik destek, psikoterapi ve ışık terapisi yer almaktadır. •Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013 21 sağlıklı haberler Çocuğunuzun Bağışıklık Sistemini Korumak Mümkün mü? Kış aylarında artış gösteren hastalıklar en çok çocukları etkiliyor. Kapalı ve kalabalık mekanlarda daha fazla vakit geçirmek, okul ve kreş ortamı gibi etkenler çocukların daha sık hastalanmasına neden oluyor. n C vitamini çocuğunuzun can simididir C vitamini hastalıklardan korunmada önemli rol oynar. Bu vitamin en çok çilek, kivi, kavun, portakal, mandalina ve greyfurt gibi meyvelerde bulunmaktadır. Ayrıca zerdeçal ve zencefil C vitamini kaynaklarıdır. Çocukların günlük ortalama 100 mg kadar C vitaminine ihtiyaçları vardır. C vitamini depolanan bir vitamin değildir. Fazlası vücuttan atılmaktadır. n Sarı ve koyu yeşil sebze meyveler A vitamini zengini Tüketilen sebze ve meyvelerin mevsimine uygun olarak alınması, vücudun ihtiyacının doğal yoldan karşılanmasını sağlayacak ve çocuğunuzun savunma sistemini güçlendirecektir. A vitamini sarı renkli ve koyu yeşil sebze ve meyvelerden elde edilebilmektedir. Karotenler A vitamini öncüsü sayılır. Bu nedenle savunma sisteminin yardımcı elemanlarındandır. Greyfurt, havuç, kuru kayısı, Trabzon hurması, kırmızılahana, pancar, kırmızıturp, yaban mersini ve böğürtlende bol miktarda karoten bulunmaktadır. n Selenyum ve demir çocuğunuza güç 22 verir Çocuğunuzun güçlü bir savunma sisteminin olması için sağlıklı bir vücuda sahip olması gerekir. Bunun için öncelikli koşul, mümkün olduğunca rafine olmuş gıdalardan ve raf ömrü uzun gıda maddelerinden uzak kalmasıdır. İkincil olarak antioksidan olarak adlandırdığımız A,C,E,D vitaminleri, demir ve selenyumu yeterli miktarda almasını sağlamaktır. Selenyum; karides, mantar, dana ve kuzu ciğeri, somon ve ton balığında bulunur. n Demir ve D vitamini alımına dikkat! Demir; et, pekmez, ciğer, yumurta, kuru üzüm, bakliyat ve bazı yeşil sebzelerde bulunur. D vitamini de savunma •Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013 sistemi için gerekli vitaminlerdendir. Güneşin çok yakıcı olmadığı saatlerde güneşe çıkmak D vitamini seviyesini normalleştirecektir. n 1 köfte ile çinko ihtiyacı karşılanabilir Çinko elementinin de güçlü savunma mekanizmasında önemli rolü vardır. Örneğin; 100 gr ette (3 köfte) 9 mg, pişmiş nohudun 100 gramında 1.4 mg çinko bulunmaktadır. 13 yaş arasındaki bir çocuğun 3 mg çinkoya ihtiyacı olduğuna göre, sadece 1 köfte tüketen bir çocuk çinko ihtiyacını rahatlıkla karşılamış olacaktır. n Grip aşısı ve bağışıklık güçlendirici haplar işe yarıyor mu? Günümüzde bağışıklığı güçlendirdiği düşünülen bazı preparatlar da (ekinezya, mürver, beta glukan, propolis, C vitamini, çinko, arı sütü vb.) yararlı olabilmektedir. Gripten korunmak için aşı uygulaması konusunda da uzmanlar çocukların gelişigüzel aşılanmaması gerektiği konusunda birleşmektedir. Çocukların 2-8 yaş arasında sosyalleşme süreçlerinde birçok mikropla karşılaşacakları ve sıklıkla hastalanabilecekleri unutulmamalıdır. Çocuğun dengeli beslenmesi ve yeterli uyuması sağlanmalı, ayrıca düzenli bedensel aktivitelere yönlendirilmelidir. EADFIA’NKDA R bağışıklık ürünleri Bomba gibi bir kış geçirmek mümkün!… D aha geçen ay hastalanıp yatak döşek yattım, şimdi bu grip de nerden çıktı?” diyenlerdenseniz bu sayfalar tam size göre… Malum, daha bahara ve sonrasında yaz aylarına kadar biraz zaman var. Bir soğuk bir sıcak havalar vücut direncimizi etkiliyor. Bununla birlikte iklim değişikliği de küresel salgınları tetikleyip çok hızlı yayılmasına neden oluyor. Toplum içinde temasla yayılan enfeksiyonlar bizleri çoğu zaman günlerce yatağa bağlamaya yetiyor; hatta bazılarının ölümcül riskler taşıdığını düşündükçe işi pek şansa bırakmamak gerektiği gibi bir kanaate de ulaşabiliriz. İşte bu durumlarla baş edebilmemiz için bağışıklığımız, vücut direncimiz güçlü olmalı ki özellikle bu kritik virüs ve 24 bakterilere karşı dirençli olabilelim. Hele çocuklar maalesef en sıkıntı yaşayanlar da onlar… Kreşe, yuvaya gidip hastalıktan kurtulamayanlar mı dersin, sık sık hastalandığı için kilo kaybeden hatta viralden bakteriyel enfeksiyona çevirip ciddi sorunlar yaşayanlar mı? İster yaşlı isterse daha bebek olsun herkesin vücut direncini artırabileceği çözümler mümkün. Öncelikle beslenme sisteminizi gözden geçirip sebze ve meyvelerle işe başlayabilir ve sonrasında eczacınızdan da bilgi •Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013 alarak destek ürünler kullanabilirsiniz. Bağışıklık destek ürünleri özellikle yaşlı, bebek, çocuk, anneler, babalar ve sık hastalanan risk gruplarının yanında çalışan, dışarıda olan, sık seyahat edenler için özellikle önerilmekte. Bu ürünleri sadece hastalanmadan önce değil hastayken de tedavi süresini kısaltmak ve hastalığın ilerlemesini önlemek amacıyla kullanabilirsiniz… EADFIA’NKDA R bağışıklık ürünleri DOĞADAN PLUS PROFU BAĞIŞIKLIK ÇAYI n İçeriğinde; mürver meyvesi, zeytin yaprağı, zencefil, ekinezya ve C vitamini bulunan profu çayının içerisindeki bitkiler antiviral, antioksidan, bağışıklığı güçlendirici ve vücut direncini arttırıcı etkilere sahip. Doğadan Plus tarafından doğal bitkilerle hazırlanmış fonksiyonel bir içecek. Market raflarında yıllardır çay çeşitleriyle yerini alan Doğadan’ın standardize edilmiş bitkilerden oluşan fitoterapik çaylarını eczacınızın tavsiyeleriyle ve güvenle alıp yudumlayabilirsiniz. Fiyatı: 12,50 TL BIFIFORM SACHET BEE PROPOLİS® n Bifiform Sachet, bugüne kadar raporlanan en etkili ve altın standart olan LGG Probiyotiğini içeriyor. Bifiform, çocuklarda mide-bağırsak mikro florasının dengesini kurarak bağışıklığı artırıyor; kolik, gaz, kabızlık, ishal gibi rahatsızlıkları çözmeye yardımcı oluyor. Özellikle yeni doğan bebeklerde görülen kolik sancılarda kullanılabilen ürün, Pfizer güvencesi ile sunuluyor. n Propolis, bal arıları tarafından doğadan toplanıp, ağız sindirim enzimleri ile karıştırarak ürettiği doğal bir madde. Bu madde bağışıklık sistemi kuvvetlendirici ve Antiviral etkileri oldukça güçlü olduğu gibi ayrıca enflamasyonu azaltıcı etkilere de sahiptir. Bağışıklık sisteminizi güçlendirerek sizi hastalıklara karşı koruyan bir besin desteğidir. Fiyatı: 22,00 TL Fiyatı: 49,50 TL VICKS FIRST DEFENCE MİKROJEL BURUN SPREYİ n Virüslerin yayılmasını durdurmak için maalesef çok fazla yapılabilecek bir şey yok; onlar kalabalığın olduğu her yerdeler! İşyerinde, otobüste, markette, sinemada, okulda… Buralarda nefes alıp verdikçe risk altında olabiliriz. Vücudumuzun dışa açılan kapılarından biri burnumuz. Virüsler daha burnumuzdayken onları kapsül içine alarak düşük ph’ ıyla etkisizleştiren Vicks First Defence güçlü etkisi ile vücudun doğal savunma mekanizmasını güçlendiriyor. Doğal bitki özleri içeren mikrojel, bağışıklık koruyucu etkisiyle, sınırdaki askerler gibi vücudumuzu koruyor. Fiyatı: 27,00 TL 26 •Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013 bağışıklık ürünleri SAMBUCOL n Kara mürver ekstresi içeren Sambucol, grip ve soğuk algınlığından korunmada ve bu hastalıkları önlemede kullanılan etkili bir destek. Hastayken kullanıldığında da antiviral ve antioksidan etkisiyle iyileşme sürecini hızlandıran sambucol c vit + çinko ilaveli şurup ve efervesan formlarıyla eczanelerde. 1-12 yas arasında önerilen şurup formunu da çocuklarınıza içirmekte zorlanmayacaksınız. Fiyatı: 32,00 TL (1-12 yaş likit ve PLUS likit) 29,00 TL (PLUS efervesan tablet) ZDROVİT ECHİNACEA +VİTAMİN C+ ZİNC n Ürün, içeriğindeki Ekinezya Ekstratı, Vitamin C ve Çinkonun sinerjik etkisi ile gribal enfeksiyon, soğuk algınlığı, nezle gibi hastalıklarla baş etmede vücuda direnç ve destek sağlıyor. Çift faz tekniğiyle hazırlanan efervesan tabletlerde ekinezya diğer etken maddelerle etkileşime girmeyerek stabilitesini koruyor. Limon tadıyla da kış aylarında tercih edebileceğiniz besin desteklerinden. NBL GYNOBIOTIC n Kadınlar sık sık vajinal ve üriner enfeksiyon riski ile karşı karşıyalar. İşte bu ürün salt kadınlara özel, dost bakteri içeriği ile, üriner sistem enfeksiyonlarında ve bakteriyel vajinozis semptomları yatıştırmada, akıntı ve kötü koku gibi problemlerin giderilmesinde destek tedavi olarak kullanılıyor. Fiyatı: 38,00 TL Fiyatı: 28,00 TL SOLGAR BETA GLUCANS COMPLEX n Beta Glukan ekmek mayasından elde edilen doğal bir madde. Ürün, vücut bağışıklık sistemini destekleyen etken maddeleri içeren sıkı bir formülasyon. İçeriği Beta glukan, Ester-C vitamini, D3 vitamini, Selenyum, Çinko, Bakır yanında Elderberry, Blueberry, Acai gibi güçlü antioksidan özellik gösteren meyve karışımlarıyla güçlendirilmiş. Fiyatı: 44,95 TL 28 •Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013 EADFIA’NKDA R medikolojik Çocuklarda duruş bozuklukları ve omurga eğrilikleri Ayakta dururken ve otururken vücudumuzun pozisyonu sağlayan iki önemli etken; omurga ve gövdeyi saran kaslarımızdır. D oğumdan itibaren tüm yaşam boyunca omurgamız farklı şekillerde eğrilikler gösterir. Burada önemli olan nokta, bir çocuğun gelişimi sırasında omurgada oluşan eğriliklerin hastalık ya da deformitelerden ayırt edilebilmesidir. Günlük yaşantıda oldukça sık olarak hafif öne eğik yürüyen ya da kambur şekilde oturan çocuklara rastlarız. Bu grup içinde önemli deformiteler olabilir ve erişkin yaşlarında yaşam fonksiyonlarını kısıtlayabilecek ağır bozukluklar gelişebilir. 30 •Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013 Prof.Dr. Ömer Akçalı Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi, Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı Bebeklikten Çocukluğa Omurga Gelişimi Böyle bir yazıda ilk sırada değinmemiz gereken konu omurganın (kemik yapının) gelişimi ve normal eğrilikleri olmalıdır. Çünkü çocukluk yaşlarında gövdeye şeklini veren temel yapı omurgadır. Yeni doğmuş bir bebekte omurga düz veya hafif öne eğiktir. Diğer bir deyişle yeni doğan bebeklerde hafif kamburluk normal sayılmalıdır. Bebeğin yatma şeklinde bağlı olarak gövdesinde sağa veya sola doğru eğrilme görülebilir. Önemli olan, bebeğin yatma pozisyonuna bağlı olarak sırtında eğriliklerin kaybolmasıdır. Kucağa alındığında ise bebeğin sırtında genellikle bir kamburluk oluşur. Eğer bir bebekteki vücut şekil bozukluğu, yatış şekli değiştiğinde ya da kucağa alındığında kaybolmuyorsa bir hekime başvurulmalıdır. Normalde belimizde bir çukurluk (lordoz), sırtımızda ise hafif kamburluk (kifoz) olması gerekir. Bu eğrilikler “fizyolojik eğrilikler” olarak isimlendirilir ve günlük işlerimizi yaparken en az düzeyde enerji tüketmemize yardımcı olurlar. Vücut ergonomisi için çok önemli olan bu fizyolojik eğriliklerin ilk görülme yaşları çocuğun ilk ayağa kalkma yaşlarıdır. Yürüme öncesi bebeklerde daha oluşmamıştır. Çocuk yürümeye başlayınca önce belindeki çukurluk gelişmeye başlar. Gelişime paralel olarak sırtında öne doğru eğrilme oluşur ve vücut dengesi hızla kurulur. Bu nedenle bebekler ilk yürümeye başladıklarında bel bölgelerindeki çukurluk biraz fazla olarak göze çarpar ve bebekler geriye doğru düşebilirler. Zamanla gövde kaslarının gelişmesi ve yer çekiminin de etkisi ile omurganın fizyolojik eğrilikleri tamamlanır. Gelişim sırasında fizyolojik eğri- likler dışında başka omurga eğrilikleri gelişirse bunları patolojik olarak kabul etmekteyiz. Çocuğun büyümesi sırasında gözlemlenen bazı şekil bozuklukları geçici olabilir ve zamanla düzelebilir. Ancak bu konuda kararı deneyimli bir hekim vermelidir. Çocuklarda tedavi edilmeyen ya da gözden kaçan omurga deformiteleri erişkin yaşlarda ağır fonksiyonel kısıtlanmalara neden olabilirler. Skolyoz Nedir? Çocukluk yaşlarında görülen şekil bozukluklarının ilk sırasında skolyoz hastalığı vardır. Skolyoz, omurganın yana doğru eğrilmesi ve kendi üzerinde dönmesi sonucunda oluşan gövdenin bükülmesidir. Skolyozun tipine bağlı olarak “S” harfi veya “C“ harfi şeklinde gelişebilir. Nedeni konusunda birçok teori olmakla birlikte genetik alt yapısı olduğu düşünülmektedir. Ergenlik dönemi veya hemen öncesinde fark edilir. Kız çocuklarda erkeklere oranla dokuz kat daha sıktır. Ergenlik dönemindeki kızlar, kadınsı şekilde vücut gelişimi başladığından vücutlarını saklama eğilimindedirler. Bu nedenle omurga eğrilikleri sıklıkla aileler tarafından gözden kaçırılabilmektedir. Skolyozun tanınmasında iki omuz arasında seviye farkı olması ve sırttan bakıldığında kürek kemiklerinin asimetrik olması yardımcıdır. Çocuk öne eğildiğinde ise omurgadaki eğriliği belirgin olarak görebiliriz. Skolyozdan şüphelenildiğinde mutlaka bir hekime başvurulmalıdır. Kifoz(Kamburluk) Neden Oluşur? Çocuklarda görülen bir diğer sorun da kamburluktur (kifoz). Kamburluk, kemiklerdeki hastalıklara bağlı olabileceği gibi duruş bozukluklarına ya da bazı kötü alışkanlık- medikolojik lara bağlı da olabilir. Çocuğun gelişimi sırasında oturma eğitimi birçok aile tarafından önemsenmez. Özellikle okul çocuklarında, sırada veya sandalyede oturma sırasında dik oturulması öğütlenmelidir. Okul sıralarında mutlaka bel desteği olmalıdır. Böylece bel çukurluğu uygun şekilde gelişebilir. Yine ağır çantaların tek omuza asılarak taşınması, bilgisayar karşısında uzun süre ve uygunsuz şekilde oturulması, vücut eğriliklerine uygun olmayan yatakların kullanılması da vücut eğriliklerini değiştirebilir. Boyu hızlı uzayan çocuklarda kamburluk görülme sıklığı daha fazladır. Uzun boylu insanların biraz öne eğik ve kamburca durduklarını hatırlayalım. Bu duruş pozisyonu, gelişim döneminde boyun fazlaca uzaması ile günlük işleri yaparken ve diğer insanlarla iletişim kurarken öne eğilme gereksiniminden doğar. Bir süre sonra kişilerde öne eğik bir duruş alışkanlığı gelişir. Bu alışkanlık çocukluk yaşlardaki duruş eğitimleri ve uygun fizyoterapi ile düzelebilir. Görme problemleri de çocuklarda duruş bozukluklarına neden olabilir. Daha çok boyun bölgesinde eğrilik şeklinde görülür. Çocuk daha rahat görebilmek için vücudunu görmek istediği nesneye göre şekillendirir. Ayrıntılı göz bakısı ihmal edilmemelidir. Sonuç olarak çocuklardaki duruş sorunları bazı hastalıklara bağlı olabileceği gibi, önlenebilecek bazı kötü alışkanlıklara bağlı da olabilir. Gelişimin hızlı olduğu dönemde oturma dengesinin sağlanması, gövde kaslarının güçlendirilmesi, çalışma sandalyelerinin bel destekli olmasına dikkat edilmesi, iki omuza asılan sırt çantalarının tercih edilmesi gibi bazı basit önlemlerle ileride gelişebilecek önemli sorunlar engellenebilir. Ancak yine de altta yatan bir hastalığın atlanmaması için hekim kontrolü önemlidir. •Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013 31 dermatolojik Kış aylarında cildimizin bakımı ve sağlığı Kışa, sağlıklı ve ışıltılı bir ciltle, ipek gibi saçlar ve bakımlı tırnaklarla girmek mümkün... 32 •Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013 Vildan Şengöz Tıp fakültesine girdiği 1990 senesinde tıbbın, klasik tedavilerin yanı sıra bitkisel tedaviler, karışımlar ve pozitif iletişimle de insanları iyi edeceğini hayal ederdi. En sonunda dermatolog olup bunları kendi adına yapabileceğini keşfetti. 2004 yılından beri cilt hastalıklarının tedavisinde en son bilimsel yaklaşımları, tamamlayıcı ve önleyici tıpla kombine ediyor. Dalmak, ata binmek, koşmak, yelken, bisiklete binmek ve dünyanın uzak köşelerine gidip oradaki hayatları görmek ona yasam enerjisi veriyor. Hayati ve insanlarla iletişim halinde olmayı seviyor. T üm organlarımızı büyük bir örtü gibi saran cildimiz mevsimsel değişikliklere uyum sağlamaya çalışır. Tabakalar şeklinde sıralanmış olan deri hücreleri soğuk- sıcak ve nem yağ dengesini korumaya çalışır. Benzer şekilde saç ve tırnaklarımızın yapısı da bu uyum sağlama sürecine girer. Ancak yine de kışın özellikle havanın soğuması kuruluk ve hassasiyetleri arttırır. Buna eklenen rüzgâr ve nem oranı değişmeleri ve problemleri tetikleyebilir. Kış aylarında en sık karşılaşılan sorunların başında ciltte kuruma ve çatlamalar gelir. Cildin dış ortamla olan ilişkisini stratum korneum dediğimiz geçirgen olmayan tabaka ayarlar. Bariyer görevi vardır. İçerdeki maddelerin dışarı çıkmasını engellerken dışardaki maddelerin de kontrollü olarak içeri girişini sağlar. Bu bariyer tabakanın bütünlüğü bozulursa ilk önce derimiz suyunu kaybetmeye başlar. Neden Su Çok Önemli? Normalde cildin içeriğindeki suyun en az %10 olması gerekir. Cildin susuz kalması ya üstteki koruyucu tabakanın aşınmasından ya da günlük olarak su alım miktarının yetersiz olmasından kaynaklanır. Yeterli miktarda suyu bulamayan cilt hücreleri büzülerek dökülmeye başlar. Bunun yansıması kuru, pullu ve kırışık görünen cilttir. Ardından çatlamalar ve yarılmalar, kızarıklıklar eşlik eder. Üst tabaka dökülmeye başlayınca başta bakteri ve mantarlar olmak üzere pek çok mikroorganizma normalde ulaşamadığı alt tabakalara iner. Cilt dermatolojik enfeksiyonları başlar. Ayrıca cildin koruyucu yağ tabakası yine bu üst bölgededir. Üst tabakanın tahrip olmasıyla derinin koruyucu ve besleyici yağ içeriği azalır. Tıpkı nem kaybında olduğu gibi yağ kaybı da pullanma ve egzama denen kaşıntılı yara oluşumlarına sebep olur. Bu iki olayın yani nem ve yağ kaybının sonucu ise cildin kuruması, gerilip pullanması, kaşıntı ve kızarıklıklardır. Ardından klinik olarak gördüğümüz yaralar, kırışıklıklar ve kahverengi leke oluşumları gelir. Bu sorunların önüne geçmek ve cildimize gereken bakımı yapabilmemiz için özen göstermemiz gereken konuların başında önce yaşam alışkanlıklarımız gelir. Kış aylarında havanın nem oranı genelde daha düşüktür. Sert ve soğuk rüzgârlar eklendiğinde cildimiz su kaybeder. Soğuk etkisiyle daralan damarlarımız cildi yeterince besleyemez. Yaşadığımız ortamların klimayla ısıtılması ve az havalandırılması kurumayı tetikler. Bu nedenle hem dış ortamın hava koşulları hem de kapalı ortamların nem oranı birlikte etki edecektir. Ayrıca yünlü kıyafetler özellikle alerjik cildin sorunlarını arttırır. Tüm bunlara ek olarak çok sıcak suyla banyo yapmak ve keselenerek yıkanmak cildi yıpratır ve kışın görülen sorunları arttırır. Anlatılan mekanizmalar kışın sıkça karşılaştığımız saç ve tırnak problemlerine de yol açar. Saçlarda kuruma ve yıpranma, elektriklenme görülür. El tırnaklarında soyulma ve çatlamalar, renk değişiklikleri oluşur. Kış aylarında havanın nem oranı genelde daha düşüktür. Sert ve soğuk rüzgârlar eklendiğinde cildimiz su kaybeder. Soğuk etkisiyle daralan damarlarımız cildi yeterince besleyemez. •Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013 33 dermatolojik Cildimiz için yapmamız gerekenler: n Kuruyan cildin en büyük sorunu nem kaybıdır. Piyasadaki tıbbi nemlendiriciler üç mekanizma üzerinden etki eder. İlk grup ciltteki nemli tabakayı örtüp buharlaşmayı engeller. Vazelin, lanolin, silikon içerenler bu gruba girer. İkinci grup olan Emolien grubu piyasada en çok bilinen nemlendiricilerdir. Soyulmaya başlayan tabakaların aralarını ve pürüzlü görüntü yapan kısımlarını doldurup pürüzsüz görünüm de verir. Genelde kremlerde veya losyonlarda üç dört emolien bir arada bulunur. Üçüncü grup olan humektanlar ise atmosferden veya derinin alt tabaklarından nemçeker ve deriye verir. Hyaluronik asit, üre, kollogen, elastin maddeleri içeren ürünler bu şekilde etki eder. Nemlendiricilerin mekanizması tamamen su kaybını engellemek veya nemi tutmak üzerinden çalışır. Ancak kullanılacak bölgeye göre (Yüz, kol, bacak, el, ayak gibi) veya kişinin cilt tipine, alerjisi olup olmamasına göre losyon, krem, merhem gibi farklı formülasyonlarda önerilir. Kışın kullanılan vücut yıkama ürünlerinin özellikle hassas ve alerjik ciltlerde, bebeklerde dikkatli seçilmesi gerekir. Mümkünse “syndet” adı verilen sabun içermeyen temizleyicilerin kullanılması daha doğrudur. Renkli ve parfümlü jeller kaşıntıya zemin hazırlayabilir. Kremsi formda olan ve içeriğinde nemlendirici içeren banyo jelleri tercih edilmelidir. Özellikle gövde için losyon formunda nemlendiriciler gerekir. Banyodan hemen sonra kurulanır kurulanmaz sürülmelidir. Pantenol ve E vitamini içeren ürünlerin aynı zamanda yenileyici özelliği de vardır. 34 •Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013 Saç Ürünleri: n Tıpkı deriye uygulanan formüllerde olduğu gibi saç için de benzer etken maddelerle koruyucu ve nemlendiricileri kullanmak gerekir. Aksi takdirde saçta kırılmayla beraber sağlıksız mat görünüm oluşur. Kış aylarında kullanılacak saç bakım ürünlerinde en başta protein ve türevleri gelir. Bu maddeler saçın keratin yapısını destekler. Kırılma ve kopmaların önüne geçer. Saçın dış kılıfını destekler. İçinde çözünür keratin ve çözünür buğday proteinleri, bakır peptit, hidrolizat maddeleri içeren şampuan, bakım kremi veya saç boyası gibi ürünler bu gruba girer. Kışın uzama döngüsü yavaşlayan saçları canlandırmak ve keratin sentezini arttırmak için alınması gereken besinsel destekler önemlidir. Vitaminlerden biotin, pantenol bunların başındadır. Bitkisel ürünlerden soya, jojoba yağı, ısırgan otu, yeşil çay ve papatya saçı destekler. Seçilen saç bakım ürünleri bu sayılan maddeleri içermelidir. Çinko saç ve derinin desteklenmesinde değerli bir mineraldir. Aloe vera içeren bakım ürünlerinin saçın nemlenmesinde önemli faydalar taşıdığı gösterilmiştir. Ağızdan alınacak biotin, çinko, üzüm çekirdeği ekstresi, yeşil çay saçları kış mevsiminin yıpratıcı etkisine karşı destekler. Haftada en az bir sefer yapılacak saç bakım maskelerinin içine lavanta, kekik, biberiye, jojoba yağları koyulması özellikle faydalıdır. Karışımın banyodan bir saat önce sürülmesi ve sıcak bir havluyla kapatılması emilimi arttırır. dermatolojik Tırnak Bakımı: n Kışın tırnaklarımız daha kırılgan ve hassastır. Uzunluğu ne kadar artarsa tırnağın nem kaybı da artacağından, kırılma ve pul pul kalkma sorunu varsa tırnaklar kısa tutulmalıdır. Oje seçerken koyu renklilerden uzak durmak veya ojeyi uzun sure tutmamak doğru olacaktır. Günde bir defa susam yağı ve çay ağacı yağı karışımıyla tırnaklara masaj yapmak destekleyicidir. Yine saçta olduğu gibi ağızdan özellikle biotin ve selenyum desteği almak tırnak yapısını kuvvetlendirir. Dı- şarı çıkarken eldiven takılması, tırnaklara balsam kremlerin uygulanması koruyucu olacaktır. Anlatılan tüm bakım ve nemlendirme ürünlerine rağmen deride kuruma ve kaşıntılar, yaralar geçmiyorsa; tırnakta renk bozuklukları ve kırılmalar devam ediyorsa; saçlı deride pullanma ve yaralar, saç dökülmesi fazlaysa mutlaka bir cilt doktoruna görünmek gerekir. Alerjik hastalıklar veya mantar gibi enfeksiyonlar söz konusu olabilir. Bunun yanı sıra kansızlık, demir eksikliği, tiroit sorunları, yumurtalık kistleri sayılan sorunları tetikleyebilir. Kullanılacak bakım ürünleri her sabah UV koruma etkisi olan en az 30 faktörlü güneş koruyucularla desteklenmelidir. Zaman zaman doktorunuzun veya eczacınızın önereceği vitamin ve mineral takviyeleriyle saç, cilt ve tırnaklar beslenir. Bu sayede kışı sağlıklı ve ışıltılı bir ciltle, ipek gibi saçlar ve bakımlı tırnaklar ile geçirmek mümkündür. Tüm bunlar iyi bir uyku, spor, bol su tüketilmesi ve sağlıklı beslenmeyle en iyi yanıtı verecektir. www.vildansengoz.com •Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013 35 bakım ürünleri Kış aylarında yalnızca cildiniz değil, saçlarınız da özel bakım ister. Kişilerde görünen biyotin ve çinko eksikliği saç dökülmesinin en önemli nedenidir. Saçlar, cilt ve tırnaklar için sihirli iksirler S açlar, cilt ve tırnaklar benzer vitamin ve minerallere ihtiyaç duyuyor. Asıl hassas konu ise bunların nasıl sağlandığı ve nelerle beslendiğimiz… Yani güzel ve sağlıklı saç-cilt için ne sürüldüğünden ziyade ne yenildiği ve ne içildiği daha önemli. C vitamini veya diğer antioksidanlar yenileyici özelliği ile hücrelerimizi ve cildin elastikiyetini korurken, Omega 3 bağışıklığı artırmaya destek oluyor. Biotin, Pantotenik asit ve B kompleks vitaminleri ile Çinko içeren bir multivitamin saç, cilt ve tırnaklar için olmazsa olmaz destek ürünlerinden. Bunun yanında A, E vitaminleri, bakır, demir, selenyum alımı da önemli. Hyaluronik asit ise kırışıklıkları 38 önlemek için cildi içeriden besliyor. Ayrıca zayıflama diyetlerinin abartılmaması ve meyve, sebze ağırlıklı bir diyet gerekiyor. Günlük su alımını artırmak ve doğal besin takviyeleri kullanmak da mümkün. “Sağlıklı cilt, saç ve tırnaklar için beslenme önerilerimiz aslında kolay uygulanabilir yöntemler içeriyor. Sadece birkaç ufak yaşam tarzı değişikliği ile sağlıklı cilt ve saçlara kavuşmak mümkün.” n Yabanmersini portakala göre 3 kat fazla antioksidana sahip. n Greyfurt, portakal, kivi, soğan, biber gibi besinler kolajeni korumamızı, daha sıkı ve elastik cilde sahip olmamızı sağlıyor. n Bir avuç çilek günlük kolajen üretimi için gerekli olan ihtiyacı •Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013 karşılıyor. n Her gün 2 adet kuru erik yemek, kandaki antioksidan seviyesini yüzde 25 artırıyor. n Havucun içerdiği betakaroten günlük güneş koruması sağlıyor. n Brokoli cildi esnek ve genç tutuyor. n Haftada üç gün balık yemek ve/veya omega 3 takviyesi cildi pürüzsüzleştiriyor. n A vitamini akne tedavisine yardımcı oluyor. n Her gün duş sırasında soğuk su ile saçlara yapılan friksiyon kıl köklerini uyararak saç hücrelerini kuvvetlendiriyor. n Yüksek mineralli su kullanmak cildi içeriden besliyor. n Her sabah yapılacak göz, dudak ve yanak egzersizleri cildi sıkılaştırıyor. bakım ürünleri Solgar Hyaluronic Acid n Ürün, patentli bir karışım olan Biocell Collagen II®’yi içeriyor. İçerisindeki Hyaluronik Asit su tutucu özelliğiyle cildin nem dengesini korurken, Tip II Kollajen ise yaşlanmayla ortaya çıkan cilt dokusundaki gevşeme ve kırışıklıkların azaltılmasına destek sağlıyor. Aynı zamanda içeriğindeki C vitamini ile güçlü antioksidan etki gösteriyor. Fiyatı: 79,95 TL M.Asam Aqua Intense - Hassas Ciltler Kapederm Krem n Bu ürün doğal ve güçlü formülü ile oldukça hızlı etkili… Nemlendirici özelliğinin yanında günlük cilt bakımında, tahrişlerde, güneş yanıklarında, çocuklarda pişiklerde ve annelerin meme başı çatlaklarında kullanılabiliyor. Kapederm, ciltte yağlı his bırakmadan çabuk emilen, termal mineralli su bazlı… Fiyatı: 14,90 TL n Her cilt tipi ve özellikle hassas ciltler için hazırlanmış parfüm içermeyen üç ürünlü bu özel kofre, kış bakımınız için ekonomik çözüm içeriyor… Temizleyici peeling özellikli jel, jojoba tanecikleri ihtiva ediyor. Temizledikten sonra kullanacağınız cilt kreminiz Hyaluronik Asit Kompleksi içeriyor bu sayede cildinize bakım yapıp, nemlendirerek kırışıklık oluşumunun önlenmesine yardımcı oluyor. Göz bakımınızda kullanacağınız ürün ile de kaz ayakları ve kırışıklıkları engellemeniz mümkün. Fiyatı: 199,00 TL Imedeen D.O. n Imedeen ,cildin doğal destekleme yapısında bulunan elementler ile aynı işlevi gören proteinler ve nem tutucu polisakaritlerden oluşan Marine Complex™ içeriğiyle ilk yaşlanma belirtileri üzerinde etkili bir çözüm. Ürün, cilde parlaklık ve nem kazandırıyor; aynı zamanda güneş lekesi görünümünü de azaltıyor. Fiyatı: 110,00 TL 40 •Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013 bakım ürünleri Nature's Bounty GrapeSeed Extract n Güçlü antioksidan etkinliği olan üzüm çekirdeği, kolajen yıkımını azaltarak cilt bağ dokusunun desteklenmesine, cilt bütünlüğünün ve esnekliğinin sağlanmasına yardımcı oluyor. Ayrıca kalp-damar sağlığının korunmasında da etkili olan ürün, içinde bulunan turunç biyoflavonoidleri ile de antioksidan korumayı arttırıyor. Fiyatı: 28,50 TL New Life EFA Daily n Bu ürün, içeriğindeki yüksek konsantrasyonla kış dönemlerinde ihtiyacınız olan günlük Omega-3 ihtiyacınızı karşılamaya yardımcı oluyor. Omega3’ün zihin, beden ve cilt sağlığınıza olumlu etkileri yanında içeriğinde ağır metal, cıva ve kimyasal atık içermediği bağımsız kuruluş tarafından da kanıtlanmış. Fiyatı: 25,00 TL. Youplus Vitamin C 100 Mg. n Eğer sigara içiyorsanız her gün 25-100 mg. arası C vitaminini vücudunuzdan atıyorsunuz. Ürün, kaybettiğiniz C vitaminini size geri kazandırıyor. Ayrıca özellikle kış aylarında bağışıklığımızın artması için C vitaminine ihtiyaç duyuyoruz. YOUPLUS C Vitamini tüm bunları sağlayarak, vücut direncinizi destekleyici ve güçlü antioksidan özellikleriyle öne çıkıyor. Fiyatı: 18,50 TL 42 •Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013 Blistex MedPlus n Hasar görmüş dudaklara yoğun bakım ve koruma sağlayarak anında etki edebilen onarıcı bakım ürünü Blistex MedPlus, içeriğindeki Eucalyptus, Menthol ve Camphor ile aşırı hasar görmüş, nem dengesini kaybetmiş dudaklara anında nem ve yumuşaklık kazandırmaya yardımcı oluyor. bakım ürünleri Panplus Kapsül n Panplus, güçlendirilmiş yeni formülü ile saçınızı kökten ve içeriden besliyor. Ürün içeriğindeki B1-B5 vitaminleri, L-Sistin, p-aminobenzoik asid ve saçlar için esansiyel Keratin ile dökülmeyi durdurmaya, grileşmeyi önlemeye, saç hasarını düzeltmeye, saça direnç kazandırmaya yardımcı oluyor. Fiyatı: 79,00 TL Perfectil Tablet Linola Şampuan n Linola Şampuan kuru ve hassas saç derileri için özel olarak geliştirilmiş günlük kullanıma uygun bir ürün. İçeriğindeki doğal nemlendiriciler ve linoleik asit saç derisinin kurumasına ve tahriş olmasına karşı oldukça etkili. Ürün, silikon, renklendirici, koku ve koruyucu madde içermediğinden; parfüm alerjisi olanlar tarafından da tercih ediliyor. Fiyatı: 33,00 TL 44 n Bu ürün, saç, tırnak ve cilt sağlığı için üretilmiş, 20’den fazla mikrobesin maddesinden oluşan bir formülasyon. İçeriğinde Vitamin B kompleksi, Folik asit, Biotin, Pantotenik asit, L-Sistin ve Demir gibi besin takviyeleri ile Selenyum, Krom, E, C Vitamini, Beta Karoten ile Üzüm çekirdeği ekstresi buluyor. Perfectil, optimum hücre bakımı ve yenilenmesi için gerekli olan vitamin, mineraller ve antioksidan ajanları sayesinde saçın, tırnakların ve cildin yapısını güçlendirerek, sağlıklı bir görünüme kavuşmasına yardımcı bir seçenek. Fiyatı: 60,00 TL •Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013 John Frieda Full Repair Deep Conditioner n Yıpranmış ve işlem görmüş saçlar için geliştirilmiş Derinlemesine Onarıcı Bakım Maskesi; yoğun onarıcı formülü ile saç diplerine nüfuz ediyor ve kırılma riskini azaltarak işlem görmüş saçların yapısını onarmaya yardımcı oluyor. Fiyatı: 24,50 TL EADFIA’NKDA R bakım ürünleri Zade Vital Hindistan Cevizi Yağı n Bu doğal ürünü haricen saçınızda, elinizde, cildinizde ve vücuduzda kullanabilirsiniz. Hindistan cevizi yağı, cilt için iyi bir nemlendirici ve deri yapımına destek oluyor. Ürün saçta kullanıldığında yapısında bulunan laurik asit sayesinde yıpranmış saç uçlarına bakım yaparak kırılan saçları tamir ediyor. Ayrıca hindistan cevizi yağı, antiinflamatuar özelliği ile romatizmal ağrılarda, kas ve eklem sorunlarında haricen, destek amaçlı olarak da kullanılabiliyor. Fiyatı: 99,00 TL Dermokil Saç Bakım Kremi n Bu saç kremi tüm saç türlerinde kullanılabilen formülüyle saç teli üzerinde koruyucu etki oluşturarak onu dış etkilerden koruyor ve yumuşatarak kolay şekil almasını sağlıyor. İçeriğindeki beyaz kil ve bentonite ve mineral desteği ile saçları güçlendiriyor. Provitamin B5 ile yıpranma ve kırılmaları önleyip saçlara canlılık veriyor, hacim kazandırıyor. Fiyatı: 11,50 TL Schwarzkopf Gliss Marrakesh & Coconut Şampuan Zigavus Extra Plus Sarımsaklı Şampuan n Schwarzkopf’un saç için esansiyel sıvı keratin içeren Marrakesh yağı ve Hindistan Cevizi ile zenginleştirilmiş bu şampuanı, saçınızı ağırlaştırmadan derinlemesine bakım yapıyor. Özel formülü ile saça daha fazla esneklik ve parlaklık kazandırırken saç telindeki çatlakları doldurup, saçtaki yıpranmayı onarıyor. 46 •Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013 n Zigavus Extra Plus kokusuz sarımsaklı şampuan, kısa bir süre için kampanyada… Sarımsak ekstresinde bulunan, Betakaroten, çinko, kalsiyum maddeleri sayesinde saça sağlık, canlılık, direnç kazandırıyor, saçların güçlenmesine ve saç dökülmesi sorunlarına yardımcı oluyor. Fiyatı: 3’lü kofre 49,00 TL psikolojik Nasıl âşık oluruz? ‘Yüreğin bir bildiği vardır, aşkın hiç haberdar olmadığı’ -Pascal Aşktan bahsedilince kafalar karışır, herkes dikkat kesilir, heyecanlanır. Zihinler, bugüne kadar âşık olduğu kişileri gözden geçirir ya da o an âşık olduğumuz kişi gelir aklımıza. Neden? Nasıl? Doğru insan o mu? Ve aşka dair daha birçok soru beynimizde döner durur… 48 •Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013 Psikiyatrist Dr. İnci Vural Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden mezun olduktan sonra, Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nden uzmanlığını alıp doğuya, yollara düştü. Sonra yine ver elini İstanbul…Doktorluktan kalan zamanlarında dışa dönük kişiliği gereği hayat ve insanlarla iletişim halinde olmayı seviyor, spor yapıyor, yazıyor, yollara bu kez dünyayı gezmek için düşüyor. Hayatına kattığı anlamı, kızı Su ile hayatı adeta akıp gidiyor. psikolojik “Magnesium vitamini anti-stres vitamin olarak bilinir. Kas krampları ve depresyonla savaşta da etkilidir.” asıl oluyor da birileri kalbimizi çalıp, zihnimize yerleşiyor? Bilimsel araştırmalar, üç farklı şekilde âşık olduğumuzu kanıtlanmış. Bir başka deyişle, üç farklı şekilde insanların birbirlerine bağlandıkları tespit edilmiş: N GÜVENLİ TİP: “Duygusal olarak birine yakınlaşmam kolay, insanların bana bağlanması ya da başkalarına bağlanmak beni rahatsız etmiyor. Başkalarının beni kabul etmemesi beni endişelendirmiyor.” Bu durumda çeşitli ilişkileri olmuş Can’ı tanıyarak daha net bilgi edinelim. Aşkı yaşarken Can’ın ebeveyn ilişkisinin bugünkü aşk ilişkisine nasıl yansıdığını da birlikte gözlemleyelim. Can tek çocuk, ebeveynleri ile olan ilişkisini hep sıcak olarak hatırlıyor. Annesiyle babası küçük yaşlardan itibaren ona iyi davranmışlar. Babasını disiplin koyucu, annesini ise tatlı ve anlayışlı olarak anlatmaktadır. Can 28 yaşında, şu ana kadar ortalama 4 flörtü olduğunu, ciddi yakın ilişki sayısının 2 olduğunu ve ortalama 2.5 yıl sürdüğünü söylüyor. Fiziksel ve psikolojik yakınlık duyduğunu, ilişkide bağlılık ve güven duygusunu hissettiğini, ilişkilerinde gerektiği zaman mesafe koyabildiklerini, ayrılık dönemlerine katlanabildiklerini ve ilişkisinin anne babasının kurduğu ilişkiye benzediğini iletiyor. Can son yaşamakta olduğu ilişkisini; sıcak, destekleyici, keyifli, sevgi dolu ve heyecanlı olarak tanımlıyor ve ekliyor “O benim içimi biliyor ben onun, dolayısıyla birbirimizin ne hissettiğini her zaman biliyoruz ve mutluyuz. Farklılıklarımız var ve bu ilişkimizi zenginleştiriyor. Ayrı kaldığımızda onu özlüyorum, yaşadıklarımı ona anlatmak, paylaşmak istiyorum.” Can’ın ilişki tarzı güvenli bağlanmaya iyi bir örnek. Ebeveynleri tarafından kabul gören ve sevildiğini hisseden bir çocukluk dönemi geçiren Can’ın ilişkisi sağlıklı görünmektedir. KAYGILI KARARSIZ TİP: “Duygusal olarak yakın ilişkiler istiyorum fakat başkalarına bağlanmakta ve güvenmekte güçlük çekiyorum, terk edilmekten ve aşkıma karşılık alamamaktan korkuyorum.” Bu durumda olan Mehmet’in ilişkilerine bakalım. Ebeveyn ilişkisinin aşkı yaşarken onu nasıl etkilediğini gözlemleyelim. Mehmet, 4 çocuklu bir ailenin 3. erkek çocuğu. Annesi, evde devamlı işleri olan, hep yorgun, çocuğuna duygu ve yakınlaşma hissettiremeyen bir annedir. Babası ise eve geç gelen, devamlı iş için seyahatler yapan bir babadır. Mehmet ebeveyn ilişkisini yakınlık ve güven duygusundan uzak huzursuz olarak tanımlıyor. Mehmet flört sayısını net hatırlamadığını ama hayatında önemli ilişki sayısının 2 olduğunu söylüyor. Bu ilişkilerde fiziksel çekim duyduğunu fakat yakınlık ve bağlılık hissetmekte •Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013 49 psikolojik zorlandığını iletiyor. Ayrılık fikrine katlanamadığını, ilişkide olduğu kişiyi kendisinin takipçisi yaptığını, çatışmadan kaçmayı tercih ettiğini çünkü bununla baş edemediğini anlatıyor. Kurduğu ilişkilerin anne baba ilişkisine benzediğini fark ediyor. Hayatında bir kez âşık olduğunu, onu gördüğü an ondan hoşlandığını, özel bir kız olduğu için özel bir ilişki olmasını istediğini, ona “seni seviyorum” ları çok söylemediğini ama onu etkilemek için pek çok şey yaptığını anlatıyor. Ona hayran olduğunu, onun yanındayken kendini çok iyi hissettiğini, bu hislerin onu korkuttuğunu ve onunla olan ilişkisinin bu yüzden onu çok heyecanlandırdığını söylüyor. Annesi ile ilgili benzerlik sorulduğunda; kendinden emin, hayatını tek başına sürdürebilen, kendisine baskın çıkan yönleriyle annesine benzediğini anlatıyordu. Aşkın Üçlü Teorisi; Yakınlık Tutku Sadakat KAÇINAN TİP: “Yakın ilişkiler beni huzursuz ediyor. Başkalarına bağlanmamayı ve onların bana bağlanmamasını tercih ediyorum. Bağımsız olmak ve kendi kendine yetmek benim için önemli.” Bu tarz bağlanmaya örnek Aslı’nın öyküsüne bakalım. Aslı 5 kardeşten 3.südür. Anne babası o küçükken ayrılmışlar. Baba hep meşgul bir babadır, Aslı hiç beraber yemek yediklerini hatırlamıyor. Anne çocuklarını kendi başlarının çaresine baksınlar diye onları kendi hallerine bırakmış. Aslı annesinden çok kardeşleriyle vakit geçirdiğini hatırlıyor. Aslı kendisini babasına hiç yakın hissetmemiş, babasını hep mesafeli olarak tanımlıyor. 50 Aslı flört sayısının 2 olduğunu, önemli yakın bir ilişki kimseyle kuramadığını, fiziksel çekim, ilişkiye bağlılık konusunda yetersiz duyguları olduğunu anlatıyor. Aslı hiç yakın bir ilişkisi olmadığı halde evlenip çocuk sahibi olmayı hayal ediyor. Aslı sevgisini gösterebilen ancak çok yapışkan olmayan akıllı biridir. “Şu anda belki de çok soğuk görünüyorum ancak yine de her şeyi benimle yapması gereken birine ihtiyacım olduğunu düşünüyorum” diye belirtiyor. Aslı’nın ilişki tarzı kaçınan bir bağlanma tarzını akla getiriyor. Ebeveynleriyle sevgi ilişkisi kuramadan, çok çabuk bağımsız olmaya itilmesi sebebiyle sevilebilirliğine olan inancı düşük. Bir başka deyişle •Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013 çocukken sevildiğini ve kendisine değer verildiğini hissetmediği için sevilebilir olduğuna inancı kırılmış. Yukarıda anlatılan âşık olma şekilleri, ilişki yaşama biçimlerimizi ana hatlarıyla özetleyebilir. Kendinizle ilgili bulup benzettikleriniz önemlidir. Ancak ilişkinizde yaşadığınız sorunları netleştirmek ve çözüm bulmak için yardım almak akıllıca olacaktır. Önemle unutmamamız gereken bir diğer konu da anne baba olmayı düşünen veya küçük çocukları olanların çocukları ile kurdukları sağlıklı ilişkilerin, çocuklarının hayatları boyunca kuracağı ilişkiler üzerine çok önemli bir yeri olduğudur. Herkese mutlu aşklar… www.incivural.com Gezegenin gidişatına müdahil olmamız çok önemli. Bu müdahalenin ardından kişisel yaşam alışkanlıklarımızı değiştirmekle başlayan bir takım uygulamalar var ki, kompost bunlardan biri. Evsel atıkların doğru bir şekilde geri dönüşümünü de sağlayan kompost aynı zamanda topraktan geleni yine toprağa döndürmekte. ekolojik Yeni bir ekolojik deneyim: SOLUCANLARLA EVDE E vde kompost yapmak yeni bir kavram. İlk duyuşta kulağa tanıdık gelmiyor. Kompostu öğrenmek ve uygulamak şehirde yaşayanlar ve özellikle bahçesi olanlar için neredeyse bir mecburiyet. Çünkü şehirde gübre bulmak çok güç. Kent bahçesi olmayanlar içinse insana çok şey öğreten ve her gün yeniden ekolojik duyarlılığı hatırlatan bir uygulama. Artık sağır sultan bile duydu; evden artan cam, pil, plastik, kâğıt, plastik şişe ve teneke kutular çöp değil! Bunlar geri dönüşebilir malzeme. Pek çoğumuz daha bu malzemeleri 52 evdeyken ayırıp, çöp konteynerine değil, geri dönüşüm kutularına atıyoruz. Bunu evde yapmazsak, çöp kutularından ve çöplüklerden, şimdilerde dernekler de kuran ve çalışma koşulları gerçekten çok kötü olan insanlar yapıyor. Evlerimizde bu malzemelerin yanı sıra bir de organik atıklarımız var; Tabakta kalan lokmalar, meyve ve sebzelerin kabukları, yemek pişirirken artan organik maddeler gibi. Bunların hepsi kompostun ilgi alanına giren artıklar. Şimdi ara verip, kompost nasıl yapılır bölümünü okumanızı öneriyorum. •Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013 Sıradışı bir Yaklaşım: Solucan Besliyoruz n Ben kendi kompostumda kırmızı solucan kullanıyorum. Kırmızı solucanlar ötekilere göre daha hızlı kompostlaştırma yeteneğine sahipler. Bu nedenle evde kompost yapmak için daha ideal oldukları biliniyor. İlk başlarken yüz adet almıştım. Sayıları az olduğu için, toprağı da az koydum. Böylece birbirlerini daha kolay buluyorlar. Çünkü onların çoğalması ve daha fazla organik maddeyi kompostlaştırmaları lazım. Üç ay sonra kompost kutum doldu. 12 Ecz. A. Tolga Timur Ekolojist, yayıncı, eczacı, evli ve 2 çocuk babası… İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’ni bitirdikten sonra İstanbul Küçükyalı’daki eczanesinde eczacılık yapmaya başladı. Yeryüzü Derneği’nde ekoloji çalışmalarına katılıp, başta küresel iklim değişikliği, genetiği değiştirilmiş organizmalar ve nükleer santraller olmak üzere, gezegenin geleceğini tehdit eden açgözlü girişimleri durdurmak için mücadele ediyor. ekolojik KOMPOST NASIL HAZIRLANIR? yaşındaki oğlum Cem ve 2 yaşındaki kızım Ayça ile beraber solucanları tek tek komposttan ayırmaya başladık. Bir yandan da “nüfus sayımı” yapıyorduk. Çok eğlenceliydi çünkü Zeki Alasya ile Metin Akpınar’ın meşhur altın sayma sahnesini andıran bir şekilde sayılar, solucanlar habire birbirine karışıyordu. Sonunda sayım tamamlandı; 220 adet kırmızı solucanlık bir koloni oluşmuştu. Kompost kutunuza artan yemekleri, sebzelerin yemediğiniz bölümlerini, meyve kabuklarını, yumurta kabuklarını ve aklınıza gelebilecek bütün organik atıkları koyabilirsiniz. Bu yiyecekleri ne kadar küçültürseniz, solucanların işini o kadar kolaylaştırmış olursunuz. İster bıçakla küçük parçalara ayırın, isterseniz öğütücüden geçirip verin. Zaten zamanla solucanlarla aranızda bir dil gelişiyor ve size daha da sevimli gelmeye başlıyorlar. Elinize almanın, parmağınıza dolamanın sağlık açısından hiçbir sakıncası yok. n Evimizde kompost yapmaya başlamak için öncelikle boş bir kutuya ihtiyacımız var. Bu kutu topraktan bir saksı, tahtadan eski bir sandık olabilir. Bu kutuyu alıp, dibine çok büyük olmayan bir delik açıyoruz. İşimiz bitince bu deliğin tam altına gelecek şekilde bir kavanoz yerleştireceğiz. Kompost kutumuzun en altına çakıl taşları, küçük tahta parçaları, bulursak biraz saman ya da otlar koyup, süzme işlevi görecek bir tabaka oluşturuyoruz. Sonra dört parmak yüksekliğinde toprağı döküyoruz. Bu kolay işlemlerle kompostumuzun son aşamasına geldik, şimdi ihtiyacımız olan tek şey; solucanlarımız. Solucan için iki seçeneğimiz var; ilki etraftaki toprakları karıştırarak solucan toplamak, ikincisi kırmızı ya da San Francisco solucanı denen solucanlardan satın almak. Bunlar da öyle pahalı şeyler değil. İnternetten kolayca bulabilirsiniz. Özel olarak kırmızı solucan yetiştiren firmalar var. Solucanları eklediğinizde yapmanız gereken son bir şey var. Güneşi sevmiyorlar. Bu nedenle kutunun üstünü herhangi bir şeyle örtmeniz gerekiyor. Sıkı sıkı kapatmanıza gerek yok. Çünkü solucanlar nüfusu aşırı artmadıkları sürece evlerini terk etmezler. Yalnız hangi yöntemle solucanlarınızı bulursanız bulun, yeni evlerine alışmaları zaman alıyor. Üç dört gün bir şey yemiyorlar, yeni çevrelerini tanımaya çalışıyorlar. Onlara yeni yuvalarını sevdirmek için en sevdikleri yiyeceklerden olan; muz kabuğu, elma kabuğu ikram ederek bir hoş geldin partisi düzenleyebilirsiniz. •Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013 53 ekolojik EKOLOJİK YAŞAMA DUYARLI OLMAK n Ekolojik yaşam denize doğru akan ırmak. Doğru hamlelerle ve ırmağın akışına ters düşmeden, onunla birlikte akmayı başararak, doğaya saygılı ve uyumlu bir hayat yaşamak mümkün. Âşık Veysel Kara Toprak türküsünde, ‘gün gelir beni bağrına basar’ diyor. Modern insanın en büyük korkusu ölümü bile, ekolojik denge içinde böyle şenlikli selamlamak mümkün, bize Aşık Veysel öğretiyor. Bir insanın kendinden başlamayan değişim, başarılı olamaz. Büyük laflar edildiği zaman da inandırıcı olmaz. Küresel düşünüp, yerel hareket etmek zorundayız. Yol uzun ve zorlu. Geçen sayıda sizlere kent bahçeleri uygulamalarımızı aktarmıştım. Bu kez daha teknik bir konu ama eko fobiyi aşmayı da içeren bir konu aktardım. Biz Yeryüzü Derneği’nde bu çalışmaları yediden yetmişe çevreye, yaşama duyarlı insanlarla gerçekleştiriyoruz. Her zaman dedikleri gibi; sen katılmazsan bir eksiğiz. Solucan kolonisi gübre yapıyor... n Solucanlarınız kompost yaptıkça, toprağınız yükselmeye başlıyor. Artık bu tam anlamıyla iyi bir gübre. Rengi koyu siyah ve daha sıkı. Toprak yükselirken, bir yandan da altta tuttuğunuz kavanozda solucanların idrarı birikiyor. Bu vişne suyu renginde bir sıvı. Bitkiler için çok faydalı. Aman bunu doğrudan bitkilerin dibine dökmeyin, önce bire on oranında sulandırın ve bu değerli gübreyi verimli kullanın, kıymetini iyi bilin. Kompost kutunuz ağzına kadar dolunca, solucanları ayırıp, gübrenizi bahçenize, solucanları tekrar kompost kutusuna koyma vakti gelmiştir. Şehirde gübre bulmak çok zor, hele kaliteli yanmış gübre bulmak daha da zor. Biz evimizde solucanlar sayesinde çok kaliteli bir gübreye ulaştık. Aynı zamanda organik, kompostlaşma potansiyeli taşıyan atıklarımızı da çöpe atmadık. Çöp arabası daha az çalıştı, daha az mazot tüketti. Karbon ayak izimiz azaldı. Şehir çöplüğü daha az doldu. Çöplük çevresinde yaşam kalitesi yükseldi. Yeni çöplükler açmak için yeni verimli tarımsal araziler işgal edilmedi. Biriken metan gazının patlaması sonucu kimse zarar görmedi. iletisim@yeryuzudernegi.org 54 •Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013 spina bifida 3500 Bebek Kurtarılabilir... G ebelik öncesi danışmanlık, akraba evliğinin önlenmesi, yeterli gebe izlemi, annenin beslenmesi, annenin bağışıklaması, çevresel teratojenlerden kaçınma, annenin hastalıklarının tedavisi birincil korunma dediğimiz önleme yollarıdır. Doğurganlık çağındaki kadınlarımıza Folik Asit vitamini takviyesi anahtar rol oynar çünkü en önemli NTD nedeni annedeki Folik Asit vitamini yetmezliğidir. Folik Asit doğada yeşil yapraklı sebzelerde, yağlı tohumlarda, karaciğerde bulunur ancak Folik Asit alımı günlük beslenme ile yeterli olmayabilir. Örneğin, anne adaylarına yetecek günlük 5 mg Folik Asiti karşılamak için 8 tabak çiğ brokoli yenmesi gerekecektir. Normal beslenme ile yeterli miktar Folik Asit alınamadığından, anne adaylarına gebe kalmadan önce yeterli Folik Asit vitamini desteği verildiği taktirde %70-80 oranında bu doğumsal anomali önlenebilmektedir. Folik Asit vitamininin gebe kalmadan önce verilmiş olması çok önemlidir çünkü nöral tüp gebeliğin ilk ayında oluşur ve omurga kapanamamış, ayrık kalmışsa bir daha iyileşemez. İçinden omurilik dışarı çıkmış, MMCmeningomyelocel- olmuşsa sinir hasarı oluşabilir ve bebek çeşitli felçler ile dünyaya gelecek demektir. Gelişmiş toplumlarda, NTD’lerle mücadele edilmiş ve başarı kazanılmıştır. Örneğin Hollanda’da eczanelerden halka direk Folik Asit vitamini etkileri hakkında bilgi verilmesi ve satışı yönünde bir proje geliştirilmiş ve çok başarılı olmuştur. Halk sağlığı açısından bu çok önemli bilgilendirmeyle yurdumuzda her yıl en az 3500 bebek kurtarılabilir! Prof. Aliye Mandıracıoğlu ve arkadaşlarının İzmir’de yaptığı araştırmada Spina Bifida oranı binde 3,9 olarak bulunmuştur. Kaba doğum hızı ile hesaplanan orana göre her yıl yaklaşık 5000 bebek Spina Bifida ile doğmaktadır. Aslında Türkiye’de geniş kapsamlı araştırma olmamakla birlikte doğu ve güneydoğu bölgelerimizde yer yer binde 8'e varan oran tahmin edilmektedir. Gebeliklerin çok büyük oranda planlanmadan gerçekleştiği ülkemizde, anne adayları hekime gebe kalınca gittiklerinden, bu büyük sağlık sorununu önlemek için Folik Asit vitamini ya un gibi besinlerin içinde topluma verilmeli ya da tüketicisini bilen tanıyan eczacılarımız tarafından kadınlarımıza önerilmelidir. Spina Bifida Derneği ile ilgili her türlü bilgi ve destek için; Adres: 858 sok.No:9/405 Konak /İZMİR T. 0.232.4416567 F. 0.232.4821858 spinabifida.org.tr sbider@gmail.com Spina Bifida AZ bilinen ÇOK önemli bir Nöral Tüp Defekti (NTD) olup ayrık omurga demektir. Yani doğumsal bir hastalıktır ve en önemlisi büyük oranda önlenebilir. 56 •Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013 EADFIA’NKDA R dünyanın yolcuları lkemizde eski adıyla ve özellikle Osmanlı döneminde Habeşistan olarak bilinen Etyopya; Afrika’nın doğusunda biraz da eski adından dolayı daha çok çöl bölgesi çağrışımı yapmaktadır. Tarihteki büyük Habeş Krallığı ve onların Araplarla olan ilişkileri nedeniyle de bir Afrika ülkesinden çok sanki Arap ülkesiymiş gibi bilinegelmiştir. Farklı coğrafyalara ait ön yargıları ya da yanlış olma ihtimali yüksek varsayımları yenmenin tek yolu o coğrafyaları yerinde görmek için yollara düşmektir. Ü Etyopya Görülmeye Değer Bir Ülke n Daha önce Etyopya’ya ve özellikle bu ülkenin güneyinde bulunan Omo Vadisi’ne gidenlerden edindiğim izlenim kesinlikle gitmeye değer bir coğrafya olduğu konusunda içimde en ufak bir kuşkuya ver vermiyordu. Hal böyle olunca yollara düşüverdik. Gece yarısından sonra ülkenin başkenti Addis Ababa’ya vardığımızda şehir derin bir uyku halindeydi. Deniz seviyesinden yüksekliği 2500 metre olduğu için (La Paz ve Quito’dan sonra dünyanın en yüksek 3. Başkenti) ekvatora yakın olmamıza rağmen hava oldukça soğuktu. Otel yolunda rehberimiz “Afrika’nın en güvenilir başkentine hoş geldiniz” deyince sokakların bomboş olmasını güvenlik kaygısına değil şehrin uyuyor olmasına veriyoruz. “Takma kafana” diyen ülke: Etyopya’ya gittiğinizde Afrika’nın da en meşhur deyimi “Hakuna Matata”yı yani “Her ne olursa olsun, boş ver, takma kafana” yı sık sık duyacaksınız. 58 •Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013 Mustafa Andıç Kâşiflik tutkusu doğuşundan beri başına bela oldu. Arkadaşları çelik çomak oynarken, o TRT’nin siyah beyaz belgesellerinden dem vurdu hep. Belgesellerde gördüğü, kitaplarda okuduğu coğrafyaları bir de kendi gözleriyle keşfe koyuldu. Uzun zaman eğitimci olarak sınıflarını sırt çantasında getirdiği coğrafyalarla doldurdu. Bitmez tükenmez gezme tutkusu iyice kontrolden çıkınca, işi gücü bir kenara bırakıp hayalinin peşine düştü. Halen bir yandan henüz göremediği gizemli coğrafyalara yelken açarken, bir yandan da bu coğrafyaları yazıyor ve fotoğraflıyor. dünyanın yolcuları Ertesi sabah hiç vakit kaybetmeden 4 arkadaş bir jip ve hem şoför hem de rehberimiz olan Ortodoks Hristiyan’ı Daniel ile güney Etyopya keşfi için yola çıkıyoruz. 85 milyonluk ülkenin 5 milyonu aşan başkentinde şehri terk etmek çok kolay bir şey değil. Bunun için toz toprak yollarda trafikle cebelleşerek iki saatinizi harcamanız gerekiyor. Hele gittiğiniz yol birkaç yıl önce ülkeden ayrılıp bağımsızlığını ilan eden ve Etyopya’nın denizle bağlantısını koparan Cibuti yolu ise (Kızıldeniz’e açılan kapı) yük taşıyan tır ve kamyonlardan dolayı durum biraz daha vahimleşiyor. Sinirlenmeye hiç gerek yok. Öyle ya; burası Afrika. Afrika’nın da en meşhur deyimi “Hakuna Matata” “her ne olursa olsun, boş ver, takma kafana.” Şehrin çıkışında basit barakalar halinde dizilmiş kahve molası verilecek mekânlardan birinde durup Etyopya kahvesi içiyoruz. Kahve Yemen’den gelir sözü eskilerde kalmış olup Yemen’de kahve tarlalarının yerini bir tür uyuşturucu olan gat bitkileri alırken, Yemen’e de kahvenin artık bu eski Habeş topraklarından gittiğini öğrenmiş bulunuyoruz. Şehir çıkışında rastladığımız birkaç büyük sanayi tesisi dikkatimizi çekiyor. Bu tesislerin önünde ya bir Çin bayrağı ve yahut da bir Türk bayrağı bulunuyor. Anlaşılan Çinliler ve Türkler buradaki yatırımlar konusunda ciddi bir rekabete girmişler. Şimdilik Çinliler biraz önde gözüküyorlar. Iğdır’dan gelip de 7000 kişinin çalıştığı ülkenin en büyük fabrikasını kuranın bir Türk olduğunu öğrenmek bizi mutlu ediyor. Havassa yolu üzerinde ülkenin şu sıralar en ünlü atleti olan olimpiyat şampiyonu Trunesh Dibaba’nın yaptırdığı büyük hastane göze çarparken, biraz daha ileride ortalık Bob Marley resimlerinden geçilmiyordu. Sebebi hikmetini öğrendik ki; bu kasabada yaşayanlar 1980 li yıllarda Jamaika’dan gelip buraya yerleşmişler. Nihayet akşam vakti Avassa Gölü kıyısında yine bir dönemin dünyaca ünlü atleti olimpiyat ve dünya şampiyonu Hale Gabre Selasi’nin yaptırdığı muhteşem manzaralı otele yerleşip hemen soluğu göl kıyısında alıyoruz. •Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013 59 dünyanın yolcuları Sazlıkların arasından süzülen çeşitli yabanıl kuşları seyretmek son derece keyifli. Ertesi sabah çok kalabalık yollardan geçerek ülkenin güneyine doğru ilerliyoruz. Yol boyunca en çok dikkatimizi çeken şey inanılmaz sayıdaki eşek popülasyonu ve o eşeklerin üzerindeki sarı renkli su bidonları. Köylüler sıra sıra dizilmişler nerede bir su birikintisi varsa oraya toplanıp ihtiyaçları olan suyu taşıyorlar. Bu su havzalarından birine inip, yerlilerin yanına gittiğinizde üzerinize (özellikle çocuklar başta olmak üzere) güruh halinde saldırıp para istiyorlar. Tüm Afrika’yı güneybatı kuzeydoğu doğrultusunda kat eden ünlü Rift Vadisi’ni ve onun kıyısında bulunan Abaya Gölü’nü geride bıraktıktan sonra Omo Vadisi yolunda en önemli şehir olan ve küçük de bir havalimanı bulunan Arba Minch kentine ulaşıyoruz. Yolun asfalt olması, böylesine fakir bir ülke için beni biraz şaşırtmadı değil. (Sonradan öğreniyorum ki bu yolların önemli bir kısmını Türk firmaları yapmışlar) Öğle yemeğinde ülkenin en meşhur yemeği olan “kidfu” siparişi veriyorum. Gelgelelim bu et yemeği çiğ kıyma şeklinde yendiği için çoğunu bırakmak zorunda kalıyorum. Bir süre daha toprak yoldan ilerleyip Konso kentine ulaşıyor ve çok güzel bir yerel mimari ile yapılmış Kanta Lodge’a yerleşiyoruz. Omo Vadisi Derinliklerinde Geleneksel Yaşam n Sadece bu ülkenin değil tüm Afrika’nın en renkli kabilelerinden bazı grupların yaşadığı meşhur Omo Vadisi’nin derinliklerine dalarak binlerce yıldır geleneksel yaşamlarını sürdüren yerlileri ziyarete çıkıyoruz. Dağları bayırları geride 60 •Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013 dünyanın yolcuları bıraktıktan sonra bitki örtüsü değişmeye başlıyor ve ortalık mango ağaçlarının kapladığı tropikal bir görüntüye bürünüyor. Yerli kabileleri zaman zaman alışveriş için geldikleri yeni kurulduğu her halinden belli olan Jinka kentine vardıktan sonra yollar bozulmaya başlıyor. Bir süre sonra derin bir çukurluk ve geniş bir düzlükte muhteşem Omo Vadisi karşımıza çıkıyor. Toprak yol boyunca ilerlerken zaman zaman yol kenarında Mursi kabilesinin hayvancılıkla uğraşan çobanları karşımıza çıkıyor. Geleneksel kıyafetli ve bazense silahlı olan bu gençleri görüntülemek istiyoruz ancak daha önceki turistlerden edindikleri alışkanlıkla deklanşöre her bastığınızda karşılığında 5 Bır para istiyorlar. (Yerel para birimi “BIR” ve 1 dolar 18 Bır ediyor) Parasını ödeyip bol bol fotoğraf çekiyoruz. Kızların Güzellik Silahı: Yuvarlak Plakalar n Nihayet yeryüzünde geleneksel yaşamlarını en iyi koruyan Afrika kabilelerinden biri olan Mursiler’in 9 köyünden birine giriyoruz. Önce kabilenin şefinin yanına gidiyor ve köylerini ziyaret için izin istiyoruz. Gelip giden ziyaretçilere alışık olan kabile şefi 300 Bır’i aldıktan sonra “ Şimdi köyümü ziyaret edebilirsiniz” diyor. Köy dediysem, bizim bildiğimiz anlamda bir köy değil. Erkekler kolye yapmışlar gururla sergiliyorlar. Belgesellerde gördüğüm gibi tüm genç kız ve erkeklerin vücutlarında darp izleri var. Ancak bu darp izleri onlar için birer gurur kaynağı. Zira gençlik dönemine adım atmak ya da evlenmek isteyen gençler çeşitli düellolardan geçmek ve özellikle vücuda uygulanan şiddet ve darp sınavından geçmek zorundalar. Bu nedenle vücutlarında belirli desenlerde kabarık izler var. Evlenme çağına gelmiş kızların beni seçmeleri için köy meydanında kırbaçlanmaktansa 6 ineği yan yana dizip üzerinden atlamayı ya da inek kanı içmeyi tercih ederdim herhalde. bir okaliptüs ağacının altına oturmuş sohbet ediyorlar. Çatıları sazlıktan yapılmış duvarları kamış ve otlarla örtülmüş tek odalı geleneksel evlerinin önünde kadın ve çocuklar günlük işleriyle uğraşıyor. Kimi yassı bir taşın üzerinde yöreye özgü buğday yulaf karışımı bir bitkiyi taşla ezerek un haline getirmeye çalışırken, kimi de inek tezeklerinden yaktığı ateşle ekmek pişiriyor. Kadınların hemen hepsinin memeleri dışarıda, erkekler bellerine süper mini bir eski kumaş bağlamışlar ama o da vücutlarının ilgili yerlerini örtmemiş, fakat bu durumdan hiç biri rahatsız değil. Özellikle genç kızlar güzellik uğruna alt dudaklarını daire şeklinde kesmişler ve içine yuvarlak bir plaka yerleştirmişler. Buldukları bilumum, teneke parçası, saat kordonu, kola kutusu gibi ürünler ya da mısır koçanından kendilerine 9 Sayısının Kutsallığı n Ertesi gün Etyopyalıların “en çalışkan kabile” dedikleri Konso yerlilerini görmek için bir Konso Köyünü ziyarete gidiyoruz. Peşimizde çoluk çocuktan oluşan bir sürü ile köyü geziyoruz. Yerel rehberimizin de köyü olan Konso yerlileri, yerleşik hayata geçip teras yapmalarıyla ön plana çıkmışlar. Tüm dağ ve tepeleri yüzlerce yıldır teraslayarak tarımsal üretim yapıyorlar. Konso yerlileri için 9 kutsal bir sayı. Kabile şefleri öldüklerinde iç organlarını çıkarıyorlar ve ölümünün 9. yılında, 9. ayında, 9. gününde ve 9. saatinde kötü ruhlarından arınmak için tören yapıyorlar. Bu nedenle ölülerini mumyalıyorlar ve bunların totemlerine inanıyorlar. Köy meydanında ve evlerin avlularında totem fi- •Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013 61 dünyanın yolcuları gürleri var ve bunlar yerel bitki köklerinden yapılmış. Köy meydanında bir soy ağacı var. Yerel rehberimiz 60 soy ağacını 18 ile çarpmamızı istedi. Kabile şefi 18 yılda bir değişir ve şeflik oğluna geçermiş (Çok erken yaşlarda evleniyorlar) gezdiğimiz köy 1000 yıllık bir köydü ve bir milenyumdur hiçbir değişikliğe maruz kalmadan yaşayagelmişler. Nehir boyunca kadın erkek alenen çıplak banyo yapan insanları ve yol boyunca ineklerini sürüp trafiği zaman zaman tıkayan çobanları geride bırakıp, bu defa kendimizi dağlara vuruyoruz. Tropikal yağmurlardan dolayı iyice bozulan toprak yolda biraz zorlanarak da olsa nihayet 2400 metrelik dağın zirvesine ulaştık. Dorze kabilesinin yaşadığı yerde Bob Marley kılıklı Getahun’un işlettiği Dorze Lodge’a yerleştik. 180 derecelik bir açıyla Rift Vadisi’ne bakan ve iki göl manzarasıyla Arba Minch kentine bakan manzaramız muhteşem... Akşam yemeğinde kamp ateşi tadında güzel bir kuzu çevirmeden sonra tüm Dorze köylülerinin katıldığı, kendilerinin söyleyip kendilerinin ateş etrafında dans ettikleri gösteri bizim için tarif edilmez bir gece şölenine dönüşüyor… Chamo Gölü’nde Bot Safari Keyfi n Tekrar Rift Vadisi’ne inip bu kez Chamo Gölü’nde bot safariye çıkıyoruz. Bir süre sonra bataklık ve sazlıkların arasında dünyanın en iri timsahlarından bazılarının bulunduğu alana ulaşıyoruz. Boyları 5 metreyi bulan 400-500 kilo ağırlığındaki dev timsahlar sanki biraz önce koca bir sığırı mideye indirmişler, kıpırdayacak halleri kalmamış ve karınları davul gibi bir halde ölü gibi yatıyorlar. Bu devasa timsah ve onların yavruları gölü bir diğer devasa hayvan grubu su aygırlarıyla paylaşıyorlar. Ara- 62 larında adeta bir saldırmazlık anlaşması varmış gibi birbirlerine hiç sataşmayıp birbirlerini görmezden geliyorlar. Akşam vakti Güney Etyopya’nın en güzel oteli seçilen muhteşem iki göl manzarasına sahip olan Paradise Lodge’a yerleşiyoruz. Etyopya’ya Gelmek İçin Bir Dizi Sebep Mevcut n Akşam tesadüfen Afrika’nın çeşitli üniversitelerinden gelen coğrafyacılarla tanışıp derin bir sohbete dalıyoruz. Konu, Omo Vadisi’nde çıkartılacak olan petrol ve bunun bu bölgede yaşayan binlerce •Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013 yıldır süregelen geleneksel Afrika kabilelerini nasıl etkileyeceği… Ayrıca bu bölge yakın tarihe kadar bilinen insan nesliyle ilgili teorileri alt üst edip dünyanın en eski insan fosilinin bulunduğu yer olarak dikkat çekmişti. (3.5 milyon yıl) Başkent Addis Ababa’ya gece döndüğümüz için dünyanın bu en eski insan fosilini şimdilik görme şansımız olmadı. Başta sadece bu en eski insan fosili olmak üzere, daha birçok nedenden dolayı bu ülkeye yeniden gelmemiz için çokça nedenimizin olduğunun bilinciyle bir hafta sonra eşsiz deneyimler ve bir dolu güzel deklanşör kareleriyle tekrar memleketin yolunu tutuyoruz. mustafaandic@hotmail.com EADFIA’NKDA R Vejetaryen beslenme diyeti yapan kişilerde önemli ölçüde B12 vitamini eksikliği görülmektedir ve mutlaka dışarıdan B 12 vitamini alınmalıdır. gastronomik Virüs ve bakteri düşmanı besinler B ağışıklık sistemi, özel hücreler, protein ve dokuların bir birleşiminden oluşur. Bağışıklık hücreleri, sürekli olarak bağırsak ortamında devriye gezerler. Sindirim sisteminin mikro florası, insana zarar veren bakterilerin çoğalmasını önleyen ilk savunma kalkanıdır. Adı geçen mikro flora, bağırsak duvarında bir engel oluşturur ve zararlı bakterinin kan dolaşımına ve lenf sistemine karışmasını engeller. Dolayısı ile sağlıklı bir sindirim sistemi, bağışıklık sistemini destekler. Bu arada, kişinin stres seviyesinin yüksekliği de, en az yanlış ve eksik beslenme kadar bağışıklık sistemini olumsuz etkileyen faktörler arasında sayılıyor. Stresle başa çıkma yöntemlerinden birini seçip kararlılıkla uygulamak, olumlu düşünce ve yaklaşımı benimsemek ve yaşamının yönetimini ele almak, hayatına, düşüncelerine, mutluluk ve huzuruna sahip çıkmak, zarar veren boş düşüncelerden, ilişkilerden, duygulardan arınmak ruhsal anlamda bağışıklık sistemini devreye sokmak olarak yorumlanabilir. Ya da başka bir deyişle, hayatta ne ile karşılaşırsak karşılaşalım, sindirebilmek, hazmedebilmek ve içinden bize yarayanı alıp, geri kalanı bertaraf etmek ve güçlenmek gerek. Akıllı beslenme Bedensel bağışıklık sistemini yüksek tutmak için ise, uzmanların belli başlı önerileri arasında, yediğimiz besinleri Vücudun bağışıklık sisteminin güçlü olması, büyük ölçüde doğru ve dengeli beslenmeye bağlıdır. Yediklerimiz ve beslenme seçimlerimiz, vücudumuzun yapı taşlarının oluşmasında belirleyici etmendir. 64 •Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013 Işık Polater Makina Mühendisliği eğitimi alıp, 20 yıl boyunca uluslararası tekstil alanında çalışıp, seyahat ederken; 2000 yılında vejetaryen beslenmeye geçmesi sebebiyle, kendisine pratik hazırlanacak ve lezzeti de eksik olmayan yemekler yapmaya başladı ve 2006 yılında bir yemek kitabı yazdı. Kitap önce İngiltere’de, sonra Türkiye’de, Avusturalya’da ve Brezilya’da yayınlandı. Yaratıcı oluşu ve rafine incelikleri yaşamaya ve yaşatmaya müsait olması bakımından yemek alanında çalışmaya başladı. Aynı zamanda gönüllü olarak meditasyon ve kişisel gelişim konularında rehberlik ile seminer ve atölye çalışmaları sunuyor. akıllıca seçmek var. Bu bağlamda, lif oranı yüksek olan sebze ve meyve ağırlıklı beslenmek, sindirilemeyen artıkların bağırsaktan atılması sürecini hızlandıracağından ve liflerin fermantasyonu bağırsak duvarı dokusuna iyi gelen bir yağ asidi oluşumuna sebep olduğundan, tavsiye edilen bir beslenme biçimi. Lif oranı yüksek gıdaları seçtikten sonra, dikkat edilecek başka bir nokta yeterince çok çiğneyerek yemek ve hazmın ağızda başladığını unutmamak. Bir diğer unsur, vücutta sindirim gastronomik enzimlerinin yükselmesini sağlayacak ve kabızlık, gaz ve rahatsızlık yaratmayacak besinleri seçmek. Uzmanlar, bedende sindirim enzimlerini yükseltecek, doğal olarak yüksek enzim içeren besinlere örnek olarak, sebzeleri, ananası, muzu ve tahılları sıralıyorlar. Yeterince ve alkali değeri yüksek su içmek, prebiyotik ve probiyotikler konusunda bilgilenmek ve günlük diyete katmak ve bağırsakları temiz tutmak, bünyenize uygun detoks yöntemlerini araştırmak ve uygulamak da bağışıklık sisteminizi yükselten uygulamalar arasındadır. Lif İçeren Besin Grupları Nelerdir? l BAKLAGİLLER: Bu grupta; bakla, barbunya, fasulye, nohut, börülce, bezelye sayılabilir. l HUBUBAT: Bu grubu buğday ve yulaf gibi tam tahıllar oluşturur. Kompleks karbonhidratlardır. l MEYVELER: Taze- haşlanmışpişirilmiş- kurutulmuş meyveler; incir, kuru erik, kuru incir, kuru kayısı, ayva ve çilek en yüksek lif içeren meyvelerdir. l SEBZELER: Yeşil yapraklı sebzeler arasında marul türleri, ıspanak, kereviz ve karnabahar, brokoli en fazla lif içerenlerdir. Kök sebzeler arasında patates, havuç ve şalgamı sayabiliriz. Bağışıklık Sistemini Yükselten Uygulamalar l Lif oranı yüksek olan sebze, meyve ve baklagiller yiyin. l Besinleri iyi çiğneyin, hazmın ağızda başladığını unutmayın. l Vücutta sindirim enzimlerini yükseltecek doğal olarak yüksek enzim içeren besinler tüketin. (sebzeler, ananas, muz ve tahıllar…) l Yeterince ve alkali değeri yüksek su için.(Ph değeri 7 üzerinde) l Prebiyotik ve probiyotikleri günlük diyetinize katın.(yoğurt, ayran, kefir…) l Bünyenize uygun detox yöntemlerini uygulayarak bağırsaklarınızı temiz tutun. l Günlük vitamin ve mineral ihtiyacınız için gerekirse takviye alın. l Stresle başa çıkma yöntemlerinden birini seçip kararlılıkla uygulayın. •Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013 65 gastronomik İŞTE BAĞIŞIKLIĞIMIZA DESTEK OLACAK BİR MENÜ VE YEMEK TARİFİ Menü önerisi: n Yeşil ve Kırmızı Biberli Mantar Sote, n Portakal Soslu Cevizli Roka Salatası n Fırında Kuru Domatesli Karışık Kış Sebzeleri Graten 4 Kişilik Vereceğimiz reçeteyi, sebzeleri tercihinize göre değiştirerek veya aynı tarifi tek bir sebzeye uygulayarak, yaratıcılığınızı kullanıp kendi tariflerinizi oluşturabilirsiniz… Ayrıca, tarifte beşamel sosa peynir ilavesi yapmadık fakat iyi bir kaşar peynir ya da tulum veya parmesan peynir ilavesiyle sebze grateni bir basamak yukarıya çıkarmanız da mümkün. Malzemeler: FIRINDA KURU DOMATESLİ KARIŞIK KIŞ SEBZELERİ GRATEN l 7-8 adet brüksel lahanası l 200 gr. brokoli( iki avucunuza sığacak kadar ) l 150-200 gr. karnabahar l 1 orta boy havuç l 1 kırmızı kapya biber l 4-5 adet kurutulmuş domates l 1-2 çorba kaşığı kadar doğranmış taze dereotu ve/veya maydanoz Beşamel sos için: l 2 çorba kaşığı tereyağı l 3 çorba kaşığı un l 1 ½ su bardağı süt l ¼ tatlı kaşığı taze çekilmiş karabiber veya beyaz biber l ½ veya 1 tatlı kaşığı rendelenmiş toz hint cevizi - muskat (isteğe bağlı; beşamel sosa iyi bir aroma katıyor…) l ½ tatlı kaşığı kadar tuz YAPILIŞI 1 Brokoli ve karnabaharı çiçeklerine ayırın, brüksel lahanasının dış yapraklarını temizleyin. Havucu soyup, 1-2 mm. halkalar halinde doğrayın. Kırmızıbiberi 1-2 cm kare ya da dikdörtgen parçalar halinde doğrayın. Yıkanmış tüm sebzeleri buhar aletinde ya da bir tencerenin dibine 1 parmak kadar su doldurup, kapağı kapalı şekilde yüksek buharda yaklaşık 10 dk. pişirin. Sebzeler pişmiş ama çok yumuşamamış olmalı. Bu sırada kurutulmuş domatesleri kaynar suda 4-5 dk. bekletin; sudan çıkardığınızda kurulayın. Dilerseniz biraz zeytinyağı, kırmızı pul biber, kekik, fesleğen ile tatlandırın. Kuru domates miktarını 2 66 başlangıçta biraz bol tutup, arta kalanları kahvaltıda ya da ara atıştırmalık olarak bir dilim kızarmış tam buğday ekmeği ve güzel bir peynirle tüketebilirsiniz. Fırını 180 C de yakın. 3 4 Beşamel sos için; tereyağını küçük bir tencereye koyun, ocağı orta ayarda yakın. Tereyağı erimeye başladığında unu ilave edin ve karıştırın. 4-5 dakika un ve yağı karıştırarak pişirdikten sonra, 1 ½ su bardağı soğuk sütü, hemen ardından tuz, karabiber ve küçük rende ile toz haline getirdiğiniz muskat rendesini ilave edin ve bir çırpma teli ile karışımı pürüzsüz hale getirene dek karıştırın. Beşamel sos; süt ısındığında katılaşmaya başlayacak ve boza ya da muhallebi kıvamına ulaşacaksınız. Sos •Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013 kaynadığında ateşten alın. Bir fırın tepsisine, haşlanmış sebzeleri karışık yerleştirin. Kurutulmuş ve istediğiniz boyda kestiğiniz domates dilimlerini, taze maydanoz ve/veya dereotunu sebzelere karıştırın. Üzerine, beşamel sosu sebze tepsisinin her yerine gezdirerek dağıtın. Tepsiyi fırına vermeden önce bir kaşık yardımıyla sosun sebzelerle iyice karışmasını sağlayın. Beşamel sosta yeterince yağ olduğu için tepsiyi ayrıca yağlamaya gerek yok. Tepsiyi fırında yaklaşık 1520 dk. tutun. Sebzelerin üzeri kızarmaya başlayınca yemeğiniz hazır demektir. Afiyet olsun… 5 6 www.duydoy.com EADFIA’NKDA R Hipertansiyon sınırı; sistolik kan basıncı için 140 mm Hg, diastolik kan basıncı için 90 mm Hg’ dır. Tansiyon ölçümlerinizi düzenli olarak yapınız. medikal ürünler Medikal Malzemeler Artık Eczanelerde M edikal ifadesi ülkemizde daha çok tıbbi malzeme satan özel firmalara verilen ad olarak kullanılmakta. Oysa medikal, sağlığı korumak ve sağlığı geri getirmek için yapılan uygulamaların tümüne deniyor. Yıllarca uygun ve ehil olmayan ellerde çok fahiş fiyatlarla satılan medikal ürünler artık sağlıklı, güvenilir ve hesaplı olarak eczanelerimizde; üstelik de bilgi ve deneyimle sizlere sunuluyor. MEDİSANA ULTRABREEZE Hava Nemlendirme Cihazı n Nem oranının çok fazla veya aşırı az olması solunum hastaları ve bebekler için risk oluşturuyor. İdeal hava nem aralığının % 30-60 oranında olması yeterli. Düşük nemli ortamlar olduğundan daha soğuk, yüksek nemli ortamlar ise daha sıcak hissediliyor. Bu nedenle ortamın ısı ayarı kadar nem ayarı ve takibi de önemli. Solunan havanın kalitesini artıran, hava nemlendirme cihazı nem dengesini koruyor. Cihazın buhar verme süresi programlanabiliyor aynı zamanda alarm, saat ve gece lambası olarak da kullanılabiliyor. Sessiz çalışan nemlendirici, su bittiğinde otomatik olarak kapanıyor. AND Bilekten Ölçer Tansiyon Aleti Mediven Varis Çorapları n Varis çoraplarının, sadece varis hastaları için değil, gün boyu ayakta veya sürekli oturarak çalışanlar, hamileler, dolaşım bozukluğu olanlar gibi varis hastası olmayan kişiler tarafından da kullanılması gerekiyor. Varis çorapları, bacaklardaki kan dolaşımını düzenlemek, varsa ağrı ve yorgunluğu azaltmak, varis oluşumunu engellemek, hamilelikte ödem, ağrı gibi istenmeyen durumları azaltmak için en etkili medikal çözümlerden biri... İçinde bulunduğumuz kış ayları ise bu çorapları rahatça giyebilmemiz için en uygun zaman... Mediven Elegance, ince, şeffaf, esnek dokusu ve farklı renk alternatifleri ile oldukça konforlu. Hipoalerjik olan bu çorap, vücut yüzeyindeki nemi dışarı taşıyarak terlemeyi önlüyor, cildinizin nefes almasını sağlıyor. 68 •Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013 n Artık tansiyon aleti taşımak çok kolay… Dünyanın en küçük bilekten ölçer tansiyon aletlerinden AND UB-511, klinik onaylı olarak tüketicilere sunuldu. Ultra kompakt bu cihaz düzensiz nabız atışı yakalama özelliği, 30 ölçümlük hafızası ve tansiyon sonuç sınıfladırması gibi teknolojileriyle sağlığınızı takip etmede en büyük yardımcınız olacak. F.BOSCH FB2405 TENS+EMS Terapi Sistemi n Tens, elektrik akımlarıyla sinirlerin uyarılması anlamına geliyor. Tens cihazını kullanarak vücudun ağrıyan kesimlerindeki sinirleri uyararak ağrılarınızın hafiflemesi sağlayabilir, kaslarınızı uyararak onları çalıştırabilir, tutulma ve gerginliğe karşı lokal kan dolaşımını arttırabilirsiniz. Cihaz, İkili terapi modu, 2 kanal, 8 farklı program, 12 kademe zamanlayıcısı ile ayarlanabilir tedavi ve yoğunluk süresi imkanı sağlıyor ve taşıma çantası ile birlikte sunuluyor. sinematolojik Ah o gözleri yok mu? Flipped, işlediği ilk aşk temasının binlerce kez tüketilmesine rağmen, eğlenceli senaryosu, tempolu kurgusu ve başarılı görüntü yönetimiyle izleyiciye hoşça vakit geçireceği 90 dakikalık bir seyirlik vaat ediyor. 70 •Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013 Cem Karapolat Sinema-Televizyon okuyup, Kadıköy’ü mesken tutmuş beyaz perde ve çizgi roman aşığı… Aklı beş karış havada sessiz bir hayalperest olarak da biliniyor. Kaç yaşına geldi, bugün bile dünyayı kurtarıp kahraman olabilmek için dört gözle uzaylıların istilasını bekliyor. Onlar gelene kadar ise izlemekten ve okumaktan arta kalan vaktini, senaryo yazarak geçiriyor. Yazdığı bir senaryo ölmeden önce çizgi filme çekilirse, gözü arkada kalmayacak. sinematolojik İ lk çocukluk aşkınızı hatırlar mısınız? Gülümsemesini, saçlarının rengini, karşısında neler hissettiğinizi... Bende, yılların sis perdesiyle örttüğü yüzünden geriye sadece gözleri kaldı. Her defasında bakışlarımı kaçırdığım o güneş gibi gözleri hiçbir zaman unutmadım. Nedendir bilmem, bu yaşımda bile birine ondan bahsederken o zamanki gibi kızarır, bir yerlere saklanmak isterim. Tıpkı bu bölümdeki yazımın konusu olan Flipped filmindeki Bryce'ın Juli'yle ilk karşılaştığında yaptığı gibi... İLK AŞK n Flipped, Wandelin Von Draanen'in aynı adlı romanından beyaz perdeye uyarlanmış 2010 yapımı bir film. Başrollerini daha önceden tanışık olmadığımız iki genç sima, 96' doğumlu Madeline Caroll ve 95' doğumlu Callan McAuliffe paylaşıyor. Onlara, dizi takipçilerinin hemen hatırlayacağı, ER’ın Dr. Mark Green'i Anthony Edwards ve Fraiser'ın babası John Mahoney gibi ünlü oyuncular eşlik etmekte. Yönetmen koltuğunda ise romantik komedinin Sevgililer gününde özel bir planınız yoksa Flipped, sevdiğiniz kişiyle hoşça vakit geçirebilmeniz için güzel bir fırsat. Patlamış mısırınızı hazırlayın, filmi DVD oynatıcısına koyun, sevgilinize sarılın ve 'oynat' tuşuna basın. ünlü ismi Rob Reiner var. Stand by Me, When Harry Met Sally ve A Few Good Old Men gibi ünlü filmlere imza atan Rob Reiner, Flipped'in uyarlaması sırasında radikal bir karar almış ve kitabın öyküsünü 1994- 2000'li yıllardan 60'ların Amerika'sına taşımış. 1957 yılında başlayan filmimiz, Julliana (Juli) Baker'ın mahalleye yeni taşınan Bryce Loski'nin gözlerine tutulmasıyla başlıyor ve lise yıllarına kadar süren romantik serüvenlerini ikisinin bakış açısından anlatıyor. Yaşanan ortak anlar, âşık Juli'nin ve onun ilgisinden rahatsız olan Bryce'ın gözünden sırasıyla aktarılırken, izleyiciye ilk çocukluk aşkını hatırlatan rengârenk bir masala dönüşüyor. Özellikle iflah olmaz romantiklerin bu filmden hoşlanacağına inanıyorum. Kimi zaman Juli'nin, Bryce'ı etkileme çabaları karşısında yüksek sesle gülmekten, kimi zaman ise gözlerinizin dolmasından kendinizi alamayacaksınız. Tabi ki burada, bize bütün bu duyguları içtenlikle yaşatan, usta yönetmen Rob Reiner'ı anmak gerekiyor. İlerde değineceğim sorunlarına rağmen ortaya samimi bir film çıkartmış. Flipped yönetmenin en iyi filmi değil, ama oldukça başarılı. •Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013 71 sinematolojik SEVGİLİLER GÜNÜ KEYFİ AYNI GÖKYÜZÜNÜN ALTINDA FARKLI GÖRÜŞLER n Fliped'e yapılan eleştiriler ise karışık. Rotten Tomatoes'da film %54 gibi düşük bir puan alırken IMDB'de ki puanı 7.4. Bence filmi izlemeye başlamadan önce beklentilerinizi iyi belirlemeniz lazım. Bu film, sabun köpüğü Hollywood filmlerinden hoşlanmayanlara göre değil. Daha önce de belirttiğim gibi işlenen tema birçok kez pişirilip önümüze kondu. Ayrıca senaryoda bazı sorunlar var. Mesela Juli karakteri o kadar aklı başında ve duyarlı ki Caroll'un başarılı performansına rağmen bazen yapmacık duruyor. Bir de filmin geçtiği mekân, karakterleri ve dönemiyle bizlerden çok Amerikalılara hitap ediyor. Eğer gerçekçi hikâyelerden hoşlanıyorsanız ya da Amerikan filmlerinden artık gına geldiyse bu filmi seyretmeyin derdim ama hayatımızda biraz daha duygusallık ve neşe olmasının ne mahsuru var ki? Ben, yukarıda saydığım eksilerine rağmen filmi izlerken çok eğlendim. Juli ile Bryce'ın yanlış anlamalarla örülü hikâyesini izlerken ilk çocukluk aşkımı hatırlamadan edemedim. Size bu filmi tavsiye etmemin tek nedeni de bende uyandırdığı bu sıcak his. Her ne kadar bize yabancı da olsa, bu film pembe ve mor bulutların altındaki dev akçaağaçları, bilge dedeleri, sert babaları ve saf âşıklarıyla beni bu zamandan uzaklarda şirin bir diyara götürebildi. Bu başarısı da Flipped'in bütün sorunlarını göz ardı etmeme yetiyor. Kim bilir, belki de hepimizin etrafımızı saran sorunların içinde boğulmamak için birazcık hayaller âleminde dolaşmaya ihtiyacı vardır. filmduragi@gmail.com 72 •Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013 n 2012 yılında Amerika'da vizyona giren Flipped, Türkiye'deki sinemalara uğramadı. Digitürk'te belli bir süre dönmüş, belki izlemiş olanlarınız olabilir. O yüzden satın almadan önce fragmanına göz atmanızı tavsiye ederim. Filmin DVD'si ise Tiglon Film etiketiyle 'İlk Aşk' isminde piyasaya sürüldü. Sevgililer gününde özel bir planınız yoksa Flipped, sevdiğiniz kişiyle hoşça vakit geçirebilmeniz için güzel bir fırsat. Patlamış mısırınızı hazırlayın, filmi DVD oynatıcısına koyun, sevgilinize sarılın ve 'oynat' tuşuna basın. Belki de Juli ve Bryce'ın masum aşkı gözlerinizin önünden akarken yanınızdaki kişiye neden tutulduğunuzu bir kez daha hatırlayacak ve onu daha sıkı sarmalayacaksınız. EADFIA’NKDA R mitolojik Ölümün GİREMEDİĞİ YERa asklepion-bergam 2 600 yıl önceydi… Tüm Bergamalılar Sağlık Tanrısı ASKLEPİOS adına eşi benzeri olmayan bir çalışma içindeydi… Bergamalı Arkhias, Yunanistan'da avlandığı sırada ayağından yaralanmış, Yunanistan'ın en ünlü Epidauros Asklepeion'unda tedavi olmuştu. Şimdi de sağlık tanrısına şükranlarını sunmak için bu kültün Bergama’da kurulmasına çalışmaktaydı. Antik çağın en önemli sağlık merkezlerinden birini yapmaya koyulmuşlardı hep beraber… Kuzey rüzgârından korunan, havası ve suyu güzel bir yerde inşa edilmekteydi Asklepion, tatlı bir eğim üzerinde, kutsal bir bölgede… Tapınağın bulunduğu yerde sütunlarla çevrili bir avlu ve çevresine tedavi odaları yapılmaktaydı. Hastaların tedavi dışındaki yaşamlarını da düşünmek gerekliydi… Konaklama yerleri tam donanımlı ve dışarıda yer 74 almaktaydı. Korular, hipodromlar, tiyatro merkezleri, kütüphaneler, şifalı sularla dolu kaplıcalar yapılmaya başlandı. Dönemin ünlü hekimlerinin yetiştiği bir tıp okulu olacaktı Asklepion ve ilk psikiyatri hastanesi. Beklenen ve bilinen tedavinin dışında bir yöntem izlenecekti burada. Hatta, Apollon’un oğlu olan sağlık tanrısı Asklepios, bu tedaviyi o kadar ileri götürmüştür ki, Gorgo canavarının şifalı kanı ile ölüleri bile diriltmeye başlamıştır. Fakat çok geçmeden, Zeus tarafından doğal düzeni bozduğu gerekçesiyle cezalandırılacaktır. •Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013 Asklepion’a şifa bulmaya gelenler “propylon” avlusuna alınır, muayene edilir, teşhis konur, iyileşebilecek gibilerse Asklepion’a girmelerine izin verilirdi. İyileşemeyecek ağır hastalar ve doğum yapacaklar asla içeriye alınmazdı. Öznur Kayhan Arkeolog, eskiçağ tarihçisi, yazar, gezgin, kitap kurdu bir optimist. Onun için en özel olan şey; düşünceleri. Okumayı, gezmeyi, tırmanmayı, dalmayı, yemeyi, içmeyi, kısaca yaşamayı çok seviyor. En büyük tutkusu Evliya Çelebi misali dünyayı gezmek. Hayatı; hem okuyarak hem de gezerek, öğrenmeye ve bilgilenmeye çalışıyor. Sokrates’in dediği gibi; bütün bildiğinin hiçbir şey bilmediği olduğunu düşünüyor. Asklapios’un mitolojideki hikâyesi; Apollon, Teselya Kralı’nın kızı Koronis’e âşık olur. Ancak Koronis onun bu aşkına ihanet eder ve karnında Apollon’un çocuğunu taşıdığı halde bir başkası ile evlenir. Apollon bunu duyunca çok öfkelenir ve her ikisinin de yakılarak öldürülmelerini emreder. Koronis’in cesedi yarı yanmış haldeyken Apollon onu alevlerin arasından çıkarıp karnını yarar ve halen canlı olan oğlunu alıp, onu yetiştirmesi için bir Kentauros (yarı insan yarı at) olan Khrion’a verir. Asklepios, hekimliği ve hastaları iyi etmenin sırrını kendisini yetiştiren Khrion’dan öğrenir ve “Hekimlik Tanrısı” olarak mitolojideki yerini alır. Asklepios doğadaki dengeyi koruyan iyileştirici gücü temsil etmekte ve bir asa ile görülmektedir. Asaya bir yılan sarılıdır. Yılan değişim, uzun ömür, dikkat ve majiyi simgeler, günümüzde de eczacılık ve tıp sembolüdür. Sağlık tanrısı Asklepios’un simgesi olan yılan, psikoterapide de özdeşleştirilir. Asklepiadesler (din adamı– hekimlerle) hastalarına tünelden yılan gibi geçerken, yılanın deri değiştirmesi gibi, hastalıklarını geride bırakacaklarını ve yenileneceklerini söyleyerek tedavi etmişlerdir. ) e (Asklepion n ta s a h k ü y rapi) l İlk bü davi (Psikote o, spor, ve çamur ile) te le in lk te k tr l İl i (Müzik, tiya v a d te l a ğ o l İlk d açlar) loji (doğal il o k a rm fa k l İl modeli ilaç ı) l İlk afyon ğlık alt yapıs an a (s i n e y ij h olan yıl l İlk kent ılık simgesi c a z c e e v p l İlk tı mitolojik Asklepion’da Tedavi Uygulanan tedavi yöntemleri arasında; hastaların uyku odalarında uyutularak (incubatıon) rüyalarının rahip hekimlerce yorumlanması (telkin tedavi), sıcak, soğuk ve çamur banyoları (arınma), şifalı otlarla tedavi, diyet kürleri, bitkisel yağ ya da merhemlerle yapılan masajlar, kan aldırma (hacemat), bağırsakların boşaltılması, güneşlenme terapileri yer almakta idi. Gerekli görüldüğü takdirde cerrahi müdahaleler de yapılmaktaydı. Asklepios adına yaptırılan sağlık şehirlerinin en ünlüleri Trika, Rodos, Epidauros, Bergama ve İstanköy’dür. Hipokrat döneminden sonra etkileri azalsa da başvuran hastalar ruhsal ve bedensel açıdan iyileştirilmişlerdir. Aslında Asklepion hastanesinde yapılanları tam olarak anlamak mümkün değil. Ama bu merkezlerde yetişmiş iki büyük hekim tanıyoruz Hipokrat ve droglardan ilaç elde etmeye başlamış olduğundan eczacılığın ve farmasötik teknolojinin babası sayılan Galenos… •Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013 75 mitolojik Tedavinin Basamakları Viran kapıdan başlayıp Asklepion’u Bergama’ya bağlayan yol “kutsal yol” olarak bilinirdi. Yolun sonundaki anıtsal bir kapı ile Asklepion’a girilir ve “propylon” denilen kutsal alana ulaşılırdı. Asklepion’a şifa bulmaya gelenler “propylon”avlusuna alınır, muayene edilir, teşhis konur, iyileşecek gibilerse Asklepion’a girmelerine izin verilirdi. İyileşemeyecek ağır hastalar ve doğum yapacaklar asla içeriye alınmazdı. Bu avlunun üç yanı sütunlu galerilerle çevrilidir. Burada tedavi gören hastaların soğuk ve sıcak havadan korunmasını sağlamak amacıyla yaklaşık 80 m uzunluğunda üzeri tonozlu yer altı tüneli vardır. Tedavi ve meditasyon amaçlı kullanılan tünelin tavanında doğal ışık, hava ve ses girmesi için boşluklar yer alır. Tünelden akan suyun sesi ve tünelin üstünde yer alan pencerelerden asklepiadesların telkinleri ile tedavi yapılırdı. Hastalar tünelin içinde kutsal çeşmeden gelen suda yürümüş olmalıydı. Tüneli geçerken hipnoz haline gelen hastaların, hipnozdan çıkmaları için belirli yerlerde soğuk duş uygulanırdı. Anıtsal kapıdan girdikten hemen sonra sağda kütüphane binası yer almaktaydı. Kutsal alan yazın insanları güneşten, kışınsa yağmurdan koruyan tente (stoa) ile çevrelenmişti. Kuzey stoanın batı ucunda yarım daire şeklinde ve 3500 kişilik bir tiyatro yer almaktaydı. Tiyatroda yapılan törenler, müzikle uygulanan telkinler hastaların iyileşmesine Tedavide temel öğe; uyku ve rüyalar, perhiz, sıcak ve soğuk banyo ile beden hareketleriydi. bitkilerden elde ettikleri ilaçları kullanır, ayrıca hastaların spor ve müzikle uğraşmalarını sağlardı. Tedavinin Süresi ve Sonuç katkıda bulunuyordu. Latrinler, yani genel tuvaletler batı ve güney galerilerin birleştiği yerde konumlanmıştı. Kutsal alanın odağında içme ve yıkanma amacıyla kullanılan kutsal kuyu yer almaktaydı. Kutsal kuyunun hemen güneybatısında uyku odaları bulunuyordu. İyileşme amacıyla tanrıya dua edilip adak adandıktan sonra, yıkanıp beyaz giysiler giyen hastalar uyku odalarına alınırdı. Bu arada rüyalar yorumlanır, telkin yoluyla onların iyileşmeleri sağlanır, gerektiğinde ameliyat gibi işlemler de yapılırdı. Asklepion’da ayrıca 3 adet tapınak ve çeşitli tedavilerin uygulandığı bir yapı da bulunmaktaydı. Asklepion’un hekimleri hastalarına burada çamur banyosu yaptırır, Doğal olarak hastaların hepsi bir gecede ya da birkaç günde şifa bulmuyordu. Çoğunlukla uzun süreli ziyaretler gerekiyordu. Olağan süre 1 yıl olsa da, ciddi hastalıkların daha uzun sürede tedavi edildiğini anlıyoruz. Bu tedavi yöntemleri ve rüya ile ilgili bilgilerin çoğu, kazılar sonucu ele geçen adak taşları ve yazıtların okunmasıyla zamanımıza gelmiştir. Burada sağlığına kavuşanlar ayrılırken, Asklepios Tapınağı’nı ziyaret ederek maddi olanakları doğrultusunda yardım yaparlardı. Ayrıca, iyileşen organlarının küçük birer modelini buraya bırakırlardı. Bu örneklerin çoğu bugün Bergama Arkeoloji Müzesindedir. Asklepion telkin ve inanç yoluyla iç içe geçmiş tıbbi, cerrahi ve para medikal tedavileri ile döneminin en önemli sağlık merkezlerinden biri olmuştu. Asklepion yalnızca bir sağlık kurumu değildi, bir hastane veya tıp okulu olmaktan çok; herkese açık muayene, tedavi, rahatlama ve meditasyon merkezi sayılabilecek kocaman bir şehir gibiydi. oznur@fortiks.com 76 •Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013 eczanelerden haberler Sizin için yenilendik, tazelendik… EDAK olarak eczanelerimizi yeni yılda da farklı ve kaliteli gösterecek uygulamalarımıza devam ediyoruz. Sürekli gelişen ve yenilenen donanımları ve hizmetleri ile EDAK eczanelerimizden bazılarına “farmagelişim eczaneleri projesi” adı altında pilot uygulamalar yaptık. Neler mi? Biz sorduk eczanelerimiz yanıtladı: Evet, burası kozmetik eczane… İzmir Çeşme’de EDAK Farmagelişim projesinde yer alan Eczacı Semra Yoğurtçu ile görüşüyoruz. Sağlıkla ilgili ilaç dışı ürünlere eczanesinde yer verip, dermokozmetik eczaneye geçiş sürecini kendisinden dinliyoruz. lEczanenizde hastalarınıza/ müşterilerinize dönük ne gibi değişiklikler yaptınız? Bizim için ve birçok eczacı için devrim niteliğinde olan sağlıkla ilgili ilaç dışı ürünlere yer vermeye başladık. Aslında bu mesleki geçmişimizde vardı ama uzunca bir süredir ilaç yoğunluklu / reçete yoğunluklu eczane olarak hayatımızı devam ettirirken halk sağlığı anlamında ilaç dışı olsa da sağlıkla ilgili olan ve eczanede olması gereken birçok ürünün ehil olmayan yerlerde yer almaya başlaması bizi harekete geçirdi diyebilirim. Böylelikle, eczanelerimizde ilaç dışı ürünlere de yer vermeye başladık. İlk defa bundan on sene önce başlattığım dermokozmetik ürün çalışmaları ilk başlarda “A, burası kozmetik eczane olmuş” tepki- 78 Ecz. Semra Yoğurtçu Semra Eczanesi/Çeşme-İzmir sini alsa da (insanlar alışık olmadığı için), sonraları dermokozmetik ve kozmetik ürünlerinin gönül rahatlığıyla alınabilecek yerlerin aslında “Kozmetik” eğitimini ciddi anlamda lisans eğitimlerinde gören biz eczacılar ve eczaneleri olduğunu anladılar. Şimdi çok memnunlar. Hatta eczaneye girip artık “ Çok hoş bir eczane olmuş, insanın bir şeyler alası geliyor” dediklerine şahit oluyoruz. Biz de bu yorumlardan çok memnun oluyoruz. l Eczanenizde başka ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz? Evet, daha birçok çalışmamız var. EDAK’ın sunduğu yeni ürün ve hizmetleri biz de hastalarımız için hayata geçiriyoruz. Hatta şu anda EDAK Farmagelişim ve Kalite bölümlerinden arkadaşları- •Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013 mızla burada, “eczanemizi kalite standartlarında nasıl daha iyi hizmet verir hale getiririz’’ çalışmasını yapıyoruz. Her ürünün üzerinde ürün tarif etiketinin bulunmasını sağlıyoruz. Tema çalışmaları yapıyoruz. Hangi ürün hangi dönemde çok gidiyor, başka neler olabilir, araştırıyoruz. Hasta profilimizi çıkartarak, en uygun ürünlere eczanemizde yer veriyoruz. Halkı bilinçlendirici, sosyal sorumluluk çalışmalarımıza mümkün olduğunca yer veriyoruz. l Hatta dergimizi okuyan hastalarınız da var. Evet! Eczanem küçük yerde olduğu için eczaneme gelen tüm hastalarım aynı zamanda arkadaşlarım / dostlarım ve onlar ile hayatı da paylaşıyoruz. eczanelerden haberler Artık mesleğimden daha fazla keyif alıyorum… Manisa Sarıgöl’de EDAK Farmagelişim projesinde yer alan Eczacı Adnan Aygan ile görüşüyoruz. Özyıldız Eczanesinin sahibi ve mesul müdürü olan Ecz. Adnan Bey’in eczanesi Sarıgöl’ün en işlek caddesinde… Ancak kıyı kentlerimizde yer alan bir eczane değil, tam tersi kırsal kesimde yer alan eczanelerimizden… O yöreye özgü sosyo ekonomik yapı içinde eczanesinde ne gibi değişiklikler yapıyor? Nelere önem veriyor? Geçtiğimiz yıllara oranla eczanesinde ne gibi değişiklikler yaşadı? Bunların yanıtlarını ondan dinliyoruz… l İlaç dışı ürünlere eczanenizde yer verebiliyor musunuz? Evet, Bulunduğum ilçe en yakın denize 250 km uzakta. Ama eczanemiz buna rağmen oldukça fazla sayıda güneş ürününü hastalarına sunar duruma geldi. l Eczanenizde neler değişti? Okullarımızdan mezun olduğumuzda ne iletişim, ne pazarlama ne de finans konusunda bir eğitim aldık. Günlük rutin içinde boğularak mesleğimiz dışında her işle uğraşmak zorunda kaldık, hem de amatörce. Farmagelişim projesi ile aldığımız eğitimler ve uygulamalar ile hem biz eczacılar hem de personelimiz, pazarlama İletişimini, profesyonel anlamda problem çözmeyi ve paydaşımız olan eczacı arkadaşlarımızla bu çözümleri paylaşmayı öğrendik, Toplam Kalite Standartlarına ulaşabilmek için çalışmalarımız eczane özeline uygun devam etmekte. Envanter 80 yönetimi ile bir küçük işletmeyi mükemmele yakın nasıl yönetebileceğimizi anladık. Ve en önemlisi eczanemde sağlık danışmanlığı görevimi rutin işlerden kurtularak daha fazla yapmaya başladım. Sosyal sorumluluk projeleri gerçekleştirerek topluma, biz sizin ve çocuklarınızın geleceğini de düşünüyoruz mesajını vererek geleceğe de yatırım yaptık ve çalışmalarımıza devam ediyoruz. l O halde Farmagelişim projesi bir … Farmagelişim projesi ile eczaneleri kurumsallaştırmak için ne gerekiyorsa üretiliyor. Artık mesleğimden daha fazla keyif alıyorum. İşbirliği yaptığım başta EDAK olmak üzere tüm profesyonel arkadaşlara ve eczacı arkadaşlarıma teşekkür ederim. Farmagelişim başlangıcı olan ama sonu olmayan, değişen ve gelişen bir eczane modelidir. •Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013 Ecz. Adnan Aygan Özyıldız Eczanesi-Sarıgöl/ Manisa EADFIA’NKDA R almanak 2012’nin en çok İZLENENİ DİNLENENİ İşte seyirci sayılarına göre 2012'nin en fazla izlenen ilk 10 filmi: Avrupa ve Amerika’daki popüler şarkılar, bir başka deyişle 2012 Top 10: OKUNANI 2012’nin en çok okunan kitaplar listesinde öne çıkanlar: 1 Sultanı Öldürmek, Ahmet Ümit / Everest Yayınları 2. Od, İskender Pala / Kapı Yayınları 3. Aşkın Gözyaşları 3 Kimya Hatun, Sinan Yağmur / Destek Yayınları 4. Aşk’a Yolculuk Veysel Karani, Sinan Yağmur / Destek Yayınları 1. Fetih 1453 (6.565.850) 2. Evim Sensin (2.469.742) 3. Berlin Kaplanı (1.982.552) 4. Buz Devri 4 : Kıtalar Ayrılıyor (1.865.318) 5. Sen Kimsin? (1.592.471) 6. Alacakaranlık Efsanesi : Şafak Vakti Bölüm 2 (1.384.796) 7. Çanakkale 1915 (885.607) 8. Kara Şövalye Yükseliyor (799.169) 9. Moskova'nın Şifresi: Temel (778.467) 10. Uzun Hikaye (708.598) 5. Gözlerini Sımsıkı Kapat, John Verdon / Koridor Yayıncılık 6. Nar Ağacı, Nazan Bekiroğlu / Timaş Yayınları 7. Küçük Mucizeler Dükkanı Debbie Macomber / Pegasus Yayınları 8. Tanrı daima Tebdil-i Kıyafet Gezer Laurent Gounelle / Pegasus Yayınları 9. Yabancı, Albert Camus /Can Yayınları 10. Kürk Mantolu Madonna, Sabahattin Ali / YKY 11. İsim Şehir Bitki, Yılmaz Özdil / Doğan Kitap 12. Sisle Gelen Yolcu, Jean Christophe Grange/ Doğan Kitap 13. İskender, Elif Şafak / Doğan Kitap 14. Şemspare, Elif Şafak /Doğan Kitap 15. Grinin Elli Tonu, E.L.James / Pegasus Yayınları 1. Call Me Maybe, 2. We Are Young, / Fun. 3. Somebody That I Used to Know, /Gotye 4. What Makes You Beautiful, 5. Starships, •Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013 / One Direction / Nicki Minaj 6. We Are Never Ever Getting Back Together, / Taylor Swift 7. Mercy, / Kanye West 8. Gangnam Style, / Psy 9. Glad You Came, / The Wanted 10. Payphone, 82 / Carly Rae Jepsen / Maroon 5 almanak n İSPANYA Kralının Fil Avı Aynı zamanda Dünya Yaban Hayatı Koruma Vakfı fahri başkanı olan İspanya Kralı Juan Carlos Afrika gezisinde kalçasını kırdı. Önce düştü sanıldı sonra gerçek ortaya çıktı. Kral fil avında kalçasını kırmıştı. Kısa adı WWF olan Dünya Yaban Hayatı Koruma Vakfı, fil avlayan İspanya onursal başkanı Kral Juan Karlos'u üyelikten men etti. n Peru’da Altın Madenleri Çevreci eylemlerin en büyüğü Peru da yaşandı. Altın madenlerinin tarım alanlarını yok ettiğini öne süren çiftçiler belediye binasını bastı. Çıkan çatışmada 5 kişi öldü. Peru Başbakanı Oscar Valdes hükümeti, toplanma ve gösteri düzenleme haklarını askıya almak için çalışmalar başlattı. Madencilik Peru’nun ihracat gelirlerinin yüzde 60’ını oluşturuyor. n YENİLENEBİLİR Enerji Bilim adamları alternatif enerji kaynakları ile çalışan araçlar üzerine çalışmalarını sürdürüyor. 2012 yılında dünyada ilk kez tamamen Güneş enerjisi ile çalışan yelkensiz katamaran bir tekne dünya turunu tamamlamayı başardı. Almanlar denizde ilerlerken, İsviçreliler güneş enerjisini kullanarak İsviçre'den Fas'a uçmayı başardı. Bu arada İngiltere de dünyanın deniz üzerinde kurulan en büyük rüzgâr santralini devreye soktu. n CAMERON’DAN bir İlk Titanik, Avatar gibi filmlerin yönetmeni James Cameron dünyanın en gizemli derin yeri, dünyanın tabanı olarak kabul edilen, Mariana Çukuru'na inmeyi başardı. 11 km lik bu derinliğe bugüne kadar 2 kişi inebilmiş ve 20 dakika kalmışlardı. James Cameron özel kameralarla donatılmış mühendislik harikası denizaltısıyla su altında 5 saat kalarak dünyanın en derin noktasının görüntüsünü çekti ve oraya özgü canlılardan numuneler aldı. n KÖPEKBALIĞI Katliamına Son 2012 yılına AB önemli bir karar aldı. AB üye ülkelerde yüzgeçleri için köpek balığı avlanmasını yasakladı. Her yıl sadece yüzgeçlerinden faydalanmak için 75 milyon köpek balığı öldürülüyor. AB ülkeleri bu yüzgeçleri Asya ülkelerine satıyordu. n AVRUPA’NIN En Yeşil Şehri Avrupa Komisyonu İspanya’nın Vitoria-Gasteiz şehrini Avrupa’nın yeşil Başkenti seçti. 1181 yılında kurulan tarihi şehirde biogaz enerjisi, fotovoltaik ve termal güneş enerjisi, rüzgâr enerjisi gibi birçok yenilenebilir enerji üretiliyor. VitoriaGasteiz’de, en fazla ayrıcalık tanınan ulaşım aracıysa bisiklet. n NÜKLEER Atıklar Avrupalı yeşil şehirler yaratırken biz yok mu ediyoruz? İzmir de bir döküm atölyesinin bahçesinde nükleer atıkların depolandığı haberi geldi. Türkiye Atom Enerjisi Kurumu bölgeyi karantinaya aldı. Toprak altından çıkan Europium 152 adlı radyoaktif madde soru işaretlerini de beraberinde getirdi. Nükleer tesisler daha ortada yok ama atıkları gündeme geldi. n MANİSA’DA Patlama ABD Sandy ile uğraşırken Türkiye'de önemli bir olay yaşandı. Manisa Alaşehir’de bir jeotermal kuyu patladı. 15 futbol sahası büyüklüğünde bir alan yok oldu. Patlama 1011 metre derinlikteki kuyuya beklenmedik bir gaz girişi sonucu meydana geldi. Patlamanın gece saatlerinde olması nedeniyle bir facianın eşiğinden dönüldü. n SAMSUN’DA Sel Felaketi 2012 yılında Samsun’da yaşanan sel felaketinde dere yatağına yapılan evlerde yaşayan 14 kişi hayatını kaybetti, birçok ev ve kamu binası da sular altında kaldı. En çok can kaybı dere yatağına yapılan TOKİ konutlarında oldu. •Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013 83 almanak Teknoloji dünyasının en hareketli yıllarından birini daha geride bıraktık. İşte 2012’nin teknolojik olayları: WHATSAPP n SMS yerine, kullanıcılar Whatsapp türü internet tabanlı programlara yönelince dünya genelinde operatörler SMS'ten 14 milyar dolar zarar etti. DİABLO III n 10 yıldır oyun severlerin beklediği popüler video oyunun devamı olan Diablo III satışa sunuldu. Oyun severler Türkiye dâhil dünyada oyuna ilk sahip olanlardan olabilmek için uzun kuyruklara neden oldu. SÜRÜCÜSÜZ ARAÇ n Google'ın 2010 yılında başlayan 84 sürücüsüz araç projesi, plaka alacak düzeye geldi. 2011 yılında sürücüsüz araçların şehir içinde test sürüşleri yapmasına izin verilirken, 2012’de Google'ın insansız araçlarına kırmızı plaka verildi. GOOGLE AKILLI GÖZLÜK n Harita krizi öyle büyüdü ki Apple'ın iki yöneticisi de işinden oldu. BLACK OPS II n Popüler video oyunu Call of Duty serisinin dokuzuncu sürümü Black Ops 2, 15 günde 1 milyar dolarlık hasılat elde etti. Avustralya'da yaşayan Okan Kaya oyunu 135 saat aralıksız oynamış ve Guiness Rekorlar Kitabı'na adını yazdırmıştı. Google, kameralı ve ekranlı akıllı bir gözlük yaptı. Google sihirli gözlüğü ile insanlar artık video kayıtlarını, basit belgesel ve deneme çekimlerini yapılabilecek. Navigasyon işlevi de gören gözlük, sabah uyanınca size ilk günlük bilgiler ile kahvaltıda dahi gelen elektronik postalarınızı okuma imkânı yapabilecek. HOTMAİL'E VEDA OUTLOOK'A MERHABA FACEBOOK INSTAGRAM'I ALDI ZUCKERBERG EVLENDİ n n Sosyal paylaşım ağı Facebook'un Facebook fotoğraf paylaşım servisi Instagram’ı 1 milyar Dolar’a satın aldı. Instagram, yazılımı sadece 12 saat içinde 1 milyon kez indirildi. IOS 6 VE HARİTA KRİZİ n IPhone, IPad ve IPod'lara yeni IOS sürümü geldi. IOS 6 ile birlikte Apple cihazlarından YouTube ve Google Maps'i kaldırdı. Apple kendi harita uygulamasını kullanmaya başlarken, hatalar kullanıcıları canından bezdirdi. •Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013 n Microsoft'un popüler e-posta servisi Hotmail isim değiştiriyor, yerini Outlook. com’a bırakıyor. halka arzından bir gün sonra, şirketin kurucusu ve yöneticisi Mark Zuckerberg, Priscilla Chan ile evlendi. Zuckerberg, düğünden bir fotoğraf karesini Facebook sayfasında paylaştı ve çift, ilişki durumlarını "evli" olarak değiştirdi. GALAXY S III IPHONE 5’E KARŞI n Samsung yeni telefonu Galaxy S III'ü ve Galaxy Note II’yi duyurduktan sonra IPhone 5 ve IPad mini de görücüye çıktı. APPLE I 666 DOLARDI 374 BİN DOLARA FIRLADI n Apple'ın ilk bilgisayarı "Apple I", New York'ta düzenlenen açık artırmayla rekor fiyatla (374 bin dolara) satıldı. Apple'ın ilk ürünü olan bilgisayar Steve Jobs ve adaşı Steve Wozniak tarafından geliştirilmişti. Apple I, toplamda 200 adet retilmişti. WİNDOWS 8 n Microsoft'un yeni işletim sistemi Windows 8 Windows işletim sistemini baştan sona değiştirecek. Windows 8 ile birlikte; cep telefonu, tablet ve bilgisayarın ortak platformda birleşmesi sayesinde iş ve eğlencenin bütünleşmesi bekleniyor. GOOGLE MAPS APP STORE'DA n Apple'ın iOS 6 işletim sistemiyle iPhone ve iPad'lerden çıkardığı Google Maps uygulaması geri döndü. Uygulama 8 saat içinde en çok indirilenler listesinde bir numaraya yerleşti. Ancak uygulamaya henüz Türkiye'den ulaşılamıyor. almanak DÜNYADA 2012’yi geride bıraktığımız şu günlerde Dünyadaki en önemli gelişmeler Amerika, Fransa, Çin ve Hindistan seçimleri ile Londra Olimpiyatları ve tüm dünyayı kasıp kavuran Gangnam Style şarkısı oldu. n Pentagon tarafından desteklenen fizikçiler görünmezlik pelerinini icat etti. n Fransa'da 1915 olayları ile ilgili Ermeni iddialarının reddedilmesinin suç sayılması yasalaştı. n Whitney Houston Los Angeles’ta bir otel odasında ölü olarak bulundu. Ölüm nedeni kokain… n Washington’da Sudan Büyükelçiliği önünde yapılan protesto gösterilerinde aktör George Clooney tutuklandı. n Amerikan Sinema Sanatları ve Bilimleri Akademisi 84. Oscar ödüllerinde ‘The Artist’ filmi; en iyi film, en iyi yönetmen, en iyi erkek oyuncu ödüllerini aldı. n Papa 16. Benedictus, Vatikan’da gizli yazışmalar ve finansal belgelerin sızdırılması skandalı üzerine soruşturma açtı. Suçlu Papa’nın özel uşağı… •Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013 85 almanak n Hollanda Başbakanı Rotte, Cumhurbaşkanı Gül ile yapacağı toplantıya bisikletle geldi. n Dünyanın en büyük sosyal ağı olan facebook ABD borsasında işlem görmeye başladı. n ABD’de Google Merkezini ziyaret eden Abdullah Gül insansız araçla test sürüşü gerçekleştirdi. n Yunan adalarından biri olan İkaria Atina yönetimiyle imzaladıkları 100 yıllık anlaşmanın bittiğini ve Avusturya’ya bağlanmak istediklerini ifade etti. n 2012 Londra Olimpiyatları 27 Temmuz’da görkemli bir açılış töreniyle başladı. Bacakları olmayan ve protez bacakla olimpiyatlara katılan en hızlı insan Oscar Pistorius yarı finale kaldı. n Apollo 11 uzay projesiyle Ay’a ilk ayak basan astronot Neil Armstrong öldü. n Adam Lanza önce annesini ardından ilkokulda 20'si çocuk 26 kişiyi öldürdü ve intihar etti. Amerika'da okul katliamları ilkokullara kadar inmiş oldu. n Avusturyalı Felix Baumgartner, Uzay'dan Dünya'ya atladı. Kapsülle 2 saat 40 dakikada çıktığı 39 bin metreden 4,5 dakikada inerken milyonlar nefesini tuttu. n Obama tekrar ABD başkanı seçildi. n İsrail Gazze’ye tekrar saldırdı. n Myanmar’da 24 yıldır ev hapsinde tutulan muhalif lideri Aung San Suu Kyi, kendisine layık görülen Nobel ödülünü almaya 21 yıl sonra gidebildi. n Amerikan Havacılık ve Uzay dairesi (NASA)tarafından şimdiye kadar üretilmiş en zeki gezginci robot, gezegenler arasında gezmek ve hayata ilişkin temel yapı taşlarını aramak için Mars’a indi. n Cern, ortaya çıkarılmak istenen Higgs Bozonu'na işaret eden bir atom altı parçacığa ait iz bulunduğunu belirtti. Tanrı parçacığı bulunuyor mu yoksa? n Nobel Edebiyat ödülüne, Çin toplumundaki yozlaşmayı eleştiren eserleriyle tanınan Çinli yazar Mao Yan layık görüldü. 86 •Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013 n Hakkında öldü iddiaları yayılmaya başlayınca Fidel Castro pijamaları ile poz verdi ’başım bile ağrımıyor’ dedi. n Amerika’da başlayan Sandy Kasırgası sebebiyle uçuşlar iptal edilirken 11 Eylül’den beri ilk defa New York Borsası’da tatil edildi. Kasırga 50 can aldı, 50 milyar dolar zarar verdi. n Hz. Muhammed’e hakaret ettiği düşünülen Innocence of Muslims (Müslümanların Masumiyeti) filmine tepki gösteren ABD’li Müslümanlar Beyaz Saray’ın önünde protesto gösterisi yaptılar. n Mayaların mayası tutmadı… Hayattayız... almanak 2012 yılında Türkiye de önemli gelişmelere sahne oldu. Türkiye’de en çok konuşulanlar yeni eğitim sistemi, Türkiye ile Suriye’yi savaşın sınırına getiren olaylar ile MİT krizi oldu… n "4+4+4" şeklinde adlandırılan yeni eğitim sistemi tartışılmaya başlandı. 31 Mayıs'ta tasarı kanunlaştı. n Uzun zamandır beklenen ve İstanbul’un fethini anlatan film ‘Fetih 1453’ vizyona girdi; ancak eleştirileride beraberinde geldi. n Türkiye’nin ilk yüz nakli Akdeniz n 1 Mart’ta TL'ye yeni sembol geldi; Üniversitesi’nde 20 yaşındaki Uğur şekli çokça polemiğe sahne oldu. Acar’a yapıldı. n Türkiye tarihinde bir ilk yaşandı ve 26. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ internet andıcı davasında tutuklandı . n 19 Mayıs törenlerinin stadyumlarda yapılmama kararı alındı. Bu sene milli bayramlar da, yasaklar da çokça konuşuldu. n Efsanevi futbolcu Lefter vefat etti. n Başbakan Tayyip Erdoğan ikinci kez sindirim sistemi ameliyatı oldu. n Hanedan affıyla Türkiye’ye dönen Sultan Vahdettin’in torunu Neslişah Osmanoğlu 91 yaşında öldü n Kamuoyunda 2B olarak adlandırılan orman vasfını yitirmiş hazine arazilerinin satışını öngören kanun tasarısı meclisten geçti. n Bazı bölümleri İstanbul’da ve Adana’da çekilen James Bond filmi seti civarda yaşayanların akınına uğradı. n Eşli Resepsiyonlar... 23 Nisan'da Başbakan, eşi ile TBMM resepsiyonuna ilk kez geldi ve aynı şekilde29 Ekim'de köşke de eşiyle ilk kez çıktı. n Sivas davası düştü. Protestolar sokaklarda ve sosyal medyada halen sürüyor. n 12 Eylül davası başladı, ancak sağlık sebepleriyle Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya katılmadı. •Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013 87 almanak n Yıllar sonra ilk kez Taksim Meydanı, 1 Mayıs için açıldı. n S&P, Türkiye'nin kredi notunu düşürdü. Sonra S&P Türkiye'den özür diledi mi, dilemedi mi tartışmaları yaşandı. n Devlet Tiyatroları’nın özelleştirilmesi tartışmaları başladı. n Şırnak’ın Uludere İlçesi’nin Roboski Köyünden 34 kişi Türk savaş uçaklarının bombalı saldırısı sonucu hayatını kaybetmişti. “Her kürtaj bir Uludere’dir” diyen Tayyip Erdoğan yeni bir tartışmayı başlattı. n Şanlıurfa cezaevinde isyan çıktı ve 13 mahkûm öldü. n Suriye açıklarında test ve eğitim amacıyla bulunduğu açıklanan Türk uçağı düşürüldü. Suriye üzüntülerini bildirdi. Türkiye Suriye’ye nota verdi. n Bayan milli voleybol takımı filenin sultanları yarım asır sonra olimpiyatlara gitmeye hak kazandı. Çeyrek finale kadar yükseldi… n Aziz Yıldırım tahliye edildi. Fenerbahçe 2012-2013 ‘te Şampiyonlar Ligi’ne katılabilecek. n GS Şampiyon oldu. Kupa, Başbakan'ın araya girmesiyle gece yarısında Saraçoğlu'nda alındı. Fenerbahçe Türkiye Kupası’nı aldı. n Çift kol nakli olan Atilla Kavdır hayatını kaybetti. 88 n Afyon’da cephanelik ihmal yüzünden patladı 25 asker öldü. n Siirt’te helikopter düştü: 17 asker hayatını kaybetti. n İzmir’de mülteci faciası: 58 kişi hayatını kaybetti. n Türkiye MEB, kıyafet yönetmeliğini değiştirdi. MEB’e bağlı okullarda serbest kıyafet uygulamasına geçildi. n 2010 yılında UNESCO tarafından ‘yaşayan insan hazinesi’ ilan edilen türkü ustası Neşet Ertaş’ kaybettik. n Lefter’den sonra heykeli dikilen futbolcu Alex, FB'de süresiz kadro dışı bırakıldı. n Türkiye Olimpiyatlardan 5 altın madalya ile döndü. Haftalarca TV, gazete ve sosyal medyada tartışmalar bitmedi. n 2012 Paralimpik Oyunları Türk rekoru ile başladı. Halterde Nazmiye Muslu altın madalya kazandı. Milli atıcı Korhan Yamaç ise gümüş madalya sahibi oldu. •Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013 n Özal'ın mezarı açıldı. Ailesinin sürekli bunu gündem yapması eleştirildi. "Zehirlendi mi, zehirlenmedi mi” tartışmaları yaşandı. n Suriye’den atılan top mermisi Akçakale’ye düştü: 5 kişi hayatını kaybetti. n Moskova Şam seferini yapan Suriye uçağı Ankara’ya indirildi, şüpheli kargoya el konuldu. n Karagümrük Çetesi’ne yönelik soruşturma nedeniyle tutuklanan Cübbeli Ahmet Hoca 360 gün sonra tahliye edildi. n 12 .12 .12 saat 12.12'de sms ve telefon görüşmesi rekoru kırıldı. n Profiterol deyince akla gelen 68 yıllık İnci Pastanesi Cercle d’orient Binası’ndan aktivistlerin protestolarına rağmen tahliye edildi. n Türkiye en büyük özelleştirmelerinden birini yaşadı. 2. Boğaz köprüsü ve 8 otoban 5.7 milyar Dolar’a Koç ve Ülker’in kurduğu konsorsiyuma verildi