kamu görevlilerinin soruşturulması usulleri
Transkript
kamu görevlilerinin soruşturulması usulleri
R. Bülent TARHAN Başbakanlık Başmüfettişi MEMURLAR ve DİĞER KAMU GÖREVLİLERİNİN SORUŞTURULMASI USULLERİ IV V R. Bülent TARHAN Başbakanlık Başmüfettişi MEMURLAR ve DİĞER KAMU GÖREVLİLERİNİN SORUŞTURULMASI USULLERİ (İlgili Mevzuat, Kararlar, Belge Örnekleri) ADALET YAYINEVİ Ankara - 2011 VI ADALET BASIM YAYIM DAĞITIM SAN. ve TİC. LTD. ŞTİ. Memumrlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Soruşturulması Usulleri R. Bülent Tarhan Hukuk Yayınları Dizisi – 788 İkinci Baskı : Mayıs, 2011 ISBN : 978 – 605 – 5412 – 20 – 3 ADALET YAYINEVİ Merkez : Cihan Sokak No: 16/B Sıhhiye / Ankara Tel : (0 312) 231 17 00 − 231 17 94 Fax : (0 312) 231 77 04 Şube : Bursa Adliye Sarayı Zemin Kat Bursa web : adalet.com.tr – adaletyayinevi.com e-mail : adalety@adaletyayinevi.com Sayfa ve Kapak Tasarımı: Adalet Yayınevi Baskı: Turhan Kitabevi Ofset Tesisleri Tel: (0312) 341 18 13 - Ankara VII Halen Başbakanlık Başmüfettişi olarak görev yapan R.Bülent TARHAN, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinden 1974 yılında mezun oldu. 1977 yılından bu yana müfettişlik görevini sürdürmektedir. Denetim sistemleri, yolsuzlukla mücadele ve ombudsman kurumu ile ilgili olarak İngiltere, İtalya, Fransa, İspanya, Avusturya, Avustralya, Tayland ve Pakistan’da araştırmalarda bulundu. TBMM Yolsuzlukları Araştırma Komisyonunda uzman olarak görev aldı. Birleşmiş Milletler Yolsuzlukla Mücadele Sözleşmesi’nin hazırlık toplantılarında yer aldı ve “Özel Sektörde Zimmet” konusunun sözleşmeye ve dünya hukuk literatürüne girmesi hususunda önemli katkılar sağladı. “Yolsuzlukla mücadele” başta olmak üzere çeşitli konulardaki yazıları saygın gazete ve dergilerde yayımlanmaktadır. Devlet Denetim Elemanları Derneği ve Toplumsal Saydamlık Hareketi Derneği’nde yönetim kurulu üyesi olarak Bilirkişiler Derneği ve Başbakanlık Müfettişleri Derneği’nde Başkan sıfatıyla görev yapmıştır. VIII IX ÖNSÖZ Benim dönemimde kamu görevlileriyle ilgili suçlara en çok Yargıtay 4. Ceza Dairesi bakardı. 1990 yılında Yargıtay 4. Ceza Dairesi Başkanlığına seçildikten sonra dikkatimi çeken çarpık düzenlemelerden ikisi bu yargılama ile ilgiliydi. Osmanlı kalıntısı “Memurîn Muhakematı Hakkında Kanun-u Muvakkat”ın gereklerine göre işlem yapılmadığı için Daire, en çok biçimsel açıdan ilk mahkeme kararlarını bozuyor; ilk mahkemeler de bu işlemi yaptıktan sonra aynı kararı veriyor, dosya yeniden Daireye geliyordu. Bu nedenle yargılama kimi zaman birkaç yıl sürüyor, davaların bir kesimi zamanaşımına uğruyor; dolayısıyla “adil yargılama ilkesi” çiğneniyordu. “Adil yargılanma hakkı” demeyip “adil yargılanma ilkesi”nden söz etmem nedensiz değil. Bunun iki nedeni var. İlkin, burada egemenlik yetkisinin yargılamaya yansıyan izdüşümü nedeniyle “yargılayamayan ve cezalandıramayan bir devlet” söz konusudur. Böyle bir devlet, böyle bir yargı güçsüzdür, acınası bir durumdadır. Gerçekten burada artık sanığın bir hakkından, yani “adil yargılanma hakkı”ndan değil, devletin yargılama yetkisinden söz etmek gerekir. Yitirilen bir hak değil, hukuka bağlı devletin düpedüz yargılama yetkisidir. İkinci olarak, “Memurîn Muhakematı Hakkında Kanun-u Muvakkat”ın süzgecinden geçmemiş, ancak eylemi kanıtlanmış ve hükümlülük kararı verilmiş kişiler hakkında bile, biçimsel açıdan X bozulmuş kararlar üzerine ilgili yönetsel merciler, yetkilerini çoğu kez davanın açılmaması yönünde kullanıyordu. Bu hem bir sorumsuzluktu, hem de yargıya meydana okumak anlamına geliyordu. Durum yürekler acısıydı, düşündürücüydü. Bir yönetim düşünün ki, kendi kamu görevlilerini kendi yargısından kaçırmanın yollarını arasın ve buna gücü yetsin. Acaba “Memurîn Muhakematı Hakkında Kanun-u Muvakkat”‘ın getirdiği dizgenin bir benzeri başka ülkelerde var mıydı? Bu soru kafamı sürekli kurcalıyor, hatta beni çok yoruyordu. Özellikle yargının verdiği hükümlülük kararından sonra yürütme erkeni bağlı merciin yargı erkinden suçluyu kaçırması, düpedüz yine bir başka kamu görevlisinin “görevde yetkisini kötü kullanma” ya da “görevde yetkisini kötü kullanarak başına buyruk davranma” suçlarını oluşturmaz mıydı? O dönemde bu davranışlardan birincisi, 1926/765 sayılı Türk Ceza Yasası’nın 240’ıncı, ikincisi ise aynı Yasa’nın 228’inci maddesini çiğnemek değil miydi? Duruma göre elbette öyleydi. Ancak gelin görün ki, elden bir şey gelmiyordu. Suçu saptanan birini koruyan görevliye karşı kim ve nasıl işlem yapabilirdi ki? Derken TÜSİAD, bu konuda benden bir araştırma istedi. Adli ara vermede Freiburg’daki Max Planck Enstitüsünden bir ay boyunca bütün dünya ülkelerini yoğun biçimde inceledim. Karşılaştırmalı hukuk incelemesinin sonuçları beni şaşırtmıştı. “Memurîn Muhakematı Hakkında Kanun-u Muvakkat”‘ın getirdiği dizgenin bir örneği hiçbir dönemde hiçbir ülkede yaşanmamıştı. Yargısına güvenmeyen bir devlet karşısındaydık. Düş kırıklığıyla döndüm ülkeme. Kitap yayımlandı. XI Bir süre sonra doksanlı yılların sonuna doğru bugün de yürürlükte bulunan 1999/4483 sayılı “Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Yasa” gündeme geldi. Yasa’nın TBMM’de görüşülmesi sırasında iki kez çağrıldım. Aralarında bilim insanlarının da bulunduğu çok değerli hukukçuların önünde incelememde ulaştığım sonuçları dile getirdim. Ancak bu hukukçulardan hiçbirini, bırakın 20’nci yüzyılının sonuna getirebilmek, 19’uncu yüzyıla bile taşımak olanağını bulamadım. Evet, gerçekler şöyleydi. Hukuk tarihi boyunca kamu görevlisinin nasıl yargılanacağı konusunda iki büyük dizge yaşanmıştı. Birincisi, artık tarih olmuş yönetsel dizgeydi. Bu dizgenin ilk biçimine göre, yargılamanın her aşamasını yönetim yürütüyordu. Osmanlı’daki 1872 tarihli “Nizamname” gibi. İkinci biçimine göre, kamu görevlisi hakkında dava açma tekeli yönetimindi. Son soruşturma yetkisi ise yargınındı. Memurîn Muhakematı Hakkında Kanun-u Muvakkat bu yöntemi benimsemişti (m. 46). Ama bu bizim, daha doğrusu Osmanlı’nın buluşuydu. Birçok hukuk kurumunu kökten yenileyen Türkiye Cumhuriyeti nedense buna el atmak gereğini duymamıştı. Üçüncü biçim, Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Yasa’ya göre şu anda bizde de geçerli olan yöntemdi. Buna göre davaya savcılar el koyacak, soruşturma açacaklar, ancak kovuşturmanın başlaması, iddianamenin düzenlenmesi için yetkili merciden izin isteyeceklerdi. Her şeyden önce, şunu hemen belirtmek isterim: “Hukuk devleti ilkesi”ne değil, “hukukun üstünlüğü ilkesi”ne yaslanan, hukuk karşısında birey ile devleti aynı düzeyde gören Anglo-Sakson hukuk anlayışının egemen olduğu ülkelerde böyle bir yöntem hiçbir zaman gündeme gelmemiştir. Gelemezdi de. Çünkü devlet de, birey de o ülkelerde hukuka saygılı olmak durumundadır. XII Bizim de içinde bulunduğumuz Kara Avrupa’sı hukuk anlayışında ise bu yöntem, 18’inci ve 19’uncu yüzyıllarda birçok ülkede benimsenmişti. Sözgelimi, 1791 (m. 3) ve 1799 (m. 75) Fransız anayasaları, kamu görevlilerini, dolayısıyla devleti korumayı amaçlayan, hukuk önünde eşitlik ilkesine ters düşen bu yöntemi anayasal güvenceye bağlamıştı. Dönemin hukukçuları bu başına buyrukluğu şiddetle eleştirmişlerdi. Çünkü uygulamada merciler, izin yetkisini aşırı derecede kamu görevlisini koruma ve onu ayrıcalıklı kılma biçiminde kullanıyordu. Tıpkı bizde olduğu gibi. Hukuk kamuoyu bundan çok rahatsız olmaktaydı. Sonuçta yönetimler, bu eleştiriler gözetmek zorunda kaldı. Fransa’da 19 Eylül 1870 tarihli Kararname’yle bu yönteme son verildi. Aynı yöntem Belçika’da da vardı. Ancak bu ülkede 1831 Anayasa’sıyla bu yöntem sadece kaldırılmadı, söz konusu yöntemin geri getirilmesi de yasaklandı (m. 24). 1994 Anayasa’sında da aynı yasağa yer verildi (m. 31). Bu yöntem, Kara Avrupa’sında Almanya, İspanya, Portekiz, Yunanistan, Çekoslavakya, Romanya, Rusya’da yoktur. Sadece İsviçre’de sınırlı biçimde vardır. Devletin yapısı nedeniyle dar bir kadro için geçerli olan izin yetkisi dikkatli ve hukuka uygun kullanıldığından bu ülkede bir sakınca yaşanmamıştır. Kara Avrupa’sı hukuk dizgesinin içinde yer alan Latin Amerika’da Brezilya, Meksika, Arjantin, Şili, Peru, Kolombiya, Venezuela, Kosta-Rika, Ekvator, Uruguay’da böyle bir yöntem hiç olmamıştır. Bolivya’da olmuş, ama 1861’de kaldırılmıştır. Afrika’da, Fas, Tunus, Gabon, Kongo, Senegal’de böyle bir yöntem yoktur. Sadece dar bir kadro için Togo’da vardır. Kısacası, bundan on iki yıl önce ve bir devrim olarak kamuoyuna sunulan 1999/4483 sayılı “Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Yasa”nın getirdiği yöntem, günümüzde XIII hemen hiçbir uygar ve demokratik ve de gelişmekte olan ülkede yoktur. Olanlarda da, geçen yüzyıllarda tarihe karışmıştır. Bu nedenle yukarıda geçmiş zaman kipi kullandım. Bugün benimsenen, yargısal güvence dizgesidir. Buna göre soruşturmayı da, kovuşturmayı da yargı yapacaktır. Bu konuda kimseye ayrıcalık tanınmamaktadır. Bu durumuyla Türkiye inceleme konumuzda da, dünyayı çok geriden izlemektedir. Belçika’yı örnek alırsak 180; Bolivya’yı örnek alırsak 150; Fransa’yı örnek alırsak 141 yıl gerideyiz. Üstelik Belçika, bu dizgeyi, yasama organını, yani ikincil kurucu iktidarı bağlayacak biçimde, yani anayasal boyutta yasaklıyor. Peki, yürürlükteki bu Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Yasa’nın sonuçları neler olmuştur? Neler olmamıştır ki!.. Sormaya bile gerek yok. Durum yürekler acısıdır. Savcı ivedilikle kanıtları toplar. Yetkili mercie dosyayı yollar. Yetkili merci, yakınmayı/duyuruyu soyut, dayanaksız bulursa işleme elbette koymaz. Yakınana durumu bildirir. Savcı da esasen koyamazdı. Buna karşılık merci, yakınmayı/duyuruyu ciddi bulursa, ön incelemeye geçilir. Merci inceleme sonunda soruşturmaya izin verir ya da vermezse bunlara karşı yasa yoluna gidilir. İzin verilirse soruşturma sonucuna göre dava açılır ya da açılmaz. Ancak uygulamada izin mercileri, bu yetkiyi hiç de özenli ve başarılı biçimde kullanmamaktadır. Sonuç bu. Avrupa Birliğinin kapısında bekleyen 21’inci yüzyıl Türkiye’sine yakışmıyor, bu Yasa. XIV Yönetimin saydamlığı, hesap verebilir olması, eşitlik, hukukun üstünlüğü, erkler ayrılığı, yargı bağımsızlığı ilkeleriyle çatışıyor, bu yöntem. Devleti de, yargıyı da, kamu görevlisini de küçük düşürüyor. Yapılacak iş bellidir: Yeni bir Anayasa yapılmasını beklemeden, oylama biçimi yüzünden biçimsel meşruluğunu, Türk kamuoyunca artık dışlanmış bulunduğundan maddi meşruluğunu yitirmiş bulunan 1982 Anayasa’sının 129’uncu maddenin son fıkrasıyla birlikte Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Yasa’yı tez elden yürürlükten kaldırmak. Kim ki bunu yapar, hasara uğramış yukarıdaki ilkeleri ayağa kaldırır. Rejimi daha da demokratikleştirir. Bu ayrıcalıklı dizgenin bizdeki yansımaları elbette sadece bu Yasa değildir. O kadar çok ki! Elinizdeki kitap bütün bunları derli toplu sunuyor. Bunca olumsuz deneyimlerden sonra hepsini yeni baştan gözden geçirmenin artık zamanıdır. Bunu yaptığımızda bir kazancımız daha olacak. O da şu: Kimileri, “yasama dokunulmazlığı” ile kamu görevlileriyle ilgili “denetlenebilir izin” kavramlarını tasarlayarak çarpıtıp aralarında özdeşlik kurmaya yelteniyorlar. Dikkatler başka yönlere çekilerek, kişilerin kafaları karıştırılıyor. Hiç ilgisi yok. Ancak hepsi gözden geçirilmeli. Yasama dokunulmazlığı kaldırılmamalı. Ama darlaştırılmalı. Toplantılarla sınırlı olmalı, kimi suçlarda ve suçüstü yargılamalarında hiç olmamalı. XV Demek bu Yasayı kaldırdığımız zaman yasama dokunulmazlığını da gözden geçirmek zorunda kalacağız. Sonuçta hepimiz kazançlı çıkacağız bu girişimlerden. Ve hiç kimse de kamu görevlileriyle ilgili dizgeleri, yasama dokunulmazlığıyla ilgili tartışmalarda topal benzetmelere başvurarak gerekçe yapmamalı. Herkes tartışmayı düzgün ve dürüst düzlemde yürütmeli; kafaları karıştırarak, dikkatleri saptırarak akıl çelen rolünü oynamamalı. Bunlar, görüş değil ki saygılı olalım. Tersine ahlakla çatışan kınanası tutumlardır. Elinizdeki kitap, bu konularda herkese yardımcı olacak niteliktedir. Bu sorunlarla ilgili düzenlemelerin bütününü içeriyor. Dikkatli bir süzgeçten geçirmenin, yorucu bir çalışmanın ürünüdür. Böyle bir kitaba kavuştuğumuz için, araştırma yaparken artık biraz daha tembel olabiliriz. Bize bu olanağı sağlaması nedeniyle Sayın R. Bülent Tarhan’a şükran borçluyuz. Kendisini kutlar, daha nice başarılı çalışmaları Türk hukukuna kazandırmasını yürekten dilerim. Ümitköy/Ankara 1 Nisan 2011 Prof. Dr. Sami SELÇUK Eski Yargıtay Başkanı Bilkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi XVI XVII İKİNCİ BASKI İÇİN SUNUŞ Kitabın ilk baskısı kısa sayılabilecek bir sürede tükenmiştir. İkinci baskıda kitap içeriğindeki tüm kanunlarla ilgili güncellemeler yapılmıştır. Kitabın ikinci baskısına “4483 ve 3628 Sayılı Kanunlarla İlgili Yargıtay Ceza Genel Kurulu Kararları Tablosu” eklenmiştir. Önemli bir kısmının özetlerine kitap içeriğinde de yer verilen bu kararlar, yeni TCK’nin yürürlüğe girdiği 1 Haziran 2005 ile 15 Haziran 2010 tarihleri arasındaki -4483 ve 3628 sayılı Kanunlara temas eden suçlarla ilgili YCG kararlarının tarih, sayı ve konu başlıklarını içermektedir. Maliye Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı’nca hazırlanan ve ikinci baskıya eklenen “Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun Uygulamasında Maliye Bakanlığınca Yürütülecek İşlemlere İlişkin Yönerge”nin de uygulamacılar için çok yararlı olacağını düşünmekteyim. Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yargılanmasına ilişkin olarak oldukça geniş bir kaynakça kitaba eklenmiş; böylece uygulamacılar dışında akademisyenler ve konuyla ilgilenenlerin de yararlanması amaçlanmıştır. Kitaptaki bir başka yenilik “Memur suçlarının soruşturulmasında sıkça karşılaşılan muhtemel Türk Ceza Kanunu hükümleri” başlıklı bölüm kapsamında yer alan hükümlerle ilgili ulusal mevzuat ve uluslararası sözleşmelerdeki hükümlere dipnotlarla yer verilmesidir. Örneğin TCK madde 6/1/c’deki “kamu görevlisi” tanımının dipnotunda Birleşmiş Milletler Yolsuzlukla Mücadele Sözleşmesindeki “kamu görevlisi” tanımına gönderme yapılmış veya zimmet başlıklı 247’nci maddenin, Bankacılık Kanunu 160’ncı madde ile XVIII bağlantısı vurgulanmış ya da “Kamu görevlisinin suçu bildirmemesi”ni düzenleyen 279’ncu maddeye CMK’nin 161/5 maddesi ile gönderme yapılarak bu suçun genel hükümlere tabi olduğuna dair somut kanıt gösterilmiştir. Kitapta çok sayıda yeni Danıştay 1. Dairesi ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararlarına da yer verilmiş ve bunlar ilgili bölümlere işlenmiştir. Saygılarımla… Ankara, Nisan 2011 R. Bülent TARHAN XIX SUNUŞ Anayasa’nın 129’uncu maddesinin beşinci fıkrasına göre; “Memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında işledikleri iddia edilen suçlardan ötürü ceza kovuşturması açılması, kanunla belirlenen istisnalar dışında, kanunun gösterdiği idarî merciin iznine bağlıdır.” Anayasa’dan kaynaklanan yargılama ayrıcalıkları en geniş biçimiyle 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun başta olmak üzere, çok sayıda kanun ve kanun hükmünde kararnamede yer almaktadır. Memurlar ve diğer kamu görevlilerine uygulanan söz konusu ayrıcalıkların çok fazla sayıda ve türde kamu görevlisini ilgilendirmesi bir yana, uygulamanın kendi içinde de tam bir karmaşa söz konusudur. Öyle ki; Anayasa’nın “Piyasaların Denetimi ve Dış Ticaretin Düzenlenmesi” başlıklı 167’nci maddesine dayanılarak kurulan ve temel işlevleri kendi alanlarındaki piyasaları düzenlemek ve denetlemek olan bağımsız idari otoritelerin, temel işlev ve statülerindeki -neredeyse birebir- benzerliklere karşın, hemen hepsinin başkan, üye ve diğer personeli hakkında farklı yargılama usulü söz konusudur. Örneğin 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanunun 60’ıncı ve 2499 sayılı Sermaye Piyasası Hakkında Kanunun 25/b maddelerindeki hükümlere göre Rekabet Kurumu ve Sermaye Piyasası Kurulu başkan ve üyeleri ile her türlü personeli işledikleri iddia edilen suçlardan ötürü genel hükümlere tabi olurken; Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu çalışanları, 4646 sayılı Doğal Gaz Piyasası Kanununun (Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılması Ve Doğal Gaz Piyasası Hakkında Kanun) değişik 12/d maddesinde yazılı açık hüküm uyarınca 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanuna tabidirler. En ilginç ve yasa tekniği açısından Hukuk XX fakültelerinde “tersine örnek” olarak okutulabilecek düzenleme ise, 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 104 ve 127’nci maddelerinde yer almaktadır. Anılan maddeler Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu ile Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Başkan, üye ve personelinin işledikleri iddia edilen suçlarla ilgili yargılama usulünü düzenlemektedir. Madde metinlerinde “Kurum personelinin görevleriyle bağlantılı olarak işledikleri iddia edilen suçlara ilişkin soruşturmalar, Kurul Başkan ve üyeleri için ilişkili Bakanın, Kurum personeli için ise Başkanın izin vermesi kaydıyla” ibarelerine yer verilmek suretiyle “özel yargılama” usulü belirlenirken cümle “genel hükümlere göre yapılır” cümleciğiyle tamamlanmaktadır. Daha da ilginç olanı; genel hükümlere yapılan göndermeye karşın maddenin ikinci fıkrasında yeni istisnaların sıralanmış olmasıdır. Bankacılık Kanununun 104 ve 127’nci maddelerindeki bir başka garabet, soruşturma izninin “kendilerine veya üçüncü kişilere çıkar sağlamış olmaları hususunda açık ve yeterli emarelerin olması” koşuluna bağlanmasıdır. Yani BDDK ve TMSF çalışanları, Devleti milyonlarca TL zarara sokmuş olsalar yada -örneğin mahkeme kararlarını uygulamayarak- “keyfi muamele” suçunu işlemiş olsalar da kendilerine veya üçüncü kişilere çıkar sağlamamışlarsa yargılanamayacaklardır. Çok ilginçtir; 2813 sayılı Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun Kuruluşuna Dair Kanunun 5’nci maddesi ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 53/e maddesinde yapılan atıflarla Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu çalışanları ile Kamu İhale Kurumu çalışanları da 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 104’ncü maddesinde yazılı soruşturma ve yargılama ayrıcalıklarından aynen yararlandırılmaktadırlar. Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğü çalışanları, yerleşmiş Yargıtay kararlarına göre Türk Ceza Kanunu uygulamasında ‘kamu görevlisi’ sayılmadıkları halde 320 sayılı Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 44/1’nci maddesi uyarınca 4483 sayılı Memurlar ve XXI Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun hükümlerine tabidirler. 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanununun 28/6’ncı maddesine göre; yönetim kurulu üyeleri ile kurum personeli, 4483 sayılı yasa hükümlerine tabi tutulurken, yine bir başka sosyal güvenlik kurumu olan Türkiye İş Kurumu Yönetim Kurulu Başkan ve üyeleri ile Kurum personeli, -4904 sayılı yasanın 14/2’nci maddesi çerçevesinde- kamu görevlisi olmakla birlikte, haklarında 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun hükümleri uygulanmayacaktır. 2560 sayılı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunun Ek 3’üncü maddesi “İSKİ Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu üyeleri hakkında görevlerinden doğan ve görevlerini yaparken işledikleri suçlardan dolayı soruşturma ve kovuşturma, Devlet memurlarının tabi oldukları Kanun hükümlerine göre yapılır” hükmünü içermekte; ancak örneğin EGO Genel Müdürü böyle bir ayrıcalıktan yararlanmamaktadır. Yukarıdaki görüşlere koşut olarak genel ve evrensel soruşturma ve yargılama usullerinden sapan; izin veya tahkik sistemi gibi ayrıcalıklı hükümler içeren düzenlemelerden yana olmadığımı belirtmeliyim. Ancak; özel soruşturma hükümleri Türkiye’nin gerçeğidir. Dolayısıyla uygulamacıların, akademisyenlerin ve konuyla ilgili diğer tarafların bu alandaki tüm mevzuata bir bütünsellik içinde ulaşmasının da bir ihtiyaç olduğu kanısındayım. Kitapta, -memur yargılaması alanındaki temel kanunlar olan4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun ile 3628 sayılı Kanunun yanısıra “görevlerinden dolayı özel oruşturma usulüne tabi olanlar” a ilişkin yasa hükümleri ve “suçun niteliğinden doğan özel soruşturma usulleri”ni içeren hükümlere de yer verilmiştir. Milletvekilleri, bakanlar, hakim ve savcılar, avukatlar, noterler, askerler gibi çok sayıdaki kamu görev- XXII lisinin tabi olduğu özel soruşturma ve yargılama usulüne ilişkin tüm kanun hükümleri ve “suçun niteliğinden doğan özel soruşturma usulleri” taranarak sistematik bir biçimde kitabımıza ilave edilmiştir. Danıştay ilgili dairelerinin 4483 sayılı Kanunla ilgili olarak verdiği kimi örnek kararlar ile Yargıtay Ceza Genel Kurulunca 4483 ve 3628 sayılı yasalara ilişkin olarak verilen karar özetlerini de kitabımızda bulacaksınız. 4483 sayılı yasaya göre yürütülen “ön inceleme”ler sırasında kullanılan belge örnekleri kitaba eklenmiştir. Kitapta; Türk Ceza Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanununun memurlar ve diğer kamu görevlileriyle ilgili yapılacak soruşturmalarda öncelikle bilinmesi gereken hükümleri, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunun ilgili hükümleri, 3071 sayılı Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair Kanun, Tebligat Kanunu, Kamu Görevlileri Etik Kanunu, Bilgi Edinme Kanunu, Birden Fazla Kamu Kurum ve Kuruluşlarını İlgilendiren Soruşturmalarda Görevlendirilecek Müfettişlerin Görevlendirme Biçimine İlişkin Yönetmelik, Yakalama, Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliği ve ilgili diğer ikincil mevzuata yer verilmiş; böylece, özellikle, denetim elemanları, “soruşturmacılar” ve memur suçlarına bakan Cumhuriyet savcılarımız için bir el kitabı olması amaçlanmıştır. Saygılarımla… Ankara, Ocak 2010 R. Bülent TARHAN XXIII İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ................................................................................................ IX İKİNCİ BASKI İÇİN SUNUŞ .............................................................XVII SUNUŞ..............................................................................................XIX 1. ANAYASANIN İLGİLİ HÜKÜMLERİ .............................................1 1.1. Kamu hizmeti görevlileriyle ilgili hükümler......................................1 1.1.1. Genel ilkeler........................................................................1 1.1.2. Görev ve sorumlulukları, disiplin kovuşturmasında güvence ..............................................................................1 2. MEMURLAR VE DİĞER KAMU GÖREVLİLERİNİN YARGILANMASI HAKKINDA KANUN .........................................3 Amaç ........................................................................................3 Kapsam ....................................................................................3 İzin vermeye yetkili merciler......................................................3 Olayın yetkili mercie iletilmesi, işleme konulmayacak ihbar ve şikayetler..............................................................................5 Ön inceleme .............................................................................6 Ön inceleme yapanların yetkisi ve rapor ...................................6 Süre..........................................................................................7 Soruşturma izninin kapsamı......................................................7 İtiraz..........................................................................................7 İştirak halinde işlenen suçlar.....................................................8 Soruşturma izninin gönderileceği merci ....................................8 Hazırlık soruşturmasını yapacak merciler .................................8 Yetkili ve görevli mahkeme .......................................................9 Vekillerin durumu......................................................................9 XXIV Cumhuriyet başsavcılığınca re’sen dava açılacak haller ...........9 Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkata yapılan atıflar ..........................................................................10 Değiştirilen hükümler ..............................................................10 Yürürlükten kaldırılan hükümler ..............................................10 Yürürlük ..................................................................................10 Yürütme..................................................................................10 2.1. Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanlığının 07/02/2000 Tarihli, 166 Sayılı Genelgesi ve Eki “4483 Sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanuna İlişkin Uygulama Esasları” .....................................................................11 2.2. Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun Uygulamasında Maliye Bakanlığınca Yürütülecek İşlemlere İlişkin Yönerge .........................................27 2.3. Kararlar........................................................................................55 2.3.1. Danıştay Birinci Dairesinin 4483 sayılı Kanuna dair istişari kararı ....................................................................55 2.3.2. Danıştay İkinci Dairesinin İlke Kararı................................67 2.3.3. 4483 Sayılı Kanunun Uygulaması İle İlgili Danıştay Birinci ve İkinci Dairelerinin Örnek Kararları .....................69 2.3.3.1. İkinci Daire Kararları............................................69 2.3.3.2. Birinci Daire Kararları ........................................104 2.3.4. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 4483 sayılı Kanunun Uygulamasına Dair ve Kanun Kapsamındaki Bazı Suçlarla İlgili Örnek Kararları (Özet)...............................256 2.3.4.1. Soruşturma izni vermeye yetkili makam ve zamanaşımı konusu ..........................................256 2.3.4.2. Evrak asılları ve ast memurun üst memurun yargılama usulüne tabi olduğu kuralı.................258 2.3.4.3. 4483 sayılı Kanunla ilgili görev uyuşmazlığı sorunu...............................................................259 2.3.4.4. “Görevinden dolayı” kavramı .............................260 XXV 2.3.4.5. Resmi belgeyi yok etmek ..................................261 2.3.4.6. Resmi belgede sahtecilik...................................261 2.3.4.7. Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan...264 2.3.4.8. Yetkili olmadığı bir iş için yarar sağlama............264 2.3.4.9. Görevi kötüye kullanma.....................................265 2.4. 4483 Sayılı Kanuna Göre Yürütülen Ön İncelemede Kullanılan Belge Örnekleri .........................................................286 2.4.1. Muhbir veya Şikayetçi İfade Tutanağı ............................286 2.4.2. Yeminli Tanık İfade Tutanağı .........................................287 2.4.3. Hakkında Ön İnceleme Yapılanın Sözlü İfade Tutanağı .....289 2.4.4. Hakkında Ön İnceleme Yapılandan Yazılı Savunma İstem Yazısı ...................................................................290 2.4.5. Hakkında Ön İnceleme Yapılanın İfadesinin İstinabe Suretiyle Alınması ..........................................................291 2.4.6. Hakkında Ön İnceleme Yapılanın İstinabe İfade Tutanağı.........................................................................292 2.4.7. Tanıktan Yeminli Olarak İstinabe Suretiyle İfade Alınması.........................................................................293 2.4.8. Yeminli Tanık İstinabe İfade Tutanağı............................294 2.4.9. Yeminli Katip Atama ve Yemin Tutanağı ........................295 2.4.10. Cumhuriyet Başsavcılığı Aracılığı ile Bilirkişi Talep Yazısı.............................................................................296 2.4.11. Komisyon Listesinde Yer Alan Bilirkişilerin Atanma Tutanağı.........................................................................297 2.4.12. İdari Makamlardan veya meslek kuruluşlarından Bilirkişilik İçin Talep Yazısı .............................................298 2.4.13. Komisyon Listesinde Yer Almayan Bilirkişilerin Atama ve Yemin Tutanağı.........................................................299 2.4.14. Bilirkişi Ücret Tespit Kararı.............................................300 2.4.15. Bilirkişi Ücret Tespit Kararının Kuruma Gönderilmesi.....300 2.4.16. Ön İnceleme Raporu......................................................301 2.5. Memur Yargılaması İle İlgili Kaynakça.......................................303 XXVI 3. DİĞER KANUNLARDAKİ ÖZEL YARGILAMA USULLERİ......311 3.1. Görevlerinden Dolayı Özel Soruşturma Usulüne Tabi Olanlar ...311 3.1.1. Milletvekilleri ..................................................................311 3.1.2. Başbakan ve Bakanlar ...................................................311 3.1.3. Üniversite Görevlileri......................................................312 3.1.4. Kamu İktisadi Teşebbüsleri genel müdürleri ve yönetim kurulu üyeleri ....................................................315 3.1.5. Hakimler ve Savcılar ......................................................315 3.1.6. Yüksek Mahkemelerin Başkan ve Üyeleri ......................316 3.1.6.1. 2797 sayılı Yargıtay Kanunu .............................316 3.1.6.2. 2575 sayılı Danıştay Kanunu ............................317 3.1.6.3. 31.03.2011 tarihli 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun................................................318 3.1.6.4. 1600 sayılı Askeri Yargıtay Kanunu ..................320 3.1.6.5. 3/12/2010 tarih, 6085 sayılı Sayıştay Kanunu ...321 3.1.7. Sayıştay Meslek Mensupları ..........................................322 3.1.8. Avukatlar........................................................................323 3.1.9. Noterler..........................................................................324 3.1.10. Türk Silahlı Kuvvetleri Mensupları..................................324 3.1.11. Milli İstihbarat Teşkilatı Mensupları ................................326 3.1.12. Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu Mensupları ......327 3.1.13. T.C. Merkez Bankası......................................................327 3.1.14. Sosyal Güvenlik Kurumu çalışanları...............................328 3.1.15. Türkiye ve Ortadoğu Amme İdaresi Enstitüsü mensupları......................................................................328 3.1.16. Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğü personeli............328 3.1.17. İSKİ Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyeleri...............329 3.1.18. Düzenleyici ve Denetleyici Kurumlar (Üst Kurullar) Personeline İlişkin Soruşturma ve Yargılama usulleri.....329 3.1.18.1. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu....................329 3.1.18.2. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu .............329 XXVII 3.1.18.3. Sermaye Piyasası Kurulu ..............................330 3.1.18.4. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu..........................................................330 3.1.18.5. Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu.................331 3.1.18.6. Kamu İhale Kurumu.......................................332 3.1.18.7. Rekabet Kurumu............................................332 3.1.18.8. Tütün ve Tütün Mamulleri ve Alkollü İçkiler Piyasası Düzenleme Kurumu ........................333 3.1.18.9. Tasarruf Mevduat Sigorta Fonu .....................333 3.1.18.10. Şeker Kurumu ...............................................336 3.2. Suçun Niteliğinden Doğan Özel Soruşturma Usulleri.................336 3.2.1. Türk Ceza Kanundaki Bazı Suçlara İlişkin Soruşturma Usulü .............................................................................336 3.2.2. Kamu görevlilerinin adliye ile ilgili görev veya işlerde kötüye kullanma veya ihmal fiilleri ..................................339 3.2.3. Kamu görevlilerinin Cumhuriyet Savcısı, hakim veya mahkemenin bilgi taleplerini yerine getirmemesi veya geciktirmesi fiilleri...........................................................339 3.2.4. Bankacılık Kanununa Tabi Suçlar ..................................340 3.2.5. T.C. Merkez Bankası Kanununda yazılı bazı suçlar .......340 3.2.6. Sermaye Piyasası Suçları ..............................................342 3.2.7. Vergi Suçları ..................................................................342 3.2.8. Atatürk Aleyhinde İşlenen Suçlar ...................................343 3.2.9. Seçim Suçları.................................................................343 4. MAL BİLDİRİMİNDE BULUNULMASI, RÜŞVET VE YOLSUZLUKLA MÜCADELE MEVZUATI VE KARAR ÖRNEKLERİ .............................................................................345 4.1. Anayasal Düzenleme.................................................................345 4.2. Mal Bildiriminde Bulunulması Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu......................................................................345 BİRİNCİ BÖLÜM - Genel Hükümler...........................................345 XXVIII Amaç ....................................................................................345 Mal bildiriminde bulunacaklar................................................346 Hediye ..................................................................................347 Haksız mal edinme ..............................................................347 İKİNCİ BÖLÜM - Mal Bildirimleri ................................................347 Bildirimlerin konusu...............................................................347 Bildirimin zamanı ..................................................................348 Bildirimin yenilenmesi ...........................................................348 Bildirimlerin verileceği merciler .............................................348 Bildirimlerin gizliliği................................................................350 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM - Ceza Hükümleri.........................................350 Gerçeğe aykırı açıklama.......................................................350 Gerçeğe aykırı bildirimde bulunma .......................................351 Haksız mal edinme, mal kaçırma veya gizleme ....................351 Zoralım .................................................................................351 Kamu hizmetlerinden yasaklanma ........................................351 Tecil, paraya çevirme ve ön ödeme yasağı...........................351 DÖRDÜNCÜ BÖLÜM - Bu Kanunda Yazılı Suçlar ile Bazı Suçlardan Dolayı Soruşturma Usulü..........................................351 Soruşturma ...........................................................................351 Suçun ihbarı .........................................................................352 Soruşturma usulü..................................................................353 Bilgi verme zorunluluğu ........................................................353 Asker kişilerin soruşturması ..................................................354 BEŞİNCİ BÖLÜM - Çeşitli Hükümler..........................................354 Yönetmelik............................................................................354 Kaldırılan hükümler...............................................................354 Yürürlük ................................................................................355 Yürütme................................................................................355 4.3. Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmelik ..................355 4.4. Bankacılık Kanununun Mal Bildirimi İle İlgili Hükmü...................367 XXIX 4.5. 3628 Sayılı Kanun Kapsamındaki Bazı Suçlara İlişkin Yargıtay Ceza Genel Kurulu Kararları........................................367 4.5.1. Zimmet...........................................................................367 4.5.2. İrtikap.............................................................................372 4.5.3. Rüşvet............................................................................375 4.6. 4483 ve 3628 Sayılı Kanunlarla İlgili Yargıtay Ceza Genel Kurulu Kararları Tablosu............................................................377 5. ESKİ VE YENİ TÜRK CEZA KANUNLARININ MADDELER VE KENAR BAŞLIKLARI İTİBARİYLE KARŞILAŞTIRMA TABLOSU .................................................................................381 5.1. Karşılaştırma Tablosu................................................................381 5.2. 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu İle Getirilen Yeni Hükümler.......400 5.3. Türk Ceza Kanunu Alfabetik Dizin (Maddeler İtibariyle) .............402 6. MEMUR SUÇLARININ SORUŞTURULMASINDA SIKÇA KARŞILAŞILMASI MUHTEMEL TÜRK CEZA KANUNU HÜKÜMLERİ.............................................................................433 Tanımlar ..............................................................................433 Görev suçları ........................................................................433 Ceza sorumluluğunun şahsîliği .............................................433 Kast ......................................................................................433 Taksir....................................................................................434 Ceza Sorumluluğunu Kaldıran veya Azaltan Nedenler..........434 Kanunun hükmü ve amirin emri ............................................434 Meşru savunma ve zorunluluk hâli........................................435 Hakkın kullanılması ve ilgilinin rızası.....................................435 Cebir ve şiddet, korkutma ve tehdit.......................................436 Haksız tahrik.........................................................................436 Hata......................................................................................436 Yaş küçüklüğü ......................................................................436 Akıl hastalığı.........................................................................437 XXX Sağır ve dilsizlik....................................................................438 Geçici nedenler, alkol veya uyuşturucu madde etkisinde olma......................................................................................438 Suça Teşebbüs.....................................................................438 Gönüllü vazgeçme................................................................439 Suça İştirak...........................................................................439 Faillik ....................................................................................439 Azmettirme ...........................................................................439 Yardım etme .........................................................................440 Bağlılık kuralı ........................................................................440 İştirak hâlinde işlenen suçlarda gönüllü vazgeçme ...............441 Bileşik suç.............................................................................441 Zincirleme suç ......................................................................441 Fikri içtima ............................................................................441 Cezalar .................................................................................442 Hapis cezaları.......................................................................442 Dava ve Cezanın Düşürülmesi .............................................442 Sanığın veya hükümlünün ölümü..........................................442 Af..........................................................................................442 Dava zamanaşımı.................................................................443 Dava zamanaşımı süresinin durması veya kesilmesi............444 Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı suçlar, uzlaşma ................................................................................445 HÜRRİYETE KARŞI SUÇLAR..............................................447 Tehdit ...................................................................................447 Şantaj ...................................................................................448 Kamu kurumu veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının faaliyetlerinin engellenmesi.............................448 Siyasî hakların kullanılmasının engellenmesi........................448 İnanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme.............................................................................449 XXXI Konut dokunulmazlığının ihlâli ..............................................449 İş ve çalışma hürriyetinin ihlâli ..............................................450 Sendikal hakların kullanılmasının engellenmesi....................450 Ortak hüküm .........................................................................451 Haksız arama .......................................................................451 Dilekçe hakkının kullanılmasının engellenmesi.....................451 Ayırımcılık.............................................................................452 Kişilerin huzur ve sükununu bozma ......................................452 Haberleşmenin engellenmesi................................................452 Şerefe Karşı Suçlar...............................................................453 Hakaret.................................................................................453 Mağdurun belirlenmesi .........................................................454 İsnadın ispatı ........................................................................454 İddia ve savunma dokunulmazlığı.........................................454 Soruşturma ve kovuşturma koşulu........................................455 Özel Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar...............455 Haberleşmenin gizliliğini ihlâl ................................................455 Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması................................................................................455 Özel hayatın gizliliğini ihlâl....................................................456 Kişisel verilerin kaydedilmesi ................................................456 Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme ...........456 Malvarlığına Karşı Suçlar......................................................457 Kullanma hırsızlığı ................................................................457 Güveni kötüye kullanma .......................................................457 Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi ................457 Kamu Güvenine Karşı Suçlar................................................458 Mühürde sahtecilik................................................................458 Mühür bozma........................................................................458 Resmî belgede sahtecilik......................................................458 Resmî belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek ................459 XXXII Resmî belgenin düzenlenmesinde yalan beyan....................459 Özel belgede sahtecilik.........................................................459 Özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek...................459 Açığa imzanın kötüye kullanılması........................................460 Resmî belge hükmünde belgeler ..........................................460 Kamu Barışına Karşı Suçlar..................................................460 Suç işlemek amacıyla örgüt kurma .......................................461 Ekonomi, Sanayi ve Ticarete İlişkin Suçlar ...........................462 İhaleye fesat karıştırma .......................................................462 Edimin ifasına fesat karıştırma..............................................463 Fiyatları etkileme ..................................................................464 Kamuya gerekli şeylerin yokluğuna neden olma ...................465 Ticarî sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgelerin açıklanması ..........................................465 Mal veya hizmet satımından kaçınma...................................466 Tefecilik ................................................................................466 Tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbiri uygulanması..............466 Bilişim Alanında Suçlar .........................................................466 Bilişim sistemine girme .........................................................466 Sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme.............................................................................466 Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması ..................467 Tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbiri uygulanması..............468 Kamu İdaresinin Güvenilirliğine ve İşleyişine Karşı Suçlar ....468 Zimmet ................................................................................468 Etkin pişmanlık .....................................................................469 Daha az cezayı gerektiren hâl ..............................................469 İrtikâp....................................................................................469 Denetim görevinin ihmali ......................................................470 Rüşvet .................................................................................470 Tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbiri uygulanması..............471 XXXIII Etkin pişmanlık .....................................................................471 Yetkili olmadığı bir iş için yarar sağlama ...............................472 Zor kullanma yetkisine ilişkin sınırın aşılması .......................472 Görevi kötüye kullanma ......................................................472 Göreve ilişkin sırrın açıklanması ...........................................473 Kamu görevlisinin ticareti......................................................473 Kamu görevinin terki veya yapılmaması................................473 Kişilerin malları üzerinde usulsüz tasarruf.............................474 Kamu görevinin usulsüz olarak üstlenilmesi..........................474 Kanuna aykırı eğitim kurumu ................................................474 Özel işaret ve kıyafetleri usulsüz kullanma ...........................474 Görevi yaptırmamak için direnme .........................................475 Kamu görevine ait araç ve gereçleri suçta kullanma .............475 Adliyeye Karşı Suçlar............................................................475 İftira ......................................................................................475 Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması........477 Yalan tanıklık ........................................................................477 Gerçeğe aykırı bilirkişilik veya tercümanlık ...........................478 Suçu bildirmeme...................................................................478 Kamu görevlisinin suçu bildirmemesi ...................................479 Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama ..............479 Adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs...................................480 Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk ............................480 Devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme......................481 Devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin bilgileri açıklama ...............................................................................481 Gizli kalması gereken bilgileri açıklama ................................481 Devlet sırlarından yararlanma, Devlet hizmetlerinde sadakatsizlik .........................................................................481 Yasaklanan bilgileri temin .....................................................482 Yasaklanan bilgileri açıklama................................................482 XXXIV 7. CEZA MUHAKEMESİ KANUNU ...............................................483 7.1. CMK Alfabetik Fihrist .................................................................483 7.2. İlgili Hükümler............................................................................527 Tanımlar ...............................................................................527 Görev....................................................................................529 Re’sen görev kararı ve görevde uyuşmazlık .........................529 Görevsizlik kararı verilmesi gereken hâl ve sonucu ..............529 Görevsizlik kararı verilemeyecek hâl.....................................529 Görevli olmayan hâkim veya mahkemenin işlemleri..............529 Bağlantı kavramı...................................................................529 Yetkili mahkeme ...................................................................530 Özel yetki..............................................................................530 Yabancı ülkede işlenen suçlarda yetki ..................................530 Deniz, hava ve demiryolu taşıtlarında veya bu taşıtlarla işlenen suçlarda yetki ...........................................................531 Bağlantılı suçlarda yetki........................................................531 Yetkide olumlu veya olumsuz uyuşmazlık.............................532 Yetkisizlik iddiası ..................................................................532 Hâkimin davaya bakamayacağı hâller ..................................532 Hâkimin reddi sebepleri ve ret isteminde bulunabilecekler....533 Tanıklık, Bilirkişi İncelemesi ve Keşif ....................................533 Tanıklık.................................................................................533 Tanıkların çağrılması ............................................................533 Çağrıya uymayan tanıklar.....................................................534 Tanıklıktan çekinme..............................................................534 Meslek ve sürekli uğraşıları sebebiyle tanıklıktan çekinme ...535 Devlet sırrı niteliğindeki bilgilerle ilgili tanıklık........................535 Kendisi veya yakınları aleyhine tanıklıktan çekinme .............536 Tanıklıktan çekinme sebebinin bildirilmesi ............................536 Yemin verilmeyen tanıklar.....................................................536 Tanıklıktan çekinebilecek kimsenin çekinmemesi .................536 XXXV Tanıkların dinlenmesi............................................................536 Tanığa görevinin önemini anlatma........................................537 Tanıklara yemin verilmesi .....................................................537 Yeminin biçimi ......................................................................537 Yeminin yerine getirilmesi, sağır veya dilsizin yemini............538 Tanığın tekrar dinlenmesi .....................................................538 Tanığa ilk önce sorulacak hususlar ve tanığın korunması.....538 Tanığa söylenecek şeyler ve sorulacak sorular.....................539 Tanıklıktan ve yeminden sebepsiz çekinme..........................539 Tanığa verilecek tazminat ve giderler ...................................540 Bilirkişi İncelemesi ................................................................540 Bilirkişilere uygulanacak hükümler ........................................540 Bilirkişinin atanması..............................................................540 Bilirkişi olarak atanabilecekler...............................................540 Bilirkişiliği kabul yükümlülüğü................................................541 Atama kararı ve incelemelerin yürütülmesi ...........................542 Bilirkişi raporu, uzman mütalaası ..........................................543 Bilirkişilikten çekinme, bilirkişi olarak dinlenemeyenler..........544 Görevini yapmayan bilirkişi hakkındaki işlem ........................544 Bilirkişi gider ve ücreti ...........................................................544 Sahte para ve değerler üzerinde yapılacak incelemeler........544 Arama ve Elkoyma................................................................544 Şüpheli veya sanıkla ilgili arama...........................................544 Diğer kişilerle ilgili arama ......................................................545 Gece yapılacak arama..........................................................545 Arama kararı.........................................................................545 Aramada hazır bulunabilecekler ...........................................546 Arama sonunda verilecek belge............................................546 Belge veya kâğıtları inceleme yetkisi ....................................547 Eşya veya kazancın muhafaza altına alınması ve bunlara elkonulması ..........................................................................547 XXXVI İstenen eşyayı vermeyenler hakkında yapılacak işlem..........547 İçeriği Devlet sırrı niteliğindeki belgelerin mahkemece incelenmesi...........................................................................547 Elkonulamayacak mektuplar, belgeler ..................................548 Elkoyma kararını verme yetkisi .............................................548 Taşınmazlara, hak ve alacaklara elkoyma ............................549 Postada elkoyma ..................................................................551 Avukat bürolarında arama, elkoyma ve postada elkoyma .....552 Elkonulan eşyanın iadesi ......................................................552 Elkonulan eşyanın muhafazası veya elden çıkarılması.........553 Şirket yönetimi için kayyım tayini ..........................................553 Bilgisayarlarda, bilgisayar programlarında ve kütüklerinde arama, kopyalama ve elkoyma .............................................555 İletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması.....................555 Gizli soruşturmacı görevlendirilmesi .....................................558 Teknik araçlarla izleme .........................................................559 İfade veya Sorgu İçin Çağrı ..................................................560 İfade veya sorgu için çağrı....................................................560 Şüpheli veya sanığın zorla getirilmesi...................................560 İfade ve Sorgu Usulü ............................................................561 İfade ve sorgunun tarzı .........................................................561 İfade alma ve sorguda yasak usuller.....................................562 Savunma ..............................................................................563 Müdafi Seçimi, Görevlendirilmesi, Görev ve Yetkileri............563 Şüphelinin veya sanığın müdafi seçimi .................................563 Müdafiin görevlendirilmesi ....................................................563 Müdafi görevini yerine getirmediğinde yapılacak işlem ve müdafilik görevinden yasaklanma .........................................564 Şüpheli veya sanığın birden fazla olması hâlinde savunma ..565 Müdafiin dosyayı inceleme yetkisi.........................................565 Müdafi ile görüşme ...............................................................566 XXXVII Kanunî temsilci veya eşin duruşmada hazır bulunması.........566 Müdafiin görevlendirilmesinde usul .......................................566 Soruşturma ...........................................................................566 Suçlara İlişkin İhbarlar ve Soruşturma ..................................566 Soruşturmanın Gizliliği, Suçların İhbarı.................................566 Soruşturmanın gizliliği...........................................................566 İhbar ve şikâyet ....................................................................567 Şüpheli ölümün ihbarı ...........................................................567 Soruşturma İşlemleri.............................................................567 Bir suçun işlendiğini öğrenen Cumhuriyet savcısının görevi .567 Cumhuriyet savcısının görev ve yetkileri...............................568 Soruşturmada Cumhuriyet savcısının hâkim kararı istemi ....569 Soruşturmanın sulh ceza hâkimi tarafından yapılması..........569 Adlî kolluk ve görevi..............................................................569 Diğer kolluk birimlerinin adlî kolluk görevi .............................570 Değerlendirme raporu yetkisi ................................................570 Yönetmelik............................................................................570 Adlî kolluğun olay yerinde aldığı tedbirlere uyulmaması halinde yetkisi .......................................................................570 Soruşturma evresinde yapılan işlemlerin tutanağa bağlanması...........................................................................571 Tanık ve bilirkişinin naiple veya istinabe yoluyla dinlenmeleri ..........................................................................571 Suçun Mağduru ile Şikâyetçinin Hakları................................572 Suçun mağduru ile şikâyetçinin çağırılması ..........................572 Mağdur ile şikâyetçinin hakları..............................................572 Mağdur ile şikâyetçinin davete uymamaları ..........................573 Mağdur ile şikâyetçinin dinlenmesi........................................574 Kamu Davasına Katılma .......................................................574 Kamu davasına katılma ........................................................574 Katılma usulü........................................................................574 XXXVIII 8. Katılanın hakları....................................................................575 Katılmanın davaya etkisi.......................................................575 Katılmadan önceki kararlara itiraz.........................................575 Katılanın kanun yoluna başvurması ......................................575 Katılmanın hükümsüz kalması ..............................................575 Zorlama amaçlı elkoyma ve teminat belgesi .........................576 Bazı Suçlara İlişkin Mukakeme .............................................577 Görev ve yargı çevresinin belirlenmesi .................................577 Uzlaşma ...............................................................................578 Mahkeme tarafından uzlaştırma ...........................................582 Birden çok fail bulunması hâlinde uzlaşma ...........................583 Müsadere Usulü ...................................................................583 Başvuru ................................................................................583 Duruşma ve karar .................................................................583 Kanun yolu............................................................................583 Suç konusu olmayan eşyanın müsaderesi............................584 Çeşitli Hükümler ...................................................................584 Adlî tatil.................................................................................584 Bilgi isteme ...........................................................................584 657 SAYILI DEVLET MEMURLARI KANUNUNUN İLGİLİ HÜKÜMLERİ.............................................................................585 Ödevler ve Sorumluluklar......................................................585 Sadakat ................................................................................585 Tarafsızlık ve devlete bağlılık................................................585 Davranış ve işbirliği...............................................................586 Yurt dışında davranış............................................................586 Amir durumda olan devlet memurlarının görev ve sorumlulukları .......................................................................586 Devlet memurlarının görev ve sorumlulukları........................587 Kişisel sorumluluk ve zarar ...................................................587 XXXIX Kişilerin uğradıkları zararlar ..................................................588 Mal bildirimi...........................................................................588 Basına bilgi veya demeç verme ............................................588 Resmi belge, araç ve gereçlerin yetki verilen mahaller dışına çıkarılmaması ve iadesi..............................................589 Genel Haklar.........................................................................589 Uygulamayı isteme hakkı......................................................589 Güvenlik ...............................................................................589 Emeklilik ...............................................................................589 Çekilme ................................................................................589 Müracaat, şikayet ve dava açma...........................................590 Sendika kurma......................................................................590 İzin........................................................................................590 Kovuşturma ve yargılama .....................................................590 İsnat ve iftiralara karşı koruma..............................................590 Yasaklar ...............................................................................591 Toplu eylem ve hareketlerde bulunma yasağı.......................591 Grev yasağı ..........................................................................591 Ticaret ve diğer kazanç getirici faaliyetlerde bulunma yasağı...................................................................................591 Hediye alma, menfaat sağlama yasağı .................................592 Denetimindeki teşebbüsten menfaat sağlama yasağı ...........592 Gizli bilgileri açıklama yasağı................................................592 Devlet Memurluğuna Alınma.................................................592 Genel ve özel şartlar.............................................................592 Memur bilgi sistemi, özlük dosyası........................................593 Disiplin..................................................................................594 Disiplin amiri ve disiplin cezaları ...........................................594 Disiplin cezalarının çeşitleri ile ceza uygulanacak fiil ve haller.....................................................................................594 Disiplin cezası vermeye yetkili amir ve kurullar .....................599 XL Zamanaşımı..........................................................................600 Karar süresi ..........................................................................600 Yüksek disiplin kurullarının karar usulü, memurun hakkı.......601 Savunma hakkı.....................................................................601 Cezai kovuşturma ile disiplin kovuşturmasının bir arada yürütülmesi ...........................................................................601 Uygulama .............................................................................602 Disiplin cezalarının bir süre sonra sicilden silinmesi..............603 Disiplin kurulları ve disiplin amirleri .......................................603 İtiraz......................................................................................603 İtiraz süresi ve yapılacak işlem .............................................604 Görevden Uzaklaştırma ........................................................604 Yetkililer................................................................................605 Görevden uzaklaştıran amirin sorumluluğu...........................605 Ceza kovuşturması sırasında görevden uzaklaştırma...........605 Görevden uzaklaştırılan veya görevinden uzak kalan memurların hak ve yükümlülüğü ...........................................605 Tedbirin kaldırılması .............................................................606 Memurun göreve tekrar başlatılması zorunlu olan haller.......606 Görevden uzaklaştırma tedbirinin kaldırılmasında amirin takdiri....................................................................................607 Süre......................................................................................607 Kamu personeli bilgi sistemi .................................................607 8.1. Disiplin Kurulları ve Disiplin Amirleri Hakkında Yönetmelik ........608 8.2. Devlet Memurlarının Şikayet ve Müracaatları Hakkında Yönetmelik.................................................................................620 8.3. Devlete ve Kişilere Memurlarca Verilen Zararların Nevi ve Miktarlarının Tespiti, Takibi, Amirlerinin Sorumlulukları, Yapılacak Diğer İşlemler Hakkında Yönetmelik .........................626 XLI 9. 9.1. 9.2. 9.3. 9.4. 9.5. MEMURLAR HAKKINDA YAPILACAK ADLİ VE İDARİ SORUŞTURMALAR İLE UYGULANACAK YAPTIRIMLARA DAİR DİĞER KANUNLARIN HÜKÜMLERİ...............................633 Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu.....................................633 Ödenek üstü harcama ..........................................................633 Kamu zararı ..........................................................................633 Yetkisiz tahsil ve ödeme .......................................................634 Para cezaları ve yetkili merciler ............................................635 Zamanaşımı..........................................................................635 9.1.1. Kamu Zararlarının Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik .....................................................635 Kamu İhale Kanunu ...................................................................651 Görevlilerin ceza sorumluluğu...............................................651 Bilgi ve belgeleri açıklama yasağı.........................................653 Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu..............................................653 Görevlilerin ceza sorumluluğu...............................................653 Bilgi ve belgeleri açıklama yasağı.........................................654 Yapı denetim görevlilerinin sorumluluğu ...............................654 Harcırah Kanunu .......................................................................654 Hilafı hakikat beyanname verenler:.......................................654 Taşıt Kanunu .............................................................................655 Cezalar: ................................................................................655 10. KAMU GÖREVLİLERİ ETİK KURULU KURULMASI VE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN .....................................................................................657 10.1. Kamu Görevlileri Etik Davranış İlkeleri İle Başvuru Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik..................................................662 Kamu Görevlileri Etik Sözleşmesi .........................................679 XLII 11. BİLGİ EDİNME HAKKI KANUNU .............................................683 11.1. Bilgi Edinme Hakkı Kanununun Uygulanmasına İlişkin Esas ve Usuller Hakkında Yönetmelik...............................................693 EK-1– Bilgi Edinme Başvurusu Formu (Gerçek Kişiler İçin) ..717 EK-2– Bilgi Edinme Başvurusu Formu (Tüzel Kişiler İçin).....718 12. DİLEKÇE HAKKININ KULLANILMASINA DAİR KANUN ........719 13. KABAHATLER KANUNU .........................................................723 14. TEBLİGAT KANUNU ................................................................743 15. BİRDEN FAZLA KAMU KURUM VE KURULUŞLARINI İLGİLENDİREN SORUŞTURMALARDA GÖREVLENDİRİLECEK MÜFETTİŞLERİN GÖREVLENDİRME BİÇİMİNE İLİŞKİN YÖNETMELİK ............765 16. YAKALAMA, GÖZALTINA ALMA VE İFADE ALMA YÖNETMELİĞİ..........................................................................767 1. ANAYASANIN İLGİLİ HÜKÜMLERİ 1.1. Kamu hizmeti görevlileriyle ilgili hükümler 1.1.1. Genel ilkeler Madde 128. – Devletin, kamu iktisadî teşebbüsleri ve diğer kamu tüzelkişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği aslî ve sürekli görevler, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görülür. Memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işleri kanunla düzenlenir. Üst kademe yöneticilerinin yetiştirilme usul ve esasları, kanunla özel olarak düzenlenir. 1.1.2. Görev ve sorumlulukları, disiplin kovuşturmasında güvence Madde 129. – Memurlar ve diğer kamu görevlileri Anayasa ve kanunlara sadık kalarak faaliyette bulunmakla yükümlüdürler. Memurlar ve diğer kamu görevlileri ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve bunların üst kuruluşları mensuplarına savunma hakkı tanınmadıkça disiplin cezası verilemez. Uyarma ve kınama cezalarıyla ilgili olanlar hariç, disiplin kararları yargı denetimi dışında bırakılamaz. Silahlı Kuvvetler mensupları ile hâkimler ve savcılar hakkındaki hükümler saklıdır. Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlardan doğan tazminat davaları, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve kanunun gösterdiği şekil ve şartlara uygun olarak, ancak idare aleyhine açılabilir. Memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında işledikleri iddia edilen suçlardan ötürü ceza kovuşturması açılması, kanunla belirlenen istisnalar dışında, kanunun gösterdiği idarî merciin iznine bağlıdır. 2. MEMURLAR VE DİĞER KAMU GÖREVLİLERİNİN YARGILANMASI HAKKINDA KANUN Kanun Numarası Kabul Tarihi Yayımlandığı R.Gazete Yayımlandığı Düstur : 4483 : 2/12/1999 : Tarih : 4/12/1999 - Sayı : 23896 : Tertip : 5 Cilt : 39 Sayfa: Amaç Madde 1 – Bu Kanunun amacı, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin görevleri sebebiyle işledikeri suçlardan dolayı yargılanabilmeleri için izin vermeye yetkili mercileri belirtmek ve izlenecek usulü düzenlemektir. Kapsam Madde 2 – Bu Kanun,Devletin ve diğer kamu tüzel kişilerinin genel idare esaslarına göre yürüttükleri kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevleri ifa eden memurlar ve diğer kamu görevlilerinin görevleri sebebiyle işledikleri suçlar hakkında uygulanır. Görevleri ve sıfatları sebebiyle özel soruşturma ve kovuşturma usullerine tabi olanlara ilişkin kanun hükümleri ile suçun niteliği yönünden kanunlarda gösterilen soruşturma ve kovuşturma usullerine ilişkin hükümler saklıdır. Ağır cezayı gerektiren suçüstü hali genel hükümlere tabidir. Disiplin hükümleri saklıdır. (Ek: 2/1/2003-4778/33 md.) 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 243 ve 245 inci maddeleri ile 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 154 üncü maddesinin dördüncü fıkrası kapsamında açılacak soruşturma ve kovuşturmalarda bu Kanun hükümleri uygulanmaz. İzin vermeye yetkili merciler Madde 3 – Soruşturma izni yetkisi 4 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun a) İlçede görevli memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında kaymakam, b) İlde ve merkez ilçede görevli memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında vali, c) Bölge düzeyinde teşkilatlanan kurum ve kuruluşlarda görev yapan memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında görev yaptıkları ilin valisi, d) Başbakanlık ve bakanlıkların merkez ve bağlı veya ilgili kuruluşlarında görev yapan diğer memur ve kamu görevlileri hakkında o kuruluşun en üst idari amiri, e) (Değişik : 17/7/2004-5232/1 md.) Bakanlar Kurulu kararı ile veya Başbakanlık ve bakanlıklar ile bağlı kuruluşların merkez teşkilâtında görevli olup, ortak kararla atanan memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında ilgili bakan veya Başbakan, f) Türkiye Büyük Millet Meclisinde görevli memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Sekreteri, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Sekreteri ve yardımcıları hakkında Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı, g) Cumhurbaşkanlığında görevli memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri hakkında Cumhurbaşkanı, h) Büyükşehir belediye başkanları, il ve ilçe belediye başkanları; büyükşehir, il ve ilçe belediye meclisi üyeleri ile il genel meclisi üyeleri hakkında İçişleri Bakanı, i) İlçelerdeki belde belediye başkanları ve belde belediye meclisi üyeleri hakkında kaymakam, merkez ilçelerdeki belde belediye başkanları ve belde belediye meclisi üyeleri hakkında bulundukları ilin valisi, j) Köy ve mahalle muhtarları ile bu Kanun kapsamına giren diğer memurlar ve kamu görevlileri hakkında ilçelerde kaymakam, merkez ilçede vali, Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 5 Yokluklarında ise vekilleri tarafından bizzat kullanılır. Yetkili mercilerin saptanmasında, memur veya kamu görevlisinin suç tarihindeki görevi esas alınır. Ast memur ile üst memurun aynı fiile iştiraki halinde izin, üst memurun bağlı olduğu merciden istenir. Olayın yetkili mercie iletilmesi, işleme konulmayacak ihbar ve şikayetler Madde 4 – Cumhuriyet başsavcıları, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin bu Kanun kapsamına giren suçlarına ilişkin herhangi bir ihbar veya şikâyet aldıklarında veya böyle bir durumu öğrendiklerinde ivedilikle toplanması gerekli ve kaybolma ihtimali bulunan delilleri tespitten başka hiçbir işlem yapmayarak ve hakkında ihbar veya şikayette bulunulan memur veya diğer kamu görevlisinin ifadesine başvurmaksızın evrakın bir örneğini ilgili makama göndererek soruşturma izni isterler. Diğer makam ve memurlarla kamu görevlileri de, bu Kanun kapsamına giren bir suç işlendiğini ihbar, şikayet, bilgi, belge veya bulgulara dayanarak öğrendiklerinde durumu izin vermeye yetkili mercie iletirler. (Değişik üçüncü fıkra: 17/7/2004-5232/2 md.) Bu Kanuna göre memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında yapılacak ihbar ve şikâyetlerin soyut ve genel nitelikte olmaması, ihbar veya şikâyetlerde kişi veya olay belirtilmesi, iddiaların ciddî bulgu ve belgelere dayanması, ihbar veya şikâyet dilekçesinde dilekçe sahibinin doğru ad, soyad ve imzası ile iş veya ikametgâh adresinin bulunması zorunludur. (Değişik dördüncü fıkra: 17/7/2004-5232/2 md.) Üçüncü fıkradaki şartları taşımayan ihbar ve şikâyetler Cumhuriyet başsavcıları ve izin vermeye yetkili merciler tarafından işleme konulmaz ve durum, ihbar veya şikâyette bulunana bildirilir. Ancak iddiaların, sıhhati şüpheye mahal vermeyecek belgelerle ortaya konulmuş 6 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun olması halinde ad, soyad ve imza ile iş veya ikametgâh adresinin doğruluğu şartı aranmaz. Başsavcılar ve yetkili merciler ihbarcı veya şikâyetçinin kimlik bilgilerini gizli tutmak zorundadır. Ön inceleme Madde 5 – İzin vermeye yetkili merci, bu Kanun kapsamına giren bir suç işlendiğini bizzat veya yukarıdaki maddede yazılı şekilde öğrendiğinde bir ön inceleme başlatır. (Ek fıkra: 17/7/2004-5232/3 md.) Cumhuriyet başsavcılıkları ile izin vermeye yetkili merciler ihbar ve şikâyetler konusunda daha önce sonuçlandırılmış bir ön inceleme olması halinde müracaatı işleme koymazlar. Ancak ihbar veya şikâyet eden kişilerin konu ile ilgili olarak daha önceki ön incelemenin neticesini etkileyecek yeni belge sunması halinde müracaatı işleme koyabilirler. Ön inceleme, izin vermeye yetkili merci tarafından bizzat yapılabileceği gibi, görevlendireceği bir veya birkaç denetim elemanı veya hakkında inceleme yapılanın üstü konumundaki memur ve kamu görevlilerinden biri veya birkaçı eliyle de yaptırılabilir. İnceleme yapacakların, izin vermeye yetkili merciin bulunduğu kamu kurum veya kuruluşunun içerisinden belirlenmesi esastır. İşin özelliğine göre bu merci, anılan incelemenin başka bir kamu kurum veya kuruluşunun elemanlarıyla yaptırılmasını da ilgili kuruluştan isteyebilir. Bu isteğin yerine getirilmesi, ilgili kuruluşun takdirine bağlıdır. Yargı mensupları ile yargı kuruluşlarında çalışanlar ve askerler, başka mercilerin ön incelemelerinde görevlendirilemez. Ön inceleme ile görevlendirilen kişiler birden fazla ise içlerinden biri başkan olarak belirlenir. Ön inceleme yapanların yetkisi ve rapor Madde 6 – Ön inceleme ile görevlendirilen kişi veya kişiler, bakanlık müfettişleri ile kendilerini görevlendiren merciin bütün yetkilerini haiz olup, bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda Ceza Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 7 Muhakemeleri Usulü Kanununa göre işlem yapabilirler; hakkında inceleme yapılan memur veya diğer kamu görevlisinin ifadesini de almak suretiyle yetkileri dahilinde bulunan gerekli bilgi ve belgeleri toplayıp, görüşlerini içeren bir rapor düzenleyerek durumu izin vermeye yetkili mercie sunarlar. Ön inceleme birden çok kişi tarafından yapılmışsa, farklı görüşler raporda gerekçeleriyle ayrı ayrı belirtilir. Yetkili merci bu rapor üzerine soruşturma izni verilmesine veya verilmemesine karar verir. Bu kararlarda gerekçe gösterilmesi zorunludur. Süre Madde 7 – Yetkili merci, soruşturma izni konusundaki kararını suçun 5 inci maddenin birinci fıkrasına göre öğrenilmesinden itibaren ön inceleme dahil en geç otuz gün içinde verir. Bu süre,zorunlu hallerde onbeş günü geçmemek üzere bir defa uzatılabilir. Yetkili merci, herhalde yukarıdaki fıkrada belirtilen süreler içinde memur veya diğer kamu görevlisi hakkında soruşturma izni verilmesi veya verilmemesi konusunda karar vermek zorundadır. Soruşturma izninin kapsamı Madde 8 – Soruşturma izni, şikayet, ihbar veya iddia konusu olaylar ile bunlara bağlı olarak ileride soruşturma sırasında ortaya çıkabilecek konuları kapsar. Soruşturma sırasında izin verilen olay ve konudan tamamen ayrı veya farklı bir suç olarak nitelendirilebilecek bir fiil ortaya çıktığında, yeniden izin alınması zorunludur. Suçun hukuki niteliğinin değişmesi, yeniden izin alınmasını gerektirmez. İtiraz Madde 9 – Yetkili merci, soruşturma izni verilmesine veya verilmemesine ilişkin kararını Cumhuriyet başsavcılığına, hakkında 8 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun inceleme yapılan memur veya diğer kamu görevlisine ve varsa şikâyetçiye bildirir. Soruşturma izni verilmesine ilişkin karara karşı hakkında inceleme yapılan memur veya diğer kamu görevlisi; soruşturma izni verilmemesine ilişkin karara karşı ise Cumhuriyet başsavcılığı veya şikâyetçi itiraz yoluna gidebilir. İtiraz süresi,yetkili merciin kararının tebliğinden itibaren on gündür. İtiraza, 3 üncü maddenin (e), (f), g (Cumhurbaşkanınca verilen izin hariç) ve (h) bentlerinde sayılanlar için Danıştay İkinci Dairesi, diğerleri için yetkili merciin yargı çevresinde bulunduğu bölge idare mahkemesi bakar. İtirazlar, öncelikle incelenir ve en geç üç ay içinde karara bağlanır. Verilen kararlar kesindir. İştirak halinde işlenen suçlar Madde 10 –Bu Kanun kapsamındaki suçların iştirak halinde işlenmesi durumunda memur olmayan, memur olanla; ast memur, üst memurla aynı mahkemede yargılanır. Soruşturma izninin gönderileceği merci Madde 11 – Soruşturma izninin itiraz edilmeden veya itirazın reddi sonunda kesinleşmesi ya da soruşturma izni verilmemesine ilişkin karara karşı yapılan itirazın kabulü üzerine dosya, derhal yetkili ve görevli Cumhuriyet başsavcılığına gönderilir. İzin üzerine ilgili Cumhuriyet başsavcılığı, Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu ve diğer kanunlardaki yetkilerini kullanmak suretiyle hazırlık soruşturmasını yürütür ve sonuçlandırır. Hazırlık soruşturmasını yapacak merciler Madde 12 – (Değişik: 17/7/2004-5232/4 md.) Hazırlık soruşturması genel hükümlere göre yetkili ve görevli Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılır. Ancak Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Sekreteri, Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 9 müsteşarlar ve valiler ile ilgili olarak yapılacak olan hazırlık soruşturması Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı veya Başsavcıvekili, kaymakamlar ile ilgili hazırlık soruşturması ise il Cumhuriyet başsavcısı veya başsavcıvekili tarafından yapılır. Hazırlık soruşturması sırasında hâkim kararı alınmasını gerektiren hususlarda; Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Sekreteri, müsteşarlar ve valiler için Yargıtayın ilgili ceza dairesine, kaymakamlar için il asliye ceza mahkemesine, diğerleri için ise genel hükümlere göre yetkili ve görevli sulh ceza hâkimine başvurulur. Yetkili ve görevli mahkeme Madde 13 – (Değişik: 17/7/2004-5232/5 md.) Davaya bakmaya yetkili ve görevli mahkeme, genel hükümlere göre yetkili ve görevli mahkemedir. Ancak Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Sekreteri, müsteşarlar ve valiler için yetkili ve görevli mahkeme Yargıtayın ilgili ceza dairesi, kaymakamlar için ise il ağır ceza mahkemesidir. Vekillerin durumu Madde 14 – Bu Kanunun uygulanmasında vekiller, asillerin tabi olduğu usule tabidir. Cumhuriyet başsavcılığınca re’sen dava açılacak haller Madde 15 – Memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkındaki ihbar ve şikayetlerin ihbar veya şikayet edileni mağdur etmek amacıyla ve uydurma bir suç isnadı suretiyle yapıldığı hazırlık soruşturması sonucunda anlaşılır veya yargılama sonucunda sabit olursa haksız isnatta bulunanlar hakkında yetkili ve görevli Cumhuriyet başsavcılığınca re’sen soruşturmaya geçilir. Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yukarıdaki fıkrada belirtilen durumlarda kamu davası açılması için Cumhuriyet başsavcılığına başvurma ve haksız isnatta bulunanlar hakkında genel hükümlere göre tazminat davası açma hakları saklıdır. 10 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkata yapılan atıflar Madde 16 – Kanunlarda Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkatın uygulanacağı belirtilen hallerde bu Kanun hükümleri uygulanır. Kanunlarda Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkatın uygulanmayacağı belirtilen hallerde genel hükümler uygulanır. Değiştirilen hükümler Madde 17 – (22.1.1990 tarihli ve 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 11 inci maddesi ile ilgili olup, yerine işlenmiştir.) Yürürlükten kaldırılan hükümler Madde 18 – 4 Şubat 1329 tarihli Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkat yürürlükten kaldırılmıştır. Geçici Madde 1 – Bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkat hükümlerine göre başlatılmış bulunan işlemler, adı geçen Kanun hükümlerine göre sonuçlandırılır. Geçici Madde 2 – (Ek: 17/7/2004-5232/7 md.) Bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanuna göre Yargıtayın ilgili ceza dairesinde ve il ağır ceza mahkemesinde açılmış davalar ile Danıştayca itirazen incelenen kararlar, bu Kanunun yürürlüğe girmesini müteakip genel hükümlere göre yetkili ve görevli mahkemelere devredilir. Yürürlük Madde 19 – Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer. Yürütme Madde 20 – Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür. Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 11 2.1. BAŞBAKANLIK TEFTİŞ KURULU BAŞKANLIĞININ 07/02/2000 TARİHLİ, 166 SAYILI GENELGESİ VE EKİ “4483 SAYILI MEMURLAR VE DİĞER KAMU GÖREVLİLERİNİN YARGILANMASI HAKKINDA KANUNA İLİŞKİN UYGULAMA ESASLARI” T.C. BAŞBAKANLIK Teftiş Kurulu Başkanlığı Sayı : B.02.0.TKB.094/0166 DEVLET BAKANLIĞINA (Sn. M.KEÇECİLER) 4483 Sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanuna ilişkin olarak Başkanlığımızca hazırlanan “Uygulama Esasları” ilişiktedir. Bilginizi ve Bakanlığınız Teftiş Kurulu ile bağlı Kuruluşlar denetim birimlerine dağıtımının yapılması hususunda ilgililere talimatlarını rica ederim. Osman Nuri ODUNCU Başbakan a. Teftiş Kurulu Başkanı DAĞITIM : Gereği : -Devlet Bakanlığı ve Başbakan Yrd.larına -Enerji ve Tabi Kay.Bak. ve Başb. Yrd.na -Devlet Bakanlıklarına (Bağlı Kuruluşlara Devlet Bakanlıklarınca) -Bakanlıklara 12 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 4483 SAYILI MEMURLAR VE DİĞER KAMU GÖREVLİLERİNİN YARGILANMASI HAKKINDA KANUNA DAİR UYGULAMA ESASLARI Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında 4483 Sayılı Kanunun uygulanmasına ilişkin olarak Bakanlık Teftiş Kurullarınca Başkanlığımıza iletilen tereddütler nedeniyle uygulamaya esas Başkanlığımız görüşü aşağıda yer almıştır. Tereddüde düşünülen hususlar, ağırlıklı olarak “Kapsam”ı belirleyen 2 nci madde, “İzin Vermeye Yetkili Mercileri” belirleyen 3 ncü madde ve “Süre”yi belirleyen 7 nci maddeyle ilgilidir. Açıklığa kavuşturulması istenen diğer hükümler: -”Ön İnceleme” başlıklı 5 nci madde, -”Ön İnceleme Yapanların Yetkisi ve Rapor” başlıklı 6 ncı madde, -”Soruşturma İzninin Kapsamı” başlıklı 8 nci madde, -”İtiraz” başlıklı 9 ncu madde, -”İştirak Halinde İşlenen Suçlar” başlıklı 10 ncu madde, -Geçici 1 nci maddedir. 1. “Kapsam” başlıklı 2 nci Maddeye Dair Görüşümüz Bu maddenin; “Bu Kanun, devletin ve diğer kamu tüzel kişilerinin genel idare esaslarına göre yürüttükleri kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevleri ifa eden memurlar ve diğer kamu görevlilerinin, görevleri sebebiyle işledikleri suçlar hakkında uygulanır” içerikli 1 nci fıkrası hükmü, yoruma ihtiyaç göstermektedir. 1.1. Kanunun kapsamı İçindeki Teşkilat Yapısı Anayasanın 128 nci maddesinde; “Devletin, kamu iktisadi teşebbüsleri ve diğer kamu tüzel kişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevler, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle yürütülür” denilmektedir. Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 13 4483 sayılı Kanunun “Kapsam” başlıklı 2 nci maddesinin “kamu iktisadi teşebbüsleri” ibaresini içermemesi; Kanun Koyucunun, 17 nci maddeyle getirilen istisna hariç olmak üzere- KİT mensuplarının işledikleri suçlar nedeniyle yürütülecek soruşturma ve yargılamanın genel hükümlere göre yapılmasını amaçladığını göstermektedir. Anılan Kanun kapsamına 17 nci madde ile sadece KİT Genel müdürlerinin ve Yönetim Kurulu üyelerinin alınması da, bu görüşümüzü doğrulamaktadır. 4483 sayılı Kanunun 16. maddesi uyarınca, özel kanunlarında Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkatın uygulanacağı belirtilen kurumlar da kapsam içinde değerlendirilmelidir. Birer KİT olmamalarına rağmen kanunlarında personeli hakkında KİT personel rejiminin uygulanacağı belirtilen kuruluşların ise kapsam dışında olduğu görüşündeyiz. 1.2. Genel İdare Esaslarına Göre Yürütülen Kamu Hizmetleri Anayasa Mahkemesinin 25/07/1989 gün, 20232 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 1988/55 sayılı kararında da belirtildiği üzere, Kamu İktisadi Teşebbüslerinde de genel idare esaslarına göre yürütülen kamu hizmetleri bulunmakla birlikte, kamu iktisadi teşebbüsleri yasanın kapsamı dışında değerlendirildiğinden “Genel İdare Esasları” kavramı “Devlet” ve “diğer kamu tüzel kişileri” çerçevesinde tartışılmıştır. “Genel idare esasları” kavramı, gerek Anayasa’da (m.128), gerekse yasalarımızda (örneğin 657 sayılı Kanun, m.4/A) yer almakla birlikte, yasal metinlerde, bu kavramla ilgili herhangi bir tanıma yer verilmemiştir. “Genel idare esasları” idare hukukuna göre, “Devlet idaresi” veya “merkez” idare’nin bağlı olduğu kural ve yöntemlerin yanısıra, özel kesimde veya özel hukuk kurallarına göre uygulanan kural ve usullerin karşısında bir kamusal yönetim biçimini anlatmaktadır. Anayasa Mahkemesinin 09/02/1993 gün, E.992/44, K.993/7 sayılı kararına göre “Genel İdare Esasları” kavramının “Memurlar 14 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun ve Kamu Görevlileri tarafından yerine getirilecek görevlerin kadroya bağlanması, merkezi idare ve statüer bir ilişki içinde olunması, yani yönetimle görevlileri arasındaki ilişkinin idare hukuku kurallarıyla düzenlenen bir kamu ilişkisi olması” gibi özellikleri bulunmaktadır. Buna rağmen, gerek yargı kararlarında gerekse teoride anılan kavrama ilişkin olarak yeterli açıklık söz konusu değilse de Anayasa Mahkemesinin yakın tarihlerde verdiği kararlarında da gönderme yapılan 28/11/1975 tarih, 15426 sayılı R.G.’de yayımlanan 7/10986 sayılı ve “Kurumlardan hangilerinin devlete verilmiş asli ve sürekli bir kamu hizmetini genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü olduklarının, hangilerinin bu nitelikte olmadıklarının tespitine dair” Bakanlar Kurulu Kararının belirleyici olduğu düşünülmektedir. Şüphesiz ki, bu karardan sonra kurulan Özelleştirme İdaresi, Toplu Konut İdaresi gibi kuruluşlar da bu kapsamda dikkate alınmalıdır. 1.3.Asli ve Sürekli Görev Kavramı Ceza Hukuku uygulamasında da idare hukukundaki genel kabul görmüş nazariyelere göre Devletin asli fonksiyonları “kamu görevi” tali, tamamlayıcı ve yardımcı nitelikteki fonksiyonları “kamu hizmeti”, “kamu görevi” yapanlar “memur” ve “diğer kamu görevlisi” olarak; “kamu hizmeti” yapanlar “amme hizmetiyle muvazzaf olanlar” ya da “müstahdem” olarak adlandırılmaktadır. Dolayısıyla madde metninde geçen “asli ve sürekli görev” kavramının öncelikle, ceza hukuku ve idare hukuku terminolojisindeki “kamu görevi” olarak anlaşılması gerekmektedir. Devlet Memurları Kanununa da tabi olsalar, yardımcı ve tamamlayıcı nitelikte “kamu hizmeti” görenler; örneğin, hizmetliler, araç sürücüleri, vb. bu Kanun kapsamında değildir. Ayrıca 1982 Anayasası ile yeni bir anlam kazanan kamu görevlileri deyimi kamu hukukuna göre çalıştırılan görevliler anlamına geldiğinden, “kamu görevi”de kamu hukukuna göre verilen görevler Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 15 olup; kamu kesiminde de olsa, özel hukuk alanındaki İş Kanunu veya özel hizmet akitleri uyarınca verilen görevler “kamu görevi” sayılmayacaktır. Bunların dışında, görevin “asli ve sürekli” niteliği o görevin bir kadroya bağlı olması gereğini de ortaya çıkarmaktadır. 1.4.Diğer Kamu Görevlileri Anayasanın 128 nci maddesinde yer alan “memurlar dışında kalan kamu görevlileri”nin kimler olduklarını tam olarak belirleyen bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. Bu konudaki tek düzenleyici işlem, Devlet Memurlarının Şikayet ve Müracaatları Hakkında Yönetmeliktir. Anılan Yönetmeliğin 15 nci maddesinde, bu yönetmeliğin uygulama alanına ilişkin olarak “diğer kamu görevlileri” listesi verilmektedir. Buna göre, 657 sayılı Yasanın değişik 1 nci maddesinin birinci fıkrasında sayılan kurumlarda çalışan sözleşmeli ve geçici personel, aynı Yasanın ek geçici 12, 13 ve 14 üncü maddeleri kapsamına giren personel ile ek geçici 9 uncu maddede sayılan kurumlarda çalışan memurlar, sözleşmeli personel ve geçici personel diğer kamu görevlileridir. Anayasa Mahkemesi kararlarına göre yargıçlar, subay ve astsubaylar ve KİT’lerdeki bir kısım personel de diğer kamu görevlileri arasında sayılmaktaysa da bunlar 4483 sayılı Kanunun kapsamı dışında olduklarından durumları ayrıca tartışılmamıştır. Öte yandan, Anayasanın 127 nci maddesi ile düzenlenen mahalli idareler personelini de diğer kamu görevlileri olarak nitelendirmek gerekmektedir. Ancak, diğer kamu görevlileri için de temel ölçüt; genel idare esaslarına göre yürütülen asli ve sürekli bir görevin bulunması, yani yapılan görevin hem “kamu görevi” niteliğinde olması, hem de kadroya bağlanmasıdır. Yapılan iş; TCK 279 bağlamında “amme vazifesi” de olsa; “muvakkat” nitelikte ise bu kanun kapsamında değerlendirilmeyecektir. 16 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun Bu çerçevede; 657 sayılı Kanunun 4/B maddesine göre, sözleşmeli personel ve 4/C maddesine göre geçici personel sayılanlar, bu kadroya bağlı olarak istihdam edilmediklerinden, “kamu görevi” de yapsalar, bu Kanun kapsamında değerlendirilmeyeceklerdir. 1.5.Görev Sebebiyle İşlenen Suç Kavramı 4483 sayılı Kanun, Memurin Muhakematı Hakkındaki Kanundan farklı olarak “görev esnasında” işlenen suçları kapsam dışında bırakmış; sadece görev sebebiyle işlenen suçları kapsadığı, görevin ifası sırasında da olsa, memuriyet göreviyle ilgisi olmayan suçların genel hükümlere tabi olacağı düşünülmektedir. “Görev sebebiyle” ibaresinin; hem görevden doğan, hem de görevi dolayısıyla işlenen suçları kapsadığı, görevin ifası sırasında da olsa, memuriyet göreviyle ilgisi olmayan suçların genel hükümlere tabi olacağı düşünülmektedir. “Görev sebebiyle” işlenen suçlar yönünden görevin ifası sırasında veya mesai saatleri ve/veya görev mahalli dışında işlenmesi sonucu etkilemeyecektir. 2. “İzin Vermeye Yetkili Merciler” başlıklı 3 üncü maddeye İlişkin Görüşlerimiz Bu maddeyle ilgili tereddütler; -”en üst idari amir” kavramı, -üst merciin, alt mercie ait izin yetkisini kullanıp kullanamayacağı, -7 nci maddede belirtilen ek sürenin kimden talep edileceği, -Müsteşarın “En üst idari amir” sıfatıyla bu kanundan doğan yetkilerini kullanırken Bakanlık Teftiş Kurullarına talimat verip veremeyecekleri, hususlarında yoğunlaşmaktadır. 2.1.En Üst İdari Amir Kavramı Yasalarımızda ve diğer düzenleyici işlemlerde en üst idari amir” kavramına yer verilmemekle birlikte; Anayasal sistematiğe Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 17 göre, “yürütme” içinde Bakanlar Kuruluna ayrı, “idare”ye ayrı yer verildiğine göre 4483 sayılı Kanundaki “En üst idari amir” kavramı da idari teşkilat içinde Bakan dışındaki en üst disiplin amiri olarak anlaşılmaktadır. 2.2.Üst Merciin Alt Mercie Ait İzin Yetkisini Kullanıp Kullanamayacağı Hususu Hukuk metodolojisine göre, “kurallar hiyerarşisi bakımından özel hüküm, genel hükümden önce gelir (...) hakkında özel hüküm bulunan konularda özel hüküm genel hükümden önce uygulanır. (...) Sonraki genel hüküm aksine açık hüküm olmadıkça önceki özel hükmü değiştiremez.” (Prof. Dr. Yaşar KARAYALÇIN, Hukukta Öğretim-Kaynaklar-Metot) Kanımızca, teşkilat yasalarındaki hükümler, 4483 sayılı Yasaya göre özel niteliktedir. Dolayısıyla, teşkilat yasalarında her türlü inceleme ve soruşturma emri veya izni vermeye olanak sağlayan hükümler de yürürlükte olduğundan, bu yasalardaki ve İller İdaresi Kanunundaki hükümler çerçevesinde, üst merciler de alt mercilere ait izin yetkisini kullanabileceklerdir. Ayrıca, örneğin 3056 sayılı yasaya göre Başbakanın, Başbakanlık Teşkilatının ve Bakanlıkların; Bakanların ise, Bakanlık teşkilatının en üst amiri olmalarının doğal sonucu “soruşturma izni ve emri” de olmak üzere her konuda emir verme yetkisini haiz olmalarıdır. Nitekim; Danıştay 1 inci Dairesinin E.1995/207, 1995/200 sayılı, 01/10/1995 tarihli kararında da: “Başbakanın tüm bakanlıkların en üst amiri olmasının da doğal sonucu olarak, Kanunlara ayrık tutulan hususlar saklı kalmak kaydıyla, bütün kamu kurum ve kuruluşlarında Başbakanlık Teftiş Kurulunca her türlü inceleme, araştırma, soruşturma ve teftiş yaptırabileceğinde kuşku bulunmamaktadır. Sözü edilen 20 nci madde öngörülen yetkinin, her türlü soruşturmayı kapsamaması nedeniyle, Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkat uyarınca yaptırılacak soruşturmaları da içerdiği açıktır.” denilmektedir. 18 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun Öte yandan, 4 Şubat 1329 tarihli Memurin Muhakematı Hakkında Kanunun 2 nci maddesinde: “...memur memurini merkeziyeden ise, evvelemirde mensup olduğu nezaret veya daire ve memurini vilayetten ise vali ve mutasarrıf ve kaymakam veya merbut bulunduğu şubesi idare amiri” soruşturma emri vermeye yetkililer olarak gösterildiği halde geçmiş uygulamada da örneğin bir vilayet memuru olan defterdar hakkında bakanın, bölge müdürleri hakkında genel müdürlerin soruşturma emri verdiği bilinmektedir. Aksine bir düşünce, idari hiyerarşi kurallarıyla da bağdaşmayacağı gibi; defterdar, bölge müdürü, büyük ilçelerin mal müdürleri gibi en azından bu kişilerin sıfatları nedeniyle müfettiş bilgi becerisini gerektiren ön incelemelerin-Valilik ve kaymakamlıkların denetim birimi bulunmaması nedeniyle- uzman olmayan kişilerce yapılması sonucunu doğuracaktır. 2.3.Ek Sürenin Kimden Talep Edileceği Yasanın 5 inci maddesine göre, ön inceleme başlatma emri vermeye yetkili merci, aynı zamanda soruşturma izni vermeye yetkili mercidir. Yukarıda da belirtilen hukuk metodolojisi kuralları çerçevesinde; teşkilat kanunları ve tüzük ve yönetmelik gibi diğer düzenleyici işlemler uyarınca, Teftiş Kurullarına emir verme yetkisi kime aitse, soruşturma izni ve ön inceleme başlatma emri yetkisi de ona ait olacaktır. Yani Teftiş Kurullarına emir verme yetkisi bulunmayan makam ve mercilerin; Yasanın 3 ve 5 nci maddelerinde yazılı izin ve emirleri de verme yetkisi bulunmadığından ek süre de bu yetkileri haiz makam ve mercilerden talep edilecektir. 2.4.Müsteşarların Bakanlık Teftiş Kurulları Karşısında Bu Yasa Çerçevesindeki Konumları 3046 Sayılı Kanunun 22 nci maddesine göre, Müsteşarların Bakanlık Teftiş Kurullarına emir verme yetkisi yoktur. Bu sınırlama; 3046 sayılı Kanunun 4483 sayılı Kanuna göre özel nitelikte olması Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 19 nedeniyle 4483 sayılı Yasada yazılı olanları da içerir. Müsteşarların 4483 sayılı Yasadan doğan yetkilerini ya bizzat ya da Bakanlık Müfettişleri dışındaki ön inceleme görevlileri aracılığıyla kullanmaları gerekir. Müsteşarın yetkisi olsa dahi, ön inceleme, mutlaka Bakanlık müfettişinin bilgi ve deneyimini gerektiriyorsa bu durumda “ön inceleme başlatma” emri veya onayı ile “soruşturma izni” Bakandan alınmalıdır. 2.5.Memurun Yetkili Merciin Saptanmasında Esas Görevi Kanunun 3 ncü maddesinin ikinci fıkrasında: “Yetkili mercilerin saptanmasında, memur veya kamu görevlisinin suç tarihindeki görevi esas alınır.” denilmektedir. Buradaki “suç tarihindeki görev” kavramından kastedilen, memura veya diğer kamu görevlisine hukuken tevdi edilen ve suçun ilişkilendirdiği kadro görevi olup, görevin memuriyet merkezinde veya geçici görev mahallinde ifa edilmesinin, yetkili merciin saptanması yönünden bir etkisi yoktur. 3.Olayın Yetkili Mercie İletilmesi, İşleme Konulmayacak İhbar ve Şikayetler Başlıklı 4 üncü Maddeye İlişkin Görüşümüz Bu maddeyle ilgili olarak açıklığa kavuşturulması gereken hususlar: “diğer makam ve memurlarla kamu görevlilerinin bu Kanun kapsamına giren bir suç işlendiğini (herhangi bir suretle) öğrendiklerinde durumu izin vermeye yetkili mercie iletme” yükümlülüğüne dair ikinci fıkrası hükmü ve ihbar ve şikayetin şekline dair düzenlemedir. 3.1.Yetkili Mercie İletilme Müfettişlerin, kendi görev ve yetki alanları içinde bu kanun kapsamına giren bir suç işlediğini öğrenmeleri halinde yukarıda 2 nci maddede yazılı açıklamalar da dikkate alınarak, ön inceleme başlatma emrini verme yetkisi olan Makamın ıttılaını teminen yazı veya raporlarını Teftiş Kurulu Başkanlığına tevdi etmeleri gerekir. Diğer kurum ve kuruluş görevlilerinin suçlarının öğrenilmesi halinde, durum doğrudan yasada yazılı yetkili mercie bildirilebilece- 20 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun ği gibi; tüzük ve yönetmelikler, yasaların uygulanmasını göstermek üzere çıkartıldıklarına göre, Teftiş Kurulları Tüzük ve Yönetmeliklerinde yazı ve raporların yetkili mercie iletilme şeklinin düzenlenmesi halinde Teftiş Kurulu Başkanlığı veya Makam aracılığıyla da iletilebilecektir. 3.2.İhbar ve Şikayetlerin Şekli CMUK’nun 151 nci maddesine göre, ihbarlar, anılan madde içeriğinde belirtilen yetkililere yapılabilir. Bu yetkililer dışındaki idari makam ve mercilere yapılan başvurular, 4483 sayılı Kanun kapsamındaki suçları da içerse, teknik anlamda”şikayet” ya da “müracaat” olarak adlandırılırlar. İhbarlar herhangi bir şekle tabi olmamakla birlikte; 3071 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinde yazılı şartları taşımayan şikayet ve müracaatlar 6 ncı madde uyarınca işleme konulamazlar. 4483 sayılı yasanın 4 üncü maddesinde ihbar ve şikayetlerin her ikisini de kapsayacak şekilde koşullar getirilmiştir. Maddenin üçüncü fıkrasında tadat edilen koşullar yönünden yoruma muhtaç bir durum sözkonusu değilse de son fıkrada yer alan; “...durum ihbar veya şikayette bulanana bildirilir.” Cümlesi ile 15 inci madde de yer alan “...haksız isnatta bulunanlar hakkında yetkili ve görevli Cumhuriyet Başsavcılığı’nca re’sen soruşturmaya geçilir” hükmünden, yasa koyucunun üçüncü fıkradaki koşullarla birlikte; ihbar ve şikayetin açık ve doğru kimlikle yapılması koşullarının da mevcudiyetini amaçladığı anlaşılmaktadır. Yani ilgili mercilerin belirtilen koşulların tümünü birlikte taşımayan başvuruları işleme koymak hususunda yasal bir yükümlülükleri bulunmamaktadır. Ancak; yetkili amirin açık kimlik içermeyen dilekçelerdeki iddiaları ciddi bulması halinde, dilekçeyi esas almaksızın dilekçe içeriğindeki konunun idari incelemeye tabi tutulmasını istemesi ve bu inceleme sonucunda saptanan bulgulara göre, 4483 sayılı Yasadaki süreci başlatması mümkündür. Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 21 4.Kanunun “Ön İnceleme” başlıklı 5 inci maddesiyle ilgili görüşümüz 4.1.Ön İnceleme Emrinin Muhtevası ve Ön İncelemenin Yapılması Maddenin ilk fıkrasında izin vermeye yetkili merciin bu Kanun kapsamına giren bir suç işlendiğini bizzat veya 4 üncü madde de belirtilen şekilde öğrenmesi durumunda bir ön inceleme başlatacağı hükmü yer almaktadır. Fıkrada ön inceleme emrinin muhtevası konusunda bir şekil şartı getirilmemiştir. Ancak ön inceleme emrinin önceki uygulamalarda olduğu gibi kişileri ve konuları kapsaması uygun olur. 5.Kanunun “Ön İnceleme Yapanların Yetkisi ve Rapor” başlıklı 6 ıncı maddesiyle ilgili görüşümüz. 5.1.Ön İnceleme ile Görevlendirilenlerin Yetkileri Kanunun 6 ncı maddesinin ilk fıkrasında; ön inceleme ile görevlendirilen denetim elemanları veya diğer memurların, kendilerini görevlendiren merciin bütün yetkilerinin yansıra, Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununda yazılı yetkileri de kullanabilecekleri hüküm altına alınmıştır. Maddenin düzenleniş biçimine göre, CMUK’daki yetkilerin kullanılması ön incelemeyi yapanların takdirine bırakılmıştır. Ancak madde metninin yazılış şeklinden ön inceleme esnasında CMUK’a göre işlem yapmanın ihtiyari olduğu anlaşılmakla birlikte hakkında inceleme yapılan kişilerin ifadesinin alınmasında zorunluluk olduğu görülmektedir. İfadenin mutlaka alınması gerektiği hususu, TBMM Genel Kurulundaki görüşmeler sırasında kabul edilip, ona göre değişiklik yapılan önergenin gerekçesinde de yer almaktadır. Bu durumda, ön inceleme ile görevlendirilenler CMUK’un “hazırlık soruşturması” ile ilgili bölümünde yer alan yetkileri isterlerse kullanabilecekler; ancak hakkında inceleme yapılan kamu görevlisinin ifadesine başvurmaları ise zorunlu olacaktır. Ön inceleme sırasında 22 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun CMUK’daki bir kısım yetkilerin kullanılması, aslen veya niyabeten hazırlık soruşturması yapılması anlamına gelmediğinden, ilgilinin ifadesinin CMUK’un 135 inci maddesi ve 01/10//1998 gün, 23480 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Yakalama, Gözaltına Alma ve ifade Alma Yönetmeliği”nin 22 nci maddesi çerçevesinde alınması zorunluluğu bulunmamaktadır. Her ne kadar, madde metninde ön incelemeyi yapanların CMUK’un hangi hükümlerini uygulayacakları hususu net değilse de, bundan önceki uygulamalarda olduğu gibi CMUK’un hazırlık soruşturmasının yürütülmesi ile ilgili Cumhuriyet Savcılarına verdiği yetkileri anlamak gerekir. Çünkü, CMUK’da yer alan diğer hususlar Hakimin yetki alanına girdiğinden bu yetkilerin, ön incelemeyi yapanlar tarafından kullanılması Anayasa’ya aykırılık oluşturacaktır. Maddenin ilk fıkrasında, ön incelemede görevlendirilen kişilerin bakanlık müfettişleri ile kendilerini görevlendiren merciin tüm yetkilerine haiz olduktan hususu yer almaktadır. Bu fıkradan hareketle ön inceleme ile görevlendirilenlerin inceleme yaptıkları kişiler hakkında “görevden uzaklaştırma” tedbirini uygulayabilecekleri ortaya çıkmaktadır, örneğin Belediye Müfettişleri, ile Kontrolörlerin 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa göre, görevden uzaklaştırma tedbirini uygulama yetkisi bulunmadığı halde bunların da ön inceleme ile görevlendirilmeleri durumunda bu yetkiyi kullanabilecekleri açıktır. 6. “Süre” Başlıklı 7 nci Maddeyle İlgili Görüşümüz 6.1. Ön inceleme Süresi Ön inceleme süreci, yasaya göre, suçun 5 inci maddenin birinci fıkrasına göre öğrenilmesi anından başlamakta ve yetkili merciin soruşturma izni konusundaki kararını vermesiyle tamamlanmaktadır. Yasanın 5 inci maddesinde; “İzin vermeye yetkili merci, bu Kanun kapsamına giren bir suç işlediğini (...) öğrendiğinde” ibarelerine yer verildiğinden ön inceleme süresi, ön inceleme başlatma emrini Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 23 vermeye yetkili makamın şikayet veya müracaatı öğrenme tarihinde değil, bu şikayet ve müracaat üzerine yapılacak idari inceleme ve gerekirse soruşturma sonucunda 4483 sayılı Kanun kapsamına giren bir suç işlendiğinin öğrenilmesi anında başlayacaktır. Ancak; evrakın Cumhuriyet Başsavcılıklarınca intikal ettirilmesi halinde, konunun 4483 sayılı Kanun kapsamına girip girmediğine dair değerlendirme C. Başsavcılığınca yapılacağından, bu durumda, 30 günlük süre, yetkili merciin C.Başsavcılığının yazısını öğrendiği tarihte başlayacaktır. Bu tarih ise, teftiş kurulları uygulamaları yönünden yetkili merciin emir veya onay tarihi olacaktır. 6.2.Süre Aşımı Hâlinde Yetkili Merciin veya Ön incelemeyi Yapanın Sorumluluğu Yasada yazılı sürelerin aşılması halinde uygulanacak yaptırım konusunda bir düzenleme bulunmamakla birlikte; maddi ve manevi tüm unsurların varlığı halinde, duruma göre gerek yetkili merci, gerekse ön incelemeyi yapanın TCK’nin 230 ncu maddesinde yazılı görevi ihmal suçu çerçevesinde cezai sorumluluğu doğabilecektir. Ancak; iş yükü, 4483 sayılı Yasaya göre yürütülen bir ön inceleme sırasında acil kaydıyla başka bir işin tevdii, ön inceleme raporunun, yetkili mercie tevdi tarihi ile sürenin tamamlanma tarihi arasında yetkili merciin tetkiki için makul ve yeterli bir sürenin olmaması halleri “görevi ihmal suçu”nun tartışılması sırasında da sorunlar yaratacaktır. Bu itibarla; - Ön inceleme emrinin, denetim elemanına tevdiinden itibaren belirli sürede (Örneğin merkezde en geç emrin tebellüğ edildiği tarihin ertesi günü, merkez dışında (3) gün içinde) işe başlanmasına, - (3) günlük sürenin veya ön inceleme onayıyla birlikte ek süre de verilmişse 45 günlük sürenin, özetle herhalde, 7 nci maddede yazılı sürenin tamamlanmasından belirli bir süre önce raporun Teftiş Kurulu Başkanlığına teslim edilmesine, 24 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun - 4483 sayılı kanun kapsamında yapılan ön inceleme tamamlanana kadar ilgili denetim elemanına, ivedi kayıtlı başka bir görev verilmemesine. Dair hususların denetim birimlerinin yönetmelikleri veya yönergeleriyle belirlenmesi uygun olacaktır. 7. “Soruşturma İzninin Kapsamı” başlıklı 8 inci Maddeyle İlgili Görüşümüz Bu maddeye ilişkin tereddüt; birinci fıkrada yeralan “ ..iddia konusu olaylar ile bunlara bağlı olarak ileride soruşturma sırasında ortaya çıkabilecek konular” ibaresi ile “Suçun hukuki niteliğinin değişmesi, yeniden izin alınmasını gerektirmez” içerikli üçüncü fıkradan kaynaklanmaktadır. 4483 sayılı Kanun, idari makam ve mercilere sadece “ön inceleme” yaptırma yetkisi verdiğinden anılan maddenin birinci fıkrasında sözü edilen “soruşturma”dan kastedilenin hazırlık soruşturması olduğu açıktır. Dolayısıyla fıkra hükmü, hazırlık soruşturması sırasında ortaya çıkacak soruşturma izni içeriğindeki olaylarla bağlantılı konular için de önceden izin verildiğini ifade etmekte olup; “bağlantılı konuların” neler olduğunun takdir ve değerlendirilmesi de Cumhuriyet Savcılıklarına ait olacaktır. Maddenin son fıkrası da aynı şekilde, Cumhuriyet Savcılarının ve mahkemelerin takdir ve değerlendirmesine dair bir hükümdür. 8. “İtiraz” başlıklı 9 uncu maddeyle ilgili görüşümüz Kanunun 9 ncu maddesinin ilk fıkrasında, yetkili merciin soruşturma izni verilmemesine ilişkin kararını, Cumhuriyet Başsavcılığı’na hakkında inceleme yapılan memur veya diğer kamu görevlisine ve varsa şikayetçiye bildireceği hükmü yer almaktadır. Buna göre yetkili merciin süresi içinde, yani 30 veya 45 günün sonunda bir karar vermesi ve kararı ilgili mercilere göndermesi gerekmektedir. Yetkili merciin süresi içinde bir karar vermemesi veya verememesi durumunda Türk Ceza Kanunun kapsamındaki sorumluluğu Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 25 saklı kalmak kaydıyla, Anayasanın 129 uncu maddesi ve idare hukukunun genel prensipleri çerçevesinde soruşturma izninin verilmediğinin anlaşılması gerekmektedir. Öte yandan, yetkili merciin yasanın 7 nci maddesi uyarınca belirtilen sürelerde vermek zorunda olduğu kararını, 9 uncu maddenin birinci fıkrasında yazılanlara, kararını vermesinin hemen akabinde mi; yoksa ikinci fıkrada değinilen (10) günlük itiraz süresinin tamamlanmasından sonra mı bildireceği duraksamaya neden olmaktadır. Başkanlığımıza göre; soruşturma izni verilmemesi durumunda herhangi bir sorun yoktur. Bu durumda, yetkili mercii, kararını, C.Başsavcılığına, hakkında inceleme yapılana ve varsa şikayetçiye aynı anda ve (10) günlük itiraz süresi tamamlanmadan bildirilebilir. Ancak; soruşturma izni verilmesi halinde, hakkında inceleme yapılanın itiraz süresi içinde C.Savcılığınca TAKİBAT kararı verilmesi ihtimal dahilinde bulunduğundan, itiraz üzerine verilecek idari yargı kararı ile C.Savcılığı kararı arasında bir mübayenete sebebiyet verilmemesini teminen, önce hakkında inceleme yapılana tebligatta bulunulması ve (10) günlük sürenin tamamlanmasından sonra C.Başsavcılığına kararın bildirilmesi uygun olacaktır. Bunun dışında, madde metninde, kararın ilgililere bildirileceği belirtilmiş; ancak bunun usul ve esasları belirlenmemiştir. Kanunda -6 ncı maddede belirtilenin dışında- Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununa genel bir atıfta bulunulmamışsa da genişletici bir yorumla CMUK’nun 35 inci maddesi uyarınca 7201 sayılı Tebligat Yasası ve Tebligat Tüzüğü hükümlerinin uygulanması mümkün görünmektedir. 9. “İştirak Halinde İşlenen Suçlar” başlıklı maddeyle ilgili görüşümüz Maddede bu kanun kapsamındaki suçların iştirak halinde işlenmesi durumunda memur olmayanın, memur olanla, ast memurun üst memurla aynı mahkemede yargılanacağı hüküm altına 26 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun alınmıştır. Kanunun bu maddesinde diğer maddelerde olduğu gibi memur tabiri ile birlikte “diğer kamu görevlileri” tabiri kullanılmamıştır. Ancak memur olmayan diğer kamu görevlileri ile özel kişilerin bu kanun kapsamında iştirak halinde bir suç işlemesi durumunda da bu maddenin işletilmesi ve özel kişilerin memur olmayan diğer kamu görevlilerinin tabi olduğu yargılama usulüne göre yargılanmaları gerekir düşüncesindeyiz. 10.Geçici 1. madde ile ilgili görüşümüz Kanunun geçici 1 inci maddesinde bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce Memurin Muhakematı Hakkındaki Kanunu Muvakkat hükümlerine göre başlatılmış bulunan işlemlerin, adı geçen kanun hükümlerine göre sonuçlandırılacağı hüküm altına alınmıştır. Bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce MMHK hükümlerine göre başlatılmış, yani soruşturma onayı alınmış soruşturmaların MMHK hükümlerine göre sonuçlandırılması gerekmektedir. Henüz onay alınmamış ihbar ve şikayetler için bu Kanuna göre ön inceleme onayı alınması gerekir. Çünkü, Kanunun geçici maddesinde MMHK hükümleriyle herhangi bir şekilde ilişkilendirilebilecek işlemlerden değil, açıkça MMHK hükümlerine göre başlatılmış bulunan işlemlerden söz edilmektedir. MMHK’ye göre, memur yargılaması işlemlerinin anılan yasanın 2 nci maddesi hükmü uyarınca başlayacağı açıktır. Nitekim, Danıştay İdari İşler Kurulunun 13/10/1994 gün, E: 1994/109 sayılı kararı da; MMHK’ye göre, memur yargılanmasının, yetkili makamca yöntemine uygun olarak verilmiş soruşturma emri ile başlayacağını amirdir. SONUÇ Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun tereddüte düşülen hükümleriyle ilgili olarak Danıştay’dan istişari görüş talebinde bulunulacak ise de, gerek Danıştay’ın, gerekse adli yargı mercilerinin kanunla ilgili görüş ve içtihat- Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 27 ları belirginleşinceye kadar geçecek sürede- bağlayıcı olmamak koşuluyla yukarıda belirtilen uygulama esasları dikkate alınarak işlem yapılması, İleride bu Kanunla ilgili olarak-ortaya çıkabilecek sorunlara ilişkin olarak 15/6/1993 gün, 21608 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Başbakanlık Teftiş Kurulu Yönetmeliğinin 55 nci maddesi uyarınca Başkanlığımızdan görüş istenmesi, Hususlarında bilgi ve gereği rica olunur. 2.2. MEMURLAR VE DİĞER KAMU GÖREVLİLERİNİN YARGILANMASI HAKKINDA KANUNUN UYGULAMASINDA MALİYE BAKANLIĞINCA YÜRÜTÜLECEK İŞLEMLERE İLİŞKİN YÖNERGE 1 BİRİNCİ BÖLÜM Genel Esaslar Amaç Madde 1- (1) Bu Yönergenin amacı, 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun uygulamasına ilişkin olarak Maliye Bakanlığınca yürütülecek işlemlere açıklık getirmek ve ilgili birimlerde izlenecek usulde birlik sağlamaktır. Kapsam Madde 2- (1) Bu Yönerge, Maliye Bakanlığı ile bağlı kuruluşlarının merkez ve taşra teşkilatlarında 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4/A maddesine göre istihdam edilen memurlar ve diğer kamu görevlilerinin, görevleri sebebiyle işledikleri ve 4483 sayılı Kanun kapsamına giren suçları hakkında izlenecek usul ve esaslar ile yürütülecek iş ve işlemleri kapsar. 1 02.02.2011 tarihli, 14 sayılı Bakan oluruyla yürürlüğe girmiştir. 28 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun (2) Bakanlığın ilgili kuruluşlarının 4483 sayılı Kanun kapsamına giren memur ve diğer kamu görevlileri hakkında da bu Yönergedeki usul ve esaslar uygulanır. Hukuki dayanak Madde 3- (1) Bu Yönerge, 178 sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 39 uncu maddesi hükmü uyarınca hazırlanmıştır. İKİNCİ BÖLÜM Ön İncelemenin Tanımı, Yetkili Merciler, Ön İnceleme Onayı, Görevlendirme Ön inceleme Madde 4- (1) Ön inceleme; Yönergenin 2 nci maddesinde belirtilen Maliye Bakanlığı ile bağlı kuruluşlarının merkez ve taşra teşkilatında görevli memurlar ve diğer kamu görevlilerinin, 4483 sayılı Kanun kapsamına giren suçlarla ilgili işlem ve eylemlerinin hukuki durumunun belirlenmesi amacıyla yetkili mercilerce bizzat veya görevlendirecekleri personel vasıtasıyla yapılan inceleme, değerlendirme ve raporlama çalışmalarıdır. Ön inceleme yaptırmaya yetkili merciler Madde 5- (1) Ön inceleme yaptırma yetkisi; Bakanlığın ve bağlı kuruluşların ilçede görevli memurları ve diğer kamu görevlileri hakkında kaymakama, Bakanlığın ve bağlı kuruluşların ilde ve merkez ilçede görevli memurları ve diğer kamu görevlileri hakkında valiye, Büyük şehir belediye sınırları içinde ayrıca ilçe teşkilatı bulunan il merkezlerindeki birimlerde (malmüdürlükleri hariç) görev yapan memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında valiye, Bölge düzeyinde teşkilatlanan kurum ve kuruluşlarda görev yapan memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında görev yaptıkları ilin valisine, Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 29 Bağlı kuruluşların merkez teşkilatında görev yapan ortak kararla atanmayan memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında o kuruluşun en üst idari amirine, Bakanlık merkez teşkilatında görevli olup ortak kararla atanmayan memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında müsteşara, Bakanlık ve bağlı kuruluşların merkez ve taşra teşkilatında görevli tüm memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında Bakana, aittir. (2) Ön inceleme yaptırma yetkisi bu merciler tarafından, yokluklarında ise vekillerince bizzat kullanılır. (3) Bir kadroya vekaleten, tedviren veya geçici olarak görevlendirilen memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında ön inceleme yaptırma yetkisi, söz konusu kadroya asil olarak atananların tabi olduğu mercie aittir. İştirak halinde işlenen suçlarda yetkili merci Madde 6- (1) Maliye Bakanlığı ile bağlı kuruluşlarında görev yapan üst ve ast memurların aynı fiile iştiraki halinde izin vermeye yetkili merci, üst memurun bağlı olduğu merciidir. (2) Maliye Bakanlığı ile bağlı kuruluşlarında görev yapan memurun, aralarında ast-üst ilişkisi bulunan diğer kamu kurum ve kuruluşu mensuplarıyla aynı fiile iştirak ettiğinin öğrenilmesi durumunda; yetkili merci mahallinde bir veya birkaç elemanı ön inceleme yapmakla görevlendirir. Ancak, vali ve kaymakamların, ön incelemenin Bakanlık personelince yapılmasını talep etmesi veya vali veya kaymakamın konusu suç teşkil eden fiile iştirak etmesi hallerinde ön inceleme Maliye Bakanlığınca görevlendirilecek bir elemanın da katılımıyla müştereken yürütülür ve bunlarla ilgili soruşturma iznini üst memurun bağlı olduğu yetkili merci verir. (3) Aralarında ast-üst ilişkisi bulunmadan, söz konusu memurun diğer kamu kurum ve kuruluşu mensuplarıyla aynı fiile iştiraki halinde, bunlar hakkında tabi olduğu usule göre işlem tesis edilir. 30 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun Yetkili mercilere konunun intikali, işleme konulmayacak ihbar ve şikayetler Madde 7- (1) İlçe, il, bölge ve merkez teşkilatı yöneticileri, kanun kapsamında değerlendirilebilecek bir fiilin varlığını, ihbar, şikayet, bilgi, belge ve bulgulara dayanarak öğrendiklerinde; ihbar ve şikayetin somut ve özel nitelikte olup olmadığını, kişi ve/veya olay belirtilip belirtilmediğini, iddiaların ciddi bulgu ve belgelere dayanıp dayanmadığını, ihbar veya şikayet dilekçesinde dilekçe sahibinin doğru ad, soyad ve imzası ile iş veya ikametgah adresinin bulunup bulunmadığını ve fiilin kanun kapsamına girip girmediğine dair bir araştırmayı bizzat yapar veya görevlendirecekleri personel vasıtasıyla yaptırırlar. Bu araştırmalar sonunda en kısa sürede bir Rapor düzenlenerek ilçede doğrudan, ilde Defterdarlık Personel Müdürlükleri, merkezde Personel Genel Müdürlüğü/bağlı kuruluşlarda ise personel işlemleriyle görevli birimler vasıtasıyla yetkili mercie iletilir. (2) 4483 sayılı Kanun kapsamına giren bir fiilin işlendiğini öğrenen her düzeydeki personel durumu yukarıda belirtilen yöneticilere bildirmek zorundadırlar. (3) Yetkili mercilerin, doğrudan veya yukarıdaki şekilde intikal ettirilen hususlar hakkında verecekleri ön inceleme başlatıp başlatmama kararına göre işlem tesis edilir. Yetkili merci, kararını verirken doğruluğu şüphe götürmeyen belgelerle desteklenmiş iddiaları içeren dilekçelerde doğru kimlik ve adres şartının bulunup bulunmadığını aramaz. (4) Cumhuriyet Başsavcılıklarından gelen soruşturma izin talepleri üzerine, yetkili merciin ön inceleme yaptırması esastır. Ancak, talep ekini oluşturan ihbar ve şikayet, somut ve özel nitelikte değilse, ciddi bilgi ve belgeye dayanmıyorsa, kişi ve/veya olay belirtilmemiş ise yetkili merci ön inceleme başlatmadan önce bu hususların varlığının tespiti amacıyla araştırma yaptırabilir. Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 31 (5) Ön incelemeye tabi tutulmayan ihbar ve şikayetin işleme konulmadığına dair bilgi, yetkili merciin imzasıyla ihbar ve şikayet dilekçesini gönderen kişi veya mercie bildirilir. (6) İhbar veya şikayet dilekçelerinin konusuyla ilgisi olmayan bir idari makama verilmesi durumunda bu makam tarafından yetkili idari birime gönderilir ve ayrıca dilekçe sahibine de bilgi verilir. Teftiş ve denetim sırasında suç tespiti Madde 8- (1) Maliye Müfettişleri, Başkanlık ve Genel Müdürlük Kontrolörleri ve Denetmenler, teftiş, denetim, inceleme ve soruşturma esnasında doğrudan veya ihbar ve şikayet üzerine 4483 sayılı Kanun kapsamına giren fiili tespit ederlerse, gerekli bilgi ve belgeleri toplayarak düzenleyecekleri raporu ivedilikle yetkili mercie iletilmek üzere bağlı oldukları birime gönderirler. (2) 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 64 üncü maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca, iç denetim sırasında veya iç denetim sonuçlarına göre soruşturma açılmasını gerektirecek bir duruma rastlanıldığında, durum başkaca bir işlem yapılmaksızın iç denetçi tarafından ilgili idarenin en üst amirine bildirilir. 5018 sayılı Kanunun 64 üncü maddesinin üçüncü fıkrası hükmü uyarınca iç denetçiye disiplin soruşturması dâhil herhangi bir soruşturma veya ön inceleme görevi verilemez. (3) Tespite konu fiilin 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu kapsamına girmesi halinde denetim elemanları, kendi yönetmelikleri uyarınca işlem tesis ederler. Ön inceleme onayının kapsamı Madde 9- (1) Yetkili mercilere gönderilecek ön inceleme onay talep yazılarında aşağıdaki hususlara yer verilir: İhbar, şikayet, bilgi ve bulguya dayalı ön incelemeye konu fiil ve/veya kişiler, Varsa konu hakkında düzenlenmiş “Rapor” sonuçları, 32 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun Bunlara bağlı olarak ön inceleme sırasında ortaya çıkabilecek konular, Ön incelemeyle görevlendirilecek kişinin unvanı ve/veya adı, soyadı, Ön inceleme için verilen süre. (2) Şayet onay aşamasında, ön incelemeye konu olayın niteliği ve hacmi itibariyle verilecek 30 günlük sürenin yetmeyeceği anlaşılır ise gerekçelendirilerek 15 günlük ek süre talebine de onay yazısında yer verilebilir. (3) Ön inceleme sırasında, onaya konu fiilin hukuki niteliğinin değişmesi veya onayda belirtilmeyen memur ve diğer kamu görevlilerin fiili işlediklerinin veya fiile katıldıklarının anlaşılması halinde bunların aynı mercii yetkisinde olmaları kaydıyla yeniden onay alınması gerekmez. Ancak, bu kişilerin, ön incelemeyle görevlendirilenin üstü olması durumunda bunlar hakkında işlem yapılmaksızın keyfiyet görevlendirme merciine yazılı olarak derhal bildirilir ve alınacak talimata göre hareket edilir. (4) Ön inceleme esnasında, onayda yer alan olay ve konudan tamamen ayrı bir suç olarak nitelendirilebilecek bir fiil belirlendiğinde, bu konuda da ön inceleme yapılması için durum usulü dairesince yetkili mercie derhal bildirilir. Görevlendirme Madde 10- (1) Yetkili merci, Kanun kapsamına giren fiil nedeniyle ön inceleme yapılmasına karar verir ise ön incelemeyi, bizzat yapabileceği gibi görevlendireceği bir veya birkaç denetim elemanı veya hakkında ön inceleme yapılan memurun üstü konumundaki bir veya birden fazla memur eliyle yaptırabilir. (2) Ön incelemeyle görevlendirilenlerin, Maliye teşkilatının içinden mahallinde belirlenmesi esastır. Yetkili merci, işin özelliğine göre başka bir kamu kurum veya kuruluşunun elemanının ön inceleme yapmasını isteyebilir. Ancak, ön incelemeyle görevlendirileceklerin; Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 33 a) Ön incelemeye konu suçtan zarar görmemiş olması, b) Kalkmış olsa bile, hakkında ön inceleme yapılan veya mağdur ile aralarında; evlilik, vesayet veya kayyımlık ilişkisi bulunmaması, üçüncü derece dahil kan veya ikinci derece dahil kayın hısımlığı ya da kan veya kayın alt veya üst soy ilişkisi olmaması, evlât edinme bağlantısı bulunmaması, c) Ön incelemeye konu olayda tanık olma ihtimalinin bulunmaması, gerekmektedir. (3) Yetkili merci, hakkında ön inceleme yapılacak olanın üstü konumunda personel bulunmaması veya incelemenin uzmanlık gerektirmesi gibi durumlarda ön incelemenin üst yetkili merci tarafından görevlendirecek personelce yapılmasını talep edebilir. Ortak kararla atananlar hakkında ön inceleme Madde 11- (1) Bakan, Bakanlık merkez teşkilatı ile bağlı kuruluşlarda ve taşra teşkilatında ortak kararla atananlarla ilgili ön incelemelerin Maliye Müfettişlerince yapılmasına karar verebileceği gibi gerek görmesi halinde farklı görevlendirme de yapabilir. (2) Bakan, diğer memurlar hakkındaki ön incelemelerde de Maliye Müfettişi görevlendirebilir. Aynı konuda farklı mercilerce ön inceleme yaptırılması Madde 12- (1) Vali veya kaymakamlar tarafından görevlendirilmiş ön inceleme elemanı, ön incelemesini tamamlayıp raporunu yetkili mercie tevdi etmiş ve usul yönünden bir eksiklik söz konusu değilse bakanlık/bağlı kuruluş tarafından görevlendirilen denetim elemanınca yeni bir ön inceleme yapılmaksızın keyfiyet, görevlendirme merciine usulü dairesince bildirilir. (2) Ancak, henüz ön inceleme bitirilmemiş ise, o ana kadar gerçekleştirilen işlemleri havi dosyanın tamamı bakanlıkça/bağlı kuruluşça görevlendirilmiş denetim elemanına tevdi edilir. Bu durumda ön inceleme bu elemanca tamamlanır. 34 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun Ön incelemede başkan tayini Madde 13- (1) Yetkili merci, birden fazla kişiyi ön incelemede görevlendirmesi durumunda içlerinden birini Başkan olarak belirler. Denetim elemanları ise kendi usullerine tabidir. (2) Farklı bakanlık mensupları hakkındaki müşterek ön incelemelerde birden fazla kurumun eşit statüdeki personeli görevlendirilmiş ise hakkında ön inceleme yapılan üst memurun bağlı olduğu birimin elemanı, başkan olur. ÜÇÜNCÜ BÖLÜM Ön İnceleme İle Görevlendirilenlerin Yetkileri ve Yetkilerin Kullanım Usulleri Genel olarak yetkiler Madde 14- (1) Ön inceleme ile görevlendirilenler, bakanlık müfettişleri ile kendilerini görevlendiren merciin bütün yetkilerini haiz olup 4483 sayılı Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) na göre işlem yapabilirler. (2) Bu esastan hareketle ön inceleme ile görevlendirilenler, CMK’nın Soruşturma İşlemlerine ilişkin hükümleri çerçevesinde, hakkında ön inceleme yürüttükleri kişinin leh ve aleyhindeki bütün delilleri toplarlar. Bu maksatla varsa muhbir ve müşteki ile tanıkların ve hakkında ön inceleme yapılan memurların ifadelerini alırlar, gerekirse, kolluk gücüyle ihzaren getirtebilirler, bilirkişi atayıp, keşif yapabilirler, el koyma ve arama yollarına başvurabilir, istinabe usulünden faydalanabilirler. Hakkında ön inceleme yapılanın sıfatı Madde 15- (1) Ön inceleme evresinde suç şüphesi altında bulunan memur veya diğer kamu görevlisi şüpheli 2 sıfatıyla adlandırı2 Bu sıfata iştirak edilmemektedir. Şüpheli sıfatı CMK’nin 2’nci maddesinin 1’nci fıkrasının (a) bendine göre “Soruşturma evresinde suç şüphesi altında bulunan kişiyi” ifade eder. Ön inceleme evresinde ise, 4483 sayılı Kanunun 6’ncı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 35 lır. Ön incelemenin hiçbir aşamasında, hakkında ön inceleme yürütülen memur veya diğer kamu görevlisi hakkında sanık sıfatı kullanılamaz. Tutanak düzenlenmesi Madde 16- (1) CMK’nın 169 uncu maddesine göre ön inceleme esnasında şüphelinin ifadesinin alınması, tanığın ve bilirkişinin dinlenmesi, keşif ve arama yapılması gibi işlemlerde tutanak düzenlenir. Bu tutanaklarda işlemin yeri, zamanı, işlemlerde kanunun öngördüğü usullere uyulduğu, işleme katılanların ad-soyadları ve tutanağın okunarak imzalandığı belirtilir. İmzadan imtina halinde sebepleri yazılır. (2) Keşif ve arama tutanakları hariç olmak üzere ifadeye ilişkin tutanakların birer örnekleri ilgilisine verilmez. Yeminli zabıt kâtibi atama Madde 17- (1) CMK’nın 169 uncu maddesi uyarınca, şüphelinin ifadesinin alınması, tanığın ve bilirkişinin dinlenmesi, keşif ve arama yapılmasında yemin verdirilmek şartıyla bir zabıt kâtibi bulundurulabilir. Yemin “Hiç kimseden korkmayarak, hiçbir tesir altında kalmadan zaptı gereken hususları doğru ve eksiksiz biçimde kaydedeceğime ve bunları hiçbir zaman, üçüncü kişilere açıklamayacağıma namusum ve vicdanım üzerine yemin ederim.” şeklinde olur. (2) Yemin verdirildikten sonra bir tutanak düzenlenir (Örnek no 1). Delillerin toplanması Madde 18- (1) Delillerin toplanmasında aşağıda belirtilen şekilde hareket edilir. a-) Muhbir ve müştekinin çağrılması ve dinlenmesi Muhbir ve müşteki, belirttiği adresten sözlü veya yazı ile çağrılır. Yazılı çağrı; Maliye Bakanlığı merkez ve taşra teşkilatı ile bağlı maddesinde de belirtildiği üzere, “hakkında inceleme yapılan memur veya kamu görevlisi” sıfatı kullanılabilir. 36 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun kuruluşlarda görevli memura doğrudan; diğer kurumların mensubuna kurum amiri; bunların dışında kalanlara ise o yerin mülki veya zabıta amir ve memurları vasıtasıyla tebliğ edilir. Çağrıya icabet ettiğinde, kimliği ve adresine ilişkin bilgiler tespit edildikten sonra mevcut dilekçe üzerindeki imzanın kendisine ait olup, olmadığı, ihbar ve şikayetinin ayrıntıları, konuya ilişkin elinde bilgi, belge bulunup bulunmadığı, başka diyeceğinin olup olmadığı ve işin niteliğine göre gerek görülen diğer sorular sorulur ve alınacak cevaplar tutanağa kaydedilir (Örnek no 2). b-) Resmi dairelerden dosya istenmesi ve belge alımı Ön incelemeye konu olayla ilgili resmi dairelerde mevcut kayıt ve dosyalar bir yazı ile istenir (Örnek no 3). Dosya ve defter kayıtlarının incelenmesi neticesinde gerekli görülen belgelerin asıl ve/veya tasdikli suretleri yazı ile alınır (Örnek no 4). Şayet aslı alınır ise tasdikli suretler imzalanarak daireye bırakılır. Alınacak suretlerde ise ilgili kurum yetkililerinin imzalarının ve aslı gibidir şerhinin bulunması sağlanır. c-) Mahkemelerdeki dosyaların incelenmesi Ön incelemeye konu olayla bağlantılı bilgi ve belgelerin mahkemede olduğunun tespiti durumunda bunların incelenmesi için Cumhuriyet Başsavcılığından bir yazı ile talepte bulunulur (Örnek no 5). d-) Noterden belge alımı Ön incelemeye konu olayla ilgili belgelerin noterde olması durumunda bunların temini Cumhuriyet Başsavcılığına yazılacak yazı ile olur (Örnek no 6). Tanıkların çağrılması Madde 19- (1) Tanıkların çağrı kâğıdı ile çağrılması esas olmakla birlikte sözlü olarak da çağrılabilir. (2) Çağrı kâğıtlarına, gelmediği takdirde tanık hakkında CMK’nın 44 üncü maddesine göre işlem yapılacağının belirtilmesi gerekir (Örnek no 7). Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 37 (3) Tanık belirtilen gün, yer ve saatte hazır bulunmaz ise ön incelemeyi yürütence durumu gösteren bir tutanak düzenlenir (Örnek no 8), ayrıca konuyu belirten bir müteferrik karar alınır (Örnek no 9). Bu tutanak ve kararın asılları ile davetiyenin 2 nci nüshasını ve varsa tebellüğ belgesini, bir üst yazı ekinde Cumhuriyet Başsavcılığına göndererek hakkında kanuni işlemlerin başlatılmasını talep eder (Örnek no 10). (4) Öte yandan, ilk çağrıya mazeret belirtmeksizin gelmeyen tanığın zorla getirilmesini temin için yeniden belirlenen gün ve saati gösterir ihzar müzekkeresi düzenlenir (Örnek no 11) ve bu müzekkere, gereğinin ifası için Cumhuriyet Başsavcılığına bir yazı ekinde gönderilir (Örnek no 12). (5) Asker tanıklarla ilgili davetiye tebliği ve ihzaren getirtilme işlemleri, bağlı olduğu askeri makamlar aracılığı ile yerine getirilir. (6) Tutuklu ve hükümlü tanıklar ifade için çağrılmaz. Bunların ifadeleri, ceza evinden sorumlu Cumhuriyet Savcılığından alınacak izinle bulundukları yerde alınır. Tanıkların konumunun belirlenmesi Madde 20- (1) Tanıklar dinlenmeden önce tanıklıktan çekinme halinin mevcudiyeti belirlenir. (2) Bu maksatla tanığın; hakkında ön inceleme yapılan şüphelinin; Nişanlısı, Evlilik bağı kalmasa bile eşi, Kan veya kayın hısımlığından üstsoy veya altsoyu, üçüncü dereceye kadar (bu derece dahil) kan hısmı veya ikinci dereceye kadar (bu derece dahil) kayın hısımlığı (ana, baba, dede, nine ve bunların ana, babaları, çocuklar, torunlar, üvey ana ve baba, üvey çocuklar, üvey torunlar, kardeşler, amca, hala, dayı, teyze, yenge, yeğen, enişte, kayınvalide, kayınpeder, kayınbirader, baldız, görümce) Evlatlık bağı 38 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun olup, olmadığı öğrenilir. (3) Bu gibi kimselere dinlenmeden evvel tanıklıktan çekinme hakları olduğu söylenir. Buna rağmen tanıklık yapmak isterlerse durum tutanağa kaydedilerek dinlenirler ancak dinlenme esnasında her an çekinme haklarını kullanabilirler. (4) Keza, tanık kendisine sorulan soruya vereceği cevap ile kendisini veya yukarda sayılanları ceza takibatına uğratabilecek ise cevap vermekten çekinebilir. (5) Avukatlar, hekimler, diş hekimleri, eczacılar, ebeler ile bunların yardımcıları, mali müşavirler ve noterler, bu sıfatları dolayısıyla öğrendikleri bilgiler sebebiyle tanıklıktan çekinebilirler. Ancak, avukatlar, stajyerleri ve yardımcıları dışında kalan kişiler, ilgilinin onay vermesi halinde tanıklıktan çekinemezler. (6) Yukarıda belirtilen haller nedeniyle tanık, tanıklıktan çekinir ise sebebini bildirir ve bu husus yeminiyle onaylanır. (7) Devlet sırları ile ilgili tanıklıkta CMK’nın 47 nci maddesindeki hükümlere göre işlem tesis edilir. Tanığın yemini Madde 21- (1) Tanıklığa başlamadan önce tanığa “Bildiğimi dosdoğru söyleyeceğime namusum ve vicdanım üzerine yemin ederim.” şeklinde yemin verdirilir. (2) Ancak, gerektiğinde veya o kişinin tanık sıfatıyla dinlenmesinde tereddüt hasıl olduğunda yemin, tanıklıktan sonraya bırakılabilir. Bu durumda yemin; “Bildiğimi dosdoğru söylediğime namusum ve vicdanım üzerine yemin ederim.” şeklinde olur. (3) Yemin yüksek sesle tekrar ederek veya okuyarak yapılır. Yemin verilirken herkes ayağa kalkar. (4) Dilsizlerden okuma, yazma bilmeyenler; işaretlerinden anlayan bir kimse vasıtasıyla ve işaretle, okuma yazma bilenler ise yazarak ve imzalarını koyarak yemin ederler. Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 39 (5) Ön inceleme safahatında, yemin etmiş tanığın yeniden dinlenmesi gerektiğinde yemin tekrarına gitmeden önceki yemini hatırlatılır. (6) Aşağıdaki kimseler yeminsiz dinlenir: Dinlenme sırasında 15 yaşını bitirmemiş olanlar, Ayırt etme gücüne sahip olmamaları nedeniyle yeminin nitelik ve önemini kavrayamayanlar, Ön incelemeye konu olaylara iştirakten veya bu suçlar nedeniyle suçluyu kayırmaktan ya da suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirmekten şüpheli, sanık veya hükümlü olanlar. Tanığın dinlenmesi Madde 22- (1) Tanıklara ilk olarak adı, soyadı, yaşı, işi ve yerleşim yerinin adresi, telefon numarası sorulur. Kimlik bilgilerini gösterir muteber bir vesikanın fotokopisi alınır. (2) Tanıklığa başlamadan önce görevinin önemi anlatılmalıdır. Bu amaçla dinlenmeden önce gerçeği söylemesinin önemi, aksi halde yalan tanıklık suçundan ceza alacağı, söyleyeceklerinin doğruluğu hakkında yemin edeceği anlatılır. Ayrıca, kendisine tanıklık edeceği husus belirtilerek konuya ilişkin bildiklerini anlatması istenir. Gerektiğinde inandırıcılığına yönelik aydınlatıcı bilgiler istenebileceği gibi hakkında ön inceleme yapılan memur veya mağdurlarla ilişkisi sorulur. (3) Her tanık, ayrı ayrı ve sonradan dinlenecek tanıklar yanında bulunmaksızın dinlenir. (4) Tanık, tanıklık ederken sözü kesilmez ancak tanıklık ettiği hususun aydınlatılması, tamamlanması ve bilgisinin dayanaklarının gereğince takdiri için sorular sorulabilir. (5) Tanık dinlenirken söyledikleri tutanağa kaydedilir ve bitiminde tutanak okunarak, hazır bulunanlarca imzalanır (Örnek no 13). 40 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun İstinabe yoluyla tanığın dinlenmesi Madde 23- (1) Hastalık, maluliyet veya elde olmayan zorunlu sebeplerden dolayı bir tanığın, uzun veya belirsiz bir zaman için ön inceleme yapanın davetine gelemeyeceği anlaşılır ise ifadesi istinabe suretiyle alınır. (2) İstinabe talimatı, duruma göre tanığın bulunduğu yerdeki denetim elemanına, bakanlığa bağlı daire amirine veya mülki amire gönderilerek bizzat veya görevlendirecekleri kimseler tarafından tanığın ifadesinin alınması talep edilir (Örnek no 14). (3) Bu talimatlara ekli soru listesinde tanığın; Adı, soyadı, baba adı, doğduğu tarih ve yeri, medeni durumu, işi ve ikametgah adresini, Hakkında öninceleme yapılanı tanıyıp, tanımadığı, akrabalık derecesi, husumeti olup, olmadığını, Tanıklık edeceği hususlar ile bu konudaki açıklamalarını dosdoğru söyleyeceğine/söylediğine dair yemin edip, etmeyeceğini, Konuya ilişkin başka söylemek istediklerini, gösterir soruların bulunması sağlanır (Örnek no 15). (4) İstinabe suretiyle görevlendirilen naip, tanığın ifadesini bu yönergede belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde alır ve ön inceleme yapana gönderir. Tanığa yapılacak ödemeler Madde 24- (1) Tanık olarak çağrılan kişinin talebi halinde yol masrafları ile ikamet ve beslenme bedellerinin tazmini gerektiğinden ön incelemeyle görevlendirilenler, Adalet Bakanlığınca hazırlanan tazminat tarifesini de dikkate alarak belirledikleri bedeli gösterir bir müteferrik karar alırlar (Örnek no 16). (2) Belirlenen bu tutarın ilgilisine ödenmesini temin için belgeleri ekli bu karar, bir yazı ile ilgili saymanlığa gönderilir (Örnek no 17). Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 41 Bilirkişinin tayini Madde 25- (1) Ön incelemeyi yürütenler, çözümü uzmanlığı, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde sayısı üçü geçmemek üzere bilirkişi istihdam edebilirler. (2) Bilirkişi belirlenirken il adli yargı adalet komisyonları tarafından her yıl düzenlenen liste esas alınır. Ancak, belli konularda görüş ve kanaatlerini beyanla görevli resmi bilirkişi (polis kriminoloji laboratuarları, adli tıp kurumu, Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü gibi) var ise özel sebepler olmadıkça başkaları görevlendirilemez. (3) Belli konularda görüş ve kanaatlerini beyanla görevli olup önceden umumi yemin etmiş bulunan resmi bilirkişiler hariç olmak üzere ön incelemeyi yürütenlerce belirlenen bilirkişilere göreve başlamadan önce “Görevimi adalete bağlı kalarak, bilim ve fenne uygun olarak, tarafsızlıkla yerine getireceğime namusum ve vicdanım üzerine yemin ederim.” şeklinde yemin verdirilir ve bu hususu gösterir tutanak düzenlenir (Örnek no 18). (4) Çağrıldığı halde mazeret belirtmeksizin gelmeyen veya gelip de yeminden, rey ve görüş beyanından çekinen bilirkişiler için tanıklara ilişkin hükümlerin uygulanması gerektiğinden önce durumu gösterir tutanak düzenlenir (Örnek no 19) ve müteferrik karar alınır(Örnek no 20). Bu tutanak ve kararın asılları ile bilirkişi olarak görevlendirildiğine dair yazışma evrakları, bir üst yazı ekinde Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilerek hakkında kanuni işlemlerin başlatılması talep edilir (Örnek no 21). (5) Ayrıca yeni bir bilirkişi belirlenir. Ancak, mahallinde aynı işi yapabilecek başka kişinin bulunmaması nedeniyle sadece ilk belirlenenlerin bilirkişilik yapması mecburiyeti hasıl olmuş ise bunların zorla getirilmesini temin için yeniden belirlenen gün ve saati gösterir ihzar müzekkeresi düzenlenir (Örnek no 22) ve bu 42 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun müzekkere gereğinin ifası amacıyla Cumhuriyet Başsavcılığına bir yazı ekinde gönderilir (Örnek no 23). (6) Bilirkişiye inceleyeceği şeyler mühür altında verilmeden önce bunların listesi ve sayımı yapılır. Bu hususlar bir tutanakla belirlenir. Bilirkişi, mühürlerin açılmasını ve yeniden konulmasını yine tutanakla belirtmek ve bir liste düzenlemekle yükümlüdür. Bilirkişi, hakkında ön inceleme yapılana, kendisini görevlendiren mercii aracılığıyla, bunun dışındakilere ise doğrudan soru sorabilir. Aynı amaçla, dosyayı kısmen veya tamamen incelemesine izin verilebilir. (7) Bilirkişi, görüşünü tayin edilen süre içerisinde yazı veya rapor ile bildirir. Ancak, hemen görüş vermenin mümkün olduğu işlerde tutanağa geçirilip imza ettirilmek kaydıyla sözlü görüşü de alınabilir. (8) Bilirkişi raporu yeterli görülmez ise aynı veya farklı bilirkişilere yeni bir rapor düzenlettirilir. Bilirkişiye yapılacak ödemeler Madde 26- (1) Bilirkişi olarak görevlendirilenlerin sarfettiği emek ve mesainin karşılanması gerektiğinden ön incelemeyle görevlendirilenler bunun için belirledikleri bedeli gösterir bir müteferrik karar düzenlerler (Örnek no 24). (2) Bilirkişiye ödenecek tutarın belirlenmesinde yapılan işin mali ve hukuki açıdan önemi, incelenen olaydaki Hazine menfaatinin parasal büyüklüğü, bilirkişinin o iş için ayırdığı zaman ve belgelendirilmesi kaydıyla o iş için yaptığı giderler dikkate alınır. (3) Belirlenen bu tutarın ilgilisine ödenmesini temin için belgeleri ekli bu karar, bir yazı ile ilgili saymanlığa gönderilir (Örnek no 25). İstiktap Madde 27- (1) Ön incelemeye konu bir belgenin doğruluğu veya sahteliğinin ya da düzenleyicisinin kim olduğunun belirlenebilmesi amacıyla bilirkişiden faydalanılır. Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 43 (2) Ön incelemeyi yürüten, bu maksatla önce mevcut dosyalardan, aynı türden belge, yazı, mühür veya imzayı havi evrakın bulunup, bulunmadığını tespit eder. Bulunması halinde, araştırmaya konu evrakla birlikte karşılaştırılmanın yapılması maksadıyla bilirkişiye gönderir. (3) Şayet, evraktaki yazının failinin tespiti gerekiyor ise ilgisi görülenlere evrakta mevcut kelimelerin de yer aldığı yazılar yazdırılarak imzalattırılır (Örnek no 26). Araştırılan yazı daktilo veya bilgisayar ile yazılmış ise kullanılma ihtimali olan daktilolarla, bilgisayarlara benzeri yazılar yazdırılır. (4) Bütün bu belgelerin asılları, araştırmaya konu evrak asılları ile birlikte karşılaştırmanın yapılması maksadıyla ilgisine göre en yakın Polis Kriminoloji Laboratuarlarına veya Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğüne gönderilir (Örnek no 27). Keşif Madde 28- (1) Ön incelemeyle görevlendirilenler gerektiğinde suç delillerinin yok edilmesini, değiştirilmesini engellemek veya fiilin nasıl gerçekleştiğini tespit etmek için keşif yapabilirler. Keşif esnasında yeminli zabıt kâtibi bulundurulur. Ayrıca önceden haber verilerek hakkında ön inceleme yapılanla varsa avukatı da hazır bulunabilir. (2) Ön incelemenin her aşamasında yapılabilecek olan keşif sonucunda düzenlenecek tutanakta; mevcut olan hal ve durumla, olayın özelliğine göre bulunması gerekip de bulunmayan hususlara yer verilir. Arama ve elkoyma Madde 29- (1) Ön inceleme ile görevlendirilenler, ön incelemeye konu olayda ispat vasıtası olabilecek her türlü resmi belge ve eşyayı, resmi daire sınırları içinde olmak kaydıyla muhafaza altına alabilirler. 44 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun (2) Resmi dairede bulunmakla birlikte söz konusu evrakın kapsamının açıklanması memleketin selametine zarar vereceği o dairenin en büyük amiri tarafından beyan edilirse bunların gösterilmesi ve teslimi istenmez. Şu kadar ki bu açıklama yeterli görülmez ise Bakanlık kanalıyla o dairenin bağlı olduğu Bakanlıktan izin istenebilir. (3) İspat vasıtası olabilecek her türlü belge veya eşyanın, hakkında ön inceleme yapılanın, üstünde, şahsi çantası veya bilgisayarında, konutunda veya sair mahallerde bulunduğuna dair kuvvetli şüphe var ise ilgili Cumhuriyet Başsavcılığı kanalıyla (Örnek no 28) yetkili mahkemeden karar almak kaydıyla belirtilen yerlerde arama yapılarak, bunlara da elkonulabilir. (4) Hakkında ön inceleme yapılan ile tanıklıktan çekinmeye hakkı bulunan kimseler arasında teati olunan mektuplar, bu kimselerin yanında ise elkonulamaz. Hakim kararının alınması Madde 30- (1) Elkoyma ve arama kararının alınması gerektiğinde, a)Müsteşarlar ve valiler için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı veya Başsavcı vekili kanalıyla Yargıtay’ın ilgili Ceza Dairesine, b)Kaymakamlar hakkında İl Cumhuriyet Başsavcısı veya Başsavcı vekili kanalıyla İl Asliye Ceza Mahkemesine, c)Bunlar dışında kalanlar hakkında genel hükümlere göre yetkili ve görevli Cumhuriyet Başsavcılığı kanalıyla Sulh Ceza Hakimliğine başvurulur. Aramanın zamanı Madde 31- (1) Konut, işyeri gibi kapalı yerlerde arama gündüz vakti yapılır. Ancak gecikmesinde sakınca bulunan haller ile suçüstü halinde ve yakalanmış veya gözaltına alınmış olup firar eden Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 45 kişinin tekrar yakalanması amacıyla kapalı yerlerde de gece vakti arama yapılabilir. (2) Gündüz başlayan aramaya gece vakti de devam edilir. Arama yarıda bırakılamaz. Gündüz vaktinden kasıt, güneşin doğmasından bir saat önce başlayıp, güneşin batmasından bir saat sonra biten zaman dilimidir. Aramanın yapılması Madde 32- (1) Ön inceleme ile görevlendirilen aramayı bizzat yapabileceği gibi kendisi hazır bulunarak zabıta marifetiyle de yaptırabilir. Bunun için mahalli karakolla temasa geçilerek gerekli elemanın hazır bulundurulması istenir. Görevlendirilen emniyet mensuplarına arama süresince ön incelemeyi yapanın emri altında oldukları ve sadece güvenlikten mesul bulundukları hatırlatılır. (2) Aramada yeminli zabıt katibi hazır bulundurulur. (3) Arama işlemine tabi yerlerin sahibi veya eşyanın zilyedi aramada hazır bulunabilir. Kendileri bulunamaz ise temsilcileri veya mümeyyiz hısımlarından biri yahut kendisiyle birlikte oturan bir kimse veya komşusu bulundurulur. (4) Aramanın hitamında, kendiliğinden tevdi edilen veya zaptolunan eşyanın tam bir listesi yapılır ve karışmasını veya değişmesini önlemek için bu eşya resmi mühürle mühürlenir veya bir işaret konulur. Liste muhteviyatı evrak ve eşyalar, sağlam ve güvenli bir kaba veya torbaya konularak mühürlenir ve liste arama sonucunda düzenlenip aramada hazır bulunanların imzaladığı tutanağa ek yapılır (Örnek no 29). (5) Aramaya tabi kimsenin kağıtlarını inceleme yetkisi hakime ait olduğundan bu nevi kağıtlar listeye dahil edilmekle birlikte mümkünse zilyedin huzurunda ayrı bir zarfa konularak resmi mühürle ve varsa zilyedin de mührüyle mühürlenerek hakime gönderilir. 46 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun (6) Ancak, elkoyma ve arama kararı alınırken bu kabil kağıtlarının tetkikine de izin verilmesinin talep edilmesine istinaden hakimce izin verilmiş veya böyle bir hakim izni olmamakla beraber arama sonucunda düzenlenen tutanağa, zilyedin kendiliğinden rıza gösterdiği kayıtlanmış ise ön inceleme ile görevlendirilenler de kağıtları inceleyebilirler (Örnek no 29). (7) Bilgisayarlarda, bilgisayar programlarında ve kütüklerde arama, kopyalama ve el koyma işlemi sırasında sistemdeki bütün verilerin yedeklemesi yapılmalı, istenmesi halinde bu yedekten bir kopya çıkarılarak nezdinde arama yapılana verilmeli ve bu husus tutanağa kayıtlanmalıdır. CMK’nın 134 üncü maddesinin bu amir hükmü uyarınca yapılacak yedekleme işleminin bilgisayarların da listede belirtilip mühürlenerek daireye getirilip, burada şüphelinin veya getireceği teknik elemanın önünde yapılması da mümkündür. (8) Arama esnasında ön incelemeye konu olayla veya 4483 sayılı Kanun kapsamında bir suçla ilgisi bulunmamakla birlikte bir başka suçun işlendiği şüphesini uyandırabilecek olan eşya, kağıt ve belgeler bulunur ise bunlar da geçici olarak zapt edilerek keyfiyet yetkili Cumhuriyet Başsavcılığına bildirilir. Hakkında ön inceleme yapılanı ifadeye çağırma Madde 33- (1) Hakkında ön inceleme yapılan memur ve diğer kamu görevlilerinin yazılı davetiye ile çağrılması esas olmakla birlikte sözlü olarak da çağrılabilirler. Davetiye düzenlenmiş ise ön incelemeyle görevlendirilenler tarafından tebliğ edilir. (2) Davetiyelerde çağrılma nedeni ile gelmediği takdirde zorla getirileceğinin belirtilmesi gerekir (Örnek no 30). (3) Hakkında ön inceleme yapılan, davetiyede belirtilen gün, yer ve saatte hazır bulunmaz ise zorla getirilmesini temin için yeniden belirlenen gün ve saati gösterir ihzar müzekkeresi düzenlenir (Örnek no 31). Bu müzekkere, imzalı davetiye sureti ile birlikte üst yazıya eklenerek Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilir (Örnek no 32). Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 47 (4) Hakkında ön inceleme yapılan askerlik görevini yapmakta ise davetiye tebliği ve ihzaren getirilme işlemleri, bağlı olduğu askeri makamlar aracılığı ile yerine getirilir. Şayet tutuklu veya hükümlü ise ifadeleri, ceza evinden sorumlu Cumhuriyet Savcılığından alınacak izinle bulundukları yerde alınır. Hakkında ön inceleme yapılanın ifadesinin alınması Madde 34- (1) Hakkında ön inceleme yapılanın ifadesi alınırken aşağıdaki hususlara uyulur. Önce adı, soyadı, ana-baba adı, doğum tarihi ve yeri, medeni hali, mesleği, iş ve ikamet adresi sorularak kimliği tespit edilir. Kişi, kimlik bilgilerine dair soruları doğru cevaplamak zorundadır. (Bunun için kimlik bilgilerini gösterir muteber bir vesikanın fotokopisi alınır.) Sonra kendisine yüklenen suç anlatılır ve bu konuda açıklamada bulunup, bulunmamasının kanuni hakkı olduğu bildirilir. Ayrıca dilerse avukat bulundurabileceği, buna imkanı yoksa baro tarafından tayin edilecek bir avukat isteyebileceği söylenir. Ancak isnat edilen suç hakkında açıklamada bulunmak istemez ise zorlanamaz. İfade alınırken kendi lehine olan delilleri söylemesine engel olunmaz, bilakis yeterli imkan ve zaman verilir. Ayrıca, ön incelemeye konu olayın aydınlatılması için sorular sorulabilir, keza beyanları ile eldeki belge ve bilgiler arasında çelişki var ise bunun izahatı istenir. İfade sahibinin beyanı özgür iradesine dayanmalıdır. Bunu engelleyici nitelikte kötü davranma, yorma, aldatma, cebir veya tehditte bulunma gibi bedensel veya ruhsal müdahaleler yapılamaz. Kanuna aykırı bir yarar vaat edilemez. İfade tutanağı Madde 35- (1) İfade alma işleminde yapılanlar ve açıklamalar düzenlenen bir tutanağa kaydedilir ve bitiminde okunarak, hazır bulunanlarca imzalanır(Örnek no33). 48 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun (2) Bu tutanakta; İfade verme işlemimin yapıldığı yer ve tarih, İfade verenin açık kimliği, İfade alma işleminde yukarıda belirtilen işlemlerin yerine getirilip, getirilmediği yerine getirilmemiş ise sebepleri, İfade verenin açıklamaları ile sorulan sorular ve alınan cevaplar, İfade verenin varsa son olarak söylemek istedikleri, Tutanak içeriğinin ifade veren ve varsa avukatı tarafından okunup, imzalandığı, imzadan imtina edilmişse bunun nedenleri, yer alır. Yazılı ifade alma Madde 36- (1) Hakkında ön inceleme yapılanların ifadeleri, inceleme mahallinde vicahen alınarak tutanağa bağlanmalıdır. (2) Ancak, zorunluluk gösteren durumlarda ifadelerin yazılı olarak verilmesi istenebilir. Bu halde 4483 sayılı Kanun ile getirilen süre sınırlaması dikkate alınarak makul bir süre verilir. Yüzleştirme Madde 37- (1) Ön inceleme safhasında, hakkında ön inceleme yapılanlar, tanıklarla yüzleştirilmez. Ancak, gecikmesinde sakınca bulunan veya kimliğin belirlenmesine ilişkin hallerde yüzleştirme yapılabilir (Örnek no 34). Görevden uzaklaştırma Madde 38- (1) Maliye Bakanı, atamaya yetkili amirler, Maliye Müfettişleri ve Valiler ile ilçe idare şube başkanları için valinin onayını almak kaydıyla Kaymakamlar, görevi başında kalmasında sakınca gördükleri hakkında ön inceleme yürütmeye yetkili oldukları her düzeydeki Bakanlık memurunu ve diğer kamu görevlisini, ön incelemenin her aşamasında 657 sayılı Kanunun 137 nci maddesi Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 49 uyarınca doğrudan görevlerinden uzaklaştırabilirler. Bu karar, görevden uzaklaştırılana (Örnek no 35), birinci derecedeki amiri ile atamaya yetkili amirine (Örnek no 36) ve memurun maaşının ödendiği saymanlığa (Örnek no 37) bildirilir. (2) Ön incelemeyle görevlendirilen diğer personel, hakkında ön incelemeye yürüttükleri memur ve diğer kamu görevlileri hakkında görevden uzaklaştırılması kararının alınmasını, bu görevlilerin bağlı oldukları mercilere yazılı başvuruyla teklif edebilirler (Örnek no 38). (3) Ön inceleme sonucunda soruşturma izninin verilmemesi kararlaştırılır ise görevden uzaklaştırılan memur yetkili amirce derhal göreve iade edilir. Ek süre talebi Madde 39- (1) Ön inceleme sürdürülürken 30 günlük sürenin yetmeyeceği anlaşılır ise ön inceleme ile görevlendirilenler, kendilerini görevlendiren yetkili merciden bu sürenin bitimine en çok 7 gün kala en seri haberleşme yoluyla 15 günü geçmeyecek ek süre talebinde bulunabilirler. (2) Bu talebe 2 gün içinde cevap verilir. DÖRDÜNCÜ BÖLÜM Ön İnceleme Raporu, Muhtevası ve Tevdii Ön inceleme raporu Madde 40- (1) Ön incelemeyle görevlendirilenler, yürüttükleri ön incelemenin özünü ve görüşlerini içeren bir ön inceleme raporu düzenlerler. (2) Birden fazla kişi tarafından yapılan ön incelemelerde farklı görüşler var ise raporda gerekçeleriyle ayrı, ayrı yer alır. (3) Ön incelemeye konu fiil aynı zamanda disiplin cezası verilmesini veya tazmini gerektirir nitelikte ise ayrı bir rapor düzenlenir. Ancak, ön inceleme raporuna bağlanan konu, disiplin cezasını gerektiren konudan ayırt edilemeyecek nitelikte ise ön inceleme 50 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun raporunun bir nüshası, gerekli idari işlemlerin uygulanması için disiplin cezası vermeye yetkili amire gönderilir. Ön inceleme raporunun muhtevası Madde 41- (1) Ön inceleme raporları aşağıda gösterilen bölümlere uygun olarak toplam dört nüsha düzenlenir. Giriş : Bu bölümde yetkili merciin ön inceleme iznine ilişkin onayı ile görevlendirme yazısının tarih ve sayısı, bu izne mesnet teşkil eden ihbar, şikayet, savcılık talebi veya teftişte tespit edilmesi gibi hususlar yer alır. Konu : Bu bölümde, varsa muhbir veya müştekinin kimlik ve adresleri belirtilerek ihbar veya şikayetlerine, Cumhuriyet Başsavcılığından gelen talepte belirtilen iddialara veya teftiş ve denetimlerde tespit edilen hususlara ayrıntılı olarak yer verilir. Ayrıca bu fiillerin yetkili mercilerce öğrenilme tarihleri, fiillerin işlendiği yer ve tarih, fiili işlediği iddia olunanların açık kimlikleri ile fiilin işlendiği tarihteki görev unvanları belirtilir. Yapılan İnceleme : Bu bölümde incelenen konular sırasıyla ele alınarak; muhbir, müşteki, tanık ve hakkında ön inceleme yapılanın ifadeleri, konuyla ilgili bilgi ve belgeler, varsa bilirkişi raporu, elkoyma ve arama sonuçları, keşif tutanağı gibi ispat vasıtaları silsile içinde belirtilerek fiilin ne zaman, nasıl ve kimler tarafından gerçekleştirildiği ortaya konulur. Bu amaçla gerektiğinde Raporda alt bölümler açılır. Değerlendirme : Bu bölümde, III. Bölümde yapılan inceleme sonucunda belirlenen fiillerin ve faillerin durumu, ilgili mevzuat hükümleri ile Türk Ceza Kanunu yönünden suçun unsurları da dikkate alınmak suretiyle suçun işlenip, işlenmediğine dair tahlil ve değerlendirmede bulunulur. Sonuç : Bu bölümde, değerlendirme bölümünde yapılan tahlil neticesinde oluşan görüş ve kanaat, soruşturma izni vermeye yetkili Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 51 merciin gerekçeli kararına dayanak teşkil edecek nitelikte ve açıklıkta yazılmak, fiiller ve failleri ayrı, ayrı gösterilmek, fiilin aykırılık teşkil ettiği mevzuat ile bunun cezai yaptırımı belirtilmek, zamanaşımı, af veya ölüm gibi hallerin varlığında bu durumlar da ayrıca ifade edilmek suretiyle “Soruşturma izni verilmesi / verilmemesi uygun olacaktır.” cümlesiyle tamamlanır. (2) “Soruşturma izni verilmesi uygun olacaktır” görüş ve kanaatine varılmış ise fiilin Türk Ceza Kanununun hangi maddesine göre suç teşkil ettiği belirtilir. (3) Ayrıca, raporun muhtevasında yer verilen belgelerin aslı veya tasdikli örnekleri dizi pusulasına bağlanarak rapora eklenir. Ön inceleme raporunun tevdii ve süresi Madde 42- (1) Ön inceleme raporu, yetkili mercilerce verilen ön inceleme onay tarihinden başlayan 30 günün (ek süre alınmışsa bu sürenin de ilavesiyle oluşan sürenin) bitimine en geç 5 gün kala aşağıda belirtilen şekilde sunulur. (2) Ön incelemeyle görevlendirilenler Bakanlık ve bağlı kuruluş merkez memurları hakkında düzenlenen ön inceleme raporlarının aslı ve iki nüshasını soruşturma iznini verecek makama iletmekle görevli Personel Genel Müdürlüğüne/bağlı kuruluşlarda personel işlemleriyle görevli birime gönderilmek üzere bağlı oldukları birime sunarlar. (3) Bakanlık Makamınca yapılan görevlendirmeye istinaden il ve ilçede görevli personel hakkında yapılan ön inceleme sonucunda düzenlenen raporların aslı ve iki nüshası da soruşturma iznini vermeye yetkili mercilere iletilmek üzere Personel Genel Müdürlüğüne/bağlı kuruluşlarda personel işlemleriyle görevli birime bağlı oldukları birim kanalıyla gönderilir. (4) Vali ve kaymakamlarca ön inceleme yapmakla görevlendirilenler raporlarının tamamını yetkili mercie sunulmak üzere bağlı oldukları birime verirler. 52 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun BEŞİNCİ BÖLÜM Soruşturma İzni Kararı ve Kararların Tebliği Soruşturma izni vermeye yetkili merciler Madde 43- (1) Soruşturma izni verme yetkisi; İlçede görevli memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında kaymakama, İlde ve merkez ilçede görev yapan memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında valiye, Büyük şehir belediye sınırları içinde ayrıca ilçe teşkilatı bulunan il merkezlerindeki birimlerde (malmüdürlükleri hariç) görev yapan memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında valiye, Bölge düzeyinde teşkilatlanan kurum ve kuruluşlarda görev yapan memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında görev yaptıkları ilin valisine, Bağlı kuruluşların merkez teşkilatında ortak kararla atananların dışında kalan memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında o kuruluşun en üst idari amirine, Bakanlık merkez teşkilatında ortak kararla atananların dışında kalan memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında Müsteşara, Bakanlık ve bağlı kuruluşların merkez teşkilatında ortak kararla atananlar hakkında Bakana, aittir. (2) Yokluklarında bu yetki vekillerince bizzat kullanılır. (3) Vekaleten, tedviren veya geçici görevlendirilen memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında soruşturma izni verme yetkisi, asillerin tabi olduğu mercie aittir. (4) Yetkili merciin saptanmasında memur veya diğer kamu görevlisinin suç tarihindeki görevi esas alınır. Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 53 Yetkili merciin kararı Madde 44- (1) Bakanlık merkez memurları ve bağlı kuruluşların ortak kararla atanmış memurları ile ilgili ön inceleme raporları, Personel Genel Müdürlüğüne, bağlı kuruluşların ortak kararla atananlar dışında kalan memurları ile ilgili ön inceleme raporları ise personel işlemleri ile ilgili birimine intikal edince üç gün içinde soruşturma izni verilmesi veya verilmemesi hususunu gerekçeleriyle gösteren karar metni 39 nolu örneğe uygun olarak hazırlanarak, raporla birlikte soruşturma iznini vermeye yetkili mercie sunulur. (2) Yetkili merci, ön inceleme raporunu inceleyerek Kanunun 7 nci maddesinde belirtilen süreyi aşmayacak bir sürede karar metnini imzalayarak “soruşturma izni verilmesi” veya “soruşturma izni verilmemesi” konusunda kararını verir. (3) Vali ve kaymakamlar, soruşturma izni vermeye yetkili oldukları görevlilerle ilgili doğrudan gelen veya belirledikleri usullerle ilgili birimlerce kendilerine getirilen raporlar hakkında “soruşturma izni verilmesi” veya “soruşturma izni verilmemesi” yönünde kararını gerekçeli olarak verir. Kararların tebliği Madde 45- (1) Yetkili merciin verdiği karar, Bakanlık merkezinde Personel Genel Müdürlüğünce, bağlı kuruluşların merkezinde personel işlemleri ile görevli birimce, il ve ilçelerde ise yetkili merciin görevlendirdiği birim tarafından yetkili Cumhuriyet Başsavcılığına, hakkında karar verilen memur veya diğer kamu görevlisine ve varsa şikayetçiye tebliğ tarihi belirlenerek bildirilir. Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilen karara, ön inceleme raporunun bir nüshası eklenir. (2) Verilen kararların birer örneği ayrıca, ilgilinin özlük dosyasına konulmak ve gerekli takipler yapılmak üzere dairesi amirine de gönderilir. 54 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun Karara itiraz ve süresi Madde 46- (1) Soruşturma izni verilmesine ilişkin karara karşı hakkında ön inceleme yapılan memur veya diğer kamu görevlisi, soruşturma izni verilmemesine ilişkin karara karşı ise ilgili Cumhuriyet Başsavcılığı veya şikayetçi, kararın tebliğinden itibaren on gün içinde itiraz edebilirler. (2) İtiraz merci, Bakanın verdiği kararlara karşı Danıştay, diğer yetkili mercilerin verdiği kararlara karşı ise ilgili Bölge İdare Mahkemesidir. (3) Bu mercilerce öncelikle incelenerek en geç üç ay içinde verilecek kararlar kesindir. Kesinleşen kararlar üzerine yapılacak işlem Madde 47- (1) Soruşturma izninin itiraz edilmeden veya itirazın reddi sonunda kesinleşmesi ya da soruşturma izni verilmemesine ilişkin karara karşı yapılan itirazın kabulü üzerine dosya derhal yetkili ve görevli Cumhuriyet Başsavcılığına; merkez teşkilatında görevli memurlar ve diğer kamu görevlileri için Personel Genel Müdürlüğünce/bağlı kuruluşların merkezinde personel işlemleri ile görevli birimce, il ve ilçe teşkilatına mensup memurlar ve diğer kamu görevlileri için ise Vali ve Kaymakamlıkların görevlendirdikleri birimce gönderilir. (2) Soruşturma izni verilmemesine ilişkin kararın kesinleşmesi veya soruşturma izni verilmesine dair karara karşı yapılan itirazın idari yargı merciince kabulü üzerine dosya, hakkında ön inceleme yapılan memur ve diğer kamu görevlisinin özlük işlemlerinin yürütüldüğü dairesince saklanır ve kararın bir örneği ilgilisine verilir. Geçici Madde 1- (1) Bu Yönergenin yürürlüğe girdiği tarihten önce işlenmekle birlikte yürürlüğe girdikten sonra öğrenilen fiiller bu Yönergedeki usul ve esaslara göre işleme tabi tutulur. Ancak halen 4483 sayılı Kanun hükümlerine göre ön incelemesi sürmekte olan işlemler kendi usul ve esaslarına göre tamamlanır. Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 55 Yürürlük Madde 48- (1) Bu Yönerge Maliye Bakanının Onayı ile yürürlüğe girer. Yürütme Madde 49- Bu Yönerge düzenlemelerini Maliye Bakanı yürütür. 2.3. KARARLAR 2.3.1. Danıştay Birinci Dairesinin 4483 sayılı Kanuna dair istişari kararı 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun’un bazı maddelerinin uygulanmasında düşülen duraksamanın giderilmesine ilişkin Başbakanlığın 11.2.2000 günlü, Kanunlar ve Kararlar Genel Müdürlüğü 802 sayılı yazısına ekli Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanlığının 7.2.2000 günlü ve 013/0165 sayılı yazısında aynen : “Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında 4483 sayılı Kanunun uygulanmasına ilişkin olarak Bakanlık Teftiş Kurullarından Başkanlığımıza intikal eden yazılara göre, Kanunun; -”Kapsam” başlıklı 2 nci maddesi, -”İzin Vermeye Yetkili Merciler” başlıklı, 3 üncü maddesi, -”Ön İnceleme” başlıklı 5 inci maddesi, -”Süre” başlıklı 7 nci maddesi, -”Ön İnceleme Yapanların Yetkisi ve Rapor” başlıklı 6 ncı maddesi, -”Soruşturma İzninin Kapsamı” başlıklı 8 inci maddesi, -”İtiraz” başlıklı 9 uncu maddesi, 56 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun -”İştirak Halinde İşlenen Suçlar” başlıklı 10 uncu maddesi ile geçici 1 inci maddesi üzerinde tereddütler bildirilmiştir. Tereddüte düşülen hükümlerle ilgili Başkanlığımız görüşü; “4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanuna Dair Uygulama Esasları” başlıklı ilişikteki metinde yer almış olup; Bakanlık Teftiş Kurullarından Başkanlığımıza intikal eden yazılar ve SHÇEK Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulu Başkanlığının yazısı da yazımıza eklenmiştir. 4483 sayılı Kanunun uygulanmasıyla ilgili olarak tereddüte düşülen hususlarda Danıştay 1 inci Dairesinden görüş alınması hususunda bilginizi ve gereğini rica ederim.” denilmektedir. Dairemizce yapılan çağrı üzerine gelen Başbakanlık Başmüfettişleri Bülent Tarhan, Ahmet Mutlu, Muttalip Ünal,Adalet Başmüfettişi Mustafa Behiç Kılıçaslan, Maliye Bakanlığı Başmüfettişleri Mahmut Gürses, A.Veysel Özer, Nazif Yılmaz, Cemal Boyalı, İçişleri Bakanlığı Başmüfettişleri Mustafa Karan, Mehmet Çetin, Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü Bütçe Uzmanı Kemal Çelik, Devlet Personel Başkanlığı Daire Başkanı İsmail Faruk Aksu ve Türkiye ve Ortadoğu Amme İdaresi Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof.Dr.Doğan Canman’ın açıklamaları dinlendikten ve Başbakanlığın 29.2.2000 günlü, 1200 sayılı yazısı ve gönderilen diğer yazılarla dosyadaki belgeler incelendikten sonra, Gereği Görüşülüp Düşünüldü: Konu, istem yazısı ve eklerinde, 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun duraksamaya neden olan maddeleri ve bunlarla ilgili açıklama ve görüşler çerçevesinde incelenmiş ve varılan sonuçlar aşağıda açıklanmıştır. Madde 1 ve 2- 4483 sayılı Yasanın bu maddeleri amacı ve kapsamı belirlemektedir. Bu maddeler Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkat kapsamında yer alan “görev sebebiyle” ve “görev sırasında” Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 57 işlenen suçlardan yalnızca “görev sebebiyle” işlenen suçları Yasa kapsamına almış, “görev sırasında” işlenen suçlar ise kapsam dışına çıkartılmıştır. Böylece görev sırasında görev sebebi dışında bir nedenle işlenen suçların genel hükümlere tabi olması sağlanmıştır. Görev sebebiyle işlenen suçlar memuriyet görevinin ifası nedeniyle işlenen suçları içermektedir. Suçun memuriyet görevinden doğmuş sayılması için memuriyet işleriyle ilgili olması, diğer bir anlatımla suçu doğuran fiil ile kişinin görevi arasında illiyet bağı bulunması gerekmektedir. Yasanın 2 nci maddesine göre, bu Yasa Devlet ile Anayasanın 123 üncü maddesine uygun olarak kanunla veya kanunun verdiği yetkiye dayanılarak kurulan diğer kamu tüzel kişilerinde çalışanlar hakkında uygulanacak, Devlet tüzelkişiliği içinde yer almayan, kamu tüzelkişiliği niteliği taşımayan kuruluşlarda çalışanlar hakkında uygulanmayacaktır. Anayasanın 128 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “ Devletin, kamu iktisadi teşebbüsleri ve diğer kamu tüzelkişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevler, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görülür” hükmü, 4483 sayılı Yasanın 2 nci maddesine “kamu iktisadi teşebbüsleri” deyimi çıkarılarak aynen alınmak suretiyle kamu iktisadi teşebbüsleri personeli yasa kapsamı dışında tutulmuş, 17 nci maddesi ile de teşebbüs genel müdürleri ve yönetim kurulu üyelerinin yargılanmaları ilgili bakanın iznine bağlı kılınarak yalnızca bunlar hakkında 4483 sayılı Yasa hükümlerinin uygulanması öngörülmüştür. Diğer taraftan, kamu iktisadi teşebbüsleri genel müdürleri 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye bağlı (1) sayılı cetvelde diğer personel yanında yer almak suretiyle 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi tutulmuştur. Bu Kanun Hükmünde Kararnamenin (1) sayılı cetvelinde yer alan personelden yalnız genel müdürlerin 4483 sayılı Yasa kapsamına alınması suretiyle genel müdür dışında 58 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun kalan (1) ve (2) sayılı cetvelde gösterilen diğer kamu iktisadi teşebbüsleri personeline genel hükümlerin uygulanmasının öngörüldüğü sonucuna ulaşılmaktadır. Kuruluş kanunlarında, personeline Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkatın uygulanmayacağı veya özel hukuk hükümlerine tabi olduğu belirtilen kamu tüzelkişilerinin 4483 sayılı Yasa kapsamına girmeyeceği, buna karşın kuruluş kanunlarında Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkatın uygulanacağı belirtilen kamu tüzelkişileri personeli hakkında ise 4483 sayılı Yasa hükümlerinin uygulanacağı tabii bulunmaktadır. Bilindiği üzere, kamu hizmeti, umuma arzedilen, sürekli ve kesintisiz bir biçimde işlemesi zorunlu, toplumun genel ve ortak gereksinimlerini karşılamak amacıyla kanunla kurulan idarenin, doğrudan ya da yakın gözetim ve sorumluluğu altında kamusal yetki ve usuller kullanarak yürüttüğü faaliyetlerdir. Bu faaliyetler, Anayasanın 128 inci maddesinde de belirtildiği gibi genel idare esaslarına göre yürütülür. Asli ve sürekli görevler, genel idare esaslarına göre, kamu gücü kullanılarak yürütülen görevlerdir. Bu görevlerde kamu gücünü kullanarak çalışanlar ise, kamu görevlileridir. Kamu görevlileri, kamu hizmetinin gerektirdiği asli ve sürekli görevlerde yönetime kamu hukuku ilişkisi ile bağlı olarak çalışan, kendilerine kadro tahsis edilen, bütçeden ödeme yapılan ve haklarında yasalarda belirlenen özel kurallar uygulanan memurlar ile diğer kamu görevlileridir. Bu durumda, genel idare esaslarına göre asli ve sürekli görevlerde çalışmayan, kamu gücünü kullanma yetkisi olmayan personel 4483 sayılı Yasa kapsamına girmemektedir. Nitekim bunlar, yaptıkları hizmet kamu görevi olarak kabul edilmediğinden Türk Ceza Kanununun uygulamasında memur sayılmamaktadırlar. Maddi ceza hukuku yönünden memur sayılmayan ve memur suçlarıyla cezalandırılmayan bu kişileri usul hukuku yönünden ayrıcalıklı bir duruma getirip memurlar gibi soruşturmaya tabi tutmak düşünülemez. Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 59 Madde 3- Anayasanın 129 uncu maddesinin son fıkrasında, memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında işledikleri iddia edilen suçlardan ötürü ceza kovuşturması açılmasının, kanunla belirlenen istisnalar dışında, kanunun gösterdiği idari merciin iznine bağlı olduğu belirtildiğinden, 4483 sayılı Yasa, Anayasanın bu hükmüne paralel olarak, bir memurun ya da diğer kamu görevlisinin görev sebebiyle işlediği iddia edilen suçlardan dolayı yargılanabilmesi için 3 üncü maddede sayılan idari mercilerin iznini aramıştır. 4483 sayılı Yasanın 3 üncü maddesinde, hangi memur ya da kamu görevlisi için hangi merciin soruşturma izni vereceği ayrıntılı olarak belirtilmiş, ayrıca bunların yokluklarında izin yetkisinin vekilleri tarafından kullanılacağı öngörülmüştür. Maddede izin mercileri sıralanırken, yetkiyi kullanacak belli unvanlara sahip kişilerden söz edildiğinden, yetkinin kişilere bağlı münhasır yetki olduğu kuşkusuzdur. Kişiye bağlı bu yetkinin de bizzat kullanılması zorunludur. 4483 sayılı Yasanın 3 üncü maddesinde, yetkili merciin saptanmasında, memur veya diğer kamu görevlisinin suç tarihindeki görevinin esas alınacağı belirtilerek, memur ya da diğer kamu görevlisinin suçun işlendiği tarihte fiilen görevli olduğu yerin yetkili merciinin soruşturma izni vermesi sağlanmış, böylece işlendiği iddia edilen bir suçtan sonra yer veya görev değişikliği nedeniyle izin mercii konusunda çıkması olası sorunların önlenmesi yoluna gidilmiştir. İstem yazısı eklerinde, izin vermeye yetkili merciler başlıklı 3 üncü maddeyle ilgili duraksama konusunda öncelikle “en üst idari amir” kavramından ne anlaşılması gerektiği, üst merciin alt mercie ait izin yetkisini kullanıp kullanamayacağı hususlarına değinilmiş, bu konuda özellikle başbakanın ve bakanların teşkilatlarının en üst amiri olmaları nedeniyle Yasa kapsamına giren tüm görevlileri hakkında izin vermeye yetkili merci olmaları gerektiği görüşüne yer verilmiştir. Anayasaya göre, idari makamlar kullandıkları yetkiyi kanundan alırlar. Kanuni idare ilkesi uyarınca, idarenin yetkileri ve bu yetkiyi kullanacak makamlar kanunla belirlenir. İdari 60 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun işlemlerin hukuken geçerli sayılması için kararların kanunla yetkili kılınan makam ve kişilerce alınması gerektiğinden idari makamların işlemin yetki unsuru üzerinde takdir yetkisi olamaz. Yasanın 3 üncü maddesinde izin vermeye yetkili merciler bu ilkelere uygun olarak sıralanmış, maddenin (e) bendinde, ilgili bakan ve başbakanın hangi memur ve diğer kamu görevlileri hakkında soruşturma izni vermeye yetkili oldukları açıkça düzenlenmiştir. Diğer yandan, Yasanın 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrasında, soruşturma izni verilmesine ya da verilmemesine ilişkin kararlara karşı yapılacak itiraza bakacak idari yargı mercilerinin belirlenmesinde de 3 üncü maddedeki sıralama esas alındığından, üst mercilerin alt mercilere ait izin yetkisini kullanmaları halinde,aynı görevliler hakkında soruşturma izni verecek merciler ile itirazları inceleyecek merciler değişecek, bu da Yasaya aykırılık oluşturacaktır. Bu nedenle 3046 ve 3056 sayılı yasaların ilgili hükümlerinden hareketle başbakanın ve bakanların, teşkilatlarının en üst amiri oldukları ve teftiş kurullarının başbakan ve bakan emri veya onayı üzerine teftiş, inceleme ve soruşturma yapma görevleri bulunduğu gerekçesiyle üst mercilerin alt mercilere ait izin yetkisini kullanabileceklerini kabul etmek olanaklı değildir. 3 üncü maddenin diğer bir duraksama konusunu da (d) bendinde yer alan “en üst idari amir” deyimi oluşturmaktadır. Yasalarımızda ve diğer düzenleyici metinlerde “en üst idari amir” tanımlanmamıştır. 3046 sayılı Yasanın 21 inci maddesine göre bakan, bakanlık kuruluşunun en üst amiridir. 4483 sayılı Yasanın 3 üncü maddesinin (d) bendinde “en üst idari amir” deyimi kullanıldığına göre, bu deyimin siyasi otoriteyi temsil eden bakandan sonra gelen ve idari otoritenin en üst noktasında bulunan, Başbakanlıkta Başbakanlık Müsteşarını, bakanlıklarda bakanlık müsteşarlarını ifade ettiği anlaşılmaktadır. İlgili ve bağlı kuruluşlarda ise müsteşarlar, genel müdürler ve kurum başkanlarının en üst idari amir oldukları kuşkusuzdur. Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 61 Maddenin son fıkrasına göre ast memur ile üst memurun aynı fiile iştiraki halinde üst memurun izin mercii ast memurun da izin mercii olacak, haklarındaki ön inceleme de üst memurun izin mercii tarafından başlatılacaktır. Madde 4- Yasanın 4 üncü maddesi, olayın yetkili mercie iletilmesi ve işleme konulmayacak ihbar ve şikayetleri düzenlemektedir. Maddenin üçüncü fıkrasında, bu Kanuna göre memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında yapılacak ihbar ve şikayetlerin soyut ve genel nitelikte olmaması, ihbar veya şikayetlerde kişi ve/veya olay belirtilmesi zorunluluğu getirilmiş, son fıkrasında da bu fıkraya aykırı bulunan ihbar ve şikayetlerin, Cumhuriyet başsavcıları ve izin vermeye yetkili merciler tarafından işleme konulmayacağı, durumun ihbar ve şikayette bulunana bildirileceği belirtilmiştir. Maddede, ihbar ve şikayetlerde kişi ve/veya olay belirtilmesi zorunlu sayılmış, ancak ihbar ve şikayette kişi belirtilmesi halinde bu kişinin eyleminin de somut olarak gösterilmesi amaçlanmıştır. Yasada açık bir düzenleme bulunmamakla birlikte, 4 üncü maddenin son fıkrası hükmünde öngörülen “işleme koymama” sonucuna ulaşılabilmesi için, ihbar ve şikayetlerin somut ve özel nitelikte olup olmadığının, kişi ve/veya olay belirtilip belirtilmediğinin, ön inceleme başlatılmadan yapılacak bir araştırma ile tesbiti uygun olacaktır. Aynı maddenin ikinci fıkrası hükmüne göre, bakanlığının veya kurumunun merkezi dışında bir birimin denetimi sırasında ihbar alan ya da bu Yasa kapsamına giren suç işlendiğine ilişkin delillere rastlayan müfettişin, bakanlığının veya kurumunun onayını almaksızın durumu izin vermeye yetkili mercie iletmesi zorunludur. Bu halde müfettişlerin suç işlendiğine ilişkin delilleri toplayıp değerlendirmelerini de içeren bir tevdi raporu ile olayı izin vermeye yetkili mercie iletmelerinde yasal bir sakınca olmadığı gibi, Yasanın hükümlerinin uygulanmasına katkı sağlayacağında da kuşku bulunmamaktadır. 62 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun Madde 5- Yasanın 5 inci maddesine göre izin vermeye yetkili merci, Yasa kapsamına giren bir suçun işlendiğini bizzat veya 4 üncü maddede yazılı şekilde öğrendiğinde ön inceleme başlatacaktır. Ön inceleme yetkili merci tarafından bizzat yapılabileceği gibi, görevlendirilen bir veya birkaç denetim elemanına, hakkında inceleme yapılanın üstü konumundaki memur veya kamu görevlilerinden biri veya birkaçına yaptırılabilecektir. Ön incelemenin, izin vermeye yetkili merciin bulunduğu kamu kurum veya kuruluşu içindeki kişilere yaptırılması esastır. Ancak işin özelliğine göre inceleme mercii, incelemenin başka kurum ya da kuruluş elemanlarınca yapılmasını isteyebilecektir. Bu isteğin yerine getirilmesi ilgili kuruluşun takdirine bırakılmıştır. Ayrıca, izin vermeye yetkili vali ve kaymakamlar Yasa kapsamına giren bir suçun ön incelemesinin, memurun bağlı olduğu bakanlık müfettişlerince yapılmasını ilgili bakanlıktan isteyebilecekler, ilgili bakanın görevlendirmesi halinde, ön inceleme bakanlık müfettişlerince yapılacak ve müfettişler raporlarını doğrudan, izin vermeye yetkili merci olan vali veya kaymakama sunacaklardır. Madde 6- Maddede, ön inceleme ile görevlendirilenlerin yetkileri düzenlenmiştir. Ön inceleme ile görevlendirilen kişi veya kişiler, bakanlık müfettişleri ile kendilerini görevlendiren merciin bütün yetkilerine sahip olacaklar, Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununa göre de işlem yapabileceklerdir. Buna göre, ön incelemeyle görevli kişi, Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun kamu davasının hazırlanmasına ilişkin hükümleri çerçevesinde Cumhuriyet başsavcısının yapmakla yetkili olduğu işleri yapabilecek, sanığın lehine olanlar da dahil, olayı aydınlatabilecek delilleri, bilgi ve belgeleri toplayacak, tanık ve sanık ifadelerini alacak, gerektiğinde keşif yapacak ve bilirkişi incelemesi yaptıracaktır. Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 63 Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 135 inci maddesinde yazılı susma hakkı saklı kalmak kaydıyla hakkında inceleme yapılan memur veya diğer kamu görevlisinin ifadesinin alınması zorunludur. İfadenin inceleme mahallinde vicahen alınması asıl olmakla birlikte, gerektiğinde ifade, Yasa ile getirilen ön inceleme süresi dikkate alınarak,makul bir süre verilmek suretiyle yazıyla da istenebilecektir. Burada, ön inceleme ile görevli kişilerin “görevden uzaklaştırma” kararı verme yetkilerinin bulunup bulunmadığı konusu duraksamaya neden olabilmektedir. Görevi başında kalmasında sakınca görülen memurlar hakkında uygulanacak olan görevden uzaklaştırma tedbirine ilişkin hükümler, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 137 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş ve bu kararı almaya yetkili olanlar gösterilmiştir. Görevden uzaklaştırma kararı idari bir işlemdir. Ön inceleme ile görevli kişilerin 657 sayılı Kanunun 138 inci maddesinde sayılan kişilerden olması durumunda görevden uzaklaştırma kararını verebilmeleri doğaldır. Ancak, ön inceleme ile görevli kişilerin 138 inci maddede gösterilen kimselerden olmamaları durumunda, bu kişilerin, münhasıran 4483 sayılı Yasa kapsamında bir suçun açığa çıkarılması amacına yönelik işleri yapmaya yetkili olmaları nedeniyle idari bir işlem olan görevden uzaklaştırma kararını vermeye yetkilerinin bulunmadığı sonucuna ulaşılmaktadır. Ön inceleme ile görevlendirilen kişiler, incelemelerinin sonucunu bir raporla izin vermeye yetkili mercie sunacaklardır. Yetkili merci, raporu inceleyip soruşturma izni verilmesine veya verilmemesine karar verecektir. İzin vermeye yetkili merciin soruşturma izni verilmesi veya verilmemesi konusunda bir takdir yetkisi yoktur. Yetkili merci, memurun veya diğer kamu görevlisinin üzerine atılan suçu işlediğine ilişkin yeterli delil olması halinde izin verecek, aksi halde izin vermeyecektir. Ölüm, af, zamanaşımı ve benzeri olaylar gerekçesiyle de izin verilmemesine karar verecektir. Bu kararların, 64 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun Anayasanın 41 ve Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 32 nci maddelerine paralel olarak, itiraz edildiklerinde denetimlerini sağlamak yönünden gerekçeli olmalarında yarar bulunmaktadır. İzin verilmeme kararından sonra aynı olay hakkında yeni delillerin elde edilmesi halinde, yetkili merciin, yeniden ön inceleme yaptırarak sonucuna göre karar vermesi uygun olacaktır. Madde 7- Madde, soruşturma izni kararının verilme süresine ilişkindir. Süre 30 gündür, zorunlu hallerde süre 15 günü geçmemek üzere bir defa uzatılabilecektir. Maddenin ilk fıkrasına göre bu süre, yetkili merciin suçun işlendiğini 5 inci maddenin birinci fıkrasına göre öğrenmesinden itibaren başlamaktadır. Buna göre izin vermeye yetkili merci, suçun işlendiğini bizzat veya soruşturma iznini isteyen Cumhuriyet başsavcısının talebinden veya herhangi bir ihbar veya şikayet aldığında öğrenebilecektir. Basın-yayın organlarında çıkan Yasa kapsamına giren bir suça ilişkin haber de ihbar kabul edilmelidir. Maddenin açık hükmü izin merciinin suçun işlendiğini yukarıda belirtilen biçimlerde öğrendiğinde süreyi başlattığına göre, sürenin başlangıcının, ön inceleme emrinin verildiği tarih olarak kabul edilmesi gerekmektedir. Ön incelemenin 30 gün içerisinde bitirilememesi durumunda, 15 günlük ek süre de izin vermeye yetkili merciden istenmeli ve ek süre bu merci tarafından verilmelidir. Bu hükümlere göre yasa koyucu, konunun sürüncemede kalmasını önlemek amacıyla ön incelemenin kısa sürede sonuçlandırılmasını öngörmüştür. Bu nedenle izin mercii 30+15 günlük süre içerisinde soruşturma iznini verme veya vermeme kararını almak zorundadır. Maddede öngörülen süreler içerisinde izin konusunda bir karar verilememiş ise ne olacaktır? Kanun Tasarısında yer alan, “maddede öngörülen sürelerde izin verilmediği takdirde izin verilmiş sayılır.” yolundaki hüküm Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda Tasarıdan çıkarılmıştır. Bu durumda, gösterilen süre içerisinde izin verilmediği takdirde izin verilmiş veya verilmemiş sayılır biçiminde Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 65 bir yorum yapma olanağı kalmamıştır. İşin sonuçlanabilmesi için, izin vermeye yetkili merciin zorunlu olarak olumlu veya olumsuz bir kararının aranması gerekecektir. Bu nedenle izin vermeye yetkili merci sürenin aşılması halinde dahi olumlu veya olumsuz bir karar vermek zorundadır. Öngörülen sürelerde işi sonuçlandırmayarak kasten sürüncemede bırakan izin vermeye yetkili mercilerin de cezai sorumluluklarının bulunduğu açıktır. Madde 8- Bilindiği üzere ceza yargılamasında kişi ve fiil olmak üzere iki temel unsur sözkonusudur. Öncelikle suç oluşturduğu iddia olunan olayın kimler tarafından gerçekleştirildiği, ikinci olarak da bu kişilerin hangi fiili işledikleri belirlenmelidir. Yasanın 8 inci maddesinin birinci fıkrası bu ilkeleri gözönünde bulundurarak soruşturma izninin kapsamını düzenlemektedir. Buna göre, soruşturma izni, şikayet, ihbar veya iddia konusu olaylar ile bunlara bağlı olarak soruşturma sırasında ortaya çıkabilecek konuları kapsayacaktır. Verilen izin üzerine Cumhuriyet başsavcısının yapacağı hazırlık soruşturmasında, işi geciktirecek sorunlarla karşılaşılmaması için yetkili merciin soruşturma izninde, olayı gerçekleştirdiği ileri sürülen kişilerin kimler olduğu ve bunların işledikleri iddia olunan fiillerinin neler olduğu açıkça yazılmalıdır. Maddenin ikinci ve üçüncü fıkraları Cumhuriyet başsavcılıkları ile yargı mercileri tarafından uygulanacak hükümleri içermektedir. Madde 9- Madde, yetkili merciin soruşturma izni verilmesine veya verilmemesine ilişkin kararına karşı itiraz yolunu düzenlemektedir. Maddeye göre soruşturma izni verildiğinde, bu karara karşı hakkında inceleme yapılan memur veya diğer kamu görevlisi itiraz edebilecektir. Soruşturma izni verilmediğinde ise Cumhuriyet başsavcılığı veya varsa şikayetçi itiraz yoluna gidebilecektir. İtiraz hakkı 10 günlük süre içerisinde kullanılacaktır. Süre, bildirimden itibaren başlayacaktır. İtiraza konu kararlar ilgililere Tebligat Kanunu hükümleri uyarınca tebliğ edilmelidir. 66 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun İzin verilmemesine ilişkin tüm kararlar Cumhuriyet başsavcılığına bildirilecektir. Cumhuriyet başsavcılığının ön inceleme evrakını görmeden yalnızca izin verilmeme kararını inceleyerek itiraz hakkını kullanması mümkün olamayacağından, kararların ön inceleme evrakı ile birlikte Cumhuriyet başsavcılığına gönderilmesi gerekmektedir. Maddenin üçüncü fıkrasına göre itirazlar, Kanunun 3 üncü maddesinin (e), (f), (h) ve Cumhurbaşkanınca verilen izin hariç (g) bentlerinde sayılanlar Danıştay İkinci Dairesince, diğerleri ilgili bölge idare mahkemesince incelenecektir. Madde 10- Bu madde, Yasa kapsamındaki bir suçun, memur olanlar ile memur olmayanlar ya da üst memurla ast memur tarafından iştirak halinde işlenmesi durumunda, yargılamanın hangi mahkemede yapılacağına ilişkin hükümler getirmektedir. Buna göre, memur olmayan sanıklar memurun, ast memur ise üst memurun tabi olduğu mahkemede yargılanacaktır. Madde 11- Madde hükmüne göre, soruşturma izninin itiraz edilmeden veya itirazın reddi sonucu kesinleşmesi ya da soruşturma izni verilmemesine ilişkin karara karşı yapılan itirazın kabulü üzerine, dosya derhal ilgisine göre Yasanın 12 nci maddesinde gösterilen hazırlık soruşturmasını yapacak mercilere gönderilecektir. Madde 12-13-14-15- Bu maddeler, Cumhuriyet başsavcılıkları ve yargı mercileri tarafından uygulanacak hükümleri içermektedir. Geçici Madde 1- Maddede, Yasanın yürürlüğe girmesinden önce Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkat hükümlerine göre başlatılmış bulunan işlemlerin adı geçen Kanun hükümlerine göre sonuçlandırılması öngörülmektedir. 4483 sayılı Yasanın yürürlüğünden önce Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkat hükümlerine göre başlatılmış işlemlerde, adı geçen Kanunun uygulanmasına devam olunacaktır. Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkata Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 67 göre, bir suç hakkında inceleme veya soruşturma emrinin verilmiş olması, işlemlerin başlaması anlamına gelmektedir. Buna göre 4483 sayılı Yasanın yayımından önce Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkat kapsamına giren bir suç hakkında inceleme veya soruşturma emri verilmiş ise bu suç için 4483 sayılı Yasa uygulanmayacaktır. Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkat kapsamına giren bir suçtan dolayı inceleme ve soruşturma emri verilmiş olaylarda, soruşturmaların Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkat hükümleri uygulanmak suretiyle sonuçlandırılması gerekmektedir. Yukarıda belirtilen görüşlerin yanı sıra, 4483 sayılı Yasanın uygulanmasında ortaya çıkabilecek duraksama konuları hakkında yargı organlarınca verilecek kararlar doğrultusunda işlem yapılması gerekeceği sonucuna varılarak dosyanın Danıştay Başkanlığına sunulmasına 17.4.2000 gününde oybirliğiyle karar verildi. 2.3.2. Danıştay İkinci Dairesinin İlke Kararı 24 Ocak 2000 tarihinde Danıştay 2 nci Dairesi Heyetince aşağıdaki ilke kararları oy birliğiyle alınmıştır. Madde 9- 4483 sayılı Yasanın 3. ve 9. maddelerinde soruşturma izni vermeye yetkili merciler ile itiraz mercileri dengeli bir biçimde ve açıkça tespit edilmiştir Buna göre soruşturma izni vermeye yetkili merciin değişmesi halinde, itiraz merci de değişmektedir. Örneğin vali veya kaymakamın yerine bakanın izin vermesi, itiraz merciini de değiştirmektedir; bölge idare mahkemesi yerine Dairemize itiraz edilmesine sebep olmaktadır. Şayet bu yetki ve denge iyi kurulamaz ise Yasanın açık ve amir hükümlerinin uygulanması sıkı bir şekilde denetlenemez ise ilçe memurları, il memurları, bölgesel kuruluş memurları, kısaca muhtar-bekçi-polisdoktor-köy hizmetleri müdürleri gibi tüm memurların, sırf Bakanın izin vermiş olması nedeniyle Dairemize gelmeleri yolu açılmış olur. Bu sebeple aşağıdaki hususlara itina gösterilecektir. 68 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun A- Hiyerarşik amir olan bakan, merkez, il ve ilçe memurlarının tamamı hakkında 4483 sayılı Kanuna göre, ön inceleme yaptırmaya; müfettiş-denetçi görevlendirmeye, her türlü idari ve hukuki tedbiri almaya, disiplin cezası uygulamaya yetkilidir. B- Ancak, 4483 sayılı Yasa uyarınca, bu Yasanın 3 ncü maddesinde kendi yetkisinde olduğu belirlenmiş olanlar dışındaki personel hakkında, örneğin ilçe-il ve bölgesel memurlar hakkında soruşturma izni veremez. C- Şu halde, bakan, Yasanın 3 ncü maddesinde kendi yetkisinde görülenlerin dışındaki memurlar hakkında müfettiş gönderip ön inceleme yaptırmış ise: a- Bu rapor bir ilçe memuru hakkında ise, bir üst yazı ile ilgili kaymakama, b- Rapor, bir il memuru hakkında ise, bir üst yazı ekinde ilgili valiye gönderilmelidir. Vali veya kaymakamın, bakanın yazacağı üst yazının etkisinde kalarak veya özgür iradesi ile o memur hakkında soruşturma izni vermesi veya vermemesi, Yasanın mekanizmasını başlatacaktır. Sonuç olarak, il-ilçe-bölgesel kuruluş memurları hakkında kaymakam veya vali yerine ön incelemeyi yaptırmış olan bakan tarafından soruşturma izni verilmiş ise Dairemizin Heyet Kararı ile, bakanın bu kararının kaldırılmasına (bozulmasına), dosyanın izin vermeye yetkili mercie gönderilmek üzere ilgili C. Başsavcılığına iadesine karar verilecektir. Madde 10- 4483 sayılı Yasanın 3 ncü ve 9 ncu maddelerinde, itirazen Dairemize gelecek olayların tespitinde iki unsurun birlikte aranması, yani hakkında soruşturma izni istenen memurun veya diğer kamu görevlisinin hem çalıştığı teşkilata, hem de atanma şekline bakılacağı hükme bağlanmıştır. Bu iki unsurun birlikte var olmaması halinde Dairemizin yetkili olup olmadığı nasıl tespit edilecektir? Örneğin, Başbakanlık Merkez Teşkilatında sözleşmeli Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 69 olarak çalışan Müsteşar, Devlet Personel Başkanı, Hazine ya da Planlama Müsteşarı veya Başbakanlık Kanunlar Kararlar Genel Müdürü veya bir KİT Genel Müdürü, herhangi bir atanma işlemine tabi olmayıp Başbakanın ya da ilgili bakanın imzaladığı bir sözleşme ile göreve getirilmişler ise yetki unsurunun tespitinde 2451 sayılı Bakanlıklar ve Bağlı Kuruluşlarda Atama Usulüne ilişkin Kanuna bakılacaktır. Bu Yasanın ekindeki 1 sayılı Cetvelde Bakanlar Kurulu kararı ile 2 sayılı Cetvelde ise müşterek kararla atanacak görevliler sayılmıştır. Ayrıca KİT’lerin genel müdürleri ve yönetim kurulu üyeleri hakkında ilgili bakan tarafından soruşturma izni verileceği 4483 sayılı Yasanın 17 nci maddesinde hükme bağlanmış olduğuna göre 9 ncu madde hükmü gereğince de yapılacak itirazların Dairemize gelmesi tabiidir. 2.3.3. 4483 Sayılı Kanunun Uygulaması İle İlgili Danıştay Birinci ve İkinci Dairelerinin Örnek Kararları 2.3.3.1. İkinci Daire Kararları 4483 SAYILI KANUNA GÖRE İTİRAZ EDİLMEKLE VEYA İTİRAZ EDİLMEKSİZİN KESİNLEŞEN YETKİLİ MERCİ KARARLARINA KONU EDİLEN EYLEMLERİN, YENİ BİR DELİL ELDE EDİLMEKLE TEKRAR ÖN İNCELEMEYE KONU EDİLEMEYECİĞİ HK. Adalet Bakanlığından 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun uyarınca 9.6.2003 gün ve 27577 sayılı yazı ile gönderilen dosya ve Adalet Bakanı tarafından verilen 20.3.2003 gün ve 2003/2 sayılı karar incelenerek gereği görüşüldü: Şikayetçi’? ın ?’ın ? Kurumu Başkanlığına atandıktan sonra hakkında yapmış olduğu olumsuz iş ve işlemlerle ilgili olarak müteaddit defalar Adalet Bakanlığına şikayette bulunduğu ve şikayet dilekçelerinde ileri sürmüş olduğu konular yönünden adıgeçen hakkında ön inceleme yapılarak 21.2.2001 günlü, 2001/1 sayılı ve 14.8.2002 günlü, 2002/5 sayılı kararlar ile zamanın Bakan- 70 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun larınca soruşturma izni verilmemesine karar verildiği ve bu kararların itiraz edilmemekle kesinleştiği görülmekle birlikte, kesinleşen bu kararlara esas suçlar yönünden yeni deliller elde edildiği yolunda bir bulgunun varlığının da ortaya konulmadığı dikkate alındığında, kesinleşen kararların konusunu oluşturan suçlar yönünden yeniden ön inceleme yapılıp karar verilmesinin hukuka uygun bulunmadığı; dolayısıyla anılan kararlara esas teşkil eden ve bu dosyaya konu edilen suçun evveliyatını oluşturan olayları inceleme olanağının ortadan kalktığı, sözkonusu kararlarda bahsi geçen iş ve işlemlerin dışında şikayetçi hakkında 1/30 oranında aylıktan kesme cezası verilmiş ve bu işleme karşı açılan dava da iptalle sonuçlanmış ise de; bu uygulamanın da tek başına şikayetçi hakkında yapılmış bir keyfi işlem olarak değerlendirilemeyeceği, bu bağlamda da ön inceleme raporu ve eki belgelerin isnat edilen suç yönünden hazırlık soruşturması yapılmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından ? vekili Av. ? tarafından yapılan itirazın kabulü ile hakkında soruşturma izni verilmesine ilişkin Adalet Bakanının 20.3.2003 gün ve 2003/2 sayılı kararının kaldırılmasına 22.3.2004 gününde oybirliği ile karar verildi. (2. Daire, 22.3.2004, 2003/717 - 2004/264) AVUKATLARIN İŞLEMİŞ OLDUKLARI SUÇLARDAN DOLAYI 4483 SAYILI YASAYA TABİ OLMADIKLARINDAN YAPILAN İTİRAZIN İNCELENMEKSİZİN REDDİ GEREKECEĞİ HK 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 58 inci maddesinde, “Avukatların avukatlık veya ? Barolar Birliği ya da baroların organlarındaki görevlerinden doğan veya görev sırasında işledikleri suçlardan dolayı haklarında Adalet Bakanlığının vereceği izin üzerine, suçun işlendiği yer Cumhuriyet Savcısı tarafından soruşturma yapılacağı”, 59 uncu maddesinde, “58 inci maddeye göre yapılan soruşturmaya ait dosyanın Adalet Bakanlığı ? İşleri ? Müdürlüğüne tevdi olunacağı, inceleme sonunda kovuşturma yapılması gerekli görüldüğü Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 71 takdirde dosyanın, suçun işlendiği yer ağır ceza mahkemesine en yakın bulunan ağır ceza mahkemesi Cumhuriyet Savcılığına gönderileceği, Cumhuriyet Savcısının beş gün içinde, iddianamesini düzenleyerek dosyayı son soruşturmanın açılmasına veya açılmamasına yer olmadığına kararı verilebilmesi için ağır ceza mahkemesine vereceği, iddianamenin bir örneğinin, CMUK’nun hükümleri uyarınca hakkında kovuşturma yapılan avukata tebliğ olunacağı, bu tebliğ üzerene avukatın, kanunda yazılı süre içinde bazı delillerin toplanmasını isteyebileceği veya kabule değer bir istemde bulunursa bu durumun nazara alınacağı, gerekirse soruşturmanın başkan tarafından derinleştirilebileceği, haklarında son soruşturmanın açılmasına karar verilen avukatların duruşmalarının, suçun işlendiği yer ağır ceza mahkemesinde yapılacağı durumun avukatın kayıtlı olduğu baroya bildirileceği”, 60 ıncı maddesinde, “59 uncu maddede yazılı mahkemelerin tutuklama veya salıverilmeye yahut son soruşturmanın açılmasına yer olmadığına dair kararlarına karşı Cumhuriyet Savcısı veya sanık tarafından genel hükümler uyarınca itiraz olunabileceği, bu itirazın suçun işlendiği yer ağır ceza mahkemesi hariç olmak üzere, itiraz edilen kararı veren mahkemeye en yakın ağır ceza mahkemesinde inceleneceği”, 61 inci maddesinde ise, “Ağır cezayı gerektiren suçüstü halinde hazırlık soruşturmasının bizzat Cumhuriyet Savcısı tarafından genel hükümlere göre yapılacağı” hükme bağlanmıştır. 2575 sayılı Danıştay Kanunu’nun 43 üncü maddesinde “İkinci Dairenin, Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkatı hükümlerine göre Danıştay’ca görülecek işleri karara bağlayacağı”, 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun’un “kapsam” başlıklı 2 nci maddesinin 1 inci fıkrasında, “Bu Kanun’un Devletin ve Diğer Kamu tüzel kişilerinin genel idare esaslarına göre yürüttükleri kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevleri ifa eden memurlar ve diğer kamu görevlilerinin görevleri sebebiyle işledikileri suçlar hakkında uygula- 72 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun nacağı”, 2 nci fıkrasında, “Görevleri ve sıfatları sebebiyle özel soruşturma ve kovuşturma usullerine tabi olanlara ilişkin hükümlerin saklı tutulacağı”, 16/1 inci maddesinde “Kanunlarda Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkatın uygulanacağı belirtilen hallerde bu Kanun hükümlerinin uygulanacağı”, 9/3 üncü maddesinde de, “Danıştay İkinci Dairesinin, bu Kanunun 3 üncü maddesinin (e), (f), (g) (Cumhurbaşkanınca verilen izin hariç) ve (h) bentleri uyarınca verilen kararlara karşı yapılacak itirazlara bakacağı” hükmü yer almıştır. İtiraz dilekçesi ve belgelerin incelenmesinden, yakınıcı ?’nun ? Barosu Avukatlarından ? ile ? haklarında şikayette bulunup soruşturma izni istediği, 17.12.2003 günlü olurla soruşturma izni verilmesi gerekli görülmediği kararının verildiğini bildiren Adalet Bakanlığı ? İşleri ? Müdürlüğünün 24.12.2003 gün ve 57375 sayılı kararının kaldırılması ve soruşturma izni verilmesine karar verilmesinin adı geçen yakınıcı tarafından talep edildiği anlaşılmaktadır. Yukarıda belirtilen yasal mevzuatın birlikte değerlendirilmesinden anlaşılacağı üzere, Avukatların görevleri ve sıfatları sebebiyle özel soruşturma ve kovuşturma usullerine tabi oldukları; 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 59 uncu maddesi hükmü uyarınca Avukatlar hakkında Adalet Bakanlığı tarafından verilen kararlara karşı 4483 sayılı kanun uyarınca itiraz edilebileceğine ve bu itirazlara Danıştay İkinci Dairesinde bakılabileceğine ilişkin bir hüküm de bulunmadığı, dolayısıyla 4483 sayılı Kanunun Avukatlara uygulanmadığı açıktır. Açıklanan nedenlerle, 4483 sayılı Kanun kapsamında bulunmayan ve özel yasalarında belirtilen usule göre işlem yapılması gereken Avukatlar ? ile ? haklarında Adalet Bakanlığınınca verilen karara karşı yakınıcı ?’nun yaptığı itirazın incelenmeksizin reddine ve belgelerin adı geçene iadesine 11.2.2004 gününde oybirliği ile karar verildi. (2. Daire, 11.2.2004, 2004/72-119) Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 73 HAKKINDA ÖN İNCELEME YAPILAN MEMUR VEYA DİĞER KAMU GÖREVLİLERİNE İSNAT EDİLEN SUÇLARIN NİTELİK DURUMU GÖZÖNÜNDE BULUNDURULARAK 4483 SAYILI KANUNUN 6 NCI MADDESİNE GÖRE İFADELERİNİN ALINMASI SIRASINDA MAKUL VE YETERLİ BİR SÜRE VERİLMESİ GEREKTİĞİ HK. 4483 sayılı Memur ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun 6 ncı maddesinde, ön inceleme ile görevlendirilen kişi veya kişilerin, bakanlık müfettişleri ile kendilerini görevlendiren merciin bütün yetkilerini haiz olup, bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununa göre işlem yapabilecekleri; hakkında inceleme yapılan memur veya diğer kamu görevlisinin ifadesini de almak suretiyle yetkileri dahilinde bulunan gerekli bilgi ve belgeleri toplayıp, görüşlerini içeren bir rapor düzenleyerek durumu izin vermeye yetkili mercie sunacakları kuralına yer verilmiştir. 4483 sayılı Kanunla memurların işlemiş oldukları suçlarla ilgili olarak il ve ilçe idare kurulları ile Danıştay 2. Dairesine mülga Memurin Muhakematı Hakkında Kanun uyarınca verilen hazırlık soruşturması yapma yetkisinin alındığı ve bu yetkinin artık Cumhuriyet başsavcılıklarına devredildiği, dolayısıyla da yukarıda açık hükmüne yer verilen maddeye de, ön inceleme ile görevlendirilenlerin yapmış oldukları iş ve işlemlerin hazırlık soruşturması olmayıp, hazırlık soruşturmasına esas bilgi ve belgeleri toplamaktan ibaret olduğu kuşkusuzdur. Ancak ön inceleme ile görevlendirilenlerin, bu iş ve işlemleri yaparken hakkında inceleme yapılan memur veya diğer kamu görevlisinin ifadesini alması gerektiği de yine anılan Yasanın amir hükmüdür. Bu hükmün; hakkında ön inceleme yapılan memur veya diğer kamu görevlisinin vereceği ifade ile suçsuzluğunu ortaya koyması halinde, yargı yerlerinin gereksiz yere meşgul edilmesinin önüne geçilmesi yanında, hakkında suç isnadında bulunulan memur veya diğer kamu görevlisinin de yargı 74 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun yerleri önünde gereksiz yere zaman kaybederek kamu hizmetinin aksamasının engellenmesini amaçladığında şüphe bulunmamaktadır. Öte yandan, ön inceleme elemanının kanaatinin oluşmasında en az diğer deliller kadar önemli yer tuttuğunda şüphe bulunmayan hakkında suç isnadında bulunulan memur veya diğer kamu görevlisinin ifadesinin alınması aşamasında ise, ön inceleme elemanınca, hakkında ön inceleme yapılana isnat edilen suç veya suçların neler olduğunun açık bir şekilde belirtilmesi ve verilecek sürenin de isnat edilen suç veya suçların nitelik ve niceliğine göre makul ve yeterli olması gerekmektedir. Başka bir anlatımla; anılan Kanunda hakkında ön inceleme yapılan memur veya diğer kamu görevlisinin ifadesini ne kadar süre içerisinde vereceği konusunda açık bir hüküm bulunmamakla birlikte, Yasa Koyucunun ön inceleme müessesesinden beklediği amacın gerçekleşebilmesi için, bu sürenin hazırlık soruşturması açılıp açılmayacağına ilişkin sağlıklı bir kanaatin oluşmasına katkı yapacak yeterlikte olması kaçınılmazdır. Dosyanın incelenmesinden, hakkında ön inceleme yapılanların, 1 inci madde 2 alt başlık, 2 nci madde 3 alt başlık, 3 üncü madde 57 adet encümen kararı, 4 üncü madde 8 adet meclis kararı, 5 inci madde 39 adet encümen kararı, 6 ncı madde 15 adet meclis kararı ve 7 nci madde şeklinde 1997-2002 yılları arasını kapsayan toplam 125 ayrı suç konusu belgeden dolayı ön inceleme elemanı tarafından ifadeleri istenirken bu hususlarla ilgili cevap verme süresinin 2 gün ile sınırlandırıldığı görülmekte olup, yukarıda ayrıntısına yer verilen ve nitelik ve nicelik yönünden oldukça ağır bulunan bu suç konusu belgelerle ilgili 2 günlük cevap verme süresinin makul ve yeterli bir süre olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Açıklanan nedenlerle, hakkında suç isnadında bulunulan memur veya diğer kamu görevlisinin ifadesinin ön inceleme elemanının kanaatinin oluşmasında en az diğer deliller kadar önemli yer tuttuğu dikkate alındığında, ön inceleme elemanınca kendilerine isnat edilen eylemlerin nitelik ve niceliği esas alınmadan 2 günlük Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 75 cevap verme süresi tanınması adalet ilkeleriyle bağdaşmadığından, İçişleri Bakanı tarafından verilen kısmen soruşturma izni verilmesine, kısmen soruşturma izni verilmemesine ilişkin 7.4.2003 gün ve Kont.Bşk.2003/113 sayılı kararın, itiraz etmeyen ve hakkında verilen karara itiraz edilmeyen ?, ?, ?, ?, ?, ?, ?, ?, ?, ?, ?, ? ile ?’e ilişkin kısmı kamu düzeni yönünden olmak üzere, diğer görevlilerin itirazlarının kabulü ile kaldırılmasına ve haklarında ön inceleme yapılan tüm görevlilerin, isnat edilen suçların nitelik ve niceliği de dikkate alınmak suretiyle ön inceleme elemanınca makul ve yeterli bir süre verilerek yeniden ifadeleri alındıktan sonra ön inceleme raporu düzenlenmesi ve Yetkili Merci tarafından yeniden karar verilmesi, verilecek kararın sonucuna göre gerekli tebligatın yapılarak buna ilişkin belgelerle itiraz edilmesi halinde dilekçelerin eklenerek gönderilmesi için dosyanın yerine çevrilmesine 12.3.2004 gününde oyçokluğu ile karar verildi. KARŞI OY Hakkında suç isnadında bulunulan memur veya diğer kamu görevlisinin ifadesinin ön inceleme elemanının kanaatinin oluşmasında en az diğer deliller kadar önemli yer tuttuğu tartışmasız kabul edilmekle birlikte, dosyanın incelenmesinden, ön inceleme elemanı tarafından haklarında ön inceleme yapılanlara isnad edilen suçlar açık olarak yazılıp bu konularda bilgilerine başvurularak ifadelerinin istenildiği gibi ön inceleme elemanınca verilen cevap süresinin yeterli bulunmaması halinde de haklarında soruşturma izni verilenlerin bu karara karşı 10 günlük itiraz sürelerinin olduğu ve bu aşamada dahi kendilerine isnad edilen suç veya suçlarla ilgili bilgi ve belgeleri sunma imkanlarının bulunduğu; nitekim, yaptıkları itirazlarında da usul ve esasa ait iddialarını belirttikleri anlaşıldığından, işin esasına girilerek dosyanın incelenmesi gerektiği görüşüyle, itirazların usul yönünden kabulü ile Yetkili Merci kararının kaldırılması yolunda oluşan çoğunluk kararına katılmıyorum. (2. Daire, 12.03.2004, 2004/137-240) 76 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun İDDİA EDİLEN SUÇLAR SOMUT OLAYLARA DAYANIYORSA YETKİLİ MAKAMCA SORUŞTURMA YAPTIRARAK İZİN VERMESİ VEYA İZİN VERMEMESİ İÇİN DOSYANIN GERİ ÇEVRİLMESİ GEREKTİĞİ HK. 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun 4 üncü maddesinde; “Cumhuriyet Başsavcıları, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin bu kanun kapsamına giren suçlarına ilişkin herhangi bir ihbar ve şikayet aldıklarında veya böyle bir durumu öğrendiklerinde ivedilikle toplanması gerekli ve kaybolma ihtimali bulunan delilleri tesbitten başka hiçbir işlem yapmayarak ve hakkında ihbar ve şikayette bulunulan memur veya diğer kamu görevlisinin ifadesine başvurmaksızın evrakın bir örneğini ilgili makama göndererek soruşturma izni isterler. Diğer makam ve memurlarla, kamu görevlileri de bu Kanun kapsamına giren bir suç işlendiğini ihbar, şikayet, bilgi, belge veya bulgulara dayanarak öğrendiklerinde durumu izin vermeye yetkili mercie iletirler. Bu Kanuna göre memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında yapılacak ihbar ve şikayetlerin soyut ve genel nitelikte olmaması, ihbar ve şikayetlerde kişi ve/veya olay belirtilmesi zorunludur. Yukarıdaki fıkraya aykırı bulunan ihbar ve şikayetler, Cumhuriyet Başsavcıları ve izin vermeye yetkili merciler tarafından işleme konulmaz ve durumu ihbar ve şikayette bulunana bildirilir, hükmü yer almıştır. Aynı Kanunun 5 inci maddesinde, izin vermeye yetkili merciin, bu kanun kapsamına giren suç işlendiğini bizzat veya yukarıdaki maddede yazılı şekilde öğrendiğinde bir ön inceleme başlatacağı düzenlenmiştir. Olayda ise, yakınıcı ?’ı tehdit etmek ve adı geçene hakaret etmek iddiaları ile verilen şikayet dilekçesi üzerine İçişleri Bakanınca 4483 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinden bahisle ihbar ve Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 77 şikayetin işleme konulmadığı ve Denizli Cumhuriyet Başsavcılığına bildirildiği anlaşılmıştır. Sözkonusu şikayet dilekçesindeki iddialar açık olup, şikayet dilekçesinin Kanunun 4 üncü maddesinde aranılan nitelikleri taşıdığı, şikayetin somut olduğu, olay ve yer belirtildiği anlaşıldığından, İçişleri Bakanı tarafından ihbar ve şikayetin işleme konulmamasına ilişkin olarak verilen 28.2.2004 gün ve B050MAH0071003/İNS.03.20.3010 sayılı karara karşı ? Cumhuriyet Başsavcısı tarafından yapılan itirazın kabulüne, sözkonusu kararın kaldırılmasına 4483 sayılı Kanun uyarınca yetkili merci tarafından ön inceleme emri verilmesi, ön inceleme raporu düzenlenmesi ve yetkili merci tarafından soruşturma izni verilmesi veya verilmemesine ilişkin bir karar verilmesi ve gerekli tebligatın yapılması için dosyanın İçişleri Bakanlığına, kararın bir örneğinin bilgi için Denizli Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine 7.5.2004 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (2. Daire, 07.05.2004, 2004/309/408) ŞİKAYET DİLEKÇESİNDE; İDDİALARIN SOMUT OLMASI, OLAY, YER VE KİŞİ BELİRTİLMESİ DURUMUNDA, 4483 SAYILI KANUNUN 4 ÜNCÜ MADDESİNE GÖRE YETKİLİ MERCİ TARAFINDAN “İŞLEME KOYMAMA” KARARI VERİLEMEYECEĞİ HK 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun 4 üncü maddesinde; “Cumhuriyet başsavcıları, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin bu kanun kapsamına giren suçlarına ilişkin herhangi bir ihbar veya şikayet aldıklarında veya böyle bir durumu öğrendiklerinde ivedilikle toplanması gerekli ve kaybolma ihtimali bulunan delilleri tespitten başka hiçbir işlem yapmayarak ve hakkında ihbar veya şikayette bulunulan memur veya diğer kamu görevlisinin ifadesine başvurmaksızın evrakın bir örneğini ilgili makama göndererek soruşturma izni isterler. Diğer makam ve memurlarla kamu görevlileri de bu kanun kapsamına giren bir suç işlendiğini ihbar, şikayet, bilgi, belge veya 78 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun bulgulara dayanarak öğrendiklerinde durumu izin vermeye yetkili mercie iletirler. Bu Kanuna göre memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında yapılacak ihbar ve şikayetlerin soyut ve genel nitelikte olmaması, ihbar veya şikayetlerde kişi ve / veya olay belirtilmesi zorunludur. Yukarıdaki fıkraya aykırı bulunan ihbar ve şikayetler, “Cumhuriyet başsavcıları ve izin vermeye yetkili merciler tarafından işleme konulmaz ve durumu ihbar veya şikayette bulunana bildirilir” hükmü yer almıştır. Aynı Kanunun 5 inci maddesinde, izin vermeye yetkili merciin, bu kanun kapsamına giren suç işlendiğini bizzat veya yukarıdaki maddede yazılı şekilde öğrendiğinde bir ön inceleme başlatacağı düzenlenmiştir. Olayda ise “yakınıcı İl İdare Kurulu Müdürü ... hakkında verilen İdare Mahkemesi kararını fiilen uygulamamaya yönelik görevlendirmeler yapmak” iddiası ile verilen şikayet dilekçesi üzerine İçişleri Bakanınca 4483 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinden bahisle şikayetin işleme konulmadığı ve kararın şikayette bulunana ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına bildirildiği anlaşılmıştır. Sözkonusu şikayet dilekçesindeki iddialar açık olup, şikayet dilekçesinin Kanunun 4 üncü maddesinde aranılan nitelikleri taşıdığı, şikayetin somut olduğu, olay ve yer belirtildiği anlaşıldığından, İçişleri Bakanınca verilen işleme koymama kararına Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan itirazın kabulüne, 4483 sayılı yasa uyarınca yetkili merci tarafından ön inceleme emri verilmesi, ön inceleme raporu düzenlenmesi ve yetkili merci tarafından soruşturma izni verilmesi veya verilmemesine ilişkin bir karar verilmesi ve gerekli tebligatların yapılması için dosyanın İçişleri Bakanlığına, kararın bir örneğinin bilgi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine 26.6.2003 gününde oybirliği ile karar verildi. (2. Daire, 26.06.2003, 2003/647-1618) Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 79 YARGITAY BAŞSAVCISININ 4483 SAYILI KANUNUN 4. MADDESİNE GÖRE VERDİĞİ “İŞLEME KOYMAMA” KARARLARINA KARŞI DANIŞTAY’A İTİRAZ EDİLEMEYECEĞİ HK 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun 9 uncu maddesinde; yetkili merciin, soruşturma izni verilmesine veya verilmemesine ilişkin kararını Cumhuriyet Başsavcılığı’na, hakkında inceleme yapılan memur veya diğer kamu görevlisine ve varsa şikayetçiye bildireceği ve kararın türüne göre ilgilileri tarafından kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde itiraz edilebileceği; itirazlara ise, 3 üncü maddenin e, f, g (Cumhurbaşkanınca verilen izin hariç) ve h bentlerinde sayılanlar için Danıştay İkinci Dairesinin, diğerleri için yetkili merciin yargı çevresinde bulunduğu bölge idare mahkemesinin bakacağı belirtilmiştir. Dolayısıyla anılan Kanuna göre Danıştay İkinci Dairesine itiraz edilebilmesi için; ortada, 4483 sayılı Kanun uyarınca memur veya diğer kamu görevlileri hakkında Yetkili Merci tarfından verilmiş bir karar bulunması gerekmektedir. Cumhuriyet Başsavcılıklarınca anılan Kanunun 4 üncü maddesinin 3 üncü fıkrasına aykırı bulunan ihbar ve şikayetlerin işleme konulmaması sonrasında ise; durumun, sadece ihbar ve şikayette bulunana bildirilmesi ile yetinileceği kural olarak belirlenirken, bu şekildeki Cumhuriyet Başsavcılığı kararlarına karşı itiraz yoluda öngörülmemiştir. Dosyanın incelenmesinden; yakınıcı ? Belediye Başkanlığı Vekili Avukat ?’nın ? Valisi ? hakkında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısına yaptığı şikayetle ilgili olarak 4483 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesinin 3 üncü fıkrası gerekçe gösterilmek suretiyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı tarafından şikayetin işleme konulmamasına karar verildiği ve adı geçenin de bu karara itiraz ettiği anlaşılmaktadır. Yukarıda açıklanan nedenlerle; ortada 4483 sayılı Kanun uyarınca Yetkili Merci tarafından verilmiş bir karar bulunmadığı ve bu Kanunun 4 üncü maddesinin 3 üncü fıkrasına göre Cumhuriyet Başsavcılıklarınca verilen kararlara karşı itiraz edilebileceğine ilişkin 80 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun bir düzenlemeye de yer verilmediğinden, Yakınıcı Vekilinin şikayeti ile ilgili olarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı tarafından verilen 12.11.2003 gün ve Hz.2003/258(Z.E) K:2003/84 sayılı karara karşı yapmış olduğu itirazın incelenmeksizin reddine, belgelerin ve kararın bir örneğinin yakınıcıya gönderilmesine 16.1.2004 gününde oybirliği ile karar verildi. (2. Daire, 16.01.2004, 2003/1270 – 2004/56) YETKİLİ MAKAMIN 4483 SAYILI YASAYA GÖRE BİR YAKINMA OLDUĞU ZAMAN YASA GEREĞİ İNCELEME YAPTIRMASI VE BUNUN SONUCUNDA İZİN VERMESİ VEYA VERMEMESİ ŞEKLİNDE BİR KARAR VERMESİ GEREKECEĞİ HK. 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun 4 üncü maddesinin 1 inci fıkrasında, Cumhuriyet başsavcılarının, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin bu Kanun kapsamına giren suçlarına ilişkin herhangi bir ihbar veya şikayet aldıklarında veya böyle bir durumu öğrendiklerinde ivedilikle toplanması gerekli ve kaybolma ihtimali bulunan delilleri tespitten başka hiçbir işlem yapmayarak ve hakkında ihbar veya şikayette bulunulan memur veya diğer kamu görevlisinin ifadesine başvurmaksızın evrakın bir örneğini ilgili makama göndererek soruşturma izni isteyecekleri; 5 inci maddesinin 1 inci fıkrasında da, izin vermeye yetkili merciin, bu Kanun kapsamına giren bir suç işlendiğini bizzat veya yukarıda yazılı şekilde öğrendiğinde bir ön inceleme başlatacağı hükümlerine yer verilmiştir. Anılan mevzuat hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, yetkili merciin, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin bu Kanun kapsamına giren bir suç işlediklerini herhangi bir şekilde öğrendiklerinde hemen ön inceleme başlatmaları gerektiği Kanunun amir hükmü olup, takdir yetkilerinin bulunmadığı görülmektedir. Olayda ise, yakınıcılar ?, ? ile ?’ün görevlerinden alınması ve başka yerlere atanmaları yolunda tesis edilen işlemlerin iptali yolunda verilen yargı kararlarının uygulanmadığı belirtilerek Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 81 Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı ve Personel Genel Müdürlüğü görevlileri hakkında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yapmış oldukları başvurularının anılan Başsavcılık tarafından işleme konularak Milli Eğitim Bakanlığına gönderilmesi sonrasında Milli Eğitim Bakanınca adıgeçenler hakkında ön inceleme yaptırılması gerekirken ön inceleme yaptırılmama ve soruşturma izni vermeme kararı verildiği anlaşılmaktadır. Her ne kadar Milli Eğitim Bakanı, sözkonusu kararında ön inceleme yaptırılmama ifadesinin yanına soruşturma izni vermeme ibaresini de eklemiş ise de, buradaki asıl iradenin ön inceleme yaptırmama yani 4483 sayılı Kanunun uygulamasını başlatmama olduğu muhakkaktır. Bu durumda, Milli Eğitim Bakanının yukarıda açık hükümlerine yer verilen Kanun maddeleri gereğince adı geçen görevliler hakkında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca işleme konulan şikayet dilekçesi üzerine bir ön inceleme başlatması ve sonucunda soruşturma izni verilmesi veya verilmemesi yolunda bir karara varması gerektiği halde ön inceleme yaptırılmama şeklinde vermiş olduğu kararlarda hukuka uyarlılık bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, adı geçen yakınıcıların itirazlarının kabulü ile Müsteşar ?, Personel Genel Müdürü ? ile Genel Müdür Yardımcısı Vekili ? haklarında ön inceleme yaptırılmamasına ilişkin Milli Eğitim Bakanının 7.8.2003 gün ve 451.05/941 ve 942 sayılı kararlarının kaldırılmasına ve adıgeçenler hakkında şikayet dilekçelerinde belirtilen iddia konuları ile ilgili olarak ön inceleme başlatılarak soruşturma izni verilmesi veya verilmemesi yolunda bir karar verilmesi, kararın türüne göre gerekli yazılı bildirimlerin yapılması ve itiraz edilmesi halinde dilekçelerin eklenerek gönderilmesi için dosyanın yerine çevrilmesine 11.3.2004 gününde oybirliği ile karar verildi. (2. Daire, 11.03.2004, 2004/182-230) 82 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 4758 SAYILI ... BANKASI KANUNU’NUN 20 NCİ MADDESİ VE 4483 SAYILI KANUN’UN 16 NCI MADDESİNİN 2 NCİ FIKRASI GEREĞİNCE ... BANKASI GENEL MÜDÜRÜ VE YÖNETİM KURULU ÜYELERİNİN 4483 SAYILI KANUN KAPSAMINDA OLMADIĞI HK. T.C. Anayasasının kamu hizmeti görevlileriyle ilgili 128 inci maddesinin 1 inci fıkrasında, Devletin, kamu iktisadi teşebbüsleri ve diğer kamu tüzel kişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevlerin, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görüleceği hükmüne yer verilmiştir. 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun’un “kapsam” başlıklı 2 nci maddesinin 1 inci fıkrasında ise, bu Kanunun, devletin ve diğer kamu tüzel kişilerinin genel idare esaslarına göre yürüttükleri kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevleri ifa eden memurlar ve diğer kamu görevlilerinin görevleri sebebiyle işledikleri suçlar hakkında uygulanacağı kural altına alınırken; 2 nci fıkrasında da, görevleri ve sıfatları sebebiyle özel soruşturma ve kovuşturma usullerine tabi olanlara ilişkin kanun hükümleri ile suçun niteliği yönünden kanunlarda gösterilen soruşturma ve kovuşturma usullerine ilişkin kanun hükümlerinin saklı olduğuna işaret edilmiştir. Bu bağlamda, 4483 sayılı Kanun’un uygulanabilmesi için hakkında suç isnadında bulunulan kişi ve/veya kişilerin Devlette ya da diğer kamu tüzel kişilerinde görev yapan memur veya kamu görevlisi ve genel idare esaslarına göre yürüttükleri kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevi ifa ediyor olmaları ve görevleri sebebiyle işlemeleri gerekmektedir.. Olayda ise, yukarıda belirtilen suç nedeniyle haklarında 4483 sayılı Kanun uyarınca ön inceleme yapılan ..., ... ile ...’ın ... Bankası Genel Müdürü...’ın da aynı yerde İkrazlar ve Bankacılık Daire Başkanı olarak görev yaptıkları görülmekte olduğundan, ... Bankası’nın hukuki yapısının incelenerek personelinin 4483 sayılı Kanun kapsamında olup olmadığının saptanması bir zorunluluk arzetmektedir. 4759 sayılı ... Bankası Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 83 Kanunu’nun 1 inci maddesine göre, ... Bankasının; tüzel kişiliği haiz bir banka olup, İl Özel İdareleriyle belediye ve köy idarelerinin ve bu idarelerin kuracakları birliklerle adı geçen idarelere bağlı, tüzel kişiliği haiz olan veya olmayan ve katma bütçeli idare ve kurumların imar işleriyle ilgili konularla uğraşmak amacıyla ve bütün işlemlerinde özel hukuk hükümleriyle bu kanuna bağlı olmak üzere kurulduğu; nitekim anılan Kanunun 20 nci maddesinde de, Bankanın para ve para hükmündeki kağıt ve senetleri ile her türlü mallarına karşı veya bilanço, rapor gibi her türlü kağıt, defter ve belgeleri üzerinde suç işleyen banka memur ve hizmetlilerinin bu suçlarından dolayı, Devlet mallarına karşı veya Devlete ait kağıt ve belgeler üzerinde suç işleyen memurlara mahsus cezalarla cezalandırılacakları, bu memur ve hizmetliler hakkında Memurin Muhakematı Kanunu hükümlerinin uygulanmayacağı belirtilmiş olup, son cümleden suç yönünden bir ayırıma gidilmeksizin Bankanın tüm memur ve hizmetlilerine Memurin Muhakematı Kanununun uygulanmayacağının anlaşılması gerektiği tartışmasızdır. Öte yandan anılan 4483 sayılı Kanun’un 16 ncı maddesinin 2 nci fıkrasında da, kanunlarda Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkatın uygulanmayacağı belirtilen hallerde genel hükümlerin uygulanacağı kurala bağlanmıştır. Açıklanan nedenlerle, ..., ..., ... ile ... hakkında 4483 sayılı Kanun hükümleri uyarınca karar verilmesine hukuken olanak bulunmadığından soruşturma izni verilmeyen ... yönünden ... Cumhuriyet Başsavcısı ve haklarında soruşturma izni verilen ... ile vekili Av. ...tarafından yapılan itirazların kabulü ile Bayındırlık ve İskan Bakanı tarafından soruşturma izni verilmesine ve soruşturma izni verilmemesine ilişkin ... gün ve ... sayılı kararın kaldırılmasına, dosyanın adıgeçenler hakkında genel hükümlere göre gerekli yasal işlemlerin yapılabilmesi amacıyla ... Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmek üzere yerine çevrilmesine 11.3.2003 gününde oybirliği ile karar verildi. (2. Daire, 11.03.2003; 2003/166-451) 84 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun BAĞLI ORTAKLIK GENEL MÜDÜRÜ VE YÖNETİM KURULU ÜYELERİNİN 395 SAYILI KHK’NIN 4483 SAYILI KANUNUN 17 NCİ MADDESİYLE DEĞİŞİK 11/D MADDESİ KAPSAMINDA OLMADIKLARI GİBİ 4046 SAYILI ÖZELLEŞTİRME UYGULAMALARININ DÜZENLENMESİNE VE BAZI KANUN VE KHK’ LERİDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN’UN 7 NCİ MADDESİNİN 3 ÜNCÜ FIKRASI GEREĞİNCEDE 4483 SAYILI KANUN KAPSAMINDA SAYILAMAYACAKLARI HK. T.C. Anayasasının kamu hizmeti görevlileriyle ilgili 128 inci maddesinin 1 inci fıkrasında, Devletin, kamu iktisadi teşebbüsleri ve diğer kamu tüzel kişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevlerin, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görüleceği hükmüne yer verilmiştir. 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun’un “kapsam” başlıklı 2 nci maddesinin 1 inci fıkrasında ise, “Bu Kanunun, Devletin ve diğer kamu tüzel kişilerinin genel idare esaslarına göre yürüttükleri kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevleri ifa eden memurlar ve diğer kamu görevlilerinin görevleri sebebiyle işledikleri suçlar hakkında uygulanacağına işaret edilmiştir. Her iki hükmün birlikte incelenmesinden anlaşılacağı üzere; Anayasanın 128 inci maddesi, madde metninde yer alan “kamu iktisadi teşebbüsleri” deyimi çıkarılmak suretiyle aynen 4483 sayılı Kanun’un 2 nci maddesine alınmış ve böylece kamu iktisadi teşebbüsleri personeli genel anlamda 4483 sayılı Kanun kapsamı dışında bırakılmıştır. 4483 sayılı Kanun’un 17 nci maddesi ile de, 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 11 inci maddesinin (d) bendi, “Teşebbüs genel müdürü ve yönetim kurulu üyelerinin görevlerini icra sırasında işledikleri suçlardan dolayı yargılanmaları, ilgili bakanın iznine bağlı olup; bu konuda Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun hükümleri uygulanır.” şeklinde değiştirilmek suretiyle, sadece teşebbüs genel müdürü ve yönetim kurulu üyeleri Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 85 hakkında 4483 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanacağı öngörülürken, anılan düzenlemede bağlı ortaklığın genel müdürü ve yönetim kurulu üyelerine yer verilmediği görülmektedir. Dosyanın incelenmesinden, hakkında soruşturma izni verilmesine ilişkin karara itiraz eden K. Hasan Cankorur’un genel müdürlüğünü ve yönetim kurulu başkanlığını yaptığı ... A.Ş. her ne kadar 233 ve 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamelere tabi ise de; bir “bağlı ortaklık” statüsünde olup, 4483 sayılı Kanun’un 17 nci maddesi ile değiştirilen 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 11 inci maddesinin (d) bendinde “bağlı ortaklık” ifadesine yer verilmediğinden, adıgeçen hakkında 4483 sayılı Kanuna göre işlem yapılması mümkün değildir. Olayın, 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamalarının Düzenlenmesine ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un “Yasaklar ve Cezai Hükümler” başlıklı 7 nci maddesinin 3 üncü fıkrasında yer alan, “Özelleştirme İdaresi Başkanlığı ile Özelleştirme programına alınan kuruluşlarda çalışan personel ile sözleşmeli olarak çalıştırılan personel Türk Ceza Kanununun 279 uncu maddesinde yazılı memurlardan sayılırlar ve bu personelin özelleştirmenin paralarına ve para hükmündeki evrak ve senetlerine ve mevcutlarına karşı işledikleri suçlar ile bilanço, tutanak, rapor ve benzeri her türlü belge ve defterleri üzerinde işledikleri suçlar ile ifa ettikleri görevlerden dolayı haklarında Türk Ceza Kanununun ikinci kitap üçüncü ve altıncı baplarındaki hükümler uygulanır.” hükmü yönünden incelenmesine geçilecek olursa; anılan düzenlemede soruşturma usulüne ilişkin bir hükme yer verilmeyerek sadece ceza uygulamasının nasıl yapılacağına işaret edildiği görülmekte olup, özelleştirme kapsamında olan bağlı ortaklığın genel müdürü ve yönetim kurulu üyelerini bu madde hükmünden hareketle 4483 sayılı Kanun kapsamında kabul etmek de mümkün bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, bayilerle yapılan sözleşme hükümlerine aykırı uygulamalar yapmak suretiyle şirketin zararına neden olmak 86 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun eylemi ile ilgili olarak ... hakkında 4483 sayılı Kanun hükümleri uyarınca karar verilmesine hukuken olanak bulunmadığından, adıgeçenin itirazının kabulü ile Devlet Bakanı ... tarafından verilen ... gün ve ... sayılı kararın kaldırılmasına, dosyanın itiraz eden ... ile itiraz etmeyenler yönünden genel hükümlere göre gerekli yasal işlemlerin yapılması amacıyla ... Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesi için yerine çevrilmesine 18.3.2003 gününde oybirliği ile karar verildi. (2. Daire, 18.03.2003, 2002/840 – 2003-532) ARA KARARI Dairemizin 26.9.2002 gün ve E:2002-840 sayılı kararı ile Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığından ... gün ve ... sayılı yazı ile gönderilen dosyada; 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun uyarınca ... A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü ile Yönetim Kurulu Üyeleri hakkında Devlet Bakanı ...’nun ... tarihli derkenar Olur’u ile verilen soruşturma iznine esas ... gün ve ... sayılı Ön İnceleme Raporunda bahsi geçen, aynı zamanda ek listesinde de yer alan belgeler bulunmadığından, Ön İnceleme Raporunda bahsi geçen, aynı zamanda ek listesinde de yer alan belgelerin tamamı ile itirazın karara bağlanmasına esas teşkil edecek varsa diğer bilgi ve belgelerin Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığından istenildiği ancak, anılan idarece gönderilen ... gün ve ... sayılı yazıda sözü edilen belgelerin kendilerinde bulunmadığı, bunların Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanlığında ve ... A.Ş.’nde bulunabileceği belirtildiğinden Ön inceleme Raporunda bahsi geçen ve aynı zamanda ek listesinde de yer alan belgelerin Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanlığı ile ...A.Ş.’nden istenilmesine, karar gereğinin yerine getirilmesi için adıgeçen idarelere 10 (on) gün süre verilmesine 26.11.2002 gününde oybirliği ile karar verildi. Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 87 HAKSIZ MAL EDİNMEKTEN DOLAYI HAKLARINDA SORUŞTURMA YAPILAN KAMU GÖREVLİLERİNİN 4483 SAYILI YASAYA GÖRE DEĞİL, 3628 SAYILI YASAYA GÖRE CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINCA DOĞRUDAN SORUŞTURULMALARI GEREKTİĞİ HK. 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu’nun 17 nci maddesinde; “Bu Kanunda yazılı suçlarla, irtikap, rüşvet, ihtilas ve zimmete para geçirme, görev sırasında veya görevinden dolayı kaçakçılık, resmi ihale ve alım ve satımlara fesat karıştırma, Devlet sırlarının açıklanmasına sebebiyet verme suçlarından veya bu suçlara iştirak etmekten sanık olanlar hakkında Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkat hükümlerinin uygulanmayacağı, yukarıdaki fıkra hükmünün müsteşarlar, valiler ve kaymakamlar hakkında uygulanamayacağı” hükme bağlanmıştır. Bununla birlikte 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun 2 nci maddesinde; “Bu Kanunun, Devletin ve diğer kamu tüzel kişilerinin genel idare esaslarına göre yürüttükleri kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevleri ifa eden memurlar ve diğer kamu görevlilerinin görevleri sebebiyle işledikleri suçlar hakkında uygulanacağı, görevleri ve sıfatları sebebiyle özel soruşturma ve kovuşturma usullerine tabi olanlara ilişkin kanun hükümleri ile suçun niteliği yönünden kanunlarda gösterilen soruşturma ve kovuşturma usullerine ilişkin hükümlerin saklı olduğu”, 16 ncı maddesinin 2 nci fıkrasında da;” Kanunlarda Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkatın uygulanmayacağı belirtilen hallerde genel hükümlerin uygulanacağı” belirtilmiştir. Açıklanan nedenlerle hakkında soruşturma izni verilmeyen ...’ın üstüne atılan eylemin, 3628 sayılı Kanunun 13 üncü maddesi hükmüne aykırılık oluşturması ve anılan Kanunun 17 nci maddesi ile 4483 sayılı Kanunun 16 ncı maddesinin 2 nci fıkrası hükümlerine 88 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun göre yasal takibat yapabilme yetkisinin doğrudan doğruya Cumhuriyet Savcılıklarına ait olması, ayrıca 4483 sayılı Kanunun kapsam başlıklı 2 nci maddesinin 2 nci fıkrası hükmü uyarınca da suçun niteliği açısından 3628 sayılı Kanunun 19 uncu maddesinde belirtilen soruşturma usulünün uygulanmasının gerektiği, dolayısıyla adı geçen hakkında 4483 sayılı Kanun hükümleri uyarınca karar verilmiş olmasında hukuka uyarlık bulunmadığı anlaşıldığından, itirazın kabulü ile İçişleri Bakanınca soruşturma izni verilmemesine ilişkin 10.6.2002 gün ve 2002/246 sayılı kararın kaldırılmasına, dosyanın 3628 sayılı Kanunun 19 uncu maddesi hükmü uyarınca gerekli yasal işlemlerin yapılabilmesi amacıyla Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı’na; bilgi için kararın bir örneğinin İçişleri Bakanlığı’na gönderilmesine 25.9.2002 gününde oybirliği ile karar verildi. AYRIŞIK OY 4483 sayılı Yasanın 9. maddesinde, soruşturma izni verilmesine ilişkin kararlara karşı hakkında inceleme yapılan kişilere, soruşturma izni verilmemesine ilişkin kararlara karşı Cumhuriyet başsavcılıkları ile şikayetçilere itiraz hakkı tanınmış ve itiraz süresinin, yetkili merciin kararının tebliğinden itibaren on gün olduğu düzenlenmiştir. Bu hüküm dışında, itiraz prosedürüne ilişkin Yasada başka bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Özel bir düzenleme olmadığı sürece, herhangi bir mercie yapılacak bir başvuruda, başvuru tarihi olarak, başvurulan kurumun kayıt tarihi esas alınması gereklidir.4483 sayılı Yasada da itiraz merciileri olarak belirlenen Danıştay 2. Dairesi ile Bölge İdare Mahkemelerine itiraz dilekçelerini iletmeye yetkili herhangi bir kurum belirlenmemesi nedeniyle, Dairemizin görevinde olan bir itiraza ait dilekçenin başka bir kuruma verilmesi, işlemeye başlayan itiraz süresini kesmeyeceği tabiidir. ... Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, ... İli ... İlçesi Belediye Başkanı ... hakkında soruşturma izni verilmemesine ilişkin yetkili mercii kararını 9.7.2002 tarihinde tebellüğ ettiği halde 4483 sayılı Kanunun 9 uncu maddesinde belirtilen 10 günlük yasal itiraz süresi geçtikten sonra Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 89 22.7.2002 tarihinde kayda geçen dilekçe ile itirazda bulunduğu anlaşıldığından, itirazın süre yönünden reddedilmesine karar verilmesi gerektiği görüşüyle aksi yönde verilen çoğunluk kararına katılmıyorum. (2. Daire, 25.09.2002, 2002/810-3157) BAKANLIK TEFTİŞ KURULU BAŞKANI HAKKINDA YENİ TEFTİŞ KURULU BAŞKANI’NIN ÖN İNCELEME YAPAMAYACAĞI HK 4483 sayılı Kanunun 5 inci maddesinde; ön incelemenin, izin vermeye yetkili mercii tarafından bizzat yapılabileceği gibi, görevlendireceği bir veya birkaç denetim elemanı veya hakkında inceleme yapılanın üstü konumundaki memur ve kamu görevlilerinden biri veya birkaçı eliyle de yaptırılabileceği, inceleme yapacakların, izin vermeye yetkili merciin bulunduğu kamu kurum veya kuruluşunun içerisinden belirlenmesinin esas olduğu, işin özelliğine göre bu merciin, anılan incelemenin başka bir kamu kurum veya kuruluşunun elemanlarıyla yaptırılmasını da ilgili kuruluştan isteyebileceği, bu isteğin yerine getirilmesinin ilgili kuruluşun takdirine bağlı olduğu belirtilmektedir. Madde hükmünden anlaşılacağı üzere, ön inceleme yapmakla görevlendirilen memur ya da kamu görevlisinin, hakkında ön inceleme yapılacak olanın üstü konumunda olma zorunluluğu bulunmaktadır. Bu husus, hakkında ön inceleme yapılanın denetim elemanı olması durumunda da dikkate alınacaktır Diğer taraftan ön inceleme yapmak üzere görevlendirileceklerin; incelemeye konu olayla ilgisi bulunmayan, suç konusu eylemden zarar görmemiş, sanığın veya olayın mağduru durumunda olan kişilerle akrabalık bağı bulunmayan, ön inceleme yapılan memur veya kamu görevlisi ile halef-selef ilişkisi olmayan, maiyetinde görev yapmamış ve tamamen tarafsız kişilerden olması gerekir. Bu hususların, ön incelemenin etkilerden uzak ve objektif yapılması için, ön inceleme yapacaklarda bulunması zorunludur 90 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun Öte yandan kurum içinde aranılan nitelikte ön inceleme yapacak bir görevlinin bulunamaması durumunda, 4483 sayılı Kanun’un 5 inci maddesi uyarınca olayın niteliğine göre, incelemenin başka bir kamu kurum veya kuruluşu elemanlarıyla yaptırılmasının, ilgili kuruluştan da istenebileceği tabiidir. Dosyanın incelenmesinden, 5.4.1991 gün ve 20836 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Teftiş Kurulu Tüzüğünün 4 üncü maddesi uyarınca Bakan’a doğrudan bağlı, Bakan adına inceleme ve soruşturma yapmak ve anılan tüzüğün 7 nci maddesi uyarınca Teftiş Kurulunu yönetmekle görevli olan Teftiş Kurulu Başkanı; idari görevleri de bulunan bir denetim elemanı, yani memurdur. 4483 sayılı Kanun’un 5 inci maddesi ile yukarıda açıklandığı üzere ön incelemenin; bir denetim elemanı veya hakkında ön inceleme yapılan memur ya da kamu görevlisinin üstü konumunda bulunan bir görevli tarafından yapılması zorunlu kılınmıştır. Hakkında ön inceleme yapılanın denetim elemanı olması durumunda da, ön incelemeyi yapan denetim elemanı veya kamu görevlisinin, hakkında ön inceleme yapılan denetim elemanının üstü konumunda olması gerekir. Olayda ise, Bayındırlık ve İskan Bakanlığında Teftiş Kurulu Başkanı olarak görevli ... hakkında, üstü konumunda olmayan ve yerine atanmakla halef-selef konumunda bulunan, Bakanlık Teftiş Kurulu yeni Başkanı ...’in, yukarıda belirtilen koşullara aykırı olarak yetkili merci tarafından ön inceleme yapmakla görevlendirildiği ve ön incelemenin adı geçen tarafından yapıldığı anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenlerle itirazın kabulüne, yetkili merci kararının kaldırılmasına, yetkili merci tarafından bizzat veya yanında kurum içinden görevlendireceği bir veya birkaç denetim elemanı ile birlikte, ya da Başbakanlık Teftiş Kurulundan talep edeceği bir veya birkaç denetim elemanı marifetiyle, yeniden adı geçenler hakkında ön inceleme yaptırılması, haklarında soruşturma izni verilmesi ya da Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 91 soruşturma izni verilmemesi yolunda bir karar verilmesi, gerekli tebligatların yapılması ve itiraz edilmesi halinde dilekçenin eklenerek gönderilmesi için dosyanın yerine çevrilmesine 20.2.2003 gününde oybirliği ile karar verildi. (2. Daire, 20.02.2003, 2003/56-269) İDARİ YARGI KARARINI UYGULAMAMAK EYLEMİNDEN DOLAYI DAHA ÖNCE HAKKINDA KARAR VERİLMİŞ VE YARGILANMIŞ OLMAKLA BİRLİKTE SANIK KARARI UYGULAMAMAKTA DİRENİRSE, EYLEMİN İKİNCİ KEZ SUÇ OLUŞTURACAĞI HK. Esas hakkında daha sonra karar verilmek üzere önce; dosyadaki belgelerin incelenmesinden, Belediye Başkanı ... hakkında yıkım işlemini yapmamak (1992-1996 yılları arası) suçundan dolayı 1996 yılında soruşturma yapıldığı, ... İl İdare Kurulunun ...gün ve ... sayılı kararı ile meni muhakemesine karar verildiği, sözkonusu kararın ... gün ve ... sayılı Danıştay İkinci Dairesince bozularak adı geçen hakkında lüzumu muhakemesine karar verildiği, yargılamasının ... Asliye Ceza Mahkemesinde yapıldığı ve Mahkemenin ... gün ve ... sayılı kararıyla 4616 sayılı 23 Nisan 1999 Tarihine Kadar İşlenen Suçlardan Dolayı Şartla Salıverilmeye, Dava ve Cezaların Ertelenmesine Dair Kanun uyarınca davanın ertelenmesine karar verildiği, yakınıcı ...’ın sözkonusu yerin yargı kararlarına rağmen hala yıkılmadığı yolunda yakınma dilekçelerini yinelediği, buna rağmen yıkım işleminin yapılmadığı, bunun üzerine her üç görevli hakkında 4483 sayılı Kanun uyarınca hakkında ön inceleme izni verildiği, muhakkik tarafından ön inceleme yapıldığı ve görüş getirildiği halde, İçişleri Bakanı tarafından Belediye Başkanı ... hakkında aynı eyleminden dolayı daha önce karar verildiği, yargılamasının yapıldığı, dolayısıyla aynı kişi ve aynı eylemden dolayı tekrar karar verilmesi ve yargılama yapılmasının mümkün olmadığından bahisle, karar verilmesine yer olmadığı yolunda karar verildiği anlaşılmaktadır. 92 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun Her ne kadar İçişleri Bakanı, Belediye Başkanı ...’ın idari yargı kararına rağmen yıkım işlemini gerçekleştirmemek eyleminin tek suçu oluşturduğunu kabul ederek adı geçen hakkında karar verilmesine yer olmadığı yolunda karar vermişse de, idari yargı kararını uygulamamak eylemi nedeniyle adı geçen hakkında verilen, Dairemizin ... gün ve ... sayılı lüzumu muhakeme kararıyla sanığın eylemi hukuki kesintiye uğramıştır. Bundan sonraki aşamada hukuken geçerli olan idari yargı kararının yakınıcının isteğine rağmen uygulanmaması biçiminde tezahür eden adı geçenin eylemi, ikinci bir suçu oluşturur. İdari yargı kararının uygulanmaması nedeniyle bir kez mahkumiyet kararı verilmesi ya da davanın ertelenmesi kararın ilelebed uygulanmaması sonucunu doğuramaz. Nitekim Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun ... gün ve ... sayılı kararı da bu yöndedir. Açıklanan nedenlerle hukuki kesintiden sonra süre gelen ve yinelenen adı geçenin eylemi, suçu ikinci kez ve yeniden oluşturduğundan, ... hakkında verilen yetkili merci kararının kaldırılmasına, adı geçen hakkında soruşturma izni verilmesi ya da soruşturma izni verilmemesi yolunda bir karar verilmesi, gerekli tebligatların yapılması ve dosyanın tekemmül ettirilerek Dairemize gönderilmesi için yerine çevrilmesine 6.2.2003 gününde oybirliği ile karar verildi. (2. Daire, 06.02.2003, 2002/1161 - 2003/226) HASTALIĞI NEDENİYLE İFADESİ ALINMADAN HAKKINDA SORUŞTURMA İZNİ VERİLEN KİŞİNİN EŞİNİN İTİRAZININ KABULÜ İLE YETKİLİ MERCİ KARARININ KAMU DÜZENI AÇISINDAN KALDIRILMASI HK. 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun 9 uncu maddesinde; yetkili merciin, soruşturma izni verilmesine veya verilmemesine ilişkin kararını Cumhuriyet Başsavcılığına, hakkında inceleme yapılan memur veya diğer kamu görevlisine ve varsa şikayetçiye bildireceği ve bu kararın türüne göre ilgilileri tarafından 10 gün içerisinde itiraz Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 93 edilebileceği; 6 ncı maddesinde ise hakkında inceleme yapılan memurun ifadesinin alınması gerektiği hükme bağlanmıştır. Anılan yasa hükmüne göre hakkında soruşturma izni verilen ...’in yerine eşi ...’in itiraz hakkı bulunmamakta ise de; dosyanın incelenmesinden ... ‘in trafik kazası geçirerek ... tarihinde ... Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroşirürji Anabilim Dalında tedavi altına alındığı, ... günlü ve ... sayılı raporda ağır kafa travması nedeniyle bilincinin kapalı olduğu ve bu nedenle sözlü ya da yazılı ifade verebilmesinin tıbben mümkün bulunmadığının belirtilmesine karşın, ifadesine başvurulmadan soruşturmacı tarafından soruşturmanın tamamlandığı ve Yetkili Merci tarafından soruşturma izni verildiği, ancak bu kararın da adıgeçene hastalığı nedeniyle tebliğ edilemeyerek eşine tebliğ edildiği ve eşi tarafından da süresi içerisinde Dairemize itirazda bulunulduğu anlaşılmıştır. Ağır kafa travması nedeniyle bilincinin kapalı olduğuna ilişkin hakkında rapor bulunan adıgeçenin fiil ehliyetinin de bulunmadığı açıktır. Bu nedenle anılan hakkında soruşturma yapılabilmesi Medeni Kanun uyarınca fiil ehliyetini kaybedenler hakkında yapılması gerekli işlemlerin tamamlanmasına bağlıdır. Açıklanan nedenlerle 4483 sayılı Yasanın 6 ncı maddesine uygun olarak hakkında soruşturma yapılan kişinin ifadesi alınmadan hazırlanan rapora göre verilen Yetkili Mercii kararına karşı yapılan itirazın kabulüyle anılan kararın kamu düzeni açısından kaldırılmasına, dosyanın gerekli işlemlerin yapılması için yerine çevrilmesine 27.2.2003 gününde oybirliği ile karar verildi. (2. Daire, 27.02.2003, 2003/17-326) İDDİA KONUSU SOMUT OLAYLARA DAYANIYORSA VE YER BELİRTİLİYORSA SORUŞTURMA AÇILMASI GEREKTİĞİ, BU NEDENLE İTİRAZIN KABULÜ GEREKTİĞİ HK. 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun 4 üncü maddesinde; “Cumhuriyet başsav- 94 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun cıları, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin bu kanun kapsamına giren suçlarına ilişkin herhangi bir ihbar veya şikayet aldıklarında veya böyle bir durumu öğrendiklerinde ivedilikle toplanması gerekli ve kaybolma ihtimali bulunan delilleri tespitten başka hiçbir işlem yapmayarak ve hakkında ihbar veya şikayette bulunulan memur veya diğer kamu görevlisinin ifadesine başvurmaksızın evrakın bir örneğini ilgili makama göndererek soruşturma izni isterler. Diğer makam ve memurlarla kamu görevlileri de bu kanun kapsamına giren bir suç işlendiğini ihbar, şikayet, bilgi, belge veya bulgulara dayanarak öğrendiklerinde durumu izin vermeye yetkili mercie iletirler. Bu Kanuna göre memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında yapılacak ihbar ve şikayetlerin soyut ve genel nitelikte olmaması, ihbar veya şikayetlerde kişi ve / veya olay belirtilmesi zorunludur. Yukarıdaki fıkraya aykırı bulunan ihbar ve şikayetler, Cumhuriyet başsavcıları ve izin vermeye yetkili merciler tarafından işleme konulmaz ve durumu ihbar veya şikayette bulunana bildirilir” hükmü yer almıştır. Aynı Kanunun 5 inci maddesinde, izin vermeye yetkili merciin, bu kanun kapsamına giren suç işlendiğini bizzat veya yukarıdaki maddede yazılı şekilde öğrendiğinde bir ön inceleme başlatacağı düzenlenmiştir. Olayda ise “Yakınıcı ... hakkında gerçeğe aykırı inceleme raporu düzenlemek, 4455 sayılı Disiplin Cezalarının Affı Hakkındaki Kanun hükümleri uyarınca adı geçen hakkında verilen cezayı dosyasından silmemek ve hakkında yanlı sicil raporu düzenleyerek iftira atmak” iddiası ile verilen şikayet dilekçesi üzerine Maliye Bakanınca 4483 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinden bahisle şikayetin işleme konulmadığı ve kararın şikayette bulunana ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına bildirildiği anlaşılmıştır. Sözkonusu şikayet dilekçesindeki iddialar açık olup, şikayet dilekçesinin Kanunun 4 üncü maddesinde aranılan nitelikleri taşıdığı, şikayetin somut olduğu, olay ve yer belirtildiği anlaşıldığından, Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 95 Maliye Bakanınca verilen işleme koymama kararına yakınıcı tarafından yapılan itirazın kabulüne, 4483 sayılı yasa uyarınca yetkili merci tarafından ön inceleme emri verilmesi, ön inceleme raporu düzenlenmesi ve yetkili merci tarafından soruşturma izni verilmesi veya verilmemesine ilişkin bir karar verilmesi ve gerekli tebligatların yapılması için dosyanın Maliye Bakanlığına, kararın bir örneğinin bilgi için yakınıcıya gönderilmesine 30.9.2003 gününde oybirliği ile karar verildi. (2. Daire, 30.09.2003, 2003/750-1936) KANUNLARDAKİ ÖZEL DÜZENLEME NEDENİYLE BANKACILIK DÜZENLEME VE DENETLEME KURULU PERSONELİNİN 4883 SAYILI KANUN’A TABİ OLMADIKLARI HK. 4883 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun’un “kapsam” başlıklı 2 nci maddesinin 1 inci fıkrasında, “Bu Kanun’un Devletin ve Diğer Kamu tüzel kişilerinin genel idare esaslarına göre yürüttükleri kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevleri ifa eden memurlar ve diğer kamu görevlilerinin görevleri sebebiyle işledikleri suçlar hakkında uygulanacağı”, 2 nci fıkrasında, “Görevleri ve sıfatları sebebiyle özel soruşturma ve kovuşturma usullerine tabi olanlara ilişkin Kanun hükümleri ile suçun niteliği yönünden Kanunlarda gösterilen soruşturma ve kovuşturma usullerine ilişkin hükümlerin saklı tutulacağı” hükmü yer almıştır. 4389 sayılı Bankalar Kanunu’nun 3/8 inci maddesinde “... Kurul Üyeleri ve Kurum personelinin, görevleri esnasında veya görevleri nedeniyle işledikleri ve kendilerine karşı işlenen suçlar bakımından Devlet Memuru sayılacakları”, aynı fıkranın 17.12.1999 gün, 4491/1 sayılı Kanunla değişik 4483 sayılı Kanundan sonra yürürlüğe giren son iki cümlesinde ise, “buna ilişkin soruşturmaların, Kurul Üyeleri için ilgili Bakanın, Kurum personeli için Kurulun izin vermesi kaydıyla genel hükümlere göre yapılacağı” hükme bağlanmıştır. 96 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun Dosyadaki belgelerin incelenmesinden, yakınıcı ...’ün Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu Personeli hakkında şikayet dilekçesi verdiği, şikayet üzerine Kurul tarafından ilgili personel hakkında “soruşturma izni verilmemesi” kararı verildiği ve yakınıcının bu karara karşı Dairemize itiraz ettiği anlaşılmaktadır. Yukarıda belirtilen Yasal Mevzuatın birlikte değerlendirilmesinden anlaşılacağı üzere, Kurul Üyeleri ve diğer personel hakkında işledikleri iddia edilen suçlarına ilişkin olarak soruşturma izni verilmesi kaydıyla yapılacak soruşturmaların, Ceza Muhakemeleri Usul Kanunu uyarınca genel hükümlere göre yapılacağı ve 4483 sayılı Kanun’un sözkonusu personele uygulanmayacağı açıktır. Açıklanan nedenlerle 4483 sayılı Kanun kapsamında bulunmadığı ve haklarında genel hükümlere göre işlem yapılacağı anlaşılan Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu personeli hakkında verilen “soruşturma izni verilmemesine” ilişkin karara yakınıcının yaptığı itirazın görev nedeniyle incelenmeksizin reddine, kararın bir örneğinin bilgi için yakınıcıya, dosyanın Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kuruluna gönderilmesine 8.11.2001 gününde oybirliği ile karar verildi. (2. Daire, 08.11.2001, 2001/1640-2562) 1- SAĞLIK RAPORUNUN İTİRAZ SÜRESİNİ KESMEYECEĞİ, 2- 2547 SAYILI YÖK KANUNUNDA HÜKÜM BULUNMAYAN DURUMLARDA, 4483 SAYILI KANUNUN UYGULANACAĞI YÖK KANUNUNA TABİ PERSONELİN, HAKLARINDA VERİLEN KARARLARA İTİRAZ SÜRELERİNİN 10 GÜN OLDUĞU HK. 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 2653 sayılı Kanun ile değişik 53 üncü maddesinin “c” bendinde; Yükseköğretim üst kuruluşları başkan ve üyeleri ile yükseköğretim kurumları yöneticilerinin, kadrolu ve sözleşmeli öğretim elemanlarının ve bu kuruluş ve kurumların 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi memurları- Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 97 nın görevleri dolayısıyla ya da görevlerini yaptıkları sırada işledikleri ileri sürülen suçlar ile ilgili olarak uygulanacak ceza soruşturması usulü düzenlenmiştir.Buna göre anılan bendin 2 sayılı alt bendinde; yukarıda belirtilen kamu görevlileri hakkında son soruşturmanın açılıp açılmamasına karar verecek kurullar, 4 sayılı alt bendinde; son soruşturmanın açılıp açılmamasına ilişkin kararları ikinci derecede inceleme yetkisine sahip olan kurullar sayılmış ve anılan bendin 8 sayılı alt bendinde de; “Bu Kanunda yer almamış hususlarda 4 Şubat 1329 tarihli Memurin Muhakematı Hakkında Kanun hükümlerinin uygulanacağı” belirtilmiştir. Öte yandan 4483 sayılı Kanunun 16 ncı maddesinde; “Kanunlarda Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkatın uygulanacağı belirtilen hallerde bu Kanun hükümlerinin uygulanacağı”, 9 uncu maddesinde de, “itiraz süresinin kararın tebliğinden itibaren 10 gün olduğu” hükme bağlanmıştır. Dolayısıyla 2547 sayılı Kanunun 2653 sayılı Kanunla değişik 53 üncü maddesinin “c” bendinde sayılan kamu görevlileri ile ilgili olarak yapılacak ceza soruşturmalarında; 2547 sayılı Kanunda yer almamış olan hususlarda 4483 sayılı Kanun hükümleri uygulanacak, itirazlar da 4483 sayılı Kanun’un 9 uncu maddesinde belirtilen 10 günlük sürede yapılacaktır. Diğer taraftan 2547 sayılı Kanun ve 4483 sayılı Kanunda alınan sağlık raporlarının itiraz süresini keseceğine ilişkin bir düzenleme de bulunmamaktadır. Dosyadaki belgelerin incelenmesinden, sanığın lüzumu muhakemesine ilişkin olarak verilen karar 31.10.2000 tarihinde kendisine tebliğ edilmesine rağmen, 4483 sayılı Kanunda öngörülen 10 günlük itiraz süresini geçirdikten sonra, 13.11.2000 tarihinde kayda geçen dilekçesi ile itiraz ettiği, her ne kadar sanığın 30.10.2000 tarihinden itibaren 15 günlük sağlık raporu bulunsa da, raporun itiraz süresini kesmeyeceği anlaşıldığından kararın kesinleştiğine, yargılamasının Van Asliye Ceza Mahkemesinde yapılmasına 8.6.2001 gününde oybirliği ile karar verildi. (2. Daire, 08.06.2001; 2001/754-1585) 98 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun TASARRUF MEVDUATI SİGORTA FON KURULU BAŞKAN VE ÜYELERİ HAKKINDA İŞLEDİKLERİ İDDİA EDİLEN SUÇLARA İLİŞKİN OLARAK, İLGİLİ BAKANIN SORUŞTURMA İZNİ VERMESİ KAYDIYLA, YAPILACAK SORUŞTURMALARIN CEZA MUHAKEMELERİ USUL KANUNU UYARINCA GENEL HÜKÜMLERE GÖRE YÜRÜTÜLECEĞİ VE BUNLAR HAKKINDA 4483 SAYILI KANUN HÜKÜMLERİNİN UYGULANMAYACAĞI HK. 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanmaları Hakkında Kanunun 2 nci maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında; bu Kanunun, Devletin ve diğer kamu tüzelkişilerinin genel idare esaslarına göre yürüttükleri kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevleri ifa eden memurlar ve diğer kamu görevlilerinin görevleri sebebiyle işledikleri suçlar hakkında uygulanacağı, görevleri ve sıfatları sebebiyle özel soruşturma ve kovuşturma usullerine tabi olanlara ilişkin kanun hükümleri ile suçun niteliği yönünden kanunlarda gösterilen soruşturma ve kovuşturma usullerine ilişkin hükümlerin saklı olduğu hükme bağlanmıştır. 4389 sayılı Bankalar Kanununun “Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu” başlıklı 15 inci maddesinin dördüncü fıkrasında ise, Fon Kurulu başkan ve üyeleri ile Fon personelinin görevleri esnasında veya görevleri nedeniyle işledikleri ve kendilerine karşı işlenen suçlar bakımından Devlet memuru sayılacakları, buna ilişkin soruşturmaların Fon Kurulu başkanı ve üyeleri için ilgili bakanın, Fon personeli için de Fon Kurulunun izin vermesi kaydıyla genel hükümlere göre yapılacağı hüküm altına alınmıştır. Yukarıda belirtilen hükümlerin birlikte değerlendirilmesinden, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fon Kurulu başkan ve üyeleri hakkında işledikleri iddia edilen suçlara ilişkin olarak ilgili bakanın soruşturma izni vermesi kaydıyla yapılacak soruşturmaların Ceza Muhakemeleri Usul Kanunu uyarınca genel hükümlere göre yürütüleceği ve bunlar hakkında 4483 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmayacağı açıktır. Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 99 Olayda, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fon Kurulu Başkanı ? ile Fon Kurulu üyeleri hakkında görevlerini kötüye kullandıkları iddiasıyla ? tarafından Tasarruf Mevduatı Sigorta Fon Kurulu ile ilgili Devlet Bakanlığına yapılan şikayetin, ilgili Devlet Bakanının 14.5.2004 günlü ve 12-5242 sayılı işlemiyle işleme konulmamasına karar verildiği ve Yakınıcının bu karara itiraz ettiği anlaşıldığından, 4483 sayılı Kanun kapsamında bulunmayan ve haklarında genel hükümlere göre işlem yapılması gereken Tasarruf Mevduatı Sigorta Fon Kurulu Başkanı ve üyeleri hakkında ilgili Devlet Bakanınca verilen 14.5.2004 günlü, 125242 sayılı şikayetin işleme konulmamasına ilişkin karara yakınıcının yaptığı itirazın incelenmesine olanak bulunmadığından reddine, kararın bir örneğinin yakınıcıya, dosyanın ilgili Devlet Bakanlığına gönderilmesine 17.9.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (1. Daire, 17.09.2004, 2004/159-179) ZİRAAT BANKASI GENEL MÜDÜR VE YÖNETİM KURULU ÜYELERİNİN 4483 SAYILI KANUNA TABİ OLMADIKLARI HK. Anayasanın kamu hizmeti görevlileriyle ilgili 128 inci maddesinin birinci fıkrasında “Devletin, kamu iktisadi teşebbüsleri ve diğer kamu tüzel kişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevler, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görülür” hükmü yer almaktadır. 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun’un “kapsam” başlıklı 2 nci maddesinin 1 inci fıkrasında ise, “Bu kanun, Devletin ve Diğer kamu tüzel kişilerinin genel idare esaslarına göre yürüttükleri kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevleri ifa eden memurlar ve diğer kamu görevlilerinin görevleri sebebiyle işledikleri suçlar hakkında uygulanır” hükmüne yer verilmiştir. Her iki hükmün bir arada incelenmesinden anlaşılacağı üzere; Anayasanın 128 inci maddesi, madde metninde yer alan “kamu 100 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun iktisadi teşebbüsleri” deyimi çıkarılmak suretiyle aynen 4483 sayılı Kanun’un 2 nci maddesine alınmış ve böylece kamu iktisadi teşebbüsleri personeli genel anlamda 4483 sayılı Kanun kapsamı dışında bırakılmıştır. 4483 sayılı Kanun’un 17 nci maddesi ile de, 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 11 inci maddesinin (d) bendi, “Teşebbüs genel müdürü ve yönetim kurulu üyelerinin görevlerini icra sırasında işledikleri suçlardan dolayı yargılanmaları, ilgili bakanın iznine bağlı olup; bu konuda Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun Hükümleri uygulanır” şeklinde değiştirilmek suretiyle, sadece teşebbüs genel müdürü ve yönetim kurulu üyeleri hakkında 4483 sayılı kanun hükümlerinin uygulanması öngörülmüştür. Bu yasal düzenleme karşısında, 233 ve 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamelere tabi bir kamu iktisadi teşebbüsü olan T.C.Ziraat Bankası’nın genel müdür ve yönetim kurulu üyeleri dışında kalan personelinin, 4483 sayılı Kanun kapsamında olmadığı ve haklarında genel hükümlere göre kovuşturma yapılması gerektiği açıktır. Ziraat Bankası Genel Müdürü, Yönetim Kurulu Başkan ve Üyelerine gelince; 25.11.2000 gün ve 24241 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 4603 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası, Türkiye Halk Bankası Anonim Şirketi ve Türkiye Emlak Bankası Anonim Şirketi Hakkında Kanunun 1 inci maddesinin 2 nci bendinde “bankaların, anonim şirket statüsünde oldukları ve bu Kanunda yer alan hükümler dışında 4389 sayılı Bankalar Kanunu ile genel hükümlere tabi oldukları”, anılan maddenin 5 inci bendinde, “233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, 399 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Personel Rejiminin Düzenlenmesi ve 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Bazı Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname’ nin bu bankalar hakkında uygulanmayacağı”, 4743 sayılı Mali Sektöre Olan Borçların Yeniden Yapılandırılması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun Geçici 1 inci maddesinin 3 üncü fıkrasında, “Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası Anonim Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 101 Şirketi, Türkiye Halk Bankası Anonim Şirketi ve Türkiye Emlak Bankası Anonim Şirketi Yönetim, Denetim ve Tasfiye Kurulu Üyelerinin ceza ve idare hukuku bakımından memur sayılamayacakları hükme bağlanmıştır. Dolayısıyla yukarıda belirtilen mevzuatın yürürlüğe girmesinden sonra Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası Anonim Şirketi hakkında 399 sayılı KHK hükümlerinin uygulanmayacağı ve personelinin de Yönetim Kurulu Başkan ve Üyeleri dahil ceza ve idare hukuku bakımından memur sayılmayacakları anlaşıldığından, anılan banka yönetim kurulu başkan ve üyeleri hakkında da 4483 sayılı Kanunun uygulanma olanağı kalmamıştır. Açıklanan nedenlerle, Ziraat Bankası Yönetim Kurulu Başkanı, Üyeleri ve diğer personelinin 4483 sayılı Kanun kapsamında bulunmadığı ve haklarında genel hükümlere göre işlem yapılacağı anlaşıldığından, yukarıda adıgeçen görevliler hakkında verilen “soruşturma izni verilmemesine” ilişkin karara Ankara Cumhuriyet Başsavcısınca yapılan itirazın kabulüne, yetkili merci kararının kaldırılmasına, dosyanın adı geçenler hakkında genel hükümlere göre işlem yapılması için Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına, kararın bir örneğinin bilgi için Devlet Bakanlığı’na gönderilmesine 14.3.2002 gününde oybirliği ile karar verildi. (2. Daire, 14.03.2002, 2002/139-587) 1. GÜMRÜK MÜSTEŞARI İLE BİRLİKTE SUÇ İŞLEDİKLERİ İLERİ SÜRÜLEN KİŞİLERİN YARGILANMALARI YARGITAYDA YAPILACAĞINDAN, YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINCA YAPILAN İTİRAZIN, HAKLARINDA ÖN İNCELEME YAPILANLARIN TAMAMI İÇİN YAPILMIŞ SAYILARAK VERİLEN KARARIN KAMU DÜZENİ AÇISINDAN KALDIRILACAĞI HK. 2. MÜSTEŞAR HAKKINDA MAİYETİNDE GÖREV YAPMIŞ MÜFETTİŞLERİN ÖN İNCELEME YAPAMAYACAKLARI HK. Dosyadaki belgelerin incelenmesinden, 4483 sayılı Kanunun 9, 10 ve 11 inci maddeleri uyarınca yukarıda belirtilen tüm görevliler 102 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun hakkında yetkili merci tarafından verilen soruşturma izni verilmemesine ilişkin kararın, ast üste tabi olarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na tebliğ edilmesi ve tüm görevliler hakkında anılan Başsavcılığın itiraz etmesi mümkünken, dosya ve kararın idare tarafından yukarıda belirtilen mevzuat hükümlerine aykırı olarak Müsteşar ...’e ilişkin kısmının tefrik edilip Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na, diğer görevliler hakkında ise Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na tebliğ edildiği, söz konusu karara Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca itiraz edildiği, tüm görevliler hakkında itiraz yetkisi bulunan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısınca yapılan bu itirazın Dairemizce kamu düzeni açısından tüm görevliler hakkında yapıldığı kabul edilerek işin esasına geçildi. 4483 sayılı Kanunun 5 inci maddesinde; Ön İncelemenin, izin vermeye yetkili merci tarafından bizzat yapılabileceği gibi görevlendireceği bir veya birkaç denetim elemanı veya hakkında inceleme yapılanın üstü konumundaki memur ve kamu görevlilerinden biri veya birkaçı eliyle de yaptırabileceği belirtilmektedir. Dosyanın incelenmesinden; Başbakanlık Gümrük Müsteşarı ... ve diğerleri hakkındaki Ön İncelemenin Müsteşarın üstü konumunda olmayan ve maiyetinde görevli Gümrük Müsteşarlığı Müfettişlerince yapıldığı anlaşıldığından, yukarıda belirtilen madde hükmüne aykırılık teşkil etmektedir. Açıklanan nedenle yetkili merci kararının kaldırılmasına, tüm görevliler hakkında yetkili merci tarafından bizzat veya yanında kurum içinden görevlendireceği bir veya birkaç denetim elemanı ile birlikte yada Başbakanlık Teftiş Kurulundan talep edeceği bir veya birkaç denetim elemanı marifetiyle yeniden ön inceleme yapılması veya yaptırılması, haklarında yeniden bir karar verilmesi, verilecek kararın türüne göre gerekli yazılı bildirimlerin yapılması, alınacak günlü ve imzalı alındı belgeleri ile itiraz edilmesi halinde dilekçelerin eklenerek gönderilmesi için dosyanın yerine çevrilmesine 12.6.2003 gününde oybirliği ile karar verildi. (2. Daire, 12.06.2003, 2003/370-1439) Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 103 1-İZSU GENEL MÜDÜRÜ VE YÖNETİM KURULU ÜYELERİ DIŞINDAKİ PERSONELİN 4483 SAYILI KANUNA TABİ OLMADIKLARI HK. 2-MİLLETVEKİLİ SEÇİLEN BELEDİYE BAŞKANININ DOKUNULMAZLIĞI KALKMADAN 4483 SAYILI KANUNA GÖRE KARAR VERİLEMEYECEĞİ HK. 2560 sayılı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Yasanın 1 inci maddesinde, İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresinin, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile koordineli olarak hizmetlerini yürüten bağımsız bütçeli ve kamu tüzel kişiliğini haiz bir kuruluş olduğu, personel statüsü bakımından 657 sayılı Devlet Memurları Yasasının ek geçici 9 uncu maddesi hükümlerine, diğer işlemlerinde ise özel hukuk hükümlerine tabi olduğu, aynı Yasanın 3009 sayılı Yasa ile değişik ek 3 üncü maddesinde, İSKİ Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyeleri hakkında görevlerinden doğan ve görevlerini yaparken işledikleri suçlardan dolayı soruşturma ve kovuşturmanın Devlet Memurlarının tabi oldukları yasa hükümlerine göre yapılacağı, ek 5 inci maddesinde de bu Yasanın diğer Büyükşehir Belediyelerinde de uygulanacağı hususu hükme bağlanmıştır. Açıklanan durum karşısında Yönetim Kurulu Üyesi olmayan Personel ve Eğitim Dairesi Başkanı ...’ın hakkında 4483 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması olanaksızdır. Nitekim, İSKİ’de görevli bir şoför hakkında İstanbul Bakırköy 3. Asliye Ceza Mahkemesi ile İstanbul İl İdare Kurulu arasında çıkan görev uyuşmazlığı nedeniyle Yargıtay Ceza Genel Kurulu 17.12.1990 gün ve E:1990/351, K:1990/353 sayılı kararı ile Genel Müdür ve Yönetim Kurulu üyeleri dışında kalan personelin görevlerinden doğan ve görevlerini yaparken işledikleri suçlardan dolayı haklarındaki kovuşturmanın genel hükümlere göre yapılmasına hükmetmiştir. 104 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun Belirtilen nedenlerle ...’ın itirazının kabulü ile Yetkili Merci kararının adı geçene ilişkin bölümünün kaldırılmasına, hakkında genel hükümlere göre işlem yapılmasına, ..., ..., ... ve ...’ın üstlerine atılan eylemlerine ilişkin olarak dosyadaki bilgi ve belgelerin haklarında soruşturma izni verilmesini gerektirecek yeterlikte bulunduğu anlaşıldığından, itirazlarının reddine, 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 83 üncü maddesinin 2 nci fıkrasında; “seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen bir milletvekili, meclisin kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamaz” hükmü uyarınca Milletvekili olan ...’in yasama dokunulmazlığı bulunduğu ve bu aşamada hakkında ceza kovuşturması yapılmasının mümkün olmadığı anlaşıldığından, hakkında soruşturma izni verilen ...’in dokunulmazlığının kaldırılıp, kaldırılamayacağı konusunda gereğinin yapılması amacıyla dosyanın adıgeçene ilişkin kısmının tefrik edilip Adalet Bakanlığı’na gönderilmesi, diğer görevliler hakkında 4483 sayılı Kanun’un 10, 11, 12 ve 13 üncü maddeleri uyarınca Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca gereğinin yapılması için dosyanın yerine çevrilmesine 7.11.2002 gününde oybirliği ile karar verildi. (2. Daire, 07.11.2002, 2002/809-3740) 2.3.3.2. Birinci Daire Kararları BARAJ GÖLÜNE HAFRİYAT DÖKTÜĞÜ TESBİT EDİLENLERE PARA CEZASI KESİLEREK TAHSİLİ İÇİN YASAL TAKİBE BAŞLAYAN BELEDİYE YETKİLİLERİ HAKKINDA HAZIRLIK SORUŞTURMASI YAPILMASINA GEREK BULUNMADIĞI, İNŞAATDAN ÇIKAN HAFRİYATIN, BARAJ GÖLÜNE DÖKÜLMESİ KONUSUNDA YÜKLENİCİ FİRMAYA TALİMAT VEREREK BARAJ GÖLÜNÜN KİRLETİLMESİNE NEDEN OLDUKLARI ANLAŞILAN VE SORUMLULUKLARI BULUNAN DSİ GÖREVLİLERİ HAKKINDA GEREĞİ YAPILMAK ÜZERE 4483 SAYILI KANUNUN 4’ÜNCÜ Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 105 MADDESİNİN İKİNCİ FIKRASI UYARINCA YETKİLİ MERCİE SUÇ DUYURUSUNDA BULUNULMASI HK. Dosyanın incelenmesinden, DSİ 71 inci Şube Müdürlüğü tarafından yüklenici firmaya yaptırılan Ayvacık Çatak Deresi Tersip Bendi inşaatından çıkan hafriyatın, yüklenici ? A.Ş. tarafından Suat Uğurlu Baraj gölüne döküldüğünün Ayvacık Belediyesi tarafından tutanaklarla tesbit edildiği ve toplam 313.702.400.00 lira para cezası uygulandığı, ancak, DSİ yetkililerinin ifadelerinde hafriyatın döküldüğü alanların kendilerince saptandığı ve yüklenicinin kendilerinin talimatları doğrultusunda hareket ettiğini belirttikleri, yüklenici firma çalışanlarının ifadelerinde de DSİ 71 inci Şube Müdürlüğünün talimatlarına göre hafriyatın göle döküldüğünün belirtildiği, ön inceleme raporunda da yüklenicinin olayda kusuru bulunmadığı, işin sahibinin DSİ 71 inci Şube Müdürlüğü olduğu, cezaların muhatabının da bu Müdürlük olması gerekirken yüklenici firmaya para cezaları kesilmek suretiyle Kıyı Kanununun yanlış uygulandığı sonucuna varıldığı ve İçişleri Bakanı tarafından bu nedenle soruşturma izni verildiği anlaşılmaktadır. 3621 sayılı Kıyı Kanununun 15 inci maddesinde, kıyıda ve uygulama imar planı bulunan sahil şeritlerinde, moloz, toprak, curuf, çöp gibi kirletici ve çevreyi bozucu etkisi olan atık ve artıkları dökenlere belediye ve mücavir alanlarda belediye başkanı tarafından para cezası verileceği hükmü yer almıştır. Olayda, İlçenin çeşitli mevkilerinden Suat Uğurlu Baraj gölüne hafriyat döktüğü tutanaklarla tesbit edilen ? A.Ş.ne her eylem için Belediye Başkanı tarafından para cezası kesilerek bu cezaların tahsili için yasal takibin başlatıldığı, Belediye yetkililerinin yasalarla verilen görevlerini yerine getirdikleri, bu nedenle ilgililere isnat edilen eylemin, haklarında hazırlık soruşturması yapılmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığı anlaşıldığından itirazların kabulüyle, İçişleri Bakanının 19.10.2004 günlü, Tef.Ku.Bşk. 2004/228 sayılı kararının soruşturma izni verilmesine ilişkin kısmının kaldırılmasına, 106 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun DSİ tarafından yaptırılan Ayvacık İlçesi, Çatak Deresi Tersip Bendi inşaatından çıkan hafriyatın, Suat Uğurlu Baraj Gölüne dökülmesi konusunda yüklenici firmaya talimat vererek baraj gölünün kirletilmesine neden oldukları anlaşılan Samsun İli, Ayvacık İlçesi, DSİ 71 inci Şube Müdürü ?, Kontrol Mühendisi ?, İnşaat Formeni ? ile sorumlulukları bulunan diğer görevliler hakkında gereği yapılmak üzere 4483 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca yetkili merci olan Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğüne suç duyurusunda bulunulmasına, dosyanın İçişleri Bakanlığına, kararın birer örneğinin Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü ile itiraz edenlere gönderilmesine 16.3.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi. (1. Daire, 16.03.2005, 2004/821 - 2005/368) 233 SAYILI KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMENİN EKİ CETVELLERDEN; ÇAY İŞLETMELERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜNÜN, TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANLIĞININ İLGİLİ KURULUŞU OLDUĞU ANLAŞILDIĞINDAN, HAKKINDA SORUŞTURMA İZNİ VERİLENLER TARAFINDAN YAPILAN İTİRAZIN, 4483 SAYILI KANUNUN 3/D VE 9 UNCU MADDELERİ UYARINCA GÖREV YÖNÜNDEN REDDEDİLMESİ HK. 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun izin vermeye yetkili merciler başlığını taşıyan 3 üncü maddesinin (d) bendinde, Başbakanlık ve bakanlıkların merkez ve bağlı veya ilgili kuruluşlarında görev yapan diğer memur ve kamu görevlileri hakkında o kuruluşun en üst idari amirinin, aynı kanunun 5232 sayılı Kanunla değiştirilen 3 üncü maddesinin (e) bendinde de Bakanlar Kurulu kararı ile veya Başbakanlık ve bakanlıklar ile bağlı kuruluşların merkez teşkilatında görevli olup, ortak kararla atanan memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında ilgili bakan veya Başbakanın soruşturma izni vermeye yetkili olduğu, 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrasında ise, soruşturma izni verilmesine veya verilmemesine ilişkin kararlara karşı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 107 yapılan itirazlara 3 üncü maddenin (e), (f), (g) ve (h) bentlerinde sayılanlar için Danıştay’ın idari dairesince, diğerleri için yetkili merciin yargı çevresinde bulunduğu bölge idare mahkemesince bakılacağı hükme bağlanmıştır. 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin eki cetvellerden Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğünün, Tarım ve Köyişleri Bakanlığının ilgili kuruluşu olduğu anlaşıldığından Çay İşletmeleri (Çaykur) Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkanı ile yönetim kurulu üyeleri ve bunlara bağlı olarak diğer görevliler hakkında soruşturma izni verilmesine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanının 13.11.2003 günlü, 2003.000 sayılı kararına, hakkında soruşturma izni verilenler tarafından yapılan itirazın 4483 sayılı Kanunun 3/d ve 9 uncu maddeleri uyarınca görev yönünden reddine, dosyanın itiraza bakmakla görevli ve yetkili Ankara Bölge İdare Mahkemesine, kararın birer örneğinin itiraz edenlere gönderilmesine 13.10.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi. (1. Daire, 13.10.2004, 2004/114-270) KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİNİN ÖZELLEŞTİRME PROGRAMINA ALINMASI DURUMUNDA, BUNLAR HAKKINDA 233 SAYILI KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME HÜKÜMLERİNİN UYGULANMAYACAK OLMASI DOLAYISIYLA, 399 SAYILI KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMENİN 11/D MADDESİNİN DE UYGULANMASINA OLANAK BULUNMADIĞINDAN, 4483 SAYILI KANUN HÜKÜMLERİNİN UYGULANMASININ MÜMKÜN OLMADIĞI HK. 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 11/d maddesinde, teşebbüs genel müdürü ve yönetim kurulu üyelerinin görevlerini icra sırasında işledikleri suçlarından dolayı yargılanmaları, ilgili bakanın iznine bağlı olup; bu konuda Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiş, 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamalarının Düzenlemesine ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 37/a maddesinde ise bu kanun hüküm- 108 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun leri gereğince özelleştirme programına alınan kuruluşların özel hukuk hükümlerine tabi olduğu, bunlar hakkında varsa kendi kuruluş kanunları ile diğer kanunlarda yer alan bu kanuna aykırı hükümlerin ve 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümlerinin uygulanmayacağı hükme bağlanmıştır. Bu hükümlere göre kamu iktisadi teşebbüslerinin özelleştirme programına alınması durumunda, bunlar hakkında 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümlerinin uygulanmayacak olması dolayısıyla 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 11/d maddesinin de uygulanmasına olanak bulunmamaktadır. Bu durumda kamu iktisadi kuruluşu olan Tekel Genel Müdürlüğü, 6.2.2001 günlü ve 24310 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özelleştirme Yüksek Kurulu kararıyla özelleştirme kapsam ve programına alındığından bu Kuruluşun genel müdürü ile yönetim kurulu üyeleri hakkında 2002 yılındaki eylemleri nedeniyle 4483 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması mümkün olmadığından yetkili merci kararının TEKEL Genel Müdürü ?’a ilişkin kısmının bu nedenle kaldırılmasına, dosyanın gereği için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine ve kararın birer örneğinin Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığı ile itiraz edene tebliğine 11.10.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi (1. Daire, 11.10.2004, 2004/273-262) MÜSTEŞAR YARDIMCILARININ TEFTİŞ KURULU BAŞKANININ ÜSTÜ KONUMUNDA OLMADIĞI, BAKANLIK TEFTİŞ KURULU BAŞKANI VE İKİ BAŞMÜFETTİŞ HAKKINDAKİ ÖN İNCELEMEYİ 4483 SAYILI KANUNUN 5’İNCİ MADDESİNDE ÖNGÖRÜLEN, ÜSTÜ KONUMUNDA BULUNMAYAN MÜSTEŞAR YARDIMCISININ YAPTIĞI VE DÜZENLENEN RAPOR ÜZERİNE BAKANIN SORUŞTURMA İZNİ VERİLMEMESİNE İLİŞKİN KARARININ KALDIRILMASI HK. 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun 9 uncu maddesinde “Yetkili merci, soruş- Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 109 turma izni verilmesine veya verilmemesine ilişkin kararını Cumhuriyet başsavcılığına, hakkında inceleme yapılan memur veya diğer kamu görevlisine ve varsa şikayetçiye bildirir. Soruşturma izni verilmesine ilişkin karara karşı haklarında inceleme yapılan memur veya diğer kamu görevlisi, soruşturma izni verilmemesine ilişkin karara karşı ise Cumhuriyet başsavcılığı veya şikayetçi itiraz yoluna gidebilir. İtiraz süresi, yetkili merciin kararının tebliğinden itibaren on gündür, hükmü yer almıştır. İtiraza konu Sağlık Bakanının 9.12.2004 günlü, 19 sayılı kararının 10.12.2004 gününde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına tebliğ edildiği, Ankara Cumhuriyet Savcısının itirazının ise 21.12.2004 tarihinde, 10 günlük yasal süreyi geçirdikten sonra yapıldığı anlaşıldığından, Cumhuriyet Savcısı itirazının süre yönünden reddi gerekmektedir. Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin suç işlediklerinin ihbar ya da şikayet konusu yapılması veya yetkili merci tarafından bizzat öğrenilmesi halinde 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun 5 inci maddesine göre izin vermeye yetkili merciin bir ön inceleme başlatacağı, bu incelemeyi kendisi bizzat yapabileceği gibi, görevlendireceği bir veya birkaç denetim elemanı veya hakkında inceleme yapılanın üstü konumundaki memur ve diğer kamu görevlilerinden biri veya birkaçı eliyle de yaptırabileceği hükme bağlanmıştır. Dosyanın incelenmesinden; 181 sayılı Sağlık Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Teftiş Kurulu Başkanlığı başlıklı 19 uncu maddesinde, Teftiş Kurulu Başkanlığının Bakanın emir ve onayı üzerine Bakan adına maddede belirtilen görevleri yapacağının hükme bağlandığı, bu durumda, müsteşar yardımcılarının Teftiş Kurulu Başkanının üstü konumunda olmadığı, Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanı ve iki Başmüfettiş hakkındaki ön incelemeyi 4483 sayılı Kanunun 5 inci maddesinde öngörülen üstü konumunda bulunmayan Müsteşar Yardımcısının 110 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun yaptığı ve düzenlenen rapor üzerine Bakan tarafından soruşturma izni verilmemesine karar verildiği anlaşıldığından, ilgililer hakkında bizzat Bakan tarafından ön inceleme yapılması ya da usulüne uygun olarak görevlendirilecek Başbakanlık Başmüfettişlerine ön inceleme emri verilmesi, bu emre dayalı olarak ön inceleme raporu düzenlenmesi ve yetkili merci tarafından soruşturma izni verilmesine veya verilmemesine ilişkin bir kararın tesis edilmesi, verilecek kararın türüne göre gerekli yazılı bildirimlerin yapılması, tesis edilen karara karşı itirazda bulunulması durumunda yazılı bildirimlere ilişkin günlü ve imzalı bildirim alındıları ile itiraz dilekçelerinin de eklenerek dosyanın Dairemize gönderilmesi gerekli görüldüğünden, şikayetçi itirazının kabulü ile Sağlık Bakanının soruşturma izni verilmemesine ilişkin 9.12.2004 günlü ve 19 sayılı kararının kaldırılmasına, gereği yapılmak üzere dosyanın Sağlık Bakanlığına, kararın birer örneğinin itiraz edenlere gönderilmesine 8.2.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi. (1. Daire, 08.02.2005, 2005/13-135) SORUŞTURMA İZNİ VERİLMEMESİNE İLİŞKİN ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANININ 26.4.2004 GÜNLÜ VE 17 SAYILI KARARINDA ADI GEÇENLERİN ? DOĞUMEVİ VE KADIN HASTALIKLARI EĞİTİM HASTANESİNDE ÇALIŞAN KAMU GÖREVLİLERİ OLDUĞU, BUNLAR HAKKINDA 4483 SAYILI KANUN UYARINCA SORUŞTURMA İZNİ VERİLMESİ VEYA VERİLMEMESİ YOLUNDA KARAR VERMEYE ? VALİSİNİN YETKİLİ BULUNDUĞU HK 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun izin vermeye yetkili merciler başlığını taşıyan 3 üncü maddesinin (b) bendinde, ilde ve merkez ilçede görevli memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında valinin; (c) bendinde, bölge düzeyinde teşkilatlanan kurum ve kuruluşlarda görev yapan memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında görev Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 111 yaptıkları il valisinin; 5232 sayılı Kanunla değişik (e) bendinde, Bakanlar Kurulu kararı ile veya Başbakanlık ve bakanlıklar ile bağlı kuruluşların merkez teşkilatında görevli olup, ortak kararla atanan memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında ilgili bakan veya Başbakanın soruşturma izni vermeye yetkili olduğu, 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrasında ise, soruşturma izni verilmesine veya verilmemesine ilişkin kararlara karşı yapılan itirazlara 3 üncü maddenin (e), (f), (g) (Cumhurbaşkanınca verilen izin hariç) ve (h) bentlerinde sayılanlar için Danıştay idari dairesince, diğerleri için yetkili merciin yargı çevresinde bulunduğu bölge idare mahkemesince bakılacağı hükme bağlanmıştır. Dosyanın incelenmesinden, soruşturma izni verilmemesine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanının 26.4.2004 günlü ve 17 sayılı kararında adı geçenlerin ? Doğumevi ve Kadın Hastalıkları Eğitim Hastanesinde çalışan kamu görevlileri olduğu, bunlar hakkında 4483 sayılı Kanun uyarınca soruşturma izni verilmesi veya verilmemesi yolunda karar vermeye ? Valisinin yetkili bulunduğu anlaşılmaktadır. Yukarıda açıklanan nedenlerle soruşturma izni verme yetkisi Kanunda belirtilen makamlara bizzat kullanılmak üzere verilmiş münhasır yetkilerden olup, bu yetkinin başka bir makamca kullanılması mümkün bulunmadığından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanının sözü edilen görevliler hakkında soruşturma izni verilmemesine ilişkin 24.6.2004 günlü, 17 sayılı kararının kaldırılmasına, bu konuda karar vermeye yetkili merci olan İzmir Valiliğine gönderilmek üzere dosyanın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına iadesine, kararın birer örneğinin İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı ile itiraz edene gönderilmesine 9.11.2004 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (1. Daire, 09.11.2004, 2004/416-398) 112 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun SORUŞTURMA İZNİ VERME YA DA VERMEME, İHBAR VE ŞİKAYETLERİ İŞLEME KOYUP KOYMAMA VE ÖN İNCELEME BAŞLATIP BAŞLATMAMA YETKİLERİ, KANUNDA BELİRTİLEN MAKAMLARA BİZZAT KULLANILMAK ÜZERE VERİLMİŞ MÜNHASIR YETKİLERDEN OLUP, BU YETKİNİN BAŞKA BİR MAKAMCA KULLANILMASININ MÜMKÜN BULUNMADIĞI HK. 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun 3 üncü maddesinin (h) bendinde; büyükşehir belediye başkanları, il ve ilçe belediye başkanları; büyükşehir, il ve ilçe belediye meclisi üyeleri ile il genel meclisi üyeleri hakkında soruşturma izni verme yetkisinin İçişleri Bakanına ait olduğu, 4 üncü maddesinin üçüncü ve dördüncü fıkralarında; bu Kanuna göre memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında yapılacak ihbar ve şikayetlerin soyut ve genel nitelikte olmaması gerektiği, ihbar veya şikayetlerde kişi ve/veya olay belirtilmesinin zorunlu olduğu, bu hükme aykırı bulunan ihbar ve şikayetlerin, Cumhuriyet başsavcıları ve izin vermeye yetkili merciler tarafından işleme konulmayacağı ve durumun ihbar veya şikayette bulunana bildirileceği, aynı Kanunun 5 inci maddesinde ise izin vermeye yetkili merciin, bu Kanun kapsamına giren bir suç işlendiğini bizzat veya yukarıdaki maddede yazılı şekilde öğrendiğinde bir ön inceleme başlatacağı hükme bağlanmıştır. Yukarıdaki hükümler uyarınca, soruşturma izni verme ya da vermeme, ihbar ve şikayetleri işleme koyup koymama ve ön inceleme başlatıp başlatmama yetkileri, Kanunda belirtilen makamlara bizzat kullanılmak üzere verilmiş münhasır yetkilerden olup, bu yetkinin başka bir makamca kullanılması mümkün bulunmamaktadır. Öte yandan, memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında yapılacak ihbar ve şikayetlerde kişi ve/veya somut olay belirtilmesi halinde izin vermeye yetkili merciin ön inceleme başlatması da zorunludur. Dosyanın incelenmesinden, Belediye Başkanı ? hakkında yapılan şikayet üzerine, Denizli Cumhuriyet Başsavcılığının soruştur- Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 113 ma izni verilmesi istemine, Yasada izin vermeye yetkili merciler arasında sayılmayan İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Genel Müdürlüğünce, herhangi bir işlem yapılmadığı şeklinde yanıt verildiği, şikayet dilekçesinde şikayetçinin belli, şikayet konusu eylemin somut olduğu, kişi ve olay belirtildiği de anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenlerle, itirazın kabulü ile şikayet hakkında, İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü tarafından 15.6.2004 günlü, 27521 sayılı “herhangi bir işlem yapılmamıştır” şeklinde verilen kararın kaldırılmasına, 4483 sayılı Kanunun yukarıda belirtilen hükümleri uyarınca; yetkili merci tarafından ön inceleme emri verilmesi, bu emre dayalı olarak ön inceleme raporu düzenlenmesi ve ön inceleme raporu da gözönünde bulundurulmak suretiyle yetkili merci tarafından soruşturma izni verilmesine veya verilmemesine ilişkin bir karar tesis edilmesi, verilecek kararın türüne göre gerekli yazılı bildirimlerin yapılması, karara karşı itirazda bulunulması durumunda yazılı bildirimlere ilişkin günlü ve imzalı bildirim alındıları ile itiraz dilekçelerinin de eklenerek Dairemize gönderilmesi için dosyanın İçişleri Bakanlığına, kararın bir örneğinin Denizli Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine 11.10.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi. (1. Daire, 11.10.2004, 2004/238-256) 1. MÜFETTİŞLERİN 4483 SAYILI KANUN UYARINCA YAPTIKLARI TEKLİFLERDEN SORUMLU TUTULAMAYACAKLARI, 2. CİDDİ BİLGİ VE BULGULARA DAYANMADIĞI ANLAŞILAN ŞİKAYETİN İŞLEME KONULMAMASI KARARINA KARŞI YAPILAN İTİRAZIN REDDİ HK. Başbakanlığın 12.08.2005 günlü ve 8054 sayılı yazısı ile gönderilen dosya Başbakan tarafından verilen 1.7.2005 günlü, 097 sayılı şikayetin işleme konulmaması kararı ve eki dosya ile bu karara yapılan şikayetçi itirazı, Tetkik Hakimi ....... açıklamaları 114 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun dinlendikten sonra, 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun uyarınca incelendi. Gereği Görüşülüp Düşünüldü 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun 4 üncü maddesinin üçüncü ve dördüncü fıkralarında; bu Kanuna göre memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında yapılacak ihbar ve şikayetlerin soyut ve genel nitelikte olmamasının, ihbar ve şikayetlerde kişi ve/veya olay belirtilmesinin zorunlu olduğu, iddiaların da ciddi bulgu ve belgelere dayanması gerektiği, bu hükme aykırı bulunan ihbar ve şikayetlerin, Cumhuriyet başşavcıları ve izin vermeye yetkili merciler tarafından işleme konulmayacağı ve durumun ihbar ve şikayette bulunana bildirileceği, aynı Kanunun 5 inci maddesinde ise, izin vermeye yetkili merciin, bu kanun kapsamına giren bir suç işlendiğini bizzat veya yukarıdaki maddede yazılı şekilde öğrendiğinde bir ön inceleme başlatacağı hükme bağlanmıştır. Dosyanın incelenmesinden, hakkında soruşturma izni istenenin Başbakanlık Başmüfettişi olduğu, soruşturmacı sıfatıyla müşteki hakkında yargı kararlarını uygulamama iddiasıyla ilgili olarak ön inceleme raporu düzenlendiği, raporun sonu kısmında soruşturma izni verilmesi yönünde teklif getirdiği, yetkili merciin de bu rapora dayalı olarak müşteki hakkında soruşturma izni verdiği anlaşılmıştır. Soruşturmacı olarak görevlendirilenler, ön inceleme raporu düzenlemekle yükümlü bulunduklarından, bulguların saptırılması ve karartılması halleri hariç olmak üzere, düzenledikleri raporlarda getirdikleri tekliflerden, karar verme konumunda olmamaları nedeniyle sorumlu tutulmalarına hukuken olanak yoktur. Açıklanan nedenlerle, görevin kötüye kullanıldığı, iddiasıyla Başbakanlık Başmüfettişi hakkında yapılan şikayetin, anılan 4 üncü madde hükmü uyarınca ciddi bulgu ve belgelere dayanmadığı anlaşıldığından, Başbakanca, verilen 1.7.2005 günlü, 097 sayılı şikayetin işleme konulmaması kararına yapılan itirazın reddine, Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 115 dosyanın Başbakanlığa, kararın bir örneğinin dilekçe ve eklerinin şikayetçiye gönderilmesine 16.09.2005 gününde oyçokluğuyla karar verildi. KARŞI OY 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun 4 üncü maddesinde; Cumhuriyet başşavcıları, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin bu kanun kapsamına giren suçlarına ilişkin bir ihbar veya şikayet aldıklarında veya böyle bir durumu öğrendiklerinde ihbar veya şikayetin, soyut ve genel nitelikte olmaması, ihbar veya şikayette kişi veya olay belirtilmesi, iddiaların ciddi bulgu ve belgelere dayanması şartlarını taşıdığını belirlemeleri durumunda, yetkili merciden soruşturma izni isteyecekleri; ihbar ve şikayetin, Kanunla belirtilen şartları taşımadığı saptamaları durumunda ise, bu ihbar veya şikayeti işleme koymayacakları hükme bağlanmıştır. Cumhuriyet Başsavcılıklarınca yetkili merciden soruşturma izni istenmesi durumunda izin vermeye yetkili mercilerin, bu istemleri 4483 sayılı Kanun çerçevesinde yerine getirmeleri, bir başka anlatımla ön inceleme raporu düzenlenerek sonucuna göre soruşturma izni verilmesi veya soruşturma izni verilmemesi şeklinde bir karar vermeleri zorunludur. İzin vermeye yetkili mercilerce bu tür talepleri sonuçsuz bırakacak şekilde “işleme konulmama kararı” verilmesi mümkün değildir. Şayet şikayet hakkında işleme konulmama kararı verilecek idiyse Cumhuriyet başsavcılarına kanunla şikayeti işleme koymama yetkisi verilmiş olması nedeniyle, zaten Cumhuriyet başsavcılıklarınca işleme konulmama kararı” verilirdi. 4483 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının son cümlesinde yeralan “...evrakın bir örneğini ilgili makama göndererek soruşturma izni isterler.” emredici hükmünden de bunun anlaşılması gerektiği, ihbar veya şikayetlerin takipsiz kalmamasını sağlamakla görevli ve sorumlu Cumhuriyet başsavcılıklarının soruşturma izni isteme taleplerini sonuçsuz bırakacak şekilde “şikayetin işleme 116 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun konulmaması” kararı verilmesi durumunda da izin vermeye yetkili merciin cezai sorumluluğunun sözkonusu olacağı kanaatindeyim. 4483 sayılı Kanunda, Cumhuriyet başsavcılarının veya yetkili merciin “işleme koymama” kararlarına karşı itiraz edilebileceği yönünde bir hükme yer verilmemiş, sadece ihbar ve şikayette bulunana bildirilmesi kural olarak belirlenmiştir. Yetkili merciilerin de, doğrudan kendilerine intikal eden ihbar ve şikayetleri, yukarıda belirtilen şartları taşımamaları durumunda işleme koymama yetkileri bulunmaktadır. Yetkili merciler belirtilen şartları taşımamaları durumunda işleme koymama kararlarına karşı Danıştay veya bölge idare mahkemeleri nezdinde itiraz edilebileceği yönünde bir düzenlemeye Kanunda yer verilmediğinden işleme koymama kararları, suç işleyen memurlar veya diğer kamu görevlilerinin korunup kollanması amacıyla kullanılan bir yol olması endişesini gündeme getirmekte ise de, 1 Nisan 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5271 sayılı Ceza Mahkemesi Kanununun “ihbar ve şikayet” başlıklı 158 inci maddesinin 4 ncü fıkrası ile; “Bir kamu görevinin yürütülmesiyle bağlantılı olarak işlendiği iddia edilen bir suç nedeniyle, ilgili kurum veya kuruluş idaresine yapılan ihbar veya şikayet, gecikmeksizin ilgili Cumhuriyet başsavcılığına gönderilir” hükmü getirilmiştir. Bu hükme göre yetkili merciler, bir kamu görevinin yürütülmesiyle bağlantılı suçlarla ilgili ihbar ve şikayetler üzerine ön inceleme başlatsalar da, başlatmayıp işleme koymasalar da bu ihbar veya şikayetleri, ilgili Cumhuriyet başsavcılıklarına göndermek zorundadırlar, Hükmün getiriliş amacının da, madde gerekçesinde; “kamu kurum ve kuruluşlarına yapılan ihbar ve şikayetlerin, takipsiz kalmaması için Cumhuriyet başsavcılığına intikalini sağlamak” olduğu açıklamasına yer verilmiştir. Cumhuriyet Başsavcılarının da bu ihbar veya şikayetlerin takipsiz kalmaması için 4483 sayılı Kanundan kaynaklanan yetkilerini kullanacakları açıktır. Bu nedenlerle, Kanunda itiraz yolu öngörülmeyen yetkili mercilerce verilen “şikayetin işleme konulmaması” kararlarına yapılan Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 117 itirazın incelenmeksizin reddi gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına katılmıyorum. (1. Daire, 16.09.2004, 2005/803-1018) BELEDİYE BAŞKANI VE BELEDİYE FEN MEMURU OLAN İLGİLİLERİN, AYNI ZAMANDA BELEDİYENİN HAKİM ORTAĞI OLDUĞU TİCARET A.Ş’NİN YÖNETİM KURULU BAŞKAN VE ÜYELERİ OLDUKLARI, EYLEMLERİ ŞİRKET YÖNETİM KURULU BAŞKAN VE ÜYELERİ SIFATIYLA GERÇEKLEŞTİRDİKLERİ, ŞİRKETİN İSE TÜRK TİCARET KANUNU HÜKÜMLERİNE TABİ OLARAK YÖNETİLDİĞİ 4483 SAYILI KANUNUN KAPSAM BAŞLIKLI 2 NCİ MADDESİNİN İKİNCİ FIKRASINDA BELİRTİLEN “DEVLET VE DİĞER KAMU TÜZEL KİŞİLERİNİN GENEL İDARE ESASLARINA GÖRE YÜRÜTTÜKLERİ KAMU HİZMETLERİNİN GEREKTİRDİĞİ ASLİ VE SÜREKLİ GÖREVLERİ İFA EDEN MEMURLAR VE DİĞER KAMU GÖREVLİLERİNİN GÖREVLERİ SEBEBİYLE İŞLEDİKLERİ SUÇLAR” KAPSAMINDA OLMADIĞI HK. Soruşturulacak Eylem: Jeotermal Isıtma Termal Turizm San. ve Tic. A.Ş.’ne ait parayı Belediye hizmetlerinde kullanmak suretiyle kendilerine tevdi olunan şirket mal varlığını zarara uğratmak Gereği Görüşülüp Düşünüldü: 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun 1 inci maddesinde, Kanunun amacının memurlar ve diğer kamu görevlilerinin görevleri sebebiyle işledikleri suçlardan dolayı yargılanabilmeleri için izin vermeye yetkili mercileri belirtmek ve düzenlemek olduğu hükme bağlanmış, 2 nci maddesinin birinci fıkrasında ise, Devletin ve diğer kamu tüzel kişilerinin genel idare esaslarına göre yürüttükleri kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevleri ifa eden memurlar ve diğer kamu görevlilerinin görevleri sebebiyle işledikleri suçlar, bu Kanunun kapsamına alınmıştır. 118 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun Dosyanın incelenmesinden belediye başkanı ve belediye fen memuru olan ilgililerin, aynı zamanda Belediyenin hakim ortağı olduğu ? Jeotermal Isıtma Termal Turizm Sanayi ve Ticaret A.Ş’nin yönetim kurulu başkan ve üyeleri oldukları, bu şirkete ait kaynakları ? Belediyesinin muhtelif işlerinde kullanarak şirket mal varlığını zarara uğrattıkları ve bu eylemleri şirket yönetim kurulu başkan ve üyeleri sıfatıyla gerçekleştirdikleri, Şirketin ise Türk Ticaret Kanunu hükümlerine tabi olarak yönetildiği anlaşıldığından Şirket mal varlığını zarara uğratmak eyleminin, 4483 sayılı Kanunun kapsam başlıklı 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen “Devlet ve diğer kamu tüzel kişilerinin genel idare esaslarına göre yürüttükleri kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevleri ifa eden memurlar ve diğer kamu görevlilerinin görevleri sebebiyle işledikleri suçlar” kapsamında olmadığı görülmekle 23.1.2006 günlü 2006/35 sayılı Yetkili Merci kararının kaldırılmasına, genel hükümlere göre işlem yapılmak üzere dosyanın Sandıklı Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine 28.3.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (1. Daire, 28.03.2006, 2006/191-336) 2547 SAYILI YÜKSEKÖĞRETİM KANUNUNA GÖRE YETKİLİ MERCİİN SORUŞTURMA İZNİ VERMEMESİ, SORUŞTURMA AÇILMAMASI VEYA ŞİKAYETİN İŞLEME KONULMAMASI YOLUNDAKİ KARARLARI KANUNUN ÖNGÖRDÜĞÜ MEN-İ MUHAKEME YA DA LÜZUM-U MUHAKEME KARARI NİTELİĞİNDE BİR KARAR OLMAYIP İPTAL DAVASINA KONU OLABİLECEK İDARİ İŞLEM NİTELİĞİ TAŞIDIĞINDAN BU TÜR İŞLEMLERE KARŞI İTİRAZ YOLUNA GİDİLMESİ YERİNE İPTAL DAVASI AÇILMASININ MÜMKÜN OLDUĞU HK. Anayasanın 129 uncu maddesinde, memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında işledikleri iddia edilen suçlardan ötürü ceza kovuşturması açılmasının kanunla belirlenen istisnalar dışında, kanunun gösterdiği idari merciin iznine bağlı olduğu hükme bağlanmıştır. Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 119 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 53 üncü maddesinin ceza soruşturması usulüne ilişkin (c) fıkrasında, yükseköğretim üst kuruluşları başkan ve üyeleri ile yükseköğretim kurumları yöneticilerinin, kadrolu ve sözleşmeli öğretim elemanlarının ve bu kuruluş ve kurumların 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi memurlarının görevleri dolayısıyla ya da görevlerini yaptıkları sırada işledikleri ileri sürülen suçlarla ilgili olarak soruşturmanın şüphelilerin konumuna göre belirlenecek soruşturmacı tarafından yapılacağı, son soruşturmanın açılıp açılmamasına karar verecek kurullar ve kurulların oluşumuna ilişkin usul ve esaslar ile kurulların almış olduğu lüzum-u muhakeme kararlarının ilgililerin itirazı üzerine, men-i muhakeme kararlarının ise kendiliğinden Danıştayca incelenerek karara bağlanacağı hükümlerine yer verilmiştir. Buna göre yetkili merciin soruşturma izni vermemesi, soruşturma açılmaması veya şikayetin işleme konulmaması yolundaki kararları Kanunun öngördüğü men-i muhakeme ya da lüzum-u muhakeme kararı niteliğinde bir karar olmayıp iptal davasına konu olabilecek idari işlem niteliği taşıdığından bu tür işlemlere karşı itiraz yoluna gidilmesi yerine iptal davası açılması mümkündür. Nitekim, Danıştay 8 inci Dairesinin 9.12.2005 günlü, E: 2005/1425, K: 2005/5059 sayılı kararında da, “ancak yetkili kurulca verilmiş lüzum-u muhakeme veya men-i muhakeme kararlarına itiraz edilebileceği, soruşturma açılmamasına ilişkin işlemlere karşı herhangi bir başvuru yolu öngörülmediği, bu nedenle bu kararların kesin, doğrudan uygulanabilir ve hukuki sonuç doğuran nitelikleri itibariyle idari davaya konu olabilecek işlemler olduğu” vurgulanmıştır. Dosyanın incelenmesinden; şikayetçi ?’un, göreve gelmediği yönünde gerçeğe aykırı tutanaklar düzenlenerek hakkında soruşturma açıldığı ve “görevden çekilmiş” sayılarak cezalandırıldığı iddiasıyla ilgililer hakkında Kırıkkale Cumhuriyet Başsavcılığına şikayet dilekçesi verdiği, anılan Başsavcılığın 28.10.2005 günlü, 2005/30 sayılı görevsizlik kararı üzerine dilekçe ve eklerinin Yükse- 120 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun köğretim Kurulu Başkanlığına, Yükseköğretim Kurulu Başkanlığınca da Kırıkkale Üniversitesi Rektörlüğüne gönderildiği, Rektörlükçe yapılan inceleme üzerine yeterli kanıt olmadığı gerekçesiyle soruşturma açılmamasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Yukarıda açıklanan nedenlerle, Kırıkkale Üniversitesi Rektörünün, iddialar hakkında yapılacak işlem bulunmadığına ilişkin 12.12.2005 günlü, 6990 sayılı yazısı, 2547 sayılı Kanunun 53 üncü maddesinde öngörülen lüzum-u muhakeme veya men-i muhakeme kararı niteliğinde olmadığından itirazın incelenmeksizin reddine, dosyanın Kırıkkale Üniversitesine, kararın bir örneğinin şikayetçiye gönderilmesine 21.2.2006 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi. KARŞI OY 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 53 üncü maddesinin ceza soruşturması usulü başlıklı (c) fıkrasında, “Yükseköğretim üst kuruluşları başkan ve üyeleri ile yükseköğretim kurumları yöneticilerinin, kadrolu ve sözleşmeli öğretim elemanlarının ve bu kuruluş ve kurumların 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi memurlarının, görevleri dolayısıyla ya da görevlerini yaptıkları sırada işledikleri ileri sürülen suçlar hakkında aşağıdaki hükümler uygulanır.” denildikten sonra devamındaki hükümlerde, Yükseköğretim Kurulu Başkanı için kendisinin katılmadığı Milli Eğitim Bakanının Başkanlığındaki bir toplantıda Yükseköğretim Kurulu üyelerinden teşkil edilecek en az üç kişilik bir kurulca, diğerleri için, Yükseköğretim Kurulu Başkanınca veya diğer disiplin amirlerince doğrudan veya görevlendirecekleri uygun sayıda soruşturmacı tarafından ceza soruşturmasının yapılacağı son soruşturmanın açılıp açılmamasına ise, YÖK başkan ve üyeleri ile Yükseköğretim Denetleme Kurulu başkan ve üyeleri hakkında Danıştay 2 nci Dairesinin (5183 sayılı Kanunun 12. maddesi ile bu görev 1 inci Daireye verilmiştir.) üniversite rektörleri, rektör yardımcıları ile üst kuruluş genel sekreterleri hakkında Yükseköğretim Kurulu üyelerinden teşkil edilecek üç kişilik kurul tarafından karar verileceği, böylece ceza soruştur- Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 121 masının görev statülerine göre nasıl ve kimler tarafından yapılacağı, bu soruşturma sonucunda elde edilen kanıtlara ve ulaşılacak sonuçlara göre düzenlenmesi zorunluluk arzeden soruşturma fezlekesi de değerlendirilmek suretiyle son soruşturmanın açılıp açılmamasına yani şüpheli kişiler hakkında isnad edilen eylemden dolayı men-i muhakemelerine ya da lüzum-u muhakemelerine karar alınmasının yasal zorunluluk olduğu ve bu kararları almaya hangi kurulların yetkili olduğu açık bir şekilde hükme bağlanmıştır. Öte yandan, 2547 sayılı Kanundan sonra yürürlüğe girmiş bulunan Anayasanın 129 uncu maddesinin son fıkrasında, memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında işledikleri iddia edilen suçlardan ötürü ceza kovuşturması açılmasının, kanunla belirlenen istisnalar dışında, kanunun gösterdiği idari merciin iznine bağlı olacağı hükmüne yer verilmiştir. Anayasanın sözünü ettiği “idari merciin izni” ne ilişkin usul ve esaslar ise, Memurlar ve diğer kamu görevlileri bakımından genel olarak 4483 sayılı Kanunda düzenlenmiş olup, YÖK personeli bakımından ise 2547 sayılı Kanunun 53/c maddesinde, bu madde kapsamındaki kamu görevlilerinin görevleri dolayısıyla ya da görevlerini yaptıkları sırada işledikleri ileri sürülen suçlar hakkında, öncelikle soruşturma başlatılması, görevlendirilen soruşturmacının bir fezleke düzenlemesi ve sonuçta men-i muhakeme yani yargılamaya gerek bulunmadığı, ya da lüzum-u muhakeme yani yargılamanın gerekli olduğu kararlarından birisinin yetkili kılınan kurullar tarafından verilmesi zorunluluğu öngörülerek, ceza soruşturması konusundaki yasal prosedürün üniversite personeli açısından nasıl işleyeceği belirtilmiş bulunmaktadır. 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun 18 inci maddesi ile yürürlükten kaldırılmış bulunan 4 Şubat 1329 tarihli Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkat hükümlerinde ve buna paralel düzenleme içeren 2547 sayılı Yasanın 53/c maddesinde geçen “ilk soruşturma”, 122 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun terimi, mülga 1412 sayılı CMUK’nda 21.5.1985 tarih ve 3206 sayılı Kanunla yapılan değişiklikler sonucunda “hazırlık soruşturması” olarak değiştirilmiş, son soruşturmanın açılması (lüzum-u muhakeme) kararı da hazırlık soruşturması sonunda Cumhuriyet Savcılarınca verilen karar (iddianame) niteliğinde olup bu husus, Yargıtay Ceza Dairelerince verilen kararlarla da teyid edilmiş bulunmaktadır. 2547 sayılı Yasanın 53 üncü maddesinin (c) fıkrasında düzenlenen ceza soruşturması ve kovuşturmasına ilişkin hükümler, mülga Memurin Muhakematı Hakkında Kanundan aynı hukuksal yapı içerisinde aktarılmış olduğundan, bu hükümlerin uygulanmasında, 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun soruşturmaya ilişkin, yani, yetkili mercilerce suç şüphesinin öğrenilmesinden iddianamenin kabulüne kadar geçen evredeki hükümlerine göre işlem yapılması gerekir. Bu evredeki hükümler nedeniyle alınan kararların ceza soruşturmasına ilişkin kararlar olduğunda kuşku yoktur. Diğer bir deyişle lüzum-u muhakeme ya da men-i muhakeme yolundaki yetkili merci kararları, iddianame ya da kovuşturma açılmaması niteliğinde olduğundan, bu kararların itiraz üzerine ya da yasa gereği incelenmesi, iddianameye yapılan itirazın incelenmesi anlamındadır. Ayrıca, 4483 sayılı Yasanın 2 nci maddesinin ikinci fıkrasındaki “Görevleri ve sıfatları sebebiyle özel soruşturma ve kovuşturma usullerine tabi olanlara ilişkin kanun hükümleri ile suçun niteliği yönünden kanunlarda gösterilen soruşturma ve kovuşturma usullerine ilişkin hükümler saklıdır.” şeklindeki hüküm nedeniyle yükseköğretim üst kuruluşları ve yükseköğretim kurumlarında çalışan personelin ceza soruşturması ve kovuşturması işlerinde 4483 sayılı Yasa hükümlerinin uygulanmasına olanak bulunmadığında, 2547 sayılı Yasanın 53/c maddesinin uygulanmasının zorunlu olduğunda da kuşku bulunmamaktadır. Böyle olunca, 2547 sayılı Yasanın 53/c maddesi uygulamasında, yetkili mercilerce suç şüphesinin öğrenilmesi üzerine, 4483 sayılı Yasada izin müessesesi evresinde Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 123 öngörülen ön inceleme, şikayetin işleme konulmaması, soruşturma izni verilmesi ya da verilmemesi gibi, üniversite personeline uygulanması mümkün olmayan prosedürlerin, uygulamaya konulması söz konusu olamaz. Öte yandan, 4483 sayılı Yasada, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin görevleri sebebiyle işledikleri suçlardan dolayı yargılanabilmeleri için izin vermeye yetkili merciler ve izlenecek usul düzenlenmiş, 4 üncü maddesinin dördüncü fıkrasında, üçüncü fıkradaki şartları taşımayan ihbar ve şikayetlerin izin vermeye yetkili merciler tarafından işleme konulmayacağı ve durumun ihbar ve şikayette bulunana bildirileceği, ancak iddiaların, sıhhati şüpheye mahal vermeyecek belgelerle ortaya konulmuş olması halinde, ad, soyad ve imza ile iş veya ikametgah adresinin doğrulduğu şartının aranmayacağı yani bu gibi durumlarda da ön inceleme başlatılmasının zorunlu olduğu hükme bağlanmıştır. 4483 sayılı Yasanın 4 üncü maddesinin dördüncü fıkrası hükmüne göre soruşturma izni vermeye yetkili merciler tarafından şikayetin işleme konulmamasına ilişkin olarak alınan kararların, şikayette bulunanlara ve Cumhuriyet başsavcılıklarına tebliğ edilmesi üzerine, bu kararlara itiraz edilebileceği yönünde bir düzenlemeye yer verilmemiş olmakla birlikte, bu uygulamaya karşı C.savcılıklarınca ve şikayetçileri tarafından yapılan itirazlar, önceleri Danıştay 2 nci Dairesinin ve daha sonra, Dairemizin verdiği ve istikrara kavuşmuş kararları ile incelenerek sonuçlandırılmış ve sonuçlandırılmaya devam edilmektedir. Zira, 4483 sayılı Yasanın uygulanmasında, şikayetin işleme konulmaması yönündeki kararlarda, isnad edilen bir suçtan dolayı ilgililer hakkında yapılacak ön inceleme sonucunda, soruşturma izni verilmesi ya da verilmemesi şeklinde tecelli etmesi gereken izin müessesesinin; yasada öngörülen işleme koymama koşullarının ötesinde bir uygulama ile önünün kesilmesi durumunun bulunup bulunmadığının denetlenmesi görevinin, soruşturma izni verilmesi ya da verilmemesi kararlarına itirazları incelemekle görevli yargı 124 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun yerlerine ait bulunduğunda ve bu tür kararların, idare hukuku alanı dışında kalan ceza soruşturmasına ilişkin kararlar olduğunda kuşku bulunmamaktadır. Nitekim, gerek 4483 sayılı Yasanın 1 inci maddesindeki, “... işledikleri suçlardan dolayı yargılanabilmeleri için izin vermeye yetkili merciler” şeklindeki anlatımdan, gerekse 2547 sayılı Yasanın 53 üncü maddesinin (c) fıkrasının ve bu fıkranın 1 inci ve 2 nci bentlerinin başlıklarının sırasıyla “ceza soruşturması usulü”, “ilk soruşturma”, “son soruşturmanın açılıp açılmamasına” şeklindeki ifadelerinden, her iki Yasa kapsamında başlatılan iş ve işlemlerin ceza soruşturmasına ve sonucu itibariyle ceza yargılamasına ilişkin olduğu açıkça ortada olduğundan, 4483 sayılı Yasa uygulamasında olduğu gibi bugüne kadar 2547 sayılı Yasa uygulamasında da, örnek olmak üzere belirtilen Dairemizin 1.11.2004 günlü, E: 2004/347, K: 2004/334; 25.11.2004 günlü, E: 2004/342, K: 2004/405; 4.2.2005 günlü, E: 2004/663, K: 2005/119; 16.3.2005 günlü, E: 2004/857; K: 2005/375; 6.4.2005 günlü, E: 2005/105, K: 2005/479; 13.4.2005 günlü, E:: 2005/178, K:2005/513; 24.2.2005 günlü, E: 2005/184, K: 2005/655; 12.5.2005 günlü, E: 2005/184, K:2005/655; 6.10.2005 günlü, E: 2005/821, K: 2005/1129; 6.10.2005 günlü, E: 2005/749, K: 2005/1152 sayılı kararlarıyla YÖK başkanlığının ve çeşitli üniversite rektörlüklerinin, ciddi suç iddialarıyla ilgili olarak hiçbir soruşturma yapılmadan, yetkili kurullarca men-i muhakeme ya da lüzum-u muhakeme kararları alınmadan, kimi olaylarda da şikayet edilenin kendisi hakkındaki suç isnadları konusunda hiçbir yasal soruşturmaya dayanmadan, soruşturma açılmaması ya da şikayetin işleme konulmaması yolunda aldıkları kararlara yapılan itirazlar incelenmiş ve bu kararların kaldırılarak yasada öngörülen prosedürün işletil- Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 125 mesi için dosyalar ilgili mercilere gönderilmiş, Dairemizin bu tür kararlarının bir kısmına YÖK başkanlığı tarafından yapılan düzeltme talepleri de yine Dairemizce incelenmeksizin reddedilmiştir. Dosyanın incelenmesinden; şikayetçinin hakkında göreve gelmediği yönünde gerçeğe aykırı tutanaklar düzenleyen görevlilerden, bu tutanaklar uyarınca işlem yapan, Bölüm Başkanı, Fakülte Yönetimi, soruşturmacı, Üniversite Disiplin Kurulu ve Rektör’den şikayetçi olduğunun anlaşıldığı bu durumda, içeriği itibariyle şikayetçisi belli, şikayet konusu ve isnat edilen suç somut olan, kişi ve olay belirtilen, iddiaları ciddi bulgu ve belgelere dayanan söz konusu şikayet dilekçesi ve ekleri üzerine dilekçede ilgililer için soruşturma açıp açmama konusunda yetkili merciin takdir yetkisinin mutlak olduğundan söz etmek mümkün olmadığından, 2547 sayılı Kanunun 53 üncü maddesine göre Kırıkkale Üniversitesi Rektörü ve diğer görevliler için verilecek soruşturma emri üzerine düzenlenecek fezlekede esas alınarak yetkili kurulca lüzum-u muhakeme veya men-i muhakeme kararı verilmesi gerekirken, şikayet edilen Rektörün, soruşturma açılmaması yönünde verdiği 12.12.2005 günlü ve 6990 sayılı kararında hukuki isabet bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, Kırıkkale Üniversitesi görevlileri için, 2547 sayılı Kanunun 53 üncü maddesinin (c) fıkrası uyarınca, Yükseköğretim Kurulu Başkanınca veya diğer disiplin amirlerince doğrudan veya görevlendirecekleri uygun sayıda soruşturmacı tarafından soruşturma yaptırılıp, yetkili kurul oluşturulup hazırlanan fezleke ve ekleri de gözönüne alınarak bir karar verilmesi gerektiğinden, itirazın kabulüyle Kırıkkale Üniversitesi Rektörünün 12.12.2005 günlü 6990 sayılı soruşturma açılmaması kararının kaldırılması düşüncesiyle aksi yöndeki çoğunluk kararına katılmıyoruz. (1. Daire, 21.02.2006, 2006/7-217) 126 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun ... İLİ, ... İLÇESİ,... KÖYLERİ MEVKİİNDEKİ ALANDA ? TİCARET ANONİM ŞİRKETİNİN ? FABRİKASI KURMASINA OLANAK TANIYAN BAKANLAR KURULU KARARININ, BAŞBAKANLIK VE ÇEVRE BAKANLIĞI YAZILARININ KANUNSUZ EMİR OLDUKLARI ANLAŞILDIĞINDAN BUNLARA DAYANILARAK YARGI KARARLARININ YERİNE GETİRİLMEMESİNDE İLGİLİNİN SORUMLULUĞUNUN BULUNDUĞU HK. Soruşturulacak Eylem: ? İli, ? İlçesi, ? ve ? Köyleri mevkiinde bulunan alanda ? Tarım Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketinin nişasta fabrikası kurmasına olanak tanıyan işlemler hakkında verilen yargı kararlarını uygulamamak Gereği Görüşülüp Düşünüldü: Dosyanın incelenmesinden, ? İli, ? İlçesi, ? ve ? Köyleri mevkiinde bulunan taşınmaz üzerine ? Tarım, Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketinin nişasta fabrikası kurmasına imkan tanıyan Başbakanlık Yüksek Planlama Kurulunun 9.12.1997 günlü, 97T-89 sayılı kararı ve ? Valiliğinin bu karara göre 1/1000 ölçekli mevzi imar planı yapılmasına ilişkin 30.4.1998 günlü, 1998/4.118 sayılı kararı ile 17.8.1998 günlü, 12/79 sayılı inşaat ruhsatı verilmesine ilişkin kararının iptali istemiyle açılan davada, Bursa 2. İdare Mahkemesinin 8.11.2004 günlü, E:2004/990, K:2004/1560 sayılı kararı ile işlemlerin iptal edildiği, anılan davaya konu olan mevzi imar planı değişikliğinin 1/25000 ölçekli plana aykırılığın görülmesi üzerine, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafından İznik Gölü Çevre Düzeni İmar Planında tarımsal niteliği korunacak alan, sulama alanı ve uzun mesafeli koruma alanında kalan taşınmazların tarımsal sanayi amaçlı nişasta fabrikası alanına dönüştürülmesi yolunda 1/25000 ölçekli Planda değişiklik yapılmasına ilişkin 14.8.1998 günlü işlemin iptali istemiyle açılan davada, Danıştay Altıncı Dairesinin 26.11.2002 günlü, E: 2002/4839, K: 2002/5652 sayılı kararı ile işlemin iptal edildiği, anılan Firmanın nişasta fabrikası kurmasına Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 127 olanak veren 1/1000 ölçekli mevzi imar planının onaylanmasına ilişkin Bursa İl İdare Kurulunun 28.12.1999 günlü, 1999/4-471 sayılı kararı ile bu plana dayanarak verilen 25.2.2000 günlü, 16-06 sayılı yapı ruhsatının iptali için açılan davada, Bursa 2. İdare Mahkemesinin 8.11.2004 günlü, E: 2004/1127, K: 2004/1561 sayılı kararı ile işlemlerin iptal edildiği, bu tesise bir yıl süreyle deşarj ve emisyon izin belgesi verilmesine ilişkin Bursa İl Mahalli Çevre Kurulunun 10.8.2000 günlü, 10 sayılı kararının iptali için açılan davada, Bursa 2. İdare Mahkemesinin 30.11.2004 günlü, E: 2004/1105, K: 2004/1633 sayılı kararı ile işlemin iptaline kararı verildiği, nişasta fabrikası kurulmasına olanak sağlayan işlemler hakkında yargılama süreci devam ederken Bakanlar Kurulunun 24.7.2002 günlü, 2002/7 sayılı prensip kararıyla, istihdam imkanı sağlayan, kullanacağı mısırın büyük kısmını iç piyasadan temin eden ve su kirliliği yaratmayan tesisin faaliyetine devam etmesinin uygun görüldüğü, yargı yerlerince verilen kararların uygulanmasında Bursa Valiliğince düşülen duraksama üzerine görüş istenildiği, Başbakanlık Kanunlar ve Kararlar Genel Müdürlüğünün 6.6.2003 günlü, 2504 sayılı yazısıyla, bahsi geçen Bakanlar Kurulu Prensip Kararına uyulması gerektiğinin hatırlatıldığı, bu yazı gereği olarak da Çevre ve Orman Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğünün 12.6.2003 günlü, 227 sayılı yazısı ile Prensip Kararına göre uygulama yapılmasının Bursa Valiliğinden istenildiği, anılan yazılar esas alınarak mahkeme kararlarının halen uygulanamadığı anlaşılmaktadır. Anayasanın 138 inci maddesinde yasama ve yürütme organı ile idarenin, mahkeme kararına uymak zorunda olduğu, bu organlar ile idarenin mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremeyeceği ve bunların yerine getirilmesini geciktiremeyeceği, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 28 inci maddesinde, idarenin, mahkemenin esas ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararının icaplarına göre, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecbur olduğu, uygulama süresinin hiç bir şekilde 128 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçmeyeceği, 52 nci maddesinde ise, temyiz veya itiraz yoluna başvurulmuş olmasının mahkeme kararının yürütülmesini durdurmayacağı hükme bağlanmıştır. Öte yandan, Anayasanın 137 nci maddesinde, kamu hizmetlerinde herhangi bir sıfat ve suretle çalışmakta olan kimsenin, üstünden aldığı emri yönetmelik, tüzük, kanun veya Anayasa hükümlerine aykırı görmesi halinde yerine getirmeyeceği ve bu aykırılığı o emri verene bildireceği, üstün emrinde ısrar etmesi ve bu emrini yazı ile yenilemesi halinde emri yerine getireceği, bu halde emri yerine getirenin sorumlu olmayacağı, ancak konusu suç teşkil eden emrin hiç bir suretle yerine getirilemeyeceği, yerine getiren kimsenin sorumluluktan kurtulamayacağı hükmü yer almakta olup, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 11 inci maddesinde de bu hükme paralel bir düzenleme yer almaktadır. Buna göre, ? İli, ? İlçesi, ? ve ? Köyleri mevkiindeki alanda ? Tarım, Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketinin nişasta fabrikası kurmasına olanak tanıyan Bakanlar Kurulu Kararının, Başbakanlık ve Çevre Bakanlığı yazılarının kanunsuz emir oldukları anlaşıldığından bunlara dayanılarak yargı kararlarının yerine getirilmemesinde ilgilinin sorumluluğunun bulunduğu sonucuna varılmıştır. Açıklanan nedenlerle, ilgiliye isnat edilen eylemin, hakkında hazırlık soruşturması yapılmasını gerektirecek nitelikte olduğu anlaşıldığından, itirazın kabulüyle İçişleri Bakanının 7.11.2005 günlü, 2005/220 sayılı soruşturma izni verilmemesine ilişkin kararının kaldırılmasına, dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına, kararın bir örneğinin İçişleri Bakanlığına gönderilmesine 24.1.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi. (DAN-DER; SAYI: 112) (1. Daire, 24.01.2006, 2005/1377, 2006/83) Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 129 ... BELEDİYESİ BAŞKANI VE DİĞER BELEDİYE GÖREVLİLERİ HAKKINDA YAPILAN ŞİKAYETİN, 4483 SAYILI KANUNUN 5 İNCİ MADDESİ HÜKMÜ UYARINCA AYNI KONUDA DAHA ÖNCE SONUÇLANDIRILMIŞ BİR ÖN İNCELEME BULUNMASI, BU ÖN İNCELEMENİN SONUCUNU ETKİLEYECEK YENİ BELGE DE SUNULMAMASI NEDENİYLE ?. BAKANINCA VERİLEN İŞLEME KONULMAMA KARARINA YAPILAN ŞİKAYETÇİ İTİRAZININ REDDİ HK. KARAR Hakkında Soruşturma İzni İstenenler : 1- ? - ? İli, ? Belediyesi Başkanı 2- Diğer Belediye görevlileri İtiraz Edilen Karar : Hakkında soruşturma izni istenenler için şikayetin işleme konulmamasına ilişkin İçişleri Bakanının 28.7.2005 günlü, 4154 sayılı kararı Karara İtiraz Eden : Şikayetçi ? Soruşturulacak Eylem : ? İlçesi ? Mahallesi, ? Sokak ile ? Sokak arasında ve ? Camii arkasında imar planında öngörülen yolu açmamak, buradaki taşınmazları kamulaştırmamak ve yıkılması gereken otoparkı yıkmamak Eylem Tarihi : 2000 - 2004 Yılları İçişleri Bakanlığının 31.1.2006 günlü, 782 sayılı yazısı ile gönderilen dosya İçişleri Bakanı tarafından verilen 28.7.2005 günlü, 4154 sayılı şikayetin işleme konulmaması kararı ile bu karara yapılan itiraz, Tetkik Hakimi Sebahattin Ünal’ın açıklamaları dinlendikten sonra, 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun uyarınca incelendi; Gereği Görüşülüp Düşünüldü: 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun 5 inci maddesinin ikinci fıkrasında; Cum- 130 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun huriyet başsavcılıkları ile izin vermeye yetkili merciler ihbar ve şikayetler konusunda daha önce sonuçlandırılmış bir ön inceleme olması halinde müracaatı işleme koymazlar. Ancak ihbar ve şikayet eden kişilerin konu ile ilgili olarak daha önceki ön incelemenin neticesini etkileyecek yeni belge sunması halinde müracaatı işleme koyabilirler, hükmüne yer verilmiştir. Dosyanın incelenmesinden, ? Mahallesi ? Sokak 36 pafta, 29 ada, 50 parsel sayılı yerde bulunan ve otopark olarak kullanılan taşınmazın yıkımını gerçekleştirmemek ve binanın üzerinde bulunan yolun açılmasını sağlamamak iddiasını da içeren şikayetçi başvurusu üzerine düzenlenen 25.5.2001 günlü, 143/26 sayılı ön inceleme raporuna göre bu iddia konusu ile ilgili olarak İçişleri Bakanı tarafından 28.5.2001 günlü, 2001/358 sayılı soruşturma izni verilmemesine ilişkin karar verildiği, aynı Yetkili Merci kararının soruşturma izni verilmesine ilişkin kısmına itiraz edilmemesi sonucunda dosyanın ? Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği, anılan Savcılığın 11.4.2002 günlü, Hz.No: 2002/1098, K: 2002/11 sayılı kararında hakkında soruşturma izni verilen ? Belediyesi eski Başkanı ? hakkında 4616 sayılı Kanunun 1/4 maddesine göre kamu davasının açılmasının ertelenmesine, soruşturma izni verilmeyen ? Belediyesi Başkanı ? ve Belediyenin diğer görevlileri hakkında hazırlık soruşturması yapılmasına mahal olmadığına karar verildiği, soruşturma izni verilmemesine ilişkin Yetkili Merci kararına şikayetçi ve yetkili Cumhuriyet Başsavcılığınca itirazda bulunulmaması üzerine şikayetçi iddiasının bu şekilde sonuçlandırıldığı, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliğinin 20.12.2000 günlü, 8411 sayılı yazısı ekindeki şikayet dilekçesinde, ? Mahallesi, ? Sokakta bulunan taşınmazların kamulaştırılmadığı, yıktırılmadığı ve yolun açılmadığının iddia edildiği, İçişleri Bakanlığınca görevlendirilen Mülkiye Müfettişi tarafından düzenlenen 16.4.2001 günlü raporda, emlak değerlerinin yüksek olduğu İlçede kamulaştırmaların parasal açıdan güçlük arzettiği, mali imkansızlık nedeniyle imar Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 131 planındaki yolların açılamadığının belirtildiği, İçişleri Bakanı tarafından da ? Belediyesi Başkanları ?, ? ve ? haklarındaki şikayetin işleme konulmamasına ilişkin 9.2.2002 günlü, İNS:00.34.498 sayılı karar verildiği, Şikayetçinin aynı konudaki iddialarını içeren 4.8.2004 günlü dilekçesi üzerinde İçişleri Bakanı tarafından ? Belediyesi Başkanı ? ve Belediyenin diğer görevlileri hakkında şikayetin işleme konulmamasına ilişkin 28.7.2005 günlü, 4154 sayılı karar verildiği, kararın kaldırılması ve ön inceleme yaptırılması gerektiği belirtilerek anılan Yetkili Merci kararına şikayetçi tarafından itiraz edilmesi üzerine dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşılmıştır. Şikayetçinin aynı konudaki ilk başvurusu üzerine ön inceleme yapılarak Yetkili Merci tarafından soruşturma izni verilmemesine karar verildiği, ikinci başvurusu üzerine Yetkili Merci tarafından şikayetin işleme konulmamasına karar verildiği, son başvurusu üzerine de itiraza konu edilen şikayetin işleme konulmamasına ilişkin kararın tesis edildiği görülmüştür. Bu durumda görevin kötüye kullanıldığı ve ihmal edildiği iddiasıyla Şişli Belediyesi Başkanı ve diğer Belediye görevlileri hakkında yapılan şikayetin, anılan 5 inci madde hükmü uyarınca aynı konuda daha önce sonuçlandırılmış bir ön inceleme bulunması, bu ön incelemenin sonucunu etkileyecek yeni belge de sunulmaması nedeniyle İçişleri Bakanınca verilen 28.7.2005 günlü, 4154 sayılı işleme konulmama kararına yapılan şikayetçi itirazının reddine, dosyanın İçişleri Bakanlığına, kararın bir örneğinin şikayetçiye gönderilmesine 9.2.2006 gününde oyçokluğuyla karar verildi. KARŞI OY 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun 4 üncü maddesinde, Cumhuriyet başsavcıları, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin bu kanun kapsamına giren suçlarına ilişkin bir ihbar veya şikayet aldıklarında veya böyle bir durumu öğrendiklerinde ihbar veya şikayetin, soyut ve genel 132 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun nitelikte olmaması, ihbar veya şikayette kişi veya olay belirtilmesi, iddiaların ciddi bulgu ve belgelere dayanması şartlarını taşıdığını belirlemeleri durumunda, yetkili merciden soruşturma izni isteyecekleri; ihbar veya şikayetin, Kanunla belirtilen şartları taşımadığını saptamaları durumunda ise, bu ihbar veya şikayeti işleme koymayacakları hükme bağlanmıştır. Cumhuriyet başsavcılıklarınca yetkili merciden soruşturma izni istenmesi durumunda, izin vermeye yetkili mercilerin, bu istemleri 4483 sayılı Kanun çerçevesinde yerine getirmeleri, bir başka anlatımla ön inceleme raporu düzenlenerek sonucuna göre soruşturma izni verilmesi veya soruşturma izni verilmemesi şeklinde bir karar vermeleri zorunludur. 4483 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının son cümlesinde yer alan “?..evrakın bir örneğini ilgili makama göndererek soruşturma izni isterler.” emredici hükmünden de bunun anlaşılması gerektiği, ihbar veya şikayetlerin takipsiz kalmamasını sağlamakla görevli ve sorumlu Cumhuriyet başsavcılarının soruşturma izni isteme taleplerini sonuçsuz bırakacak şekilde “şikayetin işleme konulmaması” kararı verilmesi durumunda da izin vermeye yetkili merciin cezai sorumluluğunun söz konusu olacağı kanaatindeyim. 4483 sayılı Kanunda, Cumhuriyet başsavcılarının veya yetkili merciin “işleme koymama” kararlarına karşı itiraz edilebileceği yönünde bir hükme yer verilmemiş, sadece ihbar ve şikayette bulunana bildirilmesi kural olarak belirlenmiştir. Yetkili mercilerin de, doğrudan kendilerine intikal eden ihbar veya şikayetleri, yukarıda belirtilen şartları taşımamaları durumunda işleme koymama yetkileri bulunmaktadır. Yetkili merciler tarafından verilen işleme koymama kararlarına karşı Danıştay veya bölge idare mahkemeleri nezdinde itiraz edilebileceği yönünde bir düzenlemeye Kanunda yer verilmediğinden işleme koymama kararları, suç işleyen memurlar veya diğer kamu görevlilerinin korunup kollanması amacıyla kullanılan bir yol olması endişesini gündeme Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 133 getirmekte ise de, 1 Nisan 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun “İhbar ve şikayet” başlıklı 158 inci maddesinin 4 üncü fıkrası ile; “Bir kamu görevinin yürütülmesiyle bağlantılı olarak işlendiği iddia edilen bir suç nedeniyle, ilgili kurum veya kuruluş idaresine yapılan ihbar veya şikayet, gecikmeksizin ilgili Cumhuriyet başsavcılığına gönderilir” hükmü getirilmiştir. Bu hükme göre yetkili merciler, bir kamu görevinin yürütülmesiyle bağlantılı suçlarla ilgili ihbar ve şikayetler üzerine ön inceleme başlatsalar da, başlatmayıp işleme koymasalar da bu ihbar veya şikayetleri, ilgili Cumhuriyet başsavcılıklarına göndermek zorundadırlar. Hükmün getiriliş amacının da, madde gerekçesinde; “ kamu kurum ve kuruluşlarına yapılan ihbar ve şikayetlerin, takipsiz kalmaması için Cumhuriyet başsavcılığına intikalini sağlamak” olduğu açıklamasına yer verilmiştir. Cumhuriyet Başsavcılarının da bu ihbar veya şikayetlerin takipsiz kalmaması için 4483 sayılı Kanundan kaynaklanan yetkilerini kullanacakları açıktır. Bu nedenlerle, Kanunda itiraz yolu öngörülmeyen yetkili mercilerce verilen “şikayetin işleme konulmaması” kararlarına yapılan itirazın incelenmeksizin reddi gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına katılmıyorum. (DAN-DER; SAYI: 112) BŞ/Aİ (1. Daire, 28.07.2005, 2006/52-166) ŞİKAYETİN İŞLEME KONULMAMASI KARARINA ANCAK CUMHURİYET BAŞSAVCISI VEYA ŞİKAYETÇİNİN İTİRAZ EDEBİLECEĞİ, ŞİKAYETÇİ SIFATI BULUNMADIĞI GÖRÜLEN ... VALİLİĞİ İL KÜLTÜR VE TURİZM MÜDÜRLÜĞÜ MÜZE MÜDÜRÜ TARAFINDAN YAPILAN İTİRAZIN İNCELENMEKSİZİN REDDİ HK. Soruşturulacak Eylem : Şikayetçi ?’ın, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nca tescilli taşınmazının kamulaştırılması 134 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun isteminin Belediyece reddedilmesi suretiyle mağduriyetine sebebiyet vermek Gereği Görüşülüp Düşünüldü: 4483 sayılı Memur ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun itiraz hakkını düzenleyen 9 uncu maddesinde, yetkili merciin soruşturma izni verilmesine ilişkin kararına karşı hakkında inceleme yapılan memur veya diğer kamu görevlisinin; soruşturma izni verilmemesine ilişkin kararına karşı ise Cumhuriyet başsavcısı veya şikayetçinin tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içinde itiraz edebilecekleri hükme bağlanmıştır. Bu hükmün sonucu olarak, şikayetin işleme konulmaması kararına da ancak Cumhuriyet başsavcısı veya şikayetçinin itiraz edebileceği açıktır. Dosyanın incelenmesinden, ?’ın şikayeti üzerine İçişleri Bakanının 7.6.2005 günlü, İNS:04.56.2997 sayılı kararıyla şikayetin işleme konulmamasına karar verildiği, bu karara dosya içeriğinden şikayetçi sıfatı bulunmadığı görülen ? Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Müze Müdürü ?’ın itiraz ettiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle, 4483 sayılı Kanunun 9 uncu maddesine göre Yetkili Merciin şikayetin işleme konulmaması kararına ? tarafından yapılan itirazın incelenmeksizin reddine, dosyanın İçişleri Bakanlığına, kararın bir örneğinin istem sahibine gönderilmesine 6.4.2006 gününde esasta oybirliğiyle gerekçede oyçokluğuyla karar verildi. KARŞI OY 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun 4 üncü maddesinde, Cumhuriyet başsavcıları, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin bu kanun kapsamına giren suçlarına ilişkin bir ihbar veya şikayet aldıklarında veya böyle bir durumu öğrendiklerinde ihbar veya şikayetin, soyut ve genel nitelikte olmaması, ihbar veya şikayette kişi veya olay belirtilmesi, iddiaların ciddi bulgu ve belgelere dayanması şartlarını taşıdığını Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 135 belirlemeleri durumunda, yetkili merciden soruşturma izni isteyecekleri; ihbar veya şikayetin, Kanunla belirtilen şartları taşımadığını saptamaları durumunda ise, bu ihbar veya şikayeti işleme koymayacakları hükme bağlanmıştır. Cumhuriyet başsavcılıklarınca yetkili merciden soruşturma izni istenmesi durumunda, izin vermeye yetkili mercilerin, bu istemleri 4483 sayılı Kanun çerçevesinde yerine getirmeleri, bir başka anlatımla ön inceleme raporu düzenlenerek sonucuna göre soruşturma izni verilmesi veya soruşturma izni verilmemesi şeklinde bir karar vermeleri zorunludur. 4483 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının son cümlesinde yer alan “?..evrakın bir örneğini ilgili makama göndererek soruşturma izni isterler.” emredici hükmünden de bunun anlaşılması gerektiği, ihbar veya şikayetlerin takipsiz kalmamasını sağlamakla görevli ve sorumlu Cumhuriyet başsavcılarının soruşturma izni isteme taleplerini sonuçsuz bırakacak şekilde “şikayetin işleme konulmaması” kararı verilmesi durumunda da izin vermeye yetkili merciin cezai sorumluluğunun söz konusu olacağı kanaatindeyim. 4483 sayılı Kanunda, Cumhuriyet başsavcılarının veya yetkili merciin “işleme koymama” kararlarına karşı itiraz edilebileceği yönünde bir hükme yer verilmemiş, sadece ihbar ve şikayette bulunana bildirilmesi kural olarak belirlenmiştir. Yetkili mercilerin de, doğrudan kendilerine intikal eden ihbar veya şikayetleri, yukarıda belirtilen şartları taşımamaları durumunda işleme koymama yetkileri bulunmaktadır. Yetkili merciler tarafından verilen işleme koymama kararlarına karşı Danıştay veya bölge idare mahkemeleri nezdinde itiraz edilebileceği yönünde bir düzenlemeye Kanunda yer verilmediğinden işleme koymama kararları, suç işleyen memurlar veya diğer kamu görevlilerinin korunup kollanması amacıyla kullanılan bir yol olması endişesini gündeme getirmekte ise de, 1 Nisan 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun “İhbar ve şikayet” başlıklı 158 136 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun inci maddesinin 4 üncü fıkrası ile, “Bir kamu görevinin yürütülmesiyle bağlantılı olarak işlendiği iddia edilen bir suç nedeniyle, ilgili kurum veya kuruluş idaresine yapılan ihbar veya şikayet, gecikmeksizin ilgili Cumhuriyet başsavcılığına gönderilir” hükmü getirilmiştir. Bu hükme göre yetkili merciler, bir kamu görevinin yürütülmesiyle bağlantılı suçlarla ilgili ihbar ve şikayetler üzerine ön inceleme başlatsalar da, başlatmayıp işleme koymasalar da bu ihbar veya şikayetleri, ilgili Cumhuriyet başsavcılıklarına göndermek zorundadırlar. Hükmün getiriliş amacının da, madde gerekçesinde, “kamu kurum ve kuruluşlarına yapılan ihbar ve şikayetlerin, takipsiz kalmaması için Cumhuriyet başsavcılığına intikalini sağlamak” olduğu açıklamasına yer verilmiştir. Cumhuriyet Başsavcılarının da bu ihbar veya şikayetlerin takipsiz kalmaması için 4483 sayılı Kanundan kaynaklanan yetkilerini kullanacakları açıktır. Bu nedenlerle, Kanunda itiraz yolu öngörülmeyen yetkili mercilerce verilen “şikayetin işleme konulmaması” kararlarına yapılan itirazın incelenmeksizin reddi gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına katılmıyorum. (DAN-DER; SAYI: 113) BŞ/Aİ (1. Daire, 06.04.2006, 2006/218-389) CUMHURİYET BAŞSAVCILARINA YAPILAN ŞİKAYET VE İHBARLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ SONUCUNDA İŞLEME KONULMAMAYI GEREKTİREN NİTELİKTE OLANLARI HAKKINDA YİNE BU MAKAMLARCA ŞİKAYETİN İŞLEME KONULMAMASI KARARI VERİLEBİLMESİ YETKİSİ TANINDIĞINA GÖRE, CUMHURİYET BAŞSAVCILARINA İNTİKAL EDEN ŞİKAYET VE İHBARLAR ÜZERİNE YAPILAN İNCELEME VE SORUŞTURMA SONUCUNDA ŞİKAYETİN SOMUT OLDUĞU, KİŞİ VE OLAY BELİRTİLDİĞİ, İDDİALARIN CİDDİ BULGU VE BELGELERE DAYANDIĞI GÖRÜLEREK İŞLEME KONULMAMA KARARI Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 137 VERİLMEYİP DOSYANIN ÖN İNCELEME YAPILARAK SORUŞTURMA İZNİ VERİLİP VERİLMEMESİ YÖNÜNDEN YETKİLİ MERCİE İNTİKAL ETTİRİLMESİNDEN SONRA, YETKİLİ MERCİİN AYNI DOSYA İÇERİĞİNE GÖRE ŞİKAYETİN İŞLEME KONULMAMASINA KARAR VERMEMESİ, BİR ÖN İNCELEME YAPTIRARAK, CİDDİ BULGU VE BELGELERE DAYANAN KİŞİ VE SOMUT OLAY BELİRTİLEN ŞİKAYET HAKKINDA SORUŞTURMA İZNİ VERİLMESİ YA DA VERİLMEMESİ YÖNÜNDE BİR KARAR TESİS ETMESİ GEREKTİĞİ HK. Soruşturulacak Eylem : Şikayetçiye verilen 10.8.2001 günlü, 72/31 sayılı inşaat ruhsatını 3.8.2004 günlü, 100 sayılı Belediye Encümeni kararıyla iptal etmek suretiyle görevi kötüye kullanmak. Gereği Görüşülüp Düşünüldü: 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun 4 üncü maddesinin üçüncü ve dördüncü fıkralarında; bu Kanuna göre memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında yapılacak ihbar ve şikayetlerin soyut ve genel nitelikte olmamasının, ihbar veya şikayetlerde kişi ve/veya olay belirtilmesinin zorunlu olduğu, iddiaların da ciddi bulgu ve belgelere dayanması gerektiği, bu hükme aykırı bulunan ihbar ve şikayetlerin, Cumhuriyet başsavcıları ve izin vermeye yetkili merciler tarafından işleme konulmayacağı ve durumun ihbar veya şikayette bulunana bildirileceği, aynı Kanunun 5 inci maddesinde ise izin vermeye yetkili merciin, bu Kanun kapsamına giren bir suç işlendiğini bizzat veya yukarıdaki maddede yazılı şekilde öğrendiğinde bir ön inceleme başlatacağı hükme bağlanmıştır. Anılan hükümlerin değerlendirilmesinden, Cumhuriyet başsavcılarına yapılan şikayet ve ihbarların değerlendirilmesi sonucunda işleme konulmamayı gerektiren nitelikte olanları hakkında yine bu makamlarca şikayetin işleme konulmaması kararı verilebilmesi yetkisi tanındığına göre, Cumhuriyet başsavcılarına intikal eden 138 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun şikayet ve ihbarlar üzerine yapılan inceleme ve soruşturma sonucunda şikayetin somut olduğu, kişi ve olay belirtildiği, iddiaların ciddi bulgu ve belgelere dayandığı görülerek işleme konulmama kararı verilmeyip dosyanın ön inceleme yapılarak soruşturma izni verilip verilmemesi yönünden yetkili mercie intikal ettirilmesinden sonra, yetkili merciin aynı dosya içeriğine göre şikayetin işleme konulmamasına karar vermemesi, bir ön inceleme yaptırarak, ciddi bulgu ve belgelere dayanan, kişi ve somut olay belirtilen şikayet hakkında soruşturma izni verilmesi ya da verilmemesi yönünde bir karar tesis etmesi gerekmektedir. Dosyada yer alan şikayet dilekçesinde şikayetçinin belli, şikayet konusu eylemin somut olduğu, kişi ve olay belirtildiği, iddiaların da ciddi bulgu ve belgelere dayandığı ve şikayet hakkında ön inceleme yaptırılmak üzere Cumhuriyet savcısı tarafından yetkili mercie gönderildiği anlaşıldığından, 4483 sayılı Kanunun yukarıda belirtilen hükümleri uyarınca; yetkili merci tarafından ön inceleme emri verilmesi, bu emre dayalı olarak ön inceleme raporu düzenlenmesi, ön inceleme raporunda isnat edilen eylemle illiyet bağı görülenlerin diğer belediye görevlileri şeklinde değil, kişiler ve görev yerleri itibariyle belirlenmesi ve yetkili merci tarafından söz konusu ön inceleme raporu da gözönünde bulundurulmak suretiyle soruşturma izni verilmesine veya verilmemesine ilişkin bir kararın tesis edilmesi, verilecek kararın türüne göre gerekli yazılı bildirimlerin yapılması, tesis edilen karara karşı itirazda bulunulması durumunda yazılı bildirimlere ilişkin günlü ve imzalı bildirim alındıları ile itiraz dilekçelerinin de eklenerek dosyanın Dairemize gönderilmesi gerektiğinden, itirazın kabulü ile İçişleri Bakanı tarafından ihbar ve şikayetin işleme konulmamasına ilişkin olarak verilen 8.6.2005 günlü, İNS:05.20.08 sayılı kararın kaldırılmasına, dosyanın İçişleri Bakanlığına, kararın bir örneğinin Tavas Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine 25.4.2006 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi. Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 139 KARŞI OY 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun 4 üncü maddesinde, Cumhuriyet başsavcıları, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin bu kanun kapsamına giren suçlarına ilişkin bir ihbar veya şikayet aldıklarında veya böyle bir durumu öğrendiklerinde ihbar veya şikayetin, soyut ve genel nitelikte olmaması, ihbar veya şikayette kişi veya olay belirtilmesi, iddiaların ciddi bulgu ve belgelere dayanması şartlarını taşıdığını belirlemeleri durumunda, yetkili merciden soruşturma izni isteyecekleri; ihbar veya şikayetin, Kanunla belirtilen şartları taşımadığını saptamaları durumunda ise, bu ihbar veya şikayeti işleme koymayacakları hükme bağlanmıştır. Cumhuriyet başsavcılıklarınca yetkili merciden soruşturma izni istenmesi durumunda, izin vermeye yetkili mercilerin, bu istemleri 4483 sayılı Kanun çerçevesinde yerine getirmeleri, bir başka anlatımla ön inceleme raporu düzenlenerek sonucuna göre soruşturma izni verilmesi veya soruşturma izni verilmemesi şeklinde bir karar vermeleri zorunludur. 4483 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının son cümlesinde yer alan “?..evrakın bir örneğini ilgili makama göndererek soruşturma izni isterler.” emredici hükmünden de bunun anlaşılması gerektiği, ihbar veya şikayetlerin takipsiz kalmamasını sağlamakla görevli ve sorumlu Cumhuriyet başsavcılarının soruşturma izni isteme taleplerini sonuçsuz bırakacak şekilde “şikayetin işleme konulmaması” kararı verilmesi durumunda da izin vermeye yetkili merciin cezai sorumluluğunun söz konusu olacağı kanaatindeyim. 4483 sayılı Kanunda, Cumhuriyet başsavcılarının veya yetkili merciin “işleme koymama” kararlarına karşı itiraz edilebileceği yönünde bir hükme yer verilmemiş, sadece ihbar ve şikayette bulunana bildirilmesi kural olarak belirlenmiştir. Yetkili mercilerin de, doğrudan kendilerine intikal eden ihbar veya şikayetleri, yukarıda belirtilen şartları taşımamaları durumunda 140 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun işleme koymama yetkileri bulunmaktadır. Yetkili merciler tarafından verilen işleme koymama kararlarına karşı Danıştay veya bölge idare mahkemeleri nezdinde itiraz edilebileceği yönünde bir düzenlemeye Kanunda yer verilmediğinden işleme koymama kararları, suç işleyen memurlar veya diğer kamu görevlilerinin korunup kollanması amacıyla kullanılan bir yol olması endişesini gündeme getirmekte ise de, 1 Nisan 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun “İhbar ve şikayet” başlıklı 158 inci maddesinin 4 üncü fıkrası ile; “Bir kamu görevinin yürütülmesiyle bağlantılı olarak işlendiği iddia edilen bir suç nedeniyle, ilgili kurum veya kuruluş idaresine yapılan ihbar veya şikayet, gecikmeksizin ilgili Cumhuriyet başsavcılığına gönderilir” hükmü getirilmiştir. Bu hükme göre yetkili merciler, bir kamu görevinin yürütülmesiyle bağlantılı suçlarla ilgili ihbar ve şikayetler üzerine ön inceleme başlatsalar da, başlatmayıp işleme koymasalar da bu ihbar veya şikayetleri, ilgili Cumhuriyet başsavcılıklarına göndermek zorundadırlar. Hükmün getiriliş amacının da, madde gerekçesinde, “kamu kurum ve kuruluşlarına yapılan ihbar ve şikayetlerin, takipsiz kalmaması için Cumhuriyet başsavcılığına intikalini sağlamak” olduğu açıklamasına yer verilmiştir. Cumhuriyet Başsavcılarının da bu ihbar veya şikayetlerin takipsiz kalmaması için 4483 sayılı Kanundan kaynaklanan yetkilerini kullanacakları açıktır. Bu nedenlerle, Kanunda itiraz yolu öngörülmeyen yetkili mercilerce verilen “şikayetin işleme konulmaması” kararlarına yapılan itirazın incelenmeksizin reddi gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına katılmıyorum. (DAN-DER; SAYI: 113) BŞ/ÖEK (1. Daire, 25.04.2006, 2006/244-454) Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 141 5345 SAYILI GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN UYARINCA KURULAN GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞININ, TAŞRA TEŞKİLATINDA GÖREV YAPAN MEMURLAR VE DİĞER KAMU GÖREVLİLERİ İÇİN, 4483 SAYILI MEMURLAR VE DİĞER KAMU GÖREVLİLERİNİN YARGILANMASI HAKKINDA KANUNUN 3 ÜNCÜ MADDESİNE GÖRE SORUŞTURMA İZNİ VERMEYE YETKİLİ MERCİİN İL VALİLERİ Mİ YOKSA GELİR İDARESİ BAŞKANI MI OLDUĞU KONUSUNDA DÜŞÜLEN DURAKSAMANIN GİDERİLMESİ HK. Gereği Görüşülüp Düşünüldü : 5345 sayılı Gelir İdaresi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun uyarınca kurulan Gelir İdaresi Başkanlığının taşra teşkilatında görev yapan memur ve diğer kamu görevlileri için 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun 3 üncü maddesine göre soruşturma izni vermeye yetkili merciin il valileri mi yoksa Gelir İdaresi Başkanı mı olduğu konusunda düşülen duraksamanın giderilmesi istenilmektedir. 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun “Amaç” başlıklı 1 inci maddesinde, bu Kanunun amacının memurlar ve diğer kamu görevlilerinin görevleri sebebiyle işledikleri suçlardan dolayı yargılanabilmeleri için izin vermeye yetkili mercileri belirlemek ve izlenecek usulü düzenlemek olduğu, “İzin vermeye yetkili merciler” başlıklı 3 üncü maddesinin (a) bendinde, ilçede görevli memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında kaymakamın, (b) bendinde, ilde ve merkez ilçede görevli memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında valinin, (c) bendinde, bölge düzeyinde teşkilatlanan kurum ve kuruluşlarda görev yapan memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında görev yaptıkları il valisinin, (d) bendinde ise, Başbakanlık ve bakanlıkların merkez ve bağlı ve ilgili kuruluşlarında görev yapan diğer memur ve kamu görevlileri hakkında o kuruluşun en üst idari amirinin soruşturma izni vermeye yetkili olduğu hükme bağlanmıştır. 142 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun Öte yandan, 3046 sayılı Bakanlıkların Kuruluş ve Görev Esasları Hakkında 174 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile 174 Sayılı Bakanlıkların Kuruluş ve Görev Esasları Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Bazı Maddelerinin Kaldırılması ve Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında 202 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanunun “Amaç” başlıklı 1 inci maddesinde, bu Kanunun amacının kamu hizmetlerinin düzenli, süratli, etkin, verimli ve ekonomik bir şekilde yürütülebilmesi için bakanlıkların kurulmasına, teşkilat, görev ve yetkilerine ilişkin esas ve usullerin düzenlenmesi olduğu, “Bakanlık bağlı kuruluşları” başlıklı 10 uncu maddesinin (3) üncü fıkrasında, bağlı kuruluşların taşra teşkilatının bölge, il ve ilçe kuruluşları veya doğrudan kendine (merkeze) bağlı olarak kurulabileceği, 5345 sayılı Gelir İdaresi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun “Amaç” başlıklı 1 inci maddesinde, bu Kanunun Maliye Bakanlığına bağlı Gelir İdaresi Başkanlığının kurulması, teşkilat, görev, yetki ve sorumluluklarına ilişkin esasları düzenlemesi olduğu, “Teşkilat” başlıklı 3 üncü maddesinin (1) inci fıkrasında, Başkanlığın merkez ve taşra teşkilatından meydana geldiği, “Taşra teşkilatı” başlıklı 23 üncü maddesinin (1) inci fıkrasında ise, Başkanlığın taşra teşkilatının doğrudan merkeze bağlı vergi dairesi başkanlıkları ile vergi dairesi başkanlığı bulunmayan yerlerde vergi dairesi müdürlüklerinden oluştuğu hükmüne yer verilmiştir. 4483 sayılı Yasa; etkin, verimli ve süratli bir şekilde kamu hizmetinin sunulması ve kamu otoritesinin saygınlığının zedelenmemesi amacıyla bu hizmeti sunan memurlar ve diğer kamu görevlilerinin, bu görevleri sebebiyle işledikleri suçlardan dolayı doğrudan doğruya ceza soruşturmasına tabi tutulmamasını, haklarında adli makamlarca soruşturma yapılmasından önce idarenin inceleme yapmasını ve bu incelemenin sonucuna göre olayın yetkili ve görevli cumhuriyet başsavcılığına intikal etmesini öngören bir izin sistemi getirmektedir. Yasa ile ceza soruşturması açılmadan önce Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 143 idare tarafından yapılan ön incelemeye göre karar verilmesi esasının getirilmesi suretiyle Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkat uygulamasından farklı olarak soruşturmanın kurullar elinde sürüncemede kalmasının önlenmesi, başka bir ifade ile soruşturma izni verilmesi veya verilmemesi kararlarının etkin ve hızlı bir şekilde karara bağlanması amaçlanmaktadır. Bu genel amaca uygun olarak 4483 sayılı Yasanın 3 üncü maddesinin (a) ve (b) bentleri, yetkili merciin belirlenmesinde memurlar ve diğer kamu görevlilerinin görev yaptığı yeri temel kıstas olarak kabul etmiştir. Buna göre, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin görev yaptıkları yer mülki idare amirini yetkili merci olarak belirlemesi nedeniyle ilçede görev yapan tüm memur ve diğer kamu görevlileri hakkında kaymakam, ilde ve merkez ilçede görev yapan tüm memur ve diğer kamu görevlileri hakkında ise vali soruşturma izni vermeye yetkili makamdır. Anılan maddenin (c) bendinde, (a) ve (b) bentlerinde yer alan genel kuralın uzantısı olarak hizmet bakımından doğrudan merkeze bağlı olmak ve il idaresi içerisinde yer almamakla birlikte bölge düzeyinde teşkilatlanan kamu kurum ve kuruluşlarında görev yapan memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında da görev yapılan il valisinin yetkili merci olduğu açıkça düzenlemiştir. İdari izin sisteminin hızlı ve etkin bir şekilde yürümesini hedefleyen 4483 sayılı Yasa, ilçede ve ilde görevli memurlar ve diğer kamu görevlilerinin idari hiyerarşi içinde bağlı bulunduğu makamından bağımsız olarak yetkili mercii belirleme yoluna gitmiştir. Bu bağlamda, Yasanın 3 üncü maddesinde yer alan istisnalar hariç olmak üzere ilde veya ilçede görev yapan memur ve diğer kamu görevlilerinin disiplin, sicil ve atamaya yetkili amirlerinin mülki idare amirleri olup olmadıklarına bakılmaksızın haklarında soruşturma izni vermeye yetkili merciin vali ve kaymakam olduğu kabul edilmiştir. Bunun yanında, Yasanın 3 üncü maddesinin (d) bendinde yer alan, Başbakanlık ve bakanlıkların merkez ve bağlı kuruluşlarında görev yapan diğer memurlar ve kamu görevlileri hakkında o kurulu- 144 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun şun en üst idari amirinin yetkili merci olduğuna ilişkin hüküm, bakanlıkların merkez kuruluşlarında ve bağlı kuruluşlarında görev yapan diğer memurlar ve kamu görevlilerini kapsamaktadır. Diğer sözcüğü ile ifade edilmek istenilen personelin, ilçede ve ilde görevli olan memur ve kamu görevlilerinin dışında kalanlar olduğu açıktır. Bu bakımdan 3 üncü maddenin (d) bendinde yer alan hükmün, Başbakanlık ve bakanlıklar ile bağlı ve ilgili kuruluşların il ve ilçede görevli olmayan, merkez teşkilatında yer almakla birlikte ortak kararla veya Bakanlar Kurulu kararıyla atanmayan memurlar ve diğer kamu görevlilerini kapsadığı açık bir biçimde anlaşılmaktadır. En üst idari amirin, Başbakanlık ve bakanlıklar ile bağlı ve ilgili kuruluşların kendi kuruluş yasalarında merkez teşkilatı olarak düzenlenen idari birimlerinde görev yapan memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında yetkili merci olması nedeniyle Gelir İdaresi Başkanlığının merkez teşkilatında görev yapan diğer mermurlar ve kamu görevlileri hakkında Gelir İdaresi Başkanının ön inceleme yaptırmaya ve soruşturma izni vermeye yetkili merci olacağı tabiidir. Gelir İdaresi Başkanlığının taşra teşkilatının doğrudan merkeze bağlı vergi dairesi başkanlıkları ile vergi dairesi başkanlığı bulunmayan yerlerde vergi dairesi müdürlüklerinden oluştuğuna ilişkin hükmü içeren 5345 sayılı Yasanın 23 üncü maddesi ile vergi ve benzeri mali yükümlülüklerin tarh, tahakkuk ve tahsil işlemlerini yürütmekle görevli Başkanlığa bağlı etkin bir taşra teşkilatının oluşturulması ve bu teşkilatın yönetsel anlamda doğrudan merkeze bağlı olması yoluyla daha verimli ve merkezle eşgüdüm içinde hizmet sunulmasını amaçladığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle, taşra teşkilatının hizmetin işleyişi bakımından doğrudan merkeze bağlı olarak kurulmasına imkan veren bu hükmün, memurların ve diğer kamu görevlilerinin yargılanmasında izin vermeye yetkili mercileri açık bir biçimde belirleyen 4483 sayılı Yasanın 3 üncü maddesinin (a) ve (b) bentlerinde yer alan düzenlemeyi berteraf edecek şeklinde yorumlanamayacağı açıktır. Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 145 Bu nedenlerle 5345 sayılı Gelir İdaresi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun uyarınca kurulan Gelir İdaresi Başkanlığının taşra teşkilatında görev yapan memur ve diğer kamu görevlilerinin görevlerine ilişkin olarak işledikleri suçlar için ön inceleme başlatmaya ve soruşturma izni vermeye veya vermemeye yetkili merciin, 4483 sayılı Yasanın 3 üncü maddesinin (a) ve (b) bentleri uyarınca ilçede görevli memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında kaymakam, ilde ve merkez ilçede görevli memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında ise vali olduğu sonucuna ulaşılarak dosyanın Danıştay Başkanlığına sunulmasına 16.10.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (DAN-DER; SAYI: 114) BŞ/Aİ (1. Daire, 16.10.2006, 2006/958-885) 5345 SAYILI GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI’NIN, TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN UYARINCA KURULAN GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞININ, TAŞRA TEŞKİLATINDA GÖREV YAPAN MEMURLAR VE DİĞER KAMU GÖREVLİLERİ İÇİN 4483 SAYILI MEMURLAR VE DİĞER KAMU GÖREVLİLERİNİN YARGILANMASI HAKKINDA KANUN’UN 3 ÜNCÜ MADDESİNE GÖRE SORUŞTURMA İZNİ VERMEYE, İL VALİLERİ İLE GELİR İDARESİ BAŞKANINDAN HANGİSİNİN YETKİLİ VE GÖREVLİ OLDUĞU KONUSUNDA ÇIKAN UYUŞMAZLIĞIN ÇÖZÜMÜ HK. 5345 sayılı Gelir İdaresi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun uyarınca kurulan Gelir İdaresi Başkanlığının taşra teşkilatında görev yapan memurlar ve diğer kamu görevlileri için 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun 3 üncü maddesine göre soruşturma izni vermeye, il valileri ile Gelir İdaresi Başkanından hangisinin yetkili ve görevli olduğu konusunda çıkan uyuşmazlığın çözümü hakkında karar verilmesi istemine ilişkin Başbakanlığın 28.5.2007 günlü, 146 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun Kanunlar ve Kararlar Genel Müdürlüğü 2290 sayılı yazısına ekli İçişleri Bakanlığının 30.4.2007 günlü, 5083 sayılı yazısında aynen; “İlgi: a) 29.08.2006 tarih ve B050HUK0000002.81-188/8575 sayılı yazımız. b) 11.01.2007 tarih ve B.02.0.KKG/174-190/145 sayılı yazınız. İlgi (a) yazımızla, 5345 sayılı Kanunla Maliye Bakanlığına bağlı Gelir İdaresi Başkanlığı kurulmasından sonra, bu birimin taşra teşkilatında çalışan memurlar ve diğer görevlileri bakımından 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanuna göre “ön inceleme yaptırma ve soruşturma izni verilmesi/verilmemesi” yetkisinin hangi mercide olduğu konusunda Maliye Bakanlığı ile Bakanlığımız arasında ortaya çıkan görüş ayrılığı Makamlarınıza arzedilmişti. Bu görüş ayrılığının giderilmesi için konu Danıştay Başkanlığına iletilmiş ve bunun üzerine İlgi (b) yazınız ekinde Bakanlığımıza gönderilen Danıştay Birinci Dairesinin 16.01.2006 günlü ve Esas : 2006/958, Karar 2006/885 sayılı kararında; “Gelir İdaresi Başkanlığının taşra teşkilatının doğrudan merkeze bağlı vergi dairesi başkanlıkları ile vergi dairesi başkanlığı bulunmayan yerlerde vergi dairesi müdürlüklerinden oluştuğuna ilişkin hükmü içeren 5345 sayılı Yasanın 23 üncü maddesi ile vergi ve benzeri mali yükümlülüklerin tarh, tahakkuk ve tahsil işlemlerini yürütmekle görevli Başkanlığa bağlı etkin bir taşra teşkilatının oluşturulması ve bu teşkilatın yönetsel anlamda doğrudan merkeze bağlı olması yoluyla daha verimli ve merkezle eşgüdüm içinde hizmet sunulmasını amaçladığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle, taşra teşkilatının hizmetin işleyişi bakımından doğrudan merkeze bağlı olarak kurulmasına imkan veren bu hükmün, memurların ve diğer kamu görevlilerinin yargılanmasında izin vermeye yetkili mercileri açık bir biçimde belirleyen 4483 sayılı Yasanın 3 üncü maddesinin (a) ve (b) bentlerinde yer alan düzenlemeyi bertaraf edecek şekilde yorumlanamayacağı açıktır. Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 147 Bu nedenlerle 5345 sayılı Gelir İdaresi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun uyarınca kurulan Gelir İdaresi Başkanlığının taşra teşkilatında görev yapan memur ve diğer kamu görevlilerinin görevlerine ilişkin olarak işledikleri suçlar için ön inceleme başlatmaya ve soruşturma izni vermeye veya vermemeye yetkili merciin, 4483 sayılı Yasanın 3’üncü maddesinin (a) ve (b) bentleri uyarınca ilçede görevli memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında kaymakam, ilde ve merkez ilçede görevli memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında ise vali olduğu sonucuna ulaşılarak dosyanın Danıştay Başkanlığına sunulmasına 16.10.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.” şeklinde görüş belirtilmiştir. Bu durum karşısında, 4483 sayılı Yasa uygulamasının söz konusu karar doğrultusunda yürütülmesi için Bakanlığımızın 24.01.2007 gün ve B050HUK0000002.81-188/918 sayılı Genelgesi yayımlanmıştır.(EK:1) Ancak, İstanbul Valiliğinin 29.03.2007 gün ve B054VLK43403/090.05.01/6374 sayılı, yine Hatay Valiliğinin 13.03.2007 gün ve BO54VLK4310600-648.99-243-955 sayılı yazıları ekinde gönderilen Maliye Bakanlığının 01.03.2007 gün ve B.07.1.GİB.0.13.95/9500- GY sayılı ve 2007/1 Nolu Genelgesiyle, Danıştay Birinci Dairesinin görüşüne rağmen, “Danıştay’ın istişari kararları, görüş, düşünce, mütalaa niteliğindedir ve bu özelliklerinden dolayı idareyi bağlamaz. İdare ister mecburen, ister kendi isteğiyle görüş istemiş olsun Danıştay kararı doğrultusunda işlem yapmak zorunda değildir...” gerekçesiyle, “4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun uyarınca Vergi Dairesi Başkanlıklarında görev yapan memurlar ve diğer kamu görevlilerinin görevlerine ilişkin olarak işledikleri suçlar için ön inceleme başlatmaya ve soruşturma izni vermeye veya vermemeye yetkili merciin, 4483 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin (d) bendinde yer alan “Başbakanlık ve Bakanlıkların merkez ve bağlı veya ilgili 148 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun kuruluşlarında görev yapan diğer kamu görevlileri hakkında o kuruluşun en üst idari amiri” hükmüne göre Gelir İdaresi Başkanı olduğu sonucuna ulaşılmaktadır...” denilerek, kendi görüşleri doğrultusunda uygulama yapmak istedikleri anlaşılmaktadır. (EK:2,3,4) Bilindiği gibi, 2575 sayılı Danıştay Kanununun 46 ncı maddesinin 2 nci fıkrasında “İdari dairelerin birinden çıkıp, (e) bendi uyarınca Danıştay Başkanı tarafından Danıştay İdari İşler Kuruluna havale edilmemiş olan işler ve verilen kararlar ilgili bakanlığın görüşüne uygun olmadığı takdirde, bakanın isteği üzerine, Danıştay İdari İşler Kurulunda görüşülür.” hükmü yer almaktadır. Bu yasa hükmüne göre, Danıştay Birinci Dairesinin mezkur istişari kararının Maliye Bakanlığının görüşüne uygun olmaması halinde, Maliye Bakanı tarafından bu kararın Danıştay İdari İşler Kurulunda görüşülmesinin istenmesi gerekmektedir. Ancak anılan Bakanlığın bu yasal yola başvurmak yerine, çıkardığı bir genelgeyle Danıştay Birinci Dairesinin bahse konu kararı aleyhine uygulama yapılmasını istediği görülmektedir. Bakanlığımız ise Danıştay Birinci Dairesinin 16.10.2006 tarihli ve 2006/885 sayılı istişari kararının isabetli olduğu ve uygulamanın bu karar doğrultusunda yapılması gerektiği görüşünü muhafaza etmektedir. Bu itibarla, Maliye Bakanlığına bağlı Gelir İdaresi Başkanlığı taşra teşkilatında çalışan memur ve diğer görevlileri hakkında 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanuna göre “ön inceleme yaptırma ve soruşturma izni verilmesi veya verilmemesi” yetkisinin hangi mercide olduğu hususunda Maliye Bakanlığı ile Bakanlığımız arasında görev ve yetki uyuşmazlığı ortaya çıkmış bulunmaktadır. 2575 sayılı Danıştay Kanununun 42/d maddesi hükmüyle “İdari makamlar arasında görev ve yetkiden doğan ve Başbakanlıktan gönderilen uyuşmazlıkları” inceleyerek karara bağlamak görevi Danıştay Birinci Dairesine verilmiştir. Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 149 Konunun Danıştay Başkanlığına intikal ettirilerek anılan Dairece söz konusu uyuşmazlığın giderilmesine ilişkin karar istihsalinin sağlanmasını takdirlerinize arz ederim.” denilmekte olduğundan konu incelenerek; Gereği Görüşülüp Düşünüldü : 5345 sayılı Gelir İdaresi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun uyarınca kurulan Gelir İdaresi Başkanlığının taşra teşkilatında görev yapan memurlar ve diğer kamu görevlileri için 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun 3 üncü maddesine göre soruşturma izni vermeye, il valileri ile Gelir İdaresi Başkanından hangisinin yetkili ve görevli olduğu konusunda çıkan uyuşmazlığın çözümü hakkında karar verilmesi istenilmektedir. 2575 sayılı Danıştay Kanununun 42 nci maddesinin (d) bendinde, idari makamlar arasında görev ve yetkiden doğan ve Başbakanlıktan gönderilen uyuşmazlıkları inceleyerek karara bağlamanın Birinci Dairenin kesin karara bağlayacağı görevlerinden birisi olduğu hükme bağlanmıştır. Dosyanın incelenmesinden, 5345 sayılı Gelir İdaresi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun uyarınca Maliye Bakanlığına bağlı Gelir İdaresi Başkanlığı kurulmasından sonra Başkanlığın taşra teşkilatında görev yapan memur ve diğer kamu görevlileri için 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanuna göre ön inceleme yaptırmaya ve soruşturma izni vermeye yetkili merciin il valileri mi yoksa Gelir İdaresi Başkanı mı olduğu konusunda İçişleri Bakanlığı ile Maliye Bakanlığı arasında görüş ayrılığı çıkması üzerine Başbakanlığın 22.9.2006 günlü, Kanunlar ve Kararlar Genel Müdürlüğü 4480 sayılı yazısına ekli İçişleri Bakanlığının 29.8.2006 günlü, 8575 sayılı yazısıyla bu konuda düşülen duraksamanın giderilmesinin Danıştay Başkanlığından istendiği, bu istem üzerine idarelerden gelen temsilcilerin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra Dairemizce 150 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun verilen 16.10.2006 günlü, E:2006/958, K:2006/885 sayılı kararla Gelir İdaresi Başkanlığının taşra teşkilatında görev yapan memur ve diğer kamu görevlilerinin görevlerine ilişkin olarak işledikleri suçlar için ön inceleme başlatmaya ve soruşturma izni vermeye veya vermemeye yetkili merciin, 4483 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin (a) ve (b) bentleri uyarınca ilçede görevli memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında kaymakam, ilde ve merkez ilçede görevli memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında ise vali olduğu sonucuna ulaşıldığı, İçişleri Bakanlığının 24.1.2007 günlü, 2007/13 sayılı genelgesiyle yukarıda anılan istişari karar uyarınca işlem yapılmasının istenildiği, buna karşılık Maliye Bakanlığının 1.3.2007 günlü, 2007/1 sayılı genelgesiyle 5345 sayılı Kanunun Gelir İdaresi Başkanlığı taşra teşkilatını doğrudan merkeze bağlı olarak düzenlediği ve Danıştay tarafından verilen istişari düşüncelerin idareler bakımından uygulanması zorunluluğu bulunmadığı gerekçesiyle taşra teşkilatında görev yapan memurlar ve diğer kamu görevlileri için ön inceleme başlatmaya ve soruşturma izni vermeye yetkili merciin Gelir İdaresi Başkanı olduğundan bahisle bu doğrultuda işlem yapılmasının istenildiği, aynı konudaki bu iki farklı genelge üzerine Hatay Valiliğinin 13.3.2007 günlü, 243-955 sayılı ve İstanbul Valiliğinin 29.3.2007 günlü, 6374 sayılı yazılarıyla iki genelge arasındaki çelişki dolayısıyla uygulamanın hangi doğrultuda yapılması gerektiği konusunda meydana gelen duraksamanın giderilmesinin İçişleri Bakanlığından istenildiği, öte yandan, Gelir İdaresi Başkanlığı kurulmasından sonra Başkanlığın taşra teşkilatında görev yapan memur ve diğer kamu görevlileri için 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanuna göre ön inceleme yaptırmaya ve soruşturma izni vermeye yetkili merciin kim olduğu konusunda bir uygulama birliği olmadığı, bazen bu yetkinin il valileri veya ilçe kaymakamları tarafından kullanıldığı bazen de yetkinin Gelir İdaresi Başkanı tarafından kullanıldığı, verilen kararları itirazen incelemeye görevli bölge idare Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 151 mahkemelerince de konunun farklı şekillerde yorumlandığı, bu nedenle anılan konuda idari makamlar arasında görev ve yetkiden kaynaklanan bir uyuşmazlığın bulunduğu anlaşılmaktadır. 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun “Amaç” başlıklı 1 inci maddesinde, bu Kanunun amacının memurlar ve diğer kamu görevlilerinin görevleri sebebiyle işledikleri suçlardan dolayı yargılanabilmeleri için izin vermeye yetkili mercileri belirlemek ve izlenecek usulü düzenlemek olduğu, “İzin vermeye yetkili merciler” başlıklı 3 üncü maddesinin (a) bendinde, ilçede görevli memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında kaymakamın, (b) bendinde, ilde ve merkez ilçede görevli memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında valinin, (c) bendinde, bölge düzeyinde teşkilatlanan kurum ve kuruluşlarda görev yapan memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında görev yaptıkları il valisinin, (d) bendinde ise, Başbakanlık ve bakanlıkların merkez ve bağlı ve ilgili kuruluşlarında görev yapan diğer memur ve kamu görevlileri hakkında o kuruluşun en üst idari amirinin soruşturma izni vermeye yetkili olduğu hükme bağlanmıştır. 3046 sayılı Bakanlıkların Kuruluş ve Görev Esasları Hakkında 174 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile 174 Sayılı Bakanlıkların Kuruluş ve Görev Esasları Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Bazı Maddelerinin Kaldırılması ve Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında 202 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanunun “Amaç” başlıklı 1 inci maddesinde, bu Kanunun amacının kamu hizmetlerinin düzenli, süratli, etkin, verimli ve ekonomik bir şekilde yürütülebilmesi için bakanlıkların kurulmasına, teşkilat, görev ve yetkilerine ilişkin esas ve usullerin düzenlenmesi olduğu, “Bakanlık bağlı kuruluşları” başlıklı 10 uncu maddesinin (3) üncü fıkrasında, bağlı kuruluşların taşra teşkilatının bölge, il ve ilçe kuruluşları veya doğrudan kendine (merkeze) bağlı olarak kurulabileceği, 5345 sayılı Gelir İdaresi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun “Amaç” 152 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun başlıklı 1 inci maddesinde, bu Kanunun Maliye Bakanlığına bağlı Gelir İdaresi Başkanlığının kurulması, teşkilat, görev, yetki ve sorumluluklarına ilişkin esasları düzenlemesi olduğu, “Teşkilat” başlıklı 3 üncü maddesinin (1) inci fıkrasında, Başkanlığın merkez ve taşra teşkilatından meydana geldiği, “Taşra teşkilatı” başlıklı 23 üncü maddesinin (1) inci fıkrasında ise, Başkanlığın taşra teşkilatının doğrudan merkeze bağlı vergi dairesi başkanlıkları ile vergi dairesi başkanlığı bulunmayan yerlerde vergi dairesi müdürlüklerinden oluştuğu hükmüne yer verilmiştir. 4483 sayılı Yasa; etkin, verimli ve süratli bir şekilde kamu hizmetinin sunulması ve kamu otoritesinin saygınlığının zedelenmemesi amacıyla bu hizmeti sunan memurlar ve diğer kamu görevlilerinin, bu görevleri sebebiyle işledikleri suçlardan dolayı doğrudan doğruya ceza soruşturmasına tabi tutulmamasını, haklarında adli makamlarca soruşturma yapılmasından önce idarenin inceleme yapmasını ve bu incelemenin sonucuna göre olayın yetkili ve görevli Cumhuriyet başsavcılığına intikal etmesini öngören bir izin sistemi getirmektedir. Yasa ile ceza soruşturması açılmadan önce idare tarafından yapılan ön incelemeye göre karar verilmesi esasının getirilmesi suretiyle Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkat uygulamasından farklı olarak soruşturmanın kurullar elinde sürüncemede kalmasının önlenmesi, başka bir ifade ile soruşturma izni verilmesi veya verilmemesi kararlarının etkin ve hızlı bir şekilde karara bağlanması amaçlanmaktadır. Bu genel amaca uygun olarak 4483 sayılı Yasanın 3 üncü maddesinin (a) ve (b) bentleri, yetkili merciin belirlenmesinde memurlar ve diğer kamu görevlilerinin görev yaptığı yeri temel kıstas olarak kabul etmiştir. Buna göre, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin görev yaptıkları yer mülki idare amirini yetkili merci olarak belirlemesi nedeniyle ilçede görev yapan tüm memur ve diğer kamu görevlileri hakkında kaymakam, ilde ve merkez ilçede görev yapan tüm memur ve diğer kamu görevlileri hakkında ise vali Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 153 soruşturma izni vermeye yetkili makamdır. Anılan maddenin (c) bendinde, (a) ve (b) bentlerinde yer alan genel kuralın uzantısı olarak hizmet bakımından doğrudan merkeze bağlı olmak ve il idaresi içerisinde yer almamakla birlikte bölge düzeyinde teşkilatlanan kamu kurum ve kuruluşlarında görev yapan memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında da görev yapılan il valisinin yetkili merci olduğu açıkça düzenlemiştir. İdari izin sisteminin hızlı ve etkin bir şekilde yürümesini hedefleyen 4483 sayılı Yasa, ilçede ve ilde görevli memurlar ve diğer kamu görevlilerinin idari hiyerarşi içinde bağlı bulunduğu makamından bağımsız olarak yetkili mercii belirleme yoluna gitmiştir. Bu bağlamda, Yasanın 3 üncü maddesinde yer alan istisnalar hariç olmak üzere ilde veya ilçede görev yapan memur ve diğer kamu görevlilerinin disiplin, sicil ve atamaya yetkili amirlerinin mülki idare amirleri olup olmadıklarına bakılmaksızın haklarında soruşturma izni vermeye yetkili merciin vali ve kaymakam olduğu kabul edilmiştir. Bunun yanında, Yasanın 3 üncü maddesinin (d) bendinde yer alan, Başbakanlık ve bakanlıkların merkez ve bağlı kuruluşlarında görev yapan diğer memurlar ve kamu görevlileri hakkında o kuruluşun en üst idari amirinin yetkili merci olduğuna ilişkin hüküm, bakanlıkların merkez kuruluşlarında ve bağlı kuruluşlarında görev yapan diğer memurlar ve kamu görevlilerini kapsamaktadır. Diğer sözcüğü ile ifade edilmek istenilen personelin, ilçede ve ilde görevli olan memur ve kamu görevlilerinin dışında kalanlar olduğu açıktır. Bu bakımdan 3 üncü maddenin (d) bendinde yer alan hükmün, Başbakanlık ve bakanlıklar ile bağlı ve ilgili kuruluşların il ve ilçede görevli olmayan, merkez teşkilatında yer almakla birlikte ortak kararla veya Bakanlar Kurulu kararıyla atanmayan memurlar ve diğer kamu görevlilerini kapsadığı açık bir biçimde anlaşılmaktadır. En üst idari amirin, Başbakanlık ve bakanlıklar ile bağlı ve ilgili kuruluşların kendi kuruluş yasalarında merkez teşkilatı olarak düzenlenen idari birimlerinde görev yapan memurlar ve diğer kamu 154 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun görevlileri hakkında yetkili merci olması nedeniyle Gelir İdaresi Başkanlığının merkez teşkilatında görev yapan memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında Gelir İdaresi Başkanının ön inceleme yaptırmaya ve soruşturma izni vermeye yetkili merci olacağı tabiidir. Bu nedenlerle 5345 sayılı Gelir İdaresi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun uyarınca kurulan Gelir İdaresi Başkanlığının taşra teşkilatında görev yapan memur ve diğer kamu görevlilerinin görevlerine ilişkin olarak işledikleri suçlar için ön inceleme başlatmaya ve soruşturma izni vermeye veya vermemeye; 4483 sayılı Yasanın 3 üncü maddesinin (a) ve (b) bentleri uyarınca ilçede görevli memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında kaymakamın, ilde ve merkez ilçede görevli memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında ise valinin görevli ve yetkili olduğuna, dosyanın Danıştay Başkanlığına sunulmasına 12.6.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (DAN-DER; SAYI: 116) BŞ/Aİ (1. Daire, 12.06.2007, 2007/628-735) İTİRAZ EDİLDİĞİNE İLİŞKİN DİLEKÇE OLMAKSIZIN DAİREMİZCE İNCELENME OLANAĞI BULUNMAYAN SÖZ KONUSU YETKİLİ MERCİ KARARI HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE OLANAK BULUNMADIĞI HK. 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun 9 uncu maddesinde, yetkili merciin soruşturma izni verilmesine veya verilmemesine ilişkin kararının, Cumhuriyet başsavcılığına, hakkında inceleme yapılan memur veya diğer kamu görevlisine ve varsa şikayetçiye bildirileceği, soruşturma izni verilmemesine ilişkin karara Cumhuriyet başsavcılığı veya şikayetçinin itiraz yoluna gidebileceği, itiraz süresinin yetkili merciin kararının tebliğinden itibaren on gün olduğu hükme bağlanmıştır. Dosyanın incelenmesinden, Devlet Tiyatroları Genel Müdürü ? için soruşturma izni verilmemesine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanı- Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 155 nın tarihsiz ve sayısız kararının, 3.4.2006 tarihinde şikayetçi ? vekili Av?.’e tebliğ edildiği, bu kararın, Bakanlığın 10.6.2005 günlü, 80235 sayılı yazısıyla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 21.6.2005 günlü, Soruşturma No: 32578, Karar No:2005/36015 sayılı kararıyla, söz konusu yetkili merci kararına itiraz edilmeyeceği belirtilerek şikayetle ilgili evrakın işlemden kaldırılmasına karar verdiği, yetkili merci kararına Başsavcılığın itiraz etmediği, şikayetçinin itiraz ettiğine ilişkin dilekçesi bulunmadığı halde Bakanlıkça, karar ile eki soruşturma dosyasının Dairemize gönderildiği anlaşılmaktadır. İtiraz edildiğine ilişkin dilekçe olmaksızın Dairemizce incelenme olanağı bulunmayan söz konusu yetkili merci kararı hakkında karar verilmesine olanak bulunmadığından esas kaydının kapatılarak dosyanın Kültür ve Turizm Bakanlığına iadesine 24.5.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi. BŞ/ÖEK (1. Daire, 24.05.2006, 2006/365-521) ŞİKAYETE KONU FİİLİN 2000 YILI AĞUSTOS AYINDA İŞLENMİŞ OLMASI NEDENİYLE 5237 SAYILI YASANIN 7/2 NCİ MADDESİ VE 765 SAYILI MÜLGA YASANIN 102/4 ÜNCÜ MADDESİ UYARINCA İTİRAZA KONU KARARIN VERİLDİĞİ TARİH İTİBARİYLE ZAMANAŞIMINA UĞRAMIŞ OLDUĞU GÖRÜLDÜĞÜNDEN, ? BAKANI TARAFINDAN İHBAR VE ŞİKAYETİN İŞLEME KONULMAMASINA İLİŞKİN OLARAK VERİLEN KARARA YAPILAN ŞİKAYETÇİ İTİRAZININ İNCELENMEKSİZİN REDDİ HK. 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun 71 inci maddesinde, Bu Kanunun hükümlerine aykırı olarak kasten; 1. Alenileşmiş olsun veya olmasın, eser sahibi veya halefinin yazılı izni olmadan bir eseri umuma arz eden veya yayımlayan, 156 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 2. Sahip veya halefinin yazılı izni olmadan, bir esere veya çoğaltılmış nüshalarına ad koyan, 3. Başkasının eserini kendi eseri veya kendisinin eserini başkasının eseri olarak gösteren veya 15 inci maddenin ikinci fıkrası hükmüne aykırı hareket eden, 4. 32,33,34,35,36,37,39 ve 40 ıncı maddelerindeki hallerde kaynak göstermeyen veya yanlış yahut kifayetsiz veya aldatıcı kaynak gösteren, 5. Eser sahibinin yazılı izni olmaksızın bir eseri değiştiren, Kişiler hakkında, iki yıldan dört yıla kadar hapis ve ellimilyar liradan yüzellimilyar liraya kadar ağır para cezasına veya zararın ağırlığı dikkate alınarak her ikisine birden hükmolunacağı belirtilmiştir. 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 nci maddesinin 2 nci fıkrasında suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise failin lehine olan kanunun uygulanacağı hükme bağlanmış, 765 sayılı mülga Türk Ceza Kanununun 102’nci maddesinin 4 üncü fıkrasında beş yıldan fazla olmayan ağır hapis ve hapis cezalarını ve ağır para cezasını gerektiren cürümlerde beş yıllık zamanaşımı süresi öngörülmüştür. Dosyanın incelenmesinden; ? İlçesi antik ? kentinin arkeolojik kazı çalışmalarına başkanlık eden ?’in yayın hakkı kendisine ait çalışmaların ? tarafından 2000 yılı Ağustos ayında basılan broşürde izinsiz olarak yayınlandığından bahisle, yayıncı ve yayınlatan hakkında 3.11.2003 günlü dilekçeyle suç duyurusunda bulunması üzerine, yayıncı ? hakkında İzmir Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesinin 2004/573 sayılı dosyasında dava açıldığı, görülen davanın duruşmaları sırasında broşür basılması siparişinin, ? Belediye Başkanı ? tarafından verildiğinin öğrenildiğinden bahisle, şikayetçinin 11.5.2005 günlü dilekçesiyle ? hakkında suç duyurusunda bulunduğu, Cumhuriyet Başsavcılığının 1.6.2005 günlü Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 157 yazısıyla 4483 sayılı Yasanın 3/h maddesi gereğince İçişleri Bakanlığından soruşturma izni verilmesi talebinde bulunulduğu, 26.12.2005 günlü İNS:5.35.2372 sayılı İçişleri Bakanı oluruyla ? ve diğer belediye görevlileri hakkındaki iddiaların işleme konulmamasına karar verildiği, şikayetçinin Bodrum Asliye 2 nci Hukuk Mahkemesine 22.2.2006 tarihinde verdiği ve 2.3.2006 tarihinde Dairemiz kaydına giren dilekçeyle itirazda bulunduğu, 8.3.2006 günlü, 1. D. Muh-92 sayılı yazımızla istenen dosyanın 25.5.2006 gününde Dairemize ulaştığı anlaşılmıştır. Bu durumda şikayete konu fiilin 2000 yılı Ağustos ayında işlenmiş olması nedeniyle 5237 sayılı Yasanın 7/2 nci maddesi ve 765 sayılı mülga Yasanın 102/4 üncü maddesi uyarınca itiraza konu kararın verildiği tarih itibariyle zamanaşımına uğramış olduğu görüldüğünden, İçişleri Bakanı tarafından ihbar ve şikayetin işleme konulmamasına ilişkin olarak verilen 26.12.2005 günlü İNS:5.35.2372 sayılı karara yapılan şikayetçi itirazının incelenmeksizin reddine, dosyanın İçişleri Bakanlığına, kararın bir örneğinin şikayetçi vekiline gönderilmesine 6.6.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi. (DAN-DER; SAYI: 113) BŞ/ÖEK (1. Daire, 06.06.2006, 2006/464-578) ŞİKAYET DİLEKÇESİ ÜZERİNE, 2547 SAYILI YASANIN 53/C MADDESİ HÜKMÜ GEREĞİNCE SORUŞTURMA EMRİ VERİLMESİYLE BAŞLAYAN VE HAZIRLANAN SORUŞTURMA RAPORUNA DAYALI OLARAK YETKİLİ KURULUN KARARI İLE TAMAMLANAN CEZA SORUŞTURMASI EVRESİ SONUNDA VERİLEN MEN-İ MUHAKEME VEYA LÜZUM-U MUHAKEME KARARLARININ, HAKKINDA KARAR VERİLENLERE VE ŞİKAYETÇİ OLDUĞUNU İLERİ SÜREREK İSTEMİNİ YETKİLİ MERCİLERE İLETENLERE DE TEBLİĞİNİN ZORUNLU OLDUĞU HK. 158 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 53 üncü maddesinin (c) bendinde, yükseköğretim üst kuruluşları başkan ve üyeleri ile yükseköğretim kurumları yöneticilerinin, kadrolu ve sözleşmeli öğretim elemanlarının ve bu kuruluş ve kurumların 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi memurlarının görevleri dolayısıyla ya da görevlerini yaptıkları sırada işledikleri ileri sürülen suçlar hakkında uygulanacak ceza soruşturması usulü düzenlenmiş, aynı bendin 8 inci alt bendinde, bu Kanunda yer almamış hususlarda Memurin Muhakematı Hakkında Kanun hükümlerinin uygulanacağı, 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun 16 ncı maddesinde, Kanunlarda Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkatın uygulanacağı belirtilen hallerde bu Kanun hükümlerinin uygulanacağı, 9 uncu maddesinin 1 inci fıkrasında ise, yetkili merciin soruşturma izni verilmesine veya verilmemesine ilişkin kararının hakkında ön inceleme yapılan memur veya diğer kamu görevlisine ve varsa şikayetçiye bildirileceği hükme bağlanmıştır. Belirtilen yasal düzenlemelere göre, şikayet dilekçesi üzerine, 2547 sayılı Yasanın 53/c maddesi hükmü gereğince soruşturma emri verilmesiyle başlayan ve hazırlanan soruşturma raporuna dayalı olarak yetkili kurulun kararı ile tamamlanan ceza soruşturması evresi sonunda verilen men-i muhakeme veya lüzum-u muhakeme kararlarının, hakkında karar verilenlere ve şikayetçi olduğunu ileri sürerek istemini yetkili mercilere iletenlere de tebliği zorunludur. Olayda, incelemeye konu Celal Bayar Üniversitesi Rektörlüğünce oluşturulan Kurulun Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ... ve İç Hastalıkları Anabilim Dalı Endokrinoloji ve Metabolizma Bilim Dalı Hekimleri ? ile ? hakkındaki 28.7.2006 günlü men-i muhakeme kararının şikayetçi Mualla Senan’a tebliğ edilmediği anlaşıldığından, yukarıda yapılan açıklamalar uyarınca tebliğ işlemlerinin usulüne uygun Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 159 olarak tamamlanması, tebliğ alındılarının ve şikayetçinin itiraz etmesi halinde itiraz dilekçesinin de eklenmesi, itiraz edilmediği takdirde Yasa gereği kendiliğinden incelenmek üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın Celal Bayar Üniversitesi Rektörlüğüne iadesine 20.10.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi. (DAN-DER; SAYI: 114) BŞ/ÖEK (1. Daire, 20.10.2006, 2006/783-938) ŞİKAYETÇİNİN AVUKATI OLDUĞU MEVSİMLİK İŞÇİLERİN HAK VE ALACAKLARININ TAHSİLİ AMACI İLE BELEDİYEYE VERMEK İSTEDİĞİ DİLEKÇELERİN, BELEDİYE BAŞKANI VE YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ TARAFINDAN ALINMAMAK SURETİYLE GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMALARI HK. Soruşturulacak Eylem : Şikayetçinin Avukatı olduğu mevsimlik işçilerin hak ve alacaklarının tahsili amacı ile Belediyeye vermek istediği dilekçelerin, Belediye Başkanı ve Yazı İşleri Müdürü tarafından alınmamak suretiyle görevi kötüye kullanmak 3071 sayılı Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair Kanunun 7 nci maddesinde, yapılmakta olan işlemin safahatı veya sonucu hakkında, yetkili makamlarca dilekçe sahiplerine en geç otuz gün içinde gerekçeli olarak cevap verileceği ve sonucunun ayrıca bildirileceği hükme bağlanmış, 24.01.2004 tarih ve 25356 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 2004/12 sayılı Başbakanlık genelgesinin 1/a maddesinde de, dilekçelerde bulunması gereken hususlar tek tek sayılarak usulüne uygun yapılan başvurunun en kısa sürede cevaplandırılacağı hususu zorunluluk olarak belirtilmiştir. Dosyanın incelenmesinden, şikayetçi Avukat tarafından 23.1.2004 tarihinde ? Belediyesine gidilerek verilmek istenilen dilekçenin üzerinde, “ yazıları tebellüğ etmiyorum kendileri Beledi- 160 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun yemizden işten çıkarılmamıştır.” yazısının bulunduğu, Yazı İşleri Müdürünün vermiş olduğu ifadede söz konusu yazının kendisi tarafından yazıldığının kabul edildiği, ancak dilekçenin şikayetçi tarafından işlem tamamlanmadan çekilip alındığının, dilekçe kabul etmeme gibi bir amacının olmadığının belirtildiği, Belediye Başkanının ifadesinde de aynı hususların tekrar edildiği, bu belirlemelere ek olarak olay günü avukata vekaletnamesinin sorulduğu ve vekaletnamenin dosyada olduğunun öğrenildiğinin ifade edildiği, itiraz dilekçesinde söz konusu dilekçelerin kabul edilmeme gerekçesi olarak, dilekçelerin 2004/12 sayılı Başbakanlık Genelgesinin 1/a maddesinde belirtilen hususları ihtiva etmemesinin gösterildiği, ancak dosyada bunu doğrulayacak bilgi ve belge bulunmadığı, bu durumda ilgililere isnat edilen eylemin, haklarında hazırlık soruşturması yapılmasını gerektirecek nitelikte bulunduğu anlaşıldığından, soruşturma izni verilmesine ilişkin yetkili merci kararına yapılan itirazların reddine, dosyanın ... Cumhuriyet Başsavcılığına, kararın birer örneğinin İçişleri Bakanlığı ile itiraz edenlere gönderilmesine 29.9.2006 gününde oyçokluğuyla karar verildi. KARŞI OY Dosyanın incelenmesinden, 23.01.2004 tarihli dilekçelerin Belediye Başkanlığına yapılan müracaat sırasında şikayetçi Avukat tarafından dilekçeler üzerine işlem yapılmadan Belediyeden geri alındığı, söz konusu dilekçelerin Belediye Başkanlığına başka yollarla da iletilmesinin mümkün olduğu anlaşıldığından iddia edilen eylemin, cezai yönü itibariyle soruşturma açılmasını gerektirecek nitelikte olmadığı görüşüyle çoğunluk kararına katılmıyorum. (DAN-DER; SAYI: 114) BŞ/Aİ (1. Daire, 29.09.2006, 2006/553-820) Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 161 YAPTIĞI İNCELEME VE SORUŞTURMADA, ŞİKAYET DİLEKÇESİNDEKİ İDDİALARLA İLGİLİ SEKİZ AYRI ÖN İNCELEME RAPORU DÜZENLEYEREK, ADI GEÇEN HAKKINDA ÇOK SAYIDA SORUŞTURMA OLDUĞU KANAATİNİ UYANDIRMAYA ÇALIŞMAK, ŞİKAYETÇİYİ UZUN SÜRE SORUŞTURMA TEHDİDİ ALTINDA BIRAKMAK, YANLI RAPOR DÜZENLEMEK SURETİYLE, GÖREVİ KÖTÜYE KULLANAN İLGİLİYE İSNAT EDİLEN EYLEMİN; HAKKINDA HAZIRLIK SORUŞTURMASI YAPILMASINI GEREKTİRECEK NİTELİKTE BULUNDUĞU HAKKINDA. Soruşturulacak Eylem : Şikayetçinin Siirt İli, Kurtalan İlçesi Kaymakamı olarak görevli olduğu döneme ilişkin yaptığı inceleme ve soruşturmada, şikayet dilekçesindeki iddialarla ilgili sekiz ayrı ön inceleme raporu düzenleyerek adı geçen hakkında çok sayıda soruşturma olduğu kanaatini uyandırmaya çalışmak, şikayetçiyi uzun süre soruşturma tehdidi altında bırakmak, yanlı rapor düzenlemek Dosyanın incelenmesinden, şikayetçinin Siirt İli, Kurtalan İlçesi Kaymakamı olarak görevli olduğu döneme ilişkin biri sahte isimle diğeri isimsiz iki adet şikayet dilekçesinde ileri sürülen iddiaların araştırılması gerekiyorsa 4483 sayılı Yasaya göre ön inceleme yapılması görevinin Bakanlık makamının 18.10.2002 günlü ve PGM-159 sayılı emriyle ilgiliye verildiği, anılan emir uyarınca benzer nitelikteki iki şikayet dilekçesindeki iddialarla ilgili olarak şikayetçi kaymakam hakkında 8 ayrı ön inceleme yapıldığı, bu 8 ön inceleme raporunda getirilen soruşturma izni verilmesi yönündeki öneriler doğrultusunda Siirt Valisi tarafından 8 adet soruşturma izni verildiği, Siirt Valisince soruşturma izni verilmesi kararlarının kaldırılması istemiyle şikayetçi tarafından Gaziantep Bölge İdare Mahkemesine itiraz edildiği, bu itirazlar üzerine Valiliğin 7 adet kararının adı geçen Mahkemece kaldırıldığı, 3.2.2003 günlü, 2003/19 sayılı soruşturma izni verilmesi kararına ise süresinde itiraz edilmediği için dosyanın Cumhuriyet Savcılığına gönderildiği ve Siirt Ağır Ceza Mahkemesinde dava açıldığı, bu davaya daya- 162 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun nak olan ve ilgili tarafından düzenlenen 29.1.2003 günlü ön inceleme raporunda “Kurtalan İlçesi ve Köylerine Hizmet Götürme Birliğinin Devlet Demir Yollarından işyeri yapmak üzere kiralanan taşınmazın bir bölümünü bir vatandaşa ihale yapılmadan Birlik Yönetim Kurulu kararıyla verildiği, ayrıca Kurtalan Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı tarafından üretilen ürünlerin tanıtımı amacıyla İspanya’nın Barcelona kentinde gerçekleştirilen 1.Türk İhraç Ürünleri fuarına katılan şikayetçi kaymakam ve ailesinin özel harcamalarının Birlik bütçesinden karşılandığı” görüşüyle soruşturma izni verilmesi önerisinde bulunulduğu ancak, Siirt Ağır Ceza Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda “Birliğin 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu ile 1050 sayılı Muhasebe-i Umumiye Kanununa tabi olmadığından Birlik Yönetim Kurulu kararıyla Birliğin yararı düşünülerek yapılan kiralama işleminde ve Barcelona kentinde gerçekleştirilen fuarda şikayetçinin ve ailesinin özel harcamalarının Birlik bütçesinden karşılandığını gösteren hiç bir delilin bulunmadığı gerekçesiyle görevin kötüye kullanıldığı suçunun unsurları itibariyle oluşmadığından sanıkların beraatlerine” karar verildiği, ilgili tarafından Barcelona kentinde yapılan fuarda şikayetçinin ve ailesinin kişisel harcamalarının Birlik bütçesinden karşılandığı belirtilmesine rağmen Siirt Ağır Ceza Mahkemesinin kararında bu konuya ilişkin hiç bir delilin olmadığının saptandığı, Kurtalan İlçesi ve Köylerine Hizmet Götürme Birliği 2886 sayılı Yasaya tabi olmamasına rağmen Birlikçe yapılan bazı kiralama ve yapım işlerinde salt ihale yapılmadığı beliritilerek kamu zararı oluşup oluşmadığı tespit edilmeden üçüncü kişilere çıkar sağlandığı kanaatine ulaşıldığı, şikayetçi hakkında ön inceleme raporu düzenlemekle yükümlü bulunan ilgilinin düzenlediği raporlarda bazı bulguları ve gerçekleri saptırdığı, benzer nitelikteki iki şikayet dilekçesindeki iddialarla ilgili olarak şikayetçi hakkında 8 ayrı ön inceleme yaparak hakkında çok sayıda soruşturma olduğu kanaatini uyandırmaya çalıştığı, şikayetçiyi ilk ön inceleme raporunun düzenlendiği 17.12.2002 tarihi ile son Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 163 ön inceleme raporunun düzenlendiği 7.5.2003 tarihleri arasında uzun bir süre soruşturma tehdidi altında bıraktığı, bu nedenle, ilgiliye isnat edilen eylemin, hakkında hazırlık soruşturması yapılmasını gerektirecek nitelikte bulunduğu anlaşıldığından, itirazın kabulüyle İçişleri Bakanının 20.3.2006 günlü, 2006/39 sayılı soruşturma izni verilmemesine ilişkin kararının kaldırılmasına, dosyanın Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına, kararın bir örneğinin İçişleri Bakanlığı ile itiraz edene gönderilmesine 10.10.2006 gününde oyçokluğuyla karar verildi. KARŞI OY Dosyanın incelenmesinden, ilgilinin Bakanlık Makamının emriyle ön inceleme yapmakla görevlendirildiği, şikayet dilekçelerindeki iddiaları 8 ayrı ön inceleme raporu çerçevesinde değerlendirmenin ilgilinin takdirinde olduğu, düzenlenen ön inceleme raporlarında bulguların saptırılması ve karartılması hallerinin bulunmadığı, düzenlenen raporlarda getirilen tekliflerden, karar verme konumunda olmaması nedeniyle ilgilinin sorumlu tutulmasına hukuken olanak olmadığı, bu nedenle, aldıkları ifadelere ve belgelere dayalı olarak ön inceleme raporu düzenleyen ilgiliye isnat edilen eylemin, hakkında hazırlık soruşturması yapılmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığı anlaşıldığından, soruşturma izni verilmemesine ilişkin yetkili merci kararına yapılan itirazın reddine karar verilmesi gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına katılmıyorum. (1. Daire, 10.10.2006, 2006/797-870) İLGİLİLER HAKKINDA SORUŞTURMA İZNİ VERİLMESİ GEREKTİĞİ ÖNERİLMESİNE RAĞMEN, YETKİLİ MERCİ TARAFINDAN İLGİLİLERİN SUÇ İŞLEME KASDI OLMADIĞI BELİRTİLEREK, SORUŞTURMA İZNİ VERİLMEMESİNE KARAR VERİLMİŞ İSE DE; ŞÜPHELİLERİN SUÇ İŞLEME KASITLARININ BULUNUP BULUNMADIĞININ TESPİTİNİN YARGI MERCİLERİNE AİT OLMASI GEREKTİĞİ HK. 164 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun Soruşturulacak Eylem: Air Anatolia A.Ş. nin teminat mektubu ve mali yapısındaki sorunlar konusunda firmaya tanınması gereken sürelerin bitiminde herhangi bir yaptırım uygulamamak, firmanın ruhsatının hemen iptal edilmesi gerekirken uzunca bir süre faaliyette bulunmasına göz yummak ve ruhsat iptalinden sonra firmanın teminat mektubunun nakde dönüştürülmesine engel olmak suretiyle adı geçen firma lehine davranmak Dosyanın incelenmesinden, Ulaştırma Bakanlığı Müfettişi tarafından düzenlenen 22.6.2006 günlü, 2006/19-1 sayılı ön inceleme raporunda yer alan Bakanlık çalışanlarının ifadeleri ve rapor eki belgelere göre ilgililer hakkında soruşturma izni verilmesi gerektiği önerilmesine rağmen yetkili merci tarafından ilgililerin suç işleme kastı olmadığı belirtilerek soruşturma izni verilmemesine karar verilmiş ise de, şüphelilerin suç işleme kasıtlarının bulunup bulunmadığının tespitinin yargı mercilerine ait olması nedeniyle ilgililere isnat edilen eylemin, haklarında hazırlık soruşturması yapılmasını gerektirecek nitelikte bulunduğu anlaşıldığından itirazın kabulüyle, Ulaştırma Bakanının 5.7.2006 günlü, B.11.0.TKB.0.06/535 sayılı soruşturma izni verilmemesine ilişkin kararının kaldırılmasına, dosyanın Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına, kararın bir örneğinin Ulaştırma Bakanlığına gönderilmesine 2.11.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi. (DAN-DER; SAYI: 114) BŞ/ÖEK (1. Daire, 02.11.2006, 2006/834-975) SERMAYE PİYASASI KURULU BAŞKAN, ÜYE VE ÇALIŞANLARININ 4483 SAYILI KANUNA TABİ OLMADIKLARI HK. 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun’un “kapsam” başlıklı 2 nci maddesinin birinci fıkrasında, “Bu Kanun’un Devletin ve diğer kamu tüzel kişilerinin genel idare esaslarına göre yürüttükleri kamu hizmetlerinin gerektiği asli ve Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 165 sürekli görevleri ifa eden memurlar ve diğer kamu görevlilerinin görevleri sebebiyle işledikleri suçlar hakkında uygulanacağı”, ikinci fıkrasında ise, “Görevleri ve sıfatları sebebiyle özel soruşturma ve kovuşturma usullerine tabi olanlara ilişkin Kanun hükümleri ile suçun niteliği yönünden Kanunlarda gösterilen soruşturma ve kovuşturma usullerine ilişkin hükümlerin saklı tutulacağı” hükmü yer almıştır. 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 17 nci maddesinde, bu Kanunla verilen görevleri yapmak ve yetkileri kullanmak üzere kamu tüzel kişiliğini haiz, idari ve mali özerkliğe sahip Sermaye Piyasası Kurulunun kurulduğu, 18 inci maddesinde, Kurulun kamu kurum ve kuruluşlarınca gösterilecek adaylar arasından Bakanlar Kurulunca atanacak yedi üyeden oluştuğu ve Bakanlar Kurulunun üyeler arasından birini başkan olarak belirleneceği, 3 üncü maddesinin (j) bendinde, Kurulun Başbakan tarafından görevlendirilen Devlet Bakanlığı ile ilgilendirildiği, “Sır saklama ve kurulun para, evrak ve malları hakkında işlenen suçlar” başlıklı 25 inci maddesinin (b) bendinde, Kurulun para, evrak ve her çeşit mallarının Devlet Malı hükmünde olduğu, bunlara karşı suç işleyen, görevini kötüye kullanan yahut ihmal eden Kurul başkan ve üyeleri ile personelinin Devlet memurları gibi cezalandırılacağı ve bu konudaki kovuşturmaların da genel hükümlere göre yürütüleceği hükme bağlanmıştır. Kanunlarımızda, görev ve unvanları belirtilen yöneticiler, kurul başkan ve üyeleri ile yönetim kurulu üyeleri hakkında, bunların Türk Ceza Kanunu uygulaması bakımından Devlet memuru sayılacağı ya da Devlet memurları gibi cezalandırılacakları şeklinde yer alan hükümler, sadece Türk Ceza Kanunu hükümlerinin uygulanmasına ilişkin bir gönderme olup, bu hükümlerden hareketle anılan kişilerin 4483 sayılı Yasa hükümlerine tabi oldukları sonucu çıkarılması hukuken mümkün değildir. Kurulun Devlet malı hükmünde olan para, evrak ve her çeşit mallarına karşı suç işleyen, görevini kötüye kullanan yahut ihmal eden Kurul başkanı ve üyelerinin genel hükümlere göre kovuşturu- 166 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun lacağına ilişkin hükümden, Kurul başkanı ve üyeleri hakkında soruşturma yapılabilmesi için 4433 sayılı Yasada öngörülen yetkili merci iznine gerek olmadığı, bu nedenle de ceza yargılaması usulü açısından genel hükümlerin uygulanmasının gerekli olduğu sonucuna varılmıştır. Açıklanan nedenlerle, 4483 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca bu Kanun kapsamı dışında kalan ilgili hakkında soruşturma izni verilmesine ilişkin Başbakanın 7.9.2006 günlü, 108 sayılı kararına karşı yapılan itirazın usul yönünden kabulüne, anılan kararın kaldırılmasına, genel hükümlere göre gereğinin yapılmasını temin için dosyanın Başbakanlığa iadesine, kararın bir örneğinin itiraz edene gönderilmesine 6.10.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi. (1. Daire, 06.10.2006, 2006/983-864) TEBLİĞ ALINDISININ ÜZERİNE ŞİKAYETÇİNİN KENDİ EL YAZISIYLA YAZDIĞI “HUKUKA AYKIRI VERİLEN KARARA İTİRAZ EDİYORUM.” YAZISININ USULÜNE UYGUN YAPILMIŞ İTİRAZ OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ GEREKTİĞİ HK. Hakkında soruşturma izni istenenler için şikayetin işleme konulmamasına ilişkin İçişleri Bakanının 7.12.2006 günlü, İNS:06.35.2041 sayılı kararının şikayetçi ?’e tebliğine ilişkin alındının üzerine, şikayetçinin kendi el yazısıyla yazdığı “Hukuka aykırı verilen karara itiraz ediyorum.” yazısı anılan karara karşı usulüne uygun yapılmış bir itiraz olarak değerlendirilmek suretiyle işin esasına geçildi: 4483 sayılı Yasanın 4 üncü maddesinin üçüncü ve dördüncü fıkralarında, bu Kanuna göre memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında yapılacak ihbar ve şikayetlerin soyut ve genel nitelikte olmamasının, ihbar ve şikayetlerde kişi ve/veya olay belirtilmesinin zorunlu olduğu, iddiaların da ciddi bulgu ve belgelere dayanması gerektiği, bu hükme aykırı bulunan ihbar ve şikayetlerin, Cumhuri- Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 167 yet başsavcıları ve izin vermeye yetkili merciler tarafından işleme konulmayacağı ve durumun ihbar veya şikayette bulunana bildirileceği, aynı Kanunun 5 inci maddesinde ise, izin vermeye yetkili merciin, bu kanun kapsamına giren bir suç işlendiğini bizzat veya yukarıdaki maddede yazılı şekilde öğrendiğinde bir ön inceleme başlatacağı hükme bağlanmıştır. Dosyanın incelenmesinden, İzmir İli, ? İlçesi, ? Mahallesi, ? ada, ? parsel sayılı taşınmaz için düzenlenen 19.9.1990 günlü, 486 sayılı inşaat ruhsatı ve aynı ada, ? parsel sayılı taşınmaz için düzenlenen 12.10.1992 günlü, 2500 sayılı inşaat ruhsatı ile 4 kat, yükseklik 12.80 ve toplam 420 m2 alanlı yapı izni verildiği, Şehir Plancısı ? ve Harita Mühendisi ? tarafından 18.9.2006 gününden düzenlenen bilirkişi raporuyla, ? ada, ? ve ? parsel sayılı taşınmazlar üzerinde bulunan yapıların imar planı, plan notları, imar durumu, inşaat ruhsatı ve eklerine uygun olarak yapıldığının ortaya konulduğu, bu durumda, anılan 4 üncü madde kapsamında şikayetin ciddi bulgu ve belgelere dayanmadığı anlaşıldığından, İçişleri Bakanının 7.12.2006 günlü, İNS:06.35.2041 sayılı şikayetin işleme konulmamasına ilişkin kararına yapılan itirazın reddine, dosyanın İçişleri Bakanlığına, kararın bir örneğinin itiraz edene gönderilmesine 10.4.2007 gününde oyçokluğuyla karar verildi. KARŞI OY 4483 sayılı Kanunda, Cumhuriyet başsavcılarının veya yetkili merciin işleme koymama kararlarına karşı itiraz edilebileceği yönünde bir hükme yer verilmemesi nedeniyle, İçişleri Bakanınca verilen 7.12.2006 günlü, İNS:06.35.2041 sayılı şikayetin işleme konulmaması kararına yapılan itirazın incelenmeksizin reddi gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına katılmıyorum. (DAN-DER; SAYI: 116) BŞ/Aİ (1. Daire, 10.04.2007, 2007/333-460) 168 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun BAŞBAKANLIĞA BAĞLI BULUNAN DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI’NIN İLGİLİ DEVLET BAKANININ DA İMZASINI TAŞIYAN MÜŞTEREK KARARNAME İLE YURTDIŞI KADROSUNA ATAMASI YAPILMIŞ BİR ÖĞRETİM ÜYESİNİN, DÜZENLEYİCİ İŞLEM OLAN YÖNETMELİK HAKKINDA VERİLMİŞ YÜRÜTMENİN DURDURULMASI KARARININ GEREĞİ OLARAK ATAMASININ İPTALİ CİHETİNE GİDİLMESİ USULDE PARALELLİK İLKESİ GEREĞİ YİNE MÜŞTEREK KARARNAME İLE GERÇEKLEŞEBİLECEĞİNDEN, İLGİLİ DEVLET BAKANLIĞININ VE BAŞBAKANLIĞIN HAZIRLAMASI GEREKEN MÜŞTEREK KARARNAME NEDENİYLE DİYANET İŞLERİ BAŞKANININ BU FERDİ İŞLEMİN GERÇEKLEŞTİRİLMEMESİNDEKİ SORUMLULUĞU BAKIMINDAN UYGUN İLLİYET BAĞININ BULUNMADIĞI HK. Soruşturulacak Eylem: Danıştay Beşinci Dairesinin 1.5.2006 günlü E: 2005/940 sayılı yürütmenin durdurulması kararını yerine getirmemek suretiyle görevi kötüye kullanmak Dosyanın incelenmesinden; 26.6.1997 günlü, 23031 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Diyanet İşleri Başkanlığı Yurt Dışı Teşkilatına Atanacak Personelin Seçim Esaslarına Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair, 13.1.2005 günlü, 25699 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yönetmelik hükümlerine dayanılarak 9.8.2005 tarihinde Paris Büyükelçiliği Din Hizmetleri Müşavirliğine Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim üyesi ?’ın müşterek kararla atandığı, adı geçen yönetmeliğin, yurtdışı teşkilatına 2547 sayılı yasaya tabi öğretim üyelerinin atanabilmesine imkan sağlayan hükümlerinin iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle Danıştay Beşinci Dairesine açılan davada 1.5.2006 tarihinde yürütmenin durdurulması kararı verildiği, şikayetçi tarafından bu kararın yerine getirilmediği gerekçesi ile şüpheli hakkında şikayette bulunulduğu, bizzat kendisi tarafından yapılan ön incelemeye dayalı olarak Diyanet İşleri Başkanlığından sorumlu Devlet Bakanlığı tarafından soruşturma izni verilmediği anlaşılmıştır. Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 169 Uygulanmadığı ya da gereklerinin yerine getirilmediği ileri sürülen yürütmenin durdurulmasına ilişkin yargı kararı, düzenleyici bir işlem olan Yönetmelik değişikliğine karşı Başbakanlık ve Diyanet İşleri Başkanlığı hasım (davalı) gösterilerek açılmış bir iptal davası nedeniyle verilmiştir. Danıştay Beşinci Dairesince verilen 1.5.2006 günlü, E: 2005/940 sayılı yürütmenin durdurulması kararında; Diyanet İşleri Başkanlığının yurt dışı teşkilatının yasal dayanağının bulunmadığı, buna karşın 189 sayılı KHK. yürürlüğe girdikten sonra bu KHK’nin 3 üncü maddesine aykırı biçimde çeşitli tarihlerde çıkarılan Bakanlar Kurulu kararları ile bu Başkanlığın yurtdışı teşkilatının oluşturulduğu, böylece yasal dayanağı olmayan bir yurtdışı teşkilatının, yine aynı Bakanlar Kurulu kararlarıyla kendisine verilen görevleri yerine getirmeyi sürdürdüğü, başka bir anlatımla fiilen var olduğu tespit edilmiş, ayrıca 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kurumu Kanununun 38 inci maddesinde, açıkça üniversite öğretim elemanlarının bu maddede sayılan yerlerde “görevlendirilmelerinin” amaçlanmasına karşın, dava konusu Yönetmelik hükümleri ile Diyanet İşleri Başkanlığının yurtdışı teşkilatı kadrolarına öğretim üyelerinin atanması olanağı getirilerek geçici nitelikli görevlendirmenin kalıcı niteliğe büründürüldüğü vurgulanarak Yönetmeliğin ilgili maddelerinin hukuka aykırı olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bu Yönetmelik uyarınca, Diyanet İşleri Başkanlığı yurtdışı teşkilatında açık bulunan Paris Büyükelçiliği din hizmetleri müşavirliği kadrosuna Marmara üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi ?’ın atanması, 9.8.2005 günlü ve 2005/7357 sayılı müşterek kararname ile yapılmış olup, bu atama işlemine karşı açılmış bir iptal davası bulunmamaktadır. Soruşturma izni verilmemesine ilişkin yetkili merci kararında, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından, yürütmenin durdurulması kararının tebliği tarihinden sonra ferdi idari işlem tesis edilmesine yönelik bir hazırlık çalışması yapılmadığı belirtilmekle beraber, düzenleyici işlem olan Yönetmelik hakkında verilen yargı kararının, 170 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun bu Yönetmeliği yayımlayan ve yürütme makamı olan Devlet Bakanlığının başlatacağı işlemlerle gereğinin yerine getirilmesi gerekmektedir. Nitekim, sözü edilen Yönetmelik, Devlet Bakanlığı tarafından 25.1.2007 günlü ve 26414 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yönetmelik ile yürürlükten kaldırılmış bulunmaktadır. Başbakanlığa bağlı bulunan Diyanet İşleri Başkanlığının ilgili Devlet Bakanının da imzasını taşıyan müşterek kararname ile yurtdışı kadrosuna ataması yapılmış bir öğretim üyesinin, düzenleyici işlem olan Yönetmelik hakkında verilmiş yürütmenin durdurulması kararının gereği olarak atamasının iptali cihetine gidilmesi usulde paralellik ilkesi gereği yine müşterek kararname ile gerçekleşebileceğinden, ilgili Devlet Bakanlığının ve Başbakanlığın hazırlaması gereken müşterek kararname nedeniyle Diyanet İşleri Başkanının bu ferdi işlemin gerçekleştirilmemesindeki sorumluluğu bakımından uygun illiyet bağının bulunmadığı, bu durumda ilgiliye isnad edilen eylemin hakkında hazırlık soruşturmasını gerektirecek nitelik arzetmediği anlaşıldığından, Devlet Bakanının 4.12.2006 günlü, B.02.0.004/030033 sayılı soruşturma izni verilmemesine ilişkin kararına yapılan itirazın reddine, dosyanın Diyanetten sorumlu Devlet Bakanlığına, kararın bir örneğinin itiraz eden vekiline gönderilmesine 16.2.2007 gününde oyçokluğuyla karar verildi. KARŞI OY 2451 sayılı Bakanlıklar ve Bağlı Kuruluşlarda Atama Usulüne İlişkin Kanunun 2 nci maddesinde, Diyanet İşleri Başkanının Bakanlar Kurulu Kararı ile atanacağı düzenlenmiş, 633 sayılı Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunda da Diyanet İşleri Başkanlığının Başbakanlığa bağlı olduğu belirtilmiştir. 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun 3 üncü maddesinin (e) bendinde, Bakanlar Kurulu kararı ile atananlar yönünden Başbakanın soruşturma izni vermeye yetkili olduğunu hükme bağladığından, hakkında ön Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 171 inceleme yapılan Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu için Başbakanın soruşturma izni vermesi veya vermemesi gerekmektedir. Bu nedenle Devlet Bakanının bu konuda karar alma yetkisi bulunmadığından, Devlet Bakanı tarafından verilen 4.12.2006 günlü, B.02.0.004/03033 sayılı kararın açıklanan sebeplerle kaldırılması gerektiği görüşüyle aksi yönde verilen çoğunluk kararına karşıyım. (DAN-DER; SAYI:115) BŞ/Aİ (1. Daire, 16.02.2007, 2006/1303-2007/163) ÇEVRE VE ORMAN BAKANININ DERKENAR NOTUNUN, SORUŞTURMA İZNİ VERİLMEMESİ KARARI OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİNE OLANAK BULUNMADIĞI HK. 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun 1 inci maddesinde, bu Kanunun amacının memurlar ve diğer kamu görevlilerinin görevleri sebebiyle işledikleri suçlardan dolayı yargılanabilmeleri için izin vermeye yetkili merciileri belirlemek ve izlenecek usulü düzenlemek olduğu, 3 üncü maddesinin (e) bendinde, Bakanlar Kurulu kararıyla veya bakanlıkların merkez teşkilatında görevli olup ortak kararla atanan memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında ilgili bakanın soruşturma izni vermeye yetkili olduğu, 5 inci maddesinde, izin vermeye yetkili merciin, bu Kanun kapsamına giren bir suç işlendiğini bizzat veya 4 üncü maddede belirtilen şekilde (ihbar, bildirim ve şikayet) öğrendiğinde bir ön inceleme başlatacağı, 7 nci maddesinde, yetkili merciin belirtilen süreler içinde soruşturma izni verilmesi veya verilmemesi konusunda karar vermek zorunda olduğu, 9 uncu maddesinde yapılan ön inceleme sonucunda verilen kararın Cumhuriyet Başsavcılığına, hakkında inceleme yapılan memur veya diğer kamu görevlisine ve varsa şikayetçiye bildirileceği; soruşturma izni verilmesine ilişkin karara hakkında inceleme 172 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun yapılan memur veya diğer kamu görevlisinin, soruşturma izni verilmemesine ilişkin karara ise Cumhuriyet başsavcılığı veya şikayetçinin, kararının kendilerine tebliğinden itibaren on gün içinde itiraz edebilecekleri, itirazın 3 üncü maddenin (e), (f) (g) (Cumhurbaşkanınca verilen hariç) ve (h) bentlerinde belirtilen yetkili merci kararına karşı Danıştay İdari Dairesine, diğerleri için yetkili merciin yargı çevresinde bulunduğu bölge idare mahkemesine yapılacağı ve itiraz üzerine verilen kararların kesin olduğu hüküme bağlanmıştır. Dosyanın incelenmesinden, Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğünde mühendis olarak görev yapan ...’in 25.5.2006 günlü dilekçesiyle 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa aykırı olarak kendisine maaş ödemesi yapmadığı gerekçesiyle Çevre Yönetimi Genel Müdürü ... ve diğer kamu görevlilerini şikayet ettiği, şikayet üzerine Çevre ve Orman Bakanlığı Müsteşarınca imzalı 23.6.2006 günlü, M.Ö.K./59 sayılı yazıyla şikayet hakkında soruşturma izni vermeye yetkili merci olan Bakanca bir karar verildiğine dair bir açıklama olmaksızın Bakanlıkça yapılan iş ve işlemlerde şikayetçinin mağduriyetine yol açacak bir hususa rastlanmadığının anlaşıldığından bahisle Bakanlık Makamınca 4483 sayılı Yasaya göre işlem yapılmasına gerek bulunmadığının belirtildiği, bu kararın işleme koymama niteliğinde bir karar olduğu gerekçesiyle şikayetçinin Dairemize yaptığı başvuru üzerine Dairemizin 29.9.2006 günlü, E:2006/641, K:2006/827 sayılı kararıyla hakkında soruşturma izni istenenlerden ...’ın Çevre Yönetimi Genel Müdürü olması nedeniyle 4483 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin (e) bendinde sayılan ortak kararla atanan memurlardan olduğu, hakkında soruşturma izni verilmesi veya verilmemesi konusunda karar vermeye yetkili merciin Bakan olması gerektiği, kanunda belirtilen makamlara bizzat kullanılmak üzere verilmiş münhasır yetkinin başka bir makamca kullanılması mümkün bulunmadığı gerekçesiyle 23.6.2006 günlü, M.Ö.K./59 sayılı kararın kaldırılmasına karar verildiği, Dairemiz kararının Çevre ve Orman Bakanlığına tebliği üzerine kendisine sunulan kararın Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 173 altına Bakan tarafından düşülen 28.11.2006 günlü derkenar notunda, “22.06.2006 tarihli yazıda da görüldüğü gibi soruşturma izni verilmemiştir. Yeni bir tutum ve görüş söz konusu değildir.” ibaresinin yazıldığı, derkenar notu ihtiva eden Dairemiz kararının son sayfasının 30.11.2006 günlü, M.Ö.K./123 sayılı üst yazıyla şikayetçiye tebliğ edildiği, ancak derkenar notunda bahsi geçen 22.6.2006 günlü yazının mahiyeti bilinmediği gibi bu yazının şikayetçiye tebliğ edilmediği, Müsteşar imzalı 23.6.2006 günlü, M.Ö.K./59 sayılı yazıda şikayet hakkında işlem yapılmasına gerek bulunmadığından söz edildiği halde, 28.11.2006 günlü Bakanın derkenar notunda soruşturma izni verilmediğinden bahsedildiği, anlaşılmaktadır. Bu durumda, 4483 sayılı Yasanın öngördüğü usule uyulmak suretiyle Çevre Yönetimi Genel Müdürü ... ve diğer kamu görevliler hakkında yapılan şikayet üzerine yetkili merci tarafından ön inceleme yaptırılıp yaptırılmadığı, ön inceleme raporuna dayalı olarak ilgili hakkında soruşturma izni verilip verilmediği anlaşılamadığından ve şikayetçiye bu nitelikte bir kararın tebliğ edilmemiş bulunması karşısında, Bakan tarafından kararımızın altına yazılan derkenar notunda sözü edilen 22.6.2006 günlü kararın şikayetçiye ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına tebliğ edilmesinden sonra bu kararın mahiyetinin anlaşılacağı ve yapılacak itiraz üzerine incelenmesinin mümkün olacağı, bu nedenle Çevre ve Orman Bakanının 28.11.2006 günlü derkenar notunun soruşturma izni verilmemesi kararı olarak değerlendirilmesine olanak bulunmadığı görüldüğünden yapılan itirazın incelenmeksizin reddine, kararın bir örneğinin Çevre ve Orman Bakanlığına, bir örneğinin dilekçe ve ekleriyle birlikte şikayetçi vekiline gönderilmesine 29.12.2006 gününde oyçokluğuyla karar verildi. KARŞI OY 28.11.2006 günlü derkenar notunda bahsi geçen 22.6.2006 günlü kararın dosyada mevcut bulunmaması nedeniyle söz konusu kararın hukuki nitelilği tespit edilememiş, kararın soruşturma iznine 174 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun mi yoksa şikayetin işleme konulmamasına mı ait olduğu ve bu kararın verilmesine dayanak oluşturan bir ön inceleme raporunun bulunup bulunmadığı anlaşılamamış olmakla, ara kararı ile tüm bu hususlar aydınlatıldıktan sonra esas hakkında bir karar verilmesi gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına katılmıyoruz. (DAN-DER; SAYI:115) (1. Daire, 29.12.2006, 2006/1222-1333) İDARENİN RESEN TESİS ETTİĞİ ATAMA İŞLEMİNE KARŞI DAVA AÇTIKTAN SONRA, KENDİ İSTEMİ ÜZERİNE BAŞKA BİR GÖREVE ATANAN DAVACI LEHİNE, İLK İŞLEMİN İPTALİNE İLİŞKİN MAHKEME KARARININ BAĞLI YETKİ İÇİNDE OLAN İDARECE UYGULANMASI GEREKTİĞİNDEN; MAHKEME KARARININ UYGULANMADIĞI YOLUNDA İSNAT EDİLEN EYLEMİN, HAKLARINDA SORUŞTURMA YAPILMASINI GEREKTİRECEK NİTELİKTE BULUNDUĞU HK. Soruşturulacak Eylem: Ankara 4.İdare Mahkemesinin 22.3.2006 gün ve E:2005/1205, K:2006/563 sayılı kararını uygulamamak Gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyanın incelenmesinden, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü 19 uncu Bölge Müdürü olarak görev yapan şikayetçinin 11.3.2005 tarihli işlem ile Tarım ve Köyişleri Bakanlığına APK uzmanı olarak atandığı, anılan işleme karşı Ankara 4 üncü İdare Mahkemesinde açmış olduğu dava devam ederken 7.4.2005 tarihinde Tarım Reformu Genel Müdürlüğünde durumuna uygun bir kadroya atanma talebinde bulunması üzerine 30.5.2005 tarihinde Tarım Reformu Genel Müdürlüğüne APK uzmanı olarak atamasının yapıldığı, Ankara 4 üncü İdare Mahkemesinin 22.3.2006 günlü ve E:2005/1205, K:2006/563 sayılı kararı ile Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü 19 uncu Bölge Müdürlüğü görevinden alınması işleminin iptali isteminin reddine, Tarım ve Köyişleri Bakanlığına APK uzmanı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 175 olarak atanmasına ilişkin işleminin iptaline karar verildiği, anılan Mahkeme kararının Bakanlığa 23.8.2006 tarihinde tebliğ edildiği, ancak soruşturma konusu 19.9.2006 gün ve 254 sayılı işlem ile şikayetçinin 7.4.2005 tarihli dilekçesi üzerine kendi isteğiyle Tarım Reformu Genel Müdürlüğüne atanmasının yapıldığı, idarece bu şekilde yeni bir işlem tesis edilmesi nedeniyle hukuki bakımdan uygulanması zorunlu bir Mahkeme kararı kalmadığının belirtildiği, şikayetçinin yargı kararının uygulanmadığını belirterek, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına yaptığı şikayet üzerine başlatılan ön inceleme sonucunda hazırlanan raporda, Ankara 4 üncü İdare Mahkemesinin 22.3.2006 günlü ve E:2005/1205, K:2006/563 sayılı kararının uygulanması konusunda Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğünde oluşan duraksama üzerine Bakanlık Hukuk Müşavirliğinden görüş alındığı ve bu görüş doğrultusunda işlem tesis edildiği belirtilerek soruşturma izni verilmemesinin önerildiği, Yetkili Merci tarafından da aynı yönde karar verildiği anlaşılmıştır. Anayasanın 138 inci maddesinde yasama ve yürütme organı ile idarenin, mahkeme kararına uymak zorunda olduğu, bu organlar ile idarenin mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremeyeceği ve bunların yerine getirilmesi geciktiremeyeceği, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 28 inci maddesinde, idarenin mahkemenin esas ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararının icaplarına göre gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecbur olduğu, uygulama süresinin hiç bir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçmeyeceği hükme bağlanmıştır. Bu durumda, mahkeme kararlarının uygulanma zorunluluğuna ilişkin yukarıda belirtilen Anayasa’nın amir hükmü ve yasal düzenlemeler karşısında idare bağlı yetki içinde bulunduğundan ve idarelere yargı kararlarının uygulanması noktasında yorum ve değerlendirme yoluyla takdir yetkisi tanımadığından, ilgililere anılan mahkeme kararının uygulanmadığı yolunda isnat edilen eylemin 176 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun haklarında hazırlık soruşturması yapılmasını gerektirecek nitelikte bulunduğu anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenlerle itirazın kabulüyle, Tarım ve Köyişleri Bakanının 29.1.2007 günlü, TEF.2007.000 sayılı soruşturma izni verilmemesine ilişkin kararının kaldırılmasına, dosyanın Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına, kararın birer örneğinin Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile itiraz eden vekiline gönderilmesine 5.4.2007 gününde oyçokluğuyla karar verildi. AYRIŞIK OY Şikayetçinin açmış olduğu iptal davası sonuçlanmadan, 30.5.2005 tarihinde kendi isteği doğrultusunda Tarım Reformu Genel Müdürlüğüne atamasının yapıldığı, yargı kararlarına uyulması yasal bir zorunluluk ise de şikayetçinin kendi isteği ile idareye yeni bir işlem tesis ettirdiği, bu durumda hukuki bakımdan ortada yerine getirilmesi gerekli bir yargı kararının kalmadığı, bu nedenle ilgililere isnat edilen eylemin, haklarında hazırlık soruşturması yapılmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığı ve şikayetçi itirazının reddi gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına karşıyım. (DAN-DER; SAYI: 116) BŞ/Aİ (1. Daire, 05.04.2007, 2007/317-441) TEBLİĞ ALINDISININ ÜZERİNE ŞİKAYETÇİNİN KENDİ EL YAZISIYLA YAZDIĞI “HUKUKA AYKIRI VERİLEN KARARA İTİRAZ EDİYORUM.” YAZISININ USULÜNE UYGUN YAPILMIŞ İTİRAZ OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ GEREKTİĞİ HK. KARAR Soruşturulacak Eylem: İmar planına aykırı inşaat ruhsatı vermek Gereği görüşülüp düşünüldü: Hakkında soruşturma izni istenenler için şikayetin işleme konulmamasına ilişkin İçişleri Bakanının 7.12.2006 günlü, Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 177 İNS:06.35.2041 sayılı kararının şikayetçi ?’e tebliğine ilişkin alındının üzerine, şikayetçinin kendi el yazısıyla yazdığı ““Hukuka aykırı verilen karara itiraz ediyorum.” yazısı anılan karara karşı usulüne uygun yapılmış bir itiraz olarak değerlendirilmek suretiyle işin esasına geçildi: 4483 sayılı Yasanın 4 üncü maddesinin üçüncü ve dördüncü fıkralarında, bu Kanuna göre memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında yapılacak ihbar ve şikayetlerin soyut ve genel nitelikte olmamasının, ihbar ve şikayetlerde kişi ve/veya olay belirtilmesinin zorunlu olduğu, iddiaların da ciddi bulgu ve belgelere dayanması gerektiği, bu hükme aykırı bulunan ihbar ve şikayetlerin, cumhuriyet başsavcıları ve izin vermeye yetkili merciler tarafından işleme konulmayacağı ve durumun ihbar veya şikayette bulunana bildirileceği, aynı Kanunun 5 inci maddesinde ise, izin vermeye yetkili merciin, bu kanun kapsamına giren bir suç işlendiğini bizzat veya yukarıdaki maddede yazılı şekilde öğrendiğinde bir ön inceleme başlatacağı hükme bağlanmıştır. Dosyanın incelenmesinden, İzmir İli, ? İlçesi, ? Mahallesi, ? ada, ? parsel sayılı taşınmaz için düzenlenen 19.9.1990 günlü, 486 sayılı inşaat ruhsatı ve aynı ada, ? parsel sayılı taşınmaz için düzenlenen 12.10.1992 günlü, 2500 sayılı inşaat ruhsatı ile 4 kat, yükseklik 12.80 ve toplam 420 m2 alanlı yapı izni verildiği, Şehir Plancısı ? ve Harita Mühendisi ? tarafından 18.9.2006 gününden düzenlenen bilirkişi raporuyla, ? ada, ? ve ? parsel sayılı taşınmazlar üzerinde bulunan yapıların imar planı, plan notları, imar durumu, inşaat ruhsatı ve eklerine uygun olarak yapıldığının ortaya konulduğu, bu durumda, anılan 4 üncü madde kapsamında şikayetin ciddi bulgu ve belgelere dayanmadığı anlaşıldığından, İçişleri Bakanının 7.12.2006 günlü, İNS:06.35.2041 sayılı şikayetin işleme konulmamasına ilişkin kararına yapılan itirazın reddine, dosyanın İçişleri Bakanlığına, kararın bir örneğinin itiraz edene gönderilmesine 10.4.2007 gününde oyçokluğuyla karar verildi. 178 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun KARŞI OY 4483 sayılı Kanunda, Cumhuriyet başsavcılarının veya yetkili merciin işleme koymama kararlarına karşı itiraz edilebileceği yönünde bir hükme yer verilmemesi nedeniyle, İçişleri Bakanınca verilen 7.12.2006 günlü, İNS:06.35.2041 sayılı şikayetin işleme konulmaması kararına yapılan itirazın incelenmeksizin reddi gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına katılmıyorum. (DAN-DER; SAYI: 116) BŞ/Aİ (1. Daire, 10.04.2007, 2007/333-460) BELEDİYELERE İBADET YERİ AÇMA KONUSUNDA HERHANGİ BİR GÖREV VERİLMEMESİ NEDENİYLE; BELEDİYEYE AİT BİR OTOBÜSÜN SEYYAR MESCİT HALİNE GETİRİLMESİ EYLEMİNİN, DOĞRUDAN GENEL HÜKÜMLERE GÖRE SORUŞTURULMASI GEREKTİĞİ HK.KARAR Soruşturulacak Eylem: Semt pazarlarında isteyen şahısların ibadet yapabilmeleri amacıyla belediye başkanlığına ait bir belediye otobüsünü seyyar mescit haline getirmek Gereği görüşülüp düşünüldü: 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun 2 nci maddesinin birinci fıkrasında, “bu Kanunun, Devletin ve diğer kamu tüzel kişilerinin genel idare esaslarına göre yürüttükleri kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevleri ifa eden memurlar ve diğer kamu görevlilerinin görevleri sebebiyle işledikleri suçlar hakkında uygulanacağı hükmü yer almıştır. Dosyanın incelenmesinden, belediyeye ait 1981 model otobüsün koltukları sökülmek ve camları perde ile kapatılmak suretiyle semt pazarlarındaki esnafın ibadet edebilmesi amacıyla 2004 yılının Kasım ve Aralık aylarında mescit olarak kullanıldığı, talep Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 179 olmaması üzerine uygulamaya son verildiği, daha sonra herhangi bir hizmette kullanılmayan otobüsün Gerede Belediyesine satıldığı, bu arada şikayetçi tarafından Bolu Cumhuriyet Başsavcılığına verilen 27.12.2004 tarihli şikayet dilekçesinde belediye otobüsünün yetkisiz ve izinsiz olarak mescide dönüştürüldüğü ve Belediye Kanununda belediyelerin mescit açmak gibi bir görevinin bulunmadığı belirtilerek suç dururusunda bulunulduğu, Bolu Cumhuriyet Başsavcılığının 29.12.2004 tarih ve Hz. No: 2004/4838 sayılı yazısıyla Belediye Başkanı hakkında İçişleri Bakanlığından soruşturma izni istenildiği, bu istem ve Dairemizce verilen 25.4.2006 günlü, E: 2006/246, K: 2006/546 sayılı karar üzerine İçişleri Bakanlığının Mülkiye Müfettişine iddialar hakkında ön inceleme yaptırdığı, hazırlanan ön inceleme raporunda belediyelerin mescit açmak gibi bir görevinin bulunmamasına rağmen belediye otobüsünün mescite dönüştürülmesinde herhangi bir kamu zararının doğmadığı, herhangi bir kişinin mağduriyetine veya haksız kazanç sağlanmasına sebep olunmadığı belirtilerek soruşturma izni verilmemesi gerektiği kanaatine varıldığı, yetkili merciin de bu rapora dayalı olarak soruşturma izni verilmemesi yönünde karar verdiği anlaşılmaktadır. 633 sayılı Diyanet İşleri Başkanlığının Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunun “Camilerin ibadete açılması ve yönetimi” başlıklı 35 inci maddesinde, cami ve mescitlerin Diyanet İşleri Başkanlığının izni ile ibadete açılacağı ve Başkanlıkça yönetileceği, hakiki ve hükmi şahıslar tarafından yapıldığı halde izinli veya izinsiz olarak ibadete açılmış bulunan cami ve mescitlerin yönetiminin üç ay içinde Diyanet İşleri Başkanlığına devredileceği, Diyanet İşleri Başkanlığınca buralara imkanlar nispetinde kadro tahsis edileceği, kadro tahsis edilinceye kadar buralarda görev yapanların mesleki ehliyetleri ile ilgili esas ve usullerin yönetmelikle düzenleneceği hükmüne yer verildiği, diğer taraftan eylem tarihinde yürürlükte bulunan mülga 1580 sayılı ve 5272 sayılı Belediye Kanununlarında belediyenin ve belediye başkanının 180 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun görevlerine ilişkin hükümlerde, belediyelere ibadet yeri açma konusunda herhangi bir görev verilmediği, 633 sayılı Kanunun 35 inci maddesinde yer alan hüküm uyarınca bu görevin Diyanet İşleri Başkanlığına ait olduğu açıktır. Yukarıdaki kanun hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden, adı geçene isnat edilen eylemin, 4483 sayılı Kanun kapsamında görevi sebebiyle işlenmiş bir suç olarak nitelendirilemeyeceği, bu nedenle genel hükümlere göre işlem yapılması gerektiği anlaşıldığından, ilgili hakkında soruşturma izni verilmemesine ilişkin İçişleri Bakanının 7.12.2006 tarih ve Tef.Kur.Bşk. 2006/187 sayılı kararına karşı yapılan itirazın bu yönden kabulüne, anılan kararın kaldırılmasına, genel hükümlere göre gereğinin yapılması için dosyanın Bolu Cumhuriyet Başsavcılığına, kararın bir örneğinin İçişleri Bakanlığına ve itiraz edene gönderilmesine 26.4.2007 gününde oyçokluğuyla karar verildi. KARŞI OY Mülkiyeti belediyeye ait atıl durumdaki eski model bir belediye otobüsünün seyyar mescit hale getirilmesinin Belediye Başkanının bilgisi ve talimatı dahilinde yapıldığı, olay tarihinde yürürlükte bulunan 1580 sayılı Belediye Kanununun 19/1. maddesinde belde sakinlerinin müşterek ve medeni ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla her türlü faaliyette bulunma yetkisinin belediyelere verildiği, 24.12.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5272 sayılı Belediye Kanununun 15/a maddesinde de benzer hükümlerin yer aldığı dikkate alındığında suç olarak isnat edilen eylemin görev sebebiyle işlendiği kabul edilerek olaya 4483 sayılı Yasa hükümlerinin uygulanması gerektiği, söz konusu otobüsün belediye bütçesinden herhangi bir harcama yapılmaksızın koltuklarının sökülerek toplanan bağışlarla seyyar mescit haline dönüştürüldüğü, kısa bir süre sonra da bu uygulamadan vazgeçilerek eski haline getirilen bu otobüsün başka bir belediyeye satıldığı, bu aşamada taşımacılıkla ilgili kamu hizmetinin yürütülmesinde aksama olmadığı, kişilerin mağduriyeti- Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 181 ne, herhangi bir haksız kazanca veya kamunun zararına sebebiyet verilmediği anlaşıldığından, ortada konusu suç teşkil edecek bir eylem bulunmadığından şikayetçi itirazının reddi gerekeceği görüşüyle çoğunluk kararına katılmıyoruz. (DAN-DER; SAYI: 116) BŞ/Aİ (1. Daire, 26.04.2007, 2007/327-508) 1- ÜNİVERSİTE PERSONELİ OLAN VE 2547 SAYILI YASA’NIN 53 ÜNCÜ MADDESİNE GÖRE, DEKANLARLA İŞTİRAK HALİNDE SUÇ İŞLEDİKLERİ ANLAŞILANLAR HAKKINDA, VALİ TARAFINDAN 4483 SAYILI YASA HÜKÜMLERİNE GÖRE ÖN İNCELEME YAPTIRILARAK KARAR VERİLMESİNE HUKUKEN OLANAK BULUNMADIĞI HAKKINDA. 2- DEĞİŞİK STATÜDEKİ KİŞİLERİN BİRLİKTE SUÇ İŞLEMELERİ HALİNDE, SORUŞTURMA USULÜ VE YETKİLİ YARGILAMA MERCİİNİN, GÖREV İTİBARİYLE ÜST DERECELİYE GÖRE TAYİN EDİLECEĞİ HK. KARAR Suçlar: ..., ..., ..., ..., ... ve ...’in 3.1.-Bazı firmalara ödemelerde öncelik tanımak ..., ..., ..., ..., ... ve ...’in 3.2.-2003 yılında yapılan satınalma ve harcamalarda 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun doğrudan alım ve pazarlık usulü ile yapılan harcamaların yıllık toplamının, idarelerin bütçelerine bu amaçla konulacak ödeneklerin % 10’unu geçemeyeceği yolundaki 62 nci maddesine aykırı davranmak ... ve ...’nin 3.3.-15.10.2003 tarihinde pazarlık usulüyle yapılan 5000 kg. sıvı el sabunu alımı ihalesinde 4734 sayılı Kamu İhale Kanununa aykırı davranmak 182 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 3.4.-Doğrudan temin usulüyle yapılan elektrik malzemesi alımlarında yeterli fiyat araştırması yapmamak suretiyle piyasa fiyatının üzerinde malzeme alımına sebebiyet vermek ...’in 3.5.-Doğrudan temin usulüyle 17.3.2003 ve 23.10.2003 tarihlerinde yapılan tansiyon aleti alımlarında muayene komisyonu üyesi sıfatıyla düzenlediği raporlarla pahalı alet alımına sebebiyet vermek suretiyle kurumu zarara uğratmak ..., ... ve ...’nin 3.6.-Doğrudan temin usulüyle 14.3.2003-23.5.2003 tarihlerinde yapılan heparin lak alımlarında yeterli fiyat araştırması yapmamak suretiyle fahiş alımlara sebebiyet vermek ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ...’in 3.7.-Bakteri virüs filtresi, dezenfektan ve battaniye alımlarında usulsüzlük yapmak ...’in 4.1.-Hastanenin 2002 yılı ilk beş aylık temizlik işini ihalesiz olarak ... Sosyal Hizmetler İnşaat, Yatırım, Taşıma, Dağıtım San.ve Tic.Ltd.Şirketine vermek 4.2.-Hastanenin 2001 yılı temizlik ihalesini alan ... Sosyal Hizmetler İnşaat, Yatırım, Taşıma, Dağıtım San. ve Tic.Ltd. şirketinin yöneticisi ...’a sözleşmeye aykırı olarak ayrıca işçi ücreti ödemek suretiyle kurumu zarara uğratmak 4.3.-Hastanenin 2002 yılı son yedi aylık temizlik ihalesine yapılan itirazlara cevap vermemek ...’ın 5-Hastaneye fahiş fiyatlarla malzeme satınalmak suretiyle kurumu zarara uğratmak, satınalmalarda ve temizlik ihalelerinde usulsüzlük yapmak, ödemelerde firmalar arasında ayrım yapmak Suç Tarihi: 2001-2004 Yılları Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 183 İncelenen Karar: 1- ... Üniversitesi Rektörlüğünce Rektör başkanlığında rektör yardımcılarından oluşturulan Kurulun 6.12.2006 günlü, 1764 sayılı 3.1, 3.2, 4.1, 4.2 ve 4.3 maddelerdeki suçlardan ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında men-i muhakeme kararı verilmesine ilişkin kararı 2-... Üniversitesi Rektörlüğünce Üniversite yönetim kurulu üyelerinden oluşturulan Kurulun 26.1.2007 günlü, sayısız, 3.3 ve 3.4 üncü maddelerdeki suçlardan ... ve ..., 3.6 maddedeki suçtan ..., ... ve ... hakkında lüzum-u muhakeme, 3.7 nci maddedeki suçtan ..., ..., ..., ..., ..., ...ve ... hakkında men-i muhakeme kararı verilmesine ilişkin kararı 3-Sivas Valisinin, 4483 sayılı Kanun uyarınca 3.5 maddedeki suçtan ... hakkında soruşturma izni verilmesine, 5. maddeyle ilgili olarak da ... hakkında soruşturma izni verilmemesine ilişkin 25.12.2006 günlü, 2006/38 sayılı kararı Karara İtiraz Edenler: Rektörlükçe oluşturulan Yetkili Kurulun 26.1.2007 günlü, sayısız kararıyla haklarında lüzum-u muhakeme kararı verilen ..., ..., ... ve ... İncelenme Nedeni: İtirazlar üzerine ve yasa gereği kendiliğinden ... Üniversitesi Rektörlüğünün 24.4.2007 günlü, 558-1534 sayılı yazısı ile gönderilen soruşturma dosyası ile yukarıda belirtilen iki yetkili kurul kararı ile Sivas Valisinin kararı ile Dairemizin 26.1.2006 günlü, E: 2006/1368, K: 2006/110 sayılı kararı, Tetkik Hakimi Tanju Kızılkuş’un açıklamaları dinlendikten sonra, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 53 üncü maddesi ve 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlileri Hakkında Kanun uyarınca incelendi, Gereği Görüşülüp Düşünüldü: 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 53 üncü maddesinin (c) fıkrasının (2) numaralı bendinin (c) alt bendinde, fakülte dekanları hakkında rektörün başkanlığında rektörce görevlendirilen rektör yardımcılarından oluşacak üç kişilik kurul tarafından, (e) alt bendin- 184 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun de, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi memurlar hakkında, mahal itibarıyla yetkili il idare kurulunca son soruşturmanın açılıp açılmayacağına karar verileceği, aynı fıkranın (5) numaralı bendinde de, değişik statüdeki kişilerin birlikte suç işlemeleri halinde soruşturma usulünün ve yetkili yargılama merciinin görev itibariyle üst dereceliye göre tayin olunacağı hükümlerine yer verilmiştir. Dosyanın incelenmesinden, ... Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Döner Sermaye İşletmesine fahiş fiyatla malzeme alınarak kurumun zarara uğratıldığı, satınalmalarda usulsüzlük yapıldığı, temizlik hizmetlerinin ihalesiz yaptırıldığı, ihale ile yapılan temizlik hizmetlerinin ihalesinde ise usulsüzlük yapıldığı, ödemelerde firmalar arasında ayrım yapıldığı ve bu konuların araştırılması için verilen şikayet dilekçesiyle ilgili olarak işlem yapılmadığı iddialarının Dairemizin 26.1.2006 günlü ve E:2006/1368, K:2006/110 sayılı kararı üzerine yeniden soruşturulması sonucu hazırlanan fezlekede, ..., ..., ..., ... ile ...’ın şüpheliler arasında gösterilmesine rağmen şüpheli sıfatıyla ifadelerinin alınmadığı, 2002 ve 2003 yıllarına ait suç konusu eylemlerin döner sermaye işletmesindeki ihalelere ve satın almalara ilişkin olması sebebiyle bu eylemlerin tamamından görev tarihleri itibariyle ita amiri sıfatıyla fakülte dekanlarının da sorumlu olduğu, bu nedenle tüm eylemlerin, diğer şüphelilerle dekanların birlikte gerçekleştirdiği eylemler olduğu hususu gözardı edilerek 3.3. 3.4, 3.5, 3.6 ve 3.7 maddelerdeki suçlar için dekanlarla illiyet bağı kurulmadan sadece diğer şüpheliler hakkında soruşturma yapıldığı, fezlekenin 5 inci maddesinde ise ...’ın herhangi bir eylemle ilişkisi kurulamadığı belirtilerek bu kişi için men-i muhakeme kararı verilmesinin önerildiği, bu fezleke üzerine Rektörlükçe diğer şüphelilerden bazılarıyla birlikte dekanlara isnat edilen 3.1, 3.2, 4.1 4.2 ve 4.3 maddelerdeki suçlardan şüpheliler ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında Rektör başkanlığında rektör yardımcılarından oluşturulan Kurulun 6.12.2006 günlü, 1764 sayılı kararıyla men-i muhakeme kararı verildiği, 3.3, 3.4, 3.6 ve 3.7 maddeler- Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 185 deki suçlar yönünden üniversite yönetim kurulu üyeleri arasından oluşturulan yetkili kurulun 26.1.2007 günlü, sayısız kararıyla 3.3 ve 3.4 üncü maddelerdeki suçlardan ... ve ..., 3.6 ncı maddedeki suçtan ..., ... ve ... hakkında lüzum-u muhakeme, 3.7 maddedeki suçtan ..., ...; ...,..., ..., ... ve ... hakkında men-i muhakeme kararı verildiği, 3.5 ve 5 numaralı maddelerden ise bu maddelerde adı geçen ...’in ve ...’ın Üniversitenin idari personeli olduğu ve 2547 sayılı Yasaya tabi olan bir şüpheli ile de iştirak halinin bulunmadığından bahisle İl İdare Kurulunca karar verilmek üzere soruşturma dosyasının Sivas İl İdare Kurulu’na gönderildiği, İl İdare Kurulunca karar verilmek üzere gönderilen dosyada Valilikçe bu kişilerin 4483 sayılı yasaya tabi oldukları yolunda yasaya aykırı bir değerlendirme yapılması sonucunda ön incelemeci tayin edilerek ön inceleme raporu hazırlattırıldığı ve Sivas Valisinin 25.12.2006 günlü, 2006/38 sayılı kararıyla 4483 sayılı Yasa uyarınca ... hakkında soruşturma izni verildiği, ... hakkında ise soruşturma izni verilmediği, Rektörlüğün 24.4.2007 günlü, 558-1534 sayılı yazısıyla sözü edilen üç kararın da incelenmek ve karar verilmek üzere Dairemize gönderildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, tüm şüphelilere isnat edilen suçların ihale ve satınalmalarda ita amiri sıfatıyla sorumluluğu bulunan dekanlarla birlikte işlenmiş suç olduğu ve Dairemizin 26.1.2006 günlü, E: 2005/1368, K: 2006/110 sayılı kararında da bu husus gözetilerek yeni bir soruşturma yapılması gerektiği belirtildiği halde, soruşturmada Dairemiz kararının gereğinin yerine getirilmediği, yukarıda adlarına yer verilen şüphelilerin şüpheli sıfatıyla ifadelerinin alınmadığı, dolayısıyla soruşturmanın eksik incelemeye dayandığı ve dekanlara göre oluşturulacak yetkili kurulca tüm şüpheliler hakkında karar verilmesi gerektiği anlaşıldığından, ayrı ayrı oluşturulan yetkili kurulların, 6.12.2006 günlü, 1764 sayılı men-i muhakeme kararı ile 26.1.2007 günlü, sayısız kısmen men-i muhakeme, kısmen lüzum-u muhakeme kararının bozulmasına, Üniversite personeli olan ve 186 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 2547 sayılı Yasanın 53 üncü maddesinin anılan hükmüne göre dekanlarla iştirak halinde suç işledikleri anlaşılan ... ve ... hakkında Sivas Valisince 4483 sayılı Yasa hükümlerine göre ön inceleme yaptırılarak karar verilmesine hukuken olanak bulunmadığından, Sivas Valisinin 25.12.2006 günlü, 2006/38 sayılı kısmen soruşturma izni verilmesine kısmen soruşturma izni verilmemesine ilişkin kararının yetki gasbı nedeniyle yok hükmünde olduğuna, açıklanan bu gerekçeler karşısında sözü edilen eksiklikler giderilerek değişik statüdeki kişilerin birlikte suç işlemeleri halinde soruşturma usulü ve yetkili yargılama merciinin görev itibariyle üst dereceliye göre tayin edileceği hükmüne uygun olarak hazırlanacak fezlekeye göre tüm şüpheliler hakkında Rektör başkanlığında rektör yardımcılarından oluşturulacak Yetkili Kurulca karar verilmesi, verilecek kararın şikayetçilere ve şüphelilere tebligatları yapıldıktan sonra Yasa gereği veya itiraz edilmesi halinde itiraz dilekçeleri de eklenerek incelenmek üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın ... Üniversitesi Rektörlüğüne iadesine, kararın bir örneğinin itiraz edenlere ve Sivas Valiliğine gönderilmesine 31.5.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi. (DAN-DER; SAYI:117) BŞ/ÖEK (1. Daire, 31.05.2007, 2007/493-662) SAVCILIK MAKAMININ RESEN SORUŞTURULACAK EYLEM KAPSAMINDA GÖRDÜĞÜ BİR HUSUSU, İTİRAZA KONU ETMEDEN DOĞRUDAN SORUŞTURABİLECEĞİ HK. KARAR Soruşturulacak Eylem: Gali Çayı’nın yatağını değiştirerek çevre kirliliğine neden olmak, yetkisi olmadığı halde gölet oluşturarak şikayetçiye ait araziye zarar vermek. Gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyanın incelenmesinden, şikayetçi tarafından Afyonkarahisar Valiliğine ve ? Kaymakamlığına verilen 17.7.2006 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 187 günlü dilekçede, belediyeye ait araçlarla Gali Çayı’nın yatağı değiştirilerek çevre kirliliğine neden olunduğu ve gölet oluşturarak arazisine zarar verildiğinin belirtilmesi üzerine yapılan inceleme sonucunda düzenlenen durum tespit tutanağı ile yapılan yazışmalardan, belediyenin bu nitelikte bir çalışmasının bulunmadığı gibi şikayetçinin arazisi ile çevre kirliliği yarattığı ileri sürülen alan arasından yol geçmesi nedeniyle gölet suyunun arazisine çarparak zarar verdiği iddiasının gerçeği yansıtmadığı gerekçesiyle soruşturma izni verilmediği ve bu karara şikayetçinin ve Şuhut Cumhuriyet Başsavcılığının itirazda bulunduğu anlaşılmaktadır. Şuhut Cumhuriyet Savcısı ? itiraz dilekçesinde, çevre kirliliğine yol açma suçunun memurlar ya da kamu görevlilerine özgü suç olmadığı ve adli açıdan resen soruşturmasının yapılması gerektiğinden bahisle İçişleri Bakanının soruşturma izni verilmemesine ilişkin kararında bu yönden hukuka uyarlık bulunmadığını ileri sürmekte ise de, savcılık makamının resen soruşturulacak eylem kapsamında gördüğü bir hususu Dairemiz nezdinde itiraza konu etmeden doğrudan soruşturabileceği, ancak, ilgiliye isnad edilen eylemin 4483 sayılı Yasa kapsamında ön incelemeye konu olacak nitelikte bir eylem olduğu, bu durumda, dosyadaki bilgi ve belgelere göre ilgiliye isnat edilen eylemin hakkında hazırlık soruşturması yapılmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığı sonucuna ulaşıldığından, soruşturma izni verilmemesine ilişkin yetkili merci kararına şikayetçi ve Savcılıkça yapılan itirazların reddine, dosyanın İçişleri Bakanlığına, kararın bir örneğinin itiraz edenlere gönderilmesine 12.6.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi. (DAN-DER; SAYI:117) BŞ/ÖEK (1. Daire, 12.06.2007, 2007/551-738) 188 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun YARGI KARARININ GEREĞİNE GÖRE İŞLEM TESİS ETMEK ZORUNDA OLAN İDARENİN; BU YARGI KARARININ GEREĞİNİ SÜRESİ İÇİNDE YERİNE GETİRMESİ GEREKİRKEN, MAHKEME KARARINDAN SONRA, RUHSAT İSTEMİNE KONU OLAN BİNA HAKKINDA ALDIĞI YIKIM VE PARA CEZASI KARARLARINDAN BAHİSLE, YARGI KARARINI UYGULAMAMA YOLUNA GİDİLEMEYECEĞİ HK. KARAR Soruşturulacak Eylem: Bursa 2 nci İdare Mahkemesinin 20.4.2006 günlü, E:2005/1522, K:2006/683 sayılı kararını yerine getirmemek. Gereği görüşülüp düşünüldü: Anayasanın 138 inci maddesinin son fıkrası, “Yasama ve Yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare mahkeme kararlarını hiçbir surette değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez.”şeklinde olup bu hükme paralel olarak düzenlenen 2577 sayılı İdari Yargılama Usulu Kanunu’nun 28 inci maddesinin birinci fıkrasında, idareyi mahkeme kararlarını uygulama noktasında gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecbur tutarak bu sürenin hiçbir şekilde otuz günü geçemeyeceği ifade edilmektedir. Dosyanın incelenmesinden, Bursa ... İlçesi, ... Mahallesi, ... Bulvarı No:33 adresinde bulunan işyerine ilişkin ‘‘işyeri açma ve çalıştırma ruhsatı verilmesi’’ yönündeki şikayetçi talebinin, Belediye Başkanlığınca reddedilmesi üzerine açılan davada Bursa 2 nci İdare Mahkemesinin 20.4.2006 günlü, E:2005/1522, K:2006/683 sayılı kararıyla ruhsat vermeme işleminin iptal edildiği, şikayetçinin Belediye Başkanlığına hitaben yazdığı 3.5.2006 günlü dilekçeyle iptal kararı doğrultusunda kendisine işyeri açma ve çalıştırma ruhsatının verilmesinin istendiği, şüphelinin imzasını taşıyan cevabi yazıda ise, iptal kararının tebliğinden sonra söz konusu binada yapılan inceleme sonucunda, binaya ruhsat ve ekine aykırı inşaat Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 189 yapıldığının tespit edilmesi nedeniyle İmar Kanununun 32 nci maddesi gereğince 18.5.2006 günlü, 04/0161 sayılı yapı tatil zaptı düzenlendiği, tanınan süre içinde ruhsata uygun hale getirilmeyen bina hakkında 25.5.2006 günlü, 1796 sayılı Belediye Encümeni kararıyla 3194 sayılı kanunun 42 nci maddesi uyarınca para cezası verilmesine ve yıkımına karar verildiği belirtilerek, yıkımına karar verilen binaya işyeri açma ve çalıştırma ruhsatı veremeyeceğinden bahisle istemin reddedilmesi üzerine şikayetçinin savcılığa başvurarak suç duyurusunda bulunduğu anlaşılmıştır. İşyeri açma ve çalıştırma ruhsatı verilmesi yönündeki şikayetçi talebinin reddine ilişkin işlem, mahkeme kararı ile iptal edildiğine göre, yargı kararının gereğine göre işlem tesis etmek zorunda olan idarenin; bu yargı kararının gereğini süresi içinde yerine getirmesi gerekirken, mahkeme kararından sonra ruhsat istemine konu olan bina hakkında aldığı yıkım ve para cezası kararlarından bahisle yargı kararını uygulamama yoluna gitmesi hukuken tasvip edilemez. Zira, idarenin uygulamama gerekçesi olarak değerlendirdiği ve sonradan tesis ettiği yıkım ve para cezaları, idarenin tek taraflı ve yürütülmesi zorunlu nitelikte işlemleri ise de, henüz yargısal denetimden geçmemiş bu idari işlemlerin yargı kararlarının hukuki sonuçlarını ve uygulamasını engelleyecek nitelikte ve güçte kabul edilmesi söz konusu olamaz. Aksi takdirde, işlemi yargı yerlerince iptal edilen idarelere, yeni hukuki sebeplerle yeni işlemler tesis etmek suretiyle yargı kararlarını sonuçsuz bırakma keyfiyeti tanınmış olur ki, yargı kararlarına ve hukuka duyulması gereken güveni sarsan bu davranışın açık ve emredici Anayasa ve Yasa kurallarıyla bağdaştırılması mümkün değildir. Açıklanan nedenlerle ilgililere isnat edilen eylemin haklarında hazırlık soruşturması yapılmasını gerektirecek nitelikte bulunduğu anlaşıldığından, itirazın kabulü ile İçişleri Bakanının soruşturma izni verilmemesine ilişkin 27.2.2007 günlü, 2007/35 sayılı kararının kaldırılmasına, dosyanın Bursa Cumhuriyet Başsavcılığına, kararın 190 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun bir örneğinin İçişleri Bakanlığı ile itiraz edene gönderilmesine 3.7.2007 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi. KARŞI OY Dosyanın incelenmesinden, Bursa Osmangazi İlçesi, Santral Mahallesi, Ulubatlı Hasan Bulvarı No:33 adresinde bulunan işyeri ile ilgili ‘‘işyeri açma ve çalıştırma ruhsatı verilmesi’’ yönündeki şikayetçi talebinin Belediye Başkanlığınca reddedilmesi üzerine Bursa 2 nci İdare Mahkemesinin E:2005/1522, K:2006/683 sayılı kararıyla ruhsat vermeme işleminin iptal edildiği, ancak söz konusu bina ile ilgili olarak Belediye Başkanlığınca yapılan incelemede ruhsata aykırılıklar tespit edilerek yıkımına karar verilmesi nedeniyle yıkılacak binaya işyeri açma ve çalıştırma ruhsatının verilmemesi eyleminde mahkeme kararınının uygulamamasından bahsedilemeyeceği anlaşıldığından, İçişleri Bakanının soruşturma izni verilmemesine ilişkin 27.2.2007 günlü, 2007/35 sayılı kararına yapılan itirazın reddedilmesi gerektiği düşüncesiyle çoğunluk kararına katılmıyorum. (DAN-DER; SAYI:117) BŞ/ÖEK (1. Daire, 03.07.2007, 2007/674-862) YAPININ YIKILMASI YÖNÜNDE VERİLEN BELEDİYE ENCÜMENİ KARARLARINI UYGULAMAYANLAR İÇİN, SORUŞTURMA İZNİ VERİLMESİ GEREKTİĞİ HK.KARAR Soruşturulacak Eylem: Büyükçekmece İlçesi, Alkent 2000 Mahallesinde ruhsata aykırı olarak yapılan on yedi yapının yıkılması yönünde verilen Belediye Encümeni kararlarını uygulamamak Gereği görüşülüp düşünüldü: 3194 sayılı İmar Kanununun 32 nci maddesinde, bu Kanun hükümlerine göre ruhsat alınmadan yapılabilecek yapılar hariç; ruhsat alınmadan yapıya başlandığı veya ruhsat ve eklerine aykırı yapı yapıldığı ilgili idarece tespiti, fenni mesulce tespiti ve ihbarı veya herhangi bir şekilde bu duruma muttali olunması üzerine, Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 191 belediye veya valiliklerce o andaki inşaat durumunun tespit edileceği, yapının mühürlenerek inşaatın derhal durdurulacağı, durdurmanın yapı tatil zaptının yapı yerine asılmasıyla yapı sahibine tebliğ edilmiş sayılacağı, bu tarihten itibaren en çok bir ay içinde yapı sahibinin, yapısını ruhsata uygun hale getirerek veya ruhsat alarak, belediyeden veya valilikten mühürün kaldırılmasını isteyeceği, ruhsata aykırılık olan yapıda, bu aykırılığın giderilmiş olduğu veya ruhsat alındığı ve yapının bu ruhsata uygunluğu, inceleme sonunda anlaşılırsa, mühürün, belediye veya valilikçe kaldırılacağı ve inşaatın devamına izin verileceği, aksi takdirde ruhsatın iptal edileceği, ruhsata aykırı veya ruhsatsız yapılan binanın, belediye encümeni veya il idare kurulu kararını müteakip, belediye veya valilikçe yıktırılarak masrafının yapı sahibinden tahsil edileceğinin hükme bağlandığı, olayda Büyükçekmece Baraj Gölü koruma havzasında kalan Büyükçekmece İlçesi, Alkent 2000 Mahallesinde bulunan on yedi yapı hakkında ruhsat ve eklerine aykırı olduklarından bahisle yapı tatil tutanağı düzenlendiği, 3194 sayılı İmar Kanununun 32 nci maddesi uyarınca Belediye Encümenince 2002, 2004 ve 2005 yıllarında her bir yapı için ayrı ayrı yıkım kararı verildiği, bu yapılardan yedisi için ilave ve tadilat yapı ruhsatları düzenlendiği, birisi için ise verilen yıkım kararının uygulanması suretiyle imara aykırılığın giderildiği, diğer yapılar için verilen yıkım kararlarının ise henüz uygulanmadığı, bu nedenle ilgililere isnat edilen eylemin, haklarında soruşturma yapılmasını gerektirecek nitelikte bulunduğu anlaşıldığından, itirazın kabulüyle, İçişleri Bakanının 23.5.2007 günlü, 2007/108 sayılı soruşturma izni verilmemesine ilişkin kararının kaldırılmasına, dosyanın Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığına, kararın birer örneğinin İçişleri Bakanlığı ile itiraz edene gönderilmesine 24.10.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi. (DAN-DER; SAYI:117) BŞ/ÖEK (1. Daire, 24.10.2007, 2007/1217-1221) 192 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun ÖN İNCELEMECİ TARAFINDAN İDDİA KONUSU EYLEME İLİŞKİN BELEDİYE MECLİSİ KARARLARINDA İMZASI BULUNAN BELEDİYE MECLİSİ ÜYESİ ... İSTANBUL İLİNDE KALP AMELİYATI OLDUĞUNDAN BAHİSLE İFADESİNİN ALINMADIĞI VE BU YÖNÜYLE EKSİK İNCELEME RAPORU DÜZENLENDİĞİ ANLAŞILDIĞINDAN, BELEDİYE MECLİS ÜYESİ ... USULÜNE UYGUN OLARAK İFADESİNİN ALINMASI VE DÜZENLENECEK EK ÖN İNCELEME RAPORUNDA BU İFADENİN DE DEĞERLENDİRİLMESİNDEN SONRA, YENİDEN BU KİŞİ HAKKINDA BİR KARAR VERİLMESİ, SÖZ KONUSU KARARIN İLGİLİYE BİLDİRİLDİĞİNE İLİŞKİN ALINDI BELGESİ İLE İTİRAZ EDİLMESİ HALİNDE, BUNA İLİŞKİN DİLEKÇENİN EKLENMESİ, İTİRAZ EDİLMEMESİ HALİNDE, MEVCUT İTİRAZLARIN İNCELENMESİ İÇİN YETKİLİ MERCİ KARARININ ... İLİŞKİN KISMININ KALDIRILARAK, DOSYANIN İÇİŞLERİ BAKANLIĞINA İADESİ HK. KARAR Soruşturulacak Eylem: Belediye Meclisince imar mevzuatına aykırı olarak plan tadilatına ilişkin kararlar almak İçişleri Bakanlığının 4.9.2007 günlü 6759-10733 sayılı yazısı ile gönderilen dosya, İçişleri Bakanlığının 20.2.2007 günlü, 2007/5459 sayılı soruşturma izni verilmesine ilişkin kararı ve bu karara yapılan itirazlar, Tetkik Hakimi Hamza Eyidemir’in açıklamaları dinlendikten sonra 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun uyarınca incelendi; Gereği Görüşülüp Düşünüldü: Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin suç işlediklerinin ihbar ya da şikayet konusu yapılması halinde 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun 5 inci maddesine göre izin vermeye yetkili merciin bir ön inceleme başlatacağı, bu incelemeyi kendisi bizzat yapabileceği gibi, yasada belirtilen görevlilere de yaptırabileceği, 6 ncı maddeye göre, ön inceleme ile görevlendirilen kişi veya kişilerin, bakanlık Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 193 müfettişleri ile kendilerini görevlendiren merciin bütün yetkililerine haiz olup, bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununa göre işlem yapabilecekleri, hakkında inceleme yapılan memur veya diğer kamu görevlisinin ifadesini de almak suretiyle yetkileri dahilinde bulunan gerekli bilgi ve belgeleri toplayıp görüşlerini içeren bir rapor düzenleyecekleri, hükme bağlanmıştır. Dosyanın incelenmesinden, şikayetçi ...’ın İçişleri Bakanlığına 21.6.2006 günlü şikayet dilekçesi verdiği, İçişleri Bakanlığının Trabzon Valiliğine yazdığı 17.7.2006 günlü, 33/54573 sayılı yazı ile araştırma raporu düzenlenmesinin istenildiği, hazırlanan araştırma raporu üzerine İçişleri Bakanlığınca ilgililer hakkında ön inceleme başlatıldığı, ancak ön incelemeci tarafından iddia konusu eyleme ilişkin Belediye Meclisi kararlarında imzası bulunan Belediye Meclisi Üyesi ...’in İstanbul İlinde kalp ameliyatı olduğundan bahisle ifadesinin alınmadığı ve bu yönüyle eksik inceleme raporu düzenlendiği anlaşıldığından, Belediye Meclis Üyesi ...’in usulüne uygun olarak ifadesinin alınması ve düzenlenecek ek ön inceleme raporunda bu ifadenin de değerlendirilmesinden sonra yeniden bu kişi hakkında bir karar verilmesi, söz konusu kararın ilgiliye bildirildiğine ilişkin alındı belgesi ile itiraz edilmesi halinde buna ilişkin dilekçenin eklenmesi, itiraz edilmemesi halinde, mevcut itirazların incelenmesi için 20.2.2007 günlü, 2007/5459 sayılı yetkili merci kararının ...’e ilişkin kısmının kaldırılarak dosyanın İçişleri Bakanlığına iadesine, kararın bir örneğinin itiraz edenlere gönderilmesine 2.11.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi. (DAN-DER; SAYI:118) BŞ/Aİ (1. Daire, 02.11.2007, 2007/1041-1312) 194 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARINDA 657 SAYILI KANUN’A TABİ OLARAK GÖREV YAPAN MEMURLAR HAKKINDA, GÖREVLERİ DOLAYISIYLA YA DA GÖREVLERİNİ YAPTIKLARI SIRADA İŞLEDİKLERİ İLERİ SÜRÜLEN SUÇLARDAN DOLAYI, HAKLARINDA YAPILACAK CEZA SORUŞTURMASI VE KOVUŞTURMASI YÖNÜNDEN, 4483 SAYILI KANUN’UN 3 ÜNCÜ MADDESİNİN 1 İNCİ FIKRASININ (B) BENDİ HÜKMÜNÜN, MEVZUATA AYKIRI BİR ŞEKİLDE İŞLETİLMESİ SONUCUNDA, DÜZENLETTİRİLEN ÖN İNCELEME RAPORU ÜZERİNE, VALİ TARAFINDAN SORUŞTURMA İZNİ VERİLMESİ VEYA VERİLMEMESİ YÖNÜNDE BİR KARAR VERİLMESİ HALİNDE; BU KARARA YAPILAN İTİRAZIN, 4483 SAYILI KANUN’UN 9 UNCU MADDESİ UYARINCA, YETKİLİ BÖLGE İDARE MAHKEMESİNCE KARARA BAĞLANMASI GEREKTİĞİ HK.KARAR Gereği görüşülüp düşünüldü: 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun, yükseköğretim üst kuruluşları başkan ve üyeleri ile yükseköğretim kurumları yöneticilerinin, kadrolu ve sözleşmeli öğretim elemanlarının, bu kuruluş ve kurumların 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi memurlarının, görevleri dolayısıyla ya da görevlerini yaptıkları sırada işledikleri ileri sürülen suçlar hakkında uygulanacak ceza soruşturması usulünü gösteren 53 üncü maddesinin (c) bendinin 1 numaralı altbendinde, yükseköğretim kurumlarında 657 sayılı Kanuna tabi memurlar için soruşturmanın, Yükseköğretim Kurulu Başkanınca veya diğer disiplin amirlerince doğrudan veya görevlendirecekleri soruşturmacı tarafından yapılacağı, aynı bendinin (2-e) altbendinde de 657 sayılı Kanuna tabi memurlar hakkında son soruşturmanın açılıp açılmamasına yer itibariyle yetkili il idare kurulunca karar verileceği, verilen lüzum-u muhakeme kararlarının ilgililerin itirazı halinde, men-i muhakeme kararlarının ise yasa gereği kendiliğinden Danıştay ilgili Dairesince incelenerek karara bağlanacağı öngörülmüştür. Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 195 Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin görevleri sebebiyle işledikleri suçlardan dolayı yargılanabilmeleri için izin vermeye yetkili mercileri belirtmek ve izlenecek usulü düzenlemek amacıyla 4.12.1999 tarihinde yürürlüğe konulan 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun 2 nci maddesinin 2 nci fıkrasında, görevleri ve sıfatları sebebiyle özel soruşturma ve kovuşturma usullerine tabi olanlara ilişkin kanun hükümleri ile suçun niteliği yönünden kanunlarda gösterilen soruşturma ve kovuşturma usullerine ilişkin hükümlerin saklı olduğu hükme bağlanmış olduğundan, yükseköğretim kurumlarında 657 sayılı Kanuna tabi olarak görev yapan memurlar hakkında, görevleri dolayısıyla ya da görevlerini yaptıkları sırada işledikleri ileri sürülen suçlardan dolayı haklarında yapılacak ceza soruşturması ve kovuşturması bakımından 2547 sayılı Kanunun 53 üncü maddesinin (c) bendi hükmünün uygulanmasının Yasa gereği olduğu açıktır. Bu bakımdan, yükseköğretim kurumlarında 657 sayılı Kanuna tabi olarak görev yapan memurlar hakkında, görevleri dolayısıyla ya da görevlerini yaptıkları sırada işledikleri ileri sürülen suçlardan dolayı haklarında yapılacak ceza soruşturması ve kovuşturması yönünden 2547 sayılı Kanunun 53 üncü maddesinin (c) bendi hükmü uyarınca disiplin amirlerince doğrudan veya görevlendirecekleri soruşturmacı tarafından yapılacak soruşturma sonucunda aynı bendin (2-e) numaralı altbendi hükmüne göre son soruşturmanın açılıp açılmamasına yer itibariyle yetkili il idare kurulunca karar verileceği açık olmakla birlikte, 4483 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin 1 inci fıkrasının (b) bendi hükmünün mevzuata aykırı bir şekilde işletilmesi sonucunda düzenlettirilen ön inceleme raporu üzerine vali tarafından soruşturma izni verilmesi veya verilmemesi yönünde bir karar verilmesi halinde, bu karara yapılan itirazın, 4483 sayılı Kanunun 9 uncu maddesi uyarınca yetkili bölge idare mahkemesince karara bağlanması gerekmektedir. 196 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun Öte yandan, yükseköğretim üst kuruluşları başkan ve üyeleri ile yükseköğretim kurumları yöneticilerinin, kadrolu ve sözleşmeli öğretim elemanlarının ve bu kuruluş ve kurumların 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi memurlarının ceza soruşturmasına ilişkin özel hüküm niteliğinde bulunan 2547 sayılı Kanunun 53 üncü maddesindeki usule uyularak soruşturma yapılıp fezleke düzenlenmesi ve bu maddede yer alan yetkili kurullardan biri tarafından (bu olayda Kocaeli Valiliği İl İdare Kurulu) men-i muhakeme ya da lüzum-u muhakeme kararı verilmesi halinde, yasa gereği kendiliğinden veya bu karara yapılacak itiraz üzerine dosyanın Danıştay Birinci Dairesince incelenerek karara bağlanacağı açıktır. Dosyanın incelenmesinden, Sosyal Güvenlik Kurumunun (Bağ-Kur Genel Müdürlüğü) 30.11.2006 günlü dilekçesiyle, Kocaeli Üniversitesi Mediko Sosyal Merkezi Doktorları ..., ... ve ...’ın BağKur sağlık hizmetlerinden yararlanan hastaları görmeden ve muayene etmeden reçete düzenlemek ve Eczacı ...’e vermek suretiyle kamuyu zarara uğrattıklarından bahisle Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğu, Başsavcılığın 2.2.2007 günlü, Soruşturma No:2007/1941, Karar No:2007/9 sayılı kararıyla 657 sayılı Kanuna tabi olarak görev yapan şüpheliler hakkında 2547 sayılı Kanuna göre soruşturma yapmaya yetkili olan Kocaeli Üniversitesi Rektörlüğüne dosyanın gönderildiği, Rektörlük tarafından görevlendirilen soruşturmacı tarafından düzenlenen fezlekenin karar verilmek üzere 20.3.2007 günlü, 220 sayılı yazıyla Kocaeli Valiliği İl İdare Kuruluna gönderildiği, ancak düzenlenen bu fezleke Valiliğe ulaşmadan önce konu hakkında 4483 sayılı Kanun uyarınca ön inceleme yapılmasına Kocaeli Valisinin 16.3.2007 günlü oluruyla karar verildiği, bu görevlendirme üzerine ifadeleri alınan şüphelilerin ön incelemeciye ayrıca sundukları 28.3.2007 günlü yazılı savunmalarında, haklarında Üniversite tarafından yapılan soruşturma sonucunda düzenlenen fezlekenin 20.3.2007 günlü, 220 sayılı üst yazıyla karar verilmek üzere İl İdare Kuruluna gönde- Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 197 rildiğini belirtmelerine karşın, 27.4.2007 gününde düzenlenen ön inceleme raporu uyarınca Kocaeli Valisince 30.4.2007 günlü, 42 sayılı soruşturma izni verilmesi kararı verildiği, bu karara hakkında soruşturma izni verilenlerden ... tarafından SakaryaBölge İdare Mahkemesine itiraz edildiği, Bölge İdare Mahkemesinin 10.10.2007 günlü, E:2007/149, K:2007/178 sayılı kararında ise, Kocaeli Valisince 4483 sayılı Kanun hükümleri uyarınca verilmiş bu karara karşı yapılan itiraz hakkında 4483 sayılı Kanunun 3 üncü ve 9 uncu maddeleri uyarınca yetkili bölge idare mahkemesince karar verilmesi gerektiği, verilecek bu kararda üniversite personeli hakkında 4483 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanamayacağı hususları irdelenerek bir hükme varılması gerekirken, üniversite personeli hakkında Vali tarafından verilen soruşturma izni kararlarına karşı yapılan itirazlara bakmakla görevli yerin Danıştay olduğu gerekçesiyle dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenlerle Kocaeli Valisince 4483 sayılı Kanun hükümleri uyarınca üniversite personeli hakkında mevzuata aykırı olarak verilen 30.4.2007 günlü, 42 sayılı soruşturma izni kararına karşı yapılan itiraz hakkında, 4483 sayılı Kanunun 3 üncü ve 9 uncu maddeleri uyarınca yetkili bölgeidare mahkemesince, yukarıda belirtilen hükümler irdelenmek suretiyle bir karar verilmesi gerektiği sonucuna varıldığından, 657 sayılı Kanuna tabi personel olarak Üniversitede çalışan ..., ... ve ... hakkında Kocaeli Valisinin 30.4.2007 günlü, 42 sayılı soruşturma izni verilmesine ilişkin kararına karşı yapılan itiraz hakkında Dairemizce yapılabilecek herhangi bir işlem bulunmadığına, dosyanın karar verilmek üzere Sakarya Bölge İdare Mahkemesine iadesine, kararın bir örneğinin itiraz edene gönderilmesine 4.1.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi. (DAN-DER; SAYI:118) BŞ/Aİ (1. Daire, 04.01.2008, 2007/1383-2008/18) 198 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun ÜNİVERSİTEDE ŞÜPHELİLERİN 657 SAYILI KANUN’A TABİ MEMUR OLARAK GÖREV YAPMALARI NEDENİYLE, 2547 SAYILI KANUN’UN 53/2-E MADDESİ UYARINCA, HAKLARINDA ELAZIĞ VALİLİĞİ İL İDARE KURULUNCA MEN-İ MUHAKEME VEYA LÜZUM-U MUHAKEME YÖNÜNDE BİR KARAR VERİLMESİ GEREKTİĞİ HK.KARAR Gereği görüşülüp düşünüldü: 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun, yükseköğretim üst kuruluşları başkan ve üyeleri ile yükseköğretim kurumları yöneticilerinin, kadrolu ve sözleşmeli öğretim elemanlarının, bu kuruluş ve kurumların 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi memurlarının, görevleri dolayısıyla ya da görevlerini yaptıkları sırada işledikleri ileri sürülen suçlar hakkında uygulanacak ceza soruşturması usulünü gösteren, 53 üncü maddesinin (c) bendinde, yükseköğretim kurumlarında 657 sayılı Kanuna tabi memurlar için ilk soruşturmanın, Yükseköğretim Kurulu Başkanınca veya diğer disiplin amirlerince doğrudan veya görevlendirecekleri soruşturmacı tarafından yapılacağı, bunlar yönünden son soruşturmanın açılıp açılmamasına, yer itibariyle yetkili il idare kurulunca karar verileceği, verilen lüzum-u muhakeme kararlarının ilgililerin itirazı halinde, men-i muhakeme kararlarının ise kendiliğinden Danıştay ilgili Dairesince incelenerek karara bağlanacağı hükmü yeralmıştır. Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin görevleri sebebiyle işledikleri suçlardan dolayı yargılanabilmeleri için izin vermeye yetkili mercileri belirtmek ve izlenecek usulü düzenlemek amacıyla 4.12.1999 tarihinde yürürlüğe konulan 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun 2 nci maddesinin birinci fıkrasında, bu Kanunun, Devletin ve diğer kamu tüzelkişilerinin genel idare esaslarına göre yürüttükleri kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevleri ifa eden memurlar ve diğer kamu görevlilerinin görevleri sebebiyle işledikleri suçlar hakkında uygulanacağı belirtildikten sonra, ikinci fıkrasında, görev- Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 199 leri ve sıfatları sebebiyle özel soruşturma ve kovuşturma usullerine tabi olanlara ilişkin kanun hükümleri ile suçun niteliği yönünden kanunlarda gösterilen soruşturma ve kovuşturma usullerine ilişkin hükümlerin saklı olduğu, 16 ncı maddesinde, kanunlarda Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkatın uygulanacağı belirtilen hallerde bu Kanun hükümlerinin uygulanacağı, 18 inci maddesinde de, 4 Şubat 1329 tarihli Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkatın yürürlükten kaldırıldığı hükme bağlanmıştır. Görüldüğü üzere, genel olarak memur ve diğer kamu görevlilerinin görevleri sebebiyle işledikleri suçlardan dolayı yargılanabilmeleri için izin vermeye yetkili mercileri belirten ve izlenecek yöntemi gösteren 4483 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin ikinci fıkrasındaki, görevleri ve sıfatları sebebiyle haklarında özel soruşturma ve kovuşturma yöntemleri uygulanacağına ilişkin kanun hükümleri bulunanlar ile haklarında, suçun niteliği yönünden diğer kanunlarda öngörülen farklı soruşturma ve kovuşturma yöntemleri uygulanması gerekenler için ilgili kanunlardaki hükümlerin uygulanacağını belirten hüküm, 4483 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmayacağı kişi ve durumları açıkça belirtilmektedir. 4483 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmü karşısında, yükseköğretim kurumlarında 657 sayılı Kanuna tabi olarak görev yapan personelin, görevleri dolayısıyla ya da görevlerini yaptıkları sırada işledikleri ileri sürülen suçlar nedeniyle yargılanabilmeleri için, 4483 sayılı Kanunun kapsamı dışında farklı ve özel bir ceza soruşturması usulü öngörülen 2547 sayılı Kanunda, anılan memurlar hakkında soruşturmanın, yükseköğretim kurulu başkanınca veya disiplin amirlerince doğrudan veya görevlendirecekleri soruşturmacı tarafından yapılacağı, son soruşturmanın açılıp açılmamasına yetkili il idare kurulunca karar verileceği, bu kurulca verilen lüzum-u muhakeme kararlarının ilgililerin itirazı üzerine, men-i muhakeme kararlarının ise kanun gereği kendiliğinden Danıştay ilgili Dairesince incelenerek karara bağlanacağı hususlarına açık ve 200 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun anlaşılabilir bir şekilde yer verildiğinden, diğer illerin İl İdare Kurullarınca 657 sayılı Kanuna tabi olarak görev yapan üniversite personeli hakkında verilmekte olan kararlar, niteliğine göre yasa gereği ya da itiraz üzerine Dairemizce incelenerek sonuçlandırılmaktadır. Nitekim, Yükseköğretim kurumlarında 657 sayılı Kanuna tabi olarak görev yapan memurlar hakkında, görevleri dolayısıyla ya da görevlerini yaptıkları sırada işledikleri ileri sürülen suçlardan dolayı 4483 sayılı Kanun ile 2547 sayılı Kanun hükümlerinden hangisine göre işlem yapılacağı konusunda düşülen duraksamanın giderilmesine ilişkin Dairemizce verilen 7.12.2002 günlü, E: 2002/168, K: 2002/178 sayılı kararda da, yükseköğretim kurumlarında 657 sayılı Kanuna tabi olarak görev yapan personelin görevleri dolayısıyla ya da görevlerini yaptıkları sırada işledikleri suçlardan dolayı haklarında 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 53 üncü maddesi hükmüne göre ceza soruşturması yapılması gerektiği belirtilmiş olup, diğer illerin uygulamalarında bu hususta herhangi bir soruna ve farklı bir görüşe rastlanmamıştır. Dosyanın incelenmesinden, polis memuru olarak görev yapan şikayetçinin, rahatsızlanması nedeniyle 28.6.2006 tarihinde saat 20:30 sıralarında şüphelilerin görev yaptığı Hastanenin acil servisine sevk kağıdı olmadan gittiğini, burada gerekli tedavisinin yapıldıktan sonra sevk kağıdı getirmesini sağlamak amacıyla boş senede imza attırılarak nüfus cüzdanının rehin alındığını, şüphelilerin bu konuda yetkilerinin bulunmadığını ve kendisini hastanede alıkoymakla tehdit ettiklerini iddia ederek şikayette bulunması üzerine başlatılan soruşturma sonucunda, şüpheliler hakkında Fırat Üniversitesi Rektörlüğünce oluşturulan kurul tarafından 30.10.2006 günlü, 2006/11 sayılı men-i muhakeme kararının verildiği, bu kararın yasa gereği incelenmek üzere Dairemize gönderilmesi üzerine Dairemizin 6.4.2007 günlü E:2007/277, K:2007/444 sayılı kararı ile şüphelilerin 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi memur olarak çalışıyor olmaları nedeniyle 2547 sayılı Yüksek öğretim Kanununun Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 201 53 üncü maddesinin 2 nci bendinin (e) fıkrası uyarınca haklarında Elazığ Valiliği İl İdare Kurulunca karar verilmesi gerektiği belirtilerek Fırat Üniversitesi Rektörlüğünce oluşturulan kurul tarafından verilen 30.10.2006 günlü, 2006/11 sayılı men-i muhakeme kararının bozulduğu ve dosyanın Fırat Üniversitesi Rektörlüğüne iade edildiği, Fırat Üniversitesi Rektörlüğünün 1.5.2007 günlü ve 3796 sayılı yazısı ile Elazığ Valiliği İl İdare Kurulundan Dairemiz kararı doğrultusunda gerekli kararın verilmesi için dosyanın Valiliğe gönderildiği, Elazığ Valisinin 10.5.2006 günlü oluru ile şüpheliler hakkında 4483 sayılı Kanunun 5 inci maddesi gereğince ön inceleme yapılmasına ve bu ön incelemeyi yapmak üzere Fırat Üniversitesi Fırat Tıp Merkezi Saymanı ...’un görevlendirilmesine karar verildiği, ön incelemeci tarafından hazırlanan raporda şüpheliler hakkında soruşturma izni verilmemesi önerisinin getirildiği ve Elazığ Valisinin 4.6.2007 günlü 2007/40 sayılı kararı ile şüpheliler hakkında 4483 sayılı Kanunun 6 ncı maddesi gereğince soruşturma izni verilmediği, bu kararın men-i muhakeme kararı gibi kabul edilmesi suretiyle Yasa gereği incelenmek üzere Rektörlükçe Dairemize gönderildiği, Dairemizin 16.10.2007 günlü, E: 2007/812, K: 2007/1161 sayılı kararı ile; 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 53 üncü maddesinin (c) fıkrasının 1 inci bendi hükmü gereğince şikayetçi tarafından iddia edilen hususlara ilişkin olarak 657 sayılı Yasaya tabi üniversitepersoneli hakkında Rektörlük makamınca verilen soruşturma emrine istinaden Prof. Dr. ... tarafından düzenlenmiş 2.10.2006 tarihli soruşturma raporu (Fezleke) mevcut iken, 4483 sayılı Yasa hükümlerine tabi olmayan üniversite personeli hakkındaki şikayetle ilgili olarak yeni bir ön incelemecinin Vali tarafından görevlendirildiği, aynı fıkranın 2 numaralı bendinin (e) alt bendi gereğince son soruşturmanın açılıp açılmamasına il idare kurulunca karar verilmesi gerektiği halde, 4483 sayılı Yasanın 2 nci maddenin ikinci fıkrasındaki “görevleri ve sıfatları sebebiyle özel soruşturma ve kovuşturma usullerine tabi olanlara ilişkin kanun hükümlerinin saklı olduğu” yolundaki açık hükme rağmen vali tarafından 4483 202 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun sayılı Yasa hükümlerine göre karar verilmesinde isabet bulunmadığı gerekçesiyle Elazığ Valisinin 4.6.2007 günlü, 2007/40 sayılı soruşturma izni verilmemesine ilişkin kararının kaldırılmasına ve dosyanın Fırat Üniversitesi Rektörlüğüne iadesine karar verildiği, bu kararımız üzerine Fırat Üniversitesi Rektörlüğünün Elazığ Valiliği İl İdare Kuruluna yazdığı, 12.12.2007 günlü 6364-11815 sayılı yazısıyla, Dairemiz kararı doğrultusunda gerekli işlemlerin yapılmasının istenildiği, Elazığ Valiliğinin Vali Yardımcısı ... imzalı 13.12.2007 günlü 40-3887 sayılı yazısında, Dairemizin yukarıda belirtilen kararından bir bölümü alındıktan sonra, “Ancak,...” denilmek suretiyle dosyanın Fırat Üniversitesi Rektörlüğüne iade edildiği, bu yazı üzerine Fırat Üniversitesi Rektörlüğünün 24.12.2007 günlü, 6440-11704 sayılı yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşılmıştır. Valiliğin 13.12.2007 günlü yazısında, dosyanın Fırat Üniversitesi Rektörlüğüne iadesi için öne sürülen gerekçelerinin, yukarıda belirtilen açık yasa hükümleri karşısında dayanağının bulunmadığı, 4483 sayılı Yasa hükümleri ile 2547 sayılı Yasa hükümlerinin kapsamları ile farklı soruşturma usullerini öngördüğü konusunda doğru değerlendirmelerin yapılamadığı görülmektedir. Öncelikle belirtmek gerekir ki, 4483sayılı Yasanın 3 üncü maddesinde izin vermeye yetkili merciler sayılmış olup, bu merciler arasında il idare kurulları bulunmadığından, bu kurulların “soruşturma izni verilmesi ya da verilmemesi” şeklinde bir karar verme yetkileri bulunmamaktadır. Dolayısıyla yukarıda sözü edilen valilik yazısında yer alan “İl idare kurulları, 4483 sayılı Yasa uyarınca soruşturma izni verilmesi ya da verilmemesi şeklinde karar vermektedirler” ifadesinin, Vali’nin, makamdan kaynaklı olarak münhasıran şahsına 4483 sayılı Kanunla verilmiş bir yetkinin, il idare kurulunca kullanıldığı ya da kullanılabileceği gibi yetki saptırması niteliğindeki anlayış ve kavram kargaşasından kaynaklandığı anlaşılmaktadır. İkinci olarak, Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkat’ın 4483 sayılı Kanunla yürürlükten kaldırıldığı hususunun, aynı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 203 Kanunun Geçici Birinci Maddesi hükmünün de dikkate alınarak değerlendirilmesi gerektiği, ayrıca 4483 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin ikinci fıkrasındaki, “görevleri ve sıfatları sebebiyle özel soruşturma ve kovuşturma usullerine tabi olanlara ilişkin kanun hükümlerinin saklı olduğu” şeklindeki hüküm nedeniyle 2547 sayılı Kanunun 53/c maddesi hükmünün halen üniversite personeli hakkında uygulanmakta olduğu ve 657 sayılı Kanuna tabi üniversite personeli hakkında, il idare kurullarının men-i muhakeme ya da lüzum-u muhakeme kararı verme görev ve yetkilerinin devam etmekte olduğu açıktır. Bu durumda, şüpheliler için, Dairemizin 16.10.2007 günlü kararı ile Vali tarafından verilen soruşturma izni verilmemesi kararının kaldırılmış olması karşısında, şüphelilere isnat edilen suç hakkında yetkili kurulca verilmiş bir karar da bulunmadığından, Dairemizin bu kararı doğrultusunda, Elazığ Valiliği İl İdare Kurulunca bir karar verilmesi yasal zorunluluk iken, Elazığ Valiliğinin Fırat Üniversitesi Rektörlüğüne yazdığı 13.12.2007 günlü 40-3887 sayılı yazısıyla, daha önce 4483 sayılı Kanun uyarınca karar verildiği, Elazığ Valiliği İl İdare Kurulunca ikinci defa karar verilemeyeceğinden bahisle dosyanın aynen iade edildiği görüldüğünden, şüphelilerin 657 sayılı Kanuna tabi memur olarak görev yapmaları nedeniyle 2547 sayılı Kanunun 53/2-e maddesi uyarınca haklarında Elazığ Valiliği İl İdare Kurulunca men-i muhakeme veya lüzum-u muhakeme yönünde bir karar verilmesi, ilgililere gerekli bildirimler yapıldıktan sonra kararın türüne göre Yasa gereği kendiliğinden veya itiraz edilmesi halinde itiraz dilekçesi de eklenerek incelenmek üzere Dairemize sunulması için dosyanın yer itibariyle yetkili Elazığ İl İdare Kuruluna gönderilmesine 25.1.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi. (DAN-DER; SAYI:118) BŞ/Aİ (1. Daire, 25.01.2008, 2007/1500-2008/129) 204 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun ŞÜPHELİNİN ARKEOLOJİ ALANINDAKİ BİLİMSEL YETERLİLİĞİ NEDENİYLE, KAZI HEYETİ BAŞKANI OLARAK 2863 SAYILI YASA’NIN 35 İNCİ MADDESİ UYARINCA, KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞINCA GÖREVLENDİRİLDİĞİ, 2547 SAYILI KANUN’UN ANILAN MADDESİNDE YER ALAN ÖĞRETİM ELEMANI OLMASI SIFATINDAN DOĞAN VE ÜNİVERSİTEDEKİ GÖREVİ DOLAYISIYLA YA DA GÖREVİNİ YAPTIĞI SIRADA İŞLENEN SUÇLARDAN OLMADIĞI, BU İTİBARLA, ŞÜPHELİNİN BAŞKANLIĞINI YAPTIĞI KAZI HEYETİNDE, ŞÜPHELİNİN YANINDA BAKANLIK TEMSİLCİLERİNİN DE GÖREV YAPTIĞI DİKKATE ALINDIĞINDA; ŞİKAYETE KONU EYLEME İŞTİRAK EDENLERİN İSİM VE GÖREV YERİ İTİBARİYLE BELİRLENEREK, İLGİLİLERİN TÜMÜ HAKKINDA KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞINCA 4483 SAYILI YASA KAPSAMINDA ÖN İNCELEME YAPTIRILARAK KARAR VERİLMESİ GEREKTİĞİ HK.KARAR Suç: 2004-2006 yılları arasında Muğla İli, Datça İlçesi, Knidos Antik Kentinde yapılan kazı çalışmalarında eski eserlere geri dönüşümsüz olarak zarar vermek ve müzeye teslimi gereken eserleri teslim etmemek Gereği görüşülüp düşünüldü: 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 35 inci maddesinde, “bu kanun hükümlerine tabi, taşınır ve taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarını meydana çıkarmak üzere, araştırma, sondaj ve kazı yapma hakkı, sadece Kültür ve Turizm Bakanlığına aittir. Bilimsel ve mali yeterliği Kültür ve Turizm Bakanlığınca takdir ve kabul olunan Türk ve yabancı heyet ve kurumlara araştırma izni, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından; sondaj ve kazı yapma izni Kültür ve Turizm Bakanlığının teklifi üzerine, Bakanlar Kurulu kararı ile verilir, Kültür ve Turizm Bakanlığı elemanları veya bu Bakanlıkça görevlendirilecek Türk bilim adamları tarafından yapılacak araştırma, sondaj ve kazılar, Kültür ve Turizm Bakanlığının iznine bağlıdır. Askeri yasak bölgelerde yapılacak araştırma, sondaj ve kazı için Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 205 gerekli ruhsatname, Genelkurmay Başkanlığının iznini müteakip, sözü geçen heyet ve kurumların göstereceği uzmanlar adına düzenlenir. Kültür ve Turizm Bakanlığınca haklı görülebilecek sebep olmadıkça heyet ve kurumlar ruhsatnamedeki üyelerini değiştiremezler. Su altında korunması gerekli kültür ve tabiat varlıklarının bulunduğu bölgeler, ilgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği yapılarak Kültür ve Turizm Bakanlığınca tespit edilir ve Bakanlar Kurulu kararı ile yayımlanır. Bu bölgelerde, sportif amaçlı dalış yapmak yasaktır, ikinci fıkra hükümlerine göre izin almak şartıyla araştırma ve kazı yapılabilir.” hükmüne yer verilmiştir. Aynı Yasanın 48 inci maddesinde, “Yabancı heyet ve kurumlar tarafından yapılan araştırma, kazı ve sondajlarda Kültür ve Turizm Bakanlığı Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü uzmanlarından bir veya birkaç temsilci bulunur. Türk heyet ve kurumlarınca yapılan araştırma, kazı ve sondajlara Kültür ve Turizm Bakanlığı adına yetkili bir uzman katılır. Temsilci ve uzmanların seçimi ve görevleri, yönetmelikle belirlenir.” hükmü yer almaktadır. Kültür ve Tabiat Varlıklarıyla İlgili Olarak Yapılacak Araştırma, Sondaj ve Kazılar Hakkında Yönetmeliğin, temsilcilerin veya uzmanların kazıdaki görev ve yetkilerinin gösterildiği, 20 inci maddesinin (b) bendinde, “temsilci ya da uzman kazının başlangıcında ve ondan sonra gelen her onbeş günde bir hazırlayacağı raporu Bakanlığa gönderir. Kazı başlangıç raporunda kazı yerinin bağlı olduğu il, ilçe, bucak ve köy, kazı yerinin açık posta adresi, kazı yerine en kolay hangi yol ve vasıta ile gidilebileceği, kazının başlama tarihi, heyet üyeleri ve işçi sayısı belirtilir. 15 günlük raporlarda kazıda elde edilen bilimsel sonuçlar kazı heyetine yeniden katılan veya heyetten ayrılan üyeler, değişen işçi sayıları bildirilir.”, aynı maddenin (c) bendinde ise, “son raporlarda, o mevsim yapılan kazının sonuçları, envantere geçen eserlerle etütlük eserlerin sayısı, kazının kapanış tarihi, kazı yerinde çıkan ve korunması gerekli mimari kalıntılar hakkında etraflı bilgi verilir ve 206 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun hazırlanan rapora eserlerin ilgili müzelere teslim tutanağının bir örneği ile bir nüsha eski eser envanteri ve etütlük eser listesi eklenir.” kuralına yer verilmiştir. Dosyanın incelenmesinden, şüphelinin başkanlığını yaptığı kazı heyetine kazı yapma izni, 2863 sayılı Yasanın 35 inci maddesi uyarınca Kültür ve Turizm Bakanlığının teklifi üzerine, Bakanlar Kurulu kararı ile verildiği, yapılan kazı çalışmaları sırasında, DatçaKnidos Antik Kentinde bulunan eski eserlere geri dönüşümsüz olarak zarar verildiği ve müzeye teslimi gereken eserleri teslim edilmediği iddiasıyla Marmaris Kaymakamlığı Müze Müdürlüğünce, Datça Cumhuriyet Başsavcılığına şikayet dilekçesi verildiği, adı geçen Başsavcılığın, şüphelinin Selçuk Üniversitesinde görevli olduğu, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 53 üncü maddesi uyarınca soruşturmanın Selçuk Üniversitesi Rektörlüğünce yaptırılacağı gerekçesiyle 22.10.2007 günlü, 2007/4 sayılı görevsizlik kararıyla evrakın Selçuk Üniversitesi Rektörlüğüne gönderildiği, Rektörlükçe 2547 sayılı Yasa kapsamında görevlendirilen soruşturmacı tarafından hazırlanan fezlekeye dayanılarak Yetkili Kurul tarafından şüphelinin men-i muhakemesine ilişkin 21.1.2008 günlü kararın verildiği, bu kararın, Yasa gereği kendiliğinden ve yapılan itiraz üzerine incelenmesi için dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşılmaktadır. 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 53 üncü maddesinin (c) fıkrasında, ceza soruşturmasının, yükseköğretim üst kuruluşları başkan ve üyeleri ile yükseköğretim kurumları yöneticilerinin, kadrolu ve sözleşmeli öğretim elemanlarının ve bu kuruluş ve kurumların 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi memurlarının görevleri dolayısıyla ya da görevlerini yaptıkları sırada işledikleri ileri sürülen suçlar hakkında yapılacağı hükmüne yer verilmiştir. Şüphelinin arkeoloji alanındaki bilimsel yeterliliği nedeniyle kazı heyeti başkanı olarak 2863 sayılı Yasanın 35 inci maddesi uyarınca Kültür ve Turizm Bakanlığınca görevlendirildiği ve kazı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 207 heyetinde yine Bakanlıkça, anılan Yönetmelik hükümlerine göre hareket etmek zorunda olan temsilcilerin görevlendirildiği, şüpheliye isnat edilen suçun, yürüttüğü kazı çalışmalarıyla ilgili olduğu, 2547 sayılı Kanunun anılan maddesinde yer alan öğretim elemanı olması sıfatından doğan ve üniversitedeki görevi dolayısıyla ya da görevini yaptığı sırada işlenen suçlardan olmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle, Kültür ve Turizm Bakanlığınca görevlendirilmesi yapılan ve kazı başkanı olarak görev yapan şüpheli hakkında 2547 sayılı Kanunun 53/c maddesine göre Üniversite tarafından ceza soruşturması yapılması ve Rektörlükçe oluşturulan Yetkili Kurulca karar verilmesi olanağı bulunmamaktadır. 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanununun 1 inci maddesinde, bu Kanunun amacının, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin görevleri sebebiyle işledikleri suçlardan dolayı yargılanabilmeleri için izin vermeye yetkili mercileri belirtmek ve izlenecek usulü düzenlemek olduğu, aynı Kanunun 2 nci maddesinde ise, bu Kanunun, Devletin ve diğer kamu tüzel kişilerinin genel idare esaslarına göre yürüttükleri kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevleri ifa eden memurlar ve diğer kamu görevlilerinin görevleri sebebiyle işledikleri suçlar hakkında uygulanacağı, görevleri ve sıfatları sebebiyle özel soruşturma ve kovuşturma usullerine tabi olanlara ilişkin kanun hükümleri ile suçun niteliği yönünden kanunlarda gösterilen soruşturma ve kovuşturma usullerine ilişkin hükümlerin saklı olduğu hükme bağlanmıştır. Bu itibarla, şüphelinin başkanlığını yaptığı kazı heyetinde şüphelinin yanında Bakanlık temsilcilerinin de görev yaptığı dikkate alındığında, şikayete konu eyleme iştirak edenlerin isim ve görev yeri itibariyle belirlenerek ilgililerin tümü hakkında Kültür ve Turizm Bakanlığınca 4483 sayılı Yasa kapsamında ön inceleme yaptırılarak karar verilmesi gerektiğinden Selçuk Üniversitesi Rektörlüğünce oluşturulan Yetkili Kurulun 21.1.2008 günlü men-i muhakeme 208 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun kararının bozulmasına, yukarıda belirtilen hususlar göz önüne alınarak Kültür ve Turizm Bakanlığınca yeniden yaptırılacak ön inceleme sonucunda yetkili merci tarafından bir karar verilmesi, kararın türüne göre gerekli bildirimlerin yapılması, itiraz edilmesi halinde itiraz dilekçeleri de eklendikten sonra Dairemize gönderilmesi için dosyanın Kültür ve Turizm Bakanlığına gönderilmek üzere Selçuk Üniversitesi Rektörlüğüne iadesine, kararın birer örneğinin Kültür ve Turizm Bakanlığı ile itiraz edene tebliğine 6.6.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi. (DAN-DER; SAYI: 119) BŞ/Aİ (1. Daire, 06.06.2008, 2008/311-670) HAKİMLER VE SAVCILARIN ÖZEL SORUŞTURMA VE KOVUŞTURMA USULÜNE TABİ OLMALARI NEDENİYLE HAKLARINDA 4483 SAYILI KANUN HÜKÜMLERİNİN UYGULANMA OLANAĞI BULUNMADIĞI HK. K A R A R Gereği görüşülüp düşünüldü: 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanununun 82 inci maddesinde, hakim ve savcıların görevden doğan ve görev sırasında işlenen suçları, sıfat ve görevleri gereğine uymayan tutum ve davranışları nedeniyle, haklarında inceleme ve soruşturma yapılmasının Adalet Bakanlığının iznine bağlı olduğu, Adalet Bakanının inceleme ve soruşturmayı, adalet müfettişleri veya hakkında soruşturma yapılacak olandan daha kıdemli hakim veya savcı eliyle yaptırabileceği, soruşturma ile görevlendirilen hakim veya savcıların, adalet müfettişlerinin 101 inci maddedeki yetkilerine haiz oldukları, 87 nci maddesinde, hakim ve savcılar hakkında tamamlanan soruşturma evrakının Bakanlık Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne gönderileceği, bu genel müdürlük tarafından yapılacak inceleme sonunda düzenlenecek düşünce yazısı üzerine kovuşturma yapıl- Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 209 masına veya disiplin cezası uygulanmasına gerek olup olmadığının Bakanlıkça takdir edilerek evrakın ilgili mercilere tevdi olunacağı veya işlemden kaldırılacağı, 89 uncu maddesinde, hakim ve savcılar hakkında görevden doğan veya görev sırasında işledikleri suçlar nedeniyle kovuşturma yapılması gerekli görüldüğü takdirde evrakın, Adalet Bakanlığınca ilgilinin yargı çevresinde bulunduğu ağır ceza mahkemesine en yakın ağır ceza mahkemesi Cumhuriyet savcılığına, Adalet Bakanlığı merkez, bağlı ve ilgili kuruluşlarında görevli hakim ve savcılar hakkındaki evrak ise Ankara Cumhuriyet Savcılığına gönderileceği, Cumhuriyet savcısının beş gün içinde iddianamesini düzenleyerek evrakı, son soruşturmanın açılmasına veya son soruşturmanın açılmasına yer olmadığına karar verilmek üzere ağır ceza mahkemesine vereceği, iddianamenin bir örneğinin Ceza Muhakemesi Kanunu gereğince, hakkında kovuşturma yapılana tebliğ olunucağı, bu tebliğ üzerine ilgili, Kanunda yazılı süre içinde delil toplanmasını ister veya kabul edilebilir istekte bulunursa bu hususun göz önünde tutulacağı ve gerekirse soruşturmanın derinleştirilebileceği, ilk soruşturmada itiraz usulünü düzenleyen aynı Kanunun 92 inci maddesinde ise, 89 uncu maddede yazılı mercilerin tutuklamaya ve salıvermeye veya son soruşturmanın açılmasına yer olmadığına ilişkin kararlarına Cumhuriyet savcısı veya hakkında soruşturma yapılan tarafından genel hükümlere göre itiraz olunabileceği, bu itirazın, ilgilinin yargı cevresi içinde bulunduğu ağır ceza mahkemesi hariç olmak üzere, kararı veren mahkemeye en yakın ağır ceza mahkemesinde inceleneceği, hükümlerine yer verilmiştir. Diğer taraftan Anayasanın 144 üncü maddesinde, hakim ve savcıların görevlerini; kanun, tüzük, yönetmeliklere ve genelgelere (Hakimler için idari nitelikteki genelgelere) uygun olarak yapıp yapmadıklarını denetlemenin; görevlerinden dolayı veya görevleri sırasında suç işleyip işlemediklerini, hal ve eylemlerinin sıfat ve görevleri icaplarına uyup uymadığını araştırmanın ve gerektiğinde haklarında inceleme ve soruşturmanın, Adalet Bakanlığının izni ile 210 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun adalet müfettişleri tarafından yapılacağı, Adalet Bakanının soruşturma ve inceleme işlemlerini, hakkında soruşturma ve inceleme yapılacak olandan daha kıdemli hakim veya savcı eliyle de yaptırabileceği hükmü yer almıştır. Bu hükümlere göre, hakim ve savcıların görevlerini; kanun, tüzük, yönetmeliklere ve genelgelere uygun olarak yapıp yapmadıklarını denetlemenin; görevlerinden dolayı veya görevleri sırasında suç işleyip işlemediklerini, hal ve eylemlerinin sıfat ve görevleri icaplarına uyup uymadığını araştırma ve gerektiğinde haklarında inceleme ve soruşturma yapmanın, Adalet Bakanlığının iznine bağlı olduğu, Adalet Bakanlığının izni üzerine yapılan araştırmada kovuşturma yapılmasına veya disiplin cezası uygulanmasına gerek olup olmadığı sonucuna varıldığında, bu hususun Bakanlıkça takdir edilerek evrakın ilgili mercilere tevdi olunacağı veya işlemden kaldırılacağı, ayrıca Adalet Bakanınca işlem yapılmasına yer olmadığına dair verilen kararlara karşı herhangi bir itiraz yolu öngörülmediği açıktır. 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında, görevleri ve sıfatları sebebiyle özel soruşturma ve kovuşturma usullerine tabi olanlara ilişkin kanun hükümlerinin saklı olduğu kuralına yer verilmiş bulunduğundan, 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanununa tabi olanlar hakkında 4483 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanma olanağı da bulunmamaktadır. Dosyanın incelenmesinden, şikayetçi ?’ın, Diyarbakır 4 Nolu Devlet Güvenlik Mahkemesi Başkanı ?, Üyeler ? ve ? ile Cumhuriyet Savcısı ?’in görevi kötüye kullanmak eylemini gerçekleştirdikleri iddiasıyla haklarında soruşturma açılmasına ilişkin yaptığı başvurusu üzerine, Adalet Bakanınca işlem yapılmasına yer olmadığına dair 8.1.2003 günlü 30.8.2002 sayılı olur verildiği, şikayetçinin bu olura 31.3.2008 günlü dilekçe ile Dairemize itiraz ettiği anlaşılmaktadır. Adı geçen Diyarbakır 4 Nolu Devlet Güvenlik Mahkemesi Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 211 Başkanı, Üyeler ile Cumhuriyet Savcısının yukarıda anılan hükümler uyarınca özel soruşturma ve kovuşturma usulüne tabi olmaları nedeniyle, haklarında 4483 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanma olanağı bulunmadığından, bu nedenle, ilgilinin bu yasada geçen itiraz müessesesine dayanarak Dairemize yaptığı itirazın incelenmesine de olanak bulunmadığından istemin incelenmeksizin reddine, dosyanın Adalet Bakanlığına, kararın bir örneğinin şikayetçiye gönderilmesine 6.6.2008 gününde oybirliği ile karar verildi. BŞ/ÖEK (1. Daire, 06.06.2008, 2008/542-678) İLGİLİLER HAKKINDA (TMSF) SORUŞTURMA İZNİ VERİLMEMESİNE İLİŞKİN DEVLET BAKANLIĞI VE BAŞBAKAN YARDIMCISININ KARARINA KARŞI DAİREMİZE YAPTIĞI İTİRAZINDAN, ŞİKAYETÇİ VEKİLİNİN DAİREMİZ KAYDINA GİREN DİLEKÇESİYLE VAZGEÇMESİ NEDENİYLE, İTİRAZ HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞI HK.KARAR Soruşturulacak Eylem: Şikayetçinin hissedarı olduğu ? Bölgesi Çimento Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ne Egebank’tan doğan TMSF alacağının usulsüz olarak tahsilini sağlamak suretiyle görevi kötüye kullanmak Gereği görüşülüp düşünüldü: Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında 4483 sayılı Kanunun 1 inci maddesinde, bu Kanunun amacının, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin görevleri sebebiyle işledikleri suçlardan dolayı yargılanabilmeleri için izin vermeye yetkili mercileri belirtmek ve izlenecek usulü düzenlemek olduğu, aynı Yasanın 9 uncu maddesinde, yetkili merciin, soruşturma izni verilmesine veya verilmemesine ilişkin kararının Cumhuriyet Başsavcılığına, hakkında inceleme yapılan memur veya diğer kamu görevlisine ve varsa şikayetçiye bildirileceği, soruşturma izni verilmesine ilişkin karara 212 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun karşı hakkında inceleme yapılan memur veya diğer kamu görevlisinin, soruşturma izni verilmemesine ilişkin karara karşı ise Cumhuriyet Başsavcılığı veya şikayetçinin itiraz yoluna gidebileceği, 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 127 nci maddesinde, ‘‘Fon Kurulu Başkanı ve üyeleri ile Fon personelinin, görevleriyle bağlantılı olarak işledikleri iddia edilen suçlara ilişkin soruşturmalar, Fon Kurulu üyeleri için ilişkili Bakanın, Fon personeli için ise Fon Kurulu Başkanının izin vermesi kaydıyla genel hükümlere göre yapılacağı, Fon Kurulu üyeleri ile Fon personelinin iştirak halinde işledikleri iddia edilen suçlara ilişkin soruşturmalarda Fon personeli hakkında soruşturma izni verme yetkisinin ilişkili Bakana ait olacağı, Fon Kurulu üyeleri ve Fon personeli hakkında görevleriyle bağlantılı olarak işledikleri iddia edilen suçlardan dolayı soruşturma izni verilmesi için, bu kişilerin kendilerine veya üçüncü kişilere çıkar sağlamak veya Fona ya da üçüncü kişilere zarar vermek kastıyla hareket ederek bu işlemler sonucunda kendilerine veya üçüncü kişilere çıkar sağlamış olmaları hususunda açık ve yeterli emarelerin olması gerekeceği, soruşturma izni verilmesi halinde, bu durumun ilgililere tebliğ olunacağı, soruşturmaya izin verilmesine ya da verilmemesine dair kararlar aleyhine, tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içerisinde Danıştay nezdinde itiraz yoluna başvurulabileceği hükümlerine yer verilmiştir. 5411 sayılı Yasada belirtilen ilgili kamu görevlilerinin, 4483 sayılı Yasada öngörülen usul ve esaslar çerçevesinde bir uygulamaya tabi tutulacağına dair açık bir ifade yer almamakla birlikte Yasanın yukarıda hükmü belirtilen 127 nci maddesinde, verilecek kararlara karşı Danıştay’a itiraz edilebileceği esası karşısında, şikayetçinin soruşturma izni verilmemesine dair yetkili merci kararına vaki itiraz üzerine dosyanın Dairemize intikal ettiği anlaşılmıştır. Gerek 4483, gerekse 5411 sayılı Yasalarda memur veya kamu görevlilerinin görevleri nedeniyle işledikleri suçlardan dolayı yargılanabilmeleri için haklarında kamu davası açılmadan önce hangi Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 213 usüle tabi olacakları ortaya konulmuş, bu bağlamda ön inceleme sonunda verilecek kararlara karşı ilgililere (hakkında soruşturma izni verilen kişi veya şikayetçi ya da Cumhuriyet Başsavcılığı) itiraz hakkı tanınmıştır. İtiraz yolundaki iradesini ortaya koyan şikayetçinin, bu itirazından vazgeçebilmesi de mümkün olup, vazgeçilmiş bir itiraz hakkının yok sayılarak olayın esasının irdelenmesine geçilmesine hukuken olanak bulunmamaktadır. Dosyanın incelenmesinden, ilgililerin şikayetçinin hissedarı olduğu Göltaş Göller Bölgesi Çimento Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ne Egebank’tan doğan TMSF alacağının usulsüz olarak tahsilini sağlamak suretiyle görevi kötüye kullanmak eyleminden haklarında soruşturma izni verilmemesine ilişkin Devlet Bakanlığı ve Başbakan Yardımcısının 28.3.2008 günlü, 1240 sayılı kararının şikayetçi vekiline tebliği üzerine şikayetçinin, Ankara 41 inci Noteri tarafından düzenlenen 10.12.2007 günlü, 52327 sayılı vekaletname ile vekil tayin ettiği Av. ? ile Av. ? tarafından 18.4.2008 tarihinde Dairemiz kaydına giren 16.4.2008 tarihli dilekçe ile anılan karara itiraz edildiği, ancak daha sonra şikayetçi vekilinin 30.4.2008 tarihinde Dairemiz kaydına giren 29.4.2008 günlü dilekçesiyle ilgililer için soruşturma izni verilmemesine ilişkin Devlet Bakanlığı ve Başbakan Yardımcısının kararına karşı Dairemize yaptığı itirazından vazgeçtiği anlaşılmaktadır. Diğer taraftan, şikayetçi vekilince ilgililer hakkında Cumhuriyet Başsavcılığına şikayet dilekçesi verilmesi üzerine ilgili Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma dosyası oluşturularak Devlet Bakanlığı ve Başbakan Yardımcılığından 5411 sayılı Kanun uyarınca ön inceleme yapılması istenilmiştir. Görevlendirilen soruşturmacı tarafından hazırlanan rapor sonrasında Devlet Bakanlığı ve Başbakan Yardımcısınca verilen ‘‘soruşturma izni verilmemesine ilişkin karar’’ Devlet Bakanlığı ve Başbakan Yardımcılığının 28.3.2008 günlü yazısıyla ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına bildirilmiştir. Ancak kamu davasını açmakla görevli Cumhuriyet Başsavcılığınca da Danıştay nezdinde karara itiraz edilmemiştir. 214 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun Bu durumda, 29.4.2008 günlü dilekçe ile itirazdan vazgeçilmesi nedeniyle itiraz hakkında karar verilmesine yer olmadığına, dosyanın Devlet Bakanlığı ve Başbakan Yardımcılığına ?, kararın bir örneğinin şikayetçi vekillerine gönderilmesine 19.6.2008 gününde oyçokluğuyla karar verildi. KARŞI OY Dava ve ceza ilişkisini düşüren sebeplerden birisi, takibi şikayete bağlı suçlarda, suçtan zarar görenin şikayetçi olmaması ya da şikayetinden vazgeçmesidir. 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 73 üncü maddesinin 1 numaralı fıkrasında, soruşturması ve kovuşturulması şikayete bağlı olan suçlar hakkında yetkili kimse altı ay içinde şikayette bulunmadığı takdirde soruşturma ve kovuşturma yapılamaz denilmiş, 4 numaralı fıkrasında, kovuşturma yapılabilmesi şikayete bağlı suçlarda, Kanunda aksi yazılı olmadıkça suçtan zarar gören kişinin vazgeçmesinin davayı düşüreceği ve hükmün kesinleşmesinden sonraki vazgeçmenin cezanın infazına engel olmayacağı hükme bağlanmış, 6 numaralı fıkrasında da, Kanunda aksi yazılı olmadıkça, vazgeçmenin onu kabul etmeyen sanığı etkilemeyeceği belirtilmiştir. Kamu davasının düşmesi sonucunu doğuran vazgeçme, Ceza Hukukumuzda sadece takibi şikayete bağlı suçlar yönünden kabul edilmiş bulunmaktadır. Şikayet ve şikayetten vazgeçme müessesesinin, ancak kanunun tayin ettiği istisnai hallerde cezayı ya da kamu davasını düşüren sebeplerden sayılmış olması karşısında, takibi şikayete bağlı olmayan suçlarda, şikayetçi olunmuş olsa bile, şikayetten vazgeçme yoluyla cezayı ya da kamu davasını düşürmek gibi Cumhuriyet Savcılarına dahi tanınmamış bir yetkinin bir kişiye tanınması asla mümkün değildir. Aksi taktirde böyle bir yetkinin tanınması, ADALET’ in kişi iradesine terkedilmesinden başka bir anlam taşımaz. Türk Ceza Kanununun 73 üncü maddesinde yer alan hükümlerin bu anlayış içerisinde, kamu davasından önceki safhalarda da Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 215 uygulanması iddia ve savunma hak ve dengelerinin doğru kurulması yönünden gereklidir. Kamu davası açılmasından önce, Cumhuriyet Savcılarınca yapılan soruşturma aşamasında, ya da bunun da öncesinde özel kanunlarda öngörülen ceza soruşturması ya da 4483 sayılı Yasa uyarınca idarelerce yaptırılan ön inceleme ve bunun sonucunda verilen yetkili merci kararları ile bu kararlara karşı yapılan itirazın Danıştayca incelemesi aşamasında da şikayet ve şikayetten vezgeçme müessesesinin, sadece kanunda öngörülen takibi şikayete bağlı suçlar yönünden ve yine kanunda belirtilen koşullara bağlı olarak dikkate alınması söz konusu olabilir. Olayımızda ise, hakkında soruşturma izni istenenlere isnad edilen ve soruşturmaya konu olan eylem, “şikayetçinin hissedarı olduğu ? Bölgesi Çimento Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ne Egebank’tan doğan TMSF alacağının usulsüz olarak tahsilini sağlamak suretiyle görevi kötüye kullanmak” şeklinde şikayete, ön incelemeye ve yetkili merci kararına konu olmuştur. Yetkili merciin, ilgililer hakkında soruşturma izni verilmemesine ilişkin kararının tebligat işlemlerinin tamamlanması üzerine, şikayetçi vekillerinin bu kararın kaldırılması ve soruşturma izni verilmesi talebiyle yaptıkları itiraz üzerine dosya Dairemize intikal etmiş bulunmaktadır. Dosya, bu itiraz üzerine Dairemize intikal ettikten sonra verilen 29.4.2008 günlü dilekçede şikayetçi vekili, müvekkilinin şüpheliler hakkında yaptığı suç duyurusundan vazgeçtiğini ve Dairemiz nezdinde yaptığı itirazı geri aldığını belirterek, itirazdan vazgeçme nedeniyle bu konu hakkında karar verilmesine mahal olmadığına karar verilmesini talep etmiştir. Yukarıda özetle belirtilen ve literatürde de çok geniş bir şekilde yer alan açıklamalar karşısında, takibi şikayete bağlı olmayan, TCK’nun “Görevi Kötüye Kullanma” başlıklı 257 nci maddesine değinen bir eylemin, resen soruşturulması ve kovuşturulması gereken bir eylem olması nedeniyle gerek soruşturma ve onun öncesindeki 4483 sayılı Yasa hükümlerinin uygulanması, gerekse 216 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun ceza kovuşturması aşamasında, şikayetçinin şikayetinden vazgeçtiği gerekçesiyle soruşturma dışına çıkarılması hukuken mümkün olmadığı gibi Kanunla Dairemize verilmiş bulunan itiraz hakkında karar verme görevinin yerine getirilmesine engel sayılması hukuka açık aykırılık teşkil eder. Şikayetten vazgeçmenin tekemmülü için, vazgeçmenin şüpheli tarafından kabul edilmiş olması gerekir. Yalnız başına vazgeçme, davanın düşmesine yeterli olmadığı gibi, soruşturma işlemlerinin herhangi bir aşamada sona erdirilmesine de neden olamaz. Bir suç isnadına dayanan ihbar ve şikayet sonucunda diğer tarafa leke sürülmüş, hakkında suçluluk karinesi yaratılmış olur. Bu leke ya da karinenin aksi, ancak kesinleşmiş beraat hükmü ile giderilebilir. Kötü niyetli şikayetlere karşı verilmiş bir teminat ve savunma vasıtası olan kabulün işletilmemesi halinde, haksız şikayetlerin müeyyidesi olan TCK’nun 267 nci maddesindeki “iftira” hükmünün işlerliği de ortadan kaldırılmış olur. Öte yandan, 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 127 nci maddesinde belirtilen kamu görevlilerinin, 4483 sayılı Yasada öngörülen usuller çerçevesinde bir uygulamaya tabi olacağına dair bir hüküm bulunmadığından ve madde hükmünde verilecek kararlara karşı Danıştay’a itiraz edilebileceği belirtildiğinden, itiraz hakkının soruşturma izni verilmemesi kararlarına karşı şikayetçilere, soruşturma izni verilmesi kararına karşı ise hakkında izin verilen kamu görevlilerine ait olacağı tabiidir. Cumhuriyet Başsavcılarına tanınmış bir itiraz yolu madde hükmünde bulunmadığından, Başsavcılıkça bu karara itiraz edilmemiş olmasının, şikayetten vazgeçme müessesesinin takibi şikayete bağlı olmayan suçlarda uygulanıp uygulanamayacağı konusunda bir sonuç ve etki yaratmayacağı ortadadır. Açıklanan nedenlerle ilgililer hakkında şikayette bulunan müvekkilin yaptığı suç duyurusundan vazgeçtiğinden bahisle şikayetçi vekili tarafından itirazın geri alındığı belirtilerek itirazdan vazgeçilmesinin, takibi şikayete bağlı olmayan ve TCK’nun 257 nci maddesi Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 217 kapsamındaki bir suç bakımından, 73’üncü maddesinde belirtilen koşullar da oluşmadığı halde Dairemizce resen kabulü mümkün görülmediğinden, dosyanın esastan incelenmesi ve sonucuna göre karara bağlanması gerektiği oyu ile aksi yönde verilen karara katılmıyoruz. (DAN-DER; SAYI: 119) BŞ/Aİ (1. Daire, 19.06.2008, 2008/597-740) ÖZEL GÜVENLİK ELEMANLARINA, ZABITA HİZMETLERİNİN GÖRDÜRÜLEMEYECEĞİ HK.KARAR Soruşturulacak Eylem: Özel güvenlik adı altında çalıştırılan işçileri memurlar eliyle görülmesi gereken işlerde çalıştırmak Gereği görüşülüp düşünüldü: Anayasamızın 128 nci maddesinde, Devletin, kamu iktisadi teşebbüsleri ve diğer kamu tüzelkişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekte yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevlerin memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görüleceği hükme bağlanmıştır. Dosyanın incelenmesinden, özel güvenlik adı altında istihdam edilen işçilerin memurlar eliyle görülmesi gereken hizmetlerde çalıştırıldığı iddiasıyla ilgili olarak yapılan soruşturma sonucu düzenlenen 15.12.2007 günlü 62/58 sayılı ön inceleme raporunda belediye sınırları içerisinde, belediyeye ait su pompaları, yağmur suyu ve kanalizasyon yükseltme istasyonları gibi tesisler ile belediyenin ihtiyaç duyulan diğer tesislerinin fiziki korunmasını sağlamak ve 5393 sayılı Belediye Kanununun 14/a ve 15/m maddelerinde belirtilen görev ve hizmetleri yerine getirebilmek amacıyla, Belediye ve Bağlı Kuruluşlar İle Mahalli İdareler Birlikleri Norm Kadro İlke ve Standartları Yönetmeliğinin 18. maddesinde belirtilen, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle yürütülmesi zorunlu olmayan hizmetle- 218 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun rin satın alma yoluyla karşılanması ilkesi doğrultusunda, belediye başkanlığınca özel güvenlik elemanı çalıştırılması için 22.9.2005 tarih ve 1629 sayılı yazı ile Hatay Valiliğinden özel güvenlik şirketlerinden hizmet satın alma izni talebinde bulunulduğu ve Hatay Valiliği İl Emniyet Müdürlüğünün 10.10.2005 tarih ve 19457 sayılı yazısı ile 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun ve Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun’un Uygulanmasına İlişkin yönetmelik hükümleri doğrultusunda 100 adet personel izninin alındığı, 25.11.2005 tarihinde yapılan ihalenin 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu hükümlerine uygun olarak gerçekleştirildiği, özel güvenlik elemanlarının hizmet alımı sözleşmesinde belirtilen şartlara uygun olarak kendi görev alanlarına giren belediye sınırları içerisinde belediyeye ait su pompaları, yağmur suyu ve kanalizasyon yükseltme istasyonları gibi tesisler ile çocuk bahçesi, park, bulvar ve spor kompleksleri gibi fiziki alanların korunması görevini yerine getirdikleri, zabıta memuru ya da diğer memurların yürütmesi gereken görevlerde çalıştırılmadıkları gerekçesiyle soruşturma izni verilmemesi önerilmiş, yetkili merci tarafından da aynı yönde karar verilmiş ise de, şikayetçi tarafından Dairemize gönderilmek üzere İskenderun Kaymakamlığı’na verilen itiraz dilekçesi eki belgelere göre özel güvenlik elemanlarının trafik denetleme, kaldırım ve yol işgallerinin önlenmesi, seyyar satıcı ve dilencilerin engellenmesi gibi kamu gücünün kullanılmasını gerektiren ve memur eliyle görülmesi gereken zabıta kontrol ve denetim hizmetlerinde görevlendirildikleri, 26.9.2006 günlü, 1484 sayılı işlemle Zabıta Memuru olarak görevli 24 kişinin İtfaiye Eri kadrosuna atanmasının da anılan zabıta memurları tarafından yürütülmekte olan hizmetlerin özel güvenlikçiler tarafından yürütüldüğü şüphesini uyandırdığı, trafik zabıta hizmetlerinin yürütülmesi sırasında yaşanan bir adli olay nedeniyle Yenişehir Polis Merkezinde ifade veren vatandaşların zabıta memuru gibi görev yapan sivil giyimli özel güvenlik görevlilerinden şikayetçi olduklarının da görüldüğü, Belediye Başkanının Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 219 ifadesinde de özel güvenlik elemanlarının zabıta hizmetlerine yardımcı olduklarının belirtildiği bu itibarla memur eliyle görülmesi gereken hizmetlerin özel güvenlik elemanlarınca yerine getirildiği konusunda yeterli şüphe oluştuğu nedeniyle ilgiliye isnat edilen eylemin, hakkında soruşturma yapılmasını gerektirecek nitelikte bulunduğu anlaşıldığından, itirazın kabulüyle, İçişleri Bakanının 9.1.2008 günlü, 2008/1901 sayılı soruşturma izni verilmemesine ilişkin kararının kaldırılmasına, dosyanın İskenderun Cumhuriyet Başsavcılığına, kararın birer örneğinin İçişleri Bakanlığı ile itiraz edene gönderilmesine 20.6.2008 gününde oyçokluğuyla karar verildi. KARŞI OY Özel güvenlik hizmetlerinin hizmet satın alınarak yürütülmesine olanak tanıyan mevzuat uyarınca gerekli izinler alınarak ve usulüne uygun olarak yapılan ihale sonucu istihdam edilen özel güvenlik elemanlarının belirtilen alanlarda görev yaptıkları, zabıta memuru olarak çalıştırıldıklarına dair tesbit bulunmadığı, zabıta hizmetlerini yürüten memurlara yardımcı olmalarında da yasal engel bulunmadığı bu itibarla ilgiliye isnat edilen eylemin hakkında soruşturma yapılmasını gerektirecek nitelikte olmadığı şikayetçi itirazının reddi gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına karşıyım. (DAN-DER; SAYI: 120) BŞ/Aİ (1. Daire, 20.06.2008, 2008/502-742) SORUŞTURMA RAPORUYLA, HAKKINDA DEVLET MEMURLUĞUNDAN ÇIKARILMA CEZASI ÖNERİSİ GETİRİLEN VE BU ÖNERİ UYARINCA SAVUNMASI İSTENEN KAMU GÖREVLİSİNE VE VEKİLİNE YAPILACAK SAVUNMAYA ESAS OLMAK ÜZERE, SORUŞTURMA RAPORU VE EKLERİNDEN İSTENEN BELGELERİN BİR ÖRNEĞİNİN VERİLMEMESİNİN, SAVUNMA HAKKININ HUKUKA AYKIRI OLARAK KISITLANMASI SONUCUNU DOĞURDUĞU HK.KARAR 220 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun Hakkında Soruşturma İzni İstenenler: 1- ...- Maliye Bakanlığı Müsteşarı 2- ...- “ Teftiş Kurulu Başkanı 3- ...- “ Personel Genel Müdürü Soruşturulacak Eylem: Maliye Müfettişi olarak görev yapan ... hakkında yapılan disiplin soruşturması üzerine düzenlenen soruşturma raporuyla Devlet memurluğundan çıkarılma cezasıyla cezalandırılması istemiyle sevk edildiği Yüksek Disiplin Kurulunca istenen savunmasına esas olmak üzere talep edilen disiplin soruşturması ve eklerinden bir örneğini, savunma hakkını kısıtlayacak şekilde adı geçen vekili Av. ...’ya vermemek suretiyle görevlerini kötüye kullanmak, Gereği görüşülüp düşünüldü: Anayasanın 139 uncu maddesinin 2 nci fıkrasında, memurlar ve diğer kamu görevlileri ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve bunların üst kuruluşları mensuplarına savunma hakkı tanınmadıkça disiplin cezası verilemeyeceği hükmüne yer verilmek suretiyle savunma hakkı güvenceye bağlanmıştır. Öte yandan, 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 2 nci maddesinin 3 üncü fıkrasında; yargı organları, emniyet makamları, diğer kamu kurum ve kuruluşları ile kamu iktisadi teşebbüsleri, özel ve kamuya ait bankalar, noterler, sigorta şirketleri ve vakıfların avukatlara görevlerinin yerine getirilmesinde yardımcı olmak zorunda oldukları, kanunlarındaki özel hükümler saklı kalmak kaydıyla, bu kurumların avukatın gerek duyduğu bilgi ve belgeleri incelemesine sunmakla yükümlü oldukları, bu belgelerden örnek alınması vekaletname ibrazına bağlı olduğu ve derdest davalarda müzekkerelerin duruşma günü beklenmeksizin mahkemeden alınabileceği hükme bağlanmak suretiyle de avukatlık görevinin yerine getirilmesi bakımından gereken bilgi ve belgelerin avukatlara verilmesinin bir zorunluluk olduğu kuralına ver verilmiştir. Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 221 Dosyanın incelenmesinden, amirleri hakkında yersiz iddialarda bulunmak ve iftira etmek iddiasıyla Hamza Kaçar hakkında yapılan disiplin soruşturması sonrasında düzenlenen 28.8.2007 günlü raporda, adı geçen hakkında 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 125 inci maddesinin (E-g) bendi uyarınca ve memurluk sıfatıyla bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunduğundan bahisle Devlet memurluğundan çıkarılma cezası ile cezalandırılmasının önerildiği, bu öneri hakkında karar verilmek üzere dosyanın Yüksek Disiplin Kuruluna sevk edildiği, Kurulun 17.9.2007 günlü, 025374 sayılı yazısıyla adı geçenden savunmasını yedi gün içinde Kurula gönderilmesinin istendiği, bunun üzerine ... vekili Av. ...’nın 25.9.2007 günlü, 28699 sayılı dilekçesiyle savunma yapılabilmesi için yazılı belge ve diğer delillerin incelenmesi, inceleme sonrasında belgeye ihtiyaç duyulması halinde belge örneklerinin kendilerine verilmesinin Kuruldan talep edildiği, Kurulun 26.9.2007 günlü, 026018 sayılı yazısıyla belirlenen tarih ve saatte idarelerinde olmaları halinde soruşturma evrakının incelenebileceğini şikayetçi vekiline bildirildiği, belirlenen günde soruşturma raporu ve eklerinin inceleyen şikayetçi vekilinin 28.9.2007 günlü dilekçesiyle soruşturma raporu ve 3500-4000 sayfaya yakın rapor eki belgenin taranmış örneklerinin yüklü olduğu CD’nin incelendiği, ancak belgelerin sayısal çokluğu ve konuların farklılığı nedeniyle anılan soruşturma raporu ve CD’nin örneği olmadan savunma yapılmasının mümkün olmadığından bahisle, 28.8.2007 günlü, 6 sayılı soruşturma raporu ve ekli belgeleri içeren CD ve raporun işleme konulmasına ilişkin 28.8.2007 günlü, 115 sayılı onayın bir örneğinin kendilerine verilmesinin Kuruldan istendiği, bu istem üzerine Personel Genel Müdürlüğünün Teftiş Kurulu Başkanlığı ile Başhukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğünden görüş istendiği, her iki birim tarafından Personel Genel Müdürlüğüne verilen görüş yazılarında, inceleme dışında belge örneklerinin verilmesinin zorunlu olmadığı hukuki görüşüne yer 222 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun verildiği, bunun üzerine Yüksek Disiplin Kurulunun 31.10.2007 günlü, 028448 sayılı yazısıyla belgelerin verilmesinin mümkün olmadığının şikayetçi vekiline bildirildiği görülmekte olup, soruşturma raporuyla hakkında Devlet memurluğundan çıkarılma cezası önerisi getirilen ve bu öneri uyarınca savunması istenen kamu görevlisine ve vekiline yapılacak savunmaya esas olmak üzere soruşturma raporu ve eklerinden istenen belgelerin bir örneğinin verilmemesinin savunma hakkının hukuka aykırı olarak kısıtlanması sonucunu doğurduğu, bu nedenle ilgililere isnat edilen eylemin, haklarında soruşturma yapılmasını gerektirecek nitelikte bulunduğu anlaşıldığından, itirazın kabulüyle, Maliye Bakanının 28.4.2008 günlü, 2170 sayılı soruşturma izni verilmemesine ilişkin kararının kaldırılmasına, dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına, kararın birer örneğinin Maliye Bakanlığı ile itiraz eden vekiline gönderilmesine 27.6.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi. (DAN-DER; SAYI: 120) BŞ/ÖEK (1. Daire, 27.06.2008, 2008/721-800) İLGİLİLER HAKKINDA SORUŞTURMA İZNİ VERİLMEMESİNE İLİŞKİN DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI TARAFINDAN VERİLEN KARARDA, ADI GEÇEN KİŞİLERİN MÜSTEŞAR İLE MÜSTEŞARLA BİRLİKTE SUÇ İŞLEDİKLERİ İDDİA OLUNAN GENEL MÜDÜR, TEFTİŞ KURULU BAŞKANI VE BAŞMÜFETTİŞ OLDUĞU, BAŞBAKANLIK VE BAĞLI KURULUŞLARIN MERKEZ TEŞKİLATINDA GÖREVLİ OLANLAR HAKKINDA, 4483 SAYILI KANUN UYARINCA SORUŞTURMA İZNİ VERİLMESİNE VEYA SORUŞTURMA İZNİ VERİLMEMESİNE İLİŞKİN OLARAK VERİLECEK KARARIN, BİZZAT BAŞBAKAN TARAFINDAN VERİLMESİ GEREKTİĞİ HK. KARAR Başbakanlık Gümrük Müsteşarı ?, Gümrükler Genel Müdürü ? Gümrük Müsteşarlığı Teftiş Kurulu Başkanı ? ve Gümrük Başmüfet- Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 223 tişi ? hakkında soruşturma izni verilmemesine ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı ?nın 7.4.2008 günlü, 2008/1 sayılı kararı ve bu karara şikayetçi ? vekili Av. ? tarafından yapılan 20.5.2008 günlü itiraz, Tetkik Hakimi Sebahattin Ünal’ın açıklamaları dinlendikten sonra, 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun uyarınca incelendi; Gereği görüşülüp düşünüldü: 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun izin vermeye yetkili merciler başlığını taşıyan 3 üncü maddesinin 5232 sayılı Kanunla değişik (e) bendinde, Bakanlar Kurulu kararı ile veya Başbakanlık ve bakanlıklar ile bağlı kuruluşların merkez teşkilatında görevli olup, ortak kararla atanan memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında ilgili bakan veya Başbakanın soruşturma izni vermeye yetkili olduğu hükme bağlanmıştır. Dosyanın incelenmesinden, ilgililer hakkında soruşturma izni verilmemesine ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı ? nın 7.4.2008 günlü, 2008/1 sayılı kararında adı geçen kişilerin Başbakanlık Gümrük Müsteşarı ile Müsteşarla birlikte suç işledikleri iddia olunan Gümrükler Genel Müdürü, Teftiş Kurulu Başkanı ve Gümrük Başmüfettişi olduğu, Başbakanlık ve bağlı kuruluşlarının merkez teşkilatında görevli olanlar hakkında 4483 sayılı Kanun uyarınca soruşturma izni verilmesine veya soruşturma izni verilmemesine ilişkin olarak verilecek kararın bizzat Başbakan tarafından verilmesi gerektiği, 4483 sayılı Kanunda belirtilen makamlara bizzat kullanılmak üzere verilmiş münhasır yetkinin başka bir makamca kullanılmasının mümkün bulunmadığı, başka bir ifadeyle bizzat Başbakana ait bu yetkinin Devlet Bakanlarına devri mümkün olmadığından, bu husus gözetilmeden Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı tarafından adı geçen kişiler hakkında tesis edilen soruşturma izni verilmemesine ilişkin 7.4.2008 günlü, 2008/1 sayılı kararın bu nedenle kaldırılmasına, yetkili merci tarafından bir karar verilmesi, verilecek kararın türüne göre (soruşturma izni verilmemesine ilişkin 224 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun karar verilmesi halinde müsteşar hakkında soruşturma yapmaya yetkili Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına ve şikayetçiye) gerekli yazılı bildirimlerin yapılarak günlü ve imzalı bildirim alındıları ile itiraz edilmesi halinde itiraz dilekçelerinin de eklenerek Dairemize gönderilmesi için dosyanın bu konuda karar vermeye yetkili Başbakanlığa iadesine, kararın bir örneğinin itiraz eden vekiline gönderilmesine 2.7.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (DAN-DER; SAYI: 119) BŞ/ÖEK (1. Daire, 02.07.2008, 2008/759-813) 2821 SAYILI KANUN’UN 62 NCİ MADDESİNDE ÖNGÖRÜLEN İŞÇİ BİLDİRİMLERİNDE BULUNULMAMASININ, YAPTIRIMININ ADLİ PARA CEZASI OLMASI NEDENİYLE, BU EYLEMDE BULUNAN İLGİLİYE İSNAT EDİLEN EYLEMİN, HAKKINDA SORUŞTURMA YAPILMASINI GEREKTİRECEK NİTELİKTE BULUNDUĞU HK.KARAR Soruşturulacak Eylem: Belediyeden emekli olan sekiz işçinin işten ayrılış bildirgelerini 15 gün içerisinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına bildirmeyerek 2821 sayılı Sendikalar Kanununun 62 nci maddesine aykırı davranmak Eylem Tarihi: 2006 yılı ve sonrası İçişleri Bakanlığının 22.7.2008 günlü, 10330 sayılı yazısı ile gönderilen dosya, İçişleri Bakanının 26.3.2008 günlü, 2008/9903 sayılı soruşturma izni verilmesine ilişkin kararı ve bu karara yapılan itiraz, Tetkik Hakimi Hamza Eyidemir’in açıklamaları dinlendikten sonra 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun uyarınca incelendi; Gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyanın incelenmesinden, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı iş müfettişlerince Belediyede yapılan teftiş sonucu düzenle- Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 225 nen 26.7.2007 günlü ve AC(88) MK (84) inceleme raporuyla, 2821 sayılı Yasanın 62 nci maddesine göre emekli olan sekiz işçinin ayrılış bildirimlerinin yapılmadığının tespit edildiği, bu tespitin doğru olmadığı yolunda dosyada herhangi bir iddia, bilgi ve belgenin bulunmadığı, bu durumda Ergani Belediyesinden emekli olan sekiz işçinin ayrılış bildirimlerinin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Diyarbakır Bölge Müdürlüğüne gönderilmediğinin sabit olduğu anlaşılmıştır. 2821 sayılı Sendikalar Kanununun 62 nci maddesinde, işveren, işe aldığı veya herhangi bir nedenle iş sözleşmesi sona eren işçileri, izleyen ayın 15’ine kadar aylık bildirimde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına bildirmek zorunda olduğu, 59 uncu maddenin 1 inci fıkrasında da, 62 nci maddede belirtilen bildirim yükümlülüğüne uymayan işverenler hakkında bildirilmeyen her işçi için sanayi kesiminde çalışan 16 yaşından büyük işçiler için belirlenen asgari ücretin aylık brüt tutarının beşte biri kadar ağır para cezasına hükmedileceği öngörülmüştür. Diğer yandan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 45 inci maddesinin 1 inci fıkrasında, suç karşılığında uygulanan yaptırım olarak cezaların, hapis ve adli para cezası olduğu, Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında 5252 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin 1 inci fıkrasında, kanunlarda öngörülen ağır para cezalarının adli para cezasına dönüştürüldüğü, 3 üncü fıkrasında, ağır para cezasından dönüştürülen adli para cezasının ödenmemesi halinde 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 106 ncı maddesi hükümlerine göre hapis süresinin belirlenmesinde bir gün karşılığı olarak yüzmilyon Türk Lirasının esas alınacağı hükme bağlanmış olup, maddenin 3 üncü fıkrasında ise, hükümlülerin tebliğ olunan ödeme emri üzerine belli süre içinde adli para cezasını ödememesi durumunda, Cumhuriyet Savcısının kararı ile ödenmeyen kısma karşılık gelen gün miktarınca hapsedileceği öngörülmüştür. 226 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun Bu durumda, 2821 sayılı Kanunun 62 nci maddesinde öngörülen işçi bildirimlerinde bulunulmamasının yaptırımının adli para cezası olduğu ve bu nedenle ilgiliye isnat edilen eylemin hakkında soruşturma yapılmasını gerektirecek nitelikte bulunduğu anlaşıldığından, soruşturma izni verilmesine ilişkin İçişleri Bakanının 26.3.2008 günlü, 2008/9903 sayılı kararına yapılan itirazın reddine dosyanın Ergani Cumhuriyet Başsavcılığına, kararın bir örneğinin İçişleri Bakanlığı ile itiraz edene gönderilmesine 16.9.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi. (DAN-DER; SAYI: 120) BŞ/BUK (1. Daire, 16.09.2008, 2008/948-876) TRAFİK AKIŞINA UYGUN OLMAYAN YÜKSEKLİKTE BULUNAN LOGAR KAPAĞINA ÇARPAN ARAÇ SÜRÜCÜSÜNÜN ÖLÜMÜNDEN, BELEDİYE BAŞKANI VE FEN İŞLERİ MÜDÜRÜNÜN SORUMLU OLDUĞU HK. KARAR Soruşturulacak Eylem: Trafik akışına uygun olmayan yükseklikte bulunan logar kapağına çarpan araç sürücüsü ...’ın ölümüne neden olmak. Eylem Tarihi: ... İçişleri Bakanlığının 15.5.2008 günlü, 7055 sayılı yazısı ile gönderilen dosya, İçişleri Bakanının 4.3.2008 günlü, Kont. Bşk. 2008/7093 sayılı soruşturma izni verilmemesine ilişkin kararı ve bu karara yapılan itiraz, Tetkik Hakimi Bihter Akdaş’ın açıklamaları dinlendikten sonra, 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun uyarınca incelendi; Gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyanın incelenmesinden, Akçakale İlçesi İ.H. Olcay Ünver Bulvarında ... isimli şahsın aşırı süratle kullandığı aracıyla, yoldan Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 227 10 cm. yüksek olduğu belirlenen logar kapağına çarpıp fren yaptıktan sonra aracın kontrolünü kaybederek yol orta refüjünü aşıp devrilmesi sonucunda hayatını kaybettiği, olaydan Akçakale Cumhuriyet Başsavcılığının haberdar olması üzerine Başsavcılıkça yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde hazırlanan raporun sonuç kısmında, sürücü ...’ın süratli araç kullanmasından dolayı sekizde üç oranında, olaya sebebiyet veren yol seviyesinden yüksekte olan logar kapağının yapımından ve bakımından sorumlu yetkili kuruluşun (Akçakale Belediye Başkanlığı) ise sekizde beş oranında kusurlu olduğu kanaatine varıldığının belirtildiği dikkate alındığında ilgililere isnat edilen eylemin, haklarında soruşturma yapılmasını gerektirecek nitelikte bulunduğu anlaşıldığından, itirazın kabulüyle, İçişleri Bakanının 4.3.2008 günlü Kont.Bşk.2008/7093 sayılı soruşturma izni verilmemesine ilişkin kararının kaldırılmasına, dosyanın Akçakale Cumhuriyet Başsavcılığına, kararın birer örneğinin İçişleri Bakanlığı ile itiraz edenlere gönderilmesine 18.9.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi. (DAN-DER; SAYI: 120) BŞ/BUK (1. Daire, 18.09.2008, 2008/653-917) İLGİLİSİNE, YETKİLİ MERCİ KARARININ METNİ YERİNE, SADECE KARARIN SONUCUNUN TEBLİĞ EDİLMESİNİN, USULÜNE UYGUN OLMAYAN TEBLİGAT OLDUĞU HK.KARAR Soruşturulacak Eylem: Görevi kötüye kullanmak, rüşvet istemek, şikayetçinin sahibi olduğu Firmaya ait gizli bilgileri açıklamak Gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyanın incelenmesinden, şikayetçi tarafından, işletme ruhsatı karşılığında Genel Müdür Vekili tarafından kendilerinden ... Amerikan Doları rüşvet istenildiği, Firmasının kurulduğu ... tarihinden itibaren sürekli yıpratıldığı, ruhsat verilmesi için gerekli sürele- 228 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun rin kasıtlı olarak uzatıldığı, diğer firmalardan farklı muamelelere maruz bırakıldığı, sonuçta işletme ruhsatının askıya alındığı, Genel Müdür Vekilinin düzenlediği basın toplantısında şirkete ait gizli kalması gereken bilgilerin ifşa edildiğinin iddia edilmesi üzerine yapılan ön incelemede, Firmaya ayrıcalıklı davranılmadığı, yapılan uygulamaların yerinde olduğu ve sonuçta da işletme ruhsatının iptal edildiği, tüm bu işlemler sırasında mevzuata uygun davranıldığı, rüşvet istenildiği iddiasının subuta ermediği, Genel Müdür Vekilinin basın toplantısında, Firma hakkında uçuş emniyetini ve uçuş güvenliğini birinci dereceden etkileyen çok önemli bilgi ve belgelerin Genel Müdürlükte olduğu yolundaki açıklamasının, yapılan denetimlerde nelerin eksik olduğu hususunda ayrıntılı bir açıklama ve sırların ifşası anlamına gelmeyeceği sonucuna varılarak soruşturma izni verilmemesinin teklif edildiği, yetkili merciin 13.6.2008 günlü, 318 sayılı kararıyla ilgili hakkında soruşturma izni verilmediği, şikayetçi tarafından verilen itiraz dilekçesinde ise, kendisine tebliğ edilen yazının ekinde yetkili merci kararının bulunmadığı, ancak konunun Kadıköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na verdikleri dilekçeye istinaden yapılan bir soruşturmayla ilgili olduğu tahmininden yola çıkılarak itiraz yoluna başvurulduğunun belirtildiği anlaşılmıştır. 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun 9 uncu maddesinde, yetkili merciin, soruşturma izni verilmesine veya verilmemesine ilişkin kararını Cumhuriyet Başsavcılığına, haklarında inceleme yapılan memur veya diğer kamu görevlilerine ve varsa şikayetçisine bildireceği, soruşturma izni verilmesine ilişkin karara karşı haklarında inceleme yapılan memur veya diğer kamu görevlisi, soruşturma izni verilmemesine ilişkin karara karşı ise Cumhuriyet Başsavcılığı veya şikayetçinin itiraz yoluna gidebileceği hükmüne yer verilmiştir. Bu hükümdeki ilgililere tebliğ edilmesi öngörülen karar ibaresinden anlaşılması gereken, kararın sonucu değil, karar metninin Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 229 kendisidir. Dolayısıyla karara karşı itiraz hakkı bulunan ilgiliye karar metninin tebliğ edilmemesi halinde, bu tebligatın usulüne uygun bir tebligat olarak kabul edilmesi olanağı bulunmamaktadır. Dosyada bulunan, Ulaştırma Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı başlıklı 26.6.2006 günlü, B-II.0.TKB.0.06/664-01/383 sayılı şikayetçi ...’a hitaben yazılı, “Avukatınız ... kanalıyla Kadıköy Cumhuriyet Başsavcılığına verilen dilekçede yer alan, Sivil Havacılık Genel Müdürü ... ile ilgili iddiaların tetkiki sonucunda, adıgeçenin üzerine atılı suçları işlediğine dair herhangi bir bilgi veya belge elde edilemediğinden hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına soruşturma izni verilmemesi kararı alındığı, bu itibarla, 4483 sayılı Kanunun 9 uncu maddesi uyarınca mezkür karara karşı şahsınıza ait itiraz hakkının takdir ve ifası amacıyla bilgi edinilmesini rica ederim” şeklindeki Teftiş Kurulu Başkanı imzalı belgenin adı geçen şikayetçiye tebliğ edildiği ve alındı belgesinde de bu yazıya ait 383 sayılı numaranın bulunduğu görülmektedir. Bu durumda, yukarıda metnine yer verilen Kanun maddesi hükmü karşısında, ilgilisine yetkili merci kararının metni yerine, sadece kararın sonucunun tebliğ edildiği, usulüne uygun olmayan bu tebligatla ilgilinin itiraz hakkının kısıtlandığı anlaşıldığından, yetkili merci kararının metninin şikayetçisine tebliğ edilmesi, karara itiraz edilmesi halinde günlü ve imzalı bildirim alındıları ile itiraz dilekçesinin de eklenerek incelenmek üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın Ulaştırma Bakanlığına iadesine kararın bir örneğinin şikayetçi vekili Av. ...’ya tebliğine 10.10.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi. (DAN-DER; SAYI: 120) BŞ/BUK (1. Daire, 10.10.2008, 2008/960-951) 230 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun KURUM İÇİNDEKİ BÜTÜN İŞ VE İŞLEMLERİN, MEVZUATA VE USULÜNE UYGUN OLARAK YÜRÜTÜLMESİNDEN, ÖNCELİKLE BU GÖREVLERDE BULUNANLARIN SORUMLU OLDUKLARI HK. Soruşturulacak Eylem: Adana’dan Irak’a Türk işçisi taşıyan ve 9.1.2007 tarihinde Irak’ta düşen Moldova tescilli uçağın mali mesuliyet sigortası bulunmadığı halde, Türk havaalanını kullanmasına, iniş ve kalkışına izin vermek suretiyle görevi kötüye kullanmak Eylem Tarihi: 2007 Yılı Ulaştırma Bakanlığının 5.9.2008 günlü, 518 sayılı yazısı ile gönderilen dosya, Ulaştırma Bakanının 7.8.2008 günlü, 433 sayılı soruşturma izni verilmemesine ilişkin kararı ve bu karara yapılan itiraz, Tetkik Hakimi Tanju Kızılkuş’un açıklamaları dinlendikten sonra, 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun uyarınca incelendi; Gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyanın incelenmesinden, şikayetçiler vekili tarafından, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına verilen 13.6.2007 günlü dilekçede, murisleri ...’in Irak’ta faaliyet gösteren bir inşaat firmasında işçi olarak çalıştığı ve Adana’dan Irak’a uçmakta olan Moldova tescilli uçağın 9.1.2007 tarihinde düşmesi üzerine vefat ettiği, ancak uçağın mali mesuliyet sigortasının olmadığı halde Türk hava sahasını kullanmasına izin verilerek düşen uçak nedeniyle adı geçenin ölümüne neden olunduğu belirtilerek sorumluluğu bulunanlar hakkında suç duyurusunda bulunulması üzerine sadece Sivil Havacılık Genel Müdür Vekili hakkında yapılan ön inceleme sonucunda Ulaştırma Bakanının 16.11.2007 günlü, 06/664 sayılı kararıyla adı geçen için soruşturma izni verilmemesi üzerine bu karara itiraz edildiği, Dairemizin 11.1.2008 günlü ve E: 2007/1420, K: 2008/55 sayılı kararıyla isnat edilen eylemle uygun illiyet bağı bulunanların tam ve doğru olarak ismen ve görev yerleri itibariyle Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 231 tespit edilmediği, ön incelemede, Firmanın uçuş izni için sunduğu belgeler arasında 150.000.000 teminatlı bir sigorta poliçesinin bulunduğunun belirtilmesine karşın poliçenin okunaklı olmaması nedeniyle ne kadar bir bedele ilişkin olduğu ve mahiyetinin saptanmasının olanaksız olduğundan, poliçenin tüm unsurlarıyla okunabilen bir örneğinin temin edilmeden ciddi anlamda incelenmediği gerekçesiyle belirtilen eksikliklerin giderildiği yeni bir ön inceleme raporu düzenlenerek yetkili merci tarafından yeniden bir karar verilmek üzere sözü edilen kararın kaldırıldığı, bu kararımızdan sonra yapılan ön incelemede, Sivil Havacılık Genel Müdür Vekilinin yanısıra yukarıda adı geçen ilgililerin de ön inceleme kapsamına dahil edildiği ve sözü edilen poliçenin onaylı bir örneğinin Moldova yetkili makamlarından istenildiği, başlangıçta uçuş izni verilmesi sırasında 2.6.2004/2006 seri numaralı ilk sigorta poliçesinin 150.000.000 USD teminatlı olmasına rağmen, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğünce Moldova Sivil Havacılık Otoritesinden temin edilen aynı uçağa ait ve aynı seri numaralı sigorta poliçesindeki teminat tutarının ise 1.000.000 USD olduğu, ayrıca her iki sigorta poliçesi üzerinde karşılaştırmalı olarak yapılan incelemede, Moldova Sivil Havacılık Otoritesinden sonradan temin edilen sigorta poliçesinde sigortanın geçerli olduğu coğrafi bölgelere yer verilmiş iken, uçuş izni talebi esnasında tevdi edilen sigorta poliçesinde böyle bir ibareye yer verilmediği, her iki sigorta poliçesi arasında basılı kağıt antenti başta olmak üzere yazı karekterinde açıklık-koyuluk, dolgulu-boş gibi bir takım farklılıklar bulunduğu ve poliçeler üzerindeki imza ve mühür yerlerinin birbirinden farklılık gösterdiğinin tespit edildiği, dolayısıyla uçuş izni ile ilgili işlemlerin gerçeği yansıtmayan sahte bir sigorta poliçesine istinaden verilmiş olduğunun ortaya çıktığı tespitine yer verildikten sonra, sahte poliçeye istinaden verilen uçuş izni ile ilgili işlemlerin hiçbirisinde Sivil Havacılık Genel Müdür Vekili ... ve Genel Müdür Yardımcısı ...’ın imza ve paraflarının bulunmadığı gerekçesiyle adı geçenler hakkında soruşturma 232 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun izni verilmemesi, uçuş izninde onayı ve parafları bulunan Hava Ulaştırma Daire Başkanı ... ve aynı yerde Müdür ... ve Memur ...’nun ise poliçenin aslının ibraz edilmemesi nedeniyle uçuş izni için verilen poliçe suretine göre işlem yaptıkları ve bu poliçenin sahte olduğunu bilecek durumda olmadıkları gerekçesiyle haklarında soruşturma izni verilmemesinin önerildiği, yetkili merciin 7.8.2008 günlü, 433 sayılı kararıyla ilgililerin tümü hakkında soruşturma izni verilmediği anlaşılmıştır. Dosyada bulunan uçuş iznine esas sigorta poliçesinin numarasının ve belli belirsiz “150.000.000” ibaresinin dışında okunaklı hiçbir yazısının bulunmadığı, dolayısıyla mahiyeti ve diğer unsurlarıyla uçuş izninin verilmesi için yeterli bir belge olmadığı ilk bakışta anlaşılmaktadır. 5431 sayılı Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un 4 üncü maddesinde, Genel Müdürlüğün görev ve yetkileri arasında sivil havacılık faaliyetlerine yönelik mevzuata aykırı eylemlerin önlenmesi amacıyla gerekli tedbirleri almak olduğu, 5 inci maddesinde, Genel Müdürün, Genel Müdürlüğün faaliyetlerini ve işlemlerini denetleyeceği hükümlerine yer verilmiştir. Bu hükümler karşısında, uçuş izni verilmesi işlemlerinde paraflarının ve onaylarının bulunmadığı gerekçesiyle Genel Müdür Vekili ve Genel Müdür Yardımcısı hakkında soruşturma izni verilmemesinin dayanağı bulunmamaktadır. Çünkü, kurum içindeki bütün iş ve işlemlerin mevzuata ve usulüne uygun olarak yürütülmesinden öncelikle bu görevlerde bulunanların sorumlu oldukları tartışmasızdır. Bu durumda, ilgililerce, okunması olanağı bulunmadığı halde gerçekliği teyit ettirilmeyen sahte sigorta poliçesine istinaden uçuş izni verildiği anlaşıldığından, itirazın kabulüyle yetkili merciin 7.8.2008 günlü, 433 sayılı soruşturma izni verilmemesine ilişkin Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 233 kararının kaldırılmasına, dosyanın Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına, kararın birer örneğinin Ulaştırma Bakanlığı ile itiraz edenler vekiline gönderilmesine 10.10.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi. (DAN-DER; SAYI: 120) BŞ/Aİ (1. Daire, 10.10.2008, 2008/1069-954) 4483 SAYILI KANUN UYGULAMASINDA, ZIMNİ RET İŞLEMİNİN BULUNMADIĞI HK. KARAR Ankara Bölge İdare Mahkemesince 12.6.2008 günlü E:2008/171, K.2008/182 sayılı görev ret kararı verilerek Dairemize gönderilen şikayetçi Ramazan Kamanlıoğlu’na ait itiraz dilekçesi ve ekleri, Tetkik Hakimi Ayşe Bilge Çapraz’ın açıklamaları dinlendikten sonra 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun uyarınca incelendi; Gereği görüşülüp düşünüldü: 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun 5 inci maddesinde, izin vermeye yetkili merciin, bu Kanun kapsamına giren bir suç işlediğini bizzat veya 4 üncü maddede belirtilen şekilde öğrendiğinde bir ön inceleme başlatacağı, 9 uncu maddesinde, yapılan ön inceleme sonucunda verilen kararın Cumhuriyet Başsavcılığına, hakkında inceleme yapılan memur veya diğer kamu görevlisine ve varsa şikayetçiye bildirileceği, soruşturma izni verilmesine ilişkin karara karşı hakkında inceleme yapılan memur veya diğer kamu görevlisi, soruşturma izni verilmemesine ilişkin karara ise, Cumhuriyet Başsavcılığı veya şikayetçi tarafından, kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içinde itiraz edebilecekleri, aynı Kanunun 4 üncü maddesinde, bu kanuna göre memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında yapılacak ihbar ve şikayetlerin soyut ve genel nitelikte olmaması, 234 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun ihbar ve şikayetlerde kişi ve olay belirtilmesi, iddiaların ciddi bulgu ve belgelere dayanması, ihbar veya şikayet dilekçesinde dilekçe sahibinin doğru ad, soyad ve imzası ile iş veya ikametgah adresinin bulunmasının zorunlu olduğu, bu şartları taşımayan ihbar ve şikayetlerin Cumhuriyet başsavcıları ve izin vermeye yetkili merciler tarafında işleme konulmayacağı ve durumun ihbar ve şikayette bulunana bildirileceği hüküm altına alınmıştır. Dosyada yer alan belgelere göre, Kırşehir İli, Kaman İlçesi, ... ada, ... parsel sayılı 11/16 hissesi şikayetçi ...’na ait taşınmaz üzerinde bulunan tarihi binayı mevzuata aykırı olarak yıktırmak, gerçeğe aykırı tutanak düzenlemek, sahte imza atmak suretiyle görevi kötüye kullanmak eylemlerinden Kaman Belediyesi Başkanı ... hakkında 13.3.2008 gün ve 17235 sayı ile İçişleri Bakanlığı kaydına alınan dilekçeyle şikayet başvurusunda bulunulduğu, şikayetçinin İçişleri Bakanlığınca şikayet başvurusuna herhangi bir cevap verilmemesini zımni ret işlemi olarak kabul edip iptali istemiyle Ankara Bölge İdare Mahkemesine yaptığı başvuru üzerine Ankara Bölge İdare Mahkemesince, inceleme konusu şikayet dilekçesinin işleme konulmaması kararı olarak kabul edilip, buna karşı yapılan itirazın Danıştay Birinci Dairesince incelenmesi gerektiği gerekçesiyle dosyanın Dairemize gönderilmesine karar verildiği anlaşılmıştır. Bu durumda, 4483 sayılı Kanun kapsamında verilmiş ve dolayısıyla anılan Kanun uyarınca itiraz üzerine Dairemizce incelenebilecek nitelikte bir karar olmadığından şikayetçi isteminin incelenmeksizin reddine, dilekçe ve eklerinin itiraz edene gönderilmesine 24.10.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi. (DAN-DER; SAYI: 120) BŞ/Aİ (1. Daire, 24.10.2008, 2008/905-1077) Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 235 PROMOSYONUN BİR KAMU GELİRİ OLDUĞU VE İLGİLİ KAMU İDARESİNİN BÜTÇESİNE GELİR OLARAK KAYDEDİLMESİ GEREKTİĞİ HK. K A R A R Soruşturulacak Eylem: ? Bankasınca ? İl Özel İdaresine verilen 140.000,00YTL banka promosyonunun harcanmasında usulsüzlük yapmak Eylem Tarihi: 2005 yılı İçişleri Bakanlığının 15.10.2008 günlü, 13995 sayılı yazısı ile gönderilen dosya, İçişleri Bakanının 14.7.2008 günlü, Tef.Ku.Bşk.2008/136 sayılı soruşturma izni verilmesine ilişkin kararı ve bu karara yapılan itirazlar, Tetkik Hakimi Bekir Özçelik’in açıklamaları dinlendikten sonra, 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun uyarınca incelendi; Gereği görüşülüp düşünüldü: 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun 1 inci maddesinde, bu Kanunun amacının, kalkınma planları ve programlarında yer alan politika ve hedefler doğrultusunda kamu kaynaklarının etkili, ekonomik ve verimli bir şekilde elde edilmesini ve kullanılmasını, hesap verilebilirliği ve mali saydamlığı sağlamak üzere, kamu mali yönetiminin yapısını ve işleyişini, kamu bütçelerinin hazırlanmasını, uygulanmasını, tüm mali işlemlerin muhasebeleştirilmesini, raporlanmasını ve mali kontrolünü düzenlemek olduğu, 2 nci maddesinde, bu Kanunun merkezi yönetim kapsamındaki kamu idarelerini, sosyal güvenlik kurumlarını ve mahalli idarelerden oluşan genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin mali yönetimini ve kontrolünü kapsadığı, 3 üncü maddesinin (e) bendinde, mahalli idarenin, yetkileri belirli bir coğrafya olan ve hizmetlerle sınırlı olarak kamusal faaliyet gösteren belediye, il özel idaresi ile bunlara bağlı veya bunların kurdukları veya üye oldukları birlik ve idareler olduğu, (g) bendinde, kamu kaynaklarının, borçlanma suretiyle elde edilen imkanlar dahil kamuya ait gelirler, 236 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun taşınır ve taşınmazlar, hesaplarda bulunan para, alacak ve haklar ile her türlü değerler olduğu, (i) bendinde, kamu gelirinin, kanunlarına dayanılarak toplanan vergi, resim, harç, fon kesintisi, pay veya benzeri gelirler, faiz, zam ve ceza gelirleri, taşınır ve taşınmazlardan elde edilen her türlü gelirler ile hizmet karşılığı elde edilen gelirler, borçlanma araçlarının primli satışı suretiyle elde edilen gelirler, sosyal güvenlik primi kesintileri, alınan bağış ve yardımlar ile diğer gelirler olduğu, 11 inci maddesinde, bakanlıklarda müsteşarın, diğer kamu idarelerinde en üst yöneticinin, il özel idarelerinde valinin ve belediyelerde belediye başkanının üst yönetici olduğu, üst yöneticilerin, idarelerinin stratejik planlarının ve bütçelerinin kalkınma planına, yıllık programlara, kurumun stratejik plan ve performans hedefleri ile hizmet gereklerine uygun olarak hazırlanması ve uygulanmasından, sorumlulukları altındaki kaynakların etkili, ekonomik ve verimli şekilde elde edilmesi ve kullanımını sağlamaktan, kayıp ve kötüye kullanımının önlenmesinden, mali yönetim ve kontrol sisteminin işleyişinin gözetilmesini, izlenmesini ve bu Kanunda belirtilen görev ve sorumlulukların yerine getirilmesinden Bakana, mahalli idarelerde ise meclislerine karşı sorumlu oldukları, 40 ıncı maddesinde, kamu idarelerine yapılan her türlü bağış ve yardımın bütçelerine gelir kaydedileceği, 77 nci maddesinde de, sosyal güvenlik kurumları ve mahalli idare bütçelerinin hazırlanması ve uygulanması ile diğer mali işlemlerin, bu Kanun hükümleri saklı kalmak kaydıyla, ilgili kanunlarındaki hükümlere tabi olduğu, 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanununun 44 üncü maddesinde, ilin stratejik planına uygun olarak hazırlanan bütçenin, il özel idaresinin mali yıl ve izleyen iki yıl içindeki gelir ve gider tahminlerini göstereceği, gelirlerin toplanmasına ve harcamaların yapılmasına izin vereceği, bütçeye ayrıntılı harcama programları ile finansman programlarının ekleneceği, bütçe dışı harcama yapılamayacağı, Vali ve harcama yetkisi verilen diğer görevlilerin bütçe ödeneklerinin verimli, tutumlu ve yerinde harcanmasından sorumlu olduğu, 48 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 237 inci maddesinde, il özel İdaresi bütçesi ile muhasebe işlemlerine ilişkin esas ve usullerin Maliye Bakanlığının görüşü alınarak İçişleri Bakanlığı tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceği, İl Özel İdare Bütçe ve Muhasebe Usulü Yönetmeliğinin 83 üncü maddesinde, il özel idaresince bağış ve yardım olarak tahsil olunan paraların bütçe gelirleri hesabına alacak olarak kaydedileceği, 13 üncü maddesinde, gelir bütçesinin vergi gelirleri, vergi dışı gelirler, yardım ve fonlardan oluştuğu hükümlerine yer verilmiştir. Dosyanın incelenmesinden ? İl Özel İdaresi ile ? Bankası arasında imzalanan 6.4.2005 tarihli maaş ödeme protokolü uyarınca İl Özel İdaresi personelinin maaşlarının ? Bankasına yatırılması karşılığında anılan banka tarafından 140.000,00YTL tutarında promosyonun İl Özel İdaresine verilmesinin kararlaştırıldığı, 20.4.2005 tarihinde promosyon parasının İl Özel İdaresi hesabına yıllık maaş protokolü için ödenen bağış olarak yatırıldığı, ? Valisi ? tarafından beğenilen ve pazarlığı yapılan 2001 model S 320 L mercedes marka aracın alınması amacıyla 20.4.2005 tarihinde İl Özel İdare Müdürü ?’ ın yazılı talimatıyla promosyondan 122.500,00YTL’nin aracın satıcısına gönderildiği, aracın ? Bankasınca alınmadığı sadece banka üzerinden para transferi yapıldığı, promosyon parasından geriye kalan 17.500,00YTL’nin ise plazma televizyon, bilgisayar gibi İl Özel İdaresinin diğer ihtiyaçları için kullanıldığı, ön incelemeci tarafından anılan promosyon hesabından ?’un eşinin uçak biletlerinin ödendiği bu şekilde kişisel harcamalarda kullanıldığı iddia edilmekte ise de uçak biletlerinin ? ‘un şahsına ait kredi kartı ile ödendiği, promosyondan kişisel bir harcamasının bulunmadığı, ancak yukarıda anılan hükümlere göre, ? Bankası tarafından İl Özel İdaresine promosyon adı altında bağış olarak verilen 140.000,00YTL’ nin bir kamu geliri olduğu, bu nedenle öncelikle İl Özel İdaresi bütçesinin alacak hesabına gelir olarak kaydedilerek, etkili, ekonomik ve verimli şekilde kullanılması gerektiği dikkate alındığında ilgililer tarafından yapılan harcamaların mevzuata 238 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun uygun olarak yapılmadığı anlaşıldığından, İçişleri Bakanının soruşturma izni verilmesine ilişkin 14.7.2008 günlü, Tef.Ku.Bşk.2008/136 sayılı kararına yapılan itirazların reddine, dosyanın gereği yapılmak üzere karar ekli olarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına, kararın birer örneğinin İçişleri Bakanlığı ile itiraz edenlere gönderilmesine 3.12.2008 gününde oyçokluğuyla karar verildi. X-KARŞIOY Dosyanın incelenmesinden, ... İl Özel İdaresi ile ... Bankası arasında yapılan antlaşma uyarınca 6.4.2005 tarihinde ... Bankasınca 140.000.00 YTL’nin banka promosyonu olarak İl Özel İdaresine verildiği, promosyon parasının 122.500 YTL’si ile İl Özel İdaresine hizmet aracının alındığı, alınan bu araç ile aynı model bir aracın piyasa değerinin Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliğince 147.218 YTL olduğunun belirtildiği, ön incelemeci tarafından anılan promosyon hesabından ?’un eşinin uçak biletlerinin ödendiği bu şekilde kişisel harcamalarda kullanıldığı belirtilmekte ise de uçak biletlerinin incelenmesinden uçak biletlerinin ? un şahsına ait kredi kartı ile ödendiğinin anlaşıldığı, ... Bankası maaş promosyonu hesabından yapılan ödemelere ait cari hesap ekstresinde yeralan ödemelerden de yapılan tüm harcamaların kamu yararına yapıldığı şahsi olarak herhangi bir harcamanın bulunmadığı, kaldı ki niteliği itibariyle 5018 sayılı Kanun kapsamında olmayan ve anılan banka promosyonlarının harcandığı dönem itibariyle nasıl değerlendirileceği konusunda herhangi bir düzenlemenin bulunmadığından usulsüz harcanmasından söz edilemeyeceği, eylem tarihi itibariyle bu fiilin suç olarak belirleyen herhangi bir kanuni düzenlemenin bulunmadığı, bu nedenle ilgililere isnat edilen eylemin haklarında soruşturma yapılmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığından yetkili merciin soruşturma izni verilmesine ilişkin 14.7.2008 günlü, Tef.Ku.Bşk.2008/136 sayılı kararına yapılan itirazların kabul edilerek kararın kaldırılması gerektiği görüşü ile çoğunluk kararına katılmıyorum. Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 239 XX - K A R Ş I O Y ... eski valisi ? ve İl Özel İdaresi Genel Sekreteri ? hakkında soruşturma izni verilmesine ilişkin dosya ve eklerinin incelenmesinde; Vali hakkında ileri sürülen iddiaların açık ve somut kanıtlarının tam olarak ortaya konulmadığı, adı geçen tarafından savunmasına eklenen bilgi ve belgelerin ön inceleme ve karar aşamasında değerlendirilmediği, aracın hasarlı olduğu iddiasının aracın tesliminden sonra meydana geldiğine ilişkin savunmada yer ve zaman gösterilip tanık ifadesine başvurulması istenilmesine rağmen bu talebin dikkate alınmadığı; benzer şekilde valinin eşi için alındığı iddia edilen biletlerin ödemesinin şüpheli tarafından ödendiğini gösterir belgelerin değerlendirmeye alınmadığı, araç alımının promosyonu veren banka tarafından alınmasına ve araç bedelinin uluslararası standartlara göre fiyat belirleyen Türkiye Sigorta ve Reasürens Şirketler Birliğinin belirttiği kasko değerinin altında olmasına rağmen verilen kararda bu hususun gözardı edilerek valinin kamu çıkarına aykırı davrandığı iddiasının yenilendiği; il ölçeğinde alınması ve kullanılması doğal olan televizyon, bilgisayar gibi malzemelerin hangi kaynakla alınırsa alınsın suç oluşturmayan uygulama olduğu açıktır. İddialar arasında valiye yöneltilen en somut iddiaların mercedes araç alımında izlenen yol ve yöntem olduğu görülmektedir. Yapılan ön inceleme ve verilen kararda idari düzenlemelere ve 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun hükümlerine sıkça yer verilmekte ve oluşturulan kararın dayanakları burada aranmaktadır. Öncelikle idarenin düzenleyici metinleri ile ceza kuralı ihdas etmek mümkün değildir. Bu kuralların yaptırımı, şartları, varsa disiplin veya tanzimine ilişkin düzenlemelerde aranabilir. Rapor ve kararda yer alan 5018 sayılı Kanuna yapılan atıflar bu Yasanın 71. maddesinde yaptırıma bağlanmada ancak somut 240 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun olayda bu maddenin uygulama şartları mevcut değildir. Ayrıca anılan yasaya göre ortaya çıkmış bir kamu zararı da söz konusu değildir. Kamu Mali Kontrol Yasası ve 5302 sayılı İl Özel İdaresi Yasası ile valilere verilen görev ve sorumlulukların yerine getirilmediğinin somut kanıtı ortaya konulmadan kıyas, yorum yapılarak suç kanıtları yaratılmaya çalışmıştır. 20.7.2007 gün ve 26588 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve Kamu Kuruluşlarındaki promosyon Uygulamasına Standartlar ve ilkeler getirilen Başbakanlık Tebliği’nden önce bankalar promosyanlarının nasıl kullanılacağı konusunda herhangi bir ölçü mevcut değilken, iddiaların bu genelgeye göre yorumlanmasının ve değerlendirilmesinin mümkün olmayacağı açıktır. Kaldı ki bu genelge daha önce yapılmış sözleşmeleri geçerli saymıştır. Valiler, 5302 Sayılı Yasanın 30. maddesinin (2) bendi uyarınca şartsız bağışları kabul etme yetkisine sahip yürütme organıdır. Promosyon ise bağış değildir. Çünkü bağışlar karşılıksız yapılan yardımlardır. Burada bankanın bağışta bulunma iradesi mevcut değildir.Şayet bu durum söz konusu olsaydı promosyon ihalesine gerek olmazdı. Dolayısıyla Başbakanlık Genelgesinde de belirtildiği üzere bankalar bir karşılık olarak bu parayı vermektedirler. İdareye verilen paralar ise 2007 yılının Temmuz ayına göre ilgililerin insiyatifi ile kullanılmıştır. Dolayısıyla ... Valiliği ile bu ildeki ... Bankası yetkilileri arasında düzenlenen protokol çerçevesinde, personelin maaşlarının bankada bulunacağı sürede elde etmeyi umduğu gelir beklentisine karşılık verilen paranın bir bölümünün valiliğe araç alımında kullanılması 2005 yılı promosyon uygulamalarındaki serbestlik çerçevesinde suç oluşturmamaktadır. Alınan aracın köy muhtarlığı adına tescil ettirilmesinin ise çıkar sağlamakla ilgisi bulunmamaktadır. Hukuken ve fiilen il özel idarelerince bu köylere araç dahil her türlü yardımın yapılmasına engel bir durum yoktur. Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 241 İl Özel İdaresi bütçesine girmemiş bir paranın, bütçeleştirilerek yetkili organlarının onayından sonra harcanabilir hale gelen ödenekle de bir benzerliği bulunmamaktadır. Bankadan alınan promosyon bedelleri ne bağış, ne de yardımdır, bu nedenle 5018 sayılı Yasa kapsamında değerlendirilebilecek bir harcama da değildir. Kamu Mali Kontrol Yasasının 11. maddesinde Valilikçe ve diğer üst yöneticilerin de sorumluluğunu irdeleyen Sayıştay Genel Kurulu’nun 14.6.2007 gün ve 5189/1 sayılı kararında;... genelleme yaparak üst yöneticilerin, işlemlerin hukuka uygun olarak yürütülmesinden sorumlu olacakları ya da olmayacakları yönünde görüş belirtmesi uygun bulunmamaktadır.” denilmek suretiyle bu yöneticilerin her şeyden sorumlu olmayacağı ifade edilmiştir. 237 Sayılı Taşıt Kanununun 21.4.2005 gün ve 5335 sayılı Yasa ile getirilen imkanlar valilikçe il özel idaresi bütçesinden araç alma imkanı sağlanmaktadır. Buna ek olarak hizmet alımı yoluyla araç gereksinimlerini karşılama imkanı da tanımıştır. 4734 sayılı Kamu İhale Kanununa tabi olmayan köylerle, köylerin oluşturduğu birliklerin mevcut mevzuat çerçevesinde her türlü aracı almaya müsait oldukları da gözardı edilemez. Promosyon karşılığı araç alınması yoluyla ortaya çıkmış kamu zararının varlığını gösteren hiçbir kanıt bulunmaması, görevde yetkiyi kötüye kullanma suçunun oluşması için yasada aranan şartların oluşmadığı göstermektedir. Banka promosyonu ile valinin eşine uçak bileti alınması ile ilgisi iddiada yer alan hususların, dosyada belgeler ışığında tutanağı değerlendirildiğinde bir dayanağının bulunmadığı, böyle bir ödemenin olması halinde bile il özel idare bütçesinden yapılacak Temsil, Ağırlama ve Tören Giderleri Yönetmeliğinin (Sayıştay Başkanlığının 5.1.1988 gün ve 233933/2 sayılı görüşü ile yürürlüğe konulmuştur.) 3. maddesinde yer alan; “Temsil, ağırlama ve törenlere ait giderlerin, konu, kapsam ve miktarı ile davet edileceklerin tayini valinin taktirindedir. Bu giderlerin yapılmasını gerektiren tören ve toplantıya 242 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun valinin katılması şartı aranmaz. Bu törene toplantılar Valinin tensibi ile eşi veya valinin vereceği yetki içerisinde vali yardımcıları ve ilçe kaymakamları tarafından da düzenlenir” şeklinde yeralan düzenleme karşısında uygulamanın suç olarak nitelendirilemeyeceği açıktır. Bu uygulamayı yapanların eylemleri, töresel değerler ve tazmin hukukuna uyulmamasından dolayı işleme tabi tutulması gerektiği düşünülebilse de ceza yasasına göre soruşturma şartlarının bulunmadığı açıktır. Oysa ki dosyadaki belgelere göre vali eşi için alınan uçak biletinin kredi kartıyla ve promosyon hesabının kapatılmasından sonra alındığı görülmektedir. Dosyadaki bilgi ve belgeler ışığında ... eski valisi ? ile ... İl Özel İdare Genel Sekreteri ?’nın yaptığı iş ve işlemlerde kamu zararı oluşmadığı gibi özel harcama yapıldığına ilişkin herhangi bir somut kanıt bulunmadığı bu nedenle yetkili merciin soruşturma izni verilmesine ilişkin 14.7.2008 günlü, Tef.Ku.Bşk.2008/136 sayılı kararına yapılan itirazların kabul edilerek kararın kaldırılması gerektiği görüşü ile çoğunluk görüşüne katılmıyorum. BŞ/ÖEK (1. Daire, 03.12.2008, 2008/1222-1319) TEFTİŞ KURULUNUN İLETİŞİM TESPİTİ AMACIYLA CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA BAŞVURMASI ÜZERİNE VERİLEN MAHKEME KARARI UYARINCA İLETİŞİMİN TESPİTİNİN SORUŞTURMA İZNİ VERİLMESİNİ GEREKTİRMEDİĞİ HK. KARAR Hakkında Ön İnceleme Yapılanlar: 1- ?- Maliye Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanı 2- ?- Maliye Müfettişi 3- ?- Maliye Müfettişi Soruşturulacak Eylem: Şikayetçi ? adına olmakla birlikte Vergi Denetmeni olarak görev yapan eşi ? tarafından kullanılan mobil telefonu hukuka aykırı olarak dinlemek, Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 243 Eylem Tarihi: 2007 Yılı Maliye Bakanlığının 16.12.2008 gün ve 31459 sayılı yazısı ekinde gönderilen dosya, Maliye Bakanının 6.11.2008 gün ve 2008/7 soruşturma izni verilmemesine ilişkin kararı ve bu karara yapılan itiraz, Tetkik Hakimi ?’in açıklamaları dinlendikten sonra, 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun uyarınca incelendi; Gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden, Gelir İdaresi Başkanlığı Bilgi İşlem Merkezine girilerek üst düzey makamlarda görev alanlar, bazı siyasi parti liderleri, üst düzey bürokratlar, bazı medya mensupları ile bunların aile fertlerinin de aralarında bulunduğu pek çok mükellefe ait kişisel verilerin sorgulanması ve alınan bilgilerin üçüncü kişilere aktarılması iddiasıyla ilgili olarak Maliye Bakanının 11.1.2007 gün ve 9 sayılı onayla ?, ? ve ? tarafından yürütülen bir tahkikat açıldığı, tahkikat kapsamında Teftiş Kurulu Başkan Vekili sıfatıyla ? tarafından imzalanan 7.2.2007 gün ve 352 sayılı yazıyla Gelir İdaresi Başkanlığı Bilişim Sistemine dışarıdan fiziksel ya da elektronik ortamda bir girişin söz konusu olamayacağı, sorgulamaların Bakanlık personelinin kendilerine tanınan yetkiler kötüye kullanarak usulsüz sorgulama yaptıkları, bu kapsamda konunun aydınlatılması için aralarında Vergi Denetmeni olarak görev yapan ? tarafından kullanılan mobil telefonun da bulunduğu ekli listedeki telefon numaralarının 2006 yılı kayıtlarının tespitinin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığından talep edildiği, Cumhuriyet Başsavcılığının aynı konuyla ilgili olarak yürüttüğü ceza soruşturması kapsamında 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 134 üncü maddesi uyarınca Gelir İdaresi Başkanlığı Bilgi İşlem Merkezi Vergi Daireleri Otomasyon Projesi (VEDOP) kapsamında bilgisayar programlarında ve kütüklerinde inceleme ve araştırmaya yönelik olarak manyetik kopya çıkarılarak gönderilmesi ve yedekleme yapılması ile aynı Kanunun 135 inci maddesi uyarınca aralarında 244 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun şikayetçiye ait olanın da bulunduğu bazı telefon numaralarının 2006 yılı içerisinde kimlerle, ne zaman, nerede ve ne şekilde görüşüldüğünün tespitinin Ankara 1. Sulh Ceza Mahkemesinden istenildiği, Ankara 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 14.2.2007 gün ve 2007/202 D. İş. sayılı kararıyla istemin reddedildiği, bu karara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından bir üst mahkemeye itiraz edilmesi üzerine Ankara 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 19.2.2007 gün ve 2007/24 Müt. sayılı kararıyla itirazın kabulü ile Cumhuriyet Başsavcılığı istemi doğrultusunda 5271 sayılı Kanunun 134 ve 135 inci maddeleri uyarınca Gelir İdaresi Başkanlığına ait dijital verilerin kopyasının alınmasına ve bazı telefonların 2006 yılı kayıtlarının tespitine karar verildiği; bu karar uyarınca ilgili operatörlerden kayıtları temin eden Telekomünikasyon Kurumunun 13.3.2007 gün ve 48191 sayılı yazısıyla iletişim tespitlerinin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği; tahkikat kapsamında değerlendirilmesi için iletişim tespitlerinin bir örneğinin Maliye Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığına gönderildiği, Kurulun hazırladığı 16.5.2007 gün ve 3-3-2 sayılı tahkikat raporunun 18.5.2007 gün ve 1216 sayılı üst yazı ekinde Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği görülmektedir. Olayda, şikayetçi ? adına olmakla birlikte Vergi Denetmeni olarak görev yapan eşi ? tarafından kullanılan mobil telefon iletişiminin dinlenmesinin söz konusu olmadığı, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülmekte olan bir ceza soruşturması kapsamında 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 135 inci maddesi uyarınca verilen mahkeme kararı üzerine geçmişe dönük olarak anılan telefon numarasının da içinde bulunduğu bazı telefonların iletişimi kayıtlarının tespit edildiği, tespit mahkeme kararı uyarınca yapıldığı gibi haklarında ön inceleme yapılanların şikayetçiye ait telefonu dinlemeleri ve tespitlerinin söz konusu olmadığı, bu nedenle ilgililere isnat edilen eylemin, haklarında soruşturma yapılmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığı anlaşıldığından Maliye Bakanının 6.11.2008 gün ve 2008/7 sayılı kararına yapılan itirazın reddine, Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 245 dosyanın Maliye Bakanlığına, kararın bir örneğinin itiraz edene gönderilmesine 23.1.2009 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi. AZLIK OYU Maliye Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkan Vekili ? ile Maliye Müfettişleri ? ve ?’nun 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanuna göre yaptıkları soruşturmada yetkilerinin dışına çıkarak şikayetçinin mağduriyetine yol açtıkları iddiasıyla ilgili olarak; yapılan ön inceleme dosyasındaki bilgi ve belgelerden ?’nın görevin gereklerine göre davranmadığı anlaşılmaktadır. Öncelikle 4483 sayılı Yasanın uygulanması çerçevesinde “iletişimin tespitini” istenmesi ve bu tip kanıtların ön inceleme raporunda kullanılması mümkün değildir. Bu Yasanın yürürlükte bulunduğu tarihte uygulamada olan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu, 5271 sayılı yeni Ceza Muhakemesi Kanunu ile yürürlükten kaldırılmıştır. 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunda, diğer kanunlarda yürürlükten kaldırılan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununa yapılan atıfların 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununa yapılacağı hüküm altına alınmıştır. Dolayısıyla 4483 sayılı Yasaya göre yapılacak ön incelemelerde bundan böyle 5271 sayılı Yasa anlaşılacaktır. Bu Yasanın 2 nci maddesinin (e) fıkrasında soruşturmanın tanımı, “...Kanuna göre yetkili mercilerce suç şüphesinin öğrenilmesinden iddianamenin kabulüne kadar geçen evre...” olarak yapılmıştır. Aynı maddenin (f) fıkrasında ise kovuşturma “iddianamenin kabulü ile başlayıp hükmün kesinleşmesine kadar geçen evre...” biçiminde tanımlanmıştır. Yeni düzenleme, Memurin Muhakematı Hakkında Kanundan farklı olarak adli aşamadan (soruşturma ve kovuşturma) farklı bir süreci içermektedir. Ön inceleme yapılmasının amacı, kamu görevlilerinin görevleri sebebiyle işledikleri iddia olunan suçlarda yargılamanın soruşturma aşamasına geçmeden önce yapılacak 246 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun işlemlerin basit, etkili ve süratli biçimde işlemesini sağlamak ve suçların cezasız kalmasını önlemektir. Bütün bu açıklamalardan sonra ortaya çıkan somut gerçek, özel hayatın gizliliğinin korunması ve haberleşme özgürlüğünün kısıtlanmasının ancak yargısal aşamadaki işlemler ve kararlarla mümkün olmasıdır. Ceza Muhakemesi Yasasının 135 inci maddesi, aynı maddenin 6 ncı fıkrasında sayılan katalog suçlarının dışındaki suçlara uygulansa da bu konudaki kararın adli yargı aşamasında (soruşturma - kovuşturma) hakim tarafından alınacağı açıktır. Nitekim Yasanın 135 inci maddesinin 1 inci fıkrasındaki hükümde de bu hususa özellikle yer verilmiş, 160 ve 161 inci maddelerden farklı bir düzenleme getirilmiştir. Sözü edilen maddedeki, “Bir suç dolayısıyla yapılan soruşturma ve kovuşturmada, suç işlendiğine ilişkin kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı ve başka suretle delil elde edilmesi imkânının bulunmaması durumunda, hâkim veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının kararıyla şüpheli veya sanığın telekomünikasyon yoluyla iletişimi tespit edilebilir...” düzenlemenin adli soruşturma aşamasında dahi son derece özel durumlarda başvurulabilecek bir yöntem olduğu açıktır. Ceza Muhakemesi Kanununun 2 nci maddesindeki şüphelinin, soruşturma evresinde suç şüphesi altında bulunan kişiyi ifade ettiği ortada iken, ön inceleme safhasının bu kapsamda nitelendirilmesi mümkün değildir. Somut olayda, ? Maliye Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanı sıfatıyla Bakan adına Cumhuriyet Savcılığına 7.2.2007 gün ve 352 sayılı yazıyı yazarak var olan bir soruşturma kapsamından söz etmek suretiyle “iletişimin tespitini” istemiştir. Oysa ön inceleme Ceza Muhakemesi Kanununun 2 nci maddesinde tanımlanan ve aynı Yasanın 135 inci maddesinin 1 inci fıkrasında yer alan bir soruşturma değildir. Cumhuriyet Savcılığına yazılan yazıya esas Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 247 olan Maliye Bakanlığı onayındaki anlatımlardan ?’nın incelenen olaylarla ilgisinin olduğu, bu bağlamda mağdur olarak gözüktüğü anlaşılmaktadır. Bir anlamda, taraf olduğu bir iddianın ön incelemesinin yapılması için işlem yürütmesi, görev alması ve Teftiş Kurulu Başkanı sıfatıyla Bakan adına Cumhuriyet Başsavcılığına yazı yazıp iletişimin tespitini istemesi 4483 sayılı Yasanın ruhu ile bağdaşmamaktadır. Soruşturma ve kovuşturma aşamasında elde edilebilecek olan kanıtların ön inceleme aşamasında elde edilmesi, haklarında özel soruşturma yöntemi uygulanacak olan kamu görevlileri bakımından geçerli bir hukuki yöntem değildir. Çünkü bu sistemde önce soruşturma izni alınması ancak bundan sonra soruşturmaya ve kovuşturmaya başlanması gerekir. Hakim kararıyla iletişimin tespit edilmiş olması ön incelemeciyi yasal sorumluluktan kurtaramayacağı gibi bu durumda tarafsızlıktan da bahsedilemez. Mevcut hukuki çerçevede, şüphelilerden ? hakkında ön inceleme izni verilmesi gerektiğinden çoğunluk görüşüne katılmıyorum. BŞ/ÖEK (1. Daire, 23.01.2009, 2008/1508-2009/156) KÖYLERE HİZMET GÖTÜRME BİRLİĞİYLE İLGİLİ EYLEMLERDEN DOLAYI; KARAR VERMEYE YETKİLİ MERCİİN İL MERKEZİNDE VALİ, İLÇELERDE KAYMAKAM OLDUĞU, VERİLEN KARARLARA KARŞI DA YETKİLİ BÖLGE İDARE MAHKEMESİNE İTİRAZ EDİLMESİ GEREKTİĞİ HK. KARAR Gereği görüşülüp düşünüldü: 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun 3 üncü maddesinin (h), (i) ve (j) bentlerinde mahalli idarelerdeki memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında izin vermeye yetkili makamlar düzenlenmiş olup (h) bendinde, 248 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun büyükşehir belediye başkanları, il ve ilçe belediye başkanları, büyükşehir, il ve ilçe belediye meclisi üyeleri ile il genel meclisi üyeleri hakkında İçişleri Bakanının; (i) bendinde, belde belediye başkanları ile belde belediye meclisi üyeleri hakkında ilçede kaymakam, merkez ilçede valinin; (j) bendinde, köy ve mahalle muhtarları ile bu Kanun kapsamına giren memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında ilçede kaymakam, merkez ilçede valinin soruşturma izni vermeye yetkili olduğu; aynı Kanunun 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrasında ise, soruşturma izni verilmesine veya verilmemesine ilişkin kararlara karşı yapılan itirazlara 3 üncü maddenin (e), (f), (g) ve (h) bentlerinde sayılanlar için Danıştay’ın idari dairesince, diğerleri için yetkili merciin yargı çerçevesinde bulunduğu bölge idare mahkemesince bakılacağı hükmüne yer verilmiştir. Bu düzenlemelerden, (j) bendindeki memurlar ve diğer kamu görevlileri ibaresi ile (h) ve (i) bentlerinde sayılanların dışında kalan mahalli idarelerdeki memur ve diğer kamu görevlilerinin ifade edildiği anlaşılmaktadır. Öte yandan, aynı Kanunun 3 üncü maddesinin üçüncü fıkrasında, yetkili mercilerin saptanmasında memur ve diğer kamu görevlisinin suç tarihindeki görevinin esas alınacağı hükmüne yer verilmiştir. Böylece hem birden fazla kamu görevini eşzamanlı olarak ifa eden memurlar ve diğer kamu görevlileri, hem de görev yeri ve unvanı değişen memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında suçun işlendiği tarihteki görevin esas alınması suretiyle izin vermeye yetkili mercinin saptanması gerekmektedir. Dosyanın incelenmesinden, Korgan Köylere Hizmet Götürme Birliği tarafından yapılan ihalelerin hukuka aykırı olduğu ve bu ihaleler nedeniyle firmalara haksız menfaat sağlandığı iddiasıyla Ordu Valisinin istemi ve İçişleri Bakanlığının görevlendirmesi üzerine Mülkiye Müfettişi ? tarafında yapılan ön inceleme sonrasında düzenlenen 10.10.2008 tarihli rapor üzerine Korgan Köylere Hizmet Götürme Birliği Başkanı, Birlik Encümen üyeleri ile Birlik Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 249 görevlileri hakkında Ordu Valisinin 20.10.2008 gün ve 51 sayılı kararıyla soruşturma izni verildiği; haklarında soruşturma izni verilenlerin Ordu Bölge İdare Mahkemesi nezdinde bu karara itiraz ettikleri, Bölge İdare Mahkemesinin 31.12.2008 gün ve E:2008/129, K:2008/141 sayılı görevsizlik kararıyla; haklarında soruşturma izni verilenler arasında Ordu İl Genel Meclisi üyeleri bulunması nedeniyle itirazların Danıştay’ca karara bağlaması gerektiği gerekçesiyle dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşılmaktadır. Haklarında soruşturma izni istenen Korgan Köylere Hizmet Götürme Birliği yetkilileri aynı zamanda Korgan Kaymakamı, Ordu İl Genel Meclisi üyesi, köy muhtarları ve Korgan İlçesi memurları oldukları ve üzerlerine atılı eylemlerin Korgan Köylere Hizmet Götürme Birliğindeki görevlerinden kaynaklandığı; 4483 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca memur ve diğer kamu görevlilerine isnat edilen eylem tarihindeki görevin esas alınması nedeniyle Birliğin her kademe personelinin 4483 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin (j) bendi kapsamında değerlendirilmesi ve haklarında yetkili merci tarafından verilen kararlara karşı yapılan itirazları Kanunun 9 uncu maddesi uyarınca yetkili bölge idare mahkemesi tarafından bakılması gerektiğinden, Korgan Köylere Hizmet Götürme Birliği Başkanı, Birlik Encümen üyeleri ile Birlik diğer görevlileri hakkında soruşturma izni verilmesine ilişkin Ordu Valisinin 20.10.2008 gün ve 51 sayılı kararına, haklarında soruşturma izni verilenler tarafından yapılan itirazın görev yönünden reddine, dosyanın itiraza bakmakla görevli ve yetkili Ordu Bölge İdare Mahkemesine gönderilmesine 6.3.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (DAN-DER; SAYI:121) BŞ/Aİ (1. Daire, 06.03.2009, 2009/66-434) 250 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun SPOR KULÜPLERİNE YARDIM ETMENİN, 5018 SAYILI KAMU MALİ YÖNETİMİ VE KONTROL KANUNU’NUN 29 UNCU MADDESİ İLE 5393 SAYILI BELEDİYE KANUNU’NUN 14/B MADDESİ HÜKÜMLERİNE AYKIRI OLACAĞI HK. KARAR Soruşturulacak Eylem: Belediye Encümeninin muhtelif kararları ile 2005 yılında 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun 29 uncu maddesi ile 5393 sayılı Belediye Kanununun 14/b maddesi hükümlerine aykırı olarak ? Belediyesi Spor Kulübü Derneğine 490.000 TL nakdi yardım yapmak Eylem Tarihi: 2005 yılı Gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyanın incelenmesinden, ? Belediyesince 2005 yılında Belediye Encümeni kararları ile ? Belediyesi Spor Kulübü Derneğine her ay nakdi ödeme yapılarak toplam 490.000 TL para yardımı yapıldığı, 5393 sayılı Belediye Kanununun 14 üncü maddesinin (b) bendinde, “..Gerektiğinde öğrencilere, amatör spor kulüplerine malzeme verir ve gerekli desteği sağlar.” hükmünün yer aldığı, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun 29 uncu maddesinde de, “Gerçek veya tüzel kişilere kanuni dayanağı olmadan kamu kaynağı kullandırılamaz, yardımda bulunulamaz veya menfaat sağlanamaz, ancak, genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin bütçelerinde öngörülmüş olmak kaydıyla; kamu yararı gözetilerek dernek, vakıf, birlik, kurum, kuruluş, sandık ve benzeri teşekküllere yardım yapılabilir.” hükmüne yer verildiği, anılan mevzuat hükümleri karşısında belediyelerin amatör spor kulüplerine malzeme desteği şeklinde yardımda bulunabilecekleri, ancak Belediye Kanununda açıkça belirtilmemesi nedeniyle nakdi yardım yapamayacakları, ? Belediyesince Spor Kulübü Derneğine yapılan 490.000 TL parasal yardımın mevzuata aykırı olduğu, dolayısıyla ilgililere isnat edilen eylemin, haklarında soruşturma yapılmasını gerektirecek nitelikte bulunduğu anlaşıldığından, İçişleri Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 251 Bakanının 4.12.2008 gün ve Tef.Ku.Bşk. 2008/264 sayılı soruşturma izni verilmesine ilişkin kararına yapılan itirazların reddine, dosyanın Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığına, kararın birer örneğinin İçişleri Bakanlığı ile itiraz edenlere gönderilmesine 10.3.2009 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi. KARŞI OY X- 5393 sayılı Belediye Kanununun 14 üncü maddesinin (b) bendinde, “..Gerektiğinde öğrencilere, amatör spor kulüplerine malzeme verir ve gerekli desteği sağlar..” hükmünün yer aldığı, ? Belediyesince, ? Belediye Spor Kulübü Derneğine 2005 yılında yapılan 490.000 TL nakdi yardımın anılan yasa hükmüne göre yapıldığı, Kanunda amatör spor kulüplerine nakdi yardım yapılamayacağı yönünde yasaklayıcı bir hüküm bulunmadığı, öte yandan, ? Belediyesinin 2005 yılı hesaplarını inceleyen Sayıştay 8.Dairesinin 17.4.2008 tarihli kararında, Saymanlığın 2005 yılı idare hesabının yargılanması sonucunda işlemlerin mevzuata uygun olduğuna ve sorumluların beraatlarına hükmolunduğu, bu nedenle ilgililere isnat edilen eylemin, haklarında soruşturma yapılmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığı anlaşıldığından, itirazların kabulüyle İçişleri Bakanının 4.12.2008 gün ve Tef.Ku.Bşk. 2008/264 sayılı soruşturma izni verilmesine ilişkin kararının kaldırılması gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına katılmıyorum. DAN-DER; SAYI:121) BŞ/Aİ (1. Daire, 10.03.2009, 2009/238-439) TÜRKİYE ELEKTRİK İLETİM A.Ş. GENEL MÜDÜRLÜĞÜNÜN, ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANLIĞININ İLGİLİ KURULUŞU OLDUĞU ANLAŞILDIĞINDAN TÜRKİYE ELEKTRİK İLETİM A.Ş. GENEL MÜDÜRÜ VE GENEL MÜDÜR VEKİLİ HAKKINDA SORUŞTURMA İZNİ VERİLMEMESİNE İLİŞKİN ENERJİ 252 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI KARARINA ŞİKAYETÇİ TARAFINDAN YAPILAN İTİRAZIN, 4483 SAYILI KANUNUN 3/E VE 9 UNCU MADDELERİ UYARINCA YETKİLİ BÖLGE İDARE MAHKEMESİNCE KARARA BAĞLANMASI GEREKTİĞİ HK.KARAR Soruşturulacak Eylem: Yargı kararını uygulamamak suretiyle görevi kötüye kullanmak Gereği görüşülüp düşünüldü: 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun izin vermeye yetkili merciler başlığını taşıyan 3 üncü maddesinin (d) bendinde, Başbakanlık ve bakanlıkların merkez ve bağlı veya ilgili kuruluşlarında görev yapan memur ve diğer kamu görevlileri hakkında o kuruluşun en üst idari amirinin, 3 üncü maddesinin (e) bendinde de Bakanlar Kurulu kararı ile veya Başbakanlık ve bakanlıklar ile bağlı kuruluşların merkez teşkilatında görevli olup, ortak kararla atanan memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında ilgili bakan veya Başbakanın soruşturma izni vermeye yetkili olduğu, 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrasında ise, soruşturma izni verilmesine veya verilmemesine ilişkin kararlara karşı yapılan itirazlara 3 üncü maddenin (e), (f), (g) ve (h) bentlerinde sayılanlar için Danıştay’ın idari dairesince, diğerleri için yetkili merciin yargı çevresinde bulunduğu bölge idare mahkemesince bakılacağı hükme bağlanmıştır. 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin eki cetvellerden Türkiye Elektrik İletim A.Ş. Genel Müdürlüğünün, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının ilgili kuruluşu olduğu anlaşıldığından, Türkiye Elektrik İletim A.Ş. Genel Müdürü ve Genel Müdür Vekili hakkında soruşturma izni verilmemesine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanının 20.11.2008 gün ve 133 sayılı kararına şikayetçi tarafından yapılan itirazın, 4483 sayılı Kanunun 3/e ve 9 uncu maddeleri uyarınca görev yönünden reddine, dosyanın itiraza bakmakla görevli ve yetkili Ankara Bölge İdare Mahkemesi- Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 253 ne, kararın birer örneğinin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile itiraz eden ?’ye gönderilmesine 21.4.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. BŞ/ÖEK (1. Daire, 21.04.2009, 2009/372-667) AYNI YETKİLİ MERCİ KARARINA DAHA ÖNCE CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI TARAFINDAN YAPILAN İTİRAZIN, DAİREMİZ KARARIYLA SONUÇLANDIRILMIŞ OLMASI NEDENİYLE AYNI GÜN VE SAYILI YETKİLİ MERCİ KARARINA, BU KEZ ŞİKAYETÇİLER VEKİLİ TARAFINDAN YAPILAN İTİRAZ HAKKINDA AYRICA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞI HK.KARAR İçişleri Bakanlığının 2.3.2009 gün ve 3474 sayılı yazısı ekinde gönderilen dosya, Gümüşhane İli, Köse Belediye Başkanı ? hakkında şikayetin işleme konulmamasına ilişkin İçişleri Bakanının 7.1.2009 gün ve İNS:2008.29.2150 sayılı kararı, bu karara şikayetçiler ?, ? ve ? vekili Av. ? tarafından yapılan itiraz ve Dairemizin 10.3.2009 gün ve E:2009/263, K:2009/450 sayılı kararı, Tetkik Hakimi Bihter Akdaş’ın açıklamaları dinlendikten sonra, 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun uyarınca incelendi; Gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyanın incelenmesinden, bu dosyada itiraz edilen İçişleri Bakanının 7.1.2009 gün ve İNS:2008.29.2150 sayılı şikayetin işleme konulmamasına ilişkin kararına, daha önce Kelkit Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından itiraz edilmesi üzerine Dairemizin 10.3.2009 gün ve E:2009/263, K:2009/450 sayılı kararı ile itirazın kabulü ile söz konusu yetkili merci kararının kaldırılmasına karar verildiği görülmektedir. Bu dosyada ise, şikayetçiler ?, ? ve ? vekili Av. ? tarafından Dairemize gönderilmek üzere Gümüşhane Valiliğine verilen dilek- 254 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun çeyle aynı yetkili merci kararına itiraz edildiği, İçişleri Bakanlığının 2.3.2009 gün ve 3474 sayılı yazısı ile dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşılmaktadır. Yukarıda açıklandığı üzere, aynı yetkili merci kararına daha önce Kelkit Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan itirazın, Dairemizin 10.3.2009 gün ve E:2009/263, K:2009/450 sayılı kararıyla sonuçlandırılmış olması nedeniyle aynı gün ve sayılı yetkili merci kararına, bu kez şikayetçiler vekili tarafından Gümüşhane Valiliğine verilen dilekçeyle yapılan itiraz hakkında ayrıca karar verilmesine yer olmadığına, dosyanın İçişleri Bakanlığına, kararın bir örneğinin itiraz eden şikayetçiler vekiline gönderilmesine 16.4.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. BŞ/ÖEK (1. Daire, 16.04.2009, 2009/363-658) GÜMRÜK MÜSTEŞARI HAKKINDA ÖN İNCELEME YAPTIRMA VE SORUŞTURMA İZNİ VERİP VERMEME HUSUSUNDA BİZZAT BAŞBAKANA AİT OLAN YETKİNİN DEVLET BAKANLARINA DEVRİNİN MÜMKÜN OLMADIĞI HK. Bakanlıkların kuruluş ve görev esaslarını düzenleyen 3046 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinde, Başbakana yardım etmek ve Başbakan tarafından verilecek görevleri yerine getirmek, Bakanlar Kurulunda koordinasyonu sağlamak, özel önem ve öncelik taşıyan konularda tecrübe ve bilgilerinden istifade edilmek amacıyla Başbakanın teklifi ve Cumhurbaşkanının onayıyla sayılan yirmiyi geçmemek kaydıyla Devlet Bakanları görevlendirilebileceği düzenlenmiştir. Gümrük Müsteşarlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 1 inci maddesinde, Gümrük Müsteşarlığının Başbakanlığa bağlı olduğu, ‘Başbakanın; bu teşkilatın yönetimi ile ilgili yetkilerini gerekli gördüğü takdirde Devlet Bakanı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 255 “vasıtasıyla kullanabileceği hüküm altına alınmıştır. 31.8.2007 tarih ve 26629 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 2007/22 sayılı Başbakanlık Genelgesinde ise. Gümrük Müsteşarlığının yönetimi ile ilgili Başbakana alt yetkilerin Devlet Bakanı’na devredildiği belirtilmiştir. 4483 sayılı Kanunun 3. maddesinin (e) bendinde, Başbakanlık ile bağlı kuruluşların merkez teşkilatında görevli olup ortak kararla atanan memur ve diğer kamu görevlileri hakkındaki soruşturma izninin Başbakan tarafından verileceği hüküm altına alınmıştır. Yukarıdaki hükümlerin birlikte değerlendirilmesinden, Başbakanlığa bağlı Gümrük Müsteşarlığının yönetimi ile ilgili Başbakana ait yetkilerin Devlet Bakanına devredildiği, yönetimle ilgili genel yetki devrinin, 4483 sayılı Kanundan kaynaklanan ve bizzat Başbakanca kullanılması gereken yetkinin devredilmesi anlamına gelmediği, kaldı ki, Gümrük Müsteşarlığının teşkilat yapısını düzenleyen kanun hükmünde kararnamede yer alan yetki devri ile ilgili hükümlerin, bu mevzuattan kaynaklanan yetkilerin devrini kapsadığı, 4483 sayılı Kanunda yetki devri ile ilgili bir hükme de yer verilmediği, böylece yetkinin bizzat yetkilisi tarafından kullanılmasının amaçlandığı, dolayısıyla Gümrük Müsteşarı hakkında ön inceleme yaptırma ve soruşturma izni verip vermeme hususunda bizzat Başbakana ait olan yetkinin Devlet Bakanlarına devrinin mümkün olmadığı, sonucuna varılmaktadır. Bu bağlamda, Başbakanlık ve bağlı kuruluşların merkez teşkilatında görevli olanlar hakkında 4483 sayılı Kanun uyarınca soruşturma izni verilmesine veya verilmemesine ilişkin kararların bizzat Başbakan tarafından alınması gerekmekte olup 4483 sayılı Kanun uyarınca Başbakana verilmiş münhasır yetkinin, Devlet Bakanınca kullanılması mümkün bulunmamaktadır. (1. Daire, 27.10.2010, 2010/1172-1642) 256 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 2.3.4. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 4483 sayılı Kanunun Uygulamasına Dair ve Kanun Kapsamındaki Bazı Suçlarla İlgili Örnek Kararları (Özet) 2.3.4.1. Soruşturma izni vermeye yetkili makam ve zamanaşımı konusu Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında 4483 sayılı Yasanın soruşturma izninin kim tarafından verileceğini düzenleyen 3. maddesinin (e) bendinde: “Bakanlar Kurulu kararıyla veya bakanlıkların merkez teşkilatında görevli olup ortak kararla atanan memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında ilgili bakan, Başbakanlık merkez teşkilatının aynı durumdaki personeli hakkında Başbakan” hükmü yer almakta iken bu bent, 17.07.2004 tarihinde 5232 sayılı yasa ile değiştirilerek; “Bakanlar Kurulu karan ile veya Başbakanlık ve bakanlıklar ile bağlı kuruluşların merkez teşkilâtında görevli olup, ortak kararla atanan memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında ilgili bakan veya Başbakan” şeklinde yeniden düzenlenmiştir. Aynı Yasanın “Hazırlık soruşturmasını yapacak merciler” başlığını taşıyan 12. maddesinin 1. fıkrasında ise; “Hazırlık soruşturması genel hükümlere göre yetkili ve görevli Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, yapılır. Ancak Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Sekreteri, müsteşarlar ve valiler ile ilgili olarak yapılacak olan hazırlık soruşturması Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı veya Başsavcıvekili, kaymakamlar ile ilgili hazırlık soruşturması ise il Cumhuriyet başsavcısı veya başsavcıvekili tarafından yapılır.” hükmüne yer verilmiştir. Bu yasal düzenlemelere göre, Hazine Müsteşarı olan sanık hakkındaki soruşturmanın Yargıtay C.Başsavcılığı tarafından yapılacağı ve soruşturma izninin ise, gerek önceki düzenleme Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 257 gerekse değişiklikten sonraki düzenlemeye göre Başbakan tarafından verileceği açıkça anlaşılmaktadır. Bu nedenle Yargıtay 4. Ceza Dairesince, Devlet Bakanı tarafından verilen soruşturma izninin yasaya aykırı görülerek yargılamanın durdurulmasına karar verilmesi ve daha sonra Başbakan tarafından sanık hakkında soruşturma izni verilmesi açıklanan yasal düzenlemelere uygundur. (…) Suçun işlenmesi ile başlayan dava zamanaşımı süresi, izin veya karar alınması için yetkili mercie başvurulduğu ya da bir bekletici sorunun ortaya çıktığı günde duracak, izin veya kararın alındığı tarihte ya da bekletici sorun çözümlendiğinde, kaldığı yerden işlemeye devam edecektir. Bu nedenle, durma süresinden önce geçmiş olan süre, durma süresinden sonra işleyen zamanaşımı süresine eklenecektir. 4483 sayılı Yasa uyarınca soruşturma izni istenmesi de, dava zamanaşımını durduran nedenlerden “izin” hali ile ilgilidir. Bir memurun işlediği görev suçu nedeniyle C.savcısının yetkili makama soruşturma izni almak için başvurmasıyla dava zamanaşımı duracak, 4483 sayılı Yasada belirtilen “yetkili makamın” soruşturma izni vermesiyle süre kaldığı yerden işlemeye başlayacaktır. 4483 sayılı Yasa uyarınca soruşturma izni istenmesi de, dava zamanaşımını durduran nedenlerden “izin” hali ile ilgilidir. Bir memurun işlediği görev suçu nedeniyle C.savcısının yetkili makama soruşturma izni almak için başvurmasıyla dava zamanaşımı duracak, 4483 sayılı Yasada belirtilen “yetkili makamın” soruşturma izni vermesiyle süre kaldığı yerden işlemeye başlayacaktır. (…) Sanık Hazine Müsteşarı hakkında 4483 sayılı Yasa uyarınca soruşturmayı yürütmekle görevli makam, Yasanın 12. maddesi uyarınca Yargıtay C.Başsavcılığıdır. Ankara C.Başsavcılığınca sanık hakkındaki soruşturma evrakının bu nedenle tefrik edilerek 258 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun Yargıtay C.Başsavcılığına gönderildiği de 04.12.2003 tarihli yazı içeriğinden açıkça anlaşılmaktadır. Diğer sanıklar hakkında aynı yazı ile 4483 sayılı Yasa uyarınca soruşturma izni istenmiş olması, görevsiz olduğunu bildiren Ankara C.Başsavcılığınca sanık Hazine Müsteşarı hakkında da soruşturma izni istendiği şeklinde yorumlanamaz. Devlet Bakanınca yaptırılan ön inceleme sonucunda sanık hakkında da soruşturma izni verilerek Yargıtay C.Başsavcılığına ulaştırılmış ise de, 4483 sayılı Yasanın 3. maddesinin (e) bendi uyarınca, sanık hakkında soruşturma izni vermeye yetkili makam Başbakandır. Hal böyle olunca, sanık hakkında Yargıtay C. Başsavcılığınca herhangi bir soruşturma izni istenmediği de nazara alındığında, yetkili olmayan bir makam tarafından (somut olayda Devlet Bakanı tarafından) verilen soruşturma izni yasal dayanaktan yoksun olduğundan hukuki sonuç doğurmaya elverişli değildir. Dava zamanaşımını durdurmaya elverişli işlem ise, Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 17.03.2005 tarihinde verdiği durma kararıdır. (CGK. 28.3.2006-2006/94) 2.3.4.2. Evrak asılları ve ast memurun üst memurun yargılama usulüne tabi olduğu kuralı Keyfi davranış suretiyle zincirleme biçimde görevde yetkiyi kötüye kullanma suçuna ilişkin mahkûmiyet kararında hükme dayanak alınmış bulunan, katılan hakkındaki atama kararlan, idare mahkemelerince verilen yürütmeyi durdurma ve iptal kararlarının fotokopileri ile soruşturmaya ilişkin hemen tüm belgelerin onaysız oldukları anlatılmaktadır. Ceza Yargılamasının amacı, maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasıdır. Bunun için başvurulan kanıtlama araçlarından biri de belgelerdir. Yargılama makamları, suç isnadı nedeniyle oluşan uyuşmazlığı çözümlerken, kendiliklerinden getirttikleri, ya da iddia ve savunma doğrultusunda sunulan belgelerin güvenilirliğini de denetle- Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 259 mek durumundadır. Güvenilirliğin denetlenebilmesi için, belgenin aslının, mümkün olmadığı takdirde de aslına uygunluğu yetkili makam veya kişilerce onanmış örnek ya da kopyalarının dosyaya konulması gereklidir Diğer yönden; 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Yasa’nın 10. maddesinde; “Bu Kanun kapsamındaki suçların iştirak halinde işlenmesi durumunda memur olmayan, memur olanla; ast memur, üst memurla aynı mahkemede yargılanır.” hükmü mevcuttur. Bu hükmün amacı, eylemler arasındaki bağlantı nedeniyle işlemlerin mükerreren yapılmasını engellemek, aynı olaya ilişkin yargılamalardan birinde ortaya konulan kanıtın diğerinde sunulmaması nedeniyle maddi olayın saptanması sırasında ortaya çıkabilecek muhtemel bir yanılgıyı ve ayrı yargı mercilerinin aynı olayın failleri hakkında birbiriyle çelişen kararlar vermelerini önlemektir. Yasanın bu emredici hükmü doğrultusunda, Milli Eğitim Bakanlığında, Personel Genel Müdürü, Personel Genel Müdür yardımcısı ve daire başkanı olarak görevli olup, haklarındaki soruşturma evrakı Yargıtay C.Başsavcılığınca tefrik edilerek, gönderilen R.K, B. E. ve C.T. haklarındaki soruşturmanın akıbeti araştırılarak, haklarında kamu davası açılıp, açılmadığı saptanarak, sanıkların aynı eylemden dolayı aynı mahkemede yargılanmalarını ve toplanacak kanıtların birlikte değerlendirilmesini temin bakımından birleştirme karan verilmesi zorunludur (CGK. 12.06.2007-2007/146) 2.3.4.3. 4483 sayılı Kanunla ilgili görev uyuşmazlığı sorunu 02.12.1999 tarihinde kabul edilip, 04.12.1999 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 4483 sayılı Yasanın 18. maddesi ile Memurin Muhakematı Hakkındaki Kanunu Muvakkat yürürlükten kaldırılmış, “izin” sistemine geçilmiştir. 260 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 4483 sayılı Yasanın Geçici 1. maddesinde “Bu kanunun yürürlüğe girmesinden önce MMHKM. hükümlerine göre başlatılmış bulunan işlemler, MMHKM. hükümlerine göre sonuçlandırılır” düzenlemesi yer almakta ise de somut olayda isnat edilen suçların 29.12.2003 tarihinde işlendiği ileri sürülmüş olup, 04.12.1999 tarihinde yürürlükten kaldırılmış olan MMHKM. hükümlerinin uygulanması olanağı bulunmamaktadır. Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 8.10.2002 gün ve 249/344 sayılı kararında da belirtildiği üzere; 4483 sayılı Yasanın 3. maddesinin (a) bendinde, ilçede görevli memurlar ve diğer kamu görevlilerinin, görevleri sebebiyle işledikleri suçlarda kaymakam tarafından izin verileceği, 9. maddesinde ise, kaymakam tarafından “soruşturma izni verilmesine veya verilmemesine” ilişkin karara karşı yargı çevresindeki Bölge idare Mahkemesine itiraz edilebileceği öngörülmüş, Ceza Genel Kuruluna her hangi bir görev ve yetki verilmemiştir. Ceza Genel Kurulunun görevi 1684 sayılı Yasanın 1 nci maddesinden doğduğundan ve kaymakamlık yargı yetkisine haiz bir merci olmadığından, Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken bir görev çekişmesinden söz etmeye olanak bulunmamaktadır. Bu itibarla Kaymakamlığın 02.07.2007 gün ve 736 sayılı yazısının yasada öngörülen izin niteliğinde bulunduğu ve itiraz edilmeksizin kesinleştiği kabul edilerek yargılamaya devam edilmesi ve 4483 sayılı Yasa hükümleri uyarınca sonuçlandırılması gerekmekle, dosyanın incelenmeksizin mahkemesine iadesine karar verilmelidir (CGK. 03.02.2009-2009/16) 2.3.4.4. “Görevinden dolayı” kavramı 5237 sayılı Yasada, memur kavramına göre daha geniş bir kapsama sahip “kamu görevlisi” esası kabul edilmiş ve yalnızca kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret edilmesi nitelikli hal Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 261 olarak kabul edilmiştir. Görev sırasında görevinden dolayı olmayan hakaretler ise 125. maddenin 1. fıkrasında düzenlenen basit hakaret suçunu oluşturacak ve soruşturulması ve kovuşturulması da mağdurun şikayetine bağlı olacaktır. “Görevinden dolayı” kavramından ne anlaşılması gerektiğine gelince; yapılan kamu görevi ile hakaret eylemi arasında nedensellik bağının bulunması gerekmektedir. Hakim bu nedensellik bağının bulunup bulunmadığını saptayarak, eylemin, suçun basit haline mi yoksa nitelikli haline mi uyduğunu belirleyecektir. (CGK. 23.09.2008-2008/205) 2.3.4.5. Resmi belgeyi yok etmek (TCK md.205) Devrekani Noteri olarak görev yapan sanığın düzenlediği 21.11.1994 tarihli satış vaadi sözleşmesinin, hatalı olduğunun farkına vararak, 01.06.1995 tarihli yeni bir sözleşme hazırlayıp, eski sözleşmenin tarih ve yevmiye numarasını vererek, yapılan ilk sözleşmenin bulunduğu cilbende takıp, eski sözleşmeyi yok etmesi şeklinde gerçekleşen eylem (…) kamu görevlisinin gerçek bir resmi belgeyi yok etmesidir. Anılan suç 5237 sayılı TCY’nın 205. maddesinin 1. cümlesi uyarınca 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezasını gerektirmektir. (CGK. 24.06.2008-2008/178) 2.3.4.6. Resmi belgede sahtecilik (TCK md. 204, eski TCK md. 339-342) Memurun, kandırma yeteneği bulunmayan tutanak düzenlemesi sahtecilik suçunu oluşturmayıp görevde yetkili kötüye kullanma suçu oluşmuştur. (CGK-10.02.1992-347/13) 262 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun Keşfe gitmiş gibi tutanak düzenleyerek bu tutanağa dayanıp karar veren yargıç, resmi belgenin aslında sahtekarlık suçunu işlemiştir ve olayda TCY’nın 347. maddesinin unsurları gerçekleşmemiştir. (CGK-15.03.1993-45/65) Resmi belgede sahtekarlık suçu, sahte belgenin düzenlenmesiyle oluşmakta ve ayrıca sahte belgenin kullanılması gerekmemektedir. İcra müdür yardımcısının sahte haciz tutanağı düzenlemesiyle suç oluşmuştur. (CGK-28.02.1994-38/67) TCY’nın 339.maddesinde yazısı suçun oluşabilmesi için failin memur olması, görevi ile düzenlenen belge arasında nedensellik bağının bulunması, memurun suça konu belgeyi düzenleme görev ve yetkisinin olması gerekir. Memur olmayanlar veya memur olmakla beraber görevi dışında resmi belgede sahtekarlık suçunu işleyenler hakkında TCY’nın 342. maddesi uygulanmalıdır. (CGK-02.05.1994-93/132) Sanıkların sahte olarak düzenledikleri harç tahsiline ilişkin makbuzların dayanak alınarak kullanılması suretiyle yine gerçeğe aykırı olarak sahte inşaat ruhsatı, ön izin belgesi düzenleyip kamu kurumlarına bildirilerek bazı işlemlerin yapılması sağlanmıştır. Nesnel ölçülere göre bir çok kimseyi aldatabilecek nitelikte olduğu belirlenen belgelerin sahte olarak memur sıfatını taşıyan sanıklarca düzenlenmesiyle TCY’nın 339/1. maddesindeki suç oluşmaktadır. (CGK-03.07.2001-144/147) Resmi evrakta sahtekarlık suçunda, evrakın sahte olarak düzenlenmesi yeterli olup kullanılması suçun oluşması için gerekli değildir. Bu nedenle zarar olasılığının bulunması için yapılan sahtekarlığın çok sayıda kişiyi aldatacak nitelikte olması, bir başka anlatımla belgenin nesnel olarak aldatma gücü bulunup bulunmadı- Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 263 ğının belirlenmesi gerekir. Mahkemece resmi belgede bulunması gereken başlık, sayı, tarih, imza, mühür vs. gibi zorunlu öğeler incelenmeli, nesnel olarak aldatma gücü olup olmadığı saptanmalıdır. Ancak aldatma gücü kavramının değişken ve göreceli olması nazara alındığında açıklanan yöntemle sonuca ulaşılamazsa mahkemeye yardımcı olma ve aydınlatma bakımından konusunda uzman bilirkişinin görüşüne de başvurulmalıdır. Sanığın kız kardeşi adına satın aldığı traktöre ait faturadaki adres ve rehinli olduğuna ilişkin şerhi silerek fotokopisini çektirip, fotokopide silinti-kazıntı yapmadan diğer belgelerin asılları ile birlikte trafik tescil bürosuna sunarak tescilini, bilahare rehinsiz olarak satışını sağlamaktan ibaret eylemi TCY’nın 342/1. maddesine uygundur. (CGK-12.02.2002-24/162) Nesnel ölçülere göre bir çok kimseyi aldatabilecek nitelikteki, içeriği itibariyle sahte olan ve resmi belge niteliğinde bulunun geçici hakediş raporlarının memur olan sanık Engin tarafından, bir çoğunun inşaat mahalline dahi gidilmeden düzenlemiş olması, sanık Ejder’in ortağı olduğu şirket adına da bu nitelikleri bilinerek imzalanması ve haksız yarar sağlanması hususları bir bütün halinde nazara alındığında artık, sanıkların irade birliği içinde gerçekleştirdikleri bu eylemlerinde TCY’nın 340. maddesinin yollamasıyla 339. maddesindeki suçu unsurları oluşmuştur. (CGK-01.04.2003-2003/6-12-2003/76) İncelenen olayda eylem, TCY’nın 355. maddesi yollaması ile 356. maddesindeki belgelerden sayılan “Motorlu Taşıtların Satış veya Devrine Ait İlişik Kesme Belgesi”nin sahte biçimde düzenlenip kullanılması ile kalmamış, sözü edilen belgenin tevdii suretiyle özü itibariyle sahte “Noter satış sözleşmesi”nin düzenlenmesi ve trafik kayıtlarında tescili sağlanmış, böylelikle sahtecilik fiili TCY’nın 342. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gereken bir nitelik kazanmıştır. (CGK-28.06.2005-255/11-82-2005/84) 264 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 2.3.4.7. Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan (TCK md 206, eski TCK md. 343) TCY’nın 343. maddesine yazılı suçun oluşması için failin, resmi belgenin düzenlenmesi sırasında hüviyet, sıfat veya sair hallere ilişkin olarak memura yalan beyanda bulunuması ve bundan genel ya da özel bir zararın doğması veya doğma olasılığının bulunması gerekir. Bilirkişi seçilen yazı işleri müdürünün farklı sıfatlar kullanması halinde, onu bilirkişi kuruluna seçen yargıç tarafından gerçek ünvanı bilindiğinden suç kastı bulunmamaktadır. (CGK-17.10.1994-155/224) TCY’nın 343 ve 528. maddelerindeki suçların, beyanın resmi bir belge ile ilgili ve zarar öğesi ile tefriki mümkündür. Resmi bir belge düzenlenirken beyanda bulunulmuş ve zarar doğmuşsa 343. maddedeki suç oluşur. Asliye hukuk mahkemesindeki duruşmaya, başkasının yerine girerek oymuş gibi davranılması 343/2. maddeye uygundur. (CGK-25.11.1997-162/257) 2.3.4.8. Yetkili olmadığı bir iş için yarar sağlama, (md. 255, eski TCK md. 218) Mahkeme mübaşiri olan sanığın yaş düzeltme davasında duruşma gününün öne alınması, kararın bir an önce yazılarak nüfuza işletileceği inancını sağlayarak çıkar sağlaması, işi bir başkasına yaptıracağını söylememesi ve görevli olmaması nedeniyle TCY’nın 218. maddesine uygundur. (CGK-26.06.2001-116/141) Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 265 2.3.4.9. Görevi kötüye kullanma (md. 257, eski TCK md. 212/1, 228, 230, 240) 5237 sayılı TCY’nın, “İkinci Kitap”, “Dördüncü Kısım”, “Kamu İdaresinin Güvenilirliğine ve İşleyişine Karşı Suçlar” başlıklı “Birinci Bölüm”ünün 257. maddesinde düzenlenen “Görevi kötüye kullanma” suçu; 765 sayılı Yasanın 240. maddesinde yer alan “görevde yetkiyi kötüye kullanma”, 230. maddesindeki “görevi ihmal”, 228. maddesinde düzenlenen “görevde keyfi davranış” ve 212/1. maddesindeki basit rüşvet alma suçlarının karşılığını oluşturmaktadır. (CGK-2005/4.MD-96 E, 2005/118 K.) KİT personeli olan sanık, İş ve İşçi Bulma Kurumundan alınması gereken iş istek kartını istemeden, sınav yapmadan ve grup müdürünün onayı olmadan, geçici işçi olarak kızını işe almış ve çalıştırmıştır. KİT personeli ceza uygulamasında memur olmayıp suç 233 sayılı KHK’nin 47, 2929 sayılı Yasanın 48. maddelerindeki kurumun parası, para hükmündeki belgeleri ve mevcutları aleyhine veya maddede sayılan belge ve delilleri üzerinde işlenmediğinden görevi kötüye kullanma suçu oluşmamıştır. Yönetmeliklere aykırı davranarak işçi alınması, disiplin kovuşturmasını gerektiren idari bir tasarruftur. (CGK-27.02.1989-1989/4-10-1989/69) Teknik şartnameye aykırı olarak daha düşük kalite ve ucuz malzeme kullanılarak imal edilen cihazları, şartnameye uygun olduğunu onaylayarak teslim alınmasını sağlayan sanıklar, görevde yetkilerini kötüye kullanmışlardır. (CGK-21.04.1998-37/168) 1)Belediye başkanı ve belediye meclis üyesi olan sanıkların, bölgenin imara açılması talepleri daha önce ret olunduğu halde, fiili veya yasal bir değişiklik olmaksızın olağanüstü toplantıyla yasa ve yönetmeliklere aykırı olarak bölgenin inşaat alanına açılmasına ilişkin karar almaları görevde yetkiyi kötüye kullanmaktır. 266 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 2)Mühürlenerek ruhsatları iptal edilen inşaatların yıkımı yapılmayarak, revizyon imar planı ile yapılaşmaya imkan tanınması görevde yetkiyi kötüye kullanma suçunu oluşturmaktadır. (CGK-12.05.1998-56/209) OHAL bölgesinde başlatılan “Acil Destek Programı” için gönderilen ve sarf yeri gösterilen ödenekleri, amacı dışında profesyonel bir futbol kulübüne aktaran vali, vali yardımcısı ve özel idare müdürü zincirleme biçimde görevde yetkiyi kötüye kullanma suçlarını işlemişlerdir. (CGK-14.11.2000-214/222) (CGK-30.01.2001-2/4) TCY’nın 228. maddesindeki düzenleme ile kişi haklarının, kamu gücünü elinde bulunduranlara karşı korunması ve kamu idaresinin işlevini yerine getirirken disiplin sağlanması amaçlanmıştır. Failin görevini kötüye kullanmasının yanında bu kötüye kullanmanın doğrudan doğruya bir kişinin hakkını ihlal edici nitelikte “keyfi bir muamele” olması gerekir. Belediye Disiplin Kurulu başkan ve üyesi olan sanıkların, 657 sayılı Yasaya aykırı olarak katılanın işine son vermeleri, bunu öğrenen katılanın ise emekliliğini istemek zorunda kaldığı olayda, sanıkların eylemleri TCY’nın 228. maddesine uymaktadır. (CGK-08.05.2001-86/92) Görevi ihmal suçu öğretide; yapılması gereken bir işin yapılmaması, yargısal kararlarda ise kamu ödev veya görevini yapmaya memur olan kişinin, yapmaya zorunlu bulunduğu bir işi yapmaması yahut yasa ve tüzüklerde yapılması öngörüldüğü biçimde yerine getirmemesi veya belirli ve uygun bir süre içerisinde yapılması zorunlu bulunan bir hizmet veya hareketi geciktirmesi biçimde tanımlanmıştır. Sanık olan C.Savcısının, icrai bir davranışı bulunduğu kesin olarak saptanamadığı, iş yoğunluğu nedeniyle C.Savcısı tarafından Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 267 yapılması gereken bir takım işlemlerin zabıt katibi tarafından yapılmasının C.Savcısının ihmalinden kaynaklandığı anlaşılmakla, eylemi görevi ihmal suçunu oluşturmaktadır. (CGK-26.06.2001-131/144) TCY’nın 240. maddesinde öngörülen görevde yetkiyi kötüye kullanma suçunun madde öğesi, memura bir hukuki düzenlemeyle verilen görevlerin karşılığı olan ve salt görevin yerine getirilebilmesi için tanınmış kamusal yetkilerin amacından saptırılarak kendisinin veya başkasının yararına veya ilgili kamu idaresinin zararına olacak şekilde kullanılmasıdır. Uygulamada maddi öğe kapsamında, memurun yasal yetkisini aşması, yasal biçim ve yönteme uymaması, takdir yetkisini amacı dışında kullanması, ön koşullara uymaması hallerinde görevde yetkiyi kötüye kullanma suçunun diğer unsurlar da bulunduğu takdirde oluştuğu kabul edilmektedir. Takdir yetkisini yasada belirlenen sınırlar içinde kullanan ve başkanı olduğu belediyenin zarara uğramasına yol açtığı belirlenemeyen sanığa yükletilen bu suçun maddi ve manevi öğelerinin oluşmadığı anlaşılmaktadır. (CGK-24.09.2002-146/325) Vali olan sanığın, Başbakanlık Tanıtma Kurul Başkanlığınca ... müzesinin restorasyon ve çevre düzenlemesi hizmetlerinde kullanılması için özgülenen ve sarf yeri gösterilen ödenek parasının vadeli hesaba yatırılmasından elde edilen faiz gelirlerinin, anılan kurul ile bizzat kendisi tarafından yapılan protokol hükümlerine aykırı olarak ve amacı dışına çıkarak takdir yetkisini kötüye kullanmak suretiyle 1999 yılı içerisinde profesyonel bir spor kulübüne, çeşitli dernek ve vakıflara, kamulaştırma kararına aykırı olarak ve herhangi bir yargı kararı olmaksızın ek kamulaştırma bedeli adı altında bir kişiye ve yurt dışında okumak üzere burs kazanmış bir öğrencinin ulaşım ve sigorta bedellerinin ödenmesinde kullanılmak üzere yazılı talimat vererek ödenmesini sağladığı anlaşılmaktadır. Sanık, bu ödemelerin harcama mevzuatına aykırı olduğu hususun- 268 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun da harcama belgelerinde imzası bulunan diğer görevlilerce uyarılmasına rağmen ödenmesi için emir vermiş, kamu yararı amacıyla olsa da ödemelerin yasaya aykırı olarak yapılmasına neden olmuştur. Sanığın bu eylemleri, Devlet harcama mevzuatına ve bizzat kendisi tarafından imzalanan protokol hükümlerine aykırı olup, bir suç işleme kararının icrası cümlesinden olarak Yasanın aynı hükmünü birden fazla ihlal etmekte ve görevde yetkiyi kötüye kullanmak suçunu oluşturmaktadır. (CGK-01.10.2002-160/335) Görevi ihmal suçu, ceza uygulamasında memur sayılan kimsenin, yapmaya zorunlu olduğu bir işi yapmaması yahut yasa ve tüzüklerde yapılması öngörüldüğü biçimde yerine getirmemesi veya belirli veya uygun bir sürede yapılması zorunlu bulunun bir hizmet veya hareketi geciktirmesi ile oluşur, görevi ihmal suçunda etkin olmayan (pasif) bir davranış söz konusudur. (CGK-15.10.2002-191/362) Vali olan sanığın, ormana konuk evi yaptırması, görevde yetkiyi kötüye kullanma suçunu oluşturmaktadır. (CGK-04.02.2003-2003/4-MD-27-2003/10) Sınır ticareti yapılırken fazla miktarda motorin ithali ile vergi kaybına neden olunduğu iddia olunmuşsa da, sağlanan gelirle kamu yararına yatırımlar yapıldığından, vali olan sanığa yüklenen görevde yetkiyi kötüye kullanmak suçunun yasal öğeleri oluşmamıştır. (CGK-11.04.2006-2006/4-MD-36-2006/119) Sanık vali, İdare Mahkemesi kararına dayanarak göreve başlatılan katılanı, yine aynı gün geçici görevle bir başka ilçede süresiz olarak görevlendirmek suretiyle, Anayasanın 138/son maddesi ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usul Yasasının 28/1. maddesine aykırı olarak idare mahkemesi kararın uygulamış gibi görünüp, sonuçlarını etkisiz hale getirmiş, yarattığı sonuç itibariyle de, katılanın Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 269 mağduriyetine neden olmuş, Eylem 5237 sayılı Yasanın 257/1. maddesindeki suç tipine tüm unsurları itibariyle uymaktadır. Katılana geçici görevli bulunduğu süre içerisinde harcırah ödenmiş olması veya görevin önceki göreve denk olması, ekonomik kazançtan daha geniş bir anlama sahip olan “mağduriyet”i gidermeye yetmeyeceği gibi, suçun oluşumunu da engelleyemeyecektir. Gözardı edilemeyecek bir diğer husus, anılan suçun “mahkeme kararlarını yerine getirmeme, geciktirme ya da şeklen uygulandığı izlenimi yaratılarak etkisiz hale dönüştürme” suretiyle işlendiği hallerde “memurun amaç veya saikinin” önem taşımayacağı keyfiyetidir. Unutulmamalıdır ki, mahkeme kararları, yasal yöntemi ile ortadan kalkmadıkça hukukun gerçeği belgeleyen hükümler olarak uygulanması zorunlu yaptırım gücüne sahip belgelerdir. Bu yaptırım gücünün, herhangi bir saike dayanılarak ve dayanılan saikin haklılığı ileri sürülerek etkisiz hale sokulması ya da zafiyete uğratılması asla kabul görmemelidir. Sanığın eylemi 765 sayılı TCY’nın 228/1, 59 ve 35, 647 sayılı Yasanın 4, 5 ve 6, 5237 sayılı Yasanın 257/1, 62, 50, 51 ve53. maddelerine uygun bulunmaktadır. (CGK-03.10.2006-2006/4-MD-196-2006/204) 132 adet soruşturma evrakının 6 ila 20 ay işlemsiz kalmasına neden olduğu, iş bölümü gereği kendisine düşen soruşturma evrakının akıbetini izleyip gereğini yapıp kısa sürede sonuçlandırmakla yükümlü bulunan sanık Cumhuriyet Savcısının, görevini yasa ve yönetmeliğin öngördüğü biçimde yapmayıp, evrakın işlemsiz kalmasına ve sonuçlanmasına pasif eylemleriyle neden olduğundan, sabit olan eylemi, suç tarihine göre 765 sayılı TCY’nın 230 ve 80., işlemsiz bırakılan soruşturma evrakı nedeniyle “kişilerin mağduriyetine” neden olma öğesi de, gerek olayın mağdurları gerekse sanıkları yönünde somut olayda gerçekleştiğinden 5237 sayılı TCY’nın 257. maddesine uygun bulunmaktadır. (CGK-20.03.2007-2006/4-MD-257-2007/72) 270 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun Ceza Genel Kurulunun 18.10.2005 gün ve 4-MD-96-118 sayılı kararında da belirtildiği üzere; mağduriyet kavramı; sadece ekonomik bakımdan uğranılan zararla sınırlı olmayıp, bireysel hakların ihlali sonucunu doğuran her türlü davranışı ifade eder, kamunun zarara uğraması ise; madde gerekçesinde açıkça belirtildiği gibi “ekonomik bir zararı” ifade etmektedir. Kamu zararı kavramı, 5018 sayılı “Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Yasasının” 71. maddesinde de; mevzuata aykırı karar, işlem, eylem veya ihmal sonucunda kamu kaynağında artıya engel veya eksilmeye neden olunması şeklinde tanımlanmaktadır. Bu durumda kamu zararının bulunup bulunmadığı, her somut olayda hakim tarafından, iş, mal veya hizmetin rayiç bedelinden daha yüksek bir fiyatla alınıp alınmadığı veya aynı şekilde yaptırılıp yaptırılmadığı, somut olayın kendine özgü özellikleri de dikkate alınarak belirlenmelidir. Bu belirleme; uğranılan kamu zararının miktarının kesin bir biçimde saptanması anlamında olmayıp, miktarı saptanamasa dahi, işin veya hizmetin niteliği nazara alındığında, rayiç bedelden daha yüksek bir bedelle alım veya yapımın gerçekleştirildiğinin anlaşılması halinde de kamu zararının varlığı kabul edilmelidir. Ancak kamu zararının bulunup bulunmadığı bu şekilde belirlenirken; norma aykırı her davranışın, kamuya duyulan güveni sarstığı, dolayısıyla, kamu zararına yol açtığı veya zarara uğrama ihtimalini ortaya çıkardığı şeklindeki bir varsayımla da hareket edilmemelidir. Somut olayda; “mağduriyet” ve “kamu zararı” hususunda şimdiye kadar yapılmış bir araştırma bulunmadığına göre; olayda tarihinde Belediye Encümen üyesi olan sanığın katıldığı işlemlere dayanılarak yapılan ihaleler sonucunda; 1-Kahramanmaraş Belediyesinin ya da diğer devlet organlarının ekonomik bir zarar görüp görmediklerinin, 2-İhalelerin yasalara uygun şekilde yapılıp yapılmadığının, değilse yapılan usulsüzlüklerin nelerden ibaret olduğunun ve sözü edilen usulsüz işlemler sonucunda kişilerin mağduriyetlerinin doğup doğmadığının, Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 271 Yaptırılacak bilirkişi incelemesi ile tespit ettirilmesi ile sanığın hukuki durumunun buna göre belirlenmesi gerekir. (CGK-17.04.2007-2007/4-88-2007/94) Vali olan sanığın, silah taşıma ruhsatı alma olanağı bulunmayan kişilere görevinin gereklerine aykırı davranmak suretiyle silah taşıma ruhsatı vermesi suretiyle bu kişilere haksız kazanç sağlama koşulu gerçekleştiğinden sanığın eylemleri zincirleme biçimde görevde yetkiyi kötüye kullanma suçunu oluşturmaktadır. (CGK-06.11.2007-2007/4-MD-202-2007/230) 5237 sayılı TCY’nın 257/1. maddesindeki “görevde yetkiyi kötüye kullanma” suçunun oluşması için ise tek başına “görevin gereklerine aykırı davranış” yetmemekte, ayrıca bu davranış sebebiyle kişilerin mağduriyetinin, kamunun zararının ya da kişilere haksız bir kazanç sağlanmış olması gerekmektedir. Somut olayda, görevinin gereklerine aykırı hareket eden sanık Semih, aynı zamanda zaten Av.Nizar tarafından savunulmakta olan Arif’i yeni bir avukat tutmak zorunda bırakmış ve Derya tarafından bu avukata avukatlık ücreti ödenmesi nedeniyle de Arif ve Derya’nın ekonomik açıdan mağdur olmalarına neden olmuştur. Belirtilen nedenle, sanık açısından 5237 sayılı TCY’nın 257/1. maddesinde yer alan görevde yetkiyi kötüye kullanma suçunun unsurları da oluşmuştur. (CGK-20.11.2007-2007/5-MD-83-2007/244) 765 sayılı TCY’nın 240. maddesinde düzenlenen görevde yetkiyi kötüye kullanma suçu, ceza uygulamasında memur sayılan kimsenin kasten yasada yazılı hallerden başka her ne suretle olursa olsun, görevini yasanın gösterdiği usul ve esaslardan başka surette yapması veya yasanın koyduğu usul ve şekle uymadan yapması ile oluşur. 5237 sayılı TCY’nın 257. maddesinde düzenlenen “görevi kötüye kullanma” suçu ise, 765 sayılı TCY’nın 240. maddesinde yer alan “görevde yetkiyi kötüye kullanma”, 230. maddesindeki “görevi 272 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun ihmal”, 228. maddesinde düzenlenen “görevde keyfi davranış” ve 212/1. maddesinde düzenlenmiş olan “basit rüşvet alma” suçlarının karşılığını oluşturmaktadır. 5237 sayılı Yasanın 257.maddesinin 1.fıkrasındaki görevde yetkiyi kötüye kullanma suçu, kamu görevlisinin yasada ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında görevinin gereklerine aykırı hareket etmesi ve bu aykırı davranış nedeniyle, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olunması ya da kişilere haksız bir kazanç sağlanması ile oluşur. Görüldüğü gibi, 765 sayılı TCY’nın 240. maddesindeki suçun oluşumu için norma aykırı davranış yeterli iken, 5237 sayılı TCY’nın 257/1. maddesindeki suçun oluşabilmesi için, norma aykırı davranış yetmemekte, bu davranış nedeniyle, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olunması ya da kişilere haksız bir kazanç sağlanması gerekmektedir. Başka bir anlatımla 765 sayılı Yasanın 240. maddesinde tehlike suçu olarak düzenlenen bu suç, 5237 sayılı Yasada zarar suçu haline getirilmiş bulunmaktadır. 5237 sayılı Yasanın 257/1. maddesinde bahsedilen mağduriyet kavramı,sadece ekonomik bakımdan uğranılan zararla sınırlı olmayıp, bireysel hakların ihlali sonucunu doğuran her türlü davranışı ifade eder. Kişilere haksız kazanç sağlanması, herhangi bir kişiye sağlanmış bulunan “ekonomik anlamdaki” kazanç olarak anlaşılmalıdır. Kamunun zarara uğraması ise, madde gerekçesinde açıkça belirtildiği ve 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Yasasının 71. maddesinde tarif edildiği şekilde “kamunun ekonomik anlamda bir zarara uğraması” demektir. Sanığın Cumhuriyet savcısı olarak soruşturmasını yürütüp dava açarak sonuçlandırdığı bir olayın tutuklu sanığı olan katılan Yusuf’u bu suçtan tahliye olduktan sonra adliyedeki makamına çağırarak şahsi ilişki kurması, sıfatını kullanarak Zeynep’i katılanın şirketinde işe yerleştirmesi, katılanın gıyabı tutuklu olarak arandığı bir suçtan yakalandığında kendisine ayrıcalıklı davranılmasını Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 273 sağlamak amacıyla Cumhuriyet savcısı olarak karakola gitmesi, kendisinin yürüttüğü ve katılan Yusuf’u sanık konumunda bulunduğu soruşturmanın mağduru olan Hanifi’nin alacaklı olarak elinde bulundurduğu 100.000 Amerikan Doları bedelli senedi katılan lehine geri almak için işyerine gidip “bu borç Muharremin borcu, Yusuf’un senedini geri ver yoksa senin için iyi olmaz” biçiminde konuşarak senedi Hanifi’den alıp katılana vermesi, katılanın tutuklanıp cezaevine girmesi üzerine kendisiyle savcı odasında görüşerek hakkındaki şikayeti geri almasını istemesi şeklindeki eylemin suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCY’nın 240. maddesinde öngörülen “görevde yetkiyi kötüye kullanma suçunu” oluşturmaktadır. Sanığın, görevi gereği kendisine tanınan yetkileri amaç dışında kullanarak kişilerin mağduriyetine neden olması ve ayrıca kişinin haksız kazanç sağlaması biçimindeki eylemleri suç tarihinden sonra yürürlüğe giren 5237 sayılı TCY’nın 257. maddesinin birinci fıkrası uyarınca da görevde yetkiyi kötüye kullanmak suçunu oluşturmaktadır. Sanığın aynı suç işleme kararı kapsamında “zincirleme biçimde görevde yetkiyi kötüye kullanmak” suçu sabit olduğu halde anılan eylemlerin suç oluşturmadığından bahisle sanığın beraatına karar verilmesi isabetsizdir. (CGK-11.12.2007-2007/4-MD-227-2007/274) (Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müsteşarı olan) sanık, Döner Sermayeli Kuruluşlar İhale Yönetmeliği çerçevesinde eğitim hizmeti verecek kuruluşlardan yöntemince teklif alınmadan, önceden Bakanlıkta yapılan planlama çalışmaları sırasında eğitim konuları, süresi ve muhtemel maliyetin tespiti aşamasında fikir vermesi bakımından kendilerinden istenen bilgiye cevaben bir kısım eğitim kuruluşlarının gönderdikleri yazılarda belirttikleri rakamlar esas alınmak suretiyle usulsüz ihale yapılması isteğine uygun görüş bildirerek onay verilmesini sağlamış. Ardından da eğitim işinin ihalesiz biçimde KAL-DER’e verilmesini amaçlayan 11.10.2001 tarihli yazıyı imzalayıp birden çok kamu kurumunun zarara uğrama- 274 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun sına neden olmuştur. Bu itibarla, sanık müdafilinin temyiz itirazının reddiyle hükmün onanmasına karar verilmesi gerekmiştir. (CGK-22.01.2008-2007/4-MD-94-2008/2) Hakimlerin görevlerini hangi esaslara göre yapmaları gerektiği konusunda mevzuatımızda açık bir düzenleme bulunmamaktadır. Bununla birlikte, bu konudaki en önemli uluslar arası metin Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonunun 23 Nisan 2003 tarihli oturumunda kabul edilmiş olan Bangalor Yargı Etiği İlkeleridir. Nitekim Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun 27.06.2006 gün ve 315 sayılı kararı ile de Bangalor Yargı Etiği ilkelerinin benimsenmesine karar verilmiş ve bu husus Adalet Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğünce tüm hakim ve savcılara genelge şeklinde duyurulmuştur. Adı geçen belgede korunan değerler; bağımsızlık, tarafsızlık, doğruluk ve tutarlılık, dürüstlük, eşitlik niyet ve liyakat olarak sayılmıştır. (Ağır Ceza Mahkemesi Üyesi olan) Sanığın, mesleğine uygun davranışlar içerisinde olmayan ve çevresinde muteber bir kişi olarak tanınmayan polis memuru Ahmedi ile Bakırköy 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 2004/111 esas sayılı dosyasındaki tutuklu Tarık’ın tahliyesi konusunda duruşma öncesi ve sonrasında hakimlik mesleğinin uyulmasını gerekli tanıdığı kural ve yükümlülüklere uygun olamayan şekilde odasında ve telefonla konuşup bilgi ve görüş beyan ettiği, bunun yanında da gerek yeğenine iş bulacağı için ve gerekse kendisinden borç para almak ümidiyle bu kişiyle olan ilişkisini geliştirip, tahliye ettiği kişinin yakınlarından alınacağını bildiği halde borç para temin etme konusunda bu kişiden istekte bulunduğu anlaşılmaktadır. Şu halde; sanığın eyleminin hakimlerin görev ve yetkilerini düzenleyen mevzuatla, hakimlerin tabi oldukları etik kurallarını ihlal etmesi nedeniyle 765 sayılı TCY’nın 240. maddesindeki “görevde yetkiyi kötüye kullanma suçunu” oluşturduğu açıkça ortadadır. 5237 sayılı TCY’nın 257/1. maddesindeki “görevde yetkiyi kötüye kullanma” suçunun oluşması için ise tek başına “görevin Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 275 gereklerine aykırı davranış” yetmemekte, ayrıca bu davranış için sebebiyle kişilerin mağduriyetinin veya kamu zararının meydana gelmesi ya da kişilere haksız bir kazanç sağlanmış olması gerekmektedir. Mahkemece de kabul edildiği gibi; somut olayda kamu zararı ve kişilere haksız yarar sağlanması koşulları oluşmuştur. Şöyle ki; görevinin gereklerine aykırı hareket eden sanık Abbas, aynı zamanda yargı erkinin nüfuz ve itibarına zarar vermiş ve yargı erkinde kuşkulu ve güvensiz bir ortamın oluşmasına zemin hazırlayarak kamunun zarar görmesine neden olmuştur. Ayrıca da, bankadan kredi alarak faiz ödemek yerine Ahmedi’den faizsiz borç para almak suretiyle kendisine, tahliye olan Tarık’ın babasından alacağını tahsil edemeyen Hüseyin’e hakim adını kullandırarak alacağını tahsil etme zemini hazırlamak suretiyle de Hüseyin ve alacağı tahsil etmeye çalışan Ahmedi’ye haksız yarar sağlamıştır. Belirtilen sebeplerle, sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK’nun 257/1. maddesindeki “görevde yetkiyi kötüye kullanma” suçunu oluşturduğunu kabul etmek gerekir. (CGK-22.01.2008-2007/5-MD-101-2008/3) Mağdurun gerek alındığı gerekse atandığı görevler, 2451 sayılı Bakanlıklar ve Bağlı Kuruluşlarda Atama Usulüne İlişkin Yasanın 2.maddesi uyarınca müşterek kararnamede atanmayı gerektiren görevlerdendir. Üçlü imzayı gerektiren müşterek kararnamelerin ilgili Bakan, Başbakan ve Cumhurbaşkanı tarafından önce incelenerek ve yapılan denetim sonucu hukuka uygunluğu saptanarak imzalandığı ve ardından Resmi Gazetede yayınlanması ile yürürlüğe girdiği nazara alındığında, sanık Müsteşarın bu kararnamenin hazırlamasında icrai bir görevi bulunmadığı, Bakanın yazılı emrine uyarak yaptırdığı işlemlerin “hazırlık” niteliğini taşıdığı ortaya çıkmaktadır. Kaldı ki; Bakanın, atanılacak yeri ve görevi yazılı olarak bildirmesi ve emri doğrultusunda hazırlık hareketlerinin icrasını istemesi karşısında, bu emrin, Anayasanın 137. maddesinin 1. fıkrasında zikri geçen ve üstün ısrarı halinde emri yerine getirenin sorumlulu- 276 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun ğunu gerektirmeyen türden mi olduğu yoksa aynı maddenin 2. fıkrasında tarif edilip konusu suç teşkil eden bir emir niteliğini mi taşıdığı konusunda iyi niyetli yorum farklılıkları oluşması olanaklı hale gelebilmiştir. Bakanlıkların birleştirilmesi ve bazı kadroların iptali ile yeni kadroların ihdas edilmesi hali hangi kadroların denk kadro olduğunun saptanmasında olağanüstü bir karmaşa yaratmış, emri uygulayan kişinin, verilen emrin konusunun suç teşkil edip etmediğini belirlemesi de zorluk arzeder hale dönüşmüştür. Kişinin atanması sırasında bazı üst kadrolarda boşluk bulunmasının, denk göreve atamada açık bir kusur olarak değerlendirilmesi de isabetli değildir. Gözardı edilmemelidir ki; iki Bakanlığın birleştirilmesi olağandışı karmaşa doğurmuş, toplam 719 adetten ibaret geniş kadro 296 gibi dar bir sayıya çekilmiştir. Böyle bir evrede kadro yerleşiminden sorumlu kişilerin öncelikle ve sadece müştekiyi yerleştirme sorumluluğu taşımadığı, çok sayıda başka görevliye de denk sıfat ve makam bularak yeni idari davalara neden olmama mesuliyetini üstlendikleri gözetilmelidir. Bu durumda da sanığın, Bakan tarafından verilen atama emrinin konusunun suç teşkil edip etmediğini belirlemekte hataya düşmesi olanaklı bulunduğundan, ortaya çıkan bu şüphenin sanık lehine değerlendirilmesi ve eyleminde görevde yetkiyi kötüye kullanma kastı ile hareket etmediğinin kabulü gerekmektedir. (CGK-11.03.2008-2007/4-MD-197-2008/46) Yalova Atatürk Stadının B1 tribünü yapımı işini 2886 sayılı Yasanın 81/a maddesi uyarınca 29001 Mali Yılı Bütçe Yasasına ekli (İ) cetvelinde öngörülen 36 milyar liralık üst sınıra uygun hale getirmek amacıyla kapalı teklif yerine iki defa emanet yöntemiyle yaptırılmasına ilişkin il özel idare müdürlüğünün 05.07.2001 ve 10.10.2001 tarihli önerilerini uygun görerek daimi encümene havale eden ve oluşturulan emanet komisyonlarının işin isteklilerden birine verilmesine dair 24.07.2001 ve 27.11.2001 tarihli kararları onaylayan sanığın eylemlerinin, 2886 sayılı yasanın 2. ve 36. maddeleri Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 277 hükümlerine aykırılık oluşturduğu açıktır. Sanık, olay tarihinde yürürlükte bulunan 3360 sayılı Yasa ile değişik Özel İdare Yasasının 87, 90 ve 141. maddeleri uyarınca sorumludur. Somut olayda sanık valinin etkin davranışları ile 2886 sayılı Yasanın 2 ve 36. maddelerini ihlal ettiği saptandığından, eylemi 765 sayılı TCY’nın 240. madde kapsamında değerlendirilmelidir. Sanığa isnat edilen eylemde, sonradan yürürlüğe giren 5237 sayılı Yasanın 257. maddesinde yer alan, “Kişilerin mağduriyeti, kamunun zararına neden olunması veya kişilere haksız kazanç sağlama” öğelerinden hiç biri gerçekleşmediğinden, Özel Dairece, bu hususlar tartışılmak suretiyle verilen ve 5271 sayılı CYY’nın 223/2 a ve c maddelerine uygun bulunun beraat kararı isabetlidir. (CGK-18.10.2005-2005/4-MD-96 2005/118) (CGK-01.04.2008-2007/4-MD-61-2008/63) Sanığın, Şeker Yasası hükümleri uyarınca ancak Şeker Kurulu Kararıyla iç piyasada satışı mümkün olabilen (C) kotası şeker hakkında, Mersin 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2005/683 ve 2005/742 esas sayılı dava dosyalarında, idari yargıda dava konusu edilmiş bulunan bir konuda, görev ve yetkisi olmaksızın, Anayasa ve Yasa hükümlerine aykırı olarak ve gerektirici yasal koşullar oluşmadan, teminat alınmaksızın ihtiyati tedbir kararları vermek suretiyle yasayla düzenlenen Türkiye Şeker Rejimine müdahalede bulunduğu ve ... Şeker fabrikalarının toplamda 108.110.000.000.000 lira haksız kazanç elde etmelerine, diğer şeker fabrikalarının da haksız rekabet sonucu zarara uğramalarına sebebiyet verdiği ve yine idarenin para cezası gerektiren eylem nedeniyle, ceza verme olanağını ortadan kaldırarak kamu zararına neden olduğu, görevini yasalara uygun doğru ve tarafsız bir biçimde yapmadığı, bu şekilde görevde yetkiyi kötüye kullanma suçunu işlediği, oluşan kamu zararı ve haksız kazanç miktarının fazlalığı gözetildiğinde eylemin gerek 765 sayılı TCY’nın 240/1. maddesi ve 278 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun gerekse 5237 sayılı TCY’nın 257/1. maddesini ihlal eder nitelikte olduğu, sanığın aynı karar altında 04.04.2005 ve 19.04.2005 tarihlerinde olmak üzere kısa aralıklarla aynı suçu iki defa işlemesinin 765 sayılı Yasanın 80 ve 5237 sayılı Yasanın 43. maddelerine uygun bulunduğu sabittir. (CGK-06.05.2008-2007/4-MD-76-2008/97) Somut olayda kademe ilerlemesinin durdurulması cezası verme yetkisinin bulunmadığı yasadan açıkça anlaşıldığı gibi, idare mahkemesince de belirlenmiş ve karara bağlanmış olan sanık Vali’nin, yetkisini aşar tarzda 21.10.2004 gün ve 2004/1391 sayı ile “kademe ilerlemesinin durdurulmasına” karar vermiş olması hukuka aykırı bir eylemdir. Olayımızda; kamunun ekonomik anlamda bir zararının bulunmadığı açıktır. Bu suretle sanık tarafından kimseye doğrudan haksız kazanç sağlandığı da söylenemez. Ancak, sanık tarafından yapılan uygulama ile katılan mağdur edilmiştir. Zira, idare mahkemesi kararı ile yitirilmiş bir takım haklar 5 ay sonra tekrar elde edilmiş olsa da; en azından bu haklardan bir süre mahrum kalınmıştır. Bu hususun da katılan açısından mağduriyet olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Dolayısıyla; olayda hem 765 sayılı Yasanın 228 ila 240. maddelerindeki, hem de 5237 sayılı Yasanın 257. maddesinin 1. fıkrasındaki suçların maddi unsurlarının oluştuğu söylenebilirse de; manevi unsurların oluşup oluşmadığı ya da hangi suçun manevi unsurunun oluştuğu hususu tartışılmalıdır. Bu suçların manevi unsuru kasttır. Kast ise suçun kanuni tanımındaki unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesidir. Somut olayımızda katılanla şahsi bir husumeti vs. ortaya konulamayan sanık Vali’nin yaptığı hukuka aykırı uygulama, mevzuatı bilmemekten, Milli Eğitim Disiplin Kurulu tarafından yanıltılmış olmaktan veya yeterince dikkatli davranmamaktan kaynaklanan, Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 279 taksirle işlenmiş bir eylemdir. Bu durumda, sanığın belirtilen suçları işlemek kastıyla hareket ettiğine ilişkin yeterli delil bulunmadığı gibi, “kastın” bulunmadığı olayda, atılı eylemlerin taksirle işlenmesinin de yasada suç olarak düzenlenmemesi nedeniyle, sanığa 765 sayılı Yasanın 228 ila 240 ve 5237 sayılı Yasanın 257. maddelerinde yazılı suçlardan ceza verilemez. Yetkisinde olmayan disiplin cezasına karar vererek, icrai bir davranışta bulunmuş olan sanık Valinin bu eyleminin 5237 sayılı Yasanın 257. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenen görevin ihmali davranışla kötüye kullanılması suçunu oluşturma olasılığı da bulunmamaktadır. (CGK-16.12.2008-2008/4-MD-215-2008/230) Sanığın 2004/374 Hz. sayılı evrakta hakkında soruşturma yürütülen İ. Ç’yi evrakı inceledikten sonra serbest bıraktıığı, bu işlemden 4-7 gün sonra F. B’nin, İbrahim’in ağabeyi M. Ç’ye telefon ederek, sanığın aracına benzin doldurmasını istediği, M. Ç’nin de kredi kartını vererek isteğini yerine getirdiği, taraflar arasında rüşvet anlaşması yapıldığına dair delil elde olunamadığı, toplanan delillerden eylemin görevi kötüye kullanma suçunu oluşturacağı.düşünülmelidir. (CGK-03.02.2006- 2007/145) Her ne kadar rüşvet almak suçundan kamu davası açılmış ise de, sanıkla borçlu arasında bir rüşvet anlaşmasının olmadığı, dolayısıyla rüşvet suçunun unsurlarının oluşmadığı açıktır. Bu nedenle, rüşvet suçundan açılan kamu davası sonunda, rüşvet suçunun unsurlarının oluşmaması, buna karşılık görevi ihmal suçunun unsurlarının oluşması durumunda, yeni bir davaya gerek kalmaksızın davanın görevi ihmal suçuna dönüştürülebileceği konusunda Genel Kurulda tam bir görüş birliği oluşmuştur. Yukarıda açıklandığı şekilde; İcra Müdürü olan sanığın 1. İcra Müdürlüğü tarafından borçlunun eline verilerek kendisine gönderi- 280 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun len talimat üzerine hiçbir araştırma yapmadan ve İcra İflas Yasasının 106. maddesinde gayrimenkullar için öngörülen 2 yıllık sürenin henüz geçmediğini de göz önünde bulundurmayarak, Tapu Sicil Müdürlüğüne yazı yazmak suretiyle borçlunun taşınmazları üzerindeki haczin kaldırılmasını sağladığı ve bu suretle alacağın bir kısmının tahsil edilemez hale gelmesi nedeniyle, alacaklının zarar etmesine neden olduğu anlaşıldığından, görevi ihmal suçunu işlediği kabul edilmelidir (CGK-12.06.2007-2007/154) Sanık, Döner Sermayeli Kuruluşlar İhale Yönetmeliği çerçevesinde eğitim hizmeti verecek kuruluşlardan yöntemince teklif alınmadan, önceden Bakanlıkta yapılan planlama çalışmaları sırasında eğitim konulan, süresi ve muhtemel maliyetin tespiti aşamasında fikir vermesi bakımından kendilerinden istenen bilgiye cevaben bir kısım eğitim kuruluşlarının gönderdikleri yazılarda belirttikleri rakamlar esas alınmak suretiyle usulsüz ihale yapılması isteğine uygun görüş bildirerek onay verilmesini sağlamış, ardından da eğitim işinin ihalesiz biçimde KAL-DER’e verilmesini amaçlayan 11.10.2001 tarihli yazıyı imzalayıp birden çok kamu kurumunun zarara uğramasına neden olmuştur. (CGK-22.01.2008-2008/2) Görevi kötüye kullanma suçunda, kötüye kullanılan bizzat görev değil kamu görevlisinin sahip olduğu yetkidir. Kamu görevlisinin kendi görev alanına giren yetkilerini kötüye kullanmak suretiyle mevzuat ve etik kuralların öngördüğü usul ve esaslardan farklı bir biçimde yapması görevde yetkinin kötüye kullanılmasıdır. Görevin gereklerine aykırı olarak gerçekleştirilen her davranışın kamu idaresine karşı duyulan güveni zedelediği ve böylece bir kamu zararına yol açtığı veya zararın oluşmasına yönelik elverişli hareketin yapılmasının yeterli olduğu biçimindeki genişletici görüş Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 281 ve yorumlar yasa koyucunun kamu zararının ekonomik ve somut olması gerektiği yolundaki tercihi ile bağdaşmamaktadır. “Haksız kazanç”ın görevin gereklerine aykırı davranılarak kişilere hak etmediği bir yararın sağlanmasıyla oluşacağı, soyut olarak haksız kazanç sağlanması olasılığının bulunması halinin aynı anlama gelmeyeceği ve Yasanın 257. maddesinde öngörülen suçun oluşumu için yeterli olmayacağı ortadadır. Bu nedenlerle; 765 sayılı TCY.nın 240. maddesindeki suçun şartları oluşmakla birlikte, 5237 sayılı TCY.nın 257/1. maddesindeki koşullar oluşmamıştır. (CGK-22.01.2008-2008/3) Sanığın, adli ölüm olayında baş, göğüs ve karnın açılması suretiyle otopsi işlemi yapmadığı, bu suretle olay tarihinde yürürlükte bulunan 1412 sayılı CYUY.nın 81. maddesine aykırı davrandığı açıktır. Ancak, yasaya aykırı bu davranışın, cezai sorumluluğu gerektirip gerektirmediği öncelikle suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı Yasa hükümleri, bu yasaya göre suçun sabit olduğunun saptanması halinde ise, 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren ve Anayasanın 38. maddesinin yansımasını oluşturan, 5237 sayılı Yasanın 7/1. maddesindeki “İşlendikten sonra yürürlüğe giren kanuna göre suç sayılmayan bir fiilden dolayı da kimse cezalandırılamaz ve hakkında güvenlik tedbiri uygulanmaz.” Yine aynı maddenin 2. fıkrasındaki, “Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehinde olan kanun uygulanır ve infaz olunur.” hükümleri ve Anayasanın 90. maddesi uyarınca bir iç hukuk normu haline gelen, AİHS.nin 7. maddeleri ışığında değerlendirilmesinde yasal zorunluluk bulunmaktadır. Somut olayda sanık C.savcısının etkin olmayan (pasif) davranışları ile 1412 sayılı Yasanın 81. maddesini ihlal ettiği saptandı- 282 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun ğından, eylemi 765 sayılı TCY.nın 230. maddesi kapsamında değerlendirilmelidir. Sanığın yukarıda anılan normlar ışığında 5237 sayılı Yasa hükümleri karşısında hukuki durumunun değerlendirilmesine gelince, 5252 sayılı Yasanın 9/3. maddesinde, “lehe olan hüküm, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir.” hükmü yer aldığından öncelikle 765 sayılı Yasaya göre sabit kabul edilen eylemin, 5237 sayılı Yasaya göre suç oluşturup, oluşturmadığının belirlenmesinde zorunluluk bulunmaktadır. 5237 sayılı Yasanın 257. maddesinin 1. fıkrasında görevde yetkiyi kötüye kullanma suçu; kamu görevlisinin görevinin gereklerine aykırı hareket etmesi ve bu aykırı davranış nedeniyle, kişilerin mağduriyeti, kamunun zararına neden olunması ya da kişilere haksız kazanç sağlanması ile oluşur. Somut olayda; sanık tarafından yapılan soruşturma işleminde, trafik kazası olarak bildirilen olayın, cinayet olduğunun saptanması, sanıkları belirlenerek haklarında kamu davasının açılmış bulunması ve yapılan yargılama sonucunda bu sanıklardan birisinin cezalandırılmasına karar verildiği nazara alındığında, kişilerin mağduriyeti, kişilere haksız kazanç sağlama veya kamunun zarara uğramasından söz edilmesine olanak bulunmamaktadır. (CGK-01.04.2008-2008/64) Çalışkan ve bilgili bir hukukçu olarak tanınan, mesai saatleri dışına taşan bir çalışma gayreti göstermesine rağmen, görevli sayısının azlığı, iş yoğunluğu ve olağan görev bölümünün dışında üstlendiği diğer ek görevleri nedeniyle mevcut işleri makul süre içinde sonuçlandıramadığı belirlenen, dönemsel olarak Cumhuriyet savcıları arasında yapılan toplantılar sırasında bu hususları anlatıp/bazı görevlerin üzerinden alınması yolundaki isteğinin de yerine getirilmediği saptanan/sanığın yürüttüğü is ve Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 283 işlemlerde görevi savsama kastı ile hareket etmediği sonucuna varılmıştır. (CGK-01.04.2008-2008/67) Sanığın Maliye Bakanlığına ait tesislerin 3621 sayılı Kıyı Yasasına göre yapılaşmanın mümkün bulunmadığı “kıyı kenar çizgisi”nin deniz yönünde kaldığını, 383 sayılı Yasa Gücünde Kararname’ye göre Göksu Deltası Özel Çevre Koruma Bölgesi kapsamında bulunduğunu, İmar Yasası hükümlerine göre inşaat ve yapı kullanma izninin mevcut olmadığını, dolayısıyla bu yerle ilgili işletme izni alınamayacağını bildiği halde, suç tarihinde yürürlükte bulunan 2886 sayılı Yasanın 2. maddesinin 5. fıkrasının “...... Arsası temin edilmemiş, mülkiyet ve kamulaştırma işlemleri tamamlanmamış olan ve gerekli olduğu halde imar durumu, tip yapılarda tatbikat, diğerlerinde avan projesi ve bunlara dayalı keşifleri bulunmayan yapım işlerinde ihaleye çıkılamaz......” hükmüne aykırı biçimde, ihaleye çıkılması olanaksız bulunan tesisin ihalesini onaylayarak görev gereklerine aykırı hareket ettiği, ihaleyi alan firmanın inşaatının tamamlanmasına ve işletme izni alınmasına olanak bulunmadığı için söz konusu tesisleri işletmeye açamaması nedeniyle idareye karşı sorumluluklarını yerine getiremediği, bu nedenle teminat mektuplarının nakde çevrilerek mağduriyetine neden olunduğu da dikkate alındığında, gerek 765 sayılı TCY’nın 240. gerekse 5237 sayılı TCY’nın 257. maddesinde yazılı görevde yetkiyi kötüye kullanma suçunun oluştuğu saptanmıştır. (CGK-06.05.2008-2008/95) Türk Dil Kurumunun Türkçe Sözlüğüne göre ihmal; yapmama, savsama anlamına gelmektedir. Gecikme ise; işin, yapılması gereken zaman geçtikten sonra yapılmasıdır. Madde metninden de anlaşılacağı üzere kamu görevlisinin, yapmakla görevli olduğu işi yapmaması veya yasaya göre yapılma- 284 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun sı gereken biçimde yerine getirmemesi ya da geciktirmesi suç sayılmıştır. Bu suç kasten işlenebilen suçlardan olup oluşması için kamu görevlisinin görevini bilerek ve isteyerek ihmal etmesi veya geciktirmesi gerekir. Somut olayda sanık A.A’nın 261 adet soruşturma evrakını 3 aydan 2 yıl 1 aya varan sürelerde, sanık M.Ç’nin ise 155 adet soruşturma evrakını 1 yıl 10 aya varan sürelerde, 44 adet infaz evrakını 3 aydan 1 yıl 9 ay 15 güne varan sürelerde işlemsiz bıraktığı, infaz evrakının 38 adedinin savcılık kaleminde herhangi bir işlem yapılmadan bekletilmesine ve 7 adedinin ise zamanaşımına uğramasına neden olduğu hususları tartışmasızdır. Cumhuriyet Savcısı olarak sanıklar, işbölümü gereği kendisine düşen soruşturma ve ilam evrakının akıbetini takip etmek, gereğini yapmak, olanaklı olan en kısa sürede sonuçlandırmak ve bu işlemler şıramsında kalem personelini denetlemekle görevli ve yükümlüdür. Ancak, sanıkların görev yaptıklan … İlçesinin deniz kenarında ve turizm açısından hareketli bir yer olması nedeniyle özellikle yaz aylarında oldukça artan iş yükü, yeterli sayıda kalem personelinin bulunmaması ve 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren yeni ceza mevzuatının uygulanmasında yaşanan zorluklar ile uyum süreci göz önüne alındığında, soruşturma ve ilam evrakının bir kısmının işlemsiz bırakılması, bir kısmının ise zamanaşımına uğramasında 5237 sayılı TCY’nm 257. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenen suçun manevi unsuru oluşmamıştır. (CGK-17.03.2009-2009/59) 765 ve 5237 sayılı Yasalar açısından görevde yetkiyi kötüye kullanma suçunun unsurları Ceza Genel Kurulu’nun 18.10.2005 gün 96-118 ve 20.11.2007 gün 83-244 sayılı kararlarında ayrıntılı olarak irdelenmiştir. Buna göre; suç tarihinin 765 sayılı TCY’nın yürürlükte bulunduğu döneme rastlaması nedeniyle, sanığın davranışının cezai sorumluluğu gerektirip gerektirmediği öncelikle suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı Yasa hükümleri, bu Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 285 Yasaya göre suçun sabit olduğunun saptanması halinde ise, 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Yasa hükümleri nazara alınarak belirlenmelidir. (CGK-20.10.2009-2009/237) Somut olayda; bilirkişi raporları ile belirlendiği üzere, sanığın vali olarak, II Özel idaresine ait kaplıcanın kiraya verilmesi, onarımlarının ve yeni tesislerin yapılması hususlarında İl Genel Meclisi ve İl Daimi Encümeni tarafından alınan kararları uygun bulmak eylemlerinde, kişilerin mağduriyeti, kişilere haksız kazanç sağlama veya kamunun zarara uğramasından söz edilmesine olanak bulunmamaktadır. Kaldı ki, her bir işlem yönünden, karar verilmeden önce gerekli inceleme ve araştırma yapılarak karar verildiği ve Özel İdarenin en lehine sonucun alınmaya çalışıldığı nazara alındığında, sanık valinin suç işleme kastının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Sanığa isnat edilen eylemlerde, 5237 sayılı Yasanın 257. maddesinde yer alan, “kişilerin mağduriyeti, kamunun zararına neden olunması veya kişilere haksız kazanç sağlama” öğelerinden hiç biri gerçekleşmediğinden, Özel Dairece, bu hususlar tartışılmak suretiyle verilen beraat karan isabetlidir. (CGK-22.12.2009-2009/299) 765 sayılı TCY’nın 240. maddesindeki görevde yetkiyi kötüye kullanma suçu, memur sayılan kişinin kasten görevinin gereklerine aykırı hareket etmesi ile oluşurken; 5237 sayılı TCY’nın 257/1. maddesindeki suçun oluşabilmesi için, kamu görevlisinin kasten görevinin gereklerine aykırı davranması yanında bu davranış nedeniyle kişilerin mağduriyetinin, kamunun zararının ya da kişilere sağlanmış haksız bir kazancın bulunması zorunludur. Somut olayda; bölgenin ve iş yoğunluğunun özelliklerini gözeten ve uzak olan bir yerde keşif icra eden sanık hakimin, keşif günü gelmemiş ve bir başka mahkemeye ait dosyalarda, re’sen keşif 286 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun yapması, görevinin gereklerine aykırı ise de keşif ücretlerinin sanık tarafından iade edilmiş olması ve bu aykırılıkların temyiz davasına konu olacağı da nazara alındığında, kişilerin mağduriyetine, kamunun zararına ya da kişilere haksız bir kazanç sağlanmasına yol açmadığı gibi, sanığın görevi kötüye kullanma kastı ile hareket ettiğinden söz edilemez. Bu itibarla, sanık hakkında hukuka aykırı eylemi nedeniyle disiplin soruşturması yapılmasına bir engel bulunmamakla birlikte, manevi unsur yokluğu nedeniyle oluşmayan görevi kötüye kullanma suçuyla ilgili olarak, temyiz itirazlarının reddiyle beraat hükmünün onanmasına karar verilmelidir. (CGK-25.05.2010-2010/117) 2.4. 4483 SAYILI KANUNA GÖRE YÜRÜTÜLEN ÖN İNCELEMEDE KULLANILAN BELGE ÖRNEKLERİ 2.4.1. Muhbir veya Şikayetçi İfade Tutanağı İFADE TUTANAĞI ADI SOYADI : BABA ADI : DOĞUM YERİ VE TARİHİ : MEDENİ HALİ : NÜFUSA KAYITLI OLDUĞU YER: TAHSİLİ : İŞİ : İKAMET ADRESİ : Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 287 Yukarıda açık kimliği yazılı....., ...’nde Müfettişliğime tahsis edilen çalışma odasına davet edilerek şikayetçi/ihbarcı sıfatıyla ifadesine başvurulacağı kendisine açıklandı, konu anlatıldı ve soruldu. Alınan ifadesinde; ….. Başka bir diyeceği olmadığını beyan ederek, alınan ifadesini okudu, tam ve doğru olarak yazıldığını belirtmesi üzerine bu tutanak topluca imza altına alındı. /../2... İfadeyi Alan İfade Sahibi Yeminli Katip Not 1: İfadenin iki ve daha fazla sayfa sürmesi halinde, takip eden sayfaların da hazır bulunanlarca imzalanması gerekir. Not 2: İfade sahibinin imzadan kaçınması halinde, nedeni ifade tutanağına yazılır ve ön inceleme görevlisi ile yeminli katip tarafından imzalanır. İfade sahibinin bir veya birden fazla avukat bulundurması halinde, ifade tutanağının isim ve imza bölümünde “İfadede Hazır Bulunanlar” başlığı açılarak isim ve imzalarının alınması gerekir. 2.4.2. Yeminli Tanık İfade Tutanağı İFADE TUTANAĞI ADI SOYADI : BABA ADI : DOĞUM YERİ VE TARİHİ : MEDENİ HALİ : NÜFUSA KAYITLI OLDUĞU YER : TAHSİLİ : 288 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun İŞİ/GÖREVİ : İKAMET ADRESİ : Yukarıda açık kimliği yazılı ... , ... ‘nde Müfettişliğime tahsis edilen çalışma odasına davet edilerek tanık sıfatıyla ifadesine başvurulacağı kendisine açıklandı, tanıklık yapmasına engel bir halin bulunmadığını beyan etmesi üzerine usulüne uygun yemini yaptırıldı, konu anlatıldı ve soruldu. Alınan ifadesinde; …… Başka bir diyeceği olmadığını beyan ederek, alınan yeminli ifadesini okudu, tam ve doğru olarak yazıldığını belirtmesi üzerine bu tutanak topluca imza altına alındı. ..I..12... İfadeyi Alan Tanık Yeminli Katip Not 1 : 4483 sayılı Kanunun 6’ncı maddesi ön inceleme yapanlar için sadece hakkında ön inceleme yapılanın ifadesini alma zorunluluğu getirmiş; diğer hususlarda CMK hükümlerinin uygulanmasını ön inceleme yapanın takdirine bırakmıştır. Bu nedenle; yemin verdirme zorunluluğunun bulunmadığı ancak yemin verdirilmesine de bir engel bulunmadığı düşünülmektedir. Ancak şahsın ifadesinin “tanık” sıfatıyla alınması halinde usulüne uygun yemin verdirilmesinin gerekli olduğuna dair görüşler de mevcuttur. Not 2: CMK’nin 55 inci maddesi uyarınca, tanıklara ifade alınmasından önce “...Bildiğimi dosdoğru söyleyeceğime namusum ve vicdanım üzerine yemin ederim...” şeklinde yemin yaptırılır. CMK’nin 54 üncü maddesi uyarınca gerektiğinde veya tanık sıfatıyla dinlenilmesinin uygun olup olmadığında tereddüt varsa tanığa ifadesinden sonra, “...Bildiğimi dosdoğru söylediğime namusum ve vicdanım üzerine yemin ederim...” şeklinde yemin yaptırılır. Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 289 Not 3: CMK’nun 50 nci maddesi uyarınca, dinlenme sırasında onbeş yaşını doldurmamış olanlar, ayırt etme gücüne sahip olmamaları nedeniyle yeminin niteliği ve önemini kavrayamayanlar ve soruşturma veya kovuşturma konusu suçlara iştirakten veya bu suçlar nedeniyle suçluyu kayırmaktan yada suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirmekten şüpheli, sanık veya hükümlü olanlar, yeminsiz tanık olarak dinlenirler. 2.4.3. Hakkında Ön İnceleme Yapılanın Sözlü İfade Tutanağı İFADE TUTANAĞI ADI SOYADI : BABA ADI : DOĞUM YERİ VE TARİHİ : MEDENİ HALİ : NÜFUSA KAYITLI OLDUĞU YER : TAHSİLİ : İŞİ/GÖREVİ : İKAMET ADRESİ : Yukarıda açık kimliği yazılı ... , ...’nde Müfettişliğime tahsis edilen çalışma odasına davet edilerek hakkında ön inceleme yapılan sıfatıyla ifadesine başvurulacağı kendisine açıklandı, 5271 sayılı CMK’nun 147 nci maddesinde yazılı hak ve yükümlülükleri ile ifadesi sırasında müdafi bulundurabileceği hatırlatıldı, konu anlatıldı ve soruldu. Alınan ifadesinde; …….. 290 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun Başka bir diyeceği olmadığını beyan ederek, alınan ifadesini okudu, tam ve doğru olarak yazıldığını belirtmesi üzerine bu tutanak topluca imza altına alındı. ..I..I2... İfadeyi Alan İfade Sahibi Yeminli Katip 2.4.4. Hakkında Ön İnceleme Yapılandan Yazılı Savunma İstem Yazısı T.C BAŞBAKANLIK TEFTİŞ KURULU Müfettişliği Sayı : Konu : Savunma istemi Tarih Sayın: Başbakanlık Makamının ...I...II... günlü “OLUR”u ve Teftiş Kurulu Başkanlığının …/.../2... gün ve ... sayılı görev emirleri uyarınca tarafımdan yürütülmekte olan ön inceleme nedeniyle; 1-… 2- ... 3-... İddialarına ilişkin olarak yazılı savunmanızı -5271 sayılı CMK’nun 147 nci maddesinde yazılı hak ve yükümlülükler ile bir avukatın hukuki yardımından yararlanabileceğiniz göz önünde tutularak- en geç .../.../2... tarihine kadar aşağıdaki adrese göndermenizi, aksi halde savunma hakkından vazgeçmiş sayılacağınızın bilinmesini rica ederim. Ön İnceleme Görevlisi Adı ve Soyadı İmzası 291 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 2.4.5. Hakkında Ön İnceleme Yapılanın İfadesinin İstinabe Suretiyle Alınması T.C BAŞBAKANLIK Müfettişliği Sayı Konu : : İfade ...I...I2. … MAKAMINA/MÜFETTİŞLİĞİNE Başbakanlık Makamının ...I...12... günlü “OLUR”u ve Teftiş Kurulu Başkanlığının .../.../2... gün ve ... sayılı görev emirleri uyarınca, tarafımdan yürütülmekte olan bir ön inceleme nedeniyle; …’nde görev yapan ... ‘nin, görevlendireceğiniz müfettiş veya üstü konumunda bir personel tarafından ekli istinabe tutanağına uygun olarak CMK’nun 147 nci maddesindeki yazılı hak ve yükümlülükleri ile ifadesi sırasında müdafi bulundurabileceği hatırlatılmak suretiyle ifadesinin alınarak Müfettişliğimin aşağıdaki adresine en geç ... tarihine kadar gönderilmesini arz/rica ederim. Ön İnceleme Görevlisi Adı ve Soyadı İmzası EKİ: İstinabe tutanağı. ADRES: 292 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 2.4.6. Hakkında Ön İnceleme Yapılanın İstinabe İfade Tutanağı İFADE TUTANAĞI ADI SOYADI : BABA ADI : DOĞUM YERİ VE TARİHİ : MEDENİ HALİ : NÜFUSA KAYITLI OLDUĞU YER : TAHSİLİ : İŞİ/GÖREVİ : İKAMET ADRESİ : Yukarıda açık kimliği yazılı ....., ... nde tarafıma tahsis edilen çalışma odasına davet edilerek istinabe suretiyle hakkında ön inceleme yapılan sıfatıyla ifadesine başvurulacağı kendisine açıklandı ve CMK’nun 147 nci maddesindeki yazılı hak ve yükümlülükleri ile ifadesi sırasında müdafi bulundurabileceği hatırlatılmak suretiyle konu anlatıldı ve soruldu. Soru 1. Alınan İfadesinde; …. Başka bir diyeceği olmadığını beyan ederek, alınan ifadesini okudu, tam ve doğru olarak yazıldığını belirtmesi üzerine bu tutanak topluca imza altına alındı. ../../2... İstinabe suretiyle İfadeyi Alan İfade Sahibi İfadeyi Yazan 293 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 2.4.7. Tanıktan Yeminli Olarak İstinabe Suretiyle İfade Alınması T.C BAŞBAKANLIK Müfettişliği Sayı : Konu : İfade ...I.../2... … MAKAMINA/MÜFETTİŞLİĞİNE Başbakanlık Makamının ...I.../2... günlü onayı ve Teftiş Kurulu Başkanlığının ...I../2... gün ve ... sayılı görev emirleri uyarınca, tarafımdan yürütülmekte olan bir ön inceleme nedeniyle; Tarafınızdan/görevlendirilecek bir müfettiş/bir personel aracılığı ile ... görevli ... ‘in/... adresinde ikamet eden ... isimli kişinin yemini yaptırılmak suretiyle ekli istinabe tutanağına göre tanık sıfatıyla ifadesinin alınarak en geç ... tarihine kadar Müfettişliğimin aşağıdaki adresine gönderilmesini arz/rica ederim. .../.../2... Ön İnceleme Görevlisi Adı ve Soyadı İmzası EKİ: İstinabe tutanağı ADRES: 294 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 2.4.8. Yeminli Tanık İstinabe İfade Tutanağı İFADE TUTANAĞI ADI SOYADI : BABA ADI : DOĞUM YERİ VE TARİHİ : MEDENİ HALİ : NÜFUSA KAYITLI OLDUĞU YER : TAHSİLİ : İŞİ/GÖREVİ : İKAMET ADRESİ : Yukarıda açık kimliği yazılı ....., ... Valiliğinde tarafıma tahsis edilen çalışma odasına davet edilerek istinabe suretiyle tanık sıfatıyla ifadesine başvurulacağı kendisine açıklandı, usulüne uygun yemini yaptırıldı, konu anlatıldı ve soruldu; Soru 1. Alınan İfadesinde; Başka bir diyeceği olmadığını beyan ederek, alınan yeminli ifadesini okudu, tam ve doğru olarak yazıldığını belirtmesi üzerine bu tutanak topluca imza altına alındı. ..I../2... İstinabe suretiyle İfadeyi Alan İfade Sahibi İfadeyi Yazan Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 295 2.4.9. Yeminli Katip Atama ve Yemin Tutanağı YEMİNLİ KATİP ATAMA VE YEMİN TUTANAĞI Başbakanlık Makamının .../.../2... günlü onayı ve Teftiş Kurulu Başkanlığının .../.../2... gün ve ... sayılı görev emirleri uyarınca, tarafımdan yürütülmekte olan bir ön inceleme nedeniyle; Yeminli katip olarak görevlendirilmek üzere bilgisayar kullanımını bilen, güvenilirliği ve ketumiyeti denenmiş bir personelin … Makamından talep edilmesi üzerine gönderilen ... isimli memur, ... ..nde Müfettişliğimize tahsis edilen çalışma odasına alınarak Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre yeminli katip olarak görevlendirileceği kendisine ifade edilmiş, yeminli katip özellikleri anlatılmış, engel bir halinin bulunmadığını beyan etmesi üzerine, “...Yeminli katip olarak tarafıma yazmak üzere söylenenleri hiçbir şey katmadan ve çıkarmadan aynen yazacağıma ve görevle ilgili hiç kimseye bilgi vermeyeceğime namusum ve vicdanım üzerine yemin ederim...” şeklinde yemini yaptırılmak suretiyle yeminli katip olarak atanmış ve bu tutanak topluca imza altına alınmıştır. .../.../2... Ön İnceleme Görevlisi Yeminli Katip Adı ve Soyadı Adı ve Soyadı İmza 296 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 2.4.10. Cumhuriyet Başsavcılığı Aracılığı ile Bilirkişi Talep Yazısı T.C BAŞBAKANLIK Müfettişliği Sayı : Konu : Bilirkişi .../.../2... CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA Başbakanlık Makamının .../.../2... günlü “OLUR”u ve Teftiş Kurulu Başkanlığının .../.. /2.. .gün ve ... sayılı görev emirleri uyarınca, tarafımdan yürütülmekte olan bir ön inceleme nedeniyle; 1-… 2- ... 3-... Hususlarında özel ve teknik bilgi sahibi uzmanların bilirkişi olarak görevlendirilmesine ihtiyaç duyulmuştur. Bu nedenle, CMK’nun 64 üncü maddesine göre İl Adli Yargı Adalet Komisyonunca hazırlanan listede yer alan iki bilirkişi isminin Müfettişliğime en geç ... tarihine kadar bildirilmesini arz ederim. Ön İnceleme Görevlisi Adı ve Soyadı İmzası ADRES: Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 297 2.4.11. Komisyon Listesinde Yer Alan Bilirkişilerin Atanma Tutanağı BİLİRKİŞİ ATAMA TUTANAĞI Başbakanlık Makamının .../.../2... günlü onayı ve Teftiş Kurulu Başkanlığının .../.../2... gün ve ... sayılı görev emirleri uyarınca, tarafımdan yürütülmekte olan bir ön inceleme nedeniyle; Müfettişliğimin talebi üzerine ... Cumhuriyet Başsavcılığınca, İl Adli Yargı Adalet Komisyonu tarafından düzenlenen listelerde yer alan bilirkişilerden isimleri bildirilen; …isimli bilirkişiler, ...’inde Müfettişliğime tahsisli çalışma odasına davet edilerek yürütecekleri görev kendilerine anlatılmış, bilirkişi olarak görev yapmalarına engel bir halin bulunmadığının ifade edilmesi üzerine bilirkişi olarak atamaları yapılmıştır. 1-… 2- ... 3-... Hususlarında hazırlayacakları bilirkişi raporlarını yazılı olarak en geç ... tarihine kadar Müfettişliğime teslim edeceklerini beyan etmeleri üzerine bu tutanak topluca imza altına alınmıştır. .../.../2... 298 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 2.4.12. İdari Makamlardan veya meslek kuruluşlarından Bilirkişilik İçin Talep Yazısı T.C BAŞBAKANLIK Müfettişliği Sayı : Konu : … MAKAMINA Başbakanlık Makamının .../.../2... günlü onayı ve Teftiş Kurulu Başkanlığının .../.../2... gün ve ... sayılı görev emirleri uyarınca, tarafımdan yürütülmekte olan bir ön inceleme nedeniyle; 1- ... 2-... 3-... Hususlarında özel ve teknik bilgi sahibi uzmanların bilirkişi olarak görevlendirilmesine ihtiyaç duyulmuştur. Bu nedenle, anılan konuların uzmanı olan iki personelin bilirkişi olarak görevlendirilmek üzere isimlerinin Müfettişliğime en geç ... tarihine kadar bildirilmesini arz/rica ederim. Ön İnceleme Görevlisi Adı ve Soyadı İmzası ADRES: Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 299 2.4.13. Komisyon Listesinde Yer Almayan Bilirkişilerin Atama ve Yemin Tutanağı BİLİRKİŞİ ATAMA VE YEMİN TUTANAĞI Başbakanlık Makamının .../.../2... günlü onayı ve Teftiş Kurulu Başkanlığının .../.../2... gün ve ... sayılı görev emirleri uyarınca, tarafımdan yürütülmekte olan bir ön inceleme nedeniyle; .... gerekçesine bağlı olarak İl Adli Yargı Adalet Komisyonu tarafından hazırlanan listeler dışından bilirkişi görevlendirmesi yapılması ihtiyacının ortaya çıkması üzerine Müfettişliğimin talebi üzerine …Makamının ... gün ve ... sayılı yazısı ile bildirilen; …. …. İsimli görevliler, ... …nde Müfettişliğime tahsisli çalışma odasına davet edilerek yürütecekleri görev kendilerine anlatılmış, bilirkişi olarak görev yapmalarına engel bir halin bulunmadığının ifade edilmesi üzerine Ceza Muhakemesi Kanununun 64/5 maddesi uyarınca, “...Görevimi adalete bağlı kalarak, bilim ve fenne uygun olarak, tarafsızlıkla yerine getireceğime namusum ve vicdanım üzerine yemin ederim... “ şeklinde yeminleri yaptırılmak suretiyle bilirkişi olarak atamaları yapılmıştır. 1-… 2- ... 3-... Hususlarında hazırlayacakları bilirkişi raporlarını yazılı olarak en geç ... tarihine kadar Müfettişliğime teslim edeceklerini beyan etmeleri üzerine bu tutanak topluca imza altına alınmıştır. .../.../2... 300 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 2.4.14. Bilirkişi Ücret Tespit Kararı BİLİRKİŞİ ÜCRET TESPİT KARARI Başbakanlık Makamının .../.../2... günlü onayı ve Teftiş Kurulu Başkanlığının .../.../2... gün ve .. sayılı görev emirleri uyarınca, tarafımdan yürütülmekte olan bir ön inceleme nedeniyle; Müfettişliğimce ... tarihinde bilirkişi olarak görevlendirilen;…isimli kişiler görevlerini tamamlayarak bilirkişi raporlarını Müfettişliğime teslim etmişlerdir. Adı geçenlere yürüttükleri görev nedeniyle Ceza Muhakemesi Kanununun 72 nci maddesi uyarınca, ...TL bilirkişi ücreti ödenmesi kararlaştırılmıştır. .../.../2... Ön İnceleme Görevlisi Adı ve Soyadı İmzası Not 1: Bilirkişi ücret tespit kararının bir örneği bilirkişilere verilir ve bir örneği ise ödemeyi yapacak kuruma gönderilir. 2.4.15. Bilirkişi Ücret Tespit Kararının Kuruma Gönderilmesi T.C BAŞBAKANLIK Müfettişliği Sayı : Konu : Başbakanlık Makamının .../.../2... günlü onayı ve Teftiş Kurulu Başkanlığının .../.../2... gün ve ... sayılı görev emirleri uyarınca, tarafımdan yürütülmekte olan bir ön inceleme nedeniyle; Müfettişliğimce ... tarihinde bilirkişi olarak görevlendirilen;…görevlerini tamamlayarak bilirkişi raporlarını Müfettişliğime teslim etmişlerdir. Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 301 Adı geçenlere yürüttükleri görev nedeniyle Ceza Muhakemesi Kanununun 72 nci maddesi uyarınca, ... TL bilirkişi ücreti ödenmesi kararlaştırılmıştır. Belirlenen söz konusu bilirkişi ücretinin, bütçenin ilgili bölümünden kendilerine ödenmesini arz ederim. .../.../2... Ön İnceleme Görevlisi Adı ve Soyadı İmzası EKİ: Bilirkişi Ücret Tespit Kararı Tutanağı 2.4.16. Ön İnceleme Raporu ÖN İNCELEME RAPORU BAŞLANGIÇ: (Ön incelemeyi başlatan makam veya merci tarafından verilen onay ve buna bağlı görev emirlerinin tarih ve numaraları yazılır) MUHBİR/MÜŞTEKİ: (Varsa muhbir yada müştekinin adı, soyadı, adresi yazılır. Muhbir yada müşteki yoksa bu bölüme “Kamu Hukuku” ibaresi yazılması uygun olur.) İDDİALAR: (Ön inceleme konusu olan iddialar maddeler halinde yazılır.) ÖĞRENME TARİHİ: (Hakkında ön inceleme yapılanların ön incelemeye esas eylemlerinin yetkili merciler tarafından öğrenildiği tarih yazılır.) SUÇ YERİ VE TARİHİ:(Ön inceleme konusu eylemlerin işlendiği yer, tarih yazılır.) HAKKINDA ÖN İNCELEME YAPILAN: (Hakkında ön inceleme yapılan yada yapılanların açık kimlikleri ve görev unvanları yazılır.) 302 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun ÖN İNCELEME KONULARI: (İddialar ve ön inceleme onayına bağlı kalmak kaydıyla yapılan ön inceleme sonucunda ortaya çıkan eylemin hukuksal kavramlarla anlatımı yazılır.) 1- ÖN İNCELEME KONUSU: (Ön inceleme konularından birincisi yazılır.) 1- HAKKINDA ÖN İNCELEME YAPILAN: (Bu ön inceleme konusu ile ilgili olarak hakkında ön inceleme yapılan yada yapılanların açık kimlikleri ve görev unvanları yazılır.) 1- HAKKINDA ÖN İNCELEME YAPILANIN İFADESİ: (Bu ön inceleme konusu ile ilgili olarak hakkında ön inceleme yapılan yada yapılanların ifadeleri yazılır.) 1- DİĞER İFADELER: (Bu ön inceleme konusu ile ilgili olarak öncelikle varsa şikayetçi ve ihbarcının ifadeleri ile tanıkların ifadeleri yazılır.) 1-İNCELEME VE TAHLİL: (Bu ön inceleme konusu ile ilgili olarak ön inceleme sırasında elde edilen bilgi, belge ve tüm ifadeler karşısında eylemin suç teşkil edip etmediğinin mevcut yasal düzenlemelerle karşılaştırmak suretiyle tahlili yapılır.) SONUÇ: (Bu bölüme, her ön inceleme konusu ile ilgili kanaatler maddeler halinde yazılır. Yapılan özetleme sonucunda, ön inceleme konusu her eylemle ilgili olarak ayrı ayrı soruşturma izni verilmesi yada verilmemesi şeklinde kanaat belirtilir. 4483 sayılı Kanunun 6’ncı maddesinin son fıkrasına göre “Ön inceleme birden çok kişi tarafından yapılmışsa, farklı görüşler raporda gerekçeleriyle ayrı ayrı belirtilir.”) .../.../2... Ön İnceleme Görevlisi Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun 303 2.5. MEMUR YARGILAMASI İLE İLGİLİ KAYNAKÇA • • • • • • • • • AKKAN Tahir Murat: 4483 Sayılı Kanuna Göre Memur Yargılanmasında İdari Süreç Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 2009. ARICA, M. Nadir: “Memur Suçlarının Soruşturulmasında Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkatten 4483 Sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun Uygulamasına Geçiş”, Maliye ve Sigorta Yorumları Dergisi, S: 314, Ankara, (15 Şubat 2000). ASLAN Onur Ender: “Memurların Yargılanması Hakkındaki Yeni Yasa Üzerine Düşünceler”, Amme İdare Dergisi, C:33, S:l, (Mart 2000). AYDIN M. Sabir: “Memurin Muhakematı Hakkında Kanun ve Kamu İktisadi Teşebbüsleri ve Memurları”, Türk Kamu-Sen Dergisi, C:l, S:8, (Haziran 1989). BİLGİCİ, Bedriye: “Avrupa Birliği İle Uyum Sürecinde Memur Yargılamasının Tarihsel Gelişimi”, Mali Kılavuz, Y: 2, S: 9, (Yaz 2000). CANDAN, Turgut: “İdari Yargı Kararlarının Uygulanması Bağlamında Memurin Muhakematı Hakkında Kanuna Bakış”, Yeni Türkiye Dergisi, Siyasette Yozlaşma Özel Sayısı II, Y:3, S: 14, Ankara, (Mart, Nisan 1997). ÇAĞATAY, Özcan: “Memurların Yargılanmasına İlişkin Sistemde Yapılması Gereken Değişiklikler (I)”, Belediye Dergisi, C:4, S:7, (Ocak 1998). ÇAĞATAY, Özcan: “Memurların Yargılanmasına İlişkin Sistemde Yapılması Gereken Değişiklikler (II)”, Belediye Dergisi, C:4, S:8, (Şubat 1998). ÇETİN, Erol: “Memurların Yargılanmasına İlişkin Yasa Yürürlükten Kaldırılmalıdır”, Mali Hukuk Dergisi, S:49, (Ocak-Şubat 1994). 304 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun • Çetin, EROL: “4483 Sayılı Yasaya Tabi olan ve Olmayan Suçlar”, İdarecinin Sesi, sayı 86 ( Mayıs-Haziran 2001), s.50-54. • ÇETİN, Erol: Ceza Hukukunda Memur ve Memur Suçları, Ankara, 2000. • ÇİFÇİ, Osman: “Memur Soruşturmaları Hakkında Bir Anket ve Düşündürdükleri”, Mali Hukuk Dergisi, S:35, (Eylül-Ekim 1991). • ÇİFÇİ, Osman: “Memurların Yargılanması”, Mali Hukuk Dergisi, S:22, (Temmuz-Ağustos 1989). • ÇİFTÇİ, Osman: Soruşturma Yöntemleriyle Birlikte Memur Suçları, Ankara, 1990. • DEVLET DENETİM ELEMANLARI DERNEĞİ: “4483 Sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanuna İlişkin DENETDE’nin Görüşü”, DENETİM, Y: 14, S: 103, (Ekim-Kasım-Aralık 1999). • DİNÇEL, Ejder: Memurların Yargılanması, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul, 1986 (Milli Kütüphane’de tetkik edilmiştir). • ERDEHA, Kamil: “Anayasa Açısından Memurin Muhakematı Kanunu”, Mülkiyeliler Birliği Dergisi, S:12,1968. • ERDOĞDU, Ahmet: “Memur Muhakematı Hakkındaki Kanununun Kaldırılması Özleminde Olanlar”, Türk İdare Dergisi, Y:34, S:281, (Mart-Nisan 1963). • ERDOĞDU, Ahmet: “Memur Yargılamaları”, Danıştay’ın 100. Yıl Özel Sayısı, Mülkiyeliler Birliği Dergisi, S:11, (Temmuz 1968). • ERDOĞDU, Ahmet: Danıştay’ın Memurların Yargılanması ile ilgili Görevleri, Yüzyıl Boyunca Danıştay 1868-1968, 2. Baskı, Ankara, 1986. Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun • • • • • • • • • • • 305 ERGUT, Eşref: Anayasa Mahkemesi Kararları Işığı Altında Memurin Muhakematı Hakkında Kanun Tatbikatının Eleştirilmesi, Danıştay Tasnif ve Yayın Bürosu Yayınları, No: l0, Ankara, 1971. ERGÜN Ali Namık, SELAM Ülgen Şekercioğlu: Kamu Görevlisi ve Yargılanma Yöntemi, Bayındırlık Bakanlığı Yayınları, Ankara, 2005. EROĞLU, İsmet: “MMHKM Anayasa’ya Aykırı Değil midir?”, İstanbul Barosu Dergisi, C:72, 8:4-5-6, 1998. ERTUĞRUL, Taylan: “Memurin Muhakemat Kanunu Üzerine Son Tirad”, İller ve Belediyeler Dergisi, S:651, (Ocak 2000). EVLİYAOĞLU, Erkal: “Örneklerle Açıklamalı Karşılaştırmalı ve İçtihatlı Memurlarla İlgili Suçlar”, Adalet Yayınevi, Ankara, 2001. GEREK, Şahnaz: Türk Hukuk Sisteminde Memurların Yargılanma Usulü, Master Tezi, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, 2000 (Milli Kütüphanede tetkik edilmiştir). GÖÇER, Haydar: “4483 Sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun”, Gümrük Dünyası, Ankara, (Ocak 2000). GÖKCAN Hasan Tahsin, ARTUÇ Mustafa: Kamu Görevlisi ve Özel Soruşturma Usulleri, Seçkin Yayınları, Ankara, 2008. GÜLTEKİN, Mahmut: “Memurların Yargılanması Kanununun Anayasaya Aykırılığı ve Gereğinin Kalmadığı Sorunu”, Adalet Dergisi, Y:55, S: 9-12, (Eylül-Aralık 1964). HOCAOĞLU, Şeref – KEPEKÇİ, İhsan, Memurin Muhakematı Hakkında Kanun, Gürsoy Basımevi, Ankara, 1962. İĞDELER, Serdar: 4483 Sayılı Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun, Türk İdareciler Derneği Yayınları, Ankara, 2006. 306 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun • KARACA, Süleyman: “Memurlar ve diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanuna Genel bir Bakış”, Kamu Yönetimi Dünyası Dergisi, Sayı 5, Ocak 2001 • KELEŞ, Mihrigül: “Memurin Muhakematı Hakkında Kanun Kaldırılmalıdır”, İzmir Barosu Dergisi, Y:61, S:l, (Ocak 1996). • KEYMAN, Selahattin: “Memurin Muhakematı Kanunu”, AÜHFM, 1962, C:19, S:l-4. • KIRMIZIGÜL, Hüsamettin: “Memurların Yargılanması Sistemine İlişkin Görüşler ve Öneriler”, Türk İdare Dergisi, C:69, S:417, Ankara, 1997. • KIRMIZIGÜL, Hüsamettin: Memurlar Hakkında Tahkikat ve Muhakematı Usulü, 2. Baskı, İstanbul, 1995. • KUBAT Ahmet Adil: “Memurin Muhakematı Kanunu ve Cumhuriyet Savcıları”, Ankara Barosu Dergisi, Y:54, 8:1997/1. • KUNTMAN, Osman: “Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkat Yürürlükte midir?”, İstanbul Barosu Dergisi, C:72, 8:4-5- 6,1998. • KUNTMAN, Osman: “Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkat Yürürlükte midir?”, İstanbul Barosu Dergisi, C:72, 8:4-5-6, 1998. • MALKOÇ, İsmail: “Açıklamalı Gerekçeli Memur Yargılaması” Malkoç Kitabevi, Ankara, 2006 • MALKOÇ, İsmail: Açıklamalı - Gerekçeli Memur Yargılaması, Ankara, 2000. • MALKOÇ, İsmail: GÜLER Mahmut, “Memurlar ve Suçlar” Adil Kitabevi, Ankara, 1998 • MUMCU, Uğur: “Türk Hukukunda Memurların Yargılanması”, Ankara Hukuk Fakültesi Dergisi, C:28, 8:1-4,1971. Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun • • • • • • • • • • 307 OKAN H. Hüsnü: “Memurin Muhakematı Hakkında Muvakkat Kanununun Anayasa Karşısındaki Durumu”, Adalet Dergisi, Y:69, S:5-6,1978. ÖZEK, Çetin: Türk Hukukunda Memurların Muhakemesi, İÜHFM’in, C: XXV, S:l-4, 1960 Sayısından Ayrı Bası, İsmail Akgün Matbaası, İstanbul, 1961. ÖZENSOY Talat Rasim: “Son Anayasa Mahkemesi Karan Karşısında Kamu Görevlilerinin Yargılanması ve Buna İlişkin Öneriler”, Türk İdare Dergisi, Y:65, S:400, (Eylül 1993). ÖZENSOY Talat Rasim: “Kamu Görevlilerinin Yargılanması Usulü ve Yeni Türk Ceza Kanunu Endeksi (gerekçeli, açıklamalı, uygulamalı)” Genişletilmiş ikinci baskı, İzden Yayıncılık, İzmir, 2006) ÖZTÜRK, Bahri: “Ceza Muhakemeleri Kanununu Değiştiren 3206 Sayılı Kanunun Memurların Muhakemesine Etkileri”, C:12, S:3, (Temmuz 1986). ÖZTÜRK, Bahri: “Görev Suçlarında Özel Soruşturma ve Yargılama Kurulları” Yeni Türkiye Dergisi, Siyasette Yozlaşma Özel Sayısı II, Y:3, S:14, (Mart-Nisan 1997). PINAR, İbrahim: 4483 Sayılı Kanuna göre Memurlar ve Diğer Kamu Görevlileri Hakkında Ceza Kovuşturması, Seçkin Yayınları, Ankara, 2009. PINAR, İbrahim: Açıklamalı 4483 Sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun, Seçkin Yayınevi, Ankara, 2000. SELÇUK, Sami: “Memur Yargılaması Bütünüyle Adli Yargıya Verilmeli”, Yeni Türkiye Dergisi, Siyasette Yozlaşma Özel Sayısı II, Y:3, S: 14, (Mart-Nisan 1997). SELÇUK, Sami: Memur Yargılaması Hakkında, TÜSİAD, Yayın No: TÜSİAD-T/97-209, İstanbul, Ocak 1997. 308 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun • SORGUÇ, Bahir: Memur Yargılama Yasası Açıklamalı ve Uygulamalı Adli Soruşturma, MEB Yayınlan, Öğretmen Kitapları Dizisi: 195, İstanbul, 1992. • ŞAHİN Faruk: “Memur Yargılama Sistemi Kaldırılıyor Mu?” Sayıştay Dergisi Sayı:48, Ocak-Mart 2003 • ŞAHİN, Faruk:” 4483 Sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Yasaya Göre Kim Memurdur Kim Değildir?”, Mali Kılavuz Dergisi, Yıl:6, Sayı:21, Ankara, 2003 • Şahin, FARUK: “4483 Sayılı Kanunun Boşlukları ve Yöneltilen Eleştiriler”,Yerel Yönetim ve Denetim Dergisi, Ağustos 2001,cilt 6,sayı 8,s 18 • ŞAN Abdullah Ayhan: “Özel Soruşturma Usulleri”, Adalet Bakanlığı Yayın İşleri Daire Başkanlığı, Nisan 2008, • TARHAN R. Bülent: “4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun, İlgili Mevzuat ve Kararlar”, Başbakanlık Müfettişleri Derneği Yayınları, No.1, Ankara, Ocak, 2006 • TARHAN R. Bülent: “Memur Yargılaması Üzerine” Güncel Hukuk Dergisi, Mart 2005 • TOPUZ, İbrahim: “Devlet Memurları ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun ve Uygulaması”, Yerel Yönetim ve Denetim Dergisi, C:5, S:6, (Haziran 2000). • TOPUZ, İbrahim: Açıklamalı-İçtihatlı Memur Yargılama Hukuku, Mahalli İdareler Derneği Yayını, Ankara, 2001. • TURAN, Yıldırım: “Memurin Muhakematı -Anayasa’ya Aykırılığın Mahkemelerce İleri Sürülmesi”, Argumentum, C:2, (Ağustos 1991). • TUTUM, Cahit: Türkiye’de Memur Güvenliği, TODAİE, Yayın No: 132, Ankara, 1972. Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun • • • • • • • • • 309 ÜNLÜ Ahmet Hamdi: “Memurların Yargılanmasına İlişkin Yasa Üzerine”, Yeni Türkiye Dergisi, Siyasette Yozlaşma Özel Sayısı II, Y:3, S:14, (Mart-Nisan 1997). ÜNLÜER, Yener: “Memurin Muhakematı Rejimimizin Özellikle Memurin Muhakematı Kanununun Anayasa Karşısındaki Durumu”, Türk İdare Dergisi, Y:36, S:299, (Mart-Nisan 1966). ÜRÜN, Hüseyin: “Memurin Muhakematı Hakkında Kanununun Gerekliliği ve Anayasa Mahkemesinin Bir Tümcesinin İptal Kararı, Türk İdare Dergisi, Y:66, S:403, (Haziran 1994,). VARDAR, Ahmet: “Memurin Muhakematı Kanunu Değişsin mi?”, İdarecinin Sesi Dergisi, C:XIII, S:73, Ankara, (Mart-Nisan 1999). YÜCE Turhan Tufan: “Memurin Muhakematı Kanunun Anayasaya Aykırılığı ve Anayasa Mahkemesi’nin Bu Konudaki Kararı Üzerine” Ankara Barosu Dergisi, Y: 1968, S:5. YÜCE Turhan Tufan: “Memurin Muhakematı Kanununun Anayasaya Aykırılığı ve Anayasa Mahkemesinin Bu Konudaki Kararı Üzerine”, Ankara Barosu Dergisi, C:25, S:5,1968. ZAFER, Hamide: “Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkat’ın Son Gelişmeler Işığında Değerlendirilmesi”, İstanbul Barosu Dergisi, C:72, S:4-5-6, 1998. ZEREN, Yıldırım: “Memurların Soruşturulması Anayasaya Aykırı Kanunlarla Yapılamaz” İstanbul Barosu Dergisi, C:72; S: 4-5-6. 1998. ZEYNELOĞLU Ahmet: “Memurin Muhakematı Hakkında Kanunun Anayasa’ya Aykırılık Derecesi”, Adalet Dergisi, Y:53, S:7-8, (Haziran-Temmuz 1962). 310 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun WEB SAYFALARI İĞDELER Serdar - SUNTAY Yusuf: 4483 Sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerin Yargılanması Hakkında İnceleme, Araştırma Raporu (27.12.1999) Erişim: http://www.mulkiyeteftis.gov.tr/ default_B0.aspx?content=165 “Savcılığın işleme koymama kararı 4483’e göre itiraza tabi“, Erişim: http://www.aydinbim.adalet.gov.tr/4483_kararları.htm ERDOĞAN, Meriç: 4483 Sayılı Yasanın Bazı Aksayan Yönleri, Erişim: http://www.aydinbim.adalet.gov.tr/MAKALELER/MER%C4 %B0%C3%87%20ERDO%C4%9EAN-4483%20say%C4%B1l%C4 %B1%20yasan%C4%B1n%20baz%C4%B1%20aksayan%20y%C3 %B6nleri-sunum%20metni.html Memurların Yargılanmasına İlişkin Yasada Değişiklik Öngören Yasaya Veto, (5 Temmuz 2001), Erişim: http://www.belgenet.com/ 2001/k4696_veto.html 4483 sayılı memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yargılanması hakkındaki kanunda soruşturmaya izin vermeye yetkili merciler sisteminin tartışılması, Erişim: http://www.belgeler.com/blg/pt5/4483-sayili-memurlar-vediger-kamu-gorevlilerinin-yargilanmasi-hakkindaki-kanundasorusturmaya-izin-vermeye-yetkili-merciler-sisteminin-tartisilmasithe-discussion-of-official-competent-system-that-is-authoritative-topermit-the-investigation-in-the-law-about-trials-of-officials-andother-civil-ser 3. DİĞER KANUNLARDAKİ ÖZEL YARGILAMA USULLERİ 3.1. GÖREVLERİNDEN DOLAYI ÖZEL SORUŞTURMA USULÜNE TABİ OLANLAR 3.1.1. Milletvekilleri T.C.Anayasası, Madde 83 Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, Meclis çalışmalarındaki oy ve sözlerinden, Mecliste ileri sürdükleri düşüncelerden, o oturumdaki Başkanlık Divanının teklifi üzerine Meclisce başka bir karar alınmadıkça bunları Meclis dışında tekrarlamak ve açığa vurmaktan sorumlu tutulamazlar. Seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen bir milletvekili, Meclisin kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamaz. Ağır cezayı gerektiren suçüstü hali ve seçimden önce soruşturmasına başlanılmış olmak kaydıyla Anayasanın 14 üncü maddesindeki durumlar bu hükmün dışındadır. Ancak, bu halde yetkili makam, durumu hemen ve doğrudan doğruya Türkiye Büyük Millet Meclisine bildirmek zorundadır. Türkiye Büyük Millet Meclisi üyesi hakkında, seçiminden önce veya sonra verilmiş bir ceza hükmünün yerine getirilmesi, üyelik sıfatının sona ermesine bırakılır; üyelik süresince zamanaşımı işlemez. Tekrar seçilen milletvekili hakkında soruşturma ve kovuşturma, Meclisin yeniden dokunulmazlığını kaldırmasına bağlıdır. Türkiye Büyük Millet Meclisindeki siyasî parti gruplarınca, yasama dokunulmazlığı ile ilgili görüşme yapılamaz ve karar alınamaz. 3.1.2. Başbakan ve Bakanlar T.C. Anayasası, Madde 100. – (Değişik: 3.10.2001-4709/31 md.) Başbakan veya bakanlar hakkında, Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının en az onda birinin vereceği önerge ile, soruş- 312 Diğer Kanunlardaki Özel Yargılama Usulleri turma açılması istenebilir. Meclis, bu istemi en geç bir ay içinde görüşür ve gizli oyla karara bağlar. Soruşturma açılmasına karar verilmesi halinde, Meclisteki siyasî partilerin, güçleri oranında komisyona verebilecekleri üye sayısının üç katı olarak gösterecekleri adaylar arasından her parti için ayrı ayrı ad çekme suretiyle kurulacak onbeş kişilik bir komisyon tarafından soruşturma yapılır. Komisyon, soruşturma sonucunu belirten raporunu iki ay içinde Meclise sunar. Soruşturmanın bu sürede bitirilememesi halinde, komisyona iki aylık yeni ve kesin bir süre verilir. (Ek cümle: 3.10.2001-4709/31 md.) Bu süre içinde raporun Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına teslimi zorunludur. (Değişik: 3.10.2001-4709/31 md.) Rapor Başkanlığa verildiği tarihten itibaren on gün içinde dağıtılır, dağıtımından itibaren on gün içinde görüşülür ve gerek görüldüğü takdirde ilgilinin Yüce Divana sevkine karar verilir. Yüce Divana sevk kararı ancak üye tamsayısının salt çoğunluğunun gizli oyuyla alınır. Meclisteki siyasî parti gruplarında, Meclis soruşturması ile ilgili görüşme yapılamaz ve karar alınamaz. 3.1.3. Üniversite Görevlileri 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanunu, Madde 53/c- Ceza soruşturması usulü: Yükseköğretim üst kuruluşları başkan ve üyeleri ile yükseköğretim kurumları yöneticilerinin, kadrolu ve sözleşmeli öğretim elemanlarının ve bu kuruluş ve kurumların 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi memurlarının görevleri dolayısıyla ya da görevlerini yaptıkları sırada işledikleri ileri sürülen suçlar hakkında aşağıdaki hükümler uygulanır: (1) ilk soruşturma Yükseköğretim Kurulu Başkanı için kendisinin katılmadığı, Milli Eğitim Bakanının başkanlığındaki bir toplantıda, Yükseköğretim Diğer Kanunlardaki Özel Yargılama Usulleri 313 Kurulu üyelerinden teşkil edilecek en az üç kişilik bir kurulca, diğerleri için, Yükseköğretim Kurulu Başkanınca veya diğer disiplin amirlerince doğrudan veya görevlendirecekleri uygun sayıda soruşturmacı tarafından yapılır. Öğretim elemanlarından soruşturmacı tayin edilmesi halinde, bunların, hakkında soruşturma yapılacak öğretim elemanının akademik ünvanına veya daha üst akademik ünvana sahip olmaları şarttır. (2) Son soruşturmanın açılıp açılmamasına; a-Yükseköğretim Kurulu Başkanı ve üyeleri ile Yükseköğretim Denetleme Kurulu Başkanı ve üyeleri hakkında Danıştayın 2 nci Dairesi, b-Üniversite rektörleri, rektör yardımcıları ile üst kuruluş genel sekreterleri hakkında, Yükseköğretim Kurulu üyelerinden teşkil edilecek üç kişilik kurul, c-Üniversite, fakülte, enstitü ve yüksekokul yönetim kurulu üyeleri, fakülte dekanları ve dekan yardımcıları, enstitü ve yüksekokul müdürleri ve yardımcıları ile üniversite genel sekreterleri hakkında, rektörün başkanlığında rektörce görevlendirilen rektör yardımcılarından oluşacak üç kişilik kurul, d-Öğretim elemanları, fakülte, enstitü ve yüksekokul sekreterleri hakkında üniversite yönetim kurulu üyeleri arasından oluşturulacak üç kişilik kurul, e-657 sayılı Devlet memurları Kanununa tabi memurlar hakkında, mahal itibariyle yetkili il idare kurulu, karar verir. f-Yükseköğretim Kurulu ile üniversite yönetim kurullarınca oluşturulacak kurullarda görevlendirilecek asıl ve yedek üyeler bir yıl için seçilirler-Süresi sona erenlerin tekrar seçilmeleri mümkündür. (3) Son soruşturmanın açılıp açılmamasına karar verecek kurullar üye tamsayısı ile toplanır. Kurullara ilk soruşturmayı yapmış olan üyeler ile haklarında karar verilecek üyeler katılamazlar. 314 Diğer Kanunlardaki Özel Yargılama Usulleri Noksanlar yedek üyelere tamamlanır. Diğer hususlarda bu Kanunun 61 nci maddesi hükümleri uygulanır. (4) Yükseköğretim Kurulu ve Yükseköğretim Denetleme Kurulu Başkan ve üyeleri hakkında Danıştayın 2 nci Dairesinde verilen lüzum-u muhakeme kararına itiraz ile men-i muhakeme kararlarının kendiliğinden incelenmesi Danıştayın İdari İşler Kuruluna aittir. Diğer kurullarca verilen lüzum-u muhakeme kararına ilgililerce yapılacak itiraz ile men-i muhakeme kararları kendiliğinden Danıştay 2 nci Dairesince incelenerek karara bağlanır. Lüzum-u muhakemesi kesinleşen Yükseköğretim Kurulu ve Yükseköğretim Denetleme Kurulu Başkan ve üyelerinin yargılanması Yargıtay ilgili ceza dairesine, temyiz incelemesi Ceza Genel Kuruluna, diğer görevlilerin yargılanmaları suçun işlendiği yer adliye mahkemelerine aittir. (5) Değişik statüdeki kişilerin birlikte suç işlemeleri halinde soruşturma usulü ve yetkili yargılama mercii görev itibariyle üst dereceliye göre tayin olunur. (6) Yükseköğretim Kurulu Başkanı ve rektörlerin 1609 sayılı Bazı Cürümlerden Dolayı Memurlar ve Şerikleri Hakkında Takip ve Muhakeme Usulüne Dair Kanun kapsamına giren suçlarından dolayı yapılacak ceza soruşturmasında yukarıda belirtilen ceza kovuşturması usulü tatbik edilir. Bunlar dışında kalan tüm görevliler için 1609 sayılı Bazı Cürümlerden Dolayı Memurlar ve Şerikleri Hakkında Takip ve Muhakeme Usulüne Dair Kanun hükümleri uygulanır. 1609 sayılı Bazı Cürümlerden Dolayı Memurlar ve Şerikleri Hakkında Takip ve Muhakeme Usulüne Dair Kanun kapsamına giren suçlarından dolayı kanuni kovuşturma için gereken izin, Yükseköğretim Kurulu üyeleri ile Yükseköğretim Denetleme Kurulu Başkan ve üyeleri ve bu kuruluşların memurları (Üniversitelerarası Kurul memurları dahil) hakkında Yükseköğretim Kurulu Başkanından, üniversite yöneticileri ve öğretim elemanları ile memurlar hakkında üniversite rektörlerinden alınır. Diğer Kanunlardaki Özel Yargılama Usulleri 315 (7) İdeolojik amaçlarda Anayasada yer alan temel hak ve hürriyetleri, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü veya dil, ırk, sınıf, din ve mezhep ayrılığına dayanılarak nitelikleri Anayasada belirtilen Cumhuriyeti ortadan kaldırmak maksadıyla işlenen suçlarla bunlara irtibatlı suçlar öğrenme ve öğretme hürriyetini doğrudan veya dolaylı olarak kısıtlayan, kurumların sükûn, huzur ve çalışma düzenini bozan, boykot, işgal, engelleme, bunları teşvik ve tahrik, anarşik ve ideolojik olaylara ilişkin suçlar ile ağır cezayı gerektiren suçüstü hallerinde, yukarıda yazılı usuller uygulanmaz; bu hallerde kovuşturmayı Cumhuriyet Savcısı doğrudan yapar. (8) Bu kanunda yer almamış hususlarda 4 Şubat 1329 tarihli Memurin Muhakematı Hakkında Kanun hükümleri uygulanır. 3.1.4. Kamu İktisadi Teşebbüsleri genel müdürleri ve yönetim kurulu üyeleri 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, Madde 11/d- (Değişik: 2/12/1999 - 4483/17 md.) Teşebbüs genel müdürü ve yönetim kurulu üyelerinin görevlerini icra sırasında işledikleri suçlardan dolayı yargılanmaları, ilgili bakanın iznine bağlı olup; bu konuda Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun hükümleri uygulanır. 3.1.5. Hakimler ve Savcılar 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu, Madde 82 Hakim ve savcıların görevden doğan veya görev sırasında işlenen suçları, sıfat ve görevleri gereğine uymayan tutum ve davranışları nedeniyle, haklarında inceleme ve soruşturma yapılması Adalet Bakanlığının iznine bağlıdır. Adalet Bakanı inceleme ve soruşturmayı, adalet müfettişleri veya hakkında soruşturma yapılacak olandan daha kıdemli hakim veya savcı eliyle yaptırılabilir. Soruşturma ile görevlendirilen hakim ve savcılar, adalet müfettişlerinin 101 inci maddedeki yetkilerini haizdirler. 316 Diğer Kanunlardaki Özel Yargılama Usulleri 3.1.6. Yüksek Mahkemelerin Başkan ve Üyeleri T.C. Anayasası Madde 148/3 Anayasa Mahkemesi Cumhurbaşkanını, Bakanlar Kurulu üyelerini, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Askerî Yargıtay, Askerî Yüksek İdare Mahkemesi Başkan ve üyelerini, Başsavcılarını, Cumhuriyet Başsavcıvekilini, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu ve Sayıştay Başkan ve üyelerini görevleriyle ilgili suçlardan dolayı Yüce Divan sıfatıyla yargılar. 3.1.6.1. 2797 sayılı Yargıtay Kanunu Madde 46 - Yargıtay Birinci Başkanı, birinci başkanvekilleri, daire başkanları, üyeleri, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıvekilinin görevleriyle ilgili veya kişisel suçlarından dolayı haklarında soruşturma yapılabilmesi Birinci Başkanlık Kurulunun kararına bağlıdır. Ancak, ağır cezayı gerektiren suçüstü hallerinin hazırlık ve ilk soruşturması genel hükümlere tabidir. Birinci Başkanlık Kurulu kendisine intikal eden veya ettirilen ihbar ve şikayetleri inceleyerek soruşturma açılmasını gerektirir nitelikte gördüğü takdirde, ilk soruşturma yapılması için ceza dairesi başkanlarından birini görevlendirir. Aksi takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verir. Bu karar kesindir. Soruşturma ile görevlendirilen başkan, soruşturmayı ikmal ettikten sonra evrakı Birinci Başkanlık Kuruluna gönderir. Soruşturmayı yapan ceza dairesi başkanı sorgu hakiminin yetkisini haiz olup Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun ilk soruşturmaya ait hükümlerini uygular. Vereceği tutuklama ve tutuklamanın kaldırılması veya kefaletle salıvermeye ait kararları Birinci Başkanlık Kurulunun onaması ile tekemmül eder. Birinci Başkanlık Kurulu, incelediği evrakı eksik bulursa soruşturmayı yapan başkana tamamlattırır. Son soruşturmanın açılmasına gerek görmediği takdirde evrakın işlemden kaldırılmasına, aksi Diğer Kanunlardaki Özel Yargılama Usulleri 317 halde son soruşturmanın açılmasına karar verir ve görevle ilgili suçlarda Anayasa Mahkemesine, kişisel suçlarda Yargıtay Ceza Genel Kuruluna tevdi olunmak üzere dosyayı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderir. Evrakın işlemden kaldırılmasına dair verilen kararlar kesindir. Sanık, Ceza Genel Kurulunca verilen kararın tefhim veya tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde yeniden incelenmesini isteyebilir. Haklarında inceleme ve soruşturma yapılacakların, inceleme ve soruşturma mercilerinin tayininde son görev ve sıfatları esas alınır. Sıkıyönetim Kanununda sözü edilen yetkili izin mercii, Yargıtay Büyük Genel Kuruludur. 3.1.6.2. 2575 sayılı Danıştay Kanunu Madde 76 - 1. Danıştay Başkanı, Başsavcı, başkanvekilleri, daire başkanları ve üyelerin görevlerinden doğan veya görevleri sırasında işlemiş bulundukları suçlardan dolayı, Danıştay Başkanının seçeceği bir daire başkanı ile iki üyeden oluşan bir kurul tarafından ilk soruşturma yapılır. 2. Danıştay Başkanı hakkında soruşturma, kendisinin katılmayacağı Başkanlık Kurulunca seçilecek bir daire başkanı ile iki üyeden oluşan bir kurul tarafından yürütülür. 3. Kurul, soruşturma sonunda düzenleyeceği fezlekeyi ve buna ilişkin evrakı Danıştay Başkanına, soruşturma Danıştay Başkanı hakkında ise fezlekeyi ve evrakı başkanvekiline verir. Bu husustaki dosya Danıştay Başkanı veya vekili tarafından gerekli karar verilmek üzere İdari İşler Kurulu Başkanlığına tevdi edilir. Bu kurulun vereceği kararlar sanığa ve varsa şikayetçiye tebliğ olunur. 4. Yargılamanın men’i kararı kendiliğinden ve son soruşturmanın açılmasına dair kararlar itiraz üzerine İdari İşler Kurulu Başkan ve üyelerinin katılmayacağı Danıştay Genel Kurulunda incelenir. 318 Diğer Kanunlardaki Özel Yargılama Usulleri 5. Danıştay Genel Kurulunun bu toplantılarında yeter sayı en az otuzbirdir. Toplantıda hazır bulunanlar çift sayıda ise en kıdemsiz üye toplantıya katılmaz. 3.1.6.3. 31.03.2011 tarihli 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun Başkan ve üyeler hakkında inceleme ve soruşturma Madde 16 - (1) Başkan ve üyelerin görevlerinden doğan veya görevleri sırasında işledikleri iddia edilen suçları, kişisel suçları ve disiplin eylemleri için soruşturma açılması Genel Kurulun kararına bağlıdır. Ancak, ağır ceza mahkemesinin görevine giren suçüstü hâllerinde, soruşturma genel hükümlere göre yürütülür. (2) Başkan, müstear adla yapılan veya yapıldığı anlaşılan imzasız, adressiz yahut belli bir olayı ve nedeni içermeyen, delilleri ve dayanakları gösterilmeyen ihbar ve şikâyetleri işleme koymaz. Ancak, bu ihbar ve şikâyetlerin somut delillere dayanması durumunda konu hakkında gerekli inceleme ve araştırma yapılır. (3) Başkan gereken hâllerde, işi Genel Kurula götürmeden önce üyelerden birine ön inceleme yaptırabilir. Soruşturma açılmasına yer olup olmadığının belirlenmesi için gerekli incelemeyi yapmak üzere görevlendirilen üye, incelemesini tamamladıktan sonra, durumu bir raporla Başkana bildirir. (4) Konu, Başkan tarafından gündeme alınarak Genel Kurulda görüşülür. Hakkında işlem yapılan üye görüşmeye katılamaz. Genel Kurulca, soruşturma açılmasına yer olmadığına karar verildiği takdirde, karar ilgili üye ile ihbar ve şikâyette bulunanlara tebliğ edilir. (5) Soruşturma açılmasına karar verildiği takdirde, Genel Kurul, üyeler arasından üç kişiyi Soruşturma Kurulunu oluşturmak üzere seçer. Kıdemli üye Soruşturma Kuruluna başkanlık eder. Soruşturma Kurulu, 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Cumhuriyet savcısına tanıdığı bütün yetkilere Diğer Kanunlardaki Özel Yargılama Usulleri 319 sahiptir. Kurulun soruşturma ile ilgili yapılmasını istediği işlemler, mahallinde yetkili adli makamlar tarafından derhâl yerine getirilir. (6) Ön inceleme yaptırılmasına, Soruşturma Kurulu üyelerinin seçilmesine, soruşturmanın yapılmasına ve gereken diğer kararların verilmesine dair esaslar İçtüzükle düzenlenir. (7) Başkanın yukarıda yazılı hâl ve hareketlerinin görülmesi veya öğrenilmesi hâlinde, Başkan tarafından yapılması gereken işlemler kıdemli başkanvekilince yürütülür. Adli soruşturma ve kovuşturma Madde 17 - (1) Ağır ceza mahkemesinin görevine giren kişisel suçlarla ilgili suçüstü hâli istisna olmak üzere, görevlerinden doğan veya görevleri sırasında işledikleri iddia edilen suçları ve kişisel suçları nedeniyle Başkan ve üyeler hakkında koruma tedbirlerine ancak bu madde hükümlerine göre karar verilebilir. (2) Ağır ceza mahkemesinin görevine giren kişisel suçlarla ilgili suçüstü hâllerinde soruşturma genel hükümlere göre yürütülür. İddianame hazırlanması hâlinde kovuşturma Yargıtay Ceza Genel Kurulunca yapılır. (3) Ağır ceza mahkemesinin görevine giren kişisel suçlarla ilgili suçüstü hâli dışındaki görevden doğan veya görev sırasında işlendiği iddia edilen suçlar ile kişisel suçlarda Soruşturma Kurulu, soruşturma sırasında 5271 sayılı Kanunda ve diğer kanunlarda yer alan koruma tedbirlerinin alınması talebinde bulunursa, Genel Kurulca bu konuda karar verilir. (4) Soruşturma Kurulu soruşturmayı tamamladıktan sonra kamu davasının açılmasına gerek görmezse kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verir. Kurul, kamu davası açılmasını gerekli görürse düzenleyeceği iddianameyi ve dosyayı görevleriyle ilgili suçlarda Yüce Divan sıfatıyla yargılama yapmak üzere Anayasa Mahkemesine, kişisel suçlarda ise Yargıtay Ceza Genel Kuruluna tevdi olunmak üzere Başkanlığa gönderir. Soruşturma Kurulunun vereceği kararlar şüpheliye ve varsa şikâyetçiye tebliğ olunur. 320 Diğer Kanunlardaki Özel Yargılama Usulleri 3.1.6.4. 1600 sayılı Askeri Yargıtay Kanunu Madde 37- Askeri Yargıtay Başsavcısı, İkinci Başkanı, daire başkanları ve üyelerinin görevle ilgili suçlarını her ne suretle olursa olsun haber alan Başkan, ilgililer hakkında soruşturma açılmasına lüzum olup olmadığına karar vermek üzere konuyu Genel Kurula intikal ettirir. Askeri Yargıtay Başkanının görevle ilgili suçlarına ait ihbar ve şikayetler Milli Savunma Bakanı tarafından Genel Kurula intikal ettirilir. Genel Kurul önce soruşturma açılmasına yer olup olmadığının belli edilmesi için bir veya üç kişiyi görevlendirir. Bu üye veya üyeler incelemelerini yaptıktan sonra kanaatlerini belirtmeksizin durumu bir raporla Başkanlığa bildirirler. Bu rapor üzerine Genel Kurulda yapılacak görüşme sonunda kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği takdirde, kararın bir örneği ilgiliye, bir örneği de varsa şikayette bulunana tebliğ olunmak üzere Başkanlığa sunulur. Bu karar kesindir. Soruşturma açılmasına karar verildiği takdirde Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanununa göre gerekli soruşturmayı yapmak üzere gizli oyla üç üye görevlendirilir. Bu kurula, üyelerden en kıdemlisi başkanlık eder. Kurul, askeri savcıların soruşturma yetkisine sahiptir. Soruşturma Kurulu, yaptığı soruşturma sonucunu bir raporla tespit ederek Genel Kurul Başkanına arz eder. Genel Kurul son soruşturmanın açılmasına karar verdiği takdirde soruşturma dosyası Askeri Yargıtay Başkanlığı tarafından Yüce Divana sunulmak üzere Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilir. İmzasız, adressiz veya takma adla yapılan ihbar ve şikayetler işleme konulmaz. Diğer Kanunlardaki Özel Yargılama Usulleri 321 3.1.6.5. 3/12/2010 tarih, 6085 sayılı Sayıştay Kanunu Sayıştay Başkanı, daire başkanları ve üyeler hakkında ceza kovuşturması Madde 66 - (1) Sayıştay Başkanı, daire başkanları ve üyelerden birinin görevleri sebebiyle işlediği iddia edilen bir suçtan dolayı Sayıştay Genel Kurulunca seçilecek üç daire başkanı ve iki üyeden kurulu bir heyet tarafından ön inceleme yapılarak hazırlanacak rapor ile sair evrak soruşturma izni verilmesine veya verilmemesine esas alınmak üzere Daireler Kuruluna verilir. Bu Kurulun soruşturma izni verilmemesine ilişkin kararı kendiliğinden ve soruşturma izni verilmesine ilişkin katılanların üçte iki çoğunluğu ile verilen karar, itiraz üzerine Genel Kurulca incelenir. İtiraz süresi kararın tebliği tarihinden itibaren onbeş gündür. Genel Kurulun soruşturma izni verilmemesine ilişkin kararı kesindir. Soruşturma izni verilmesine ilişkin karar katılanların üçte iki çoğunluğu ile alınır. (2) Soruşturma kurulunun seçimine ilgililer katılamaz. Soruşturma izni verilmesi veya verilmemesi kararına ilişkin görüşmelere soruşturma kurulu üyeleri ile ilgililer katılamaz. (3) Yukarıdaki fıkrada yazılı olanların görev sırasında, ancak ilgilinin görevi ile ilgisi bulunmayan şahsi bir suç işlemeleri halinde soruşturma izni verilmesine veya verilmemesine karar verilmesi işlemi bu maddede yazılı usuller dairesinde yürütülür. (4) Daireler Kurulu kararları şahsi davacılar varsa onlara da tebliğ olunur. (5) Soruşturma izni verilmesine ilişkin verilen kesin karar üzerine dosya Anayasa Mahkemesine tevdi olunur. (6) Bunların görevleri ile ilgisi bulunmayan şahsi bir suç işlemeleri halinde yapılacak kovuşturmada Yargıtay üyelerinin şahsi suçlarının kovuşturmasına ilişkin hükümler uygulanır. 322 Diğer Kanunlardaki Özel Yargılama Usulleri 3.1.7. Sayıştay Meslek Mensupları 3/12/2010 tarih 6085 sayılı Sayıştay Kanunu Sayıştay Başkanı, daire başkanları ve üyeler dışındaki meslek mensupları hakkında ceza kovuşturması Madde 69 - (1) Sayıştay Başkanı, daire başkanları ve üyeler dışındaki meslek mensuplarının görevleri sebebiyle bir suç işlediklerinin iddia edilmesi halinde Sayıştay Başkanı tarafından görevlendirilecek bir üyenin başkanlığında bir uzman denetçi ile bir başdenetçiden teşekkül eden bir kurul ön incelemeyi yaparak düzenleyeceği raporu Meslek Mensupları Yükseltme ve Disiplin Kuruluna verir. Bu Kurul soruşturma izni verilmesine veya verilmemesine karar verir. (2) Karar şüpheliye3 varsa şikayetçiye tebliğ edilir. İlgililerin, tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde karara itirazları halinde dosya bir defa da Yüksek Disiplin Kurulunda incelenir. Bu Kurulca da soruşturma izni verilmesine karar verilirse dosya Yargıtaya tevdi olunur. Kurulca verilen kararlar ilgililere tebliğ edilir. Yargılama Yargıtayın görevli ceza dairesinde yapılır. (3) Bunların kişisel suçları hakkında, soruşturma ve kovuşturma yetkisi Ankara Cumhuriyet Başsavcısı ve Ağır Ceza Mahkemesine, grup başkanlığı kurulan illerde ise; grup başkanlığının kurulduğu ilin Cumhuriyet başsavcısı ve ağır ceza mahkemesine aittir. Sayıştay Başkanı, daire başkanları ve üyeler dışındaki meslek mensuplarının görevden uzaklaştırılması Madde 71 - (1) Sayıştay Başkanı, daire başkanları ve üyeler dışındaki meslek mensuplarının görevlerine, bu Kanunda yazılı 3 CMK 2/1/a’ya göre; şüpheli sıfatı ancak Cumhuriyet Savcısı tarafından yürütülen soruşturma sırasında söz konusu olabilir. Bu nedenle, kanaatimce, madde metninde kullanılan ‘şüpheli’ sıfatı yanlıştır. Diğer Kanunlardaki Özel Yargılama Usulleri 323 haller dışında son verilemez, aylık ve diğer hakları ellerinden alınamaz. Bunlar, meslek mensupları için tesis edilmiş sınıflardan başka bir sınıftaki görevde çalıştırılamazlar. (2) Ancak memuriyetten çıkarılmayı gerektiren bir suçtan dolayı kesin hüküm giymiş olanların görevleri kendiliğinden sona erer. Sağlık bakımından görevlerini yerine getiremeyecek durumda oldukları tam teşekküllü resmi hastane sağlık kurulu raporuyla anlaşılanların da görevine Meslek Mensupları Yükseltme ve Disiplin Kurulu kararı ve Sayıştay Başkanının onayıyla son verilir. (3) Sayıştay Başkanı, daire başkanları ve üyeler dışındaki meslek mensuplarından haklarında disiplin veya ceza kovuşturması yapılmasına karar verilen ve görevi başında kalmasında soruşturmanın veya hizmetin gereği bakımından sakınca görülenler, Meslek Mensupları Yükseltme ve Disiplin Kurulu kararıyla geçici bir süre için Sayıştay Başkanı tarafından görevden uzaklaştırılabilir. (4) Görevden uzaklaştırma ile tekrar işe başlatma ve bunlarla ilgili diğer hususlar hakkında 657 sayılı Kanunun görevden uzaklaştırma ile ilgili hükümleri uygulanır. 3.1.8. Avukatlar 1136 sayılı Avukatlık Kanunu, Madde 58- (Değişik :23/1/20085728/331 md.) Avukatların avukatlık veya Türkiye Barolar Birliği ya da baroların organlarındaki görevlerinden doğan veya görev sırasında işledikleri suçlardan dolayı haklarında soruşturma, Adalet Bakanlığının vereceği izin üzerine, suçun işlendiği yer Cumhuriyet savcısı tarafından yapılır. Avukat yazıhaneleri ve konutları ancak mahkeme kararı ile ve kararda belirtilen olayla ilgili olarak Cumhuriyet savcısı denetiminde ve baro temsilcisinin katılımı ile aranabilir. Ağır ceza mahkemesinin görev alanına giren bir suçtan dolayı suçüstü hali dışında avukatın üzeri aranamaz. 324 Diğer Kanunlardaki Özel Yargılama Usulleri Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ile Ceza Muhakemesi Kanununun duruşmanın inzibatına ilişkin hükümleri saklıdır. Şu kadar ki, bu hükümlere göre avukatlar tutuklanamayacağı gibi, haklarında disiplin hapsi veya para cezası da verilemez. 3.1.9. Noterler 1512 sayılı Noterlik Kanunu, Madde 124 Adalet Bakanlığı, bir noter hakkında soruşturma yapılmasını gerektiren hallerde, soruşturmayı adalet müfettişlerine veya Cumhuriyet savcılarına yaptırır. Adalet müfettişliği ve Cumhuriyet savcılıklarına herhangi bir şikayet yapılır veya bu merciler, noterin yolsuz bir işleminden haberdar olurlarsa, derhal gerekli soruşturmayı yaparak düzenliyecekleri evrakı Bakanlığa gönderirler. 122 nci maddenin 3 üncü fıkrası soruşturma halinde de uygulanır. Adalet Bakanlığı, yukarıki fıkralar gereğince düzenlenen soruşturma evrakının suç niteliğinde olmayıp disiplin kovuşturmasını gerektiren eylemlerle ilgili kısımlarının bir örneği, Türkiye Noterler Birliği Disiplin Kuruluna intikal ettirir. 3.1.10. Türk Silahlı Kuvvetleri Mensupları T.C. Anayasası madde 145 – (Değişik: 7/5/2010-5982/15 md.) Askerî yargı, askerî mahkemeler ve disiplin mahkemeleri tarafından yürütülür. Bu mahkemeler; asker kişiler tarafından işlenen askerî suçlar ile bunların asker kişiler aleyhine veya askerlik hizmet ve görevleriyle ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidir. Devletin güvenliğine, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlara ait davalar her halde adliye mahkemelerinde görülür. Diğer Kanunlardaki Özel Yargılama Usulleri 325 Savaş hali haricinde, asker olmayan kişiler askerî mahkemelerde yargılanamaz. Askerî mahkemelerin savaş halinde hangi suçlar ve hangi kişiler bakımından yetkili oldukları; kuruluşları ve gerektiğinde bu mahkemelerde adlî yargı hâkim ve savcılarının görevlendirilmeleri kanunla düzenlenir. Askerî yargı organlarının kuruluşu, işleyişi, askerî hâkimlerin özlük işleri, askerî savcılık görevlerini yapan askerî hâkimlerin görevli bulundukları komutanlıkla ilişkileri, mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre kanunla düzenlenir. Madde 148- (Ek fıkra: 7/5/2010-5982/18 md.) Genelkurmay Başkanı, Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanları ile Jandarma Genel Komutanı da görevleriyle ilgili suçlardan dolayı Yüce Divanda yargılanırlar. 353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun, Madde 10 – (Değişik: 8/6/1972 - 1596/1 md.) Bu Kanunun uygulanmasında aşağıda yazılı olanlar asker kişi sayılırlar: A) (Değişik: 29/6/2006 – 5530/2 md.) Muvazzaf askerler; subaylar, astsubaylar, askerî öğrenciler, uzman jandarmalar, uzman erbaşlar, erbaş ve erler, B) Yedek askerler (Askeri hizmette bulundukları sürece), C) Milli Savunma Bakanlığı veya Türk Silahlı Kuvvetleri kadro ve kuruluşlarında çalışan sivil personel, D) Askeri işyerlerinde çalışan ve İş Kanununa tabi bulunan işçiler, E) Rızası ile Türk Silahlı Kuvvetlerine katılanlar, Madde 15 – General ve amirallerin askeri mahkemelere tabi suçlarından dolayı yargılanmaları Genelkurmay Başkanlığı nezdinde kurulan askeri mahkemede yapılır. 326 Diğer Kanunlardaki Özel Yargılama Usulleri Madde 95- (Değişik: 29/6/2006-5530/29 md.) Cumhuriyet savcılıklarına veya zabıta makam ve memurlarına yapılacak askerî yargıya tâbi suç ihbar ve şikâyetleri şüphelinin amiri olan makama gönderilir. Askerî birlik komutanı veya askerî kurum amiri maiyetinden birinin kendisine ihbar veya şikâyet olunan veyahut diğer suretle öğrendiği, askerî mahkemelerin görev alanına giren suçları hakkında şüphelinin kimliğini, isnat olunan suçu ve bu suçun delillerini gösterir bir vak’a raporu düzenler ve adlî yönden bağlı bulunduğu askerî mahkemenin teşkilâtında kurulduğu kıt’a komutanı veya askerî kurum amirine gönderir. Teşkilâtında askerî mahkeme kurulan kıt’a komutanı veya askerî kurum amiri, suç evrakını inceledikten sonra askerî savcıya gönderir ve şüphelinin tutuklanmasını isterse bu husustaki istemini de bildirir. Ağır ceza mahkemesinin görevine giren suçlar veya gecikmesinde sakınca umulan hallerde askerî savcılar derhal soruşturmaya başlarlar. Zorunluluk halinde bu soruşturma bir disiplin subayı tarafından da yapılabilir. Bu hallerde durum derhal yetkili askerî mahkemenin teşkilâtında kurulduğu komutan veya askerî kurum amirine bildirilir. Cumhuriyet savcıları, zabıta makam ve memurları ve askerî amirler askerî savcının işe el koymasına kadar eylemin sübut vasıtalarının ve delillerinin kaybolmasını önleyecek, gecikmesinde sakınca umulan tedbirleri alırlar. 3.1.11. Milli İstihbarat Teşkilatı Mensupları 2937 Sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri Ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu Madde 26 – MİT mensuplarının görevlerini yerine getirirken, görevin niteliğinden doğan veya görevin ifası sırasında işledikleri Diğer Kanunlardaki Özel Yargılama Usulleri 327 iddia olunan suçlardan ötürü haklarında cezai takibat yapılması Başbakanın iznine bağlıdır. 3.1.12. Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu Mensupları 4 72 sayılı Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, Madde 381. Başkan ve üyelerin görevlerinden doğan veya görevleri sırasında işlemiş bulundukları suçlardan dolayı ilk soruşturma Başbakanın görevlendireceği bir soruşturmacı veya soruşturmacılar tarafından yapılır. Düzenlenen fezleke Danıştay’a gönderilir. 2. Birinci fıkra dışında kalan Denetleme Kurul personelinin görevlerinden doğan veya görevleri sırasında işlemiş bulundukları suçlardan dolayı ilk soruşturma Kurul Başkanının görevlendireceği soruşturmacı tarafından yapılır. 3.1.13. T.C. Merkez Bankası 1211 sayılı Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanunu, Madde 68/II-b/altıncı alt bent (Değişik: 23/1/2008-5728/341 md.) Bu fıkrada tanımlanan suçlar ve Kanunda belirtilen görevlerin yerine getirilmesi sırasındaki fiilleri dolayısıyla Banka personeli hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılması Banka Meclisinin; atama ve seçim suretiyle görev yapan diğer mensuplar hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılması ise Başbakanın Cumhuriyet başsavcılığına yazılı başvuruda bulunmasına bağlıdır. 4 6085 sayılı Sayıştay Kanununun geçici 4. maddesi uyarınca BYDK’nin personeli, araç, gereç ve her türlü taşınır ve taşınmaz malları ve bütçesi Sayıştaya devredildiğinden BYDK başkan, üye ve denetçileri hakkında da Sayıştay meslek mensuplarına uygulanan hükümler uygulanacaktır. 328 Diğer Kanunlardaki Özel Yargılama Usulleri 3.1.14. Sosyal Güvenlik Kurumu çalışanları 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu, Madde 28/6Yönetim Kurulu üyeleri ile Kurum personeli, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun uygulanmasında kamu görevlisi sayılır ve 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun, 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu ve 6245 sayılı Harcırah Kanunu hükümlerine tâbidir. 3.1.15. Türkiye ve Ortadoğu Amme İdaresi Enstitüsü mensupları 7163 sayılı Türkiye ve Ortadoğu Amme İdaresi Enstitüsü Teşkilat Kanunu, Madde 27 Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitü mensuplarının Enstitüdeki görevleri dolayısıyla veya görevlerini yapma sırasında işledikleri suçlar üzerine, Memurin Muhakemat Kanununun gerektirdiği ilk tahkikat, Umum Müdürün gereğine göre tayin edeceği bir veya iki muhakkik tarafından yapılır. Umum Müdür hakkında yapılacak tahkikat muhakkiklerini Başvekil tayin eder. Tahkikat evrakı ve fezleke, Başvekil tarafından Devlet Şurasına gönderilir. Maznun hakkında muhakemenin lüzumuna, Devlet Şurasının ilgili dairesince karar verilir. Bu kararlara karşı, ilgililer veya Başvekil tarafından yapılacak itirazlar Devlet Şurası Umumi Heyetinde incelenerek nihai karara bağlanır. 3.1.16. Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğü personeli 320 sayılı Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş Ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, Madde 44/1 İdare personeli hakkında bu Kanun Hükmünde Kararname ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkat hükümleri uygulanır. Diğer Kanunlardaki Özel Yargılama Usulleri 329 3.1.17. İSKİ Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyeleri 2560 Sayılı İstanbul Su Ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş Ve Görevleri Hakkında Kanun, Ek Madde 3- (Ek: 7/2/1983 - KHK 56/12 md.; Aynen kabul: 23/5/1984-3009/13 md.) İSKİ Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu üyeleri hakkında görevlerinden doğan ve görevlerini yaparken işledikleri suçlardan dolayı soruşturma ve kovuşturma, Devlet memurlarının tabi oldukları Kanun hükümlerine göre yapılır. 3.1.18. Düzenleyici ve Denetleyici Kurumlar (Üst Kurullar) Personeline İlişkin Soruşturma ve Yargılama usulleri 3.1.18.1. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu 15/2/2011 tarihli 6112 sayılı Radyo Ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun madde 39/6 Üst Kurul üyelerinin görevleriyle bağlantılı olarak işledikleri iddia edilen suçlara ilişkin soruşturmalar 2/12/1999 tarihli ve 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanuna göre yapılır ve bunlar hakkında soruşturma izni Başbakan veya görevlendireceği bakan tarafından verilir. 19/10/2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 104 üncü maddesinin üçüncü ve dördüncü fıkraları Üst Kurul üyeleri hakkında da uygulanır. 3.1.18.2. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu 2813 sayılı Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun Kuruluşuna Dair Kanun, Madde 5- (Değişik onuncu fıkra: 5/11/2008-5809/67 md.) (Ek hüküm: 5/11/2008-5809/67 md.) Soruşturma izni, Başkan ve üyeler için ilişkili bakan, personel için Başkan tarafından verilir. Kurul üyeleri ile Kurum personelinin cezai ve hukuki sorumluluğuna ilişkin olarak, 19/10/2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 104 üncü maddesi hükümleri uygulanır. 330 Diğer Kanunlardaki Özel Yargılama Usulleri 3.1.18.3. Sermaye Piyasası Kurulu 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu, madde 25/1/b- (Değişik; 13/2/2011-6111/153 md.) Bu konudaki soruşturma izni, Kurul Başkanı ve üyeleri için ilgili Bakan, personeli için Başkan tarafından verilir. Kurul Başkan ve üyeleri ile Kurul personelinin cezai ve hukuki sorumluluğuna ilişkin olarak, 19/10/2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 104 üncü maddesi hükümleri uygulanır. (Maddenin ikinci fıkrası, 13/2/2011 tarihli, 6111 sayılı Kanunun 153’ncü maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır.) 3.1.18.4. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu 5411 Sayılı Bankacılık Kanunu, Madde 104- Kurul Başkan ve üyeleri ile Kurum personelinin görevleriyle bağlantılı olarak işledikleri iddia edilen suçlara ilişkin soruşturmalar, Kurul Başkan ve üyeleri için ilişkili Bakanın, Kurum personeli için ise Başkanın izin vermesi kaydıyla genel hükümlere göre yapılır. Kurul üyeleri ile Kurum personelinin iştirak hâlinde işledikleri iddia edilen suçlara ilişkin soruşturmalarda Kurum personeli hakkında soruşturma izni verme yetkisi ilişkili Bakana aittir. Kurul Başkan ve üyeleri ile Kurum personeli hakkında görevleriyle bağlantılı olarak işledikleri iddia edilen suçlardan dolayı soruşturma izni verilmesi için, bu kişilerin kendilerine veya üçüncü kişilere çıkar sağlamak veya Kuruma ya da üçüncü kişilere zarar vermek kastıyla hareket ederek bu işlemler sonucunda kendilerine veya üçüncü kişilere çıkar sağlamış olmaları hususunda açık ve yeterli emarelerin olması gerekir. Soruşturma izni verilmesi hâlinde bu durum ilgililere tebliğ olunur. Soruşturmaya izin verilmesine ya da verilmemesine dair kararlar aleyhine, tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içerisinde Danıştay nezdinde itiraz yoluna başvurulabilir. Diğer Kanunlardaki Özel Yargılama Usulleri 331 İzin verilmiş olsa dahi, itiraz süresi geçene kadar veya Danıştaya yapılan itiraz sonucunda hüküm tesis olunana kadar soruşturma başlatılamaz. Kurul Başkan ve üyeleri ile Kurum personelinin, görevden ayrılmış olsalar dahi, görevleriyle bağlantılı olarak işledikleri iddia edilen suçlardan dolayı başlatılan soruşturma ve kovuşturmalar, ilgili üye veya personelin talebi hâlinde, bunlarla vekâlet akdi yapmak suretiyle görevlendirilecek bir avukat tarafından takip edilir. Söz konusu davalara ilişkin dava giderleri ve Türkiye Barolar Birliğince açıklanan asgarî ücret tarifesinde belirlenen avukatlık ücretinin onbeş katını aşmamak üzere avukatlık ücreti, Kurum bütçesinden karşılanır. Kurul Başkan ve üyeleri ile Kurum personeli aleyhine, Kurulun veya Kurumun bu Kanunda yazılı görevlere ilişkin karar, eylem ve işlemleri sebebiyle, gerek görevlerinin ifası sırasında gerek görevden ayrılmalarından sonra, açılmış veya açılacak her türlü tazminat ve alacak davası, Kurum aleyhine açılmış sayılır. Bu davalarda husumet Kuruma yöneltilir. Avukatlık ücreti ve dava giderine ilişkin bu maddenin üçüncü fıkrası hükmü bu hukuk davaları için de aynen geçerlidir. Yargılama sonucunda Kurum aleyhine karar verilmesi ve kararın kesinleşmesi nedeniyle Kurumun ödeme yapması hâlinde, Kurum bu meblağı, ilgililerinden talep eder. Kurumun, yaptığı ödemeleri ilgililerinden talep edebilmesi için, bu kişiler hakkında kusurlu olduklarına ilişkin mahkeme kararının kesinleşmesi gerekir. 3.1.18.5. Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu 4646 sayılı Doğal Gaz Piyasası Kanunu (Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılması Ve Doğal Gaz Piyasası Hakkında Kanun) Madde 3- Bu Kanunun uygulanmasında; 4) Kurum : Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunu, 332 Diğer Kanunlardaki Özel Yargılama Usulleri Madde 12/d- (Değişik: 9/7/2008-5784/19 md.) Kurumun para, evrak ve her çeşit malları Devlet malı hükmündedir. Görevleri ile ilgili olarak suç işleyen Kurul Başkanı ve üyeleri ile Kurum personeli kamu görevlileri gibi cezalandırılır. Kurul üyeleri ve personeline karşı işlenen suçlar kamu görevlilerine karşı işlenmiş sayılır. Görevleri ile ilgili olarak suç işleyen Kurul Başkanı ve üyeleri ile Kurum personeli hakkında soruşturma ve kovuşturmalar 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanuna göre yapılır. 3.1.18.6. Kamu İhale Kurumu 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu, Madde 53/e- (Değişik üçüncü ve dördüncü cümle: 20/11/20085812/20 md.) Kurul üyeleri ve Kurum personeli, görevleri nedeniyle işledikleri ve kendilerine karşı işlenen suçlar bakımından Devlet memuru sayılırlar. Kurul üyeleri ile Kurum personelinin cezai ve hukuki sorumluluğuna ilişkin olarak 19/10/2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 104 üncü maddesi hükümleri uygulanır. 3.1.18.7. Rekabet Kurumu 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun Madde 60- (Değişik: 23/1/2008-5728/475 md.) Kurumun para, evrak ve her çeşit malları Devlet malı hükmündedir. Görevleri ile ilgili olarak suç işleyen Kurul başkan ve üyeleri ile personeli ceza sorumluluğu bakımından kamu görevlisi sayılır. Kurul başkan ve üyeleri ile personeline karşı görevlerinden dolayı işlenen suçlar kamu görevlisine karşı işlenmiş sayılır. Bu kişiler hakkında görevleriyle bağlantılı olarak işledikleri suçlardan dolayı 2/12/1999 tarihli ve 4483 sayılı Kanun hükümleri uygulanmaz. Diğer Kanunlardaki Özel Yargılama Usulleri 333 3.1.18.8. Tütün ve Tütün Mamulleri ve Alkollü İçkiler Piyasası Düzenleme Kurumu5 4733 sayılı Tütün Ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu Teşkilat Ve Görevleri Hakkında Kanun Madde 3/Son- Kurul üyeleri, Kurulun para, para hükmündeki evrak, senet ve diğer mevcutlarına karşı işledikleri suçlar ile bilanço, tutanak, rapor ve benzeri her türlü belge ve defterler üzerinde işledikleri suçlardan dolayı memur sayılırlar. Kurul üyelerinin, görevlerini yaptıkları sırada öğrendikleri gizli bilgileri açıklamaları halinde, haklarında 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 229 uncu maddesi hükmü uygulanır ve Kuruldaki görevlerine son verilir. Bu kişiler Kurul üyeliğine tekrar seçilemezler. 3.1.18.9. Tasarruf Mevduat Sigorta Fonu 5411 sayılı Bankacılık Kanunu Madde 127- Fon Kurulu Başkanı ve üyeleri ile Fon personelinin, görevleriyle bağlantılı olarak işledikleri iddia edilen suçlara ilişkin soruşturmalar, Fon Kurulu üyeleri için ilişkili Bakanın, Fon personeli için ise Fon Kurulu Başkanının izin vermesi kaydıyla genel hükümlere göre yapılır. Fon Kurulu üyeleri ile Fon personelinin iştirak hâlinde işledikleri iddia edilen suçlara ilişkin soruşturmalarda Fon personeli hakkında soruşturma izni verme yetkisi ilişkili Bakana aittir. Fon Kurulu üyeleri ve Fon personeli hakkında görevleriyle bağlantılı olarak işledikleri iddia edilen suçlardan dolayı soruşturma izni verilmesi için, bu kişilerin kendilerine veya üçüncü kişilere çıkar sağlamak veya Fona ya da üçüncü kişilere zarar vermek kastıyla 5 4733 sayılı Kanunda Kurum personelinin suçlarıyla ilgili soruşturma ve yargılama usulünü düzenleyen açık bir hüküm bulunmadığından CMK’nin genel hükümlerine tabi oldukları kabul edilmektedir. 334 Diğer Kanunlardaki Özel Yargılama Usulleri hareket ederek bu işlemler sonucunda kendilerine veya üçüncü kişilere çıkar sağlamış olmaları hususunda açık ve yeterli emarelerin olması gerekir. Soruşturma izni verilmesi hâlinde bu durum ilgililere tebliğ olunur. Soruşturmaya izin verilmesine ya da verilmemesine dair kararlar aleyhine, tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içerisinde Danıştay nezdinde itiraz yoluna başvurulabilir. İzin verilmiş olsa dahi, itiraz süresi geçene kadar veya Danıştaya yapılan itiraz sonucunda hüküm tesis olunana kadar soruşturma başlatılamaz. Fon Kurulu üyeleri ile Fon personelinin, görevden ayrılmış olsalar dahi, görevleriyle bağlantılı olarak işledikleri iddia edilen suçlardan dolayı başlatılan soruşturma ve kovuşturmalar, ilgili üye veya personelin talebi hâlinde, bunlarla vekâlet akdi yapmak suretiyle görevlendirilecek bir avukat tarafından takip edilir. Söz konusu davalara ilişkin dava giderleri ve Türkiye Barolar Birliğince açıklanan asgarî ücret tarifesinde belirlenen avukatlık ücretinin on beş katını aşmamak üzere avukatlık ücreti, Fon bütçesinden karşılanır. Fon Kurulu üyeleri ile Fon personeli aleyhine, Fon Kurulunun veya Fonun bu Kanunda yazılı görevlere ilişkin karar, eylem ve işlemleri sebebiyle, gerek görevlerinin ifası sırasında gerek görevden ayrılmalarından sonra, açılmış veya açılacak her türlü tazminat ve alacak davası, Fon aleyhine açılmış sayılır ve bu davalarda husumet Fona yöneltilir. Avukatlık ücreti ve dava masraflarına ilişkin yukarıdaki fıkra hükmü işbu hukuk davaları için de aynen geçerlidir. Yargılama sonucunda Fon aleyhine karar verilmesi ve kararın kesinleşmesi nedeniyle Fonun ödeme yapması hâlinde, Fon bu meblağı, ilgililerinden talep eder. Fonun, yaptığı ödemeleri ilgililerinden talep edebilmesi için, bu kişiler hakkında kusurlu olduklarına ilişkin mahkeme kararının kesinleşmesi gerekir. Mülga 3182 sayılı Bankalar Kanununun 64 ve 65 inci maddeleri ile bu Kanunla yürürlükten kaldırılan 4389 sayılı Bankalar Kanununun 14 üncü maddesi ve bu Kanunun 71 inci maddesi uyarınca işlem yapılan bankalarla ilgili olarak Bakan, Kurul veya Fon Kurulu Diğer Kanunlardaki Özel Yargılama Usulleri 335 tarafından atanan yönetim kurulu ve denetleme kurulu üyeleri aleyhine görevlerinin ifası sebebiyle açılmış bulunan davalar da atamayı yapan ilgili mercii olan Kurum veya Fon aleyhine açılmış sayılır ve bu davalarda da husumet ilgili kuruma yöneltilir. Yargılama sonucunda ilgili kurum aleyhine karar verilmesi ve kararın kesinleşmesi nedeniyle, ödeme yapılması hâlinde, ilgili kurum bu meblağı, ilgililerinden talep eder. İlgili kurumun, yaptığı ödemeleri ilgililerinden talep edebilmesi için, bu kişiler hakkında kusurlu olduklarına ilişkin mahkeme kararının kesinleşmesi gerekir. Fon tarafından bu Kanunun 134 üncü maddesi hükümlerine ve/veya bu Kanunla yürürlükten kaldırılan 4389 sayılı Bankalar Kanununun 15 inci maddesinin (7) numaralı fıkrasının (a) bendine istinaden atanan yönetim ve denetim kurulu üyeleri ile müdürler kurulu üyeleri ve tasfiye memurları ve/veya yönetim ve denetimi veya hisseleri Fona intikal eden bankaların iştiraklerinde bu bankaları temsilen görev yapan yönetim ve denetim kurulu üyeleri, müdürler kurulu üyeleri ve/veya hisseleri Fona devredilen iştiraklerde Fonu temsilen görev yapan yönetim, denetim kurulu üyeleri, müdürler kurulu üyeleri, iflas ve tasfiye memurları aleyhine görevlerinin ifası sebebiyle açılan ve açılacak her türlü tazminat ve alacak davaları ile şahsi sorumluluk davaları Fon aleyhine açılır. Fonun ödeyeceği tazminatı ilgililere rücu işlemlerinde bu maddenin dördüncü fıkrasındaki usûl ve esaslar uygulanır. Bu şekilde atanan ve/veya görev yapan yöneticilere, atandıkları ve/veya görev yaptıkları şirketlerin doğmuş veya doğacak kamu borçları ile Sosyal Sigortalar Kurumu borçlarının ve her türlü işçi alacakları ile söz konusu şirketlerin tâbi olduğu ilgili diğer mevzuattan kaynaklanan borçlarının ödenmemiş olması nedeniyle şahsi sorumluluk yüklenemez. Fon Kurulu başkan ve üyeleri ile Fon tarafından atanan ve/veya görev yapan yukarıdaki fıkrada sayılan yöneticilerin, şirketlerin sermayesini kaybetmesinden ve/veya borca batık olmasından dolayı mahkemeye bildirimde bulunma yükümlülükleri yoktur. Bildirimde 336 Diğer Kanunlardaki Özel Yargılama Usulleri bulunmamaktan dolayı bu şahıslar hakkında 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 179, 277 ve devamı maddeleri ile 345/a maddeleri hükümleri uygulanmaz; 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 341 inci maddesi uyarınca şahsi sorumluluk davası açılamaz. Yönetim ve denetimi Fon tarafından devir alınmamış şirketlere Fon tarafından atanan yönetim ve denetim kurulu üyeleri ile müdürler, ortaklar genel kurulunca görevden alınamayacağı gibi, ibra edilmeyerek haklarında görev yaptıkları dönem veya dönemler dışında şahsi sorumluluk davası açılamaz. 3.1.18.10. Şeker Kurumu6 4634 sayılı Şeker Kanunu Madde 9/2- (Değişik ikinci fıkra: 23/1/2008 – 5728/489 md.) Kurulun para, evrak ve her çeşit malları devlet malı hükmündedir. Kurulun başkan ve üyeleri ile diğer personeli görevleriyle bağlantılı olarak işledikleri suçlar ile bunlara karşı işlenen suçlardan dolayı sorumluluk bağlamında Türk Ceza Kanununun uygulamasında kamu görevlisi sayılırlar. 3.2. SUÇUN NİTELİĞİNDEN DOĞAN ÖZEL SORUŞTURMA USULLERİ7 3.2.1. Türk Ceza Kanundaki Bazı Suçlara İlişkin Soruşturma Usulü (CMK Madde 250, 251) 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu Madde 250 – (1) Türk Ceza Kanununda yer alan; 6 7 4634 sayılı Kanunda soruşturma ve yargılama yöntemine ilişkin özel bir düzenleme yapılmamıştır. Dolayısıyla faaliyetlerini genel idare esaslarına göre yürütmeyen kurum personelinin CMK’nin genel hükümlerine tabi olduğu açıktır. Fail, memur veya kamu görevlisi ve işlenen suç görevle bağlantılı da olsa aşağıdaki kanun hükümlerinin ihlali halinde anılan kanunlardaki soruşturma ve yargılama usulleri uygulanır. Diğer Kanunlardaki Özel Yargılama Usulleri 337 a) Örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçu, b) Haksız ekonomik çıkar sağlamak amacıyla kurulmuş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde cebir ve tehdit uygulanarak işlenen suçlar, c) İkinci Kitap Dördüncü Kısmın Dört, Beş, Altı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlar (305, 318, 319, 323, 324, 325 ve 332 nci maddeler hariç), Dolayısıyla açılan davalar; Adalet Bakanlığının teklifi üzerine Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca yargı çevresi birden çok ili kapsayacak şekilde belirlenecek illerde görevlendirilecek ağır ceza mahkemelerinde görülür. (2) Gelen iş durumu göz önünde bulundurularak birinci fıkrada belirtilen suçlara bakmakla görevli olmak üzere, aynı yerde birden fazla ağır ceza mahkemesi kurulmasına, Adalet Bakanlığının teklifi üzerine Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca karar verilir. Bu hâlde, mahkemeler numaralandırılır. Bu mahkemelerin başkan ve üyeleri adlî yargı adalet komisyonunca, bu mahkemelerden başka mahkemelerde veya işlerde görevlendirilemez. (3) Birinci fıkrada belirtilen suçları işleyenler sıfat ve memuriyetleri ne olursa olsun bu Kanunla görevlendirilmiş ağır ceza mahkemelerinde yargılanır. Anayasa Mahkemesi ve Yargıtayın yargılayacağı kişilere ilişkin hükümler ile savaş ve sıkıyönetim hâli dahil askerî mahkemelerin görevlerine ilişkin hükümler saklıdır. Soruşturma Madde 251 – (1) 250 nci madde kapsamına giren suçlarda soruşturma, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca bu suçların soruşturma ve kovuşturmasında görevlendirilen Cumhuriyet savcılarınca bizzat yapılır. Bu suçlar görev sırasında veya görevden dolayı işlenmiş olsa bile Cumhuriyet savcılarınca doğrudan soruşturma yapılır. Cumhuriyet savcıları, Cumhuriyet Başsavcılığınca 338 Diğer Kanunlardaki Özel Yargılama Usulleri 250 nci madde kapsamındaki suçlarla ilgili davalara bakan ağır ceza mahkemelerinden başka mahkemelerde veya işlerde görevlendirilemez. (2) 250 nci madde kapsamına giren suçların soruşturması ve kovuşturması sırasında Cumhuriyet savcıları, hâkim tarafından verilmesi gerekli kararları, varsa Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca bu işlerle görevlendirilen ağır ceza mahkemesi üyesinden, aksi halde yetkili adlî yargı hâkimlerinden isteyebilirler. (3) Soruşturmanın gerekli kıldığı hâllerde suç mahalli ile delillerin bulunduğu yerlere gidilerek soruşturma yapılabilir. Suç, ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yer dışında işlenmiş ise Cumhuriyet savcısı, suçun işlendiği yer Cumhuriyet savcısından soruşturmanın yapılmasını isteyebilir. (4) Suç askerî bir mahalde işlenmiş ise, Cumhuriyet savcısı ilgili askerî savcılıktan soruşturmanın yapılmasını isteyebilir. Üçüncü fıkraya göre soruşturma yapmak üzere görevlendirilen Cumhuriyet savcıları ile askerî savcılıklar, bu soruşturmayı öncelikle ve ivedilikle yaparlar. (5) 250 nci madde kapsamına giren suçlarda, yakalananlar için 91 inci maddenin birinci fıkrasındaki yirmidört saatlik süre kırksekiz saat olarak uygulanır. Anayasanın 120 nci maddesi gereğince olağanüstü hâl ilân edilen bölgelerde yakalanan kişiler hakkında 91 inci maddenin üçüncü fıkrasında dört gün olarak belirlenen süre, Cumhuriyet savcısının talebi ve hâkim kararıyla yedi güne kadar uzatılabilir. Hâkim, karar vermeden önce yakalanan veya tutuklanan kişiyi dinler. (6) 250 nci madde kapsamına giren suçlarla ilgili soruşturma ve kovuşturmalarda kolluk; soruşturma ve kovuşturma sebebiyle şüpheli veya sanığı, tanığı, bilirkişiyi ve suçtan zarar gören şahsı, ağır ceza mahkemesi veya başkanının, Cumhuriyet savcısının, mahkeme naibinin veya istinabe olunan hâkimin emirleriyle belirtilen gün, saat ve yerde hazır bulundurmaya mecburdur. Diğer Kanunlardaki Özel Yargılama Usulleri 339 (7) 250 nci maddede belirtilen suçlar nedeniyle Cumhuriyet savcıları, soruşturmanın gerekli kılması halinde geçici olarak, bu mahkemelerin yargı çevresi içindeki genel ve özel bütçeli idarelere, kamu iktisadi teşebbüslerine, il özel idarelerine ve belediyelere ait bina, araç, gereç ve personelden yararlanmak için istemde bulunabilirler. (8) Türk Silahlı Kuvvetleri kıt’a, karargâh ve kurumlarından istemde bulunulması hâlinde istem, yetkili amirlikçe değerlendirilerek yerine getirilebilir. 3.2.2. Kamu görevlilerinin adliye ile ilgili görev veya işlerde kötüye kullanma veya ihmal fiilleri Ceza Muhakemesi Kanunu Madde 161/5- Kanun tarafından kendilerine verilen veya kanun dairesinde kendilerinden istenen adliye ile ilgili görev veya işlerde kötüye kullanma veya ihmalleri görülen kamu görevlileri ile Cumhuriyet savcılarının sözlü veya yazılı istem ve emirlerini yapmakta kötüye kullanma veya ihmalleri görülen kolluk âmir ve memurları hakkında Cumhuriyet savcılarınca doğrudan doğruya soruşturma yapılır. Vali ve kaymakamlar hakkında 2.12.1999 tarihli ve 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun hükümleri, en üst dereceli kolluk amirleri hakkında ise, hâkimlerin görevlerinden dolayı tâbi oldukları yargılama usulü uygulanır. 3.2.3. Kamu görevlilerinin Cumhuriyet Savcısı, hakim veya mahkemenin bilgi taleplerini yerine getirmemesi veya geciktirmesi fiilleri Ceza Muhakemesi Kanunu Madde 332- (1) Suçların soruşturma ve kovuşturması sırasında Cumhuriyet savcısı, hâkim veya mahkeme tarafından yazılı olarak 340 Diğer Kanunlardaki Özel Yargılama Usulleri istenilen bilgilere on gün içinde cevap verilmesi zorunludur. Eğer bu süre içinde istenen bilgilerin verilmesi imkânsız ise, sebebi ve en geç hangi tarihte cevap verilebileceği aynı süre içinde bildirilir. (2) Bilgi istenen yazıda yukarıdaki fıkra hükmü ile buna aykırı hareket etmenin Türk Ceza Kanununun 257 nci maddesine aykırılık oluşturabileceği yazılır. Bu durumda haklarında kamu davasının açılması, izin veya karar alınmasına bağlı bulunan kişiler hakkında, yasama dokunulmazlığı saklı kalmak üzere, doğrudan soruşturma yapılır. 3.2.4. Bankacılık Kanununa Tabi Suçlar 5411 sayılı Bankacılık Kanunu Madde 162- Bu Kanunda belirtilen suçlara ilişkin soruşturma ve kovuşturma yapılması, Kurum veya Fon tarafından Cumhuriyet başsavcılığına yazılı başvuruda bulunulmasına bağlıdır. Bu başvuru muhakeme şartı niteliğindedir. Ancak, 160 ıncı maddenin üçüncü fıkrasında belirtilen suçtan dolayı soruşturma ve kovuşturmalar Kurumun veya Fonun yazılı bildirimi üzerine veya gecikilmesinde sakınca görülen hallerde re’sen Cumhuriyet savcılarınca yapılır ve Kurum ve Fon haberdar edilir. Bu fıkra uyarınca yapılan soruşturmalar neticesinde açılan kamu davalarında, Kurumun veya Fonun başvuruda bulunması hâlinde, bunlar başvuru tarihinde müdahil sıfatını kazanırlar. İtibarın zedelenmesi, sırların açıklanması ve zimmet suçlarından dolayı ilgililerin dava hakkı ile 4.12.2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu hükümleri saklıdır. 3.2.5. T.C. Merkez Bankası Kanununda yazılı bazı suçlar T.C. Merkez Bankası Kanunu Madde 68 – (Değişik: 23/1/2008-5728/341 md.) I- Bu Kanunun; Diğer Kanunlardaki Özel Yargılama Usulleri 341 a) 4 üncü maddesinin dördüncü fıkrasında ve açık piyasa işlemleri ile ilgili 52 nci maddesinde verilen yetkiler çerçevesinde Banka tarafından yapılan düzenlemelere uymayan; 40 ıncı maddesinin (II) numaralı fıkrası uyarınca zorunlu karşılık ve umumi disponibilite için tespit edilen oranları süresi içinde tesis etmeyen veya eksik tesis eden bankaların ve diğer malî kurum ve kuruluşların görevli ve ilgilileri hakkında ikiyüz günden dörtyüz güne kadar adlî para cezasına, b) (Değişik ibare: 13/2/2011-6111/161 md.) “43 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında belirtilen bilgi ve belgeleri vermeyen veya gerçeğe aykırı bilgi ve belge veren” ya da 4 üncü maddesinin dördüncü fıkrasında öngörülen denetimin yapılmasını engelleyen bankaların ve diğer malî kurum ve kuruluşların görevli ve ilgilileri hakkında bir yıldan üç yıla kadar hapis ve dörtyüz günden sekizyüz güne kadar adlî para cezasına, hükmolunur. Bu fıkrada tanımlanan suçlar dolayısıyla soruşturma ve kovuşturma yapılması, Bankanın başvurusu üzerine ya da görüşü alınarak Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından Cumhuriyet başsavcılığına yazılı başvuruda bulunulmasına bağlıdır. Bu durumda Bankacılık Kanununun 162 nci maddesi hükümleri uygulanır. (…) III- a) Bankanın itibarını kırabilecek veya şöhretine ya da servetine zarar verebilecek bir hususa kasten sebep olan ya da bu yolda asılsız haber yayanlar ve yayınlayanlar için bir yıldan iki yıla kadar hapis ve yüz günden az olmamak üzere adlî para cezasına hükmolunur. b) Bu Kanunun 43 üncü maddesinin dördüncü fıkrasındaki bilgi ve belgeleri belirlenen usul ve esaslar içerisinde doğru olarak vermeyen gerçek kişiler ve tüzel kişilerin sorumluları hakkında otuz günden altmış güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. 342 Diğer Kanunlardaki Özel Yargılama Usulleri Bu fıkrada tanımlanan suçlar dolayısıyla soruşturma ve kovuşturma yapılması, Başkanlığın Cumhuriyet başsavcılığına yazılı başvuruda bulunmasına bağlıdır. 3.2.6. Sermaye Piyasası Suçları 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu Madde 49- (Değişik: 23/1/2008-5728/374 md.) 47 nci madde kapsamına giren suçlardan dolayı soruşturma yapılması, Kurul tarafından Cumhuriyet savcılığına yazılı başvuruda bulunulmasına bağlıdır. Bu başvuru ile Kurul aynı zamanda katılan sıfatını kazanır. Bu Kanuna aykırı fiillerin işlendiğine dair bilgi edinen Cumhuriyet savcıları, Kurulu haberdar ederek durumun incelenmesini isteyebilirler. Cumhuriyet savcıları kovuşturmaya yer olmadığına karar verirlerse, Kurul kendisine tebliğ edilecek bu kararlara karşı Ceza Muhakemesi Kanununa göre itiraza yetkilidir. 3.2.7. Vergi Suçları 213 sayılı Vergi Usul Kanunu Madde 367- (Değişik : 23/1/2008-5728/280 md.) Yaptıkları inceleme sırasında 359 uncu maddede yazılı suçların işlendiğini tespit eden maliye müfettişleri, hesap uzmanları ile bunların yardımcıları ve gelirler kontrolörleri ile stajyer gelirler kontrolörleri tarafından doğrudan doğruya ve vergi incelemesine yetkili olan diğer memurlar tarafından ilgili vergi dairesinin bağlı bulunduğu vergi dairesi başkanlığının veya defterdarlığın mütalaasıyla, keyfiyetin Cumhuriyet başsavcılığına bildirilmesi mecburidir. 359 uncu maddede yazılı suçların işlendiğine sair suretlerle ıttıla hasıl eden Cumhuriyet başsavcılığı hemen ilgili vergi dairesini haberdar ederek inceleme yapılmasını talep eder. Diğer Kanunlardaki Özel Yargılama Usulleri 343 Kamu davasının açılması, inceleme neticesinin Cumhuriyet başsavcılığına bildirilmesine talik olunur. 359 uncu maddede yazılı suçlardan dolayı cezaya hükmedilmesi, vergi ziyaı cezası veya usulsüzlük cezalarının ayrıca uygulanmasına engel teşkil etmez. Ceza mahkemesi kararları, bu Kanunun dördüncü kitabının ikinci kısmında yazılı vergi cezalarını uygulayacak makam ve mercilerin işlem ve kararlarına etkili olmadığı gibi, bu makam ve mercilerce verilecek kararlar da ceza hâkimini bağlamaz. 3.2.8. Atatürk Aleyhinde İşlenen Suçlar 5816 sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun Madde 3- Bu kanunda yazılı suçlardan dolayı Cumhuriyet savcılıklarınca re’sen takibat yapılır. 3.2.9. Seçim Suçları 298 Sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun Madde 174- (Değişik: 23/1/2008-5728/314 md.) Bu Kanunda yazılı suçlardan birini işleyenler veya bu Kanunun uygulanmasına taalluk edip de genel hükümlere göre cezalandırılmaları gerekenlerin sıfat ve memuriyetleri ne olursa olsun haklarında umumi hükümler dairesinde soruşturma ve kovuşturma yapılır. Valiler hakkındaki soruşturma Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı veya Cumhuriyet Başsavcıvekili; kovuşturma ise Yargıtayın ilgili ceza dairesi tarafından umumi hükümlere göre yapılır. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı soruşturmayı Yargıtay Cumhuriyet savcılarına da yaptırabilir. Ancak, kamu davasını açmak veya kovuşturmaya yer olmadığına dair karar vermek yetkisi Cumhuriyet Başsavcısına aittir. 344 Diğer Kanunlardaki Özel Yargılama Usulleri Soruşturma sırasında Başsavcı tarafından istenilen yakalama emri, tutuklama, tahliye, elkoyma ve aramaya Yargıtay ilgili ceza dairesi başkanı tarafından karar verilir. Bu kararlara karşı yapılan itirazları ise, numara itibariyle izleyen ceza dairesi inceler. Son numaralı daire başkanının kararı söz konusu ise, itirazları inceleme yetkisi Birinci Ceza Dairesine aittir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı tarafından verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yapılan itirazı, soruşturma konusu suçun en ağırına bakmakla görevli ceza dairesini numara itibariyle izleyen ceza dairesi başkanı inceler. Soruşturma konusu suç, son numaralı ceza dairesinin görevine giriyorsa, itirazı inceleme yetkisi Birinci Ceza Dairesi Başkanına aittir. Kaymakamlar hakkında soruşturma yapmaya ve kamu davası açmaya il Cumhuriyet başsavcısı veya başsavcı vekili ve kovuşturma yapmaya il ağır ceza mahkemesi yetkilidir. Hâkimler ve Savcılar Kanunu hükümleri mahfuzdur. İlgili kimseler ve siyasi partiler, Ceza Muhakemesi Kanunu gereğince kamu davasına katılabilirler. 4. MAL BİLDİRİMİNDE BULUNULMASI, RÜŞVET VE YOLSUZLUKLA MÜCADELE MEVZUATI VE KARAR ÖRNEKLERİ 4.1. ANAYASAL DÜZENLEME Mal bildirimi Madde 71. – Kamu hizmetine girenlerin mal bildiriminde bulunmaları ve bu bildirimlerin tekrarlanma süreleri kanunla düzenlenir. Yasama ve yürütme organlarında görev alanlar, bundan istisna edilemez. 4.2. MAL BİLDİRİMİNDE BULUNULMASI RÜŞVET VE YOLSUZLUKLARLA MÜCADELE KANUNU 8 Kanun Numarası Kabul Tarihi Yayımlandığı R.Gazete Yayımlandığı Düstur : 3628 : 19.4.1990 : Tarih : 4.5.1990 Sayı: 20508 : Tertip : 5 Cilt : 29 Sayfa : 95 BİRİNCİ BÖLÜM Genel Hükümler Amaç Madde 1 – Bu Kanunun amacı, rüşvet ve yolsuzluklarla mücadele cümlesinden olarak; bu Kanunda sayılanların mal bildiriminde bulunmalarını, bildirimlerin yenilenmesini, mal edilmelerin denetimiyle, haksız mal edinme veya gerçeğe aykırı bildirimde bulunma halinde uygulanacak hükümleri, bu Kanunda belirlenen suçlarla 8 3628 Sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması ve Rüşvet ve Yolsuzlukla Mücadele Kanunu da suçun niteliğinden doğan özel soruşturma usulü içermekteyse de, önemi ve mal bildirim sistemiyle ilgili hükümler içermesi nedeniyle ayrı bir bölüm altına alınmıştır. 346 Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yol. Müc. Mev. ve Karar Örnekleri bazı suçlardan dolayı kamu görevlileri ve suç ortakları hakkında takip ve muhakeme usulünü düzenlemektir. Mal bildiriminde bulunacaklar Madde 2 – a) Her tür seçimle iş başına gelen kamu görevlileri ve dışardan atanan Bakanlar Kurulu üyeleri, (Muhtarlar ve ihtiyar heyeti üyeleri hariç) b) Noterler, c) Türk Hava Kurumunun genel yönetim ve merkez denetleme kurulu üyeleri ile genel merkez teşkilatında ve Türk Kuşu Genel Müdürlüğünde, Türkiye Kızılay Derneğinin merkez kurullarında ve Genel Müdürlük teşkilatında görev alanlar ve bunların şube başkanları, d) Genel ve katma bütçeli daireler, il özel idareleri, belediyeler ve bunlara bağlı kuruluş veya alt kuruluşlarda, kamu iktisadi teşebbüsleri (İktisadi devlet teşekkülleri ve kamu iktisadi kuruluşları) ile bunlara bağlı müessese, bağlı ortaklık ve işletmelerde, özel kanunlarla veya özel kanunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulan ve kamu hizmeti gören kurum ve kuruluşlar ile bunların alt kuruluşlarında veya komisyonlarında aylık, ücret ve ödenek almak suretiyle kamu hizmeti gören memurları, işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri ile yönetim ve denetim kurulu üyeleri, e) (Mülga: 24/6/1995 - KHK - 557/21 md.) f) Siyasi parti genel başkanları, vakıfların idare organlarında görev alanlar, kooperatiflerin ve birliklerinin başkanları, yönetim kurulun üyeleri ve genel müdürleri, yeminli mali müşavirler, kamu yararına sayılan dernek yönetici ve deneticileri, g) Gazete sahibi gerçek kişiler ile, gazete sahibi şirketlerin yönetim ve denetim kurulu üyeleri, sorumlu müdürleri, başyazarları ve fıkra yazarları, Mal bildiriminde bulunmak zorundadırlar. Özel Kanunlarına göre mal bildiriminde bulunmak zorunda olanlar da bu Kanun hükümlerine tabidir. Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yol. Müc. Mev. ve Karar Örnekleri 347 Hediye Madde 3 – Yukarıdaki maddede sayılan kamu görevlileri, milletlerarası protokol, mücadele veya nezaket kaideleri uyarınca veya diğer herhangi bir sebeple, yabancı devletlerden, milletlerarası kuruluşlardan, sair milletlerarası hukuk tüzelkişiliklerinden, Türk uyruğunda olmayan herhangi bir özel veya tüzelkişi veya kuruluştan; aldıkları tarihteki değeri on aylık net asgari ücret toplamını aşan hediye veya hibe niteliğindeki eşyayı aldıkları tarihten itibaren bir ay içinde kendi kurumlarına teslim etmek zorundadırlar. Ancak, yabancı devlet adamları ve milletlerarası kuruluş temsilcileri tarafından verilen imzalı hatıra fotoğraflarının çerçeveleri bu madde hükümlerine dahil değildir. Hediyelerin bedellerinin tespiti çıkarılacak yönetmeliğe göre Maliye ve Gümrük Bakanlığınca yapılır. Haksız mal edinme 9 Madde 4 – Kanuna veya genel ahlaka uygun olarak sağlandığı ispat edilmeyen mallar veya ilgilinin sosyal yaşantısı bakımından geliriyle uygun olduğu kabul edilemeyecek harcamalar şeklinde ortaya çıkan artışlar, bu Kanunun uygulanmasında haksız mal edinme sayılır. İKİNCİ BÖLÜM Mal Bildirimleri Bildirimlerin konusu Madde 5 – Bu Kanun kapsamına giren görevlilerin kendilerine, eşlerine ve velayetleri altındaki çocuklarına ait bulunan taşınmaz malları ile görevliye yapılan aylık net ödemenin, ödeme yapılmayan görevlilerin ise, 1 inci derece Devlet Memurlarına yapılan aylık net ödemenin beş katından fazla tutarındaki her biri için ayrı olmak üzere, para, hisse senetleri ve tahviller ile altın, mücevher ve diğer 9 Bkz. BM Yolsuzlukla Mücadele Sözleşmesi md.20 348 Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yol. Müc. Mev. ve Karar Örnekleri taşınır malları, hakları, alacakları ve gelirleriyle bunların kaynakları, borçları ve sebepleri mal bildiriminin konusunu teşkil eder. Bildirimin zamanı Madde 6 – Mal Bildirimlerinin; a) Bu Kanun kapsamındaki göreve atanmada, göreve giriş için gerekli belgelerle, b) Bakanlar Kurulu üyeliğine atanmalarda, atamayı izleyen bir ay içinde, c) Seçimle gelinen görevlerde seçimin kesinleşmesi tarihini izleyen iki ay içinde, d) Mal varlığında önemli bir değişiklik olduğunda bir ay içinde, e) Yönetim ve denetim kurulu üyelikleri ile komisyon üyeliklerine seçim ve atamalarda göreve başlama tarihini izleyen bir ay içinde, f) Görevin sona ermesi halinde, ayrılma tarihini izleyen bir ay içinde, g) Gazete sahibi gerçek kişiler ile, gazete sahibi şirketlerin yönetim ve denetim kurulu üyeleri faaliyete geçme tarihini, sorumlu müdürleri, başyazarları ve fıkra yazarları bu işe veya görevlerine başlama tarihini izleyen bir ay içinde, verilmesi zorunludur. (a) Bendinde yazılı bildirim verilmedikçe göreve atama yapılamaz. Bildirimin yenilenmesi Madde 7 – Bu Kanun kapsamındaki görevlere devam edenler, sonu (0) ve (5) ile biten yılların en geç şubat ayı sonuna kadar bildirimlerini yenilerler.Yeni bildirimler yetkili merci tarafından daha önceki bildirimler ile karşılaştırılırlar. Bildirimlerin verileceği merciler Madde 8 – Bildirimlerin verileceği merciler şunlardır: a) Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Bakanlar Kurulu Üyeleri için Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı, Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yol. Müc. Mev. ve Karar Örnekleri 349 b) Kamu kurum ve kuruluşlarında görevli personel için özlük işleriyle ilgili sicil ve belge raporlarının bulunduğu makam veya merci, c) Kurum, teşebbüs, teşekkül ve kuruluşların Genel Müdürleri, yönetim ve denetim kurulu için ilgili Bakanlık, d) Yüksek mahkemelerin daire başkan ve üyeleri için mahkemenin başkanı, e) Noterler için Adalet Bakanlığı, f) Diğer kurum ve kuruluşların memur ve hizmetlileri için atamaya yetkili makam veya merci, g) Türk Hava Kurumu ile Türkiye Kızılay Derneğinde görev alanlar için kurum ve dernek genel başkanlığı, h) (Mülga: 24/6/1995 - KHK - 557/21 md.) i) Görevlerinden ayrılanlar için bu görevlerinde iken bildirimlerinin vermeleri gereken makam veya merci, j) Siyasi parti genel başkanları için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, k) Kooperatifler ve birliklerin başkanları, yönetim kurulu üyeleri ve genel müdürleri için kooperatiflerin ve birliklerin denetimlerinin yapıldığı kuruluşlar, l) Yeminli mali müşavirler için Maliye ve Gümrük Bakanlığı, m) Türk Hava Kurumunun, Türkiye Kızılay Derneğinin ve Kamu yararına sayılan derneklerin genel yönetim ve merkez denetleme kurulu üyeleri için İçişleri Bakanlığı, bunların şube başkanları için bulundukları İl Valilikleri, n) İl Genel Meclisi Üyeleri için Valiler, Belediye Meclis Üyeleri için Belediye Başkanları, Belediye Başkanları için İçişleri Bakanlığı, o) Mal bildirimi verecek son merciler için, kendi kuruluşlarının özlük işleri ile ilgili makam veya merci, p) Gazete sahibi gerçek kişiler ile, gazete sahibi şirketlerin yönetim ve denetim kurulu üyeleri, sorumlu müdürleri, başyazarları ve fıkra yazarları bulundukları yer en büyük mülki amirliği, 350 Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yol. Müc. Mev. ve Karar Örnekleri r) Vakıfların idare organlarında görev alanlar için Vakıflar Genel Müdürlüğü, Görevleri sebebiyle birden fazla mal bildiriminde bulunması gerekenler asli görevlerinden dolayı bir tek mal bildiriminde bulunurlar. Bildirimlerin gizliliği Madde 9 – Mal bildirimleri, özel kanunlardaki hükümler saklı kalmak kaydıyla bildirimde bulunanın özel dosyasında saklanır. Bildirimlerin içeriği hakkında, 20 nci madde hükmü dışında hiçbir şekilde açıklama yapılamaz ve bilgi verilemez. Ayrıca mal bildirimlerindeki bilgiler ve kayıtlar esas alınarak içeriği hakkında yayında bulunulamaz. (Ek fıkra: 25/5/2004-5176/8 md.) Ancak, Kamu Görevlileri Etik Kurulu mal bildirimlerini gerektiğinde inceleme yetkisine sahiptir. Mal bildirimlerindeki bilgilerin doğruluğunun kontrolü amacıyla ilgili kişi ve kuruluşlar (bankalar ve özel finans kurumları dahil) talep edilen bilgileri en geç otuz gün içinde Kurula vermekle yükümlüdürler. ÜÇÜNCÜ BÖLÜM Ceza Hükümleri Madde 10 – 6 ncı maddede belirtilen sürelerde mal bildiriminde bulunmayana bildirimlerin verileceği mercilerce ihtarda bulunulur. İhtarın kendisine tebliğinden itibaren otuz gün içinde mazeretsiz olarak bildirimde bulunmayana üç aya kadar hapis cezası verilir. Soruşturma ile ilgili olarak verilen süre zarfında mal bildiriminde bulunmayana üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir. Gerçeğe aykırı açıklama Madde 11 – Mal bildiriminin muhtevası hakkında 9 uncu maddeye aykırı davranan üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu fiilin basın yoluyla işlenmesi halinde verilecek ceza yarı oranında artırılır. Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yol. Müc. Mev. ve Karar Örnekleri 351 Gerçeğe aykırı bildirimde bulunma Madde 12 – Kanunen daha ağır bir cezayı gerektirmediği takdirde gerçeğe aykırı bildirimde bulunana altı aydan üç yıla kadar hapis cezası verilir. Haksız mal edinme, mal kaçırma veya gizleme Madde 13 – Kanunun daha ağır bir cezayı gerektirmediği takdirde haksız mal edinene üç yıldan beş yıla kadar hapis ve beş milyon liradan on milyon liraya kadar ağır para cezası verilir. Haksız edinilen malı kaçıran veya gizleyene de aynı ceza verilir. Zoralım Madde 14 – Haksız edinilmiş olan malların zoralımına hükmolunur. Bu malların elde edilememesi veya bir malın tümünün haksız mal edinme konusu teşkil etmemesi sebepleri ile zoralımın mümkün olmadığı hallerde haksız edinilen değere eşit bedelinin hazineye ödenmesine karar verilir. Bu bedel, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun Hükümlerine göre tahsil olunur. Kamu hizmetlerinden yasaklanma Madde 15 – Bu Kanunun 11 ve 12 nci maddeler hükümleri ile cezalandırılanlara ceza süresi kadar; 13 üncü madde hükmüne göre cezalandırılanlara müebbeten kamu hizmetlerinden yasaklanma cezası hükmolunur. Tecil, paraya çevirme ve ön ödeme yasağı Madde 16 – Bu bölümde yazılı olan cezalar 10 uncu maddenin birinci fıkrası hariç tesil edilemez, şahsi hürriyeti bağlayıcı olanlar para veya tedbire çevrilemez, failleri hakkında Türk Ceza Kanununun 119 uncu maddesi hükümleri uygulanamaz. DÖRDÜNCÜ BÖLÜM Bu Kanunda Yazılı Suçlar ile Bazı Suçlardan Dolayı Soruşturma Usulü Soruşturma Madde 17 – (Değişik birinci fıkra: 12/12/2003-5020/12 md.) Bu Kanunda ve 18.6.1999 tarihli ve 4389 sayılı Bankalar Kanununda 352 Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yol. Müc. Mev. ve Karar Örnekleri yazılı suçlarla, irtikâp, rüşvet, basit ve nitelikli zimmet, görev sırasında veya görevinden dolayı kaçakçılık, resmî ihale ve alım ve satımlara fesat karıştırma, Devlet sırlarının açıklanması veya açıklanmasına sebebiyet verme suçlarından veya bu suçlara iştirak etmekten sanık olanlar hakkında 2.12.1999 tarihli ve 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun hükümleri uygulanmaz. Yukarıdaki fıkra hükmü müsteşarlar, valiler ve kaymakamlar hakkında uygulanamaz. Görevleri veya sıfatları sebebi ile özel soruşturma ve kovuşturma usulüne tabi olan sanıklarla ilgili kanun hükümleri saklıdır. Suçun ihbarı Madde 18 – Yukarıdaki maddede yazılı suçlara ilişkin ihbarlar doğrudan Cumhuriyet Başsavcılıklarına yapılır. İhbar üzerine derhal bir ihbar tutanağı düzenlenir ve bir örneği muhbire verilir. Acele ve gecikmesinde sakınca umulan hallerde tutanak düzenlenmesi sonraya bırakılabilir. Muhbirlerin kimlikleri, rızaları olmadıkça açıklanmaz. İhbar asılsız çıktığında aleyhine takibat yapılanın istemi üzerine muhbirin kimliği açıklanır. (Ek fıkra: 12/12/2003-5020/13 md.) Yukarıdaki fıkraya göre yapılan ihbar veya takipsizlik kararı ve iddianame Cumhuriyet başsavcılığınca, Maliye Bakanlığı Baş Hukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğü ile varsa diğer ilgili kamu kurum veya kuruluşlarına bildirilir. Hazine avukatının yazılı başvuruda bulunması hâlinde Maliye Bakanlığı, başvuru tarihinde müdahil sıfatını kazanır. Bu suçlardan dolayı müfettiş ve muhakkikler de soruşturma neticesinde delil veya emare elde ettikleri takdirde, işi yetkili ve görevli Cumhuriyet Başsavcılığına ihbar ve evrakı tevdi ederler. Cumhuriyet Başsavcılığı müfettiş ve muhakkikler tarafından kendisine tevdiine lüzum görülmediği halde dahi evrakın taalluk ettiği iş hakkında soruşturma yapmak üzere gerekçe göstererek evrakı ait olduğu merciden isteyebilir. Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yol. Müc. Mev. ve Karar Örnekleri 353 17 nci maddede yazılı suçlardan dolayı delil veya emare elde eden müfettiş ve muhakkikler durumu yetkili ve görevli Cumhuriyet Başsavcılığına ihbar ve evrakı tevdi etmedikleri takdirde bunlar hakkında da yapılacak takibattan dolayı Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkat Hükümleri uygulanmaz. İhbar konusu müsnet suç hakkında dava açılıncaya kadar bilgi vermek ve yayın yapmak yasaktır. Soruşturma usulü Madde 19 – Cumhuriyet Savcısı 17 nci maddede yazılı suçların işlendiğini öğrendiğinde sanıklar hakkında doğrudan doğruya ve bizzat soruşturmaya başlamakla beraber durumu atamaya yetkili amirine veya 8 inci maddede sayılan mercilere bildirir. Cumhuriyet Savcısı soruşturmaya başladığında ihbarı doğrulayan emareler bulduğu takdirde sanıktan, haksız edinilen malın kaçırıldığı yolunda delil ve emare elde edildiği takdirde sanığın ikinci dereceye kadar kan ve sıhri hısımları ile gelini ve damadından mal bildiriminde bulunmalarını ister. Bu istemin sanığa ve diğer ilgililere ulaştığı tarihten itibaren yedi gün içinde Cumhuriyet Savcısına mal bildiriminin verilmesi zorunludur. Soruşturmanın müfettiş veya muhakkik tarafından yapılması halinde müfettiş veya muhakkik de sanıktan ve yukarıda sayılan ilgililerden mal bildirimi isteminde bulunurlar. Bu istemin sanık ve ilgililere ulaştığı tarihten itibaren yedi gün içinde müfettiş veya muhakkike mal bildiriminin verilmesi keza zorunludur. Cumhuriyet Savcısı, kamu davası açılmadan önce haksız edinildiği yolunda delil veya emare elde edilen para veya mal ile ilgili tedbirin alınmasını görevli mahkemeden veya para veya malın bulunduğu yer hukuk mahkemesinden isteyebilir. Bilgi verme zorunluluğu Madde 20 – (Değişik: 12/12/2003-5020/14 md.) Özel kanunlarında aksine bir hüküm bulunsa bile ilgili gerçek veya tüzel kişiler veya kamu kurum ve kuruluşları; bu Kanuna göre 354 Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yol. Müc. Mev. ve Karar Örnekleri takip, soruşturma ve kovuşturmaya yetkili kişi, Maliye Bakanlığı Baş Hukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğü veya temsilcisi ve bu Kanundaki diğer mercilerce istenen bilgileri gecikmeksizin makul sürede eksiksiz vermek zorundadır. Aksine davranan kişiler hakkında bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir. Bu ceza, para cezasına veya tedbirlerden birine çevrilemez ve ertelenemez. Asker kişilerin soruşturması Madde 21 – Bu Kanunda yazılı suçların asker kişiler tarafından işlenmesi halinde soruşturmaları askeri savcılar tarafından bu Kanun hükümlerine göre yürütülür. BEŞİNCİ BÖLÜM Çeşitli Hükümler Yönetmelik Madde 22 – Mal bildiriminin şekli, düzenleniş biçimi, sayısı, neleri kapsayacağı ve merciine nasıl ulaştırılacağı hususları ile Kanunun uygulanması bakımından gerekli görülecek diğer konular, Kanunun yayımını izleyen altı ay içinde Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir ve bu yönetmelik Resmi Gazete’de yayımlanır. Kaldırılan hükümler Madde 23 – 9 Ağustos 1983 tarih ve 2871 sayılı Kamu Görevlileri ile ilgili Mal Bildirimi Kanunu ile bu Kanunun yürürlükten kaldırdığı Kanunlar ve 15.5.1930 tarih ve 1609 sayılı Bazı Cürümlerden Dolayı Memurlar ve Şerikleri Hakkında Takip ve Muhakeme Usulüne Dair Kanun yürürlükten kaldırılmıştır. Geçici Madde 1 – Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihi takip eden bir ay içinde 2 nci maddede sayılanlar mal bildiriminde bulunurlar. Mal bildiriminde bulunmayan veya gerçeğe aykırı beyanda bulunanlar hakkında üçüncü bölümdeki ceza hükümleri uygulanır. Geçici Madde 2 – Bu Kanunun 2 nci maddesinde sayılanlardan 22 nci maddeye müsteniden çıkartılacak yönetmeliğin yürürlü- Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yol. Müc. Mev. ve Karar Örnekleri 355 ğe girdiği tarihe kadar 9 Ağustos 1983 tarih ve 2871 sayılı Kanuna göre hazırlanan beyannamenin alınmasına devam olunur. Geçici Madde 3 – Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce bu Kanunla kapsama yeni alınan suçlardan dolayı, Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkat Hükümlerine göre,kesinleşmiş lüzumu muhakeme veya meni muhakeme kararları hariç, yapılan tahkikat evrakı derhal ilgili Cumhuriyet Başsavcılıklarına gereği için tevdi olunur. Yürürlük Madde 24 – Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer. Yürütme Madde 25 – Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür. 4.3. MAL BİLDİRİMİNDE BULUNULMASI HAKKINDA YÖNETMELİK Bakanlar Kurulu Kararının Tarihi : 10.8.1990, No : 90/748 Dayandığı Kanunun Tarihi : 19.4.1990, No : 3628 Yayımlandığı R. Gazetenin Tarihi : 15.11.1990, No : 20696 Yayımlandığı Düsturun Tertibi : 5 Cildi : 30, S. 1396 BİRİNCİ BÖLÜM Genel Hükümler Amaç Madde 1 – Bu Yönetmeliğin amacı; 3628 sayılı Kanun gereğince verilecek olan mal bildiriminin şeklini, düzenleniş biçimini, sayısını, neleri kapsayacağını, merciine nasıl ulaştırılacağını ve bu Kanunun uygulanmasına ilişkin diğer esas ve usulleri düzenlemektir. Haksız mal edinme Madde 2 – Mevzuata veya genel ahlaka uygun olarak sağlandığı ispat edilemeyen mallar veya ilgilinin sosyal yaşantısı bakımın- 356 Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yol. Müc. Mev. ve Karar Örnekleri dan geliriyle uygun olduğu kabul edilemeyecek harcamalar şeklinde ortaya çıkan artışlar, bu Yönetmeliğin uygulanmasında haksız mal edinme sayılır. İKİNCİ BÖLÜM Mal Bildiriminde Bulunacaklar ve Verileceği Merciler Mal bildiriminde bulunacaklar Madde 3 – Aşağıda sayılanlar mal bildiriminde bulunmak zorundadırlar: a) Her türlü seçimle iş başına gelen kamu görevlileri ve dışardan atanan Bakanlar Kurulu üyeleri (muhtarlar ve ihtiyar heyeti üyeleri hariç), b) Noterler, c) Türk Hava Kurumunun genel yönetim ve merkez denetleme kurulu üyeleri ile genel merkez teşkilatında ve Türk Kuşu Genel Müdürlüğünde, Türkiye Kızılay Derneğinin merkez kurullarında ve Genel Müdürlük teşkilatında görev alanlar ve bunların şube başkanları, d) Genel ve katma bütçeli daireler, il özel idareleri, belediyeler ve bunlara bağlı kuruluş veya alt kuruluşlarda, kamu iktisadi teşebbüsleri (iktisadi devlet teşekkülleri ve kamu iktisadi kuruluşları) ile bunlara bağlı müessese, bağlı ortaklık ve işletmelerde, özel kanunlarla veya özel kanunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulan ve kamu hizmeti gören kurum ve kuruluşlar ile bunların alt kuruluşlarında veya komisyonlarında aylık, ücret ve ödenek almak suretiyle kamu hizmeti gören memurları, işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri ile yönetim ve denetim kurulu üyeleri, e) Kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşlarında görevli olanlar ile bunların yönetim ve denetim kurulu üyeleri (5590 sayılı Kanuna göre kurulan oda ve borsaların oda ve borsa meclisi ile yönetim kurulu üyeleri dahil), Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yol. Müc. Mev. ve Karar Örnekleri 357 f) Siyasi parti genel başkanları, vakıfların idare organlarında görev alanlar, kooperatiflerin ve birliklerinin başkanları, yönetim kurulu üyeleri ve genel müdürleri, yeminli mali müşavirler, kamuya yararlı dernek yönetici ve denetçileri, g) Gazete sahibi gerçek kişiler ile gazete sahibi şirketlerin yönetim ve denetim kurulu üyeleri, sorumlu müdürleri, başyazarları ve fıkra yazarları, h) Özel kanunlarına göre mal bildiriminde bulunmak zorunda olanlar (konfederasyon, sendika ve sendika şubesi başkan ve yöneticileri dahil). Eşlerin mal bildirimi Madde 4 – Her ikisi de 3 üncü madde kapsamında bulunan eşlerin herbiri ayrı ayrı mal bildiriminde bulunmak zorundadır. Bu takdirde, eşlerden herbiri, eşi ile velayeti altındaki çocuklarının da mallarını bildirirler. Birden fazla mal bildirimi Madde 5 – Kamu görevlilerinden asli görevleri uhdelerinde kalmak kaydıyla ikinci bir görevi yürütenler (yönetim kurulu veya danışma kurulu üyeliği gibi) ya da vekaleten tedvir edenler, sadece asli görevlerinden dolayı tek mal bildiriminde bulunurlar. Kamu görevlisi olmayıp da 3628 sayılı Kanuna göre birden fazla mal bildiriminde bulunması gerekenler, bu mercilerden yalnız birine mal bildiriminde bulunurlar. Ancak, mal bildiriminde bulunulan mercii, diğer kuruma da bilgi vermekle yükümlüdür. Mal bildiriminin verileceği merciler Madde 6 – Mal bildiriminin verileceği merciler şunlardır: a) Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Bakanlar Kurulu üyeleri için, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı, b) Kamu kurum ve kuruluşlarında görevli personel için, özlük işleri ile ilgili birimler, 358 Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yol. Müc. Mev. ve Karar Örnekleri c) Kurum, teşebbüs, teşekkül ve kuruluşların genel müdürleri ile yönetim ve denetim kurulu üyeleri için, ilgili bakanlıklar, d) Yüksek mahkemelerin daire başkan ve üyeleri için, ilgili mahkemenin başkanı, e) Noterler için Adalet Bakanlığı, f) Diğer kurum ve kuruluşların memur ve hizmetlileri için, atamaya yetkili makamları, g) Türk Hava Kurumu ile Türkiye Kızılay Derneğinde görev alanlar için, kurum ve dernek genel başkanlığı, h) Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarında görevli olanlar için, kurum başkanlığı; bunların yönetim ve denetim kurulu üyeleri için, ilgili bulundukları bakanlıklar, i) Görevlerinden ayrılanlar için, bu görevlerinde iken bildirimlerini vermeleri gereken makam veya merci, j) Siyasi parti genel başkanları için, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, k) Kooperatifler ve birliklerinin başkanları, yönetim kurulu üyeleri ve genel müdürleri için, kooperatiflerin ve birliklerinin denetimlerinin yapıldığı kuruluşlar, l) Yeminli mali müşavirler için, Maliye ve Gümrük Bakanlığı, m) Türk Hava Kurumunun, Türkiye Kızılay Derneğinin ve kamu yararına sayılan derneklerin genel yönetim ve merkez denetleme kurulu üyeleri için, İçişleri Bakanlığı; bunların şube başkanları için, bulundukları il valilikleri, n) İl genel meclisi üyeleri için, ilgili valilikler; belediye meclisi üyeleri için, ilgili belediye başkanlıkları; belediye başkanları için, İçişleri Bakanlığı, o) Mal bildirimi verecek son merciler için, kendi kuruluşlarının özlük işleri ile ilgili makam veya merci, p) Gazete sahibi gerçek kişiler ile gazete sahibi şirketlerin yönetim ve denetim kurulu üyeleri, sorumlu müdürleri, başyazarları ve fıkra yazarları için, bulundukları yer en büyük mülki amirliği, Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yol. Müc. Mev. ve Karar Örnekleri 359 r) Vakıfların idare organlarında görev alanlar için, Vakıflar Genel Müdürlüğü. Sorumluluk Madde 7 – 6 ncı maddede belirtilen merciler, mal bildirimlerinin süresi içinde verilmesini sağlamakla sorumludurlar. Bu merciler mal bildirimlerinin verilmesini izlemek için birim veya personel görevlendirirler. (Ek : 25/4/2000 - 2000/660 K.) Ayrıca, müsteşarlar, merkez teşkilatları ile varsa bağlı ve ilgili kuruluşlarında görevli her düzeydeki kamu personelinin mal bildirimlerinin verilmesi, verilen mal bildirimlerine ilişkin olarak 18 nci madde uyarınca gerekli inceleme ve karşılaştırmaların yapılmasını sağlamak ve bu çerçevede yapılacak çalışmalar sonucunda, gerekli görülen hallerde personelin mal bildirimleri hakkında ilgili denetim birimlerince inceleme yapılması için girişimde bulunmak veya konuyu Cumhuriyet başsavcılıklarına bildirmekle görevli ve sorumludur. ÜÇÜNCÜ BÖLÜM Mal Bildirimleri Mal bildiriminin konusu Madde 8 – 3 üncü maddede sayılanların kendilerine, eşlerine ve velayetleri altındaki çocuklarına ait bulunan; a) Taşınmaz malları (arsa ve yapı kooperatif hisseleri dahil), b) Kendilerine aylık ödenenler, net aylık tutarının beş katından; aylık ödenmeyenler ise Genel İdare Hizmetleri sınıfında birinci derecenin birinci kademesindeki şube müdürüne ödenen net aylığın beş katından fazla değer ve tutarındaki; 1) Para ve para hükmündeki kıymetli kağıtları, 2) Hisse senedi ve tahvilleri, 3) Altın ve mücevheratı, 4) Her türlü kara, deniz ve hava taşıt araçları, traktör, biçerdöver, harman makinası ve diğer ziraat makinaları, inşaat ve iş 360 Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yol. Müc. Mev. ve Karar Örnekleri makinaları, hayvanlar, koleksiyon ve ev eşyaları ile diğer taşınır malları, 5) Hakları, 6) Alacakları, 7) Borçları, 8) Gelirleri, mal bildirimine konu teşkil eder. (b) bendinde belirtilen mal, hak, alacak, borç ve gelirlerin ayrı ayrı toplam değerleri tek kalem halinde gösterilir. Mallar, mal bildirimi tarihindeki değerleri esas alınmak suretiyle beyan olunur. Genel İdare Hizmetleri sınıfında birinci derecenin birinci kademesindeki şube müdürüne ödenen her türlü zam ve tazminatlar dahil net aylık miktarı, aylıklara uygulanan katsayının belirlenmesini müteakip Maliye ve Gümrük Bakanlığınca tesbit ve ilan olunur. Mal bildiriminin verilme zamanı Madde 9 – Mal bildirimlerinin; a) 3 üncü maddede sayılan görevlere atanmada, göreve giriş için gerekli olan belgelerle birlikte, b) Bakanlar Kurulu üyeleri için, atamayı izleyen bir ay içinde, c) Seçimle gelinen görevlerle, seçimi d) Yönetim ve denetim kurulları ile komisyon üyeliklerine seçilen veya atananlar için, göreve başlama tarihini izleyen bir ay içinde, e) Görevi sona erenler ayrılma tarihini izleyen bir ay içinde, f) Gazete sahibi gerçek kişiler ile gazete sahibi şirketlerin yönetim ve denetim kurulu üyeleri için, faaliyete geçme tarihini; sorumlu müdürleri, başyazarları ve fıkra yazarları için, bu işe veya görevlerine başlama tarihini izleyen bir ay içinde, g) Özel kanunlarına göre mal bildiriminde bulunması gerekenler için, kanunlarında öngörülen süre içinde, Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yol. Müc. Mev. ve Karar Örnekleri 361 verilmesi zorunludur. (a) bendinde yazılı durumlarda mal bildirimi verilmedikçe atama işlemi yapılamaz. Ek mal bildirimi Madde 10 – 3 üncü maddede sayılan görevlerde bulunanlar, eşleri velayeti altındaki çocukları ve kendilerinin şahsi mal varlıklarında önemli bir değişiklik olduğunda, değişikliği izleyen bir ay içinde yeni edindikleri mal, hak, gelir, alacak ve borçlara münhasır olmak üzere ek mal bildirimi vermek zorundadırlar. 8 inci maddede gösterilen mahiyet ve miktardaki malın iktisabı ile hak, alacak veya gelir sağlanması veya borçlanılması, mal varlığında önemli değişiklik sayılır. Mal bildiriminin yenilenmesi Madde 11 – 3 üncü maddede belirtilen görevlere devam edenler, sonu (0) ve (5) ile biten yıların en geç Şubat ayı sonuna kadar bildirimlerini yenilemek zorundadırlar. Mal bildirim formunun doldurulması Madde 12 – (Değişik : 17/1/2000 - 2000/K.) Ekli “Mal Bildirimi Formu” tek nüsha olarak doldurulur ve tarih belirtilmek suretiyle imzalanır. DÖRDÜNCÜ BÖLÜM Hediye ve Hibeler Hediye ve hibe Madde 13 – 3 üncü maddede belirtilen kamu görevlileri, milletlerarası protokol, mücamele veya nezaket kaideleri uyarınca veya diğer herhangi bir sebeple yabancı devletlerden, milletlerarası kuruluşlardan, sair milletlerarası hukuk tüzel kişiliklerinden, Türk uyruğunda olmayan herhangi bir gerçek veya tüzel kişi veya kuruluştan, aldıkları tarihteki değeri on aylık net asgari ücret toplamını aşan her hediye veya hibe niteliğindeki eşyayı, aldıkları tarihten itibaren bir ay içinde kendi kurumlarına teslim etmek zorundadırlar. 362 Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yol. Müc. Mev. ve Karar Örnekleri Ancak, yabancı devlet adamları ve milletlerarası kuruluş temsilcileri tarafından verilen imzalı hatıra fotoğraflarının çerçeveleri bu madde hükümlerine dahil değildir. Hediye ve hibe eşyalarda yapılacak işlem Madde 14 – 3 üncü maddede belirtilen kamu görevlileri ve bunların eşlerine, milletlerarası protokol, mücamele veya nezaket kaideleri uyarınca veya diğer herhangi bir sebeple yabancı devletlerden, milletlerarası kuruluşlardan, sair milletlerarası hukuk tüzel kişiliklerinden, Türk uyruğunda olmayan herhangi bir gerçek veya tüzel kişi veya kuruluş tarafından verilen hediye veya hibe niteliğindeki eşyayı alan ilgilisi, bu eşya değerinin on aylık net asgari ücret toplamını aşan değerde olduğunu belirlemesi halinde, yurtiçinde aldıkları tarihten, yurtdışında yurda dönüşleri tarihinden itibaren ongün içinde bulundukları il defterdarlığına (takdir komisyonu başkanlığına) değer takdiri için kurumları vasıtasıyla gönderir. Hediye veya hibe niteliğindeki bu eşyanın (yabancı devlet adamları ve milletlerarası kuruluş temsilcileri tarafından verilen imzalı hatıra fotoğraflarının çerçeve hariç) gerçek değerinin takdiri ile net asgari ücretin on aylık toplamını aşıp aşmadığı, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun değişik 72 nci maddesine göre kurulan takdir komisyonunca en geç on gün içinde tesbit olunarak ilgiliye ve bağlı bulunduğu kuruma bildirilir. Kıymet takdirini müteakip, takdir komisyonu tarafından ilgilisine geri verilen hediye veya hibe niteliğindeki eşyadan değeri net asgari ücretin on aylık toplamını aşanlar, ilgilisi tarafından en geç on gün içinde kendi kurumlarına verilir. Bu eşyalar, kurumca sergilenmek veya başka bir şekilde muhafaza edilmek suretiyle değerlendirilir veya ilgisi sebebiyle diğer bir kuruma tevdi edilebilir. Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yol. Müc. Mev. ve Karar Örnekleri 363 BEŞİNCİ BÖLÜM Çeşitli Hükümler Mal bildirimlerinin gizliliği Madde 15 – Mal bildirimleri, 6 ncı maddede belirtilen makam veya mercilerin ilgili birimlerinde, ilgililerin varsa sicil yoksa özel dosyalarında saklanır. Mal bildirimlerinin içeriği hakkında soruşturma ve kovuşturmaya yetkili merciler dışındakilere açıklama yapılamaz, bilgi verilemez. Bilgi verme zorunluluğu Madde 16 – Özel kanunlarında aksine bir hüküm mevcut olsa dahi, ilgili kişiler ile özel ve kamu kuruluşları, 3628 sayılı Kanunla soruşturma ve kovuşturmaya yetkili kılınan kişi ve mercilerce istenen bilgileri eksiksiz vermek zorundadır. Süresinde mal bildiriminde bulunmama Madde 17 – Bu Yönetmelikte belirtilen süreler içinde mal bildiriminde bulunmayanlara, bildirimin verileceği mercilerce yazılı olarak ihtarda bulunulur. Bu ihtar, ilgilisine Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebliğ olunur. İhtarın kendisine tebliğinden itibaren bir ay içinde bildirimde bulunmayanlar hakkında gerekli işlem yapılmak üzere yetkili Cumhuriyet başsavcılığına suç duyurusunda bulunulur. Müfettiş ve muhakkikler de, soruşturma ile ilgili olarak verdikleri süre zarfında mal bildiriminde bulunmayan hakkında yetkili Cumhuriyet başsavcısına suç duyurusunda bulunurlar. Mal bildirimlerinin karşılaştırılması Madde 18 – Yeni ve ek bildirimler, 6 ncı maddede belirtilen yetkili merciler tarafından daha önceki bildirimler ile karşılaştırılır. (Ek : 7/12/1999 – 99/13770 K.) 6 ncı maddenin (b) ve (c) bendlerinde belirtilen mercilerde toplanan mal bildirimlerinde yer alan bilgiler, Başbakanlıkça belirlenecek esaslar çerçevesinde, 364 Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yol. Müc. Mev. ve Karar Örnekleri kamu kurumları bilgisayarlarında mevcut bilgilerle bilgisayar ortamında ve gizliliği sağlanacak şekilde karşılaştırılır. Yapılan karşılaştırma sonucunda gerçeğe aykırı bildirimde bulundukları veya haksız mal edindikleri, kaçırdıkları veya gizledikleri anlaşılanlar hakkında yetkili mercilerce Cumhuriyet başsavcılıklarına suç duyurusunda bulunulur. Hukuki dayanak Madde 19 – Bu Yönetmelik, 19/4/1990 tarihli ve 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanununun 22 nci maddesi uyarınca düzenlenmiştir. Yürürlük Madde 20 – Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer. Yürütme Madde 21 – Bu Yönetmelik hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür. Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yol. Müc. Mev. ve Karar Örnekleri MAL BİLDİRİMİ (Değişik : 7/12/1999 - 99/13770 K.) 365 366 Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yol. Müc. Mev. ve Karar Örnekleri Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yol. Müc. Mev. ve Karar Örnekleri 367 4.4. BANKACILIK KANUNUNUN MAL BİLDİRİMİ İLE İLGİLİ HÜKMÜ 5411 sayılı Kanun Madde 27- Bankaların yönetim kurulu üyeleri ile müdürler kurulu başkan ve üyeleri, seçilmeleri veya atanmalarından sonra yerel ticaret mahkemesi huzurunda yemin etmedikçe göreve başlayamazlar. Bu kişiler ile genel müdür ve yardımcıları ve imza yetkisine sahip mensuplarından bölge müdürleri, şube müdürleri ve genel müdürlük merkez teşkilatında yer alan bölüm, kısım, grup ve bunlara eşdeğer isimler altında faaliyet gösteren birimlerin yöneticileri 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu hükümlerine tâbidirler. Yemin ve mal beyanına ilişkin usûl ve esaslar Kurulca belirlenir. 4.5. 3628 SAYILI KANUN KAPSAMINDAKİ BAZI SUÇLARA İLİŞKİN YARGITAY CEZA GENEL KURULU KARARLARI 4.5.1. Zimmet (TCK md. 247, eski TCK md. 202) Şikayetçi borcunu yatırmak için Vergi Dairesine gelmiş, kalabalık olması nedeniyle önceden tanıdığı vezneye para tahsil eden sanığa parayı bırakmış ve sora makbuzunu almıştır. Vergi borcu çıkması üzerine, şikayetçinin elindeki makbuzla, dairede kalan suretlerin farklı olduğu anlaşılmıştır. Sanık, makbuzun dairede kalan ikinci ve üçüncü kopyalarında ve kayıtlarda bir tahrifat yapmamıştır. Yaptığı hile, bu haliyle vergi dairesini aldatıcı nitelikte değildir. Vergi dairesi mükelleften alacaklı olduğunu kayıtlara göre kesinlikle bilip, tahsile yönelip istemektedir. Bu oluşa göre sanığın eylemi adiyen zimmet suçunu oluşturmaktadır. (CGK-24.10.1988-274/382) Mutemet olan sanık, hastane personelinin aylık ücret, yan ödeme, zam ve tazminatları ile sosyal hakları ile kesintileri tam ve doğru olarak hesaplamış, maaş bordroları sayfalarının dikey 368 Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yol. Müc. Mev. ve Karar Örnekleri toplamlarını alırken fazla göstermiş, son sayfanın yatay toplamını alırken aylık genel tahakkuk toplamlarını da aynı miktarda fazla göstermiş, saymanlık görevlilerinin itimat ederek gerekli incelemeleri yapmayıp verile emirlerini imzalamaları sonucu, aradaki farkları dört yıl boyunca mal edinmiştir. Sanığın, bu paraları mal edinmesi, düzenlediği belgelerin aldatıcı nitelikte olmalarından ileri gelmeyip, saymanlık görevlilerinin görevlerini savsaklamalarından kaynaklanıp, yapılacak basit bir inceleme ile meydana çıkacağından, suça konu maaş bordrolarının aldatıcılık yeteneği olmayıp oluşan eylem, zincirleme biçimde görevde yetkiyi kötüye kullanma suçunu oluşturmaktadır. (CGK-12.06.1989-161/226) Elektrik bedelini yatırmış gibi tediyat fişi düzenleyerek 23 gün kullandıktan sonra idarenin hiçbir resmi yazısı, tespiti ve ihtarı olmadan, eylem idarece tespit edilmeden önce, yatıran sanığın amacı, parayı mal edinmek olmayıp bu parayı kullanma olduğundan olayda kullanma zimmeti suçu oluşmuştur. (CGK-27.05.1991-135/170) Mutemet, harcadığı avansa ilişkin belgeleri 1050 sayılı Muhasebe-i Umumiye Yasasının 86 ve 88. maddeleri uyarınca bir ay içinde saymana vermekle yükümlüdür. Avans harcamadığı halde mal edinmesi halinde 1050 sayılı Yasa uygulanamaz ve eylem zimmet suçunu oluşturur. (CGK-07.11.1994-232/276) Zimmet suçu ve miktarı dairesince yapılan denetimde ortaya çıkarılmayıp daire dışında araştırmaya, bilgi ve belgeler ihtiyaç varsa eylem nitelikli zimmettir. (CGK-02.02.1999-342/7) Talimatlara aykırı şekilde depodan sevkiyat yapan, çeki pusulaları ile ambar çıkış bordrolarını sonradan imzalayan sanıkların eylemleri, -fındık açığının çalınma veya sevkiyat sırasında oluşması Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yol. Müc. Mev. ve Karar Örnekleri 369 mümkün bulunduğundan- zimmet olmayıp TCY’nın 240. maddesine (görevi kötüye kullanma) uygundur. (CGK-09.02.1999-5/15) TC. Ziraat Bankasının bir Kamu İktisadi Teşebbüsü (KİT) olduğu ve sermayesinin tamamının Devlete ait olduğu açıktır. 399 sayılı KHK’nin 11/b maddesi uyarınca personelinin memur sayıldığı ve memur gibi cezalandırılabileceklerinde de kuşku bulunmamaktadır. Nitekim, yerleşmiş yargısal kararlarda da bu esas nazara alınarak, TC Ziraat Bankası personeli, görevleriyle ilgili suçları nedeniyle memur gibi cezalandırılmıştır. Ancak, 25.11.2000 tarihinde 4603 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesi ile birlikte, bu Yasanın 1. maddesinin 2. ve 5. bendlerinin açık hükmü gereğince, TC. Ziraat Bankası, Türkiye Halk Bankası ve Türkiye Emlak Bankası özel hukuk statüsüne tabi bir anonim şirket haline dönüştürülerek, personeli hakkında 233 ve 399 sayılı KHK’lerin uygulanması olanağı ortadan kaldırılmış, hatta Devlet kurumu olmanın doğal uzantıları olan Harcırah Yasası gibi yasaların hükümlerinin de artık bu bankalar için uygulanmayacağı esası getirilmiştir. Bir başka anlatımla, TC.Ziraat Bankası personelinin memur gibi cezalandırılabilmelerinin yasal dayanağı, yasa koyucu tarafından ortadan kaldırılmıştır. Bu nedenle, TC.Ziraat Bankası personeli hakkında, 25.11.2000 tarihinden sonra gerçekleştirdiği zimmet eyleminden dolayı TCY’nın 202. maddesinin uygulanması yasal olarak olanaksız hale gelmiştir. Bunun yanında banka personelinin eylemleri suç olmaktan çıkartılmamış ve 4603 sayılı Yasa ile anılan bankalar, 4389 sayılı Bankalar Yasasına tabi kılınmıştır ki, personelin görevleri ile ilgili olarak banka aleyhine gerçekleştirdikleri eylemler anılan Yasanın 22. maddesinde suç olarak düzenlenmiştir. Anılan maddede düzenlenen zimmet suçu ise, unsurları ve öngörülen özgürlüğü bağlayıcı ceza yönünden TCY’nın 202. maddesinde düzenlenen zimmet suçundan bir farklılık taşımamaktadır. Her iki madde arasındaki farklılık, 4389 sayılı Yasanın 22. maddesinde (5411 370 Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yol. Müc. Mev. ve Karar Örnekleri sayılı Bankacılık Kanununun 160. maddesinde) zimmetin basit halinde birlikte para cezası öngörülmemiş olması ve suçun kamu bankalarına karşı işlenmesi halinde cezanın artırıma tabi tutulmamış bulunmasıdır. Somut olayda TC.Ziraat Bankası personeli olan sanık, zimmet eylemini, 4603 sayılı Yasanın 25.11.2000 tarihinde yürürlüğe girmesinden sonra, 04.04.2001 tarihinde gerçekleştirmiştir. O halde, suç tarihi itibariyle memur gibi cezalandırılması olanağı bulunmayan sanık hakkında TCY’nın 202. maddesinin uygulanması da olanaksızdır. 4603 sayılı Yasanın 1. maddesinin 2. bendi uyarınca TC.Ziraat Bankası, 4389 sayılı Bankalar Yasasına tabi kılındığından, sanık, sabit olan zimmet eylemi nedeniyle Bankalar Yasasının 22. maddesini 3. fıkrası uyarınca cezalandırılmalıdır. (CGK-08.02.2005-2004/5-146-2005/7) Belediye Başkanı olan sanığın, belediye adına tahsil etmesi gereken kira gelirlerini, hayali bir şahıs adına tahsil etmek suretiyle mal edindiği, belediyenin gelir ve alacaklarını takip ve tahsil etmekle görevli ve yetkili bulunan sanığın, kira geliri olarak tahsil ettiği parayı, herhangi bir belgeye bağlamaksızın ve belediye kayıtlarına intikal ettirmeksizin mal edinmesinin, yürürlükten kaldırılmış bulunan 1580 sayılı Belediye Yasasının 15 ve 110. maddeleri ile 5393 sayılı Belediye Yasasının 15, 37 ve 59. maddeleri uyarınca güveni kötüye kullanma veya dolandırıcılık olarak değerlendirilmesine yasal olanak bulunmadığı, atılı zimmet suçunun gerek 765 sayılı TCY’nın gerekse 5237 sayılı TCY hükümleri kapsamında oluştuğu anlaşıldığından, Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir. (CGK-06.03.2007-2006/5-334-2007/58) İhtilasen zimmet suçundan, 1609 sayılı Yasaya göre izin alınarak açılan davada, yargılama aşamasında suç vasfının değiştiğini düşünen mahkemece ek savunma hakkı tanınarak 765 sayılı TCK’nun 204, 80. maddeleriyle hüküm kurulması isabetli olup, Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yol. Müc. Mev. ve Karar Örnekleri 371 değişen suç niteliğine göre MMHK. Hükümlerine göre işlem yapılması düşünülemez. (CGK-29.05.1989-150/212) Geniş çapta inşaat-taahhüt isleri yapan ve tecrübeli bir ticaret adamı olduğu anlaşılan sanık G. Y’nin; piyasa şartlarında eşinin 1 trilyon liranın üzerindeki parayı başkalarından borç alacağına inanması beklenemez Bankadan para çekilmesi ve havale yapılması gibi tüm işlemleri sanık G’nin bizzat yapması, 03.12.2004- 28.12.2004 tarihleri arasında, tamamı 25 gün içinde olmak üzere muhtelif tarihlerde 8 adet dekontla, toplam 1.002.830.000.000 lirayı çeşitli hesaplara aktarması, bankadan çekilen paranın sanık G. Y’nin piyasaya olan borcundan çok fazla olması, dahası G. Y’nin bu parayı yaptığı işlerde kullandığının anlaşılması gibi hususlar tüm dosya kapsamı ile birlikte değerlendirildiğinde; sanık G. Y’nin, eşi olan ve hakkındaki hüküm kesinleşen E. Y2nin zimmet suçuna iştirak ettiği kesin sonucuna varılmak gerekmektedir. (CGK-20.02.2007-2007/42) Ceza Genel Kurulunun 25.06.1990 gün ve 174-193 sayılı ve Özel Dairenin bu karan esas alan yerleşmiş kararlarında da vurgulandığı üzere; borç olarak muhasebe kayıtlarında görünen bir para yönünden, mal edinme kastının bulunduğundan ve bu suretle zimmet suçunun oluştuğundan söz etmeye olanak yoktur. Bu nedenle somut olayda zimmet suçunun unsurları oluşmadığından, yerel mahkemece sanık Haydar’ın zimmet suçundan cezalandırılmasına karar verilmesi yasaya aykırıdır. Ancak sanığın, basında çıkan haberler üzerine borç tahsil edilmediği halde geçmiş tarihli olarak tahsil edilmiş gibi 4 adet tahsilat fişi düzenletmesi ve borcu yoktur şeklinde resmi belge hazırlatmasının, resmi evrakta sahtecilik suçuna uyduğu da açıktır. (CGK-14.07.2009-2009/203) 372 Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yol. Müc. Mev. ve Karar Örnekleri S. Z. adlı mudiye ait 51672 nolu hesaptaki 1.680.067.179 (1.680 TL.) Liranın çekilip, hesabın 28.05.2002 tarihinde kapatıldığı sabit ise de, sanık savunması, sanığın olay sonrası davranışları, yanlışlığın bir işlemle sınırlı olması, fark edilir edilmez mudi adına yeni bir hesap açılarak, çekilen paranın bu hesaba yatırılması, birlikte değerlendirildiğinde, eylemin sanığın dalgınlığında kaynaklandığı, mal edinme bilinç ve iradesiyle hareket ettiğine ilişkin kanıt bulunmadığı gibi, mal edindiğinin de kesin olarak saptanamadığı, bu nedenlerle mevcut kuşkuyu sanık lehine yorumlayarak, beraat karan veren yerel mahkeme takdir ve değerlendirmesi ile bu hükmü onayan özel daire kararında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu itibarla, sanığın eyleminin zimmet suçunu oluşturduğuna ilişkin Yargıtay C.Başsavcılığı itirazı yerinde olmayıp, reddine karar vermek gerekmektedir. (CGK-15.06.2010-2010/148) 4.5.2. İrtikap, (TCK md. 250, eski TCK md. 209) Cebri irtikap (açık-icbar yoluyla irtikap); memurun memurluk sıfatını veya görevini kötüye kullanarak bir kimseyi kendisine veya başkasına haksız olarak para vermeye veya sair menfaatler temin veya vaadine zorlamasıdır. (A.Pulat Gözübüyük, Türk Ceza Kanunu Açılaması, c.3, sh.78, Sedat Bakıcı, Açıklamalı Zimmet-İrtikapRüşvet Suçları, sh.181 ve v) Maddede yer alan cebir, manevi cebirdir. Manevi icbarın belirli bir şiddete ulaşması, ciddi olması, mağdurun, baskının etkisinden kolaylıkla kurtulma olanağının bulunmaması gereklidir. Sanığın istediklerinin yasa dışı olduğu mağdur tarafından bilinmekte ancak zorlama nedeniyle faile çıkar sağlamaktadır. (Sedat Bakıcı, a.g.e sh 187, Nejat Öztürk, Türk Ceza Kanunu Şerhi ve Tatbikatı, sh.784) Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yol. Müc. Mev. ve Karar Örnekleri 373 Olayımızda sanık, iki istihkak için elli bin liradan yüz bin lira istemiş, verilmediği takdirde istihkakı hemen alamayacağını Cuma günü, yani iki gün sonra gelmesini, daha sonra ise parayı temin ederek saat 14’de gelmesini şikayetçiye söylemiştir. Şikayetçinin ikinci gelişinde ise “gönlünden ne koparsa ver” demiştir. Paranın hiç ödenmeyeceği veya uzun süre ödemenin geciktirilerek sürüncemede bırakılacağı veya haksız bir muameleye maruz kalacağı şeklinde belirli bir şiddete ulaşmış manevi cebrin etkisiyle ve hakkını elde etmek zorunluluğu karşısında haksız olarak istendiği bilinen paranın, sanığa verildiğinden söz edilemez. İcbar, belirli bir boyuta ulaşıp muhatabı olan şikayetçiyi etkilememiştir. Ağır bir zarara uğramadığı düşüncesiyle ve gururunun incindiğinden bahisle aynı gün şikayette bulunulmuştur. Sanığın “gönlünden ne koparsa ver” demesi de, manevi cebrin belli bir şiddete ulaşmadığının göstergesidir. Şikayetçi ne verirsen ver denmesi üzerine kendiliğinden elli bin lira vermiştir. Sanığın eylemi, görevi kötüye kullanmak suçunu oluşturmaktadır. (CGK-06.11.1989-265/335) İkna suretiyle irtikap (yiyicilik) suçu memurun; sıfat veya görevini kötüye kullanarak bir kimseyi kendisine veya başkalarına haksız olarak para vermeye ya da sair menfaatler sağlamaya veya vaadine ikna ederek çıkar sağlaması ile oluşmaktadır. Mağdur memura sağladığı çıkarın yasal olduğunu zannetmektedir. Yasa dışı çıkar sağladığını bilmemektedir. Memur, yalan beyanlarıyla mağduru kandırmaktadır. Mağdur, yaptığı ödemenin yasa ve yönetmelikler gereğince yapılması gerektiğine inanmakta failin iknası ile bireyin rızası fesada uğramaktadır. İkna, bireye ödemeye mecbur olmadığı bir parayı ödemek zorunda olduğunu bildirmektedir. (Sedat Bakıcı, Açıklamalı Zimmet-İrtikap-Rüşvet Suçları, sh. 232 ve dv.) Sanık, adliyeye çağırdığı şikayetçilerden ödenmesi gerekmeyen para cezaları ile posta ve keşif masrafı olarak bir miktar para- 374 Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yol. Müc. Mev. ve Karar Örnekleri nın ödenmesi icabettiğini söyleyerek haksız menfaat temin etmiştir. Bu suretle para alınması, sanığın (zabıt katibi) bu paranın ödenmesi gerektiği hususunda şikayetçileri inandırmasından doğduğu cihetle olayda, zincirleme biçimde ikna yoluyla yiyicilik suçu oluşmuştur. (CGK 17.12.1996-269/286) İrtikap (yiyicilik) suçundan, Devletin fonksiyonlarına karşı bireylerin de kurumlara duyması gereken güven sarsılmakta, memur haksız çıkar sağlamak amacıyla kendi konumundan yararlanmaktadır. Devlet idaresi aleyhine işlenen suçlardan olduğundan, suçun mağduru Devlettir. Buna karşılık failin hedefi olan gerçek veya tüzel kişiler ise zarar gören konumundadır. (Sedat Bakıcı Açıklamalı Zimmet-İrtikap-Rüşvet Suçları, sh.182) Cebri irtikap suçundaki icbar, manevi cebir anlamındadır. Maddi cebir kullanılmasında yağma suçu oluşur. Manevi cebrin belli bir şiddete ulaşması, ciddi olması, baskının etkisinden kolaylıkla kurtulma olanağının bulunmaması gerekir. (Bakıcı, age, sh.181. Ankara 1988 ve CGK’nun 06.11.1989 gün ve 265/335 sayılı kararı) Kontrol sırasında, arkadaşının kimlik ve pasaportunun otelde olması nedeniyle ibraz edilemeyince, on milyon lira verildiğinde bırakılacağının söylenmesi üzerine parası olmadığından adresini verdiğinde serbest bırakılan şikayetçinin ihbarı üzerine numaraları saptanan paralar verildiğinde sanıkların yakalandığı olayda; icbar boyutuna varan bir hareket olmadığından cebri irtikap suçu, rüşvet anlaşması olmayıp serbest bırakılmayı temin için rıza gösterilmiş gibi görüldüğünden (görünüşte rıza, dış rıza) rüşvet suçu veya teşebbüs olmayıp sanıkların eylemleri görevi kötüye kullanma suçunu oluşturmaktadır. (CGK-18.05.1999-119/121) Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yol. Müc. Mev. ve Karar Örnekleri 375 4.5.3. Rüşvet (TCK md. 252, eski TCK md. 211-214) Rüşvet alma suçu iki taraflı suç olup taraflar arasında iştirak hükümleri uygulanamaz. Rüşvet anlaşması yapılmakla suç oluşturmuştur. Vaadin, işin tamamlanmasından sonra yerine getirilmesi suçun niteliği yönünden etkili değildir. (CGK-18.04.1994-55/103) Basit ve nitelikli rüşvet alma suçları, rüşvet anlaşmasının yapıldığı veya rüşvetin alındığı anda tamamlanır. Anlaşma yapıldıktan sonra vaat, taahhüt veya işin yerine getirilip getirilmemesi, sonradan anlaşmadan vazgeçilmesi ve TCY’nın 215. maddesine göre merciine duyurulması karşı taraf yönünden suça etkili değildir. Sanık usulsüz olması nedeniyle iptale zorunlu olduğu enerji müsaadesi işlemlerini iptal etmemek için rüşvet istediğine göre eylemi TCY’nın 212/2. maddesine uyan nitelikli rüşvet alma suçunu, anlaşma sırasında hazır bulunan ve birkaç gün sonra çeki şikayetçiden alıp sanığa götüren diğer sanığın eylemi ise nitelikli rüşvet almaya fer’an katılma suretiyle aracılık suçunu oluşturmaktadır. (CGK-13.11.2001-242/245) Gerek 765 sayılı Türk ceza Yasasının 213. maddesinde, gerekse suçtan dolayı 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk ceza Yasasının 252. maddesindeki düzenlemelerde; rüşvete konu nesnenin, verenin egemenlik alanından çıkarılıp, failin veya onun öngördüğü üçüncü kişinin egemenlik ve nüfuz alanına sokulması ile rüşvet suçunun tamamlanmış olacağı kabul edilmekle birlikte, öngörülen suç siyasetinin bir gereği olarak kamu görevlisi ile iş sahibi arasında belli bir işin yapılması veya yapılmaması amacına yönelik yarar temini öngören bir anlaşmanın gerçekleşmiş olması da, suçun oluşumu bakımından yeterli görülmektedir. Ancak rüşvet anlaşmasından söz edilebilmesi için, belirli bir işin yapılması veya yapılmaması karşılığında, kamu görevlisi ile ferdin rızaları arasında, bu iş karşılığında yarar sağlanması hususunda karşılıklı 376 Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yol. Müc. Mev. ve Karar Örnekleri bir mutabakat bulunmalıdır. O nedenle, memur (kamu görevlisi) tarafından ferde veya fert tarafından memura (kamu görevlisine) doğrudan veya dolaylı bir istek yahut önerinin yapılması ve muhatabın bunu kabul etmesi gerekmektedir. (CGK-27.11.2007-2007/5-MD-70-2007/254) Sanığın 2004/374 Hz. sayılı evrakta hakkında soruşturma yürütülen İ. Ç’yi evrakı inceledikten sonra serbest bıraktıığı, bu işlemden 4-7 gün sonra F. B’nin, İbrahim’in ağabeyi M. Ç’ye telefon ederek, sanığın aracına benzin doldurmasını istediği, M. Ç’nin de kredi kartını vererek isteğini yerine getirdiği, taraflar arasında rüşvet anlaşması yapıldığına dair delil elde olunamadığı, toplanan delillerden eylemin görevi kötüye kullanma suçunu oluşturacağı düşünülmelidir. (CGK-03.02.2006-2007/145) Her ne kadar rüşvet almak suçundan kamu davası açılmış ise de, sanıkla borçlu arasında bir rüşvet anlaşmasının olmadığı, dolayısıyla rüşvet suçunun unsurlarının oluşmadığı açıktır. Bu nedenle, rüşvet suçundan açılan kamu davası sonunda, rüşvet suçunun unsurlarının oluşmaması, buna karşılık görevi ihmal suçunun unsurlarının oluşması durumunda, yeni bir davaya gerek kalmaksızın davanın görevi ihmal suçuna dönüştürülebileceği konusunda Genel Kurulda tam bir görüş birliği oluşmuştur. Yukarıda açıklandığı şekilde; İcra Müdürü olan sanığın 1. İcra Müdürlüğü tarafından borçlunun eline verilerek kendisine gönderilen talimat üzerine hiçbir araştırma yapmadan ve İcra İflas Yasasının 106. maddesinde gayrimenkullar için öngörülen 2 yıllık sürenin henüz geçmediğini de göz önünde bulundurmayarak, Tapu Sicil Müdürlüğüne yazı yazmak suretiyle borçlunun taşınmazları üzerindeki haczin kaldırılmasını sağladığı ve bu suretle alacağın bir kısmının tahsil edilemez hale gelmesi nedeniyle, alacaklının zarar etmesine neden olduğu anlaşıldığından, görevi ihmal suçunu işlediği kabul edilmelidir (CGK-12.06.2007-2007/154) Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yol. Müc. Mev. ve Karar Örnekleri 377 4.6. 4483 ve 3628 SAYILI KANUNLARLA İLGİLİ YARGITAY CEZA GENEL KURULU KARARLARI TABLOSU 10 Y CGK 2010/7-106 2010/148 15.06.2010 Zimmet suçu Y CGK 2010/4-61 2010/117 25.05.2010 Görevi kötüye kullanma suçu Y CGK 2009/4-204 2010/39 Y CGK 2006/7779 2009/4153 02.03.2010 Görevi kötüye kullanma suçu Y CGK 2009/4-137 2009/299 22.12.2009 Rüşvet suçu Y CGK 2009/4-175 2009/237 20.10.2009 Rüşvet suçu Y CGK 2008/5-275 2009/211 29.09.2009 Rüşvet suçu Y CGK 2008/5-96 2009/203 14.07.2009 Resmi belgede sahtecilik Y CGK 2009/4-3 2009/201 14.07.2009 Görevde yetkiyi kötüye kullanma suçu Y CGK 2009/8-72 2009/198 07.07.2009 Resmi belgede sahtecilik Y CGK 2008/5-213 2009/96 14.04.2009 Zimmet suçu Y CGK 2008/4-267 2009/59 17.03.2009 Görevi kötüye kullanma suçu Y CGK 2008/YYB-277 2009/16 Y CGK 2008/4-180 10 02.03.2010 Rüşvet suçu 03.02.2009 Memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında soruşturma izni vermeye yetkili merciler 2008/205 23.09.2008 Kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret suçu 15.06.2010 tarihinden geriye doğru -5237 sayılı TCK’nin yürürlüğe girdiği1/6/2005 tarihine kadar olan 4483 ve 3628 sayılı yasalarla ilgili YCGK kararları tabloda yer almış; bu kararlardan bazılarına kitap içeriğinde ilgili bölümlerde yer verilmiştir. 378 Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yol. Müc. Mev. ve Karar Örnekleri Y CGK 2008/11-164 2008/178 24.06.2008 Kamu görevlisinin resmi belgeyi yok etmesi Y CGK 2008/4.MD-159 2008/175 24.06.2008 Keyfi davranmak suretiyle görevde yetkiyi kötüye kullanmak Y CGK 2008/5-155 2008/173 17.06.2008 Nitelikli zimmet suçu Y CGK 2008/11-139 2008/148 27.05.2008 Sahte evrak düzenlemek ve kullanmak Y CGK 2007/4.MD-220 2008/145 27.05.2008 Görevde yetkiyi kötüye kullanmak Y CGK 2008/6-20 Y CGK 2007/4.MD-228 2008/96 06.05.2008 Görevde yetkiyi kötüye kullanmak Y CGK 2007/4.MD-27 2008/95 06.05.2008 Görevde yetkiyi kötüye kullanma suçu Y CGK 2007/4-42 01.04.2008 Görevi savsama kastı ile hareket etmemek Y CGK 2007/4.MD-229 2008/64 01.04.2008 Görevde yetkiyi kötüye kullanma suçu Y CGK 2007/4.MD-61 2008/63 01.04.2008 Görevde yetkiyi kötüye kullanma suçu Y CGK 2007/4.MD-229 2008/229 01.04.2008 Görevde yetkiyi kötüye kullanma suçu 2008/110 13.05.2008 Resmi evrakta sahtecilik suçu 2008/67 Y CGK 2007/4.MD-89 2008/54 18.03.2008 Görevi kötüye kullanmak Y CGK 2008/7-14 11.03.2008 Gerçeğe aykırı mal beyanında bulunmak Y CGK 2007/4.MD-259 2008/47 11.03.2008 Görevi ihmal suçu Y CGK 2007/4.MD-197 2008/46 11.03.2008 Görevde keyfi davranmak Y CGK 2007/4MD-258 2008/24 12.02.2008 Görevi savsama kastı ile hareket etmemek 2008/50 Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yol. Müc. Mev. ve Karar Örnekleri 379 Y CGK 2007/4.MD-201 2008/12 29.01.2008 Kamu görevlisinin görevinin gereklerine aykırı davranması Y CGK 2007/4.MD-94 2008/2 22.01.2008 Görevde yetkiyi zincirleme biçimde kötüye kullanmak Y CGK 2007/5-97 2007/154 19.06.2007 Rüşvet suçu Y CGK 2006/4-297 2007/146 12.06.2007 Görevde yetkiyi kötüye kullanma Y CGK 2007/5-33 2007/43 20.02.2007 Zimmet suçu Y CGK 2007/7-17 2007/42 20.02.2007 Zimmet suçu Y CGK 2006/4-250 2007/25 06.02.2007 Görevi savsama suçu Y CGK 2006/11-146 2007/21 06.02.2007 Güveni kötüye kullanma suçu Y CGK 2006/11-301 2006/296 12.12.2006 Sahtecilik suçu Y CGK 2006/4-217 2006/294 12.12.2006 Memura müessir fiil Y CGK 2006/17-293 2006/285 05.12.2006 Mal beyanında bulunmamak Y CGK 2006/YYB-280 2006/277 05.12.2006 Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmak Y CGK 2006/4-129 2006/230 07.11.2006 Görevde yetkisini kötüye kullanmak suçu Y CGK 2006/11-183 2006/216 17.10.2006 Resmi belgede sahtecilik suçu Y CGK 2006/5-165 2006/213 17.10.2006 Nitelikli zimmet suçu Y CGK 2006/4-164 2006/201 26.09.2006 Görevde keyfi işlemde bulunmak Y CGK 2006/4-157 2006/200 26.09.2006 Görevde yetkiyi kötüye kullanmak Y CGK 2006/5-182 2006/182 11.07.2006 Resmi belgede sahtecilik 380 Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yol. Müc. Mev. ve Karar Örnekleri Y CGK 2006/5-127 2006/180 04.07.2006 Rüşvet alma ve verme suçu Y CGK 2006/4-122 Y CGK 2006/4-121 2006/162 13.06.2006 Görevde yetkiyi kötüye kullanmak 2006/156 06.06.2006 Görevi kötüye kullanmak Y CGK 2006/4-116 2006/138 09.05.2006 Görevde keyfi davranmak Y CGK Y CGK 2005/4-169 2006/111 04.04.2006 Görevi kötüye kullanmak 2006/5-MD-98 2006/110 04.04.2006 Görevi kötüye kullanmak Y CGK 2006/4.MD-38 2006/94 28.03.2006 Başbakanın soruşturma izni vermesi Y CGK 2005/4-165 2006/31 21.02.2006 Görevi savsamak suçu Y CGK 2005/110 2005/159 26.12.2005 Görevi ihmal suçunu işleyen memur Y CGK 2005/5-39 2005/96 12.07.2005 Rüşvet alma suçu 5. ESKİ VE YENİ TÜRK CEZA KANUNLARININ MADDELER VE KENAR BAŞLIKLARI İTİBARİYLE KARŞILAŞTIRMA TABLOSU 5.1. KARŞILAŞTIRMA TABLOSU 765 s.K. 5237 s.K. 5237 s.K. Kenar Başlıkları Madde No Madde No 1 2 Suçta ve cezada kanunilik ilkesi 2 7 Zaman bakımından uygulama 3 8,9 Yer bakımından uygulama, Yabancı ülkede hüküm verilmesi 4 10,13 Görev suçları, Diğer suçlar 5 11 Vatandaş tarafından işlenen suç 6 12 Yabancı tarafından işlenen suç 7 12 Yabancı tarafından işlenen suç 8 17 Hak yoksunlukları 9 18 Geri verme 10 5 Özel kanunlarla ilişki 10/a 19 Yabancı kanunun göz önünde bulundurulması 11 45,46 Cezalar, hapis cezaları 12 13 47,48 Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, Müebbet hapis cezası 14 15 49 Süreli hapis cezası 16 17 18 19 52 Adli para cezası 20 53 Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma 21 - 382 Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 52 53 61 61 53 53 53 54,55 16,63 53 4 21 32,34,57 Adli para cezası Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma Cezaların belirlenmesi Cezaların belirlenmesi Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakma Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakma Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakma Eşya müsaderesi, Kazanç müsaderesi Cezadan mahsup, Mahsup Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakma Kanunun bağlayıcılığı Kast Akıl hastalığı, Geçici nedenler, alkol ve uyuşturucu madde etkisinde olma, Akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirleri 32,34,57 Akıl hastalığı, Geçici nedenler, alkol ve uyuşturucu madde etkisinde olma, Akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirleri 32,34,57 Akıl hastalığı, Geçici nedenler, alkol ve uyuşturucu madde etkisinde olma, Akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirleri Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu 49 24,25 50 27 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66-77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 29 30 31 31 31 33 33 62 35,36 35 37,38 39 42 44 43 58 58 58 58 58 58 58 383 Kanunun hükmü ve amirin emri, meşru savunma ve zorunluluk hali Sınırın aşılması Haksız tahrik Hata Yaş küçüklüğü Yaş küçüklüğü Yaş küçüklüğü Sağır ve dilsizlik Sağır ve dilsizlik Takdiri indirim nedenleri Suça Teşebbüs, Gönüllü vazgeçme, Suça Teşebbüs Faillik Azmettirme Yardım etme Bileşik suç Fikri içtima Zincirleme suç Suçta tekerrür ve özel tehlikeli suçlular Suçta tekerrür ve özel tehlikeli suçlular Suçta tekerrür ve özel tehlikeli suçlular Suçta tekerrür ve özel tehlikeli suçlular Suçta tekerrür ve özel tehlikeli suçlular Suçta tekerrür ve özel tehlikeli suçlular Suçta tekerrür ve özel tehlikeli suçlular 384 Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 51 51 51 51 64 65 65 73 100 101 102 103 104 105 106 107 108 74 66 66 67 67 67 67 73 109 110 111 66 74 73 112 113 114 115 116 117 68 68 71 69 72 72 Hapis cezasının ertelenmesi Hapis cezasının ertelenmesi Hapis cezasının ertelenmesi Hapis cezasının ertelenmesi Sanığın veya hükümlünün ölümü Af Af Soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı suçlar, uzlaşma Dava veya cezanın düşmesinin etkisi Dava zamanaşımı Dava zamanaşımı Dava zamanaşımının durması veya kesilmesi Dava zamanaşımının durması veya kesilmesi Dava zamanaşımının durması veya kesilmesi Dava zamanaşımının durması veya kesilmesi Soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı suçlar, uzlaşma Dava zamanaşımı Dava veya cezanın düşmesinin etkisi Soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı suçlar, uzlaşma Ceza zamanaşımı Ceza zamanaşımı Ceza zamanaşımının kesilmesi Ceza zamanaşımı ve hak yoksunlukları Zamanaşımının hesabı ve uygulanması Zamanaşımının hesabı ve uygulanması Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 68 75 74 302 303 304,305 385 Ceza zamanaşımı Ön ödeme Dava veya cezanın düşmesinin etkisi Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak Düşmanla işbirliği yapmak Devlete karşı savaşa tahrik, Temel milli yararlara karşı faaliyette bulunmak için yarar sağlama 306 Yabana devlet aleyhine asker toplama 307,308 Askeri tesisleri tahrip ve düşman askeri hareketleri yararına anlaşma, Düşman devlete maddi ve mali yardım 322 Savaş zamanında yükümlülükler 307 Askeri tesisleri tahrip ve düşman askeri hareketleri yararına anlaşma 326,327,33 Devletin güvenliğine ilişkin belgeler, Devletin 4 güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme, Yasaklanan bilgileri temin 328,331,33 Siyasal ve askeri casusluk, Uluslar arası casusluk, 5 Yasaklanan bilgilerin casusluk maksadıyla temini 338 Taksir sonucu casusluk fiillerinin işlenmesi 322,339 Askeri yasak bölgelere girme, Devlet güvenliği ile ilgili belgeleri elinde bulundurma 329,330 Devletin güvenliğine ve siyasal, Gizli kalması gereken bilgileri açıklama yararlarına ilişkin bilgileri açıklama 336,337 Yasaklanan bilgileri açıklama, Yasaklanan bilgileri siyasal ve askeri casusluk maksadıyla açıklama 333 Devletin sırlarından yararlanma, Devlet hizmetlerinde sadakatsizlik 386 Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu 139 140 141 142 143 144 145 146 321 325 300 309,311 147 148 149 312 320 214,313 150 151 152 153 315 278 317 265,319 154 155 156 157 158 159 318 310 310 299 301 160 161 162 163 164 165 166 299 323 340 341 342 Savaş zamanında emirlere uymama Düşmandan unvan ve benzeri payeler kabulü Devletin egemenlik alametlerini aşağılama Anayasayı ihlal, Yasama organlarına karşı suç Hükümete karşı suç Yabancı hizmetine asker yazma, yazılma Suç işlemeye tahrik, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine karşı silahlı isyan Silah sağlama Suçu bildirmeme Askeri komutanlıkların gaspı Görevi yaptırmamak için direnme, Askerleri itaatsizliğe teşvik Halkı askerlikten soğutma Cumhurbaşkanına suikast ve fiili saldırı Cumhurbaşkanına suikast ve fiili saldırı Cumhurbaşkanına hakaret Türklüğü, Cumhuriyeti, Devletin kurum ve organlarını aşağılama Cumhurbaşkanına hakaret Savaşta yalan haber yayma Yabancı devlet başkanına karşı suç Yabancı devlet bayrağına karşı hakaret Yabancı devlet temsilcilerine karşı suç Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu 167 168 169 170 171 172 173 174 175 343 314 220,314,31 5 314 316 114 115,216 176 130, 153 177 130, 153 178 179 180 181 182 130 109,110 109,110 109 109, 234 183 188 120 106,108, 112,113 115,119 189 190 191 192 193 194 6/f 106 107 116 116,119 387 Karşılıklılık koşulu Silahlı örgüt Suç işlemek amacıyla örgüt kurma, Silahlı örgüt, Silah sağlama Silahlı örgüt Suç için anlaşma Siyasi hakların kullanılmasının engellenmesi İnanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme, Halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve aşağılama Kişinin hatırasına hakaret, ibadethanelere ve mezarlıklara zarar verme Kişinin hatırasına hakaret, ibadethanelere ve mezarlıklara zarar verme Kişinin hatırasına hakaret, Kişiyi hürriyetten yoksun kılma, Etkin pişmanlık Kişiyi hürriyetten yoksun kılma, Etkin pişmanlık Kişiyi hürriyetten yoksun kılma, Kişiyi hürriyetten yoksun kılma, Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması Haksız arama Tehdit, cebir, Eğitim ve öğretim engellenmesi, Kamu kurumu veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının faaliyetlerinin engellenmesi, inanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme, Ortak hüküm Tanımlar Tehdit Şantaj Konut dokunulmazlığının ihlali, Konut dokunulmazlığının ihlali, Ortak hüküm 388 195 196 197 198 199 200 201 201/a 201/b 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 213 215 216 217 218 219 220-227 228 229 230 Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu 132 132 139 137 117,119 79 80 247, 248 251 252 259 250 252 252 252 252 254 255 249 257 258 257 Haberleşmenin gizliliğini ihlal Haberleşmenin gizliliğini ihlal Şikayetler Nitelikli haller İş ve çalışma hürriyetinin ihlali , ortak hüküm Göçmen kaçakçılığı İnsan ticareti Zimmet, Etkin pişmanlık Denetim görevinin ihmali Rüşvet Kamu görevlisinin ticareti İrtikap Rüşvet Rüşvet Rüşvet Rüşvet Etkin pişmanlık Yetkili olmadığı bir iş için yarar sağlama Daha az cezayı gerektiren hal Görevi kötüye kullanma Göreve ilişkin sırrın açıklanması Görevi kötüye kullanma Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 277 279 260 230 259 257 257 219 219 94, 95 256 261 261 262 264 265 265 265 265 265 6 265 263 389 Yargı görevi yapanı etkileme Kamu görevlisinin suçu bildirmemesi Kamu görevinin terki veya yapılmaması Birden çok evlilik, hileli evlenme, dinsel tören Kamu görevlisinin ticareti Görevi kötüye kullanma Görevi kötüye kullanma Görev sırasında din hizmetlerini kötüye kullanma Görev sırasında din hizmetlerini kötüye kullanma İşkence, Neticesi sebebiyle ağırlaşmış işkence Zor kullanma yetkisine ilişkin sınırın aşılması Kişilerin malları üzerinde usulsüz tasarruf Kişilerin malları üzerinde usulsüz tasarruf Kamu görevinin usulsüz olarak üstlenilmesi Özel işaret ve kıyafetleri usulsüz kullanma Görevi yaptırmamak için direnme Görevi yaptırmamak için direnme Görevi yaptırmamak için direnme Görevi yaptırmamak için direnme Görevi yaptırmamak için direnme Tanımlar Görevi yaptırmamak için direnme Kanuna aykırı eğitim 390 Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu 262 263 196 195 264 170,174 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 125 125 127 265 129 203 281 289,290 277 278 279 280 281 282 283 284 158 6/c 266 270,271 291 285 286 287 Usulsüz ölü gömülmesi Bulaşıcı hastalıklara ilişkin tedbirlere aykırı davranma Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması, Tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirilmesi Hakaret Hakaret İsnadın ispatı Görevi yaptırmamak için direnme Haksız fiil nedeniyle karşılıklı hakaret Mühür bozma Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme Muhafaza görevini kötüye kullanma, Resmen teslim olan mala el konulması ve bozulması Nitelikli dolandırıcılık Tanımlar Kamu görevine ait araç ve gereçleri suçtan kullanma Suç üstlenme, suç uydurma Başkası yerine ceza infaz kurumuna veya tutukevine girme 267,269 İftira, Etkin pişmanlık 272, 276 Yalan tanıklık, Gerçeğe aykırı bilirkişilik veya tercümanlık 275 Yalan yere yemin Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu 288 273 289 290 291 292 293 294 295 296 274 276 281, 283,284 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 307/a 307/b 308 281 292 292 293 294 294 295 296 295 295 297 298 144,150,15 9 290 290 214,218 215,216, 217,218 309 310 311 312 391 Şahsi cezasızlık veya cezanın azaltılmasını gerektiren sebepler Etkin pişmanlık Gerçeğe aykırı bilirkişilik veya tercümanlık Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme, Suçluyu kayırma, Tutuklu, hükümlü veya suç delillerini bildirmeme Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme Hükümlü veya tutuklunun kaçması Hükümlü veya tutuklunun kaçması Etkin pişmanlık Kaçmaya imkan sağlama Kaçmaya imkan sağlama Muhafızın görevini kötüye kullanması Hükümlü veya tutuklunun ayaklanması Muhafızın görevini kötüye kullanması Muhafızın görevini kötüye kullanması İnfaz kurumu veya tutukevine yasak eşya sokmak Hak kullanımın ve beslenmeyi engelleme Daha az cezayı gerektiren haller Resmen teslim olan mala el konulması ve bozulması Resmen teslim olan mala el konulması ve bozulması Suç işlemeye tahrik, Ortak hüküm Suçu ve suçluyu övme, Halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve aşağılama, Kanunlara uymaya tahrik, Ortak hüküm 392 Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu 312/a 213 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 220 220 197 197 197 199 200 324 200 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 201 199 198 202 202 204 Halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla tehdit Suç işlemek amacıyla örgü kurma Suç işlemek amacıyla örgüt kurma Parada sahtecilik Parada sahtecilik Parada sahtecilik Kıymetli dalgada sahtecilik Para ve kıymetli damgaları yapmaya yarayan araçlar Para ve kıymetli damgaları yapmaya yarayan araçlar Etkin pişmanlık Kıymetli damgada sahtecilik Paraya eşit sayılan değerler Mühürde sahtecilik Mühürde sahtecilik Resmi belgede sahtecilik Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu 340 341 342 343 344 345 204 204 204 206 207,208 346 347 348 207 207,211 205,208 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 210 210 237 237 238 236 239 365 239 366 367 235 235 393 Resmi belgede sahtecilik Resmi belgede sahtecilik Resmi belgede sahtecilik Resmi belgelerin düzenlenmesinde yalan beyan Özel belgede sahtecilik, Özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek Özel belgede sahtecilik Özel belgede sahtecilik Resmi belgeyi bozmak, yok etmek, gizlemek, Özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek Resmi belge hükmünde belgeler Resmi belge hükmünde belgeler Fiyatları etkileme Fiyatları etkileme Kamuya gerekli şeylerin yokluğuna neden olma Edinim ifasına fesat karıştırma Ticari sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgelerin açıklanması Ticari sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgelerin açıklanması İhaleye fesat karıştırma İhaleye fesat karıştırma 394 Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 235 170 170 172 170 170 170 171 223 385 179,223 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 179 180 124 179 185 186 396 - İhaleye fesat karıştırma Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması Radyasyon yayma Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması Genel güvenliğin taksirle tehlikeye sokulması Etkin pişmanlık, Ulaşım araçlarının kaçırılması veya alıkonulması Trafik güvenliğini tehlikeye sokma, Ulaşım araçlarının kaçırılması veya alıkonulması Trafik güvenliğini tehlikeye sokma Trafik güvenliğini taksirle tehlikeye sokma Haberleşmenin engellenmesi Trafik güvenliğini tehlikeye sokma Zehirli madde katma Bozulmuş veya değiştirilmiş gıda veya ilaçların ticareti Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu 397 187 398 399 400 401 402 403 185 240 188,191 404 405 406 407 408 409 410-413 414 415 416 417 418 419 420 421 395 Kişilerin hayatını ve sağlığını tehlikeye sokacak biçimde ilaç yapma veya satma Zehirli madde katma Mal veya hizmet satımından kaçınma Uyuşturucu veya uyarıcı madde, Kullanmak için uyuşturucu madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak imal ve ticareti 190,191,19 Uyuşturucu madde kullanılmasını kolaylaştırma, 4 Kullanmak için uyuşturucu madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak, Sağlık için tehlikeli madde temini 192 Etkin pişmanlık 188, 190 Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti, Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma 193 Zehirli madde imal veya ticareti 103,104 Çocukların cinsel istismarı, Reşit olmayanla cinsel ilişki 103 Çocukların cinsel istismarı 102,103,10 Cinsel saldırı, Çocukların cinsel istismarı, Reşit 4 olmayanla cinsel ilişki 102,103 Cinsel saldırı, Çocukların cinsel istismarı, 102,103 Cinsel saldırı, Çocukların cinsel istismarı, 225 Hayasızca hareketler 102,103,10 Cinsel saldırı, Çocukların cinsel istismarı, Cinsel 5 taciz 396 422-425 426 427 428 429 430 431 432 433-434 435 436 437-444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460-467 468 469 470 Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu 226 226 226 199 199 199 110 227 227 231 231 81 82 82 86 84 85 86 86 87 89 99 100 - Müstehcenlik Müstehcenlik Müstehcenlik Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma Etkin pişmanlık Fuhuş Fuhuş Çocuğun soybağını değiştirme Çocuğun soybağını değiştirme Kasten öldürme Nitelikli haller (adam öldürme) Nitelikli haller (adam öldürme) Kasten yaralama İntihara yönlendirme Taksirle öldürme Kasten yaralama Kasten yaralama Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama Taksirle yaralama Çocuk düşürtme Çocuk düşürme Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu 471 472 473 474-475 476 101 97 98 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 232 96,232 125 127 125 125 126 129 128 131 141,142 142,143 142 144,146,14 7 148 148 149 148 6/e 495 496 497 498 499 500 501 502 Kısırlaştırma Terk Yardım veya bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi Kötü muamele Eziyet, Kötü muamele Hakaret İsnadın ispatı Hakaret Hakaret Mağdurun belirlenmesi Haksız fiil nedeniyle veya karşılıklı hakaret İdari ve savunma dokunulmazlığı Soruşturma ve kovuşturma koşulu Hırsızlık Suçun gece vakti işlenmesi Nitelikli hırsızlık Daha az cezayı gerektiren haller Yağma Yağma Nitelikli yağma Yağma Tanımlar 397 398 Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu 503 504 505 506 507 508 509 157 158 158 161 162 155 156,209 510 511 155 160 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521-a 521-b 521 522 523 524 165 154 151,152 163 151 145 168 167 525 525/a 525/b 243 244 525/c 244 Dolandırıcılık Nitelikli dolandırıcılık Nitelikli dolandırıcılık Hileli iflas Taksirli iflas Güveni kötüye kullanma Bedelsiz senedi kullanma,Açığa imzanın kötüye kullanılması Güveni kötüye kullanma Kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi Hakkı olmayan yere tecavüz Mala zarar vermenin nitelikli halleri Karşılıksız yararlanma Mala zarar verme Malın değerinin az olması Etkin pişmanlık Şahsi cezasızlık sebebi ve cezada indirim yapılmasını gerektiren şahsi sebep Bilişim sistemine girme Sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme Sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu 526 527-529 530 531-544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 222 Etkin pişmanlık 280 229 123 123 170 176 176 176 178 175 Sağlık mesleği mensuplarının suçu bildirmemesi 561 175 562 563 177 564 177 565 566 567 568 179 228 - 399 Dilencilik Kişilerin huzur ve sükununu bozma Kişilerin huzur ve sükununu bozma Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması İnşaat ve yıkımla ilgili emniyet kurallarına uymama İnşaat ve yıkımla ilgili emniyet kurallarına uymama İnşaat ve yıkımla ilgili emniyet kurallarına uymama İşaret ve engel koymama Akıl hastası üzerindeki bakım ve gözetim yükümlülüğünün ihlali Akıl hastası üzerindeki bakım ve gözetim yükümlülüğünün ihlali Hayvanın tehlike yaratabilecek şekilde serbest bırakılması Hayvanın tehlike yaratabilecek şekilde serbest bırakılması Trafik güvenliğini tehlikeye sokma Kumar oynamaması için yer ve imkan sağlama 400 Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu 569 228 570-573 574 575-590 591 592 194 344 345 Tanımlar, kumar oynaması için yer ve imkan sağlama Sağlık için tehlikeli madde temini Yürürlük Yürütme 5.2. 5237 SAYILI TÜRK CEZA KANUNU İLE GETİRİLEN YENİ HÜKÜMLER Madde No 1 3 14 15 20 23 26 28 40 41 55 56 59 60 70 76 77 78 83 Madde Başlıkları Ceza Kanunun amacı Suçta ve cezada kanunilik ilkesi Seçimlik cezalarda soruşturma Soruşturma koşulu olan cezanın hesaplanması Ceza sorumluluğunun şahsiliği Netice sebebiyle ağırlaşmış suç Hakkın kullanılması ve ilgilinin rızası Cebir ve şiddet, korkutma ve tehdit Bağlılık kuralı İştirak halinde işlenen suçlarda gönüllü vazgeçme Kazanç müsaderesi Çocuklara özgü güvenlik tedbiri Sınır dışı edilme Tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbirleri Müsadere zamanaşımı Soykırım İnsanlığa karşı suçlar Örgüt Kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu 90 91 92 93 118 121 122 133 134 135 136 137 139 140 172 181 182 183 184 224 233 241 245 282 285 286 287 288 324 401 İnsan üzerinde deney Organ veya doku ticareti Zorunluluk hali Etkin pişmanlık Sendikal hakların kullanılmasının engellenmesi Dilekçe hakkının kullanılmasının engellenmesi Ayrımcılık Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması Özel hayatın gizliliğini ihlal Kişisel verilerin kaydedilmesi Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme Nitelikli haller Şikayet Tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbiri uygulanması Radyasyon yayma Çevrenin kasten kirletilmesi Çevrenin taksirle kirletilmesi Gürültüye neden olma İmar kirliliğine neden olma Kıt’a sahanlığında veya münhasır ekonomik bölgedeki sabit platformların işgali Aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğün ihlali Tefecilik Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama Gizliliğin ihlali Ses veya görüntülerin kayda alınması Genital muayene Adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs Seferberlikle ilgili görevin ihmali 402 Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu 5.3. TÜRK CEZA KANUNU ALFABETİK DİZİN (MADDELER İTİBARİYLE) A Açığa imzanın kötüye kullanılması.............................................209/1 - hukuka aykırı olarak ele geçirip doldurmak...........................................................................209/2 Adalet Bakanının istemi................................................ 12/3,4, 13/2,3 Adli para cezası............................................................ 50/1-7, 52/1-4 Af .....................................................................................................65 - genel af...............................................................................65/1 - özel af .................................................................................65/2 - cezaya bağlı hak yoksunluğunda özel af ...................................................................................65/3 - müsadere veya ödenen adli para cezasına etkisi ......................................................................74/1 Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ...........................................47/1 Aile hukukundan doğan yükümlülüğün ihlali.............................................................................................233/1 - hamile eşini veya yaşadığı kadını terk etmek...........................................................................233/2 - çocuklarının ahlak, güvenlik ve sağlığını tehlikeye sokmak .................................................233/3 Akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirleri .........................................57 Akıl hastalığı ..............................................................................32/1,2 Akıl hastası üzerindeki bakım ve gözetim yükümlülüğünün ihlali ...................................................175/1 Alenen cinsel ilişkide bulunmak .................................................225/1 Alkol veya uyuşturucu madde etkisinde suç işleme..................................................................................34/1,2 Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu 403 Altsoy üzerindeki velayet, vesayet, kayyımlık hakkından yoksunluk....................................................................53/3 Amirin emrini yerine getirme .....................................................24/2,3 Anayasayı ihlal ............................................... 309/1-3, 314, 315, 316 Askeri tesisleri tahrip ve düşman askeri hareketleri yararına anlaşma.......................... 307/1-7, 314, 315, 316 Askeri komutanlıkların gasbı ...................................................317/1,2 Askeri teşkilatı alenen aşağılama ⇒ Bkz. Türklüğü, Cumhuriyeti, Devletin kurum ve organlarını alenen aşağılama Askeri yasak bölgelere girme ......................................... 332/1-2, 338 Askerleri itaatsizliğe teşvik ..................................................... 319/1-3 Atom enerjisi ile patlamaya neden olma .................................173/1,2 Aynı konutta birlikte yaşadıklarına kötü muamele.....................................................................................232/1 - disiplin yetkisini kötüye kullanma .....................................232/2 Aynı neviden fikri içtima................................................................43/2 Ayrımcılık....................................................................................122/1 Azmettireni ortaya çıkarma ..........................................................38/3 Azmettirme .......................................................................... 38, 214/3 B Bağlılık kuralı ................................................................................40/1 Banka ve kredi kartlarının kötüye kullanılması....................................................................................245 - başkasına ait kredi veya banka kartını kullanma ..................................................................245/1 - sahte kart üretmek, satmak, devretmek vs. .....................................................................245/2 - sahte kartla çıkar sağlamak .............................................245/3 - cezasızlık hali ...................................................................245/4 404 Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu - etkin pişmanlık..................................................................245/5 - tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbiri..................................246 Basın ve yayın............................................................................ 6/1-g Başkası yerine ceza infaz kurumuna veya tutukevine girme ................................................................291/1 Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması ...............................................................268/1 Başkasının suçunu üstlenme ⇒ Bkz. Suç üstlenme Bayrağa hakaret ⇒ Bkz. Devletin egemenlik alametlerini aşağılama Bedelsiz senedi kullanma...........................................................156/1 - şahsi cezasızlık nedeni, cezada indirim ..............................................................................167/1,2 Belli haklardan yoksunluk.............................................................53/1 - süresi ...............................................................................53/2,3 - ertelenmiş kısa süreli hapiste.............................................53/4 - küçükler hakkında ..............................................................53/4 - hak ve yetkilerin kötüye kullanılarak işlenen suçlarda ................................................53/5 - taksirli suçlarda...................................................................53/6 - cezaya bağlı hak yoksunluğunda özel af ...................................................................................65/3 Bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi .............................................................................98/1,2 Bileşik suç.....................................................................................42/1 Bilgi vermeme.............................................................................166/1 - şahsi cezasızlık ve cezada indirim................................167/1,2 Bilinçli taksir..................................................................................22/3 Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu 405 Bilişim sistemine girme...............................................................243/1 - suçun bedelli sistemler hakkında işlenmesi.....................243/2 - verilerin yok olması veya değişmesi ................................243/3 - sistemin işleyişini engelleme veya bozma .......................244/1 - verileri bozma, yok etme, değiştirme vs...........................244/2 - nitelikli haller.....................................................................244/3 - haksız çıkar sağlama .......................................................244/4 - tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbiri..................................246 Birden fazla evlilik....................................................................230/1,2 - hileli evlenme....................................................................230/3 - zamanaşımının başlangıcı ...............................................230/4 - evlenme olmaksızın dinsel tören yaptırmak.....................230/5 - evlenme olmaksızın dinsel tören yapmak........................230/6 Bozulmuş veya değiştirilmiş gıda veya ilaç ticareti ....................186/1 - nitelikli haller.....................................................................186/2 Bulaşıcı hastalıklara ilişkin tedbire uymama ..............................195/1 C Cebir ve şiddet, korkutma ve tehdit sonucu suç işleme..................28 Cebir ..............................................................................................108 - güvenlik tedbiri ....................................................................111 Ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde hak kullanımını ve beslenmeyi engelleyenler.................................................. 298/1-3 Ceza Kanunu - amaç........................................................................................1 - bilmeme ...................................................................................4 406 Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu - özel kanunlarla ilişki ................................................................5 - tanımlar....................................................................................6 Ceza sorumluluğu ........................................................................20/1 Ceza zamanaşımı ...........................................................................68 - ‘nın süresi ........................................................................68/1,2 - ‘nın uygulanmayacağı suçlar .............................................68/3 - türleri başka cezaları içeren hükümlerde ...........................68/4 - başlangıç tarihi ...................................................................68/5 - hak yoksunluklarında ............................................................69 - müsaderede ..........................................................................70 - kesilmesi..........................................................................71/1,2 - ‘nın hesabı ve uygulanması ............................................72/1,2 Cezadan mahsup ............................................................................16 Cezalar .........................................................................................45/1 Cezanın belirlenmesi.............................................................. 61/1-10 Cezanın düşmesinin etkileri .........................................................74/3 Cinsel saldırı..................................................................................102 - vücuda organ veya sair cisim sokulması .........................102/2 - nitelikli haller.....................................................................102/3 - ‘da cebir kullanılması........................................................102/4 - sonucu mağdurun beden veya ruh sağlığının bozulması ...........................................................................102/5 - sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü ..................................................................................102/6 Cinsel taciz .................................................................................105/1 - nitelikli haller.....................................................................105/2 Cumhurbaşkanına hakaret..................................................... 299/1-3 - suikast ve fiili saldırı ............................. 310/1-2, 314, 315, 316 Cumhuriyeti aşağılama ⇒ Bkz. Türklüğü, Cumhuriyeti, Devletin kurum ve organlarını aşağılama Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu 407 Ç Çevrenin kasten kirletilmesi .......................................................181/1 - atıkları izinsiz olarak ülkeye sokma..................................181/2 - nitelikli haller..................................................................181/3,4 - tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbiri...............................181/5 Çevrenin taksirle kirletilmesi....................................................182/1,2 Çocuk ......................................................................................... 6/1-b - düşürtme ........................................................................ 99/1-6 - düşürme...............................................................................100 - ‘ların cinsel istismarı............................................................103 - vücuda organ veya sair cisim sokulması .........................103/2 - nitelikli haller..................................................................103/3,4 - ayrıca kasten yaralama ....................................................103/5 - mağdurun beden veya ruh sağlığının bozulması.............102/6 - mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü.................102/7 - 15 yaşını bitirmiş çocukla cinsel ilişki...............................104/1 - soybağını değiştirme ........................................................231/1 - sağlık kurumunda çocukları karıştırma ............................231/2 - çocukların ahlak, güvenlik ve sağlığını tehlikeye sokmak ...............................................................................233/3 - velayet yetkisi elinden alınanın çocuk kaçırması..........234/1,2 - evini terk eden çocuğu yanında tutma .............................234/3 D Dava zamanaşımı ...........................................................................66 - süresi ...............................................................................66/1,2 - suçun nitelikli hallerinde .....................................................66/3 - süresinin belirlenmesi.........................................................66/4 408 Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu - tekrar yargılamayı gerektiren haller ...................................66/5 - başlangıç tarihi ............................................ 66/6, 230/4, 267/8 - ‘nın uygulanmayacağı suçlar ................. 66/7, 76/4, 77/4, 78/3 - ‘nın durması........................................................................67/1 - ‘nın kesilmesi.................................................................. 67/2-4 - ‘nın hesaplanması ..............................................................72/1 - ‘nın uygulanması ................................................................72/2 - ‘nın düşmesinin etkileri.......................................................74/2 Devlet güvenliği ile ilgili belgeleri elinde bulundurma..............339/1,2 Devlet sırlarından yararlanma, Devlet hizmetlerinde sadakatsizlik ................................................................... 333/1-4, 338 Devlete karşı savaşa tahrik ............................ 304/1-3, 314, 315, 316 Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma.............................302/1 - ayrıca başka suçun işlenmesi ..........................................302/2 - tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbiri...............................302/3 - silahlı örgüt ................................................................... 314/1-3 - silah sağlama ...................................................................315/1 - suç için anlaşma........................................................... 316/1-2 Devletin egemenlik alametlerini aşağılama...................................300 - Türk bayrağını aşağılama ................................................300/1 - İstiklal Marşını aşağılama.................................................300/2 - suçun yabancı ülkede Türk vatandaşı tarafından işlenmesi.............................................................................300/3 Devletin güvenliği ve siyasal yararlarına ilişkin bilgileri açıklama ......................................................................... 329/1-3, 338 Devletin güvenliğine ilişkin belgeler üzerindeki suçlar... 326/1-2, 338 Devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme.............. 327/1-2, 338 Devrim kanunları ........................................................................222/1 Dilekçe hakkının kullanılmasını engelleme................................121/1 Din hizmetlerini kötüye kullanma............................................ 219/1-5 Dini ibadet ve ayinlerin toplu yapılmasını engelleme.................115/2 Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu 409 Disiplin yetkisinin kötüye kullanılması ........................................232/2 Dolandırıcılık...............................................................................157/1 - nitelikli haller.....................................................................158/1 - kamu görevlilerince hatırı sayıldığından bahisle..............158/2 - alacağın tahsili amacıyla ..................................................159/1 - şahsi cezasızlık nedeni, cezadan indirim......................167/1,2 - etkin pişmanlık........................................................... 168/1,2,4 - tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbiri...............................169/1 Düşman devlete maddi ve mali yardım.......... 308/1-4, 314, 315, 316 Düşmandan unvan ve benzeri payeler kabulü...........................325/1 Düşmanla işbirliği yapmak ............................. 303/1-4, 314, 315, 316 E Edimin ifasına fesat karıştırma.................................... 236/1-3, 242/1 Eğitim ve öğretimin engellenmesi ..............................................112/1 - nitelikli haller..................................................................119/1,2 Emniyet teşkilatını alenen aşağılama ⇒ Bkz. Türklüğü, Cumhuriyeti, Devletin kurum ve organlarını alenen aşağılama Eşitlik ilkesi .....................................................................................3/2 Eşyanın müsaderesi.....................................................................54/1 - eşdeğer müsaderesi...........................................................54/2 - ‘nin ağır sonuçlar doğurması..............................................54/3 - suç oluşturan eşyalar .........................................................54/4 - kısmi müsadere ..................................................................54/5 - paydaş olunan eşyada payın müsaderesi .........................54/6 - kazanç müsaderesi .........................................................55/1,2 - müsadere kararının infazında zamanaşımı ..........................70 Efrada kötü muamele .................................................................232/1 Eziyet............................................................................................96/1 - nitelikli haller.......................................................................96/2 410 Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu F Fail................................................................................................37/1 Farklı neviden fikri içtima........................................... 44/1, 90/5, 91/8 Fiyatları etkileme ......................................................... 237/1-3, 242/1 Fuhuş...................................................................................... 227/1-8 G Gece ........................................................................................... 6/1-e Geçici bir nedenle irade kaybı üzerine suç işleme.......................34/1 Geçici kanunlar...............................................................................7/4 Gelip geçilen yerlerdeki işlerden dolayı işaret koymama veya kaldırma .............................................................................178/1 Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması ...............................170 - korku, panik yaratabilecek tarzda yangın, bina çökmesi, toprak kayması, çığ düşmesi, sel, taşkın, silahla ateş, patlayıcı madde...........................................170/1,2 Genel güvenliğin taksirle tehlikeye sokulması ...........................171/1 - yangın, bina çökmesi, toprak kayması, çığ düşmesi, sel, taşkına neden olma......................................171/1 Genital muayene .....................................................................287/1,2 Gerçeğe aykırı bilirkişilik ve tercümanlık................................ 276/1-2 Gerçek içtima............77/2, 106/3, 109/6, 119/2, 149/2, 265/5, 292/4, 302/2, 303/3, 309/2, 311/2, 312/2, 313/4 Geri verme.......................................................................................18 Gizli bilgilerin açıklanması.............................................. 330/1,2, 338 Gizliliğin ihlali .................................................................................285 - soruşturmanın gizliliğini ihlal ............................................285/1 - kapalı duruşmanın gizliliğini ihlal......................................285/2 Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu 411 - suçun basın yayın yoluyla işlenmesi................................285/3 - kişilerin suçlu oldukları izlenimini vermek ........................285/4 Göçmen kaçakçılığı.................................................................. 79/1-3 Gönüllü vazgeçme........................................................... 36/1, 41/1,2 Görev suçları ...................................................................................10 Göreve ilişkin sırrın açıklanması .............................................258/1,2 Görevi ihmal ...............................................................................257/2 Görevi kötüye kullanma...........................................................257/1,3 Görevi yaptırmamak için direnme ..............................................265/1 - suçun yargı görevini yapanlara karşı işlenmesi...............265/2 - nitelikli haller..................................................................265/3,4 - ayrıca kasten yaralama suçunun işlenmesi .....................265/5 Gürültüye neden olma ................................................................183/1 Güveni kötüye kullanma.............................................................155/1 - nitelikli haller.....................................................................155/2 - şahsi cezasızlık nedeni, cezadan indirim......................167/1,2 - etkin pişmanlık........................................................... 168/1,2,4 - tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbiri...............................169/1 Güvenlik tedbiri.............................................................................20/2 Güvenlik tedbirleri...................................................................... 53-60 - hak yoksunlukları...................................................................53 - müsadere ........................................................................54, 55 - çocuklara özgü ......................................................................56 - akıl hastalarına özgü .............................................................57 - suçta tekerrür ........................................................................58 - sınırdışı edilme ......................................................................59 - tüzel kişiler hakkında.....60, 76/3, 77/3, 78/2, 79/3, 80/4, 90/6, 91/7, 111/1, 140/1, 181/5, 189/1, 226/6, 227/7, 228/3, 242/1, 246, 253/1, 282/4, 302/3, 304/3, 309/3 412 Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu H Haberleşmenin engellenmesi.....................................................124/1 - nitelikli haller................................................................. 124/2-3 Haberleşmenin gizliliğini ihlal .....................................................132/1 - içeriğini açıklama...........................................................132/2,3 - içeriğini basın yayın yoluyla açıklama..............................132/4 - şikayet ..............................................................................139/1 - tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbiri...............................140/1 Hak yoksunlukları ⇒ Bkz. Belli haklardan yoksunluk Hakaret .......................................................................................125/1 - iletiyle işlenmesi ...............................................................125/2 - nitelikli haller.....................................................................125/3 - alenen işlenmesi...............................................................125/4 - kurul halindeki kamu görevlilerine karşı...........................125/5 - mağdurun belirlenmesi.....................................................126/1 - isnadın ispatı ................................................................ 127/1-2 - iddia ve savunma dokunulmazlığı....................................128/1 - haksız fiil nedeniyle hakaret.............................................129/1 - kasten yaralamaya karşılık hakaret .................................129/2 - karşılıklı hakaret ...............................................................129/3 - ölünün hatırasına hakaret ................................................130/1 - ölünün ceset ve kemiklerini almak, tahkir etmek .............130/2 - soruşturma ve kovuşturma koşulu ...................................131/1 - mağdurun şikayet etmeden ölümü...................................131/2 Hakkı olmayan yere tecavüz .........................................................154 - taşınmaz veya eklentilerini işgal, sınır bozma .................154/1 - köy tüzel kişiliğine ait yerler..............................................154/2 - suların mecrasını değiştirme............................................154/3 - şahsi cezasızlık nedeni, cezadan indirim......................167/1,2 Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu 413 Hakkın kullanılması ......................................................................26/1 Haklı savunma..............................................................................25/1 Haksız arama .............................................................................120/1 Haksız tahrik.................................................................................29/1 Halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla tehdit 213/1,2, 218 Halkı askerlikten soğutma .......................................................318/1,2 Halkı kanunlara uymamaya tahrik.................................. 217/1, 218/1 Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama.......... 216/1-3, 218/1 Hamile eşini veya yaşadığı kadını terk etmek ...........................233/2 Hapis cezaları...............................................................................46/1 - seçenek yaptırıma çevirme ............................................ 50/1-7 - erteleme.......................................................................... 51/1-8 Hata .................................................................................................30 - suçun maddi unsurlarında..................................................30/1 - suçun nitelikli unsurlarında.................................................30/2 - hukuka uygunluk sebeplerinin maddi unsurlarında..........................................................................30/3 - kusurluluğu ortadan kaldıran veya azaltan bir nedenin maddi unsurlarında.................................................30/3 - işlenen bir fiilin esasında haksızlık oluşturduğu hususunda kaçınılmaz hata..................................................30/4 Hayasız hareketler .....................................................................225/1 Hayvanın tehlikeli olabilecek şekilde bırakılması.......................177/1 Hırsızlık.................................................................................. 141-147 - enerji.................................................................................141/2 - kamu kurum ve kuruluşlarında..................................... 142/1-a - ibadete ayrılmış yerlerde.............................................. 142/1-a - kamu yararına veya hizmetine tahsis edilen eşya ....... 142/1-a - kilitli eşya hakkında ...................................................... 142/1-b - bina ve eklentileri içinde korunan eşya ........................ 142/1-b 414 Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu - ulaşım aracı içinde, kalkış veya varış yerindeki eşya ...142/1-c - afet veya felaketin getireceği zararları önlemek için hazırlanan eşya .............................................................. 142/1-d - adet, tahsis, kullanım gereği açıkta bırakılan eşya...... 142/1-e - elektrik enerjisi hakkında............................................... 142/1-f - kişinin durumu veya ölmesinden yararlanma............... 142/2-a - kapkaç veya yankesicilik .............................................. 142/2-b - afet veya olayların korku ve kargaşasından yararlanma.......................................................................142/2-c - haksız veya taklit anahtar yahut bir aletle.................... 142/2-d - bilişim sistemlerinin kullanılması .................................. 142/2-e - tanınmamak için tedbir alarak veya resmi sıfat takınarak.......................................................................... 142/2-f - büyük ve küçük baş hayvanlar hakkında ..................... 142/2-g - sıvı veya gaz halindeki enerji hakkında ...........................142/3 - enerji nakline, işlenmesine, depolanmasına ait tesislerde ............................................................................142/3 - suçunun işlenmesinde konut dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar vermede şikayet..................................142/4 - geceleyin işlenmesi .............................................................143 - paydaş veya elbirliği ile malik olunan eşyada .............. 144/1-a - hukuki ilişkiye dayanan alacağın tahsili için................. 144/1-b - malın değerinin az olması ................................................145/1 - kullanma hırsızlığı ...............................................................146 - zorunluluk hali .....................................................................147 - şahsi cezasızlık nedeni, cezada indirim........................167/1,2 - etkin pişmanlık........................................................... 168/1,2,4 - tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbiri...............................169/1 Hileli iflas ....................................................................................161/1 - şahsi cezasızlık nedeni, cezadan indirim......................167/1,2 - etkin pişmanlık........................................................... 168/1,2,4 Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu 415 Hukuka aykırı emir ....................................................................24/3,4 Huzur ve sükunu bozma ⇒ Bkz. Kişilerin huzur ve sükununu bozma Hükümete karşı suçlar.................................... 312/1-2, 314, 315, 316 - silahlı isyan........................................... 313/1-4, 314, 315, 316 Hükümeti aşağılama ⇒ Bkz. Türklüğü, Cumhuriyeti, Devletin kurum ve organlarını aşağılama Hükümlü veya tutukluların ayaklanması .................................296/1,2 Hükümlü veya tutuklunun kaçması ............................................292/1 - cebir, tehdit kullanılması...................................................292/2 - silahlı olarak veya birden çok kişi tarafından işlenmesi.............................................................................292/3 - ayrıca yaralama, öldürme, mala zarar verme ..................292/4 - maddenin uygulama alanı................................................292/5 - etkin pişmanlık..................................................................293/1 - kaçmaya imkan sağlama.............................................. 294/1-8 - muhafızın görevini kötüye kullanması.......................... 295/1-3 Hükümlünün ölümü ......................................................................64/2 Hürriyetten yoksun kılma............................................................109/1 - nitelikli haller................................................................. 109/2-6 - etkin pişmanlık.....................................................................110 - güvenlik tedbiri ....................................................................111 İ İbadethanelere zarar verme ................................................... 153/1-3 İdari işlemler ...................................................................................2/2 İflas ⇒ Bkz. Hileli iflas ⇒ Bkz. Taksirli iflas İftira......................................................................................... 267/1-9 - etkin pişmanlık.............................................................. 269/1-5 416 Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu İhaleye fesat karıştırma.................................................. 235/1-5, 242 İlgilinin rızası.................................................................................26/2 İmar kirliliğine neden olma ............................................................184 - yapı ruhsatı almadan veya ruhsata aykırı bina yapma ....184/1 - ruhsatsız inşaata elektrik, su, telefon bağlama................184/2 - yapı kullanma izni olmayan binada sınai faaliyete izin vermek .........................................................................184/3 - uygulama alanı .................................................................184/4 - dava veya cezanın düşmesi.............................................184/5 - maddenin uygulanma alanı..............................................184/6 İnanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme ...................................................................................115/1 - nitelikli haller................................................................. 119/1-2 İnfaz kurumuna veya tutukevine yasak eşya sokmak............ 297/1-4 İnfaz rejimi ......................................................................................7/3 İnsan ticareti ............................................................................. 80/1-4 İnsan üzerinde deney ............................................................... 90/1-6 İnsanlığa karşı suçlar ............................................................... 77/1-4 - ‘ı işlemek için örgüt kurmak............................................ 78/1-3 İnşaat veya yıkımda gerekli tedbirleri almama...........................176/1 İntihara yönlendirme................................................................. 84/1-4 İrtikap.............................................................................................250 - cebri irtikap .......................................................................250/1 - ikna suretiyle irtikap..........................................................250/2 - hatadan yararlanarak irtikap ............................................250/3 - denetim görevlisinin suça göz yumması ..........................251/1 - denetim görevini ihmalle suçun işlenmesine imkan verme .......................................................................251/2 İstiklal Marşını aşağılama ⇒ Bkz. Devletin egemenlik alametlerini aşağılama Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu 417 İş ve çalışma hürriyetinin ihlali ......................................................117 - düşük ücretle veya kötü koşullarda çalıştırma .................117/2 - çalıştırmak için başka yere nakletme...............................117/3 - zorla ücreti değiştiren veya işe engel olanlar...................117/4 - nitelikli haller................................................................. 119/1-2 İşaret ve engel koymama ...........................................................178/1 İşkence ......................................................................................94, 95 - nitelikli haller.......................................................................94/2 - cinsel taciz şeklinde ...........................................................94/3 - iştirak ..................................................................................94/4 - ihmali davranışla suçun işlenmesi .....................................94/5 - netice sebebiyle ağırlaşmış işkence .............................. 95/1-4 İştirak ⇒ Bkz. Suça İştirak ⇒ Bkz. Fail ⇒ Bkz. Azmettirme ⇒ Bkz. Yardım Etme ⇒ Bkz. Bağlılık Kuralı İtiyadi suçlu................................................................................. 6/1-h İzinsiz zehirli madde üretimi ⇒ Bkz. Zehirli maddenin izinsiz üretimi, bulundurulması, satılması veya nakli K Kamu görevine ait araç ve gereçleri suçta kullanma .................266/1 Kamu görevinin terkedilmesi veya yapılmaması.................... 260/1-2 Kamu görevinin usulsüz olarak üstlenilmesi ..............................262/1 Kamu görevlisi.............................................................................6/1-c Kamu görevlisine direnme ⇒ Bkz. Görevi yaptırmamak için direnme Kamu görevlisinin ticareti ...........................................................259/1 Kamu kurumu veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının faaliyetlerinin engellenmesi ....................................113 - nitelikli haller................................................................. 119/1-2 418 Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu Kamuya gerekli eşya ve besinlerin yokluğuna neden olma................................................................................ 238/1, 242/1 Kamuya veya özel kişilere ait suların mecrasını değiştirme ...................................................................................154/3 Kanun hükmünü yerine getirme ...................................................24/1 Kanuna aykırı eğitim kurumu açmak veya işletmek...................263/1 Kanunilik ilkesi.............................................................................2/1,7 Kapalı duruşmada gizliliğin ihlali ⇒ Bkz. Gizliliğin ihlali Karşılıksız yararlanma............................................................ 163/1-2 - şahsi cezasızlık, cezada indirim....................................167/1,2 - etkin pişmanlık........................................................... 168/1,2,4 Kast...............................................................................................21/1 Kasten öldürme ............................................................................81/1 - nitelikli haller.......................................................................82/1 - ihmali davranışla ............................................................ 83/1-3 Kasten yaralama ...................................................................... 86/1-3 - netice sebebiyle ağırlaşmış yaralama............................ 87/1-4 - ihmali davranışla işlenmesi ................................................88/1 Kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşyada tasarruf .......................................................................................160/1 Kazanç müsaderesi.................................................................. 55/1-2 Kısa süreli hapis cezası................................................................49/2 Kısırlaştırma ............................................................................101/1,2 Kıt’a sahanlığı veya ekonomik bölgede sabit platformların işgali .................................................................. 224/1-3 Kıyas...............................................................................................2/3 Kıymetli damgada sahtecilik..........................................................199 - sahte olarak üretme, ülkeye sokma, nakletme vs............199/1 - bilerek kabul etme ............................................................199/2 - bilmeden aldığı kıymetli damgayı sahte olduğunu bilerek tedavüle koyma.......................................................199/3 Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu 419 - kıymetli damga sayılan kağıtlar........................................199/4 - etkin pişmanlık..................................................................201/1 Kişiler arası konuşmaların dinlenmesi veya kaydedilmesi............................................................................133/1,2 - nitelikli haller.....................................................................133/3 - şikayet .................................................................................139 - tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbiri...............................140/1 Kişilerin hayatı ve sağlığını tehlikeye sokacak biçimde ilaç yapım ve satımı.................................................................187/1,2 Kişilerin huzur ve sükununu bozma ...........................................123/1 Kişilerin malları üzerinde usulsüz tasarruf .................................261/1 Kişisel verilerin kaydedilmesi ..................................................135/1,2 - şikayet .................................................................................139 - tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbiri...............................140/1 Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ⇒ Bkz. Hürriyetten yoksun kılma Konusu suç teşkil eden emir .....................................................24/3,4 Konut dokunulmazlığını bozma..................................................116/1 - işyerleri ve eklentileri........................................................116/2 - evlilikte aile bireylerinin rızası ..........................................116/3 - suçun zorla veya gece işlenmesi .....................................116/4 - nitelikli haller................................................................. 119/1-2 Korku panik yaratıcı hareketler ⇒ Bkz. Genel güvenliğin kasten/taksirle ve tehlikeye sokulması Koruma tedbiri ...........................................................................18/6,7 Köy tüzel kişiliğine ait yerlere tecavüz .......................................154/2 Kumar oynanmasını sağlamak...................................................228/1 - çocuklara oynatmak .........................................................228/2 - tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbiri...............................228/3 - kumarın tanımı .................................................................228/4 Kusur yeteneği olmayanları suçun işlenmesinde araç olarak kullanma ............................................................................37/2 420 Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu L Lehe kanun.....................................................................................7/2 M Mahsup............................................................................................63 Mal veya hizmet satımından kaçınma............................ 240/1, 242/1 Mala zarar verme .......................................................................151/1 - hayvan öldürme, zarar verme ..........................................151/2 - nitelikli haller................................................................. 152/1-2 - ibadethane ve mezarlıklara zarar verme ..................... 153/1-3 - şahsi cezasızlık nedeni, cezadan indirim..................... 167/1-2 - etkin pişmanlık........................................................... 168/1,2,4 Meşru savunma............................................................................25/1 Muhafaza görevini kötüye kullanmak..................................... 289/1-4 Müebbet hapis cezası ..................................................................48/1 Mühür bozma..............................................................................203/1 Mühürde sahtecilik ..................................................................202/1,2 Müsadere ⇒ Bkz. Eşyanın müsaderesi Müstehcenlik........................................................................... 226/1-7 N Nedensiz yere hayvan öldürme, zarar verme ............................151/2 Netice sebebiyle ağırlaşmış suç......................................................23 Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu 421 O Olası kast......................................................................................21/2 Onbeş yaşını bitirmiş olan çocukla cinsel ilişki ..........................104/1 Orantılılık ilkesi ...............................................................................3/1 Organ ve doku ticareti .............................................................. 91/1-8 - zorunluluk hali ....................................................................92/1 - etkin pişmanlık.................................................................93/1,2 Ö Ölenin hatırasına hakaret...........................................................130/1 - ceset veya kemiklerini alma, tahkir etme .........................130/2 - şikayet ..............................................................................131/2 Ölü gömmek ⇒ Bkz. Usulsüz ölü gömülmesi Önödeme.................................................................................. 75/1-5 Örgüt faaliyeti çerçevesinde suç işleme... 227/6, 229/3, 282/3, 304/2 Örgüt mensubu suçlu ...................................................................6/1-j Özel belgede sahtecilik ..............................................................207/1 - sahte özel belgeyi bilerek kullanmak ...............................207/2 - özel belgeyi bozmak, yok etmek, gizlemek.........................208 - hukuki ilişkiye dayanan alacağın ispatı veya gerçek bir durumun belgelenmesi için sahtecilik...................211 - içtima ...................................................................................212 Özel hayatın gizliliğini ihlal .........................................................134/1 - görüntü veya sesleri ifşa ..................................................134/2 - şikayet .................................................................................139 - tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbiri...............................140/1 422 Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu Özel işaret ve kıyafetleri usulsüz kullanma ................................264/1 - resmi elbiseden yararlanarak suç işleme.........................264/2 Özel kanun, ceza kanunu ilişkisi .......................................................5 Özel tehlikeli suçlular....................................................................58/9 Özgü suçlara iştirak......................................................................40/2 Özgürlüğü kısıtlama ⇒ Bkz. Hürriyetten yoksun kılma P Para ve kıymetli damgaları yapmaya yarayan araçları izinsiz üretme, ülkeye sokma, satma vs.....................................200/1 - etkin pişmanlık..................................................................201/2 Parada sahtecilik ........................................................................197/1 - sahte parayı kabul etmek .................................................197/2 - bilmeden kabul ettiği parayı, sahte olduğunu bilerek tedavüle koymak.....................................................197/3 - paraya eşit sayılan değerler.............................................198/1 - etkin pişmanlık..................................................................201/1 R Radyasyon yayma.................................................................. 172/1-4 Resmen teslim olunan mala el konulması ve bozulması....... 290/1-2 Resmi belgede sahtecilik............................................................204/1 - kamu görevlisinin görevi gereği yetkili olduğu belgeyi sahte düzenlemesi.................................................204/2 - sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli belgelerde sahtecilik.............................................................................204/3 - resmi belgeyi bozmak, yok etmek, gizlemek ...................205/1 - resmi belge hükmünde belgeler.......................................210/1 Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu 423 - sağlık personelinin sahte belge düzenlemesi ..................210/2 - alacağın ispatı, bir durumun belgelenmesi için sahtecilik................................................................................211 - içtima ...................................................................................212 Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan ...........................206 Resmi elbiseyi yetkisiz giymek ⇒ Bkz. Özel işaret ve kıyafetleri usulsüz kullanma Reşit olmayanla cinsel ilişki........................................................104/1 Rıza .................................................................................... 26/2, 80/2 Ruhsatsız veya ruhsata aykırı bina yapma............................ 184/1-6 Rüşvet ........................................................................................252/1 - nitelikli haller.....................................................................252/2 - tanım.......................................................................... 252/3,4,5 - tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbiri...............................253/1 - etkin pişmanlık.............................................................. 254/1-3 S Sağır ve dilsizlik............................................................................33/1 Sağlık için tehlikeli madde temini ...............................................194/1 Sağlık mesleği mensupları .................................................................. - tanım.................................................................................280/2 - suçu bildirmemeleri ..........................................................280/1 - gerçeğe aykırı belge düzenlemeleri.................................210/2 Sanığın ölümü ..............................................................................64/1 Savaş zamanı emirlere uymama................................................321/1 Savaş zamanında yükümlülükler ........................................... 322/1-4 Savaşta yalan haber yayma................................................... 323/1-5 Seçenek yaptırımlar .....................................................................50/1 Seçenek yaptırımların infazı......................................................50/6,7 424 Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu Seçimlik cezalarda soruşturma .......................................................14 Seferberlikle ilgili görevin ihmali .................................................324/1 Sendikal hakların engellenmesi ..............................................118/1,2 Sınır dışı edilme ..............................................................................59 Sınırın aşılması .........................................................................27/1,2 Sırları açıklama ........................................................... 239/1-4, 242/1 Silah............................................................................................. 6/1-f Siyasal ve askeri casusluk ............................................. 328/1-2, 338 Siyasi hakların kullanılmasının engellenmesi .........................114/1,2 - nitelikli haller................................................................. 119/1-2 Soruşturma koşulu olan cezanın hesaplanması .............................15 Soruşturma ve kovuşturmada yetkisiz olarak ses ve görüntüleri kayda almak veya nakletmek...................................286/1 Soruşturmanın gizliliğinin ihlali ⇒ Bkz. Gizliliğin ihlali Soykırım suçu........................................................................... 76/1-4 - ‘nu işlemek için örgüt kurma........................................... 78/1-3 Suç delillerini bildirmeme ⇒ Bkz. Tutuklu, hükümlü veya suç delillerini bildirmeme Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme ................. 281/1-3 Suç eşyasının alınması, kabulü .................................................165/1 - şahsi cezasızlık, cezadan indirim.....................................167/1 Suç işlemek amacıyla örgüt kurma ............................................220/1 - örgüte üye olma................................................................220/2 - örgütün silahlı olması .......................................................220/3 - örgütün faaliyeti çerçevesinde suç işlenmesi...................220/4 - örgüt yöneticilerinin sorumluluğu .....................................220/5 - örgüt adına suç işleme .....................................................220/6 - örgüte yardım etme ..........................................................220/7 - örgütün propagandasını yapmak .....................................220/8 - etkin pişmanlık.............................................................. 221/1-6 Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu 425 Suç işlemek için alenen tahrik....................................................214/1 - nitelikli haller.....................................................................214/2 - tahrik konusu suçun işlenmesi ................................ 214/3, 218 Suç uydurma ..............................................................................271/1 Suç üstlenme..............................................................................270/1 Suça iştirakte sorumluluk .......................................................40/1,2,3 Suça teşebbüs...........................................................................35/1,2 Suçluların iadesi (geri verme) .........................................................18 Suçluyu kayırma.........................................................................283/1 - suçu kamu görevlisinin gizlemesi.....................................283/2 - cezasızlık hali ...................................................................283/3 Suçta tekerrür...............................................................................58/1 - süre koşulu .........................................................................58/2 - seçimlik cezalarda..............................................................58/3 - tekerrüre esas suçlar..........................................................58/4 - küçüklerin işlediği suçlarda ................................................58/5 - sonuçları.......................................................................58/6,7,8 Suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama ..................282/1 - nitelikli haller.....................................................................282/2 - suçun örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenmesi...................282/3 - tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbiri...............................282/4 - etkin pişmanlık..................................................................282/5 Suçu bildirmeme..................................................................... 278/1-3 - kamu görevlisinin suçu bildirmemesi ............................279/1,2 - sağlık mesleği mensupları............................................ 280/1-2 Suçu meslek edinen .....................................................................6/1-i Suçu ve suçluyu övme ...................................................... 215/1, 218 Suların mecrasını değiştirme .....................................................154/3 Süreli hapis cezası .......................................................................49/1 Süreli kanunlar................................................................................7/4 426 Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu Ş Şantaj ......................................................................................107/1,2 - güvenlik tedbiri ....................................................................111 Şapka ve Türk harfleri ................................................................222/1 Şikayet................................................................................................. - şikayete tabi suçlar....... 11/2,12/2,73/1,86/2,89/5,102/1-2,104/1, 105/1, 106/1, 116, 117, 123, 131, 139, 144, 146, 151, 155, 156, 159, 160, 167, 209, 233, 239, 340/2, 341/2, 342/2 - süresi ..................................................................................73/1 - süresinin başlangıcı ...........................................................73/2 - şikayetçilerden birinin süreyi geçirmesi..............................73/3 - ‘ten vazgeçme ....................................................................73/4 - iştirak halinde işlenen suçlarda sanıklardan biri hakkında vazgeçme .............................................................73/5 - vazgeçmenin kabulü ..........................................................73/6 - vazgeçmenin şahsi haklara etkisi ......................................73/7 - vazgeçmenin müsadere veya ödenen adli para cezasına etkisi ......................................................................74/1 - suça ilişkin şikayet ve makamı............................ CMK 158/1-6 Şirket veya kooperatifler hakkında yanlış bilgi...........................164/1 - şahsi cezasızlık, cezadan indirim..................................167/1,2 T Takdiri indirim nedenleri ........................................................... 62/1-2 Taksir...............................................................................................22 Taksirle öldürme....................................................................... 85/1-2 Taksirle yangın, bina çökmesi vs. neden olma ⇒ Bkz. Genel güvenliğin taksirle tehlikeye sokulması Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu 427 Taksirle yaralama ..................................................................... 89/1-5 Taksirli iflas.................................................................................162/1 - şahsi cezasızlık nedeni, cezada indirim........................167/1,2 - etkin pişmanlık.....................................................................168 Taksirli suçta hapsin paraya çevrilmesi .......................................50/4 TBMM’nin görev yapmasını engelleme ⇒ Bkz. Yasama organına karşı suç Tefecilik .......................................................................... 241/1, 242/1 Tehdit..........................................................................................106/1 - nitelikli haller.....................................................................106/2 - amacıyla öldürme, yaralama, mala zarar verme .............106/3 - güvenlik tedbiri ....................................................................111 Tehlikeli ilaç yapımı ⇒ Bkz. Kişilerin hayatı ve sağlığını tehlikeye sokacak biçimde ilaç yapımı ve satımı Tehlikeli madde bulundurulması veya el değiştirmesi ........... 174/1-3 Tekerrür ⇒ Bkz. Suçta tekerrür Temel cezanın tayini ⇒ Bkz. Cezanın belirlenmesi Temel milli yararlara karşı faaliyet için çıkar sağlama .......................................................... 305/1-4, 314, 315, 316 Temyiz ..........................................................................................18/4 Terk........................................................................................... 97/1-2 Teşebbüs...................................................................................35/1,2 Teşhircilik....................................................................................225/1 Trafik güvenliğini taksirle tehlikeye sokma.................................180/1 Trafik güvenliğini tehlikeye sokma ......................................... 179/1-3 Tutuklu, hükümlü veya suç delillerini bildirmeme..........................284 - tutuklu ve hükümlünün bulunduğu yeri bildirmeme .........284/1 - suç delil ve eserlerinin bulunduğu yeri bildirmeme ..........284/2 - suçun kamu görevlisi tarafından işlenmesi ......................284/3 - cezasızlık hali ...................................................................284/4 428 Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu Tutuklunun kaçması ⇒ Bkz. Hükümlü veya tutuklunun kaçması Türk’ün yabancı ülkede suç işlemesi ..............................................11 Türkiye’de işlenen suçlar................................................................8/1 Türkiye’de işlenmiş suçlar ..............................................................8/2 Türklüğü, Cumhuriyeti, Devletin kurum ve organlarını alenen aşağılama ..........................................................................301 - Türklüğü, Cumhuriyeti, Devletin kurum ve organlarını alenen aşağılama.............................................301/1 - TC Hükümetini, yargı organlarını, askeri veya emniyet teşkilatını alenen aşağılama.................................301/2 - suçun yabancı ülkede Türk vatandaşı tarafından işlenmesi.............................................................................301/3 - eleştiri ...............................................................................301/4 Tüzel kişiler...................................................................................20/2 U Ulaşım araçlarının kaçırılması veya alıkonulması ................. 223/1-5 Uluslararası casusluk ........................................................ 331/1, 338 Usulsüz ölü gömülmesi ..............................................................196/1 Uygulamada asıl mahkumiyet ......................................................50/5 Uyuşturucu veya uyarıcı madde suçları................................ 188-192 - imal, ithal, ihraç ................................................................188/1 - ihraç ve ithalde mahsup ...................................................188/2 - satma, satışa arzetme, verme, sevk etme, nakletme, depolama, satın alma, kabul etme, bulundurma................188/3 - eroin, kokain, morfin, bazmorfin.......................................188/4 - suçun örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenmesi...................188/5 - reçeteye bağlı uyuşturucu ve uyarıcı etki doğuran maddeler.............................................................................188/6 Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu 429 - üretimde kullanılan maddenin ithal, imal, satış, alış, nakil, depolama veya ihracı................................................188/7 - suçun sağlık görevlilerince işlenmesi...............................188/8 - tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbiri...............................189/1 - kullanılmasını kolaylaştırma .............................................190/1 - kullanılmasını özendirme, yayın yapma...........................190/2 - suçun sağlık görevlilerince işlenmesi...............................190/3 - kullanmak için satın alma, kabul etme, bulundurma........191/1 - tedavi ve denetim serbestisi.............................................191/2 - rehberlik edecek uzman görevlendirilmesi.......................191/3 - denetimli serbestlik tedbir süresi......................................191/4 - tedbirin sonuçları..............................................................191/5 - cezadan sonra tedbir........................................................191/6 - cezanın infazı ...................................................................191/7 - etkin pişmanlık.............................................................. 192/1-4 Ü Üstsoy ve altsoy ilişkisinden doğan nüfuz kullanılarak azmettirme....................................................................................38/2 V Vatandaş .................................................................................... 6/1-a - yabancı ülkeye verilmesi ....................................................18/2 Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme ...............136/1 - nitelikli haller........................................................................137 - yok etmeme......................................................................138/1 - şikayet .................................................................................139 - tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbiri...............................140/1 430 Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu Y Yabancı devlet aleyhine asker toplama ......... 306/1-6, 314, 315, 316 Yabancı devlet başkanına karşı suç .............................. 340/1-2, 343 - bayrağına karşı hakaret ....................................... 341/1-2, 343 - temsilcilerine karşı suç ......................................... 342/1-2, 343 - karşılıklılık koşulu ................................................................343 Yabancı hizmetine asker yazma, yazılma.............................. 320/1-3 Yabancı ülke kanunundaki ceza miktarı .........................................19 Yabancı ülkede hüküm verilmesi ................................................9, 17 Yabancı ülkede işlenen suçlar ........................................................13 Yabancı ülkede Türkiye namına görev yapanların suçları..............10 Yabancı ülkede yabancının suç işlemesi .....................................12/1 Yağma ........................................................................................148/1 - senedin yağması ..............................................................148/2 - yağma suçunda cebir .......................................................148/3 - nitelikli yağma...................................................................149/1 - yağma suçunda yaralama ................................................149/2 - alacağın tahsili için yağma ...............................................150/1 - malın değerinin az olması ................................................150/2 - etkin pişmanlık..................................................................168/3 Yalan tanıklık .......................................................................... 272/1-8 - şahsi cezasızlık halleri .....................................................273/1 - cezanın azaltılmasını gerektiren sebepler .......................273/1 - uygulanamayacak haller ..................................................273/3 - etkin pişmanlık.............................................................. 274/1-3 Yalan yere yemin.................................................................... 275/1-3 Yardım etme ..............................................................................39/1,2 Yardım veya bildirim yükümlülüğünü yerine getirmeme ...........98/1,2 Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu 431 Yargı görevi yapanı etkileme......................................................277/1 Yargı görevi ................................................................................ 6/1-d Yargı organlarını alenen aşağılama ⇒ Bkz. Türklüğü, Cumhuriyeti, Devletin kurum ve organlarını alenen aşağılama Yargılamayı etkilemeye teşebbüs ..............................................288/1 Yasaklanan bilgileri temin ...................................................... 334/1-2 - bilgilerin casusluk amacıyla temini....................... 335/1-2, 338 - bilgileri açıklama................................................... 336/1-3, 338 - bilgileri siyasal veya askeri casusluk maksadıyla açıklama.............................................. 337/1-2, 338 Yasama organına karşı suç ........................... 311/1-2, 314, 315, 316 Yaş küçüklüğü ................................................................. 31/1-3, 66/2 Yer bakımından uygulama ................................................................8 Yetkili merciin emrini uygulama.................................................24/2,3 Yetkili olmadığı bir iş için çıkar sağlama ....................................255/1 Yiyecek ve içeceklere zehirli madde katma ............................185/1,2 Yorum .............................................................................................2/3 Z Zaman bakımından uygulama...........................................................7 Zamanaşımı ⇒ Bkz. Dava zamanaşımı ⇒ Bkz. Ceza zamanaşımı Zehirli madde katma ⇒ Bkz. Yiyecek ve içeceklere zehirli madde katma Zehirli maddenin izinsiz üretimi, bulundurulması, satılması veya nakli....................................................................................193/1 Zimmet........................................................................................247/1 - nitelikli zimmet ..................................................................247/2 - kullanma zimmeti..............................................................247/3 432 Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu - etkin pişmanlık...............................................................248/1,2 - malın değerinin azlığı .......................................................249/1 - denetim görevlisinin suça göz yumması ..........................251/1 - denetim görevini ihmalle suçun işlenmesine imkan verme..................................................................................251/2 Zincirleme suç ........................................................................43/1,2,3 Zor kullanma yetkisinde sınırın aşılması....................................256/1 Zorunlu olarak seçenek yaptırımına çevirme...............................50/3 Zorunluluk hali ..............................................................................25/2 6. MEMUR SUÇLARININ SORUŞTURULMASINDA SIKÇA KARŞILAŞILMASI MUHTEMEL TÜRK CEZA KANUNU HÜKÜMLERİ Tanımlar 11 Madde 6. - (1) Ceza kanunlarının uygulanmasında; c) Kamu görevlisi deyiminden; kamusal faaliyetin yürütülmesine atama veya seçilme yoluyla ya da herhangi bir surette sürekli, süreli veya geçici olarak katılan kişi, anlaşılır. (eski TCK md. 79) Görev suçları Madde 10. - (1) Yabancı ülkede Türkiye namına memuriyet veya görev üstlenmiş olup da bundan dolayı bir suç işleyen kimse, bu fiile ilişkin olarak yabancı ülkede hakkında mahkûmiyet hükmü verilmiş bulunsa bile, Türkiye’de yeniden yargılanır. (Eski TCK Md 4 vd) Ceza sorumluluğunun şahsîliği Madde 20. - (1) Ceza sorumluluğu şahsîdir. Kimse başkasının fiilinden dolayı sorumlu tutulamaz. (2) Tüzel kişiler hakkında ceza yaptırımı uygulanamaz. Ancak, suç dolayısıyla kanunda öngörülen güvenlik tedbiri niteliğindeki yaptırımlar saklıdır. (2 f Yeni) Kast Madde 21. - (1) Suçun oluşması kastın varlığına bağlıdır. Kast, suçun kanunî tanımındaki unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesidir. 11 Bkz. Birleşmiş Milletler Yolsuzlukla Mücadele Sözleşmesi Madde 2/a, b, c 434 Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri (2) Kişinin, suçun kanunî tanımındaki unsurların gerçekleşebileceğini öngörmesine rağmen, fiili işlemesi hâlinde olası kast vardır. Bu hâlde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda müebbet hapis cezasına, müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmi yıldan yirmibeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur; diğer suçlarda ise temel ceza üçte birden yarısına kadar indirilir. (E.TCK 45.md.) Taksir Madde 22. - (1) Taksirle işlenen fiiller, kanunun açıkça belirttiği hâllerde cezalandırılır. (2) Taksir, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla, bir davranışın suçun kanunî tanımında belirtilen neticesi öngörülmeyerek gerçekleştirilmesidir. (3) Kişinin öngördüğü neticeyi istememesine karşın, neticenin meydana gelmesi hâlinde bilinçli taksir vardır; bu hâlde taksirli suça ilişkin ceza üçte birden yarısına kadar artırılır. (4) Taksirle işlenen suçtan dolayı verilecek olan ceza failin kusuruna göre belirlenir. (5) Birden fazla kişinin taksirle işlediği suçlarda, herkes kendi kusurundan dolayı sorumlu olur. Her failin cezası kusuruna göre ayrı ayrı belirlenir. (6) Taksirli hareket sonucu neden olunan netice, münhasıran failin kişisel ve ailevî durumu bakımından, artık bir cezanın hükmedilmesini gereksiz kılacak derecede mağdur olmasına yol açmışsa ceza verilmez; bilinçli taksir hâlinde verilecek ceza yarıdan altıda bire kadar indirilebilir. Ceza Sorumluluğunu Kaldıran veya Azaltan Nedenler Kanunun hükmü ve amirin emri Madde 24. - (1) Kanunun hükmünü yerine getiren kimseye ceza verilmez. Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri 435 (2)Yetkili bir merciden verilip, yerine getirilmesi görev gereği zorunlu olan bir emri uygulayan sorumlu olmaz. (3)Konusu suç teşkil eden emir hiçbir surette yerine getirilemez. Aksi takdirde yerine getiren ile emri veren sorumlu olur. (4) Emrin, hukuka uygunluğunun denetlenmesinin kanun tarafından engellendiği hâllerde, yerine getirilmesinden emri veren sorumlu olur. (E.TCK 49.md.) Meşru savunma ve zorunluluk hâli Madde 25. - (1) Gerek kendisine ve gerek başkasına ait bir hakka yönelmiş, gerçekleşen, gerçekleşmesi veya tekrarı muhakkak olan haksız bir saldırıyı o anda hâl ve koşullara göre saldırı ile orantılı biçimde defetmek zorunluluğu ile işlenen fiillerden dolayı faile ceza verilmez. (2) Gerek kendisine gerek başkasına ait bir hakka yönelik olup, bilerek neden olmadığı ve başka suretle korunmak olanağı bulunmayan ağır ve muhakkak bir tehlikeden kurtulmak veya başkasını kurtarmak zorunluluğu ile ve tehlikenin ağırlığı ile konu ve kullanılan vasıta arasında orantı bulunmak koşulu ile işlenen fiillerden dolayı faile ceza verilmez. (E.TCK 49.md.) Hakkın kullanılması ve ilgilinin rızası Madde 26. - (1) Hakkını kullanan kimseye ceza verilmez. (2) Kişinin üzerinde mutlak surette tasarruf edebileceği bir hakkına ilişkin olmak üzere, açıkladığı rızası çerçevesinde işlenen fiilden dolayı kimseye ceza verilmez. Sınırın aşılması Madde 27. - (1) Ceza sorumluluğunu kaldıran nedenlerde sınırın kast olmaksızın aşılması hâlinde, fiil taksirle işlendiğinde de cezalandırılıyorsa, taksirli suç için kanunda yazılı cezanın altıda birinden üçte birine kadarı indirilerek hükmolunur. 436 Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri (2) Meşru savunmada sınırın aşılması mazur görülebilecek bir heyecan, korku veya telaştan ileri gelmiş ise faile ceza verilmez. (E.TCK 50.md.) Cebir ve şiddet, korkutma ve tehdit Madde 28. - (1) Karşı koyamayacağı veya kurtulamayacağı cebir ve şiddet veya muhakkak ve ağır bir korkutma veya tehdit sonucu suç işleyen kimseye ceza verilmez. Bu gibi hâllerde cebir ve şiddet, korkutma ve tehdidi kullanan kişi suçun faili sayılır. (Yeni) Haksız tahrik Madde 29. - (1) Haksız bir fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında suç işleyen kimseye, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine onsekiz yıldan yirmidört yıla ve müebbet hapis cezası yerine oniki yıldan onsekiz yıla kadar hapis cezası verilir. Diğer hâllerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir. (E.TCK 51.md.) Hata Madde 30. - (1) Fiilin icrası sırasında suçun kanunî tanımındaki maddî unsurları bilmeyen bir kimse, kasten hareket etmiş olmaz. Bu hata dolayısıyla taksirli sorumluluk hâli saklıdır. (2) Bir suçun daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli hâllerinin gerçekleştiği hususunda hataya düşen kişi, bu hatasından yararlanır. (3) Ceza sorumluluğunu kaldıran veya azaltan nedenlere ait koşulların gerçekleştiği hususunda kaçınılmaz bir hataya düşen kişi, bu hatasından yararlanır. (E.TCK 52.md.) (4) (Ek fıkra: 29/6/2005 – 5377/4 md.) İşlediği fiilin haksızlık oluşturduğu hususunda kaçınılmaz bir hataya düşen kişi, cezalandırılmaz. Yaş küçüklüğü Madde 31. - (1) Fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmamış olan çocukların ceza sorumluluğu yoktur. Bu kişiler hakkında, ceza Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri 437 kovuşturması yapılamaz; ancak, çocuklara özgü güvenlik tedbirleri uygulanabilir. (2) (Değişik fıkra: 29/6/2005 – 5377/5 md.) Fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmuş olup da onbeş yaşını doldurmamış olanların işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayamaması veya davranışlarını yönlendirme yeteneğinin yeterince gelişmemiş olması hâlinde ceza sorumluluğu yoktur. Ancak bu kişiler hakkında çocuklara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur. İşlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin varlığı hâlinde, bu kişiler hakkında suç, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde oniki yıldan onbeş yıla; müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde dokuz yıldan onbir yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Diğer cezaların yarısı indirilir ve bu hâlde her fiil için verilecek hapis cezası yedi yıldan fazla olamaz. (3) Fiili işlediği sırada onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında suç, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde ondört yıldan yirmi yıla; müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde dokuz yıldan oniki yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Diğer cezaların yarısı indirilir ve bu hâlde her fiil için verilecek hapis cezası sekiz yıldan fazla olamaz. (E.TCK.53,54,55.md.) Akıl hastalığı Madde 32. - (1) Akıl hastalığı nedeniyle, işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayamayan veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği önemli derecede azalmış olan kişiye ceza verilmez. Ancak, bu kişiler hakkında güvenlik tedbirine hükmolunur. (2) Birinci fıkrada yazılı derecede olmamakla birlikte işlediği fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği azalmış olan kişiye, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine yirmibeş yıl, müebbet 438 Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri hapis cezası yerine yirmi yıl hapis cezası verilir. Diğer hâllerde verilecek ceza, altıda birden fazla olmamak üzere indirilebilir. Mahkûm olunan ceza, süresi aynı olmak koşuluyla, kısmen veya tamamen, akıl hastalarına özgü güvenlik tedbiri olarak da uygulanabilir. (E.TCK 46 47,48. .md.) Sağır ve dilsizlik Madde 33. - (1) Bu Kanunun, fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmamış olan çocuklara ilişkin hükümleri, onbeş yaşını doldurmamış olan sağır ve dilsizler hakkında; oniki yaşını doldurmuş olup da onbeş yaşını doldurmamış olanlara ilişkin hükümleri, onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamış olan sağır ve dilsizler hakkında; onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamış olanlara ilişkin hükümleri, onsekiz yaşını doldurmuş olup da yirmibir yaşını doldurmamış olan sağır ve dilsizler hakkında da uygulanır. (E.TCK.57,58.md.) Geçici nedenler, alkol veya uyuşturucu madde etkisinde olma Madde 34. - (1) Geçici bir nedenle ya da irade dışı alınan alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle, işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayamayan veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği önemli derecede azalmış olan kişiye ceza verilmez. (2) İradî olarak alınan alkol veya uyuşturucu madde etkisinde suç işleyen kişi hakkında birinci fıkra hükmü uygulanmaz. (E TCK Md 46,47,48) Suça Teşebbüs Madde 35.– (1) Kişi, işlemeyi kastettiği bir suçu elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icraya başlayıp da elinde olmayan nedenlerle tamamlayamaz ise teşebbüsten dolayı sorumlu tutulur. Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri 439 (2) Suça teşebbüs hâlinde fail, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığına göre, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine onüç yıldan yirmi yıla kadar, müebbet hapis cezası yerine dokuz yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Diğer hâllerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir. (Eski TCK md. 61, 62) Gönüllü vazgeçme Madde 36.– (1) Fail, suçun icra hareketlerinden gönüllü vazgeçer veya kendi çabalarıyla suçun tamamlanmasını veya neticenin gerçekleşmesini önlerse, teşebbüsten dolayı cezalandırılmaz; fakat tamam olan kısım esasen bir suç oluşturduğu takdirde, sadece o suça ait ceza ile cezalandırılır. (eski TCK 61/son) Suça İştirak Faillik Madde 37.– (1) Suçun kanunî tanımında yer alan fiili birlikte gerçekleştiren kişilerden her biri, fail olarak sorumlu olur. (2) Suçun işlenmesinde bir başkasını araç olarak kullanan kişi de fail olarak sorumlu tutulur. Kusur yeteneği olmayanları suçun işlenmesinde araç olarak kullanan kişinin cezası, üçte birden yarısına kadar artırılır. (E.TCK.64.md.) Azmettirme Madde 38. - (1) Başkasını suç işlemeye azmettiren kişi, işlenen suçun cezası ile cezalandırılır. (2) Üstsoy ve altsoy ilişkisinden doğan nüfuz kullanılmak suretiyle suça azmettirme hâlinde, azmettirenin cezası üçte birden yarısına kadar artırılır. Çocukların suça azmettirilmesi hâlinde, bu fıkra hükmüne göre cezanın artırılabilmesi için üstsoy ve altsoy ilişkisinin varlığı aranmaz. 440 Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri (3) Azmettirenin belli olmaması hâlinde, kim olduğunun ortaya çıkmasını sağlayan fail veya diğer suç ortağı hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine yirmi yıldan yirmibeş yıla kadar, müebbet hapis cezası yerine onbeş yıldan yirmi yıla kadar hapis cezasına hükmolunabilir. Diğer hâllerde verilecek cezada, üçte bir oranında indirim yapılabilir. (E.TCK.64.md) Yardım etme Madde 39.– (1) Suçun işlenmesine yardım eden kişiye, işlenen suçun ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirmesi hâlinde, onbeş yıldan yirmi yıla; müebbet hapis cezasını gerektirmesi hâlinde, on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası verilir. Diğer hâllerde cezanın yarısı indirilir. Ancak, bu durumda verilecek ceza sekiz yılı geçemez. (2) Aşağıdaki hâllerde kişi işlenen suçtan dolayı yardım eden sıfatıyla sorumlu olur: a) Suç işlemeye teşvik etmek veya suç işleme kararını kuvvetlendirmek veya fiilin işlenmesinden sonra yardımda bulunacağını vaat etmek. b) Suçun nasıl işleneceği hususunda yol göstermek veya fiilin işlenmesinde kullanılan araçları sağlamak. c) Suçun işlenmesinden önce veya işlenmesi sırasında yardımda bulunarak icrasını kolaylaştırmak. (E.TCK.65md) Bağlılık kuralı Madde 40.– (1) Suça iştirak için kasten ve hukuka aykırı işlenmiş bir fiilin varlığı yeterlidir. Suçun işlenişine iştirak eden her kişi, diğerinin cezalandırılmasını önleyen kişisel nedenler göz önünde bulundurulmaksızın kendi kusurlu fiiline göre cezalandırılır. (2) Özgü suçlarda, ancak özel faillik niteliğini taşıyan kişi fail olabilir. Bu suçların işlenişine iştirak eden diğer kişiler ise azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulur. Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri 441 (3) Suça iştirakten dolayı sorumlu tutulabilmek için ilgili suçun en azından teşebbüs aşamasına varmış olması gerekir. (E.TCK.64,65,66 md.) İştirak hâlinde işlenen suçlarda gönüllü vazgeçme Madde 41.– (1) İştirak hâlinde işlenen suçlarda, sadece gönüllü vazgeçen suç ortağı, gönüllü vazgeçme hükümlerinden yararlanır. (2) Suçun; a) Gönüllü vazgeçenin gösterdiği gayreti dışında başka bir sebeple işlenmemiş olması, b) Gönüllü vazgeçenin bütün gayretine rağmen işlenmiş olması, Hâllerinde de gönüllü vazgeçme hükümleri uygulanır. (Yeni) Bileşik suç Madde 42- (1) Biri diğerinin unsurunu veya ağırlaştırıcı nedenini oluşturması dolayısıyla tek fiil sayılan suça bileşik suç denir. Bu tür suçlarda içtima hükümleri uygulanmaz. Zincirleme suç Madde 43- (1) Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda, bir cezaya hükmedilir. Ancak bu ceza, dörtte birinden dörtte üçüne kadar artırılır. Bir suçun temel şekli ile daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli şekilleri, aynı suç sayılır. (Ek cümle: 29/6/2005 – 5377/6 md.) Mağduru belli bir kişi olmayan suçlarda da bu fıkra hükmü uygulanır. (2) Aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi durumunda da, birinci fıkra hükmü uygulanır. (3) Kasten öldürme, kasten yaralama, işkence ve yağma suçlarında bu madde hükümleri uygulanmaz.(1) Fikri içtima Madde 44- (1) İşlediği bir fiil ile birden fazla farklı suçun oluşmasına sebebiyet veren kişi, bunlardan en ağır cezayı gerektiren suçtan dolayı cezalandırılır. 442 Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri Cezalar Madde 45. - (1) Suç karşılığında uygulanan yaptırım olarak cezalar, hapis ve adlî para cezalarıdır. (Eski TCK 11,13.md) Hapis cezaları Madde 46. - (1) Hapis cezaları şunlardır: a) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası. b) Müebbet hapis cezası. c) Süreli hapis cezası. (E TCK Md 11) Dava ve Cezanın Düşürülmesi Sanığın veya hükümlünün ölümü Madde 64. - (1) Sanığın ölümü hâlinde kamu davasının düşürülmesine karar verilir. Ancak, niteliği itibarıyla müsadereye tâbi eşya ve maddî menfaatler hakkında davaya devam olunarak bunların müsaderesine hükmolunabilir. (2) Hükümlünün ölümü, hapis ve henüz infaz edilmemiş adlî para cezalarını ortadan kaldırır. Ancak, müsadereye ve yargılama giderlerine ilişkin olup ölümden önce kesinleşmiş bulunan hüküm, infaz olunur. (Eski TCK Md 96) Af Madde 65. - (1) Genel af hâlinde, kamu davası düşer, hükmolunan cezalar bütün neticeleri ile birlikte ortadan kalkar. (2) Özel af ile hapis cezasının infaz kurumunda çektirilmesine son verilebilir veya infaz kurumunda çektirilecek süresi kısaltılabilir ya da adlî para cezasına çevrilebilir. (3) Cezaya bağlı olan veya hükümde belirtilen hak yoksunlukları, özel affa rağmen etkisini devam ettirir. (Eski TCK Md 97 - 98) Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri 443 Dava zamanaşımı Madde 66. - (1) Kanunda başka türlü yazılmış olan hâller dışında kamu davası; a) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda otuz yıl, (Eski TCK Md 102/1 md) b) Müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmibeş yıl, (Eski TCK Md 102/1 md) c) Yirmi yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmi yıl, (Eski TCK Md 102/2 md) d) Beş yıldan fazla ve yirmi yıldan az hapis cezasını gerektiren suçlarda onbeş yıl, (Eski TCK Md 102/3 md) e) Beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adlî para cezasını gerektiren suçlarda sekiz yıl(ETCKMd 102/4 md) geçmesiyle düşer. (ETCK 102/5-6) (2) Fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmuş olup da onbeş yaşını doldurmamış olanlar hakkında, bu sürelerin yarısının; onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında ise, üçte ikisinin geçmesiyle kamu davası düşer. (3) Dava zamanaşımı süresinin belirlenmesinde dosyadaki mevcut deliller itibarıyla suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hâlleri de göz önünde bulundurulur. (4) Yukarıdaki fıkralarda yer alan sürelerin belirlenmesinde suçun kanunda yer alan cezasının yukarı sınırı göz önünde bulundurulur; seçimlik cezaları gerektiren suçlarda zamanaşımı bakımından hapis cezası esas alınır. (5) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/8 md.) Aynı fiilden dolayı tekrar yargılamayı gerektiren hallerde, mahkemece bu husustaki talebin kabul edildiği tarihten itibaren fiile ilişkin zamanaşımı süresi yeni baştan işlemeye başlar. 444 Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri (6) Zamanaşımı, tamamlanmış suçlarda suçun işlendiği günden, teşebbüs hâlinde kalan suçlarda son hareketin yapıldığı günden, kesintisiz suçlarda kesintinin gerçekleştiği ve zincirleme suçlarda son suçun işlendiği günden, çocuklara karşı üstsoy veya bunlar üzerinde hüküm ve nüfuzu olan kimseler tarafından işlenen suçlarda çocuğun onsekiz yaşını bitirdiği günden itibaren işlemeye başlar. (Eski TCK Md 103) (7) Bu Kanunun İkinci Kitabının Dördüncü Kısmında yazılı ağırlaştırılmış müebbet veya müebbet veya on yıldan fazla hapis cezalarını gerektiren suçların yurt dışında işlenmesi hâlinde dava zamanaşımı uygulanmaz. (Eski TCK Md 102 / son) Dava zamanaşımı süresinin durması veya kesilmesi Madde 67. - (1) Soruşturma ve kovuşturma yapılmasının, izin veya karar alınması veya diğer bir mercide çözülmesi gereken bir meselenin sonucuna bağlı bulunduğu hâllerde; izin veya kararın alınmasına veya meselenin çözümüne veya kanun gereğince hakkında kaçak olduğu hususunda karar verilmiş olan suç faili hakkında bu karar kaldırılıncaya kadar dava zamanaşımı durur. (2) Bir suçla ilgili olarak; a) Şüpheli veya sanıklardan birinin savcı huzurunda ifadesinin alınması veya sorguya çekilmesi, b) Şüpheli veya sanıklardan biri hakkında tutuklama kararının verilmesi, c) Suçla ilgili olarak iddianame düzenlenmesi, d) Sanıklardan bir kısmı hakkında da olsa, mahkûmiyet kararı verilmesi, halinde, dava zamanaşımı kesilir. (3) Dava zamanaşımı kesildiğinde, zamanaşımı süresi yeniden işlemeye başlar. Dava zamanaşımını kesen birden fazla nedenin Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri 445 bulunması halinde, zamanaşımı süresi son kesme nedeninin gerçekleştiği tarihten itibaren yeniden işlemeye başlar. (Eski TCK Md 104 / 1) (4) Kesilme halinde, zamanaşımı süresi ilgili suça ilişkin olarak Kanunda belirlenen sürenin en fazla yarısına kadar uzar. (Eski TCK Md 104 / 2) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı suçlar, uzlaşma Madde 73. - (1) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olan suç hakkında yetkili kimse altı ay içinde şikâyette bulunmadığı takdirde soruşturma ve kovuşturma yapılamaz.(E TCK Md 108/1) (2) Zamanaşımı süresini geçmemek koşuluyla bu süre, şikâyet hakkı olan kişinin fiili ve failin kim olduğunu bildiği veya öğrendiği günden başlar. (3) Şikâyet hakkı olan birkaç kişiden birisi altı aylık süreyi geçirirse bundan dolayı diğerlerinin hakları düşmez. (4) Kovuşturma yapılabilmesi şikâyete bağlı suçlarda kanunda aksi yazılı olmadıkça suçtan zarar gören kişinin vazgeçmesi davayı düşürür ve hükmün kesinleşmesinden sonraki vazgeçme cezanın infazına engel olmaz. (5) İştirak hâlinde suç işlemiş sanıklardan biri hakkındaki şikâyetten vazgeçme, diğerlerini de kapsar. (6) Kanunda aksi yazılı olmadıkça, vazgeçme onu kabul etmeyen sanığı etkilemez. (7) Kamu davasının düşmesi, suçtan zarar gören kişinin şikâyetten vazgeçmiş olmasından ileri gelmiş ve vazgeçtiği sırada şahsî haklarından da vazgeçtiğini ayrıca açıklamış ise artık hukuk mahkemesinde de dava açamaz. (8) (Mülga: 6/12/2006 – 5560/45 md.) (Yeni) (Eski TCK md. 99, 108,111) 446 Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri Şikâyete Tâbi Suçlar ve bunların Madde ve Fıkra Numaraları - 012345678- 89 Taksirle yaralama (bilinçli taksir hali hariç) 102/1 Cinsel saldırı 102/2, 2. cümle Cinsel saldırı 104/1 Reşit olmayanla cinsel ilişki 105/1 Cinsel taciz 106/1, 2. cümle Tehdit 117/1 İş ve çalışma hürriyetinin ihlali 123/1 Kişilerin huzur ve sükununu bozma 125. Maddenin üçüncü fıkrasının (a) bendi hariç, diğer fıkra ve bentlerde yazılı suçlar, hakaret 127 128 129 130 132 Haberleşmenin gizliliğini ihlal 133 Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması 134 Özel hayatın gizliliğini ihlal 144/1 Hırsızlık 146/1 Kullanma hırsızlığı (malın suç işlemek için kullanılmış olması hali hariç) Şikâyete Tâbi Olduğunu Gösteren Madde Numaraları 89/5 102/1 102/2, 2. cümle 104/1 105/1 106/1, 2. cümle 117/1 123/1 131/1 131/1 131/1 131/1 131/1 139/1 139/1 139/1 144/1 146/1 Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri 9- 151/1, 2 Mala zarar verme 0- 155/1 Güveni kötüye kullanma 1- 159/1 Hukuki ilişkiye dayanan alacağı tahsil etme amacıyla dolandırıcılık 2- 160/1 Kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf 3- 167/2 4- 209/1 Açığa imzanın kötüye kullanılması 5- 239/1, 2 Ticari sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgelerin açıklanması 6- 342/2 Yabancı devlet temsilcilerine karşı hakaret suçu 447 151/1, 2 155/1 159/1 160/1 167/2 209/1 239/1, 2 342/2 HÜRRİYETE KARŞI SUÇLAR Tehdit Madde 106. - (1) Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehditte ise, mağdurun şikâyeti üzerine, altı aya kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur. (Sulh Ceza) (1 Cümle Re’sen 2 cümle Şikayete Tabi) (2) Tehdidin; a) Silâhla, b) Kişinin kendisini tanınmayacak bir hâle koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle, c) Birden fazla kişi tarafından birlikte, 448 Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri d) Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak, İşlenmesi hâlinde, fail hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. (Asliye Ceza)(Re’sen) (3) Tehdit amacıyla kasten öldürme, kasten yaralama veya malvarlığına zarar verme suçunun işlenmesi hâlinde, ayrıca bu suçlardan dolayı ceza verilir. (E TCK 188,191 md) Şantaj Madde 107. - (1) Hakkı olan veya yükümlü olduğu bir şeyi yapacağından veya yapmayacağından bahisle, bir kimseyi kanuna aykırı veya yükümlü olmadığı bir şeyi yapmaya veya yapmamaya ya da haksız çıkar sağlamaya zorlayan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. (2) (Ek: 29/6/2005 – 5377/14 md.) Kendisine veya başkasına yarar sağlamak maksadıyla bir kişinin şeref veya saygınlığına zarar verecek nitelikteki hususların açıklanacağı veya isnat edileceği tehdidinde bulunulması halinde de birinci fıkraya göre cezaya hükmolunur. (E.TCK 192. md) (Asliye Ceza)(Re’sen) Kamu kurumu veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının faaliyetlerinin engellenmesi Madde 113. - (1) Cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla, kamu kurumu faaliyetinin yürütülmesine engel olunması hâlinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Siyasî hakların kullanılmasının engellenmesi Madde 114. - (1) Bir kimseye karşı; a) Bir siyasî partiye üye olmaya veya olmamaya, siyasî partinin faaliyetlerine katılmaya veya katılmamaya, siyasî partiden veya siyasî parti yönetimindeki görevinden ayrılmaya, Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri 449 b) Seçim yoluyla gelinen bir kamu görevine aday olmamaya veya seçildiği görevden ayrılmaya, zorlamak amacıyla, cebir veya tehdit kullanan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) Cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla bir siyasî partinin faaliyetlerinin engellenmesi hâlinde, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. (Asliye Ceza)(Re’sen) İnanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme Madde 115. - (1) Cebir veya tehdit kullanarak, bir kimseyi dinî, siyasî, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya veya değiştirmeye zorlayan ya da bunları açıklamaktan, yaymaktan meneden kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) Dinî ibadet ve ayinlerin toplu olarak yapılmasının, cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla engellenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkraya göre ceza verilir. (Asliye Ceza)(Re’sen) Konut dokunulmazlığının ihlâli Madde 116. - (1) Bir kimsenin konutuna, konutunun eklentilerine rızasına aykırı olarak giren veya rıza ile girdikten sonra buradan çıkmayan kişi, mağdurun şikâyeti üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (Sulh Ceza)(Şikayete Tabi) (2) (Değişik: 31/3/2005 – 5328/8 md.) Birinci fıkra kapsamına giren fiillerin, açık bir rızaya gerek duyulmaksızın girilmesi mutat olan yerler dışında kalan işyerleri ve eklentileri hakkında işlenmesi hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine altı aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur. (3) (Değişik: 31/3/2005 – 5328/8 md.) Evlilik birliğinde aile bireylerinden ya da konutun veya işyerinin birden fazla kişi tarafından 450 Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri ortak kullanılması durumunda, bu kişilerden birinin rızası varsa, yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanmaz. Ancak bunun için rıza açıklamasının meşru bir amaca yönelik olması gerekir. (4) Fiilin, cebir veya tehdit kullanılmak suretiyle ya da gece vakti işlenmesi hâlinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.(ETCK193md (Asliye Ceza) (Re’sen) İş ve çalışma hürriyetinin ihlâli Madde 117. - (1) Cebir veya tehdit kullanarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla, iş ve çalışma hürriyetini ihlâl eden kişiye, mağdurun şikâyeti hâlinde, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası verilir. (Sulh Ceza)(Şikayete Tabi) (2) Çaresizliğini, kimsesizliğini ve bağlılığını sömürmek suretiyle kişi veya kişileri ücretsiz olarak veya sağladığı hizmet ile açık şekilde orentısız düşük bir ücretle çalıştıran veya bu durumda bulunan kişiyi, insan onuru ile bağdaşmayacak çalışma ve konaklama koşullarına tâbi kılan kimseye altı aydan üç yıla kadar hapis veya yüz günden az olmamak üzere adlî para cezası verilir. (3) Yukarıdaki fıkrada belirtilen durumlara düşürmek üzere bir kimseyi tedarik veya sevk veya bir yerden diğer bir yere nakleden kişiye de aynı ceza verilir. (4) Cebir veya tehdit kullanarak, işçiyi veya işverenlerini ücretleri azaltıp çoğaltmaya veya evvelce kabul edilenlerden başka koşullar altında anlaşmalar kabulüne zorlayan ya da bir işin durmasına, sona ermesine veya durmanın devamına neden olan kişiye altı aydan üç yıla kadar hapis cezası verilir. (E.TCK 201 md) (117/2-3-4 Asliye Ceza)(Re’sen) Sendikal hakların kullanılmasının engellenmesi Madde 118. - (1) Bir kimseye karşı bir sendikaya üye olmaya veya olmamaya, sendikanın faaliyetlerine katılmaya veya katılmamaya, sendikadan veya sendika yönetimindeki görevinden ayrılmaya zorlamak amacıyla, cebir veya tehdit kullanan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (Sulh Ceza)(Re’sen) Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri 451 (2) Cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla bir sendikanın faaliyetlerinin engellenmesi hâlinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. (Asliye Ceza)(Re’sen) Ortak hüküm Madde 119. - (1) Eğitim ve öğretimin engellenmesi, kamu kurumu veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının faaliyetlerinin engellenmesi, siyasî hakların kullanılmasının engellenmesi, inanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme, konut dokunulmazlığının ihlâli ile iş ve çalışma hürriyetinin ihlâli suçlarının; a) Silâhla, b) Kişinin kendisini tanınmayacak bir hâle koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle, c) Birden fazla kişi tarafından birlikte, d) Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak, e) Kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle, işlenmesi hâlinde, verilecek ceza bir kat artırılır. (2) Bu suçların işlenmesi sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hâllerinin gerçekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır. Haksız arama Madde 120. - (1) Hukuka aykırı olarak bir kimsenin üstünü veya eşyasını arayan kamu görevlisine üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir. (E.TCK183 md.) (Sulh Ceza –Re’sen) Dilekçe hakkının kullanılmasının engellenmesi Madde 121. - (1) Kişinin belli bir hakkı kullanmak için yetkili kamu makamlarına verdiği dilekçenin hukukî bir neden olmaksızın 452 Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri kabul edilmemesi hâlinde, fail hakkında altı aya kadar hapis cezasına hükmolunur. (Sulh Ceza –Re’sen) (Yeni Suç) Ayırımcılık Madde 122. - (1) Kişiler arasında dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım yaparak; a) Bir taşınır veya taşınmaz malın satılmasını, devrini veya bir hizmetin icrasını veya hizmetten yararlanılmasını engelleyen veya kişinin işe alınmasını veya alınmamasını yukarıda sayılan hâllerden birine bağlayan, b) Besin maddelerini vermeyen veya kamuya arz edilmiş bir hizmeti yapmayı reddeden, c) Kişinin olağan bir ekonomik etkinlikte bulunmasını engelleyen, kimse hakkında altı aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası verilir. (Sulh Ceza)(Re’sen) (Yeni Suç) Kişilerin huzur ve sükununu bozma Madde 123. - (1) Sırf huzur ve sükûnunu bozmak maksadıyla bir kimseye ısrarla; telefon edilmesi, gürültü yapılması ya da aynı maksatla hukuka aykırı başka bir davranışta bulunulması hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine faile üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir. (Sulh Ceza)(Takibi Şikayete Tabi) Haberleşmenin engellenmesi Madde 124. - (1) Kişiler arasındaki haberleşmenin hukuka aykırı olarak engellenmesi hâlinde, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur. (2) Kamu kurumları arasındaki haberleşmeyi hukuka aykırı olarak engelleyen kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri 453 (Asliye Ceza)(Re’sen) (3) Her türlü basın ve yayın organının yayınının hukuka aykırı bir şekilde engellenmesi hâlinde, ikinci fıkra hükmüne göre cezaya hükmolunur. (1 ve 3 f Sulh Ceza)(Re’sen) Şerefe Karşı Suçlar Hakaret (E.TCK 480,482 md.) Madde 125. - (1) Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden ya da yakıştırmalarda bulunmak veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilât ederek işlenmesi gerekir. (E.TCK 480/1-2 md.) (Sulh Ceza)(Şikayete Tabi) (2) Fiilin, mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkrada belirtilen cezaya hükmolunur. (E.TCK480/2md.) (Sulh Ceza)(Şikayete Tabi) (3) Hakaret suçunun; a) Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı, (E.TCK 266-270.md.) (Sulh Ceza)(Re’sen) b) Dinî, siyasî, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından, değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı, (Sulh Ceza)(Şikayete Tabi) c) Kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle, (Sulh Ceza) (şikayete tabi) İşlenmesi hâlinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz. 454 Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri (4) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/15 md.) Hakaretin alenen işlenmesi halinde ceza altıda biri oranında artırılır. (E.TCK 480/3-4 md.) (Asliye Ceza) (şikayete tabi) (5) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/15 md.) Kurul hâlinde çalışan kamu görevlilerine görevlerinden dolayı hakaret edilmesi hâlinde suç, kurulu oluşturan üyelere karşı işlenmiş sayılır. Ancak, bu durumda zincirleme suça ilişkin madde hükümleri uygulanır. Mağdurun belirlenmesi Madde 126. - (1) Hakaret suçunun işlenmesinde mağdurun ismi açıkça belirtilmemiş veya isnat üstü kapalı geçiştirilmiş olsa bile, eğer niteliğinde ve mağdurun şahsına yönelik bulunduğunda duraksanmayacak bir durum varsa, hem ismi belirtilmiş ve hem de hakaret açıklanmış sayılır. (E.TCK 484 md.) İsnadın ispatı Madde 127. - (1) İsnat edilen ve suç oluşturan fiilin ispat edilmiş olması hâlinde kişiye ceza verilmez. Bu suç nedeniyle hakaret edilen hakkında kesinleşmiş bir mahkûmiyet kararı verilmesi hâlinde, isnat ispatlanmış sayılır. Bunun dışındaki hâllerde isnadın ispat isteminin kabulü, ancak isnat olunan fiilin doğru olup olmadığının anlaşılmasında kamu yararı bulunmasına veya şikâyetçinin ispata razı olmasına bağlıdır. (2) İspat edilmiş fiilinden söz edilerek kişiye hakaret edilmesi hâlinde, cezaya hükmedilir. (E.TCK 481 md.) İddia ve savunma dokunulmazlığı Madde 128. - (1) Yargı mercileri veya idarî makamlar nezdinde yapılan yazılı veya sözlü başvuru, iddia ve savunmalar kapsamında, kişilerle ilgili olarak somut isnadlarda ya da olumsuz değerlendirmelerde bulunulması hâlinde, ceza verilmez. Ancak, bunun için Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri 455 isnat ve değerlendirmelerin, gerçek ve somut vakıalara dayanması ve uyuşmazlıkla bağlantılı olması gerekir. (E.TCK 486 md.) Soruşturma ve kovuşturma koşulu Madde 131. - (1) Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenen hariç; hakaret suçunun soruşturulması ve kovuşturulması, mağdurun şikâyetine bağlıdır. (E.TCK 488/1 md.) Özel Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar Haberleşmenin gizliliğini ihlâl Madde 132. - (1) Kişiler arasındaki haberleşmenin gizliliğini ihlâl eden kimse, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu gizlilik ihlâli haberleşme içeriklerinin kaydı suretiyle gerçekleşirse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. (2) Kişiler arasındaki haberleşme içeriklerini hukuka aykırı olarak ifşa eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (3) Kendisiyle yapılan haberleşmelerin içeriğini diğer tarafın rızası olmaksızın alenen ifşa eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. (4) Kişiler arasındaki haberleşmelerin içeriğinin basın ve yayın yolu ile yayınlanması hâlinde, ceza yarı oranında artırılır. (1,2,4 Asliye C, 3 Sulh Ceza)(Şikayete Tabi) Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması Madde 133. - (1) Kişiler arasındaki alenî olmayan konuşmaları, taraflardan herhangi birinin rızası olmaksızın bir aletle dinleyen veya bunları bir ses alma cihazı ile kaydeden kişi, iki aydan altı aya kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) Katıldığı aleni olmayan bir söyleşiyi, diğer konuşanların rızası olmadan ses alma cihazı ile kayda alan kişi, altı aya kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. 456 Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri (3) Yukarıdaki fıkralarda yazılı fiillerden biri işlenerek elde edildiği bilinen bilgilerden yarar sağlayan veya bunları başkalarına veren veya diğer kişilerin bilgi edinmelerini temin eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis ve bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu konuşmaların basın ve yayın yoluyla yayınlanması hâlinde de, aynı cezaya hükmolunur. (Sulh Ceza)(Şikayete Tabi) (Yeni Suç) Özel hayatın gizliliğini ihlâl Madde 134. - (1) Kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlâl eden kimse, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Gizliliğin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlâl edilmesi hâlinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz. (Asliye Ceza)(Şikayete Tabi) (2) Kişilerin özel hayatına ilişkin görüntü veya sesleri ifşa eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Fiilin basın ve yayın yoluyla işlenmesi hâlinde, ceza yarı oranında artırılır. (Sulh Ceza)(Şikayete Tabi) (Yeni Suç) Kişisel verilerin kaydedilmesi Madde 135. - (1) Hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydeden kimseye altı aydan üç yıla kadar hapis cezası verilir. (2) Kişilerin siyasî, felsefî veya dinî görüşlerine, ırkî kökenlerine; hukuka aykırı olarak ahlâkî eğilimlerine, cinsel yaşamlarına, sağlık durumlarına veya sendikal bağlantılarına ilişkin bilgileri kişisel veri olarak kaydeden kimse, yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır. (Asliye Ceza)(Re’sen) Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme Madde 136. - (1) Kişisel verileri, hukuka aykırı olarak bir başkasına veren, yayan veya ele geçiren kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (Asliye Ceza)(Re’sen) (Yeni Suç) Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri 457 Malvarlığına Karşı Suçlar Kullanma hırsızlığı Madde 146. - (1) Hırsızlık suçunun, malın geçici bir süre kullanılıp zilyedine iade edilmek üzere işlenmesi hâlinde, şikâyet üzerine, verilecek ceza yarı oranına kadar indirilir. Ancak malın suç işlemek için kullanılmış olması hâlinde bu hüküm uygulanmaz. (E.TCK 494/1 md.) (Asliye / Sulh Ceza)(Şikayete Tabi/Re’sen) Güveni kötüye kullanma Madde 155. - (1) Başkasına ait olup da, muhafaza etmek veya12 belirli bir şekilde kullanmak üzere zilyedliği kendisine devredilmiş olan mal üzerinde, kendisinin veya başkasının yararına olarak, zilyedliğin devri amacı dışında tasarrufta bulunan veya bu devir olgusunu inkar eden kişi, şikâyet üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis ve adlî para cezası ile cezalandırılır. (E.TCK 508 md.) (Sulh Ceza)(Şikayete Tabi) (2) Suçun, meslek ve sanat, ticaret veya hizmet ilişkisinin ya da hangi nedenden doğmuş olursa olsun, başkasının mallarını idare etmek yetkisinin gereği olarak tevdi ve teslim edilmiş eşya hakkında işlenmesi hâlinde, bir yıldan yedi yıla kadar hapis ve üçbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. (E.TCK510md.) (Asliye Ceza) (Re’sen) Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi13 Madde 165- (1) Bir suçun işlenmesiyle elde edilen eşyayı veya diğer malvarlığı değerini, bu suçun işlenmesine iştirak etmeksizin, 12 13 Bu fıkrada geçen “Başkasına ait olup da,” ibaresinden sonra gelmek üzere, 29/6/2005 tarihli ve 5377 sayılı Kanunun 18 inci maddesiyle “muhafaza etmek veya” ibaresi eklenmiş ve metne işlenmiştir. 26.06.2009 tarihli, 5918 sayılı Kanunun 3’ncü maddesiyle değişik fıkra 458 Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri satan, devreden, satın alan veya kabul eden kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis ve onbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Kamu Güvenine Karşı Suçlar Mühürde sahtecilik Madde 202. - (1) Cumhurbaşkanlığı, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Başbakanlık tarafından kullanılan mührü sahte olarak üreten veya kullanan kişi, iki yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) Kamu kurum ve kuruluşlarınca veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarınca kullanılan onaylayıcı veya belgeleyici mührü sahte olarak üreten veya kullanan kişi, bir yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (E.TCK 322,332 md.) (Asliye Ceza)(Re’sen) Mühür bozma Madde 203. - (1) Kanun veya yetkili makamların emri uyarınca bir şeyin saklanmasını veya varlığının aynen korunmasını sağlamak için konulan mührü kaldıran veya konuluş amacına aykırı hareket eden kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. (E.TCK 274.md.) (Asliye Ceza)(Re’sen) Resmî belgede sahtecilik Madde 204. - (1) Bir resmî belgeyi sahte olarak düzenleyen, gerçek bir resmî belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren veya sahte resmî belgeyi kullanan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (E.TCK340,342md.) (AsliyeCeza) (Re’sen) (2) Görevi gereği düzenlemeye yetkili olduğu resmî bir belgeyi sahte olarak düzenleyen, gerçek bir belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren, gerçeğe aykırı olarak belge düzenleyen veya sahte resmî belgeyi kullanan kamu görevlisi üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri 459 (E.TCK 339 md.) (Asliye Ceza)(Re’sen) (3) Resmî belgenin, kanun hükmü gereği sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli olan belge niteliğinde olması hâlinde, verilecek ceza yarısı oranında artırılır. (Asliye/Ağır Ceza) Resmî belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek Madde 205. - (1) Gerçek bir resmî belgeyi bozan, yok eden veya gizleyen kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Suçun kamu görevlisi tarafından işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır. (E.TCK 275.md.) (Asliye Ceza)(Re’sen) Resmî belgenin düzenlenmesinde yalan beyan Madde 206. - (1) Bir resmî belgeyi düzenlemek yetkisine sahip olan kamu görevlisine yalan beyanda bulunan kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. (E.TCK343,344md.)(Sulh Ceza)(Re’sen) Özel belgede sahtecilik Madde 207. - (1) Bir özel belgeyi sahte olarak düzenleyen veya gerçek bir özel belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren ve kullanan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (E.TCK 345 md.) (2) Bir sahte özel belgeyi bu özelliğini bilerek kullanan kişi de yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır. (E.TCK 346 md.) (Asliye Ceza)(Re’sen) Özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek Madde 208. - (1) Gerçek bir özel belgeyi bozan, yok eden veya gizleyen kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (E.TCK 348md.)(Asliye Ceza)(Re’sen) 460 Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri Açığa imzanın kötüye kullanılması Madde 209. - (1) Belirli bir tarzda doldurulup kullanılmak üzere kendisine teslim olunan imzalı ve kısmen veya tamamen boş bir kâğıdı, verilme nedeninden farklı bir şekilde dolduran kişi, şikâyet üzerine, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (Sulh Ceza)(Şikayete Tabi) (2) İmzalı ve kısmen veya tamamen boş bir kâğıdı hukuka aykırı olarak ele geçirip veya elde bulundurup da hukukî sonuç doğuracak şekilde dolduran kişi, belgede sahtecilik hükümlerine göre cezalandırılır. Resmî belge hükmünde belgeler Madde 210. - (1) Özel belgede sahtecilik suçunun konusunun, emre veya hamile yazılı kambiyo senedi, emtiayı temsil eden belge, hisse senedi, tahvil veya vasiyetname olması hâlinde, resmî belgede sahtecilik suçuna ilişkin hükümler uygulanır. (2) Gerçeğe aykırı belge düzenleyen tabip, diş tabibi, eczacı, ebe, hemşire veya diğer sağlık mesleği mensubu, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Düzenlenen belgenin kişiye haksız bir menfaat sağlaması ya da kamunun veya kişilerin zararına bir sonuç doğurucu nitelik taşıması hâlinde, resmî belgede sahtecilik hükümlerine göre cezaya hükmolunur. (E.TCK 331,349 md.) (Sulh Ceza)(Re’sen) Kamu Barışına Karşı Suçlar Görev sırasında din hizmetlerini kötüye kullanma Madde 219- (1) İmam, hatip, vaiz, rahip, haham gibi dini reislerden biri vazifesini ifa sırasında alenen hükümet idaresini ve Devlet kanunlarını ve hükümet icraatını takbih ve tezyif ederse bir aydan bir seneye kadar hapis ve adlî para cezası ile cezalandırılır veya bunlardan birine hükmolunabilir. (2) Yukarıdaki fıkrada gösterilen kimselerden biri işbu sıfattan bilistifade hükümetin idaresini ve kanun ve nizam ve emirleri ve Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri 461 dairelerden birine ait olan vazife ve salahiyeti takbih ve tezyife veya halkı kanunlara yahut hükümet emirlerini icraya veya memuru memuriyetinin vazifesi icabına karşı itaatsizliğe tahrik ve teşvik edecek olursa üç aydan iki seneye kadar hapse ve adlî para cezası ve müebbeden veya muvakkaten bilfiil o vazifeyi icradan ve onun menfaat ve aidatını almaktan memnuiyetine hükmolunur. (3) Kendi sıfatlarından istifade ederek kanuna göre kazanılmış olan haklara muhalif iş ve sözlerde bulunmaya, bir kimseyi icbar ve ikna eden din reis ve memurları hakkında dahi baştaki fıkrada yazılı ceza tertip olunur. (4) Bunlardan biri dini sıfatından istifade ederek, birinci fıkrada yazılı fiillerden başka bir cürüm işlerse altıda bir miktarı çoğaltılmak şartıyla o cürüm için kanunda yazılı olan ceza ile mahkûm olur. (5) Şu kadar ki kanun işbu sıfatı esasen nazarı itibara almış ise cezayı çoğaltmaya mahal yoktur. Suç işlemek amacıyla örgüt kurma Madde 220- (1) Kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla örgüt kuranlar veya yönetenler, örgütün yapısı, sahip bulunduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından amaç suçları işlemeye elverişli olması halinde, iki yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Ancak, örgütün varlığı için üye sayısının en az üç kişi olması gerekir. (2) Suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olanlar, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (3) Örgütün silahlı olması halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza dörtte birinden yarısına kadar artırılır. (4) Örgütün faaliyeti çerçevesinde suç işlenmesi halinde, ayrıca bu suçlardan dolayı da cezaya hükmolunur. (5) Örgüt yöneticileri, örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen bütün suçlardan dolayı ayrıca fail olarak cezalandırılır. (6) Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi, ayrıca örgüte üye olmak suçundan dolayı cezalandırılır. 462 Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri (7) Örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişi, örgüt üyesi olarak cezalandırılır. (8) Örgütün veya amacının propagandasını yapan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu suçun basın ve yayın yolu ile işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır. Ekonomi, Sanayi ve Ticarete İlişkin Suçlar İhaleye fesat karıştırma 14 Madde 235. - (1) Kamu kurum veya kuruluşları adına yapılan mal veya hizmet alım veya satımlarına ya da kiralamalara ilişkin ihalelere ve yapım ihalelerine15 fesat karıştıran kişi, beş yıldan oniki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) Aşağıdaki hâllerde ihaleye fesat karıştırılmış sayılır: a) Hileli davranışlarla; 1. İhaleye katılma yeterliğine veya koşullarına sahip olan kişilerin ihaleye veya ihale sürecindeki işlemlere katılmalarını engellemek, 2. İhaleye katılma yeterliğine veya koşullarına sahip olmayan kişilerin ihaleye katılmasını sağlamak, 3. Teklif edilen malları, şartnamesinde belirtilen niteliklere sahip olduğu hâlde, sahip olmadığından bahisle değerlendirme dışı bırakmak, 14 15 Suçun tanımı ve unsurlarının belirlenmesinde -Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği (APEC) Devlet ihalelerine ilişkin bağlayıcı olmayan ilkeler, Kamu Alımları Uzmanlar Grubunun (Goverment Procurement Experts Group- GPEG) “saydamlık ilkeleri” gibi- uluslararası metinler ve BM Yolsuzlukla Mücadele Sözleşmesi’nin “Kamu alımları ve kamu maliyesinin yönetimi” başlıklı 9’ncu maddesi başta olmak üzere ilgili uluslararası sözleşmeler dikkate alınmıştır. Bu fıkrada yer alan “ihalelere” ibaresi, 31/3/2005 tarihli ve 5328 sayılı Kanunun 9 uncu maddesiyle “ihaleler ile yapım ihalelerine” şeklinde değiştirilmiştir ve metne işlenmiştir. Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri 463 4. Teklif edilen malları, şartnamesinde belirtilen niteliklere sahip olmadığı hâlde, sahip olduğundan bahisle değerlendirmeye almak. b) Tekliflerle ilgili olup da ihale mevzuatına veya şartnamelere göre gizli tutulması gereken bilgilere başkalarının ulaşmasını sağlamak. c) Cebir veya tehdit kullanmak suretiyle ya da hukuka aykırı diğer davranışlarla, ihaleye katılma yeterliğine veya koşullarına sahip olan kişilerin ihaleye, ihale sürecindeki işlemlere katılmalarını engellemek. d) İhaleye katılmak isteyen veya katılan kişilerin ihale şartlarını ve özellikle fiyatı etkilemek için aralarında açık veya gizli anlaşma yapmaları. (3) İhaleye fesat karıştırma sonucunda ilgili kamu kurumu veya kuruluşu açısından bir zarar meydana gelmiş ise, ceza yarı oranında artırılır. Zararın meydana gelmiş olduğu sabit olmakla birlikte miktarının belirlenememiş olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını engellemez. (4) İhaleye fesat karıştırma dolayısıyla menfaat temin eden görevli kişiler, ayrıca bu nedenle ilgili suç hükmüne göre cezalandırılırlar. (5) Yukarıdaki fıkralar hükümleri, kamu kurum veya kuruluşları aracılığı ile yapılan artırma veya eksiltmeler ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, kamu kurum veya kuruluşlarının ya da kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının iştirakiyle kurulmuş şirketler, bunların bünyesinde faaliyet icra eden vakıflar, kamu yararına çalışan dernekler veya kooperatifler adına yapılan mal veya hizmet alım veya satımlarına ya da kiralamalara fesat karıştırılması hâlinde de uygulanır. (E.TCK 366-368 md.) (Ağır Ceza) (Re’sen) Edimin ifasına fesat karıştırma Madde 236. - (1) Kamu kurum veya kuruluşları, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, bunların iştirakiyle kurulmuş şirket- 464 Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri ler, bunların bünyesinde faaliyet icra eden vakıflar, kamu yararına çalışan dernekler ya da kooperatiflere karşı taahhüt altına girilen edimin ifasına fesat karıştıran kişi, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) Aşağıdaki fiillerin hileli olarak yapılması hâlinde, edimin ifasına fesat karıştırılmış sayılır: a) İhale kararında veya sözleşmede evsafı belirtilen maldan başka bir malın teslim veya kabul edilmesi. b) İhale kararında veya sözleşmede belirtilen miktardan eksik malın teslim veya kabul edilmesi. c) Edimin ihale kararında veya sözleşmede belirtilen sürede ifa edilmemesine rağmen, süresinde ifa edilmiş gibi kabul edilmesi. d) Yapım ihalelerinde eserin veya kullanılan malzemenin şartname veya sözleşmesinde belirlenen şartlara, miktar veya niteliklere uygun olmamasına rağmen kabul edilmesi. e) Hizmet niteliğindeki edimin, ihale kararında veya sözleşmede belirtilen şartlara göre verilmemesine veya eksik verilmesine rağmen verilmiş gibi kabul edilmesi. (3) Edimin ifasına fesat karıştırma dolayısıyla menfaat temin eden görevli kişiler, ayrıca bu nedenle ilgili suç hükmüne göre cezalandırılırlar. (E.TCK 366-368 md.) (Asliye Ceza)(Re’sen) Fiyatları etkileme Madde 237. - (1) İşçi ücretlerinin veya besin veya malların değerlerinin artıp eksilmesi sonucunu doğurabilecek bir şekilde ve bu maksatla yalan haber veya havadis yayan veya sair hileli yollara başvuran kimseye üç aydan iki yıla kadar hapis ve adlî para cezası verilir. (2) Fiil sonucu besin veya malların değerleri veya işçi ücretleri artıp eksildiği takdirde ceza üçte biri oranında artırılır. Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri 465 (3) Fail, ruhsatlı simsar veya borsa tellalı ise ceza ayrıca sekizde bir oranında artırılır. (E.TCK 358,359 md.) (Asliye Ceza)(Re’sen) Kamuya gerekli şeylerin yokluğuna neden olma Madde 238. - (1) Taahhüt ettiği işi yerine getirmeyerek, kamu kurum ve kuruluşları veya kamu hizmeti veya genel bir felâketin önlenmesi için zorunlu eşya veya besinlerin ortadan kalkmasına veya önemli ölçüde azalmasına neden olan kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis ve bin güne kadar adlî para cezası verilir. (Asliye Ceza)(Re’sen) Ticarî sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgelerin açıklanması Madde 239. - (1) Sıfat veya görevi, meslek veya sanatı gereği vakıf olduğu ticarî sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgeleri yetkisiz kişilere veren veya ifşa eden kişi, şikâyet üzerine, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu bilgi veya belgelerin, hukuka aykırı yolla elde eden kişiler tarafından yetkisiz kişilere verilmesi veya ifşa edilmesi hâlinde de bu fıkraya göre cezaya hükmolunur. (2) Birinci fıkra hükümleri, fennî keşif ve buluşları veya sınaî uygulamaya ilişkin bilgiler hakkında da uygulanır. (3) Bu sırlar, Türkiye’de oturmayan bir yabancıya veya onun memurlarına açıklandığı takdirde, faile verilecek ceza üçte biri oranında artırılır. Bu hâlde şikâyet koşulu aranmaz. (4) Cebir veya tehdit kullanarak bir kimseyi bu madde kapsamına giren bilgi veya belgeleri açıklamaya mecbur kılan kişi, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır. (E.TCK 364 md.) (Asliye Ceza)(Re’sen-3 f hariç) (Yeni Suç) 466 Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri Mal veya hizmet satımından kaçınma Madde 240. - (1) Belli bir mal veya hizmeti satmaktan kaçınarak kamu için acil bir ihtiyacın ortaya çıkmasına neden olan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (Sulh Ceza) (Re’sen) Tefecilik Madde 241. - (1) Kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para veren kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. (Asliye Ceza)(Re’sen) (Yeni Suç) Tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbiri uygulanması Madde 242. - (1) Bu bölümde yer alan suçların işlenmesi suretiyle yararına haksız menfaat sağlanan tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur. (Yeni) Bilişim Alanında Suçlar Bilişim sistemine girme Madde 243. - (1) Bir bilişim sisteminin bütününe veya bir kısmına, hukuka aykırı olarak giren ve orada kalmaya devam eden kimseye bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası verilir. (2) Yukarıdaki fıkrada tanımlanan fiillerin bedeli karşılığı yararlanılabilen sistemler hakkında işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranına kadar indirilir. (3) Bu fiil nedeniyle sistemin içerdiği veriler yok olur veya değişirse, altı aydan iki yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. (Sulh Ceza)(Re’sen) (Yeni Suç) Sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme Madde 244. - (1) Bir bilişim sisteminin işleyişini engelleyen veya bozan kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri 467 (2) Bir bilişim sistemindeki verileri bozan, yok eden, değiştiren veya erişilmez kılan, sisteme veri yerleştiren, var olan verileri başka bir yere gönderen kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (3) Bu fiillerin bir banka veya kredi kurumuna ya da bir kamu kurum veya kuruluşuna ait bilişim sistemi üzerinde işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır. (4) Yukarıdaki fıkralarda tanımlanan fiillerin işlenmesi suretiyle kişinin kendisinin veya başkasının yararına haksız bir çıkar sağlamasının başka bir suç oluşturmaması hâlinde, iki yıldan altı yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. (Asliye Ceza)(Re’sen) Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması Madde 245 – (Değişik: 29/6/2005 – 5377/27 md.) (1) Başkasına ait bir banka veya kredi kartını, her ne suretle olursa olsun ele geçiren veya elinde bulunduran kimse, kart sahibinin veya kartın kendisine verilmesi gereken kişinin rızası olmaksızın bunu kullanarak veya kullandırtarak kendisine veya başkasına yarar sağlarsa, üç yıldan altı yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. (2) Başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirilerek sahte banka veya kredi kartı üreten, satan, devreden, satın alan veya kabul eden kişi üç yıldan yedi yıla kadar hapis ve onbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. (3) Sahte oluşturulan veya üzerinde sahtecilik yapılan bir banka veya kredi kartını kullanmak suretiyle kendisine veya başkasına yarar sağlayan kişi, fiil daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde, dört yıldan sekiz yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. (4) Birinci fıkrada yer alan suçun; a) Haklarında ayrılık kararı verilmemiş eşlerden birinin, 468 Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri b) Üstsoy veya altsoyunun veya bu derecede kayın hısımlarından birinin veya evlat edinen veya evlâtlığın, c) Aynı konutta beraber yaşayan kardeşlerden birinin, Zararına olarak işlenmesi hâlinde, ilgili akraba hakkında cezaya hükmolunmaz. (5) Birinci fıkra kapsamına giren fiillerle ilgili olarak bu Kanunun malvarlığına karşı suçlara ilişkin etkin pişmanlık hükümleri uygulanır.16 (Asliye Ceza)(Re’sen) (Yeni Suç) Tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbiri uygulanması Madde 246. - (1) Bu bölümde yer alan suçların işlenmesi suretiyle yararına haksız menfaat sağlanan tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur. (Yeni) Kamu İdaresinin Güvenilirliğine ve İşleyişine Karşı Suçlar Zimmet 17 Madde 247. - (1) Görevi nedeniyle zilyedliği kendisine devredilmiş olan veya koruma ve gözetimiyle yükümlü olduğu malı kendisinin veya başkasının zimmetine geçiren kamu görevlisi, beş yıldan oniki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) Suçun, zimmetin açığa çıkmamasını sağlamaya yönelik hileli davranışlarla işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır. (3) Zimmet suçunun, malın geçici bir süre kullanıldıktan sonra iade edilmek üzere işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranına kadar indirilebilir. (E.TCK 202.md.) (Ağır Ceza)(Re’sen) 16 17 Ek: 6/12/2006 tarihli, 5560 sayılı Kanunun 11’nci maddesi ile eklenmiştir. İlgili mevzuat 5411 s. Bankacılık K. Md.160, BM Yolsuzlukla Mücadele Sözleşmesi Md. 17, 22. Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri 469 Etkin pişmanlık Madde 248. - (1) Soruşturma başlamadan önce, zimmete geçirilen malın aynen iade edilmesi veya uğranılan zararın tamamen tazmin edilmesi hâlinde, verilecek cezanın üçte ikisi indirilir. (2) Kovuşturma başlamadan önce, gönüllü olarak, zimmete geçirilen malın aynen iade edilmesi veya uğranılan zararın tamamen tazmin edilmesi hâlinde, verilecek cezanın yarısı indirilir. Etkin pişmanlığın hükümden önce gerçekleşmesi hâlinde, verilecek cezanın üçte biri indirilir. (E.TCK 202.md.) Daha az cezayı gerektiren hâl Madde 249. - (1) Zimmet suçunun konusunu oluşturan malın değerinin azlığı nedeniyle, verilecek ceza üçte birden yarıya kadar indirilir. (E.TCK 202.md.) İrtikâp Madde 250. - (1) Görevinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanmak suretiyle kendisine veya başkasına yarar sağlanmasına veya bu yolda vaatte bulunulmasına bir kimseyi icbar eden kamu görevlisi, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) Görevinin sağladığı güveni kötüye kullanmak suretiyle gerçekleştirdiği hileli davranışlarla, kendisine veya başkasına yarar sağlanmasına veya bu yolda vaatte bulunulmasına bir kimseyi ikna eden kamu görevlisi, üç yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (3) İkinci fıkrada tanımlanan suçun kişinin hatasından yararlanarak işlenmiş olması hâlinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. (E.TCK 209 md.) (Asliye Ceza) (Re’sen) 470 Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri Denetim görevinin ihmali Madde 251. - (1) Zimmet veya irtikâp suçunun işlenmesine kasten göz yuman denetimle yükümlü kamu görevlisi, işlenen suçun müşterek faili olarak sorumlu tutulur. (2) Denetim görevini ihmal ederek, zimmet veya irtikâp suçunun işlenmesine imkân sağlayan kamu görevlisi, üç aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (E.TCK 203.md.) (Ağır/Asliye Ceza)(Re’sen) Rüşvet 18 Madde 252. - (1) Rüşvet alan kamu görevlisi, dört yıldan oniki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Rüşvet veren kişi de kamu görevlisi gibi cezalandırılır. Rüşvet konusunda anlaşmaya varılması hâlinde, suç tamamlanmış gibi cezaya hükmolunur. (2) Rüşvet alan veya bu konuda anlaşmaya varan kişinin, yargı görevi yapan, hakem, bilirkişi, noter veya yeminli mali müşavir olması hâlinde, birinci fıkraya göre verilecek ceza üçte birden yarısına kadar artırılır. (3) Rüşvet, bir kamu görevlisinin, görevinin gereklerine aykırı olarak bir işi yapması veya yapmaması için kişiyle vardığı anlaşma çerçevesinde bir yarar sağlamasıdır. (4) Birinci fıkra hükmü, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, kamu kurum veya kuruluşlarının ya da kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının iştirakiyle kurulmuş şirketler, bunların bünyesinde faaliyet icra eden vakıflar, kamu yararına çalışan dernekler, kooperatifler ya da halka açık anonim şirketlerle 18 İlgili uluslararası mevzuat BMYMS Md. 15, 16, 21, OECD Konseyi Uluslararası Ticari İşlemlerde Yabancı Kamu Görevlilerine Verilen Rüşvetin Önlenmesi Sözleşmesi, Md. 1, Avrupa Konseyi Yolsuzluğa Karşı Ceza Hukuku Sözleşmesi, Md.2,3,7,8. Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri 471 hukukî ilişki tesisinde veya tesis edilmiş hukukî ilişkinin devamı sürecinde, bu tüzel kişiler adına hareket eden kişilere görevinin gereklerine aykırı olarak yarar sağlanması hâlinde de uygulanır. (5) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/28 md.) Yabancı bir ülkede seçilmiş veya atanmış olan, yasama veya idarî veya adlî bir görevi yürüten kamu kurum veya kuruluşlarının, yapılanma şekli ve görev alanı ne olursa olsun, devletler, hükümetler veya diğer uluslararası kamusal örgütler tarafından kurulan uluslararası örgütlerin görevlilerine veya aynı ülkede uluslararası nitelikte görevleri yerine getirenlere, uluslararası ticarî işlemler nedeniyle, bir işin yapılması veya yapılmaması veya haksız bir yararın elde edilmesi veya muhafazası amacıyla, doğrudan veya dolaylı olarak yarar teklif veya vaat edilmesi veya verilmesi de rüşvet sayılır. (E.TCK211md.)(Ağır Ceza)(Re’sen) Tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbiri uygulanması Madde 253. - (1) Rüşvet suçunun işlenmesi suretiyle yararına haksız menfaat sağlanan tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur. (Yeni) Etkin pişmanlık Madde 254. - (1) Rüşvet alan kişinin, soruşturma başlamadan önce, rüşvet konusu şeyi soruşturmaya yetkili makamlara aynen teslim etmesi hâlinde, hakkında rüşvet suçundan dolayı cezaya hükmolunmaz. Rüşvet alma konusunda başkasıyla anlaşan kamu görevlisinin soruşturma başlamadan önce durumu yetkili makamlara haber vermesi hâlinde de hakkında bu suçtan dolayı cezaya hükmolunmaz. (2) Rüşvet veren veya bu konuda kamu görevlisiyle anlaşmaya varan kişinin, soruşturma başlamadan önce, pişmanlık duyarak durumdan soruşturma makamlarını haberdar etmesi hâlinde, hakkında rüşvet suçundan dolayı cezaya hükmolunmaz; verdiği rüşvet de kamu görevlisinden alınarak kendisine iade edilir. 472 Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri (3) Rüşvet suçuna iştirak eden diğer kişilerin, soruşturma başlamadan önce, pişmanlık duyarak durumdan soruşturma makamlarını haberdar etmesi hâlinde, hakkında bu suçtan dolayı cezaya hükmolunmaz. (4) Bu madde hükümleri, yabancı kamu görevlilerine rüşvet veren kişilere uygulanmaz.19 (E.TCK 215.md.) Yetkili olmadığı bir iş için yarar sağlama Madde 255. - (1) Görevine girmeyen ve yetkili olmadığı bir işi yapabileceği veya yaptırabileceği kanaatini uyandırarak yarar sağlayan kamu görevlisi, bir yıldan beş yıla kadar hapis ve adlî para cezası ile cezalandırılır. (E.TCK 218.md.) (Asliye Ceza)(Re’sen) Zor kullanma yetkisine ilişkin sınırın aşılması Madde 256. - (1) Zor kullanma yetkisine sahip kamu görevlisinin, görevini yaptığı sırada, kişilere karşı görevinin gerektirdiği ölçünün dışında kuvvet kullanması hâlinde, kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır. (E.TCK 228.md.) Görevi kötüye kullanma 20 21 Madde 257- (1) Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle, 19 20 21 26.06.2009 tarihli 5918 sayılı Kanunun 4’ncü maddesi ile eklenmiş fıkradır. 8/12/2010 tarihli ve 6086 sayılı Kanunun 1 inci maddesiyle, bu maddenin birinci ve ikinci fıkralarında yer alan “kazanç” ibareleri “menfaat”, birinci fıkrasında yer alan “bir yıldan üç yıla kadar” ibaresi “altı aydan iki yıla kadar”, ikinci fıkrasında yer alan “altı aydan iki yıla kadar” ibaresi “üç aydan bir yıla kadar” ve üçüncü fıkrasında yer alan “birinci fıkra hükmüne göre” ibaresi “bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adli para cezası ile” şeklinde değiştirilmiş ve metne işlenmiştir. İlgili mevzuat 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrolü Kanunu md.71 (Kamu zararı) BMYMS Md.19, Ceza Muhakemesi Kanununun “Bilgi İsteme” başlıklı 332’nci maddesi, CMK Madde 158/4. Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri 473 kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir menfaat sağlayan kamu görevlisi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, görevinin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme göstererek, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir menfaat sağlayan kamu görevlisi, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (3) İrtikap suçunu oluşturmadığı takdirde, görevinin gereklerine uygun davranması için veya bu nedenle kişilerden kendisine veya bir başkasına çıkar sağlayan kamu görevlisi, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır. Göreve ilişkin sırrın açıklanması Madde 258. - (1) Görevi nedeniyle kendisine verilen veya aynı nedenle bilgi edindiği ve gizli kalması gereken belgeleri, kararları ve emirleri ve diğer tebligatı açıklayan veya yayınlayan veya ne suretle olursa olsun başkalarının bilgi edinmesini kolaylaştıran kamu görevlisine, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası verilir. (2) Kamu görevlisi sıfatı sona erdikten sonra, birinci fıkrada yazılı fiilleri işleyen kimseye de aynı ceza verilir. (E.TCK 229.md.) (Asliye Ceza)(Re’sen) Kamu görevlisinin ticareti Madde 259. - (1) Yürüttüğü görevin sağladığı nüfuzdan yararlanarak, bir başkasına mal veya hizmet satmaya çalışan kamu görevlisi, altı aya kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. (E.TCK 238.md.) (Sulh Ceza)(Re’sen) Kamu görevinin terki veya yapılmaması Madde 260. - (1) Hukuka aykırı olarak ve toplu biçimde, görevlerini terk eden, görevlerine gelmeyen, görevlerini geçici de olsa kısmen veya tamamen yapmayan veya yavaşlatan kamu görevlile- 474 Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri rinin her biri hakkında üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir. Kamu görevlisi sayısının üçten fazla olmaması hâlinde cezaya hükmolunmaz. (2) Kamu görevlilerinin meslekî ve sosyal hakları ile ilgili olarak, hizmeti aksatmayacak biçimde, geçici ve kısa süreli iş bırakmaları veya yavaşlatmaları hâlinde, verilecek cezada indirim yapılabileceği gibi, ceza da verilmeyebilir. (E.TCK 236.md.) (Sulh Ceza)(Re’sen) Kişilerin malları üzerinde usulsüz tasarruf Madde 261. - (1) İlgili kanunlarda belirlenen koşullara aykırı olduğunu bilerek, kişilerin taşınır veya taşınmaz malları üzerinde, karşılık ödenmek suretiyle de olsa, zorla tasarrufta bulunan kamu görevlisi, fiil daha ağır cezayı gerektiren bir suç oluşturmadığı takdirde, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (E.TCK 246.md.) (Sulh Ceza)(Re’sen) Kamu görevinin usulsüz olarak üstlenilmesi Madde 262. - (1) Bir kamu görevini, kanun ve nizamlara aykırı olarak yerine getirmeye teşebbüs eden veya terk emri kendisine bildirilmiş olduğu hâlde görevi sürdüren kimseye üç aydan iki yıla kadar hapis cezası verilir.(E.TCK 252.md.) (Sulh Ceza)(Re’sen) Kanuna aykırı eğitim kurumu Madde 263 – (Değişik: 29/6/2005 – 5377/29 md.) (1) Kanuna aykırı olarak eğitim kurumu açan veya işleten kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. (E.TCK 261.md.) (Asliye Ceza)(Re’sen) Özel işaret ve kıyafetleri usulsüz kullanma Madde 264. - (1) Bir rütbe veya kamu görevinin veya mesleğin, resmî elbisesini yetkisi olmaksızın alenen ve başkalarını yanıltacak şekilde giyen veya hakkı olmayan nişan veya madalyaları takan kimseye üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir. Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri 475 (2) Elbisenin sağlayacağı kolaylık ve olanaklardan yararlanarak bir suç işlenirse, yalnız bu fiilden ötürü yukarıdaki fıkrada belirtilen cezalar üçte biri oranında artırılarak hükmolunur. (E.TCK 253.md.) (Sulh Ceza)(Re’sen) Görevi yaptırmamak için direnme Madde 265. - (1) Kamu görevlisine karşı görevini yapmasını engellemek amacıyla, cebir veya tehdit kullanan kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) Suçun yargı görevi yapan kişilere karşı işlenmesi hâlinde, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. (3) Suçun, kişinin kendisini tanınmayacak bir hâle koyması suretiyle veya birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi hâlinde, verilecek ceza üçte biri oranında artırılır. (4) Suçun, silâhla ya da var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak işlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır. (5) Bu suçun işlenmesi sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hâllerinin gerçekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır. (E.TCK 258.md.) (Asliye Ceza)(Re’sen) Kamu görevine ait araç ve gereçleri suçta kullanma Madde 266. - (1) Görevi gereği olarak elinde bulundurduğu araç ve gereçleri bir suçun işlenmesi sırasında kullanan kamu görevlisi hakkında, ilgili suçun tanımında kamu görevlisi sıfatı esasen göz önünde bulundurulmamış ise, verilecek ceza üçte biri oranında artırılır. (E.TCK 281.md.) Adliyeye Karşı Suçlar İftira Madde 267. - (1) Yetkili makamlara ihbar veya şikâyette bulunarak ya da basın ve yayın yoluyla, işlemediğini bildiği hâlde, 476 Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idarî bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) Fiilin maddî eser ve delillerini uydurarak iftirada bulunulması hâlinde, ceza yarı oranında artırılır. (3) Yüklenen fiili işlemediğinden dolayı hakkında beraat kararı veya kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş mağdurun aleyhine olarak bu fiil nedeniyle gözaltına alma ve tutuklama dışında başka bir koruma tedbiri uygulanmışsa, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır. (4) Yüklenen fiili işlemediğinden dolayı hakkında beraat kararı veya kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş olan mağdurun bu fiil nedeniyle gözaltına alınması veya tutuklanması hâlinde; iftira eden, ayrıca kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçuna ilişkin hükümlere göre dolaylı fail olarak sorumlu tutulur. (5) Mağdurun ağırlaştırılmış müebbet hapis veya müebbet hapis cezasına mahkûmiyeti hâlinde, yirmi yıldan otuz yıla kadar hapis cezasına; süreli hapis cezasına mahkûmiyeti hâlinde, mahkûm olunan cezanın üçte ikisi kadar hapis cezasına hükmolunur. (6) Mağdurun mahkûm olduğu hapis cezasının infazına başlanmış ise, beşinci fıkraya göre verilecek ceza yarısı kadar artırılır. (7) İftira sonucunda mağdur hakkında hapis cezası dışında adlî veya idarî bir yaptırım uygulanmışsa; iftira eden kişi, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (8) İftira suçundan dolayı dava zamanaşımı, mağdurun fiili işlemediğinin sabit olduğu tarihten başlar. (9) Basın ve yayın yoluyla işlenen iftira suçundan dolayı verilen mahkûmiyet kararı, aynı veya eşdeğerde basın ve yayın organıyla ilân olunur. İlân masrafı, hükümlüden tahsil edilir. (E.TCK 285 md.) (Asliye Ceza) (Re’sen) Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri 477 Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması Madde 268. - (1) İşlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, bu kişiye ait kimliği veya kimlik bilgilerini kullanan kimse, iftira suçuna ilişkin hükümlere göre cezalandırılır. (Yeni Suç) Yalan tanıklık Madde 272. - (1) Hukuka aykırı bir fiil nedeniyle başlatılan bir soruşturma kapsamında tanık dinlemeye yetkili kişi veya kurul önünde gerçeğe aykırı olarak tanıklık yapan kimseye, dört aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir. (Sulh Ceza)(Re’sen) (2) Mahkeme huzurunda ya da yemin ettirerek tanık dinlemeye kanunen yetkili kişi veya kurul önünde gerçeğe aykırı olarak tanıklık yapan kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir. (Asliye Ceza)(Re’sen) (3) Üç yıldan fazla hapis cezasını gerektiren bir suçun soruşturma veya kovuşturması kapsamında yalan tanıklık yapan kişi hakkında iki yıldan dört yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. (Asliye Ceza)(Re’sen) (4) Aleyhine tanıklıkta bulunulan kişi ile ilgili olarak gözaltına alma ve tutuklama dışında başka bir koruma tedbiri uygulanmışsa, yüklenen fiili işlemediğinden dolayı hakkında beraat kararı veya kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş olması koşuluyla, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır. (5) Aleyhine tanıklıkta bulunulan kişinin gözaltına alınması veya tutuklanması hâlinde; yüklenen fiili işlemediğinden dolayı hakkında beraat kararı veya kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş olması koşuluyla; yalan tanıklık yapan kişi, ayrıca kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçuna ilişkin hükümlere göre dolaylı fail olarak sorumlu tutulur. (6) Aleyhine tanıklıkta bulunulan kimsenin ağırlaştırılmış müebbet hapis veya müebbet hapis cezasına mahkûmiyeti hâlinde, 478 Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri yirmi yıldan otuz yıla kadar hapis cezasına; süreli hapis cezasına mahkûmiyeti hâlinde, mahkûm olunan cezanın üçte ikisi kadar hapis cezasına hükmolunur. (Ağır/Asliye Ceza)(Re’sen) (7) Aleyhine tanıklıkta bulunulan kimsenin mahkûm olduğu hapis cezasının infazına başlanmış ise, altıncı fıkraya göre verilecek ceza yarısı kadar artırılır. (8) Aleyhine tanıklıkta bulunulan kişi hakkında hapis cezası dışında adlî veya idarî bir yaptırım uygulanmışsa; yalan tanıklıkta bulunan kişi, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (E.TCK 286 md.)(Asliye Ceza)(Re’sen) Gerçeğe aykırı bilirkişilik veya tercümanlık Madde 276. - (1) Yargı mercileri veya suçtan dolayı kanunen soruşturma yapmak veya yemin altında tanık dinlemek yetkisine sahip bulunan kişi veya kurul tarafından görevlendirilen bilirkişinin gerçeğe aykırı mütalâada bulunması hâlinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. (2) Birinci fıkrada belirtilen kişi veya kurullar tarafından görevlendirilen tercümanın ifade veya belgeleri gerçeğe aykırı olarak tercüme etmesi hâlinde, birinci fıkra hükmü uygulanır. (E.TCK 290 md.) (Asliye Ceza)(Re’sen) Suçu bildirmeme Madde 278.– (1) İşlenmekte olan bir suçu yetkili makamlara bildirmeyen kişi, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) İşlenmiş olmakla birlikte, sebebiyet verdiği neticelerin sınırlandırılması hâlen mümkün bulunan bir suçu yetkili makamlara bildirmeyen kişi, yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır. (3) Mağdurun onbeş yaşını bitirmemiş bir çocuk, bedensel veya ruhsal bakımdan özürlü olan ya da hamileliği nedeniyle kendisini savunamayacak durumda bulunan kimse olması hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza, yarı oranında artırılır. Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri 479 Kamu görevlisinin suçu bildirmemesi 22 Madde 279. - (1) Kamu adına soruşturma ve kovuşturmayı gerektiren bir suçun işlendiğini göreviyle bağlantılı olarak öğrenip de yetkili makamlara bildirimde bulunmayı ihmal eden veya bu hususta gecikme gösteren kamu görevlisi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) Suçun, adlî kolluk görevini yapan kişi tarafından işlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkraya göre verilecek ceza yarı oranında artırılır. (Sulh Ceza)(Re’sen) Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama23 24 Madde 282. - (1) Alt sınırı altı ay veya daha fazla hapis cezasını gerektiren bir suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini, yurt dışına çıkaran veya bunların gayrimeşru kaynağını gizlemek veya meşru bir yolla elde edildiği konusunda kanaat uyandırmak maksadıyla, çeşitli işlemlere tâbi tutan kişi, üç yıldan yedi yıla kadar hapis ve yirmibin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. (2) Birinci fıkradaki suçun işlenmesine iştirak etmeksizin, bu suçun konusunu oluşturan malvarlığı değerini, bu özelliğini bilerek satın alan, kabul eden, bulunduran veya kullanan kişi iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” (3 Bu suçun, kamu görevlisi tarafından veya belli bir meslek sahibi kişi tarafından bu mesleğin icrası sırasında işlenmesi hâlinde, verilecek hapis cezası yarı oranında artırılır. 22 23 24 İlgili mevzuat CMK madde 161/5. Maddenin 1’nci fıkrası 26.06.2009 tarihli, 5918 sayılı Kanunun 5’nci maddesiyle değiştirilmiş; aynı Kanunla maddeye 1’nci fıkradan sonra gelmek üzere 2’nci fıkra eklenmiş ve diğer fıkralar buna göre teselsül ettirilmiştir. İlgili mevzuat: 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun Madde 2/g “Aklama suçu”, BMYMS md. 23 “Suç Gelirlerinin Aklanması”, md.24 “gizleme”. 480 Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri (4) Bu suçun, suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde, verilecek ceza bir kat artırılır. (5) Bu suçun işlenmesi dolayısıyla tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur. (Yeni) (6) Bu suç nedeniyle kovuşturma başlamadan önce suç konusu malvarlığı değerlerinin ele geçirilmesini sağlayan veya bulunduğu yeri yetkili makamlara haber vererek ele geçirilmesini kolaylaştıran kişi hakkında bu maddede tanımlanan suç nedeniyle cezaya hükmolunmaz. (Asliye Ceza) (Re’sen) (Yeni Suç) Adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs Madde 288- (1) Bir olayla ilgili olarak başlatılan soruşturma veya kovuşturma kesin hükümle sonuçlanıncaya kadar savcı, hakim, mahkeme, bilirkişi veya tanıkları etkilemek amacıyla alenen sözlü veya yazılı beyanda bulunan kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) (Mülga: 29/6/2005 – 5377/32 md.) Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk Devletin güvenliğine ilişkin belgeler Madde 326. - (1) Devletin güvenliğine veya iç veya dış siyasal yararlarına ilişkin belge veya vesikaları kısmen veya tamamen yok eden, tahrip eden veya bunlar üzerinde sahtecilik yapan veya geçici de olsa, bunları tahsis olundukları yerden başka bir yerde kullanan, hileyle alan veya çalan kimseye sekiz yıldan oniki yıla kadar hapis cezası verilir. (2) Yukarıdaki yazılı fiiller, savaş sırasında işlenmiş veya Devletin savaş hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya askerî hareketlerini tehlikeye koymuş ise müebbet hapis cezası verilir. (Ağır Ceza)(Re’sen) Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri 481 Devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme Madde 327. - (1) Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla, gizli kalması gereken bilgileri temin eden kimseye üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası verilir. (Asliye Ceza)(Re’sen) (2) Fiil, savaş sırasında işlenmiş veya Devletin savaş hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya askerî hareketlerini tehlikeye koymuşsa müebbet hapis cezası verilir. (Ağır Ceza)(Re’sen) Devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin bilgileri açıklama Madde 329. - (1) Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri açıklayan kimseye beş yıldan on yıla kadar hapis cezası verilir. (Asliye Ceza)(Re’sen) Gizli kalması gereken bilgileri açıklama Madde 330. - (1) Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri siyasal veya askerî casusluk maksadıyla açıklayan kimseye müebbet hapis cezası verilir. Devlet sırlarından yararlanma, Devlet hizmetlerinde sadakatsizlik Madde 333. - (1) Görevi dolayısıyla öğrendiği ve Devletin güvenliğinin gizli kalmasını gerektirdiği fenni keşif veya yeni buluşları veya sınaî yenilikleri kendisinin veya başkasının yararına kullanan veya kullanılmasını sağlayan kişi, beş yıldan on yıla kadar hapis ve üçbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. (Asliye Ceza) (Re’sen) (2) Fiil, Türkiye ile savaş hâlinde bulunan bir devletin yararına işlenir veya Devletin savaş hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya askerî hareketlerini tehlikeye sokacak olursa, faile müebbet hapis cezası verilir. (Ağır Ceza)(Re’sen) 482 Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri (3) Türkiye Devleti tarafından yabancı bir memlekette Devlete ait belirli bir işi görmek için görevlendirilen kimse, bu görevi sadakatle yerine getirmediği ve bu fiilden dolayı zarar meydana gelebildiği takdirde faile beş yıldan on yıla kadar hapis cezası verilir. (Asliye Ceza)(Re’sen) (4) Bu maddede tanımlanan suçların işleneceğini haber alıp da bunları zamanında yetkililere ihbar etmeyenlere, suç teşebbüs derecesinde kalmış olsa bile altı aydan iki yıla kadar hapis cezası verilir. (Sulh Ceza)(Re’sen) Yasaklanan bilgileri temin Madde 334. - (1) Yetkili makamların kanun ve düzenleyici işlemlere göre açıklanmasını yasakladığı ve niteliği bakımından gizli kalması gereken bilgileri temin eden kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir. (2) Fiil, Devletin savaş hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya askerî hareketlerini tehlikeyle karşı karşıya bırakmış ise faile beş yıldan on yıla kadar hapis cezası verilir. (Asliye Ceza)(Re’sen) Yasaklanan bilgileri açıklama Madde 336. - (1) Yetkili makamların kanun ve düzenleyici işlemlere göre açıklanmasını yasakladığı ve niteliği bakımından gizli kalması gereken bilgileri açıklayan kimseye üç yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir. (Asliye Ceza)(Re’sen) (2) Fiil, savaş zamanında işlenmiş veya Devletin savaş hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya askerî hareketlerini tehlikeye sokmuş ise faile on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası verilir. (Ağır Ceza)(Re’sen) (3) Fiil, failin taksiri sonucu meydana gelmiş ise, birinci fıkrada yazılı olan hâlde faile altı aydan iki yıla, ikinci fıkrada yazılı hâlde üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası verilir. 7. CEZA MUHAKEMESİ KANUNU 7.1. CMK Alfabetik Fihrist A Adli kolluk ............................................................................................ - hakimlik yapamama ...........................................................22/1 - yakalama yetkisi..............................................................90/2,4 - yakalama emri düzenlemesi...............................................98/2 - postada elkoyma ..............................................................129/2 - aldığı ifadenin geçerliliği...................................................148/4 - şikayete bakması..............................................................158/1 - şüpheli ölüyü bildirmesi ....................................................159/1 - delil toplaması ...................................................... 160/2, 161/1 - ve görevleri.....................................................161/1-3, 164/1-3 - kolluk birimlerinin adli kolluk görevi..................................165/1 - C.başsavcılarının değerlendirme raporu..........................166/1 - yönetmelik ........................................................................167/1 - olay yerinde aldığı tedbirlere uyulmaması halinde adli kolluğun yetkisi.............................................................168/1 - müdafii huzurunda aldığı ifadenin duruşmada okunması ............................................................................213/1 Adli kontrol.............................................................................. 109/1-7 - yakalanan kişinin adli kontrol altına alınması.....................94/2 - tutuklamada adli kontrolün yetersizliğinin belirtilmesi...........................................................................101/1 - hükmedecek merciler ................................................... 110/1-3 - kaldırılması .......................................................................111/1 - itiraz ..................................................................................111/2 484 Ceza Muhakemesi Kanunu - tedbirlere uymama............................................................112/1 - güvence........................................................................ 113/1-2 - ödetme.......................................................................... 114/1-2 - güvencenin geri verilmesi............................................. 115/1-3 Adli tatil ................................................................................................ - bakılacak davalar .............................................. 252/1, 331/2,3 - süresi ................................................................................331/1 - süreler...............................................................................331/4 Akıl hastası .......................................................................................... - olan tanıkların dinlenmesi ..................................................45/2 - sanığın gözlem altına alınması ..........................................74/1 - beden muayenesi veya örnek alınmasından kaçınması .............................................................................76/3 - yakalanmasının şikayete bağlı olmaması ..........................90/3 - akıl hastalığına yakalanan tanık veya şerikin ifadelerinin duruşmada okunması ......................................211/1 - olan mağdura avukat tayini ..............................................239/2 Aleyhe hüküm yasağı ..................................................... 283/1, 307/4 Arama .........................................................................................116/1 - şüpheli-sanık dışında diğer kişiler hakkında ................ 117/1-3 - gece yapılacak arama .................................................. 118/1-2 - karar mercii.......................................................................119/1 - arama kararının kapsamı ............................................. 119/2-3 - aramada bulunacaklar....................................119/4-5, 120/1-3 - arama sonucu düzenlenecek belgeler ......................... 121/1-3 - belgelerin incelenmesi.................................................. 122/1-3 - sonucu muhafaza altına alma ve elkoyma..........................123 - avukat bürolarında arama ............................................ 130/1-3 - bilgisayar, bilgisayar programı ve kütüklerinde arama ve kopya alma ..................................................... 134/1-5 Ceza Muhakemesi Kanunu 485 - aramada tesadüfen elde edilen deliller ............................138/1 - ölçüsüz aramada tazminat ...............................................141/1 Asker.................................................................................................... - tanıkların zorla getirilmesi ..................................................44/2 - askeri mahallerde arama..................................................119/5 - askeri mahallerde elkoyma ..............................................127/6 - askeri mahallerde özel soruşturmaya tabi suçların işlenmesi.............................................................................251/4 Avukat ⇒ Bkz. Müdafii - tanım.....................................................................................2/1 - tanıklıktan çekinme ............................................................46/1 - aramada hazır bulunma ...................................................120/3 - bürosunda arama, elkoyma.......................................... 130/1-2 - postada elkoyma ..............................................................130/3 - müdafilik nedeniyle iletişimin dinlenmesi .........................136/1 - soruşturma tutanağına imzasının alınması......................169/3 - tanıkların dinleneceği günün bildirilmesi ..........................181/1 - duruşmaya katılacak avukat sayısı..................................189/1 - ilgililere soru sorması .......................................................201/1 - duruşma disiplinini bozmada disiplin hapsi uygulanamaması ................................................................203/3 - stajyerin müzakerede bulunması .....................................227/2 - yardımından mağdurun yararlanması...........................234/1,3 - katılana avukat tayini.....................................................239/1,2 - kaçak kişiye avukat tayini.................................................247/3 - uzlaştırıcı olarak seçilmesi ...............................................253/4 - kanun yollarına başvurması .............................................261/1 - kanun yollarına başvurusunu geri alması ........................266/2 - ücretinin Yargıtay’ca düzeltilmesi.....................................303/1 - ücretinin yargılama giderlerinden sayılması ....................324/1 486 Ceza Muhakemesi Kanunu B Bağlantı ............................................................................................... - tanım..................................................................................8/1,2 - bağlantılı suçlarda yetki......................................................16/1 - bağlantılı suçlarda birleştirme ve ayırma .............. 9-11, 16/2-4 - bağlantılı davalarda yargılama gideri ...............................326/1 Bazı suçlara ilişkin yargılama................................................ 250-252 Beden muayenesi ⇒ Bkz. Şüpheli veya sanığın beden muayenesi Bekletici sorun .........................................................................218/1,2 Beraat kararı................................................................ 193/2, 223/2,9 - hükmünün gerekçesi ........................................................230/2 - fizik kimliğin tespitine ilişkin kayıtların yok edilmesi...........81/2 - güvencenin iadesi.............................................................115/2 - kayyım ücreti ....................................................................133/2 - tazminat hakkı .....................................................................141 - temyiz sınırı ..................................... 272/3, 286/2 (CMUK 305) - yargılamanın yenilenmesi ................................................311/1 Bilgi isteme ............................................................................. 332/1-2 Bilimsel mütalaa ................................................................. 67/6, 68/3 Bilirkişi ................................................................................................. - olarak görev yapan hakimin davaya bakamaması ............22/1 - uygulanacak hükümler .......................................................62/1 - atanması......................................................................... 63/1-3 - atanabilecekler ............................................................... 64/1-7 - kabul etmekle yükümlü olanlar...........................................65/1 - inceleme süresi ..................................................................66/1 - sürenin dolması ..................................................................66/2 Ceza Muhakemesi Kanunu 487 - görevini yerine getirmesi ................................................ 66/3-7 - raporu, ayrık görüşler ......................................................67/1,2 - ‘nin hukuki değerlendirmesi................................................67/3 - raporunun ilgililere tebliği ve itiraz...................................67/4,5 - bilimsel mütalaa alınması...................................................67/6 - duruşmada açıklamada bulunması.................................68/1,2 - bilimsel mütalaa hazırlayan uzmanın dinlenmesi ..............68/3 - reddi ve talebin incelenmesi........................................... 69/1-3 - çekinme ..............................................................................70/1 - ‘nin görevini yapmaması ....................................................71/1 - ücret ve giderleri.................................................................72/1 - sahte para ve değerler üzerinde inceleme......................73/1,2 - moleküler genetik incelemede ...........................................79/1 - mahallinde dinlenmesi........................................................84/2 - soruşturma aşamasında rapor örneğinin alınması ..........153/3 - soruşturma aşamasında dinlenmesi ...................................169 - sanığın bilirkişinin davetini istemesi ............................. 177/1-3 - sanığın bilirkişiyi doğrudan mahkemeye getirmesi ..........178/1 - adının sanık ve C.savcısına bildirilmesi....................... 179/1-2 - ‘nin naip veya istinabe yoluyla dinlenmesi ................... 180/1-5 - ‘nin dinleneceği günün ilgililere bildirilmesi .................. 181/1-3 - yoklama yapılarak duruşmaya başlanması......................191/1 - ilgililerin bilirkişiye soru sorması.......................................201/1 - dinlendikten sonra taraflara söz verilmesi........................215/1 - kimliği ve açıklamalarının tutanağa yazılması .................221/1 - mağdurun dinlenmesi sırasında hazır bulunması............236/3 - bölge adliye mahkemelerinde dinlenmesi ve raporunun okunması .............................................. 281/2, 282/1 - hükmü etkileyecek şekilde verilen rapor üzerine yargılamanın yenilenmesi...................................................311/1 488 Ceza Muhakemesi Kanunu Birleştirme ⇒ Bkz. Davaların birleştirilmesi Bozma ................................................................................................. - bölge adliye mahkemeleri bozma kararına direnme ve temyiz................................................................. 284/1, 286/1 - bozma nedenlerinin ilamda gösterilmesi..........................302/2 - bozmaya diyeceklerinin ilgililerden sorulması..................307/1 - üzerine davaya yeniden bakılması................................307/2,3 - bozmadan sonra aleyhe hüküm yasağı ...........................307/4 Bölge adliye mahkemesi ....................................................... 278-284 C Ceza mahkemeleri .............................................................................. - tazminata karar verecek mahkeme..................................142/2 - ek yetkisi, önsorun........................................................ 218/1-2 - birden fazla ili kapsayacak şekilde yetki ..........................252/2 - ‘nin yazılı isteklerine cevap verme zorunluluğu ...............332/1 Ceza verilmesine yer olmadığı kararı .....................................223/3,4 - tazminat istenmesi............................................................144/1 - gerekçede gösterilecek hususlar .....................................230/3 - bölge adliye mahkemesince verildiğinde temyiz edilemeyeceği.....................................................................286/2 - yargılamanın yenilenmesi sonucu kararda tazminat .......323/3 - yargılama giderleri................................................ 327/1, 328/1 Cumhuriyet savcısı.............................................................................. - yabancı ülkede işlenen suçlarda yetki ...............................14/2 - bağlantılı suçlarda birleştirme ............................................16/2 - hakimlik görevinin yapılamayacağı ....................................22/1 - hakimin reddini isteme .......................................................24/2 - karar verilirken görüş açıklaması .......................................33/1 Ceza Muhakemesi Kanunu 489 - C. savcılığına tebligat usulü ...............................................38/1 - tanıkların dinlenmesi ....................................................... 43-61 - bilirkişi dinlenmesi ........................................................... 62-68 - sanığın/şüphelinin gözlem altına alınması.........................74/1 - şüpheli veya sanığın beden muayenesi, örnek alma.........76/1 - genetik inceleme sonuçlarının imhası................................80/2 - fizik kimliğin tespiti...........................................................81/1,2 - keşif .................................................................... 83/1,2, 84/1-5 - yer gösterme ......................................................................85/1 - ölünün adli muayenesi ................................................... 86/1-3 - otopsi ............................................................................... 87-89 - gözaltı .............................................................................. 91-92 - yakalama ve gözaltına almanın yakınlara bildirilmesi................................................................ 95/1,2, 96/1 - yakalama emri ....................................................................98/1 - tutuklama kararı................................................................101/1 - tutuklulukta geçen sürenin uzatılması..............................102/3 - tutuklama kararının geri alınmasını isteme.................. 103/1-2 - tutuklunun salıverilme istemi hakkında görüş bildirme ....105/1 - tutukluluğun incelenmesi.....................................................108 - adli kontrol istemi................................................. 109-111, 114 - arama kararı ............................................................... 119, 122 - elkoyma kararı............................................................. 127-134 - iletişimin dinlenmesi .................................................... 135-138 - gizli soruşturmacı ......................................................... 139/1-7 - teknik araçlarla izleme.................................................. 140/1-5 - tazminat kararında yasa yoluna başvurma ......................142/8 - tazminatın geri alınması ...................................................143/1 - zorla getirme.....................................................................146/3 - ifade alma.................................................................... 147-148 490 Ceza Muhakemesi Kanunu - müdafiin dosyayı inceleme yetkisinin kısıtlanması ..........153/2 - ihbar ve şikayet ................................................................158/1 - şüpheli ölünün ihbarı ve gömülmesi............................. 159/1-2 - suçu öğrenen C.savcısının görev ve yetkileri ............. 160-169 - suçu öğrendiğinde görevi............................................. 160/1-2 - görev ve yetkileri .......................................................... 161/1-6 - soruşturmada hakimden karar istemi...............................162/1 - soruşturmanın sulh ceza hakimince yapılması.............163/1,2 - kamu davasının açılması ............................................ 170-171 - kovuşturmaya yer olmadığı kararı, itiraz, dava açılması ......................................................................... 172-173 - iddianamenin iadesi, itiraz............................................ 174/1-5 - tanıkların bildirilmesi..................................................... 179/1-2 - tanık ve bilirkişinin dinleneceği günün bildirilmesi............181/1 - duruşmaya katılma..................................................... 188, 189 - sanığın sorgusunda bulunma...........................................196/2 - duruşmada ilgililere soru sorma .......................................201/1 - ilgililerin beyanlarına karşı diyeceklerinin sorulması........215/1 - uzlaştırma görevi........................................................ 253/1-24 - yasa yollarına başvurma ................................... 260/1-3, 265/1 - yasa yollarından vazgeçme..............................................266/1 - bölge adliye mahkemelerindeki görevleri................... 278, 279 - isteklerine cevap vermeme ..............................................332/1 Ç Çağrı kağıdı ..........................43/1, 145/1, 176/1, 195/1, 233/1, 307/2 Çekinme .............................................................................................. - hakimin davadan çekinmesi...............................................30/1 - zabıt katibinin davadan çekinmesi .....................................32/1 491 Ceza Muhakemesi Kanunu - tanıklıktan çekinme.... 45/1-3,46/1-2,47/1-3,48/1,49/1,51/1,60/1-3 - bilirkişilikten çekinme..........................................................70/1 - muayene ve bedenden örnek alınmasından çekinme .......76/3 - imzadan çekinme .............................................................147/5 Çocuk .................................................................................................. - tanıklıktan çekinme .........................................................45/2,3 - yemin verilmeyen çocuklar.................................................50/1 - mağdur çocukların beyanlarının kayda alınması ...............52/3 - soybağının araştırılması.....................................................76/3 - yeni doğanın cesedinde adli muayene ve otopsi...............88/1 - çocuklara karşı işlenen suçlarda yakalama .......................90/3 - çocukların cinsel istismarında tutuklama .........................100/3 - çocukların cinsel istismarında iletişimin dinlenmesi.........135/6 - çocuklar hakkında disiplin hapsi ......................................203/3 - çocukların psikolojisinin bozulmasında dinlenmeleri .......236/2 - mağdur olarak dinlenmesi................................................236/3 - mağdur çocuğa müdafi tayini ...........................................239/2 D Dava .................................................................................................... - davaya bakan mahkemenin görevli olması.........................4, 5 - davaların birleştirilerek açılması...........................................9/1 - görülmekte olan davaların birleştirilmesi, ayrılması....... 10/1-3 - geniş bağlantı sebebiyle birleştirme...................................11/1 - davaya bakma yetkisi..................................................... 12/1-5 - bağlantılı suçlarda birleştirme ve görevli mahkeme....... 14/1-4 - ‘nın nakli ......................................................................... 19/1-2 - hakimin davaya bakamaması, reddi ............................... 22-31 - ‘nın reddi kararı .................................................... 193/2, 223/7 - ‘nın düşmesi veya durması kararı ........................ 193/2, 223/8 492 Ceza Muhakemesi Kanunu Deliller.................................................................................................. - bağlantı.................................................................................8/2 - hakimin reddinde delillerin gösterilmesi .............................31/1 - yok etme şüphesi olanların yeminsiz dinlenmesi...............50/1 - delil elde etmek için beden muayenesi, örnek alma .......75, 76 - keşif tutanağına delillerin yazılması ...................................83/2 - deliller ve toplu suçlarda gözaltı süresi ..............................91/3 - tekrar yakalama için yeni delil ............................................91/5 - yok etme, saklama ve tutuklama......................................100/2 - ‘in bulunması için arama ............................................ 116, 117 - ‘e el koyma ve iade ............................................ 129, 131, 132 - başka delil yoksa iletişimin dinlenmesi, kayda alınması....135-138 - gizli soruşturmacı .............................................................139/1 - sanığın delil toplama hakkı...............................................147/1 - delil kabul edilmeyecek haller ..........................................148/3 - müdafiin delilleri incelemesi .............................................153/4 - iddianamede gösterilmesi ................................................170/3 - delil elde edilemediğinde takipsizlik kararı verilmesi .......172/1 - sanığın, delillerin toplanmasını istemesi ..........................177/1 - ortaya konulması..............................................................206/1 - ‘in reddi.............................................................................206/2 - ‘den vazgeçme .................................................................206/3 - delil veya olayın geç bildirilmesi.......................................207/1 - duruşmada okunacak deliller ...........................................208/1 - duruşmada okunması................................................... 209/1-2 - duruşmada okunmayacak belgeler .............................. 210/1-2 - duruşmada okunmasıyla yetinilebilecek belgeler ........ 211/1-2 - delillerin okunması........................................................ 214/1-3 - delillerin okunmasından sonra ilgililerden diyeceğinin sorulması ............................................................................215/1 - delillerin tartışılması, söz sırası.................................... 216/1-3 Ceza Muhakemesi Kanunu 493 - delilleri takdir yetkisi ..................................................... 217/1-2 - delillerin kararda gösterilmesi ..........................................231/1 - uzlaşma sağlanamadığında delillerin aleyhe kullanılamaması..................................................................253/6 Derhal beraat kararı ....................................................... 193/2, 223/9 Devlet sırrı ........................................................................................... - tanım...................................................................................47/1 - ve tanıklık ...........................................................................47/2 - ve Cumhurbaşkanının tanıklığı ..........................................47/4 - niteliğindeki belgelerin incelenmesi.............................. 125/1-3 Direnme ............................................................................................... - bölge adliye mahkemesi kararlarına karşı .......................284/1 - Yargıtay kararlarına karşı.................................................307/3 - CGK kararlarına karşı ......................................................307/3 - kanun yararına bozmaya karşı.........................................309/5 Disiplin hapsi ....................................... 2/1, 60/1, 124/2, 196/5, 203/3 Duruşma .............................................................................................. - ‘da karar verme usulü.........................................................33/1 - kanuni temsilciye bildirilmesi............................................155/1 - eşin hazır bulunması ........................................................155/2 - tutuklu sanığa bildirilmesi ..............................................176/3,4 - ‘nın açıklığı .......................................................................182/1 - kapalı duruşma.................................................. 182/2,3, 184/1 - duruşmada ses ve görüntü alıcı aletlerin kullanılma yasağı .................................................................................183/1 - zorunlu kapalılık ...............................................................185/1 - kapalılık gerekçesi............................................................186/1 - kapalı duruşmaya katılma ................................................187/1 - kapalı ve açık duruşmanın içeriği................................. 187/1-3 - duruşmada hazır bulunacaklar..................................... 188/1-3 494 Ceza Muhakemesi Kanunu - yedek üye bulundurulması ...............................................188/3 - birden çok savcı ve avukatın duruşmaya katılması .........189/1 - ara verme ......................................................................190/1,2 - duruşmanın başlaması................................................. 191/1-3 - başkan veya hakimin görevi......................................... 192/1-2 - sanığın duruşmaya gelmemesi ........................................193/1 - sorgusu yapılmayan sanığın beraatine karar verilmesi ...193/2 - sanığın mahkemeden uzaklaşması ..............................194/1,2 - sanığın yokluğunda duruşma yapılacak haller.................195/1 - sanığın duruşmadan bağışık tutulması............................196/1 - istinabe suretiyle sorgu ....................................................196/2 - sorgu tutanağının okunması.............................................196/3 - görüntülü ve sesli iletişim tekniği kullanılarak sorgu ........196/4 - yargı çevresi dışındaki hastane veya tutukevinde bulunan sanığın duruşmaya getirilmesi..............................196/5 - yurtdışında bulunan sanığın duruşma gününden önce ifadesinin alınması.....................................................196/6 - sanığın müdafii göndermesi.............................................197/1 - sanığın hazır bulunmadığı oturum için eski hale getirme istemi ...............................................................................198/1,2 - sanığın zorla getirilmesi ...................................................199/1 - duruşma sırasında sanığın salondan çıkarılması .........200/1,2 - ilgililerin soru sormaları .................................................201/1,2 - tercüman dinlenmesi .................................................... 202/1-3 - duruşma düzeninin sağlanması ................................... 203/1-3 - sanığın duruşma salonundan çıkarılması ........................204/1 - duruşma sırasında işlenen suç hakkında işlem...............205/1 - delillerin reddi ve geç bildirilmesi ............................... 206, 207 - duruşmada okunması zorunlu belge ve tutanaklar.......209/1,2 - duruşmada okunmayacak belgeler .............................. 210/1-2 495 Ceza Muhakemesi Kanunu - duruşmada okunmasıyla yetinilecek belgeler .............. 211/1-2 - tanığın önceki ifadesinin okunması.............................. 212/1-2 - sanığın ifadeleri arasında çelişki bulunması ....................213/1 - rapor, belge ve diğer yazıların okunması..................... 214/1-3 - delillerden sonra ilgililerden diyeceğinin sorulması ............................................................................215/1 - delillerin tartışılması, söz sırası.................................... 216/1-2 - tutanağının imzalanması ⇒ Bkz. Duruşma tutanağı - son söz .............................................................................216/3 - bekletici sorun ve yaş düzeltmesi ................................ 218/1-2 - sona ermesi......................................................................223/1 Duruşma tutanağı.......................................................................219/1 - ‘nın imzalanması .......................................................... 219/1-2 - ‘nın başlığı ........................................................................220/1 - ‘nın içeriği .........................................................................221/1 - ‘nın ispat gücü ..................................................................222/1 E Ek savunma............................................................................ 226/1-4 Elkoyma......................................................................................123/2 - elkonulamayacak mektup ve belgeler..............................126/1 - elkoyma kararı verme yetkisi............................................127/1 - kolluk görevlisinin kimliği ..................................................127/2 - hakim onayı ......................................................................127/3 - zilyetin karar istemesi.......................................................127/4 - mağdura bildirilmesi .........................................................127/5 - askeri mahallerde elkoyma işlemi ....................................127/6 - taşınmazlara, hak ve alacaklara elkoyma........................128/1 496 Ceza Muhakemesi Kanunu - elkoymanın uygulanacağı suçlar......................................128/2 - taşınmaza elkonulması ....................................................128/3 - ulaşım araçları hakkında elkoyma ...................................128/4 - banka ve mali kurumlardaki hesaplara elkoyma..............128/5 - şirketlerdeki ortaklık payına elkoyma...............................128/6 - hak ve alacaklara elkoyma...............................................128/7 - karara uymama ................................................................128/8 - hakim kararı......................................................................128/9 - postada elkoyma .......................................................... 129/1-4 - avukat bürosundaki şeylere elkonulması.........................130/2 - avukat hakkında postada elkoyma...................................130/3 - elkonulan eşyanın iadesi.............................................. 131/1-2 - elkonulan eşyanın saklanması, elden çıkarılması ....... 132/1-6 - bilgisayar, bilgisayar program ve kütüklerine elkonulması, kopya alınması.......................................... 134/2-5 - tesadüfen elde edilen deliller ...........................................138/1 - kaçak kişiler hakkında .................................................. 248/1-4 Eski hale getirme..........................................................................40/1 - süresi ..................................................................................41/1 - dilekçe verilmesi .................................................................41/2 - istenecek mahkeme ...........................................................42/1 - kabulü kararı.......................................................................42/2 - dilekçesinin infaza etkisi.....................................................42/3 - sanığın hazır olmadığı oturum için eski hale getirme istemi .............................................................................. 198/1-2 - istinaf başvurusunda ........................................................274/1 - yargılama giderleri............................................................330/4 Eş......................................................................................................... - duruşmada hazır bulunması.............................................155/2 - kanun yollarına başvurması .............................................262/1 497 Ceza Muhakemesi Kanunu F Fethi-kabir ⇒ Bkz. Otopsi Fizik kimliğin tespiti.......................................................................81/1 - kayıtların yok edilmesi........................................................81/2 - yönetmelik ..........................................................................82/1 G Gaip ..................................................................................................... - tanım.................................................................................244/1 - yapılacak işlemler......................................................... 244/2-4 - ihtar...................................................................................245/1 - sanığa güvence belgesi verilmesi ....................................246/1 - güvence belgesinin hükümsüz kalması ...........................246/2 Gecikmesinde sakınca bulunan haller ................................................ - yetkisiz mahkemede...........................................................21/1 - hakimin reddinde ............................................................. 29-30 - tanıkların yüzleştirilmesi .....................................................52/2 - C.savcısının keşif yapması ................................................83/1 - kolluğun yakalama yetkisi ..................................................90/2 - gece arama yapılması......................................................118/2 - C.savcısının arama izni vermesi ......................................119/1 - C.savcısının yazılı emriyle elkoyma.................................127/1 - C.savcısının kararı ile postada elkoyma ..........................129/1 - C.savcısının kararı ile iletişimin dinlenmesi .....................135/1 - C.savcısının kararı ile mobil telefonun yerinin tespiti.......135/4 - gizli soruşturmacı görevlendirilmesi .................................139/1 - teknik araçlarla izleme yapılması .....................................140/2 - sulh ceza hakiminin soruşturma yapması........................163/1 498 Ceza Muhakemesi Kanunu Genetik inceleme ⇒ Bkz. Moleküler genetik inceleme............ 78-80 Gerekçe ............................................................................................... - kararların gerekçeli olması.................................................34/1 - birden fazla bilirkişi atanması.............................................63/2 - bilirkişi yemininin yazılı verilmesinde gerekçe ...................64/7 - bilirkişi raporuna itirazın reddinde gerekçe ........................67/5 - tutuklamada gerekçe........................................................101/1 - kapalı duruşma yapılmasında gerekçe ............................182/3 - istemlerin reddinde gerekçe.............................................221/1 Gizli soruşturmacı................................................................... 139/1-7 Görev.................................................................................................3 - re’sen karar verme ...............................................................4/1 - görevde uyuşmazlık .............................................................4/2 - görevsizlik kararı .................................................... 5/1, 223/10 - itiraz yolu ..............................................................................5/2 - görevsizlik kararı verilemeyecek haller ................................6/1 - görevli olmayan hakim veya mahkemenin işlemleri ............7/1 - temyiz yolu ......................................................... 223/10, 286/1 Gözaltı .............................................................................................90 - süresi ..................................................................................91/1 - koşulları ..............................................................................91/2 - toplu suçlarda süre.............................................................91/3 - yakalama ve sürenin uzatılmasına itiraz ve inceleme usulü .....................................................................................91/4 - aynı fiilden dolayı tekrar yakalama işlemi ..........................91/5 - gözaltı sonunda sorguya çekilme.......................................91/6 - gözaltı işlemlerinin denetimi...............................................92/1 - yakınlarına haber verme ....................................................95/1 - yabancıların gözaltına alınması .........................................96/1 - yönetmelik ..........................................................................99/1 499 Ceza Muhakemesi Kanunu - firardan sonra gece araması ............................................118/2 - tazminat....................................................................... 141-144 - iddianamede gösterilmesi ................................................170/3 - gerekçeli kararda gösterilmesi .........................................232/2 Gözlem altına alınma ................................................................74/1,5 - müdafii tayini ......................................................................74/2 - süresi ..................................................................................74/3 - kararına itiraz......................................................................74/4 Güvence .............................................................................................. - adli kontrolde ....................................................................109/3 - şüpheli/sanığın güvence vermesi.....................................113/1 - önceden ödetme........................................................... 114/1-2 - iadesi ................................................................................115/1 - gaibe güvence verilmesi...................................................246/1 - kaçak kişiye güvence verilmesi........................................248/7 Güvenlik tedbiri...........................100/1, 170/6, 223/1-6, 286/2, 325/1 H Hakim .................................................................................................. - görevli olmadığı hallerdeki işlemleri .....................................7/1 - yetkisiz olmasında yapılan işlemler.................................20, 21 - davaya bakamayacağı haller .............................................22/1 - yargılamaya katılamayacak hakimler............................. 23/1-3 - reddi ve istemde bulunabilecekler.................................. 24/1-3 - redde süre ...................................................................... 25/1-2 - ret isteminde usul ........................................................... 26/1-3 - ret isteminde karar verecek mahkeme........................... 27/1-4 - ret isteminde karar ve yasa yolları .....................................28/1 - reddi istenen hakimin yapabileceği işlemler .................. 29/1-3 500 Ceza Muhakemesi Kanunu - davadan çekinmesi ve inceleme mercii ......................... 30/1-3 - ret isteminin geri çevrilmesi............................................ 31/1-3 - yazışma usulü ....................................................................36/1 - yemin vermede usul ...........................................................51/1 - duruşma salonunu terk etmede hakim izni .............. 53/1, 68/2 - bilirkişiye başvurması ...................................................... 62-73 - beden muayenesi ve örnek alma .................................... 75-76 - moleküler genetik incelemede izin .................................. 78-80 - yakalama emri ....................................................................98/3 - tutuklama..................................................................... 100-108 - adli kontrol ................................................................... 109-115 - arama .......................................................................... 116-122 - elkoyma ....................................................................... 127-134 - iletişimin denetlenmesi ................................................ 135-138 - gizli soruşturmacı ve teknik araçla izleme .................. 139-140 - ifade ve sorgu usulü .................................................... 147-148 - müdafi görevlendirmesi ............................................... 149-156 - soruşturmada karar vermesi ............................................162/1 - soruşturma yapması.........................................................163/1 - kovuşturma evresi ....................................................... 175-232 - katılmada hakim kararı.....................................................238/1 Hükmün açıklanmasının geri bırakılması............................. 231/5-14 Hüküm ................................................................................................. - verilinceye kadar disiplin cezası.........................................60/1 - açık duruşmada verilmesi ................................................182/3 - kapalı duruşmada açıklanması ........................................185/1 - çeşitleri ....................................................................... 223/1-10 - gerekli oy sayısı, oybirliği, oyçokluğu, karşı oy .............224/1,2 - hükmün konusu................................................................225/1 - suçu değerlendirmede mahkemenin yetkisi.....................225/2 501 Ceza Muhakemesi Kanunu - hükmün gerekçesinde gösterilecek hususlar............... 230/1-4 - açıklanması, ayakta dinlenmesi ................................... 231/1-4 - başlığı, gerekçesi, imza, hüküm fıkrası, mühür ........... 232/1-7 - tebliği ................................................................................275/2 - infazın durması.................................................................276/2 - bozmanın diğer sanıklara etkisi .......................................306/1 - yargılama giderleri............................................................324/2 İ İddianame............................................................................................ - kabulünden sonra görevsizlik kararı ...................................5, 6 - mahkemeye verilmesinden sonra müdafiin delilleri incelemesi...........................................................................153/4 - düzenlenmesi ...................................................................170/2 - içeriği ............................................................................ 170/3-6 - iadesi, iade nedenleri, iade edilemeyecek haller, itiraz usulü ...................................................................... 174/1-5 - kabulü ve duruşma hazırlığı......................................... 175/1-2 - sanığa tebliği ve sanığın çağırılması............................ 176/1-4 - okunarak duruşmaya başlanması ....................................191/1 - hükmün konusu ve mahkemenin değerlendirmesi ..........225/1 - ‘de yazılı suç niteliğinin değişmesi, ek savunma ................226 İfade alma.......................................................................................2/1 - ifade için çağrı ..................................................................145/1 - zorla getirme................................................................. 146/1-7 - ifade alınırken uyulacak kurallar ......................................147/1 - ifade almada yasak usuller........................................... 148/1-5 - müdafii sayısı ............................................................... 149/2-3 - zabıt katibinin bulunması..................................................169/1 502 Ceza Muhakemesi Kanunu - talimatla ifade alınması ....................................................196/2 - talimatla alınan ifadenin okunması....................... 209/1, 212/1 - çelişki nedeniyle sanığın ifadesinin okunması.................213/1 - ifadesinde şikayetçi olduğunu söyleyen mağdurdan katılma isteğinin sorulması .................................................238/2 İhbar....................................................................................... 158-160 - suçların ihbarı............................................................... 158/1-5 - şüpheli ölümün ihbarı ................................................... 159/1-2 - ihbar üzerine C.savcısının görevi.....................................160/1 İletişim ................................................................................................. - tespiti ................................................................................135/1 - şüpheli/sanıkla tanıklıktan çekinebilecek kişiler arasındaki iletişim ...............................................................135/2 - kararın içeriği ve süresi ....................................................135/3 - mobil telefon yerinin tespiti...............................................135/4 - karar ve işlemlerin gizli tutulması .....................................135/5 - hükmün uygulanacağı suçlar ...........................................135/6 - maddeye girmeyen hallerde dinleme ...............................135/7 - müdafiin bürosu, konutu, yerleşim yerinde iletişimin tespiti, dinlenmesi, kayda alınması ....................................136/1 - kararların yerine getirilmesi..............................................137/1 - kayıtların çözülmesi..........................................................137/2 - uygulamaya son verilmesi................................................137/3 - tespit ve dinlemeye ilişkin kayıtların yok edilmesi............137/4 - altıncı fıkrada sayılan suçlara ilişkin delil elde edilmesi...138/2 - kapalı duruşma içeriğinin iletişim araçlarıyla yayımlanma yasağı.............................................................187/2 - araçlarıyla gaibe ihtar.......................................................245/1 - yoluyla tebligat..................................................................252/1 Ceza Muhakemesi Kanunu 503 İmzadan kaçınma ................................................................................ - sorgu tutanağında ............................................................147/5 - soruşturma tutanağında ...................................................169/6 İnfaz..................................................................................................... - kararların C.savcılığına verilmesi.......................................36/2 - askerler hakkındaki zorla getirme kararının infazı .............44/2 - kurumundan kaçan hakkında yakalama kararı..................98/2 - kurumundaki sanığa iddianamenin tebliği........................176/3 - kurumundaki sanık veya şüphelinin kanun yollarına başvurması .........................................................................263/1 - durmaması ................................................ 269/1, 276/2, 296/2 - durdurulması ....................................................................296/2 - yargılamanın yenilenmesinde infazın geri bırakılması........312/1 İstinaf ⇒ Bkz. Kanun yolları - istinaf ................................................................................272/1 - istemi ve süresi............................................................. 273/1-5 - eski hale getirme ve istinaf süresi ....................................274/1 - başvurunun etkileri ....................................................... 275/1-2 - isteminin mahkemece reddi ve karara karşı başvuru yolları .............................................................................. 276/1-2 - isteminin tebliği ve cevabı ............................................ 277/1-3 - bölge adliye mahkemesi C.savcısının görevi...................278/1 - dosya üzerinde ön inceleme ............................................279/1 - bölge adliye mahkemesinde inceleme ve kovuşturma ....280/1 - duruşma hazırlığı.......................................................... 281/1-2 - istisnalar ...........................................................................282/1 - sanık lehine başvurmada verilecek hüküm......................283/1 - bölge adliye mahkemesi kararına direnme yasağı ...... 284/1-2 - özel kanunların temyize ilişkin hükümleri.........................285/1 504 Ceza Muhakemesi Kanunu İtiraz ⇒ Bkz. Kanun yolları - görevsizlik kararında ............................................................5/2 - yetkisizlik kararında............................................................18/3 - red isteminin reddinde........................................................28/1 - red isteminin geri çevrilmesinde.........................................31/3 - eski hale getirme isteminin reddinde..................................42/2 - disiplin hapsinde.................................................................60/4 - bilirkişi raporuna karşı ........................................................67/5 - gözlem altına almada .........................................................74/4 - şüpheli/sanığın tıbbi muayenesi, kan alınmasında............75/4 - diğer kişilerin tıbbi muayenesi ve örnek alınmasında ........76/4 - tutuklama, tutukluluğun devamı ve salıverilmenin reddinde....................................................... 101/5, 104/2, 105/1 - adli kontrol kararında........................................................111/2 - elkonulan eşyanın iadesi isteminin reddinde ...................131/1 - tazminat istemine ilişkin dilekçenin reddinde...................142/4 - tazminatın geri alınması kararında...................................143/1 - kovuşturmaya yer olmadığı kararına karşı........... 172/1, 173/1 - iddianamenin iadesinde ...................................................174/4 - duruşmada sorulan sorulara itiraz....................................201/1 - durma kararına karşı ........................................................223/8 - katılmadan önceki kararlara karşı ....................................241/1 - zorlama amaçlı elkoyma kararına karşı ...........................248/8 - kanun yollarına başvurma hakkı ⇒ Bkz. Kanun yolları - itiraz olunabilecek kararlar ...............................................267/1 - itiraz usulü ve inceleme mercileri ................................. 268/1-3 - itirazın infaza etkisi....................................................... 269/1-2 - itirazın karşı tarafa tebliği ve araştırma yapılması ...........270/1 - üzerine karar ................................................................ 271/1-4 - Yargıtay C.Başsavcısının itiraz yetkisi.............................308/1 505 Ceza Muhakemesi Kanunu K Kaçak................................................................................................... - hakkında yakalama emri çıkartılması.................................98/3 - tanım.................................................................................247/1 - kaçaklık kararı ..................................................................247/2 - sanık hakkında kovuşturma .............................................247/3 - müdafii tayini ....................................................................247/4 - sanığın mallarına elkoyma ve kayyım atama...................248/1 - katalog suçları ..................................................................248/2 - elkoyma işlemleri.......................................................... 248/3-4 - tutuklama kararı................................................................248/5 - kaçağın yakınlarına yardım..............................................248/6 - kaçağa güvence belgesi verilmesi ve hükümsüz kalması ...............................................................................248/7 - kararına itiraz....................................................................248/8 Kadının muayenesi.......................................................................77/1 Kamu davasına katılma....................................................................... - katılana soru sorulması ....................................................201/1 - katılandan diyeceklerinin sorulması .................................215/1 - katılma zamanı ............................................................. 237/1-2 - katılma usulü ................................................................ 238/1-4 - katılanın hakları ............................................................ 239/1-2 - katılmanın davaya etkisi............................................... 240/1-2 - katılmadan önceki kararlara itiraz ................................ 241/1-2 - katılanın kanun yollarına başvurması .......................... 242/1-2 - katılmanın hükümsüz kalması..........................................243/1 Kamu davasının açılması.................................................................... - davayı açma görevi ...................................................... 170/1-6 - ‘nda C.savcısının takdir yetkisi..................................... 171/1-5 506 Ceza Muhakemesi Kanunu - ‘nın ertelenmesi ............................................................ 171/2-5 - ve iddianamenin iadesi................................................. 174/1-5 - iddianamenin kabulü .................................................... 175/1-2 - kamu davasının sona ermesi ⇒ Bkz. Hüküm Kanun yararına bozma........................................................... 309/1-5 - Yargıtay C.Başsavcısının kanun yararına başvurması ..................................................................... 310/1-2 Kanun yolları ⇒ Bkz. Temyiz ⇒ Bkz. İtiraz ⇒ Bkz. İstinaf - kararda gösterilmesi...........................................................34/2 - bildirilmemesi......................................................................40/2 - sanığa açıklanması ..........................................................231/2 - başvurma hakkı............................................................ 260/1-3 - avukatın başvurma hakkı .................................................261/1 - yasal temsilci ve eşin başvurma hakkı.............................262/1 - tutuklunun kanun yollarına başvurması ....................... 263/1-4 - kanun yolunun belirlenmesinde yanılma...................... 264/1-2 - C.savcısının başvurunun sonuçları..................................265/1 - başvurudan vazgeçilmesi ve etkileri ............................ 266/1-3 - ‘na başvurmada yargılama giderleri............................. 330/1-2 Kanuni temsilci .................................................................................... - kanun yoluna başvurma ...................................................262/1 - temyiz gerekçesi...............................................................295/3 Kanunun kapsamı ..........................................................................1/1 Kapalı duruşma ........................................................... 182/2-3, 184/1 - zorunlu kapalılık ...............................................................185/1 - açıklığın kaldırılması ........................................................186/1 - kapalı duruşmada bulunabilecekler .................................187/1 - içeriğinin yayımlanamaması.............................................187/2 - kişisel verilerin kapalı oturumda okunması ......................209/2 Ceza Muhakemesi Kanunu 507 Kararlar................................................................................................ - verilme usulü ......................................................................33/1 - gerekçeli olması .................................................................34/1 - yasa yolu ............................................................................34/2 - açıklanması, tebliği......................................................... 35/1-3 - tebligat usulü ......................................................... 36/1, 37/1,2 - yazışma usulü ....................................................................36/1 - infaz edilecek kararlar ........................................................36/2 - C.Başsavcılığına tebliği......................................................38/1 - gerekli oy sayısı, oybirliği, oyçokluğu, karşı oy .............224/1,2 Katılma ⇒ Bkz. Kamu davasına katılma Kaymakam........................................................................................... - ‘a şikayette bulunulması...................................................158/2 - hakkında soruşturma yapılması ................................... 161/5-6 Kayyım................................................................................................. - kayyımlık yapan hakimin davaya bakamaması .................22/1 - şirket yönetimi için kayyım tayini......................................133/1 - kaçak kişiler için kayyım tayini .........................................248/1 Keşif..................................................................................................... - yapacak makamlar .............................................................83/1 - tutanağı...............................................................................83/2 - ‘de hazır bulunabilecekler ..................................................84/1 - tanık veya bilirkişinin mahallinde dinlenmesi .....................84/2 - şüpheli veya sanığın hazır bulunmayacağı haller..............84/3 - hazır bulunacaklara haber verilmesi ..................................84/4 - tutuklunun hazır bulundurulması........................................84/5 - keşfin yeniden yapılması..................................................181/2 - tutanağının duruşmada okunması ....................... 209/1, 282/1 - bölge adliye mahkemesince keşif yapılması....................281/2 508 Ceza Muhakemesi Kanunu Kimlik ................................................................................................... - belirlenmesi için tanıkların yüzleştirilmesi ..........................52/2 - bilgilerinin açığa çıkmasının tanıklara zarar vermesi.........58/2 - sanığın kimlik bilgilerinin tanığa açıklanması.....................59/1 - fizik kimliğin tespiti..............................................................81/1 - ölünün kimliğinin tespiti ......................................................86/1 - suçüstü halinde kimliğin hemen belirlenememesi nedeniyle yakalama..............................................................90/1 - bilgilerinin yakalama emrine yazılması ..............................98/4 - bilgilerinin arama tutanağına yazılması ...........................119/3 - bilgilerinin elkoyma tutanağına yazılması ........................127/2 - bilgilerinin iletişimin dinlenmesi kararına yazılması .........135/3 - iletişimin dinlenmesi kararının yerine getirilmesinde işlemi yapanın kimliği .........................................................137/2 - gizli soruşturmacının kimliğinin değiştirilmesi ..................139/2 - tazminat dilekçesinde kimlik bilgilerinin yazılması ...........142/3 - şüpheli/sanığın kimlik bilgilerini ifade/sorguda doğru olarak söylemesi............................................................. 147/1-2 - ölünün kimliğinin belirlenememesi ...................................159/1 - bilgilerinin iddianameye yazılması ...................................170/3 - bilgilerinin duruşmada saptanması ..................................191/3 - bilgilerinin gerekçeli karara yazılması ..............................232/1 Kişisel veri .......................................................................................80 - ve yok edilmesi...................................................................80/1 - kapalı oturumda okunması...............................................209/2 Kolluk ⇒ Bkz. Adli kolluk Kovuşturma ......................................................................................... - tanım.....................................................................................2/1 - ‘nın her evresinde görevsizlik kararı verilmesi .....................4/1 - ‘nın her evresinde birleştirme veya ayırma kararı verilmesi................................................................................10/1 509 Ceza Muhakemesi Kanunu - kovuşturma evresine katılacak hakimin soruşturmaya katılmamış bulunma zorunluluğu .........................................23/2 - ile ilgisi olmayan belgenin geri verilmesi..........................122/3 - ‘nın her aşamasında müdafii yardımı...............................149/3 - ‘ya yer olmadığı kararı ve yeniden dava açılması, itiraz .............................................................................. 172, 173 - ‘nın başlaması ..................................................................175/1 - evresinde yaş düzeltme ...................................................218/2 Kovuşturmaya yer olmadığı kararı ................................. 171/1, 172/1 - yeniden dava açılması .....................................................172/2 - karara itiraz, itiraz usulü ve karar ................................. 173/1-6 M Mağdur ile şikayetçi............................................................................. - ile yakınlığı olanların hakimlik yapamaması ......................22/1 - çocuk mağdurların ifadelerinin kayda alınması..................52/3 - mağdurdan, tanıkla ilişkilerinin sorulması ..........................58/1 - bilirkişinin mağdura soru sorması ......................................66/6 - ‘un beden muayenesi, örnek alınması ...............................76/1 - ‘un keşifte hazır bulundurulması, keşfe katılması...........84/1,3 - tutuklama nedeni olarak mağdura baskı yapılması .........100/2 - adli kontrolde, mağdurun haklarının güvenceye alınması ..............................................................................109/3 - elkoyma işleminin mağdura bildirilmesi............................127/5 - mağdura ait eşyanın iadesi ..............................................131/2 - mağdurun şikayetten açıkça vazgeçmemesi ...................158/6 - iddianamede mağdurun kimliği ve vekilinin gösterilmesi....170/3 - mağdura tercüman tayini..................................................202/1 - mağdura ait kişisel verilerin duruşmada okunması..........209/2 510 Ceza Muhakemesi Kanunu - çağrılmaları................................................................... 233/1-2 - hakları........................................................................... 234/1-3 - çağrıya uymamaları...................................................... 235/1-4 - dinlenmeleri .................................................................. 236/1-2 - mağdur çocuklar ile psikolojisi bozulmuş mağdurun tanık olarak dinlenme usulü .......................... 236/1-3 Mahkumiyet kararı......................................................................223/5 - hükmünün gerekçesi ........................................................230/1 Malen sorumlu..................................................................................... - tanım.....................................................................................2/1 - davaya katılması ..............................................................237/1 Mezar açma ⇒ Bkz. Otopsi Moleküler genetik inceleme..........................................................78/1 - hakim kararı........................................................................79/1 - inceleme yapılması ............................................................79/2 - sonuçların gizliliği ...............................................................80/1 - bilgilerin yok edilmesi .........................................................80/2 - yönetmelik .............................................................................82 Muayene.............................................................................................. - hekimin mağdur, şüpheli/sanığa soru sorması ..................66/6 - şüpheli/sanığın muayenesi............................................. 75/1-7 - diğer kişilerin muayenesi................................................ 76/1-5 - kadının muayenesi .............................................................77/1 - ölünün adli muayenesi ....................................................86/2,3 - yeni doğanın cesedinin adli muayenesi .............................88/1 - muayene sırasında katip bulunması ................................169/1 - muayenenin tekrar yapılması...........................................181/2 Muhafaza altına alma ..............................................................123/1,2 - eşyayı vermeyenler hakkında işlem..............................124/1,2 Ceza Muhakemesi Kanunu 511 Müdafii ⇒ Bkz. Avukat - tanım.....................................................................................2/1 - müdafilik dolayısıyla iletişimin dinlenememesi.................136/1 - müdafii olmadan, kollukça alınan ifade............................148/4 - seçimi ...............................................................................149/1 - sayısı ................................................................................149/2 - müdafiin hakları ................................................................149/3 - görevlendirilmesi ..............................................................150/1 - zorunlu müdafii .................................................. 150/2,3, 204/1 - yönetmelik ........................................................................150/4 - ‘nin görevini yapmaması, görevlendirme, yasaklama.. 151/1-6 - yararları birbirine uygun olan birden fazla şüpheli ve sanıklara müdafii atama ......................................................152/1 - dosyayı inceleme ve örnek alması............................... 153/1-5 - şüpheli veya sanığın müdafii ile görüşmesi .....................154/1 - kanuni temsilciye duruşma gününün bildirilmesi..............155/1 - eşin duruşmaya katılması ................................................155/2 - müdafiin görevlendirilme usulü .....................................156/1,2 - atanan müdafiden sonra şüpheli veya sanığın müdafii seçmesi...............................................................................156/3 - soruşturma tutanağında imza ..........................................169/3 - tanık, bilirkişinin dinleneceği gün ile keşif ve muayenenin bildirilmesi..............................................................................181 - duruşmaya katılması ........................................................188/1 - sanığın duruşmaya müdafii göndermesi..........................197/1 - ilgililere soru yöneltmesi ...................................................199/1 - beyan ve belgelere diyeceğinin sorulması.......................215/1 - söz sırası .......................................................................216/1,2 - mağdur için zorunlu müdafii .............................................234/2 - kaçak sanığın müdafii tayini.............................................247/4 512 Ceza Muhakemesi Kanunu - kanun yoluna başvurması ................................................261/1 - kanun yoluna başvurmanın geri alınması ........................266/2 Müdahale ⇒ Bkz. Kamu davasına katılma Müsadere usulü................................................................................... - başvuru..........................................................................256/1,2 - duruşma açılması.............................................................257/1 - eşya üzerinde hakkı olanların çağrılması .....................257/2,3 - kanun yolu ........................................................................258/1 - suç konusu olmayıp müsadereye tabi eşyanın müsaderesi .........................................................................259/1 Müzakere............................................................................................. - katılacak hakimler.............................................................227/1 - hakim ve adayların katılması ...........................................227/2 - yönetimi ............................................................................228/1 - oyların toplanması........................................................ 229/1-3 N Naip ..................................................................................................... - hakimin tanığa disiplin hapsi vermesi ................................60/2 - hakim tarafından keşif yapılması .......................................83/1 - tanık ile bilirkişinin naip veya istinabe yoluyla dinlenmesi ...................................................................... 180/1-5 - hakim işlemlerinin duruşmada okunması.........................209/1 - hakim kararlarına itiraz................................................ 267-271 O Otopsi .................................................................................................. - otopsiden önce kimliğin tespiti ...........................................86/1 - hazır bulunacaklar..............................................................87/1 - görev...................................................................................87/1 513 Ceza Muhakemesi Kanunu - usulü ...................................................................................87/2 - yapamayacak tabipler ........................................................87/3 - mezar açılması ...................................................................87/4 - görüntüleri kayda alma.......................................................87/5 - yeni doğanın cesedinde otopsi ..........................................88/1 - zehirlenme şüphesinde parça alınması ......................... 89/1-2 Ö Ölü ....................................................................................................... - ‘nün kimliğini belirleme .......................................................86/1 - adli muayenesi ...................................................................86/2 - adli muayenenin yapılması.................................................86/3 - mezar açılması ...................................................................87/4 - kayda alma .........................................................................87/5 - yeni doğanın cesedinde adli muayene...............................88/1 - zehirlenme şüphesinde parça alınması ......................... 89/1-2 Ön sorun................................................................................. 218/1-2 S Sağır ve dilsiz ...................................................................................................... - tanığın yemini .....................................................................56/1 - sanığa müdafii tayini ........................................................150/2 - sanık hakkında ceza verilmesine yer olmadığı kararı......223/3 - mağdur veya suçtan zarar görene müdafii tayini .234/2, 239/1-2 Sahte para ve değerler üzerinde inceleme .............................................................................................................. Salıverme istemi.................................................................................................. - usul ............................................................................................................ - salıverilenin yükümlülüğü .......................................................................... 514 Ceza Muhakemesi Kanunu Sanık ................................................................................................... - tanım.....................................................................................2/1 - gözlem altına alınması ................................................... 74/1-5 - beden muayenesi ve örnek alma ................................... 75/1-7 - keşifte hazır bulunması ...................................................84/3,5 - salıverme sonrası yükümlülükleri.....................................106/1 - tebligat ..............................................................................106/2 - zorla getirme kararından örnek verilmesi.........................146/3 - müdafii seçme hakkı ........................................................149/1 - iddianamenin tebliği .........................................................176/1 - tutuklu olmayan sanığın duruşmaya çağrılması ..............176/2 - tutuklu sanığın duruşmaya celbi ......................................176/3 - çağrı kağıdının tebliğiyle duruşma günü arasında süre...176/4 - sanığın savunma delillerinin toplanması...................... 177/1-3 - çağrılması reddedilen tanık veya uzmanın doğrudan mahkemeye getirilmesi........................................................178/1 - sanığın getireceği tanık ve bilirkişilerin adlarının C.savcısına bildirilmesi.......................................................179/1 - tanık ve bilirkişi adlarının sanığa bildirilmesi....................179/2 - tutuklu sanığın hazır bulunabileceği işlemler ...................181/3 - duruşmaya gelmesi ve duruşmanın başlaması ........... 191/1-3 - duruşmada hazır bulunmaması .......................................193/1 - sorgusu yapılmadan karar verilmesi ................................193/2 - duruşma salonundan uzaklaşması ...............................194/1,2 - yokluğunda duruşma yapılması .......................................195/1 - duruşmadan bağışık tutulması..................................... 196/1-6 - duruşmaya müdafii göndermesi.......................................197/1 - duruşma işlemlerine karşı eski hale getirme istemi .........198/2 - duruşmaya zorla getirilmesi .............................................199/1 - duruşma salonundan çıkarılması ................................. 200/1-2 Ceza Muhakemesi Kanunu 515 - ilgililere soru yöneltilmesi .................................................201/1 - Türkçe bilmemesi veya engelli olması ......................... 202/1-3 - duruşmadan çıkarılması...................................................204/1 - yokluğundaki delillerin bildirilmesi ....................................206/1 - delillerin toplanmasından vazgeçmesi .............................206/3 - kişisel verilerin duruşmada okunması..............................209/2 - sanığın ifadeleri arasında çelişki olması ..........................213/1 - okunan belgelere diyeceklerinin sorulması......................215/1 - kanun yolları, mercii ve süresinin sanığa bildirilmesi.......231/2 - beraat eden sanığa tazminat isteyebileceğinin bildirilmesi...........................................................................231/3 - yasa yollarına başvurması ⇒ Bkz. Kanun yolları ⇒ Bkz. İtiraz ⇒ Bkz. İstinaf ⇒ Bkz. Temyiz Sorgu ................................................................................................... - tanım.....................................................................................2/1 - çağrı..................................................................................145/1 - zorla getirme................................................................. 146/1-7 - sorguda uyulacak hususlar ..............................................147/1 - sorguda yasak usuller .................................................. 148/1-5 - sanığın sorgusunun yapılması ............................. 191/1-3, 192 - sorgusu yapılmayan sanık hakkında karar verilmesi.......193/2 - sorgusu yapılan sanığın duruşmadan bağışık tutulması .............................................................................196/1 - istinabe suretiyle sorgu ....................................................196/2 - sorgu tutanağının duruşmada okunması .........................196/3 - görüntülü ve sesli iletişim tekniği kullanılarak sorgu ........196/4 Soruşturma .......................................................................................... - tanım.....................................................................................2/1 - gizliliği ...............................................................................157/1 - soruşturmanın hakim tarafından yapılması.................. 163/1-2 - evresinde tutanak düzenlenmesi ................................. 169/1-6 516 Ceza Muhakemesi Kanunu Soybağının araştırılması .................................................... 76/3, 78/1 Suçu değerlendirmede mahkemenin yetkisi ..............................225/2 Suçun niteliğinin değişmesi.................................................... 226/1-4 Suçüstü................................................................................................ - tanım.....................................................................................2/1 - halinde yakalama ............................................................90/1,3 - halinde gece arama yapılması .........................................118/2 - halinde vali ve kaymakamlar hakkında soruşturma.........161/6 - halinde sulh ceza hakiminin soruşturma yetkisi...............163/1 Süreler ................................................................................................. - hesaplanması ................................................................. 39/1-4 - eski hale getirme ................................................................41/1 - itirazı inceleme süresi.......................................................271/3 - istinaf süresi ...................................................... 273/1, 276/1,2 - istinaf istemine cevap verme süresi.................................277/1 - temyiz süresi ....................................................................291/1 - soruşturma ve kovuşturma aşamasında istenilen bilgilere cevap verme süresi ................................................332/1 Ş Şikayet................................................................................................. - ‘e tabi suçta şüphelinin yakalandığının şikayetçilere bildirilmesi.............................................................................96/1 - suça ilişkin şikayet........................................................ 158/1-6 Şikayetçi ⇒ Bkz. Mağdur ile şikayetçi Şirket yönetimi için kayyım tayini ........................................... 133/1-4 Şüpheli................................................................................................. - tanım.....................................................................................2/1 - veya sanığın beden muayenesi .........................................75/1 517 Ceza Muhakemesi Kanunu - iç beden muayenesi .....................................................75/2,4,5 - vücuttan kan veya benzer biyolojik örnekler alınması ....75/2,3 - içbeden muayenesi ve vücuttan örnek alma kararlarına karşı itiraz...........................................................75/6 - özel yasalardaki hükümler..................................................75/7 - diğer kişilerin beden muayenesi ve vücuttan örnek alınması ....................................................... 76/1-5, 80/1,2, 82/1 - kadının muayenesi ................................................... 77/1, 82/1 - sonuçların gizliliği ........................................................... 80/1-2 - yönetmelik ..........................................................................82/1 - teknik araçlarla izleme.................................................. 140/1-5 - ikinci kez ifadesinin alınması............................................148/5 - müdafii seçme hakkı ........................................................149/1 - hakkında delil toplanması.................................................160/2 T Talimat.................................................................................. 180, 196 Tanıklık ................................................................................................ - tanıkların çağrılması.................................................... 43/1-3,5 - Cumhurbaşkanının tanıklık yapması........................ 43/4, 47/4 - çağrıya uymayan tanıklar ...................................................44/1 - askerler hakkında zorla getirme kararı...............................44/2 - tanıklıktan çekinme ........................................................ 45/1-3 - meslek ve sıfatları nedeniyle tanıklıktan çekinme ..........46/1,2 - Devlet sırrı ile ilgili tanıklık.............................................. 47/1-3 - kendisi ve yakınları aleyhine beyandan çekinme ..............48/1 - çekinme nedenlerinin bildirilmesi ve yemin........................49/1 - yemin verilmeyen tanıklar ..................................................50/1 - tanıklıktan çekinebileceklere yemin ...................................51/1 518 Ceza Muhakemesi Kanunu - tanıkların dinlenmesi ...................................................... 52/1-4 - tanıklara görevinin anlatılması ...........................................53/1 - tanıklara yemin verilmesi....................................................54/2 - yeminin şekli....................................................................55/1,2 - yeminin yerine getirilmesi...................................................56/1 - sağır-dilsizlerin yemini........................................................56/2 - tanığın yeniden dinlenmesi ................................................57/1 - tanığa sorulacak sorular ve korunması.......................... 58/1-5 - tanığa bilgi verilmesi...........................................................59/1 - tanığa soru sorulması.........................................................59/2 - tanıklıktan ve yeminden sebepsiz çekinme .......................60/1 - disiplin hapsi................................................................... 60/1-4 - tanığa verilecek tazminat ve giderler ..............................61/1,2 - tanığın mahallinde dinlenmesi ...........................................84/2 - sanığın, tanık dinletme talebi ....................................... 177/1-3 - çağrılması mahkemece reddedilen tanığın doğrudan mahkemeye getirilmesi........................................178/1 - tanık isimlerinin sanık ve C.savcısına bildirilmesi........ 179/1-2 - tanıkların naip ve istinabe ile dinlenmesi ..................... 180/1-5 - tanıkların dinleneceği günün ilgililere bildirilmesi......... 181/1-3 - dinlendikten sonra salondan ayrılması ............................208/1 - tanıklıktan çekinenin önceki ifadelerinin okunmaması.....210/2 - dinlenmesi yerine ifadesinin okunmasıyla yetinilmesi . 211/1-2 - ifadeleri arasında çelişki bulunması.................................212/2 Tazminat istemi ................................................................................... - maddi, manevi zararın isteneceği haller ...................... 141/1-2 - dava açma süresi .............................................................142/1 - yetkili mahkeme................................................................142/2 - dilekçe ve eklenecek belgeler ..........................................142/3 - bilgi ve belgelerin yetersizliği ...........................................142/4 Ceza Muhakemesi Kanunu 519 - dilekçe ve eklerinin tebliği ................................................142/5 - araştırma usulü.................................................................142/6 - duruşma açılması.............................................................142/7 - yasa yolu ..........................................................................142/8 - tazminatın geri alınması ...................................................143/1 - kamu görevlilerine rücu ....................................................143/2 - iftira eden veya yalan tanıklıkta bulunana rücu................143/3 - tazminat isteyemeyecek kişiler ........................................144/1 - beraat eden sanığa bildirilmesi ........................................231/3 Tebligat usulü .................................................................. 36/1, 37/1,2 - kararın tebliği...................................................................35/2,3 - C.Başsavcılığına tebliğ.......................................................38/1 Tedbir .................................................................................................. - koruma tedbirleri dışındaki kararların tebliği ......................35/2 - tedbire uymama................................................................112/1 - tedbirin ilgililere bildirilmesi...............................................129/3 - tedbiri uygulayan kolluğun C.savcısına bilgi vermesi ......161/2 - istenen tedbirin iddianamede gösterilmesi.......................170/6 Teknik araçlarla izleme........................................................... 140/1-5 Temyiz ................................................................................................. - başvurma hakkı ⇒ Bkz. Kanun yolları - temyize tabi kararlar................................ 286/1-2 (CMUK 305) - hükümden önceki kararların temyizi .......... 287/1 (CMUK 306) - nedenleri.................................................. 288/1-2 (CMUK 307) - hukuka kesin aykırılık halleri ...................... 289/1 (CMUK 308) - sanığın yararına olan kurallara aykırılık..... 290/1 (CMUK 309) - istemi ve süresi........................................ 291/1-2 (CMUK 310) - eski hale getirme süresi içinde temyiz süresinin işlemesi......................................................... 292/1 (CMUK 311) - başvurusunun etkisi ................................ 293/1,2 (CMUK 312) 520 Ceza Muhakemesi Kanunu - başvurusunun içeriği ............................... 294/1,2 (CMUK 313) - gerekçesi ................................................. 295/1-3 (CMUK 314) - isteminin mahkemece reddi .................... 296/1-2 (CMUK 315) - dilekçesinin tebliği, cevap ve Yargıtay Başsavcılığının görevi ......................................................... 297/1-5 (CMUK 316) - isteminin reddi ............................................... 298 (CMUK 317) - duruşmalı inceleme ....................................... 299 (CMUK 318) - duruşmada usul............................................. 300 (CMUK 319) - temyiz incelemesi.......................................... 301 (CMUK 320) - temyiz isteminin esastan reddi.........................................302/1 - hükmün bozulması .................................. 302/2-5 (CMUK 321) - Yargıtay’ca davanın esasına hükmedilecek haller, hukuka aykırılığın düzeltilmesi ..................... 303/1 (CMUK 322) - Yargıtay kararının gönderileceği merci ... 304/1-4 (CMUK 323) - Yargıtay’da hükmün açıklanması.................. 305 (CMUK 324) - bozmanın diğer sanıklara etkisi .................... 306 (CMUK 325) - bozmadan sonra davaya bakacak mahkemenin işlemleri............................................................ 307 (CMUK 326) Tercüman dinlenmesi ............................................................. 202/1-3 - giderleri.............................................................................324/5 Toplu suç ............................................................................................. - tanım.....................................................................................2/1 - gözaltı süresi ......................................................................91/3 Tutanak................................................................................................ - tutulma zorunluluğu...................................................... 169/1-2 - imza ..................................................................................169/3 - soruşturmada tutanağın içeriği.........................................169/4 - soruşturma aşamasında okunması ve imzalanması ....169/5,6 - duruşma tutanağı .............................................................219/1 - duruşma tutanağının başlığı.............................................220/1 - duruşma tutanağının içeriği..............................................221/1 Ceza Muhakemesi Kanunu 521 - duruşma tutanağının ispat gücü.......................................222/1 - karşı oy ve gerekçesi .......................................................224/1 Tutuklama............................................................................................ - nedenleri....................................................................... 100/1-3 - tutuklama kararı verilemeyecek haller .............................100/4 - kararı verme yetkisi, gerekçe, şüpheli veya sanığa bildirim .............................................................................101/1,2 - tutuklama isteminde müdafii yardımı ...............................101/3 - tutuklama kararı verilmemesi ...........................................101/4 - itiraz ..................................................................................101/5 - tutuklulukta geçecek süre............................................. 102/1-3 - kararının geri alınmasını, C.savcısının istemesi..............103/1 - C.savcısının tutukluyu serbest bırakması ........................103/2 - şüpheli veya sanığın salıverme istemi, karar, itiraz ..... 104/1-3 - salıverme isteminde inceleme usulü ve süresi, itiraz.......105/1 - salıverilenin yükümlülüğü, adresini bildirmesi...............106/1,2 - tutuklama veya uzatmanın bildirilmesi ......................... 107/1-3 - tutukluluğun incelenmesinde istek, süre ...................... 108/1-3 - adli kontrol hükümlerine uymamada tutuklama ...............112/1 - ‘nın haksız olmasında tazminat ⇒ Bkz. Tazminat istemi - tutuklu sanığın duruşmaya çağrılması .............................176/3 - tutuklu sanığın keşfe katılması.........................................181/3 - duruşma sırasında işlenen suçta tutuklama ....................205/1 - tutuklunun kanun yollarına başvurması ....................... 263/1-4 Tüzel kişiler.......................................................................................... - yazışma yapılması..............................................................36/1 - ‘den bilirkişi seçimi..............................................................64/1 - ‘de mevcut sanığın hak ve alacaklarına elkoyma ........ 128/1-g - ‘e elkoymanın bildirilmesi .................................................128/7 - hakkında istenen tedbirin iddianamede gösterilmesi.......170/6 522 Ceza Muhakemesi Kanunu - kamu davasına katılması .................................................237/1 - temsili ........................................................................... 249/1-3 U Uyuşmazlık .......................................................................................... - görev uyuşmazlığı ................................................................4/2 - yetki uyuşmazlığı................................................................17/1 Uzlaşma................................................................................ 253/1-24 - mahkeme tarafından uzlaştırma .................................. 254/1-2 - birden çok fail bulunması halinde uzlaşma ......................255/1 V Vali....................................................................................................... - şikayetin valiye yapılması.................................................158/2 - hakkında soruşturma yapılması ....................................161/5,6 Vekil ⇒ Bkz. Avukat ⇒ Bkz. Müdafii - tanım.....................................................................................2/1 - vekilin, aynı davada hakimlik yapamaması........................22/1 - vekilin hakimin reddi istemi ................................................24/2 - karar verilmeden vekilin dinlenmesi ...................................33/1 - vekilin istemi üzerine bilirkişi atanması ..............................63/1 - bilirkişi raporuna karşı bilimsel görüş alınması ..................67/6 - otopsiye hekim getirmesi....................................................87/1 - dosyayı inceleme yetkisi ..................................................153/5 - tutanakları imzalaması .....................................................169/3 - dinlenen ve okunanlara karşı diyeceğinin sorulması .......215/1 Vücuttan örnek alınması ⇒ Bkz. Şüpheli veya sanığın beden muayenesi 523 Ceza Muhakemesi Kanunu Y Yakalama emri ve nedenleri..................................................... 98/1-4 Yakalama kararının mahkemece verilmesi ................................199/1 Yakalama koşullarının varlığında zorla getirme.........................146/1 Yakalama tutanağı .......................................................................97/1 Yakalama ve yakalanan hakkında yapılacak işlemler ............. 90/1-6 Yakalama veya gözaltına alınanın yakınlara bildirilmesi, yabancı olması ..........................................................................95/1,2 Yakalamanın haksız olmasında tazminat ............................. 141-144 Yakalamanın kovuşturma aşamasında çıkarılması .....................98/3 Yakalanan şahsın C.Savcısına bildirilmesi ................................161/2 Yakalanan veya tutuklananların nakli ..........................................93/1 Yakalamanın şikayetçilere bildirilmesi .........................................96/1 Yargı yetkisi birden çok ili kapsayan ağır ceza mahkemesi .. 250/1-3 - soruşturma ................................................................... 251/1-8 - kovuşturma................................................................... 252/1-2 Yargılama giderleri .............................................................................. - kapsam.............................................................................324/1 - kararda gösterilmesi, belirlenmesi, yerine getirilmesi .. 324/2-4 - tercüman giderleri.............................................................324/5 - sanığın yükümlülüğü .................................................... 325/1-4 - bağlantılı davalarda giderler......................................... 326/1-2 - beraat veya ceza verilmesine yer olmadığı kararında gider................................................................................ 327/1-2 - karşılıklı hakaret hallerinde ..............................................328/1 - suç uydurma ve iftirada ....................................................329/1 - kanun yollarına başvuruda........................................... 330/1-2 - yargılamanın yenilenmesinde ..........................................330/3 - eski hale getirmede ..........................................................330/4 524 Ceza Muhakemesi Kanunu Yargılamanın yenilenmesi................................................................... - önceki kararda görev alan hakimin katılamaması .............23/3 - nedenleri....................................................................... 311/1-2 - infazın geri bırakılması, durdurulması..............................312/1 - ‘ne engel olmayan haller .............................................. 313/1-3 - aleyhe yargılamanın yenilenmesi.....................................314/1 - yoluna gidilemeyecek haller......................................... 315/1-2 - bir suça dayanan yenileme istemlerinin kabulü ...............316/1 - istem hakkında uygulanacak hükümler........................ 317/1-2 - istemin kabule değer olup olmadığı kararı ve mercii ... 318/1-3 - isteminin kabule değer görülmemesi ...............................319/1 - isteminin kabulü................................................................319/2 - itiraz yolu ..........................................................................319/3 - delillerin toplanması ..................................................... 320/1-3 - isteminin esassız olmasından dolayı reddi veya kabulü ............................................................................. 321/1-2 - duruşmasız inceleme ................................................... 322/1-4 - duruşma sonunda verilecek hüküm ............................. 323/1-3 - yargılama giderleri............................................................330/3 Yargıtay ............................................................................................... - C.Başsavcılığının görevi ..................................................297/3 - duruşmalı inceleme yapılması ......................................299/1,2 - duruşmada Yargıtay C.Savcısının beyanda bulunması ...........................................................................300/2 - ‘da inceleme usulü....................................................... 301-306 - davanın esasına hükmedilmesi........................................303/1 - bozmadan sonra dosyanın gönderilmesi ..................... 304/1-4 - hükmün açıklanması ........................................................305/1 - C.Başsavcılığının itiraz yetkisi .........................................308/1 Ceza Muhakemesi Kanunu 525 Yaş düzeltme..............................................................................218/2 Yayın yasağı........................................................................................ - kapalı duruşmada.............................................................187/2 - duruşmanın disiplinini bozmada.......................................252/1 Yazılı olarak istenen bilgilere cevap vermeme ⇒ Bkz. Bilgi isteme Yemin .................................................................................................. - tanığın çekinme nedeni hakkında yemini...........................49/1 - verilmeyen tanıklar .............................................................50/1 - çekinme hakkı olup dinlenen tanıklara yemin verilmesi.....51/1 - öneminin tanığa anlatılması ...............................................53/1 - verilmesi ve biçimi ........................................................... 54-55 - yeminde ayağa kalkılması..................................................55/2 - yerine getirilmesi ................................................................56/1 - ederek dinlenen tanığın yeniden dinlenmesi .....................57/4 - nedensiz çekinme ve yaptırım ...........................................60/1 - bilirkişi yemini ..................................................................64/4,5 - bilirkişiye yardım eden uzman kişiler .................................66/4 - bilirkişinin yeminden çekinmesi.............................................71 - yemin verilerek katip atanması ........................................169/1 - tanık olarak dinlenen mağdura yemin verilmemesi .........236/1 - verilerek dinlenen tanık veya bilirkişinin hükmü etkilemesinde yargılamanın yenilenmesi ...........................311/1 Yer gösterme ................................................................................85/1 - müdafiinin hazır bulunması ................................................85/2 - tutanak düzenlenmesi ........................................................85/3 Yetki..................................................................................................... - suçun işlendiği yer..............................................................12/1 - teşebbüste..........................................................................12/2 - basılı eserle suç işlemede..................................................12/3 - basılı eserle hakarette........................................................12/4 526 Ceza Muhakemesi Kanunu - görsel ve işitsel yayınlarda .................................................12/5 - suçun işlendiği yer belli değilse..........................................13/1 - şüpheli veya sanığın yerleşim yeri yoksa ..........................13/2 - mahkeme belirlenemiyorsa ................................................13/3 - yabancı ülkede işlenen suçta.............................................14/1 - Yargıtay’ca belirlenmesi ..................................................14/2,3 - yabancı ülkedeki Türk kamu görevlileri hakkında yetkili mahkeme....................................................................14/4 - Türk bayrağını taşıyan gemide, Türkiye dışında suç işlenmesi ........................................................................15/1 - Türk bayrağını taşıyan hava ve demiryolu taşıtlarında suç işlenmesi ........................................................................15/2 - ülke içinde deniz, hava, demiryolu taşıtlarında veya bu taşıtlarla işlenen suçlarda........................................................15/3 - çevreyi kirletme suçunda....................................................15/4 - bağlantılı suçlarda .......................................................... 16/1-4 - olumlu veya olumsuz uyuşmazlık ......................................17/1 - yetkisizlik iddiası ve yetkisizlik kararı ..............................18/1,2 - yetkisizlik kararlarında itiraz ...............................................18/3 - davanın nakli .................................................................. 19/1-2 - yetkili olmayan hakim veya mahkemenin işlemleri ............20/1 - gecikmesinde sakınca bulunan işlemler ...............................21 Yönetmelikler.................................................................................333 Z Zabıt katibi ........................................................................................... - hakimin reddinde zabıt katibine başvurma ........................26/1 - reddi veya çekinmesi...................................................... 32/1-3 - bilirkişi yemin zaptının imzalanması...................................64/6 - soruşturmanın her evresinde görev yapması ..................169/1 Ceza Muhakemesi Kanunu 527 - yemin verilerek katip atanması ........................................169/1 - duruşmada hazır bulunması.............................................188/1 - duruşma tutanağını imzalaması.......................................219/1 - duruşma tutanağına adının yazılması..............................220/1 - gerekçeli karara adının yazılması ....................................232/1 - gerekçeli kararı imzalaması .............................................232/7 - kanun yolları için zabıt katibine başvuru ..........................263/1 - itirazda zabıt katibine başvuru .........................................268/1 - istinaf yolunda zabıt katibine başvuru..............................273/1 - karşı tarafa cevap vermede zabıt katibine başvuru .........277/2 - temyiz talebinde zabıt katibine başvuru...........................291/1 - temyiz gerekçesinin zabıt katibine yazdırılması...............295/3 Zehirlenme şüphesinde otopsi ..................................................89/1,2 Zorla getirme ....................................................................................... - tutuklu işlerde .....................................................................43/1 - asker kişiler hakkında.........................................................44/2 - çağrı ile gelmeyenler hakkında ........................................145/1 - şüpheli ve sanık hakkında................................................146/1 - kararının içeriği.................................................................146/2 - kararı verilenin, adli merciler önüne çıkarılma süresi ......146/4 - kararının yerine getirilememesinde tutanak.....................146/6 - sanığın zorla getirilmesi ...................................................199/1 7.2. İLGİLİ HÜKÜMLER Tanımlar Madde 2.– (1) Bu Kanunun uygulanmasında; a) Şüpheli: Soruşturma evresinde, suç şüphesi altında bulunan kişiyi, b) Sanık: Kovuşturmanın başlamasından itibaren hükmün kesinleşmesine kadar, suç şüphesi altında bulunan kişiyi, 528 Ceza Muhakemesi Kanunu c) Müdafi: Şüpheli veya sanığın ceza muhakemesinde savunmasını yapan avukatı, d) Vekil: Katılan, suçtan zarar gören veya malen sorumlu kişiyi ceza muhakemesinde temsil eden avukatı, e) Soruşturma: Kanuna göre yetkili mercilerce suç şüphesinin öğrenilmesinden iddianamenin kabulüne kadar geçen evreyi, f) Kovuşturma: İddianamenin kabulüyle başlayıp, hükmün kesinleşmesine kadar geçen evreyi, g) İfade alma: Şüphelinin kolluk görevlileri veya Cumhuriyet savcısı tarafından soruşturma konusu suçla ilgili olarak dinlenmesini, h) Sorgu: Şüpheli veya sanığın hâkim veya mahkeme tarafından soruşturma veya kovuşturma konusu suçla ilgili olarak dinlenmesini, i) Malen sorumlu: Yargılama konusu işin hükme bağlanması ve bunun kesinleşmesinden sonra, maddî ve malî sorumluluk taşıyarak hükmün sonuçlarından etkilenecek veya bunlara katlanacak kişiyi, j) Suçüstü: 1. İşlenmekte olan suçu, 2. Henüz işlenmiş olan fiil ile fiilin işlenmesinden hemen sonra kolluk, suçtan zarar gören veya başkaları tarafından takip edilerek yakalanan kişinin işlediği suçu, 3. Fiilin pek az önce işlendiğini gösteren eşya veya delille yakalanan kimsenin işlediği suçu, k) Toplu suç: Aralarında iştirak iradesi bulunmasa da üç veya daha fazla kişi tarafından işlenen suçu, l) Disiplin hapsi: Kısmî bir düzeni korumak amacıyla yaptırım altına alınmış olan fiil dolayısıyla verilen, seçenek yaptırımlara çevrilemeyen, ön ödeme uygulanamayan, tekerrüre esas olmayan, şartla salıverilme hükümleri uygulanamayan, ertelenemeyen ve adlî sicil kayıtlarına geçirilmeyen hapsi, ifade eder. Ceza Muhakemesi Kanunu 529 Görev Madde 3.– (1) Mahkemelerin görevleri kanunla belirlenir. Re’sen görev kararı ve görevde uyuşmazlık Madde 4.– (1) Davaya bakan mahkeme, görevli olup olmadığına kovuşturma evresinin her aşamasında re’sen karar verebilir. 6 ncı madde hükmü saklıdır. (2) Görev konusunda mahkemeler arasında uyuşmazlık çıktığında, görevli mahkemeyi ortak yüksek görevli mahkeme belirler. Görevsizlik kararı verilmesi gereken hâl ve sonucu Madde 5.– (1) İddianamenin kabulünden sonra; işin, davayı gören mahkemenin görevini aştığı veya dışında kaldığı anlaşılırsa, mahkeme bir kararla işi görevli mahkemeye gönderir. (2) Adlî yargı içerisindeki mahkemeler bakımından verilen görevsizlik kararlarına karşı itiraz yoluna gidilebilir. Görevsizlik kararı verilemeyecek hâl Madde 6.– (Değişik: 6/12/2006 – 5560/16 md.) (1) Duruşmada suçun hukukî niteliğinin değiştiğinden bahisle görevsizlik kararı verilerek dosya alt dereceli mahkemeye gönderilemez. Görevli olmayan hâkim veya mahkemenin işlemleri Madde 7.– (1) Yenilenmesi mümkün olmayanlar dışında, görevli olmayan hâkim veya mahkemece yapılan işlemler hükümsüzdür. Bağlantı kavramı Madde 8.– (1) Bir kişi, birden fazla suçtan sanık olur veya bir suçta her ne sıfatla olursa olsun birden fazla sanık bulunursa bağlantı var sayılır. (2) Suçun işlenmesinden sonra suçluyu kayırma, suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme fiilleri de bağlantılı suç sayılır. 530 Ceza Muhakemesi Kanunu Yetkili mahkeme Madde 12.– (1) Davaya bakmak yetkisi, suçun işlendiği yer mahkemesine aittir. (2) Teşebbüste son icra hareketinin yapıldığı, kesintisiz suçlarda kesintinin gerçekleştiği ve zincirleme suçlarda son suçun işlendiği yer mahkemesi yetkilidir. (3) Suç, ülkede yayımlanan bir basılı eserle işlenmişse yetki, eserin yayım merkezi olan yer mahkemesine aittir. Ancak, aynı eserin birden çok yerde basılması durumunda suç, eserin yayım merkezi dışındaki baskısında meydana gelmişse, bu suç için eserin basıldığı yer mahkemesi de yetkilidir. (4) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olan hakaret suçunda eser, mağdurun yerleşim yerinde veya oturduğu yerde dağıtılmışsa, o yer mahkemesi de yetkilidir. Mağdur, suçun işlendiği yer dışında tutuklu veya hükümlü bulunuyorsa, o yer mahkemesi de yetkilidir. (5) Görsel veya işitsel yayınlarda da bu maddenin üçüncü fıkrası hükmü uygulanır. Görsel ve işitsel yayın, mağdurun yerleşim yerinde ve oturduğu yerde işitilmiş veya görülmüşse o yer mahkemesi de yetkilidir. Özel yetki Madde 13.– (1) Suçun işlendiği yer belli değilse, şüpheli veya sanığın yakalandığı yer, yakalanmamışsa yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir. (2) Şüpheli veya sanığın Türkiye’de yerleşim yeri yoksa Türkiye’de en son adresinin bulunduğu yer mahkemesi yetkilidir. (3) Mahkemenin bu suretle de belirlenmesi olanağı yoksa, ilk usul işleminin yapıldığı yer mahkemesi yetkilidir. Yabancı ülkede işlenen suçlarda yetki Madde 14.– (1) Yabancı ülkede işlenen ve kanun hükümleri uyarınca Türkiye’de soruşturulması ve kovuşturulması gereken Ceza Muhakemesi Kanunu 531 suçlarda yetki, 13 üncü maddenin birinci ve ikinci fıkralarına göre belirlenir. (2) Bununla birlikte Cumhuriyet savcısının, şüphelinin veya sanığın istemi üzerine Yargıtay, suçun işlendiği yere daha yakın olan yer mahkemesine yetki verebilir. (3) Bu gibi suçlarda şüpheli veya sanık Türkiye’de yakalanmamış, yerleşmemiş veya adresi yoksa; yetkili mahkeme, Adalet Bakanının istemi ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının başvurusu üzerine Yargıtay tarafından belirlenir. (4) Yabancı ülkelerde bulunup da diplomatik bağışıklıktan yararlanan Türk kamu görevlilerinin işledikleri suçlardan dolayı yetkili mahkeme Ankara mahkemesidir. Deniz, hava ve demiryolu taşıtlarında veya bu taşıtlarla işlenen suçlarda yetki Madde 15.– (1) Suç, Türk bayrağını taşıma yetkisine sahip olan bir gemide veya böyle bir taşıt Türkiye dışında iken işlenmişse, geminin ilk uğradığı Türk limanında veya bağlama limanında bulunan mahkeme yetkilidir. (2) Türk bayrağını taşıma hakkına sahip olan hava taşıtları ile demiryolu taşıtları hakkında da yukarıdaki fıkra hükümleri uygulanır. (3) Ülke içerisinde deniz, hava veya demiryolu taşıtlarında ya da bu taşıtlarla işlenen suçlarda, bunların ilk ulaştığı yer mahkemesi de yetkilidir. (4) Çevreyi kirletme suçu, yabancı bayrağı taşıyan bir gemi tarafından Türk kara suları dışında işlendiği takdirde, suçun işlendiği yere en yakın veya geminin Türkiye’de ilk uğradığı limanın bulunduğu yer mahkemesi yetkilidir. Bağlantılı suçlarda yetki Madde 16.– (1) Yukarıdaki maddelere göre her biri değişik mahkemelerin yetkisi içinde bulunan bağlantılı ceza davaları, yetkili mahkemelerden herhangi birisinde birleştirilerek görülebilir. 532 Ceza Muhakemesi Kanunu (2) Bağlantılı ceza davalarının değişik mahkemelerde bakılmasına başlanmış olursa, Cumhuriyet savcılarının istemlerine uygun olmak koşuluyla, mahkemeler arasında oluşacak uyuşma üzerine, bu davaların hepsi veya bir kısmı bu mahkemelerin birinde birleştirilebilir. (3) Uyuşulmazsa, Cumhuriyet savcısı veya sanığın istemi üzerine ortak yüksek görevli mahkeme birleştirmeye gerek olup olmadığına ve gerek varsa hangi mahkemede birleştirileceğine karar verir. (4) Birleştirilmiş olan davaların ayrılması da bu suretle olur. Yetkide olumlu veya olumsuz uyuşmazlık Madde 17.– (1) Birkaç hâkim veya mahkeme arasında olumlu veya olumsuz yetki uyuşmazlığı çıkarsa, ortak yüksek görevli mahkeme, yetkili hâkim veya mahkemeyi belirler. Yetkisizlik iddiası Madde 18.– (1) Sanık, yetkisizlik iddiasını, ilk derece mahkemelerinde duruşmada sorgusundan, bölge adliye mahkemelerinde incelemenin başlamasından ve duruşmalı işlerde inceleme raporunun okunmasından önce bildirir. (2) Yetkisizlik iddiasına ilişkin karar, ilk derece mahkemelerinde sanığın sorgusundan önce, bölge adliye mahkemelerinde duruşmasız işlerde incelemenin hemen başlangıcında, duruşmalı işlerde inceleme raporu okunmadan önce verilir. Bu aşamalardan sonra yetkisizlik iddiasında bulunulamayacağı gibi mahkemeler de bu hususta re’sen karar veremez. (3) Yetkisizlik kararlarına karşı itiraz yoluna gidilebilir. Hâkimin davaya bakamayacağı hâller Madde 22.– (1) Hâkim; a) Suçtan kendisi zarar görmüşse, b) Sonradan kalksa bile şüpheli, sanık veya mağdur ile aralarında evlilik, vesayet veya kayyımlık ilişkisi bulunmuşsa, Ceza Muhakemesi Kanunu 533 c) Şüpheli, sanık veya mağdurun kan veya kayın hısımlığından üstsoy veya altsoyundan biri ise, d) Şüpheli, sanık veya mağdur ile aralarında evlât edinme bağlantısı varsa, e) Şüpheli, sanık veya mağdur ile aralarında üçüncü derece dahil kan hısımlığı varsa, f) Evlilik sona ermiş olsa bile, şüpheli, sanık veya mağdur ile aralarında ikinci derece dahil kayın hısımlığı varsa, g) Aynı davada Cumhuriyet savcılığı, adlî kolluk görevi, şüpheli veya sanık müdafiliği veya mağdur vekilliği yapmışsa, h) Aynı davada tanık veya bilirkişi sıfatıyla dinlenmişse, Hâkimlik görevini yapamaz. Hâkimin reddi sebepleri ve ret isteminde bulunabilecekler Madde 24.– (1) Hâkimin davaya bakamayacağı hâllerde reddi istenebileceği gibi, tarafsızlığını şüpheye düşürecek diğer sebeplerden dolayı da reddi istenebilir. (2) Cumhuriyet savcısı; şüpheli, sanık veya bunların müdafii; katılan veya vekili, hâkimin reddi isteminde bulunabilirler. (3) Bunlardan herhangi biri istediği takdirde, karar veya hükme katılacak hâkimlerin isimleri kendisine bildirilir. Tanıklık, Bilirkişi İncelemesi ve Keşif Tanıklık Tanıkların çağrılması Madde 43.– (1) Tanıklar çağrı kâğıdı ile çağrılır. Çağrı kâğıdında gelmemenin sonuçları bildirilir. Tutuklu işlerde tanıklar için zorla getirme kararı verilebilir. Karar yazısında bu yoldan getirilmenin nedenleri gösterilir ve bunlara çağrı kâğıdı ile gelen tanıklar hakkındaki işlem uygulanır. (2) Bu çağrı telefon, telgraf, faks, elektronik posta gibi araçlardan yararlanılmak suretiyle de yapılabilir. Ancak, çağrı kâğıdına bağlanan sonuçlar, bu durumda uygulanmaz. 534 Ceza Muhakemesi Kanunu (3) Mahkeme, duruşmanın devamı sırasında hemen dinlenilmesi gerekli görülen tanıkların belirteceği gün ve saatte hazır bulundurulmasını görevlilere yazılı olarak emredebilir. (4) Cumhurbaşkanı kendi takdiri ile tanıklıktan çekinebilir. Tanıklık yapmayı istemesi halinde beyanı konutunda alınabilir ya da yazılı olarak gönderebilir. (5) Bu madde hükümleri, kişinin ancak Cumhuriyet savcısı, hâkim veya mahkeme önünde tanık olarak dinlenmesi halinde uygulanabilir. Çağrıya uymayan tanıklar Madde 44.– (1) Usulüne uygun olarak çağrılıp da mazeretini bildirmeksizin gelmeyen tanıklar zorla getirilir ve gelmemelerinin sebep olduğu giderler takdir edilerek, kamu alacaklarının tahsili usulüne göre ödettirilir. Zorla getirilen tanık evvelce gelmemesini haklı gösterecek sebepleri sonradan bildirirse aleyhine hükmedilen giderler kaldırılır. (2) Fiilî hizmette bulunan askerler hakkındaki zorla getirme kararı askerî makamlar aracılığıyla infaz olunur. Tanıklıktan çekinme Madde 45.– (1) Aşağıdaki kimseler tanıklıktan çekinebilir: a) Şüpheli veya sanığın nişanlısı. b) Evlilik bağı kalmasa bile şüpheli veya sanığın eşi. c) Şüpheli veya sanığın kan hısımlığından veya kayın hısımlığından üstsoy veya altsoyu. d) Şüpheli veya sanığın üçüncü derece dahil kan veya ikinci derece dahil kayın hısımları. e) Şüpheli veya sanıkla aralarında evlâtlık bağı bulunanlar. (2) Yaş küçüklüğü, akıl hastalığı veya akıl zayıflığı nedeniyle tanıklıktan çekinmenin önemini anlayabilecek durumda olmayanlar, kanunî temsilcilerinin rızalarıyla tanık olarak dinlenebilirler. Kanunî Ceza Muhakemesi Kanunu 535 temsilci şüpheli veya sanık ise, bu kişilerin çekinmeleri konusunda karar veremez. (3) Tanıklıktan çekinebilecek olan kimselere, dinlenmeden önce tanıklıktan çekinebilecekleri bildirilir. Bu kimseler, dinlenirken de her zaman tanıklıktan çekinebilirler. Meslek ve sürekli uğraşıları sebebiyle tanıklıktan çekinme Madde 46.– (1) Meslekleri ve sürekli uğraşıları sebebiyle tanıklıktan çekinebilecekler ile çekinme konu ve koşulları şunlardır: a) Avukatlar veya stajyerleri veya yardımcılarının, bu sıfatları dolayısıyla veya yüklendikleri yargı görevi sebebiyle öğrendikleri bilgiler. b) Hekimler, diş hekimleri, eczacılar, ebeler ve bunların yardımcıları ve diğer bütün tıp meslek veya sanatları mensuplarının, bu sıfatları dolayısıyla hastaları ve bunların yakınları hakkında öğrendikleri bilgiler. c) Malî işlerde görevlendirilmiş müşavirler ve noterlerin bu sıfatları dolayısıyla hizmet verdikleri kişiler hakkında öğrendikleri bilgiler. (2) Yukarıdaki fıkranın (a) bendinde belirtilenler dışında kalan kişiler, ilgilinin rızasının varlığı halinde, tanıklıktan çekinemez. Devlet sırrı niteliğindeki bilgilerle ilgili tanıklık Madde 47.– (1) Bir suç olgusuna ilişkin bilgiler, Devlet sırrı olarak mahkemeye karşı gizli tutulamaz. Açıklanması, Devletin dış ilişkilerine, milli savunmasına ve milli güvenliğine zarar verebilecek; anayasal düzeni ve dış ilişkilerinde tehlike yaratabilecek nitelikteki bilgiler, Devlet sırrı sayılır. (2) Tanıklık konusu bilgilerin Devlet sırrı niteliğini taşıması halinde; tanık, sadece mahkeme hâkimi veya heyeti tarafından zâbıt kâtibi dahi olmaksızın dinlenir. Hâkim veya mahkeme başkanı, daha sonra, bu tanık açıklamalarından, sadece yüklenen suçu açıklığa kavuşturabilecek nitelikte olan bilgileri tutanağa kaydettirir. 536 Ceza Muhakemesi Kanunu (3) Bu madde hükmü, hapis cezasının alt sınırı beş yıl veya daha fazla olan suçlarla ilgili olarak uygulanır. (4) Cumhurbaşkanının tanıklığı söz konusu olduğunda sırrın niteliğini ve mahkemeye bildirilmesi hususunu kendisi takdir eder. Kendisi veya yakınları aleyhine tanıklıktan çekinme Madde 48.– (1) Tanık, kendisini veya 45 inci maddenin birinci fıkrasında gösterilen kişileri ceza kovuşturmasına uğratabilecek nitelikte olan sorulara cevap vermekten çekinebilir. Tanığa cevap vermekten çekinebileceği önceden bildirilir. Tanıklıktan çekinme sebebinin bildirilmesi Madde 49.– (1) Mahkeme başkanı veya hâkim veya Cumhuriyet savcısı tarafından gerekli görüldüğünde 45, 46 ve 48 inci maddelerde gösterilen hâllerde tanık, tanıklıktan çekinmesinin dayanağını oluşturan olguları bildirir ve bu hususta gerektiğinde kendisine yemin verdirilir. Yemin verilmeyen tanıklar Madde 50.– (1) Aşağıdaki kimseler yeminsiz dinlenir: a) Dinlenme sırasında on beş yaşını doldurmamış olanlar. b) Ayırt etme gücüne sahip olmamaları nedeniyle yeminin niteliği ve önemini kavrayamayanlar. c) Soruşturma veya kovuşturma konusu suçlara iştirakten veya bu suçlar nedeniyle suçluyu kayırmaktan ya da suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirmekten şüpheli, sanık veya hükümlü olanlar. Tanıklıktan çekinebilecek kimsenin çekinmemesi Madde 51.– (1) 45 inci madde gereğince tanıklıktan çekinebileceklere yemin verip vermemek hâkim veya mahkemenin takdirine bağlıdır. Ancak, tanık yemin etmekten çekinebilir. Bu hususun kendisine bildirilmesi gereklidir. Tanıkların dinlenmesi Madde 52.– (1) Her tanık, ayrı ayrı ve sonraki tanıklar yanında bulunmaksızın dinlenir. Ceza Muhakemesi Kanunu 537 (2) Tanıklar, kovuşturma evresine kadar ancak gecikmesinde sakınca bulunan veya kimliğin belirlenmesine ilişkin hâllerde birbirleri ile ve şüpheli ile yüzleştirilebilirler. (3) Tanıkların dinlenmesi sırasındaki görüntü veya sesler kayda alınabilir. Ancak; a) Mağdur çocukların, b) Duruşmaya getirilmesi mümkün olmayan ve tanıklığı maddî gerçeğin ortaya çıkarılması açısından zorunlu olan kişilerin, tanıklığında bu kayıt zorunludur. (4) Üçüncü fıkra hükmünün uygulanması suretiyle elde edilen ses ve görüntü kayıtları, sadece ceza muhakemesinde kullanılır. Tanığa görevinin önemini anlatma Madde 53.– (1) Tanığa; a) Dinlenmeden önce, gerçeği söylemesinin önemi, b) Gerçeği söylememesi halinde yalan tanıklık suçundan dolayı cezalandırılacağı, c) Doğruyu söyleyeceği hususunda yemin edeceği, d) Duruşmada mahkeme başkanı veya hâkimin açık izni olmadan mahkeme salonunu terk edemeyeceği, anlatılır. Tanıklara yemin verilmesi Madde 54.– (1) Tanıklar, tanıklıktan önce ayrı ayrı yemin ederler. Gerektiğinde veya bir kimsenin tanık sıfatıyla dinlenilmesinin uygun olup olmadığında tereddüt varsa yemin, tanıklığından sonraya bırakılabilir. (2) Soruşturma evresinde Cumhuriyet savcıları da tanıklara yemin verirler. Yeminin biçimi Madde 55.– (1) Tanığa verilecek yemin, tanıklıktan önce “Bildiğimi dosdoğru söyleyeceğime namusum ve vicdanım üzerine yemin ederim.” ve 54 üncü maddeye göre tanıklıktan sonra veril- 538 Ceza Muhakemesi Kanunu mesi hâlinde “Bildiğimi dosdoğru söylediğime namusum ve vicdanım üzerine yemin ederim.” biçiminde olur. (2) Yemin edilirken herkes ayağa kalkar. Yeminin yerine getirilmesi, sağır veya dilsizin yemini Madde 56.– (1) Tanık, yüksek sesle tekrar ederek veya okuyarak yemin eder. (2) Okuma ve yazma bilen sağır veya dilsizler yemin biçimini yazarak ve imzalarını koyarak yemin ederler. Okuma ve yazma bilmeyen sağır veya dilsizler işaretlerinden anlayan bir tercüman aracılığıyla ve işaretle yemin ederler. Tanığın tekrar dinlenmesi Madde 57.– (1) Yemin ile dinlenen tanığın aynı soruşturma veya kovuşturma evresinde tekrar dinlenmesi gerektiğinde, yeniden yemin verilmeyip önceki yemini hatırlatılmakla yetinilebilir. Tanığa ilk önce sorulacak hususlar ve tanığın korunması Madde 58.– (1) Tanığa, ilk önce adı, soyadı, yaşı, işi ve yerleşim yeri, işyerinin veya geçici olarak oturduğu yerin adresi, varsa telefon numaraları sorulur. Gerekirse tanıklığına ne dereceye kadar güvenilebileceği hakkında hâkimi aydınlatacak durumlara, özellikle şüpheli, sanık veya mağdur ile ilişkilerine dair sorular yöneltilir. (2) Tanık olarak dinlenecek kişilerin kimliklerinin ortaya çıkması kendileri veya yakınları açısından ağır bir tehlike oluşturacaksa; kimliklerinin saklı tutulması için gerekli önlemler alınır. Kimliği saklı tutulan tanık, tanıklık ettiği olayları hangi sebep ve vesile ile öğrenmiş olduğunu açıklamakla yükümlüdür. Kimliğinin saklı tutulması için, tanığa ait kişisel bilgiler, Cumhuriyet savcısı, hâkim veya mahkeme tarafından muhafaza edilir. (3) Hazır bulunanların huzurunda dinlenmesi, tanık için ağır bir tehlike teşkil edecek ve bu tehlike başka türlü önlenemeyecekse ya da maddî gerçeğin ortaya çıkarılması açısından tehlike oluştura- Ceza Muhakemesi Kanunu 539 caksa; hâkim, hazır bulunma hakkına sahip bulunanlar olmadan da tanığı dinleyebilir. Tanığın dinlenmesi sırasında ses ve görüntülü aktarma yapılır. Soru sorma hakkı saklıdır. (4) Tanıklık görevinin yapılmasından sonra, kişinin kimliğinin saklı tutulması veya güvenliğinin sağlanması hususunda alınacak önlemler, ilgili kanunda düzenlenir. (5) İkinci, üçüncü ve dördüncü fıkra hükümleri, ancak bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili olarak uygulanabilir. Tanığa söylenecek şeyler ve sorulacak sorular Madde 59.– (1) Tanık, dinlenmeden önce hakkında tanıklık yapacağı olayla ilgili olarak mahkeme başkanı veya hâkim tarafından, kendisine bilgi verilir; hazır olan sanık, tanığa gösterilir. Sanık hazır değilse kimliği açıklanır. Tanıktan, tanıklık edeceği konulara ilişkin bildiklerini söylemesi istenir ve tanıklık ederken sözü kesilmez. (2) Tanıklık edilen konuları aydınlatmak, tamamlamak ve bilgilerinin dayandığı durumları gereğince değerlendirebilmek için tanığa ayrıca soru yöneltilebilir. Tanıklıktan ve yeminden sebepsiz çekinme Madde 60.– (1) Yasal bir sebep olmaksızın tanıklıktan veya yeminden çekinen tanık hakkında, bundan doğan giderlere hükmedilmekle beraber, yemininin veya tanıklığının gerçekleştirilmesi için dava hakkında hüküm verilinceye kadar ve her hâlde üç ayı geçmemek üzere disiplin hapsi verilebilir. Kişi, tanıklığa ilişkin yükümlülüğüne uygun davranması halinde, derhâl serbest bırakılır. (2) Bu tedbirleri almaya naip hâkim ve istinabe olunan mahkeme ile soruşturma evresinde sulh ceza hâkimi yetkilidir. (3) Davanın görüldüğü sırada bu tedbirler alındıktan ve yukarıdaki süreler suçun türüne göre tümüyle uygulandıktan sonra o dava veya aynı işe ilişkin diğer davada tekrar edilmez. (4) Disiplin hapsi kararına itiraz edilebilir. 540 Ceza Muhakemesi Kanunu Tanığa verilecek tazminat ve giderler Madde 61.– (1) Cumhuriyet savcısı veya mahkeme başkanı veya hâkim tarafından çağrılan tanığa, her yıl Adalet Bakanlığınca hazırlanan tarifeye göre kaybettiği zaman ile orantılı bir tazminat verilir. Tanık hazır olmak için seyahat etmek zorunda kalmışsa, yol giderleriyle tanıklığa çağrıldığı yerdeki ikamet ve beslenme giderleri de karşılanır. (2) Birinci fıkra hükmüne istinaden ödenmesi gereken tazminat ve giderler, hiçbir vergi, resim ve harç alınmaksızın, ödenir. Bilirkişi İncelemesi Bilirkişilere uygulanacak hükümler Madde 62.– (1) Tanıklara ilişkin hükümlerden aşağıdaki maddelere aykırı olmayanlar bilirkişiler hakkında da uygulanır. Bilirkişinin atanması Madde 63.– (1) Çözümü uzmanlığı, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına re’sen, Cumhuriyet savcısının, katılanın, vekilinin, şüphelinin veya sanığın, müdafiinin veya kanunî temsilcinin istemi üzerine karar verilebilir. Ancak hâkimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukukî bilgi ile çözülmesi olanaklı konularda bilirkişi dinlenemez. (2) Bilirkişi atanması ve gerekçe gösterilerek sayısının birden çok olarak saptanması, hâkim veya mahkemeye aittir. Birden çok bilirkişi atanmasına ilişkin istemler reddedildiğinde de aynı biçimde karar verilir. (3) Soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısı da bu maddede gösterilen yetkileri kullanabilir. Bilirkişi olarak atanabilecekler Madde 64.– (1) Bilirkişiler, il adlî yargı adalet komisyonları tarafından her yıl düzenlenen bir listede yer alan gerçek veya tüzel kişiler arasından seçilirler. Cumhuriyet savcıları ve hâkimler, yalnız Ceza Muhakemesi Kanunu 541 bulundukları il bakımından yapılmış listelerden değil, diğer illerde oluşturulmuş listelerden de bilirkişi seçebilirler. Bu listelerin düzenlenmesine veya listelerde yer verilenlerin çıkarılmalarına ilişkin esas ve usuller, yönetmelikte gösterilir. (2) Atama kararında, gerekçesi de gösterilmek suretiyle, birinci fıkrada belirtilen listelere girmeyenler arasından da bilirkişi seçilebilir. (3) Kanunların belirli konularda görevlendirdiği resmî bilirkişiler öncelikle atanırlar. Ancak kamu görevlileri, bağlı bulundukları kurumla ilgili davalarda bilirkişi olarak atanamazlar. (4) Bilirkişi olarak atanan bir tüzel kişi ise, kendisi adına incelemeyi yapacak gerçek kişi veya kişilerin isimlerini, bilirkişi atayacak yargı merciinin onayına sunar. (5) Listelere kaydedilen bilirkişiler, il adlî yargı adalet komisyonu huzurunda “Görevimi adalete bağlı kalarak, bilim ve fenne uygun olarak, tarafsızlıkla yerine getireceğime namusum ve vicdanım üzerine yemin ederim.” sözlerini tekrarlayarak yemin ederler. Bu bilirkişilere görevlendirildikleri her işte yeniden yemin verilmez. (6) Listelerde yer almamış bilirkişiler, görevlendirildiklerinde kendilerini atamış olan merci huzurunda yukarıdaki fıkrada öngörülen biçimde yemin ederler. Yeminin yapıldığına ilişkin tutanak hâkim veya Cumhuriyet savcısı, zabıt kâtibi ve bilirkişi tarafından imzalanır. (7) Engel bulunan hâllerde yemin yazılı