Untitled - Qafqaz University
Transkript
Untitled - Qafqaz University
AZERBAYCAN EKONOMĐSĐ AZERBAYCAN EKONOMĐSĐ MAKRO EKONOMĐK VE SEKTÖREL ANALĐZ Redaktör MAKRO EKONOMĐK VE SEKTÖREL ANALĐZ Dr. Cihan BULUT Dizgi Sahib Kazımov Dr. Osman Nuri ARAS Qafqaz Üniversitesi Yayın Komisyonunun 05 sayılı 28.03.2003 tarihli teklifi ve Đdare Heyeti’nin 29.08.2003 tarih, 2003/10.02 sayılı kararıyla üniversite Kafkasya Araştırmaları Merkezi yayını olarak basılmasına karar verilmiştir. ISBN: 9962-28-011-10 QAFQAZ ÜNĐVERSĐTESĐ KAFKASYA ARAŞTIRMALARI MERKEZĐ YAYINLARI NO: 2 Q 41358167548 © Qafqaz University 121-2003 ÖNSÖZ GENEL BĐLGĐLER 35 yılı aşkın bir süre Azerbaycan yönetiminde birinci derecede söz sahibi olan Haydar Aliyev’in ifade ettiği gibi “Azerbaycan son 12 yılda azap ve eziyetli, ancak şerefli bir dönem yaşamıştır”. Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) ve bütün dünyada 1980’li yılların ortalarında başlayarak devam eden sosyal ve siyasal sürecin kaçınılmaz bir sonucu olarak Azerbaycan, 18 Ekim 1991’de bağımsızlığını elde etti. 1991 yılında elde edilen bağımsızlık tıpkı 1918 yılında elde edilen bağımsızlık gibi verilen şehitler, akıtılan kanlar sonucunda kazanıldı. Böylece Azerbaycan bağımsız bir devlet olarak, 20. yüzyılın sonunda, tarih sahnesinde uluslararası ekonomik ve politik denge unsuru olmaya başladı. Azerbaycan’da, geçen oniki yıllık süre içerisinde, ekonomi liberal bir bakış açısıyla serbest piyasa şartlarına göre yeniden yapılandırılmaya çalışıldı. Yeniden yapılanma süreci, hem reel piyasalara hem de mali piyasalara yönelik oldu. Bölgeye yönelik yabancı yatırımların ilk durak noktası olan Azerbaycan’ın özellikle enerji sektörüne yabancı sermaye yatırımları başarılı şekilde devam etmektedir. Kısaca Azerbaycan’ın geçen bu sürede siyasi, sosyal ve ekonomik bağımsızlık ve kalkınma açısından olumlu anlamda önemli mesafe aldığı görülmektedir. Gelinen nokta dikkate alındığında, daha çok ve önemli adımların atılması gerekmektedir. Gereken hukuki ve idari düzenlemelere rağmen uygulamaya ve ekonomik göstergelere yansıyan olumlu gelişmelerle 21. yüzyılda Azerbaycan dünyanın gelişmiş, sivil, güçlü bir devleti olmaya namzettir. Bu eser ile, Azerbaycan’da görev yaptığım dört yılı aşkın süre içerisinde Azerbaycan ekonomisi ile ilgili bilgi birikimimi bir araştırma kitabı haline getirmeye çalıştım. Çalışma süresince başta Qafqaz Üniversitesi’nin öğretim kadrosu olmak üzere Azerbaycan’lı ve Türkiye’li bir çok akademisyenin desteğini gördüm. Bu çerçevede, çalışmaya katkılarından dolayı Öğr. Gör. Hezi Eynalov, Öğr. Gör. Nesimi Kamalov, Dr. Cihan Bulut ve Dr. Ayhan Erdal, Öğr. Gör. Dilare Elmaya ve katkıda bulunan başka herkese teşekkür ederim. Tabii çalışma süresinde maddi ve manevi desteklerini esirgemeyen eşime ve biricik oğluma da teşekkürü bir borç bilirim. Çalışmanın Azerbaycan ekonomisine ilgi duyan herkese faydalı olması temennisiyle. Dr. Osman Nuri ARAS Resmi Adı Başkenti Kuruluş Tarihi Bağımsızlık Tarihi Önemli Şehirleri : : : : : Yönetimi Biçim Resmi Dili Yüzölçümü Para Birimi Para Birimi Paritesi Nüfusu Nüfus Yoğunluğu Ortalama Ömür Dinler : : : : : : : : : Coğrafi Koordinatları : Komşuları : Büyük Gölleri : Adalar Nehirler : : aras@qafqaz.edu.az Bakü-2003 i ii Azerbaycan Cumhuriyeti Bakü 28 Mayıs 1918 18 Ekim 1991 Bakü, Gence, Sumgayıt, Mingeçevir, Alibayramlı, Şeki, Lenkeran. Cumhuriyet Azerbaycan Dili 86.600 km2 Manat 1 $ = 4920 Manat (2003) 8.200.000 94.7 (kişi/km2) 72 Müslüman %93.5, Rus Ortodoks %2.4, Ermeni Ortodoks %2.3, Diğer %1.8 440 – 520 Doğu Meridyeni, 380 – 440 Kuzey Meridyeni Güneyde 756 km Đle Đran ve 13 km ile Türkiye, Kuzeyde 390 km ile Rusya, Kuzeybatıda 480 km ile Gürcistan ve Batıda 1007 km ile Ermenistan. Dünyanın en büyük gölü Hazar Denizi (Yüzölçümü 400.000 km2, derinliği 1025 m), Sarısu, Ağgöl, Ağzıbirçala, Mehman, Büyükşor, Hacıkabul. Pirallahi, Çilov, Karazira, Büyükzira Kür, Aras, Alazani, Samur, Terter, Kanık, Genceçay ve Beylegan. 3.3. Hizmetler ................................................................................ 80 ĐÇĐNDEKĐLER 1.2. Bağımsızlık Sonrası Birinci Dönem (1991-1994) ..................... 11 1.3. Bağımsızlık Sonrası Đkinci Dönem (1995-2000) ....................... 15 1.4. Bağımsızlık Sonrası Üçüncü Dönem (2001 ve Sonrası)........... 21 1.5. Değişim Sürecinin Genel Değerlendirmesi .............................. 24 3.3.1. Eğitim ........................................................................................ 80 3.3.2. Sağlık ........................................................................................ 83 3.3.3. Turizm ....................................................................................... 84 3.3.4. Finans ....................................................................................... 87 3.3.4.1. Bankacılık.......................................................................... 87 3.3.4.2. Sigortacılık......................................................................... 96 3.3.4.3. Menkul Kıymetler Borsası................................................... 98 3.3.5. Ulaşım (Nakliyat) ve Haberleşme ................................................ 99 3.3.5.1. Deniz Yolu Ulaşımı............................................................100 3.3.5.2. Kara Yolu Ulaşımı .............................................................102 3.3.5.3. Demir Yolu Ulaşımı ...........................................................104 3.3.5.4. Hava Yolu Ulaşımı ............................................................104 3.3.5.5. Boru Hattı Ulaşımı.............................................................105 3.3.5.6. Haberleşme ......................................................................106 3.3.5.7. Yeni Đpek Yolu Projesi .......................................................109 3.3.6. Đnşaat .......................................................................................112 ĐKĐNCĐ BÖLÜM .................................................................. 26 DÖRDÜNCÜ BÖLÜM ......................................................115 MAKRO EKONOMĐK ANALĐZ HAZAR ENERJĐ KAYNAKLARININ EKONOMĐK ÖNEMĐ GĐRĐŞ ................................................................................... 1 BĐRĐNCĐ BÖLÜM ................................................................. 3 AZERBAYCAN EKONOMĐSĐNĐN DEĞĐŞĐM SÜRECĐ 3 1.1. Bağımsızlık Öncesi Dönem .......................................................5 1.1.1. Sovyetler Birliği ve Sonu ...............................................................5 1.1.2. Sovyetler Birliği’nde Azerbaycan ...................................................9 26 2.1. Gayri Safi Milli Hasıla.............................................................. 26 2.2. Enflasyon................................................................................ 31 2.3. Đstihdam.................................................................................. 33 2.4. Özelleştirme ........................................................................... 36 2.5. Devlet Bütçesi......................................................................... 42 2.6. Döviz Kuru.............................................................................. 44 2.7. Dış Ticaret .............................................................................. 47 2.8. Dış Borçlar.............................................................................. 53 2.9. Çevre ve Ekoloji...................................................................... 55 2.10. Nüfus.................................................................................... 56 4.1. Petrol ve Doğal Gaz Potansiyeli............................................ 115 4.2. Petrol ve Doğal Gaz Anlaşmaları .......................................... 117 4.2.1. Asrın Anlaşması: “Azeri”-“Çırak”-“Güneşli” Yatakları Anlaşması ..120 4.2.2. "Karabağ" Yatağı Anlaşması......................................................124 4.2.3. "Şahdeniz" Yatağı Anlaşması ....................................................125 4.2.4. “Eşrefi” – “Dan Ulduzu” Yatağı Anlaşması ..................................127 4.2.5. “Lenkeran-Deniz” – “Talış-Deniz” Yatakları Anlaşması................128 4.2.6. "Yalama" Yatağı Anlaşması .......................................................129 4.2.7. “Abşeron” Yatağı Anlaşması ......................................................130 4.2.8. “Nahçıvan” Yatağı Anlaşması ....................................................130 4.2.9. “Oğuz” Yatağı Anlaşması...........................................................131 4.2.10. “Kürdaşı” – “Kirgan” – “Arazdaşı” Yatakları Anlaşması ..............131 4.2.11. “Đnam” Yatağı Anlaşması .........................................................132 4.2.12. “Alov” - “Şark” - “Araz” Yatakları Anlaşması ..............................132 4.2.13. “Yanan Tava” - “Ateşgah” - “Muğan Deniz” Yatakları Anlaşması133 4.2.14. “Zafer” - “Meşel” Yatakları Anlaşması.......................................134 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM ............................................................. 57 SEKTÖREL ANALĐZ 57 3.1. Sanayi .................................................................................... 57 3.2. Tarım ve Hayvancılık .............................................................. 65 iii 115 iv 4.2.15. “Lerik Deniz”-“Savalan”-“Dalga” “Cenub” Yatakları Anlaşması... 134 4.2.16. Karadaki Yataklar Üzere Anlaşmalar........................................ 135 4.2.16.1. 1993-94 Yıllarında Yapılan Anlaşmalar ............................ 135 4.2.16.2. "Güneybatı Kobustan" Yatağı Anlaşması ......................... 135 4.2.16.3. “Muradhanlı” - “Caferli” - “Zerdab” Yatakları Anlaşması ....... 136 4.2.16.4. “Kürsengi” – “Karabağlı” Yatakları Anlaşması..................... 136 4.2.16.5. “Padar” - “Harami” Yatakları Anlaşması ........................... 136 4.2.16.6. “Hövsan” - “Zığ” Yatakları Anlaşması ............................... 137 4.2.16.7. “Kalameddin” - “Mişovdağ” Yatakları Anlaşması .............. 137 4.2.16.8. Şirvan Kurovdağ Yatağı Anlaşması ................................. 138 4.2.16.9. “Pirsaat” Yatağı Anlaşması.............................................. 138 YEDĐNCĐ BÖLÜM ............................................................167 AZERBAYCAN’IN DÜNYA EKONOMĐSĐNE ENTEGRASYON 167 SÜRECĐ 7.1. Entegrasyon Düzeyi.............................................................. 168 7.2. Uluslararası Ekonomik Kurumlarla Đlişkiler............................. 171 7.2.1. IMF Đle Đlişkiler ...........................................................................175 7.2.2. Dünya Bankası Đle Đlişkiler..........................................................176 7.3. Bölgesel Ekonomik Đlişkiler.................................................... 178 7.3.1. Bağımsız Devletler Toğluluğu ....................................................178 7.3.2. Karadeniz Ekonomik Đşbirliği......................................................179 7.3.4. Ekonomik Đşbirliği Teşkilatı.........................................................180 7.3.5. GUÖAM....................................................................................181 7.3.6. “Türk Ekonomik Birliği” Düşüncesi..............................................181 4.3. Petrol ve Doğal Gaz Üretimi.................................................. 138 4.4. Petrol ve Doğal Gaz Sektörüne Yapılan Yabancı Yatırımlar .. 141 4.5. Petrol Đhraç Miktarı ve Gelirleri .............................................. 142 4.6. Boru Hatları .......................................................................... 145 4.6.1. Bakü-Novorossiysk Petrol Boru Hattı ......................................... 145 4.6.2. Bakü-Supsa Petrol Boru Hattı.................................................... 146 4.6.3. Bakü-Tiflis Ceyhan Petrol Boru Hattı.......................................... 146 4.6.4. Bakü-Tiflis-Erzurum Doğal Gaz Boru Hattı ................................. 147 7.4. Entegrasyonun Perspektifi .................................................... 183 SEKĐZĐNCĐ BÖLÜM .........................................................186 AZERBAYCAN’DA YABANCI YATIRIMLAR VE YATIRIM POTANSĐYELĐ 8.1. Yabancı Yatırımlar................................................................ 186 8.2. Yatırım Đklimi......................................................................... 193 8.3. Yatırım Potansiyeli................................................................ 197 8.4. Yatırım Alanları..................................................................... 198 BEŞĐNCĐ BÖLÜM ............................................................ 149 EKONOMĐDE “HOLLANDA SENDROMU” 149 5.1. Hollanda Sendromu .............................................................. 149 5.2. Azerbaycan’da Hollanda Sendromu ve Ötesi ........................ 151 8.4.1. Tarım ve Gıda...........................................................................198 8.4.2. Kimya-Sanayii...........................................................................199 8.4.3. Hafif Đmalat Sanayi ....................................................................199 8.4.4. Đnşaat ve Turizm........................................................................200 8.4.5. Ulaşım ......................................................................................200 ALTINCI BÖLÜM............................................................. 157 ĐKTĐSAT POLĐTĐKALARI 157 6.1. Para Politikası....................................................................... 157 6.2. Maliye Politikası .................................................................... 163 6.3. Döviz Kuru Politikası ............................................................. 165 186 DOKUZUNCU BÖLÜM....................................................201 AZERBAYCAN-TÜRKĐYE EKONOMĐK ĐLĐŞKĐLERĐ 201 9.1. Ekonomik Đlişkilerin Hukuki Temelleri .................................... 201 9.1.1. Tarım Alanında Đşbirliği..............................................................202 9.1.2. Sanayi Alanında Đşbirliği ............................................................202 9.1.3. Standartlar Alanında Đşbirliği ......................................................203 v vi 9.1.4. Enerji Sektöründe Đşbirliği.......................................................... 203 9.1.4.1. Bakü-Tiflis-Ceyhan Petrol Boru Hattı Projesi...................... 203 9.1.4.2. Bakü-Tiflis-Erzurum Doğal Gaz Boru Hattı Projesi.............. 204 9.1.5. Turizm Sektöründe Đşbirliği ........................................................ 204 9.1.6. Madencilik Sektöründe Đşbirliği .................................................. 204 9.1.7. Eğitim Sektöründe Đşbirliği ......................................................... 204 9.1.7. Ulaşım Sektöründe Đşbirliği........................................................ 205 9.1.8. Gümrük Đşbirliği......................................................................... 205 9.1.8. TĐKA’nın Faaliyetleri ................................................................. 205 9.2. Ticari Đlişkiler......................................................................... 206 9.3. Türkiye Sermayesinin Azerbaycan’daki Etkinliği .................... 208 9.4. Yeni Dönem.......................................................................... 210 SONUÇ VE ÖNERĐLER 213 YARARLANILAN KAYNAKLAR 223 vii viii Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz GĐRĐŞ Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) ve bütün dünyada 1980’li yılların ortalarında başlayarak devam eden sosyal ve siyasal sürecin kaçınılmaz bir sonucu olarak, dünyanın en eski üretim ve medeniyet merkezlerinden biri olan, 86.6 bin kilometrekare yüzölçümü ve 8 milyonu aşkın nüfusu ile Güney Kafkasya’nın doğusunda Hazar Denizi’nin sahilinde yerleşen Azerbaycan, 18 Ekim 1991’de bağımsızlığını elde etti. Bu objektif tarihi gerçek SSCB’nin dağılması, Komünist Parti’nin tarih sahnesinden çekilmesi ve sonuçta birlik üyesi cumhuriyetlerin her birinin bağımsız bir devlet olmaları ile sonuçlandı. Böylece bağımsız bir devlet olarak Azerbaycan, 20. yüzyılın sonunda, tarih sahnesinde uluslararası ekonomik ve politik denge unsuru olmaya başladı. Denge unsuru olmanın kalıcılığı açısından geçiş süreci yaşayan Azerbaycan'ın, ekonomik kalkınmasını gerçekleştirerek, siyasi bağımsızlık ve istikrarın yanı sıra ekonomik bağımsızlık ve istikrara da tam olarak ulaşması gerekmekteydi. Bunun için geçiş sürecini yaşayan diğer ülkelerde olduğu gibi siyasi ve sosyal olduğu kadar ekonomik olarak da karşılaşılan sorunlar gidermeliydi. Karşılaşılan sorunlar daha çok yapısal karakter taşıdığından, öncelikle ülke ekonomisinin kendi başına ayakta durabileceği şekilde yeniden yapılanması gerekmekteydi. Ülkede onbir yılı aşkın süre içerisinde yapılmaya çalışılan; ekonominin liberal bir bakış açısıyla serbest piyasa şartlarına göre yeniden yapılandırılmasında mesafe almak olmuştur. Yer altı kaynakları bakımından zengin bir potansiyele sahip olan Azerbaycan'ın ekonomik açıdan en önemli zenginliği, üretimi diğer kaynaklara göre birinci sırada yer alan enerji kaynağı olarak petrol ve doğal gazdır. Dolayısıyla yapısal dönüşümün gerçekleştirilmesinde, sahip olunan enerji kaynaklarının en etkin biçimde kullanılması hayati önem taşımaktadır. Geçiş sürecindeki ekonomilerde devletin müdahalesi olmadan sermaye birikiminin karşılanması ve sermayenin en verimli alanlara yönelmesi gerçekleşmemektedir. Dolayısıyla ekonomide istikrarı sağlamada serbest piyasa ekonomisindeki "görünmez el"in yanı sıra, ikinci bir "el" olarak devlet de ekonomide yer almaktadır. Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Đktisadi kararları alma ve uygulama açısından önem arzeden siyasi istikrar, Azerbaycan'da Haydar Aliyev'in iktidara gelmesiyle sağlanmıştır. Azerbaycan'daki güçlü iktidar, ekonomik kalkınmanın gerçekleşmesi için önemli kararlara imza atmıştır. Gerçekten de Azerbaycan, yıkılan Sovyetler Birliği'nin ardından yaptığı anlaşmalarla, tarihi bir fırsatı hem siyasi bağımsızlık hem de ekonomik bağımsızlık1 açısından yakalama imkanına sahip olmuştur. Zira Azerbaycan’ın yapısal dönüşümünün gerçekleştirilmesinde en önemli kaynak olan enerji kaynakları ile ilgili önemli anlaşmalar bu dönemde imzalanmıştır. Petrol anlaşmalarında öngörülen yatırım miktarı toplamı 60 milyar $ civarındadır. Petrol satışından elde edilen gelirler ise, geçen süre içerisinde, bazı sosyal ve ekonomik problemlerin çözümünde anahtar olmuştur. Bu çalışmada akademik bir bakış açısıyla dönüşüm sürecini yaşamakta olan Azerbaycan ekonomisinin genel değerlendirmesi, sektörel analizi, ekonomi politikaları, uluslararası ekonomi ile entegrasyon düzeyi, yabancı yatırım düzeyi ile yatırım iklimi ve yatırım imkanları ele alınacaktır. Ayrıca Azerbaycan-Türkiye arasındaki ekonomik ve ticari ilişkilere de gene, hatlarıyla yer verilecektir. 1 1 Dr. Osman Nuri Aras 2 Küreselleşme sürecinin yaşandığı günümüzde, ekonomik bağımsızlığı mutlak anlamda düşünmemek daha doğru olacaktır. Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz BĐRĐNCĐ BÖLÜM AZERBAYCAN EKONOMĐSĐNĐN DEĞĐŞĐM SÜRECĐ Eski dönemlerde ve Ortaçağda ülkeler arasında ekonomik ilişkiler, Akdeniz ve Karadeniz kıyılarındaki başlıca ticaret merkezleri aracılığıyla gerçekleştirilirdi. Asya'nın içinden, Çin ve Hindistan'dan Akdeniz ve Karadeniz kıyılarına uzanan temel kervan yolları, özellikle "Büyük Đpek Yolu" Azerbaycan topraklarından geçerdi. Doğu Avrupa'yı (Rusya dahil) ve Volga nehri boyunca alanları, Derbent geçidi aracılığıyla Güney Kafkasya, Đran ve Merkezi Asya'ya bağlayan ünlü kervan yolu da yine Azerbaycan'dan geçmekteydi. Böylece ülke içinden geçen uluslararası kervan yolları dünya devletlerinin dikkatini eskilerden beri Azerbaycan'a yöneltmişti. Azerbaycan, Batı ile Doğu arasında "altın köprü" rolünü oynamaktaydı. Bu önemi dolayısıyla 19.yüzyılın başlarında, 1913’de Gülistan, 1928’de Türkmen Çay anlaşmaları ile Kuzey Azerbaycan ve Güney Azerbaycan olmak üzere ikiye ayrılarak Rusya ve Đran tarafından işgal edilerek paylaşıldı. 1917 Bolşevik ihtilalinden sonra 28 Mayıs 1918 tarihinde Mehmet Emin Resulzade başkanlığında kurulan "Demokratik Azerbaycan Cumhuriyeti" Türkiye tarafından derhal tanınmış; ancak ülkenin 27-28 Nisan 1920 gecesi Ruslar tarafından işgali ile tarihe mal olmuştur. Azerbaycan, 1922’de Kafkasya Ötesi Federal Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’ne katılmış, 1936’dan sonra ise Azerbaycan SSCB adını almıştır. Nihayet Rusya içinde kalan kuzey Azerbaycan, Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla tekrar bağımsızlığına kavuştu. 1980’li yılların sonunda Mihail Gorbaçov tarafından uygulanan “glasnost” politikaları sonucunda çöken SSCB’nin dağılmasıyla, Azerbaycan 1920 yılında henüz çiçeği burnunda kaybettiği istiklalini tekrar elde etti. Azerbaycan Parlamentosu 31 Ağustos 1991’de ülkenin bağımsızlığını ilan etmiş, 18 Ekim 1991’de ise Meclis Bağımsızlık Kanununu kabul emiştir. Bağımsızlığını kazanan Azerbaycan, sadece Sovyet emperyalizminden kurtulmadı, aynı zamanda totaliter Sovyet rejiminden, ütopik komünist ideolojiden ve harp sanayi kompleksine hizmet eden bir ekonomik yapıdan da kurtulmuş oldu. 3 Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan’ın ekonomik kalkınmasını ve dünya ekonomisine entegresini sağlayacak olan en kıymetli milli serveti, Azerbaycan Cumhuriyeti’nin yeniden bağımsız bir devlet olarak dünya devletleri arasında yer almasıdır. Çünkü sadece bağımsız devlet olması halinde Azerbaycan halkı tarihinin, kaderinin, milli kimliğinin ve zengin tabii kaynaklarının sahibi olarak ekonomik kalkınmasını ve refahını sağlayabilecektir. Bu gün Azerbaycan Cumhuriyeti tam bağımsızdır, arazisinde hiçbir yabancı ülkenin askeri üssü yoktur, ayrıca milletin ve ülkenin stratejik problemlerinin milli menfaatler doğrultusunda çözümü devlet organlarının yetkisi altındadır. Elbette siyasi bağımsızlığın kazanılması milli ekonominin yapılanmasına temel teşkil etmektedir. Ancak, ülkenin sosyo-ekonomik durumunu değerlendiren veriler bağımsızlığı değerlendirmek için temel olmamalıdır. Ekonomik kalkınma ve dünya ekonomisine entegre bakımından ikinci amil, Azerbaycan’ın iklim şartları ile coğrafi şartları ve konumudur. Dünyanın on bir iklim kuşağından dokuzu Azerbaycan’da vardır. Tarım ve turizmin gelişimine geniş olanaklar sağlayacak şekilde elverişli coğrafyaya, verimli toprak alanlarına, uzun kıyı şeridine, geniş yaylalara, geniş ormanlara, güzel hava şartlarına sahiptir. Coğrafi konumu ile, Yeni Đpek Yolu projesi diye adlandırılan yolun geçiş güzergahında olmasının yanı sıra Orta Asya ve Hazar enerji kaynaklarının dünya pazarlarına naklinin gerçekleştirilmesi sözkonusu olan hatların geçiş güzergahında bulunmaktadır. Azerbaycan'ın elverişli coğrafi konumunun, Avrupa ve Asya ülkeleri arasında ekonomik ve politik ilişkilerin gerçekleştirilmesinde tarihi süreçte rol oynadığı görülmektedir. Bağımsızlığını kazanarak Birleşmiş Milletler üyesi olan ve dünya ülkeleri ile siyasi, sosyal ve ekonomik olarak bağımsız ilişkiler kuran Azerbaycan'ın jeopolitik konumuna günümüzde de büyük önem verilmektedir. Avrupa ile Asya'nın kavşağında bulunan Azerbaycan, tedricen Avrupa-Kafkasya-Asya nakliye koridorunu oluşturabilme ve tarihte olduğu gibi güçlü iletişim merkezine dönüşebilme imkanına sahiptir. Ekonomik kalkınmayı gerçekleştirmede, sacayaklarından üçüncüsü ise doğal kaynaklar yönü ile önemli bir zenginliğe sahip olmasıdır. Doğal kaynaklar bakımından zengin olan Azerbaycan'da kurşun, çinko, 4 Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz bakır, demir cevheri, barit, kobalt, arsenik, mermer, kireçtaşı, maden suyu, maden tuzu ve kaya tuzu kaynaklar arasında dikkat çekmektedir. Az miktarda altın ve gümüş gibi değerli madenler de bulunmaktadır2. Azerbaycan'ın en önemli zenginliği ise, üretimi diğer kaynaklara göre birinci sırada yer alan petrol ve doğal gazdır. Azerbaycan'da petrol, Hazar Denizi'nde, Hazar Denizi'ne uzanan Abşeron yarımadasında, Kür nehri kıyılarında, Kobustan bölgesinde ve Gence yakınlarında bulunmaktadır. Petrolün büyük bir kısmı Hazar Denizi'nden sağlanmaktadır. Ticari üretimine başlandığı 140 yılı aşkın süreden beri anahtar bir rol oynayan petrol, günümüzde de ülkenin temel döviz kaynağı ve ihraç kapasitesinin dayandığı önemli kaynak durumundadır. Geçiş sürecinde ekonomik kalkınmanın gerçekleştirilme noktasında yukarıda ifade edilen sacayaklarına sahip olan Azerbaycan’ın bağımsızlığından bu yana geçen sürede ekonomik kalkınması, üç temel dönemden oluşmaktadır. Aşağıda Azerbaycan’ın bağımsızlık öncesi dönemi ile birbirinden ayrıştırılabilecek üç temel dönem olarak, bağımsızlık sonrası değişim süreci incelenecektir. 1.1. Bağımsızlık Öncesi Dönem 1.1.1. Sovyetler Birliği ve Sonu 18. yüzyılın başından beri Sovyet halkları, Büyük Petro, Lenin ve Gorbachev’in adıyla özdeşleşen, üç büyük sosyo-ekonomik değişim geçirmiştir. Petro ile birinci değişim dalgasını geçiren Sovyet halkları bakımından ikinci önemli büyük değişim dalgası, 1917 Devrimidir. Đlk kez 1905’te patlak veren devrim, 1917’de çarlık otokrasisini yerle bir etti. Kısa bir süre sonra Bolşevikler devrime el koydu ve Ruslar demokrasi ile pazar ekonomisini reddetmeye zorlandı3. Kapitalizmin henüz filizlenme halinde olduğu Sovyetler Birliği’nde, siyasi mekanizmaya egemen olan ‘entellektüel’ güçler merkezi planlama esasına dayalı bir ekonomik örgütlenme modeli olan Komünizmi uygulamaya koydular. Böylece yarım yüzyılı aşkın bir süre, Ruslar, kendilerini ve dünyanın kalan bölümünü totaliter diktatörlük ve merkezi planlama konusunda kitlesel bir deneye sokarken, uluslararası ve ulusal sınırlar ile kimlikler 2 3 Mehemmedhesen Velili, Azerbaycan, Azerbaycan Devlet Neşriyyatı, Bakı, 1993, s.131. Daniel Yergin– Thane Gustafson, Rusya 2011 ve Dünyadaki Yeri, (Çev: Özden Arıkan), Sabah Yayınları, Đstanbul, 1994, s.1. 5 Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Dr. Osman Nuri Aras de, değişik biçimlerde Sovyetler Birliği tarafından yönlendirilen Leninist rejimlerden meydana gelen bir dünyanın varlığına göre biçimlendirilmeye çalışıldı4. Sovyetler Birliği 1985’ten itibaren, yetmiş yılı aşkın bir süre önce önünde durdukları ve kaderlerini belirleyecek olan yol ayrımına yeniden gelmiş, yeni bir tarihi döneme girmiş oluyorlardı. Hem bir yönetim biçimi, hem de ideolojik bir sistem ve siyasi cazibe kutbu olarak Marksizm-Leninizm’in çöküşüne şahit olundu. Tarihin tabii gelişim seyri ve diyalektiğin kuramları sosyalizmi temelinden sarstı, MaksistLeninist öğretiği hayatla ve gerçekle ilişkisi bulunmayan bir sistem olarak reddetti. Bu durum yeryüzünün altıda birini kaplayan, hür dünyayı daima endişe ve korkuya gömen totaliter Sovyetler Birliği’nde de kendini hissettirmeye başladı. Sosyalist sistemin sadece sanayileşme sürecinde başarılı olabildiği Sovyetler Birliği’nde, zamanla ekonomide ortaya çıkan aşırı istihdam, yeni teknoloji üretilemeyişi, işsizliğe sebep olabileceği endişesiyle yeni teknolojilerin ithal edilmemesi, işletme yönetim ve organizasyonunda başarısızlık gibi nedenlerle ekonomi durgunluğa girmişti. Kalitesiz mal üretimi ile, büyüme hızında artış görülüyor gibi olsa da, aslında olan şey satılamayan mal stoklarının büyümesiydi. Üretim araçlarındaki kollektif mülkiyet, motivasyonu yok etmiş ve bu durum ekonomide verimliliği büyük ölçüde düşürmüştü. Ekonomide rekabetin olmayışı ve kalkınma stratejisinin kapalı bir ekonomik modele dayanması, işletmeleri teknolojik geriliğe itmişti. Tüketici tercihlerini ve kaynakların kıtlık derecesini yansıtmayan idari fiyat sistemi kaynak dağılımını bozmuş, karaborsayı, suistimalleri ve israfı büyük ölçüde arttırmıştı. Verimliliğin ön plana çıktığı dünyada sosyalizmin tıkanması ve merkezi planlamanın yetersiz kalmasıyla ekonomik dengesizlikler gözlenmeye başladı. ABD ile silah yarışına girilmesi ise yatırımları olumsuz şekilde etkileyerek, tarım sektöründe ve tüketim malları üretiminde gerilemeye neden olmuştu5. Sonuçta, uzay yarışlarına katılan bir toplum asgari geçim standartlarındaki bir hayat seviyesinden bile mahrum kalmıştı. 4 5 6 Ken Jowitt, “Yeni Dünya Düzensizliği”, (Çev: Levent Köker), Demokrasinin Küresel Yükselişi, (Der: Larry Diamond – Marc F. Plattner), Yetkin Yayınları, Ankara, 1995, s.303. Đsmail Özsoy, Dağıstan’ın Sosyo-Ekonomik Tarihi, Kaynak Yayınları, Đzmir, 1997, s.246; Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Böyle bir ortamda, Sovyet komünizmi, süregelen sosyo-ekonomik durgunlukla reform arasında bir tercih yapma durumunda kalmıştı. Ancak mütevazı reformlar durgunluğu giderememiş, daha köklü bir reformun da komünist sistemi büyük ölçüde zayıflatmadan yapılmasının mümkün olmadığı ortaya çıkmıştır 6. Çernenko’nun Mart-1985’de ölmesinden sonra yerine geçen ve en az Petro kadar sabırsız olan Mihail Gorbachev, Sovyet ekonomi sisteminin teşebbüs ruhunu öldürdüğünü, çalışmayı değil tembelliği teşvik ettiğini, dolayısıyla ekonomik açıdan ilerlemenin mümkün olmadığını hareket noktası alarak, Komünist Parti’nin Şubat-1986’daki kongresinde dile gerdiği, Glastnost ve Perestroika politikaları ile sosyalist dünyanın, 21. yüzyılının eşiğinde ciddi değişiklik ihtiyacını karşılamaya çalışmıştır. Bu politikalarla ekonomik açıdan dışa açık serbest piyasa ekonomisi, politik açıdan ise çoğulcu demokrasi amaçlanmıştır: ‘Perestroika, bazı ihtiraslı bireylerin veya bir liderler grubunun aklına esen bir heves değildir. Sosyalist toplumumuzda derin gelişme süreçlerinden kaynaklanan acil bir zorunluluktur. Bu toplum değişim için olgunlaşmış bulunmaktadır. Uzun zamandır değişimin hasretini çekmekteydi. Perestroika’yı başlatmadaki herhangi bir gecikme yakın gelecekte, açık konuşmak gerekirse, ciddi sosyal, iktisadi ve siyasi bunalımlarla yüklü çok şiddetli bir ortama yol açabilirdi.’7 Gorbachev da Çinli dostları gibi, piyasa mekanizmasının kapitalizm ile özdeşleştirilmesine karşı çıkıyor, piyasa toplumunun sosyalist (marksist) teoriyi geçersiz kılmayacağını ileri sürüyordu. Bazı temel değerlerden büyük tavizler vermemek kaydıyla, serbest piyasa sisteminin sosyalist topluma uyarlanmasına çalışılmış ve bunun toplumun tabiatını değiştirmeyeceği düşünülmüştür8. 6 7 8 Đsmet Ergün, “Kollektivist Bir Sistemde Piyasa Ekonomisine Geçiş Sorunları”, Türkiye Modeli ve Türk Kökenli Cumhuriyetlerle Eski Sovyet Halkları, Yeni Forum Yayınları, Ankara, 1992, s.109; Yergin–Gustafson, ss. 22-23. Marc F Plattner, “Demokrasi Anı”, (Çev: Ergun Özbudun), Demokrasinin Küresel Yükse-lişi, (Der: Larry Diamond – Marc F. Plattner), Yetkin Yayınları, Ankara, 1995, s.55. Mikhail Gorbachev, Perestroika: New Thinking for Our Country and the World, New York, 1987, s.17’den naklen Mustafa Özel, Değişim ve Kriz, Đz Yayıncılık, Đstanbul, 1994. s.120. Özel, s.114. 7 Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Dr. Osman Nuri Aras Böylece Sovyet halkları, gerçekleştirilmesi kolay olmayan, üçüncü büyük sosyal reform dalgasına da maruz kalmış oluyorlardı. Üçüncü değişim dalgasında Rusya, diktatörlükten demokrasiye, merkezdeki planlamacılar tarafından yürütülen ve paranın gerçek anlamda rol oynamadığı güdümlü ekonomiden serbest piyasa ekonomisine ve dört yüzyıllık bir imparatorluktan ulus devlete geçiş olmak üzere, aynı anda çok zor üç geçişi birden gerçekleştirilmesini gerektiren çok yoğun bir gündemle karşı karşıya kalmış oluyordu: ‘Kapitalizmden sosyalizme geçmek kolaydır. Yumurtaları kırıp omlet yapmaya benzer. Ama sosyalizmden kapitalist bir rejim üretmek kolay değildir. Omletten çiğ yumurta çıkarmaya çalışmak anlamına gelir.’9 Peretroika ve Glastnost politikalarının etkisiyle 1986’da liberal ekonomik kavramlar kullanılmaya başlanmış, 1988’de piyasa, mülkiyet, işsizlik gibi kavramlar tartışılmaya başlanmıştır. Böylece özel teşebbüs formlarının yasallaştırılması bakımından radikal adımlar atılmıştır. 1991’de mülkiyet hakları tanınmıştır. Aile çiftliklerinin kurulması, fabrikaların işçilere kiralanması, hisse senetlerinin çıkarılması, Batı’lı firmalarla müşterek teşebbüslerin kurulması kabul edilmiştir10. Gorbachev’e göre, sosyalizmin ve sosyalist değerlerin yok olması anlamına gelmeyen Perestroika ve Glastnost politikaları beklenmedik sonuçlar doğurmuştur. Sovyet halklarının milliyetçilik duyguları ekonomik açıdan refahtan önce özgürlüklerini düşünür bir biçimde harekete geçmiştir. Böylece 1990’da yapılan anayasa değişikliği ile Başkanlık sistemine geçilmiştir. 5 Şubat 1991’de anayasada yapılan değişiklikle Komünist Parti’nin iktidar tekeline son verilerek, 19 Ağustos 1991’de de, demokratik açılıma son vererek, ülkenin felakete sürüklenişinin önüne geçmek üzere11, Marksist-Leninist’lerin yaptıkları darbe girişimlerinin başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından Komünist Parti kapatıl9 10 11 8 Rusya Federasyonu Başkan adaylarından Vadim Bakatin’in 14.7.1991 tarihli Hürriyet’teki demecinden naklen Ergün, s.109. Đlhan Uludağ–Salih Mehmedov, Sovyetler Birliği Sonrası Bağımsız Türk Cumhuriyetleri ve Türk Gruplarının Sosyo-Ekonomik Analizi Türkiye Đlişkileri, TOBB Yayınları, Đstanbul, 1992, s.28. Charles S. Fairbanks, “Moskova Darbesinden Sonra”, (Çev: Levent Köker), Demokrasinin Küresel Yükselişi, (Der: Larry Diamond – Marc F. Plattner), Yetkin Yayınları, Ankara, 1995, s.333. Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz mıştır. 21 Aralık 1991’de ise Alma-Ata’da yapılan zirve ile Bağımsız Devletler Topluluğu resmen ilan edilirken, SSCB’de dağılmış oluyordu12. Öte yandan ‘Proleterya diktatörlüğü’nden, ‘öncü parti’den, ‘doğru çizgi’den ve ‘demokratik merkeziyetçilik’ten söz etmeksizin tasavvur edilemeyecek ‘Leninizmin yok oluşu’ ile birlikte, dünya üzerinde ülkelerin uzun süredir kullandıkları jeopolitik referans da çerçevesini değiştirmiş oluyordu13. 1.1.2. Sovyetler Birliği’nde Azerbaycan Sovyetler Birliği döneminde, bu ülkenin bir alt parçası niteliğini taşıyan Azerbaycan’ın ekonomik örgütlenme biçimi ve işleyiş mekanizmaları Sovyetler Birliği’nin ekonomik stratejisi doğrultusunda şekillenmişti. Sanayi tesislerinin tümü Sovyetler Birliği’nin ihtiyacına göre kurulmuş, dev tesislerden meydana gelmekteydi. Sovyetler Birliği’nde merkezi planlama doğrultusunda ülkeler arasında uzmanlaşma ve işbölümüne gidilmişti. Bu çerçevede Azerbaycan ekonomisinin itici motor gücü niteliğindeki sanayii öteden beri petrol sanayii olmuştu. Đhracatın genellikle rafine petrol ürünleri, makine ve tekstil ürünleriyle, şaraptan oluşan çok önemli bir kısmı Rusya ve Ukrayna gibi diğer Cumhuriyetlerle gerçekleştirilirken, ithalatın da büyük kısmı yine bu Cumhuriyetlerden alınan gıda ürünleriyle, rafine edilip yeniden ihraç edilmek üzere ithal edilen ham petrol ürünlerinden oluşmaktaydı14. Henüz Sovyetler Birliği dağılmadan önce, uzmanlar siyasi bağımsızlığa ekonomik bakımdan hazır olan iki cumhuriyetten biri olarak Azerbaycan’ı işaret ediyorlardı. Elbette bu değerlendirme, ülkenin sadece doğal kaynaklarının zenginliğine değil, ülke ekonomisinin kalkınma perspektifine de dayanıyordu. Zira Azerbaycan’ın bütçe gelirleri, harcamalarından genelde fazlaydı. Üretilen milli gelir, tüketilen milli gelirden yüksek oluyordu15. Ekonomik veriler dikkate alındığında Sovyetler Birliği döneminde Azerbaycan’ın belirli bir kalkınma seviyesine ulaştığı görülmektedir. Ancak bu dönemde Azerbaycan’ın kaybettikleri kazandıklarından daha 12 13 14 15 Atila Artam, Türk Cumhuriyetlerinin Sosyo Ekonomik Analizleri ve Türkiye Đlişkileri,Sabri Artam Vakfı Yayınları, Đstanbul, 1993, s.4,13; Uludağ–Mehmedov, s.26. Jowitt, s.303-308; Plattner, s.59. Azerbaijan, IMF Economic Review, Washington DC, May, 1992, s.3 Azer Emiraslanov, “Dövlet Müsteqilliyi ve Milli Đqtisadiyyatın Formalaşması Problemleri”, Meşveret Bülleteni, No:7(43), Oktyabr 2001, ss.50-52. 9 Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Dr. Osman Nuri Aras çok olmuştur. Zira bu dönemde ekonominin planlamasının merkezde yapılması, ülke ekonomik şartlarının dikkate alınmaması sonucunu doğuruyordu. Bir çok ürün ya hammadde ya da ara mamul olarak ayrı ayrı birlik üyesi cumhuriyetlere ucuz fiyatla satılıyor, daha sonra da nihai ürün olarak yüksek fiyattan Azerbaycan’a geliyordu. Diğer yandan Azerbaycan her zaman ülkeye gelir getiren petrol ve petrol ürünler, pamuk, tütün, şarap gibi ürünlerin ihracatçısı olmasına karşın, bu ürünlerin satışından elde edilen gelirler Birlik bünyesinde tek bir merkezde toplandığından dolayı, Azerbaycan öz servetlerinde mülkiyet hakkına sahip olmamış oluyordu16. Azerbaycan ekonomisi Sovyetler Birliği bünyesinde yüksek ancak anlamlı olarak değerlendirilmeyecek bir kalkınma seviyesine ulaşmıştı. Bağımsızlık öncesi son yirmi yıllık dönemde Azerbaycan ekonomisinin kalkınması istikrarlı bir süreç takip etmemiştir. Örneğin, ülkede 1960-70 yıllarında ortalama ekonomik büyüme oranı %5.2 iken, 1970-80 yılları arasında %7.4’e yükselmiştir. 1980-1990 yılları arasında ise bu oran keskin bir azalma trendi göstermiştir. Ekonomi 1981-85 yıllarında ortalama %4.9, 1986-1990 yıllarında ise %5-6 oranında küçülme kaydetmiştir. 1989’da ise üretim hacmi mutlak olarak azalma gösterirken, 1990’da ise milli gelir %7 azalmıştır. Özellikle doğal kaynakların, ucuz ve bol işgücünün yoğun kullanımına dayanan enerji sektörü gibi alanlara ağırlık verilmiş olması, ekonomik yapıda krizler için elverişli ortamlar yaratmıştır. Yukarıdaki değerlendirmeler de dikkate alındığında Sovyetler Birliği’nin dağılması sadece siyasi değil ekonomik şartlardan da kaynaklanmıştır. Ayrı ayrı cumhuriyetlerden oluşan bir birliğin yönetimi sosyoekonomik kalkınmayı gerçekleştirme bakımından ciddi problemler yaratmaktaydı. Dünya ekonomisinden tecrit olan Sovyet ekonomisinin mevcut durumu, gelişmiş ülkelerin ötesinde gelişmekte olan ülkelerden bile geride kalıyordu17. Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından Azerbaycan’ın bağımsızlığına yeniden kavuşması ile sona eren planlı ekonominin Azerbaycan ekonomisine miras koyduğu problemler şöyle sıralanabilir18: 16 17 18 10 Emiraslanov, ss. 53-54. Emiraslanov, s. 55. Rasim Hesenov, “Azerbaycanın Đqtisadi Đnkişaf Paradigması ve Đqtisadi Tehlükesizlik Konsepsiyasının Seçimi”, Meşveret Bülleteni, No:7(43), Bakı, Oktyabr-2001, ss. 6-8. Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz 1. Ekonomik yapının sağlıklı olmaması. 2. Üretim gücünün bölgesel ve sektörel dağılımının dengeli olmaması. 3. Üretilen malların hem kalitesinin düşük olması, hem de kişi başına düşen miktarının Sovyetler Birliği’nden iki kat az olması. 1990’lı yılların başlarında Azerbaycan’da tüketimin sadece %50’si iç üretimden sağlanabilmiştir. 4. Ekonomik yapının sağlıklı olmaması sonucunda Azerbaycan’ın dış ticaretinde 1980’li yılların sonlarında ihracat ithalattan %30-40 fazla olmuştur. Ekonomik bakımdan olumlu değerlendirilmesi gereken bu durum, ülkenin alan ve coğrafi kuruluşunun uygun olmaması bakımından istenmeyen bir durumdur. Şöyle ki, hammadde ve ara malların ihracatın %55-60’ını teşkil etmesi, genelde ise ithalat ve ihracatın %45-50’sinin Rusya ile gerçekleştirilmiş olması, daha sonra ekonomik kalkınmanın dengesinin bozulmasına neden olmuştur. Azerbaycan’ın yeniden siyasi bağımsızlığını kazanmasının, Sovyetler Birliği’nin dağılması öncesinde Azerbaycan ekonomisinde yaşanan olumsuz gelişmeler sonucu ekonomik krizin derinleştiği bir döneme rast geldiği görülmektedir. 1.2. Bağımsızlık Sonrası Birinci Dönem (1991-1994) Bağımsızlık sonrası ekonomik kalkınma sürecinin doğru olarak değerlendirilebilmesi için özellikle bağımsızlığın kazanıldığı şartların ve bağımsızlığın elde edildiği ilk yıllarda yaşanan gelişmelerin dikkate alınması gerekir19. Dolayısıyla yukarıda anlatılan bağımsızlığının kazanıldığı şartlarda Sovyet sisteminin Azerbaycan’a bıraktığı problemlerle baş başa geçen ilk yıllar ve bu ilk yıllarda yaşanan gelişmeler ele alınacaktır: 1989-1991 yılları siyasi bağımsızlığın elde edilmeye çalışıldığı dönemdir. Bu dönemde bağımsızlığı kazanmanın önündeki engellerle mücadele edilmiştir. Bu yılların ardından 1991-94 yılları birinci dönem olarak değerlendirilebilir. 18 Ekim 1991 yılında “Azerbaycan’ın Devlet Bağımsızlığı Hakkında” anayasa maddesinin kabul edilmesinden bu yana 12 yıl geçti. Bağımsızlığın kazanılması uğrunda verilen zor ve ağır mücadele dikkate alındığında, 18 Ekim 1991 tarihi Azerbaycan’ın kalkınma sürecinde ne 19 Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz kadar önemli bir yer tuttuğu daha iyi anlaşılmaktadır. Elbette halkın yerine ikamesi mümkün olmayan bir milli serveti olan bağımsızlığının korunması ise onun elde edilmesinden kat kat ağır ve mürekkeptir. Bunu Azerbaycan’ın bağımsızlık sonrası yaşadığı süreç bir daha açıkça ortaya koymaktadır. SSCB’nin dağılması ile birlikte Azerbaycan’da uzmanlaşma ve işbölümüne dayalı ekonomik yapılanma sona ermiş ve ülke, genel Pazarlarını kaybetmiştir. Hammadde, yarı-mamul, teçhizat-ekipman, pazar, finansman ve işletme yöneticiliği konularında eski merkezi planlamaya göre örgütlenilmesi nedeniyle bir çok tesiste üretimin durması veya üretimin atıl seviyede kalması söz konusu olmuştur. Eski SSCB’deki işletmelerle ekonomik bağlantıların koparılması ve ülkenin diğer Cumhuriyetlerdeki pazar payını kaybetmesinin yanı sıra SSCB döneminde merkezden sağlanan sübvansiyonların da kesilmesiyle birlikte üretimde şok çöküşler yaşanmıştır. Ermenistan savaşı ve Çeçenistan sorunu ise, ülke sanayii için gereken ara malların ithal yollarının kapanmasına neden olmuştur. Sovyetler Birliği’nin dağılması ile bağımsızlığına kavuşan Azerbaycan’ın bağımsızlığını ebedileştirmesi için, önünde çözmesi gereken önemli sorunlar vardı. Zira 20. yüzyılın 80’li yıllarının sonlarında Azerbaycan halkı önemli bir bunalıma girmiş; yönetim zaafı, kanuni düzendeki aksamalar, etnik bağlamda ayrımcı oluşumlar ve halkın emeği ile kazanılan iktisadi ve entellektüel potansiyel gelişim yerine azalma sürecine girmişti. Bütün bu problemleri çözebilmek için, kendi içinde tutarlı ve çok yönlü iç ve dış siyasetin hazırlanması ve uygulanması, ülkenin doğal, teknik, ekonomik ve entellektüel potansiyelinden, sosyal ve siyasal enerjisinde verimli şekilde istifade edilmesi gerekiyordu20. Ne var ki, Azerbaycan’da çözülmesi gereken problemler açısından önemli adımlar atılamayınca, 1990’lı yılların başı Azerbaycan’da ekonomik durgunluğun ve bunalımın arttığı yıllar oldu. Bu dönemde siyasi istikrarsızlık ve piyasa ekonomisine geçişle ilgili ülkede büyük ekonomik kriz ortaya çıkmıştır. Ekonomide yüksek 20 Rasim Hesenov, ss. 4-5. 11 Dr. Osman Nuri Aras 12 Heyder Eliyev, “Azerbaycan Respublikasının Dövlet Müsteqilliyinin Onuncu Đldönümü Haqqında”, Azerbaycan Respulikası Prezidentinin 20 Mart 2001 Tarihli Fermanı, Bakı, 20 Mart 2001; Settar Seferov, “Evezsiz Milli Servetimiz: Müsteqillik”, Đqtisadiyyat ve Audit Jurnalı, No:10, Oktyabr-2001, ss.5-6. Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz oranda işsizlik ve hiper-enflasyon sürecine girilmiştir. Yüksek enflasyon ve istikrarsız sosyo-politik ortam, iktisadi büyümeye, özellikle sanayi ve tarım gibi önemli alanların gelişmesine engel olmuştur. Üretim hacminin azalması ve enflasyon hızının yüksek olması ekonomik buhranın ve toplumda sosyo-ekonomik gerginliğin artmasına neden oldu. Azerbaycan’ın bağımsızlık süreci ve bağımsızlığın ilk yılları oldukça sancılı geçti. Ülke daha SSCB’nin son yıllarından başlayarak 1988 yılından itibaren Ermenistan’ın silahlı tecavüzüne maruz kaldı ve ateşkesin imzalandığı 12 Mayıs 1994 tarihine kadar topraklarının % 20’sini kaybetti. Ekonominin genel dengeleri için gerekli olan reformların gerçekleştirilememesi, devlet bütçesinin büyük bir bölümünün savaş için harcanması, topraklarının %20’si işgal edilerek 1 milyondan fazla nüfusun göçmen durumuna düşmesi, yabancı sermayenin ülke ekonomisine çekilememesi ve özelleştirmenin sanayi sektöründe fiilen başlatılamaması gibi olumsuzluklar Azerbaycan ekonomisini önemli bir darboğaza sürüklemişti. Serbest piyasa ekonomisine geçişe ilişkin tam bir stratejinin belirlenmemiş olması nedeniyle, bu yıllarda hayata geçirilmeye çalışan ekonomik kararlar da birbiri ile uzlaşmayan karakter taşımıştır. Dönüşüm sürecinin ilk yıllarında Ermenistan ile yaşanan savaş, Rusya’nın Azerbaycan’a ulaşım ambargosu koyması ve Çeçenistan savaşı nedeniyle önemli iki petrol boru hattının kullanılamaması gibi politik ve askeri sorunlar ekonomik performansı olumsuz yönde etkilemiştir. Kısaca 1991-1994 yılları bağımsızlığın ardından bütün problemlerle yüz yüze kalındığı, ülkede sosyal ve siyasal problemlerin bunalıma dönüştüğü, savaş ortamının yaşandığı, serbest piyasa ekonomisine geçişte ciddi suistimallerin yaşandığı bir dönem olmuştur. Ekonomide olumsuz gidişte en keskin hal ise 1992’de ortaya çıktı. 1992-94 yıllarında GSMH iki kattan daha çok azalarak 1991 yılının %48’i oranında gerçekleşti21. 1990-94 döneminde GSMH her yıl ortalama %13-20 azalarak 1994 yılında 1629.3 milyon $ olarak gerçekleşmiştir. 21 Asef Nadirov, “Đqtisadiyyatın Yeni Đnkişaf Merhelesi”, Azerbaycan Gazeti, 15 Sentyabr 2001, s.2. 13 Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Dr. Osman Nuri Aras 1990 yılı ile karşılaştırıldığında 1994’de GSMH %53, sanayi %62, tarım %44, tüketim %75 ve vergi hasılatı %45 azalma göstermiştir. Sonuçta halkın geçim standardı 3,6 defa reel ortalama ücret seviyesi ise %80 azalmıştır. Aynı dönemde uygulanan yanlış iktisat politikaları bankacılık-finans sisteminde ve dış ticarette ciddi problemler yaratmıştır22. 1992-94 yılları arasında enflasyon 4 haneli rakamlara yükselmiştir. Para politikasındaki önemli eksiklikler de ekonomik buhranda etken oldu. Krediler ise daha çok banka yöneticilerinin istekleri doğrultusunda verildi. Ekonomik buhran, üretimin hızla azalmasına, üretimin azalması ise mal arzının azalmasına, fiyatların artmasına ayrıca devlet bütçesinin önemli açıklar vermesine neden oldu. Vergi tahsil sistemindeki eksikler, vergi oranlarının enflasyon dolayısıyla erezyona uğraması gibi nedenlerle devlet bütçesindeki gelir kalemleri keskin şekilde azaldı. Devlet müesseselerine ve tarım sektörüne verilen büyük miktardaki kredilerin verimsiz ve denetimsiz kullanımı ekonomik durumu daha da gerginleştirdi. Bu dönemde dış ticarete ilişkin veriler de gittikçe olumsuz bir boyut kazanmaya, ödemeler bilançosunda açıklar gittikçe artmaya başladı. Ekonomik bunalımın acı neticelerinden bir diğeri ise, milli paranın değer kaybı şeklinde ortaya çıktı. Đlk Dönemde Yapılan Reformlar Özel Mülkiyet Kanunu Haziran 1991’de kabul edilmiştir. 1992 yılının başlarında fiyat liberalizasyonuna gidilmiş, aynı yıl Ocak ayında Katma Değer Vergisi uygulamasına geçilmiştir. Nisan ayında Yabancı Sermaye Kanunu, Ağustos ayında ise Merkez Bankası Kanunu yürürlüğe konulmuş, ayrıca, Ağustos ayında para birimi olarak Manat piyasada işlem görmeye başlamıştır. 1993-94 yıllarında da devam eden savaşın etkisiyle reform sürecinde yavaşlamalar olmuştur. 1993 yılının Ocak ayında küçük ölçekli işletmelerin özelleştirilmesine ilişkin olarak bir kanun yasala22 14 Rasim Hesenov, s.9. Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz şırken, 1994 yılının Ocak ayında Manat’ın tek yasal para birimi olarak işlem görmesine başlanmıştır. Mayıs ayında Ermenistan ile ateşkes anlaşmasının imzalanması ile ekonomik dönüşüm süreci tekrar hız kazanarak, Haziran ayında Đflas Kanunu kabul edilmiş, bankaların konsolidasyonu işlemine başlanmıştır23. Görüldüğü üzere, 1991-94 yılları arasında ekonomik dönüşüm süreci oldukça yavaş işlemiş, ticaretin ve piyasanın liberalizasyonunu sağlayacak reformlar gerçekleştirilmiştir. Bankacılık, özelleştirme, dış ticaretin liberalizasyonu ve diğer bazı yapısal değişiklikler ise 19952000 yılları arasında gerçekleştirilmeye çalışılmıştır. 1.3. Bağımsızlık Sonrası Đkinci Dönem (1995-2000) Yapılan seçimler sonucu 1993 yazında otuz yıldan fazla devlet idareciliği tecrübesine sahip olan Haydar Aliyev’in Azerbaycan’ın cumhurbaşkanı olması ile birlikte Azerbaycan yönetiminde önemli değişiklikler oldu. Aynı tarihten itibaren hukuki reformların hayata geçirilmesine hız verildi. Bu dönemde iktisadi süreçte kötüye gidişi durdurmaya dönük iktisadi reformlar programı hazırlandı, stratejik iktisadi gelişim yolunu belirleyen modeller oluşturulmaya çalışıldı. Çağın gereklerine uygun olarak ekonomide serbest piyasanın teşekkül ettirilmesi, özelleştirme ve özel teşebbüsün inkişaf ettirilmesi, yeni ekonomik yapının, gümrük, vergi ve mali sistemin yeniden oluşturulması, ticaretin liberalleşmesi, toprak ve tarım reformlarının yapılması, halkın sosyal imkanlarının arttırılması, eğitim ve sağlık şartlarının geliştirilmesi için gerekli hukuki alt yapının oluşturulması amacıyla önemli kanunlar kabul edilmiştir 24. Ekonomide serbest piyasa şartlarının oluşturulmaya çalışılması, fiyatların, dış ticaretin ve döviz kurlarının liberalleşmesi doğrultusunda atılan adımlar ile birlikte enflasyon seviyesi önemli derecede azalmaya başlamış, bütçe açıkları minimuma indirilmiştir. Alınan önlemler sayesinde küçük müesseselerin özelleştirilmesi tamamlanmış, hizmet sektörü daha çok özel teşebbüse verilmiş, orta ve büyük işletmelerin özelleştirilmesine başlanmış, makro-ekonomik istikrar sağlanmış, ekonomide durgunluk sona ererek yeniden iktisadi Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz gelişme sürecine girilmiş, toprak reformu hayata geçirilerek özel mülkiyete devredilmiş, kolhoz ve sovhozların25 emlakı özelleştirilmiş, tarım sektörü toprak vergisi istisna olmakla diğer vergilerden 5 yıl muaf tutulmuş ve vergi borçları silinmiş, bu müesseselere indirimli yakıt ve enerji satışı temin edilmiştir. Tarım sektörü üzere özelleştirilmesi planlanan emlakın %93.2’si özelleştirilmiştir. Sonuçta 1997 yılından başlayarak tarım ve hayvancılık ürünlerinin yılda %7 artış kaydetmesi sağlanmıştır26. Kendi imkanları ile iktisadi kalkınma sürecine ivme kazandırması mümkün olmayan Azerbaycan, uluslararası iktisadi ve finans sistemi ile entegre olmaya çalışarak, yabancı sermayenin ülkeye akımı sağlanmaya çalışıldı. 1993’ün ikinci yarısından itibaren hayata geçirilen düzenlemeler Azerbaycan’ın sosyal, siyasal ve ekonomik hayatında istikrarı sağlamaya imkan vermiştir. Ülkede bankacılık ve finans sisteminin yeniden yapılanmasına ilişkin önemli adımlar atıldı. Serbest piyasa ekonomisi yönünde atılan adımlar Azerbaycan’ın uluslararası finans kuruluşları ile ilişkilerini arttırmıştır. Yine bu dönemde dünyanın en büyük petrol şirketleri ile “asrın anlaşması” adı ile anılan yüksek öneme sahip petrol anlaşmaları imzalandı. 1994 yılında “asrın anlaşması”nın yapılması ve 12 Kasım 1995’de yeni anayasanın kabul edilmesi ile piyasa ekonomisinin hukuki normatif altyapısının kurulmasının hızlanması ile birlikte ülkeye büyük hacimde yabancı sermaye girmeye başladı. Ekonomik sistemin yeniden yapılandırılması bakımından en önemli adım, ülkenin stratejik açıdan, sosyal ve siyasal hayatında ve de ekonomik yapısında yeni dönemin başlangıcı olarak Azerbaycan’ın ilk Anayasasının kabul edilmesi olmuştur. Yeni Anayasa devlet yönetiminin yapılanması, vatandaşların ve devletin hak ve ödevlerini belirlemenin 25 26 23 24 Ayhan Karaca, “Azerbaycan’da Ekonomik Dönüşüm Süreci ve Reformların 10 Yılı”, http://www.foreigntrade.gov.tr/ead/DTDERGI/ocakozel2002/ayhan.htm Đmran Ceferzade, “Esaslı Đnkişaf Đlleri”, Đqtisadiyyat Gazeti, 18 Oktyabr-1 Noyabr 2001,s.3. 15 Dr. Osman Nuri Aras 16 Kolhoz: Devlete ait topraklarda üretim yapan kollektif çiftliklere verilen isimdi. Belirlenmiş bir kotaya göre ürünlerini devlet kuruluşlarına satmakla yükümlüydüler. Elde ettikleri karın büyük bir kısmı üyeleri arasında paylaştırılırdı. Sovhoz: Doğrudan doğruya devlet tarafından işletilen çiftliklere verilen isimdi. Tüm gelirleri devlete aitti. Đşçiler bu çiftliklerde belirli bir ücret karşılığında çalışırlardı. (Osman Nuri Aras, Rusya’da Tıkanan Sosyo-Ekonomik Değişim Dalgası, Qafqaz Üniversitesi Yayınları, Bakü, 2000, s.43.) Ş. E. Yaqubov – A. M. Mahmudzade, “Azerbaycan Respublikasında Aparılan Aqrar Đslahatların Qiymetlendirilmesi, Azerbaycanda Đqtisadi Đslahatların Heyata Keçirilmesi Hususiyetleri ve Problemler, Đqtisadi Đnkişaf Nazirliği Đqtisadi Đslahatlar Merkezi, Bakı, 2001, ss.60-63; Ceferzade, s.3. Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Dr. Osman Nuri Aras ötesinde ilk defa demokratik değerlere dayanan, liberal piyasa ekonomisinin kurulma gerekliliğini kabul etti. Anayasa ile özel mülkiyetin, özel teşebbüsün, dünya ekonomisine entegrasyonun hukuki esasları tespit edildi. Bu bakımdan Azerbaycan’da geniş anlamda ekonomik düzenlemelerin başlangıç yılı olarak 1995 yılı kabul edilebilir27. Kısaca cephede varılan ateşkes ve içeride sağlanan istikrar ile beraber sıra artık ekonomik reformlara gelmişti. 1994 yılından itibaren ülkede sert ekonomik önlemler alınmaya başlandı, IMF ile yürütülen sıkı işbirliği ve IMF programlarının tavizsiz uygulanmaya başlanmasıyla yürütülen sıkı para politikası ile kısa sürede ekonominin genel dengelerinde bir rahatlama sağlayarak enflasyonun kontrol altına alınması ve GSMH’nın düşüşünün önlenmesi sağlandı. Sonuçta 1996 yılından itibaren Azerbaycan ekonomisinde gerileme süreci yavaşlamaya başladı. Oluşturulan kalkınma modeli reel sonuçlar vermeye başladı. Şöyle ki, son beş yıl içerisinde GSMH %26.3 artmış, nüfusun yaşam düzeyi iki kat iyileşmiş, ekonomide özel sektörün payı %29’dan %68’e yükselmiştir. 1994-2000 yılları arasında petrol yataklarının müşterek üretimi amacıyla yapılan anlaşmalarda yer alan şirketler tarafından yaklaşık 3.4 milyar $ yatırım yapılmıştır28. Ancak Azerbaycan’da 1996-1997 yıllarında izlenen ve ekonomik istikrarı sağlayan politikaların, reel ekonomiyi teşvik edici devlet politikalarıyla desteklenmemesi, 1997 yılı öncesi yabancı sermayenin ülkeye celbi için uygulanan vergi muafiyetinden vazgeçilmesi ve devlet organlarının gerekli hassasiyeti göstermekte yeterli olmayışı nedenleriyle üretime yönelik yatırımlar yapılamamıştır. 1994-2000 yılları arasında yatırılan toplam yabancı sermaye hacmi ise 5.9 milyar $ olmuştur. Bu miktarın %22.8’i finansal kredi, %56.3’ü petrol sanayisine, %20.9’u ise diğer sektörlere yapılan yatırım şeklinde olmuştur29. Azerbaycan petrol sektörüne yapılan önemli miktarlardaki yabancı yatırım neticesinde eski Sovyet Cumhuriyetleri içinde en hızlı büyüyen ekonomilerden biri haline gelmiştir. GSMH’daki artış oranı 1998 yılında %10 olmuş, 1999 yılında ise %7,2 olmuştur. Azerbaycan ekonomisindeki büyüme petrol sektöründen ve petrol sektörüne bağlı inşaat faaliyetlerinden, iletişim sektörlerinden ve az miktarda tarım sektöründen kaynaklanmaktadır. Bir başka açıdan değerlendirildiğinde, 2000 yılı sonu itibariyle GSMH 1990 yılına göre 2 kat, bu çerçevede sanayi sektöründe üretim 3.3. kat, tarım sektöründe 2.4 kat aşağı gerçekleşmiştir. 1996 yılına kadar yatırım hacmi 2.3 kat azalmakla birlikte, daha sonraki dönemde yaşanan artış sonucunda 2000 yılı sonu itibariyle yatırım hacmi 1989 yılına göre %55 artmıştır30. Öte yandan bu dönem süresince uygulanan kur ve para politikaları yüksek fiyat artışlarını önlerken, ulusal para Manat’ın diğer paralar karşısında istikrarlı bir seyir izlemesini sağlamıştır. 1994 yılında % 1700’lere kadar yükselen enflasyon 2000 yılında % 1.8’lere gerilemiştir. Doğrudan yabancı yatırımlar Azerbaycan’ın ekonomik canlanmasında anahtar rolü oynamıştır. Doğrudan yabancı yatırımların önemli kısmı petrol üretimi ve çıkarımı alanlarına olmuştur. 1995-98 yılları arasında yatırımlar %59,1 oranında artış göstermiştir. Sabit yatırımların GSYĐH içindeki payı 1998 yılında 1995 yılı payının iki katına çıkarak %40,6 olmuştur. Azerbaycan’ın en önemli istihdam kaynağı olan ve GSMH’ya katkıda bulunan ikinci önemli sektör olan tarım sektörüne yabancı yatırımların GSMH’ya katkısı ise %0,5’in altındadır. Yabancı yatırımcılar imalat sanayi sektörüne yatırım yapmaktan kaçınmaktadırlar. Bunun bir sonucu olarak da sektörün üretimi düşmüştür31. 2000 yılı itibariyle 122 ülke ile iktisadi ilişkiler kurulmuş, ticari ilişkilerin toplam hacmi 2.9 milyar $’dan fazla olmuştur. Bu miktar 1993 yılına göre 2.2 kat daha büyüktür32. Ülkenin ekonomik gelişim sürecinde dikkate alınması gereken önemli bir nokta, sözkonusu bu değişim ve kalkınma; topraklarının %20’sinin Ermenistan işgali altında olduğu, dolayısıyla üretim potansiyelinin çok büyük bir bölümünden (1/5) mahrum olduğu, 300 bin iş yerini kaybettiği ve bu topraklarda daha önce yaşayan halkın (nüfusun 27 30 28 29 Rasim Hesenov, s.12; Emiraslanov, s.57. Akif Musayev, “Azerbaycan Respublikasının Đqtisadi Đnkişaf Stratejiyası ve Vergi Siyaseti”, Đqtisadiyyat ve Audit Jurnalı, No:10, Oktyabr-2001, s.12. Musayev, s.12. 17 31 32 18 Mezeddin Eyyubov, “Bazar Đqtisadiyyatına Keçid ve Senaye Kompleksi” Meşveret Bülleteni, No:7(43), Oktyabr-2001, ss.66-67. http://www.bakubusiness.com/ekonomik.htm. 12.03.2003. Nadirov, s.2. Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz yaklaşık %12’si) göç etmek mecburiyetinde kaldığı son derece güç şartlarda elde edilmiştir: Ermenistan’ın Azerbaycan topraklarının %20’sini işgal etmesi, bölgeden bir milyondan çok insanı göçe mecbur etmiştir. Ermenistan’ın tecavüzü neticesinde zarara uğrayan 27 il ve ilçe (rayon) toplam 22.7 bin km2’dir. Dağlık Karabağ’la birlikte Nahçıvan’ın da sınır bölgeleri tesir altında kalmıştır. 17.1 bin km2’lik (Azerbaycan arazisinin %20’si) alan ise halen Ermenistan’ın işgali altındadır. Đşgal edilen arazide 800’den çok yerleşim alanı, 1.3 milyon hektar tarım arazisi, 600 bin büyük ve küçükbaş hayvan, 7000 tarım işletmesi, 850 eğitim kurumu, 650 sağlık merkezi, 120 bin ikamet yeri terk edilmek zorunda kalınmıştır. Azerbaycan aynı zamanda zengin doğal kaynaklardan, özellikle 39.6 bin ton rezerve sahip olan 3 altın madeni yatağından, 4 civa ve antimon yatağından mahrum kalmıştır. Ermenistan ile savaş sonucunda ise, Azerbaycan’ın 25- 50 milyar $ arasında kayba uğradığı şeklinde hesaplamalar yapılmaktadır 33. Ermeniler tarafından işgal edilen arazilerde narkotik bitkiler yetiştirilmekte ve ürünlerinin gizli yollarla Đran, Rusya ve diğer ülkelere taşınmaktadır. Fuzuli bölgesindeki Horadiz kasabasından Ordubad bölgesine kadar uzanan 128 km mesafede uzanan Azerbaycan’ın devlet sınırlarına Ermeniler nezaret ettiğinden dolayı narkotik maddelerin mübadelesi, kaçakçılık ve yerüstü servetlerin Đran’a taşınması daha da artmıştır. Kelbecer ve Zengilan arazilerinde yer alan altın yatakları Ermeniler tarafından sağlıksız bir şekilde kullanılmaktadır. Bu yatakların hammaddesi Ermenistan’daki Ararat altın fabrikasına taşınmaktadır. Bu hammadde külçe haline getirilerek Rusya ve diğer devletlere satılmaktadır. Ermenistan’ın altın madeninden elde ettiği gelirinin Ermenistan bütçesinin yaklaşık %51’ini teşkil ettiği ifade edilmektedir34. Ermenistan ile yapılan savaş sadece Azerbaycan’ın ekonomik dönüşüm sürecini etkilemekle kalmamış, söz konusu savaşın etkisinde şekillenen uluslararası ilişkiler de ekonomik dönüşüm süreci üzerinde etkili olmuştur. 33 34 Azerbaycan Respublikasında Đnsan Đnkişafı Haqqında Hesabat 2002, Birleşmiş Milletler Teşkilatı Đnkişaf Programı, 2002, s.59; Nadirov, s.2; Emiraslanov, s.63. Tebriz Vefalı, “Qarabağın Đqtisadıyyatımıda Đzi”, Herbi And Gazeti, 1-15 Aprel 2003, s.3. 19 Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Dr. Osman Nuri Aras Đkinci Dönemde Yapılan Reformlar 1995 yılının Ocak ayında haksız rekabete ilişkin bir kanun yasalaşmıştır. Nisan-1995’de ise ilk IMF programı kabul edilmiştir. 1995 yılında IMF ve diğer uluslararası kuruluşların desteğini alan finansal istikrar politikalarının uygulanmaya başlanmasıyla ekonomik büyüme sürecine yeniden girilmiştir. Eylül-1995’de küçük ölçekli işletmelerin özelleştirilmesine ilişkin bir kanun tasarısı kabul edilmiştir. Kabul edilen kanunun ardından 1996 yılında küçük ölçekli işletmelerin özelleştirilmesine başlanmıştır. Haziran ayında Merkez Bankası Kanunu’nda değişiklik yapılırken, Eylül ayında bankacılık sektöründe yeniden yapılandırma faaliyetlerine hız verilmiş, hazine senetleri piyasası faaliyete geçirilmiştir. Ağustos ayında ise Toprak Reformu Kanunu kabul edilmiştir. 1997 yılının Şubat ayında kamu alımlarında rekabetin korunmasına ilişkin bir kanun kabul edilirken, Haziran ayında Đflas Kanunu’nda değişiklik öngören kanun tasarısı yasalaştırılmıştır. Haziran ayında ayrıca, yeni Gümrük Kanunu kabul edilerek basitleştirilmiş yeni bir gümrük tarife uygulamasına geçilmiştir. Telekom Kanunu ise Temmuz ayında kabul edilmiştir. 1998 yılında ise enerji sektörünü yeniden düzenlemek üzere Elektrik Kanunu kabul edilmiştir. Ağustos ayında Rehin Kanunu, Eylül ayında yeni bir Menkul Kıymetler Kanunu kabul edilmiştir. 1999 yılının Şubat ayında Đş Gücü Kanunu kabul edilmiştir. Petrol gelirlerinin tek bir hesap altında toplanmasını, harcamaların daha şeffaf kurallara göre yapılmasını temin amacıyla, Petrol Fonu kurulmasını öngören bir karar Aralık-1999’da yayımlanmıştır. 1999 yılının sonlarında ise Emlak Komitesi lağvedilirken, yerine 2000 yılının Şubat ayında, kamuya ait mülklerin özelleştirilmesinden sorumlu olacak şekilde Emlak Bakanlığı kurulmuştur. Ayrıca Mayıs ayında yeni bir Özelleştirme Kanunu, Haziran ayında ise yeni bir Vergi Kanunu çıkarılmıştır35. Ekonomik değişim sürecinin bu döneminde üç önemli hedef doğrultusunda yol alınmaya çalışılmıştır36: 35 36 20 Ayhan Karaca, “Azerbaycan’da Ekonomik Dönüşüm Süreci ve Reformların 10 Yılı”, http://www.foreigntrade.gov.tr/ead/DTDERGI/ocakozel2002/ayhan.htm. 12.03.2003 Rasim Hesenov, s.11. Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz 1. Ülkenin temel doğal kaynak rezervlerinin işlenmesinin sağlanması. 2. Liberal-demokratik yönlü piyasa prensiplerine dayanan bir ekonomik yapının oluşturulmaya çalışılması. 3. Dünya ekonomisi ile global ve bölgesel ekonomik entegrasyonun gerçekleştirilmeye çalışılması. Yapısal değişime ilişkin alınan kararların da etkisiyle bu dönemde meydana gelen gelişmeler genel olarak şöyle sıralanabilir: 1. Ülke ekonomisinde istikrar sağlanmış, 2. Ülkenin önemli doğal kaynaklarını aktif hale getirme stratejisi doğrultusunda büyük başarılara imza atılmış, 3. Toprağın özel mülkiyete verilmesi ile Azerbaycan köylerinde yeni bir sosyo-ekonomik ortam oluşturulmuş, 4. Ekonomide liberalizasyon, dış ilişkilerin geliştirilmesi ve yabancı yatırımcıların özelleştirmeye katılımlarının sağlanması ile, ekonomik kalkınma adına temel, devamlı ve önemli bir kaynağa ulaşılmıştır. Kısaca 1995-2000 yılları, serbest piyasa ekonomisine geçişin temellerinin atılmaya çalışıldığı, ekonomik bunalımın derinleşmesinin sona erdiği, ekonomide şeffaflığın sağlanmaya çalışıldığı dönem olmuştur. 1.4. Bağımsızlık Sonrası Üçüncü Dönem (2001 ve Sonrası) 2001 sonrası, bağımsızlık sonrası üçüncü dönem olarak değerlendirilebilir. Bu dönemde; 1. Đktisadi büyümenin ivme kazanarak devam ettirilmesi, böylece iktisat politikalarının güçlendirilmesi, 2. Đkinci Devlet Özelleştirme Programının kabul edilmesi ile enerji sektörün yeniden yapılandırılması ve kapasitenin arttırılması, 3. Elde edilen gelişme düzeyine göre iktisat politikalarının sosyal yönünün güçlendirilmesi, sosyal refah düzeyinin arttırılması, bunun içinde cari perspektifte hükümetin iktisat politikasında enerji sektörünün hızla gelişmesi sonucu elde edilen kaynakların diğer sektörlere yöneltilmesi, gerçekleştirilmesi hedeflenen önemli amaçlar olarak değerlendirilebilir. Azerbaycan hükümetinin uluslararası kurumlarla yaptığı görüşmeler sonucunda hazırlandığı orta vadeli yeni faaliyet programı ile refah düzeyinin arttırılması amaçlanmaktadır. Dolayısıyla bu aşamada uygula- 21 Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Dr. Osman Nuri Aras nacak olan iktisat politikası ile daha çok petrol sektörü dışındaki alanların geliştirilmesi hedeflenmektedir. Hammaddede petrol ve yan ürünlerinin üstün olduğu petrol rafinerisi, kimya, petro-kimya sanayii ve elektrik enerjisi alanları petrolün ekonomideki rolünü daha da arttırmaktadır. Gerekli önemin verilmesi halinde Azerbaycan’da dünya çapında petrol ürünleri piyasası oluşabilir. Stratejik öneme sahip olan bu alana son dönemde büyük miktarda yabancı sermaye yatırılmıştır. Sanayiinin temelini oluşturan EP-300 makinesinin enerji ve buhar teminatı yeniden kurulmaktadır. Sanayiinin içinde yer alan diğer üretim alanlarında da modernize edilmesi için gereken görüşmeler yapılmaktadır. Elektrik enerjisi sanayii de petrol ve gaz ürünlerinin büyük çeviricisi gibi onların kullanımının verimliliğini arttırmaktadır. Bu alana yabancı sermayenin girişi daha fazladır. Esas tüketicisi petrol sektörü olan diğer alanlar metalurji ve inşaat malzemeleri gibi alanlardır. Yabancı sermayenin yeteri kadar yatırılmamış olması, bütçenin yeterli olmaması sonucu gerekli devlet yatırımlarının da yapılamamış olması nedeniyle bu alanların durumu iç açıcı değildir. Ancak bu alanların yeniden inşası için gerekli sermayenin yatırılması amacıyla bazı kanuni düzenlemeler yapılmaktadır. Đktisadi kalkınma stratejisinin yakın perspektifte temel amacı; yapılan iktisadi düzenlemelerin derinleştirilerek çağdaş piyasa ilişkileri ve dünya üretim sisteminin gelişim eğilimi temelinde ülkenin iktisadi sisteminin yeni kalkınma seviyesine geçmesinin sağlanması olacaktır. Azerbaycan’ın ekonomik gücünü hızla yükseltecek bu strateji; ülkedeki doğal ekonomik ihtiyatların aktif üretim aşamasına geçmesini sağlamak, bu doğrultuda Hazar’ın petrol ve doğal gaz ihtiyatlarının ekonominin kompleks gelişmesinin sağlanmasına yöneltilmesi, ülkenin ulaşım potansiyelinin geliştirilmesi ve verimliliğinin yükseltilmesi, insan kaynaklarında verimliliğinin arttırılması gibi problemlerin çözümünü dikkate almalıdır. Ekonomik kalkınmanın sağlanması, yeni işyerlerinin açılması, halkın gelir düzeyinin arttırılması ile hayat standartlarının yükseltilmesi doğrultusunda çok önemli tedbirlerin hayata geçirilmesi amacıyla Haydar Aliyev’in Mart-2001’de imzaladığı “Yoksulluğun Azaltılması ve Ekonomik Kalkınma Üzere Devlet Programı”na esasen 2003-2005 yıllarını kapsayacak şekilde yapılacak olan faaliyetler de önem arzetmekte22 Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz dir. Bu faaliyetler çerçevesinde Azerbaycan’da yoksulluğun ortadan kaldırılması ve ekonomide kalkınmanın sağlanması için gerekli olan projelerin gerçekleştirilmesi için 3 milyar $ hacminde sermayenin yatırılması planlanmaktadır. Ekonominin tümü bakımından ise bu süre zarfında yaklaşık 10 milyar $ hacminde sermaye yatırımlara sevk edilmeye çalışılacaktır. 2 Temmuz 2001’de IMF Yönetim Kurulu "Azerbaycan’da Yoksulluğun Azaltılması ve Ekonomik Kalkınma Üzere Devlet Programı”nı tasdik etti. Bu program çerçevesinde Azerbaycan’a yaklaşık 100 milyon $ kredi ayrıldı. IMF’nin yoksulluğun azaltılması programına ayırdığı bu kredi, aslında yoksul ülkelere tatbik edilmektedir. Azerbaycan’da yoksulluğun azaltılması programının hayata geçirilmesini zaruri kılan sebepler vardır. Zira Dünya Bankası’nın verilerine göre, Azerbaycan’da halkın % 40-50’sinin günlük geliri 1 $’dan aşağıdır. Buna karşın yapılan bir başka hesaplamaya göre asgari geçim için yaklaşık 86 $ gerekmektedir. Bir işçinin ortalama aylık gelir ise 64.4 $’dır. Bu da Azerbaycan’da halkın önemli bir kısmının (%40-50’sinin) yoksulluk seviyesinde yaşadığını göstermektedir37. 2002 yılının Nisan ve Mayıs aylarında Haydar Aliyev’in yerli ve yabancı iş adamları ile görüşmesinin ardından, Aliyev’in 2002 yılının Ağustos ve Eylül aylarında imzaladığı girişimciliği destekleyen fermanlar38 ile, özellikle vergi, gümrük, lisans ve işletmelerin teftişi ile ilgili yapılan yapısal düzenlemelerle işadamlarının karşısındaki bazı problemler giderilmeye çalışılmıştır. Yapılan bu düzenlemelerle işadamlarının ekonomide yeni bir devrin başladığı inancı arttırılmaya çalışılmıştır. Ülkede yaratılan atmosfer, yabancı işadamlarının dikkatini çekmeye başlamıştır. Đşadamları ile yapılan görüşmeler sonucunda vergi oranları düşürülmüş ve küçük ve orta ölçekli işletmeciliğin geliştirilmesi için program kabul edilmiştir. 37 38 Ekber Eldaroğlu, “Azerbaycan Hökumeti Yoxsulluq Problemini Hell Etmeye Çalışır”, Azerbaycan Milli Demokratiya Fondu“Azerbaycan” Bülleteni, No:32 (152), 09 Avqust 2001. Cumhurbaşkanı, kanunlardan sonra ve Bakanlar Kurulu kararlarından önce gelen ve “ferman” olarak adlandırılan kararlar alma yetkisine sahiptir. 23 Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Dr. Osman Nuri Aras 1.5. Değişim Sürecinin Genel Değerlendirmesi Her ne kadar uluslararası finans kurumları başta olmak üzere dışardan önemli etki olsa da, serbest piyasa ekonomisine geçiş ve ülke ekonomisini öncelikle batı olmak üzere dünya ekonomisine entegre, Azerbaycan’ın kendi tercihi olmuştur. Zaten dış etkiler de bu istikamettedir. Diğer yandan Azerbaycan, kendi varlığını ve kalkınmasını kendi finanse edebilme noktasında da önemli mesafe almıştır. Değişim sürecinde gelinen nokta dikkate alındığında, ekonomik bağımsızlığın en önemli göstergelerinin Azerbaycan’da teşekkül ettiği görülmektedir: Artık ülke arazisindeki bütün doğal kaynaklar, sermaye ve ekonomik potansiyel büyük bir oranda Azerbaycan’a aittir. Ülkenin uluslararası seviyede tanınan milli para birimi (Manat) vardır. Manat en azından Güney Kafkasya’da en güçlü para birimi olma yolundadır. Ancak, doğal kaynakları hukuki açıdan Azerbaycan’a ait olmakla birlikte, bu mülkiyetin ekonomik bakımdan gerçekleşmesi açısından bazı problemler vardır. Bu problemlerin varlığı, bağımsızlığı pekiştirme ve serbest piyasa ekonomisine geçiş döneminin tabii bir göstergesi olarak değerlendirilmelidir. Önemli olan problemlerin çözüme kavuşması için gerekli düzenlemelerin gecikmeden ve doğru olarak yapılmasıdır. Dönüşüm sürecinin başlangıcından itibaren devletin fonksiyonlarında değişikliklerin ötesinde ekonomide köklü değişikliklerin gerçekleştirilmesi sonucu, fiyatların serbestleştirilmesi konusuna ağırlık verilerek önemli düzenlemeler gerçekleştirilmiş, kamu alımlarını piyasa mekanizmasının dışında bırakan uygulamalara son verilmiştir. Ayrıca, dış ticarette uygulanan miktar kısıtlamaları kaldırılarak, değişken bir kur rejimi kabul edilmiştir. Değişim süreci ile birlikte sabitleştirilmiş yeni bir tarife rejimi uygulanmaya başlanan Azerbaycan’da gümrük tarifeleri ortalama % 15 düzeylerindedir. Öte yandan değişim sürecinde günümüze gelindiğinde, makro ekonomik göstergeler itibariyle ekonomide istikrar da sağlanmıştır: Manat’ın değeri istikrarlıdır, enflasyon çok düşük oranda seyretmektedir, bütçe açığı düşüktür, GSMH reel olarak tatmin edici bir oranda ve istikrarlı olarak artmaktadır. Her bir ülkede, makro iktisadi istikrarın sağlanması ve devamı için öncelikle siyasi istikrar olmalıdır. Bu bakımdan Haydar Aliyev’in iktidara gelmesinin ardından sağlanan siyasi istikrarın devamında endişeye sevk edici belirsizlikleri minimum düzeye çekerek beklentilerin olumlu 24 Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz kılınması gerekmektedir. Yani ekonomik iklimin elverişliliğinin devamlılığı sağlanmalıdır. Dr. Osman Nuri Aras ĐKĐNCĐ BÖLÜM MAKRO EKONOMĐK ANALĐZ Birinci bölümdeki değerlendirmede de görüldüğü gibi, Azerbaycan ekonomik alanda bağımsızlık sonrası geçiş süreci yaşayan bölgedeki diğer ülkeler ile mukayesede farkedilir pozitif gelişmeler elde etmiştir. Zengin enerji kaynaklarının varlığı ise bu sektöre yabancı sermayedarları yönelterek ekonomik kalkınmayı motive edici amillerin başında yer alımıştır. Azerbaycan’da ekonomik gelişme, makro ekonomik istikrarın süreklilik arzettiği bir ortamda devam etmektedir. Aşağıda değişim sürecini yaşayan Azerbaycan ekonomisinin makro ekonomik analizi yapılacaktır. 2.1. Gayri Safi Milli Hasıla Ülkede bağımsızlığın kazanıldığı ilk yıllarda henüz çağdaş bir vergi politikasının uygulanmaması, dış ticaretteki kısıtlamalar, milli gelirin düşük olmasının yanı sıra, savaş ve dağılma sonrası ortaya çıkan sorunlar nedeniyle milli gelir büyüme hızında da ciddi bir gerileme ortaya çıkmıştı. GSMH’daki büyüme hızı 1990’da % -11.7, 1991’de % -7.8, 1992’de 22.6, 1993’te % -23,1 1994’te % -19,7 1995’te % -11,8 olarak gerçekleşmişti39. Ekonomide sosyalist yapıdan liberal yapıya geçiş sürecini yaşamakta olan Azerbaycan’da, 1990’lı yılların ortalarından itibaren önemli adımlar atılmıştır. 1991-95 yılları arasında %60 oranında küçülme kaydeden Azerbaycan ekonomisi, 1995 yılından itibaren IMF ve Dünya Bankası ile işbirliği çerçevesinde başlatılan ekonomide yeniden yapılanma ve özelleştirme programları sonucunda, yeniden büyümeye başlamıştır. Ekonomideki bu hızlı düşüş trendi ancak 1996 yılının ikinci yarısından itibaren yerini büyümeye terkedebilmiştir. 1995 yılında %-11.8 olarak gerçekleşen GSMH, 1996’da %1.3, 1997’de %5.8, 1998’de %10 olarak gerçekleşmiştir. 1998’de Rusya krizinden etkilenmesine karşın Azerbaycan ekonomisinin büyüme kaydetmesinde, dünyada artmaya başlayan petrol fiyatlarının ve petrol anlaşmalarının ülkeye çektiği yabancı sermayenin ve yılın özellikle son çeyreğinde inşaat sektörünün 39 25 26 Saleh Memmedov, Đnflasiya ve Maliye Bazarı, Bakı, 1998, s.48. Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz gösterdiği performans ve dış ticaretteki gelişme etken olmuştur. Azerbaycan ekonomisinde 1999 yılı başında durgunluk yaşanmasına karşın yine petrol ve doğal gaz ile ilgili yatırımlarda artış gözlenmiştir. Ancak diğer sektörlerde gelişme asgari seviyede kalmıştır. Sonuçta GSMH %7.4 ve 2000’de %11.4 olarak gerçekleşmiştir. 2000 yılında bu artış 1990 yılından beri en yüksek düzeye çıkarak % 11,4 olarak gerçekleşmiştir. 2000 yılında BDT sınırlar içinde en yüksek ekonomik artış Azerbaycan’da müşahede edilmiştir. GSMH’nın reel artışını temin eden amillerin yapısında ise değişiklikler olmuştur40. 2000 yılında GSMH’nın oluşumunda sanayi %25.4, tarım %18, nakliye %12.7, ticaret ve hizmetler %6.6, inşaat %4.7, telekomünikasyon %2.8 ve sosyal hizmetler %22.5 oranında pay almıştır. 5.27 milyar $ olarak gerçekleşen 2000 yılı GSMH’nın artış hızı %11,1 olarak gerçekleşirken, artışı hızı tarım sektöründe %12,1, sanayide %6,9 inşaatta %2,6 ve hizmetler sektöründe de %11,3 olmuştur. 2001 yılında %9.9 artışı hızı ile 5.7 milyar $ olarak gerçekleşen GSMH içerisinde önemli bir yere sahip olan sanayi sektöründe üretim oranı bir önceki yıla göre %5.1, tarım ve hayvancılık ürünleri ise %11.1 artış göstermiştir41. 2002 yılında GSMH artışı %10.6 olarak gerçekleşmiştir. 29,6 trilyon Manat (6 milyar $) olarak gerçekleşen GSMH’nın 2002 yılındaki sektörel dağılımı ise şöyledir: Sanayi %34.9, Nakliyat ve Haberleşme %9.8, Ticaret %7.5, Tarım %14.2, Đnşaat %10.8, Sosyal hizmetler %14.7, diğer %8.142. Bir önceki yıla göre en yüksek artış ise inşaat sektöründe (%82) olmuştur43. 40 41 42 43 “Azerbaycan Respublikasının Sosial-Đqtisadi Veziyyeti”, Milli Bank Đllik Hesabat-2000, Azerbaycan Respublikası Milli Bankı, Bakı, 2001, s.6. “Đqtisadiyyatımız Dirçelir”, Azerbaycan Zaman Gazeti, 12-14 Noyabr 2002, s.2. Azerbaycan Zaman Gazeti, 18-22 Yanvar 2003, s.2. Arif Veliyev, Haftanın Konuğu Programı-AZTV1, 26.01.2003. 27 Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Dr. Osman Nuri Aras Tablo 1. GSMH Değişim Oranı Yıllar 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 GSMH Değişimi (%) -7.8 -22.6 -23.1 -19.7 -11.8 1.3 5.8 10 7.4 11.1 9.9 10.6 Sanayi (%) -8.9 -30.4 -19.7 -24.7 -21,4 -6,7 0,3 2,2 3,6 6,9 5,1 3.6 Tarım (%) 0.3 -23.8 -15.5 -12.8 -7,0 3,0 -6,1 6,2 7,1 12,1 11.1 6.4 Kaynak: Azerbaycan Statistik Göstericileri 2002, ARDSK Yayınları, Bakı, 2002, ss. 40-41. Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, s.7. Dönüşüm sürecinde Azerbaycan ekonomisi eski SSCB ülkeleri arasında en hızlı büyüyen ülkelerden biri olmuştur. 1991-1994 yılları arasında GSMH’da önemli gerilemeler olmuşsa da, 1995 yılından itibaren IMF ve diğer uluslararası finansal kurumların desteğiyle uygulanmaya başlanan ekonomik istikrar programıyla büyüme sürecine yeniden girilmiştir. Büyümenin itici gücü yabancı sermaye girişi ve ihracat gelirlerinin en çok olduğu hidrokarbon sektörüdür. 2002 yılı sonu itibarıyla 1990 yılı GSMH düzeyine henüz ulaşılamamıştır. Kişi başına GSMH, 1990’lı yılların birinci yarısında yaşanan ekonomik buhran dolayısıyla önemli bir azalış kaydetmiştir. 1990-93 yıllarında 7 kat azalış kaydeden geçim standardı (seviyesi), 1995 sonrasında uygulamaya konulan tedbirlerle44 artış eğilim göstermeye başlamıştır. Gelir düzeyindeki artış alım gücünün artmasına, dolayısıyla reel sektörün gelişmesine zemin yaratan amillerden olmuştur. 1995 yılında Dünya Bankasının yaptığı araştırmaya göre nüfusun %61’i asgari geçim seviyesinin altında yaşıyordu. Ülkedeki resmi veri44 28 E.S. Đmanov-E. M. Babaşov-R. H. Dayıyev, “Đqtisadi Đslahatlar Şeraitinde Ehalinin Sosial Müdafiesinin Teşkili Meseleleri”, Azerbaycanda Đqtisadi Đslahatların Heyata Keçirilmesi Hususiyetleri ve Problemler, Đqtisadi Đnkişaf Nazirliği Đqtisadi Đslahatlar Merkezi, Bakı, 2001, s.102. Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz lere göre ise yoksulluk sınırı altındaki nüfusun oranı 1999 yılı rakamlarıyla % 60 civarındaydı. 2000 yılı verilerine göre kişi başına aylık ortalama gelir, asgari tüketim bütçesinin ancak % 45’ini karşılamaktadır. 2002 yılında ise Kişi Başına Milli Gelir bir önceki yıla göre %9.8 artış kaydederek 3,7 milyon Manat (756 $) olmuştur. Tablo 3: Gayri Safi Milli Hasılanın Sektörel Dağılımı (%) Tablo 2: GSMH Yıllar 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 GSMH (milyon $) 2443.3 703.1 1309.8 1326.9 1629.3 2415.2 3180.8 3960.9 4446.6 4583.6 5272.6 5707.8 6089.9 Nominal GSMH (Milyar Manat) 1.5 2.7 24.1 157.1 1873.4 10669.0 13663.2 15791.1 17203.1 18875.4 23590.5 26619.8 29602.0 Dr. Osman Nuri Aras Yıllar Sanayi Tarım 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 26.2 20.8 29.6 28.8 27.3 22.9 28.2 36.0 37.6 34.9 28.4 32.9 27.2 27.5 21.6 18.7 18.4 16.1 14.7 14.2 Ulaşım ve Haberleşme 8.3 12.5 18.7 11.3 11.4 12.5 10.7 12.0 10.1 9.8 Đnşaat 7.7 7.4 4.0 10.4 12.6 13.5 10.9 6.5 5.8 10.8 Kaynak: Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, s.27-28. Kaynak: Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, s.27. Halkın parasal gelirinde özel mülkiyete ve özel teşebbüse dayanan faaliyetlerden elde edilen gelirler önemli bir paya sahiptir. Özel mülkiyetin ve teşebbüsün gelişimi için oluşturulan imkanlarla bu faaliyetlerden elde edilen gelirler %13.5 artmıştır. Halkın parasal gelirleri içinde ücret ikinci yeri tutmaktadır. 2000 yılında ortalama aylık nominal ücret 1999 yılı ile mukayesede %15 artarak 205 bin Manat’a (46$) çıkmış, tüketici fiyatlar endeksine mukayesede ise ücretlerdeki reel artış %13 olmuştur. Ancak Azerbaycan’da iktisadi reformların IMF’nin görüşleri doğrultusunda Monetarist ağırlıklı olması nedeniyle45 sıkı para politikasının ve kamu harcamalarını azaltarak denk bütçe politikasının uygulanması, refah seviyesi çok düşük olan ve henüz istenen seviyeye ulaşmamış çoğunluğu oluşturan nüfusu olumsuz yönde etkilemektedir. Bu uygulamalar paralelinde gaz, akaryakıt ve ekmeğe uygulanan sübvansiyonların kaldırılması, göçmenler, özürlüler ve şehit aileleri dışında elektrik, su, toplu taşıma araçları gibi alanlarda önceden tanınan avantajların veya indirimlerin kaldırılması, geçiş sürecinde sıkıntıların yaşanmasına neden olmaktadır. Özellikle köylerde yaşayan nüfusun %90-95’i yoksulluk sınırındadır46. Bölgesel boyutuyla kişi başına milli gelir incelendiğinde, Bakü’de ortalama gelir düzeyini yüksek olduğu, diğer şehirlerde ise gelir düzeyinin Bakü’deki gelir düzeyinin yaklaşık yarısı teşkil edecek bir seviyede yani bir hayli aşağı olduğu tespit edilmiştir47. 45 46 47 29 30 E. Ö. Hüseynov, “Reformatika ve Onun Hiperdövre Uyğunlaşdırmanın Zeruriliyi”, Azerbaycanda Đqtisadi Đslahatların Heyata Keçirilmesi Hususiyetleri ve Problemler, Đqtisadi Đnkişaf Nazirliği Đqtisadi Đslahatlar Merkezi, Bakı, 2001, s.92. Yaqubov – Mahmudzade, s.66; Faruk Arslan, “Azerbaycan Ekonomisinde Geçiş Dönemi”, Hazar Bilim Sanat ve Kültür Dergisi, S.1, Bahar-2000, s.17. Azerbaycan Respublikasında Đnsan Đnkişafı Haqqında Hesabat 2002, ss.16, 22. Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Tablo 4. Kişibaşına Milli Gelir Yıllar 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 Kişi başına GSMH ($) 346.3 98.3 180.4 179.9 217.9 319.3 416.2 513.2 570.6 583.0 665.0 714.3 756.3 Kişi Başına Manat 207.8 373.6 3318.6 21302.0 250568.4 1410329.3 1787651.6 2045968.7 2207506.7 2400595.2 2975367.7 3325908.5 3676445.0 Kaynak: Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, s.27. Reform uygulamaları sonucunda GSMH’nın sektörel dağılımında ve özel sektörün ekonomideki ağırlığında kaçınılmaz olarak değişiklikler olmuştu. GSMH içinde özel sektörün payı 1995’de %34 iken 2001 yılında %71, 2002 yılında ise %73 olmuştur. GSMH içinde en önemli yere ise, sanayi ve tarım sektörü sahiptir. Gerçekleştirilen yatırımlar sonucunda petrol üretiminin GSMH’dan aldığı pay önemli oranda artış kaydetmiştir. Sovyet döneminden kalan ve verimli sanayi üretimini destekleyecek durumda olmayan alt yapının yeniden inşa edilmesiyle inşaat ve ulaşım sektörlerinde de önemli gelişmeler gerçekleşmiştir. Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz rındaki artışa bağlı olarak ortaya çıkan kamu açıklarının açık finansman yöntemi ile finanse edilmesi fiyat artışlarının önemli oranda yükselmesine neden olmuştur. 1994 yılına kadar para arzında dikkate alınan bir göstergenin olmaması ve bütçe açıklarını gidermek için devamlı para emisyonuna başvurulması, Manat’ın sürekli değer kaybederek hiper enflasyon sürecine girilmesi sonucunu doğurmuştur. Yine yaşanan enflasyonist süreçte Rusya-Çeçenistan savaşı nedeniyle kuzey demir yolu hattının kapanması ile ithalattaki düşüş ve dış ticaret ile ilişkili bazı mali kurumların uygulamaları da etken olmuştur48. Bu yükselişte Merkez Bankası’nın müdahalesi ile beraber Azerbaycan Manatı’nın ABD Dolarına karşı değer yitirmesi ve tüketim malları tercihlerinin ithalata yönelmesi de etkili olmuştur. Kısaca SSCB’nin dağılmasının ardından devralınan ve yaşanan ekonomik sorunlar ve savaş ekonomisi nedeni ile enflasyon oranları dört haneli rakamlara yükselmiştir. 1992-94 yıllarında dört haneli rakam olarak gerçekleşen enflasyon % 1763.5 ile 1994 yılında en yüksek düzeye ulaşmıştır. 1994 yılı Mayıs ayında gerçekleştirilen ateşkes ve alınan tedbirler ile birlikte 1995 yılından itibaren enflasyon düşüş eğilimi göstermeye başlayarak %511.8 olarak gerçekleşmiştir. Tablo 5. Enflasyon Oranları Yıllar 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2.2. Enflasyon Enflasyon ile kavram olarak Azerbaycan halkının tanışması 1990’lı yılların başında olmuştur. Birlik ülkeleri arasında ekonomik bağımlılığın varolduğu Sovyetlerin dağılmasının ardından işletmelerin faaliyetlerinin durması, toplam arzın önemli oranda düşmesine ve sonuçta enflasyonun yükselmesine neden olmuştur. Halkın elindeki mal stoklarını piyasaya sürmesi ile toplam talebin bir ölçüde karşılanması nedeniyle 1990-91 yıllarında daha sonraki yıllara göre enflasyon oranı aşağı seviyede seyretmiştir. Ekonomide fiyat kontrollerinin kaldırılarak fiyatların göreceli serbestleştirilmesi, dönüşüm sürecinin ilk dört yılında yaşanan savaş nedeniyle kamu harcamala31 Dr. Osman Nuri Aras Enflasyon Oranı (%) 206.6 1012.3 1229.1 1763.5 511.8 19.9 3.7 -0.8 -8.5 1.8 1.5 2.8 Kaynak: Azerbaycan Statistik Göstericileri 2002, ARDSK Yayınları, Bakı, 2002, ss. 38-39; Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, s.7. 48 32 Nesimi Kamalov, “1990-2000 Yılları Arasında Azerbaycan’da Enflasyon”, Journal of Qafqaz University, Number 6, Fall-2000, ss.67-70. Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Enflasyon oranı, IMF ile birlikte hazırlanan kalkınma programlarının ilki ile başlayan sıkı para politikası uygulamaları sonucu 1996’da %19.9’a, 1997’de 3.7’ye ve %1998’de %-0.8’e, 1999’da %-8.5’e gerilemiştir49. Dolayısıyla hükümetin Ermenistan’la ateşkesin ardından uygulamaya koyduğu istikrar programı yüksek enflasyona son vermiştir. 1997 yılında, istikrar programının uygulanmaya başlanmasından sonra yaklaşık on yıllık bir sürenin ardından enflasyon oranı tek haneye düşmüştür. 1998 ve 1999 yıllarında fiyatlarda önemli düşüşler yaşanmıştır. Açık bir ekonomiye sahip Azerbaycan, ulusal parasının başlıca ticaret ortaklarının ulusal paraları karşısında değer kazanması neticesinde ithalat maliyetlerindeki düşüşten yararlanmıştır. 1999 yılında fiyatlarda ortalama %8,5 düşüş olmuştur50. 1999 yılının ikinci yarısından itibaren uygulanmakta olan sıkı para politikasında yumuşamaya gidilmesi sonucu 2000 yılında enflasyon oranı %1.8, 2001 yılında % 1.5 olmuştur. 2002 yılında ise enflasyon %2.8 olarak gerçekleşmiştir. Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Ermenistan’dan ve Ermeni işgalindeki topraklardan göç etmek mecburiyetinde kalanların %60’ının ekonomik olarak aktif kabul edilmesine karşın, göçmenlerin büyük bir kısmı işsiz olup, devletten aldıkları yardımla yaşamlarını devam ettirmeye çalışmaktadırlar. Devlet işsizlik problemini çözmek amacıyla bazı düzenlemelere gitmektedir. Bir taraftan yeni iş yerlerinin açılması, uygun pazar sisteminin kurulması (emek piyasası, meslek değişme kursları v.b.), diğer taraftan işsizlerin sosyal korunumu için önlemler almaktadır. 2000 yılında büyük ve orta ölçekli işletmelere çalışmak için 16.7 bin kişi yöneltilmiştir. Aynı zamanda 2502 kişiye işsizlik yardımı yapılmıştır. Son yıllarda özel sektörün gelişimi de bu programın çözümüne yeni imkanlar vermektedir. Tablo 6. Đstihdamın Sektörel Dağılımı (%) Yıllar 1990 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2.3. Đstihdam Ülke ekonomisinde yaşanan geçiş ve durgunluk yüzünden iş kabiliyeti olan insanların büyük çoğunluğu işsiz kalmıştır. Ermenistan’ın Azerbaycan topraklarının %20’sini işgal etmesi sonucu, bölgeden bir milyon civarında insanın göçe mecbur olması da istihdam problemini arttırıcı önemli bir etken olmuştur. Đşsizlerin büyük çoğunluğu Rusya, Türkiye, Đran gibi komşu ülkelere yönelmişlerdir. Ülkeyi bu şekilde terk edenler arasında gençler ve orta yaşlı insanların oranı daha çoktur. Đşgücü potansiyelinin uluslararası dolaşımı, Azerbaycan’da problem oluşturmuştur. Azerbaycan’da işgücü dolaşım hızı çok yüksektir. Bu durum ülkenin gelecek demografik durumuna ciddi etki yapacaktır. Diğer bir taraftan, ülkede kalifiye işgücüne verilen değer de düşük olduğundan, onlar da ülkeyi terk etmektedirler. Bu tür “beyin göçü” sürecinin son 5-6 yılda daha fazla arttığı görülmektedir51. 49 50 51 “Azerbaycan Respublikasının Sosial-Đqtisadi Veziyyeti”, s.8. http://www.bakubusiness.com/ekonomik.htm. 12.03.2003 “Investment Possibilities of Azerbaijan”, Ekspert Đqtisad Jurnalı, No.7-8, 2001, s.20; Azer Mehdiyev, “Azerbaycan’ın Dünya Đqtisadiyyatına Đntegrasiyasının Reallıqları”, Ekspert Đqtisad Jurnalı, No.7-8, 2001, s.26. 33 Dr. Osman Nuri Aras Sanayi 12.7 9.8 7.7 6.6 6.8 7.0 6.8 6.6 6.7 Tarım ve Hayvancılık 30.9 30.8 31.8 29.0 30.8 42.3 41.0 39.9 40.1 Diğer 56.4 59.4 60.5 64.4 62.4 50.7 52.2 53.5 53.2 Kaynak: Azerbaycan Statistik Göstericileri 2002, ARDSK Yayınları, Bakı, 2002, ss.74-76; Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, ss.12-13. Toplam nüfusun istihdam düzeyinin zamanla çok az bir artış kaydettiği görülmektedir: Toplam nüfusun istihdam edilen oranı 1998’de %53.4, 1999’da %56.7, 2000’de %56.8 ve 2001’de 56.9 olmuştur. Đstihdamın sektörel dağılımı da zamanla değişmektedir. Sanayi ve inşaat sektöründe istihdam edilen işgücünün oranı bir hayli azalma kaydederken, hizmet sektöründe istihdam edilen işgücü artış kaydetmektedir. Tarım sektöründe çalışanların oranı 1998 yılına kadar hemen hemen sabit kalırken, bu tarihten sonra önemli artış göstermiştir. Đstihdam edilen işgücünün sektörel dağılımı ise aşağıdaki tabloda yer almaktadır. 34 Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Đstihdam edilen işgücünün petrol ve gaz üretimi ile ilgili alanlarda en yüksek aylık gelire sahip olduğu, ortalama en düşük aylık gelirin ise sağlık sektöründen elde edildiği görülmektedir. Tablo 7. Đstihdamda Devlet ve Özel Sektörün Payı Yıllar 1990 1991 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 Devlet 70.7 67.5 56.1 51.0 46.5 46.2 36.2 34.5 33.4 32.3 Özel 29.3 32.5 43.9 49.0 53.5 53.8 63.8 65.5 66.6 67.7 Dr. Osman Nuri Aras Şayet istatistiki verilerde yer alan rakamların gerçek işsizlik oranı olduğu kabul edilirse, bu oran gelişmiş ülkelerdeki işsizlik oranından bile aşağı seviyede olacaktır. Gerçekte ise ülkedeki işsizlik oranının resmi verilerle mukayese edilemeyecek derecede yüksektir. Yine de resmi olarak işsizlik oranının ise her yıl artış kaydettiği dikkat çekmektedir. Her ne kadar devlet kurumlarının verdiği istatistiklere göre Azerbaycan’da işsizlik oranı %1.5-2 olsa da, uluslararası kuruluşları verdiği bilgilere göre bu oran %20 civarındadır. 2.4. Özelleştirme Kaynak: Azerbaycan Statistik Göstericileri 2002, ARDSK Yayınları, Bakı, 2002, s.77; Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, s.14. Devlet sektöründe (devlet işletmeleri ve yönetim organlarında) çalışanların oranı, 1990 yılından itibaren devamlı olarak azalma göstermektedir. Serbest piyasa mekanizmasına geçiş ve özelleştirmenin sonucu olarak 1990 yılında istihdamda %70.7 olan devlet sektörünün payı 2002 yılında %32.3’e inmiştir. Tablo 8. Resmi Đşsizlik Oranı (Đşsizlerin Đktisadi Faal Nüfusa Oranı) Yıllar 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz % 0.11 0.17 0.52 0.65 0.78 0.86 1.03 1.13 1.20 1.17 1.29 1.35 Kaynak: Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, s.19. Azerbaycan bağımsızlığın ardından serbest piyasa ekonomisine geçiş kararı almış ve bu yönde uygulamalara başlamıştır. Đlk olarak 1993 yılında Özelleştirme Kanunu’nu çıkarmış ancak fiili uygulamaya 1995 yılından sonra başlayabilmiştir. Serbest piyasa ekonomisine geçişin önemli aşamalarından biri sayılan ve ülkede ekonomide yeniden yapılanmanın önemli faktörlerinden biri olan ve batı sermayesinin de iştirak edebileceği özelleştirme faaliyetleri, devlet mülkiyetinin özelleştirilmesi hakkında 7 Ocak 1993’de Azerbaycan Parlamentosu tarafından kabul edilen kanun ile birlikte başlamıştır. Geçmiş dönemden farklı olarak Azerbaycan’ın ekonomik temellerini devlet mülkiyeti, özel mülkiyet ve belediye mülkiyeti teşkil etmeye başlamıştır 52. Söz konusu tarihte çıkarılan ve 27 maddeden oluşan "Devlet Mülkiyetinin Özelleştirilmesi Kanunu" ile Azerbaycan’da serbest piyasa ekonomisine geçiş çalışmalarının hukuki dayanağının sağlanmasıyla beraber ülkede ilk taslak özelleştirme çalışmaları 1993 yılında başlatılmış ancak bu program parlamentodan onay alamamıştı. 1993 ve 1994 yıllarında “Özelleştirmenin Devlet Programı” uzun tartışmalar ve revizyonlardan sonra 1995 yılında Milli Meclis tarafından onaylanmıştır. Özelleştirme programı çerçevesinde restoran, kafe, berber, dükkan, atölye gibi ticarethane olarak nitelendirilebilecek küçük ölçekli işletmeler, özelleştirilmesi mecburi sayılan işletmeler olmuşlardır. Petrol, doğalgaz, telekomünikasyon ile ilgili kuruluşlar, sanatsal mekanlar ve madenler özelleştirilmeyecektir. Ancak, bu kuruluşlar Devlet Başkanı veya Başbakan kararı ile özelleştirme kapsamına alınabilir. 52 35 36 Azerbaycan Respublikasının Konstitutyası, Azerbaycan Neşriyyatı, Bakı, 1996, s.7. Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Özelleştirme, 1992’de kurulan Devlet Emlak Komitesi tarafından yürütülmektedir. 1993-1996 yılları arasında yalnızca konutlarda ve taksilerde özelleştirme gerçekleştirilmiştir. Azerbaycan’ın 1995-1998 yıllarını kapsayan birinci özelleştirme programında özelleştirme programına alınan küçük ve orta ölçekli işletmelerin büyük bir kısmı bu program çerçevesinde özelleştirilmiştir. 1996 yılında özelleştirmeye hız verilerek, sayıları 6200’e varan küçük işletme özelleştirilirken, bu rakam 1997 yılı sonunda 15000’e ulaşmıştır. 1995-1998 yıllarını kapsayan birinci özelleştirme programı ancak 2000 yılı başlarında tamamlanabilmiştir. Bu sebeple ikinci özelleştirme programı 10.08.2000 tarihinde Cumhurbaşkanı tarafından imzalanmıştır. Dolayısıyla ikinci özelleştirme programı 2 yıllık bir gecikme ile ancak uygulamaya konulabilmiştir. Cumhurbaşkanının 8 Şubat 1997 tarihli fermanı uyarınca her biri 4 adet çekten ibaret 8 milyon adet Devlet Özelleştirme Payı'ndan (Çek) 7.183.803 adedi Azerbaycan vatandaşlarına ücretsiz dağıtılmıştır. Özelleştirmeye ülke vatandaşları bu çeklerle, yabancı ülke vatandaşları ise opsiyon adı verilen özelleştirme çekleri ile katılabilmektedirler. Đkinci özelleştirme programı ile orta ve büyük ölçekli işletmelerin özelleştirilmesi planlanmakta ve böylece devletin ekonomideki rolü iyice azaltılmaya çalışılmaktadır. Farklı alanları kapsayan 450 civarında işletme büyük özelleştirme kapsamında yer almaktadır. Küçük ve orta ölçekli işletmelerin büyük bölümünün özelleştirilmesine rağmen, büyük ölçekli kamu iktisadi kuruluşlarının özelleştirilmesi ile ilgili süreç yavaş işlemektedir. Özelleştirme programına göre özelleştirilecek tesis ve müesseseler küçük, orta ve büyük olarak 3 gruba ayrılmıştır. Küçük müesseselerin % 15'i çalışanlarına parasız verilmekte, % 85'i ise paralı açık arttırma ile satılmaktadır. Orta ve büyük müesseseler ise önce anonim şirket statüsüne dönüştürülmekte, sonra özelleştirilmektedir. Bu şirketler; hisselerinin en az % 50'si çek açık artırmaları ile, % 15'i müessese çalışanlarına çek karşılığında, %10'u paralı açık artırma ve kalan % 25'inin ise devlet tarafından kapalı yatırım fonuna verilmesi ile özelleştirilmektedir53. 53 Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Özelleştirmenin başladığı tarihten 2002 yılı sonuna kadar 31226 küçük işletme özelleştirilmiştir. 2002 yılı içerisinde özelleştirilen küçük işletmeler 2400 civarındadır. Özelleştirilen işletmelerin dağılımı şöyledir: 605 sanayi, 113 tarım, 261 inşaat, 128 tamamlanmamış inşaat, 2257 ticaret, 649 iaşe, 9421 maişet, 514 petrol istasyonları, 14376 ulaşım işletmesi ve ulaşım araçları, 56 ticari tarım kurumları (toplumsal, halka açık), 2846 diğer işletmeler ve araçlar. 2001 yılı başına kadar kuruluş sermayesi 3.4 trilyon Manat olan 1169 devlet müessesesi kooperatife çevrilmiştir54. Sonuçta 150 bin civarında Azerbaycan vatandaşı özel mülkiyet sahibi olmuştur55. 2002 yılında yapılan özelleştirmeden ülke bütçesine 11,2 milyar Manat girmiştir. Özelleştirmenin başladığı 1996 yılından 2003 yılı 1 Mart tarihine kadar küçük işletmelerin özelleştirilmesi sonucu ise, devlet bütçesine yaklaşık 346.9 milyar Manat dahil olmuştur. Yine bu süre içerisinde özelleştirilen işletmelerin yerleştikleri 718 toprak alanı da özelleştirilerek devlet bütçesine 7,1 milyar Manat ek gelir girmiştir. 2003 yılında stratejik önem arzeden işletmelerin özelleştirilmesinden devlet bütçesine yaklaşık 200 milyar Manat dahil olması beklenmektedir. Ne yazık ki, 1995’den başlayarak gerçekleştirilen reformlar (özelleştirme), tarım sektöründe beklenen olumlu sonuçları vermemiştir. Yapılan reformlar bazı sahalarda ekonomik daralmanın daha da derinleşmesine sebep olmuştur. Yine özelleştirilen kurumlarda uzun yıllardır çalışanların işsiz kalması da önemli bir problemdir. Reform uygulamaları ile küçük işletmelerin hemen hemen tamamı özelleştirilmiştir. Tarım sektöründe de önemli sayılabilecek özelleştirme uygulamaları gerçekleştirilmiştir. Özelleştirilen küçük işletmelerin toplam varlık değeri GSMH’nın % 6.5'i kadardır. Ancak, büyük ölçekli işletmelerin özelleştirilmesinde benzer bir başarı elde edilememiştir. Reform sürecinin başlangıcından bu yana 1.065 orta ve büyük ölçekli işletme anonim şirketlere dönüştürülerek açık artırma usulü ile özelleştirilmiştir. 2000 yılında özelleştirme politikası değiştirilmiş, Emlak Komitesinin feshedilmesinden sonra özelleştirmeden sorumlu 54 55 www.msp.gov.az/html/eng/xod.html, 12.06.2003. 37 Dr. Osman Nuri Aras 38 “Azerbaycan Respublikasının Sosial-Đqtisadi Veziyyeti”, s.10; Eyyubov, s.65. N. Ö. Hacıyev, “ Sahibkarlıq Sektorunun Đnkişafının Süretlendirilmesi ile Bağlı Problemler”, Azerbaycanda Đqtisadi Đslahatların Heyata Keçirilmesi Hususiyetleri ve Problemler, Đqtisadi Đnkişaf Nazirliği Đqtisadi Đslahatlar Merkezi, Bakı, 2001, s.117. Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz olacak Emlak Bakanlığı kurulmuştur. 2001 yılı başlarında Cumhurbaşkanı Aliyev, özelleştirmeye hız verilerek, imalat, enerji ve kimya sektörlerinde faaliyet gösteren 100 büyük kamu iktisadi teşebbüsünün özelleştirileceğini ilan etmiştir56. Özelleştirme sürecine katılan yabancı yatırımların oranı her geçen gün yükselme kaydetmiştir. Alınan önemli mesafeye rağmen özelleştirmenin ve yapısal reformların yavaş ilerlediği de dikkatlerden kaçmamaktadır. Tablo 9. GSMH’da Özel ve Devlet Sektörünün Ağırlığı Yıllar 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 Devlet-Özel Sektör Mukayesesi Hem devlet mülkiyetinin özelleştirilmesi, hem de halkın özel teşebbüs esasında özel müesseseler kurması sonucunda, özel sektör ekonominin temel bölümü haline gelmiştir. Bazı sektörlerde, özellikle tarım sektöründe temel ağırlığa özel sektör sahiptir. Gerçekleştirilen yeniden yapılanmanın sonucunda, özel sektörün makro-ekonomik göstergelerin teşekkülündeki ağırlığı devamlı olarak artmaktadır. Ekonominin özel sektör bölümünde 1997 yılında GSMH’nın %46’sı, 1998 yılında %55’i, 1999 yılında %62’si, 2000 yılında %68’i üretilmiştir. Dolayısıyla GSMH içerisinde devletin rolü giderek azalmaktadır. Zira 1999 yılında bu miktar %38 iken 2000 yılında bu oran %32’ye düşmüştür. 2000 yılında toplam sanayi ürünlerinin %43.6, tarım ürünlerinin %98’i, inşaatın %67’si, yük taşımacılığının %54’ü, yolcu taşımacılığının %83.3’ü, komünikasyon hizmetlerinin %61.1, ticaretin %98.5’i özel sektör kuruluşları tarafından yapılmıştır57. 56 57 Ayhan Karaca, “Azerbaycan’da Ekonomik Dönüşüm Süreci ve Reformların 10 Yılı”, http://www.foreigntrade.gov.tr/ead/DTDERGI/ocakozel2002/ayhan.htm “Azerbaycan Respublikasının Sosial-Đqtisadi Veziyyeti”, s.10; Hacıyev, s.116. 39 Dr. Osman Nuri Aras Özel Sektör 15 17.7 24 29.3 34 38 46 55 62 68 71 73 Devlet Sektörü 85 82.3 76 70.7 66 62 54 45 38 32 29 27 Kaynak: Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, s.63. Ülke ekonomisinde 2001 yılında %71 olan özel sektörün payı 2002 yılında %73 olurken, toplam sanayi ürünlerinin %53.7, tarım ürünlerinin %98’i, yük taşımacılığının %56’ü, yolcu taşımacılığının %85.3’ü, komünikasyon hizmetlerinin %66.5’i özel sektör kuruluşları tarafından yapılmıştır58. Ekonomik verilerin mukayesesinden de görüleceği gibi, her geçen yıl ekonomide özel sektörün payı artış kaydetmektedir. Devlet bütçesinin teşekkülünde de vergi girdileri bakımından özel sektörün rolünün artış kaydettiği görülmektedir. Elbette devlet mülkiyetinin özelleştirilmesi, ekonomide özel sektörün rolünün artmasında birinci amildir59. Ancak temel ve stratejik sektörlerde devletin tekel durumu ve ağırlığı devam etmektedir. Her ne kadar verilerden yola çıkarak ekonomide özel sektörün payının yüksek olduğu görülse de, bu görünüşte devlet mülkiyetinde kalan işletmelerin, özellikle sanayi işletmelerinin, faaliyette bulunmaması etkindir. Ayrıca bazı özel sektöre ait işletmeleri, özel sektör olarak görmek tam da doğru değil. Örneğin anonim şirketlerin (sehmdar cemiyyetlerinin) çoğu daha çok devlet işletmesi gibi faaliyet göster58 59 40 “2002-ci Đlin Yekunları Üzre Pul-Kredit Siyasetinin Yerine Yetirilmesi Veziyyeti Haqqında”, http://www.nba.az/az/analitic/2002yekunu.shtml, 1.4.2003. Hacıyev, s.117. Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz mektedir. Öte yandan enerji üretiminde özel sektörün formal karakter taşıdığı, enerji satışında ayrı ayrı işletmelerin özel sektör tarafından işletilmesi yönünde girişimlerin olduğu, petrol ve doğal gazın üretiminde ise özel sektör olarak sadece yabancı müteşebbislerin var olduğu dikkate alındığında, sanayi sektörünün temel bölümü olan enerji sektöründe özel mülkiyetin aslında olmadığını söylemek mümkündür60. Vergi oranlarının yüksek olması nedeniyle, özel sektörün kayıt dışı faaliyete üstünlük verdiği görülmektedir. Özel işletmelerin büyük bir kısmı, istihdam ettiği personeline verdikleri ücretlerin %90’ını gayri resmi olarak vermektedirler. Kayıt dışı ekonomi daha çok silah, narkotik maddeler ve pornografik ürünlerin kanunsuz üretimi ve satışı olarak algılanmasına karşın, Azerbaycan’da esas olarak en basit üretim, ticaret ve hizmet alanlarında kayıtdışı ekonomik faaliyetler yürütülmektedir. Yapılan bazı değerlendirmelerde, kayıt dışı ekonominin kayıt altına alınan ekonomik faaliyetlerden daha büyük olduğu hesaplanmaktadır. Ekonomide kayıt dışını tercih eden veya tercih etmek zorunda kalan özel sektörün karşısına çıkan temel problem ise rüşvet olmaktadır61. Sovyetler Birliği’nin son dönemlerinde, dağılışının hayata getirdiği kaos ortamında devlet emlakının ve toplumsal servetin şahsi amaçlar doğrultusunda kullanılması ve dağıtılması sıradanlaşmıştı. Bu açıdan rüşvet ve yolsuzluk, toplumun Sovyet sisteminden miras aldığı ağır toplumsal hastalıklardan biridir. Her ne kadar daha sonra rüşvet ve yolsuzluk belirli şekil değişikliğine uğrasa da, varlığını toplumun genelinde yaygın şekilde hissettirmektedir. Öyle ki ülkede adeta resmi ve gayri resmi olmak üzere iki vergi sistemi mevcuttur. Gayri resmi verginin düzenleyici rolü, resmi verginin düzenleyici rolünden daha büyüktür. Son yıllarda bazı etkili uluslararası teşkilatlar tarafından (örneğin “Transparency International”) yapılan anket sonuçlarında, Azerbaycan’ın rüşvet ve yolsuzlukta önde gelen ülkeler arasında yer aldığı ifade edilmektedir 62. Rüşvet ve yolsuzlukla mücadelede, devlet müesseselerinin, öncelikle söz konusu problemin genişlemesine ve derinleşmesine, sosyo-ekonomik sistemi tamamen sarmasına engel olmaları gerekmektedir. 60 61 62 Nazim Đmanov, “Đlk On Đlin Yekunları: Đqtisadiyyat”, Meşveret Bülleteni, No:7(43), Oktyabr-2001, ss.29-30. Nazim Đmanov, s.30. Emiraslanov, ss.62-63, Nazim Đmanov, s.32. 41 Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Dr. Osman Nuri Aras 2.5. Devlet Bütçesi Karabağ savaşı sonucunda savunma harcamaları artan Azerbaycan’ın devlet bütçesinde gelir-gider dengesinin 1993 yılından itibaren açık verecek şekilde bozulmaya başladığı görülmektedir. Ortaya çıkan bütçe açığı enflasyona sebep olmamak için, emisyon yerine yabancı kredilerle karşılanmıştır63. Serbest piyasa ekonomisine geçiş sürecinde vergi sisteminde yapılan reformlar, devlet bütçesinde gelirlerin yıldan yıla artması ve 90’lı yılların başında yüksek olan bütçe açığının 1995 yılından itibaren azalma trendine girmesi sonucunu doğurmuştur. 1994 yılında GSMH’nın %9.4’üne eşit olan bütçe açığı 1999’da GSMH’nın %2.4’üne, 2000 yılında %1’ine eşit olmuştur. 2001 ve 2002 yıllarında ise bütçe açığı GSMH’nın %1’inin altında olmuştur. Bütçenin açıkla hayata geçirilmesinde yüksek enflasyon korkusu etken olmaktadır64. 2000 yılında bütçe gelirleri 3577.3 milyar Manat, bütçe harcamaları ise 3819.0 milyar Manat olarak gerçekleşmiştir. Yıldan yıla artış kaydeden bütçe gelirleri 2002 yılında bir önceki yıl ile mukayesede ise %16 artarak GSMH’nın %15.4’ünü oluşturmuştur. 2002 yılı devlet bütçe gelirlerinin 921.8 milyar Manat’lık yani, %20.3’lük kısmını gümrük gelirleri oluşturmuştur. 63 64 42 Ercan Sancak, Azerbaycan Đqtisadiyyatı, Qafqaz Üniversiteti Neşriyyatı, Bakı, 1999, s.32. F. Y. Bayramov-S. E. Necefov, “Dövlet Bütcesinin Kesiri ve Đnflasiya”, Azerbaycanda Đqtisadi Đslahatların Heyata Keçirilmesi Hususiyetleri ve Problemler, Đqtisadi Đnkişaf Nazirliği Đqtisadi Đslahatlar Merkezi, Bakı, 2001, s.148. Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Tablo 10. Bütçe Gelir ve Giderleri (Milyar Manat) Yıllar 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 Gelirler 0.5 1.0 7.3 53.6 504.8 1584.7 2012.8 2565.2 2327.3 2797.6 3573.2 3924.0 4551.2 Dr. Osman Nuri Aras Tablo 11. Bütçe Açığı Giderler 0.5 0.9 6.9 64.8 681.7 2141.9 2409.3 2943.5 2641.7 3257.2 3819.8 4037.5 4658.6 Yıllar 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 1993 1994 GSMH’nın %’si 7.1 9.4 5.2 2.9 2.4 1.8 2.4 1.0 0.4 0.36 7.1 9.4 Kaynak: Azerbaycan Statistik Göstericileri 2002, ARDSK Yayınları, Bakı, 2002, s.36-37; Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, s.55. Kaynak: Azerbaycan Statistik Göstericileri 2002, ARDSK Yayınları, Bakı, 2002, s.36-37; Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, s.55. Bütçe gelirlerinin arzu edilen seviyeye ulaşmamasındaki en önemli engellerden biri de vergi sistemindeki çıkmazlardır. Azerbaycan BDT devletleri ile mukayesede yolsuzluğun seviyesine ve kayıt dışı ekonominin hacmine göre ilk sıralarda yer almaktadır65. Bu durum bütçe gelirleri açısından olumsuz sonuç doğurmaktadır. Bütçe gelirlerine benzer şekilde yıldan yıla artan bütçe harcamaları ise 2002 yılında bir önceki yıla göre %15.4 artarak GSMH’nın %15.7’sini oluşturmuştur66. Azerbaycan’da kamu harcamalarının GSMH’da ağırlığının yüksek olarak kalmaya devam ettiği görülmektedir. Bütçe harcamalarında sosyal savunma ve güvenlik harcamalarının payının yıldan yıla arttığı görülmektedir. Bu karakterli harcamalar 1995’de bütçe harcamalarının %8.5’ini teşkil ederken, bu oran 1998’de %23.3, 2000’de %18.3 olarak gerçekleşmiştir. 2.6. Döviz Kuru 65 Javid Ahmadi, “Development Perspectives of Azerbaijan Agriculture”, Ekspert Đqtiad Jurnalı, No.7-8, 2001, ss.8-9; Stanislav Zhukov, “The Macroeconomik Situation in Azerbaijan: At the End of the First Post-Soviet Decade”, Ekspert Đqtisad Jurnalı, No.7-8, 2001, ss.6-7. 43 Azerbaycan “Ruble Bölgesi”nden çıkarak Kasım-1992’de Bağımsız Azerbaycan Cumhuriyeti’nin milli para birimi “Manat”ı tedavüle çıkarmıştır. Azerbaycan milli para birimi Manat, ilk aşamada Rusya’nın para birimi Ruble ile birlikte tedavülde olmuştur. Hükümetin serbest piyasa ekonomisine geçileceğini ve özelleştirmeyi Manat ile yapacağını açıklamasının yanı sıra toplam hacminin piyasada az olması sonucu ilk zamanlar değerini koruyan Manat, ithalatın önemli bir kısmının Ruble ile yapılmak mecburiyetinde olması ve ithalatın yapıldığı ülkelerde, özellikle Rusya’da fiyatların liberalleşmeye paralel olarak yükselmesi 66 44 “Azerbaycan Respublikasının Sosial-Đqtisadi Veziyyeti”, s.10. Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz sonucunda, 1993 yılının ortalarında Ruble karşısında değer kaybetmeye başladı. Yine 1993-94 yıllarında bankacılık sektöründe yaşanan iflaslar ve Manat’ın değer kaybedeceği endişesi başta dolar olmak üzere para ikamesine neden olmuştur67. Nihayet Manat 1994 yılından itibaren ülkedeki tek ödeme aracı olmuştur. 1994’de “Valyuta Tenzimlenmesi Haqqında (Döviz Kuru Düzenlemeleri Hakkında)” kanunun kabul edilmesi ve 1995’de antienflasyonist para ve kredi politikasının uygulanmaya başlanması sonucu 1996 yılının Mayıs ayından itibaren Manat değer ve itibar kazanmaya başladı. Đlk yıllarda enflasyon, ekonomik ve siyasi istikrarsızlık gibi sebeplerle ABD Doları karşısında hızla değer yitirse de, 1995 yılından sonra ülkede gerçekleştirilen ekonomik tedbirler ve sıkı para politikası neticesinde döviz kurunda fazla bir dalgalanma olmamıştır. Merkez Bankası’nın politikaları ve bunu destekleyen petrol anlaşmaları ile Manat, Amerikan Doları karşısında 1998 yılına kadar bir miktar değer kazanmıştır. Ancak 1999 yılından itibaren efektif döviz piyasasında Manat’ın değeri aşağı düşürülmüş ve Azerbaycan’ın ticari rekabet şansı artırılmaya çalışılmıştır. Komşu ülkeler daha yüksek enflasyon oranlarına sahip olduklarından, Manat bu ülke para birimleri karşısında değer kazanmıştır. 1995-1998 yılları arasında Amerikan Doları’nın değeri sırasıyla 4440-4098-3888-3890 Manat olmuştur. 1999’un ikinci yarısında, 1995 yılından itibaren uygulanmakta olan para ve döviz kuru politikalarında yumuşama ile birlikte yeniden döviz kuru yükselmeye başlamıştır68. 1997-98 yıllarında yabancı sermaye girişindeki artışlar nedeniyle Manat, Amerikan Doları karşısında değer kazanmıştır. Aşırı değerlenen para biriminin yanı sıra 1998 yılında yaşanan Rusya krizinin de etkisiyle ihracat gelirlerinde önemli miktarlara varan azalmalar yaşanmıştır. 1999 yılının ortalarından itibaren dalgalı kur rejimine geçilmiş, ulusal para birimi ABD Doları karşısında % 7 oranında devalüe edilerek ihraç ürünlerine rekabet üstünlüğü kazandırılmaya çalışılmıştır. Amerikan Doları/Manat kuru 1999’da 4373, 2000’de 4550 olarak gerçekleşmiştir. 1999’daki mali istikrar, sıkı para politikasının yanı sıra 67 68 C. Şerifov, “Azerbaycanda Valyuta Bazarının Müasir Veziyyeti ve Onun Đnkişaf Perspektivleri”, Azerbaycan 21. Esrin Astanasında, Azerbaycan Đlmler Akademiyası Neşriyyatı, Bakı, 1998, ss.551-552; Sancak, ss.51-54. Kamalov, s.72. 45 Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Dr. Osman Nuri Aras yapılan %6.9 oranındaki devalüasyon ile güç kazandı ve Manat istikrara kavuştu. Manat’ın ABD doları karşısındaki değer kaybı 1999 yılında % 11 olarak gerçekleşirken, 2000 yılında devalüasyon % 3.8 ile sınırlı kalmıştır69. 2001 yılı sonu itibariyle 4800 Manat olarak gerçekleşen dolar kuru 2002 yılı sonunda 4890 Manat olmuştur. Böylece 2002 yılında Manat’ın yumuşak bir devalüasyona uğradığı görülmektedir. Azerbaycan milli para birimi Manat’ın değeri, günlük olarak Bakı Bankalararası Valyuta Birjası’nda (Bakü Bankalararası Para Piyasası’nda) belirlenmektedir. Tablo 12. Döviz Kuru (Yıl Sonu) Yıllar 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 $/MANAT 14.8 120 1433 4417 4295 3983 3869 4373 4565 4774 4893 Kaynak: Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, s.8 Reel ve nominal döviz kurları arasında ciddi bir fark bulunmamaktadır. Döviz büroları ve bankalar Merkez bankasının belirlediği kur üzerinden en fazla (+/-) 5 Manat farkla alım veya satım yapabilmektedirler. Azerbaycan’da uygulanan döviz kuru politikası ile dış ticaret ve ödemler dengesi arasında yakın ilişki vardır. Yapılan araştırmalarda geçiş sürecinde olan ülkelerde döviz kurunun hem dış ticaret göstergesi, hem reel sektör imkanları, hem de enflasyona karşı düzenlemelerde rol oynadığı görülmektedir. IMF’nin istekleri doğrultusunda dış borçların değerini korumak için döviz kurlarının sabitlenmesi ülke içi üretimi ve 69 46 Ayhan Karaca, “Azerbaycan’da Ekonomik Dönüşüm Süreci ve Reformların 10 Yılı”, http://www.foreigntrade.gov.tr/ead/DTDERGI/ocakozel2002/ayhan.htm. 13.03.2003 Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz ihracatı olumsuz yönde etkilemektedir. Bu durum ithalat ve ihracat arasında farkın ithalat lehine olmasında da etken olmuştur70. Öte yandan 2002 yılı sonu itibariyle Azerbaycan, 1 milyar 300 milyon $’lık bir döviz rezervine sahiptir. Azerbaycan’ın döviz rezervlerinin yeterli düzeyde olması önemlidir. Ancak milli varlıklara sadece devletin değil, onun vatandaşlarının da mülkiyeti dahildir. Çağdaş dünyada devletin varlığı hazinedeki paranın miktarından daha çok, onun vatandaşlarının varlıklı olması ile ölçülür. Bu açıdan ise Azerbaycan’da problemin varlığı gözükmektedir: Halkın gelir düzeyi düşük, sosyal tabakalaşma keskin, orta tabaka yok denecek kadar zayıftır. Bu problemlerin çözümünde, hem Petrol Fonu’nda toplanan gelirlerden, hem de dış kredilerden daha verimli olarak yararlanılması gerekmektedir71. Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Bağımsızlığını elde ettiği yılların ardından 1994-1999 yılları arasında Azerbaycan’ın dış ticaret dengesi açık vermiştir. Ancak petrol ürünleri ihracının artması söz konusu açığı aşağılara çekmiştir. Tablo 13. Azerbaycan Dış Ticareti (Milyon $) 2.7. Dış Ticaret Ülke Merkez Bankası (Milli Bank) tarafından 1995’den bu yana uluslararası standartlara cevap verecek şekilde ödemeler bilançosunun düzenlendiği Azerbaycan’da, gerekli düzenlemelerde önemli mesafe alınmadan ülke ekonomisinin dünya ekonomisine entegresini sağlama amacıyla dış ticaretin tamamen liberalleştirmesi, ağır durumda olan üretim alanlarının yıkılışını hızlandırmış, yerli üretimi bir hayli azaltmış ve iç piyasayı tamamen ithalata bağımlı duruma getirmiştir. Geç de olsa yerli üretimin gelişimini sağlamak için hükümetin uygulamak istediği tedbirler ise uluslararası kurumlar, özellikler IMF ve Dünya Bankası tarafından itirazla karşılanmıştır. 2001 yılı Nisan ayından itibaren Azerbaycan’da yeni gümrük vergileri yürürlüğe konulmuştur. Hükümet, yerli üretimi arttırmak için ülkede üretimi mümkün olan bir çok ürünün ithalinden alınan gümrük vergilerini yükseltmeye çalışmıştır. Fakat uluslararası finans kurumları ile anlaşma mümkün olmadığından vergiler istenilen seviyeye çıkartılamadı. Bazı ürünler için vergi oranlarının %15’e yükseltilmesine rağmen, bu adımın varılmak istenen hedeflere ulaşmada yeterli olmayacağı düşünülmektedir 72. 70 71 72 Sancak, ss.58-60. Nazim Đmanov, s.28. Mehdiyev, s.23. 47 Dr. Osman Nuri Aras Yıllar Đthalat Đhracat 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 1881.2 939.8 628.8 777.9 667.6 960.6 794.3 1076.4 1035.8 1172.0 1430.8 1665.3 2120.9 1483.9 724.6 652.7 637.1 631.2 781.3 606.2 929.6 1745.2 2314.2 2167.5 Dış Ticaret Hacmi 4002.2 2423.8 1353.4 1430.6 1304.8 1591.8 1575.6 1682.6 1965.5 2917.2 3745.1 3832.2 Dış Ticaret Dengesi 239.7 544.1 95.8 -125.1 -30.4 -329.3 -13.0 -470.3 -106.2 573.1 883.4 502.2 Kaynak: Azerbaycan Statistik Göstericileri 2002, ARDSK Yayınları, Bakı, 2002, s.628; Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, s.51. Ülkede sosyal ve siyasal istikrarın sağlanması ile birlikte 1994’te “asrın anlaşması”nın imzalanması ile başlayan ve sonradan başarı ile devam ettirilen iktisat politikalarının hayata geçirilmesi sonucunda, 1993 ile mukayese edildiğinde dış ticaret hacmi 1997’de %16.4, 1998’de %24.3, 1999’da %45.2 oranında ve 2000 yılında 2.1 kat, 2001’de 2.7 kat, 2002’de 2.8 kat artış kaydetmiştir. 1998 yılında Manat’ın aşırı değerlenmesiyle ihracat gelirleri azalırken, ithalatın artması ve hidrokarbon sektörüne yatırım amaçlı yüksek miktarlı yabancı sermaye girişi dış ticaret açığının 1998 yılında 470.3 milyon $’a yükselmesine neden olmuştur. 1999’da 106.2 milyon $ açık veren dış ticaret dengesi 2000 yılından itibaren fazla vermeye başlamıştır. Bununda esas sebebi uluslararası petrol anlaşmalarının yeni aşamaya geçmesi; petrol çıkarma ve ihraç aşamasına geçilmesi sonucunda ülkeden petrol ihracının büyük oranda artışı ile bağlantılıdır. Petrol ve petrol ürünleri üretiminin ve ihracatının artması sonucunda 2000 yılında dış ticaret fazlası 573.1 milyon $ 48 Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz olmuştur. Dış ticaret fazlası 2001’de 883.4 milyon $ olurken, 2002’de 502.2 milyon $ olmuştur. 2000 yılında dış ticaret hacmi 1999 yılına göre %48.4 artış göstererek 2917.3 milyon $ olmuştur. Bu yılda ülkeye ithal olunan ürünlerin hacmi %13.1 arttığı halde, ihracat %87.7 artmıştır. Petrol ihracatının artmaya başladığı 2000 yılı ile birlikte ihracatın GSMH içindeki payının önemli bir yer tutmaya başladığı görülmektedir. Đhracat içinde petrol ürünleri önemli yer tutmaktadır. Petrol ve petrol ürünlerinin ihracat içindeki payı 1998’de %64.8, 1999’da %75.9, 2000’de %84, 2001’de %91.23 ve 2002’de %81.23 olmuştur. Bu, esas olarak ham petrolün ihracından kaynaklanmaktadır. Bir taraftan dünya pazarında petrolün fiyatının artması ile ilişkili olarak ülkeden ihraç olunmuş ham petrolün her tonunun fiyatı 1999 yılına göre 90 $ artmış, diğer taraftan ise ihraç olunan ham petrolün hacmi de 800 bin ton fazla olmuştur. Öte yandan 2000 yılı süresince 1097.4 milyon $’lık ham petrol ihraç olunmuştur ki, bu da 1999 yılın aynı dönemine göre 606.1 milyon $ daha çoktur. Azerbaycan’ın ihracatında petrol ürünlerinin ağırlıkta olması, Azerbaycan ekonomisini petrol fiyatlarına son derece bağımlı bir hale getirmektedir. Diğer ihraç ürünlerde ise gıda ve metaller önemli yer tutmaktadır. 1998’de 606.2 milyon $’a gerileyen ihracat 1999’da toparlanarak 929.6 milyon $ olurken 2000’de %87.7 artış kaydederek 1745.2 milyon $ oldu. 2002 yılında ihracat miktarının temel ürünlere göre dağılımı şöyle olmuştur: Petrol ve petrol ürünleri %81.23, kimyasal ürünler %2, pamuk %1, makine ve donanım %1, diğer %1573. Đthalatın yapısı ihracatın yapısına göre tamamen farklıdır. Aynı zamanda vurgulamak gerekir ki, ithali ikame eden yerli üretimin artışı sonucunda 1999 yılına oranla genel tüketim mallarının ithali 80 milyon $, bu bağlamda tarım ürünlerinin ithali 40 milyon $ azalmıştır. 1999 ile mukayesede 2000 yılında ithalatın toplam miktarı 105.6 milyon $ artmıştır. Bunun esas sebebi objektif faktörlerin tesiri ve etkisi sonucunda dolaysız yabancı sermayelerle ilgili ülke ekonomisine sermaye ağırlıklı ithal mallarının bir miktar azalması, yani önceki 73 Investors’ Handbook, International Conference Investing in Azerbaijan- Gateway to the Newly Insdependent States, Baku, May 7-9 2003, s.34. 49 Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Dr. Osman Nuri Aras yıllarda geniş mikyaslı sermaye akımlarının “ürün verme” devrinin başlaması ve ithali ikame eden bazı sanayi alanlarının belli miktarda gelişmiş olmasıdır. 2001 yılında 3.74 milyar $ dışı ticaret hacmine sahip olan Azerbaycan, 2002 yılında dünyanın 128 ülkesi ile ticari ilişkide bulunulmuş ve dış ticaret hacmi 3.83 milyar $ olarak gerçekleşmiştir. Đhracat 2.16 milyar $, ithalat ise 1.66 milyar $ olmuştur. Dolayısıyla Azerbaycan’ın 2002 yılında 502.2 milyon $’lık bir dış ticaret fazlasına sahip olduğu görülmektedir. 2002 yılında ithalatın %42.5’i petrol, petrol ürünleri, makine ve teçhizat, teknolojik cihaz ve malzemelerinin payına düşmüştür. 2002 yılında ihracat miktarının temel ürünlere göre dağılımı şöyle olmuştur74: Doğal gaz %13, metaller %17, makine ve donanım %23.8, kimyasal ürünler %5, taşıt %7 ve diğer %20. Beyaz eşya ithalatının 2002 de arttığı görülmektedir. Ayrıca 9000 otomobil ve 900 kamyon 2002’de ithal edilmiştir. Đthalatta ise makine ve donanım gibi yatırım malları alarak üretim hacmini ve teknolojik seviyesini artırma eğilimindedir. Sanayi tesislerinin özelleştirilmesinde yaşanan tıkanıklığın aşılamaması gibi yapısal sorunlar nedeniyle üretim yapılamaması ve dolayısıyla ihracatın katma değeri düşük hammadde ve yarı mamul mallar üzerinde yoğunlaşması ve diğer yandan milli para birimi Manat’ın 19972000 yıllarında ABD $’ına karşı aşırı değer kazanması sonucu ithalat cazip hale gelmiştir. Petrol fiyatlarındaki beklenmedik dalgalanmalar nedeniyle ülke dış ticaret fazlası vermeye başlamıştır. Dış Ticarette Başlıca Ülkeler Dünyanın 128 ülkesi ile ticari ilişkinin kurulduğu 2002 yılında ise, dış ticaret işlemlerinin %24.6’sı Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ülkeleri ile gerçekleştirilirken, %75.4’ü denizaşırı ülkelerle gerçekleştirilmiştir. Azerbaycan’ın dış ticaret hacminin %80’inden fazlası Đtalya, Rusya, Fransa, Türkiye, Kazakistan, ABD, Đsrail, Türkmenistan, Almanya, Đspanya, Gürcistan, Đngiltere ve Ukrayna ile yapılmıştır. Đhracatın %88’i Đtalya, Rusya, Fransa, Türkiye, Đsrail, Đspanya, Gürcistan, Yunanistan, ABD ve Malta ile gerçekleştirmiştir. Đthalatının %74’ünü 74 50 Investors’ Handbook, s.34. Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz ise Rusya, Türkiye, Kazakistan, Türkmenistan, Fransa, ABD, Đngiltere, Almanya, Ukrayna ve Đran ile gerçekleştirmiştir. Đtalya, Trieste terminalinden gerçekleştirilen petrol yüklemeleri sebebiyle Azerbaycan’ın ihracat yaptığı ülkeler içerisinde ilk sıradadır. 1998 yılında Rusya Federasyonu’nda yaşanan ekonomik kriz sonucu yapılan devalüasyon ve Rus mallarının Azerbaycan para birimine oranla değer yitirmesi sebebiyle Rusya Azerbaycan pazarında fiyat avantajı sağlamış ve bu ülkenin mallarına olan talep artarak Rusya Azerbaycan’ın dış ticaretinde bu tarihten itibaren ilk sıralara yükselmiştir. Dış ticaret rakamlarına bakıldığında dış ticaretin yapısal değişime uğradığı, eski Sovyetler Birliği ülkeleri ile yapılan ticaretten uzaklaşma ve Batı piyasalarına yönelme eğilimi gözlemlenmektedir. Tablo 14. 2002 Yılı Dış Ticaretinde Đlk 6 Ülke (Milyon $) Ülkeler Toplam Đtalya Rusya Fransa Türkiye Kazakistan Đsrail Ticaret Hacmi 3832869.0 1109083.0 376620.1 284393.4 239593.3 161363.8 160797.5 % Đthalat % Đhracat % 100 28.9 9.8 7.4 6.3 4.2 4.2 1665346.9 26363.4 280912.9 118111.0 156196.7 149793.9 6740.1 100 1.6 16.9 7.1 9.4 9.0 0.4 2167522.2 1082719.6 95707.2 166282.4 83396.5 11569.9 154057.4 100 50.0 4.4 7.7 3.8 0.5 7.1 Ticaret Dengesi 502175.3 1056356.2 -185205.7 48171.4 -72800.2 -138224.0 147317.3 Kaynak: Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, s.53. Komşu ülke olan Đran’ın ise ihraç ettiği ürünlerinin düşük kaliteli olması sebebiyle Azerbaycan’ın dış ticaretinde çok gerilerde kaldığı görülmektedir. Đran’ın 1994 yılında toplam ihracattaki % 38’lik payı ile Azerbaycan’ın en önemli ihraç pazarı idi. Ancak 2000 yılına gelindiğinde Đran’ın ihracattaki payı yalnızca % 0,4 olmuştur. Azerbaycan’ın ithalatında ise Đran % 4.8’lik bir paya sahiptir. 2002 yılında ise Đran, Azerbaycan’ın ithalatında %3.5, ihracatında ise %1.4’lük bir paya sahip olmuştur. 1996 yılından beri, ekonomik düzelmeye bağlı olarak iç talebin yükselmesi sebebi ile ithalatta da hızlı bir yükselme gözlenmektedir. Azerbaycan’ın 2000 yılı ticari ilişkilerinin % 69’u (ithalatın % 86,4’ü ve ihracatın % 58,7’si) özel sektör tarafından gerçekleştirilmiştir. 51 Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Dr. Osman Nuri Aras 2000 yılında dış ticaretin %20.9’u (ithalatın %32.0’ı, ihracatın %13.5’i) BDT ülkeleri ile, %79.1’i (ithalatın %68.0’ı, ihracatın %86.5’i) ise diğer ülkeler ile yapılmıştır. 2002 yılında ise ihracatın %11’i BDT ülkeleri ile, %68’i Avrupa ülkeleri ile, %21’i ise diğer ülkeler ile gerçekleştirilmiştir. Đthalatın ise 2002 yılında %32.9’u BDT ülkeleri ile, %24’ü Avrupa ülkeleri ile, %43.7’si ise diğer ülkeler ile gerçekleştirilmiştir. Bu değişim, Azerbaycan’ın dış ticari ilişkilerinde gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler ile işbirliği yaptığını göstermektedir. BDT Ülkeleri Đle Dış Ticari Đlişkiler Azerbaycan 1991 yılında bağımsızlığını ilan etmesinin ardından dış ticarette SSCB ülkeleri dışındaki yeni pazarlara yönelmiştir. Ancak bağımsızlığın ilk yıllarında Azerbaycan’ın geçmiş ekonomik bölgeye bağımlılığı devam etmiştir. Ülke ekonomisinin Rusya’ya bağımlılığı, bağımsız ekonomik politikanın hayata geçirilmesine ve milli ekonominin yapılandırılmasına suni engeller yaratıyordu75. BDT'nin, toplam ticaret içindeki payı 1998 yılında % 27.7 iken 1999 yılında bu değer % 22.6 olarak gerçekleşmiştir. 2000 yılında BDT Azerbaycan’ın dış ticaret işlemleri içerisinde bu oran biraz daha gerileyerek % 20,9 olmuştur. Dolayısıyla 1991-93 yıllarında dış ticaretinin %80-85 gibi bir oranını BDT ülkeleri ile yapan Azerbaycan’ın dış ticaret ilişkileri 1994 yılından itibaren köklü bir şekilde değişme göstermesi sonucu BDT ülkeleri ile olan dış ticaret hacmi sürekli olarak azalmaya başlamıştır76. Azerbaycan’ın ihracatında BDT ülkelerinin payı 1991’de %94 iken, bu oran 1999’da %22.7, 2000’de %13.5 ve 2002’de %11 olarak gerçekleşmiştir. BDT ülkelerinin Azerbaycan’ın ithalatı içindeki payı ise 1991’de %80 iken, bu oran 1999’da %31.4, 2000’de %32 ve 2002’de %32.9 olmuştur. BDT ülkeleri ve Rusya'dan yapılan dış ticarette, ithalatta görülen azalmanın ihracata göre daha yavaş olduğu görülmektedir. Ukrayna gibi diğer BDT ülkelerinden yapılan ithalat ise daha büyük oranda azalmıştır. 75 76 52 Emiraslanov, s.59. A. V. Veliyev, “Azerbaycan’ın Đstihlak Bazarının Formalaşmasında MDB Ülkeleri Đle Đqtisadi Elaqelerin Rolu”, Azerbaycanda Đqtisadi Đslahatların Heyata Keçirilmesi Hususiyetleri ve Problemler, Đqtisadi Đnkişaf Nazirliği Đqtisadi Đslahatlar Merkezi, Bakı, 2001, ss.185-186. Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz 2002 yılında BDT ülkeleri ile dış ticaret hacmi 894 milyon $ olarak gerçekleşmiştir. Bu miktarın 650.4 milyon $’ı ithalatın, 243.7 milyon $’ı ise ihracatın payına düşmüştür. Dolayısıyla BDT ülkeleri ile ticari ilişkilerinde Azerbaycan 2002 yılında 406.7 milyon $ açık vermiştir77. Yukarıda da ifade edildiği gibi dönüşüm süreci ile birlikte, dış ticaretin yapısında da değişiklik olmuş, Azerbaycan’ın BDT ülkelerine karşı ihracat bağımlılığı azalırken özellikle Avrupa Birliği ülkelerine yönelik ihracatında önemli artışlar kaydedilmiştir. 2.8. Dış Borçlar Azerbaycan’ın dış borç stoku ve dış borçların GSMH içindeki payı yıllar itibariyle devamlı artış kaydetmektedir. Dönüşüm sürecinin başlangıç yıllarında ortaya çıkan ve giderek artan cari açıklarının doğrudan yatırım ve finansman amaçlı yabancı sermaye girişleriyle finanse edildiği görülmektedir. Örneğin, kamu açıklarının finansmanında da yabancı fonların kullanıldığı dış borçların GSMH içindeki payının artışından görülebilir. 1999 yılında yabancı sermaye girişlerindeki azalmaya karşın dış borçlardaki artış cari açığın dış borçlanmayla finanse edildiğini göstermektedir. Benzer şekilde, dış borçların ödenmesinde en önemli kaynak olan ihracat gelirlerindeki artış hızının dış borç artış hızından düşük gerçekleşmesi dış borç/ihracat rasyosunda artışa neden olmaktadır. Dış borç/ ihracat oranı 1993’de %7.3’ten, 1999’da %77.1’e yükselmiştir. Söz konusu oran 2000’de %66, 2001’de %54 ve 2002’de %63 olarak gerçekleşmiştir. Bu durumda ihracat artış hızındaki bir yavaşlamanın, ülkenin dış borç batağına saplanmasına, yani borcu borçla ödeyen bir kısır döngüye sebep olabilecek bir nitelik taşıdığına dikkat çekmek gerekir. Dış borçların GSMH’ya oranına bakıldığında, 1993’de %4 olan bu oranın 2002 yılında % 22.5'e yükselmiş olması, sürdürülebilir büyümenin kaynağına yönelik tehlike sinyallerinin çalması anlamına gelmektedir. Diğer taraftan cari açıkların finansmanında da yabancı kaynaklar kullanıldığından dış borç stoku önemli artışlar göstermiştir. Borçlardaki artışa rağmen, artan yatırımlarla petrol üretim ve ihracatın77 Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz daki artışın borçların geri ödenmesinde herhangi bir sorun yaşanmasını engelleyeceği düşünülmektedir. 1995-2000 yılları arasında alınan kredilerin % 63’ü ekonomik reformlar için hükümete verilen borçlar, % 16’sı hükümete verilen ve hükümetçe kullandırılan borçlar ve % 21’i ise hükümetin garantisi ile verilen kredilerdir. Başlıca kredi kuruluşları; IMF, Dünya Bankası, Avrupa Birliği ve Türk Eximbank’tır. Öte yandan, Karabağ’dan göç edenlere yardım, elektrik dağıtım sisteminin yeniden yapılanması, Baku hava limanının rehabilitasyonu gibi projelerin gerçekleştirilmesi amacıyla 2003 yılında Avrupa Birliği 370 milyon Euro yardımda bulunmayı planladı. Tablo 15. Dış Borçlar Yıllar 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 53 Dış Borç Miktarı (milyar $) 0.05 0.1 0.3 0.4 0.5 0.7 0.72 1.158 1.250 1.374 GSMH’nın %’si 4.0 6.7 12.4 13.6 15.8 15.7 15.8 21.9 21.9 22.5 Kaynak. Azerbaycan Statistik Göstericileri 2002, ARDSK Yayınları, Bakı, 2002; Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, s.53. Diğer BDT ülkeleri ile mukayesede Azerbaycan’ın dış borçlarının daha az olduğu görülmektedir78. Azerbaycan’da dış borçların ödenmesine bütçenin %3’ü ayrılmaktadır. Bu oran diğer BDT ülkelerine göre oldukça aşağıdır. 2002 sonu itibariyle GSMH’sını %22.5’ine karşılık gelen dış borçları, Azerbaycan’ın döviz rezervlerine denk gelmektedir. Uluslararası standartlara göre ise dış borçların GSMH’nın %40’ını, yıllık ihracatın %200-250’sini aşarsa kritik kabul edilmektedir. Öte yandan Azerbaycan’ın dış borçlarının büyük bir kısmı 10 yıldan daha fazla bir vadeye sahip kredilerdir. 78 “Dövlet Statistika Komitesi Verileri”, Azerbaycan Zaman Gazeti, 13-14 Fevral 2003, s.6. Dr. Osman Nuri Aras 54 Zhukov, s.5. Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Ayrıca Azerbaycan yabancı ülkelerden dış yardım da almaktadır. 2002 yılında Azerbaycan’a 42.7 milyon $ insani ve teknik yardım dahil olmuştur. Bu yardımın yarısından çoğu (22.1 milyon $) ABD tarafından yapılırken Japonya 3.6 milyon $, Almanya ise 3.6 milyon $, Đsviçre 3.3 milyon $, Türkiye 1.8 milyon $, Đtalya 1.6 milyon $, Finlandiya 1.3 milyon $ yardımda bulunmuştur79. 2.9. Çevre ve Ekoloji 86.600 km2’lik yüzölçümüne sahip Azerbaycan’ın topraklarının %50’si tarımsal, %2,5’i kentsel alanlardan oluşmaktadır. Azerbaycan arazisinin yüzde 12’si ormanlarla kaplıdır. Yönetim, ormanlardan sanayi ve başka amaçlarla kesimini yasaklamıştır. Koruma, bakım ve ağaçlandırma çalışmalarıyla ormanların geliştirilmesine çalışılmaktadır. Ülkedeki ormanların, çoğunu yapraklarını döken ağaçlarla, çam ağaçları oluşturmaktadır. Azerbaycan florası ve bitki örtüsü de çok zengindir. Bilinen bitki sayısı 1400’den fazladır. Petrol ve doğal gaz en önemli doğal kaynaklardır. Demir, alüminyum, çinko, bakır, arsenik, molibden, mermer ve ateş kili gibi zengin mineral kaynaklarına da sahiptir. Transkafkasya’nın en fazla kirlilik sorunu olan bölgesi Azerbaycan’dır. Yeterli miktarda su rezervlerine sahip olmasına rağmen yüzey suyu kirlidir. Ülkede ciddi su yetersizliği problemi olmasına karşın, suyun %29’u taşınma zamanı kaybolmaktadır. Sanayi üretimindeki düşüşe rağmen hava kirliliği yüksek düzeylerde seyretmeye devam etmektedir. Ülkede hava kirliliğinde otomobil nakliyatı en önemli nedendir. 2001 yılında 402 bin ton, bir başka ifadeyle atmosfere dahil olan zararlı maddelerin genel hacminin %41’i otomobil nakliyatından kaynaklanan atıklardır. Geçmiş yıllardan kaynaklanan toksin atıkları ise ülkenin ekolojik dengesinin bozulmasına bir hayli etki etmektedir. Yaklaşık 3 bin ton civarında toksin atık birikmiş durumdadır80. Zayıf sulama koşulları nedeniyle toprak verimliliği azalmıştır. Hazar Denizi sularının yükselmesi de diğer bir ekolojik sorundur. Önemli bir balıkçılık bölgesi olan Hazar Denizi’nin verimliliği bu sebeple tehlike altındadır. 79 80 Azerbaycan Zaman Gazetesi, 13-14 Favral 2003, s.6. Azerbaycan Statistik Göstericileri 2002, ARDSK Yayınları, Bakü, 2002, s.338. Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz 2.10. Nüfus 2003 yılı başlarında Azerbaycan’ın nüfusu 8.2 milyon kişidir. Kilometrekareye yaklaşık 90 kişi düşmektedir. 2002 yılında ülkenin nüfusu 61 bin kişi artmıştır. 2002 yılında nüfus artış oranı %0.8 olmuştur. Doğum oranlarında bir düşüş eğilimi görülmektedir. Đyi eğitilmiş, vasıflı işgücüne sahip Azerbaycan nüfusunun %40’a yakın kısmı başkent Bakü’de yaşamaktadır. Genel olarak nüfusun %55.8’i kentte %44.2’si ise kırsal bölgelerde yaşamaktadır. Ortalama yaşam düzeyi 72’dir81. 1992 yılında Karabağ sorunu nedeni ile başlayan AzerbaycanErmenistan savaşı sırasında, Azerbaycan iç siyasi çekişmelerin de etkisiyle, 1993 yılında Dağlık Karabağ ile birlikte topraklarının %20’sini kaybetti. Yaklaşık bir milyon Azerbaycan vatandaşı-nüfusun %12’si işgal edilen toprakları terk etmek zorunda kaldı. Dağıstanlılar ve Ruslar ülkedeki en büyük azınlıklardır. Dağıstanlılar nüfusun %3.2’sini, Ruslar 2.5’ini oluşturmaktadır. Ermenilerin ise nüfusun %2’sini oluşturduğu tahmin edilmektedir. Lezgi ve Talış gibi diğer etnik gruplar ise nüfusun %2.3’ünü teşkil etmektedir. Azerbaycan halkını dini Đslam’dır, azınlıklardan Ruslar Rus Ortodoks ve Ermeniler Ermeni Ortodoks inancına sahiptir. 81 55 Dr. Osman Nuri Aras 56 Investors’ Handbook, s.16. Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz ÜÇÜNCÜ BÖLÜM SEKTÖREL ANALĐZ Bu bölümde sanayi, tarım ve hizmetler sektörü alt başlıkları altında, Azerbaycan ekonomisinin sektörel değerlendirmesi yapılacaktır. Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz olan Azerbaycan’da 1990 yılından itibaren hızla düşen sanayi üretimi, Azerbaycan ve diğer eski Sovyetler Birliği ülkelerinde siyasi ve iktisadi istikrarın sağlanmaya başladığı 1995 yılından itibaren tekrar yükselme trendine girmiştir. 1994 yılında %20.8 olan oran 1995’de %29.6 olarak gerçekleşmiştir. Ancak bu oranın 1999 yılına kadar düşü gösterdiği görülmektedir. 3.1. Sanayi Tablo 16. GSMH’da Sanayi Sektörünün Yeri Bağımsızlık öncesi Azerbaycan ekonomisinde temel ağırlığa sanayi sektörünün sahip olduğu görülmektedir. 1988’de milli gelirin %42.1’i sanayi sektörünün payına düşmekteydi. 1988’de sanayi sektöründe faaliyet gösteren 1005 işletmeden 529’u ağır sanayi, 206’sı hafif sanayi, 263’ü tarım sanayi kompleksine bağlı olan gıda üretim işletmeleri olmuştu82. 1990-1995 yılları, sanayi işletmelerinin serbest piyasa ekonomisine uyumlaştırılma dönemi olarak değerlendirilebilir. 1995 yılı sonunda sanayi ürünlerinin fiziki hacminde 1990 yılına oranla %70 gerileme yaşanmıştır. Diğer sektörler de dikkate alındığında 1995 yılında 1990 yılında faaliyet gösteren 3839’dan fazla işletmenin faaliyeti durdurulmuştur. Bir kısmında ise kısmen faaliyete devam edilmiştir. Öte yandan 1990-95 yıllarında sanayi ürünlerinin bütün alanlarda düşüş kaydettiği görülmektedir. Hatta sanayi işletmelerinin sayısının, yeni kurulan özel mülkiyetli işletmelerle birlikte 1005’den 2984’e çıkması üretim hacminin ciddi şekilde azalmasını engelleyememiştir83. Ancak hemen şunu da ifade etmek gerekir ki, 1990-95 yıllarında yaşanan olumsuz ekonomik gelişmeler sadece Azerbaycan’daki gelişmelere değil, eski sosyalist blok ülkelerinde yaşanan siyasi ve ekonomik sürece bağlıdır. 1993-95 yıllarında sanayi üretimi alanında devlet yönetiminin zayıflaması, uyumlu bir istikrar programının olmaması, işletmelerin denetimden uzak kalması ise, sanayi üretiminde hızlı azalışın temel sebepleri olmuştur84. Azerbaycan ekonomisinin petrole dayalı olması nedeniyle sanayi sektörünün temelini kimya, petrokimya, makine, imalat sektörü oluşturmaktadır. Petrol ve petrol ürünleri ağırlıklı bir sanayi yapılanması 82 83 84 Dr. Osman Nuri Aras Eyyubov, s.68. Eyyubov, ss.69-71. Eyyubov, s.72. 57 Yıllar 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 % 26.2 20.8 29.6 28.8 27.3 22.9 28.2 36.0 37.6 34.9 Kaynak: Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, ss.27-28. Sanayi ürünlerinin GSMH içindeki payı 1998’de %22.9, 1999’da %28.2 olarak gerçekleşmiştir. 2000 yılı GSMH içerisindeki toplam payı % 36 olan sanayi ürünleri arasında; petrol, doğal gaz, petrol ürünleri, petrol teknik ekipmanı, çelik, demir cevheri, çimento, kimyasal, petrokimya ve tekstil gibi ürünler bulunmaktadır. 2000 yılı sanayi üretimi 1999 yılına göre önemli oranda büyümüştür. 1996-2000 yılları ekonomik istikrarın sağlandığı bir dönem olmakla birlikte, GSMH’nın artışı petrol üretim sanayisindeki ve yapılan hizmetlerin inşası alanındaki artıştan kaynaklanmıştır. Sanayi ürünlerinin GSMH içindeki payı 2001 yılında %37.6 olarak gerçekleşirken 2002 yılında bir önceki yıla göre düşüş kaydederek %34.9 olarak gerçekleşmiştir. 1996 yılından itibaren makroekonomik istikrarın sağlanması ile birlikte ekonomide yaşanan süreç tersine dönerek, 1996-2000 yılları arasında Azerbaycan’da 2103 yeni sanayi işletmesi açılmıştır. Đşletmelerin sayısı artmasına karşın, istihdam edilen işgücü 1995 yılına göre yaklaşık 1.6 kat azalmıştır. 58 Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz 2003 yılı itibariyle ülkede faaliyet gösteren işletmelerin sayısı 4900 civarındadır. Yeni kurulan sanayi işletmelerinin %90’ı özel sektöre ait küçük ve orta ölçekli işletmelerdir. Ancak Azerbaycan ekonomisi henüz önceki seviyesine ulaşamamıştır. Mevcut sanayi tesisleri eski teknolojiye sahip ve verimliliği düşük tesislerdir. Bu nedenle, Azerbaycan petrol ve madenlerinin büyük bir kısmı hammadde veya yarı mamul olarak satılmaktadır. Petrol üretim ekipmanları imalat sanayi sektörü ve buna bağlı makine-inşaat sektörü Azerbaycan sanayiinin 1/5'ini oluşturmaktadır. Enerji imalatı sanayii, elektronik ve metal işleme, makine ve gemi inşası, lastik, tekstil sanayileri önde gelen sanayi dallarıdır. Ülke nüfusunun % 12.3’ü sanayi sektöründe istihdam edilmektedir. Đmalat sanayiinde kurulu çok sayıda müessese bulunmaktadır. Ancak, diğer bir çok sektörde olduğu gibi sanayi sektöründe de dışa (eski SSCB ülkelerine) bağımlılık tesislerin büyük ölçüde atıl kalmasına neden olmuştur. Đmalat sanayi sektörleri son on yıllık dönemde üretim miktarları bakımından gerileme kaydetmektedirler. 1999 yılı demir çelik üretimi 1990 yılı üretiminin sadece % 4.4’ü kadardır. Kağıt ve orman ürünleri, yapı malzemeleri, tekstil gibi diğer imalat sanayi sektörlerinde de benzer bir duruma rastlamak mümkündür. Gıda sanayiinde şarap üretimi en önemli üretim koludur. Hafif sanayide, tekstil, halı, deri ürünleri, oyuncak, mobilya ve bisiklet başlıca üretim kollarıdır. Tekstil sanayiinde orta, büyük ve küçük ölçekli pek çok tesis mevcuttur (çırçır, iplik eğirme, düz ve yuvarlak örgü, ayakkabı, konfeksiyon ve deri işleme fabrikaları gibi). Bunlar dışında, pamuğu girdi olarak kullanan birkaç fabrika bulunmaktadır. Özellikle tekstil sektörü gittikçe zayıflama dönemini yaşamaktadır. Bu alan Sovyetler Birliği döneminde Azerbaycan sanayisinin %10-15’ini oluşturmaktaydı. Bu alanda çalışanların sayısı ise 55-60 bin idi. Günümüzde ise ülke sanayisinde tekstilin payı % 3-5’dir. Çalışanların sayısı da ciddi şekilde azalmıştır. Tekstil sanayiinin geliştirilmesi hükümetin öncelikli hedeflerinden biridir. 1997 yılı Haziran ayında, Özelleştirme Programı çerçevesinde Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz pamuk atölyelerinin özelleştirilmesine yönelik bir kararname çıkarılmıştır85. Tekstil ve bazı tüketime yönelik sektörler ithal malları ile rekabette güçlük çekmektedirler. Gıda maddeleri üretiminde sürekli bir düşüş gözlenmektedir. Ağır sanayide genelde ara mal ve yarı mamul üretilmektedir. Ağır sanayiinin temelini petrol sanayii oluşturmaktadır. Azerbaycan’da ağır sanayii Sumgayıt şehrinde yoğunlaşmıştır. 88 ana sanayi kuruluşu bu şehirde bulunmaktadır. Azerbaycan hükümeti bölgedeki sanayi kurumlarının rehabilitasyonuna yönelik 25 yıllık bir kalkınma planı hazırlamıştır. Bu planın gerçekleşebilmesi için 30 milyar $’lık yabancı yatırıma ihtiyaç vardır 86. Ağır sanayi komplekslerinin üretiminde ciddi azalmasının, eski Sovyetler Birliği’nin dağılması ile sosyalist cumhuriyetlerin işletmeleri arasındaki ilişkinin kesilmesine bağlı olduğu açıktır. Bu etkinin özellikle ağır sanayi sahalarını kapsadığı görülmektedir. Ancak bu etkiyi hafif sanayi açısından ifade etmek mümkün değildir. 1990 sonrası sanayi sektöründeki üretim düzeyindeki değişim süreci dikkate alındığında, her ne kadar ülkede siyasi istikrar sağlanmış olsa da sanayi sektöründe üretim yapan işletmelerin istihdam sorununu çözmede yeterli olmadığı görülmektedir. Sanayi sektöründe 2000 yılında 15.949.8 milyar Manat'lık (3.564.8 bin $) sanayi ürünü üretilmiştir. Bir önceki yıla göre % 6.9’luk büyümede enerji, petro-kimya fabrikaları ve özel sektöre ait tesislerin büyük etkisi olmuştur. Üretimin % 44.5’i maden çıkarma ve işlenmesinin, % 40.9’u imalat sanayiinin ve % 14.6’sı ise elektrik enerjisi, gaz ve su teçhizatına aittir. Sanayi üretiminin % 56.4’ü devlet sektörünün ve % 43.6’sı ise özel sektörce (1999’da % 32.9) gerçekleştirilmiştir. Özel sektörün üretim içerisindeki payı 2000 yılı içerisinde artmıştır. 85 86 59 Dr. Osman Nuri Aras 60 http://www.bakubusiness.com/ekonomik.htm.12.03.2003. http://www.bakubusiness.com/ekonomik.htm.12.03.2003. Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Tablo 17. Sanayi Üretimi (1995=100) Yıllar 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 Toplam 93.3 93.6 95.7 99.1 105.9 111.3 115.3 Kaynak: Azerbaycan Statistik Göstericileri 2002, ARDSK Yayınları, Bakı, 2002, s.459. 2001-2001 yılının sanayi ürünlerinin üretimi ise bir önceki yıla göre %5.1 olarak gerçekleşmiştir. 2002 yılında sanayi ürünleri üretimi 19.7 milyar Manat olarak gerçekleşmiştir. 2001 yılına oranla %3.6 artış kaydetmiştir. 2002 yılında sanayi sektöründe özel sektörün payı %53.7 olarak gerçekleşmiştir. Öte yandan sanayi ürünleri içinde üretim sanayisini payı %48.5, imalat sanayisinin payı %42.0 ve elektrik enerjisi, gaz ve su taleplerinin karşılanmasına yönelik yapılan hizmetlerin payı ise %9.5 olmuştur. Enerji imalatı sanayii, elektronik ve metal işleme, makine ve gemi inşası, lastik, tekstil sanayileri önde gelen sanayi dallarıdır. Pamuğa dayalı entegre tesislerin kurulması ve petrol rafinerilerinin modernizasyonu aciliyet taşımaktadır. Azerbaycan sanayi potansiyelinin %20’lik kısmını, petrol işleme makineleri üretim sektörü ve bağlı makine-inşaat sektörü oluşturmaktadır. Petrol işleme makineleri üretimi Azerbaycan’ın en eski ve ana sanayi dalıdır. SSCB döneminde bu sektör, SSCB ihtiyaçlarının %70’ini karşılamaktaydı. Ancak, çok eski teknoloji ile üretim yapılması, hammadde ve yedek parça yokluğu gibi nedenler, ülke ihtiyaçlarının çok üstünde kapasiteye sahip olan fabrikaların ya eski kapasitelerinin çok altında üretim yapmasına ya da kapanmasına neden olmuştur. Sanayi müesseselerinin tümü Sovyetler Birliği dönemindeki başka cumhuriyetlerle irtibatlı olduğundan dolayı, bağımsızlık sonrasında sanayi sektöründe, büyük problemler yaşanmaktadır. Öte yandan, teçhizat ve donanımın keyfiyetinin düşük olması ise üretimin yapılmasını anlamsız kılıyor. 61 Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Dr. Osman Nuri Aras Hükümet, petrole bağlı endüstrileri stratejik sanayi dalları olarak kabul etmiş ve özelleştirme kapsamına almıştır. Diğer yandan, 1995 yılında ortak üretime geçmek amacı ile yabancı yatırımcı aramak üzere bir program başlatılmıştır. Ancak, uluslararası bu yatırımlara bazı sınırlamalar da getirilmiştir. Bağımsızlıktan sonra, petrole bağlı endüstrilerden metal işleme, bilgisayar, kimya sektörlerine yönelme başlamıştır. 1 Ocak 1997 tarihinden itibaren yeni Gümrük Vergisi ve KDV oranları yürürlüğe girmiş; koruma önlemleri arttırılmıştır. Bunun yanı sıra, yatırım için kullanılan her türlü ham madde, yarı mamul, makine ve teçhizat ithalatı Gümrük Vergisinden muaf tutulmuştur. Büyümedeki sürekliliğin nedeni, büyük ölçüde petrol sektörü ve buna bağlı inşaat faaliyetleridir. Son iki yılda petrol makineleri üretimi ve metalürji alanlarında önemli gelişmeler olmuştur. Sanayi ürünlerinin üretiminde özel sektörün payının gittikçe arttığı görülmektedir. Örneğin, sanayi ürünlerinin üretiminin 1998’de %26.4’ü, 1999’da %37.3’ü, 2000’de %43.7’si, 2002’de %53.7’si özel sektörün payına düşmektedir. Ancak bu artış, özel sektörün ekonomide ağırlığının artmasının yanı sıra, devlet sektörüne ait büyük sanayi işletmelerinin üretim hacminin aşağı düşmesinden ve bazı ürünlerin üretiminin tamamen durdurulmasından kaynaklanmaktadır. Madencilik Sektörü Azerbaycan yeraltı kaynakları bakımından çok zengindir. Başlıca kaynakları; petrol, doğal gaz, bakır, alunit, çinko, kurşun, sülfat, polimetal filizi, civa, molibden, demir cevheri, barit, kobalt, arsenik, mermer, kireç taşı, siyanit, maden tuzu ve kaya tuzudur. Dolayısıyla Azerbaycan, hem metal cevheri hem de endüstriyel hammadde bakımından zengin bir portföye sahiptir. Doğal kaynakların kullanımı genellikle Sovyetler Birliği'nin kısa ve uzun vadeli ihtiyaçları dikkate alınarak planlanmıştı. Maden yataklarından, eski merkezi hükümetçe aşırı derecede kullanılanların bazılarında verim düşerken, bazıları ise kapanmış veya ekonomiye yük olacak duruma gelmiştir. Demir rezervlerinin 200-250 milyon ton civarında olduğu tahmin edilmektedir. Demir cevheri çıkarımı SSCB’nin dağılmasından sonra 62 Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz durmuştur. Bunun nedeni, en önemli alıcı konumundaki Gürcistan’ın düşük kaliteyi öne sürerek demir satın almaktan vazgeçmesidir. Ancak, Alman ve Đngiliz firmaları demir yataklarının rehabilitasyonu ile ilgilenmektedir. Filizçay’daki polimetalik cevher yataklarında önemli bir potansiyel olduğu tahmin edilmektedir. Kısaca Azerbaycan, madencilik sektöründe birçok sorunla karşı karşıyadır. Çok sınırlı olan maden üretimi tesislerinde teknoloji geri kalmıştır. Güneş kolektörü ve gümüş mücevheratı üretimi gibi konular, halen devlet tekelindedir. Yüksek tenör ve rezervde altın yatakları bulunmakla birlikte, henüz hiçbiri işletilmeye sokulmamıştır. Azerbaycan’da zengin altın yataklarının işlenmesi için ABD’nin "RV Investment Grour Servis" şirketi ile anlaşma yapılmıştır. 25 yıllık anlaşmaya göre ABD şirketi proje doğrultusunda 500 milyon $’a yakın sermaye yatırımında bulunacaktır 87. 100 bin ton sülfürik asit stokları olmasına rağmen, pazar imkanı bulunamamış ve 1 milyon $ değerinde gümüş mücevheratı Pazarlanamadığı için üretimi durdurulmuştur. Madencilik sektöründe acil modernizasyona ihtiyaç varlığını ve önemini devam ettirmektedir. Elektrik Enerjisi Azerbaycan’da enerji sektörü 5.000 mega-watt (MW) üretim kapasitesine sahiptir. Ülkede, kapasitelerinin %85’ini kullanan sekiz termik santral ve altı hidroelektrik santral mevcuttur. Sovyet döneminde inşa edilen bu elektrik üretim merkezleri bağımsızlık sonrasında yeterince etkili olmamaktadırlar. Azerbaycan’da elektrik enerjisinin %82’si termal elektrik istasyonlarında, %18’i ise hidroelektrik istasyonlarda üretilmektedir. Teknoloji ve ekipmanlar aşınmış ve eskidir. Üretim kaybı giderek yükselmektedir. Üretim kaybı, toplam üretimin yaklaşık %15-20’sidir. 1995 yılında fiyat liberalizasyonu, enerji sektörünü de kapsayacak biçimde genişletilmiş ve ülke içindeki enerji fiyatları dünya fiyatları düzeyine yükseltilmiştir. 87 “Azerbaycanın Qızıl Yataqlarının Đşlenmesine Başlanılacaq”, http://www.ucnoqta.com/2003/03/04/anons.php?m=7. 12.06.2003. Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Ülkenin elektrik enerjisi üretimi ise yıllar itibariyle şöyle gerçekleşmiştir88: 1990’da 23152, 1995’de 17044, 1996’da 17087, 1997’de 16836, 1998’de 17998, 1999’da 18176, 2000’de 18699.3, 2001’de 18969.6 milyon kw/saat. Gürcistan ve Ermenistan’da üretilen enerjinin miktarı, iki ülkenin toplamı 1500 megavattır. Azerbaycan’da ise bu rakam 4000 megavattır. Ancak bu miktar gerekli ihtiyaçları karşılayamamaktadır. Ülkenin elektrik enerjisi ile teminatını iyileştirmek amacıyla 2003 ve 2004’de 1,3 milyar kw elektrik enerjisinin Rusya’dan alınması planlaştırılmıştır. Yazda elektrik tüketimi yaklaşık olarak 2.400, kışta ise 4.000 MW kadardır. Günümüzde Azerbaycan kendi enerji ihtiyacını özellikle kış devrinde karşılayamamaktadır. Ülkenin kendi elektrik ihtiyacını karşılayamamasının en önemli nedenleri, üretim tesislerinin eskimesi ve bakım-onarımın yapılamamasıdır. Öte yandan olumsuz dağıtım koşulları nedeniyle enerjinin %20’si israf olmaktadır. Ülkenin tümünün enerji ihtiyacının karşılanabilmesi için Azerbaycan Rusya, Türkiye ve Đran’dan enerji ithal etmektedir. Azerbaycan, Gürcistan ve Türkiye ile birleşik enerji sistemi kurmak için, AB programına katılmıştır. Öte yandan Azerbaycan, enerji sektöründe görülen kayıpların giderilmesi amacıyla özelleştirmeye gitmiştir. 1996 yılında Cumhurbaşkanı Aliyev, devletin tekelinde olan Azerenerji’nin yeniden yapılanması, anonim şirket olması ve beş yıl içinde özelleştirilmesi konusunda kararı imzaladı. 2000 yılında özelleştirilmeye sunulan 16 ağın satılması yolundaki başarısızlıktan sonra (satlığa sunulmuş 16 ağdan yalnız 4’ü için teklif gelmişti) Azerbaycan enerji bakımından beş bölgeye bölündü Bakü, Nahçıvan, Kuzey (Sumgayıt), Güney (Ali-Bayramlı) ve Batı (Gence), daha sonra bu beş bölgeye ilişkin anonim şirketlerin kurulması kararı alındı. Azerbaycan’da elektrik enerjisi üretimi için gerekli yakıt problemi bulunmamaktadır. Ülke, kendi ihtiyacını karşılayacak petrol ve doğal gazın verimli olarak üretimi ve elektrik enerjisine dönüştürülmesi, teknik yönden uygun bir biçimde iletilmesi ve dağıtılması, buna karşılık bedelinin tahsili ile ilgili problemlerin yaşanması da dikkate alınarak başta Bakü olmak üzere, Sumgayıt, Ali Bayramlı, Mingeçevir şehirlerinin elektrik şebekeleri, uzun süreli idare etmek üzere özel sektöre 88 63 Dr. Osman Nuri Aras 64 Azerbaycan Statistik Göstericileri 2002, ARDSK Neşriyyatı, Bakı, 2002, s.472. Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz devredilmiştir. Bakü ile ilgili devir işlemi, Aralık-2000’de işletme hakkı devir ihalesinin yapılarak, elektrik dağıtımının işletilmesi 7 Kasım 2001’de Cumhurbaşkanı tarafından imzalanan ferman ile 1 Ocak 2002’den başlamak üzere bir Türk şirketi olan Barmek Holding’e verilmiştir. Bazı projelerde Azerbaycan’ın enerji sektörünün yeniden inşasına destek verilmiştir. 1991-2000 yılları arasında yaklaşık olarak 500 milyon $ gelişen enerji sektörüne yatırıldı. Yabancı sermayedarlar bunda büyük rol oynasalar da, onların motivasyonunun petrol sektöründe olduğu gibi güçlü olmadığı görülmektedir. Mayıs 2002-de Yenikende hidroelektrik santralinin inşaatı tamamlandı. Mingeçevir’de Kür nehri üzerinde olan Hidroelektrik istasyonunun 41 milyon $ değerindeki yeniden inşaası projesi tamamlandıktan sonra enerji kapasitesinde önemli artış meydana geldi. Aralık-2000’de Bakü yakınlarında değeri 201 milyon $ olan “Severnaya” elektrik istasyonunun inşasına başlanıldı. Buranın çalışma kapasitesini artırabilmek için Japon şirketleri Mitsui ve Mitsubishi, Đsveç şirketi ABB ve Türkiye şirketi TML Borova, bu projede taşaronluk yapmaktadırlar. Almanyalı KFW, Ekim 2000’de yarım-istasyonların kurulması ve teknik araçların elde edilmesi için 15 Milyon $ değerinde kredi ayırmıştır. Azerbaycan’ın enerji sektörünün tümüyle yeniden yapılanması için 2.5 Milyar $’a ihtiyaç olduğu tahmin edilmektedir. Japonya’nın Uluslararası Tarafdaşlık Bankası da (JUTB) enerji sektöründe önemli fınans kaynağı olmuştur. Kurum, sektörün gelecekte gelişmesi için 339 Milyon ABD Doları değerinde kredi ve Sumgayıt’ta petrokimya merkezi için blokların inşasına 100 Milyon ABD Doları değerinde kredi vermiştir. Kurum aynı zamanda Karadağ’dan (Bakü’nün güneyinde) bölgedeki elektrik istasyonuna gaz kemerinin gelmesini de sağlamıştır. Gelecekte, enerji sekörünü optimize etmek için Cumhurbaşkanı Aliyev, elektrik ağlarının uzun süreçde idaresine ilişkin dört anlaşmayı imzalamıştır. 3.2. Tarım ve Hayvancılık Tarım, Azerbaycan ekonomisinde gelişim ve yatırım için ikinci önemli sektördür. Azerbaycan'daki zengin tarım alanları ve değişik iklime sahip bölgeler, geniş çeşitlilikte, kaliteli ve işlenmeye değer ürün 65 Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Dr. Osman Nuri Aras yetiştirilmesini mümkün kılmaktadır. Azerbaycan'da yeryüzünde mevcut 11 iklimsel bölge türünün 9'u mevcuttur. Bu çeşitlilik subtropik iklimden tundra iklimine kadar uzanmaktadır. Bir sezonda birden fazla hasat elde etmek mümkündür. Kısaca iklimi tarımsal üretime oldukça elverişli olan Azerbaycan’ın başlıca tarım ürünleri buğday, pamuk, tütün, çay, zeytin, sebze ve meyvedir. Azerbaycan, çoğu 40.000 km’den daha uzun kanal ve borularla sulanabilmekte olan yaklaşık 6,5 milyon hektar (ha) ekili alana sahiptir. Ülkede ekilebilir alanlar % 18, sürekli ürünler % 5, bitki örtüsü % 25, ormanlar % 11, diğer % 41’dir. Toplam sulanabilen arazi miktarı ise 1.440.000 ha’dır. Diğer yandan 713 kilometre uzunluğundaki Hazar Denizi kıyılarında ve zengin akarsularında balıkçılık ve su ürünlerinin özel bir yeri vardır. Arazilerin özel mülkiyeti, Sovyetlerin 1920’de Azerbaycan'ı işgal etmesi ile birlikte tarım sektöründe de sona ererken, tarım arazileri kolhoz (kollektif işletmeler) ve sovhoz (devlet işletmeleri) adı verilen devlet mülkiyeti esasına dayalı tarımsal kooperatiflerle idare edilmeye başlanmıştır. Bu dönemde, hangi ürünlerin nerede üretileceği ve bu ürünlerin hasat edildikten sonra nereye gönderileceği merkezi yönetim tarafından planlanmaktaydı. Ülkenin güney sınırında Đran'a yakın bölgede bulunan Lenkeran yöresi özellikle lahana, domates ve biber üretimi için çok elverişlidir. Bu yöre geçmişte çok verimli olduğunda "Tüm Birliğin Bahçesi" olarak adlandırılmaktaydı. Ayrıca, Guba, Haçmaz ve Masallı yörelerindeki kolhoz ve sovhozlarda da sebzecilik büyük bir öneme sahipti. Toplam olarak Azerbaycan, 500.000–600.000 ton sebzeyi Birlik Fonu'na göndermekteydi. Azerbaycan için pamuk endüstrisi de büyük bir öneme sahiptir. 1970'ler ve 1980'lerde her yıl yaklaşık bir milyon ton civarında pamuk üretilmekteydi. Ancak, geçiş sürecinde yaşanan genel problemlerin yanı sıra, dünya piyasalarındaki pamuk fiyatlarının düşüşüne bağlı olarak günümüz üretimi oldukça büyük miktarlarda azalmıştır. Sovyet döneminde büyük bir artış gösteren tahıl üretimi 70 ve 80'li yıllarda yıllık bir milyon tona kadar çıkmıştır. Ayrıca, birim alandan elde edilen ürün miktarı da 1913 ve 1970 arasında üç kattan fazla artış göstermiştir. Sovyet yönetimi Azerbaycan'daki tahıl üretimini 66 Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz daha ileri seviyelere götürmek yerine şarap endüstrisi üzerinde durmayı tercih etmiştir. Azerbaycan'da üretimden kesilen tarım ürünlerinden birisi de pirinçtir. Pirinç, Azerbaycan'da geleneksel olarak ve uzun yıllardır bazı güney bölgelerde ve kuzeydeki Gagavuz dağlarının eteklerinde yetiştirilmekteydi. Sovyet döneminde SSCB'nin diğer cumhuriyetlerinde çok fazla pirinç üretildiği gerekçesiyle Azerbaycan'da üretimi pirinç üretimini durdurulmuştur. 1970'lerde Azerbaycan tarımının özellikle şaraplık üzüm üretimi yönünde geliştirilmesi için girişimlere başlamışlardır. Mevcut sermayenin çoğu tren yolları ve sulama borularının döşenmesine ayrılarak yaklaşık 70.000–80.000 hektar arazi şaraplık üzüm üretimine açılmıştır. Bu amaçla planlan hedef 1990'dan itibaren yıllık 3 milyon ton üzüm üretimi sağlamaktı. 1982 yılında üretim alanlarını çok fazla genişletmeden ve verim düzeyini artırarak yıllık 2,1 milyon tona ulaşılmıştır. Sovyet rejimi zamanında yukarıda bahsedilen politikaların ışığında Azerbaycan'da rejimin gerekli gördüğü üç tarımsal üretim kolu geliştirilmiştir: - Pamuk üretimi - Şarap üretimi - Sebze üretimi Bu ürünlerin çok az bir kısmı Azerbaycan'da tutulmaktaydı. Örneğin, üretilen pamuk Rusya'ya gönderilmekteydi. Moskova Azerbaycan'ı her zaman bağımlı kılarak kendi bünyesi içerisinde tutmaya çalışmıştır. Azerbaycan her yıl Birlik Fonundan ortalama 1.200.000 ton süt ve süt ürünleri ile 35.000-40.000 ton et ve et ürünleri almaktaydı. Zira Azerbaycan’da hayvancılığın gelişmesi için gerekli olan hayvan yemi üretim izni Sovyet yönetimince verilmemekteydi. Bunun sonucu olarak Azerbaycan’da diğer Sovyet Cumhuriyetlerine oranla çok daha az et ve süt ürünleri tüketilmiştir. Örneğin, Sovyetler Birliği'nin ortama kişi başına düşen yıllık et tüketimi 65 kg iken Azerbaycan'da bu oran 37 kg civarında olmuştur89. SSCB’nin dağılması ile birlikte, Sovhozlar (devlet çiftlikleri) ve Kolhozlar (kollektif çiftlikler) kendiliğinden çözülmeye başlamıştır. Makroekonomik ve politik istikrarın sağlanması ile, hükümet tarımsal Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz alanda reform çalışmalarına hız vermiştir. 1995 yılında uygulamaya konulan Tarım Reformu Kanunu ve toprak reformuna yönelik hukuki düzenlemelerin (Toprak Kanunu, Mülkiyet Hakkında Kanun, Köylü Đşletmelerinin Kurulması Hakkında Kanun, Sahipkarlık Hakkında Kanun v.b.) yapılması ile birlikte, Sovhoz ve Kolhozların sayısı azalırken, aile çiftliklerinin sayısı artmaya başlamıştır. Temmuz 1999 sonu itibariyle ülkede 44 561 özel çiftlik bulunmaktadır. Özel çiftliklerin sayısı 1998 yılında 25.608 iken 1999 yılında %74 oranında artmıştır. Ancak çiftliklerin ortalama büyüklükleri 6,5 hektardan 3,7 hektara düşmüştür. Aynı dönemde devlet çiftliklerinin sayısı ise 306’dan 201’e düşmüştür. Toprakta devlet mülkiyetinden, özel ve kollektif mülkiyete geçiş büyük ölçüde gerçekleştirilmiştir 90. SSCB’nin dağılmasının ardından BDT pazarını büyük oranda kaybeden ve genelde üretim güçlüğü içerisinde bulunan Azerbaycan’ın tarımsal üretimi 1990-1995 yılları arasında % 48 oranında azalmıştır. Ancak daha sonra bu azalma durdurulmuştur. 1996 yılında yapılan toprak reformları ile üretim artışına geçilmiştir. Halkın beslenmesi için gerekli olan gıda maddelerinin üretimi yönünde çok elverişli doğal şartlara sahiptir. Ancak iklim koşulları ve doğal ortamın elverişli olmasına rağmen; makine-ekipman yetersizliği, kaliteli tohum, gübre ve zirai ilaç kullanılmaması, bankacılık mevzuatındaki yasal eksiklilerden dolayı tarımsal kredilerin açılamaması, tapu ve kadastro sisteminin yerleşik olmaması v.s. nedenlerle ülke potansiyeli yeterince değerlendirilememektedir91. Azerbaycan'ın bağımsızlığına kavuşmasından sonra, özelleştirmenin başlamasıyla birlikte tarım arazilerinin de özel mülkiyete devredilmesini, Bağımsız Devletler Topluluğu içerisinde uygulayan tek ülke olmuştur. Kazakistan, Özbekistan ve diğer Cumhuriyetlerde ise araziler, geçici kullanım için kira ya da leasing yoluyla verilmektedir. Ancak makinelerin artık iyiden iyiye eskimesi ve bakımsız kalması nedeniyle kullanım imkanı ve verimliliği sınırlanmaktadır. Ülke genelinde 1996 itibariyle devlete ait hayvanların hemen hepsi de (%99.8 90 91 89 “Azerbaycan-Türkiye Tohum Üretim ve Araştırma Đşletmesi Projesi ile Đlgili Görüntüler”, http://www.tika.gov.tr/tur/projeler/tarim/main.htm. 12.03.2003. 67 Dr. Osman Nuri Aras 68 http://www.bakubusiness.com/ekonomik.htm. 13.03.2003. Azerbaycanın Đqtisadi Đcmalı, Rüblük Bülleten, TASĐS Avropa Ekspertiza Xidmeti, Bakı, Đyul-Dekabr 1999, s. 41; Sinan Oğan, “Bağımsızlığının Onuncu Yılında Azerbaycan Ekonomisi ve Türkiye Đle Ekonomik Đlişkileri”, www.ceterisparibus.net/arsiv/s_ogan.pdf. 12.03.2003 Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz büyükbaş, % 98 küçükbaş) özel sektöre dağıtılmıştır. Kalan hay-vanlar hükümet tarafından damızlık amacıyla kullanılmaktadır. Azerbaycan Tarım Bakanlığı verilerine göre, bir milyonun üzerinde insan tarım arazisi sahibi olmuş ve çiftlik sayısı 30.000'e ulaşmıştır. Yeni tip çiftlikler, eski Sovyet tipi kollektif formlarda (kolhoz) oluşturulmaktadır. Azerbaycan Tarım Bakanlığı, kendi iç yapısına tarıma yönelik yeni bir devlet politikası çerçevesinde işlevsellik kazandırmayı planlamaktadır. Bakanlık içerisindeki bu yeni reformlar, Dünya Bankası, Đslam Kalkınma Bankası ve EBRD gibi kuruluşlar ve diğer uluslararası finans kurumlarından alınan tavsiyeler ışığında başlatılmıştır. Ülkede Sovyet rejimi döneminde azaltılan ürünler tekrar üretim zemini kazanma aşamasındadır. Sovyet rejiminin dağılmasından sonra Azerbaycan daha çok tahıl üretimine yönelmiştir. Tahıl üretimini artırmak için şaraplık üzüm bağlarının buğday tarlalarına çevrilmesi yönünde bir eğilim gözlemlenmektedir. Üretiminin tekrar gündeme getirilmesi düşünülen bir başka ürün de şekerpancarıdır. Azerbaycan, Sovyet rejimi döneminden önce önemli miktarlarda şekerpancarı üretmekteydi. Ancak Ukrayna da bu ürünü üretmeye ve SSCB'nin tümünün ihtiyacını karşılamaya başlayınca Azerbaycan'da pancar üretimi yapmaya gerek kalmamıştır. Bağımsızlıktan sonra, Nahçıvan, Beylagan, Sabirabad, Đmişli ve Salyan yörelerinde tekrar üretilmeye başlanmıştır. Günümüzde Azerbaycan’da yıllık yaklaşık 50.000-60.000 ton pancar üretilmektedir. Ancak ülkede şekerpancarını işleyecek fabrika bulunmamaktadır. Dolayısıyla, pancar sınır şehri Bilasuvar'dan Đran'ın Erdebil şehrine gönderilmektedir. Đran pancarı işleyip, işlenmiş ürün olarak Azerbaycan'a geri göndermektedir. Bu sistem Azerbaycan’ın aleyhine olduğundan dolayı ülkede şeker üretimine ilişkin bazı girişimler mevcuttur. Guba ve Saatli yöresindeki fabrikalar küçük paketler halinde çeşitli reçel ve marmelatlar üretmektedir. Lenkeran'daki bir başka fabrika da salça üretmektedir. Bu üç yeni fabrika ürünlerini Japonya, Rusya, Belçika ve Đsviçre gibi ülkelere ihraç etmektedir. Ayrıca çay işleme fabrikalarının da özelleştirilmesine ihtiyaç duyulmaktadır. Azerbaycan'ın çay üretimi 1970'lerde 34.000 ton civarında iken bu miktar geçen zaman zarfında azalarak 1.900 tona kadar düşmüştür. Bu durum kısmen ülkede çalışır vaziyette çay işleme 69 Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Dr. Osman Nuri Aras fabrikasının bulunmayışından kaynaklanmaktadır. Ancak yakın zamanda Bakü'deki çay fabrikaları Türk şirketlerince satın alınmış ve çiftçiler yeniden çay üretimine başlamıştır. Bu fabrikalarda işlenen Azerbaycan çayı Türk ve Hint çayı ile karıştırılarak satışa sunulmaktadır92. SSCB döneminde, merkezi planlama stratejileri çerçevesinde, Azerbaycan bir tarım ülkesi olarak varlığını sürdürmüştür. 1993 yılında Dağlık Karabağ ile birlikte topraklarının %20’sini kaybeden ülkenin sebze, meyve ve üzüm yetiştirmeye elverişli tarımsal alanları da elden çıkmış ve bu ürünlerin üretiminde büyük ölçüde düşüş meydana gelmiştir. Tarım alanlarının Ermenistan’ın eline geçmesi ile birlikte sebze üretimi yarıya inmiş, üzüm üretimi ve şarap ihracatı önemli ölçüde azalmıştır. 117 üzüm işleme fabrikasından çoğu üretim dışı hale gelmiştir93. Ermeniler tarafından işgal edilen arazilerin büyük kısmı verimli tarım alanlarıdır. Örneğin, Fuzuli yöresinde yıllık 100.000 ton üzüm üretilmekteydi. Zangilan şehri üç üzüm işleme fabrikası ve 3000 hektar üzüm bağına sahipti. Ağdam pamuğu, Gubadli ise hayvancılığı ile meşhur bölgelerdi. Ermeni işgali nedeniyle bu bölgeden göç edilmek durumunda kalındığında, yaklaşık 145.000 büyükbaş hayvan da yörede bırakıldı. Ülkedeki çoğu yetiştirici ve üretici açısından en büyük problem, nakit para akışının olmayışı ya da sağlanamayışıdır. Çiftçilerin ödünç para alacağı kredi birliği sistemleri henüz mevcut değildir. Tarım Bakanlığı her yörede kredi birlikleri oluşturma amacındadır. Ancak böylelikle tarımsal girdi alımlarındaki tıkanıklık ya da yetersizlik aşılabilir. Azerbaycan yukarıda bahsedilen problemleri aştığında tarımsal açıdan geleceği parlak görünmektedir. Çünkü Azerbaycan'ın iklim ve toprak koşulları birinci kalitede ürününün yetiştirilmesini mümkün kılmaktadır. Şu anki geçiş döneminin ardından, üretim verimliliğinin artışı da mümkün olacaktır. Damızlık tuhum, suni gübre, ilaç, ekipman gibi temel girdilerde ve pazara ulaşma konusunda yaşanan problemlerin aşılması durumunda, tarım sektöründe büyük bir gelişmenin yaşanması mümkündür. 92 93 70 “Azerbaycan-Türkiye Tohum Üretim ve Araştırma Đşletmesi Projesi ile Đlgili Görüntüler”, http://www.tika.gov.tr/tur/projeler/tarim/main.htm. 12.06.2003 http://www.bakubusiness.com/ekonomik.htm, 12.06.2003 Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Dr. Osman Nuri Aras Tablo 18. Tarım Sektörünün GSMH’daki Yeri Yıllar 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 Tablo 19. Tarım Ürünleri Üretimi (bin ton) % 28.4 32.9 27.2 27.5 21.6 18.7 18.4 16.1 14.7 14.2 Yıllar 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 Kaynak: Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, s.27-28. Nüfusun yaklaşık % 36’sının istihdam edilmekte olduğu tarım sektörünün GSMH’ya katkısı ise her geçen yıl azalmaktadır. Tarım sektörünün ekonomideki ağırlığı azalırken, işgünün önemli bir kısmını istihdam etmeye devam eden tarım sektöründe de bazı reform uygulamalarına devam edilmektedir. Bu kapsamda, tarımsal altyapı iyileştirilmekte, eğitim, araştırma faaliyetleri, özel sektör girişimciliği desteklenmekte, çiftçilere makine ve teçhizat yardımında bulunulmakta, Tarım Bakanlığı yeniden organize edilerek politika üretmede ve uygulamada etkinliği artırılmaya çalışılmaktadır. Pamuk üretiminde geçmişten beri önemli bir yere sahip olan ülkede üretim, büyük kısmı Rusya ve Özbekistan’dan gelen nitrojen gübre ve biçme makineleri gibi girdilerin eksikliği ve bunların yedek parça fiyatlarındaki artışlar nedeniyle düşmüştür. 71 Tahıl 1413.6 1346.4 1337.2 1147.9 1039.2 921.4 1018.3 1127.1 950.3 1098.3 1540.2 2016.1 2195.7 Pamuk 542.9 539.7 336.3 284.5 283.7 274.1 274.4 124.6 112.9 96.8 91.5 83.6 80.4 Tütün 52.9 57.3 52.3 44.9 20.8 11.7 11.2 15.1 14.6 8.6 17.3 12.7 3.3 Üzüm 1196.4 1125.6 607.0 411.3 313.8 308.7 275.0 145.3 144.2 112.5 76.9 68.1 62.0 Çay 30.7 26.6 22.6 24.0 19.4 9.4 3.0 1.6 0.9 2.7 1.1 1.4 1.4 Kaynak: Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, s.34-35. Ülkenin pamuk üretimi potansiyeli yılda 830 000 tondur. Pamuk üretiminin %70’i hammadde olarak ihraç edilmektedir. Önemli ölçüde pamuk üretilmesine rağmen, pamuk işleme tesisleri az sayıdadır. Pamuk üretimine ilişkin el ile toplama (%35’i el ile toplanmaktadır), parazitlerin yeterli kontrol edilememesi gibi sorunlar yaşanmaktadır. Aynı sorunlar tütün ve çay için de geçerlidir. Sovyet döneminin son yıllarında 62000 metrik ton ulaşan tütün üretimi günümüzde önemli oranda azalma kaydetmiştir. Đşletmecilik imkanı olan tarım ürünlerinden biri de fındıktır. Başta Zaqatala olmak üzere, Baku, Kuba ve Haçmaz’da üretilmektedir. Kabuklu fındığın %65’i AB’ye ihraç olunmaktadır. Üzümcülük ve şarapçılık ise Sovyet döneminde tarım sektöründe önemli bir yere sahip olmuştur. Günümüzde de tarım endüstrisinde yatırım alanlarından biri olma potansiyeline sahiptir. Tablo-19’da tarım ürünlerinin yıldan yıla üretim düzeyinin düştüğü görülmektedir. Tablo-20’de ise üretimi artan tarım ürünleri ile ilgili bilgiler yer almaktadır. 72 Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Tablo 20. Tarım Ürünleri Üretimi (bin ton) Yıllar 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 Şeker Pancarı 19.8 11.6 17.8 28.1 40.1 33.7 41.4 42.2 46.7 41.3 115.8 Patates 185.2 179.9 156.0 152.2 150.3 155.5 214.6 223.4 312.5 394.1 469.0 605.8 694.9 Sebze 856.2 805.3 555.1 487.8 482.9 424.1 570.0 495.4 502.3 670.8 780.8 916.4 967.3 Meyve 367.4 498.3 400.9 346.4 323.5 324.4 321.2 330.9 390.6 436.5 477.0 497.5 512.4 Kaynak: Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, s.35. 2002 yılında tarım ve hayvancılık ürünleri üretiminde bir önceki yıla göre %6 artış sağlanmıştır94. Hayvancılık ülke ihtiyacını karşılayacak şekilde gelişmiştir. Fakat 1999 yılına kadar hayvancılık sektöründe büyük düşüşler meydana gelmiştir. Bağımsızlık sonrası ülkede kârlı alanlardan biri de büyükbaş hayvan yetiştiriciliği olmuştur. Günümüzde ülkede geçmişle mukayese edildiğinde oldukça fazla et ve süt ürünleri bulunmaktadır. Bu üretimin hemen hepsi özel çiftliklerce sağlanmaktadır. 1996'daki özelleştirmeden sonra büyükbaş hayvan yetiştiriciliği artmıştır. Ayrıca ülkede süt ürünlerinin kalitesi de geliştirilmiştir. Şu an Azerbaycan şirketleri 15 çeşidin üzerinde süt mamulünü (yoğurt, kaşar, beyaz peynir, süt, vb.) üretmektedir. Hayvancılık ürünlerinin üretimi ile ilgili veriler ise Tablo-21’de yer almaktadır. Verilerde dikkat çeken nokta, et üretiminde 1998 yılına kadar gerilemenin ardından yeniden artış sürecine girildiğidir. Ancak henüz 1990 yılı seviyesine ulaşılamamıştır. Şeker pancarı üretimine rağmen şeker fabrikasının yokluğu nedeniyle, şeker pancarı işlenmek üzere Đran’a gönderilmektedir. Şeker 94 Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz ihtiyacı yaklaşık 360000 ton olan Azerbaycan’da hem şeker pancarı üretimine hem de şeker fabrikalarına ihtiyaç duyulmaktadır. Süt üretiminde ise 1997 yılına kadar azalmanın ardından yeniden artış sürecine girilirken, 2002 yılı üretiminin 1990 yılı üretim düzeyinin üzerinde olduğu görülmektedir. Yumurta üretiminin ise 1998 yılına kadar azalma kaydettiği, bu tarihten sonra ise yeniden artış göstermeye başladığı, ancak 2002 yılındaki üretimin 1990 yılı üretim düzeyinin bir hayli altında kaldığı görülmektedir. 1996 yılından itibaren sanayide gözlenen iyileşme, tarım sektöründe 1998 yılından itibaren başlamış ve 2000-2001-2002 yıllarında da devam etmiştir. Bu olumlu gelişme de uluslararası kuruluşlarla işbirliğinin de önemli katkısı vardır. Tarımın gelişen alanlarında ve hayvancılıkta hem üretim hem de hizmet alanları için yeni işyerleri kurulmaktadır. Tarım ve hayvancılık sektöründe yapılan reformların sonuçlarının da alınmaya başlamasıyla her yıl daha iyi sonuçlar alınmaya başlamıştır: 2002 yılında 2.195,7 bin ton tahıl, 694.9 bin ton patates ve 967.3 bin ton sebze üretilmiştir. Ancak yıllık tahıl ihtiyacı yaklaşık 2,5 ton civarında olan Azerbaycan, henüz tahıl ihtiyacının %80-85’ini karşılayabilmekte, geriye kalan kısmını ise ithal etmektedir. Sebze ve meyve ise ihraç edilmektedir. Ancak Azerbaycan’ın 2002’de ilk defa buğday ihraç ettiği de (6.400 bin ton) görülmektedir. Tablo 21. Hayvancılık Ürünleri Üretimi (bin ton) Yıllar 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 Et 175.5 153.5 112.7 92.5 84.4 82.0 85.7 90.5 99.9 104.6 108.7 114.1 124.6 Süt 970.4 947.7 850.4 798.5 783.7 826.5 843.3 881.5 946.5 993.4 1031.1 1073.7 1119.9 Yumurta (milyon) 985.3 958.2 812.2 584.5 494.0 455.8 477.3 492.4 509.0 526.3 542.6 555.5 561.6 Kaynak: Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, s.36-37. N. E. Cavadov, “Azerbaycanın Aqrar Đqtisadiyyatı Müsteqillik Dövründe”, Azerbaycan Müsteqillikden Sonra Beynelhalq Konfrasın Materialları, Bakı, 3-4 Mart 2003, ss.58-60. 73 Dr. Osman Nuri Aras 74 Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Hayvancılık ile ilgili olarak ise, 2002 yılında 124 bin ton et, 1120 bin ton süt ve 561.6 milyon yumurta üretilmiştir. Azerbaycan kırmızı et ithal etmezken, tavuk ithal etmektedir. Et ürünlerinin %24’ü ve yumurtanın %35’i ithal edilmektedir. Devlet bütçesinden tarım ve hayvancılık sektörüne ayrılan pay 1998’de 34 milyar Manat, 1999’da 54 milyar Manat, 2000’de 32 milyar Manat, 2001’de 42 milyar Manat ve 2002’de 85 milyar Manat olmuştur. 1998-2002 yılları arasında tarım ve hayvancılık sektörüne 300 milyon $ yabancı sermaye yatırılmıştır. Sonuçta bu süre içinde tarım ve hayvancılık sektöründe üretimin reel artışı %51 olmuştur95. Azerbaycan’da Bakanlar Kurulu kararı ile “2002-2006 Yıllarında Tarım Sektörünün Kalkınma Programı” kabul edilmiştir. Bu programın hayata geçirilmesi ve başarı ile sürdürülmesi, tarım ve hayvancılık sektöründe üretimin gelecekte dinamik kalkınmasının temin edileceğini ifade etmeye imkan vermektedir 96. 2003 yılında Azerbaycan’da tarım sektörünün geliştirilmesi amacıyla 14 milyar Manat değerinde yeni proje gerçekleştirilmesi planlanmıştırecek. Balıkçılık Hazar Denizi'nin dünya piyasalarındaki önemini arttıran sektörlerden biriside balıkçılık sektörüdür. Petrol ve doğal gaz rezervlerinin yanı sıra Hazar Denizi, kaliteli ve zengin balık rezervlerine de sahip kapalı su havzasıdır. En kıymetli balık türü olan Mersin (Nere) balığının esas vatanıdır. Mersin balığı aynı zamanda Havyar elde edilen balıktır. Hazar'da, özellikle Mersin balığı üretimi ve bu balığın ürünü olan siyah havyar üretimi önemli bir ekonomik gelir olarak karşımıza çıkmaktadır. Azerbaycan’da da balıkçılık özellikle Hazar’da yapılmaktadır. Hazar'ın Azerbaycan sektöründe yaklaşık 120 çeşit balık vardır ve bunlardan yedisi, tüketim ve ilaç sanayisinde kullanılan, nere balığının muhtelif türleridir. Önemli bir başka balık türü de kızıl balıktır97. Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Günümüzde BDT ülkelerinde Hazar havzası, balık avının %5556'sını, yiyecek balık ürünlerinin %40-42'sini, Balık konserve ürünlerinin %50'sini sağlamaktadır98. Tablo 22. Azerbaycan’da Balık Ürünleri Üretimi (bin ton) Yıllar 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 96 97 “Son Beş Đlde Kend Teserrüfatına 300 Milyon Dollar Xarici Sermaye Qoyulub”, http://www.525ci.com/2003/03/20/read.php?m=4&id=17 Cavadov, ss.58-60. Yusuf Vezir Çemenzeminli , Tarihi Coğrafi ve Đqtisadi Azerbaycan, Bakı Universiteti Neşriyyatı, Bakı, 1993. s.45; Budaq Budaqov – Yaqub Qerbli, Azerbaycan Respublikasının Fiziki Coğrafiyası, Öyretmen Neşriyyatı, Bakı, 1996, s.77. 75 Üretim 9.9 8.2 12.9 22.8 22 19.1 18.7 Đthal 0.5 0.6 0.8 1.8 1.6 2.8 2.9 Đhraç 1.0 0.9 1.5 0.7 2.5 1.7 0.4 Kaynak: Azerbaycan Statistik Göstericileri 2002, ARDSK Yayınları, Bakı, 2002, s.515. 1980'li yılların başına kadar Hazar zengin balık populasyonu ile çok ünlüydü. Özellikle Mersin balığından elde edilen siyah havyar bir zamanlar Rusya'nın batıya dışsatımının %90'ını oluşturmaktaydı. Daha önceden 65.000 ton Mersin balığı çıkarılmasına karşın 1980 yılında bu rakam 25.000 tona düşmüştür. Bu miktar 1994 yılında ise 7.000 tona kadar azalmıştır. Volga deltasında 120.000 balıkçı geçimini sadece bu işten sağlarken zamanla bu sayı 2.000 balıkçıya gerilemiştir99. Son yıllarda daha çok küçük balıkların tutulduğu Hazar'da önemli balık türlerinin miktarı düşmüştür. Her yıl miktar %10 azalma kaydetmektedir100. 1929-30'lu yıllardan başlayarak Hazar'a dökülen çayların üzerine inşa edilen hidroteknik tesisler, Hazar kıyılarına inşa edilen sanayi ve inşaat alanları ile şehirlerin ve sanayi merkezlerinin genişlemesi, denizin hidroloji ve biyoloji rejimine olumsuz etkide bulunmuştur. Yavaş yavaş denizin atıklarla kirletilmesi, balık rezervlerinin üretimine ve kalitesine 98 95 Dr. Osman Nuri Aras 99 100 76 Nebi Nebiyev, Đqtisadiyyat Cemiyyet ve Ekoloji Muhiti, Ağrıdağ Neşriyyatı, Bakı, 2000, s.221. Etraf Muhitin Mühafizesi Üzre Milli Fealiyyet Planı, Dövlet Ekologiya ve Tebietden Đstifadeye Nezaret Komitesi, Bakı, 1998, ss.39-40; Altan Türker, “Tükenmiş Bir Çevresel Miras Orta Asya'da Sınır Ötesi Çevre Sorunları ve Doğal Kaynakların Tahribi”, Avrasya Etüdleri, C.1, S.1, Đlkbahar-1995, s.42. Azerbaycan Đnsan Đnkişafı Haqqında Hesabat 1997, Birleşmiş Milletler Teşkilatının Đnkişaf Proqramı, Bakı, 1997, s.64. Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz olumsuz etkide bulunmuştur. Volga ve Kür nehirlerinde kurulan sulama ve enerji amaçlı barajlar, kıymetli balıkların yumurtlama su sahalarının azalmasına yol açmıştır. Savaş sonrası yıllarda Volga nehri ve kolları üzerinde inşa edilen büyük hidroteknik tesisler, baraklar, bentler, hidroelektrik istasyonlar, bir çok sanayi tesisleri açık denizde tüketilen petrol ve gaz, sürekli faaliyette olan deniz nakliyatı son 60 yılda Hazar'da balık avlanmasını önemli düzeyde azalmıştır. Özellikle siyah havyar üretiminin % 90’nının bu havzadan elde edildiği günler geride kalmıştır. Havyar üretiminde kullanılan balık türlerinde düşüşün gerçekleşmesi sonucu 1950'li yıllarda Rusya, Kazakistan, Đran ve Azerbaycan'ın sahip olduğu 20'yi aşkın balık fabrikasında bu tür balıklar üretilirken, Hazar Denizi'nin sularının yükselmesi sonucunda bu fabrikalar sular altında kalmış ve balık üretiminde dolayısıyla havyar üretiminde büyük düşüşler yaşanmıştır. Hatta günümüzde bu husus havyar üretiminde kullanılan balık türlerinin kaybolma tehlikesiyle karşı karşıya kalmasına sebep olmuştur101. 1959-1985 arasındaki dönemde söz konusu sebeplerden dolayı sadece Volga'nın kirlenmesi ve barajlar yüzünden balık kaybı 5 milyon tonun üzerinde olmuştur. Bunun 750.000 tonu havyarlarıyla meşhur mersin balığı türleridir. Tablo 23. Balık Avı (ton) Yıllar 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1997 1998 1999 2000 2001 Toplam 41784 42078 32559 22564 19405 9938 5624 9473 19513 19122 18700 Kaynak: Azerbaycan Statistik Göstericileri 2002, ARDSK Yayınları, Bakı, 2002, s.520. Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Havyarın 1992-97 yılları arasındaki toplam ticareti yılda ortalama 450 tondur102. Azerbaycan'da Mersin Balığı ve havyar üretiminin idare edilmesi, üretimi, pazarlaması ve ihracat hakkı devlete ait "Azerbalıq" şirketine aittir. Đstatistiki veriler yıllar itibariyle avlanan balıklar arasında kıymetli balık türlerinin oranının düştüğünü göstermektedir. 1990 yılından bu güne kadar Azerbaycan'da balık avlanması ve deniz ürünleri üretimi altı kat azalmıştır103. Hazar'da tutulan balıkların ve elde edilen havyardan elde edilen gelir 1990 yılı fiyatlarıyla incelendiğinde dikkat çekici gözükmektedir. 1913 yılında toptan fiyatıyla Hazar'da yaklaşık 1500, 1936'da 996, 1956'da 822, 1988 yılında 618, 1990'da 602 milyon ruble değerinde balık tutulmuştur. 1990'da Hazar'dan çıkarılan 11 milyon ton civarında ham petrolden ve 4 milyar m3 doğal gazdan 370 milyon ruble toplam gelir elde edilmiştir. Bu değer aynı yıl Hazar'da tutulan balığın değerinden 270 milyon ruble daha azdır. Demek ki, petrol ve gazın üretim ve taşınması için yapılan harcama oranında balık ve havyar üretimi içinde bir harcama yapılması durumunda ekonomiye önemli katkı sağlanmış olacaktır. Böylece Azerbaycan'da ve Hazar kıyısı devletlerde 21. yüzyılın başında kendini hissettirmeye başlayan gıda kıtlığının ihraç yoluyla giderilmesi yerine Hazar'ın biyolojik rezervleri, özellikle balık rezervleri ile karşılanması imkanı vardır. Havyar çıkarılan balık neslinin tehlikeye girmesinde statü problemin varlığı etken olmuştur. Sovyetler Birliği dağılmadan önce kaçak balık avcılığını gerek Đran gerekse Sovyetler Birliği ciddi manada nezaret etmekteydi104. Sovyet sonrası dönemde ise bu balık avı meselesinde ülkelerin ciddi anlamda bir boşluğa düştüğü görülmektedir. Bu durum hiç şüphesiz kaçak balık avcılığını da beraberinde getirmiştir. Her ne kadar Sovyet sonrası dönemde ülkeler balık avının yıllık miktarını belirleme konusunda anlaşmış görünseler de, kaçak avcılığın önü alınamamaktadır. Aynı şekilde ülkelerin ekonomik güçleriyle doğru orantılı olarak balık üretme çiftliklerinin kapasitesi ve sayısı düşmüş, bu suretle ortaya çıkan açık, kaçak avcılıkla giderilmeye çalışılmıştır. Bu da bölge 102 103 101 104 Budaqov–Qeribli, s.81; Etraf Muhitin Mühafizesi Üzre Milli Faaliyet Planı, s.6. 77 Dr. Osman Nuri Aras 78 Etraf Muhitin Mühafizesi Üzre Milli Fealiyyet Planı, s.38. Nebiyev, ss.220-221. Etraf Muhitin Mühafizesi Üzre Milli Faaliyet Planı, s.40. Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz ülkeleri arasındaki anlaşma gereği belirlenen miktarların korunmasını güçleştirmiştir. Hidrokarbon rezervlerinin yanı sıra biyolojik rezervler yönüyle de Hazar Azerbaycan'da ekonomik gelişme açısından büyük önem taşımaktadır. Önemli petrol ve doğal gaz rezervlerinin yanı sıra Hazar, dünyanın Nere balığı ve havyar üretiminin de % 90'ından fazlasını temin kaynağı olmuştur. Ancak hem kirlenme hem de fazlaca balık avı Nere balığı rezervlerinin kısa sürede ve hızlı bir şekilde azalması tehlikesini yaratmıştır 105. Ticari önemi olan balık populasyonunun özellikle yapılan üretim faaliyetleri sonucu büyük zarara uğradığı görülmektedir. 1950'li yıllardan başlayarak Hazar'a akan nehirlerin üzerinde su ve elektrik santrallerinin inşa edilmesi Mersin balıklarının üreme yerlerine büyük zarar verirken Hazar'ın seviyesinin artması da Mersin balıklarının üretim yerlerinin su altında kalmasına neden olmuştur. Sonuçta Mersin balıklarının yıllık avı 9.3 milyon kilogramdan 130.000-170.000 kilograma kadar azalmıştır. Ayrıca daha kıymetli bir balık çeşidi olan Hazar Kızıl balığının yıllık avı da 140.00-250.000 kilogramdan 2.000 kilograma kadar azalmıştır. Ticari önemi olan diğer balık çeşitlerinde Hazar'ın Yılan balığı, Şemayı ve Ağgöz ise hemen hemen yok olmuştur. Hazar Denizi'nden elde edilebilecek biyolojik servetlerinin, özellikle balık rezervlerinin arttırılması ise ancak kıyı devletlerinin birlikte çalışmaları ile mümkün olabilecektir106. Ayrıca bölgede son dönemde ortaya çıkan yiyecek sıkıntısı karşısında özellikle ihracata yönelik olarak deniz ürünlerinin böyle bir potansiyele sahip olması karşısında bölge devletlerinin bu sorunu birlikte ele almaları kaçınılmaz hale gelmiştir107. Kirliliğe karşı gerekli önlemlerin alınmaması durumunda Hazar birçok biyolojik kaynaklardan yoksun kalacaktır. Sonuçta en çok kirlenmeye maruz kalan bölgeler olarak Azerbaycan ve Türkmenistan kıyılarında gelecek 15 yıl içerisinde denizin 50 metre derinliğinde balık 105 106 107 Azerbaycan Respublikasında Đnsan Đnkişafı Haqqında Hesabat 1999, Birleşmiş Milletler Teşkilatının Đnkişaf Proqramı, Bakı, 1999, ss.36-37. Nebiyev, ss.221-222. Nebiyev, s.222 79 Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Dr. Osman Nuri Aras tutulması önemini kaybedecek ve denizin 30 bin km2 alanı balık üretimi açısından yoksun kalacaktır108. Öncelikle zararlı dışsal ekonomiyi gidererek balık üretiminin arttırılması için petrol ve doğal gaz çıkarma sanayisinde, Hazar havzasında ve kıyısında yer alan diğer sanayi tesislerinde daha az atıklı bir arıtma sistemi teknolojisi kullanması gerekmektedir. Ayrıca Hazar kıyısı şehirlerinde ve havzasında yaşayan 150 milyonu aşkın nüfusun atıklarının arıtılması, denizde yüzen tankerlerin, yolcu gemilerinin, petrol ve doğal gaz taşıyan gemilerin denize bıraktıkları atıkların ve petrol ile karışık atıkların zararsız hale getirilmesi gerekmektedir109. Son yıllarda Dünya Bankası gibi uluslararası finans kuruluşlarının ve yabancı müteşebbislerin desteği ile gerçekleştirilen projelerle balık üretimi ve işleme potansiyelin arttırılmaya çalışılmaktadır. 3.3. Hizmetler Aşağıda hizmetler sektörü içinde yer alan önemli alt sektörlere yer verilecektir. Hizmetler sektörünün GSMH içindeki payı 1998’de %52.4, 1999’da %48.0, 2000’de %41.7, 2001’de %40.8 olarak gerçekleşmiştir. 3.3.1.Eğitim Geçim standartlarının aşağı düşmesi ve savaş ortamına bağlı olarak 1990’lı yılların başlarında eğitim seviyesinde gerileme yaşandı. Dolayısıyla eğitim seviyesi yüksek olmakla birlikte geçiş sürecinin ekonomik şartları, eğitimin seviyesinin gelişmesine olumsuz etkide bulunmuştur. Eğitimdeki bu olumsuz tablo bağımsızlığın onuncu yılının ikinci yarısına kadar devam etmiştir. Bu tarihten sonra ise eğitim seviyesi yükselmeye başlamıştır. Eğitim alanında bazı reformlar yapılmasına karşın, çok önemli bazı problemler varlığını henüz devam ettirmektedir: Dağlık Karabağ’dan göç edenlerin eğitim problemleri çözüme kavuşturulamamaktadır. Karabağ’dan göç eden ailelerin çocukları 695 okulda eğitim almaktadırlar. Bu okullardan bir kısmı çadır kentlerde ve evlerde eğitim hizmeti vermektedir. Söz konusu okullarda yaklaşık 90 bin öğrenci eğitim 108 109 80 P. Memmedov, “Xezerin Ekoloji Problemlerinin Hellinde Ölkelerarası Emekdaşlığın Ehemmiyeti”, Azerbaycan 21. Esrin Astanasında, (Ed. Ziyad Semedzade), Azerbaycan Elmler Akademiyası Neşriyyatı, Bakı, 1998, s.208. Nebiyev, s.222. Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz almaktadır110. Ekonomik problemler, eğitimin niteliğini düşürecek şekilde, eğitimi devamlı olarak olumsuz etkilemektedir. Eğitim kurumlarının teknik donanımının yetersizliği de önemli bir problem olarak çözüm beklemektedir. Eğitim sektöründe özel sektörün payı ise gittikçe artmaktadır. Özel eğitim kurumlarında daha çok serbest piyasa ekonomisinde ihtiyaç duyulan alanlarda eğitim verilmektedir. Örneğin, özel yüksek öğretim kurumlarında eğitim alan öğrencilerin %25’i iktisat, %18’i hukuk fakültelerinde okumaktadırlar. Özel eğitim kurumları içerisinde Çağ Öğretim Đşletmeleri’nin açmış olduğu bir ilköğretim (Kafkas Đlköğretim Okulu), 13 lise (Özel Türk Liseleri), bir üniversite (Qafqaz Üniversitesi) ve üniversiteye hazırlık kurslarının (Araz Kursu) eğitim sektörüne önemli katkısı olmaktadır. Bu eğitim kurumlarının uluslararası bilim olimpiyatlarında 100’e yakın altın-gümüş ve bronz madalya almış olmaları, çalıştıkları kamu ve özel sektöre ait işletmelerde, serbest piyasa ekonomisinin gereklerine uygun bir performans göstermeleri, Çağ Öğretim Đşletmeleri’ni, yeniden yapılanma sürecindeki eğitim sektörüne örnek kurumlar olma konumuna getirmiştir. Çağ Öğretim Đşletmeleri’nin yanı sıra orta öğrenimde ve yüksek öğrenimde hizmet veren özel eğitim kurumları da yer almaktadır. Ancak bazı özel yüksek öğretim kurumlarının eğitim seviyesinin düşük olması ise, bu kurumların eğitimine son verilmesi ile neticelenmiştir. Azerbaycan’da 18 özel üniversitenin faaliyeti durdurulmuştur111. Azerbaycan’da Qafqaz Üniversitesi ile birlikte 15 özel üniversite faaliyet göstermektedir112. Devlet harcamaları içinde eğitime ayrılan pay 1998’de %3.4, 1999’da %4.2, 2000’de %3.8 ve 2001’de %3.5 olmuştur. Bu oranlar da eğitime devlet bütçesinden ayrılan payın hem az olduğunu, hem de azalma eğiliminde olduğunu göstermektedir. Özellikle 1990 ve 1991 yıllarında büyük miktarda eğitim kurumu hizmete sunulmuştur. 19942001 yılları arasında ise çok az sayıda eğitim kurumu hizmete verilmiştir. 2002’de ise 14 eğitim kurumu yapılmıştır. 1990-2002 yılları 110 111 112 Azerbaycan Statistik Göstericileri 2002, ARDSK Neşriyyatı, Bakı, 2002, ss.183-186. Azerbaycan Respublikasında Đnsan Đnkişafı Haqqında Hesabat 2002, ss.74-75. Misir Merdanov, “Heyder Eliyev ve Azerbaycan Tehsili”, Azerbaycan Müellimi Gazeti, 713 Mart 2003, ss.2-3. Ayrıca, eğitim kurumları hakkında geniş istatistiki bilgi için bkz. www.tehsil.20m.com 81 Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Dr. Osman Nuri Aras arasında inşa edilen eğitim kurumlarının sayısı ise 257’dir. 2003-2007 yıllarını kapsayan 5 yıl içerisinde 149 yeni eğitim kurumunun yapılması planlaştırılmıştır. Ayrıca “Azerbaycan’da Yoksulluğun Azaltılması ve Đktisadi Kalkınma Programı” çerçevesinde 28 yeni eğitim kurumunun inşası ve 200 eğitim kurumunun tamiri planlanmıştır. Bununla birlikte Devlet Petrol Fonu’ndan Karabağ’dan mecburi göçe maruz kalanlara yardım çerçevesinde 13 yeni eğitim kurumunun yapılması da planlanmıştır. Böylece gelecek beş yıllık süre içerisinde 190 yeni eğitim kurumunun yapılması, tamir ve ek bina ile birlikte toplamda 1050 eğitim kurumunda normal şartlarda bir eğitim imkanı sağlanması planlanmıştır113. 2003 yılı başı itibariyle Azerbaycan’da 4513 eğitim kurumunda 1 milyon 700 bin öğrenci eğitim almaktadır. Azerbaycan’da eğitim sisteminin, dünya eğitim sistemi ile entegrasyonunu sağlamak amacıyla, dünyanın gelişmiş 40’a yakın ülkesinde 3000’den fazla Azerbaycan genci eğitim almaktadır. Öte yandan, dünyanın 50’ye yakın ülkesinden ise yaklaşık 2000 kişi Azerbaycan’da eğitim almaktadır114. Ülkede güçlü bir bilimsel potansiyele sahip olunmasına karşın, bu potansiyelden faydalanılamamaktadır. Zira milli gelirden bilimsel araştırmalara ayrılan payın dünya ortalamasının bir hayli aşağısında kaldığı görülmektedir. Bilimsel araştırmalar için milli gelirden ayrılan payın dünya ortalaması %2.2 olmasına karşın, bu oran Azerbaycan’da %0.2’dir. Bu oranın zamanla azalma eğiliminde olduğu da görülmektedir. Zira bu oran 1990’da %0.5 olarak gerçekleşmiştir. Bilimsel araştırmalar yapanların sayısı (her 100 bin kişiye 2791) ise dünya ortalamasının (her 100 bin kişiye 959) üzerindedir 115. Bu durum bilimsel araştırma yapan uzmanların gelir düzeyinin düşük olduğuna ve teknik donanımlarının yetersiz olduğuna işaret etmektedir. Sonuçta yapılan araştırmaların verimliliği de düşük olmaktadır. Dolayısıyla eğitim ve bilimsel araştırmaların gelişmesi bir ülkenin stratejik kalkınma yönlerinden biri olmalıdır. 113 114 115 82 “Azerbaycan Tehsil Nazirliğinin Beyenatı”, Azerbaycan Zaman Gazeti, 15-17 Mart 2003, s.2; : Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Neşriyyatı, Bakı, 2003, s.43. Merdanov, s.3. Azerbaycan Respublikasında Đnsan Đnkişafı Haqqında Hesabat 2002, ss.72-74. Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz 2003 yılından başlamak üzere 10 yıllık süreyi kapsayan ikinci reform programı çerçevesinde Dünya Bankası, Azerbaycan eğitim alanına 63 milyon $ kredi verecektir. Bu program üç aşamada finansa edilecektir. Đlk aşama 4 yılı kapsamaktadır. Dünya Bankası bu dönemde 18 milyon $ kredi verecektir. Diğer iki aşama üçer yılı kapsamaktadır. Dünya Bankası ikinci dönemde 20 milyon $, üçüncü aşamada ise 25 milyon $ kredi verecektir116. Tablo 24. Sağlık Verileri Yıllar 1995 1997 1998 1999 2000 2001 2002 3.3.2. Sağlık Sovyetler Birliği sisteminin başarısı olarak değerlendirilebilecek şekilde Azerbaycan’a, o günün şartlarında gelişmiş bir sağlık sistemi miras kalmıştı. Ancak, bir yandan bu sektöre bütçeden gerekli payın ayrılmaması, diğer yanda ise halkın gelir seviyesinin düşmesi nedeniyle, sağlık hizmetleri günümüzde tatmin edici değildir. Azerbaycan’da faaliyet gösteren sağlık kurumları, çağdaş taleplere cevap verememekte, bir çoğu bina ve teçhizat yönüyle eski ve yararsızdır. Sağlık harcamalarının milli gelirden aldığı pay 1998’de %1.0, 1999’da %1.1, 2000’de 0.9 ve 2001’de 0.8 olmuştur. Azerbaycan genelinde, her 10.000 kişiye düşen doktor sayısı 34.1, tıp personel sayısı 71.2, hastane yataklarının sayısı 81.3’dür. Bu sayı sadece Bakü için hesaplandığında, genel ortalamanın üzerinde olduğu görülecektir. Bakü’de her 10.000 kişiye düşen doktor sayısı 84.4, tıp personel sayısı 108.1, hastane yataklarının sayısı 115.0’dir. Bu durum sağlık hizmetlerinin Bakü dışında daha da yetersiz olduğunu göstermektedir. Sağlık hizmetlerinin yetersizliği, bazı hastalıkların yıldan yıla sayısının artmasına neden olmaktadır 117. Kayda alınan hastalıklar arasında en fazla görülen hastalıklar başta üst solunum yolları olmak üzere, solunum yolları, sindirim sistemi, sinir sistemi, kulak burun boğaz hastalıklarıdır. 116 117 “Dünya Bankı Tehsilin Đnkişafına 63 Milyon Dollar Kredit Ayıracaq”, http://www.525ci.com/2003/03/18/anons.php?m=4. 12.06.2003. Azerbaycan Respublikasında Đnsan Đnkişafı Haqqında Hesabat 2002, ss.53-56. Hastane 768 759 746 739 735 735 735 Poliklinik 1779 1694 1630 1611 1614 1618 1620 Doktor 29217 28873 28477 28485 29033 29084 29090 Diş Doktoru 2496 2428 2279 2242 2234 2255 2250 Kaynak: Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, s.21. Hastanelerde resmi ve gayri resmi paralı hizmete geçilmesi, yeterli ilaç, teknik donanım ve finans kaynakların olmaması, hizmet ve ilaç fiyatlarının yüksekliği gibi nedenler halkın sağlık hizmetlerinden faydalanma düzeyini düşürmüştür. Açılan özel yeni sağlık merkezlerinin ise, sağlık hizmetinin kalitesinin artmasında önemli rolü olmaktadır. Sağlık sektöründe bir çok problem olmasına rağmen, ekonomik kalkınma ve gelir düzeyinin atması ile birlikte bu problemlerin de azalma sürecine girdiği görülmektedir. 3.3.3.Turizm Ülkede turizm sektörü için gerekli iklim, doğal güzellikler, tarihi ve arkeolojik eser potansiyeli kısaca doğal, tarihsel ve kültürel servetler mevcuttur. Azerbaycan’da 11 iklim kuşağından 9’unun yaşanması, Hazar Denizi’nin sahilleri, Haçmaz-Lenkeran-Astara bölgesindeki ormanlık alanlar ve tedavi amacıyla da faydalanılabilecek potansiyeldeki kaynak suları doğal imkanlar arasında dikkat çekmektedir118. Azerbaycan’da turizm sektörünü oluşturan alanlar aşağıdaki alt başlıklar altında toplanabilir; Tatil Turizmi: Zakatala, Şeki, Guba, Gence, Kazak, Lenkeran yaz aylarında tatil yapmaya en uygun yerlerdir. Plaj Turizmi: Azerbaycan’ın doğusu Hazar Denizi ile kaplıdır. Bilgeh ve civarı kilometrelerce uzayan plajlara sahiptir. 118 83 Dr. Osman Nuri Aras 84 Bkz. Z. N. Eminov, Azerbaycan Fiziki ve Đqtisadi Coğrafiyası, Azerbaycan Coğrafiya Đnstitutu Neşriyyatı, Bakı, 2000, ss.153-156. Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Av Turizmi: Ülkede evcil ve yabani olmak üzere toplam 97 çeşit memeli hayvan, 346 çeşit kuş ve 95 çeşit balık bulunmaktadır. Av tüfeği kullanmak ruhsata tabidir ve her tüfek sahibi av derneğine üye olmak zorundadır. Yayla ve Dağ Turizmi: Yayla ve dağ turizmi için elverişli yöreler; Zakatala meşelikleri, Şeki Gelesen Göresen Galası, Başdaşagıl, Guba Meşelikleri, Đsmayıllı, Lahıç, Gebele, Ağdaş ormanları, Gence, Hacıkent, Göygöl olarak sayılabilir. Kaplıca ve Sağlık Turizmi: Azerbaycan’da 1000 kadar mineral su (termal su) vardır. “Naftalan” denilen ve dünyada sadece Azerbaycan’da bulunan petrol karışımlı çamursu bir madde başta sinir sistemi olmak üzere deri, cilt, kadın hastalıkları vb. bir çok hastalığa iyi gelmektedir. Azerbaycan’da tedavi nitelikli senatoryumların çoğu Apşeron Yarımadasındadır. Kültür Turizmi: Ülke çok zengin bir kültür ve tarih hazinesine sahiptir. Ülkedeki eski anıt, mezar, türbe, bina ve diğer tarihi eserleri korumak, restore etmek için cemiyetler kurulmuştur. Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Dr. Osman Nuri Aras Gelen turist sayısı dikkate alındığında gelişmiş ülkelerden çok az sayıda turistin geldiği, BDT’nin ağırlıkta olduğu görülmektedir. Aslında ülkeye gelen turist sayısı açıklanan istatistiki verilerde yer alan rakamdan çok yüksektir. Açıklamalara göre kayıt sistemindeki problem nedeniyle veriler gerçeği yansıtmamaktadır. Alınan yeni önlemler ve kararlarla bu problem çözülmeye çalışılmaktadır119. Azerbaycan’da iç turizm açısından gelir düzeyinin düşük olması, dış turizm açısından ise, ülkenin yurt dışında tanıtımının yeterli olmaması, aksine Karabağ problemi nedeniyle Ermenistan ile arasındaki uyuşmazlığın tehlikeli bir bölge gibi algılanması önemli olumsuz etkenlerdir. Uzun süre turizm sektörüne ait tek bir devlet politikasının ve programının olmaması da turizm sektörünün gelişmemesinde etkili olmuştur. Azerbaycan’ın turizm açısından en elverişli bölgelerinden biri olan Karabağ’ın işgal altında olması, turizm sektörü açısından en önemli kayıpların başında gelmektedir. Karabağ’daki turizmi olumsuz etkileyecek şekilde Ermeniler tarafından bölgenin ekolojik dengesine önemli zararlar vermektedirler 120. 2003 yılı bütçesinde sektörün gelişimi amacıyla 1,2 miyar Manat ayrılmıştır. Bu rakam önceki yıllara göre fazla olmakla birlikte, sektörün arzu edilen gelişme trendini yakalayabilmesi için yeterli değildir. Azerbaycan’da turizm sektörünün gelişmesini engelleyen diğer nedenler şöyle sıralanabilir: - Dinlenme tesislerinde şartların gerekli seviyede olmaması - Turistik alanlara giden yolların ulaşım açısından elverişsiz olması, - Turistlerin kalabilecekleri otellerin elverişli sağlık şartlarına sahip olmaması, - Ülkenin 10 yıldan uzun süredir Ermenistan ile olan savaşın etkisi altında olması Azerbaycan, 1994 yılından bu yana turizm alanında çeşitli ülkelerle birçok işbirliği anlaşması imzalamıştır. Azerbaycan Gençlik, Spor ve Turizm Bakanlığı, Uluslararası Turizm Teşkilatına üye olduğu 27 Eylül 2001 tarihinden sonra, turizm sektörünün geliştirilmesi amacıyla, uluslararası kurumların finansal destek ve diğer ülkelerde faaliyet gösteren turizm şirketlerinin Azerbaycan’a yatırım yapmalarını teşvik amacıyla özel yatırım programı hazırlanmıştır. Hazırlanan dokümanlarla, ülkenin turizm sektörünün gelişmesi açısından hem tanıtımı yapılmaya hem de sektöre yönelik yatırımların yapılması teşvik edilmeye çalışılmaktadır. Turizm sahasında faaliyet göstermek amacıyla 70’den çok şirkete lisans verilmiştir. Turizm sektörü için gerekli kadroların yetiştirilmesi amacıyla da yüksek eğitim düzeyinde bazı çalışmalar yürütülmektedir. Ayrıca sektörde çalışanların mesleki gelişimlerinin sağlanması amacıyla, başta Türkiye 119 120 Tablo 25. Turist Sayısı Yıllar 1998 1999 2000 2001 2002 Toplam 483163 602047 680909 766992 793345 BDT 301287 431151 346483 263780 288428 Türkiye 19103 10390 12693 8493 11082 Đran 139300 121604 242354 321882 284570 Kaynak: Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, s.21. http://www.525ci.com/2003/04/18/anons.php?m=4. 12.06.2003 85 86 R. Abbasov, s.2. Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz olmak üzere bazı ülkelerin turistik bölgelerinde turizm konusunda eğitim kursları almaları sağlanmaktadır. Ülke bütçesinde 2004 yılından itibaren turizm gelirlerinin de yer alabileceği düşünülmektedir 121. Yeni oluşturulan Kuba-Haçmaz, Şeki-Zaqatala, Lenkeran-Astara ve Tovuz-Kazak turizm yollarını çağdaş standartlara ulaştırmak amacıyla, Azerbaycan Turizm Bakanlığı tarafından, uluslar arası turizm şirketlerine değeri 100 bin $ - 50 milyon $ arasında değişen projeler takdim edilmiştir122. Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev’in imzaladığı ferman ile turizm şirketlerine verilen lisans süresi iki yıldan beş yıla çıkarılmıştır. Turizm sektörünün geliştirilmesi amacıyla 5’i 2002 yılında olmak üzere toplam 12 proje gerçekleştirilmiştir. Ülkeye gelmek isteyen her bir turist 40 $ karşılığında vize alabilmektedir. Ülke genelinde 87 otel faaliyet göstermektedir. Otellerde hizmet kalitesinin yükseltilmesi için çalışmalar yapılmaktadır 123. 3.3.4. Finans Finans sektörü bankacılık, sigortacılık ve menkul kıymetler borsası alt başlıkları altında aşağıda incelenecektir. 3.3.4.1. Bankacılık Yeni bir sisteme geçme çalışmaları sürdürülen ülkede aynı zamanda başta bankacılık olmak üzere, yeni bir mali sistem kuruluşu da sürdürülmektedir. Ancak Azerbaycan’da mali kesim yapısı itibariyle zayıf bir görünüm arz etmektedir. Azerbaycan halkı yapı itibariyle ticarete daha yatkındır. Ancak bunun için gerekli maddi birikimlere sahip değildir. Ülkede daha önce yaşanan “banker faciaları” sebebiyle halkın bankalara güveni kalmamıştır. Bu sebeple de maddi birikimi olanlar bunu banka dışı yöntemlerle değerlendirmektedirler. Bir kısım insanlar bankaların kredi verme görevini de üstlenmişlerdir. 121 122 123 R. Abbasov, “Azerbaycan Turizm Üçüm Ehemmiyetli Bölgedir”, Herbi And Gazeti, 1-15 Aprel, 2003, s.2; Ebülfez Garayev, “Azerbaycan Bu Gün Uluslararası Olimpiyat Oyunlarına Başarılı Đmza Atan Devletler Sırasındadır”, Diyalog Azerbaycan Đş Dünyası Dergisi, TÜSAB Cemiyeti, Mart-2003, s.16. http://www.525ci.com/2003/04/18/anons.php?m=4 E. Garayev, s.16. 87 Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Dr. Osman Nuri Aras Ülkede Merkez Bankası (Milli Bank), sermayesi devlete ait olan bankalar, özel sermayeli yerel bankalar ve yabancı sermayeli bankalar faaliyet göstermektedir. Merkez Bankası mali piyasalar üzerinde çok sert bir denetim sürdürmektedir. Mali kesimde bankaların dışındaki enstrümanlar etkin olarak henüz piyasada yerini alamamıştır. Azerbaycan’da bankacılık sisteminin gelişim süreci üç aşamaya bölünebilir. Birinci aşama olarak 1990-92 yılları arasında Merkez Bankası sistemi teşekkül ettirilmiştir. 1992-94 yıllarında hiper-enflasyon şartlarında istikrarsız bir ortamda bankacılık sistemi gelişmiştir. 1994 ve sonrasında ise makroekonomik istikrar ortamında bankacılık sisteminin yeniden yapılandırılarak gelişimi sağlanmaya çalışılmıştır124. Azerbaycan’da bankacılık sisteminin hukuki esasları “Azerbaycan Cumhuriyeti’nin Ekonomik Bağımsızlığının Esasları” hakkında 25 Mayıs 1991 tarihli Anayasa Kanunu’nun “Banka sistemi ve para tedavülü” adlı 14.cü maddesi ile atılmıştır125. Bu madde ile Azerbaycan’da bağımsız banka sisteminin ve ulusal para biriminin hukuki temelleri, Merkez Bankası’nın statü ve yetkileri belirlenmiştir. Merkez Bankası 11 Şubat 1992’de kurulmuştur126. Bankacılık ve Merkez Bankası konusundaki düzenlemelerle ilgili olarak 7 Ağustos 1992'de "Merkez Bankası Hakkındaki Kanun" ile "Bankalar ve Bankaların Faaliyetleri Hakkındaki Kanun" arka arkaya yürürlüğe girmiştir. Aralık 1992’de Azerbaycan Cumhuriyeti Milli Bankı’nın Nizamnamesi kabul edildi. Birinci seviyede Merkez Bankası, ikinci seviyede diğer bankalar olmak üzere, ülkede iki seviyeli bankacılık sisteminin kurulması amaçlanmıştır: Para ve bankacılık sektöründe politikaları belirleme, denetim ve kontrol yetkisi Merkez Bankasına aittir. Bankacılık kanunu modern anlamdaki tüm bankacılık işlemlerini kapsamına almaktadır, fakat ekonominin tam anlamıyla serbest pazar sistemine geçememiş olması ve banka sisteminin de modern anlamıyla yerleşmemiş olması nedenleriyle hedeflenenler gerçekleştirilememektedir. 124 125 126 88 Azerbaycan Respublikası Bank Sistemi Haqqında Melumat Toplusu, Azerbaycan Banklar Assosiyası Neşriyyatı, Bakı, 2000, s.5-6. Azerbaycan Respublikasının Milli Bankı, http://www.nba.az. 08.04.2003. Azerbaycan Respublikasının Milli Bankı, http://www.nba.az. 08.04.2003. Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Serbest piyasa ekonomisine geçişin ilk yıllarında Azerbaycan’da, banka sisteminin oluşmamasından dolayı, bankalar üzerinde güçlü bir kontrol ve denetim olmadı. Hukuki boşlulardan da yararlanan ticari bankalar hızla arttı. Kurulan bankalar genellikle spekülatif faaliyetler de yoğunlaştılar. 1995 yılı sonunda 4 devlet bankası Agrobank, Sanayi Bankası, Emanet Bankası ve Uluslararası Banka, banka aktiflerinin %80’ine, geri ödenmeyen kredilerin %85’ine, mevduatların %75’ine, şubelerin %65’ine ve banka sektöründe çalışanların %70’ine sahiptiler. Azerbaycan’da banka sayısındaki artış trendi 1995’e kadar sürmüştür. 1996 yılından itibaren banka sayısında azalma başlamıştır. “Azerbaycan Cumhuriyeti Milli Bankı” hakkındaki kanun 10 Haziran 1996’da, “Azerbaycan Cumhuriyetinde Bankalar ve Banka Faaliyeti” hakkındaki kanun ise 14 Haziran 1996’da yeniden düzenlendi127. 1 Ekim 1997’de yapılan yeni düzenlemeler ile yeni açılan bankalar için nizamname sermayesinin yeterliliği 1.250.000 $’a, faaliyet gören bankalar için ise 800.000 $’a yükseltildi. Bu düzenlemenin ardından küçük bankalar kapanmaya başladı. 1991 yılından itibaren tüm bankalarda uluslararası muhasebe standartlarına göre işlemler gerçekleştirilmeye başlandı. Azerbaycan'da mali piyasa araçları ve bankacılık hizmetleri gelişmemiştir. Ancak yabancı banka şubeleri ile rekabet edebilmek amacıyla yerli sermayeli bankalar, hizmet çeşitliliğini ve kalitesini arttırmaya çalışmaktadırlar. 2003 yılı başı itibariyle ülkede 2 devlet (Azerbaycan Beynelhalk Bankası ve Birleşmiş Universal Bankası) bankası vardır. Ticari bankaların toplam sayısı ise 46’ya düşmüştür128. 2001 yılı başında 158 olan kredi kuruluşlarının sayısı 2002’de 116’ya düşmüştür. 2003 yılı başı itibariyle ise 93 lisanslı kredi kuruluşu faaliyet göstermektedir. Faaliyet gösteren kredi kuruluşlarının şubelerinin sayısı 2002 yılı başlında 191 iken bu sayı 2003 başında 226’ya yükselmiştir. Kredi kuruluşlarının yurtdışında şube, temsilcilik v.b. faaliyetleri ise zayıftır129. Ülkedeki faaliyet gösteren ticari bankalar, 127 128 129 Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz şubelerinin sayısına göre incelendiğinde devlet bankalarının şubelerinin daha fazla olduğu görülmektedir. Ticari bankalara ait banka şubelerinin 121’i iki devlet bankasına aittir. Azerbaycan’da kurulu Türk bankalarının yanı sıra bazı yabancı bankaların şubeleri de ülkede faaliyet göstermektedir. Bankalarda yabancı sermayenin payı %30 ile sınırlıdır. Ayrıca yerel ve yabancı bankalar kurmuş oldukları “muhabir” banka ilişkileri ile dünyanın birçok ülkesine yönelik parasal işlemleri yürütebilmektedirler. Mevduat kabulüne izni olan kredi kurumu sayısı 41, yabancı para birimi ile faaliyet yapmasına izin verilen kurum sayısı 43, kıymetli madenlerle faaliyet yapmalarına izin verilen kurum sayısı 1, plastik kartlarla faaliyet yapmalarına lisan verilen kurumların sayısı ise 23’tür. 2002 yılında nizamname sermayesini 2.5 milyon $’a yükseltemeyen 8 bankanın lisansı iptal edildi. Bankacılık sektöründe kuruluş sermayesinde artıma gidilmesi doğrultusunda verilen karar sonucu 2001’den itibaren ülkede 50’ye yakın banka faaliyetini durdurmuştur. Sonuçta kredi kuruluşları içerisinde bankaların sayısı 2001 yılı başında 59 iken 2002 başında 53’e 2003 başında ise 46’ye düşmüştür. Bankalarının ikisi devlet bankası, 44’ü ise özel bankadır. Bankalardan 15’i tamam olarak yabancı sermayeli veya yabancı sermaye iştiraklidir. Yabancı bankaların sektördeki payı yaklaşık %30-35’dir. Bir çok ülke ile mukayese edildiğinde bu oranın yüksek olduğu görülmektedir. Yerli bankaların öz sermayelerinin zayıf olması ise, yabancı bankalarla rekabette zayıf düşmelerini sonuç vermektedir. Banka dışı kredi kuruluşlarının sayısı ise 2001 yılı başında 99 iken 2002 başında 63’e, 2003 başında ise 47’ye düşmüştür. Özellikle bağımsızlığın ilk yıllarında bankaların kuruluş sermayesinin düşük tutulması sebebiyle bankaların sayısında bir artış yaşandı. Daha sonra yaşanan banker faciasının ardından Merkez Bankası kuruluş sermayesi miktarını kademeli bir artış trendine otururken bankaların sayısında da kademeli bir düşüş gözlenmiştir. 01.01.2000 itibariyle banka sistemini sağlamlaştırma politikası doğrultusunda bankaların asgari sermayeleri 2 milyon $’a ve yeni kurulacak bankalar için ise 5 milyon $’a çıkarılmıştır. Temmuz-2002’de ise faaliyette bulunan banka- Consulting & Business, October, Baku,1997. “Kommersiya Banklarının Sayı Azalıb”, 525ci Gazet, www.525ci.com/2003/01/14. http://www.nba.az/az/statistics/monetary_indicators/info2002.shtml, 10.04.2003. 89 Dr. Osman Nuri Aras 90 Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz lar için kuruluş sermayesi 2.5 milyon $’a yükseltilmiştir130. 2003 yılında da bankaların kuruluş sermayelerinin arttırmaları süreci devam etmektedir. Merkez Bankası özel bankaların nizamname sermayesini 2003 yılı Temmuz ayında 2.5 milyon $’dan 3 milyon $’a yükseltmeyi planlamıştır. Bu ise yeterli nizamname sermayesine sahip olamayacak bankaların kapanması sonucunu doğuracaktır. Hatta Merkez Bankası özel bankaların nizamname sermayesini, her altı ayda bir 0.5 milyon $ arttırarak, tedrici olarak 5 milyon $’a çıkarmayı planlamaktadır. Kuruluş sermayelerini 2,5 milyon $’a yükseltememeleri nedeniyle bazı ticari bankaların birleşmesi, bazı bankaların ise faaliyetine son vermesi sonucunda daha önceden yüksek olan banka sayısı düşmüştür. Sonuçta 1990’lı yılların başında ülkede 240 banka faaliyet göstermesine karşın 2003 yılında sayı yukarıda da ifade dildiği gibi 46’ya inmiştir. Elbette uygulanan sıkı para politikalarının da banka sayısının azalmasında önemli etkisi olduğu dikkate alınmalıdır. Sektörün tüm banka aktifi yaklaşık 1 Milyar $ civarındadır. Bu miktar GSMH’nın %17’sine tekabül etmektedir. Bankacılık sektöründe yaşanan problemlerin başında likidite probleminin olduğu görülmektedir. Sektörde gereğinden fazla ticari banka bulunmakta ve genellikle, tek şubeli yapısal özelliğe sahip bu bankalar, yetersiz sermaye yapılarına sahiptirler. Mali sektöre ilişkin reform çalışmaları ise çok yavaş ilerlemektedir. Özellikle ekonomide büyük ağırlığı olan yerel devlet bankaları özelleştirme kapsamına alınmış ve özelleştirme işlemleri devam etmektedir. Azerbaycan kendi bankacılık sistemini oluşturma konusunda ilerleme kaydederken, devlet bankalarında da yeniden yapılanmaya yönelik çalışmalar yapılmıştır. Sovyet döneminden kalan başlıca dört bankadan üçünün birleştirilmesine ancak 2000 yılının Haziran ayında başlanabilmiştir. Bankacılık sektörünün ekonomideki ağırlığı giderek artmış ve bankalara olan güvenin artması bankaları toplam mevduatlarının genişlenmesi bankaların kredi imkanlarını artırmıştır. Verilen kredilerde devlet bankalarının ağırlığının daha fazla olduğu görülmektedir. 2002 yılında kredilerin %45’inden fazlası devlet bankaları tarafından, %35’inden fazlası özel bankalar tarafından, %15 Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz civarında ise banka dışı kredi kurumları tarafından verilmiştir. Verilen toplam kredilerin %35’i Manat, %65’i döviz olarak verilmiştir. Özel sektöre yönlendirilen kredi miktarlarında da önemli artışlar olmuştur. Bu gibi önemli gelişmeler para kredi politikasının daha da başarı ile uygulanmasına imkan vermiştir.Daha çok kısa vadeli olan kredilerin %70’i özel, %30’u devlet sektörüne verilmiştir. Ayrıca verilen kredilerde sektörel olarak ticaret-hizmet ve ulaşım-haberleşme sektörlerinin daha büyük pay aldığı görülmektedir131. 2002 yılında banka kredileri reel olarak %15 artmıştır. Kısa vadeli krediler %5.2, uzun vadeli krediler ise %10.5 artmıştır. Kredilerin %86.9’u bankaların, %13.1’i ise banka dışı kredi kurumları tarafından verilmiştir132. 2003 yılı Ocak ayı başına kadar Azerbaycan ekonomisine verilen kredilerin toplam hacmi 2 trilyon 592,9 milyar Manat olmuştur. Kredilerin %47,85’i devlet bankaları, %39,08’i ise özel bankalar, %13,07’si banka dışı kredi kurumları tarafından verilmiştir. Kredilerin %70’inden fazlası kısa vadelidir. Uzun vadeli kredilerin oranı %30’a yaklaşmıştır. Tablo 26. Krediler (Milyar Manat) Toplam Kısa Vadeli 1995 1997 1998 1999 2000 2001 2002 1449.0 2042.0 2133.6 2215.5 2321.8 2431.3 2592.9 1264.8 1901.1 2087.7 2160.5 1672.0 1769.9 1861.8 Kısa Vadeli (%) 87.3 93.1 97.8 97.5 72.0 72.8 71.8 Uzun Vadeli 184.2 140.9 45.9 55.0 649.8 661.4 731.1 Uzun Vadeli (%) 12.7 6.9 2.2 2.5 28.0 27.2 28.2 Faiz oranları piyasa tarafından belirlenmekte olup, Hazine tahvillerinin işlem gördüğü bir piyasa faaliyete geçirilerek mali sektörünün gelişmesi sağlanmaya çalışılmıştır. Kısa vadeli kredi faiz oranları 2001 yılı başında %19.53, 2002 başında %19.74 ve 2003 başında %18.17 olmuştur. Uzun vadeli kredi 131 http://www.nba.az/az/statistics/monetary_indicators/info2002.shtml, 10.04.2003. 91 Yıllar Kaynak: Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, s.56. 132 130 Dr. Osman Nuri Aras 92 http://www.nba.az/az/statistics/monetary_indicators/credits2002.shtml, 10.04.2003. “2002-ci Đlin Yekunları Üzre Pul-Kredit Siyasetinin Yerine Yetirilmesi Veziyyeti Haqqında”, http://www.nba.az/az/analitic/2002yekunu.shtml, 1.4.2003 Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz faiz oranları ise 2001 yılı başında %21.60, 2002 başında %20.70 ve 2003 başında %18.86 olmuştur. Bankalararası piyasada üç aylık kredi faiz oranları 2001 yılın başında %20.3, 2002 başında %19.75 ve 2003 başında %19.67 olmuştur133. Mevduatların büyük bir kısmının döviz olarak yatırıldığı görülmektedir. 2002’de mevduatların %85 gibi büyük bir kısmı döviz olarak, sadece %15’ini Manat olarak gerçekleşmiştir. 2003 yılı ilk yıllarında da aynı dağılım görülmektedir. 2002 yılında, 2001 yılına göre döviz olarak mevduatlarda yaklaşık %5’lik bir artış görülmektedir134. Ayrıca mevduatların büyük bir kısmı devlet bankalarında toplanmaktadır. 2002 yılında bir önceki yıla göre mevduatların hacmi %31.1 artmıştır. Özel bankaların mevduatlardan aldığı pay %41.5’dir. Kısa vadeli mevduat faiz oranları 2001 yılı başında %9.26, 2002 başında %9.13 ve 2003 başında %8.01 olmuştur. Uzun vadeli mevduat faiz oranları ise 2001 yılı başında %11.80, 2002 başında %11.74 ve 2003 başında %8.46 olmuştur135. Tablo 27. Mevduatlar (Milyar Manat) Yıllar 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 Mevduat 1819.7 2042.0 2133.6 2215.5 2321.8 2431.3 2592.9 Kaynak: Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, s.56. 46 bankanın bulunduğu sektör, %51’i devlet kontrolünde olan ve 2003 sonlarında özelleştirilmesi öngörülen Uluslararası Azerbaycan Bankası (BUS Bank)’nın etkisi altında bulunmaktadırlar. 2002’de 35 milyar Manat geliri olan BUS Bank 7 milyar, son 2.5 yılda ise toplam 21 milyar Manat vergi vermiştir. BUS Bank’ın öz sermayesi 32.5 Milyar Manat’tır. 133 134 135 http://www.nba.az/az/statistics/monetary_indicators/interest2002.shtml; http://www.nba.az/az/statistics/monetary_indicators/interest.shtml, 10.04.2003. http://www.nba.az/az/statistics/monetary_indicators/savings2003.shtml, 10.04.2003. http://www.nba.az/az/statistics/monetary_indicators/interest2002.shtml; http://www.nba.az/az/statistics/monetary_indicators/interest.shtml, 10.04.2003. Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Azerbaycan’da “ACDI/VOCA”, “ADRA”, “FINCA”, “NNE”, “NRC”, “MC”, “OXFAM”, “IOM”, “SCF” ve “WVI” olmak üzere 9 uluslararası kredi kuruluşu faaliyet göstermektedir. Banka dışı kredi kurumlarının 24430’dan çok müşterisi bulunmaktadır. Bu kredi kuruluşlarının müşterileri 9163 iş yeri kurmuşlardır. Bu kurumlar müşterilerine yaklaşık 4 milyon $ kredi vermiş durumda. Ancak bu kurumların gelişimi ile ilgili bazı problemler söz konusudur. Öncelikle kurumsal düzenlemelerin yetersiz olmasıdır. Ayrıca küçük hacimli kredi verilmesi de henüz Azerbaycan’da tam olarak anlaşılmamıştır. Bu kurumların 100-1000 $ arası verdikleri krediler, geçiş süreci ile ilgili geçici bir durum gibi algılanarak, insani yardım gibi değerlendirilmektedir. Aslında küçük hacimli kredilerin verilmesi, bankacılığın bu sahada etkin olarak yer almaması ve geçim seviyesinin düşük olması nedeniyle, Azerbaycan’da küçük ölçekli işletmeciliğin gelişmesi açısından önem arzetmektedir. Bir başka problem de bu kuruluşlar tarafından verilen kısa vadeli kredilerin, ekonomik kalkınmada bir anlam ifade etmediği şeklinde değerlendirmenin yapılmasıdır136. Devlet bankalarında yapılan reformlar; yönetimin gelişmesi, yeni hizmetlerin ve piyasaların gelişmesi, bankaların kurumsal ve örgütsel gelişmesi amacıyla Dünya Bankası’nın SAC programına göre yapılmaktadır137. 16 Şubat 2001’de Merkez Bankası, bankalar tarafından yapılan ulusal döviz ödemelerinin daha sürekli şekilde ve on-line sisteminde yapılabilmesini sağlamak için AZIPS sistemini kurmuştur138. Bu sistem uluslararası standartlara uygun olacak şekilde SWIFT esasında kurulmuştur. Bankacılık sektöründeki eksikliklerin giderilmesi amacıyla, hükümet 1999’da Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonu’nun eşgüdümü ile, reform programları hazırlamıştır. Stratejinin ana hedefleri hükümete bağlı bankaların yeniden organize edilmesi ve özelleştirilmesi, özel bankaların birleşmesi, Azerbaycan Milli Bankası’(AMB)nın düzenleyici, denetleyici niteliğinin ve banka kapasitesinin artırılması ve teftiş, 136 137 138 93 Dr. Osman Nuri Aras 94 S. Eyyuboğlu, “Qeyri-Bank Kredit Teşkilatları Bazarda Hökümranlıq Edir”, 525ci Gazet, www.525ci.com/2003/01/04. Đllik Hesabat, Azerbaycan Respublikası Milli Bankı, 2000. “Banki i Biznes”, Zerkalo Gazeti, 28 Fevral 2001. Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz muhasebe de dahil olmakla sağlam, etkili ve rekabete dayalı teknik, gelişen altyapı oluşturabilmesidir. 2002’de Milli Bank, sisteminin güçlendirilmesi için küçük ve orta ölçekli işletmelere parasal yardımın artırılmasına yönelik banka reformlarına devam etmiştir. Devlet banklarının özel sektöre devri için önemli çalışmalar yapılmıştır. Bankaların öz sermayesi artırılarak 2,5 milyar Manata çıkarılmıştır. Bunun neticesinde de 8 banka faaliyetini durdurmak zorunda kalmıştır. Rekabetin artması amacı ile yabancı sermayenin bankacılık sektörüne teşvik süreci daha da kolaylaştırılmıştır. Bankacılık sektörünün gelişmesi için bu sahada altyapı çalışmalarına hız verilmiştir. Bankacılık ile ilgili yeni kanunlar yapılmaya başlanmıştır. 2003 yılında bankacılık sektöründeki reformlar yeni bir aşamaya geçecektir. Daha önceden planlandığı üzere Uluslararası Bank’ın özelleştirilmesine başlanacak ve BUSBank’ın özelleştirilmesi için hazırlık çalışmaları yapılacaktır. Cumhurbaşkanının kararı ile Azerbaycan Uluslararası Bank (Beynelhalk Bankası) ve Birleşmiş Universal Sehmdar Bankasının (BUSBank) 2004 sonuna kadar özelleştirilmesi planlanmıştır. Azerbaycan’da bankacılık sisteminin gelişmesine elverişli şartları yaratmak, bu sektöre öncü iş tecrübesini ve teknolojiyi çekmek, böylece yatırımları hızlandırmak amacıyla Azerbaycan Uluslararası Bank’ın kuruluş sermayesinin %20’sinin Avrupa Kalkınma bankasına satılması planlaştırılmıştır. Reformlar çerçevesinde mevduatların sigortalanması için de bazı çalışmalar devam ettirilecektir. Bankacılık sektöründe altyapı çalışmaları, ödeme sistemi, muhasebe sistemi, banka kontrolü ve hukuki altyapı gibi çalışmalar da devam edecektir. Bankacılık sektörünün gelişmesi ise özel sektör açısından, özellikle kolay kredi bulma imkanları elde etmesine imkan verecektir139. Ülkede bankacılık sektörünün gelişmesi için, halkın bankalara güven duyması amacıyla mevduata sigorta fonunun kurulması gerekmektedir. Mevduata sigorta fonunun oluşturulmasından kaynaklanacak problemler için de Milli Bank’ın, bankaları finansal hesaplarını gerçeğe uygun açıklamaya yönelik politika takip etmelidir. 139 “Azerbaycan Respublikası Milli Bankının 2003-cü il Üçün Pul-Kredit Siyasetinin Başlıca Đstiqametleri BaredeBeyanatı”, http://www.nba.az/az/analitic/bayanat2003-10.shtml, 18.04.2003. 95 Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Dr. Osman Nuri Aras 3.3.4.2. Sigortacılık Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından ilk zamanlarda yapılan işlerden biri de önceki sistemde yer alan Devlet Sigorta Kurumu’nun Azerbaycan’daki organı olan Azerbaycan Devlet Sigorta şirketinin yeniden örgütlenmesidir. 20 Eylül 1991 tarihinde “Azerbaycan Respublikası Devlet Sigorta Kommersiya (Ticaret) Şirketi”nin kurulması hakkında ferman çıkarıldı. Bu fermana esasen, Devlet Sigorta Kommersiya Şirketi bağımsız, Maliye Bakanlığı’nın denetiminden serbest, kendi şartlarına ve tariflerine göre çalışabilen, kendi kendini finanse eden bir şirket olarak 22 Kasım 1991’de tüzüğü onaylanarak faaliyete başladı. 24 Ocak 1994 tarihinde şirketin tüzüğü Bakanlar Kurulu tarafından değiştirildi ve yürürlüğe koyuldu. Devlet Sigorta Kommersiya Şirketi reasürans alanında “LLOYD” (Đngiltere) sigorta şirketleri grubunun “SEDJWICK”, “WILLS FABER & DUMAS” sigorta broker grupları, “MUNHEN RE” (Almanya) reasürans şirketi, “Asia” (Đran) şirketi ve “Lukoil” (Rusya) sigorta A. Ş. ile işbirliği yapmaktadır. Ülkede sigortacılık sektörünün gelişmesi amacıyla atılması gereken ikinci adım ise, sektörde monopole son koymaktı. Bu amaç doğrultusunda kısa bir süre sonra Devlet Sigorta Şirketine rakip nitelikte etkin çalışan şirketler sigorta şirketleri sektörde kendini göstermeye başladı. Sigorta şirketleri 1992 yılından itibaren yabancı ortaklar ile birlikte, 1995 yılından itibaren ise yerli sermayeli olarak kurulmaya başlandı. 2003 yılı başı itibariyle ülkede 34 sigorta şirketi bulunmaktadır. Bunların 26’sı milli ve 8’i ise yabancı sermayeli (Đngiltere, Türkiye, Rusya, Đran, ABD, Đtalya) müşterek sigorta şirketidir140. Sigorta sektöründe yer alan şirketlerin toplam sermayelerinin önemli bir kısmı 5 Şubat 2002’de kurulan ve 1 nisan 2002’de lisans alan Uluslararası Sigorta Şirketi’ne aittir. 5 Ocak 1993 tarihinde 436 no’lu “Azerbaycan Cumhuriyeti Sigorta Hakkında Kanunu” çıkarıldı. 140 96 Azerbaycan Respublikası Dövlet Statistika Komitesi, 2002, www.azstat.org. 8.4.2003. Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz 1994 yılından başlanan petrol anlaşmalarının imzalanması ile Azerbaycan'da büyük miktarda sermaye girişine neden oldu. Bunun sonucu olarak, sigorta şirketlerinin büyük kısmı petrol sektörüne yönelmiştir. Azerbaycan’da yaşayan yabancı vatandaşlar, vatandaşlığı olmayan şahıslar ve yabancı tüzel kişiler, ülke vatandaşları ve şirketleri ile eşit sigorta hakkına sahiptirler. Sigorta sektöründe yürütülen reformlar çerçevesinde, Azerbaycan’da faaliyet gösteren sigorta şirketlerinin kuruluş sermayesinde aşamalı olarak artışa gidilmiştir. 4 Mayıs 2000 yılında Azerbaycan Cumhurbaşkanının sigorta hakkında imzaladığı Serencam doğrultusunda Bakanlar Kurulu’nda alınan karar ile sigorta kurumları için aşamalı olarak kararlaştırılan kuruluş sermayesi şöyledir141: 01.01.2002 tarihine kadar 500 milyon Manat, 01.07.2002 tarihine kadar 750 milyon Manat, 01.01.2003 tarihine kadar 1 milyar Manat, 01.07.2003 tarihine kadar 1.5 milyar Manat, 01.01.2004 tarihine kadar 2 milyar Manat (400.000$). Sigorta şirketlerinin kuruluş sermayelerinin toplamı içinde yabancı sermayenin payı %10.5’dir 142. Sermayeleri dikkate alındığında sigorta şirketlerinin çoğunun küçük ve orta büyüklükteki şirketler olduğu görülmektedir. 2002 yılında sigorta faaliyetlerinin %90’lık hacmini 10 sigorta şirketi yerine getirirken, geriye kalan %10’luk kısım ise diğer sigorta şirketlerinin payına düşmüştür. Sigorta sektöründe yabancı sigorta şirketleri daha fazla etkinliğe sahiptirler. Azerbaycan’da faaliyet gösteren yabancı şirketler esasen kendi ülkelerindeki sigorta şirketlerinde sigorta olmaktadırlar. Ayrıca yerli sigorta şirketleri de ödeme kabiliyetleri zayıf olduğundan dolayı büyük hacimli sigorta anlaşmalarını yurtdışında tekrar sigorta (reasürans) ettirmektedirler. En yaygın sigorta türleri yangın, kasko, yük nakliyat, inşaat, elektronik cihaz, kredi alanlarının hayat sigortası, ferdi kaza sigortası, özel tarım işletmeleri müesseseleri sigortası, zorunlu trafik sigortasıdır. Azerbaycan'da sigorta sektörü henüz gelişme aşamasındadır ve ekonomiye katkısı, diğer finansal kurumlarla kıyaslandığında, çok fazla 141 142 “Siğortacıların Nizamname Kapitalı Artırılır”, Ekspert Đqtisad Jurnalı, No:5-6 (17-18), 2001, s.4. http://bizimasr.media-az.com/arxiv_2002/iyul/148/sosium.html, 9.4.2003. 97 Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Dr. Osman Nuri Aras değildir. Ülkenin sigorta piyasasında mevcut sigorta devriyesi Gayri Safı Milli Hasılanın (GSMH) %1'inden de azdır 143. Serbest piyasa sistemine geçilmesinin ardından sigorta işinin geliştirilmesi ile sigorta hizmetlerinin sayısı da her geçen yıl artmaktadır. Gönüllü sigorta türlerinin, zorunlu sigorta türlerinden daha fazla olması da Azerbaycan'da sigorta piyasasının gelişmesinin bir göstergesidir. Sigorta sektörünün gelişmesinin yavaş seyretmesinde, gelir düzeyinin düşük olması ve halkın sigortanın yararlarını yeterli düzeyde anlamamış olması önemli etkenlerdir. Sigorta sektörünün gelişmesi ve sektörün güven vermesi, yabancı yatırımları ülkeye akınını da arttıracak amillerden biri olacaktır. 3.3.4.3. Menkul Kıymetler Borsası Borsanın oluşmasına ilişkin yasal düzenlemeler “Menkul Kıymetler ve Borsaları Hakkında” kanunun kabul edilmesi ile başladı. 1991 yılında “Bakü Menkul Kıymetler Borsası” kuruldu. Borsanın gelişmesi Azerbaycan’da özelleştirme sürecinin başlaması ile daha da hız kazandı. 30 Aralık 1998 yılında Azerbaycan Cumhurbaşkanı tarafından “Azerbaycan Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı yanında menkul kıymetler üzere devlet kurumunun oluşturulması” ile ilgili ferman imzalamıştır. Menkul Kıymetler Borsası hakkında en mühim bilgileri “Sermaye Piyasası Hakkında” Ulusal Mevduat Sistemi (Milli Depozit Sistemi) hakkında Azerbaycan Cumhuriyeti Kanununu 2.bölümünün 3. maddesinde yer almaktadır. Şöyle ki kanunun ilgili maddesinde Menkul Kıymetler Borsasına ilişkin devlet düzenlemesi hakkında bilgi verilerek, katılımların ne şekilde ve kimler tarafından olabileceği açıklanmaktadır. 1998 yılından sonra menkul kıymetler piyasasının oluşumuna özel dikkat verilmektedir. Menkul kıymetler piyasasının çalışma esasları ise “Devlet kısa süreli tahvillerin ihracı hakkında” kanuna esasen saptanmıştır. Borsada ilk yıllarda devlet tarafından ihraç edilen menkul kıymetler borsada işlem görmesine karşın, daha sonraki yıllarda kooperatif ve anonim şirketlere ait menkul kıymetler de işlem görmeye başlamıştır. 143 98 A. Azizova, “Minfin Podvodit Đtogi ‘Strahovogo’ Goda”, Zerkalo Gazeti, No. 15(108), Bakı, 2002, ss.16-18. Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Ülkede menkul kıymetler piyasasının tam anlamı ile oluşturulduğunu ve belirli bir işlem hacmine kavuştuğunu söylemek mümkün değildir. Özellikle sermaye hareketlerinin sınırlı olması, ekonomik alanda yaşanan problemler ve mali piyasalara olan güvensizlik borsanın gelişmesinin karşısını önemli ölçüde almıştır. Önümüzdeki yıllarda petrol sektörüne yatırım yapan yabancı şirketlerin kendi menkul kıymetlerini piyasaya çıkarmaları beklenmektedir ki, bunlarla ilgili gerekli hukuki düzenlemeler de yapılmıştır. Menkul kıymetler piyasasının gelişmesi için, hacimleri az da olsa, repo ve ters–repo işlemlerinin yapılması ise önemli bir adımdır. Tahvil piyasaları da henüz oluşmamıştır. Yerel firmalar olduğu gibi Azerbaycan hükümetinin de uluslararası tahvil piyasalarında herhangi bir işlemine rastlanılmamıştır. Özelleştirme sürecinin hızlanmasıyla tahvil piyasasının da gelişeceği düşünülmektedir. 2002’de Menkul Kıymetler Borsası’nın kuruluş sermayesini arttırma amacıyla yeni sermayedarlara ulaşılmaya çalışılmıştır. Sonuçta Borsa’nın kuruluş sermayesi 5,4 milyar Manat’a ulaştırılmıştır. 3.3.5. Ulaşım (Nakliyat) ve Haberleşme Azerbaycan, Gürcistan ya da Rusya üzerinden Karadeniz yolu ve Đran üzerinden olmak üzere iki uluslararası yoldan Batı’ya açılmaktadır. Ayrıca Azerbaycan ve Hazar'a kıyı devletler arasında doğrudan ve düzenli deniz seferleri yapılmaktadır. Ülkenin en büyük limanı Bakü Uluslararası Deniz Ticaret Limanı'dır. Aşağıdaki tablodan da görüldüğü gibi, ulaşım sektörünün GSMH’daki payı %11-12 civarında seyretmiştir. Tablo 28: GSMH’da Ulaşım ve Haberleşme Sektörünün Payı Yıllar 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 % 8.3 12.5 18.7 11.3 11.4 12.5 10.7 12.0 10.1 9.8 Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Günümüzde Azerbaycan'ın açık denizlere çıkışının olmayışı ve karayolu bağlantılarındaki zorluklar ulaşım alanında en önemli sorunlarındandır. Aşağıda deniz, hava, kara, demiryolu, boru hattı ulaşımı ve haberleşme ayrı ayrı ele alınacaktır. 3.3.5.1. Deniz Yolu Ulaşımı Azerbaycan, deniz yolu ulaşımı bakımından bölgede geçiş ülkesi olma gibi önemli bir potansiyele sahiptir. Hazar Denizi’nde yüzlerce kilometrelik bir kıyı şeridi bulunmasına karşın, ülkede sadece biri büyük olmak üzere irili ufaklı toplam 15 liman bulunmaktadır. Azerbaycan’da demir yolları olmadığı dönemde deniz yolu taşımacılığı büyük rol oynamıştır. Azerbaycan ve Hazar'a kıyı devletler arasında doğrudan ve düzenli deniz seferleri yapılmaktadır. Hazar denizi vasıtasıyla Đran, Türkmenistan, Dağıstan, Kazakistan ve Rusya ile ilişki kurulmaktadır 144. Bakü'deki Uluslararası Deniz Ticaret Limanı, Azerbaycan'ın lojistik altyapısının stratejik bir bölümü olarak görünmenin yanı sıra, Orta Asya'dan batı piyasalarına mineral, ürün ve diğer ürünlerin taşınmasında bir lojistik koridor olarak anahtar bir noktadır. Liman, derinlemesine stratejik incelemelerin konusu olmanın yanı sıra kurumsal finansal yardımlar ve yabancı yatırım iştirakleri için de adaydır. Bakü limanının iyileştirilmesinin çalışma ve geliştirilmesi konusu, konsolidasyon ve kargo kullanım avantajı bakımından önemlidir145. Bakü limanı hem derin hem de hiçbir zaman donmamaktadır. Liman, yolcu taşımacılığına ise pek elverişli değildir. Altyapısı dünya entegrasyonuna uygun nitelikte olmayan Azerbaycan'da deniz taşımacılığı da eski ve yararsız durumdadır. Genel olarak nakliyat sektöründeki gerilemenin temel nedeni, sektörün eski Sovyet ülkeleri ile olan bağlılığından kaynaklanmıştır. Ulaşım sektöründen istifade etmede toplam yolcu sayısının deniz nakliyat payının yıllar itibariyle düşüş sergilediği görülmektedir. 1990 yılında 500.000 yolcunun deniz nakliyatından faydalanmasına karşın, bu miktar 1991'de 400.000, 1992 ve 1993'de 100.000, 1994'de 60.000, 1996'da 39.000 ve 144 145 Kaynak: Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, s.27-28. 99 Dr. Osman Nuri Aras Velili, ss.184-185. “Azerbaijan”, Eurasian File, TICA, S.103, July 1998/2, s.2; Investment Guide to Azerbaijan 1998, USACC, Washington, 1998, s.70. 100 Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz 1997'de 43.000 olmuştur146. 2001 yılına kadar her yıl düşüş kaydeden deniz yolu ile yolcu taşımacılığı Tablo-29’da da görüldüğü gibi 2002 yılında bir önceki yıla göre %28.4 artış göstererek 14.000 kişi olmuştur. Bakü limanı, Orta Doğu, Avrupa ve Güney Doğu Asya ülkeleri için elverişli "transit" rolünü oynayabilir. Her türlü liman malzemeleri ve modern terminallerin yapımı için 2 milyar $ gerekmektedir. Projenin teknik ve ekonomik esasları hazırlanmaktadır. Projenin kısa bir sürede gerçekleşmesi mümkündür. Bakü limanı dışında, Azerbaycan’ın Lenkeran şehrinde de liman inşası, Muğan ovasının güneyinde üretim ve ticaretin gelişimi açısından faydalı olacaktır147. Deniz yolu ile yük taşımacılığının gelişimi ise şöyledir: 1960'da 9.163, 1970'de 13.138, 1980'de 11.354, 1990'da 3.870 ve 1997'de 5.008 milyon ton deniz yolu ile yük taşımacılığı yapılmıştır148. Verilere dikkat edildiğinde 1970'lerden günümüze gelindiğinde yıllar itibariyle deniz yolu ile yük taşımacılığının hacminin de 90’lı yılların ortalarına kadar dikkat çekici oranda azaldığı görülmektedir. 1990'lı yılların ortalarından itibaren nakliyat sektöründeki gözlenen gelişmede ise, Kazakistan petrolünün Hazar Deniz'den geçerek Karadeniz'e nakledilmesi önemli rol oynamıştır149. Hazar Deniz Gemicilik Đşletmesi tarafından 1997 yılında yaklaşık 3 milyon ton erken petrol ve petrol ürünleri taşınırken, bu rakam 1998 yılında 5.3 milyon ton olmuştur. 1998 yılında Aktau (Kazakistan) ve Abşeron (Azerbaycan) limanları arasında 1.8 milyon ton, BDT ülkeleri limanları arasında 4 milyon ton, Đran limanlarına ise 979 bin ton petrol ürünü taşınmıştır150. 2000 yılında deniz nakliyatında yük taşıması 1999 yılına göre %18.5 artarak 8779 bin ton olmuştur. Taşınan yüklerin %99.3’ü dış ilişkiler ile ilgilidir. Taşınan yüklerin %70’ini petrol ürünleri oluştururken %30’unu diğer ürünler oluşturmaktadır. 146 147 148 149 150 Azerbaycan Respublikasında Đnsan Đnkişafı Haqqında Hesabat 1996, Birleşmiş Milletler Teşkilatının Đnkişaf Programı, Bakı, 1996, s.41; Azerbaycan Respublikasında Đnsan Đnkişafı Haqqında Hesabat 1998, ss.84-85. Velili, s.131. Narodnoye Hozyaistvo Azerbaicanskoi SSR V 1983 Godı Stat. Ejegodnik, Bakı, 1983, s.91; Statisticeskiye Pokazateli Azerbaicana V 1997 Godı Stat. Ejegodnik, Bakı, 1998, s.308. Azerbaycan'ın Đqtisadi Đcmali, Đyul-Dekabr 1999, s.41. Avrasya Dosyası, S.114, TĐKA Bülteni, Şubat 1999/2, s.2. 101 Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Dr. Osman Nuri Aras 2002 yılında ise 97.9 milyon ton yük taşınmıştır. Bu miktar 2001 yılında taşınan miktardan %5.7 daha fazladır. Taşınan yükün %54.9’u karayolları, %15.7’si boru hatları, %17.8’i demiryolu, %11.6’sı deniz yolu ile taşınmıştır 151. Tablo 29. Deniz Ulaşımı Yıllar 1995 1998 1999 2000 2001 2002 Gemilerin Sayısı 69 69 69 68 68 69 Đthalat (bin ton) 925 3967 4015 5118 7029 7853.4 Đhracat (bin ton) 1751 1483 624 703 996.3 1057.3 Yolcu taşıması (bin kişi) 64.5 20.6 13.9 11.8 10.9 14.0 Kaynak: Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakü, 2003, s.46. Bakü Uluslararası Deniz Limanında 2000 yılında ithalat ve ihracat hacmi 1999 yılına göre %26.8 artış kaydederek, 4593.8 bin ton hacminde gerçekleşmiştir. Bu yüklerin %76.9’unu uluslararası transit yükler olmuştur. Özel bir önem arz eden deniz taşımacılığı konusunda maddi ve teknik altyapının sağlamlaştırılması gerekmektedir. Azerbaycan'da önemli olan bu taşımacılık türü için, ağır yükleri taşıma için kullanılan gemiler, petrol ve sıvı kimyevi yüklerin taşınması için kullanılan tankerler, frigorifik gemiler, demiryolu vagonlarında yükleri taşımak için kullanılan feribotlar, sıvı yükleri, katı ve döküm yükleri taşımada kullanılan kombine edilmiş gemi gibi ek yeni tip yük taşıma gemilerine ihtiyaç vardır. 3.3.5.2. Kara Yolu Ulaşımı Azerbaycan'ın karayollarının toplam uzunluğu 25.000 km’dir. Bunun çoğunluğu stabilize ve toprak yollardan oluşmaktadır. Karayolu taşımacılığında otobüs kullanımı ağırlıktadır152. Toplam karayolu taşımacılığının yüzde 82.9’u otobüslerle gerçekleşmektedir. Karayolları ağı oldukça bakımsız ve kötü durumdadır. 1998 yılı itibariyle 1000 kişiden 151 152 “Xezer Denizi Gemiçiliyinin Yükü Artıb”, 525ci Gazet, www.525ci.com/2003/01/11; TÜSĐAB Cemiyeti Bülteni, No:03/91, 4 Şubat 2003, s.2. Investors’ Handbook, International Conference Investing in Azerbaijan- Gateway to the Newly Insdependent States, Baku, May 7-9 2003, s.59. 102 Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz 35’ine bir binek otomobili düşmektedir. 1990 ve 1998 yılları arasında dış ticaret hacmindeki düşüş nedeniyle kamyon sayısında %19,7 düşüş olmuştur. Tablo 30. Ulaşım Araçları Yıllar Küçük Otomobiller (bin adet) Her 100 kişiye düşen küçük otomobil Yük taşıma araçları Diğer 1995 278.3 1998 281.1 1999 311.6 2000 332.1 2001 343.0 2002 350.6 37 37 40 41 43 43 79.6 34.3 77.8 26.5 69.7 28.0 78.3 29.7 77.1 31.5 76.9 29.8 Kaynak: Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, s.45. Bakü’nün karayollarının onarımı amacıyla, Bakü idaresi tarafından 2003 yılı içerisinde 11 bölümden oluşan bir ihale açılmıştır. TRACECA projesinin bir bölümü olarak Azerbaycan-Gürcistan arasında kara yolu yapımına başlanmıştır. Kara yollarının yapım ve onarımı amacıyla EBRD ve Dünya Bankası finansal destek vermektedir. Azerbaycan'ın açık denizlere ulaşan 3 karayolu bağlantısı vardır. Bunlar; Gürcistan üzerinden Karadeniz'e, Rusya üzerinden Karadeniz'e ve Đran üzerinden Basra Körfezine ulaşan yollardır. Tablo 31. Karayolu Ulaşımı Yıllar Genel Yollar (bin km) Yolcu Taşıma Hacmi (milyon kişi/km) Yük Taşıma Hacmi (milyon ton/km) 1995 24.3 4315 1998 24.9 5207 1999 24.9 7917 2000 24.9 9153 2001 25.0 9442 2002 25.0 9603 527 1392 2968 3513 4836 5534 Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Dr. Osman Nuri Aras 3.3.5.3. Demir Yolu Ulaşımı Demiryolu taşımacılığı ülke içi ve uluslararası taşımacılıkta önemli yere sahiptir. Azerbaycan’da sosyo-ekonomik yaşamın omurgasını demiryolu taşımacılığı oluşturmaktadır. Yüklerin yaklaşık %70’i, yolcuların yaklaşık %30’u demiryolu taşımacılığı ile gerçekleştirilmektedir. Demiryollarının toplam uzunluğu 2120 km’dir. Demiryolu ile daha çok petrol, petrol ürünleri, metal, makine-techizat, gıda maddeleri ve orman ürünleri taşınmaktadır. Bakü’de şehir içi ulaşımda metronun önemli bir yeri vardır. 1967’de faaliyete başlayan metro hatlarının günümüzdeki uzunluğu 28.5 kilometredir 153. Metro genellikle yolcu taşımacılığında kullanılırken, diğer demiryolları daha çok yük taşımacılığında kullanılmaktadır. Demiryollarının büyük kısmının yeniden inşası gerekmektedir. 800 vagondan, 350’sinin tamirata ihtiyacı vardır. Ancak, Azerbaycan’da bunun gerçekleştirebilecek mali kaynak olmadığından dolayı 20 milyon $’lık yabancı yatırım gerek duyulmaktadır. 2003’de Azerbaycan Devlet Demir Yolunun (ADDY) geliştirilmesine, yeniden inşasına ve modernleştirilmesine 40 milyar Manat’tan fazla sermaye yatırılması planlaştırılmıştır. Tablo 32. Demir Yolu Ulaşımı Yıllar Demir Yolu (bin km) Yolcu Taşıma Hacmi (milyon kişi/km) Yük Taşıma Hacmi(milyon ton/km) 1995 1998 1999 2000 2001 2002 2.12 1.12 2.12 2.12 2.12 2.12 791 533 422 493 537 583 9073 13531 14163 15876 15390 17449 Kaynak: Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, s.46. 3.3.5.4. Hava Yolu Ulaşımı Kaynak: Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, s.45. 2003’de Azerbaycan kara yolunun geliştirilmesi, yeniden inşası ve modernleştirilmesi amacıyla devlet bütçesinden 75 milyar Manat (16 milyon $) pay ayrılmıştır. 1924 yılında Bakü-Tiflis hava yolu seferlerinin başlaması ile Azerbaycan’da hava yolu taşımacılığı başlamıştır154. Azerbaycan’da toplam 27 adet havaalanı bulunmaktadır. Ancak bunlardan 5’i normal yolcu uçakları trafiğine uygun alanlardır. Bakü ve Gence havaalanları uluslararası trafiğe açıktır. Diğerleri şehirlerarası taşımacılıkta kullanılmaktadır. Ülkenin sahip olduğu uçak filosu oldukça 153 154 103 Investors’ Handbook, s.59; Eminov, ss.134-136. Eminov, s.142. 104 Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz yaşlanmış bir durumdadır. Yedek parça ve aksamının üretilebileceği tesisler yetersiz ve bakım imkanları kısıtlıdır. 1999’da Bakü’de yeni havalimanının inşası ve yeni uçakların alınması ile birlikte daha fazla gidiş-dönüş seferini yapılabilmesi ve yolculara daha iyi hizmet sunulabilmesi mümkün olmuştur. Dış hat seferlerinin ardından Bakü’nün iç hat seferlerinin gerçekleştirildiği bölüm de gerekli yeniden inşa ve onarım yapılırken Nahçıvan ve Gence’deki havaalanlarının tamirat ve yenilenmeye ihtiyacı bulunmaktadır. Azerbaycan’dan bir çok ülkeye düzenli olarak uçak seferleri mevcuttur. Havayolu ulaşımı, ülkenin bağımsızlığını elde etmesinin ardından uluslararası siyasi ve ekonomik ilişkilerinin artması ile paralel olarak gelişme kaydetmektedir. 2002 yılında havayolları ile, 2001 yılına göre %4.9 daha fazla olmak üzere 735 bin yolcu taşınmıştır. Tablo 33. Hava Yolu Ulaşımı Yıllar Yolcu Taşıma (bin kişi) Yük Taşıma (bin ton) 1995 1131 22 1999 696.7 48.2 2000 701.1 36.7 2001 712.6 29.5 2002 735.0 31.1 Kaynak: Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, s.46. 1999-2002 yılları arasında Azerbaycan hava yolu ulaşımı için 200 milyon $ sermaye yatırılmıştır. Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Dr. Osman Nuri Aras Tablo 34. Baru Hatları Đle Yük Taşıması (milyon ton) Yıllar 1990 1995 1997 1998 1999 2000 2001 Toplam 3353 1013 1214 2135 5194 5556 6872 Petrol Boru Hattı 1252 465 570 1531 3927 4831 5946 Doğlagaz Boru Hattı 2110 548 644 604 1267 725 926 Kaynak: Azerbaycan Statistik Göstericileri 2002, ARDSK Yayınları, Bakı, 2002, s.603. Ulaşım sektöründe yük taşınmasında boru hatlarının payı 1990’da %9.5 iken, 1995’de 31.5’e yükselmiştir. Ancak daha sonraki yıllarda bu oranda azalmalar görülmektedir. Şöyle ki, bu oran 1997’de %27.1, 1998’de %26.3, 1999’da 22.0, 2000’de 20.0, 2001’de 17.8 olmuştur. Ulaşım sektöründeki rolü, petrol üretiminin artmaya başlaması ile önem kazanan boru hatlarının, temel ihraç boru hattı olarak Bakü-TiflisCeyhan’ın devreye girmesinin yanı sıra doğalgaz ihracına ilişkin BaküTiflis Erzurum boru hattının işlerlik kazanması ile daha önemli paya sahip olacaktır. Boru hatlarına ilişkin bilgilere Hazar enerji kaynaklarının ekonomik önemi adlı bölümde detaylı olarak ayrıca yer verilecektir. 3.3.5.6. Haberleşme 3.3.5.5. Boru Hattı Ulaşımı ABD’den sonra ilk defa boru hattının inşa edildiği Azerbaycan’da ulaşım sektöründe boru hatları ile ulaşımın ayrı bir önemi vardır. Petrol ve doğal gazın ulaşımında daha çok boru hatlarından faydalanılmaktadır. Boru hatları ile taşınan yüklerin dağılımı ise aşağıdaki tabloda yer almaktadır: 105 Kablosuz haberleşme Azerbaycan’daki telekom endüstrisinin en aktif alt sektörüdür. Kablosuz haberleşme 1994 yılından itibaren, ilk kablosuz ağ kurulduktan sonra etkili yabancı yatırım almaktadır. Azerbaycan 1996 yılı Aralık ayında GSM hücresel telefon sistemine katılmıştır. Azerbaycan’da iki operator firma - Bakcell (GSM 900) ve Azercell (GSM 900)- firması faaliyet göstermektedir. Azerbaycan hükümetinin tespit ettiği tarifelere uymak zorunlulukları olmadığı için operatörler rekabet edebilme avantajına sahiptirler. Azerbaycan’da mobil telefon kullanım oranı bölgeden-bölgeye değişmektedir. Baku %50 gibi yüksek orana sahipken, bazı küçük şehirlerde bu oran % 1015’i geçmemektedir. Bir çok halde mobil telefon bağlantısı, eskimiş ve 106 Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz etkisiz kablolu telefon bağlantılarına alternatif olmaktadır. Đletişim bağlantılarına olan yatırımlardan sonra bazı uluslararası üreticiler, sektöre uzun süreli yatırımlar yapmaya hazır olduklarını belirtmişler. Ulaştırma Bakanlığı (Rabıta Nazirliyi) Azerbaycan’da üçüncü operatör şirketinin açılması için görüşmelere başlamıştır. 2002 yılında 48000’i Bakü’de olmak üzere 66910 yeni telefon abonesi hizmete sunulmuştur. Her 100 aileye düşen telefon hatlarının sayısı 1991’den 1996 sonuna kadar 1.6 kat artırılarak 39.7 adet olurken, 2002 yılı sonunda bu rakam 57’ye çıkmıştır155. Ülkenin nüfusunun yarısına yakın kısmının, yaşanan göçler nedeniyle de Bakü’ye göç ettiği düşünüldüğünde ekonomik yoğunluğun, telekom altyapısının da etkisiyle Đnternet’in daha çok Bakü’de geliştiği ve mevcut abone kitlesinin % 90’lık bölümünün sadece Bakü’de olduğu tespit edilmiştir. Tablo 35. Haberleşme Yıllar Posta ile Haberleşme (milyon) Telefon Aboneleri (bin) Mobil Telefonlar (bin) 100 kişiye düşen Telefon 1000 kişiye düşen mobil telefon 1995 57.3 1998 71.8 1999 35.3 2000 25.7 2001 21.5 2002 15.0 656.5 2.4 9 0.3 685.0 100 9 13 744.4 162 9 21 807.2 431 10 53 870.1 644 11 79 919.4 807 11 97 Kaynak: Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, s.47. Azerbaycan’da yaşanan hızlı gelişme ve oluşan Đnternet piyasası nedeni ile ülkedeki tüm telekom hizmetlerini doğrudan veren Rabıta Bakanlığı’nın gerek teknoloji gerekse yetişmiş personel açısından oldukça yetersiz kaldığı görülmektedir. Ayrıca üzerinde durulması gereken bir başka konu ise ülkede yaşanan lisan sorunudur. Azerbaycan’da yazılı medya ve internet servislerinin çoğu Rusça olmakla birlikte devlet tarafından alınan kesin karar ile 1 Ağustos 2001 tarihinden itibaren latin alfabesinin kullanılması zorunlu kılınmıştır. Bu durum, internet ortamında dünya ile entegras- Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz yonu hızlandıracak bilginin paylaşımını kolaylaştıracak en önemli adım olarak değerlendirilmektedir156. Azerbaycan’da büyük bir internet ve data piyasası oluşmaktadır. Sözkonusu piyasa gerek ülke çapında gerekse uluslararası bağlantılar anlamında önemli yatırımları kaldırabilecektir. Ancak bu yatırım ve işletmelerin ülkenin ekonomik yapısı ile kanuni çerçevesi de göz önünde bulundurularak, özellikle devletin yanında, Ulaştırma Bakanlığı ile birlikte onun teknolojik ve insani açıklarını tamamlayacak şekilde yapılmasının uygun olacaktır. Azerbaycan’da telekom alt yapısı lokal devreler açısından yeterli olmakla birlikte ekonomik şartlar nedeni ile talebin sınırlı düzeyde kalması nedeni ile Đnternet erişimi için yeterli yatırımın henüz yapılmadığı görülmektedir. Ayrıca internet trafiğini taşımak için çok büyük avantaj sağlamaya yönelik fiber transmisyon alt yapısı mevcuttur. Bu altyapı şehirlerarası iletişim trafiğinin taşınması ve bu sayede internet’in yaygınlaştırılması için kullanılabilecektir157. Tüm uydulardan öncelikle Moskova’ya bağlanılmakta, diğer ülkelerle Đnternet trafik yönlendirmesi Moskova üzerinden sağlanmaktadır. Bu durum ise hem mevcut durumda Rusya ve Rusça baskısının devamı, hem de gelecekte elektronik ticaret gibi ekonomik faaliyetlerin Moskova merkezli olarak yönetilmesini zorunlu kılmaktadır. Moskova üzerinden yapılan Đnternet trafik yönlendirmesinin Türkiye üzerinden daha geniş bantlı ve güvenli bir şekilde sağlanması sonucunda Türkiye, Azerbaycan’da ve diğer Türk Cumhuriyetlerinde etkin bir rol alabilecektir. Đnternet hizmetinden faydalananların sayısı 2003 yılı başı itibariyle 12.000 civarındadır. Đnternete üye olanların büyük bir kısmını işletmeler ve eğitim kurumları oluşturmaktadır. Đnternet hizmeti Ulaştırma Bakanlığı’ndan gerekli lisans alındıktan sonra verilebilmektedir. Đnternet hizmeti sunan kurumlar bir tür Ulaştırma Bakanlığı’nın ortağı gibi faaliyet göstermektedirler. 156 157 155 Azerbaycan Zaman Gazetesi, 25-26 Mart, 2003, s.2. 107 Dr. Osman Nuri Aras “Orta Asya Türk Cumhuriyetleri Telekominikasyon ve Đnternet Altyapısı Đle Đlgili Olarak Hazırlanan Teknik Rapor”, http://www.foreigntrade.gov.tr/turkcumhuriyetleri/teknik_rapor.htm. 19.04.2003. “Orta Asya Türk Cumhuriyetleri Telekominikasyon ve Đnternet Altyapısı Đle Đlgili Olarak Hazırlanan Teknik Rapor”, http://www.foreigntrade.gov.tr/turkcumhuriyetleri/teknik_rapor.htm. 19.04.2003. 108 Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz 3.3.5.7. Yeni Đpek Yolu Projesi Đpek endüstrisi, eski çağlardan beri birçok milletin hayatında çok önemli bir yer tutmuş; Uzak Doğudan gelen ipek ve baharat, Batı dünyası için, uluslararası ilişkilerde önemli bir rol oynamıştır. Đpek, ayrıca, Doğu kültürünün Batı tarafından tanınmasını da sağlamıştır. Doğunun ipeği ile baharatının kervanlarla batıya taşınması, Çin'den Avrupa'ya ulaşan ticaret yolların oluşturmuştur. Orta Çağda, ticaret kervanları, şimdiki Çin'in Xian kentinden hareket ederek Özbekistan'ın Kaşgar kentine gelirler; burada ikiye ayrılan yollardan ilkini izleyerek Afganistan ovalarından Hazar Denizi’ne; diğeri ile de Karakurum Dağlarını aşarak Đran üzerinden Anadolu'ya ulaşırlardı. Anadolu'dan deniz yolu ile veya Trakya üzerinden karayolu ile Avrupa'ya giderlerdi. Doğudan batıya doğru gelişen bu ticari harekette, daha önceki çağlardan beri kullanılmakta olan bir yol şebekesinden yararlanılmıştır. Yoğun bir şekilde ipek, porselen, kağıt, baharat ve değerli taşların taşınmasının yanında kıtalar arasındaki kültür alışverişine de imkan sağlayan bu binlerce kilometre uzunluğundaki kervan yolları, zaman içinde ''Đpek Yolu'' olarak adlandırılmıştır. Đpek Yolu, Orta Çağ sonlarında yeni kıtaların ve ticaret yollarının bulunmasının ardından önemini kaybetmişti. Daha sonraları da Orta Asya'nın Sovyetler Birliği hakimiyeti altında hem güneye (Đran, Afganistan ve Pakistan), hem de Kafkaslar üzerinden batıya açılan kapıları kapalı tutuldu. 1990'li yıllarla birlikte bu bölge halklarının talihi beklenmedik bir şekilde değişti. 21.yüzyılın en önemli bölgelerinden biri olacak olan Orta Asya'da Türk Cumhuriyetleri bağımsızlıklarını kazandılar. Böylelikle bölgenin bütün dünya için önemli yeraltı kaynaklarının Sovyet monopolünden kurtulabilme şansı doğdu. Fakat Rusya'nın Sovyetler Birliği döneminde bu bölgeyi dış dünyaya sadece kendisi üzerinden bağlamasından dolayı üretilen ürünlerin, çıkarılan petrol ve doğal gazın ve sahip olunan hammaddenin başka ticaret yolları ile dünya pazarlarına taşınması gerekiyordu158. Bölgenin dış dünya ile olan bağlantısı, coğrafi bir gözlem yapıldığında, Rusya hariç üç yoldan yapılabilir. Bu yollar159; 158 159 Mehmet Binay, “Đpek Yolu Yeniden Canlanıyor”, http://www.turkiye.net/mbinay/news/analiz1.htm, 7.4.2003. Mehmet Binay, “Đpek Yolu Yeniden Canlanıyor”, http://www.turkiye.net/mbinay/news/analiz1.htm, 7.4.2003. Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz - Birincisi Çin üzerinden Uzak Doğu ülkelerine ve Pasifik Okyanusu'na (ki bu yol olası projelerin mesafelerin uzaklığından dolayı şu anda finans edilemez olmasından dolayı arka sıralarda yer almaktadır), - Đkincisi Pakistan ve Đran üzerinden (transit geçiş yolu olarak da Afganistan) Hint Okyanusuna, - Üçüncüsü ise Hazar Denizi’nden Kafkaslar ve Türkiye üzerinden Akdeniz'e ve Avrupa'ya doğru uzanıyor. Đkibin yıl boyunca Doğu'nun zenginliklerini Batı'ya taşıyan kervanların geçtiği, Beş Türk Cumhuriyeti'nin yanı sıra, Tacikistan, Gürcistan ve Ermenistan'ı da kapsayan, Karadeniz'den Çin'e tarihi Đpek Yolu’nun 21. yüzyıla bir Đletişim, ulaşım ve enerji koridoru olarak taşınmasını öngören TRACECA (Transport Corridor Europe-CaucasusAsia/Avrupa-Kafkasya-Asya Ulaştırma Koridoru) Projesi, 7-8 Eylül 1998 tarihlerinde Bakü'deki Gülistan Sarayı'nda gerçekleştirilen Zirve sonunda imzalanan yüzyılın en kapsamlı ulaşım ve taşımacılık anlaşması ile, global ekonomik ilişkiler zincirine yeni bir halka olarak eklenmiştir. Đki kıtayı ve üç deniz havzasını birbirine bağlayacak olan Đpek Yolu'nun Restorasyonu projesinin temelleri 1993 yılında beş Orta Asya ve üç Kafkas ülkesinin Ulaştırma ve Ticaret Bakanları'nın katılımıyla Brüksel'de gerçekleştirilen bir konferansta ortaya atılmış ve AB'nin bu girişime verdiği ekonomik ve siyasi destek sayesinde somut bir çerçeve kazanmıştır160. Sözkonusu proje, öngördüğü ulaştırma koridorları ile denize çıkışı olmayan Kafkasya ve Orta Asya Cumhuriyetleri’nin uluslararası Pazarlarla bütünleşmelerini sağlayacak önemli bir aşamayı teşkil etmesinin ve bu çerçevede bölgedeki ekonomik büyümeye kayda değer bir katkı yapacak olmasının yanı sıra, sözkonusu devletlerin siyasi ve ekonomik bağımsızlıklarını güçlendirecek ciddi bir katalizör olması bakımından da büyük önem arzetmektedir161. Đpek Yolu, Asya'yı Avrupa'ya bağlayan bir ticaret yolu olmasının ötesinde, 2000 yıldan beri bölgede yaşayan kültürlerin, dinlerin, ırkların 160 161 109 Dr. Osman Nuri Aras Gani Gönüllü, “Đpek Yolu Stratejisi”, http://www.geocities.com/ganigonullu/kafkasyaortaasya.html, 7.4.2003; Rovşen Đbrahimov, “Böyük Đpek Yolu Proqramı ve Gözlenilen Netiğceleri”, Đpek Yolu II. Respublika Elmi-Praktiki Konferansının Materialları, Bakı, 2001, ss.22-24; “Đpek Yolu ve Türkiye”, http://www.byegm.gov.tr/yayinlarimiz/ANADOLUNUNSESI/147/AND11.htm, 7.4.2003. “Đpek Yolu ve Türkiye”, http://www.byegm.gov.tr/yayinlarimiz/ANADOLUNUNSESI/147/AND11.htm, 7.4.2003. 110 Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz da izlerini taşımakta ve olağanüstü bir tarihi ve kültürel zenginlik sunmaktadır. Orta Asya Türk Cumhuriyetleri’nin bağımsızlıklarını kazanmalarından sonra, Đpek Yolu’nun hem bir ticaret yolu, hem de tarihi ve kültürel değer olarak yeniden canlandırılması gündeme gelmiş, bu yol boyunca inşa edilmiş ve artık kullanılmayan yapıların, yeni işlevler kazandırılarak korunmaları ve yaşatılmaları için çalışmalar başlatılmıştır. Geçmişte kervanların Doğu'nun zenginliklerini Batı'ya taşıması gibi, şimdi de Avrasya Koridoru, barışı ve huzuru Orta Asya'ya ve Kafkaslara taşıyacak ve medeniyetler arası diyaloğun genişlemesini sağlayacaktır. Küreselleşme yönünde büyük dönüşümler yaşayan günümüz dünyasının ekonomik, siyasi ve teknolojik şartları karşısında, TRACECA projesinin bölgesel barış ve istikrarın sağlanmasında oynayacağı rol göz ardı edilemez. Bu bağlamda, asırlar boyunca tarihi Đpek Yolu'nun güzergahı üzerinde önemli bir yer tutan, ancak bundan daha önemlisi, Soğuk Savaş sonrası gelişmeler ışığında, gerek ekonomik, gerek sosyal, gerek siyasi bakımdan 21. yüzyılın en dinamik coğrafyasını teşkil etmeye namzet Avrasya'nın kalbinde bir cazibe merkezi olarak duran Türkiye'nin de böylesine önemli bir projenin dışında kalmasını düşünmek mümkün değildir. Türkiye'nin bu özellikleriyle TRACECA idealine önemli bir katkı yapacağı aşikardır. Đpek Yolu’nun yeniden inşası, Azerbaycan’ın bağımsızlık döneminde atılan en önemli olumlu adımlardan biridir. Merkezi Asya'dan Avrupa'ya en elverişli yol Hazar Denizi'nden ve Azerbaycan'dan geçen yoldur. Merkezi Asya, Hazar Denizi, Azerbaycan, Gürcistan ve Karadeniz'den geçerek Avrupa'ya uzanan yeni bir ulaşım yolu açıldı. Đşlemekte olan bu yol, eski Đpek Yolu'nu yeniden canlandırmak anlamına da gelmektedir. Bu yol ile Merkezi Asya'dan Avrupa'nın en ucunda yer alan ülkelere ve Avrupa'dan Merkezi Asya'ya en uygun ve güvenli şekilde taşıma yapılabilmektedir. Hem Orta Asya'dan Avrupa'ya hem de Avrupa'dan Orta Asya'ya yükler gitmektedir. Bu yükleri Hazar Denizi üzerinde Azerbaycan'a ait olan küçük gemiler taşımaktadır162. 162 Haydar Aliyev, Dünya Siyasetinde Azerbaycan Petrolü, (Der. Đlham Aliyev – Akif Muradverdiyev, Çev. Abdullah Çiftçi - Ergun Kocabıyık), Sabah Kitapları No.77, Đstanbul, 1988, ss.101-102, 170. 111 Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Dr. Osman Nuri Aras 1996 yılından başlayarak atılan adımlar ile bu güzergah, bölge ulaşım güzergahları ile rekabet edebilen ve ülke ekonomisinin kalkınmasına, yerüstü ulaşım kompleksinin teşekkülüne önemli tesir eden temel sebeplerden biri olmaktadır163. 1998 yılına oranla 2001’de Đpek Yolu ile yük taşınması 1.5 kat, transit yük taşıması 1.9 kat, elde edilen gelir ise 1.6 kat artmıştır. Ayrıca Chevron-Tengiz petrol şirketinin Kazakistan'ın Tengiz petrol yatağında ürettiği petrolün dünya pazarlarına sunulması için Hazar Denizi'nin de yer aldığı bir güzergah kullanılmaktadır. Kazakistan petrolünün TRACECA Avrasya ulaşım güzergahı vasıtası ile Azerbaycan üzerinden Gürcistan’ın Karadeniz limanına nakli 1996 yılından itibaren devam etmektedir. Ham petrol Aktau’dan tankerlerle Bakü’ye, buradan da demir yolu ile Batum’a nakledilmektedir164. Yeni Đpek Yolu bünyesinde yer alan Türkiye-GürcistanAzerbaycan hattını sağlıklı biçimde birbirine bağlayacak "demir yolu projesi", bölgesel ticaret ve yatırım imkanlarını ikiye katlayacak; ülkeler arasındaki sosyal ve kültürel yakınlaşmayı daha da arttıracaktır. Đpek Yolu, en az petrol boru hattı kadar stratejik öneme de sahip olacaktır. 3.3.6. Đnşaat 1990-2002 yıllarında Azerbaycan’ın ekonomik ve sosyal kalkınması ile inşaat sektöründeki gelişmeler arasında sıkı bir ilişki vardır. Bu yıllarda ülkede üretime dönük olan ve olmayan yeni büyük bina ve kompleksler inşa edilmiştir. Yatırımların her geçen yıl daha büyük bir kısmı üretim amaçlı alanlara plase edilmiştir. Örneğin, üretim amaçlı yatırımların oranı 1990’da %63.5 iken, 1995’de %77.6, 2000’de %81.8 ve 2001’de %88 olmuştur. Yatırımların inşaat sektörüne plase edilen kısmı ise 1990-2002 yılları arasında dalgalanma gösterirken, 1990 yılı hariç, toplam yatırımlardan inşaat sektörünün aldığı pay %1’in altında kalmıştır. Ayrıca faaliyette olan bazı binalar ise genişlendirilmiş ve restore edilmiştir. Tablo-36’da görüldüğü gibi inşaat sektörünün GSMH’ya katkısı 1991’de %8.1 iken, 1999’da %10.9 olmuştur. Sözkonusu etki, 2000163 164 H. Memmedov – R. Ahundov, “Qedim Đpek Yolunun Neqliyyat Marşutları”, Đpek Yolu II. Respublika Elmi-Praktiki Konferansının Materialları, Bakı, 2001, ss.11-14. http://www.525ci.com/2003/04/02/read.php?m=4&id=33. 12.06.2003. 112 Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz 2001 yıllarında düşük kalmasının ardından 2002 yılında yeniden yükselerek %10.8 olmuştur. Tablo 36. GSMH’da Đnşaat Sektörünün Payı Yıllar 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 % 7.7 7.4 4.0 10.4 12.6 13.5 10.9 6.5 5.8 10.8 Kaynak: Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, s.27-28. IMF tarafından yapılan değerlendirmelere göre sektörün ekonomiye katkısı resmi istatistiklerde göründüğünden fazladır. Đnşaat faaliyetlerinin çok önemli bir kısmı kayıt dışı kalmaktadır. Petrol sektörüne yabancı yatırımların başladığı 1995 yılından itibaren inşaat faaliyetleri önemli oranda artış kaydetmiştir. 2002 yılında inşaat sektörüne yönelen yatırımların hacmi bir önceki yıla göre %82.2 artış kaydederek 10.3 trilyon Manat olmuştur. Bu miktarın 7.8 trilyon Manatı (1.6 milyar $) yani toplam yatırım miktarının %75.5’i yabancı yatırımların payına düşmektedir165. Azersanayetikinti, Azersutikinti, Azerenerjitikinti gibi uzmanlaşmış firmalar ve SOCAR, Hazar Denizcilik Şirketi, Azerbaycan Demiryolları Departmanı gibi kuruluşların inşaat firmaları en büyük inşaat teşebbüsleridir. Türk firmalarının sektöre büyük ölçüde hakim oldukları görülmektedir. Azerbaycan’da faaliyet göstermekte olan Türk firmaları içinde, yaklaşık %20.1 ile inşaat firmaları en önemli paya sahiptir. Azerbaycan gündemini meşgul eden petrol boru hatları, konut restorasyonu ve konut inşası, savaştan zarar gören ve Azerbaycan’ın 1/5’ine karşılık gelen yörelerin yeniden inşası, altyapı restorasyonu, sanayi 165 “2002-ci Đlin Yekunları Üzre Pul-Kredit Siyasetinin Yerine Yetirilmesi Veziyyeti Haqqında”, http://www.nba.az/az/analitic/2002yekunu.shtml, 1.4.2003 113 Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Dr. Osman Nuri Aras tesislerinin restorasyonu ve inşası, eğlence ve konaklama tesislerinin inşası gibi projeler Türk firmalarının pazara girmelerine imkan vermiştir. Konut ve iş merkezi inşaatı yapan Türk firmaları, Azerbaycan pazarında oldukça aktif faaliyet göstermektedir. Bununla birlikte inşaat sektöründe Türk girişimcilerinin ABD ve Batı Avrupa’nın güçlü firmaları ile rekabet etmeleri gerekmektedir166. Her geçen gün eski binaları yıkılarak yerlerine yeni binaların inşa edilmesi ile Bakü’nün görünümü modernleşmektedir. Boru hatlarının inşası, modern sanayi tesislerinin kurulması, yeniden yapılanma ve restorasyon projeleri ve özellikle, turizm-eğlence sektörü için oteller, restoranlar ve çeşitli tesisler inşası, Azerbaycan inşaat sektöründe önemli yatırım fırsatlarıdır. Yani inşaat projelerinin kaliteli inşaat malzemelerine olan talebi arttırması beklenmektedir. Đç üretim ise gerek kalite gerekse miktar yönünden ihtiyacı karşılayacak durumda değildir. Đnşaat sanayiine ait malzemelerin ve hammaddelerin bol ve ucuz olması ve arz açığının bulunması nedenleriyle inşaat sektörü bu bakımdan da dış yatırımlar için özendirici bir sektördür. 166 http://www.bakubusiness.com/ekonomik.htm. 08.06.2003. 114 Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz DÖRDÜNCÜ BÖLÜM HAZAR ENERJĐ KAYNAKLARININ EKONOMĐK ÖNEMĐ Petrol Azerbaycan’ın en kıymetli doğal servetidir. Ticari üretimine başlandığı 140 yılı aşkın süredir anahtar bir rol oynayan petrol, günümüzde de ülkenin temel döviz kaynağı ve ihraç kapasitesinin dayandığı önemli kaynak durumundadır. Ülkenin gelişmesinin orta ve uzun dönemli perspektifleri direkt olarak petrol sektörünün güçlenmesine bağlıdır. Petrol satışından elde edilen gelirler bazı sosyal ve iktisadi problemlerin çözümünde anahtar rol almaktadır. Enerji kaynaklarının keşif ve geliştirilmesi açısından yaptığı anlaşmalarla, tarihi bir fırsatı hem siyasi bağımsızlık hem de ekonomik bağımsızlık açısından yakalama imkanına sahip olmuştur. Đmzalanan petrol anlaşmaları ülkeye yabancı sermaye girişini hızlandırdı. Buna paralel olarak yabancı yardımlar ve uluslararası mali kuruluşların açtığı krediler de arttı. 4.1. Petrol ve Doğal Gaz Potansiyeli Öncelikle şunu ifade etmek gerekir ki; Hazar bölgesinin hidrokarbon rezervleri ile ilgili olarak farklı değerlendirmeler söz konusudur. Bölgenin hidrokarbon rezervleri yaklaşık 40 milyar varil olarak değerlendirilmektedir ki, bu da dünyadaki bütün hidrokarbon yataklarının %5’ine tekabül etmektedir. Öte yandan “Foreign Affairs” dergisinde yapılan değerlendirmeye göre bölgedeki hidrokarbon rezervlerinin 100 milyar varilden az olmadığı, ABD enerji bakanlığı tarafından yapılan değerlendirmeye göre 200 milyar varil petrol olduğu (yaklaşık 30 milyar ton), Fransız “Express” dergisinde yapılan değerlendirmeye göre 70-250 milyar varil arasında petrol olduğu, Rus uzmanlara göre ise 45-55 milyar varil (7-8 milyar ton) petrol ve 5.3 milyar m3 doğalgaz olduğu şeklinde değerlendirme yapılmaktadır 167. Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Öte yandan Bağımsız Devletler Toğluluğu (BDT) Đcra Komitesi’nin Moskova şubesince yapılan açıklamaya göre, Topluluk 55 yıllık petrol, 77 yıllık doğal gaz ve 90 yıllık kömür rezervine sahiptir. 2010-2015 yıllarında Hazar bölgesinde üretilen petrol dünya petrol üretiminin yaklaşık %6-7 sine tekabül edecektir. Rusya’nın tüm üretimi de hesaplamaya dahil edildiğinde bu oran %15 olacaktır168. Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi (SOCAR) tarafından yapılan açıklamaya göre ise Hazar’ın Azerbaycan sektöründe yer alan yataklarda 80 milyar ton petrol olduğu tahmin edilmektedir. Azerbaycan’ın onaylanmış 30 milyar ton, toplam ise 80-100 milyar ton petrol rezervine sahip olduğu ifade edilmektedir. Yukarıdaki verilere göre Azerbaycan petrol rezervleri, dünya petrol rezervlerinin yaklaşık %0.7’sini oluşturmaktadır. Azerbaycan’ın faaliyette olan yataklarında 200 milyar m3 doğal gaz rezervi vardır. Dünyanın önemli kondensat yatağı olan “Şahdeniz” yatağının keşfi ile birlikte, yatağın doğal gaz rezervinin bir trilyon m3 olduğu tespit edilmiştir. Yapılan hesaplamalara göre risk amili de dikkate alınarak Azerbaycan’da toplam jeoloji gaz rezervlerinin 10.7 trilyon m3 olduğu tahmin edilmektedir 169. Bu rezervleri ile Azerbaycan, gelecek 10-15 yıl içerisinde petrolün yanı sıra dünyanın doğal gaz ihraç eden ülkeleri arasında da yer alacaktır. Azerbaycan Enerji Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre ise, Azerbaycan’ın yapılan anlaşmaları kapsayan bölgelerinde 4-6 milyar ton petrol rezervi ve 4-5 trilyon metreküp doğal gaz rezervi bulunmaktadır. Sadece Azeri-Çırak-Güneşli yataklarının petrol rezervleri 730 milyon ton ve Şahdeniz yatağının doğal gaz rezervi 1 trilyon metreküptür. 1997 yılından itibaren Azeri-Çırak-Güneşli yataklarından 27 milyon tondan fazla petrol elde edilmiştir170. 168 167 Đ. T.Akbarov, “The Role and Economic Importance of Caspian Sea Region”, Materials of The Đnternational Conference on a Theme Caucasus and Central Asia During Globalization, Baku, 2003, ss.66-67; Gubad Đbadoğlu, “Azerbaycan’ın Kalkınma Stratejisinde Petrolün Rolü:Ortodoks Bakış Açısıyla”, 2023 Dergisi, S.18, 15 Ekim-2002, s.73. 115 Dr. Osman Nuri Aras 169 170 S. Eyyuboğlu, “Xezer Bölgesi Neft Qıymetlerine On Đlden Sonra Tesir Edebilecektir”, 525ci Gazet, www.525ci.com/2003/01/08. Fikret Sucayev, “Azerbaycanda Qaz Hasilatı ve Ona Olan Telebatın Ödenilmesinin Başlıca Đstiqametleri”, Azerbaycan Müsteqillikden Sonra Beynelhalq Konfrasın Materialları, Bakı, 3-4 Mart 2003, ss.36-37. http://www.525ci.com/2003/06/07/read.php?m=4&id=33, 08.06.2003. 116 Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz 4.2. Petrol ve Doğal Gaz Anlaşmaları Orta Asya ve Kafkaslarda ham petrol yataklarının mevcudiyetinin fark edilmesi 13.yüzyıla kadar gider. 19.yüzyılın sonlarına doğru, bölgesel güçler, dünya güçleri ve petrol şirketleri arasında büyük bir rekabet başladı. Petrol piyasası üzerindeki kontrolünü kaybetmekten korkan Rusya, 1895 yılında Amerikan Standart Oil, the Rothschilds ve Nobels şirketleri arasındaki bir anlaşmayı sabote etti. Bölgedeki rekabet; etnik çatışmalar, idari kokuşma ve azgelişmiş hukuki ve ticari uygulamalarda artan ölçüde ateşlenmekteydi171. 19.yüzyıldaki teknolojik gelişmeler petrol rezervlerinin yoğun olarak işletilmesini mümkün kıldı ve bölgenin kontrolü için verilen mücadeleler daha da yoğunlaştı. Rekabet esas olarak Kafkasya ve Hazar Denizi alanında odaklandı172. Bölgeden çıkan ham petrol 20.yüzyılın iki dünya savaşı esnasında ana stratejik bir rol oynadı. Kafkasya petrol alanlarının muhafazası müttefiklerin en önemli önceliği oldu. Đkinci Dünya Savaşı sırasında, Kafkasya petrolleri Hitler'in yayılmacı politikalarının en önemli hedefi idi. 1939 Alman-Rus Paktı'ndan sonra, Kafkasya'dan çıkarılan Sovyet petrolü Alman petrol ithalatının üçte birini teşkil etmekteydi. 1942 yılında, Almanya bölgenin doğal kaynakları üzerinde kontrolü ele geçirmek için sürekli askeri saldırılar düzenledi. Sovyetler Birliği zamanında Azerbaycan'ın, faydasından yoksun kalacak şekilde, birliğin petrol ihtiyaçlarının önemli bir bölümünü karşıladığı görülmektedir. Petrol üretimini ve ihracatını arttırmak üzere petrol sanayisine yapılan yatırımlarda dengesiz artışa karşın, diğer sanayi dallarına yapılan yatırımlar gittikçe azalmıştı173. SSCB’nin dağılmasının ardından da neredeyse bütün dünyanın dikkati bağımsızlığını kazanan Türk Cumhuriyetleri’ne yöneldi. Vazgeçilmez enerji kaynaklarından olan petrol ve doğal gaz bu özelliğini sürdürdüğü sürece zengin petrol ve doğal gaz rezervlerine sahip olan bu cumhuriyetlerin önemi devam edecektir. Zengin petrol ve doğal gaz yataklarına sahip olan Türk Cumhuriyetleri ne yazık ki tek başlarına 171 172 173 Bocutoğlu, ss.47-48. Ersan Bocutoğlu, Orta Asya ve Kafkasya’daki Durum ve Avrupa Güvenliği, Karadeniz Teknik Üniversitesi Matbaası, Trabzon, 1998, s.47. Resul Guliyev, "Neft ve Siyaset", Qanun Jurnalı, No.10, 15-31 May 1997. 117 Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Dr. Osman Nuri Aras mevcut petrol ve doğal gaz rezervlerini işleyecek yeterli mali ve teknik potansiyele sahip değildiler. Azerbaycan'ın Hazar Denizi'ndeki petrol üretim ve geliştirme çalışmaları Güneşli, Çırak, Azeri ve Kepez olmak üzere dört sahada yoğunlaşmıştı. Ancak basit bir teknoloji kullanılması nedeniyle hem üretimde hem de üretilebilir kaynaklarda azalma problemi ile karşı karşıya kalınmıştı. 1980 yılında petrol üretimi 14,7 milyon ton iken, petrol üretimi giderek azalarak 1990 yılında 12,5 milyon ton, 1995 yılında 9,2 milyon ton ve 1996 yılında ise 9,1 milyon tona düştü. Petrol üretimindeki meydana gelen bu azalma eski teknoloji kullanılması ve petrol alanlarının bakımının iyi yapılmaması nedeniyle verimliliğin düşmesinden kaynaklanmıştır. Azerbaycan'ın sahip olduğu zengin petrol rezervlerinin işletilmesi için Eylül 1992'de Azerineft ve Azneftkimya adlı iki devlet şirketi birleştirilerek, Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi (State Oil Company of The Azerbaijan Republic - SOCAR) kurulmuştur. Petrol üretiminin artırılması ve mevcut rezervlerin iyileştirilmesi ancak modern teknolojiler kullanılması ve yeni projeler geliştirilmesi halinde sağlanabilecekti. Azerbaycan'ın ekonomik potansiyeli ve sahip olduğu teknoloji mevcut rezervlerinin işletilmesi ve geliştirilmesi için yeterli değildi. Söz konusu yetersizlik Azerbaycan'ı büyük petrol şirketleriyle işbirliğine yöneltti174. Azerbaycan’ın petrol anlaşmaları daha çok deniz yatakları üzerinde yoğunlaşmaktadır. Deniz yatakları dışında karadaki yataklara ilişkin anlaşmalar da yapılmıştır. Azerbaycan büyük petrol şirketleri ile yaptığı anlaşmalarla petrol rezervlerini ülke ekonomisine kazandırmayı hedeflemiştir. Bu hedef doğrultusunda, karadaki yataklara ilişkin olanlar da dahil olmak üzere, 1994 yılından itibaren Azerbaycan’da dünyanın 19 ülkesinden 36 şirketin katılımı ile 23 uluslararası petrol anlaşmaları imzalanmıştır. Bunlar Üretimin Paylaşım Anlaşmaları (PSA) tipli anlaşmalardır. Bu anlaşmalar 25-30 yıllık süreyi kapsamaktadır175. Kararlaştırılan yatırımların toplam hacmi 60 milyar $'ın üzerindedir. Yapılan anlaşmaların en önemlisi olan 14 Eylül 1994'de imzalanan ve Sovyet zamanında devamlı gerileme kaydeden sektöre yeni 174 175 Çelik Kenan - Kalaycı Cemalettin, "Azeri Petrolünün Dünü ve Bugünü", Journal of Qafqaz University, V.II, No.II, 1999, s.63. “Investment Possibilities of Azerbaijan”, s.20. 118 Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz nefes aldıran "asrın anlaşması" Azerbaycan açısından büyük bir ekonomik öneme sahiptir176. Asrın anlaşmasının ilk aşamasının gerçekleşmesinin ardından Azeri-Çırak-Güneşli projesinin petrol stoklarını değerlendirme meselesi başarıyla çözülürken, Hazar'da yeni petrol çıkarım teknolojileri denendi ve Hazar petrolünün dünya piyasalarına transfer sistemi oluşturuldu. Petrol projelerinin gerçekleştirilmesinde ise 72'si yerli şirket olmak üzere toplam 400 şirket yer almaktadır. Şirketlerin faaliyetleri inşaattan ekolojik hizmetlere kadar uzanmaktadır. Yerel ve yabancı şirketler arasındaki işbirliği, modern teknolojilerin, donanımın, materyallerin ve yönetim tekniklerinin uygulanmasına imkan yaratmakta ve böylece, merkezi karar ekonomisinden piyasa ekonomisine geçişte büyük rol oynamaktadır177. Azerbaycan’da petrol sektöründe yaklaşık 75 bin kişi istihdam edilmektedir. Petrol sektöründe çalışanlar diğer sektörlere oranla çok yüksek maaş almaktadırlar178. 2000 yılından itibaren petrol çıkarımından kendi payını almaya başlayan Azerbaycan, en önemli ekonomik gelirini daha sonraki yıllarda elde edecektir. Genel olarak yabancı petrol şirketleri ile işbirliğinin yapılmasının Azerbaycan’a ekonomik açıdan katkısı şöyle sıralanabilir: - Azerbaycan modern teknoloji elde edecek, petrol sanayisinin aktiflerini yenilemeğe fırsat bulacak ve petrol-gaz sanayisinin gelişmesine yardım edebilecek müessese ve teşkilatları kurabilecektir, - Petrolün, Azerbaycan bütçesinde önemli bir yere sahip olması nedeniyle, yapılan anlaşmalar sonucu artan petrol üretimi bütçe gelirlerinin de önemli ölçüde artması sonucunu doğurmaktadır. - Yapılan anlaşmalar vasıtasıyla Azerbaycan evrensel işgücü ve hammadde piyasalarına girebilme ve izlenecek gerekli politikalarla ülkenin gelişimi için gelir kaynağı olarak hammadde alanındaki üstünlüğünden başarıyla yararlanabilme imkanını elde etmiştir. - Modern araştırma, petrol çıkarma, işleme ve ulaşım teknolojilerinin ülkeye girmesinden de fayda elde edilmektedir. 176 177 178 Azerbaijan International Magazine, Summer-1995, ss.40-44. Fikret Aliyev, “Kontrakt Veka: 5 Let Spustya”, Consulting & Business, S.9, 1999, s.4041; Haydar Aliyev, ss.162-163. Natık Aliyev, “Petrol Azerbaycan’ın Milli Serveti (Eyvaz Gasanov’un Röportajı)”, Diyalog Avrasya Dergisi, Şubat-2001, s.82. 119 Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Dr. Osman Nuri Aras - Artan petrol ve doğal gaz üretiminin istihdamı teşvik etmesi sonucu, yeni altyapı yatırımları da gerçekleştirilmiş olacaktır. Yapılan petrol ve doğal gaz anlaşmaları yerel işgücünün istihdamının gittikçe artmasını sağlayacak şekilde imzalanmıştır. Bu durum, yerel nüfus için yeni iş yerlerinin açılmasıyla istihdam düzeyini daha da yükseltecektir. - Azerbaycan başta "asrın anlaşması" olmak üzere yaptığı anlaşmalarla, tüm dünyaya birlikte eşit düzeyde çalışabileceğini ve işbirliği yapabileceğini de ispat etmiştir. Yukarıda sıralanana ve ekonomik açıdan genel katkılarının yanı sıra petrol anlaşmalarının Azerbaycan’ın milli menfaatlerine uygun olmayan şartlar taşıdığına dair bazı endişeler de zaman zaman dile getirilmektedir. Sadece hammaddenin hasılatı değil, yerli üretimcilerin mal ve hizmetlerine büyük hacimli siparişlerin temin edilmesi ve çok sayıda iş yerinin açılmasını da kapsamasına karşın, faaliyette olan petrol anlaşmaları için zaruri teçhizat ve hizmetler genel itibari ile dışarıdan getirilmekte, siparişlerde yerli üreticilerin ürün ve hizmetlerinin pay oranı çok düşük kalmaktadır. Aşağıda yapılan anlaşmalara genel hatlarıyla yer verilecektir. 4.2.1. Asrın Anlaşması: “Azeri” - “Çırak” - “Güneşli” Yatakları Anlaşması Azeri-Çırak-Güneşli yataklarını kapsayan anlaşma Azerbaycan'ın bağımsızlığından ve konumunu kapsamlı şekilde değiştirme yolunda yaptığı çabalardan kaynaklanan en önemli tarihi olaydır. Çok zor bir şekilde yapılan görüşmeler, Azerbaycan hükümeti ve batı şirketleri arasında, Eski Sovyet Birliği zamanında başladı. Sovyet ekonomisini hafifleten liberalizasyon süreci daha çok Batı şirketlerini Azeri, Çırak ve Güneşli off-shore alanlarındaki zengin mineral kaynaklarının keşfi ve Azerbaycan'ın iyi gelişmiş petrol endüstrisi ile cezbetti. Kaynakların geliştirilip araştırılması için gerekli fonların yokluğu yüzünden Azerbaycan hükümeti projelerin gerçekleştirilmesi amacıyla Batı yatırımlarını ülkeye çekmeyi kararlaştırdı. 1991 yılının Ocak ayında hükümet projeleri ihaleye açtı. BP, Statoil, Amoco, Unocal ve diğer şirketler bu ihaleye katıldılar. 1991’de, içinde Amoco, BP, McDermott, Pennzoil, Ramco, Unocal, TPAO ve Statoil gibi şirketlerin bulunduğu bir grup yabancı 120 Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz şirket Azerbaycan ile, Azerbaycan’ın Hazar Denizi’ndeki sektöründe yer alan Çırak ve Güneşli alanlarının iyileştirilmesi konusunda 3 yıl boyunca devam edecek görüşmeleri başlattılar. 1992 yılında Hazar'ın petrol yataklarında faaliyet göstermek isteyen şirketler konsorsiyumda birleşerek görüşmeler yaptılar. Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi (SOCAR)’ın projenin %30’unu alması kaydıyla, Elçibey yönetimi ile Azerbaycan Uluslararası Petrol Konsorsiyumu (Azerbaijan International Oil Consortium-AIOC) arasında petrol alanlarının geliştirilmesi amacıyla bir anlaşma yapıldı179. Anlaşmalar gereğince Haziran-1993'de Londra'da görüşmelerin devam etmesi gerekiyordu. Ancak Azerbaycan'da yaşanan yönetim değişikliği nedeniyle görüşmeler sonuçsuz kaldı. Elçibey görüşmeleri gerçekleştiremeden, Suret Hüseyinov tarafından 18 Haziran 1993'de askeri darbeyle devrildi. Aynı yıl içerisinde Azerbaycan'ın yeni Cumhurbaşkanı olan Haydar Aliyev söz konusu petrol anlaşmasını iptal etti. Bu arada, Başkan Elçibey’in ani devrilişi şirketleri tekrar Cumhurbaşkanı Aliyev’le görüşme masasına getirdi. 4 Şubat 1994'de görüşmeler yeniden başladı. Nisan-1994'te SOCAR, Rus şirketi Lukoil'in Azerbaycan'ın kendi hissesinden %10 payı alacağını konsorsiyum ortaklarına resmen açıkladı. Konsorsiyumda yer alan firmalar, Rusya'nın gelecekte uygulayabileceği baskıları dikkate aldılar, çünkü Volga nehri üzerindeki kontrolü nedeniyle Ruslar Hazar Denizi'nin iç sularından gelecek ağır yük gemilerine geçişi tıkayabilirdi. Bakü, Đstanbul ve Hyuston şehirlerinde devam ettirilen bu görüşmeler sonucunda Konsorsiyuma Rusya'da dahil edilerek anlaşma yeniden düzenlendi ve SOCAR'ın %10'luk hissesi Rusya'ya devredildi. Yaklaşık üç yıl süren görüşmeler sonucunda, 20 Eylül 1994 yılında Bakü'nün Gülistan sarayında SOCAR ile Konsorsiyum arasında asrın anlaşması olarak adlandırılan "Hazar Denizi'nin Azerbaycan Sektöründe yer alan Azeri, Çırak ve Güneşli yataklarında Petrolün Ortak Đşlenmesi ve Pay Bölüşümü Hakkında Anlaşma" imzalanarak ilgili bölgelerde petrol arama ve çıkarma yetkisi AIOC'a verildi. Güneşli yatağı 82 km, Çırak yatağı 94 km ve Azeri yatağı 113 km kıyıdan uzakta bulunmaktadır180. Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Sonuçta bir çok baskı ve tepkilere rağmen anlaşma imzalanarak Azerbaycan açısından hayati bir adım atılmış oldu. Anlaşma hükümlerine göre Azerbaycan bu üç petrol yatağı üzerinde mülkiyet hakkını korumaktadır. Đlgili anlaşma 2 Aralık 1994'de Azerbaycan Milli Meclisi tarafından onaylandıktan sonra 12 Aralık 1994'de yürürlüğe girdi181. Mega Proje olarak da adlandırılan ve toplam yatırım bedeli 13 milyar $’a ulaşan bu proje kapsamında toplam üretilebilir petrol rezervlerinin 4.3 milyar varil, doğal gaz rezervlerinin ise 90 milyar metre küp olduğu tahmin edilmektedir. Beklenen kâr ise 120 milyar $’dır. 423.4 m2 alanı kapsamaktadır. Anlaşma, 30 yıllık bir süreyi kapsamaktadır. Aralık-1994'te Konsorsiyum, Azerbaycan Uluslararası Đşletme Şirketini (AIOC) kurdu. Görevi projeyi günlük bazda izlemek olan AIOC’un programında, Azerbaycan petrol sanayisinin altyapısının batı standartlarına göre ve bu ölçütler dikkate alınarak kurulması esas yer tutuyor182. Anlaşmadan doğacak kârın %70'i Azerbaycan'a gidecekti. 1999 yılı sonuna kadar üretim günde 200.000 varil olabilecek, fakat 2004'e kadar tam kapasiteyle ulaşılamayacaktı. Anlaşmanın müzakeresi esnasında karşılaşılan problemler veri olmak üzere, şirketler anlaşmayı feshedebilecekleri hususunu kapsıyordu. Bu şartlar şunlardı: Dağlık Karabağ'daki savaşın yayılması, Rusya ile Azerbaycan arasındaki hem ekonomik, hem de siyasi ilişkilerin ileri derecede bozulması, Azerbaycan içindeki istikrarsızlıklar, Azerbaycan Hükümeti'nin istikrarlı bir ihracat hattı bulamaması ve Hazar Denizi'nin statüsünü belirleyen rejim üzerinde doğacak herhangi bir anlaşmazlık183. Katılım payının her %1'i için yabancı şirketlerce Azerbaycan hükümetine ödenecek prim tutarı 300 milyon $'dır. Primin % 50'si anlaşmanın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 30 gün içerisinde, %25'i ortalama günlük üretim 40.000 varile ulaşıldıktan sonra, %25'i ise ihraç boru hattı çalışmaya başladıktan sonra ödenecektir. Petrolün kârı ise Azerbaycan'a %80 diğer taraflara ise %20'lik bölümü düşecek şekilde 181 182 179 180 S. Bölükbaşı, “Ankara's Bakü-Netred Transcaucassa Policy”, The Middle East Journal, Winter-1999, s.87. Nasser Sagheb- Masoud Cavadi, “Azerbijan's 'Contract of the Century' Finnally Signed With Western Oil Consortium”, Azerbaijan International Magazine, Winter-1994, s.27. 121 Dr. Osman Nuri Aras 183 Azerbaijan International Magazine, Summer-1998, s.77. N. Aliyev, E. Şahbazov, Heydar Eliyev ve Azerbaycan Neft Sanayisinin Đnkişafı, Azerbaycan Đnternational Matbaası, Bakı, 1998, ss.9-10. N.E. Ferruhov, “Asrın Petrol Anlaşması - XX Asrın En Önemli Olayı”, Azerbaycan 21. Esrin Astanasında, (Ed. Ziyad Semedzade), Azerbaycan Đlmler Akademiyası Neşriyyatı, Bakı, 1998, s.196; Bocutoğlu, ss.58-59. 122 Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz paylaştırılacaktır. 253 milyon ton petrol ve petrolle birlikte çıkarılan 55 milyar m3 doğal gaz Azerbaycan'ın olacaktır. Azerbaycan'ın elde edeceği gelir tahminen 34 milyar doları bulacaktır184. Konsorsiyumda yer almayan Japonya'da daha sonra konsorsiyuma dahil olmuştur. Japonya'nın "Itochu" şirketi önce anlaşmaya katılmazken daha sonra tüm paylarını satan "McDermott International"dan %2.45 pay elde ederek "Azeri-Çırak-Güneşli" konsorsiyumuna katılmıştır. Japon şirketi daha sonra Amoco'nun sattığı %5'lik paydan %1.5'ini alarak toplam payını %3.9'a çıkarmıştır185. Amoco'nun sattığı paylardan %3'ü Exxon, % 0.5'i ise Unucal tarafından satın alındı. Daha önce SOCAR'ın payı %30 olarak kararlaştırılırken anlaşma imzalanmadan önce %10'unu Rus Lukoil, anlaşma imzalandıktan sonra Nisan-1995'de % 5'ini Exxon şirketine, %5'ini aynı tarihte TPAO'ya devretti. Đran'a %5'lik pay verilmek istense de, Batı'nın tepkisi nedeniyle devir gerçekleşmedi. Bu gelişmeler sonucunda Azerbaycan 8 milyon ton petrol ve petrolden elde edilebilecek 0.8 milyar $'dan vazgeçmiş oldu186. Konsorsiyum üyeleri arasında imzalanan "Đşlemlerin Birlikte Yürütülmesi Konusunda Razılaşma Üzere Anlaşma"yla uyumlu olarak daha sonra Azerbaijan International Operating Company kuruldu. Dünyanın 11 şirketinin katılımı ile tesis edilen bu kurum anlaşma alanında yer alan yatakların işletilmesine hizmet etmektedir. Asrın anlaşmasında mevcut paylaşımın son şekli aşağıdaki gibidir: Azerbaycan SOCAR %10, Amerikan Amoco Caspian Sea Limited %17.01, Đngiliz BP Exploration (Caspian Sea) Limited %17.1267, Suudi Arabistan Delta Nimir Khazar Ltd %1.68, Norveç Den Norske Stats Olieselscp a.s. %8.5633, Rusya S/C Lukoil %10, Amerikan Pennzoil Caspian Corporation %4.8175, Đngiliz Ramco Khazar Energy Ltd. %2.0825, 184 185 186 Elman Nesirov, “Azerbaycan Neftinin Düneni Bugünü ve Sabahı”, Azerbaycan Neftinin Düneni Bugünü ve Sabahı, (Ed. M Merdanov v.d.), Bakı, 1997, s.141. “Yaponskie Kompanii v Azerbaydjane - Tam Gde Net Riska, Net i Bolşoy Pribıli”, Capital Magazine, Aprel-May 1997, ss.48-49. Elşan Memmedov, “Asrın Müqavilesi Azerbaycan Neft Saneyisinin Đnkişafında Mühüm Merheledir”, Azerbaycan Neftinin Düneni Bugünü ve Sabahı, (Ed. M Merdanov v.d.), Bakı, 1997, ss.48-50. 123 Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Dr. Osman Nuri Aras Türk Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı %6.75, Amerikan Unocal Khazar Ltd. %10.0489, Amerikan Exxon %8.006, Japon Itochu %3.9205. “Production Sharing Agreement (hazır ürünün bölünmesi)” tipli bir anlaşma olan "Asrın Anlaşması"nda hisselerin dağılımına bakıldığında en büyük payın ABD'ye ait olduğu görülmektedir. Amerikan şirketlerinin toplam payı yaklaşık olarak %40'dır. Đngiliz şirketlerin toplam payı ise yaklaşık olarak %19'dur. Amerika ve Đngiliz şirketlerinden sonra konsorsiyumdaki en büyük pay %10'la Rus ve Azerbaycan şirketlerine aittir. "Asrın Anlaşması’nın" Azerbaycan Cumhuriyeti için rolü, alanların işletilmesi için gerekli olan yatırımlarının %90’ının Konsorsiyum tarafından yerine getirilecek olmasıdır. Azerbaycan petrol ve gaz alanlarının kullanılması üzerinde kontrol ve yönetim hukukunu kendisinde tutmaktadır. En önemlisi, "Asrın Anlaşması", petrolden sağlanacak kârın %80'ini ve aynı zamanda çıkarılan gazın tamamını Azerbaycan’a veriyor. Hiç şüphesiz ki, denizin petrol rezervlerinin hızlı ve faydalı şekilde işletilmesi için büyük miktarda yatırım yapma ve yeni teknolojiyi satın alma açısından yabancı ülkelerden en tecrübeli petrol şirketlerini hemen bu bölgelere cezbederek onları ortak yapmak çok önemlidir. Çünkü bu alanların işletilmesi amacıyla kazıma ve imal platformlarının, boru hatlarının, kuruda teçhizat sistemlerinin kurulması için büyük miktarlarda yatırıma gerek duyulmaktadır. Milli ekonominin gelişmesinde önemli bir unsur olmanın yanı sıra dış politikada da önemli bir araç olan enerji kaynaklarına ilişkin imzalanan "Asrın Anlaşması" ile Azerbaycan, dünya ekonomisine aktif bir şekilde entegre olmaya ilk adım atmış oldu. 4.2.2. "Karabağ" Yatağı Anlaşması 10 Kasım 1995 günü yapılan anlaşmada SOCAR'ın yanı sıra Rus, Amerikan ve Đtalyan şirketleri yer almıştır. Pirim tutarı 135 milyon $ olan anlaşmanın gerçekleştirilmesi için "Hazar Denizi Uluslararası Petrol Şirketi" CIPCO Konsorsiyumu kuruldu187. Azerbaycan Hükümeti 187 “Azerbaycan'ın Petrol Anlaşmaları”, Avrasya Dosyası, S.85, Ekim-1997/2, s.4; Elşan Memmedov, s.52. 124 Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz ile Lukoil, Agip ve Pennzoil'den müteşekkil Hazar Denizi Uluslararası Petrol Şirketi CIPCO arasında 130 milyon ton rezerve sahip olan, Karabağ kıyı ötesi yataklarında 1.7 milyar $ değerinde keşif ve geliştirme yapmak üzere 25 yıl süreli bir anlaşma imzalandı. Anlaşma 13 Şubat 1996 tarihinde Azerbaycan Milli Meclisi tarafından onaylandı ve 23 şubat 1996 tarihinde CIPCO operatörlüğünde yürürlüğe girdi188. Anlaşmaya göre; Lukagip %45, Đtalyan Agip %5, Rus Lukoil %12.5, Amerikan Pennzoil %30 Azerbaycan SOCAR şirketinin payı %7,5 oldu. Karabağ Yatağı anlaşması, asrın anlaşması gibi "Production Sharing Agreement (hazır ürünün bölünmesi)" tipli bir anlaşmadır. Đmtiyaz alanı, Bakü kıyısından 120 kilometre Hazar'ın içine doğru uzaklıkta Karabağ (Dağlık Karabağ ile sadece isim benzerliği söz konusudur) alanı olup yaklaşık 427 kilometre kare yüzeye sahiptir. Alan, AIOC tarafından geliştirilen Çırak ve Güneşli alanlarının 20 km kuzeyindedir189. Daha önce petrol rezervlerinin 100-200 milyon ton190 veya 85-180 milyon ton191 olarak tahmin edilmesine rağmen, yapılan araştırmalarda rezervlerin daha az olduğu tespit edilmiştir. Araştırma aşamasında 120 milyon $'lık bir harcamanın yapıldığı Karabağ yatağında 7 milyon ton çıkarılabilir petrol ve 23 milyar m3 çıkarılabilir doğal gaz olduğunun belirlenmesi üzerine, CIPCO'nun dağılma tehlikesi söz konusu olmuştur192. Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Dr. Osman Nuri Aras Konsorsiyumu'na verilmiştir. BP Exploration Ltd., arazinin işletilmesinden sorumludur. Şahdeniz Yatağı, Bakü'den 70 km uzaklıktadır. BP Exploration 1996 yılının Ekim ayının sonlarına doğru çalışmalarına başlamıştır193. Projenin maliyeti 4 milyar $ olup, üretimin 2004 yılında başlaması planlanmaktadır 194. Şah Deniz'de şirketler arasında pay dağılımı şöyledir: Đngiliz BP Norveç Statoil Alliance Azerbaycan SOCAR Rus Lukoil Fransız TotalFinaElf Đran OIEC Türk TPAO %25,5 %25,5 %10, %10, %10, %10 %9. Şahdeniz Yatağı’na ilişkin anlaşma 4 Temmuz 1996 tarihinde imzalanmış ve 4 Ekim 1997'de onaylanıp, 17 Ekim 1996'da yürürlüğe girmiştir. "Production Sharing Agrement" biçiminde imzalanan anlaşma, 30 yıllık süreyi kapsamaktadır. Bu anlaşma ile sorumluluk Şah Deniz Üretim paylaşımı anlaşması, üç yılı araştırma aşaması ve yeni güvenlik ve çevresel standartların ortaya konuş raporunun basımı olmak üzere 200 milyon dolarlık bir bütçeye sahiptir. Azerbaycan'ın payına düşen yatırımların ise yabancı şirketler tarafından karşılanacağı kararlaştırılmıştır. Đşletme için yabancı şirketlerin pirim olarak ödeyecekleri miktarın 37 milyon $'ı güvence bedeli olarak ödenmiştir. 23.8 milyon $'ın ise ödeneceği taahhüt edilmiştir195. Anlaşmanın yatırım tutarının 4.5 milyar $ olacağı tahmin edilmiştir 196. Yukarıda temel göstergeleri hakkında bilgi verilen üçüncü büyük projenin konsorsiyumuna katılma talepleri anlaşmayı siyasi mücadele alanına çevirdi. Karabağ yatağı ile ilgili anlaşmanın ardından "Liberation" gazetesi 6 ay içerisinde yeni bir petrol anlaşmasının imzalanacağı konusunda bilgi verdi ve Fransız petrol şirket “Elf Acquitaine”in anlaşmaya katılacağını bildirdi197. Yeni petrol anlaşmasına Fransa'nın katılmasında, Aliyev’in Aralık-1993 tarihinde Fransa’ya yaptığı resmi ziyaretin etkisi olmuştur198. 188 193 4.2.3. "Şahdeniz" Yatağı Anlaşması 189 190 191 192 Azerbaycan Gazeti, 11 Noyabr 1995; Azerbaijan International Magazine, Summer-1998, s.79. Bocutoğlu, ss.60-61. Nesirov, s.147. Hart's EUROIL, Aralık-1995, s.32. Rauf Hüsseynov, “CIPCO Clinging to Life Support”, Baku Sun Newspaper, 17 December 1998, s.21. 125 194 195 196 197 198 “Caspian Staging a Comeback”, Offshore Engineer, June-2000, s.38. Doing Business in Azerbaijan, Baker&McKenzie, May-2000, s.57. Mehmet Dikkaya, “Türk Cumhuriyetleri Enerji Kaynakları:Yeni Büyük Oyunun Temel Dinamikleri”, Akademik Araştırmalar Dergisi, Y.1, S.3, Kasım-Aralık 1999 Ocak 2000, s.39. Zerkalo Gazeti, 5 Oktyabr 1996. Nesirov, s.148. N. Đbrahimov - Đ. Şükürov, Geydar Aliev Otkrıvaet Miru Azerbaydjan, Bakı, 1994, s.32. 126 Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Öte yandan LUKOĐL'in diğer Rus şirketi Yukos ile ortak olarak konsorsiyuma katılacağı kesinlik kazandı. Ancak Đran'ın katılımı noktasında problemler çıktı. Ekonomik Đşbirliği Teşkilatı'nın Mayıs1996'da Aşgabat'taki toplantısında Azerbaycan'ın Şahdenizi'ndeki %20'lik payının %10'unu Đran’a vereceği hakkında Aliyev ve Rafsancani anlaşma imzalamışlardı. Böylece Hazar petrolleri konusunda bazı olumsuz etkileri yok etme amaçlanmıştı. Ancak daha önceden konsorsiyumda ABD şirketlerinin de katılacağı öngörülmesine karşın, Đran'ın katılması durumunda Washington ABD şirketlerinin anlaşmada yer almalarını yasakladı199. Sonuçta Đran şirketi OIEC konsorsiyumda yer alırken hiçbir ABD şirketi konsorsiyumda yer almadı. Şahdeniz yatağında bir trilyon m3 doğal gaz, 3 milyon tona yakın kondensat rezervi keşfedilmiştir. Yılda 60 milyar metre küp gaz çıkarılabileceği tahmin edilmektedir 200. Böylece "Şahdeniz" yatağı Azerbaycan’ın doğal gaz potansiyelini 1 trilyon arttırmıştır. Uzmanlara göre Abşeron strüktürü, Azerbaycan'ın dünyanın doğal gaz üreticisi ve ihracatçısı ülkeleri arasında yer almasına imkan verecektir. Bu nedenle Bakü-Ceyhan hattı kararlaştırılmadan Trans-Hazar hattı da tartışılmaya başlamıştır. 4.2.4. “Eşrefi” – “Dan Ulduzu” Yatağı Anlaşması Eşrefi ve Dan Ulduzu, 1970'li yıllarda Azerbaycanlı jeologlar tarafından keşfedilen yataklardır. 14 Aralık 1996'da Bakü'nün Gülistan sarayında, Abşeron yarımadasının kuzey-doğusunda ve kıyıdan 70 km uzaklıkta olan Eşrefi ve Dan Ulduzu petrol yataklarının işletilmesine ilişkin 25 yıllık süreyi kapsayacak şekilde imzalanan anlaşmaya; SOCAR AMOCO UNOCAL ITOUCHU DELTA %20, %30, %25.5, %20 ve %4.5 oranında payla katıldı. 25 Şubat 1997'de onaylanan anlaşma 17 Mart 1997'de yürürlüğe girdi. Anlaşmanın yürütülmesi için yabancı petrol şirketlerinin kurduğu Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz konsorsiyumun adı "Kuzey Abşeron; North Absheron Operating Company" (NAOC) müşterek şirketidir201. Bu konsorsiyum tarafından yapılan yatırımlar 1.5 - 2 milyar $’dır. Kâr paylaşımı anlaşması, Azerbaycan hükümetine pirim payını da kapsamaktadır. Azerbaycan hükümetine ödenecek pirim tutarı 75 milyon $ olarak öngörülen anlaşma alanı 453 kilometrekare olup derinliği 75 ila 200 metre arasında değişmektedir. Anlaşmada keşif çalışmaları 1 yıl, ana çalışmalar 3 yıl içerisinde bitirilerek 2003 yılında petrol üretimine başlanması hedeflenmiştir. ABD bu anlaşmada %55.5 paya sahip olmuştur. Japon "Itouchu" şirketinin %20'lik payla bu projede yer alması ve SOCAR'ın ilk defa bir petrol anlaşmasında %20'lik pay alması anlaşmaya ayrı bir önem vermiştir. Đlk değerlendirmelerde petrol rezervlerinin 150 milyon ton ve keşfedilen doğal gaz rezervlerinin ise 60 milyar m3 olduğu tahmin edilmiştir 202. Đlk değerlendirmelerin ardından yapılan araştırmalarda Eşrefi yatağında tahminlerin %10-12 üzerinde olacak şekilde, 105 milyon ton petrol, 49 milyar m3 de doğal gaz rezervinin olduğu belirlendi203. Ancak daha sonra NAOC tarafından yapılan petrol rezervleriyle ilgili keşiflerin ticari açıdan haklı çıkarmayacak şekilde gelişmesi nedeniyle Mart-2000'de resmi olarak konsorsiyum fesh edildi204. 4.2.5. “Lenkeran-Deniz” – “Talış-Deniz” Yatakları Anlaşması 13 Ocak 1997 tarihinde Paris'te, Hazar'ın Azerbaycan sektöründe yer alan ve Bakü Arhipelağı'nın güneyinde yer alan "Lenkeran" ve "Talış" yataklarının araştırılması, işlenmesi ve üretimin bölüşülmesi ile ilgili olarak SOCAR ile Fransa'nın "Elf-Aquitaine" ve "Total" şirketleri arasında anlaşma imzalandı. 25 yıllık süreyi kapsayan bu anlaşmada pay sahibi belli olmayan %25'lik kısım daha sonra yapılan görüşmelerle 201 202 199 200 Yasin Aslan, Hazar Petrolleri, Kafkas Kördüğümü ve Türkiye, Ankara, 1997, s.75-76; Liberal Press Gazetesi, 20 Temmuz 1996, s.7, Azerbaycan Zaman Gazeti, 20 Mart 1996. “Caspian Staging a Comeback”, s.38; Consulting & Business, S.9, 1999, s.30. 127 Dr. Osman Nuri Aras 203 204 Xalq Gazeti, 17 Dekabr 1996; N. Nebiyev, s.250; Azerbaijan International Magazine, Summer-1998, s.83; Avrasya Dosyası, TĐKA Bülteni, S.94, Mart 1998/1, s.3. Nesirov, s.151; Avrasya Dosyası, TĐKA Bülteni, S.116, Mart 1999/2, s.3. Avrasya Dosyası, Mart 1998/1, s.2. Doing Business in Azerbaijan, Baker&McKenzie, May-2000, s.57; Azerbaijan International Magazine, Summer-2000, s.89. 128 Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Almanya'nın "Deminex" ve Đran'ın OIEC ve Belçika’nın "Petrofina" şirketlerine verilmiştir205. Projenin yatırım tutarı yaklaşık 2 milyar $’dır. Katılım aşağıdaki gibidir: Fransız TotalFinaElf %35 Azerbaycan SOCAR %25, Đran Oil Đndustries Engineering and Construction %10. Wintershall (30%) Bu anlaşmada SOCAR'ın projede gösterilen %25 payının yabancı şirketler tarafından finanse edilmesi kararlaştırıldı206. 13 Haziran 1997'de onaylanarak 25 Haziran 1997'de yürürlüğe giren anlaşmanın operatörü "Elf Peroleum Lenkoran-Talish" şirketidir. Elf Peroleum Lenkoran-Talish Şirketi, 25 Haziran 1997'de çalışmalarına başlamıştır207. Lenkeran - Talış alanları 420 kilometre kare olup, 50-60 metre derinlikte bulunmaktadır. Yatakların toplam petrol rezervi yaklaşık 700 milyon varildir208. Yapılan anlaşma ile Fransız şirketlerine %50 oranında bir pay verilmesinde, Azerbaycan tarafından, Ermeni yanlısı dış politika uygulayan Fransa'nın politika değişikliğinin sağlanması amaçlanmıştır209. 4.2.6. "Yalama" Yatağı Anlaşması Yalama yatağının keşif çalışmaları ve işletilmesi üzerine, Rusya'nın Lukoil ve Azerbaycan'ın SOCAR şirketi arasında, Aliyev'in Rusya'yı ziyareti esnasında 3 Temmuz 1997 tarihinde altıncı petrol anlaşması imzalanmıştır210. Ancak daha sonra 3 Kasım 1997'de yapılan anlaşma ile SOCAR, payını LUCARCO şirketine devretmiştir. LUKARCO şirketinin paylarının şirketlere göre dağılımı şöyledir 211: 205 206 207 208 209 210 211 Azerbaijan International Magazine, Summer-1998, s.85; N. Nebiyev, s.250. “Azerbaycan'ın Đmzaladığı Anlaşmalar”, Avrasya Dosyası, TĐKA Bülteni, S.85, Mart1997/2, s.5. “Caspian Staging a Comeback”, s.38. http://www.eia.doe.gov/emeu/cabs/azerproj.html, 4.4.2003; Azadlıq Gazeti, 10 Yanvar 1997; Doing Business in Azerbaijan, Baker & McKenzie, May-2000, s.58. Azerbaycan Gazeti, 23 Yanvar 1997. “Azerbaycan'ın Petrol Anlaşmaları”, s.5; N. Nebiyev, s.251. Azerbaijan International Magazine, Summer-1998, s.87. 129 Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Dr. Osman Nuri Aras %60'I Lukoil %40'ı ARCO. LUKARCO Operating Company'nin operatörü olduğu anlaşma, 4 Kasım 1997'de onaylanarak 5 Aralık 1997'de yürürlüğe girmiştir. 750 milyon ton petrol rezervi olduğu tahmin edilen projenin toplam yatırım bedeli ise yaklaşık 4 milyar $’dır212. 4.2.7. “Abşeron” Yatağı Anlaşması Daha önceden Zeynelabidin Tağıyev olarak bilinen Abşeron yatağının keşif ve üretim çalışmalarını kapsayan anlaşma 1 Ağustos 1997 tarihinde Washington'da Chevron, Total ve SOCAR arasında imzalanmıştır. Total şirketi 2 Eylül 1997'de anlaşmaya dahil olmuştur. Operatörü “Chevron Overseas Azerbaijan” şirketi olan anlaşma 11 Kasım 1997 tarihinde onaylanarak 27 Kasım 1997 tarihinde yürürlüğe girmiştir213. Yatırım tutarı 3-3.5 milyar $ olan bu projede; SOCAR'ın payı %50, Chevron'un payı %30, TotalFinaElf 'in payı ise %20 olarak kararlaştırılmıştır. Petrol rezervlerinin 13 milyar varil, doğal gaz rezervlerinin ise 100 milyar metreküp olduğu tahmin edilmektedir. Proje 3.5 milyar dolarlık bir sermaye yatırımını gerektirmektedir214. 4.2.8. “Nahçıvan” Yatağı Anlaşması Nahçıvan yatağının keşif ve üretim çalışmalarını içeren anlaşma, ABD'nin Exxon şirketi (%50) ve SOCAR arasında payları eşit olacak şekilde, 1 Ağustos 1997 tarihinde Washington'da imzalanmıştır. Operatörü "Exxon Azerbaijan Operating Company (EAOC)" olan anlaşma 14 Kasım 1997'de onaylanarak, 27 Kasım 1997'de yürürlüğe girmiştir 215. 212 http://www.eia.doe.gov/emeu/cabs/azerproj.html, 04.04.2003. “Azerbaycan'ın Petrol Anlaşmaları”, s.4-5; Azerbaijan International Magazine, Summer1998, s.89; “Caspian Staging a Comeback”, s.38. 214 http://www.eia.doe.gov/emeu/cabs/azerproj.html, 04.04.2003; N. Nebiyev, s.250; Doing Business in Azerbaijan, Baker&McKenzie, May-2000, s.58. 215 Azerbaycan'ın Đqtisadi Đcmalı, Rüblük Bülleten, TASĐS Avropa Ekspertiza Xidmeti, Bakı, Aprel-Đyun 2000, s.72; “Caspian Staging a Comeback”, s.38; Azerbaijan International Magazine, Summer-1998, s.93. 213 130 Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Nahçıvan yatağı D-3(Resulzade), D-9 (Vezirov) ve D-38 (Kuzey Vezirov) olmak üzere üç farklı alanı kapsamaktadır. Bu alanlarda 750 milyon varil petrol ve 172 milyar metreküp doğal gaz rezervi tahmin edilmektedir. Projenin yatırım değeri ise 2 milyar $’dır216. 4.2.9. “Oğuz” Yatağı Anlaşması Đran'ın iştiraki ile, Lenkeran-Talış yatağı anlaşmasına katılması engellenen ExxonMobil ile SOCAR arasında eşit oranda paya sahip olacak şekilde, Oğuz yatağı ile ilgili olarak 1 Ağustos 1997'de Washington'da bir anlaşma imzalanmıştır. 7 Kasım 1997'de Azerbaycan Milli Meclisi'nce onaylanan anlaşma 5 Aralık 1997 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Anlaşmanın operatörü ise "The Oguz Operating Company (OOC)" şirketidir217. Oğuz yatağında 550 milyon varil petrol ve 1.8 Tcf doğal gaz rezervi olduğu tahmin edilmektedir. Proje için gereken yatırım tutarı yaklaşık 2 milyar $’dır218. 4.2.10. “Kürdaşı” – “Kirgan” – “Arazdaşı” Yatakları Anlaşması Kürdaşı-Kirgan ve Arazdaşı yataklarını kapsayan anlaşma SOCAR, ENĐ/AGIP (Đtalya), TPAO (Türkiye), MITSUI (Japonya), Repsol (Đspanya) şirketleri arasında 2 Haziran 1998 tarihinde Bakü'de imzalandı. Anlaşma Haziran 1998'de Azerbaycan Milli Meclisi tarafından onaylanarak 7 Temmuz 1998'de yürürlüğe girmiştir219. Kür nehrinin Hazar Denizi'ne döküldüğü yerde olan Kürdaşı yatağı, Hazar Denizi'nin Azerbaycan'a ait bölümünün güneyinde ve Bakü'nün Güney-Batı'sında 130-140 km uzaklıkta yer almaktadır. 1955 tarihinde keşfedilen ve 1984-1998 arasında jeofizik araştırmaları yapılan Arazdaşı yatağı, kıyıdan 45 km uzaklıkta olup, derinliği 70 ila 200 metre arasındadır. Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Dr. Osman Nuri Aras 1985 yılında keşfedilen Kirgan yatağı kıyıdan 50 km uzaklıkta ve derinliği 150 ila 200 metre arasındadır. Verimli kat 18 km uzunlukta, 4.5 km eninde ve 120-130 metre yüksekliktedir220. Üç yatakta toplam 1.3 milyar varil petrol rezervi olduğu tahmin edilmektedir. Projeye yatırılacak sermaye miktarı 2.5 milyar $'dır. Operatör "AGIP Azerbaijan BV" dir. Anlaşmada yer alan şirketler; SOCAR % 50, AGIP % 25, MITSUI % 15, Repsol % 5 ve TPAO %5 oranında paya sahiptirler. 4.2.11. “Đnam” Yatağı Anlaşması Blair ve Aliyev'in katılımıyla Londra'da 21 Temmuz 1998'de, Đnam yatağının araştırılma geliştirilme ve üretimi üzerine bir anlaşma yapılmıştır. Anlaşmada yer alan şirketlerin pay dağılımı ise şöyledir221: Đngiliz BP Amoco %25, Đngiliz/Hollanda Royal D Shell %25, SOCAR %50. BP/AMOCO'nun operatörü olduğu anlaşma 1 Aralık 1998'de Azerbaycan Milli Meclisi tarafından onaylanmıştır. Projenin yatırım tutarı ise yaklaşık 2 milyar $’dır222. Đnam yatağı Bakü'nün 160 km güneyinde yar almaktadır. 225 km karelik alanda 2.2 milyar varil petrol rezervinin olduğu tahmin edilmektedir. 4.2.12. “Alov” - “Şark” - “Araz” Yatakları Anlaşması Yine Blair ve Aliyev'in katılımıyla Londra'da 21 Temmuz 1998'de, Alov-Araz ve Şark yatakları üzerine bir anlaşma imzalanmıştır. Anlaşma 18 Aralık 2000'de Azerbaycan Milli Meclisi tarafından 216 217 218 219 http://www.eia.doe.gov/emeu/cabs/azerproj.html. 3.4.2003; Doing Business in Azerbaijan, Baker&McKenzie, May 2000, s.59. Azerbaijan International Magazine, Summer-1998, s.81. Doing Business in Azerbaijan, Baker&McKenzie, May-2000, s.58. Azerbaycan'ın Đqtisadi Đcmali, Đyul-Dekabr 1999, s.12; Azerbaycan'ın Đqtisadi Đcmalı, Aprel-Đyun 2000, s.73. 131 220 221 222 Azerbaijan International Magazine, Summer-1998, s.85. Doing Business in Azerbaijan, Baker&McKenzie, May-2000, s.60. “Caspian Staging a Comeback”, s.38; Azerbaycan'ın Đqtisadi Đcmalı, Aprel-Đyun 2000, s.73. 132 Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz onaylanmıştır. 25 yıllık dönemi kapsayan anlaşmaya göre 2004 yılına kadar beş kuyu kazılabilecektir. BP ve Statoil projenin araştırma aşamasında asgari 75 milyon $ yatırım yapmayı taahhüt etmişlerdir223. BP/AMOCO'nun operatörü olduğu anlaşma, Bakü'nün güneydoğusunda 300-800 metre arasında değişen 1400 m2'lik bir alanı kapsamaktadır. Anlaşmada yer alan şirketlerin pay dağılımı şöyledir: Đngiliz BP/Amoco %15, Norveç Statoil %15, Amerikan Exxon/Mobil %15, Türk TPAO %10, Kanada Alberta Energy %5 ve SOCAR %40. 4 milyar varil petrol rezervi olduğu tahmin edilen projenin yatırım değeri ise yaklaşık 10 milyar $’dır. Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Anlaşmada yer alan yataklar 1950'li yıllarda keşfedilmiştir. Yaklaşık 750 milyon varil petrol rezervine sahip olan yatakların kapsadığı alan 510 km2'dir225. 4.2.14. “Zafer” - “Meşel” Yatakları Anlaşması 120-140 milyon ton petrol rezervine sahip olduğu tahmin edilen Zafer ve Meşel yataklarının keşfine ve işlenmesine ilişkin olarak Washington'da 27 Nisan 1999 tarihinde bir anlaşma imzalandı. Sözkonusu anlaşma 21 Nisan 2000 tarihinde ise Azerbaycan Milli Meclisi tarafından onaylandı. Anlaşmaya katılan şirketlerden; Amerikan Exxon Mobil %30, Amerikan Conoco %20, SOCAR ise %50 pay aldı. Operatörü Exxon'un olduğu anlaşmaya göre toplam yatırım hacmi 3 milyar $’dır. Toplam petrol rezervleri 1-2 milyar varildir 226. 4.2.13. “Yanan Tava” - “Ateşgah” - “Muğan Deniz” Yatakları Anlaşması 4.2.15. “Lerik Deniz” - “Savalan” - “Dalga” “Cenub” Yatakları Anlaşması Aliyev'in de katılımıyla 25 Aralık 1998 tarihinde SOCAR ve "Japon Petroleum", "Indenosian Petroleum", "Itochu Oil Exploration" ve "Teycocu Oil" olmak üzere dört şirketten oluşan Japonya konsorsiyumu arasında üç yatağın ortak keşif ve işlenmesine ilişkin PSA tipli bir anlaşma imzalandı. Japex'in operatörü olduğu anlaşma 11 Haziran 1999'da Azerbaycan Milli Meclisi tarafından onaylandı. Şirketlerin anlaşmadaki payları ise şöyledir224: Japan Petroleum %22.5, Indenosian Petroleum %12.5, Itochu Oil Exploration %7.5, Teycocu Oil %7.5, SOCAR %50. Yatırım tutarı 2.5 milyar $ değerinde olan anlaşmaya göre Azerbaycan'ın yapması gereken harcamaları Japon konsorsiyumu ödeyecektir. 120 milyon ton petrol rezervine sahip olduğu tahmin edilen Lerik-Deniz, Savalan, Dalga ve Cenub yataklarının keşfine ve işlenmesine ilişkin olan anlaşma da yine Washington'da 27 Nisan 1999 tarihinde imzalandı. Anlaşmaya göre toplam yatırım hacmi 3 milyar $’dır. Anlaşmaya katılan şirketlerden Amerikan Exxon Mobil %30, SOCAR ise %70 pay sahibidir. Mobil'in operatörü olduğu anlaşmada aslında SOCAR'ın payı %50'dir. Geriye kalan %20'lik pay ise henüz bölüştürülmemiştir 227. Toplam petrol rezervleri 1 milyar varildir. 225 223 224 Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan'ın Đqtisadi Đcmali, Đyul-Dekabr 1999, s.20; Azerbaijan International Magazine, Summer-1998, s.91. Doing Business in Azerbaijan, Baker&McKenzie, May-2000, ss.60-61. 133 226 227 Xalq Gazeti, 26 Dekabr 1998, s.1-2; Avrasya Dosyası, TĐKA Bülteni, S.112, Ocak 1999/1, s.7. http://www.eia.doe.gov/emeu/cabs/azerproj.html. 3.4.2003 Azerbaycan'ın Đqtisadi Đcmalı, Aprel-Đyun 2000, s.73. 134 Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz 4.2.16. Karadaki Yataklar Üzere Anlaşmalar Yukarıda ifade edildiği gibi, günümüzde Azerbaycan enerji kaynakları Hazar Denizi’nde yoğunlaşmakla birlikte, karada da petrol üretimi yapılmaktadır. Aşağıda karada petrol üretiminin gerçekleştirilmesine ilişkin yapılan anlaşmalara yer verilecektir. 4.2.16.1. 1993-94 Yıllarında Yapılan Anlaşmalar Azerbaycan’ın karadaki enerji kaynakları üzerine 1993 ve 1994 yıllarında yapılan anlaşmalarının kapsadığı alanların hem tahmini petrol rezervleri, hem de öngörülen yatırım hacmi bakımından belirsizlik söz konusudur228. 1993 yılında JV (Joint Venture) olarak imzalanan ve 2000 yılında PSA olarak değiştirilen Anşad petrol yatakları anlamasında şirketlerin pay dağılımı şöyledir: SOCAR %51, Attila Doğan %31.5 ve Land and General Berhard %17.5. Neftçala Killi ve Babazanan’da tahmini petrol rezev miktarı 219 milyon varildir. 1994 yılında imzalanan anlaşmaya göre, Batı Abşeron olarak da adlandırılan Karadağ-Kepez ve Umbaki yataklarının toplam petrol rezervleri 200 milyon varil olarak tahmin edilmektedir. Öngörülen yatırım hacmi ise 700 milyon $’dır. 4.2.16.2. "Güneybatı Kobustan" Yatağı Anlaşması 2 Haziran 1998'de Bakü'de "Güneybatı Kobustan" yatağındaki mevcut petrol kuyularının yeniden çalıştırılması ve geliştirilmesi ile ilgili olarak PSA tipli bir anlaşma yapılmıştır. Güneybatı Kobustan, Kuzey, Merkez ve Sahil olmak üzere üç farklı bloktan oluşmaktadır229. Merkez ve Sahil blokları 1949 ve 1995 arasında 1905-1960 arasında keşfedilmiştir. Kasım-1998'de tasdik edilen ve operatörü Commonwealth olan anlaşmada şirketlerinin pay dağılımı şöyledir: Commonwealth %67.25, Sooner %12.75, SOCAR %20. Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Güneybatı Kobustan yatağında 300 milyon varil petrol rezervinin ve 900 milyar metreküp doğal gaz rezervinin olduğu tahmin edilmektedir. Yatırım tutarı ise yaklaşık 0.9 milyar $’dır230. 4.2.16.3. “Muradhanlı” - “Caferli” - “Zerdab” Yatakları Anlaşması 21 Temmuz 1998'de Londra'da imzalanan anlaşma ile "Muradhanlı-Caferli-Zerdab" yataklarının geliştirilme ve işletilmesi amaçlanmıştır. Anlaşmada eşit paylara sahip olacak şekilde SOCAR ve RAMCO yer almaktadır. Anlaşmanın operatörü ise Ramco Caspian Ltd. Şirketidir. 20 Kasım 1998'de onaylanan anlaşma 25 yıl süreyi kapsamaktadır. Yataklardaki toplam petrol rezervinin 750 milyon varil olduğu tahmin edilmektedir. Toplam yatırım tutarı ise 1 milyar $’dır 231. 4.2.16.4. “Kürsengi” – “Karabağlı” Yatakları Anlaşması 2 Haziran 1998'de Bakü'nün 130 km güneybatısında yerleşen Salyan bölgesinde yer alan "Kürsengi" ve "Karabağlı" yatakları üzerine anlaşma yapıldı. SOCAR, Frontera Resources ve Delta/Hess şirketlerinin yer aldığı anlaşmanın operatörü Frontiera Resources şirketidir. Şirketlerin payları ise şöyledir: CNPC %30, Amerada Delta-Hess JV %20 SOCAR %50. PSA tipli anlaşmanın toplam yatırım tutarı yaklaşık 1 milyar dolar olarak öngörülmektedir. Her iki yatakta toplam 100-150 milyon ton petrol rezervinin olduğu tahmin edilmektedir. Anlaşma Azerbaycan Milli Meclisi tarafından 16 Nisan 1999 tarihinde onaylanmıştır232. 4.2.16.5. “Padar” - “Harami” Yatakları Anlaşması Kürsengi, Karabağlı ve Neftçala yatakları arasında yer alan, Padar ve Harami yataklarının keşfine ve işlenmesine ilişkin PSA tipli anlaşma 230 231 228 229 232 Mülkiyyet Gazeti, 27.01.1999, s.4. www.azer.com. 12.06.2003. 135 Dr. Osman Nuri Aras Doing Business in Azerbaijan, Baker&McKenzie, May-2000, s.59. Azerbaycan'ın Đqtisadi Đcmalı, Aprel-Đyun 2000, s.73; Doing Business in Azerbaijan, Baker&McKenzie, May-2000, s.60. Mülkiyyet Gazeti, 27 Oktyabr - 3 Noyabr 1998; Azerbaycan'ın Đqtisadi Đcmali, ĐyulDekabr 1999, s.25; Doing Business in Azerbaijan, Baker&McKenzie, May-2000, s.60. 136 Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Washington'da 27 Nisan 1999 tarihinde imzalandı. Anlaşmada yer alan şirketlerden; Amerikan Moncrief Oil %80, SOCAR %20 paya sahiptir. Anlaşmaya göre toplam yatırım hacmi 2 milyar $’dır233. Toplam petrol rezervi 750 milyon varildir. Moncrief Oil'in operatörü olduğu anlaşma 9 Haziran-2000 tarihinde Azerbaycan Milli Meclisi tarafından onaylandı. Moncrief Oil şirketi payını 2003’de Kanada’nın "Nation`s Energy" şirketine sattı. 4.2.16.6. “Hövsan” - “Zığ” Yatakları Anlaşması 5 Haziran 2000 tarihinde Lukoil ve SOCAR arasında "Hövsan" ve "Zığ" yataklarının yeniden inşası, keşfi ve işletilmesi konusunda ortaklık üzere prensip anlaşması imzalandı. PSA tipli anlaşmanın ise 2000 yılı içerisinde imzalanması kararlaştırıldı. Söz konusu yataklar Azerbaycan tarafından 70 yılı aşkın süredir işletilmektedir. Bu yatakların petrol rezervleri 150 milyon varildir. Toplam yatırım hacmi 250 milyon $ olarak belirlendi234. 4.2.16.7. “Kalameddin” - “Mişovdağ” Yatakları Anlaşması Haydar Aliyev'in de katılımıyla, Eylül-2000'de Washington'da ABD Kongresi'nde yapılan anlaşma ile Azerbaycan'ın KalameddinMişovdağ bölgesinde petrol çıkarılmasına karar verildi. 178 milyon $ tutarındaki anlaşmada Özel Türk petrol şirketi Petoil, Amerikan Şirketi Moncrief Oil ve Azerbaycan petrol şirketi SOCAR yer almaktadır. Anlaşmaya göre Petoil %35.7, Moncrief Oil %49.3ve SOCAR %15 pay sahibidir. Moncrief Oil ve Petoil şirketleri paylarını 2003’de Kanada’nın "Nation`s Energy" şirketine sattı. Söz konusu petrol yataklarının dahil olduğu blokun keşfi, işlenmesi ve hasılatın pay bölüşümüne ilişkin anlaşma, Azerbaycan Cumhuriyeti Milli Meclisi tarafından Ekim-2000'de onaylandı. 200 milyon varil petrol rezervine sahip olan yataklar için öngörülen yatırım miktarı 1 milyar $’dır. 233 234 Doing Business in Azerbaıjan, Baker & McKenzie, May-2000, s.61; Azerbaycan Zaman Gazeti, 1-2 Đyun 2000, s.6. Azerbaycan Zaman Gazeti, 6-7 Đyun 2000, s.6. 137 Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Dr. Osman Nuri Aras 4.2.16.8. Şirvan Kurovdağ Yatağı Anlaşması 1997 yılında JV olarak imzalanan ve 2000 yılında PSA olarak değiştirilen Anşad petrol yatakları anlamasında şirketlerin pay dağılımı şöyledir: SOCAR %60, Whitehall %40. Kurovdağ’da tahmini petrol rezev miktarı 650 milyon varildir. 4.2.16.9. “Pirsaat” Yatağı Anlaşması Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi (SOCAR) ile Çin’in Devlet Şirketi “Sinopec”e bağlı olan “Sheng Lee” şirketi arasında “Pirsaat” petrol yatağına ilişkin PSA tipli anlaşma 5 Haziran 2003 tarihinde Bakü’de imzalandı. Anlaşmaya göre SOCAR %25, projenin operatorü olan “Sheng Lee” şirketi ise %50 paya sahiptir. Projenin %25’i yabancı şirketler arasında bölüştürülecek. 25 yıllık süreyi kapsayan ve 5 yıl uzatılma imkanı olan anlaşmaya göre 140 milyon $ sermaye yatırılacak235. Bakü’den 60-63 km güneyde ve Hazar’ın kıyısında yerleşmekte “Pirsaat” yatağında tahmini petrol rezervi 7 milyon tondur. 4.3. Petrol ve Doğal Gaz Üretimi Hazar’daki en deneyimli petrol üreticisi olan Azerbaycan’da son 100 yıl içerisinde 1.4 milyar ton petrolün, 445 milyar m3 doğal gazın çıktığı hesaplanmıştır. Üretimine başlandığı tarihten itibaren Azerbaycan’da en fazla petrol üretimi 23.4 milyon ton ile 1941 yılında gerçekleştirilmiştir. Değişim sürecine girilmesi ile birlikte petrol üretiminin iyice düştüğü Azerbaycan’da, yapılan anlaşmaların ardından petrol üretimine dönük yapılan faaliyetlerin ardından üretim miktarı yeniden artmaya başlamıştır. 1997 Kasım’ında ‘Çırak’ yatağının ilk kuyusundan petrol üretimine başlanmasıyla, 1997'ye kadar azalma gösteren petrol üretimi, 1998'den itibaren artmaya başlamıştır. Doğal gaz üretimi ise 1999’yılı hariç, düşüş göstermektedir236. Toplam petrol üretiminin Hazar Denizi'nden elde edilen kısmı 1995'de %82.3 iken bu oran 1999'da %89'a 2000 ve 2001 yıllarında ise 235 236 http://www.525ci.com/2003/06/05/read.php?m=4&id=26,, 08.06.2003. Müsteqil Azerbaycan, Azerbaycan Republikası Dövlet Statsitika Komitesi, Bakı, 2001, s.386. 138 Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz %89.2’ye yükselmiştir 237. Dolayısıyla Petrol üretiminin Hazar Denizi'nden elde edilen kısmı yıllar itibariyle artış göstermektedir. Yıllar itibariyle toplam petrol üretimi Tablo-‘da yer almaktadır. Tablo 37. Petrol Üretimi Yıllar 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 Petrol Üretimi (milyon ton) 12.5 11.7 11.1 10.3 9.6 9.2 9.1 9.0 11.4 13.8 13.9 14.9 15 Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz üretimi 17 milyar m3 ile 1981 yılında gerçekleştirilmiştir. Günümüzde doğal gaz üretimi geçen yüzyılın 60’lı yıllarındaki düzeyine inmiştir. Öte yandan Azerbaycan’da iki büyük rafineri vardır. Bunlar; Bakü ve Novo-Bakü Rafinerileridir. Bakü Rafinerisi’ni günlük kapasitesi 230.000 varil, Novo-Bakü Rafinerisi’nin ise 200.000 varildir. Çok düşük kapasite ve eski teknoloji ile çalışmakta olan her iki rafinerinin de rehabilitasyonu ve yenilenmesi amacıyla, yaklaşık 700 milyon $ gerekmektedir. ABD Ticaret ve Kalkınma Ajansı, Bakü Rafinerisi ve Sumgayıt petro-kimya tesisinin modernizasyonunun fizibilite etütleri için sırasıyla 500.000 $ ve 400.000 $ finansman sağlamıştır. Doğal gaz üretiminin yaklaşık %96'sı Hazar Denizi'nden elde edilmektedir. Tablo 38. Doğal Gaz Üretimi Yıllar 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 Kaynak: Azerbaycan Statistik Göstericileri 2002, s.437 ve 471; Müsteqil Azerbaycan, s.402. 2002’deki petrol üretiminin 1990 yılı ile mukayese edildiğinde 2.5 milyon ton daha fazla üretildiği görülmektedir. Bu üretim miktarı Azerbaycan’da 1979 yılında üretilen petrol üretimi seviyesine denk gelmektedir. Böylece 1960’lı yılların sonlarından itibaren yıldan yıla devam eden petrol üretimindeki gerileme sona ererek yeniden yükselişe geçmiş bulunmaktadır. Petrol üretiminin 2003 yılında ise 15,25 milyon ton olacağı tahmin edilmektedir. Günümüzde ham petrol üretiminin esas itibariyle Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi (SOCAR) ve Azerbaycan Uluslararası Petrol Şirketi (AIOC) tarafından yapıldığı Azerbaycan'da, yıllık ham petrol üretiminin, 2008 yılında 40 milyon tona, 2010 yılında ise 50 milyon tona çıkacağı hesaplanmaktadır. Azerbaycan’da doğal gaz üretimine ise 1902 yılında başlanmıştır. Üretimine başlandığı tarihten itibaren Azerbaycan’da en fazla doğal gaz 237 Dr. Osman Nuri Aras Kaynak: Azerbaycan Statistik Göstericileri 2002, s.437 ve 471; Müsteqil Azerbaycan, s.402. Azerbaycan'da doğal gaz üretimi en yüksek seviyeye 1980'lerin sonunda ulaşmıştır. Bu yıllarda üretim yıllık olarak 14 milyar metreküp'e çıkmıştır. Ancak 1990'dan itibaren üretim önemli düzeyde düşme kaydetmiştir. 1995-2001 yıllarında doğal gaz üretim hacmi %16.3 azalmıştır. 2002 yılında ise doğal gaz üretimi yaklaşık %7.4 oranında azalma Müsteqil Azerbaycan, s.402; Azerbaycan'ın Đqtisadi Đcmali, Đyul-Dekabr 1999, s.64, Azerbaycan Statistik Göstericileri 2002, ARDSK Neşriyyatı, Bakü, 2002, s.470. 139 Doğal Gaz Üretimi (milyar m3) 9.926 8.621 7.872 6.805 6.379 6.644 6.305 5.964 5.590 5.997 5.642 5.535 5.150 140 Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz kaydederek 5150 m3 olmuştur238. Üretilen doğal gaz ülke için talebin ancak %40’ını karşılayabilmektedir. Doğal gazın üretimi, şimdilik ülkenin iç talebini karşılamaya yetecek seviyede değildir 239. Bu nedenle, doğal gaz ithali sözkonusudur. Doğal gaz üretiminin azalmasının başlıca nedenleri arasında, teknik altyapının eski ve yetersiz olması ile az sayıda yeni gaz kuyularında üretime başlanmasıdır. Üretimin azalması daha çok denizdeki kuyularda gözlenmektedir. Gerekli donanım yetersizliği nedeniyle, gazın talebi karşılayamadığı bir ortamda, petrol ile birlikte çıkan önemli miktardaki gazın yakılmaktadır. Öte yandan naklinde de ciddi kayıplar yaşanmaktadır240. Doğal gaz üretiminin 5-6 milyar metreküpe kadar gerilemesi sonucu, Azerbaycan önceden Ermenistan ve Gürcistan'a gaz ihraç ederken, 1990'dan itibaren kendisi Türkmenistan ve Đran'dan ithal etmeye başlamıştır. Ancak doğal gaz ithalatını 1995’de durdurmuştur. 2000 yılında ise Rusya'dan ithal etmek üzere anlaşma yapılmış ve Kasım-2000'de deneme olarak doğal gazın verilmesine başlanmıştır241. 2002 yılında ithal edilen doğal gaz ile birlikte kullanılan toplam doğal gaz miktarı 11-12 milyon m3 olmuştur. Ancak yine de toplam talep karşılanamamaktadır. 2010-2020 yıllarda ülkedeki doğal gaz üretiminin yıllık hacminin 60 milyar m3’e ulaşması gerekiyor ki, 15-20 milyar m3’ü ülke içi talebi karşılayabilsin. 4.4. Petrol ve Doğal Gaz Sektörüne Yapılan Yabancı Yatırımlar Azerbaycan’da, enerji kaynakları ve bunlara bağlı olarak ülkeye giren yabancı sermaye, 1990’ların ortalarından itibaren Azerbaycan ekonomisinin iyileşmesinde hayati bir rol oynamaya devam etmektedir. 238 239 240 241 “5,1 Milyard Kubmetr Qaz Çıxarılıb”, http://www.express.com.az/second.asp?id=2909. 09.04.2003. Azerbaycan'ın Đqtisadi Đcmali, Đyul-Dekabr 1999, s.64; Müsteqil Azerbaycan, s.403. Fikret Sucayev, “Azerbaycanda Qaz Hasilatı ve Ona Olan Telebatın Ödenilmesinin Başlıca Đstiqametleri”, Azerbaycan Müsteqillikden Sonra Beynelhalq Konfrasın Materialları, Bakı, 3-4 Mart 2003, ss.36-37. Osman Nuri Aras, Azerbaycan’ın Hazar Ekonomisi ve Stratejisi, Der Yayınları, Đstanbul, 2001, ss.39-40. 141 Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Dr. Osman Nuri Aras Tablo 39. Petrol Sektörüne Yapılan Yabancı Yatırımlar (milyon $) 1994 22 1995 140 1996 417 1997 780 1998 894 1999 545 2000 546 2001 820 Kaynak: Azerbaycan Statistik Göstericileri 2002, ARDSK Yayınları, Bakı, 2002, s.379 Anlaşmalarla kararlaştırılan yatırımların toplam hacmi 60 milyar $ civarındadır. 1994-2000 yılları arasında petrol sanayisine toplam 3.34 milyar $ yatırım yapılmıştır. 2001 ve 2002 yılları da dikkate alındığında petrol sektörüne yapılan toplam yatırım miktarının 5 milyar $’a ulaştığı görülmektedir. 4.5. Petrol Đhraç Miktarı ve Gelirleri Azerbaycan’ın ihracatı içerisinde en önemli yeri, %85-90’lık bir oranla, başta ham petrol olmak üzere, petrol ve petrol ürünleri oluşturmaktadır. Bu, esas olarak ham petrolün ihracından kaynaklanmaktadır. Petrol ve petrol ürünlerinin toplam ihracat içindeki yeri 1997'de %61, 1999'da %76, 2001’de %91 ve 2002’de ise %88.9 olmuştur. Azerbaycan’ın dış ticaret kalemlerine bakıldığında, ihracatının % 85-90’ının petrol ve petrol ürünlerinden oluşması, Azerbaycan ekonomisini petrol fiyatlarına son derece bağımlı bir hale getirmektedir. 1997'de petrole bağlı vasıtalı vergiler toplam vergilerin %57'sini teşkil etmiştir. Petrole bağlı bütün gelirler bütçe gelirlerinin esas artan bölümünü teşkil ederek 1996-97'de tahminen toplamın %50'si olmuştur. 1997 ve 98'de petrol fiyatlarının aşağı düşmesi ise devlet gelirlerine ve genel iktisadi güce olumsuz etkide bulunmuştur242. Ancak petrol fiyatlarındaki düşüş 1997 ve 1998 yıllarında petrol sektörü gelirlerinin bir hayli azalmasına neden olmuştur. 1997’de ihracat gelirlerinin dörtte üçünü petrol ve petrol ürünlerinden elde eden Azerbaycan, petrol fiyatlarının düşmesine bağlı olarak 1998’de önemli ölçüde gelir kaybına uğradı. Đhracat ve vergi gelirlerinde önemli bir yer tutan petrol kaynaklı vergilerin gerilemesi bütçe açığını arttırmıştır. 1999'da ise, yılın ortalarında petrol fiyatının artması ve yeni yatakların üretime başlaması sonucunda, gelirlerde yeniden artış olmuştur. 1999'un ikinci 242 Azerbaycan'ın Đqtisadi Đcmali, Đyul-Dekabr 1999, s.43. 142 Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz yarısında petrol fiyatlarının önemli derecede artış göstermesi petrol üretiminin de artmasına sebep olmuştur. Bu gelişme petrol gelirlerine ve devlet bütçesine olumlu etkide bulunmuştur. OPEC petrol fiyatlarındaki artış 2000 yılında da devam etmiştir 243. 2000 yılında bir taraftan dünya pazarında petrolün fiyatının artması ile ilişkili olarak ülkeden ihraç olunan ham petrolün her tonunun fiyatı 1999 yılına göre 90 $ artmış, diğer taraftan ise ihraç olunan ham petrolün hacmi de 800 bin ton fazla olmuştur. 2000 yılında 1097.4 milyon dolarlık ham petrol ihraç olunmuştur ki, bu da 1999 yılına göre 6061.1 milyon $ daha çoktur. Bu durum Azerbaycan'ın petrol sektörün-den elde ettiği gelirlere olumlu etkide bulunmuştur. Sonuçta 2000 yılında önemli ölçüde yükselen petrol fiyatları, bütçeyi olumlu yönde etkilemiştir. Çünkü petrole dayalı gelirler, direk gelirlerinin yarıdan fazlasını oluşturduğu gibi bütçe gelirlerinin yaklaşık yarısını teşkil ediyordu244. 2002 yılında Azerbaycan’ın mineral yakıt, petrol ve petrol ürünleri ihracı 1.927,4 milyon $ olarak gerçekleşmiştir. Ham petrol ihracı 8.793,6 bin ton (1.159,5 milyon $) olmuştur. Buna karşın 2002 yılında mineral yakıt, petrol ve petrol ürünleri ithalatı ise 292,6 milyon $ (toplam ithalatının %17,5’i) olarak gerçekleşmiştir. 2002 yılında ise, ABD’nin Irak’a müdahale ihtimalinin gittikçe güçlenmesiyle petrolün varil fiyatı 32 $ civarına yükselmiştir. Bu ise Azerbaycan’ın petrol gelirlerinin artmasının sonuç vermektedir. 2002 yılı bütçesinde petrolün varil fiyatı 19 $ olarak dikkate alınmıştı. Petrolün varil fiyatının 1$ yükselmesi Azerbaycan’a yılda 18-20 milyon $ gelir getirdiği dikkate alındığında, sadece petrol fiyatlarındaki artış sonucunda Azerbaycan 100 milyon $’dan çok gelir elde etmiştir245. 2003 yılı devlet bütçesinde ise petrolün varil fiyatı 19,5 $ olarak dikkate alınmıştır. Yapılan tahminlere göre Azerbaycan’ın ham petrol ihracatı 2010 yılında 1 milyar varil/gün’e ve 20 yıl içinde ise 2 milyar varil/gün’e ulaşacaktır. Doğal gazı ise ithal etmekte olan Azerbaycan, 1990 yılında 13441, 1995’de 579, 2000’de 274, 2001’de 3337 ve 2002 yılında 3935,3 milyon m3 (211,6 milyon $) doğal gaz ithal etmiştir. Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz 30 yıllık süre içerisinde Azerbaycan’a petrol ve doğal gazdan dolayı 45 milyar $ gireceği hesaplanmaktadır. Azeri, Çırak ve Güneşli yataklarından elde edilecek gelir 2008-2015 yıllarında en yüksek seviyeye ulaşacaktır. Bu dönemde ülkeye yılda yaklaşık 5-6 milyar $, nihai olarak ise toplam 35-42 milyar $ girecektir. Şahdeniz yatağının işlenmesinden beklenen gelir ise 2029 yılına kadar 7 milyar $’dan fazladır246. Petrolden elde edilen servetin nasıl kullanılacağı da önemlidir. Bu bağlamda Azerbaycan deneyimindeki en temel sorun, “Ahbap-Çavuş Kapitalizmi”nin (Crony Capitalism) ortaya çıkması kadar kamu kesimindeki rüşvet ve suiistimalin de yüksek düzeyde oluşudur. Ülkeye yönelik petro-para akımı bu konudaki reformların yapılmasını güçleştirmektedir. Petrol gelirlerinin kolaylıkla elde edilmesi kamu harcama politikasının zayıflamasına da neden olabilmekte, petrol fiyatlarındaki ani değişme devlet bütçesini etkileyerek uzun vadeli dış borç ve faiz ödemelerinin artmasına yol açabilmektedir247. Dolayısıyla ülke ekonomisini yönlendiren hükümetin petrol gelirlerini, sürdürülebilir bir büyüme sürecini sağlayacak bir kaynak dağılımı mekanizmasıyla ve büyümenin niteliğini yönlendirecek şekilde (petrol ve petrol-dışı ticari sektörler ile dış ticarete konu olmayan sektörler arasında) dağıtmaya özen göstermesi kaçınılmaz bir zorunluluktur. Finansal kurum ve piyasaların tam olarak gelişmediği bir ekonomide petrolden elde edilen gelir ve karların üretken yatırımlara yönlendirilmesi temel bir sorun teşkil etmektedir. Bu sorunun çözülebilmesi ise, devletin ekonomideki planlayıcı rolüne gerek olduğu görülmektedir. Petrol ihracatından Azerbaycan’ın elde edeceği döviz gelirleri ülke ekonomisinin diğer alanlarının, özellikle ithali ikame eden ve ihraç yönlü alanların geliştirilmesine yöneltilmelidir. Günümüzde Azerbaycan dünya piyasasına sadece enerji taşıyıcıları ve hammaddenin ihracatçısı gibi çıkmaya mecbursa da, gelecekte yalnız bu rolle yetinmek olmaz. Ayrıca, petrol ihracatçısı olan ülkelerin “acı” tecrübesini derinden öğrenmeğe bağlı sonuçlar çıkarmak da gerekecektir. 246 243 244 245 Azerbaycan'ın Đqtisadi Đcmali, Đyul-Dekabr 1999, ss.42, 45. Aliyev Natık, s.82. N. Sefereliyev, “Neft Bahalaşır. Đqtisadiyyatımız Bundan Yararlanacaq”, Đki Sahil Gazeti, 5 Mart 2003. 143 Dr. Osman Nuri Aras 247 Bu hesaplamalar bir varil petrol 25 $ olduğu dikkate alınarak yapılmıştır. “Country Assistance Strategy For The Azerbaijan Republic”, The World Bank Report, No:19892-AZ, November 29,1999, s.11; Alkan Soyak–Zenfira Nesirova, “Küreselleşme Sürecinde IMF Politikalarının Sonuçları: Azerbaycan Deneyimi”, Globallaşma Prosesinde Qafqaz ve Orta Asiya Mövzusunda Beynelxalq Konfransın Materialları, Bakı, 2003, s.29. 144 Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz 4.6. Boru Hatları Boru hatları da ekonomik açıdan önem arzetmektedir. Enerji kaynaklarının etkin kullanımında en temel sorunlardan biri, kaynakların dünya piyasalarına ulaşmasını sağlayan nakil hatlarının oluşturulmasıdır. Rusya dışında nakil hatlarına sahip olunması halinde, ekonomik bağımsızlık açısından en temel adım atılmış olacaktır. Azerbaycan petrolü Dağıstan, Gürcistan, Đran gibi yabancı ülkelere 1880 yılına kadar trenle yük şeklinde, Hazar’da ise gemilerle nakledilmekteydi. Daha sonra ise Bakü petrolü Rusya, Gürcistan ve diğer ülkelere ve aynı zamanda Grozniden 720 km uzunluğunda olan boru hatları ile işlenmek üzere nakledilmeye başlandı248. Bu hatlar Bakü-Novorossiysk ve Bakü-Supsa hatlarıydı. Hazar petrollerinin keşfinin ve Azerbaycan’ın bağımsızlığının ardından üçüncü bir hat olarak ise Bakü-Tiflis-Ceyhan gündeme geldi. Azerbaycan petrollerinin dünya gündemine girdiği günlerde, petrolün taşınması için 7-8 güzergahın gündeme gelmesine karşın Azerbaycan petrollerini çıkarmak amacıyla kurulan Azerbaycan Uluslararası Petrol Konsorsiyumu (AIOC)'nun hazırladığı raporla güzergah sayısı Bakü-Novorossiysk, Bakü-Supsa ve Bakü-Tiflis-Ceyhan olarak 3'e indirildi. Azerbaycan petrolü batı pazarlarına günümüzde BaküNovorossiysk ve Bakü-Supsa boru hattından nakledilmektedir. 4.6.1. Bakü-Novorossiysk Petrol Boru Hattı Erken üretim petrolünün hangi güzergahtan taşınacağının tartışıldığı dönemlerde, Rusya Bakü ile Novorossiysk limanı arasında zaten bir boru hattı olduğunu ve ayrıca bu hattın hem ucuz hem de hızlı bir biçimde gerçekleştirilebilecek tek alternatif olduğunu ileri sürdü. Rusya bununla da kalmayıp boru hattının Çeçenistan topraklarından da geçecek olması nedeniyle Çeçenistan'la anlaşmaya vardı. Daha sonra Azerbaycan - Rusya ve Çeçenistan arasında Bakü-Grozni-Tihoretsk-Novorossiysk boru hattına ilişkin üç taraflı sözleşme imzalandı249. 248 249 F. Ş. Eliyev, Azerbaycan Respulikasının Yeraltı Suları ve Ehtiyatlarından Đstifade ve Jeokoloji Problemleri, Çaşıoğlu Neşriyyatı, Bakı, 2000, s.291. Haydar Aliyev, ss.140-141. 145 Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Dr. Osman Nuri Aras AIOC ve Rusya'nın Transneft şirketi arasında 16 Şubat 1996'da imzalanan anlaşma ile Bakü-Grozni-Novorossiysk hattıyla erken petrolün ihracına karar verildi. 1997 yılının Kasım ayından itibaren petrol bu hattan ihraç edilmektedir. Boru hattı yoluyla Bakü'den Rusya'nın Novorossiysk limanına akıtılan petrolü, buradan tankerlerle dünya pazarlarına taşıyan tankerlerin ilki 12 Aralık 1997 tarihinde Đstanbul Boğazı'ndan geçmiştir. 4.6.2. Bakü-Supsa Petrol Boru Hattı Bakü-Novorossiysk hattının yanı sıra 9 Ekim 1995'de Bakü'de erken üretim petrolünün uluslararası piyasalara pazarlanması için belirlenen diğeri güzergah ise Bakü'den Gürcistan'ın Supsa limanına varan Batı Boru Hattıdır. Aliyev ve Şeverdnadze'nin de katılımıyla 8 Mart 1996'da Tiflis'de, erken petrolün Azerbaycan'dan Gürcistan'a naklini kararlaştıran anlaşma AIOC, Gürcistan hükümeti ve SOCAR arasında imzalandı. Anlaşmada öncelikle Azeri, Çırak ve Güneşli yataklarından çıkarılan petrolün uluslararası piyasalara nakli kararlaştırılmıştır. Hattın azami kapasitesi beş milyon tondur. Bu hattın 1999 yılı içerisinde tamamlanarak faaliyete geçmesi hedeflenmiştir. Hedef doğrultusunda ilk petrol 10 Aralık 1998'de Gürcistan'ın Supsa limanından 1999 yılının Nisan ayında tankerlere yüklenmek üzere taşınmaya başlamıştır. Hattın kendisi ise 17 Kasım 1999'da kullanıma girmiştir. Çeçenistan probleminin Bakü-Novorossiysk’i tehlikeli kılması nedeniyle Bakü-Supsa hattı inşa edilerek devreye sokulmuştur. 4.6.3. Bakü-Tiflis Ceyhan Petrol Boru Hattı Petrol üretiminin birkaç yıl içerisinde artması durumunda şu anki boru hatları yetersiz kalacağından, Batı piyasalarına ihraç için temel ihraç boru hattı noktasında farklı tercihler gündeme gelmiştir. Bu tercihlerden üzerinde karar kılınan ise Bakü-Tiflis-Ceyhan olmuştur. 1765 km'lik Bakü-Tiflis-Ceyhan hattı, Bakü yakınlarındaki Sangaçal limanından kara geçişiyle, Gürcistan’ın Başkenti Tiflis üzerinden geçip, Türkiye sınırının 42 derece 49 dakika kuzey ve 43 derece 18 dakika doğu koordinatları arasından Anadolu’ya giriş yapacaktır. Hat Ardahan, Kars, Erzurum, Erzincan, Sivas, Kayseri, Kahramanmaraş, 146 Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Osmaniye ve Adana il sınır güzergahını takip ederek Ceyhan'da inşa edilecek olan terminale bağlanacaktır 250. Uzun vade de Doğu-Batı Koridoru ile Azerbaycan'ın yanı sıra Kazakistan petrolü ve Türkmenistan doğal gazının da taşınması düşünülmektedir. Buna göre Hazar Denizi'nin altına döşenmesi düşünülen Transkafkasya hattı ile Kazak petrolü ve Türkmen doğal gazı Bakü'ye, buradan ise Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattı ile Türkiye'ye ulaştırılacaktır. Uygulamaya konulan saha geliştirme planlarına göre, Azerbaycan 2005 yılında 40 milyon ton, Kazakistan ise 35 milyon ton petrol ihraç edecektir. Bu çerçevede, Türkiye tarafından gerçekleştirilen proje çalışmasında, inşa edilecek bir boru hattı ile Kazakistan'dan 20 ve Azerbaycan'dan da 25 olmak üzere toplam 45 milyon ton ham petrolün Ceyhan terminaline taşınması esas alınmıştır. Ceyhan ham petrol ihraç terminali 120 milyon ton/yıl kapasiteli olup, yaklaşık 71 milyon ton/yıl kapasitesi olan Irak-Türkiye ham petrol boru hattı da dikkate alındığında, atıl kalan 49 milyon ton/yıl'lık kısım, Hazar-Akdeniz boru hattının 2005 yılında 45 milyon ton/yıl'a ulaşacak olan kapasitesini karşılamaya yeterli bulunmaktadır. 18 Eylül 2002’de Azerbaycan Türkiye ve Gürcistan cumhurbaşkanlarının katılımı ile Bakü-Tiflis Ceyhan boru hattının inşasına ilişkin temel atma töreni yapılmıştır. Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattının Azerbaycan ekonomisine gerçek anlamda katkısı faaliyete geçmesi planlanan 2005 yılında kendini göstermeye başlayacaktır. Bakü-TiflisCeyhan boru hattının gerçekleşmesi sonucu Azerbaycan’da üretilecek petrolün yanı sıra Kazakistan petrolünün de bu boru hattından dünya piyasalarına ulaştırılması halinde ise, petrolün ekonomik gelişmeye ve bağımsızlığa etkisi daha açık olarak gözükecektir. Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Rusya'ya yılda 50 milyar m3 doğal gaz satacak olması bir yönüyle Türkmenistan'ın Trans-Hazar boru hattından soğuması demekti. Bu gelişmeler Azerbaycan’ın, kendi doğal gazını pazarlamak için yeni yol arayışına girmesinde etken oldu. Mart-2001’de Aliyev’in Türkiye’yi ziyaretinde Ankara’da Azerbaycan ve Türkiye arasında doğal gaz ihracına ilişkin olarak bir anlaşma imzalandı. Anlaşmaya göre 2004’de Türkiye’ye “Şahdeniz” yatağından çıkarılacak 2 milyar metreküp hacminde, 2005’de 3 milyar metreküp, 2006’da 5 milyar metreküp ve 2007-2008 yıllarında 6.6 milyar metreküp olmak üzere 5 yıl içerisinde toplam 23.2 milyar metreküp doğal gaz ihracı planlanmıştır. Azerbaycan ve Gürcistan arasında 14 Mart 2002’de Tiflis’te yapılan anlaşmaya göre ise, ilgili hat ile Türkiye dışında Avrupa ülkelerine de doğal gaz nakledilmesi öngörülmüştür. Yapılan anlaşmada ihracına 2004 yılında başlanacağı kararlaştırılmış olmasına karşın, gelişmeler doğrultusunda daha sonra Şahdeniz doğal gazının Türkiye’ye ulaştırılması amacıyla Bakü-Tiflis-Erzurum doğal gaz boru hattının yapımına 2004 yılında başlanması planlanmıştır. Sözkonusu hat, Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol boru hattına paralel olacaktır. Đki boru hattı arasındaki mesafenin 12 metre olarak dikkate alınması ise, iki projenin gerçekleştirilmesinde zamanın ve finansal harcamaların azaltılmasına imkan verecektir. Trans-Hazar doğal gaz boru hattının da işlerlik kazanması durumunda enerji kaynaklarının ekonomik gelişmeye ve bağımsızlığa etkisi daha da net ortaya çıkacaktır. 4.6.4. Bakü-Tiflis-Erzurum Doğal Gaz Boru Hattı Şahdeniz’de zengin doğal gaz yataklarının bulunmasının ardından, doğal gazın nasıl ihraç edileceği gündeme geldi. Aliyev ve Türkmen başı arasındaki telefon görüşmesinde Azerbaycan'ın Trans-Hazar hattından yılda 5 milyar m3 doğal gaz ihracı konusunda uzlaşılmasına karşın, Türkmenistan'ın Trans-Hazar'ı yapacak şirketin sözleşme süresini uzatmaması, hattın gerçekleşmesini şüpheye soktu. Ayrıca Türkmenistan'ın 250 “Baku-Tblisi-Ceyhan Pipeline”, Energy Ecology Economy Popular – Science Journal, 13/2003, ss.2-15. 147 Dr. Osman Nuri Aras 148 Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz BEŞĐNCĐ BÖLÜM EKONOMĐDE “HOLLANDA SENDROMU” Azerbaycan’da sektörel yatırımların daha çok petrol sektörüne yapılması ve bu doğrultuda GSMH'nın önemli bir bölümünün petrol gelirlerinden oluşması endişe vericidir. Bütün dikkatin sadece tabii kaynaklara yöneltilmesi ekonomi için risk demektir. Böyle bir yöneliş ekonominin bazı konjonktürel dalgalanmalara açık olması sonucunu doğurmaktadır. Petrol sektörünün tek taraflı gelişimi nedeniyle dünya piyasalarındaki fiyat değişmeleri GSMH üzerinde de dalgalanmalara neden olmaktadır. 5.1. Hollanda Sendromu Genel anlamda “Hollanda sendromu”; bir ülke ekonomisinde bir bölgenin veya bir sektörün hızlı gelişimi karşısında diğer bölgelerin veya sektörlerin gelişmemsi, geri kalması veya çökmesi olarak tanımlanabilir. Özel anlamda ise, sadece doğal kaynaklara dayalı petrol sanayii itişli büyüme süreci ve bu sektörün aşırı kullanımının getirdiği ekonomik yapının, diğer sanayilerin sağlıklı gelişmesini engellemesidir. Literatürde Hollanda Sendromu ya da Hastalığı251 olarak anılan bu durum, varolduğu ülkenin dengesiz iktisadi büyümesine işaret etmektedir. Hollanda Sendromu, üç farklı yoldan makroekonomik istikrarın bozulmasına yönelik etkide bulunmaktadır252: Birincisi oil-boom ile birlikte ulusal paraya olan talep artmakta ve merkez bankası enflasyonu 251 252 Hollanda Hastalığı (Dutch Disease) bir doğal kaynağın keşfi ya da aşırı kullanımı neticesinde bir ekonominin sanayisizleştirilmesi anlamına gelmektedir. 1960’lı yıllarda Kuzey Deniz doğla gaz yataklarının bulunmasından sonra Hollanda’da ortaya çıktığı için bu şekilde isimlendirilmiştir. Hollanda Sendromunu Đngiltere, Norveç, Avustralya ve Meksika da yaşamıştır. (Y. Hesenli, Neft Gelirlerinin Azerbaycanın Đqtisadiyyatına Tesirinin Semerelilik Problemleri – Valyuta Böhranı: “Dağıdıcı Artım”, “Holland Xesteliği”, ve Asiya Maliyye Virusu”, Globallaşma Prosesinde Qafqaz ve Orta Asiya Beynelxalq Konfransın Materialları, Bakı, 2003, s.217.) Osman Nuri Aras, “Geçiş Sürecinde Azerbaycan’da Yaşanan “Hollanda Sendromu” ve Çözüm Önerileri”, Nesreddin Tusinin 800 Đllik Yubileyine Hesr Edilmiş Republika Elmi Konferans Materialları, Bakı, 2-3 Aprel 2001, ss.130-133. 149 Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Dr. Osman Nuri Aras kontrol altında tutma arzusuyla sterilizasyon politikalarında gönülsüz davranarak reel döviz kurunun (yabancı para karşısında ulusal paranın) aşırı değerlenmesine göz yumabilmektedir. Đkincisi petrol gelirlerinin miktarı ve toplanmasına yönelik belirsizlikler ödemeler dengesinin sürdürülebilirliğini riske atabilmekte ve ayrıcalıklı olmayan dış borç sözleşmelerinin imzalanmasına ve dış borç yükünün artmasına yol açılabilmektedir. Üçüncü olarak, beklenmeyen gelir akımları, hükümet harcamaları üzerine “ratchet etkisi” yaratabilmekte ve ülkenin mali politikasının istikrarına yönelik bir tavır alışa neden olabilmektedir. Petrol gelirlerinin kolaylıkla elde edilmesi devletin harcama politikasının zayıflamasına da neden olabilecektir. Örneğin, ilave petrol gelirlerine paralel olarak devlet harcama düzeyinin arttırılması, petrol fiyatlarının düşmesi sonucunda devlet bütçesine olumsuz etki edecek ve uzun süreli bütçe açıkları dış borçların ve faiz ödemelerini artmasına neden olacaktır. Klasik Hollanda Sendromu argümanı petrol sektörü ve petrol-dışı ticari sektörlerle, dış ticarete konu olmayan sektörler arasındaki dengesiz büyüme üzerine odaklanır. Hollanda Sendromu’na göre, doğal kaynakların yoğun olarak işletilmesinin ekonominin dış ticarete konu olan diğer alanlarına olumsuz etkisi iki şekilde ortaya çıkmaktadır. Birincisi, harcamaların artması etkisidir: Eğer enerji kaynaklarından elde edilen gelir yurtdışında tutulmaz ve finansal yollarla doğrudan ve dolaylı yollarla dış ticarete konu olmayan mallara harcanırsa, bu malların fiyatları, dış ticarete konu olan malların fiyatları ile mukayese edildiğinde, artacak ve reel etki döviz kurlarının yükselmesi olarak kendini gösterecektir. Bu da geleneksel dış ticarete konu olan alanlara zarar verecektir. Karakteristik olarak dış ödemeler dengesi bozulacaktır. Şöyle ki, enerji kaynakları ihracının daha sonraki aşamada fiyatının yükselmesine bakmayarak, gelecekte enerji kaynağı gelirlerinin artacağının beklenmesi iç tüketim ve ithalatı en yüksek seviyeye çıkaracak, petrol sektörü dışındaki sektörlerin ihracı ise azalacaktır. Azerbaycan örneğine bakıldığında dış ticarete konu olmayan sektörlerin (perakende ticaret, restoran ve otel gibi) GSYĐH içindeki payının petrol üreticisi olmayan geçiş ülkelerininkinden çok daha hızlı büyüdüğü görülecektir253. 253 C. B. Rosenberg and T. O. Saavalainen, “Dealing with Azerbaijan's Oil Boom”, Finance and Development, Vol.35, No.3, Sept. 1998. 150 Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Đkinci etkisi ise üretimde en önemli faktörlerden biri olan işgücünün sektörel dağılımı yoluyla olacaktır. Gelişmekte olan sektörde ücretlerin yükselmesi nedeniyle, sözkonusu sektör ekonominin diğer sektörlerindeki kalifiye işgücünü kendine doğru çekecektir. Sonuçta diğer sektörlerde kalifiye işgücünün azalması, üretimin de aşağılara düşmesine neden olacaktır. Enerji sektörüne vasıflı işgücü ve araçların akımı diğer sektörlerin gelişim potansiyelini olumsuz yönde etkileyecektir. Petrol sektörü ile petrol dışı sektörler arasında meydana gelen parçalanmanın artması, söz konusu sektörlerde serbest piyasa mekanizmasının işlerliğini engellemektedir. Ekonominin sadece enerji sektörüne bağımlı olması bazı sosyoekonomik olumsuz sonuçlar da doğurabilecektir. Petrol gelirlerinin ithal malları alımında harcanması, özellikle yatırım malları yerine tüketim malları ithal edilmesi durumunda, ülkenin ticaret bilançosu da açık verebilecektir. Petrol ile ilgili olmayan alanların üretim ve istihdam düzeyinin geliştirilmesi için gerekli yatırım ikliminin oluşturulması gerekmektedir. Petrol fiyatlarının istikrarsızlığı bakımından hükümet temkinli bir politika yürüterek ihtiyatlardan istifadeyi fiyatlar yükseldiğinde arttırmalı, fiyatlar düştüğünde ise talebe göre belirlemelidir. Đhtiyat fonunun oluşturulması da amortisman rolü görecektir. Kısaca “Hollanda Sendromu” tabii kaynakların yoğun artımının uygun olmayan bir siyasetle yönetilmesinin olumsuz etkilerini ifade etmektedir. Petrol sektörü dışında ihracata yönelik diğer sektörlere gereken önemin verilmemesi neticesinde dengesiz bir artış meydana gelecektir. Reel döviz kurlarının yükselmesi diğer dış ticaret konusu olan sektörlerin rekabet kabiliyetine etki eder. Petrol sektörünün yoğun artımı ile bağlı olarak ücret ve fiyat çekişmesi petrol dışı sektöre oranla artabilmekte ve sonuçta emek piyasası ile fiyatlar arasında denge bozulabilmektedir. Örneğin, Azerbaycan'da 1994 yılından itibaren reel döviz kurundaki artış, diğer Bağımsız Devletler Topluluğu ülkelerindeki artıştan daha yüksek olmuştur. Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Dr. Osman Nuri Aras Đktisat politikasında, şeffaflık, ileri görüşlülük ve kaynakların dengeli dağılımı karar almada birinci derecede dikkate alınmalıdır ki, petrol sektörünün yoğun gelişmesinden serbest piyasa mekanizmasına geçişte maksimum düzeyde faydalanılabilsin. Azerbaycan ekonomisine yabancı yatırımların akımının güçlendirilmesi ve onların korunması için her türlü şartların yerine getirilmesi ülkenin iktisat politikasının en temel amacı olmalıdır. Bu önemli bir nokta olarak her zaman devletin dikkat merkezinde olmalıdır. Kısaca Azerbaycan’ın dünya ekonomisine entegre olmasında ve ülkeye yabancı sermayenin çekilmesinde yalnız petrol sektörüne istinat etmek yanlıştır. Ülkenin yıllık ihracatının %90’a kadar kısmını petrol ve petrol ürünleri teşkil etmektedir; eğer petrol anlaşmaları çerçevesinde ülkeye getirilen üretim-teknolojik ağırlıklı ürünler dikkate alınmazsa, ithalatın yarısına yakın kısmını tarım ürünleri teşkil etmektedir. Aslında, Azerbaycan’ın doğal-iklim ve toprak durumu ülkede tarım ürünlerinin üretiminin artırılmasına, iç talebin karşılanması dışında ihraç etmek içinde üretmeye imkan vermektedir. Buna göre de petrol dışı sektörlere yabancı sermayenin çekilmesi için gerekli şartların oluşturulması gerekmektedir 254. Ayrıca Hollanda sendromunun ikinci boyutu olarak, yatırımların hemen hepsinin Abşeron bölgesinde, hatta Bakü’de, toplanması sonucu, diğer bölgelerde yabancı sermayenin yok denecek kadar olması da Azerbaycan ekonomisi açısından önemli bir tehlikedir. Halbuki ülkede bir çok bölge yabancı yatırımların faaliyeti için; güçlü üretim ve bilimsel - teknik potansiyelin yaratılması, uzman kadroların varlığı ve teşkili, zengin biyolojik ve mineral ihtiyatların varlığı, tüketim ve üretime dönük teknik donanım ürünlerinin geniş bir pazara sahip olması, elverişli jeo-siyasi durum, ulaşım ve coğrafi konumdaki üstünlükler ve Đpek Yolu’nun yeniden inşası gibi çok elverişli şartlara sahiptir255. Toplanan vergilerin yaklaşık %90’ı Bakü’nün payına düşmektedir. Nahçıvan, Gence, Mingeçevir ve Sumgayıt gibi şehirlerde dahil olmak üzere, toplanan verilerin geriye kalan yaklaşık % 10’u ise Azerbaycan’ın Bakü dışında kalan şehirlerine düşmektedir. Aslında bu durum bir başka 5.2. Azerbaycan’da Hollanda Sendromu ve Ötesi Azerbaycan’da büyük miktarda yatırıma gerek duyan petrol dışı sektörlerin yatırımlardan yeterince faydalanamaması söz konusudur. 151 254 255 Mehdiyev, s.24. Zerife Musayeva, “Böyük Đpek Yolu ve Azerbaycan Nefti”, Böyük Đpek Yolu ve Azerbaycan Nefti, Mars-Print, Bakı, 1999, ss.34-46; Şaulov, s.91. 152 Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz açıdan değerlendirildiğinde, Bakü haricinde ülkenin ağır ekonomik şartlarda olduğunu göstermektedir 256. Aslında Azerbaycan ekonomisi, iç piyasa bakımından yeterli bir potansiyele sahiptir. Bu da üretimin çeşitli sektörlerde artmasına zemin oluşturuyor. Ayrıca Azerbaycan’ın zengin servetlerinin dünyada, özellikle Avrupa ülkelerinde ekonomik gelişmenin zaruri taleplerine uygun olarak büyük miktarda kabul görmesi, uluslararası düzeyde uzun süre geçerliliğini koruyacaktır. Ayrıca bazı ülkelerde yaşanan ekonomik durgunluk sonucu sermayeden istifadenin sınırlı hale gelmesi, söz konusu sermayenin Azerbaycan ekonomisine yöneltilmesine de imkan verebilecektir257. Fakat günümüzde Azerbaycan’da "Hollanda Sendromu"ndan da tehlikeli durum sözkonusudur. Petrol ve petrol gelirlerinin ihracat içindeki payı %90 civarındadır. Öte yandan bütçe gelirlerinin ise %50’si petrol ve petrol ile ilgili alanlardan elde edilmektedir. Böylece, bütçenin petrol gelirlerinden petrol gelirlerinin ise dünya piyasalarındaki konjonktüre bağlım olması “Hollanda Sendromunun” daha ağır halini Azerbaycan için meydana çıkarmıştır. Devlet Petrol Fonu Azerbaycan’da yabancı şirketlerle imzalanan anlaşmalar çerçevesinde üretilen petrolden elde edilen gelirler, Devlet Petrol Fonu (DPF)’nda toplanmaktadır. Fon, 29 Aralık 1999’da Cumhurbaşkanı Aliyev’in çıkarttığı kararname ile kurulmuştur. Fon’un yönetim kuralları IMF uzmanları ile birlikte hazırlanmıştır. DPF, petrol ve doğal gazın araştırılması, çıkarılması ve üretiminin paylaştırılması konusunda SOCAR ile yabancı petrol şirketleri arasında yapılan anlaşmaların uygulanmasından ve Azerbaycan’da, özellikle Hazar’ın Azerbaycan sektöründe petrol-doğal gaz kaynaklarının araştırılması konusunda imzalanan anlaşmaların uygulanmasından Azerbaycan’ın elde edeceği gelirlerin toplanması amacıyla kurulmuş olan bir fondur. Dolayısıyla Devlet Petrol Fonu’nda toplanan paraların Azerbaycan’ın sanayi, tarım ve sosyal yatırım alanlarında kullanılması planlaştırılmıştır258. Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz 2002 yılında Fon’un hem gelirleri hem de harcamaları artmıştır. Petrol anlaşmalarının reelleşmesi sonucunda gelirler 1 trilyon 93 milyar Manat olarak gerçekleşmiştir. 2002 yılında fonda toplanan paranın faiz gelirleri 12 milyon $ olmuştur. Bu rakamın 2003 yılında 10 milyon $ olması beklenmektedir. Bu azalmanın sebebi Fon harcamalarının artmasının planlaştırılması ve banka faizlerinin düşmesidir. Devlet Petrol Fonu her üç ayda bir gelir ve harcamaları hakkında bilgi vermektedir. 2003 Haziran ayı itibariyle Devlet Petrol Fonu’nda 750 milyon $ bulunmaktadır259. 2003 yılı Devlet Petrol Fonu gelirleri içerisinde “Azeri-Çırak-Güneşli” yataklarının işlenmesi ile ilgili anlaşmalar sonucu petrol satışından elde edilen gelir en büyük yere sahiptir. DPF, Karabağ’dan göç eden ailelere yapılan harcamaları ve bazı projeleri finanse etmektedir. 2002 yılında Fon’un harcamaları, Karabağ göçmenlerinin geçim standartlarını yükseltmek amacıyla 189 milyar Manat, Bakü-Tiflis-Ceyhan projesinde SOCAR’ın payının finanse edilmesi amacıyla 242 milyar Manat olmak üzere toplam 434 milyar Manat olarak gerçekleşmiştir260. Elbette ideal şartlarda petrol fonundaki ihtiyatlar cari harcamalara değil, yatırımlara yönlendirilmelidir ki, yatırımlardan elde edilen gelir petrol fiyatları düştüğünde açığı telafi edici olsun. Dış etkenler de petrol sektörünün yoğun inkişafının ihtiyatla yönetilmesini gerektirmektedir. Devlet bütçesine etkisi dikkate alınırsa, petrol fonunun bir bölümü petrol üretiminin yoğun artışı sonucunda karşılaşılacak beklenmedik harcamalara yöneltilebilecektir 261. Fondaki ihtiyatların yatırımların genişlemesine, devlet tüketim harcamalarına veya iktisat politikasına uygun olarak bireysel tüketimin arttırılması için vergilerin azaltılmasına yöneltilmesinin daha uygun olduğuna öncelikle karar verilmelidir. Petrol Fonu’nun özel sektör vasıtası ile daha verimli kullanılacağı söylenilebilse de, ülkenin geneli açısından daha çok faydanın elde edilebilmesi için, devlet yatırımlarına öncelik verilebilir. 259 256 257 258 Nazim Đmanov, s.36. Nadirov, s.2. Aliyev Natık, s.84. 260 261 153 Dr. Osman Nuri Aras “Azerbaycan Dövlet Neft Fondunda 750 Milyon Dollar Var”, http://www.525ci.com/2003/06/06/read.php?m=4&id=31, 08.086.2003. 525ci Gazet, www.525ci.com/2003/01/15. Azerbaycan'ın Đqtisadi Đcmali, Aprel-Đyun 2000, s.71-72. 154 Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Yapılan düzenlemeler çerçevesinde fonda biriken gelirler yatırım amacıyla, daha çok yüksek reytingli kredi kuruluşlarında depozit olarak bulundurulmaktadır. Azerbaycan’da petrolden elde edilen gelirin yurtdışındaki finansal kurumlarda tutulmasının yanısıra finansal kanallar vasıtasıyla doğrudan ve dolaylı olarak dış ticarete konu olmayan mallara harcanmamaktadır. Böylece dış ticarete konu olan diğer alanlar için bu bakımdan ortaya çıkabilecek birinci olumsuz etkinin ortaya çıkması önlenmeye çalışılmaktadır262. Đngiltere’nin Now-how Merkezi tarafından yapılan araştırmaya göre, DPF hesaplarında 2005 yılında 1.793 milyon $ paranın birikeceği hesaplanmıştır263. Devlet Petrol Fonu’ndaki gelirlerin tarım sektörünün kalkınması için kullanılması gerekmekle birlikte, sadece bu alana Fondan plasman da bulunulması, ülkenin karşı karşıya kaldığı “Hollanda Sendromu”ndan kurtulması için yeterli olmayacaktır. Bu problemden kurtulmak, ihraç potansiyeline sahip sanayi alanlarının geliştirilmesine dönük politikalar uygulamakla mümkün olabilecektir. Uygulanacak politikalarda seçici de davranılarak, zaruri alanlara yatırımların plase edilmesi gerekmektedir264. Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Dr. Osman Nuri Aras Sumgayıt, Lenkeran ve Nahçıvan’da serbest bölgelerin oluşturulması mümkündür. Bu şehirlerde demir yolu hatlarının varlığı, Sumgayıt ve Lenkeran’ın denize açılması, Lenkeran ve Nahçıvan’da havaalanlarının olması ve aynı zamanda Nahçıvan’ın birkaç ülke ile sınırlarının varlığı serbest bölgelerin kurulması bakımından bu şehirleri elverişli kılan amillerdir265. Serbest Bölgelerin Kurulması Azerbaycan’da ekonomik kalkınmaya ivme kazandıracak ve Hollanda Sendromunu yaşatmayacak amillerden birisi de ticari bakımdan serbest bölgelerin kurulması olacaktır. Özellikle petrol dışı sektörlerin gelişmesinde serbest bölgeler önemli rol oynayacaktır Bu gün dünyada sayısı bir hayli fazla olan serbest bölgeler ülkelerin dış ticaret hacmini arttırmak, ihracat ve ithalatı kolaylaştırmak, döviz gelirlerini ve istihdam seviyesini artırmak, sanayiinin gelişmesine ivme kazandırmak, ülkeye gelişmiş teknolojilerin gelmesini mümkün kılmak amacıyla kurulmaktadırlar. Serbest Bölgeler bir çok ülkenin sanayisinin gelişmesinde önemli rol oynamıştır. Örneğin, Türkiye’de 20’den fazla serbest bölge var. Serbest bölgeler Türkiye’de ekonomik bakımdan bölgeler arasında dengenin sağlanmasında önemli rol oynamaktadırlar. 262 263 264 Đlkin Sabiroğlu, “Neft Böhranları ve Holland Sindromu'', Azerbaycan Milli Demokratiya Fondu Azerbaycan Bülleteni, No: 19 (139), 10 May 2001. Đbadoğlu, s.74. Ekber Eldaroğlu, “Neft Fondunun Vesaitleri Hansı Đstiqamete Yöneldilmelidir?”, Azerbaycan Milli Demokratiya Fondu, ''Azerbaycan'' Bülleteni - 25 (145), 21 Đyun 2001. 155 265 Ekber Eldaroğlu, “Qeyri-Neft Sektorunun Đnkişafında Azad Đqtisadi Zonalar Mühüm Rol Oynaya Bilerdi”, Azerbaycan Milli Demokratiya Fondu,“Azerbaycan” Bülleteni – 30 (150), 26 Đyul 2001. 156 Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz ALTINCI BÖLÜM ĐKTĐSAT POLĐTĐKALARI Her bir ülkede ekonomik buhranlar ve toplumsal değişimin farklı dönemlerinde, ekonomik gidişe devlet müdahalesinin yoğunlaşması zorunlu olmaktadır266. Geçiş sürecini yaşayan ülkelerde, ekonomi liberalleştikçe devletin ekonomideki rolü, üretim sürecinde etkinlik yerine, ekonomik ortamın elverişli hale gelmesi için gerekli düzenleme, planlama ve denetimleri yapma haline dönüşmektedir. Özel işletmelerin sayısının artmasına paralel olarak devletin düzenleyici ve denetleyici rolü de artmaktadır. Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz yılında dolaşımda olan nakit para (M0) % 19,9 ve para kütlesi (M2) % 18,3 oranında artmıştır. Para miktarındaki artış oranı ise % 33,3 düzeyinde olmuştur. Para miktarı artışının temel nedeni döviz ile mevduatların hacminin artması sebebiyle zorunlu ihtiyatlara olan talebin artmasıdır. 2000 yılında ise dolaşımda olan nakit para (M0) % 11,5 ve para kütlesi (M2) % 15,7 oranında artmıştır. 2002 yılında da para miktarındaki artışa karşın GSMH’daki artış daha fazla olmuştur. Tablo 37. Para Arzı (Milyar Manat) Yıl 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 6.1. Para Politikası Bütün post-Sovyet ülkelerde değişim sürecinin ilk yıllarında yüksek enflasyon müşahede edilmiştir. Fiyatlarda, dış ticaret faaliyetlerinde ve finans sektöründe liberalleşmeye dönük adımların atılması, tabii olarak fiyatlar genel düzeyinde önemli artışları beraberinde getirmiştir. Böyle bir ortamda, tek çıkış yolu ise, para-kredi politikası araçları vasıtası ile dolaşımda olan para miktarının seviyesini düzenlemek ve bu yolla fiyatlar genel düzeyinde görülen artışı durdurmaktır. Ancak burada önemli olan para miktarının fiyatlar genel düzeyinin dışındaki ekonomik amaçlar olarak, dengeli ve istikrarlı büyüme veya gelişmekte olan ülkeler bakımında yüksek kalkınma düzeyinin sağlanması ve tam istihdama varma hedefleri doğrultusunda dengeli kullanılabilmesidir. Ülkede Merkez Bankası’nın para piyasaları üzerindeki hakimiyeti tamdır. Merkez Bankası sıkı para politikası uygulamaktadır. 1995 yılından itibaren mevcut hiper-enflasyonu dizginleyebilmek için Merkez Bankası sıkı para-kredi politikaları uygulamaya başlamıştır. 1994 yılında Manat’ın emisyon hacmi % 500 seviyesinden 1995’te % 175’e inmiş ve 1997 yılında toplam % 28 oranında artmıştır. 1998 yılı başlarında piyasadaki para miktarı, uygulanan sıkı parakredi politikaları neticesinde azalmıştır. Ancak 1999 yılının ikici yarısından itibaren tedavüldeki para miktarı artmaya başlamıştır. 2000 266 M0 602.4 865.4 1170.5 926 1135.8 1349.8 1469.0 1874 M1 355.2 338.8 385.8 292.5 268.5 311.3 286.6 158.1 M2 957.6 1204.2 1556.3 1218.5 1404.3 1661.1 1755.6 2032.1 Kaynak: Azerbaycan Statistik Göstericileri 2002, ARDSK Yayınları, Bakı, 2002, s.459. Özellikle 1990’lı yılların ortalarından başlayarak makro-ekonomik temel göstergelerden olan GSMH’nın reel artış oranı ile para arzı artış oranı arasında farkın, para miktarının aleyhine olduğu açıkça gözükmektedir. 1996 yılından 2000 yılına kadar GSMH’daki artış oranı yıllar itibariyle %1.3, %5.8, %10, %7.4 ve %11,4 olarak gerçekleşirken, M2 para arzı hacmi 1995 yılında 957.6, 1996 yılında 1204.2, 1997’de 1556.3, 1998’de 1218.5, 1999’da 1404.3 ve 2000 yılında 1661.1 milyar Manat olmuştur. Yani, 1996-2000 yılı içerisinde yani toplam altı yıl içerisinde GSMH artışı %36 olurken, M2 para arzı 1996 yılının biraz üzerinde olmuştur. M2 para arzı 2002 yılında ise 2032.1 milyar Manat olmuştur. GSMH artış oranı ve para arzı artış oranı arasındaki fark iki şekilde doldurulmaktadır: Birincisi başka bir para biriminin fonksiyonel olarak ekonomide yer almaya başlaması, yani para ikamesidir. Đkincisi ise, ekonomide büyük sorunlar yaratan ödemeler problemidir. Bu durum Rovşen Quliyev, “Aqrar Bazarların Tenzimlenmesi Üzre Dünya Tecrübesi”, Meşveret Bülleteni, No:12(48), Mart-2002, s.39. 157 Dr. Osman Nuri Aras 158 Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz da dikkate alındığında, milli paranın ekonomideki rolünün zayıf olduğu dolayısıyla da yapılan reformların etkinliğini azalttığı söylenebilir 267. 1990’lı yılların ortalarında uygulanmaya başlayan ve enflasyonun önlenmesi bakımından başarılı bir netice veren sıkı para-kredi politikası, ne yazık ki, daha sonraki süreçte ekonomide yatırımların hacmini ve ekonomide arz cephesi (üretim) için gerekli olan talebin oluşması bakımından satın alma gücü olarak ifade edilen dolaşımdaki para miktarının azalması sonucunu doğurmuştur. Uygulanan sıkı para politikası 1995-96 yıllarında hiper-enflasyonun kontrol altına alınmasını mümkün kılarken, 1997’den sonra ise, ekonomide olumsuz etkiler yaratmıştır. Sıkı para politikası uygulamaları sonucu deflasyonist bir sürecin yaşanmasından, başta henüz ayakları üzerine duramayan yerli müteşebbisler olmak üzere, reel sektör olumsuz şekilde etkilenmiştir. Amerikan Doları’nın sabitliğinden faydalanan ithalatçılar, hiç bir sınırlama ile karşılaşmadan, ülke piyasasını ithal ürünleri ile doldurabilmişlerdir. Dolayısıyla günümüzde Azerbaycan’da tüketim ürünleri piyasası, hemen hemen ithal ürünlerden oluşmaktadır. Bu ise tüketim sektöründe fiyatların daha çok Amerikan Doları’na bağlı olduğuna işaret etmektedir. Sonuçta, dolar kurundaki değişme kendi başına hiçbir anlam ifade etmemekte, otomatik olarak bütün tüketim malları dolarla hesaplandığına göre, bu malların fiyatları da kurdaki değişme oranında değişmektedir268. Öte yandan sıkı para-kredi politikası ile talebe yönelen kredilerin önlenmesi paralellik göstermektedir. Ancak sıkı para-kredi politikasının üretimin arttırılmasına yönelik orta vadeli kredilerin verilmesine engel olmaması gerekir. Gerekli kaynağın olmaması gerekçesi ile, Milli Bank (Merkez Bankası) tarafından bu tür kredi verilmesine imkan yaratılmazken, talep edilen teminatın devlet tarafından verilmemesi ise, yabancı bankaların bu tür kredi vermelerinin önünü almaktadır 269. 1998-1999 yıllarında mevcut olan deflasyon hareketlerinin etkisi altında reeskont faizi seviyesi artmış ve Mart-1999 yılında bu oran % 28’e kadar yükselmiştir. Merkez Bankası ise mevcut reeskont oranlarını %14’ten % 10’a düşürmüştür. 2000 yılı Mart ayında ise bu oran % 8’e düşmüştür. Ticari Bankaların kısa müddetli kredi faiz oranları 1999 yılı Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz başlarında % 20 seviyesinde sabit kalmış iken 2000 yılında bu oran % 22.2 olmuştur. Bu durum, Azerbaycan Manatı’nın değer kaybedeceği ve enflasyon oranında bir hareketliliğin olacağı tahminlerine sebep olmuştur. Manat ve Dolar arasında kısa ve uzun müddetli krediler arasındaki fark Manat’ın ucuzlamaya başlamasıyla azalmaya başlamış ancak önemli derecedeki fark kapanmamıştır. Banka mevduatlarında Dolar özellikle tercih edilen para birimi olmuştur270. 2002 yılında ise dolarizasyonda belirli azalma olmuş, toplam mevduatlar içinde döviz tevdiat hesaplarının oranı azalmıştır. 12 yılı aşkın bir sürenin geçtiği değişim süreci sonunda, henüz milli para birimi olarak Manat’ın paranın temel fonksiyonlarını tam olarak yerine getiremediği görülmektedir. Manat olarak fiyatı mevcut olsa bile, dolar olarak malların değeri dikkate alınmaktadır. Bu ise, Manat’ın fonksiyonunu teknik bir özellik taşıma ile sınırlandırmış oluyor. Para miktarının yetersizliğinin döviz ile ikame edilmesi, elbette ekonomi açısında büyük bir tehlikedir. Zira ikame para ne Merkez Bankası (Milli Bank) ne de diğer hükümet kurumları tarafından kontrol edilememektedir. Kontrol altına alınamayan para ikamesi, para politikasının etkinliğini azaltmaktadır271. Merkez Bankası Doların dolaşımdaki hacmini sınırlamak amacıyla, tek mücadele metodu olarak, dolaşıma bırakılan miktarını sınırlama yoluna gitmektedir. Bu ise problemi biraz daha büyültmekte, sebep yerine sonuç ile mücadele verilmiş olmaktadır. Kısaca yaşanan bu durum Azerbaycan’da para politikalarına yönelik kontrol gücünün zaman içinde ortadan kalkabileceği izlenimini vermektedir. Çözüm yolu ise; GSMH’daki artış hızını da dikkate alarak sıkı para politikasından belirli miktarda ödün verilmesidir. Para ikamesi döviz hacminin, sonuçta ülkedeki mevcut kayıt dışı ekonominin dayanak noktası olmaktadır. Dolayısıyla kayıt dışı ekonominin gelişmesinde para ikamesi önemli rol oynamaktadır272. Para hacminin yaklaşık olar %80 M0, %20 M2 terkibinde olması ise, dolaşımda daha çok nakit paranın olduğunu ifade etmektedir. Bu ise 270 271 267 268 269 Đ. Ehmedov, ss.41-42. Đnqilab Ehmedov, “Đqtisadi Đslahatlarda Pul-Kredit Siyasetinin Rolu”, Meşveret Bülleteni, No:7(43), Oktyabr 2001, ss.43-44. Eyyubov, s.82. 159 Dr. Osman Nuri Aras 272 Sinan Oğan, “Bağımsızlığının Onuncu Yılında Azerbaycan Ekonomisi ve Türkiye Đle Ekonomik Đlişkileri”, www.ceterisparibus.net/arsiv/s_ogan.pdf. 13.03.2003 Osman Nuri Aras, “Azerbaycan Đqtisadıyyatında Ehtimal Olunan Problem: Pul Evezi”, Azerbaycan Đqtisadiyyatında Strateji Problemleri adlı Konferans Materialları, Bakı, 14-15 Mart 2002, ss.315-318. Geniş Bilgi Đçin Bkz: Osman Nuri Aras, Para Talebi Para Đkamesi ve Finansal Gelişme, Qafqaz Ünşiversitesi Yayınları, Bakü, 2000. 160 Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz bankacılık sektörü ve yönetimi açısından büyük engeller yaratmaktadır. Toplam para arzı içerisinde nakit paranın büyük bir ağırlığa sahip olması, öncelikle denetimden dolayısıyla vergi denetiminden uzak olmaya zemin hazırlamaktadır 273. Kısa vadeli kredi faiz oranları 2001 yılı başında %19.53, 2002 başında %19.74 ve 2003 başında %18.17 olmuştur. Uzun vadeli kredi faiz oranları ise 2001 yılı başında %21.60, 2002 başında %20.70 ve 2003 başında %18.86 olmuştur. Bankalararası piyasada üç aylık kredi faiz oranları 2001 yılın başında %20.3, 2002 başında %19.75 ve 2003 başında %19.67 olmuştur274. 2002 yılında uygulanan para kredi politikasının başlıca amaçları, fiyatlarda ve döviz kurunda istikrarın sağlanması, döviz rezervlerinin belirli seviyede korunması, bankacılık sisteminin daha da iyileştirilmesi ve ekonomideki para darlığının giderilmesi olmuştur. Milli Bank para politikası ile ilgili önceden belirlediği hedeflere ulaşmak için kendi kontrolünde olan araçları kullanmıştır. 2002 yılında açık piyasa işlemlerinin para politikasının bir aracı olması için çaba harcanmış ve kıymetli kağıtların alınması ve satılması işlemi bir hayli artmıştır. Milli Bank bu dönemde Manat kurundaki istikrarı piyasaya müdahale ederek ve Manat hacmini kontrol ederek elde etmiştir. Bu sürede Monetarist para politikasında meydan gelen değişiklikler de yakından takip edilmiştir. Ayrıca özel sektörün geliştirilmesi ile ilgili Cumhurbaşkanı kararı neticesinde de özel sektöre verilen kredilerin faiz oranları %10’dan %7’ye çekilmiştir. Azerbaycan’daki kredi faiz oranı BDT ülkeleri içinde en düşük olanıdır. Milli Bank’ın 2002’de de enflasyonun kabul edilebilir bir seviyede olmasına, milli para biriminin değerinin istikrarlı olmasına, uluslararası normlara uygun döviz rezervlerinin elde bulundurulmasına, bankacılık sisteminin daha da güçlendirilmesine ve ekonomide monetizasyonun gerçekleştirilmesine uygun bir para-kredi politikası yürütmesi ile belirlenen hedeflere ulaşılmıştır275: Döviz kurunda meydana gelen değişiklikler 273 274 275 Đnqilab Ehmedov, “Đqtisadi Đslahatlarda Pul-Kredit Siyasetinin Rolu”, Meşveret Bülleteni, No:7(43), Oktyabr 2001, ss.47-48. http://www.nba.az/az/statistics/monetary_indicators/interest2002.shtml; http://www.nba.az/az/statistics/monetary_indicators/interest.shtml, 10.04.2003. “2002-ci Đlin Yekunları Üzre Pul-Kredit Siyasetinin Yerine Yetirilmesi Veziyyeti Haqqında”, http://www.nba.az/az/analitic/2002yekunu.shtml, 18.04.2003, “Azerbaycan Respublikası 161 Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Dr. Osman Nuri Aras sabit bir duruma gelmiştir. Ekonomik büyüme oranı ise %11 olarak gerçekleşmiştir. Uygulanan ekonomik reformların olumlu sonuçları özel sektörü geliştirmiş ve özel sektörün GSMH’daki payı %70’i geçmiştir. Đhraç hacmi artarak 2,1 milyar $ olarak gerçekleşmiştir. Yabancı sermaye akımı da tahmin edilenden fazla olarak 2 milyar $ olmuştur. Bu yatırımların da 1,7 milyarını dolaysız yatırımlar oluşturmuştur. Bu dönemde petrol dışı sektörlere de yabancı sermayenin gitmesi için çaba harcanmış ve neticede bir önceki yıla göre petrol dışı sektöre yabancı sermaye akımı %90,4 artarak 9 trilyon Manat olmuştur. Ülkenin döviz rezervi de artarak 1,3 milyar $’a ulaşmıştır. Bu rezervlerin 110 milyon $’ı dış borç ödemesi ve Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattının sponsorluğu için harcanmıştır. 2002 yılında uygulanan para kredi politikasının 2003 yılında da devam ettirilmesi hedeflenmiştir: Milli Bank 2003 yılında da ekonomideki hızlı büyümeye, makroekonomik istikrarın sağlanılmasına ve sağlam makroekonomik idare etmenin oluşmasına yardımcı olacak para kredi politikası uygulamayı planlamaktadır. Özellikle de enflasyon oranının %2,5 olarak gerçekleşmesi 2003 yılında beklenen hedeflerden en önemlisidir. Bu dönemde para miktarının %18-20 arasında artırılması da planlanmaktadır. Özellikle petrol ve yabancı sermaye vasıtasıyla ülkeye girecek paraların döviz kuruna olumsuz etkilerini minimuma indirmek için önlemler alınması düşünülmektedir. Yukarıda söylenen amaçlara ulaşmak için Milli Bank kredi politikası, faiz politikası, kanuni karşılık oranı, açık piyasa işlemleri ve döviz piyasasına müdahale gibi para-kredi politikası vasıtalarını başarı ile kullanmayı hedeflemektedir. Para politikası kararlarının temel problemi, ne kadar garip gelse de, Manat’ın gerektiğinden fazla güçlü bir konumda olmasıdır. Sonuçta yerli üretimin aleyhine olacak şekilde, ithalat ihracata göre cazip hale gelmektedir. Olması gereken ise, Manat’ın değerini tedrici olarak düşürmektir 276. 276 Milli Bankının 2003-cü il Üçün Pul-Kredit Siyasetinin Başlıca Đstiqametleri Barede Beyanatı”, http://www.nba.az/az/analitic/bayanat2003-10.shtml, 18.04.2003. Nazim Đmanov, s.28. 162 Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz 6.2. Maliye Politikası Azerbaycan’da Karabağ savaşı ile ilgili ateşkesin ilanı ve siyasal istikrarın sağlanması ile birlikte ekonomik istikrarı sağlamaya yönelik politikalar da uygulanmaya başlamıştır. Bu çerçevede bir vergi reformu uygulamaya konulmuştur. KDV uygulaması başlatılmış, ham petrol üretimine %25 oranında vergi getirilmiştir. 1991-94 yılları arasında Ermenistan ile yaşanan savaşın kamu maliyesi üzerinde yarattığı olumsuzluk büyük olmuştur. Bu dönemde kamu harcamalarının GSMH’ya oranı %55’e, kamu finansman açıklarının GSMH’ya oranı %15’lere kadar yükselmiştir. Bir taraftan, petrol ve özelleştirme gelirleri kamu açıklarının finansmanında kullanılmaya devam ederken, diğer taraftan kamu gelirlerini artırıcı, giderleri azaltıcı tedbirler de uygulanmaya çalışılmıştır. 1999 yılında kamu finansman açığının GSMH’ya oranı %5.4’e yükselmesine karşın alınan tedbirlerle bu oranın daha düşük seviyede tutulması amaçlanmıştır. IMF destekli maliye politikaları çerçevesinde kamu harcamalarının azaltılması hedeflenmiş ve bu yolla bütçe açığının kontrol altına alınması amaçlanmıştır. Uygulamaya konan sıkı para politikasıyla temelde düşük enflasyon düzeyinin sürdürülmesi ve komşu ülkelerdeki krizlerden en az etkilenilmesi hedeflenmiştir. Bu amaçla sıkı bir likidite yönetimi uygulanarak, Manat’a olan güvenin yeniden sağlanmasına çalışılmıştır. Böylelikle reel ve nominal faizlerin düşürülmesi amaçlanmıştır. IMF destekli sıkı maliye politikaları neticesinde kamu harcamalarında yaşanan azalmalara rağmen, kamu gelirlerinde de gerçekleşen düşüşler, kamu finansman açığının kapatılmasında dış kaynak kullanımının artmasına yol açmıştır. Bununla birlikte bütçe açığının finanse edilmesinde özelleştirmeden277 elde edilen gelir ve diğer benzeri iç kaynaklardan da yararlanılmıştır. 2000 yılına gelindiğinde devlet gelirleri içerisinde en önemi gelir kaynağını KDV gelirleri oluşturmuştur. 277 Azerbaycanda küçük ve orta ölçekli devlet kuruluş ve teşkilatlarının özelleştirilmesi tamamlanmış ermiş, büyük ölçekli devlet kuruluşlarının özelleştirme sürecine ise başlanmıştır. Aynı zamanda, halen devlet mülkiyetinde olan petrol-dışı sektörlere ait kuruluşlarda verimli yapısal değişiklikler yapılmamış, ülkede büyük potansiyele sahip fabrikalar olmasına rağmen Azerbaycan’ın sanayi potansiyeli bir hayli zayıflamıştır. Ayrıntılı bilgi için bkz: Zenfira Nesirova, Sovyetler Birliği Dağıldıktan Sonra Azerbaycan’da Ekonomik Gelişme, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, M.Ü, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Đstanbul 2002, ss.79-80. 163 Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Dr. Osman Nuri Aras Reform uygulamaları kapsamında vergi gelirlerini artırıcı, vergi otoritelerini güçlendirici tedbirler uygulamaya konulmuştur. Son yıllarda görülen kamu harcamalarındaki artışlar ücretler, sosyal transferler ile sermaye stokunu artıran yatırımlarda görülen artışlardan kaynaklanmaktadır. Kamu harcamaları içinde eğitime ayrılan pay değişmezken, sağlık hizmetlerine ayrılan pay 1995-1999 döneminde %1 oranında azalmıştır. Hükümet bu yolla kamu finansman dengesinde iyileşme sağlamaya çalışmaktadır. Azerbaycan’da vergi sistemi ülke Anayasası ve diğer kanuni düzenlemelerle belirlenmiştir. Söz konusu hukuki düzenlemelere göre de verginin belirlenmesi ve tahsil edilmesi uygulanmaktadır. Özellikle son yıllarda bütçe gelirlerinin büyük bir kısmının vergilerden oluşması bu konunun önemini artırmaktadır. Bu bakımdan da vergi ile ilgili kurumların önemi de her geçen gün artmaktadır. Bu kurumların en önemlisi olan Vergi Bakanlığı 1990 yılında Maliye Bakanlığı terkibinde kurulmuş, 1991 yılında bağımsız vergi müfettişliği, 2000 yılında da Cumhurbaşkanın kararı ile Bakanlık olmuştur. Bundan sonra da bu bakanlığın diğer bölümleri oluşturulmuştur. Ayrıca farklı bölgelerde de vergi şubeleri açılmıştır. Genel olarak ülkede üç tür vergi vardır. Bunlar devlet vergileri, özerk cumhuriyet vergisi ve yerel vergilerdir. Vergi alınması ise iki türlü hayata geçirilmektedir. Birincisi direk kaynaktan alınır, diğeri ise beyanname esasına göre gerçekleştirilir. 9 çeşit devlet vergisi, 8 çeşit özerk cumhuriyet vergisi (Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti’ne aittir), 4 çeşit de yerel (belediye) vergisi vardır. Belirli insanların ise gelir vergisinden ya muafiyeti ya da bazı indirimleri vardır. Bütün bunlarla beraber vergi sisteminde de devamlı olarak gelişme ve değişim sürecine devam edilerek vergi sisteminin gelişmiş ülkelerin sistemine göre kurulması planlanmaktadır. Kamu sektöründe kurumsal yapıyı güçlendirmek amacıyla birçok yeni düzenlemeye gidilmesine karşın, kamu sektörünün halen etkin bir şekilde çalıştığını söylemek mümkün değildir. Vergi Kanunları yenilenirken, vergi otoriteleri güçlendirilmeye çalışılmıştır. 2000 yılı içerisinde KDV’de, Kurumlar Vergisi’nde, Sosyal Güvenlik Fonuna işverenlerden kesilen primlerde indirimlere gidilerek kamu gelirleri artırılmaya çalışılmıştır. IMF ile yapılan anlaşma kapsamında kamu harcamaları disipline edilmeye çalışılmaktadır. 164 Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Kamu sektöründeki düşük ücret aşırı istihdam politikası terk edilerek, performans kriterine dayalı bir kamu personel yönetmeliği hazırlıkları Dünya Bankası’nın desteğiyle devam etmektedir. Ayrıca Bakanlar Kurulu da dahil olmak üzere bir çok bakanlıkta, kamu sektörünü bütünüyle yeniden yapılandırmayı öngören bir yapısal reform çalışması ile yargı gücünü ve bağımsızlığını artıracak çalışmalara da devam edilmektedir. Bu çalışmaların tamamlanmasıyla alt yapı ve işletmelerin yeniden yapılandırılmasına ilişkin endekslerde yükselme beklenmelidir 278. Tablo 41. Mali Göstergeler (GSMH’nın %’si) Yıl 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 Kamu Harcamaları 41.2 36.4 20.1 17.6 18.6 15.4 17.3 16.2 15.2 15.7 Kamu Gelirleri Kamu Dengesi 34.1 26.9 14.9 14.7 16.2 13.6 14.9 15.2 14.8 15.3 -7.1 -9.4 -5.2 -2.9 -2.4 -1.8 -2.4 -1.0 -0.4 -0.36 Dış Borçlar 4.0 6.7 12.4 13.6 15.8 15.7 15.8 21.9 21.9 22.5 Uygulanan politikanın en önemli amaçlarından biri ise piyasayı canlandırarak petrol sektörü dışındaki sahalarında gelişmesini sağlamaktır. Yoksulluğun azaltılması ve reel ekonominin canlandırılması da önemli hedeflerdendir. Mali politikaların hızlandırılması küçük ve orta ölçekli işletmelerin mali durumlarına olumlu etki gösterecektir. Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Dr. Osman Nuri Aras gerçekleşen sermaye girişleriyle, para arzı kontrol altında tutularak, fiyatların daha da yükselmesi önlenmeye çalışılmış, ancak Manat’ın dolar karşısında nominal değeri de yükselmeye başlamıştır. Bu yıldan itibaren Milli Bank döviz kuru politikasını değiştirmemiş ve 1998 yılına kadar Manat nominal ve reel olarak değerlenmiştir. Bu değer kazanmanın altında fiyat istikrarının sağlanmasının yanı sıra petrol sektörüne gelen yabancı sermayenin önemli etkisi vardır. 1998 krizinin de etkisiyle ve ihracatta ortaya çıkan gerilmelerin zorlamasıyla, 1999 yılının ortalarından itibaren dalgalı kur rejimine geçilmiş, ulusal para biriminin dolar karşısında değeri düşürülerek ihraç ürünlerinde rekabet üstünlüğü kazanılmaya çalışılmıştır. 1999 yılında dalgalı kur rejimine geçişle beraber Manat dolar karşısında değer kaybetmeye başlamış ve bu durum ihracata yansımıştır. Manat’ın dolar karşısındaki değer kaybı 1999 ve 2000 yıllarında da sürmüştür. Geleneksel olarak Azerbaycan önemli ölçüde dış ticarete bağımlı bir ülke konumundadır. Dış ticaretteki rekabet gücü ise fiyat avantajlarına dayanmaktadır Özellikle uygulanan kur politikaları bu noktada önemli hale gelmektedir. Diğer taraftan en önemli ihracat kalemi olan petrol ve petrol ürünleri, özellikle petrol konsorsiyumlarının yeni petrol yataklarını kullanmaya başlamasıyla birlikte önemli artışlar göstermiştir279. Kur politikası çerçevesinde 2003 yılı itibari ile Manatın değerinin fazla değişmeyeceği belirtilmektedir280. Bakü-Tiflis-Ceyhan projesinin hayata geçirilmesi ile ilgili döviz rezervlerinin harcanacak olmasına ve önemli dış borç ödemelerinin olmasına bakmayarak 2003 yılı için Milli Bank döviz rezervlerini aynı seviyede korumayı hedeflemektedir. 6.3. Döviz Kuru Politikası Azerbaycan Manat’ı, artan enflasyon hızının da etkisiyle, dolaşıma çıktığı 1992’den, tek para birimi olarak kabul edildiği 1994 yılına kadar keskin bir şekilde değer kaybetmiş ve özellikle de 1994 yılında aşırı dalgalanmalar söz konusu olmuştur. 1995 yılından itibaren uygulamaya konan makroekonomik istikrar politikaları ve izlenen kontrollü dalgalanan kur politikası neticesinde 279 280 278 Ayhan Karaca, “Azerbaycan’da Ekonomik Dönüşüm Süreci ve Reformların 10 Yılı”, http://www.foreigntrade.gov.tr/ead/DTDERGI/ocakozel2002/ayhan.htm. 13.03.2003 165 Nesirova, ss. 54-77. “Azerbaycan Respublikası Milli Bankının 2003-cü il Üçün Pul-Kredit Siyasetinin Başlıca Đstiqametleri BaredeBeyanatı”, http://www.nba.az/az/analitic/bayanat2003-10.shtml, 18.04.2003. 166 Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Dr. Osman Nuri Aras düzeyde olmaması, ucuz işgücü gibi faktörler dış ekonomik ilişkiler sistemini yönlendiren esas etkenler olmuştur. YEDĐNCĐ BÖLÜM AZERBAYCAN’IN DÜNYA EKONOMĐSĐNE ENTEGRASYON SÜRECĐ 7.1. Entegrasyon Düzeyi 20. yüzyılın sonlarında siyasi bağımsızlığını yeniden elde eden Azerbaycan yöneticilerinin ekonomik alandaki önemli görevlerinden biri de ülke ekonomisinin dünya ekonomisine entegre olmasının temin edilmesi olmuştur. Uluslararası ekonomik entegrasyon dış ticaret, sermayenin uluslararası dolaşımı, işgücünün uluslararası dolaşımı, uluslararası ekonomik kuruluşlara üyelik, bölgesel ekonomik birliklere katılım şeklinde gerçekleşmektedir. Dış ekonomik ilişkiler, her devletin dünya ülkeleri arasında yerini ve nüfuzunu belirleyen faktörlerdendir. Bu ilişkilerin sağlam temeller üzerine kurulması ve genişlemesi bağımsızlığını yeni kazanan ülkeler açısından özellikle büyük önem arz etmektedir. Azerbaycan'da dış ekonomik ilişkiler, uzun süre "demir perdelerle" çevrilmiş Sovyetler Birliği döneminde ekonominin bağımsız bir alanı gibi mevcut olmamıştır. Merkezin izni olmadan dış dünyayla bağlantı kuramayan ülke, bağımsızlık sonrası yeni bir sistem oluşturma sürecine girmiştir. Azerbaycan ekonomisinin geçmiş birlikten miras kalan yapısı, bağımsız bir ülkenin milli ekonomisinin taleplerine cevap vermemesinin yanı sıra, dünya ekonomisine uygun bir şekilde entegre olunmasına, ülkenin ekonomik bağımsızlığının temin olunmasına da imkan vermemekteydi. Özellikle Haydar Aliyev’in Cumhurbaşkanı olmasından sonra hassas denge politikaları çerçevesinde Azerbaycan’ın uluslararası ilişkilerini şekillendirdiği ve ekonomisinin dünya ekonomisine entegrasyonunun başladığı görülmektedir. Coğrafi bakımdan Azerbaycan'ın elverişli olması, büyük enerji tesisleri, petrol ve petrol ekipmanları sanayii, kimya, elektronik ve şarapçılık sanayii, ulaştırma altyapısı ve hammadde kaynaklarının zenginliğine rağmen teknoloji potansiyelinin zayıflığı, üretimin yeterli Bağımsızlığının ilk yıllarında sadece BDT ülkeleri ile yoğun olan ilişkiler, zamanla diğer yabancı ülkeleri de kapsamış ve günümüzde ticari anlaşmalar, yabancı yatırımlar ve uluslararası finans kuruluşlarından alınan kredilerle birlikte gelişmekte olan bir sistem haline dönüşmüştür. Bu sistemin yönetimi, ilgili devlet kurumları (Ticaret Bakanlığı'na dönüştürülen Dış Ekonomik Đlişkiler Bakanlığı, Devlet Gümrük Komitesi, Ekonomi Bakanlığı'na bağlı Yabancı Yatırımlar Müdürlüğü, Bakanlar Kurulu bünyesindeki Dış Kredi ve Yardımlar Ajansı) tarafından gerçekleştirilmektedir. Azerbaycan’ın liberal ekonomi modeline geçmesi ile ülkenin iç piyasasının dünya piyasalarının bir parçası durumuna çevrilme süreci, dış ticaretini liberalleştirme yolunda ciddi mevzuat değişiklikleri ile hızla devam etmektedir. Dünya ekonomisine entegrasyon sürecinde önemli bir mesafe aldığına gösterge olacak şekilde 2002 yılında Azerbaycan, 128 ülke ile ekonomik ilişkiler kurmuştur. Ancak işletmelerin dünya piyasalarında rekabet edebilecek durumda üretim yapamamaları Azerbaycan’ın hazır ürün ihraç etmekle entegre imkanlarını kısıtlamaktadır. Amerikalı ve Avrupalı şirketlerin Azerbaycan’daki yatırımlarının artmasıyla bu ülkelere Azerbaycan’la olan ilişkilerini geliştirmişlerdir. 1996 yılının Nisan ayında, Avrupa Birliği ve Azerbaycan 1999 yılında yürürlüğe giren Ortaklık ve Đşbirliği Anlaşmasını imzalamışlardır. Avrupa Birliği ülkeleri içinden özellikle Đngiltere, Azerbaycan’da faaliyet gösteren petrol şirketleri nedeniyle diplomatik ilişkilerini güçlendirmeyi tercih etmektedir. Azerbaycan, Avrupa Birliği’nin Kafkasya’da en büyük ticari ilişki içinde olduğu ülkedir. Bu ticari ilişkinin en temel ürünleri ise petrol, doğal gaz ve pamuktur. 1993’den itibaren Azerbaycan’ın Avrupa Birliği ile toplam ticaret hacmi artış kaydetmektedir 281. 281 167 Gülgez Eliyeva, “Azerbaycan Respublikasının Avropa Đttifaqı Đle Münasibetleri”, Meşveret Bülleteni, No:11(47), Fevral-2002, s.20. 168 Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Yeniden inşası için geniş çapta çalışmaların yapıldığı Đpek Yolu, jeo-siyasi önemi ile birlikte yeniden inşasında yer alan ülkelerin ekonomik kalkınmasına olumlu etki edecektir. Đpek Yolu, Doğu ile Batı arasında köprü olmakla Azerbaycan ürünlerinin satış piyasasının genişlemesine, iç piyasanın güven altına alınmasına ve gelir seviyesinin yükselmesine etki edecektir. Bu yolun yeniden inşasında Avrupa Birliğinin yardımı ile hayat geçirilen “TRACECA” Projesi özel rol oynamaktadır282. TRACECA, mevcut yollara yenilerinin ilave edilmesi ile, Avrupa’dan Karadeniz ve Kafkas vasıtası ile Orta Asya’ya en hızlı ve en az maliyetli çift yönlü yolun yapılması amacını gütmektedir. Đpek Yolu’nun yeniden faaliyete geçirilmesi amacıyla 1991 yılında Avrupa Birliği’nin TACIS programı ile ilk adım atıldı. 1993 yılının Mayıs ayında Brüksel’de Azerbaycan, Ermenistan, Gürcistan, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Türkmenistan ve Özbekistan’ın ekonomi ve ulaşım bakanlarının katılımında da ele alınan Büyük Đpek Yolu Projesi çerçevesinde yüzyılın en büyük ulaşım ve nakliyat anlaşması 1998 yılında Bakü’de imzalandı. Azerbaycan’ın yanı sıra, Türkiye, Gürcistan, Özbekistan, Moldova, Kırgızistan, Ukrayna, Romanya ve Bulgaristan cumhurbaşkanlarının katıldığı konferansta Avrupa–Kafkasya–Asya Koridoru’ndaki uluslararası taşımacılığın geliştirilmesine ilişkin birçok anlaşma imzalandı. Avrupa Birliği’nin 1991 yılında aldığı kararla Bağımsız Devletler Topluluğu ülkelerine teknik yardım programı (TACIS) çerçevesinde destek verdiği zirveye Avrupa ve Asya ülkelerinin de içinde bulunduğu 32 ülkenin temsilcileri katıldı. 32 ülkenin yanı sıra 12 uluslararası teşkilattan 150 temsilcinin katıldığı TRACECA (Büyük Đpek Yolu’nun yeniden hayata geçirilmesi) konferansı sonunda imzalanan anlaşmayla Đngiltere’den başlayarak Japonya’ya kadar uzanan yeni ulaşım koridoru resmen uygulanmaya kondu. Konferansın sonunda Bakü Deklarasyonu adı altında bir belgeye de taraflar imza attılar. Katılımcı ülkelerin iyi ilişkilerinin geliştiril- Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz mesinin önemine dikkat çekilen belgede Avrupa - Karadeniz - Kafkasya - Hazar Denizi - Asya arasında kurulacak ulaşım hattının 7 Mayıs 1993 tarihinde Brüksel’de varılan anlaşma çerçevesinde olacağı vurgulandı. Belgede şu maddelere yer verildi283: “Zirveye katılan tüm ülkeler Brüksel beyannamesinde yer alan esaslara aynen uyacaklarını beyan ederler. Avrupa Birliği’nin TRACECA’nın uygulanmaya konulması için yaptıkları çalışmalar takdire şayandır. TRACECA’nın uygulanmaya konulmasının bölge huzur ve güveninin sağlanmasına katkıda bulunacağı aşikardır. Taraflar Đpek Yolu’nun hayata geçirilmesiyle Karadeniz ve Hazar limanlarından daha kolay şekilde istifa edeceklerdir. Bölgedeki ekolojik dengeler gözetilerek, taraflar yapacakları taşımacılıkta bölgenin ekolojik dengesine zarar vermemek için azami gayret göstereceklerdir. Bu programla büyük işbirliklerinin doğacağını ümit edilerek BM, KEĐB ve ECO ile daha çerçeveli işbirliklerinin geliştirilmesine karar verildi. Projenin tam olarak uygulanabilmesi için ilgili ülkeler gerekli tüm hukuki düzenlemeleri en kısa sürede yapacaklardır. Hükümetlerarası bir komisyon ve bu komisyonun işlerini yürütmesi için bir genel sekreterlik kurulması sağlanacak. TRACECA ile gerek Avrupa Birliği ülkeleriyle ve gerekse diğer ülkelerle koordinasyon daha rahat sağlanacaktır. TRACECA çerçevesinde yeni kara ve demiryollarının yapılması sağlanacak.” Globalleşme ve uluslararası ekonomik ilişkilerin gelişim süreci özellikle ulaşım sektörünün yeniden gözden geçirilmesini gerekli kılmaktadır. Şöyle ki, dünya ekonomisinin gelişimine ilişkin değerlendirmelere ve tahminlere göre, 21. yüzyılda ekonomik ilişkiler Avrupa-Asya hattında yoğunlaşacaktır. Bu bölgede elverişli transit geçişi sağlamaya dönük “Đpek Yolu”nun coğrafi konumundan tam olarak faydalanılması gerekmektedir 284. Zira, uluslararası finans kurumlarının TRACECA programını desteklemeleri, projede iştirakçi olan ülkelerin sayısı, ulaşım korido283 282 Sahile Allahverdiyeva, “Bakı Deniz Limanının Böyük Đpek Yolunun Berpasında Ehemmiyeti”, Böyük Đpek Yolu ve Azerbaycan Nefti, Mars-Print, Bakı, 1999, ss.10-12; R. T. Hesenov, “Azerbaycan Đqtisadiyyatının Đnkişaf Stratejiyasının Perspektivleri”, Azerbaycan Đqtisadi Đslahatlarının Heyata Keçirilmesi Xususiyetleri ve Problemleri, Azerbaycan Respublikası Đqtisadi Đnkişaf Nazirliyi Đqtisadi Đslahatlar Merkezi, Bakı, 2001, ss.10-11. 169 Dr. Osman Nuri Aras 284 http://www.turan.tc/haber/ipek.html 18.03.2003; Zaman Gazetesi, 9 Eylül 1998. A.A. Salmanov, “Azerbaycan Neqliyyat Tranzit Potensialı-Đqtisadi Elaqeleri Stimullaş-dıran Amil Kimi”, Azerbaycan Đqtisadi Đslahatlarının Heyata Keçirilmesi Xususiyetleri ve Problemleri, Azerbaycan Respublikası Đqtisadi Đnkişaf Nazirliyi Đqtisadi Đslahatlar Merkezi, Bakı, 2001, s.54; Natiq Elesgerov, “Tarixi Đpek Yolu ve Azerbaycan Neft Senayesi Müasir Merhelede”, Böyük Đpek Yolu ve Azerbaycan Nefti, Mars-Print, Bakı, 1999, ss.32-33. 170 Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz runun geçtiği bölgenin tabii hammadde ihtiyatları ile zengin olması ve TRACECA yolunun uzunluğunun diğer yollara göre merkezi Asya ve dünya pazarları ile ilgili limanlar arasında en kısa (6500 km) ve potansiyel olarak hızlı yol olması bu yolu öne çıkaran olumlu yönleridir285. 7.2. Uluslararası Ekonomik Kurumlarla Đlişkiler Azerbaycan'ın dış ekonomik ilişkiler sisteminde yeni olan hususlardan biri de bazı uluslararası ekonomik örgütlere üyelik ve bunlardan alınan kredilerdir. Dış ekonomik ilişkiler sisteminin esasını ise, Azerbaycan'ın dış ticaret rejimi oluşturmaktadır. Azerbaycan’ın üyesi olduğu ekonomik kuruluşlar şunlardır: Uluslararası Yeniden Yapılanma ve Kalkınma Bankası (IBRD), Uluslararası Para Fonu (IMF), Karadeniz Ekonomik Đşbirliği (BSEC), CCC, CE (gözlemci), Göçmen Çalışmaları Merkezi (CIS), Avrupa Atlantik Ortaklık Konseyi (EAPC), Avrupa Yeniden Yapılanma ve Kalkınma Bankası (EBRD), Avrupa Đktisat Komisyonu ECE, Ekonomik Đşbirliği Teşkilatı (ECO), Asya ve Pasifik Ekonomi ve Sosyal Komisyonu (ESCAP), Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Teşkilatı (FAO), Uluslararası Sivil Havacılık Organizasyonu (ICAO), ICRM, IDA, Đslam Kalkınma Bankası (IDB), Uluslararası Tarım Kalkınma Fonu (IFAD), IFC, IFRCS, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), IMO, Intelsat, Interpol, IOC, ITU, NAM (gözlemci), OIC, Birleşmiş Milletler (BM), BM Ticaret ve Kalkınma Konferansı UNCTAD, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu (UNESCO), Endüstriyel Kalkınma Örgütü (UNIDO), Dünya Sağlık Teşkilatı (WHO), Dünya Ticaret Örgütü (WTO-gözlemci). Azerbaycan, ülke içi finansman kaynaklarının sınırlılığından, ülkenin üretim ve sosyal yapısının yeniden yapılanmasında uluslararası finansal kuruluşların geniş finansal imkanlarından maksimum düzeyde faydalanmayı dikkate alarak, bu kuruluşlarla işbirliğine gitmiştir. Azerbaycan'a kredi veren kuruluşların başında Avrupa Birliği (TACIS, TRACECA, INOGATE), IMF, Dünya Bankası (IBRD), ABD Đhracat ve Đthalat Bankası, Uluslararası Kalkınma Örgütü, Avrupa Yeniden Yapılanma Kalkınma Bankası (EBRD), Türk Eximbank, Đslam Kalkınma Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Bankası (IsDB), Japonya Uluslararası Đşbirliği Bankası, Karadeniz Ticaret ve Kalkınma Bankası (BSTDB), Uluslararası Finansman Şirketi (IFC), Kreditanstalt fur Wiederaufbau (KfW, Almanya) gelmektedir. Garanti bakımından sermaye riskinin azaltılması yolunda çalışan Çok Taraflı Yatırım Garanti Ajansı (MIGA) da Azerbaycan’da faaliyette bulunmaktadır. Bu kuruluşlar tarafından açılan krediler, pazar ekonomisine geçişi kolaylaştırmak amacıyla açılan proje kredileridir. Dış kredi almasının yanı sıra Azerbaycan’a uluslararası kuruluşlar tarafından yapılan yardımlar da önemli boyutlara ulaşmıştır. Bunların içinde, Avrupa Birliği tarafından yapılan yardımların özel bir yeri bulunmaktadır286. Avrupa Yeniden Yapılanma Kalkınma Bankası (EBRD), Azerbaycan’a 1994-2002 yılları arasında 22 farklı proje için 339.620.000 Euro’su doğrudan yatırım, 18.605.000 Euro’su bölgesel yatırım olmak üzere, toplam 358.225.000 Euro kredi vermiştir287. EBRD, aktif olarak, Azerbaycan’daki petrol, taşımacılık, banka sektörü gibi alanların gelişmesine destek vermektedir. Bu ise Azerbaycan’da petrol dışı sektörlerin gelişmesini sağlamaktadır. Ülkede sermaye yatırımı ortamını oluşturabilmek için, EBRD, özellikle küçük ve orta çaplı işletmelere, özel sektöre yardım etmektedir. Banka ayrıca Azerbaycan’da petrol ve doğalgaz sektörüne yaptığı yardımları da devam ettirmektedir. Asya Kalkınma Bankası (ADB) da 2003-2004 yıllarında, “Yoksulluğun Azaltılması ve Ekonomik Kalkınma Üzere Devlet Programı” çerçevesinde, Azerbaycan’a 180 milyon $ hacminde kredi verecektir. 2001 yılından Azerbaycan’da faaliyete başlayan (ADB), çalışmalarını özellikle halkın mal ve hizmet ihtiyacının sağlanması ve özel sektörün gelişmesi için çevrenin ve iş yerlerinin oluşturulması yönünde yoğunlaştırmıştır. Azerbaycan 1992’den beri IsDB’sının üyesidir. Altyapı sermayesine yardımın yanında IsDB mültecilere ve sosyal ve özel sektörlere 1,2 milyon $ değerinde yardımda bulunmuştur. 286 285 Vüqar Dergahov, “Neft Siyaseti ve Đpek Yolunun Xarici Turizmin Đnkişafında Rolu”, Böyük Đpek Yolu ve Azerbaycan Nefti, Mars-Print, Bakı, 1999, ss.21-24; Rehime Nureliyeva, “Azerbaycan Đqtisadiyyatında Böyük pek Yolunun Rolu ve Ehemmiyeti”, Böyük Đpek Yolu ve Azerbaycan Nefti, Mars-Print, Bakı, 1999, s.50; Salmanov, s.56. 171 Dr. Osman Nuri Aras 287 Nail Feteliyev-Rafiq Ehmedov, “Beynelxalq Maliyye-Kredit Qurumları ve Onların Azerbaycan Respublikası Đle Elaqeleri Haqqında”, Meşveret Bülleteni, No:10(46), Yanvar-2002, s.26. ss.24-43; Fuad Hüseynov, http://www.foreigntrade.gov.tr/ead/DTDERGI/OCAK2001/azerbaycan.htm, 09.02.2002. http://www.ebrd.org/country/index.htm. 10.04.2003. 172 Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Azerbaycan, 1997 yılında BSTDB’nin üyesi olmuştur. Örgüt Azerbaycan’da çalışmalarını genel olarak; petrol-dışı sektörlerde uygulanan projelere, özel müesseselerin yeniden yapılanması ve gelişmesine yardım etmek amacıyla finansal yardımda bulunmak üzere yoğunlaştırmıştır. BSTDB, telekomünikasyon, taşımacılık, üretim, tarım ile bağlı projelerin finanse edilmesini öngörmektedir. Dünya Bankası Grubunun üyesi olarak MIGA, gelişmekte olan ülkelerde siyasi risk faktörünün azaltılması amacıyla yabancı sermayedarlara yardım yapmaktadır. MIGA, Azerbaycan’da çalışan yabancı şirketlere yardım olarak altı kez değeri 77.1 milyon $ olan garanti sağlamıştır. Đlk garanti Baku’deki Coca-Cola fabrikasına 18.3 milyon $ sermaye yatıran Türkiye’nin Efes şirketine verilmiştir. Đkinci garanti Türkiye’den Koçbank’a 2.7 milyon $ sermayesine verilmiştir. Ayrıca Almanya’nın Bank Kreiss AG, Türkiye’nin Pamukbank ve Azertel şirketlerine, onların Azercell şirketine ve Azerbaycan’ın dijital bağlantı sektörlerine sermayeleri için garanti verilmiştir. MIGA Şubat-2003 tarihinde ise un değirmenin genişletilmesi ve modernleştirilmesi için Türkiye’den Fataoğlu Gıda Sanayii ve Ticaret Şirketi’ne 529.920 $ değerinde garanti vermiştir. Bu sermaye yatırımları mülkiyet haklarının geçirilmesi ile bağlı kısıtlamalar, özel mülkiyetin zorunlu müsaderesi, savaş ve çatışmaları da içermekle politik risklere karşı sigortalanmışlar. IFC’nin stratejisi finansal sektörün güçlenmesi, küçük çaplı işletmelerin çoğalması, ülkenin sanayii ve ziraat sektörüne yardımın artışı, finansal yardımın enerji sektörü dışında olan alanlara da yatırılması ve enerji sektörüne olan yatırımlara yardımda bulunması gibi hedeflere uygulanmaktadır. IFC’nin 2000-2001 yılları içinde genel sermaye yatırımı, yaklaşık olarak 55 milyon $’ı bulmaktadır. Azerbaycan’ın piyasa mekanizmasına geçişini ve ekonomik istikrarı sağlamaya yönelik çalışmalarını uluslararası kuruluşlar da desteklemektedir. Bu çerçevede, Azerbaycan ve IMF arasında makroekonomik gelişmeyi desteklemek ve ülkeyi petrol gelirlerine hazırlamak amacıyla yardım anlaşmaları imzalanmıştır. Roma’da Aralık-1990’da yapılan AB Zirve toplantısında, eski SSCB ülkelerini ekonomik reformlar konusunda desteklemek üzere TACIS teknik yardım programı benimsendi. Programın en önemli özelliği AB’nin BDT ülkeleriyle mali işbirliğinin temel aracı olması ve 173 Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Dr. Osman Nuri Aras Program, Partnerlik Đşbirliği Anlaşmalarının uygulanmasına yardımcı olma fonksiyonunun üstlenmesidir. Avrupa Birliği TACIS programı vasıtasıyla Avrupa’dan Azerbaycan’a yeni teknolojiler getiren projeleri finanse ederek, Azerbaycan’da serbest piyasa ekonomisi ve demokratik toplum yapısının oluşumunu teşvik etmektedir. TACIS programı çerçevesinde finansmana ihtiyaç duyulan sektörler belirlenmesi için, Avrupa Komisyonu ve Azerbaycan hükümeti ve diğer teşkilatlar birlikte faaliyet göstermektedirler. Azerbaycan’ın altyapı sistemini teşkil eden köprü ve yolların yeniden yapılmasında büyük rol oynayan TACIS ulaşım ve haberleşme altyapısının yeniden yapılanmasına yardım etmektedir. TACIS küçük ve orta işletmeciliğin artması amacıyla eğitim programları düzenlemekte, enerji sanayisindeki üretim sonucunda ortaya çıkan çevre kirliliğinin ve genel ekolojik problemlerin çözümü ve Azerbaycan’ın önemli sanayi bölgelerine enerjinin paylaşımı yöntemleri üzere görüş bildirmekte, Hazar bölgesi ve Orta Asya’dan Avrupa piyasalarına enerji kaynaklarının nakli ile ilgili alternatif güzergahların belirlenmesinde yardımcı olmaktadır 288. Petrol ve Gazın Avrupa’ya Uluslararası Nakli Projesi (Interstate Oil and Gas Trasport to Europe- INOGATE) ise AB’nin eski SSCB için öngördüğü teknik yardım çerçevesinde esas bölgesel program olarak gerçekleştirilmektedir. Projenin hedefleri arasında bölgesel gaz ulaştırma sisteminin, petrol ve petrol ürünlerinin nakli sistemlerinin yeniden yapılanması, geliştirilmesi ve Avrupa pazarlarına enerji kaynaklarının nakli için alternatif yolların belirlenmesi yer almaktadır. INOGATE projesinde Azerbaycan, Kazakistan ve Türkmenistan’ın enerji kaynaklarına önemli yer ayrılmıştır. Bu çerçevede hem mevzuat hem de teknik konularda yardımlarda bulunulmuştur. 8 Aralık 1998’de Brüksel’de INOGATE Programına katılan ülkelerin toplantısı yapılmış ve hem Bakü-Supsa hem de Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol boru hatlarını destekleyici kararlar alınmıştır289. 288 289 Gülgez Eliyeva, “Azerbaycan Respublikasının Avropa Đttifaqı Đle Münasibetleri”, Meşveret Bülleteni, No:11(47), Fevral-2002, ss.21-25. Azerbaycan Ülke Raporu, DPT Müsteşarlığı Dış Ekonomik Đlişkiler Genel Müdürlüğü, Ankara, Mayıs-2002, s.35. 174 Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Uluslararası Kalkınma Teşkilatı, Avrupa Yeniden Yapılanma ve Kalkınma Bankası290, Japonya Uluslararası Ekonomik Đşbirliği Fonu gibi diğer uluslararası finansal kurumlardan da kredi alınmış olmasına karşın, alınan dış kredilerde üstünlüğün IMF ve Dünya Bankası’nda olduğunu belirtmek gerekir. H. Aliyev’in iktidara gelmesi ile alınan ilk önemli karar milli para birimi olarak Manat’ın tek ödeme aracı olarak kabul edilmesi olmuştur. Đkinci önemli adım ise enerji kaynaklarından yararlanma stratejisinin seçilmesidir. Bundan sonra dünya ekonomisine entegrasyon yolunda gelen adım olarak IMF ve Dünya Bankası ile ilişkiler kurulmaya başlandı. Azerbaycan Eylül-1992’de IMF, Dünya Bankası ve Uluslararası Kalkınma Birliği'ne üye olmuştur. Her ne kadar Dünya Bankası ve IMF’ye üyelik 1992 yılında kabul edilse de, bu teşkilatlarla kredi anlaşmaları 1995 yılında yapılmaya başlanmıştır. Aşağıda önemine binaen IMF ve Dünya Bankası ile olan ilişkileri ayrı ayrı incelenecektir. 7.2.1. IMF Đle Đlişkiler IMF ve Dünya Bankası, gelişmekte olan ülkelerin küreselleşen dünya pazarına yapısal uyum sağlaması ve onun bir parçası haline gelmesi için dış kredi ve borçlandırma mekanizmalarını kullanmakta, bu süreci garanti altına almak için de sözkonusu ülkelere, istikrar ve yapısal uyum programları tavsiye etmektedir. Doğu Bloku’nun yıkılmasıyla birlikte buradaki ülkelerin piyasa ekonomisine geçişini yönetme rolünü de üstlenen IMF, bu ülkelerin çoğunda kendi politikalarını uygulama şansı bulmuştur. Ekonomik krizden çıkma arayışlarında dış yardıma sıcak bakan ve 117 Milyon SDR ile 18 Eylül 1992 tarihinde IMF’ye üye olan Azerbaycan, IMF’den ilk krediyi 19 Nisan 1995 tarihinde kullanabilmiştir 291. Bu kredinin tutarı 46 milyon $’dır. IMF, Azerbaycan’da uygulanan 1995-1996 ekonomik reform programını Kasım-1995’de 132 milyon $’lık krediyle desteklemiştir. Sözkonusu ekonomik reform programı sıkı para ve maliye politikalarıyla 290 291 Bkz: Elçin Süleymanov, “Azerbaycan ve Avropa Yenidenqurma ve Đnkişaf Bankı Münasibetleri”, Azerbaycan Müsteqillikden Sonra Beynelhalq Konfrasın Materialları, Bakı, 3-4 Mart 2003, ss.101-102. “Azerbaijan,: Financial Position in the Fund”, http://www.imf.org/external/np/tre/tad/exfin2.cfm?memberKey1=51, 01.03.2003. 175 Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Dr. Osman Nuri Aras enflasyonun azaltılmasının yanı sıra finans sektörünün yeniden yapılanması, fiyat yapısının rasyonelize edilmesi ve özelleştirmede hızlı bir gelişme sağlamak gibi yapısal reformları da içermekteydi292. 1998 programını desteklemek için ise IMF, Aralık-1997’de toplam 64 milyon $’lık yeni iki kredi daha onayladı. Bu kredilerle enflasyonun düşürülmesi ve büyümenin yeniden başlatılması gibi makroekonomik istikrar amaçlanıyordu. Ocak-1999’da tasdik edilen ve 112 milyon $ olan kredi ise 1999 ekonomik ve finansal programını desteklemek ve 1998’de dünya petrol fiyatlarında yaşanan düşüşün ihracata yönelik olumsuz etkilerini gidermek amacına yönelikti. IMF verdiği bu krediyle kamu kesiminin yeniden yapılandırılmasına yönelik yapısal reformlara da destek vermeye devam etmiş oluyordu. Azerbaycan IMF’den “Yoksulluğun Azaltılması ve Ekonomik Kalkınma Üzere Devlet Programı” çerçevesinde de kredi almaktadır. Azerbaycan hükümetinin ekonomik reformlarını desteklemeyi sürdürmek için Temmuz-2001’de “Fakirliği Azaltma ve Büyüme Kolaylığı” adı altında 100 milyon $’lık kredi verildi. Bu kredinin ana amacı, makroekonomik istikrarı yeniden sağlamak, ekonominin petrol-dışı sektörlerinin büyümesini teşvik etmektir. 7.2.2. Dünya Bankası Đle Đlişkiler Azerbaycan'ın yeni ekonomik sisteme geçişi sırasında karşılaştığı problemleri çözme ve ekonomik bunalımdan kurtulma çabalarına Dünya Bankası çeşitli program ve projelerle destek sağlamaktadır. Bunlar direkt ekonomik ıslahatlarla ilgili olanlar ve ekonomik kalkınmaya dolaylı destek sağlayanlar olarak ikiye ayrılabilir. Dünya Bankası Azerbaycan’a kalkınma politikası konusunda tavsiyelerde bulunmasının yanısıra, yatırımlar ve hükümet bütçesinin finansmanı ile dış yardımların koordinasyonu konusunda yardımcı olmaktadır293. Stratejik görüşlerin ve yatırımların temin edilmesi yolu ile, hükümet bütçesinin finanse edilmesi ve yardımın düzenlenmesi ile geçiş sürecinde ülkeye gerekli yardımın sağlanması Dünya Bankası’nın 292 293 Fuad Aliyev, The International Monetary Fund and Reforms in Azerbaijan, Budapest, Hungary, February 2002. World Bank Activities in Azerbaijan, 1998, s.1. http://lnweb18.worldbank.org/ECA/Azerbaijan.nsf/ 1.03.2003. 176 Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Azerbaycan’a dönük faaliyetlerinin temelini oluşturmaktadır. Dünya Bankası özellikle hükümetin petrol rezervlerini yönetiminde kurumsal imkanların güçlendirilmesi ve değişikliklerin temel politikasının yapılandırılması, reformların hızlandırılması amacıyla Azerbaycan yönetimi ile birlikte faaliyette bulunmaktadır294. Dünya Bankası, özelleştirmeye ve yatırım ikliminin elverişli hale gelmesine, su, doğal gaz ve elektrik sisteminin iyileştirilmesine, sağlık ve eğitim sektörlerinin kalkınmasına, fakirliğin azaltılması stratejisinin hazırlanmasına dikkatini vermiştir. Dünya Bankası 1992-2002 yılları arasında 19 farklı proje için Azerbaycan’a 531 milyon $ kredi ayırmıştır295. Dünya Bankası’nın Azerbaycan'a yardım programının temel amacı, petrol kaynaklarını idare etmek için Hükümetin yapısal kapasitesini güçlendirmek yönünde teknik yardım sağlamak ve reformları hızlandırmak için temel ilkeleri belirlemektir 296. Dünya Bankası'nın Azerbaycan'a sağladığı ilk kredi petrol sektörüne yöneliktir. Petrolün Azerbaycan ekonomisindeki konumu ve önemi dikkate alındığında söz konusu kredinin ekonomiye ne kadar yararlı olduğu belli olmaktadır. Dünya Bankası tarafından sağlanan krediler de yabancı yatırım niteliğindedir ve ekonomi için aynı olumlu sonuçları doğurmaktadır. Banka kredilerinin ayrı bir özelliği ise sözkonusu kredilerin uzun dönemli ve çok düşük faizli olmasıdır. Fakat, kredilerden beklenen yararların elde edilmesi için onların amacına uygun kullanılması, gerekli olmayan harcamalardan kaçınılması gerekmektedir. Böyle yapılmazsa, yani kredi üzere hesaplanan faizler kredi kullanımı sonucu kazanılan ekonomik değerler, artımlar vasıtasıyla karşılanamazsa, bu dönemde alınan krediler gelecek nesiller için taşınması zor bir yük oluşturacaktır. 294 295 296 Nail Feteliyev-Aygül Şamçıyeva-Ruqiyyet Memmedova, “Dünya Bankı ve Onun Azerbaycandaki Fealiyyeti”, Meşveret Bülleteni, No:3(39), s. 26. ss.20-34. “World Bank Lending to Azerbaijan”, http://lnweb18.worldbank.org/ECA/Azerbaijan.nsf/ECADocbyUnid/EB90853C3B704B8 5C4256C3A001980A7?Opendocument, 1.04.2003; Nail Feteliyev-Aygül ŞamçıyevaRuqiyyet Memmedova, “Dünya Bankı ve Onun Azerbaycandaki Fealiyyeti”, Meşveret Bülleteni, No:3(39), s.34. Elçin Süleymanov, “Müsteqillik Sonrası Azerbaycan ve Dünya Bankı Münasibetleri”, Azerbaycan Müsteqillikden Sonra Beynelhalq Konfrasın Materialları, Bakı, 3-4 Mart 2003, ss.102-103; Tarık Aydın, “Azerbaycan ve Dünya Bankası”, Mutasyon.Net, http://www.mutasyon.net/makaleler/taydin/default.asp Erişim Tarihi: 15.9.2002 177 Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Dr. Osman Nuri Aras Dünya Bankası 2003-2005 yılları arasında Azerbaycan’da 9 proje gerçekleştirecektir. Bu süre içinde finansal yardımının hacmi 150-225 milyon $ arasında olacaktır. 2003’de su teçhizat sisteminin yeniden inşası üzere ek projenin gerçekleştirilmesi amacıyla 12 milyon $, eğitim sistemi ile ilgili proje için 18 milyon $, sulama sistemi ile ilgili proje için 30 milyon $ ayıracaktır. Ayrıca Dünya Bankası “Yoksulluğun Azaltılması ve Ekonomik Kalkınma Üzere Devlet Programı” çerçevesinde 2003 yılında 17 milyon $ kredi vermeyi de planlamıştır. 2004’de köylerin geliştirilmesi amacıyla 15 milyon $, emeklilik maaşı sisteminin yeniden yapılanması amacıyla 10 milyon $, elektrik dağıtım sitemi için 40 milyon $ vermeyi planlamıştır. 2005’de "Şahdağ" milli parkının inşasına 8 milyon $, yoksulluğun azaltılması için 15 milyon $ kredi verecektir. 2005’de değeri 20 milyon $ olan PRSC-2 gerçekleştirilecektir. Ayrıca Dünya Bankası ticari kanadı "Bakü-Tiflis-Ceyhan" petrol boru hattının inşası projesine 300 milyon $ ayırmayı planlamıştır297. 7.3. Bölgesel Ekonomik Đlişkiler Azerbaycan aynı zamanda bazı bölgesel örgütlerin de üyesidir. Bunlardan en önemlileri Karadeniz Ekonomik Đşbirliği, Bağımsız Devletler Topluluğu, Ekonomik Đşbirliği Teşkilatı ve GUÖAM (GürcistanUkrayna-Özbekistan-Azerbaycan-Moldova)dır. 7.3.1. Bağımsız Devletler Toğluluğu Sovyetler Birliği’nin üç Slav Cumhuriyeti olan Rusya Federasyonu, Beyaz Rusya (Belarus) ve Ukrayna’nın liderleri 8 Aralık 1991’de bir araya gelerek Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin (SSCB) resmen dağıldığını ve bu siyasi öznenin yerini alacak yeni bir birliğin, “Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT)”nun kurulduğunu açıkladılar. Bu açıklamadan kısa bir süre sonra, 21 Aralık 1991’de Kazakistan’ın Almatı şehrinde “Almatı Deklarasyonu” olarak bilinen Bağımsız Devletler Topluluğu’nun kuruluş bildirgesi imzalandı. Böylelikle SSCB’nin uluslararası bir varlık oluşu hukuki olarak sona eriyordu. Azerbaycan ise, Eylül-1993’de Bağımsız Devletler Topluluğu’na katılmıştır. 297 “Dünya Bankı 2003-2005-ci Đllerde Azerbaycanda 9 Layihe Gerçekleşdirecek”, http://www.525ci.com/2003/04/17/anons.php?m=4 178 Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Eski Sovyetler Birliği bünyesinde yer alan ve bağımsızlığını kazanan 15 cumhuriyetten 12’sinin katılımıyla kurulan Bağımsız Devletler Topluluğu “başta ekonomi olmak üzere birçok alanda birbirinden bağımsız olan yeni devletler arasında işbirliğinin geliştirilmesi” amacını taşıyordu. Ana dil, milli para, kültürel değerler gibi konularda her cumhuriyet bağımsız olacaktı ama diğer konularda bu “topluluğun” amaçlarına riayet edecekti. Geçen süre içerisinde BDT ülkeleri arasındaki ilişkiler dikkate alındığında, BDT ile ilgili şöyle bir değerlendirme yapılabilir: Soğuk savaş döneminde sosyalist modeli tüm Avrasya ülkelerine zorla dayatan Sovyetler Birliği modeli çökünce, Rusya Federasyonu bu bölge için Bağımsız Devletler Topluluğu ya da yakın çevre adı altında bu ülkeleri kendi denetimi altında tutmak amacıyla yeni bir model geliştirmeye çaba göstermiş, ancak başarılı olamamıştır. 7.3.2. Karadeniz Ekonomik Đşbirliği Karadeniz Ekonomik Đşbirliği (BSEC), dünyada küreselleşme ve bölgesel düzeyde uluslararası bütünleşme yönünde, siyasal ve ekonomik alanda yeniden yapılanma sürecinin bir ürünüdür. 1980’li yılların sonunda, Doğu Avrupa’da ekonomik boyutta serbest piyasa ekonomisine ve siyasal boyutta çoğulcu demokrasiye geçiş sürecinin yarattığı ortamda konumunu bulan BSEC, bölgesel bir ekonomik işbirliği girişimidir. Karadeniz Ekonomik Đşbirliği (BSEC) Türkiye’nin öncülüğünde, 25 Haziran 1992'de Đstanbul'da 11 ülkenin devlet ya da hükümet başkanlarının katıldığı toplantıda kuruldu. Azerbaycan’ın yanı sıra Birlikte yer alan diğer ülkeler şunlardır298: Arnavutluk, Bulgaristan, Ermenistan, Gürcistan, Moldavya, Romanya, Rusya Federasyonu, Türkiye, Ukrayna ve Yunanistan. Birbirinden farklı bu ülkeler; refah, barış ve istikrarı bölgesel düzeyde sağlayarak dünya ekonomisine güç katmayı amaçlamışlardır. BSEC teorik olarak ve başlıca üç alt siyasal coğrafyayı (Kafkasya, Orta Doğu, Balkanlar) ve üç denizi (Karadeniz, Ege, Hazar) birleştirmiştir. Şu haliyle ne bir serbest ticaret bölgesi ve ne de gümrük birliği modeli olmasa da, BSEC Bölgesi (BSEC), dünya ekonomisinin geleceğinin tasarlanmasında dikkate alınan bir bölgedir. Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz BSEC’nin uluslararası platformda önemli bir bölgesel girişim olabilmesi için, ileriye dönük olarak belirli hedefler dahilinde, daha ileri ekonomik bütünleşme aşamalarına geçebilecek şekilde düzenlemelere gidilmesi gerekmektedir. Bu da üye ülkelerin serbest piyasa düzenine geçmeleri, üye ülkeler arasındaki mevcut köklü anlaşmazlıkların çözüme kavuşturulması ve üyelerin diğer ekonomik bütünleşme girişimlerine dahil olmaları veya diğer girişimlerdeki yükümlülüklerinin yerine getirilmesinin engellenmemesi ile sağlanabilir299. 7.3.4. Ekonomik Đşbirliği Teşkilatı Türkiye, Đran ve Pakistan arasında bölgesel ekonomik işbirliğini geliştirmek ve güçlendirmek hedefi doğrultusunda 1964 yılında kurulan Kalkınma için Bölgesel Đşbirliği (Regional Cooperation for Development), şekil ve içerik değişiklikleri yapılarak 1985’de Ekonomik Đşbirliği Teşkilatı (ECO) adını aldı. Ekonomik Đşbirliği Teşkilatı, 1990’lı yılların başında Avrasya’da meydana gelen köklü tarihsel değişim sürecinden genişleyecek şekilde yararlandı. 1992 yılında Afganistan, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Tacikistan ve Türkmenistan’ın Ekonomik Đşbirliği Teşkilatı’na katıldı. Genişleme sonunda Teşkilat; nüfusu 300 milyonu bulan 7 milyon kilometrekare alana yayılmış, zengin doğal kaynaklara sahip on üyeli bir örgüt halini almıştır300. ECO, orta vadede üye ülkeler arasındaki işbirliğine ilişkin olarak ticaret, ulaştırma, iletişim ve enerji sektörlerine öncelik ve ağırlık verilmesi stratejisini benimsemiştir. Ekonomik Đşbirliği Teşkilatı, ulaştırma ve iletişim alanına verdiği öncelik bağlamında, özellikle denize çıkışı olmayan örgüt üyelerinin ihtiyaçlarına cevap verecek, uluslararası limanlara ve pazarlara ulaşmalarını mümkün kılacak şekilde bölgenin altyapısını geliştirmeyi, eksiklerini tamamlamayı, ayrıca iletişim ağını günümüz ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde geliştirip yaygınlaştırmayı hedeflemektedir. Öte yandan bölgenin zengin enerji kaynaklarının akılcı 299 300 298 Bkz. Nail Feteliyev-Aygül Şamçıyeva, “Qara Deniz Đqtisadi Emekdaşlığı”, Meşveret Bülleteni, No:12 (48), Mart-2002, ss.19-38. 179 Dr. Osman Nuri Aras Đrfan Kalaycı, “Karadeniz Ekonomik Đşbirliği: Dünya Ekonomisi Açısından Geleceği”, Globallaşma Prosesinde Qafqaz ve Orta Asiya Mövzusunda Beynelxalq Konfransın Materialları, Bakı, 2003, ss.62-63; “Karadeniz Ekonomik Đşbirliği”, http://www.foreigntrade.gov.tr/ead/ekonomi/sayi10/kei.htm 5 Haziran 1999. 09.04.2003. Ferhan Erkmenoğlu, “Ekonomik Đşbirliği Teşkilatı (EĐT) Devlet veya Hükmet Başkanları Yedinci Doruk Toplantısı (Đstanbul; Ekim 2002)”, http://www.mfa.gov.tr/turkce/grupe/ues-8/ECO.htm, 09.04.2003. 180 Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz bir şekilde kullanılması ve uluslararası pazarlara ulaştırılması hayati önem taşımaktadır. Teşkilatın belirlediği hedefler doğrultusunda bazı adımlar attığı görülmektedir 301. Ekonomik Đşbirliği Teşkilatı’nın, globalleşmenin etkilerinin özellikle gelişme yolundaki ülkeler üzerinde açık bir şekilde hissedildiği günümüzde, küreselleşmenin olumsuz yansımalarını asgari seviyeye indirme çabalarına katkıda bulunmaya çalıştığı da söylenebilir. 7.3.5. GUÖAM Rusya’nın Bağımsız Devletler Topluluğu üyeleri üzerinde daha fazla güçlü olmasını sağlayacak politikaların karşısında bir tutuma sahip olan Azerbaycan, GUÖAM (Gürcistan-Ukrayna-Özbekistan-Azerbaycan - Moldova) olarak bilinen bir alternatif bölgesel oluşuma da öncülük etmiştir. Üye ülkeler arasında siyasi, ekonomik ve stratejik ittifak oluşturmayı amaçlayan, bağımsızlık ve toprak bütünlüğü ilkelerini işbirliği içinde güçlendirmeyi hedefleyen teşkilat, 1997 yılında oluşturuldu. Gürcistan, Ukrayna, Azerbaycan ve Moldova arasındaki ekonomik işbirliği imkanlarının geliştirilmesi amacıyla oluşturulan bu yeni oluşuma 1999’da Özbekistan’da dahil oldu. Ancak Özbekistan, 2002 yılında teşkilatın işlevini yetersiz bulduğu gerekçesiyle ayrılma kararı aldı302. Azerbaycan petrolünün Gürcistan’dan geçen boru hattı ile Karadeniz limanından tankerlerle Ukrayna’ya ve Moldova’ya ulaştırılması bu ittifak için önemli bir etkendir 303. 7.3.6. “Türk Ekonomik Birliği” Düşüncesi Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından, bağımsızlığını kazanan yeni Türk Cumhuriyetlerinin enerji kaynağı ihraç potansiyeli, enerji kaynakları açısından büyük oranda dışa bağımlı olan Türkiye’nin de bu handikaptan kurtulması için fırsat olmuştur. Türkiye ve yeni Türk Cumhuriyetleri arasında ekonomik, siyasi ve kültürel alanda sağlıklı 301 302 303 Ferhan Erkmenoğlu, “Ekonomik Đşbirliği Teşkilatı (EĐT) Devlet veya Hükmet Başkanları Yedinci Doruk Toplantısı (Đstanbul; Ekim 2002)”, http://www.mfa.gov.tr/turkce/grupe/ues-8/ECO.htm, 09.04.2003. “Özbekistan, 5 üyeli GUUAM’dan çekiliyor”, http://www.zaman.com.tr/2002/06/15/dis/h4.htm, 9.4.2003 Bkz: Rovşen Đbrahimov, “GUÖAM Örgütünün Kurulma Sebeplerinin Uluslararası Đlişkiler Karar Verme Süreci Teorisi Açısından Değerlendirilmesi”, Azerbaycan Müsteqillikden Sonra Beynelhalq Konfrasın Materialları, Bakı, 3-4 Mart 2003, ss.55-58. 181 Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Dr. Osman Nuri Aras ilişkilerini geliştirmesinin de etkisiyle, petrol ve doğal gazın, Türkiye üzerinden geçirilerek batı pazarlarına ulaştırılması ile yeni Türk Cumhuriyetleri siyasi bağımsızlıklarının pekiştirecek şekilde ekonomik bağımsızlık ve kalkınmalarını gerçekleştirmeleri, Türkiye’nin ise hem enerji maliyetini büyük oranda düşürmesi, hem de önemli bir gelir kaynağına ulaşması mümkün olacaktır. Enerji kaynağı naklinin Türkiye üzerinden gerçekleştirilmesi, şüphesiz Türkiye'nin kıtalar arası jeopolitik önemini de arttıracaktır. Ancak Türkiye ve yeni Türk Cumhuriyetleri arasındaki ekonomik ilişkinin adının, “Türk Ekonomik Birliği”, “Türk Ortak Pazarı” ve biraz da hissi ve hamasi duyguların harekete geçirmesiyle “Türk Birliği” şeklinde bir oluşuma giden yol olarak seslendirilmesi doğru değildir. Hatta bu şekilde bir seslendirme ve hedef belirleme, Türkiye ve yeni Türk Cumhuriyetleri arasındaki ekonomik ilişkilerin arzu edilen seviyede gelişmesine bazı engellerin konulmasında ve enerji kaynaklarının batı piyasalarına ihracına ilişkin temel güzergahların tespitinde, Türkiye geçişli hatların gecikmesinde ve/veya gerçekleşmeme ihtimalinde en önemli nedenlerden biridir. Türkiye’nin önüne çıkan fırsatları değerlendirerek, enerji ihraç hatlarında geçiş ülkesi olması ile hem ekonomik açıdan gelişme kaydetmesi hem de yeni Türk Cumhuriyetleri ile ilişkilerini geliştirmesi; ancak bu süreçte hem batı çıkarları ile bağdaşacak hem de batıya alternatif muhtemel oluşumlara zemin hazırlama gibi bir niyetinin olmadığını yansıtacak şekilde bölgeye ilişkin bir politika takip etmesi ile mümkün olabilecektir. Özellikle bağımsızlığını kazanan yeni Türk Cumhuriyetleri ile ilişkilerini daha hızlı geliştirmesindeki engellerin ve Türkiye geçişli enerji kaynağı nakil hatlarının gerçekleşmesindeki endişelerin giderilmesi için, Türkiye’nin, birinci olarak bölgede medeniyetler arası sınır ülkesi olma fırsatını değerlendirerek, gönüllü kuruluşlar tarafından başlatılan ve resmi kurumlarca benimsenen medeniyetler arası diyalog girişimlerinde daha aktif rol alması gerekmektedir. Ayrıca Türkiye ve yeni Türk Cumhuriyetleri arasında, “Birlik” ve “Ortak Pazar” ifadelerini çağrıştırmayacak bir mahiyette, ekonomik ilişkilerin geliştirilmesini sağlayacak “işbirlikleri”ne önem vermelidir. Hatta bu ilişkilerin diğer bölge ülkelerini kapsamasına da özen gösterilmelidir. 182 Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz 7.4. Entegrasyonun Perspektifi 1947 yılından beri GATT’ın bütün toplantılarında alınan kararlar dünya ticaretindeki serbestliği sınırlayan engellerin ortadan kaldırılmasına yönelik olmuştur. 1986’da Uruguay’da yapılan 8.ci toplantıda, uluslararası ticari ilişkiler düzenlemek amacıyla kurulması kararlaştırılan Dünya Ticaret Örgütü (WTO), nihayet 1 Ocak 1995’de kuruldu. Günümüzde 140’dan fazla ülke örgüte üye kabul edilmiştir. Teşkilat belirlediği kuralarla dünya ticaretinin % 95’ini düzenlemektedir. Dünya Ticaret Örgütü, Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası ile birlikte yakın gelecekte uluslararası ekonomik ilişkilerin gelişmesinde en önemli üç dünya teşkilatından biri olacaktır. Dünya Ticaret Örgütüne üyeliğin, gelişmekte olan ülkeler açısından önemi, teşkilatın kurulduğu ilk yıllarda iki tartışmalı problemde görülmesi mümkündür: Venezuella ve Brezilya, ABD’yi petrol ürünlerinin ticareti ile ilgili kuralları aykırı hareket etmekle ilgili olarak WTO’ne şikayet etti. WTO 29 Ocak 1996 tarihli kararında şikayeti haklı buldu. ABD 19 Haziran’da 1996’da karara uyacağını açıkladı. 14 Mart 1996’da ise Hindistan, ABD’nin trikotaj ürünleri ile ilgili olarak uyguladığı koruyucu tedbirlerin triko trikotaj ve giyim malları ticaretinin kurallarına aykırı olduğunu iddia ederek WTO’de müzakere açılmasını istedi. 17 Nisan 1996’da şikayet kabul edildi. 24 Nisan’da ise ABD anlaşmazlık doğuran tedbirleri ortadan kaldırdığı için şikayet geri alındı. Her iki gelişmeyi de göz önünde bulundurarak WTO’ne üyeliğin gelişmekte olan ülkeler, bu bağlamda Azerbaycan için de kurtarıcı olmadığı gibi felaket getirici gibi de değerlendirilmemesi gerekmektedir. Azerbaycan ihracatının yaklaşık %90’ı petrol ve petrol ürünlerinden oluşmaktadır. Bunların ise piyasası ve fiyatları WTO kurallarıyla belirlenmiyor. Dolayısıyla, bu teşkilata üye olunması halinde ihracatın hacminin artması ve çeşitliliği açısından bir kayıp olmayacaktır. Ancak WTO kurallarına uygun olarak iç piyasanın dışarıya genişçe açılması, yabancı ürünlerin üreticileri ile henüz rekabet yapma gücüne sahip olmayan ve varlığını devam ettirmek için adeta direnen Azerbaycan sanayisinin ve tarım ve hayvancılık sektörünün daha da kötü duruma düşmesine neden olabilecektir. Bu bakımdan, WTO’ne üye olmanın Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz zamanı ve şartları çok dikkatle hesaplanmalı ki, ülke ekonomisi için bu üyelikten maksimum fayda sağlanabilsin304. Đthalatı ikame etmeye dayalı bir sanayileşmenin birinci aşaması tüketim malları sanayisinde inkişaf ile sonuçlanmaktadır. Bundan sonra ülkeler için sanayileşme politikasını geliştirebilecek iki yol vardır. Birincisi, dış piyasalara açılmaktır. Güney Kore, Tayvan ve Doğu Asya ülkeleri gibi, iç piyasaları küçük olan ülkeler bu yolla kalkınmışlardır. Çünkü sadece iç piyasadaki talebe yönelik bir üretimle bu ülkelerin yüksek kalkınma seviyesine ulaşmaları mümkün değildi. Đkinci yol ise, sanayileşme politikasıyla ara mal ve yatırım malları üretimini arttırmayı hedeflemektir. Türkiye ve piyasası büyük olan bir çok ülke bu yolla kalkınmıştır. Büyük bir iç pazara sahip olan Rusya’da bu pazarı kaybetmemek için sanayileşme politikasını ikinci yolla gerçekleştirmeye çalışmaktadır. Azerbaycan için ise sanayileşme politikası iç pazarı küçük olan bir çok Doğu Asya ülkeleri gibi birinci yolla, yani ihraç eğilimli olmalıdır. Buna göre de Azerbaycan’ın WTO tarafından düzenlenen yeni uluslararası ticaret sistemine zamanında uyum sağlayarak bu sistemin vermiş olduğu fırsatlardan yararlanması, ülkenin ekonomik kalkınmasında önemli rol oynayabilir305. Uluslararası kurumlarla ilişkilerin doğru kurulması da entegre olmanın temel şartlarından biridir. Yukarıda da ifade edildiği gibi 1992’de IMF ve IBDR’ye üye olan, 1993’den itibaren GATT’a gözlemci statüsünde katılan Azerbaycan, 2003’de ise Dünya Ticaret Örgütüne üye olmayı planlamaktadır. WTO’ne üyelik ise IMF ve IBDR’ye üyelikle mukayesede daha ciddi müzakerelere neden olmaktadır. Zira WTO’ne üyelik, ekonomik bağımsızlığı gönüllü olarak sınırlama gibi görülmektedir. WTO ile temasları 1993 yılında gözlemci statüsünde katılım ile başlayan Azerbaycan, 1997’de görüşmelere başlanmış ve 2002 yılında üyelik ile ilgili oluşturulan komisyon toplantılara başlamıştır306. 304 305 306 183 Dr. Osman Nuri Aras Rasim Musabeyov, “Qloballaşma ve Azerbaycan”, Meşveret Bülleteni, No:11(47), Fevral2002, s.40. Ekber Eldaroğlu, “Dünya Ticaret Teşkilatı ve Azerbaycan”, Azerbaycan Milli Demokratiya Fondu, ''Azerbaycan'' Bülleteni, No:22 (142), 31 May 2001. Ayhan Erdal, “Dünya Ticaret Örgütü ve Azerbaycan’ın Üyelik Süreci”, Azerbaycan Müsteqillikden Sonra Beynelhalq Konfrasın Materialları, Bakı, 3-4 Mart 2003, ss.110112. 184 Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz 2002 yılı Aralık ayında Cenevre’de verilen karar ve 2003 yılı başında yapılan uzun müzakerelerden sonra Ermenistan, Dünya Ticaret Örgütü’ne Teşkilatına üye olarak kabul edildi. Ermenistan’dan önce Gürcistan ve Moldova’da WTO’ne üye oldular. Azerbaycan dışında BDT üyesi olan Rusya, Ukrayna, Beyaz Rusya, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Özbekistan da WTO’ne üye olmak için başvuruda bulunmuşlardır. Azerbaycan’ın WTO’ne üye olamamasının nedenleri arasında başta gümrük vergileri ile ilgili yaşanan problem yer almaktadır. WTO uygulanan vergilerin azaltılmasını veya kaldırılmasını talep etmektedir. WTO’ye üyelik için ileri sürülen şartlar arasında tarım sektörüne yardım ayrılmasının durdurulması da yer almaktadır. Azerbaycan’ın üç önemli dünya teşkilatı IMF, IBRD ve WTO ile münasebetlerine ciddi önem vermesi zaruridir. Azerbaycan’ın uluslararası ekonomik ilişkilerini bu teşkilatların belirlediği kurallar çerçevesinde kurması gerekecektir. Uluslararası entegrasyon sürecinde uluslararası kurumların yalnız emredici konumda olması ülkenin milli çıkarlarına darbe vurabilir. Çeşitli uluslararası kurumlara üyelikte, ülkenin kazancını ve kaybını karşılaştırmak, milli çıkarlara uygun karar kabul etmek gerekir. Son zamanlar hükümet tarafından Azerbaycan’ın Dünya Ticaret Örgütü’ne üye olması ile ilişkin hazırlık işleri hızla devam etmektedir. Böyle bir üyelikte Azerbaycan’ın milli menfaatleri dikkate alınmalıdır 307. 307 Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz SEKĐZĐNCĐ BÖLÜM AZERBAYCAN’DA YABANCI YATIRIMLAR VE YATIRIM POTANSĐYELĐ Bu bölümde bağımsızlık sonrası Azerbaycan’da yapılan yabancı yatırımlar, yabancı yatırımı ülkeye çekmek için yapılan düzenlemelerle oluşan yatırım iklimi, yatırım potansiyeli ve yabancı müteşebbisler açısından cazip olarak değerlendirilebilecek olan yatırım alanları ele alınacaktır. 8.1. Yabancı Yatırımlar Bağımsızlığın kazanılmasının ardından, Azerbaycan’da petrolün yanı sıra, petrol dışı sektörlerin de batı sermayesine açılması doğrultusunda girişimler oldu. Bunun için önce serbest piyasa ekonomisine geçişin hukuki altyapısını oluşturmaya yönelik çalışmalara girişildi. 1992 yılından itibaren yabancı yatırımların korunması için bazı önlemler alındı. 18 Ekim 1991 tarihinde Azerbaycan Cumhuriyeti’nin Devlet Bağımsızlığı Hakkında Anayasa maddesinin kabulünden sonra, ilk önemli adım 1992 yılında atıldı. 15 Ocak 1992’de “Yabancı Yatırımların Korunması” hakkında kanun kabul edilerek, ülke arazisinde yabancı yatırımların hukuki ve iktisadi esasları belirlendi ve korunması için devlet garantisi verildi. Zaman içerisinde üzerinde çeşitli düzeltmeler yapılarak güncelleştirilen bu kanun ile Azerbaycan hükümeti yabancı sermayeye; kanunların değişmesi, millileştirme, istimlak, tazminat, zararın ödenmesi, transfer ve gelirini kullanma gibi hususlarda devlet garantisi verdi308. Bağımsızlık sonrası serbest piyasa ekonomisine geçiş kararı alan ve yabancı sermayeye kapılarını açan Azerbaycan’a karşı yabancı sermayenin ilgisi gecikmedi. Özellikle zengin petrol ve doğal gaz kaynaklarına yönelen yabancı sermayeli şirketler ilk yıllarda diğer sektörlerde de artmaya başladı. Ancak genel olarak 1991-1993 döneminde yabancı sermayenin ülkeye akımını gerçekleştirme noktasında başarılı olunamadığı görülmektedir. 308 Mehdiyev, s.26. 185 Dr. Osman Nuri Aras Sancak, s. 44; “Investment Possibilities of Azerbaijan”, s.20. 186 Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Azerbaycan ekonomisine yabancı sermayenin akımı 1994 yılından itibaren başlamıştır. 1994-97 yıllarında yabancı sermayenin ülkeye akımını sağlamak amacıyla yapılan kanuni ve idari düzenlemeler sonucunda yabancı sermayenin reel olarak akımının sağlandığı görülmektedir. Azerbaycan’da 1996-1997 yıllarında izlenen ve ekonomik istikrarı sağlayan politikaların, reel ekonomiyi teşvik edici devlet politikalarıyla desteklenmemesi, 1997 yılı öncesi yabancı sermayenin ülkeye çekilmesi için uygulanan vergi muafiyetinden vazgeçilmesi ve devlet organlarının gerekli hassasiyeti göstermekte yeterli olmayışı nedenleriyle üretime yönelik yatırımlar yapılamamıştır. 1994 yılından başlayarak Azerbaycan’a yabancı sermayenin akımı 1998’de maksimum miktara çıkmıştır. Ancak uygulanan sıkı para politikaları, ekonomideki durgunluk, geciken özelleştirme ve beklenen ekonomik reformların gerçekleştirilemeyişi sonucu ekonomi bir yandan deflasyonist baskı altına girmiş, diğer yandan da 1998 yılından sonra Azerbaycan ekonomisinde özellikle yabancı sermaye kaynaklı bir gerileme müşahede edilmiştir. 1998 Rusya krizinin yanısıra ülkedeki mevcut bürokrasi, kırtasiyecilik, rüşvet ve belirli sahalarda gidilen gizli monopolleşme de bu tarihten itibaren ülkedeki yabancı firma sayısının önemli bir oranda azalmasında ve yabancı sermaye oranının düşmesinde etkili olmuştur. Azerbaycan’da yabancı sermayeye vergi teşviklerinin kaldırılması ise petrol dışı sektörlerdeki bu olumsuzluğu körüklemiştir309. Yabancı şirketler 1994-2000 yıllarında yaklaşık 5.9 milyar $ hacminde bir sermayeyi Azerbaycan ekonomisine yatırmışlardır. Bu yatırımların %77.2’sini doğrudan yatırımlar, %22.8’ini mali krediler oluşturmaktadır. Doğrudan yatırımların %73’ü ise petrol sanayisine yönelmiştir. Azerbaycan ekonomisinde yabancı sermayenin GSMH’da ağırlığı yüksek düzeydedir. 1996-2000 yılları arasında yabancı yatırımların hacminin GSMH’ya oranı %30’dan %35-40’a kadar yükselmiştir. 2000 yılında toplam yatırımların %64.3’ünü yabancı yatırımlar oluşturmuştur. Petrol anlaşmaları ile bağlantısı olmayan dolaysız sermayenin ülkeye girişi devam etmiş ve bu tür sermayenin toplam tutarı 2000 yılında 135.7 milyon $ olmuştur. Dolaysız sermaye şeklinde 309 Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz konulan sermaye miktarı ülkeye konulan yabancı sermayenin %47.7’sini oluşturmaktadır. 2000 yılında milli ekonomiye yönelen yabancı sermayelerin toplam hacminin %44.2’sini kısa ve uzun vadeli krediler, ticaret kredileri, avans ödemeleri, depozitler v.b. döviz işlemleri şeklinde dahil olan kaynaklar oluşturmuştur. 2000 yılının son aylarından itibaren yabancı sermaye girişi yeniden artmaya başlamıştır. Kanunlarda yapılan bazı değişiklikler, gümrük ve vergi oranlarının kısmen azaltılması ve bu süreci devam ettirilmesi, yabancı sermayenin korunması ve bu yolda devlet tarafından atılın adımlar yabancı sermaye artışına hareketlilik kazandırmıştır. Makroekonomik yapının istikrara kavuşması, özel sektörün güçlendirilmesine yönelik düzenlemeler ve petrol sektörünün daha da geliştirilmesi Azerbaycan’a dünya finans merkezlerinden yüksek sermaye akımının gerçekleşmesi için geniş imkanlar oluşturmaktadır310. 2001 yılında Azerbaycan ekonomisine yatırılan yabancı yatırımların miktarı, bir önceki yıla göre %17.7 artış göstermiştir. Bu yatırımların %70’i yabancı sermaye, %30’u yerli sermaye şeklinde dağılım göstermiştir311. 2002 yılında genel olarak tüm kaynaklardan Azerbaycan ekonomisine 10.3 trilyon Manat (2.1 milyar $) tutarında yatırım yapılmıştır. 2002 yılı yatırım miktarı bir önceki yıla göre %34.4 fazla gerçekleşmiştir. 2002 yılı yatırımlarının %80.9’u yabancı, %19.1’i ise yerli müteşebbisler tarafından gerçekleştirilmiştir. Yatırımların sektörel dağılımı ise şöyle olmuştur: %77’si sanayi, bu çerçevede %68.5’i petrol ve doğal gaz, %11.3’ü inşaat, %9.4’ü konut inşaatına, %38’i ulaşım, %2.4’i telekomünikasyon, %1.8’i ticaret ve hizmet, %0.8’i tarım ve %2.9’u diğer alanlara yapılmıştır. 2002 yılında toplam yabancı yatırımlar 1.700 milyon $ olmuştur. Bu rakam Ermenistan ve Gürcistan’a yapılan yabancı yatırımların iki-üç katına tekabül etmektedir. Kişi Başına 211 $ düşen yabancı yatırım oranı, bir çok ülkeden yüksektir. 2003 ve 2004’de ise bu oranın artması beklenmektedir. Son sekiz yılda % 80’i yabancı olmak üzere toplam 13 milyar $ yatırım yapılmıştır. 310 Sinan Oğan, “Bağımsızlığının Onuncu Yılında Azerbaycan Ekonomisi ve Türkiye Đle Ekonomik Đlişkileri”, www.ceterisparibus.net/arsiv/s_ogan.pdf 311 187 Dr. Osman Nuri Aras “Azerbaycan Respublikasının Sosial-Đqtisadi Veziyyeti”, s.22. 525ci Gazet, 23.11.2001. www.525ci.com. 188 Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Azerbaycan petrol sektörüne yapılan önemli miktarlardaki yabancı yatırım neticesinde eski Sovyet Cumhuriyetleri içinde en hızlı büyüyen ekonomilerden biri haline gelmiştir. Azerbaycan ekonomisindeki büyüme petrol sektöründen ve petrol sektörüne bağlı inşaat faaliyetlerinden, ulaşım sektörlerinden ve az miktarda tarım sektöründen kaynaklanmaktadır. Ekonominin geri kalan kısmında ise genel bir durgunluk hakimdir. Diğer sahalarda önemli adımların atılamaması durumunda yakın gelecekte herhangi bir gelişme olması beklenmemektedir. Doğrudan yabancı yatırımlar Azerbaycan’ın ekonomik canlanmasında anahtar rolü oynamıştır. Ekonomik iyileşme daha çok petrol sektörüne yapılan doğrudan yabancı yatırımın sonucu olarak son derece yüksek düzeyde sermaye yatırımı ile desteklenmiştir. Doğrudan yabancı yatırımların önemli kısmı petrol üretim alanına olmuştur. 1999 yılında, sermaye yatırımı petrol alanlarındaki daha düşük yabancı yatırım, iki arama konsorsiyumunun kapanması ve AIOC’nin ilk işinin sona ermesi nedeniyle % 3 oranında düşmüştür. Bununla birlikte, sermaye yatırımının GSMH’ya oranı 1999 yılında % 26.9 ve 2000 yılında yapılan 1.052 milyon $ yatırım ile bu rakam GSMH’nın % 21.5’ine tekabül etmiştir. Azerbaycan’ın en önemli istihdam kaynağı olan ve GSMH’ya katkıda bulunan ikinci önemli sektör olan tarım sektörüne yabancı yatırımların GSMH’ya katkısı ise % 0,5’in altındadır. Yabancı yatırımcılar imalat sanayi sektörüne yatırım yapmaktan kaçınmaktadırlar. Bunun bir sonucu olarak da sektörün üretimi düşmüştür312. Toplam yatırımlar ve toplam yatırımlar içinde yabancı yatırımların payı yıllar itibariyle şöyledir: Tablo 42. Azerbaycan’da Yatırım Miktarı (Milyon $) Yıllar Toplam yatırımlar Dahili yatırımlar Yabancı yatırımlar Yıllar 1998 Toplam Yatırımlar 1932.2 Dahili Yatırımlar 460.2 Yabancı Yatırımlar 1472 1994 303 153 150 1999 1571 479.9 1091.1 1995 544.0 168.9 375.1 2000 1441.4 514.4 927 1996 932 311.5 620.5 2001 1561.8 470 1091.8 1997 1694.5 387.2 1307.3 2002 2100 400 1700 Kaynak: Azerbaycan Statistik Göstericileri 2002, ARDSK Yayınları, Bakı, 2002, s.379 Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Kişi başına düşen yabancı sermaye hacmine göre, Azerbaycan BDT ülkeleri arasında ilk sırada yer almaktadır. Günümüzde Azerbaycan’da sosyo-ekonomik kalkınmanın sağlanması amacıyla, işsizliğin azaltılması, halkın refah düzeyinin yükseltilmesi ve Azerbaycan’ın uluslararası iktisadi ilişkilerinin genişlemesi için önemli adımlar atılmıştır313. Tablo 43. Yabancı Yatırımlar (milyon $) 189 Toplam 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 150 375.1 620.1 1307.3 1472.0 1091.1 927 1091.8 Finansal Kredi 220.4 101.5 196.3 120 336.2 262.9 192 Petrol Sektörü 139.8 416.2 780.1 891.8 544.5 546.1 820.5 Diğer Sektörler 14.9 102.8 330.9 460.2 210.4 118 79.3 1994-2002 yıllarında yapılan doğrudan yabancı yatırımların sektörel dağılımı ise şöyledir 314: Petrol %84, sanayi (petrol dışı) %3, ulaşım ve haberleşme %23, inşaat %5, diğer %6. 1993-2002 yılları arasında Azerbaycan’da yapılan yabancı yatırımların ülkelere göre dağılımı dikkate alındığında %25’lik paylar ile ABD ve Đngiltere’nin ilk iki sırada yer aldıkları görülmektedir. Türkiye ise %15’lik pay ile üçüncü sırada yer almaktadır. Azerbaycan’a başlıca yabancı sermaye akımı; uluslararası finans kuruluşlarının kredileri, doğrudan konulan sermayeler, petrol primleri, diğer kredi ve sermayeler şeklinde olmaktadır. Ülkeye gelen yabancı sermayenin büyük çoğunluğu kredi karakterlidir, yani gelecekte ilave faizlerle geri verilecektir. Uluslararası maliye kurumlarından alınan kredilerden başka, petrol sektörüne yöneltilen sermayeler de aslında kredilerdir ve bunlar çok yüksek faiz oranları ile birlikte Azerbaycan petrolü hesabına geri verilmelidir. Son üç yılda ülkeden dışarıya sermaye akımının artış eğiliminin de bununla bağlı olduğu görülmektedir. 314 www.bisnis.doc.gov/bisnis/country/Azerbaijan.htm, s.42. 12.03.2003. Yıllar Kaynak: Azerbaycan Statistik Göstericileri 2002, ARDSK Yayınları, Bakı, 2002, s.379 313 312 Dr. Osman Nuri Aras Ceferzade, s.3. Investors’ Handbook, s.36. 190 Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Bir taraftan Azerbaycan uluslararası finans kurumlarından aldığı kredilerle ilgili ödeme yapmakta, diğer taraftan uluslararası kurumlara üyelik hakkı ödemektedir. Ayrıca “asrın anlaşması”nda pay sahibi sermayedarların gelirlerinin iadesi de başlamıştır. Dünya Bankası ve Đngiltere’nin “Oxford Analytical” şirketi tarafından yapılan hesaplamalara göre, geçiş sürecinin on yılı içerisinde Azerbaycan, Orta ve Doğu Avrupa’nın, Orta Asya’nın eski sosyalist 26 ülkesi arasında, yabancı yatırım hacmi itibariyle beşinci sırada yer almıştır. Azerbaycan’a yapılan toplam yabancı yatırım hacmi, Polonya, Rusya, Macaristan ve Çek Cumhuriyeti gibi devletlerden daha yüksek olmuştur315. Özellikle enerji sektörü ve petro-kimya alanında yatırımlar artarak sürmektedir. Ancak diğer sahalarda özellikle de gıda ve tekstil sektöründe yatırım iklimi istenilen düzeye çıkarılamamıştır. Bu husus bazı açılardan yatırımcılar için bir dezavantaj olarak görülse de özellikle de piyasa payı ve piyasaya ilk girme gibi sebepler dahilinde bu durum bir çok açıdan avantaj olarak da algılanabilir. Yabancı yatırımcılar ülkeye davet edilmekte ve onlara her türlü kolaylıkların yapılacağı vaad edilmektedir. Genelde Azerbaycan’da yabancı sermaye olumlu karşılanmaktadır316. Azerbaycan Đktisadi Đnkişaf Bakanlığı tarafından hazırlanan Azerbaycan Yatırım Haritası ise, yurtdışından gelen işadamlarının, Azerbaycan’ın hangi bölgesinde, hangi alanlarda ve ne kadar bir yatırım yapabilecekleri hakkında yardımcı olma amacını taşımaktadır. Hazar enerji kaynaklarının üretimi için toplam 40 milyar $’dan fazla bir yatırım 2010 yılına kadar yapılacağı hesaplanmaktadır317. Bakü’de faaliyet gösteren Đngiltere’nin “MAĐ Consulting” firmasının araştırmalarına göre, 2030 yılına kadar ise yatırımların toplamı 135 milyar $’a ulaşacaktır318. 315 316 317 318 Đbadoğlu, s.74. Nizami Süleymanov, Azerbaycan’ın Đqtisadi Tarixi, Bakı, 2001, s. 232; Sinan Oğan, “Bağımsızlığının Onuncu Yılında Azerbaycan Ekonomisi ve Türkiye Đle Ekonomik Đlişkileri”, www.ceterisparibus.net/arsiv/s_ogan.pdf. 12.03.2003. Amanda Batters, Hart’s Evroil, West Byfleet U.K., Vo.8,I.7, July-1997, s.12. D. A. Mamedov, O. A. Aliyev, "Kontrakt Veka i Ago Vliyaniye Na Ekonomiçeckoye Rzvitiye Azerbaicanskoy Respublika" (Asrın Kontraktı ve Azerbaycan'ın Đktisadi Gelişmesine Etkisi), Azerbaycan 21. Esrin Astanasında, (Ziyad Semedzade), Azerbaycan Elmler Akademiyası Neşriyyatı, Bakı, 1998, s.87. 191 Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan’da mevcut rezervlerin geliştirilebilmesi, ekonomilerin teknolojik yapılarının yenilenmesi, üretim yapılarının çeşitlendirilmesi, yeni haberleşme ve ulaşım ağlarının oluşturulabilmesi içinde gerekli olan yabancı sermayenin artarak ülkeye gelmesinin sağlanması gerekmektedir. Azerbaycan’da yatırımların daha çok petrol sektörüne yapılması ve bu doğrultuda GSMH’nın önemli bir bölümünün petrol gelirlerinden oluşması endişe vericidir. Petrol sektörünün tek taraflı gelişimi nedeniyle dünya piyasalarındaki fiyat değişmeleri GSMH üzerinde de dalgalanmalara neden olmaktadır. Bu durum 1998 Rusya krizinde açıkça görülmüştür. Kısaca Azerbaycan ekonomik açıdan “Hollanda Sendromu” diye ifade edilen; bir bölgenin veya bir sektörün hızlı gelişimi karşısında diğer bölgelerin veya sektörlerin gelişmemesi sonucunu doğuracak bir tehlike ile karşı karşıyadır. Hollanda sendromu dışında Azerbaycan açısından yabancı sermayeden kaynaklanan problemler şunlardır319: Ülkenin dış borcunun artması, Yabancı sermayeli ve müşterek işletmelerin faaliyetlerinin daha çok erken gelir getiren hammadde yönlü ve hizmet sahalarına yönelmesi, Ülkenin üretim sanayisi sahalarına yabancı sermaye yatırımının çok az olması, Yatırımların hemen hepsinin Abşeron bölgesinde toplanması sonucu, diğer bölgelerde yabancı sermayenin yok denecek kadar az olması, Uluslararası finans kuruluşlarından alınan krediler ve finans kuruluşlarının verdikleri tavsiyelerin ülkede makroekonomik istikrarın sağlanmasında büyük rol oynamasına karşın, reel sektörde üretimin seviyesinin ve veriminin yükseltilmesi ve halkın sosyal güvenliğinin 319 V. E. Rüstemov, “Azerbaycan Đqtisadiyyatının Struktur Yenidenqurulmasında Xarici Kapitalın Rolu“, Azerbaycan Đqtisadi Đslahatlarının Heyata Keçirilmesi Xususiyetleri ve Problemleri, Azerbaycan Respublikası Đqtisadi Đnkişaf Nazirliyi Đqtisadi Đslahatlar Merkezi, Bakı, 2001, ss.27-28; R. X. Şaulov, “Müteqillik Şeraitinde Regional Đnkişafın Strategiyası”, Azerbaycan Đqtisadi Đslahatlarının Heyata Keçirilmesi Xususiyetleri ve Problemleri, Azerbaycan Respublikası Đqtisadi Đnkişaf Nazirliyi Đqtisadi Đslahatlar Merkezi, Bakı, 2001, ss.84-86. 192 Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz artması gibi sosyo-ekonomik problemlerin çözümünde farkedilir bir değişiklikler sağlamaması. 8.2. Yatırım Đklimi Azerbaycan’ı petrol dışı alanlarda da yatırım yapma bakımından cazip kılan faktörlerin başında, ucuz işgücü ve zengin yer altı kaynaklarına sahip olması gelmektedir. Ancak değişim sürecindeki ülkelerde yatırım ikliminin elverişliliği bakımından, gerekli kanuni düzenlemelerin yetersizliği, müteşebbisler açısından endişe edilen noktaların başında gelmektedir. Bu endişeyi dikkate alan Azerbaycan, özellikle 1995 yılından itibaren gerekli kanuni düzenlemeler konusunda önemli mesafe almıştır. Gümrük, vergi, emek, toprak, devlet hizmeti ve anti monopol alanında kabul edilen kanunlar ile birçok reform gerçekleştirilmiştir. Yapılan kanuni düzenlemeler ile Azerbaycan’da, hem ülke içi hem de uluslararası piyasalar bakımında rekabetçi bir ortam oluşturulmaya çalışılmıştır. Avrupa Yeniden Yapılanma Kalkınma Bankası (EBRD) tarafından yapılan bir araştırmaya göre, Azerbaycan’daki ticari kanunlar yeterli görülmüştür. Elbette bugüne kadar yapılan düzenlemelerin ötesinde yapılması gereken düzenlemeler ve atılması gereken önemli adımlar vardır. Yapılması gereken reformlar için Azerbaycan Cumhurbaşkanı’nın çıkardığı fermanlar özel bir öneme sahiptir. Cumhurbaşkanı tarafından Temmuz2002’de alınan kararlarla, Azerbaycan’ın yabancı yatırımlara karşı açık kapı politikası yürüttüğü ve gerekli elverişli ortamın sağlanmaya çalışıldığı görülmektedir. Milli savunma gibi istisnalar dışında yeni düzenlemelere göre yabancı yatırımcılar ile yerli yatırımcılar aynı hukuka sahiptirler. Yabancı yatırımcılar tarafından kurulan işletmeler, kanunen Azerbaycan işletmesi olarak kabul edilmektedir. Dolayısıyla yerli ve yabancı müteşebbislere hemen hemen aynı kanuni prensipler uygulanmaktadır. Ancak şube ve temsilcilikler böyle bir uygulamanın dışındadır. Vergi Kanununda ve prosedüründe yapılan düzenlemeler vergi mükelleflerinin vergi rejiminin şeffaflığı konusundaki kanaatlerini pekiştirmiştir. 193 Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Dr. Osman Nuri Aras Yabancı fiziki ve hukuki şahısların, kanuni olarak, toprak özelleştirme hakları yoktur, ancak anlaşma yoluyla kiralama hakları vardır. Kiracı olmakla birlikte yabancılara bir çok hak tanınmıştır. Đşletmelerin Hukuki Kayıt Süreci Azerbaycan’da ister yerli isterse yabancı sermayeli işletmelerin kurulması için öncelikle Adliye Bakanlığına kayıt yaptırmaları gerekmektedir. Kayıt işleminde istenen belge ve dokümanların sunulması mecburidir. Kayıt yaptırma süresi olarak kanuni süre 10 gün olarak belirlenmekle birlikte uygulamada bu sürenin iki-üç katına çıktığı görülmektedir. Adalet Bakanlığı’ndan sonra vergi organlarına, Sosyal Sigorta Kurumu’na ve Devlet Đstatistik Komitesi’ne de kayıtların yaptırılması gerekmektedir. Eylül-2002’de Cumhurbaşkanı tarafından ilan edilen ferman ile, işletmelerin kayıt yaptırma prosedüründe bir çok sadeleştirmeye gidilmiştir. Đşletme lisansı almak üzere yapılması gereken işlem sayısı 240’dan 30’a indirilmiş ve lisans süreleri 2 yıldan 5 yıla çıkarılmıştır. Mülkiyet Haklarının Korunması ve Anlaşmalara Saygı Dönüşüm sürecindeki ülkelerde sermayedarlar, mülkiyet haklarının ve anlaşmaların emniyetinden rahatsız olmaktadırlar. Ancak bu konuda EBRD’in yaptığı çalışmalara göre, Azerbaycan dönüşüm sürecindeki en iyi ülkeler arasında yer almaktadır. Mülkiyet haklarının korunması Azerbaycan Anayasası tarafından öngörülmektedir. 2001’de yürürlüğe giren Medeni Kanun, anlaşmaların, ticari ilişkilerin, mülkiyet haklarının ve kıymetli kağıtların yapısal koşullarını da kapsamaktadır. Son zamanlarda kabul edilen Medeni Usul Kanunu mahkeme sürecini kolaylaştırmaktadır. Öte yandan, Cumhurbaşkanı Aliyev’in Eylül-2002’de verdiği karar, hükümetin mülkiyet haklarına yasadışı kısıtlamaların ve mülkiyet sahiplerine yasadışı muhtemel baskıların engellenmesi yükümlülüğünü öngörmektedir. Fikir Haklarının Korunması Telif hakkı, ticari marka ve patent yürürlükte olan kanunlar ile düzenlenmektedir. 1990’ların ortalarından Azerbaycan, fikir haklarının savunması ve kayıtlanması yolunda kendi ulusal sistemini hazırlamıştır. Telif haklarına yönelik güncel kanun (Telif Hakları ve Đlgili Haklara 194 Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Dair Kanun-1996), (Patentle Đle Đlgili Kanun-1997) ve ticari markanın savunmasına yönelik (Ticari Marka ve Coğrafi Yer Bilimlerine Dair Kanun-1998) yürürlüktedir. Ayrıca Azerbaycan, Sanayii Mülkiyetinin Korunmasına Đlişkin Paris Anlaşması; Edebiyat ve Sanat Çalışmalarının Korunması Anlaşması gibi uluslararası anlaşmalara katılmıştır. Özel Sektöre Devletin Finansal Yardımı Hükümet tarafından Müteşebbisliğe Yardım Fonu kurulmuştur. 2003-2005 yılları arasında Fon’un 250 milyar Manat değerinde özel müteşebbisler için mali yardım yapması öngörülmüştür. Düzenleme Sisteminin Şeffaflığı, Genel Standartların Yönetimi ve Rüşvet Sorunu Yatırımcılar ve ekonomiye destek veren uluslararası kurumlar hükümetin hukuk alanındaki düzenlemelerini olumlu değerlendirmekte ve iş hayatını etkileyen kanun ve tüzükleri amaca yönelik ve faydalı olarak görmektedirler. Kanuni düzenlemelerde bazı zaafların olmasına rağmen, bu konularda alınan mesafe piyasa ekonomisine yeni adım atan ülke için takdir edici bir başarı sayılabilir. Haziran-2000’de Cumhurbaşkanı Aliyev, rüşvetle mücadaleye ilişkin kanun imzalamıştır. 2001 yılında Devlet Hizmeti konusunda kanun kabul edilmiştir. Bu kanun devlet memurları için davranış kurallarını belirlemekte ve onların göreve atanması, görevde ilerlemesi ve ücretlerinin verilmesi ile bağlı kuralları belirlemiştir. Kanun, devlet hizmetinin güçlenmesi ve rüşvete kaynak olabilecek faktörlerin azaltılmasını öngörmektedir. Hükümet, aynı zamanda yargı organlarında mahkemelerin etkinliği ve özgürlüğünü geliştirmek için reformlara başlamıştır. Medeni Usul ve Ceza Usul Hukukuna getirilen yeni düzenlemeler hakimlerin atamasında yeni yöntemler getirmiştir. Eylül-2002 Cumhurbaşkanı kararına uygun olarak, özel izin ve belgelerin sayısı 240’dan 30’a indirilmiştir. Bu müteşebbislerin önündeki gereksiz bürokratik engelleri kaldırmakta ve izin alma sürecini hızlandırmak için ekstradan ödemeleri azaltmaktadır. 195 Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Dr. Osman Nuri Aras Ulusal Düzenleme Yabancı Sermayenin Korunmasına Dair Kanun, en azından yabancı girişimcilere yerel girişimcilerle eşit şartlarda teşebbüste bulunma koşullarının oluşturulmasını öngörmektedir. Kanunda gösterilen tek istisnai hal, yabancı girişimcilerin sermaye yatırılacak alanın önemi dikkate alınarak yerli girişimcilerin çıkarlarını olumsuz etkilemeyeceği halde avantajlı bulunmasıdır. Millileştirme, Müsadere ve Tazminat Yabancı Sermayenin Korunmasına Dair Kanun, yabancı sermayedarların mülklerini millileştirme ve müsadereden korumaktadır. Yalnız ülkenin ulusal çıkarları veya yerel halka karşı bir zarar söz konusu olursa, o zaman etkili, hızlı ve sermaye değerinde tazminatla yukarıda adı geçen işlemler yapılabilir. Son yıllarda hiç bir millileştirme olmamıştır. Anlaşılmazlıkların Çözümü Anlaşılmazlıların yargı yolu ile çözümlenmesinde bir takım eksikler olsa da, son yıllar Azerbaycan’da bu alanda önemli reformlar gerçekleştirilmiştir. Uluslararası Arbitraj Hakkında Kanun 2000 yılından yürürlüğe girmiştir. Kanuna göre taraflar kendi isteklerine göre her hangi bir yabancı mahkemeye başvurabilirler. Yabancı mahkemenin kararı ülkede siyasi istikrarı bozmayacak şekilde, yerine getirilecektir. Parlamento, Yabancı Arbitrajın Kabulü ve Geçerliliği hakkında 1958 tarihli New York Anlaşmasını da onaylamıştır. Bu Azerbaycan Hükümeti ile yabancı sermayedarlar arasında ortaya çıkan sorunların Azerbaycan mahkemelerinde bakılmaksızın, sorunun Uluslararası Arbitraj Mahkemesine götürülmesi yükümlülüğünü getirmektedir. Azerbaycan Hükümeti ve üçüncü taraflar arasındaki bazı anlaşmalar, yabancı sermayedarlara Sermaye Anlaşılmazlıklarının Çözümlenmesi Üzere Uluslararası Merkeze (ICSID) baş vurmaya imkan vermektedir. Azerbaycan, ICSID bünyesinde imzalanmış, “Bir Devletle Başka Bir Devletin Uyruğu Arasında Çıkan Sermaye Anlaşmazlılarının Çözümlenmesi Üzere Uluslararası Anlaşma”nın gerçek üyesidir. 196 Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Đkitaraflı Sermaye Anlaşmaları Azerbaycan Çin, Fransa, Gürcistan, Almanya, Đngiltere, Đran, Đtalya, Kazakistan, Kırgızistan, Lübnan, Moldova, Pakistan, Polonya, Türkiye, Ukrayna, ABD ve Özbekistan’la iki taraflı sermaye korunması anlaşmasına imza atmıştır. Uluslararası anlaşmalar yerel Azerbaycan yasamasını bağladığı için, Đkitaraflı Sermaye Anlaşmaları, bazı sermayedarlar için ülkede güven sağlayıcı olumlu koşullar oluşturabilir. Yatırıma Katkılar ve Yardımlar Cumhurbaşkanının Eylül-2002’de çıkardığı ferman doğrultusunda, girişimciliğin gelişmesine yardım için, Đş Adamları Birliği kurulmuştur. Birlik devamlı olarak mevcut problemlerin tespiti ve analizi ile ve bu sorunların çözümlenmesi için çalışmalarla meşgul olacaktır. Birlik yabancı yatırımcıların da sorunları ile ilgilenerek onların seslerini duyurmasına yardımcı olacaktır. 8.3. Yatırım Potansiyeli Azerbaycan’da yatırım yapılmasına ilişkin planlamada, sadece ülkenin pazar potansiyelinin dikkate alınması doğru olmayacaktır. Zira Azerbaycan’ın coğrafi konumu, dikkate alındığında, bölge ülkeleri ile birlikte önemli bir pazar potansiyeline sahip olduğu görülmektedir. Azerbaycan Kafkasya ve Orta Asya’nın “ekonomik nefes borusu”dur. Böyle bir öneme sahip olduğu Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol boru hattı ve Bakü-Tiflis-Erzurum doğalgaz boru hattının faaliyete geçmesi ile daha açık olarak görülecek, Hazar’dan geçecek boru hatları ile sözkonusu hatlarla Kazakistan petrolünün ve Türkmenistan doğal gazının dünya piyasalarına ihracının gerçekleşmesi ile değerini ve önemini pekiştirmiş olacaktır. Öte yandan bu potansiyel her geçen gün Đpek Yolu’nun yeniden canlılık kazanması ile daha da artacaktır. Dolayısıyla Azerbaycan’a yatırım yapılırken, Azerbaycan pazar potansiyelinden çok bölgenin pazar potansiyelinin, bölgenin de bugünden daha çok gelecek potansiyelinin dikkate alınması gerekir. Bölge pazar potansiyeli dikkate alınacağına göre, Azerbaycan’da ihracata yönelik, dünya fiyatları ile rekabet edebilecek şekilde malın maliyetini ve fiyatını düşük seviyelerde tutabilen ölçekte ve büyüklükte 197 Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Dr. Osman Nuri Aras yapmak şartıyla bir çok alanda yatırım yapılması mümkündür. Đklim şartları ve toprağının verimli olması, tarım ve tarım sanayiine yatırım yapılmasını mümkün kılmaktadır. Petrol sektöründeki yatırımların da etkisi ile bankacılık ve finans sektörü ve diğer hizmetler sektöründeki yatırımlar da daha cazip hale gelecektir320. Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev tarafından 2002 yılında yerli ve yabancı işadamları ile yapılan görüşmeler ve ardından alınan yeni kararlarla, müteşebbisleri teşvik eden ve önünü açacak şekilde, serbest piyasa ekonomisine geçiş için gerekli olan hukuki ve kurumsal yapıdaki olumlu gelişmeler ile birlikte kalifiye işgücüne ihtiyacın hızla artması, Azerbaycan’a yatırım yapılması ve ekonomik ilişkilere girilmesi için gerekli olan yatırım ve pazar iklimini daha elverişli hale getirmiştir. Küreselleşmenin finansal sacayağı ile birlikte, sermayenin sınır tanımadığı günümüz dünyasında, Almanya, Fransa, Đngiltere, Japonya gibi bölgeye daha uzak ülkelerden gelen müteşebbisler, Azerbaycan’da gerçekleştirilecek olan büyük ölçekli işletmelerin özelleştirilmesine ilgili duyarken, Türkiyeli müteşebbislerin, Türkiye’de yaşanan ekonomik sorunlara bir açılım sağlayacak şekilde ve devlet desteğini de alarak, Azerbaycan’daki özelleştirmeye ilgi göstermeleri ve farklı sektörlere yatırım yapmaları hem müteşebbisler hem de ülke ekonomisi açısından faydalı olacaktır. 8.4. Yatırım Alanları Aşağıda farklı sektörlerde yer alan başlıca yatırım alanları yer almaktadır321. 8.4.1. Tarım ve Gıda Tarım Makineleri Üretimi ve Tesisi, Tereyağı Üretimi, Çocuk Gıda Ürünleri Üretimi, Bitkisel Yağlar (Mısır ve Ayçiçek Yağı) Üretimi, Gıda Katkı Maddeleri ve Konsantreleri Üretimi, 320 321 Osman Nuri Aras, “Azerbaycan Đqtisadiyyatında Sermaye Strategiyasının Nezeri Đnfrastrukturu”, Azerbaycan Đqtisadiyyatında Strateji Problemleri adlı Konferans Materialları, Bakı, 14-15 Mart 2002, ss.209-212. Geniş bilgi için Bkz: www.economy.gov.az. 198 Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Zeytinyağı Üretimi, Çikolata ve Şekerleme Ürünleri Üretimi, Nar Suyu ve Nar Konsantresi Üretimi, Salça Üretimi, Konserve Ürünleri Üretimi, Konserve Fabrikasının Modernizasyonu, Tarım Ürünlerinin Saklanması ve Ambalajı, Modern Seraların Đnşası, Soğuk Hava Depolarının Đnşası, Şeker Fabrikasının Đnşası, Şarap Fabrikasının Đnşası. Dr. Osman Nuri Aras Tel Kablo Đmalatı, Doğal ve Sentetik Parçaların Üretimi, Fosfat Üretim Tesisinin Modernizasyonu, Đpek Üretimi, Tekstil Fabrikasının Yeniden Đnşası, Smartkart Tipli Gaz Sayaçlarının Đmalatı, Doğal Gaz Tüketimi Đle Đlgili Ürünlerin Üretimi. 8.4.4. Đnşaat ve Turizm Đnşaat Malzemeleri Üretimi, Demir Madeni Üretimi, Dağcılık Spor Dinlenme, Turizm ve Eğlence Merkezi Đnşası, Otel Đnşası, Turizm Kompleksinin Yapılması, Tedavi Dinlenme Merkezi Đnşası. 8.4.2. Kimya-Sanayii Deterjan Đmalatı, Etilen-Propilen Fabrikasının Modernizasyonu, Gübre Üretimi, Đyot ve Brom Đmalatı, Polietilen Ürün Đmalatı, Polipropilen Üretimi, Soda ve Klor Üretim Tesis Đnşaası, Glas Fiber ve Doku Đmalatı, Şişe Üretim. 8.4.5. Ulaşım Lokomotif Deposunun Yeniden Yapılması, Vagon Deposu Bünyesinde Çeşitli Yükj Vagonlarının Tamiri Fabrikasının Đnşası, Bakü Metropoliteninin 3. Kuzey Sahasının Đnşası. 8.4.3. Hafif Đmalat Sanayi Klima Đmalatı, Kompresör Đmalatı, Elektrikli Ürünler Đmalatı, Transformatörlerin Tamiri ve Đmalatı, Ev Aletleri Đmalatı, Ev Donanım Ürünleri Đmalatı, Kağıt ve Mukavva Đmalatı, Plastik Boru Đmalatı, Buzdolabı ve Dondurucu Đmalatı, Sabun Üretim Tesis Modernizasyonu, Lastik Đmalatı, 199 200 Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz geliştirilmesi yönünde karar alınmıştır. Đkinci Karma Ekonomi Komisyon Toplantısı Protokolü ise 30.01.2002 tarihinde imzalanmıştır. DOKUZUNCU BÖLÜM AZERBAYCAN-TÜRKĐYE EKONOMĐK ĐLĐŞKĐLERĐ 9.1.1. Tarım Alanında Đşbirliği Azerbaycan’ın 18 Ekim 1991’de ilan ettiği bağımsızlığını ilk olarak tanıyan Türkiye, Azerbaycan’ın siyasi bağımsızlığının güçlenmesinin, ekonomik bağımsızlığını gerçek anlamda elde etmesi ve ekonomik kalkınmasını sağlaması ile mümkün olacağını göz önünde bulundurarak, sahip olduğu ekonomik imkan ve deneyimleri, devlet ve özel teşebbüs olarak Azerbaycan ile paylaşmaya başlamıştır. Türkiye Azerbaycan’da 25.05 1991 tarihinden itibaren Konsolosluk ve 14.01.1992 tarihinden itibaren ise Büyükelçilik olarak temsil edilmeye başlanmıştır. Böylece Azerbaycan ve Türkiye arasındaki ilişki fiili boyut kazanarak ulaştırma, haberleşme, inşaat, petrol, eğitim gibi birçok sektörde işbirliğine gidilmiştir. Çalışma, bağımsızlık sonrası Azerbaycan ekonomisini kapsamakla birlikte, önemine binaen, bu bölümde genel hatlarıyla Azerbaycan ve Türkiye arasındaki ekonomik ilişkiler ele alınacaktır. 9.1. Ekonomik Đlişkilerin Hukuki Temelleri Tarihi, coğrafi ve manevi değerleri ile birbirine bağlı olan Azerbaycan ve Türkiye arasında, Azerbaycan’ın bağımsızlığından itibaren çeşitli sahaları ihtiva eden ve aynı zamanda iki ülke arasındaki ekonomik ve ticari ilişkilerin hukuki altyapısını oluşturan 150 civarında çeşitli işbirliği, anlaşma ve protokoller imzalanmıştır322. Azerbaycan ve Türkiye arasında ekonomik ve ticari ilişkiler 01.11.1992 tarihli “Ticari ve Ekonomik Đşbirliği Anlaşması” çerçevesinde yürütülmektedir. Diğer yandan yatırımcılar için önem taşıyan “Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunması Hakkında Anlaşma” 09.02.1995 tarihinde, “Azerbaycan ile Türkiye Arasında Çifte Vergilendirmenin Önlenmesi Anlaşması” 09.02.1994 tarihinde imzalanmıştır. Ticari ve ekonomik ilişkilerin geliştirilmesinde önemli araçlardan birisi olan Karma Ekonomik Komisyonu (KEK) Birinci Dönem Toplantısı Protokolü 20.02.1997 tarihinde imzalanmış ve ilişkilerin 322 Dr. Osman Nuri Aras Bahri Özdemir, “Azerbaycan Ekonomisi ve Azerbaycan-Türkiye Ticari Đlişkileri”, Diyalog Azerbaycan Đş Dünyası Dergisi, TÜSAB Cemiyeti, Mart-2003, ss.24-25. 201 Tarım sektöründe işbirliği her iki ülke arasında 09.02.1994 tarihinde imzalanan “Tarım Alanında Bilimsel, Teknik ve Ekonomik Đşbirliğine Đlişkin Protokolü”ne göre yürütülmektedir. Tarım Yürütme Komitesi Đkinci Dönem Toplantısı 17-21 Temmuz 2001 tarihlerinde Azerbaycan’da yapılmış ve bir protokol imzalanmıştır. Türkiye Tarım Bakanlığı ile Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Teşkilatı (FAO) Güney-Güney Đşbirliği kapsamında Azerbaycan’da gıda güvenliğinin sağlanması için bir proje hazırlanmıştır323. Azerbaycan’da yaşayan Ahıska Türklerine bedeli Türk Đşbirliği ve Kalkınma Ajansı (TĐKA) Başkanlığı’nca karşılanmak üzere, T.C. Tarım Bakanlığı, Tarım Đşletmeleri Genel Müdürlüğü’nce 25 ton tohumluk buğday gönderilmiş ve ekimi sırasında danışmanlık hizmeti sunulmuştur. Azerbaycan’ın Haçmaz yöresinde Örnek Tarım Çiftliği kurulmasına yönelik faaliyetler devem etmektedir. T.C. Tarım Bakanlığı ve TĐKA ile işbirliği içerisinde yürütülmekte olan “Avrasya Ülkelerinde Tarım Seminerlerini Araştırma ve Geliştirme Projesi” çerçevesinde Azerbaycan Bitki Sağlığı ve Karantina Laboratuarları Revizyonu Projesi devam etmektedir. 9.1.2. Sanayi Alanında Đşbirliği T.C. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı bünyesinde bulunan Türk Patent Enstitüsü görev alanına giren Sınai Mülkiyet Hakları kapsamında, Türk Cumhuriyetleri Patent kuruluşları arasında işbirliğini başlatmak ve geliştirmek için 12 Kasım 1998’de Azerbaycan, Gürcistan, Kazakistan, Kırgızistan, Moğolistan ve Tacikistan arasında niyet protokolü imzalanmıştır. Türk Cumhuriyetleri ile yapılan teknik işbirliği alanında ekonomik, ticari, teknik, eğitim konularında Azerbaycan’ın da içinde yer aldığı eğitim programı 22-28 Mayıs 2000 tarihinde yapılmıştır. 323 Azerbaycan Ülke Raporu, DPT Müsteşarlığı Dış Ekonomik Đlişkiler Genel Müdürlüğü, Ankara, Mayıs-2002, s.22. 202 Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz 9.1.3. Standartlar Alanında Đşbirliği Azerbaycan Devlet Standartlaştırma ve Meteoroloji Merkezi (Azer Devlet Standard) ile Türkiye’nin Türk Standartları Enstitüsü (TSE) arasında ilk işbirliği protokolü Aralık 1990’da imzalanmıştır. Bu protokol ve diğer protokollerde tarafların mütekabiliyet esasına bağlı olarak ticarete konu olan mal ve hizmetlerde, uluslararası kaliteyi ifade eden teşkilat, marka ve belgelerini tanıdıkları belirtilmektedir. Bu alanda en önemli gelişme 13 Haziran 1996’da imzalanan uygulama protokolüdür. Bu anlaşma ile her iki ülke, birbirlerinden veya üçüncü bir ülkeden gelen malların her iki ülkenin ilgili kuruluşlarından belge aldıkları takdirde ülkeye girişlerde Standart Teşkilatlarınca ayrı bir kontrole tabi tutmayacakları konusunda mutabakata varmıştır. 1997’de Azerbaycan’da temsilcilik açan TSE, faaliyetlerini doğrudan tanıtabilme imkanı sağlamıştır. Ayrıca Azerbaycan’ın da dahil olduğu “Bölgesel Standardizasyon Birliği (BASN)”in faaliyetleri devam etmektedir. 9.1.4. Enerji Sektöründe Đşbirliği Azerbaycan ve Türkiye arasındaki en önemli ekonomik işbirliği enerji sektöründedir. Bakü-Tiflis-Ceyhan Petrol Boru Hattı Projesi ve Bakü-Tiflis-Erzurum Doğal Gaz Boru Hattı Projesi ise ekonomik ve stratejik önem arzeden enerji sektöründeki en önemli iki projedir. Bu iki proje dışında Azerbaycan ile potansiyel işbirliği arasında yer alan ve BOTAŞ’ın Türkiye içinde yer altı depoları hazır olana kadar Türkiye dışında depo kiralama stratejisi doğrultusunda Bakü’nün 50 km yakınında yer altı depolarının kiralanması sözkonusudur. 9.1.4.1. Bakü-Tiflis-Ceyhan Petrol Boru Hattı Projesi Bakü-Tiflis-Ceyhan Petrol Boru Hattı Projesi, 18 Kasım 1999 tarihinde Đstanbul’da yapılan AGĐT Zirvesi’nde Türkiye, Azerbaycan ve Gürcistan Hükümetleri arasında imzalanan “Hükümetlerarası Anlaşma” ile faaliyete geçmiştir. Azerbaycan tarafından 3 Ekim 2000’de Projeyi desteklemek üzere bir “Sponsor Grup” oluşturulmuştur. Đlgili grup 17 Ekim 2000’de imzalanan “Sponsor Grup Finansman ve Đşbirliği Anlaşması” ile resmiyet kazanmıştır. Đlgili grupta Exxon-Mobil, LUKOIL ve Devon dışındaki tüm AIOC üyeleri yer almıştır. 203 Dr. Osman Nuri Aras 9.1.4.2. Bakü-Tiflis-Erzurum Doğal Gaz Boru Hattı Projesi Bakü-Tiflis-Erzurum Doğal Gaz Boru Hattı Projesi ile ilgili olarak 18 Kasım 1999’da, Đstanbul’da yapılan AGĐT Zirvesi’nde Türkiye, Azerbaycan ve Gürcistan Enerji Bakanları düzeyinde yapılan görüşmeler sonunda imzalanan Mutabakat Zaptı ile ilk adım atılmıştır. Sözkonusu Zapt çerçevesinde iki ülke arasında Azerbaycan doğalgazının Türkiye’ye sevkine ilişkin 12 Mart 2001’de “Hükümetlerarası Anlaşma” imzalanmıştır. Đmzalanan anlaşma doğrultusunda BOTAŞ ve SOCAR arasında 15 yıl süreli Doğal Gaz Alım-Satım Anlaşması imzalanarak, alımların 2004’de 2 milyar m3/yıl ile başlaması ve 2007’de 6.6 milyar m3/yıl’a ulaşması hedeflenmektedir. 9.1.5. Turizm Sektöründe Đşbirliği Azerbaycan ve Türkiye arasında 1992’de Turizm Đşbirliği Anlaşması imzalanmıştır. Azerbaycan turizm sektöründe çalışan personel Türkiye’ye eğitimi almak üzere gitmektedir. Ayrıca yapılan anlaşmalar çerçevesinde, özel şirketler tarafından Azerbaycan ve Türkiye arasında karşılıklı turlar düzenlenmektedir. 9.1.6. Madencilik Sektöründe Đşbirliği Türkiye Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü Genel Müdürlüğü 1994-1995 yıllarında her bir ülkenin yer bilimleriyle ilgili temsilcilerin katıldığı “Türkçe Konuşan Ülkeler Yer Bilimleri ve Madencilik Konferansı” gerçekleştirmiştir. Đlgili toplantıda bütün ülkelerin doğal kaynak potansiyelleri ve madencilik faaliyetleri ile ilgili görüşmeler yapılmıştır. Ayrıca Azerbaycan’ın 1/500.000 ölçekli maden yatakları haritası, Azerbaycan Cumhuriyeti Devlet Ehtiyalar Komitesi ile Türkiye Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü Genel Müdürlüğü tarafından ortak çalışma sonucu basılmıştır. 9.1.7. Eğitim Sektöründe Đşbirliği Büyük Öğrenci Projesi kapsamında diğer Türkiye Cumhuriyetlerinden olduğu gibi Azerbaycan’dan da Türkiye’ye lisans, yüksek lisans ve 204 Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz doktora eğitim amacıyla öğrenci gitmektedir. Türk Cumhuriyetlerinden Türkiye’ye eğitim almak üzere giden öğrencilerin %11’i Azerbaycanlıdır. Azerbaycan’daki liselerin tamirat, ders kitaplarının karşılanması, demirbaş alımı gibi giderlerinin karşılanması amacıyla Türkiye 19932001 yılları arasında 102.570$ yardımda bulunmuştur. Ayrıca Türkiye Diyanet Vakfı tarafından Bakü Devlet Üniversitesi Bünyesinde Đlahiyat Fakültesi açılmıştır. Yine Türkiye Diyanet Vakfı tarafından Bakü Türk Lisesi, hem Azerbaycanlı öğrencilere hem de Azerbaycan’da yaşayan Türkiyeli öğrencilere eğitim vermektedir. 9.1.7. Ulaşım Sektöründe Đşbirliği 1 Kasım 1992 yılında Türkiye ile Azerbaycan arasında kapsamlı bir Kara Ulaştırma Anlaşması imzalanmıştır. Nahçıvan yolu ile direkt bağlantı sağlanmış, ancak bu Nahçıvan’dan öteye gidememiştir. Türkiye ile karayolu bağlantısı Gürcistan ve Đran üzerinden sağlanmaktadır. Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Dr. Osman Nuri Aras 9.2. Ticari Đlişkiler Azerbaycan ve Türkiye ekonomileri yapı ve coğrafi devamlılık itibariyle birbirlerini tamamlar niteliktedir. Türkiye ekonomisi dışa dönük ve imalat sanayii ağırlıklı bir yapılanma görüntüsü çizerken Azerbaycan ekonomisi daha çok hammadde ağırlıklıdır. Dünya ekonomisine entegrasyon sürecinde önemli bir mesafe aldığına gösterge olacak şekilde 2002 yılında 128 ülke ile ekonomik ilişki kuran Azerbaycan’ın dış ticaret hacminde de Türkiye önemli bir yere sahiptir. Türkiye’den yapılan ithalatın, toplam ithalat içindeki payı 1998 yılındaki % 20.4'lük değerden 2000 yılında % 11,0’a, 2002 yılında ise 9.4’e düşmüştür 1997 yılından 2001 yılına gelindiğinde Türkiye’den ithal edilen ürünlerin hacmi 179 milyon $’dan 148 milyon $’a gerilemiştir. Buna karşın Đran ve Rusya’dan yapılan ithalat hacmi ise artmıştır. Tablo 44. Azerbaycan’ın Dış Ticaretinde Türkiye 9.1.8. Gümrük Đşbirliği Yıllara Đki ülke arasında 09.02.1994 tarihinde imzalanan Đdari Yardım Anlaşması çerçevesinde 1992, 1995 ve 2000 yıllarında (ECO ülkeleriyle birlikte) Azerbaycan gümrük personeli için Türkiye Gümrük Mevzuatı ve Uygulamalarının tanıtıldığı seminerler düzenlenmiştir. 1997 1998 1999 2000 2001 2002 9.1.8. TĐKA’nın Faaliyetleri Türk Đşbirliği ve Kalkınma Ajansı (TĐKA) iki ülke arasında ekonomik ve kültürel işbirliğinin geliştirilmesi amacıyla Azerbaycan’da aşağıdaki alanlarda farklı projeleri gerçekleştirmiş veya gerçekleştirmektedir: Kurumsal ve Đdari Yapıların Geliştirilmesi Programları Avrasya Ülkelerinde Tarım Sistemlerini Araştırma ve Geliştirme Programları Avrasya Ülkelerinde Girişimciliği ve Küçük ve Orta Ölçekli Sanayii Geliştirme Programları Turizm ve Hizmet Sektörünü Geliştirme Programları Sosyal Đşbirliği Programları Eğitim ve Kültürel Đşbirliği Programları 205 Đthalattaki payı % 22.6 20.4 13.8 11.0 10.4 9.4 Đthalattaki Yeri Đhracattaki payı Đhracattaki Yeri % 1 5.3 4 1 22.4 1 2 7.4 4 2 6.0 4 3 2.9 7 3 3.8 6 Kaynak: Azerbaycan Statistik Göstericileri 2002, ARDSK Yayınları, Bakı, 2002, s.629-630; Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, s.53. Türkiye’den yapılan ihracatın, toplam ihracat içindeki payı ise 1998’de %22.4 iken, 2000’de %6.0, 2002’de ise %3.8’e gerilemiştir. 1998’de en yüksek değerine ulaşarak 356 milyon $ olarak gerçekleşen iki ülke arasındaki ticaret hacmi, daha sonraki yıllarda 250 milyon $’ı bile aşamamıştır. 1991 yılından itibaren gelişen siyasi ve ekonomik ilişkilere paralel Türk işadamlarının bu ülkeye olan yoğun ilgisi ve Türk şirketlerinin Azerbaycan piyasasında şube açmak suretiyle Türkiye’den ithalat yapması sebebiyle sürekli bir yükselme içerisinde bulunan iki ülke ticareti Türkiye lehine fazla vermiştir. 206 Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Türkiye’nin bağımsızlığın ilk yıllarında Azerbaycan ile ekonomik ve ticari ilişkilerinde olan üstünlüğü zaman içerisinde hem diğer ülkelerin bu pazara girmesi ve hem de yerel müteşebbislerin artık kendi ayakları üzerinde durmaya başlaması ile gerilemeye başlamıştır. Türkiye’nin Azerbaycan’a olan ihracatındaki azalmanın başlıca sebeplerinden biri de Türk müteahhit firmalarının üstlenmiş oldukları taahhüt işlerinin büyük ölçüde tamamlanmış olması ve yeni projelerin başlamamasıdır. Ancak başta bavul ticareti olmak üzere, kayıt dışı ticaret işlemleri göz önüne alındığında iki ülke arasındaki dış ticaret hacmi resmi verilerden daha fazladır. Azerbaycan’ın Türkiye’den ithal ettiği mal grupları arasında ilk sırayı gıda maddeleri almaktadır. Önemli ihraç ürünleri; un ve unlu mamuller, margarin, buğday, zeytinyağı, çiçek yağı, süt ve süt ürünleri, yumurta, makarna, bira, patates, küp ve tozşeker, çikolata ve şekerleme ürünleri, meyve suları, peynir, bisküvi, hazır deri mamulleri, trikotaj ürünleri, sentetik deterjanlar, sabun, duvar kağıtları, sıhhi tesisat malzemeleri, tekstil sanayii için makineler, lastik ve plastikten mamul eşya, beyaz eşya, telekomünikasyon ürünleri, elektrik malzemeleri, elektrik enerjisi v.b’dir. Başta petrol ve petrol ürünleri olmak üzere ham alüminyum, pamuk polietilen, ham deri, pamuk ipliği, yün, ham bakır, alkollü içecekler ve fosfatlı gübreler Azerbaycan’ın Türkiye’ye ihracatında önem arz eden ürünlerdir. Azerbaycan ve Türkiye arasında direkt karayolu bağlantısının olmaması iki ülke arasındaki ilişkilerin özelliklede ekonomik ve ticari ilişkilerin zaman zaman zora girmesine ve diğer ülkelere (Rusya ve Đran) göre Türkiye’nin dezavantajlı duruma düşmesine neden olmaktadır. Zira Türkiye-Azerbaycan ilişkilerinde bu bağlantısızlık ekonomik ve politik ilişkilerin üzerinde üçüncü ülkelerin ipoteğini her zaman olası hale getirmektedir. Karayolu bağlantısının sağlandığı Gürcistan’ın koyduğu yüksek vergiler ve Đran’ın getirdiği tonaj sınırlamaları, Azerbaycan’ın aynı zamanda BDT üyesi olması ve BDT ülkeleri ile sağladığı gümrük anlaşmaları Azerbaycan ile Türkiye’nin ekonomik ve ticari ilişkilerini zora sokmuştur. Türk taşıtlarına uygulanan yüksek orandaki yol vergileri, gümrükleme sıkıntıları, vize uygulamaları, bürokratik işlemlerin çokluğu, mevzuat eksikliği, kayıt dışı ekonominin getirdiği haksız rekabet ortamı, gizli monopolleşme, kamu görevlilerinin menfaat temini amacıyla özel sektör üzerinde kurduğu baskılar ve bazen pazar ekonomisinin mantığıyla çelişen bazı kanunlar ve uygulamalar Azerbaycan’da 207 Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Dr. Osman Nuri Aras Türkiyeli işadamlarının rekabet şartlarını zorlaştırmakta ve ülkeye olan ilgilerini azaltmaktadır 324. 9.3. Türkiye Sermayesinin Azerbaycan’daki Etkinliği Bağımsızlığına kavuştuğu yıldan bu yana, Türk işadamları Azerbaycan’a yatırım yaparak her iki ülkenin ekonomik gelişimine katkıda bulunma bilinci ile önemli teşebbüslerde bulunmuşlardır. Geçiş döneminde olan ve yatırıma ihtiyacı bulunan Azerbaycan’a Türk sermayesinin katkısı önemli boyutlardadır. Türk müteşebbisleri daha çok petrol sektörü dışındaki alanlara yaptıkları yatırımlarla dikkat çekmektedirler 325. Azerbaycan’daki Türk yatırımları ülkedeki petrol dışı yabancı yatırımlar içinde ilk sırada yer almaktadır. Değişik alanlarda faaliyet gösteren Türk firmalarının büyük bir kısmı ticaret yapmakta veya küçük ve orta ölçekli yatırımı tercih etmektedir. Bu firmaların faaliyet alanları; petrol, telekomünikasyon, bankacılık ve sigortacılık, gıda malları imalatı, eğitim, basın-yayın, tekstil ve konfeksiyon, ulaşım, haberleşme, otomotiv, orman ürünleri, demir-çelik, demir dışı metaller, inşaat, inşaat malzemeleri ve müteahhitlik hizmetleri gibi sektörlerdedir. 2003 yılı başı itibariyle Azerbaycan’da faaliyet gösteren 2500 yabancı şirketin, 800’den fazlası Türk sermayelidir. Bunlardan 380’inin tamamı Türk sermayeli, 370’i Azerbaycan-Türkiye ortaklığı, 60’u ise temsilcililiktir. Türk sermayeli işletmelerin %22.8’i üretim, %3.5’i hizmet, %9.3’ü inşaat, %4.8’i taşımacılık, %36.9’u ticaret, %22.7’si ise diğer alanlarda faaliyet göstermektedirler. Azerbaycan sanayi sektöründe Türk yatırımları, bu sektörün şirket sayısına göre %19’unu oluştururken, yatırım hacmi yaklaşık 350 milyon $, istihdam edilen işçi sayısı ise 4000 civarındadır. Ticaret sektöründe Türk yatırımları, bu sektörün şirket sayısına göre %34’ünü oluştururken, yatırım hacmi yaklaşık 550 milyon $, istihdam edilen işçi sayısı ise 11.500 civarındadır. Ulaşım ve haberleşme sektöründe Türk yatırımları, bu sektörün şirket sayısına göre %10’unu oluştururken, yatırım hacmi yaklaşık 470 milyon $, istihdam edilen işçi sayısı ise 1650 civarındadır. Hizmetler sektöründe Türk yatırımları, bu sektörün şirket sayısına göre 324 325 Sinan Oğan, “Bağımsızlığının Onuncu Yılında Azerbaycan Ekonomisi ve Türkiye Đle Ekonomik Đlişkileri”, www.ceterisparibus.net/arsiv/s_ogan.pdf. 13.03.2003 Musayev, s.12. 208 Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz %26’sını oluştururken, yatırım hacmi yaklaşık 300 milyon $, istihdam edilen işçi sayısı ise 10.000 civarındadır 326. Türk işadamları modern oteller, bankalar, sigorta şirketleri, üretim ve eğitim kurumlarını Azerbaycan’a kazandırmada ilke imza atmışlardır. Katma değeri Azerbaycan'ın Gayri Safi Milli Hasılası'nın %7'sini oluşturan Türkiye sermayeli şirketler Azerbaycan ekonomisine istihdam açısından önemli bir katkıda bulunmaktadırlar. Türkiye sermayedarları tarafından Azerbaycan’da açılan işletmelerde 5 bin civarında Türkiyeli, 30 bin civarında ise Azerbaycanlı çalışmaktadır. Son dönemde Azerbaycan ekonomisine dahil olan yabancı sermayenin %15’i Türkiye kaynaklıdır. Yapılan petrol anlaşmalarını destekleyen ve petrolün dünya piyasalarına ulaştırılmasında Bakü-Ceyhan boru hattının en kısa zamanda hayatiyet kazanmasıyla Azerbaycan'ın ekonomik kalkınmasında önemli bir mesafe alınmasını bekleyen Türkiyeli Đşadamlarının, Azerbaycan’da petrol sektörü dışındaki sektörlerin gelişimi amacıyla yaptığı yatırımlar, 1996’da 45.3, 1997’de 129.6, 1998’de 160.3, 1999’da 67.8 ve 2000 yılında 31.6 milyon $ hacminde olmuştur327. 2003 yılı başı itibariyle ülkede Türk şirketleri tarafından 1.3 milyar $ değerinde 126 çeşit proje hayata geçirilmiştir328. Dolayısıyla toplam 1.3 milyar $’lık yatırım ile Türkiye Azerbaycan’da yatırım yapan ilk üç ülke arasında yer almaktadır329. Azerbaycan’ın yabancı sermayeye açılan petrol ve doğal gaz sahasında yapılan uluslararası konsorsiyumların dördünde TPAO’nun ortaklığı bulunmaktadır. Türk yatırımları, Azerbaycan’ın petrol rezervlerinin işletilmesi için hazırlanan 8 milyar $ tutarındaki (Azeri, Çırak ve Güneşli) projede % 6,5; 4 milyar $ tutarındaki Şah Deniz projesinde ise, % 9,0; Kürdaşı sahasında % 5 ve Araz-Alov-Şerq sahasında ise % 10 oranında pay almıştır. Ayrıca Pet Holding ve Atilla Doğan isimli iki özel Türk Şirketi, Azerbaycan Devlet Petrol şirketi (SOCAR) ile oluşturdukları ortak şirketler (Joint Venture) ile karada (Mişovdağ ve Hilli Babazanan sahaları) petrol çıkarmaktadırlar. 326 327 328 329 Diyalog Azerbaycan Đş Dünyası Dergisi, TÜSAB Cemiyeti, Mart-2003, s.12. Fazıl Memmedov, “Azerbaycan’da Vergi Oranları”, Diyalog Azerbaycan Đş Dünyası Dergisi, Sayı:10, Ekim-2001, s.12. TÜSĐAB Cemiyeti Bülteni, No:03/91, 4 Şubat 2003, s.2. Ahmet Ünal Çeviköz, “Türkiye Azerbaycan Ekonomik Đlişkileri - Đşbirliğinde Yeni Ufuklar”, Diyalog Azerbaycan Đş Dünyası Dergisi, TÜSAB Cemiyeti, Mart 2003, ss.6-7. 209 Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Dr. Osman Nuri Aras TPAO yalnızca Azeri-Çırak-Güneşli sahalarında petrol üretilmesi ve Bakü-Tiflis-Ceyhan ham petrol ana ihraç boru hattının inşaatı projeleri çerçevesinde 2002 yılı sonu itibariyle 650 milyon $ tutarında yatırım yapmıştır. Ancak bir yandan Azerbaycan ve Türkiye arasındaki ticaret hacminde azalma yaşanırken, bir yandan da Azerbaycan’a Türkiye’nin yaptığı yatırımların hacminde gerileme ve Türk sermayeli işletmelerin sayısında azalma görülmektedir. Örneğin, 1997 yılında yapılan toplam yatırımlar içinde Türkiye’nin payı %14 olmasına karşın, 2001 yılında bu oran %7,6 olmuştur330. 1994 yılında Türk işadamları bir araya gelerek “Azerbaycan Türk Sanayici ve Đşadamları Beynelhalk Cemiyeti” (TÜSĐAB)’ni kurdular. Genelde dünyada, özelde Azerbaycan ve Türkiye’de yaşanan ekonomik krizlere rağmen Türk işadamları uzun vadeli düşünerek, gelişmekte olan Azerbaycan ekonomisinin bir çok sektöründe, faaliyetlerini devam ettirmektedirler. Ayrıca, Azerbaycan’ın devlet bütçesi içinde Türk sermayesinin %6 oranında bir paya sahip olduğu da görülmektedir331. Kısaca Türkiye sermayesi, yabancı sermaye olmaktan çok "bir millet iki devlet" ifadeleriyle bağdaşacak şekilde dost ve kardeş sermaye olarak Azerbaycan ekonomisinin gelişmesine ve dünya ekonomisine entegre olmasına hız kazandırmaya çalışmaktadır. Ziraat Bankası’nın ortaklığı ile kurulan “Azer-Türk Bank” bankacılık alanındaki işbirliğinin ilk örneğidir. Baybank, Royalbank, Koçbank, Đş Bankası Azerbaycan ve Cibank gibi Türk sermayeli bankalar faaliyet göstermektedir. Ayrıca Türk sermayeli 3 sigorta şirketi de faaliyet göstermektedir. 9.4. Yeni Dönem Yukarıdaki bölümlerde dikkat çekildiği gibi Azerbaycan ve Türkiye arasındaki ticaret hacminin azalmasının yanı sıra, Azerbaycan’da faaliyette bulunan işletmeler içinde Türk sermayeli işletmelerin azalması, bazı acil önlemler alınmasını özellikle Türkiye bakımından gerekli kılmaktadır. 330 331 “Türkiye Azerbaycanla Đqtisadi Elaqerlerini Đnkişaf Etdirmek Niyyetindedir”, 525ci Gazet, www.525ci.com/2003/01/11. Diyalog Azerbaycan Đş Dünyası Dergisi, Sayı:10, Ekim-2001, s.15. 210 Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Azerbaycan Tarım Bakanlığı 2015 yılından sonra yurtdışından gıda ürünlerinin alınmasını sona erdirmek istemektedir. Türkiye’nin Azerbaycan’a ihraç ettiği ürünlerin büyük bir kısmı ise gıda ürünleridir. Bu durum, iki ülke arasındaki dış ticaret hacminin zamanla daha da azalacağı sonucunu doğuracaktır. Đki ülke arasında ticaret hacminin azalmaması, daha da önemlisi arttırılabilmesi için, ekonomik ilişkilerde daha çok sanayi sahalarına ilişkin ürünlerin üretimine yönelik işbirliğine gidilmesi gerekmektedir 332. Öte yandan Türk müteşebbisleri için, ülkede piyasa mekanizmasına yönelik hukuki altyapı yetersizliği ve ülkenin bürokratik yapısından kaynaklanan ciddi politik risk sorunları bulunmaktadır. Ancak Türk iş adamlarının ve diğer yabancı ülke işadamlarının Azerbaycan’da yatırım yapabilmeleri için gerekli yatırım iklimi son zamanlarda yapılan düzenlemelerle her geçen gün daha da olumlu bir atmosfere bürünmektedir. Böylece, Türk işadamlarının Azerbaycan ekonomisindeki etkinliğinin, bundan sonraki dönemde hem büyük hem de küçük ve orta ölçekte yapılacak yatırım ve açılacak işletmelerle daha da artması beklenmektedir. Elbette “Bakü-Tiflis-Ceyhan” petrol ve “Bakü-Tiflis-Erzurum” doğalgaz boru hatlarının gerçekleşmesiyle, Azerbaycan ve ekonomisinde gözlenecek olumlu gelişmelerin yanı sıra, Azerbaycan ve Türkiye arasındaki ekonomik ilişkiler de artacaktır. Bakü-Tiflis-Ceyhan projesi doğrultusunda Ocak-2003’de boruların Azerbaycan’a getirilmiş ve Mart ayında dizilmeye başlanmıştır. Şahdeniz Doğal Gazı ise Bakü-Tiflis-Erzurum boru hattı ile 2006 yılında Türkiye’ye ulaştırılacaktır. Öte yandan Türkiye siyasi hayatına gelen istikrar ile birlikte ekonomide gözlenen istikrar ve gelişme sürecinin, Azerbaycan ile Türkiye arasındaki ticari ilişkilere ve Türkiye sermayesinin Azerbaycan’a akınına olumlu etki edeceği gözlenmektedir. Olumlu etkinin ilk işareti; Aliyev’in EKO zirvesi çerçevesinde 2002 yılı sonlarına doğru Türkiyeli işadamları ile görüşmesi ve ardından Türkiyeli işadamlarının Azerbaycan’a gelmeleridir. Đkinci ve daha önemli işaret ise; 2003 yılı başında Recep Tayyip Erdoğan’ın büyük bir işadamı topluluğu ile birlikte Azerbaycan’ı ziyaretidir. Her iki ziyarette, 332 S. Eyyuboğlu, “Türkiye Azerbaycanla Đqtisadi Elaqerlerini Niyyetindedir”, 525ci Gazet, www.525ci.com/2003/01/11. Đnkişaf Etdirmek 211 Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Dr. Osman Nuri Aras Türkiye’den gelen işadamlarına bir çok önemli ve büyük projenin takdim edildiği de dikkate alındığında, gelecekte Türkiye sermayesinin Azerbaycan’a akınının artacağı tabiidir. Öte yandan iki ülke arasındaki ticaret hacminin 2003 yılında 500600 milyon $’a, 2004 yılında ise 1 milyar $’a çıkarılması hedeflenmektedir. Đki ülke arasında 2003 ve sonraki yıllarda ekonomik işbirliğinin daha da geliştirilmesi amacıyla, “Uzun Vadeli Ekonomik Đşbirliği Programı”nın hazırlanmasına çalışılmaktadır333. Türkiye’nin başta Azerbaycan olmak üzere Kafkasya ve Orta Asya’ya dönük politikasında öncelik vermesi gereken noktalar ise şöyle sıralanabilir: 1. Bölge ülkelerini kapsayacak ortak kalkınma işbirliği stratejilerinin geliştirilmesine, 2. Bölgeye yönelik Sigortacılık Birliğinin kurulmasına, 3. Bölgede çalışacak uluslararası bir tahkim sisteminin kurulmasına, 4. Eximbank kredileri verilirken yatırımcıların bölgedeki gayri menkullerinin de ipotek olarak kabul edilmesine, 5. Kars-Tiflis demir yolunun yeniden gündeme alınmasına, 6. Azerbaycan ve Türkiye arasında ticaret hacminin, bilgi ve teknoloji akışının artmasına, 7. Ticaret hukuku, vergi hukuku, icra-iflas hukuku, rekabet hukuku ve sermaye piyasası hukuku altyapısının geliştirilmesine destek vermek. Azerbaycan-Türkiye ekonomik ilişkilerinde geçen süre içerisinde, ilişkiler için sağlam bir temel oluşturmak üzere, hukuki altyapının oluşturulmasına öncelik verilmiştir. Bundan sonraki süreçte ise, ekonomik ilişkilerin ve işbirliğinin dinamik bir anlayışla, daha kapsamlı projelerle, karşılıklı çıkar ve ortak menfaatler çerçevesinde geliştirilmesi ve arttırılması sağlanmalıdır. Başta tarım, turizm, sanayi, finans, ulaşım, haberleşme, inşaat olmak üzere çeşitli sektörlerin Azerbaycan’da gelişmesi için Türk işadamlarını büyük görevler beklemektedir. Diğer Orta Asya cumhuriyetleri için köprü konumunda olduğu da dikkate alındığında, Türkiye bakımından Azerbaycan’ın önemi bir kat daha artmaktadır. 333 Çeviköz, s.7. 212 Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz SONUÇ VE ÖNERĐLER Azerbaycan Cumhuriyeti, zengin doğal kaynakları ile Güney Kafkasya’nın en stratejik ve kalkınma perspektiflerine sahip ülkesidir. Azerbaycan, bağımsızlığının ilk yıllarında yaşadığı siyasi sorunlar nedeniyle uluslararası ortamdaki konumu pek parlak olmamakla beraber zengin enerji kaynakları sebebiyle ekonomik açıdan gelecek vaadeden bir ülke olarak algılanmıştır. Nihayet Haydar Aliyev’in iktidara gelmesi ile birlikte siyasi istikrara kavuşan Azerbaycan, ekonomik açıdan zor durumdan kendisini çıkartmayı başarmış ve dünya çapında petrol üretimi yapan bir ülkeye dönüşme yolunda mesafe almaya başlamıştır. Bölgeye yönelik yabancı yatırımların ilk durak noktası olan Azerbaycan’ın özellikle enerji sektörüne yabancı sermaye yatırımları başarılı şekilde yapılmaktadır. Böylece Azerbaycan, Güney Kafkasya’nın temel ticaret ve yatırım merkezi olmuştur. Birçok batılı şirketlerin özellikle enerji sektörüne parasal açıdan çok büyük yatırımlar yaptığı bir ülke olması nedeniyle Azerbaycan’ın yatırım yapan ülkelerin ekonomik anlamda bir tür garantisi altında olacağı muhakkaktır. Enerji kaynaklarının Batı pazarlarına ulaştırılması ile Azerbaycan bölgenin en önemli ve en zengin ülkesi konumuna gelecektir. Đkinci önemli sektör olan tarımın ekonomideki ağırlığı % 18’ler civarındadır. Nüfusun % 36’sı tarım sektöründedir. Petrol ve doğal gaz üretimi ekonominin belkemiğini oluşturmaktadır. Đhracatta petrol ve petrol ürünlerinin payı % 84’tür. Petrol fiyatlarındaki küçük dalgalanmalar ekonomiyi büyük oranda etkilemektedir. Mali kesim oldukça zayıf ve hassastır. Sıkı para politikası uygulamaları sonucunda emisyon hacmi daralmış ve enflasyon kontrol altına alınmıştır. Ödemeler dengesinde kronik açıklar petrol fiyatlarının artışına paralel olarak elde edilen petrol gelirleriyle kapatılmaktadır. Aliyev yönetimi ile beraber ülkede siyasi ve ekonomik istikrar sağlanmış, yüzde 1700’lere varan enflasyon uygulanan sıkı para politikası sonucunda 1995 yılından itibaren düşüşe geçmiş ve fiyatlar genel düzeyinde istikrar sağlanmıştır. 213 Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Dr. Osman Nuri Aras 1997 yılından itibaren fiilen başlatılan özelleştirme çalışmaları sonucunda birinci özelleştirme programı tamamlanırken, 2001 yılından itibaren ikinci özelleştirme programı uygulamaya konulmuştur. Bu program ile orta ve büyük ölçekli şirketlerin ve stratejik öneme sahip bir kısım şirketlerin özelleştirilmesi planlanmıştır. 1998 yılındaki Rusya krizi ve petrol fiyatlarındaki düşüş ülke ekonomisini olumsuz etkilemişse de 2000 yılındaki petrol fiyatlarında beklenenin üzerinde olan artış ekonomiye canlılık getirmiştir. Ülkede ekonomisinde sağlanan istikrar ve kontrol altına alınan enflasyon dövize de yansımış ve $/Manat paritesinde ciddi bir değişiklik olmamıştır. Azerbaycan dış ticaret politikasını pazar ekonomisi şartlarına göre oluşturmaya çalışmaktadır. Belirlenen gümrük oranları ile bazı stratejik ürünlerin dışında özellikle de gıda sektöründe herhangi bir kısıtlama bulunmamaktadır. Bankacılık ve finans sektöründe bağımsızlığın ilk yıllarında yaşanan karmaşa ortadan kalkmış ve bu sektör Merkez Bankasının ciddi denetimi altına geçmiştir. Hukuki düzenlemeler henüz tamamlanmamış olmakla birlikte, ekonominin genel dengelerini düzenleyen temel kanunlar mevcuttur. Tarım, sanayi ve hizmetler sektörlerinde özelleştirmenin başlatılmış olması ve özel mülkiyete izin verilmesi sonucunda özel sektörün GSMH içindeki payı 1990 yılında % 13 iken, 1999’da % 62’ye, 2003 yılı başında ise %73’e çıkmıştır. Elbette Azerbaycan’ın ekonomik kalkınma sürecinde yapılması gereken işler, atılması gereken adımlar çoktur ve yerine getirilmesi zaruridir. Azerbaycan serbest piyasa ekonomisinin değil, geçiş sürecinin problemlerini yaşamaktadır. Ancak ifade etmek gerekir ki, yaklaşık 12 yıllık süre içerisinde bundan sonraki dönemde gerekli önlemlerin hayata geçirilmesi için hukuki ve kurumsal temeller oluşturulmuştur. Bakü-Tiflis-Ceyhan gibi petrol sektörüne yönelik ekonomik projelerin gerçekleşmeye başlamasıyla Azerbaycan ekonomisinde ciddi bir kalkınma beklentisi bulunmaktadır. Siyasi sorun olarak Dağlık Karabağ probleminin çözüme kavuşturulmasının da ekonomik kalkınmaya ve ekonomik istikrarın devamına katkısı olacaktır. Azerbaycan'ın Hazar enerji kaynaklarının üretimi ve uluslararası piyasalara nakline ilişkin tercihlerinde, ekonomik olmanın ötesinde stratejik çıkarları da göz önünde bulundurduğu görülmektedir. Bölgede 214 Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz eski Sovyetler Birliği dönemindeki etkinliğini devam ettirmeye çalışan Rusya'ya karşı Azerbaycan'ın, siyasi bağımsızlığını devam ettirme ve ekonomik bağımsızlığını pekiştirme zorunluluğunda olması, kaçınılmaz olan bu tercihte önemli bir rol oynamaktadır. Her şeye rağmen, zengin doğal kaynakların varlığı, büyük insan gücü, ekonominin ve ekonominin ilk değişim sürecine başladığı düzey, önemli ulaşım yollarının kesiştiği bir noktada bulunması, komşu ülke piyasalarının yapısı, özel mülkiyet ve bireysel teşebbüse dayanan milli medeniyetinin varlığı, Azerbaycan ekonomisinin geleceğine iyimser bakmaya imkan veriyor. Yavaş ama emin adımlarla ilerlemekte ve gelecek adına ümit vaad etmekte olan Azerbaycan ekonomisinde varolan problemlerin çözümü için ekonomik kalkınmada çözüm önerisi olarak aşağıda yer alan önerilerin ve bazı değişikliklerin yapılması gerekmektedir: Ekonomide yeniden yapılanmaya ilişkin temel adımlar süratle atılmalı ve bu süreçte yabancı sermayeden yararlanmanın önemini kavrayan Azerbaycan’da daha geniş ve büyük yatırımlara imza atılmalıdır. Azerbaycan ekonomisine yabancı yatırımların akımının güçlendirilmesi ve korunması için her türlü şartların yerine getirilmesinin yanı sıra, "Hollanda Sendromu"ndan kurtuluş da ekonomi politikalarının temel amaçları arasında yer almalıdır. Ekonomik gelişmenin sadece doğal kaynakların ihracı üzerine kurulması, ülke rezervlerinin tükenmesi ve sosyal adalet ilkesinin aksine olarak nüfusun yalnız küçük bir grubu dışında, çoğunluğun yaşam düzeyinin düşmesi sonucunu doğurmaktadır. Dolayısıyla sadece doğal kaynaklara ekonomilerini dayandıran ülkelerin hem iç hem de dış ilişkilerde bağımsızlıklarını kaybetme konumuna düşmesi nedeniyle, ekonomik açıdan petrolden elde edilecek gücün diğer sektörlere ve insan kaynaklarının gelişimine kanalize edilmesi gerekmektedir. Böylece ekonomide tek bir sektöre bağımlılık da önlenmiş olacaktır. Petrolün ötesinde ekonominin dengeli gelişimi Azerbaycan'a gerçek anlamda ekonomik ve siyasi bağımsızlığı temin edebilecektir. Bazı sektörlerin ve ihracatın geliştirilmesi için devlet teşviklerinin uygulanması gerekmektedir. Özellikle sektörel bağımlılık açısından gelecekte tehlike doğmaması için, petrol dışındaki diğer sektörler desteklenmelidir. Desteklenmesi gereken sektörlerin başında tarım, hayvancılık, gıda işleme ve sanayii gibi sektörler gelmektedir. Bu sektörlere öncelikle yabancı sermayenin çekilmesi, yine bu sektörlerde verim ve 215 Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Dr. Osman Nuri Aras kalitenin arttırılması sağlanmalıdır. Bu alanlara ayrılan kredilerin kullanımının kalaylaştırılması ise, sektörün ihracata dönük üretim yapmasını, istihdamın artmasını ve gizli işsizliğin azalmasını sağlayacaktır. Sovyet sisteminden miras alınan ağır toplumsal hastalıklardan biri olan ve her ne kadar belirli şekil değişikliğine uğrasa da, varlığını gün geçtikçe toplumun genelinde yaygın şekilde hissettirmekte olan rüşvet ve yolsuzluk ile mücadele edilmelidir. Bu mücadelede devlet müesseselerinin, öncelikle sözkonusu problemin genişlemesine ve derinleşmesine, sosyo-ekonomik sistemi tamamen sarmasına engel olmaları gerekmektedir. Günümüz dünyasında ekonomiye egemen olan görüş küreselleşme olgusudur. Bu olgu daha çok son yıllarda "yeni ekonomi" kavramı çerçevesinde biçimlenmektedir. Yeni ekonomi kavramı, makinelerin yerine yeni fikirlerin ve buluşların önem kazandığı bir dünyayı ifade etmektedir. Yeni ekonomi, Alvin Toffler'in "üçüncü dalga" kitabında ifade ettiği "bilgiye dayalı üretim yapan" bir ekonomi biçimidir. Birinci dalga olan tarım toplumunda sahip olunan toprak ve tarım araçları gibi üretim faktörlerinin sahipliği ekonomik kalkınmanın ve refahın belirleyicisi iken, ikinci dalga olan sanayi toplumlarında, bu faktörlerin yerini maden, enerji kaynakları gibi unsurlar almıştır. Üçüncü dalga olarak adlandırılan bilgi toplumunda ise artık ekonomik kalkınma ve refahın belirleyicisi ne topraktır ne de enerji kaynakları. Bilgi toplumlarında kalkınma ve refah, zihinsel üretim tarafından belirlenecek şekilde doğrudan bilginin yaratılması, dönüştürülmesi ve sermaye haline getirilmesine bağlıdır. Böylece ekonomik kalkınma mücadelesi farklı boyutlar kazanarak, ekonominin altyapısı elle tutulabilir mallardan çok bilgi temelli mallar üzerinde oturmaya başlamıştır. Bilginin üretim süreçlerindeki yerinin gittikçe büyümesi sonucunda, sanayi mallarının göreceli olarak değer kaybına uğradığı söylenebilir. Otomobil, cep telefonu, uydu ve genetik aşısının fiyatı arasında bir mukayese yapıldığında, günümüzde bilginin çok önemli ve değerli hale geldiği görülecektir. Yani ekonomide katma değerin çoğu beyin tarafından üretilmektedir. Bu çerçevede, bilgi boşluğunun azaltılması için; bilginin elde edilmesinden daha çok üretilmesi, kavranması ve iletilmesine gerek duyulmaktadır. 216 Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz O halde Azerbaycan'ın siyasi bağımsızlığını gerçek anlam kazanması bakımından önemli olan ekonomik bağımsızlık, ekonomik kalkınma ve ekonomik entegrasyon için, bilgiye ve bilgili insana ihtiyaç vardır. Yoksa Azerbaycan'ın sadece petrol ve doğal gaz rezervlerinin varlığına odaklanarak, siyasi bağımsızlığını ebedi kılacak ekonomik bağımsızlığını ve kalkınmasını gerçekleştirmek günümüz dünyasında mümkün olamayacaktır. Kaldı ki Azerbaycan önemli bir işgücü potansiyeline sahiptir. Yapılması gereken işgücünün potansiyel kabiliyetinin, yeni ekonominin şartlarına uygun olarak, inkişaf ettirileceği bir eğitim altyapısının oluşmasıdır. Enerji kaynaklarından elde edilen gelirin, bilginin elde edilmesine ve daha da önemlisi bilgiyi üretecek insanları yetiştirecek eğitim kurumlarının teşekkülüne plase edilmesi en doğru karar olacaktır. Bu konuda Hindistan örneğinden faydalanılması için gerekli çalışmaların yapılması ve yapılan çalışmalara destek verilmesi de gerekmektedir. Küreselleşen dünyamızda sermayenin de küresel bir boyut kazanarak uluslararasılaşması nedeniyle, uluslararası sermaye hareketleri ekonomideki konjonktürel dalgalanmaların da temel etkeni olmuştur. Ekonomideki konjonktürel dalgalanmalar özellikle 1980'lerden sonra finansal kriz şeklinde başlayarak genel ekonomik krize dönüşür bir mahiyet kazanmıştır. Finansal krizlerden en az derecede etkilenmek için uluslararası sermayenin ülke içinde prodüktif alanlara yönlendirilmesi yani, yabancı sermayeden uluslararası direkt sermaye yatırım şeklinde faydalanılması gerekir. Zaten gelişmekte olan ülkelerde de ekonomik büyümenin sağlam temellere oturtulabilmesi için sıcak para yerine uzun vadeli finansmana gerek vardır. Gelişmekte olan ve geçiş sürecindeki ülkeler de, kalkınma ve büyüme açısından ekonominin üretim kapasitesini arttırıcı politikalar uygulanmalıdır. Arz Yanlı Đktisat olarak bilinen bu politikalar çerçevesinde yeni vergi indirimlerinin yapılması gerekmektedir. Teorik açıdan 1970'li yıllardan sonra ortaya çıkan Arz Yanlı Đktisat Teorisi durgunluğun giderilmesi için ekonominin arz cephesinin yani, üretim faktörleri arzının teşvik edilmesi gerektiğini, bunu için de özellikle vergi indirimlerinin gerekliliğini savunmaktadırlar. Talep yetersizliğinden çok arz yetersizliğinin görüldüğü gelişmekte olan veya geçiş sürecindeki ekonomilerde de bu teori bağlamında vergi indirimleriyle başta sermaye 217 Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Dr. Osman Nuri Aras olmak üzere üretim faktörleri, üretimi arttıracak şekilde harekete geçirilmelidir. Dolayısıyla 1998 Rusya Finansal Krizi ile birlikte sarsılan Azerbaycan ekonomisinin “Hollanda Sendromu”ndan kurtulacak şekilde, yabancı sermayenin ve kârının geriye dönüşünü önlemek ve ülke içine yeni bir akımı başlatabilmek; özellikle portföy yatırımı yerine katma değeri yüksek direkt yatırımları arttırmak için, yabancı sermaye girişini ve bu bağlamda üretime yönelik yatırımları teşvik edici ve destekleyici politikalara gerek duyulmaktadır. Bu politikaların başında; petrol ve doğal gaz ile ilgili olmayan alanların üretim ve istihdam düzeyinin geliştirilmesi için gerekli yatırım ikliminin elverişli kılınması gelir. Yatırım ikliminin elverişliliği, ülkede siyasi ve makro iktisadi istikrarın olmasını gerektirir. Bunun için ise önce ticari olmayan risklerin ortadan kaldırılması, ardından vergi oranları, vergi toplama sistemi ve etiği, yabancı sermayeyi güvenceye alıcı hukuki ve idari düzenlemelerin varlığı ve icraatı, vergi ve gümrük sistemlerinin optimizasyonu ile ilgili düzenlemeler yapılmalıdır. Ticaret hacminin arttırılması için ise dış ticarette liberalizasyon ve gümrük idaresinin modernleştirilmesi gerekmektedir. Ayrıca ülkenin ihraç potansiyelinin arttırılması için de serbest bölgeler oluşturulmalıdır. Yabancı yatırımların ülkeye akımını sağlamaya çalışan kurumların devlet tarafından daha aktif şekilde koordine edilmesi gerekir. Dünya sermaye pazarlarında ülkenin enerji kaynakları dışındaki sektörleri ile ilgili yabancı yatırımı çekici reklam ve enformasyon da teşekkül ettirilmelidir. Uluslararası finans kurumları ile yatırım işbirliğinin geliştirilmesi gerekmektedir. Mevcut ulaşım, altyapı ve telekomünikasyon sisteminin yenilenmelidir. Bankacılık ve finans sektörünün uluslararası düzeye ulaştırılması için gerekli düzenlemeler ivedilikle yapılmalıdır. Sermaye stokundaki artışa ve ekonominin daha fazla kayıt altına alınmasına paralel olarak bankacılık ve finans sektörleri gelişecek, özel sektörün bu piyasalardaki ağırlığı artacaktır. Ancak, dış borç stokunda sürekli bir artışa meydan verilmemeli, kamu finansman açığı bu yolla kapatılmamalıdır. Azerbaycan’da yapılması gereken bir çok büyük ölçekli yatırım ve projenin finansmanı için dış kaynağa ihtiyaç duyulmaktadır. Dış finans kaynaklarının yatırım ve projeleri kredi ile destekleyebilmeleri için, 218 Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz devlet garantisi talep etmektedirler. Proje ve yatırımlara devlet garantisi verilmesi için gerekli hukuki düzenlemeler yapılmalıdır: Vergi ve gümrük oranlarının makul yani ödenebilir bir seviyeye getirilmesi, vergi kontrol sisteminin korkutucu ve teşebbüsü caydırıcı bir mahiyette olması ve ticari faaliyeti olan herkesten verginin alınması yani vergini tabana yayılması. Bu bağlamda KDV uygulamasının yeniden gözden geçirilmesi de gerekmektedir. Yatırım politikasında yeni bir adım olarak, yatırımların sigortalanması sisteminin teşekkül ettirilmesi, yatırım fonları ve menkul kıymetler piyasasının teşekkülünün hızlandırılması vasıtası ile ülkeye portföy yatırımlarının gelmesi sağlanmalıdır. Bu noktada Eoru’ya geçen Avrupa ülkelerinin muhtemel etkilerinden olumlu anlamda faydalanmak Azerbaycan açısından mümkün olabilecektir. Yatırım politikasında yerli yatırımcıların ülke ekonomisinin kalkınmasına iştiraklerini arttırmak için de ayrı bir önem verilmelidir. Bürokrasi asgari düzeye çekilmeli ve suni engeller ortadan kaldırılmalıdır. Ülkede bağımsız rekabet ve mülkiyet ortamında özel teşebbüsü sağlayan mekanizmanın şekillenmesini tamamlamak yani ekonomide liberalleşme eğiliminin devam etmesi özel teşebbüsün güçlendirilmesi gerekir: Bu amaç için piyasa ekonomisi anlayışına zıt olan tekelciliğin oluşmasına izin verilmemesi, ekonominin varolan tekellerden kurtarılmasına devam edilmesi ve tabii tekellerin uygun önlemlerle düzenlenmesi gerekmektedir. Uygulanacak politikalar kümülatif bir karakter de taşımalıdır. Böyle bir karakter taşıyabilmesi için gerçekleşen kârların ülke dışına çıkmasına imkân vermeyerek yeniden yatırımını sağlayacak politikalara da ihtiyaç vardır. Hazar'ın statüsündeki belirsizlik ise yabancı yatırımcılar üzerinde olumsuz etki yapmaktadır. Bu nedenle çözüm için atılacak olumlu adımlar hem kıyı devletleri, hem de bölgenin enerji kaynaklarının işletilmesine katılmak isteyen yabancı şirketler için olumlu sonuçlar doğuracaktır. Özelleştirmede en kısa zamanda ve en sağlıklı şekilde önemli adımlar atılarak devletin ekonomideki etkinliğinin azaltılması gerekir. Ekonomide devletin rolünün azaltılması ve devlet mülkiyetinin özelleşti- 219 Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Dr. Osman Nuri Aras rilmesi yeni ekonomik ilişkilerin oluşturulma vasıtası gibi değerlendirilmelidir. Mülkiyet ilişkilerinin serbest piyasa prensiplerine esasen oluşturulmasının hız kazanması, “gizli ekonomi” ve “kriminal ekonomi” ve vergiden kaçma ve gayri kanuni sermaye akımı gibi durumlara karşı önlem almayı daha zaruri kılmaktadır. Mülkiyet ilişkilerine sivil karakter vermek için, öncelikle işletme mekanizması ve maliye ve para politikalarında şeffaflık sağlanmalı, bürokratik engeller ortadan kaldırılmalıdır. Çağdaş ekonomik yönetim sistemi ile devletin ekonomik kalkınmadaki yönlendirici rolü arttırılmalıdır. Bunun için devlet bütçesinde sosyal yatırımlara ağırlık verilerek devlet harcamalarının, kalkınmayı teminde rolünün arttırılması sağlanmalıdır. Ülke ekonomisinin dünya ekonomisine entegrasyonunu derinleştirmek, hızlandırmak ve genişletmek gerekir: Uluslararası ekonomik entegrasyonun derinleştiği günümüzde dış ticaretin önemi bir hayli artmaktadır. Dış ekonomik faaliyetler de daha çok dünya piyasalarının çağdaş kurallarının uygulanması, uluslararası ekonomik ve finansal kurumlar ile işbirliğinin güçlendirilmesi ve uluslararası ikili ve/veya çok taraflı işbirliğinin derinleştirilmesine önem verilmese gerekmektedir. Uluslararası piyasalarda kendine has bir yer tutmak için ülkeler arasında rekabet gittikçe keskin bir hal almaktadır. Bu süreçte geri kalmanın, hızlı davranmamanın her bir ülke için olumsuz etkileri olabilir. Bu sebepten de, Azerbaycan kendi ekonomisinin şimdiki durumunu göz önünde bulundurarak, dünya ekonomisine entegre etmesine imkan veren tüm potansiyelini belirlemeli ve bundan gerektiği gibi faydalanmalıdır. Yeterli potansiyele sahip olan ülkenin jeo-siyasi konumu ve coğrafi yerleşimi, doğal kaynaklarının zenginliği, büyük ilmiteknolojik ve kadro potansiyeli, insanların yüksek iş yapma kabiliyetine sahip olması dikkate alınmalı, bu imkanlar dünya ekonomisine verimli ve faydalı entegrasyon için seferber edilmelidir. Hiçbir ülke, hatta en büyük ülkeler bile, dünya ekonomisine entegre olmadan, uluslararası ekonomik ilişkiler kurmadan gelişemez. Uluslararası ekonomik ilişkilere bağlanma ise ilk önce ve daha ağırlıklı olarak bölgesel entegre şeklinde gerçekleşir. Çünkü, bölgesel entegre tarafları çeşitli kaynaklar ve teknolojilerin elde edilmesinde, yeni pazarlara çıkış, üçüncü ülke şirketleri ile mukayesede bu pazarlara daha 220 Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz serbest girme ve rekabet üstünlüğü kazanması gibi bazı elverişli şartlar temin etmektedir. Aynı zamanda ülkenin dünya ekonomisine entegre olmasının ekonominin tamamen ithalata bağlı duruma düşmesi gibi bazı olumsuz sonuçlarının da ortaya çıkabileceği göz önünde bulundurularak gereken tedbirler alınmalıdır. Yerli üretime destek verilmelidir: Sanayide temel sahaların, bu noktada yerli hammadde işleyen ve dünya piyasalarında yüksek talebe sahip ürünleri üreten temel sektörlerin çağdaş teknoloji ile dinamik gelişimi sağlanmalıdır. Asya’daki yeni sanayi ülkelerinin tecrübesi gösteriyor ki, yerli üretimin gelişimi ve güçlendirilmesi için belirli dönemlerde iç piyasanın korunması ve yerli üretimin himaye edilmesi yönünde ciddi tedbirler alınmalıdır. Gelişmiş olan ülkeler ekonomik gelişimin belirli aşamalarında yerli üretimcilerini himaye eden ve iç piyasayı koruyan siyaset yürütmüşlerdir. Azerbaycan’da yerli üreticilere yabancı ürünlerle rekabette belli oranda uygun şartlar oluşturmak, yerli ürünlerin rekabet imkanlarının güçlendirilmesi için gereklidir. Petrol üretiminin son halkası ve ülkenin mineral ihtiyatları ile doğrudan ilgili olan petro-kimya sanayii “Hollanda Sendromu”na düşmeme noktasında geliştirilmesi gereken en önemli sektörlerin başında gelmektedir. Metalurji sanayii, zengin hammadde kaynağına sahip olan ve üretilen ürünlerin dünya piyasasında yüksek likiditeye sahip olması nedeniyle öncelik verilmesi gereken sektörler arasında yer almaktadır. Dünya piyasalarında önemli bir talep potansiyeline sahip olan üretim alanlarına ağırlık verilmeye çalışılırken, öncelik ülkede varolan doğal kaynaklardan faydalanılabilecek alanlar üzerinde yoğunlaşmalıdır. Farklı bölgelerin kalkınmasını sağlayacak bölgesel kalkınma politikalarının hayata geçirilmelidir: Ülkede ekonomik kalkınmaya ivme ve denge kazandırılması için ayrı-ayrı bölgelerin dinamik kalkınmasını sağlayacak bölgesel politikalara gerek duyulmaktadır. Bölgesel kalkınmada dengenin sağlanması için yerli doğal kaynakların işletmelerde kullanılmasına özen gösterilmelidir. GSMH artışı yılda %10’da yukarı gerçekleştirilmeye çalışılmalıdır. Sürdürülebilir bir ekonomik gelişmenin, kamu idaresinin ve gelişmekte olan siyasi mekanizmanın etkin çalışmasına, beşeri sermayenin gelişimine bağlı olduğu düşünülmektedir. Ülkenin siyasi bağımsızlığı, milli ekonominin kalkınmasına ortam yarattığı gibi, milli ekonominin 221 Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Dr. Osman Nuri Aras kalkınması da ülkenin bağımsızlığının temellerini daha da kuvvetlendirecektir. Bağımsızlığın ilk on yılı, siyasi bağımsızlığın ekonomiye hizmet ettiği bir dönem olarak değerlendirmek mümkündür. On yıllık dönemden sonraki süreç ise, ekonominin ülkenin siyasi bağımsızlığının güç kazanmasına hizmet etmesi gereken bir dönem olarak dikkate alınması, değerlendirilmesi gerekir. Gelir düzeyinin yükseltilmesi ile birlikte gelirin dağılımında adaletin sağlanması da gerekir. Özellikle toplumda orta sınıfın güçlendirilmesi gerekmektedir. Sosyal güvenlik sisteminin çağdaş taleplere uygun olarak yapılandırılması ve halkın refah düzeyinin yükselmesinin sağlanması gerekmektedir. Bu bağlamda ekonomik kalkınmanın ve devlet bütçesinin sosyal yönüne ağırlık verilmesi gerekmektedir. Azerbaycan’da zamanla orta tabakanın giderek azaldığı gözlenmektedir. Bu olumsuz gidişin tehlike boyutuna varmaması için, ekonomik kararların sosyal boyutuna daha fazla önem verilmesinin gerektirmektedir. Petrol ve doğal gaz üretiminin yanı sıra metalürji, enerji, kimya gibi yüksek düzeyde su ve enerjini kullanımı sonucu büyük miktarda atıkların oluşmasına sebep olacak sahalardan oluşması ve arazisini %20’si işgal edilmiş olması nedeniyle dünyanın ekolojik açıdan en tehlikeli bölgelerinden biri haline gelen Azerbaycan’da ekolojik güvenliğin sağlanacağı bir sosyo-ekonomik yeniden yapılanmada hassasiyetin attırılması gerekmektedir. Halkın gelirlerinin harcamalarından fazla olması için devlet sektöründe çalışanların ortalama aylık ücretlerinin asgari geçim standartlarının üzerinde olması sağlanmalıdır. Manat’ın alım gücünün korunması amacıyla, halkın reel gelirlerinin arttırılması ile yoksulluk düzeyinin düşürülmesi sağlanmalıdır. Ülkede uygulanan ekonomi politikalarının değişen şartlara göre hızla yeniden gözden geçirilerek uyum sağlaması gerekmektedir. Reel ekonominin normal faaliyeti için para-kredi politikasının şeffaflığının ve ekonomik şartlara uyumunun sağlanması gerekmektedir. 222 Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Dr. Osman Nuri Aras Azadlıq Gazeti, 10 Yanvar 1997. YARARLANILAN KAYNAKLAR Azer Emiraslanov, “Dövlet Müsteqilliyi ve Milli Đqtisadiyyatın Formalaşması Problemleri”, Meşveret Bülleteni, No:7(43), Oktyabr 2001, ss.50-57. Azizova, “Minfin podvodit itogi ‘strahovogo’ goda”, Zerkalo, No. 15(108), Bakı, 2002, s. 16-18. Azer Mehdiyev, “Azerbaycan’ın Dünya Đqtisadiyyatına Đntegrasiyasının Reallıqları”, Ekspert Đqtisad Jurnalı, No.7-8, 2001, s.26. A. V. Veliyev, “Azerbaycan’ın Đstihlak Bazarının Formalaşmasında MDB Ülkeleri Đle Đqtisadi Elaqelerin Rolu”, Azerbaycanda Đqtisadi Đslahatların Heyata Keçirilmesi Hususiyetleri ve Problemler, Đqtisadi Đnkişaf Nazirliği Đqtisadi Đslahatlar Merkezi, Bakı, 2001, ss.185-186. Azerbaijan International Magazine, Summer-1995. Azerbaijan International Magazine, Summer-1998. Azerbaijan International Magazine, Summer-2000. A. A. Salmanov, “Azerbaycan Neqliyyat Tranzit Potensialı-Đqtisadi Elaqeleri Stimullaşdıran Amil Kimi”, Azerbaycan Đqtisadi Đslahatlarının Heyata Keçirilmesi Xususiyetleri ve Problemleri, Azerbaycan Respublikası Đqtisadi Đnkişaf Nazirliyi Đqtisadi Đslahatlar Merkezi, Bakı, 2001, s.54. Azerbaijan, IMF Economic Review, Washington DC, May-1992. Azerbaycan Cumhuriyeti, http://www.yesevi.org/tdbm/azerbaycan.html. 13.03.2003. Azerbaycan Gazeti, 11 Noyabr 1995. Azerbaycan Gazeti, 23 Yanvar 1997. Ahmet Ünal Çeviköz, “Türkiye Azerbaycan Ekonomik Đlişkileri - Đşbirliğinde Yeni Ufuklar”, Diyalog Azerbaycan Đş Dünyası Dergisi, TÜSAB Cemiyeti, Bakü, Mart-2003, ss. 6-7. Azerbaycan Đnsan Đnkişafı Haqqında Hesabat 1997, Birleşmiş Milletler Teşkilatı-nın Đnkişaf Proqramı, Bakı, 1997. Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003. Akif Musayev, “Azerbaycan Respublikasının Đqtisadi Đnkişaf Stratejiyası ve Vergi Siyaseti”, Đqtisadiyyat ve Audit Dergisi, No: 10, Ekim-2001, s.12. Azerbaycan Respublikası Bank Sistemi Haqqında Melumat Toplusu, Azerbaycan Banklar Assosiyası, Bakı, 2000. Alkan Soyak–Zenfira Nesirova, “Küreselleşme Sürecinde IMF Politikalarının Sonuçları: Azerbaycan Deneyimi”, Globallaşma Prosesinde Qafqaz ve Orta Asiya Mövzusunda Beynelxalq Konfransın Materialları, Bakı, 2003, ss.26-29. Azerbaycan Respublikası Dövlet Statistika Komitesi, 2002, www.azstat.org. 8.4.2003. Altan Türker, “Tükenmiş Bir Çevresel Miras Orta Asya’da Sınır Ötesi Çevre Sorunları ve Doğal Kaynakların Tahribi”, Avrasya Etüdleri, C.1, S.1, Đlkbahar 1995, s.42. Azerbaycan Respublikasında Đnsan Đnkişafı Haqqında Hesabat 1996, Birleşmiş Milletler Teşkilatının Đnkişaf Programı, Bakı, 1996. Arif Veliyev, Haftanın Konuğu Programı-AZTV1, 26.01.2003. Azerbaycan Respublikasında Đnsan Đnkişafı Haqqında Hesabat 1998, Birleşmiş Milletler Teşkilatının Đnkişaf Proqramı, Bakı, 1998. Asef Nadirov, “Đqtisadiyyatın Yeni Đnkişaf Merhelesi”, Azerbaycan, 15 Sentyabr 2001, s.2. Azerbaycan Respublikasında Đnsan Đnkişafı Haqqında Hesabat 1999, Birleşmiş Milletler Teşkilatının Đnkişaf Proqramı, Bakı, 1999. Atila Artam, Türk Cumhuriyetlerinin Sosyo Ekonomik Analizleri ve Türkiye Đlişkileri, Sabri Artam Vakfı Yayınları, Đstanbul, 1993. Azerbaycan Respublikasında Đnsan Đnkişafı Haqqında Hesabat 2002, Birleşmiş Milletler Teşkilatının Đnkişaf Programı, Bakı, 2002. Avrasya Dosyası, TĐKA Bülteni, S.114, Şubat 1999/2, s.2. Avrasya Dosyası, TĐKA Bülteni, S.102, Temmuz 1998/1, s.2. Avrasya Dosyası, TĐKA Bülteni, S.112, Ocak 1999/1, s.7. Avrasya Dosyası, TĐKA Bülteni, S.116, Mart 1999/2, s.3. Avrasya Dosyası, TĐKA Bülteni, S.94, Mart-1998/1, s.3. Azerbaycan Respublikasının Konstitutyası, Azerbaycan Neşriyyatı, Bakı, 1996. Amanda Batters, Hart’s Evroil, West Byfleet U.K., Vo.8,I.7, July-1997, s.12. Azerbaycan Respublikasının Milli Bankı, http://www.nba.az. 8.4.2003. Azerbaycan Statistik Göstericileri 2002, ARDSK Yayınları, Bakü, 2002. Azerbaycan Ülke Raporu, DPT Müsteşarlığı Dış Ekonomik Đlişkiler Genel Müdürlüğü, Ankara, Mayıs-2002. Ayhan Erdal, “Dünya Ticaret Örgütü ve Azerbaycan’ın Üyelik Süreci”, Azerbaycan Müsteqillikden Sonra Beynelhalq Konfrasın Materialları, Bakı, 3-4 Mart 2003, ss.110-112. Azerbaycan Zaman Gazeti, 1-2 Đyun 2000, s.6. Azerbaycan Zaman Gazeti, 13-14 Fevral 2003, s.6. Azerbaycan Zaman Gazeti, 18-22 Yanvar 2003, s.2. Ayhan Karaca, “Azerbaycan’da Ekonomik Dönüşüm Süreci ve Reformların 10 Yılı”, http://www.foreigntrade.gov.tr/ead/DTDERGI/ocakozel2002/ayhan.htm 223 Azerbaycan Zaman Gazeti, 20 Mart 1996. 224 Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Azerbaycan Zaman Gazeti, 25-26 Mart, 2003, s.2. Dr. Osman Nuri Aras E. Ö. Hüseynov, “Reformatika ve Onun Hiperdövre Uyğunlaşdırmanın Zeruriliyi”, Azerbaycanda Đqtisadi Đslahatların Heyata Keçirilmesi Hususiyetleri ve Problemler, Đqtisadi Đnkişaf Nazirliği Đqtisadi Đslahatlar Merkezi, Bakı, 2001, ss.92-99. Azerbaycan Zaman Gazeti, 6-7 Đyun 2000, s.6. Azerbaycan Zaman Gazeti, 9 Đyun 1998. E. Ş. Semedzade, “Ekoloji Tehlükesizlik – Menecement ve Audit Obyekti Kimi”, Azerbaycan Đqtisadi Đslahatlarının Heyata Keçirilmesi Xususiyetleri ve Problemleri, Azerbaycan Respublikası Đqtisadi Đnkişaf Nazirliyi Đqtisadi Đslahatlar Merkezi, Bakı, 2001, ss.164-165. Azerbaycanın Đqtisadi Đcmalı, Rüblük Bülleten, TASĐS Avropa Ekspertiza Xidmeti, Bakı, Aprel-Đyun 2000. Azerbaycanın Đqtisadi Đcmalı, Rüblük Bülleten, TASĐS Avropa Ekspertiza Xidmeti, Bakı, Đyul-Dekabr 1999. E.S. Đmanov-E. M. Babaşov-R. H. Dayıyev, “Đqtisadi Đslahatlar Şeraitinde Ehalinin Sosial Müdafiesinin Teşkili Meseleleri”, Azerbaycanda Đqtisadi Đslahatların Heyata Keçirilmesi Hususiyetleri ve Problemler, Đqtisadi Đnkişaf Nazirliği Đqtisadi Đslahatlar Merkezi, Bakı-2001, s.102. Bahri Özdemir, “Azerbaycan Ekonomisi ve Azerbaycan-Türkiye Ticari Đlişkileri”, Diyalog Azerbaycan Đş Dünyası Dergisi, TÜSAB Cemiyeti, Mart-2003, ss.24-25. Budaq Budaqov–Yaqub Qerbli, Azerbaycan Respublikasının Fiziki Coğrafiyası, Öyretmen Neşriyyatı, Bakı, 1996. Ebülfez Garayev, “Azerbaycan Bu Gün Uluslararası Olimpiyat Oyunlarına Başarılı Đmza Atan Devletler Sırasındadır”, Diyalog Azerbaycan Đş Dünyası Dergisi, TÜSAB Cemiyeti, Bakü, Mart-2003, s.16. C. B. Rosenberg-T. O. Saavalainen, “Dealing with Azerbaijan's Oil Boom”, Finance and Development, Vol.35, No.3, September-1998. Ekber Eldaroğlu, “Azerbaycan Hökumeti Yoxsulluq Problemini Hell Etmeye Çalışır”, Azerbaycan Milli Demokratiya Fondu “Azerbaycan” Bülleteni, No:32 (152), 09 Avgust 2001. C. Şerifov, “Azerbaycanda Valyuta Bazarının Müasir Veziyyeti ve Onun Đnkişaf Perspektivleri”, Azerbaycan 21. Asrın Astanasında, Azerbaycan Đlmler Akademiyası Yayını, Bakı, 1998, ss.551-552. Ekber Eldaroğlu, “Dünya Ticaret Teşkilatı ve Azerbaycan”, Azerbaycan Milli Demokratiya Fondu “Azerbaycan” Bülleteni, No:22 (142), 31 May 2001. Charles S. Fairbanks, “Moskova Darbesinden Sonra”, (Çev: Levent Köker), Demokrasinin Küresel Yükselişi, (Der: Larry Diamond – Marc F. Plattner), Yetkin Yayınları, Ankara, 1995, ss.333-341. Ekber Eldaroğlu, “Neft Fondunun Vesaitleri Hansı Đstiqamete Yöneldilmelidir?”, Azerbaycan Milli Demokratiya Fondu “Azerbaycan” Bülleteni, No:25 (145), 21 Đyun 2001. Consulting & Business, Oktyabr, Baku,1997. Consulting & Business, S.9, Baku,1999. Ekber Eldaroğlu, “Qeyri-Neft Sektorunun Đnkişafında Azad Đqtisadi Zonalar Mühüm Rol Oynaya Bilerdi”, Azerbaycan Milli Demokratiya Fondu “Azerbaycan” Bülleteni, No: 30 (150), 26 Đyul 2001. Çelik Kenan-Kalaycı Cemalettin, “Azeri Petrolünün Dünü ve Bugünü”, Journal of Qafqaz University, V.2, No.2, 1999, s.63. Elçin Süleymanov, “Azerbaycan ve Avropa Yenidenqurma ve Đnkişaf Bankı Münasibetleri”, Azerbaycan Müsteqillikden Sonra Beynelhalq Konfrasın Materialları, Bakı, 3-4 Mart 2003, ss.101-102. D. A. Mamedov, O. A. Aliyev, “Kontrakt Veka i Ago Vliyaniye Na Ekonomiçeckoye Rzvitiye Azerbaicanskoy Respublika” (Asrın Kontraktı ve Azerbaycan’ın Đktisadi Gelişmesine Etkisi), Azerbaycan 21. Asrın Astanasında, (Ziyad Semedzade), Azerbaycan Đlmler Akademiyası Yayını, Bakı, 1998, s.87. Daniel Yergin– Thane Gustafson, Rusya 2011 ve Dünyadaki Yeri, (Çev: Özden Arıkan), Sabah Yayınları, Đstanbul, 1994. Elçin Süleymanov, “Müsteqillik Sonrası Azerbaycan ve Dünya Bankı Münasibetleri”, Azerbaycan Müsteqillikden Sonra Beynelhalq Konfrasın Materialları, Bakı, 3-4 Mart 2003, ss.102-103. Diyalog Azerbaycan Đş Dünyası Dergisi, TÜSĐAB Cemiyeti, Sayı:10, Bakü, Ekim-2001, s.15. Eldar Şahbazov, “XXI Esrin Evvellerinde Azerbaycan Respublikasının Neft ve Gaz Senayesi”, Dirçeliş - XXI Esr Jurnalı, No 5 (63), May-2003, ss.104-109. Diyalog Azerbaycan Đş Dünyası Dergisi, TÜSĐAB Cemiyeti, Bakü, Mart-2003, s.12. Elman Nesirov, “Azerbaycan Neftinin Düneni Bugünü ve Sabahı”, Azerbaycan Neftinin Düneni Bugünü ve Sabahı, (Ed. M Merdanov v.d.), Bakı, 1997, s.141. Doing Business in Azerbaijan, Baker&McKenzie, May-2000. Elşan Memmedov, “Asrın Müqavilesi Azerbaycan Neft Saneyisinin Đnkişafında Mühüm Merheledir”, Azerbaycan Neftinin Düneni Bugünü ve Sabahı, (Ed. M Merdanov v.d.), Bakı, 1997, ss.48-50. “Dövlet Statistika Komitesi Verileri”, Azerbaycan Zaman Gazetesi, 13-14 Fevral 2003, s.6. 225 Ercan Sancak, Azerbaycan Đqtisadiyyatı, Qafqaz Üniversitesi Yayınları, Bakı, 1999. 226 Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Ersan Bocutoğlu, Orta Asya ve Kafkasya’daki Durum ve Avrupa Güvenliği, Karadeniz Teknik Üniversitesi Matbaası, Trabzon, 1998. Dr. Osman Nuri Aras Heyder Eliyev, “Azerbaycan Respublikasının Dövlet Müsteqilliyinin Onuncu Đldönümü Haqqında”, Azerbaycan Respulikası Prezidentinin 20 Mart 2001 Tarihli Fermanı, Bakı, 20 Mart 200. http://bizimasr.media-az.com/arxiv_2002/iyul/148/sosium.html, 9.4.2003. http://www.525ci.com/2003/04/02/read.php?m=4&id=33 http://www.525ci.com/2003/04/18/anons.php?m=4 http://www.bakubusiness.com/ekonomik.htm.12.03.2003. http://www.ebrd.org/country/index.htm. 10.04.2003. http://www.eia.doe.gov/emeu/cabs/azerproj.html, 4.4.2003. http://www.invest-in-azerbaijan.com/docs/facts_azerbaijan.shtml, 21.05.2003. http://www.nba.az/az/analitic/bayanat2003-10.shtml, 18.04.2003. http://www.nba.az/az/statistics/monetary_indicators/credits2002.shtml, 10.04.2003. http://www.nba.az/az/statistics/monetary_indicators/info2002.shtml, 10.04.2003. http://www.nba.az/az/statistics/monetary_indicators/interest.shtml, 10.04.2003. http://www.nba.az/az/statistics/monetary_indicators/interest2002.shtml, 10.04.2003 http://www.nba.az/az/statistics/monetary_indicators/savings2003.shtml, 10.04.2003. http://www.turan.tc/haber/ipek.html 18.03.2003. Etraf Muhitin Mühafizesi Üzre Milli Fealiyyet Planı, Dövlet Ekologiya ve Tebietden Đstifadeye Nezaret Komitesi, Bakı, 1998. F. Ş. Eliyev, Azerbaycan Respulikasının Yeraltı Suları ve Ehtiyatlarından Đstifade ve Jeokoloji Problemleri, Çaşıoğlu Neşriyyatı, Bakı, 2000. F. Y. Bayramov-S. E. Necefov, “Dövlet Bütcesinin Kesiri ve Đnflasiya”, Azerbaycanda Đqtisadi Đslahatların Heyata Keçirilmesi Hususiyetleri ve Problemler, Đqtisadi Đnkişaf Nazirliği Đqtisadi Đslahatlar Merkezi, Bakı-2001, s.148. Faruk Arslan, “Azerbaycan Ekonomisinde Geçiş Dönemi”, Hazar Bilim Sanat ve Kültür Dergisi, S.1, Bahar-2000, s.17. Fazıl Memmedov, “Azerbaycan’da Vergi Oranları”, Diyalog Azerbaycan Đş Dünyası Dergisi, Sayı:10, Ekim-2001, s.12. Ferhan Erkmenoğlu, “Ekonomik Đşbirliği Teşkilatı (EĐT) Devlet veya Hükmet Başkanları Yedinci Doruk Toplantısı (Đstanbul; Ekim 2002)”, http://www.mfa.gov.tr/turkce/grupe/ues-8/ECO.htm, 09.04.2003. Fikret Aliyev, “Kontrakt Veka: 5 Let Spustya”, Consulting & Business, S.9, 1999, s.40-41. Fikret Sucayev, “Azerbaycanda Qaz Hasilatı ve Ona Olan Telebatın Ödenilmesinin Başlıca Đstiqametleri”, Azerbaycan Müsteqillikden Sonra Beynelhalq Konfransın Materialları, Bakı, 3-4 Mart 2003, ss.36-37. Investors’ Handbook, International Conference Investing in Azerbaijan- Gateway to the Newly Insdependent States, Baku, May 7-9 2003. Investment Guide to Azerbaijan 1998, USACC, Washington, 1998, s.70. Đlhan Uludağ - Salih Mehmedov, Sovyetler Birliği Sonrası Bağımsız Türk Cumhuriyetleri ve Türk Gruplarının Sosyo-Ekonomik Analizi Türkiye Đlişkileri, TOBB Yayınları, Đstanbul, 1992. Fuad Aliyev, The International Monetary Fund and Reforms in Azerbaijan, Budapest, Hungary, February-2002. Fuad Hüseynov, http://www.foreigntrade.gov.tr/ead/DTDERGI/OCAK2001/azerbaycan.htm, 9.2.2002. Đlkin Sabiroğlu, “Neft Böhranları ve Holland Sindromu'', Azerbaycan Milli Demokratiya Fondu Azerbaycan Bülleteni, No: 19 (139), 10 May 2001. Gani Gönüllü, “Đpek Yolu Stratejisi”, http://www.geocities.com/ganigonullu/kafkasyaortaasya.html, 7.4.2003. Đllik Hesabat, Azerbaycan Respublikası Milli Bankı, 2000. Gubad Đbadoğlu, “Azerbaycan’ın Kalkınma Stratejisinde Petrolün Rolü:Ortodoks Bakış Açısıyla”, 2023 Dergisi, S.18, 15 Ekim-2002, ss.72-75. Đmran Ceferzade, “Esaslı Đnkişaf Đlleri”, Đqtisadiyyat, 18 Oktyabr-1 Noyabr 2001, s.3. Gülgez Eliyeva, “Azerbaycan Respublikasının Avropa Đttifaqı Đle Münasibetleri”, Meşveret Bülleteni, No:11(47), Fevral-2002, s.20. Đnqilab Ehmedov, “Đqtisadi Đslahatlarda Pul-Kredit Siyasetinin Rolu”, Meşveret Bülleteni, No:7(43), Oktyabr 2001, ss.43-48. H. Memmedov - R. Ahundov, “Qedim Đpek Yolunun Neqliyyat Marşutları”, Đpek Yolu II. Respublika Elmi-Praktiki Konferansının Materialları, Bakı, 2001, ss.11-14. Đsmail Özsoy, Dağıstan’ın Sosyo-Ekonomik Tarihi, Kaynak Yayınları, Đzmir, 1997. Đsmet Ergün, “Kollektivist Bir Sistemde Piyasa Ekonomisine Geçiş Sorunları”, Türkiye Modeli ve Türk Kökenli Cumhuriyetlerle Eski Sovyet Halkları, Yeni Forum Yayınları, Ankara, 1992, ss.109-113. Xalk Gazeti, 26 Dekabr 1998, s.1-2. Hart’s EUROIL, Dekabr-1995, s.32. Đ. T.Akbarov, “The Role and Economic Importance of Caspian Sea Region”, Materials of The Đnternational Conference on a Theme Caucasus and Central Asia During Globalization, Baku, 2003, ss.66-67 Haydar Aliyev, Dünya Siyasetinde Azerbaycan Petrolü, (Der. Đlham Aliyev Akif Muradverdiyev, Çev. Abdullah Çiftçi - Ergun Kocabıyık), Sabah Kitapları No.77, Đstanbul, 1988, ss.101-102. 227 Javid Ahmadi, “Development Perspectives of Azerbaijan Agriculture”, Ekspert Đqtisad Jurnalı, No.7-8, 2001, ss.8-9. 228 Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Ken Jowitt, “Yeni Dünya Düzensizliği”, (Çev: Levent Köker), Demokrasinin Küresel Yükselişi, (Der: Larry Diamond – Marc F. Plattner), Yetkin Yayınları, Ankara, 1995, s.303-313. Dr. Osman Nuri Aras leri ve Problemler, Đqtisadi Đnkişaf Nazirliği Đqtisadi Đslahatlar Merkezi, Bakı, 2001, s.117. N. Sefereliyev, “Neft Bahalaşır. Đqtisadiyyatımız Bundan Yararlanacaq”, Đki Sahil, 5 Mart 2003. M. F. Gadcizade, “Nekatorıye Vaprosı Organı Akrujayuşey Sredı na Ploşadyah Ekspulutatsiyi Neftegazovıh Mestarajdeniy Mejdunarodhıh Kampaniy”, Azerbaycan 21. Esrin Astanasında, Azerbaycan Đlmler Akademiyası Neşriyyatı, Bakı, 1998, s.235. Nail Feteliyev-Aygül Şamçıyeva, “Qara Deniz Đqtisadi Emekdaşlığı”, Meşveret Bülleteni, No:12(48), Mart-2002, ss.19-38. Nail Feteliyev-Aygül Şamçıyeva-Ruqiyyet Memmedova, “Dünya Bankı ve Onun Azerbaycandaki Fealiyyeti”, Meşveret Bülleteni, No:3(39), ss.20-34. Marc F Plattner, “Demokrasi Anı”, (Çev: Ergun Özbudun), Demokrasinin Küresel Yükselişi, (Der: Larry Diamond - Marc F. Plattner), Yetkin Yayınları, Ankara, 1995, ss.53-65. Nail Feteliyev-Rafiq Ehmedov, “Beynelxalq Maliyye-Kredit Qurumları ve Onların Azerbaycan Respublikası Đle Elaqeleri Haqqında”, Meşveret Bülleteni, No:10(46), Yanvar-2002, ss.24-43. Mehemmedhesen Velili, Azerbaycan, Azerbaycan Devlet Neşriyyatı, Bakı, 1993. Mehmet Binay, “Đpek Yolu Yeniden Canlanıyor”, http://www.turkiye.net/mbinay/news/analiz1.htm, 7.4.2003. Narodnoye Hozyaistvo Azerbaicanskoi SSR V 1983 Godı Stat. Ejegodnik, Bakı, 1983. Mehmet Dikkaya, “Türk Cumhuriyetleri Enerji Kaynakları:Yeni Büyük Oyunun Temel Dinamikleri”, Akademik Araştırmalar Dergisi, Y.1, S.3, Kasım-Aralık 1999 Ocak 2000, s.33-64. Nasser Sagheb-Masoud Cavadi, “Azerbijan’s 'Contract of the Century' Finnally Signed With Western Oil Consortium”, Azerbaijan International Magazine, Winter 1994, s.27. Mezeddin Eyyubov, “Bazar Đqtisadiyyatına Keçid ve Senaye Kompleksi” Meşveret Bülleteni, No:7(43), Oktyabr 2001, ss.66-67. Natık Aliyev, “Petrol Azerbaycan’ın Milli Serveti (Eyvaz Gasanov’un Röportajı)”, Diyalog Avrasya Dergisi, Şubat-2001, s.82. Mikhail Gorbachev, Perestroika: New Thinking for Our Country and the World, New York, 1987. Natiq Elesgerov, “Tarixi Đpek Yolu ve Azerbaycan Neft Senayesi Müasir Merhelede”, Böyük Đpek Yolu ve Azerbaycan Nefti, Mars-Print, Bakı, 1999, ss.32-33. Misir Merdanov, “Heyder Eliyev ve Azerbaycan Tehsili”, Azerbaycan Müellimi Gazeti, 7-13 Mart 2003, ss.2-3. Nazim Đmanov, “Đlk On Đlin Yekunları: Đqtisadiyyat”, Meşveret Bülleteni, No:7 (43), Oktyabr 2001, s.32. Mustafa Özel, Değişim ve Kriz, Đz Yayıncılık, Đstanbul, 1994. s.120. Nebi Nebiyev, Đqtisadiyyat Cemiyyet ve Ekoloji Muhiti, Ağrıdağ Neşriyyatı, Bakı, 2000. Mülkiyyet Gazeti, 27 Oktyabr-3 Noyabr 1998. Mülkiyyet Gazeti, 27 Yanvar 1999, s.4. Nesimi Kamalov, “1990-2000 Yılları Arasında Azerbaycan’da Enflasyon”, Journal of Qafqaz University, Number 6, Fall-2000, ss.65-74. Müsteqil Azerbaycan, Azerbaycan Republikası Dövlet Statsitika Komitesi, Bakı, 2001. Nizami Süleymanov, Azerbaycan’ın Đqtisadi Tarixi, Bakı, 2001. N. Aliyev, E. Şahbazov, Heyder Eliyev ve Azerbaycan Neft Sanayisinin Đnkişafı, Azerbaycan Đnternational Matbaası, Bakı, 1998. Osman Nuri Aras, “Azerbaycan Đqtisadiyyatında Sermaye Strategiyasının Nezeri Đnfrastrukturu”, Azerbaycan Đqtisadiyyatında Strateji Problemleri Konfrans Materialları, Bakı, 14-15 Mart 2002, ss.209-212. N. E. Cavadov, “Azerbaycanın Aqrar Đqtisadiyyatı Müsteqillik Dövründe”, Azerbaycan Müsteqillikden Sonra Beynelhalq Konfrasın Materialları, Bakı, 3-4 Mart 2003, ss.58-60. Osman Nuri Aras, “Geçiş Sürecinde Azerbaycan’da Yaşanan “Hollanda Sendromu” ve Çözüm Önerileri”, Nesreddin Tusinin 800 Đllik Yubileyine Hesr Edilmiş Republika Elmi Konferansda Sunulan Tebliğler, Bakü, 2-3 Nisan 2001, ss.130133. N. E. Ferruhov, “Asrın Petrol Anlaşması - XX Asrın En Önemli Olayı”, Azerbaycan 21. Esrin Astanasında, (Ed. Ziyad Semedzade), Azerbaycan Đlmler Akademiyası Neşriyyatı, Bakı, 1998, s.196. N. Đbrahimov - Đ. Şükürov, Geydar Aliev Otkrıvaet Miru Azerbaydjan, Baku, 1994, s.32. Osman Nuri Aras, “Azerbaycan Đqtisadıyyatında Ehtimal Olunan Problem: Pul Evezi”, Azerbaycan Đqtisadiyyatında Strateji Problemleri adlı Konfrans Materialları, Bakı, 14-15 Mart 2002, ss.315-318. N. Ö. Hacıyev, “Sahibkarlıq Sektorunun Đnkişafının Süretlendirilmesi ile Bağlı Problemler”, Azerbaycanda Đqtisadi Đslahatların Heyata Keçirilmesi Hususiyet- Osman Nuri Aras, Azerbaycan’ın Hazar Ekonomisi ve Stratejisi, Der Yayınları, Đstanbul, 2001. 229 230 Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Osman Nuri Aras, Para Talebi Para Đkamesi ve Finansal Gelişme, Qafqaz Üniversitesi Yayınları, Bakü, 2000. Dr. Osman Nuri Aras S. Eyyuboğlu, “Türkiye Azerbaycanla Đqtisadi Elaqerlerini Đnkişaf Etdirmek Niyyetindedir”, 525ci Gazet, www.525ci.com/2003/01/11. Osman Nuri Aras, Rusya’da Tıkanan Sosyo-Ekonomik Değişim Dalgası, Qafqaz Üniversitesi Yayınları, Bakü, 2000. S. Eyyuboğlu, “Xezer Bölgesi Neft Qıymetlerine On Đlden Sonra Tesir Edebilecektir”, 525ci Gazet, www.525ci.com/2003/01/08. P. Memmedov, “Xezerin Ekoloji Problemlerinin Hellinde Ölkelerarası Emekdaşlığın Ehemmiyeti”, Azerbaycan XXI. Esrin Astanasında, (Ed. Ziyad Semedzade), C.II, Azerbaycan Đlmler Akademiyası Neşriyyatı, Bakı, 1998,, Bakı, 1998, s.208. Sahile Allahverdiyeva, “Bakı Deniz Limanının Böyük Đpek Yolunun Berpasında Ehemmiyeti”, Böyük Đpek Yolu ve Azerbaycan Nefti, Mars-Print, Bakı, 1999, ss.10-12. R. Abbasov, “Azerbaycan Turizm Üçüm Ehemmiyetli Bölgedir”, Herbi And Gazeti, 1-15 Aprel, 2003, s.2. Saleh Memmedov, Đnflasiya ve Maliye Bazarı, Bakü, 1998. R. T. Hesenov, “Azerbaycan Đqtisadiyyatının Đnkişaf Stratejiyasının Perspektivleri”, Azerbaycan Đqtisadi Đslahatlarının Heyata Keçirilmesi Xususiyetleri ve Problemleri, Azerbaycan Respublikası Đqtisadi Đnkişaf Nazirliyi Đqtisadi Đslahatlar Merkezi, Bakı, 2001, ss.10-11. Settar Seferov, “Evezsiz Milli Servetimiz: Müsteqillik”, Đqtisadiyyat ve Audit Jurnalı, No: 10, Oktyabr-2001, ss.5-6. R. X. Şaulov, “Müteqillik Şeraitinde Regional Đnkişafın Strategiyası”, Azerbaycan Đqtisadi Đslahatlarının Heyata Keçirilmesi Xususiyetleri ve Problemleri, Azerbaycan Respublikası Đqtisadi Đnkişaf Nazirliyi Đqtisadi Đslahatlar Merkezi, Bakı, 2001, ss.84-86. Sinan Oğan, Türkiye-Azerbaycan Ekonomik ilişkilerinin Geliştirilmesi Konferansı, ĐAV-TĐKA, Bakü, 1996. Rasim Hesenov, “Azerbaycanın Đqtisadi Đnkişaf Paradigması ve Đqtisadi Tehlükesizlik Konsepsiyasının Seçimi”, Meşveret Bülleteni, No:7(43), Bakı, Oktyabr2001, ss.6-8. Statisticeskiye Pokazateli Azerbaicana V 1997 Godı Stat. Ejegodnik, Bakı, 1998. Sinan Oğan, “Bağımsızlığının Onuncu Yılında Azerbaycan Ekonomisi ve Türkiye Đle Ekonomik Đlişkileri”, www.ceterisparibus.net/arsiv/s_ogan.pdf. 12.03.2003 Stanislav Zhukov, “The Macroeconomic Situation in Azerbaijan: At the End of the First Post-Soviet Decade”, Ekspert Đqtisad Jurnalı, No.7-8, 2001, ss.6-7. Rasim Musabeyov, “Qloballaşma ve Azerbaycan”, Meşveret Bülleteni, No:11 (47), Fevral-2002, ss.31-45. Ş. E. Yaqubov – A. M. Mahmudzade, “Azerbaycan Respublikasında Aparılan Aqrar Đslahatların Qiymetlendirilmesi“, Azerbaycanda Đqtisadi Đslahatların Heyata Keçirilmesi Hususiyetleri ve Problemler, Đqtisadi Đnkişaf Nazirliği Đqtisadi Đslahatlar Merkezi, Bakı, 2001, ss.60-63. Rauf Hüsseynov, “CIPCO Clinging to Life Support”, Baku Sun Newspaper, 17 December 1998, s.21. Tarık Aydın, “Azerbaycan ve Dünya Bankası”, Mutasyon.Net, http://www.mutasyon.net/makaleler/taydin/default.asp, 15.9.2002 Rehime Nureliyeva, “Azerbaycan Đqtisadiyyatında Böyük Đpek Yolunun Rolu ve Ehemmiyeti”, Böyük Đpek Yolu ve Azerbaycan Nefti, Mars-Print, Bakı, 1999, s.50. Tebriz Vefalı, “Qarabağın Đqtisadıyyatımıda Đzi”, Herbi And Gazeti, 1-15 Aprel 2003, s.3. Diyalog Azerbaycan Đş Düntası Dergisi, TÜSĐAB Cemiyeti Bülteni, No:03/91, 4 Şubat 2003, s.2. Rovşen Đbrahimov, “Böyük Đpek Yolu Proqramı ve Gözlenilen Neticeleri”, Đpek Yolu II. Respublika Elmi-Praktiki Konferansının Materialları, Bakı, 2001, ss.2224. V. E. Rüstemov, “Azerbaycan Đqtisadiyyatının Struktur Yenidenqurulmasında Xarici Kapitalın Rolu“, Azerbaycan Đqtisadi Đslahatlarının Heyata Keçirilmesi Xususiyetleri ve Problemleri, Azerbaycan Respublikası Đqtisadi Đnkişaf Nazirliyi Đqtisadi Đslahatlar Merkezi, Bakı, 2001, ss.27-28. Rovşen Đbrahimov, “GUÖAM Örgütünün Kurulma Sebeplerinin Uluslararası Đlişkiler Karar Verme Süreci Teorisi Açısından Değerlendirilmesi”, Azerbaycan Müsteqillikden Sonra Beynelhalq Konfransın Materialları, Bakı, 3-4 Mart 2003, ss.55-58. Vüqar Dergahov, “Neft Siyaseti ve Đpek Yolunun Xarici Turizmin Đnkişafında Rolu”, Böyük Đpek Yolu ve Azerbaycan Nefti, Mars-Print, Bakı, 1999, ss.21-24. Rovşen Quliyev, “Aqrar Bazarların Tenzimlenmesi Üzre Dünya Tecrübesi”, Meşveret Bülleteni, No:12(48), Mart-2002, ss.39-56. World Bank Activities in Azerbaijan, 1998, s.1. http://lnweb18.worldbank.org/ECA/Azerbaijan.nsf/ 1.03.2003. S. Bölükbaşı, “Ankara's Bakü-Netred Transcaucassa Policy”, The Middle East Journal, Winter 1999, s.87. www.azer.com, 21.05.2003. www.bisnis.doc.gov/bisnis/country/Azerbaijan.htm, 12.03.2003. S. Eyyuboğlu, “Qeyri-Bank Kredit Teşkilatları Bazarda Hökümranlıq Edir”, 525ci Gazet, www.525ci.com/2003/01/04. www.msp.gov.az/html/eng/xod.html, 21.05.2003. www.tehsil.20m.com, 21.05.2003. 231 232 Dr. Osman Nuri Aras Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz Xalq Gazeti, 17 Dekabr 1996. Dr. Osman Nuri Aras “Baku-Tblisi-Ceyhan Pipeline”, Energy Ecology Economy Popular – Science Journal, 13/2003, ss.2-15. Yasin Aslan, Hazar Petrolleri, Kafkas Kördüğümü ve Türkiye, Ankara, 1997, s.75-76. “Banki i Biznes”, Zerkalo Gazeti, 28 Fevral, 2001. Yusuf Vezir Çemenzeminli , Tarihi Coğrafi ve Đqtisadi Azerbaycan, Bakı Universiteti Neşriyyatı, Bakı, 1993. “Caspian Staging a Comeback”, Offshore Engineer, June-2000, s.38. “Country Assistance Strategy For The Azerbaijan Republic”, The World Bank Report, No:19892-AZ, November 29,1999. s.11. Z. N. Eminov, Azerbaycan Fiziki ve Đqtisadi Coğrafiyası, Azerbaycan Coğrafiya Đnstitutu Yayınları, Bakı, 2000, ss.153-156. “Dünya Bankı 2003-2005-ci Đllerde Azerbaycanda 9 Layihe Gerçekleşdirecek”, http://www.525ci.com/2003/04/17/anons.php?m=4 Zenfira Nesirova, Sovyetler Birliği Dağıldıktan Sonra Azerbaycan’da Ekonomik Gelişme, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, M.Ü, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Đstanbul, 2002. “Dünya Bankı Tehsilin Đnkişafına 63 Milyon Dollar Kredit Ayıracaq”, http://www.525ci.com/2003/03/18/anons.php?m=4 Zerife Musayeva, “Böyük Đpek Yolu ve Azerbaycan Nefti”, Böyük Đpek Yolu ve Azerbaycan Nefti, Mars-Print, Bakı, 1999, ss.34-46. “Investment Possibilities of Azerbaijan”, Ekspert Đqtisad Jurnalı, No.7-8, 2001. “Đpek Yolu ve Türkiye”, www.byegm.gov.tr/yayinlarimiz/anadolununsesı/147/AND11.html, 7.4.2003. Zerkalo Gazeti, 5 Oktyabr 1996. Y. Hesenli, Neft Gelirlerinin Azerbaycanın Đqtisadiyyatına Tesirinin Semerelilik Problemleri – Valyuta Böhranı: “Dağıdıcı Artım”, “Holland Xesteliği”, ve Asiya Maliyye Virusu”, Globallaşma Prosesinde Qafqaz ve Orta Asiya Mövzusunda Beynelxalq Konfransın Materialları, Bakı, 2003, ss.217-219. “Karadeniz Ekonomik Đşbirliği”, www.foreigntrade.gov.tr/ead/ekonomi/sayi10/kei.htm 5 Haziran 1999. 09.04.2003. “2002-ci Đlin Yekunları Üzre Pul-Kredit Siyasetinin Yerine Yetirilmesi Veziyyeti Haqqında”, http://www.nba.az/az/analitic/2002yekunu.shtml. 11.06.2003. “Kommersiya Banklarının Sayı Azalıb”, 525ci Gazet, www.525ci.com/2003/01/14. “Azerbaijan”, Eurasian File, TICA, S.103, July 1998/2, s.2. “Neft Fondunun Vesaiti 727 Milyon Dollara Çatıb”, http://www.525ci.com/2003/04/17/anons.php?m=4 “Đqtisadiyyatımız Dirçelir”, Azerbaycan Zaman Gazeti, 12-14 Noyabr 2002, s.2. “Azerbaycan”, Avrasya Dosyası, TĐKA Bülteni, S.128, Mart 2000, s.2. “Orta Asya Türk Cumhuriyetleri Telekominikasyon ve Đnternet Altyapısı Đle Đlgili Olarak Hazırlanan Teknik Rapor”, http://www.foreigntrade.gov.tr/turkcumhuriyetleri/teknik_rapor.htm. 19.04.2003. “Azerbaycan'ın Petrol Anlaşmaları”, Avrasya Dosyası, S.85, Ekim-97/2, s.4-5. “Yaponskie Kompanii v Azerbaydjane - Tam Gde Net Riska, Net i Bolşoy Pribıli”, Capital Magazine, Aprel-May 1997, s.48-49. “Özbekistan, 5 üyeli GUUAM’dan çekiliyor”, http://www.zaman.com.tr/2002/06/15/dis/h4.htm, 9.4.2003 “Siğortacıların Nizamname Kapitalı Artırılır”, Ekspert Đqtisad Jurnalı, No:5-6 (17-18), 2001, s.4. “Son Beş Đlde Kend Teserrüfatına 300 Milyon Dollar Xarici Sermaye Qoyulub”, http://www.525ci.com/2003/03/20/read.php?m=4&id=17 “Türkiye Azerbaycanla Đqtisadi Elaqerlerini Đnkişaf Etdirmek Niyyetindedir”, 525ci Gazet, www.525ci.com/2003/01/11. “World Bank Lending to Azerbaijan”, http://lnweb18.worldbank.org/ECA/Azerbaijan.nsf/ECADocbyUnid/EB90853C3 B704B85C4256C3A001980A7?Opendocument, 1.04.2003. “Xezer Denizi Gemiçiliyinin Yükü Artıb”, 525ci Gazet, www.525ci.com/2003/01/11. 525ci Gazet, www.525ci.com/2003/01/15. “5,1 Milyard Kubmetr Qaz Çıxarılıb”, http://www.express.com.az/second.asp?id=2909.09.04.2003. “Azerbaijan,: Financial Position in the Fund”, http://www.imf.org/external/np/tre/tad/exfin2.cfm?memberKey1=51, 01.03.2003. “Azerbaycan Respublikası Milli Bankının 2003-cü il Üçün Pul-Kredit Siyasetinin Başlıca Đstiqametleri BaredeBeyanatı”, http://www.nba.az/az/analitic/bayanat2003-10.shtml, 18.04.2003. “Azerbaycan Respublikasının Sosial-Đqtisadi Veziyyeti”, Milli Bank Đllik Hesabat-2000, Azerbaycan Respublikası Milli Bankı, Bakı, 2001, s.6. “Azerbaycan Tehsil Nazirliğinin Beyenatı”, Azerbaycan Zaman Gazetesi, 15-17 Mart 2003, s.2. “Azerbaycanın Qızıl Yataqlarının Đşlenmesine Başlanılacaq”, http://www.ucnoqta.com/2003/03/04/anons.php?m=7 “Azerbaycan-Türkiye Tohum Üretim ve Araştırma Đşletmesi Projesi ile Đlgili Görüntüler”, http://www.tika.gov.tr/tur/projeler/tarim/main.htm. 12.03.2003. 233 234