Aralık - General Directorate of State Airports Authority
Transkript
Aralık - General Directorate of State Airports Authority
Aralık | December 2012 Sayı | Issue 17 Alabilirsiniz | Your Complimentary Copy Bu şapkaların altında müthiş lezzetler saklı! Great tastes are hidden under these caps! SAMSUN Her ilçesinde bir sürpriz var! SAMSUN: there is a hidden surprise in every town! Ruanda’nın ‘SİSTEKİ GORİLLER’İ Rwanda’s ‘gorillas in the mist’ 1 ARALIK - december 2012 2 ARALIK - december 2012 Binali Yıldırım Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Minister of Transport, Maritime Affairs and Communication Değerli Uçuş Noktası okurları, Dear Uçuş Noktası readers, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı olarak son 10 yılda ülkemizin ulaşım ve haberleşme altyapısına 192 milyar TL yatırım yaparak insanımızın 80 yılda görmediği projeleri gerçekleştirmenin sevinci içersindeyiz. Marmaray, Yüksek Hızlı Tren ve FATİH Projesi gibi ülkemiz adına nice prestij projelerine imza atarken bir yandan da Türkiye’nin birçok ilklerini gerçekleştirdik. 25 Kasım 2012 tarihinde açılışını yaparak halkımıza hizmet vermeye başlayan Zafer Uluslararası Havalimanı da bu ilklerden bir tanesi... Ülkemizin ilk bölgesel havalimanı olarak hizmet vermeye başladı. Zafer Havalimanı, Kütahya, Afyonkarahisar ve Uşak’a ortalama yarım saat uzaklıkta bulunan konumuyla, bu üç şehrimize doğrudan hizmet verecek ve dünyaya bağlayacak. Bildiğiniz gibi termal kaynak yönünden Avrupa’da ikinci, dünyada ise yedinci sırada olan ülkemizde en zengin kaynaklar Afyon-Kütahya-Uşak üçgeninde bulunuyor. Ancak bu pazardan ülkemizin yararlanma oranı yüzde 1’i geçmiyor. Zafer Havalimanı ile bölgemizin termal kaynakları artık daha fazla turist çekecek. Bu illerimiz Zafer Havalimanı ile hak ettiği yerlere gelebilecek. Zafer Havalimanı ile 2002 yılında 26 olan aktif havalimanı sayısını 10 yıl içersinde 49’a yükseltmiş olduk. Ama bu sayı burada kalmayacak. Çukurova ve Ordu-Giresun havalimanları da bölgesel havalimanı olmak üzere, Bingöl, Kastamonu, Hakkari ve Şırnak havalimanlarının yapımı devam ediyor. Ayrıca İstanbul’a yapacağımız 120 milyon yolcu kapasiteli üçüncü havalimanının proje çalışmalarını da hızla tamamlıyoruz. 2003 yılında “Her Türk vatandaşı hayatında en az bir kez uçağa binecektir” hedefiyle başlattığımız Bölgesel Havacılık Politikası gerek yaptığımız yasal düzenlemelerle gerekse mevcut havaalimanlarının geliştirilmesi ve yeni havalimanı projeleriyle takdire şayan bir başarıya ulaşmıştır. We at the Ministry of Transport, Maritime Affaires and Communications are happy to have accomplished projects within the last 10 years that our people have not seen accomplished in the past 80 years by investing 192 billion TL in our country’s transport and communications infrastructure. While taking part in prestigious projects such as the Marmaray, High Speed Rail and the FATİH Project, we have created some ‘firsts’ in Turkey. Opening Zafer Airport for service on November 25th, 2012 is one of these firsts as it began to serve as the first regional airport in the country. Zafer Airport is approximately half an hour away from Kütahya, Afyon and Uşak so this location will serve all three cities and will subsequently connect directly to the world. As you know, our country stands second in Europe and seventh in the world in terms of natural thermal sources and our richest sources are found in the Afyon-Kütahya-Uşak triangle. However, the market penetration rate in the country concerning the use of these thermal springs does not exceed one percent. Zafer Airport will attract more tourists to this region to visit the thermal springs now and these provinces will achieve their deserved success. Including Zafer Airport, the number of active airports has increased from 26 in 2002 to 49 in 10 years. But this number will increase even further. Çukurova and Ordu-Giresun, are becoming regional airports too. Bingöl, Kastamonu, Hakkari and Şırnak airports are under construction. In addition, we are rapidly completing project work for the third airport in Istanbul, which will have a capacity of 120 million. In 2003, we started our Regional Aviation Policy with the goal being “Every Turkish citizen will board a plane at least once in their life” and we can say we have achieved this aim thanks to statutory provisions, developing existing airports and new airport projects. İyi yolculuklar… Have a nice trip... ARALIK - DECEMBER 2012 3 Orhan Birdal Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdür Executive Board Chairman and General Manager Değerli misafirlerimiz; Our dear guests, Sivil havacılık açısından çok yoğun ve pek çok yenilik, başarı ve rekorlarla dolu bir yılı daha geride bırakıyoruz. Bu yıl da Türk sivil havacılık sektörünün sürdürülebilir ve hızlı büyüme trendini teyit eden gelişmelerle geçti. DHMİ olarak sektörümüzde sadece büyümeyi sürdürmek değil amacımız, aynı zamanda kalite standartlarında çıtayı her yıl biraz daha yükseltmek. Bu sebeple yeni havalimanları açmakla kalmıyor, yenileme ve genişletme çalışmalarına da devam ediyoruz. Bunun yanı sıra çevre dostu havalimanlarımızın sayısını çoğaltmak en önemli hedeflerimizden biri… Bir diğer hedefimiz ise engelli vatandaşlarımızın da havalimanlarında rahat yolculuk yapabilmelerini sağlamak. 2012 yılı içinde yap-işlet-devret modeliyle ilk bölgesel havalimanımızı geçen ay içinde hizmete açmanın mutluluğunu yaşadık. Kütahya, Afyonkarahisar ve Uşak illerinin ortak faydalanacağı Zafer Uluslararası Havalimanı üç ilimize birden hizmet verecek. Yıl içinde Ankara Esenboğa Havalimanı Genel Havacılık Terminali’ni yine YİD modeliyle hizmete verdik. İzmir Adnan Menderes Havalimanı Yeni İç Hatlar Terminal Binası’nın inşaatı ise devam ediyor. Türk turizminin gözbebeği Bodrum’a hizmet veren Milas-Bodrum Havalimanı Dış Hatlar Terminali’ni hizmete soktuk. Bu yeni terminalle turizme önemli bir destek sağladık. Yıl içinde hizmete giren havalimanlarımızdan biri ise Iğdır Havalimanı oldu. Yenileme ve genişletme çalışmalarımıza gelince… Mardin Havalimanı’nın yenilenen pistinin açılışın yaparken bir yandan da yeni terminal binasının temelini attık. Bir diğer yeni terminal binasını temeli ise Balıkesir Kocaseyit Havalimanı’nda atıldı. Çevre dostu havalimanlarını hayata geçirmeye yönelik uygulamalarımıza da hız verdik. Bu yıl Milas-Bodrum Havalimanı Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nden ‘Yeşil Kuruluş’ unvanını aldı. Atatürk ve Antalya havalimanlarında ise karbon emisyonları asgariye indirildi. Yine 2012 yılı içerisinde ilk ‘Engelsiz Havalimanı’mıza kavuştuk. Erzincan Havalimanı Türkiye’nin ilk ‘Engelsiz Havalimanı’ oldu. DHMİ sadece yurtiçinde değil yurtdışında da hizmet vermeyi sürdürüyor. Somali’nin dış dünyaya açılan en önemli kapılarından biri olan başkent Mogadişu’daki Aden Abdulle Havalimanı’nı, yoğun çalışmalar sonucu uçuşa hazır hale getirdik. Yavruvatan’da Ercan Havalimanı’na ILS sistemini kurduk. Bu yıl içinde yaptıklarmız, gelecek yıl daha fazlasını yapacağımızın garantisidir. Biz büyümede sınır tanımayan sektörümüze canla başla hizmet vermeyi yedi gün 24 saat sürdürmeye kararlıyız. We are leaving behind another very busy year full of success, many innovations and records in terms of civil aviation. This year has also passed repeating the trend of sustainable and rapid growth in Turkish civil aviation sector’s developments, As GDSAA our aim is not only to sustain growth in the sector, but also to raise the bar for quality standards a little more each year. For this reason we don’t only open new airports, we continue the renovation and expansion work too. In addition, one of our most important targets is to increase the number of eco-friendly airports... And a further aim is to provide citizens with disabilities a comfortable journey in the airport. Last month we were happy to have our first regional airport that is done by build-operate-transfer model in the year 2012. Kütahya, Afyonkarahisar and Uşak provinces benefit from a common Zafer Airport, which will serve all these three provinces. During the year, we also opened Ankara Esenboğa Airport General Aviation Terminal to service, again with the BOT model. Construction of a new domestic terminal for İzmir Adnan Menderes Airport Terminal Building still continues too. International Terminal is launched in Milas-Bodrum Airport serving one of Turkish tourism’s most important centers, Bodrum. We provided a significant boost for tourism with this new terminal. Another one of our airports that was put into service during the year is Iğdır Airport. As for the renovation and expansion work... while we had the opening for the renewed runway of Mardin Airport we started laying the foundation of a new terminal building. The other foundation of a new terminal building was laid in Balıkesir Kocaseyit Airport. We also accelerated practices for implementing eco-friendly airports. This year, Milas-Bodrum Airport received the ‘Green Company’ title from Directorate General of Civil Aviation. Carbon emissions are reduced to a minimum in the Atatürk and Antalya airports. Also, in 2012 we opened our first ‘Barrier-Free Airport’ . Erzincan Airport became Turkey’s first ‘Barrier-Free Airport’. State Airports Authority continues to serve not only domestically but also abroad. Aden Abdulle Airport in the capital Mogadishu, which is one of Somali’s most important gates to the outside world, is ready for flights as a result of our intensive work. We also installed ILS system to Cyprus’ Ercan Airport. Things we have done this year is a guarantee for what we will do next year. We are committed to continue to serve our sector 24/7 with our heart and soul. İyi yolculuklar dilerim… I wish you a nice journey… 4 ARALIK - december 2012 ARALIK - DECEMBER 2012 5 ARALIK - DECEMBER 2012 08 MERCEK / ZOOM Sivil havacılıktan son haberler Latest news of civil aviation 18 SEYAHAT / TRAVEL 18 Samsun: Karadeniz’in merkezinde sürprizlerle dolu... Samsun: Full of surprises in the center of Black Sea... 28 UÇUŞ NOKTASI / FLIGHT POINT Samsun Havalimanı Samsun Airport 32 RÖPORTAJ/ INTERVIEW Tamer Karadağlı: Meslek seçemeyince her mesleği oynamak istemiş! Tamer Karadağlı: when he couldn’t choose a career, he wanted to act all of them! 40 BİLGİ ÇAĞI / DIGITAL AGE Dünyanın bilgisi bir ekrana sığıyor All the knowledge in theworld fits one screen 46 ARAŞTIRMA / PROBE Türk gençliğinin dijital eğilimleri Digital choices of Turkish youth 54 YERYÜZÜ MANZARALARI / Landscape from Earth Ruanda’nın gümüş sırtlı gorilleri Rwanda’s silver back gorillas 60 MUTFAK KÜLTÜRÜ / CULINARY CULTURE Mantarlar: Bu şapkaların altında müthiş lezzetler saklı Mushrooms: amazing tastes under these hoods 68 DÜNYANIN KÜLTÜRÜ / CULTURE OF THE WORLD Her kültürün yılbaşısı kendine göre... Every culture has its own New Year celebration… 68 76 KEŞİF / EXPLORE Venezüela: Latin Amerika’nın başkaldıran ruhu Venezuela: Latin America’s rebellious soul 84 ÇEVRE / ENVIRONMENT Doğaya dost mekânlar Environmentally friendly places 90 SAĞLIK / HEALTH Şifa deposu kış sebzeleri Winter vegetables full of health 94 UÇUŞ REHBERİ Yurtdışı ve yurtiçi seferler International and domestic flights 98 BULMACA / PUZZLE 6 ARALIK - december 2012 76 YÖNETİM / MANAGEMENT DHMİ Genel Müdürlüğü Personeli Yardımlaşma Vakfı Emek 8. Cadde 75. Sokak No: 7/1 Emek - Ankara / TÜRKİYE 32 60 DHMİ Personeli Yardımlaşma Vakfı Adına Sahibi Onursal Başkan Honorary President and Owner on behalf of DHMI Personnel Assistance Foundation Orhan Birdal Yayın Kurulu | Publishing Board Funda Ocak, Mehmet Ateş, Mehmet Karakan, Cemal Köksal, K. Zafer Topuz, Ahmet Ergin, Mustafa Karpuzcu, Cengiz Kurt, Ali Fuat Emre, Ayhan Öztekin, Meral H. Çakır, Vahdet Nafiz Aksu YAYIN / PUBLISHING FORA MEDYA İstanbul: Çırağan Caddesi Çırağan Apartmanı No: 19/5 Beşiktaş 0212 246 60 65 Ankara: Mahatma Gandi Caddesi No: 90/8 Gaziosmanpaşa 0312 437 10 90 - 437 10 88 Genel Koordinatör | General Coordinator Süleyman Karan suleyman@foramedya.com Yazı İşleri Müdürü | Chief Editor Doğan Uluyüz dogan@foramedya.com 40 Editör | Editor Seda Emeksiz Sanat Yönetmeni | Art Director Nurhan Seyrekbasan İngilizce Bölüm Editörü | English Section Editor Şafak Kemancı Reklam Departmanı Advertisement Department Nilgün Çelebioğlu nilgun@foramedya.com Pınar Güneş pinar@foramedya.com 54 Reklam rezervasyon: 0212 272 41 19 Katkıda Bulunanlar | Contributors Elif İzgi Uluyüz, Lokman Karakaş Selin Avcı, Sezai Özden, Yunus Aydın Baskı | Printing Bilnet Matbaacılık Biltur Basım Yayın ve Hizmet A.Ş. Dudullu Org. San. Bölgesi 1. Cad. No: 16 Ümraniye-İST Tel: 444 44 03 Basım Yeri ve Tarihi Place and Date of Publication İstanbul, Aralık - December 2012 Yayın Türü | Type of Publication Yerel, aylık, süreli Local, monthly, periodical ISSN 1306 - 6323 www.foramedya.com ARALIK - DECEMBER 2012 7 mercek | zoom PEGASUS’UN 59’UNCU UÇUŞ NOKTASI ERZİNCAN PEGASUS’ 59th FLIGHT POINT IS ERZINCAN Pegasus Hava Yolları’nın 59’uncu uçuş noktası Erzincan oldu. Firmanın Doğu Anadolu’nun turizm cenneti Erzincan’a ilk uçuşu 5 Kasım 2012 tarihinde gerçekleşti. Pegasus misafirleri için farklı bir alternatif olacak Erzincan’a gerçekleşecek uçuşların biletleri 39.99 TL’den başlayan fiyatlarla sunuluyor. Erzincan’a her hafta pazartesi, çarşamba, perşembe ve pazar günleri karşılıklı olarak Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan gerçekleşecek uçuşların saatleri, İstanbul’dan saat 08.20 ve Erzincan’dan saat 10.25… Pegasus yolcuları, Erzincan’dan Türkiye’de Ankara, Antalya, Adana ve İzmir’e; yurtdışında ise Almaata, Beyrut, Bükreş, Dubai, Kıbrıs, Londra, Lviv, Omsk, Paris, Tel Aviv, Tiflis ve Üsküp‘e bağlantılı olarak uçabilecek. Erzincan became the 59th flight point of Pegasus Airlines. The firm’s first flight to Eastern Anatolia’s tourist paradise, Erzincan took place on November 5, 2012. Flights start from 39.99 TL to this alternative destination for the patrons of Pegasus. Erzincan flights run every week, on Mondays, Wednesdays, Thursdays and Sundays and flights will take place mutually from Sabiha Gökçen Airport and Erzincan Airports on the hours of 08:20 from İstanbul and 10:25 from Erzincan... Pegasus passengers can fly to Ankara, Antalya, Adana and Izmir within Turkey; Almaty, Beirut, Bucharest, Dubai, Cyprus, London, Lviv, Omsk, Paris, Tel Aviv, Tbilisi and Skopje abroad from Erzincan with transfer flights. DHMİ; DEPOLAMA, TAŞIMACILIK VE LOJİSTİK HİZMETLER ALANINDA BİRİNCİ OLDU Türkiye’nin en büyük 500 şirketini belirleyen ‘Fortune 500 Türkiye’ sıralamasında; Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü depolama, taşımacılık ve lojistik hizmetleri alanında birinci oldu. Genelde ise 56’ncı sırada yer aldı. ABD`de yayımlanan ve dünyanın en itibarlı iş dergisi olan Fortune, 1955 yılından bu yana ‘Fortune 500’ markasıyla dünyanın en büyük şirketlerini açıklıyor. ‘Fortune 500 Türkiye’ ise Fortune Türkiye ile Finar Enformasyon ve Danışmanlık A.Ş`nin ortak çalışmasıyla belirleniyor. Değerlendirme aşamasında her yıl binlerce şirket tek tek analiz ediliyor. Şirketlerin en az iki yıllık gelir tablosu ve bilançosu inceleniyor. Türkiye’de şirketler üzerine yapılan birçok akademik çalışmada, ‘Fortune 500 Türkiye’ verilerinin referans olarak alınması, çalışmaya olan güvenin göstergesi sayılıyor. Devlet Hava Meydanları İşletmesi, böylesine titiz bir çalışmayla belirlenen ‘Fortune 500 Türkiye 2011’ listesinin en ön sıralarında yer almayı başarmış bulunuyor. GDSAA CAME FIRST IN THE STORAGE, TRANSPORTATION AND LOGISTICS SERVICES FIELD The General Directorate of State Airports Authority came first in the storage, transport and logistics services field of the ‘Fortune 500 Turkey’s ranking, which determines Turkey’s largest 500 companies. Overall it was ranked 56th. Fortune is published in the United States and it is the world’s most prestigious business magazine, since 1955 it announces the world’s largest companies under the ‘Fortune 500’ brand. ‘Fortune 500 Turkey’ is determined by Fortune Turkey `s co-operation with Finar Information 8 ARALIK - december 2012 and Consulting Inc. Every year, thousands of companies are analysed one by one during the evaluation stage. A minimum of two-years of income statements and balance sheets of each company are reviewed. The fact that the data of ‘Fortune 500 Turkey’ is used as reference by many academic studies conducted on companies in Turkey, is considered as a reliable indicator. The State Airports Authority has succeeded in securing an important place in the rigorous study of the ‘Fortune 500 Turkey 2011’. ARALIK - DECEMBER 2012 9 mercek | zoom ATATÜRK HAVALİMANI’NDA KARBON SALIMI YÜZDE 17.6 AZALDI ACI Europe Karbon Akreditasyonu Programı çerçevesinde çalışmaların yürütüldüğü Atatürk Havalimanı’nda, karbon salımı yüzde 17.6 oranında azaltıldı. ISO 50001 Enerji Yönetimi Sistemi sertifikasıyla İstanbul Atatürk Havalimanı`nda enerji verimliliği için uluslararası standartlarda bir yönetim sistemi oluşturuldu. Bu doğrultuda yapılan çalışmalar sonucu; havalimanı, ACI Europe Karbon Akreditasyonu Programı’nda ‘izleme’ seviyesinden ‘azaltma’ seviyesine yükseldi ve bu başarı sertifikalandırılarak ödüllendirildi. İlk olarak 2009 yılında Havaalanı Karbon Akreditasyon işlemlerinin başladığı Atatürk Havalimanı’nda, kısa sürede yüzde 17.6 oranında karbon salımı azalması sağlanması, önemli bir başarı olarak nitelendiriliyor. İstanbul Atatürk Havalimanı’nda alınan bu sonuçtan memnunluk duyduğunu belirten DHMİ Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Orhan Birdal, kurum olarak her türlü hizmet planlamasında çevreci bir anlayışla hareket ettiklerini belirterek “TAV İstanbul’un bu başarıyla kanıtladığı çevre bilinci, DHMİ`nin çevre politikalarıyla uyumludur. Kurum olarak, çevreye duyarlı bir büyüme stratejisinin gerekliliğine inanıyoruz. Tüm dünyanın çok duyarlı olduğu karbon salım değerlerini düşürücü tedbirleri de bu açıdan çok önemsiyoruz. Antalya Havalimanımız da bu alanda büyük bir başarıya imza atarak, dünya sıralamasına girmeyi başarmıştı. İstanbul da bu konudaki başarısını kanıtladı. Kısa sürede tüm havalimanlarımız dünyanın en çevreci havalimanları haline gelecek” dedi. CARBON EMISSIONS AT ATATÜRK AIRPORT HAVE DECREASED BY 17.06 PER CENT Carbon emissions are reduced by 6.17 per cent at Ataturk Airport as the Carbon Accreditation program is being carried out within the framework of ACI Europe studies. With the ISO 50001 Energy Management certification, an international standard management system has been created for energy efficiency at Istanbul Ataturk Airport. As a result of work done to facilitate this reduction, the airport’s ‘monitoring’ level was raised to ‘reduction’ level in the ACI Europe Carbon Accreditation Program and this success was rewarded with a certificate. The fast reduction of carbon emissions and ensuring a rate of 6.17 per cent is considered as an important achievement for the Ataturk Airport as it first began the Airport Carbon Accreditation procedure in 2009. While appreciating Istanbul Atatürk Airport’s achievement, the State Airports Authority Board of Directors, President and General Manager Orhan Birdal stated that they always act with an environmental concept in the planning of all kinds of services and he carried on by saying, “The environmental awareness TAV İstanbul has successfully achieved is compatible with the environmental policies of GDSAA. As an institution, we believe there is the need for an environmentally sound growth strategy and we place a big importance on the values and implementation of the world’s carbon emissions reduction measures. Our Antalya Airport achieved a great success in this field and was able to enter the world rankings and now İstanbul has proved its success too. Soon all of our airports will become the greenest airports in the world”. TAV DOKUZ AYDA 54 MİLYON YOLCUYA HİZMET VERDİ TAV Havalimanları Holding’in, 2012 yılı ilk dokuz aylık finansal sonuçlarına göre net kârı 102 milyon avro olarak gerçeklesti. Şirket, geçen yılın aynı döneminde 35 milyon avro kâr açıklamıştı. TAV Havalimanları İcra Kurulu Başkanı M. Sani Şener, “TAV’ın operasyonel ve finansal başarısının hız kesmeden devam ettiğini görüyoruz. Konsolide gelirlerimiz önceki yılın aynı dönemiyle karşılaştırdığımızda yüzde 23 artarak 2012 yılının ilk dokuz ayında 818 milyon avroya yükseldi. 2012’nin ilk dokuz ayında TAV, 54 milyon yolcuya hizmet verdi ve şimdiden geçtiğimiz yılın toplam yolcu sayısını geride bıraktı. Hizmet verdiğimiz havalimanlarındaki organik büyüme yüzde 19 olurken, portföyümüze 2012 yılında katılan Medine Havalimanı ve İzmir Adnan Menderes Havalimanı İç Hatlar Terminali yüzde 16’lık bir inorganik büyüme yarattı” dedi. TAV SERVED 54 MILLION PASSENGERS IN NINE MONTHS TAV Airports Holding’s net for profit amounted to 102 million euros according to the financial results of the first nine months of 2012. The Company announced the profit of 35 million euros in the same period last year. TAV Airports CEO M. Sani Sener said, “We see that TAV continues its operational and financial success without a break. Consolidated revenues increased by 23 percent compared to the same period of the previous 10 ARALIK - december 2012 year and in the first nine months of 2012 it rose to 818 million euros. Over the first nine months of 2012, TAV has served 54 million passengers and has already surpassed the total number of passengers last year. While we have a 19 percent organic growth in the airports we serve, Medina Airport and Izmir Adnan Menderes Airport’s Domestic Terminal being added in our portfolio in 2012 has created a 16 percent inorganic growth”. Yeni ASTRA SEDAN REKABET SONA ERDİ. Baş döndüren tasarm. www.opel.com.tr #rekabetsonaerdi Ortalama yakt tüketimi 4.1 - 7.2 lt / 100 km, ortalama CO2 emisyonu 107 - 169 g/km ARALIK - DECEMBER 2012 11 mercek | zoom INTERNATIONAL COOPERATION IS ON THE RISE IN AIR NAVIGATION SERVICES HAVA SEYRÜSEFER HİZMETLERİNDE ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ ARTIYOR Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü, en önemli görevlerinden biri olan ‘Hava Seyrüsefer’ hizmetlerinde komşu ve diğer ülkelerle işbirliğini artırmaya devam ediyor. Kasım ayı içerisinde Bulgaristan ve Ukrayna’ya ziyaretlerde bulunan Seyrüsefer Daire Başkanı Mustafa Kılıç başkanlığındaki DHMİ heyeti, uluslararası standartlarda hava trafik kontrol hizmeti sağlamak üzere bu ülke yetkilileriyle önemli görüşmeler gerçekleştirdi. Bulgaristan’da yapılan toplantıda, Türkiye ve Bulgaristan arasında hava trafik hizmetlerinde sağlanmış olan üst düzey işbirliğinden duyulan memnuniyet karşılıklı olarak ifade edildi. Ayrıca, ülkemiz hava sahasını kullanan trafik sayısında görülen artış dikkate alındığında, kısa ve uzun vadeli yapılması gerekli görülen hava sahası düzenlemelerine ilişkin karşılıklı görüş alışverişinde bulunuldu ve ortak çalışma konusunda fikir birliği sağlandı. Yine bu toplantıda, İstanbul’da inşa edilecek yeni havalimanına yönelik gerekli hava sahası düzenlemelerinin planlanması ve trafik akış rotalarının yeniden organizasyonu, hem stratejik hem de taktik seviyelerde ortak çalışmalar yapılması konularında mutabık kalındı. DHMİ ile UkSATSE arasında yapılan toplantıda ise, 20 Haziran 2012 tarihinde imzalanan işbirliği anlaşması (Memorandum of Co-operation) kapsamında Hava Trafik Yönetimi (ATM), Haberleşme, Seyrüsefer ve Gözetim (CNS) ve Milli Maliyetler konularında görüş alışverişinde bulunuldu. Ukrayna ile Türkiye arasındaki mevcut havayolu ağının geliştirilerek Avrupa-Ortadoğu bağlantılı transit geçiş yapan trafiklere optimum rotalar sağlanması yanında Ukrayna hava sahasını kullanarak İstanbul’da yapılması planlanan yeni havalimanına iniş/ kalkış yapacak trafikler için geleceğe yönelik düzenlemeler yapılması konusunda da DHMİ yetkilileri ve Ukraynalı yetkililer görüş birliğine vardı. 12 ARALIK - december 2012 The General Directorate of State Airports Authority continues to increase co-operation with neighbouring and other countries with respect to ‘Air Navigation’ services, which is one of their most important tasks. Visits to Bulgaria and Ukraine were made in November headed by the Head of State Airports Authority Board of Navigation, Mustafa Kılıç and officials held important meetings about providing air traffic control within international standards in these countries. During the meetings held in Bulgaria, high levels of reciprocal satisfaction with the air traffic services provided by Turkey and Bulgaria’s co-operation were expressed. In addition, considering the increase in the number of air traffic using our country’s airspace, new airspace regulations deemed necessary for the short-and longterm vision and exchange of mutual consensus and co-operation were achieved. Also in this meeting, arrangements for the airspace required for a new airport to be built in Istanbul was discussed and joint efforts for the planning and reorganization of traffic flow routes on both strategic and tactical levels were agreed upon. In the meeting between UKSATSE and the GDSAA, views were exchanged and improvements were agreed upon regarding the co-operation agreement signed on June 20th, 2012 (Memorandum of Co-operation) with respect to Air Traffic Management (ATM), Communications, Navigation and Surveillance (CNS) and the National Improvements. As well as deciding to develop the current airline transit network traffic in order to provide optimal routes between Ukraine and Turkey for the Europe-Middle East connections, Ukrainian authorities and the State Airports Authority officials agreed upon making arrangements for using Ukraine’s air space for both the landing and departing air traffic at Istanbul’s projected new airport. ARALIK - DECEMBER 2012 13 mercek | zoom ZAFER ULUSLARARASI HAVALİMANI Türkiye’nin ilk bölgesel havalimanı hizmete girdi ZAFER INTERNATIONAL AIRPORT Turkey’s first regional airport has been opened Afyon, Kütahya ve Uşak olmak üzere Ege’nin üç kentine birden hizmet verecek olan Türkiye’nin ilk bölgesel havalimanı olma özelliğine sahip Zafer Uluslararası Havalimanı, Türkiye’de ilk kez bütünüyle özel sektör eliyle inşa edilip işletmeye açılan ilk havalimanı… In addition to being the first regional airport in Turkey that will serve the three Aegean cities of Afyon, Kütahya and Uşak; Zafer International Airport is also the first airport built and opened entirely by the private sector in Turkey… 14 ARALIK - december 2012 Türkiye’nin ilk bölgesel havalimanı olarak IC İçtaş tarafından inşa edilen Zafer Uluslararası Havalimanı, binlerce yıl farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış, Afyon, Kütahya ve Uşak illerinin hava ulaşımı sorununu çözmek üzere 25 Kasım 2012 tarihinde hizmete açıldı. Tarihi, kültürel, folklorik değerleri ve doğal güzellikleri açısından oldukça zengin bir yelpazeye sahip olan bu bölge, Anadolu’nun hassas, sıcak ve zengin kültürünü özünde saklıyor. Bu coğrafyada varlığını sürdürmüş uygarlıkların izlerini taşıyan tarihi kalıntılar geçmişten günümüze bir köprü kurmakta. Bölgenin en ayrıcalıklı ve can verici özelliği ise Afyon ve Kütahya’da bulunan yeraltı kaynakları, kaplıcaları ve termal suları... Türkiye’nin termal başkenti unvanına sahip olan Afyon, termal kaynak yönünden sağlık turizminde dünyanın sayılı şehirleri arasına girmeyi başarmış bulunuyor. Zafer Uluslararası Havalimanı’nın hizmete açılmasıyla birlikte de bölgenin ulaşım sorunu sona erecek ve amaçlanan doğrultuda bölgeye olan talep hızlı bir şekilde artacak. Turkey’s first regional airport built by the IC-İçtaş, solved the problem of air transport for the provinces of Afyon, Kütahya and Uşak which were home to various civilizations for thousands of years. Zafer International Airport was inaugurated on November 25th, 2012. This historically, culturally and traditionally rich region of Anatolia retains the essence of natural beauty, sensitivity, warmth and richness of culture. The presence of traces of civilizations and ancient ruins continues to establish a bridge from past to present in this region. The region’s most exclusive and important features are its underground sources, spas and the thermal waters of Afyon and Kütahya. With Afyon being the thermal capital of Turkey, it has become one of the world’s leading cities in terms of thermal sources for health tourism. Thanks to the opening of Zafer International Airport the region’s transportation problems will be solved and tourism to the region will increase very fast. ARALIK - DECEMBER 2012 15 mercek | zoom EGE’NİN ÜÇ KENTİNE HİZMET VERECEK Zafer Uluslararası Havalimanı Kütahya, Afyon ve Uşak illerinin hava ulaşımı ihtiyacına köklü bir çözüm bulunması amacıyla ve yöredeki termal kaynaklardan yeteri kadar yararlanılabilmesi için gerekli bir tesis olarak projelendirildi. Bu projeyle termal kaynak yönünden Avrupa’da ikinci ve dünyada ise yedinci sırada olan bölgenin pazardan hak ettiği payı alması ve ekonomik çehresini değiştirmesi amaçlanıyor. Aynı zamanda misafirlerin söz konusu kaynaklara güvenli ve konforlu bir şekilde hızla ulaşımlarını sağlayacak olan Zafer Uluslararası Havalimanı IC-İçtaş’ın uluslararası işletmecilik deneyimiyle her türlü ihtiyaca ve talebe cevap verecek nitelikte. T.C. Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’na bağlı Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü (DHMİ) tarafından yap-işlet-devret (YİD) modeliyle ihale edilen Zafer Uluslararası Havalimanı projesinin yapım ve işletim hakkını IC-İçtaş 32 yıl 11 ay süreyle kazandı. Havalimanının temeli 22 Nisan 2011 tarihinde atıldı, inşaatın bitiş süresi ise 10 ay öne çekilerek açılış tarihi 25 Kasım 2012 olarak belirlendi. 16 ARALIK - december 2012 IT WILL SERVE THREE AEGEAN CITIES Zafer International Airport was planned as an essential facility that fulfilled the air transport needs of Kütahya, Afyon and Uşak provinces as well as creating the opportunity for people to benefit from the thermal sources in the area. With this project the goal is to change the economical image of this area, which is second in Europe and seventh in the world in terms of thermal sources and to help this area achieve the economical success it deserves. At the same time, thanks to the international business experience of IC- İçtaş, Zafer International Airport is able to meet every need and demand for the guests’ safety and comfort while they travel to their chosen destination. The General Directorate of State Airports Authority (GDSAA) as a part of the Republic of Turkey’s Ministry of Transport, Maritime Affairs and Communications, opened the project to bidding for the contract to build Zafer International Airport as a build-operate-transfer (BOT) model. IC- İçtaş won the bid and obtained the contract for construction and operation of the Zafer project for a period of 32 years and 11 months. The foundation of the airport was laid on April 22nd, 2011 and the construction period was 10 months as the opening date was determined to be November 25th, 2012. The airport was built on green fields and it is the first airport built and opened entirely by the private sector in Turkey. ALL INTERNATIONAL STANDARDS The airport’s total investment value is 155 million TL and it consists of a 3000 by 45 meters long runway, one taxiway, and a five plane capacity apron. Take off and landing can be made safely and securely in all kinds of weather conditions with all the hardware and infrastructure required from an international airport as well as all the necessary services. 17.600 meters square of the 27.000 meters square building is home to both domestic and international terminals. It also holds100% baggage scanning facilities as well as 19 check-in counters, four boarding gates, eight passport control desks, four baggage claim belts, food and beverage units, duty-free shops, first aid center, baby care units, stores that offer local products sale, car rental offices and a bank branch. Havalimanı tüm tesisleriyle yeşil arazi üzerine inşa edildi. Bu anlamda Türkiye’de ilk kez bir havalimanı bütünüyle özel sektör eliyle inşa edildi ve işletilmeye başlandı. ULUSLARARASI TÜM STANDARTLAR Toplam yatırım değeri 155 milyon TL olan havalimanı, 3000 metre x 45 metrelik bir pist, bir taksiyolu ve beş uçak kapasiteli bir aprondan oluşuyor. İniş ve kalkışların her türlü hava şartında güvenli ve emniyetli yapılabilmesi için gereken tüm donanım ve altyapıyla uluslararası havalimanı standartlarında bulunması gereken bütün hizmetler sunulacak. Toplam 27.000 metrekare kapalı inşaat alanının 17.600 metrekaresini oluşturan ve yüzde 100 bagaj taramalı güvenlik sistem ve teknolojileriyle donatılan iç ve dış hatlar terminallerinde 19 check-in kontuarı, dört biniş kapısı, sekiz pasaport bankosu, dört bagaj alım bandı, yeme-içme üniteleri, duty-free mağazaları, ilk yardım merkezi, bebek bakım üniteleri, yöresel ürünlerin satışa sunulduğu mağazalar, araç kiralama ofisleri ve banka şubesi de hizmet verecek. ARALIK - DECEMBER 2012 17 seyahat | travel Samsun is not only the city where Turkey ‘s fight for independence began. Of course it has an important place in our country’s history even without titles such as “glorious”, “war veteran” or “great” at the beginning of the city’s name. We all know this city even if we are not too familiar with it and we respect it accordingly as Atatürk set foot in it on the 19th of May, 1919. Bearing this in mind, what are the other qualities that make Samsun special? Samsun, ülkemizin bağımsızlık mücadelesinin başladığı kent değil yalnızca. Kuşkusuz başında ‘şanlı’, ‘gazi’, ‘ulu’ gibi unvanlar olmasa da ülke tarihimizde önemli yere sahip bir kent... Hepimiz 19 Mayıs 1919’da Atatürk’ün ayak bastığı bu kenti uzaktan da olsa biliyor ve her seferinde saygıyla anıyoruz. Peki ya, Samsun’u Samsun yapan öteki özellikleri?.. Yazı - By: Seda Emeksiz 18 ARALIK - DECEMBER december 2012 1919’dan öte bir SAMSUN SAMSUN BEYOND 1919 ARALIK - DECEMBER 2012 19 seyahat | travel Birtakım Yunan kaynaklarına göre, büyük bir limanı olan sanayi kenti ve Karadeniz kıyısının en büyük şehri olan Samsun’da bir zamanlar Amazonlar’ın yaşadığı söyleniyor. Amisos antik kentinin kendisi ise Samsun’un 7 kilometre ötesinde yer alıyor. Buradaki bir heykel de Amazon kadınını temsilen yapılmış. Samsun’da Doğupark ve Batıpark konumları adres ve yol tariflerinde çok kullanılıyor. Samsun’un merkezinin doğusundaki sahil şeridine ‘Doğupark’, Samsun’un mezkezinin batısındaki sahil şeridine ‘Batıpark’ deniyor. Doğupark’ta meşhur Bandırma Vapuru’nu ve ardından da Hayvanat Bahçesi’ni gezmek mümkün. Batıpark’ta ise Samsun Arkeoloji ve Etnoğrafya Müzesi’ni ve Gazi Müzesi’ni gezebilirsiniz. Burada İkiztepe kazı buluntuları, bir miktar da Amisos (Samsun’un eski adı) antik kenti mozaikleri sergileniyor. KARADENİZ’E BU TEPEDEN BAKMALI Amisos Tepesi mutlaka görülmesi gereken yerler arasında. Buradaki tümülüsler ve harika Samsun manzarası sizi tümülüslerin yapıldığı zamanlara götürebilir. Tarihte yolculuktan sonra denizin üzerine güneşin batışını izlemek isteyenlere Yakakent’i tavsiye ederiz. Sahilde balık lokantaları ve balıkçı barınağı olan kent, Samsun merkezine 84 kilometre uzaklıkta. Yakakent’in yakınında, Çamgölü ormanlık alanı bulunuyor. Samsun’un Yakakent 20 ARALIK - december 2012 According to Greek sources, at one point Amazonians are said to have lived in this industrial city, which has a big port and is the largest city on the Black Sea coast. The ancient city Amisos itself is located 7 miles away from Samsun. A statue that represents an Amazonian woman was made and can still be found here. Doğupark and Batıpark are very popular landmanks to find directions and addresses in Samsun. Doğupark is the coastline to the east of the centre of Samsun and Batıpark is situated on the western coastline. It’s possible to visit the famous Bandırma Ferry and then the Zoo in Doğupark. In Batıpark you can visit the Museum of Archeology and Ethnography as well as the Gazi Museum. Here, you can see the excavation finds of İkiztepe and some mosaics from ancient Amisos (the former name of Samsun) on display. YOU MUST LOOK AT THE BLACKSEA FROM THIS HILL Amisos Hill is one of the must-see attractions. The tumuli here and the great view of Samsun might take you back to the times when the tumuli were made. Yakakent is highly recommended for those who want to watch the sun set over the sea after the trip. This fishing port with Fish restaurants on the beach is 84 kilometres away from the centre of Samsun. Çamgölü’s wooded area is also near Yakakent and the most famous local dish of this town of Samsun is the içli mantı (stuffed ravioli). While you’re in Samsun you should also see Bird’s Paradise in the Red RiverDelta. And we should mention that the number of birds there increases in the winter. During this period, 100 thousand birds are said to shelter here. 325 bird species are identified and you can come across endangered birds as well as birds you can only see at the Red River Delta. KENTİN ÖNDE GELEN CAMİLERİ Büyük Cami: Kale Mahallesi’nde, Saathane Meydanı yakınında yer alır. Batumlu Hacı Ali tarafından 1884’te yaptırılmıştır. Mermer mihrap ve ahşap minberi dikkati çeker. Yalı Camii: Mehmet Sadık Bin Abdullah tarafından 1312 yılında yaptırılmıştır. Tronoplu kubbesi, sekizgen bir kasnak üzerine oturmaktadır. Küçük ve dikdörtgen kaideli bir minaresi vardır. Kurşunlu Cami: Hicri 1340’da Molla Fahrettin tarafından yaptırılmıştır. Cami kare planlı olup, kesme taştan yapılmıştır. Sekizgen kasnağa oturan kubbeye giriş tonozlarla sağlanmıştır. Hacı Hatun Camii: 1694 yılında İbrahim kızı Hatice Hatun tarafından hayrat olarak yaptırılmıştır. Kesme taştan yapılmış olan cami kare planlı, tek kubbelidir. Kale Camii: 1314’te İlhanlı Valisi Emir Timurtaş Paşa adına yaptırılmıştır. Pazar Camii: 14’üncü yüzyıl İlhanlı yapısı olan eser, 1819’da onarılmıştır. Cami dikdörtgen planlı olup, ahşap çatıyla örtülüdür. İlçesi’nin en ünlü yöresel yemeği ise içli mantı. Samsun’a kadar gelmişken Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti’ni de görmelisiniz. Kışın kuşların sayısında belirgin bir artış olduğunu belirtelim. Bu dönemde 100 bin kuşun barındığı söyleniyor. Tespit edilen kuş türü 325... Sadece Kızılırmak Deltası’nda görebileceğiniz ve nesli tükenmekte olan kuşlarla karşılaşabilirsiniz. DOĞA SPORLARI YAPANLAR İÇİN… Doğa sporları meraklılarının tercih ettiği bir merkeze dönüşen Samsun, yelken yarışlarından foto-safariye, yamaç paraşütünden çim kayağına kadar geniş olanaklar sunuyor. Yeşilırmak ve Kızılırmak deltalarının getirdiği OUTSTANDING MOSQUES THE CITY Büyük Mosque: it is in the Kale district near Saathane Square. It was built by Batumlu Hacı Ali in 1884. Its marble altar and wooden pulpit are worth noting. Yalı Mosque: It was built by Mehmet Sadık Bin Abdullah in 1312. Tronoplu dome rests on an octagonal rim. The minaret has a small and rectangular base. Kurşunlu Mosque: It was built by Fahrettin Mullah in 1340. The mosque is square-shaped, made of cut stone. Vaults provide entrance to the dome resting on octagonal drums. Hacı Hatun Mosque: It was built in 1694 as a charity by Hatice Hatun, daughter of Ibrahim. The square-shaped mosque is built of cut stones and has a single-dome. Kale Mosque: It was built in 1314 for İlhanlı Governor Emir Timurtaş Paşa. Pazar Mosque: This 14th century İlhanlı creation was repaired in 1819. It has a square plan with wooden roofing. FOR THOSE WHO DO NATURE SPORTS… Samsun is transformed into a centre of choice for extreme sports enthusiasts. It offers possibilities from photosafaris, sailing races and paragliders to wide grass skiing. Every tone of colour can be found in this region where fertility abounds thanks to the meeting of the Yesilırmak and the Red River deltas. Akdağ is the right address for skiing. The Akdağ Winter Sports and Ski Center welcomes guests with its long, broad and sloping ski runs. Ladik Lake that covers some parts of Ladik Plain is one of the rising stars of the Black Sea with the natural beauty and local entertainment that it provides. The lake also attracts the attention of many photographers as well as being famous for its yacht races. Some of the other activities that ARALIK - DECEMBER 2012 21 seyahat | travel can be done on the lake are water skiing and wind surfing. We would recommend the following to complete the Samsun journey: A phaeton trip on the coast, a cable car visit to Baruthane Tumuli, Forest hiking in the Geleriç Su Basar Forest and shopping at the Yabancılar Bazaar... Samsun is known for its famous pitas. Pop in to Bafra if you want the closed kind and Terme for the open kind. In addition, you can try local specialties such as Bafra’s nokul and Samsun’s crispy bagels. bereketle canlanan bu zengin coğrafyada doğanın her tonuna rastlamak mümkün. Kayak için en doğru adres Akdağ. Akdağ Kış Sporları ve Kayak Merkezi; uzun, geniş ve eğimli pistleriyle sporcuları ağırlıyor. Ladik Ovası’nın bir bölümünü kaplayan Ladik Gölü de hem doğal güzelliği hem de ev sahipliği yaptığı yerel eğlencelerle Karadeniz’in yükselen yıldızlarından biri. Fotoğrafçıların büyük ilgisini çeken göl, yelken yarışlarıyla da ünlü. Su kayağı ve rüzgâr sörfü de gölde yapılabilecek aktivitelerden bazıları. Samsun ziyaretinin olmazsa olmazlarını eksik bırakmazsak şunları tavsiye ederiz: Sahil yolunda fayton gezisi, Teleferikle Baruthane Tümülüsleri’ni ziyaret, Geleriç Su Basar Ormanı’nda yürüyüş ve Yabancılar Pazarı’ndan alışveriş… 22 ARALIK - december 2012 A HISTORY DATING BACK TO THE STONE AGE Samsun’s history goes back thousands of years. There are a lot of ruins in this city, İkiztepe Ruins is one of them… İkiztepe is situated 7 kilometers to the northwest of Bafra and it is made out of two big and two small hills where the Red River meets the sea. Surveys showed there were Early Bronze Age and Early Hittite settlements present here. Tekkeköy Caves ARALIK - DECEMBER 2012 23 seyahat | travel Samsun denince akla meşhur pidesi gelir. Kapalısını isterseniz Bafra’ya, açığını isterseniz de Terme’ye uğrayabilirsiniz. Ayrıca ‘Bafra nokulu’ ve Samsun’un çıtır simidi de deneyebileceğiniz lezzetlerden. TAŞ ÇAĞI’NDAN BUGÜNE KALAN BİR TARİH Samsun’un tarihi geçmişi de binyıllar öncesine dayanıyor. Bu kentte pek çok ören yeri bulunuyor. İkiztepe ören yeri bunlardan biri… Kızılırmak’ın denize döküldüğü yerde iki büyük, iki küçük tepeden oluşuyor İkiztepe. Bafra İlçesi’nin 7 kilometre kuzeybatısında bulunuyor. Yüzey araştırmalarında Eski Tunç Çağı ile Erken Hitit dönemi yerleşimleri olduğu anlaşılmış. Tekkeköy Mağaraları görülmesi gereken bir tarihi bölge… Samsun’un 14 kilometre kadar doğusunda Tekkeköy İlçesi sınırları içerisinde yer alıyor. Fındıcak ve Çınarlı derelerinin suladığı vadi boyunca yükselen kaya kitlelerinde büyüklü küçüklü oyuk ve mağaralar var. 1941 yılında Ankara Üniversitesi Dil Tarih-Coğrafya Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tahsin Özgüç başkanlığında bir heyet tarafından yapılan kazı ve araştırmalar sırasında, burada çok sayıda prehistorik mağara, sığınak ve düz yerleşme yeri keşfedilmiş, Paleolitik Çağ’a dek uzanan buluntular elde edilmiş. Bafra Asarkale ve Kaya Mezarları’nı da görmeden Samsun’dan ayrılmayın. Bafra İlçesi’nin 30 kilometre güneybatısında, Kızılırmak Vadisi içerisinde ve Altınkaya Barajı 24 ARALIK - december 2012 is a must-see historic district ... It is located within the boundaries of Tekkeköy County, 14 kilometers to the east of Samsun. There are large and small hollows and caves in the rock masses all along the valley that is watered by Fındıcak and Çınarlı streams. During an excavation in 1941, carried out by a delegation headed by Dr.Tahsin Özgüç, Language History - Geography Professor at Ankara University, a large number of prehistoric caves, shelters and flat settlements were discovered here, artefacts dating back to the Palaeolithic age were also found. Don’t leave Samsun without seeing Bafra Asarkale and the Rock Tombs. It is 30 kilometers southwest of Bafra in the Red River Valley near Altınkaya Dam. Asarkale belongs to the Hellenistic period and was built for the purpose of defense. ARALIK - DECEMBER 2012 25 seyahat | travel yakınında. Asarkale, Hellenistik döneme ait olup savunma (korunma) amacıyla yapılmış. HİTİT İZLERİNİ TAKİP EDİN Bir diğer ören yeri de Samsun Merkez İlçe’nin 3 kilometre güneydoğusunda bulunan 15 metre yüksekliğindeki Dündartepe (Öksürüktepe) ören yeri… Höyükte, Kalkolitik, Eski Tunç ve Hitit çağlarına ilişkin üç kültür katı yer alıyor. Höyüğün tepesindeki en son yerleşme Eski Tunç Çağı’na ait. Höyüğün eteklerinde Hitit yerleşmesine rastlanmış. Tekkeköy ören yeri, Dündartepe’nin 14 kilometre güneydoğusunda Tekkeköy İlçesi sınırları içinde yer alıyor. 1940’da yapılan arkeolojik kazı çalışmaları sonucunda Hitit ve Eski Tunç Çağı dönemlerine ait buluntular ele geçmiş. Kaledoruğu Höyüğü ise Kavak İlçesi’nde… Höyükteki Tunç Çağı buluntuları 1940-1942 yıllarında yapılan kazılar sonucu gün ışığına çıkarılmış. Gömütle ölülerin düzeltilmiş toprak üstüne hoker (cenin) pozisyonunda yatırıldığı dikkati çekiyor. 26 ARALIK - DECEMBER december 2012 FOLLOW THE TRACES OF THE HITTITE Another historical site in the district is located three kilometers southeast of the center of Samsun, the 15-meter-high Dündartepe (Öksürüktepe) ruins ... In the mound there are three layers of culture that belongs to the Chalcolithic, Old Bronze and Hittite periods. The last settlement at the top of the mound belongs to the Early Bronze Age and Hittite settlements were found of the foot of the mound. The ruins of Tekkeköy lie within the boundaries of the district of Tekkeköy, 14 kilometers to the southeast of Dündartepe. As a result of archaeological excavations in 1940, some finds were recovered from the periods of the Early Bronze Age and the Hittites. And Kaledoruğu mound is in Kavak County... the Bronze Age findings were brought to light as a result of excavations between the years 1940-1942. The foetal positions of the dead found on flattened soil in these graves draw much attention. ARALIK - DECEMBER 2012 27 uçuş noktası | flight point SAMSUN ÇARŞAMBA HAVALİMANI Kuzey Anadolu’nun ‘hava hudut kapısı’ SAMSUN ÇARŞAMBA AIRPORT ‘Air border crossing’ of North Anatolia 11 Şubat 1999 tarihinde 24 saat tarifeli iç hat ve tarifesiz dış hat hava trafiğine açılan Samsun Çarşamba Havalimanı, 22 Haziran 2000 tarihinde ‘hava hudut kapısı’ ilan edildi. Havalimanı iç hatlar terminali yıllık 1.5 milyon, dış hatlar terminali 500 bin yolcu kapasitesine sahip bulunuyor. Ayrıca havalimanı bünyesinde hizmet veren kargo terminalleri mevcut. The Samsun Çarşamba Airport was declared to be a ‘border crossing airport’ on the 22nd of June 2000. The airport was opened to 24-hour scheduled domestic and unscheduled international air traffic on February 11, 1999. The airport has a yearly passenger capacity of 1.5 million in the international terminal and 500 thousand in the domestic terminal. Airport cargo terminals are also available on-site. 28 ARALIK - december 2012 1958 Kasım ayında trafiğe açılan ve denizden 162 metre yükseklikte konuşlandırılmış şehirden uzaklığı 4 kilometre olan Samsun Havalimanı 1999 tarihine kadar hizmet verdi. Bu havalimanının zamanla mevcut uçak tip ve performanslarında meydana gelen teknolojik değişiklikler ve artmaya başlayan uçak yolcu ve yük trafiğine yetersiz hale gelmesiyle Çarşamba İlçesi Çınarlık Beldesi mevkiinde şehir merkezine 25 kilometre mesafede 3.940.000 metrekare arazi üzerine yeni havalimanı yapımına 1996 yılında başlanıldı. Samsun Çarşamba Havalimanı her türlü uçağın yağmur ve sisli havalarda da iniş yapabileceği elektronik sistemlerle donatılarak 11 Şubat 1999 tarihinde 24 saat tarifeli iç hat ve tarifesiz dış hat hava trafiğine açıldı. Bugün havalimanında tarifeli dış hat seferleri de yapılıyor. Samsun Çarşamba Havalimanı 22 Haziran 2000 tarih ve 2000/918 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile ‘hava hudut kapısı’ ilan edildi. Havalimanın pistinin uzunluğu 3.000 metre x 45 metre, yüzeyi ise beton kaplama… 475 metre x 120 metre ebatlarındaki apron, 10 uçak kapasitesine sahip bulunuyor. 260 metre x 24 metre taksiyolunun zemini de beton kaplama… İÇ VE DIŞ HATLAR TEK TERMİNALDE Samsun Çarşamba Havalimanı iç hatlar ve dış hatlar terminali olarak tek bir terminal binası içerisinde hizmet veriyor. Terminal binasının toplam alanı 11.500 metrekare olup 2.138 metrekare iç hatlar gidiş arındırılmış salon, 2.587 metrekare dış hatlar gidiş arındırılmış salon olarak kullanılıyor. Havalimanı İç hatlar terminali yıllık 1.5 milyon, dış hatlar terminali 500 bin yolcu kapasitesine sahip. Check-in işlemi iç ve dış hatlar için ortak kullanım alanında olan 18 tane check-in bankosuyla yürütülüyor. Ayrıca Türk Havayolları’na (THY) ait bir adet self check-in makinesi bulunuyor. Samsun Çarşamba Havalimanı’ndan Türk Havayolları, Onur Air, Anadolujet, Sun Express, Pegasus, Kuban Air ve Öger Tur firmalarının uçakları yurtiçi ve yurtdışı uçuşlar gerçekleştiriyor. Samsun Airport was opened in November 1958, 4 kilometers from the city at an altitude of 162 meters above sea level and it was in use until 1999. In time, the airport became inadequate due to accelerated technological changes occurring in air passenger and cargo traffic and in the performance of the existing aircraft types. Therefore construction on a new airport was started in 1996 on a 3.94 million square meters piece of land in Çarşamba, 25 kilometers from the city centre. Samsun Çarşamba Airport was opened on February 11th, 1999 featuring 24-hour scheduled domestic and unscheduled international flights, being run by electronic systems that achieve aircraft landing in the rain or fog. Today at the airport there are scheduled international flights as well. Samsun Çarşamba Airport was declared as being ‘air border crossing’ on June 22, 2000 with the decision numbered 2000/918 of the Council of Ministers. The airport’s runway length is 3,000 meters x 45 meters… An apron measuring 475 meters x 120 meters with a capacity of 10 aircrafts and 260 feet x 24 feet surface of the taxiway is made of concrete pavement... DOMESTIC AND INTERNATIONAL TERMINALS IN ONE BUILDING Samsun Çarşamba Airport has domestic and international terminals in a single terminal building. The building is 11 500 square meters in total and 2138 square meters of this total area of the terminal building is used as a domestic departures hall while 2587 square meters is used as an international departure hall. The airport has a yearly passenger capacity of 1.5 million in the international terminal and 500 thousand in the domestic terminal. The check in process for international and domestic routes is done in 18 common check-in counters. In addition, there is one self check-in machine that belongs to Turkish Airlines (THY). Aircraft companies like Turkish Airlines, Onur Air, Anadolujet, Sun Express, Pegasus, Kuban Air and Öger Tour perform domestic and international flights from Samsun Çarşamba Airport. Samsun Çarşamba Airport offers 246 parking spaces. For the airport transport Havaş shuttle bus service, taxis and airline’s private shuttle service are available. ARALIK - DECEMBER 2012 29 uçuş noktası | flight point CARGO TERMINALS The cargo building’s construction work was completed by a private company that rented 11,000 square meters of land to be made into 5,000 square meters of covered area and 6,000 square meters of open space and it began to operate under the Samsun Customs Directorate. There is also a cargo building constructed and already serving on a land allocated to the PTT. Samsun Çarşamba Havalimanı yönetimi, her yolcunun mümkün olduğunca konforlu ve zahmetsiz seyahat edebilmesini sağlamaya çalışıyor. Engelli yolcuların diğer yolcularla eşit şartlarda seyahat edebilmesine yönelik imkânların, herhangi bir ek ücret talebinde bulunulmaksızın yerine getirilmesi amacıyla ‘Engelsiz Havalimanı’ projesi başlatılmış bulunuyor. Samsun Çarşamba Airport management tries to achieve a comfortable and effortless travel for each passenger. They started a ‘Barrier-Free Airport’ project to enable disabled passengers to travel on equal terms with other passengers, without additional fees. Samsun Çarşamba Havalimanı’nda 246 araçlık bir otopark hizmet veriyor. Ulaşım hizmeti için HAVAŞ otobüs servisi, taksi ve özel havayolu şirketlerine ait yolcu servisleri mevcut. KARGO TERMİNALLERİ Havalimanında kargo tesisleri yapılmak üzere 11.000 metrekarelik arazi ihaleyle kiralanarak ilgili özel şirket tarafından 6.000 metrekare kapalı alan, 5.000 metrekare açık alandan oluşan kargo binası yapım işi tamamlandı ve Samsun Gümrük Müdürlüğü’ne bağlı olarak faaliyetlerine başladı. Ayrıca havalimanında PTT’ye tahsis edilen arazi üzerine ilgili kuruluşça kargo binası yapılmış olup hizmet veriyor. ÜÇ KADEMELİ GÜVENLİK SİSTEMİ Havalimanı ve terminal binasının güvenliği Emniyet personeli, DHMİ ve özel güvenlik personeli tarafından yürütülüyor. Terminal binası CCTV kamera sistemiyle 24 saat izleniyor. Havalimanı ana terminal girişi ve iç ve dış hatlar gidiş arındırılmış salon girişlerinde X-ray bagaj kontrol cihazları ve kapı-el dedektörleriyle güvenlik kontrolü yapılıyor. Dış hatlar pasaport işlemleri için dış hatlar gidiş salonu girişinde altı adet, geliş salonu girişinde beş adet pasaport bankosu var. İç hatlar ve dış hatlar terminali giden yolcu salonlarında yolcu çıkışı için ikişer adet kapı bulunuyor. Yolcular kapılar üzerindeki uçuş bilgi monitörleri ve kapılarda bulunan 30 ARALIK - december 2012 THREE STAGE SECURITY SYSTEM GDSAA, security personnel and private security staff ensure the security of the airport and the terminal building. The terminal building is monitored by a CCTV camera system 24 hours a day. X-ray baggage flow control devices as well as door-hand detectors are used for the security check at the Airport’s main terminal hall and entrances of domestic and international terminals. There are five passport counters at the arrival and six at the departure salons of the international flight section for passport operations. There are two sets of doors for both domestic and international passenger exits. Flight information monitors located on the doors inform passengers and the announcements are made at the doors. There are two baggage conveyors at the international arrival and one conveyor at the domestic arrivals hall for passengers to collect their luggage. Passengers can follow their baggage information on the flight information monitors situated at the arrival halls. Passengers are advised through the information desk in the main check-in hall of the terminal and flight information monitors. 24 HOUR HEALTH SERVICE The terminal building along with other surrounding buildings are protected against fire for 24 hours a day by fire detection and alarm systems. The airport fire-fighting personnel and equipment are readily available 24 hours a UÇUŞ NOKTALARI (Samsun Çarşamba Havalimanı tarifeli-tarifesiz iç ve dış hat direktaktarmasız uçuş noktaları) İç hatlar uçuş noktaları: İstanbul Atatürk Havalimanı, İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı, Ankara Esenboğa Havalimanı, İzmir Adnan Menderes Havalimanı, Antalya Havalimanı Dış hatlar uçuş noktaları (Kış-yaz tarifelerinde değişiklik gösterebilir): Almanya (Berlin, Hannover, Düsseldorf, Frankfurt, Stuttgart), Avusturya (Viyana), Ukrayna (Krosnodar), Suudi Arabistan (Cidde) Yolcu-uçak istatistik bilgileri 2011 yılı Toplam yocu sayısı: 1 milyon 150 bin 194 Toplam uçak sayısı: 10 bin 623 2012 yılı (Ekim 2012 –ekim dahil) Toplam yocu sayısı: 1 milyon 78 bin 74 Toplam uçak sayısı: 9 bin 152 anonsla bilgilendiriliyor. Gelen yolcunun bagajını alması için iç hatlar geliş salonunda bir adet ve dış hatlar geliş salonunda iki adet bagaj alım konveyörü bulunuyor. Yolcular geliş salonunda bulunan uçuş bilgi monitöründen bagaj bilgilerini takip edebiliyorlar. Terminal ana check-in salonunda bulunan danışma masasından yapılan anons sistemi ve uçuş bilgi monitörleri üzerinden yolcular bilgilendiriliyorlar. 24 SAAT SAĞLIK HİZMETİ Terminal binası diğer çevre binalarla birlikte yangına karşı 24 saat yangın algılama ve ihbar sistemiyle korunuyor. Havalimanında 24 saat yangınla mücadele personeli ve araçları hazır bulunduruluyor. Terminal binası içerisinde 24 saat bir doktor, yardımcı sağlık elemanı ve tam donanımlı bir ambülans aracıyla acil sağlık hizmeti veriliyor. Terminal içerisinde büfe, restoran, kafe-bar, araç kiralama ofisleri, sabit telefon makineleri bulunuyor. Dış hatlar geliş ve gidiş salonlarında duty free mağazası, gümrük hizmetleri ofisi yer alıyor. Havalimanında uluslararası standartlara uygun A 8 yangınla mücadele kategorisinde 24 saat yangınla mücadele servisi var. Yangınla mücadele ekipmanları olarak; bir adet kuru-kimyasal toz üniteli yangınla mücadele aracı, dört adet köpük-su üniteli yangınla mücadele aracı ve bir adet yedek su üniteli arazöz aracı bulunuyor. ELEKTRONİK TERMİNAL VE YOLCU GÜVENLİĞİ Samsun Çarşamba Havalimanı’nın elektronik sistemleri; terminal ve yolcu güvenliğine yönelik elektronik sistemlerle güvenli uçuş ve hava ulaşımına yönelik elektronik sistemlerinden oluşuyor. Havalimanında aletli iniş sistemi (ILS) ve diğer yardımcı seyrüsefer ve haberleşme sistemleri bulunuyor. Elektronik sistemlerin kontrolü 365 gün/24 saat eğitimli ve lisanslı elektronik personeli tarafından yürütülüyor. Havalimanında elektronik sistemlerinden sorumlu olarak; bir elektronik mühendisi, beş elektronik teknikeri ve iki elektronik teknisyeni olmak üzere toplam sekiz elektronik personeli görevli... HEDEF; ENGELSİZ HAVALİMANI OLMAK Samsun Çarşamba Havalimanı yönetimi, her yolcunun mümkün olduğunca konforlu ve zahmetsiz seyahat edebilmesini sağlamaya çalışıyor. SHGM (Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü) tarafından havalimanlarında engelli yolculara direkt olarak hizmet veren kuruluşların (havalimanı işletmecisi, terminal işletmecisi, havayolu şirketi ve yer hizmetleri kuruluşu) bu konuda gerekli tedbirleri almaları, bu yolcuların mağdur edilmemesi ve verilen hizmetlere ilişkin olarak yolculara gerekli tüm kolaylığın sağlanarak, bu yolcuların diğer yolcularla eşit şartlarda seyahat edebilmesine yönelik imkânların, herhangi bir ek ücret talebinde bulunulmaksızın yerine getirilmesi amacıyla ‘Engelsiz Havalimanı’ projesi başlatılmış bulunuyor. day. There is a 24 hours emergency medical service available by a doctor, health staff and a fully equipped ambulance in the terminal building. There is also a canteen, restaurant, café-bar, car rental offices and fixed telephone booths. A duty-free shop and a customs services office are located in the international arrival and departure halls. The airport has a 24-hour fire-fighting service within the A 8 fire-fighting category according to international standards. Fire-fighting equipment consists of one dry-chemical powder unit, four foam-water fire-fighting vehicle units and one Arazöz vehicle with a spare water pump. ELECTRONIC TERMINAL AND PASSENGER SAFETY Samsun Çarşamba Airport’s electronic systems consist of both electronic systems for terminal and passenger safety as well as systems for safe flight and aviation. There is the instrument landing system (ILS) and other navigation and communication systems. Trained and licensed electronic personnel carry out the control of the electronic systems all 365 days a year, 24 hours a day. A staff of eight is responsible for the electronic systems of the airport. There is an electronics engineer, five electronics technicians and two electronics operators. THE AIM IS TO BECOME A BARRIER-FREE AIRPORT Samsun Çarşamba Airport management tries to make every passenger’s travel both comfortable and effortless. The DGCA (Directorate General of Civil Aviation) began a ‘Barrier-Free Airport’ project to enable disabled passengers to travel on equal terms with other passengers, without any additional fees. The aim is for the organisations that provide services directly to disabled passengers at airports (the airport operator, terminal operator, airline and ground handling company) to take the necessary measures to ensure that these passengers don’t become victims. FLIGHT POINTS (Samsun Çarşamba Airport’s scheduled-nonscheduled domestic and international direct-transfer flight points) Domestic flight points: İstanbul Atatürk Airport, İstanbul Sabiha Gökçen Airport, Ankara Esenboğa Airport, İzmir Adnan Menderes Airport, Antalya Airport. International flight points (winter-summer schedules can vary): Germany (Berlin, Hannover, Dusseldorf, Frankfurt, Stuttgart), Austria (Vienna), Ukraine (Krasnodar), Saudi Arabia (Jeddah). Passenger aIrplane statIstIcal InformatIon Year 2011 Total number of passengers: 1150194 Total number of planes: 10623 Year 2012 (October 2012-including October) Total number of passengers: 1078074 Total number of planes: 9152 ARALIK - DECEMBER 2012 31 röportaj | interview TAMER KARADAĞLI “Sinema da olsa, reklam filmi de aynı özeni gösteririm” “I would give the same care whether it’s a cinema or an advert role” Üniversiteden mezun olur olmaz ilk rol aldığı dizide tam bin 400 bölüm oynadı. Ardından ‘Çocuklar Duymasın’ dizi sektöründe bir efsane oldu. O sadece dizi, tiyatro, sinemayla sınırlı kalmıyor; reklam filminde oynuyor, seslendirme yapıyor, yarışma programı sunuyor. Neden bu yoğunluk?.. Bazıları para için, ama hemen ekliyor Karadağlı; “Dizi de olsa, reklam da olsa işin gereği neyse yaparım, sonuçta profesyonel bir iş yapıyorsunuz aynı özeni göstermeniz gerekir”. He acted in 1.400 episodes of a sitcom he started right after graduation. Then ‘Çocuklar Duymasın’ became a legendary sitcom. He isn’t restricted to only sitcoms, theatre or cinema; he acts in adverts, does voice-overs and presents a quiz show. Why is he this busy? Some do it for money but for Tamer Karadağlı, he says “It could be a sitcom or an advert, whatever the job requires I would do it, you have to put in the same effort for them all because you are doing a professional job”. Yazı - By: Özlem Özdemir 32 ARALIK - december 2012 Bilkent Üniversitesi Tiyatro Bölümü’nü bitirdikten sonra adımını atmış setlere… Öyle bir diziyle ki, tam bin 400 bölüm rol almış. ‘Ferhunde Hanımlar’ dizisi ikinci bir okul, uzun soluklu bir antrenman olmuş. Tamer Karadağlı hangi dizide oynarsa uzun soluklu oluyor galiba, zira ‘Çocuklar Duymasın’ın da performansı hiç ‘Ferhunde Hanımlar’dan geri kalır gibi değil. Karadağlı’nın iş portföyü, dizi, tiyatro ve sinemayla da sınırlı değil. Severek yaptığı bir iş daha var, seslendirme… Dublajlı yabancı filmlerde George Clooney, Kevin Costner, Clint Eastwood ekranlarda onun sesiyle Türkçe konuşuyor. Son dönemde ise bir yarışma programının sunuculuğunu yapıyor Karadağlı, ‘Güven Bana’nın… “Para için yapıyorum” diyecek kadar açık, ama bu demek değil ki, para için yaptığı işleri sadece para için yapıyor; “Dizi de olsa, reklam filmi de olsa işin gereği neyse yaparım, sonuçta profesyonel bir iş yapıyorsunuz aynı özeni göstermeniz gerekir” diyor. ‘Taş fırın erkeği’ olarak hafızalara yer ettiniz. Ama bunun öncesi de var elbette. Bize biraz ‘Çocuklar Duymasın’ dizisinden evvelki hayatınızdan bahseder misiniz? Mesela Amerika’da geçen yıllarınız ve okul hayatınızdan… Laf aramızda üç kez sınıfta kaldığınızı biliyoruz! Üçüncü sınıfta Amerika’dan döndüm ve annemler beni Ankara Koleji’ne yazdırdılar. Kolejdeyken hayatımın en güzel, aynı zamanda en problemli günlerini yaşadım. Çünkü hem 70’lerin ortası, hem Amerika’dan sonra Ankara Koleji gibi disiplinli bir okulda olmak uyum sorunu yaşamama sebep oldu. Daha sonra lisede tekrar Amerika’ya gittim, sonra yine döndüm. Okuldan sonra Bilkent Üniversitesi Tiyatro Bölümü’nü burslu olarak kazandım. Tiyatro bölümünde okurken seslendirmeye başladım. Hâlâ ara ara çok keyifle yaptığım bir iştir seslendirme. Okulu bitirdikten sonra ‘Ferhunde Hanımlar’ adlı dizide oynamaya başladım ve yaklaşık bin 400 bölüm oynadım. Günlük bir diziydi, güzel bir ekiple yedi sene boyunca çalıştık. 1999 yılının Ocak ayında da İstanbul’a geldim. Oyuncu olmaya nasıl karar verdiniz? Çocukken insanlar pek çok şey olmak ister, bu durum benim için de geçerliydi. En sonunda “Bari oyuncu olayım da bütün meslekleri yapabileyim” dedim. Doğru bir karar vermişim. Biz tam sayısını bilmiyoruz ama birçok yabancı filmde sizin sesinizi duyuyoruz. Seslendirme yapmaya nasıl başladınız? Para kazanmak için başladım. Tiyatro okuyan bir öğrencinin para kazanmaya ihtiyacı oluyor. O zaman şimdiki gibi diziler de yok. Zaten Cüneyt Gökçer de izin vermezdi dizide oynamamıza. En zevk alarak seslendirdiğiniz film hangisi oldu? Birkaç aktör var. George Clooney’nin neredeyse bütün filmelerini ben seslendirdim. Kevin Costner’ı çok seslendirdim. Clint Eastwood’un gençlik filmlerini de... Bu zamana kadar binlerce filmde dünyanın en iyi oyuncularının dublajını yaptım. After graduating form Bilkent University’s Theatre department he stepped into the sets… it was such a sitcom that he acted in 1.400 episodes. ‘Ferhunde Hanımlar’ became a second school and a long-term training. It seems like whichever series Tamer Karadağlı is in, it becomes long term as ‘Çocuklar Duymasın’s performance isn’t any less then ‘Ferhunde Hanımlar’s. Karadağlı’s job portfolio isn’t restricted to series, theatre, and cinema: there is another job he enjoys, voice over… in dubbed movies, George Clooney, Kevin Costner and Clint Eastwood talk Turkish in the screens with his voice. Lately Karadağlı is hosting a quiz show ‘Güven Bana (Trust Me)’... he is open enough to say he does this for money but that doesn’t mean he does all his jobs only for money. He says, “It could be a sitcom or an advert, whatever the job requires I would do it, you have to put in the same effort for them all because you are doing a professional job”. You are known as ‘the tough guy’. But of course you’ve had a career way before this. Can you tell us a bit about your life before the sitcom ‘Çocuklar Duymasın’ (Don’t let the kids hear)? For example the time you spent in America and your school life… by the way, we know that you had to repeat three years in school! I came back from America during the third grade and my parents registered me at Ankara College. During college I had the best times of my life but at the same time they were the most problematic as well. It was during the mid seventies and I had trouble adapting coming from America to Ankara College, which was known for its discipline. I went back to America during high school and then I came back again. I then got into Bilkent University’s Theatre department with a full bursary. While I was studying I worked as a voice over artist. It is something I still do with pleasure. After graduating I started to act in ‘Ferhunde Hanımlar’ the television series where I acted in around 1.400 episodes. It was a daily series and we worked with a lovely team for seven years. I then moved to Istanbul in January 1999. How did you decide to become an actor? When you are a child you want to be a lot of things and this was true for me too. In the end I thought “maybe I should be an actor so I could do all the jobs”. I made the right decision. We don’t know the exact number but we hear your voice over in many foreign movies. How did you become a voice over artist? I began doing it to earn money. When you are a theatre student you need money. In those times TV series didn’t really exist like today and even if they did Cüneyt Gökçer wouldn’t let us act in them. What has been your favorite voice over movie? There are a few. I did the voice over for nearly all of George Clooney’s movies. I did a lot of Kevin Costner and Clint Eastwood’s youth. Up to now I did the voice overs for the best actors in the world for thousands of movies. ARALIK - DECEMBER 2012 33 röportaj | interview Aklınızda her zaman bir yönetmenlik düşüncesi vardı bildiğimiz kadarıyla. Şimdi bunu gerçekleştirmiş biri olarak karşımızdasınız. Nasıl bir duygu, bu deneyiminizi nasıl açıklarsınız?.. Oyunculuk çok keyifli bir şey. Bunun yanında yönetmenlik çok daha zor bir meslek. Aynı zamanda hem işin hamallığı, hem en keyifli kısmı... Bundan sonra da devam edeceğim. Çünkü yönetmenlik benim mesleğimin kolları arasında. Ayrıca oyuncu olarak ille de şu rolü oynayayım, bu içimde kaldı gibi hırslarım yok. Projeye bağlı olarak sadece oynayabilirim, sadece yönetebilirim ya da hem oynayıp, hem yönetebilirim... Aynı zamanda da yönettiğiniz filmde rol aldınız. Hem oynamak hem de her şeyi kontrol altında tutmak zor olmadı mı? Çok zor oldu. Yönetmenlik dediğim gibi aslında hamallık gibi, her detayla sizin ilgilenmeniz gerekiyor. Oyuncuların kıyatefinden makyajına, masadaki çiçeğin tülüne kadar her şeye sizin karar vermeniz lazım. Işığı, kadrajı nasıl istiyorsunuz vs... Halbuki oyuncuyken siz sadece rolünüzden sorumlusunuz. Oysa yönetmenlik her şeyden önce çok daha titizilik gerektiriyor. 34 As far as we know you had been thinking about directing for a long time and now you have done it. How does it feel, can you talk about your experience? Acting is very enjoyable. Compared to that directing is a very hard job. You get the enjoyable part as well as the hard part. I will carry on with directing as it goes hand in hand with my job. In the same time as an actor I don’t have any goals like I want to play this or that role, depending on the project I can act, I can direct or act and direct… You also acted in the film you directed. Wasn’t it hard to act and control everything at the same time? It was very hard. Directing is like carrying a heavy weight; you have to deal with every single detail. From the costumes of the actors to their make up, to the details of the flowers on the table you have to decide everything. How you want the light and the framing etc. But when you are an actor you are only responsible for your performance. First of all directing requires a lot of accuracy. Dizi, sinema ve tiyatro… Çoğu oyuncu bu üç farklı dalda farklı performans gösterir. Siz kenidinizi bu üç alanda nasıl değerlendiriyorsunuz? Hangisi daha zorlu bir performans? Ayrım yapmak zor çünkü hepsi benim mesleğimin kulvarları arasında. Hangisini yaparsam gereken ilgiyi gösteririm. Dizi de olsa, reklam filmi de olsa işin gereğini yaparım, sonuçta profesyonel bir iş yapıyorsunuz aynı özeni göstermelisiniz. Sitcoms, cinema and theatre… most actors give a different performance for all three. How do you see yourself in those areas? Which one is harder? It is hard to separate them, as they are all a part of my job. I give all my best whichever one I am doing. It could be a sitcom or an advert, whatever the job requires I would do it, you have to put in the same effort for them all because you are doing a professional job. Son dönemlerde ‘absürd’ komediye bir eğilim var. Bu diziler hakkında ne düşünüyorsunuz? Ben absürd komedi ya da fars gibi ayrımlar yapmıyorum. Lately there is an interest in absurd comedy. What do you think of these sitcoms? I don’t make distinctions between genres. You can’t please ARALIK - december 2012 ARALIK - DECEMBER 2012 35 röportaj | interview everyone so everyone watches something that suits them. These kind of comedies existed before too and they will exist in the future. As our sitcom techniques develop the viewers taste develops too. Now the viewers want to watch good quality things as well so directors and actors need to follow the world’s new trends in order to match their needs. Lately we see you as a host for a new quiz show. How did this project start? Can you tell us about the format of it? The format is very enjoyable. Normally I wasn’t really into being a quiz show presenter. I have done it a few times in the past and I was not easily persuaded. This format is really good. There are two contestants, 15 questions are asked. They need to trust each other. But when there is money involved ambition comes into the picture. It is very interesting to watch for me as an actor. Her insanı mutlu etmek mümkün değil. Herkes kendi zevkine uygun tarzı seyrediyor. Bu tarz komediler daha önce de vardı, bundan sonra da olacaktır. Bizim dizi tekniğimiz gelişirken seyircinin beğenisi de gelişiyor. Artık seyirci de daha kaliteli şeyler izlemek istiyor. Bu nedenle yönetmenlerin, oyuncuların dünyayı takip ederek seyircinin beğenilerini yakalamaları gerekiyor. Son zamanlarda yeni bir yarışma programının, ‘Güven Bana’nın sunuculuğuyla görüyoruz sizi ekranlarda. Bu proje nasıl başladı? Bize formattan biraz bahseder misiniz? Çok keyifli bir fotmatı var. Normalde yarışma sunuculuğuna sıcak bakan biri değilim. Geçmişte bir-iki defa yaptım ama aslında bu konuda zor ikna olan bir adamım. Bu format çok güzel. İki yarışmacı var, 15 soru soruluyor. İkisinin birbirilerine güvenmeleri gerekiyor. Ama para söz konusu olunca hırslar devreye girebiliyor. Oyuncu olarak o durumu izlemek benim için çok enterasan. İşin içinde 500.000 TL var… Bu zamanda da az para değil. Siz olsanız tanımadığınız birine güvenebilir miydiniz? Bu yarışmada herkesin içi ne ise dışına çıkıyor. “Evet, güveniyorum, sonuna kadar devam edeceğim” demişken 30 saniye sonra o parayı alıp gitme ihtimaliniz de var. Dediğim gibi herkesin içi dışına çıkıyor. Peki ya ‘Çocuklar Duymasın’… Uzun yıllar devam ettiniz diziye, ancak bir süredir ekranlarda göremiyoruz. Bittiğine dair haberler de var, sadece ara verdiğinize dair de… ‘Çocuklar Duymasın’ı herhangi bir dizi olarak değerlendirmek yanlış olur. Bazı diziler kötü, bazıları orta karar, bazıları iyidir. Bir de efsane ligi olanlar var, bence ‘Çocuklar Duymasın’ efsane liginde yer alan bir dizi. Türk halkının gönlünde başka bir yere oturmuştur. Ayrıca eskimesi mümkün değil çünkü 36 ARALIK - december 2012 500.000 TL is involved… it is not a small amount of money. Would you be able to trust someone you didn’t know? Whatever is inside you becomes reflected on the outside. You can take the money and go 30 seconds after saying yes, I trust and I would carry on till the end. As I said, people’s personalities become reflected. What about ‘Çocuklar Duymasın’… you were doing the sitcom for many years but we don’t see you on the screen any more. There are rumors about the sitcom having a break as well as ending… It would be wrong to evaluate ‘Çocuklar Duymasın’ as any other sitcom. Some sitcoms are bad, some mediocre and some are good. There are also legendary ones. I think ‘Çocuklar Duymasın’ is one of them. It has a special space in Turkish C M Y CM MY CY CMY K ARALIK - DECEMBER 2012 37 röportaj | interview “Çocuklar Duymasın’ efsane bir dizi. Türk halkının gönlünde başka bir yere oturdu. Eskimesi mümkün değil çünkü güncel olayları takip ediyor. Belki bir iki yıl ara verip sonra yine devam edebiliriz, belli olmaz. Çünkü hayat kadar gerçek bir dizi. Belki ileride ‘Torunlar Duymasın’ diye bir dizi yaparız, kim bilir?..” ‘Çocuklar Duymasın’ is a legendary sitcom. “It has a special space in Turkish viewers’ hearts. In the same time it doesn’t get dated as it follows current events. Maybe we will have a couple of years break and then carry on. Let’s see. Because it is as real as life who knows, maybe we would do “torunlar duymasın (Don’t let the grandkids hear)”.. güncel olayları takip ediyor. Belki bir-iki yıl ara verip sonra yine devam edebiliriz, belli olmaz. Çünkü hayat kadar gerçek bir dizi. Belki ‘Torunlar Duymasın’ yaparız, kim bilir?.. Hep işten konuştuk, biraz da özel hayatınızdan bahsedelim… Boş zamanlarınızda neler yaparsınız? Benim için önce kızım, sonra her şey. Zeyno altı yaşında ve bu sene Bilkent Üniversitesi Piyano Bölümü’nü burslu olarak kazandı. Bu gurur verici!.. Zeyno benimle aynı okula gidiyor hem de altı yaşında! Annebaba olarak çok gurur duyuyoruz. Zeyno annesiyle Ankara’ya taşındı. Ben de her boşlukta Ankara’ya giderek kızımla vakit geçiriyorum. Onun dışında motosiklet kullanıyorum. Üç tane Harley Davidson’um var. Hava güzelse arkadaşlarla ya yurtdışına ya da Türkiye’de çeşitli yerlere gidiyoruz. Bu durumda seyahat yaşamınızın büyük kısmını kaplıyor? İnsanların kendine vakit ayırması gerektiğine inanıyorum. Benim de yıllar içinde çok yoğun çalıştığım, hayata sadece iş diye baktığım dönemler oldu. Ama artık biraz daha kendime vakit ayırmam gerektiğine inanıyorum. Sık seyahat ediyorsunuz… Çocukluğunuzdaki havalimanlarıyla şimdiki havalimanlarının arasında nasıl bir fark var sizce? Çok ciddi bir değişim var. Şu andaki havalimanları son derece modern. Hem Ankara, hem İstanbul, İzmir ya da diğer şehirlerdeki havalimanlarının bir Avrupa şehrindekinden hiçbir farkı yok. Bu anlamda gururla bunu söyleyebilirim. 38 ARALIK - december 2012 viewers’ hearts. In the same time it doesn’t get dated as it follows current events. Maybe we will have a couple of years break and then carry on. Let’s see. Because it is as real as life who knows, maybe we would do ‘Torunlar Duymasın’ (Don’t let the grandkids hear).. We just talked about work, let’s talk about your private life… what do you do in your spare time? For me my daughter comes first then everything else comes second. Zeyno is six years old and she got a bursary to study piano at Bilkent University. I am so proud!.. Zeyno goes to the same school as I did and she is only six! We are such proud parents. Zeyno moved to Ankara with her mother. Every time I get a chance I go there too to spend time with my daughter. Apart from that I ride a motorbike. I have three Harley Davidsons. If the weather is good we go abroad or stay in Turkey with friends. It sound like travelling takes up a large part of your life. I believe you have to make time for yourself. I worked really hard over the years and sometimes all I did was work. But now I believe I need to create some time for myself. You travel a lot… what kind of difference is there between the airports of your childhood and now? There is a serious change. The airports are very modern now. There is no difference between European airports and our Ankara, İstanbul or İzmir airports. I can say that with pride. ARALIK - DECEMBER 2012 39 bilgi çağı | digital age Dijital kütüphaneler Digital libraries Duvarlara çizilen resimlerden kil tabletlere bilginin iletimi konusunda yaşanan sayısız ilerleme ve değişim... Kil tabletler, papirüs, kâğıt, matbaanın icadı ve bugün gelinen noktada teknolojinin yarattığı ve belki de sonu gelmeyecek olan değişimlerin sınırsız ilerleyişi... Progress and change in the transmission of knowledge ranging from numerous clay tablets to images drawn on walls: clay tablets, papyrus, paper, the invention of the printing press and the unlimited progress of chances created by technology have all played a part in the point we have reached today… Yazı - By: Yunus Aydın 40 ARALIK - december 2012 Bir şeyleri merak edip araştırmamız gerektiğinde en çok çaba sarf ettiğimiz, bilgisayar başında online verileri taramak. Fakat çok değil günümüzden 15 yıl öncesinde bir konuda araştırma yapmak istediğimizde önümüzde sadece iki seçenek vardı; evdeki ansiklopediler ya da şehir kütüphanelerine uzanan yollar!.. Kaldı ki dünyanın en zengin kütüphaneleri ne yazık ki ülkemizde hiç olmadı… Bilginin peşinde koşanlar için bugün internet üzerinden insanlık tarihinin büyük birikiminin önemli bir bölümüne bir ekran başında ulaşabilmek bilimkurgu filmlerindeki bir hayaldi sadece… Ve başdöndürücü bir hızla gerçek oldu. Kütüphanelerin fiziki koşullarından alışageldiğimiz ‘kutsal bilgi tapınağı’ ambiyansı belki yok, ama dijital ortamda tarihin derinliklerinden gelen pek çok kült kitaba bir tıkla ulaşmak, herhalde matbaadan bu yana yaşanan en büyük devrim. Bilgi yüklü bulutlar… Yeryüzündeki bütün belge, bilgi, doküman ve dosyalar bulut sistemine aktarılarak, bilgiye en zahmetsiz şekilde ulaşmanın yolu oluştu internet sayesinde. Peki bu yenilik, getirdiği kolaylıkla hayatımızın neredeyse tüm alanlarına hücum ederken, kütüphaneler nasıl bir dönüşüm yaşıyor ve okurların kütüphanelerle olan ilişkileri ne yöne evriliyor? Sözünü ettiğimiz gibi teknoloji ve bilişim insan hayatının her evresinde belirli bir alanın paydaşı olarak alışkanlıkları değiştiriyor ve bütün beşeriyet teknoloji-bilişim ekseninde ilerleme sağlamaktayken kütüphaneler de bu durum dahilinde başka bir boyut kazanıyor; dijital kütüphaneler... PROJECT GUTENBERG Project Gutenberg, kültürel yayınların dijital ortama aktarımı konusunda 1971 senesinde, gönüllüler tarafından hayata geçirilen ve maddi bir kazancın gözetilmediği açık erişim bir program. Dünyanın ilk dijital kütüphanesi olan Project Gutenberg’in veri tabanında bulunan eserlerin büyük bir çoğunluğu telif süresi dolmuş, kamu malı kitaplardan oluşuyor. Proje, bu kitapların olabildiğince ücretsiz ve kalıcı bir biçimde, herhangi bir bilgisayarda kullanılabilen açık formatlarda dağıtımını sağlıyor. Okuma alışkanlıklarının değişimindeki sürecin en başında bulunan Project Gutenberg sahip olduğu gönüllüler yardımıyla şu anda yaklaşık 40 bin kitabı okura sunuyor. Project Gutenberg’in yanı sıra sadece When we are curious about things and we need to research them, the most we do is scan the online data found in our computer. But not long ago, say 15 years, we only had two options when we needed to research a subject, the encyclopaedias at home or a long journey to the library! Not to mention the fact that our country never housed one of the richest libraries in the world… For those who seek knowledge, to reach a significant portion of an accumulation of human history through the Internet in front of a screen was a dream that could only be experienced in sci-fi movies… and it became real with mind-boggling speed. Maybe there no longer exists the ‘holy temple of knowledge’ ambience we are used to with respect to the physical reality of libraries but so many cult books from the depths of history are one-click away in a digital format, this is probably the biggest revolution since the printing house. InformatIon loaded clouds… Thanks to the Internet, saving all documents, knowledge and folders in a cloud system creates the most hassle free way of reaching knowledge. So, while this new invention is reaching all areas of our lives along with the ease it brings us, what kind of transformation are libraries going through and how are the readers’ relationship with libraries evolving? As we mentioned, as a stakeholder in a particular field, technology and IT is changing habits at every stage of human life and humanity is evolving in the axis of technology and IT, so libraries are also gaining another dimension: Digital libraries… PROJECT GUTENBERG Project Gutenberg is an open access program that has been run by volunteers since 1971 by transferring cultural publications into digital media without expecting any financial gain. Being the world’s first digital library, the vast majority of the works in Project Gutenberg’s database consists of books with expired copyrights and public domain books. This project makes it possible to circulate books as freely and permanently in open formats that can be used by any computer. It is one of the first projects that changed reading habits and thanks to the volunteer’s efforts; Project Gutenberg offers 40 thousand books to its readers. ARALIK - DECEMBER 2012 41 bilgi çağı | digital age 42 online veri birikim-dağıtımı sağlayan kuruluşlar da mevcut. Bu kategori içinde en zengin veri tabanına sahip olanlar dünya üzerindeki en önemli kütüphanelerle yaptıkları anlaşmalar sayesinde üyelerine cüzi rakamlar karşılığında, sahip oldukları bütün kaynakların kullanımını sunuyor. There are also other organisations providing online data accumulation-distribution aside from Project Gutenberg. Some of the ones with very rich databases have agreements with important libraries to share all of their resources in exchange for a small fee. RUS DEVLET KÜTÜPHANESİ Ülkenin ilk halk kütüphanesi olan Russian State Library, diğer dünya kütüphanelerine nazaran kolay kullanımı ve herkese açık olan veri tabanıyla özellikle tarih araştırmacılarına ve doktora öğrencilerine internet üzerinden pratik kullanım sağlıyor. 247 farklı dilde yaklaşık olarak 43 milyona yakın kaynak barındırıyor. Kütüphane 2003 yılında hayata geçirdiği E-Kütüphane Projesi ile kültürel mirasın korunumunu sağlamak için arşivinde bulunan metin, ses, video kayıtları, film ve fotoğrafların büyük bir kısmını dijital ortama aktararak internet üzerindeki büyük ağ yardımıyla arşivlerini herkesin kullanımına sunuyor. RUSSIAN STATE UNIVERSITY The country’s first public library, the Russian State Library, is easy to use compared to other libraries of the world and with its open to all databases it provides a great practical use especially for researchers and doctoral students on the Internet. It provides approximately 43 million resources in 247 different languages. The Library’s E-Library Project was launched in 2003 to ensure the conservation of cultural heritage with respect to the archives of text, audio, video recordings, movies and photos to digital media by transferring a large part of the archives to the Internet and making it available to everyone. THE EUROPEAN LIBRARY Bilgi ediniminin boyut değiştirdiği bir dönemde var olan kaynaklarda gerçekleşen format değişikliğinin dışında, sadece online hizmet veren kütüphaneler de ortaya çıkmaya başladı. Bunlar içinde en önemli olanlardan biri de The European Library. Avrupa’nın en önemli kütüphanelerinin dijitalize edilmiş kaynaklarına ulaşımı tek bir internet adresi üzerinden sağlayan www.theeuropeanlibrary.com, online veri-kaynak ulaşımında dijital kütüphaneciliğin en önemli aktörlerinden biri konumunda. Özellikle Avrupa kütüphaneleri olmak THE EUROPEAN LIBRARY As the shape of acquiring knowledge has changed, apart from changing the format of existing resources, libraries that only provide digital information have emerged as well. One of the most important ones of these is the European Library as www.theeuropeanlibrary.com provides access to digitalised resources of all the important European libraries through one Internet address. This library offers an easy and practical access to millions of sources of information mainly from European libraries as well some other libraries from all around the world. This digital library offers around five hundred different languages and broadcast formats of manuscripts, books, documents, audio-video recordings, etc. Apart from Project Gutenberg, European Library and other similar organisations, some of the biggest libraries in the ARALIK - december 2012 YDA GROUP The İstanbul Residence Tam düşlediğiniz gibi bir residence konforu, The İstanbul adıyla şimdi İstanbul’un tam merkezinde, Veliefendi’de yükseliyor. The İstanbul Residence; Sahil Yolu’na, E-5 Otoyolu’na, metrobüse, metroya, tramvaya sadece 1 dakika mesafede! The Istanbul Residence konumu itibariyle sağladğı ulaşım avantajlarının yanı sıra Marmara Forum AVM, Capacity AVM, Carousel AVM, Galleria AVM gibi İstanbul’un büyük alışveriş merkezlerine de çok yakın. 350 residence daire ve çeşitli alanlarda hizmet verecek 11 ticari ünitenin yer aldığı projemizde, alışveriş keyfi de kapınıza geliyor. Dünyaca ünlü mimar Gökhan Avcıoğlu imzası taşıyan The İstanbul Residence; eşsiz lokasyonuyla, modern mimari yapısıyla, deniz manzarasıyla, profesyonel residence hizmetleriyle sizi “Gerçek İstanbul’a” davet ediyor! • Vale Parking • Bellboy • Concierge • Reception • Room Service • House Keeping • Shuttle • Oto Yıkama • Açılır Kapanır Yüzme Havuzu • Fitness Center • Sauna • Buhar Odası • Kontrollü Posta ve Evrak Dağıtım Hizmeti • Cafe ve Lounge • 24 Saat Sekreterya • Elbise Yıkama Hizmeti • Ütü Hizmeti • Kuru Temizleme Hizmeti • 24 Saat Güvenlik • Teknik Destek ARALIK - DECEMBER 2012 43 bilgi çağı | digital age üzere dünyanın birçok yerindeki kütüphanelerin veri aktarımında bulunduğu hizmet, milyonlarca bilgi kaynağına kolay ve pratik bir erişim sağlıyor. Bu dijital kütüphanenin bünyesinde beş yüze yakın farklı dil ve yayın formatının –el yazmaları, kitaplar, dokümanlar, ses-görüntü kayıtları vsonline şekilleri bulunuyor. Gutenberg Project, The European Library ve benzeri oluşumlar dışında dünyanın en büyük kütüphaneleri de sahip oldukları basılı yayınları dijitalleştirerek okura sunmaya başladı ki bu geçişin ötelenmesi ihtimal dışı. BRITISH LIBRARY Dünyanın en büyük kütüphanelerinden bir diğeri British Museum çatısı altında bulunan British Library. Avrupa tarihinin neredeyse bütün sahasını kaplayacak şekilde müthiş bir arşive sahip olan kütüphanenin bünyesinde 14 milyon sayıya yakını kitap olmak üzere farklı diller ve formatlarda 150 milyonluk görsel-işitsel yayın bulunmakta. 2003 senesinde 6 milyon avroluk bir bütçeyle arşivinin bir kısmını dijital ortama aktaran British Library’nin online veri tabanında 280 bin dergi, 50 milyon patent, 5 milyon rapor, 476 bin tez ve 433 bin konferans bildirisi dahil toplamda 100 milyondan fazla öğe mevcut. Kasım 2011’de ise 18’inci ve 19’uncu yüzyıllara ait 4 milyon gazete sayfası online formatına aktarılmıştı. Proje kapsamında önümüzdeki 10 yıl içinde 40 milyon sayfaya kadar tarama yapılacak. Tüm bunlar dışında kütüphanenin dijital ortama aktardığı kitaplara amazon.com üzerinden ulaşılabiliyor. FRANSA ULUSAL KÜTÜPHANESİ GALLICA DIGITAL LIBRARY Fransa’nın en büyük ve Avrupa’nın en önemli kütüphanelerinden biri olan Fransa Ulusal Kütüphanesi sahip olduğu 30 milyondan fazla kaynakla dünyanın da sayılı kütüphanelerinden biri. 30 milyonluk kaynağın takriben 14 milyonunu kitap ve yayın arşivi oluşturmakta. Dijitalleşen bilgi dünyasına paralel olarak Gallica adında ayrı bir dijital kütüphane kuran Fransa Ulusal Kütüphanesi Gallica’da 2 milyona yakın doküman, 400 bine yakın kitap, 50 bin harita, 30 bin el yazması 500 binin üzerinde resim, 1 milyona yakın periyodik yayın, 2 binin üzerinde ses dosyası ve 130 binin üzerinde partner kuruluşlara ait kaynakla tüm kamuya açık bir şekilde online hizmet veriyor. AMERİKAN KONGRE KÜTÜPHANESİ Dünyanın en büyük kütüphanesi olan Kongre Kütüphanesi sahip olduğu eşsiz koleksiyonla da yeryüzünün en seçkin arşivi olarak biliniyor. Arşivinde 470 farklı dilde, 29 milyondan fazla kitap, Gutenberg İncili de dahil olmak üzere 58 milyon el yazması, son üç yüzyılda yayımlanmış bir milyon gazete sayısı, 500 bin mikro film ve 2.7 milyonun üzerinde işitsel kayıt bulunuyor. Amerikan Kongre Kütüphanesi, sahibi olduğu yeryüzünün en büyük arşivinin görsel yayınlarını –sadece II. Abdulhamid koleksiyonunda 2 bine yakın fotoğraf bulunuyor- ve telif hakkı istemeyen koleksiyonlarını ilerleyen dijital yönelimle birlikte online veri tabanına aktararak okur ve araştırmacıların hizmetine sundu. 44 ARALIK - december 2012 world started digitalising their printed materials and offering this to their readers, as it seems impossible to stop the transition. THE BRITISH LIBRARY One of the other biggest libraries in the world is under the roof of the British Museum and it is the British Library. With archives that cover almost the entire field of European history, there are nearly 14 million books in different languages and formats, including 150 million audio-visual broadcastings. In 2003, with a budget of 6 million euros, the archive was transferred to digital media and the British Library’s online database consists of 280 thousand journals, 50 million patents, 5 million reports, 476 thousand thesis’s and 433 conference proceedings which makes more than 100 million items in total. In November 2011, 4 million newspaper pages from the 18th and 19th centuries were transferred to online format. There is a plan to scan up to 40 million pages in the next 10 years. Apart from all these it is possible to reach the libraries digital books through Amazon. GALLICA DIGITAL LIBRARY The French National Library is France’s largest and one of Europe’s most important libraries with more than 30 million sources and it is also one of the few libraries of its kind in the world. Approximately 14 million of the 30 million resources consist of books and publications. In parallel with the world of digitalized information, the French National Library created a separate digital library called Gallica. In Gallica there are two million documents, 400 thousand books, 50 thousand maps, 30 thousand hand writings, more then 500 thousand paintings, close to 1 million periodicals, over 2 thousand audio files and 130 thousand sources from partner organizations. All the online services are available to the public. THE LIBRARY OF CONGRESS The Library of Congress is the largest library in the world with a unique collection known as the world’s most elite archive. IT Archives 470 different languages, over 29 million books, 58 million manuscripts, including the Gutenberg Bible, one million newspapers published in the last three centuries, 500 thousand micro films and 2.7 million visual recordings. The U.S. Library of Congress presented researchers and readers its online database with earth’s largest archive of visual collections Only II. Abdulhamid collection has two thousand photos- and noncopyright publications in accordance with the digital orientation. ARALIK - DECEMBER TEMMUZ - JULY 2012 45 27 araştırma | probe Günde 330 dakika ekran başında! 330 minutes in front of the screen every day! Türkiye’nin bugüne kadar gerçekleştirilmiş en geniş katılımlı gençlik araştırması Intel’in Genç Türkiye Araştırması, ülkemizde gençlerin teknolojiyle birlikte değişen yeni yaşam tarzına ışık tuttu. Türk gençliğini temsil eden 26 ilde 13-29 yaş grubu 3 bin gençle yapılan araştırmaya göre dijital cihazlar, internet ve sosyal ağlar, Türkiye’de gençler için günlük yaşamın vazgeçilmez bir parçası haline gelmiş durumda. Intel’s largest youth survey ever carried out in Turkey, The Young Turkey Survey, shed light on a new way of life youth in our country have with respect to constantly evolving technology. According to the research done on three thousand young people aged between 13-29 in 26 cities representing Turkish youth, digital devices, the Internet and social networks, have become an indispensable part of everyday life for young people in Turkey. 46 ARALIK - december 2012 Teknolojinin hızlı gelişimine paralel olarak hayatımıza In parallel with the rapid development of technology, digital devices have become more and more important in our lives and they are now rapidly transforming people’s way of life. When it comes to keeping pace with this rapid transformation, the growth is fastest in the youth sector. Akademetre is the research company which was commissioned by Intel to conduct the ‘Young Turkey Survey’ and it revealed some interesting and stunning results about the changing lifestyles of young people in our country, digital devices, how this re-shapes the lives of young people and young people with new user habits. According to Intel’s Young Turkey Survey, there is a computer in 71.4 percent of households of young people between the ages of 13-29. This represents 29 percent of the general population. When you look at the household penetration levels of these appliances, the most highly widespread are mobile phones at 85.5 percent, followed by desktop computers at 46 per cent and laptop computers at 41.5 percent. According to the survey approximately every 1 young person in 2 in our country (44.5 percent) owns a desktop computer, every 1 young person in 3 (40.1 per cent) owns a laptop computer, followed by 25.7 percent owning smart phones. her geçen gün daha yoğun biçimde giren dijital cihazlar, günümüzde insanların yaşam tarzlarını hızla dönüştürüyor. Yaşanan dönüşüme en hızlı ayak uyduran kesim ise gençler. Intel tarafından araştırma şirketi Akademetre’ye yaptırılan ‘Genç Türkiye Araştırması’, ülkemizde gençlerin değişen yaşam tarzları, dijital cihazların gençlerin hayatlarını nasıl yeniden şekillendirdiği ve gençlerin yeni kullanım alışkanlıklarıyla ilgili ilginç ve çarpıcı sonuçları ortaya koydu. Intel Genç Türkiye Araştırması’na göre; genel nüfusun yüzde 29’unu oluşturan 13-29 yaş arası gençlerin yaşadığı hanelerin yüzde 71.4’ünde bilgisayar bulunuyor. Cihazların hane penetrasyonlarına bakıldığında, en yaygın penetrasyonun yüzde 85.5 ile cep telefonunda olduğu, onu yüzde 46 ile masaüstü ve yüzde 41.5 ile dizüstü bilgisayarların takip ettiği görülüyor. Araştırmaya göre ülkemizde yaklaşık her iki gençten birinin (yüzde 44.5) masaüstü bilgisayarı, her üç gençten birinin de (yüzde 40.1) dizüstü bilgisayarı bulunuyor. Masaüstü ve dizüstü bilgisayarı yüzde 25.7 oranla akıllı telefon izliyor. SOSYALLEŞMENİN YENİ TANIMI... Araştırmaya katılan gençlerin üçte ikisi bilgisayarın sosyalleştirdiğini belirtiyor. Bu durum günümüzde gençlerin sosyalleşme kavramına bakışının değiştiğini ortaya koyuyor. Günümüzde gençler, sosyal ağlarda sevdikleri ve çevreleriyle girdikleri iletişimi ve gerçekleştirdikleri paylaşımı, geleneksel biçimde sevdikleriyle aynı mekânlarda geçirdikleri vakitlerdeki sosyalleşmelerinden farksız görüyor. İnternet gençlerin hayatlarında önemli bir yerde. Ancak toplam sosyal yaşam alışkanlıklarına baktığımızda dengeyi iyi kurdukları gözleniyor. Gençler, düşünülenin aksine fiziksel ve online sosyalleşmeyi başarıyorlar. THE NEW WAY OF SOCIALISING… Two-thirds of the young people involved in the survey state that the computer increases their socialness. This situation reveals how today’s young peoples’ approach to the concept of socialization has changed. Young people today don’t see the difference between virtual social networks or sharing circles and seeing loved ones in person and spending time together in the same places. The Internet holds an important place in the lives of young people. However, it seems like they have established a good balance of overall patterns of socialization. Contrary to popular belief, teenagers succeed in both physical and online socializing. Sahiplik durumu / Ownership status Cep telefonu mobile phones 67.5 13.5 Masaüstü bilgisayar 42.3 computers Dizüstü bilgisayar 35.0 laptops Akıllı telefon smart phones 15.1 2.3 1.4 10.6 1.9 93.1 0.53 96.1 Tablet PC 0.3 96.5 Ultrabook 0.3 99.3 Ultra books 58.5 72.5 Netbook PC tablets 54.0 5.1 1.4 Oyun konsolu 6.00.2 game console netbook 4.5 14.5 nSadece kendisinde olan only personally owned nHem kendisinde hem hanesinde olan owned by an individual and a household nKendisinde olmayıp hanesinde olan only owned by the household nKendisinde de hanesinde de olmayan not owned personally of as a household Baz: 3000 Ortalama hane bilgisayar penetrasyonu % 71.4’tür. Average household computer penetration is %71.4 ownership status ARALIK - DECEMBER 2012 47 araştırma | probe Hangi şehir internette ne yapıyor? l Düzenli internet erişimi, en çok İzmir’de (yüzde 80) en az ise Van’da (yüzde16). l Hatay’daki gençlerin yüzde 7’si, Tekirdağ’daki gençlerin yüzde 4’ü daha önce interneti hiç duymamış. l En çok Manisalı gençler internette haber okuyor ve görüntülü konuşuyor. l İnternette en çok Ağrılı gençler oyun ve şans oyunları oynuyor. l Bankacılık ve online revervasyon işlemlerini en çok kullanan, yüzde 60 oranla Zonguldaklı gençler. l Müzik, film izlemek/indirmek en çok Gaziantepli gençlerde yaygın (yüzde 90). l Facebook ve Twitter gibi sosyal ağların en büyük müdavimlerini yüzde 100 kullanımla Kastamonulu gençler oluşturuyor. OYUN İÇİN MASAÜSTÜ, SOSYAL AĞLAR İÇİN DİZÜSTÜ Araştırmaya göre gençler araştırma yapmak ve oyun oynamak için masaüstü bilgisayarı, yakın çevreyle iletişime geçebilmek ve sosyal ağlara bağlanmak için dizüstü bilgisayarı tercih ediyor. 18-24 yaş aralığındaki gençlerde dizüstünde önceliğin her yerden internete girmek olması dikkat çekiyor. 13-17 ve 18-24 yaş aralığındaki gençler masaüstünü en çok oyun amaçlı kullanırken, 25-29 yaş grubundaki gençler önceliklerini araştırma yapmak olarak belirtiyor. Intel’in araştırmasına göre, gençlerin yüzde 40’ı dizüstü bilgisayar sahibi. Kentlerde bu oran yüzde 43’e çıkıyor. Kentlerde masaüstü bilgisayar sahipliğine bakıldığında da her iki gençten birinde (yüzde 47.5) masaüstü bilgisayar olduğu görülüyor. Konu bölge bazında incelendiğinde, masaüstü bilgisayarın en yaygın olduğu bölge olarak yüzde 56.6 sahiplik oranıyla Orta Anadolu, dizüstünde ise yüzde 51’lik sahiplik oranıyla Doğu Karadeniz görünüyor. Kadınlara oranla erkekler tarafından daha çok tercih edilen masaüstü bilgisayar, gelir düzeyi yükseldikçe ve yaş ilerledikçe yerini dizüstü bilgisayara bırakıyor. TÜRK GENÇLİĞİNİN YARIDAN FAZLASI ONLINE Intel’in araştırmasına göre Türkiye’de beş gençten üçünün (yüzde 56.9) düzenli internet erişimi bulunuyor. Kırsal kesimde ise beş gençten ikisi düzenli olarak internete erişebiliyor. Düzenli internet erişiminin en yüksek olduğu il yüzde 79.6 oranla İzmir, en düşük olduğu il ise yüzde 15.5 oranla Van. Gençlerin yüzde 92.4’ü bilgisayarı kendi evlerinde, yüzde 12.5’i işte, yüzde 10.4’ü de internet kafede kullandıklarını belirtiyor. İnternet erişimi Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da daha düşük olmasına rağmen, bu bölgelerde internet erişimi olan gençler, internette Türkiye ortalamasından tam bir saat daha fazla, ortalama 270 dakika zaman harcıyorlar. GENÇLER GÖZÜNÜ İNTERNETLE AÇIYOR Türkiye’de gençlerin yüzde 8.3’ü, sabah kalktıklarında tuvalete bile gitmeden internete giriyor. Araştırmaya katılanların yüzde 4.7’si yataktan çıkmadan internete girdiğini söylüyor. Dörtte biri (yüzde 28.4) evden çıkmadan internete girmiş oluyor. Gençlerin bilgisayar başında günde geçirdikleri ortalama 330 dakikanın 228 dakikası internette geçiyor. İnternette geçen ortalama 48 ARALIK - december 2012 Which city does what on the Internet? l Regular internet access, the highest is in Izmir (80 percent), the lowest is in Van (16 percent) l 7 percent of young people in Hatay and 4 percent of young people in Tekirdağ had never heard of the Internet before. l Youth from Manisa are the highest visual communicators and largest readers of news. l Youth from Ağrı are the highest players of games and luck games. l Youth from Zonguldak uses online banking and booking the most with 60 percent. l 90 percent of youth in Gaziantep download films and music. l The highest usage of social network sites such as Facebook and Twitter is in Kastamonu with 100 percent. A DESKTOP FOR GAMES AND A LAPTOP FOR SOCIAL NETWORKING According to the survey, young people prefer to do research and play games on desktop computers, while preferring laptops to connect to social networks. Being able to connect to the Internet wherever they like with a laptop is why young people between the ages of 18-24 prefer them. While young people between the ages of 13-17 and 18-24 mainly use desktops for games, people in the age group of 25-29 use it mainly for research. According to Intel’s survey, 40 percent of young people have a laptop. This rate goes up to 43 percent in urban areas. Looking at desktop computer ownership in urban areas it shows that one in two young people (47.5 per cent) seems to own a desktop computer. When the subject is analysed in terms of regions, the highest desktop computer ownership rate of 56.6 percent is in the region of Central Anatolia and the Eastern Black Sea seems to have the highest laptop ownership rate of 51 percent. Desktop computers are preferred more by men than women and they are replaced by laptops as age and income levels increase. MORE THEN HALF OF TURKISH YOUTH IS ONLINE According to Intel’s survey, three out of five young people (56.9 per cent) have regular Internet access in Turkey and two out of five young people in rural areas have access to the Internet on a regular basis too. The province with the highest regular Internet access at 79.6 percent is Izmir, compared to the lowest which is 15.5 percent in the province of Van. 92.4 percent of young people say they use computers in their own homes, 12.5 percent at work and 10.4 percent at Internet cafés. Internet access is lower in Eastern and South-eastern Anatolia; although young people with Internet access in these areas stay a full hour more on the Internet then the average of Turkey, with around 270 minutes of time spent online. ARALIK - DECEMBER 2012 49 araştırma | probe Sosyal ağlara bağlanmak Social networking Haber okumak Reading news Genel olarak güncel ve kişisel konularda bilgi almak General information about daily/personal subjects Müzik / film izlemek / indirmek Watching and downloading film and music İnternetten oyun oynamak Playing Internet games Emailleri kontrol etmek Checking emails Okul ödevlerimle veya işimle ilgili bilgi araştırmak Research for work or schoolwork İnternet ve sosyal ağlarda dosya paylaşımı yapmak Sharing files in internet and social network sites Görüntülü / kameralı görüşme yapmak Having a camera/video chat Yeni insanlarla tanışmak Meeting new people Video / müzik oluşturmak Creating music/video İnternetten alışveriş yapmak Internet shopping Bankacılık, rezervasyon gibi işlemleri internet üzerinden yapmak Reservations and internet banking 54.7 39.9 39.3 45.3 60.1 60.7 35.2 64.8 33.5 66.5 33.5 66.5 32.6 67.4 27.6 25.0 72.4 75.0 18.9 81.1 15.8 84.2 10.1 89.9 8.7 91.3 Blog yazmak Blogging 6.0 94.0 Şans oyunları oynamak Playing luck games 6.0 94.0 vakte bakıldığında; 276 dakikayla Doğu Karadeniz ve 264 dakikayla Güneydoğu Anadolu Bölgesi ön plana çıkıyor. Yaş arttıkça internet kullanımı azalıyor. 13-17 yaş aralığındaki gençler internette günde ortalama 222 dakika geçirirken, 18-24 yaş grubundaki gençler 210 dakika, 25-29 yaş grubundaki gençler ise 192 dakika geçiriyor. Araştırmaya göre gençlerin günde ortalama 53.5 dakikaları sosyal ağlarda geçiyor. Bilgi paylaşımı da artık sosyal ağlar üzerinden gerçekleşiyor. Gençler e-posta kontrolü için günde sadece 18 dakika harcıyor. Sosyal ağlarda en fazla vakit geçirenler, 13-17 yaş arası gençler. Yaş ilerledikçe sosyal ağlarda geçirilen süre azalıyor. İnternette gençlerin en uzun süreli yaptığı ikinci eylem ortalama 42.7 dakikayla oyun oynamakken; 28.2 dakikayla müzik/film indirmek üçüncü sırada yer alıyor. GÜNDE 330 DAKİKA EKRAN BAŞINDA Intel’in araştırmasına göre, bilgisayar sahibi gençler günde ortalama 330 dakikasını bilgisayar başında geçiriyor. İş, sosyalleşme ve eğlence, ortalama 102 dakikayla kullanım amaçlarında birinci sırayı paylaşıyor. Ortalama 78 dakikayla bankacılık işlemleri ikinci sıraya yerleşirken, eğitim 72 dakikayla üçüncü sırada yer alıyor. Gençlerin üçte biri bilgisayar başında iş amacıyla günde en az 2 saat vakit geçiriyor. 13-17 yaş arası gençlerin yüzde 40.3’ü, bilgisayar başında günde 2 saatin üzerinde zamanını sosyalleşme ve haberleşme amacıyla geçiriyor. Gençler bilgisayarlarını en çok sosyalleşme (yüzde 84) ve eğlence (yüzde 66.8) amaçlı kullanıyor. Bilgi ve haber alma, yüzde 65.3 oranla üçüncü sırada yer alıyor. Erkekler ve 13-17 yaş grubu gençler eğlenceye daha düşkün. Erkeklerin yüzde 74.8’i; 13-17 yaş arasındaki gençlerin de yüzde 77.3’ü bilgisayarını eğlence amaçlı kullanıyor. Eğitim amaçlı kullanım 13-17 yaş grubunda yüzde 69.7 iken, 18-24 yaş aralığında yüzde 64.8’e, 25-29 yaş aralığında da yüzde 51.8’e geriliyor. Kırsal kesimdeki gençlerin bilgisayarı ürün satın almak amacıyla kentteki gençlere göre daha çok tercih etmesi dikkat çekiyor. 50 ARALIK - december 2012 YOUNGSTERS ARE ON THE INTERNET AS SOON AS THEY OPEN THEIR EYES 8.3 percent of the youth in Turkey use the Internet when they get up in the morning even before going to the toilet. 4.7 percent of those surveyed say they use the Internet before they get out of bed. 1 in 4 (28.4 percent) go online before leaving the house. 228 minutes of the total 330 minutes young people spend on the computer every day is spent online. Looking at the average time spent on the Internet, at 276 minutes in the region of the Eastern Black Sea and with 264 minutes in South-eastern Anatolia, they are at the top. As age increases, the use of the Internet decreases. Young people between the ages of 13-17 spend 222 minutes per day on the Internet while young people aged 18-24 spend 210 minutes and the age group of 25-29 spend 192 minutes. According to the survey, 53.5 minutes per day is spent on social networks. Information sharing happens through social networks too. Young people spend just 18 minutes a day checking e-mails. Those who spend the most time on social networks are young people aged 13 to 17. The Time spent on social networks decreases as age increases. The second longest time spent on the internet with an average of 42.7 minutes is to play games followed by 2.28 minutes of music / movie downloading at third place. 330 MINUTES A DAY IN FRONT OF THE SCREEN According to research by Intel, young computer owners spend 330 minutes per day on the computer. Business, socializing and entertainment purposes are at first place with 102 minutes on average. 78 minutes is spent on banking operations putting it at second place and education comes in third with 72 minutes spent on it. One-third of young people spend time on the computer in order to work for at least 2 hours a day. 40.3 percent of young people between the ages of 13-17 spend over 2 hours a day on the computer for the purpose of socialization and communication. Young people use computers mostly for socialization (84 percent) and entertainment (66.8 percent). Information and intelligence is in third place with 65.3 per cent. The 13 -17 age group and men are more fond of entertainment. 74.8 percent of males and 77.3 percent of young people between the ages of 13-17 use computers for entertainment purposes. Using computers for educational purposes is at 69.7 percent in the 13-17-age group, at 64.8 percent for youth between the ages of 18-24 and further decreases to 51.8 percent in the 25-29age range group. It is also noted that young people in rural areas make use of the Internet’s buying facilities more than the youth in urban areas. 100 90 80 70 11.0 13.1 7.2 10.8 8.8 11.0 17.5 25.3 25.2 21.8 26.9 24.9 36.6 29.8 30.0 60 50 40 14.6 15.6 7.9 5.7 13.9 16.3 17.2 28.2 19.3 6.7 9.7 20.0 9.5 4.4 12.8 27.1 23.5 6.5 10.4 19.6 30 20 10 46.4 34.2 44.3 46.3 40.0 0 İş Sosyalleşme Eğlence Bankacılık Eğitim Bilgi Almak Bilgi Ürün Satın İşlemleri Haber Alma Almak Work Socializing Fun Banking Education Obtain Obtain News Shopping Information and Information n 1 Saatten Az n 1 Saat n 2-3 Saat n 3 Saatten fazla n Hergün kullanmam less then 1 hour 1 hour 2-3 hours more then 3 hours not everyday ARALIK - DECEMBER 2012 51 52 ARALIK - december 2012 Ankara’da ilki yaşayın! Üstün ve modern mimari tasarımıyla göz alıcı, akıllı bina teknolojisi ile maximum konfor ve güvenlik, 160 m yükseklikte lounge ve bahçenizden manzara keyfi... Güvenlik/vale, concierge/lobby hizmetleri, sanat galerisi, restaurant/cafe, www.vipartreklam.com.tr yarı olimpik yüzme havuzu ve spor kompleksi. Satılık - Kiralık Mobilyalı, Mobilyasız Daireler Lounge ve örnek dairelerimizi ziyaret etmek için lütfen randevu alınız. Portakal Çiçeği Vadisi Çankaya - ANKARA info@portakalcicegiresidence.com • www.portakalcicegiresidence.com Tel: 0312 442 11 08 - 442 11 62 • Gsm: 0533 093 28 18 alama satış-kirisi of0312 442 1108 ARALIK - DECEMBER 2012 53 yeryüzü manzaraları | landscape from earth Savaş kurbanı sadece insanlar olmuyor! People aren’t the only victims of war! Ruanda’daki iç savaşta yüzbinlerce kişi öldü. Savaşın ve katliamların kurbanı sadece insanlar olmadı. Zaten kaçak avcılık sebebiyle soyları tükenme noktasına gelen gümüş sırtlı goriller de bu trajediden paylarını aldı. Şimdi sayıları 600 kadar ve koruma altındalar. Hundreds of thousands of people died in the Rwandan civil war but they weren’t the only victims of war and genocide. The silverback gorillas, which were already becoming extinct due to illegal hunting, became victims of this tragedy too. There are only 600 of them left now and they are all under protection. Yazı - By: Sarper Sesli 54 ARALIK - DECEMBER december 2012 Afrika kıtasının en büyük turizm fuarı olan Güney I was at Indaba, the biggest tourism fair of the African ‘SİSTEKİ GORİLLER’İN İZİNDE Ruanda’ya olan merakım açıkçası ‘Gorillas in the Mist’ (Sisteki Goriller) filmini seyrettiğim günden sonra artmaya başladı. Dünyada sadece 600 tane kalmış olan gorillerin neslinin tükenmesini önleyen ve Ruanda’da isminin geçtiği her yerde büyük saygı gören Amerikalı araştırmacı Dian Fossey sayesinde birçok insan gibi biz de bu eşsiz ve muhteşem deneyimi yaşayabilecektik. IN SEARCH OF THE ‘GORILLAS IN THE MIST’ My interest in Rwanda increased after I watched the film ‘Gorillas in the Mist’. We were going to be able to have this amazing experience like many others thanks to the respected American researcher Dian Fossey who prevented the extinction of gorillas which are currently only around 600 in the world. Dian Fossey was sent to the Congo in 1966 to research gorillas’ behavior but because of the civil war she was deported and carried on her research for 18 years in Rwanda. In 1970 when the first gorilla touched Dian Fossey’s hand, this was recorded as the first human/gorilla contact. Afrika’nın Durban şehrinde yapılan Indaba’daydım. Uzun süredir yapmayı düşündüğüm Ruanda ‘Goril Safari’ organizasyonu için doğru kontakları kurabileceğim tek yerde... Dört gün boyunca yaptığım araştırmalardan sonra bu turla ilgili öğrendiğim bazı şeyler beni çok şaşırttı. Goril safari izni dünyadaki en pahalı izinlerden bir tanesi. Yaklaşık 500 dolar olan bu izinden tüm dünya genelinden her gün sadece 36 kişi faydalanabiliyormuş. Bunu duyduğum zaman hemen izinlerden dört tanesine talip oldum ve bana verilen gün ağustos sonuydu. Türk turist için yeni bir ülke olsa da Amerikalı ve İngilizler için popüler ülkelerden bir tanesi olduğunu öğrendim Ruanda’nın... Herhangi bir hayvanat bahçesinde göremeyeceğiniz gümüş sırtlı gorilleri görmeyi kafama koymuştum. Benimle birlikte bu tura Türkiye’den katılacak olan arkadaşlarım İrem, Esra ve Didem de aynı şekilde bu sürenin nasıl geçeceğini düşünmeye başlamışken, ben de Ruanda organizasyonu için çalışmalara başlamıştım. Az günümüz vardı, uzun mesafeler uçulacaktı ama bunların hepsine değecek bir deneyim yaşayacağımızın farkındaydık hepimiz. continent, which is held in a city called Durban in South Africa. It is the only place to find the right contacts for the ‘Gorilla Safari’ I have been thinking about organizing. I was very surprised with some of the things I found out after four days of research regarding this tour. A gorilla safari permit is one of the most expensive permits of its kind. Apparently only 36 people a day make use of this permit that costs around 500 US dollars. As soon as I heard this I wanted to apply for four permits so I went ahead and the date given to me was at the end of august. Although it is a new destination for a Turkish tourist, I learned that this was popular with English and American visitors. I was determined to see the silverback gorillas that you can’t see in a zoo. While we started anticipating the end of August with my friends İrem, Esra and Didem who would join me on this tour, I began planning the Rwandan trip. We didn’t have much time and long distances were going to be flown but we knew the experience we would get from it was going to be worth it. ARALIK - DECEMBER 2012 55 yeryüzü manzaraları | landscape from earth THE GENOCIDE MUSEUM IS OUR FIRST STOP The three month waiting period was over and it was time to go. We met our guide Robert who would take us around all day with a 4x4 vehicle in Kigali, the capital of Rwanda. Right after we settled in our hotel, our first stop was the Genocide Museum in Kigali. Many people would think of the 1994 genocide when you mention Rwanda. Within 100 days, government supported Hutu militants killed around one million Tutsis and Tutsi supporters. This was recorded as the biggest genocide in the shortest period of time in the world. Now there is no divide as Hutu or Tutsi between the people of Rwanda. Dian Fossey 1966 yılında goril davranışlarını incelemek için Kongo’ya (Eski Zaire) gönderilmiş fakat iç savaş yüzünden sınır dışı edilerek tüm çalışmalarına 18 yıl boyunca Ruanda’da devam etmişti. 1970 yılında ‘Peanuts’ adlı goril Dian Fossey’nin eline dokunduğunda bu ilk insan ve goril kontağı olarak kayıtlara geçmişti. MONEY IS IN THE MOUTH OF A LION! After visiting the museum, we had a short city tour followed by a nice meal. The food in Rwanda is very nice and fresh but you need to be patient after you order your food. We ended the day with a great meal and went back to our hotel, as we needed to get ready for the Golden Monkey tour for the next day and go to bed early. Robert came to pick us up around five in the morning and we started our journey. I leave it to you to imagine the amazing smells while we passed by banana fields and coffee trees during the three-hour journey. Within two hours we saw many people carrying hundreds of bananas on their heads and on their bicycles; they were going to the market place in the center of the city. When I heard that this was a 40 kilometers journey, I realized how hard it was to earn money in Africa! SOYKIRIM MÜZESİ İLK DURAĞIMIZ Üç aylık süre geçmiş ve gitme vakti gelmişti. Ruanda’nın başkenti Kigali’de gün boyunca 4x4 bir araçla rehberliğimizi yapacak olan Robert ile buluştuk. Otelimize yerleşir yerleşmez ilk durağımız Kigali’deki Soykırım Müzesi oldu. Ruanda deyince birçok insanın aklına 1994 yılındaki soykırım gelir. 100 gün içerisinde hükümet destekli Hutu militanları 1 milyon civarında Tutsi ve Tutsi sempatizanı Hutu katletmişlerdi. Bu soykırım dünyadaki en kısa sürede en fazla insanın öldüğü savaş olarak kayıtlara geçmişti. Artık Tutsi ya da Hutu şeklinde bir ayrım yok Ruanda’da. PARA ASLANIN AĞZINDA! Müze ziyaretinden sonra kısa bir şehir turu yaptık ve güzel bir yemek yedik. Ruanda’da yemekler gerçekten lezzetli ve çok taze, sadece siparişi verdikten sonra biraz sabırlı olmak gerekli! Günü güzel bir yemekle bitirip otelimize döndük ve ertesi gün yapılacak olan Golden Monkey turu için hazırlanıp erkenden yattık. Sabah 5 gibi Robert bizi almaya geldi ve yola çıktık. Yaklaşık 3 saat sürecek yolculuk sırasında muhteşem muz tarlaları ve kahve ağaçlarının içinden geçerken burnunuza gelen kokunun güzelliğini tahmin etmeyi sizlere bırakıyorum. Yola çıkalı 2 saat olmuştu ki pek çok insanı kafasında ya da bisikletin üzerinde yüzlerce muzu taşırken gördük; şehir merkezinde kurulan pazara gidiyorlardı. Bu yolun 40 kilometre olduğunu öğrendiğimde, Afrika’da para kazanmanın ne denli zor olduğunu bir kez daha anladım! 56 ARALIK - december 2012 Gorillerle insanların anlaşabildiğine şahit olduk. Rehberimiz, aynı zamanda gorilce de biliyordu! Goril ailesiyle temas kurduğumuzda karşılıklı bir şeyler konuştular ve anlaştılar! Ondan sonra aileyi rahatça seyredip fotoğraflarını çektik. We witnessed how gorillas and humans communicate. Our guide could speak the gorilla language! When we came across the gorilla family they spoke and understood each other! After that we comfortably watched the family and took photos. İKİZ GÖLLER’DE BÜYÜLEYİCİ MANZARA Virunga Milli Parkı’na geldik ve rehberlerimizle tanıştık. Golden Monkey turuna başladık. Gerçekten çok keyifli ve eğlenceli bir tecrübe oldu bizim için… Sık bambu kamışlarının olduğu bir orman içerisinde çok hızlı hareket eden maymun fotoğrafı çekmenin çok gerekli olmadığına, seyretmenin daha az yorucu ve keyifli olduğuna karar verdik! Yaklaşık 2 saat süren tur bittikten sonra ilk buluşma noktamıza geri döndük. Kahveseverler için Ruanda bir cennet diyebiliriz. İçmek istediğinizde gözünüzün önünde yeşil kahve tanelerini kavurup öyle ikram ediyorlar. Tur sonrasında yorgunluğumuzu atmak için güzel birer kahve içmeyi ihmal etmedik doğal olarak. Bir sonraki durağımız Ruhengeri şehrinin kuzey doğusundaki Twin Lakes’e (İkiz Göller), Burera ve Ruhondo’ya doğru yola koyulduk. Aralarında 1 kilometrelik bir kara parçası olan bu eşsiz güzellikteki göllerin arka planında fotoğrafı daha da büyüleyici hale getiren Virunga Sıradağları’ndan oluşan manzaradan gözümüzü alamadık. Bu ülkenin eşsiz güzelliklerini tarif etmek için halk arasında şöyle denirmiş: “Tanrı gündüzleri dünyayı gezdikten sonra akşam olduğunda uyumak için Ruanda’ya gelirmiş!” GORİLLERİN SAĞLIĞI İÇİN GÜVENLİK MESAFESİ Güzel bir akşam yemeğinden sonra ertesi günkü esas aktivitemiz olan goril safarisi için hazırlıklarımızı yapıp yattık. Sabah 7’de kayıtlarımızı yaptırmak için milli parkın girişinde hazır beklerken çok heyecanlıydık. Goril safarisiyle ilgili dikkat edilmesi gereken kurallar bizlere anlatıldı. İki sebepten dolayı 7 metrelik güvenlik mesafesinin aşılmaması gerekiyordu. Birincisi gerçekten güvenliğiniz için, ikincisi olası hastalıkların hayvanlara geçmesini engellemek amaçlı… Hatta ciddi ve bulaşıcı bir hastalığınız varsa safariye alınmayabilirsiniz. Bu konuda çok hassaslar. GORİLCE KONUŞMAYI ÖĞRENMEK! Rehber konusunda çok şanslıydık; bize Dian Fossey’nin zamanında taşıyıcılığını yapmış bir rehber düşünce başladık sorulara tabii ki de... Gerçekten çok ilginç ve bilgili bir rehberle goril safari yapacağımız için şanslıydık. Yola çıkmadan önce bize bildiği dilleri sıralamaya başladı. Kinyerrwanda (yerel dilleri), Fransızca, THE MAGICAL VIEW AT THE TWIN LAKES We came to Virunga National Park, met our guide and began our Golden Monkey tour. It was really a pleasurable and fun experience for us… we decided that it wasn’t necessary to try to take photos of the fast moving monkeys in a dense bamboo forest and it was more enjoyable and less tiring to just watch them instead! When the tour ended within two hours we went back to our meeting point. We can say Rwanda is a heaven for coffee lovers. When you order coffee they serve it after roasting the green coffee beans in front of you. So naturally we didn’t miss out on having some coffee and rest for a while. We then started our journey towards Burera and Ruhondo to reach Twin Lakes, northeast of Ruhengeri. We couldn’t stop looking at the view that is created by the beautiful two lakes with a kilometer of land in between and the Virunga Mountains in the background. Apparently the people of Rwanda have a proverb that describes the unique beauty of this country and it is “God spends the day elsewhere travelling, in the night, he rests in Rwanda!”. SAFETY DISTANCE FOR THE HEALTH OF GORILLAS After a beautiful meal we prepared for our main activity, which was to be the Gorilla Safari the next day and went to bed. We were very excited while we were waiting to complete our registrations in front of the National park at 7 in the morning. The rules we should be aware of were explained to us. There are two reasons for the 7 meters safety distance rule. The first one is your own safety; the second one is to prevent the possible transmission of disease to the animals… in fact you might not be admitted to the safari if you have a serious or contagious disease. They are very serious about this subject. İlk gördüğüm dişi goril uzun bir bambu kamışının üzerinde bizi karşıladı. Derken hemen aşağısında Sabyinyo ailesinin fertleri birer birer boy göstermeye başladı. Dar, karanlık ve zor bir alanda karşılaştığımız için sabırlı davranıp fotoğraf makineme saldırmadım. Aramızdaki mesafe konum gereği zaman zaman 3 metreye kadar iniyordu. The first female gorilla I saw greeted us lying on a long bamboo cane. Meanwhile the other members of the Sabyinyo family began to appear one by one. As we met in a dark, narrow and difficult area I acted patiently and didn’t immediately grab my camera. The distance between us was forced down to 3 meters from time to time due to the nature of the location. ARALIK - DECEMBER 2012 57 yeryüzü manzaraları | landscape from earth İngilizce ve ‘Gorilce’!.. Evet yanlış duymadınız, biz de aynı şeyi düşündük. Hatta hepimizin yüzünde bir tebessüm oluşmadı değil! Önyargılı olmamaya çalışarak gorillerle karşılaşacağımız anı beklemekten başka şansımız yoktu… Rehberimiz temas kuracağımız Sabyinyo ailesiyle ilgili bilgileri bizle paylaşmaya başladığında sessizce dinledik. Dağ gorillerinin sayıları bugün sadece 600 civarı. Bunların 300 kadarı Ruanda sınırları içinde 1.600 metre ila 4.000 metre irtifada, sık bambu kamışlarının olduğu yeşillik alanlarda yaşıyorlar. Goriller, insana en yakın memeliler... Yaşam süreleri 40-50 sene kadar, erkekler olgunluğa 16 yıl civarında, dişileri ise dokuz yaşında ulaşıyorlar. Erkek goriller 15-17 yaşına eriştiğinde sırtları beyazlıyor, bundan sonra ‘gümüş sırt’ olarak adlandırılıyorlar. Sürülerin çoğunluğu bir gümüş sırt erkek ve birden fazla dişiden oluşuyor. Sürünün büyüklüğü genelde 5 ila 30 bireyle sınırlı. Sürünün lideri yine en güçlü gümüş sırt oluyor. Dişi goriller 100-120 kilo kadarken gümüş sırt erkekleri 160-220 kilo arasında. Yiyecek olarak ot ve meyveleri tercih ederken, nadir olarak böcek yedikleri de oluyormuş. GORİLCE KISA BİR SOHBET Sürekli bölgelerini değiştirdiklerinden sabah çok erken saatlerde iki tracker (iz süren) rehber goril ailesini aramaya başladı. Sürekli rehberimizle telsiz temasındaydılar. Biz de yola çıktık, yaklaşık 3 saatlik bir yürüyüş bizi bekliyordu. Kongo sınırına doğru önümüzde ve arkamızda Ruanda askerleri bize eşlik etti. Yürüdüğümüz güzergah üzerinde fil, bufalo, leopar gibi hayvanlara karşı temkinli hareket ediyorduk. Rehberimiz bizi zaman zaman durdurup gorillerin nasıl beslendiklerini ve su ihtiyaçlarını karşıladıklarını 58 ARALIK - december 2012 LEARNING HOW TO TALK TO GORILLAS! We were very lucky with our guide; as soon as we found out he had worked with Dian Fossey back in the day, of course we started firing our questions… it was such luck to have such an interesting and knowledgeable guide for the gorilla safari. Before we took off on the safari, he counted all the languages he speaks. Kinyerrwanda (local language), French, English and Gorilla Language, yes you heard it right. We can’t say hearing this didn’t make us smile but we had no choice but wait till we meet the gorillas and not have prejudgments… we listened quietly when our guide told us about the Subyinyo family we were about to visit. There are only 600 mountain gorillas left today. 300 of those are in Rwanda living in a green area covered with bamboos on a 1600 to 4000 meters altitude. Gorillas are mammals that are most similar to humans… Life expectancy is around 40 to 50; males reach maturity around the age of 16 and females around the age of 9. When males reach 15-17 their backs become white and then they are called silverbacks. Most of the gorilla groups are formed out of one silverback gorilla and several female ones. Five to thirty individuals form the groups and the strongest silverback becomes the leader of the group. While the female gorillas weigh around 100-120 kilos, the male ones weigh around 160-220 kilos. While they prefer to eat fruits and herbage apparently they also very occasionally consume bugs. A SHORT CHAT IN GORILLA LANGUAGE As they constantly change their location, two trackers began to search for the family early in the morning and kept our guide informed at all times with the help of a radio. Around 3 hours of hiking was ahead of us. Near the Congo border we were accompanied by Rwandan soldiers both in front and behind us. We were moving cautiously, wary of animals such as elephants, buffalo and leopards on our track. Our guide stopped us from time to time to show us how gorillas fed themselves and how they met their water needs. Although he tried to stop and teach us how to gösteren egzersizler de yaptırdı. Hatta bizlere gorilce bazı sesleri öğretmeye çalışsa da yola devam etmenin daha doğru bir karar olduğunda hemfikir olduk! Sonunda gorillerin görüldüğüyle ilgili telsiz anonsu geldi ve heyecanımız iki katına çıktı. Gorillerin bulunduğu noktaya 20 dakikalık yürüme mesafesinde olduğumuzu öğrenince bir an önce ulaşmak için tempoyu arttırdık. Geniş bir alana geldik ve çantalarımızı burada bıraktık. Elimizde sadece fotoğraf makinelerimiz kaldı. İlk gördüğüm dişi goril uzun bir bambu kamışının üzerinde bizi karşıladı. Derken hemen aşağısında Sabyinyo ailesinin fertleri birer birer boy göstermeye başladı. Dar, karanlık ve zor bir alanda karşılaştığımız için sabırlı davranıp fotoğraf makineme saldırmadım. Aramızdaki mesafe konum gereği zaman zaman 3 metreye kadar iniyordu. Bu muhteşem hayvanları izlemek, onlarla aynı ortamda zaman geçirmek, Dian Fossey’nin 18 yıl Ruanda’da kalma sebebini açıklamıştı! AİLECEK MİSAFİR AĞIRLAMA Merakla beklediğimiz gorilceyle aşina olduk sonunda. Rehberimiz yok uzun otların olduğu yerde oturan gümüş sırtın fotoğraflarını daha iyi çekmemiz için otları koparmaya giderken birtakım sesler çıkararak ona yaklaştı ve karşılığında da bazı cevaplar geldi. İnanılır gibi değildi, ama gorillerle insanlar konuşarak anlaşabiliyordu!.. Aile bir gümüş sırt, iki dişi, bir genç erkek ve üç yavrudan oluşuyordu. Yavaşça beslenmek için daha açık alanlara geçmeye başladılar ve fotoğraf çekmenin zamanı geliyordu. Yaklaşık 2 saate yakın Sabyinyo ailesiyle geçirmiş olduğumuz zaman unutamayacağımız ve eşi benzeri olmayan bir deneyim olarak hafızalarımıza kazındı. Dönüş yoluna geçtiğimizde yol üzerinde bir köye uğradık. Ruanda kralından avlanmaya, geleneksel danslarından tamamlayıcı tıp formüllerine kadar pek çok bilgi topladık. Kahvelerimizi yudumlayarak günün bir değerlendirmesini yaparken sertifikalarımız da geldi. Artık bu ülkedeki son günümüzü geçireceğimiz Kivu Gölü’ne doğru hareket zamanı gelmişti. Ülkenin bir ucundan diğer ucu yaklaşık 4 saat arabayla bir yolculuk... Bu yüzden ulaşım çok zor değil. Ruanda’nın küçük bir ülke olmasının avantajlarını yaşadık. Yol boyunca Robert bizi farklı yollardan götürerek köyleri de görmemizi sağladı. make some gorilla noises, we decided it was wiser to carry on with our journey instead! We then received the news that the gorillas had been sighted so our excitement immediately doubled. When we found out that we were only 20 minutes away from them we picked up our pace. We came to a large area and dropped our bags here and just took our cameras with us. At first, a female gorilla welcomed us sitting on top of a bamboo cane and all the members of the Sabyinyo family started to appear soon after. As we met in a dark, narrow and difficult area I acted patiently and didn’t immediately grab my camera. The distance between us was forced down to 3 meters from time to time because of the nature of their location. Watching these amazing animals and spending time in the same environment as them explained why Dian Fossey chose to spend 18 years here. ENTERTAINING GUESTS AS A FAMILY At last we were introduced to the gorilla language we’d all been waiting to hear. When our guide approached the silverback in order to clear some of the long bamboo canes so that we could take better photos, he made some noises and he received answers. It was unbelievable but gorillas and humans could communicate by talking! The family was made of one silverback, two females, one young male and three babies. They slowly move to other areas to feed and this signals the time to take the camera out. The two hours we spent with the Sabyinyo family is engraved in our memories as a unique experience we would never forget. We stopped by a village on our way back and collected information ranging from Rwanda‘s king to hunting, traditional dances and complementary medicine formulas. As we sipped our coffees while talking about the day, our certificates arrived. Now it was time to go towards Lake Kiyu where we planned to spend our last day. To travel from one side of this country to the other is around a 4-hour journey… that’s why transport isn’t that difficult. Robert took us on different roads to show us some other villages while we experienced the advantages to Rwanda being a small country. CIVIL WAR HAS TAUGHT THE VALUE OF PEACE! Lake Kiyu is the most popular holiday destination for Rwandan residents. We spent a whole day by the lake accompanied by a magnificent lake view. The next day İrem, Esra and Didem went home to to İstanbul via Kenya and I went back to Cape Town. This little African country is a place where the painful past has been left behind, with no security problems as well as being one of the most environmentally friendly countries as no plastic is allowed beyond the airport. It is a must to see this beautiful country and experience the hospitality of its people. İÇ SAVAŞ BARIŞIN DEĞERİNİ ÖĞRETMİŞ! Kivu Gölü Ruandalılar için en popüler tatil bölgesi. Muhteşem bir göl manzarası eşliğinde bir günümüzü göl kenarında geçirdik. Ertesi gün İrem, Esra ve Didem Kenya aktarmalı İstanbul’a, ben de Cape Town’a dönmek üzere yola çıktık Bu küçük Afrika ülkesi kötü geçmişi geride bırakmayı başarmış, güvenlik sorunu olmayan, her yerin tertemiz olduğu, havalimanından içeriye plastik hiçbir maddenin alınmadığı dünyanın en çevre dostu ülkesi olan, güzel, misafirperver insanlarıyla görülmesi, yaşanması ve tecrübe edilmesi gereken bir ülke… ARALIK - DECEMBER 2012 59 mutfak kültürü | culinary culture Bu şapkaların altında müthiş lezzetler saklı! Great tastes are hidden under these caps! Yağmurlar biraz geç olsa da nihayet yağmaya başladı. Bu yağmurların en doğal sonuçlarından biri de ormanlık alanlarda yetişen mantarların ortaya çıkması... Türkiye hem ormanlar bakımından zengin hem de yağış alan bir ülke olduğu içinde doğal olarak bol çeşitli bir mantar cenneti. Her yörenin, her bölgenin kendine has mantarları ve bunlarla yapılan birbirinden farklı yemekleri var. Dilerseniz önce Türkiye’nin bu zengin mantarlarına daha sonra da bunlarla yapılan tariflere bir göz atalım. It has finally started to rain. One of the most natural results of the rain is the appearance of mushrooms in forest areas… Turkey is a haven for mushrooms as it has a lot of forests and gets a reasonable amount of rain. Every region, every district has their own kind of mushrooms and delicious recipes to cook with them. Lets have a look at turkey’s mushrooms first and then we can move on to some recipes. Yazı - By: Ömür Akkor Ülkemizde yenebilen mantarlardan doğal olarak yetişen birçok tür var. Yaklaşık 40 türü yenebiliyor. Bunlardan birinci sırayı; ‘melki’, ‘çintar’, ‘çam mantarı’ adıyla da bilinen ‘kanlıca mantarı’ (lactarius delicious) alıyor. Bu mantar ayrıca İspanya ve İtalya’ya ihraç da ediliyor. İkinci olarak ‘kuzu göbeği mantarı’ geliyor. Bu mantar, en değerli mantarlarımızdan biri… Taze, kuru veya donmuş olarak bazı Avrupa ülkeleri ve Amerika’ya yılda 45-50 ton civarında ihraç ediliyor. Doğal ortamdan toplanıp tüketilen diğer mantar türleri arasında ilk akla gelenler ise ‘katran mantarı’, ‘sedir mantarı’, ‘ayı mantarı’ ve ‘çayır mantarı’… Biz size yenebiler mantarlar arasında lezzetiyle dikkat çeken birkaç türü tanıtmak istedik. Bunları mümkünse yerel pazarlardan almayı tercih edin. Öyle doğa yürüyüşünde ya da piknikte toplamaya kalkmayın. Zira bazı yenebilen mantarlarla zehirli mantarlar birbirine çok benziyor. Ve her yıl 10’larca kişi mantar zehirlenmesinden hayatını kaybediyor. 60 ARALIK - DECEMBER december 2012 There are a lot of kinds of edible mushrooms in our country. Around 40 types can be eaten. The first one is the red pine mushroom (lactarius delicious). This mushroom is also exported to Italy and Spain. The second one is the morel mushroom. This is one of our most important mushrooms… 45-50 tons of them are exported to Europe and America every year in fresh, dry or frozen form. Other natural mushrooms that come to mind first are the brown matsutake, the slippery jack and the field mushroom… We wanted to introduce you to some of the delicious mushrooms..try to buy these from local markets if possible. Don’t try to pick them while you are having a hike or a picnic. As some of the edible mushrooms and the poisonous ones look very similar to each other. Every year around 10 people loose their lives because of mushroom poisoning. KUZUGÖBEĞİ MANTARI THE COMMON MOREL Çok değişken büyüklükte olup, genelllikle 4-8 cm. yükseklikte ve 4-6 cm. çapındadır. Şekil bakımından kabaca yumurta gibidir; düzensiz, boyuna yönde düzgün bir sıra oluşturmayan, yuvarlak, biraz uzunca veya köşeli olabilen oldukça geniş, derin olmayan oyukları vardır. Şapkanın dip kısmı sapa dik olarak oturur. Mum kıvamında, gevrek ve kırmızımtrak sarı renktedir. Hoş bir tada ve kokuya sahiptir. Toprakta, orman açıklıklarında, yol ve akarsu kenarlarında, bitki örtüsü yanmış arazide ilkbaharda, mart ve mayıs ayları arasında görülür. Akçaağaç, fındık, kayın, dişbudak ve karağaçların altında tek tek bulunur. Yemeği sıkça yapılan bir mantardır, yavaş pişirildiği zaman çok lezzetli olur. Pişirilmeden önce çok iyi temizlenmelidir. Bir oturuşta çok fazla yenmemelidir. The size usually varies but it is around 4-8 cm. high and 4-6 cm. wide. It resembles an egg. It has shallow irregular vertical grooves, it is round and long or sometimes sharp and wide with shallow cavities. The bottom of the cap sits upright on the stalk. It is reddish yellow and as hard as a candle. It has a pleasant smell and taste. It is spotted during spring around the months of March and May and it grows in the earth, in forests, on roadsides and riversides or on earth that has been burnt. It is also found under Maple, hazelnut, beech, ash and elm trees. It is a delicious mushroom if it’s cooked slowly. It should be cleaned very well before cooking and large quantities shouldn’t be consumed at a time. DOMALAN Ünlü trüf mantarının akrabasıdır. Diğer mantarlardan farklı olarak toprağın altında yetişir. Bu mantar; küremsi, birazca uzun ve armut veya soğan, patates şeklinde, 3 cm kadar ceviz büyüklüğündedir. Yüzeyi derin, dar oluklu, labirent gibidir. Dış kısmı kösele gibi, esnek ve sarı esmer renktedir. Gençken saman rengindedir, daha sonra esmer ve pas rengine döner. Yüzeyi ince tüylüdür, bilhassa dibinde, bükülmüş yuvarlak, ince esnek iplikler vardır. Oldukça nadir bulunan bu mantar her yerde yetişebilir. Özellikle kumlu iğne yapraklı ve çam meşçereleri toprağında yapısı toprak içinde olmak üzere gelişir. Temmuz-kasım ayları arasında görülür. ÇÖREK MANTARI THE PORCINO (PENNY BUN) Şapkası 10-20 cm büyüklükte, bazan biraz daha geniştir. Yarım küre şeklinde, daha sonra tümsek, nihayet yayvandır. İyi pişmiş, kabarmış çöreğe benzer. Kenarı başlangıçta içeri kıvrıktır. Şapkanın zarı düzgün değil, çıplak ve kurudur. Islak olduğu zaman parlar ve hafif yapışkandır. Rengi çok değişken, kestane kahverengimsi veya soluk olabilir. Gençken sert, beyazımtırak, olgun numunelerde yumuşak, sünger gibi sarımtıraktır. Şapkada dış zarın altına gelen kısımda esmerimtıraktır. Hazirandan ağustosa ve eylülden aralığa kadar yapraklı ağaçlardan meşe, huş, bilhassa kayın, iğne yapraklılardan çam, bilhassa genç ladinlerin altında ve çevresinde, ormandaki yol kenarlarında, genelde çok sayıda, bazen tek tek görülür. Hoş kokusu ve fındık gibi, mülayim, hoş ve lezzetli tadıyla yenilebilen en iyi mantarlardan biridir. Kurutularak veya yağ içinde saklanabilir. THE PERIGORD TRUFFLE It is in the same family of famous truffle mushrooms. Different to other mushrooms, it grows under the earth. It resembles a potato, an onion or a pear and grows to 3cm in size like a walnut. The surface is like a labyrinth with dents. The outer layer is like leather, yellowish brown and flexible. It is the color of hay when it is young and becomes a brownish rusty color as it grows older. The surface is slightly hairy especially on the bottom of it there are flexible thin fibers. This rare mushroom can grow everywhere, especially in the sandy earth of pine tree areas. It is spotted during July to November. The cap of this mushroom is between 10-20cm and sometimes a bit bigger. It is in the shape of a half sphere, with a bump and then becoming flat. It looks like a raised bun. Its sides are turned inwards. The cap’s membrane isn’t smooth but bare and dry. When it is wet it shines and becomes a little sticky. The color varies; it can be chestnut brown or pale brown. When it is young it is white and hard and when it is older it becomes yellowish and spongy. The part under the cap is brownish. It is usually found at the bottom or around leafy trees such as oaks, birch trees and especially beech trees as well as needled trees like the pine or the young spruce and on the roadsides of forests often growing in clumps or sometimes on their own during the periods of June to August and September to December. It is one of the best mushrooms with its pleasant smell and pleasant nutty taste. ARALIK - DECEMBER 2012 61 mutfak kültürü | culinary culture KANLICA MANTARI Büyüklüğü 5-15 cm kadardır. Mantar gençken ortası hafifçe çukurdur, kenarı içeri kıvrıktır, büyüdükçe ortası daha da çukurlaşarak hemen hemen huni şekline döner. Rengi turuncudur, açık sarıdan erik sarısına kadar değişir, kenarda 1 milimetre genişlikte halka halinde açık parlak sarıdır ve belirgindir. Genel görünüşle turuncu ve sarıdan ibaret halkalıdır. Yeşil renklenme yoktur. Çam ormanı açıklıklarında, çayırlıklarda, Avrupa’da yapraklı ağaç ormanlarında, ilkbahar ve sonbaharda yağmurlardan sonra görülür. Mantar gençken, kırılıp koparıldığı yerinden portakal renkli bir sıvı çıkarır, bu sıvı havayla temas edince kırmızı olur, iki saat sonra kırmızımtırak portakal esmeri renk alır. Mantarın tadı acı, fakat lezzetlidir. ÖKÜZ MANTARI THE JERSEY COW MUSHROOM Şapkası 4-10 cm büyüklüğündedir. Önce tümsektir, daha sonra yayvanlaşır. Düz ve yapışkandır. Renk bakımından kırmızımtrak kösele gibidir, aşağıdan bakıldığında kenarı beyazdır. İğne yapraklı ağaç meşçerelerinde bilhassa çam altında çok sayıda ortaya çıkar. Temmuzdan aralığa kadar görülebilir. Tadı mülayim, kokusu hoş ve meyvemsi olan bu mantar yeme bakımından gençken iyidir, fakat hemen böcek kurtlarıyla dolar. Kesildiğinde böcek kurtlarının açtığı oyuklar kolayca görülebilir. Yaz sonları ve sonbaharda ortaya çıkan bu mantar, yapışkan şapkası, sap üzerinde devam eden borucukları, geniş köşeli delikçikleriyle dikkat çeker. THEREDPINEMUSHROOM It is between 5-15 cm in size. When it is young the middle part is slightly dented and its sides are turned inwards. As it grows older the middle part becomes more and more dented resembling a funnel. It is orange in color and the color range changes from light yellow to plum yellow. One millimeter of the sides are light yellow and shiny. Generally it is orange and yellow and it wouldn’t have any green coloring. It is found around European leafy trees, meadow places and pine forest areas during the spring and autumn after rain. An orange colored liquid seeps out when the mushroom is picked young or broken. This liquid becomes red when it comes into contact with the air. Around two hours later it turns a reddish burnt orange color. This is a tasty mushroom. The cap is 4-10 cm. it is initially convex, then flat. It is flat and sticky. It is a reddish colour with a leathery texture. When it is looked at from below the sides are white. It is spotted under coniferous trees particularly under pine trees. It can be found during the months of July to December. This mushroom is best eaten when it is young as it becomes infested with insect worms as the time goes by. It tastes mild with a nice fruity scent. When it is cut the hole made by insect worms become visible. This mushroom appears during the end of summer and beginning of autumn and has a sticky cap and large, angled tubes on its stalk. TİRMİT MANTARI THE WEEPING MILK CAP 5-15 cm kadar büyüklükte, kuru ve et gibi olan şapkası yapışkan olmaz. Gençken yarım küre şeklinde tümsek olup olgunlaşınca açılır ve derin olmayan huni şekline dönüşür, üst tarafı düzensiz, dalgalı gibi bir hal alır. Kenarı başlangıçta içeri kıvrıktır, daha sonra düzensiz olarak dalgalı olur. Gençken sarımtırak kahverengi, olgunlaşınca kırmızımsı kahverengi olan mantarın iki formu vardır: Kırmızı kahverengi tipi iğne yapraklı ağaç ve kayın ormanlarında yosunlar arasında gelişir, ateş sarısı tipi yalnızca kayın ve meşe ormanlarında bulunur. Temmuz ve aralık ayları arasında yapraklı ağaç, bilhassa kayın ormanlarında ve sınırlarında gelişir. The cap is between 5-15 cm. It is dry, meaty and not sticky. When it is young it has a dent like a half globe and as it gets older it becomes hollow like a shallow funnel. The top part becomes irregular and wavy. It is yellowish brown when it is young and becomes reddish brown, as it grows older. There are two kinds: the reddish brown kind grows between seaweed in coniferous and beech forests. The fire yellow kind only grows in beech and oak forests. It grows particularly well around leafy trees and beech forests during the months of July to December. 62 ARALIK - december 2012 ARALIK - DECEMBER 2012 63 mutfak kültürü | culinary culture Yöre mutfaklarından tarifler… Some regional recipes… MELKİ KAVURMASI RED PINE SAUTEE MALZEMELER: 1 kilo kanlıca mantarı (melki), bir kuru soğan, iki yemek kaşığı tereyağı, bir çay kaşığı karabiber, bir çay kaşığı tuz… TARİFİ: Mantarlar yıkanır, bir tencereye konarak 15 dakika haşlanır. Haşlanan mantarlar süzülür. Bir tavada yemeklik doğranan soğan tereyağıyla kavrulur. Üzerine, suyu iyice sıkılan mantarlar ilave edilip karabiber ve tuz eklenir. 5 dakika daha pişirilip servis edilir. Bu mantarlar haşlandıktan sonra şişe takılarak yahut direk olarak sobanın üzerinde külbastı gibi de pişirilebilir. IngredIents: 1 kilo of red pine mushrooms, 1 onion, 2 tablespoons of butter, a quarter of a teaspoon of black pepper, a quarter of a teaspoon of salt… RecIpe: Wash the mushrooms; boil them for 15 minutes and drain. Sautee the onions with butter in a separate pan. Add the well-drained mushrooms to the pan then add the salt and pepper too. Cook for a further 5 minutes and serve. Once these mushrooms are boiled and drained they can be put on a skewer or can be put directly in a wood stove and grilled. YABANİ MANTAR YEMEĞİ WILD MUSHROOMS MALZEMELER: 1 kilo yenebilen yabani mantar (melez mantarı ya da öküz mantarı olabilir), bir kuru soğan, yarım su bardağı zeytinyağı, bir yemek kaşığı tuz, bir yemek kaşığı karabiber… TARİFİ: Mantarlar yıkanarak tencereye konur ve suyu çekene kadar pişirilir. Daha sonra zeytinyağı, karabiber, tuz ve yemeklik doğranan soğan ilave edilip 20 dakika daha pişirilip servis edilir. İçine kıyma koyularak yapılan tarifi de vardır. IngredIents: 1-kilo of edible mushrooms (It could be jersey cow or bolete), 1 onion, half a cup of olive oil, 1 tablespoon of salt, 1 tablespoon of black pepper… RecIpe: Wash the mushrooms and cook in an empty pan until they soak back up their own water. Add all the other ingredients and chopped onions and cook for a further 20 minutes then serve. You can also put minced meat in it. 64 ARALIK - december 2012 yerli üretim local product COOPERATION SUPPORT ESNEK ÜRETIM succe s s benefit iletişim COMMUNICATION tecrübe export ihracat d i n a m i z m innovation sorumluluk nice SENELERE BEST wishes 2013 ARALIK - DECEMBER 2012 65 mutfak kültürü | culinary culture DAĞ MANTARLI PİLAV MOUNTAIN MUSHROOM RICE Malzemeler: Yarım kilo dağ mantarı, bir tavuk göğsü, iki su bardağı pirinç, üç yemek kaşığı tereyağı, iki yemek kaşığı çam fıstığı, bir çay kaşığı karabiber, bir çay kaşığı tuz, üç su bardağı su… Tarifi: Tavuk göğsü üç su bardağı suyla haşlanır. Pirinçler 45 dakika sıcak suda dinlendirilir. Haşlanan tavuk göğsü küp küp doğranır. Bir tencerenin içinde dörde bölünmüş mantarlar, küp küp doğranan tavuk eti, çam fıstığı ve pirinç üç yemek kaşığı tereyağıyla kavrulur. Kavrulan tüm malzemeye tuz, karabiber ve kaynar durumda olan tavuk suyu da ilave edilip, suyu çekene kadar pişirilir. Suyunu çeken pilav dinlendirilerek servis edilir. IngredIents: Half a kilo of mountain mushrooms, one chicken breast, 2 cups of rice, 3 tablespoons of butter, 2 tablespoons of pine nuts, 3 cups of milk, a quarter teaspoon of salt and black pepper… RecIpe: Boil the chicken breast in 3 cups of water. Soak the rice in hot water for 45 minutes. Chop the cooked chicken breast into cubes and quarter the mushrooms. The chopped chicken, mushrooms, rice and pine nuts are then sautéed in the 3 tablespoons of butter. The salt, pepper and the boiled chicken stock is added to this mixture and cooked until it has soaked up all the water. The dish should then rest for a little while before being served. YABAN MANTARLI KUZU LAMBWITHWILDMUSHROOMS Malzemeler: Yarım kilo kuzu göbeği mantarı, yarım kilo kuşbaşı kuzu eti, yarım su bardağı zeytinyağı, bir kuru soğan, iki biber, iki domates, iki patates, 20 çekirdeksiz siyah zeytin, bir su bardağı kıyılmış maydanoz, bir tatlı kaşığı kekik, bir çay kaşığı tuz… Tarifi: Yemeklik doğranan kuru soğan ve kuşbaşı et suyu çekilene kadar kavrulur. Yağı ilave edilip üzerine küp küp kesilmiş patates, ince doğranmış biber, domates ve mantarlarla zeytini ilave edilip kavrulmaya devam edilir. Baharatları da konulduktan sonra 30 dakika karıştırılmadan ağzı kapalı olarak pişirilir. Üzerine maydanoz koyularak servis edilir. IngredIents: Half a kilo of morel mushrooms, half a kilo of chopped lamb meat, half a cup of olive oil, 1 onion, 2 peppers, 1 tomato, 2 potatoes, 20 pitted black olives, one cup of chopped parsley, 1 teaspoon of oregano, a quarter of a teaspoon salt. RecIpe: Sautee the chopped onion and lamb until it is dry. Add the oil, cubed potatoes, finely chopped peppers, tomatoes, mushrooms and olives and carry on cooking. After adding the herbs and salt, put the lid on it and cook it without stirring for 30 minutes. It is served with the chopped parsley on top. 66 ARALIK - december 2012 ARALIK - DECEMBER 2012 67 dünyanın kültürü | cultures of the world Her kültürün yılbaşısı kendine göre... Every culture has its own New Year celebration… Yeni yıl dünyanın birçok yerinde büyük bir coşkuyla kutlanıyor. Göz kamaştırıcı havai fişek gösterileri, konserler, ışık oyunları ve birlikte eğlenen milyonlarca insan… Bunlar bizim bildiğimiz kutlama yöntemleri. Bir de bilmediklerimiz var. Yılbaşı dendi mi Hıristiyan ve Batı kültürünün bir unsuru gibi görüyoruz, ama gerçek pek öyle değil! The New Year is celebrated with excitement all around the world. Eye catching firework displays, concerts, light displays and millions of people having fun… these are the celebration methods we know but there are those methods we don’t know. When we say New Year, Christianity and the Western world comes to mind at first but the reality isn’t exactly like that! Yazı - By: Seda Emeksiz 68 ARALIK - december 2012 Once we get the crisps, cokes and cash for bingo while we choose a TV channel with the least talk and most belly dancing; we can consider our New Year’s Eve preparations done… although some might spend the evening out partying, New Year’s Eve is like we described above to most of us. This isn’t the case all around the world though; every country has their traditions and beliefs about this special evening. Among those it is possible to come across burning fires, those screaming and those having laughing fits. For whom the bell tolls or is an earthquake happening! JAPAN Cipsleri kolaları hazırlayıp, bir de tombala için bozuk para ayarlayıp, televizyonda da az konuşmalı bol müzikli bir program açtık mı tamamdır, yılbaşı gecesi için hazırlıklar bitmiştir… Her ne kadar geceyi dışarıda eğlenerek geçirenler olsa da birçoğumuz için yeni yıl demek yukarıda saydıklarımız demek. Ancak bu tüm dünya için geçerli değil elbette. Her ülkenin kendine has gelenekleri ve bu özel geceyle ilgili inanışları var. Bunların içinde ateş yakanlara da, çığlık atanlara da, kahkaha krizine girenlere de rastlamak mümkün. Çanlar kimin için çalıyor, yoksa deprem mi oluyor! Imagine you are walking down the street minding your own business and all of a sudden everyone you know or don’t know wishes you a happy new year. So you wish the same back… This odd sounding behavior is a New Year tradition in Japan. In this mainly Buddhist and Shinto country when the New Year celebrations join the Shogatsu festival it carries on for three days. Special New Year meals are prepared during this time. All the food put in colorful boxes have different meanings. For example if I give you a box full of shrimps, that would mean I am wishing you long life. By the way it is useful to warn you beforehand if you are planning to be here on the 31st of December because it may be scary to experience a sudden ringing of 180 bells followed by everyone having a laughing fit. But don’t worry this is a tradition based on the belief that this gets rid of bad spirits and bad luck. JAPONYA Bir düşünün; dışarıda kendi halinizde yürürken tanıdığınız ya da tanımadığınız herkes size ‘mutlu yıllar’ diliyor. Elbette siz de aynı şekilde onlara… Kulağa garip gelen ancak yapılmadığı takdirde hoş karşılanmayan bu davranış Japonya’da bir yılbaşı geleneği. Ağırlıklı olarak Budist ve Şinto olan ülkede yeni yıl kutlamaları Şugatsu adı verilen bayramla birleşince üç gün sürüyor. Şugatsu süresince de özel yılbaşı yemekleri hazırlanıyor. Renkli kutuların içerisine konulan yiyeceklerin her biri farklı bir anlam ifade ediyor. Mesela ben size karidesle dolu bir kutu verirsem bilin ki uzun bir ömür yaşamanızı diliyorum. Bu arada ülkeye 31 Aralık gecesi yolunuz düşerse sizi şimdiden uyarmakta fayda var. Çünkü birden bire çalan 108 tane zil sesi ve hemen ardından herkesin çılgınlar gibi kahkaha atmaya başlaması korkmanıza neden olabilir. Ama korkmayın çünkü bu durum Japonlar’ın uğursuzluğu ve kötü ruhları kovmak için yaptığı bir inanıştan ibaret. ARALIK - DECEMBER 2012 69 dünyanın kültürü | cultures of the world They are surfing while we wait for snow AUSTRALIA We usually think of white trees and shimmering streets when the New Year is mentioned. But not this time as our next stop is Australia… The usual ways of celebrating turn upside down and the New Year is celebrated with picnics, beach parties and even surfing. Towards midnight people get together in parks, light candles, hold hands and welcome the New Year singing together. One of the other traditions there is to make a lot of noise. The reason for all the unbearable horns playing, the whistling, sparkler explosions and all of the other noise making methods is to get rid of bad spirits from the previous year. Let them go to the mountains and rocks! SPAIN Spanish people are in trouble with bad spirits therefore they developed some techniques to fight this problem. One of them is walking down the streets holding flashlights, another one is leaving the windows and doors open on New Year’s Eve so that the black dogs who come from underground can take any bad spirits away with them. The final one is eating 12 grapes; each one brings luck for every month of the year. Biz kar beklerken, onlar denizde sörf yapıyor! AVUSTRALYA Yılbaşı dendiği zaman genellikle gözümüzün önüne bembeyaz ağaçlar, ışıl ışıl sokaklar gelir. Ancak bu kez değil. Çünkü şimdiki durağımız Avustralya… Ülkede yeni yılın yaz aylarına denk geliyor olması bilinen kutlamaları da ters yüz ediyor. Burada yılbaşı pikniklerle, kumsal partileriyle hatta sörf yaparak karşılanıyor. Özellikle gece yarısına doğru herkes yakındaki bir parkta toplanıyor ve mumlar yakılarak, el ele tutuşup şarkılar söylenerek yeni yıla giriliyor. Ülkedeki yeni yıl geleneklerinden biri de gürültü yapmak. Evet yanlış duymadınız. O dayanılmaz korna sesleri, maytap patlamaları, ıslıklar ve daha birçok yöntemle çıkarılan gürültünün amacı, eski yıldan kalan kötü ruhları kovmak. Çıksın gitsin dağlara taşlara! İSPANYA İspanyollar’ın da başları kötü ruhlarla dertte. Bunun için de kendi inanışlarına göre bazı yöntemler kullanıyorlar. Bunlardan biri yakılan meşalelerle sokaklarda dolaşmak. Bir diğeri ise yeni yıl akşamı evlerin tüm kapı ve pencerelerini açık bırakmak. Nedeni de yeraltından geldiğine inanılan siyah köpeklerin önceki yıla ait kötü şeyleri de yanlarına alarak geçip gitmesi... Son olarak da İspanyollar geceyi 12 adet üzüm tanesi yiyerek tamamlıyor. Her bir üzüm tanesinin, yılın her ayı için şans getireceğine inanılıyor. 70 ARALIK - december 2012 4 Yeni yıl ilk kez 4 bin yıl önce eski Babil’de ilkbahara denk düşen bir zamanda kutlanmaya başlandı. 4 Yılbaşı ağacının kökeni çok eskilere Antik Roma’ya kadar dayanıyor. 4 Süslenmiş ilk yılbaşı ağacı 1510 yılında Letonya Riga’da satıldı. 4 Pasifik’teki ada devletleri Kiribati, Samoa ve Tokelau yeni yıla tüm dünyadan önce giriyor. 4 The New Year’s Eve was first celebrated 4 thousand years ago in ancient Babylon around the springtime. 4 The Christmas tree goes back to Antique Rome. 4 The first decorated Christmas tree was sold in Latvia, Riga in 1510. 4 The Pacific island states of Kiribati, Samoa and Tokelau celebrate the New Year before everywhere else in the world. ARALIK - DECEMBER 2012 71 dünyanın kültürü | cultures of the world Women always have the same aim; to do house cleaning! CHINA While we are on the subject of bad spirits let’s mention China’s way of getting rid of them. This is actually something we are familiar with. Although the dates and aims are different, it all sounds familiar. The women readers won’t like reading this but in China they have an extreme cleaning ritual similar to the ones we have for our religious festivals. They believe this gets rid of the bad spirits. After getting rid of the spirits with an immaculate cleaning it becomes a must to prepare a feast. It is a family tradition to eat all together on New Year’s Eve and similar to Japan, different food have different meanings. For example, chicken is served whole to represent ‘family unity’. Before we forget to mention also that the date of New Year’s Eve changes every year in China, it falls between the 21st of January and the 19th of February. Kadınların derdi hep aynı; ev temizliği yapmak! ÇİN Kötü ruhlara değinmişken şimdi de Çin’deki kötü ruhları kovma ritüeline değinelim. Aslında yabancısı olmadığımız bir durumdan bahsedeceğim size. Gerçi yapılış tarihi ve amacı farklı olsa da kulağa çok tanıdık geliyor. Bu yazıyı okuyan kadınların hoşuna gitmeyecek ama Çin’de de bizdeki bayram temizliği gibi hummalı bir yeni yıl temizliği yapılıyor. Bu şekilde evdeki kötü ruhların kovulduğuna inanılıyor. Ev temizlendiğine, kötü ruhların da kovulduğuna göre enfes bir ziyafet sofrası kurmak elbette kaçınılmaz oluyor. Zira ailecek yenilen yılbaşı yemeği de Çin’in geleneklerinden biri. Burada da tıpkı Japonya’daki gibi yiyeceklere özel anlamlar yüklenmiş durumda. Mesela tavuk bütün olarak yeniyor. Bütün olmasının nedeni ise ‘aile birliğini’ ifade etmesi. Unutmadan söyleyelim, Çin’de yeni yıl günü her sene 21 Ocak ile 19 Şubat arasında değişiyor. Ben bu anı daha önce yaşamıştım! RUSYA Rusya’da yeni yıl tekrar tekrar geliyor. Şöyle açıklayalım; ülkede öncelikle 31 Aralık’ı 1 Ocak’a bağlayan gece yılbaşı, tüm dünyayla birlikte kutlanır. Aradan 13 gün geçer ve siz deja vu yaşadığınızı sanırsınız. Çünkü yeni yıl yeniden kutlanır. Gerçi adı her ne kadar artık ‘eski yeni yıl’ diye adlandırılsa da eğlence yönünden hiç de ilk kutlamadan geri kalır yanı yoktur. Bu çifte kutlamanın nedeni ise eski takvimle yeni takvim arasındaki 13 günlük farktan kaynaklanıyor. Onlar da bu farkı avantaja dönüştürerek doyasıya eğlenme fırsatı yakalıyor. Hatta iki yılbaşı olunca kutlama alternatifleri de artıyor. Örneğin ilk yeni yılı ailesiyle geçirenler ikincisini arkadaşlarıyla geçiriyor. 72 ARALIK - december 2012 I experienced this moment before! RUSSIA The New Year comes again and again in Russia. Let us explain; the evening of the 31st of December is celebrated as New Year’s Eve in the rest of the world. Thirteen days later you would feel like you are having a Déjà vu because it is celebrated again. Although the name of this one would be the ‘old new year’ the celebrations are exactly the same as the ones that occurred thirteen days earlier. The reason for this double celebration is the difference between the old and the new calendar so they turn this to their advantage and get a chance to have a lot of fun. Also as there are two celebrations the alternatives double too; for example those who spent the first one with their family get a chance to celebrate the second one with their friends. ARALIK - DECEMBER 2012 73 dünyanın kültürü | cultures of the world Not a good day to propose! SCOTLAND If you have dark hair and you bear a present, don’t hesitate to be a guest in a Scottish persons’ house. Because they believe the first person to enter their house on New Year’s Eve will either bring good or bad luck, if you meet the description above you would be their angel and be treated amazingly all night. Lets underline an interesting point; if you happen to have a Scottish girlfriend, don’t plan to propose to her on this night as you might get rejected based on the belief that it is a bad luck. Evlilik teklif edilecek en son gün! İSKOÇYA Koyu renk saçlarınız varsa ve elinizde bir hediye bulunuyorsa hiç durmayın ve yeni yılda bir İskoç’un evine misafir olun. Çünkü onlar yeni yılda evlerine giren ilk kişinin kendilerine iyi ya da kötü şans getireceğine inanıyor. İşte bu nedenle eğer yukarıdaki özelliklere uyuyorsanız siz onların şans meleği olacaksınız ve bütün gece el üstünde tutulacaksınız. İskoç geleneklerine göre ilginç bir noktanın da altını çizmekte fayda var. Olur ya bir ihtimal denk gelir ve İskoç bir kız arkadaşınız olursa ona sakın yılbaşı gecesi evlenme teklif etmeyin. Zira bunun uğursuzluk getireceğine inanılan geleneklere göre teklifinizin reddedilmesi kaçınılmaz olacaktır. Ölüler gününüz kutlu olsun! MEKSİKA Biz yeni yıl desek de durum Meksikalılar için aynı değil. Onlara göre bu gün ‘Ölüler Günü’… Ürpermekte haklısınız ama sakin olun çünkü bu sizin düşündüğünüz gibi bir ölüler günü değil. Yani kimse mezarından çıkıp parti yapmıyor. Partiyi yapanlar cadı, vampir ya da hayalet kostümü giyen Meksikalılar. Bu kostümleri giyen kişiler kapı kapı dolaşarak şekerleme ve kurabiye gibi yiyecekler topluyor. Bunları veren ev halkı da ölüleri beslemiş olduklarına inanarak o gece rahat bir uyku uyuyor. MEXICA We call it the New Year they call it the ‘Day of the Dead’. You are right to have shivers but relax; it is not the way you think it might be. Nobody comes out of his or her grave to party. The ones partying are the Mexicans dressed as witches, vampires or ghosts. These people go door-to-door collecting treats like candies and cookies and the people offering the treats have a restful sleep that night believing they fed the dead. Gitti güzelim porselen yemek takımları! Those beautiful porcelain dinner sets are gone! Ülkenin en ilginç yeni yıl geleneği kapıların önünde görebileceğiniz kırık tabaklar. Sokak sokak dolaşan halk, sevdiklerinin kapılarında tabak kırıyor. 1 Ocak sabahı kapınızda ne kadar çok kırılmış tabak yığını varsa o kadar seveniniz var ve önünüzde uzanan yıl o kadar mutlu geçecek anlamına geliyor. One of the most interesting New Year’s Eve traditions of this country can be seen as broken plates in front of the houses. People go from street-to-street breaking plates in front of the doors of their loved ones. On the 1st of January the amount of broken plates in front of your door indicates how loved you are and how happy you will be during the next year. DANİMARKA 74 Happy day of the dead! ARALIK - december 2012 DENMARK ARALIK - DECEMBER 2012 75 keşif | explore Latin Amerika’nın ‘güzellikler’ diyarı Latin America’s land of beauty Venezüela deyince akla gelen iki şey var, biri güzel kızları, öteki ABD’ye kafa tutan lideri Hugo Chavez. Birincisinin müsebbibi dünya güzellik yarışmaları… Bu yarışmalarda Venezüellalı güzeller o kadar çok derece alıyor ki, insan bu memlekete gidince adım başı bu güzelliğe rastlayacağına inanıyor. Hemen belirtelim, Venezüela’ya bu ümitlerle giden herkes bir parça hayal kırıklığıyla geri dönmüş! As soon as we utter the name of Venezuela, there are two things that pop up in one’s mind: its beautiful women and its anti-imperialist leader Hugo Chavez who is a vocal critic of American neoliberalism and capitalism. The reason of the first one is the international beauty contests. Venezuelan women are famous for being the queens of these contests and when you go to Venezuela, you think that you will run into one of these beauties at any moment in any street. But we should add this immediately: Whoever had been to the country with this hope, returned home quite dissappointed. Yazı - By: Seda Emeksiz 76 ARALIK - december 2012 Venezuela’nın yaklaşık yüzde 40’ı ormanlarla kaplı. Maracaibo alçak arazilerinde, Cardillera de Mérida’nın aşağı yamaçlarında ve Guyana yüksek arazilerinin güneybatı dağ eteklerinde sık ormanlar bulunuyor. Ülkede bulunan belli başlı vahşihayvanlar ise büyük yabankedisi, jaguar, puma, ayı, geyik, tapir ve maymun. A large portion of Venezuela (%40) is covered with forests. There are dense forests in Maracaibo plain, the lower parts of Cardillera de Merida and the southeastern slopes of the highlands in Guyana. Wild animals of Venezuela are diverse and include jaguar, puma, bear, capybara, wild cat, deer and monkey. Bundan 20 yıl öncesine kadar daha çok güzellik yarışmasında birinciliği kaptırmayan kızlarıyla tanırdık bu ülkeyi… Oysa ki, doğal güzellikleriyle Brezilya ile yarışacak kadar zengin bir ülke Venezüela… Bir diğer özelliği ise Amerika kıtasının en zengin petrol yataklarına sahip olması… Biraz daha dünya siyaseti ve tarihiyle ilgisi olanlar içinse o ülke Simon Bolivar’ın vatanı... Yani Latin Amerika’da ulusal kurtuluş mücadelesini başlatan siyasetçinin… HER YERDE ULU ÖNDER BOLIVAR VAR! Sözün özü, Venezuela’nın ‘kafa tutma tarihi’ Hugo Chavez ile de başlamıyor. Güney Amerika’nın kuzeyinde yer alan bu büyük ülkenin meydanlarına, caddelerine ismini veren, Bolivar da kafa tutanlardan. Kafa tutmakla kalmayıp ülkeyi bağımsızlığına kavuşturan ‘kurtarıcı’... Yalnızca Venezüela’yı mı, hayır! Koskoca kıtayı özgürlük ruhuyla tanıştıran isim Simon Bolivar. Venezüela ile birlikte Kolombiya, Panama, Ekvador, Bolivya, ve Peru’yu da bağımsızlığına kavuşturan lider. Bolivar bir milli kahraman olmanın ötesine geçmiş, Latin Amerika’nın kahramanı olmuş. Burada, Caracas Havalimanı Simon Bolivar Havalimanı olarak anılıyor, okulların yarısı Bolivar Okulu, büyükçe şehirlerden birisinin adı Bolivar, para birimi Bolivar, ülkenin adı bile Bolivarcı Venezüela Cumhuriyeti… Bolivar isminden daha çok ‘Libertador’ namıyla anılıyor, yani ‘Kurtarıcı’. 19’uncu yüzyıl başında bağımsızlık mücadelesini başarıyla tamamlayan bu liderin varlığı, Until twenty years ago, we used to know this country only from international beauty contests, where the Venezuelan women were always the winners. However Venezuela’s natural beauties is as immense and rich as Bresil’s. Also, Venezuela has some of the largest oil and natural gas reserves in the world. For those who are more interested in world politics and history, Venezuela is Hugo Chavez’s country, who is one of the most important pioneers of Latin American nationalist independence movement. NAME OF THE GREAT LEADER BOLIVAR IS EVERYWHERE! Indeed, the rebellious history of Venezuela does not begin with Hugo Chavez. Bolivar is one of those leaders whose name is given to public squares and boulevards of this immense country located on the northern coast of South America. He is not only the insubordinate rebellious leader, but also the “saviour” of the country. Did he pionered the independence of Venezuela only? No! He is the one who has introduced the spirit of freedom and independence to the whole continent. Along with Venezuela; Colombia, Panama, Ecvador, Bolivia and Peru, too, gained their political independence as a result of Bolivian Movement. Bolivar is not only the national hero of Venezuela but of entire Latin America. The Caracas Airport is called Simon Bolivar Airport, half of the schools in the country are named after Bolivar, the name of one of the big cities is Bolivar, the currency unit is Bolivar, even the name of the country is Bolivarian Republic of Venezuela... he is proclaimed as “El Liberdator,” which means the “Liberator.” The independence movement conducted and accomplished by Bolivar at the begining of the nineteenth century, makes it easier for us to understand where Hugo Chavez derives and owes his public force now. ARALIK - DECEMBER 2012 77 keşif | explore Chavez’in gücünün nereden geldiğini de bir parça açıklıyor… Petrol ülkesi Venezüela’nın başkenti Caracas, deniz kıyısındaki havalimanına 30 kilometre kadar uzakta ve yüksek Avila Dağı’nın arkasında… Tipik bir Latin Amerika kenti burası. İnsanların hayatı açık alanlarda yaşadığı, birbirleriyle meydanlarda, kafelerde bir araya geldiği… Buranın bir farkı etrafta çok fazla polis ve askere rastlanması. Ayrıca, 5 milyon nüfuslu bu şehirde, 2 milyon araç var. Dolayısıyla İstanbul’dan gidenler kendilerini pek yabancı hissetmeyecekler, trafik İstanbul’u aratmıyor. Tropik iklimin egemen oldtuğu bölge yemyeşil ve sürekli yağmurlu. Yağmurun ardından güneş başını çıkartsa da, hemen sonra yeniden bir yağmur bastırabilir. 78 ARALIK - december 2012 Venezuela is a country with proven oil reserves and its capital city is Caracas, located in the northern part of the country, following the countours of the narrow Caracas Valley on the Venezuelan coastal mountain range. It is 30 kilometres to the airport at the seacoast. Caracas is a typical Latin American city, people come together at cafes, public squares, always in the open air and outside the houses. However you see too many soldiers and police around. Moreover there are two millions of motor cars in this city whose population is five million. That’s why, those who will travel to Venezuela from Istanbul will find the traffic quite familiar! Tropical climate is dominant in the region, the land is greenery and the weather is continuously rainy. Even if the sun comes out of the clouds after rain, still the rain may come down in torrents immediately. So be ready! ARALIK - DECEMBER 2012 79 keşif | explore ASKER YEŞİLİ PARKLAR Plaza Los Proceres, Venezüela’nın bağımsızlık savaşını anlatan heykellerin bulunduğu önemli bir park. Eskiden kalma çeşitli askeri araçlar, halka açık bir şekilde sergileniyor. Bu parkta askeri öğrenci bandoları sık sık marşlar çalıyor. Askeri subay adayları, halka açık bu alanda, bir yanda aileler piknik yaparken eğitim yapabiliyorlar. Bunun milli bir geleneğin işareti olduğu düşünülüyor. Venezüela ordusu, tıpkı Türk Silahlı Kuvvetleri gibi, askerlerini ve subaylarını halktan alan bir ordu. Paralı askerlik burada da yok. Güney Amerika’nın en büyük alışveriş merkezi Sambil de burada… Sabana Grande adlı bulvar ise Caracas’ın tarihi merkez caddesi. Son 20 yılda bozulmuş ve değeri düşmüş olsa da hâlâ popüler ve kalabalık. Caracas 80 ARALIK - december 2012 MILITARY-GREEN PARKS Plaza Los Proceres is an important park where monuments and statues that represent independence war can be seen. A variety of military vehicles that are relics of past times are exhibited in the park. Military bands are playing marches quite frequently. The candidates for army officers may keep doing their military exercises while at the same time families picnic on the grass. This is regarded as a sign of national tradition. The Venezuelan Army, just like Turkish Army, derives its man power from conscription. Volunteer-military sytem does not exist there. South America’s biggest shopping mall Sambil is in Caracas, too. And Sabane Grande Boulevard is the oldest highstreet of the city. Though since last 20 years it has become rather decadent and lost its historical value, it is still popular and very crowded. The Caracas Metro is a good oppurtunity to take a look at the daily Venezuelan life. It is crowded like any metro in the world. But the procedure is highly different from that of Istanbul. The trains though full to the brim are emptied in two minutes. The narrow coridors, stairs and perons that we are accustomed to from Istanbul metro do not exist there. And people queue up to get on the train! Another astonishing aspect of Venezuela is the restaurants. There food is charged according to its weight! You go and take whatever you wish from the food bar such as salads, garnish, fish, etc. and move towards the cashier. The cashier weighes your dish and you pay according to the amount of the food you took. The nightlife in Caracas is quite active. But it is so only in discos and night clubs. Because the streets are rather dangerous at night. Walking outside after a certain hour is not recommended. Caracas is an expensive city. The prices have raised through the recent year. People who have money live in apartments, those who cannot afford an apartment live in “Barrios,” small houses made up of tin and concrete, located in narrow streets, and seem to be piled up upon each other. The country has a 100 kilometres long coast line in the northeast borders of the northern Atlantic ocean. Although there are many lakes and rivers that form the Amazon Basin, even fish is more expensive than it is in Turkey. The fruits and vegetables in the country are organic. You can eat coconut, melon, banana, apple and other local fruits, though at the same time you can have them as juice. metrosu, Venezüela yaşamına tanıklık etmek için iyi bir fırsat sunuyor. Her metro gibi kalabalık. Ama, işleyiş açısından İstanbul’dan alışkın olduğumuz tarzın bir hayli dışında. Ağzına kadar dolu trenler 2 dakika içerisinde boşalıyor. İstanbul’dan alıştığımız daracık koridor, merdiven ve peronlar yok. İnsanlar vagonlara binerken sıraya giriyor! Venezüela’nın şaşırtıcı bir özelliği de restoranlarda yemeklerin tartılarak ücretlendirilmesi! Mesela, tezgâhtaki yiyeceklerden, salata, garnitür, kebap, balık; ne olursa olsun istediğinizi alıyorsunuz, kasaya geliyorsunuz. Kasiyer tepsinizi tartıyor ve ona göre para ödüyorsunuz. Caracas’da gece hayatı hareketli. Ancak sadece disko ve gece kulüplerinde... Çünkü gece sokaklar tehlikeli. Açık alanlarda yürüyüş belli bir saatten sonra tavsiye edilmiyor… Caracas pahalı bir şehir. Fiyatlar son bir yılda artmış. Parası olan apartman dairesi tutuyor, buna gücü yetmeyenler ise, ‘barrio’ denen, teneke ve beton karışımı ve birbirisi üstüne binmiş, dar sokaklardaki evlerde yaşıyor. Ülkenin Atlas Okyanusu’na birkaç yüz kilometrelik sahili var, Amazon Nehri’nin çıkışını oluşturan irili ufaklı birçok nehir ve göl olmasına rağmen balık bile Türkiye’ye göre ucuz değil. Ülkedeki meyve ve sebzeler organik. Burada, Hindistan cevizi, kavun, muz, elma ve diğer yerel meyveleri hem tane hem de suyu sıkılmış olarak yiyip içebiliyorsunuz. ARALIK - DECEMBER 2012 81 keşif | explore MELEK ŞELALESİ: BAŞDÖNDÜREN SU CÜMBÜŞÜ Dünyanın en yüksek şelalesi Angel Şelalesi (Melek Şelalesi) görülmeden geri dönülürse yazık olur. Öte yandan buraya varmak oldukça meşakkatli bir yolculuk gerektiriyor. Caracas’tan 10 saatte Ciudad Bolivar’a, oradan 1 saatte bir pırpır uçakla Canaima’ya (karayolu yok) varmak da yetmiyor. Oradan kanoyla nehirde 4 saat yolculuk edilmesi ve ormanlık arazide 1 saatlik bir tırmanışı göze almak gerekiyor. Bu macera dolu yolculuğun ardından karşılaşacağınız manzara ise, evet görülmeye değer. Canaima da önündeki lagun ve göreceli minik şelaleleriyle ayrı bir cennet. Bu güzergah haricinde, batıdaki outdoor merkezi Merida ve Guyana sınırındaki Roraima Dağı da popüler yerler. 82 ARALIK - december 2012 ANGEL FALLS: THE WORLD’S HIGHEST WATERFALL It would be a pity if you returned from Venezuela without seing the world’s highest waterfall. But on the other hand it is really difficult to travel there. You take a plain from Caracas, after a ten-hours voyage, you arrive at Ciudad Bolivar. There you take another plane to go to Canaima which doesn’t have an overland route. But it is not finished yet! When you arrive at Canaima, you have to travel in a canoe through the river for four hours and to venture a one-hour climbing in the dense forest. But the scene there awaits you there after such an adventurous journey deserves to be seen, really! Canaima is another heaven with its lagoon and relatively small waterfalls. Apart from this route, you may also see some other populer places of Venezuela such as the outdoor center Merida in the west and Roraima Mountain on the Guyana border. ARALIK AĞUSTOS - DECEMBER - AUGUST 2012 83 65 çevre | environment Yeşil bir çatı altında oturmanın huzuru! The ease of living under a green roof! Yeşil bina demek; tasarım aşamasından inşaatında malzemelerin seçimine kadar, çevreye saygılı bina demek... Enerji tasarrufu, malzemede kaynakların az kullanımı, güneş ışınlarından yararlanma, daha az su tüketme yeşil binalardan beklenenlerden birkaçı... A green building means an environmentally friendly building inclusive of its design stage to the choice of materials it is made of. Energy saving, less usage of material resources, benefiting from the sun’s rays and consuming less water are all expected from green buildings. Yazı - By: Yunus Aydın 84 ARALIK - december 2012 Günümüzün en büyük sorunlarından bir tanesi çevre kirliliği... Su kaynaklarının neredeyse tükenmesi, doğada atık depolanması gibi sorunlar yaşadığımız dünyayı daha da yaşlandırıyor. Çevre kirliliğiyle ilgili kurtarıcı faaliyetler de pek başarılı olmuş sayılmazlar. Çevre felaketlerinin ayyuka çıktığı son 10 yılda, inşaat sektöründe de birtakım atılımlar atılması gerekiyordu. Bu bağlamda çevre dostu, sürdürülebilir yapı projeleri ortaya çıktı. Yapımında ve kullanımında çevreye olduğu kadar insana da saygılı olan bu yapılar, sosyal çevresel sorumluluk anlayışıyla tasarlanmış yapılardır. Genellikle iklime ve lokasyona özgü koşullara uygun yapılan binalar yenilenebilir niteliktedirler. Daha inşaat esnasında insan sağlığına zarar vermeyen, doğal malzemelerin kullanıldığı, ekosisteme duyarlı, kendi enerjisini kendisi üreten ve hatta geridönüşümü sağlayan mimarlık mucizeleridir yeşil yapılar. Bu binalarda ve evlerde yetişen yeni nesiller bizim çevremize karşı olan tüketici tutumumuzdan ziyade daha korumacı ve doğayla iç içe yaşamayı öğrenmiş olarak yetişeceklerdir. Çocuklarımıza daha güzel bir dünya bırakmak istiyorsak bu çevreci sistemlere ve yapılara açık olmamız gerekir. Üstelik bunu yaparken de yaşam standartlarımızdan ödün vermek zorunda değiliz. Lüks şartlarda, doğayla başbaşa kalabileceğimiz, yeşile saygılı bir hayat kulağa gayet hoş geliyor. Tabii ki bu doğa dostu teknolojinin dezavantajları var. Güneşin bulutlara saklandığı günlerde, enerji depolama sorunları yaşanıyor. Fakat teknolojik çalışmalar, dezavantajları görmezden gelecek hızda ilerliyor. Birkaç yıl sonra nesillerimize aktaracağımız, sorunsuz ve çevreye sorumlu evlerde yaşamak, ilk tercihimiz olacak. YEŞİLİN EN UZUN HALİ: THE SHARD Bir bina düşünün, ihtişamıyla tüm Londra’ya görsel bir şölen sunuyor, bir taraftanda devasalığına inat çevreye sorumluluk konusunda katkı sağlıyor. İtalyan Mimar Renzo One of the biggest problems of our time is pollution. Running out of water resources ages our earth even more, which already has waste disposal problems. The efforts to save the environment aren’t as successful as we would like them to be. New steps should have been taken in the building sector over the past 10 years where environmental disasters have reached peak levels. In this context, eco-friendly and sustainable building projects were created. These structures are designed with an understanding of social and environmental responsibility; they are environmentally friendly as well as being non-threatening to human health. These are renewable buildings that are built according to their location and climate. These green buildings are architectural miracles that don’t harm human health during the building process by using natural materials. They are sensitive to the ecosystem, producing their own energy and even recycling it. The new generations who grow up in these buildings and homes will be more protective of and in tune with, the environment unlike our previous consumerist approach towards it. If we want to leave a beautiful world for our children we need to be open to these environmental systems and buildings. We don’t even have to compromise our living standards in doing this. Being at one with nature and respecting it in luxurious settings sounds good. Of course this nature friendly technology has it’s down sides too. Storing energy becomes difficult on the days when the sun is hiding behind the clouds but the technology is advancing so fast that it ignores all these disadvantages. In a few years time it will be our first choice to live in problem free, environmentally responsible homes which we will pass on to new generations. THE TALLEST GREEN: THE SHARD Imagine a building that creates a visual feast in London with its glory and contributes to the environment despite its Bakım maliyetlerinde azalma yeşil binaların sağladığı bir diğer tasarruf… Çevreci bina yatırımlarına pek çok hükümet teşvik uyguluyor, bu da başta vergi avantajı olmak üzere pek çok imkân sağlıyor. Özel sektörün ve bankaların çevreci yatırımlara yönelik kredileri de önemli avantajlara sahip. Another saving green buildings provide is the reduction in their maintenance costs… Many governments encourage investment in environmentally friendly buildings and this gives a lot of possibilities including tax advantages. Loans for environmental investments in the private sector and the banks have significant advantages too. ARALIK - DECEMBER 2012 85 çevre | environment Yeşil binalar, çevreye zarar vermeyen materyallerle inşa edildikleri için aynı zamanda insan sağlığı açısından da herhangi zararlı bir unsur barındırmıyor. Uzun dönemde çevreci bina sahipleri için daha rekabetçi bir gayrimenkule sahip olması da cabası. Süper izolasyon As green buildings are built with materials that do not harm the environment, they don’t contain any harmful elements to human health either. They also provide a better real estate investment for the green building owners in the long term. hava besleme hava boşaltma temiz hava hava boşaltma hava besleme 3 panelli düşük– e-cam hava besleme hava besleme filtre hava boşaltma havadan havaya Isı eşanjörü Piano tarafından tasarlanan gökdelen, Batı Avrupa’nın en yüksek binası unvanını kazandı. Üç sene yapım aşamasında kalan ‘The Shard’da kullanılan malzemelerin yüzde 95’i geridönüşüm yoluyla elde edilen malzemelerden oluşuyor. Kullanılan boru sistemleri, geniş teraslar ve balkonlar sayesinde doğal bir havalandırma sistemine sahip. Ofis blokları, alış veriş merkezleri, kongre salonlarıyla gökdelen, panaromik Londra manzarasıyla ziyeretçilerini karşılıyor. Ayrıca çevreci bir yaklaşımın eseri olmasından dolayı bizim de ona kanımız ısınıyor. ‘PASİF EVLER’İN AKTİF YARARLARI ‘Pasif Evler’ olarak da adlandırılan bu binalar, dünyada olduğu gibi ülkemizde de trend olma yolunda hızla ilerliyor. Enerji tüketiminde yüzde 35’lik bir tasarruf sağlayan evlerin, 2017 yılında Türkiye gündemine tamamen girmesi bekleniyor. ABD’den dünyaya yayılan bu trend, ‘farkındalık’ dönemi geçiren ülkemizde, ‘Pasif Evler’ ve yeşil binalarla karşımıza çıkıyor. Bu binaların çevreye 86 ARALIK - december 2012 toprakaltı ısı değişimi largeness. This skyscraper, designed by the Italian architect Renzo Piano is the highest building in Western Europe. ‘The Shard’ took three years to build and 95% of the materials used in this process are recycled. It has a natural ventilation system with piping systems, large terraces and balconies. With office blocks, shopping areas, congress halls and a panoramic view of London, the skyscraper welcomes its guests and with its environmentally friendly approach it warms our hearts. ACTIVE BENEFITS OF ‘PASSIVE HOUSES’ These buildings called ‘Passive Houses’ are becoming trends in our country as well as in the world. Providing a 35 per cent saving of energy consumption, these houses are expected to be completely embraced by Turkey’s agenda in 2017. This trend is spreading to the world from the United States and coming to our country, which is going through an awareness period with respect to passive housing and green buildings. These buildings have endless contributions to the environment. Around 30 to 50 per cent of water usage AĞUSTOS ARALIK - -DECEMBER AUGUST 2012 2012 51 87 çevre | environment katkısı saymakla bitmiyor. Enerji ve sudan yaklaşık yüzde 30 ila yüzde 50 arasında tasarruf sağlanıyor. Bu aynı zamanda daha düşük karbon emisyonları anlamına geliyor. Bakım ve işletim maliyetlerinde azalma bu binaların sağladığı bir diğer tasarruf… Çevreci bina yatırımlarına pek çok hükümet teşvik uyguluyor, bu da başta vergi avantajı olmak üzere birçok imkân sağlıyor. Özel sektörün ve bankaların çevreci yatırımlara yönelik kredileri de önemli avantajlara sahip. Çevreye saygılı binalar, aynı zamanda kullanılan materyaller nedeniyle insan sağlığı açısından da herhangi zararlı bir unsur barındırmıyor. Uzun dönemde çevreci bina sahipleri için daha rekabetçi bir gayrimenkule sahip olması da cabası. Bu binalarda ikamet edenler ve çalışanların ruh sağlığı ve motivasyonu yükseliyor. TEL AVİV’DE EKOLOJİK KONUTLAR YÜKSELİYOR ‘Yeşil Bina’ların en son örneklerinden olan proje, güneş, rüzgar ve topraktan minimum tüketimle maksimum faydayı sağlamak hedefiyle inşa edilmek üzere hazırlandı. Projenin yaratıcısı Yiftach Ben Meir bir mimar olmasının yanı sıra İsrail Teknoloji Enstitüsü’nde de şehir planlaması teknisyeni. En son projelerinden olan SeaO2 tamamen teknoloji ve bilim üzerine tasarlanmış akıllı binalardan oluşuyor. Binayı yöneten özel program ve yazılımlar sayesinde güneşin yönü, rüzgar hızı gibi veriler her an hesaplanarak bina sisteminin bunlardan maksimum faydayı edinmesi sağlanıyor. Mimari tasarım güneşten olabildiğince en üst seviyede enerji alarak elektrik ve de kışın ısınma ihtiyacını tedarik ediyor ama aynı zamanda gerektiğinde gölgenin ferahlığını da verecek şekilde planlanmış. is saved. This also means lower carbon emissions. Lower maintenance and operation costs creates more saving too… Many governments encourage investment in environmentally friendly buildings and this gives a lot of possibilities to the consumer including tax advantages. Loans for environmental investments in the private sector and the banks have significant advantages too. As green buildings are built with materials that do not harm the environment they don’t contain any harmful elements to human health either. They also provide a better real estate investment for the green building owners in the long term. There is also an improvement in motivation levels and mental health of residents and workers in these buildings. ECOLOGICAL BUILDINGS ARE RISING IN TEL AVIV This project is one of the latest examples of ‘Green Buildings’ and it is designed to have the maximum benefit from the minimal usage of the sun, wind and earth. The creator of this project is Yiftach Ben Meir, who is an urban planning technician at the Israel Institute of Technology as well as being an architect. SeaO2 is one of his latest projects and it consists of smart buildings that are designed with the help of technology and science. Thanks to a special software program that calculates data such as the sun’s direction and the wind’s speed, the building system achieves maximum benefits from these natural resources at all times. This architectural design supplies the highest levels of heating and electricity by using as much solar power as possible but it is also planned accordingly to provide the freshness of the shadows as well. Almanya güneş enerjisinde rekor kırdı Altı ayda 14.7 terravat enerji üreten Almanya’daki güneş enerji sistemleri, bir yıl kadar kısa bir sürede kapasitesini yüzde 50 artırarak bu yönde bir rekora imza attı. Sadece dört ayda kırsal alanda 73 bin 756 güneş enerjisi paneli takan ülke, çevreci enerji ve evler konusunda sağlam adımlar atıyor. Enerji kaynağı konusunda üçüncü büyük güç olan güneş enerjisi, hem ekonomiye, en önemlisi çevreye katkılarından dolayı desteklenmesi gereken bir doğal kaynak. Çevreyle insan uyumunu daha da belirginleştiren bu sistem sürdürülebilirlik açısından yüzyıllara bırakılacak bir miras. Enerji kaynaklarının hızla tükendiği bir yüzyılda, tüm dünya ülkelerinin bu başarıyı yinelemesi dileğiyle… 88 ARALIK - december 2012 Germany breaks the record In solar energy Every six months 7.14-terrawatts of energy is produced by solar energy systems in Germany. This capacity has increased up to 50 per cent within a year, which is a record-breaking increase in this field. Within only four months, the country installed 73 thousand 756 solar energy panels in rural areas, and it is taking concrete steps regarding environmental housing and energy. Solar power is the world’s third largest source of natural energy and with its contribution to the economy and most importantly to the environment; it is a natural resource that needs to be supported. This system is a reflection of human adaptation to the environment in terms of sustainability and it is a legacy that will be left for centuries to come. Here is to wishing that all countries repeat this success as we are rapidly running out of energy... ARALIK - DECEMBER 2012 89 sağlık | health Bütün tarlalar, bostanlar birer doğal eczane All fields and orchards are a natural pharmacy ‘’Kışın vücudun ihtiyaç duyduğu vitamin ve antioksidanlar…’’ diye başlamak yerine lafı fazla dolandırmadan konuya gireceğim. Havalar soğudu, hepimiz üşüyoruz ve hemen hemen birçoğumuz ilkbahar gelene kadar ne yazık ki en az bir kere hasta olacağız. Bu durum karşısında ise yapmamız gereken şey çok basit; tezgahlarda yerini alan kış sebzelerini bol bol tüketmek… Instead of beginning with a sentence like ‘vitamins and antioxidants the body needs in the winter months…’ I will get to the point straight away. The cold weather is here, we are all feeling a bit chilly and unfortunately we may all catch a cold at least once before spring arrives. What we need to do in this situation is very simple; just consume plenty of winter vegetables. Yazı - By: Seda Emeksiz 90 ARALIK - december 2012 Kış aylarının vazgeçilmez sebzeleri; kereviz, brokoli, Brüksel lahanası, ıspanak, karnabahar, havuç ve lahana... Bu besinler güneş ışığını yaz boyunca köklerine çekerek daha fazla depoladığı için; enerji, canlılık, dayanıklılık ve ihtiyacımız olan vitaminle minarelleri fazlasıyla içeriyor. Dolayısıyla bu sebzeler vücudumuzun hastalıklara karşı savunma mekanizmasını güçlendiriyor. Some of the winter vegetables we can’t live without; celeriac, broccoli, brussels sprouts, spinach, cauliflower, carrot and cabbage. As these vegetables absorb the sunshine to their roots throughout the summer, they contain all the energy, vitality, resistance, vitamins and minerals we need. Therefore these vegetables strengthen our defence mechanisms against illnesses. Mineral ve demir eksikliğiniz varsa… If there is a mineral and iron deficiency… Vitamin ve mineral deposu olması nedeniyle bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Mikroplara karşı savaşıyor, kansızlığa iyi geliyor. Kalsiyum açısından da oldukça zengin olduğundan kemik erimesini önlüyor. İdrar yolu hastalıklarına ve prostata karşı koruyor. Cinsel gücü artırıyor. Lifli yapısıyla sindirimi kolaylaştırıyor ve kilo alımını engelliyor. Kansere karşı koruyucu bir etki gösteriyor. It strengthens the immune system as it is loaded with vitamins and minerals. It also protects against germs and fighting anemia. As it is high in calcium it prevents osteoporosis as well as preventing prostate and urinary tract problems. It also increases sexual stamina. With it’s high fiber content it aids digestion and prevents weight gain. Has a protective effect against cancer. BROKOLİ Zihni dinlendirmenin en lezzetli yolu! KARNABAHAR Bol miktarda vitamin, mineral, kalsiyum, potasyum, fosfor ve demir içeriyor. Kronik idrar yolları enfeksiyonlarında tedavi edici özellik taşıyor. İçerdiği bol miktarda fosfor, özellikle osteoporozu önlüyor ve kemik oluşumunu destekliyor. Zihinsel ve bedensel yorgunluğa iyi geliyor. Kolesterolü düşürüyor, tansiyonu dengeliyor. Sinir sistemini onarmasının yanı sıra romatizma ağrılarını geçiriyor. Bu psikolog toprakta yetişiyor! KEREVİZ İyi bir antioksidan olan kereviz karaciğeri koruyor. Sindirim sistemini rahatlatıyor. Kerevize özel kokusunu veren fitalid maddesi, kandaki stres hormonunu azaltıyor. Damarların gevşemesini ve kolesterolün düşmesini sağlıyor. BROCCOLI The best way to calm your mind! CAULIFLOWER It contains large amounts of vitamins, minerals, calcium, potassium, phosphor and iron. Helps heal chronic urinary tract infections. Its high phosphor content supports bone formation and prevents osteoporosis. It helps soothe a tired mind and body as well as bring down cholesterol and balance blood pressure. It also aids in mending the nervous system and it eases rheumatism pain. This psychologist grows in the earth! CELERIAC This good antioxidant protects the liver and relaxes the digestive system. Celeriac contains phthalate; the compound that gives it its special aroma and it decreases stress hormones in the blood. It also helps to decrease cholesterol and relax blood vessels. ARALIK - DECEMBER 2012 91 sağlık | health Popeye’s ears must be ringing! SPINACH As it is rich in A and C vitamins it helps prevent colds. It contains iron, magnesium, phosphor, iodine, potassium, and sodium. It lessens the possibility of Alzheimer’s disease. As well as helping bone development it lessens the possibility of lung cancer… Nothing sharpens the eyes more than this! CARROTS It strengthens the body, heart and the eyes. It helps with respiratory tract diseases like asthma and bronchitis and it eases coughs. It helps prevent cancer and lowers the risks of heart attacks and strokes. It cleanses the blood by pushing toxins away from the body. It helps with intestinal problems like constipation and diarrhea. It lowers cholesterol levels and increases sexual potency. It is used in healing skin related problems as it brings vitality to the skin. It strengthens the gums and it fights against heart problems and arteriosclerosis. It is good for the heart, kidneys and intestines… LEEKS Temel Reis’in kulakları çınlasın! ISPANAK A ve C vitaminleri açısından zengin olan ıspanak soğuk algınlığını önlüyor. İçeriğinde demir, magnezyum, fosfor, iyot, potasyum ve sodyum bulunuyor. Alzheimer hastalığı olasılığını azaltıyor. Kemik gelişimine olan faydalarının yanında akciğer kanseri ihtimalini de düşürüyor. Gözleri keskinleştirmekte üstüne yok! HAVUÇ Vücuda, kalbe ve gözlere kuvvet veriyor. Astım, bronşit gibi solunum yolu hastalıklarına ve öksürüğe karşı fayda sağlıyor. Kansere karşı koruyor ve kalp kriziyle felç riskini azaltıyor. Vücuttaki zararlı maddeleri uzaklaştırarak kanı temizliyor. Kabızlık, ishal ve iltihap gibi bağırsak sorunlarına iyi geliyor. Kandaki kolesterol oranını düşürüyor, cinsel gücü artırıyor. Cilde tazelik vermesinin yanı sıra cilt hastalıklarının tedavisinde de kullanılıyor. Diş etlerini güçlendiriyor. Kalp hastalıkları ve damar sertliğine karşı savaşıyor. Kalbe de iyi geliyor, böbreğe de… PIRASA Potasyum, kalsiyum, demir, fosforla C, B1, B2 ve A vitaminlerini içeriyor. Böbrek taşlarının oluşumunu engelliyor. İçerdiği posa sayesinde kabızlığa iyi geliyor. İyi kolesterolü yükseltiyor, kötü kolesterolü düşürüyor. Haftada iki kez tüketildiğinde vücudu kanser yapıcı toksinlere karşı koruyor. Kan basıncını düşürerek felç ve kalp krizi riskini azaltıyor. 92 ARALIK - december 2012 It contains potassium, calcium, iron, phosphor, C, B1, B2 and A vitamins. It prevents the forming of kidney stones. It helps with constipation thanks to its high leaf content. It increases the good cholesterol and decreases the bad cholesterol. It protects the body against cancer causing toxins if it is consumed twice a week. It lowers blood pressure therefore lowering the risks of stroke and heart attack. Zayıflamak hiç bu kadar kolay olmamıştı! Loosing weight has never been this easy! A, B ve C vitaminleri içeriyor. B vitamininin tok tutma özelliği sayesinde kilo vermeye yardımcı oluyor. Kandaki şeker miktarını düşürüyor, vücutta biriken zehirli maddeleri atıyor. Sarılığa, safra kesesi hastalıklarına ve astıma karşı da fayda sağlıyor. Bağırsak kanserine karşı koruyor. Tiroit bezlerinin aktivitesini yavaşlattığı için sakinleştiriyor. Özünde bulunan selenyum ise cilde tazelik veriyor. It contains A, B and C vitamins. As B vitamins help to keep you full for a long time it helps with loosing weight. It lowers the level of sugar in the blood and helps to get rid of accumulated toxins. It also helps with jaundice, gallbladder diseases and asthma. It relaxes as it slows down the thyroid function and its selenium content freshens the skin. Sizin için savaşıyor! Fights for you! Kükürtlü sebzeler grubunda olduğu için çok önemli kanser savaşçısı olarak biliniyor. Bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Lif, C vitamini, folat ve A vitamini içeriyor. Cilt sağlığı için önemli olmasının yanı sıra hamilelikte bolca tüketilmesi gerekiyor. As it belongs to the group of vegetables that contain sulfur it is very important in fighting cancer. It strengthens the immune system. It contains fiber, vitamins C, A and folic acid. As well as being good for the skin’s health it is recommended to be consumed a lot during pregnancy. LAHANA BRÜKSEL LAHANASI CABBAGE BRUSSELS SPROUTS 4 Brokoli ve lahana gibi sebzeleri uzun süre pişirmek besin değerlerinin kaybolmasına yol açıyor. 4 Köklü sebzeler çok iyi pişirilmeli; eğer az pişirilirse hazımsızlığa neden oluyor. 4 Havuç gibi sebzeleri vitaminlerinin kaybolmaması için kalın doğramak gerekiyor. 4 Kış sebze ve meyvelerinin posa açısından zengin oluşu zararlı maddelerin vücuttan kolayca atılmasını sağlıyor. 4 Cooking vegetables like broccoli and cabbage for a long time decreases their vitamin content. 4 If root vegetables aren’t cooked properly they can cause indigestion. 4 Vegetables like carrots need to be cut in chunky pieces so they don’t loose their vitamin content. 4 As the winter vegetables are rich in fiber they are good for getting rid of toxins. ARALIK - DECEMBER 2012 93 HAVALİMANLARI İLETİŞİM NUMARALARI DEVLET HAVA MEYDANLARI İŞLETMESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ - 0312 204 20 00 İSTANBUL / ATATÜRK HAVALİMANI İSTANBUL / SABİHA GÖKÇEN HAVAALANI İSTANBUL / ATATÜRK HAVALİMANI ANKARA / ESENBOĞA HAVALİMANI İSTANBUL / SABİHA GÖKÇEN HAVAALANI İZMİR / A.MENDERES HAVALİMANI ANKARA / ESENBOĞA ANTALYA HAVALİMANI HAVALİMANI İZMİR / A.MENDERES HAVALİMANI TRABZON HAVALİMANI ANTALYA HAVALİMANI GAZİANTEP HAVALİMANI TRABZON HAVALİMANI ADANA HAVALİMANI GAZİANTEP HAVALİMANI MUĞLA / MİLAS - BODRUM HAVALİMANI ADANA HAVALİMANI MUĞLA / DALAMAN HAVALİMANI MUĞLA / MİLAS - BODRUM HAVALİMANI ERZURUM HAVALİMANI MUĞLA / DALAMAN HAVALİMANI ISPARTA / S.DEMİREL HAVALİMANI ERZURUM HAVALİMANI NEVŞEHİR / KAPADOKYA HAVALİMANI ISPARTA / S.DEMİREL HAVALİMANI ADIYAMAN HAVALİMANI NEVŞEHİR / KAPADOKYA HAVALİMANI AĞRI HAVALİMANI ADIYAMAN HAVALİMANI AMASYA / MERZİFON HAVALİMANI AĞRI HAVALİMANI BALIKESİR / MERKEZ HAVALİMANI AMASYA / MERZİFON BALIKESİR / KÖRFEZ HAVALİMANI HAVALİMANI BALIKESİR / MERKEZ HAVALİMANI BATMAN HAVALİMANI BALIKESİR / KÖRFEZHAVALİMANI HAVALİMANI BURSA / YENİŞEHİR BATMAN HAVALİMANI ÇANAKKALE HAVALİMANI BURSA / YENİŞEHİR HAVALİMANI ÇANAKKALE / GÖKÇEADA HAVALİMANI ÇANAKKALE HAVALİMANI DENİZLİ / ÇARDAK HAVALİMANI ÇANAKKALE / GÖKÇEADA DİYARBAKIR HAVALİMANI HAVALİMANI DENİZLİ / ÇARDAK HAVALİMANI ELAZIĞ HAVALİMANI DİYARBAKIR HAVALİMANI ERZİNCAN HAVALİMANI ELAZIĞ HAVALİMANI HATAY HAVALİMANI ERZİNCAN HAVALİMANI IĞDIR HAVALİMANI KONYA HAVALİMANI HATAY KONYAHAVALİMANI HAVALİMANI HAVALİMANI KAHRAMANMARAŞ KOCAELİ/CENGİZ TOPEL HAVALİMANI KONYA HAVALİMANI KAYSERİ HAVALİMANI KAHRAMANMARAŞ KARS HAVALİMANI HAVALİMANI KAYSERİ HAVALİMANI MALATYA HAVALİMANI KARS HAVALİMANI MARDİN HAVALİMANI MALATYA HAVALİMANI MUŞ HAVALİMANI MARDİN HAVALİMANI SAMSUN / ÇARŞAMBA HAVALİMANI MUŞ HAVALİMANI SİİRT HAVALİMANI SAMSUN / ÇARŞAMBA HAVALİMANI SİNOP HAVALİMANI SİİRT SİVASHAVALİMANI / NURİ DEMİRAĞ HAVALİMANI SİNOP HAVALİMANI ŞANLIURFA / GAP HAVALİMANI SİVAS / NURİ DEMİRAĞ HAVALİMANI TEKİRDAĞ / ÇORLU HAVALİMANI ŞANLIURFA / GAP HAVALİMANI TOKAT HAVALİMANI TEKİRDAĞ / ÇORLU HAVALİMANI UŞAK HAVALİMANI TOKAT HAVALİMANI VAN / FERİT MELEN HAVALİMANI UŞAK HAVALİMANI ZONGULDAK HAVALİMANI VAN / FERİT MELEN HAVALİMANI ZONGULDAK HAVALİMANI 0 212 463 77 77 0 216 588 88 88 0 0 212 312 463 398 77 00 77 00 - 71 Hat 0 0 216 232 588 274 88 26 88 26 0 312 398 00 0 242 330 30 00 30 -- 71 18 Hat Hat 0 462 232 328 274 09 26 40 26 - 49 0 0 342 242 582 330 11 30 11 30 - 18 Hat 0 0 322 462 435 328 03 09 80 40 - 49 0 0 252 342 523 582 01 11 11 0 20 - 3 Hat 0 252 322 792 435 52 03 91 80 0 0 442 252 327 523 28 01 35 20 -- 5 3 Hat Hat 0 0 246 252 559 792 20 52 08 91 0 0 442 327 28 35 5 0 384 421 44 55 - 15Hat Hat 0 0 246 416 559 244 20 22 08 12 - 4 Hat 0 384 421 44 55 15 Hat 0 472 216 04 02 0 0 416 358 244 535 22 10 12 67 - 4 Hat 0 0 472 266 216 294 04 75 02 10 0 266 358 376 535 14 10 18 67 - 21 0 0 488 266 218 294 04 75 44 10 - 4 Hat 0 0 0 266 224 376 781 14 81 18 81 -- 21 8 Hat 0 286 488 213 218 12 04 43 44 - 4 Hat 0 0 286 224 887 781 41 81 41 81 - 8 Hat 0 0 258 286 846 213 11 12 39 43 - 10 Hat 0 0 286 887 41 41 - 4 Hat 0 412 233 27 19 0 258 846 11 39 Hat 0 424 255 14 10 -- 10 5 Hat 0 0 412 446 233 226 27 21 19 06 -- 4 4 Hat Hat 0 0 424 326 255 235 14 13 10 00 -- 5 4 Hat Hat 00 446 06 Hat 476 226 278 21 60 03 332 239 13 43 -- 54 Hat 0 344 326 235 13 43 00 - 552 4 Hat 332 236 239 53 0 50 262 337 375 54 34 92 0 352 332 239 13 43 - -593 Hat 0 94 0 474 344 213 236 56 53 67 50 - 52 0 0 422 352 266 337 00 54 46 94 0 0 482 474 313 213 34 56 00 67 - 3 Hat 0 0 436 422 250 266 00 00 04 46 - 6 Hat 0 0 362 482 844 313 88 34 30 00 -- 15 3 Hat 0 Hat 0 436 250 00 0 484 254 22 04 02 -- 6 4 Hat Hat 0 362 844 88 30 15 Hat 0 368 271 56 08 0 0 484 346 254 223 22 43 02 89 - 4 Hat 0 08 - 8 Hat 0 368 414 271 378 56 11 11 0 0 346 282 223 682 43 40 89 34 0 356 414 238 378 73 11 11 0 30 - 8 Hat 0 276 282 253 682 38 40 54 34 - 5 Hat 0 0 432 356 227 238 00 73 01 30 - 04 0 0 372 276 618 253 24 38 57 54 - 5 Hat 0 0 432 227 00 01 - 04 0 372 618 24 57 TÜRK HAVA YOLLARI ADANA İSTANBUL Atatürk Havalimanı İSTANBUL - Atatürk ADANA ADIYAMAN ADIYAMAN İSTANBUL - Atatürk AĞRI AĞRI AMASYA-MERZİFON İSTANBUL - Atatürk ANKARA ESENBOĞA AMASYA - Merzifon ANTALYA İSTANBUL - Atatürk BATMAN ANKARA - Esenboğa DENİZLİ ÇARDAK İSTANBUL - Atatürk DİYARBAKIR İSTANBUL - S.Gökçen ELAZIĞ ERZİNCAN ANTALYA ERZURUM İSTANBUL - Atatürk GAZİANTEP İSTANBUL - S.Gökçen HATAY IĞDIR BATMAN İZMİR ADNAN MENDERES İSTANBUL - Atatürk KAHRAMANMARAŞ DENİZLİ KARS İSTANBUL - Atatürk KAYSERİ DİYARBAKIR KONYA İSTANBUL - Atatürk MALATYA ELAZIĞ MARDİN İSTANBUL - Atatürk MUĞLA-BODRUM MUĞLA-DALAMAN ERZİNCAN MUŞ İSTANBUL - Atatürk NEVŞEHİR KAPADOKYA ERZURUM SAMSUN İSTANBUL - Atatürk SİNOP GAZİANTEP SİVAS NURİ DEMİRAĞ İSTANBUL - Atatürk ŞANLIURFA HATAY TRABZON İSTANBUL - Atatürk VAN FERİT MELEN IĞDIR İSTANBUL S. Gökçen İSTANBUL - Atatürk ANKARA - Esenboğa ANTALYA İZMİR - Adnan Menderes 94 ARALIK - december 2012 İZMİR - Adnan Menderes İSTANBUL - Atatürk İSTANBUL - S.Gökçen KAHRAMANMARAŞ İSTANBUL - Atatürk KARS İSTANBUL - Atatürk KAYSERİ İSTANBUL - Atatürk KONYA İSTANBUL - Atatürk MALATYA İSTANBUL - Atatürk MARDİN İSTANBUL - Atatürk MUĞLA - Dalaman İSTANBUL - Atatürk MUĞLA - Milas - Bodrum İSTANBUL - Atatürk MUŞ İSTANBUL - Atatürk NEVŞEHİR - Kapadokya İSTANBUL - Atatürk SAMSUN - Çarşamba İSTANBUL - Atatürk SİNOP İSTANBUL - Atatürk SİVAS - Nuri Demirağ İSTANBUL - Atatürk ŞANLIURFA - Gap İSTANBUL - Atatürk TRABZON İSTANBUL - Atatürk VAN - Ferit Melen İSTANBUL - Atatürk 0 462 325 99 52 0 342 582 10 21 0 462 325 99 52 0 342 582 10 21 0 252 792 53 68 0 442 327 28 32 0 246 252 559 792 20 53 30 68 0 0 442 327 28 32 0 246 559 20 30 GÖKÇEADA 0 358 535 10 16 - 17 ÇANAKKALE 0 358 535 10 16 - 17 0 266 376 13 02 - 04 0 286 266 682 376 40 13 34 02 - 04 0 0 286 887 41 12 - 13 0 286 682 40 34 0 286 887 41 12 - 13 Z TEKİRDAĞ Çorlu İSTANBUL Atatürk İSTANBUL S.Gökçen KOCAELİ Cengiz Topel BURSA Yenişehir ESKİŞEHİR Anadolu Üniv. BALIKESİR Merkez BALIKESİR Körfez KÜTAHYA Zafer Havalimanı UŞAK 0 344 236 07 92 0 352 337 52 44 - 45 0 474 344 213 236 56 07 68 92 0 0 422 352 266 337 00 52 50 44 - 45 0 0 474 213 56 68 0 422 266 00 50 İZMİR A.Menderes DENİZLİ Çardak ISPARTA S.Demirel MİLAS Bodrum 0 368 271 56 09 0 346 224 79 25 0 368 271 56 09 0 346 224 79 25 ANTALYA MUĞLA Dalaman 0 356 238 73 49 0 432 356 227 238 00 73 11 49 - 14 0 0 432 227 00 11 - 14 ANKARA - Esenboğa ADANA AĞRI ANTALYA BATMAN DİYARBAKIR ELAZIĞ ERZİNCAN ERZURUM GAZİANTEP HATAY IĞDIR İSTANBUL SABİHA GÖKÇEN İZMİR ADNAN MENDERES KARS MALATYA MARDİN MUŞ SAMSUN ŞANLIURFA TRABZON VAN FERİT MELEN ADANA ANKARA - Esenboğa İSTANBUL- - S.Gökçen AĞRI ANKARA - Esenboğa ANTALYA ANKARA - Esenboğa BATMAN ANKARA - Esenboğa DİYARBAKIR ANKARA - Esenboğa ELAZIĞ ANKARA - Esenboğa ERZİNCAN ANKARA - Esenboğa ERZURUM ANKARA - Esenboğa İSTANBUL- - S.Gökçen GAZİANTEP ANKARA - Esenboğa HATAY ANKARA - Esenboğa IĞDIR ANKARA - Esenboğa İSTANBUL-Sabiha Gökçen ADANA ANKARA ESENBOĞA ERZURUM KAYSERİ SİVAS NURİ DEMİRAĞ TRABZON İZMİR - A.Menderes ANKARA - Esenboğa KARS ANKARA - Esenboğa KAYSERİ İSTANBUL- - S.Gökçen MALATYA ANKARA - Esenboğa MARDİN ANKARA - Esenboğa MUŞ ANKARA - Esenboğa SAMSUN - Çarşamba ANKARA - Esenboğa SİVAS-Nuri Demirağ İSTANBUL- - S.Gökçen ŞANLIURFA - Gap ANKARA - Esenboğa TRABZON ANKARA - Esenboğa İSTANBUL- - S.Gökçen VAN - Ferit Melen ANKARA - Esenboğa ADANA İSTANBUL - Atatürk ANTALYA İSTANBUL - Atatürk DİYARBAKIR İSTANBUL - Atatürk ERZURUM İSTANBUL - Atatürk ELAZIĞ İSTANBUL - Atatürk GAZİANTEP İSTANBUL - Atatürk İSTANBUL - Atatürk ADANA ANTALYA DİYARBAKIR ELAZIĞ ERZURUM GAZİANTEP İZMİR A. MENDERES MALATYA SAMSUN TRABZON İZMİR - A.Menderes İSTANBUL - Atatürk MALATYA İSTANBUL - Atatürk SAMSUN - Çarşamba İSTANBUL - Atatürk TRABZON İSTANBUL - Atatürk ŞİRKETLERE GÖRE TARİFELİ UÇUŞ NOKTALARI - İÇ HATLAR ZONGULDAK Çaycuma SİNOP SAMSUN Çarşamba TRABZON AMASYA Merzifon KARS TOKAT ANKARA Esenboğa IĞDIR SİVAS Nuri Demirağ ERZİNCAN AĞRI ERZURUM MUŞ NEVŞEHİR Kapadokya MALATYA KAYSERİ ELAZIĞ KONYA VAN Ferit Melen DİYARBAKIR ADIYAMAN KAHRAMANMARAŞ ADANA SİİRT BATMAN ŞANLIURFA GAP MARDİN GAZİANTEP HATAY ADANA ANTALYA İZMİR - A.Menderes İSTANBUL - S.Gökçen ANTALYA ADANA DİYARBAKIR GAZİANTEP İSTANBUL SABİHA GÖKÇEN İZMİR A.MENDERES SAMSUN TRABZON VAN FERİT MELEN DİYARBAKIR ANTALYA İZMİR - A.Menderes İSTANBUL - S.Gökçen ERZİNCAN İZMİR - A.Menderes İSTANBUL - S.Gökçen ERZURUM İZMİR- A.Menderes İSTANBUL - S.Gökçen GAZİANTEP ANTALYA İZMİR - A.Menderes İSTANBUL - S.Gökçen KARS İZMİR - A.Menderes İSTANBUL - S.Gökçen KAYSERİ İZMİR - A.Menderes MALATYA İZMİR - A.Menderes MARDİN İSTANBUL - S.Gökçen İSTANBUL Sabiha Gökçen ADANA ANTALYA DİYARBAKIR ERZİNCAN ERZURUM GAZİANTEP İZMİR A.MENDERES KARS MARDİN TRABZON VAN FERİT MELEN İZMİR - A.Menderes ADANA ANTALYA DİYARBAKIR ERZİNCAN ERZURUM GAZİANTEP İSTANBUL S.GÖKÇEN KARS KAYSERİ MALATYA SAMSUN TRABZON VAN FERİT MELEN SAMSUN - Çarşamba ANTALYA İZMİR - A.Menderes TRABZON ANTALYA İZMİR - A.Menderes İSTANBUL - S.Gökçen VAN - Ferit Melen ANTALYA İZMİR - A.Menderes İSTANBUL - S.Gökçen ADANA İSTANBUL - S.Gökçen ANKARA - Esenboğa İSTANBUL - S.Gökçen ANTALYA İSTANBUL - S.Gökçen BATMAN İSTANBUL - S.Gökçen MUĞLA Milas - Bodrum ADANA ANKARA - Esenboğa İSTANBUL - S.Gökçen MUĞLA-Dalaman İSTANBUL - S.Gökçen DİYARBAKIR İSTANBUL - S.Gökçen ELAZIĞ İSTANBUL - S.Gökçen ERZİNCAN İSTANBUL - S.Gökçen GAZİANTEP İSTANBUL - S.Gökçen HATAY İSTANBUL - S.Gökçen İSTANBUL - Atatürk İZMİR- Milas /Bodrum İZMİR - A.Menderes İSTANBUL - S.Gökçen KAYSERİ İSTANBUL - S.Gökçen KONYA İSTANBUL - S.Gökçen MALATYA İSTANBUL - S.Gökçen İSTANBUL Sabiha Gökçen ADANA ANKARA ESENBOĞA ANTALYA BATMAN BODRUM DALAMAN DİYARBAKIR ELAZIĞ ERZİNCAN GAZİANTEP HATAY İZMİR A.MENDERES KAYSERİ KONYA MALATYA SAMSUN SİVAS NURİ DEMİRAĞ ŞANLIURFA TRABZON VAN FERİT MELEN SAMSUN - Çarşamba İSTANBUL - S.Gökçen SİVAS - Nuri Demirağ İSTANBUL - S.Gökçen ŞANLIURFA-GAP İSTANBUL - S.Gökçen TRABZON İSTANBUL - S.Gökçen VAN - Ferit Melen İSTANBUL - S.Gökçen ADIYAMAN SİİRT ANKARA - Esenboğa ANKARA - Esenboğa ANKARA - Esenboğa ADIYAMAN BALIKESİR - Merkez BURSA - Yenişehir ÇANAKKALE DALAMAN KAHRAMANMARAŞ SİİRT TEKİRDAĞ ÇORLU TOKAT BALIKESİR-Körfez İSTANBUL - S.Gökçen BALIKESİR-Merkez ANKARA - Esenboğa BURSA- Yenişehir ANKARA - Esenboğa TEKİRDAĞ-ÇORLU ANKARA - Esenboğa TOKAT ANKARA - Esenboğa İSTANBUL - S.Gökçen TRABZON KOCAELİ - C.Topel ANKARA - Esenboğa İSTANBUL - Atatürk ANTALYA İSTANBUL - Atatürk İSTANBUL - Atatürk ANKARA-Esenboğa ANTALYA İZMİR - A.Menderes MUĞLA-Milas/Bodrum MUĞLA-Dalaman İZMİR - A.Menderes İSTANBUL- Atatürk MUĞLA-Milas/Bodrum İSTANBUL - Atatürk MUĞLA-Dalaman İSTANBUL - Atatürk ÇANAKKALE ANKARA - Esenboğa İSTANBUL - S.Gökçen MUĞLA-Dalaman ANKARA - Esenboğa İSTANBUL Sabiha Gökçen ÇANAKKALE BALIKESİR-Körfez TOKAT KAHRAMANMARAŞ ANKARA - Esenboğa KOCAELİ-C.Topel TRABZON ARALIK - DECEMBER 2012 95 DEVLET HAVA MEYDANLARI İŞLETMESİ HAVALİMANLARINDAN TÜRKİYE HAVAALANLARIDAN YERLİ HAVAYOLU TAŞIYICILARININ TARİFELİ DIŞ HAT UÇUŞ NOKTALARI Kaynak : 2011 Yerli Havayolu Taşıyıcıları Kaynak: 20 Kasım 2012 tarihli SHGM kış tarifesi esas alınarak hazırlanmıştır. Tarifeli TarifeliDış DışHat HatUçuş UçuşNoktaları Noktaları Yaz Tarifesine Göre Hazırlanmıştır. ADANA ADANA DUSSELDORF LEFKOŞA-ERCAN FRANKFURT KÖLN LEFKOŞA MÜNİH STUTTGART ANKARA AMSTERDAM BAĞDAT BRÜKSEL DUSSELDORF ERBİL ANKARA FRANKFURT KÖLN AMSTERDAM LEFKOŞA-ERCAN BAKÜ MOSKOVA-VNUKOVO BERLİN-SCHONEFELD SOCHİ BRÜKSEL STUTTGART CİDDE DUSSELDORF TAHRAN FRANKFURT VİYANA HAMBURG KOPENHAG KÖLN LEFKOŞA LINZ LONDRA-STANSTED MOSKOVA-DOMODEDOVO MÜNİH STOKHOLM STUTTGART TAHRAN VİYANA ANTALYA ANTALYA BODRUM AMSTERDAM BASEL BAKÜ BERLİN-TEGEL BASEL CENEVRE BERLİN-SCHONEFELD DRESDEN BERLİN-TEGEL DUSSELDORF BREMEN FRANKFURT CENEVRE GRAZ DORTMUND HAMBURG DRESDEN KOPENHAG DUSSELDORF KRASNODAR ERFURT LEFKOŞA-ERCAN FRANKFURT LEIPZIG FRİEDRİCHSHAFEN LINZ HAMBURG MOSKOVA-VNUKOVO KAZAN MÜNİH KİŞİNEV NURNBERG KOPENHAG SALZBURG KÖLN STOKHOLM KRASNODAR STUTTGART LEFKOŞA VİYANA LEIPZIG ZÜRİH MANCHESTER MOSKOVA-SHREMETYEVO MUNSTER MÜNİH NOVOSIBIRSK NURNBERG PADERBORN BRÜKSEL ROSTOK ST.PETERSBURG STOKHOLM LEFKOŞA-ERCAN STUTTGART UFA VİYANA YEKATERİNBURG LEFKOŞA-ERCAN ZÜRİH AMSTERDAM BAKÜ LEFKOŞA LONDRA-GATWICK LONDRA-STANSTED ESKİŞEHİR GAZİANTEP HATAY 96 ARALIK - december 2012 DALAMAN AMSTERDAM LEFKOŞA LONDRA-GATWICK ELAZIĞ DUSSELDORF FRANKFURT ESKİŞEHİR BRÜKSEL GAZİANTEP FRANKFURT LEFKOŞA STUTTGART HATAY LEFKOŞA İSTANBUL ABU DHABİ ADİSABABA ALMATI AALBORG AMMAN ABİDJAN AMSTERDAM ABU DHABİ ASTANA ACCRA AŞKABAT ADEN ATİNA ADİSABABA BAĞDAT ALMATI BAHREYN AMMAN BAKÜ AMSTERDAM BANGKOK ASTANA BARSELONA AŞKABAT BASEL ATİNA BASRA BAĞDAT BATUM BAHREYN BELGRAD BAKÜ BERLİN-TEGEL BANGKOK BEYRUT BARSELONA BIRMINGHAM BASEL BİNGAZİ BASRA BİŞKEK BATUM BOLONYA BELGRAD BOMBAY BERLİN-SCHONEFELD BRÜKSEL BERLİN-TEGEL BUDAPEŞTE BEYRUT BÜKREŞ BILLUND CENEVRE BIRMINGHAM CENOVA BİLBAO CEZAYİR BİNGAZİ CİDDE BİŞKEK DAKAR BOLONYA DELHİ BOMBAY DNİPROPETROVSK BREMEN DOHA BRÜKSEL DONETSK İSTANBUL BUDAPEŞTE BUENOS DUBAİ AIRES BÜKREŞ DUBLİN CAKARTA DUSSELDORF DUŞANBE CAPE TOWN ENTEBBE CENEVRE ERBİL CENOVA FRANKFURT CEZAYİR GOTHENBURG CİBUTİ GUANGZHOU CİDDE HALEP DAKAR HAMBURG HANNOVER DAKKA HARTUM DAMMAN HELSİNKİ DAR ES SALAAM HONG KONG DELHİ ISLAMABAD DNEPROPETROVSK İSKENDERİYE DOHA JOHANNESBURG DONETSK KABİL DOULA KAHİRE DUBAİ KARACI DUBLİN KAZABLANKA DURTMUND KAZAN DUSSELDORF KIEV DUŞANBE KİŞİNEV EDINBURG KOPENHAG ENTEBBE KÖLN ERBİL KUVEYT ERCAN LAGOS FRANKFURT LEFKOŞA GENCE LİZBON GOTHENBURG LJUBLJANA GUANGZHOU LONDRA-HEATHROW HAMBURG LOS ANGELES HANNOVER L’VIV HARTUM LYON HELSİNKİ HO CHI MINH CITY HONG KONG MADRİD HURGADA MALAGA ISLAMABAD İSKENDERİYE MANCHESTER JOHANNESBURG MARAKESH MEDİNE KABİL MEŞHED KAHİRE MİLANO KARACI MİNSK KAZABLANKA KAZAN MOSKOVA-SHREMETYEVO MUSKAT KHARKIV MÜNİH KIEV NAIROBI KILIMANJARO KINSASA NAIROBI-DAR ES SALAAM-NAIROBI NAPLES KİEV NECEF KİGALİ KİŞİNEV NECEF-BASRA NEWYORKKOPENHAG KÖLN NİCE KRASNODAR NURNBERG ODESSA KUVEYT OMSK LAGOS OSAKA LEFKOŞA-ERCAN OSLO LEIPZIG PARİS-CHARLES DE GAULLE LIBREVILLE PEKİN LİZBON PODRORITSA LJUBLJANA PRAG LONDRA-GATWICK PRİŞTİNE LONDRA-HEATHROW RİGA LONDRA-STANSTED RİYAD LOS ANGELES SANAA L’VIV ROMA LYON ROSTOV MADRİD SAO PAULO MALAGA SARAYBOSNA MALE SELANİK MANCHESTER MARSİLYA MASKAT MEDİNE MEŞHED MISURATA SEUL MİLANO SİMFEREPOL MİLANO-BERGAMO SİNGAPUR MİNSK SOÇİ MOGADISU SOFYA ST.PETERSBURG MOMBASA MOSKOVA-VNUKOVO STOKHOLM MUSUL STUTTGART MÜNİH SÜLEYMANİYE NAHÇIVAN ŞAM NAIROBI ŞANGHAY NAPLES ŞİKAGO NECEF ŞİRAZ NEWYORK TAHRAN NIAMEY TAŞKENT NİCE TEBRİZ NOUAKCHOTT TEL AVİV NOVOSIBIRSK TİFLİS NURNBERG TİRAN TOKYO ODESSA TORINO OMSK TORONTO OSAKA TOULOUSE OSLO TRABLUS OŞ TUNUS OUAGADOUGOU DAKAR PARİS ORLY UFA PARİS-CHARLES DE GAULLE ÜSKÜP PEKİN VALENSİYA PODRORITSA VARŞOVA PRAG VENEDİK PRİŞTİNE VİYANA RİGA WASHINGTON RİYAD YEKATERİNBURG ROMA ZAGREB ROSTOV ZÜRİH SAINT ETIENNE-BOUTHEON SANAA İZMİR AMSTERDAM ATİNA BASEL BERLİN-SCHONEFELD BERLİN-TEGEL BREMEN DUSSELDORF FRANKFURT HAMBURG HANNOVER KÖLN LEFKOŞA LONDRA-STANSTED MUNSTER MÜNİH NURNBERG SOFYA STUTTGART ÜSKÜP VİYANA ZÜRİH KAYSERİ AMSTERDAM DUSSELDORF FRANKFURT MÜNİH STUTTGART VİYANA SAO PAULO SARAYBOSNA SEBHA SELANİK SEUL SHARM EL SHEIKI SİMFEREPOL SİNGAPUR SOCHİ SOÇİ SOFYA ST.PETERSBURG STOKHOLM STUTTGART SÜLEYMANİYE ŞANGHAY ŞİKAGO ŞİRAZ TAHRAN TAİF TAŞKENT TEBRİZ TEL AVİV TİFLİS TİRAN TOKYO TORINO TORONTO TOULOUSE TRABLUS-TRİPOLİ TUNUS UFA ULAN BATUR ÜSKÜP VALENSİYA VARŞOVA VENEDİK VİYANA WASHINGTON KONYA AMSTERDAM KOPENHAG MALATYA FRANKFURT S.GÖKÇEN ALMATI AMSTERDAM BAKÜ BASEL BERLİN-SCHONEFELD BERLİN-TEGEL BEYRUT BRÜKSEL BUDAPEŞTE BÜKREŞ DAMMAN DOHA DORTMUND DUSSELDORF FRANKFURT HAMBURG HANNOVER KHARKIV KOPENHAG KÖLN KRASNODAR LEFKOŞA LINZ LONDRA-STANSTED MARSİLYA MİLANO-BERGAMO YANBU YEKATERİNBURG MOSKOVA-DOMODEDOVO YOUNDA MÜNİH ZAGREB NAHÇIVAN ZÜRİH NURNBERG PARİS ORLY ROMA İZMİR SAINT ETIENNE-BOUTHEON SOFYA AMSTERDAM STOKHOLM ATİNA STUTTGART BASEL TAHRAN BERLİN-TEGEL TİFLİS DURTMUND ÜSKÜP DUSSELDORF VİYANA ERCAN ZÜRİH FRANKFURT ZWEIBZICKEN HAMBURG HANNOVER KÖLN SAMSUN LEFKOŞA-ERCAN LONDRA-STANSTED DUSSELDORF MÜNİH FRANKFURT STUTTGART MÜNİH VİYANA STUTTGART ZÜRİH TRABZON DUSSELDORF KAYSERİ FRANKFURT DUSSELDORF LEFKOŞA STUTTGART ARALIK - DECEMBER 2012 97 bulmaca | puzzle ÇENGEL BULMACA Ekşimiş üzüm suyu G. Afrika plakası Resimdeki aktris Bir ilimiz Ayak direme İnşaat işçisi Fransa’da bir ırmak Mektup dipnotu (kısa) Bir taşıt Kese yapmak En büyük deniz memelisi Derya Alanya’da Altınkökü bir çay Sonsuz Muğla’nın bir ilçesi Üvey olmayan Birinin payına düşen şey Rusça evet Bir dokuma bitkisi En gelişmiş röntgen Arzu etme “… Sayın” (şarkıcı) Mektup dipnotu (kısa) Çit, perde Kese yapmak En büyük deniz memelisi Derya Aralarında anlaşmazlık olmayan Nezle Faiz Alanya’da Yeterli bir çay olmayan Bir renk Altınkökü Amme Sonsuz Birinin payına düşen şey Rusça evet Sağa eğik basım harfi Çanakkale ilçesi Okyanus Umar Hitit Bir ilimiz Arzu etme GAMZE ÖZÇELİK Yüz rengi Aralarında anlaşmazlık olmayan Faiz Bir nota Amme Bir tür sıvı kabı Mümkün Sedir biçiminde koltuk Sağa eğik basım harfi Baryumun simgesi Bir tür baharat Çok küçük taş parçası Hitit Bir ilimiz E ÖZÇELİK Mümkün Çok küçük taş parçası Yol Yabancı Parola Güzel kokulu bir madde bırakma Bir nota Bir nota Bir tür yaygı ABD Havacılık Dairesi Bir tür yaygı Tutumlu Tutumlu KARE BULMACA O R TA 3 4 6 3 8 9 7 4 9 5 8 1 6 1 3 4 8 7 4 2 9 7 1 8 2 6 2 8 3 G S G A Z İ M A R Ö Z K E M E Ö R Ö Z G Ç A R B E N İ L A B İ D O K E T N O P R İ M A Z A E H N ABD Havacılık Dairesi 7 İlkel Yol Bir Japon tiyatrosu Külde pişen çörek Bir tür sıvı kabı Sedir biçiminde koltuk Bir nota Yüz rengi Umar Okyanus Yeterli olmayan Bir renk Çit, perde “… Sayın” (şarkıcı) Bir dokuma bitkisi En gelişmiş röntgen ZOR Muğla’nın bir ilçesi Üvey olmayan Bir ilimiz Resimdeki aktris Ekşimiş üzüm suyu G. Afrika plakası E GAMZE ÖZÇELİK Z İ N E A E A N A L İ İ T İ F M T M İ S A S A İ D Tutumlu Güzel kokulu bir madde Bir tür yaygı Bir nota Bilinen, bildik Çözümlemeli Verme, ödeme Gösteriş, çalım Bir hayvan Yabancı Ruh Parola T A K A T O L Ç A B İ L İ R Kalıcı, ölümsüz Bangladeş parası K A K U L E 4 2 7 5 8 3 9 6 1 ÇÖZÜMLER 8 Serbest bırakma 3 9 8 1 6 2 4 7 5 6 1 5 4 7 9 3 8 2 D İ İ P M E K M A U T İ A T B A I L K İ K M İ M L İ Bir nota Bir uzaklık ölçüsü SOLDAN SAĞA 1. Edirne’deki, Mimar Sinan camisi – ABD’nin orijinal simgesi. 2. Kulak yıkama aleti – Herkes, yabancılar. 3. Söylenti – “…park” (bir eğlence alanı). 4. Yapma, etme – Dikilitaş. 5. Numara (kısa) – Bir 9 meyve – Bir nota. 6. Her birine on – Kazıklıhumma. 7. Boyun bağı – 1 Keman ya da kemençe yayı. 8. Armoni kuralarına göre üst üste 8 sesler – Cezayir Sahrası’nda vahalar dizisi. 9. Masonların bindirilmiş 7 yeri – 4 toplantı Bayağı, kaba biçimde. 10. Bir tür balık oltası. 11. Bir tür yağmur 7 kuşu, sutavuğu – Alman faşisti. 12. Muğla’nın bir ilçesi – Hz. Muhammed’in2bayraklarından biri – Bir müzik türü. 13. Mersin’in bir ilçesi 5 – İnsanın 6 9yaradılış özelliği. 14. Alev – Ağzına kadar dolu, silme. 15. Süsüne çok düşkün yaşlı kadın – Satrançta bir taş – Bir tür cetvel. Çok küçük taş parçası Mümkün Bir ilimiz Hitit İ S D A N T E P E B M A R İ S N A E T E N D İ L L N E V A Z İ E N K A Çanakkale ilçesi Amme Faiz Nezle Arzu etme Birinin payına düşen şey Rusça evet Sonsuz Ayak direme İnşaat işçisi Bir taşıt Fransa’da bir ırmak Mektup dipnotu (kısa) Derya Kese yapmak En büyük deniz memelisi Baryumun simgesi Bir tür baharat K E S E L E M E K Sağa eğik basım harfi Aralarında anlaşmazlık olmayan Alanya’da Altınkökü bir çay BULMaCaLarIN ÇÖzÜMLErİ YUKARIDAN AŞAĞIYA K O L AY 4 5 7 1 2 6 1 4 8 5 7 9 4 5 8 4 6 5 8 2 6 7 4 9 5 2 7 9 1 Fena değil 5 6 3 9 4 1 7 2 8 ARALIK - december 2012 9 8 4 7 2 5 6 1 3 2 2 7 1 8 3 6 5 9 4 98 4 1 5 6 3 9 8 2 4 7 6 9 3 8 4 2 6 5 7 1 3 9 9 5 1 7 6 9 3 7 3 9 2 1 4 8 5 6 7 8 5 4 7 5 8 7 6 4 9 3 1 2 8 3 6 1 7 5 2 9 8 4 ZOR 8 2 4 9 1 8 3 6 5 7 15 3 6 9 1 8 2 3 4 5 7 6 14 2 6 5 3 8 9 7 2 4 1 8 413 4 9 7 2 4 5 1 6 8 3 9 7 7 2 7 4 9 6 3 7 8 1 2 5 8 1 2 3 8 8 7 5 9 2 1 4 6 3 5 1 10 11 12 1 3 2 4 6 5 7 9 8 9 3 10 4 8 9 11 1 312 5 1 7 3 6 4 8 2 9 6 4 6 9 1 8 2 3 1 5 9 7 4 6 7 8 6 4 9 2 8 7 3 1 5 O R TA 9 1 7 6 9 3 2 4 5 8 76 4 2 7 7 3 9 4 5 1 8 2 6 7 9 8 9 K o L aY 2 5 6 8 o r ta 6 4 5 SUDOKU BULMACA 7 2 8 5 4 7 6 9 3 1 38 9 6 S U D o K U 4 7 1 5 4 5 4 3 8 6 9 5 1 7 2 2 5 4 8 5 4 4 9 5 1 7 2 3 6 8 4 7 1 3 zor 5 6 2 7 6 2 8 4 1 5 9 3 1 K O L AY 1 8 2 BULMACA KARE BULMACA SOLDAN SAĞA 1. Selimiye-Usa. 2. Enema-Elalem. 3. Rivayet-Luna. 4. İkaObelisk. 5. No-AnanasRe. 6. Onar-Tetanos. 7. Fular-Kemane. 8. AkorRir. 9. Loca-Amiyane. 10. Parakete. 11. Kalinis -Nazi. 12. Ula-UkabCaz. 13. Mut-Natura. 14. Alaz-Lebaleb. 15. Kokana-At-Te. YUKARIDAN AŞAĞIYA 1. Serinofil-Kulak. 2. Enikonu-Opal-Lo. 3. Leva-Alacalamak. 4. İma-Akarai-Uzo. 5. Mayon-Ro-Anut. 6. Ebat-Rakik-La. 7. Yetenek -Mesane. 8. El-LateritBaba. 9. Ali Sami YenTat. 10. Ulus-Nara-Acul. 11. Senkron-Nezaret. 12. Ama-Eseme-İzabe. SUDOKU ğerli bir taş enek benek kan türü – laka işareti rar torbası. saray spor leci. 11. Eş eri ergitme. Bir nota Bir nota Fena değil 12 Kalıcı, ölümsüz Bangladeş parası Bilinen, bildik Kalıcı, ölümsüz Bangladeş parası Bilinen, bildik simgesi. 2. …park” (bir kısa) – Bir oyun bağı – e üst üste Masonların 11. Bir tür ilçesi – Hz. ersin’in bir dolu, silme. tür cetvel. Parola Bir uzaklık ölçüsü Bir uzaklık Serbest ölçüsü 11 Yabancı Gösteriş, çalım Çözümlemeli Verme, ödeme Bir Japon tiyatrosu İlkel Gösteriş, çalım Ruh Bir hayvan Külde pişen çörek Baryumun simgesi Bir tür baharat 8 7 ARALIK - DECEMBER 2012 99 Airport Fashion Fa l l&W inter 2012 İSTANBUL•ANKARA•İZMİR•ANTALYA-GAZİPAŞA•TİFLİS BATUM•ENFİDHA•MONASTIR•ÜSKÜP•OHRİD•RİGA•MEDİNE tavhavalimanlari.com.tr ARALIK - december 2012 100