Yeni Dünyanın Çocukları: İndigo ve Kristal Çocuklar
Transkript
Yeni Dünyanın Çocukları: İndigo ve Kristal Çocuklar
Yeni Dünyanın Çocukları: İndigo ve Kristal Çocuklar Yazı ve Derleme: Mehmet Karaarslan (Yeni Çocuklara Özetle Bir Bakış) Aralık 2004 - Üçüncügöz Dergisi Temel bir tanımlamayla başlarsak İndigo Çocuk, yeni ve olağandışı psikolojik nitelikler ve genelde görülmemiş davranış kalıpları sergiler. İndigo Çocuklar terimi bu çocukların çevresindeki aura renginden gelir. Aura renklerini görebilen Nancy Ann Tappe, 1982’de ‘Yaşamımızı Renk Yoluyla Anlama’ isimli bir kitap yayınladı. O bu kitapta bu çocukları İndigo Çocuklar olarak isimlendiriyor ve onlar hakkında bilgi veriyordu. Daha sonra Kryon isimli melek ABD’de yaşayan Lee Carroll’a kanallık yaparak önümüzdeki yıllarda oluşacak yeni dünya ve insanlık potansiyelini anlatıyordu; yeni düzeni kuracak “özel görevli” yeni çocuklardan bahsediyor ve bunları “İndigo” olarak adlandırıyordu. Nancy Ann Tappe, dört farklı indigo tipinden bahseder ve her birinin bir amacı vardır: 1. İNSANCIL: Kitlelerle birlikte çalışacak olan insancıl indigolar yarının doktorları, avukatları, öğretmenleri, tüccarları, işadamları ve siyasetçileridir. Bu tip indigolara çoğunlukla hiperaktif tanısı konulur. Sosyaldirler ve her zaman herkesle dostça konuşurlar. Sakardırlar ve bazen frene basmayı unutup hızla duvara çarparlar. Onlar tek bir oyuncakla oynamayı bilmezler. Her şeyi ortaya döker ve sonra oyuncakların çoğunu hiç ellemeyebilirler. Onların gidip odalarını toplamalarını istiyorsanız, bunu kendilerine defalarca hatırlatmanız gerekebilir, çünkü dikkatleri kolayca başka şeylere kayabilir. Onlar odalarına gidip ortalığı toplamaya başlarlar, ama bu bir kitap dikkatlerini çekinceye kadar sürer. Sonra o kitabı alıp okumaya başlarlar, çünkü onlar birer kitap kurdudur. 2. KAVRAMCI: Kavramcı Indigo, insanlardan çok projelerle ilgilenir. Onlar yarının mühendisleri, mimarları, tasarımcıları, astronotları, pilotları ve subayları olacaklar. Onlar sakar değildir ve çocukken, çoğunlukla, çok atletik olurlar. Onların yönetme sorunları vardır, ve en çok yönetmeye çalıştıkları kişi, eğer oğlansalar, anneleridir. Kızlar babalarını yönetmeye çalışırlar. Eğer bunda başarılı olurlarsa, bu büyük bir sorun olabilir. Bu indigo tipi ergenlik çağında bağımlılıklara, özellikle de uyuşturucu haplara eğilim gösterir. Anababasının onun davranışlarını yakından izlemesi gerekir: ve o saklanmaya ya da “Odama girmeyin” gibi laflar etmeye başladığında, annesinin onun odasını araştırması gerekir. 3. SANATÇI: Bu indigo, diğerlerinden çok daha duyarlıdır ve genelde daha ufak tefektir. Onlar daha çok sanatla ilgilenirler, yaratıcıdırlar. Onlar yarının öğretmenleri ve sanatçıları olacaklar. Her neyle ilgilenirlerse ilgilensinler, onun yaratıcı yanında olacaklar. Eğer tıp alanına girerlerse, cerrah ya da araştırmacı olabilirler. Güzel sanatlar alanına girdiklerinde, yaratıcının yaratıcısı olurlar. Dört ila on yaşları arasında, on-beş farklı yaratıcı sanatı ele alabilir, biriyle beş dakika ilgilenip bırakabilirler. Bu yüzden, ressamların ve müzisyenlerin annelerine hep, “Aletleri satın almayın, kiralayın,” derim. Sanatçı Indigo beş-altı farklı müzik aleti de çalışabilir, sonra ergenlik çağına geldiğinde, onlardan birini ya da bir başka sanat dalını seçip onun sanatçısı olabilir. 4. BOYUTLARARASI: Onlar diğer indigolardan daha iri yarıdır, ve bir-iki yaşındayken onlara hiçbir şey anlatamazsınız. Onlar size, “Bunu biliyorum. Bunu yapabilirim. Beni rahat bırakın,” diyeceklerdir. Onlar dünyaya yeni felsefeleri getirecek olanlardır. Çok daha iri yarı olduklarından ve diğer üç tip gibi uyumlu olmadıklarından, zorbalık da yapabilirler. İndigo Çocuklar Dünya'ya bir dizi hücresel talimatla gelmektedir. Bu talimatlar; kıskançlık, nefret, hatta hayatta kalmaya çalışma ya da korunma talimatı değildir. Bu çocuklar büyüdüklerinde, birer yetişkin haline geldiklerinde onların sözleri ve niyetleri insanlık için önemli olacaktır ve şu soruları soracaklardır: "Dünya'nın sorunlarına nasıl çözüm bulabiliriz, ve hep birlikte nasıl hoşgörülü bir aile olabiliriz? Sürekli savaşmış olan kabileleri nasıl bir araya getirebiliriz?" Bu çocuklar binlerce yıldır insanoğlunun aklına gelmemiş bu değişiklikleri kolaylaştıran liderler olabilirler. İndigolar bir savaşçı ruhuna sahiptirler, çünkü onların ortak amacı insanlığa artık hizmet etmeyen eski yaklaşımları ortadan kaldırmaktır. Onlar burada dürüstlükten yoksun yönetim ve eğitim sistemlerini ve yasal sistemleri ortadan kaldırmak üzere bulunmaktalar. Bunu başarabilmek için, onların kızgın bir mizaca ve ateşli bir kararlılığa ihtiyaçları var. Kendilerini farklı ve çoğunlukla dışlanmış hissederler. Okudukları sınıflarda çevrelerine bakıp yalnız olduklarını düşünürler ve birçok bakımdan da öyledirler. Adeta, sanki beyinleri daha hızlı çalışmaktadır ve diğer çocuklarla birlikte aynı sınıfta olmak sonsuz bir sabır gerektirir. Çoğunlukla, öğretmenlerinin o kadar ilerisindedirler ki söylenenleri kavrayabilmek için kendi titreşimleriniyavaşlatmak zorunda kalırlar. Bu onlar için zordur ve bu yüzden birçoğu öğretmen konuşurken gözlerini boşluğa dikip bakar. İnsanların değişime direnmeleri doğal bir şeydir. Ancak, indigolar buraya değişime eğilimli olarak gelmişlerdir. Dolayısıyla, onlar ilk başta sorun çocuklar ya da baş belaları olarak görülebilirler. Onlar sizin sahip olduğunuz şeyleri değiştirmeye başlamaktalar. Bu bağlamda anne-babalara büyük sorumluluklar düşüyor: Önyargılarınızı, eğilimlerinizi bu çocuklara geçirmeye çalışmayın, çünkü onlar bunlara inanmayacak ve onları kabul etmeyecektir. Çocuğunuzu kendinizden uzaklaştırmanın bundan daha hızlı bir yolu olamaz, çünkü onlar sizin kendilerine geçirmeye çalıştığınız önyargıları görecek ve sizin bilgeliğinize saygı duymayacaklardır. Eğer bu çocuklar sizden daha zeki iseler bundan korkmayın. Öğretmenler olarak sizin için zor olabilir ama, onların sizin sınırlarınızı aşmalarını bekleyin ve onları buna teşvik edin, ve bunu başarı ölçünüz olarak bilin. Bu çocukları onlara ayrılmış o küçük kutuya uydurmaya çalışmayın. Bunun yerine, onların ne kadar ileri gidebileceklerini görün. Kapıyı açın.Onlara meydan okuyun. Onları öncelerinden daha iyi olmaya teşvik edin. Bunu bir oyun haline getirin, çünkü onlar oyunlara bayılırlar. Sınırlar koyarken yaratıcı olun. Bu çocuklara, yetişkin sorumluluk vermeden onlar yetişkinlermiş ya da yaşıtlarınızmış gibi davranırlar. Onları büyüklük taslamadan ve küçümsemeden dinleyin , saygı gösterin. Eğer onları sevdiğinizi söyler, ama saygısızca davranırsanız , onlar size güvenmeyeceklerdir. Bir indigo çocuğu yüzünden ve gözlerinden hemen tanıyabilirsiniz, onlar çok yaşlı, derin ve bilge bir ifadeye sahiptirler. Indigo Üstatlar buraya bir misyonla gelip şöyle diyor: “Biz bu gezegenin şu ya da bu yolla Tanrısal Dişi’ye geçmesine yardım edeceğiz. Biz bunu dünyaya gelip bir sevgi örneği oluşturarak yapacağız. Siz bize nasıl davranacağınızı öğreneceksiniz ve bunu öğrenirken birbirinize de sevgiyle davranmayı öğreneceksiniz.” Kristal Çocuklar, İndigo Çocuklar'dan sonra dünyaya gelmiş olan yeni kuşaktır, çoğunlukla 1995'te ve o yıldan sonra doğmuşlardır. Yoğun, uzun ve dikkatli bakan iri gözleri vardır. Mıknatıs gibi çeken manyetik kişiliklere sahiptirler ve son derece sevecendirler. Çoğunlukla geç konuşmaya başlarlar. Çok müzik yönelimlidirler ve daha konuşmaya başlamadan önce şarkı söyleyebilirler. İletişim kurmak için telepatiyi ve kendi yarattıkları işaret dilini kullanırlar. Onlara otizm ya da Asperger sendromu tanısı koyulabilir. Sakin, tatlı ve şefkatlidirler, bağışlayıcıdırlar. Son derece duyarlı ve empatiktirler. Doğaya ve hayvanlara çok bağlılık duyarlar, şifacılık yetenekleri sergilerler, kristaller ve kayalar ile çok ilgilenirler. Sık sık meleklerden, rehber ruhlardan ve geçmiş yaşam anılarından söz ederler. Son derece sanatçı ve yaratıcıdırlar. Vejetaryen yemeklerini ve meyve sularını "normal yiyeceklere" tercih ederler. Şaşırtıcı bir denge duygusuna sahip korkusuz araştırıcılar ve tırmanıcılar olabilirler. Bu çocuklar, İndigolar gibi son derece psişik ve duyarlıdırlar, ama onlar gibi savaşçı ruhlu ve öfkeli değil, mutlu, bağışlayıcı ve sakin yaradılışlıdırlar. Kristal Çocuklar içsel ve dışsal olarak çok güzeldirler; gözlerine bir kez baktığınızda, onlardaki Tanrısal sevgiyi ve bilgeliği görebilirsiniz. Onların auraları parlak ve harelidir; adeta içlerinden ışık saçarlar! Geçmiş yaşamlarından, uzak galaksilerden, barış ve sevgiyle ilgili derin içgörülerinden söz ederler. Kristal Çocukların iki asıl niteliği vardır. Birincisi, onlar sizin çoğu zaman sihirli olarak göreceğiniz yeteneklerle son derece güçlüdürler. İkinci olarak, onlar daha düşük titreşimsel enerjilere karşı olağanüstü hassaslıkları ile son derece kolay incinirdirler/ korunmasızdırlar. Kristal Titreşimli Çocukların çok-boyutlu iletişim yeteneği vardır. Onlar, sadece sizin düşüncelerinizi okumazlar, ayrıca daha önemlisi sizin kalbinizi de okurlar. Dünya üzerinde onların sayıları arttığı zaman, onlar arasında anlık iletişimler göreceksiniz. Onların kendi enerji anlayışları ve ışığı kendi varlıkları içinde kırma yolları, onlara psikokinetik yetenekler sağlar. Onlar, zihinleriyle eşyaları hareket ettirebilirler. Daha önemlisi maddeyi düşünceleri ile aradan zaman geçmeden yeniden düzenleyebilirler. Bizim için, bu oldukça eğlendiricidir, kendi eğlenceniz için büyük zihin güçleri olan uzaylıların dünyanızı ele geçirmesi ile ilgili hikayeler yaratmanız çok uzun zaman önce değildi. Siz şimdi bunun gerçek olduğunu keşfedeceksiniz, ancak onlar gerçekte sizin kendi çocuklarınızdır. Kristal Titreşimliler çevrelerindekilerin kalplerindeki korkuyu kolayca hissederler. Onlar korkuyu hissettiklerinde ve bilinçsiz olarak güçlendirilmiş duygular olarak onu geri yansıttıklarında meydan okuma gelir. Bu, daha düşük titreşimli insanların garip reaksiyonlarına neden olur. Bu nedenle, bu Kristal Titreşimliler korkuyu dilemeden hafifçe yürürler. Bu korku geri yansıtıldığında, o tüm insanlığa zararlı olan reaksiyonlara neden olabilir. Bu nedenle, ilk gelen Kristal Çocuklar sığınaklarda gizlenirler. Onlar düşük profilleri kabul ederler ve genellikle yeteneklerini toplum içinde göstermezler. İlk bakışta bu onların uysal ve kibar/ılıman görünmelerine neden olur. Bunu onların güçsüz oldukları şeklinde yanlış yorumlamamak gerekir. İlk gelen Kristal Çocukların ebeveynleri onları gizlemeye ve güvende tutmaya çalışacaklar. Bu, insanlar korku için gereksinimlerini salıverdikleri zaman değişecektir. Kristal Titreşimli Çocukların fiziksel varlıklarında daha fazla ışık taşımalarına izin veren kristalin bir yapıları vardır. İlgileri olmayan şeyleri geri yansıtmalarına neden olan bu kristalin yapıdır. Güçlü oldukları için, onlar sadece ilgileri olmayan enerjileri geri yansıtmazlar, ayrıca o enerjiyi güçlendirirler. En az 150 yıl içinde bu nitelikler sıradan olacak, ancak bunları fiziksel formlarında ilk taşıyanlar hatırı sayılır meydan okumalar deneyimleyebilirler. Kristal Titreşimli Çocuklar daha önce hiç görülmemiş sihirli niteliklere sahiptirler. Her şeye sevgiyle bakan, ve tüm düşüncelerimizi okuyabilen, hissettiğimiz her duyguyu hissedebilen; perdenin ötesini görebilen ve yalanlara, aldatmacaya kapılmadan konuşabilen varlıklardır. Kristal Çocukların doğal, ruhsal yetenekleri de yanlış anlaşılır özellikle, telepati yetenekleri, çünkü bu yetenek çoğunlukla onların diğer çocuklardan daha geç konuşmalarına neden olur. Kristal Çocukların birçoğu geç konuşmaya başlar ve onların ancak üç ya da dört yaşında konuşmaya başlamaları seyrek görülen bir şey değildir. Ama, ana babaları bu sessiz çocuklarla iletişim kurmakta hiç zorlanmazlar. Ana babaları onlarla zihinsel olarak iletişime girerler; ve Kristaller söylemek istedikleri şeyi karşı tarafa iletmek için telepatiyi, kendilerinin oluşturdukları bir işaret dilini ve (şarkı da dahil) sesleri kullanırlar. Sorun, tıp ve eğitim uzmanlarının, Kristallerin "anormal" konuşma kalıplarına sahip olduklarına hükmettiklerinde ortaya çıkar. Kristal Çocukların sayılarının giderek artması ve koyulan otizm tanılarının da artıp rekor sayıya ulaşması bir rastlantı değildir! Otizmin tanısal kriterleri çok açıktır: Otistik kişi diğer insanlardan kopuk bir halde kendi dünyasında yaşar. Otistik kişi diğeriyle iletişim kurmaya ilgi duymadığı için konuşmaz. Kristal Çocuklar ise bunun tam tersidir. Onlar geçmiş tüm kuşaklar arasında insanlara en bağlı, konuşkan, ilgili ve sokulgan olanlardır. Onlar ayrıca felsefidirler ve ruhsal olarak yeteneklidirler ve görülmemiş bir sevecenlik ve duyarlılık düzeyi sergilerler. Her ne zaman birisine bir şey yaptırtmaya kalkışsak, o bireye kendi irademizi dayatıyor oluruz. Bu nadiren işe yarar, ve hemen her zaman güç mücadeleleri yaratır. Bu özellikle, indigo çocuklar gibi son derece sezgisel bireylerle kurulan ilişkilerde geçerlidir. Hayvanlar gibi, onlar da sizin onları yönetme arzunuzun altında yatan korkuyu hissedebilirler. Onlar sizin "kazanma" girişimlerinize baş kaldırırlar, çünkü korkunuz onları korkutur. Onlar sizin dingin ve güvenli olmanızı isterler. Siz çocuklarınızı zorladığınızda, onlar güvensiz hale gelir ve korkarlar. Yaşayan canlı bir varlık olan Dünya da kristalin şekle dönüşmek üzeredir. Gezegenin manyetik ızgara ayarlamaları hemen hemen bitmek üzeredir. Kryon'un Dünya üzerindeki manyetik ızgaraların hazırlanması ile ilgili çalışması bir kaç ay içinde tamamlanacak. Bu Dünya'nın daha yüksek frekansta titreşmesini kolaylaştıracak ve tüm insanların kendi gerçek güçlerini fiziksel formlarında tutmalarına yardım edecek. İlave olarak Kristal Çocukların yerlerini almalarına izin verecek. Bu kozmik olay enerjiyi set edecek ve Kristal Titreşimli Çocukların insan tekamülünde bir sonraki basamağı almaları için kapıyı açacak. Son zamanlarda içinden geçmiş olduğumuz enerjideki değişimler nedeni ile, çoğumuz alışkın olmadığımız bu niteliklerden bazılarını geliştirmeye başladı. Bu değişimler, her birimizin içindeki Kristal Çocuğun uyanışından kaynaklanmaktadır. Titreşimlerimizi Kristal Çocukların titreşimine yükselttiğimizde biyolojik bedenimizde taşıyacağımız yüksek gücü taşıyabilmemiz için biyolojimizi değiştirmemiz gerekecek. Amerikalı bir medyum olan Steve Rother’a kanallık yapan “Grup”, bu kristalleşme sürecinin iki yolu olduğunu söylüyor: Bunlardan biri “OverLight” denilen bir süreçtir. Bu süreçte burada kalıp mevcut biyolojimizi yüksek titreşimlere uyumlamamızı sağlayacak. Geriye kalanlarımız ise bir dahaki sefere Kristal Çocuklar olarak enkarne olacaklar. Kristal Çocuklar, DNA’larının on-iki ipliği de tam birleşmiş olarak doğmaktalar. Şu anda bu dünyada bulunan çocukları zor zamanlar beklemektedir, çünkü Kristal Titreşimli Çocuklara yer açmak için epey değişim gerekli olacaktır, bu değişimleri de İndigo’lar sağlayacaklardır. İndigolar, Kristal Çocukların gelebilmeleri için yolu açanlardır. Derleme Kaynakları: Lee Carroll & Jan Tober, (2003). Indigo Çocuklar -Yeni Çocuklar Geldiler- İstanbul: Akaşa Yayınları Doreen Virtue, Ph.D. (2004). Kristal Çocuklar İstanbul: Akaşa Yayınları Steve Rother & GRUP (2003). Yuvaya Hoşgeldiniz İstanbul: Akaşa Yayınları Lee Carroll & KRYON 2000: Eşiği Geçmek (2002) İstanbul: Akaşa Yayınları Alıntı Kaynak: Üçüncügöz Dergisi 13. Sayı İNDİGO ÇOCUKLAR İNDİGO ÇOCUK NEDİR? Bir dizi yeni ve olağandışı psikolojik nitelik sergileyen ve genelde daha önce belgelenmemiş bir davranış biçimi gösteren bir çocuktur. İNDİGO ÇOCUKLARIN ORTAK ÖZELLİKLERİ Onlar dünyaya bir asalet duygusuyla gelir ve çoğunlukla da öyle davranırlar. “Burada olmayı hak ettiklerini” hisseder ve başkalarının bu hissi paylaşmadıklarını görünce çok şaşırırlar. Kendi değerlerini iyi bilirler. Mutlak otorite karşısında zorluk yaşarlar. Ritüelyönelimli ve yaratıcı düşünce gerektirmeyen sistemlerde düş kırıklığı yaşarlar. Çoğunlukla , evde ve okulda işleri yapmanın daha iyi yollarını görürler, bu da onların “ sistem yıkıcılar” (herhangi bir sisteme uyum sağlayamayanlar) gibi görünmelerine neden olur. Suçluluk duygusu verilerek disipline sokulmaya karşılık vermeyeceklerdir. İhtiyaçlarını bildirmekten çekinmezler. İNDİGO ÇOCUKLARI YETİŞTİRİRKEN DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN KONULAR: Sınırlar koyarken yaratıcı olun. Bu çocuklara, yetişkin sorumluluk vermeden onlar yetişkinlermiş yada yaşıtlarınızmış gibi davranırlar. Onları büyüklük taslamadan ve küçümsemeden dinleyin , saygı gösterin. Eğer onları sevdiğinizi söyler, ama saygısızca davranırsanız , onlar size güvenmeyeceklerdir.Bir indigo çocuğu yüzünden ve gözlerinden hemen tanıyabilirsiniz, onlar çok yaşlı, derin ve bilge bir ifadeye sahiptirler. İNDİGO ÇOCUĞU DİSİPLİNE SOKMAK: 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. Çocuğu her zaman bilgilendirin ve işin içine katın. Basit açıklamalarla potansiyel yanlış anlamayı önleyin. Çocuğunuza tepkisel davranmayın. Emirler vermekten kaçının. Bir durumu ortaya çıktığı anda çözüme kavuşturun. Çocuğunuza vurmayın ve kaba sözler söylemeyin. Sevginizi açıkça gösterin. Kaynak: İndigo Çocuklar, Lee Carroll & Jan Tober, Akaşa Yayınları 2001 Jan Tober ile Bir Görüşme Jan Tober’le Röportaj (İndigo Çocuklar kitabının yazarı) THE SPECTRUM GAZETESİ Röportaj: Rick MARTIN Büyük üstat öğretmen 2000 yıl önce söyle dedi: "Çocuklara ne mutlu." Bu çocuklar, tüm dünyayı sevgi yoluna döndürecek rehberler olacak. Birçok insan için günümüzün çocuklarında çok özel bir şeyin bulunduğu yeni bir haber değildir. Bu durum bir süredir devam etmektedir. Bu modern çağ fenomeninin öncüleri "öncülerinin" yirmi yıl gibi uzun bir zaman önce dogmaya başladığını söyleyenler var. Gordon Mşchael Scallion gibi fütüristler yıllardır onların gezegenimize gelişinden söz etmekteydi, ve Scallion onları Mavi Çocuklar olarak isimlendirmekteydi. İnsan bedeninin aurasını görme yeteneğine sahip Nancy Ann Tappe ise onlara indigolar adini vermişti. Bu "süper çocukların" mevcudiyeti ne anlama geliyor? Onların mesajları ne? Şimdi burada olmalarının amacı ne? Bu sadece hayal ürünü bir fikir mi, yoksa bir realite mi? İndigolar nedir, ve onları İndigo yapan nedir? Bu görüşmeyi ayarlamak birkaç ay aldı, ama en sonunda bu büyüleyici konuyu ele alan "İndigo Çocuklar" adlı çok ilgi çeken kitabın iki yazarından biri olan Jan Tober ile görüşebildim. İndigo Çocuklar bence her ana babanın, öğretmenin ve okul yöneticisinin okuması gereken bir kitap. Eğer sizin de ele avuca sığmaz, "çok hareketli bir çocuğunuz varsa, eğer sizin çocuğunuza da Dikkat Eksikliği (ADD) ya da hiperaktiflik (ADHD) teşhisi konmuşsa, o zaman bu kitabı mutlaka okuyun! O her kütüphanede bulunması gereken bir kitaptır. Kuşkusuz, bir buçuk saatlik görüşme sırasında bu konuyu ancak yüzeysel olarak ele alabildik. Ama, eğer siz dünya için hiçbir umudun olmadığını düşünüyorsanız, bu öykü kesinlikle size umut ve cesaret verecektir! Şimdi Jan Tober ile bu olağanüstü, merak uyandırıcı, güçlü, kışkırtıcı ve sık sık da sabır tüketici “yaşlı” çocuklar konusunu konuşalım. Martin: Temel bir tanımlamayla başlayalım. İndigo Çocuk tam olarak nedir? Tober: Bize doğru gelen tanımlama şudur: İndigo Çocuk yeni ve olağandışı psikolojik nitelikler, ve genelde görülmemiş davranış kalıpları sergileyen bir çocuktur. Martin: Siz “İndigo Çocuklar” terimine nasıl ulaştınız? Tober: İndigo Çocuklar terimi bu çocukların çevresindeki aura renginden gelir. 1970’den beri tanıdığım arkadaşım Nancy Ann Tappe 1982’de ‘Yaşamımızı Renk Yoluyla Anlama’ isimli bir kitap yayınladı. O bu kitapta bu çocukları İndigo Çocuklar olarak isimlendiriyor ve onlar hakkında bilgi veriyordu. Nancy Ann Tappe rengi nasıl görmekte? Bu ne kadar doğru bir görüştür? Nancy’ye, iki nörolojik sisteminin kesiştiği teşhisi konulmuştu, ve bu onun insan aurasını görebildiği bir durum yaratıyor. O bir Kirlian fotoğraf makinesi gibi, elektromanyetik alanları, renkleri ve frekansları görüyor. O harika bir insan ve olağanüstü bir danışman ve öğretmendir. Nancy yıllar önce felsefe doktorası üzerinde çalışırken yeni doğan bazı çocukların bir başka aura rengine sahip olduğunu fark etti. O, 1980’den itibaren doğan çocukların yüzde 80’inin İndigo olduğunu söylüyor. Ve 1995’ten beri, bu yüzde burada ne olup bittiğine bakmamızı gerektirecek kadar çok yükseldi. Gezegene yeni bir Üstatlar kuşağının geldiğini görüyoruz; onlara “Yıldız Çocuklar”, “Mavi Çocuklar” deniyordu, ve şimdi, Nancy’nin çalışmasından ötürü, onlara “İndigo Çocuklar” deniyor. Onlar bizim gelecek için umudumuzdur. Biz odağı elimizden geldiği kadar pragmatik tutmaya çalışıyoruz, çünkü dışarıda küçük bedenlerde bulunan ve çoğu durumda, ana-babalarından daha çok şey bilen çok yaşlı ruhlarla başa çıkmaya çalışan birçok ana-baba var! Peki, ana-babalar bu konuda ne yapabilir? Alternatifler hakkında bazı fikirleri olan metafizikçiler/ana-babalar var. Ancak, ana-görüş dünyasında, onların bizim kitabımız ve yayınlanacak olan birkaç kitabın dışında nereye başvurabileceğini bilmiyorum. Martin: Size bir sürü standart sorunun sorulmuş olduğundan eminim, ve benim sorularımın o kadar standart olup olmayacağından emin değilim. Hemen bazı derin veçhelere girme k istiyorum. Ama önce merak ettiğim bir şeyi soracağım.: bu kitap yayınlandığından beri aldığınız karşılığın yoğunluğu sizi şaşırtıp bunalttı mı? Tober: Evet ve hayır. Her zaman insan mükemmel bir zamanlamaya sahip bir şeyin ortasındayken aldığı karşılık onu biraz şaşırtıp bunaltabilir. Martin: Güzel bir yanıt. Tober: Çocuklarla ilgili bu bilgi bana 70’li yılların ortasında, Nancy ile karşılaştığım dönemde sezgisel olarak geldi, o sırada Nancy’nin de bu bilgiyle yakından ilgili olduğundan, Nancy İndigo Çocuklardan pek söz etmiyordu. Ancak, ben o sırada çocukların bana gelip kim olduğunu, buraya neden geldiğini, ana-babasının kim olduğunu, ve onlarla arasındaki karmik ilişkiyi anlattığı rüyalardan uyandıktan sonra değişik bebeklere ve küçük çocuklara çekildiğimi görüyordum. Onların gözlerine bakıyor, orada bu küçük bedenli yaşlı ruhları görüyordum. Sonra çevremdeki arkadaşlarıma, “Çocuklarda bir farklılık dikkatinizi çekiyor mu?” diye soruyordum. Ve onlar, “Eh, biraz...” diyordu. Ben bunun bu dünyada bulunma nedenlerimizden biri olduğunu biliyordum. Ve Lee ile birlikte yaptığımız çalışmadan, bunun kesinlikle onun misyonunun da bir parçası olduğunu biliyordum. Bu açıdan, kitaba aldığım karşılık beni şaşırtmamıştı. Bunun yapılması gerektiğini biliyordum. Sanki çok güçlü iki el beni yaşamımın o anına doğru itiyordu. Ve sonra, özellikle son dört yıldır dünyayı dolaşırken, görüştüğümüz birçok ana-baba, çocuk bakıcısı ve öğretmen bazı çok olağandışı yaşlı ruhlarla çalıştığını kabul ediyor ve bu sürecin onları nasıl bunalttığını anlatıyordu. Ve ana-babalar, “Ne yapmamız gerekiyor?” diye soruyordu. Onlar çocuklarının okul sistemiyle başa çıkmasına nasıl yardımcı olabileceğini de soruyordu. Durum onları o kadar çok bunaltıyor ve ilgilerini o kadar çok çekiyordu ki, kitabı yayınladığımızda onun zamanının gelmiş olduğunu biliyorduk! Martin: Bu konuda yeni bir kitap yayınlamayı düşünüyor musunuz? Tober: Ah, evet. Hay House yayınevi bizden bu konuda ikinci bir kitap hazırlamamızı istedi. Ayrıca okurlarımızın bizimle Kryon Web-Sitesi vasıtasıyla temas kurabileceklerini de bildirmek isterim. Martin: Kryon nedir? Tober: Kryon Web-Sitesi Martin: Bu İndigo Çocuklar Web-sitesinden farklı bir Web-Sitesi mi? Tober: Ah! (güler) Bu sizin için bütünüyle başka bir röportaj konusu. Siz hiç Kryon kitaplarını duydunuz mu? Martin: Hayır. Tober: Lee ve ben İndigo Röportajlarında bu konudan pek söz etmeyiz, çünkü İndigo kitabı ana-görüş kamuoyunu hedeflemektedir. Biz yardıma ihtiyacı olan ve çocuklarına Ritalin ilacını vermeye zorlanan o ana-babalara yardım etmek istiyoruz. Ne demek istediğimi anlıyor musunuz? Kryon’a gelince: Lee ve Ben tüm dünyayı dolaşıp -Üstat bir melek olan- Kryon’un öğretileri hakkında konuşuyoruz. Son üç yıldır Birleşmiş Milletler’de de konuştuk. Lee, Kryon’a kanallık yapıyor, ve ben de Kryon grubunun dişi veçhelerine kanallık yapıyorum. Meditasyonlar yaptırıyorum. Birlikte dengeleme yapıp grup enerjisinin değişmesine yardımcı oluyoruz. Bu yıl sadece Fransa ve Belçika’da iki günde dört bin insana hitap ettik. Bu hayret verici bir şeydi! Çalışmalarımız temelde “realitemizi biz kendimiz yaratırız” fikri çevresinde merkezlenir, bu kesinlikle yeni bir kavram değildir, ama bizim işimiz insanların güçlerine yeniden kavuşmasına, güçlerini hatırlamasına yardımcı olmak için bu bilginin tekrar tekrar geldiği temiz kanallar olmaktır. Martin: Konu dışı bir şey ama aklıma gelmişken sorayım, siz Paul Dong ve Thomas E. Raffill tarafından yazılan Çin’in süper Psişikleri adlı kitabı duydunuz mu? Tober: Bu Drunvalo Melchizedek’in sözünü ettiği kitap değil mi? Martin: Evet. Tober: İnsanlar bize bu konuda mektuplar gönderiyor, ve Drunvalo seminerlerinde bizim kitabımızı tanıtıyordu. O harikulade bir öğretmen. Martin: Evet, öyle. Tober: Ve biz bu süper-psişiklerin hepsinin İndigo olduğu yönünde bilgiler alıyoruz. Martin: Ben de öyle düşünmüştüm. Ve aynı şeyin her ülkede vuku bulduğunu, ama kimsenin bu konuda bir kitap yazmadığını, bu yazarların da sadece Çin’deki çocukları seçtiğini düşünüyorum. Tober: Çin (ve özellikle Asya) çok ilginçtir. Nancy Tappe’e göre, şimdi Singapur’da doğan çocukların hepsi İndigo’dur. Singapur, Çin’e yakın bir bölgedir. 1998’de Singapur’da çok önemli bir seminer yaptık ve Kryon orada açılan bir kapıyı anlattı. Nancy bana söz konusu bilgiyi ben ona bu kapıdan söz etmeden önce verdi. Lee’nin benim, daha seminere başlamadan önce, bulunduğumuz alanın enerjisini temizlemek için epey çalışmamız gerekti. Martin: Bu anlamlı geliyor. Tober: Bu yolculuk bizim için birçok yönden zorlayıcıydı, ama bu temizliği ve semineri yaparak hareketin bir kısmının odaklanmasına, İndigo çocukların oraya gelmesine yardımcı olduğumuzu bildiğimizden çok ödüllendiriciydi de. Bu üstatların sağ-beyinli bireyler olarak sol-beyinli bir dünyaya gelmesi... temelde bizim başa çıkmaya çalıştığımız şey budur. Aslında, onlar sağ ve sol beyinleri bütünleşmiş ruhlardır, ve bununla biz eskisinden daha fazla sağ-beyinli bilinci, yani gelişmiş sezgiyi vs. deneyimliyoruz. Martin: Bu çaba gerektiren bir durum olmalı. Tober: Sanırım siz de bunu bizim kadar işitiyorsunuzdur, ama biz tam bu zamanda dünyaya gelen Tanrısal Dişi enerjiden söz ediyoruz. (adeta, son üç bin yıl Tanrı’nın “nefes verişi” olmuştur, ve şimdi biz Tanrıça’nın “nefes alışına” geçiyoruz) Martin: Bunların yanı sıra, sizinle Dikkat Eksikliği (ADD) ve hiperaktiflik (ADHD) şeklindeki yanlış teşhisler, ve bu çocukları uyuşturmak için kullanılan Ritalin ilacı hakkında da konuşmak istiyorum. Siz bu ilaçla uyuşturulan, ve sizin kanınızca yanlış teşhis konulan birçok indigo ile karşılaştınız mı? Tober: Ben bir sezgisel danışman olarak çalışıyorum. Danışmanlık yaptığım kişilerin çoğu çocuklarına Ritalin vermiyor. Onlar doğal olarak başka alternatiflere başvuruyor. Ancak, daha geniş bir kesit içeren bazı dinleyici gruplarımızda, dinleyicilerin, kendileri bu yolu onaylamasa da, “Görümcemin çocuğu, yeğenim, komşumun çocuğu bu ilacı kullanıyor” dediği oluyor. Onlar, kendilerini öyle olmasa da başka İndigo ana-babalarını, bakıcılarını, v öğretmenlerini tanıyor. Kitabımızda Ritalin üretimindeki artışın yüzdesini vermiştik: “Son sekiz yılda Ritalin üretimi yedi kat arttı,ve bunun yüzde doksanı Birleşik Devletler’de tüketildi.” Son birkaç yıldaki gidişat açıktır: ADD ya da ADHA teşhisi konmuş çocuklara Ritalin reçetesi yazılmasının oranı 1989’da yüzde 55’ken, bu oran 1996’da yüzde 75’e çıkmıştır. Ve bizce gerçek yüzde bundan da yüksektir. Ne olmaktadır? Olan şu ki, biz Dünya’ya gelen yeni varlıklarla, yeni bir paradigmayla karşı karşıyayız. Onlar sol beyinli olmanın onurlandırıldığı, sağ beyinli olmanın –ki bunlar sanatçılar, müzisyenler, dansçılar, ressamlar, yazarlar ya da yaratıcı düşünürlerdir- pek onurlandırılmadığı sol-beyinli bir topluma geliyor. İndigolar ise sağ ve sol beyni bütünleştirmiştir, ve onlar bizim bu beyin-yarıküreleri konusunda dengeye kavuşmamıza yardım edecektir. Böylece, onlar sol-beyinli bir dünyaya gelmektedir. Onlar burada onur ve şans elde edebilmek, gerçekten saygı görebilmek için o eski sisteme uymaya çalışmak zorundadır. Bu rujlar, Üstatlar olarak, gerçeği bilmekte ve bizim sağ-beyin tarzını onurlandırmaya doğru ilerlediğimizi bilmektedir, ve onlar bu tarzın önemli bir parçasıdır. Böylece, onlar eski tarza uymayacaktır. Onlar burada bir misyon yaşamı için bulunmaktadır, ve bu çok önemli bir bildirimdir. Onlar burada bir misyon yaşamı için bulunmaktadır! Onlar burada eski tarza uymak için bulunmamaktadır. Biz burada onları anlamak, onlardan öğrenmek, ve onların bize yeni bir varoluş biçimini öğretmesine izin vermek için bulunuyoruz. Sorunuza geri dönersek: Onlar yeni ve farklı olduğundan, doktorlar nereye başvuracak? Öğretmenler nereye başvuracak? Onlar hiperaktif görünen, düşük bir dikkat süresine sahip olan, kuyrukta bekleyemeyen çocuklarla karşı karşıya. Tüm bu rahatsızlık belirtileri yumurta mı tavuktan, yoksa tavuk mu yumurtadan çıkar sorusuna uyuyor. Yani, hangisi önce gelmiştir: ADD mi, yoksa ADD’li çocuk mu? Bu bir kalıp tipine uymaktadır. Onlar bu konuda ne yapılacağını bilmemektedir. Eğer Ritalin bir rahatsızlığı iyileştirseydi, durum farklı olurdu. Ben tıbbi bir tartışmaya girmek istemiyorum ama, belki biraz daha fazla çalışmayı gerektiren birçok iyi alternatif vardır, ve çocuğunuz bu çalışmaya değer! Eğer Ritalin ilacı iyileştirseydi, iyiydi. Ama iyileştiremiyor. O sadece bir yara bandı gibi belirtileri bastırıyor. Kaçınılmaz bir biçimde, bu çocukların bu ilacı bırakıp yaşam deneyimleriyle başa çıkması gerekecek. Ve bu arada uyuşturularak yitirilen zaman ne olacak? İndigo oluşumuyla karşı karşıyayız. İndigo Üstatlar, buraya bir misyonla gelip şöyle diyor: “Biz bu gezegenin şu ya da bu yolla Tanrısal Dişi’ye geçmesine yardım edeceğiz. Biz bunu dünyaya gelip bir sevgi örneği oluşturarak yapacağız. Siz bize nasıl davranacağınızı öğreneceksiniz, ve bunu öğrenirken birbirinize de sevgiyle davranmayı öğreneceksiniz.” Yani, bu tüm bunların en önemli sonucudur. Biz İndigo Çocuğu nasıl seveceğimizi, onunla nasıl birlikte olacağımızı, ve onu nasıl iyileştireceğimizi öğrendiğimizde, birbirimize de en yüksek düzeyde nasıl davranacağımızı öğrenmekte olacağız. Onların bize öğretmekte olduğu şey budur. NOT: Makalenin en önemli görülen yerleri alınmıştır, makalenin tümünü okuyabilmek için lütfen kaynakta adı geçen kitabı temin ediniz. Kaynak: Lee Carroll & Kryon 2000: Eşiği Geçmek (2002) İstanbul: Akaşa Yayınevi Yanlış Teşhis Hiperaktivite Jan Tober (İndigo Çocuklar Kitabının yazarı) Ben bir sezgisel danışman olarak çalışıyorum. Danışmanlık yaptığım kişilerin çoğu çocuklarına Ritalin vermiyor. Onlar doğal olarak başka alternatiflere başvuruyor. Ancak, daha geniş bir kesit içeren bazı dinleyici gruplarımızda, dinleyicilerin, kendileri bu yolu onaylamasa da,"görümcemin çocuğu, yeğenim, komşumun çocuğu bu ilacı kullanıyor," dediğioluyor. Onlar, kendileri bu yolu onaylamasa da, başka İndigo anababalarını, bakıcılarını ve öğretmenlerini tanıyor. Dikkat Eksikliği (ADD) ya da Hiperaktiflik (ADHD) teşhisi konmuş çocuklara Ritalin reçetesi yazılması ne yazık ki devam ediyor. Ne olmaktadır? Olan şu ki, biz dünyaya gelen yeni varlıklarla, yeni bir paradigmayla karşı karşıyayız. Onlar SOL BEYİNLİ olmanın onurlandırıldığı, SAĞ BEYİNLİ olmanın -ki bunlar sanatçılar, müzisyenler, dansçılar, ressamlar, yazarlar ya da yaratıcı düşünürlerdir- pek onurlandırılmadığı SOL BEYİNLİ bir topluma geliyor. İndigolar ise SAĞ ve SOL beyni bütünleştirmiştir ve onlar bizim bu beyin-yarıküreleri konusunda dengeye kavuşmamıza yardım edecektir. Böylece, onlar SOL-BEYİNLİ bir dünyaya gelmektedir. Onlar burada onur ve şans elde edebilmek, gerçekten saygı görebilmek için o eski sisteme uymaya çalışmak zorundadır. Bu ruhlar, üstadlar olarak, gerçeği bilmekte ve bizim SAĞ-BEYİN tarzını onurlandırmaya doğru ilerlediğimizi bilmektedir ve onlar bu tarzın önemli bir parçasıdır. Böylece onlar eski tarza uymayacaktır. Onlar burada bir misyon yaşamı için bulunmaktadır ve bu çok önemli bir bildirimdir. Onlar burada bir misyon yaşamı için bulunmaktadır! Onlar burada eski tarza uymak için bulunmamaktadır.Biz burada onları anlamak, onlardan öğrenmek ve onların bize yeni bir varoluş biçimini öğretmesine izin vermek için bulunuyoruz. Onlar yeni ve farklı olduğundan, doktorlar nereye başvuracak? Ana- babalar nereye başvuracak? Öğretmenler nereye başvuracak? Onlar hiperaktif görünen, düşük bir dikkat süresine sahip olan, kuyrukta bekleyemeyen çocuklarla karşı karşıya. Tüm bu rahatsızlık belirtileri yumurta mı tavuktan, yoksa tavuk mu yumurtadan çıkar sorusuna uyuyor. Yani, hangisi önce gelmiştir: ADD mi, yoksa ADD'li çocuk mu? Bu bir kalıp tipine uymaktadır. Onlar bu konuda ne yapılacağını bilmemektedir. Eğer RİTALİN bu rahatsızlığı iyileştirseydi, durum farklı olurdu. Ben tıbbi bir araştırmaya girmek istemiyorum ama, belki biraz daha fazla çalışmayı gerektiren birçok iyi alternatif vardır ve çocuğunuz bu çalışmaya değer! Eğer Ritalin ilacı iyileştirseydi, iyiydi. Ama iyileştirmiyor. O sadece bir yara bandı gibi belirtileri bastırıyor. Kaçınılmaz bir biçimde bu çocukların bu ilacı bırakıp yaşam deneyimleriyle başa çıkması gerekecek. Ve bu arada "uyuşturularak"yitirilen zaman ne olacak? Bu yazının devamını yazacağım ve ADD/ADHD hakkında bilgi vereceğim Jan Tober'dan. Sevgiyle... Kaynak: Lee Carroll & Jan Tober. (2003) İndigo Çocuklar İstanbul: Akaşa Yayınları Bu Çocuklar Sorunlu Değil! Mehmet Karaarslan (27/11/2004) Çocuk dünyaya gelince önce bir afallıyor ve alışmada büyük güçlük çekiyor. Günlük yaşamda, ki buna öğrenme de dahil, kendi enerji titreşimini çoğu zaman düşürmek zorunda kalıyor. Çevresiyle uyum sorunu yaşayan bu çocuklara HADE (Hipeaktivite ve Dikkat Eksikliği) Sendromu, Disleksi (Öğrenme Zorluğu) ve Otizm gibi tanılar konuluyor. Bu tanıları koyanlar psikolog ve psikiyatristler, bu çocuklara hasta muamelesi yaparak ilaç dayıyor ve bu çocuklar sonuçta Ritalin gibi ilaçların etkisiyle uyuşturuluyor, pasifleştiriliyor. Malesef çok az psikolog dışındakiler tamamen sosyal bir fenomen olan "indigo ve kristal çocuklar"dan habersizler. Başta Amerika ve diğer gelişmiş ülkelerde doktora ünvanına sahip psikologlar, psikiyatrist ve akademisyenler 10 yılı aşkın bir süredir bu çocukları izlemekte ve bilimsel veriler kaydetmektedirler. Bu verilere dayalı birçok makaleden oluşan "İndigo Çocuklar; Yeni Çocuklar Geldiler" adlı kitap derlenmiştir. Bu kitap, özellikle ana-babalara, eğitimcilere ve psikologlara tavsiye edilmektedir. Bu kitabı okuyan ebeveynlerin ve eğitimcilerin sonuçta çocuklarına bakış açıları, ve kendi yaşama bakış açıları bir hayli değişmektedir. Ülkemizde psikologlar bu konuda yetersizden öte bilgisiz. Bu konuyu bilen çok az psikolog mevcut. Çocuğun davranış kalıplarını "sorunlu" olarak nitelemenin bizi çözüme götürmeyeceği aşikar. Yeni Çocuklar'da öğrenme güçlüklerinin olduğunu hepimiz artık az çok biliyoruz. Bunun sebebi bu çocukların enerji titreşimlerinin mevcut "dünya insanları"nın enerji titreşimlerinden farklı olması. Yani "Dünya İnsanı" diye niteleyebileceğimiz üçüncü boyut titreşimiyle yaşayan kişilerle indigo & kristal enerjiyle gelen beşinci boyut titreşimine uyumlu çocukların enerjileri çok büyük farklılık gösteriyor. Özellikle 1995-1998 yıllarında gelmeye başlayan Kristal Çocuklar'da öğrenme güçlüğü İndigolara oranla daha fazladır. Kristaller, genelde geç konuşuyorlar, geç okuma yazma öğreniyorlar. Bu her zaman aynı değil, kesin bir şey söz konusu değil; erken konuşanlar da olabilir. Kristal Çocukların yaşıtlarına göre daha geç okuma yazma öğrenebilmelerinin sebebi, geç konuşmayla benzerlik göstererek, onların doğuştan telepati ve telekinezi yetenekleriyle donanmış olmalarıdır. Kristaller, ayrıca bir efor sarf ederek konuşma ve okuma-yazmaya ihtiyaç duymazlar. Çocuğunuzun, aynı yeteneği kullanan yaşıtlarıyla konuşmadan anlaşabildiğini düşünün. Dolayısıyla okuma ve yazmaya da gereksinimleri olmayacaktır. Dolayısıyla bunun bir sorun değil, bir armağan olduğunu kavramak gerekir. Kaynak: İndigo Türkiye Arşivi http://groups.yahoo.com/group/indigoturkiye İndigolar ve Dünya Değişimi Mehmet Karaarslan Dünya'daki köklü bilinç değişimindeki anahtar İndigolardır. Onların amaçları tüm yaratılımın amacını temsil etmektedir. Saf (Pure) İndigolar bugüne kadar dünyada birçok kez enkarne olmuşlar ve gerçekleşmiş bir çok devrimin öncüsü olmuşlardır. Birçoğu mesih bilinci farkındalığı taşımaktadır. İndigolar 1970'li yıllardan itibaren doğmaya başladılar ve bugün tüm sistemlere giriyorlar. Bugün dünyamızda doğan tüm çocuklar indigo olarak doğmaktadır. Bu demek oluyor ki önümüzdeki 10 yıllık süreçte Geçiş, hayatımızda fazlasıyla hissedilir durumda olacak. Eskilerin yerini İndigolar alacaklar. Değişimi daha iyi görebilmenin yöntemi önümüze bakmak değil, geçmişe bakmaktır. Geçmişte nasıldık, bugün nasılız... İndigoların birçoğu geçmiş hayatlarında liderlik görevlerindelerdi. Sadece iyi olarak görebileceğimiz şeyleri değil, yaşanmış kanlı devrimleri yönlendirenler de indigolardı. Geçiş'in sağlanması için İndigoların ateşli ve kararlı, kendinden emin bir mizaca sahip olmaları gerekir. Bunun yanında bazıları peygamberlik görevi yapmış bile olabilir. İndigolar dünyaya gelmeden önce tanrısal farkındalığa uyumlu olarak var edilmişti. Kristaller İndigolardan belirgin farklılıklar gösterirler. Onlar İndigoların açtığı yollarda yürüyeceklerdir. Onlar İndigolar gibi devrimci mizaca sahip değillerdir. Tersine çevreleriyle uyumlu, sosyal, sevecendirler. Kristaller (Christ'al) tam anlamıyla mesih bilincine sahip varlıklardır. İndigoların yıktığı dünya düzenini inşa edecek olanlar Kristal varlıklardır. Onlar genel olarak dünyada önceden ya hiç bedenlenmemiş ya da az bedenlenmiş varlıklardır. Birçoğu bir üst yaratılımdan gelmişlerdir. Amaç dünyanın bir üst yaratılımlara uyumlandırılmasıdır. Amaç İndigo abilerinin/ablalarının amaçlarıyla tamamen aynıdır. Ben İndigoları, bir meydan savaşı sırasında önden giden piyade askerlerine benzetirim. Kristaller de bayrağı taşıyan elit süvari birlikler ve kralın konvoyudur. Kristal Titreşimli Çocuklara yer açmak için epey değişim gerekli olacaktır, bu değişimleri de İndigo’lar sağlayacaklardır. Kaynak: İndigo Türkiye Arşivi http://groups.yahoo.com/group/indigoturkiye İndigo ve Kristal Aura Rengi İki kuşağın İndigo ve Kristal olarak adlandırılmasının nedeni, onların aura renklerini ve enerji kalıplarını en doğru biçimde tanımlamasıdır. İndigo Çocukların auralarında bir hayli indigo mavisi vardır. Bu, başın içinde, iki kaşın arasında yer alan bir enerji merkezi olan 'üçüncügöz çakrası'nın rengidir. Bu çakra durugörüyü, yani enerjiyi, vizyonları ve ruhları görme yeteneğini düzenler. İndigo Çocukların birçoğu bu doğal yeteneğe sahiptir. Kristal Çocuklar ise bir kuvars kristalinin prizma etkisi gibi pastel tonlarda, güzel, çok renkli, hareli auralara sahiptirler. Bu kuşak ayrıca kristallere ve kayalara büyük bir ilgi duyar. Böylece 'Kristal Çocuklar' ismi ortaya çıkmıştır. *Doreen Virtue, PhD. Kristal Çocuklar. (2004). İstanbul: Akaşa --- --- --Yorum Mehmet Karaarslan Yukarıdaki alıntıdan da anlaşıldığı gibi belirgin iki kuşak vardır. Bunlara İndigo ve Kristal de diyebiliriz; Altın Çocuklar, Işık Çocuklar, Yıldız Çocuklar gibi isimlerle de ifade edebiliriz. Bence Yeni Dünyanın Çocukları veya Yeni Çocuklar veya İndigo ve Kristal Çocuklar en belirgin tanımlamalardır. Resmi kayıtlara bakacak olursak İndigo Aura rengi ilk kez Nancy Ann Tappe tarafından görülmüş. Nancy, aura renklerini görebilen bir psişiktir. İndigo Çocuklarla ilgili ilk kaynak 1982'de yayınlanan Nancy Ann Tappe'in "Yaşamımızı Renk Yoluyla Anlama" kitabıdır. O bu kitapta bu çocukları İndigo Çocuklar olarak isimlendiriyor ve onlar hakkında bilgi veriyordu. Daha sonra Kryon isimli melek ABD’de yaşayan Lee Carroll’a kanallık yaparak önümüzdeki yıllarda oluşacak yeni dünya ve insanlık potansiyelini anlatıyordu; yeni düzeni kuracak “özel görevli” yeni çocuklardan bahsediyor ve bunları “İndigo” olarak adlandırıyordu. Kristal Çocuklar'ın dünyaya gelişi bazı kaynaklarda 1995; bazılarında ise 1998 yılı olarak ifade edilir. Biz onların gelişini 1995-1998 olarak alıyoruz. Psişikler bu yıllar arasında, dünyada şu ana kadar görülmemiş yeni bir aura rengi keşfettiler. Fakat pedagoji uzmanlarının keşfettiği daha önemli bir şey vardı. Bu yeni gelen kuşak İndigolardan farklı özelliklere sahiplerdi. Kristal aura rengi hem su gibi şeffaf ama aynı zamanda tüm renklerin bir ahengi gibidir. Bir kristali ışığa tuttuğumuz zaman kesinti yerlerinden süzülen ışık bulunduğu yere gökkuşağı gibi ışık prizması olarak yansır. Ama Kristal Çocukların aurası sadece kristal şeffaf veya ışık prizması renginde değil, aynı zamanda morun en güzel tonlarında; bazılarının altın renginde; bazılarının ise şeffaf-beyaz tonlarında görülmektedir. Bu da onlara farklı isimler takılmasının sebeplerinden biridir. Bence İndigo ve Kristal çocukların kişilik özelliklerinden çok daha önemli, üzerinde durulması ve anlaşılması gereken şey; onların görevlerinin ne olduğunu anlamaktır. Onların yaşam amaçlarının yani görevlerinin ne olduğunu bilirsek, onlara davranışlarımız da değişir, daha iyi anlayabiliriz ve öyle yaklaşabiliriz. Onların görevleri konusundaki bilgileri kanallık (medyumik) mesajlarından almaktayız. Çünkü İndigo ve Kristal fenomen tamamen spiritüel bir olgudur. Bu nedenle Yeni Çocuklar'la ilgili bilgi veren kanallık kaynakları bizim için çok önemlidir. Ve ebeveynlerin çocuklarını daha iyi anlayabilmek için bu kanallık mesajlarını (örn.Kryon) okumaları gereklidir ve yaşama bakış açılarını değiştirmeleri gereklidir. Bir farkındalık sürecinden sonra anne babalar kendi çocuklarının aura renklerini bizzat kendileri göreceklerdir, çünkü farkındalık seviyesi yükseldikçe üçüncü göz çakrası da aktive olur. Ve o kişinin aura rengi, çakralarının dönüşümü ve uyumu değişime uğrar ve bu da kişinin fiziksel bedenine yansır; "Over Light" dediğimiz süreç başlamış olur. Bu süreç insanlığın yeni enerjilere İndigo ve Kristaller sayesinde uyumlanmasıdır. Kaynak: İndigo Türkiye Arşivi http://groups.yahoo.com/group/indigoturkiye KRİSTAL ÇOCUKLAR "İndigo Çocuklar" denen daha büyük yastaki çocuklar (aşağı yukarı yedi ila yirmi beş yaşları arasında bulunanlar), Kristaller ile bazı özellikleri paylaşmaktalar. Her iki kuşakta son derece duyarlı ve psişiktir ve önemli yasam amaçlarına sahiptir. Aradaki esas fark onların mizaçları, zihinsel ve duygusal yapılarıdır. Indigo’lar bir savaşçı ruhuna sahiptirler, çünkü onların ortak amacı insanlığa artık hizmet etmeyen eski yaklaşımları ortadan kaldırmaktır. Onlar burada dürüstlükten yoksun yönetim ve eğitim sistemlerini ve yasal sistemleri ortadan kaldırmak üzere bulunmaktalar. Bunu başarabilmek için, onların kızgın bir mizaca ve ateşli bir kararlılığa ihtiyaçları var. (sayfa 7) Kristal Çocukların ortak özellikleri: 1. Çoğunlukla 1995'te ve o yılandan sonra doğmuşlardır. 2. Yoğun, uzun ve dikkatli bakan iri gözleri vardır. 3. Mıknatıs gibi çeken manyetik kişiliklere sahiptirler. 4. Son derece sevecendirler. 5. Çoğunlukla geç konuşmaya başlarlar 6. Çok müzik yönelimlidirler ve daha konuşmaya başlamadan önce şarki söyleyebilirler. 7. İletişim kurmak için telepatiyi ve kendi yarattıkları işaret dilini kullanırlar 8. Onlara otizm ya da Asperger sendromu tanısı koyulabilir. 9. Sakin, tatlı ve şefkatlidirler. 10. Başkalarını bağışlayıcıdırlar. 11. Son derece duyarli ve empatiktirler. 12. Doğaya ve hayvanlara çok bağlılık duyarlar. 13. Şifacılık yetenekleri sergilerler. 14. Kristaller ve kayalar ile çok ilgilenirler. 15. Sık sık meleklerden, rehber ruhlardan ve geçmiş yasam anılarından söz ederler. 16. Son derece sanatçı ve yaratıcıdırlar. 17. Vejetaryen yemeklerini ve meyve sularını "normal yiyeceklere" tercih ederler. 18. Şaşırtıcı bir denge duygusuna sahip korkusuz araştırıcılar ve tırmanıcılar olabilirler. Kaynak: Doreen Virtue, Ph.D., Kristal Çocuklar (2004). İstanbul: Akasa Yayinlari Kristal Titreşimli Çocukların Girişi Steve Rother ve Grup tarafından İndigo Çocuklar, çocuk yetiştirme ve eğitme mevcut paradigmaları ve inançları değiştirmek için çok çalışıyorlar. İndigolar hepinizden yapmanızı istediğimiz şeyi yapıyor, yaşamın her alanında güçlenmiş insanlara yer açıyorlar. İndigo Çocuklardan bazıları doğrudan taş duvarlara toslamışlardır. Bu onlar için çok zor bir şeydir, çünkü onlar değişim yaratmak için çalışanların sadece kendileri olduğunu hissederler. Kendilerini kimsenin anlamadığını düşünürler, ve aslında çok azınız onları anlarsınız. Sizinki çok acımasız bir dünya olagelmiştir. Hatta, bir süre önce bazıları Ortaçağ'ın acımasızlığına geri dönmüştür. Ortaçağ gerçekten sert ve insafsız bir zamandı. Her biriniz barındırabileceğiniz en yüksek titreşimi barındırın. Yeni çocukların kendileri için sorumluluk almalarına yardımcı olarak kapıyı geleceğinize açın. Onlarla elinizden geldiğince en iyi şekilde çalışın ve aynı zamanda kendi korkularınız üzerinde de çalışın, çünkü eğer bunu yapamazsanız, o zaman geldiklerinde Kristal :ocuklarla daha da büyük zorluklar yaşayacaksınız. İndigolar birkaç önemli amaçla gelmişlerdir. Bunlardan biri, deneyim yoluyla size mevcut sistemlerinizin birçoğunun tam olarak güçlenmiş insanları desteklemeyeceğini göstermektir. İnsanların uzun zamandır barındırdıkları inançları yeniden değerlendirmelerine yardımcı olmak için, İndigolar bazen çocuklarla ilgili tüm sistemlerinizle kafa kafaya gelmeyi de içeren kontratlar üstlenmişlerdir. Şimdi ilk gelen İndigoların bazıları iş dünyasında ve hükümetlerde etkili pozisyonlara gelmeye başladıklarından, durum heyecan verici olmaya başlamaktadır. Yakında onlar iş dünyasında ve hükümetlerde kıdemli pozisyonlara ve düzeylere geçeceklerdir. Burada, onların tüm Oyununuz üzerinde yapacakları etki insanların hem gerçek güçlerini üstlenmelerini, hem de Evrende hak ettikleri yeri almalarını kolaylaştıracaktır. Kristal Nitelikler "Bu Kristal Çocuklar tam olarak ne zaman doğacak, neye benzeyecekler ve onların gelişini hangi işaretler gösterecek?" Kristal Titreşimli Çocuklar biyolojik bedendeyken tüm güçlerini barındırma konusunda çok daha büyük bir potansiyele sahiptirler. Tarih boyunca zaman zaman Kristal Öncüler titreşim düzeyini test etmek ve ayrıca önemli ışık tohumları ekmek için enkarne olmuşlardır. Bu öncülerin birçoğunu siz bugün Yükselmiş Üstatlar ve Öğretmenler olarak bilirsiniz. Daha birçoğunu ise hiç duymamışsınızdır, çünkü onlar korunmuş ve halk önüne çıkmadan gizli bir yaşam sürmüşlerdir. Bu gizlilik onlara işlerini tamamlama olanağı vermek için gerekliydi. Kristal Çocuklar, İndigo Çocuklardan çok farklıdır. Daha önce de belirttiğimiz gibi, bunlar muazzam bir güce sahip, ama aynı zamanda son derece savunmasız çocuklar olacaktır. Onlar sizin henüz anlamadığınız bir biçimde dengelenmiştir, güçlerini arttıran şey savunmasızlıklarıdır. Onlar daha yüksek titreşimli bir enerji kalıbıyla, ve DNA'larının on iki ipliği de tam kullanılabilir olarak doğacaklar. Çok küçük yaşlarda bile, mevcut anlayış kapsamınızı aşan büyük güçler sergileyecekler. Bir Kristal Çocuk için sizin ne hissettiğinizi ve ne düşündüğünüzü bilmek çok kolay bir şey olacaktır. Bunun dünyanızı nasıl altüst edeceğini, nasıl bir karışıklık yaratacağını görmek için sabırsızlanıyoruz. Bu durum gelişirken siz Yeni Dünya'da artık HİÇBİR SIRRIN KALMAYACAĞINI neden söyleyip durduğumuzu anlayacaksınız. Size bunu şimdi söylüyoruz ki bu durumla karşılaşmaya hazırl olabilesiniz. Ancak, onların güçleri ilk ortaya çıktığında epey korku olacağı konusunda sizi uyarmalıyız. Bu hemen bir sorun doğuracaktır, çünkü bu nazik, yumuşak huylu varlıkları korku veren ve savaşan bir dünyaya getirmek olanaksızdır. Duyarlılıkları yüzünden, güçleri onları kuşatan duygusal enerji tarafından etkilenebilir. Kristal Çocukların hiç bilmedikleri ve anlamadıkları bir duyguya karşı son derece savunmasız olduklarını bilmek önemlidir. Korku duygusu, sadece, insan gelişiminin daha düşük titreşimli aşamalarında mevcuttur. Yeni Dünya'nın yüksek titreşimlerinde o mevcut olmayacaktır. İndigo Çocukların suçluluk duygusunu hiç bilmemelerine benzer bir biçimde, Kristal Çocuklar da korkuyu hiç bilmezler. Korkuyu dünyanızdan tümüyle söküp atmak çok zordur. Bu noktaya dek sizin esas güdünüz hayatta kalmak olmuş, ve korku bu hedefe ulaşmakta çok önemli bir rol oynamıştır. Realitenizden korkuyu kazıyıp silmek sorunlara neden olur, ve bunu yapmak mümkün değildir. Ancak, Kristal Titreşimli Çocukları korku dolu bir ortama getirmek te mümkün değildir, çünkü onlar bu korkuyu size büyüterek geri yansıtacaktırç İşte bu zamanda özellikle korku ve terörle ilgili birçok sorunla karşılaşmanızın nedeni budur. Burada size diyoruz ki, eğer Dünya üzerindeki herkes kendi korkusunu sadece yüzde on oranında azaltabilseydi, terörizm dediğiniz şey ortadan kalkardı. Biz onlara sadece auralarından dolayı değil, doğum yoluyla biyolojik bedene Kristal Enerji taşıdıkları için Kristal Çocuklar diyoruz. Gerçekte, Kristal Titreşimli Çocuklar, sadece sizin daha yüksek titreşimli bir formda tekrardoğuşlarınızdır. Lütfen şunu anlayın ki, annebabalar için en kötü olası durum ruhsal rekabete kapılmak olacaktır. Bunu bilmeniz önemlidir, çünkü çocuklarınızı etiketlerle ya da ünvanlarla ayırmanın bir yardımı olmayacaktır; bir Kristal çocuk bir İndigodan ya da başka herhangi bir çocuktan daha iyi değildir. Onları bu pozisyona yerleştirmek, sadece, yapacakları işi engellemek olur. The Group Kaynak: Steve Rother & Grup (2003). Yuvaya Hoşgeldiniz - İstanbul: Akaşa Yayınları Kalp Savaşçıları: Kristal Barışçının Yolu Celia Fenn tarafından İlk Bölüm Kristal Bir Çocuğu Nasıl Tanırsınız Kristal Çocuk ve Fiziksel Bedenlenmesi Özel Yetenekleri Kristal Çocuk Ebeveynleri Tarafından Karşılaşılan Bazı Problemler Kristal Bir Hikaye İkinci Bölüm Kristal Çocuğun Görevi Kristal Bir Çocuğa Ebeveynlik Etmek: Bilinçli Ebeveynlik Süreci Değişik Kristal Çocuk Tipleri Bize Hediyeleri: Şimdide ve Gelecekte Kristal Çocuklar insan evrimindeki yeni basamağı temsil ederler. İndigo Çocukları izlerler. Misyonları, İndigolar tarafından başlatılmış olan işi bitirmektir. İndigo Çocuklar “Sistem Yıkıcılardır”; eski ve sınırlı düşünme yollarını sökmeye ve ortadan kaldırmaya gelmişlerdir, Kristal Çocuklar ise yenilenme ve yeniden yapılanma sürecini başlatmışlardır. Kristal Çocuğun İlk Misyonu Ahenkle, Barış İçinde ve Sevgiyle Çok-Boyutlu Yaşama şekillerini öğretmektir. Bizlere Güçlendirilmiş Hayatların nasıl yaşandığını öğretmeye geldiler. Dişil Tanrısal enerji ile yeniden bağlanmamıza yardım etmeye geldiler. İnsan Irkının gelecekte gideceği yolu temsil etmeye geldiler. Ayrıca bizlere en büyük sihirli hediyelerinden biri de evrimimiz için bir katalizör olarak görev yapmalarıdır. Birçok İndigo Çocuk ve Yetişkin, Kristal safhaya, Kristal Çocukların bu zamanda Dünya üzerindeki varlıkları ile sağlamış olduğu enerji “merdiveni” ile geçiş yapıyorlar. Onlar, İndigo Çocuklar ile birlikte, Dünya Gezegeninin Yükselişini “güçlendirmeye” yardımcı oluyorlar. Kristal Bir Çocuğu Nasıl Tanırsınız Kristal Çocuklar öncelikle berrak kristal olan auraları ile tanınırlar, fakat aynı zamanda Işın ailesine bağlı olarak da altın, indigo-mavisi ve macentanın opalleşen tonlarında renkler de taşıyabilirler. Kristal Çocuklar Çok-Boyutlu şahsiyetlerine ulaşabilir şekilde doğmuşlardır ve gezegen hazır olduğunda 9. Boyut’un Mesih Bilinçliliğine açılma imkanı ile genellikle 6. Boyuta çapalamışlardır. Bu muhtemelen 2012 yılında ilk Kristal “nesil” 12 yaşına erdiğinde gerçekleşecektir. Kristal Çocuğun, insanların aynı seviyeye bir grup olarak yükselebilmesi için İsa Enerjisini bedenlemek ve tutmak üzere “Meshedilmiş” bir Çocuk” olduğunun anlaşılması önemlidir. Kristal Çocuklar gezegene 1998 yılında az sayıda öncüler ile gelmeye başladılar. 2000 yılında önemli sayıda gelmeye başladılar. Onlardan daha fazlası gelmeye başladığında, daha fazla Kristal ruh bedenlenebilsin diye “enerjiyi tuttular” Kristal Çocuklar, neredeyse tamamen, ebeveynlerin onları derin bir şekilde istediği evlere doğdular, oraların yanında onurlandırılıp sevileceklerini biliyorlardı. Onlar büyük çoğunlukla indigo ebeveynlerin çocuklarıdır ve bir indigo kardeşten sonra bedenlenmişlerdir. İndigo ağabey veya abla enerjiyi tutar ve ebeveynleri Yeni Çocuklara ebeveynlik yapacak şekilde “eğitir”. Kristal Çocuk ve Fiziksel Bedenlenmesi Bedenlenme esnasında bir çok Kristal Çocuğun oluşan belirgin özellikleri vardır. Genellikle büyük bebeklerdir ve sıklıkla vücutlarına oranla çok büyük kafaları vardır. Genellikle geniş, içe işleyen gözleri vardır ve uzun süre insanlara bakarlar. Bu bir bebek tarafından “okunmaya” alışkın olmayan yetişkinler için rahatsız edici olabilir. Çocuğun yaptığı, sizin Akaşik1 veya ruh kayıtlarınıza erişip sizin kim olduğunuzu okumaktır. Bu onlar için çok normal bir davranıştır ve sizin de aynı şekilde onlara aynı şeyi yapmanız onları çok mutlu edecektir. Bu, başka bir varlığın ruhuna bakmak ve onun kim olduğunu algılamak, yani Kristal yolla iletişim kurmaktır. Bu bizim de ileride yapmayı öğreneceğimiz bir şeydir. Duygusal olarak, genellikle çok sakin, iyi bebeklerdir ve annelerine çok sağlam bir şekilde bağlanacaklardır. Bu sağlam bağ onlar dört beş yaşına gelene kadar sürebilir ve “bağımlılık” davranışı olarak yorumlanabilir. Bu genellikle onların bu gezegendeki ilk bedenlenmeleridir ve bu yüzden annelerinin fiziksel olarak yanlarında bulunmalarının onlara sağlayabileceği güvene ve istikrara ihtiyaç duyarlar. Ayrıca onlar çok sevecen çocuklardır; sıklıkla sıkıntıda olan insan ve hayvanlara yardım etmek ve onları iyileştirmek isteyeceklerdir. Onlar aynı zamanda had safhada hassastırlar. Kristal bir çocuk sadece bir insanın ruh kayıtlarını okumakla kalmayıp aynı zamanda bir insanın bilinçaltı seviyesinde taşımakta olabileceği çözümlenmemiş gerilim ve öfkeleri "seçer " de. Kristal Çocuklar bu yüzden çevrelerine karşı çok hassastırlar. Gıdaya karşı da çok hassas olabilir ve gıda 1 Akaşik kayıtlar: (çvn. notu) “Dualite anakalıbında birikmiş tüm bilgi ve deneyimlerin ambarı ya da Büyük Kayıtlar salonu. Herkes akaşik kayırlara girebilir. Melchizedek, Büyük Kayıtlar Saloundaki gizli bilgeliği gözetir. Bu Kayıtlar, Üçgen takımyıldızında yer alan Mensa Yıldız Sisteminde bulunurlar. Ancak, Akaşik Kayıtlar bize sadece, biz dualiteni sarmalında tekamül ederken yardımcı olurlar. Biz bir kez Bilinmeyene girdiğimizde, tamamen yeni bir harita üzerinde yolculuk yaparız. “Küçük bir gezegende nasıl büyük yaşamalı, sf.319, Solara, Akaşa Yayınları, İstanbul, 1999”. alerjileri geliştirebilirler. Bir Kristal Çocuğa ebeveynlik etmek gerçek bir meydan okuma olabilir. Zehirleyici duygular tarafından olumsuz yönde etkilenecek olan çocuk, ebeveynlerin çözümlenmemiş sorunlarını hisseder. Kristal Çocukların ebeveynleri çocuklarına istikrarlı bir ev sağlamak üzere kendi problemleri hakkında çalışmaya istekli olmalıdırlar. Kristal Çocuğun en belirgin özelliği güçtür. Güç yayarlar. Güçlendirmenin öğretmenleridirler ve kendi hakları konusunda da güçlü üstatlardır. Küçük bedenlerde de bedenlenmiş olsalar 6 boyutlu bir üstat enerjisi ile kuşatılmışlardır. Bu yüzden ebeveynlerin onlara saygı duyması ve uzlaşmayı öğrenmesi çok önemlidir. Yoksa bu güçlü enerji ebeveyn veya bakıcının hiç kazanmayacağı güç mücadelelerinde kullanılacaktır. Ayrıca Kristal Çocuklar korku hakkında bir anlayışa ve kavrayışa sahip de değillerdir. Onlar her zaman güvende olduklarını bilirler ve riskli veya aptalca görünen bir davranışta bulunarak ebeveyni veya bakıcıyı deli ederler. Sıklıkla onlar için “tehlikeli” olabilecek bazı davranış biçimlerinin ebeveynleri tarafından sevecenlikle neden öyle olduğunun gösterilmesine ihtiyaç duyarlar. Çünkü fiziksel deneyim onlar için yenidir, fiziksel vücudun limitlerini anlamakta sıklıkla güçlük çekeceklerdir ve ikinci kattaki pencereden atlamak gibi aptalca şeyler yapmanın sonuçlarının neden onlar için tehlikeli olduğunun düzgün bir şekilde anlatılmasına ihtiyaç duyarlar. Özel Yetenekleri Kristal Çocuklar çok boyutlu yeteneklerinden kaynaklanan bir çok “özel hediyeye” sahiptirler. Daha önce belirtildiği gibi insanların enerji alanlarını okuma yeteneğine sahiptirler. Telepatik olarak birbirlerinin ve ebeveynlerinin zihinlerini okuma yeteneğine sahiptirler. Kristal Çocuklar arkadaş grupları ile “bağlantılıdırlar”. Onlar birbirlerini zor anlaşılır düzeylerde destekler ve yardım ederler. İndigo Çocuklarda bu da bir bakıma doğrudur, fakat daha çok Kristallerde söylenir. Çünkü kalp çakrasının tüm bilinçliliği ile doğmuşlardır ve grup bilinçliliği ile bağlantı kurup bilgi “kanalı” olabilirler. Bu yüzden onlar bazen dört beş yaş civarına kadar konuşmazlar. Bilgiyi başka yollardan edindikleri için konuşma yeteneğine ihtiyaç duymazlar. Ev dışında sosyalleşmeye başladıklarında telepatik olmayanların varlığını öğrenip niçin konuşmak gerektiğini anlamaya başlarlar. Bir çok Kristal Çocuk telekinesteziden başlayan bir kitabı sayfalarını açmadan okuyabilme gibi Psişik kabiliyetlerle doğmuştur. Zihinleri yoluyla vücutlarındaki fiziksel değişikliklere etki yaparak kendi kendilerini tedavi edebilirler. Fakat bu hediyeler onların bedenlenmeleri için bir neden değildir. Bu yetenekler bütün insanlarda doğuştan vardır fakat sadece onlara nasıl ulaşacağımızı bilmiyoruz ve Kristal Çocuklar bize bunu öğretecekler. Onlar için önemli olan bizim kendimizi güçlendirmemiz ve Kalp Çakrası’na ulaşarak birlik bilinci ve sevgi bilgisi ile hareket etmemizdir. Kristal Çocuk Ebeveynleri Tarafından Karşılaşılan Bazı Problemler Gezegen üzerinde artan otizm vakaları Kristal Çocukların geliş konuları ile alakalıdır. Otistik çocuklar metafizik anlamda vücutlarına tam olarak bedenlenmemiş ve enerjilerinin büyük bir kısmını diğer boyutlarda tutan varlıklardır. Onların farkındalıklarının çoğu başka boyutlara bağlıdır ve fiziksel düzleme çok iyi uyum sağlamazlar. Genelde endişe ve korku çocuğu bu seçimi yapmaya iter. Daha fazla hassas Kristal ruhlar dünyaya bedenlenmeye geldikçe bir çoğu Dünya’nın enerjileri tarafından derinden sarsılıyor ve bu yüzden daha çok Yüksek Boyutlarda kalmayı tercih ediyorlar. Fakat Otistik çocuklar aynı zamanda sevginin bir öğretmenidir. Bir çok otistik çocuk ile çalıştım ve onları gözlemledim ve problemli davranış olarak tanımlanan davranışların ötesinde çok sevecen ve parıldayan ruhlar buldum. Gecikmiş konuşma bozukluğu yukarıda tartışılmış ve açıklanmıştır. Yine bir çok Kristal büyüdükçe ADD (Dikkat Eksikliği Bozukluğu) den ıstırap çekerler çünkü sistemlerinden akan çok yüksek seviyede yaratıcı enerji vardır. Kültürümüz genellikle bu tip yaratıcılık için gereken kanalları veya dürtüleri sağlamaz ve ebeveynler bu enerjiye yaratıcı olmaktan çok yıkıcı yollardan odaklanarak mücadele ederler. Kristal Çocuklar kuvvetli öfke krizleri savurabilir ve kendi amaçları doğrultusunda son derece etkileyici olabilirler. Bu onların kendilerini fiziksel olarak gerçekleştirmeye başladıklarında ve sıklıkla “gerçeklik yaratma” eylemlerinde bir yetişkin tarafından engellendiklerinde ortaya çıkar. Kristal Çocuk güçlü bir Yaratıcıdır ve kendisi için güvenli ve rahat bir gerçek yaratmak isteyecektir. Eğer bu gerçeklik olmazsa, çocuk onu ne pahasına olursa olsun öfke krizleriyle, manipüle ederek veya başka güç numaraları yaparak değiştirmeye çalışacaktır. Ben Kristal Çocuklar tarafından kendi Terapi Odamda işlemez hale getirildim. Bu aniden onların benim orada onları bir şekilde analiz etmek üzere olduğumu algıladıklarında ve bunu sıkıcı ve hoş olmayan bir şey olarak bulduklarında oluyor. Bu yüzden birlikte çalışmayı ve resimler çizmeyi reddediyorlar (İndigolar resim yapmayı ve yaratıcılıklarını göstermeyi severler). Diğer taraftan Kristaller, yaratıcılıklarını daha direkt bir şekilde ifade ederler. Kristal bir çocukla yapmış olduğum en çok hatırladığım seans ondan istediğim özel görevleri yapmasını istememle başlamıştır. Reddetti. Gözleri yaşlıydı, bu yüzden yapmak istediği şeyi yapmasına izin verdim. Tüm kristallerimi inceledi ve yerde Tarot kartlarıyla "snap" oynayarak bitirdik. Odam sanki bir hortum tarafından çerçöpe dönüştürülmüş hale benziyordu ama o iyi vakit geçirmiş ve artık eve gitmek istemiyordu. Orada kalakalmış ne olduğunu düşünüyordum. Sadece bir Kristal Çocuğun yaratımınaciddi bir analizden çok şen bir oyunun içine çekilmiştim. Bazı Kristal Çocuklar eşgüdüm ve “vücutlarında olma” konularında problemler yaşarlar. Birçoğu için vücudun içinde olunan ilk seferdir ve fiziksel bedenlenme mekanizmalarıyla anlaşmaya yardım edilmesine ihtiyaç duyarlar. Ebeveynler Uğraş ve Oyun Terapileri ile yardımcı olabilir veya onları yaratıcılık, sanat ve dans içeren vücut hareketleri sınıflarına sokabilirler. Kristal Bir Hikaye Angela 6 yaşında bir Kristal Çocuk. O gezegende ilk enkarne olan Kristallerdendi ve çok cesur bir ruhtur. Bilinçliliğin bir öncüsü. Annesi onu bana getirdi çünkü Angela’nın hiperaktivitesi ve okul yönetimine uyma konusunda yetersizliği konusunda onunla mücadele ediyordu. Okula başlamadan okuyan üstün zekalı bir çocuk olmasına rağmen. Angela'nın annesi, Linda, mutsuz olduğu için onu bir okuldan başka bir okula geçirip duruyordu. Angela annesini çok iyi seçmişti. Linda çocuklar için gündüz bakımevi çalıştırıyordu ve sevecen ve ilgili bir anneydi. Kızına Ritalin veya başka bir ilaç vermeyecek kadar inatçı bir anneydi ve devamlı olarak kızı için en doğal sağlık tedavisini arıyordu. Fakat Angela'nın hayat hikayesi ilginçti ve bazı Kristal Çocukların ve ailelerinin karşılaştıkları meydan okumayı içeriyor. 38. haftada geç olarak doğmuş ve annesi ikna edilmek zorunda kalmıştı. Koliği olması dışında normal bir bebekti. Bununla birlikte, Angela on aylığa geldiğinde annesi 5 günlüğüne hastaneye kaldırılmış ve küçük bir ameliyat geçirmesi gerekmişti. Dördüncü gün, Angela, bakıcısı ile evdeyken bir nöbet geçirdi. Epilepsili olarak tanı konuldu fakat tüm EEG’leri normaldi. Ondan sonra günde bazen üç tane nöbet geçirmesine rağmen her hafta yaklaşık olarak bir nöbet geçirdi. Görünen şu ki Angela annesi ile çok bağlıydı ve Linda’nın hastanede geçirmiş olduğu ağrı veya elektrik enerjisi yüklemesi Angela’ya taşınmış ve onun sistemini “yakmıştı”. Enerji yüklemesi bir nöbet olarak ortaya çıkıyordu. Böylece çok heyecanlandığında enerji bu şekilde akıyordu. Angela sonunda nöbetlerden kurtuldu, fakat 6 yaşındayken bademcikleri alınırken başka bir nöbet geçirdi. Yine acı enerjisi onun sistemi için çok fazlaydı. O zamandan beri baş ağrılarından ve kulağında “vızıldayan” gürültülerden şikayet ediyordu ki bunlar bana göre onun içine doğru hareket eden enerjileri “duyabilmesi” sebebiyleydi. Linda Angela’nın devam eden baş ağrılarının kaynaklandığı ciddi bir problemi olup olmadığını öğrenmek için bir tomografi yapılmasından sonra ısrarlı baş ağrılarıyla alakalı önemli bir problemi bulunamadı. Tomografi normaldi, fakat Angela'nın kafatasının göreceli olarak büyük olduğu bulundu ve beyin ile kafatası arasında bir boşluk olduğu görüldü. Doğal olarak bir evrimsel basamak olarak, türlerin ya daha fazla beyin kapasitesi için ya da çok boyutlu varlıktaki güç algılanan varlıkların daha ağır ve geniş enerjilerini taşımak üzere daha büyük bir kafatası vardı. Linda’ya Angela'nın baş ağrılarının diyetinin bir parçası olabileceğini söyledim. Kötü beslenmeye eğilimi vardı. Kristaller çok hassas sindirim sistemlerine sahiptirler ve Angela'nın karaciğerine toksin yüklemesi yapması bu ısrarlı “detoks” baş ağrılarını üretiyor olabilirdi. Angela'nın bazı davranışları otistik denebilecek yakınlıktaydı. Bir taraftan diğer tarafa sallanmayı ve hızla dönmeyi seviyor, devamlı aktifti ve konsantre olmakta zorlanıyordu. Ve bana vücudunda çok fazla enerji olduğunu söyledi. Fakat o otistik değildi, sadece çok zeki, harika ve sevgi dolu bir çocuktu. O ayrıca çok buyurgan ve istediğini yaptırıcı idi.Fakat yukarıda açıkladığım gibi Kristal Çocukların bu davranışları onların “gerçek yaratma” egzersizlerinin başarısını sağlamak için kullanılıyorlar. Angela ile karşılaşan bir çok insan onu çok tatlı, şefkatli, parlak ve sevecen, aynı zamanda da onunla olmayı tüketici buluyorlar. Düzenli olarak dikkat ve uyarı istiyor. Bence o olgunlaştıkça “yerine oturacak” ve kendisinin kim olduğunu ve gezegene katkısını daha derinlemesine keşfedebilecek. Ve eminim ki onun sevecen annesi onun ihtiyacı olan güvenlik ve istikrarı sağlayacaktır. İkinci Bölüm Kristal Çocuğun Görevi Kristal Çocukların ilk görevi insan evrimini yükseliş süreci içerisinde ilerletmektir. Onlar bizi uyandırmak için ve bize tamamen yeni ve değişik bir şekilde yaşamayı göstermek üzere buradalar. Özellikle önemli sayıda gelerek ve Kristal enerjiyi tutarak, gezegensel enerjilerin kayışını kolaylaştırmaya yardımcı oluyorlar. Fakat aynı zamanda Çok Boyutlu Hayat Becerilerini ve Güçlendirmeyi de öğretmek üzere buradalar. Kristal Çocuklar rahatlar ve değişik boyutlarda veya gerçeklik fazlarında rahatlıkla hareket ederler. Onlar vücutları olduğu ve 3 boyutlu gerçeklikte çalıştıkları halde 3 boyutlu dünya ile hiçbir şekilde sınırlı değillerdir. Onlar öncelikli olarak 6. boyuta dönüktürler ve o enerjiyi tutar ve gezegene getirirler. Bu bizim gerçekliğimizde genel olarak rastlanandan DAHA YAVAŞ bir enerjidir. Kristal Çocuklar sadece daha yüksek enerjilerin akışını idare edemediklerinde hiperaktif olurlar. Genelde, enerji frekansında daha yüksek olanlar, daha yavaş ve daha barışçıl kişiler olurlar. Bu onların daha yüksek enerjilerini yönetmek konusunda ana anahtardır. Maddi dünyada kendi gerçekliğinizi dış hareketlerle kontrol etmek için acele etmeye ihtiyaç olmadığını anlamak: Çok-boyutlu varlıklar bir kişinin gerçekliğini NİYET ve ORTAYA KOYMA süreçleri ile fakat her zaman DAHA YÜKSEK İRADAYLE ustalıkla yönettiklerini bilirler. Bu yüzden Kristal Çocuklar bizi neredeyse daha yavaş olmaya ve onların da yaptığı gibi enerjinin akmasına başlatmaya zorlayacaklardır. Aynı zamanda keşfetmeye, yaratmaya ve deneyimlemeye yeterli zaman olduğunu anlamak için ve bir şeyi şu an yapmamız gerekmediğini, onun yerine daha yüksek enerjilerin akmasına izin vermenin bizi yeni ve farklı deney sahalarına götüreceğini anlamamıza da. Ve de bir niyet saptamanın enerjilerin ödüllendirici ve zevkli olacağı kanallardan akmasına yeterli olacağına da. GÜÇLENDİRME çok-boyutlu yaşamanın önemli bir bölümüdür. Kristal Çocuklar hiç bir zaman kurban olmalarının veya kurban rolünü oynamanın gerekeceği dramalara girmenin gerekmediğini BİLİRLER. Kendilerini BİRLİKTE-YARATMA ve ORTAYA KOYMA süreçleriyle güçlendirmeyi de bilirler. Fakat onlar ebeveynlerinin bunu kendileri gibi bilmelerini beklerler. Ve eğer ebeveynleri, sevgi ve saygı ile birlikte-yaratmıyorlarsa problemler olacaktır. Çok şükür ki, Kristal Çocukların çoğu, zaten bu prensipleri anlayacak kadar akıllı, özellikle İndigo Ebeveynler seçmişlerdir. Ve bu tip hayat tarzında altta yatan prensip BİRLİK BİLİNCİDİR. Kristaller bu birliği anlarlar. Onu yaşarlar. Sokak kapısından her çıktıklarında başka insanların enerjilerini hissederler. Kendilerinin olmayan endişe ve stresi alırlar. Çevredeki ve yemekteki toksinleri “hissederler”. Ve aynı zamanda herkes için daha rahat olacak, daha temiz, daha ahenkli bir dünya yarattığımızı da garanti ederler. Kristal Bir Çocuğa Ebeveynlik Etmek: Bilinçli Ebeveynlik Süreci Kristal Çocuklar standart ebeveynlik modelinden çok farklı ebeveynlik şekilleri isterler. İlk olarak, gebe kalmaktan itibaren tüm Bedenlenme/hamilelik süreci boyunca ve hatta isterlerse öncesinde konuya dahil olmak isterler. Gelecekteki ebeveynleri ile bazı taleplerde bulunarak sık sık iletişim kuracaklar. Kendi tecrübemde çocuk fiziksel düzeyde toksik olan bir anne vücuduna enkarne olamayacağı için bu istekler genellikle sigarayı bırakma ve daha sağlıklı yaşama modelleri gibi şeyleri içeriyordu. Ayrıca yüksek frekanslı bir Kristal Çocuğun sağ salim olarak bir ebeveyn çifte bedenlenmesi için bir İç Çocuk çalışması yapılması, toksinleri duygusal ve zihinsel seviyeden uzaklaştırma gibi talepler de olabilir. Kristal Çocuklar sadece davet edildiklerinde ve istendiklerinde geleceklerdir. Ben hamile annelerle çalışırken çocuğa her zaman fiziksel gerçekliğe hoş geleceğini ve hem doğum öncesi süreçte hem de sonrasında sevgi ve bakım garantisini veririm. Ayda bir anne ile yapılacak olan bir seansın, her şeyin yolunda gittiğinin ve ebeveynlere geçirilecek bir mesajın olup olmadığı konusunda bilgilendirilmelerinin en iyisi olduğunu düşünürüm. Ayrıca Kristal Çocuklar TÜM ebeveynlerinin ebeveynlik sürecine katılmasını isterler. Her iki ebeveynin güçlendirilip ana-babalık sürecine katılmasını isteyen bir çok mesaj aldım. İki ebeveynin de para kazanma ve bakımın bir parçası olması istendi. Bu babaların para kazanan ancak duygusal olarak katılımcı olmadıkları, annelerin ise bakımı sağlayan ancak maddi açıdan yetersizleştirilmiş ve bağımlı oldukları güçsüzleştirme kalıplarını yıkar. Kristal Çocuk bu kalıpları kabul etmek istemez. Daha çok, dengeli kalıplar ve dengeli ebeveynlik ister. Onlar ayrıca bizlerin onların hayatlarındaki seremoni ve ritüel geçişlerinde daha etkin olmamızı isterler. Şu an doğum öncesi yapılan “hoş geldin” ritüelleri dışında, bu bizlerin içinde bulunduğumuz aileleri ve arkadaşları da kapsayan ve çocuğa verilen ismi onurlandırmak üzere yapılan “Vaftiz Törenlerini” ni de içeriyor. Ve evet, Kristal Çocuklar her zaman kendi isimlerini seçerler ve bunu ebeveynlerine bir şekilde bildirirler. Bu yüzden ebeveynler isim seçmek yerine onları dinlemelidirler! Kristal Çocuklar büyüdükçe fiziksel hayatlarındaki başarıları için muhtemelen başka törenler ve ritüeller konusunda bizlere rehberlik edecekler. Bilinçli Ebeveynlik konusunda daha detaylı bilgi almak isterseniz, bizim dediğimiz gibi, lütfen www.starchild.co.za deki web sitemizi ziyaret edin ve "Jose ve Ines'in Günlüğü" adlı sayfamızı okuyun. Jose ve Ines, oğulları Gabriel’in Aralık 2003 de doğumundan yıllar önce başlayan bir iletişim ile aktif olarak bir Kristal Çocuğa ebeveynlik eden genç bir çift. Jose bu özel Kristal Çocuk için ebeveynlik deneyimlerini paylaşmak için bir günlük tutuyor. Değişik Kristal Çocuk Tipleri “Kristal Çocuklar” olarak bilinen gruptaki çocuklara verilen çeşitli adlar vardır. Bunlarla genellikle değişik tarzdaki Kristal Çocuklar kastedilmektedir. Kristal Çocuklar bazen “Altın Çocuklar” olarak isimlendirilirler. Bunun açıklaması onların Ruhsal evrimin Altın Işınından bedenlenmeye çalışmalarından kaynaklanır. Bu şu demektir, onlar ileri bir ruhun tüm bilgisi ve anlayışı ile doğmuşlardır ve daha önceden “avatar2” olarak isimlendirdiğimiz bir yeteneğe sahip olarak gelirler: Gezegen için yüksek bilinçliliği tutan kişi olarak. Ve böylece bir çok potansiyel avatarın gelmesi ile birlikte, gezegenin çok kısa bir süre içinde ileri seviyelere hızlı bir şekilde ilerleyeceğine emin olabiliriz. Fakat Kristaller bir Işından fazlasını taşıyabilirler ve bir çoğu Macenta3 Işını da bedenleyebilirler. Bunlar Sanatçılar, Şairler, Müzisyenler ve Hassaslardır. Onlar insanları yaratıcı yetenekleri ile birleştirmek üzere buradadırlar. Onlar bizlere yeniden dans etmeyi, şarkı söylemeyi, müzik yaratmayı ve çok-boyutlu insanlığı tecrübe etmeyi öğreteceklerdir. Ben hem çocuk hem de yetişkin olan Mor-İndigo ve Yeşil-Mavi Işınları taşıyan başka tip Kristallere de rastladım. Onlar gezegensel şifayı ve yüksek meleksel boyutlarda bilinçliliği temsil ediyorlardı. Onlar bu gezegenin öğretmenleri ve şifacılarıdır. Tabi ki bir Kristal bu dört ışını aynı anda taşıyabilir ve bir sanatçı, bir öğretmen ve bir şifacı olabilir. Ne zaman ki bir Kristal varlık, Dünya Gezegeni tecrübesinde farkındalık yolunu TÜM ışınları taşıma aşamasına evrimleştirdiğinde onlara Gökkuşağı Kristal varlıklar denilir. Şu anda bazı doğmuş olan çocuklar Gökkuşağı Kristalleri olma potansiyeline sahipler. Fakat şu ana kadar henüz tüm Işınları taşıyanlarla tanıştığımı zannetmiyorum. Sanırım henüz bu mümkün değil ancak bu, tam Mesih Bilinci ile olunduğunda, yani bizim bir sonraki evrim basamağımızda olacaktır. Bize Hediyeleri : Şimdide ve Gelecekte Biz Kristal Çocuklarımıza bakıp büyütürken, onların bizlere getirmiş olduğu hediyeden haberdar olmalıyız. Onlar gelecektir. Ne olacağımızı bizlere gösteriyorlar. Ve eğer onların enerjilerinin evrim merdiveninde bizi bir sonraki basamağa taşımasına izin verirsek, bizim o ŞİMDİ olabileceğimizi bilmemiz onların bize olan en özel hediyesidir Belirgin sayılarda gelerek, gezegen üzerinde bedenlenmiş olan çok sayıda insanın İndigo’dan Kristal’e olan geçişini ve Ruhsal Uyanış’ı hızlandırmaktadırlar. Ve yaş sınırı İnsanoğlunun çağrısı ve ihtiyacı üzerine yeryüzüne inen ruhsal Varlık. İnsani, gezegensel ve kozmik Avatarlar vardır. Sonuncusu “Tanrısal Bedenlenmeler” olarak anılır. Onların öğretisi, doğru kavranır ve insanlık tarafından yavaş yavaş uygulanırsa, anlayışımızı genişletir ve insanoğlunun gelişimindeki bir sonraki ileri adımını oluşturur. (http://www.seslisozluk.com/?word=avatar ) 3 Galibarda, mora çalan kırmızı renk. (http://www.seslisozluk.com/?word=magenta ) 2 yoktur. Kristal Enerji Dalgasından 10 veya 100 yaşında da yararlanabilirsiniz. Çok ve daha birçok yetişkinler Kristal Çocuk konumuna yeniden doğuyorlar ve Kristal yetişkinler oluyorlar. Bu zor bir süreç olabilir fakat Kristal Çocuklar bizi enerjisel seviyede tutup destekliyorlar, bizim onları nasıl fiziksel seviyede tutup desteklediğimiz gibi. Bu bir bilgelik değişimidir. Bize kime dönüştüğümüzü göstermek üzere gelecekten bilgelik getiriyorlar. Onlarda bunun karşılığında dünya zamanında, bu zamanda burada olabilmeleri için bizden ihtiyaçları olan geçmişimizden gelen bilgeliği istiyorlar. Bu bir ortaklıktır. Geçmişin ve Geleceğin Şimdiki An da birleşmiş olduğu bir ilişkidir. Ve en yakın noktadaki Yükselişin ve Evrimin olduğuna dair bir mucizeye işarettir. Biz Yeni Dünya’yı, Geçmiş ve Geleceğin evliliğinde yeni bir tür İnsan Melek yaratıyoruz. Bu yüzden size muhteşem bir hediye getiren Kristal veya Meshedilmiş Çocuğunuzu kutlayın! Çeviri: 2004 © Burçak Alkanlı Kaynak: http://www.starchild.co.za/crystal.html Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kullanılamaz. SORULAR VE CEVAPLAR Cevaplar ve Derleme: Mehmet Karaarslan 1) İndigolar dünyaya nasıl geldi? İndigolar yabancı varlıklar değiller. Onlar bizim ölmüş büyüklerimiz, dedelerimiz, anne baba ve yakınlarımızdır. Ruh, reenkarnasyon sayesinde her hayata gelişinde tekamül eder. Bu bildiğimiz birşey. Peki neden bu yeni nesle İndigo deniyor. Bunun sebebi içine girdiğimiz dönemden kaynaklanıyor. Dünya bütünüyle bir evrim sürecine girdi. Bu süreci bazıları kıyamet, bazıları ise devir sonu olarak adlandırıyorlar. Dünya bu süreci yaşarken Yuva olarak bilinen Tanrı katı da benzer bir süreçten geçiyor. Ruh (yani Tanrı) tekamül ediyor. 2) İndigo ve Kristal’lerin belirgin farklılıkları nelerdir? İndigolar sistemleri değiştirecekleri için ateşli bir mizaca sahiptirler. Zaman zaman çok kavgacı ve tahammül edilemez olabilirler. Bunun sebebi onların kararlı ve inatçı, kendinden emin yönlerinin olmasıdır. Değişime eğilimli olarak gelmektedirler bu da onların herhangi bir sisteme uyum sağlayamayanlar olarak görünmelerine sebep olur. Kristaller çevreleriyle uyumludurlar. Saf bir enerjidedirler. Affedecidirler, yargılamazlar; İndigolar gibi savaşçı değillerdir, değişime eğilimli olmanın da ötesinde onlar değişimin kendisidir. Fakat bunu İndigolar gibi dişlerini göstererek yapmaya çalışmazlar. İndigolar mevcut hizmet etmeyen eski sistemleri yıkacaklardır. Kristaller de yıkılan sistemlerin yerine yenilerini inşa edeceklerdir. Kristal titreşimliler ilk önce gelmiş olsalardı yetişkinler tarafından bastırılacak, ezilecek ve pasifleştirileceklerdi. Bu Geçiş sürecinde bunun olmaması için güçlü varlıklar olan İndigolar önce gelmektedirler. 3) Bu çocuklara nasıl davranılması gerektiği ile ilgili zaman zaman çelişkiler yaşıyorum. Acaba sınırsız hoşgörü zaman içinde onlara zarar verebilir mi? İndigolara nasıl davranılması konusunda, ebeveynler olarak indigo çocuklar ne çok sıkmalı, ne de tamamen serbest bırakılmalı. Bunun bir dengesini yakalamak gerekiyor. Bir İndigo yetiştirmenin en zorlayıcı tarafı da bu, ama aynı zamanda eğlenceli tarafı :) İndigoları dinlemeye ve onlara söz hakkı vermeye özen gösterilmelidir. Ama 'ergenlikten önce' sınırsız özgürlük verilmemelidir, çünkü indigolar sürekli yeni şeyler aradıkları için alkol, sigara ve uyuşturucu gibi maddelelere yönelebilirler. Çocuğunuz, odama girmeyin demeye başlıyorsa o zaman kontrolü ele almanın zamanı gelmiştir, ama bu ergenlikte çocuğun kendi haklarına sahip olmak istemesi anlamına da gelebilir. Tamamen başıboş bırakmadan onun isteklerini dinlemek en iyisi. 4) İndigolar, kendi benzerleri ile grup oluşturup okulda ve dış çevredeki diğer insanlarla iletişimi reddetmeleri bazen beni endişelendiriyor. Bu zaman içinde anti sosyal bir davranış geliştirmelerine neden olur mu? İndigoların anti sosyal görünmelerinin sebebi, okulda ve etrafında aynı frekansta arkadaş bulamamasıdır. Bazen yalnızca bir veya iki kişiyle arkadaşlık kurar. Bence çocuk halinden mutluysa ebeveynlerin çocuğun arkadaşlık ilişkilerine karışmamalarında ve onları bu konuda zorlamamalarında fayda var. (Kendimden biliyorum) Aynı frekans derken kastettiğimiz şey titreşimler ve farkındalıktır. Kendi anne babasından uzak durmasının bir sebebi de budur. Bu durumda çocuğu daha iyi anlamak ve iletişime geçmek için onların amaçlarını iyi anlamak gerekir. Aynı dilden konuşmaya başladığınız sürece İndigoyla zaman geçirmek çok keyifli olacaktır. Anti sosyal olacakları konusunda endişelenmeye gerek yok. Bir İndigo mutlu olmanın yöntemini bir şekilde bulur. 5) İstemedikleri şeylerin (bizce akla yatkın, olması gerektiğine inandığımız şeylerin) onlar tarafından yapılması için ne dereceye kadar zorlama hakkımız var? İstemedikleri şeyleri yapmadıkları durumda onları yapmaları konusunda zorlama sınırı; çevreye zarar verdikleri durumlardır. Misal: Sınırsız özgürlük adına sokakta çıplak gezmelerine müdahale etmek durumundasınızdır, çünkü çevredeki insanlar henüz buna alışmamıştır. Çok dikkat edilmesi gereken şey, aranızdaki ilişkinin sömürme ve sömürülme durumuna gelmesini önlemektir. Baştan duruşunuzu sergilemelisiniz ki çocuk nerede duracağını bilsin. Örneğin ebeveyn iyi niyet ve iyi geçinmek adına bugün kendine saygısız davranılmasına izin verirse, İndigo çocuğu ertesi gün tepesine çıkabilir. 6) Onların kendi inandıkları doğruları var. Onların yollarını izlemesine izin vermek mi gerekli yoksa gelecekteki hayatlarını düzgün planlamak adına uzman desteği mi almak gereklidir? Uzman dediğimiz sıfatlara sahip, belli bir psikolojik bilgi almış kişiler sandığımız gibi her zaman doğru yönlendirme yapamayabiliyor. Bence çocuğun doğru yönlendirilmesi konusunda en birincil sorumluluk anne-babanındır. Anne babanın kendini farkındalık yolunda geliştirmesi, çocuğunu doğru yönlendirmesinden çok faydalı olacaktır. (Benim annemle iletişimimdeki en önemli fayda buydu.) Tabi ki zaman zaman danışmanlık desteği alınmalıdır, ama bu desteği alırken çocuğun 'sorunlu' olduğu yanılsamasından kurtulmuş bir uzman bulmak daha faydalı olacaktır. (nacizane). Aynı zamanda Ritalin gibi uyuşturucu ilaçlara yönlenmek çocuğa yapılan bir kötülüktür. Çünkü bu tip ilaçların geçici sonuç verdiği ve zarar verdiği kanıtlanmıştır. Keza ABD'de uygulanması yasaklanmıştır. 7) Şu an neler yapıyorsunuz? Bir araya gelmek çok önemli. Toplanıyoruz. Sinerji yaratıyoruz. Toplandığımızda sanki yüzyıllardır birbirimizi tanıyormuşuz gibi oluyor. İndigo Türkiye grubu çatısı altında 1 yıl içinde 14'ten fazla buluşma ve organizasyon düzenledik. Şu anda İndigoların bazıları birer yetişkin haline geldi. Birçoğu halen küçük yaşlarda. Ben bile hala üniversitedeyim. Bir süre sonra İndigolar sistemlere girecekler, ve seslerini duyuracaklar. Ben şahsen, İndigo ve Kristal fenomenin duyulması için elimden geleni yapıyorum. Mesela geçenlerde bir radyo programına konuk konuşmacı olarak katıldım. Bunun yanında bir seminer verdim. Dergilere yazılar yazıyorum. İndigolar konusunda uluslarası çapta yayın yapan ve indigolar konusunda en önemli referans sayılan Children of the New Earth dergisinin Türkiye editörlüğünü ve temsilciliğini yapıyorum. İndigolar, arkalarından gelen Kristaller için yolu açıyorlar ve temizliyorlar. Kristaller aşırı duyarlı olduğu için kolayca ezilip bastırılabilir. Bu yüzden ilk önce İndigolar ortamı hazırlıyorlar. En çetin mücadeleleri kendi anne-babaları ve öğretmenleriyle vermeleri bir tesadüf değil. Biliyorsunuz, aile toplumu oluşturan çekirdektir. Eğitim ise toplumu şekillendiren yegane şeydir. Bu yüzden İndigolar öncelikle EĞİTİM SİSTEMLERİ'nin değiştirilmesi ve düzenlenmesi için çaba harcayacaklar. 8) İndigolar Nasıl güçlükler ve kolaylıklarla karşılaşıyorlar? İndigoları genelde kolay şeyler beklemiyor. Dünya'nın bütünüyle değişmesi kolay bir şey değil. İndigoların karşılaştığı en büyük sorunlar genelde aile içi sorunlar oluyor. Ve bunlar en sakıncalı sorunlar olabilir. Çünkü birçok aile çocuklarını dinlememekte, bastırmakta, zaman zaman şiddet uygulamaktadır. "Hiperaktif Çocuk ve Ritalin" tartışmasının çıkmasının sebebi de budur. Çocuk yaramaz etiketiyle aileler çocuklarını psikiyatrlara götürmekte ve zaman zaman Ritalin adında uyuşturucu bir ilaç kullanılmaktadır. Ancak bu ilaç iyileştirmemekte, yalnızca ilaç uygulandığı sürece geçici olarak çocuğu uyuşturmaktadır. Bazı bilim çevrelerince Kokain'le çok benzer olduğu bile saptandı. Bütün bu baskıların, şiddetin ve uyuşturucuların sonucunda İndigolar pasifleştirilmektedir. Ancak İndigolar genelde yapı olarak bu tür zorluklara bağışıklı olarak gelmişlerdir. Güçlü, savaşçı, inatçı, kendinden emin ve ateşli mizaca sahiptirler. Ama anne babaları ve psikiyatrlar tarafından yaramaz diye hiperaktif sendromuyla fişleniyorlar. Bu durumda onlara yardım edebilecek yegane kişiler bizzat kendi anne babaları ve duyarlı çevrelerdir. Ortak bilinçle hareket ederek eğitimle zorlukları önleyebiliriz. Örneğin ABD'de Ritalin ilacı uygulanması yasaklanmıştır. 9) Size nasıl indigo olduğunuz bildirildi, buna nasıl inandınız? Bana İndigo olduğum bildirilmedi. Yalnızca, yaşıtlarımdan farklı düşündüğümü, daha yapıcı ve devrimci düşündüğümü biliyordum. Birgün (16 yaşımdayken) Kryon kitaplarıyla tanıştım. Ve hepsini okudum. İndigo kavramıyla tanışmam da Kryon sayesinde oldu. Bilmeyenler için; Kryon, Başmelek Mikail ailesinden bir melektir. Dünyanın manyetik alanlarının ayarlanması ve düzenlenmesiyle ilgili görevli varlıktır. 1989'dan beri üç kez Dünya'mızın manyetik alanlarını değiştirmiştir. Bu ayarlama, Geçiş için yapılmaktadır. Normalde Dünyamızın manyetik ayarları kendiliğinden 500 yılda bir değişmektedir. Kryon aynı zamanda Lee Carroll (İndigo Çocuklar kitabının yazarı) adında biri sayesinde Dünyamızın Geçişi'yle ve Yeni Çocuklarla ilgili mesajlar vermektedir. Bu celselerden en büyük üç tanesi Birleşmiş Milletler Genel Merkezi'nde yapıldı. Bu celseler deşifre edilip kitaplaştırılarak Dünya dillerine çevrilmekte ve bizlere ulaşmaktadır. Kryon gibi birçok üstat aynı şekilde Dünya'mızın Geçiş'iyle ilgili mesajlar vermektedir. Bu mesajlar Kendi Tanrısallığımızı bulmaya, Birlik Bilinci ve Yeni Dünya ve İnsanlık potansiyellerine yönelik mesajlardır. 10) Biz nasıl anlarız? 40'lı 50'li yaşlardaki insanlar arasında değişime uğramış olanlar var mı? Bu soruyu bazıları "Benim için çok mu geç" diye soruyorlar. Benim annem tam 40 yaşında, ama bir öncü indigo. İndigoları dünyaya getirenler için bu tabir kullanılıyor. Onların işi de İndigolar kadar zor, çünkü bir arada bir derede kalıyorlar ve süreç onlar için çok zorlayıcı geçebiliyor. Amaç İnsanlık Bilinci'nin yeni enerjiye dönüştürülmesidir. Bu iki şekilde oluyor. Birincisi, kişi kontratına uygun yaşamayı seçiyorsa ve "Tanrısal İnsan" tekamülüne bu hayatında ulaşmak istemiyorsa ÖLEREK bir İndigo/Kristal olarak enkarne oluyor. İkincisi ise OVERLIGHT denilen bir süreç. Bu kavramı yakın gelecekte sıkça duymaya başlayacaksınız. Bu kavram benim (21) ve sizlerin (40), (50) geleceğiyle ilgili. Overlight bu dünyada Tanrısal İnsan tekamülüne erişmeyi seçenler için geçerli olacak. Bu da sorunuzdaki değişime uğramak ifadesine denk düşüyor. Overlight sayesinde Biyoloji ve Teknoloji birleşerek TRILOJI'yi oluşturuyor. 2 iplikli DNA sarmalımız 12 ipliğe çıkıyor. 30 yıl içinde insan ömrü çarpıcı bir biçimde uzayacaktır. On yıl içinde ortalama ömür 120 yılı aşacak şekilde uzayacaktır. Şimdi Dünya üzerindeki büyük çoğunluk 300 yıla kadar yaşama fırsatına sahip olacaktır. Ortak seçimimize bağlı olarak, 70 yıl kadar kısa bir süre içinde insan ömrü en az 900 yıla kadar uzayabilir. İnsan yaratma sorumluluğuna sahip çıkmaya başlıyor. Bu da direkt olarak yaşamımıza yansıyor. Tanrı'yı oynamayı değil, Tanrı olduğumuzu ve bu yüzden yaratma sorumluluğuna sahip olduğumuz farkındalığına ulaşmamız gerekiyor. Bu İndigo ve Kristal bilinçtir. Overlight süreci başka bir ifadeyle Kristalleşme veya Kristal'e uyumlanma sürecidir. Bunu Kristal Çocuklar bize daha net öğretecekler diye düşünüyorum. Eğer seçiminiz buysa sizler ve İndigolar da Kristale uyumlanacaklardır. 11) İndigoların hedefi (amacı)? Yuvayı Perdenin bu yanında yaratmaktır. Bu cümleden bazılarımız hiçbir şey anlamayabilir. Daha kabaca söyleyecek olursak, Dünya'da Cennet'in yaratılması Yeni Çocukların gerçekleştireceği şeydir. Bu süreç, Dualite Anakalıbı'nın Birlik Anakalıbı'na dönüştürülmesiyle gerçekleşecek. İndigolar şu anda yetişkin hale gelmeye başladılar, ve yakında tüm sistemlere girecekler. İnsanlığa ve dünyaya artık hizmet etmeyen bütün eski inanç sistemlerini yıkacaklar. Yeni gelen Kristal Çocuklarla birlikte İndigolar, yıkılan sistemlerin yerine yenilerini inşa edecekler. Dualite, Başlangıç'ta yaratılmış Ayrılık bilincidir. (Işık ve Karanlık - İyi ve Kötü - Doğru ve Yanlış gibi) 12) 2012’de olması beklenen noktada her şey kendinden hallolacak, mesleğin, konumun, tamamen önemsiz olacağı bir durum mu söz konusu olacak? 2012 de tam olarak beklenen şey nedir? Dünya Üçüncü Boyut'tan Beşinci Boyuta geçiş sürecindedir. Bu süreci hızlandıracak olanlar Yeni Çocuklardır. Sonrasındaysa altınca boyuta taşıyacaklardır. Üçüncü boyuttan beşinci boyuta geçiş çoğu zaman üç'ün bırakılması beş'e geçilmesi olarak düşünülür. Bu doğru değildir. Üçüncü boyut'un üstüne iki boyut eklenmektedir. Bunu bilgisayarınızdaki sistemin güncelleştirmesi olarak düşünebilirsiniz. Eski paket kalır, zararlı veya hizmet etmeyen işlevleri iptal edilir, yeni ve daha teknolojik bir sistem kurulur. Yeni Dünya düzenine geçişi de buna benzetebiliriz. Yani Beşinci boyuta geçtiğimizde, hem bir'deyizdir, hem üç'teyizdir, hem de beş'teyizdir. Bu ne anlama geliyor. Bu şimdiki yaşam tarzımızın tamamen bırakılması anlamına gelmiyor, güncelleştirilmesi anlamına geliyor. Para var olmaya devam edecek. Siyaset ve dinler de var olmaya devam edecek. Ancak bu sistemlerin işleyişi beşinci boyuta yani Birlik anakalbına uyumlanacak. Ne olacağıyla ilgili kesin bilgiler yok, ve de söylenmiyor. Sanırım neler olacağını hep birlikte deneyimleyerek göreceğiz. Ama dediğim gibi Yeni Dünya düzenine geçmek mesleğin, konumun, veya yaptıklarımızın değişeceği bırakılacağı anlamına gelmiyor. Yükseliş farkındalığıyla farklı bir şekilde ele alacağımız anlamına geliyor. Sorumluluklar devam edecek. Ama aynı zamanda genele bakacak olursak savaşlar sona erecek, açlık ve para sorunu çözülecek. Ölümler kontrollü olacak. (Bazı kaynaklarda ölümü bizzat kendimizin seçeceği söyleniyor. Bazı kaynaklarda da mutlak ömürümüzün binyıla çıkacağı söyleniyor.) 2012 dediğimiz süreç 1987'de başlamış yirmibeş yıllık bir süreçtir. Bu süreçte beklenen şey Üçüncü boyut'ta yaşayan Dünya'nın tamamen Beşinci Boyuta uyumlanmasıdır. Bunun taşıdığı anlam, Cennet'in Dünya'da yaratılmasıdır. Özetle, İndigo ve Kristal varlıklar da bunu sağlayabilmek için Dünya'ya gönderilmişlerdir. İndigo Türkiye İndigo ve Kristal Çocuklar Grubu http://groups.yahoo.com/group/indigoturkiye http://groups.yahoo.com/group/kristalcocuklar Mehmet Karaarslan http://spaces.msn.com/members/karaarslan Burçak Alkanlı http://spaces.msn.com/members/burcakalkanli 2003-2005 © İNDİGO TÜRKİYE bilgi@indigoturkiye.net