EY Sürdürülebilirlik Raporu yayınlandı Aile şirketlerinde başarının yolu
Transkript
EY Sürdürülebilirlik Raporu yayınlandı Aile şirketlerinde başarının yolu
Sayı 9 Üç aylık EY kurumsal dergisi EY Sürdürülebilirlik Raporu yayınlandı Aile şirketlerinde başarının yolu: İnovasyon EY AStepAhead 2015'e katıldı EY Türkiye İstanbul ofisi LEED Gold Sertifikası aldı İçindekiler 7 14 16 4 Güncel 4 Aile şirketlerinde Söyleşi 10 Bankacılık sektöründe Güncel 15 EY, TİDE 20. Yıl Özel Makale 20 Periscope’dan para 7 EY olarak Suudi Makale 12 Dijital Bankacılık, Makale 16 EY’den sosyal, Güncel 22 "T.C. Maliye Bakanlığı 18 Küresel Bankacılık ve Sermaye Piyasaları'nda Gündemdeki Konular 23 Vergi Maratonu 2015 - başarının yolu inovasyondan geçiyor Arabistan’ın kadınlara yönelik en büyük kariyer fuarı AStepAhead2015’e katıldık 8 Şirketler için yeni kuşak çalışanları elde tutmanın yolu esneklikten geçiyor sağlıklı büyüme Trendler ve Yaklaşım Güncel 14 EY Türkiye İstanbul ofisi LEED Gold Sertfikası aldı Ödülü’nün sahibi oldu ekonomik ve çevresel alanda sürdürülebilirliğe tam destek kazananların vergilemesi Performans Denetimi Yaygınlaştırma Semineri" düzenlendi Türkiye Finali 24 EY etkinlikleri EY | Assurance | Tax | Transactions | Advisory EY Hakkında EY bağımsız denetim, vergi, kurumsal finansman ve danışmanlık hizmetlerinde bir dünya lideridir. Anlayışımız ve kaliteli hizmetlerimiz dünya ekonomisi ve sermaye piyasalarında güvenin oluşmasına katkıda bulunmaktadır. EY, güçlü yönetim ekibiyle tüm paydaş gruplarına verdiği sözleri yerine getirmekte ve bu şekilde çalışanları, müşterileri ve içinde yer aldığı diğer çevreler için daha iyi bir çalışma hayatı oluşturulmasında önemli bir rol üstlenmektedir. EY adı küresel organizasyonu temsil eder ve Ernst & Young Global Limited’in her biri ayrı birer tüzel kişiliğe sahip olan, bir veya daha çok, üye firmasını temsil edebilir. Sınırlı sorumlu bir Birleşik Krallık şirketi olan Ernst & Young Global Limited müşteri hizmeti sunmamaktadır. Daha fazla bilgi için lütfen ey.com adresini ziyaret ediniz. Sadece genel bilgi verme amacıyla sunulan bu yayın muhasebe, vergi veya diğer profesyonel hizmetler alanında geçerli bir kaynak olarak kullanılması amacıyla hazırlanmamıştır. Belirli bir konuya ilişkin olarak ilgili danışmana başvurulmalıdır. ey.com/tr vergidegundem.com facebook.com/ErnstYoungTurkiye twitter.com/EY_Turkiye © 2015 EY Türkiye. Tüm Hakları Saklıdır. TurkEYnews dergisi ile ilgili yorum ve önerilerinizi marketingEYTurkey@tr.ey.com adresine iletebilirsiniz. Ülke Başkanı'ndan… Değerli çalışma arkadaşlarım, değerli EY dostları, EY Türkiye olarak başarılı bir mali yılı daha geride bırakmanın sevincini yaşıyoruz. 2014-2015 yılında yüzde 20’nin üzerinde bir büyüme yakalayarak hep birlikte birçok güzel gelişmeye imza attık. Sektörde bir ilk olan, çevreye, paydaşlarımıza ve çalışanlarımıza yönelik duyarlı uygulamalarımızı ortaya koyan 2014 yılı Sürdürülebilirlik Raporumuzu (EY Turkey Sustainability Report) yayınlamamız bu güzel gelişmelerden biri olarak öne çıkıyor. Global Reporting Initiative (GRI) G4 rehberine uygun olarak hazırlanan rapor, sürdürülebilirliğe en üst düzeyde katkıda bulunma ve karbon ayak izimizi küçültme hedeflerimizin göstergesi niteliğinde. Orjin Maslak ofisimizle, dünyanın en yaygın ve güvenilir “Yeşil Bina Sertifika Sistemi” kabul edilen LEED Sertifikası'nın en yüksek kategorilerinden olan LEED Gold Sertifikası'na sahip olmamızla da çevreye olan duyarlılığımız ve sürdürülebilirliğe verdiğimiz katkı tescillenmiş oldu. Diğer bir güzel haberimiz de “Türkiye İç Denetim Enstitüsü”nden (TİDE) geldi. Mayıs ayında TİDE tarafından düzenlenen “İç Denetimde Farkındalık” ödülleri, 5. kez sahipleriyle buluştu. Kurulduğu yıldan bu yana kurumsal varlığının gelişimi ve sürdürülebilirliğine verdiğimiz destek nedeniyle, TİDE’nin “20. Yıl Özel Ödülü”ne layık bulunduk. EY, geçtiğimiz dönemde de dünya çapındaki araştırmalarını sürdürdü. EY Global'in Kennesaw State Üniversitesi işbirliğiyle hazırladığı “Aile şirketleri sürekli başarıyı nasıl elde eder?” araştırması, ortaya dikkat çekici sonuçlar çıkardı. Aile şirketlerinin uzun vadeli başarısının girişimciliğe, inovasyona ve aile birliğine dayandığını gösterdi. Aile şirketlerinin küresel ekonomi için büyük bir önem taşıdığını da ortaya koyan araştırmaya göre, küresel ekonominin üçte ikisinden fazlasını aile şirketleri oluşturuyor. Araştırmanın en ilgi çekici sonuçlarından biri de, aile şirketlerinin %70’inin, bir sonraki CEO olarak bir kadın adayı düşünmeleri. Bu sayıda, pek çok ilgi çekici haber ve değerli uzmanlarla yapılmış röportajları da bulabileceksiniz. Bu röportajlardan biri, Danışmanlık Bölümü ve Finansal Hizmetler Sektör Liderimiz Selim Elhadef’in, bankacılık sektöründeki büyümeye ilişkin görüşlerini içeriyor ve bir bankada büyümenin sağlıklı olup olmadığının hangi göstergelerden anlaşılacağı, sürekli bakılması gereken faktörlerin hangileri olduğu gibi stratejik sorulara cevap veriyor. Bir diğer önemli röportajda ise, CSE SGM ve EY Türkiye Aile Şirketleri Lideri Metin Canoğulları’nın, Türkiye’deki KOBİ’lerle ilgili görüşlerini bulabilirsiniz. Ülke ekonomisinde önemli bir yeri olan KOBİ’lerin, hangi konularda eksik kaldığını, KOBİ’leri satışa hazırlamak için hangi kriterlerin gerekli olduğunu, yabancı ortakların en çok hangi konulara ilgi gösterdiğini Metin Canoğulları’na sorduk. Son olarak, dijital dünyanın sadece belirli zaman ve mekanda kullandığımız internet ve mobil hizmetler olmaktan çıktığı, yaptığımız her işlem ve kullandığımız her aracın bu dünyanın parçası haline geldiği günümüz gerçeğinden yola çıkarak; EY Türkiye Danışmanlık Hizmetleri Finansal Hizmetlerden Sorumlu Kıdemli Müdür Fatih Öğün’ün, dijital bankacılıkta yeni trend ve yaklaşımları anlattığı makalesini de bu sayıda bulabilirsiniz. İçinde bulunduğumuz yaz aylarında özverili çalışmalarımız ile ortaya koyduğumuz değerlerin bir kısmını, bu sayıda sizlerle paylaşmaya çalıştık. EY Türkiye Ailesi olarak, müşterilerimiz, çalışanlarımız ve iş dünyası için daha iyi bir çalışma hayatı oluşturulmasına katkıda bulunmaya ve yarattığımız sonuçları önümüzdeki sayılarda sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz. Keyifli okumalar dilerim… Mustafa Çamlıca EY Türkiye Ülke Başkanı Güncel Aile şirketlerinde başarının yolu inovasyondan geçiyor EY Global'in Kennesaw State Üniversitesi ile birlikte yaptığı araştırma, aile şirketlerinin uzun vadeli başarısının girişimciliğe, inovasyona ve aile birliğine dayandığını gösterdi. EY’nin yaptığı araştırma, dünyanın en başarılı aile şirketlerinin pratik iş, inovasyon, strateji ve güçlü ticari yetenek ve aile desteğini başarıyla bir araya getirenler olduğunu ortaya koydu. EY ve Kennesaw State Üniversitesi’nin Cox Family Enterprise Center işbirliği ile gerçekleştirilen araştırma “Aile şirketleri sürekli başarıyı nasıl elde eder?” başlığını taşıyor. 21 küresel pazardaki en büyük 25 aile şirketinin katılımı ile yapılan araştırma, devamlılık, kadınların liderliği, yönetim, iletişim, çatışma çözümü, marka yaratma, kurumsal sosyal sorumluluk, hayırseverlik ve sürdürülebilirlik, siber güvenlik olmak üzere yedi maddeye odaklanıyor. Araştırma, ayrıca aile şirketlerini başarılı ve uzun ömürlü kılan dikkate değer uygulamaların, özelliklerin ve başarı etkenlerinin altını çiziyor. ile birlikte gerçekleştirdiğimiz araştırma, aile şirketlerinin girişimcilik ve inovasyon ruhunu benimsediklerini, ayrıca kurumsal sürekliliği sağlamak için gereken kararlılık ve hazırlığa da sahip olduklarını ortaya koyuyor. Aile şirketleri, değerlerini kuşaktan kuşağa aktarırken, üretim güçlerini yükseltmek ve yeni pazarlara ulaşmak için yatırım yapmak konusunda oldukça istekliler. Aile şirketleri arasında, yönetim kurullarında daha fazla kadın üye bulundurmaya sıcak bakan ve yenilikçi, modern yönetim anlayışını benimsemiş olanların oranı da bir hayli olumlu, önemli göstergeler.” Aile şirketleri yeni pazarlara açılmak istiyor Bu şirketler için başarının anahtarı, aile bağlılığını ve değerlerini korurken, birinci sınıf yönetim anlayışı ve uygulamalarını benimsemekte. Araştırmanın öne çıkan bazı bulguları şöyle: • Aile şirketlerinin %87’si, şirketin devamlılığından sorumlu olan kişiyi net olarak belirlemiş durumda. • %70’i bir sonraki CEO olarak bir kadını düşünüyor. Yarısından fazlası ise yönetim kurullarında en az bir kadın üyeye sahip. • Aile şirketlerinin %90’ı bir yönetim kuruluna sahip. • %90’ı işle ilgili konuları görüşmek üzere düzenli olarak aile ya da hissedar toplantıları yapıyor. • % 76’sı marka iletişimi çalışmalarında bir aile şirketi olduklarını belirtiyor. Aile şirketleri sağlıklı ve güçlü • % 81’i hayır işleri yapıyor. Araştırma, aile şirketlerinin ikinci nesil ve sonrasında bile girişimci ve inovasyon odaklı olmaya devam ettiklerini, rehavete kapılmadıklarını ortaya koyuyor. Aile şirketleri büyümelerini devam ettirmek için yeni yeteneklere, üretim artışına ve yeni sistemlere yönelik yatırımlarını sürdürüyor. • % 83’ü siber güvenliğe yaptıkları harcamanın artmasını bekliyor. Aile şirketlerinin küresel ekonomi için büyük bir önem taşıdığını ortaya koyan araştırmaya göre, küresel ekonominin üçte ikisinden fazlasını aile şirketleri oluşturuyor, tüm istihdamın %50 ile 80 arasındaki oranını aile şirketleri sağlıyor. Ekonomik gelişimin sağlıklı bir şekilde sürdürülmesinde aile şirketlerinin payının ve sorumluluğunun büyük olduğunu vurgulayan CSE SGM ve EY Türkiye Aile Şirketleri Lideri Metin Canoğulları şunları söyledi: “Küresel ekonominin üçte ikisinden fazlasını oluşturan aile şirketleri, ülkemizde de kalkınma ve istihdamın sağlanmasında önemli bir rol üstleniyor. EY olarak Kennesaw State Üniversitesi 4 | TurkEYnews • %64’ü 2015’te yeni pazarlara açılmayı hedefliyor. Bu da büyüme için ne kadar istekli olduklarını ortaya koyuyor. • %50’si kurumsal sosyal sorumluluk ve sürdürülebilirlik çalışmalarına değer veriyor. Ek olarak % 85’i etik kurallar belirlemişken, %4'ü de bir aile vakfına sahip. Araştırmaya katılan şirketlerin %37’si 2015’te hayır işlerine yönelik aktivitelerini artıracaklarını belirtiyor. • Siber risklerden duyulan endişe, etkisini giderek artırıyor. Katılanların büyük çoğunluğu (%90) siber risklerden etkilenmeyeceği konusunda kendisine oldukça güveniyor. Katılımcıların %83’ü siber güvenliğe yönelik harcamalarının artmasını bekliyor. Şirket sahiplerinin %25’i ise siber risklerin işlerini nasıl etkilediği konusunda bilgi sahibi değil. Sayı 9 Türkiye'deki KOBİ'ler CSE SGM ve EY Türkiye Aile Şirketleri Lideri Metin Canoğulları'nın Türkiye’deki KOBİ’lere ilişkin görüşlerini aldık. • Türkiye’deki KOBİ’leri nasıl görüyorsunuz, potansiyellerini nasıl değerlendiriyorsunuz? Özellikle 2000 ‘li yılların başından itibaren Türkiye’de yeni yatırımcılara sağlanan destekler, maliye ve para piyasasında uygulanan disiplin nedeniyle finansman maliyetinin azalması ve diğer taraftan global piyasalarda yaşanan finansal kriz nedeniyle Türkiye gibi stabil ülkelere yönlenen finansman kaynakları, Türkiye’de KOBİ sayısının ve kalitesinin artmasına imkan tanıdı. Tabi bu sayının artmasında Türk insanının girişimci ruhunu da eklemek gerekir. Bu imkanlarla beraber çok sayıda yeni girişimci iş hayatına atıldı ve bugün belli bir büyüklüğe geldi. Yaklaşık 15 yıllık bir zaman diliminde KOBİ’lerin kapasiteleri, üretim miktarları, satışları, ürün çeşitliliği ve satış yaptığı piyasa sayısı oldukça arttı. Size basit bir örnek vermek istiyorum. 2000 yılının başında 30 milyon TL cirosu olan bir KOBİ’nin bugün önemli bir sanayi kuruluşu olduğunu ve yıllık cirosunun yaklaşık 1,2 milyar TL olduğunu paylaşırsam son 15 yılda KOBİ’lerde nasıl bir değişiklik yaşandığını daha rahat anlatmış olabilirim. Yaklaşık 15 yıllık bir zaman diliminde Türkiye’de yaşanan diğer önemli bir gelişme de Türk toplumunun satın alma talep ve isteğinin çok artması. Dolayısıyla, hem iç piyasanın hareketliliği, hem komşu ülkelerden özellikle Irak pazarının büyümesi KOBİ’lere ürettikleri ürünleri rahatça pazarlayabileceği hatta neredeyse nakit çalıştıkları bir piyasa yarattı. Dolayısıyla, girişimci bir ruha sahip olan KOBİ’lerimizin 2015 yılına kadar iyi bir ivme kazanarak büyüdüklerini bugüne kadar piyasadan gelen talebe yetişmek için kapasite artışı, satış ve üretim üzerine yoğunlaştıklarını ve bugün bu kriterler açısından iyi bir seviyeye geldiklerini düşünüyorum. Ancak, süregelen ekonomik dengelerin sonucu olarak ara ara yaşanan dalgalanmalar ve bu dalgalanmalar nedeniyle piyasa daralmaları, talep azalması, finans kuruluşlarının böyle ortamlardaki risk iştahlarının azalması ve daha nakit esaslı teminatlara dayanarak finans imkanları sağlamaya yönelmesi belli bir kapasite artışı sağlamış, vites büyütmüş şirketlerin vites küçültmelerine sebep olmuştur ve olacaktır. Ancak, potansiyeli güçlü olan KOBİ’lerin bu dönemi de rahatlıkla aşacaklarına inanmakla beraber, bir kısmının ise maalesef bu dönemde bir takım zorluklar yaşayacağını düşünüyorum. • KOBİ’leri satışa hazırlamak için ne yapılmalı, hangi kriterlere sahip olunması gerekir? KOBİ'leri satışa hazırlamak için özellikle ben zihniyetinden çıkarıp biz zihniyetine kavuşturmamız gerekir. ‘Ben yaptım, benimdir’ yaklaşımı evet, belli bir ölçeğe kadar çalışabilir ama belli bir seviyeden sonra gitmek istediğiniz yere varmanıza yetmeyecektir. KOBİ’leri satışa hazırlamak için öncelikle önlerine satış veya ortaklıklar sonucu karşılarına çıkacak resmi net olarak ortaya koyacak bir iş modeli sunmak gerekir. Bu modeli sunduğunuzda azalan hisse oranına rağmen sahip olacakları varlığın değerinin, %100 sahip oldukları durumundan çok daha fazla olacağını görünce satış konusundaki tereddütler de ortadan kalkacaktır. Metin CANOĞULLARI CSE SGM ve EY Türkiye Aile Şirketleri Lideri "KOBİ'leri satışa hazırlamak için ben zihniyetinden çıkarıp, biz zihniyetine kavuşturmamız gerekir." TurkEYnews | 5 Makale Satış konusunda bir tereddütleri kalmadığı zaman da içe dönük bir takım çalışmalar yapmak gerekmektedir. KOBİ’ler için kurumsal yönetim ilkelerinin hepsini yerine getirmelerini istemek çok doğru ve gerçekçi bir yaklaşım olmayacaktır. Ancak olmazsa olmaz olan konu şeffaflık ve hesap verilebilirlik ilkeleridir. Hangi ülkeden, kimle ne şekilde ortaklık yapılacaksa yapılsın sistemin herkese şeffaf ve doğru bilgi sağlamasını temin edecek bir yapı kurulması önemlidir. Gelen ortağın işlerin gidişatı hakkında en doğru bilgilere ulaşması kaçınılmazdır. Rakamların doğruluğu, sistemde bir kaçak olmadığını bilmesi en doğal hakkıdır. Uzun süreli sağlıklı ortaklıklar ancak kendinizi karşı tarafın yerine koyduğunuzda, onun gibi düşünüp hissettiğinizde ve onun isteyeceklerini saygıyla karşılayıp yaptığınızda olacaktır. Dolayısıyla, KOBİ’leri satışa hazırlamak için iş yapış şekillerinin bir şekilde değişmesi gerektiğini belirtip, şeffaflık ve hesap verilebilirlik ilkelerine alışmalarını sağlamakla işe başlamak gerekir diye düşünüyorum. • KOBİ'ler özellik açısından en çok hangi konularda eksik kalıyor? Kanaatimce KOBİ’lerin en önemli eksiği risk yönetimi konusundaki ilgi eksikliği ve bu konuya yeterli önemi vermemeleri. Bunun doğal sonucu da borç/öz sermaye rasyoları fazla risk taşıma alışkanlıkları nedeniyle de kabul edilebilir sınırların genellikle üzerinde seyrediyor. Finansman kaynaklarının bol olduğu, hemen her gün bir bankanın kapınıza gelip, mevcut kredinizi daha hesaplı başka bir kredi ile değiştirmek için yarışta oldukları bir dönemden, şimdi kredinizi erken kapatabilir misiniz gibi taleplerin geldiği bir ortama geçtik. Piyasaların yavaşlaması ve yaratılan üretim kapasitesinin yeterince kullanılamaması KOBİ’ler nezdinde sıkıntıları arttırıyor. Bugün gerekli tedbirleri almamış KOBİ’lerimizdeki en önemli sorun, finansman yükleri ve ellerindeki işletme sermayesinin yetersizliği nedeniyle yaşadıkları sıkıntıdır. Aslında bu sorunun, bir bakıma KOBİ’leri daha erken satışa zorlarken bir yandan da KOBİ’lerin önlerindeki en önemli çözüm imkanı olduğunu da belirtmek gerekir diye düşünüyorum. 6 | TurkEYnews • Yabancı ortaklar en çok hangi konulara ilgi gösteriyor? Yabancı ortaklar en çok şirketin mevcut pazar payına, büyüme kapasitesi olup olmadığına, ihracat yapabilme potansiyelinin bulunup bulunmadığına, özellikli bir ürün mü yoksa çok kolay taklit edilebilir bir ürün mü üretip üretmediklerine, pazarda şirketin ürettiği ürünün merdiven altı dediğimiz adı konulmamış rakipleri olup olmadığına, şirketin şeffaflık ve hesap verilebilir bir sistem kurup kurmadığına, ortaklık yapacağı kişilerin etik kurallar konusundaki yaklaşımına, neden ortaklık arayışında olduğuna dair birçok konuya önem veriyor. Yabancı ortak geldiğinde muhakkak kendi sistemini de kurmak isteyecektir. Bu durumda mevcut sistemin, kendi sistemine ne derece yaklaşıp yaklaşamayacağını, ortağının bu konuya sıcak bakıp bakmayacağını da bilmek isteyecektir. Bir şirketin tüm organlarının uluslararası statüde bir kaliteye gelmesini isteyecektir. Yabancı ortaklıklar özellikle sistemin bir bütün olarak doğru çalışmasını ister. Dolayısıyla burada sıralama yapmak, doğru olmaz diye düşünüyorum. • En çok değer artışı getirecek olan değişim ve düzenlemeler nedir? En önemli değer artışı getirecek değişim şeffaflık ve hesap verilebilirlik konusunda yapılacak düzenlemelerdir. Diğer taraftan, KOBİ’ler için belki fazla kaçacaktır ama kurumsal yönetim ilkelerini hayata geçirmelerini sağlayacak teşvikler getirmek, halka açılmalarını teşvik edecek vergisel avantajlar sağlamak ve bu konuda başarılı olan KOBİ’lerin tanıtımına destek olacak programlar yapmak, devlet tarafından parasal ödüller vermek faydalı olacaktır diye düşünüyorum. • Bugün hangi tip KOBİ’ler ilgi odağında? Bugün daha çok yenilikçi ürün üreten, ihracat potansiyeli olan, e –ticaret ile ürün satışı yapılabilecek bir ürün üreten, teknoloji ağırlıklı ve know how’ı olan KOBİ’lerin daha ön plana çıktığını söyleyebiliriz. Sayı 9 EY olarak Suudi Arabistan’ın kadınlara yönelik en büyük kariyer fuarı Astepahead 2015’e katıldık… Suudi Arabistan’ın kadınlara yönelik en büyük kariyer fuarı ve insan kaynakları konferansı olan Astepahead 2015 etkinliği 1–2 Nisan tarihleri arasında Riyad’da düzenlendi. Suudi Arabistan Çalışma Bakanlığı desteğiyle üniversite son sınıfta okuyan ve yeni mezun kadın adayları günümüzün büyüyen iş olanaklarına teşvik etmek ve yeteneklerini geliştirmek amacıyla düzenlenen etkinliğin ilk gününde EMEIA Stratejik Büyüyen Pazarlar Lideri ve Kurumsal Finansman Bölümü Şirket Ortağı Demet Özdemir “Potential for Women in Different Industries” başlıklı panelde konuşmacı olarak yer aldı. TurkEYnews | 7 Güncel Şirketler için yeni kuşak çalışanları elde tutmanın yolu esneklikten geçiyor EY’nin araştırması, çalışanlar için iş-yaşam dengesini kurmanın giderek daha zorlaştığını ortaya koyuyor. 8 ülkede yapılan araştırmaya göre her üç çalışandan biri, iş ve özel yaşam arasında dengeyi sağlamanın son beş yıl içinde giderek zorlaştığını düşünüyor. “Hareketli kuşak” olarak da bilinen Y kuşağı, diğer kuşaklarla kıyaslandığında iş ve özel yaşamları arasındaki dengeyi yönetebilmek için fedakârlıklar ve zor seçimler yapmaya istekli. EY araştırması, çalışanların işlerinden beklentilerini ve neden işten ayrıldıklarını, neden işte devam ettiklerini ve bu kararların farklı kuşaklar arasında nasıl bir değişim gösterdiğini de yansıtıyor. Y kuşağının %80’i için işyerinde kalma nedenleri arasında rekabetçi ücretler ve esneklik dahil diğer faydalar yer alıyor. Tüm dünyada çalışanların istifa etmelerinde ilk gerekçe olarak düşük maaş artışı öne çıkıyor. Çalışanların istifasında rol oynayan ilk beş sebep • Düşük ücret artışı EY tarafından tam zamanlı çalışanlara yönelik 8 ülkede yapılan araştırmaya göre, her üç çalışandan biri iş-yaşam dengesini kurmanın zorlaştığını düşünüyor. Bu gidişattan en çok genç jenerasyon çalışanlar ve ebeveynler etkileniyor. Özellikle Y kuşağı çalışanlar ve genç anne babalar, iş-yaşam dengesini kurmada kendilerini giderek artan bir baskı altında hissediyor. 8 | TurkEYnews • Terfi olanaklarının kısıtlı olması • Aşırı mesai saatleri • Takım çalışmasının desteklenmediği iş ortamı ve esnek çalışmaya izin vermeyen bir yönetim Sayı 9 İş-yaşam dengesini kurmak tüm dünyada zorlaşıyor Y Kuşağı: "Hareketli Kuşak" Dünya çapında Y kuşağı özel hayat ve iş dengesini sağlayabilmek için fedakarlıklar ve tercihler yapmaya istekli. Bu yüzden onlara "hareketli kuşak" deniyor. Şirketler bunlara ayak uydurmalı ya da kaybetme riskini göze almalı. Esneklik ve hırs el ele Y kuşağının çalışma saatleri artıyor %75 Dünyü çapında Y kuşağının %47'si son beş yılda çalışma saatlerinin arttığını söylerken en çok çalışanlar Meksika, ABD, Hindistan ve Brezilya'daki yöneticiler. Y kuşağının %75'i esnek çalışabilme imkanının yanı sıra terfi hakkı alabilmeyi istiyor. Tam zamanlı çalışan eşe sahip olma olasılığı çok daha yüksek Ebeveynler iş için daha çok seyahat ediyor %78 Y kuşağının %78'inin eşleri de tam zamanlı çalışıyor. Bu oran boomer kuşağında %47 idi. Ancak ABD geride kalıyor %38 Tüm nesillerin ebeveynleri ebeveyn olmayanlara kıyasla 2X daha fazla seyahat ediyor. ABD'li Y kuşağının %38'i daha iyi ücretli ebeveyn izni veren başka ülkelere taşınmayı kabul ediyor. "Hareketli Kuşağı" elde tutmanın 3 yolu 1 2 3 Tatminkar bir ücretin yanı sıra esneklik sağlayan haklar verin. Esnekliğin her şeyin üstünde tutun. %80 %74 Kadın ve erkekler için ebeveyn izinleri sağlayın. Y kuşağının %80'i işyerlerinde kalma nedenlerinin rekabetçi ücretler ve esneklik dahil diğer ek faydalar olduğunu belirtti. Y kuşağının %74'ü esnek çalışmalarına destek olan arkadaşlar ve yöneticileristiyor. %86 ABD Y kuşağının %86'sı ücretli ebeveyn izinleri verilmesi halinde istifa etmemeyi tercih ediyor. Daha fazlası için ey.com/globalgenerations adresini ziyaret ediniz. #generationgo 18-67 yaş aralığında ABD, İngiltere, Hindistan, Japonya, Çin, Almanya, Meksika ve Brezilya gibi çeşitli ülkelerde tam zamanlı olarak çalışan yaklaşık 9,700 yetişkin üzerinde inceleme yaptık. Farklı jenerasyonları şu şekilde tanımladık: Y kuşağı (18-33), X kuşağı (34-49) ve Baby Boomers kuşağı (50-68) ©2015 Ernst & Young LLP. All Rights Reserved. SCORE KK1080 ED None Çalışanların isteği daha fazla esneklik EY’nin araştırması, şirketler için hareketli kuşağı elde tutmanın bir yolunun da esneklik sağlama olduğunu gösteriyor. Y kuşağının %74’ü esnek çalışmaya destek olan iş arkadaşları ve yöneticiler istiyor. Çalışanlar için iş tercihinde rekabetçi ücret ve ek kazançlardan sonra en önemli şey esnek bir şekilde çalışırken aynı zamanda kariyerini ilerletebilme olanağı. Tam zamanlı çalışanlar ayrıca gerektiğinde esnek çalışabilme, ücretli anne babalık izni ve aşırı mesai yapmama olanaklarını da arıyor. Tam zamanlı çalışanların üçte ikisi ailelerine yakın olabilecekleri bir lokasyonda çalışma olanağını, uzun iş seyahatlerine, çocuk bakımı yardımına ve uzaktan çalışırken gerektiğinde e-posta ve telefonları kapatabilme gibi olanaklara tercih ediyor. Araştırmanın sonuçlarına göre, tam zamanlı çalışan ebeveynler anne-baba olmayanlara göre çalışma saatlerindeki artışı daha fazla hissediyor. İş hayatında yönetim kademelerine geçme ve aile kurma aşamasında olan genç kuşağın mesai saatleri geçen beş yıl içerisinde artış göstermiş durumda. 1965-1979 yılları arasında doğan X kuşağı için %38, 1946-1964 yılları arasında doğan Boomer kuşağı için %28 olan oran Y kuşağı yönetici jenerasyonu için %47.) Tam zamanlı çalışan yöneticiler arasında ise %41’lik orana sahip olan anne-babaların çalışma saatleri, anne baba olmayanlara göre son beş yıl içinde daha fazla artış gösterdi. Tam zamanlı çalışanlar arasında iş-yaşam dengesini kurmanın zor olduğu yönünde görüş bildirenlerin oranının en yüksek olduğu ülke %49 ile Almanya olurken iş, araştırmanın yapıldığı ülkeler arasında Çin %16 ile 8 ülke arasında son sırada yer alıyor. İş-yaşam dengesini kurmak için yapılabilecekler kuşaktan kuşağa fark ediyor. Y kuşağı iş-yaşam dengesini kurmak için iş değiştirme fikrine %77 gibi yüksek bir oranda sıcak bakıyor. X kuşağında bu oran %71’e, Boomer kuşağında ise %49’a düşüyor. Kariyer alanını değiştirme fikrine sıcak bakanların oranı Y kuşağında %76, X kuşağında %62, Boomer kuşağında %44. Sunulan bir fırsatı ya da terfi olanağını iş yaşam dengesini kurabilmek için geri çevirebileceğini söyleyenlerin oranı Y kuşağında %65, X kuşağında %56, Boomer kuşağında ise %47. Çocuğa bakmak için kendisinin ya da eşinin işi bırakabileceğini belirten çalışanların oranı Y Kuşağında %59 iken, X Kuşağında %47, Boomer Kuşağı'nda %30. Y kuşağının %78’inin eşleri de çalışıyor. Bu oran boomer kuşağında %47 idi. Y Kuşağının %38’i ebeveynler için daha iyi ücretli izin ve şartlar sağlayan ülkelere taşınma fikrine sıcak bakıyor. Yaşları 18 ile 67 arasında değişen ve farklı sektörlerdeki şirketlerde çalışan tam zamanlı 9.700 yetişkinin katılımıyla gerçekleştirilen araştırma, ABD, İngiltere, Hindistan, Japonya, Çin, Almanya, Meksika ve Brezilya’da yapıldı. TurkEYnews | 9 Söyleşi Bankacılık sektöründe sağlıklı büyüme • Bankacılık sektöründe bir bankada büyümenin sağlıklı olup olmadığı hangi göstergelerinden anlaşılır? Bu anlamda sürekli bakılan en önemli göstergeler hangileri? Selim ELHADEF EY Türkiye Danışmanlık Bölümü ve Finansal Hizmetler Sektör Lideri Danışmanlık Bölümü ve Finansal Hizmetler Sektör Lideri Selim Elhadef ile bankacılık sektöründeki büyümeye ilişkin bir röportaj gerçekleştirdik. 10 | TurkEYnews Bir bankanın hızlı büyümesi bir yandan kar büyümesi ve Pazar payı artışı, diğer yandan ise ölçek ekonomisi sağlaması nedeniyle olumlu karşılanan ve beklenen bir durumdur. Ancak, büyümenin bileşenlerini ve arkasındaki sürükleyici gücü iyi anlamak gerektiğini düşünüyoruz. Bir banka özelinde öncelikle büyümenin hızını sektörle veya rakiplerle kıyasladığımızda çok ciddi farklar oluşuyorsa, buradaki performansın sebeplerini çok daha dikkatli incelemek ve anlamak gerekiyor. Özellikle üç yıl üst üste sektörün/rakiplerin çok üzerinde büyüme yakalayan bir bankanın yakından incelenmesi gerekiyor. Çünkü büyümenin sürdürülebilir olması ve karlılık ile desteklenmesi şart. Aksi halde, kısa sürede yıkıcı (value destruptive) bir durum ortaya çıkabilir. Hızlı büyümenin bankanın teknoloji altyapısı, insan kaynağı, risk kontrol sistemleri ve tabi ki şube yapılanması üzerinde ciddi etkileri var. Bir yıl içinde daha önceki bütün personelin %30’u yenilenmiş, yeni lokasyonlarda şubeler açılmış ve bankada geçmişi olmayan müşterilerin oranı %20’ye ulaşmış olabilir. Dolayısıyla, büyümeyi bir yönüyle “değişim” süreci olarak görmek mümkündür. Değişim her zaman her kurumda sancılı bir süreçtir ve doğru yönetilmesi gerekir. Büyüme sürecinin nasıl yönetildiği eninde sonunda rakamlara da yansıyacaktır. Bazı sonuçlar daha geç gözlense de sonuç genelde değişmez. genellikle kredi büyümesi (aktifler değil) sektör ve rakiplere göre durumu gözlemlenen ilk öncü veridir. Bu oran çok hızlı ise, fonlama ve sermaye gücüne etkisini incelemek gerekir. Eğer büyüme kısa vadeli kaynaklarla fonlanırken sermaye yeterliliği çok hızlı düşüyorsa, büyümenin fazla risk alınarak elde edildiği düşünülebilir. Bu açıdan bakıldığında likidite riski, faiz ve kur riski gibi göstergelerin de takip edilmesi gerekir. Büyümenin karlılık ve verimlilik üzerine etkisi ise biraz daha gecikmeli olarak gözlemlenebilir. Çünkü, yatırımların sonuçları gecikmeli olarak gelire dönüşecektir. Bir dönemde personel sayısının artması, şubeler açılması ve sistem altyapı yatırımları yapılması o yıl için verimlilik ve karlılığı olumsuz etkilerken sonraki yıllarda geri dönüşü olabilir. Verilen kredilerin gerçek karlılık performansı ise en son gözlemlenen veridir, çünkü riskli müşterilere verilen yüksek faizli krediler ilk başta marjları yükseltse de, sonraki yıllarda kredi takibe düştüğü anda kar bir anda eriyip gidebilir. Sayı 9 Kredi riskini önceden kestirebilmek için; bankaların sektörel ve müşteri bazında yoğunlaşması, kredilerinin teminat yapısı, kredilendirme analiz ve onay süreçleri, risk iştahının nasıl düzenlendiği gibi niteliksel faktörlerin de incelenmesi ve tartışılması gerekir. Sonuç olarak, bu sorunun doğru cevabı için bütünsel bir analiz yapmak ve göstergelerin doğasındaki gecikmeleri de dikkate alarak yorum yapmak gerekir diye düşünüyoruz. • Sektör genelinde işlerin sağlıklı gidip gitmediğini gösteren en önemli göstergeler nelerdir? 3-4 önemli gösterge belirtir misiniz? Bizim sektörde önemli gördüğümüz yapısal göstergeler içinde sermaye yeterlilik rasyosu, kredi/mevduat oranı, ortalama öz sermaye karlılığı, aktif kalitesi, maliyet/gelir oranını (cost/income) sayabiliriz. Bilanço yapısının sağlamlığı, fonlama ve likidite durumu, karlılık ve verimlilik açısından bu göstergeler sistem hakkında genel bir fikir veriyor diye düşünüyoruz. • Dünyada da bankacılık sektörlerinde aynı göstergelere mi bakılır? Tüm dünya için aynı göstergeler mi hayatidir? Yoksa Türkiye’ye özgü bazı göstergeler mi öne çıkar, evetse hangileri? Türkiye’de BDDK’nın öngördüğü standartlar ve BASEL prensipleri ile uyum açısından kıyasladığımızda, Türk Bankacılık sisteminin dünyanın geri kalanından çok farklı bir eksende gittiğini düşünmüyoruz. Dolayısıyla, pek çok açıdan aynı göstergelerin takip edildiğini gözlemliyoruz. Ancak, yerel bazı farklar sisteme değişik özellikler katabiliyor. Örneğin, Türkiye’de geleneksel olarak döviz kredisinin şirketler tarafından tercih edilmesi, bireylerin ise döviz borçlanamaması durumu varken, yurtdışında tam tersine şirketlerin genelde yerel para cinsinden borçlandığını görebiliyoruz. Veya, ülke merkez bankalarının farklı para politikası, zorunlu rezerv, kredi karşılığı tercihleri veya tahvil piyasasındaki farklı uygulamalar sisteme yansıyor. Bu açıdan, aynı göstergeye bakıyor olsak bile, iki farklı ülke için elma/elma kıyaslaması olmayabiliyor, ülkenin iç dinamiklerine hakim olarak incelemek gerekiyor. • Bu göstergelerde tehlike işareti olan sınırlar nedir? Bu göstergeler kaça çıkınca/düşünce alarm verir? Bankacılık sisteminin 2014 ve 1C15’deki büyüme performansının reel olarak enflasyonun bir miktar üzerinde olduğunu ve son yıllarda ciddi olarak yavaşladığını gözlemliyoruz. Aktif kalitesinin iyi yönetildiğini ve sistemik risk oluşturacak bir durum olmadığını da gözlemliyoruz. Sermaye yeterlilik, kredi/mevduat ve öz sermaye karlılığı oranlarının ise artık hızlı büyümeyi destekleyecek seviyeden uzaklaşmaya başladığını gözlemliyoruz. Nitekim büyüme oranları da bunu teyit ediyor. Alarm seviyesinden ziyade, bankaların daha fazla mevduat kaynaklı büyüme arayışına girmesi gerektiğini ve öz sermayelerini karlılık ile destekleyerek biraz daha büyütmeleri gerektiğini gözlemliyoruz. • Siz bilinen göstergelerin ötesinde -özellikle başarıyı anlamak için- sektör ya da banka bazında farklı ve alışılmadık hangi göstergelere bakarsınız? Bizim açımızdan banka yöneticileri ile yaptığımız bire bir görüşmelerde edindiğimiz bilgi ve izlenimler geleceğe dair görüşümüzü oluştururken en faydalı gösterge oluyor. TurkEYnews | 11 Makale Dijital Bankacılık, Trendler ve Yaklaşım 12 | TurkEYnews Sayı 9 Günlük hayatımızdaki aktivitelerden iş hayatındaki işlemlere kadar birçok konunun dijital dünya üzerinden yürütülmeye başlandığı bir dönemdeyiz. Artık dijital dünya sadece belirli zaman ve mekanda kullandığımız internet ve mobil hizmetler olmaktan çıkıyor. Kişisel ve iş hayatımızda yaptığımız her işlem ve kullandığımız her araç artık bu dünyanın parçası haline geliyor. 2014 sonu itibari ile sadece WhatsApp üzerinden günde 30 milyar mesaj geçiyor, 2020 itibari ile nesnelerin interneti dediğimiz dünyada farklı tiplerde 50 milyar cihazın olması bekleniyor. Bu durum sadece teknoloji ilerlemesinde bir sonraki aşama değil, aynı zamanda iş modellerinin değiştiği, sektörler arasında yer alan çizgileri zorlayan ve ülkelerdeki istihdam modellerini etkileyebilecek potansiyele sahip. Sermaye ihtiyacını azaltan ve pazara yeni ürün-hizmet ulaştırma yapısını temelden değiştiren bir model hızla hayata geçiyor (örnek: Google GooglePlus ürünü ile 10 milyon kullanıcıya sadece 16 gün içerisinde ulaştı). 2000’lerden sonraki dönemde sektörlerdeki girdi ve verimlilik artışı (dolayısı ile GSMH artışı) 20. yüzyıldakine benzer oranlarda istihdam artışına yansımıyor. Dijitalleşme, içinde bulunduğumuz dönemde GSMH artışında oluşan bu yavaşlamanın giderilmesinde de önemli bir potansiyele sahip. Bankacılık sektöründe de dijitalleşme kritik önem taşıyor. Bankacılık yapısı itibari ile ekonominin temel sektörlerinden, bireysel ve kurumsal alanda sayısız ekonomik aktivitenin yürütülmesinde kritik işleve sahip bankacılık sektöründe dijitalleşme hızla önem kazanan bir trende dönüşüyor. Dünya genelinde hızla artmakta olan internet kullanımının etkisi ile Amerika, Avrupa ve Asya’da birçok ülkede bankacılık yapısı temel değişikliklerden geçiyor. Şube bankacılığı yapısı azalırken hem bireysel hem kurumsal müşteriler bankacılık ile ilgili analiz ve işlemlerini dijital ortamlardan (internet, mobil bankacılık) yapmayı tercih ediyor. Son dönemde ön plana çıkan ödeme sistemleri ve bu sistemlerin farklı sektörler üzerindeki etkisi de bankacılık alanında dijitalleşmenin önemine işaret ediyor. Peki yukarıda belirtilen trendler ışığında bankalar dijitalleşmeyi yakalamak ve avantaja dönüştürmek için neler yapmalı? Dijital stratejiyi belirlemede kilit nokta, bunun bütünsel bir yaklaşım olması gerektiği. Başka bir deyişle sadece müşteri iletişimi, satış ve pazarlama aktiviteleri ya da sadece operasyonel konulara odaklanmak sadece belirli bir kapsam çerçevesinde kalan limitli bir kazanım sağlıyor. Bütünsel yaklaşıma baktığımızda ise aşağıda yer alan ana noktaları görüyoruz. Üst Yönetim Desteği Dijitalleşme, kurum içerisinde günlük aktivitelere odaklı değil uzun vadeye dönük bir çalışma olarak algılanmalı. Kurumun ileriye dönük piyasada pozisyonlanmasını ve rekabet avantajını etkileyecek bir çalışmanın yapılandırılmasında üst yönetim desteği kritik önemde. Dijitalleşmeye dönük çalışmalar için ayrı bir üst yönetim yapısı oluşturulup günlük aktivitelerden ayrı ele alınması ve bütçelendirilmesi başarı için önemli bir diğer faktör. Bankalarda bu yapının ilerleyen dönemde ayrı bir direktörlük ya da iş birimi biçiminde şekillenmesini bekliyoruz. Veri Yönetişimi Fatih ÖĞÜN EY Türkiye Danışmanlık Hizmetleri Finansal Hizmetlerden Sorumlu Kıdemli Müdür Dijitalleşme ve bu yapının alt unsurlarından biri olan “nesnelerin interneti” (internet of things) ile birlikte, veri artık değer zincirindeki bir yan ürün değil, ana parametrenin kendisi haline geliyor. Hem içeride hem dışarıda üretilen veriyi zamanında yakalayabilen, bunu koruyabilen, analiz edip çıkarım yapabilen ve bu çıkarımlar doğrultusunda hızla aksiyon alan bankalar rekabet avantajı yakalayacak. Diğer sektörlere göre hacmi ve çeşidi yüksek miktarda veri yöneten bankacılık sektöründe yeni veri türlerini yakalamak kadar eldeki mevcut verilerin etkin yönetimi de kritik önemde olacak. Veri Yönetişimi genelde söylenmesi yapılmasından daha kolay bir yaklaşımdır. Bu yapının hayata geçirilmesinde teknoloji desteğinin yanı sıra, doğru organizasyon ve yönetişim yapılarının kurulması da önemli olacaktır. Silolara Bütünsel Bakış Dijitalleşmenin gerçekleştirilmesinde süreçlerin bütününe bakmak kritik unsurlardan birini oluşturuyor. Bankacılık aktivitelerinde dijitalleşmenin şekillendirilmesinde müşterinin kazanımı, ürünlerin ve hizmet kanallarının yönetimi, analitik aktivitelerinin şekillendirilmesi, kampanya yönetimi ve çapraz satış aktivitelerinin takibi kapsamın içerisinde yer alması gereken alanlar. Buna ek olarak şubelerden başlayarak operasyonların ve karar alma süreçlerinin gözden geçirilmesi, verinin işlenmesinin otomatize ve kağıt kullanmayan bir hale getirilmesi, şube operasyon ile merkezi operasyon ve merkezi operasyonun kendi içerisindeki akışların dijital hale getirilmesi, müşteriye yönelik süreçler kadar önemli. Bu boyutları bir arada kapsamlı bir program dahilinde yürüten bankalar, yarının bankacılık sektörünün ana oyuncuları olacaklar. TurkEYnews | 13 Güncel EY Türkiye İstanbul ofisi LEED Gold Sertifikası aldı EY Türkiye'nin Orjin Maslak İstanbul ofisi, dünyada en yaygın ve en güvenilir “Yeşil Bina Sertifika Sistemi” olan LEED Sertifikası'nın en yüksek kategorilerinden biri olan LEED Gold Sertifikası'nı aldı. olmasını sağlama amacıyla geliştirilmiş bu özel sertifikaya binamız Orjin Maslak’ın yanı sıra kendi ofisimiz için de sahip olmaktan dolayı gurur ve mutluluk duydum. EY Türkiye’nin duyarlı çalışanları olarak, sahip olduğumuz bu özel sertifikanın gerektirdiği hassasiyeti göstermeye devam edeceğiz” dedi. Müşteri portföyü ve çalışan sayısındaki artışla Ekim 2014'te merkez ofisini Orjin Maslak Plaza'ya taşıyan EY Türkiye'nin çevreye olan duyarlılığı ve sürdürülebilirliğe verdiği katkı bu sertifikayla tescil edilmiş oldu. Enerji tasarrufu ve çevreci uygulamalar Çok sayıda kriter doğrultusunda yapılan puanlamayla verilen LEED (Leadership in Energy and Efficiency Design/Enerji ve Çevre Dostu Tasarımda Liderlik) sertifikasına sahip yapılarda verimliliğin ölçülebilir oranlarda arttığının bilimsel verilerle ortaya konduğunu söyleyen EY Türkiye Ülke Başkanı Mustafa Çamlıca, “Amerika Birleşik Devletleri Yeşil Binalar Konseyi (USGBC) tarafından, insana ve doğaya saygılı yeşil binalar ve yerleşkeler yaratarak dünyamızın daha yaşanabilir 14 | TurkEYnews Orjin Maslak'ta bulunan İstanbul ofisinin daha esnek ve verimli çalışmaya imkan sağlayan tüm özellikleri bir arada sunduğunu ifade eden Mustafa Çamlıca, yeni ofiste birçok çevreci uygulamanın da hayata geçirildiğini belirtti. Çamlıca şunları söyledi: “Bu amaçla ofisin farklı noktalarına geri dönüşüm noktaları, enerji tasarrufu sağlayan aydınlatma sistemi ve sağlıklı yaşam odaları inşa ettik. Global düzeyde tüm EY ofislerinde 'Geleceğin Çalışma Ortamı – Workplace of the Future' konseptine geçiyoruz. Türkiye de öncü ülkelerden biri.” Orjin Maslak'ta bulunan EY Türkiye merkez ofisi , dünyada en yaygın ve güvenilir “Yeşil Bina Sertifika Sistemi” olan LEED Sertifikası'nın en yüksek kategorilerinden LEED Gold Sertifikası'n a sahip oldu. Bu sertifikay la EY Türkiye'nin çevreye olan duyarlılığı ve sürdürülebilirliğe verdiği katkı da tescillendi. Sayı 9 EY, TİDE 20. Yıl Özel Ödülü’nün sahibi oldu Dünya çapında 180 binden fazla üyesi bulunan Uluslararası İç Denetçiler Enstitüsü’nün (IIA) Türkiye’deki temsilcisi olan TİDE’nin, “Farkındalık Ayı” etkinlikleri kapsamında düzenlediği “Farkındalık Ödül Töreni”nde, toplamda 5 kategoride 53 ödül sahipleriyle buluştu. Türkiye İç Denetim Enstitüsü’nün kurulduğu yıldan beri kurumsal varlığının gelişimi ve sürdürülebilirliğine olan desteği nedeniyle EY Türkiye, TİDE tarafından ‘TİDE 20. Yıl Özel Ödülü’ne layık görüldü. Kuruluşunun 20. yılını kutlayan Türkiye İç Denetim Enstitüsü (TİDE), Mayıs ayının İç Denetimde Farkındalık ayı olması nedeniyle "İç Denetimde Farkındalık Ödülleri" törenini düzenledi. Türkiye’deki iç denetim uygulamalarının uluslararası standartlara kavuşmasına, iç denetim mesleğinin gelişmesine katkıda bulunan, bu alanda yatırım yapan kurumların, akademisyenlerin ve iç denetçilerin ödül aldığı tören, 20 Mayıs 2015 Çarşamba akşamı Feriye Sarayı’nda gerçekleştirildi. EY Türkiye adına ödül törenine katılan Danışmanlık Hizmetleri Bölümü Şirket Ortağı Arzu Pişkinoğlu’na ödülü, TİDE Yönetim Kurulu Başkanı Gürdoğan Yurtsever takdim etti. TurkEYnews | 15 Makale EY’den sosyal, ekonomik ve çevresel alanda sürdürülebilirliğe tam destek EY’nin 2014 yılı Sürdürülebilirlik Raporu yayınlandı. EY Türkiye tarafından ilk kez hazırlanan rapor, EY’nin çevreye, paydaşlarına ve çalışanlarına yönelik sorumlu ve duyarlı uygulamalarını ortaya koyuyor. Hizmet verdiği organizasyonların sürdürülebilirlik stratejisi geliştirmelerine yardımcı olan EY, profesyonel hizmet sağlayıcı olarak sosyal, ekonomik ve çevresel alanda sürdürülebilirliğe katkıda bulunuyor. EY Türkiye, iş dünyasında kadınların liderliğini destekliyor EY Türkiye Sürdürülebilirlik Raporu, iş dünyasında kadınların liderliğinin organizasyonların performansını yükselttiğini ve geleceğin küresel çaptaki sorunlarının çözümünde önemli katkı sağladığını vurguluyor. EY Türkiye Sürdürülebilirlik Raporu, ülkelerin refah seviyesinin artmasında ve şirketlerin sürdürülebilir başarıyı yakalamalarında kadın liderlerin rolüne işaret ediyor ve EY Türkiye bünyesinde kadın liderlerin sayısının artmasının şirketin başarısında büyük bir rol oynadığını ortaya koyuyor. 2014 EY Sürdürülebilirlik raporunda iş hayatında Kadın’ın rolü ve Kadın liderlere ilişkin olarak desteklediği programlara ilişkin bilgilere yer veriliyor. • Türkiye’de de aralarında Koruncuk Vakfı, TEMA ve Avrasya Maratonu’nun bulunduğu sivil toplum girişimlerini ve etkinlikleri destekleyen EY, 16 | TurkEYnews hayata geçirdiği çeşitli programlarla, sürdürülebilir kalkınmanın sağlanmasında özellikle kadınların rolünün daha da artırılmasına destek veriyor. • Çalışma dünyasında ilham veren başarılara imza atan kadınları destekleyen EY, hem küresel çapta hem de Türkiye’de genç kadın girişimcileri geleceğin iş liderleri olma yolunda çeşitli işbirliği, sponsorluk programları ve platformlar aracılığıyla destekliyor. • Tüm dünyada kamu çalışanlarında yüksek bir orana sahip olan kadınların liderlik rollerindeki oranlarının ise ancak %20 olmasından yola çıkan EY, bu cinsiyet eşitsizliği sorununun çözümüne de katkıda bulunuyor. • EY’nin Dünya Kadın Kamu Sektörü Liderleri Ağı, kamu sektöründeki kadın liderleri tanıştırıp küresel bir çerçevede bir araya getirmeyi ve liderlik deneyimlerini paylaşmalarını sağlıyor. EY Kamu Sektöründe Kadın Liderleri İndeksi, belirli aksiyonların alınmasıyla liderlik rollerinde kadınların daha fazla temsil edilmesinin sağlanabildiğini ortaya koyuyor. • Global Women in Business Advisory Council (GWBAC), kadın girişimci ve liderlere, fikir ve deneyim alışverişi, sermaye temini, koçluk fırsatları ve ilgili alanlarda geniş bir network’e erişim olanakları sunuyor. • Entrepreneurial Winning Women programı ise, net büyüme hedeflerine sahip kadın girişimcileri yatırımcılar, danışmanlar ve iş liderlerinin oluşturduğu etkili bir ağ ile bir araya getiriyor. Kadın Atletler Küresel İş Ağı (Women Athletes Global Business Network ) atletizm alanında başarılı olan elit kadın atletlerin bu değerli yeteneklerini iş dünyasında kullanmalarına yardımcı olmayı amaçlayan bir program. Sayı 9 "EY Türkiye, tüm sektörlere yönelik sunduğu güvence ve danışmanlık hizmetleri yelpazesi ile destek olduğu müşterilerini, iklim değişikliği ve sürdürülebilirlik liderleri arasında yer almaları için yerel ve küresel ölçekte desteklemektedir. Zeynep OKUYAN EY Türkiye İklim Değişikliği ve Sürdürülebilirlik Hizmetleri Lideri Sektörde bir ilk olarak imza attığımız; yarattığımız farkındalık ve hayata geçirdiğimiz projeleri kapsayan Sürdürülebilirlik Raporumuz, Türkiye'de ve uluslararası alanda faaliyet gösteren bir firma olarak, sürdürülebilirlik konusunda bağlılık ve tutku ile gerçekleştirdiğimiz birçok girişimimiz arasında yerini almıştır. Her zaman konusunda öncü olmayı hedefleyen ekibimiz bu ilki her sene daha iyiye götürmek ve hedeflerine ulaşmak için çalışmalarına devam etmektedir." EY Türkiye’nin 2014 Sürdürülebilirlik Raporu, şirketin sosyal, ekonomik ve çevresel değerlere yönelik sürdürülebilirlik odaklı çalışmalarını ortaya koyuyor. Profesyonel hizmetler alanında lider konumuyla sürdürülebilirliği destekleyen EY Türkiye’nin İklim Değişikliği ve Sürdürülebilirlik Hizmetleri, organizasyonların sürdürülebilirlik stratejisi geliştirmelerine ve bu alandaki performanslarını iyileştirmelerine yardımcı oluyor. Amaç; sürdürülebilirliğe en üst düzeyde katkıda bulunmak ve karbon ayak izini küçültmek EY Türkiye, gelecek dönemlerde sera gazı emisyonlarını düşürme hedeflerini belirleyerek bu hedeflerle ilgili paydaşlarla iletişim içerisinde olmak üzere iç sürdürülebilirlik stratejisi ve girişimlerinden sorumlu bir Sürdürülebilirlik Komitesini de hayata geçirdi. EY Türkiye’nin ilk Sürdürülebilirlik Raporu, Global Reporting Initiative (GRI) G4 rehberine uygun olarak hazırlandı. Rapor, GRI tarafından öncelikli göstergelerin beyanı (Materiality Disclosures) uygunluk onayına da sahip. EY Türkiye uzmanları, müşterilerine enerji tüketimini azaltmaları, karbon salınımını en aza indirmeleri ve şirket itibarlarını yükseltmeleri konusunda tavsiyelerde bulunuyor. %51’i kadın, % 49’u erkeklerden oluşan 1043 EY Türkiye çalışanı, bir yılık süre içinde, sürdürülebilirlik konularının da önemli yer tuttuğu toplam 33.714 saatlik eğitim aldı. Rapor, EY’nin istihdam politikasının ana ilkelerinden biri olan yeteneğin değerlendirilmesinde en üst düzeyde çeşitliliği sağlamak hedefini ve bu hedefe ulaşma yolunda yapılan çalışmaları ortaya koyuyor. Ekonomik istikrar ve gelişimin korunmasına katkıda bulunmayı topluma katkıda bulunmanın yollarından biri olarak gören EY, geçen 15 yıl içinde Dünya Ekonomik Forumu’nu stratejik ortak olarak destekledi, ekonomik kalkınmayı şekillendirme yolunda bilgi ve deneyimlerini dünyanın en etkili iş liderleri, politikacıları ve akademisyenleri ile paylaştı. Karbon ayak izini en aza indirmek konusu üzerinde titizlikle duran EY Türkiye, bunun için ofis enerji tüketimini ve iş seyahatlerinden kaynaklanan karbondioksit üretimini yıldan yıla en aza indirme hedefiyle çalışıyor. Sürdürülebilirlik Raporu’nun hazırlanması sürecinde öncelikle Sera Gazı Protokolü uyarınca tüm ofislerine ve iş seyahatlerine ait karbon ayak izini hesaplayan EY Türkiye, her geçen yıl çevresel ayak izini azaltmayı ve bu alandaki performansını iyileştirmeyi hedefliyor. TurkEYnews | 17 Makale Küresel Bankacılık ve Sermaye Piyasalarında Gündemdeki Konular Makroekonomik ve jeopolitik alanlarda yaşanan olumsuz gelişmeler, süregelen düşük faiz ve değişkenlik ortamı, düşük kâr marjları, artan yasal uyum gereksinimleri gibi nedenlerle 2014 yılının küresel bankacılık ve sermaye piyasaları sektörü için oldukça zorlayıcı bir yıl olarak geçtiği söylenebilir. İçinde bulunduğumuz 2015 yılına bakıldığında ise geçen yıl yaşanan zorluklarla birlikte, küresel ekonomik büyümedeki düşüş beklentileri, müşterilerin ve yatırımcıların korunması ile sermaye ve likidite gereksinimlerine uyumda düzenleyici kuruluşların artan beklentisi, güçlenen ABD doları gibi etmenlerin varlığı finansal kurumlar için bu zorlayıcı ortamın devam edeceği sinyallerini veriyor. Doğan TANRISEVEN EY Türkiye, Danışmanlık Hizmetleri Yönetici Direktör EY tarafından geçtiğimiz Mart ayı içerisinde dünyadaki 32 büyük finansal kuruluştan elde edilen bilgiler doğrultusunda bankacılık ve sermaye piyasaları sektörü üzerine yayımlanan rapor1, finansal kurum CEO’larının bahse konu zorlayıcı koşullar altındaki gündem konularını özetliyor. Küresel finansal kuruluşlar tarafından öne çıkarılan bu gündem konuları, finansal sektörün temelde küresel gelişmelerle doğrudan ilişkili olan yapısı ve mevcut yabancı ortaklıklar nedeniyle Türkiye finansal piyasalar sektörü gündemini de yakından ilgilendiriyor. Makroekonomik zorluklar ve karlılık baskısı Rapor, günümüz koşullarında finansal sektörün odaklandığı temel konulardan birinin kârlılık baskısı olduğunu gösteriyor. Araştırmada yer verilen bilgilere göre 2014 yılında, analize verileri dahil edilen 26 banka içerisinde öz sermaye kârlılık oranı (ROE) %11’in üzerinde sadece 8 banka bulunmakta iken, 18 küresel bankanın öz sermaye kârlılık oranının %10 ve altında olduğu gözlemlendi. Raporlanan ROE (%): FY14 29.1 FY13 18.3 1.7 2.7 4.4 5.1 5.3 5.6 6.8 7.0 7.2 7.3 7.8 7.7 11.2 8.9 9.2 9.9 10.0 10.1 13.4 14.7 15.4 24.0 19.0 -8.0 Raporda, bahsedilen 8 bankanın Amerika genel merkezli olduğu ve daha önemlisi hiçbirinin önemli yasal maliyet ve cezalara maruz kalmadığı belirtiliyor. Finansal sektörün, gelişmekte olan makroekonomik zorluklar ile mücadele ettiği vurgulanıyor. Bankaların, dünya çapında, son yıllarda beliren ve 2015 yılı itibariyle de devam eden düşük faiz oranları, düzensiz gayrisafi yurtiçi hasıla (GDP) ve ekonomik büyüme koşulları altında operasyonlarını sürdürmekte olduğu ve bu koşulların bankalar için artık normal iş koşulları olarak kabul edildiği not ediliyor. 1 “Key themes from 4Q14 earnings calls, March 2015”, EY. 18 | TurkEYnews Sayı 9 aklanmasının önlenmesi mevzuatına uyumsuzluk veya uluslararası yaptırımlara aykırı olarak gerçekleştirilen işlemler nedeniyle) daha düşük gelir yaratılmasında etken olduğu görülüyor. Raporda, regülasyonlar ve uyum beklentilerinin yoğun bir şekilde devam edeceği öngörülüyor. Finansal kriz sonrasında özellikle sermaye, finansal yapı ve likidite üzerine birçok yeni ve zorlu kurala uyum gereksinimleri küresel ve yerel düzenleyici kurumlar tarafından getirilmişti. Bunun doğal bir sonucu olarak bankaların bu düzenlemelere uyum sağlama konusunda yoğun çalışmalarda bulunmakta olduğu ve düzenleyici kurumlar ile sürekli bir iletişim içerisine girdiği belirtiliyor. Harcamaların düşürülmesi doğrultusunda atılan adımların, ortaya çıkan yasal ve uyum maliyetleri nedeniyle beklenen etkiyi yaratamadığına dikkat çekiliyor. Buna rağmen, güçlü maliyet disiplini ve tasarrufların, verimlilik artışı ile birlikte maliyetlerin düşürülmesindeki önemi banka yöneticileri tarafından vurgulanıyor. Yasal ve uyum maliyetleri Yasal ve uyum maliyetlerinin bankaların gelir performansını ve kârlarını etkilediği belirtiliyor. Finansal kuruluşların günümüzde maruz kalabildiği yasal uyum risklerinin, yargılama ve uyum giderleri ile düzenleyici kurumlar tarafından kesilen para cezalarının (örneğin, karaparanın Satın alma ve yeniden yapılandırma Araştırmada çıkan sonuçlardan bir diğeri olarak, bankaların, satın alma veya elden çıkarma yoluyla ana faaliyet konuları olan ve olmayan yatırımlarında veya pazarlarda yeniden yapılandırma çalışmalarını yürütmekte olduğu belirtiliyor. Bankaların stratejik öneme sahip bölgelere ilgilerini devam ettirmekle birlikte, Asya, Orta ve Doğu Avrupa ve Afrika gibi gelişen pazarlara yatırımların özellikle Avrupa bankalarının gündeminde olduğu, öte yandan bazı bankaların çeşitli coğrafyalardaki ana faaliyeti olmayan yatırımlarını ve iş portföylerini yeniden yapılandırma isteği içinde olduğu görülüyor. Kredi kalitesindeki pozitif iyileşme trendi Tüm bunların yanında, kredi kalitesinde pozitif yönde bir iyileşme trendinin vurgulanması rapor sonuçlarına yansıyor. Banka yöneticileri, sorunlu kredilerde ve dolayısıyla karşılık ve kredi maliyetlerinde düşme yaşandığını, bunun da kredi kalitesine olumlu etki yarattığı yönündeki görüşlerini belirtiyorlar. Buna bağlı olarak 2015 yılı itibariyle, kullandırılan kredi hacimlerinde pozitif etkilerin yaşanacağı da beklentiler arasında sıralanıyor. Dijital yaratıcı yatırımlar Son olarak, araştırmadan çıkan sonuçlara göre dijital yaratıcı yatırımlar, müşteri memnuniyetini ve bağlılığını hedefliyor. Bankalar mevcut durumda, dijital alanlardaki yatırımların banka gelirlerinin artırılmasına olan somut etkisinin gösterilmesinde biraz daha zamana ihtiyaç duyulduğunu belirtse de, özellikle bireysel bankacılık alanındaki müşteri deneyiminin iyileştirilmesi, müşteri memnuniyetinin artırılması yoluyla müşteri bağlılığının ve daha kârlı hizmetlerin sunulabilmesi yönündeki yatırımlarına devam ediyorlar. TurkEYnews | 19 Makale Periscope’dan para kazananların vergilemesi Periscope uygulaması, indirildiği mobil cihazlar üzerinden canlı yayın yapılmasına ve diğer kullanıcıların yapmakta oldukları canlı yayınların izlenmesine imkan tanıyor. Siz canlı yayında iken takipçileriniz yazılı mesaj yollayabiliyor, ekranda beliren bu mesajları diğer takipçiler de görebiliyor. Dilerseniz sadece belirlediğiniz kişilere özel yayın da yapabiliyorsunuz. Kriterler Vergi yükümlülüklerinin doğru olarak tespitinde aşağıda sıraladığımız sorulara verilecek cevaplar belirleyici rol oynamaktadır: Periscope, kendi sitelerindeki tanımlamalarıyla, dünyanın bir başkasının gözlerinden keşfedilmesine imkan tanıyor. Bu kişi, Ukrayna’daki sokak göstericisi de olabilir, Kapadokya’da balonla gezen bir turist de. • Canlı yayın içeriği “eser” niteliğinde mi? Uygulama şimdilik sadece 7.2 ve üzeri iOS işletim sistemi olan cihazlarda çalıştığı için henüz deneyimlemeyen çok kişi var. Lakin çılgınlığın başlaması yakındır. • Canlı yayın ticari faaliyet çerçevesinde mi yapılmakta, serbest meslek faaliyeti çerçevesinde mi yapılmakta? Yoksa sadece sosyal paylaşım amaçlı mı? Herkesin elinde kaliteli görüntü almaya imkan veren 3G uyumlu cihazlar varken, Periscope sizi milyonların izlediği bir sanatçı da yapabilir, ‘çalışmadan’ para kazanan bir ‘çalışan’ da. Canlı müzik keyfi için evinizden dışarı çıkmanız gerekmez. Seyircilerden biri canlı yayına geçmişse, ücretli kablolu TV yayınına da gerek kalmaz. Ücreti mukabilinde heveslilerden içerik sağlayıcı bir ordu kurabilirsiniz. ‘Olay’ın olduğu yere muhabir göndermektense olay yerinden canlı yayın yapan birine bağlanabilirsiniz. Pazarlamacılarınızı Periscope fenomenleri arasından seçebilirsiniz. Her türlü sosyalleşmemize katkı sağlayacağı da muhakkak! Canlı yayınlarınızı pekâlâ paraya çevirebilirsiniz. Canlı yayın vasıtasıyla elde edilen kazanç, tutarı ne olursa olsun beyan edilmesi gereken ticari kazanç ya da serbest meslek kazancı olarak nitelendirilebileceği gibi sadece belli tutarı aşması halinde beyan edilen arızi ticari kazanç ya da arızi serbest meslek kazancı niteliğinde de olabilir. Şartların sağlanması halinde telif kazancı istisnasından yararlanılabilir. 20 | TurkEYnews • Canlı yayını yapan kişi müellif mi, yoksa üçüncü bir kişi mi? • Kullanılan ödeme sistemi ve ödeme aracı nedir? • Satıcı ile alıcı arasında aracı var mı? Aracının fonksiyonu sadece para transferinden ibaret mi? • Canlı yayın işi mutad meslek olarak mı yürütülmektedir, yoksa arızi mi? • Ücretli canlı yayını yapan ya da para ödeyerek içeriğe ulaşan yurt dışında mukim mi? İlgili ülke ile Türkiye arasında çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması var mı? • Canlı yayın içeriği kullanıcı tarafından mı oluşturuldu? • Gelir paylaşımı kimler arasında hangi kriterler esas alınarak yapılacak? • Canlı yayın içeriğinin kullanımı ve ekonomik faydası alıcının Türkiye’deki faaliyetleriyle ilgili mi? Sayı 9 Vergileme Canlı yayın gösterimi yoluyla elde edilen gelir, ticari organizasyon içerisinde faaliyet gösteren kişiler tarafından gerçekleştiriliyor ise elde edilen kazanç ticari kazançtır, fatura düzenlenmelidir. Yargı kararlarında vurgulandığı üzere; maddi ve şekli anlamda ticari organizasyonun belirgin olmadığı durumlarda, kazanç doğuran işlemin çokluğu, devamlılık unsurunu belirleyen en nesnel ölçü olarak kabul edilmektedir. Devamlılık unsurunun gerçekleşmesi halinde, bu işlemlerin kazanç sağlamak amacıyla yapılmadığını kanıtlama yükümlülüğü mükellefe düşmektedir. Özgün canlı yayın gösteriminin, ticari organizasyon içerisinde faaliyet göstermeyen gerçek kişiler tarafından yapılması halinde, elde edilen kazancın serbest meslek kazancı olarak değerlendirilmesi gerekir. Bu durumda, serbest meslek makbuzu düzenlenmeli, KDV hesaplanmalıdır.Elde edilen kazancın serbest meslek faaliyeti olarak değerlendirilebilmesi için ayrıca; yapılan işin sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanması, bir işverene bağlı olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılması ve devamlı olarak ifa ediliyor olması gerekir. Kendiliğinden canlı yayın yapan kişiler olabildiği gibi; başkalarının siyasi veya ticari emir veya talepleri doğrultusunda, tamamen daha önceden belirlenen belli bir amaç doğrultusunda hareket eden kişiler de olabilir. Eğer kullanıcı, canlı yayın içeriğini belli bir firmadan temin ediyorsa, talep edilen çizginin dışına çıkmadan kendisine gönderildiği ya da öngörüldüğü şekilde içerik sunumu yapıyorsa, diğer bir söyleyişle tamamen reklamını gerçekleştirdiği firmanın sevk ve idaresinde çalışıyorsa elde edilen gelir ücret olarak nitelendirilebilir. Gelir Vergisi Kanunu uyarınca, ücret işverene tabi olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilen menfaatlerdir. Ücretin başka adlar altında ödenmiş olması veya kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez. İş Kanunu hükümlerinin uygulanmamış olması, firma bordrosunda ilgili kişinin yer almaması ya da ticari saik ile değil siyasal amaçlarla hareket ediliyor olması elde edilen kazancın vergi kanunları karşısındaki niteliğini ve vergilemesini değiştirmeyecektir. İstisna Kazanç Gelir Vergisi Kanunu’nun (GVK) 18’inci maddesi uyarınca; müellif, mütercim, heykeltraş, hattat, ressam, bestekar, bilgisayar programcısı ve mucitlerin ve bunların kanuni mirasçılarının şiir, hikaye roman, makale, bilimsel araştırma ve incelemeleri, bilgisayar yazılımı, röportaj, karikatür, fotoğraf, film, video band, radyo ve televizyon senaryo ve oyunu gibi eserlerini gazete, dergi, bilgisayar ve internet ortamı, radyo, televizyon ve videoda yayınlamak veya kitap, CD, disket, resim, heykel ve nota halindeki eserleri ile ihtira beratlarını satmak veya bunlar üzerindeki mevcut haklarını devir ve temlik etmek veya kiralamak suretiyle elde ettikleri hasılat Gelir Vergisi’nden müstesnadır. Onur ELELE EY Türkiye Vergi Hizmetleri, Kıdemli Müdür Eserlerin neşir, temsil, icra ve teşhir gibi suretlerle değerlendirilmesi karşılığında alınan bedel ve ücretler istisnaya dahildir. Dolayısıyla eserlerin ücreti mukabili canlı yayında paylaşımı halinde elde edilen kazanç, istisna kazanç olarak değerlendirilebilecektir. Stopaj Kazancın istisna olması stopaj uygulamasına mani değildir. Stopaj yapmakla yükümlü kişilere yapılacak teslimlerde, telif kazancı niteliğindeki ödemeler üzerinden %17 oranında, telif kazancı niteliğinde olmayan serbest meslek kazancı ödemelerinde %20 oranında stopaj yapılmaktadır. KDV ve defter tutma Canlı yayın işinden para kazanmayı mutad meslek olarak sürekli bir şekilde yapanlar gerçek usulde katma değer vergisine tabi olacak, arızi nitelik taşıyan işler ise KDV’ye tabi olmayacaktır. Telif kazancı istisnasına giren hallerde, ücret karşılığı eser gösteriminin sadece stopaj yapmakla yükümlü kişilere yapılması ve başka bir serbest meslek faaliyetinin de bulunmaması koşuluyla, KDV yükümlülüğü sorumlu sıfatıyla ödemeyi yapan kişilerce yerine getirilecektir. Bu durumda, kullanıcılar ayrıca defter tutmayacak, belge düzenlemeyecektir. TurkEYnews | 21 Güncel T.C. Maliye Bakanlığı "Performans Denetimi Yaygınlaştırma Semineri" düzenlendi Seminerlere 260 kamu kurumundan iç denetim birim başkanları ve IDKK tarafından yaygınlaştırma eğitimine davet edilen 122 iç denetçi katıldı. Dünya Bankası finansmanı ile Maliye Bakanlığı İç Denetim Koordinasyon Kurulu (IDKK) tarafından gerçekleştirilen ve EY’nin proje danışmanı olarak seçildiği Kamu İç Denetçileri İçin Performans Denetimi Rehberi’nin Hazırlanması ve Pilot Denetimlerin Gerçekleştirilmesi Projesi’ne ilişkin yaygınlaştırma seminerleri 1-5 Haziran tarihlerinde Ankara’da gerçekleştirildi. Seminerlere 260 kamu kurumundan iç denetim birim başkanları ve IDKK tarafından yaygınlaştırma eğitimine davet edilen 122 iç denetçi katıldı. EY Türkiye Danışmanlık Bölümü ve Finansal Hizmetler Sektör Lideri Selim Elhadef, yürütülen projeden sorumlu Şirket Ortağı Arzu Pişkinoğlu, kıdemli müdür Serhat Akmeşe ve müdürlerimizden Kerem Kaçar’ın katıldığı seminerin ilk gün açılışında, proje kapsamında pilot performans denetimlerinin gerçekleştirildiği kurumlardan Eskişehir Anadolu Üniversitesi 22 | TurkEYnews Rektörü Prof. Dr. Naci Gündoğan, Devlet Su İşleri Genel Müdürü Ali Rıza Diniz ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Müsteşarı Nesrin Çelik, kurumlarında gerçekleştirilen performans denetimi çalışmalarına ilişkin değerlendirmelerini dinleyicilerle paylaştılar. Ayrıca, İç Denetim Koordinasyon Kurulu Başkanı/Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürü İ. İlhan Hatipoğlu, Dünya Bankası’ndan Zeynep Lalik ve TBMM Genel Sekreteri Dr. İrfan Neziroğlu projeye ilişkin değerlendirmelerde bulundular. Yaygınlaştırma seminerinde ayrıca EY’nin proje danışmanlığında IDKK ile birlikte geliştirilen Kamu İç Denetçileri İçin Performans Denetimi Rehberi’nin tanıtımı yapıldı. Ayrıca rehber kapsamında yer alan yöntem ve metodolojilere ilişkin 3 gün süre ile vaka çalışmaları gerçekleştirildi. Sayı 9 Vergi Maratonu 2015 Türkiye Finali Gelecek nesil vergi profesyonellerinin yeteneklerini bugünden keşfetmek ve onlara EY'deki kariyer fırsatlarını tanıtmak amacıyla düzenlediğimiz "Vergi Maratonu 2015", vergi alanında kariyer yapmayı hedefleyen üniversite 3. ve 4. sınıf öğrencileriyle, yüksek lisans öğrencileri arasında gerçekleşmektedir. Bu yıl dördüncüsünü düzenlediğimiz yarışmanın final gününde, finale kalan 10 öğrencinin jüri karşısında yapacakları sunumların ardından jüri değerlendirmesi gerçekleşti. “Vergi Maratonu 2015” yarışmasını kazananlar 13 Mayıs Çarşamba akşamı düzenlenen törende açıklandı. Yarışmanın birincisi İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk lisans öğrencisi Sumru Aktaş 29 Kasım – 3 Aralık tarihleri arasında Amsterdam’da düzenlenecek olan “Young Tax Professional of the Year" yarışmasında ülkemizi temsil etme fırsatı yakaladı. “Vergi Maratonu 2015” juri üyeleri: • Erdal Çalıkoğlu - EY Türkiye Vergi Bölümü Başkanı • Prof. Dr. Billur Yaltı - Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi • Nukhet Irmak - Novartis Grup Vergi Başkanı • Doç.Dr. Leyla Ateş - İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi • Nihal Kanay - Shell Ülke Finans Kontrolörü TurkEYnews | 23 Güncel Corporate Games 2015 22-23-24 Mayıs tarihlerinde üç gün süreyle düzenlenen Corporate Games Istanbul 2015 organizasyonunda çeşitli spor dallarında önemli başarılar elde ettik. Oyunlara yüzme branşında katılan Denetim Hizmetleri Bölümü çalışanlarımızdan Barış Özçelik, katıldığı iki yarışmayı da birincilikle tamamlayarak Corporate Games'te şirketimizi başarılı bir şekilde temsil etti. Koşu branşında Denetim Hizmetleri Bölümü Şirket Ortaklarımızdan Zeynep Okuyan kendi kategorisinde 2. olurken Vergi Hizmetleri Bölümü Avukatlarımızdan Tuğçe Küçükönder ise kendi kategorisinde 5. oldu. Yine koşu branşında yer alan EY Global Stratejik Sektör Araştırmaları Türkiye Sorumlusu Levent Topçu, Kurumsal Finansman Müdürlerimizden Tevfik Turhan ve Kurumsal Finansman Uzmanlarımızdan Dinçer Atasoy da yarışın başarılı katılımcılarındandı. Şirketimizi erkekler açık tenis branşında temsil eden Denetim Hizmetleri Bölümü çalışanlarımızdan Can Baltaci turnuvayı 2. olarak tamamladı. Aynı branşta farklı kategorilerde katılım sağlayan çalışanlarımız, Vergi Hizmetleri Bölümü Hukuk Departmanı Şirket Ortağı Mehmet Küçükkaya, EMEIA SGM Operasyon Müdürü Mert Tuğlan ve Kurumsal Finansman Bölümü Müdürlerimizden Can Hekimoğlu da yine başarılı performanslar sergiledi. Denetim Hizmetleri Bölümü Uzmanlarımızdan Osman Sürer Satranç branşında yer alarak şirketimizi temsil etti. 52 takımın katılımıyla gerçekleşen basketbol branşı karşılaşmalarında, Danışmanlık Hizmetleri Bölümü çalışanlarımızdan Ömer İlter, Murat Hatipoğlu, Ali İziç, Emre Güven ve Gökhan Rençberoğlu’nun yer aldığı Pick & Roll turnuvayı 4.'lükle tamamlarken; yine Danışmanlık Hizmetleri Bölümü’nden Ulaş Bozkurt, Orçun Kuyucuoğlu, Arcan Bitlis ve Ardıç Bağcivan’ın yer aldığı A Takımı ise turnuvadan 6.’lıkla ayrıldı. Vergi Hizmetleri Bölümü çalışanlarından Utku Özcan, Cihan Yağsatan, Nartan Uğur ve Erman Ece’nin yer aldığı Tax on Fire takımı ise yine şirketimizi başarılı bir şekilde temsil etti. 60’a yakın takımın katılım sağladığı futbol branşında EY Türkiye’yi teslim eden, Ufuk Bahadır, Mehmet Ali İlhan, Ergin Yıldız, Yiğit Birol, Seçkin Temel, Ali Durmuş, Atıl Karaibrahimoğlu ve Taner Tunoğlu’nun yer aldığı EY Team takımı son 16’ya kalırken, Emre Özocak, Mehmet Ulubay, Tolga Özdemir, Fatih Polat, Said Şenses, Erdi Altay, Mutlu Çelik, Ramazan Soydan, Özcan Yılmaz ve Berat İnceman’ın yer aldığı EY FSI takımı da turnuvayı başarıyla tamamladı. 24 | TurkEYnews Sayı 9 Bizden haberler Kariye – Balat – Fener Turu Tarihi, kültürü ve bilinmedik yönleriyle İstanbul’un keşfedilmesi gereken tarihi mekânlarını barındıran Kariye – Fener - Balat Turu etkinliğimizi 11 Nisan 2015 Cumartesi gerçekleştirdik. EY Türkiye Futbol Turnuvası 2015 İstanbul Corporate Games’te, futbol kategorisinde şirketimizi temsil edecek 2 takımın belirlendiği futbol turnuvasını 19 Nisan 2015 Pazar günü Kalamış’taki Kadıköy Belediyesi Gençlik Merkezi halı sahalarında gerçekleştirdik. Büyük bir mücadele sergileyen takımlarımız 23-24 Mayıs’ta Corporate Games Turnuvası’nda EY Türkiye’yi temsil etmeye hak kazandılar. Düşler Kumpanyası ziyareti Türkiye’de sanatla uğraşmak isteyen, bunu meslek edinmek isteyen sosyal dezavantajlı ve engelli gençlerin bu isteklerini gerçekleştirmek amacıyla kurduğu ve gönüllü olarak destek verdiğimiz Düşler Kumpanyası’nın, Bir Aşk Hikayesi Oyunu'nun provalarını izlemek üzere Düşler Akademisi'ni ziyaret ettik. Yaza Merhaba Partisi Happy Hour etkinliğimizi 29 Mayıs 2015 Cuma günü her zamankinden biraz daha farklı olarak “Yaza Merhaba” konseptinde gerçekleştirdik. Bülent Ozan, Mehmet Gülez, Hayreddin Baş, Arda Kaya, Türker Baloğlu’ndan oluşan EY Band ve Dinçer Atasoy’un DJ Performansı ile “Yaza Merhaba” dedik. TurkEYnews | 25 Güncel EY Bankacılık Sektörü Denetim Komiteleri Toplantısı Bankaların denetim komitesi üyelerini bir araya getiren “Bankacılık Sektörü Denetim Komiteleri Toplantısı” yeni gelişmelerin ve gündemdeki konuların paylaşılması amacıyla 2 Nisan 2015 Perşembe günü Wyndham Grand Levent Oteli’nde gerçekleşti. EY Türkiye Risk Danışmanlık Hizmetleri Lideri Arzu Pişkinoğlu, EY Türkiye Risk Danışmanlık Hizmetleri Yönetici Direktörü Doğan Tanrıseven, EY CSE Risk Danışmanlık Hizmetleri Kıdemli Direktörü Georgios Sarantopoulos seminerde konuşmacı olarak yer aldı. Big Data Okyanusu Sektörlerinden önde gelen firmaların katılımıyla, verinin hayatımızın istisnasız her alanında yer alması neticesinde önemi, marka ve kurumların bu verilerin tanımlanması ve amaçları doğrultusunda kullanması gibi konularının tartışıldığıı “Big Data Okyanusu Konferansı” 10 Haziran Çarşamba günü The Marmara Taksim Otel’inde gerçekleşti. Etkinlikte EY Türkiye Danışmanlık Hizmetleri Müdürü Gökhan Mataracı da konuşmacı olarak yer aldı. Van Aile Şirketleri 2023 Etkinliği Bizz Consulting ve Capital Dergisi tarafından 29 Nisan Çarşamba günü Van’da düzenlenen “Aile Şirketleri 2023 Etkinliği” kapsamında EY Türkiye Vergi Hizmetleri Lideri Erdal Çalıkoğlu konuşmacı olarak yer aldı. Türkiye’nin önde gelen isimlerinin deneyimlerini interaktif bir ortamda katılımcılarla paylaştıkları etkinlikte, Rixos Hotels Yönetim Kurulu Başkanı Fettah Tamince, Doğanlar Yatırım Holding Yönetim Kurulu Başkanı Davut Doğan, Zade Grubu Yönetim Kurulu Üyesi Mevlüt Büyükhelvacıgil de konuşmacı olarak etkinliğe katıldı. 26 | TurkEYnews Sayı 9 SAP Sigortacılık Zirvesi EY Türkiye, Türkiye sigortacılık sektörünün inovatif ve yenilikçi yaklaşımlarını paylaşmak üzere 22 Mayıs Cuma günü Raffles Otel'de gerçekleştirilen SAP Sigortacılık Zirvesi 2015'in "Zirve Sponsoru" oldu. Zirve’de analitik ortamların iş süreçlerine katkıları, finansal transformasyonun şirketlere sağladığı katma değerler, şirketlerin dijitalizasyon yol haritaları, hasar yönetimi ve suistimal için geliştirilmiş yazılımların günlük hayata etkileri gibi konular tartışıldı. EY Türkiye Danışmanlık Hizmetleri Kıdemli Müdürü Uğur Torun’un “Sigorta Sektörünün Liderleri” panelinde konuşmacı olduğu zirvede standımız da yer aldı. EY - SAP GRC Çözümleri Etkinliği EY Türkiye Danışmanlık Hizmetleri tarafından düzenlenen ve küresel iş ortağımız SAP ile birlikte GRC uygulamasının etkin tasarımı, kurulumu ve kullanımına ilişkin en iyi uygulama örneklerinin paylaşıldığı “EY - SAP GRC Çözümleri Etkinliği” üst düzey iç denetim, finans ve bilgi teknolojileri yöneticilerinin de katılımıyla 28 Nisan Salı günü Mövenpick Otel’de gerçekleşti. EY Türkiye Danışmanlık Bölümü ve Finansal Hizmetler Sektör Lideri Selim Elhadef’in açılış konuşmasını yaptığı etkinlikte, EY EMEIA Danışmanlık Hizmetleri Ortağı Füsun Patoğlu, EY Türkiye IT Danışmanlık Hizmetleri Ortağı Emre Beşli, EY Türkiye IT Danışmanlık Hizmetleri Kıdemli Müdürü Derya Acar konuyla ilgili sunumlar yaptılar. TurkEYnews | 27