KADIN VE KABALA GİRİŞ Sevgili Dünya Kli`si
Transkript
KADIN VE KABALA GİRİŞ Sevgili Dünya Kli`si
KADIN VE KABALA GİRİŞ Sevgili Dünya Kli’si Kadınları Ellerinizde bir arzunun sonucunu tutuyorsunuz. Birçoğunuz Kabala çalışmasına yeni başlayan pek çok kadına yardım etmek için çalıştı. Buradaki sorular Bney Baruh Eğitim Merkezinde yolculuklarına yeni başlayan kadın öğrencilerin sorularından oluşturuldu. Cevaplar hocamız Laitman’ın kitaplarından, derslerinden ve konuşmalarından seçildi. Bu sorular maneviyatı edinme arzumuzdan kaynaklanan sorular: kalplerimiz bunun ağırlığıyla sıkışıyor ve açlığını hissediyor. Kendimizi Amaca yönelmiş erkekleri destekleyip, bunu başarmaları için bir şeyler ‘yapmaya’ hazır hissediyoruz. Bize rehberlik etmek için Laitman şöyle diyor: “Kadınlar ortak çalışmada erkekleri uyandırmak ve onları bir araya getirmek amacıyla birleşmelidir, bu şekilde onlar birlik olur ve bu birlik vasıtasıyla maneviyata erişirler. Erkekler arasındaki bu birlik ve karşılıklı sorumluluk vasıtasıyla, manevi arzu kadınlara da yayılmış olur. Sonuç olarak, tüm insanlığın ya da ulusların kadın ve erkek kısımları, tek bir birlik olur.” Fakat bunu nasıl başaracağız? Bu soruyu içsel olarak tekrar tekrar soruyoruz, arzumuzun gücü o kadar büyük ki birçok şekilde ortaya çıkıyor. Buradaki sorular hissettiğimiz bu derin özlemin kıyafetlenmesinden başka bir şey değil. Cevaplarda, insanlık amacını yerine getirmedeki önemli rolümüzü bulacağız. Bu projede büyük çabasını ve arzusunu ortaya koyan herkese teşekkür etmek istiyoruz: Proje Müdürü – Beverly von Lucken; Proje Kordinatörü – Brenda Jones; Bney Baruh Eğitim Merkezi öğrencileri – Susan Castagna, Kenya Olivera, Liliaana Altamirano, Michelene Benson, Olivia Hamilton, Sally Stroud, Mirela Simonescu, Judy Frizzell, Katleen Kurek ve Nicci DeMerchant; İngiliz Kadınlar Komitesi – Leah Goldberg, Susan Morales-Kosinec, Debbie Sirt, Denise Galante, Judy Hobart, Nina Chulak ve Inna Pavlova. Sadece Beraber! KABALADA KADININ DOĞASI VE ROLÜ Kabalada kadının önemi nedir? “Kabala kadına önemli bir rol verir. Bunun sebebi, dünyanın gelişme nedenin nesillerin devamlılığı ve bunu gerçekleştirenin de kadının olmasıdır. Nesilden nesle dünyayı geliştiren odur; kadın olmadan dünya var olmazdı. Gelecek neslin temelini onun desteği ve eğitiminin oluşturmasının yanı sıra, yaşamın doğal olarak kadın olmadan gerçekleşmesi mümkün değildir.” “…Bu köklerimize dayanır çünkü yaratılış dişi olarak yaratılmıştır. Nitekim, Malhut – tüm yaratılışın dişi parçası – yaratılan tek şeydir. Ve erkek bir şekilde sonradan dişiye öncülük eden tamamlayıcı bir parçadan başka bir şey değildir, dahası onun için vardır. Bu demektir ki, bu dünyada erkek tamamen yanlış bir rol üstlenmiştir. Rolü tamamlayıcı olmasıdır. Nesiller boyu erkek, neslin devamlılığı ve doğru şekilde gelişimi adına kadına yardım etmek için var oldu.” “…Kabalaya göre, dünya kadının etrafında var olur. Malhut dediğimiz şey, dünyanın kadın ögesidir. Zer Anpin -onun erkek parçası- sadece ona yardımcı olmak, desteklemek ve arzularını doyurmak için vardır.” “…Kadın, erkek kısmını kendi adına doğru şekilde hareket etmesi için yönlendiren kısımdır. Sonra dünya ıslaha doğru ilerler.” Modern Dünyada Kadın, Kabala Perspektifi, 17 Ağustos, 2007. Kadının Doğası Nedir ve Doğası Erkekten Nasıl Farklıdır? “Erkeğin ve kadının özü çok farklıdır. Kabaladan öğrendiğimize göre, iki farklı dünyayı temsil ediyoruz. Erkeğin özü ihsandan, kadının özü ise almaktan gelir. Ancak, her ikisi de diğerinin bir parçasını içerir, var oluşumuz bu şekildedir.” “…Kadın doğadır. Bu çok güçlü bir kuvvettir ve erkeklerin bunu hissetmesi önemlidir. Her şeyden önce bu erkeğin sahip olduğu güçle aynı değildir. Erkek doğası gereği daha çok filozof ve rasyonalisttir. Kadının gücü ise çok daha gerçektir.” Micheal Laitman, Kadınların Manevi Gelişi ile İlgili Bir Konuşma, 16 Ocak 2007 “Realitede, kadının doğası çok daha iyidir, ona sevgiyi ifade etme fırsatı verilmiştir. Kadın sevgisini ifade etme biçimini ve sevilme arzusunu erkeğin idrak etmesini ister. “Erkek bunu ifade etme ihtiyacı duymaz. Kadın ise sevginin varlığını bilmek ister. Bu durumda kadın, erkekle ilgili sevgi imajını geliştirerek yaşayabilir. Bir kadının karakterini anlayabiliyor ve bu konudaki duygularınızı paylaşıyorum. Erkekler buna hazır değil, ıslah olmamış olmanın bir sonucu bu. Bir kadının sadece hislerini ve adanmışlığını ifade etme şansının olmasını istediğini bilselerdi, o zaman daha fazlasını talep ederlerdi. Kadının erkekten istediği şey bu kadar önemsizken yine de almayı henüz başaramamıştır.” Kabala Kütüphanesi/Micheal Laitman/Kitapçık/İlişkiler/ Bir Kadının Doğası, 1-2. Paragraf Kadının Rolü Nedir ve Erkeklerden Nasıl Farklıdır? “Maneviyatta ayrım yoktur. Kadınlar da erkekler gibi yaratılışın en yüksek derecesi olan Yaradan’la bağ kurmayı edinmek zorundadır. Fakat kadınlar Yaradan’a yaklaşma yolu açısından erkeklerden farklı çalışır.” “…Çalışmadaki tek fark metottur. Öğrenme sürecinin başlangıcı aynıdır. Bu nedenle giriş kurslarımız kadınlar ve erkekler için farklılık göstermez. Daha sonra eğer kişi Kabala çalışmasını derinleştirirse, metot farklılığı ortaya çıkar. Kadın ve erkek dünyayı farklı hissetmeye başlar, çünkü erkek ve kadın gerçekten de farklı dünyalardır ve farklı yaratılış algısına sahiptirler.” Kabala Deneyimi/Kabala Çalışması, Micheal Laitman 3.Bölüm “Kabala Çalışan Kadınlar” ve “Erkeler ve Kadınlar” başlıkları “Doğal düzende, kadın evden sorumludur. Çocukları yetiştirir, evin düzenini sağlar, yemek pişirir ve kocasını karşılar. Taş Devrinden bu yana böyledir ve bugün de olması gereken budur.” “…Kadın dünyanın doğru düzenine özlem duyar. Doğaya yakındır ve dünyanın şimdiki düzeninin doğru olmadığını içinde hisseder. Bu tüm ilişkileri kapsar: çocuklar, aile, aileler arasında ve doğal olarak uluslar arasında.” “…kökünde erkek kadına hükmeder. …Kadın erkeğine aşağıdan yukarıya bakıyormuş gibi görünmesine rağmen, aslında manevi köküne uygun olarak ondan daha yüksek bir seviye talep eder – hayvansal anlamda değil fakat manevi, ruhsal, insani ve kültürel anlamda. Tüm bundan erkeğin kadına, kadının erkeğe karşı tüm bilindik farklılıkları doğar. Bu manevi köklerden kaynaklanır ve dolayısıyla ilişkilerimizin her seviyesinde açığa çıkar: aile, toplum, çocuklar.” 21.Yüzyılın Kadınları/10 Temmuz 2007’de Micheal Laitman ve bilim adamları arasındaki konuşma. Neden Kadınlar Erkeklerden Daha Fazla Acı Çeker ve Bunun Manevi Olarak Anlamı Nedir? “…yaratılışı temsil eden kadın, gerçekten de yaratılan, Hisaron, Malhut ve arzu krallığıdır. Erkek ise bir noktada Yaradan’ın temsilcisi, hükmeden, ihsan eden ve doyurandır. Doğal olarak dişi kısım dünyadaki en önemli işlevi -doğum- yerine getirdiği unsuruna kayıtsız kalarak gelişir ve temelde dünyayı huzura kavuşturur. Bir taraftan dünyayı erkekten daha fazla küçük, doyumsuz ve kusurlu hissederken, diğer taraftan onu bir arada tutar. Bağımlılık ve bir çeşit kişisel bayağılık hissi (psikologlar, örneğin Freud bunu cinsellik açısından yorumlar), genel olarak Işığın kökünden ve onun içinde uyanan arzudan gelir. Dünyamızda insan kendini buna uygun olarak algılar ve buna göre de kadın kendini erkeğe göre algılar. Bu nedenle dünyamızdaki dişi arzu iki kat daha derindir. Bir bakıma bunun sebebi kökün, yaratılanın kendisinden geliyor olması, diğer taraftan kendi başına doyurulamıyor olmasıdır. Birbirleriyle doğru çalışma içinde olduklarında eril ve dişi parçalar - Işığın, Yaradan’ın, doyumun ve Kli kısmının parçaları- uygun birleşimi bulabilirler. Doğal olarak, bu ancak dünyamızda değil manevi dünyada gerçekleşir. Dünyamızda öyle ya da böyle bir mükemmellik illüzyonu yaratmaya çalışıyor olsak da bu imkansızdır. Sadece egoizmin düşük seviyelerinde bu illüzyonu edinmeyi başaracakmışız gibi gelir. Dünyamızda doğru bir ilişki ve sevgi yoktur. Eğer bu ilişki tamamen manevi dünyada gerçekleşiyor olsaydı, bunun sonucunda egoizmin üzerinde, manevi seviyede karşılıklı ihsan ve alma vasıtasıyla bunu bedenlerimizde değil, fakat ruhlarımızda deneyimliyor olurduk. Bu nedenle kadının bu dünyada asla doyuramadığını hissettiği Kli’nin, doyurulmamış, karşılığını alamamış arzusunun hatırına daima alınacak bir ders vardır. Her şeye, ev, aile, çocuklara sahip olmasına rağmen, yine de bir sebeple hiçbir şeyi yoktur. Bu böyledir çünkü tüm bunlar yaratılış Amacından gelir.” Micheal Laitman, Toronto Kongresi, Kadınlar için Ders, 2006, Kanada. KADININ İÇSEL ÇALIŞMASI Bir Kadın Başkalarını Nasıl Islah Olmuş Olarak Görür? Soru: Konuşmalarınızdan birinde kadınların sevmeyi bildiğini ama erkeklerin bunu bilmediğini ima etmiştiniz. Eğer hepimiz egoistsek, o zaman kadın ne çeşit bir sevgi verebilir? Cevap: Egoist sevgi. Bir kadın egoist olarak sevdiği ve saygı duyduğu insanlarla ilgilenir. Soru: Bir süredir Kabala çalışıyorum. Tamamen ben-merkezli olduğumu idrak etmiş durumdayım ve Yaradan’ın bu konuda bana yardım etmesini umuyorum. Fakat her zamankinden daha fazla olarak günlük yaşamımda diğer insanların ben-merkezciliğini fark ediyor ve bundan hoşlanmıyorum. Yargının üstesinden gelmek ve sevgi dolu olamasam da en azından onlara karşı zor da olsa nazik olmak için ne yapabilirim? Cevap: Başkasında gördüklerin “Başkalarını kınayan, kendini kınar” kuralına göre, senin kendi yansıman. Ancak, eğer onları seversen, onlarda kendi egolarını severler, tıpkı kendinin bebeği olman gibi. Kabala ve Yaşamın Anlamı – Micheal Laitman’ın kişisel bloğu, Ağustos 20, 2008 Soru: Dağıtım Fabrikası ile grup arasındaki farktan bahsettiğinizde, dağıtımda çalışan bir kadın olarak niyetim değişir mi? Her ikisini de farklı olarak mı düşünmeliyim? Cevap: Bir kadın olarak grubun içinde neler olduğu sizi ilgilendirmez. Grupta erkeklerin onlara verilen birlik olma fırsatını doğru şekilde algılayıp algılamadıklarına kayıtsız kalarak ortak gelişime katkı yaptığınız ölçüde ilerlersiniz. Erkeklerin aşamasından bağımsız olarak ilerlersiniz. Micheal Laitman Kişisel Bloğu, “Bir Kadın Bağımsız İlerleyebilir” 22 Ağustos 2008 Bir Kadın Kendini Nasıl Amaca Doğru En Uygun Yolla Yönlendirebilir? “Dağıtım yaparak, “kendinizi” ıslah edersiniz. Bu sizin dışınızda, başkalarındaymış gibi görünür, fakat gerçekte sizin manevi bedeninizdir. İhsan ederek ve başkalarını severek, aslında kendinizi sevip, ihsan etmiş olursunuz! Başkalarına karşı bu tutumunuz onların arzularını ve içsel Işıklarını elde etmenizi sağlar.” Micheal Laitman Kişisel Bloğu, “Kabala İlmini Dağıtarak, Kendinizi Islah Edersiniz” 25 Temmuz, 2008 “Yapacak bir çeşit dağıtım çalışması bulmaya çalışın, bu sizi sorumlu, adanmış yapar ve gelişmeniz de motivasyon sağlar. Ortak çalışmadaki payınız mülkiyetinizi artırır, destek verir ve bu dünyanın değerlerini doğru şekilde belirlemenizi olanaklı kılar.” Micheal Laitman Kişisel Bloğu, “Yeni Başlayanlara Tavsiye – Dağıtım!” 13 Temmuz 2008 DAĞITIM Neden Bir Kadın İçin Dağıtım Projelerinde Yer Almak Önemlidir? “Kadınlar erkeklerin manevi olarak ilerleme arzusunda sorumlu olduklarını anlamalıdırlar. Bu tüm eril türe aittir çünkü birlik olduğumuz manevi durumdan bahsediyoruz. Maneviyatta dişi ve erkek kısım birbirinin karşısındadır ve ahenkli bir şekilde hareket eder. Kadın erkeği Üst doyumu almaya mecbur kılar ve bu doyum her ikisine de bölünür. “…Kabala dağıtımı, birbiriyle ilişkileri, ortak çalışmalarının hepsi, maneviyata olan arzularının en doğru biçimde açığa çıkması niyeti taşımalıdır: ‘Erkeklerin manevi doyumu edinme çalışmalarında efektif ve yararlı olarak hareket edebilmeleri için arzumuzu onlara vermede en yararlı yol nedir?’ Sonra insanlığın eril ve dişi parçaları, beraberce Üst Işığa doğru yükselir ve daha iyi bir dünyasal yaşama kavuşur. Tüm bunlar kadınlar tarafından yapılmalıdır.” “Bir kadın evrenin düzenini detayıyla anlamak ve manevi yasalarının çalışma mekanizmasını bilmek zorunda değildir. Bir kadın için genel bir anlayış yeterlidir ve zamanının çoğunu dağıtıma ve yardım etmeye ayırmalıdır. Bu şekilde eril kısma katılır ve onlara arzusunu, Hisaron verir. Bu onun manevi katılımıdır ve bu şekilde ıslah olur. Kadınların Manevi Gelişimle İlgili Konuşma 19 Aralık 2007 Kadınlar Nasıl Dağıtım Yapar ve Bunun En Doğru ve Etkili Yolu Nedir? “En azından günde bir saat dersi dinlemelisiniz.” “…günün geri kalan saatleri dağıtım için kullanılmalıdır - çeviri, kitap dağıtımı, film, metin çalışmaları. Eğer çabanızı buraya harcarsanız başarının kaynağı buradan gelir. Bu şekilde kadın bu dünyaya bir şeyler katar ve özellikle bunun vasıtasıyla tüm ilim dünyaya yayılır.” “…İnternette gördüğünüz her şey, size sunduğumuz tüm materyal baştan sona kadınlar tarafından organize edilir. Bunu size sadece ben söylemiyorum, tüm erkeklerden de bunu duyabilirsiniz: Kabalada kadın olmadan, onun katılımı, bakış açısı, organizasyon becerisi, desteği, hazırlığı olmadan bir şey yapmak mümkün değildir. Bu imkansızdır. “…Dolayısıyla, her birinize dağıtımda yer alma fırsatı bulmanızı tavsiye ediyorum.” “…Çabamı kolektif Kli’ye koyduğum ve ona bağlandığım ölçüde, biz isteyelim ya da istemeyelim ulaşmamız gereken hedefle ve onun gelişim süreciyle ilgili bilgiyi dünyaya dağıttığım ölçüde, Yukarıdan, Yaradan’dan yardım alırım.” “Nihayetinde Yaradan’ın adını dünyaya yaydığımda, beni bilseler de bilmeseler de, hatırlasalar da, hatırlamasalar da, ben ilerlerim. Burada insanların beni bilip bilmemesiyle ilgili hesap yapılmaz. Hayır. Burada basit bir hesap vardır; Koyduğum kadarının birkaç kat fazlasını aynı güçten, aynı Yaradan’dan, aynı Üst Işıktan geri alırım. Etrafımda nasıl bir koşuşturma olduğu önemli değildir, bu bana yardım etmez. Çalışma kolektif ruhun içine girmemle ölçülür.” Kuzey Amerika Kabala Kongresi, “Bir Sonraki Adım”, Kadınlarla Konuşmalar 25 Eylül 2005 “Kadının içsel çalışması bu dünyadaki günlük çalışmasına benzer, bir sonraki nesli doğuran parçadır. Doğrusu kadın bunu erkeğin yardımıyla, onun desteğiyle yapar fakat doğumu yapan odur, gelecek nesil ondan gelir. Dolayısıyla kadının temel çalışması çalışma değil, dağıtımdır.” “…Dağıtım yapma enerjisi bulmak, doğum yapar gibi gelecek ıslahları gerçekleştirmek, üretmek ve bilgiyi iletmek için az çalışması yeterlidir.” Kuzey Amerika Kabala Kongresi, “Bir Sonraki Adım”, Kadınlarla Konuşmalar 25 Eylül 2005 Kadın Kime Dağıtım Yapmalı, Kime Yapmamalıdır? “Kabalayı dünyadaki tüm insanlara dağıtmalıyız, dünyayı bütün olarak kabul etmeli ve nerede olurlarsa olsun her bir insana ıslah için gereken her şeyi sağlamalıyız. Tüm insanlar aynı hastalıktan muzdarip -yaşamın Işığından bizi ayıran egoizm. Dolayısıyla, herkesin ilaca ihtiyacı var -Üst Işık. İnandığımız şey bu ve bu nedenle Kabalayı herkese dağıtmalıyız. Sonrasında ilacı hemen ya da sonra almak -daha ileriki aşamada hastalığını hissettiği zaman- kişiye kalmıştır.” Micheal Laitman Kişisel Bloğu, “Tüm İnsanlar Aynı Hastalıktan Muzdarip” 13 Ağustos 2008 “...İçte dengeli kalmak için dış dünyayla temas kurmalısınız ve bunun en iyi yolu dağıtımdır. Ancak, bildiğiniz insanlar arasında dağıtım yapmamalısınız çünkü böyle yaparak kendinizi günlük hayatta büyük ölçüde kısıtlamış olursunuz. Fakat dağıtım gereklidir bu yüzden tanımadığınız insanlara dağıtım yapmalısınız. Başkaları için bir şey yaptığınızda, bilginizi ve ruhların ortak sistemiyle beraber aşamalarınızı dengelersiniz ve bu sizin manevi büyümenizi arttırır. Micheal Laitman Kişisel Bloğu “Yeni Başlayanlar için Tavsiye -Dağıtım!” 13 Temmuz 2008 KADININ GÖRÜNEBİLİRLİĞİ Neden Sabah Dersinde Kadınlar Soru Soramıyor? “Hayır, bu doğru değil. Nitekim, soruları televizyon programının Bir Kabaliste Sor bölümünden alıyoruz ve ayrıca Beit Kabbalah LaAm adı altında konferanslar veriyorum ve burada herkesin sorusunu cevaplıyorum. Çalışmalarımız sırasında açıklığa kavuşmamış tek bir soru dahi olduğunu düşünmüyorum. Bu sorular dünyanın her yerindeki erkekler tarafından soruluyor. “Derslerimiz sırasında insanlar internet aracılığı ile soru sorabiliyorlar ve bir kadın da bu yolla istediği bir isim altında soru sorabilir. Kimse isme göre hareket etmez. Eğer soru konu başlığıyla ilgiliyse, bir erkekten değil de kadından gelse bile memnuniyetle cevap veririm. “Bu demektir ki bu konuda bir sorun yok. Sorularına cevap almak isteyen bir kadın cevabını alır. Sadece arzusu olması yeterlidir.” Kadınların Manevi Gelişimi ile İlgili Konuşma, 11 Aralık 2007 “Kadınlar arasında ayrı bir organizasyon olması iyi olabilir, birkaç kadın, hatta tek bir kadın tüm kadınların sorularını ve problemlerini toparlayıp bize iletebilir. Bunu aranızda tartışın, yazışın. Kadınların veri tabanını oluşturun ki böylece kimin ne yaptığını, yardıma ihtiyaç olup olmadığını bilirsiniz. “…İnanın bana hepinizin geçirmekte olduğu sorunlar -düşüşler, farklı düşünceler- herkes için aynı. Dolayısıyla bana yazın ve her bir sorunuzu kitapta nerede yazılı olduğunu göstererek cevaplayacak, nasıl devam etmeniz gerektiğini ve engellerin üstesinden nasıl geleceğinizi, neden her birinizin belli bir aşamayı edindiğinizi (birden iyi bir şey, ya da Allah Korusun kötü bir şey) açıklayacağım. Tüm bunların bir nedeni var ve biz bu aşamalardan nasıl ilerleyeceğimizi öğrenmek zorundayız. Sonra her şey bizim yararımıza olur.” Kuzey Amerika Kongresi “Gelecek Adım” 25 Eylül 2005 Erkek ve Kadın Arasındaki Ayrılığı Alçaltıcı Bulan Kadınlara Ne Söylenebilir? “Kadının ruhunu ıslah etmesi için canlı derste bulunması gerekli değildir, peki kişi neden böyle bir şeye ihtiyaç duyar? Böyle yaparak, bir kadın gruba rahatsızlık getirir ve süreçte kaybeder. Bu yüzden buna özenmeyin ve evde kalın. Size ciddi olarak söylüyorum. Bunun doğanın kanunu olduğunu lütfen anlayın. Bunu değiştiremezsiniz. Bnei Baruch’ta her yere burnunu sokan böyle çok kadın var. Buna ihtiyacınız yok.” “Bir kadın sessizce evden yardım edebilir, bildiği şekilde diğerlerine baskı yapabilir. Bunu nasıl yapacağınızı size öğreteceğim. Kadınlar erkeklere doğru baskı uygulandığında ve onları birleşmeye ve edinime zorladığında kazanır. Derslerde erkeklerin yanında oturarak ne kazanacaksınız? Oturun, onlara sarılın, beraber şarkı söyleyin, biraz için, e ne olmuş? Bunun kadın ruhu için bir anlamı yoktur.” “…uygun materyali dişi kısımla beraber çalışacağız. Islah yapanın sadece insanlığın erkek kısmı olduğunu zannetmeyin. Aksine kadınların sadece onlara eşit değil, aynı zamanda bu süreçteki temel katılımcı olduğunu hissetmelisiniz çünkü ıslah sizin, manevi dişi kısmın yararına gerçekleşir.” “…Ancak, kadınların farklı niyetleri vardır. Bir kadının niyeti, tüm kadın grubuyla beraber erkekleri manevi ilerlemeye önem verme aşamasına getirmek olmalıdır. Erkekler henüz bunu idrak etmiş olmasalar da bu baskıdan yoksundurlar. Ancak, etraflarında onları itecek ve yönlendirecek ciddi kadınlara ihtiyaçları olduğunu anlayacaklar.” “Bu kadınları hissetmek ya da görmek zorunda değiller. İçeriden bir baskı olduğunu hissetmeleri yeterlidir. Sabah işe giden erkeğin bir evi ve ailesi, omuzlarına çıkan çocukları olduğu için bunu yapması gerektiğini, bu mecburiyeti hissetmesi gibi. Bu tip mecburiyetleri erkekler manevi olarak da hissetmelidir. Sadece kendi mecburiyetlerini hissetmemeli aynı zamanda bunu kadınlardan da almalıdırlar. Bu basit bir iş değildir.” Kabala Kütüphanesi/Micheal Laitman/Konuşmalar/ “Kadınların Birleşmesi İhtiyacı ile ilgili” Feminist Hareketi Gelişimimize Nasıl Yardımcı Olur? “Bugün, neden kadınların her şeyi üzerlerine almak istemesi, neden erkeklere bağımlı kalmak istemedikleri, neden her şeyi kendi aralarında organize ettikleri açıktır. Doğal olarak daha bağımlıdırlar fakat bu bağımlılığı istemezler çünkü buna tahammül edemezler. Hak ettikleri ve istedikleri şeyi onlara sağlamada başarısız kalan ve bozulmaya başlayan doğanın bu parçasına bağımlı kalmaları imkansızdır. Dolayısıyla, bir taraftan feminizm tezahürü gayri tabi, diğer taraftan bugünkü krizin doğal bir sonucudur.” “Ve elbette bunu dikkate almak zorundayız. Başka seçimimiz var mı? Kadınlar insanlığın büyük bir bölümü, onun “en güçlü yarısı” ve şimdi öne çıkıyor. Bugün bu süreci aksatan dinlerin ve diğer öğretilerin etkisi söz konusu. Ancak, din ve siyaset alanında erkeklerin doğal olarak lider rolünü üstlendiği geleneklerden özgürleşirsek, dünyamız tamamen farklı bir doğaya -manevi dünyaya zıtlığın ve bozukluğun ölçüsünde elde edilmesi gereken- sahip olur. Köklerde erkeğin kadına üstün geldiğini söylemiştik, oysa dünyamız manevi dünyaya zıt olduğundan bizim durumumuzda bunun tersi söz konusudur.” Soru: Bu fenomen olumlu mudur, olumsuz mu? Cevap: Her ikisi de, doğaldır, doğayla dengededir. Doğa bile kendini iki dünya arasında dengeler. Dolayısıyla zıtlıklar birbirinin karşısında yer almalıdır. “…Özellikle bugün kadınlar kendini bir lider, en güçlü ve en enerjik unsur olarak öne sürerek ön plandadır, istesinler ya da istemesinler tüm bunlar dünyamızın ıslah olmamış, bozulmuş ve kriz aşamasında olduğu unsurunun kanıtıdır.” “Bu krizden çıkmaya başladığımız ve Kabaladan faydalandığımız an, dünyamızla Üst Dünya arasından doğal bir iletişim ve ilişki açığa çıkmaya başlayacaktır. Dünyamızın tüm parçaları arasında optimal ilişkiler şekillenmeye başlayacaktır -erkek yükselecek ve bu yaşamın lideri olacaktır ve kadın memnuniyetle bunu kabullenecektir. Erkek bugün olduğundan farklı olarak daha güvenilir olacaktır.” Micheal Laitman/Konuşmalar/ Erkek ve Kadın KADIN RUHUNUN ISLAHI Kadının Ruhunun Kökü Nedir ve Erkekten Nasıl Farklıdır? “Kabalaya göre, Yaradan, veren güç realitenin eril kısmının manevi köküdür ve ruhun bereketi alma arzusu realitenin dişi kısmının dişi köküdür.” Erkek ve Kadın Arasında “Erkek ve kadın vardır çünkü Yaradan vardır ve O’nun yarattığı yaratılan vardır, erkek ve kadın bu tangonun iki dansçısıdır. Bu Yaradan’ın prototipi -veren, dominant lider- eril köktür. Ve yaratılan vardır -alan, Yaradan’a yaklaşan- dişi köktür. Aynı şey bu dünyadaki yaşamda da geçerlidir. Eğer doğru hareket edersek ve bu iki kökün doğaya nasıl yerleştirildiğini ve birbirine bağlı olduğunu açıkça anlarsak, o zaman hem kadın hem erkek bir arada gayet iyi yaşar. Nitekim, sadece biz değil, tüm doğa yukarıdan aşağıya doğru kesin bir biçimde eril ve dişi kök olarak bölünmüştür.” Kabala Kütüphanesi/Micheal Laitman/Konuşmalar 10 Temmuz, 2007 Bir Kadın Nasıl Erkekten Daha Fazla Islah Olmuş ve Doğaya Yakındır? “Bir kadın olayların anlamını erkeklerden daha fazla arar çünkü erkeklerinkinden daha derin olan gereklilik hissinin manevi kökünden gelir. Dolayısıyla, daha fazla hisseder. Erkek ihsan etme, Yaradan tarafından gelirken, kadın yaratılış tarafından gelir. “…Tüm yaratılış iki kısma ayrılan on Sefirot’u içerir: ilk dokuz Sefirot eril yapıya aittir ve onuncu Sefira Malhut dişiye aittir. Bunu basitçe anlatacak olursak, Sefirot “nitelikler” demektir. İlk dokuz nitelik, yaratılış olan Malhut’a göre yukarıdan gelen ihsan etme niteliğini temsil eder. Dolayısıyla, erkek ilk dokuz Sefirot’un izlenimi, kadın onuncu Sefira Malhut’un izlenimidir. Onuncu Sefira tamamen doyum alma ihtiyacını içerir.” “…Ancak, ihtiyaç hissine ilave olarak, doğadan büyük güçte direnç, baskı ve kararlılık alır. Her şey kadının içinde dengededir.” Kadının Manevi Gelişimi İle İlgili Konuşma 19 Aralık 2007. “Bir kadın realiteyi, dünyayı, doğayı ve ayağının altındaki toprağı farklı hisseder çünkü doğaya göre, doğum yapar ve yaşamı devam ettirir. Onda erkekte olmayan bir kısım vardır. Her şeyden önce, Yaradan doğurur ve devamlılık sağlar, bir kadın da öyle. Bu nedenle, hangimizin Yaradan’a benzediği hala daha bir sorudur. Biz erkekler, doğurma ve büyütmemize izin veren güçten yoksunuz. Bizler Yaradan ve kadın arasında bir geçiş bağlantısı gibiyiz.” Kadının Manevi İlerlemesi İle İlgili Konuşma, 16 Ocak 2007 Kadının En Büyük ve En Derin Arzusu Nedir ve Erkeğe Göre Nasıl Farklıdır? “Islaha ulaşmak istediği için, yalnız başına maneviyatı edinememe ve erkeğe oranla güç eksikliği içinde olduğunu hissetme unsurunun sebep olduğu acı, kadının ‘hayatımın anlamı ne?’ sorusuna cevap bulma ve kalbinin tüm sırlarını açığa çıkarma arzusunu tanımlar.” “…Kadın doğadır. Çok kuvvetli bir güçtür ve erkeğin bunu hissetmesi önemlidir. Her şeyden önce, erkeğin sahip olduğu güçle aynı değildir. Erkek daha yıpranmıştır. Daha çok bir filozof ve rasyonalisttir. Kadının gücü daha gerçektir.” “…Arzusu doğal ve derindir. Bir kadın daha fazla işe odaklıyken, erkek istediği şeyi yapabilir ve kafası karışabilir. Kadın maneviyata özlem duyar çünkü onu ister. O olmadan yaşam olmayacağını anlar. Erkek farklı yönlere gitme eğilimindedir, fakat kadının arzusu daha derin, doğal ve değerlidir.” Kadının Manevi Gelişimi İle İlgili Konuşma 16 Ocak 2007. Kadının Ruhunda Ne Islah Edilmelidir ve Bu Nasıl Gerçekleşir? “Bir kadın gruptaki diğer kadınlarla “komşunu sev ya da kız arkadaşını sev” şeklinde bağ kuramaz, daha ziyade diğer kadınlarla Kabala dağıtımında birbirine yardım ederek bağ kurabilir.” “Yukarıdan erkek grubunun aldığı gibi direkt yardım alamaz. Bu durum, erkeğin Karşılıklı Sorumluluk (Arvut) koşulunu yerine getirdiği ve kadının arzusuyla onu desteklediği Tora’nın edinimi ile ilgili hikayede açıklanır. Bunun sonucunda erkek Işığı kadına geçirir. Fark sadece Işığı Yukarıdan alma şeklindedir ve bu pratikte fark yaratmaz. Söylemek gerekirse, eğer çalışır ve dağıtım yaparsa kadın hiçbir şekilde bu farkı hissetmez. Dahası, kadın ihtiyacı olduğunu hissettiği ölçüde Kabala çalışmak zorundayken, erkek bir saatle üç saat arasında çalışmaya mecburdur.” Bnei Baruch Dünya Kli’si Bloğu, “Kadının Islahı” 29 Haziran 2008 “Bir kadın günde en az yarım saat çalışmak zorundadır. Dahası günlük olarak sabah dersinin bir kısmını dinlemesi en iyisidir. Dersimiz üç kısma ayrılmıştır ve dersin dördüncü bölümü genellikle evrenseldir. Dolayısıyla, dersin üçüncü kısmını ya da halk için verdiğim dersleri dinleyebilir.” “Bir kadın evrenin düzeninin detaylarını ve manevi yasaların işleme mekanizmasını anlamak zorunda değildir. Bir kadın için genel bir anlayışa sahip olmak yeterlidir ve zamanının geri kalanını dağıtıma ve yardıma harcamalıdır. Bu şekilde erkek kısmına bağlanır ve onlara arzusunu, Hisaron verir. Bu onun manevi katılımıdır ve bu şekilde ıslah olur.” Kadının Manevi Gelişimi İle İlgili Konuşma 19 Aralık 2007 Eğer Kadın Ruhu Alma Arzusuysa, Islah Sırasında Bu Nasıl Değişir? “Kadın arzudur, erkek ise arzunun ıslahı, ihsan etme niyetidir. Dünyamızda kadın erkekten bir şeyler, örneğin onunla evlenmesini bekler, burada onun payı kısmen pasiftir.” “Bu manevi kökten gelir: Ruh ihsan etme niyetini istediğinde, buna erkek denirken, ihsan etme becerisi olmayan ruha kadın denir. Kli’nin parçalarına ya da ruha aynı nedenle erkek ve dişi denir.” “Böylece, bu dünyada cinsiyetinize önem vermeden, erkek olmaya başlayın - bu demektir ki, kendinizin ve insanlığın ortak ıslahında aktif olarak yer alın! Aksi halde bu dünyadaki cinsiyetiniz ne olursa olsun, siz bir kadınsınız.” Micheal Laitman Kişisel Bloğu, “Erkek, Kadın ve Ruhun Islahı” 7 Eylül 2008 Kadınlar Mahsom’u Geçebilir mi? “Bir kadın Kabalaya ve üst dünyaya erkeğin girdiği gibi girer.” “…Dünyadaki reenkarnasyon sırasında, Mahsom’u (dünyamızı maneviyattan ayıran sınır) geçmeden ve dünya algısını terk etmeden önce, ruhumuzun hangi tip bir bedene (erkek ya da kadın) yerleşeceği önemlidir. Sonrasında, ruhlar Mahsom’u geçip Üst dünyanın algısına girdiğinde, kimin erkek kimim kadın olduğu önemini yitirir. Hepimiz Kabalist olacağız – ruhun cinsiyeti yoktur. Elbette ruhlar arasında farklılıklar vardır, fakat onlar tamamen cinsiyet temelli değildir. Farklılık, her bir ruhun ortak ruhun hangi parçası olduğuyla ilgilidir.” Kabala Kütüphanesi/Micheal Laitman/İlişkiler/Yaratılış Amacı 14, 8 ve 9. pragraflar Kadınların Maneviyatı Edinmek İçin Erkeklere İhtiyacı Var mı? “Evet. Kadın, erkek vasıtasıyla Işığı alır. Kendini ve dünyayı ıslah etme görevi yalnızca erkeklere aittir. Kadının rolü yardım etmektir. Dünyamız Üst Dünyanın benzerinde inşa edilmiştir. Buradan öğreniriz.” Kabala Deneyimi, 12. Bölüm “Yansımalar ve Düşünceler” Sayfa 417 “Bir erkek, kadının ona vermek zorunda olduğu manevi ilerlemeye ihtiyaç duyar. Kadın erkeğin maneviyatı edinmesini beklemelidir. Buna karşılık erkek güç ve donanımla mağarasından çıkıp eve yiyecek getirir gibi manevi edinimi alır.” “Kadının erkeğin çalışmasını desteklemesi çok önemlidir, bu olmadan erkek maneviyata erişemez. Kadınlar bunu mükemmel bir şekilde yerine getirir. Psikologlarla konuşacak olursak, görürüz ki erkek dünyada yaptığı her şeyi kadınlar tarafından beğenilmek için yapar. Onur, direnç, güç ve başkalarının üzerine çıkmak büyük ölçüde erkeğin kadının gözünde önemli olma ihtiyacından kaynaklanır. Bu manevi aşamanın bir yansımasıdır, elbette egoizmimize bağlı olmaksızın yaklaşımın kendisine aittir.” “Diğer bir deyişle, kadından doğan tatmin olmamış arzu, erkeğe ulaşır ve erkek bu arzuyu maneviyata ulaşmak için kullanır. Şöyle söyleyebiliriz ki, kadın erkekte arzuyu uyandırır ve erkek bu arzuyu kendisi için manevi gelişimi elde etmek için Üst Güce yöneltir ve bunu kadınla paylaşır.” Kadının Manevi Gelişim İle İlgili Konuşma 11 Aralık 2007 Bir Kadın Doğru ve Yeterli Bir İlerleme Gösterdiğini Nasıl Bilir? “Sadece Yaradan bilir ve sadece O ilerlememizle ilgili cevabı verebilir. Bu arzuyla O’na dönmeli ve cevap talep etmeliyiz. Kabalada buna “mantık ötesi gitmek” denir yani bilgimizin ve anlayışımızın üzerine çıkmak. Attığımız her adım, eğer ki içten ise bir sonraki aşamaya yükselmemizi sağlar. Fakat bir sonraki derecede düşünceler ve arzular bir önceki derecenin tam zıttıdır; tamamen farklıdır!” Kabala Deneyimi, Micheal Laitman Sayfa 229 Kadınların Yaradan’a Yaklaşma Yolları Nedir? Soru: Kadınların niyetiyle ilgili sorular alıyoruz. Bir kadın dağıtım yaptığında ya da çalıştığında, yaklaşımı tamamen Yaradan’a doğru mu olmalıdır yoksa Yaradan’a erkek kısmı vasıtasıyla mı yaklaşmalıdır? Cevap: Hayır. Yaklaşımı direkt Yaradan’a olmalıdır. Kadınlarda erkekler gibi talep eder. Talep ederken uyanan doyum ihtiyacı erkek kısmından geçer. Farz edelim ki dünyanın bir ucunda yaşayan ve yakınında Kabala çalışan erkek olmayan bir kadın olsun. İnternet aracılığı ile bizimle çalışır. Bunun nasıl gerçekleştiği konu dışıdır. Ama yine de eğer kadın talep edip, manevi yükselme için Üst Güce yakarırsa, her şeye rağmen erkek kısım denilen ve ortak ruh olan Kli vasıtasıyla bu doyumu alır. Soru: Öyleyse Yaradan’ı hissettiği ölçüde O’na direkt olarak yaklaşabilir? Cevap: Birçok durumdan öğrendik ki, bu Malhut’un Tet Rişonot’a (ilk dokuz Sefirot) dahil olmasıyla gerçekleşir. Bu demektir ki, dişi kısım önce erkek kısmına döner sonra Yaradan’a. Ancak, bunu bilmek zorunda değildir. Süreç basitçe bu şekildedir. Önce Adem, sonra Adem’den Havva ve diğer herkes (çocukları) yaratıldı. Bizim içinde aynı şey geçerli. Bizde aynı yolu izleyerek doyum arzumuzu yükseltiyoruz. Diğer bir deyişle, Havva (dişi kısım) Adem’e bağlanır ve Adem bunu yukarıya iletir. Kadınların Manevi İlerlemesi İle İlgili Bir Konuşma 11 Aralık 2007 Kadının Ruhu Erkek Bedeninde Reenkarnasyon ya da Bunun Tersi Olur Mu? “Ruhun belli bir cinsiyeti yoktur: dişi ya da erkek. Bu nitelik yaratılış kökünden, başlangıçtan gelir. Atzilut dünyasının Zer Anpin’i (erkek) ve Malhut’u (dişi) dünyamızdaki cinsiyetlerin prototipidir ve bundan daha büyük zıtlık yoktur.” “Yukarıdan aşağıya yapılanan yaratılış sisteminde bir bölünme, erkek ve dişi kısım arasında bir ayırım vardır.” “Yaratılışın en alt derecesi kabalaştıkça ve basitleştikçe erkek ve dişi kısım arasındaki örtüşme artar.” “Örneğin bitkilerde hemen hemen hiç cinsiyet ayırımı yoktur. Fakat yaratılanlar geliştikçe yani evrim merdiveninde yükseldikçe, birbirlerinden daha da uzaklaşırlar.” “Manevi dünyada zıtlık çok belirgindir. Biri diğerini iptal edemez fakat tamamlar. Dişi kısım olmadan yaratılış sistemi anlaşılmaz. Erkek kısım dişi kısma bağlıdır ve onu bekler.” “Evet, erkeğin ve kadının farklı tipte ruha sahip olduğu gerçektir. Fakat erkek ruhları kadına göre ne daha iyi ne de kötüdür. Tamamen farklı ruhlardır ve dolayısıyla ıslahları farklıdır.” Kabala Deneyimi, Micheal Laitman, sayfa 250-251 BİRLİK Kadınlar İçin Birlik Olmak Ne Demektir ve Erkeklerden Nasıl Farklıdır? “Kadınlar ortak çalışma içinde erkekleri uyandırmak ve onları bir araya getirmek için birlik olmak zorundadır ki böylece erkekler birbirlerine bağlansın ve bu bağ vasıtasıyla maneviyata erişsin. Sonra bu bağ ve karşılıklı sorumluluk vasıtasıyla, maneviyat kadınlara da yayılır. Sonuç olarak, herkes, tüm insanlık kadın ve erkek birlik olur. “Erkekler dostunu sev aracılığı ile birleşirken, kadınlar doyurulmamış hazzın ortak gücü vasıtasıyla erkekler üzerinde baskı uygulama amacıyla birleşir. Dolayısıyla buna “ona karşı yardım” denir: bir kadın erkeğin ihtiyaç duymasına yardım eder. Kadın için erkek çalışmak zorundadır; kadın çocuklarını beslemek zorunda olduğundan, erkek para kazanmak ve aileyi geçindirmek zorundadır. Binlerce yıl önce, erkek eve yiyecek getirmek için ava gitti, bugün ise maaşını eve getirmek için fabrikaya ya da ofise gidiyor. Özünde kadın mevcudiyetin devamlılığı ile ilgilenirken, erkek bu mevcudiyete doyum getirir.” Kadınların Manevi Gelişi ile İlgili Konuşma 19 Aralık 2007 Kadınlar İçin Organize Olmak Neden Önemlidir? “Her bireysel grupla beraber tüm dünya grubu, bir iç erkek ve onu saran kadın grubu içerir ve biri olmadan diğeri var olamaz.” “Dahası bir gruba baktığım zaman (yaklaşık iki milyon öğrencimiz ve buna bağlı pek çok grubumuz var) grubu kadın kısmına göre değerlendiririm. Güçlü, organize olmuş ve birbirine bağlı kadın grubu iç erkek grubunun varlığını devam ettirmesi, güçlü olma, genişleme, ilerleme ve manevi olarak yükselmesinin garantisidir. Kadınlar arzu, organizasyon, baskı vasıtasıyla maneviyata ulaşma unsuruna gösterdikleri ilgi nedeniyle erkeklerin ilerlemesini sağlar. Dolayısıyla, herkesten önce grubun kadın kısmına bakarım, eğer kadınlar organize ve güçlü ise erkekler bundan faydalanır.” “Aynı şeyi ailede de görürüz. Destekler ve korur; kadın yuva dediğimiz yapının temelidir. Yuva maneviyatın ifşası ve algısı için bir Kli’dir; dolayısıyla yuva dediğimiz grup çoğunlukla kadınlar tarafından organize edilir. Erkekler ev ve Üst Güç arasında bağlayıcı güçtür.” Kadınların Manevi Gelişi ile İlgili Konuşma 11 Aralık 2007 BİRBİRİMİZLE OLAN İLİŞKİLER Kadınlar birbiriyle sanal ve fiziksel olarak nasıl ilişki kurar? “Kadınlar, içsel olarak anlamak ve erkekleri kalplerinden gelen baskıyla etkilemek için aralarında organize olmalıdır.” “Doğalarının izin verdiği ölçüde, paylaşımda bulunabilir ve farklı konulardan konuşabilirler. Ancak, dostluğa ve sevgiye dayalı ortak bağ hiç olmamalıdır. Bu maneviyat için gereksizdir ve manevi yolu aksatabilir. Doğayı mümkün olduğunca dinlemeli, Kabalistlerin bize söylediğini idrak etmeliyiz.” “Eğer kadınlar bir araya gelmek isterse, bunu beraberce bir makale okuyarak yapabilir, erkeklerin arzusunu nasıl arttıracakları konusuna hafifçe dokunabilirler. Belki ayda bir kez erkeklere kadınların onlardan nasıl manevi ilerleme beklediği ve tüm kalpleriyle onlara yardım etmek istedikleriyle ilgili mektup yazabilirler.” “Bunu beraberce ya da ayrı ayrı yapabilirler. Kadınların birbirleriyle mümkün olduğunca az temasta olması iyidir. Eğer kadın evden çalışırsa ve bir erkeğe ya da erkek grubuna yardım ederse doğru hareket etmiş olur.” Kadınların Manevi Gelişimi İle İlgili Konuşma 16 Ocak, 2008 “Kadınlar arasında manevi çalışma erkekleri manevi ödüle ulaşmaları, manevi doyumu edinmeleri için nasıl etkileyecekleri, onlara nasıl yardım edecekleri ve destekleyecekleri ile ilgili olmalıdır. Diğer bir deyişle, aralarında ruhtan ruha değil ama içsel bir çalışma ilişkisi geliştirmelidirler.” “Aralarında erkekleri çalışmaları ve içsel arzuları vasıtasıyla etkilemek istedikleri unsurunu konuşabilirler. Ve ‘erkeklerin ilerlemesi’ arzusunun doyumunu edinirler.” “Ne istedikleri ve ne hissettikleri hakkında değil, amacın yüceliği, büyüklüğü hakkında konuşabilirler.” “Bunun için birleşebilirler. Diğer bir deyişle, bir kadın başka bir kadınla ilgili olarak herhangi bir özel bağ yaratmamalıdır -bu kadınlar arasında mevcut değildir. Ancak, manevi ihtiyacı erkeklere veren bağ kadınlar arasında mümkündür ve yaratılış yararınadır.” “Kabala dağıtımı, birbirleriyle ilişkileri, ortaklaşa çalışmaları hepsi, arzularını en kesin biçimde maneviyata doğru yöneltme niyeti taşımalıdır: ‘Arzumuzu erkeklere vermenin en yararlı yolu nedir ki böylece manevi doyumu çekme çalışmasında efektif olsunlar?’ Sonra beraberce tüm insanlığın erkek ve kadın kısımları Üst Işığa ve daha iyi bir hayata yükselir. Tüm bunların kadınlar tarafından yapılması gerekir.” Kadınların Manevi Gelişimi İle İlgili Konuşma 19 Aralık, 2007 Arvut neden kadınlarla ilişkili değildir? “Erkekler, kırılmayı deneyimleyen ve dişi kısmın içine düşen ihsan etme gücünün parçasıdır. Dolayısıyla, erkekler Işığı çeker ve onu dişiye verir. Bunu ihsan etme gücü niteliklerini edinme yoluyla yapar. Erkekler birbirleriyle “dostunu kendin gibi sev” kuralında birleşmek zorundadır, bununla sevgi gücünü elde eder ve sevgi gücü vasıtasıyla Üst Gücün bereketini çekip topluma verir: ulusa, çocuklara, kadınlara, yaşlılara ve elbette her şey onlardan geçtiğinden kendilerine.” Kadınların Manevi Gelişimi İle İlgili Konuşma 16 Ocak, 2008 “Bir kadın karşılıklı sorumluluk çalışmasının erkeklere ait olduğunu bilmeli ve bu nedenle bunun içinde aktif olarak yer almamalıdır, onun katılımı sadece erkekleri çalışmaya yönlendirmektir. Dolayısıyla bunu iyi bilmesi önemlidir. Bir kadın bu çalışmada pratik olarak yer alamaz fakat bunu anlamalıdır. Eğer bir kadın erkeklerin yapması gerekeni bilirse, onlara daha iyi şekilde yardımcı olabilir.” “Kadınlar büyük, güçlü bir organizasyon yaratmalıdır. Aralarında erkeklerle nasıl doğru ilişki kuracakları konusunu tartışmalıdır. Kadınlar, erkeklerin peşinden koştuğu amaca ulaşabilmeleri için daha büyük bir arzuyu onlara nasıl vereceklerini anlamalıdır.” “Bir kadının, erkekle dostu arasında ifşa olan şeyle bağı yoktur. Bu çalışma sadece evrenin erkek kısmına aittir ve kadın bu yöndeki gelişim eksiliği içindedir.” Kadınların Manevi Gelişimi İle İlgili Konuşma 11 Aralık, 2007 Kadınların Aralarındaki En İyi İlişki Hangisidir? Soru: Son zamanlarda ortaya çıkan bir soru da, arzuyu arttırmak için kadın grubunun toplantı yapmasının gerekli olup olmamasıyla ilgili. Cevap: Böyle toplantıların anlamı yok. İyi sonuçlar çıkacağını düşünmüyorum. Eğer kadınlar bir araya gelmek isterse, bunu beraberce bir makale okuyarak yapabilir, erkeklerin arzusunu nasıl artıracakları konusunu tartışabilirler. Belki ayda bir kez erkeklere, kadınların onlardan manevi ilerleme beklediğiyle ve tüm kalpleriyle onlara yardım etmek istedikleriyle ilgili bir mektup yazabilirler. Bu mümkündür. Fakat bu bir kadının erkekle konuştuğu şekilde olmalıdır.” Soru: Öyleyse kadınlar bu mektubu yazmak için toplanmamalı mı? Cevap: Hayır. Beraberce ya da ayrı ayrı yazabilirler. Kadınların birbirleriyle mümkün olduğunca az temas halinde olması daha iyidir. Eğer bir kadın evden çalışarak erkek grubuna yardım ederse doğru hareket etmiş olur.” Kadınların Manevi Gelişimi İle İlgili Konuşma 16 Ocak, 2008 “Bir kadın grubu bireysel kişilerden oluşmuş bir grup değil, manevi yükselişte yer almak için birleşen kadınlardır. Çocuklarla ve aktif olarak yer almayanlarla beraber kadınlar insanlığın büyük bir kısmını oluşturur. Kadın kısmı önemli ve güçlüdür. Eğer organize olabilirlerse, bu çok güzel ama olamazlarsa erkekler ve elbette kendileri bu yardımdan, baskısından eksik kalır. Dolayısıyla ciddi bir organizasyon, ortak yardımlaşma ve bağ olması gereklidir. Eğer bu olursa, bağ oluşur, yoksa mümkün olmaz.” “Kural olarak, dünyamızda kadınlar tıpkı çeşitli kadın organizasyonlarında olduğu gibi özel bir görevle karşı karşıya kalmadıkça bağ kuramaz. Bu bizim için de geçerlidir. Üst Dünyayı edinme fırsatı sadece erkeklere yardım, destek ve baskıyla mümkün olur. Öyleyse bunu yapmaya çabalayın. Her şey size bağlı.” Bnei Baruch Dünya Kli’si Bloğu “Kadınlar için Niyet, Mayıs Kongresi 2008 Kadınlar Kendi Gruplarını Oluşturabilir mi? “Kadınlar birbirleriyle bağ kurmak zorunda değildir. Prensipte kadın grubu yoktur. Bir kadın diğer kadınlarla bağ kurmak zorunda değildir. Sadece ortak amaçta, ortak çalışmada, dağıtımda beraber çalışabilirler. Bir kadının erkeklerinki gibi mecburiyetleri yoktur. Her kadın ayrı ayrı ıslah olur. “Kadına “yuva” denir. Diğer kadınlara bağlanmasına gerek olmayan yapıyı temsil eder. Erkekler ıslaha ulaşmak için diğer erkeklerle bağ kurmak zorundadır. Bir kadın kendi başına çalışarak, doğru şekilde ıslah olması için gereken dış bir güçten yoksun Kli’nin mükemmel bir parçası olarak ıslaha ulaşabilir.” “Bir kadının buna ihtiyacı yoktur; kadın grubunun içinde olmak istemez. Kendi iç sesinizi dinlemelisiniz -bu neden böyledir? Ruhunun gelişimine göre, bir kadının gruba ihtiyacı yoktur. Kolektif Kli’de yer almasına gerek yoktur.” Kuzey Amerika Kongresi “Gelecek Aşama” 25 Eylül, 2005 “Doğalarının izin verdiği ölçüde, paylaşımda bulunabilir ve farklı konulardan konuşabilirler. Ancak, dostluğa ve sevgiye dayalı ortak bağ hiç olmamalıdır. Bu maneviyat için gereksizdir ve manevi yolu aksatabilir. Doğayı mümkün olduğunca dinlemeli, Kabalistlerin bize söylediğini idrak etmeliyiz.” “Eğer kadınlar bir araya gelmek isterse, bunu beraberce bir makale okuyarak yapabilir, erkeklerin arzusunu nasıl artıracakları konusunda konuşabilirler. Belki ayda bir kez erkeklere kadınların onlardan manevi ilerleme bekledikleriyle ve tüm kalpleriyle onlara yardım etmek istedikleriyle ilgili mektup yazabilirler.” “Bunu beraberce ya da ayrı ayrı yazabilirler. Kadınların birbirleriyle mümkün olduğunca az temasta olması iyidir. Eğer kadın evden çalışırsa ve bir erkeğe ya da erkek grubuna yardım ederse doğru hareket etmiş olur.” Kadınların Manevi Gelişimi İle İlgili Konuşma 16 Ocak, 2008 ÇOCUKLAR Kabalaya Göre Kadınların Çocuklarını Yetiştirmedeki Rolü Nedir? “Şöyle yazılıdır ki, ‘gençliği bu yolla eğitmek zorundayız.’ Bu demektir ki, sadece ebeveynler değil çocukta nereye gittiğini görmeli ve bunu istemelidir. Sonra eğitimi talep eder.” “…Çocuklarına baskı yapan, bazı alışkanlıkları ya da belli bir bilgiyi zorla öğretmeye çalışan ebeveynler, bozuk bir nesil yetiştirir.” “…Diğer yandan Kabala ilmi zorlamanın ve şiddetin her türlüsüne karşıdır. ‘Maneviyatta zorlama yoktur.’ Zorlama yoktur demek, her şey kişinin arzusu dışındadır demektir. Ebeveynlerin yapması gereken arzuyu uyandırmaktır.” “…Sorunumuz bunu kimsenin yapmamasıdır ve tüm eğitim sistemi yanlıştır. Dolayısıyla görevimiz Kabalistlerin söylediği her şey insanın özgür seçime bağlı olduğu prensibini, ebeveynlerin anlamasını sağlamaktır, tek yapmamız gereken özgür gelişime yardım etmektir.” Bnei Baruch Kabala Eğitim ve Araştırma Enstitüsü, Kabala/Yaşam, Sevgi&Aile “Köklerimizde işleyen yasaların ve Üst Gücün nasıl işlediğinin bilgisi, bize bir ergen ve yetişkinin yanı sıra, bir çocuğu en doğru ve en ideal biçimde büyütmenin ve bir bebeği nasıl etkileyeceğimizin kesin bilgisini verir. İletişimin doğru sistemini oluşturmamızı ve yaratılış amacını bu yaşamda edinme fırsatını yaratan koşulları sağlar. “ Yaşamın Anlamı, Micheal Laitman Kişisel Bloğu 30 Temmuz 2008 “Çocukla sağlıklı ve etkili iletişim kurmak için, her neslin beklentilerimize karşılık gelmeyen kendine özgü yeni ve farklı değerleri olduğunu anlamak zorundayız. Eğer ebeveynlerin beklentileri ve çocukların gelişimi arasındaki çekişmeyi göz ardı edersek, bu kaçınılmaz olarak başkaldırıyla sonuçlanır.” “Kabalistler insan doğasını gözlemleyerek, bir çocuğun anne ve babasını dinleme olasılığının sadece bu tavsiyeden fayda sağlayacağını bildiğinde söz konusu olduğu sonucuna vardılar. Dolayısıyla çocuğa kişisel olarak bir şeyler kazanacağını hissedeceği tavsiyeyi ve bilgiyi vermek akıllıcadır. Bu durumda ebeveyn kendine karşı dürüst ve tavsiyesinin özünü tahlil etmiş olmalı ve sürekli olarak kendine şunu sormalıdır, ‘Bu tavsiye gerçekte kime hizmet ediyor?’” “Tavsiyenin ‘Yap ya da Yapma’ formunda değil, fakat çocuğun ne yapması gerektiğini kendi içinde anlamasına sebep olacak şekilde olması önemlidir.” “Yüksek Seviye Eğitim: Nasıl Mutlu Çocuklar Yetiştirilir” “Bir çocuğu sevmek demek, kişinin katılık ve sevgi arasındaki ayırımı yapması, doğru bir karşıtlık oluşturması ve hedef alınan kişinin yararıyla kendi arasında orta bir çizgi oluşturması demektir.” “Bir yetişkinin küçük bir çocuğa yaklaşımı ciddi, zor ve hassas bir konudur. Sürekli olarak kendini kontrol etmeyi gerektirir, bu da önce yetişkinin kendisini yetiştirmesi demektir. Ne olması gerektiğini iyi anlamalıdır.” “Çocuk ilk günlerinden itibaren içine işlenmiş üç çizginin niteliklerini hissedecek şekilde yapılandırılmıştır. Bu yapı -sağ ve sol- çocuk tarafından bilinçaltında, hissedilir.” Annelik ve Çocuk Yetiştirme İle İlgili Bir Konuşma 6 Ağustos 2007 Kabalada Çocukların Eğitiminde Babanın Rolü Nedir? Soru: Çocuğun babasıyla beraber olması çocuk için zararlı mıdır? Cevap: Bu durumda avlanma amacı yaşamın bir koşulu değil fakat öldürme, hile ve başkası pahasına başarı için yapılan bir hareket olur. Kesin olarak bunlar en temelinden reddedilmelidir. En başından beri -özellikle çocuğun bazı şeyleri anlamaya başladığı dönemde, hatta doğumundan önce bile ona böyle oyunlar öğretmek büyük problemdir. Çocuk bu dünyaya pek çok reenkarnasyondan geçerek, egoist doğasıyla ağırlaşarak, kötülüğü büyüterek gelir. Gelişmesiyle beraber bu niteliklerin artacağı unsurunu göz önüne almalıyız. Bu nedenle doğru değerleri erken yaşlardan itibaren ona aşılamalıyız ki böylece doğasıyla başa çıkma becerisi edinebilsin. Benim zamanımda her çocuk iyi olmanın önemini bilecek şekilde yetiştirilirdi: kimseyle kavga etme, herkese karşı nazik ol gibi. Neden? Çünkü bilinçsizce biliriz ki eğer insan diğerlerine iyi davranırsa, az düşman edinir, zor bir durumla karşılaşmaz. Bu nedenle başkalarını nasıl öldüreceğini, kullanacağını ya da onlara zarar verme niyetini nasıl sürdüreceğini onlara öğretmeyiz. Tersine başkalarına karşı iyi olmayı öğretiriz. Bu şekilde daha güvenli bir yaşam için bir dereceye kadar onu korumuş oluruz. Çocuklarımız için dilediğimiz şey budur. Fakat çocuğa bunun tersini öğretmek, onu mutsuz etmek demektir. Tüm yaşamı boyunca başkalarının da ona aynı şekilde davranacağı baskısıyla yaşar. Ne kadar güçlü bir baskı onu bekliyor ve ne için? Ayrıca, bir insan ruhunun kaderi başkalarına davranışına bağlıdır. İyi davrandıkça sonunda daha çok fayda görür. Soru: Oğlumun birinci sınıfa başlama deneyimimi sizinle paylaşmak istiyorum. Orada olması bizim için kültürel bir şoktu (hem onun hem bizim için). Bize ders aralarında diğer çocukların sürekli olarak kavga ettiğini ve birbirlerine zarar vermekten başka bir şey yapmadıklarını anlatıyordu. Bu onların eğlencesiydi. Kızımız da ise durum farklıydı çünkü doğaları gereği onlar daha nazikler. Diyelim ki başkalarına karşı olumlu davranışları olan bir çocuk yetiştirmeye çalışıyoruz fakat farklı değerleri olan bir çevreye düşüyor. Herkes ona vurduğunda karşılığında sadece gülümseyen, bir çeşit “pısırık” çocuğa dönüşmez mi? Bu da tehlikeli değil mi? Cevap: Haklısınız. Fakat sonunda bu şekilde kendine karşı nefret oluşturmamış olacağını düşünüyorum. Hayır. Önemli olan şu ki, eğer başkalarına iyi davranırsa bu demek değildir ki kendisi için dik duramıyor. Fakat siz ona kendini “programlamasını”, sürekli olarak bir hayvan gibi insanları avlamasını öğretmiyorsunuz. Oğlum benimle beraber Kabala çalışmaya başladı -o zaman dokuz yaşındaydı. Fakat aynı zamanda birçok şeyle de uğraşıyordu: güreş, bisiklet gibi. Yani onu başkalarını kullanma amacıyla değil, güçlü olması için yetiştirdim. Güçlüdür ve eğer gerekirse ya da başka bir alternatifi olmadığını görürse, kendisi için dik durur. Fakat doğasında öldürme, başkasına zarar verme niyeti yoktur. Bu ikisi arasında bir denge olmalıdır çünkü çok ama çok acımasız bir dünyada yaşıyoruz. Ancak herkes gibi olmak zorunda değiliz. Bnei Baruch Dünya Kli’si Bloğu, “Erken Yaşlardan İtibaren Çocuklarımıza Doğru Değerleri Aşılamalıyız” Mayıs 9,2008 Eğer Anne ve Babalar Çocuklarını Kabala Eğitimi Vermeye Hemfikir Olmazlarsa Ne Olur? Soru: Çocukları yetiştirmede anne ve babadan hangisi sorumludur? Bu maneviyatla nasıl ilişkilidir? Cevap: Şöyle yazılmıştır, “Babanın ahlakını, annenin maneviyatını izle.” Bu demektir ki, baba ahlaktan, anne maneviyattan sorumludur. Burada “anne” ve “baba” ne demektir ve ahlakla maneviyat arasındaki fark nedir? Öyle görünüyor ki, maneviyat temeldir ve anne bundan sorumludur. Baba sadece uyarıda bulunur, bu daha kolay görünüyor değil mi? Bu anne ve babası arasındaki bağı hisseden çocuğa karşı her iki tarafın da uyumlu hareket ettiğini gösterir. Yukarıda söylenene göre, bir taraf çocuğun doğasından kaynaklanan sorunlardan onu koruyup, kollar. Ancak, bu sorunların üstesinden gelmede bir metot olmalıdır. Kişi bu dünyada bu iki yanı bir araya getirerek gelişir. Bu demektir ki, bir çocuğa (hepimiz çocuk olduğumuzdan bu büyükler içinde geçerlidir) ahlak bir tarafta ve maneviyat diğer tarafta ifşa oluyor, yani iki çizgi -sağ ve sol- aracılığı ile ilerleme fırsatı var. Bnei Baruch Dünya Kli’si Bloğu, “Hem Anne Hem Baba Çocuğu Eğitmelidir” 29 Mayıs, 2008 Bir Çocuk İçin En Doğru Ve Uygun Çevre Nedir? “Kabalistler tereddütsüz herhangi bir ahlak kuralını insan, özellikle çocuklar üzerinde baskılayan sistemleri kesinlikle reddeder. Bunun sebebi Kabalanın gelişimi daima kişisel ve içsel olarak tanımlamasıdır. Bunun sonucunda insan dışsal olarak daha iyiye doğru değiştiği gibi topluma da olumlu bir etki yapar. “Çocukları tamamen başıboş bırakmak da doğru değildir çünkü onlara içsel-manevi atmosferi sağlayacak doğru çevrenin içinde değil, onları geliştiren genel çevrenin içindedirler. Baruh Aşlag, kişinin herhangi bir uç toplumdan uzak durması gerektiğini aksi takdirde onların fikirlerini ve ideallerini edineceğini yazar. Herhangi bir etkiden uzaklaşmak imkansız olduğundan, çocuklarımızı erken yaşlarda geleneksel çerçevede yetiştirmek zorundayız. Bu çerçeve şöyle olmalıdır: 1. Onları uç dinlerden ya da dini fikirlerden koruyacak. 2. Çocuğa Kabala perspektifi ve Kabalanın hayata yaklaşımını, günlük eylem ve yaşam anlamı bilgisi verecek bir çevre. “Birçok ebeveyn benden yardım istiyor. Çocuklarıyla ilgili ne yapacaklarını bilmiyorlar. En büyük sorun uyuşturucudur. 14-15 ve üzeri gençlerde çok yaygın ve gittikçe daha da kötüleşiyor. Yüksek oranda lise öğrencisi bugün uyuşturucu kullanıyor. Kabala bakış açısından yapılacak en iyi şeyler: 1. Çocukları iyi bir üniversite diploması sağlayacak yüksek okullara göndermek. 2. Kötü çevrelerin etkisinden çocuğu uzak tutmak, örneğin uyuşturucunun kullanıldığı çevrelerden. 3. Çocuk içsel olarak, seçme özgürlüğünü, dışsal olarak toplumun sınırlarını ve ebeveynlerinin gücünü hissetmelidir.” Kabala Kütüphanesi/Micheal Laitman/Kitaplar/Gelecekle Görüşme/Bölüm 4 Soru: Öyleyse çocuğum için çevre seçmek zorundayım? Cevap: Bunu yapmak zorundasın. Buna mecbursun çünkü zaten bu yoldasın, amaca tutunuyorsun ve bunu çocuğuna geçirmek zorundasın. İstesen de istemesen de çocuğunu yetiştiriyorsun. Bu yüzden senin seçtiğin ve doğru olduğunu gördüğün yetiştirme tarzını çocuğa geçirmek zorundasın. İnanmadığın, ait olmadığın bir tarzı uygulayamazsın. Eğer böyle bir yetiştirme şekli seçtiysen bunu ona vermek zorundasın. Soru: Çocuğun içsel kısmına nerede müdahale edemem? Cevap: Çocukta müdahale edemeyeceğin bir kısım yok çünkü çocuk senin gücün altında, o sana bağlı ve bir yabancı değil. Onu zorlamak, senin seçtiğin bir yetiştirme şeklini ona vermek senin görevin. Mutlaka belli bir yetiştirme şekli seçersin. Sen seçmesen bile, o herhangi bir topluma girer. Bu nedenle onlara kendi yetiştirme şeklimizi mümkün olduğunca aşılamak zorundayız. Bu durumda genç nesli tüm yaşlarda yetiştirecek bir metot organize etmeliyiz.” Bnei Baruch Dünya Kli’si Bloğu, “Doğru Yetiştirme” 21 Ağustos, 2008 Çocuk En Uygun Çevrenin İçinde Olduğunda Genel Toplumun Etkisi Nasıl Etkisizleştirilebilir? Soru: Yetiştirmeyle ilgili bir sorum var. Ne zaman ve nerede bir ebeveyn çocuğu bir şey yapması için zorlayabilir? Cevap: Çocuklarla ilgili şöyle yazılıdır: çocuğuna belli bir meslek öğretmeyenler onu bir hırsız yapar. Bir baba oğluna inanç, meslek öğretmek zorundadır. Burada meslek inanç olarak açıklanır yani zanaat. “Zanaat” “inanç” olarak tanımlanır, yani Üst Partsufim’in yapısına göre Aba (baba) çocuğunu eğitmelidir ki böylece bu eğitimle çocuk içsel Kelim’inde Katnut, Gadlut’a ulaşsın. Bu sizin mecburiyetinizdir. Bu yapabilme ya da yapamama meselesi değildir; buna mecbursunuz. Soru: Bir örnek ele alalım: en basit seviyede bile hangi çevre içinde olacağımızı ben seçiyorum. Cevap: Çünkü sen nesiller arasındaki geçiş aşamasında gerçeği arayan ve onu kalpteki noktada bulan ilk nesilsin. Gelecek nesil tıpkı yaşamının ortasında (arayan ve ıslah olan) kalbindeki kıvılcımı bulan sen gibi olacak. Ya da bu yolda yürüyen aileler içinde dünyaya gelecek. Ve zaten bu yolda olanlar bu yetiştirme şeklini çocuklarına geçirmek zorunda. Çocuğun burada özgür seçimi yoktur. Bnei Baruch Dünya Kli’si Bloğu “Doğru Yetiştirme” 21 Ağustos 2008. “Çocuklarımız toplumdan, ilgiden, bilgiden, konuşma ve tartışmalardan uzaklaşmanın ve genel olarak Kabalistlerin, ebeveynlerinin yaşamını sıradan dünya adına reddetmenin dipsiz kuyuya düşmek olduğunu anlıyorlar. Elbette genç insanlar olarak dışsal dünyadan bir şeyler almaya çalışıyorlar fakat boşluk hissi onları geri getiriyor. Bunu görüyoruz. Ayrıca hiçbir şekilde çocukları Kabalist eğitime zorlamadığımızı söylemek isterim, bu hiçbir zaman yapılmadı. Onlar nasıl yaşadığımızı basitçe algılıyor ve konuşmalarımızı dinliyorlar; ailelerin hazır bulunduğu çeşitli aktivitelere ve toplantılara bizimle beraber geliyorlar, örneğin düğünlere ve yemeklere. Bunun uygun olduğu görüyoruz. Yetiştirme süreci kendi halinde, düşünmeden gerçekleşir. Çocuk basitçe görüyor, duyuyor ve ebeveynlerinin verdiği örneği içine alıyor ve bu en azından uyuşturucunun peşinden gitmemesi için yeterli. Bizim örneğimiz kötü alışkanlıklardan onu korumak için yeterli, bunu hem kızlar hem erkekler için söyleyebiliriz.” Bnei Baruch Dünya Kli’si Bloğu, “Nasıl Yaşadığımızı İçlerine Alıyorlar” 15 Temmuz 2008 “Her birimiz çocuğumuza en uygun aracı vermek istiyoruz. Bu nedenle sezgisel olarak onları özgecil şekilde yetiştiriyoruz. Aslında genç neslin eğitimi her zaman özgecil değerlere dayanmıştır. “Çocuklarımızı başkalarına karşı saygılı olmaya teşvik ediyoruz çünkü bilinçaltında biliyoruz ki başkalarına karşı saygılı olmamak sonunda bizi acıtır. Çocuklarımıza güvenli bir ortam kurmak istiyor ve sadece özgecil eğitimle bunu başaracağımızı biliyoruz. “Dolayısıyla, kişinin kendini güvende hissetmesi çevreye bağlıdır. İçinde bulunduğu çevre, kişinin ona karşı davranışını yansıttığından, tüm zarar çevreden gelir. Ancak, özgecil değerleri aşılayarak, toplumun bize zarar verme şansını azaltırız. “Her toplum, her ülke, çocuklarına özgecil değerleri aşılamak ister. Sadece çok güçlü birisi, örneğin ordusu emrine hazır bir tiran, çocuklarına kaba, düşüncesiz ve acımasız olmayı öğretebilir. Fakat böylelerinin çocukları yaşamak için büyük korumaya ihtiyaç duyar. Herkese karşı önlem almak ve kendini korumak zorunda kalır. “Başkalarına karşı iyi bir tavır, korunma, huzur ve güven hissini aşılar. Bu sebeple çocuklarımızı bu değerlerle yetiştirmeliyiz. Ancak şu önemlidir ki zamanla çocuklarımız bizim başkalarına karşı böyle davranmadığımızı görüp, bizim gibi egoist olur. “Doğru eğitim iyi örneklere dayanır. Çocuklarımıza başkalarına karşı özgecil davranma örneği olabiliyor muyuz? Genç yaşlarında onları özgecil yetiştirmek istememize rağmen bunun cevabı muhtemelen olumsuzdur. Çocuk anne ve babasının “yaptığımı değil, söylediğimi yap” şeklinde davrandığını gördüğünde, bu sözlerinin yanlış ve boş olduğunu hisseder. Çocuklarına saygılı davranmayı ne kadar göstermeye çalışsalar da bu yararsızdır. “Bugün içinde bulunduğumuz kriz, değişiklik yapmamız gerektiğini bize gösteriyor. Başka şansımız yok. Egoist davranış biçimimizi değiştirmek zorundayız. “Daha çok insan özgecil davranmaya başladıkça çocuklarımızın içine doğduğu realite değişecek ve bizim için anlaşılması zor olanı onlar kolaylıkla idrak edecek. Hepimizin tek bir sistemin parçası olduğunu anlayacak ve buna bağlı olarak ilişkileri özgecil olacak. Hem kendimiz hem de çocuklarımız için yapabileceğimiz bundan daha iyi bir şey yok.” Kabala Kütüphanesi/Kabala ve İnsanlık/ Gelecek Nesil Çocukları Yetiştirmek. Bir Çocuk İzole Edilmeli ya da Her Şekilde Korunmalı mı? “…maneviyatta zorlama yoktur. Bu temel kuraldır. Kişi özgürce seçim yapmalıdır. Birçok büyük Kabalistin çocuklarının Kabalaya asla dokunmamış olması tesadüf değildir. Her şeyden önce, maneviyat arzusu kalıtımsal değildir.” Gelecekle Söyleşi/ Kısım 6/ Kadın ve Erkek Arasında. “Aynı şey çocuk yetiştirmede de geçerlidir. Baskı olmamalıdır, eğer istemiyorsa zorlama. Sadece çocuklarına iyi örnek ol.” Gelecekle Söyleşi/ Kısım 6/ Bugünkü Bilim “Çocuklar bazı kuralları tecrübeden, bazılarını da ebeveynlerinden, arkadaşlarından, çevreden ve toplumdan alır. Eğitimle öğrendiğimiz kurallar doğuştan bildiklerimiz değildir. Bunların nasıl yapılandığı açık değildir fakat eğitimcilerimiz bunun böyle olduğuyla ilgili bizi ikna eder ve bu yol denemeye değer bir yoldur. Eğer çocuklar bir şeylerin yanlış olduğunu görürse, onu yapmak istemez.” Kabala, Bilim ve Yaşamın Anlamı/Manevi Genin İdraki/Doğanın Kanunları, Michael Laitman. KABALA İLE İLGİLENMEYEN EŞLER Eşi Kabalaya İlgi Duymayan Bir Kadın Maneviyatı Nasıl Edinir? “Erkekler birbiriyle birlik olduğunda Üst bereketin gücünü edinip bunu diğerlerine geçirdiklerinden, erkeklerin birlik olmasıyla ilgilenmelisiniz. Dolayısıyla bir kadın Kabalist bir grupta, karşılıklı sorumluluğa ulaşmak ve Üst Işığı çekmek için çalışan kocası olsun ya da olmasın, erkeklerin genel birliğiyle ilgilenmek zorundadır. Sonra bunun aracılığı ve arzusunun bunun içinde yer alması ölçüsünde maneviyatı edinebilir. “Erkekler kırılmayı deneyimleyen ve dişi alma kısmına düşen ihsan etme gücünün parçasıdır. Dolayısıyla erkekler Işığı çeker ve dişi kısma verir. Bunu ihsan etme gücünün niteliklerini edinerek yaparlar. Erkekler aralarında sevginin gücünü edinerek “dostunu kendin gibi sev” formunda birleşmelidir bu şekilde sevginin gücü vasıtasıyla Üst Işıktan bereketi çekip, bunu topluma verirler: ulusa, çocuklara, kadınlara, yaşlılara ve elbette her şey onlardan geçtiğinden, kendilerine.” Kadınların Manevi Gelişimi ile İlgili Bir Konuşma, Michael Laitman 16; Ocak 2007 Eşi Kabalaya İlgi Duymayan Bir Kadın İçin Temel Yardım Nedir? “Eğer bir kadının eşi Kabala çalışmak istemiyorsa, onu zorlamak yasaklanmıştır. Belki zamanı henüz gelmemiştir ve şimdi sıradan bir insan gibi davranması gerekiyordur. “Elbette okuması için ona bir kitap, gazete verebilir ya da azıcık açıklama yapabiliriz. Ancak, ona bir çocuk gibi davranılmalıdır. Kabala ilmine ilgisini çekmek için hiçbir şey yapamaya zorlamadan ona küçük bir çocuk gibi davranmak gerekir -yumuşak ve nazikçe. Aksi takdirde kişiyi daha çok itmiş oluruz. “Kabalaya biraz ilgi duymaya başladığında, kadın ona çalışması ve buna bağlanması için elinden geleni yapmaya hazır olduğunu göstermelidir. Çalıştığı sürece onu sevecek, affedecek ve saygı gösterip değer verecek. Erkeklerin ne kadar çok saygı duyulmak ve gerçek bir erkek olduğunu hissetmek istediğini bildiğimizden, aslında onu satın alacak. Bir kadın erkeğin içinde maneviyatı uyandırmak için bu rolü oynamalıdır. Buna Lo Lişma (çalışmayı kişisel olarak fayda sağladığı için yapmak, onun için değil) dense de, kişi sonrasında Lişma’ya (Yaradan için yapmak, onun için) gelir.” Soru: Eğer bir erkek buna gerçekten karşı ise ne olur? Eğer erkek, eşinin Kabala ile ilgilenmesine karşı düşmanca olursa kadın ne yapmalıdır? Cevap: Hiçbir şey yapma! Onu bu aşamada bırak ve Reşimo’nun -muhtemelen bu yaşamında değilgelişimini bekle. Ancak bir kadın kendi başına erkek grubuna bağlanabilir. Bunun pek çok örneği var. Evlenmek istediğimizde müstakbel eşimizin maneviyata ilgi duyan ya da duymayan, Kabala ile ilgilenen ya da ilgilenmeyen olması önemli değildir. Evlenmeyi planladığımızda en önemli şey onun manevi çalışmanın kişinin içsel meselesi olduğunu bilmesidir. Eğer eşlerden biri manevi gelişimle ilgilenmeyi isterse diğerinin müdahale etmesi yasaktır. Kadın yardım eder ve beraberce bu yolda yürürler. Eğer böyle değilse bu ruhla ilgili bir konu olduğundan diğerinin buna karşı olması yasaklanmıştır. Kadının Manevi Gelişimi ile İlgili Konuşma 16 Ocak 2007 EVLİLİK Bir Kadın Kocası İçin Evde Nasıl Bir Ortam Yaratmalıdır? “…kadın erkeğin çalışabileceği ve ilerleyebileceği bir ortam oluşturmalıdır. Erkeğin manevi edinimi ve ifşası için bir tutku yaratmalıdır. Karşılığında erkek kadın tarafından içine işlenen gereksinimi hisseder ve maneviyatı arar ve edindiğini kadına getirir.” Kadının Manevi Gelişimi ile İlgili Konuşma 11 Aralık 2007 “Erkekler arasındaki karşılıklı sorumluluk ya da desteğin ne olduğunu anlamak zorundayız. Bir kadının maneviyat arzusunu erkeklere tam olarak nasıl vereceğini anlaması önemlidir. Onlar için tüm koşulları hazırlamalıdır, destek, dağıtım ve dışsal organizasyon. Tüm mümkün olan araçları arzusunu erkeklere geçirmek için kullanmalı, beklemeli ve gerçekleşeceğine dair umut beslemelidir. “Erkekler bu arzuyu hissetmeli ve kendilerini bundan uzaklaşmaktan korumalı ve hazzı almadan ayrılmamalıdırlar. Kendilerini reddetseler bile, kadınları göz ardı edemediklerinden bu onları kendileri için değil özellikle kadınlar için ilerlemeye ve maneviyatı edinmeye zorlar. Doğaları budur. Kadınların Manevi Gelişimi İle İlgili Konuşma, 16 Ocak 2007 EK - Kadınların Niyet Kitapçığı Kadının Arzusu… 1. Soru: “Işığın onu düzeltmesi için kadının ne tür çabaları olmalı?” Cevap: “Diğer tüm kadınların ve erkeklerin Işığa doğru harekete katılmasını sağlamalıdır. Bunu kendi arzusu ile yapmalıdır! Bağırıp çağırarak, aksilik veya herhangi bir hareket yaparak değil, sadece içsel arzu ile. Arzu dışında hiçbir şey mevcut değildir. İşleyen tek şey arzudur. Eğer arzunuz ile içten hareket etmiyorsanız, o zaman fiziksel ve dışsal hareketler yaparak hiçbir şeyi gerçekten düzeltemeyeceksiniz.” (Moskova Kongresi’nde kadınlar için olan dersten, 10 Haziran 2011) 2. “Kadınların niyeti erkeklerinkinden çok daha fazla güçlü bir etkiye sahiptir. Bu esastır ve tanımlayıcıdır. Eğer kadının arzusu yoksa erkek faaliyette bulunamaz diye söylenmiştir. Bu, doğadaki ilişkiyi net şekilde tanımlar, bu yüzden bunu kullanmalıyız.” (Günlük Kabala Dersi, 14 Haziran 2011) 3. “Kadının arzusu, bütüncül bir şey olarak kadınların ortak arzusuna doğru yönlendirilmelidir, o zaman tam olarak amaca doğru yönlenmiş olacaktır. Her kadın, arzularını analiz edip açıklığa kavuşturmalı ve en keskin biçimde, her seviyede mümkün olduğu ölçüde, amaca doğru yönlendirmelidir; tabii ki her şey içinde bulunduğu duruma bağlıdır. Bu arzular aslen gerçekleştirildiğinde ve şekil aldığında, erkekler bunu hissetmelidir. Tabii ki erkekler bu arzuları hissedeceklerdir, bu şekilde kurulmuştur, erkek kadının arzusunu hisseder. Tıpkı bir ailede, kadının erkeğe tek bir kelime söylemesi gerekmeksizin, erkeğin, kadının sessizce onun üzerine koyduğu baskıyı hissetmesi gibi; kadın sessizce erkeğe bir şey söyler, ondan bir şey bekler ve erkek bu arzuyu tatmin edene kadar sakinleşemez, sorunu çözmesi gerekir. Aynı şekilde, kadının da erkekten aynı şeyi hissetmesi gerekir. Kadınlar her zaman bunu kendi içlerinde açıklığa kavuşturmalıdır; çok daha netleşmiş bir arzuyu gerçekten oluşturmalıdır.” (Moskova Kongresi’nde kadınlar için olan dersten, 10 Haziran 2011) 4. “Kadınlar, en baştan, direkt olarak erkeklerin içsel arzuları ve düşünceleri içindedirler ve bir erkeğin diğer bir erkeği etkilemesinden daha fazla onları etkileyebilirler. Bunu aile yaşamında da görürüz. Bir kadının ailede karar verici kişi olduğunu söylediğimde şaka yapmıyorum; kadın, düşüncelerinde her şeyin nasıl çevrileceğini belirler ve sözlü ya da sözsüz, eylemle ya da eylemsiz, erkeği ile her şeyi yapabilir; gerçekten, biz bu şekilde yapılanmışız. Ve bu yüzden, eğer bedenlerin üzerinde düşünceler ve arzular seviyesine çıkarsam, kadınlarda erkek grubunun içine işleyemeyecekleri ve erkeklerin ne yaptıklarını belirleyemeyecekleri bir sınır, bir ayrım olduğunu görmüyorum. Dünyevi anlamda, birbirimizi idare ettiğimiz bedenlerde değil; aksine, arzular ve düşüncelerde, zihinde ve kalpte ve orada bu sınırsızdır. Dolayısıyla, bedenlere inmeyin ve kadınların fiziksel eksiklikleri olduğu için onlara kızmaya başlamayın. Onların neden farklı olduklarını gerekçelendirin. Eğer anlamıyorsanız, bunu böyle kabul edin. Düşünceler ve arzular seviyesinde, kadınlar, erkekler grubunu erkeklerin kendi başlarına idare etmesinden daha fazla idare ederler. Daha fazla ekleyecek bir şeyim yok, bu böyledir.” (Kadınlarla bir konuşmadan alıntı, 5 Şubat 2008) 5. Soru: “Kongre sırasında kadınlar hangi düşüncelere ve niyetlere sahip olmalılar?” Cevap: “Biz her ne yapıyorsak ona dahil olmalılar, gerçekleştirdiğimiz her harekette, her dakikada “hisaron”larının (eksikliklerinin) olmasını gerçekten arzulamalılar. Tıpkı çocuklarımızı bir şey yaparlarken seyrettiğimiz gibi. Farz edin küçük bir çocuk okulda sahneye çıkıyor ve onu izliyorum, onun başarmasını ne kadar istiyorum ve ne ölçüde onunla birlikteyim. Bizi bu şekilde görmeliler. Kadınlar, taşıyıcı kuvvet olarak, eksiklik kuvveti olarak, erkek kuvvetine odaklanmak, onu tutmak ve idare etmek üzere buradadırlar. Çünkü eksiklik, yani reddeden güç olmadıkça, erkek, üstesinden gelişi gerçekleştiremeyecek. Ve bu yüzden bizim gerçekten içsel olarak baskı yapıldığını hissetmeye ihtiyacımız var. Kadınlar, arkamızda durup talepte bulunan anneler ve eşler gibi, niyeti bırakmamıza izin vermezler, bizim başarmamız için beklerler ve umut ederler. Bu tür bir üstlenme olmalı, erkekler kadınlara karşı ve herkese karşı, aslında tüm dünyaya karşı bu üstlenmeyi hissetmeliler.” (Şlavei HaSulam, Kadınların Arava Kongresine Hazırlanması, 8 Şubat 2012) 6. “Kadınların yardımı olmadan, biz kesinlikle pek bir şey edinemeyiz. Çalışmanın yanı sıra ve sonrasında olan işimizin çoğu; çeviriler, materyalin hazırlanması, kitaplar, gazeteler, fotoğraflar ve başka yaptığımız binlerce şey, bunların hepsi kadınların gücüyle oluyor ve bu gerçekten de en saygıdeğer ve kutsanmış olan konu, çünkü bu kadınların alanı. Erkekler, beraber çalıştıkları zaman, Saran Işığı çekerler ve O‘nu getirirler. Ben, onlarla birlikte, bunun olmasını sağlamaya çalışırım ve konuları öğretirim. Ancak “Hisaron“, ilerleme için eksiklik/arzu, dünyadan ilave arzuları almak üzere dağıtım yapmak, gittikçe artan ruhlar doğurarak onları bizlere katmak; bunlar çok daha doğal olarak kadınlara ait olan kısımdır. Ve bu yüzden de kadınlar dağıtıma katılımda bulunurlar, o zaman, onlar gerçekten kendi alanlarındadır.“ (Kadınlarla Konuşmadan Alıntı, 19 Nisan 2009) Kadının Gücü 7. “Kadınlar açısından, onlarda bu sensörü, bu ilave duyuyu, aleti kendi başlarına yaratma seçeneği eksiktir. Bu sensör, kadınların desteği olmadan erkekler tarafından da yaratılamaz. Biz birlikte çalışırız. Daha ziyade, kadınlar etrafımızdaki koşulları yaratmalıdırlar, iterek, ikna ederek, yardım ederek, mümkün olan her konuda işbirliği yaparak ve her şeyden önce bu onların arzusundadır. Eğer isterseniz, o zaman sizin bu arzularınız erkekleri etkiler, tıpkı kadının kocasını evden dışarı itmesi ve aileye bakmak üzere çalışmaya başlaması gibi. Bu olmadan, erkekler tamamen saçmalıkla uğraşacaklar, tüm yaşamları boyunca etrafta eğlenecekler. Bilakis, özellikle kadınların arzusunun gücü sayesinde, hem bu dünyada hem de manevi dünyada, dünya gelişir. (Herkes için Kabala Kongresi, Vilna-Litvanya, Mart 2012, 3. Ders) 8. “Kadınlar, büyük ve genel bir güç yaratmak ve arzularını erkeklere aktarmak üzere birleşmeye çalışmalıdır. Ancak kadınların kendi aralarında birleşmeleri gerekmez, bunu yapma becerileri yoktur. Erkeklere denge ağırlığı olarak, “onlarla mücadele etmek için” birleşebilirler. Bu kadınların doğasında vardır, kadın bunu iyi anlamda yapabilir. Bunun üzerine çalışmaya başladığınızda, o zaman maneviyatla ilgili olarak da erkeklere baskı yapmak üzere birleşmekte yetersiz olduğunuzu hissedeceksiniz. Maddi dünyada erkeklere karşı belirli ortak bir hareket planlayabilirsiniz, ancak maneviyatta hiçbir gücünüz yoktur. Neden? Yaradan, katılsın diye O’na da sormanızı ister; böylece O, sizin birleşmenize ve erkeklere doğru şekilde baskı yapmanıza yardım edecektir. Bu yüzden, en baştan itibaren doğru manevi hareketi uygularsanız, Yaradan’ın yardımına ihtiyaç duyduğunuzu hissedeceksiniz.” (Dr. Laitman ile 8. Dersten alıntı, New Jersey Konferansı, 3 Nisan 2011) 9. “Her zaman sadece bir şeyi bilmeliyiz. Tek bir neden vardır, bizi hareket ettiren ve bize hükmeden tek bir güç vardır. Bu gücün bir başlangıcı ve bir sonu vardır ve içimizde bizi ilerlettiği bir süreç vardır. Bu gücü kimse etkileyemez, kimse onda karışıklık yaratamaz, kimse onu değiştiremez, o güç mutlaktır. Bizim yapabileceğimiz şey ise, o güç için daha uygun olan bir şekilde, o gücün etkisini daha iyi ve daha hoş bir şekilde almak üzere kendimizi değiştirmektir. Ancak ona eşit hale ve ona benzer hale gelecek ölçüde kendimizi değiştirdiğimiz zaman, onu anlayacak, hissedecek, onunla uyum içinde birlikte hareket edecek, onunla özdeşleşecek ve onunla “birleşme” denen form eşitliğinde olacağız.” (Toronto Kongresi, Ders 4, 16 Eylül 2011) 10. Soru: “Genellikle erkek grubuna destek olduğumda ya da dağıtım yaptığımda, kendim hakkında düşünüyorum. Erkek grubu için dua etmeye başlamak üzere nasıl bir değişim yapabilirim?” Cevap: “Sadece erkekler hakkında ya da sadece kadınlar hakkında düşünmeye hiç gerek yoktur. Hepimiz hakkında düşünmelisin. Ortak Kli (kap) hakkında, eğer bu ortak arzu birleşirse, o zaman orada Yaratan’ı ifşa ederiz. Sadece grubun erkekler kısmını ya da kadınlar kısmını düşünmeyin, ama biraz daha bizi düşünün. Bu daha iyi olacaktır. Tıpkı bir kadının ailesini düşünmesi gibi, bu dünyada var olmamızın bir nedeni var. Dünyamızda her şey, bize örnek olması için verildi. Eğer kendimizi dünyaya göre doğru şekilde konumlandırırsak, o zaman tam olarak artı ve eksinin zıtlığında, doğanın birleşik gücünü açığa çıkaracağız.” (Moskova Kongresi’nde kadınlar için olan dersten, 16 Haziran 2011) 11. “Dünyamızın tümü, Nukva (Arami dilinde: dişi) sayesinde, kadınlar sayesinde, Hisaron (eksiklik) aracılığıyla yürür. Kadınlar eksikliğe sahiptirler, erkeklerin rolü ise sadece onu tamamlamaktır. Öğrendiğimiz üzere, manevi Kli (kap), Aviut (bayağılık) denilen kadın kısmını ve Masah (perde) denilen erkek kısmını içerir. Kadın alma kabıdır, Işığı açığa çıkarma kabıdır, erkek ise Işığı çeken kaptır.” (4. Dersten, Mega Kongresi, 24 Ocak 2010) 12. Soru: “Kadınlar içlerinde ne tür bir talep bulundurmalılar?” Cevap: “Erkeklerinkiyle aynı, ne farkı var? Dünyanın ıslahı, elbette.” “Kadınların gücünün, niyetleriyle, arzularıyla ve kolektif ıslaha, dünyanın ıslahına olan özlemleriyle dağıtıma katılması çok önemlidir, özellikle de kadınlar kendilerinin ve çocuklarının güvenli geleceklerinin sadece dağıtım aracılığıyla temin edilebileceğini anladıkları zaman, çünkü bizler gerçekten de birbirimize bağlıyız.“ (Kadınlarla Konuşmadan Alıntı, 19 Nisan 2009) Kadının Birliğe Doğru Niyetleri 13. “Anahtar, kadının ellerindedir! Bu yüzden deriz ki her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır. Erkek, kadının onu yönlendirdiğini hissettiği için, kadındaki eksikliğin onu ittiğini ve harekete geçirdiğini de hisseder. Dünyanın tümü, kadınlardaki eksiklik üzerine kurulmuştur. Kadının rolü, bir sonraki durumu taşımaktır. Dolayısıyla, maneviyatta her şey kadına bağlıdır, kadının bu yoldaki rolünü gerçekleştirmesine bağlıdır. Böylece dünya daha iyi bir yer olacaktır. Böylece eksiklik için doğru dolumu alırız, bütünlüğe, yaratılışın iki kısmı arasındaki sonsuzluğa ve uyuma erişiriz, çünkü bizim başarımız kadına bağlıdır.” (Kadınların manevi gelişimi üzerine bir konuşmadan alıntı, 4 Mart 2008) 14. Soru: “Birliği hayal etmek yeterli midir?” Cevap: “Tabii ki yeterlidir. Ancak tekrar belirteyim, birlik kolektif çabalara bağlı olacaktır ve onu kendi kişisel çabalarınız ölçüsünde algılayacaksınız. Başka bir deyişle, hem kendi çabalarınıza hem de kolektif çabalara bağlısınız. Kolektif çabalara bağlısınız çünkü aksi takdirde Işık ortaya çıkmayacaktır. Ancak Işığın gücü ve size ifşa olacak seviye, sizin kişisel çabalarınıza bağlıdır. Diğer bir deyişle, bu ortak arzu 50 km. seviyesine ulaşabilir, fakat siz sadece 5 cmlik yükselişi hissedeceksiniz.” (Moskova Kongresi 2. Dersten Alıntılar, 10.06.2011) 15. “Neden konuşmanız gerekiyor? Erkeklere konuşmaya son verin. Arzuyu hissetmeye ve onu harekete geçirmeye başlayın, ağzı değil. Yapılması gereken budur. Benim eşim buradan birkaç kilometre uzakta ve onun bana baskı yaptığını hissediyorum. Biz bu şekilde yapılandırıldık, sözler olmadan.” (Baal Hasulam’ın “Arvut” makalesi üzerine olan dersten bir alıntı, 8 Haziran 2011) 16. Soru: “Kadınlar kendi başlarına ya da birlikte çeşitli eylemleri gerçekleştirirken, bu eylemleri sistemin erkekler kısmı birleşmeyi başarsın ve kendi çalışmalarını yapsın diye mi yaptıklarını düşünmeliler?” Cevap: “Eğer kadın bu niyeti tutabiliyorsa, tabii ki. Çünkü bir arzudan, sayesinde Yaradan’ı ifşa ettiğimiz arzudan bahsediyoruz. Erkekler de bu şekilde düşünmelidir, grubun kadınlar kısmı aracılığıyla değil de, bu niyeti aralarındaki birliğe doğru yönlendirerek. Kadınlar arzularını erkeklerin birliğini sağlamak için kullanırlar. Hepimiz aynı yere arzularımız sayesinde ulaşırız. Erkekler aralarında birliğe ulaşırlar ve kadınlar erkekler arasındaki birliğe ulaşırlar. Burada erkek ve kadın olarak iki arzumuzda birleşiriz ve sonra doğum yaparız. Aslında doğum yapmayız, Yaradan’ı ya da kendi durumumuzu ifşa ettiğimiz yeri dengede tutarız. Bunun sayesinde manevi seviyemizi doğururuz. Erkek ve kadın, erkekler grubunun ortasında buluşur, fakat o artık erkekler grubu değildir. Yaradan’ın ifşa olduğu “yer”e dönüşür. Ona “rahim” denir. Bu yere maneviyatta özellikle “kadın” denir. Fakat erkekler grubunun içindedir, onların arasındaki birliğin içindedir.” (Günlük Kabala Dersinden, 18 Mayıs 2011) 17. “Baskıyı hissetmek istiyorum, olumlu baskıyı ve olumsuz baskıyı. Bir yandan, benim bir şeyler düzenleyebileceğime ve harika şeyler yapabileceğime dair kadının emin olmasındaki, beni takdir etmesindeki ve büyük olduğumu düşünmesindeki olumlu baskı. Çocuğuna, “Sen harika bir çocuksun, yapabilirsin, haydi başla ve yap,” diyen bir anne gibi. Erkek de kadına karşı böyle hisseder, onu anne gibi hisseder. Diğer yandan, erkek, hissetmeye mecbur olduğu eksikliği ve başka hiçbir seçimi olmadığını hissetmelidir.” (Baal Hasulam’ın “Arvut” makalesi üzerine olan dersten bir alıntı, 8 Haziran 2011) 18. Soru: “Erkeklerin egosu ve birleşmede çektikleri zorluk, gruba bağlı olarak ortaya çıkar. Kadınları egosu nerede ve neye göre ortaya çıkar?” Cevap: “Erkeklere yönelik ya da kendi manevi gelişiminin kaynağı olan erkekler grubuna yönelik. Kadınlar, manevi gelişim için çabalarının sonucu olarak, bunu sadece birleşen grubun erkekler bölümünün yardımı ile yapabileceklerini anlarlar.” (Kadınların manevi gelişimi üzerine bir programdan alıntı, 14 Eylül 2008) 19. “Kadınlar konusuna özenle bakabiliriz, böylece kendi aralarında sadece bir şey için bağ kurarlar. Okul ya da o tür şeylerin organize edilmesinden bahsetmiyorum. Bu çok önemlidir fakat bahsettiğim bunun hakkında değil. Kadınlar arasındaki organizasyondan, onlar arasındaki ilişki ağından bahsediyorum. Çünkü hepsi, erkeklerin ciddi olmasını, sadece amaca odaklanmış olmasını, amacın onların zihinlerindeki ve kalplerindeki tek şey olmasını, erkeklerin amacı edinmesini ve onu kadınlara getirmesini ister. Hepsi budur. Dolayısıyla, bu arzuyu daha fazla netleştirmek ve bir şekilde onu dışsallaştırmak, neyi edinmeleri ve hangi hisaron üzerine odaklanmaları gerektiği konusunda erkeklere açıklık getirir. Erkekleri mektuplar aracılığıyla ve buna benzer her tür yolla yönlendirmenin ne kadar çok şeyi harekete geçirdiğini görüyoruz; ayrıca, erkekleri eleştirmenin, aynı zamanda onlardan talepte bulunmanın, onları bir şekilde yönlendirmenin. Sadece, bu durum kontrol etme biçiminde veya ona benzer bir şekilde olmamalı. Aksine, güzel bir tarzda olmalı, severek, birleşerek, destekleyerek, işbirliği yaparak. Burada bu bir işbirliği meselesidir. Hepsi bu. Çünkü, ‘Erkek ve kadın ve aralarında Kutsallık.’” (Kadınların çalışması üzerine bir dersten alıntı, 11 Ocak 2008) 20. Soru: “Işığın onu düzeltmesi için kadının ne tür çabaları olmalı?” Cevap: “Diğer tüm kadınların ve erkeklerin Işığa doğru harekete katılmasını sağlamalıdır. Bunu kendi arzusu ile yapmalıdır! Bağırıp çağırarak, aksilik veya herhangi bir hareket yaparak değil, sadece içsel arzu ile. Arzu dışında hiçbir şey mevcut değildir. İşleyen tek şey arzudur. Eğer içten, arzunuz ile hareket etmiyorsanız, o zaman fiziksel ve dışsal hareketler yaparak hiçbir şeyi gerçekten düzeltemeyeceksiniz. (Moskova Kongresi’nde kadınlar için olan dersten, 10 Haziran 2011) 21. “Gerçekte öyle ya da böyle, kadın kısmı her zaman temeldir, hareketimizin ilerlemesi için esas belirleyicidir. Erkekler bilinçaltında, bunu bilmeyerek, hareketlerinin sonucu olarak kadının gözünde onaylanıp onaylanmayacaklarını kendilerine sorarlar. Bu gerçekten de bu şekildedir; doğa böyledir. Bu yüzden kadınlar, erkekleri doğru şekilde yönlendirme, cesaretlendirme ve yeniden düzenleme sorumluluğunu, bir annenin çocuklarıyla yaptığı gibi üstlenmelidir. Kadınlar bu sorumluluğu aldığı ve erkekleri desteklediği ölçüde, erkekler de farklı davranacak, çalışacak, birbirleriyle iletişim kuracak ve kendilerini tamamen farklı bir tutuma bağlayacaklardır. Dünyamızda olan bitenlerden radikal şekilde, kesin olarak kopmamız gerekir, çünkü her şey alt üst olmuş durumdadır. Kadınlar kısmının kararlı olmasını sağlamamız gerekir, yani kadınların amacı başarma ihtiyacını hissetmeliyiz. Bu arada erkekler kısmı, bu ihtiyacı, bu tamamlanma arzusunu doldurmaktan sorumlu olmalıdır.” (Moskova Kongresi’nde kadınlar için olan dersten, 10 Haziran 2011) 22. “Gel ve gör, kişi kendi evinde olduğu zaman, evin merkezi karısıdır, çünkü Kutsallık, karısı sayesinde evde kalır.” (Zohar Kitabı, Yaratılış 2) 23. “Kadın, her şeyi belli somut bir işe - çeviriler, materyali hazırlamak, vs. - adasa bile, bu katılım her şeyi kapsar. Çünkü dağıtım, kadın arzusunun en önemli kullanımını oluşturur, dünyamızda doğum yapmaya benzer.” (Moskova Kongresi 2. Dersten Alıntı, 10 haziran 2011) 24. “Islah olmuş durum, erkek ve kadın kısımları arasında doğru olan bir ilişkinin var olduğu durumdur. Bu kadın arzusu, ihsan etmeye ve perdenin ihsan etmek üzere çalışmasını harekete geçirmeye, yani perdenin ve onun kararlarının oluşumunu harekete geçirmeye doğru yöneltilmiştir. Sonrasında, erkek kısmı Yaradan için büyük bir arzu duyar. O’ndan, Yaradan’dan Işık yayılır ve perdeyi yaratır. Saran Işık aşağı iner, bundan dolayı bu perde çalışmaya başlar ve kadın arzusu ile uyumlu hale gelir.” (Dr. Laitman ile kadınlar konusu üzerine yapılan bir konuşmadan alıntı, 6 Haziran 2010) 25. “Dolayısıyla bunun hakkında düşünmeliyiz, çünkü siz organize olmazsanız ve amaç açısından birbirinizi kolektif olarak teşvik etmezseniz ve her biriniz erkeğini harekete geçirmek için hazır olduğunu hissetmezse, erkekler gelmeyecekler. Onların eksikliğe ihtiyacı var, onların takdire, kadınların onları takdir etmesine ihtiyacı var çünkü en yüce, en yüksek şeyle uğraşıyorlar ve onlar gerçek erkekler; erkek üstesinden gelir ve sonra devam eder.” (Kadınlarla Konuşma, 20 Mart 2008)