Dergiyi Görüntüle - Pharmetic Girişimci Eczacılar Derneği
Transkript
Dergiyi Görüntüle - Pharmetic Girişimci Eczacılar Derneği
www.pharmetic.org YIL 4 / SAYI 17 / YAZ 2013 RÖPORTAJ: ayşe arman 110 ÜRÜN ÖNERİSİ İYİ YAŞAMANIN 8 YOLU Forma girmenin 14 kısa yolu UZMAN GÖRÜŞÜ Ecz. Canan Eriş Ecz. Meltem Akbay Ecz. Nilüfer Kurt Tepe Op. Dr. Ersun Hasipoğlu Dr. Hakan Güveli Yaz Bakımları • Selülit Ürünleri • En İyi Göz Kremleri • Probiyotik Güzellik • En Yeniler • Yaz Kampanyaları Pharmetic Girişimci Eczacılar Derneği’nin ücretsiz yayınıdır. www.pharmetic.org PharmeticSağlık Başkandan YÖNETİM İmtiyaz Sahibi Pharmetic Girişimci Eczacılar Derneği adına Ecz.Neylan Zırhlıoğlu Yönetim Yeri Pharmetic Girişimci Eczacılar Derneği Söğütlüçeşme Caddesi Küçük Çarşı Pasajı No: 9 K: 3 Kadıköy İstanbul Tel: 0216 450 12 71 www.pharmetic.org Sorumlu Müdür: Ecz. Esra Zengin Genel Yayın Yönetmeni: Ecz. Umut Eren Yayın Kurulu: Ecz. Pınar Kır, Ecz. Fulya Urgancıoğlu, Ecz. Neylan Zırhlıoğlu Hukuk Danışmanı: Av. İzzet Hamle YÖNETİM KURULU Başkan: Ecz. R. Armağan Ener Başkan Yrd.: Ecz. Yaman Furtun Genel Sekreter: Ecz. Işın Özen Sayman: Ecz. Özgül Karaoğlan Üye: Ecz. Emel Artok Üye: Prof. Dr. H. Sedef Atmaca Üye: Ecz. M. Adnan Efe YAPIM-YAYIN Maya Plus Maya İletişim ve Tasarım Hizmetleri Ltd. Şti Halaskargazi Cad. Sait Kuran İş Merkezi No: 145, Kat: 4 / 34381, Şişli, İstanbul Tel: 0212 224 93 30 (pbx) Faks: 0212 224 86 46 www.mayailetisim.com Yayın Koordinatörü Nevzat Çalışkan nevzat@mayailetisim.com Genel Koordinatör Tuğçe Kayar tugcek@mayamedya.com Kreatif Direktör Halil Özbayrak halil@mayailetisim.com Görsel Yönetmen Cansu Özcömert cansuo@mayamedya.com Katkıda bulunanlar: Ecz. Canan Eriş, Ecz. Nilüfer Kurt Tepe, Ecz. Meltem Akbay, Op. Dr. Ersun Hasipoğlu, Dr. Hakan Güveli Yılmaz Öztürk Irmak Tolay Yaşar Burak Meriç Emre Kurtuluş Emine Konuk REKLAM Ecz.Emel Artok silverart@windowslive.com Ecz.Umut Eren umutcakar@yahoo.com Reklam Rezervasyon Mesut Öztürk pharmetic@mayailetisim.com Tel: 0212 219 19 32 / 320 BASKI Turkuvaz Matbaacılık Yayıncılık A.Ş T: 0216 585 90 00 Baskı Yeri ve Tarihi: İstanbul, Mart 2013 Yayın Türü: Yaygın, süreli yayın Yayın Periyodu: 3 Haziran Ecz. Armağan Ener PGED Yönetim Kurulu Başkanı www.pharmetic.org Sevgili Pharmetic Sağlık Dergisi Okuyucuları, Artık, hepimizin sabırsızlıkla beklediği yaz ayları içerisindeyiz. Kış aylarının kapalı ve kasvetli günleri; yerini güneşli havalara bırakırken eminiz ki pek çoğumuz kendimizi yaza hazırladık. Detoksu ihmal etmedik, fazla kilolarımızla mücadele ettik. Kendimizi sıcak ve güneşli günlere hazırladık. Güneşin vücudumuza gerekliliği kadar zararlarını da iyi bilen bilinçli tüketiciler olarak güneş ürünlerimizi seçerken çok dikkatli olmamız gerektiğini de biliyoruz. Güneş Koruyucularımızı gerek kendimize gerekse çocuklarımıza alırken mutlaka eczacı danışmanlığından faydalanmamız gerekmektedir. Yine özellikle yaza girdiğimiz bu günlerde hala kilolarından kurtulmaya çalışan tüketicilerimiz değişik kanallardan, özellikle de internetten satışı yapılan içeriğinin ne olduğu belli olmayan ürünlere rağbet etmemelidirler. PGED dergimizin yaz sayısında yine ilginizi çekeceğini düşündüğümüz yeni konularımızı sizlerle paylaşıyoruz. Ayrıca yeni çıkan ya da kampanyalı ürünler ve yaza özel kişisel bakım ürünlerini sizlere tanıtıyoruz... Halkımızın sağlığı bizim için çok önemli. Eczacınız bir sağlık danışmanı olarak her türlü sorularınız için yanınızdadır. Gönlünüzce ve sağlıklı bir yaz geçirmenizi diliyoruz. Sağlık ve esenlikle kalın... Pharmetic Sağlık Dergisi, Pharmetic Girişimci Eczacılar Derneği tarafından Pharmetic Girişimci Eczacılar Derneği üyesi olan eczacılar için onların tüketiciye tavsiyelerini kolaylaştırmak amacıyla hazırlanmaktadır ve bu bağlamda tüketiciye ücretsiz olarak iletilmektedir. Pharmetic Sağlık dergisi, Pharmetic Girişimci Eczacılar Derneği adına Maya İletişim ve Tasarım Hizmetleri tarafından T.C. yasalarına uygun olarak yayımlanmaktadır. Pharmetic Sağlık dergisinin isim ve yayın hakkı Pharmetic Girişimci Eczacılar Derneği’ne aittir. Dergide yayımlanan yazı, fotoğraf ve illüstrasyonların her hakkı saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz. Yazıların sorumluluğu yazarlara, yayınlanan reklamların sorumluluğu ise reklamverene aittir. PharmeticSağlık / Yaz 2013 / 3 İÇİNDEKİLER YAZ 2013 48 06 YAKIN PLAN Sağlık, güzellik ve beslenme gündeminde en son haberler… SAĞLIK & BESLENME 30 Enerjiniz Nereye Kayboldu? Sizi yorgunluktan bitap düşüren ‘sosyal jet lag’ fenomenine inat, enerji seviyenizi yükseltme yöntemleri 34 Hayat Sizin İçin Net Değil mi? Gözlerinizi korumanın yolları ve gözlerin teşhis ettiği rahatsızlıklar bu sayfalarda… 48 Cilt Kanserinden Korun Solaryumda maruz kaldığınız ışınlar ölümcül melanom vakalarına neden olabiliyor. Solaryumun zararlarını gösteren perdeyi aralıyoruz 72 ALIŞVERİŞ En yeniler, kampanyalılar, bebek, anne ve hamileler için en özel ürünler… Yaz aylarında ihtiyacınız olan ürünler 72 84 56 BAKIM & GÜZELLİK En İyi Göz Kremleri Gözaltı morlukları, kırışıklıklar ve kaz ayakları ile savaşan en etkili göz kremlerini sizin için seçtik 60 Kırmızı Cildin Nedeni: Rozasea Güneş, stres ve bazı yiyeceklerin tetiklediği deri hastalığı rozasea’yı kontrol altına almanın yolları... 64 Selülitle Savaşmak En fit vücutlarda dahi görülebilen ve kadınların yüzde 90’ının şikâyetçi olduğu selülitle savaşmanın altın kuralları ve önleyici ürünler 68 Probiyotik Güzellik Bakteriler de yaşlanmanın önüne geçebilir… Karşınızda probiyotiklerin güzellik ritüellerine katkıları ve probiyotik içeren ürünler ÇOCUK & AİLE 76 Şimdi Seyahat Zamanı! Seyahat etmek çok zevkli ve keyif verici bir şey olsa da eğer yanınızda bir bebek ya da çocuk varsa bu keyif çoğu zaman kâbusa dönüşebilir. Buna izin vermemek için önerilerimiz var… 80 Bekçi Bir Anne Misiniz? Ebeveynlik görevinizi yerine 4 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık getirirken ipleri gereğinden fazla elinizde tutup tutmadığınıza karar vermek için testimizi uygulayabilirsiniz tarzı, uyku düzeni, egzersiz programı ve çok daha fazlasıyla değişime hazırlanın GÜNDEM 104 Vivasante Türkiye’de Fransız sağlık bakım şirketi Vivasanté Grubu’nun Türkiye Ülke Müdürü Erwan Blanchard ile Türkiye ve dünyadaki eczaneler ve eczanelerin OTC alanındaki YAŞAM gelişimi üzerine kısa bir söyleşi 90 Sınırsız Eğlence Adası: Mykonos gerçekleştirdik Bu yaz bol eğlenmek isteyenler, işte 24 saat süren plaj partileriyle ünlü 106 Bir Dilek Tut Mykonos’tan egzotik konaklama Pharmetic Sağlık Derneği üç yıldır alternatifleri akut lenfoblastik lösemi hastalığıyla 94 Doğanın Çağrısına Kulak Verin savaşan Busenur Küçük’ü Samsun’da ziyaret ederek umut ışığı oldu Dışarıda geçirdiğiniz zamanı artırmanın ve doğayla daha fazla bağ 108 UZMAN GÖRÜŞÜ kurmanın yollarını açıklıyoruz 86 RÖPORTAJ Her röportajıyla gündem yaratan Ayşe Arman’a bu kez biz sorduk, o da kökenlerini ve mesleğine olan tutkusunu anlattı 100 Hayatı En İyi Şekilde Yaşamanın 8 Yolu Sağlıklı yaşam arayışınızda beslenme Eczacı ve doktorların kaleminden… Ecz. Canan Eriş, Ecz. Nilüfer Kurt Tepe, Ecz. Meltem Akbay, Op. Dr. Ersun Hasipoğlu, Dr. Hakan Güveli Sağlık, güzellik ve beslenme gündeminde en son haberler... Yakın Plan Plan Yapın! Romantik bir tatile hazırlıksız çıkmak mı? Pek de hayalini kurduğumuz bir şey sayılmaz. Yapılan bir anket kadınların yüzde 60’ının, partnerinin hazırlıklı olmadığı bir anda “hadi tatile gidiyoruz!” demesinden korktuğunu ortaya koyuyor. İşte bazı rakamların ışığında, hazırlık için yaptıklarımız: 3 9 defa alışverişe kıyafet (en çıkmamız az) kombini gerekiyor. hazırlamamız Kendimizi rahat gerekiyor. hissedeceğimiz Sadece bir ideal seyahat hafta sonu kıyafetlerini kaçamağı söz almak için... konusu olsa bile... 12 saat öncesine dek “son dakika” ihtiyaçlarımız çıkıyor. Durduk yere bavulumuza bazı parçalar ekliyoruz. 8 gün, hazırlık için bize gereken süre. Diğer planlarımızı iptal etmek ve tabii ki valiz hazırlamak için... KADINLARIN HER GÜN ROMANTİZM YAŞAMAK İSTEDİĞİ DAKİKA SAYISI. BUNA KARŞILIK YÜRÜMEK İÇİN 36, YEMEK YEMEK İÇİN 75, EGZERSİZ İÇİNSE 68 DAKİKA AYIRMAK İSTİYORLAR. 6 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık Bir Dokunuş Yeter Araştırmacılar, masajın kalp krizi, felç ve diyabet risklerini nasıl azaltabildiğini sonunda anladı. Yayımlanan bir çalışma, 15 dakikalık bir masajın stres kimyasallarından olan adrenokortikotropik hormonunu yüzde 7 oranında azalttığını, iyi hissettiren oksitosini ise yüzde 17 oranında artırdığını ortaya koydu. Çalışmayı yürüten uzmanlar, “Stresimiz azaldıkça bağışıklık sistemimiz daha iyi çalışıyor. Bu bakımdan masaj yaptırmak dolaylı olarak bizi hasta olmaktan da koruyor” diyor. Yakın Plan Biraz Hareket cildinize özel UV korumas: Yayımlanan bir rapora göre, Batılı yetişkinlerin dörtte biri bisiklet ya da yürüyüş gibi (bir seferde 10 dakikadan az olmamak üzere) aktif ulaşım yollarını tercih ediyor. Bu süreyi günde en az 20 dakika ya da haftada 2,5 saate çıkarmak, sağlığınıza tahmininizden daha fazla katkı sağlayabilir. İşte birkaç örnek: 1,2 kg/m2 daha az beden kİtle İndeksİ (BKİ) 3 cm daha İnce bel çevresİ 31 azalan hİpertansİyon rİskİ yüzdesİ 31 azalan dİyabet rİskİ yüzdesİ KARŞIDAN KARŞIYA GEÇERKEN MÜZİK DİNLEYEN, TELEFONLA KONUŞAN YA DA MESAJ YAZAN YAYALARIN YÜZDESİ cildinizi nemlendirirken güneten de koruyun... Etiketleri İyi Okuyun Paketlenmiş gıdaların üzerinde genellikle “bağışıklık sistemini güçlendirir” ya da “kolesterolü düşürür” gibi sözler yazılı olur. Yeni yapılmış bir ankete göre, yetişkinlerin üçte ikisi geçen yıl bu tür notları dikkate almış. Satın aldığınız bir ürünün ambalajında sadece bu tür bir ibarenin bulunuyor olması sizi ikna etmesin. Gerçekten içinde ne olduğunu görmek için besin tablosunu kontrol edin. Diş Etleri Araştırmalar diş eti problemlerinin erkeklerde ereksiyon sorunlarına yol açabileceğini gösteriyor. Son teknolojiler ile donanml, cilt durumlar›na özel nemlendiriciler ile Dermalogica, cildinizi UVA ve UVB ››nlar›na kar› her gün koruyor. 8 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık Yakın Plan Probiyotikler Yayımlanan bir deneyde, her gün probiyotikli yoğurt yiyen katılımcılar, altı haftada vücut yağlarının yüzde 4’ünü kaybetmiş. Uzmanlara göre, sağlıklı bakteriler sınıfındaki probiyotiklerin tetiklediği bağırsak bakterilerindeki artış, vücudun yağ yakmasına yardımcı oluyor. Yalnız aldığınız yoğurdun etiketinde “laktobasillus” ibaresinin yer almasına dikkat etmelisiniz. Maden Suyu Klorlu havuzlarda veya denizde yüzerken saçlarımız iyice solar ve rengi matlaşır. Saç tasarımcıları, maden suyunun içeriğinde bulunan sodyum maddesinin saçların parlamasını sağladığını söylüyor. Yaz boyunca haftada bir kez bir şişe maden suyunu ıslak saçınıza döküp, bir dakika boyunca saç ve saç derinize masaj yaparak iyice yedirin. Ardından her zamanki gibi şampuanlayıp saç kremi uygulayın. Araştırmacılar, egzersiz yapan yaralı farelerin diğerlerine göre yüzde 25 oranla daha hızlı iyileştiklerini tespit etmiş. Egzersiz yapmak hem vücuttaki yakıcı proteinleri yüzde 75 azaltıyor, hem de kan dolaşımını hızlandırarak oksijen ve besinlerin zarar görmüş hücrelere ulaşmasını sağlıyor. ARAŞTIRMA Kalite Kontrol Al Dente Sizi daha uzun süre tok tutacak bir makarna pişirme biçimi. Pişirildiğinde diri kalan “al dente” makarnanın glisemik indeksi daha düşük oluyor. Yani daha uzun süre pişirilmesi gereken türler gibi kan şekerinizi bir anda yerinden zıplatmıyor. Sonuç olarak şeker kana daha yavaş bir şekilde karışıyor ve kendinizi daha uzun süre tok hissediyorsunuz. 10 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık İthal şarküteri ürünlerine meraklıysanız dikkatli olun. Batı ülkelerindeki ekonomik krizin, bu tarz ürünlerin denetlenmesinde bazı aksamalara yol açtığı söyleniyor. Örneğin ABD Tarım Bakanlığı ithal ürünleri, beş yıl öncesine göre yüzde 60 daha az titiz inceliyor. Bazı Türk gıda ürünlerinin sicili de pek parlak değil belki, ama ithal sosis ve salam gibi ürünlerden, özellikle at eti skandalından sonra daha tercih edilebilir oldukları kesin. Üstelik yabancı ülkelerin ihraç mallarının çoğunda yabancı katkı maddeleri de ürkütücü düzeyde. Yakın Plan Süresi dolan ilaçlar Son kullanma tarihi geçmiş ilaçları ne yapacağınızı bilmiyor musunuz? Yakın zamanda yapılmış bir araştırmaya göre ilaçları çöpe atmak çevre için en iyi çözüm. Ancak güvenli bir şekilde atabilmek için uzmanlar şu yolu izlemenizi öneriyor: 1 İlaçları kuru kahve ya da kedi kumu ile karıştırın. 2 Karışımı plastik bir torbaya koyup ağzını bağlayın. 3 Evin diğer çöpleriyle birlikte atın. Leziz ve inceltici ÇOK TATLI… Görüşünü Koru Biberiye, yemeklerinize lezzet katarken daha iyi görmenizi de sağlayabilir. Yapılan bir araştırma, biberiyenin içindeki bir bileşim olan karnosik asitin, görme kaybının en yaygın sebebi olan yaşa bağlı makula dejenerasyonu (sarı nokta hastalığı) riskini düşürdüğünü ortaya çıkardı. Sonucu yorumlayan bilim insanları “Karnosik asit, retina hücrelerini serbest radikallerin neden olduğu göz hastalıklarının ana sebeplerinden biri olan oksitlenme ve bozulmadan koruyabilir” diyor. Araştırmacılar hâlen bu bitkinin görüşü korumak için yeterli olup olmadığını anlamaya çalışıyor. Bir yandan da karnosik asit içeren ilaçlar geliştiriliyor. ARAŞTIRMA Glutes Koşucu dizi rahatsızlığınız varsa, muhtemelen suçlusu glutes adı verilen kas grubudur. Araştırmacılar diz ağrısı çekenlerin koşarken ya da merdiven inip çıkarken kalça kaslarının doğru şekilde çalışmadığını bulmuş. Bu da onların dizine daha büyük yük binmesine neden oluyormuş. Narenciyeleri gözde yapma vakti! Uzun süreli bir araştırmaya göre, 14 yıl boyunca günde iki porsiyondan fazla narenciye yiyen kadınlar, daha az yiyenlere göre yüzde 10 daha az felç riski taşıyormuş. Portakal ve greyfurtta sağlığa faydalı bolca flavonoid bulunuyor. Uzmanlar, “Flavonoidler kan damarları fonksiyonlarını güçlendirir ve antienflamatuvar etkisi sayesinde felce sebep olan kan pıhtılaşmasını azaltır” diyor. Narenciyelerin suyunu içmek yerine meyvenin kendisini yemelisiniz. Bir Tür Kardiyo Ağırlık egzersizlerinin kasları şekillendirdiğini biliyorsunuz. Peki ağırlık kaldırmanın, aynı zamanda bir tür kardiyo olabileceğini de biliyor muydunuz? Araştırmacılar 10’ar dakikalık koşu bandı seansı ile kettlebell swing çalışmasını kıyaslamış; her ikisinde de kalp ritmi ve oksijen tüketimi ölçülmüş. Sonuçta her iki egzersizin de kardiyovasküler fitness için önemli etkileri olduğu bulunmuş. Egzersiz uzmanları, “Koşu bandı ilk başlarda daha fazla kalori yakmanızı sağlayabilir. Oysa ağırlık egzersiziyle metabolizmanız hızlanacağı için spor salonundan çıktıktan sonra da kalori yakmaya devam edersiniz” diyor. 12 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık Leziz Haberler Ortalama kalp ritmi Kettlebell KOŞU BANDI 180 177 Ortalama soluk ritmi (dakikada nefes sayısı) 38 36 10 dakikalık seansta yaktığınız kalori (katılımcıların ortalama kilosu: 73) 125 171 Çikolata, cildinizi güneşin zararlarına karşı en az titanyum dioksit ve çinko kadar etkili şekilde koruyabilir. İki grup kadından üç ay boyunca her gün düzenli olarak çikolatalı bir içecek içmesini isteyen bilim insanları, araştırmanın sonunda çok faydalı bilgilere ulaşmış. Kadınların yarısı, flavonol yönünden zengin bir çikolata içeceği tüketirken, diğer grup antioksidan yönünden daha zayıf ama aynı tatta bir içecek içmiş. Üç ay sonra hepsi UV ışınlarına maruz bırakıldığında, daha fazla flavonol tüketenler ışınlardan daha az etkilenmiş. Araştırmacılar, her gün 100 gram bitter çikolatanın SPF 2 ya da SPF 3 miktarında koruma sağladığını söylüyor. (Ama siz yine de koruyucu kullanmak yerine çikolataya güvenmeye kalkmayın ve eczanelerden temin edebileceğiniz SPF korumalı ürünler kullanın) Araştırmacılar, masajın kalp krizi, felç ve diyabet risklerini nasıl azaltabildiğini sonunda anladı. Yayımlanan bir çalışma, 15 dakikalık bir masajın stres kimyasallarından olan adrenokortikotropik hormonunu yüzde 7 oranında azalttığını, iyi hissettiren oksitosini ise yüzde 17 oranında artırdığını ortaya koydu. Çalışmayı yürüten uzmanlar, “Stresimiz azaldıkça bağışıklık sistemimiz daha iyi çalışıyor. Bu bakımdan masaj yaptırmak dolaylı olarak bizi hasta olmaktan da koruyor” diyor. Fırçalarken Dikkat! Altı yaşın altında çocuğu olan kadınlar, çocuksuz kadınlara göre günde bu kadar dakika daha az egzersiz yapıyor. Yardıma ihtiyacınız varsa, çocuk bakım bölümü olan bir spor salonu araştırabilir (genelde 24 saat açık salonlarda oluyor) ya da onu bir yakınınıza bırakmayı deneyebilirsiniz. Son yapılan bir araştırmaya göre, diş macunu, sıvı el sabunu ve ağız gargaralarında bulunan antibakteriyel bir kimyasal olan triklosan, yüksek miktarda alındığında kalp ve iskelet kası hücrelerine zarar veriyor. Uzmanlar bu maddenin kalp rahatsızlığı gibi bir problemi olan kişilerde koordinasyon ve güç kaybına neden olabileceğini belirtiyor. Eğer bu kimyasal maddeden kendinizi korumak istiyorsanız, triklosan içermeyen ürünler kullanmalısınız. PharmeticSağlık /Yaz 2013 / 13 Yakın Plan Sebze Aşkı Yakın zamanda yapılan bir çalışmaya göre, tarifine bakarak dört yemeği kıyaslaması istenen katılımcılar, içinde sebze olan bir yemeği lezzet açısından birinci sıraya koymuş. Çalışmanın yazarı, “İnsanlar, içinde sebze bulunan bir yemeğin tadının çok daha iyi olmasını bekler. Bu, sağlıklı öğün kavramının kafamızda yarattığı imajdan kaynaklanıyor” diyor. Bolca vitamin, potasyum ve antioksidan içeren sebzelere öğünlerinizde mutlaka yer vermelisiniz. Unutmayın, sebzeleri ne kadar tazeyken tüketirseniz o kadar faydasını görürsünüz. Vuruşun Ötesi Wimbledon’dan ilham alıp kendinizi kortlara mı attınız? Tamam, ama tenis oynarken dirseğinize dikkat etmelisiniz. Eğlence için tenis oynayanların yarısının dirsek tendonları, aşırı kullanım dolayısıyla sakatlanabiliyor. Tenis antrenörleri, bunun suçlusunun “kötü teknik” olduğunu söylüyor. Güvende olmak ve güçlü vuruşlar yapmak için bu ipuçlarını takip etmelisiniz: 1. GÜCÜNÜzü ARTTIRIN. Güçlü tricep, ön kol ve omuz kasları, topun etkisini azaltmaya yardımcı olur. Triceps extensions hareketini deneyin: Bir dambılın ucunu avcunuzun içiyle kavrayın, başınızın arkasına getirin ve yukarıya kaldırıp indirin. 2. BACKHAND VURUŞUNU İYİLEŞTİRİN. Bu vuruşa hazırlanmak için vücudunuzla ileriye doğru uzandığınızda, dirseğinizi raketin önünde tutmak yerine ona paralel tuttuğunuzdan emin olun. Önde duran dirsek, sakatlanmada en büyük risk faktörüdür. 3. DOĞRU ZAMANDA VURun. Topa ve rakete odaklandığınızda bedeninizin önüyle bağlantı kurmalısınız, asla yanı ya da arkasıyla değil. Zararlı Etki Kilo vermek için uğraşırken, bazen happy hour’da buluştuğunuz arkadaşlarınız bir tabak dolusu yağlı cips kadar zararlı olabilir. Kaldı ki yapılan bir ankete göre kadınların yüzde 53’ü çevresindeki kişilerin, diyetine uymayan yemekleri yemesi konusunda kendisine baskı yaptığını söylüyor. Böyle bir durumda sizi yemek yemeye zorlayan kişiye “Ben biraz bekleyeceğim” demenizde yarar var. Böylece o kişi bu söylediğinize inanarak sizi rahat bırakacaktır. Ankete katılanlar, zayıflama çabalarının dış etkenler yüzünden nasıl sabote edildiğini şöyle anlatmış: 14 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık Başkaları nasıl müdahale ediyor? Diyetin bozulmasına neden karşı konulamıyor? Diyetimde olmayan yemekleri pişirip servis ederek: %40 Kimseyi kırmak istememek: %56 Diyetimle ilgili şakalar yaparak: %35 Herkes gibi yemek yemek istemek: %51 Diyetime uymayan yiyecekleri benden habersiz sipariş ederek: %31 Diyetinin üstüne dikkatlerin toplanmasını istememek: %41 Yakın Plan Tam Tahıla Dikkat Tam tahılları tercih etmek beslenmenize protein ve lif eklemenizin sağlıklı bir yolu, tabii dikkatli olmak şartıyla: Araştırmalar, tam tahıllı etiketiyle satılan gıdaların, tahıl içeren, ancak bu etikete sahip olmayan gıdalardan daha fazla kalori ve şeker içerdiğini ortaya çıkardı. Kutunun üzerindeki damgaya aldanmayıp içindekiler listesini kontrol etmeli ve içinde gerçekten tam tahıl olup olmadığına bakmalısınız. Ayrıca şekerin hiçbir türü, içindekiler listesinin ilk ya da ikinci sırasında yer almamalı. C M Y Şahane Kaşlar Yüzümüzü çevreleyen kaşlarımız, gözlerimizin güzelliğini ortaya çıkarır. Kaş estetiği uzmanları, yanlış renk seçiminin yüzümüzü solgun göstereceğini söylüyor. Kaşlar saçlara uyum sağlamalı ama rengi birebir aynı olmamalı. Kaşlarınızın rengini kırmak ya da koyulaştırmak için kaş kalemlerinden destek alabilirsiniz. 16 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık Kumral Esmer Saçlarınız kestane rengiyse sıcak kahve tonlarındaki kaş kalemlerini tercih etmelisiniz. Çikolata kahve saçlarınız varsa, açık kahverengi bir kalem kullanın. Koyu ya da orta kahve bir kaş kalemi kullanabilirsiniz. Renkli gözlü, beyaz tenli ve siyah saçlı kadınlar daha açık bir kahve tonunu tercih edebilir. Asla siyah bir kaş kalemi kullanmamalısınız. Sarışın Kızıl Kaş estetiği uzmanları kaş renginin saçınızdaki en koyu tona yakın olması gerektiğini söylüyor. Kaşlarınızı açık kahve ya da boz renkli bir kalemle belirginleştirin. En ufak boşlukları bile dolduran doğal görünümlü kaşlar yaratan kalemleri tercih edin. Kaşlarınızı sakın bakır tonlarına boyamaya kalkmayın. Kaş uzmanları doğal kızıl saçlı kadınların da kızıl kaşlara sahip olmadığını belirtiyor. Ancak kızıl kahve tonlarındaki kaşlar old ukça çekici durabilir. CM MY CY CMY K Yerden Kalkın! Bir çalışmaya göre, ayakta yapılan üst gövde egzersizleri karın kaslarını harekete geçirip birden fazla kas grubunu şekillendiriyor ve fonksiyonel gücünüzü artırıyor. Gücünüzü artırmak için lateral raises hareketini deneyin: Her iki elinize birer dambıl alın. Kollarınızı düz tutarak ağırlıkları yavaşça omuz hizanıza kadar kaldırın. Hareketi 10-12 kez tekrar edin. Ortalama olarak, zayıf kişiler her lokmayı yutmadan önce bu kadar kez çiğniyor. Obez kişiler ise en fazla 17 kez. Yakın Plan ARAŞTIRMA Şeker Konusu Saygın bir tıp dergisinde yayımlanan bir çalışmaya göre, kilo savaşında bir numaralı düşman fruktoz değil. Bilim insanları 40’tan fazla eski deneyi gözden geçirmiş ve fruktoz nedeniyle kilo alındığından bahseden çalışmaların artık geçerliliğini yitirdiğine karar vermiş. Fruktoz tüketenlerin tartıda artışla karşılaşmasının nedeni ise zaten genel olarak gereğinden fazla kalori alıyor olmaları. Şekeri azaltmak hiçbir zaman kötü bir fikir değil; ama kilo vermek istiyorsanız, en önemlisinin aldığınız kaloriyi azaltmak olduğunu bilmenizde fayda var. Bu Birleşime Dikkat Greyfurt yemeden önce bilmeniz gerekenler var: Yeni yapılmış bir araştırmanın sonuçlarına göre, bu ekşi meyvenin içinde bulunan ve furanokumarin olarak bilinen bir grup kimyasal madde, bazı ilaçların vücutta çözülmesine engel olabiliyor. Greyfurtun fazlası, bazı ilaçların yan etkisini yüzde 330 oranında artırabiliyor. Akut böbrek yetmezliği, ani kalp durması, hatta ani ölüme bile neden olabiliyor. Halen bazı kanser tedavileri, enfeksiyonlar, kardiyovasküler ve psikiyatrik bozukluklarda kullanılan 85 ilacın, günde bir bardak greyfurt suyu ya da bir adet greyfurtla bir araya geldiğinde ilaç-besin etkileşimi gerçekleşiyor. Yeni bir ilaca başlamadan önce, greyfurt tüketme konusunu eczacınıza danışmalısınız. Şimdi Güneşten Korunmanın TAM ZAMANI! Güçlü Genler Bilim insanları, ağırlık egzersizinden sonra daha dayanıklı olmamızı açıklayabilecek yeni bir protein keşfetti. PGC1 alpha-4 denen bu proteinin seviyesi, ağırlık kaldırdıktan sonra aniden yükseliyor. Bu da kas gücü ve boyutunu artıran biyokimyasal değişiklikleri tetikliyor. Araştırmacılar, elde edilecek sonuçların vücudun daha fazla protein üretmesine yardımcı olacağını, bunun da yaşlanma ve kanser gibi hastalıklarla bağlantılı kas kayıplarını önleyebileceğini belirtiyor. HAYAT KURTARAN LAVANTA Güzel kokulu dal ve yapraklar yemeğinizi tatlandırmaktan çok daha fazlasını yapabilir: Beyin performansınızı ve enerjinizi artırabilir, ayrıca kendinizi çok daha iyi hissetmenizi sağlayabilir: HASSAS CİLTLER İÇİN GÜNEŞTEN KORUMA INNOVATION FORMULA SunSitive« protection TÜM CİLT TİPLERİ İÇİN Ordu standartlarına göre 22-31 yaş arası kadınların iki dakikada tamamlamak zorunda olduğu şınav sayısı. (39-42 şınav, mükemmel diye tanımlanıyor.) Araştırmalar gösteriyor ki, bu bitkinin yağını günlük besin takviyesi olarak almak, anksiyeteyi azaltıp uykuyu düzenleyebiliyor. Avène 30 ÇOK YÜKSEK KORUMA ÇOK YÜKSEK KORUMA Kalbim Genç İltihaplanma, vurup kaçan bir aşk hikâyesine benziyor: Kalbe zarar veren, oldukça acılı bir durum... 20-45 yaş arası 61 gönüllüyle yapılan bir araştırmada, egzersizin genç kalpleri iltihaplanmaya karşı koruduğu ortaya çıkmış. Katılımcılardan 40 dakikalık bir kardiyo seansının öncesinde ve sonrasında kan alan araştırmacılar, kan hücrelerinde iltihaplanma etkisi yaratmış. Araştırmayı yürüten uzmanlar, egzersiz sonrası alınan kan örneğindeki hücrelerde daha az iltihaplanma olduğunu belirlemiş. Sporun iltihabı önlediğine dair kesin kanıtlar yok, ama bu egzersiz yapmamak için mazeret değil! Haftada dört kez yarım saatlik kardiyo çalışırsanız kalbinize büyük iyilik etmiş olursunuz. Normal Karma Cilt Parfümsüz Avène’nin güneşten korunma ürünleri, Pierre Fabre Araştırma laboratuarları tarafından geliştirilen, özel bileşenleri, UVA ve UVB’ye karşı geniş spektrumlu koruma sağlar: AKNE EĞİLİMLİ CİLTLER İÇİN ÖZEL FORMÜL Avène 50 +SPF Yemelisiniz: 18 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık AVÈNE, +SPF AŞIRI HASSASİYET Avène 50+SPF Mineral ÇOK YÜKSEK KORUMA Tüm Cilt Tipleri Sürekli güneşe maruz kalınan durumlarda (deniz kenarı, açıkhava aktiviteleri, dağ) SUYA KARŞI DAYANIKLI PARABEN İÇERMEZ www.eau-thermale-avene.com.tr www.facebook.com/avene.tr SUYA KARŞI DAYANIKLI PARABEN İÇERMEZ %100 MINERAL KİMYASAL FİLTRE İÇERMEZ PARFÜMSÜZ PARABEN İÇERMEZ Yakın Plan REGL Ağrısı Lifli yiyecekler her ay tekrarlanan ağrılarınız üzerinde pozitif etki yaratabilir. Japonya’daki Gifu Üniversitesi çalışanları 276 genç kadının beslenme alışkanlığını incelemiş. En fazla lif tüketenlerin en az regl ağrısı çekenler olduğu sonucuna varılmış. Bu sonuç araştırmacıları şaşırtmış çünkü onlara göre regl ağrısını azaltmaya yardımcı şey, yüksek izoflavon içeriği ile soya olmalıydı. (İzoflavon, regl ağrısının en önemli tetikleyicisi olarak gösterilen prostaglandin salgısını bloke edebilen bir madde.) Bilim insanları, lifin ağrıyı nasıl azalttığını açıklayamasa da biz onların dediğini uygulayalım. Günlük almanız gereken lif miktarı en az 20 gr. İyi Çocuk Köpek sahibi olmanın gerçekten iyi tarafları var. Yapılan araştırmalar köpek sahiplerinin kedi sahiplerine göre daha sağlıklı olduğunu gösteriyor. Uzmanlar kedi, köpek ve insanlar üzerine 97 adet araştırmayı gözden geçirmiş ve herhangi birine sahip olan insanların bir ay sonra daha az hastalandığını fark etmiş. Bunun nedeni, bir ev hayvanının sunduğu arkadaşlığın insan üzerindeki psikolojik etkilerinden kaynaklanıyor. Ancak bunlardan sadece köpek sahipleri 10 ay sonra hâlâ sağlıklı olmayı devam ettirebildi. Neden mi? Uzmanlar, “En iyi arkadaşınızı edinmiş olmanızın yanı sıra yürüyüşe de ihtiyacınız var” diyor. Bütün restoran menülerinde (sadece zincir restoranlarda değil) besin değerleri tablosu görmek isteyen tüketicilerin yüzdesi. Yaklaşık aynı oranda tüketici de bunun ne sipariş edeceğine karar vermesinde yardımcı olacağını söylüyor. Gen Tipi Karpal tünel sendromu için elektronik postalarınızı suçlamayın. Yapılan bir araştırmaya göre bu duruma neden olan şey, fazla kullanım değil genleriniz. Harvardlı bilim adamları 117 vakayı inceleyip, genetik faktörlerin, kullanıma göre iki kat fazla etki ettiğine dair bazı ipuçları ele geçmiş. Çalışmanın yazarları, “Ellerin kullanımıyla ilgili açıklamalar biraz abartılıyor” diyor. 20 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık Türkiye şimdi YouPlus Multivitamin, Mineral, Omega-3, Gıda Takviyeleri ile tanışıyor. Herkes için daha sağlıklı ve kaliteli bir hayat başlıyor. Yakın Plan Gece Kuşu Pedallara Kuvvet! Daha kolay bisiklet sürebilmek için önce ısınmalısınız. Uzmanlar kas hücrelerinin oksijeni yakıta çevirebilmesi için zaman geçmesi gerektiğini belirtiyor. Bunun için hücreler karbonhidrat kullanmak zorundadır. Bu sayede oluşan laktik asit enerjinizin bir kısmını alıp götürebilir. Hızlı bir şekilde ısınmaya başlarsanız vücut özel bir enzim salgılamaya koyulur ve hücreler karbonhidrat kullanmak zorunda kalmaz. Bisiklet binmeden önce beş dakikalık hızlı bir ısınma türüyle başlamalısınız. Sağ dizinizin 10 saniyede 19 kez daire çizmeli. Bu habere en çok gece kuşları sevinecek! Birçok insanın geceleri egzersiz yaparken daha yüksek performans gösterdiği ortaya çıktı. Biyolojik saatin atletik performansı nasıl etkilediğini merak eden araştırmacılar, 25 yüzücüyü 55 saat boyunca alabildiğine düzensiz bir uyku programına maruz bırakmış. Akşamüstü ve akşam saatlerinde daha iyi performans gösteren yüzücüler, 23.00’te müthiş bir ilerleme kaydetmişler. 02.00 ve 08.00 saatleri arasında ise üstün seviyeye ulaşmışlar. Araştırmacılar, uykusuz kalan ve egzersizden önce karnını doyurmamış yüzücülerin bile geç saatlerde üstün performans sergilediğini tespit ettiler. 18.00’de yorgun argın eve dönseniz bile egzersiz yapmayı ihmal etmeyin, içinizde hâlâ enerji kalmış olabilir. Aşk Acıtır Kötü bir evlilik fast-food’un sağlığınıza verdiği zarar kadar kötü olabilir. Araştırmacılar, zorlu evlilikleri olan kadınların, kalp hastalıklarına yol açan yüksek kolesterol veya obezite gibi rahatsızlıklara yakalanma riskinin, mutlu evlilikleri olanlara kıyasla yüzde 40 daha fazla olduğunu belirtiyor. Kronik stres, kortizon hormonunda salgılanmaya yol açarak karın bölgesinde yağlanma oluşturuyor. Karın bölgesinde bulunan bu yağların aşırısının, metabolik sendroma yol açtığı belirtiliyor. 22 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık Rahat Nefes Sebze yemeniz için bir neden daha: Yapılan bir çalışmaya göre brokoli filizlerindeki bir bileşen astım ve alerji gibi rahatsızlıkları gidermeye yardımcı oluyor. Bunlardan üç gün boyunca yiyen birinin yonca filizi yiyenlere oranla nazal hücrelerinde antioksidan enzimleri daha çok görülmüş. Bu enzimler astım ve alerjiye neden olan ve solunum yollarına zarar veren maddelerin etkisini azaltıyor. Brokoli ve karnabahar gibi turpgillere dâhil sebzelerde bulunan bir kimyasal, enzim üretmesi için vücudu uyarıyor. Maksimum fayda için çiğ yemelisiniz. Yakın Plan ARAŞTIRMA Sosyal İşte pek de beğenmeyeceğiniz bir keşif: Yeni yapılan bir araştırmada, Facebook’ta beş dakika zaman geçirenlerin sağlıksız bir atıştırmalığa el uzatma olasılığının, aynı sürede haber sitelerini dolaşanlara göre daha yüksek olduğu tespit edilmiş. Arkadaşlarınızın duvarına ya da fotoğraflarına baktığınız zaman onlarla bağlantı kurduğunuzu hissediyorsunuz ve bu da kendinize olan güveninizi geçici olarak artırıyor. Uzmanlar, “Bu ise ne yazık ki kendinizi kontrol edebilmenize engel oluyor” diyor. Facebook’a girmeyin demiyoruz ama en azından karnınız açken uzak durabilirsiniz. Aç olduğunuz zaman, irade gücünüzün en zayıf olduğu andır. Boş Laflara Kanmayın! Düzenli olarak koşanlar iyi dinlesin: Severek yaptığınız bu sporu eleştirenleri devamlı olarak püskürtmek zorunda kalıyoruz. Koşmak kalça ve dizlere zarar vermez. Anotomi bilim uzmanları, koşmanın osteoartritis hastalığına sebep vermediğini söylüyor. Zira bu kıkırdağın çürümesi sonucu meydana gelen eklem ağrısı ve iltihaplanma. Araştırmacılar koşarak geliştirilen kasların osteoartritis tehlikesini ortadan kaldırdığını söylüyor. En önemlisi de egzersizin büyük bir risk faktörü olan obeziteyi engellemesi. Acıyı Azaltın Eski yöntemlerde, rahim boyunu dört santimetre açılana kadar belkemiğinden enjeksiyon yapılmadan başka ağrı kesiciler kullanılıyordu. Ancak yapılan çalışmalar beklemenin bir anlamı olmadığını gösteriyor. Uzmanlar, “Son dakikaya bırakmadan epidural ağrı kesici yaptırmak, ne sezaryen riskini artırıyor ne de doğumu zorlaştırıyor” diyor. Epiduralı erkenden yaptıran kadınlarda daha az yan etki oluşuyor. Ayrıca acı daha az şiddette yaşanıyor ve doğum sancısını 80 dakika kadar kısaltıyor. Yeni doğmuş bir bebeğin kalp ritmi, solunumu, kas oranı ve reflekslerine bakıldığında gayet iyi puanlar aldığını görüyoruz. 24 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık Sol taraf: Alzheimer hastalığı olan beyin Sağ taraf: sağlıklı beyin Görüntüleme Teknolojisi Beyin görüntüleme teknikleri sayesinde henüz Alzheimer belirtileri ortaya çıkmadan önce hastalık anlaşılabiliyor. Araştırmacılar genetik bir riski ifade eden APOE-4 genini taşıyan sağlıklı insanların beyinlerinin (PET scan adı verilen) tomografisini çektiklerinde, hastalığın göstergesi olan anormal protein çökeltilerine rastladı. PET scan, gelecekte insanlar hastalıklarından dolayı daha sıkıntı çekmeye başlamadan önce bilim adamlarının tanı koyabilmelerine yardımcı olabilecek. Bu iyi bir haber çünkü önümüzdeki 20 sene içinde çok daha fazla insanın bu hastalıktan muzdarip olacağı düşünülüyor. PHYTO Yakın Plan ARAŞTIRMA BİTKİLERDEN GELEN GÜÇ Sinirinize Hâkim Olun Yemek yerken birçok duyunuzu aynı anda kullanırsınız ve bu ruh hâlinizi ciddi şekilde etkiler. Sinirli ya da gergin olduğunuzda yemek yerseniz sindirim sisteminiz bundan etkilenebilir. Böyle bir durumda ilk lokmayı ağzınıza atmadan önce yiyeceğiniz şeyin rengine ve formuna bakın. Yiyecekleri seyretmek, gerekli sindirim sıvılarının ve enzimlerinin ağza ve mideye salgılanmasını sağlar. Sakin olursanız sindiriminiz de kolaylaşır. Sertifikalı olduğunu iddia edip aslında öyle olmayan fitness eğitmenlerinin yüzdesi. PHYTOCYANE Keten Tohumuna Şans Tanıyın Ekolojik Makyaj Çevre dostu makyaj trendi tüm hızıyla devam ediyor. Makyaj uzmanları paraben ve katkı maddesi içermeyen bu ürünlerin aynı zamanda çevreye de zararlı olmadığını söylüyor. Eczanelerden temin edebileceğiniz organik makyaj ürünleri için eczacınıza danışabilirsiniz. Keten tohumunun faydaları: Yiyecekler arasında içeriğinde en çok lignan (bitkilerde bulunan ve östrojen içeren bir bileşik) bulunan bitkidir. Bu östrojene benzer bileşimler ayrıca susam, humus ve kuru meyvelerde bulunuyor. Lignan tüketen kadınların çoğunun beden kitle indeksi, yani boy ile kilo arası orantısı en düşükte çıkıyor. Araştırmayı yürüten uzmanların hayvanlar üzerinde yaptığı bir araştırmada, östrojenin iştahı azalttığı ve yağ hücrelerinin değerini düşürdüğü gözler önüne serildi. Bu yüzden fitoöstrojenlerin belki insanlar için de aynı etkiyi yapacağını düşünüyor. Keten tohumunu gevrek, yoğurt, içecekler ya da çok tahıllı ekmekler ile karıştırarak yiyebilirsiniz. SAÇ DÖKÜLMES‹NE KARŞI ETK‹L‹ BAKIM Stres, yorgunluk ve mevsim değişikliği gibi durumlardan etkilenerek güçsüzleşen saçlar dökülme problemi ile karşı karşıya kalır. PHYTOCYANE şampuan ve ampul içeriğindeki ginkgo biloba ekstresi, üzüm çekirdeği polisakkaritleri ve B6 vitamini ile saç dökülmesini önlemeye yardımcı olur. Güçlendirici bakım kürünün tüm faydalarını sunarak saçın direncini, ışıltısını ve gücünü arttırmaya destek olur. 26 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık | | www.phyto.com.tr ALЀS GROUPE ISTANBUL 0212 290 70 75 PHYTO ürünlerini eczanelerde bulabilirsiniz. C M Y CM MY CY CMY K Yaşam Y apılan araştırmalara göre kadınların yüzde 67’si yeterince uyuyabilmek için çaba gösteriyor. Yarısı ise yaşadığı yorgunluğun işini ve sosyal hayatını aksattığını belirtiyor. Yeterince uyuduğunu düşünenlerin aslında bunu başarıp başaramadıkları şüpheli. Öte yandan araştırmalar, söz konusu yorgunluğun başka bir sebebi daha olduğunu gösteriyor: Toplumun yüzde 70’ini etkileyen ve kadınların sağlığını tehlikeye atan fenomen, “sosyal jet-lag”. Bozulan ritim Sosyal jet-lag’i tam olarak anlayabilmek için, ilk önce sirkadiyen ritmin ne olduğunu bilmemiz gerek. Sirkadiyen ritim, uyuma ve uyanmaya hükmeden, neredeyse tüm bedensel davranışları kayıt altına alan içsel saate verilen isimdir. Beynin “suprakiazmatik çekirdek” adı verilen bir bölgesi tarafından kontrol edilen sirkadiyen, doğuştan gelen ve değiştirilemeyen bir yapıdır; yani belli saatlerde uykunuz gelirken belli saatlerde de uyanık olursunuz. Gece turundan çok geç dönmek ya da gün doğmadan uçağa binmek gibi sirkadiyen ritmin hoşuna gitmeyecek şeyler yaptığınızda, suprakiazmatik çekirdeğiniz bir darbe alır. Bunun yanında her gün uykuya farklı saatlerde dalmak ya da farklı saatlerde uyanmak gibi davranışlarla içsel ritminize hükmetmeye çalışırsanız, dengeniz tamamen bozulabilir. Bu durum da sizi bitmek bilmeyen bir jet lag hissine sürükleyebilir. Normal bir jet-lag’in getirdiği yorgunluk, konsantrasyon bozukluğu ve sinirlilik gibi problemler, daha uzun süren sosyal jet-lag söz konusu olduğunda giderek büyüyor. Sirkadiyen ritmini görmezden gelmek, sadece istediğiniz zaman uykuya dalamamanıza yol açmakla kalmaz. Ona saygı göstermediğinizde, kariyerinizden hafızanıza, hatta bel çevrenize kadar her şeyin bu tepkiden etkileneceğini bilmelisiniz. Sürekli yorgunluğun bedeli Enerjiniz nereye kayboldu? Bayılmadan Önce Uyuyun! Eğer günlük programlarınız sizi yorgunluktan bitap düşürüyorsa, büyük olasılıkla “sosyal jet lag” olarak adlandırılan durumdan muzdaripsiniz. Bu durumun sağlığınızı tehdit etmesine izin vermeyin ve enerji seviyenizi nasıl yükselteceğinizi öğrenmek için bize kulak verin! Gökçe Burdurlu Cömert 30 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık İronik bir şekilde, hayatta daha fazla yol kat edebilmek için uykusunu göz ardı eden kadınlar, profesyonel gelişimlerini çok daha fazla riske atıyor. Uzmanlar “İhtiyacınız kadar uyumadığınız zaman olayları net bir şekilde değerlendiremezsiniz. Uykunuzdan feragat ettiğiniz saatler, size kazanılmış zaman olarak geri dönmüyor. Performansınızın zirvesinde bir çalışma sergileyebilmeniz söz konusu bile değil” diyor. Bunun sebebi belki de uyku bozukluklarının beyin gücünü büyük ölçüde engellemesi. Yine uzmanlara göre, engelleyemediğiniz seviyede dinlenme ihtiyacı duyuyor olmanız, bedeninizin diğer tüm bölgeleri ayıkken beyninizin uykuya dalmasına sebep olabilir. En iyi ihtimalle utanacağınız bir ortamda (mesela çok önemli bir toplantıdayken) uykuya dalarsınız. En kötü ihtimal ise son derece tehlikeli bir hata yapmanız olur. (Her yıl uykusuz bir şekilde direksiyon başına geçmekten kaynaklanan 100.000 trafik kazası gerçekleşiyor.) Sosyal jet-lag hâli karar mekanizmanızı engelleyebilir, beyninizin yeni hücre üretmesini durdurabilir, hatta uzun süreli hafızanıza zarar verebilir. Dahası da var: Uzmanlar, sirkadiyen ritminizle uyumsuz bir hayat yaşamanızın sinir sisteminizin kimyasını da bozabileceğini söylüyor: “Bu da sizi depresyon ve mevsimsel duygu durum bozukluğu gibi bazı ruhsal sağlık riskleriyle karşı karşıya bırakabilir.” Sosyal jet-lag, beyin hücrelerinize ve uzun süreli hafızanıza zarar verebilir. Sosyal jet-lag’in bedeninizin kalan kısmına verdiği zarar da en az şimdiye kadar sıraladıklarımız kadar rahatsız edici. Mesela hormon üretim düzenini bozarak erken yaşlanmanıza sebep olabilir. Glukoz toleransınız (bedeninizin şekeri kullanma yeteneği) alt üst olduğu için, her gün spor salonunda harcadığınız saatlere rağmen kilo alırsınız. Eğer son zamanlarda kendinizi sürekli aç hissediyorsanız, bunun sebebi de az uyumanız nedeniyle açlık hormonlarınızın artmasıdır. Yeni yapılan bir araştırmada, sosyal jet-lag’in etkisi altında geçirilen her saatin (hafta sonları diğer günlere kıyasla birkaç saat geç uyumak da dâhil), fazla kilolu olma riskini yüzde 33 artırdığı bulunmuş. Doğal uyku ihtiyacını görmezden geldiğinizde, bağışıklık sisteminiz enfeksiyonlarla savaşmaya yarayan sitokin isimli proteini üretmeyi askıya alır. Bu da soğuk algınlığı, nezle gibi hastalıklara meyilli olmanız anlamına gelir. Araştırmalar, uyku bozukluklarının yüksek tansiyon, kalp rahatsızlıkları ve diyabet gibi kronik hastalıkların ortaya çıkma ihtimalini de artırdığını gösteriyor. Biraz da iyi haber Normal jet-lag’in aksine sosyal jet-lag tamamen tersine çevrilebilir bir sorundur. Uzmanlar yine de geri dönüş için 12 saatlik kesintisiz bir uykudan daha fazlasının gerektiğini söylüyor. Öncelikle kaçırdığınız her anı hesaplayıp o kadar uyuduğunuzda “borcunuzun” tamamen kapanacağı düşüncesini aklınızdan silin. Uzmanlar “Mutlaka kaybettiğiniz saat kadar uyumanız gerekmiyor. Normalden biraz daha fazla uyumanız yeterli.” diyor. >Sosyal jet-lag’i hayatınızdan atmayı bir kez başarınca, bir daha girmesine asla izin vermeyin. PharmeticSağlık / Yaz 2013 / 31 Yaşam >Sağlıklı uyku alışkanlığı kazanmak için günde 7-8 saat uyumayı hedefleyin. Sosyal jet-lag sorununu çözünce, bir daha olmasına izin vermeyin. Nihayet kesintisiz bir uyku için zamanınız olduğunda, beyniniz daha etkili bir şekilde uyuyarak (yani yenileyici uyku aşamasında daha fazla zaman geçirerek) size yardımcı olacaktır. Siz de onun bu iyiliğini, art arda dört gece boyunca dokuz veya 10 saatinizi yatakta geçirerek ödeyebilirsiniz. Uzmanların önerisi, cuma veya cumartesi gecesi erkenden uyumakla işe başlamanız. Bu sayede pazartesi geldiğinde kendinizi çok daha canlı hisseder, hafta ortasına kadar çoktan yenilenmiş olursunuz. “Söylemesi kolay” mı diyorsunuz? Eğer uzun bir zamandır sosyal jet lag hâlinde yaşıyorsanız, sirkadiyen ritminizi kendinize getirecek ciddi bir hamleye ihtiyacınız var demektir. Araştırmalara göre, uyandıktan hemen sonraki 30-45 dakikayı 32 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık ev dışında geçirmek, uyku düzeninizi yenilemeye yardımcı oluyor. (Dışarı çıkarken güneş gözlüklerinizi yanınıza almamanız önemli, güneşin marifetini gösterebilmesi için gözlerinden içeri girmesi gerek). Bu rutini birkaç gün tekrarlarsanız, sabahları yaşadığınız UV patlaması gece daha rahat uyumanızı ve sabah dinlenmiş uyanmanızı sağlar. Yatakta geçirdiğiniz süre boyunca hijyenik bir uyku uyuduğunuzdan emin olun. Bu tam anlamıyla tertemiz çarşaflar anlamına gelmese de, uzmanlar temiz bir yataktan zarar gelmeyeceğinin altını çiziyor. Ancak hijyenik uyku ile asıl kastedilen, sağlıklı uyku alışkanlıkları üzerinde çalışmanız gerektiği: Saat 14.00’ten sonra kafein almamaya özen gösterin, yatak odanızın karanlık ve uygun ısıda (yaklaşık 20 derece ideal) olmasını sağlayın, yatmadan bir saat önce odadaki tüm elektronik cihazların fişini çekin. Ayrıca uykudan önce faturalarla ilgilenmemeli, gergin konuşmalardan kaçınmalı ve fiziksel açıdan aktif olmanızı gerektirecek bir şey yapmamalısınız. Uzmanlar “Zihninizi sakinleştirmeniz gerekirken bunları yaparsanız, tekrar harekete geçmesine sebep olursunuz” diyor. Sosyal jet-lag’i hayatınızdan atmayı bir kez başarınca, bir daha girmesine asla izin vermeyin. Uzmanlar, günde yedi, sekiz saat uykuyu hedeflemeniz gerektiğini söylüyor. Daha da önemlisi, hangi gün olursa olsun hep aynı saatte uyumaya ve uyanmaya özen göstermelisiniz. Başlarda bu durum size çok kısıtlayıcıymış gibi gelebilir, ama sağlığınıza yaptığı katkıların göz ardı edemeyeceğiniz kadar fazla olduğunu unutmayın. Yaşam Arızalı Görüş Göz doktorları, “Gözlerimiz üç boyutlu görüş için evrim geçirmiştir. Dolayısıyla yakın mesafede bulunan iki boyutlu bir görüntüden üç boyutlu bir imajı algılamaya geçmek için, oldukça fazla gayret etmeleri gerekir” diyor. Dahası, gözlerimizin odaklanabileceği nokta, önümüzden 6 m ötesine kadar uzanır. Buna rağmen pek çok kişi, bilgisayar ekranına 60 cm’den daha yakın mesafede oturur. Bu nedenle göz kasları odak noktasını yeniden oluşturabilmek için sürekli olarak kasılır. Herhangi bir dijital ekrana saatlerce baktığında göz kaslarınız o kadar gerilir ki kafanızı başka bir yere çevirseniz bile tam olarak rahatlayamazsınız. Sonuçta CVS belirtilerinden en önemlisi olan bulanık görüş ortaya çıkar. Normalde bu sorun, başka bir yere bakmaya başladıktan birkaç saniye sonra hemen düzelir. Ancak haftanın çoğu günü uzun süreli olarak ekran karşısında oturursanız başta kısa süreli olan miyopluk, gitgide kalıcı hâle gelir. Çok net olan bir diğer şey de bu sendromun kesinlikle göz kuruluğuna neden olduğu. Yanma ve kaşıntı hissi göz bozukluğuyla karşılaştırıldığında önemsiz gibi görünebilir ancak sık sık karşılaşılan kuruluk enfeksiyona yol açar. Bu durumda gözleriniz sıkıcı bir hesap tablosuyla size gönderilen elektronik postayı ayırt edebilme yeteneğine sahip değildir. Gözlerinize göre ekranda beliren her şey çok çekicidir ve o esnada yapabildiğiniz şey sürekli göz kırpmaktır. Buna tipik bir örnek verelim: Yakın tarihli bir araştırmada, göz küresinin yeteri kadar yağlanması ve fonksiyonlarını yerine getirmesi için normalde insanların dakikada ortalama 16 kez göz kırptığı, fakat dijital bir monitör karşısında bu sayının dakikada altıya düştüğü saptanmış. Durum böyle olunca gözler ciddi anlamda kurur ve rahatsız olur. Hayat Sizin İçin Net Değil mi? Ruha açılan pencere olduğu söylenen gözler modern teknoloji nedeniyle gitgide bozulmaya başladı. Gözler aynı zamanda vücudunuzda ortaya çıkan bazı problemlerin sinyallerini de verir. Gözlerinizi korumanın yollarına ve gözlerinizin teşhis ettiği rahatsızlıklara bir bakalım. Tuğçe Kayar 34 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık U zun bir günün sonunda aynaya baktığınızda, gözleri kan çanağı olmuş, gözaltları morarmış birini görüyorsanız nedeni dijital bir cihaza bağımlılığınız olabilir. Uzmanların “bilgisayar görme sendromu (CVS)” adını verdiği bu rahatsızlık, hızla yaygınlaşan yeni bir problem. Bu sıkıntı günde iki üç saatten fazla süre aralıksız olarak ekrana (bilgisayar, tablet veya akıllı telefon) bakan kişilerin yüzde 90’ında görülüyor. Belirtileri bulanık görüş, baş ağrısı, göz kuruluğu ya da uzun dönemde miyopluk şeklinde ortaya çıkıyor. Bu belirtiler birkaç gün içerisinde görülebildiği gibi bazen de ortaya çıkması aylar sürebiliyor. Ancak tabii ki bir sorun olduğunu hissedinceye kadar beklememelisiniz ve olası sorunları önlemeye bugünden başlamalısınız. Modern teknoloji nedeniyle gözlerimiz gitgide bozulmaya başladı. Haydi, dijital dünyada gözlerinizi korumanın yollarını öğrenelim. Göz Muayenesinin İçeriği Kapsamlı bir araştırma birden fazla adımdan oluşur. GÖRÜŞ KESKİNLİĞİ TESTİ Göz muayenesinin en bilinen testinde, siz çizelgedeki harfleri okurken doktorunuz da ne kadar uzağı ve yakını gördüğünüzü saptamaya çalışır. (Hem iki göze birlikte, hem de tek tek bakılır.) Böylece gözlüğe ihtiyaç duyup duymadığınız anlaşılır. BASINÇ TESTİ Gözde sıvı biriktiği zaman glokom (göz tansiyonu) denilen rahatsızlık ortaya çıkar ve rahatsız edici bir basınca neden olur. Doktor gözünüze hava sıkarak ışık yansımaları vasıtasıyla göz basıncınızı ölçer. GENİŞLETME Doktorunuz gözlerinizin içine daha dikkatli bakabilmek için göz bebeklerinizi genişletir. Bunun için gözünüze zararsız (sadece kısa bir süre bulanık görmenize neden olabilen) bir damla damlatır. Bazı uzmanlar artık bunu kamera benzeri bir cihazla yapmaya başladı. Ancak yine de muayene sırasında gözün tamamen genişlemesi daha iyidir. Kamera her zaman tüm resmi çekemeyebilir. LAMBA TESTİ Doktorunuz kornea, iris ve retinayı tam olarak analiz etmek için parlak bir ışık ve mikroskop kullanır. Eğer yabancı bir doku tespit ederse, korneadaki çizikleri görünür hâle getirmek için de bir damla damlatır. Görüşünü Koruyun Bilgisayarınızdan, iPad’inizden veya akıllı telefonunuzdan vazgeçmeniz ve 19. yüzyıldaki gibi bir yaşam tarzı benimsemeniz şart değil! Çünkü CVS’nin belirtileri kontrol altına alınabilir. Uzmanlar öncelikle “20-20-6” kuralına göre yaşamanızı tavsiye ediyor. Bu kuralı açalım: Ekran karşısındayken her 20 dakikada bir, 20 saniye boyunca 6 m uzaklıktaki sabit bir noktaya bakın. Alışkanlık hâline getirmek için kendinize alarm kurabilirsiniz. Tıpkı normal beden egzersizi gibi bu da düzenli yapıldığında etkili olmaya başlar ve yapılan her egzersiz işe yarar. İkinci olarak, göz hizanızı monitörün üst çizgisine denk getirmelisiniz. Çalışma yerinizdeki (ev ya da ofis) bilgisayarınızı bu şekilde ayarlamalısınız. Gözlerinizin iyi odaklanması için hafif aşağı bakmanız gerekir. Bunu yaparken göz kapaklarınız da yarı kapalı olacağından gözyaşınız buharlaşmaz ve gözleriniz kurumaz. Göz kamaştıran bir ışığa dik bakmamak da her zaman yardımcı olur. Eğer elinizde akıllı telefon ya da tablet bilgisayar varsa ve üzerindeki yazıyı okumak için de tek elinizle ekranı sürüklüyorsanız, uzmanlara göre gözlerinizi oldukça zorluyorsunuz ve CVS riskini artırıyorsunuz. En azından cihazınızın ekran ışığını azaltmalı ya da parlaklığı engelleyen bir kılıf almalısınız. Görme duyunuz son derece iyi olsa dahi, uzmanlar bilgisayar PharmeticSağlık / Yaz 2013/ 35 Yaşam oluşmasına yol açabilir. Minnesota’daki Mayo Klinik’ten Göz Doktoru Sophie J. Bakri, “Kanser, gözün içinde hafif yüksek bir yüzey veya retinanın pigment katmanında bir leke şeklinde görülebilir” diyor. Gözdeki melanomu erken teşhis etmek çok önemlidir. Çoğu kez başka bir belirtisi yoktur ve çevresindeki dokulara hızlıca yayılabilir. GÖZDEKİ BELİRTİ/ Sızıntılı damarlar DİKKAT ETMEK GEREKEN: Diyabet Yüksek kan şekeri retinadaki damarları tıkayabilir veya zaman içinde onları zayıflatıp gözenekli hâle getirerek hasar verir. Göz doktorları çoğu kez sızıntıyı fark edebilir ve yeni damarlar türetip kusurlu olanla değiştirebilir. Diyabet gözlere genel anlamda oldukça zarar veren ve çok ciddi durumlarda körlüğe bile yol açabilen bir hastalıktır. GÖZDEKİ BELİRTİ/ İltihaplanma DİKKAT ETMEK GEREKEN: Bağışıklık sistemi hastalıkları >Yüksek tansiyon, diyabet gibi ciddi bir rahatsızlığınızın olabileceğini göz doktorunuz söylerse şaşırmayın. Bağışıklıkla ilgili sorunlar, vücudun kendi sağlıklı hücre ve dokularına saldırmasına yol açarak iltihaplanmaya neden olabilir. (Buna göz hücreleri de dâhildir.) Doktorlar, “Gözün içinde bir iltihaplanma ile karşılaştığımızda, hastada yüzde 30-50 arası bir ihtimalle lupus veya artrit gibi, bağışıklık sistemi ile ilgili teşhis edilmemiş bir hastalık olduğunu biliyoruz” diyor. Bu tür hastalıkların bir başka belirtisi de sık sık gözlerin kurumasıdır. Buna da hasar görmüş gözyaşı bezleri yol açar. GÖZDEKİ BELİRTİ/ İçte oluşan kabarcıklar DİKKAT ETMEK GEREKEN: Periyodik solunum (CSR) Gözünüzün içinde kabarcık çıkabilir. Bu duruma “periyodik Kapsamlı bir göz muayenesi birden fazla adımdan oluşur ve görüş keskinliği, basınç, genişletme ve lamba testlerini içerir. gözlüğü kullanmanızı öneriyor. Yakın ve uzak görüşü düzeltmek için kullanılan lenslerin aksine bu gözlükler, orta aralıktaki görüşe yardımcı olarak göz yorgunluğunu engelliyor. Doktorunuz CVS ve benzer diğer rahatsızlıkların giderilmesi için verilen “hepsi bir arada” lenslerden kullanmanızı tavsiye edebilir. (Yapmanız gereken, göz muayenesinde aldığınız raporu sık sık yenilemek, çünkü gözlerinizdeki en hafif bir görüş bozukluğu bile CVS belirtilerini ilerletebilir.) Ekranın karşısında bir seferde saatlerce oturduğunuzda -ki birçok insan her gününü bu şekilde geçiriyor- göz kuruluğuyla mücadele etmek için arada bir yavaş yavaş gözlerinizi kapatıp açın. Ekran nedeniyle ortaya çıkan göz sorunlarının üstesinden gelmek için sağlıklı bir perspektif kurmak ve kısa molalar vermek en iyi çözümdür. Uzmanlar “Evet, bilgisayarlar göz için zorluk demektir. Ancak tedbirli olunduğunda kalıcı bir hasar vermez” diyor. 36 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık Gözler Hastalıkların Aynası Güneş ışığı cilde zarar vermesinin yanı sıra gözde de kanser Polen, toz ve hayvan kepeği gibi havada uçuşan alerjenler, çoğu kez gözlere de olumsuz etki eder. Koruma mekanizması olarak bedeniniz iltihaplanmaya karşı histamin ve diğer başka doğal kimyasal maddeler salgılar. Oysa bunların da bazı yan etkileri mevcuttur. Tüm bu işlem damarlara etki ederek kırmızılık, kaşıntı ve sulanmaya yol açar. Doğru teşhis için böyle bir durumda mutlaka doktora gitmelisiniz. Görsel Performans Teknolojiyle geçirilen uzun saatler dışında, göz sağlığınız için önemli olan bir diğer şey de genetik mirastır. Anneniz ya da babanız gözlük takıyorsa sizin de kullanma olasılığınız yüksektir. Yine de gözlerinizi korumak için uygulayabileceğiniz birçok yöntem mevcut. İşte bu yöntemlerden bazıları: Sigarayı bırakın. Sigara göz damarları da dâhil olmak üzere bedenindeki tüm damarları daraltır. Ayrıca makula dejenerasyonuna (gözün görme merkezinin tahribata uğraması) neden olur ve optik sinirlere ciddi anlamda hasar verir. Koyu yeşil sebzeler tüketin. Elbette havuç gözlere iyi gelir. Ancak ıspanak ve kara lahana gibi koyu yapraklı yeşil sebzelerde bulunan antioksidanlar da göz sağlığını korur. Bunların yanında salatanıza biraz somon veya keten tohumu da eklemelisiniz. Yapılan araştırmalar Omega-3 yağ asitlerinin göz kuruluğuna karşı etkili olduğunu gösteriyor. DİKKAT ETMEK GEREKEN: Yüksek tansiyon DİKKAT ETMEK GEREKEN: Melanom DİKKAT ETMEK GEREKEN: Alerji Sıcak kompres uygulayın. Göz bezleri ve gözyaşı kanalları kolayca tıkanabilir ve iltihap kapabilir. Haftada bir kez sıcak suyla ıslattığınız bir bezi 10 dakika boyunca gözlerinizin üzerine koyun. Gümüş veya bakır rengi damarlar Gözün iç tabakasında leke Gözün beyaz kısmında kabarık damarlar Kırmızılık azaltan göz damlalarını kullanmamaya çalışın. Bu küçük şişe, akşamdan kalmışlığın etkilerini gizleyebilir. Ancak bu tip ürünler göze giden kan akışını bloke eder. Uzun süreli kullanımda kırmızılık geri gelir ve gözde yanma hissi oluşabilir, ayrıca kornea hasarı da ortaya çıkabilir. GÖZDEKİ BELİRTİ/ GÖZDEKİ BELİRTİ/ GÖZDEKİ BELİRTİ/ Otobronzan kullanın ve gölgede kalın. Sık sık UV ışınlarına maruz kalmak, katarakt ve göz küresinde melanom riskini artırır. Güneşe çıktığınızda UVA ve UVB ışınlarını yüzde 100 engelleyen bir güneş gözlüğü takmalısınız. Gözlerinizin mükemmel görmesiyle övünseniz bile, zaman zaman bir göz doktoruna görünmenizde fayda var. Uzmanlar, “Gözler, kamera ya da ameliyat gereksinimi duymadan damarları birinci elden görebileceğimiz vücuttaki tek yerdir” diyor. Bu nedenle bir göz doktoru, yüksek tansiyon veya diyabet gibi ciddi hastalıkları ilk tespit eden kişi olabilir. Kısacası gözleriniz size sağlığınız hakkında birçok ipucu veriyor. Yüksek tansiyonu olan kişilerin yüzde 20’sinden fazlası, hastalığının farkında değil. Herkes göz doktorunu daha sık ziyaret etseydi bu problem çözülebilirdi. Doktkorlar, “Yüksek tansiyonu gözlerden fark etmemiz daha kolay, çünkü retina damarlarında gümüş veya bakır rengi bir tabaka oluyor” diyor. Yüksek tansiyon tedavi edilmezse retinadaki ve vücuttaki damarlar sertleşebilir, bu da kalp krizi ve felç riskini artırır. solunum hastalığı” (CSR) adı veriliyor. Bu rahatsızlık tipik olarak aşırı zihinsel ve duygusal stres nedeniyle ortaya çıkıyor. Bu durum bedeni o kadar zorlar ki retina sıvıları kabarcıklar şeklinde dışarı akıtır. Uzmanlar, “Geçmişte bu hastalığın genellikle A tipi kişiliği olan stresli erkeklerde ortaya çıktığı biliniyordu, ama günümüzde artık kadınlarda da rastlanmaya başladı” diyor. En bariz belirtisi, hastanın görüşünün bozulması ya da belli bir noktaya odaklanmaya çalıştığında dalgalı çizgiler görmesi. Çoğu vakada periyodik solunum rahatsızlığı stresin azalmasıyla düzeliyor, ama düzelmezse hasta lazer ile tedavi edilebiliyor. SOLGAR Eyebright Plus Lutein; bitkisel ekstreleriyle mikrodolaşımı artırarak göz dokusunun beslenmesine ve atık maddelerin uzaklaştırılmasına yardımcı olur. 69,95 TL NATURE’S BOUNTY Lutein 6 mg, antioksidan özelliğiyle göz dokusunu serbest radikal hasarlarına bağlı gelişen makular dejenerasyon, katarakt gibi durumlara karşı korur. 27,50 TL Göz hijyenine dikkat edin. Lenslerinizi takıp çıkarmadan önce mutlaka ellerinizi yıkayın. Ayrıca hiçbir zaman üzerinde yazandan daha uzun süre kullanmayın. Lensleri kötü kullanmak, gözlerde iltihaplanmaya ve kornea ülserine neden olabilir. Düzenli kontrol yaptırın. Nasıl genel sağlığınız için yıllık kontrollerinizi yaptırıyorsanız gözleriniz için de aynı şeyi yapmalısınız. Doktorunuz hem gözlük numaranızın ilerleyip ilerlemediğine bakar hem de glokom (göz tansiyonu) gibi diğer rahatsızlıkları araştırır. Ayrıca ekran karşısında geçirdiğiniz zamanı da doktorunuzla paylaşmalısınız; böylece CVS ile bağlantılı olası görüş sorunlarını da takip edebilmesi kolaylaşır. PharmeticSağlık / Yaz 2013/ 37 C M Y CM MY CY CMY K Zayıf lama FORMA GİRMENİN KISA YOLU >Uzmanlar kolları güçlendirmenin en etkili yolunun yay çekmek olduğunu söylüyor. Hayallerinizdeki vücudu gerçeğe dönüştürmek hiç de zor değil! Spor yaparken sizi motive edecek, vücut ölçülerinizi şekillendirecek 14 öneri bu sayfalarda... Ç abuk geçer ve hep dardır. Sizin tarafınızda olduğunu çok nadir hissedersiniz. Tabii ki zamandan bahsediyoruz. Pek çok durumda onu suçlayabilir ya da azlığından yakınabilirsiniz. Fakat rüyalarınızdaki vücuda kavuşmak için artık o kadar da uzun zamana ihtiyacınız yok. Son yapılan araştırmalar, zarif bacaklar, sıkı kalça ve dümdüz bir karna kavuşmak için spor salonunda çok vakit harcamanız gerekmediğini gösteriyor. İşin sırrı, akıllıca ve birçok durumda kısa sürelerle egzersiz yapmak. Yapılan araştırmalar, haftada toplam 90 dakika hızlı tempoda yapılan egzersizin, dört buçuk saat yapılan düşük yoğunluklu egzersizle aynı faydaları sağladığını gösteriyor. (Haftada üç saat ekstra zamana merhaba!) Forma girmenizi sağlayacak bu ipuçlarını aklınızda tutarak egzersizinizden en iyi şekilde yararlanın ve zamanının geri kalanı sizin olsun. Hayallerinizdeki vücudu gerçeğe dönüştürmeye hemen başlayın. 40 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık Zayıf lama Dengede kalmak için karın kaslarınızı kullanırsanız diğer kas gruplarını da şekillendirebilirsiniz. başka bir sebebi de şu: Araştırmalarda gereğinden uzun ısınma hareketlerinin yorucu olabileceği ortaya çıkmış. Bunun yanında uzun süren ısınma hareketlerinin gerçek egzersizden ödün vermeye de yol açabileceğini gösteriyor. 2- Güçlü Başlayın YAVAŞLADIĞINIZDA Kuralların her zaman bir istisnası vardır ve o da burada: Araştırmalara göre, aslında egzersiz seansının tam ortasında bir mola vermek yağ yakımını artırır. Araştırmalarda, 30 dakikalık iki bisiklet seansının arasında 20 dakika mola veren katılımcıların 60 dakika boyunca aralıksız binenlerden yüzde 20 daha fazla yağ yaktığı görülmüş. Yapılan bir araştırmaya göre, egzersizin ilk yarısında kendini zorlayıp ikinci yarısında yavaşlayan kişiler, tam tersini yapanlardan yüzde 23 daha fazla yağ yakıyor. Ayrıca bu çalışmada, orta yoğunluktaki bir egzersizden daha kolayına geçmenin, antrenmanın tamamında daha az stres hissettirdiği ve büyük ölçüde yağ yaktırdığı bulunmuş. Rutinden uzaklaşıp zorlu bölgeye geçmek için bir neden daha. 1- Elinizi Çabuk Tutun 3- Doğru Müziği Seçin Uzmanlar, “Ağır aksak ve zaman öldüren ısınma koşuları yapmak yerine, 20 tane jumping jack hareketiyle (kolları ve bacakları açarak zıplama) egzersizinizi ateşleyin” diyor. Bu basit fakat etkili hareket, bir dakikadan kısa bir sürede üst ve alt gövdenizdeki kasları aktifleştirip kalp ritminizi ve vücut ısınızı artırır; sizi egzersize hazır hâle getirir. Isınmayı kısa tutmanın Müzik, sizi hareketli tutup egzersizinizi sürdürmenizi sağlayarak kısa zamanda daha fazla kalori yaktırır. 20 yıldır müziğin egzersize etkilerini araştıran uzmanlar, “Egzersizininizin yoğunluğunu arttırmak için dakikadaki vuruş sayısı 125 ile 140 arasında olan hareketli şarkılar dinleyin” diyor. Pratik Yiyeceklere Yönelin SAĞLIKLI ŞEKİLDE BESLENEREK EN HIZLI SONUÇLARI GARANTİLEYİN. Yiyin Boş mideyle egzersiz yapmak kas kaybına sebep olur. Yakıt tankı boşken egzersizinizin yoğunluğunu artırmanız ve tam anlamıyla kalori yakmanız zorlaşır. Egzersizden bir ya da iki saat önce, 100-200 kalorilik kompleks karbonhidrat ve protein atıştırın: 240 gram yağsız yoğurt ya da biraz meyve ve bir parmak boyunda peynir gibi. İçin Sıcak ya da soğuk yeşil çay yudumlamak, egzersizden sonra kaslarınızın hızlıca toparlanmasına yardımcı olur; böylece spor salonuna çok daha hızlı şekilde geri dönersiniz. Araştırmalara göre, içinde tedavi edici antioksidanlar bulunan yeşil çay içen sporcular, sadece su içenlere göre egzersiz sonrası daha az kas kaybetme tehlikesi yaşıyor. Atıştırın Yapılan bir çalışmaya göre, kırmızı elma, orman meyveleri ve üzüm, dayanıklılığı ve oksijen kapasitesini artıran ve egzersizi kolaylaştıran bir antioksidan olan kuersetin içeriyor. Ayrıca araştırmacılar, bu maddenin egzersizden kaçma sebebi olan yorgunluğu gidermeye de yardımcı olduğunu düşünüyor. 4- Yer Çekimine Karşı Koyun Kalçanızı şekillendirmenin basit bir yöntemi, kullandığınız ağırlıkları artırmak olabilir. Uzmanlar, “Kaslarınızı daha hızlı biçimde yağsız kas kütlesi oluşturmaya zorlamak, daha sıkı ve kalkık bir kalçanın sırrıdır” diyor. Bu ayrıca metabolizmanızı da canlandırır: Araştırmalar, daha ağır dambıllar kullandıktan sonraki iki saat içinde, neredeyse iki katı kalori yaktığınızı gösteriyor. Şu hareketi (bent-knee deadlift) haftada üç defa egzersiz rutininize ekleyin: Bir çift ağır dambılı (altı kiloyu deneyin) yere koyun ve squat pozisyonuna alçalıp ağırlıkları kavrayın. Kalçanızı ileri itip kaslarınızı sıkarak hızlıca ayağa kalkın. Bunu 10 kez tekrarlayın. 5- Her Ay Bir Değişiklik Yapın Bunu Deneyin: STABILITY-BALL PIKE Bu karın hareketi sadece gövdenizin ortasını şekillendirmekten fazlasını yapar: Omuzlar, üst sırt ve kalça kaslarını da harekete geçirir. İşte bu yüzden işe yarar! BİRİNCİ AŞAMA Plank pozisyonunda başlayın: Ellerinizi omuzlarınızın hemen altına koyun, ayağınızın üst kısmını sağlık topunun üzerine yerleştirin. İKİNCİ AŞAMA Karnınızı sıkı ve sırtınızı düz tutun; kalçanızı olabildiğince yukarı kaldırırken topu kendinize doğru çekin. 42 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık Sonuç alamadığınızda yaptığınız ilk şey, içgüdüsel olarak koşu bandında ya da eliptik bisiklette daha uzun zaman geçirmeye başlamak olabilir. Fakat bu ekstra dakikalar sizi platodan (vücudun egzersize alışması) kurtarmaya yetmez. Yapmanız gereken, her 28 günde bir egzersizinizi değiştirmek. Bunu yapmak, gelişmeniz durmadan önce size bir şans verir. Uzmanlar, “Vücudunuzun herhangi bir egzersize alışması dört ile altı hafta sürer. İlk başta çok etkili olur, daha sonra beden daha az enerji kullanmaya başlar. Gitgide daha az kalori ve yağ yakarsınız” diyor. Ancak iyi bir haber de var: Fitness programını her ay baştan aşağı değiştirmenize gerek yok; günlük koşunuza birkaç tepe yürüyüşü katmak gibi küçük yenilikler bile fark yaratır. 6- Dengenizi Kaybedin Farklı şeyleri bir arada yapabilme yeteneği, iş yerinde olduğu kadar egzersizde de faydalı olabilir. Uzmanlar, “Üst gövde ağırlık egzersizlerinizi (biseps curl, overhead press gibi) BOSU, denge tahtası ya da evinizdeki kanepe gibi dengesiz bir yüzeyde yapın” diyor. Dengede kalmak için karın kaslarını kullanırsınız; böylece karnınızı şekillendirirken bir yandan da diğer kas gruplarını çalıştırmış olursunuz. 7- Koşmayın, Yürüyün Mantığa aykırı gibi görünebilir ama tempolu bir yürüyüşle egzersiz zamanını çok daha verimli kullanırsınız. Uzmanlar, “Hızlı yürüyüş sırasında kaslarınız sizi yerde tutmak ve daha ileriye götürmek için çok daha sıkı çalışır. Bu sayede hafif bir koşuyla karşılaştırıldığında daha Zayıf lama fazla kas kullanır ve daha çok kalori yakarsınız” diyor. Hızlı bir yürüyüş, fiziksel olarak daha çok şey istediği için sizi zorlar. Uzmanlar, “Tabii böyle bir yürüyüşte onları daha fazla kullandığınız için baldırlarınız ve kalçanız da şekillenir” diyor. Bu egzersiz sırasında bir çift yürüyüş sopası kullanın. Bu sopaların sadece Ağrı Dağı’na tırmananlara gerektiğini düşünebilirsiniz. Ancak sıradan yürüyüşçülere de faydası olduğu kesin. Spor ekipmanlarının faydaları üzerine çalışmalar yapan uzmanlar “Yürüyüş sopasıyla yürürken, elinde hiçbir şey olmadan yürümeye kıyasla yüzde 20-25 daha fazla kalori yakarsınız. Ayrıca üst gövde dayanıklılığınız yüzde 40 artar” diyor. Ekipmanları dağcılık malzemeleri satan dükkânlarda bulabilirsiniz. 8- Kollarınızı Güçlendirin Uzmanlar, “Birçok egzersiz sarkan kolları hedef alırken, üçgen şınavın bunların en etkilisi olduğu bilimsel olarak kanıtlanmıştır” diyor. Şöyle yapılıyor: Şınav pozisyonunda ellerinizi göğsünüzün altına getirip baş ve işaret parmaklarınızı birbirine değdirerek üçgen şekli oluşturun. Vücudunuzla alçalın ve kendinizi geriye itin. Yapabildiğiniz kadar tekrar yapın. Bunun nedeni, kasların egzersiz yapmadan bile kalori yakıyor olması. Beş kilo yağı beş kilo kasa çevirirseniz, egzersize ara verdiğinizde bile günde ekstra 25-50 arasında kalori yakarsınız. 13- Kendinizi Motive Edin Yapılan bir araştırmaya göre, içinden ya da sesli olarak tekrarladığın “Çok iyi gidiyor” ya da “Bunu başarabilirsin” gibi motive edici sözler, egzersizde iyi performans sergilemeye yardımcı oluyor. Bir diğer deyişle, “İsterseniz başarırsınız!” 14- Daha Fazla Bölgeyi Çalıştırın Uzmanlar, “Egzersiz sırasında olabildiğince fazla kası çalıştırarak yağ kaybını hızlandırın ve spor salonunda geçirdiğiniz vakitten tasarruf edin” diyor. Konunun uzmanları, bir türlü üzerinden atamadığınız fazlalıklar için metabolizmayı hızlandıran ve vücudun tamamını çalıştıran bu iki hareketi tasarladı. Hareketleri 15 dakika boyunca ara vermeden arka arkaya yapın. 9- Kardiyoyu Artırın Tekrar yaparken daha hızlı olmaya çalışın. Yapılan araştırmalarda, ağırlık kaldırma egzersizlerini hızlı yapanların, normal hızda yapanlara göre ortalama 70 kalori fazla harcadığı bulunmuş. B 11- Eğim Verin Bel çevrenizi inceltmek ve sonuçları daha hızlı görmek için, haftalık kardiyo egzersizlerinden birini ağırlık egzersiziyle değiştirin. Diyet yapanlar üzerinde gerçekleşen bir çalışmada, bir grup haftada üç defa ağırlık egzersizi, diğer grup ise aynı sürede aerobik egzersizi yapmış. Her iki grup da aynı oranda kalori kaybetmiş ve aynı miktarda kilo vermiş (12 kilo). Fakat ağırlık egzersizi yapan grup yüzde 100 yağ kaybederken, kardiyo yapan grup yüzde 92 yağ ve yüzde 8 kas kaybetmiş. 44 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık B A 10- Hızınızı Yükseltin 12- Akıllıca Değişimler Yapın A Cable Reverse Lunge with Row and Single-Leg Stand Kablo makinesine dönün ve kabloyu sağ elinizle bel hizanızda (ya da daha aşağıda) tutun. Avuç içlerinizi yere çevirin ve kabloyu gerilinceye kadar, kolunuzu düz tutarak çekin. Sağ ayağınızla geriye adım atın, sol dizinizi 90 derece oluncaya kadar alçaltın (a); bu başlangıç pozisyonu. Tek harekette, sağ dizinizi bel hizanıza kaldırırken kabloyu koltuk altına çekin ve sol bacağınızın üzerinde durun (b). Başlangıç pozisyonuna dönün. Altı tekrar yapın, ardından diğer tarafta tekrarlayın. topu kendinize doğru çekin. Yavaş ve sabit hız, seksilik yarışında size başarı getirmez. Araştırmalara göre, 15 hafta boyunca 20 dakikalık tempolu bisiklet intervalleri yapan kadınlar, uzun ve sabit hızda çalışan kadınlara göre üç kat fazla yağ kaybetmiş. Uzmanlar, “Dönüşümlü olarak yoğun tempolu egzersiz ve toparlanma şeklinde yapılan yüksek yoğunluklu interval, en iyi egzersizlerden biridir. Vücudunuzu yağ yakan bir makineye çevirmenin ve zamandan tasarruf etmenin etkili bir yoludur” diyor. Koşu bandındayken şunu deneyin: Isındıktan sonra, 30 saniyelik bir sprint yapın (yapabildiğiniz en yüksek hızda koşun), sonra 90 saniye hafif bir tempoda devam edin. Bunu altı kez tekrarlayın, ardından beş dakika soğuyun. Koşu bandının üzerinde her zamankinden yüzde 15 daha fazla kalori yakmaya ne dersiniz? Uzmanlar, “Düz bir koşu ya da yürüyüş yapmak yerine biraz (yüzde altı kadar) eğim verin. Bu, kalori yakımını artırır” diyor. Rampa ne kadar dik olursa, o kadar fazla kalori yakarsınız. Bunu Deneyin: C Bunu Deneyin: REVERSE LUNGE VE BICEPS CURL Ayağınızın biriyle direnç bandının ortasına basıp, bandı el tutacaklarından kavrayın. Diğer ayağınızla geriye adım atın, her iki dizinizi de bükerek lunge pozisyonuna alçalın. Tutacakları omuzlarınızın üzerine kıvırın. Ayaktaki pozisyonunuza dönün. 10 tekrar yapın, ardından bacak değiştirin ve tekrarlayın. AKILLI HAREKETLER Birleşik egzersizler aynı anda bir kas grubundan fazlasını çalıştırır; bu da vaktiniz dar olduğunda sizin için kârlı bir yatırım olur. Stability-Ball Pushup and Jackknife Kollarınızı omuz genişliğinde açıp düz tutarak şınav pozisyonuna geçin, kaval kemiğinizi sağlık topunun üzerine koyun. Bu başlangıç pozisyonu (a). Vücudunuzu düz tutarak göğsünüzü yere değecek kadar alçaltın (b), durun ve olabildiğince hızlı şekilde kendinizi geriye itin. Ardından dizlerinizi bükerek topu kendinize doğru çekin, sırtı düz tutun (c). Tekrar durun ve başlangıç pozisyonuna dönmek için hareketi tersten tekrarlayın. Bunu bir tekrar olarak düşünün. Altı tekrar yapın. Eczanelerde Bulabilirsiniz İlk Yardım ve Ayak Bakım Kategorilerinde Uzman Marka Aft Sürekli yenilikçi bir yaklaşım Ağzınızın tadını kaçırmasın! K İlk antiseptik içerikli yara bantlarını piyasaya tanıtan URGO, hastanelerde yanık tedavisi için geliştirdiği Lipidokolloid Teknolojiyi de OTC kategorisinde piyasaya sunmaktadır. Bu iyileştirme uzmanlığından yararlanarak su toplamaları ve nasırlar için sadece basit koruma sağlamayan aynı zamanda iyileşmeye de yardımcı olan Hidrokolloid Teknoloji yara bantlarını da tüketicilerle buluşturuyor. URGO markası, hastalarının rahatlığı için yenilik misyonunu takip ederek 2003 yılında ilk sıvı pansuman ve Filmogel Teknolojiyi tanıtarak ilk yardım kategorisinde devrim yaratmıştır. Her biri Filmogel Teknoloji ürünü olan URGO Çatlaklar, URGO Aft ve önümüzdeki yıllarda piyasaya sürülecek olan yeni ürünlerle tüketicilere yenilikçi çözümler sunuluyor. uyucu fil r o m Fransa’da köklü geçmişi ve yenilikçi çözümleri ile bilinen Vivasanté, Türkiye pazarına %100 yabancı sermaye ile giriş yapıyor. Uzun dönemli büyüme ve uluslararası gelişmeye odaklanan Vivasanté’nin geçmişi 1880’li yıllara dayanmaktadır. Vivasanté Grubun bir parçası olan URGO Laboratuvarları ise 1958 yılında Fournier Laboratuvarları bünyesinde doğmuştur. URGO markası, ilk ürünlerinden bu yana sürdürdüğü yenilikçi yaklaşımını günümüzde de sürdürüyor. Bu yenilikçi yaklaşım, tüketicilerin günden güne değişen ihtiyaçlarını ve beklentilerini belirleyerek bu ihtiyaçları teknolojik ve bilimsel uzmanlığı ile karşılamasına dayalıdır. Güçlü ARGE yatırımları ile desteklenmekte olan bu yaklaşım, URGO markasının kuruluşundan 50 yıl kadar sonra Fransa’da yara bantları pazarında lider marka olarak yer almasına olanak sağlamaktadır. YENİ FİLMOGEL® TEKNOLOJİ $FÔ\ÔKDòóHWLU <HPHNVÔUDVÔQGDGD\DQÔNOÔGÔU VDDWHNDGDUHWNLOLGLU URGO, 2009 yılından bu yana Fransa’da eczacılar tarafından birçok kez en yenilikçi marka* olarak seçilmekte, yenilik ve uzmanlığa olan tutkusu ile müşterilerine gelişmiş yüksek teknolojili çözümler sunarak uluslararası anlamda da büyümeye devam etmektedir. *Direct Medica – 2009, 2011 C URGO ARGE Direktörü Laurent Apert ile Filmogel Teknolojiyi daha yakından tanıyın. M Y CM MY Hastaların ve tüketicilerin ihtiyaçlarını belirlemek, bu ihtiyaçları uzmanlığa dayalı yenilikçi çözümler ile karşılamak URGO markasının misyonudur. Filmogel Teknoloji’nin ve uygulamalarının geliştirilme fikri, bu misyonun bir parçasıdır. İlk olarak, belirli bölgelerde örneğin parmak uçlarındaki yarıklarda, normal yara bantlarının etkinliğinin yetersiz olmasından yola çıkılarak Laurent Apert’in de (ARGE Direktörü) dediği gibi şirketin polimerler üzerindeki güçlü uzmanlığından yararlanıldı: «Yıllar boyunca, araştırma faaliyetlerimizin büyük bir çoğunluğunda film, lif, kil veya başka formlarda olabilecek polimerler üzerinde yoğunlaştık. Bu yüzden, belirli koşullar altında film oluşturabilecek polimer özelliklerine sahip farklı ve sıvı bir pansuman yaratabilmek adına bu alanda araştırma yapmak bizim için doğal bir süreçti.» Uzun ve titiz çalışma süreci Bu iyi bilinen özellik daha önceden boyalarda ve tırnak cilalarında kullanılmasına rağmen tesirsiz bir kullanım alanından biyolojik bir kullanıma çevrilmesi Laurent Apert tarafından da kanıtlandığı üzere o kadar kolay değildi: «İnsan sağlığı için medikal anlamda kullanabilmemize izin verilen polimerleri seçmek birkaç yıllık bir çalışmanın sonucunda gerçekleşti. Ayrıca cilt, tırnak, ağız mukozası gibi farklı yüzeylerde çalışmak da oldukça zordu. Bu durum, seçilen polimerleri her seferinde yeniden incelememize ve formülleri tamamen gözden geçirmemize neden oldu. Aslında her durum üzerinde, özelliklerine göre ayrı ayrı zaman harcadık. Mekanik dayanıklılığı olan, aşınmaya karşı dayanıklı ama şeffaf ve aynı zamanda esnek bir film arayışından yola çıktık. Daha sonra, iyileştirmek istediğimiz soruna bağlı olarak özel bileşenler ekledik. Aft için mukoza membranı ve yaranın iyi bir şekilde korunmasını sağlayacak polimerler üzerinde çalıştık.» CY CMY K Yepyeni hedeflere doğru Bu formülasyon zorluklarının yanı sıra, aynı zamanda içerik uyumu ve istikrarlılık problemleri gibi teknik zorluklarla da karşılaşıldı. Laurent Apert, bu durumu «Başlangıçta, bilinen yara bantları ve pansuman yöntemlerinden farklı bir yola çıktığımız için sahip olduğumuz teknik uzmanlığa rağmen her şey o kadar da kolay olmadı.» şeklinde doğruluyor. «İlk ürünümüz olan URGO Çatlaklar, bize güven verdi ve bu yoldan gitmemiz konusunda bizi cesaretlendirdi. Bugün, en az on uygulama üzerine çalışıyoruz. Hedefimiz, tüketicilerimizin ihtiyaçlarına uygun olduğu kadar bu ihtiyaçları karşılayan etkili, basit ve pratik çözümler sunmak.» Aft yarası ile geçer. Bakım & Güzellik Cilt kanserinden korunun! Onkologlar solaryum makinelerini genç kadınlar arasında görülen ölümcül melanom vakalarının baş sorumlusu olarak görüyor. Melanom, günümüzde 30 yaş altı yetişkinlerde görülen en yaygın kanser vakaları arasında ikinci sırada. Sorunun en önemli bölümü ise şu: Kadınların çoğu, kapalı mekânlarda maruz kaldığı bu ışınların zararsız, hatta sağlıklı olduğunu düşünüyor ve bunu güzellik rutininin bir parçası olarak görüyor. İşte korkutucu istatistikler ve dikkat çekici grafikler eşliğinde açığa çıkan gerçek: Cilt kanseri öldürür. Seden Gürel 48 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık T ülay Korkmaz’ın kulağının arkasında bulunan koyu kahverengi beni ilk fark eden kuaförü olmuştu. O zaman 33 yaşında olan Tülay “Üzerinde fazla durmadım, ama yine de bir dermatoloğa gittim, o da bana bir şeyim olmadığını söyledi” diyor. Ancak bir yıl sonra yine aynı kuaför, daha önceki benle aynı yerde, bu kez yeşilimsi mavi renkte bir ben çıktığını fark etti. Tülay bu kez başka bir dermatoloğa gitti ve bu kez biyopsi yapıldı. Sonuç melanomdu, yani cilt kanserlerinin arasında en önemli olanı! En iyi ihtimalle Tülay’ın cildinde çirkin bir yara izi kalacaktı, en kötü ihtimal ise melanom yüzünden hayatını kaybedebilirdi. “Evlenmeden önce birçok solaryum salonunda çalıştım” diye anlatıyor Tülay. Yaklaşık yedi yıl boyunca, haftada ortalama iki üç kez bronzlaşmak için solaryum makinelerini kullanmış. “Kimse solaryumla bronzlaşmanın tehlikeleri hakkında konuşmuyordu, birçok da müşteri gelip gidiyordu zaten. Bu konuyu aklıma bile getirmemiştim” diyor. Tülay, teşhisten birkaç hafta sonra, melanomu ve kulağının üst çeyreğini aldırmak üzere ameliyata girdi. Doktoru kesmek zorunda kaldığı kulak parçası için gereken estetik müdahaleyi de yaptı. Ancak altı ay sonraki ilk kontrolde melanom geri dönmüştü. Tülay bir ameliyat daha olacaktı ve bu kez kulak memesinin üçte biri alınacaktı. Didem Gonca ise dizinin arkasında fark ettiği şekilsiz bene melanom tanısı konulduğunda sadece 23 yaşındaydı. Şu an 27 yaşında olan genç kadın, “Solaryuma annemle birlikte gitmeye başladığımda 17 yaşındaydım. Üniversitedeyken 40 yaş altındaki kadınlarda görülen cilt kanseri vakaları, 1970 yılından bu yana kat kat artmış durumda. En büyük sebep ise solaryum gibi görünüyor. haftada iki ya da üç kez gitmeye başladım. Bronzlaşmanın iyi bir şey olmadığını biliyordum ama kanser olacağım hiç aklıma gelmemişti doğrusu. En azından bunun 20’li yaşlarımdayken başıma geleceğini hiç düşünmemiştim” diyor. Yapılan en yeni araştırmalara göre 1970 yılından bu yana 1839 yaş arası kadınlarda görülen melanom vakaları inanılmaz ölçülerde arttı. Uzmanlar, “Öyle görülüyor ki melanom, genç kadınları vuran yeni salgın. Diğer türlerde de artışlar var, ama kadınlarda melanom oranının böylesine artması gerçekten şaşırtıcı” diyorlar. 20’li ve 30’lu yaşlardaki kadınlarda bu ölümcül hastalığın görülme sıklığındaki ürkütücü artışın olağan şüphelileri arasında ozon tabakasının incelmesi ve daha bilinçli olduğumuz hâlde önlem almadan güneşlenmeye devam etmemiz de var. (Hatta yine son yapılan araştırmalardan birinde yetişkinlerin yarısının, 18-39 yaş arasındaki kadınların ise yüzde 66’sının geçen yıl en az bir kez güneşte fazla yandığı ortaya çıkmış.) Öte yandan bu faktörler kadınları ve erkekleri aynı şekilde etkilediğinden, doktorlar kadınlar arasında melanomun salgın PharmeticSağlık / Yaz 2013/ 49 Bakım & Güzellik Melanom hastalarından alınan bazal ve skuamöz hücre karsinomu yüzünden yara izlerinin iyileşmesi uzun yıllar alıyor. hâline gelmesinde solaryumun asıl suçlu olduğunu düşünmeye başladı. Solaryumla bronzlaşmak, melanom riskini yüzde 75 oranında artırıyor. Konunun uzmanları, “Solaryum makinelerini kullananlarda melanom oluşumu, diğerlerinden çok daha fazla” diyor. Aldanış + İnkâr Yine geçtiğimiz yazın ardından üniversite öğrencileri arasında yapılan bir araştırma, genç kadınların neden hâlâ bronzlaşmak için solaryuma gitmeye devam ettiğini saptamaya çalışmış. Bu yöntemi tercih edenlerin yüzde 59’u “Günümüzde her şey kanser yapıyor zaten” demiş. Yüzde 54’ü bunu “Diğer insanların yaptığı birtakım şeylerden daha riskli değil” şeklinde yorumlamış. Araştırmayı yapan uzmanların yorumu ilginç: “Nasıl olsa başıma bir şey gelecek yaklaşımı ne tuhaf! Gençler ne kadar hassas olduklarının farkında bile değiller.” Başka bir deyişle sağlığına zarar verebilecek durumların artılarını ve eksilerini değerlendiriyor ama sonuçta artılarına daha çok önem veriyorlar. Uzmanlar “Gençken odak noktanız arkadaş edinmek, uyum sağlamak, iş bulmak ve âşık olmaktır. Yanık bir ten size bunları sağlayabilir gibi bir algılamanız olabilir” diyor. Maalesef bu algı doğru! Cildiniz bronzsa “Çok sağlıklı görünüyorsun!” “Işıldıyorsun!” gibi komplimanlar havada uçuşuyor. 1980’lerden beri ülkemizde solaryum makineleri bir tür alışkanlık yarattı adeta. Kansere sebep olması ise kimseyi vazgeçirmeye yetmiyor. Hatta üniversiteli kadınların bile çoğu solaryumu güneş altında >Güzellik uykusuna solaryumda yatamazsınız! Solaryumun kansere sebep olması kimseyi onlardan vazgeçirmeye yetmiyor. Oysa güzellik uğruna ödenen bedel fazla yüksek! BRONZLAŞMA BİRKAÇ SANİYEDE: Vücudunuz yüksek dozda ultraviyole A (UVA) ışınıyla karşı karşıya kalıyor: Güneşten alınanın yaklaşık 12 katı. 50 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık BİRKAÇ DAKİKADA: Uzun dalga boyuna sahip olan UVA ışınları cildinize işlemeye başlıyor. Zaman içerisinde üst katmanlarda bulunan kolajen ve elastini kırarak kalıcı hasarlara yol açıyor. Bunun olası sonucu, 20’li yaşlarda oluşmaya başlayan kırışıklıklar, cilt sarkması ve güneş lekeleri. UVA ışınları cildinizin derinlerine işleyerek DNA’nızı oluşturan hücrelere hasar vermeye başlıyor. Bağışıklık sisteminiz saniyeler içerisinde saldırıya uğradığını hissediyor ve POMC adlı gene sinyaller gönderiyor. Bu gen, cilt yüzeyinin her milimetrekaresine yaklaşık 1.000-2.000 adet melanosit pompalamaya başlıyor. SÜRECİ AYNI SIRADA: POMC geni bedeninizi endorfin salgılamaya zorluyor. Beş dakika içerisinde, solaryumda olmak size büyük bir keyif vermeye başlıyor. Maraton koşucularına benzer bir coşku yaşıyorsunuz. Melanositleri, DNA’nızı herhangi bir hasardan korumaya çalışan küçük kahverengi şemsiyeler olarak düşünün. Bunlar kahverengi olduğu için teniniz bronzlaşmaya başlıyor. DİĞER BİR DEYİŞLE: Yani DNA’nızın hasar gördüğünün bir işareti. Bronz ten, aslında bütün bedenini kaplayan bir yara kabuğu. 19 Ultraviyole B (UVB) ışınları cilt yüzeyinizi kızartıyor. RILE Y HOONAN (İLLÜSTR ASYONL AR) SOLARYUMA GİRDİĞİNİZ ANDAN İTİBAREN OLUŞAN HASARLAR yatmaktan daha sağlıklı buluyor. Solaryuma giden birçok kadın, solaryumun güneşten çok daha zararlı olduğundan ya haberdar değil ya da bundan şüphe duyuyor. Sadece yüzde 35’lik bir kesim güneşe çıkmadan önce solaryumda biraz bronzlaşmanın, cildi güneşin vereceği hasarlardan korumanın sağlıklı bir yolu olmadığının farkında. Bu bilgi eksikliği, solaryum salonlarının müşterilerine cilt kanseri ya da diğer riskler konusunda gerçekleri açıklamamasından da kaynaklanıyor. Hatta bu BU DA CİLDİNİZDE KIZARIKLIK, YANMA VE BATMA HİSSİNE SEBEP OLUYOR. SONRAKİ SAATLER VE GÜNLERDE: Hücreleriniz alt üst oluyor ve kendini kopyalamaya başlıyor. Yeni hücreler DNA’nızda hasar görenlerin yerini almaya çalışıyor. Ne var ki bu yeni hücreler oluşurken küçük hatalar ortaya çıkabiliyor. BU DA NE? Bu hatalar hücre mutasyonlarına yol açıyor. Mutasyonlar skuamöz hücrelerde gerçekleştiğinde skuamöz hücre karsinomuna, bazal hücrelerde gerçekleştiğinde ise bazal hücre karsinomuna yol açabiliyor. Peki, bu mutasyonlar melanositlerde gerçekleşirse ne oluyor? MELANOM. PharmeticSağlık / Yaz 2013/ 51 Bakım & Güzellik Bronzlaşmak sadece cildi kırıştırmakla kalmaz DNA’nızı da değiştirir. bu durum, hasta şanslıysa ve tanı erken konulduysa geçerli. Skuamöz ve bazal hücre karsinomları (melanom olmayan iki cilt kanseri türü), vücudun diğer bölümlerine sıçramaz, melanom ise bambaşka bir canavardır. Bir melanom sadece 1 milimetre (yani üç tuz tanesi kadar) derinliğe sahipse bile lenf bezlerine yayılmış olma ihtimali yüzde 10’dur. Sonra da diğer organlara sıçrar ki eğer bu gerçekleştiyse hastayı öldürme ihtimali yüzde 85’tir. Bağımlılık Gerçeği Solaryum makinelerindeki UV ışınlarının cildi nasıl etkilediği bilinmesine rağmen bu sahte bronzlaşma yöntemini hâlâ kullanılıyor. Olası sebep ise bronzlaşmanın tıpkı birtakım uyuşturucular gibi bağımlılık yaratıyor olması. Uyuşturucu ve alkol bağımlılığı üzerine araştırmalar yapan bazı uzmanlar, “Bazal hücre karsinomu, hatta melanom tanısı koyduğumuz genç hastalar, tedaviden sonra da bronzlaşmaya devam ediyorlar” diyor. Uzmanlar, bağımlılık kriterlerine uygun (bırakmaya çalışıp bırakamayan, kendini iyi hissetmek için daha sık gitmek isteyen, arkadaşları, işi ve hobilerinden bronzlaşmak uğruna vazgeçen) solaryum kullanıcılarını iki seans boyunca monitöre bağlayarak gözlemlediler. Bunlardan biri normal bir seanstı, diğeri ise birincisiyle tıpatıp aynı ama makinelere UV ışınlarını kesen bir filtrenin konmuş olduğu bir seans. Her ikisinde de katılımcıların beynindeki kan akışı ölçüldü. Uzmanlar, gerçek solaryum seansından sonra katılımcıların beyninin ödülle bağlantılı bölümünde bir aktivite oluştuğunu gördü. Kişilerde tekrar solaryuma gitme isteği uyandıran buydu. Sahte seansın sonrasında ise katılımcılar yeterli ışın alamadığını bildirmişti. Beyinlerinin ödül merkezinde UV ışını aldıklarında oluşan hareket oluşmamıştı. Beyaz Tenin Güzelliği salonların çoğu, kapalı alanda bronzlaşmanın sağlık açısından ne kadar yararlı olduğu konusunda gayet iddialılar. Kalıcı İzler Dermatologlar melanomun hızla artmasının yanı sıra genç kadınların bu hastalığın tedavi yöntemleri konusundaki bilgisizliğinden de endişeleniyor. Uzmanlar, “Cilt kanserlerinin çoğunun, hatta erken aşamada yakalanan melanomun bile tedavisi mümkün olduğu için kadınlar maalesef konuya gereken önemi vermiyor. Pek çok kişi, kanserli doku kesilip atıldığında her şeyin yoluna gireceğini düşünüyor.” diyor. Kulağına yeni bir estetik ameliyat yapılacak olan 35 yaşındaki 52 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık Tülay’ı ele alalım. Doktorları melanomun geri gelme ihtimali olduğunu, bu nedenle ikinci bir operasyon için üç ay beklemesi gerektiğini söylemişti. Tülay tam bir yıl bekledi: “Bu ameliyat için iki hafta izin kullanmam gerekiyor, ama işe daha yeni başladım. Doktor kaburgamdan kıkırdak alarak kulağıma ekleyecek. Kıkırdağın üzerinde deri oluşunca kulağımı ayıracak ve üzerine deri grefti (deri nakli) yapacak.” Melanom hastalarının başına gelen tek şey, cilt kanserinin potansiyel şekil bozukluğu yaratma etkisiyle karşı karşıya kalmak değil. Doktorlar, hastalarının yüzlerinden çok miktarda bazal ve skuamöz hücre karsinomu almak zorunda kaldıklarını ve yara izlerinin iyileşmesinin yıllar sürdüğünü söylüyor. Tabii Bronzlaşma konusundaki toplumsal baskı, yavaş da olsa eskiye oranla azalmaya başladı. Anne Hathaway, Nicole Kidman, Emma Stone ve Kristen Stewart gibi yıldızlar, kırmızı halı davetlerine azıcık bile bronzlaşma çabasına girişmeden katılıyor. Pek çok kişi de dizi oyuncularının bronzluğuna kavuşmanın hayatın amacı olmadığını kabul etmiş durumda. Yine de bunlar genç kadınların bronzlaşma isteğine hâlâ yeteri kadar ket vuramıyor. Didem bugün “O salonlara ilk gitmeye başladığım günkü baskıyı keşke hiç hissetmemiş olsaydım” diye düşünüyor: “O zaman bana verilen mesaj -ki bu günümüzde hâlâ geçerli- yanık tenin güzellik anlamına geldiğiydi. Kadınların fark etmesi gereken şey, bu yanık teni nasıl bir bedel ödeyerek elde ettiği. Başınıza gelecekleri bugün düşünmeyebilirsiniz, ancak ne sıklıkta bronzlaştığınızın ya da salon çalışanlarının size ne söylediğinin bir önemi yok. Bronzlaşmak sadece cildinizi kırıştırmakla kalmaz, ayrıca DNA’nızı da değiştirir ve kansere sebep olur.” PharmeticSağlık / Yaz 2013/ 53 Bakım & Güzellik EN ETKİLİ GÖZ KREMLERİ Her sezon hayatımıza yeni bir yaşlanma karşıtı krem giriyor. Önemli olan göz çevresini mor halkalar, kırışıklıklar, torbalanma, kaz ayakları ve ince çizgilerden koruyan yaşlanma karşıtı içerikleri tanımak. Resveratrol, madecassoside, C vitamini, askorbik asit gibi içerikler kullanılarak yaratılan en Tuğçe Kayar etkili göz kremleri karşınızda… Gözler yüzün bir parçasıdır ama yüz kremlerinin göz çevresindeki hassas bölgeye etki etmesini bekleyemezsiniz. Siyah halkalar, kaz ayakları, sarkma gibi problemleri olan göz çevresi özel ilgi bekler. Her türlü göz çevresine uygun bir göz kremi elbette bulunur. Ayrıca göz problemlerinize uygun kremi bulduğunuzda ürünü buzdolabında saklarsanız daha fazla etki eder. İyice soğumuş ürün, gözaltlarındaki şişkinliği bertaraf ederek güne yorgun gözlerle başlamanızı engeller. MOR HALKALAR İÇİN İDEAL Dermalogica Göz çevresindeki sorunlara yönelik özel ürünü “Total Eye Care SPF15” doğal içeriğiyle mor halkaların görünmesini engellerken, şişliklerin ve kırışıklıkların azalmasına yardımcı oluyor. 187,00 TL 56 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık CANLANMA İÇİN İDEAL Caudalie İçeriğinde Bordeaux bölgesinde yetişen en kaliteli Grand Cru üzümlerini bulunduran Premier Cru asma ve üzümün en değerli ve etkin içeriklerini bir araya getiren cildin gençlik formülü. 225 TL GÖZ VE KİRPİK İÇİN İDEAL Vichy Hem kirpikler hem de göz çevresine uygulanan Liftactive Serum 10, yaşlanma belirtileri ile her yönden savaşıyor. 89,9 TL İNCE ÇİZGİLER İÇİN İDEAL Uriage Peptilys Eye Contour Cream, içeriğindeki aminoasit kompleksi Tripeptid G.H.L. ile cilt yenilenmesini uyararak ilk yaşlanma belirtileri olan ince çizgi ve kırışıklıkları gideriyor. 79 TL FOTOYAŞLANMA İÇİN İDEAL Skinceuticals Aox Eye Gel, phloretin, l-askorbik asit ve ferulik asit içeriği ile yaşlanma belirtilerinin önlenmesine yardımcı olur. 292 TL ANTIAGING İÇİN İDEAL DDF Bio-Moisture Eye Serum, özel olarak formüle edilmiş bir göz çevresi serumu kadar etkili, anti-age göz çevresi kremi. Krem, oluşabilecek yaşlanma etkilerini önler ve geciktirir. 315 TL PharmeticSağlık / Yaz 2013 / 57 Bakım & Güzellik Gözaltında morluk ve koyu renkli halkların oluşumunda en önemli sebeplerin başında kişinin genetik yapısı gelir. Gözü çok fazla yormak, uykusuzluk, stres gibi faktörler de göz çevresindeki sorunlara neden olmakla birlikte bazı göz rahatsızlıkları da gözaltı morluklarını artırabilir. Göz altlarında morluk ve koyu renkli halkaların görünümünden şikâyetçi olanlar uzman tavsiyesi KOYU HALKALAR İÇİN İDEAL Babé Anti-Ageing Göz Çevresi Kremi, göz çevresindeki kırışıklık, torbalanma ve koyu halka görünümlerini azaltır. Cilde sıkılık ve parlaklık kazandırır. 72,50 TL 58 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık olmaksızın kozmetik ya da bitkisel uygulamalara yönelebiliyor. Oysa ki göz altı morlukları gözde fark edilmeyen bir rahatsızlığın habercisi ya da anemi, demir eksikliği ya da böbreklerle ilgili bir hastalığın dahi belirtisi olabilir. Renk koyuluğu ise çoğunlukla yapısaldır. Göz altlarında morluk ve renk koyuluklara yol açan diğer nedenleri şöyle sıralayabiliriz: Gözaltındaki damarların cildin yüzeyine çok yakın olması, gözün aşırı TORBALANMA İÇİN İDEAL Nuxe Nemlendirici ve yorgunluk giderici Crème Prodigieuse serisinde yer alan göz çevresi bakım kremi yaşlanma belirtilerine ve gözaltı torbalarına karşı bakım sağlıyor. 75 TL LEKELER İÇİN İDEAL ESTHEDERM Whitening Repair Eye Contour Cream, olgun ciltlerin göz çevresindeki mikro-sirkülasyonu artırıyor ve lekeleri gideriyor. Göz konturunu sıkılaşıp dolgunlaştırıyor. İçeriğindeki gotu kola ve oligopeptit ise kolajen üretimini destekliyor. 99 TL yorulması, bazı göz hastalıkları, astım, alerji, anemi, demir eksikliği, böbrek ya da karaciğer rahatsızlıkları gibi hastalıklar, atopik dermatit, dermatomyositis, egzama gibi cilt hastalıkları, alkol ve sigara kullanımı, yorgunluk, uykusuzluk, stres ve yaşlanmaya bağlı olarak kolajen kaybı. Göz etrafındaki deri vücudumuzun en hassas derisi GÖZ ÇEVRESİ İÇİN İDEAL Lierac Bu kadifemsi cilt bakım ürünü, göz çevresi için tam bir yaşlanma karşıtı çözüm sunar, yaşlanma nedeni ile oluşan göz çevresi problemlerini çözer. 195 TL LEKE PROBLEMİ İÇİN İDEAL Murad Güneş nedeni ile göz çevresinde oluşan ince çizgilerin yanı sıra lekelenmelere ve gözaltındaki halkalanmalara karşı etkili olan Essential-C Eye Cream SPF 15 – C göz çevresini güneşin zararlı etkilerinden korumaya yardımcı oluyor. 255 TL olduğu için göz kremini dikkatli kullanmanız gerekir. Bunun yanında göz çevresi kremlerini kullanmak için 25 yaşında olmayı beklememelisiniz. Zira göz kremleri ilk kırışıklıklar, şişkinlik, morluk veya göz altı torbalarını gidermek için değil göz etrafındaki derinin yaşlanmasını geciktirir. Bu nedenle göz kreminin kırışıklık, morluk veya gözaltı torbaları henüz oluşmadan önce kullanılması gerekiyor. GECE KULLANIM İÇİN İDEAL Cosmed Vitamin, mineral, antioksidan ve lesitin açısından zengin olan Göz Kırışıklık Giderici Gece Kremi göz çevrenizdeki cilt hücrelerini yeniler ve besliyor. 57 TL KIRIŞIKLIK İÇİN İDEAL Avene Kırışıklık düzeltici çok bir ürün olan Ystheal + Contour Des Yeux göz çevresi için mükemmel sonuç vaat ediyor. 74 TL PharmeticSağlık / Yaz 2013 / 59 Bakım&Güzellik Uzmanlar rozaseanız varsa sivilcelerin sadece burun, yanak ve çenede toplandığını söylüüyor. Avene Antirougeurs Jour, içeriğinde bulunan aktifler sayesinde kuru ciltlerde oluşan kızarıklığı baskılar ve yesil pigmentler ile kızarıklığı nötralize eder. 59,90 TL TriDerma Bioderma Itch-E Skin Relief, çeşitli nedenlerle cilt iritasyonu yaşayan ciltleri nemlendiriyor; yanma, kaşıntı kızarıklık gibi sorunları azaltmaya yardımcı oluyor. 58 TL Sensibio AR Cream yatıştırıcı ve nemlendirici etkisiyle hem anlık hem de uzun süreli kızarıklık sorunlarının giderilmesine destek oluyor. 64,50 TL ROSACEA VE CİLT KIZARIKLIĞI Gözenekleri etkileyen bir yangı olan rozasea en sık görülen deri hastalığı olarak karşımıza çıkıyor. Rozasea tedavisinde etkili ürünleri sizin için araştırdık. La Roche Posay Cildi güçlendirmek ve kızarıklığı gidermek için çok yönlü koruma içeren Rosaliac UV, uzun süreli etki sağlayarak, cildi derinlemesine yatıştırıyor. 64,50 TL 60 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık Darphin Kızarıklıkları ve tahrişleri azaltan Intral Redness Relief Soothing Serum, ciltteki gerilme hissini hızlı bir şekilde gidererek, cilde yumuşak ve pürüzsüz bir yapı veriyor. 199 TL BioNike Lierac Süt benzeri dokulu parlak serum Luminescence tüm küçük cilt kusurlarının görünümünü fark edilir bir şekilde azaltıyor Cildin parlaklığını, canlılığını geri kazandırıyor. 225 TL Tipik kuperoz eğilimli ciltlerdeki kızarıklığı ani olarak yatıştıran ve oluşumunu önlemeye yardımcı Defence Rosys Intensive Drops kılcal damarların bütünlüğünü koruyor ve kırılganlığını azaltıyor. 79,5 TL Nuxe Tüm ailenin kullanımı için ideal olan Rêve de Miel hassas yüz ve vücut yıkama jeli, yoğun bal özlü formülü ile kuru ve hassas ciltler için üstün hijyen sağlıyor. 69 TL PharmeticSağlık / Yaz 2013 / 61 Bakım&Güzellik SkinCeuticals Uriage Roséliane Cream 2F cildi yatıştırıp rahatlatır, cilt bariyerini yeniden yapılandırarak zararlı dış etkenlere karşı cildi korur. 59 TL Hassas ya da problemli ciltler için özel olarak geliştirilmiş bir formüle sahip olan Phyto Corrective Gel Nemlendirici, cilt rengine eşitlik ve aydınlık kazandırıyor. 159 TL Topicrem Cumlaude Lab Çok kuru ve hassas ciltler için deniz suyu formülüyle geliştirilen Hydralaude Cream SPF 15 güneş korumalı nemlendirici, nem sorununu ortadan kaldırıyor. 69,50 TL Babe Kızarıklığa eğilimli hassas ciltlerin kullanımına uygun Anti-Redness Care, cildi nemlendirir, yatıştırır ve tonunu eşitler. 84,50 TL 62 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık Murad Tüm hassas cilt tipleri tarafından kullanılabilen Recovery Treatment Gel, ciltteki kızarıklık ve hassasiyeti azaltmayı desteklerken, cilt bariyerini güçlendirmeye yardımcı oluyor. 255 TL Özellikle toleransı düşük ciltler için geliştirilmiş Rich Soothing Cream, tüm aile kullanımına uygun olup yatıştırıcı ve sakinleştirici etki gösteriyor. 59,40 TL Bakım & Güzellik SELÜLİTLE SAVAŞMAK Çukurlar, tepecikler, peynir yüzeyine benzer bir cilt ya da portakal kabuğu görünümü... Adına ne derseniz deyin, en fit vücutlarda bile görülebilen ve kadınların yüzde 90’ının şikâyetçi olduğu, çok sık görülen bu genetik yatkınlık için estetik cerrahlar “Sihirli bir tedavi yöntemi bulmak oldukça güç” yorumu yapıyorlar. Oysa selülit görünümünü iyileştirmek ve cildinizi daha düzgün göstermek için başvurabileceğiniz yöntemler de mevcut. “Düzenli kullanım sonrasında portakal kabuğu görünümünden kurtulmanıza yardımcı oluyor.” Darphin Contouring Slim Gel selülit görünümünün giderilmesine ve selülit oluşumunun engellenmesine yardımcı olur. 500 ml: 215 TL “Hemen kuruma ve leke yapmama özelliği sayesinde sürdükten sonra rahatça giyinip dışarı çıkabilirsiniz.” “%100 bitkisel kaynaklı konsantre yapısıyla cildin derinlerine nüfuz ederek selülit görünümünün giderilmesine destek oluyor.” Cosmed Anti Selülit Losyon bölgesel kan dolaşımını arttırarak inatçı yağ dokusu hücrelerini parçalıyor ve yeniden şekillenmesini sağlıyor; selülit oluşumunun da önüne geçiyor. 62 TL Lierac Caudalie İnceltici Etkili Vücut Peelingi Crushed Cabernet Scrub, hassas soyucu özelliği ile cildi yatıştırıyor ve besliyor; selülit görünümünü azaltıyor. 55 TL Su tutmaya eğilimli çukurlu ciltler için geliştirilmiş Ultra Body Lift 10, yüzde 10 oranında aktif kafein konsantrasyonu sayesinde portakal kabuğu görünümünü azaltıyor. 89 TL İnceltici ve Selülit Karşıtı Etkili Vücut Yağı Contouring Concentrate’nin, içeriğindeki esansiyel yağlar kan dolaşımını hızlandırıyor ve toksin atıcı etki gösteriyor. 65 TL Murad Firm and Tone Serum, Selülit ve Çatlaklara Karşı Serum’un cildin genel görünümünde yüzde 80’e, selülit ve çatlakların görünümünde yüzde 69’a varan etkili sonuçlar veriyor. 302 TL 64 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık PharmeticSağlık / Yaz 2013 / 65 Bakım & Güzellik “Cildi sıkılaştıran etken maddelerin güçlü bir kombinasyonuyla güçlendirilen patentli selülit karşıtı kompleks içeren serumdur.” Elancyl Lierac Body-Slim Vücut Losyonu, selülit ve çukur görüntüsünde azalma, bacak ve basen bölgesinde incelme ve daha sıkı bir cilt sağlar. 129 TL Bliss FatGirlSlim Selülit Karşıtı Gündüz Kremi, kafein teknolojisi ile cildi gözle görünür bir biçimde sıkılaştırmayı ve portakal kabuğu görünümünü azaltmayı destekliyor. 129 TL Offensive Cellulite doğal içerikli inceltici jel, pürüzsüzleştirici, yeniden şekillendirici ve 1 ay içerisinde tekrarlamayı engelleyici etkisiyle selülitle savaşıyor. Kalça ve baldır 2’li paket: 134,85 TL “Bakım yapılacak bölge üzerinde kan dolaşımını hızlandıracak şekilde masaj yapılarak günde tek bir defa uygulanması yeterlidir.” Nuxe Karın ve kalça bölgesinde su tutulmasından kaynaklı selülitlere karşı Selülit Giderici İnceltici Vücut Yağı çözüm sağlarken, ödem oluşumunu engelliyor. 89 TL Vichy Selülit ve inatçı sorunlu alanları için üretilmiş özel ürün Cellu Destock, yağ hücrelerinin oluşumunu azaltır. 89,90 TL 66 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık “Cildi sıkılaştıran etken maddelerin güçlü bir kombinasyonuyla güçlendirilen patentli selülit karşıtı kompleks içeren serumdur.” Nuxe Selülit Giderici İnceltici Vücut Serumu yağ stoklamasını durdurmaya, yağları yakmaya ve vücudu şekillendirmeye yardımcı oluyor. 99 TL Bakım & Güzellik İYİ BAKTERİLER KÖTÜ BAKTERİLERE KARŞI “PROBİYOTİK” NEDİR? BUNU BİLİYOR MUYDUNUZ? CFU olarak anılan koloni oluşturan bakteriler, probiyotik bir besinde bulunan canlı bakteri sayısını belirtmektedir. Bağırsaklarımızda iki tür bakteri bulunur: iyi bakteriler ve kötü bakteriler; vücudumuzda bunların ikisinin de bulunması gerekmektedir. Fakat kötü beslenme, stres, yaşlanma ve hatta antibiyotik kullanımı gibi etmenler iyi ve kötü bakterilerin dengesini bozarak, kötü bakterilerin bu alana hükmetmesine yol açar; bu yüzden sindirim sorunları, akne ve egzama gibi sorunlar yaşarız. Diyetisyenler, “Sağlıklı bir bedenin patojen ve bakterilerden yüzde yüz arınmış, aseptik bir ortam olmaması gerekir.” diyor ve ekliyor; “Probiyotikler kötü bakterilerin yol açabilecekleri tehlikelere karşı iyi bakterileri destekler ve dengeli bir ortam oluşmasını sağlar.” Bazı gıdalarda doğal olarak bulunan, bazen de besin takviyesi şeklinde bulunabilen probiyotikler, “iyi bakteriler” olarak özetlenebilir. Uzmanlar; “Bu bakteriler sağlığımızı bir şekilde iyi yönde etkileyerek, bizlere fayda sağlayan canlı organizmalardır. Sindirim fonksiyonlarımızı güçlendirir, enfeksiyonlara sebep olan hastalıklara karşı bağışıklığımızı güçlendirirler.” diyor. Binlerce farklı bakteri sınıfı bulunmaktadır ve bu bakterilerden hiçbiri vücudumuz için en ufak olumsuz bir etkiye yol açmaz. Dahası, bu bakteriler bağırsaklarımızda doğal olarak bulunan bakterilere benzemektedirler. Probiyotik ürünlerde en sık karşılaşılan iki bakteri türü, süt ürünlerinden elde edilen laktobasilus ve bifidobakteriyumdur. BAKTERİLER YAŞLANMANIN ÖNÜNE GEÇEBİLİR Mİ? PROBİYOTİK GÜZELLİK PROBİYOTİKLER, SİNDİRİM SORUNLARI GİBİ DAHİLİ VE AKNE GİBİ HARİCİ CİLT SORUNLARINI TESKİN ETMEYE YARDIMCI OLABİLİR. ORAL YOLDAN ALINAN PROBİYOTİKLERİN HEM CİLT HEM DE VÜCUT ÜZERİNDE SAYISIZ FAYDALARI VARDIR. DERMATOLOGlar “PROBİYOTİKLERİN DOĞAL ANTİENFLAMATUAR ÖZELLİKLERİ, CİLT BAKIM ÜRÜNLERİNDE TERCİH EDİLEN BİR İÇERİK OLARAK YER ALMALARINI SAĞLAMAKTADIR.” DİYOR. PROBİYOTİKLER TOPİKAL OLARAK KULLANILDIKLARINDA AKNE, ROSACEA, MILLIA, DERMATİT VE PSORIASIS’E YOL AÇAN BAKTERİLERİ YOK EDERLER. Probİyotİkler aynı zamanda KIZARIKLIK VE ENFLAMASYONU DA YOK EDEREK, ERKEN YAŞLANMA BELİRTİLERİNE KARŞI UZUN VADELİ BİR KORUMA DA SAĞLARLAR. 10 MİLYON GÜNLÜK PROBİYOTİK BİR ÜRÜN İÇİNDE BULUNMASI GEREKEN BAKTERİ SAYISI 68 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık 70 % GASTROİNTESTİNAL SİSTEMİN BAĞIŞIKLIK SİSTEMİMİZDEKİ BULUNMA ORANI Solgar Probiyotik besin desteği Advanced Multi-Billion Dophilus, doğal insan florasına kolaylıkla adapte olabiliyor, bağışıklık ve sindirim sisteminin güçlenmesini sağlıyor. 59,50 TL S: C: VÜCUDUM DÜZGÜN BİR BİÇİMDE ÇALIŞMAK İÇİN PROBİYOTİKLERE BAĞIMLI HALE GELİR Mİ? Evet. Fakat bunda endişelenmenizi gerektirecek bir durum yok. Eğer vücudunuzun düzenli probiyotik kullanımı ile daha düzgün çalıştığını hissediyorsanız, bırakın böyle devam etsin. Uzmanlar, “Aslında bu oldukça iyi bir durumdur çünkü vücudun iyi bakteri sayısını belirli bir düzeyde tutması gerekir. Eğer yüksek içeriğe sahip bir probiyotik destek kullanıyorsanız ya da doğal probiyotik içeren gıdalarla besleniyorsanız; sindirdiğiniz iyi bakteriler vücudunuzda bulunanlarla tamamen aynı bakteriler olacaktır.” diyor. PharmeticSağlık / Yaz 2013 / 69 Bakım & Güzellik PROBİYOTİKLERİN GÜZELLİK AÇISINDAN SAĞLADIKLARI FAYDALAR SAĞLIK AÇISINDAN SAĞLADIKLARI FAYDALAR FAYDALARI SİNDİRİM SORUNLARINI AZALTIR Özellikle antibiyotik kullanımından kaynaklı ishal durumunu gidermek için probiyotiklere başvurulur. Probiyotikler laktoz intoleransını gidermek ve spastik kolon rahatsızlığını iyileştirmek için de kullanılmaktadır. Vücut süt ve süt ürünlerini parçalamak için gerekli enzimleri üretemediğinde, bu ürünlere karşı intolerans oluşur. Bazı probiyotiklerin süt ve süt ürünleri enzimlerini kırmaya yardımcı olabildikleri düşünülmektedir. AKNEYİ GİDERİR Akne bakterilerin aşırı çoğalması dolayısıyla da olşabildiği için probiyotik kullanımı akne sorunu yaşayan ciltlerin iyileştirilmesinde de kullanılabilmektedir. Teoride, probiyotikler midedeki iyi bakterileri destekleyerek, bu faydalı bakterilerin sayılarını artırırlar. Uzmanlar; “Kısa vadede enflamasyonu ve enfeksiyonu engellerler. Topikal kullanımda zararlı bakterilere karşı koruma sağlar; cildin doğal dengesini destekler; koruyucu bir bariyer oluşturarak, cildin doğal bakteri florasını destekler ve böylelikle akne oluşumunu engellerler.” diyor. > Nature’s Bounty Probiyotic Acidophilus, içinde probiyotikle beraber bulunan prebiyotik etkili pektin, bakterilere besin sağlayarak yaşam sürelerinin uzatılmasına yardımcı olur. 47,50 TL 70 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık İçerisindeki üç milyar canlı organizmayla probiyotik takviye sağlayan Acidophilus, sindirimi geliştiriyor, bağışıklık sistemi fonksiyonlarını desteklerliyor ve enfeksiyonlara karşı vücut direncini geliştiriyor. 49 TL BAZI ENFEKSİYONLARA KARŞI ÇALIŞIR Bazı uzmanlar Bifidobakteriumun, bağırsakların pH düzeyini dengeleyerek; Salmonella ve E. Coli gibi bakterilerin üreyerek, gelişmelerini engellediğini savunmaktadır. EGZAMA TEDAVİSİ Seven Seas Multibionta Probiotic Multivıtamin’in günlük desteğiyle, organizmanın kendini daha iyi savunmasına ve daha zinde hissetmesine yardım eder. 41 TL Uzmanlar, “Egzamanın ciltteki dengesizlik yüzünden meydana geldiği ve bu dengesizliğin cilt bariyerine zarar verdiği düşünülür.” diyor ve ekliyor; “Probiyotikler, iyi bakterilerin oksijen salınımı yapmalarına izin vererek cildin daha rahat nefes almasını, dolaşımın artmasını ve cildin sağlıklı olmasını sağlamaktadırlar.” NEZLE VE GRİP TEDAVİSİ Fizyoloji, Biyokimya ve Beslenme Enstitüsü araştırmacıları, nezle ve grip tedavisi yöntemi olarak probiyotiklerden faydalanarak; günlük olarak belirli dozda probiyotik ve vitamin alan kişilerin çok daha az hastalandıklarını ve daha çabuk iyileştiklerini tespit etti. SORUN ÇÖZEN HAPLAR PROBİYOTİK HAPLAR SİNDİRİME YARDIMCI OLDUKLARI VE İMMÜN SİSTEMİ DESTEKLEDİKLERİ İÇİN VÜCUDUMUZA HEM DAHİLİ HEM DE HARİCİ FAYDALAR SAĞLARLAR. PROBİYOTİKLERİ NEREDE BULABİLİRSİNİZ? YAŞLANMAYI YAVAŞLATIR Güneş, sigara, hava kirliliği gibi etmenler dolayısıyla cilt bariyerinin yıkıma uğraması, zararlı bakterilerin olumsuz etkilerini rahatça gösterebildikleri bir ortam yaratır ve bu yüzden enflamasyonlar, enfeksiyonlar, elastikiyet ve kolajen kaybı oluşarak, kırışıklar meydana gelir. Uzmanlar; “Probiyotikler nemlenmeyi artırmaya, hücre fonksiyonlarını canlandırmaya, olgun ciltleri canlandırmaya, cildi yumuşatarak, pürüzsüzleştirmeye yardımcı olur.” diyor. > Natrol Probiyotikleri ve bunlar içinden hangisinin sizin için doğru ürün olduğunu bulabilmek için siz de eczacımıza danışın ve en doğru ürüne ulaşın. > BUZDOLABINDA MI SAKLASAK? NBL Gıda takviyesi Probiotic Gold, aktif probiyotik lif içeriği ile sindirim sistemini dengelemeye yardımcı olurken C vitamini de içermektedir. 36 TL. İki milyar aktif probiyotik,5 vitamin ve lif içeriği ile Probiotic ATP, bebek ve çocuklarda bağışıklık sistemini güçlendiriyor. 36 TL Bir zamanlar sadece buzdolabında saklanan probiyotiklerin faydalı olacaklarına dair bir kanı vardı; soğukta saklanan bakterilerin daha canlı kalacaklarıdüşünülürdü fakat artık bu durum değişti. Hem buzdolabında hem oda sıcaklığında saklanabilen probiyotiklerin vücudumuza fayda sağladığı biliniyor. Size düşen, hayat tarzınıza uygun olanı seçmek. PharmeticSağlık / Yaz 2013 / 71 Alışveriş 6 YENİ NE VAR NE YOK ? 1 11 Yeni ürünler arasında öne çıkanlar, raflarında yerini alan kremler, makyaj ürünleri... 2 16 8 1- Medko Kozmetik Krem haline getirilmiş argan yağı içeriğiyle saç tellerini kaplayan Organix Moroccan Argan Creme Şampuan, UV ışınlarından zarar gören saçlarınıza bakım yapıyor. 34 TL 2- Darphin 11- Vichy Yeni saç kaynağındaki kök hücrelerin etkili çalışmasını destekleyen saç bakım ürünü Vichy Dercos Neogenic, içerdiği Stemoxydine ile 90 günde 1.700 yeni saç telinin çıkmasını sağlıyor. 219 TL 12 7 12- Phyto Çok kuru saçlar için özel olarak geliştirilen PHYTO 9, nemlendirici ve besleyici özelliklere sahip dokuz ayrı bitki ekstresinin birleşiminden oluşuyor. Saçları içten dışa besleyerek saça anında parlak, esnek ve yumuşak bir görünüm veriyor. 55 TL Hafif şeftali kokusu ile dikkat çeken Silky Moisturizing Lotion, cildin doğal nemlendirme mekanizmasını harekete geçiriyor. 73 TL 3- Q Spa Cildi besleyen termal Mineralli su spreyi içeriğindeki selenyum ile güçlü bir antioksidan etkiye sahip . 19,90 TL 13- Topicrem Anında bir ışıltı veren ve sıklaştırıcı etki sağlayan Radiance Serum, cildinizi mükemmel şekilde nemlendiriyor. 99 TL 4- Kapaderm Kapaderm krem günlük cilt bakımında nemlendirici olarak kullanılabildiği gibi güneş yanıklarında, tahrişlerde, pişik ve meme başı bakımında da faydalı. 17,90 TL 3 14- Ducray Sensinol Şampuan, hava kirliliği, stres, uygun olmayan şampuanların kullanımı sonucunda hassaslaşan saç derisinin rahatlamasına, kaşıntı ve yanma hissinin hafiflemesine yardım ediyor. 9 5- Abdi İbrahim A.i.d boğaz pastili ailesinde ballı ve propolisli, ekinezya ve C Vitaminli, meyan köklü ve hurmalı olmak üzere dört farklı ürün bulunuyor. 10 TL 39,50 TL 15- Optimer Yüzde 100 kaplayıcı özelliğe sahip saç boyası Fashion Colore Natura, yoğun ve uzun ömürlü renkleriyle dikkat çekiyor. 33 TL 6- Cosmed 4 Cilt yapısında uzun süreli nem dengesinin oluşumuna yardımcı olan DAY – TO – DAY Vanilyalı Nem Maskesi, gözeneklerin sıkılaşmasına yardımcı oluyor. 55 TL 13 7- Bioderma Pürüzsüz bir cilt için kızarıklık önleyici BB krem Sensibio AR, içeriğindeki altın deniz yosunu ile cildi yatıştırıyor. 64,50 TL 8- Bioderma Hassas bebek ve çocuk cildinde görülen tahrişi yatıştırmaya yardımcı olan ABCDerm Peri Oral krem, cilt bariyerini yeniden yapılandırıyor. 34,50 TL 10 10- Solgar 5 72 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık Zengin bir lif kaynağı olan Multiple Fiber Formula, içeriğindeki keten tohumu lifi ve karnıyarık otu ile sindirim sisteminin düzenliyor. 49,95TL 16- Balparmak 18 Arı ürünleri karışımlarından oluşan ve doğal destek niteliği taşıyan Balparmak’ın yeni serisi Apitera, arıların mucizelerini evlere taşıyor. 40 TL 17- Lierac Güneşin zararlı ışınlarından koruyan Sunific Solaire 2 Iridescent Milk Spray, cildinize anti-aging etki verirken bronzlaşmaya yardımcı oluyor. 109 TL 14 18- Esthederm Cildi canlandırarak enerji ile dolduran Cellular Water, yüzde 100 aktif içerikten oluşuyor. 69 TL 9-StriVectin SD Göz Çevresi Kırışıklıklarını Önleyici Konsantre Serum, göz çevresine canlılık getiriyor ve mor halkaları azaltıyor. İçeriğindeki kafein ile hücresel enerjiyi artırıyor, şişlikleri gideriyor, serbest radikallerle ve antioksidanlarla savaşıyor. 275 TL 17 19- Murad 15 Altın Yosun ve meyve özleri barındıran nem maskesi Age Diffusing Firming Mask, cilde hızla nüfuz ederek sıkılaştırmaya ve toparlamaya yardımcı oluyor. 270 TL 20- Kelo-Cote Silikon jel Kelo-Cote, operasyon sonrası hipertrofik ve keloid yara izlerini önlenmesi ve tedavisine yardımcı oluyor. 49 TL 19 20 PharmeticSağlık / Yaz 2013 / 73 Alışveriş Cosmed Epilasyon sonrasında kullanılan ve tüyleri kontrol altına alarak büyüme sürecinin gecikmesine yardımcı olan Tüy Azaltıcı Serum alışverişinize tüy azaltıcı vücut losyonu ya da tüy azaltıcı yüz kremi hediye! Serum: 45 TL YAZIN ışıltılı hedİyelerİ Bioderma Yazın özel kampanyalı ürünlerle daha bakımlı olma vakti geldi. Hesaplı fiyatlarıyla serumlar, şampuanlar, dudak ve yüz kremleri yazın en özel hediyelerinden. Karma ve yağlı ciltlere yönelik Sebium, nemsiz ciltler için Hydrabio ve hasass ve kızarıklığa eğilimi ciltlere uygun Sensibio serilerinden herhangi 3 ürün aldığında 2 ürün fiyatı ödeniyor. Tuğçe Kayar Darphin Biocodex Selülit görünümünün giderilmesine ve selülit oluşumunun engellenmesine yardımcı olan Contouring Slim Gel avantajlı fiyatıyla 215 TL’ye satışa sunuluyor. Cilt lekeleri üzerine etki gösteren BioTaches Solaire veya sivilce tedavisine de yardımcı olan Papulex UV güneş koruyucularından alan herkese plaj çantası veya makyaj çantası hediye. 55TL Avène Caudalie Yaz aylarında yüksek korunma faktörlü Avène Spray 50 ve Avène Emulsion 50 aldığınızda güneş sonrası bakım losyonu Reperateur Après Soleil hediye ediliyor. 124 TL Cildi güneşe karşı korurken anti-aging koruma da sağlayan Vinoperfect Leke Serumu alana Soleil Divin Anti-Aging Etkili Güneş Koruyucu 50 Faktör hediye ediliyor. Vinoperfect Leke Serumu: 175 TLSoleil-Divin Anti-Aging Etkili Yüz Güneş Koruyucu 50 Faktör: 65 TL Cildinizin ihtiyacı olan maksimum bariyeri oluşturarak güneş koruması sağlayan ürünlerden 2 adet satın alan herkese plaj çantası hediye. Bariesun SPF 50+ Güneş Koruyucu Krem: 56 TL Çatlakların görünümünü engellemeye karşı etkili olan Phytolastil jel özel kampanyalı fiyatıyla 158 TL yerine 108 TL Mustela Dermalogica 365 gün, gün ışığından korunma sağlayan biri SPF’li nemlendirici olmak üzere üç ürün alışverişine orijinal boy (50 ml.) Active Moist veya Skin Smoothing Cream (50 ml.) hediye ediliyor. 74 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık Uriage Lierac İçinde hamileler için çatlak kremi ve vücut nemlendiricisi olan kofre göğüs ucu çatlak kremi hediyesiyle satışa sunuluyor. 145,90 TL Babe Aşırı terlemeyi dengeleyerek koltuk altı bölgesinde son derece etkili sonuçlar veren rollon deodrant, 32 TL yerine 23,90 TL’ye satılıyor. PharmeticSağlık / Yaz 2013 / 75 Çocuk & Aile kendi başlarına eğlenemezler. Bu nedenle diğer ebeveyn otomobili kullanırken siz çocuğunuzun yanına oturun. • Otomobilde geçecek zamanı günde altı saatten fazla tutmayın. Ek olarak, iki saatte bir güvenli ve bilindik yerlerde molalar verin. Böylece siz ve çocuğunuz, yeni bir yolculuk için hazır hale gelirsiniz. • Çocuğunuzu güneşten koruyun. Koruma kremleri ya da aracınızın camlarında güneşlikler kullanın. Hamilelik Sırasında Seyahat Pek çok hamile kadın doğum tarihi yaklaşana kadar güvenle yolculuk yapabilir. Yine de ne kadar uzağa gittiğiniz, rahatsızlık düzeyi, yolculuk şekli ya da yeri ve hamilelik riskli mi değil mi sorularının yanıtlarına göre uyulması gereken kurallar değişiklik gösterir. Seyahatinizi planlamadan önce doktorunuza danışın. Doktor kontrolünde bulunması gereken rahatsızlıklarınız varsa bu süreçte yolculuk yapılması önerilmez. Yola Çıkmadan Önce Doktorunuza Danışacaklarınız: • Tam bir sağlık kontrolü yaptırın. • Acil bir durumda bulunduğunuz yerde iletişime geçmeniz gereken doktorun adını belirleyin. • Kontrol sonuçlarınızın bir kopyasını yanınızda götürün. • Güvenli reçetelendirilmemiş ilaçlarınızın listesini yanınızda bulundurun. Denizaşırı Yolculuk Yapıyorsanız Dikkat Edin: • Gerekli tüm aşılarınızı olun. ŞİMDİ seyahat zamanı! Seyahat etmek çok zevkli ve keyif verici bir şey olsa da eğer yanınızda bir bebek ya da çocuk varsa bu keyif her an kâbusa dönüşebilir. Buna izin vermemek için önerilerimiz var. Müge Serçek Biroğlu Uçak Yolculuklarında • Talebin düşük olduğu zamanlarda seyahat edin. Talep düşüklüğü gideceğiniz yer ve sezonla ilgilidir, bu yüzden bunu bir turizm şirketine danışabilirsiniz. Uzun süreli duraklamaların olduğu ya da gecenin geç saatlerinde aktarmaların yapılacağı uçuşlardan özellikle kaçının. • Bileti alırken koltuğunuzu da ayırtın. Biletinizi aldıktan sonra, check-in işlemlerinizi de bir an önce yaptırmalısınız Uçuş gününüzde, koltuk seçimi için hava alanına erken gidin. Unutmayın ki pek çok havayolu şirketi en iyi koltukları sık uçan müşterileri ve iş adamları için saklıyor. • Bebeğinizin uyku düzenini uçağınıza göre ayarlamaya çalışın ki bebeğiniz uçakta uyusun. Çocuğunuzun normal 76 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık • Gideceğiniz yerde yemek ve suyun güvenli olup olmadığından emin olun. • Denizaşırı ülkelerde sağlık sigortanızın geçerli olup olmadığını kontrol edin. Nasıl Başa Çıkacaksınız? Çocuğum uçakta öfke nöbeti geçirirse ne olur? Sakin olun! Yeni yürümeye başlayan çocuğunuz çılgına dönerse, yapacağınız en kötü şey ona sinirlenmektir. Uzmanlar, “Siz panik olduğunuzda çocuğunuzun da tansiyonu yükselir, gerginliği artar ve sonuç daha üzücü olabilir” diye uyarıyor. Öfke Nöbetini Yatıştırmak İçin Neler Yapmalı? Onun en sevdiği ninniyi mırıldanın ya da onu bir oyuncakla oyalamaya çalışın. Bu nöbet uçaktayken gerçekleştiyse uçuşu bozmaktan kaçının ve insanların ne düşündüğüyle ilgili çok endişeye düşmeyin. Yolculuğunuzun daha rahat geçmesi için taşınabilir çantanıza abur cuburlar ve çeşitli oyuncaklar almayı unutmayın. Şişeler, damlatmayan bardaklar ve emzikler seyahat çantanız için gerekli araçlardır çünkü uçağın kalkış ve iniş esnasında emmesi çocuğunuzun kulak basıncını rahatlamanın en akıllıca yoludur. Son olarak, çıkış kapısında uçağa önceden binmek isteyip istemediğinize karar verin. Uçağa erken binerek yerleşmeniz için daha fazla zamana sahip olursunuz, fakat uçağa erken binmeniz çocuğunuzun daha fazla oturacağı anlamına gelir. Başka bir alternatif olarak, uçağa binmek için yapılan son çağrıya kadar siz çocuğunuzu etrafta yürütürken, eşiniz de uçağa önceden binip bebeğinizin araç koltuğunu kurabilir. >Çocuğunuzun öfke nöbetlerini yatıştırmak için en sevdiği şarkıyı mırıldanın. düzenine uyum sağlaması işinizi kolaylaştıracaktır. Ortam değişikliğinden dolayı biraz uykusu kaçsa dahi çok kısa bir sürede rutin uykusuna dalacaktır. • Çocuğunuza kolay çıkarılabilir giysiler giydirin. Hava alanları ve uçaklar bir süre sıcakken, hemen ardından soğuyabilir. • Kulak ağrısı için tetikte olun. Çocuğunuz son zamanlarda kulak iltihabı ya da soğuk algınlığı geçirdiyse uçağa binmeden önce doktorunuzun onayını alın. Kabindeki hava basıncının değişmesi ağrıya sebep olur ama biberon ya da damlatmayan bir bardaktan bir şeyler içiyor olması genellikle bu sorunu çözer. Rahatsızlanmaya başladığını anladığınız anda bir şeyler içmeye başlasın. • İçecekleri kolay ulaşılabilir bir yerde tutun. Uçuş, çocukları yetişkinlere göre daha susuz bırakır, bu yüzden yanınıza yeterince sıvı aldığınıza emin olun. Otomobil Yolculuğunda • Doğru zamanı seçin. Bebeğiniz uçağa göre daha rahat seyahat edebilir. Ancak bu, bebeğinizin huysuz ve yorgun olmayacağı ya da onu araba tutmayacağı anlamına gelmez. Çocuğunuzun normal uyku zamanında yola çıkın ve mümkün olduğunca yavaş gidin, böylece yolculuğun bir kısmında uyuyor olacaktır. • Çocuğunuzu eğlendirin. En bağımsız çocuklar bile bazen PharmeticSağlık / Yaz 2013 / 77 Çocuk & Aile Uçakla yapılan yolculuklarda çocuğunuzun kulak ağrısı için tetikte olmalısınız. Bir Otelde Nelere Dikkat Etmeliyiz? Rezervasyon yaptırmadan önce oteli doğrudan arayın ve mekânın aileye uygunluğundan emin olmak için sorular sorun. Bebek yatağı ve bebek arabası kiralayabiliyor musunuz? Oda servisi seçeneklerinde çocuk mönüsü bulunuyor mu? Uzmanlar önceden birtakım sorular sormanızın size bazı avantajlar sağlayabileceğini belirtiyor. Mesela kalacağınız otelin çocuk bakıcılığı yapan birimlerinin olup olmadığını öğrenerek tatilinizi daha kolay planlayabilirsiniz. Tercih ettiğiniz otel her ne kadar çocuklu ailelere uygunsa da oteldeki odanıza girdikten sonra mini barınızı kilitlemeli, güvenliksiz pencere ve balkonlar gibi potansiyel tehlikelere yönelik önlemler almalısınız. >Kalacağınız otelin bakıcılık hizmeti verip vermeğini öğrenerek tatil planı yapın. Bebeğime Jet-Lag’den Kurtulması İçin Nasıl Yardım Edebilirim? Uzmanlar, “Çocuklara yeni bir zaman dilimine geçiş için yardım ederseniz, onlar ilginç bir şekilde çabucak alışırlar” diyor. Örneğin, yeni saat diliminde beslenme alışkanlığı açısından öğle yemeği ve akşam yemeğini değiştirmeniz gerekirse ilk gün yemek saatini 15 dakika geriye alın, ikinci gün 30 dakika ve bunu uygun zamanı yakalayana dek yapın. Jet-lag sonucu yaşayacağınız diğer problem ise uykudur. Eğer sadece birkaç saat farklılık varsa çocuğunuzun yatma zamanını çabuk algılaması açısından, havanın kararmasının hemen ardından tatil yapacağınız yerde olmayı deneyebilirsiniz. Daha uzun saat değişiklikleri için, gecenin en son uçuşuna bilet alın. Bu yöntem çocuğunuzun uçakta uyumasına sebep olabilir ve indiğinizde kafası karışmaz. Farklı bir mekânda kendini yabancı hissetmemesi için onun rutinlerine uymaya çalışın. Genellikle onu siz yıkıyorsanız ve yatmadan önce kitap okuyorsanız seyahatinizde de aynı şeyi yapın ve en sevdiği battaniyesi ya da oyuncağı gibi kendisini evde hissedebileceği şeyleri yanınıza alın. Hamilelere Öneriler Pek çok insanın korkularına rağmen, uçmak genellikle hamilelikte güvenlidir. ABD’deki çoğu havayolu şirketi hamileliğin 36. haftasına kadar uçağa binilmesine izin veriyor. Hamileliğin bir hastalık olmadığını bilerek önlemlerinizi alın ve tatilin keyfini çıkartın. Hamilelere Konfor Önerileri • Uyumak için kendinize ekstra zaman ayırın. Seyahat insanları yorar. Kendinize yolculuk sonrasında uyumak için ekstra zaman ayırın. • Rahat ayakkabı giyin. Çorabınız ve kıyafetinizin sıkmadığından emin olun. • Havayolunu tercih ettiyseniz koridor tarafında oturun. Koridor tarafındaki koltuklar etrafta dolaşabilmenizi ve tuvalete kolayca ulaşmanızı sağlar. • Günlük yaşamınıza aynen devam edin. Günde üç öğün yemeğinizi yiyin ve olabildiğince normal oranlarda uyuyun. • Çok sıvı tüketin. Uçakta, otobüste ya da trende hava çok kuru olabilir ve vücudunuz susuz kalır. Bu yüzden sıvı tüketmeye özen gösterin. • Otobüs, tren ve uçakta öne oturun. Sarsıntı ön koltuklarda daha azdır ve hareket hastalığının etkisini daha az yaşarsınız. • Sık sık yürüyün. Hemen her saat ayaklarınızın üzerine basın. Bu ayak şişliklerinizi indirir ve daha rahat hissettirir. • Diyetinize lifli yiyecekler ekleyin. Kabızlık, hamilelik süresince olağan bir problemdir ve yolculuğun etkisiyle artma eğilimi gösterir. Bu yüzden lifli yiyecekleri tercih edin. • Mide bulantısını engellemek için yanınıza kraker, meyve suyu ya da diğer hafif yiyeceklerden alın. • Kat kat giyinin. Üst üste giyebileceğiniz ya da tek tek çıkarabileceğiniz şekilde kat kat giyinin. Teri çekmesi açısından pamuklu kıyafetleri tercih edin. • Dayanıklı bir yatakta uyuyun. Sırt problemlerinden korunmak için yatağınızın tam olarak desteklediğinden emin olun, sert sırtlı sandalyelerde oturun ve zaman zaman sırt kaslarınızı çalıştırın. 78 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık Çocuk&Aile 1- Çocuğumun babasıyla olan ilişkisini pozitif yönde etkilemek, bir anne olarak benim görevlerimden biri. • Doğru • Kısmen doğru • Nötr • Kısmen yanlış • Yanlış 2- Eşim iyi bir baba olmak için uğraşıyor ama ebeveynlik konusunda yeterli bilgiye sahip değil. • Doğru • Kısmen doğru • Nötr • Kısmen yanlış • Yanlış 3- Eşim çocuğumuza yeterli zaman ayırıyor ama çocuğun gerçekten neye ihtiyacı olduğunu anlamıyor. • Doğru • Kısmen doğru • Nötr • Kısmen yanlış • Yanlış 4- Çocuğumun eşimle geçirdiği zamandan yarar sağladığına inanıyorum. • Doğru • Kısmen doğru • Nötr • Kısmen yanlış • Yanlış 5- Çocuğumun babası yerine benimle daha iyi ilişkiler içinde olması, kendine güveninin gelişimi açısından daha önemli. • Doğru • Kısmen doğru • Nötr • Kısmen yanlış • Yanlış 6- Eşim, çocuğumuzu hayal kırıklığına uğratmamak adına, neyin nasıl yapılması gerektiğini anlatmama gereksinim duyuyor. • Doğru • Kısmen doğru • Nötr • Kısmen yanlış • Yanlış Bekçi bir anne misiniz? Her ne kadar ebeveynlik görevlerini eşinizle paylaşmaya çalışıyorsanız da aslında çocuğunuzla ilgili her kararı siz veriyor olabilirsiniz. İpleri gereğinden fazla elinizde tutup tutmadığınıza karar vermek için testimizi uygulayabilirsiniz. 80 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık Ç ocukları hakkındaki her kararı kendileri veren, eşlerine bile bu konuda pek çok kural ve sınırlama getiren birçok anne var. Eğer testimizdeki 1, 2, 3, 5 ve 6. sorularda “kısmen doğru” ya da “doğru”, 4. soruda da” kısmen yanlış” veya “yanlış” cevaplarından birini işaretlediyseniz, bizim “bekçi anne” olarak tanımladığımız annelerden biri olabilirsiniz. Bir bekçi anne, eşinin, çocuğun yetiştirilme sürecine ne kadar dahil olması gerektiği ve bir baba olarak yeterliliği konusunda kesin fikirlere sahiptir. Bu tip anneler, farkında olarak ya da olmayarak eşlerine, çocukları konusunda ne yapılması gerektiğini en iyi kendilerinin bildiği mesajını verirler. Çocukların önünde eşleriyle konuşma şekilleri bu düşünceye göre şekillenir. Bir yandan eşlerinin çocuklarla kaliteli zaman geçirmesi gerektiğini belirtirken, bir yandan da satır altında, işleri ele alma biçimlerini tenkit ederler. Örneğin bir bekçi anne şöyle diyebilir: “Lütfen Ali’nin önünde nasıl konuştuğuna dikkat eder misin? Söylediklerini anlayabilir!” Bu arada Amerika’da yakın zamanda yapılan anket sonuçları da, katılımcıların yüzde 41’inin, eşleri çocuklarıyla ilgilenecekleri zamanlarda onlara neyin nasıl yapılması gerektiğine dair detaylı bir liste verdiğini gösterdi. Bekçi anne olmanın bir problem olmadığı durumlar da var, örneğin boşanmış çiftler söz konusu olduğunda, annenin bu tutumunu pozitif anlamda kullanması, eski eşini çocuğun hayatına daha çok dahil etmesini sağlayabilir. Ancak, kontrolcü tutumlarınızın ucu kaçarsa bu hem eşinizin çocuklarla olan ilişkisini hem de evliliğinizi olumsuz etkileyebilir. Selin ve Salih Ç., sekiz yaşın altında üç çocuğu bulunan bir çift. Salı ve cuma günleri Selin Ç. geç saate kadar çalıştığı için ancak çocuklar yattıktan sonra eve gelebiliyor, bu günlerde eşi işten erken çıkıp çocuklara bakıyor. Selin Ç., bu günlerde eşinin yapması gerektiğini düşündüğü şeyleri detaylı olarak not edip kendisine bırakmaya başlayınca, her hafta düzenli olarak kavga etmeye başladılar. Bu durum eşinin bir gün patlayıp, “Eğer yalnız bir anne olmak istiyorsan sorun değil, ama eğer istemiyorsan davranışlarını değiştirmen gerekiyor!” demesine kadar vardı. Eşinize iyi bir iş çıkaracağına dair güvendiğinizi gösterdiğinizde, çocuklara bakmak konusunda daha aktif bir rol üstlenmek için motive olacaktır. İngiltere’de bulunan Cambridge Üniversitesi’nde görev yapan psikolog Dr. Michael Lamb yaptığı bir araştırmada, yeni babalardan, bebeklerinin bakımına dair bir görev gerçekleştirmelerini istedi. Eşleri yanlarındayken babalar, bir şey yapmadan önce, “bunu yapmam uygun mu?” gibi, onay almak istermişçesine hep eşlerine baktılar. Ancak tek başlarına olduklarında, görevlerini gayet etkin ve kendilerinden emin bir şekilde yerine getirdiler. Eşinize güvenmeniz ve onu cesaretlendirmeniz, çocuklarınız için de yarar sağlayacak bir tutum. Yapılan birçok araştırma, babalarının varlığını hayatlarının her alanında hisseden çocukların, sosyal, davranışsal ve akademik anlamda zorluk yaşama olasılığının, diğerlerine oranla daha düşük olduğunu gösteriyor. Yaşasın farklılıklar Çocuk bakmak için tek bir doğru yol yok. Eşiniz ve sizin farklı bakış açılarınız, aslında bir çift olarak sahip olduğunuz en önemli zenginlikleriniz. Belki eşiniz çocuk partilerinde PharmeticSağlık / Yaz 2013 / 81 Çocuk&Aile yararlanabilirsiniz. Farklı cümleler kurun Eşinize talimatlar vermek yerine, yardımınıza ihtiyaç duyup duymadığını sorun. Selin Ç. sonradan, bebek bezlerini ve ıslak mendilleri çantaya koymak konusunda eşine yazdığı notlar hakkında düşündüğünde hatalı davrandığına kanaat getirdi. Ona göre, çantayı hazırlarken eşine yardım isteyip istemediğini sorması çok daha uygun bir davranış olurdu. Ayrıca “Evet, ama…” diye başlayan cümleler konusunda çok dikkatli olmanızda fayda var çünkü bu cümleler, gerçek birer iletişim öldürücü olabilir. İşte size örnek bir senaryo: Teoman, bebeği Sema ile birlikte birkaç işini halletmek içim dışarı çıkıyordu, o sırada eşi Tuğba spora gitmeye hazırlanıyordu. Tuğba: “Bebeği saat 13.00’ten önce eve getirmeyi unutma, uyuması gerekiyor. Hem biberonunu aldın mı? Üstelik onu ısıttığını da görmedim.” Teoman: “Ne zaman uyuması gerektiğini biliyorum, ayrıca yemek saati gelmeden eve dönmüş olacağız.” Tuğba: ”Evet ama daha erken acıkırsa?” Teoman: “O zaman eve erken dönerim.” Tuğba: “ Evet ama o zamana kadar çoktan ağlayıp bağırmaya başlamış olur.” Teoman: “Bu yüzden ölmeyecek!” Tuğba: “Sen bilirsin.” Bekçi anneler, eşinin bir baba olarak yeterliliği konusunda önyargılara sahiptir. çok rahat değildir ama çocuklara yatmadan önce hikayeler anlatmak konusunda üstüne yoktur. Çocuğunuzu iki ayrı kişi olarak birlikte büyütüyor olmanız sizin için büyük bir avantaj. Çocuklar da sahip olduğunuz bu farklı özelliklerinizin ayırdındadır. O yüzden, farklı konularda ikinizden birine yönelirler. Örneğin kızınız, daha büyük ve rahat olduğu için babasının kucağında oturmaktan hoşlanıyor olabilir ama kendisini yatağa sizin yatırmanızı isteyebilir, ona sarılmanız çok hoşuna gidiyordur. Diğer yandan oğlunuz, banyosunu ona babasının yaptırmasından daha büyük keyif alabilir çünkü babası, daha çok su sıçratmasına izin veriyor olabilir. Ama siz onun sevdiği markaları bildiğiniz için, markete sizinle gitmek onun için tercih sebebi olacaktır. Daha rahat olun Eşinize güvenmediğinizi belli ettiğiniz, onun hareketlerini kontrol etmeye çalıştığınız zamanları fark etmeye çalışın. Bunları aklınıza not edebilir ve bir dahaki sefere eşinize daha esnek davranmak için, sunacağımız önerilerden 82 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık Eşinizin arkasında durun Eşinizin bir durumu idare etme şeklinden memnun olmasanız bile, memnuniyetsizliğinizi çocuğunuzu meselenin ortasına koyarak anlatmayı seçmeyin. Örnek olarak, “Baban çantana artık sevmediğin mayonu mu koymuş? Merak etme, hangi mayonu giymeyi sevdiğini ona tekrar hatırlatacağım,” şeklinde kuracağınız bir cümle, çocuğunuza babasının onu yeteri kadar önemsemediğini hissettirecektir. Bunun yerine, “Demek babanın yanına koyduğu mayoyu giymek seni utandırdı. Bir anlığına bunu unutmuş olmalı, biliyorsun seni hiçbir zaman böyle bir duruma bilerek düşürmez. Şimdi ona söylediğinde gerçekten çok üzülecek” demek, her açıdan daha iyi olacaktır. Olumlu tarafları görmeye çalışın Bazen kendinize bardağın dolu tarafını görmeyi hatırlatmanız gerekebilir. Bu konuya tanıdığımız bir baba olan Yiğit Duman’ın yaşadığı bir olaya kulak verelim. Bebek üzerine tükürdüğü için Yiğit Duman, bir yığın çamaşırı yeni baştan yıkamış ve bunu mutlu olacağını düşünerek, eşine gururla söylemiş. Ancak aldığı tepki “umarım hipoalerjenik deterjanı kullanmışsındır” olmuş. Çamaşır yıkarken kullanılacak deterjan seçimi önemli olsa da, eşinin bu tutumu, pozitif durumu bir anlaşmazlık haline çevirmişti. Ayrıca, eşinizin sizi en çok sinirlendiren davranışlarının, onun en sevdiğiniz karakter özellikleriyle bağlantılı olduğunu bilmek de, işinize yarayabilir. Mesela, mutfağı temizleyeceğini söylediği zamanda temizlememiş olmasının sebebi, çocuğunuzla kitap okurken geçirdiği fazladan on dakika olabilir. Olaylara geniş perspektiften bakabilmek, sağlam bir ebeveynlik ortaklığının anahtarıdır. Her gün yaşanan küçük şeylere odaklanmaktansa büyük resmi görmeye çalışın. Siz ve eşinizin, aynı emniyet halatına bağlanmış halde bir dağa tırmanan iki kişi olduğunuzu düşünün. Dağa tırmanırken rekabetin hiçbir anlamı yok. Çocuk & Aile Elancyl Karın ve bel bölgesine özel inceltici bakım kremi Concentre Ventre Taille, özel formülü sayesinde selülitin görünür izlerini yok ediyor. 89,90 TL Mustela Bebek cildinde bariyer oluşturarak, idrar, dışkı ve bezlerin yarattığı tahrişe karşı cildi koruyor. Cildi yumuşatıp yatıştırıyor. 29,90 TL Lierac Breathe Right Biocodex İçeriğinde hem mineral hem de organik filtreler olan BioTaches Solaire yüksek güneş koruması sağlarken, leke oluşumuna karşı korumaya ve mevcut lekelerin giderilmesine yardımcı oluyor. 55 TL Yüzde 35 oranında aslanpençesi, sarmaşık ve kırk kilit otundan oluşan Phytolastil Gel, çatlak oluşumu engellemeye yardımcı olur. 79 TL Burun kanallarını açarak daha rahat nefes alınmasına yardımcı olan Breathe Right Burun Bantları, çocuklar ve yetişkinlerin rahat nefes almasına olanak sağlıyor. 15 TL Avene Güneş ışınlarına karşı etkili ve suya karşı dayanıklı Eau Thermale Spray Hassas ciltler için koruma sağlıyor. 65,5 TL Lierac Mevcut çatlakların derinliği, genişliği, uzunluğu ve renginde gelişme sağlayan Phytolastil Soluté Serum, pürüzsüz bir cilde sahip olmayı destekler. 119 TL anne ve çocuklara Yaz aylarında hamile annelere, güneşte savunmasız kalan çocuklara özel ürünler... Bruno Bebe Bebeklerin ve çocukların hassas ciltlerini tahriş etmeden temizleyen Pediatrik Banyo Jeli, cilde doğal nem ve koruma sağlıyor. Ekstra yumuşaklığı sayesinde gözlerde irritasyonu engelliyor. Bioderma Kimyasal filtre içermeyen çok yüksek mineral güneş koruması ABCDerm Mineral Sun Cream, bebek cildinde kimyasal filtrelere karşı gelişmesi muhtemel hassasiyet riskini azaltır. 54,50 TL 57 TL Bioderma Burun bakımı ve temizlik ihtiyaçlarını sağlayan Bruno spreylerinin bebeklere, çocuklara ve yetişkinlere özel ürünler bulunuyor. Bruno Baby Serum Fizyolojik 21,50 TL Bruno Kids İzotonik Deniz Suyu Spreyi 29,50 TL Bruno Adult Hipertonik Deniz Suyu Spreyi 29,50 TL Bruno Antiviral Sprey 27,00 TL Bruno Antidry Nemlendirici Sprey 32,50 TL Milupa Preaptamil, İmmunofortis, Nükleotid ve LCP ilavesi ile anne sütüne yakın adapte Aptamil bebek sütü Anne sütünün hiç verilemediği veya yetersiz olduğu durumlarda kullanılabiliyor. 20,35 TL Hassas çocuk ciltlerine uygun güneş koruyucu Photoderm Kid Spray cilt hücreleri için optimum koruma sağlar, hücresel hasar riskini azaltmaya destek olur. 69,50TL Burt’s Bees Bebeğinizin hem cildini hem de saçını temizlemeye yarayan Baby Bee Şampuan doğal içeriğiyle, pürüzsüz, yumuşak ve sağlıklı bir his yaratmayı destekler. 44 TL 84 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık Noal Alerjik rinitin önlenmesi ve semptomların başlangıcında kullanılabildiği pudra içeren burun spreyi yaşlı, hamile veya emziren bayanlar ile 18 ay üzeri çocuklar ve yetişkinler için uygundur. 20 TL Vichy Cildi nemlendirmek için Hyaluronik Asitle zenginleştirilmiş olan vücut sütü Capital Soleil tüm güneş ışınlarına karşı koruma sağlıyor. 49,90 TL Röportaj 5 Mart’ta 1892. kez Adana’ya gittiniz! Baba ocağına yolculuk sizde nasıl hisler uyandırıyor? Müthiş hisler! Coşku, heyecan, sevinç… Hafifliyorum Adana’ya giderken. Yükler ve bagaj İstanbul’da kalıyor. Geçmişime gidiyorum, ‘öz’üme dönüyorum. Gazeteci Ayşe değil, yine ailemin ortanca kızı oluyorum. Bir sürü duyguyu bir arada yaşıyorum. Endişeler, sorunlar, planlar, projeler yok oluyor. ‘An’ı yaşıyoruz hep birlikte. Cümbür cemaat bütün aile bir arada. Her kafadan bir ses çıkıyor. Büyük sofralar kuruluyor. Gelsin Adana ziyafetleri! Kebaplar, lahmacunlar, içli köfteler… Hep kilo almış olarak dönüyorum. Ama her şeye değiyor! Adana büyük bir şehir olsa da geleneksel değerlerini korumaya devam ediyor. Bu kültürel yapı, sizi nasıl etkiledi? AYŞE ARMAN Gazetecilik mesleğini samimiyet üzerine kuran Ayşe Arman ile bu kez doğduğu topraklardayız. Adana sevdasını yazılarına da yansıtan, hemen her röportajıyla gündem yaratan Ayşe Arman’a bu kez biz sorduk, o da kökenlerini ve mesleğine olan tutkusunu anlattı. Samimidir Adana insanı! Oyunsuz, alaveresiz dalaveresiz. Ben de öyle olduğumu düşünüyorum. Biraz fazla direktim. Aklımdaki ağzımda. Biraz da boş boğazım. Bildiğin geveze yani! Bir de çabuk sinirlenirim, pire için yorgan yakarım. Sonra geçer. Ve cömertim. Bizim oradan cimri adam çıkmaz! Tüm bu özelliklerim Allah’tan mesleğimde işe yarıyor. Duygularımda da cömertim. Yaptığım gazetecilik de samimiyet üzerine kurulu. Özgür düşüncelisiniz, nereden geliyor bu cüretkârlık? Olabilir. Adana’dan çıkan insanlara bakarsanız, hepsi bir acayip. İyi anlamda söylüyorum, hepsi kendine özgü, nev-i şahsına münhasır tipler. Pek dizginlenmeye de gelemezler. Aileniz hâlâ orada yaşıyor olmasaydı, şehirle bu kadar güçlü bağlarınız olur muydu? Onların orada yaşıyor olması, babamın da orada, o topraklarda yatıyor olması tabii ki beni Adana’ya bağlıyor. Ama dediğim “Yarım Kalan Hayatlar Projesi’yle elimden geldiğince, hayatı yarım kalan insanlara yardımcı olmaya çalışıyorum.” gibi, orası benim memleketim, geçmişim. Bazen geceleri, portakal çiçekli bulvarlarında dolaşıyorum, o kokuyu içime çekiyorum. Ara sokaklarında yürüyorum, o sarı sıcağı hatırlıyorum. Çocukluğumun mekânlarına gidiyorum. Bütün hayallerimi orada kurdum ben, çok çok önemli Adana benim için. Bizimkiler taşınmış olsaydı da, benim için özel olacaktı. Peki anneniz bir Alman olarak Adana’daki yaşamını nasıl kurdu? Adanalı bir çiftçiye âşık oluyor! Babam, Avusturya Lisesi’nde okuyor sonra da üniversite eğitimi için İsviçre’ye gidiyor, annem de konservatuarı bitirmiş Bern Tiyatro’sunda dans eden bir balerin. Kapı komşusu oluyorlar. Olmakla kalmıyorlar bir de âşık oluyorlar! Birlikte Adana’ya dönüyorlar. Adana’nın yarısı çiftçidir, babam da çiftçilik yapıyor- du- vefat etti. Annem, 45 senedir Adana’da yaşıyor ve bence hepimizden daha Adanalı. Çok iyi Türkçe konuşur. Hatta cümlelerin arasına eski Türkçe laflar yerleştirir. Belki annem için ilk yıllar zor olmuştur, ama sonra fevkalade bir uyum sağladı. Adanalılar da, “yabancı gelin”lerini bağırlarına bastı. Adana’nın kültür ve sanat hayatına büyük katkıları var. Havasından mıdır suyundan mıdır? Bence kebabındandır! Benim için Adana, “hayal kuranların >“Başarımın sırrı Hürriyet markası ve çok çalışmam, hatta işimde biraz deli olmam” Röportaj: İlknur Eşsiz Fotoğraflar: Ayşe Arman Arşivi 86 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık PharmeticSağlık / Yaz 2013 / 87 Röportaj memleketi”dir. Hayal kurmak da sanatın temelidir. Gerçekten enteresan insanlar çıktı Adana’dan. Düşünsenize Yılmaz Güney, Yaşar Kemal, Orhan Kemal… Ve daha onlarca büyük sanatçı. Eminim daha da çıkacaktır. Mesleğinizde kendinizi hep birkaç adım öne taşımak, hem habercilik sınırlarını hem de kişisel sınırlarınızı zorlamak, sizi hayatta hangi noktaya taşıdı? >“Karşımdakiyle ağlayan bir gazeteciyim. Bazı haberleri görüp uzun süre kendime gelemiyorum” Çok iddialı bir soru bu! Bu sözünü ettiğiniz sınırları gerçekten zorlayıp zorlamadığımı bilmiyorum. “Evet” zorluyorum dersem, hadsizlik olur. Çok heyecan duyarak yaptığım bir iş bu, elimden gelenin de en iyisini yapmaya çalışıyorum. Hâlâ beni mutlu ettiği için yapıyorum. Bir gün etmezse, bırakırım. Ama şimdilik öyle bir niyetim yok. Her gün yeni bir insan, yeni bir hikâye… Bayılıyorum. Bir sürü şey öğreniyorum. Fakat gazetecilik öyle bir şey ki, “Yaptım, bitti” yok. Hep devam etmek, hep çalışmak gerekiyor. Tüm röportajlarınızda dikkat çeken, karşınızdaki kişiyle empati kurmanız ya da kurmaya çalışmanız. Bu durum, duygusal olarak sizi nasıl etkiliyor? gerçekten tutkuyla yaptığımdandır. En sevdiğim şey, insan hikâyeleri. İnsanlar da kimseyi yargılamadığım için bana kafalarının arkasındaki şeyleri anlatırlar. Ben gazeteci olduğum için soru sormuyorum, soru sormayı sevdiğim için bu mesleği yapıyorum. İnanılmaz meraklı bir tipim. Uçakta yanımda oturan kişinin de bütün hayatını öğrenirim. Dolayısıyla, kişiliğime cuk oturan bir meslek yapıyorum. Hayatınızda en çok kiminle röportaj gerçekleştirmek isterdiniz? Başbakan Erdoğan ve Emine Erdoğan’la röportaj yapmak istiyorum ama bütün teşebbüslerim boşa çıktı. Olmadı. Bir türlü ikna edemedim. Ama bizde pes etmek yok. Bakarsınız bir gün röportaj verirler. Sekiz yaşında Alya adında bir kızınız var… Anne olmak size neler hissettiriyor? Anne olmak, insanın tüm dünyayı farklı algılamasına sebep oluyor. Anne olmak, bana çok şey öğretti. Anne olduktan sonra kadın oldum, hatta daha iyi bir insan oldum. Evet, kolay iş değil. Ben de karşımdakiyle ağlayan bir gazeteciyim. Bazı haberler beni o kadar etkiliyor ki, uzun süre kendime gelemiyorum. Ama tüm bunlar, beni çok zenginleştiriyor. Kendimi kaptırdığım da oluyor. Bir yangını yazıyorsam, ben de yanarak yazıyorum. Olaylara, soğuk bir objektiflikle yaklaşamıyorum. Ama bu da benim. Her zaman böyleydim. Esas olarak duygularıyla yaşayan bir insanım. Bugüne kadar en etkilendiğiniz röportajlar hangileri oldu? Bilmiyorum bu sorunun cevabını. O kadar uzun zamandır bu işi yapıyorum ki, yan yana ekleseniz, buradan Adana’ya kadar yol olur o röportajlar! Binlerce iş yapmışımdır. İlk çırpıda aklıma gelenler, cinsiyetini değiştiren Rüzgâr röportajı, çok cesur biri Rüzgâr ve bu ülkede bir ‘ilk’ onun anlattıkları. Sonra intihar eden Yüzbaşı Nazlıgül Daştanoğlu dosyası. Sonra kürtaj dosyası. Aslında ben, ölü yıkayıcılardan, siyasetçilere, sanatçılardan sporculara, eşcinsel hakemden, kadınken erkek olanlara kadar tonlara röportaj yaptım. Hangisine bu daha iyiydi desem, öbürüne haksızlık etmiş olurum. O yüzden yaptığım her işi, en önemli işim gibi algılıyorum. >“Adana’dan çıkan insanlara bakarsanız, hepsi bir acayip. İyi anlamda söylüyorum, hepsi kendine özgü, nev-i şahsına münhasır tipler. Pek dizginlenmeye de gelemezler.” Bugüne kadar “konuşmaz” ya da “dokunulmaz” denilen kişilerle röportajlar yaptınız. İkna yeteneğiniz çok güçlü olmalı. Bize bir tüyo verir misiniz, bu işin sırrı nedir? Önemli röportajlar ikna yeteneğim sayesinde değil çalıştığım gazeteyle ilgili. Hürriyet gerçekten çok etkili bir gazete, insanlar röportaj vermek için Hürriyet’i tercih ediyor. Sonra, çalışkan bir gazeteciyim. İnsanlar biliyor ki, bu kadın üç dört soru sorup gitmiyor, işi gerçekten anlamaya çalışıyor. Tembel değil, ağır işçiyim ve yaptığım işe acayip titizlenirim. Karşımdakinin anlattıkları benim için altın değerindedir, onu da okura adam gibi iletmeye gayret ederim. Bir daha yazarım, bir daha yazarım. Biraz deliyim yani… Çok mükemmeliyetçiyim bu yüzden fotoğrafıyla, mizanpajıyla yazının her şeyiyle bizzat uğraşırım. Bence yaptığım bir takım işler iyi oluyorsa, bu işi 88 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık PharmeticSağlık / Yaz 2013 / 89 Yaşam Sınırsız eğlence adası Bu yaz bolca eğlenmek isteyenler, işte 24 saat süren plaj partileriyle ünlü Mykonos’tan egzotik konaklama alternatifleri. San Giorgio Mykonos’un en meşhur plajlarından Paradise Beach’i bir yanına, Paranga Beach’i ise diğer yanına alan San Giorgio Otel plaj partilerinin tadını doyasıya çıkarmak isteyenler için en ideal lokasyon. Dekorasyonunda oldukça yalın bir tarz benimsenen San Giorgio denize karşı uyanmanın keyfini dikkat dağıtacak tüm unsurlardan arınmış bir şekilde yaşatıyor. Misafirlerine Avrupa’nın da en iyileri arasında sıralanan Paradise Club’a VIP giriş sağlayan San Giorgio belki de hiç yaşamadığınız bir eğlence deneyimi teklif ediyor. www.sangiorgio-mykonoshotel.com 90 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık Cavo Tagoo Muhteşem bir Mykonos manzarasına sahip Cavo Tagoo, Mykonos’un merkezine yürüyerek 10 dakikalık mesafede. Akşamüstü yürüyüşleri ve Yunan usulü alışveriş için teşvik edici bir konuma sahip otel aynı zamanda şehir merkezinden otele karşılıklı servis hizmeti de sunuyor. Böylelikle geç saatlere kadar uzayan gecelerin ardından otele dönüş sorun olmaktan çıkıyor. Huzur dolu, minimal ada mimarisinin hatırı sayılır bir örneği olan Cavo Tagoo’da odaların tamamının deniz manzaralı havuzu veya jakuzisi bulunuyor. Balayı veya aşk tazeleme kaçamakları için birebir. www.cavotagoo.gr PharmeticSağlık / Yaz 2013 / 91 Yaşam Bill&Coo Mykonos’un en romantik oteli olma iddiası Bill&Coo’ya ait. Oteldeki her şey adeta çiftleri birbirine daha da yakınlaştırmak için tasarlanmış. İsmiyle bile çifte kumrulara gönderme yapan otel için Mykonos’un aşk kalesi demek yanlış olmaz. Gündüzleri Ege’den eşsiz manzaralara ev sahipliği yapan otel, geceleri de aydınlatmalarıyla tavrını ortaya koyuyor. Otelin tüm kullanım alanlarında adanın doğasına paralel şekilde tasarlanmış ışık oyunları romantizmi ateşliyor. www.bill-coo-hotel.com Mykonos’taki konaklama mekânları, dekorasyonları ve muhteşem manzaralarıyla öne çıkıyor. Huile Prodigieuse Kouros Kouros alışılagelmiş minimal ada mimarisine kırmızılarla taze bir nefes ekliyor. Tagoo plajının hemen yanında yer alan otelin odalarında Mykonos’un yel değirmenleri manzarasına, özellikle hava karardıktan sonra doyum olmuyor. Her odasında özel bir terası da bulunan Kouros, Mykonos’un merkezine yakınlığıyla da farklı seyahat amaçlarına hizmet ediyor. Kouros’un müdavimi olmuş, her yıl Mykonos’u ve Kouros’u mutlaka ziyaret eden pek çok müşterisi bulunuyor. Siz de bu huzur vahasına tutulmaya hazırsanız yerinizi ayırtın. www.kouroshotelmykonos.gr Theoxenia ‘60’lı yıllarda otel mimarisinde bir klasik haline gelmiş olan Theoxenia’nın dönüşü muhteşem oldu. 52 odalı otel Mykonos’un yalın tarzıyla çılgın gece eğlencelerini harmanlayan bir mimari ortaya çıkardı. Güneş âşıkları bembeyaz kumlarıyla Moroso Plajı’nda gündüzlerin tadını çıkarırken akşamları da otelin turkuvaz, misket limonu, turuncu ve beyazı buluşturan renklerin hâkimiyet kurduğu iç mekânlarda huzur içinde dinlenebilirler. Havaalanı ve limandan sadece beş dakika uzaklıktaki otelin her odasında bahçe veya deniz manzaralı balkon veya veranda bulunuyor. www.mykonostheoxenia.com 92 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık Yaşam Yeşilden Siyaha Doğanın Çağrısına Kulak Verin Bilim insanları; “Beş milyon yıl boyunca insanlar neredeyse her şey (yiyecek, barınma, hatta uyku düzeni) için doğaya bağlıydı. Doğa bizi doğrudan bir şekilde yönlendirirdi. Ancak geçtiğimiz bin yılda işler değişmeye başladı. Özellikle de son 50 yılda değişimin hızı inanılmaz. İnsanlığın sadece birkaç jenerasyon içinde tüm bu değişikliğe uyum sağlayabileceğini düşünmek ise gerçekten delilik” diyor. Bazı uzmanlar, insanların biyofilik olduğuna inanıyor. Yani içgüdüsel olarak doğaya bağlıyız ve ona karşı çekim hissederiz. Bununla da kalmayıp, doğadan ani bir şekilde uzaklaştığımız zaman bedensel ayarlarımız fena hâlde bozulabilir. Aslında modern yaşam, yani iç mekânlarda geçirilen zamanların çokluğu, bu uzmanların söz ettiği ve pek çok yan etkiyi beraberinde getirebilen doğa eksikliği bozukluğunda artışa sebep oluyor. Örneğin yapılan bir çalışma, yeşil alanlardan ne kadar uzakta yaşıyorsanız, sağlıksız bir hayat sürme ihtimalinizin o kadar fazla olduğunu gösteriyor. Bazı uzmanlar, alerji türleri ve otoimmün hastalıklarındaki artışın, doğada bulunan iyi bakterilerden uzak kalmaktan kaynaklanabileceğini iddia ediyor. İç mekânlarda tıkılıp kalmanın, obezite, kanser, kalp rahatsızlıkları, anksiyete ve depresyon gibi hastalıkların en önemli sebebi olduğuna dair çok daha somut veriye sahibiz. Doğanın Güçleri Doğa ve sağlık bağlantısıyla ilgili en çarpıcı araştırma sonucu, Japon bilim insanlarının ormanda zaman geçiren insanların fiziksel durumunu incelemesiyle ortaya çıkmış. 15 dakikalık bir doğa yürüyüşünün, aynı sürede yapılan bir şehir içi yürüyüşüyle kıyaslandığı araştırmada, doğa yürüyüşü yapanların kan basıncı, dinlenme hâlindeki kalp hızı ve kortizol seviyesi azalmış. Bir başka çalışmada ise ormanda birkaç saat geçiren kadınların -bağışıklık sisteminin bel kemiği olan- doğal katil hücrelerinde yüzde 37 oranında ani yükseliş gözlenmiş. Bütün bu faydaların tam olarak nereden kaynaklandığı henüz bilinmiyor. Bilinen şey, doğa vitamininin beyin üzerinde güçlü etkileri olduğu. Uzmanlar “Modern hayatla beraber gelen pek çok işi bir arada sürdürme gerekliliği, beynin dikkat dağınıklığını önleme, yaratıcılık ve ait olma hissiyle ilgili alanlarını yoruyor. Doğaya çıkmak ise bu alanların kendini yenileyip geliştirmesini sağlıyor” diyor. Yapılan bir çalışmada, ormanlık alanda dört gün boyunca kamp yapan insanların yaratıcı düşüncelerinde yüzde 50 artış olduğu ortaya çıkmış. Yine ormanlık alanda bir saat yürüyüş yapan kişiler üzerinde yapılan başka bir araştırmada da, bu kişilerin hafıza gücü ve dikkat yeteneğinde büyük gelişme olduğu görülmüş. Bolca doğa vitamini almak, ruh hâlini düzeltmek için de yapabileceğiniz en kolay şey. Alışveriş merkezi yerine parkta bir saatlik yürüyüş yapan kişilerin yüzde 90’ı kendilerine olan güvenlerinin büyük oranda arttığını, yüzde 71’i ise daha az depresif hissettiğini söylemiş. (Alışveriş merkezinde yürüyüş yapmayı tercih edenlerin ise yaklaşık yarısı, kendini hasta ve depresif hissettiğini ifade etmiş.) Araştırmacılar bunun sadece “yeşile maruz kalmak”tan kaynaklanmadığını, hem mavi hem de yeşilin etkisi olduğunu söylüyor. En pozitif duygusal etkilerin nehir, göl ve deniz kenarında vakit geçirenlerde gözlenmiş olması bunu doğruluyor. Dışarıda geçirdiğiniz zamanı artırmanın ve doğayla daha fazla bağ kurmanın yollarını sizin için araştırdık. Gökçe Hilal Burdurlu İ nsanlar giderek dışarda daha az zaman geçirmeye başladı. Bu bilinen bir gerçek, bilinmeyense, bu durumun “doğa eksikliği bozukluğu” olarak anılan sinsi bir rahatsızlığa yol açması. Korkmayın! Bu rahatsızlığın tedavisi büyük şehirlerde yaşayanlar için bile kolay. Okumak üzere olduğunuz satırlarda doğa anayla bağlarınızı sıkılaştırarak daha fit bir beden, sağlıklı bir kalp, daha az stres, pozitif bir ruh hâli, üretken bir iş hayatı ve çok daha fazlasına sahip olmanızı sağlayacak ipuçlarını paylaşıyoruz. 94 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık PharmeticSağlık / Yaz 2013/ 95 Yaşam Araştırmalar herhangi bir doğal ortamda geçirilen beş dakikanın ruh hâlini iyileştirmeye yettiğini gösteriyor. 13- Nefesinizi doğru kullanın. Uzmanlar, “Adımlarınla senkronize bir şekilde nefes almak, kafanın içinde dönüp duran düşünceleri susturup doğaya konsantre olmanı sağlar” diyor. İPUÇLARI 14- 20 14- Bol bol yürüyün. Siz olmadığını düşünseniz de, evinize yakın bir yerlerde mutlaka park ya da yürüyüş yolu vardır. Bu çok iyi bir haber çünkü yeşil bir alana bir kilometreden daha yakında yaşayan insanlarda, kalp hastalıkları ve anksiyete gibi sağlık sorunlarına daha az rastlanıyor. Temiz Hava Reçetesi Baştan beri anlattığımız araştırma sonuçları bazı doktorlar tarafından o kadar baştan çıkarıcı bulundu ki, bu doktorlar kalp rahatsızlıklarından diyabete, hatta depresyona kadar uzanan pek çok hastalık için doğa reçetesi vermeye başladı. Aile hekiminiz size Bebek sahilinde iki tur atmanızı söyleyen reçeteler vermese de, siz kendi doğa terapinizi bulmalısınız. Aslına bakarsanız yeterli dozda doğa vitamini almak için çok fazla hareket etmenize gerek yok. Doğa yürüyüşü yapanların ölçülen stres seviyesi, kalp atış hızı ve kan basıncı oranlarının aynısı, ormanlık bir alanda 15 dakika hareketsiz bir şekilde oturanlarda da tespit edilmiş. Başka bir çalışma ise herhangi bir doğal ortamda geçirilen beş dakikanın bile ruh hâlini iyileştirmeye yettiğini göstermiş. Yani şehre yakın ormanlık bir alanda ya da şehir içindeki küçük bir parkta yürüyüşe başlamamak için herhangi bir sebebiniz yok. 15- Yeşili keşfedin. En yakınınızdaki yeşil alanları keşfedin. İstanbul’da yaşıyorsanız, ibb.gov.tr adresindeki şehir rehberinden yararlanabilirsiniz. Bu haritada belediyeye ait tesisler, parklar, halk plajları ve piknik yerleri görülebiliyor. Google Maps’ten bu konuda da faydalanın. Artık yakınlarınızda bulunan yürüyüş ve bisiklet parkurlarını da önerebiliyor. 16- Derin nefes alın. Bir parka adımınızı atar atmaz daha derin nefes almaya başlayın. Bu sayede ciğerlerinize temiz hava banyosu yaptırabilirsiniz. Ağaçlar ve bitkiler doğaya oksijen verirken, havadaki toksinleri de alır. 17- Botanik bahçesine gidin. Yakınlarda park bulamadıysanız botanik bahçesi veya arboretuma gidin. (Ağaç ve diğer odunsu bitkilerin, seçilmiş uygun alanlarda yetiştirilip sergilendiği yerlere arboretum deniyor. Bunlar bir anlamda canlı bitki müzeleri.) Örneğin İstanbul Sarıyer’de Atatürk Arboretumu var. Doğayla bağlantılı bir workshop’a da katılabilirsiniz. İPUÇLARI 1-7 Doğayla daha çok iç içe olmak için aşağıdaki ipuçları size yol gösterebilir. 1- Hayvanat bahçesine gidin. Uzmanlar “Hayvanat bahçesinde öylece durup hayvanları gözlemlemek bile dikkatinizi toparlamanıza yardımcı olabilir. Bu da sizi sakinleştirir” diyor. 2- Halka açık koşulara katılın. Koşmak sadece vücudunuzu şekle sokmakla kalmaz, aynı zamanda sizi motive de eder. Özellikle bahar aylarında düzenlenen halka açık koşulara katılmayı ihmal etmeyin. 3- Vahşi doğada hayatta kalma dersleri alın. Çam ağacından çay demlemeyi, güneşin açısına göre yönünü bulmayı, ağaç kabuğundan ip yapmayı öğrenin. Bu sayede asla yardıma muhtaç olmazsınız. 4- Alacakaranlığı sevin. Alacakaranlık güneşin doğuşu ya da batışından hemen önce gerçekleşen “mavi saat”tir. Bu saatler Hinduizm’de kutsal kabul edilir ve ilham arayan sanatçılar için altın değerindedir. 5- Karaya bağlı yaşamaktan vazgeçin. Bir tekne kiralamanın yollarını öğrenin veya arada sırada deniz turlarına katılın. 6- Şehir içinde yürüyüş haritası çıkarın. Güneşli bir günde kendinize çizdiğiniz parkurda yürüyüşe çıkın. Şehir dışından bir arkadaşınız geldiğinde, aynı haritayı onunla da paylaşabilirsiniz. 7- Happy hour’da dışarıda olun. Yoğun bir iş gününün ardından bir teras ya da tekne bara gidin. İş yorgunluğunu almakta gün batımı manzarasından daha iyisi yoktur. 96 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık 18- Bahçeyle uğraşın. Bahçeli bir evde yaşamıyorsanız, öyle bir evde yaşayan arkadaşlarınıza bahçe işlerinde yardım edin. Araştırmalar bahçıvanlıkla uğraşmanın stresi azaltıp ruh hâlini pozitife döndürdüğünü gösteriyor. Üstelik saatte 300 kalori yakmanızı da sağlıyor. İPUÇLARI 8-13 8- Tarladan sofraya mantığını ilerletin. Bir bahçeyi ziyaret edin, mevsimine göre çilek, domates veya mısır toplayın. 19- Çiçek yetiştirin. Eğer bunların hiçbiri işe yaramazsa, balkonunuza veya pencere önüne saksılar yerleştirip çeşitli bitkiler ekebilirsiniz. Hatta kendinize bir “kış bahçesi” bile oluşturabilirsiniz. 9- İşe giderken kullandığınız yolu değiştirin. Bir parça bile olsa yeşillik görmek her zaman iyidir. Araştırmalar gösteriyor ki, yeşil alanlarda olmak odaklanma gücünü artırıyor. 20- Bir eko tatil planlayın. Uzmanlar “Pek çok insan tatilini planlarken doğayı hesaba katmıyor” diyor. Aslında katmalısınız çünkü turizme yoğun bir şekilde hizmet eden bölgeler genellikle ciddi tahribata uğramış oluyor. 10- Fotoğraf makinenizi alıp yağmurda dışarı çıkın. Uzmanlara göre bahar yağmurları ve gökyüzünün gri bulutlarla kaplı olduğu günler, zengin renklere sahip doğa fotoğrafları çekmek için ideal zamanlar. 11- Sohbet edin. Hayatınızdaki bir insanla ilgili sıkıntılarınız mı var? Yapılan bir araştırmaya göre yeşil bir alanda o insanla zaman geçirmek, aranızdaki iletişimi kuvvetlendirmek için en doğru seçim. Çünkü doğa, insanları ilgili ve cömert olmaya yöneltiyor. 12- Kamp yapmayı planlarınız arasına alın. Her zamankinden farklı bir yaz tatili yapmak için arkadaşlarınızla kamp düzenleyebilirsiniz. Programa biraz yürüyüş veya tırmanış eklemek, outdoor sporlarına adım atmak için iyi bir deneme sürüşü olabilir. İPUCU 21-24 Hem Gez, Hem Egzersiz Yap Fitness dünyasının en son ve en sağlıklı trendi, outdoor grup aktiviteleri... Uzmanlar nerede yaşıyor olursanız olun, doğada egzersiz yapmanın çok faydalı olduğunu söylüyor. Siz de bir gruba katılmak isterseniz, bu alternatiflerden birini seçebilirsiniz. 21- Teknolojiyi doğadan daha iyi faydalanmak için de kullanabilirsiniz. Leafsnap Doğa yürüyüşlerinde karşına çıkan yaprakları bu aplikasyonla tarayarak, hangi ağaca ait olduğunu öğrenebilirsiniz. Uygulama iPhone için ücretsiz. 22- Star Walk: Bulutsuz bir gecede yürüyüşe çıkıp iPhone’unuzu kamera ayarında gökyüzüne tutun. Bu aplikasyon hangi yıldızları, yıldız takımlarını ve gezegenleri gördüğünü size söyleyecek. PharmeticSağlık / Yaz 2013/ 97 Yaşam 23- iBird,900’ün üzerinde kuş türünü tanıyabiliyor. Aplikasyon hem iPhone hem de Android’de var. 24- Ringtone Designer (Zil Sesi Tasarımcısı) Yüksek sesle çalan bir cep telefonu kadar stres yaratan şey yoktur. Doğa yürüyüşlerinde size huzur veren sesleri kaydedip bunları telefonunuzun zil sesi olarak tanımlayabilirsiniz. iPhone için ücretsiz. İPUCU 25-27 25- Açık havada yoga yapın. Kaz Dağları’nda yoga yapmanın ne kadar keyifli olacağını bir düşünsenize! Vücudunuzu rahatlatacak yoga dersleri, meditasyon ve tertemiz hava... Cihangir Yoga, 2013 yılı için çok keyifli yoga kampları hazırlamış. Cihangiryoga.com 26- Tatil kamplarına gidin. Spor, tatil ve eğlenceyi bir arada yaşamak istiyorsanız “Haydi Kampa” tam sana uygun olabilir. Dalyan’da rüzgâr sörfü ve rafting, Fethiye’de scuba diving ve yamaç paraşütü, Olimpos’ta deniz kayağı ve şnorkelle dalış, Ayder Yaylası’nda trekking gibi birçok seçeneğiniz var. Aktiviteler genellikle bir hafta sürüyor. Gitmeden önce program belli oluyor, siz de buna uygun şekilde hareket ediyorsunuz. Doğayla iç içe olmak ve egzersiz yapabilmek için hoş bir fırsat. Haydikampa.com 27- Dağ tırmanışı yapın. İstanbul’da yaşıyorsanız İstanbul Dağcılık Kulübü’nün aktiviteleri ilginizi çekebilir. Ana merkezi Ankara’da olan Montis Trips & Expeditions bir diğer seçenek. Hafta sonu turlarına katılarak başlayabilirsiniz. Tecrübeli tur liderleri size eşlik ediyor. İster kendi grubunuzu kurun ister mevcut gruplara katılın. Montis.com.tr 98 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık Karaya bağlı yaşamak yerine deniz kıyısını tercih edebilirsiniz. İPUCU 28-32 28- Bir yürüyüş, koşu ya da bisiklet grubuna katılın. Böyle bir grup yoksa arkadaşlarınızla oluşturabilirsiniz. Bu sayede hem forma girer hem de aynı çevrede yaşayan yeni insanlarla tanışırsınız. Alacağınız bolca doğa vitamini de cabası. Spor malzemeleri satan bir mağazadan, semtinizdeki spor kulüpleri hakkında da bilgi alabilirsiniz. 29- Bir köpek sahiplenin. Ya da komşunun köpeğini yürüyüşe çıkarın. Köpek sahibi insanların, diğerlerine göre çok daha fazla egzersiz yaptığı bilinen bir gerçek. 30- Ayakkabılarınızı çıkarın. “Çim ya da toprak üzerinde yalın ayak yürümek beni rahatlatıyor. Ayakları özgür bırakın, gerisi kolay!” 31- Açık havada uyuyun. Doğanın içinde ya da havuz kenarında olmanız fark etmez. Dışarıda uyumak, stres seviyenizi önemli derecede azaltır. 32- Öğle yemeği için ofisten çıkın. Öğle saatlerinde vereceğiniz bir mola, boşa harcanmış zaman değildir. Bu molayı dışarıda değerlendirmek yenilenmenizi sağlar, yaratıcılığınızı ve üretkenliğinizi artırır. Yaşam çileden çıkartan sayısız soru sormak zorunda kalıyordum. Gel gör ki en yakın arkadaşımın düğününde şeytana uydum. O inanılmaz düğün pastasını ve nereden buldularsa o harika birayı görmezden gelmem mümkün değildi. Bir keresinde de glütensiz ürünler satan bir pastaneye gidip iki dev kurabiye ile muzlu kek aldım. Buna rağmen bu denemenin sonunda kendimi gerçekten de çok daha enerjik, daha az şişkin ve hafif hissettim. Yine de bana sorarsanız bunun asıl sebebi glüteni bırakmam değil, her öğünümü planlamam ve her yiyeceğin besin tablosunu mikroskobik bir şekilde incelemem oldu. İşlenmiş gıda tüketmeyi reddedip taze gıda tüketimimi artırarak, aynı zamanda porsiyonlarım konusunda daha bilinçli davranarak da aynı derecede enerjik hissedebileceğimi düşünüyorum. Sonuçta bir sağlık sorunum yokken glütensiz hayata başlamanın gerçekten gereksiz olduğuna karar verdim. Zaten patates cipsi yemektense tam tahıllı bisküvi yemeyi tercih ederim ki bu da teknik olarak sağlıklı bir seçenek. İyi Yaşamanın Yolu Çok iyi tanınan ve güvenilen uzmanların sunduğu kaliteli yaşamakla ilgili öneriler hepimize abartılı gelir. Böyle düşünen bir grup kadın bir araya geldi ve uyku düzeni, egzersiz programı gibi konularda sunulan önerileri uygulamaya karar verdi. Bir aylık deneme dönemi sonunda ortaya çıkan sonuçlara inanmakta zorlanacaksınız. Gökçe Burdurlu Cömert 100 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık Eğer Gerçekten… … Glütensiz Beslenmeye Başlasaydım Ne Olurdu? Uygulayıcı Bol bol lifli müsli tüketiyor, zor bulunan bira markalarına meraklı. Amaç Buğday, arpa ve çavdarda bulunan bir tür protein olan glüteni tüketmeyi reddederek, sağlıklı bir beslenme programına kavuşmak. Reçete Bazı bilim insanları taze meyve-sebze, yağsız protein, süt ürünleri, baklagiller, kuru yemişler, esmer pirinç ve kinoa gibi doğal olarak glüten içermeyen besinleri önerir. Vücuda glüten alıyormuş hissi vermek için çok daha fazla şeker ve yağ kullanılarak üretilmiş olan glütensiz bisküvi, kahvaltılık gevrek ve ekmek gibi hazır gıdalardan ise uzak durmayı... Bu uzmanlara göre bu diyet, çölyakı (ince bağırsağa hasar vererek besinlerin emilimini engelleyen otoimmün bir rahatsızlık) ve glüten hassasiyetini (genellikle yorgunluk, baş ağrısı, şişkinlik ve bağırsak rahatsızlıklarıyla kendini belli eder) tedavi etmenin tek yolu olmasının yanı sıra, bu tür şikâyetleri bulunmayanlar için de çok faydalıdır. Sonuç Uygulayıcı anlatıyor: Çılgın öğlen ve akşam yemeklerini, geceleri TV karşısında otururken atıştırdığım her şeyi bir kenara bıraktım. Buzdolabımı bolca taze yiyecekle doldurdum. Dışarıda çok daha az yemek yemeye başladım. Çünkü her sipariş vermeye kalktığımda, yemeklerin içeriği hakkında garsonları … Daha Fazla Ağırlık Kaldırsaydım Ne Olurdu? Uygulayıcı Aldığı kaloriyi tüketmesini sağlayacak kadar spor yapmadığını düşünüyor. Amaç Kiloyu korumak ve vücudu şekle sokmak için ağırlık çalışmanın önemli olduğunu bilmesine karşın hâlâ istediği kadar şekle girebilmiş değildi. Artık 30’lu yaşlarda olduğu için metabolizması da eskisi kadar hızlı çalışmıyordu. Bunu halletmesi gerekiyordu. Reçete (1) Kişisel spor eğitmenleri şöyle der: Başaramayacak olsanız da kendinizi zorlayın. Bu başarısızlık, vücudunuzun testosteron ve büyüme hormonu salgıladığının göstergesidir. Ayrıca bu hormonların sizi bir kas yığınına dönüştürmesinden de korkmayın, çünkü uzun kaslara sahip olacaksınız ki bunlar da yağ yakmanıza yardım eder. (2) Gerçekten ağır olan ağırlıklar kullanın. Hatta bazı eğitmenler ağır olduğunu düşündüğünüz bir dambıla iki buçuk kilo daha eklemenizi öneriyor. Yeni başlayanlar içinse doğru miktar dört buçuk ila yedi kilo aralığı. (3) Şu hareketleri 20 dakikalık bir tur hâlinde yapın: Biceps curl ve shoulder press karışımı, bent-over row ve fly karışımı, her zaman kullandığından daha ağır dambıllarla lunge ve squat’lar. (4) Bu turu 20 dakika boyunca yapabildiğiniz kadar tekrarlayın. Hedefiniz toplamda üç set yapmak olsun. Sonuç Uygulayıcı anlatıyor: Tam 12’den! Her zaman kullandığımdan çok daha ağır olan dokuz kiloluk dambılların bana çok fazla geleceğini düşünmüştüm, ancak sonuçlar şaşırtıcı derecede tatmin ediciydi. İlk haftada kaslarım beni zorlayacak kadar çok yandı, ama birkaç gün sonra bu acı bana gerçekten bir şeyler başarıyor olduğumu hissettirdi. Programa devam ettikçe başka sonuçlar da gördüm: Kollarım ve omuzlarım çok daha şekilli görünmeye, pantolonlarımın beli daha az sıkmaya başladı. Eğitmenlerin “Daha önce hiç bu şekilde egzersiz yapmadıysanız kesinlikle inceldiğinizi fark edeceksiniz” sözü doğruymuş. Eğer ağırlıkları artırmanın beni aşırı kaslandırmak yerine kollarımı daha sıkı yapacağını ve giysilerimin üzerimde daha iyi durmasını sağlayacağını bilseydim, dambıllarımın ağırlığını çoktan ikiye katlamış olurdum! …Ayakta Çalışmaya Başlasaydım Ne Olurdu? Uygulayıcı Bir günlük gazetede sağlıklı yaşam yazıları yazıyor, ama kendisi de hep omuz ve sırt ağrılarından şikâyet ediyor. Amaç Kas ve eklem ağrıları ve tepsi şeklini almış bir poponun yanı sıra sürekli oturmaktan kaynaklanabilecek kalp ve diyabet gibi uzun vadeli problemleri önlemek. Reçete (1) Çalışma masanızı istediğinizde oturarak, istediğinizde ayakta durarak çalışmanıza imkân verecek, yükselip alçalabilen bir masayla değiştirin. (2) İlk önce beş, ardından 10 dakikalık sürelerle ayakta durarak başlayın. Uzun saatler boyunca ayakta dururken dikkat etmeniz gereken en önemli nokta, ayaklarınızın pozisyonunu sık sık değiştirmeniz. Zira metabolizma hızınızın düşmesi için, aynı pozisyonda sabit bir şekilde 20 dakika durmanız yetiyor. (3) Ayaktayken eklemlerinizin kilitlenmediğinden emin olun. Ağırlığınızı sırayla bir ayağınızdan diğerine verebilirsiniz; aynı şekilde etrafınızdakilere çaktırmadan esneme hareketleri yapmak da çözüm olabilir. Eğer açık bir ofiste değil de size ait bir odada çalışıyorsanız, kapınızı kapatıp ayakta uygulanabilen birkaç yoga pozu deneyebilirsiniz. (4) Egzersiz yapmaya devam edin. Ayakta durarak çalışmanız, iş dışındaki zamanınızın tümünü kanepede bir oraya bir buraya devrilerek geçirebileceğiniz anlamına gelmez. Sonuç Uygulayıcı anlatıyor: Ayakta çalışmanın ilk günlerini perişan halde sonlandırdım. Ancak duruma alışıp utangaçlığımı da yendikten sonra çok büyük değişiklikler fark etmeye başladım. Sırt ve omuz ağrılarım neredeyse tamamen yok oldu, üstelik öğleden sonra saat 15.00’ten itibaren önümdeki ekrana boş gözlerle bakmam da sona erdi. Ayakta durarak yemek zor olduğu için gün içi atıştırma kaçamaklarım azaldı ve bu sayede neredeyse iki buçuk kilo verdim. Ne tür ayakkabı giymem gerektiği konusunda ise hâlâ çalışıyorum. Topuklu ayakkabılar ayakta çalışanların ergonomisine tamamen aykırı. Ben de masamın altına, ayakta dururken giyebileceğim bir çift spor ayakkabı koydum. Yine de eğer canım o gün topuklu ayakkabı giymek istiyorsa her zamankinden biraz daha fazla oturuyorum ve bir sonraki gün yine düz ayakkabı giymeye dikkat ediyorum. Sporun kazandırdığı kaslardan ürkmeyin, çünkü bu uzun kaslar yağ yakmanıza yardım ederler. PharmeticSağlık / Yaz 2013/ 101 Yaşam …Tüm Elektronik Aletlerimi Saat 20.00’De Kapatsaydım Ne Olurdu? Uygulayıcı İki elinden de akıllı telefonlarını düşürmüyor. Amaç Gün boyu elimizden düşmeyen akıllı telefonların gecelerimizi de ele geçirmesi endişesiyle yaşamaktan kurtulmak. Onları elimizden bırakamadığımız gibi huzur içinde geçirmeyi düşlediğimiz saatlerde bile acaba önemli bir çağrı veya mesaj geldi mi dürtüsüyle en basit işlerimizi bile yapamaz hale geliyoruz. Bu yüzden bazen televizyon veya bir film izlemek bile mümkün olamıyor. Reçete Uzmanlar akıllı telefonlarımıza bir göz atmamızın, yatmadan önce dişlerimizi fırçalamak gibi vazgeçilmez bir alışkanlık hâline geldiğini belirtiyor ve bu cihazları kullanırken daima mantıklı düşünmemizi öneriyor. Elinizdeki işe odaklanabilmek için telefonunuzu göz önünde olmayan bir yere kaldırın, sesini kapatmayı da unutmayın. Sonuç Uygulayıcı anlatıyor: İki telefonumu da yatak odamdaki komodinin üst çekmecesine sakladım. Yalnız bir akşam Muhteşem Yüzyıl’ı izlerken, dizinin delisi arkadaşıma o bölümde gerçekleşen sürprizle ilgili mesaj atamamak beni adeta çıldırttı. Ardından “Ya annem aradıysa”, “Birinin doğum günü müydü bugün” gibi telefonumu elime almamı sağlayacak bir sürü bahane uydurdum. O anda fark ettim ki bunlar artık benim için robotlaşmış hareketler! Tüm konsantrasyonumu vermem gereken işleri bile telefonumu kontrol etme bahanesiyle sürekli olarak yarıda kesiyordum. Yine de patronum ve arkadaşlarımın bana ulaşabilmelerini istediğim için, telefonlarımı tamamen kapatmamaya karar verdim. Onları bir süreliğine göremeyeceğim yerlere gizledim, böylece dinlenmeye, kitap okumaya, yatak odamı yeniden düzenlemeye ve ev işlerine odaklanabilmemi sağladım. Sadece yan odada bile olsa uzakta durmaları, hem arada sırada kalkıp dikkatimi tamamen onlara vererek telefonlarımı kontrol etmemi, hem de diğer işlerimi yaparken zihnimi kurcalamamalarını sağladı. Üstelik mesaj atmakla meşgul olduğum için, Hürrem’in bir sonraki hamlesini de kaçırmadım. …Tüm Harcamalarımı Takip Etseydim Ne Olurdu? Uygulayıcı Zaten dar bütçesi ayın 15’inde tükeniyor. Amaç Harcamalarını minimumda tuttuğunu düşündüğü halde ayın yarısında parasız kalıp zaruri gereksinimler dâhil her şeyi kısıtlamak zorunda kalmaktan kurtulmak. Reçete Günümüzde kredi kartları, bir fincan kahve ile büyük ekran TV satın alma arasındaki farkı yok etti. Çok kişi dönem sonu ekstresi gelene ne harcadığını bilemiyor. Uzmanların basit bir önerisi var: Nakit $ 102 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık Cep telefonlarınızı bir süre gözden uzak tutun ki diğer keyif aldığınız şeylere yoğunlaşabilesiniz. taşıyın ve neye, ne kadar harcadığınızı bir kenara not alın. Sonuç Uygulayıcı anlatıyor: Ödemeleri nakit yapmaya başlayınca bir fincan kahveye 10, bir tabak yemeğe 30 TL ödediğimi sanki yeni fark ediyormuş gibi dehşete kapıldım. Kredi kartıyla ödediğimde cüzdanımda taşıdığım ufak kâğıt paraları bahşiş olarak bırakırken, şimdi ana hesap da aynı yerden çıktığı için cimri davranır oldum. Önceleri, her sabah aldığım bir paket sakızı bile “harcamalarım” sayfasına not etmek biraz tuhaf geliyordu, sonra yekûn büyüdükçe yararlı bir iş yaptığıma inandım. Meyve ve sebzelerimi iki alt sokakta kurulan pazardan almaya başladım. Öğle ve akşam yemeklerinden sonra mutlaka içtiğim Türk kahvesini öğle yemeğiyle sınırladım. Her akşam geçtiğim o ışıl ışıl caddedeki mağazalara girmeden de eve gidebileceğimi telkin ettim kendime. Kozmetik malzemelerimi saydığımda üç yıllık stok yaptığımı fark ettim ve onlar tükenene dek yenilerini almamaya karar verdim. Bir elbise, etek, pantolon alacaksam çok beğensem bile bir gün bekleyip ertesi gün almaya başladım. Böylece akşam giysi dolabımı tekrar gözden geçirip gerçekten ihtiyacım var mı yok mu, karar verme şansım oldu. Kızlarla her cuma değil, ayda iki cuma dışarı çıkmayı kararlaştırdık. Bir ay boyunca harcadığım her kuruşu not almakta ve fişleri saklamakta epey zorlandım, ama neyin ne kadara mal olduğunu öğrenmem çok iyi oldu, çünkü bu sayede para harcama alışkanlıklarım da değişti. Artık ayın 15’ini rahatlıkla geçebileceğime, hatta çok küçük bir miktar da olsa kenara para koyabileceğime inanıyorum. … İçki İçmeyi Bıraksaydım Ne Olurdu? Uygulayıcı Yoğun iş gününün yorgunluğunu balon kadehte servis edilen kaliteli şarapla tamamlayarak atıyor, uykuyu da aynı kadehi birkaç kez, ama bu defa cips eşliğinde boşaltıyor. Amaç Araştırmalar arka arkaya üç kadeh alkollü içki tüketmenin, tokluk hissi veren leptin hormonunu yüzde 30 oranında baskıladığını ve içki sonrası atıştırmalarını önlemeyi imkânsız kıldığını gösteriyor. Eğer vücudunuzda yeterli seviyede alkol varsa, en kötü makarna bile gözünüze ziyafet gibi görünür. Ayrıca alkol uykuya dalmayı hızlandırır ama vücut için hayati önemdeki REM uykusunun süresini de azaltır. Oysa REM uykusu, metabolizmanın hızlı çalışması için gereklidir. Reçete (1) Evde yedek içki bulundurmayın. (2) Haftada birkaç kez bara gidiyorsanız bu sayıyı bir defayla sınırlayın ve onun yerine spor yaparak endorfin salgılamayı deneyin. (3) Arkadaşlarınızdan kadeh sayınızın artmaması konusunda sizi kontrol altında tutmalarını isteyin. (4) Bir şeyler içmeden duramıyorsanız sodalı, meyve sulu gibi daha düşük kalorili kokteylleri tercih edin. Sonuç Uygulayıcı anlatıyor: İlk bar ziyaretim biraz zorlu geçti. Arkadaşlarım kadehleri ardı ardına boşaltıp giderek daha fazla eğlenirken ben öylece oturuyordum. Baktım olacak gibi değil, “İçki yoksa eğlence de yok” anlayışımı değiştirmem gerektiğine karar verdim. Önce kendimi sarhoş insanlardan rahatsızlık duymamaya alıştırdım. Ardından içkinin beni fazlasıyla yorup kilo aldırdığına yoğunlaşarak buna karşı mücadele ettiğimi düşünmekten hoşlanmaya başladım. Önümde sürekli bir bardak ve içinde de meyveli soda bulundurdum. Zamanla bar muhabbetlerinin uyumsuzu yaftasından da kurtuldum. Sonuç mu? Birkaç kilo verdim ve epeyce de para biriktirdim! … Seksi Programlasaydım Ne Olurdu? Uygulayıcı 30’lu yaşlarının ortasında ve altı aydır evli, çiçeği burnunda gelin. Amaç Seks hayatını evlilikten önce olduğu kadar güçlü tutabilmek... Reçete Planlarınızı haftada iki kez seks yapmaya göre düzenleyin. Aksi takdirde ya hiç yapmazsınız ya da yapılacaklar listenizdeki diğer her şey bittikten sonra yaparsınız, yani uyumak için yatağınıza giderken. Oysa uyku zamanı, iyi bir seks için ideal zaman değildir. Sonuç Uygulayıcı anlatıyor: Programlı seksin romantik olmayacağını düşünürdüm ama kocama yapacağımız seks için randevulaşma e-postaları göndermek de başka tür bir eğlence yarattı. Randevu fikri o gün için daha seksi iç çamaşırları giymemi sağladı. Evet, ilk günlerimizdeki gibi tutkuyla sevişmiyoruz artık, ama randevu sistemi birbirimize küçük sürprizler hazırlamamıza imkân sağlıyor. Hatta belli senaryolara göre hareket ettiğimiz bile oluyor. Diğer tüm planlı aktiviteler gibi bunu da iptal etmek istediğim zamanlar olmadı değil. Mesela çok yorucu geçen bir iş gününün ardından seks için hiç enerjim kalmadığı da oluyordu. Oysa kocamı o kadar istekli görüyordum ki onu geri çevirmem imkânsızdı. Neticede çok da iyi geçebiliyordu böyle zamanlar, hatta yorgunluğumu bile atmış oluyordum. Tamam, seksi planlamak ara sıra güzel olabilir, ama kesinlikle her hafta ya da her ay değil... Daha az yapmamız anlamına gelse bile seksin spontane oluşunun ayrı bir tadı var. Her yere geç kalıyorsanız dikkatinizi oraya varmak için ne zaman çıkmanız gerektiğine odaklayın. Sonuç Uygulayıcı anlatıyor: İlk bir hafta boyunca her yere geç kalmaya devam ettim. İkinci haftada çıkış saatlerime odaklanmaya başladım ve bu bende, bir an önce harekete geçmem gerektiği hissini yarattı. Dolabın karşısında oyalanmamak için çok hoşuma gitmeyen kıyafetler giydiğim günler bile oldu ama ona da alıştım. Ardından arkadaşlarımla yaptığım çıkış saati anlaşmasını bir adım daha ileri götürdüm: Eğer sabah koşusu ya da yürüyüşü için buluşuyorsak, onlara hangi saatte evden çıkmayı planladığımı haber verdim ve çıkarken mesaj atacağımı söyledim. Sonuç tam bir mucizeydi! Çünkü bu sayede adeta görünmeyen bir gücün etkisiyle evden tam vaktinde çıkar oldum. İşlerin ne kadar sürebileceği meselesini hep göz ardı ettiğim için, daha fazla şeyi önceden yapmaya başladım. Eğer bir partiye bir şey götürmem ya da birisine doğum günü hediyesi almam gerekiyorsa, giderken bu işleri yolda halletmeye çalışmak yerine onları bir gün önceden hazırlamaya başladım. Aynı zamanda sabahları evin içinde koşuşturmamak için, ofiste ihtiyacım olabilecek şeyleri de akşamdan hazırlamayı alışkanlık hâline getirdim. Hâlâ geç kaldığım yerler olsa da pek çok yere vaktinde yetişiyorum. Geç kaldıklarıma ise daha az geç kalıyorum. Hiç fena değil! …Her Yere Zamanında Gitseydim Ne Olurdu? Uygulayıcı Kronik olarak her yere geç kalıyor. Şimdiki işini almak için yaptığı görüşmeye de geç kalmıştı. Amaç Akşam yemeğinden önce koşuya çıkmak istediği için dostlarını, toplantıya başlamadan önce son bir e-posta atmaya çalıştığı için iş arkadaşlarını bekletmekten kurtulmak. Reçete (1) Dikkatinizi ne zaman orada olmanız gerektiğine değil, ne zaman yola çıkmanız gerektiğine odaklayın. (2) Kendinize yüzde 10’luk bir pay tanıyın. Eğer bir yere ulaşmanız için 30 dakikaya ihtiyacınız varsa, planlarınızı hep 33 dakika üzerinden yapın. (3) Arkadaşlarınızla bir yerde buluşacağınızda saati hep birlikte belirleyin ve onların bu plana uymalarını sağlayın. (4) Net olun. İnsanlara “Saat 20.00 gibi buluşalım” dediğiniz zaman bunu “20.00 civarı” diye algılarlar. “Saat 20.00’de buluşalım” veya “20.15’te buluşalım” gibi cümlelerle daha açık olmaya gayret edin. PharmeticSağlık / Yaz 2013/ 103 Gündem bulunmaktayız. İnanıyorum ki yeniliklerimiz Türk insanlarının ihtiyaçlarını ve beklentilerini karşılayacaktır. Uluslararası bir şirket olarak, Türkiye’deki eczaneleri yurtdışındaki eczanelerle karşılaştırdığınızda ne gibi farklılıklar görüyorsunuz? OTC ALANINDA YENİLİKÇİ ÇÖZÜMLER SUNAN VIVASANTE TÜRKİYE’DE Fransız sağlık bakım şirketi olan Vivasanté Grubu’nun Türkiye Ülke Müdürü Erwan Blanchard ile Türkiye ve dünyadaki eczaneler ve eczanelerin OTC alanındaki gelişimi üzerine kısa bir söyleşi gerçekleştirdik. Vivasanté’yi tanıyabilir miyiz? Vivasanté Avrupa, Asya ve Amerika’da faaliyetleri olan sağlık bakım konusunda uzman Fransız bir şirketler grubudur. Toplam satış hacmimiz yaklaşık 500 milyon Euro civarındadır ve 60’ı araştırma geliştirme alanlarında çalışan dünya çapında 2000’den fazla çalışana sahibiz. Vivasanté Grubu, 1880 yılında Fournier Laboratuvarları ve 1950 yılında URGO Laboratuvarları bünyesinde kuruldu. 1975 yılında Lipanthyl isimli ürün ile yağ ve kolesterol düzenleyiciler grubunda pazar lideri konumuna sahip olmuştur. 90’lı yıllarda OTC pazarının gelişimini önceden gören Vivasanté; URGO Healthcare, Juvasanté, Superdiet alt kuruluşlarıyla eczanelerdeki ilk yardım, ayak bakım, gıda takviyeleri, öksürük, soğuk algınlığı ve alerji kategorilerinde aktivitelerini genişleterek kendi OTC hacmini de önemli ölçüde geliştirdi. Eş zamanlı olarak, Gelişmiş Yara Bakım kategorisindeki alt kurulusu olan URGO Medical’i de geliştirerek ilerleyen zamanlarda Urgotül ürünü ile Avrupa Gelişmiş Yara Bakım pazarında en çok reçetelenen ürün haline geldi. 2005 yılında, Vivasanté Grubu, uluslararası büyüme anahtarının OTC kanalından olacağını net olarak görerek stratejik bir kararla, grubun eczane ayağını oluşturan Fournier’i satmıştır. Türkiye’ye gelme kararı nasıl alındı? Vivasanté; Almanya, Fransa, İngiltere gibi olgun pazarlarda güçlü bir konuma sahiptir. Ancak geleceğimizin Türkiye, Asya, Latin Amerika ve BRICS olarak da bilinen Brezilya, Rusya, Hindistan, 104 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık Çin ve Güney Afrika ülkelerinde olduğunu görüyoruz. Örneğin Latin Amerika’daki faaliyetlerimize başlamak için iki yıl önce Brezilya’da bir şirket satın aldık. Brezilya gibi Türkiye’nin de 80 milyona yaklaşan nüfusu ve güçlü ekonomik büyümesi ile uygun bir ülke olduğunu düşündük. OTC ve yenilikçi tedavi için artan bir ihtiyaç olduğunu, yeniliklerimizi Türkiye’ye getirmek ve yatırım yapmak için doğru bir zamanda olduğumuza inanıyoruz. Vivasanté’nin Türkiye’deki uzun vadeli planlarını paylaşabilir misiniz? Öncelikle Türkiye’de yakın zamanda faaliyetlerimizi başlatacağımızı ancak bunun altında Türkiye pazarını ve Türk tüketicilerini, eczacılarını daha yakından tanımak için çeşitli araştırmalar ve focus grup odaklı çalışmalar yattığını belirtmek isterim. Yöntemimiz, diğer ülkelerde yaptıklarımızı kopyalayıp yapıştırmak yerine, ülkelerin yerel özelliklerine kendimizi adapte etmektir. Pazardaki operasyonlarımızı hızlı bir şekilde yönetebilmek ve müşterilerimizle birebir iletişim halinde olarak ihtiyaçlarını doğrudan karşılayabilmek için Türkiye’deki ayağımızı oluşturduk. Türkiye’deki planımız Fransa’da ve diğer ülkelerde liderleri olduğumuz ilk yardım, ayak bakım ve bitkisel besin takviyeleri gibi kategorileri burada da geliştirmek ve marka farkındalığımızı artırmaktır. Markamız ve tüketicilerimiz arasındaki ilişkiyi yaratmak için zaman ve yatırım gerekecektir ancak bu uzmanlığı birçok ülkede çoktan geliştirmiş Öncelikle ana benzerlikleri belirtmek isterim: Hastalar eczacılarına bazen doktorlarından bile daha çok güven duyuyorlar. Bu bizim hemen hemen her yerde gördüğümüz bir şey. Eczacı, tavsiyesi dinlenilen bir sağlık bakım uzmanı olarak görülüyor. Bu gerçekten doğru bir yaklaşım, çünkü her ilacın ve sağlık bakım ürününün hastalara açıklanması ve tavsiye edilmesi gerekiyor. Gördüğüm temel farklılık ise OTC kategorisindeki ürün konumlandırılması. Örneğin öksürük ve soğuk algınlığı, alerji kategorilerindeki tedaviler Avrupa’da birçok ülkede geri ödenmezken Türkiye’de hala geri ödemeli ilaçlar grubunda bulunuyor. Türkiye’de ilaç dışı ve OTC alanina yönelen eczanelerin, diğer ülkelere göre gıda takviyesi ve dermokozmetik kategorilerine daha fazla ağırlık verdiğini görüyorum. Örneğin ilk yardım ve ayak bakımı kategorisi, Fransa’da eczane cirosunun yüzde 15-20’sini oluştururken Türkiye’de bu oranın gelişmeye ihtiyacının olduğunu düşünüyorum. Özellikle, devletin ilaç fiyatlandırmalarında getirdiği değişiklikler, Türk eczacılarını OTC ve ilaç dışı kategorilere yöneltiyor. Sektörün bu yöne kaymasından dolayı birçok şirket yatırımlarını bu alanda artırmaya başladı. Bu şirketlerden biri olan Vivasanté olarak diğerlerinden farkımız uzun dönemli vizyonumuz ve sektöre getireceğimiz yeniliklerdir. Uluslararası bir şirket olmanın yanı sıra, Türk eczanelerine özellikle kategori yönetimi olmak üzere ihtiyaç duydukları diğer alanlarda da destek vermeye hazırız. Zira eczaneleri müşterimiz olarak değil, birer iş ortağımız olarak görüyoruz. Vivasanté, Türkiye’de ve dünyada OTC ve ilaç dışı kategorilerin geleceğini nasıl görüyor? Vivasanté olarak eczanelerin ekonomik ve yapısal anlamda değişim içinde olduğunun farkındayız. Globaldeki yaklaşımımız jenerik ürünlerin gelişimi, ilaçların geri ödeme koşulları ve kendi kendini tedavi anlayışının geliştirilmesi üzerine odaklanıyor. Kendi kendine tedavi ve OTC kategorileri kesinlikle eczanelerin geleceği olarak görülüyor. Ancak bu kategorilerdeki başarı, Vivasanté gibi >Vivasanté Grubu Türkiye Ülke Müdürü Erwan Blanchard güçlü bir AR-GE alt yapısına sahip; eczacıların ve tüketicilerin beklentilerine ve ihtiyaçlarına cevap verebilecek ürünler geliştiren sağlık bakım şirketleri ile gerçekleştirilebilir. Yenilikçi, kaliteli, etkili ve güvenli ürünlere ancak klinik çalışmalar ile desteklenerek ulaşılabilir. Standartlar yüksek olmalıdır ki bu da Vivasanté’nin taahhütüdür. Bu ayrıca ürünlerin etkin bir şekilde açıklanmasına ve tavsiyesine de bağlıdır. Tüketicilere iki konuda rehberlik etmek gerekir: Ürünlerin net bir şekilde görünebilmesi ve açıklanması: Tüketiciler ihtiyaçları olduğunda ürünleri kolaylıkla nerede bulacaklarını bilmeli ve ürün paketi üzerinde gerekli açıklamalara sahip olmalıdır. Eczacı tavsiyesi ve alınan urun kontrolü: Eczacılar doğru ihtiyaç için doğru ürünün verildiğinden emin olmalıdır. Vivasanté’yi tüm dünyadaki rakiplerinden ayıran en güçlü özellikleri nelerdir? Vivasanté Grubu olarak, dış kaynaklı yatırımcılara ve borsaya bağlı değiliz. Uzun dönemli bir bakış açısına sahibiz: Bu bakış açısı, diğer şirketler zorlu ekonomik koşullarda yatırımlarını kesmek zorunda kaldıkları zaman bile bizim ARGE yatırımlarımıza, kalifiye eleman alımlarımıza, uluslararası büyümeye devam ettiğimiz anlamına gelmektedir. Burada 2 temel faktöre değinmek isterim: Araştırma ve geliştirme uzmanlığımız: Yıllık 20 milyon Euro değerinde ARGE yatırımlarıyla araştırma geliştirme alanındaki en yüksek orana sahibiz. Böylece, lipidokolloid veya filmogel gibi patentli teknolojilerimizi geliştirmemizi sağlamaktadır. Bu, 60 kişilik araştırma laboratuvarlarımızın ve önemli üniversiteler ile yapılan keşif araştırmalarına sağlanan yüksek yatırımların bir sonucudur. Bu çalışmalar ile amacımız, kanıtlanmış etkileri ile en iyi ürünleri tüketicilerle buluşturmaktır. Satış ve pazarlama uzmanlığımız ve bunun sonucu olarak kategorilerimizi büyütme kapasitemiz. Devam eden yatırımlar ile Vivasanté, eczacılar ve tüketiciler arasındaki uzun süreli ilişkiler olgun pazarlarda bile iki haneli sayılarda büyüme oranlarına erişmemize olanak sağlıyor. Bu büyüme, sadece pazardan pay kazandığımız için değil aynı zamanda belirttiğim gibi yeni ürünler ve çözümler ile tüketicilerin beklentilerini karşılayarak yeni pazarlar yarattığımız içindir. PharmeticSağlık / Yaz 2013 / 105 Gündem HASSASİYET BELİRTİLERİNİ YATIŞTIRIR Toleresiz Ciltler Yatıştırır, Nemlendirir, Korur BİR DİLEK TUT Pharmetic Sağlık Derneği üç yıldır akut lenfoblastik lösemi hastalığıyla savaşan Busenur Küçük’ü Samsun’da ziyaret ederek umut ışığı oldu. P harmetic Girişimci Eczacılar Derneği Yönetim Kurulu olarak bu yıl ilk kez başlattığımız projedeki amacımız uluslararası Make A Wish - Bir Dilek Tut Derneği ile el ele vererek Türkiye’nin dört bir yanında hayati tehlike taşıyan hastalığa yakalanmış çocukların dileklerini gerçekleştirmek ve onları mutlu etmekti. Dileğinin gerçeğe dönüştüğünü görmek bir çocuk için unutulmaz bir deneyimdir, özellikle de hasta olan bir çocuk için. Pharmetic Sağlık Yönetim Kurulu Başkanı Armağan Ener, başkan yardımcısı Yaman Furtun ve Yönetim Kurulu Üyesi Emel Artok 6 Mayıs Pazartesi günü Samsun’u ziyaret etti. Üç yıldır akut lenfoblastik lösemi(all) ile savaşan Busenur Küçük adında 11 yaşında bir kız çocuğunun hayalini gerçekleştirmek için derneğimiz adına oradaydılar... Busenur’un hayali kendine ait bir odası olmasıydı. Bugüne kadar hiç odası olmamıştı, hatta yatağı dahi… Bu yüzden “Pembe ve mor renkli bir yatak odam olsun istiyorum!” demişti. Bir Dilek Tut Derneği yöneticileri Nihan Özhüsrev ve Tülin Hanım ile birlikte Busenur’un evine gittik. Çok duygusaldık, boğazımız düğüm düğümdü ve dokunsan ağlayacak gibiydik. Busenur için verilen zaman dilimi 1-2 ay idi. Kemoterapi sürecinden sonra iki kez ilik nakli olmuş ve sonuncusunu da 15 gün evvel olmuştu. Saçları yeni çıkmış ama hâlâ seyrekti. Ertesi gün doktoru ile konuştuk ikinci naklin sonucunu 15 güne kadar alacaklar tedavi ona göre devam edeceklermiş. Busenur, annesi ve erkek kardeşi bizi apartman kapısında 106 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık bekliyordu. Garson olarak çalışan babası, ev hanımı annesi ve iki küçük erkek kardeşiyle bodrum katında iki odalı bir evde oturuyorlar. Busenur’un yatak odası gelince aile oturma odasını girişe hole taşımış, kardeşler akşamları çek yat kanepelerde yatıyorlar. Bize odasını gösterdi, yanımızda getirdiğimiz yine pembe-mor nevresim takımını serdik. Busenur’un metanetli ruh hali bizi de etkisi altına almıştı ve biraz daha rahatlamıştık. Hem Busenur’a hem de kardeşlerine keyifle yanımızda getirdiğimiz hediyeleri verdik. Samsun’da yeni açılan Piazza Alışveriş Merkezi’ne gittik hep beraber. Nihan Özhüsrev, Busenur yemek yapmayı çok sevdiği için önceden organize ederek Big Chef mutfağında şeflerle beraber mantı yaptı ve çok keyif aldı. Ayrıca 16 Haziran’da doğum günü olan Busenur’un doğum gününü önceden kutlamaya karar verdik. Mumlar üfledik, pasta yedik, yanımızda getirdiğimiz hediye paketlerini oyunlar eşliğinde açtık. Kitaplar, resim defteri ve malzemeleri, puzzle, fotoğraf makinesi, takı seti, en sevdiği şarkıcı Hadise’nin CD’si... Daha sonra bir kıyafet mağazasına girip yaz için kıyafetler ve takılar aldık. Ayrılırken bize mektup yazacağını söyleyen Busenur’u, böylesine ağır bir hastalıkla savaşırken cesaretini kaybetmeyen çocuğu kucaklayarak ayrıldık. Sizlerden bu güzel çocuğun ve hastalıkla mücadele eden tüm çocukların iyileşmesi için dua etmenizi istiyorum. Pharmetic Sağlık Derneği önümüzdeki yıllarda da sosyal sorumluluk projeleri gerçekleştirmeye devam edecektir. BEBEK-ÇOCUK-YETİŞKİN LABORATOIRE DERMATOLOGIQUE PARIS TÜRKİYE DİSTRİBÜTÖRÜ: YONCA KOZMETİK MAMULLERİ SAN. TİC. LTD. ŞTİ. TEL: 0212 570 17 90 info@yoncakozmetik.com.tr Uzman Görüşü UYKU BOZUKLUĞU T Ecz.Nilüfer Kurt Tepe Çoğumuzu yakından ilgilendiren uyku bozuklukları, günlük yaşamımızı ve sağlığımızı ciddi ölçüde etkilediği halde maalesef üzerinde çok az bilgi sahibiyiz. oplumun yaklaşık yüzde 90’ı hayatının bir döneminde uykusuzluk problemi ile karşılaşıyor. Üçte biri haftanın birkaç gecesini istediği gibi uyuyamadan geçiriyor. Uyku organizmanın çevreyle iletişiminin değişik şiddette uyaranlarla geri dönüşlü bir şekilde geçici, kısmi ve periyodik olarak kaybolması durumu olarak tanımlanabilir. Hayatımızın yaklaşık üçte birini uykuda geçiriyoruz. Peki gerçekten de bu kadar süreyi uykuda geçirmek zorunda mıyız? Çevremizde seyrek de olsa çok kısa süreli uykuyla yetinen insanlara rastlamaktayız. Uyku süresinin genetik faktörlerle kişiden kişiye dört ile 11 saat arasında değiştiği bilinmektedir. Genetik olarak belirlenen bu süreyi belli sınırlar dahilinde değiştirebiliriz. Genetik geçişin varlığını gösteren en iyi kanıt tek yumurta ikizlerinin uyku sürelerinin tamamen aynı oluşudur. Kısa süreli uykuyla yetinen kişilerin uykuları daha yoğun olarak derin-yavaş uyku ve REM döneminden oluşur. Gece içi uyanıklık sayısı (uykuda bir evre olarak kabul edilir) azalmıştır. Dolayısıyla kısa süreli ancak etkin bir uykuları olduğu söylenebilir.Uzun süreli uykuya sahip olan kişiler ise asıl uyku olarak adlandırılan, derin-yavaş uyku ve REM dönemlerini uyku süresi kısa olanlar kadar uyurlar. Ancak onlardan farklı olarak uykunun derin olmayan evrelerini daha uzun uyurlar. Gece içinde özellikle de sabaha doğru sık sık uyanıp yeniden uykuya dalarlar. REM evresi uyku için oldukça kritik bir rol üstlenir. Bu dönemde salgılanan büyüme hormonu çocuğun gelişiminde çok önemlidir ki yeni doğanlarda REM dönemi bütün uykunun yaklaşık yüzde 50’sini oluşturur. Sağlıklı bir uyku için Uyku saatlerinin ve süresinin bilinmesi buna uygun saatlerde yatılması ve kalkılması ilk şarttır. Ancak alışılan uyku saatlerine tam olarak uymak her zaman mümkün olmaz. Uyku süresi rutinden kısaldığında organizma bunu ertesi gece telafi eder. Sabah geç uyanmak problemi çözmez bilakis başka problemleri de beraberinde getirir. Uyku saatleri konusunda dikkat edilmesi gereken diğer bir husus öğleden sonra uykularıdır. Vücut ısısının en düşük olduğu saatler 14.00 ve sabaha karşı 03.00 civarıdır. Dolayısıyla bu saatlerde uykuya eğilim artar. Uykusuzluk çeken kişiye öğlen uykusu önerilmez ancak uyuması halinde gece uykusunu birkaç saat ertelemelidir. 108 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık Gündüz saatlerinde gösterilen fiziksel performans ile uyku paralellik gösterir. Bu nedenle uyku problemlerinde yürüyüş, yüzme gibi spor faaliyetleri önerilir ancak fiziksel etkinliklerin uykunun hemen öncesinde veya akşam geç saatlerde yapılması uyku kalitesini bozacağından tavsiye edilmez. Akşam saatlerinde yenilen aşırı miktarda yemek özellikle solunum rahatsızlıklarına bağlı problemleri artırır. Aşırı miktar sıvı alımı da sık idrara çıkma sebebiyle uyku bölünmesine neden olur. Yatmadan önce alınan alkol de uykuyu kötü bir biçimde etkiler. Yüzeysel uyku döneminin artmasına neden olan alkol derin uyku oranlarını azaltır. Akşam saatlerinde, uyarıcı olduğu bilinen içeceklerde ( çay,kola,kahve..) uykuya dalma süresini uzatacağından aşırı tüketilmemelidir. Akşam yemekleri uyku saatinden en az 2 saat önce ve hafif olmalıdır.Yatmadan önce yatıştırıcı sakinleştirici ılık bitki çayları tercih edilmelidir. Kişisel tercihler değişse de uyku fizyolojisi ile ilgili bilinen şey gece içinde vücut ısısının düştüğüdür.Dolayısıyla ılık veya sıcak bir duştan sonra serin bir yerde yatmak, uykuya dalma süresini kısalttığı gibi derin uyumayı da sağlar. Bunlarla beraber uykusuzluk şikayetinde bazı bitkisel drog ve karışımları tıbbi çay olarak kullanılmaktadır.Hazırlanan tıbbi çayın,en az 10 gün içilmesi ,arzu edilen 21 gün boyunca akşamları ılık olarak içilmesi gerekmektedir.Kullanacağınız drogları veya karışım çayını doktor veya eczacınıza danışmalı ve mutlaka eczacınızdan hazırlamasını istemelisiniz. ter kokusunu önlemede 32.00 Örnek Çay: Şerbetçi otu (Humulus Lupulus ) …….25k Kedi otu (Valeriana off) …………….…15k Lavanta (Lavandula angustifolia) …….25k Melisa (Melissa off. )…………..……....25k Kuşburnu (Rosa canina )………..……..5k Aromaterapinin de bu alanda kullanımı özellikle Avrupa ülkelerinde oldukça yaygındır. Gevşetici, huzursuzluk ve stres giderici bir takım yağlar masaj, banyo, inhalasyon şeklinde uygulanır. Lavanta ve melisa yağları ılık banyo suyuna karıştırılarak uykusuzluk şikayetlerinde kullanılır. Lavanta(Lavandula angustifolia)……3 damla Papatya(Matricaria recutita)……….. 3 damla Bergamut(Citrus bergamia)…………2 damla Badem yağı ………………….km….15 ml Yukarıda hazırlanan karışım tüm vücutta kullanılabilir. www.optimersaglik.com facebook.com/babeturkiye twitter.com/babe_tr etkili çözüm! 23.90 Uzman Görüşü Yaz YaklaşıRken Ayak Bakımı Y Ecz. Meltem Akbay Günlük hayatın ve sosyal çevrenin beraberinde getirdiği giyim tarzı ayakları etkiliyor. Dar ve sivri ayakkabılar, topuklu ayakkabılar, bilinçsiz uygulanan ayak bakımları, hele de yapısal yatkınlık varsa büyük problemler yaratıyor. apılan araştırmalar ortalama her yüz kişiden 85’inde ayak problemi olduğunu gösteriyor. Zaman içinde değişime uğrayan ayaklarda batık, nasır, siğil, tırnak ve deri mantarı ve terlemeye bağlı oluşan çeşitli sorunlar olduğunu ortaya çıkarıyor. Ancak günümüzde ayaklar, tüm bu olumsuzluklardan medikal bakımlarla korunabiliyor ve oluşmuş problemler bu bakımlarla giderilebiliyor. Tırnak batması pek çok insanda görülen, kişinin yürümesini, iş görmesini engelleyecek derecede rahatsızlık ve ağrı verebilen bir patolojidir. Tırnak batması tüm ayak parmaklarında olabilmekle beraber genellikle baş parmakta ortaya çıkar. Tırnak büyürken bir veya iki taraftan derinin içine doğru batma eğilimi gösterir ve bu esnada oluşan enflamasyon sonucu tırnak kenarındaki doku da tırnağın üzerine doğru ilerler. Tırnak BatmasınıN Tedavisi Kanama, iltahap ve şişme yapmış bir tırnak batmasının mutlaka doktora gösterilmesi gerekir. Cerrahi müdahale gerektirmeyen tırnak batması tedavisinde şu yöntemler uygulanır: • Tırnağın sıcak tuzlu su banyosutyla yumuşatılması • Gazlı bez parçasının antibiyotikli kremle birlikte batık kısmın altına yerleştirilmesi • Ayakkabı giymekten kaçınılarak, sandalet veya açık terlikle tırnak üzerine olan baskının azaltılması • Fazla enfeksiyon varsa antibiyotik kullanılması • Ayak temizlik ve bakımı Nasır nerelerde oluşur ? Nasırın en büyük nedeni baskıdır. Vücudun kendini korumak için verdiği tepki de diyebiliriz... Nasır parmak üstleri, parmak araları, tırnak kenarları, tırnak yatağı, ayağın üstü ile altı gibi basıncın ve sürtünmenin olduğu her yerde oluşur. Nasır kalınlaşmış deri olduğundan derinin üst tabakasının temizlenmesiyle tedavi edilir. Değişik bir alışkanlık ya da yeni bir ayakkabı nedeniyle oluşan nasırın tedavisi oldukça kolaydır ve bir daha yinelenmez. Büyük nasırlardan kurtulmak için öncelikle onu oluşturan sebebi ortadan kaldırmak gerekir. Yeni oluşmaya başlamış nasırlar için salisilik asit içeren yakılar nasır 110 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık üzerine yapıştırılarak uygulanır. Yumuşayan nasır ponza taşıyla temizlenir. Mantar enfeksiyonu gelişmesi kişisel yatkınlık ve bağışıklık sistemiyle ilgili olduğu gibi sıcak, nemli, hava almayan ortamlarda kolaylıkla çoğalır ve hastalık haline dönüşebilir. Bu mantar enfeksiyonu vücudumuzda zaten bulunan mantarların uygun ortamda hızla çoğalıp enfeksiyona neden olması ile karakterizedir. Diğer mantar enfeksiyonları ile birlikte görülebilir ve Tinea enfeksiyonları içinde en yaygın olanıdır. Cildin uzun süre nemli kalması, çok terlemek, küçük cilt veya tırnak sıyrıkları riski artırır. Bulaşıcıdır, direkt temas, havuz veya duş zeminlerinden geçebilir. Ayak mantarlarından korunmak için ayakkabı ve terlik seçimi önemlidir. Özellikle yazın dar ve kapalı ayakkabı giymekten kaçınmak gerekir. Duş veya yüzmeden sonra ayakları iyi kurutmak gerekir. Aynı ayakkabıyı bir gün arayla giymek, her gün çorap değiştirmek, ortak kullanılan alanlarda yalınayak yürümemek ayak mantarını engellemek için gerekli önlemlerdir. Farklı nedenlerle rengi değişen veya deforme olan tırnaklara yönelik geliştirilen eczacı danışmanlığı ile sadece eczanelerde satılan kullanımı oldukça kolay ürünlere sahip olabilirsiniz. Ayak terlemesi çoğunlukla başka bir hastalığa bağlı değildir. Terlemeyi ayarlayan sempatik sistemde ayar bozukluğu vardır. Terlemeye bağlı oluşan problemleri yüzde 20 oranında alumınyum klorur içeren topikal uygulanabilir ürünlerle veya botoxla tedavi edebiliriz. ayak bakımı Yüksek ince topuklu ayakkabılardan kaçınmalısınız. Bu tür ayakkabılar uzun süre giyildiğinde dengede durmak için bedeni öne eğilmeye zorlar. Topuklu ayakkabıların ise mümkün olduğunca geniş tabanlı olması, topuk yüksekliğinin de en fazla beş santimetreyi geçmemesi gerekir. Sivri burunlu ayakkabılar tercih ettiğinizde parmaklarınız uca doğru toplanarak üst üste binecektir. Bu da zamanla parmakların doğal duruşunu etkiler. Yaz boyunca yüzme havuzları mantar enfeksiyonu açısından ayaklar için sakıncalı olabilir. Yüzme havuzlarını seçerken dikkatli olun. Ayaklarınızı pudralamak için talk pudrası yerine özel pudraları ve terlemeyi önleyici spreylerini tercih edin. www.cosmed.com.tr Yetkili eczanelerde. Uzman Görüşü KAN ŞEKERİ KONTROLÜNDE ENJEKSİYON Lazer Lipoplasti Op. Dr. Ersun Hasipoğlu Estetik Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı www.egepolestetik.com Lipoplasti, vücuttaki bölgesel yağları azaltarak veya eksik olan bölgelerdekini artırarak orantılı bir beden kontürü oluşturmak amacıyla pek çok kişinin başvurduğu bir operasyondur. 70’li yıllardan bu yana gelişen yağ alma yöntemleri, en son lazer yardımıyla yapılan lipoplasti işlemine evrimleşmiştir. T emel ilke (kesi ve dikiş olmadan, yanlızca aspire ederek (emerek) yağları almak) değişmemekle birlikte, lazer emilimi zor olan sert yağ dokularının alınabilmesi ve derinin daha iyi kontrakte olması (sıkılaşması) gibi iki önemli avantajı beraberinde getirmektedir. Öyle ki sırt, kol, bacak içleri, göğüs gibi beden bölgeleri lazer yardımıyla yapılan lipoplasti işleminden daha fazla yarar görmektedirler. Böylece söz konusu bölgelerdeki olası morluk ve ödemler (şişlikler) daha çabuk iyileşmekte, ağrı daha az olmakta ve böylece kişinin daha çabuk sosyal yaşamına geri dönebilmesi sağlanmaktadır. Ayrıca işlemin -uygun vakalarda- genel anesteziye ihtiyaç olmaksızın sedasyon destekli lokal anestezi ile yapılabilmesi hasta için ayrı bir güven ve cesaret nedeni olmaktadır. Yağ dokusunun yüksek ısıda lazerle eritilerek alınması çevredeki diğer organlara (deri, damar, sinir vb) yönelik zararı minimuma indirmekte ve sonuçta emboli riski, deride his kaybı ve sarkma gibi komplikasyonlar da neredeyse hiç görülmemektedir. Erkeklerdeki ‘jinekomasti’ (memelerde büyüme) görünümü -ki burada sert bağ dokuları içinde gizlenmiş olan yağ dokularını lazersiz klasik liposuction yöntemleri ile aspire etmek oldukça güç olmaktadır- lazer lipoplasti teknikleri ile kolayca düzelebilmektedir. Lazer Lipoplasti’nin bir diğer yararı da sekonder dediğimiz, daha önce klasik yağ alma işlemi yapılmış kişilerde aynı işlemin tekrarlanması durumundaki avantajıdır. İlk başta yapılan klasik yöntemde genellikle emilimleri kolay olan yumuşak yağlar alınabilse de sert yağ dokuları kalabilmektedir. Böylesi bir durumda da, sert bağ dokuları içine gizlenmiş olan yağ dokularını eritebilmek için lazere ihtiyaç duyulmaktadır. Lipoplastideki lazer cihazı nasıl çalışıyor diye sorulacak olursa, tek kelimeyle yanıt ‘eriterek’ olacaktır. Fiberoptik içinden geçen lazer enerjisi (tek dalga boyutlu ışık, örneğin 924nm yada 975nm..) hedef organa yani yağ dokusuna verilir. Diğer bir hedef organ da deridir. Deri altına yayılan lazer enerjisi, buradaki (düzensiz bağ doku liflerinin rejenerasyonuyla) dalgalı görüntüyü de bir miktar azaltmaktadır. Lazer Lipoplasti konusunda akla gelen bir başka soru da lazer enerjisinin dışarıdan (deri yüzeyinden) mı yoksa içeriden (yağ dokusu içinden) mi uygulanması konusudur. Lazer, radyo dalgasının tersine deri yüzeyinden verilen bir enerji değildir. Fiberoptik prob yağ dokunun içine girer ve karşısına çıkan dokuyu eriterek parçalar. Söz konusu yağlar hemen derinin altında birikenlerdir. Daha derindekilere örneğin karın kaslarının arkasındakilere (batın içi yağlara) uygulanamaz. Laser Lipolasti, konusunda günümüz teknolojisinin ulaşacağı son nokta olmayacağı gibi teknolojik gelişmelere paralel gelişen beklentileri fazla büyütmemek de işlem sonrası hayal kırıklıklarımızı engelleyecektir. 112 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık Dr. Ecz. Canan ERİŞ Enjeksiyon korkusu ve hipoglisemi endişesi, diyabetlilerin insülin tedavisine başlamasında karşılaşılan en önemli sorunlardan birisidir. K an şekerinin istenen değerde olması için insülin deri altına enjekte edilmektedir. Deri altına enjeksiyon için iğnenin üstteki deriyi (deri kalınlığı 1.8-2.5 mm) aşarak deri altına ulaşması gerekir. Dik sokulan uzun iğnelerde (5,8 12,7 mm) BKİ 25’ten küçük olanlar ve erkeklerin kol ve uyluklarında kas dokusuna girme olasılığı yüksektir. Yanlış enjeksiyon ağrıyı artırabilir ve glikoz kontrolünü olumsuz etkiler. İnsülin kas tabakasına enjekte edilirse kan şekeri hızla düşerek hipoglisemiye neden olabilir. Kas içi enjeksiyonu engellemek için yapılanlar şunlardır: Uzun iğnelerde (5, 6, 8, 12.7 mm) 1. Deri parmakla kaldırılır 2. İnsülin dik olarak yavaş yavaş enjekte edilir 3. Doz tamamen verildikten sonra 10’a kadar sayılır 4. Kaldırılmış deri bırakılır. Kısa iğnelerde (4mm) 1.adım: Doğrudan dik olarak yavaşça enjekte edilir. 2. adım: Doz verildikten sonra yavaşça 10’a kadar sayılır. 3. adım: İğne deriden çıkartılır. Kalem iğneleri kesinlikle bir kere kullanılmalıdır. Amerika’da 388 diyabetli hasta üzerinde yapılan bir çalışmada, enjeksiyon bölgesi klinik olarak anlamlı bir farklılık göstermezken, dik olarak sokulan 8 mm iğne uçlarının kas dokusuna girme olasılığının yüksek olduğu saptanmıştır. 4-5 mm uçlu iğneler 90 derece sokulduklarında ise yetişkinlerin tamamında derialtı dokuya girdiği ve bu nedenle im injeksiyon riskinin minimum olduğu görülmüştür. (1) Subkutan insülin tedavisinde 173 randomize yapılan bir çalışmada ise uzun ve kısa iğne uçları karşılaştırıldığında daha az ağrıyla eşdeğer glisemik kontrolü sağlayan kısa uçlu iğneleri hastaların tercih ettiği saptanmıştır. (2) Sonuç olarak; kolay enjeksiyon yapılması, düşük im enjeksiyon riski, dolayısıyla hipoglisemiye girmeme, ağrı olmaması gibi nedenlerle kısa uçlu iğneler subkutan insülin tedavisinde tercih edilmektedir. 1) Michael A. Gibney, Christina H. Arce, Karen J. Byron, Laurence J. Hirsch. Skin and subcutaneous adipose layer thickness in adults with diabetes at sites used for insulin injections: impliacations for needle lenght recommendations. Current Medical Research vol.26 no.6, 2010, 1519-1530. 2) Laurence J. Hirsch, Michael A. Gibney et al. Comparative glycemic control, safety and patient rating for new 4mm 32G insulin pen needle in adults with diabetes. Current Medical Research vol.26 no.6, 2010, 1531-1541 PharmeticSağlık / Yaz 2013 / 113 Uzman Görüşü İBS - SİZ - SİNİZ B Dr. Hakan Güveli İç Hastalıkları, Gastroentereloji, Hepatoloji ve Fitoterapi(Bitkisel Tedavileri) Uzmanı İrritabl barsak hastalığı (İBS) hekim ve hasta için zor bir durum, hatta kimi zaman hasta için inandırıcı bile değil! BS’yi kısaca barsak alışkanlığında, altında bir hastalık bulunmadan meydana gelen değişiklikler olarak tanımlayabiliriz. Vücudumuzda bir hastalık yoktur, barsaklarımızın işleyişinde değişiklikler, normalin dışında giden hareketler ve tepkiler vardır. Sindirim sisteminde her gün yüzlerce olay olur ve sonucunda farklı şikâyetler meydana gelir. Hipokrat bu hastalığı üç bulgu ile tanımlıyor: 1- Karında rahatsızlık hissi. 2- Düzensiz barsak hareketleri. 3- Değişken derece de şişkinlik, şişlik ve acil tuvalet ihtiyacı. Bugün için İBS tanısı Roma kriterlerine göre belirlenir. Karın bölgesinde rahatsızlık veya ağrınız varsa ve bu üç bulgunun ikisi de söz konusuysa tanı konur: 1- Dışkılama ile rahatlama, 2- Dışkılama sıklığında değişkenlik, 3- Dışkının şeklinde değişkenlik. Hastalığı destekleyen diğer bulgular ise dışkı sıklığında, kıvamında, çıkışında anormallik ve karında şişlik, baskı veya gerginlik hissidir. Tanı sonrası İBS ishal dominant, kabızlık dominant ve karışık tip olarak sınıflandırılır. İBS’in nedenlerine gelince... Değişmiş barsak motilitesi, viseral aşırı duyarlılık, psikososyal stres faktörleri, değişmiş beyin-barsak yolak etkileşimleri, immün sistem aktivasyonu / düşük derece inflamasyon, barsak mikrobiyotada değişiklikler, barsak enfeksiyonları ve genetik yatkınlık olarak sıralayabiliriz. Barsak hem merkez olan beyinden uyarılar alır, hem de kendi sinir sistemi vardır. Gıdanın alımı, parçalanması, iletilmesi, emilmesi ve atılması, bugün dahi bilemediğimiz çok karışık olayları içerir ve sinir sistemi bunun düzenlenmesinde önemli rol oynar. İBS’de halen tanıda bir karmaşa vardır. Semptomlar çok değişken olabilir, ifade zorluğu mümkündür ve yorumlama hekime bağlıdır. Ayırıcı tanıda maligniteler, laktoz eksikliği, inflamatuar barsak hastalıkları, çölyak hastalığı gibi organik ve fonksiyonel birçok hastalık vardır. Bu nedenle “alarm bulguları”nız varsa acilen doktora gitmeniz gerekir. İBS’de sorgulanacak alarm bulgularını şöyle sıralayabiliriz: Kilo kaybı, ateş, dışkıda aşikar ya da gizli kan, sık gece olan barsak değişkenlikleri, laboratuvar testlerinde anormallik, genetik. TEDAVİ türleri Ülkemizde maalesef doktorların da bu tedavi yaklaşımına ilgisi halen tatminkâr 114 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık değildir. Ancak bu konularda kanıta dayalı tıp yaklaşımı da her geçen gün artmaktadır. İBS şikayetleri olan hastaların yüzde 75’i tanı konmadan yaşamlarına devam ederler. Hastaların anlamlı bir bölümü de tamamlayıcı ve alternatif tıp ürünlerini tercih ederler ve hatta büyük çoğunluğu da doktora gittiğinde bunu söylemezler. Örneğin İngiltere’de 1.409 İBS hastası ile yapılan bir araştırma yüzde 50’den fazlasının TAT yöntemi kullandığı gösteriyor. İBS tedavisinde mutfağın önemini vurguladık. Peki bitkisel destek ürünlerinin tedavide yeri ne? Aslında yüzyıllardır geleneksel tıp uygulamalarında bitkiler kullanılmaktadır. İBS’de tekli ya da kombine bitkisel ürünler denenmiştir ve hastalığın semptomlarının giderilmesinde etkili bulunmuşlardır. Kombine ürünler beyin barsak yolakları, nöroendokrin kimyasal etkileri, barsak motilite etkileri, inflamasyon üzerine etkileri, spazm ve gaz giderici etkileri ile iyi bir sinerji gösterirler. İBS’nin etyolojisi hâlâ belli olmadığı için birden çok hedefi etkilediği ve yan etki profilinin güvenli olduğu çalışmalarda ortaya çıkmıştır. Bu ürünleri kullanmadan önce endikasyonları konusunda daha fazla bilgiye sahip olmalıyız. Fonksiyonel barsak hastalıklarında şikâyetler çok farklı ve değişen sıklıkta görüldüğü için bitkisel ürünlerin bir avantajı da şikayetiniz olduğunda ve hatta rutin günlük yaşantıda kullanılabilir olmasıdır. Tedavi konusunda öncelikle diyet ve beslenmede bireye ait düzenlemeler ve yaşam alışkanlıklarında değişiklik yapılması gerekir. Ayrıca tetiği çeken faktörlerin belirlenmesi, stres yönetimi ve bitkisel ürünlerin kullanılması mantıklı gözükmektedir. ANA FİKİR Genlerimizi değiştirmek için çaba sarf etmek gereksizdir. Sağlıklı beslenme doğumla birlikte başlar. Bu yüzden doğal beslenme alışkanlıkları edinmeli ve doğal pişirme yöntemlerini seçmeliyiz. Gıdalarımızda, gerekiyorsa doğal katkılar kullanmalıyız. Probiyotik, omega karışımı gibi beslenmeyi destekleyen tıbbi katkılar almalıyız. Stresimizi yönetmeli ve günlük egzersiz yapmalıyız. Son olarak bitkisel, medikal katkısal ve homeopatik ürünleri daha iyi tanımalı, etki mekanizmaları ve yan etkileri içeren güvenilir çalışmalar artırılmalıdır. C M Y CM MY CY CMY K