Azerbaycan Müzik Aletleri Dünyayı Büyülemektedir
Transkript
Azerbaycan Müzik Aletleri Dünyayı Büyülemektedir
Kültür-Sanat Prof. Dr. Saadet ABDULLAYEVA Sanat Bilimci Azerbaycan Müzik Aletleri Dünyayı Büyülemektedir E Barbat AZERBAYCAN HALKININ SERVETİ VE KÜLTÜRÜNÜN TEMSİLCİSİ OLAN AZERBAYCAN MÜZİK ALETLERI, HEM DIŞ GÖRÜNÜMÜ HEM DE SESLERİ YÖNÜNDEN DÜNYADA KENDİNE ÖZGÜ BİR YERE SAHİPTİRLER. 30 şsiz kaya resimleriyle ünlü Gobustan`da bulunan Gaval Daş`a (vurmalı çalgı aleti) ilkel insanlar taşlarla vurarak ses ritmi çıkartıyor ve bu ritimle dans ediyorlardı. Azerbaycan’ın çeşitli bölgelerinde yapılan kazılardaki bulgularda çeşitli nesnelerle farklı müzik aletlerinin icat edildiği görülmüştür. Tüm bu veriler müzik aletlerinin eski çağdaki ortaya çıkışına delil niteliği taşımaktadır. Eski çağdaki ilkel müzik aletleri zamanla geliştirildi ve günümüzde gördüğümüz en son halini almış durumda. Her müzisyen sahip olduğu müzik aletini değerli bir hazine gibi, kendi iftiharı gibi görür. Bir müzik aletinin yapısına ve ses stiline bakarak, aletin ait olduğu halkın müzik düşüncesini ve estetik zevkini öğrenmek mümkündür. Çünkü her bir alet o halkın sosyal, kültürel ve ruh halinin mahsulü olarak meydana gelmiştir. Görsel kültür anıtları, tarihi el yazıları, orta çağdaki bestekarların çalışmaları, halk sözlü kültürünün örnekleri, klasik şiirler, orta çağdaki minyatürler, duvar yazıları, seyyahların hatıraları, müzelerdeki koleksiyonlar ve s. gibi faktörlere dayanarak Azerbaycan`da www.irs-az.com Tar çeşitli dönemlerde 90 kadar müzik aletinin mevcut olduğunu söylemek mümkün. Genel ses kaynakları araştırması ve öğrenme metotları tasniflemesine göre, 32 telli çalgı aletlerinden 26 tanesi çimdikliydi (Erganun, Barbat, Kopuz, Saz, Tambur, Tar, Dongar, Kanun, Mugni, Nüzhe, Ozan, Rübab, Nuzhat, Gaval Rud, Dutar, Setar, Çartar, Pençtar, Şeştar, Ud, Çehesdeh, Çöğür, Köşeli – Çeng, Şeştay, Şeşhana gibi). Yaylı çalgı aletleri grubuna Kemençe, Keman, Çağana, Çegane dahil olup Santur ve Çeng ise çubukla ses çıkaran aletlerdir. Ayrıca 23 üflemeli aletlerin 9 tanesi dudakla çalınan aletler grubuna dahildir. (Ney, Ksul, Tütek, Yan-Tütek, Musikar, Mizmar, Kelenay, Burbuğ) www.irs-az.com Çalınırken dilin kullanıldığı aletlere Sümsü, Balaban, Sümsü-Balaban, Tulum, Zurna, Argan, Şapbır, ağızla çalınan gruba Buğ, Burgu, Gavdum, Kerrenay, Nefir, Şah-Nefi enay Nefir Şah Nefirr ve Şeypur gibiler girmektedir. Perdeli çalgı grubuna dahil olan aletlerden 11 tanesi tek taraflı (Gaval, Goşa-Nağara, Daire, Tef, Çift-Kös, Dümbek, Küs, Mazhar, Nagarajan, Tebil, Tebil-Bas) olup, 5 tanesi de iki yönlü perdelidir (Davul, Dohul, Dumbul, Nağara, Tabire) ve bu aletlerin bir veya iki tarafı deri kaplamalıdır. Kendi kendine ses yankılayan çalgı grubunun 16’sından 11’i vurmalı çalgı grubuna (Kaşık, Çeng, Zil, Zıngırov, Kasa, Lagguti, Sinc, Teşt, Çan, Çeres, ŞahŞah), diğer 5’i ise silkmeli çalgı grubuna (Gumro, Deray, Kaman, Safail, Halhal) ait olup, Ağız-Kopuz ise çimdikli türleri içinde yer almaktadır. Bunların dışında ölçüsüne göre aletlerin çeşitli türleri de mevcuttur. Büyük ölçüdeki aletler “baş tavar” ya da “ana saz”; orta ölçekliler “tavar”, “orta saz”; büyük olmayanları ise “cure”, “bala”, “kiçik” saz olarak adlandırılmaktadır. Örneğin zurnanın çeşitleri: baş tavar, cure, orta cure, ayag cure olarak sınıflandırılmıştır. Nağara aletinin büyük ölçektekilerine “kus”, orta ölçektekilerine “goltug nagarası” ve küçük ölçektekilerine ise “cure” deniliyordu. Yukarıda görüldüğü gibi Azerbaycan’da en yaygın çalgı çeşitleri telliler grubudur. Bunun sebebi de kültürümüzde esas olarak Muğam, Aşık ve Türkü melodilerinin yaygın olmasıdır. Ancak günümüzde telli çalgılardan sadece Tar, Saz, Kanun, Ud, Tambur ve Kemençe kullanılmakta, kullanılma öteki aletler ise tarih evrelerinde evrelerind ya unutulmuş ya da kullanımdan çıkmışç tır. Azerbaycan’da müzik kültürümüzü kültürü geliştirmek için oluşturulan ortam ve ort imkanlar eski aletleri canlandırmayı canlan teşvik etti. Hatta bu alanda net adımlar bile atıldı atıldı. Üzeyir Hacıbeyli`n Hacıbeyli`nin ismini Kemençe 31 3 Kültür-Sanat Çeng taşıyan Bakü Müzik Akademisi bünyesinde, Mecnun Kerimli başkanlığında kurulan “Eski müzik enstrümanlarının yeniden canlandırılması ve geliştirilmesi” laboratuarında Rud, Rubab, Çeng, Barbat, Kopuz, Çogur, Çaganag, Şirvan Tanburu, Santur ve Nüzhe yeniden canlandırıldı. En önemlisi de onların sayesinde eski müzik enstrümanları topluluğu kuruldu. Azerbaycan Milli Konservatuarı bünyesinde kurulan “Milli Müzik Enstrümanlarının Geliştirilmesi” laboratuarında ise (Başkan Abbasgulu Necefzade) kaval grubu (bas, tenor, pikkolo), baslı Kemençe, Santur, Gavdum, Lagguti ve Kos yeniden canlandırıldı. Şüphe yok ki çok geçmeden yeniden canlandırılan bu enstrümanların çoğu geleneksel alet olarak yerini bulacaktır. Günümüzde eski müzik enstrümanlarının yeniden canlandırılması, geliştirilmesi ve yüksek, orta öğretim kurumlarında eğitiminin verilmesi gibi 32 konular Azerbaycan’daki müzik bilimcileri ve enstrüman uzmanlarının önünde duran önemli sorunlardan birisidir. Günümüzde telli çimdikli enstrümanlar arasında en yaygın ve berrak sesli olanı Tar olup uzunluğu ortalama 865-890 mm.dir. Enstrümanın ön tarafı sekiz sayısı figüründe olan bir ana gövdesi (çanağ) vardır, sonra boynu ve ayar başlığı vardır. Enstrümanın ana gövdesi dut ağacından, boynu ve başı ceviz ağacından, ayar kısmı armut ağacından yapılır. Ön tarafındaki açık boşluk kısmı boynuzlu iri domuzun derisiyle ya da somon balığının omuz kısmındaki derisiyle kaplanır. Tar enstrümanı 19. yüzyılın ikinci yarısında geliştirilmiştir. Bu enstrümanın en maharetli ustası halk arasında Sadıkcan adıyla ün yapmış Muğam ustası Mirze Sadık Esedoğlu (1846-1902)’dur. Onun dönemine kadar tarın tel sayısı altı idi. Sadıkcan tel sayısını 18’e çıkarttı ama sonra 13’e in- dirdi. Perdeleri ise, Azerbaycan müziğinin 17’li ayar sistemine uygun olarak, eskiden olduğu gibi 28 olarak bırakmış, nota perde kollarını ise 22 yapmıştır. Sadıkcan tarın gövde kuruluşunu değiştirmiş ve böylece ağırlığı hafifletmiştir. Eskiden tar enstrümanı, çalan kişinin dizleri üzerinde tutulurken, alet yapısı değiştikten sonra enstrüman göğüs kısmında tutulabilir hafifliğe ulaşmıştır. Bu gelişme tarın teknik imkanlarının da genişlemesine sebep oldu. Bu enstrüman hızlı bir şekilde tüm Kafkas bölgesinde yaygınlaştı ve Azerbaycan Tarı adını aldı. Sadıkcan döneminden sonra günümüzde tarın 11 metal teli vardır. Tar telleri genel itibarıyla üç gruba ayrılır. Birinci grubu iki çift melodi telleri olan beyaz ve sarı teller oluşturmaktadır. İkinci grubu ise üç mavi bas teli oluşturmaktadır. Üçüncü grubu ise yine iki çift berrak sesli (cingene) teller oluşturmaktadır. Sağ kolun iki veya üç parmağındaki mızrap gövdenin büyük tas kısmındaki tellere vurulur. Tarın teknik ve sanatsal yönleri özellikle Muğam makamı söylenirken solo şeklinde ortaya çıkmaktadır. Bu durumda çeşitli çizgideki ve dozdaki mızrap yöntemleri kullanılmaktadır. Tulum Zurnası www.irs-az.com Zurna Balaban Telli enstrüman çeşitlerinin yaylı grubundaki diğer ünlü enstrüman ise yuvarlak gövdeli kemençe olup, alet ceviz ağacı ahşabının içi oyularak yapılır ve zar açığı kısmına da inek kesesi derisi kaplanır. Enstrümanın genel uzunluğu metal kısmı dahil 700-800 mm.dir. Kemençenin 4 adet çeşitli kalınlıkta çelik telleri vardır. Bu enstrümanın kemandan farkı, çalınırken müzik makamına göre alet çevrilmektedir. Bu enstrüman genellikle üçlü (trio şeklindeki) grupta tarla birlikte çalınır ki, trioda kavallı hanende, tarcı (Tarizen) ve kemençeci yer almaktadır. Enstrüman berrak ve kadife sesiyle ayrı bir yere sahiptir. Saz, Azerbaycan destanlarını ve halk türkülerini sözlü olarak söyleyen aşıkların vazgeçilmez enstrümanıdır. Enstrümanın gövdesi dut ağacından hazırlanmış perçinlerden toplanmıştır. Zar yeri de aynı tür ahşaptan rendelenir. Genellikle aşıkların kullandığı saz aletinin uzunluğu 980 cm. olup, tezene mızrabı kullanılan 11 metal teli, nota perdeleri ise 14-18 adettir. Sazın kendine özgü bir sesi vardır. Geçen yüzyılın ikinci yarısından itibaren Ud ve Kanun da bir hayli önem kazandı. Ud’un büyük bombeli armut görünümlü gövdesi olup, kısa boynunda perdeler yoktur ve ayar kolları geriye dönüktür. Zar kısmı hariç geri kalan bütün kısımları için ceviz ağacı ahşabı kullanılır. Zar kaplama kısmı ise köknar veya çam ahşabından hazırlanmaktadır. Enstrümanın uzunluğu 490-500 mm., eni 350-355 mm., derinliği 180-200 mm.den ibarettir. Ayrıca aletin 11 teli olup 5 çifttir (birinci ve ikinci çiftler damarlıdır) ve yukarıdaki 1 tel ise tekli bas sesi içindir. Enstrüman berrak sesiyle ayrı bir önem taşımaktadır. Bir diğer önemli enstrüman ise zarif sesli Kanun olup dikdörtgen-trapezli düz gövdesi çınar ahşabından hazırlanır. Enstrümanın yapısı 800-900x370400x50-60 mm.den ibarettir ve 24 adet üçlü teller çekilmiştir. Gövdenin alt kısmına deri zar kaplanır. Enstrüman şehadet parmakları ucuna takılan takma mızraplarla çalınır. İki telli dambur (tambur, tonpur) uzun kürek şeklindeki yapıda olup aletin uç kısmı aşağıya doğru üç ya da dört dişlidir, sapı ve başlığı ise kısadır. Sapında 5-7 ahşap perde vardır. Enstrümanın genel uzunluğu 800-1100 mm. olup, parmakların hızlı vurmasıyla ses çıkartmaktadır. Üflemeli enstrümanlar arasında en yaygın olanları Balaban ve Zurna`dır. Balaban enstrümanı alışık olunmayan ses çıkartır, zurna ise coşkulu ses çıkartmaktadır. Balaban`ın gövdesinin uzunluğu 300-350 mm. olup, pipo, bilezik ve kapsül gibi parçalardan oluşmaktadır. Enstrümanın gövdesi sade kayısı ahşabından hazırlanmış olup, toplam sekiz ses deliği (birisi arka kısmında) bulunmaktadır. Zurna genellikle ceviz ağacından yapılır ve uzunluğu 370-400 mm.den ibarettir, ayrıca küçük pipo tarzı ağızlık Goşa Nağara Saz www.irs-az.com ww.irs-az.com 33 Kültür-Sanat kısmına dingil takılmaktadır. Gövdede 8 delik vardır. Enstrüman çalınırken çalan kişinin dudağı yuvarlak plağın ‹tagalakın’ üzerinde hareket eder. Bunların dışında bir de Tütek ve Ney gibi üflemeli enstrümanlar da var. İçi boş gövdeden ibaret olan Tütek’in uzunluğu 280-350 mm. olup genellikle kamıştan yapılır. Ahşaptan yapılanları da mevcuttur. Aletin ön tarafında yedi nota deliği ve arkasında da bir deliği vardır. Aletin üst kısmındaki düz kesilmiş kısımda düdük sistemi yerleştirilmiştir. Ney de içi boş üflemeli çalgı aleti olup uzunluğu 550-600 mm.dir ve ahşaptan ya da bakırdan yapılır. Ön kısmında altı delik olup başlığa yakın arka kısmında ise bir delik vardır. Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti`nde Tulum ya da Tulum Zurnası yaygındır. Tulum zurnasının başlık dingili 290 mm. olup, bu başlığa iki melodi borusu (uzunluğu 210 mm.ye kadar) takılmıştır. Bir boru kamıştan yapılmıştır ve altı nota deliği vardır, ikincisi450x250 mm. olan tulum olup, icracının çaldığı vakit ufak tefek nefes çekmesine yardımcı olacak şekilde hava ile doldurulmuştur. Yukarıda adı geçen enstrümanlara gaval, nağara, goşa-nağara, dümbek, ayrıca kendi sesini yankılayan şah-şah ve lagguti (laggutu) gibi vurmalı aletler eşlik eder. Gaval ince ve uzun yüzük şeklindeki (saganag) gövdesi 310-320 mm. çapta ve eni 40-60 mm. olan, zar perdesine balık derisi çekilen enstrümandır. Daire şekilli düzeneğin iç kısmında yuvarlak çıngırdaklar monte edilmiştir. Her iki elin vurması, parmakların zarın köşesine vurması, ayrıca enstrümanı silkmeyle melodi sesi çıkartılmaktadır. Daire şeklindeki ahşaptan yapılma nağaranın çapı 330-360 mm. ve yüksekliği 260-310 mm. olup, her iki tarafı keçi derisiyle kaplanmıştır. Nağara hem elle hem çubukla çalınır. Goşa Nağara, adından da belli olduğu gibi (Goşa-çift anlamındadır) yüksekliği 300 mm.ye kadar olan iki adet ahşaptan yapılmış çalgı aleti olup, hacimleri değişkenlik göstermektedir. 34 Deri kaplamalı üst kısmının çapı 200-280 ve 110-180 mm. dir. Çift çubuk kullanılarak sesler çıkartılır. Bardak şeklindeki gövdeye sahip olan ve uzunluğu 350-400 mm., çapı 250-260 mm. olan Dümbek’in açık kısmına keçi derisi kaplanır. Çalarken parmaklarla ve her iki elle deri kaplamanın ortasına vurulur ya da parmaklarla zarın kenarına vurulur. Şah-Şah iki tarafı çıkık olan, bir yönü çapı 75x58x15 mm. olan yuvarlak ahşap kefeli olup, üst ve alt kısmı uzunluğu 210 mm.lik sapları iplerle bağlanmış olan alettir. Çalan kişi enstrümanı çalarken sağ eliyle sapı tutarak aleti silker ve Ud kefeler birbirine vurularak ses çıkarır. Lagguti ise iki düz dikdörtgen şekildeki ahşap çubuktan ibaret olup, hacimleri değişkendir. Büyük çubukların hacmi 251-255x120-125x47-30 iken, küçük hacimdekiler 170x120-125x45 mm.dir. Aletin uzun kısmına derin oyuk yapılmıştır. Çalmak için iki çubuk yeterlidir. Azerbaycan halk enstrümanları arasında klarnet ve akordeon (garmon) kendine özgü bir yer edinmiştir. Azerbaycan akordeonu Rus akordeonundan farklı olarak, sağ tarafında oynama klavyesi vardır, sol tarafında ise melodi türüne göre seçilen akort düğmeleri vardır. Bu alete günümüzde Azerbaycan Garmonu denilmektedir. Yumuşak ve zarif melodik sesi için klar- nete “La” notası ile başlayan çalgı aleti denilmektedir. Telli, üflemeli ve vurmalı enstrümanlar orkestra grubu ve müzik topluluğu terkibinde seslendirilir. Ayrıca eskiden olduğu gibi hanende, tarizen ve kemençeciden oluşan üçlü müzik topluluğu (trio ansamblı) da vardır. Aşıkların müzik topluluğunun içinde Balaban da yer alır, Şamahı-Salyan bölgesinde ise buna zarlı aletler de eklenmektedir. Balabancı, Zurnacı ve Nağaracılardan oluşan müzik gruplarının birçoğu ünlüdür. Şeki-Zagatala bölgesinde ise Tamburcu müzik toplulukları da yaygındır. Yukarıda adı geçen müzik enstrümanlarının tamamına yakını solo olarak da çalınır. Halk arasında tarizenler, sazcılar, kemençeciler, balabancılar, zurnacı ve nağaracılar son derece yüksek değere sahiptirler. Kaval ise bir sembol çalgısı olarak kadın dans sanatında da kullanılmaktadır. Müzikal enstrümanların teknik ve sanatsal kapasiteleri bestekarların yarattığı eserlerde belirgin bir şekilde göze çarpmaktadır. Örneğin, Hacı Hanmemmedov, Tevfik Bakihanov, Neriman Mamedov, Ramiz Mirişli, Firengiz Babayeva, Memmedağa Ümidov ve Nazim Guliyev gibi sanatçıların tar konseri için yarattıkları senfonik orkestra konserleri gösterilebilir. Ayrıca Said Rustemov, Süleyman Aleskerov, Cahangir Cahangirov gibi bestekarların halk enstrümanları için yarattıkları eserlerden oluşan konserler; Zakir Bağırov, Hacı Hanmemmedov, Tevfik Bakihanov, Alviye Rahmetova’ların yarattıkları senfoni orkestralı kemençe konserleri birer örnektir. Dadaş Dadaşov tarafından Kanun için bestelenen senfoni orkestralı “Konser” isimli çalışma, Tevfik Bakihanov tarafından akordeon için halk enstrümanları orkestralı konseri yaratılmıştır. Nazim Guliyev halk enstrümanları orkestrasıyla kemençe için “piyes” yazarken, Süleyman Aleskerov halk enstrümanları orkestrası ve kanun için “Poema” (manzume) ve “Şalaho” dans melodisi yaratmış, öte yandan İlyas Mirzeyev ise ney için senfoni orkestralı www.irs-az.com “Mistik Senfoni” hazırlamıştır. Geleneksel müzik enstrümanları çeşitli türlerde yazılan eserlerde de göze çarpmaktadır. Örneğin Süleyman Aleskerov tar ve fortepiyano için yazdığı “Sonatin”, “Skertso”; Tevfik Bakihanov tarafından tar ve kemen için yazılmış orkestralı “ikili konser”; Sevda İbrahimova’nın tar için yazdığı orkestralı “Hatıra Manzumesi”; Azer Rzayev’in tar için yazdığı orkestralı “Duma” ve “Gaytağı” eseri; Ramiz Zöhrabov tarafından kemençe ve fortepiyano için yazılan “Monolog” eseri; Cavanşir Guliyev’in saz ve alto için yazdığı “Sonata”, dörtlü ve trio şeklindeki üflemeli enstrümanlar için (flüt, viyolonsel, saz) yazdığı “Sonatin” eseri; Reşit Efendiyev tarafından saz, fortepiyano ve vurmalı çalgılar için aşık melodili konularda yazdığı “Piyes”; Reşit Şafak’ın saz, şarkıcı ve çocuk korosu için yazdığı “Aşık Ali Baba” sahne konseri; Aydın Azimov’un ses, saz, tar ve ud için yazdığı vokal türündeki “Ozanların Sesi” eseri; Dadaş Dadaşov’un kanun ve fortepiyano için yazdığı “Piyes” ve “Çınarın Sevinci” eserleri; Oktay Zülfügarov’un “Piyes”, “Ballada” ve “Poema” eserleri; İlham Abdullayev’in “Piyes” eseri en bariz örneklerdir. Azerbaycan enstrüman ustaları sık sık yurtdışına gitmektedirler ve zengin müzik kültürümüzü tam manasıyla temsil etmektedirler. Yabancı dinleyiciler bizim ustaların müziklerini dinledikten sonra milli müzik enstrümanlarımıza ilgi duyuyorlar. Hatta bazı dinleyiciler şu veya bu enstrümanı çalan ustaya dönüşebiliyorlar. Örneğin Amerikalı Jaffry Verbach tar ve kemençe ile muhteşem Muğam icra edebilmekte, Jaffry Winborg ise kemençe çalmakta, Fransa’daki Lilly konservatuarı profesörü Mark Lupyit ise ud ustası olmuştur. Profesör Siyavuş Kerimi tarafından organize edilen Azeri ve Norveç enstrüman ustalarının birlikte konser vermesi büyük yankı uyandırmıştır. Çeşitli müzik topluluğu ve orkestralar tarafından günümüzde saraylarda, kültür evlerinde, yükseköğretim kurumlarında, kulüplerde, okullarda vs. www.irs-az.com Çoğur gibi yerlerde milli müzik enstrümanları çalınmaktadır. Hiçbir sanat organizasyonu yoktur ki, orada bir milli müzik enstrümanı çalınmamış olsun. Ülkemizin profesyonel enstrüman ustalarının başarılarına şüphe yoktur. Bu ustaların en iyileri Azerbaycan müzik kültürünü dünyanın çeşitli ülkelerinde sergilemektedirler. Biz bu mahir ustaların başarılarına hayran kalıyoruz ve onlarla gurur duyuyoruz. Kaynakça: V.Abdulkasımov, Azerbaycanskiy tar (Azerbaycan tarı). Bakü. (Eser Azerice de yayınlandı). S.Abdullayeva, Narodniy Muzikalniy instrumentariy Azerbaycana (Azerbaycan halk müzik enstrümanları), Bakü, Elm Yayınları, 2000, 485 sayfa (Eser Azerice de yayınlandı). S.Abdullayev, Azerbaycan Folklorunda Çalgı Aletleri, Bakü, Adiloğlu Yayınları, 2007, 214 sayfa. S.Abdullayeva, Azerbaycan müziği ve tasviri sanatı, Bakü, 2010, 415 sayfa. E.Bedelbeyli, İzahlı Monografik Musiki Lügati, Bakü, Elm Yayınları, 1969, 246 sayfa. T.Bünyadov, Asırlardan Kalan Sesler, Bakü, Azerneşr Yayınları, 1993, 264 sayfa. F.Ezimli, Müzik aletlerimizin adları “Ohu, tar…”, Bakü, Tefekkür Yayınları, 2004, 200 sayfa. F.Ezimli, Azerbaycan vurma aletleri, Bakü, 2008, 176 sayfa. M.Kerim, Azerbaycanskiye Muzikalniye İnstrumenti (Azerbaycan Müzik Enstrümanları), Bakü, Yeni Nesil Yayınları, 2003, 183 sayfa. (Eserin tekstleri Azeri ve İngiliz dillerinde mevcut). M.Kerim, Azerbaycan müzik aletleri, Bakü, İNDİGO Yayınları, Çap evi Yayınları, 2010, 193 sayfa. A.Necefzade, Azerbaycan çalgı aletlerinin izahlı lügati, Bakü, Min bir mahni Yayınları, 2004, 223 sayfa. A.Necefzade, Azerbaycan idiofonlu çalgı aletleri, Bakü, 2010, 279 sayfa. Tanbur Ruhab Rud 35