(MSF) Faaliyet Raporu 2015 - Sınır Tanımayan Doktorlar
Transkript
(MSF) Faaliyet Raporu 2015 - Sınır Tanımayan Doktorlar
ULUSLARARASI FAALİYET RAPORU 2015 MEDECINS SANS FRONTIERES SINIR TANIMAYAN DOKTORLAR www.msf.org www.sinirtanimayandoktorlar.org SINIR TANIMAYAN DOKTORLAR'IN TÜZÜĞÜ Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF), ağırlıklı olarak doktor ve sağlık çalışanlarından oluşan uluslararası bir sivil toplum kuruluşudur. Dünya çapındaki faaliyetlerini etkin bir şekilde yürütebilmek için sağlık personelinin yanı sıra diğer meslek gruplarına da ihtiyaç duyar. Tüm MSF üyeleri aşağıda belirtilen ilkeleri benimsemekle yükümlüdür: MSF, zor durumdaki insan topluluklarına, doğal veya insan kaynaklı afet mağdurlarına ve silahlı gruplar tarafından şiddete maruz kalmış kişilere, ırk, din, köken ve siyasi görüş ayrımı gözetmeksizin yardım ve destek sağlar. MSF, evrensel tıp ahlakı ve bireylerin insani yardım alma hakkı adına, tarafsızlık ve objektiflik ilkelerine sıkı sıkıya bağlıdır; faaliyetlerinin sağlıklı biçimde yürütülmesi için özgür çalışma koşulları talep eder. Üyelerimiz, mesleki ahlak kurallarına riayet etmenin yanı sıra; her türlü siyasi, ekonomik ve dini güç odaklarından bağımsız duruşlarını korumakla yükümlüdür. Sınır Tanımayan Doktorlar'a gönül veren saha çalışanları, üstlendikleri görevlerin risklerini ve tehlikelerini anlamalı ve bu seçimi yaptıkları için MSF’nin kendilerine sağladığı imkanlar dışında herhangi bir ödülü veya karşılığı kabul etmemelidir. Bu belge Sınır Tanımayan Doktorlar’ın (MSF) Ocak ve Aralık 2015 tarihleri arasında dünya çapında yürüttüğü operasyonları içeren 2015 Uluslararası Faaliyet Raporu’nun Türkçe özetidir. MSF’nin çalıştığı ülkelerin tamamını göstermekle birlikte faaliyetlerin tüm detaylarını içermemektedir. Bazı hastaların isimleri gizlilik ilkemizden dolayı değiştirilmiştir. Faaliyetlerimiz hakkında daha kapsamlı bilgi edinmek isterseniz uluslararası internet sitemizi (www.msf. org) veya Türkçe internet sitemizi (www.sinirtanimayandoktorlar.org) ziyaret edebilir, bilgi@istanbul.msf.org adresine yazarak bize ulaşabilirsiniz. İÇİNDEKİLER İÇİNDEKİLER 2 DÜNYADA MSF 4YILIN ÖZETİ Dr. Joanne Liu, MSF Uluslararası Başkanı Jérôme Oberreit, MSF Genel Sekreteri 8 ÇALIŞMA ALANLARIMIZ 10 HASTALIKLAR VE FAALİYETLER SÖZLÜĞÜ 14 YEMEN’DEKİ İNSANİ KRİZ 16 KUNDUZ TRAVMA MERKEZİ’NE YÖNELİK SALDIRI 18 ÇAD GÖLÜ ÇEVRESİNDE KORKU İÇİNDE YAŞAYAN İNSANLAR 4 Yılın Özeti 14 Y emen’deki İnsani Kriz 22YOKSULLARIN ECZANESİ HİNDİSTAN: MSF NEDEN HİNDİSTAN'A İHTİYAÇ DUYUYOR? 24 ÜLKELERE GÖRE FAALİYETLER 28 AVRUPA'NIN TUZAKLARLA DOLU GÖÇ YOLLARI 30 AKDENIZ VE EGE'DE YÜRÜTÜLEN OPERASYONLAR 32 BALKANLAR 52 RAKAMLARLA MSF 56 İLETİŞİM 16 Kunduz Travma Merkezi’ne Yönelik Saldırı 22 M SF Neden Hindistan’a İhtiyaç Duyuyor? 24 Ülkelere Göre Faaliyetler Uluslararası Faaliyet Raporu 2015 1 DÜNYADA MSF DÜNYADA MSF BELARUS FRANSA AVUSTURYA MACARISTAN SLOVENYA HIRVATISTAN SIRBISTAN ITALYA UKRAYNA GÜRCISTAN ERMENISTAN TÜRKIYE YUNANISTAN LÜBNAN FILISTIN CEZAYIR LIBYA SURIYE IRAK ÜRDÜN MISIR MEKSIKA MORITANYA HAİTİ MALI HONDURAS NIJER SUDAN ÇAD GUINEA-BISSAU GINE SİERRA LEONE LIBERYA KOLOMBIYA FILDIŞI SAHILI NIJERYA KAMERUN ORTA AFRIKA CUMHURIYETI YEMEN ETIYOPYA GÜNEY SUDAN UGANDA KENYA DEMOKRATİK KONGO CUMHURİYETİ BURUNDİ TANZANYA MALAVİ BOLIVYA ZİMBABVE MADAGASKAR MOZAMBİK SVAZİLAND GÜNEY AFRİKA 2 Sınır Tanımayan Doktorlar LESOTHO IRAN AFGANISTAN LIBYA BANGLADEŞ LÜBNAN BELARUS MADAGASKAR BOLIVYA MALAVI BURUNDI MALI ÇAD MEKSIKA CEZAYIR MISIR DEMOKRATIK KONGO CUMHURIYETI MORITANYA ERMENISTAN MOZAMBIK ETIYOPYA MYANMAR FILDIŞI SAHILI NEPAL FILIPINLER NIJER FILISTIN NIJERYA FRANSA ORTA AFRIKA CUMHURIYETI GINE ÖZBEKISTAN GINE-BISSAU PAKISTAN GÜNEY AFRIKA PAPUA YENI GINE GÜNEY SUDAN GÜRCISTAN RUSYA FEDERASYONU HAITI SIERRA LEONE HINDISTAN SUDAN HONDURAS SURIYE IRAK SVAZILAND İRAN TACIKISTAN İTALYA TANZANYA KAMBOÇYA TÜRKIYE KAMERUN UGANDA KENYA UKRAYNA KIRGIZISTAN ÜRDÜN KOLOMBIYA YEMEN LESOTHO YUNANISTAN LIBERYA ZIMBABVE RUSYA FEDERASYONU ÖZBEKISTAN ISTAN NISTAN KIRGIZISTAN TAJIKISTAN IRAN AFGANISTAN PAKISTAN NEPAL HINDISTAN BANGLADEŞ MYANMAR EMEN ASKAR KAMBOÇYA FILIPINLER ENDONEZYA PAPUA YENI GINE YILIN ÖZETİ YILIN ÖZETİ Dr. Joanne Liu, Uluslararası Başkan Jérôme Oberreit, Genel Sekreter Kunduz hastane saldırısında hayatını kaybedenlerin aileleri ve arkadaşları hala kalbimizde. Aynı zamanda bu sene Nepal’de yaşanan trajik helikopter kazasında kaybettiğimiz meslektaşlarımız ve Orta Afrika Cumhuriyeti’nde öldürülen çalışanımızı da unutmadık. Kongo Demoktratik Cumhuriyeti’nde kaybolan ve hala izini bulamadığımız iş arkadaşlarımız Philippe, Richard ve Romy’ye de asla unutulmadıklarını duyurmak istiyoruz. Sağlık tesislerine yapılan saldırılar ve bunun sonucunda yaşanan sivil kayıplar Bir sağlık tesisine düzenlenen saldırı, bir anda başlayıp kısa süre sonra bitebilir. Ancak sağlık tesislerine yapılan bu saldırıların etkisi uzun zaman devam eder. Binlerce sivil, sağlık tesisleri işleyemez hale geldiği için en çok ihtiyaç duydukları dönemde temel sağlık hizmetlerinden mahrum kalır. MSF, verdiği sağlık hizmetlerinin her daim tarafsız olduğunu vurgulamak için Afganistan’da çatışan tüm taraflarla ayrı ayrı görüşmeler yapmış, ABD Hava Hava Kuvvetleri hastaneyi bombalayana kadar ancak bu sayede Kunduz’da güvenle çalışmıştır. İşte tam da bu nedenle, yapılan bu saldırının etkenleri ve koşulları hakkında bağımsız ve tarafsız bir soruşturma gerekiyor. Bizler bu konuda ABD askeri kuvvetlerinin kendi içinde sürdürdüğü soruşturmaya güvenemeyiz. Hastanelere saldırı düzenlenmesi elbette ilk defa görülen bir durum değil. Ancak bu saldırıları basit bir “hata” olarak tanımlamamız ve görmezden gelmemiz de mümkün değil. Kunduz’a yönelik saldırı medyada büyük yankı uyandırdı çünkü ilk defa uluslararası bir insani yardım kuruluşu, resmen ABD askeri kuvvetlerince hedef © Bruno De Cock/MSF Ekim ayında Sınır Tanımayan Doktorlar’ın (MSF) Afganistan’daki Kunduz Travma Merkezi ABD hava kuvvetleri tarafından bombalandı. Saldırı sonucu, 14 çalışan, 24 hasta ve 4 hasta refakatçisi hayatını kaybetti. Saldırının ardından kuzeydoğu Afganistan’da yaşayan bir milyondan fazla kişi, nitelikli cerrahi hizmetlerden mahrum kaldı. MSF Afganistan Ülke Temsilcisi, Kunduz’daki MSF Travma Merkezi’ne yapılan saldırıdan bir ay sonra Brüksel’de bir anma töreninde konuşma yapıyor. 4 Sınır Tanımayan Doktorlar © MSF YILIN ÖZETİ Hava saldırısı sonrası tamamen yerle bir olan, MSF’nin desteklediği Haydan’daki (Yemen) bir hastane. Bölgede açık olan ve 200.000 kişiye hizmet veren tek hastane artık yok. alındı ve bombalandı. Sağlık merkezlerine yapılan saldırıların yoğunlaştığı ve bunun sonucunda en ciddi kaybı yine sivillerin yaşadığı bu dönemde, MSF, küresel boyutta etkisi olan, ancak çoğunlukla gözden kaçan konuların uluslararası mercekte yakın takibe alındığına emin olana kadar bu olayın peşinden gidecektir. Ocak ayında MSF’nin Sudan - Güney Kordofan’daki hastanesi Sudan Hava Kuvvetleri tarafından bombalandı. Saldırıda bir hasta ve bir çalışan yaralandı. Aynı hastane 2014’ün Haziran ayında da bombalanmıştı. Sene başında Ukrayna’da da sağlık tesisleri bombalı saldırılara hedef oldu. Fakat bilinçli yapılan ve ayrım gözetmeyen şiddet eylemleri ve en ciddi kayıplara sebep olan hastane saldırıları Suriye’de gerçekleşti. 2012’de kabul edilen yasalar Suriye’deki karşıt gruplara sağlık yardımı sağlamanın yasa dışı olduğunu beyan etti. O tarihten bu yana hükümet güçleri, korkunç sonuçlar doğurmuş ve bugüne kadar cezasız kalmış bazı eylemler gerçekleştirdi. Karşıt gruplara zarar vermek amacıyla, stratejik bir seçim olarak, doktor, hemşire ve ambulans sürücüleri de dahil olmak üzere sağlık personeli ve sağlık tesisleri hedef alındı. 2015’te MSF’nin desteklediği 63 sağlık tesisine toplamda 94 bombalı saldırı düzenlendi. Bu saldırıların 12’sinde tesisler tamamen yerle bir oldu. MSF destekli tesislerde 81 sağlık personeli yaralandı ve hayatını kaybetti. Yıl sonuna yaklaştığımızda, Yemen’deki sağlık tesisleri de saldırılara hedef olmaya başladı. Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyon Ekim ayında MSF destekli bir hastaneye hava saldırısı düzenledi ve bunun sonucunda 200.000’den fazla kişi sağlık hizmeti alamaz hale geldi. Hastanelere art arda düzenlenen bu saldırılar sonucunda bazı siviller, acil ihtiyaçları olmasına rağmen hastanelere giderken yolda hayatını riske atmak yerine, evinde kalıp dışarı çıkmamayı tercih etti. “Ne pahasına olursa olsun güvenlik” mantığı, ancak otoritelerin ve ülkelerin güvenlik önceliklerine uygun olduğu takdirde sağlık hizmetlerine izin verilebileceğini söylüyor. Sağlık hizmetleri, güvenlik önceliklerine uygun olmadığı takdirde ya engelleniyor ya da doğrudan saldırıların hedefi oluyor. Güvenli Yaşam Arayışındaki İnsanlar Şiddetten kaçanlar 2015 yılında devam eden çatışmalar ve şiddet eylemleri yüzbinlerce insanın güvenli yaşam umuduyla evlerini ve ülkelerini terk etmesine neden oldu. 2015 başlarında ülkedeki seçimle ilişkili şiddet olaylarından kaçan çok sayıda Burundili mülteci Tanzanya’ya akın etti. 2015’in Temmuz ayında her hafta ortalama 3.000 kişi ülkeye giriş yapar oldu. Hesaplamalarımıza göre yaklaşık 78.000 Burundili Nyarugusu Kampı’na sığındı. 2011’de başlayan ve hala devam eden Suriye Krizi, bugüne kadar 1,5 milyondan fazla Suriyeli mülteci ve Suriye’de yaşayan Filistinli mültecinin Lübnan’a sığınmasıyla sonuçlandı. Şu anda Lübnan küçük bir ülke olduğundan bu nüfusun ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanıyor. Ürdün’de ise bugüne kadar resmi olarak kayıt yaptıran Suriyeli mülteci sayısı 600.000’i geçti. Batı Afrika’nın Çad Gölü bölgesinde Kamerun, Çad, Nijer ve Nijerya’da 2.5 milyon kişi Boko Haram’ın saldırılarından kaçarak evlerini terk etmek zorunda kaldı ve ülke içinde yerinden edilen topluluklar için inşa edilen kamplara sığındı. Silahlı birliklerin karşı saldırıları ise, korunma talebinde bulunan bu insanların ve bölgedeki sivillerin hayatını daha fazla riske atmaktan başka bir işe yaramadı. MSF yukarıda bahsi geçen tüm ülkelerde faaliyet gösteriyor. Tanzanya’da aşı kampanyası yürütüyor, Lübnan’da kronik hastalıklar için ücretsiz tedavi sunuyor, Ürdün’de rekonstrüktif cerrahi projesi yürütüyor ve güvenlik riskine rağmen sağlık ekiplerini Çad Gölü çevresinde toplamaya devam ediyor. Mültecilerin misafir edilmesine yönelik sorumluluğun aslında tüm dünya ülkeleri tarafından paylaşılması gerekirken, bu sorumluluk çoğunlukla çatışma bölgelerine komşu olan ülkeler tarafından omuzlanıyor ve ne yazık ki bu gerçekleri haber başlıklarında göremiyoruz. Avrupa’ya Yolculuk 2015 boyunca 3.771’den fazla kişi Avrupa’ya ulaşmak isterken denizde boğularak hayatını kaybetti. MSF arama kurtarma çalışmaları düzenleyerek Avrupa’ya giriş noktalarında ve “göç rotası” üzerinde göçmenlere tıbbi ve Uluslararası Faaliyet Raporu 2015 5 © Karin Ekholm/MSF YILIN ÖZETİ Güney Sudan’daki Yida mülteci kampında kalan bir çocuk, geniş çaplı aşılama kampanyası kapsamında kızamığa karşı aşılanıyor. insani yardım sundu. Yerinden edilen çaresiz insanlara karşı Avrupa’nın benimsediği tutum kınanırken, güvenli alternatifler olmadığı için savaş ve şiddetten kaçan insanlar, daha güvenli ve kaliteli bir hayat için ailelerini ve kendilerini kaçakçılara emanet etmek zorunda kaldı. Bu durum ne yazık ki hala devam ediyor. Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin sınırlarında gözler önüne serilen küresel insani kriz, büyük oranda yanlış politikaların sonucunda bu noktalara geldi. AB’nin etkili ve insani politikalar üretme konusundaki başarısızlığının yanı sıra, göçmen akınına yönelik müdahalelerin yüzeyselliği, durumun bu denli vahim noktalara gelmesinde büyük rol oynadı. Kontrol edilmediği takdirde dünyayı sarsabilecek Ebola salgınıyla mücadele ederken de çok net gözlemlediğimiz siyasi tepkisizlik, göç krizinde de aynen yaşandı. Dünya liderleri yaşanananlara sırtını dönerek çatışmaların yalnızca bu “uzak” ülkelerin sınırları içinde kalacağını umdu. Nitekim, kendilerinin de bu olayların ciddi boyutlara taşınmasına bazı açılardan katkıda bulundukları herkesçe biliniyor. BM Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesinden dördü (Rusya, ABD, Fransa ve İngiltere), Suriyeli sivillerin bombalanmasında doğrudan rol aldı. Dünyanın geri kalanı ise, garip bir şekilde, bu insanların ülkelerini neden terk ettiklerini sorgulamayı ve görmeyi reddetti. 6 Sınır Tanımayan Doktorlar Yalnızca bu göçmenlerin AB topraklarına adım atmasını engellemek için çaba sarf ettiler. Açıkça görüldüğü üzere bu çabalar hiçbir şeyi değiştirmedi. 2015 yılında Avrupa’ya 1 milyon kişinin giriş yaptığı tahmin ediliyor. Bu kişilerin yarısını ise Suriyeli mülteciler oluşturuyor. Çatışmaların şiddeti arttıkça, ülkelerini terk eden insanların sayısında da ciddi bir artış yaşanmaya devam edecek. AB, Suriyeliler’i kendisinden uzak tutmak amacıyla Türkiye’nin sınır ülkesi olmasını fırsat bilerek Türkiye’ye milyarlarca avro para aktardı. Sınırların kapatılması ise, kapana kısılan milyonlarca çaresiz ve savunmasız insanı, yakın tarihte yaşanan en acımasız savaşlardan birinin tam ortasında bıraktı. Güney Sudan’da artarak devam eden şiddet Güney Sudan’da da siviller orantısız şiddete maruz kalmaya devam ediyor. 2015’te tecavüz, adam kaçırma ve idamlar Güney Sudan’ın bazı bölgelerinde gündelik yaşamın parçası haline gelirken, bu yaşananları durdurma konusunda sağlam adımlar atılmadı; bölgesel ve uluslararası irade çok zayıf kaldı. Sahadaki MSF ekipleri Unity eyaletinde köylerin yakıldığına, yağmalandığına, yerle bir edildiğine tanıklık etti. Yüzbinlerce insan çalılıklara ve bataklıklara kaçarak aylarca hiçbir yardım alamadan, buralarda saklandı, yaşam mücadelesi verdi. MSF’nin sağlık tesisleri üç kez saldırıya uğradı ve yağmalandı. Bu olaylar sırasında beş Güney Sudanlı eski çalışanımız hayatını kaybetti. MSF çok ciddi kayıpların yaşandığı bölgelere ulaşma konusunda ciddi zorluklarla karşılaşmasına rağmen, mobil klinikler aracılığıyla hayati öneme sahip tıbbi ekipmanı ve sağlık yardımını, çatışmaların ön saflarında yer alan savunmasız insanlara ulaştırmayı başardı. Güney Sudan’daki insanlık krizi tüm acımasızlığıyla devam ederken, ülkede faaliyet gösteren MSF ekipleri aynı zamanda son yıllarda görülen en ciddi sıtma salgınıyla karşı karşıya kaldı. Ekipler ayrıca son iki yılda ortaya çıkan ikinci büyük kolera salgınına tanıklık etti. Salgınlarla mücadele ve AR-GE çalışmaları 2015’in sonlarında Sierra Leone ve Gine’de Ebola salgınının sona erdiği ilan edildi. Ancak o günden bu yana zaman zaman yeni vakalar ortaya çıkmaya devam ediyor. Batı Afrika’da Ebola’dan etkilenen ülkelerde sağlık sistemi neredeyse tamamen çökmüş olduğundan, kızamık, tetanoz ve çocuk felci gibi rutin aşı kampanyaları da yarıda kesilmişti. Ebola dışındaki hastalıkların tedavi edilmesi için gereken sağlık sistemini yeniden inşa etmek ve insanların sağlık sistemine güvenmesini sağlamak, bu salgının sonlandırılması için hayati önem taşıyordu. Salgının en çok yayıldığı üç ülkede 880’den fazla sağlık persone- YILIN ÖZETİ linin Ebola virüsünü kaptığı ve bu kişilerin 500’den fazlasının hayatını kaybettiği düşünülüyor. Ebola’yı atlatan 10.000’den fazla kişi olmasına rağmen, bu insanların büyük bir kısmının hala uzun dönem tedavi gerektiren psikolojik rahatsızlıklar, baş ağrıları, hafıza kaybı, kas ağrısı ve görme bozuklukları yaşadığı görülüyor. Elbette Ebola kitleleri tehdit eden tek hastalık değil. Kızamık, menenjit, kolera gibi salgın hastalıklar sıklıkla mülteci kampları gibi hijyenik olmayan bölgelerde ve aşılama yapılamayan yerlerde ortaya çıkıyor. Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nin Katanga Bölgesi’nde pek çok kişinin hayatını kaybetmesine neden olan son kızamık salgınında görüldüğü üzere, geçtiğimiz 10 yılda alınan stratejik önlemlerin işe yaramadığı kanıtlandı. MSF Haziran ve Eylül aylarında 300.000’den fazla çocuğu aşıladı ve 20.000 hastayı tedavi etti. 2015’te MSF’nin Erişim Kampanyası (Access Campaign) ekibi, başta zatürre aşısı olmak üzere dünya çapında aşı fiyatlarının düşürülmesini talep eden Adil Aşılama (Fair Shot) kampanyasını başlattı. Çünkü geçtiğimiz 10 yılda çocuk başına bir kur aşılamanın maliyeti tam tamına 68 kat artış gösterdi. Etkili, ekonomik ve herkes için erişilebilir aşılama programları ve teşhis ve tedavi için AR-GE çalışmaları yürütülürken toplumsal ve çevresel koşullar gözetilmelidir. Ebola konusunda yürütülen AR-GE çalışmaları son yıllarda dünya çapında amacına hizmet etmedi ve ne yazık ki beklentileri karşılayamadı. Çünkü acil durumlarda hayat kurtarmaya yönelik etkili bir yöntem izlenmedi. İki salgın arasındaki kritik dönemde, bir sonrakine hazırlıklı olmak için gerekli güvenlik çalışmalarına yoğunlaşmalı ve tüm etkenleri etik bir bağlamda değerlendirmeliyiz. Salgınlar esnasında, özellikle salgının en yoğun görüldüğü dönemlerde, deneme aşamasındaki ilaç ve aşıları hızla test ederek, etkilerini aynı hızla gözlemlemeliyiz. Fakat günümüzde ancak salgın ortaya çıkıp yayıldıktan sonra veya salgının şiddeti azalmaya başladığında harekete geçebiliyoruz. Bu, derhal çözüm bulmamız gereken bir sorun. Son yıllarda MSF olarak tıbbi ve insani yardım çalışmalarımızı değişen koşullara uyarlamak ve farklı bağlamlarda karşılaştığımız zorluklar karşısında alternatif yollar bulmak zorunda kaldık. 2015’te Suriye’de sağlık tesisleri kurup bu tesisleri işletmenin yanı sıra MSF'ye ait olmayan tesislere de destek verdik. Suriye içindeki bazı hastane ve kliniklere ilaç ve malzeme bağışladık, yerel sağlık çalışanları ve sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği halinde çalıştık. MSF ekipleri, Orta Afrika Cumhuriyeti’ndeki zorlu koşullara rağmen 13 kasaba ve 15 köyde aşı kampanyaları yürüttü, mobil klinikler kurdu. Cinsel şiddet mağdurları için kişiye özel hizmetler verdi, beslenme yetersizliğine müdahale etti ve acil cerrahi hizmetler sunarak yerel halkın ihtiyacı olan temel ve acil sağlık hizmetlerine devam etti. Bu çalışmaların ötesinde, diğerlerine nazaran geri planda kalmasına rağmen, onbinlerce MSF çalışanı dünyanın yaklaşık 70 ülkesinde HIV, tüberküloz, sıtma hastalarını tedavi etti; beslenme yetersizliğiyle mücadele etti. Anne ve çocuklara yönelik uzman sağlık hizmetleri sundu, aşı kampanyaları yürüttü. Tüm çalışanlarımızı çabalarından dolayı takdir ediyor ve tüm destekçilerimize bu hizmetleri mümkün kıldıkları için teşekkür ediyoruz. © Helmut Wachter/13photo Her ne kadar karşı stratejiler geliştirilmiş olsa da, sıtma hastalığı hala dünya çapında büyük bir sorun teşkil ediyor. Aynı zamanda sıtma kadar yaygın olmasa da sarı humma, chikungunya ve lassa humması gibi salgınlar da zaman zaman ortaya çıkmaya devam ediyor. 2015 yılında Orta ve Latin Amerika’da Zika virüsü salgını görüldü. Dünya Sağlık Örgütü 2016’nın başında, insanlarda ilk kez 1952 yılında tespit edilen Zika virüsünün yarattığı salgına karşı Uluslararası Halk Sağlığı Acil Durumu ilan etti. Bu virüse karşı kesin bir aşı ya da tedavi olmamakla beraber teşhis yöntemlerinin çok kısıtlı olması, salgının yayıldığı takdirde büyük bir tehlikeye dönüşebileceğini gözler önüne seriyor. Kırgızistan’ın güneyindeki Kara Su’da tedavi gören bir hasta röntgenlerini taşıyor. MSF hastanede yatış süresini düşürmek için bu bölgede özellikle ayakta tedaviye öncelik veriyor ve hastaların tedaviye bağlı kalmalarına yardımcı oluyor. Uluslararası Faaliyet Raporu 2015 7 ÇALIŞMA ALANLARIMIZ ÇALIŞMA ALANLARIMIZ Projelerde Yapılan Harcamalara Göre En Büyük Programlarımız Proje Yürütülen Bölgeler 1. D emokratik Kongo Cumhuriyeti 6. Irak Afrika 256 2. Güney Sudan 7. Nijer Asya* 81 Kuzey ve Güney Amerika22 8. Afganistan Orta Doğu 44 Pasifik 3. Orta Afrika Cumhuriyeti 4. Yemen 5. Haiti Proje Sayısı 9. Lübnan Avrupa 38 5 Asya 10. Etiyopya Afrika Yukarıdaki 10 ülkede yürütülen programların toplam bütçesi 445.7 milyon avrodur. Bu rakam, Sınır Tanımayan Doktorlar’ın (MSF) tüm operasyonları için ayrılan bütçenin %51’ini oluşturmaktadır. %18 Orta Doğu Personel Sayısı Sahada görev yapan MSF personeli sayısına göre en büyük ülke programları. Personel sayısı yalnızca tam zamanlı ve sabit pozisyonlar dikkate alınarak hesaplanmıştır. 1. Güney Sudan 3.322 2. Demokratik Kongo Cumhuriyeti 2.867 3. Orta Afrika Cumhuriyeti 2.629 4. Afganistan 2.303 5. Haiti 1.835 %57 %10 Avrupa %9 Kuzey ve Güney Amerika %5 Pasifik %1 *Asya’ya Kafkasya da dahildir. Ayakta Muayene Ayakta muayene edilen hasta sayısına göre en büyük ülke programları. Bu rakamlara uzmanlık gerektiren müdahaleler dâhil edilmemiştir.. 1. Demokratik Kongo Cumhuriyeti 1.652.008 2. Orta Afrika Cumhuriyeti 1.016.096 3. Güney Sudan 915.934 4. Lübnan 683.385 5. Etiyopya 413.195 6. Nijer 408.009 7. Afganistan 366.164 8. Pakistan 358.308 9. Suriye 350.348 10. Kenya 281.140 Proje Yürütülen Bölgelerin Durumu Proje Sayısı İstikrarlı 203 Silahlı Çatışma 130 İç İstikrarsızlık 109 Çatışma Sonrası %45 5 %29 Silahlı Çatışma İstikrarlı 8 Sınır Tanımayan Doktorlar %24 İç İstikrarsızlık %1 Çatışma Sonrası ÇALIŞMA ALANLARIMIZ 2015 FAALİYETLERİNDE ÖNE ÇIKANLAR 8.664.700 Ayakta muayene 6.800 Anneden bebeğe HIV geçişinin önlenmesi (PMTCT) için tedavi gören hamile kadın sayısı 598.600 Hastaneye yatırılan hasta sayısı 2.299.200 Tedavi edilen sıtma vakaları 60.500 Ayakta veya yatılı beslenme programlarına alınan, ileri seviye beslenme yetersizliği gösteren çocuk vakaları 236.800 2015 sonunda birinci basamak antiretroviral tedavi gören HIV hastaları 10.200 2015 sonunda ikinci basamak antiretroviral tedavi gören HIV hastaları (birinci basamak tedavinin başarısız olması durumunda) Bireysel terapi seansı 39.300 4.400 HIV temas sonrası profilaksi tedavisi gören 2015 doğumlu bebeklerin sayısı Grup terapi seansı veya ruh sağlığı danışmanlığı 32.600 243.300 Sezaryen ve normal doğum yapan kadınların sayısı Kolera tedavisi görmüş hasta sayısı 1.537.400 106.500 Doğum ameliyatları da dahil, genel veya spinal anestezi altında gerçekleştirilen büyük cerrahi müdahalelerin sayısı 340.700 2015 sonunda kayıt altında tedavi gören HIV hastaları 184.600 Salgına karşı kızamık aşısı yapılan kişi sayısı 45.900 Kızamık tedavisi gören kişi sayısı 11.100 Cinsel şiddet nedeniyle fiziksel tedavi gören hasta sayısı 326.100 Salgına karşı menenjit aşısı yapılan kişi sayısı 18.100 Birinci basamak tüberküloz tedavisi gören hasta sayısı 2.000 23.700 Denizden kurtarılan ve yardım edilen göçmen ve mülteci sayısı İkinci basamak çok ilaca dirençli (MDR) tüberküloz tedavisi gören hasta sayısı Bu veriler, doğrudan ve uzaktan destekle birlikte koordinasyon faaliyetlerini de kapsamaktadır ve MSF’nin çoğu faaliyetine dair genel bir bakış açısı sunmaktadır; kapsamlı bilgi olarak düşünülmemelidir. Uluslararası Faaliyet Raporu 2015 9 HASTALIKLAR VE FAALİYETLER SÖZLÜĞÜ HASTALIKLAR VE FAALİYETLER SÖZLÜĞÜ Acil Yardım Malzemesi Dağıtımı Sınır Tanımayan Doktorlar’ın (MSF) üstlendiği temel görev sağlık hizmetleri olmakla birlikte acil durumlarda hayatta kalmaya yönelik acil yardım malzemeleridağıtımı da yapmaktayız. Bunlar kıyafet, battaniye, yatak, sığınma, temizlik malzemeleri, yemek pişirme araçları ve yakıttır. Çoğu afette, bu yardım malzemeleri kitler halinde dağıtılır. Mesela yemek pişirme kitleri, insanların kendileri için yemek hazırlamasını sağlamak için ocak, tencere, tabak, kap, kesici aletler ve kavanozlar içerir. Temizlik kitleri ise sabun, şampuan, diş fırçası, diş macunu ve deterjandan oluşur. MSF, kalacak ve sığınacak yeri olmayan, temel ihtiyaç malzemelerinden yoksun kişiler için ip, tarpolin, çadır gibi acil yardım malzemeleri sağlar. MSF ekipleri, soğuk iklimlerde insanların hayatta kalabilmesi için dayanıklı çadırlar dağıttığı gibi, bu kişilerin geçici olarak yerleşebileceği kalıcı yapılar da inşa ederler. MSF 2015’te 140.400 yardım kiti dağıtmıştır. .......................................................................... Aşılama Bağışıklığı güçlendirme, tıbbi müdahaleler ve kamu sağlığı söz konusu olduğunda en uygun maliyetli yöntemlerden biridir. Ancak buna rağmen her yıl yaklaşık iki milyon insan, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF) gibi sağlık kuruluşlarının, özellikle çocuklar için önerdiği aşılarla kolaylıkla önlenebilecek hastalıklar nedeniyle hayatını kaybetmektedir. Bunlar DTP (difteri, boğmaca, tetanos) kızamık, çocuk felci, hepatit B, Haemophilus influenzae tip b (Hib), pnömokoksal hastalıklar, rota virüs, BCG (TB için), kızamıkçık, sarı humma, insan papillom virüsü için geliştirilen aşılardır. Fakat bu aşıların her biri her yer yerde önerilmez. Aşılama, MSF için kızamık, sarı humma ve bazen de menenjit gibi salgınlarla mücadelede en önemli araçlardan biridir. MSF, aşılama için ayrılan bütçenin düşük olduğu ülkelerdeki temel sağlık programları çerçevesinde, özellikle beş yaş altı çocuklar için aşılama kampanyaları yürütmektedir. Büyük ölçekli aşılama kampanyaları, bağışıklık sisteminin önemi hakkında toplumsal farkındalık oluşturma amaçlı eğitim faaliyetleri ve insanların kalabalık gruplar halinde buluştukları yerlerde oluşturulan aşılama noktalarıyla desteklenir. Tipik bir aşılama kampanyası iki ila üç hafta arası sürer ve bu süreçte yüzbinlerce kişiye ulaşılabilir. MSF 2015’te 258.800 rutin aşılama çalışması yürütmüştür. 10 Sınır Tanımayan Doktorlar Beslenme Yetersizliği Yiyecek yetersizliği veya temel besin maddelerinden yoksun kalma durumu beslenme yetersizliği olarak adlandırılır. Çocuklarda büyüme dengesizlikleri görülür ve hastalıklara yakalanma riski artar. Beslenme yetersizliği durumunda kritik dönem, altı ila 24 ay arasında, anne sütünün takviyeler ile desteklendiği dönemden sonra başlar. Ancak beş yaş altı çocuklarda, ergenlik dönemindeki gençlerde, hamile ve emziren kadınlarda, yaşlılarda ve kronik rahatsızlığı olanlarda da sıklıkla görülen bir sorundur. Çocuklarda beslenme yetersizliği şu yöntemlerle tespit edilebilir: Boy, kilo veya üst kol çemberi ölçülür ve bu değerler normal değerlerle kıyaslanır. Bu ölçümler doğrultusunda sorunun normal düzeyde mi, yoksa ciddi boyutta mı olduğu hesaplanır. Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF) beslenme yetersizliği tedavisinde terapötik besin kullanmaktadır. Terapötik besin, besin değeri yüksek süt tozlarıdır ve ihtiyaç duyulan her türlü besin maddesini içeren özel karışımlardır. Raf ömürleri uzun olup hazırlanması çok kolaydır. Hastanın durumu çok kritik değilse, bu besinleri alıp evde de kullanabilir ve bu yolla kaybedilen kilo ve minerallerin alımı sağlanmış olur. MSF, beslenme yetersizliğinin ciddi olduğu durumlarda, önleyici tedavi yaklaşımını benimser ve özellikle çocuklara ek besin maddeleri dağıtır. MSF 2015’te beslenme programları dahilinde 181.600 çocuğa yatakta veya ayakta tedavi hizmeti vermiştir. .......................................................................... Chagas Hastalığı Chagas genellikle Latin Amerika’da görülmesine rağmen, uluslararası yolculukların ve göçlerin artışıyla Kuzey Amerika, Avrupa, Avustralya ve Japonya’da görülme sıklığı artmıştır. Chagas hastalığı parazit kaynaklı olup duvar çatlaklarında, çamur çatılarda ve saman evlerde yaşayan triatomine böceklerinden bulaşır. Aynı zamanda kan transferi yoluyla geçebilir, anne karnındaki ceninlere taşınabilir ve daha nadir olmakla birlikte organ nakliyle bulaşabilir. Hastalığın ilk (akut) evresinde semptomlar belirgin değildir veya çok hafiftir. Hastalığın kronik evresindeyse yıllarca belirti gözlenmez. Fakat vücudu güçten düşüren komplikasyonlar, enfekte olmuş hastaların yaklaşık %30’unda ortaya çıkar ve bu kişilerin yaşam sürelerini ortalama 10 yıl azaltır. Kalp yetmezliği, aritmi, kalp kası rahatsızlıkları gibi komplikasyonlar yetişkin hastalar için en yaygın ölüm sebebidir. Hastalığın teşhisi de bir o kadar zordur ve kan örneklerinden laboratuvar analizi gerektirmektedir. Bugün itibarıyla dünyada bu hastalığın tedavisi için yalnızca iki çeşit ilaç bulunmaktadır: Yaklaşık 40 yıl önce geliştirilmiş olan benznidazole ve nifurtimox. Akut vakalarda, bebeklerde ve yeni doğanlarda iyileşme oranı %100’dür. Ancak enfeksiyon kapıldığı gün ile tedaviye başlanan gün arasındaki zaman uzadıkça iyileşme oranı da buna bağlı olarak azalır. Şu anda uygulanan tedavi vücutta toksik etki yarattığı için tamamen uygulanması iki aydan fazla sürebilir. Daha etkili ve güvenilir ilaçlara yönelik ihtiyaç çok belirgin olmasına rağmen, geliştirme aşamasında olan çok az sayıda ilaç vardır. .......................................................................... Cinsel Şiddet Cinsel şiddet tüm toplumlarda ve farklı seviyelerde görülen bir sorundur. Toplumsal şartlardaki dengesizlik ve istikrarsızlık, çoğu zaman şiddet seviyesinin artmasına yol açar. Buna cinsel şiddet de dahildir. Cinsel şiddete maruz kalmak, kişinin kendisini toplumda utanç kaynağı olarak görmesine ve dışlanmış hissetmesine yol açar. Bu tür şiddet vakalarının kişi üzerinde son derece karmaşık etkileri vardır ve uzun süreli, ciddi sağlık problemlerine yol açabilir. Sınır Tanımayan Doktorlar’ın (MSF) cinsel şiddet mağdurları için yürüttüğü çalışmalar; HIV, frengi ve belsoğukluğu gibi cinsel yolla bulaşan hastalıklar için önleyici tedaviler ile Tetanos ve Hepatit B aşılama programlarını içerir. Sistematik bakım ve tedavi programları, aynı zamanda fiziksel yaralanmaların tedavisi, psikolojik destek, istenmeyen hamilelikleri önleme ve istenmeyen hamiliklerle başa çıkma yolları gibi faaliyetlere odaklanır. MSF tüm şiddet mağdurları için sağlık raporu temin etmektedir. MSF’nin cinsel şiddet mağdurlarına yönelik faaliyetlerinin temelini tıbbi tedavi oluşturur. Fakat yaftalanma ve dışlanma korkusu, birçok insanı yardım almaktan alıkoyabilmektedir. Tedavi ve yardımın ulaşılabilir olduğunu bu insanlara anlatmak ve farkındalığı artırmak için aktif bir yaklaşım gereklidir. MSF, özellikle çatışma ve savaş bölgelerinde çok sayıda şiddet mağduruyla karşılaştığı durumlarda, yerel yönetimlerde ve çatışmaları sürdüren silahlı gruplar arasında farkındalığı artırmak amacıyla savunuculuk faaliyetlerini devreye sokar. MSF 2015’te cinsel şiddet mağduru 11.100 kişiyi şiddet kaynaklı yaralanmalar nedeniyle tedavi etmiştir. © Giorgio Contessi/MSF HASTALIKLAR VE FAALİYETLER SÖZLÜĞÜ MSF personeli, Orta Afrika Cumhuriyet’indeki Paoua uçak pistinde bir ton tıbbi malzemeyi MSF uçağından indiriyor. Gelen kargoda sıtma testleri ağırlıkta. Ebola Bulaşmanın önüne geçmek, salgının önlenmesinde büyük önem taşır. Hastalar Ebola kontrol merkezlerinde, son derece katı enfeksiyon kontrol prosedürleri altında tedavi edilmektedir. Hastanın temasta bulunduğu kişileri tespit etmek, güvenli gömü işlemleri yürütmek kadar hayati öneme sahiptir. Eşzamanlı olarak insanları olası tehditler, virüsten korunma yolları ve hastalık belirtilerini kendilerinde veya yakınlarında tespit ettikleri takdirde ne yapmaları gerektiği konusunda bilgilendirmek için halk sağlığı geliştirme çalışmaları yürütülmektedir. HIV/AIDS Ebola’nın ölüm oranı yüzde 25 ila 80 arasında seyretmektedir. Henüz etkili bir aşı veya tedavi yöntemi geliştirilemediğinden1, hastanın tedavisi kaybedilen suyu vücuda geri kazandırma, ateş ve bulantı gibi semptomları kontrol altında tutma gibi süreçler üzerine yoğunlaşmıştır. Ebola başlangıçta gribe benzer semptomlarla kendini gösterir. Daha sonraki aşamada kusma, ishal ve bazı vakalarda kanamalara sebep olarak çoğu zaman hastanın hayatını kaybetmesine sebep olur. Bu denli ölümcül olmasına rağmen, Ebola virüsü son derece hassastır ve güneş ışığı, yüksek ısı, çamaşır suyu, klor ve hatta su ve sabunla yok edilebilir. Sağlığın Teşviki ve Geliştirilmesi Programları: Bu programlar, sağlık hizmetlerinin etkili kullanımını teşvik etmeyi ve halk sağlığını iyileştirmeyi amaçlar. Sağlığın teşviki ve geliştirilmesi çift yönlü bir süreçtir: Çalışma yürütülen toplumun kültürel değerlerini ve yaşayışını anlamak, kamuoyunu bilinçlendirmek kadar önemlidir. Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF), salgınlar veya hastalıklar sırasında hastalığın nasıl bulaştığı, bu hastalıktan nasıl korunulabileceği, semptomların nasıl tespit edilebileceği ve bir kişi hastalandığında ne yapılması gerektiğiyle ilgili insanlara bilgi verir, eğitimler düzenler. Örneğin MSF kolera salgınına müdahale ediyorsa, ekiplerimiz bölge halkını dezenfeksiyon ve hijyen yöntemlerinin önemi hakkında bilgilendirir çünkü bu hastalık kirli su ve yiyeceklerden veya dezenfekte edilmemiş yüzeylerle temas yoluyla bulaşmaktadır. HIV, basit kan testleriyle kolaylıkla teşhis edilebilir. Ancak birçok insan HIV virüsü taşıdığını bilmeden ve herhangi bir semptom geliştirmeden yıllarca yaşayabilir. Antiretroviral (ARV) olarak adlandırılan ilaç kombinasyonları bu virüsle savaşmada ve hızla gelişmesini engellemekte etkilidir ve hastaların yaşam sürelerini ve sağlığını artırmada önemli rol oynar. ARV’ler aynı zamanda virüsün bulaşma riskini de azaltır. Ebola; kan, vücut salgıları, organlar ve enfekte insanlarla doğrudan temas yoluyla bulaşan bir virüstür. İlk kez 1976 yılında ortaya çıkan Ebola’nın çıkış noktası henüz tam olarak bilinmese de, yarasaların taşıyıcı olduğu kabul edilmektedir. Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF), son yıllarda yaşanan Ebola salgınlarının neredeyse tamamına müdahale etmiştir. Fakat bu salgınlar, 2014 yılına kadar çoğunlukla coğrafi anlamda dünyanın geri kalanından kopuk sayılabilecek ücra bölgelerde ortaya çıkmıştır. 1 Raporun hazırlandığı tarihten sonraki dönemde Ebola aşısıyla ilgili yapılan araştırma ve geliştirme çalışmalarının sonuçları için bkz. “Ebola Aşısı Umut Vadediyor”: http://sinirtanimayandoktorlar.org/saha-projeleri/ebola-asisi-umut-vadediyor/ .......................................................................... Türkçe’de İnsan Bağışıklık Yetmezliği Virüsü olarak adlandırılan HIV, kan ve vücut salgıları yoluyla bulaşır ve kişinin bağışıklık sisteminde genellikle üç ila on beş yıllık zaman dilimi içerisinde ciddi bozulmaya yol açar. Bu durum Edinilmiş Bağışıklık Yetmezliği Sendromu’nu (AIDS) beraberinde getirir. Virüs zaman içinde ilerledikçe hastalar çeşitli fırsatçı enfeksiyonlara maruz kalır. AIDS hastaları arasında sıklıkla ölüme yol açan ve en yaygın görülen fırsatçı hastalık tüberkülozdur. Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF), dünya çapında aktif olarak üstlendiği tedavilerin yanı sıra, HIV/AIDS hakkında farkındalığı artırmaya yönelik eğitim-bilgilendirme, prezervatif dağıtımı, HIV testleri ve danışmanlık hizmetleri gibi faaliyetler yürütmektedir. Aynı zamanda anneden çocuğa bulaşma (PMTCT) riskini azaltmaya dönük çalışmalar yapmaktadır. PMTCT hizmetleri, anneye hamilelik, loğusalık ve emzirme döneminde, bebeğe ise hemen doğum Uluslararası Faaliyet Raporu 2015 11 HASTALIKLAR VE FAALİYETLER SÖZLÜĞÜ sonrasında uygulanacak olan ARV tedavisini içermektedir. MSF 2015’te HIV/AIDS ile yaşayan 340.700 kişiye sağlık hizmeti vermiş ve 247.000 kişiye ARV tedavisi uygulamıştır. .......................................................................... Kala Azar (Visceral leishmaniasis) Kala Azar hastalığı, Akdeniz havzasında görülmesine rağmen, yüksek gelir seviyesine sahip ülkelerde bilinmez. Hintçe’de “kara ateş” anlamına gelen Kala Azar, tropikal, parazitik bir hastalıktır ve tatarcık sineklerinin bazı türlerinin ısırması yoluyla bulaşır. Yılda yaklaşık 200.000 - 400.000 kişi, 76 ülkede endemik olan Kala Azar hastalığına yakalanır. Hastalığa yakalananların %90’ı Bangladeş, Hindistan, Güney Sudan, Sudan ve Brezilya’dadır. Kala Azar’ın karakteristik olarak ateş, kilo kaybı, dalak ve karaciğerde büyüme, anemi ve bağışıklık sisteminin zayıflaması olarak kendini gösterir. Tedavi edilmediği takdirde neredeyse her vakada ölümle sonuçlanır. Hastalık, Asya’da son derece hızlı sonuç veren testlerle teşhis edilebilir. Fakat bu testler Afrika’da uygulanabilecek kadar yüksek hassasiyete sahip değildir çünkü çoğu zaman dalak, kemik iliği ve lenf düğümlerinden alınan örneklerin mikroskop altında analiz edilmesi gerekir. Bu aşamaların her biri, gelişmekte olan ülkelerde mevcut olmayan kaynakları gerektiren zorlu ve uzun süreçleri içerir. Son yıllarda Kala Azar tedavisine yönelik seçenekler artmıştır. Liposomal amphotericin B, tek başına veya kombinasyon tedavisisin bir parçası olarak Asya’da bir numaralı tedavi yöntemi olmuştur. Bu yöntem çok daha güvenlidir ve kısa sürede etki eder. Ancak intravenöz uygulaması gerektirdiğinden yerel kliniklerde bu tedavinin yapılması sıkıntılıdır. Afrika’da hala en geçerli ve uygun tedavi yöntemi beş duyarlıklı antimonlu ilaç ve toksik olduğu kadar son derece acılı enjeksiyon uygulaması gerektiren paromomisin kullanımıdır. Daha basit bir tedavi öngören yeni yöntemler geliştirilmektedir ve çok yakında kullanılabilir hale gelmesi beklenmektedir. Bir kişide hem Kala Azar hem de HIV görüldüğü takdirde, durum çok daha karmaşık bir hal alır çünkü bu iki virüs yüksek oranda etkileşime girer ve bireyin bağışıklık sistemine saldırarak direnci kırar. MSF 2015’te Kala Azar teşhisi konan 5.400 hastayı tedavi etmiştir. .......................................................................... Kızamık Kızamık son derece bulaşıcı olan viral bir hastalıktır. Virüs vücuda girdikten 8 ila 13 gün sonra ilk belirtiler kendini göstermeye başlar. Burun akıntısı, öksürük, göz enfeksiyonu, kızarıklıklar ve yüksek ateş, henüz tedavisi olmayan bu hastalığın en belirgin semptomlarıdır. Hastalar izole bir yerde A vitamini ile tedavi edilir. Bu süreçte görme bozuklukları, viral ağız enfeksiyonu, dehidrasyon, protein eksikliği ve solunum yolları enfeksiyonu görülebilir. 12 Sınır Tanımayan Doktorlar Gelişmiş ülkelerde kızamık kapan insanlar en fazla iki ila üç hafta içinde iyileşir ve ölüm oranı çok düşüktür. Ancak gelişmekte olan ülkelerde ölüm oranı yüzde 3 ila 15 arasında seyrederken, bazı bölgelerde bu oran %20’ye kadar yükselir). Ölüm nedenleri genellikle ishal, su kaybı, ciddi solunum yolları enfeksiyonu ve beyin iltihabıdır. Güvenilir ve uygun maliyetli aşılar piyasada bulunabilmektedir. Büyük ölçekli aşı kampanyaları da vaka sayısında ve ölüm oranlarında ciddi düşüş yaşanmasını sağlamıştır. Ancak sağlık sisteminin yetersiz olduğu ve hizmetlere ulaşımın zor olduğu ülkelerde insanlar kızamık kapmaya çok yatkındır. MSF 2015’te yaşanan salgınlarda 45.900 kızamık hastasını tedavi etmiş ve 1.537.400 kişiyi kızamığa karşı aşılamıştır. .......................................................................... Kolera Kolera, Vibrio cholerae bakterisinin su yoluyla bulaşması sonucunda gelişen ve sindirim sisteminin akut enfeksiyonuyla sonuçlanan bir hastalıktır. Kirli su ve yiyeceklerin tüketilmesi veya kontamine yüzeylere direkt temas yoluyla bulaşır. Hastalık, endemik olmayan bölgelerde bir anda ciddi bir salgına dönüşebilir. Enfekte olan bireylerin çoğu orta düzeyde bir enfeksiyon rahatsızlığı yaşar. Bazılarındaysa hastalık bu aşamaya bile gelmez. Ancak hastalık çok şiddetli bir şekilde de kendini gösterebilir. Kolera, çok ciddi su kaybına yol açan kesintisiz ishal ve kusma yaşandığı takdirde dehidrasyon sonucu ölüme yol açabilir. Tedavi, hastanın kaybettiği su miktarının ağız veya damar yoluyla rehidrasyonu ve kaybedilen tuz ve minerallerin takviye edilmesini içerir. Kolera genellikle nüfusun çok yoğun olduğu, sıhhi temizliğin sağlanamadığı ve su kaynaklarının güvenilir olmadığı bölgelerde görülür. Bir salgından şüphelenildiği takdirde, tüm hastalar enfeksiyon kontrol önlemleri altında bir tedavi merkezine yerleştirilmeli ve enfeksiyonun daha fazla kişiye bulaştırılması engellenmelidir. Katı hijyen kuralları takip edilerek bol miktarda temiz ve sağlıklı içme suyu tedarik edilmelidir. MSF 2015’te 32.600 kolera hastasını tedavi etmiştir. .......................................................................... Meningokokal Menenjit Meningokokal menenjit beyin ve omurilik etrafındaki zarın bakteriyel enfeksiyondur. Ani ve şiddetli baş ağrısı, kasılmalar, ateş, kusma, ışığa karşı hassasiyet ve boyun bölgesinde sertleşme gibi belirtilerle kendini gösterir. Semptomlar görülmeye başladıktan yalnızca saatler sonra ölüm gerçekleşebilir. Enfekte hastaların neredeyse %50’si tedavi görmeye başlamadan hayatını kaybeder. Menenjite sebep olan bakteriyi birçok insan belirti göstermeden veya farkında olmadan taşıyor olabilir ve öksürük veya hapşurma yoluyla bu bakteriyi diğer kişilere bulaştırabilir. Omurilik sıvısından alınan bir örneğin incelenmesiyle hastalık teşhis edilebilir ve tedavi özel antibiyotik kullanımını gerektirir. Ancak tedaviyle bile hastaların %10’dan fazlası hayatını kaybeder ve hastalığı atlatan her beş kişiden biri, işitme kaybı ve öğrenme bozuklukları gibi hastalığın diğer etkilerine maruz kalır. Menenjit dünyanın her yerinde görülen bir hastalıktır, fakat enfeksiyonların ve ölümle sonuçlanan vakaların çoğu Afrika’da görülür. “Menenjit Kuşağı” olarak adlandırılan ve doğu-batı ekseninde Etiyopya’dan Senegal’e kadar olan bölge dahilinde, salgınların çoğundan meningokoksik bakteri sorumludur. Yeni geliştirilen bir aşı en az 10 yıllık bir koruma sağlarken, sağlıklı bakteri taşıyıcılarının da hastalığı bulaştırmasının önüne geçer. Benin, Burkina Faso, Kamerun, Çad, Gana, Mali, Nijer, Nijerya, Senegal ve Sudan’da yapılan aşı kampanyaları sonucunda hastalığın görülme sıklığı büyük ölçüde azalmıştır. MSF 2015’te menenjit salgınlarında 326.100 kişiyi aşılamıştır. .......................................................................... Ruh Sağlığı Tedavisi Şiddete tanıklık etme, sevdiklerini kaybetme, geçim kaynaklarının zarar görmesi veya herhangi bir sebepten ötürü acı çekmek gibi travmatik olaylar, bir insanın ruh sağlığını olumsuz yönde etkiler. Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF) bu kişilere psikososyal destek sağlayarak bireylerin uzun süreli psikolojik sorunlarını aşmalarına yardımcı olur. Psikososyal destek, hastaların yaşadıkları travmalarla başa çıkabilmek için kendi yöntemlerini geliştirmelerine odaklanır. Danışmanlarımız, hastaların yaşadıkları travmalar hakkında konuşmaları için onları cesaretlendirir ve duygularını süzgeçten geçirmelerine yardımcı olur. Bu sayede bireylerin stresini azaltmayı amaçlar. MSF, aynı zamanda tamamlayıcı bir çalışma olarak gruplar için psikolojik danışmanlık da verir. MSF 2015’te 223.900 kişiye ruh sağlığı hizmeti vermiştir. .......................................................................... Sıtma Sıtma hastalığı virüs taşıyan sivrisineklerden bulaşır. Semptomlar ateş, eklemlerde ağrı, baş ağrısı, devamlı kusma, kasılma ve komadır. Şiddetli sıtma çoğu zaman Plasmodium falciparum parazitinden kaynaklanır ve bu durum organlara ciddi hasar vererek tedavi edilmediği takdirde ölümle sonuçlanır. Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF) tarafından yürütülen saha araştırmaları, artemisinin temelli kombinasyon terapisinin, şu ana kadar bu parazitin yol açtığı sıtma vakalarında en etkili yöntem olduğunu kanıtlamaya yardımcı olmuştur. Dünya Sağlık Örgütü’nün 2010 yılında hazırladığı kılavuzlar, çocuklarda görülen şiddetli sıtma vakaların tedavisinde arthemeter yerine artesunate kullanımının desteklenmesi yönünde değiştirilmiştir. Uzun etkili böcek kovucu ilaçlarla işlem görmüş cibinlikler sıtmayı kontrol altında HASTALIKLAR VE FAALİYETLER SÖZLÜĞÜ © Jacob Kuehn/MSF müştür. Vakaların kalan %5’ine ise Doğu ve Güney Afrika’da bulunan Trypanosoma brucei rhodesiense paraziti sebep olmuştur. İleri düzeydeki sıtma, hastanın kanında sulanmaya neden olabiliyor. tutmada çok etkilidir. MSF, endemik bölgelerde annelere ve yüksek oranda hastalığa maruz kalabilen beş yaş altı çocuklara cibinlik dağıtırken, aynı zamanda cibinlik kullanımı hakkında insanları bilgilendirmektedir. MSF, 2012’de Çad ve Mali’de ilk kez dönemsel kemoprevansiyon yöntemini denemiştir. Hastalığın en yüksek seviyeye çıktığı dönemde beş yaş altı çocuklara üç ila dört ay boyunca oral anti-sıtma ilaçları verilmiştir. MSF 2015’te 2.229.200 sıtma hastasını tedavi etmiştir. .......................................................................... Su ve Sanitasyon Yürüttüğümüz sağlık projelerinde temiz su ve sıhhi temizlik vazgeçilmez öneme sahiptir. Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF), çalışılan bölgelerdeki sağlık tesislerinde temiz su tedariğinin ve atık yönetim sistemlerinin sorunsuz bir şekilde işlemesini sağlar. MSF, afet durumunlarında bölge halkına temiz su tedarik etme ve güvenli sıhhi temizlik konusunda yardımcı olmaktadır. İçme suyu tedariği ve atıkların imhası, MSF’nin her projede öncelik verdiği konular arasında yer alır. Yakınlarda temiz su kaynakları olmadığı takdirde bölgeye konteynırlarla su taşınır. Çalışanlarımız bilgilendirme kampanyaları düzenleyerek bölge halkını bu araçların kullanımı konusunda teşvik eder ve hijyen uygulamalarına ağırlık verir. .......................................................................... Tüberküloz (TB) Bugün dünya nüfusunun yaklaşık üçte biri Tüberküloz (TB) basili taşıyor. Fakat bu kişilerin çoğunda hastalık belirti göstermemektedir ve bulaşma riski yoktur. Özellikle bağışıklık sistemi zayıf olan bireylerde, TB basili gelişerek akut tüberküloz halini alır. Her yıl yaklaşık 9 milyon kişi aktif tüberküloz geliştirir ve bu kişilerin 1,5 milyonu hayatını kaybeder. TB basili, enfekte kişiler öksürdüğünde veya hapşurduğunda hava yoluyla taşınır ve diğer kişilere bulaşır. Vücuduna TB basili yerleşen her insanda hastalık baş göstermez, fakat bu kişilerin yaklaşık %10’unda hayatlarının belli bir döneminde TB aktif hale gelir. Hastalık en çok akciğerleri etkiler. Hastalarda sürekli öksürük, ateş, kilo kaybı, göğüs ağrısı ve nefes almada zorlanma görülür ve hastalık tedavi edilmediği takdirde ölümle sonuçlanır. Ölümle sonuçlanan TB, HIV hastaları arasında çok yaygın görülür. TB’nin teşhis edilmesi için tükürük veya mide sıvısından örnekler alınması gerekir, fakat bu işlemin çocuklarda yapılması zordur. Bugün, yapıldıktan yalnızca iki saat sonra sonucu alınan ve aynı zamanda ilaca direnç seviyesini tespit edebilen yeni bir moleküler test kullanılmaktadır. Test oldukça maliyetli olmasının yanı sıra ciddi bir güç kaynağı ve mukus-balgam örneği gerektirir. Basit TB vakalarında tedavi en az altı ay sürer. Hastalar birinci basamak tedavide kullanılan en güçlü iki antibiyotiğe (izoniazid ve rifampisin) karşı direçliyse, bu kişilerin Çok İlaca Dirençli Tüberküloz’a (MDR-TB) sahip olduğu kabul edilir. Bu durumda bile hastanın tedavisi mümkündür. Fakat kullanılacak ilaç grupları çok ağırdır ve çok sayıda yan etki gösterir. Tedavi iki yıla kadar sürebilir. Yaygın İlaç Dirençli Tüberküloz (XDRTB) ise, ikinci basamak ilaçlara dirençli TB hastalarının tedaviye yanıt vermediği durumlarda anlaşılır ve bu aşamada hasta için yapılabilecekler kısıtlıdır. MSF 2015’te 20.100 tüberküloz hastasını ve 2.000 MDR-TB hastasını tedavi etmiştir. .......................................................................... Uyku Hastalığı (Afrika Tripanosomiyazisi) Afrika Uyku Hastalığı parazit kaynaklı bir enfeksiyondur ve Sahra Altı Afrikası’nda yaygın bulunan çeçe sinekleri tarafından bulaştırılır. Parazit, hastalığın ileri safhalarında merkezi sinir sistemini etkiler ve ciddi nörolojik sorunlara sebep olur. Uyku Hastalığı tedavi edilmediği takdirde ölümle sonuçlanır. Rapor edilen hastaların %95’ten fazlasında hastalığın, Batı ve Orta Afrika bölgesinde bulunan Trypanosoma brucei gambiense parazitinden kaynaklandığı görül- İlk safhalarda hastalığın tedavisi görece kolaydır, fakat teşhisi zordur çünkü başlangıçta görülen ateş ve güçsüzlük hissi semptomları yalnızca Uyku Hastalığı’na özgü belirtiler değildir. Hastalığın ikinci safhası, parazit merkezi sinir sistemine saldırdığı zaman başlar. Hasta bu aşamada koordinasyon bozukluğu, kafa karışıklığı, kasılmalar ve uyku bozukluğu gibi nörolojik ve psikiyatrik semptomlar göstermeye başlar. Hastalığın tam teşhis edilmesi için omurilik sıvısından örnek alınması gerekir. Nifurtimoks – Eflornitin Kombinasyon Terapisi (NECT), Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF), İhmal Edilen Hastalıklar İçin İlaç İnsiyatifi (DNDi) ve Epicentre işbirliğiyle geliştirilmiştir ve günümüzde Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) önerdiği tedavi protokolüdür. NECT, daha önce bu hastalığa karşı kullanılan ve arseniğin bir türevi olan melarsoprol haplarından daha güvenlidir çünkü melarsoprol kullanımının ciddi yan etkileri olmakla beraber, bu haplar hastanın ölümüne de neden olabilmektedir. Klinik deneyleri devam eden yeni moleküllerin, hastalığın her iki safhasında da etkili ve güvenilir sonuçlar verebilecek bir tedavi yöntemi için yol gösterici olması beklenmektedir. .......................................................................... Üreme Sağlığı Kadın doğum ve yeni doğan sağlık hizmeti Sınır Tanımayan Doktorlar’ın (MSF) afet programlarının bir parçasıdır. Sağlık çalışanlarımız doğumlara yardımcı olur ve gerekmesi halinde sezaryen doğum gerçekleştirir. Hasta veya zayıf doğan bebekler ise, ekiplerimiz tarafından özel bakıma alınır. MSF’nin uzun dönem programları, anne ve çocuk sağlığı konusunda daha kapsamlı hizmetler sunar. Doğum öncesi hamile kadınlara yapılan ziyaretler, tıbbi ihtiyaçları ve doğum sırasında çeşitli komplikasyonlar yaşayabilecek anne adaylarını tespit etmek için hayati önem taşır. Doğumdan sonra annelere yeni doğan bakımıyla beraber tedavi, danışmanlık, aile planlaması ve cinsel yolla bulaşan hastalıklar hakkında bilgilendirme seansları düzenlenir. Doğum sonrasında annenin sağlığına dikkat edildiği ve kişinin bakımına özen gösterildiği takdirde obstetrik fistül gibi sorunlar önlenebilir. Obstetrik fistül, özellikle uzun ve zorlu doğumlar sırasında vajina ve rektum arasında oluşan bir açıklıktır. İdrarını ve tuvaletini tutamama gibi sorunlara yol açan bu durum, kadınların kendini toplumdan dışlanmış hissetmesine sebep olur. Dünya çapında bu sorunu yaşayan yaklaşık 2 milyon kadının tedavi göremediği ve her yıl 50.000 ila 100.000 yeni vakanın oluştuğu bilinmektedir. Birçok MSF programında uzman hekimlerin gözetiminde obstetrik fistül ameliyatları yapılmaktadır. MSF 2015’te 735.800’den fazla doğum öncesi bakım ve tedavi hizmeti vermiştir. Uluslararası Faaliyet Raporu 2015 13 YEMEN’DEKİ İNSANİ KRİZ © Benoit Finck/MSF Dünya kamuoyu tarafından göz ardı edilen Yemen krizi, Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF) için büyük öncelik taşıyor. Yemenliler yıllardır yoksulluk, kronik yetersiz beslenme ve gittikçe zayıflayan sağlık sistemi nedeniyle ülkelerinde yaşam mücadelesi veriyor. Tüm bunların üzerine 2015 yılında çatışmaların şiddetlenmesi, Yemenliler için hayatta kalmayı daha da zorlaştırdı. Yemen Devlet Başkanı Salih’in ve Genel Halk Kongresi Partisi’nin görevden ayrılışıyla tetiklenen şiddet eylemleri, üç yıldan fazla süredir devam ediyor. Salih’in rejimiyle ilişkilendirilen Ensar Allah/Husi partisi şu anda, diğer körfez ülkeleri ve batı güçlerinden oluşan Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyonun askeri desteğiyle hareket eden Güney Yemen bağımsızlık hareketi, İslami gruplar, bazı yerel birlikler ve cihatçı güçlerin oluşturduğu birlikle çatışma halinde. Gruplar ülke yönetimini ele geçirmek için savaşıyor. Mart ayında uluslararası koalisyon bir hava saldırısı kampanyası başlattı. Bombalı saldırıların bir anda yoğunlaşması, daha fazla insanın yerinden edilmesi ve sağlık hizmetlerine erişimin neredeyse imkansız hale gelmesiyle sonuçlandı. İnsani yardım ve sağlık hizmetlerine olan ihtiyacın bu kadar yoğun olduğu bir dönemde, insani yardım kuruluşlarının çoğu uluslararası ekiplerini tahliye ederek faaliyetlerini Ürdün’ün başkenti Amman’a taşımak zorunda kaldı. MSF de aynı şekilde uluslararası çalışanlarının büyük kısmını Yemen’den tahliye etti, fakat kilit pozisyonlarda çalışan personelin bir kısmını Sana’a ve Aden’de tutma kararı aldı. Aynı zamanda çatışma bölgelerinde çalışma konusunda deneyimi olan bazı çalışanlarını da Yemen’e gönderdi. Bu MSF’nin, lojistik ve tıp konusundaki uzmanlığını afet durumlarında yalnızca birkaç gün içinde sahada aktif hale getirebildiğini kanıtlayan önemli göstergelerden biridir. Çatışmanın ilk dönemlerinde Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyon silahlara ambargo koymuştu. Ülkeye ihtiyaç malzemeleri taşıyan çok sayıda gemi ve uçak bu yüzden durduruldu. İlaç ve yakıt tedariği de bu yüzden kesintiye uğradı ve ciddi anlamda yaralanma ve ölüm vakalarının yaşandığı bu dönemde çok sayıda sağlık tesisi bu sebeple hizmet veremez oldu. Şu anda hala açık olan az sayıdaki klinik de yakıt yetersizliğinden dolayı kapasitesinin altında hizmet veriyor. Nisan ayında Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi de bu ceza uygulamasını onayladı. Oysa Yemen, son yıllarda şiddetlenen çatışmaların öncesinde bile ithalata bağımlı bir ülkeydi. MSF, bu kısıtlamalara ve ülkedeki havalimanlarının çoğunun yerle bir edilmiş olmasına rağmen, yerel otoriteler ve Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyonla anlaşma yaptı. Bu anlaşmaya göre MSF, uluslararası çalışanlarını, tonlarca tıbbi malzemeyi ve ilacı, Yemen’e uçan charter uçaklarla Sana’a’ya ve gemilerle Aden’e taşıyabilecekti. MSF tedarik için bir rota oluşturarak Yemen’in Aden şehrinde faaliyet gösteren bir travma cerrahisi merkezini işletmeye devam etti ve çatışmanın hangi tarafında olduğuna bakılmaksızın gelen her hastayı tarafsızlık ilkesi gereğince tedavi etti. Projede bazı güvenlik vakaları yaşanmasına rağmen, yakınlarda çatışma yaşandığı durumlarda bile, tüm kara kuvvetleri ekipleri MSF çalışanlarının tarafsızlığına olabildiğince saygı gösterdi. Lahj vilayetinden ve diğer ilçelerden gelen hastalar için 2015’te 6.000’den fazla cerrahi müdahale gerçekleştirildi. MSF, Taiz’de çatışmaların şiddetlenmesine rağmen, yazın burada yeni bir proje başlattı. Cephe hatları üzerinde yer alan bazı hastanelere ve acil servislere tıbbi malzeme bağışlandı. Sağlık personeli, yıl sonuna doğru çatışma kaynaklı yaralanmalarla hastaneye gelen hasta sayısında ciddi artış yaşandığını gözlemledi. MSF Kasım ayında Taiz’de 100 yataklı bir anne - çocuk sağlığı hastanesini faaliyete geçirdi. Bu hastane özel- » YUKARIDAKİ FOTOĞRAF: Yemen’in Aden şehrinde görev yapan MSF personeli, acil cerrahi ünitenin ameliyathanesinde çalışıyor. 14 Sınır Tanımayan Doktorlar YEMEN’DEKİ İNSANİ KRİZ bölgelerde sağlık tesislerinin çoğu kapandı ve olayların hemen ardından MSF’nin tekrar faaliyete geçmesi zaman aldı. Çoğu Yemenli hayatından endişe ettiği için, tedaviye ne kadar ihtiyaç duyarsa duysun, sağlık merkezlerine adım atmaya çekinir hale geldi. Bu yıl, kuşatmalar gibi dış kaynaklı engellemeler, acil tıbbi yardıma ihtiyaç duyan Yemen halkının karşılaştığı tek zorluk değildi. Gittikçe daha da kutuplaşan, bölünen ve devamlı olarak değişen cephe hatlarının olduğu bu ülkede, insanlar sokaktaki kontrol noktalarında öldürüleceklerinden endişe ettiği için sağlık tesislerine gitmekten vazgeçti. Hatta bazı sağlık tesislerinin bilinçli olarak hava saldırılarına hedef olması sonucunda hastaneler de güvenli bölge olarak görülmekten çıktı. Ekim ayında Haydan’daki MSF destekli bir hastane hava saldırısıyla bombalandı ve yerle bir edildi. Aralık ayında Taiz’deki bir MSF kliniği bombalanması sonucunda dokuz kişi yaralandı. Bu Yemen çapında yaşananların boyutu düşünüldüğünde, uluslararası afet müdahalesinin çok kısıtlı kaldığı açıkça görülebiliyor. Hatta uluslararası düzeyde gönderilen yardımlar, basit bir “yara bandı” etkisinden öteye geçemedi. İnsani yardım kuruluşlarının daha fazla ihtiyaca yanıt vermesi gerekiyor. Yemen halkına yardım sağlanması gibi üstün gayret isteyen bir müdahale, ülkede halihazırda çalışmakta olan birkaç kuruluşa bırakılmamalı. Çatışma bölgelerinde korunmasız ve savunmasız bir şekilde yaşam mücadelesi veren Yemenlilere, bağımsız ve tarafsız bir şekilde, deneyimli saha çalışanlarının eşliğinde nitelikli sağlık hizmeti ve insani yardım götürülmelidir. Yemen’deki acil müdahale ekiplerinin karşı karşıya olduğu risklere rağmen, ihtiyaçların kritik boyutlara ulaştığı düşünüldüğünde, MSF’nin de aralarında bulunduğu bazı kuruluşlar hala ülkede etkili hizmet verilebildiğini kanıtlamıştır. Savaşan taraflar Yemenli sivillerin can güvenliğini gözetmedikçe ve şiddetin boyutunu azaltmadıkça, Yemen’e yapılan tüm yardımlar ve Yemen halkına yönelik gösterilen tüm iyi niyet hiçbir şekilde amacına ulaşamayacaktır. Ateşkesi ve barışın inşasını teşvik eden uluslararası anlaşmalar yapılarak bölge halkının çatışmalardan göreceği zarar en aza indirilmeli, temel tedariklerin ulaştırılmasına ve sağlık hizmetlerine erişime bir an önce izin verilmelidir. © Malak Shaher/MSF likle gebelik, kadın hastalıkları ve pediyatri konusunda savaşın yıprattığı bu kentte ana sevk merkezi olarak hizmet verdi. Ekiplerimiz Saada, Amran ve Hacca gibi kuzey vilayetlerinde yürütülen faaliyetleri de artırma kararı aldı. Beslenme yetersizliği nedeniyle hastaneye yatırılan Najeeba, Yemen'in Kamer kasabasında yer alan MSF hastanesi Al Salam'da tedavi görüyor. Uluslararası Faaliyet Raporu 2015 15 KUNDUZ TRAVMA MERKEZİ’NE YÖNELİK SALDIRI © Victor J. Afganistan’ın Kunduz şehrinde faaliyet gösteren Sınır Tanımayan Doktorlar’ın (MSF) Travma Merkezi, 3 Ekim 2015 tarihinde ABD Hava Kuvvetleri tarafından hedef gözetilerek aralıksız bir biçimde bombalandı. Hastane yerleşkesinin yerle bir olduğu saldırıda 24 hasta, dört hasta bakıcı ve 14 sağlık personeli hayatını kaybetmiştir. 2011 yılında açılan bu hastanede, travma mağdurlarına nitelikli ve ücretsiz tıbbi ve cerrahi hizmet verilmekteydi. 2014’te hastanede 22.000 kişi tedavi görmüş, 6.000’e yakın cerrahi müdahale gerçekleştirilmişti. Aşağıda, Kunduz Travma Merkezi'nde görev yapmış olan iki sağlık personelinin, 42 kişinin hayatını kaybettiği olay gecesi yaşadıkları anlatılmaktadır. MSF’nin Afganistan’daki faaliyetleri hakkında daha ayrıntılı bilgi almak için 43. ve 44. sayfalara bakınız. Sayed Hamed Hashemy – Afganistanlı cerrah Bombalar hastaneyi vurmaya başladığı sırada Dr. Hashemy bir hastayı ameliyat ediyordu. Hashemy, saldırıdan iki hafta sonra hastanenin yıkıntılarını ziyaret etti. Hastane enkazında dolaşırken binanın yerle bir olduğunu görmek beni çok etkiledi. Her şey yanmıştı. Saldırı esnasında ameliyat yaptığım odanın tavanı ve duvarları deliklerle doluydu. Oksijen şişeleri ve ameliyat masası paramparça olmuştu. C kol (ortopedik görüntüleme sistemi) tamamen dağılmıştı. Bazı yerlerde hastanenin çatısı da çökmüştü. Bir anda zaman durdu. Herkesin neler olduğunu anlamak için bir anda çalışmayı bıraktığı ana tekrar dönüyor, bu anı iliklerinizde hissediyordunuz. Binayı bu halde görmek çok dokunaklıydı. Hayatını kaybeden hastaları ve meslektaşlarımızı düşündüğümde göğsümde yoğun bir acı hissettim. Saldırı gecesi nöbetçi cerrahtım. Uluslararası bir çalışanımızla ameliyathanedeydim ve hemen yakınımızda bir patlama duyduğumuzda, çoktan karmaşık bir işleme başlamış ve yoğunlaşmıştık. Yerimizi değiştirmedik; binadan çıkmaya çalışmadık çünkü hiçbirimiz ikinci bir patlamayı beklemiyorduk. Hemen ardından ikinci patlamayı duyduk ve bir anda odanın ışıkları söndü. İş arkadaşlarım koridorda koşuyor, pencerelerden atlıyordu. Herkes güvenli bir yere sığınma telaşındaydı. Duvarlar başımıza yıkılıyor, eşyalar üzerimize düşüyordu. Yangın yayılmıştı ve dumandan göz gözü görmez olmuştu. Hala patlama sesleri duyuyor, sarsıntıları hissediyorduk. Sterilizasyon odasına koştuk ama yakıt stoğumuz da bu odadaydı. Bu yüzden güvende hissetmedik. Tekrar koridora koştuk ve bodruma ulaşmak istedik. Sonra tekrar fikir değiştirip buranın da güvenli olmadığını hissedip ameliyathanenin koridoruna ilerledik. Korku içindeydik. Herkes çığlık çığlığaydı. Tavandan, pencerelerden ve kapılardan kopan parçalar her yere yayılmıştı. Kaosun içinde yolumuzu bulmaya çalışırken harcadığımız dakikalardan sonra nihayet kendimizi binanın dışına atabildik. En yakınımızdaki bina birkaç metre uzaktaydı ama oraya giderek kendimizi riske atamazdık. Yerin yaklaşık iki metre altında bulunan bir yapı bulup içine girdik. Orada yaklaşık bir saat bekledik ama ana binanın pencerelerinin yandığını görünce oradan da çıkmaya karar verdik. Saklandığımız yerden birkaç metre uzaktaki hasta bakıcı odasına koştuk ve patlamaların durduğuna emin olana dek orada saklandık. O sırada arkadaşlarımı bir daha görebilecek miyim diye düşünüyordum. Patlamalar kesildikten hemen sonra yaralıları arayan iş arkadaşlarımın seslerini duydum. Toplantı odasına gittim, gerçekten çok sarsıcı bir andı. Herkes ağlıyor, birbirine sarılıyordu. Yaralılara yardım etmeye başladık. Göğüs tüpleri yerleştirdik ve kanamalı yaraları durdurmaya odaklandık. Kısıtlı imkanlara rağmen ağır yaralı bir doktor arkadaşımıza laparatomi yapabildik. Ama çok kan kaybetmişti ve müdahalemizden kısa süre sonra hayatını kaybetti. Patlamadan bir hafta önceki yoğunlukta durmaksızın çalışmıştım ve annem güvenliğimden de endişe ediyordu. Ama bana bu kadar ihtiyaç duyulan bir anda evde kalmayı düşünemezdim bile. Bir doktor olarak kendimi ihtiyaç duyulduğu anda herkese yardım etmeye adamıştım. Bugün hastaneye tekrar geldim. Kunduz, şimdi yıkılmış, yanmış, yerle bir olmuş, terk edilmiş durumda. Burada hiç umut kalmamış. » YUKARIDAKİ FOTOĞRAF: Kunduz Travma Merkezi’ne yapılan uzun süreli saldırılar sırasında duvarda açılan bir füze deliği. Aralarında 22 MSF personeli ve hastasının da yer aldığı 42 kişi saldırı sırasında öldürüldü. 16 Sınır Tanımayan Doktorlar KUNDUZ TRAVMA MERKEZİ’NE YÖNELİK SALDIRI Dr. Kathleen Thomas - Avustralyalı yoğun bakım uzman doktoru Saat 10:00 civarında her zaman olduğu gibi hastanenin günlük telaşı başlar. Ben koğuştaki bir hastaya bakmak için yoğun bakım ünitesinden çıkarım. Patolojide mikroskobunun üzerine eğilmiş, bir şeyler inceleyen laboratuvar teknisyeninin yanından geçerim. Acil servise gelirim ve ameliyathanelerin yanından geçerim. Bir hasta, yerel ve uluslararası uzman sağlık personeli tarafından gerçekleştirilecek özel bir travma ameliyatına girmek için koğuştan sedyeyle taşınır. Kuzey Afganistan’da bu tip bir operasyon geçirebileceğiniz, uzman sağlık hizmeti veren tek hastane burasıdır. Hava saldırısından 6 gün önce O gece, sabahın 02:00’sinde bir anda yoğun çatışma sesleriyle uyandım. Beş aydır “çatışma mevsimi”nde Kunduz’da bulunuyordum ve savaş seslerine alışmıştım. Ama bunda farklı bir şey vardı. Çok yakından geliyordu, çok şiddetliydi ve çatışma dört bir yana yayılmış gibiydi. Hastaneden, acil servise hasta akını olduğunu bildiren bir telefon bekledim. Çok yakında benden yardım isteyeceklerini tahmin etmiştim. Çatışma o kadar yoğundu ki, yaralıların hastaneye ulaştırılması muhtemelen saatler sürüyordu. O gün, gün ağarırken beklediğim telefon geldi ve hayatımın en uzun haftası başladı. İlk gün tam anlamıyla kaostu. Birkaç saat içinde 130’dan fazla yaralı hastane kapılarına yığılmıştı. Tüm personelimiz durmaksızın çalışmasına rağmen durumun ciddiyeti bizi çok zorladı. Herkese yetişmekte çok zorlandık. O günü düşündüğümde acil servise yayılmış olan yoğun bir kan kokusu hatırlıyorum. Onlarla ilgilenmem için önlüğümü çeken, koluma dokunan, sevdiklerini iyileştirmem için yalvaran insanlar... Ağlamalar, kaza kurşunuyla ağır yaralanmış olan ve daha sonra hayatını kaybeden çocuğun mahvolmuş anne - babasının olayın şokunu atlatamaması, çoktan dolup taşan acil servise ardı ardına getirilip yer olmadığı için yere yatırılan her bir hasta... Ve bu insanların durumunu gördükçe yaşadığım panik duygusu... Tüm bunların yanı sıra dışarıdan rahatsız edici derecede yakından gelen ve dinmek bilmeyen makineli tüfek sesleri, patlamalar... O hafta hastanede kapasitemizin çok üstünde çalıştık. Hasta servislerinde tüm yatakları birbirine yapıştırıp yere olabildiğinde fazla mat serdik. Yoğun bakıma alınması gereken çok hasta vardı. Kısıtılı kaynaklarımızı elimizden geldiğince verimli kullanmaya çalıştık. Ama maalesef normal şartlarda hayatta kalabilecek çok sayıda hastanın ölümüne şahit olduk. Nadir kan gruplarına talep arttığı için kan gerekliydi ama kimse hastaneye kan bağışlamaya gelecek durumda değildi. Suni solunum cihazına ihtiyacı olan çok hasta vardı, ama bizde sadece dört makine vardı. Herkese yetişemiyorduk. Duyduğumuz kadarıyla bazı yaralılar da evlerinde kapana kısılmış, dışarı adım atamamıştı. Günler sonra hastaneye ulaştıklarında vücutları çoktan enfeksiyona yenik düşmüştü. ABD Hava Kuvvetleri’nin ilk saldırısı yoğun bakım ünitesinin bulunduğu yeri hedef aldı. Biri dışında orada bulunan tüm hastalar hayatını kaybetti. Hasta bakıcılar da hasta- larla beraber yaşamını yitirdi. Dr. Osmani’yi kaybettik. Yoğun bakım hemşireleri Zia ve “güçlü” Naseer’i kaybettik. Temizlikçimiz Nasir’i kaybettik. Tüm kalbimle umuyorum ki, o gün yatıştırıcı verdiğimiz üç hastamız neler olup bittiğini hissetmeden ölmüşlerdir; ama sanmıyorum… Yataklarından kalkamadan alevler arasında can verdiler. Tüm bu kaosun içinde tek küçük tesellimiz yoğun bakım hemşiremiz Toorialay’ın hayatta kalması ve tüm cesaretiyle hasta yatağından alıp binanın dışına kadar götürdüğü küçük bir kız çocuğuyla beraber kaçabilmiş olmasıydı. Yoğun bakımı sarsan bu korkunç olay hastanenin diğer kısımlarında da yaşandı. İş arkadaşlarımız ve meslektaşlarımız filmlerdeki gibi huzur içinde ölmedi. Acı çekerek, yavaşça öldüler ve çaresizce bağırarak asla gelemeyecek olan yardımı beklediler. Yalnız ve korkmuş bir şekilde, yaralarının ne denli ölümcül olduğunu bile bile, sona geldiklerinin bilincinde öldüler. Çok sayıda personel ve hasta yaralandı. Kolları ve bacakları parçalandı, koptu; vücutlarına şarapnel parçaları saplandı, her yerlerinde yanıklar oluştu. Akciğerleri, gözleri ve kulaklarında basınç dalgasından kaynaklanan yaralanmalar meydana geldi. Bu yaralanmaların çoğu onlarda kalıcı hasar bıraktı. Kabustan öte, korkunç bir geceydi ve o gece yaşadıklarımız sonsuza dek aklımdan çıkmayacak. *Bazı isimler değiştirilmiştir. © MSF Her sabah 07:35’te dünyanın dört bir yanından gelen uluslararası MSF çalışanları, iki farklı MSF Land Cruiser’ına doluşur. Bu araçlardan biri kadınlar, biri erkekler içindir. Hastaneye gidene kadar aracın patlamaya karşı filmlenmiş camından dışarıyı izleriz. Bu saatlerde Kunduz’daki rutin gündelik koşuşturmacanın başladığını görebilirsiniz. İdare memurumuz Mujeeb hastaneye yürüyerek, veri memurumuz Najib de bisikletiyle gelir. Diğer herkes gibi işbaşı yapmak için koşturanlar arasında her sabah yolda ikisini de görürüz. Bir MSF çalışanı, ABD hava saldırısı sonucu yıkılan Kunduz Travma Merkezi’nin yanan enkazı arasında çevresini inceliyor. 2015’te MSF’ye ait ve MSF’nin desteklediği toplam 75 hastane 106 farklı hava saldırısının hedefi oldu. Bu hastanelerin 63’ü Suriye’de, beşi Yemen’de, beşi Ukrayna’da, biri Afganistan’da ve biri de Sudan’daydı. Ekim ayında Kunduz’daki hastanenin hedef alınmasından sonra kuzeydoğu Afganistan’da bir milyondan fazla kişi nitelikli cerrahi hizmetten yoksun kaldı. Yemen’deki Haydan Hastanesi ise yine bir hava saldırısıyla yerle bir edildi. 200.000 kişilik bir bölgede hizmet veren bu hastane, çatışmalardan geriye kalan tek hastaneydi. Sivillerin hedef alındığı her saldırıda yerel halk tarafından işletilen düzinelerce hastane bombalandı ve çoğu zaman hasarın boyutu raporlara geçmedi veya hiçbir zaman dünya kamuoyunda yankı uyandırmadı. Orta Afrika Cumhuriyeti’nde 2015 yılında kimliği belirlenemeyen iki kişinin silahlı saldırısı sonrasında MSF, Kabo Hastane’sindeki faaliyetlerinin bir kısmını askıya almak zorunda kaldı. Güney Sudan Dethoma’daki hastane, ofis ve eczaneler, Melut’ta da yerinden edilenlerin kaldığı bir kamp yağmalandı ve saldırıya uğradı. Leer’deki MSF yerleşkesi de silahlı adamlar tarafından iki kez yağmalandı. Ekipler tahliye edilmek zorunda kaldı ve zor durumdaki birçok insan tedaviden yoksun kaldı. Sağlık tesislerine yapılan bu saldırıların her biri, onbinlerce insanın sağlık hizmetlerinden ve acil tıbbi yardımdan mahrum kalmasına neden oluyor. Ekipler tahliye edilmek zorunda kaldı ve zor durumdaki birçok insan tedaviden yoksun kaldı. Sağlık tesislerine yapılan bu saldırıların her biri, onbinlerce insanın sağlık hizmetlerinden ve acil tıbbi yardımdan mahrum kalmasına neden oluyor. Uluslararası Faaliyet Raporu 2015 17 ÇAD GÖLÜ ÇEVRESİNDE KORKU İÇİNDE YAŞAYAN İNSANLAR ÇAD GÖLÜ ÇEVRESİNDE KORKU İÇİNDE YAŞAYAN İNSANLAR Çad, Kamerun, Nijerya ve Nijer sınırlarının birleştiği noktada, Orta-Batı Afrika'nın temiz su kaynağı olan Çad Gölü ve çevresi, son yıllarda bölgede artan şiddetin merkez üssü haline geldi. Şiddetin neden olduğu toplu göçler ve acılar, Sınır Tanımayan Doktorlar'ın (MSF) göl çevresindeki projelerini genişletmesine sebep oldu. Ancak ne yazık ki insani krizin ne denli ciddi boyutlara ulaştığı halen tam olarak idrak edilebilmiş değil. Gölün uzun yıllar boyunca giderek küçülmesi, bölge halkını kaynak arayışında rekabete sürüklemiş, bu da zaman içinde çatışmalar, gıda güvensizliği, hayvan ölümleri ve giderek artan yoksulluğa yol açmıştır. Sürekli tekrarlayan salgınlarla baş etmek zorunda kalan Çad Gölü çevresinde sağlık hizmetleri yok denecek kadar azdır. Boko Haram olarak da bilinen İslam Devleti'nin Batı Afrika Eyaleti (ISWAP), 2013’ün Mayıs ayından bu yana bölge halkı üzerinde daha fazla baskı kurmuş, binlerce insanı yaşadıkları bölgeden kaçmaya zorlayarak sınır ötesine itmiştir. Hükümetin misilleme olarak gerçekleştirdiği askeri operasyonlar da kitlesel yer değiştirmelere yol açmıştı. Halihazırda 2,5 milyondan fazla kişi şiddet vakaları nedeniyle evsiz kalmıştır. Çad Gölü çevresi, son yıllarda Afrika'nın en geniş çaplı yer değiştirme krizinin merkezi haline gelmek üzeredir. Bu durum, halihazırda son derece vahim olan yaşam şartlarını daha da ciddi bir boyuta taşımaktadır. ÇAD NGUIGMI NİJER NGALEWA BAROUA BAGA SOLA YEBI TOUMOUR ÇAD GÖLÜ BOL NGARWA GUESKEROU DIFFA TOWN ASSAGA CAMP CHETIMARI NDJAMENA MAIDUGURI DAMATURU KOUSSERI NIJERYA KAMERUN MORA MOKOLO MAROUA M SF'nin çalıştığı şehirler, kasabalar, köyler ve kamplar MINAWAO "Bu insani krizin en dikkat çekici özelliği, insanların maruz kaldığı terördür. Saldırılar, ibadet yerleri, okullar ve pazar yerlerinde meydana geliyor ve halk arasında büyük bir korku yaratıyor. Süregelen şiddet ve karşı taarruzlar, insanları güven ve barış içinde yaşayacakları bir yer bulmak için köylerini terk etmeye zorluyor. İnsanlar kendilerini tehlikede hissediyorlar ve artık evlerine dönmek istemiyorlar. Gelecekte onları nasıl bir yaşam bekliyor gerçekten bilmiyorum." © MSF MSF Operasyon Direktörü Dr. JeanClément Cabrol 18 Sınır Tanımayan Doktorlar ÇAD GÖLÜ ÇEVRESİNDE KORKU İÇİNDE YAŞAYAN İNSANLAR ISWAP, 2015’in Nisan ayında Karamga Adası’nda Nijer askerlerini ve Nijerli sivilleri öldürdü. Çad Gölü'ndeki 100 ada köyünün çevresinde yaşayan binlerce kişi, bu saldırının ardından yetkililer tarafından uyarıldı ve bölgeyi tahliye etmeleri emredildi. Evlerini terk etmek zorunda kalan bölge halkı, göl çevresindeki kısıtlı barınma imkanları nedeniyle korkunç şartlarda yaşamaya başladılar. Nijerya'dan gelen ve şu anda Çad'da yaşayan Muhammed © Sylvain Cherkaoui/Cosmos for MSF © MSF “Hükümet, güvenlik sıkıntısını gerekçe göstererek bizden köyümüzü terk etmemizi istedi. Bu yeri kendimiz bulduk. O zamandan beri kimse bizi ziyaret etmedi. Şu anda neyimiz varsa, ne bulabilirsek onunla yaşıyoruz. Elimizden başka hiçbir şey gelmiyor.” "Boko Haram militanları gece yarısı köyümüze saldırdı. Babamı, kız kardeşimi ve pek çok kişiyi öldürdüler. Biz kaçmaya çalışırken yolda yeniden saldırdılar. Annem ve ablam geride kaldı. Umarım bir gün onları bulabilirim. İki gün yürüdükten sonra 9 aylık kızım ve14 yaşındaki kız kardeşimle Kamerun'a vardım." 24 yaşındaki Nijeryalı Esther Bölgede az sayıda sağlık kurumu var. Ulaşım ise oldukça zor. Sağlık merkezlerinin bazıları temel ilaç, donanım veya sağlık personeli eksikliği nedeniyle kapanmış durumda. Güvenlik sorunları ve yollardaki şiddet eylemleri ise, binlerce insanın ihtiyaç duyduğu sağlık hizmetlerine erişimini engelliyor. Bu durum özellikle yağmur mevsiminde büyük bir sorun teşkil ediyor çünkü bu dönemde sıtma ve ishal gibi su kaynaklı hastalıklara yakalanan insanların sayısında artış yaşanıyor. Bu hastalıklar beslenme yetersizliğiyle birleştiğinde, çocuklar için son derece tehlikeli bir hal alabiliyor. Uluslararası Faaliyet Raporu 2015 19 © MSF ÇAD GÖLÜ ÇEVRESİNDE KORKU İÇİNDE YAŞAYAN İNSANLAR Yerinden edilmiş bölge halkının ve Çad Gölü çevresindeki mültecilerin yaşam koşulları kritik bir noktaya ulaşmış durumda. Temiz su ve sanitasyon imkanları olmayan bu insanlar, bu çorak bölgede tarlalarını hasat edemiyor, gıda fiyatları önemli ölçüde arttığı için beslenme yetersizliği çekiyor. Bu durum, temel hizmetlerin kısıtlığı olduğu Çad Gölü çevresindeki baskıyı artırıyor. Büyük zorluklarla göç eden yüzbinlerce insan, sınırlı imkanlarla hayatta kalma mücadelesi verdiği için bölge halkı tarafından destekleniyor. © Sylvain Cherkaoui/Cosmos for MSF 20 Sınır Tanımayan Doktorlar MSF Çad'da Baga Sola yakınındaki Dar as Salam mülteci kampında faaliyet gösteriyor ve çoğu depresyon/anksiyete belirtileri gösteren mültecilere ruh sağlığı hizmeti sunuyor. 2015 yılında düzenlenen çocuklara yönelik haftalık seanslar, çocukları şahit oldukları olayları çizmeye ve duygularını bu şekilde ifade etmeye teşvik ederken, Nijer'in Diffa şehrindeki MSF ekipleri de artan şiddet olayları nedeniyle bölge halkına psikososyal destek vermeyi amaçlayan bir proje geliştirdi. "Köyümüzden kaçarken balıkçılık malzemelerimizi arkamızda bırakmak zorunda kaldık. Bu şekilde hayatta kalmak çok zor. Elimizde malzemelerimiz olsaydı, hayatta kalmak için balık tutabilecektik." Nijerya'dan gelen ve şu anda Çad'a yaşayan Hassan ÇAD GÖLÜ ÇEVRESİNDE KORKU İÇİNDE YAŞAYAN İNSANLAR © Christelle Ntsama/MSF Kamerun – Nijerya sınırı boyunca ciddi boyutta güvenlik tehditleri var. Her gün 100'den fazla mülteci, Extreme North bölgesinde ulusal yetkililer tarafından kurulmuş olan kampa gelmeye devam ediyor. Kampta temel sağlık hizmetleri sunan MSF, aynı zamanda beslenme yetersizliğine yönelik muayeneler gerçekleştiriyor. Sahadaki MSF ekipleri ayrıca onbinlerce kişinin şehrin etrafına dağıldığı Çad sınırındaki Kousseri’de de faaliyet gösteriyor. © Adavize BAIYE/MSF İlk kolera vakaları Ağustos ayı ortalarında Nijerya'daki kamplarda baş gösterdi. Hastalıkla mücadele için sağlık hizmetlerinin yanı sıra hijyen ve sanitasyon faaliyetlerine öncelik vermek gerekiyordu. Kolera yoğun nüfuslu bölgelerde daha sık görülüyor ve enfeksiyon hızla yayılabiliyor. Uluslararası Faaliyet Raporu 2015 21 YOKSULLARIN ECZANESİ HİNDİSTAN: MSF NEDEN HİNDİSTAN'A İHTİYAÇ DUYUYOR? © Brendan Bannon Carmen Jose Panti 36 yaşında. Mozambik’in başkenti Tete’de eşi ve iki çocuğuyla beraber yaşıyor. Evinde küçük bir iş kurmuş; sabun ve tuz gibi ürünler satıyor. Aynı zamanda bir klinikte hasta dosyalarını düzenliyor. Hem anne, hem eş, hem iş sahibi, hem işçi, hem de bir topluluk üyesi olan Carmen, aynı zaman HIV pozitif. 2007 yılında virüsü taşıdığını ve enfekte olduğunu öğrenen Carmen, 2009’da ARV tedavisine başladı. Ama Carmen hayatına devam ediyor; üstelik sağlıklı ve içinde yaşadığı topluma devamlı katkıda bulunan bir kadın. Hayatına olduğu gibi devam edebilmesinin sebebi, Hindistan’da üretilen jenerik HIV ilaçlarını (ARV’leri) kullanıyor olması. Carmen dünyada HIV ile yaşamayı öğrenen 230.000 kişiden biri ve tedavisine MSF’nin desteklediği HIV programlarıyla devam ediyor. Yakın zamanda MSF’nin saha programlarında kullanılacak ilaçların alımı konusunda yapılan bir ankete göre, HIV ile yaşayan kişilerin %97’sinin kullandığı jenerik ilaçlar Hindistan’da üretiliyor. MSF’nin Hindistan‘a bağlı olduğu ilaçlar yalnızca ARV’ler değil. MSF’nin tedavi ettiği 23.000 tüberküloz hastasının %77’sinin ilaçları ve 2.1 milyon sıtma hastasını tedavi etmek için 22 Sınır Tanımayan Doktorlar kullandığı ilaçların %22’si de Hindistan’da üretilen jenerik ilaçlardan oluşuyor. Hindistan, gelişmekte olan ülkelerde Carmen gibi insanlara sağladığı uygun fiyatlı jenerik ilaçların hacminden dolayı “gelişmekte olan ülkelerin eczanesi” olarak biliniyor. Hindistan nasıl oldu da bu role büründü? ABD ile beraber İsviçre ve diğer gelişmiş ülkeler ilaçlar üzerine patent tekeli koydular. Bu, şirketlerin tek imtiyaz sahibi olarak ilaçları istediği süre boyunca istediği fiyata satabileceği anlamına geliyor. Hindistan 2005’e kadar bu firmalara izin vermiyordu. Çünkü ilaçların temel bir gereklilik olarak, çok sayıda tedarikçi arasından uygun fiyata alınabilmesi gerektiği savunuluyordu. 2005 yılında bazı uluslararası ticaret yasaları ilaçlara ürün patenti koyması konusunda Hindistan’ı zorlamasına rağmen, Hindistan buna olabildiğince direndi. Sonuç olarak bu patentlere belirli katı parametreler dahilinde izin verildi; ancak yüksek gelirli ülkelerden ve gelişmekte olan çoğu ülkeden daha katı koşullar çerçevesinde... Aynı zamanda patent yasasında halihazırda üretilmekte olan jenerik ilaçların üretiminin devamına izin veren toplum yanlısı sağlık koşullarını da kapsamına aldı. Bu gelişmeler Hindistan’daki jenerik ilaç endüstrisinin meyve verdiğini ve aynı ilaçların orijinallerinden daha uygun fiyata üretilmesinin mümkün olduğunu gösterdi. 2001 yılında HIV tedavisinde kullanılan antiretroviral ilaçların fiyatı hasta başına yılda 10.000 dolara kadar yükseldi. Bugüne kadar Afrika’da ve diğer gelişmekte olan bölgelerde HIV ile yaşamak zorunda olan milyonlarca kişi hayatını kaybetti. Hindistan’daki jenerik ilaç şirketi Cipla günde 1 dolardan daha düşük fiyata 3 farklı hapı bir hapta birleştiren bir kombinasyon üretmeyi başardı. 15 sene sonra, şu anda Carmen gibi yaklaşık 16 milyon kişi HIV tedavisi görüyor. Ve bugün yıllık standart HIV tedavisi kişi başına yılda 100 doları buluyor. YOKSULLARIN ECZANESİ HİNDİSTAN: MSF NEDEN HİNDİSTAN'A İHTİYAÇ DUYUYOR? Hindistan’ın jenerik ilaç endüstrisi tehdit altında antlaşmasını imzalatmak için çabalıyor. Görüşmeler dokuz yıldır devam ediyor. Hindistan’ın jenerik ilaçların en güçlü üreticisi haline gelmesini sağlayan yasalar ve politikalar bugün devamlı artan bir tehditle karşı karşıya. Novartis gibi dünya piyasasında öncü ilaç firmalarının bazıları 2006 yılında bu yasalara karşı savaşmaya başladı. İsviçreli ilaç firması Novartis’in Hindistan’da bir kanser ilacının patentini alması engellendiği zaman, Novartis yasal olarak bu patent yasasıyla mücadeleye başladı. Eğer Novartis bu mücadeleyi kazansaydı ülkenin jenerik ilaç üretim kapasitesinde ciddi bir değişim yaşanacaktı. Çünkü bu değişim, Hindistan Patent Ofisi’ni Hint Kamu Sağlığı Sistemi’nde ve yenilikçi yasalarda yararlanılamayan ilaçlara patent verilmesi için zorlayacaktı. Dava yedi yıl sürdü ve Hindistan Anayasa Mahkemesi’ne kadar gitti. Nihayet Nisan 2013’te MSF’yi ve dünya çapında milyonlarca insanı tedirgin eden bu dava sonuçlandı ve Novartis davayı kaybetti. Hindistan’ın yasaları değişmedi. Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklık çerçevesinde Japonya ve Güney Kore gibi kalkınmış ülkeler, Güney ve Güneydoğu Asya’yı kapsayan bir başka anlaşma ile gelişmekte olan ülkelerdeki jenerik ilaç ticaretinin önünü kesecek olan hükümler uygulamaya koymak için çabalıyor. AB ise Hindistan’a başka türlü bir baskı uyguluyor: Jenerik ilaçların üretimini ciddi anlamda kısıtlayacak bir serbest ticaret Ancak bu konuda en ciddi baskı ABD’den geliyor. ABD Ticaret Temsilcisi, Hindistan’ı ABD ilaç firmalarının çıkarı için kendi hükümetinin patent yasasına karşı adım atması ve daha fazla patent uygulamaya koyması için zorluyor. Aksi takdirde, Hindistan’ı uygulanacak olan ticari yaptırımlarla tehdit ediyor. Yıllar içinde Hindistanlı bakanlar, karar vericiler ve devlet memurları bu baskılara karşı koymayı başardı. Ancak şimdi Hindistan hükümetinin tasarladığı yeni bir fikir hakları politikası, patent yasasının yeniden yorumlanması ve ilaçlara patent verilmesi baskısını yaratarak yakın zamanda değişim yaşanacağının sinyalleri veriyor. Bu politika, zamanla Hindistan’ın gelişmekte olan ülkelerin eczanesi olarak görülmesini sağlayan uygulamalarda kalıcı yasal değişimlere sebep olabilir MSF, projelerinde çoğunlukla Hindistan’dan alınan jenerik ilaçları kullandığından Erişim Kampanyası’yla (Access Campaign) ülkedeki gelişmeleri yakından takip ediyor. Kanunlar ve politikalar değişirse yeni nesil ilaçlar jenerik üretilemeyecek ve MSF’nin tedavi ettiği kişi sayısında düşüş yaşanması kaçınılmaz olacak. Yeni kısıtlamalar HIV tedavisinde kullanılan ilaçların pediyatrik versiyonları ve kombinasyonlarının üretimini de durduracak -ki bu ilaçlar hem sağlık çalışanları hem de hastalar için tedavi sürecini çok kolaylaştıran ilaçlardır. Bu, gelecekte sağlık personelimizin tedavi olması gereken Carmen gibi hastalara yardım etmekte yetersiz kalabileceğini gösteriyor. MSF’nin bu konuya dikkat çekmek için kampanya yürütmesinin ve sesini yükseltmesinin nedeni Hindistan’ın milyonlarca insanın yararı için şu anki durumunu gelecekte de sürdürmesi gerektiğindendir. MSF, 2015’te Erişim Kampanyası’yla beraber “İlaçlarımızdan elinizi çekin” kampanyasını başlatmış ve Hindistan’ın tüm bu baskıların altında ezilmeden durabilmesi ve erişilebilir fiyatlı ilaçların üretiminde kısıtlamaya gidilmemesi için Hindistan’ı desteklemiştir. Uluslararası Faaliyet Raporu 2015 23 © Louise Annaud/MSF Tanzanya’daki Nyagurusu Mülteci Kampı’nda kalan bir çocuk ve annesi. MSF burada 130.000’den fazla mülteciyi kolera salgınına karşı korumak için kapsamlı bir aşılama programı yürüttü. ÜLKELERE GÖRE FAALİYETLER 25 TÜRKİYE 37 IRAK 26 SURİYE 39 LÜBNAN 28 AVRUPA'NIN TUZAKLARLA DOLU GÖÇ YOLLARI 40 FİLİSTİN 30 AKDENİZ VE EGE'DE YÜRÜTÜLEN OPERASYONLAR 41 YEMEN 31 YUNANİSTAN 43 AFGANİSTAN 32 BALKANLAR 45 PAKİSTAN 33 İTALYA 47 ORTA AFRİKA CUMHURİYETİ 35 FRANSA 49 LİBERYA 36 ÜRDÜN 50 NEPAL TÜRKİYE TÜRKİYE turkiye Harcama: 1,8 milyon € | MSF’nin ülkedeki ilk faaliyeti: 1999 | msf.org/turkey | @MSF_Turkiye Türkiye hükümeti, mültecilerin sayısındaki artışı göz önünde bulundurarak tıbbi ve insani yardım faaliyetlerine destek vermek üzere Haziran ayında Sınır Tanımayan Doktorlar'a (MSF) yetki vermiştir. ŞANLIURFA KİLİS Suriye-Türkiye sınırında gerçekleştirilen faaliyetler GAZİANTEP MSF Hatay'da Tıbbi Bakım ve Yardım Kuruluşları Birliği (UOSSM) ile işbirliği içinde rekonstrüktif cerrahi faaliyetleri yürütmektedir. Ayrıca UOSSM tarafından işletilen ruh sağlığı kliniğine de destek verilmektedir. MSF'nin çalıştığı şehirler ÖNE ÇIKAN TIBBİ VERİLER: 2.400 bireysel ve grup ruh sağlığı danışmanlığı Kyrgyzstan 2015’te 2,5 milyondan fazla Suriyeli Türkiye'ye sığındı. MSF Aralık ayı sonunda Gaziantep'te Kıtalararası Doktorlar Derneği (PAC) ile işbirliği içinde Suriyeli kadın ve çocuklara ücretsiz sağlık hizmetleri sunan yeni bir tesis açmıştır. Kadın doğum uzmanları ve ebelerden oluşan Suriyeli bir ekip, mültecilere doğum öncesi ve sonrası bakım, aile planlaması hizmetleri ve jinekolojik muayeneler sağlamaktadır. PAC ise pediatri hizmetlerine odaklanmaktadır. MSF, ayda 2.000 MSF Şanlıurfa'da Suriyeli mültecilere yönelik ruh sağlığı programının uygulanması sürecinde Hayata Destek Derneği’ni (Support to Life) desteklemeye devam etmiştir. Mayıs ayında Suruç’ta su ve sanitasyon projesi hayata geçirilmiştir. Bu proje kapsamında, 2014 Eylül ayından bu yana geçici kamplarda yaşamış olan ve Suriye’nin Ayn el-Arap bölgesinden gelen mülteciler için tuvalet kabinleri, duşlar ve su temin edilmiştir. MSF ayrıca Hayata Destek Derneği ile işbirliği içinde Haziran’dan Eylül’e kadar, Suriye'nin Tel Abyad şehrinden Akçakale'ye gelen 20.000 mülteciye gıda ve temizlik malzemeleri dağıtmıştır. MSF aynı zamanda Akçakale'de Suriyeli mültecilere sağlık hizmeti sunan Uluslararası Mavi Hilal İnsani Yardım ve Kalkınma Vakfı'nın ruh sağlığı hizmetleri merkezini de desteklemiştir. MSF ülkede ilk kez 1999 yılında faaliyet göstermiştir. URL: msf.org/turkey © Diala Ghassan/MSF Türkiye'de yaşayan Suriyeli mülteciler için durum son derece kritik. Mültecilerin büyük çoğunluğu iş imkanlarına ve sağlık hizmetlerine erişimde sıkıntı yaşamaktadır. Çoğu, şehirlerde, gecekondu mahallelerinde kötü koşullarda yaşamaktadır. Suriye'deki çatışmaların başladığı 2011 yılından bu yana 67.000'den fazla Suriyeli çocuk Türkiye'de dünyaya gelmiştir. Kilis'te görev yapan MSF ekipleri ise Helsinki Yurttaşlar Derneği ile çalışmaktadır. Derneğin kliniğinde Suriyeli mültecilere ruh sağlığı hizmetleri de dahil olmak üzere temel sağlık hizmetleri sunulmaktadır. Klinikte 2015 yılında 35.636 ayakta tedavi ve 10.508 doğum öncesi ve sonrası muayene gerçekleştirilmiştir. üreme sağlığı muayanesi gerçekleştirme kapasitesine sahip olan klinikte, 21 Aralık'tan yıl sonuna kadar 117 hastayı tedavi etmiştir. Doğumlar ve daha zor vakalar ise Gaziantep’teki bir hastaneye sevk edilmektedir. Suriyeli çocuk mültecilerin çoğu, evlerini ve akrabalarını geride bırakırken en yakın arkadaşlarıyla da vedalaşmak zorunda kalıyorlar. Fakat gittikleri ülkelerde her koşulda yeni dostluklar kurmanın çocuksu heyecanını yaşayabiliyorlar. Bu kare, Türkiye’deki bir mülteci kampındaki üç yakın arkadaşın hatırası. Uluslararası Faaliyet Raporu 2015 25 SURİYE SURİYE 2015’te çalışan sayısı: 494 | Harcama: 18,4 milyon € | MSF’nin ülkedeki ilk faaliyeti: 2009 | msf.org/syria blogs.msf.org/syria | @MSF_Syria ÖNE ÇIKAN TIBBİ VERİLER: HALEP 350.300 ayakta muayene TÜRKİYE AYN EL-ARAP İDLİP HAMA 9.500 yardım malzemesi dağıtımı HASEKE 7.000 cerrahi müdahale LAZKİYE 2.000 doğum IRAK ŞAM HUMUS DERA ÜRDÜN 2011 yılında başlayan Suriye Savaşı, İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana en büyük göç krizini ortaya çıkardı. İnsani yardıma ulaşamayan milyonlarca Suriyeli hayatta kalma mücadelesi veriyor. Hükümet birlikleri, muhalif güçler ve isyancı gruplar, güç ve toprakların kontrolü için savaşırken yaklaşık 4,3 milyon kişi ülkeden kaçmış ve tahmini 6,6 milyon kişi de ülke içinde yer değiştirmiştir. Bölgedeki karmaşık savaşın en belirgin özelliği aşırı şiddettir: Sivil alanlar rutin olarak bombalanmıştır. Bu saldırıların çoğunda "çifte vuruş" adı verilen yöntem kullanılmıştır. Bu yöntem, ilk hava saldırısının ardından yaralıları alandan uzaklaştırmaya çalışan kurtarma ekiplerini ve çevredeki sağlık tesislerini hedef alan ikinci bir hava saldırısını içermektedir. Bazı saldırılarda ise kimyasal maddelere maruz kalındığına dair belirtiler tespit edilmiştir. En az 1,5 milyon kişi hala insani yardım, sağlık hizmetleri ve tıbbi tahliyeye erişim olmadan, kuşatma altındaki alanlarda sıkışıp kalmış durumdadır. Suriye hükümeti, Sınır Tanımayan Doktorlar’ın (MSF) hükümet kontrolündeki bölgelere erişim sağlamaya yönelik taleplerini reddetmeye devam etmektedir. MSF’nin en önemli sağlık projelerinden bazılarını gerçekleştirebileceği bir ülkede, bölge halkının ihtiyaçlarına zamanında cevap verme imkanı son derece sınırlı kalmıştır. Bu durum, sağlık hizmetlerine erişim hakkına katiyen saygı gösterilmediğini bize bir kez daha hatırlatmaktadır. Aynı zamanda sağlık 26 Sınır Tanımayan Doktorlar 2015'te MSF'nin işlettiği sağlık merkezlerinin yaklaşık konumu MSF'nin tıbbi malzeme ve teknik destek verdiği Suriyeli doktorların çalıştığı sağlık tesisleri hizmetlerinin çatışmayı sürdüren taraflarca nasıl hedef alındığını veya siyasi çıkarlar uğruna nasıl kullanıldığını tüm çıplaklığıyla kanıtlamaktadır. Irak Şam İslam Devleti’nin (IŞİD) MSF çalışanlarını 2014 yılında kaçırması ve serbest bırakmalarının ardından MSF hastalarına ve personeline zarar verilmeyeceğine dair gerekli teminatın IŞİD liderleri tarafından verilmemesi nedeniyle, MSF IŞİD kontrolündeki bölgelerden çekilmek zorunda kalmıştır. Bu nedenle MSF’nin faaliyetleri muhalif güçlerin kontrolü altında olan bölgelerle sınırlı kalmıştır. Suriye içindeki sağlık tesislerine ve çalışanlarına ulaştırılan yardımlar, sınır ötesinden ve cephe hattı çevresindeki projelerle yönetilmiştir. MSF 2015’te Kuzey Suriye’nin farklı bölgelerindeki altı sağlık tesisini işletmeye devam etmiştir. Sağlık hizmetlerinin gecikmesi, tıbbi komplikasyon yaşayan kişilerin sayısında artışa neden olurken, antibiyotik sıkıntısı da enfeksiyon ve ölüm vakalarında bir artış yaşanmasına neden olmuştur. MSF ayrıca kuşatma altındaki bölgelere odaklanarak Suriyeli doktorlar tarafından işletilen yaklaşık 70 sağlık tesisine verdiği desteği artırmıştır. Destek programları kapsamında sağlık çalışanlarına teknik danışmanlık, tıbbi malzeme, maaş ve yakıt temin eden MSF, aynı zamanda hasar görmüş binaları yeniden inşa etmeye yardımcı olmaktadır. 80 sağlık tesisine geçici destek veren MSF, belirli bir bölgede yaralıların sayısında ani bir artış yaşanması durumunda veya benzer afet durumlarında bu tesislere tıbbi malzeme bağışı yapmaktadır. Desteklenen bu tesislerde MSF personeli çalışmamaktadır. Syria 2015 boyunca MSF’nin destek verdiği 23 Suriyeli sağlık çalışanı öldürülmüş, 58'i yaralanmıştır. Ayrıca 2015’te MSF destekli 63 hastane ve klinik 94 farklı saldırıyla bombalanmış veya tahrip edilmiştir. Sözkonusu tesislerden 12 tanesi tamamen yıkılmıştır. Halep eyaleti MSF Mart ayında Halep eyaletinde tıbbi ve insani yardım tedarikinin zorluklarını ortaya koyan bir rapor yayınlamıştır1. MSF’nin doğrudan deneyimlediği vakaları temel alan araştırma, aynı zamanda MSF tarafından desteklenen Suriyeli sağlık çalışanlarının ve sağlık tesislerinin maruz kaldığı şiddeti gün ışığına çıkarmıştır. Halep’teki yaşam şartları 2015 yılı boyunca gözle görülür bir şekilde kötüleşmiştir. Saldırılarda pazar yerleri, su kaynakları ve sağlık tesisleri gibi sivil altyapılar hedef alınmıştır. Hama ve İdlip şehirlerinde çatışmaların yoğunlaşması sonucu binlerce aile Halep eyaletine kaçmak zorunda kalmıştır. Azez’deki 28 yataklı MSF hastanesinde görev yapan MSF personeli, 32.500'den fazla ayakta tedavi ve 17.000 acil muayene gerçekleştirmiş, 1.200 cerrahi müdahalede bulunmuştur. 6.000 hasta için doğum öncesi, doğum sonrası ve aile planlaması muayeneleri gerçekleştiren ekip, burada 409 doğuma yardım etmiştir. MSF Mayıs ayında Halep civarındaki dokuz sağlık tesisine saldırı düzenlendiğine dair ihbarlar almıştır. Bu tesislerden altısı hastane olarak hizmet vermektedir. Bu saldırılardan biri, birbirini takip eden günlerde iki defa bombalandıktan sonra faaliyetlerini durdurmak zorunda kalan Halep kentindeki MSF destekli Al Sakhour hastanesinde meydana gelmiştir. MSF bölgedeki güvenlik ortamının giderek bozulması nedeniyle Haziran ayında Maskan Hastanesi’ni 1 http://www.msf.org/sites/msf.org/files/alepposyria_medical_aid_besieged_9march2015. pdf SURİYE kapatmak zorunda kalmıştır. Hastane kapanmadan önce sağlık çalışanları 5.834 ayakta tedavi, 2.495 acil muayene ve 51 doğum gerçekleştirmiştir. Hastanede yürütülen faaliyetler ise daha sonra Suriyeli doktor ve hemşirelere devredilmiştir. MSF Ağustos ayında Azez’de kimyasal maddelere maruz kalma belirtileri gösteren hastaları tedavi etmiştir. MSF Ayn el-Arap’taki geniş çaplı tahribatın ardından bölgedeki sağlık sistemleri ve sağlık altyapısının yeniden kurulması ve iyileştirilmesi için büyük çaba harcamıştır. MSF bu amaçla geçici bir hastane inşa etmiş, fakat bu hastane de Haziran ayında düzenlenen bir saldırı sonucu yıkılmıştır. MSF ekipleri ayakta tedavi gerçekleştiren iki kentsel sağlık ocağını ve üç kırsal sağlık ocağını desteklerken, aynı zamanda kasabada yatakta tedavi ve acil servis hizmeti sunan küçük bir sağlık ocağına da yardım temin etmiştir. Bu süreçte rutin aşılama programlarına devam edilmiş ve 4.000 haneye yardım malzemeleri dağıtılmıştır. Haseke eyaleti Silahlı gruplar arasındaki çatışmalar 2015’te Suriye'nin kuzeydoğusunda yoğunlaşmıştır. MSF bölgede 393’ü sezaryen olmak üzere 1.559 doğumun gerçekleştirildiği bir doğum hastanesinde faaliyet göstermiştir. Düzenli olarak tıbbi ekipman ve malzeme hibe eden MSF, bölgedeki üç kliniği aracılığıyla 35.000'den fazla ayakta muayene gerçekleştirmiştir. Yerinden edilen topluluklara ve bölge halkına sunulan sağlık hizmetleri arasında kronik hastalıklara ve anne - çocuk sağlığına yönelik muayeneler de yer almaktadır. İdlip eyaleti MSF 2015’te, 6.800'den fazla tıbbi muayene ve 5.500 cerrahi müdahalenin gerçekleştirildiği, 3.100 hastanın da ruh sağlığı hizmetlerine kabul edildiği İdlip eyaletindeki Atmeh Yanık Birimi’ni işletmeye devam etmiştir. Burada 7.000 'den fazla çocuğa kızamık aşısı yapılmış ve 3.500'den fazla yeni doğan hepatit B'ye karşı aşılanmıştır. Humus ve Şam eyaletlerindeki kuşatma altındaki bölgeler Şam ve Humus eyaletlerinde muhaliflerin kontrolündeki bölgelerde yaşayan bir milyondan fazla kişi askeri kuşatma altında kalmıştır. Buna, MSF’nin tıbbi ve insani yardım faaliyetlerini ulaştıramadığı Deyrizor ve diğer bölgelerdeki yüzbinlerce kişi de dahildir. Tıbbi yardımların resmi kanallarla Şam'dan bu bölgelere teslimi son derece sınırlıdır. Nadir olarak bu bölgelere konvoyların girişine izin verildiğinde, cerrahi © MSF Aralık ayı başında temel yardım malzemelerini taşıyan konvoylar hedef alınmıştır. Bu durum bölgedeki hastane hizmetlerini geçici olarak azaltmış, MSF’nin Halep Eyaleti Konseyi ile işbirliği içinde dağıttığı sıcak tutan giysiler, battaniye, el feneri ve sabun gibi malzemeleri içeren kış mevsimi kitlerinin ve acil yardım malzemelerinin yerinden edilmiş ailelere ulaştırılmasını geciktirmiştir. Yıl sonuna kadar bölgede 7.800'den fazla kit dağıtılmıştır. Suriye’nin İdlip bölgesinde yerinden edilmiş insanları ağırlayan Atme Kampı’nda barınma imkanları ve temel hizmetler son derece kısıtlı. malzeme, antibiyotik ve terapötik gıda gibi kritik malzemeler, genellikle kontrol noktalarından geçememektedir. Sağlık durumu kritik düzeyde olan hastaların tıbbi tahliyelerine ise neredeyse hiç izin verilmemektedir. Eyalet sınırları içinde kalan bölgeler 2015 boyunca sürekli olarak bombalanmış ve tahrip edilmiştir. Ayda ortalama 300.000'den fazla hasta, kuşatma altındaki bölgelerde MSF tarafından desteklenen sağlık kuruluşlarında muayene edilmiştir. Dera eyaleti MSF Dera genelinde altı hastaneye ve sağlık merkezine tıbbi bağış yapmış, yardım malzemeleri ve teknik destek sağlamıştır. Suriyeli sağlık çalışanları bu sayede 118.000 ayakta tedavi gerçekleştirmiş, 5.800 hastayı tedaviye almış ve 2.000'den fazla doğuma yardımcı olmuştur. Bu sağlık tesislerinde aynı zamanda 8.000'den fazla şiddet mağduru tedavi edilmiştir. Savaş mağdurlarına dair MSF raporu MSF tarafından derlenen ve 2016 başında yayınlanan bir rapor2, savaşta yaralanan 154.647 kişinin 2015 yılında Kuzeybatı, Batı ve Orta Suriye'deki (Halep, Humus, Hama, İdlib, Lazkiye ve Şam eyaletlerinde) MSF destekli hastane ve kliniklere kabul edildiklerini göstermiştir. 2015’te ayrıca savaşla ilişkili 7.009 ölüm vakası belgelenmiştir. Kadınlar ve çocuklar, şiddet mağdurlarının %30 ila 40'ını oluşturmuştur. Okul ve çocuk parklarının bombalanması gibi saldırılar sonucu meydana gelen, rapor edilmiş toplu zayiat vakalarının 10’unda, mağdurların %60 ila 90'ı kadın ve çocuklardan oluşmaktadır. MSF ülkede ilk kez 2009 yılında faaliyet göstermiştir. 2 http://sinirtanimayandoktorlar.org/wp-content/ uploads/2016/02/syria_2015_war-dead_and_ war-wounded_report_tr.pdf (TR) https://www.msf.org/sites/msf.org/files/ syria_2015_war-dead_and_war-wounded_ report_en.pdf (EN) Bir MSF çalışanının ağzından... Şam yakınlarındaki MSF destekli bir hastanede hastane yöneticisi, insan kaynakları yöneticisi, cerrah ve üst düzey doktor olarak faaliyet gösteren bir tıp doktoru: "Ağustos ayı [burada] tıbbi anlamda yaşadığımız en kötü aydı. Hastaneye yüzlerce yaralı geldi. Bazen iki veya üç gün hiç uyumadan hastaneye gitmek zorunda kaldık. Sağlık çalışanları olarak elimizden geleni yapmaya, hayat kurtarmaya çalışıyoruz. Bize devam etme gücü veren de bu. Kuşatma konusundaysa elimizden bir şey gelmiyor. Biz sadece hayatta kalmak için mücadele veriyoruz. Tabii ki umudumu kaybetmemem gerekiyor. Her zaman bir umut vardır. Bölge halkı arasında çok ciddi bir korku ve depresyon durumu hakim. Nereye giderseniz gidin bunu hissediyorsunuz. Ne zaman bir bomba veya uçak sesi duyulsa, herkes çaresizlik içinde evine veya en yakın sığınağa doğru koşmaya başlıyor. Gökyüzünden yayılan uçak sesleri gerçekten de dehşet verici. Sahada durumun nasıl olduğunu anlatmak zor. İnanması güç olsa da olan biteni anlamak için bunları kendi gözlerinizle görmeniz gerekiyor. Örneğin, geçtiğimiz ay yaralı sayısında müthiş bir artış yalandı. Eğer bugüne kadar Suriye’de yaralanmadıysanız veya ölmediyseniz, kendinizi çok şanslı hissetmelisiniz. İşte biz bu koşullar altında yaşıyoruz. Tıbbi anlamda duruma alışmak zorundaydık. Bu nedenle ilaçları bile karneyle dağıtmamız gerekti. Tayınlama, faaliyetlerimizin önemli bir kısmını oluşturdu. Başka seçeneğimiz yoktu; elimizde ne varsa onu en adil şekilde dağıtmamız gerekiyordu. O kadar çok hasta ve anlatacak o kadar çok hikaye var ki, nereden başlayacağımı bilmiyorum. Ama özellikle bir çocuk, Suriye’de yaşanan insani krizin çılgınlığını tüm çıplaklığıyla gözler önüne seriyor. Çocuk, yüzündeki, kollarındaki ve bacaklarındaki derin yaralara rağmen hala yüzündeki o gülümsemeyle bana bakıyordu. Genellikle çocuklar iğneden korkarlar ama o korkmuyordu; sadece gülüyordu. O gülümsemeyi ölene kadar unutmayacağım...” Uluslararası Faaliyet Raporu 2015 27 AVRUPA'NIN TUZAKLARLA DOLU GÖÇ YOLLARI © Ikram N'gadi/MSF 2015 sonu itibarıyla çatışmalar, zulüm ve ülkelerinin yaşanılmaz hale gelmesinden dolayı dünya çapında 60 milyon insanın yerinden edildiği tahmin ediliyor. Ortalama olarak her gün yaklaşık 4.600 kişi ülkesini terk etmeye zorlanıyor. Dünya genelinde süregelen iç ve dış göçlerde Suriye Savaşı başlı başına en büyük sebep olmaya devam ediyor. MSF ve MOAS (Açıkdeniz Göçmen Yardım İstasyonu), Akdeniz’de ölümcül bir tehlike atlatan 18 metrelik ahşap bir balıkçı teknesinden 561 kişiyi kurtarıyor. AVRUPA'NIN TUZAKLARLA DOLU GÖÇ YOLLARI TITLE Tehlikeli yolculukları göze alarak Akdeniz’i geçmeye çalışan insanların sayısının her geçen gün arttığının ve denizde arama ve kurtarma operasyonlarının somut bir eksiklik olduğunun farkına varan Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF), binlerce insanı boğulmaktan kurtarmanın insani bir sorumluluk haline geldiğine karar vermiştir. MSF, bu kararı verdikten üç hafta sonra Akdeniz’de üç farklı arama kurtarma gemisi çalıştırmaya başlamıştır (Bu gemilerin faaliyetleri hakkında daha ayrıntılı bilgi almak için bkz. sayfa 30). MSF aynı zamanda sahile vuran boğulmuş insanların sayısındaki artış nedeniyle Libya Kızılay’ını ceset yönetimi konusunda eğitmek için Tunus’a bir ekip göndermiştir. Bu yıl yaklaşık bir milyon göçmen ve mülteci Avrupa’ya geçmiştir. MSF, daha önce görülmemiş boyutlara ulaşan göç dalgası sırasında insanların ihtiyaçlarını karşılayabilmek için mobil kliniklere öncelik vererek operasyonlarını artırmıştır. Bu insanlara destek ve bilgi sağlamak için gönüllüler düzeyinde çalışmalar yürütülmesine rağmen çoğu, korkunç ve insanlık dışı karşılama koşullarıyla, jiletli tel örgüler, askerler ve kapalı sınırlarla karşılaşmışlardır (MSF’nin Yunanistan, İtalya, Fransa ve Batı Balkan rotası boyunca yürüttüğü faaliyetlerin detayları için bkz. sayfa 31-35). Anavatanını terketmek zorunda kalan mülteci sayısındaki artış, onları ağırlayan ülkeler üzerindeki baskıyı da her geçen gün artırmaktadır. Dünyada en fazla sayıda mülteciye ev sahipliği yapan ülke Türkiye iken, diğer ülkelerle karşılaştırıldığında kişi başına düşen mülteci sayısının en fazla olduğu ülke de Lübnan olarak göze çarpmaktadır. Mültecileri ağırlama sorumluluğu dünya ülkelerinin paylaşması gereken ortak bir görev olmasına rağmen, sadece çatışma bölgelerine doğrudan sınırı olan ülkeler bu sorumluluğu üstlenmektedir. Karısı ve dört çocuğunun izini kaybettikten sonra ormanda yalnız yaşayan bir Suriyeli POLONYA GRANDE-SYNTHE CALAIS “Çocuklarımızın güvenliği için Avrupa’ya kaçmak zorunda kaldık; güvende olduklarından emin olmak ve iyi eğitim almalarını sağlamak için. Çünkü Suriye’de hiçbir şey kalmadı. Yaşadığım şehir yerle bir oldu. Avrupa’ya ulaşmanın bu kadar zor olduğunu bilseydim, onları bu yolculuğa asla çıkarmazdım. Bunları yaşayacağıma Suriye’de ölmeyi tercih ederdim. Avrupa’da insanların bize iyi davranacağını düşünmüştüm. Yolculuk sırasında yaşanan zorluklardan ötürü bazılarımız pes edip Suriye’ye geri döndü. Şimdi hepsi öldürüldü. Bu yolculuk sırasında 33 kere tutuklandım. Yunanistan’da, Makedonya’da, Sırbistan’da ve Macaristan’da hapse atıldım. Neden? Gerçekten anlamıyorum. Yanlış bir şey yapmadım. Ne bir şey çaldım, ne de birini öldürdüm. Ölümden kaçarken bulduğum tek şey yine ölüm oldu. Benim geleceğim çocuklarımın geleceği ama nerede olduklarını bile bilmiyorum.” ÇEK CUMHURİYETİ ALMANYA UKRAYNA GRAZ NICKELSDORF AVUSTURYA FRANSA MACARİSTAN SPIELFELD ISVIÇRE BREZICE GORIZIA ROSZKE & HORGOŠ SUBOTICA İTALYA BELGRAD OPATOVAC & TOVARNIK SLOVENYA HIRVATİSTAN ROMANYA BAPSKA/SID SIRBİSTAN MIRATOVAC & PRESEVO ROMA İDOMENİ YUNANİSTAN MİDİLLİ SİSAM ATİNA POZZALLO TUNUS CEZAYİR ZARZIS ON IKI ADA MSF projeleri Arama ve kurtarma gemisi Balkan rotası Uluslararası Faaliyet Raporu 2015 29 AKDENİZ VE EGE’DE YÜRÜTÜLEN OPERASYONLAR TITLE AKDENİZ VE EGE’DE YÜRÜTÜLEN OPERASYONLAR Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF), 2015’te diğer sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte denizdeki ölümleri azaltmak ve tehlikeli deniz yolculuklarından sağ kalan insanlara acil tıbbi yardım götürmek için arama ve kurtarma operasyonları başlattı. AB ve İtalya, Akdeniz’de İtalyan donanması tarafından yürütülen ve 170.000 kişinin hayatını kurtaran büyük çaplı kurtarma operasyonu Mare Nostrum’u durdurma kararı almıştır. Bunun üzerine MSF, arama ve kurtarma operasyonları başlatmak için harekete geçmiştir. 2015’te Akdeniz’de devriye gezen üç MSF gemisi, 120 farklı kurtarma operasyonunda tehlike altındaki 23.000’in üstünde insana yardım etmiştir. Bu operasyonlar sırasında insanların bir kısmı doğrudan denizden kurtarılmış, bir kısmı ise güvenli taşıtlara aktarılmıştır. ayak bastıktan sonra İtalya Sağlık Bakanlığı bünyesindeki kurumlara sevk edilmiştir. Uzman bir arama-kurtarma ekibi ve 10 MSF personeliyle denizde operasyon yürüten ikinci gemimiz Bourbon Argos, 700 kişiyi karaya taşımış, Aralık ayına kadar 4.443 kişiye sağlık hizmeti vermiştir. Denizde geçirilen sekiz ay boyunca toplam 9.560 kişi Argos’la kurtarılmıştır. Üçüncü gemimiz Dignity I ise, sağlık personeli de dâhil olmak üzere toplam 18 kişilik ekibiyle Haziran ayında Barselona’dan yola çıkmıştır. 300 kişilik kapasitesi olan gemi, altı aylık görev süresi boyunca çoğunlukla Libya kıyısı boyunca 6.000’den fazla insanın hayatını kurtarmıştır. Libya’daki korkunç şartlar ve mülteci gemilerinin insanlık dışı durumu çeşitli tıbbi ve insanı ihtiyaçları da beraberinde getirmiştir. MSF ekipleri, denizde kurtarılan insanlara sağlık hizmetinin yanı sıra yiyecek, su, giyecek ve barınma konusunda yardım sunmuş, süreç hakkında bireyleri bilgilendirerek onlara güvence sağlamıştır. Baş ağrısı, aşırı yorgunluk, deri ve üst solunum yolu enfeksiyonları, uyuz, deniz tutması ve hipotermi en yaygın görülen sağlık sorunları arasındadır. Bazı insanlarda ciddi derecede su kaybı görülürken, bazıları aşırı kalabalık ahşap gemilerde tıkılı kalmaktan nefes alma problemleri yaşamaktadır. Personelimiz aynı zamanda, teknelerin yakıt tankından sıçrayan kimyasal yanıkları ve tecavüzün de içinde bulunduğu cinsel taciz sonucu bulaşan enfeksiyonları tedavi etmiştir. Ege Denizi’nde MSF ve Greenpeace Yalnızca Kasım 2015’te yaklaşık 150.000 kişi, kötüleşen hava koşullarına rağmen Türkiye kıyılarından Yunan adalarına geçiş yapmıştır. Bu insanların büyük bir kısmı Midilli Adası’na ulaşmıştır. Eylül ve Kasım ayları arasında çoğu çocuk 320’den fazla kişi, Avrupa’ya ulaşmaya çalışırken Ege Denizi’nde hayatını kaybetmiştir. MSF, Greenpeace ile birlikte Midilli Adası kıyılarında batma tehlikesi olan bot ve gemilerdeki insanlara yardım etmiştir. 7 - 28 Aralık tarihleri arasında 143 ayrı operasyonla 6.055 kişiye yardım götürülmüştür. Bu insanların 455’i boğulmaktan kurtarılmış, 5.600’ü ise güvenli bir bölgeye yönlendirilmiştir. Varış noktalarında gelenleri tedavi eden MSF ekipleri, travma geçirmiş olan 30 kişiyi daha kapsamlı tıbbi yardım için hastaneye sevk etmiştir. © Gabriele François Casini/MSF Zor durumdaki yüz binlerce mülteci ve göçmen, Avrupa’ya deniz yoluyla ulaşmak için insan kaçakçılarına büyük miktarlarda para vermektedir. Bu rakam, bazılarının tüm hayat birikimlerini kapsamaktadır. Çoğu, Doğu Akdeniz boyunca 45 dakika ila üç saat arasında değişen yolculuklar yaparak Türkiye’den Yunanistan’a geçiş yapmaktadır. Diğerleri ise, Libya’dan İtalya’ya günlerce sürebilen deniz aşırı yolculuklara çıkmaktadır. Özellikle hava şartlarının kötü olduğu zamanlarda deniz kazaları oldukça yaygın görülmektedir. Yolculuklar için çoğunlukla küçük şişme Zodyak botlar ya da eski ahşap balıkçı gemileri kullanılmaktadır. Bu taşıtlar genellikle denize çıkmaya elverişsiz olmakta ve hemen hemen her zaman yolcu kapasitesini aşmaktadır. Denizde hiç tecrübesi olmayan birçok mülteci ve göçmen, çoğu zaman navigasyon cihazı bulunmadan ve az miktarda yakıtla denizin ortasında yalnız bırakılmaktadır. Bu şartlarda yola çıkan taşıtların kısa süre sonra sorun yaşaması beklenen bir durumdur. 2015 yılında 3.700’den fazla insan denizde hayatını kaybetmiştir. MSF Gemileri: MY Phoenix, Bourbon Argos ve Dignity I MSF, MOAS (Açıkdeniz Göçmen Yardım İstasyonu) ile işbirliği içinde Mayıs ve Eylül ayları arasında Phoenix gemisiyle Orta Akdeniz’de arama-kurtarma operasyonları ve kurtarma sonrası sağlık hizmeti çalışmaları yürütmüştür. MSF ve MOAS, büyük çoğunluğu Eritreli olan 6.985 kişiyi denizden kurtarmıştır. Kurtarılan 1.646 kişi doktorlarımız tarafından tedavi edilirken, hamile kadınların da içinde bulunduğu durumları çok daha kritik olanlar, karaya 30 Sınır Tanımayan Doktorlar Lastik bir botta 95 kişi, yardım ekiplerinin müdahalesini beklerken bir ticari kargo gemisi rüzgar ve dalgalara karşı onlara koruma sağlıyor. YUNANİSTAN TITLE YUNANİSTAN İDOMENİ MİDİLLİ SİSAM AGATHONİSİ ATİNA ONİKİ ADA MSF projeleri MSF'nin çalıştığı şehirler, kasabalar ve köyler Oniki Ada: İstanköy (Kos) ve İleriye (Leros) ÖNE ÇIKAN TIBBİ VERİLER: 46.300 ayakta muayene 35.400 yardım malzemesi dağıtımı 3.400 bireysel ve grup ruh sağlığı danışmanlığı 2015 yılında 856.000'den fazla mülteci ve göçmen deniz veya kara yoluyla Yunanistan'a gelerek burayı Avrupa'ya ulaşmaya çalışan insanlar için ana giriş noktası haline getirdi. Gönüllüler ve sivil toplum kuruluşları ülkeye yeni gelenlere yardımcı olmak için seferber olurken, Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF) sağlık hizmetleri sunmak üzere faaliyetlerini yoğunlaştırmıştır. 2015’te Yunanistan kıyılarına varanların üçte biri kadın ve çocuklardan oluşmaktadır. Bu kişilerin yaklaşık %91'i ağırlıklı olarak Suriye, Afganistan, Irak ve Somali olmak üzere savaşa ve şiddet eylemlerine maruz kalmış ülkelerden gelmiştir. Bu insanların çoğu Midilli (Lesbos), Sisam (Samos), Sakız (Khios), İstanköy (Kos) ve İleriye (Leros) adalarına ulaşmış, Ekim ayına gelindiğindeyse neredeyse her gün sadece Midilli Adası’na yaklaşık 6.000 kişi çıkmıştır. Midilli ve Sisam MSF, Temmuz ayında Midilli Adası’nda bulunan Moria ve Kara Tepe kamplarında klinikler açmış ve Atina'ya geçiş yapmayı planlayan binlerce insanın bunaltıcı sıcaklar altında dışarıda beklediği limanda bir mobil klinik kurmuştur. Moria'da su ve sanitasyon tesislerini iyileştiren MSF ekipleri, aynı zamanda atık yönetimini sağlamış, kamp çevresine kimyasal tuvaletler ve çeşmeler yerleştirmiştir. MSF ayrıca yeni gelenleri 70 kilometre uzaklıkta bulunan kayıt merkezlerine ve tıbbi sevk noktalarına taşımak için otobüs seferleri düzenlemiştir. Yeni gelenlere barınma, ulaşım, gıda ve battaniyenin yanı sıra, arkadaşları ve aileleriyle iletişimi sağlayan kablosuz internet hizmetlerini de içeren bir destek mekanizması oluşturmak amacıyla Matamados'da bir transit merkezi açılmıştır. 16.100'den fazla tıbbi muayene gerçekleştirilmiş ve 3.000 kişiye ruh sağlığı desteği verilmiştir. Sisam’da ise MSF tarafından mobil bir ekip kurulmuştur. Bu ekip Ekim ayından itibaren Sisam’a gelenleri karşılamış, MSF personelinin tıbbi muayeneler gerçekleştirdiği, ana limandaki kayıt merkezine göçmenleri transfer etmiştir. Ekip aynı zamanda kabul merkezinde yaşayan kişilere yardım malzemeleri götürmüş, günde yaklaşık 540 yemek dağıtmıştır. MSF Sisam yakınlarında küçük bir ada olan Agathonisi'de faaliyet gösteren tek insani yardım örgütüdür. Adaya gelenleri karşılayan MSF ekibi, mülteci ve göçmenlere sağlık hizmeti ve barınma imkanı sunmuştur. Oniki Ada Oniki Ada’nın herhangi birinde bir resmi kabul sistemi mevcut olmadığı için MSF Mart ayında, İstanköy'de barınma ve gıda desteği gibi insani yardım faaliyetlerinin yanı sıra sağlık taramalarına başlamıştır. Yerel makamlar Eylül ayında sığınmacılar tarafından geçici sığınma merkezi olarak kullanılan ve MSF’nin temel acil destek sunmak için kullandığı, terk edilmiş bir otel olan Kaptan Elias Kampı’nı kapatmışlardır. Göçmenler ve mülteciler için dışarıda uyumaktan başka bir çare kalmamıştır. MSF kısa sürede arkeolojik bir alanın yakınlarında bir kamp çadırı kurmuş ve ihtiyacı olanlara temel tıbbi ve insani yardım hizmeti sunabilmek için için başka sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte çalışmıştır. MSF Haziran ayında İleriye (Leros), Sömbeki (Symi), İlyaki (Tilos) ve Kilimli (Kalymnos) adalarını ziyaret ederek mobil bir klinikte faaliyetlerine başlamıştır. Eylül ayında İleriye’de hizmetlerini kalıcı hale getiren MSF ekipleri, burada barınma, su ve sanitasyon çalışmalarını sürdürmüş, göçmen ve mültecilere temel sağlık hizmetlerinin yanı sıra ruh sağlığı desteği de vermiştir. MSF ekipleri İstanköy ve İleriye çevresinde 14.000'in üzerinde tıbbi © Alessandro Penso 2015’te çalışan sayısı: 12 | Harcama: 1,5 milyon € | MSF’nin ülkedeki ilk faaliyeti: 1991 | msf.org/greece Afganistanlı bir aile, İstanköy (Kos) Adası’nın iskelesinde bekliyor. 2015’te Yunanistan sahillerine gelenlerin %95’ini Suriye, Afganistan, Irak ve Somali vatandaşları oluşturdu. muayene gerçekleştirmiş ve 6.000 kişiye ruh sağlığı desteği sağlamıştır. MSF ekipleri ayrıca yolculuk esnasında eşyalarını kaybetmiş kişilere 35.358 adet yardım kiti (sabun, battaniye, vs.) de dağıtmıştır. Yunanistan Anakara Atina’da da çalışmalarını sürdüren MSF, Yunanistan'a sığınma başvurusu yapmak isteyen kişilere ev sahipliği yapan Eleonas Transit Merkezi’nde 708 tıbbi muayene gerçekleştirmiştir. İşkence mağduru olarak tanımlanan kişilere Kypseli Rehabilitasyon Merkezi’nde özel bir tedavi uygulamıştır. Bu hizmetler, Babel ve Mülteciler için Yunan Konseyi ile işbirliği içinde yürütülmüştür. MSF, Makedonya sınırına yakın İdomeni Transit Geçiş Kampı’nda temel sağlık hizmetleri ve ruh sağlığı desteği sunan bir mobil klinik işletmiş, göçmen ve mültecilere battaniye ve yıkanma kitleri gibi yardım malzemeleri dağıtmıştır. Kampta Nisan ve Aralık ayları arasında 13.000 muayene gerçekleştirilmiştir. İdomeni’de 1.500'den fazla kişi için barınak, duş ve tuvalet inşa eden MSF ekipleri, elektrik temini ve sanitasyon hizmetlerini de sürdürmüştür. MSF’nin psikososyal destek ekipleri, Haziran ve Aralık ayları arasında 14.000'in üzerinde kişiye bireysel ve grup terapi seansları düzenlemiştir. İdomeni Kampı kapatıldığında ise, Makedonya sınırına doğru yol alan mülteci ve göçmenler yaklaşık 20 uzaklıktaki Polykastro benzin istasyonunda saatlerce beklemek zorunda kalmıştır. MSF sınır bölgesine doğru yol üzerindeki toplanma noktalarında kurduğu barınma alanlarında sağlık hizmeti sunmuş, su ve gıda desteği sağlamıştır. Uluslararası Faaliyet Raporu 2015 31 BALKANLAR BALKANLAR 2015 yılında, farklı rotalardan Yunanistan’a ulaşan göçmen ve mülteciler, Batı Avrupa’ya ilerlemek için Balkan Rotası üzerinden yollarına devam ettiler. Yunanistan sınırından geçen insanlar öncelikle Makedonya ve Sırbistan’a ulaşmaktadır. Daha sonra sınırların açıklık durumuna göre Macaristan, Hırvatistan veya Slovenya’ya geçiş yapmak üzere yollarına devam etmektedir. Kimileri daha sonra kuzeye, Avusturya ve ötesine ulaşmayı hedeflemektedir. MSF bu rota üzerinde, sağlıksız koşullarda yolculuk etmiş olan 40.000 kişiye sağlık hizmetleri sunmuş ve yaşam kitleriyle destek vermiştir. ROSZKE & HORGOŠ NICKELSDORF GRAZ AVUSTURYA SPIELFELD SLOVENYA MACARISTAN SUBOTICA HIRVATİSTAN BAPSKA/SID BREZICE OPATOVAC & TOVARNIK BELGRAD SIRBISTAN MIRATOVAC/ MSF'nin çalıştığı şehirler, kasabalar ve köyler Sırbistan MSF Sırbistan’ın dört bir yanındaki mültecilere ulaşabilmek için birçok yerde mobil ekiplerle sağlık hizmeti vermiştir. Makedonya sınırında barınacak yeri olmayan 4.000 kişinin kayıt olmak için kötü hava koşullarında bekletildiği Miratovaç ve Preşevo’da çalışmaya başlayan MSF, hem sınır yakınındaki transit kampta hem de kayıt merkezinin yakınında kurduğu kliniklerde temel sağlık hizmetleri ve ruh sağlığı hizmetleri vermiştir. Ekiplerimiz duş kitleri, yiyecek, çadır, battaniye ve yağmurluk dağıtırken, aynı zamanda kötü hava koşullarından dolayı yaygınlaşan solunum yolları enfeksiyonu, soğuk algınlığı ve hipotermi gibi sağlık sorunlarına müdahale etmiştir. MSF aynı zamanda çöp ve atık toplama, seyyar tuvalet, engelliler için ulaşım gibi konularda da göçmenlere destek vermiştir. Ekiplerimiz Kasım ayında 1,5 kilometrelik bozuk bir yolu onarmış, binlerce insanın güvenli geçişine yardım etmiş ve 270 kişi kapasiteli ve ısıtmalı altı çadır kurmuştur. Haziran ve Aralık ayları arasında ekiplerimiz 9.184 kişiye sağlık hizmeti vermiştir. Belgrad’da tren istasyonu ve otobüs duraklarının yakınındaki iki parkta yaşayan mülteciler için Nisan ile Eylül ayları arasında 3.950 kişiye sağlık hizmeti verilmiştir. Sırbistan’da bazen yaklaşık 3.000 kişi gece vaktine kadar kayıt kuyruğunda saatlerce bekletilmekteydi. Hırvatistan sınırından geçiş yapamayanlar ise sokaklarda uyumak zorunda kalıyordu. Bu nedenle geçiş noktalarındaki insanlar için mobil klinikler kurulmuş, örneğin Sid’de transit için tren bekleyen insanlara destek vermek için istasyona ekipler gönderilmiştir. Bunun yanı sıra yetkililerin belirlediği yeni transit noktala- rında 2.000’den fazla kişi için sekiz ısıtmalı çadır kurulmuştur. Eylül ortasından Aralık başına kadar 15.200 kişi sağlık kontrolünden geçmiştir. Macaristan MSF Eylül ayında her gün 2.000 ila 4.000 kişinin Sırbistan’dan geçiş yaptığı sınır kasabası Röszke’de bir mobil klinik kurmuştur. 14 Eylül’de sınırın dikenli tellerle kapatılmasına kadar geçen dört günde 400 kişiye gerekli sağlık hizmetleri verilmiştir. Sınır kapatıldıktan sonra insanların batıya yönelmesi sonucunda batıdaki sınır kapısı da 17 Ekim’de kapatılmış, bu kez göçmenler Slovenya sınırına ilerlemeye başlamıştır. Röszke’deki hastaların çoğu, solunum yolları problemi olan çocuklar, hamile kadınlar ve uzun yürüyüşlerdeki zorlu koşullar sebebiyle yaralanan ve enfeksiyon kapan erkeklerlerden oluşmaktadır. © Achilleas Zavallis Slovenya ve Hırvatistan Sırbistan-Hırvatistan arasında Bapska sınır geçişinde yeğeniyle beraber bir kadın MSF doktorları tarafından muayene ediliyor. 32 Sınır Tanımayan Doktorlar Eylül ve Ekim ayları boyunca çoğu aile olmak üzere her gün yaklaşık 10.000 ila 15.000 kişi Slovenya ve Hırvatistan’a geçiş yapmıştır. İki ülke arasındaki koordinasyon ve iletişim eksikliği nedeniyle Slovenya’nın karşılama merkezleri tamamen dolmuş ve yetkililer gelen mülteci akınını yönetmekte zorlanmıştır. MSF, Ekim ve Kasım aylarında Hırvatistan sınırında bulunan Brežice geçiş merkezinde Sağlık Bakanlığı’na destek vermiş ve Slovenya topraklarına adım atan herkes için 24 saat sağlık hizmeti sağlamıştır. Hırvatistan’dan ayarlanan trenle bu kişiler Slovenya- Avusturya sınırına götürülene kadar MSF burada çalışmayı sürdürmüştür. Hırvatistan’da bulunan MSF ekipleri Hırvatistan - Sırbistan sınırı yakınlarındaki Tovarnik’ten 15 km uzakta bulunan transit kampında bir klinik kurmuş ve Macaristan’a geçiş için bekleyen mültecilere sağlık hizmeti vermiştir. Klinikte her gün yaklaşık 5.000 kişi tedavi edilmiştir. İTALYA İTALYA 2015’te çalışan sayısı: 28 | Harcama: 8,7 milyon € | MSF’nin ülkedeki ilk faaliyeti: 1999 | msf.org/italy çoğu Nijerya, Gambiya, Senegal, Mali ve Bangladeş'ten gelmektedir ve yüzde 41'inde post-travmatik stres bozukluğu belirtileri vardır. Diğerleri ise, psikolojik sıkıntı veya depresyondan mustariptir. GORİZİA ROMA MSF İtalyan kabul sistemindeki eksiklikleri gidermek için 2015 yılı boyunca ikili görüşmeler gerçekleştirmiş ve kamuoyu nezdinde savunuculuk faaliyetlerini yürütmüştür. Pozzallo’da gözlemlenen kalabalık ve kötü hijyen koşulları gibi sorunları detaylandıran ve şartların iyileştirilmesi için önerilerde bulunan bir rapor, Kasım ayında İtalyan Parlamentosu'na sunulmuştur. Fakat bu konuda hiçbir olumlu adım atılmaması nedeniyle MSF ekipleri zor bir karar alarak merkezdeki faaliyetlerine yıl sonunda son vermiştir. AUGUSTA POZZALLO MSF projeleri MSF'nin çalıştığı şehirler, kasabalar ve köyler ÖNE ÇIKAN TIBBİ VERİLER: 9.400 ayakta muayene 2.200 bireysel ve grup ruh sağlığı danışmanlığı İtalya, göçmenler ve mülteciler için uzun süre bir varış noktası görevi gördü. 2015 yılında ağırlıklı olarak Eritre, Nijerya, Somali, Sudan ve Suriye gibi ülkelerden gelen 153.000'den fazla kişi deniz yoluyla İtalya’ya ulaştı. Psikolojik ilk yardım Göçmenler ve mülteciler zorlu ve genellikle yolculuklar geçirmektedirler. Bu nedenle MSF, Sicilya’ya vardıklarında acil desteğe ihtiyacı olanlara psikolojik ilk yardım sunabilmek için Mayıs ayından itibaren özel bir ekip oluşturmuştur. Kültürel aracılardan oluşan bir ekip, yardım çağrısı aldıktan sonraki 72 saat içinde İtalya'daki farklı varış limanlarına bir psikolog eşliğinde gidebilmek için hazırda bekletilmiştir. Ekip 14 farklı operasyon ile 2.500 kişiye psikolojik ilk yardım desteği vermiştir. Italytravmatik Ülkedeki ana varış limanları Augusta, Pozzallo, Palermo, Reggio Calabria ve Lampedusa’dır. Siyasi iradenin yeni gelenleri idare etme konusundaki isteksizliği, İtalya'daki kabul sisteminde ciddi eksikliklerin meydana gelmesine neden olmuştur. İnsani yardıma ve uluslararası korumaya ihtiyacı olan kişilerin, bu tür bir desteğe erişimi hiçbir şekilde garanti edilmemektedir. Roma'da bulunan bir MSF ekibi ise, sivil toplum kuruluşları tarafından yönetilen bir geçiş merkezindeki göçmen ve mültecilere psikolojik ilk yardım sağlamıştır. Merkezde MSF aynı zamanda Roma'da Medici Contro la Tortura ile işbirliği içinde işkence mağduru sığınmacılar için Ekim ayında bir proje başlatmıştır. Proje kapsamında 340'dan fazla muayene gerçekleştirilmiştir. Merkez, kökeni veya yasal statüsü ne olursa olsun işkence veya şiddet görmüş göçmen, mülteci veya sığınmacılara tıbbi, psikolojik ve sosyohukuki yardım sunmaktadır. Gorizia'da barınma ve sağlık hizmetleri Yıl sonuna doğru Slovenya sınırında bulunan Kuzey Gorizia kentinde bir nehrin yanında açık havada uyuyan yüzlerce mülteciye barınma imkanı ve sağlık hizmeti sunulmuştur. MSF Aralık ayında 25 taşıma konteynırından meydana gelen, 96 yatak kapasiteli geçici bir merkez açmıştır. Ekip, yerel sağlık ekipleri ve Kızıl Haç ile işbirliği içinde faaliyet göstererek merkezde kalanlara hijyen kitleri gibi yardım malzemeleri dağıtmıştır. Gorizia'daki göçmen ve mülteciler, çoğunlukla Balkanlarda uzun bir yolculuktan sonra İtalya'ya varmış olan Pakistan ve Afganistan vatandaşlarından meydana gelmektedir. Projenin ilk üç haftasında 200'den fazla kişiye geçici barınma desteği verilmiştir. © Gabriele François Casini/MSF RAGUSA kalanların çoğu, varış tarihinden birkaç gün sonra Kuzey Avrupa'ya doğru yola çıkmıştır. MSF ekipleri, 16 Temmuz ve 1 Kasım tarihleri arasında bireysel ve grup seansları aracılığıyla 6.540 kişiye bilgi vererek 903 kişiye ruh sağlığı desteği vermiş, 79 bireysel psikolojik muayene gerçekleştirmişlerdir. Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF), 2015 yılında ülkeye yeni gelenlere tıbbi tarama yaparak ve 24 saat sağlık hizmeti vererek Ragusa İl Sağlık Ajansı'nı desteklemiştir. Pozzallo'daki İlk Kabul Merkezi’nde de faaliyet gösteren MSF, yıl sonuna kadar 3.000'den fazla muayene gerçekleştirilmiştir. Genellikle Libya'daki kötü yaşam koşullarının bir sonucu olarak birçok hastada cilt hastalıkları, solunum yolu enfeksiyonları ve şüpheli tüberküloz (TB) ve travma vakaları gözlemlenmiştir. MSF aynı zamanda 400 mülteci ve göçmene geçici olarak ev sahipliği yapan Sicilya'nın Ragusa eyaletindeki 16 kabul merkezinde ruh sağlığına odaklanan bir program başlatmıştır. İki psikolog ve kültürel aracılardan oluşan bir ekip, psikolojik sıkıntı ve travma konusunda yeni gelenleri incelemiş ve ihtiyacı olanlara yardım sağlamıştır. 1.052 bireysel ruh sağlığı muayenesi gerçekleştiren ekip, 549 kişi için 69 grup seansı düzenlemiştir. Hastaların Eski bir öğretmen olan bu Sudanlı adam, arama-kurtarma gemisi Phoenix tarafından batmak üzere olan ufak bir tekneden kurtarıldı. Şu anda tek hayali Avrupa’da öğrenim görmek. Uluslararası Faaliyet Raporu 2015 33 © Eloisa D'orsi 2015 yazında binlerce insan, Yunanistan ve Makedonya sınırı arasında sıkışıp kaldı. Sınırların kapatılması kaosa yol açtı. Kalabalıkları dağıtmak içinse biber gazına başvuruldu. 34 Sınır Tanımayan Doktorlar FRANSA FRANSA CALAIS © Jon Levy/MSF 2015’te çalışan sayısı: 9 | Harcama: 1 milyon € | MSF’nin ülkedeki ilk faaliyeti: 1987 | msf.org/france GRANDE-SYNTHE MSF'nin çalıştığı şehirler, kasabalar ve köyler Sınır Tanımayan Doktorlar, 2015 yılının Eylül ayında “Jungle” olarak bilinen Calais'deki mülteci kampında, mülteci ve göçmenlere tıbbi destek sunmaya başladı. 2016 yılı başlarında "Jungle" 'kampında kalan mülteci ve göçmenlerin sayısı 6.000’e yaklaşmıştır. Kar amacı gütmeyen kuruluşların çabalarına ve yerel hayırseverlerin girişimlerine rağmen buradaki yaşam koşulları korkunçtur. Calais, Fransa ve İngiltere arasındaki bir demiryolu bağlantısı olan Manş Tüneli’ne yakın bir konumda yer almaktadır. Mülteci ve göçmenler, son birkaç yıldır tünel üzerinden kamyonlarla İngiltere'ye ulaşmaya çalışmaktadır. Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF), Eylül ayında Dünya Doktorları ile birlikte kamp sakinlerine tıbbi hizmet vermeye başlamıştır. Daha sonra ekip, arazinin selden etkilenme riskine karşılık, çalışma koşullarını iyileştirmek ve hasta bakımını geliştirmek amacıyla ayakta tedavi departmanını kurmuştur. Her gün 100 Dunkirk yakınlarındaki Grande Synthe mülteci kampının sakinleri, yoğun yağış ve dondurucu soğukta ısınabilmek için bir ateşin etrafında toplanıyor. ila 120 kişi burada muayene edilmiş ve tıbbi danışmanlık, hemşire bakımı ve fizyoterapi hizmetlerinden yararlanmıştır. Ekip ayrıca su ve sanitasyon faaliyetlerini de üstlenerek kampa 66 kimyasal tuvalet inşa etmiş ve atık yönetimi için bir sistem kurmuştur. İnsanlar yağışlı havalarda ve kış koşullarında küçük ve kalitesiz çadırlarda yaşadıkları için, MSF her biri dört ila beş kişiye konaklama imkanı sağlayan 80 ahşap barınak inşa etmiştir. Grande-Synthe, Dunkirk 2.500 civarında mülteci ve göçmen, Dunkirk limanı yakınlarında, Calais'nin kuzeyinde yer alan Grande-Synthe'de uzun süre korkunç koşullar altında yaşamıştır. MSF bu kampta 22 tuvalet ve iki çeşme inşa etmiştir. Kamp sakinlerine ise haftada üç gün tıbbi muayene hizmeti vermiştir. MSF ayrıca belediye meclisinin de desteğiyle daha iyi barınma ve yaşam koşulları sağlayan yeni bir alan inşa etmeye karar vermiştir. Kasım ve Aralık aylarında bu bölgede 2.100'den fazla tıbbi muayene gerçekleştirilmiş, ağırlıklı olarak hijyen ve sanitasyon yetersizliğinin yol açtığı solunum yolu enfeksiyonları ve uyuz vakalarıyla karşılaşılmıştır. 2015’te @MSF_Sea’nin En Etkileyici TWEET’leri @MSF_Sea; MSF’nin Avrupa sınırlarında, Ege ve Akdeniz sularında göçmenlere yönelik çalışmalarını canlı olarak aktaran bir MSF hesabıdır. Uluslararası Faaliyet Raporu 2015 35 ÜRDÜN ÜRDÜN 2015’te çalışan sayısı: 529 | Harcama: 12,9 milyon € | MSF’nin ülkedeki ilk faaliyeti: 2006 | msf.org/jordan İRBİD AR RAMTHA AMMAN ZAATARİ KAMPI MSF'nin çalıştığı şehirler, kasabalar ve köyler ÖNE ÇIKAN TIBBİ VERİLER: 5.400 bireysel ve grup ruh sağlığı danışmanlığı 1.700 cerrahi müdahale Çalışma izinlerineJordan ilişkin kısıtlamalar ve uluslararası yardımın azaltılması, Ürdün'de yaşayan Suriyeli mültecilerin sağlık hizmetlerine erişimini daha da zorlaştırdı. Acil sezaryen doğumları ise Şubat ayından itibaren burada gerçekleştirilmiştir. MSF ekipleri, yıl sonu itibarıyla 3.900 hamile kadını kabul etmiş ve 3.400 doğuma girmiştir. MSF aynı zamanda 274 hasta için ruh sağlığı seansları düzenlemiştir. Bu hastaların dörtte üçü şiddetli bir ölüme şahit olmuş, üçte biri ise bir yakınını ve/veya evini kaybetmiştir. 2015 yılında yenidoğan yoğun bakım ünitesine (NICU) sekiz yatak, dört kuvöz ve dört beşik eklenirken, sürekli pozitif hava yolu basıncı problemine sahip ilk hasta Şubat ayında tedavi edilmiştir. Yıl içinde NICU'ya toplamda 498 bebek kabul edilmiştir. Travma cerrahisi ve ameliyat sonrası bakım MSF Suriye sınırındaki İrbid vilayetinde Ar Ramtha hükümet hastanesinde savaşta yaralanan Suriyelileri tedavi etmeye devam etmektedir. Sağlık Bakanlığı ile ortak çalışan MSF, acil cerrahi ve yatarak tedavinin yanı sıra fizyoterapi ve psikososyal destek seansları da düzenlemektedir. Acil serviste çalışan ekip, 2015 yılında 315'i ameliyata kabul edilen toplam 863 yaralıyı tedavi etmiş, 1.600'dan fazla kişisel danışmanlık seansı düzenlemiştir. MSF aynı zamanda Mafrak vilayetindeki Zaatari Mülteci Kampı’nda bulunan 40 yataklı ameliyat sonrası bakım tesi- sini de işletmektedir. Tesis nekahet bakımı için Ar Ramtha Hastanesi’nden ve diğer Ürdün hastanelerinden hasta kabul etmektedir. 2015 yılında 1.540 psikososyal seans gerçekleştirilmiştir. Amman'da rekonstrüktif cerrahi Amman'daki rekonstrüktif cerrahi projesi, fizyoterapi ve ruh sağlığı desteği ile birlikte ortopedik, maksillofasiyal ve plastik cerrahi hizmetleri sunmaktadır. Projenin öncelikli hedef kitlesi, uzmanlık gerektiren bu tür tedavilere erişimi olmayan ve komşu ülkelerden gelen savaşta yaralanmış kişilerdir. Proje Şubat ayında cerrahların 880'den fazla cerrahi müdahale gerçekleştirdiği yeni bir hastaneye taşınmıştır. Bölgedeki doktorlar hastaları buraya sevk etmektedir. 2015’te hastaneye kabul edilen hastaların %58'si Suriye'den, %30'u Irak'tan ve %7'si de Filistin'den gelmiştir. MSF yaralanmalardan kaynaklanan enfeksiyonlu hastaların tedavi kalitesini iyileştirmek amacıyla hastanede tam donanımlı bir mikrobiyoloji laboratuvarı açmıştır. Antibiyotik dirençli enfeksiyonlar, bölgede yaygın ve önemli bir tıbbi sorun teşkil etmektedir. Laboratuvar, infeksiyöz komplikasyonları olan, çatışma kaynaklı yaralanmalara sahip hastalar için tıbbi müdahalelerin kalitesini artıracaktır. Bölgedeki istikrarlı birkaç ülkeden biri olan Ürdün, Suriye'deki çatışmanın başlangıcından bu yana BMMYK verilerine göre 600.000 Suriyeli mülteciyi kayıt altına almıştır. Bu rakam bile ülkenin altyapısı üzerinde belirgin ve anlaşılır bir baskı meydana getirmiştir. Suriyeliler 2014’ün Kasım ayından itibaren devlet hastanelerinde sağlık hizmeti almak istediklerinde bunun için ödeme yapmak zorunda kalmıştır. Bunun nedeni ülkede yasal olarak çalışma izinlerinin olmamasıdır. Yardım projelerine sağlanan uluslararası fon ise zaman içinde azalmıştır. © Isidro Serrano Selva Ülkede bulaşıcı olmayan hastalıkların tedavisi konusunda ciddi bir açık vardır. Bu nedenle Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF) 2015 yılında Suriyeli mültecilere ve hipertansiyon, diyabet, kalp - damar hastalıkları ve kronik obstrüktif akciğer hastalığı olan Ürdünlülere tedavi hizmeti sunan bir proje geliştirmiştir. Çalışmalar İrbid’de Sağlık Bakanlığı'nın İbn Sina temel sağlık kliniği ve yerel bir sivil toplum kuruluşu ile işbirliği içinde Nisan ayı ortasında açılan İbn Rushd adlı ikinci bir klinikte devam etmiştir. Ev ziyaretleri ise Ağustos ayında devreye sokulmuştur. Yıl boyunca bu kliniklerde 20.000'i aşkın muayene gerçekleştirilmiştir. Doğum öncesi bakım hizmetleri MSF tarafından yürütülen anne ve yenidoğan programı, Ocak ayında bu alanda uzmanlaşmış bir hastaneye taşınmıştır. 36 Sınır Tanımayan Doktorlar Zaatari Mülteci Kampı’nda hastaların ameliyat sonrası fizik tedavi ve iyileştirici bakım hizmeti aldıkları MSF sağlık tesisinden bir kare. TITLE IRAK IRAK 2015’te çalışan sayısı: 547 | Harcama: 31,2 milyon € | MSF’nin ülkedeki ilk faaliyeti: 2003 | msf.org/iraq | @MSF_Iraq DOHUK ERBİL SÜLEYMANİYE NİNOVA KERKÜK SELAHADDİN DİYALA BAĞDAT KERBELA NECEF BABİL DİVANİYE MSF projeleri MSF'nin çalıştığı şehirler, kasabalar ve köyler MSF personeli tarafından gözlemlenen sağlık sorunlarının çoğu, kötü yaşam koşullarına bağlı olarak gelişen rahatsızlıklardır ve çoğunlukla solunum ve idrar yolu enfeksiyonları, gastrointestinal rahatsızlıklar, artrit ve cilt hastalıklarını içermektedir. Anne ve çocuk sağlığı alanında da hizmet veren MSF’nin Irak’ta yoğunlaştığı bir diğer konu ise, hipertansiyon ve diyabet gibi kronik hastalıklardır. Kadınların kliniklere düzenli olarak gelmesini sağlamak ve devamlılığı teşvik etmek için kadın sağlık personelleri de görev yapmaktadır. Ruh sağlığı faaliyetleri ÖNE ÇIKAN TIBBİ VERİLER: 218.300 ayakta muayene Iraq 20.700 bireysel ve grup ruh sağlığı danışmanlığı 12.500 yardım malzemesi dağıtımı Irak'taki çatışmalar toplu göçlere ve halkın büyük yaşam mücadelesi vermesine neden olurken, finansman kaynaklarının azalması ve daha güvenli olan Kürt bölgesine kayması uluslararası yardımı sekteye uğratıyor. MSF, bu yıl Irak’ta özellikle ruh sağlığı hizmetlerine odaklanmıştır. Sürekli tekrarlayan şiddet vakalarının ve istikrarsız yaşam koşullarının yarattığı travma ile başa çıkmaya çalışan Kerbela, Necef ve Babil vilayetlerindeki Iraklılara yardım ederek ruh sağlığı programlarına düzenli olarak devam etmiştir. 1.500'den fazla bireysel terapi seansı tamamlayan MSF ekiplerinin verdiği eğitimlere, çocuk ve ruh sağlığı alanında çalışan 9.220 kişi katılmıştır. MSF aynı zamanda öğretmenlere ve Sağlık Bakanlığı personeline psikososyal grup terapisi eğitimleri vermiştir. MSF Erbil vilayetinde psikolog ve psikiyatristlerinden oluşan bir ekip ile Kawargosk, Gawilan ve Darashakran kamplarında Suriyeli mültecilere destek sağlamıştır. Mobil sağlık hizmetleri 2015’in büyük bir kısmında MSF sağlık ekipleri Dohuk vilayetinde inşaatı tamamlanmamış binalarda barınan yerinden edilmiş topluluklara sağlık hizmetleri sunmuş, 21.775 muayene gerçekleştirmiştir. Halk yavaş yavaş sağlık hizmetleri sunan resmi kamplara taşındığı için, MSF de faaliyetlerini tıbbi altyapıların çatışmalar sırasında yıkıldığı ve ihtiyaçların çok yüksek olduğu Ninova vilayetindeki Tel Afar bölgesine yöneltmiştir. Ekipler çalışmalarını bölge halkının sağlık tesislerine ulaşmak için uzun mesafeleri kat etmeyi göze alamadıkları bölgelere veya hareket etmekten çekindikleri cephe hatlarına yakın kliniklere yoğunlaştırmıştır. Mobil ekipler, yerinden edilmiş kişiler ve ev sahibi topluluklara yönelik kronik hastalıklar, üreme sağlığı ve ruh sağlığı alanında 19.505 ayakta muayene gerçekleştirmiştir. MSF ekipleri, Musul ve Erbil arasındaki diğer birçok yerde de mobil klinik işletmiş, bu bölgede silahlı çatışmalardan doğrudan etkilenen insanları tedavi edebilmek amacıyla acil bir cerrahi birim kurmuştur. İki mobil ekip, Kerkük ve çevresindeki yerlerde temel sağlık hizmetleri ve ruh sağlığı danışmanlığı sunmuştur. Üçüncü bir ekip ise, Laylan kampında kronik hastalık yönetimi ve üreme sağlığı konusunda Sağlık Müdürlüğü'ne destek vermiştir. Toplamda 48.895 muayene gerçekleştirilmiştir. Yıl sonuna doğru diğer tıbbi insani yardım örgütleri Kerkük'e taşındığı için, MSF de Kerkük’teki faaliyetlerinin çoğunu diğer sivil toplum kuruluşlarına devretmiştir. MSF ekipleri de bu sayede merkez dışında kalan bölgelerde ve Bağdat yolu üzerindeki Tuz Kurmato yerleşkesinde kalan yerinden edilmiş topluluklara ulaşabilmiş, tıbbi destek almak için askeri bölgelerden geçmekten korkan Iraklılara mobil klinikler aracılığıyla MSF bu vilayetler boyunca hareket kısıtlılığı ve güvenlik riskleri nedeniyle sağlık tesislerine ulaşamayanlara tıbbi destek sunmak amacıyla mobil klinikler kurmuştur. Ekipler, klinik, çadır ve otobüslerde konaklayarak düzenli olarak farklı bölgeleri ziyaret etmişlerdir. Doktorlar yoğun olarak asker konuşlandırılmış alanlarda, ikinci basamak sağlık tesislerinde tedaviye ihtiyacı olan hastalar için güvenli bir geçiş sağlamak amacıyla sevk belgeleri temin etmişlerdir. MSF ekipleri gittikleri yerlerde olası salgın hastalıkları da takip etmişlerdir. © Gabriella Bianchi/MSF Yerinden edilmiş 3,2 milyondan fazla Iraklı, halihazırda göç ettikleri bölgelerde yaşayan ev sahibi nüfus üzerinde ciddi bir baskı oluşturmaktadır. Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF), 2015 yılında Dohuk, Erbil, Süleymaniye, Ninova, Kerkük, Selahaddin, Diyala, Bağdat, Necef, Kerbela ve Babil olmak üzere 11 vilayette yerinden edilmiş ailelere, ülkelerine geri dönenlere, yoksullukla boğuşan ev sahibi nüfusa ve Suriyeli mültecilere temel sağlık ve insani yardım hizmetleri sağlamak amacıyla faaliyetlerinin kapsamını genişletmiştir. Oğluyla birlikte yerinden edilen ve Hacca’daki evini terk etmek zorunda kalan bir kadın, beslenme yetersizliği belirtileri gösteren oğlunu MSF doktorlarına gösteriyor. Uluslararası Faaliyet Raporu 2015 37 © Gabrielle Klein/MSF IRAK TITLE Kuzey Irak’taki Dalal Kampı’nda kalan mülteciler yardım kiti almak için sıra beklerken MSF çalışanlarından biri, sağlığın teşviki ve geliştirilmesine yönelik farkındalık yaratmak için kamp sakinlerine bilgi veriyor. sağlık hizmeti sunabilmiştir. Bağdat'taki faaliyetler, Ebu-Garib ve Al-Salam kamplarında yaşayan yerinden edilmiş kişilere ve ev sahibi topluluklara hizmet veren bir mobil klinik ile Mart ayında başlamıştır. Yoksul bölge halkının ihtiyaçlarını karşılayabilmek için Eylül ayında ikinci bir ekip oluşturulmuş, sağlık hizmetleri çevredeki kasaba ve köylere yayılmıştır. MSF ayrıca Sağlık Bakanlığı tesislerinde kuzey Germiyan ve komşu Diyala vilayetindeki yerinden edilmiş kişilere ve ev sahibi topluluğa temel sağlık hizmetlerinden mobil kliniklere kadar uzanan faaliyetlerle yardımcı olmuştur. Ekipler, Hanekin - Diyala'daki üç kampta ruh sağlığı hizmetleri sunmuştur. Kolera salgını MSF Eylül ayında Irak merkeze yayılmış olan, Dohuk, Kerkük, Erbil, Bağdat, Diyala, Necef, Divaniye ve Babil'i de etkilemiş olan kolera salgınına karşı harekete geçmiştir. Su ve sanitasyon çalışmaları salgından etkilenen bütün bölgelerde gerçekleştirilmiştir. MSF ekipleri salgın ile mücadele ederek bütün hastanelerde eğitim ve bilinçlendirme programlarının yanı sıra hijyen ve enfeksiyon kontrol faaliyetleri ile Sağlık Bakanlığı'na destek vermiştir. 38 Sınır Tanımayan Doktorlar Irak Kürt Bölgesi MSF 2012 yılının Mayıs ayından bu yana 40.000 mülteciye ev sahipliği yapan ve Irak'ın en büyük mülteci kampı olan Domiz’de Suriyeli mültecilere sağlık hizmetleri sunmaya devam etmektedir. Dohuk Sağlık Müdürlüğü ile işbirliği içinde çalışan MSF, bu süre içinde bölgedeki en önemli tıbbi ve insani yardım kuruluşlarından biri haline gelmiştir. Genel sağlık hizmetleri Ekim ayında Sağlık Müdürlüğü tarafından yürütülürken, MSF de kronik hastalıklar, üreme sağlığı ve ruh sağlığı hizmetlerinin yanı sıra, düzenli olarak bilinçlendirme faaliyetlerini sürdürmüştür. Ekip bu yıl içinde 1.155 doğum gerçekleştirmiştir. Sahadaki MSF ekipleri su, sanitasyon ve sağlığın teşvikine yönelik eğitim faaliyetlerini üstlenerek Süleymaniye ve Arabat kamplarında da faaliyet göstermiştir. MSF Aralık ayında personel eğitimi ve tıbbi bağışlarla Kalar doğumevini de desteklemeye başlamıştır. Yerinden edilmiş toplulukların ihtiyaçlarına odaklanana saha ekipleri, aynı zamanda Diyala eyaletinde bulunan bir klinikte temel sağlık hizmeti ve ruh sağlığı hizmetleri vermeye başlamıştır. Ürdün'de rekonstrüktif cerrahi 2006 yılının Ağustos ayından beri Iraklı doktorlardan oluşan bir grup, Irak'ın dört bir yanındaki şiddet mağdurlarını MSF’nin Ürdün’deki Amman rekonstrüktif cerrahi hastanesine sevk etmiştir. Ekip, özellikle baş, boyun, yüz, çene ve sinüsler ile ilgili maksillofasiyal travma, ortopedik ve rekonstrüktif yanık cerrahide tedavinin birden fazla aşaması için gereken karmaşık cerrahi operasyonlarında uzmanlaşmıştır. Sağlık Bakanlığı'na ek destek MSF Irak’ta belirli dönemlerde Iraklı doktorlar için tıbbi eğitim programları düzenlemektedir. Sağlık Bakanlığı ile birlikte düzenlenen bu kurslara, 2015’te 12 Iraklı fizyoterapist katılmış, 10 haftalık fizyoterapi eğitimi almıştır. MSF Sağlık Bakanlığı tarafından elde edilmesi zor olan panzehiri temin ederek uzun yıllar Bağdat merkezli Zehirlenme Kontrol Merkezi'ne destek vermiştir. LÜBNAN 2015’te çalışan sayısı: 343 | Harcama: 27,4 milyon € | MSF’nin ülkedeki ilk faaliyeti: 1976 | msf.org/lebanon | @MSF_Lebanon ÖNE ÇIKAN TIBBİ VERİLER: AKKAR 683.400 ayakta muayene 26.300 doğum EL ABDA Suriye Savaşı beşinci yılını doldururken, mültecilerin çoğu hayatta kalmak için gerekli olan insani yardımlara hala büyük ölçüde bağımlı durumdadır. Bugüne kadar ülkede resmi mülteci kampı kurulmamıştır. Bu nedenle aileler garaj, çiftlik, eski okul veya tamamlanmamış bina gibi gayriresmi yerleşim yerlerinde yaşamak zorunda kalmaktadır. Yaşam alanlarının aşırı kalabalık olması, gıda, su ve barınma gibi imkanların kısıtlı olması halk sağlığı üzerinde olumsuz bir etki yaratmıştır. Buna karşılık Lübnan’daki göçmen ve mülteciler hala ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine erişememektedir. Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF), savaş nedeniyle diyabet, hipertansiyon ve astım gibi kronik hastalıkların düzenli tedavileri kesintiye uğramış olan mültecilere sağlık hizmeti sunmaktadır. MSF ekipleri aynı zamanda gebelikleri esnasında özel bir bakıma veya tıbbi takibe erişememiş anne adaylarına da bakım ve tedavi desteği sunmaktadır. Bekaa Vadisi MSF Suriye sınırına yakın Bekaa Vadisi'nde yaşayan Lübnanlı ve Suriyeli mültecilere temel sağlık, ruh sağlığı, üreme sağlığı danışmanlığı ve kronik hastalıklar için tedavi hizmetlerinin yanı sıra sağlığın teşviki ve geliştirilmesine yönelik hizmetler sunmaya devam etmektedir. Baalbek, Majdal Anjar, Aarsal ve Hermel kliniklerinde çalışan ekipler, yıl boyunca 126.000 ayakta muayene ve 768 doğum gerçekleştirmiştir. Beyrut MSF Güney Beyrut'ta Şatila Kampı’nda çalışmaktadır. Tarihi 1949 yılına uzanan ve ağırlıklı olarak Filistinli mültecilerin yaşadığı kampta, Suriye'den yeni gelen Filistinli mülteciler ve Suriyeliler de bulunmak- BAALBEK-HERMEL KUZEY LÜBNAN 23.000 cerrahi müdahale Uzun süredir kendi insani krizleri ve sağlık sorunlarıyla boğuşan Lübnan'a, Suriye krizinin başladığı 2011 yılından bu yana 1,5 milyondan fazla Suriyeli ve Filistinli mültecinin geldiği tahmin ediliyor. HERMEL TRİPOLİ AARSAL BEYRUT BAALBEK MECDEL ANCAR SAYDA BEKAA GÜNEY LÜBNAN MSF projeleri MSF'nin çalıştığı şehirler, kasabalar ve köyler tadır. Kamptaki MSF sağlık ekipleri, kayıt altına alınmadığı için resmi yardımlardan faydalanma hakkına sahip olmayan ve BMMYK’nın uygunluk kriterleri dışında kalan kayıtlı mültecilere odaklanmaktadır. MSF, 15 yaşından küçük çocuklar için temel sağlık hizmetleri sunarken, aynı zamanda kronik hastalıkların tedavisine ve ruh sağlığı destek hizmetlerine ağırlık vermektedir. Ayda yaklaşık 170 doğum gerçekleştirilen kadın sağlığı merkezinde de görev yapan MSF ekipleri, doğum komplikasyonları ve yüksek riskli hamilelik yaşayan kadınların sezaryen doğumları gibi uzman tıbbi müdahale gerektiren hastalar için bir sevk sistemi oluşturmuştur. Kuzey Lübnan Kuzey Lübnan halihazırda çok sayıda Suriyeli mülteciye ev sahipliği yapmaktadır. Trablus'a komşu Ebu Samra'da çalışan MSF ekibi, burada üreme sağlığı, danışmanlık, rutin aşılama, akut ve kronik hastalıklar için tedavi gibi hizmetler sunmaktadır. Diğer MSF ekipleriyse yerel topluluklar arasındaki çatışmanın şiddetlendiği Trablus, Cebel Mohsen ve Bab el Tabbaneh bölgelerinde faaliyet göstermektedir. Bölge halkına akut hastalıkların tedavisinde yardım eden MSF, aynı zamanda üreme sağlığı ve danışmanlık hizmetleri de sunmaktadır. Cebel Mohsen Kliniği’nde görev yapan MSF ekipleri ise, hastaneye getirilmeden önce hastaları stabilize etmek için gerçekleştirilen ameliyatlara destek olmaktadır. MSF, şiddetli bir fırtına ve sıfırın altındaki sıcaklıkların hemen ardından ülkenin kuzeydoğusundaki dağlık Akkar bölgesinde, ülkelerine geri gönderilme korkusuyla yaşayan Suriyeli mültecilere ulaşmıştır. Kış şartlarında acil ihtiyaçlara yanıt veren MSF ekipleri, yaklaşık 4.700 kişiden oluşan 900 aileye soba, yakıt veya battaniye gibi temel ihtiyaç malzemeleri dağıtmıştır. Bölgede faaliyet © Ghazal Sotoudeh/MSF ne LÜBNAN TITLE Suriyeli mülteciler, Lübnan’da 400.000’den fazla insanın geçici kamplarda yaşadığı Bekaa Vadisi’nde sert kış şartlarıyla yüzleşiyor. gösteren birkaç kuruluş daha vardır. MSF Nisan ayından bu yana El Abdeh şehrinde akut ve kronik hastalıkların tedavisini gerçekleştirmiş, doğum öncesi ve sonrası bakım hizmeti vermiştir. Güney Lübnan MSF Sidon bölgesindeki Filistinli nüfusa yönelik uzun soluklu ruh sağlığı programını, Yakın Doğu'daki Filistinli Mülteciler için Birleşmiş Milletler Yardım ve Bayındırlık Ajansı'na devretmiştir. Ekibin odak noktası Suriyeliler, Lübnan'dan gelen Filistinliler ve Suriye'den yeni gelen Filistinli mültecilerdir. MSF 2015’te akut/kronik hastalıkların tedavisi, ruh sağlığı desteği ve üreme/anne sağlığı programlarını hayata geçirmiş, üç sağlık merkezine destek vermiş ve uzmanlık gerektiren bakım hizmetlerine ihtiyaç duyan hastalar için de bir sevk sistemine destek vermiştir. Lebanon Uluslararası Faaliyet Raporu 2015 39 FİLİSTİN TITLE FİLİSTİN KALKİLYA NABLUS DOĞU KUDÜS GAZZE ŞERİDİ EL HALİL © Susanne Doettling/MSF 2015’te çalışan sayısı: 132 | Harcama: 5,5 milyon € | MSF’nin ülkedeki ilk faaliyeti: 1989 | msf.org/Palestine MSF projeleri MSF'nin çalıştığı şehirler, kasabalar ve köyler ÖNE ÇIKAN TIBBİ VERİLER: 5.800 bireysel ve grup ruh sağlığı danışmanlığı Sınır Tanımayan Doktorlar OPT (MSF) Filistin'de devam eden çatışmalardan etkilenen insanlara tıbbi ve psikolojik yardım sağlamaktadır. İsrail yerleşimlerinin Batı Şeria'da sürekli genişlemesi, 2015’te şiddet eylemlerini ve toplumsal gerginliği büyük ölçüde artırmıştır. Temmuz ayında bir Filistinli aile kundaklama eylemi sonucu hayatını kaybetmiş, Ekim ayında ise kundaklama eyleminin intikamı olduğu düşünülen bir başka saldırıda iki kişi hayatını kaybetmiştir. Gazze sakinleri hala 2014’te meydana gelen ve 50 gün süren savaşın sonuçları nedeniyle acı çekmektedir. İnşaat malzemelerinin ithalatına ilişkin kısıtlamalar ise, bölge halkının evlerini yeniden inşa etmesini engellemektedir. Birleşmiş Milletler verilerine göre, 2015’te 170 Filistinli ve 26 İsrailli öldürülmüş, 15.300'den fazla Filistinli ve 350 İsrailli yaralanmıştır. Kudüs ve Batı Şeria MSF’nin ruh sağlığı programları, El-Halil, Nablus, Qalqilya ve Doğu Kudüs'te siyasi şiddet mağdurlarına psikolojik ve sosyal destek sağlamıştır. MSF 2015’te El-Halil’de 5.522 bireysel ve grup muayenesi yürütmüştür. Muayenelerin %50’sinden fazlası (2.959) El-Halil’de yapılmıştır. Ekim ayından itibaren bölgedeki şiddetin giderek artması, özellikle eski şehrin 'H2' alanında yürütülen faaliyetlerde önemli bir artışa yol açmıştır. Gerilim ve korkunun hakim olduğu bir atmosferde birçok kişi, uyku, öfke ve anksiyete ile ilgili sorunlar nedeniyle yardım 40 Sınır Tanımayan Doktorlar 5 yaşında bir çocuk, MSF’nin Gazze’deki Han Yunus çadır kliniğinde anestezi altında sargı değişimi için hazırlanıyor. talebinde bulunmuştur. Çok sayıda çocuk, kabus görme ve yatak ıslatma sorunuyla MSF’ye başvurmuştur. 5.300'den fazla kişi, MSF tarafından verilen psiko-eğitim seanslarına katılmıştır. MSF ayrıca sağlık personeline, öğretmenlere ve danışmanlara da eğitim vermiştir. MSF 2015’te Filistin'deki ruh sağlığı hizmetlerinin önemine vurgu yapmak için çeşitli etkinlikler düzenleyerek Nablus'taki faaliyetlerinin 10. yılını kutlamıştır. Bu süreçte bir kamuoyu tartışması ve psikolojik yardım hakkında bir konferansı düzenlenirken, interaktif bir oyun ve MSF hastalarının öykülerini konu alan üç çizgi roman hazırlanmıştır. MSF Ekim ayında tıbbi ve psikolojik desteğe ihtiyacı olan insanlara ulaşabilmek için yerel bir sivil toplum kuruluşu olan İşkence Mağdurları Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi (TRC) ile Doğu Kudüs'te bir ortaklık başlatmıştır. Gazze Şeridi MSF’nin Gazze ve Han Yunus'taki yanık ve travma merkezleri, çoğu çocuklardan oluşan 2.500'ten fazla hastayı tedavi etmiştir. Personel, 35.000'den fazla fizyoterapi ve 1.000 mesleki terapi seansı gerçekleştir- miştir. Hastaların çoğunda, çatışmalarda hasar görmüş evlerde gerçekleşen ev kazalarının bir sonucu olarak yanıklar oluşmuştur. MSF Eylül ayında Gazze'nin kuzeyinde üçüncü bir uzman klinik açmak için yetki istemiştir. MSF’nin düzenlediği farkındalık kampanyası, 2014 sonundan 2015 Nisan ayına kadar okullarda ve kreşlerde 35.500'den fazla çocuğa ulaşmıştır. Kasım ayında yeni bir kampanya başlatılmıştır. Al Shifa ve Nasser hastanelerinde Sağlık Bakanlığı ile işbirliği içinde cerrahi programlar yürüten MSF, toplam 390 cerrahi müdahalede bulunmuştur. Hastaların çoğunda yanık vakaları tespit edilmiştir. Gazze'de tedavi edilemeyen zorlu vakalar, MSF’nin Ürdün’deki rekonstrüktif cerrahi hastanesine sevk edilmektedir. Fakat sevk sistemindeki idari sorunlar gecikmelere neden olduğu için 2015’te 67 hastadan sadece altısı başarıyla sevk edilebilmiştir. MSF 2014 yılında savaş boyunca Gazze'deki ruh sağlığı faaliyetlerini sürdürmüştür. Fakat Nisan ayında Sağlık Bakanlığı tarafından faaliyetlerin askıya alınmasına yönelik talimat geldiği için MSF ekipleri yıl sonuna kadar faaliyetlerine yeniden başlayamamıştır. şimi YEMEN TITLE YEMEN SAADA AMRAN ED DALİ HADRAMUT HACCA SANAA ABYAN İB TAİZ LEHC ADEN © Guillaume Binet/MYOP 2015’te çalışan sayısı: 551 | Harcama: 40,2 milyon € | MSF’nin ülkedeki ilk faaliyeti: 1994 | msf.org/yemen | blogs.msf.org/yemen | @msf_yemen MSF projeleri MSF'nin çalıştığı şehirler, kasabalar ve köyler ÖNE ÇIKAN TIBBİ VERİLER: Yemen 151.000 ayakta muayene 14.700 hastaneye kabul edilen hasta 11.700 şiddet ve savaş mağduru hasta 10.400 cerrahi müdahale 9.800 doğum öncesi bakım muayenesi Yemen’deki silahlı çatışmalar, 2015’te topyekün bir savaşa dönüştü. Bu durum, zaten kritik düzeyde olan tıbbi ve insani ihtiyaçları daha da artırdı ve sağlık hizmetlerine erişimini ciddi anlamda kısıtladı. Husiler, Ocak ayında Yemen’in başkentindeki Sanaa Başkanlık Sarayı’nı ele geçirerek 2015 boyunca ülke içinde ilerlemeye devam etmiştir. Cumhurbaşkanı Hadi Aden'e kaçarken, hükümeti destekleyen Suudi liderliğindeki koalisyon ise Aden Limanı da dahil olmak üzere kaybedilen toprakları geri almak için hava saldırılarına başlamıştır. Bu süre içinde savaş, El Kaide ve İslam Devleti (IŞİD) savaşçılarının ülkedeki varlıklarını güçlendirmelerine yardımcı olmuştur. Birleşmiş Milletler yıl sonu itibarıyla 2.800 kişinin öldürüldüğünü ve yaklaşık 2,5 milyon kişinin ülke içinde yerinden edildiğini tahmin etmektedir. Ülkedeki sağlık sistemi tamamen çökmüştür: Sağlık personeli ülkeyi terk ederken, tesisler yıkılmış, tıbbi malzeme tedariki ise kesilmiştir (Yemen'deki insani Aden’de MSF tarafından işletilen bir hastanede, savaşta yaralanan hastalara acil müdahale yapılıyor. kriz hakkında daha fazla bilgi edinmek için, 14 ve 15. sayfalarına bakınız). Aden şehri, bir cephe hattı ile bölündüğünde MSF de şehirdeki faaliyetlerini sürdürmeyi başarmıştır. MSF ekipleri, güvenlik koşulları el verdiği sürece diğer bölgelerdeki faaliyetlerini genişletirken, bu süre içinde çok sayıda hastane saldırısına da tanıklık etmiştir. 26 Ekim’de Saada eyaletindeki Haydan şehrinde MSF destekli bir hastane saldırı sonucu yıkılmış, 2 Aralık’ta da Taiz eyaletinin El-Huban şehrindeki çadır klinik dokuz kişinin yaralandığı bir başka saldırıya maruz kalmıştır. Yakıt girişinin engellenmesi, yardımların ulaştırılmasını ve dağıtımını engellerken, çatışmalar, değişen cephe hatları ve hava saldırıları ise, bölge halkının ve insani kuruluşların hareket alanını ve özgürlüğünü büyük ölçüde kısıtlamıştır. Saada Saada eyaleti savaştan en çok etkilenen bölgelerden biri olmuştur. Mart ayından itibaren sağlık tesisleri de dahil olmak üzere birçok sivil alanı hedef alan hava saldırıları neredeyse her gün şehri yerle bir etmiş, sağlık hizmetlerine erişimi özellikle bazı ilçelerde neredeyse imkansız hale gelmiştir. MSF, Nisan ayında Haydan Hastanesi’nin acil servis ve doğum hizmetlerini desteklemeye başlamıştır. Fakat Ekim ayında gerçekleşen hava saldırısını takiben faaliyetlerini askıya almak zorunda kalmıştır. Aralık’ta faaliyetlerini yeniden başlatan MSF, binanın tahrip olmamış bir kısmını kullanarak sağlık hizmetlerine devam etmiştir. Mayıs ayında MSF ekipleri Saada şehrindeki Al Jomhouri Hastanesi’nde görev yapmaya başlamış, yaklaşık 700.000 kişilik bir nüfusa acil servis, yatakta tedavi, yoğun bakım, anne sağlığı ve ruh sağlığı hizmetleri vermeye başlamıştır. 2015’te bu hastanede 6.110'dan fazla hasta acil servise kabul edilmiş, 2.900'dan fazla ameliyat gerçekleştirilmiştir. Kasım ayında bir başka ekip Razeh ilçesindeki Shiara Hastanesi’ne destek vermeye başlamıştır. Her hafta 100'den fazla doğuma yardımcı olan ekip, 2015’te 1.000'den fazla hastayı acil servise kabul edilmiştir. Personel yıl sonuna doğru Majz ve Nushur hastanelerinde de hazır bulunmuştur. Ed Dali Nisan ayında Ed Dali eyaletinde patlak veren şiddetli çatışma, cephe hattının İb'e doğru taşınmasıyla birlikte Ağustos ayında yatışmıştır. Çatışma alanlarında sıkışıp kalan bölge halkı, savaşla ilişkili yaralanmalardan kaynaklanan birçok ölüm vakasına şahit olmuştur. MSF burada ayakta tedavi, acil muayene, ameliyat, yatakta bakım ve üreme sağlığı hizmetleri sunarak, El Salaam ve El Azariq gibi Sağlık Bakanlığı’na bağlı hastanelere ve temel sağlık hizmetlerine odaklanan kliniklere destek vermiştir. Ekipler, 60.000 ayakta tedavi ve acil muayene yapmış, 700'den fazla cerrahi müdahale ve yaklaşık 1.000 sevk gerçekleştirmiştir. Aden Mart ve Temmuz ayları arasında Aden'de yoğun bir çatışma yaşanmıştır. MSF, Aden Uluslararası Faaliyet Raporu 2015 41 YEMEN TITLE şehrinin Şeyh Osman ilçesinde bir acil servis odası, iki ameliyathane, bir yoğun bakım ünitesi ve bir yataklı koğuşu olan acil travma merkezini işletmeye devam etmiştir. Ruh sağlığı ve fizyoterapi muayeneleri de yapan MSF ekipleri, her seferinde 100’den fazla hastayı içeren kitlesel yaralanma vakalarına yanıt verebilmek için yatak kapasitesini 45'ten 74'e çıkarmayı başarmıştır. Hastaların çoğu kara mayınları ve patlamamış ağır toplar tarafından yaralanmış çocuklardan oluşmaktadır. Ekipler, toplamda 7.778 acil muayene ve şiddete bağlı yaralanmalara yönelik 4.300 cerrahi müdahale gerçekleştirmiştir. Çatışmaların zirveye ulaştığı sırada ise, sağlık hizmetlerine erişimin çok sınırlı olduğu ilçelerdeki üç sağlık kliniğinde acil sağlık hizmetleri sunulmuştur. Taiz Taiz şehri, yaklaşık 600.000 olduğu tahmin edilen nüfusu ile Temmuz ayında yoğun çatışmalara sahne olmuştur. Taizlilerin bir kısmı, kuşatma altındaki bir yerleşim bölgesinin içinde sıkışıp kalmıştır. Ağustos’ta tıbbi malzeme girişlerinin engellenmesi, sağlık hizmetlerine erişimi olumsuz yönde etkilemiştir. MSF hastanelere tıbbi malzeme bağışlayarak, cephe hattının her iki tarafındaki sağlık tesislerine destek vermeyi başarmıştır. El-Huban’da Yemeni International and El Risalah askeri hastanesine destek veren MSF, aynı zamanda kuşatma altındaki yerleşim bölgesinde yer alan Al-Thawra ve Al-Rawda hastanelerine de yardım ulaştırmıştır. MSF ekipleri burada 15.400'ten fazla acil servis muayenesi, savaşta yaralanan kişilere yönelik 6.800 muayene, 1.100 cerrahi müdahale ve 10.900 yara pansumanu gerçekleştirmiştir. Battaniye, gıda ve bidon gibi yardım malzemeleri de, şehirde yerinden edilmiş ailelere dağıtılmıştır. MSF, Kasım ayında El-Huban’da anne ve çocuk hastanesi açmıştır. Acil servis ve üreme sağlığı hizmetlerinin sunulduğu hastanede, aynı zamanda 10 yaş altı çocuklar için ayakta tedavi departmanı açılmıştır. MSF ekipleri bu hastanede yaklaşık 7.800 ayakta muayene ve 7.500 acil servis muayenesi gerçekleştirmiştir. Amran MSF Amran’da acil servis, anne bakımı, yatakta ve ayakta tedavi hizmetleri sağlayan El Salam Hastanesi’ndeki projesine devam etmiştir. Diğer sağlık tesislerindeki hizmetlere erişim ciddi oranda azaldığı için MSF 3.000 cerrahi müdahale ve 28,200 acil muayene gerçekleştirerek Amran Hastanesi’ndeki faaliyetlerini 2015’te artırmıştır. 5.500'den fazla hasta hastaneye yatırılmış, 2.900'un üzerinde doğum gerçekleştirilmiştir. Huth sağlık merkezine destek veren MSF ekipleri, burada 9.300 acil muayene gerçekleştirmiş, eyaletin kuzeyindeki üç tesise de ilaç bağışlarında bulunmuş ve sağlık personeline eğitim vermiştir. Çatışmalar nedeniyle ülke içinde yer değiştirmeler arttığı için, MSF de sağlık hizmetlerine erişimi artırmak amacıyla bölgede mobil klinikler açmıştır. Aynı zamanda Khamir ve Huth şehirlerinde su ve sanitasyon faaliyetlerine yardımcı olmuştur. Hacca MSF, Mayıs ayında Beni Hassan Sağlık Merkezi’ni desteklemek ve mobil klinikler aracılığıyla ülkesinde yerinden edilmiş 15.000 kişiye tıbbi yardım sağlamak amacıyla Hacca’da bir proje başlatmıştır. Proje kapsamında ayakta tedavi hizmetlerine odaklanan ekip, aynı zamanda bölge halkına günde 240.000 litreye kadar su ve yardım malzemesi ulaştırmıştır. Bu program, daha sonra bölge halkına daha geniş bir hizmet yelpazesi sunmak amacıyla Temmuz ayında Abs ilçesindeki bir başka tesise taşınmıştır. Bu tesiste acil servis, anne sağlığı ve cerrahi müdahale hizmetleri de verilmiştir. Ağustos ayından bu yana Hacca’daki Al Jamoorhi Hastanesi’ne destek veren MSF ekipleri, burada acil vakalara hızla müdahale etmiş ve savaş yaralılarını tedaviye almıştır. Ekipler aynı zamanda yatakta tedavi birimindeki sağlık çalışanlarına destek olmuş ve ameliyatlara girmiştir. 2015’te 4.550'den fazla hasta acil servise alınmıştır. Sanaa MSF, Sanaa'daki Al Gumhuri Hastanesi’nde devam eden HIV programına destek vermiştir. 2015’te 770 kişiye antiretroviral tedavi sağlanmıştır. Hadramut Kasım ayında Yemen'in güneydoğu kıyılarında iki siklon meydana gelmiştir. MSF evlerini kaybeden ailelere yardımcı olmak için Mukalla'da mobil bir klinik kurmuş, yerel hastanelere ve kan bankasına bağışta bulunmuştur. Bu süreçte yaklaşık 300 muayene gerçekleştirilmiştir. Yerinden edilmiş 200 aileye battaniye, bidon ve yıkama kitleri dağıtılmıştır. Ekip, Batı kıyısına yaklaşık 50 kilometre uzaklıktaki Borom Mayfa ilçesinde yerinden edilmiş 400'den fazla aileye su temin etmek amacıyla 14 su tankı kurmuştur. MSF çalışanının ağzından... © Rawan Shaif/MSF Aden’de görev yapan MSF Danışman Hemşiresi Hüsnü Mansur: Bir adam, Haydan’daki MSF destekli bir hastanenin çatısını temizliyor. MSF logosunun göründüğü çatı, hastaneye yönelik saldırıdan sonra enkaz parçalarıyla dolmuştu. 42 Sınır Tanımayan Doktorlar "En büyük korkumuz çatışmaların hastaneye sıçraması. Daha önce çatışmalar şiddetlendiğinde pek çok kez bodruma indik. Ama bu aslında başka bir sorun teşkil ediyor. Biz kendimizi kurtarmadan önce, pencerelerin yakınında yatan hastaları daha güvenli bir yere taşıyoruz. Bombardıman veya hava saldırısı seslerini duyduğumuz anda, kendimiz için güvenli bir yer bulmadan önce, bütün hastaları daha güvenli bir yere taşıyoruz. Hastanedeki camlar daha önce çok kez kırıldı. Hatta mermiler içeri girdi. Neyse ki hastanede kalan hasta ve sağlık çalışanlarından hiçbiri bugüne kadar yaralanmadı." AFGANISTAN TITLE AFGANİSTAN 2015’te çalışan sayısı: 2.303 | Harcama: 28,4 milyon € | MSF’nin ülkedeki ilk faaliyeti: 1980 | msf.org/afghanistan | blogs.msf.org/afghanistan ÖNE ÇIKAN TIBBİ VERİLER: 366.200 ayakta muayene ÖZBEKİSTAN TÜRKMENİSTAN 55.800 doğum KUNDUZ 8.100 cerrahi müdahale LEŞKERGAH KABİL HOST PAKİSTAN MSF'nin çalıştığı şehirler, kasabalar ve köyler bir fizyoterapi bölümü, bir laboratuvar, bir Afganistan'ın Kunduz röntgen odası ve bir eczanenin yanı sıra şehrinde faaliyet gösteren kadın ve erkek hastalar için ayrı cerrahi olan ayakta ve yatarak tedavi Sınır Tanımayan Doktorlar'ın servisleri bölümleri vardır. Ruh sağlığı ile sağlığın Travma Merkezi, 3 Ekim 2015 teşviki ve geliştirilmesi ise, hastanede verilen diğer hizmetler arasındadır. Hastane, sadece tarihinde gerçekleştirilen Kunduz şehri sakinlerine değil, Badahşan, hava saldırıları sonucunda Takhar, Baghlan, Belh ve Samangan gibi komşu şehirlerden gelen hastalara da hizmet yıkıldı. Saldırılarda 14'ü sunmuştur. Bombalanmadan hemen önce, MSF personeli, 24'ü hasta Eylül 2015'te, hastanenin kapasitesi 92 yatağa ulaşmıştır. ve 4'ü hasta refakatçisi Ocak ve Ağustos ayları arasında, çoğu olmak üzere 42 kişi hayatınıAfghanistan (%88) yol veya ev kazalarında yaralanmış 2.400'den fazla hasta merkeze kabul edilkaybetti. MSF’nin çatışma ve trafik kazası gibi sebeplere bağlı yaralanma ve genel travma vakalarına ücretsiz ve yüksek kaliteli cerrahi bakım sağlamak amacıyla 2011 yılının Ağustos ayında Kunduz’da açtığı hastane Afganistan'ın kuzeydoğusunda bulunan ve bölgenin tamamına bu tür bir hizmet sunan tek tesistir. MSF tarafından bağımsız bir şekilde işletilen 84 yataklı hastanede bir acil odası, bir yoğun bakım ünitesi ve üç ameliyathane yer almaktadır. Aynı zamanda miştir. Hastaların %12’si patlama, silahlı veya bombalı saldırı sonucu yaralanmış kişi- Mayıs ve Haziran aylarında Kunduz’da şiddetini artıran çatışmaların ardından hastaneye başvuran yaralı sayısında büyük bir artış yaşanmıştır. Yıllık "savaş sezonu" başlangıcının ilan edilmesinden üç hafta sonra sağlık personeli, savaşta yaralanan 204 kişiyi tedavi etmiştir. Bu yaralıların 51'i kadın ve çocuklardan oluşmaktadır. Kunduz’a 15 kilometre mesafede yer alan Chahardara şehri sakinlerinin travma merkezine ulaşması, çatışmalar, kontrol noktaları ve yolların kapatılması nedeniyle son derece zor olduğu için, MSF Haziran ayında © Andrew Quilty/Oculi Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF), bu raporun basıma hazırlandığı sırada Kunduz'daki tıbbi faaliyetlerini yeniden başlatma konusunda somut bir karar almamış, saldırının meydana gelme koşullarını anlama ve analiz etme aşamasındadır. MSF, Afgan yetkililer ve ABD ordusu da dahil olmak üzere çatışmalarda müdahil olan tüm taraflardan MSF’nin sağlık tesislerine, personeline, hastalarına veya ambulanslarına askeri müdahalede bulunulmayacağına veya güç kullanılmayacağına dair açık bir anlaşma talep etmektedir. Aynı şekilde MSF personelinin ayrım yapmaksızın, hastaların dini, siyasi veya askeri aidiyetleri sorgulanmaksızın, sadece tıbbi ihtiyaca dayalı sağlık hizmeti sunabilmesi konusunda da taraflardan teminat beklemektedir. lerdir. Aynı dönemde 18.088 ayakta muayene gerçekleştiren MSF sağlık personeli, kırık internal fiksasyon tekniklerini içeren ortopedik ameliyatlar da dahil olmak üzere 4.667 cerrahi müdahale gerçekleştirmiştir. MSF’nin Afganistan’daki Kunduz Travma Merkezi’nde görev yapan doktorlar bir çocuğun bacağını muayene ediyor. Ekim ayında ABD’nin hava saldırısı sonucu yıkılan tesis, artık bölgedeki bir milyondan fazla insana nitelikli cerrahi operasyon hizmeti veremiyor. Uluslararası Faaliyet Raporu 2015 43 AFGANISTAN TITLE Chahardara’da bir stabilizasyon kliniği olan ileri seviye bir ilçe sağlık merkezi açmıştır. Merkezde görev yapan hemşireler yaralılara ilk müdahaleyi yaptıktan sonra daha ileri seviyede bir bakım için hastaların Kunduz Travma Merkezi’ne transferlerini sağlamışlardır. Chahardara’daki hemşireler, hastanelerin kapalı olması nedeniyle bölge halkının ihtiyaç duyduğu temel sağlık hizmetlerini sağlayabilecek tek yetkili haline gelmiştir. Kunduz Travma Merkezi’nde gerçekleştirilen saldırılar hakkındaki ifadeleri okumak için, 16 ve 17. sayfalara bakınız. © Kate Stegeman/MSF 1 Temmuz tarihinde ağır silahlı Afgan Özel Kuvvetleri'ne mensup kişiler MSF hastanesine girmiş, personelini tehdit ederek fiziksel saldırıda bulunmuş ve üç hastayı tutuklamışlardır. Bir saat sonra sözkonusu kişiler hastaları serbest bırakarak hastaneyi terk etmişlerdir. MSF, tıbbi hizmetleri saldırılardan koruyan uluslararası insani hukuğun kabul edilemez bir ihlali olarak nitelendirdiği bu olayı şiddetle kınamıştır. Batı Kabil’deki Dasht-e-Barchi Hastanesi’nde MSF’nin işlettiği anne sağlığı ünitesinde bir anne, bebeğini emzirmeye alıştırmak için şırınga yöntemini kullanıyor. Ahmed Şah Baba Hastanesi, Kabil MSF, Doğu Kabil'de bulunan Ahmed Şah Baba Hastanesi’nde, bölgede artan nüfusun ihtiyaçlarına etkili bir şekilde cevap verebilmek amacıyla tesisin iyileştirilmesi için çaba harcamaktadır. 58 yatak kapasitesine yükseltilen hastanede özellikle acil servis ve anne sağlığına yönelik ücretsiz ve yüksek kaliteli hizmetler sunulmaktadır. MSF burada Sağlık Bakanlığı ile birlikte çalışarak beslenme yetersizliği tedavisi, pediatrik bakım, aile planlaması hizmetleri, sağlığı geliştirici faaliyetler ve aşılama programları gerçekleştirmektedir. Hastanenin laboratuvar, röntgen bölümü ve Sağlık Bakanlığı'nın tüberküloz (TB) tedavi programını da destekleyen MSF, ayrıca Uluslararası Psikososyal Örgütü ile ortaklaşa olarak ruh sağlığı ve psikolojik danışmanlık hizmetleri de sunmaktadır. Nüfusun giderek artması ve MSF’nin bölgedeki üst seviyede kadın doğum hizmeti sunması, zaman içinde doğum departmanını hastanenin en yoğun bölümlerinden biri haline getirmiştir. Her ay yaklaşık 1.400 doğum ve bir yıl boyunca 16.654 doğum öncesi muayane gerçekleştirilmiştir. MSF beş yaş altı çocuklar için önleyici ve tedavi edici tıbbi bakıma erişimi artırmak için Doğu Kabil'in banliyölerinin en uzak noktalarında ücretsiz ve yüksek kaliteli hizmet sunduğu mobil klinikler işletmeye devam etmektedir. Ağır hastalar ise Ahmed Şah Baba Hastanesi’ne sevk edilmektedir. 2015 yılında 5.370'den fazla hamile kadın aşılanmış ve beş yaş altı 6.721 çocuk beslenme yetersizliğine karşı kontrolden geçmiştir. Dasht-e-Barchi Hastanesi, Kabil MSF, doğum komplikasyonları, yenidoğan ve obstetrik acil durumlara yönelik hizmet veren Dasht-e-Barchi Hastanesi’ndeki doğum bölümünde faaliyet göstermeye devam etmiştir. Dasht-e-Barchi nüfusunun son on yıl içinde on kat arttığı tahmin edilmektedir. Bölgedeki kısıtlı kamu sağlık hizmetleri ise nüfus patlamasına ayak uydurmakta zorluk çekmiştir. Bugün Dasht-e-Barchi Hastanesi 44 Sınır Tanımayan Doktorlar ve üç küçük sağlık merkezi, ilçede kamu sağlık hizmeti veren tek tesislerdir. Kasım 2014’te açılan doğum departmanı gün boyunca açıktır ve ücretsiz sağlık hizmeti sunmaktadır. İlk yılda 10.727 doğum, 558 sezaryen gerçekleştirilmiş, 1.303 bebek, hipoglisemi gibi komplikasyonlar ile yenidoğan ünitesine kabul edilmiştir. Yılın sonunda her hafta 300'e yakın kadın doğumhaneye kabul edilmiş ve her gün 40 bebek dünyaya gelmiştir. Host Doğum Hastanesi Afganistan, hamilelik veya doğum sancısı sırasında hayatını kaybeden kadın sayısının yüksekliği nedeniyle doğum gerçekleştirmek için dünyanın en tehlikeli yerlerden biri olarak kabul edilmektedir. Host şehrinde bulunan uzmanlaşmış doğum hastanesi, ücretsiz ve yüksek kaliteli anne ve yenidoğan bakımı sağlayarak şehirdeki anne ölümlerini azaltmayı amaçlamaktadır. Kırsal alanlarda ve büyük şehirlerden uzak bölgelerde yaşayan kadınların çoğu, temel obstetrik bakıma tam anlamıyla erişememektedir ve Host gibi yerlerde, sınırlı sayıda kadın ebe ve doktor mevcut olduğu için bu imkan daha da kısıtlıdır. 2015 yılında Host şehrinde doğan yaklaşık her üç bebekten biri, MSF’nin doğum hastanesinde dünyaya gelmiştir. Yalnızca Aralık ayında bir ay içinde 1.733 doğum gerçekleştirilmiştir (günde yaklaşık 58 doğum). Bu rakam Host'ta doğumların en yüksek seviyeye ulaştığı dönem olarak kayıtlara geçmiştir. Hastanede, doğumhaneye ek olarak iki ameliyathane, bir yenidoğan ünitesi ve kadınlara ayrılmış bir sağlık kliniği de bulunmaktadır. MSF burada yenidoğanlar için aşılama programları, aile planlaması ve sağlığı geliştirme faaliyetleri gerçekleştirmektedir. MSF, doğum komplikasyonları yaşayan ve ölüm riski taşıyan kadınların bakımına yoğunlaşmak ve daha fazla sayıda hastaya ulaşabilmek için Sağlık Bakanlığı Hastanesi'ne sevk sistemini geliştirmek için çalışmaktadır. MSF’nin doğum hastanesi maksimum kapasiteye ulaştığında, komplikasyon belirtileri gözlemlenmeyen hastalar il hastanesine sevk edilmektedir. Boost Hastanesi, Helmand ili, Leşkergâh Leşkergâh çevresindeki birçok bölge 2015’te aktif olarak çatışmalara sahne olmasına rağmen, MSF’nin Boost Hastanesi eyalet başkentindeki faaliyetlerini sürdürebilmiştir. MSF, geçtiğimiz altı yıl boyunca Afganistan'ın güneyindeki üç sevk hastanesinden biri olan Boost Hastanesi’ni desteklemiştir ve 2015’te hastane binasının kapsamlı olarak geliştirilmesine başlamıştır. Hastaneye modern merkezi ısıtma sistemi kurulmuş ve daha etkili bir enfeksiyon kontrolü sağlamak amacıyla iç kısımlar boyanmış ve yenilenmiştir. 54 yataklı yeni bir doğumevi, 24 yataklı yenidoğan yoğun bakım ünitesi ve 10 yataklı çocuk yoğun bakım ünitesi de inşa edilmiştir. Yıl sonuna kadar hastanede 12.721 bebek dünyaya gelmiştir. MSF hastaneyi, cerrahi hizmetler, dahiliye hizmetleri, acil servisler ve yoğun bakım hizmetleri ile desteklemektedir. 2015 yılının ortalarında MSF ekipleri Afganistan'da son derece ciddi boyutlara ulaşan, fakat henüz tam olarak rapor haline getirilmemiş bir kamu sağlık sorununu ele alarak tüberküloz (TB) hastalarının teşhis ve takibini de desteklemeye başlamıştır. Bu sayede 181 hasta, birinci basamak TB tedavisine başlamıştır. Yıl sonunda MSF tarafından görevlendirilen bir cerrahi yanık uzmanı, çok sayıdaki yanık vakasının tedavisinde ilerleme kaydetmek amacıyla hastane personeline eğitim vermiştir. Beslenme yetersizliği, bölgede çocuk ölümlerinin başlıca nedenlerinden biridir. Hastanenin yoğun bakım beslenme merkezinde görev yapan uzmanlar, çoğu ileri seviye beslenme yetersizliği belirtileri gösteren 2.281 çocuğu tedavi etmiştir. PAKISTAN TITLE PAKISTAN 2015’te çalışan sayısı: 1,636 | Harcama: 20,5 milyon € | MSF’nin ülkedeki ilk faaliyeti: 1986 | blogs.msf.org/pakistan | @MSFPakistan ÖNE ÇIKAN TIBBİ VERİLER: 358.300 ayakta muayene KİBER PAKTUNKVA AŞİRETLER BÖLGESİ 27.700 doğum AFGANİSTAN 12.300 beslenme merkezlerinde tedavi edilen hasta SİND 12.000 bireysel ve grup ruh sağlığı HİNDİSTAN danışmanlığı BELUCİSTAN MSF projeleri Kullanılan haritalar ve yer isimleri, bu bölgelerin yasal statüsüne dair MSF'nin resmi duruşunu temsil etmemektedir. 2.600 cerrahi müdahale 1.400 kutanöz layşmanyazis tedavisi gören hasta doğan ünitesi, ileri seviye beslenme yeterNitelikli sağlık hizmetlerine sizliği çeken çocuklar için yatakta beslenme erişim Pakistan'daki pek tedavi merkezi ve genel ve izolasyon koğuşlarını faaliyete sokmuştur. 2015’te yaklaşık çok kişi için önemli bir 1.300 hasta bu hastaneye kabul edilmiş, ileri seviye beslenme yetersizliği çeken 1.900'den sorun olmaya devam devam fazla çocuk tedavi edilmiştir. 2015’te ediyor. Özellikle bulaşıcı Pakistan 4.000'den fazla bireysel ve grup ruh sağlığı muayenesi gerçekleştirilmiştir. hastalıkların tedavisine ve ileri seviye doğum/yenidoğan MSF, Quetta'nın 20 kilometre kuzeyindeki Kuchlak'ta ayakta tedavi, 24 saat acil hizmetlerine yönelik ihtiyaç kadın doğum ve beş yaş altı çocuklar için besin desteği sunan bir anne ve çocuk çok yüksek seviyede. Pakistan ve Afganistan arasındaki dağlık alanlarda ve çatışmadan etkilenen bölgelerde yaşamlarını sürdüren Afgan mülteciler ve gecekondu sakinleri, tıbbi yardıma en çok ihtiyaç duyan savunmasız gruplardan bazılarıdır. Kadınlar ve çocuklara yönelik sağlık hizmetleri özel bir endişe konusudur. Çünkü kadınlar önlenebilir komplikasyonlar yüzünden gebelik sırasında hayatını kaybetmekte, birçoğu ise yenidoğan bakımından faydalanamamaktadır. sağlığı merkezi işletmektedir. 2015 yılında 9.100'den fazla çocuk çocuk hastalıklarına karşı aşılanmıştır. MSF ayrıca eski Marriabad kasabasındaki Kuchlak ve Benazir Butto Hastanesi’nde tatarcıktan bulaşan kutanöz layşmanyaz taşıyıcısı 1.700'den fazla hastayı tedavi etmiştir. Bu parazit hastalığı, tedavi edilmediği takdirde hastaların zayıf düşmesine ve vücutta şekil bozukluğuna neden olmaktadır. MSF Afgan sınırında yer alan Chaman'da İlçe Sağlık Müdürlüğü ile işbirliği halinde bölge sakinlerine, Afgan mültecilere ve tıbbi destek arayışı içinde sınırı geçmiş olan kişilere ücretsiz sağlık hizmeti sunmaktadır. Sağlık yetkilileri ile birlikte faaliyet göstermektedir. Kadın ve çocuklara yönelik hizmetler, üreme sağlığı, yenidoğan ve çocuk sağlığı hizmetlerini kapsamaktadır. Ekipler, 2015’te 10.900 doğum öncesi muayene ve 4.400 doğum geçekleştirmiştir. Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF), her 10 çocuktan birinin beş yaşına gelmeden hayatını kaybettiği Pakistan’da en acil ihtiyaçların bazılarını karşılayarak il ve ilçe sağlık yetkililerine destek vermeye devam etmektedir. MSF’nin Pakistan'daki etkinlikleri kamu kurumlarından ve hükümetten herhangi bir destek almadan, sadece dünya çapındaki bireysel bağışlar ile finanse edilmektedir. Belucistan’ın başkenti Quetta'da hükümet tarafından finanse edilen yatakta pediatrik bakım, nüfusun ihtiyaçlarınına cevap vermede yetersiz kalmaktadır ve birçok kişi özel kliniklerin masraflarını karşılayamamaktadır. 2011 yılında 67 yataklı Quetta Çocuk Hastanesi’ni açan MSF, burada bir yeni- © Sa'adia Khan/MSF Belucistan'da anne ve çocuk sağlığı Sadda’da MSF kliğinin önünde oturan kadınlar ve çocuklar. Uluslararası Faaliyet Raporu 2015 45 PAKİSTAN TITLE © Husni Mubarak Zainal/MSF edilmiş kişileri kabul etmektedir. Yenidoğan ünitesinde 33 obstetrik yatak ve 18 yatak bulunmaktadır. 2015’te hastaneye 5.200'den fazla hasta kabul edilmiş ve 4.700 doğum gerçekleştirilmiştir. MSF ekibi ayrıca hastanenin sevk ağı dahilindeki temel sağlık hizmetleri tesislerinde görev yapan personele, yüksek riskli obstetrik bakım ve anne bakımı konusunda eğitim vermiştir. MSF Machar Colony'de gerçekleştirdiği kızamık aşılama programıyla 31.000 kişiye ulaştı. İlçe Hastanesi’nde ayrıca travma vakaları için bir acil servis odası bulunmaktadır. MSF çalışanları bu yıl 5.800'den fazla hastayı acil servise kabul etmiştir. Beslenme yetersizliği çeken beş yaş altındaki 1.500'den fazla çocuk beslenme programı kapsamında tedavi edilmiş, 8.200 çocuk ise temel aşılama programı dahilinde aşılanmıştır. MSF ekipleri, sağlık eğitimi seansları düzenleyerek özellikle hamilelik döneminde tıbbi yardımın zamanında alınmasının önemine dikkat çekmiştir. MSF aynı zamanda devlet personeli tarafından yönetilen kadınlara yönelik ayakta tedavi departmanını da denetlemektedir. MSF, Doğu Belucistan'da yer alan Dera Murad Jamali'deki merkez ilçe hastanesinde, ileri seviye beslenme yetersizliği çeken çocuklar için yatarak beslenme tedavisi merkezinin yanı sıra genel pediatri ve yenidoğan koğuşlarını da desteklemeye devam etmektedir. 2015’te ileri seviye besin yetersizliği olan 8.000 'den fazla çocuk beslenme programı dahilinde tedavi görmüştür. Aşiretler Bölgesi (FATA) MSF, en kuzeydeki aşiret bölgelerinden biri olan Bajaur’daki savunmasız topluluklara tıbbi destek sunmaktadır. Uluslararası personelin hala Bajaur'a erişimi olmadığı için yerel çalışanlardan oluşan bir ekip projeyi yönetmektedir. MSF ekipleri Nawagai Halk Hastanesi’nde 43.000 ayakta ve 30.000 acil muayene gerçekleştirmiş, 46 Sınır Tanımayan Doktorlar anne ve çocuk sağlığı bölümüne destek vermiştir. Pediatrik hizmetler, Beslenme Yetersizliği Olan Çocuklar için Genişletilmiş Ulusal Bağışıklama ve Beslenme Tedavisi Programı'nın desteği ile aşılama programlarını içermektedir. 2015’te 12.500'den fazla çocuk, beslenme yetersizliği taramasından geçmiştir. MSF ayrıca Talai ve Bilot'taki iki temel sağlık hizmetleri merkezine ilaç ve tıbbi ekipman bağışında bulunarak ayakta tedavi ve doğum öncesi hizmetleri desteklemiştir. MSF, Kurram bölgesindeki Sadda Tehsil Merkez Hastanesi’nde 12 yaş altı çocuklar için yatarak tedavi hizmeti sunmuş, haftada ortalama 600 muayene gerçekleştirmiştir. 2015’te kızamık ve kızamık sonrası komplikasyonlar nedeniyle 300 çocuk hastaneye yatırılmıştır. MSF ayrıca kutanöz layşmanyaz tedavisi sağlamakta ve hastanenin doğum ve genel acil sevk hizmetlerini yönetmektedir. Daha küçük olan Alizai Hastanesi’nde ise her hafta 12 yaş altı yaklaşık 100 çocuk muayene olmaktadır. Hayber-Pahtunhva'da acil bakım hizmetleri ve anne bakımı MSF komplike gebelik geçiren ve/veya zor doğum öyküsü olan hastalar için Peşaver Kadın Hastanesi’nde kapsamlı acil obstetrik hizmetler sunmaktadır. Hastaların çoğu FATA ve Peşaver çevresindeki ilçelerden gelmektedir. Hastane, aynı zamanda kadın mültecileri ve Peşaver ilçesinde yaşayan yerinden MSF, Peşaver'in yaklaşık 200 kilometre kuzeyinde yer alan Timurgara'daki Merkez İlçe Hastanesi’nde acil servis, resüsitasyon, müşahede odası ve yenidoğan ünitesinde hastane çalışanlarına destek vermektedir. Bu alanlarda tıbbi uzmanlığa sahip olan personel, cerrahi müdahale de dahil olmak üzere zor obstetrik vakalarda tedavi sağlamaktadır. 2015’te 8.395 doğum gerçekleştiren MSF ekipleri, Mart ayında akut koroner sendromu olan hastaları tedavi etmek için bir 'kalp köşe ünitesi' kurmuş ve yıl boyunca 560 hastayı hastaneye kabul etmiştir. 4.500 ruh sağlığı danışmanlığı gerçekleştiren ekip, ayrıca Dang humması hakkında bölge halkını bilgilendirmek için bilinçlendirme faaliyetleri yürütmüştür. Sağlığın teşviki ve geliştirilmesi konusunda 6.600'dan fazla seans gerçekleştirilmiştir. Hangu acil cerrahi projesindeki ekip ise 15.000'in üzerinde acil servis muayenesi ve 800 cerrahi müdahale geçekleştirmiştir. MSF Eylül ayında faaliyetleri yerel sağlık otoritelerine devretmeden önce 3.202 doğuma yardımcı olmuştur. Machar Colony’ye yönelik sağlık hizmetleri Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF) ve SİNA Sağlık, Eğitim ve Refah Vakfı tarafından birlikte yürütülen, Machar Colony gecekondu bölgesindeki bir klinik, 2015 yılında 102.000'den fazla muayene gerçekleştirmiştir. Machar, Karaçi'deki limanın kenarında kirli, sağlıksız koşullarda yaşayan ve yaklaşık 115.000 kişilik yoğun bir nüfusa sahip bir topluluktur. Program, temel, acil, obstetrik ve doğum sonrası sağlık hizmetlerinin yanı sıra ruh sağlığı hizmetlerini de içermektedir. Halk sağlığı gönüllüleri, ebeveynler ve çocuklar için, hastalıkları önlemeyi amaçlayan eğitim, sağlık ve hijyen sesansları yürütmektedir. Ekip, Nisan ayındaki 15 günlük bir kampanya boyunca, 31.000 çocuğa kızamık aşısı yapılmış ve hepatit C'ye yakalanmış kişiler için bir tedavi programı başlatmıştır. Sözkonusu tedavi sayesinde, hastalar, hastaneye uzun mesafeler kat etmeden ücretsiz teşhis ve yüksek kaliteli tedaviye erişim sağlayabilmiştir. Depremzedelere yardım 26 Ekim’de Afganistan ve Pakistan'ın kuzeydoğusunda Richter ölçeğine göre 7,5 şiddetinde bir deprem meydana gelmiştir. MSF Bajaur bölgesindeki Timurgara İlçe Hastanesi’nde ve Khar Hastanesi’nde meydana gelen 250 kişilik bir göç dalgasına hızlıca yanıt vemiş ve daha ağır yaralı hastalara tamamlayıcı tedavi sağlayarak Sağlık Bakanlığı'nı da desteklemiştir. Sabun, çamaşır tozu, kova ve pişirme kapları gibi malzemeleri içeren 2.100 kit, Timurgara ve çevresindeki ilçelere, Chitral’daki çeşitli köylere dağıtılmıştır. ORTA AFRİKA CUMHURİYETİ TITLE ORTA AFRİKA CUMHURİYETİ 2015’te çalışan sayısı: 2.629 | Harcama: 55,1 milyon € | MSF’nin ülkedeki ilk faaliyeti: 1997 | msf.org/car | blogs.msf.org/car ÖNE ÇIKAN TIBBİ VERİLER: 1.016.100 ayakta muayene NİJER ÇAD OUHAM-PENDÉ OUHAM NANAMAMBÉRÉ 71.800 hastaneye kabul edilen hasta HAUTE-KOTTO 51.500 rutin aşılama HAUTMBOMOU MAMBÉRÉ-KADÉÏ MBOMOU OMBELLA M’POKO BANGUI 585.100 sıtma tedavisi gören hasta BAMINGUI-BANGORAN KÉMO 10.800 beslenme merkezlerinde OUAKA tedavi edilen hasta MSF projeleri MSF'nin çalıştığı şehirler, kasabalar ve köyler Mayıs ayında yapılan uzlaşma görüşmelerinin ardından Orta Afrika Cumhuriyeti'nde (OAC) barış için bir umut ortamı oluştu. Fakat zaman zaman meydana gelen şiddet olayları ülke genelinde devam etti ve Eylül ayında Bangui'de tırmanışa geçti. Bu durum acil insani yardım ihtiyacını da artırdı. 2013 yılında şiddetli çatışmaları alevlendiren siyasi kriz hala çözülememiş ve ülkedeki acil tıbbi ve insani yardım ihtiyacını artırmıştır. Silahlı gruplar çatışmaları sürdürürken 447.000 kişi yerinden edilmiştir. Onbinlerce insan, yeterli yemek, su, sanitasyon ve sağlık hizmetlerine erişimi olmayan okul ve kilise gibi yerlere sığınmış, plansız bir şekilde kurulan bu kalabalık merkezlerde yaşamlarını sürdürmeye çalışmıştır. Sağlık tesislerinin %70'inden fazlası hasar görmüş veya yıkılmıştır. Eğitimli sağlık personeli konusunda da bir eksiklik görülmektedir. Birçok kişi halihazırda hizmet veren sağlık merkezlerine yolculuk etmekten korkmakta veya tedavi masraflarını karşılayamamaktadır. Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF) ve diğer sivil toplum kuruluşları (STK) sağlık hizmetlerinin çoğunu sağlasa da, silahlı gruplar ve organize suçlar nedeniyle tıbbi destek sürekli olarak engellenmektedir. Bu yıl Kabo, Bambari ve Boguila bölgelerinde mobil klinikler, destek faaliyetleri ve aşı kampanya- larına birçok kez ara vermek zorunda kalınmıştır. MSF ile birlikte diğer STK'ların tesisleri ise, pek çok kez hırsızlığa ve saldırıya uğramış, birkaç kez de yağmalanmıştır. Bu CAR güvensizlik atmosferinde tıbbi malzemelerin tedarikini sağlamakta da güçlük çekilmiştir. MSF, farklı milis gruplar tarafından kontrol edilen bölgeler arasındaki cephe hattında yer alan Batangafo'daki sevk merkezinde ve beş sağlık ocağında temel ve uzmanlık gerektiren sağlık hizmetleri sunmaya devam etmiştir. Bunlara ayakta muyaneler, cerrahi müdahaleler ve anne - çocuk sağlığı hizmetleri de dahildir. OAC'nin en tehlikeli bölgelerinden biri olan Batango, ülke sınırları içinde yerinden edilmiş 30.000'den fazla insan ile ülkenin en geniş kamplarından birine de sahiptir. Ekim ayında şehirde şiddetli çatışmaların patlak vermesinin ardından 10.000'den fazla kişi hastane kompleksine sığınmıştır. MSF çatışmalara rağmen hem MSF hastanelerinde hem de halk sağlığı merkezlerinde, tıbbi ve insani yardıma ihtiyacı olan insanlara temel ve acil yardım sağlık hizmetlerinden meydana gelen önemli bir program yürütmeye devam etmiştir. 13 valilik ve 15 bölge genelinde faaliyet gösteren ekipler, aşı kampanyaları gerçekleştirmiş ve mobil klinikler işletmiştir. Doğum hizmetleri ile beslenme yetersizliği tedavisinin yanı sıra, HIV ve tüberküloz (TB) hastalarına ve cinsel şiddet mağdurlarına acil özel bakım hizmetleri sunmuşlardır. Çocuklara yönelik hizmetler Sıtma ülkede en çok ölüme yol açan hastalıktır ve beş yaş altı çocuklarda en önemli ölüm nedenidir. Önleyici sıtma tedavisinin üç aşaması, Temmuz ve Kasım ayları arasında Ndele, Kabo ve Batangafo'da tamamlan- 9.500 cerrahi müdahale mıştır ve bu süre içinde yaklaşık 14.000 çocuğa ulaşılmıştır. Beslenme yetersizliğinin ülke çapında yüksek olması ve aşılama kampanyalarının yetersiz kalması da, çocukların sağlığını etkilemekte ve yaşam sürelerini kısaltmaktadır. Bir yaş altı çocukların sadece yüzde 13'üne tam bir aşı paketi sağlanabilmektedir. MSF Temmuz ayında difteri, tetanoz, boğmaca, çocuk felci, B tipi Hemofilus influenza, hepatit B, pnömokok (zatürre), kızamık ve sarı hummaya karşı kapsamlı bir aşılama için beş yaş altındaki 220.000 çocuğu hedefleyen ve 13 vilayette bir yıl süren bir kampanya başlatmıştır. Bangui'de sağlık hizmetleri MSF, şiddet olaylarının son derece yaygın olduğu Bangui'nin başkentinde acil servis hizmetlerine odaklanmıştır. MSF ekipleri 2015’te şehirdeki tam teşekküllü hastanede 4.100 cerrahi müdahale gerçekleştirmiş ve 675 cinsel şiddet mağduruna tıbbi ve psikolojik destek sağlamıştır. Acil vakalara cerrahi operasyonlara odaklanması planlanan yeni bir hastane yapım aşamasındadır ve 2016’da açılması öngörülmektedir. MSF, Büyük Cami (Grand Mosque) bölgesinde yaşayan her yaştan insanı ve Mamadou Mbaïki sağlık merkezindeki 15 yaşından küçük çocukları tedavi ederek, ağırlıklı olarak Müslüman olan PK5 yerleşim bölgesinde 37.000 muayene gerçekleştirmiştir. MSF yıl boyunca havaalanındaki kampta yer alan M’poko Hastanesi’nde günde 400'den fazla muayene gerçekleştirmiş, 15.400 acil vaka tedavi etmiş ve/veya Bangui'deki tesislere sevk etmiştir. MSF aynı zamanda Castor sağlık merkezinde şiddet mağdurlarını tedavi etmeye ve gece ve gündüz ücretsiz doğum ve acil sağlık hizmetleri sunmaya devam etmiştir. Ekip burada 7.400 doğum gerçek- Uluslararası Faaliyet Raporu 2015 47 ORTA AFRİKA CUMHURİYETİ TITLE leştirmiş, hastaneye 10.500 kişi kabul etmiş ve 275 cinsel şiddet mağduruna kapsamlı bir tedavi sunmuştur. 26 Eylül tarihinde bir motosikletli taksi sürücüsünün ölümü, geçici hükümete ve barış için ülkede bulunan uluslararası arabuluculara karşı misilleme şiddet eylemlerine yol açmıştır. Binalar yağmalanmış ve 44.000'den fazla kişi yerinden edilmiştir. MSF yalnızca iki günde, çoğu silahlı yaralanmalardan oluşan yaklaşık 200 vakayı tedavi etmiştir. Yerinden edilen insanların sayısındaki artışla birlikte farklı bölgelerde mobil klinikler açılmış, Ekim ve Aralık ayları arasında 9.800 muayene gerçekleştirilmiştir. Kapsamlı tedavi projeleri MSF, Kabo (Ouham), Boguila (OuhamPendé), Paoua (Ouham-Pendé), Carnot (Mambéré-Kadéȉ) ve Ndélé'deki (BaminguiBangoran) devam eden projelerinde, yerinden edilmiş kişilere ve bölge sakinlerine kapsamlı sağlık hizmeti sunmaya devam etmiştir. Ayakta ve yatarak tedavi hizmetleri kapsamında, sağlık muayeneleri, acil servis, doğum ve çocuk sağlığı hizmetleri, HIV ve TB için teşhis ve tedavi yer almaktadır. Çok sayıda sağlık merkezi ve/veya yan sağlık ocağı da bu projeler aracılığıyla desteklenmiştir. Nisan ayında, Paoua Hastanesi’nin doğum ve cerrahi bölümleri Sağlık Bakanlığı'na devredilmiştir. MSF, Mbomou vilayetinin başkenti olan Bangassou'da anne - çocuk sağlığı ve cerrahi hizmetler de dahil olmak üzere temel ve uzmanlık gerektiren sağlık hizmetlerine sevk hastanesinde devam etmiştir. Bölgede yaşayan 120.000’den fazla kişi Bangassou Hastanesi’ne bağlıdır ve 2015’te hastanede 48.000'den fazla ayakta muayene gerçekleştirilmiştir. Ekipler, aynı zamanda bu yıl Niakari ve Yongofongo'daki sağlık merkezlerini desteklemeye başlamıştır. MSF Şubat ayında Rafaï'da yaklaşık 4.900 çocuğu kızamığa karşı aşılamış, Ağustos ayında da Bangassou'da yaklaşık 37.000 çocuğa ulaşan bir başka aşı kampanyası başlatmıştır. Acil müdahale ekibi MSF’nin Acil Müdahale Ekibi RCA (Eureca) bölgesel düzeyde meydana gelen acil durumlara müdahalede bulunmuştur. Eureca, Nisan ve Eylül ayları arasında 80 Sağlık Bakanlığı personelini eğittiği ve beş sağlık ocağına ilaç bağışında bulunduğu Kouango ve Vakaga'da, acil tıbbi müdahalelerini ve beslenme programlarını tamamlamıştır. Eureca ekibi aynı zamanda Aralık ayında Gadzi'deki 9.700 çocuğa kızamık ve pnömokok aşısı yapmış, Eylül ayında ise Bangui'de meydana gelen şiddet olaylarının hemen sonrasında yerinden edilmiş kişilere sağlık hizmetleri sağlamıştır. MSF ülkede ilk kez 1997 yılında faaliyet göstermiştir. MSF ekipleri Berberati'de (Mambéré-Kadéȉ) bölge hastanesinin yanı sıra beş yaş altı çocuklar ve hamile kadınların tedavisi için dört sağlık merkezini desteklemiştir. 2015’te yaklaşık 6.000 çocuk hastaneye kabul edilmiş ve dört sağlık merkezinde 20.000'den fazla ayakta muayene gerçekleştirilmiştir. Toplamda 1.800 çocuk, ileri seviye beslenme yetersizliği tanısıyla tedavi edilmiştir. Mayıs ayında Berberati ve Mbako'da, altı ay ve 10 yaş arasındaki 28.000 çocuğa kızamık aşısı yapılmıştır. MSF Bambari'de (Ouaka) sağlık merkezi, mobil klinikler ve dokuz sıtma tedavi noktasıyla, ev sahibi nüfusun ve kamplarda yaşayan yaklaşık 80.000 kişinin temel tıbbi bakımını sağlanmıştır. Beslenme rehabilitasyonu programının önemli bir bölümüdür. Bu nedenle ileri seviye beslenme yetersizliği tanısıyla 1.380 çocuk tedaviye alınmıştır. MSF Bria'da (Haute-Kotto) 15 yaş altı çocuklara HIV tedavisi de dahil olmak üzere sağlık hizmetleri sağlamış, Mart ayında 16.600 çocuğa kızamık aşısı yapılmıştır. Ekipler Zémio'da (Haut-Mbomou) özellikle HIV tedavisine yönelik temel ve uzmanlık gerektiren hizmetler sunmuş, bölgedeki dört sağlık ocağı ile sekiz sıtma tedavisi noktasını desteklemiştir. 48 Sınır Tanımayan Doktorlar © Lexie Cole/MSF 2013 yılında Bossangoa'da (Ouham) başlatılan kapsamlı acil durum projesi, NanaBakassa'daki bir hastane ve bir sağlık merkezi aracılığıyla temel ve uzmanlık gerektiren bakım sunmaya devam etmiş ve üç sağlık merkezini (Bowara, Benzambé ve Kouki) desteklemiştir. Bir yoğun bakım ünitesi ve bir TB binası bu yıl inşa edilmiştir. Beslenme programı ve poliklinik Mayıs ayında Sağlık Bakanlığı'na devredilmiştir. Bria’da bir anne ve çocuğu MSF doktorlarından birine muayene oluyor. MSF burada 15 yaş altı çocuklara yönelik pediatri programı yürütüyor. BLOG Benjamin Black, Kadın Doğum Uzmanı BÜTÜN İMKANSIZLIKLARA RAĞMEN "Ben otomatik pilotu çalıştırdım ve bilgi toplamaya devam ettiğim için bir damar içi sonda yerleştirdim. Şimdiden ameliyathaneye gidişimizi planlıyordum. Zaman kaybetmeden serum vermeye başladım ve ebeden damar içinden antibiyotiğe başlamasını istedim. Tıbben hastanın karnını hissetmeye başladım. Bebeğin kafası aşağıda olmasına rağmen henüz hala yüksekteydi. OAC'de geçirdiğim zaman boyunca, doğum sancısı sırasında cerrahi müdahaleye ihtiyaç duyan kadınların %17'si uterus rüptüründen muzdaripti. Bu sorun, en ciddi ve en riskli obstetrik komplikasyonlardan biridir. Bu kadınların hepsi daha önce en az bir sezaryen doğum yaşamıştı. Biz acil sezaryen doğumlara yardımcı olabilecek teknik ve kültürel altyapıya sahibiz. Peki ya bu kadınlar? Ülkede giderek artan sosyal, ekonomik ve siyasi sorunlar göz önüne alındığında, bu kadınların bizlerle aynı şansa sahip olduğunu söyleyemeyeceğim. Burada doğum oranı çok yüksekken, aile planlaması programlarına erişim çok düşük, altyapı ise çok zayıf. Bu kadın sezaryenle doğum gerçekleştirirse, hastaneye ulaşma süresinin aynı olduğunu düşünürsek, daha sonraki 6 ila 10 doğumunda komplikasyon veya ölüm riski ne olacak sizce?" Benjamin'in kararını ve annenin evine sağlıklı bir bebekle nasıl döndüğünü öğrenmek için, http://blogs.msf.org/en/staff/blogs/may-the-forceps-be-with-you/ against-the-odds adresini kullanarak MSF Blog’unu ziyaret edebilirsiniz. LİBERYA LİBERYA 2015’te çalışan sayısı: 535 | Harcama: 10,6 milyon € | MSF’nin ülkedeki ilk faaliyeti: 1990 | msf.org/liberia | blogs.msf.org/ebola MONROVİA MSF'nin çalıştığı şehirler, kasabalar ve köyler ÖNE ÇIKAN TIBBİ VERİLER: 35.200 kişiye kızamık salgınına karşı aşılama Liberia © Adolphus Mawolo/MSF 145 hemorajik ateş tedavisi gören hasta Liberya'daki Ebola salgını 2015 yılında neredeyse sona erdi. Ancak ülkenin, ortaya çıkan yeni salgınlarla başa çıkmak ve sağlık sistemini yeniden inşa etmek için hala desteğe ihtiyacı var. Liberya'daki sağlık sistemi, Ebola salgınından önce bile son derece istikrarsız ve zayıftı. Salgın sağlık hizmetlerini daha da perişan hale getirmiştir. 2014 yılında çok sayıda hastane kapatılmış ve bir daha açılmamıştır. Sağlık çalışanlarının %8’inin virüs nedeniyle hayatını kaybettiği tahmin edilmektedir. Bazı sağlık çalışanları ise bir daha işe dönememiştir. Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF), ülkede sağlık hizmetlerine erişimi geliştirmek için Sağlık Bakanlığı'na destek vermektedir. Liberya, 2015 yılının Mayıs ayında Ebola'nın ülke sınırları içinde sona erdiğini ilan etmesine rağmen, Temmuz ve Kasım aylarında yeni vakalar bildirilmiştir. MSF, Sağlık Bakanlığı'nın ulusal planının bir parçası olarak ülkenin dört farklı bölgesinde Ebola Ekiplerinin Tecrit ve Tedavileri hakkında eğitim seansları düzenlemiştir. Ayrıca Monrovia'daki bazı sağlık merkezlerinde tecrit alanları kurarak enfeksiyon önleme ve kontrol önlemlerinin geliştirilmesini desteklemiştir. Monrovia’da binlerce çocuk, Mayıs ayında yapılan Ebola sonrası ilk aşılama kampanyasında kurtçuk, çocuk felci ve sıtmaya karşı aşılandı. MSF Monrovia'daki Ebola geçiş ünitesini Mart ayında Uluslararası Kurtarma Ekibi'ne, Ebola Tedavi Merkezi’ni (ETC) ise Mayıs ayında Sağlık Bakanlığı'na devretmiştir. Yılın ilk aylarında geçiş ünitesi ekibi hastalara teşhis koymuş ve Ebola virüsü taşıyanları izole ederek ihtiyacı olanları bir ETC'ye sevk etmiştir. 81 hasta sınıflandırılmış ve yedi tanesine Ebola teşhisi konmuştur. Monrovia ve Montserrado County bölgesinde hem eklem ağrısı hem de göz sorunlarından muzdarip yaklaşık 1.000 kişinin Ebola'dan kurtulduğu tahmin edilmektedir. Bu insanların çoğu hasta oldukları süre boyunca toplum tarafından dışlanmışlardır. MSF Ocak ayında Monrovia'da, ayakta tedavi ve ruh sağlığı muayeneleri gerçekleştirilen ve 500'den fazla kişinin sevkini sağlayan bir klinik açmıştır. MSF ekipleri ayrıca ETC'den sertifika edinmemiş, bu nedenle resmi olarak “kurtulan hasta” olarak sınıflandırılmamış hastaları da tedavi etmektedir. Bu kişiler, sağlık hizmetlerine erişmekte daha büyük zorluklar yaşamaktadır. Monrovia'da pediatrik bakım 1,4 milyonluk Monrovia nüfusunun %17'sinin beş yaş altı çocuklardan meydana geldiği tahmin edilmektedir. Pediatri koğuşları ve hastaneler, Ebola salgını sırasında kapanmıştır. MSF Nisan ayında küçük çocuklar için uzmanlık gerektiren tıbbi bakım uygulamalarındaki ciddi eksiklikleri gidermek için 74 yataklı Bardnesville Junction Pediatri Hastanesi’ni açmıştır. Tesis, 10 yataklı bir yoğun bakım ünitesi, bir acil durum odası, bir yenidoğan ünitesi, bir tedavi beslenme merkezi ve de bir yataklı koğuş içermektedir. Yıl sonunda hastanenin kapasitesi 91 yatağa ulaşmıştır. Kızamığa karşı mücadele 2015 yılı başlarında Monrovia'da bir kızamık salgını bildirilmiştir. Bunun üzerine MSF Mart ayında Peace Island bölgesinde iki günlük bir aşı kampanyası düzenleyerek 542 çocuğa ulaşmıştır. MSF ekipleri, süregelen Ebola riski nedeniyle kampanya için küçük alanlar seçmiş ve sıkı önleme ve kontrol tedbirleri almıştır. Bu protokol, Sağlık Bakanlığı’nın ülke çapında MSF tarafından desteklenen bir aşı kampanyası yürüttüğü Mayıs ayında tekrarlanmıştır. Uluslararası Faaliyet Raporu 2015 49 NEPAL NEPAL 2015’te çalışan sayısı: 58 | Harcama: 10,9 milyon € | MSF’nin ülkedeki ilk faaliyeti: 2002 | msf.org/nepal | blogs.msf.org/nepal RASUWA SINDHUPALCHOWK HİNDİSTAN DHADING DOLAKHA NUWAKOT MSF projeleri ÖNE ÇIKAN TIBBİ VERİLER: 2.100 ayakta muayene Nepal 14.800 yardım malzemesi dağıtımı 25 Nisan ve 12 Mayıs 2015 tarihlerinde Nepal'de meydana gelen iki deprem sonucunda yaklaşık 20.000 kişi yaralandı, 8.500 kişi hayatını kaybetti. 7,8 büyüklüğündeki ilk depremden sonra Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF) hızla ülkeye gelmiş ve uzak dağlık bölgelerde yaşayan insanlara ulaşmak için çalışmalara başlamıştır. Depremin merkez üssü Kathmandu'nun 80 kilometre batısındaki Gorkha ilçesidir. MSF acil durumlar için sağlık hizmetleri ve hastane sevklerini sağlamak amacıyla bir helikopter klinik sistemi yürütmüştür. Düzenli olarak gerçekleştirilen klinikler, Gorkha, Dhading, Nuwakot, Rasuwa, Sindhupalchowk ve Dolakha ilçeleri boyunca yer alan köylerde gerçekleştirilmiştir. Topluluklar tarafından ifade edilen ihtiyaçların temelinde beş yaşının altındaki çocuklar, hamile kadınlar ve ruh sağlığı ihtiyaçları gelmektedir. durumda faaliyet göstermiş ve depremi takip eden saatlerde sağlık hizmetleri sunmaya başlayabilmiştir. Hızla yaklaşan muson sezonu nedeniyle tamamen yerle bir olmuş ücra birçok köyde barınak dağıtımı ve sanitasyon çalışmalarına öncelik verilmiştir. Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF), yaklaşık 6.000 aile kapasiteli çadırları -ve daha kalıcı konutların inşası için yaklaşık 13.000 demir levha ile 3.000 inşaat kitinihem kara hem de hava yoluyla dağlık bölgelere ulaştırmıştır. Muson sezonu geldiğinde, Dhading, Nuwakot, Dolakha, Gorkha şehirlerinde ve Budhy Gandaki vadisindeki diğer yerlerde yaşayan 10.000 hane, barınaklara sahip olabilmiştir. Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF), Nisan ve Temmuz ayları arasında 2.500'den fazla sağlık muayenesi gerçekleştirmiş ve özellikle helikopter aracılığıyla 7.000'i aşkın kişiye psikolojik destek sağlamıştır. Ayrıca, personel, acil müdahale gereken 240 hastayı tedavi etmiş ve Katmandu ortopedi hastanesinde 1.200 fizyoterapi seansı gerçekleştirmiştir. Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF), yaklaşık 15.000 haneye gıda, barınma, yemek ve hijyen malzemeleri dağıtmıştır. Buna ek olarak, ekipler, Katmandu'daki Cheechipathi kampında bulunan 7.000 yerinden edilmiş kişi için bir su tedarik ağı ve şehrin etrafındaki bir takım başka kamplarda sanitasyon sistemleri oluşturmuştur. Hızla müdahale edilmesi gereken acil durum aşamasını takiben, Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF), 2015 yılının Temmuz ayında faaliyetlerini azaltmış ancak Sangha ve Charikot'taki iki proje aracılığıyla çalışmalarına devam etmiştir. Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF), Sangha'da, Katmandu'nun doğusunda yer alan 50 yataklı bir tesis olan bir Omur Yaralanmaları Rehabilitasyon Merkezi'nde faaliyet göstermiştir. Depremden sonra, özellikle alt uzuv yaralanmaları için yüksek sayıda hastanın ameliyat olması gerekmiştir. Hasar görmüş uzuvlara (bir atel veya alçı ile kırılmış kemiklerin uçlarını stabilize etmek ve birleştirmek için kullanılan bir prosedür olan) eksternal fiksatör yerleştirilmiş veya bunlar çekilmiştir. Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF), fizyoterapi, yara kapamalar, tıbbi takip ve ruh sağlık hizmetleri ile ameliyat sonrası hastaları için genel rehabilitasyon konusunda ek kapasite sağlamış ve 50 hastalık bir kapasite ile genel rehabilitasyon için yeni bir koğuş inşa etmiştir. Yılın sonuna kadar, tüm faaliyetler Omur Yaralanmaları Rehabilitasyon Merkezi'ne devredilmiştir. Bir başka Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF) ekibi, (ikinci depremin merkez üssü olan) Dolakha ilçesinin bir köyü olan Charikot'ta birinci basamak sağlık hizmetleri merkezinde, acil serviste, yatakta tedavi departmanında ve ameliyat odasında Sağlık Bakanlığı personeli ile faaliyet göstermiş ve laboratuvar ve röntgen hizmetlerini desteklemiştir. Tüm bu faaliyetler 2015 yılı sonuna kadar, kamu-özel sektör ortaklığına devredilmiştir. Üç meslektaşımız bir helikopter kazasında hayatını kaybetti 2 Haziran tarihinde bir klinik sırasında, üç meslektaşımız ve pilotları bir helikopter kazasında hayatlarını kaybettiler. Sandeep Mahat, Jessica Wilford, Sher Bahadur Karki (Raj) ve pilotları Subek Shrestha, Sindhupalchowk ilçesindeki köylere yardım sağladıktan sonra Kathmandu'ya geri dönmek için yola çıkmışlardı. Meslektaşlarımızı saygıyla anıyoruz. © Emma Pedley/MSF GORKHA Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF), Gorkha'nın bir ilçesi olan Arughat'ta, bir ameliyathane, acil durum, doğum ve resüsitasyon odaları ile 20 yataklı şişme bir hastane kurmuştur. Bu hastane, Sağlık Bakanlığı Haziran ayının sonunda yarı kalıcı bir tesis açana kadar, deprem sonucu yıkılan sağlık merkezinin yerine geçmiştir. Ayrıca Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF), Dhading'in bir ilçesi olan ve depremden yoğun olarak etkilenen Chhapchet'te geçici bir çadır kliniği açmıştır. Personel, temel sağlık hizmetleri sağlamış ve örneğin yaraları enfekte olmuş hastalar üzerinde küçük çaplı cerrahi müdahaleler gerçekleştirmiştir. MSF ekipleri, 12 Mayıs'ta meydana gelen deprem sırasında ülkede operasyonel 50 Sınır Tanımayan Doktorlar Bir MSF ekibi doğum sancısı başlayan hamile bir kadını taşıyor. © Jean Pletinckx 25 Nisan'da Nepal'de meydana gelen 7.8 büyüklükteki deprem, 8.500 kişinin ölümüne neden oldu. Deprem sonucunda binlerce insan evsiz kalırken, UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan çok sayıda tapınak da yerle bir oldu. Deprem sonrası sağlık durumu kritik olanlar bölgeden tahliye edilirken, çığ ve toprak kayması nedeniyle yolları kapanan köylülerin bir kısmı da evlerinde mahsur kaldı. MSF saha ekipleri bu süreçte ulaşılamayan dağlık bölgelere helikopterle yardım taşıdı ve köyde kalan depremzedelere mobil klinikler aracılığıyla temel sağlık hizmetleri ve ruh sağlığı danışmanlığı verdi. MSF aynı zamanda bölge halkına acil insani yardım malzemeleri içeren çok sayıda yardım kiti dağıttı. RAKAMLARLA MSF RAKAMLARLA MSF Sınır Tanımayan Doktorlar (Médecins Sans Frontières - MSF), kar amacı gütmeyen bağımsız ve uluslararası bir kuruluştur. MSF; Avustralya, Avusturya, Belçika, Brezilya, Kanada, Danimarka, Fransa, Almanya, Yunanistan, Hollanda, Hong Kong, İtalya, Japonya, Lüksemburg, Norveç, Güney Afrika, İspanya, İsveç, İsviçre, İngiltere ve ABD olmak üzere 21 ulusal ofisten oluşmaktadır. Arjantin, Çek Cumhuriyeti, Hindistan, Güney Kore ve İrlanda'da da MSF ofisleri bulunmaktadır. MSF'nin uluslararası merkezi ise Cenevre-İsviçre'dedir. MSF, projelerinin etkinliğini artırmak amacıyla “uydu kuruluş” olarak adlandırılan, sosyal eylem faaliyetleri ve insani yardım tedarikinden epidemiyolojik ve tıbbi araştırmalara kadar farklı konularda projeler yürüten, kendi alanında uzmanlaşmış 11 farklı kuruluşu hayata geçirmiştir. Ulusal ofislerimize bağlı birimler olarak düşünülebilecek olan bu uydular; MSF Supply, MSF Logistique, Epicentre, Fondation MSF, Fondation MSF Belgique, Etat d'Urgence Production, MSF Assistance, SCI MSF, SCI Sabin, Ärzte Ohne Grenzen Foundation ve MSF Enterprises Limited'ten oluşmaktadır. Bu kuruluşlar MSF tarafından denetlendiğinden, MSF Finansal Raporu'na ve burada ifade edilen rakamsal verilerin kapsamına dahil edilir. MSF'nin uluslararası düzeyde birleştirilen finansman verilerini ortaya koyan bu rakamlar, Uluslararası Finansal Raporlama Standartları (IFRS) ile büyük ölçüde örtüşen MSF uluslararası muhasebe standartlarına uygun olarak hazırlanmıştır. Rapordaki rakamsal veriler, muhasebe firmaları KPMG ve Ernst & Young tarafından Uluslararası Denetleme Standartları'na uygun olarak denetlenmiştir. 2015 Finansal Raporumuzun bir kopyası www.msf.org adresinden edinilebilir. Dünya çapındaki tüm MSF ofislerinin kendi ulusal muhasebe, denetleme ve mevzuat politikalarına göre hazırladığı, denetlenmiş Finansal Tabloların kopyaları ise, ilgili ofislerimizden talep edilebilmektedir. Raporda görülen rakamsal veriler 2015 yılına aittir ve tüm meblağlar milyon avro ile temsil edilir. KAYNAKLARIMIZ NASIL KULLANILDI? Program Harcamaları Personel %45 Bütçemizin en büyük kısmı sahada çalışan ekiplerimiz için harcanmaktadır. Fonlarımızın yaklaşık %45’i işe alınan yerel ve uluslarası çalışanlarımızın uçak biletleri, sağlık sigortası, kalacak yer vb. harcamaları için kullanılmaktadır. Sağlık ve beslenme harcamaları; ilaçlar, tıbbi ekipmanlar, aşılar, hastane harcamaları ve tedavi amaçlı besin takviyelerinden oluşmaktadır. Bu malzemelerin ihtiyaç duyulan bölgelere gönderilmesi için gerekli olan nakliye işlemleri ise, depolama ve ulaştırma hizmetleri kategorisine dahildir. Lojistik ve sanitasyon harcamaları; sağlık merkezlerimizin kurulumu ve inşaası için gereken yapı malzemeleri, su, sıhhi temizlik malzemeleri ve lojistik tedariklerini kapsamaktadır. Sağlık ve Beslenme Ulaşım, Nakliye ve Depolama Ofis giderleri Lojistik ve Sanitasyon %19 %17 Okyanusya %1 Avrupa %6 Kıtalara göre program harcamaları %8 Asya %28 %7 Diğer %3 İletişim %2 52 Sınır Tanımayan Doktorlar Öngörülmeyen %2 Kuzey ve Güney Amerika %5 Afrika %59 RAKAMLARLA MSF EN ÇOK HARCAMA YAPTIĞIMIZ ÜLKELER MSF harcamalarının 15 milyon avroyu aştığı ülkeler 120 100 miyon € 80 60 40 20 Demokratik Kongo Cumhuriyeti 120 Güney Sudan 100Afrika Cumhuriyeti Orta ar na ay kr U /B ur m ry ije N nm er ya Si M Af rta 2015 O AFRİKA a a e Su on ra Le riy e e in G ad Ç an ki st a ny Ke Pa ya iy op an Lü ni ga Af Et st bn an r ije N k Ira ti ai H en i et hu riy da rik a G C ün um ey Su D Ye m n KC 0 milyon € 100,3 ASYA VE ORTA DOĞU milyon € AVRUPA 2014 milyon € Yemen 38,4 Doğu Avrupa göçmen desteği 16,3 81,7 Irak 31,0 Ukrayna 15,5 52,9 Afganistan 27,2 İtalya 8,5 Nijer 80 28,5 Lübnan 27,1 Çeçenistan / İnguşya / Dağıstan 5,4 Etiyopya 26,6 Pakistan 20,1 Yunanistan 1,4 Kenya 22,4 Suriye 17,8 Diğer ülkeler* 1,7 Çad 19,5 Myanmar/Burma 16,4 19,2 Ürdün 12,9 Sierra 0 Leone 18,2 Hindistan 11,7 Nijerya 17,2 Nepal 10,1 Kamerun 12,2 Özbekistan 7,8 Mali 11,5 Filistin 5,5 Sudan 10,9 Bangladeş 3,6 Liberya 10,5 Ermenistan 2,3 Zimbabve 10,4 Kırgızistan 2,2 Mozambik 10,0 Türkiye 1,8 Svaziland 9,4 Kamboçya 1,8 Malavi 9,0 Tacikistan 1,8 Güney Afrika 8,6 Filipinler 1,4 Tanzanya 6,1 Gürcistan 1,3 Uganda 5,4 Diğer ülkeler * 2,5 Moritanya 4,9 Libya 4,4 Asya Toplam 244,6 Burundi 3,9 Fildişi Sahili 3,6 Gine-Bissau 2,6 Mısır 2,5 Madagaskar 1,8 Diğer ülkeler* 1,8 60 40 20 Gine Afrika Toplam 515,9 KUZEY VE GÜNEY AMERİKA Haiti milyon € 32,1 Meksika 3,4 Kolombiya 2,5 Honduras Diğer ülkeler Avrupa Toplam OKYANUSYA 48,9 milyon € Papua Yeni Gine 5,3 Diğer ülkeler 0,1 Okyanusya Toplam 6,9 * ÖNGÖRÜLMEYEN milyon € Diğer ülkeler 7,0 Bağlantılı faaliyetler 5,0 Akdeniz Operasyonları 4,2 Toplam 16,2 Toplam Program Harcamaları 872,2 * “Diğer ülkeler” kategorisi, program harcamaları 1 milyon avronun altında olan tüm ülkeleri kapsamaktadır 1,2 * Kuzey ve Güney Amerika Toplam 0,7 39,8 Uluslararası Faaliyet Raporu 2015 53 RAKAMLARLA MSF KAYNAKLARIMIZ NEREDEN GELDİ? 2015 2014 milyon € yüzde milyon € yüzde 1.332,1 %92 1.142 %89 Kamu Kurumları 94,6 %7 115 %9 Diğer 17,1 %1 24 %2 1.443,8 %100 1.280,3 %100 Bireysel Gelir KAYNAKLARIMIZ NASIL KULLANILDI? 2015 yüzde milyon € yüzde Programlar 872,2 %68 699,1 %66 Merkez ofis program desteği 134,8 %11 113,9 %11 Tanıklık etme (témoignage)/farkındalık yaratma 37,2 %3 31,1 %3 Diğer insani yardım faaliyetleri 13,3 %1 14,1 %1 1.057,6 %82 858,1 %80 Bağış toplama 163,8 %13 147,2 %14 İdari masraflar 61,3 %5 60,2 %6 0 – 0,6 – 225,1 %18 207,9 %20 1.282,8 %100 1,066,1 %100 Gelir vergisi Diğer harcamalar Giderler Kur karları/zararları 5,7 9,7 166,8 223,9 5,7 Bütçe fazlası/Bütçe açığı MİLYON bireysel bağışçı 54 Sınır Tanımayan Doktorlar Diğer %1 Kaynaklarımız Nereden Geldi̇? 2014 milyon € Sosyal sorumluluk Kamu Kurumları %7 Bireysel %92 Bağış toplama %13 Tanıklık etme (témoignage)/ farkındalık yaratma %3 İdari masraflar %5 Diğer insani yardım faaliyetleri %1 Kaynaklarımız Nasıl Kullanıldı? Merkez ofis program desteği %11 Programlar %68 Gelir Kaynaklarımız MSF, bağımsızlığını korumak ve kuruluşun toplumla olan bağını güçlendirmek için bireysel gelirleri yüksek düzeyde tutmaya çalışmaktadır. 2015 yılında MSF gelirinin %92’si bireysel kaynaklar tarafından oluşturulmuştur. Bu başarı, dünya genelinde 5.7 milyon bireysel bağışçının ve özel vakıfların yardımıyla mümkün olmuştur. MSF’ye fon sağlayan kamu kurumlarından bazıları şunlardır: Avrupa Topluluğu İnsani Yardım Bürosu (ECHO) ve Avusturya, Belçika, Kanada, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Fransa, Almanya, Hollanda, İrlanda, İtalya, Japonya, Lüksemburg, İspanya, İsviçre ve İngiltere hükümetleri. RAKAMLARLA MSF İNSAN KAYNAKLARI İSTATİSTİKLERİ 2015 2014 Doktorlar 1.787 %23 1.836 %26 Hemşireler ve diğer sağlık çalışanları 2.469 %32 2.298 %32 Sağlık alanı dışında çalışanlar 3.515 %45 2.952 %42 Uluslararası görev yapan personel (yıl boyunca) 7.771 %100 7.086 %100 Yerel personel Uluslararası personel Saha pozisyonları Merkez ofis pozisyonları Toplam personel Personel sayısı yüzde Personel sayısı yüzde 30.988 %84 31.052 %85 2.924 %8 2.769 %8 33.912 %92 33.821 %93 2.970 %8 2.661 %7 36.882 %100 36.482 %100 Uluslararası personel %8 Merkez ofis pozisyonları %8 İnsan Kaynakları İstatistikleri MSF personelinin %84’ü, proje yürüttüğümüz ülkelerin vatandaşlarından meydana gelmektedir. Merkez ofis çalışanları, tüm personelin %8’ine denk gelmektedir. Yerel personel %84 Finansal Raporumuzun tamamına www.msf.org adresinden ulaşabilirsiniz. Uluslararası Faaliyet Raporu 2015 55 İLETİŞİM İLETİŞİM Uluslararası Sınır Tanımayan Doktorlar 78 rue de Lausanne Case Postale 116 1211 Geneva 21 Switzerland T +41 22 849 84 84 msf.org Humanitarian Advocacy and Representation team (UN, African Union, ASEAN, EU, Middle East) T +41 22 849 84 84 MSF Erişim Kampanyası 78 rue de Lausanne Case Postale 116 1211 Geneva 21 Switzerland T +41 22 849 8405 msfaccess.org Güney Afrika Sınır Tanımayan Doktorlar / Doctors Without Borders 70 Fox Street 7th Floor Marshalltown Johannesburg South Africa T +27 11 403 44 40 office-joburg@joburg.msf.org msf.org.za Hollanda Sınır Tanımayan Doktorlar / Artsen zonder Grenzen Plantage Middenlaan 14 1018 DD Amsterdam Netherlands T +31 20 520 8700 info@amsterdam.msf.org artsenzondergrenzen.nl ABD Sınır Tanımayan Doktorlar / Doctors Without Borders 333 7th Avenue 2nd Floor New York NY 10001-5004 USA T +1 212 679 6800 info@doctorswithoutborders.org doctorswithoutborders.org Hong Kong Sınır Tanımayan Doktorlar 無國界醫生 /无国界医生 22/F Pacific Plaza 410– 418 Des Voeux Road West Sai Wan Hong Kong T +852 2959 4229 office@msf.org.hk msf.org.hk Almanya Sınır Tanımayan Doktorlar / Ärzte Ohne Grenzen Am Köllnischen Park 1 10179 Berlin Germany T +49 30 700 13 00 office@berlin.msf.org aerzte-ohne-grenzen.de İngiltere Sınır Tanımayan Doktorlar / Doctors Without Borders Lower Ground Floor Chancery Exchange 10 Furnival Street London EC4A 1AB UK T +44 20 7404 6600 office-ldn@london.msf.org msf.org.uk Avustralya Sınır Tanımayan Doktorlar / Doctors Without Borders Level 4 1–9 Glebe Point Road Glebe NSW 2037 Australia T +61 28 570 2600 office@sydney.msf.org msf.org.au Avusturya Sınır Tanımayan Doktorlar / Ärzte Ohne Grenzen Taborstraße 10 A-1020 Vienna Austria T +43 1 409 7276 office@aerzte-ohne-grenzen.at aerzte-ohne-grenzen.at Belçika Sınır Tanımayan Doktorlar / Artsen Zonder Grenzen Rue de l'Arbre Bénit 46 1050 Brussels Belgium T +32 2 474 74 74 msf-azg.be Brezilya Sınır Tanımayan Doktorlar / Médicos Sem Fronteiras Rua do Catete, 84 Catete Rio de Janeiro RJ CEP 22220-000 Brazil T +55 21 3527 3636 info@msf.org.br msf.org.br Danimarka Sınır Tanımayan Doktorlar / Læger uden Grænser Dronningensgade 68, 3. DK-1420 København K Denmark T +45 39 77 56 00 info@msf.dk msf.dk Fransa Sınır Tanımayan Doktorlar 8, rue Saint Sabin 75011 Paris France T +33 1 40 21 29 29 office@paris.msf.org msf.fr 56 Sınır Tanımayan Doktorlar İspanya Sınır Tanımayan Doktorlar / Médicos Sin Fronteras Nou de la Rambla 26 08001 Barcelona Spain T +34 93 304 6100 oficina@barcelona.msf.org msf.es İsveç Sınır Tanımayan Doktorlar / Läkare Utan Gränser Fredsborgsgatan 24 4 trappor Box 47021 100 74 Stockholm Sweden T +46 10 199 33 00 info.sweden@msf.org lakareutangranser.se İsviçre Sınır Tanımayan Doktorlar / Ärzte Ohne Grenzen 78 rue de Lausanne Case Postale 116 CH-1211 Geneva 21 Switzerland T +41 22 849 84 84 office-gva@geneva.msf.org msf.ch İtalya Sınır Tanımayan Doktorlar / Medici Senza Frontiere Via Magenta 5 00185 Rome Italy T +39 06 88 80 60 00 msf@msf.it medicisenzafrontiere.it Japonya Sınır Tanımayan Doktorlar / 国境なき医師団日本 3rd Fl. Forecast Waseda First 1-1 Babashita-cho Shinjuku-ku Tokyo 162-0045 Japan T +81 3 5286 6123 office@tokyo.msf.org msf.or.jp Kanada Sınır Tanımayan Doktorlar / Doctors Without Borders 720 Spadina Avenue, Suite 402 Toronto Ontario M5S 2T9 Canada T +1 416 964 0619 msfcan@msf.ca msf.ca Lüksemburg Sınır Tanımayan Doktorlar 68, rue de Gasperich L-1617 Luxembourg Luxembourg T +352 33 25 15 info@msf.lu msf.lu Norveç Sınır Tanımayan Doktorlar / Leger Uten Grenser Hausmannsgate 6 0186 Oslo Norway T +47 23 31 66 00 epost@legerutengrenser.no legerutengrenser.no Yunanistan Sınır Tanımayan Doktorlar / 15 Xenias St. 115 27 Athens T + 30 210 5 200 500 info@msf.gr msf.gr Greece Şubeler Arjantin Carlos Pellegrini 587 11th floor C1009ABK Ciudad de Buenos Aires Argentina T +54 11 5290 9991 info@msf.org.ar msf.org.ar Birleşik Arap Emirlikleri P.O. Box 65650 Dubai UAE T +971 4457 9255 office-dubai@msf.org msf-me.org Çek Cumhuriyeti Lékari bez hranic, o.p.s Seifertova 555/47 130 00 Praha 3 – Žižkov Czech Republic T +420 257 090 150 office@lekari-bez-hranic.cz lekari-bez-hranic.cz Güney Kore 5 Floor Joy Tower B/D 7 Teheran Road 37-gil Gangnam-gu Seoul 135-915 South Korea T +82 2 3703 3500 office@seoul.msf.org msf.or.kr Hindistan AISF Building 1st & 2nd Floor Amar Colony, Lajpat Nagar IV New Delhi 110024 India T +91 11 490 10 000 india.office.hrm@new-delhi.msf.org msfindia.in İrlanda 9–11 Upper Baggot Street Dublin 4 Ireland T +353 1 660 3337 office.dublin@dublin.msf.org msf.ie Meksika Cuauhtémoc #16 Terraza Col. Doctores CP 06720 Mexico T +52 55 5256 4139 msfch-mexico@geneva.msf.org msf.mx RAPOR HAKKINDA Katkıda bulunanlar Halimatou Amadou, Valérie Babize, Corinne Baker, Liz Barling, Tarak Bach Baouab, Niklas Bergstrand, Brigitte Breuillac, Andrea Bussotti, Lali Cambra, Philippe Carr, Amandine Colin, Sara Creta, Julie Damond, Silvia Fernández, Mathieu Fortoul, Amelia Freelander, Diala Ghassan, Wairimu Gitau, Corinne Grant, Tahar Hani, Solenn Honorine, Jean-Marc Jacobs, Joanna Keenan, Jacob Kuehn, Jo Kuper, Alexandra Malm, Laetitia Martin, Sally McMillan, Robin Meldrum, Isabelle Merny, José Luis Michelena, Pau Miranda, Charlotte Nouette-Delorme, Martin Searle, Alessandro Siclari, Sandra Smiley, Kate Stegeman, Shumpei Tachi, Clara Tarrero, Delphine Van Durme. Teşekkürler Kate de Rivero, Marc Gastellu Etchegorry, Jérôme Oberreit. Raporla ilgili verileri toplayan ve derleyen sahadaki, operasyondaki ve iletişim departmanlarımızdaki ekiplerimize ayrıca teşekkür ederiz. Orijinal Tasarım ACW, London, UK www.acw.uk.com Türkçeleştirilmiş Tasarım Gökçen Ergüven Sınır Tanımayan Doktorlar (Médecins Sans Frontières - MSF) silahlı çatışma, salgın hastalık, doğal afet durumlarından etkilenen veya sağlık hizmetlerinden mahrum bırakılan insanlara acil yardım hizmeti sunan uluslararası bağımsız tıbbi insani yardım kuruluşudur. Sınır Tanımayan Doktorlar, dil, din, ırk, cinsiyet ve siyasi görüş ayrımı gözetmeksizin yalnızca ihtiyaca dayalı olarak sağlık hizmeti sunar. Sınır Tanımayan Doktorlar'ın faaliyetleri tamamen tıp etiğini ve tarafsızlık ilkesini temel alır. MSF International 78 rue de Lausanne, Cp 116, Ch-1211, Cenevre 21, İsviçre Tel: +41 (0)22 849 8400, Faks: +41 (0)22 849 8404 @MSF msf.english MSF Türki̇ye MSF Ankara Gaziosmanpaşa Mah. Boğaz Sok. No: 5/8 Çankaya/ANKARA MSF İstanbul General Asım Gündüz Cad. No: 37/4 Kadıköy/İSTANBUL e-posta: bilgi@istanbul.msf.org MSFTurkiye MSF_Turkiye MSF_Turkiye MSF Turkiye KAPAK FOTOĞRAFI Güney Sudan’ın Agok şehrindeki MSF hastanesinde görev yapan bir cerrah, silah yarası olan bir kadını ameliyat ediyor. © Pierre-Yves Bernard/MSF