mal beyanı - Türkiye Belediyeler Birliği
Transkript
mal beyanı - Türkiye Belediyeler Birliği
Açıklamalı – İçtihatlı - Örnekli MAL BEYANI -Mal Beyanı -Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele -Mal Beyanının Amacı -Kimler Mal Beyanında Bulunmak Zorundadır? -Kapsama Giren ve Girmeyen Kişiler Kimlerdir? -Kapsama Giren ve Girmeyen Suçlar Nelerdir? -Mal Beyanı Nereye Verilir? -Hangi Mallar Beyan Edilir? -Beyan Edilecek Servet Unsurları -Mal Beyanı Ne Zaman Verilir? -Genel Beyan, Ek Beyan, Eşlerin Mal Beyanı -Mal Varlığında Önemli Değişiklik -Mal Varlığı ve Sebepsiz Zenginleşme -Haksız Mal Edinme -Kanuna Uygun Olan ve Olmayan Gelir -Genel Ahlak, Sosyal Yaşantı -Ticaret ve Kazanç Getirici Faaliyet -Beyanların Gizliliği ve İstisnası -Amirlerin Sorumluluğu -Mali ve Cezai Sorumluluk -Beyanların Karşılaştırılması -İhtar, Suç Duyurusu, Suçun İhbarı -Soruşturma ve Kovuşturma Usulü -Mal Beyanı Suçları ve Ceza -Haksız Mal Edinene Ne Ceza Verilir? -Zoralım -Mal Beyannamesi Nasıl Doldurulur? -Örnek Mal Beyanı -Yargı Kararları -Hediye, Etik Kurulu Kararları -Saydamlığın Artırılması ve Yolsuzlukların Önlenmesi Mahalli idare seçimleriyle iş başına gelenler; -Belediye Başkanları -Belediye Meclis Üyeleri -İl Genel Meclis Üyeleri Belediyeler; -Büyükşehir Belediyeleri -İl Belediyeleri -İlçe Belediyeleri -Belde Belediyeleri İl Özel İdareleri Mahalli İdare Birlikleri; -Türkiye Belediyeler Birliği -Vilayetler Hizmet Birliği -Turizm Alt Yapı Hizmet Birlikleri Mahalli İdare Bağlı Kuruluşları; -Su ve Kanalizasyon İdareleri -ASKİ, İSKİ, ESKİ, İZSU Mahalli İdare Alt Kuruluşları; -EGO, İETT, ESHOT -Memurlar -Diğer kamu görevlileri -Yönetim kurulu üyeleri, -Denetim kurulu üyeleri, -Beyanları almak ve saklamakla görevli yetkili merciler -Bu mercilerin ilgili birimlerinin görevlileri -Denetim birimleri -Denetim elemanları -İnceleme ve soruşturma yapmakla görevli müfettiş ve muhakkikler -Personel birimlerinin yöneticileri ve görevlileri -Eğitim birimleri -Eğiticiler -Eğitilecekler Uğur SÖKMEN Maliye Bakanlığı Daire Başkanı Ankara, 2011 i ii Açıklamalı – İçtihatlı - Örnekli MAL BEYANI Uğur SÖKMEN Maliye Bakanlığı Daire Başkanı Ankara, 2011 iiiiii TÜRKİYE BELEDİYELER BİRLİĞİ Atatürk Bulvarı No:229, 06680 Kavaklıdere / ANKARA Tel: (0 312) 419 21 00 Fax: (0312) 419 21 30 www.tbb.gov.tr tbb@tbb.gov.tr ISBN: 978-975-6311-43-1 Baskı: Korza Yayıncılık Büyük Sanayi 1. Cadde No:95/1 İskitler / ANKARA Tel: 0312 342 22 08 iv iv Gücüme güç katan, canlarım kızım Gökçe ve oğlum Gökcan’a ithaf olunur. v “Allah korusun kanuna göre yapılması lâzım gelen işleri rüşvet ile geri bırakıp yasaya aykırı kötü bir işi işleme kadar büyük bir günâh yoktur. Ve devlet sahiplerine rüşvet hastalığı gibi ilâcı müşkil belki ilâcı yok bir devasız hastalık yoktur, îyi düşünüp bundan son derece perhiz etmek ve çekinmek lâzımdır. Meğerki kişinin kendi dostu bir hediye getire, bu hediyeyi almakta sakınca yoktur. O da bir nesne dolayısıyla olmaya; ancak sevginin artmasını sağlamak niyeti ile ola.” (1714) Defterdar Sarı Mehmet Paşa vi ÖNSÖZ Gelişen dünyada büyüyen ekonomilere paralel olarak rüşvet ve yolsuzluk devleti zafiyete uğratan sosyal bir yaradır. Saydamlığın artırılması ve yolsuzlukların önlenmesi çerçevesinde Ülkemizde önemli çalışmalar yapılmış, birçok kanun çıkartılmış, küreselleşme ve bilgi teknolojilerindeki gelişmelerle birlikte ülke sınırlarını aşan bir yapıya bürünen rüşvet ve yolsuzluklarla mücadele için uluslararası işbirliğine yönelik sözleşmeler imzalanmıştır. Bu çalışmalardan en önemlisi 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu ve bu kanunun uygulanma şeklini gösteren yönetmeliktir. 5176 sayılı Kamu Görevlileri Etik Kurulu Kanunu ve Kamu Görevlileri Etik Davranış İlkeleri Yönetmeliğinin yürürlüğe konulması da bu kapsamda yapılan düzenlemelerdendir. Ayrıca, Ülkemiz yolsuzlukla mücadele alanında faaliyet gösteren Avrupa Konseyinin Yolsuzluğa Karşı Devletler Grubuna (GRECO) 2004 yılında üye olmuştur. Ülkemizin yolsuzluklarla mücadelede son yıllarda önemli ilerlemeler kaydettiği görülmektedir. Bu düzenlemeler ve yapılan çalışmalar ile ulaşılmak istenen haksız kazanç ve haksız rekabetin kaldırılması ve dolayısıyla yolsuzluklarla mücadeledir. Yolsuzlukla mücadele, aynı zamanda yoksullukla, adaletsizlikle mücadeledir. Demokratik kurum ve kuralların işlediği, hukukun hakim olduğu müreffeh bir Türkiye için yolsuzlukla mücadele ön şarttır. Ülkemizde devletin ekonomideki payı ve ekonomiyi yönetmesi nedeniyle kamu görevlileri özel menfaatlere konu olabilmektedir. Kamu hizmetinde ve kamu görevinde bulunanların mal beyanına tabi tutulmasıyla, hak ve adalete uygun olmayan haksız mal edinmenin ve dolayısıyla rüşvet ve yolsuzluğun önlenmesi amaçlanmıştır. 3628 sayılı Kanunda mal beyanına tabi tutulanların kapsamı oldukça geniş tutulmuştur. Kapsama alınanların ortak özelliği, kamuya hizmet eden, kamuoyunun itibar etmesi beklenen ve kamuyla yüz yüze gelen kişiler olmalarıdır. İşte bu nedenle kamu hizmetinde ve kamu görevinde bulunanlara “kamu hizmetçisi” kavramını kullanmayı uygun bulduk. “Mal Beyanı” adlı bu kitapta, 2005 yılında çalışmaya konu ettiğimiz Maliye Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğü El Kitabının 9 uncusu olan “3628 sayılı Kanuna Göre Soruşturma ve Suçlar” isimli kurum içi vii vii kitabımdan, İç denetçiler için 2007 yılında eğitici olarak hazırladığım “Soruşturma ve Disiplin” ders notlarımdan, büyük ölçüde ise 2009 yılında Maliye Bakanlığı yayını olarak çıkan “Kamu İdaresinde Soruşturma Kovuşturma” isimli eserimden ve Mali Kılavuz Dergisinin 2010 yılı Ocak-Mart sayısında yayımlanan “Kamu Hizmetinde ve Kamu Görevinde Bulunanların Servet Beyanı” konulu makalemden ve kitaba kaynak teşkil eden mevzuat ve çalışmalardan faydalanmış bulunmaktayım. 3628 sayılı Kanun yirmibeş madde olmasına rağmen, sadece “kanunda sayılanlar” şeklinde geçen bir ifade bile Kanunda ismen sayılmayanlar olduğu için kestirme bir ifadeden kapsama girenleri tespit etmek oldukça karmaşık ve güçtür. “Kanunda sayılanlar” ifadesi, Kanunun sadece ve kamu görevlilerinin tamamını değil, mal beyanında bulunmakla yükümlü tutulan işçi niteliği taşımayan memurlar ile diğer kamu görevlilerinin tamamını ve kamu görevlisi olmayan ancak kamu adına görev yapan bir kısım kişileri, bunların suç ortaklarını, ikinci dereceye kadar kan ve kayın hısımlarını, gelin ve damadını da kapsadığını ifade etmesi, kapsamdakilerin hepsine aynı soruşturma usulünün uygulanmaması, bazı suçların bir kısım kişiler tarafından işlenmesi halinde usulün farklı olması, Kanunun uygulamasını gösteren yönetmeliğin ayrıntıdan uzak olması, son yirmi yıl içinde reform niteliğinde örneğin Türk Ceza Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu gibi tamamen değişen yasalar olması ve ayrıca, “kanunda sayılanlar” ifadesine herhangi bir yasayla ilişki kurulmadan özel kanunlarına göre mal beyanında bulunmak zorunda olanların dahil edilmesi de hangi yasalarla ilişki kurulduğunun çözülmesi için tarafımızdan bir çok kurumda araştırma yapılmasını ve tespit edilebilen yasaların tek tek incelenmesini gerektirmiş ve böylece kitap sistematiğinin oluşturulması bizi hayli uğraştırmış ve yormuştur. Sadece bir ifadeye ilişkin çabamdan bahsediyorum, bütünü düşünüldüğünde yaptığımız çalışmanın kolay olmadığını, tahmin edildiğinden çok fazla zorlandığımı ifade etmek istiyorum. “Mal Beyanı” adlı bu rehber kitap, yirmibir bölümden oluşmuştur. Birinci bölüm mal beyanı, rüşvet ve yolsuzluk, yolsuzluklara dair temel kanunlar, uluslararası sözleşmeler, saydamlığın artırılması ve yolsuzlukların önlenmesi gibi alt başlıkları içermiştir. İkinci bölümde, mal beyanı mecburiyeti başlığı altında mal beyanının tarihçesine viii viii değinilmiştir. Üçüncü bölümde mal beyanının amacı açıklanmıştır. Dördüncü bölümde mal beyanının kapsamı kişiler açısından ve suçlar açısından ele alınmış, kapsama giren ve girmeyen kişiler, kapsama giren ve girmeyen suçlar başlıkları ile etraflıca işlenmiştir. Beşinci bölümde kimlerin mal beyanında bulunmak zorunda olduğu, beyanın nereye verileceği açıklanmış ve okura kolaylık olması için mal beyanında bulunmak zorunda olanlar ve verilecek merciiler tablosu oluşturulmuştur. Altıncı bölümde beyan edilecek servet unsurlarının neler olduğu tanım ve kavramlarıyla tek tek açıklanmaya çalışılmış ve yargı kararlarının özetine yer verilmiştir. Yedinci bölümde mal beyanının ne zaman verileceği konusu işlenmiş, bu bölümün alt başlıkları ise genel beyan, ek beyan, mal varlığında önemli değişiklik, mal varlığı, sebepsiz zenginleşme, haksız mal edinme, beyanın yenilenmesi, eşlerin mal beyanı, birden fazla mal beyanı konularından oluşmuştur. Sekizinci bölümde beyanların gizliliği ve istisnasına, dokuzuncu bölümde mal beyannamesi verilmesinde amirlerin sorumluluğuna değinilmiştir. Onuncu bölümde mal beyanlarının karşılaştırılması, onbirinci bölümde süresinde mal beyanında bulunmayanlara ihtar, onikinci bölümde suç duyurusu, onüçüncü bölümde suçun ihbarı, ondördüncü bölüm soruşturma ve kovuşturma usulü, on beşinci bölümde mal beyanı suçları ve cezalarına değinilmiş ve buna ilişkin yargı kararlarının özetine yer verilmiştir. Onaltıncı bölümde zoralım, onyedinci bölümde ise hediye başlığı altında kamu görevlilerinin hediye alma yasağı açıklanmış ve Etik Kurulunun kararlarına özet halinde yer verilmiştir. Onsekizinci bölümde mal beyannamesinin nasıl doldurulacağı örneklerle açıklanmıştır. Ondokuzuncu bölümde servet ve borçların açıklanmasında Tayland örneğine yer verilmiş, yirminci bölüm konuya ilişkin mevzuat, son bölüm ise; eklerden oluşmuştur. Rehber kitapta, 3628 sayılı Kanun kapsamındaki suçlardan sadece mal beyanına ilişkin suçlar incelenmiştir. Bu kitabın; Mahalli idare seçimleriyle iş başına gelen Belediye Başkanları, Belediye Meclis Üyeleri ile İl Genel Meclis Üyeleri, Belediyeler ve Özel İdareler ile Mahalli idare birliklerinde ve bunlara bağlı kuruluş veya alt kuruluşlarda aylık, ücret ve ödenek almak suretiyle kamu hizmeti gören memurları, işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri ile yönetim ve denetim kurulu üyelerine, beyanları ix ix almak ve saklamakla görevli yetkili mercilere ve bu mercilerin ilgili birimlerinin görevlilerine, denetim birimlerine, denetim elemanlarına, inceleme ve soruşturma yapmakla görevli müfettiş ve muhakkiklere, personel birimlerinin yöneticilerine ve görevlilerine, eğitim birimlerine, eğiticilere, eğitileceklere, mal beyanı verecek olan diğer kişiler kapsamına girenlere ve konuya ilgi duyanlara yaralı bir rehber ve kaynak bir kitap olması hedeflenmiştir. Bu çalışmamın herkese ve Ülkeme faydalı olması için çaba sarf eden bir bireyim. Çalışmam mükemmel değildir, eksiklikleri olabilir. Ortaya çıkması muhtemel eksikliklerin hoş görüleceğine inanıyor, okurlardan gelecek eleştirilerin şükranla karşılanacağını ifade ediyorum. Amacım, Ülkemizde kayıt dışılığın kayıt altına alınmasında, saydamlığın artırılmasında ve dolayısıyla rüşvet ve yolsuzluklarla mücadelede bireysel katkı sağlayabilmektir. Kitabın gözden geçirilmiş ve yenilenmiş ikinci baskısının yayınlanmasında göstermiş oldukları yakın ilgi ve destek için Türkiye Belediyeler Birliği Genel Sekreter Yardımcısı Sayın Cevdet SÖKMEN’e, İnsan Kaynakları ve Eğitim Müdürü H.İbrahim AZAK’a, Yazı İşleri Müdürü Sayın Mahmut ÇOLAK’a teşekkürü borç bilirim. Kitabın basım, yayım ve dağıtımını sağlayan Türkiye Belediyeler Birliği Genel Sekreteri Sayın Hayrettin GÜNGÖR’e teşekkür ediyorum. Kitabın kullanacaklara yararlı olmasını diler, okurlardan gelecek eleştirilerin şükranla karşılanacağını belirtmek isterim. Uğur SÖKMEN Ankara, Kasım 2011 xx SUNUŞ Türkiye Belediyeler Birliği ülkemizdeki bütün belediyelerin doğal üye olduğu, kamu tüzel kişiliğine sahip ulusal düzeyde kurulan tek yerel yönetim birliğidir. Görevlerimiz arasında; belediyelerin çıkarlarını korumak, gelişmelerine yardımcı olmak, seçilmiş yöneticileri ile personeline yönelik eğitimler vermek, ulusal ve uluslararası düzeyde belediyeler arasında yardımlaşma ve işbirliği ile her düzeyde bilgi paylaşımını teşvik etmek, belediyecilik alanında dünyada ve Türkiye'deki iyi uygulama örneklerinin yaygınlaşmasına yardımcı olmak ve belediyelerle ilgili yasa hazırlıklarına görüş bildirmek yer almaktadır. Kanunla verilen görevlerimizden hareketle belediyelerimiz için yararlı olacağına inandığımız platformlarda çalışmalar yürütülmekte; düzenlenen etkinlik ve yayınlar ile bütün belediyelerimize ulaşılmakta ve sinerji yaratılmaktadır. Birliğimiz yayınlarında, belediyelerimizi ilgilendiren çeşitli konular ele alınarak, geniş bir yelpazede okuyucuların istifadesine sunulmaktadır. Bu kapsamda kaleme alınan Açıklamalı - İçtihatlı - Örnekli Mal Beyanı adlı eser ile sözlük anlamı “mülkiyeti altında bulunan taşınır ve taşınmaz malların listelenerek istenen makama sunulması, deklarasyonu” olarak açıklanan mal bildirimi konusu ele alınmıştır. Ülkemizde kamu hizmetine girenlerin mal bulunmaları Anayasal bir gerekliliktir. Ayrıca Mal Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu yasal düzenlemeler de ülkemizin yolsuzlukla mücadele kararlığını ortaya koymaktadır. bildiriminde Bildiriminde ve ilgili diğer konusundaki Tüm kamu görevlilerini ilgilendiren mal beyanı konusunu ayrıntılı olarak işleyerek, bu kitapta derleyen Uğur SÖKMEN’e teşekkür eder, yararlı olmasını temenni ederim. Aralık 2011 Hayrettin GÜNGÖR Türkiye Belediyeler Birliği Genel Sekreteri xi xi xii xii MAL BEYANI İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ .............................................................................................................Vİİ SUNUŞ ............................................................................................................... xİ BİRİNCİ BÖLÜM ............................................................................................. 7 MAL BEYANI, RÜŞVET VE YOLSUZLUK................................................. 7 1. MAL BEYANI ................................................................................................ 7 2. RÜŞVET .......................................................................................................... 8 3. YOLSUZLUK ................................................................................................. 9 3.1. YOLSUZLUKLA MÜCADELEYE DAİR TEMEL KANUNLAR ........... 13 3.2. RÜŞVET VE YOLSUZLUKLA MÜCADELEYE DAİR ULUSLARARASI SÖZLEŞMELER ................................................................ 15 3.3. SAYDAMLIĞIN ARTIRILMASI VE YOLSUZLUKLARIN ÖNLENMESİ .................................................................................................... 18 İKİNCİ BÖLÜM .............................................................................................. 24 MAL BEYANI MECBURİYETİ .................................................................... 24 1. 3628 SAYILI KANUN (1990) ÖNCESİ DÖNEMDE MEMURLARIN MAL BEYANNAMESİ VERME MECBURİYETİ ............................................................................................... 24 1.1. 1609 SAYILI KANUN ................................................................................ 25 1.2. 4237 SAYILI KANUN ................................................................................ 26 1.3. 5440 SAYILI KANUN ................................................................................ 27 1.4. 2871 SAYILI KANUN ................................................................................ 29 2. 3628 SAYILI KANUN (1990 SONRASI) DÖNEMİNDE KAMU GÖREVLİLERİNİN MAL BİLDİRİMİNDE BULUNMA MECBURİYETİ ............................................................................................... 30 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM ......................................................................................... 32 MAL BEYANININ AMACI .......................................................................... 32 1. RÜŞVET VE YOLSUZLUKLARI ÖNLEMEK........................................ 32 1 2. YÜKÜMLÜLERİN RÜŞVET VE YOLSUZLUK SUÇU İŞLEMESİNİ ÖNLEMEK .............................................................................. 33 DÖRDÜNCÜ BÖLÜM .................................................................................. 34 MAL BEYANININ KAPSAMI ..................................................................... 34 1. KİŞİLER AÇISINDAN KANUNUN KAPSAMI ................................... 34 1.1. KAPSAMA GİREN KİŞİLER .................................................................... 34 1.2. KAPSAMA GİRMEYEN KİŞİLER ........................................................... 83 2. SUÇLAR AÇISINDAN KANUNUN KAPSAMI................................... 85 2.1.KAPSAMA GİREN SUÇLAR .................................................................... 85 2.2. KAPSAMA GİRMEYEN SUÇLAR........................................................... 93 BEŞİNCİ BÖLÜM ......................................................................................... 122 MAL BEYANI VERECEK KİŞİLER VE VERİLECEK MERCİLER..................................................................................................... 122 1. KİMLER MAL BEYANINDA BULUNMAK ZORUNDADIR?.............. 122 2. MAL BEYANLARI HANGİ MERCİYE VERİLİR? .................................. 123 3. MAL BEYANI VERECEK KİŞİLER VE VERİLECEK MERCİLER TABLOSU ................................................................................ 124 ALTINCI BÖLÜM ........................................................................................ 131 BEYAN EDİLECEK SERVET UNSURLARI ............................................ 131 1. TAŞINMAZ MALLARI ........................................................................... 132 2. NET AYLIK TUTARININ BEŞ KATINI GEÇEN TAŞINIR MAL, HAK, ALACAK VE BORÇLARI İLE GELİRLERİ ....................... 143 2.1. GENEL ...................................................................................................... 143 2.2. NET AYLIK .............................................................................................. 144 2.3. PARA VE PARA HÜKMÜNDEKİ KIYMETLİ KÂĞITLARI ............... 145 2.4. HİSSE SENEDİ VE TAHVİLLERİ.......................................................... 155 2.5. ALTIN VE MÜCEVHERATI .................................................................. 160 2.6. HER TÜRLÜ KARA, DENİZ VE HAVA TAŞIT ARAÇLARI ............. 166 2.7. ZİRAAT MAKİNELERİ........................................................................... 172 2.8. İNŞAAT VE İŞ MAKİNELERİ ................................................................ 173 2 2.9. HAYVANLARI......................................................................................... 175 2.10. KOLEKSİYONU..................................................................................... 176 2.11. EV EŞYALARI........................................................................................ 177 2.12. DİĞER TAŞINIR MALLARI ................................................................. 179 2.13. HAKLARI ............................................................................................... 181 2.14. ALACAKLARI ........................................................................................ 183 2.15. BORÇLARI ............................................................................................. 185 2.16. GELİRLERİ ............................................................................................. 189 YEDİNCİ BÖLÜM ........................................................................................ 197 MAL BEYANI NE ZAMAN VERİLİR? .................................................... 197 1. GENEL BEYAN ......................................................................................... 197 2. EK BEYAN .................................................................................................. 198 2.1. MALVARLIĞINDAKİ ÖNEMLİ DEĞİŞİKLİK ..................................... 198 3. BEYANIN YENİLENMESİ ...................................................................... 215 4. EŞLERİN MAL BEYANI .......................................................................... 215 5. BİRDEN FAZLA MAL BEYANI ............................................................. 219 SEKİZİNCİ BÖLÜM .................................................................................... 220 BEYANLARIN GİZLİLİĞİ VE İSTİSNASI ............................................. 220 1.BEYANLARIN GİZLİLİĞİ....................................................................... 220 2. BEYANLARIN GİZLİLİĞİNİN İSTİSNASI ........................................ 222 2.1. BİLGİ VERME ZORUNLULUĞU.......................................................... 222 2.2. KAMU GÖREVLİLERİ ETİK KURULU ................................................ 223 DOKUZUNCU BÖLÜM .............................................................................. 224 MAL BEYANININ VERİLMESİNDE AMİRLERİN SORUMLULUĞU ......................................................................................... 224 1. AMİR ........................................................................................................... 224 1.1. EN ÜST AMİR ......................................................................................... 225 1.2. EN ÜST İDARİ AMİR ............................................................................. 225 1.3. ATAMAYA YETKİLİ MAKAM .............................................................. 225 1.4. ATAMAYA YETKİLİ AMİR ................................................................... 225 3 2. SORUMLULUK ........................................................................................ 226 2.1. KAMU İDARELERİNİN SORUMLULUĞU ......................................... 226 2.2. AMİR DURUMUNDA OLAN DEVLET MEMURLARININ GÖREV VE SORUMLULUKLARI ................................................................ 227 2.3. AST DURUMUNDA OLAN DEVLET MEMURLARININ GÖREV VE SORUMLULUKLARI ................................................................ 227 2.4. HESAP VERME SORUMLULUĞU....................................................... 228 2.5. BİLGİ VERME ZORUNLULUĞU.......................................................... 229 2.6. CUMHURİYET SAVCISINA BİLGİ VE BELGE VERME ZORUNLULUĞU ........................................................................................... 230 2.7. MAL BEYANINA İLİŞKİN MALİ SORUMLULUK ............................. 230 2.8. MAL BEYANINA İLİŞKİN CEZAİ SORUMLULUK ........................... 230 3. MAL BEYANI VERİLMESİNDE AMİRİN SORUMLULUĞU......... 230 ONUNCU BÖLÜM....................................................................................... 232 MAL BEYANLARININ KARŞILAŞTIRILMASI ................................... 232 1. YENİ BEYANIN ÖNCEKİ BEYANNAME İLE KARŞILAŞTIRILMASI ............................................................................... 232 ONBİRİNCİ BÖLÜM................................................................................... 234 SÜRESİNDE MAL BEYANINDA BULUNMAYANLARA İHTAR............................................................................................................. 234 1. SÜRELER GEÇTİKTEN SONRA İHTAR............................................. 234 ONİKİNCİ BÖLÜM ..................................................................................... 240 SUÇ DUYURUSU ......................................................................................... 240 1. RESMİ BİLDİRİM .................................................................................... 240 SUÇUN İHBARI ........................................................................................... 241 1. ÖZEL BİLDİRİM ....................................................................................... 241 SORUŞTURMA VE KOVUŞTURMA USULÜ ....................................... 242 1. SORUŞTURMA VE KOVUŞTURMA USULÜ.................................... 242 2. İDARİ SORUŞTURMA ........................................................................... 243 3. ADLİ KOVUŞTURMA ............................................................................ 244 MAL BEYANI SUÇLARI VE CEZA .......................................................... 246 4 1. İHTARA RAĞMEN SÜRESİNDE MAL BEYANINDA BULUNMAMA ............................................................................................. 246 2. SORUŞTURMA İLE İLGİLİ OLARAK VERİLEN SÜRE ZARFINDA MAL BEYANINDA BULUNMAMA .................................. 251 3. GERÇEĞE AYKIRI AÇIKLAMA (GİZLİLİĞE UYMAMA).............. 255 4. GERÇEĞE AYKIRI BİLDİRİMDE BULUNMA .................................. 256 5. HAKSIZ MAL EDİNME, MAL KAÇIRMA VEYA GİZLEME .......... 261 6. MÜFETTİŞ VE MUHAKKİKLERİN İHBAR VE EVRAKI TEVDİ ETMEMESİ ...................................................................................... 273 7. BİLGİ VERME ZORUNLULUĞUNA UYMAMAK ........................... 274 8. ZAMANAŞIMI.......................................................................................... 275 8.1. ZAMANAŞIMI (MÜRURU ZAMAN) .................................................. 275 8.2. SÜRE ......................................................................................................... 275 8.3. DAVA ZAMANAŞIMI SÜRELERİ........................................................ 275 9. GÖREVLİ MAHKEME ............................................................................ 276 ZORALIM ...................................................................................................... 277 1. ZORALIM (MÜSADERE) ........................................................................... 277 1.1. EŞYA MÜSADERESİ .............................................................................. 278 1.2. KAZANÇ MÜSADERESİ ....................................................................... 278 1.3. ELKOYMA ............................................................................................... 279 HEDİYE .......................................................................................................... 280 1. HEDİYE KAVRAMI ................................................................................. 280 2. KAMU GÖREVLİLERİNİN YURT İÇİNDE HEDİYE KABUL ETMELERİ ..................................................................................................... 285 2.1. HEDİYE ALMA VE MENFAAT SAĞLAMA YASAĞI ........................ 287 2.2. KAMU GÖREVLİLERİ ETİK KURULUNUN YETKİ ALANINA GİREN EN AZ GENEL MÜDÜR, EŞİTİ VE ÜSTÜ KAMU GÖREVLİLERİ ................................................................................................ 289 3. KAMU GÖREVLİLERİNİN YURT DIŞINDA ALDIKLARI HEDİYELER................................................................................................... 292 ONSEKİZİNCİ BÖLÜM.............................................................................. 296 5 MAL BEYANNAMESİNİN DOLDURULMASI..................................... 296 1. MAL BİLDİRİMİ....................................................................................... 297 2. KİMLİK BİLGİLERİ ................................................................................. 297 3. TAŞIMAZ MAL BİLGİLERİ ................................................................... 298 4. KOOPERATİF BİLGİLERİ ...................................................................... 299 5. TAŞINIR MAL BİLGİLERİ ..................................................................... 300 6. DİĞER TAŞINIR MALLARI .................................................................. 301 7. PARA, BANKA MEVDUATI VE MENKUL DEĞERLERE AİT BİLGİLER ....................................................................................................... 304 8. ALTIN VE MÜCEVHERAT BİLGİLERİ ............................................... 305 9. BORÇ – ALACAK BİLGİLERİ ................................................................ 306 10. HAKLAR VE BEYANI GEREKLİ GÖRÜLEN DİĞER SERVET UNSURLARI................................................................................. 308 ONDOKUZUNCU BÖLÜM ....................................................................... 310 SERVET VE BOÇLARIN AÇIKLANMASI ............................................. 310 1. TAYLAND ÖRNEĞİ ................................................................................ 310 1.1. ULUSAL RÜŞVET KOMİSYONU ......................................................... 310 1.2. SERVET VE BORÇLARIN AÇIKLANMASI ......................................... 312 1.3. SENATO SORUŞTURMASI .................................................................. 314 1.4. CEZA YARGILAMASI ............................................................................ 315 YİRMİNCİ BÖLÜM ..................................................................................... 317 MEVZUAT ..................................................................................................... 317 MAL BİLDİRİMİNDE BULUNULMASI, RÜŞVET VE YOLSUZLUKLARLA MÜCADELE KANUNU ...................................... 317 3628 SAYILI KANUNUN GEREKÇESİ .................................................... 327 MAL BİLDİRİMİNDE BULUNULMASI HAKKINDA YÖNETMELİK .............................................................................................. 327 YİRMİBİRİNCİ BÖLÜM............................................................................. 357 EKLER ............................................................................................................. 358 KAYNAKÇA .................................................................................................. 421 6 KAMU HİZMETÇİLERİNİN MAL BEYANI BİRİNCİ BÖLÜM MAL BEYANI, RÜŞVET VE YOLSUZLUK 1. MAL BEYANI 1 Güncel Türkçe sözlükte mal bildirimi; mülkiyeti altında bulunan taşınır ve taşınmaz malların listelenerek istenen makama sunulması, mal beyanı olarak tanımlanmış, servet ise; varlık, zenginlik, mal mülk olarak tarif edilmiştir. Ülkemizde kamu hizmetinde ve kamu görevinde bulunanların mal beyanına tabi tutulmaları Anayasamızın gereğidir. Anayasamızın 71’inci maddesinde; kamu hizmetine girenlerin mal bildiriminde bulunmaları ve bu bildirimlerin tekrarlanma sürelerinin kanunla düzenleneceği, yasama ve yürütme organlarında görev alanların bundan istisna edilemeyeceği belirtilmiştir. 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 14’üncü maddesinde; Devlet memurlarının kendileriyle, eşlerine ve velayetleri altındaki çocuklarına ait taşınır ve taşınmaz malları, alacak ve borçları hakkında, özel kanunda yazılı hükümler uyarınca, mal bildirimi verecekleri düzenlenmiştir. 19.04.1990 tarihli ve 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanununda 2; “Kanunda sayılanların mal bildiriminde bulunmalarını, bildirimlerin yenilenmesini, mal edinmelerin denetimiyle, haksız mal edinme veya gerçeğe aykırı bildirimde bulunma halinde uygulanacak hükümleri, bu Kanunda belirlenen suçlarla bazı suçlardan dolayı kamu görevlileri ve suç ortakları hakkında takip ve muhakeme usulü” düzenlenmiş bulunmaktadır. 3628 sayılı Kanun gereğince verilecek olan mal bildiriminin şekli, düzenleniş biçimi, sayısı, neleri kapsayacağı, merciine nasıl ulaştırılacağı ve bu Kanunun uygulanmasına ilişkin diğer esas ve usulleri 15.11.1990 tarihli ve 20696 sayılı Resmi Gazete’de SÖKMEN, Uğur: Kamu Hizmetinde ve Kamu Görevinde Bulunanların Servet Beyanı, Mali Kılavuz Dergisi, Yıl:12, Sayı:47, Ocak-Mart 2010. S. 16-17 19.04.1990 tarihli ve 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanununa kitabın sonunda ilgili mevzuat bölümünde yer verilmiştir. 1 2 7 yayımlanarak yürürlüğe giren 3 Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmelikte düzenlenmiştir. 4 2. RÜŞVET Rüşvet; Yaptırılmak istenen bir işte yasa dışı kolaylık ve çabukluk sağlanması için bir kimseye mal veya para olarak sağlanan çıkardır. 5 Rüşvet suçu, Türk Ceza Kanununun ikinci kitabında, millete ve devlete karşı suçları düzenleyen dördüncü kısmın, kamu idaresinin güvenilirliğine ve işleyişine karşı suçları düzenleyen birinci bölümünde düzenlenmiştir. Türk Ceza Kanununa göre rüşvet, bir kamu görevlisinin, görevinin gereklerine aykırı olarak bir işi yapması veya yapmaması için kişiyle vardığı anlaşma çerçevesinde bir yarar sağlamasıdır. 6 Ceza Kanununun rüşvet suçu maddesine ilişkin gerekçesinde ise, kamu hizmetlerinin gerek eşitlik gerek liyakatlilik açısından adalet ilkelerine uygun yürütüldüğü, kamu görevlilerinin rüşvet kabul etmez ve “satın alınamaz” oldukları hususunda toplumda hâkim olan güvenin, inancın sarsılmaması gerekir. Rüşvete ilişkin suç tanımı, bu güveni korumayı amaçlamıştır. 7 Kamu görevlisinin, görevini kötüye kullanmak suretiyle maddi veya diğer şekillerde bir menfaat temin etmesine rüşvet adı verilir. Kamu görevlisine kendinden beklenen görevi yapması ya da yapmaması için armağan, komisyon ya da başka bir adla çıkar sağlanması çok kullanılan bir yöntemdir. Böyle bir durumda, vatandaşların büyük bir kısmı, yararlandıkları kamu hizmetlerinin daha hızlı bir şekilde görülmesi amacıyla ilave bir ücret ödemeyi olağan saymaktadır. Bu şekilde kurumsallaşan rüşvet sayesinde, verimlilik, rasyonellik ve etkinlik gibi ilkelerden uzak ve ağır bir biçimde işleyen bürokrasi mekanizması harekete geçmekte, rüşvetle birlikte işlerin çabuk ve ekonomik bir biçimde yürütülmesi sağlanabilmektedir. 15.11.1990 tarihli ve 20696 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmeliğe kitabın sonunda ilgili mevzuat bölümünde yer verilmiştir. 4 SÖKMEN, Uğur: “Kamu İdaresinde Soruşturma Kovuşturma”, Maliye Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı Yayın No: 2009/400, Ankara, 2009, s. 133. 5 SÖKMEN, Uğur: a.g.e. s. 137. 6 5237 s. TCK, md. 25, SÖKMEN, Uğur: a.g.e. s. 142. 7 http://www.tbmm.gov.tr/develop/owa/kanunlar_sd.durumu?kanun_no=5237 3 8 Devleti temsil eden makamlar topluma karşı bir görev üstlenmişlerdir. Rüşvet bu görevin suistimal edilmesi ve sosyal sözleşmenin ihlal edilmesi demektir. 18. yüzyılda yaşamış olan Defterdar Sarı Mehmet Paşa’nın rüşvet ve hediye konusunda “ Devlet Adamlarına Öğütleri”nde ifade ettikleri oldukça dikkat çekicidir. 8 “Allah korusun kanuna göre yapılması lâzım gelen işleri rüşvet ile geri bırakıp yasaya aykırı kötü bir işi işleme kadar büyük bir günâh yoktur. Ve devlet sahiplerine rüşvet hastalığı gibi ilâcı müşkil belki ilâcı yok bir devasız hastalık yoktur, îyi düşünüp bundan son derece perhiz etmek ve çekinmek lâzımdır. Meğerki kişinin kendi dostu bir hediye getire, bu hediyeyi almakta sakınca yoktur. O da bir nesne dolayısıyla olmaya; ancak sevginin artmasını sağlamak niyeti ile ola…” Rüşvet, kamu idaresinin işleyişini de bozar. Kamu idaresinin başlıca vazifesi kanunların eşit ve genel olarak uygulanmasıdır. Rüşvet veren kişi kanunların kendisi hakkında uygulanmamasını sağlamış olmaktadır. Rüşvet sonucu oluşturulan yeni statü sona erene kadar, kamu düzenini kendi niteliği ve niceliği oranında bozar ve tehdit eder. Bu nedenle rüşvet Devlet disiplinine karşı işlenmiş bir suçtur. 3. YOLSUZLUK Yolsuzluk Nedir? Yolsuzluk, yolunda yapılmayan, kurallara aykırı, uygunsuz, usulsüz iş ve davranışlardır. 9 Türk Dil Kurumu Türkçe Sözlük'te "yolsuzluk" kelimesi "Bir görevi, bir yetkiyi kötüye kullanma"'ya karşılık olarak almaktadır. Dünya Bankası yolsuzluğu, "Kamu gücünün özel çıkar için kullanılması" şeklinde tanımlamıştır. 4 Ocak 1999 tarihli Avrupa Konseyi Yolsuzlukla Mücadele Özel Hukuk Sözleşmesi'nin 2 nci maddesinde yolsuzluk; "...doğrudan doğruya ya da dolaylı yollardan rüşvet ve yasadışı bir menfaat temin eden kişinin yürüttüğü görevlerin veya gerekli davranışların yasalara uygun bir şekilde yerine getirilmesinde sapmalara yol açan rüşvet veya 8 9 http://kamyon.politics.ankara.edu.tr/klasik/belgeler/01.pdf (ET: 10.03.2010) Kamu Yönetimi Sözlüğü, TODAİE, 2008 9 başka her türlü yasadışı menfaatin talep edilmesi, teklif edilmesi, verilmesi ya da kabul edilmesi" şeklinde tanımlanmıştır. Birleşmiş Milletler Bölgeler Arası Suç ve Adalet Araştırmaları Enstitüsü (UNICRI)tarafından yolsuzluk; "kamu ve özel kuruluşların karar verme mekanizmalarındaki yozlaşma ve bozulma" şeklinde özel kesimi de kavrayacak şekilde tanımlanmıştır. Uluslararası Saydamlık Örgütü ise sadece kamu değil özel kesimdeki yolsuzluğu da dikkate alan daha genel tanımlar yapmayı tercih etmiştir. Akademisyenlerce farklı yolsuzluk tanımları yapmaktadır. Pek çok tanımlama çabalarına rağmen, yolsuzluğu tüm unsurları ile kapsayan, evrensel olarak kabul görmüş tek bir tanım bulunmamaktadır. Nitekim yolsuzlukla mücadele alanında en önemli uluslararası belge olan Birleşmiş Milletler Yolsuzlukla Mücadele Sözleşmesi hazırlık aşamalarında da genel bir yolsuzluk tanımına ulaşılamamış; bunun için Sözleşmede yolsuzluk tanımı yerine temel yolsuzluk fiil ve tiplerinin listelenmesi yöntemi seçilmiştir. Türk hukukunda da "yolsuzluk" tanımı veya bu adda bir suç yoktur. 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanununda yolsuzluk ayrı bir suç olarak değil, bir suç kategorisi olarak ele alınmıştır. Kanun, aslında bir yolsuzluk türü olan rüşveti ayrıca zikretmiştir. Yolsuzluk günümüze has bir olgu değildir. Devlet denen soyut kavramın kurumları ile tecessüm ettiği günden bu yana değişik türde yolsuzlukların da var olduğunu söylemek yanlış olmaz. Weber'e göre devlet, meşru güç kullanma tekelidir. Devletin bu tekeli elinde bulundurması nedeniyle bir takım rantlar ortaya çıkmaktadır ve rantın olduğu her yerde rüşvet ve yolsuzluk vardır. 10 Yolsuzluk, kamu görevlilerinin konumlarından kaynaklanan kamusal yetkilerini kişisel çıkarları ya da özel amaçları için yasal düzenlemelere aykırı olarak kullanmalarıdır. Yolsuzluk bu bakımdan: I - Maddesel bedel içerikli yolsuzluk: Rüşvet, haraç, zimmet. Aykın, Hasan, "Rüşvetin Nedenleri Ekonomik Etkileri ve Rüşvetle Mücadele", Yaklaşım, Ağustos 2000. 10 10 II - Dayanışma içerikli yolsuzluk: Yakınları kayırma-nepotizm, sözü geçer kişileri kayırma, siyasi temelli kayırma. olarak iki ana kategoriye ayrılabilir. Yolsuzluğun temeli ya da özü kişisel çıkar gözetmektir. Yani çıkar çatışması olayın odağındadır. 11 Her türlü maddi ve manevi çıkar karşılığı iş yapma, yaptırma veya yetkiyi kullanmanın yanı sıra, teşvik, kredi, ihale ve siyasi içerikli atamalar, yasalara uygun olsa bile hemşericilik, bölgecilik veya ayrımcılık yaparak insan işe almak, yaşam koşulları daha kötü olan bir yerleşim birimine tayini çıkmış olan memurun tayinini başka yere yaptırmak, birini hakkı olmadığı halde kuralına uydurarak terfi ettirmek vb. gibi temel ahlak ilkeleri ve yazılı veya sözlü meslek kuralları ile yürürlükteki hukuk kurallarına aykırı tüm davranışlar yolsuzluk kavramı içinde değerlendirilebilir. 12 Osmanlı Devletinin en ihtişamlı dönemi olarak bilinen Kanuni Sultan Süleyman döneminde üç akçelik maaşını alamayan Fuzuli'nin "Selam verdim rüşvet değildür deyu almadılar/Sualime cevaptan gayri nesne vermediler." şeklindeki yolsuzluğun en yaygın görünen türü olan rüşvete karşı serzenişini dile getiren dizeleri konuya ilişkin çarpıcı bir örnek teşkil etmektedir. Osmanlı Devletinin çöküş dönemine tekabül eden 19. yüzyılda ise rüşvetin yaygınlaştığını ve bu yüzden, padişah da dahil, Bab-ı Ali'deki üst düzey yöneticilerin aşağıdaki yemini ettikleri ve bu yeminin taşradaki memurlarca da halkın önünde tekrarlandığına şahit olunmuştur. Yemin metni şöyledir: "Padişahıma ve devlet-i aliyelerine sadakatten ayrılmayacağıma ve padişahımın ruhsat-ı seniyesi ile kabulü mecaz olan hedayayı resmiyeden başka memnu olan hediyeleri kabul etmeyeceğime ve emval-i miriyeyi irtikab ve telef etmeyip kimseye ettirmeyeceğime ve lüzum-u hakikisi tebeyyün etmedikçe hazine-i miriyeden masraf yaptırmayacağıma ve hazine-i miriyeye ait hiçbir nesneyi zatım için 11 8 Ocak 2009 - 27 Ocak 2009 arasında yapılan Etik Liderlik Seminerlerinde Prof. Dr. Ümit BERKMAN tarafından yapılan "Değişen Etik Anlayışı ve Yolsuzlukla Mücadele" konulu sunum metninden alınmıştır. 12 Türkiye’de Saydamlığın Arttırılması ve Kamuda Etkin Yönetimin Geliştirilmesi Çalışma Raporu, Ankara, 2002, Başbakanlık Teftiş Kurulu, Maliye-Adalet-İçişleri Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı ve Maliye Bakanlığı Masak temsilcilerinden oluşan Yönlendirme Komitesi ve Çalışma Grubu. 11 kullanmayacağıma ve mücerret hatır için memur istihdamına lüzum görmeyeceğime vallahi ..." 13 Yemin metninin bugünkü Türkçe ile ifadesi ise şöyledir: "Padişahıma ve Devlete sadakatten ayrılmayacağıma, hangi ad altında olursa olsun rüşvet almayacağıma, kabulü yasak olmayan hediyeler dışında kalan yasak hediyeleri kabul ve Devlet malını irtikap ve ziyan etmeyeceğime ve kimseye de ettirmeyeceğime, mutlaka icap etmedikçe Devlet hazinesinden masraf edilmesine meydan vermeyeceğime ve sadece hatır-gönül için memur kullanmayacağıma ve kullanılmasına lüzum görmeyeceğime vallahi billahi ile Kur'an-ı Kerim'e el basarak yemin ederim." 14 Yolsuzluğun, çok eskiye dayanmasına karşılık, son yıllarda yolsuzluk ve bunun etkileri konusuna ilginin giderek arttığı görülmektedir. Gittikçe artan bu ilginin ardında, 1990'lardaki ekonomik ve politik gelişmelerle birlikte başta rüşvet olmak üzere yolsuzluğun yaygınlaşarak zirve noktasına ulaşması bulunmaktadır. Yoksa bu durumu medyadaki gelişmeler neticesinde çok eskilere dayanan bir olgudan daha fazla haberdar olma şeklinde açıklamak tatmin edici olmayacaktır. 1960' lı yıllardan bu yana devletin ekonomideki artan rolü ve birçok ülkede yaşanan ekonomik dönüşüm, küreselleşme, bilişim teknolojilerindeki gelişmeler ve buna paralel olarak kara para aklama imkanlarının artması, organize suç örgütlerinin her geçen gün büyümesi ve sınır tanımaz bir nitelik kazanması yolsuzluğun son yirmi yılda hızlı bir ivme kazanmasına ve yaygınlaşarak küresel bir nitelik almasına neden olmuştur. Yolsuzluğun kazandığı bu yeni nitelik uluslararası alanda da bu tehdit ile mücadele için yeni girişim, sözleşme ve oluşumları gündeme getirmiştir. 15 Yolsuzlukla Mücadele Neden Önemlidir? Yolsuzluğun ortaya çıkardığı sonuç, sadece kamu gücünü kötüye kullanan görevlinin elde ettiği özel çıkarla sınırlı değildir. Yolsuzluk, toplumun her alanında önemli sorunları da beraberinde getirir. Örneğin, yeterli şartları taşımadığı halde rüşvetle alınan inşaat ruhsatı sadece 13 ONUR, Vedat; Tanzimat Devrinin Büyük ve Unutulmaz Devlet Adamları, Ankara, 1946, s. 41'den aktaran TUTUM, Cahit; Kamu Yönetiminde Yeniden Yapılanma, TESAV Yayınları, 1994, s. 63. 14 Sertoğlu, Mithat; "Rüşvet Almayacağına Yemin Eden Padişah", Hürriyet Gazetesi, Pazar Eki, 15 http://www.mtk.gov.tr/Detay.aspx?contentID=192 (ET;19/02/2011) 12 ruhsatı veren makamla ruhsatı talep eden kişi arasında sonuç doğurmaz. Şartları taşımadan yapılan inşaatın düşük şiddetli bir depremde veya bazen kendiliğinden çökmesi durumunda ortaya çıkan mal ve can kaybı aslında doğrudan yolsuzluğun sonucudur. Örneğin yargıya sirayet etmiş yolsuzluk, suçluların cezalandırılmaması, adalet duygusunun zedelenmesini, dolayısıyla kişilerin hukuk dışı yollara sapmasına neden olur. En temel kurumlara olan inanç zayıflar. Siyasetin ve siyasetçilerin yozlaşması sonucu ise, halkın iradesinin yerini, çeşitli güç çevreleri alır. Dolayısıyla yolsuzluk sadece rüşvete konu değer veya zimmete geçirilen kamu kaynağı gibi unsurlarla sınırlı olmayan, ekonomik, siyasi, hukuki ve toplumsal açıdan derin sonuçları olan bir olgudur. 16 Gelişen dünyada büyüyen ekonomilere paralel olarak rüşvet ve yolsuzluk Devleti zafiyete uğratan sosyal bir yaradır. Ülkemizde, rüşvet ve yolsuzlukla mücadele için birçok kanun çıkartılmış ve yolsuzlukla mücadele için uluslararası boyutta OECD, Avrupa Konseyi ve Birleşmiş Milletlerin yolsuzluğa karşı aldığı etkin önlemler TBMM’de uygun bulunmuş ve Bakanlar Kurulunca kabul edilmiştir. 3.1. YOLSUZLUKLA MÜCADELEYE DAİR TEMEL KANUNLAR 4.1.1961 tarih ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu, 5.1.1961 tarih ve 237 sayılı Taşıt Kanunu, 14.07.1965 tarih ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu, 21.2.1967 tarih ve 832 sayılı Sayıştay Kanunu, 1.4.1981 tarih ve 2443 sayılı Devlet Denetleme Kurulu Kanunu, 28.7.1981 tarih ve 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu, 2.10.1981 tarih ve 2531 sayılı Kamu Görevlerinden Ayrılanların Yapamayacakları İşler Hakkında Kanun, 8.9.1983 tarih ve 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu, 31.10.1984 tarih ve 3069 sayılı TBMM Üyeliği ile İlgili Bağdaşmayan İşler Hakkında Kanun, 19.4.1990 tarih ve 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu, 16 http://www.mtk.gov.tr/Detay.aspx?contentID=188, SÖKMEN, Uğur: a.g.e. s. 22 13 2.12.1999 tarih ve 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun, 4.1.2002 tarih ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu, 5.1.2002 tarih ve 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu, 5.6.2003 tarih ve 4875 sayılı Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu, 9.10.2003 tarih ve 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu, 10.12.2003 tarih ve 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu, 22.1.2004 tarih ve 5072 sayılı Dernekler ve Vakıfların Kamu Kurum ve Kuruluşları ile İlişkilerine Dair Kanun, 25.5.2004 tarih ve 5176 sayılı Kamu Görevlileri Etik Kurulu Kanunu, 9.6.2004 tarih ve 5187 sayılı Basın Kanunu, 10.7.2004 tarih ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu, 26.9.2004 tarih ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu, 4.11.2004 tarih ve 5253 sayılı Dernekler Kanunu, 4.12.2004 tarih ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu, 22.2.2005 tarih ve İl Özel İdaresi Kanunu, 26.5.2005 tarih ve 5355 sayılı Mahalli İdare Birlikleri Kanunu, 3.7.2005 tarih ve 5393 sayılı Belediye Kanunu, 19.10.2005 tarih ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu, 16.5.2006 tarih ve 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kanunu, 31.5.2006 tarih ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, 11.10.2006 tarih ve 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun, 21.3.2007 tarih ve 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu, 20.2.2008 tarih ve 5737 sayılı Vakıflar Kanunu. 3.12.2010 tarih ve 6085 sayılı Sayıştay Kanunu 17 17 Başbakanlık mevzuat bilgi sistemi, http://www.mevzuat.gov.tr/Kanunlar.aspx 14 3.2. RÜŞVET VE YOLSUZLUKLA ULUSLARARASI SÖZLEŞMELER MÜCADELEYE DAİR Yolsuzlukla Uluslararası Mücadeleyi Gerekli Kılan Nedenler: Yolsuzluğun yerel olduğu kadar uluslararası alanda da önemli bir sorun ve tehdit olarak algılanmasının arkasındaki temel nedenler Birleşmiş Milletler Yolsuzlukla Mücadele Sözleşmesinin Giriş kısmından hareketle aşağıdaki gibi sıralanabilir: Demokrasinin kurum ve değerlerini, etik değerleri ve adaleti zayıflatan, sürdürülebilir kalkınmayı ve hukukun üstünlüğünü tehlikeye sokan yolsuzluğun toplumların istikrar ve güvenliğine yönelttiği sorun ve tehditlerin ciddi boyutlara ulaşması, Kara para aklama dâhil olmak üzere, özellikle örgütlü suçlar ve ekonomik suçlar gibi diğer suç türleri ile yolsuzluk arasında ciddi bağlantıların bulunması, Devlet kaynaklarının önemli bir bölümünü teşkil edecek boyutta varlıkların yolsuzluğa konu olması ve Devletlerin siyasî istikrar ve sürdürülebilir kalkınmasını tehdit eden büyük yolsuzluk vakalarının ortaya çıkması, Yolsuzluğun artık yerel bir mesele olmayıp, bütün toplum ve ekonomileri etkileyen, önlenmesi ve kontrol altına alınması için uluslararası işbirliğini zorunlu kılan bir sınıraşan olgu haline gelmesi, Yolsuzlukla etkin mücadele edilmesi ve yolsuzluğun önlenmesi için kapsamlı ve çok yönlü bir yaklaşımın gerekli olması, Teknik yardımın mevcudiyetinin, kapasite geliştirmeyi ve kurumsal yapılanmayı da sağlamak suretiyle, Devletlerin yolsuzluğu önleme ve yolsuzlukla etkin mücadele etme güçlerinin artırılmasında önemli bir rol oynayabileceği inancı, Haksız olarak kişisel servet edinmenin özellikle demokratik kurumlara, ulusal ekonomilere ve hukukun üstünlüğü ilkesine zarar vermesi, Haksız olarak edinilmiş varlıkların uluslararası transferlerinin daha etkin bir biçimde önlenmesi, tespit edilmesi, caydırılması ve varlıkların geri verilmesi konusunda uluslararası işbirliğinin güçlendirilmesi ihtiyacı, 15 Yolsuzluğun önlenmesi ve ortadan kaldırılmasının bütün Devletlerin ortak yükümlülüğü olduğunu ve bu alandaki çabaların etkili olması amacıyla, sivil toplum, hükümet-dışı kuruluşlar ve yerel toplum örgütleri gibi kamu sektörü dışındaki birey ve grupların da destek ve katkıları ile her bir Devletin diğeri ile işbirliği yapmasının zorunlu olması, Kamusal işlerin ve kamu malvarlığının düzgün yönetimi, adil olma, sorumluluk ve yasa önünde eşitlik ilkelerini ve dürüstlüğü koruma ve yolsuzluğu reddetme kültürünün geliştirilmesi zorunluluğu. 18 Yolsuzlukla mücadele konusu uluslararası toplumun gündemine özellikle 1990'lı yıllardan itibaren girmiştir. Bu alanda pek çok uluslararası ve bölgesel örgüt çalışma yürütmektedirler. Bunlardan başlıcaları aşağıdaki gibidir: Birleşmiş Milletler, (http://www.unodc.org/) Afrika Birliği, (http://www.africa-union.org/) Avrupa Konseyi, (www.coe.int/greco) Dünya Gümrük Örgütü, (http://www.wcoomd.org/home.htm) Avrupa Birliği, (www.europa.eu/index_en.htm ) Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (http://www.oecd.org/) Amerikan Devletleri Örgütü (http://www.oas.org/) Uluslararası ve bölgesel kuruluşların yolsuzlukla uluslararası mücadeleye yönelik sözleşmeleri aşağıdadır: 18 Mayıs 2006 tarih ve 5506 sayılı Kanunla uygun bulunan Birleşmiş Milletler Yolsuzlukla Mücadele Sözleşmesi, 30 Ocak 2003 tarih ve 4800 sayılı Kanunla uygun bulunan Sınıraşan Örgütlü Suçlara Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi, Avrupa Birliği Konseyi tarafından 26 Mayıs 1997 tarihinde kabul edilen, Avrupa Toplulukları Görevlilerini ya da Avrupa Birliği Üye Devlet Görevlilerini Kapsayan Yolsuzlukla Mücadele Sözleşmesi, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü tarafından 21 Kasım 1997 tarihinde kabul edilen ve 02 Ocak 2003 tarih ve 4782 sayılı Kanunla 18 http://www.mtk.gov.tr/Detay.aspx?contentID=192 (ET; 19/02/2011) 16 uygun bulunan Uluslararası Ticari İşlemlerde Yabancı Kamu Görevlilerine Verilen Rüşvetin Önlenmesine Dair OECD Sözleşmesi, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi tarafından 27 Ocak 1999 tarihinde kabul edilen ve 17 Nisan 2003 tarih ve 4852 sayılı kanunla uygun bulunan Yolsuzluğa Karşı Özel Hukuk Avrupa Konseyi Sözleşmesi, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi tarafından 4 Kasım 1999 tarihinde kabul edilen ve , 14 Ocak 2004 tarih ve 5065 sayılı kanunla uygun bulunan Yolsuzluğa Karşı Ceza Hukuku Avrupa Konseyi Sözleşmesi, 16 Haziran 2004 tarih ve 5191 sayılı Kanunla uygun bulunan Suçtan Kaynaklanan Gelirlerin Aklanması, Araştırılması, Ele Geçirilmesi ve El Konulmasına İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi, Amerikan Devletleri Örgütü tarafından 29 Mart 1996 tarihinde kabul edilen, Amerikan Devletleri Arasında Yolsuzlukla Mücadele Sözleşmesi, Afrika Birliği Devlet ve Hükümet Başkanları tarafından 12 Temmuz 2003 tarihinde kabul edilen Afrika Birliği Yolsuzluğun Önlenmesi ve Yolsuzlukla Mücadele Sözleşmesi. 19 Yukarıya alınan yasalardan anlaşılacağı üzere rüşvet ve yolsuzlukla mücadele hükümleri içeren mevzuat oldukça çoktur. Bu da göstermektedir ki sorun mevzuat yetersizliğinde değildir. Bu nedenle yolsuzlukla mücadele, aynı zamanda yoksullukla, adaletsizlikle mücadeledir. Demokratik kurum ve kuralların işlediği, hukukun hakim olduğu müreffeh bir Türkiye için yolsuzlukla mücadele ön şarttır. 20 19 20 Başbakanlık mevzuat bilgi sistemi, http://www.mevzuat.gov.tr/Kanunlar.aspx http://www.mtk.gov.tr/Detay.aspx?contentID=188, SÖKMEN, Uğur: a.g.e. s. 22 17 3.3. SAYDAMLIĞIN ARTIRILMASI VE YOLSUZLUKLARIN ÖNLENMESİ 21 Saydamlığın artırılması ve yolsuzlukların önlenmesi çerçevesinde Ülkemizde son yıllarda yapılan başlıca düzenlemeler aşağıda sıralanmıştır: Kamu ihale sistemi: Kamu ihale sisteminde saydamlığın geliştirilmesi, kaynakların daha etkin ve verimli kullanılması ve daha az kaynakla daha fazla kamu hizmeti üretilmesi amacıyla, kamu kaynağı kullanan bütün kurumları kapsayan ve ihalelerde açıklığın ve rekabetin sağlanmasını ve şikâyetlerin incelenmesini teminen Kamu İhale Kurumu kurulmasını düzenleyen 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu. Yabancı Yatırımlar : Doğrudan yabancı yatırımların özendirilmesi, yabancı yatırımcıların haklarının korunması, yatırım ve yatırımcı tanımlarında uluslararası standartlara uyulması ve doğrudan yabancı yatırımların artırılması amacıyla; yatırımcıların ihtiyaç ve beklentilerini dikkate alarak hazırlanan, Ülkemizin uluslararası yatırımlara yönelik eşitlikçi ve liberal yaklaşımının yansıtılması olarak yatırımcıya açık ve anlaşılır mesajlar veren, yatırımcının değişik mevzuat gereği sahip olduğu haklar ve tâbi olduğu yükümlülükleri gösteren yasal bir rehber niteliğinde 4875 sayılı Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu. Bilgi Edinme Hakkı : Herkesin bilgi edinme hakkına sahip olduğunu ve kamu kurum ve kuruluşları ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının, kanunda belirtilen istisnalar dışındaki her türlü bilgi ve belgeyi başvuranların yararlanmasına sunmak ve bilgi edinme başvurularının etkin, süratli ve doğru sonuçlandırılması için gerekli idarî ve teknik tedbirleri almakla yükümlü olduklarını hüküm altına almak ve medya 21 “Saydamlığın Artırılması ve Yolsuzlukla Mücadelenin Güçlendirilmesi Stratejisi (2010-2014)”ün kabulü; Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcılığının 27/1/2010 tarihli ve 65 sayılı yazısı üzerine, Bakanlar Kurulu’nca 1/2/2010 tarihinde kararlaştırılmıştır. Karar Sayısı: 2010/56, 22 Şubat 2010 tarih ve 27501 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Stratejinin tamamı kitabın sonunda ekler bölümünde yer almıştır. 18 organlarının ve kişilerin kamuya ait bilgilere daha kolay ulaşabilmesini sağlamak amacıyla 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu. Kamu Malî Yönetim; Harcama birimlerine gerekli esnekliğin sağlanması ve bütün kamu gelir ve giderlerinin bütçede gösterilmesi ile kamu kaynaklarının kullanımında uluslararası standartlara uygun iç kontrol ve denetim mekanizmalarının oluşturulması ve malî saydamlık bakımından güvenilir ve periyodik malî verilerin üretilmesi amacıyla 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu. Dernek ve Vakıfların Kamu Kurum ve Kuruluşları ile İlişkileri; Kamu kurum ve kuruluşlarını, kamu hizmetlerini ve kamu personelini desteklemek üzere kurulan dernekler ve Türk Medeni Kanununa göre kurulan vakıfların kamu kurum ve kuruluşları ile olan ilişkilerinin yeniden düzenlenmesi suretiyle, kamu düzenini olumsuz yönde etkileyen ve toplumda hoşnutsuzluklara neden olan uygulamalara son verilmesi ve kamu kaynaklarının etkin olarak kullanılması amacıyla 5072 sayılı Dernek ve Vakıfların Kamu Kurum ve Kuruluşları ile İlişkilerine Dair Kanun. Kamu Görevlileri Etik Kurulu; Kamu görevlilerinin uymaları gereken saydamlık, tarafsızlık, dürüstlük, hesap verebilirlik, kamu yararını gözetme gibi etik davranış ilkelerinin ve standartlarının belirlenmesi ve bu ilkelere aykırı davranan üst düzey kamu görevlilerine ilişkin şikâyetlerin Kamu Görevlileri Etik Kurulu tarafından incelenmesi ve sonuçlarının kamuoyuna duyurulması amacıyla 5176 sayılı Kamu Görevlileri Etik Kurulu Kurulması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun. Basın; Basında demokratikleşmenin sağlanması ve özgür bir basın düzeninin oluşturulması ile düşüncelerin ve haberin en yaygın ve hızlı bir şekilde dolaşımını sağlayarak kamuoyunun bilinçli bir şekilde oluşması ve işlemesi amacıyla 5187 sayılı Basın Kanunu. Yerel Yönetimler; Yerel yönetimlerin kurumsal kapasitelerinin artırılması, katılım ve saydamlığın sağlanarak yerinden yönetim ilkesi ve demokrasinin güçlendirilmesi amacıyla 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu, 19 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanunu, 5355 sayılı Mahallî İdare Birlikleri Kanunu ve 5393 sayılı Belediye Kanunu. Türk Ceza Sistemi; Kamu görevlileri tarafından işlenebilen rüşvet, irtikâp, zimmet ve suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama gibi yolsuzluk suçlarıyla birlikte, zamanaşımı sürelerini, suç işlemek yoluyla kazanç elde edilmesini engelleyecek etkin bir yaptırım olarak kazanç müsaderesini ve özel hukuk tüzel kişilerine uygulanacak güvenlik tedbirlerini yeniden düzenleyerek, yolsuzluk suçlarıyla mücadele bakımından etkin bir sistem kurulabilmesi amacıyla uluslararası sözleşmeler de dikkate alınarak hazırlanan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu. Dernekler ve Vakıflar; Sivil toplumun güçlendirilmesi amacıyla dernek ve vakıf kurma hakkına ve faaliyetlerine getirilen kısıtlamaların kaldırılması, dernek işlemleri ve denetimlerinin basitleştirilmesi amacıyla 5253 sayılı Dernekler Kanunu ve 5737 sayılı Vakıflar Kanunu. Ceza Muhakemesi; Yolsuzluk suçlarıyla mücadelede etkin bir sistem kurulabilmesi için uluslararası sözleşmeler de dikkate alınarak; tutuklama, arama, hak ve alacaklara el koyma, hâkim veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının kararıyla telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesi, gizli soruşturmacı görevlendirilmesi, teknik araçla izleme ve örgüt faaliyeti çerçevesinde cebir ve tehdit uygulanarak işlenen suçlarla mücadele amacıyla özel ağır ceza mahkemeleri kurulması gibi yeni koruma tedbirleri ve düzenlemeler getiren 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu. Bankacılık; Finansal piyasalarda güven ve istikrarın sağlanmasını, kredi sisteminin etkin bir şekilde çalışmasını ve tasarruf sahiplerinin hak ve menfaatlerinin korunmasını sağlamak amacıyla, sistemi engelleyen, bozan, verileri yok eden veya değiştiren ve gerçeğe aykırı muhasebeleştirme yapan banka ve finans kurumları için ağır yaptırımlar öngören 5411 sayılı Bankacılık Kanunu. 20 Sosyal Güvenlik Kurumu; Sosyal sigortalar sisteminin yönetimini, işleyişi ile ilgili usûl ve esasları, finansman ve karşılanma yöntemlerini belirleyen, yönetim organlarında ve karar süreçlerinde ilgili sosyal tarafların etkin katılımını öngören, Emekli Sandığı, Bağ-Kur ve Sosyal Sigortalar Kurumunu birleştirerek sosyal güvenlik alanında mükerrer emeklilik ve hak sahipliğini ortadan kaldıran 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu. Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası; Sosyal sigortalar ile genel sağlık sigortası hak ve yükümlülüklerini düzenleyen, kayıt dışı istihdamla mücadele çerçevesinde Sosyal Güvenlik Kurumu ile bankalar ve ilgili kurum ve kuruluşlar arasında bilgi paylaşım usûllerini belirleyen, Sosyal Güvenlik Kurumuna en geniş anlamıyla elektronik ortamda hizmet sunum yetkisi veren, ayrıca işçi ücretlerinin bankalar vasıtasıyla ödenmesi yükümlülüğü getirerek ücretlerde kayıtlılığı öngören 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu. Suç Gelirlerinin Aklanması ve Kaçakçılıkla Mücadele; Ulusal ihtiyaçların yanı sıra uluslararası düzenlemeler de göz önünde bulundurularak hazırlanan ve suçla mücadelede malî sektörle işbirliğinin güçlendirilmesi, güçlü bir veri sistemi kurulması, bu suretle malî bilgilerden hareketle suça ve suçluya ulaşılması, yükümlülüklere uyumun takibinde etkinlik ve uluslararası gelişmelerle paralellik sağlanması amacıyla 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun ve 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu. Petrol Piyasası; Petrol piyasasının sağlıklı işleyebilmesini teminen, petrol kaçakçılığından kaynaklanan haksız rekabetin önlenerek, adil bir rekabet ortamının ve ürün güvenliğinin sağlanması ve petrol kaçakçılığı ile daha etkin mücadele edilebilmesi amacıyla 5576 sayılı Petrol Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun. Türk Ceza Kanununda Değişiklik; Yolsuzlukla mücadele bağlamında uluslararası yükümlülüklerin yerine getirilmesi amacıyla, yabancı ülkede işlenen rüşvet suçundan 21 yargılama yapılabilmesi için Adalet Bakanının izin vermesi şartının kaldırılması, suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi ve suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçlarının kapsamının genişletilmesi, özel hukuk çerçevesinde faaliyette bulunan özel hukuk tüzel kişisinin organ veya temsilcisi ya da görevlileri tarafından; dolandırıcılık, ihaleye veya edimin ifasına fesat karıştırma, rüşvet, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama, zimmet, kaçakçılık, kaçak petrole ilişkin suçlar ile terörün finansmanı suçlarının tüzel kişinin yararına olarak işlenmesi hâlinde ayrıca bu tüzel kişiye idarî para cezası verilebilmesi amacıyla 5918 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun. Diğer uygulamalar; Yapılan kanunî düzenlemelere ek olarak, akaryakıt kaçakçılığı ile mücadele kapsamında yürürlüğe konulan ulusal marker uygulaması, eDevlet kapsamındaki uygulamalar, suç gelirlerinin aklanmasının önlenmesine ilişkin çalışmalar, kamu yönetiminde saydamlık ekseninde yürütülen diğer çalışmalar, mevzuatın basitleştirilmesi, idarî yüklerin ve kırtasiyeciliğin azaltılması ile yerli ve yabancı yatırımcılar açısından yatırım ortamının iyileştirilmesine ilişkin çalışmalar ve Ülkenin her yerinden vatandaşların şikâyet ve taleplerine ilişkin başvuruları alan ve izleyen Başbakanlık İletişim Merkezinin (BİMER) kurulması, yolsuzlukların önlenmesi ve saydamlığın artırılması bağlamında önemli katkılar sağlamıştır. Ayrıca, yolsuzlukla mücadelenin güçlendirilmesine doğrudan katkı sağlayacak nitelikte hazırlanarak kabul edilen Yargı Reformu Stratejisi ve Kayıtdışı Ekonomi ile Mücadele Stratejisi de uygulanmaya başlamıştır. Küreselleşme ve bilgi teknolojilerindeki gelişmeler sonucunda, suç kavramının ülke sınırlarını aşan bir yapıya büründüğü, suçlularla ve yolsuzlukla mücadelenin daha da zorlaştığı bir gerçektir. Bu kapsamda, ülke tecrübelerinin paylaşımı ile ikili teknik ve adlî işbirliği büyük önem taşımaktadır. Bu çerçevede Ülkemiz; a) Avrupa Konseyi Yolsuzluğa Karşı Özel Hukuk Sözleşmesini 2003 yılında, 22 b) Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü Uluslararası Ticari İşlemlerde Yabancı Kamu Görevlilerine Verilen Rüşvetin Önlenmesi Sözleşmesini 2003 yılında, c) Sınır Aşan Örgütlü Sözleşmesini 2003 yılında, Suçlara Karşı Birleşmiş Milletler ç) Avrupa Konseyinin Suçtan Kaynaklanan Gelirlerin Aklanması, Araştırılması, Ele Geçirilmesi ve El Konulmasına İlişkin Sözleşmesini 2004 yılında, d) Avrupa Konseyi Yolsuzluğa Karşı Ceza Hukuku Sözleşmesini 2004 yılında, e) Hukuki veya Ticari Konularda Yabancı Ülkelerde Delil Sağlanması Hakkında Sözleşmeyi 2004 yılında, f) Birleşmiş Milletler Yolsuzlukla Mücadele Sözleşmesini 2006 yılında, onaylamıştır. Ayrıca, Ülkemiz yolsuzlukla mücadele alanında faaliyet gösteren Avrupa Konseyinin Yolsuzluğa Karşı Devletler Grubuna (GRECO) 2004 yılında üye olmuştur. Yukarıda bahsedilen düzenlemeler, çalışmalar ve uluslararası işbirliğine ilişkin uygulamalar neticesinde, Ülkemizin yolsuzlukla mücadele alanında önemli ilerlemeler kaydettiği ve bu ilerlemelerin yolsuzlukla ilgili değerlendirmeler yapan uluslararası kuruluşların çalışmalarına da yansıdığı görülmektedir. Örneğin, Ülkemiz, Uluslararası Saydamlık Örgütü (Transparency International) tarafından yayınlanan Yolsuzluk Algılama Endeksinde (Corruption Perception Index–CPI) 2003 yılında 3.1 puanla 133 ülke arasında 77 nci sırada yer alırken, 2009 yılında 4.4 puanla 180 ülke arasında 61 inci sıraya yükselmiş, 2010 yılında ise 4.4 puanla 178 ülke arasında 56 ncı sıraya yükselmiştir. 22 22 http://www.transparency.org/(Corruption Perception Index–CPI) (E.T.07.08.2011) 23 İKİNCİ BÖLÜM MAL BEYANI MECBURİYETİ Ülkemizde kamu hizmetinde bulunanların mal beyanına tabi tutulmaları 1926 yılından itibaren Kanun gereği olup, 1960’lı yıllardan itibaren ise, 1961 ve 1982 tarihli Anayasamızın gereğidir. 23 Mal beyanının en temel amacı, kanuna veya genel ahlaka uygun olarak sağlandığı ispat edilemeyen haksız mal edinmenin önlenmesi ve dolayısıyla rüşvet ve yolsuzluklarla mücadeledir. Ülkemizde devletin ekonomideki payı nedeniyle kamu görevlileri özel menfaatlere konu olabilmektedir. Rüşvet ve yolsuzluğun önlenmesi için gerek ulusal ve gerekse uluslararası boyutta önemli çalışmalar yapılmış ve yapılmaya devam edilmektedir. Kamu görevlilerinden mal beyanı alınmasına dair ulusal mevzuatımızda yer alan düzenlemelerin neler olduğu yani mal beyanının tarihçesi aşağıda açıklanacaktır. 1. 3628 SAYILI KANUN (1990) ÖNCESİ DÖNEMDE MEMURLARIN MAL BEYANNAMESİ VERME MECBURİYETİ 3628 sayılı Kanun öncesi Cumhuriyet dönemine ilişkin bir inceleme yaptığımızda kamu hizmetinde bulunanların mal beyannamesi verme mecburiyetine yönelik yasal düzenlemelerin 85 yıl öncesinde mevcut olduğu görülmüştür. 17 Mart 1926 tarihli ve 788 sayılı Memurin Kanununun 2 nci maddesindeki “İş bu kanunun ahkâmı askerden maada bilumum Devlet memurlarına şamildir…” hükmüne göre kapsama tüm Devlet memurları dahil edilmiş olup, 10 uncu maddesindeki, “ Her memurun sicili bulunur ve atideki hususat sicilin esaslarını teşkil eder:… Y- Emlaki ve serveti ve bunların menşeleri…” hükmüne göre ise tüm Devlet memurlarının gayrimenkulü ve serveti ve bunların kaynağı ile sebebinin sicil dosyalarında bulunacağı belirtilmiştir. 1990 öncesi altmış yıllık dönemde, 20.05.1930 tarihli ve 1609 sayılı Bazı Cürümlerden Dolayı Memurlar ve Şerikleri Hakkında Takip ve Muhakeme Usulüne Dair Kanun, 29.05.1942 tarihli ve 4237 sayılı Fevkalade Hallerde Haksız Olarak Mal İktibas Edenler Hakkında Kanun, 23 2709 s. T.C. Anayasası md. 71 24 10.06.1949 tarihli ve 5440 sayılı Memur ve Hizmetlilerden Mal Beyannamesi Alınması Hakkında Kanun, 09.08.1983 tarihli ve 2871 sayılı Kamu Görevlileri ile İlgili Mal Bildirimi Kanunu uygulanmıştır. 24 1.1. 1609 SAYILI KANUN 20.05.1930 tarihli ve 1609 sayılı Bazı Cürümlerden Dolayı Memurlar ve Şerikleri Hakkında Takip ve Muhakeme Usulüne Dair Kanunun 1 inci maddesindeki; “İrtikaptan rüşvet vermekten, ihtilas ve zimmete para geçirmekten, gerek doğrudan doğruya ve gerek memuriyet vazifesini suistimal suretiyle kaçakçılıktan ve resmen vukubulan müzayede ve münakasalara ve alım ve satıma fesat karıştırmaktan ve Devlet hariciyesine ait mahrem evrakı veya şifreleri ifşa veya ifşaya sebebiyet vermekten ve bu cürümlere iştirakten maznun olanlar…” hükmüne göre yapılacak soruşturmalarda 4 üncü ve 5 inci maddelerindeki; “İrtikap veya rüşvet maznunlariyle şeriklerine müstantik tarafından gerek kendilerinin ve gerekse karılarının bütün servetlerini ve yaşayış tarzlarını menbalariyle gösterir bir beyanname vermeleri emrolunur. Maznunlar bu beyannameyi vermeğe ve beyannamede yazılı servete haklı bir surette malik olduklarını ispata mecburdurlar. Bu mecburiyeti ifa etmiyen veya ifada taallül gösteren maznunlar tevkif olunur. Son tahkikatın açılmasına karar vermek bu beyannameye müsteniden tahkikatın ikmaline bağlıdır. Dördüncü madde mucibince maznunların vermek mecburiyetinde bulundukları beyannamenin hilafı anlaşılırsa mahkemece irtikap ve rüşvetin takdiri delillerinden sayılmağa kafi görülmese bile maznun hakkında rüşvet ve irtikap davasını gören mahkeme tarafından karar neticesinde ceza kanununun 343 üncü maddesinin ikinci fıkrası tatbik olunur…” hükümlere göre sanıklardan ve bu suçlara iştirak edenlerden servet beyannamesi alınmasını ve bu beyannamenin gerçek dışı olması halinde uygulanacak ceza belirtilmekte ve Kanunun uygulanabilmesi için, o memurun Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkata tabi bulunması ve işlediği suçun Kanununda belirtilen suçlardan olması gerekmekte idi. Ayrıca adli makam ve mercilerin soruşturmaya başlaması ancak idari merciin izniyle mümkündü. 25 Bu kanun 19.4.1990 tarih ve 3628 sayılı Kanunun 23 üncü maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır. SÖKMEN, Uğur: “3628 sayılı Kanuna Göre Soruşturma ve Suçlar”, Maliye Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğü, El Kitabı: 9, Ankara, Mayıs 2005, s. 18-22. 25 SÖKMEN, Uğur: a.g. el kitabı: 9, Ankara, Mayıs 2005, s. 21. 24 25 1.2. 4237 SAYILI KANUN 29.05.1942 tarihli ve 4237 sayılı Fevkalade Hallerde Haksız Olarak Mal İktibas Edenler Hakkında Kanunun 1, 2 ve 3 üncü maddelerindeki “Devamlı veya muvakkat surette, ücretli veya ücretsiz, ihtiyari veya mecburi olarak bir amme vazifesi veya hizmeti gören Devlet veya diğer her türlü amme müesseseleri memur ve müstahdemleri, diğer kimseleri, müesseselerde hizmet edenleri, amme menfaatlerine hadim cemiyetlerin idare uzuvlarıyle ücretli veya ücretsiz memur veya müstahdemleri, hakim ve müddeiumumilerle hakim sınıfından sayılan şahısların kendileriyle karı veya kocalarının veya velayeti altında bulunan çocuklarının yaşayış tarzları veya mal durumları, gelirleriyle mütenasip olmıyanlardan bu kanun hükümlerine göre tevfikan bir beyanname istenebilir. Mal durumunda gayrimenkul mallarla, para, esham, tahvilat, altın, mücevher gibi menkul mallar, her türlü alacak ve diğer haklar dahildir. Beyanname mahrem olarak istenir. Beyanname istemeye alakalı vekil veya onun selahiyet vereceği amire aittir. Beyanname, alakalının karı veya kocasiyle, velayeti altında bulunan çocuklarının bütün malları, yaşayış tarzları, bu malların ne suretle iktisap ve bu yaşayış tarzının nasıl temin edildiğine ve bunlara ait bütün gelirleri ihtiva eder. “ hükümlerine göre, kimlerden hangi halde beyanname isteneceği, beyanname istemeye selahiyetli merciler belirlenmiş, diğer hükümlerinde ise, beyanname ve vesikaların verilmesi müddeti, beyannamenin ihtiva edeceği hususlar, beyanname vermiyen veya noksan verenler hakkında yapılacak muamele, tahkikat usulü, tahkik memuru ve selahiyetleri, haciz, işten el çektirme, tahkik emrini veren merci; tahkikat sonucunda haksız olarak mal iktibas edildiğine, hakikat hilafi beyanname verildiğine, sahte vesikalar ibraz edildiğine, haksız olarak iktibas edilen malların kaçırıldığına veya gizlendiğine kanaat getirirse muhakemeleri yapılmak üzere tahkikat evrakını Cumhuriyet müddeiumumîsine tevdi ve müddeiumumîsince ayrıca tahkikat icra etmeksizin iddianame ile mahkemeye verme, mahkemece verilecek müsadere ve ceza hükümleri belirlenmiştir. 4237 sayılı Fevkalade Hallerde Haksız Olarak Mal İktibas Edenler Hakkında Kanun adından da anlaşılacağı üzere olağan durumlarda uygulanmamıştır. Fevkalade hallerde ve dönemlerde yani, umumi veya kısmi seferberlik, Devletin bir harbe girmesi ihtimali, Türkiye Cumhuriyetini de alakalandıran yabancı Devletlerarasındaki harp halinde uygulanan bir kanundur. 18.01.1940 tarih ve 3780 sayılı Milli 26 Koruma Kanununa göre, İcra Vekilleri Heyetince, fevkalade hallerin zuhuruna binaen 19.01.1940 tarihinde ilan edilen fevkalade hal, fevkalade hallerin hitam bulduğu 16.09.1960 tarihinden itibaren kaldırılmıştır. 4237 sayılı Kanun fevkalade halin sona ermesinden itibaren geçecek beş yıl içinde fevkalade hallerde haksız olarak mal iktibas edenler hakkında dahi tatbik edildiğinden 16.09.1965 tarihinden sonra fiilen yürürlükte olmamıştır. Bu nedenle, 16.09.1960 tarihinden 2871 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 10.08.1983 tarihine kadar kamu görevlilerinden mal beyanı alınmasına dair uygulamalar, 5440 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılmıştır. 26 Bu kanun 09.08.1983 tarihli ve 2871 sayılı Kanunun 21 inci maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır. 1.3. 5440 SAYILI KANUN 10.06.1949 tarihli ve 5440 sayılı Memur ve Hizmetlilerden Mal Beyannamesi Alınması Hakkında Kanunun 1 inci maddesindeki, “Devamlı veya geçici surette bir amme vazifesi veya hizmeti gören Devlet daire veya diğer her türlü amme müesseseleriyle 3659 sayılı Kanunun şümulüne giren teşekkül ve müesseselere ve amme menfaatine hadim cemiyetlere alınacak hizmetli ve vazifelilerden kendileriyle karı veya kocalarının ve velayetleri altındaki çocuklarının menkul ve gayrimenkul malları ve borçları hakkında bir beyanname alınır. Menkul mallar tabirine para, esham, tahvilat, altın vs mücevher gibi mallarla her türlü alacak ve diğer haklar dahildir.” hükmü ile 2 nci maddesindeki; “Birinci maddede beyan olunan daire, müessese, teşekkül ve cemiyetlerde vazife ve hizmet görenler ilk beyanname tarihinden sonra geçecek her beş yılda yeniden bir beyanname vermeye ve bu süre içinde menkul ve gayrimenkul mallarında önemli bir değişiklik vukua geldiği takdirde bunu da bir ay içinde ayrıca bildirmeye mecburdurlar.” hükmü ile mal beyannamesi ve ek beyan mecburiyeti getirilmiş, 3 üncü maddesindeki “Birinci maddede bildirilen beyannameyi vermiyenler diğer kabul şart ve vasıflarını haiz olsalar dahi işe alınmazlar. İkinci madde gereğince her beş yılın sonunda verilmesi lazımgelen beyannameyi yapılan tebligata rağmen bir ay içinde vermiyenlerle menkul ve gayrimenkul mallarında vukua gelen önemli değişiklikleri bir ay içinde bildirmiyenler hakkında inzibat kurul veya mercileri tarafından gecikme sebebine ve beyanname vermiyenin durumuna göre gereken inzibati cezalardan her hangi biri bu cezalara mahsus sebeplere ve sıraya bağlı olmaksızın tertip olunabilir.” 26 SÖKMEN, Uğur: a.g.el kitabı: 9, Ankara, Mayıs 2005, s. 21. 27 hükmü ile de mal beyannamesi vermeyenler hakkında uygulanacak cezai hükümlerden bahsedilmiştir. Yine Kanunun geçici 2 nci maddesindeki; “Yukarıdaki maddede yazılı beyannameler inzibat kurulu veya mercilerince incelenerek durumu şüpheli görülenlerden 4237 sayılı Kanun uyarınca beyanname istenir. İnzibat kurulu veya mercileri bu beyannameyi ve birlikte verilmiş vesikalar varsa bunları inceledikten sonra soruşturmaya lüzum görülürse evrakı alakalının sıfatına göre tabi olduğu mahkeme Cumhuriyet Savıcısına veya adli amire tevdi ederler. Cumhuriyet Savıcısıyla adli amir yapacakları hazırlık soruşturması sonunda işi takibe değer görürlerse kamu davasını açarlar. Bundan sonraki usul muameleleri Ceza Muhakemeleri Usulü ve Askeri Muhakeme Usulü Kanunları hükümlerine uygun olarak yapılır ve 4237 sayılı Kanunun diğer hükümleri yerine göre uygulanır. Cumhuriyet savıcısı ve adli amir yapacakları soruşturma sırasında 4237 sayılı Kanunun 10 ncu maddesinde yazılı tedbirin alınmasına lüzum görürlerse hazırlık soruşturmasında sulh yargıcından ve ilk ve son soruşturmalarda yetkili yargıç ve mahkemelerden bir karar isterler. Tayinleri ile ait memurlar tarafından verilen beyannameler hakkında valiler de inzibat kurul ve mercilerinin yukarda yazılı yetkilerini haiz oldukları gibi ilin tayinleri merkeze ait memurlar hakkında da “Jandarma ve gümrük muhafaza teşkilatından gayri askerler ile yargıçlar ve yargıç sınıfından olanlar hariç” o memurun mensup olduğu bakanlığa müracaat ederek 4237 sayılı Kanuna tevfikan beyanname istenmesini talep ve teklif edebilirler. Subaylarla askeri memurlar ve askeri hizmette kullanılan aylıklı veya ücretli sivil memurlar ve gedikli erbaşlar tarafından verilen beyannameler ilk ve üst sicil amirleri tarafından tetkik olunur. Sicil amirlerinin düşüncelerinde birlik bulunduğu takdirde doğrudan ve aralarında görüş ayrılığı çıkması halinde ise muhtar sicil amirinin de mütalaası alındıktan sonra Milli Savunma, Bakanlığına gönderilir. Bakanlık, sicil amirlerinin ekseriyet reyine göre yukarda yazılı şekilde işlem yapar.” hükmü ile de kapsama girenler hakkında soruşturma usulü düzenlenmişti. 5440 sayılı kanun hükümleri, memur ve hizmetlilerin bu göreve ilk atanmalarında ve belli aralıklarla mal beyanında bulunmaları yükümlülüğünü getirmekte, ancak beyan edilen malların haksız olarak ve kanuna aykırı şekilde edinildiği yolundaki ihbar ve şikayetlerin değerlendirilmesi ve bu şekilde zenginleşme nedenlerinin araştırılması kanun hükümlerine göre mümkün olamamakta idi. Yine kamu hizmetinde bulunanlar ile kamu görevlisi olan kimselere, kazandıkları malları nereden ve nasıl edindikleri yolunda araştırma imkanı veren 28 4237 sayılı Fevkalade Hallerde Haksız olarak Mal İktibas Edenler Hakkında Kanun hükümleri de olağan durumlarda uygulanamamaktaydı. Dolayısıyla 5440 sayılı Kanun kapsamlı düzenlenmiş değildi. 4237 sayılı kanunun 16.09.1960 tarihinde fiilen yürürlükten kalkışı nedeniyle (16.09.1960 – 09.08.1983) döneminde yürürlükte kalmıştır. Bu kanun 09.08.1983 tarihli ve 2871 sayılı kanunun 21 inci maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır. 27 1.4. 2871 SAYILI KANUN 09.08.1983 tarihli ve 2871 sayılı Kamu Görevlileri ile İlgili Mal Bildirimi Kanununun 1 inci maddesinde, “…kamu görevlilerinin mal bildiriminde bulunmalarını, bildirimlerin yenilenmesini, mal edinmelerinin denetimiyle haksız mal edinme veya gerçeğe aykırı bildirimde bulunma hallerinde yapılacak inceleme ve soruşturma işlemlerini düzenlemektir.” hükmüne göre kanunun amacı belirlenmiş, kapsam başlıklı 2 nci maddesinde ise hemen hemen bütün kamu görevlileri kanun kapsamına alınmıştır. Ayrıca, Kanuna veya genel ahlaka uygun olarak sağlandığı ispat edilemeyen mallar veya ilgilinin sosyal yaşantısı bakımından geliriyle uygun olduğu kabul edilemeyecek harcamalar şeklinde ortaya çıkan artışlar, bu Kanunun uygulanmasında haksız mal edinme sayılmıştır. Diğer maddelerde ise; bildirimlerin konusu, bildirimin zamanı, bildirimin yenilenmesi, bildirimin verileceği merciler, bildirimlerin gizliliği, soruşturma ve kovuşturma açılması ile ceza hükümleri düzenlenmiş, bu kanundaki iş ve işlemler hakkında genel bir çatı oluşturulmuştur. 28 Ancak, 2871 sayılı Kamu Görevlileri ile İlgili Mal Bildirimi Kanunu uygulamada istenilen sonucu sağlayamamış ve bu kanun 19.4.1990 tarih ve 3628 sayılı Kanunun 23 üncü maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır. 29 SÖKMEN, Uğur: a.g.el kitabı: 9, Ankara, Mayıs 2005, s. 22. SÖKMEN, Uğur: a.g.el kitabı: 9, Ankara, Mayıs 2005, s. 22. http://www.mevzuat.gov.tr/Metin.Aspx?MevzuatKod=1.5.3628&MevzuatIliski=0&sourceXmlSear ch= 27 28 29 29 2. 3628 SAYILI KANUN (1990 SONRASI) DÖNEMİNDE KAMU GÖREVLİLERİNİN MAL BİLDİRİMİNDE BULUNMA MECBURİYETİ 2.1. 3628 SAYILI KANUN 3628 sayılı Kanunun çıkarılmasının genel gerekçesinde, rüşvet ve yolsuzlukla mücadele için 2871 sayılı Kamu Görevlileri ile İlgili Mal Bildirimi Kanunu uygulamada istenilen sonucu sağlayamamıştır. Bu itibarla kamu görevlilerinin mal bildiriminde bulunmaları işlemlerine ve bununla ilgili müeyyidelere işlerlik kazandırmak, cumhuriyet savcısına izin almadan takibat yetkisi vermek ve bu suretle rüşvet ve yolsuzluklarla daha etkin mücadele edebilmek için bu kanun teklifi hazırlanmış bulunmaktadır. 30 2871 sayılı Kamu Görevlileri ile İlgili Mal Bildirimi Kanununa göre, rüşvet ve yolsuzlukla mücadelede istenilen sonucun sağlanamamasının bir nedeni de, 1609 sayılı Bazı Cürümlerden Dolayı Memurlar ve Şerikleri Hakkında Takip ve Muhakeme Usulüne Dair Kanunun 1 inci maddesindeki “…İrtikap, rüşvet vermek, ihtilas ve zimmete para geçirmek, gerek doğrudan doğruya ve gerek memuriyet vazifesini suistimal suretiyle kaçakçılık ve resmen vukubulan müzayede ve münakasalara ve alım ve satıma fesat karıştırmak ve Devlet hariciyesine ait mahrem evrakı veya şifreleri ifşa veya ifşaya sebebiyet vermek ve bu cürümlere iştirak etmek…” suçlarından sanık olanlar hakkında Memurin Muhakematı Kanunu hükümleri uygulanmayıp, Cumhuriyet Savcısının dava açabilmek için idari makamdan izin istemesidir. İzin verilmez ise kovuşturma yapılamıyordu. Bu sebeple, 1609 sayılı Kanunun etkinliği ve istisnai özelliği sağlanamıyordu. 3628 sayılı Kanun döneminde mal bildiriminde bulunma zorunluluğunun kapsamı oldukça genişletilmiş ve kamu hizmetinde ve kamu görevinde bulunanların hepsi kapsama dahil edilmiştir. Ayrıca, 3628 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 19.4.1990 tarihi itibarıyla 1609 sayılı Bazı Cürümlerden Dolayı Memurlar ve Şerikleri Hakkında Takip ve Muhakeme Usulüne Dair Kanun ve 2871 sayılı Kamu Görevlileri ile İlgili Mal Bildirimi Kanunu yürürlükten kaldırıldığından, bu iki kanun birleştirilip genişletilerek hem mal bildirimini, hem de rüşvet ve TBMM, Tutanak Dergisi, Dönem: 18, Yasama Yılı:3, Cilt 44, 104 üncü Birleşim, 18.04.1990, Çarşamba. 30 30 yolsuzluklarla mücadele kapsamında kanunda sayılan suçlarla bazı suçları kapsama dahil edilmiştir. Mal beyanına yönelik olarak yapılan çalışmalardan en önemlisi ve kapsamlısı diyebileceğimiz mevzuat 19.04.1990 tarihli ve 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunudur. Bu kanunun uygulanma şeklini gösteren 15.11.1990 tarihli ve 20696 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmelikte ise; verilecek olan mal beyanının şekli, düzenleniş biçimi, sayısı, neleri kapsayacağı, merciine nasıl ulaştırılacağı ve bu Kanunun uygulanmasına ilişkin diğer esas ve usuller düzenlenmiştir. Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanununun genel gerekçesinde belirtildiği gibi, rüşvet ve yolsuzluk fiilleri Devleti zafiyete uğratan sosyal bir yaradır. Bununla mücadele için getirilen 09.08.1983 tarihli ve 2871 sayılı Kamu Görevlileri ile İlgili Mal Bildirimi Kanunu uygulamada istenilen sonucu sağlayamadığı için 19.04.1990 tarihli ve 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu çıkartılmıştır. 31 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM MAL BEYANININ AMACI 1. RÜŞVET VE YOLSUZLUKLARI ÖNLEMEK Ülkemizde devletin ekonomideki payı ve ekonomiyi yönetmesi nedeniyle kamu görevlileri özel menfaatlere konu olabilmektedir. Kamu hizmetinde ve kamu görevinde bulunanların gerek kendileriyle ilgili, gerekse eşleriyle ve velayetleri altındaki çocuklarıyla ilgili olan, mülkiyetlerinde bulunan bütün taşınır ve taşınmaz malları, yaşayış tarzları, bu malları ne suretle edindikleri ve yaşayış tarzının nasıl sağlandığına ait bütün gelirleri, alacak ve borçları ile haklarını mal beyannamesiyle bildirmek zorundadırlar. Böylece, kamu hizmetinde ve kamu görevinde bulunanların mal beyanına tabi tutulmuş olmalarıyla, kanuna, ahlaka, hak ve adalete uygun olmayan haksız mal edinmenin önüne geçilmiş ve dolayısıyla rüşvet ve yolsuzluğun önlenmesi amaçlanmış olmaktadır. Zaten, 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu gereğince mal bildiriminin en baştaki amacı rüşvet ve yolsuzluklarla mücadeledir. 31 Buna göre; Rüşvet ve yolsuzluklarla mücadele cümlesinden olarak; 3628 sayılı Kanunda sayılanların mal bildiriminde bulunmalarını, bildirimlerin yenilenmesini, mal edinmelerin denetimiyle, haksız mal edinme veya gerçeğe aykırı beyanda bulunma halinde uygulanacak hükümleri, bu Kanunda belirlenen suçlarla bazı suçlardan dolayı kamu görevlileri ve suç ortakları hakkında takip ve muhakeme usulünü düzenlemek olarak mal bildiriminde bulunmanın amacı belirlenmiştir. 32 Görüldüğü üzere, mal beyanının en temel amacı rüşvet ve yolsuzluklarla mücadeledir. SÖKMEN, Uğur: Kamu Hizmetinde ve Kamu Görevinde Bulunanların Servet Beyanı, Mali Kılavuz Dergisi, Yıl:12, Sayı:47, Ocak-Mart 2010. S. 17 32 3628 s. MBBRYMK, Md.1 31 32 2. YÜKÜMLÜLERİN İŞLEMESİNİ ÖNLEMEK RÜŞVET VE YOLSUZLUK SUÇU Mal beyanının en temel amacı rüşvet ve yolsuzluklarla mücadeledir. Bir diğer amaç ise, mal beyanında bulunmakla yükümlü tutulanların rüşvet ve yolsuzluk suçu işlemesini önlemek ve rüşvet ve yolsuzluk suçlamalarından korunmasını sağlamaktır. Rüşvet ve yolsuzluklarla mücadele edilebilmesi ve dolayısıyla mal beyanında bulunmakla yükümlü tutulanların rüşvet ve yolsuzluk suçlamalarından korunmasını sağlamak için kamu hizmetinde ve kamu görevinde bulunanların gerek kendileriyle ilgili, gerekse eşleriyle ve velayetleri altındaki çocuklarıyla ilgili olan, mülkiyetlerinde bulunan bütün taşınır ve taşınmaz malların, yaşayış tarzlarının, bu malların ne suretle edinildiğinin ve yaşayış tarzının nasıl sağlandığına ait bütün gelirlerinin, alacak ve borçları ile haklarının bilinmesi gereklidir. Mal beyanında bulunmakla yükümlü tutulanların rüşvet ve yolsuzluk suçu işlemesini önlemek ve rüşvet ve yolsuzluk suçlamalarından korunmasını sağlamaktır. Danıştayın görüşü de bu yöndedir. “…Bu hükümler birlikte ele alındığında, üstlendiği hizmetin niteliği dikkate alınarak yasa koyucu tarafından belirlenmiş olan görevlilerin mal bildirimi vermekle yükümlü kılınmasının amacının, bu kişilerin rüşvet ve her türlü yolsuzluk suçu işlemesini önlemek ve bu suçlamalardan korunmasını sağlamak olduğu açıkça görülmektedir. Bu amacın gerçekleşmesi için genel olarak kişinin her türlü mal, gelir, hak ve borçlarının bilinmesi gereklidir…” 33 33 Danıştay 1. D. 22.1.1991 tarih ve E:1991/3; K:1991/7 sayılı kararı 33 DÖRDÜNCÜ BÖLÜM MAL BEYANININ KAPSAMI 1. KİŞİLER AÇISINDAN KANUNUN KAPSAMI 3628 sayılı Kanunda mal beyanına tabi tutulanların kapsamı oldukça geniş tutulmuştur. 3628 sayılı Kanun, sadece kamu görevlilerini değil, kamu hizmeti gören bazı kişileri ve bunların suç ortaklarını da kapsamına almıştır. Kapsama alınanların ortak özelliği, kamuya hizmet eden, kamuoyunun itibar etmesi beklenen ve kamuyla yüz yüze gelen kişiler olmalarıdır. 1.1. KAPSAMA GİREN KİŞİLER 1.1.1. Kanunda Sayılanlar 3628 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin üçüncü tümcesinde geçen “…Bu Kanunda sayılanların…” ifadesi kanunun sadece kamu görevlilerini değil, Kanunun 2 nci maddesinde mal beyanında bulunmakla yükümlü tutulan işçi niteliği taşımayan kamu görevlilerinin tamamı ile kamu görevlisi olmayan ancak kamu adına görev yapan bir kısım kişileri de kapsadığını göstermektedir. 1.1.1.1. Her Tür Seçimle İş Başına Gelen Kamu Görevlileri ve Dışardan Atanan Bakanlar Kurulu Üyeleri, (Muhtarlar ve İhtiyar Heyeti Üyeleri Hariç) Seçim, kendilerine memuriyet, temsil yetkisi verilecek, kanuni şartlara uygun birden fazla aday arasındaki kişilerin, bir kısım veya bütün vatandaşlar tarafından tercihte bulunması işlemi; Tayin etme, atama işleminin zıddı. Seçim; yasama, yürütme ve yargı organlarının üyelerinin seçiminde de kullanılır. T.B.M.M. 24. dönem üyelerini belirlemek için 12 Haziran 2011 tarihinde yapılan Milletvekili Genel Seçimleri sonucunda 550 kişi milletvekili seçilmiştir. 29 Mart 2009 tarihinde yapılan Mahallî İdareler Seçimi sonuçlarına göre, 16’sı büyükşehir, 143’ü büyükşehir ilçe, 65’i il, 749’u ilçe, 1977’i belde olmak üzere toplam 2950 kişi belediye başkanı seçilmiştir. Belediye meclis üyeliğine seçilen kişi sayısı 30450’dir. 34 81 ilin il genel meclisi 34 http://blog.milliyet.com.tr/Yerel_yonetim_secimleri__1_/Blog/?BlogNo=120433 ET: 02.03.2010 34 üyeliğine seçilen kişi sayısı 3269’dir. Yerel seçimle köy ve mahalle muhtarları da seçilmiştir. Halk oylamasıyla, genel ve mahalli seçimler ile birlikte, TBMM’nin kendi içinde yaptığı seçim neticesinde kamu görevine seçilenler ve dışarıdan atanan Bakanlar Kurulu üyeleri 3628 sayılı Kanunun kapsamına dahil edilmiş, muhtarlar ve ihtiyar heyeti üyeleri kapsam dışında tutulmuştur. Halk oylamasıyla iş başına gelen kamu görevlisi, Cumhurbaşkanıdır. Cumhurbaşkanı (eski reisicumhur), Cumhuriyet ile yönetilen ülkelerdeki devlet başkanı. Cumhurbaşkanı, Cumhuriyet rejimi ile idare edilen ülkelerde, genellikle devlet başkanına verilen sıfattır. Cumhurbaşkanı 35, kırk yaşını doldurmuş ve yüksek öğrenim yapmış TBMM üyeleri veya bu niteliklere ve milletvekili seçilme yeterliğine sahip Türk vatandaşları arasından, halk tarafından seçilir. Cumhurbaşkanının görev süresi beş yıldır. 36 Genel seçimle iş başına gelen kamu görevlileri, Milletvekilleridir. Milletvekili, demokratik ülkelerde genel seçimler ile seçilerek parlamentoda halkı temsil hakkı kazanan kişidir. Çoğu modern ülkede, iki aşamalı meclisler olduğu için, milletvekili genelde alt kanattaki üyelere verilen isimdir, zira üst kanadın senato gibi farklı bir ismi vardır zaten. Türkiye‘de tek meclis vardır ve TBMM üyelerine milletvekili denir. Milletvekilleri genelde belirli siyasi partilere bağlıdır. Bağımsız olarak da istediği bölgeden seçime katılabilirler. Milletvekili; Anayasaya göre millet meclisine seçimle giren millet temsilcisi, mebus, parlamenter, vekil. Halkın, kendilerini temsil etmesi ve onların istekleri doğrultusunda görev yapması için seçtiği delegelerdir. Ülkemizde milletvekili olmak için bazı yeterliliklere sahip olunması gerekir. Bunlar: 25 yaşını doldurmuş olmak, en az ilkokul mezunu olmak, askerlik hizmetini yapmış olmak, taksirli suçlar hariç, toplam 1 yıldan fazla hapis cezası almamış olmak, devlet sırlarını açığa vurmamış, terör eylemlerine katılma veya teşvikte bulunmamış olmaktır. Ülkemizde her seçim 35 “Her tür seçimle iş başına gelen kamu görevlileri” tabirine Cumhurbaşkanı dahil midir? Sorusuna TBMM Genel Kurulunda Adalet Komisyonu Başkanı cevap olarak “Cumhurbaşkanı da dahildir. Çünki, Cumhurbaşkanı da bir kamu görevlisidir.” Şeklinde cevaplandırmıştır. Anayasada değişiklik için 21.10.2007 tarihinde yapılan halkoylaması sonucu Cumhurbaşkanı halk tarafından seçilir. 36 2709 s. T.C. Anayasası md. 101 35 bölgesinden farklı oranlarda olmak üzere, toplamda 550 milletvekili seçilir. Milletvekilleri yasama dokunulmazlığına sahiptirler. Türkiye Büyük Millet Meclisinin seçimleri dört yılda bir yapılır. 37 Milletvekilleri seçilen kişiler, genel seçimle iş başına geldiklerinden 3628 sayılı Kanunun kapsamına dahil edilmişlerdir. 38 Dışardan atanan Bakanlar Kurulu üyeleri, Bakanlardır. Bakanlar Kurulu veya kabine, demokratik devletlerde Başbakan‘ın başkanlık ettiği ve tüm bakanların bir araya gelip kararlar aldığı kuruldur. Her bakan kendi bakanlığını ilgilendiren işlerden ve emri altında çalışanların yerine getirdikleri iş ve eylemlerden sorumludur. Bakanlar kurulu kararlarını oy birliğiyle alır. Bakan’ın Anayasaya göre milletvekili olma zorunluluğu yoktur. Bakanlar Kurulu; Başbakan ve bakanlardan kurulur. Bakanlar kurulunun öteki adı hükümettir. Başbakan, Cumhurbaşkanı tarafından TBMM üyeleri arasından atanır. Bakanlar, TBMM üyeleri arasından ya da milletvekili olma yeterliliğini taşıyan kişiler arasından, Başbakanca seçilir ve Cumhurbaşkanınca atanır. 39 Bakanlar Kurulu, yürütme organının siyasi yönden sorumluluk taşıyan kanadını meydana getirmektedir. Bakanlar Kurulu, Başbakan ve bakanlardan oluşan kolektif bir organdır. Bakanlar Kurulu Üyeleri (26); Başbakan, Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı (4), Adalet Bakanı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı, AB Bakanı, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı, Çevre ve Şehircilik Bakanı, Dışişleri Bakanı, Ekonomi Bakanı, 37 2839 s. Milletvekili Seçim Kanunu, Md. 3, 5. 3628 s. MBBRYMK, Md. 2/a, 8/a 39 2709 s. TC Anayasası, md. 109. 38 36 Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı, Gençlik ve Spor Bakanı, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı, Gümrük ve Ticaret Bakanı, İçişleri Bakanı, Kalkınma Bakanı, Kültür ve Turizm Bakanı, Maliye Bakanı, Milli Eğitim Bakanı, Milli Savunma Bakanı, Orman ve Su İşleri Bakanı, Sağlık Bakanı Ulaştırma Bakanıdır. TBMM üyesi olmayan kişiler de bakan olarak atanabildiğinden, dışarıdan atanan Bakanlar Kurulu üyeleri 3628 sayılı Kanun kapsamına dahil edilmiştir. 40 MAHALLİ İDARE SEÇİMLERİYLE İŞ BAŞINA GELEN KAMU GÖREVLİLERİ; BELEDİYE BAŞKANLARI, BELEDİYE MECLİS ÜYELERİ İLE İL GENEL MECLİS ÜYELERİDİR. Yerel yönetimlerin karar organları seçimle işbaşına gelmektedir. Yerel seçim beş yılda bir yapılmaktadır. Yerel seçimlere ilişkin usul ve esaslar kanunla düzenlenmiştir. 41 BELEDİYE BAŞKANLARI: Belediye başkanlığı seçimlerinde en çok oy alan aday başkanlığa seçilmektedir. 42 Belediye başkanı, belediye idaresinin başı ve belediye tüzel kişiliğinin temsilcisidir. Son yerel seçim 29 Mart 2009 tarihinde yapılmıştır. Yerel seçim sonuçlarına göre, 16’sı büyükşehir, 143’ü büyükşehir ilçe, 65’i il, 749’u ilçe, 1978’i belde olmak üzere toplam 2950 kişi belediye başkanı seçilmiştir. 40 3628 s. MBBRYMK, Md. 2/a, 8/a 2972 s. Mahalli İdareler İle Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanun, 42 2972 s. K. Md. 22 41 37 BELEDİYE MECLİS ÜYELERİ: Belediye meclisi, belediyenin karar organıdır ve ilgili kanunda gösterilen esas ve usullere göre seçilmiş üyelerden oluşmaktadır. Belediye meclisi, belde halkının genel oyuyla seçilen bir genel karar organıdır. Belediye meclisine, belediye başkanı başkanlık eder. Belediye meclis üyeliği için, her belde bir seçim çevresidir. Üye sayısı ise beldenin nüfusuna göre değişir, ancak dokuzdan az olamaz. Sekiz kategorideki yapıda 9, 11, 15, 25, 31, 37, 45, 55 üye dağılımı şeklinde oluşmaktadır. Son yerel seçimde belediye meclis üyeliğine seçilen üye sayısı 30450’dir. 43 İL GENEL MECLİS ÜYELERİ: İl genel meclisi, il özel idaresi yönetiminin karar organıdır. İlçeler adına seçilen üyelerden oluşur. Meclisin üye sayısı ilçe sayısına ve nüfus oranına göre ilden ile farklılık gösterir. Görev süresi beş yıldır. İl genel meclisine, kendi üyeleri arasından seçilmiş meclis başkanı başkanlık eder. Son yerel seçimde il genel meclisi üyeliğine seçilen üye sayısı 3269’dir. Her tür seçimle iş başına gelen kamu görevlilerine, mahalli idare seçimleriyle iş başına gelenler de dahil olduğundan belediye başkanları, belediye meclis üyeleri ile il genel meclis üyeleri de 3628 sayılı Kanun kapsamına dahil edilmiştir. 44 TBMM’nin kendi içinde yaptığı seçim neticesinde kamu görevine seçilenler; Sayıştay Başkan ve Üyeleri ile Radyo ve Televizyon Üst Kurulu Başkan ve Üyeleridir. - Sayıştay Başkan ve Üyeleri; Sayıştay Başkanının seçimi; Sayıştay Başkanı, Sayıştay Kanununda yazılı niteliklere sahip isteklilerden Ön Seçim Geçici Komisyonunca belirlenecek iki aday arasından Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunca gizli oyla seçilir. Görev süresinin dolmasından otuz gün önce veya makamın herhangi bir sebeple boşalmasından on gün sonra Sayıştay Başkanı seçimine başlanır ve seçime başlama tarihinden itibaren otuz gün içinde seçim sonuçlandırılır. Bu sürelerin hesabında, Meclisin ara verme veya tatilde bulunduğu günler dikkate alınmaz. Sayıştay 43 44 http://blog.milliyet.com.tr/Yerel_yonetim_secimleri__1_/Blog/?BlogNo=120433, ET: 02.03.2010 3628 s. MBBRYMK, Md. 2/a, 8/n 38 Başkanı seçilebilmek için Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının dörtte birinin bir fazlasından az olmamak kaydıyla, toplantıya katılanların salt çoğunluğunun oyu aranır. Sayıştay Başkanının görev süresi beş yıldır. Bir kimse en fazla iki defa Sayıştay Başkanı seçilebilir. Başkanın görev süresi yeni Başkan göreve başlayıncaya kadar devam eder. Görevi sona eren Başkan boş kadro şartı aranmaksızın Sayıştay üyesi olarak göreve devam eder, boşalan ilk üye kadrosu kendisine tahsis edilir ve en kıdemli üye sayılır. 45 Üyelerin seçimi; Sayıştay üyelerinin beşte üçü Sayıştay meslek mensuplarından, geriye kalanların en az yarısı Maliye Bakanlığı meslek mensuplarından olmak üzere bu Kanunun 12 nci maddesinde nitelikleri belirlenen diğer adaylar arasından seçilir. Üyeliklerde boşalma olması halinde daire başkanlığı kadroları da dahil olmak üzere boşalan kontenjan için seçim yapılır. Sayıştay Başkanlığı boşalan üyelik sayısının beşi bulduğu tarihten itibaren yedi gün içinde başlamak üzere, Resmi Gazete ve diğer basın ve yayın organları aracılığıyla seçim için duyuru yapar. Başvurular Sayıştaya yapılır. Üye adaylığı için başvuru süresi, ilk duyuru tarihinden itibaren otuz gündür. Sayıştay Genel Kurulunca, Sayıştaya başvuranların sicilleri üzerinde yapılacak inceleme sonucunda, bu Kanunda yazılı niteliklere sahip oldukları anlaşılanlar arasından mevcut üye sayısının salt çoğunluğunun gizli oyu ile her boş yer için dörder aday seçilir. Aday seçimi, başvuru süresinin bitiminden itibaren otuz gün içerisinde sonuçlandırılır. Seçim sonuçları, seçilen adayların sicil özetleri ile birlikte Sayıştay Başkanlığınca seçimi takip eden üç iş günü içerisinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunulur. Otuz günlük sürede seçim tamamlanamadığı takdirde, Sayıştay Başkanlığı aday adaylıkları kabul edilmiş olanların tümünü, sicil özetleri ile birlikte kontenjan gruplarını da belirtmek suretiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunar. 46 Seçim usulü; Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda yapılacak Sayıştay Başkanlığı ve Sayıştay üyeliği seçimleri için gerekli değerlendirmeleri yapmak ve aday belirlemek üzere Sayıştay Başkanı ve Üyeleri Ön Seçim Geçici Komisyonu kurulur. Ön Seçim Geçici Komisyonu, Plan ve Bütçe Komisyonu üyeleri arasından, siyasi partiler ile bağımsızların Türkiye Büyük Millet Meclisindeki temsil güçleri 45 46 6085 s. Sayıştay Kanunu, md. 13 6085 s. Sayıştay Kanunu, md. 14 39 oranında ve ad çekme usulü ile belirlenen onbeş kişiden oluşur. Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı, kendi siyasi parti grubunun kontenjanından Ön Seçim Geçici Komisyonuna katılır ve başkanlık eder. Ön Seçim Geçici Komisyonu salt çoğunluk ile toplanır. Sayıştay Başkan adaylarının seçiminde aday listesi, Sayıştay üye adaylarının seçiminde ise kontenjan gruplarına göre düzenlenen birleşik oy pusulası kullanılır. Aday seçimleri gizli oyla yapılır. Aday seçilebilmek için ilk turda üye tam sayısının salt çoğunluğu, ikinci turda oylamaya katılanların salt çoğunluğu aranır. İlk iki oylamada sonuç alınamadığı takdirde, üçüncü oylamada geçerli oyların en yükseğini alanlar seçilmiş sayılır. Adayların belirlenmesi sırasında oylarda eşitlik olması halinde, eşit oy alanlar arasında yeniden oylama yapılır. Ön Seçim Geçici Komisyonu gerekli gördüğü hallerde adaylarla mülakat yapabilir. Kontenjan grupları oranlarına göre, Ön Seçim Geçici Komisyonu tarafından boş üyelik sayısının iki katı olarak belirlenen adayların isimleri, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna sunulur. Kontenjan grupları oranlarına göre gösterilen adaylar için ayrı ayrı listeler halinde birleşik oy pusulası düzenlenir. Adayların adlarının karşısındaki özel yer işaretlenmek suretiyle gizli oylama yapılır. Seçilecek üyelerin sayısından fazla verilen oylar geçersiz sayılır. 47 Her tür seçimle iş başına gelen kamu görevlilerine, TBMM’nin kendi içinde yaptığı seçim neticesinde kamu görevine seçilenler de dahil olduğundan Sayıştay Birinci Başkanı ve Sayıştay üyeleri de 3628 sayılı Kanun kapsamına dahil edilmiştir. 48 - Radyo ve Televizyon Üst Kurulu Başkan ve Üyeleri: Üst Kurul, en az dört yıllık yüksek öğrenim görmüş, meslekleriyle ilgili konularda kamu kurum ve kuruluşları veya özel kuruluşlarda en az on yıl süreyle görev yapmış, meslekî açıdan yeterli bilgiye, deneyime ve Devlet memuru olma niteliğine sahip, otuz yaşını doldurmuş kişiler arasından Türkiye Büyük Millet Meclisince seçilen dokuz üyeden oluşur. Seçim için, siyasî parti gruplarının üye sayısı oranında belirlenecek üye sayısının ikişer katı aday gösterilir ve Üst Kurul üyeleri bu adaylar arasından her siyasî parti grubuna düşen üye sayısı esas alınmak suretiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunca seçilir. Ancak, 47 48 6085 s. Sayıştay Kanunu, md. 16 3628 s. MBBRYMK, Md. 2/a, http://www.sayistay.gov.tr/ 40 siyasî parti gruplarında, Türkiye Büyük Millet Meclisinde yapılacak seçimlerde kime oy kullanılacağına dair görüşme yapılamaz ve karar alınamaz. Üst Kurul üyelerinin seçimi, adayların belirlenerek ilânından sonra on gün içinde yapılır. Siyasî parti grupları tarafından gösterilen adaylar için ayrı ayrı listeler hâlinde birleşik oy pusulası düzenlenir. Adayların adlarının karşısındaki özel yer işaretlenmek suretiyle oy kullanılır. Siyasî parti gruplarının ikinci fıkraya göre belirlenen kontenjanlarından Üst Kurula seçilecek üyelerin sayısından fazla verilen oylar geçersiz sayılır. Karar yeter sayısı olmak şartıyla seçimde en çok oyu alan boş üyelik sayısı kadar aday seçilmiş olur. Seçim sonucu Resmî Gazetede yayımlanır. Üst Kurul üyelerinin görev süresi altı yıldır. Üyelerin üçte biri iki yılda bir yenilenir. Üyelerin görev sürelerinin bitiminden iki ay önce; üyeliklerde herhangi bir sebeple boşalma olması hâlinde, boşalma tarihinden veya boşalma tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi tatilde ise tatilin bitiminden itibaren bir ay içinde aynı usulle seçim yapılır. Bu seçimlerde, boşalan üyeliklerin siyasî parti gruplarına dağılımı, ilk seçimde siyasî parti grupları kontenjanından seçilen üye sayısı ve siyasî parti gruplarının hâlihazırdaki oranı dikkate alınmak suretiyle yapılır. Üyeliklerdeki boşalma sebebiyle yapılan seçimlerde seçilen üyeler, yerlerine seçildikleri üyelerin görev süresini tamamlar. 49 Üst Kurul üyeleri, her yıl ocak ayında Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına mal bildiriminde bulunurlar. 50 Her tür seçimle iş başına gelen kamu görevlilerine, TBMM’nin kendi içinde yaptığı seçim neticesinde kamu görevine seçilenler de dahil olduğundan ve Üst Kurul üyeleri, her yıl ocak ayında Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına mal bildiriminde bulunduğundan, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu Başkan ve Üyeleri de 3628 sayılı Kanun kapsamına dahil edilmiştir. 51 6112 s. Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun, Md. 35 6112 s. Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun, Md. 39/7 3628 s. MBBRYMK, Md. 2/a ve son fıkra, 3984 s. K. Md. 10/6, http://www.rtuk.org.tr/sayfalar/default.aspx 49 50 51 41 1.1.1.2. Kamu Görevlileri ile İşçi Niteliği Taşımayan Diğer Kamu Görevlileri Bir sonraki 1.1.2. numaralı alt başlıkta etraflıca açıklanacaktır. 52 1.1.1.3. Noterler Noterler, hukuki güvenliği sağlamak ve anlaşmazlıkları önlemek için işlemleri belgelendirir ve kanunlarla verilen başka görevleri yaparlar. Noterlik bir kamu hizmetidir. Noterlik stajı sonucunda Adalet Bakanlığı tarafından stajyere bir noterlik belgesi verilir. Bu belge, açık bulunan üçüncü sınıf noterliklerden birine atanma hakkı verir. 53 Noter, noterlik mesleğini yapan kişidir. Her asliye ve münferit sulh mahkemesinin bulunduğu yerde, o mahkemenin yargı çevresindeki noterlik işlerini görmeye yetkili olmak üzere bir noterlik kurulur. Adalet Bakanlığı, iş yoğunluğunda artış görülen yerlerde birden çok noterlik açabilir. Noterlikler dört sınıfa ayrılır. Birinci, ikinci ve üçüncü sınıf noterlikler, Türkiye Noterler Birliğinin mütalaası alınarak Adalet Bakanlığınca sınıflandırılır. Bu sınıflandırmada, her noterliğin yetki çevresi içindeki nüfus, iş yoğunluğu ve noterlik geliri esas tutulur. Genellikle, aynı mahkemeye bağlı noterlikler aynı sınıftan sayılır. Noter vekilliği dördüncü sınıf noterliktir. İlk defa üçüncü sınıf bir noterliğe atanarak mesleğe girenlerin, işe başladıkları tarihte üçüncü sınıf hizmeti başlar. Noterin ikinci ve üçüncü sınıfta asgari hizmet süresi dörder yıldır. Bu sürenin sonunda noterin sınıfının yükselebilmesi, Adalet müfettişi tarafından hakkında düzenlenen son hal kâğıdında olumlu kanaat belirtilmiş olmasına bağlıdır. Noterliğin sınıfının yükseltilmesi noterin sınıfına tesir etmez. Noterlerin meslek odası Türkiye Noterler Birliği‘dir. Yurtdışında noterlik hizmetini konsolosluklar verir. Türkiye’deki Noter sayısı 1449’dur. 54 Konfederasyon, federasyon ve sendika başkan ve yöneticileri ile şube başkanı ve yöneticileri için mal beyanının verileceği merci olarak 52 3628 s. MBBRYMK, Md. 2/d, 8/b,c,d,f,o. 1512 s Noterlik Kanunu, Md. 1, 17/3, 24. 54 http://www.merno.org/noterist.asp (ET:01.06.2010) 53 42 noterler belirlendiğinden, noterler de 3628 sayılı Kanun kapsamına dahil edilmiştir. 55 1.1.1.4. Türk Hava Kurumunun Genel Yönetim Kurulu Üyeleri, Merkez Denetleme Kurulu Üyeleri, Merkez Disiplin Kurulu Üyeleri, Genel Merkez Teşkilatında Görev Alanlar, Şube Başkanları ile Türk Kuşu Genel Müdürlüğünün Genel Müdürlük Teşkilatında Görev Alanlar Türkiye‘de havacılık sanayisini kurmak; askeri, sivil, sportif ve turistik havacılığın gelişmesini sağlamak için 16 Şubat 1925‘te Atatürk‘ün emri ile kurulmuş bir dernektir. Kurulduğunda Türk Tayyare Cemiyeti adını taşımaktaydı; 1935 yılında Türk Hava Kurumu (THK) adını aldı. THK, Türkiye’nin “Havacılık Federasyonu” yetkisini taşır. 5 Ağustos 1925 tarihinden itibaren ‘kamu yararına çalışan dernek’ statüsündedir. Merkezi Ankara‘dadır. Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu THK’nın manevi koruyucularındandır. Cumhurbaşkanı, Başbakan, Kuvvet Komutanları, Ankara Valisi doğal üyeleri arasında bulunmaktadır. Kurum, üye aidatları; kurban derisi, fitre, zekat toplama faaliyetleri; pul satışı; kurum işletmelerinin etkinlikleri gibi kaynaklardan gelir elde eder. 3 Mayıs 1935‘te Türkkuşu adlı eğitim merkezi kuruldu. Kurum, aralarında dünyanın ilk kadın savaş pilotu Sabiha Gökçen‘in de bulunduğu, birçok havacı yetiştirdi. THK, sportif havacılık konusunda, 1990 yılından sonra da uluslararası ilişkilerinde büyük gelişmeler kaydetti. FAI Genel Kurul ve Komisyon toplantılarında etkili bir politika izlenerek THK ve Türkiye ön plana çıkarıldı. Mevcut olan planör, paraşüt, uçuş okulu ve model uçak okuluna ilave olarak 1996 yılında bünyesinde balon, yelkenkanat ve yamaç paraşütünün bulunduğu Çok Hafif Hava Araçları Okulu kuruldu. Türkkuşu Genel Müdürlüğü, Türk Hava Kurumunun icra organı olarak amatör ve profesyonel havacılık alanında ana faaliyetlerini sürdürmektedir. Profesyonel havacılık alanında orman yangınlarına havadan müdahale, zirai aşılama, havacılık ekipman ve yedek parçalarının satışı, hava taksi ve hava ambulans, model uçak satışı ve Pilotluk Kursları vermektedir. 1935 yılından bugüne pilot yetiştiren Türkkuşu Uçuş Eğitim Okulu Türk Hava Yollarına anlaşmalı olarak pilot yetiştirmektedir. 55 3628 s. MBBRYMK, Md. 2/b, 8/e, http://www.tnb.org.tr/Default.aspx ET: 12.03.2010 43 Türk Hava Kurumu; Büyük Genel Kurul, Genel Yönetim Kurulu, Merkez Denetleme Kurulu, Merkez Disiplin Kurulu ile Genel Merkez Teşkilatı, Şubeler ve Türkkuşu Genel Müdürlük Teşkilatından oluşmaktadır. 56 Türk Hava Kurumu, kamu yararına çalışan dernek statüsünde olduğundan, Türk Hava Kurumunun Genel Yönetim kurulu üyeleri, Merkez Denetleme Kurulu üyeleri, Merkez Disiplin Kurulu üyeleri, Genel Merkez Teşkilatında Görev alanlar, Şube Başkanları ile Türkkuşu Genel Müdürlüğünün Genel Müdürlük Teşkilatında görev alanlar da 3628 sayılı Kanun kapsamına dahil edilmiştir. 57 1.1.1.5. Türkiye Kızılay Derneğinde, Kızılay’ın Genel Başkanı, Genel Merkez Yönetim Kurulu ve Genel Merkez Denetim Kurulu Üyeleri, Merkez Kurullarında Görev Alanlar, Şube Başkanları, Şube Yönetim Kurulu, Şube Denetçisi ve Kızılay Genel Müdürlüğü Teşkilatında Görev Alanlar Türkiye Kızılay Derneği uluslararası anlaşmalara göre tayin edilen nitelik ve duruma göre; merkezinde genel kurul, yönetim kurulu ve denetim kurulu, şubelerinde genel kurul ve yönetim kurulu oluşturulması şartıyla tüzüğünde belirlenen şekilde teşkilatlanır ve yönetilir. Kızılay’ın iş ve işlemleri; kanunların verdiği görev ve yetkilere, tüzüğüne ve yönetim kurulunca çıkarılan yönetmeliklere göre yürütülür. 58 Kızılay, ihtiyaç anında dayanışmanın, ızdırap anında şefkatin, farklılıklar karşısında hoşgörünün, savaşın en kızgın anında insancıllığın, merhametin, tarafsızlığın ve barışın simgesidir. Kızılay’ın kuruluş amacı; her koşulda, yerde ve zamanda, hiçbir ayrım yapmaksızın, her ne sebeple ortaya çıkarsa çıksın insan ızdırabını dindirmek amacıyla, korunmasız insanlara yardım etmek, insan hayatını ve sağlığını koruyarak onun kişiliğine saygı gösterilmesini sağlamak ve insanlar arasındaki karşılıklı anlayışı, dostluğu, saygıyı, işbirliğini ve sürekli barışı geliştirmeye destek olarak insan onurunu korumaktır. Türkiye Kızılay Derneğinin kurumsal yapısı; temsilcilik, şube ve Genel 56 5253 s. Dernekler Kanununa göre Bakanlar Kurulunun 20/10/2008 tarih ve 2008/14307 s. K. ile yürürlüğe konulan TÜRK HAVA KURUMU TÜZÜĞÜ nün Md. 10, 18, 22, 24, 26, http://www.thk.org.tr/web2010/ ve http://www.turkkusu.org.tr/ ET: 12.01.2010 57 3628 s. MBBRYMK, Md. 2/c, 8/g, m 58 5253 s. Dernekler Kanunu, Md. 27/A 44 Merkezden, Genel Merkez teşkilatı ise teftiş kurulu ve genel müdürlükten oluşur. Kızılay Konseyi, Yüksek Disiplin Kurulu ve benzeri ihtiyari organlar Genel Merkez Genel Kurulu kararı ile oluşturulabilir. 59 Türk Kızılayı dernek olduğundan, Kızılay’ın Genel Başkanı, Genel Merkez Yönetim Kurulu ve Genel Merkez Denetim Kurulu üyeleri, Merkez Kurullarında görev alanlar, Şube Başkanları, Şube Yönetim Kurulu, Şube Denetçisi ve Kızılay Genel Müdürlüğü Teşkilatında görev alanlar da 3628 sayılı Kanun kapsamına dahil edilmiştir. 60 1.1.1.6. Siyasi Parti Genel Başkanları Siyasal partiler, Anayasa ve yasalara uygun olarak; milletvekili ve yerel yönetim seçimleri yoluyla, tüzük ve programlarında belirlenen görüşleri doğrultusunda çalışmaları ve açık propagandaları ile milli iradenin oluşmasını sağlayarak, demokratik bir Devlet ve toplum düzeni içinde ülkenin çağdaş uygarlık seviyesine ulaşması amacını güden ve ülke çapında faaliyet göstermek üzere örgütlenen tüzel kişiliğe sahip kuruluşlardır. 61 Anayasamızın 71 inci maddesine göre yasama organında görev alanların mal bildiriminden istisna edilemeyeceğinden, siyasi parti genel başkanları da 3628 sayılı Kanun kapsamına dahil edilmiştir. 62 Siyasi Partilerin Listesine aşağıdaki adresten ulaşılabilir. 63 1.1.1.7. Vakıfların İdare Organlarında Görev Alanlar Vakıf: Gerçek veya tüzel kişilerin yeterli mal ve hakları belirli ve sürekli bir amaca özgülemeleriyle oluşan tüzel kişiliğe sahip mal topluluklarıdır. 64 Vakıf kurma iradesi, noterde düzenleme şeklinde yapılacak bir resmî senetle veya ölüme bağlı tasarrufla açıklanır. Ancak vakfın kurulması için yetkili asliye hukuk mahkemesine başvurularak tescilinin sağlanması gereklidir. Vakıf, yerleşim yeri mahkemesi nezdinde tutulan sicile tescil ile tüzel kişilik kazanır. Vakıfların idare 59 5253 s. Dernekler Kanununa göre Bakanlar Kurulunun 2/2/2009 tarih ve 2009/14633 s.K. ile yürürlüğe konulan TÜRKİYE KIZILAY DERNEĞİ TÜZÜĞÜ Md. 6, 27, 29, http://www.kizilay.org.tr/ 60 3628 s. MBBRYMK, Md. 2/c, 8/g, m 61 2820 s. Siyasi Partiler Kanunu Md. 2 62 3628 s. MBBRYMK, Md. 2/f, 8/j, 63 http://tr.wikipedia.org/wiki/T%C3%BCrkiye%27deki_siyasi_partilerin_listesi (ET: 12.1.2010) 64 4721 s. Türk Medeni Kanunu, Md. 101. 45 organları; vakıf senedinde vakfın adının, amacının, bu amaca özgülenen mal ve hakların, vakfın örgütlenme ve yönetim şeklinin ile yerleşim yerinin gösterilmesi zorunludur. 65 Buna göre, Vakfın bir yönetim organı olması zorunludur. Vakıflarda vakfın, amacına ve faaliyetlerine uygun olarak mütevelli heyeti, yönetim organı ve denetim birimi bulunur. Vakıflar, dernekler gibi belli bir amaç için kurulup bunun dışında faaliyette bulunamadıklarından Vakıfların mütevelli heyeti, yönetim organı ve denetim birimi gibi idare organlarında görev alanlar da 3628 sayılı Kanun kapsamına dahil edilmiştir. 66 Türkiye’de 41 bin 720 adet mazbut vakıf, 288 adet mülhak vakıf, 161 adet cemaat vakfı, 4 bin 449 adet Türk Medeni Kanunu’na göre kurulmuş yeni vakıf bulunmaktadır. 67 Vakıfların Listesine aşağıdaki adresten ulaşılabilir. 68 1.1.1.8. Kooperatiflerin ve Birliklerinin Başkanları, Yönetim Kurulun ve Denetim Kurulu Üyeleri ile Genel Müdürleri Kooperatif: Tüzel kişiliği haiz olmak üzere ortaklarının belirli ekonomik menfaatlerini ve özellikle meslek ve geçimlerine ait ihtiyaçlarını işgücü ve parasal katkılarıyla karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak amacıyla gerçek ve kamu tüzel kişileri tarafından kurulan değişir ortaklı ve değişir sermayeli ortaklıklara kooperatif denir. 69 Tarım satış kooperatif ve birliklerine ilişkin hükümleri düzenlemek ve bu kuruluşların yeniden yapılanması için yasal bir çerçeve oluşturarak, tarım satış kooperatif ve birliklerini etkin ve sürdürülebilir bir şekilde özerk ve malî yönden bağımsız kılmak amacıyla yasal düzenleme yapılmıştır. Üreticiler; karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle meslekî faaliyetleri ile ilgili ihtiyaçlarını sağlamak, ürünlerini daha iyi şartlarla değerlendirmek ve ekonomik menfaatlerini korumak amacıyla, aralarında sınırlı sorumlu, değişir sayıda ortaklı ve değişir sermayeli, tüzel kişiliği haiz tarım satış kooperatifleri kurabilirler. Bir tarım satış kooperatifinin kurulabilmesi için en az otuz üreticinin, bir 65 4721 s. Türk Medeni Kanunu, Md. 106. 3628 s. MBBRYMK, Md. 2/f, 8/r, 67 http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=7758421&tarih=2007-1126(ET:18.3.2010) 68 http://www.vgm.gov.tr/, http://www.gib.gov.tr/ 69 1163 s. Kooperatifler Kanunu, Md.1 66 46 tarım satış kooperatifleri birliğinin kurulabilmesi için en az üç tarım satış kooperatifinin bir araya gelmesi şarttır. Kooperatif ve birliklerin organları genel kurul, yönetim kurulu ve denetim kuruludur. Yönetim kurulu üyeleri ve yedekleri, genel kurula katılma hakkına sahip olanlar arasından seçilir. Birliklerde genel müdür yönetim kurulunun doğal üyesidir. 70 Kooperatiflerin müşterek menfaatlerini korumak, amaçlarını gerçekleştirmek için iktisadi faaliyette bulunmak, faaliyetlerini koordine etmek ve denetlemek, dış memleketlerle olan münasebetlerini düzenlemek, kooperatifçiliği geliştirmek ve eğitim yapmak, kooperatifçilik konularında tavsiyelerde bulunmak gibi hizmetlerin yerine getirilmesi için, Kooperatif birlikleri, kooperatif merkez birlikleri ve Türkiye Milli Kooperatifler Birliği kurulur. Kooperatif birlikleri, kooperatifler merkez birlikleri ve Türkiye Milli Kooperatifler Birliği Yönetim Kurulu üyeleriyle memurları haklarında 62 nci madde hükmü uygulanır. 71 Kooperatifler: Arsa Kooperatifi, Konut Kooperatifi, Yapı Kooperatifi, Kent Kooperatifi, Köy Kalkınma Kooperatifi, Şehir Kredi Kooperatifi, Esnaf ve Sanatkarlar Kredi Kooperatifi, Kefalet Kooperatifi, Tüketim Kooperatifi, Satın Alma Kooperatifi, Sanayi Ürünleri Kooperatifi, El Sanatları Üretim ve Satış Kooperatifi, Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifi, Eczacılar Kooperatifi, Ormancılık Kooperatifi, Tarım Ürünleri Kooperatifi, Tarım Kredi Kooperatifi, Tarım Satış Kooperatifi, Tarımsal Amaçlı Kooperatif, Pancar Üreticileri Kooperatifi. Kooperatif birlikleri: Konuları aynı veya birbiriyle ilgili nitelikte olan 7 veya daha çok kooperatif tarafından birlikler kurulabileceği ana sözleşmelerinde tespit edilebilir. Bu birlikler kooperatif şeklinde kurulur. İlgili bakanlık tarafından bölgeler belirlendiği takdirde, bu bölgelerde aynı çalışma konularına sahip birden fazla kooperatif birliği kurulamaz. 72 Kooperatifler merkez birlikler: Kooperatif birlikleri kendi aralarında kooperatif şeklinde merkez birlikleri kurabilirler. Merkez birliklerinin genel kurulları bu birliğe dahil kooperatifler birliklerinin 4572 s. Tarım Satış Kooperatif ve Birlikleri Hakkında Kanun, md. 1, 4. 1163 s. Kooperatifler Kanunu, Md.70 72 1163 s. Kooperatifler Kanunu, Md.72 70 71 47 genel kurulları tarafından seçilecek temsilcilerden kurulur. Kooperatifler birliklerinin yönetim kurulları üyeleri merkez birlikleri genel kurullarına üye seçilebilirler. Aynı çalışma konularına sahip kooperatif birlikleri birden fazla kooperatif merkez birliği kuramazlar. 73 Türkiye Milli Kooperatifler Birliği: Birlikler veya merkez birlikleri kooperatif şeklinde Türkiye Milli Kooperatifler Birliğini kurabilirler. Katılma şartları, Türkiye Milli Kooperatifler Birliği Ana sözleşmesinde belirtilir. Türkiye Milli Kooperatifler Birliği Genel Kurulu bu Birliğe dahil birlikler ve merkez birlikleri genel kurullarınca seçilecek temsilcilerden kurulur. Bu Kurulun kooperatif, birlik ve merkez birlikleri yönetim kurullarından teşkil olunacağı ana sözleşme ile hüküm altına alınabilir. 74 Kooperatifler de, vakıflar, dernekler gibi belli bir amaç için kurulup bunun dışında faaliyette bulunamadıklarından, kooperatiflerin ve birliklerinin başkanları, yönetim kurulu ve denetim kurulu üyeleri ile genel müdürleri de 3628 sayılı Kanun kapsamına dahil edilmiştir. 75 Kooperatifler, kooperatif birlikleri, kooperatif merkez birlikleri ve Türkiye Milli Kooperatifler Birliği Listesine aşağıdaki adresten ulaşılabilir. 76 1.1.1.9. Yeminli Mali Müşavirler İşletmelerde faaliyetlerin ve işlemlerin sağlıklı ve güvenilir bir şekilde işleyişini sağlamak, faaliyet sonuçlarını ilgili mevzuat çerçevesinde denetlemeye, değerlendirmeye tabi tutarak gerçek durumu ilgililerin ve resmi mercilerin istifadesine tarafsız bir şekilde sunmak ve yüksek mesleki standartları gerçekleştirmek üzere, “Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik” ve “Yeminli Mali Müşavirlik” meslekleri ve hizmetleri ile Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliğinin kurulmasına, teşkilat, faaliyet ve denetimlerine, organlarının seçimlerine dair esasları 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu’nda düzenlenmiştir. Bu Kanun hükümlerine göre meslek icrasına hak 73 1163 s. Kooperatifler Kanunu, Md.76 1163 s. Kooperatifler Kanunu, Md.77 3628 s. MBBRYMK, Md. 2/f, 8/k, 76 http://www.turkiyemillikoop.org.tr/ 74 75 48 kazananlara “Serbest Muhasebeci Mali Müşavir”, “Yeminli Mali Müşavir” denir. Birliğin kısa adı TÜRMOB’dur. Yeminli mali müşavir olabilmenin özel şartları; en az 10 yıl serbest muhasebeci mali müşavirlik yapmış olmak, yeminli mali müşavirlik sınavını vermiş olmak (Kanunları uyarınca vergi inceleme yetkisini almış ve mesleki yeterlilik sınavını vermiş olanlar, yeterlilik sınavını kazandıkları tarihten itibaren açılacak yeminli mali müşavirlik sınavlarına genel hükümlere göre katılabilirler. Ancak, bunların yeminli mali müşavir ruhsatını alabilmeleri için 10 yıllık süreyi tamamlamaları şarttır.), yeminli mali müşavir ruhsatını almış olmak şeklinde Kanununda düzenlenmiştir. 77 TÜRMOB’a bağlı sekiz odaya bağlı Yeminli Mali Müşavir üye sayısı 3850’dir. 78 Yeminli mali müşavirler de 3628 sayılı Kanun kapsamına dahil edilmiştir. 79 1.1.1.10. Kamu Yararına Denetçiler, Şube Başkanları Sayılan Derneklerde Yöneticiler, Dernek: Kazanç paylaşma dışında, kanunlarla yasaklanmamış belirli ve ortak bir amacı gerçekleştirmek üzere, en az yedi gerçek veya tüzel kişinin, bilgi ve çalışmalarını sürekli olarak birleştirmek suretiyle oluşturdukları tüzel kişiliğe sahip kişi topluluklarını ifade etmektedir. 80 Türk Medeni Kanunu‘na göre herkesin önceden izin almadan dernek kurma hakkı vardır. Fiil ehliyetine sahip her gerçek kişinin dernek kurma hakkı vardır. Ayrıca, hiç kimse dernek kurmaya veya derneğe üyeliğe zorlanamaz. Dernekler vakıflar gibi topluma yararlı bir hizmet gerçekleştirmek için kurulmuş yasal topluluklardandır. Derneklerin çalışma ve işleyiş hususlarını düzenleyen kanuna Dernekler Kanunu denir. Dernekler, dernek şube veya temsilcilikleri, federasyonlar, konfederasyonlar ve yabancı dernekler ile merkezleri yurt dışında bulunan dernek ve vakıf dışındaki kâr amacı gütmeyen kuruluşların Türkiye’deki şube veya temsilciliklerinin yasak ve izne tâbi faaliyetleri, 3568 s. Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu, Md. 1, 9. http://www.turmob.org.tr/TurmobWeb/turkce/popup.aspx?Sayfa=/Arsiv/turmobwebdb/dosyalar/is tatistikler9.pdf (ET:01.06.2010) 79 3628 s. MBBRYMK, Md. 2/f, 8/l, 80 5253 s. Dernekler Kanunu, Md. 2/a 77 78 49 yükümlülükleri, denetimleri ve uygulanacak cezalar ile derneklere ilişkin diğer hususlar 5253 sayılı Dernekler Kanununda düzenlenmiştir. Kamu yararına çalışan dernekler: Kamu yararına çalışan dernekler, ilgili bakanlıkların ve Maliye Bakanlığının görüşü üzerine, İçişleri Bakanlığının teklifi ve Bakanlar Kurulu kararıyla tespit edilir. Bir derneğin kamu yararına çalışan derneklerden sayılabilmesi için, en az bir yıldan beri faaliyette bulunması ve derneğin amacı ve bu amacı gerçekleştirmek üzere giriştiği faaliyetlerin topluma yararlı sonuçlar verecek nitelikte ve ölçüde olması şarttır. Kamu yararına çalışan dernek statüsünün kazanılması, kaybedilmesi ve gerekli belgeler ile diğer esas ve usuller yönetmelikte düzenlenir. Kamu yararına çalışan dernekler en az iki yılda bir denetlenir. Yapılan denetimler sonucunda düzenlenen raporlar üzerine, kamu yararına çalışan derneklerin organlarında görev alan üyeler veya ilgili personel, hapis cezası verilmesini gerektiren suçların işlendiğinin tespit edilmesi halinde, geçici bir tedbir olarak İçişleri Bakanınca görevden uzaklaştırılabilir. Dernek merkezinin bulunduğu ilin valisi, görevden uzaklaştırılma kararının derneğe bildirilmesiyle eş zamanlı olarak, görevden uzaklaştırılan organların yerlerine; Türk Medenî Kanunu hükümlerine göre dernek merkezinin bulunduğu yerdeki sulh hukuk mahkemesinden kayyım atanmasını ister. Mahkeme bir hafta içinde, öncelikle dernek üyeleri arasından görevden uzaklaştırılanların sayısı kadar kayyım atanmasına karar verir ve bu kararda kayyımın görev ve yetkileri ile dernek tarafından kayyıma verilecek ücret de belirtilir. Kayyımın görevi dava sonucu verilen hüküm kesinleşinceye kadar devam eder. Çeşitli nedenlerle boşalan bu kayyımların yerine, aynı usûlle yeni kayyım atanır. Türkiye Kızılay Derneği ve Türk Hava Kurumunun tüzüklerini onaylamaya Bakanlar Kurulu yetkilidir. Kamu yararına çalışan derneklerin mallarına karşı suç işleyenler Devlet malına karşı suç işlemiş gibi cezalandırılır. 81 Ayrıca, uluslararası nitelikteki teşekküllerle ilgili, 3335 sayılı Kanunla kurulmasına izin verilen teşekküllerin denetimleri, hükmi şahsiyetlerinin sona ermesi ve faaliyetten alıkonmaları hususunda; 5253 sayılı Dernekler Kanununun ilgili hükümleri uygulandığından uluslararası nitelikteki teşekküllere de burada yer vermekte faydalı olacağı düşüncesindeyiz. 81 5253 s. Dernekler Kanunu, Md. 27 50 Uluslararası alanda beraberlik ve işbirliği yapılmasında fayda görülen hallerde, Türk ve yabancı hakiki veya hükmi şahısların veya yalnız hükmi şahısların, kazanç paylaşma amacı dışında ve kanunlarla yasaklanmamış olmak kaydıyla ekonomik ve teknik alanlarda işbirliğini geliştirmek, bu konularda bilgi, görgü ve karşılıklı teknolojilerinden yararlanmak maksadıyla Türkiye’de veya yurt dışında: a) En az yedisinin; uluslararası nitelikte birlik, federasyon veya benzeri teşekküller kurmaları veya kurulmuş bu gibi teşekküllerin şubelerini açmaları, b) Uluslararası faaliyette bulunmaları, c) Mevcut kuruluş ve benzeri derneklere katılmaları veya bunlarla işbirliğinde bulunmaları, Dışişleri Bakanlığının görüşü alınmak suretiyle İçişleri Bakanlığının teklifi üzerine, Bakanlar Kurulunun iznine tabidir. Türkiye’de kurulan teşekküller, kuruluş bildirisini ve eklerini, merkezlerinin bulunduğu mahallin en büyük mülki amirliğine vermek suretiyle tüzelkişilik kazanırlar. 82 Dernekler belli bir amaç için kurulup bunun dışında faaliyette bulunamadıklarından, kamu yararına sayılan derneklerde yöneticiler, denetçiler, şube başkanları da 3628 sayılı Kanun kapsamına dahil edilmiştir. 83 Türkiye’de 88706 faal dernekten, 417’si kamu yararına çalışan derneklerdir. 84 Kamu yararına sayılan dernekler ile uluslararası teşekküllerle ilgili listeye aşağıdaki adresten ulaşılabilir. 85 1.1.1.11. Yazılı Basın Kuruluşlarında, Gazete Sahibi Gerçek Kişiler, Yönetim ve Denetim Kurulu Üyeleri, Sorumlu Müdürler, Başyazarları, Fıkra Yazarları Gazetecilik mesleği ve gazetecilik sektörüne günümüzde medya dünyası denilmektedir. Bu sektördeki kuruluşlar yazılı, görsel ve dijital olarak; gazete, radyo, televizyon, internet gibi kitlesel yayın organları ile faaliyette bulunmaktadırlar. Medya kuruluşları gazeteden ibaret olmadığı için, yazılı, görsel ve dijital medyanın tamamının sahip ve 3335 s. Uluslararası Nitelikteki Teşekküllerin Kurulması Hakkında Kanun, Md. 1 3628 s. MBBRYMK, Md. 2/f, 8/m, 84 http://www.dernekler.gov.tr/index.php?option=com_content&view=category&layout=blog&id= 51&Itemid=66&lang=tr (ET:15.08.2011) 85 http://www.dernekler.gov.tr/ 82 83 51 yöneticileri ile bu sektörde görev alanlarında 3628 sayılı Kanunun kapsamına alınması gerektiği düşünülmektedir. Gazete: Haber, bilgi ve reklam içeren, genellikle düşük maliyetli kâğıt kullanılarak basılan ve dağıtımı yapılan bir yayım olup halka güncel olaylara ilişkin bilgi verme amacı gütmektedir. Genel olarak yayınlandığı gibi, özel bir konu üzerinde de yayınlanabilir ve genellikle günlük ya da haftalık olarak yayınlanır. Bir gazetenin hazırlanmasında ve çıkarılmasında görev alan kişilere gazeteci adı verilir. Süreli yayın: Belli aralıklarla yayımlanan gazete, dergi gibi basılmış eserler ile haber ajansları yayınları ifade etmektedir. 86 Gazete sahibi (Süreli yayın sahibi): Gerçek ve tüzel kişiler ile kamu kurum ve kuruluşları süreli yayın sahibi olabilirler. 87 Yönetim ve denetim kurulu üyeleri: Yazılı basın kuruluşunun yönetiminde ve denetiminde görev alan kişilerdir. Sorumlu müdürler: Her süreli yayının bir sorumlu müdürü bulunur. Sorumlu müdür, birden fazla ise her birinin sorumlu olduğu bölüm belirtilir. 88 Yazarlar: Yazar terimi, yazılı bir iş, eser üreten herkes için kullanılabilmekle birlikte, genelde yaratıcılığını kullanarak profesyonel bir şekilde veya farklı formatlarda çok sayıda eseri olan kişiler için kullanılır. Bir yazar, farklı formatlarda yazılar yazabilir; şiir, roman, kısa hikâye, güfte, senaryo gibi. Yazdıkları yazım türlerine göre farklı sıfatlar da alabilir; Şair, güftekar, hikâyeci, senarist, makaleci, köşe yazarı gibi. Köşe yazarı (Fıkra yazarı): Gazete, dergi, internet ortamlarında sürekli bir yazı köşesi olan yazardır. Genellikle günlük gazetelerde bir başyazar (editör) bulunur. Başyazar, gazetenin genel politikasını günlük olaylara göre okura aktarır. Bir genel köşe başlığı olan yazarlara fıkra yazarı denir. Akademik olmayan, halk ağzıyla yazan, nasihatçi yazarlardır. Fıkra yazarı meslekten, çekirdekten yetişir. Muhabirlikle başlar, gazete yöneticiliği yapar ve sürekli yazarlığa başlar. Alanında uzman kişilerin yazdığı, genellikle sanat ve edebiyat yazılarıyla ortaya çıkan yazarlara eleştirmen denir. Politikadan magazine her alanda, kesin olmayan haberler, kaynağı belirtilmeden yazanlar, dedikodu yazarıdır. 5187 s. Basın Kanunu, Md. 2/c 5187 s. Basın Kanunu, Md. 5 88 5187 s. Basın Kanunu, Md. 6 86 87 52 Gazetenin çizerleri, karikatüristleri mizah yazarıdır. Diğer yazarlar, mutfak yazarları, hava durumu yazarları, hukuk yazarı, borsa yazarı gibi alanlardadır. 89 Gazete sahibi gerçek kişiler, yönetim ve denetim kurulu üyeleri, sorumlu müdürler, başyazarları, köşe yazarları da 3628 sayılı Kanun kapsamına dahil edilmiştir. 90 Türkiye’de ülke genelinde 46, yerel ve bölgesel yayınlanan 66 olmak üzere 110 gazete bulunmaktadır. Gazetelerle ilgili listeye aşağıdaki adresten ulaşılabilir. 91 1.1.2. Kamu Görevlileri 92 1.1.2.1. Genel Olarak Kamu Görevlileri Kamu idarelerinde çalışan kamu görevlilerinin sayısı 2.482.179 olup, 2012 yılı Bütçe Gerekçesindeki tabloya kitabın sonunda (EK- 2) yer verilmiştir. 93 1.1.2.1.1. Kamu görevlisi Kamu yönetiminin insan öğesine denmektedir. Devlet hizmetinde çalışan kişidir. Kamu personeli. 94 Kamusal faaliyetin yürütülmesine atama veya seçilme yoluyla ya da herhangi bir surette sürekli, süreli veya geçici olarak katılan kişi. 95 1.1.2.1.2. Diğer kamu görevlisi Genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü bulunan kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevleri yürüten ve atamaya tabi personel. 96 1.1.2.1.3. Memur Devlet hizmetinde aylıkla çalışan kimse, görevli: Görevi olan, vazifeli: Resmî görevi olan kimse, memur. 97 89 http://tr.wikipedia.org/wiki/Gazete ET: 12.01.2010 3628 s. MBBRYMK, Md. 2/g, 8/p, 91 http://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Gazeteler_(liste)&action=edit&redlink=1(ET: 12.1.2010) 92 SÖKMEN, Uğur: “Kamu İdaresinde Soruşturma Kovuşturma”, Maliye Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı Yayın No: 2009/400, Ankara, 2009, s.29-31 93 http://www.bumko.gov.tr/TR/Genel/BelgeGoster.aspx? 94 Güncel Türkçe Sözlük, TDK 95 5237 s. TCK, Md. 6/c 96 Anayasa Mahkemesinin 4.4.1991 tarih ve E.1990/12; K.1991/7 sayılı kararı 97 Güncel Türkçe Sözlük, TDK 90 53 Anayasaya göre memur: Anayasada doğrudan bir memur tanımı yapılmamıştır. Anayasanın; 121 inci maddesinde “kamu hizmeti görevlileri”, 39 uncu maddesinde “kamu görev ve hizmetinde bulunanlar”, 68 ve 76 ncı maddelerinde “kamu kurum ve kuruluşlarının memur statüsündeki görevlileri ile yaptıkları hizmet bakımından işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri”, 71 inci maddesinde “kamu hizmetine girenler”, 128 ve 129 uncu maddelerinde “memurlar ve diğer kamu görevlileri”, 137 inci maddesinde “kamu hizmetlerinde herhangi bir sıfat ve surette çalışmakta olan kimse”, 128 ve 129 uncu maddelerinde ifadesini bulan “genel idare esaslarına göre yürütülen asli ve sürekli görevler” prensip olarak memurlar tarafından yerine getirilmektedir. Devlet memuru: Mevcut kuruluş biçimine bakılmaksızın, Devlet ve diğer kamu tüzel kişiliklerince genel idare esaslarına göre yürütülen asli ve sürekli kamu hizmetlerini ifa ile görevlendirilenler, bu Kanunun uygulanmasında memur sayılır. Yukarıdaki tanımlananlar dışındaki kurumlarda genel politika tespiti, araştırma, planlama, programlama, yönetim ve denetim gibi işlerde görevli ve yetkili olanlar da memur sayılır. 98 Memurin Kanununa göre memur: Kendisine Devlet hizmeti tevdi olunan ve sicili mahsusunda mukayyet olarak umumi veyahut hususi bütçelerden maaş alan kimseye memur denir. 99 1.1.2.1.4. Personel Bir hizmet veya kuruluşun görevlileri, bir iş yerinde çalışanların tümü. Devlet ve diğer kamu kuruluşlarında çalışan, etkinliğe çeşitli görevleriyle katılan gerçek kişiler. 100 Kamu personeli: Kamu görevlisidir. 101 Kadrolu personel: Bir kadroya bağlı olarak genel idare esaslarına göre yürütülen asli ve sürekli görevleri yerine getiren memurlar ile işçi kadrolarında belirsiz süreli iş sözleşmeleriyle çalıştırılan sürekli işçilerdir. 98 657 s. DMK, Md. 4/A 788 s. Memurin Kanunu, Md. 1/1 Güncel Türkçe Sözlük, TDK 101 Güncel Türkçe Sözlük, TDK 99 100 54 Kadro karşılığı sözleşmeli personel: Bir kadroya Devlet memuru olarak atanan ve bu kadroda çalışırken sadece ücreti, kuruluş kanunlarındaki özel hükümlerin verdiği yetkiye dayanılarak BKK ile belirlenen ve ücret sözleşmesi yapılan kamu hizmeti görevlileridir. Sözleşmeli personel: Bakanlar Kurulunca belirlenen esas ve usuller çerçevesinde kurumun teklifi ve Devlet Personel Başkanlığının görüşü üzerine Maliye Bakanlığınca vizelenen pozisyonlarda, mali yılla sınırlı olarak sözleşme ile çalıştırılmasına karar verilen ve işçi sayılmayan kamu hizmeti görevlileridir. 102 Geçici personel: Bir yıldan az süreli veya mevsimlik hizmet olduğuna Devlet Personel Başkanlığı ve Maliye Bakanlığının görüşlerine dayanılarak Bakanlar Kurulunca karar verilen görevlerde ve belirtilen ücret ve adet sınırları içinde sözleşme ile çalıştırılan ve işçi sayılmayan kimselerdir. 103 Kapsam dışı personel: Sözleşmeden yararlanan işçiler kapsam içi, sözleşme dışına çıkarılanların ise kapsam dışı personel olarak adlandırılır. 104 KİT personeli: Genel olarak kamusal kaynakları kullanmak yoluyla ekonomik alanda faaliyet gösteren Devlet kuruluşlarında çalışan personeldir. Teşebbüs ve bağlı ortaklıklarda hizmetler memurlar, sözleşmeli personel ve işçiler eliyle gördürülür. 399 sayılı KHK’nın 1 sayılı cetvelinde kadro unvanları gösterilen personel memur, teşebbüs ve bağlı ortaklıkların genel idare esasları dışında yürüttükleri hizmetlerinde bir sözleşme ile çalıştırılan ve işçi statüsünde olmayan personel sözleşmeli personel, toplu iş sözleşmeleri ile çalışanlar işçidir. 1.1.2.2. 3628 Sayılı Kanuna Göre Kamu Görevlileri ve Diğer Kamu Görevlileri 3628 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin (d) fıkrasında, “Genel ve katma bütçeli daireler, …” şeklinde yer alan ifade, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununa göre katma bütçe kalmadığından “ 102 657 s. DMK, Md. 4/B 657 s. DMK, Md. 4/C 104 Uyuşmazlık Mahkemesinin 26.11.1994 t. ve 1994/39 s. K. 103 55 Genel ve Katma Bütçeli Daireler” yerine “Genel Kapsamındaki Kamu İdareleri” olarak dikkate alınacaktır. Yönetim 105 Genel yönetim: Uluslararası sınıflandırmalara göre belirlenmiş olan, merkezî yönetim kapsamındaki kamu idareleri, sosyal güvenlik kurumları ve mahallî idarelerdir. 106 Merkezî yönetim: Genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri, yükseköğretim kurulu, üniversiteler ve yüksek teknoloji enstitüleri ile özel bütçeli diğer idareleri ve düzenleyici ve denetleyici kurumlardır. 107 1.1.2.2.1. Genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinde 108 aylık, ücret ve ödenek almak suretiyle kamu hizmeti gören memurları, işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri ile yönetim ve denetim kurulu üyeleri, (I) sayılı cetvel: Genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri 109 1) Türkiye Büyük Millet Meclisi 2) Cumhurbaşkanlığı 3) Başbakanlık 4) Anayasa Mahkemesi 5) Yargıtay 6) Danıştay 7) Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu 8) Sayıştay 9) Adalet Bakanlığı 10) Millî Savunma Bakanlığı 11) İçişleri Bakanlığı 12) Dışişleri Bakanlığı 13) Maliye Bakanlığı 14) Millî Eğitim Bakanlığı 16) Sağlık Bakanlığı SÖKMEN, Uğur: “Kamu İdaresinde Soruşturma Kovuşturma”, Maliye Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı Yayın No: 2009/400, Ankara, 2009, s. 25. 106 5018 s. Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu, Md. 3/a 107 5018 s. Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu, Md. 3/b 108 5018 s. Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu, I,II,III,IV sayılı cetvel. 109 3/6/2011 tarihli ve 643 sayılı KHK’nin Md. 13 ve 29/6/2011 tarihli ve 644 sayılı KHK’nin Md. 37 ile cetvelde yer aldığı şekilde değiştirilmiştir. 105 56 17) Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı 19) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı 21) Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığı 22) Kültür ve Turizm Bakanlığı 24) Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı 25) Avrupa Birliği Bakanlığı 26) Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı 27) Çevre ve Şehircilik Bakanlığı 28) Ekonomi Bakanlığı 29) Gençlik ve Spor Bakanlığı 30) Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı 31) Gümrük ve Ticaret Bakanlığı 32) Kalkınma Bakanlığı 33) Orman ve Su İşleri Bakanlığı 34) Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği 35) Millî İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığı 36) Jandarma Genel Komutanlığı 37) Sahil Güvenlik Komutanlığı 38) Emniyet Genel Müdürlüğü 39) Diyanet İşleri Başkanlığı 40) Hazine Müsteşarlığı 42) Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı 43) Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu 44) Devlet Personel Başkanlığı 45) Türkiye İstatistik Kurumu 46) Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı 47) Gelir İdaresi Başkanlığı 49) Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü 50) Meteoroloji Genel Müdürlüğü 52) Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü 57 53) Türkiye Halk Sağlığı Kurumu 54) Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu (II) sayılı cetvel: Özel bütçeli idareler a) Yükseköğretim Kurulu, üniversiteler, yüksek teknoloji enstitülerinde aylık, ücret ve ödenek almak suretiyle kamu hizmeti gören memurları, işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri ile yönetim ve denetim kurulu üyeleri, 1) Yükseköğretim Kurulu 2) Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı 3) İstanbul Üniversitesi 4) İstanbul Teknik Üniversitesi 5) Ankara Üniversitesi 6) Karadeniz Teknik Üniversitesi 7) Ege Üniversitesi 8) Atatürk Üniversitesi 9) Orta Doğu Teknik Üniversitesi 10) Hacettepe Üniversitesi 11) Boğaziçi Üniversitesi 12) Dicle Üniversitesi 13) Çukurova Üniversitesi 14) Anadolu Üniversitesi 15) Cumhuriyet Üniversitesi 16) İnönü Üniversitesi 17) Fırat Üniversitesi 18) Ondokuz Mayıs Üniversitesi 19) Selçuk Üniversitesi 20) Uludağ Üniversitesi 21) Erciyes Üniversitesi 22) Akdeniz Üniversitesi 23) Dokuz Eylül Üniversitesi 58 24) Gazi Üniversitesi 25) Marmara Üniversitesi 26) Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi 27) Trakya Üniversitesi 28) Yıldız Teknik Üniversitesi 29) Yüzüncü Yıl Üniversitesi 30) Gaziantep Üniversitesi 31) Abant İzzet Baysal Üniversitesi 32) Adnan Menderes Üniversitesi 33) Afyon Kocatepe Üniversitesi 34) Balıkesir Üniversitesi 35) Celal Bayar Üniversitesi 36) Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi 37) Dumlupınar Üniversitesi 38) Gaziosmanpaşa Üniversitesi 39) Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü 40) Harran Üniversitesi 41) İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü 42) Kafkas Üniversitesi 43) Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi 44) Kırıkkale Üniversitesi 45) Kocaeli Üniversitesi 46) Mersin Üniversitesi 47) Muğla Üniversitesi 48) Mustafa Kemal Üniversitesi 49) Niğde Üniversitesi 50) Pamukkale Üniversitesi 51) Sakarya Üniversitesi 52) Süleyman Demirel Üniversitesi 53) Zonguldak Karaelmas Üniversitesi 59 54) Eskişehir Osmangazi Üniversitesi 55) Galatasaray Üniversitesi 56) Ahi Evran Üniversitesi 57) Kastamonu Üniversitesi 58) Düzce Üniversitesi 59) Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi 60) Uşak Üniversitesi 61) Rize Üniversitesi 62) Namık Kemal Üniversitesi 63) Erzincan Üniversitesi 64) Aksaray Üniversitesi 65) Giresun Üniversitesi 66) Hitit Üniversitesi 67) Bozok Üniversitesi 68) Adıyaman Üniversitesi 69) Ordu Üniversitesi 70) Amasya Üniversitesi 71) Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi 72) Ağrı Dağı Üniversitesi 73) Sinop Üniversitesi 74) Siirt Üniversitesi 75) Nevşehir Üniversitesi 76) Karabük Üniversitesi 77) Kilis 7 Aralık Üniversitesi 78) Çankırı Karatekin Üniversitesi 79) Artvin Çoruh Üniversitesi 80) Bilecik Üniversitesi 81) Bitlis Eren Üniversitesi 82) Kırklareli Üniversitesi 83) Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi 60 84) Bingöl Üniversitesi 85) Muş Alparslan Üniversitesi 86) Mardin Artuklu Üniversitesi 87) Batman Üniversitesi 88) Ardahan Üniversitesi 89) Bartın Üniversitesi 90) Bayburt Üniversitesi 91) Gümüşhane Üniversitesi 92) Hakkâri Üniversitesi 93) Iğdır Üniversitesi 94) Şırnak Üniversitesi 95) Tunceli Üniversitesi 96) Yalova Üniversitesi 97) Türk-Alman Üniversitesi 98) Yıldırım Beyazıt Üniversitesi 99) Bursa Teknik Üniversitesi 100) İstanbul Medeniyet Üniversitesi 101) İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi 102) Konya Üniversitesi 103) Kayseri Abdullah Gül Üniversitesi 104) Erzurum Teknik Üniversitesi 105) Adana Bilim ve Teknoloji Üniversitesi b) Özel bütçeli diğer idarelerde aylık, ücret ve ödenek almak suretiyle kamu hizmeti gören memurları, işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri ile yönetim ve denetim kurulu üyeleri, 1) Savunma Sanayi Müsteşarlığı 2) Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu 3) Atatürk Araştırma Merkezi 4) Atatürk Kültür Merkezi 5) Türk Dil Kurumu 61 6) Türk Tarih Kurumu 7) Türkiye ve Orta-Doğu Amme İdaresi Enstitüsü 8) Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu 9) Türkiye Bilimler Akademisi 10) Türkiye Adalet Akademisi 11) Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu 12) Karayolları Genel Müdürlüğü 13) Spor Genel Müdürlüğü 14) Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü 15) Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü 16) Orman Genel Müdürlüğü 17) Vakıflar Genel Müdürlüğü 18) Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü 20) Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü 21) Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü 22) Türk Akreditasyon Kurumu 23) Türk Standartları Enstitüsü 25) Türk Patent Enstitüsü 26) Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü 27) Türkiye Atom Enerjisi Kurumu 28) Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı 30) Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı 32) GAP Bölge Kalkınma İdaresi 33) Özelleştirme İdaresi Başkanlığı 35) Ceza ve İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İş Yurtları Kurumu 36)Meslekî Yeterlilik Kurumu 37) Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı 38) Türkiye Yazma Eserler Başkanlığı 39) Doğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı 62 40) Konya Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı 41) Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı 42) Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü 43) Türkiye Su Enstitüsü 44) Türkiye İlaç ve Tıbbî Cihaz Kurumu (III) sayılı cetvel: Düzenleyici ve denetleyici kurumlarda aylık, ücret ve ödenek almak suretiyle kamu hizmeti gören memurları, işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri ile yönetim ve denetim kurulu üyeleri, 1) Radyo ve Televizyon Üst Kurulu 2) Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu 3) Sermaye Piyasası Kurulu 4) Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu 5) Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu 6) Kamu İhale Kurumu 7) Rekabet Kurumu 8) Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu 9) Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu (IV) sayılı cetvel: Sosyal güvenlik kurumlarında aylık, ücret ve ödenek almak suretiyle kamu hizmeti gören memurları, işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri ile yönetim ve denetim kurulu üyeleri, 1- Sosyal Güvenlik Kurumu 2- Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü Genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin aylık, ücret ve ödenek almak suretiyle kamu hizmeti gören memurları, işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri ile yönetim ve denetim kurulu üyeleri de 3628 sayılı Kanun kapsamına dahil edilmiştir. 110 110 3628 s. MBBRYMK, Md. 2/d ve son fıkra, 8/b, c, d, f, i,o ve son fıkra 63 1.1.2.2.2. İL ÖZEL İDARELERİNDE VE BUNLARA BAĞLI KURULUŞ VEYA ALT KURULUŞLARDA, AYLIK, ÜCRET VE ÖDENEK ALMAK SURETİYLE KAMU HİZMETİ GÖREN MEMURLARI, İŞÇİ NİTELİĞİ TAŞIMAYAN DİĞER KAMU GÖREVLİLERİ İLE YÖNETİM VE DENETİM KURULU ÜYELERİ, İL ÖZEL İDARELERİ (81): İl özel idarelerinin kuruluşu herhangi bir şekle bağlı değildir, ilin kurulmasına dair kanunla kurulur ve ilin kaldırılmasıyla tüzel kişiliği sona erer. İL GENEL MECLİSİ: İl özel idaresi yönetiminin karar organıdır. İlçeler adına seçilen üyelerden oluşur. Meclisin üye sayısı ilçe sayısına ve nüfus oranına göre ilden ile farklılık gösterir. Görev süresi beş yıldır. İl genel meclisine, kendi üyeleri arasından seçilmiş meclis başkanı başkanlık eder. İL DAİMİ ENCÜMENİ: İl encümeni valinin başkanlığında, il genel meclisinin her yıl kendi üyeleri arasından bir yıl için gizli oyla seçeceği beş üye ile biri malî hizmetler birim amiri olmak üzere valinin her yıl birim amirleri arasından seçeceği beş üyeden oluşur. Valinin katılamadığı encümen toplantısına genel sekreter başkanlık eder. VALİ: Vali, il özel idaresinin başı ve tüzel kişiliğinin temsilcisidir. Vali, il özel idaresini stratejik plâna uygun olarak yönetir, il özel idaresinin kurumsal stratejilerini oluşturur, bu stratejilere uygun olarak bütçeyi, il özel idaresi faaliyetlerinin ve personelinin performans ölçütlerini hazırlar ve uygular, bunlarla ilgili raporları meclise sunar. İl genel meclisi ve encümen kararlarını uygular. Vali ilçe düzeyindeki il özel idare hizmetlerini kaymakam eliyle yürütebilir. Kaymakamlar il özel idare hizmetlerinin yürütülmesinden dolayı valiye karşı sorumludurlar. İL ÖZEL İDARESİ TEŞKİLATI: İl özel idaresi teşkilatı; genel sekreterlik, malî işler, sağlık, tarım, imar, insan kaynakları, hukuk işleri birimlerinden oluşur. Genel sekreter, il özel idaresi hizmetlerini vali adına ve onun emirleri yönünde yürütür. İlçelerde, özel idare işlerini yürütmek amacıyla kaymakama bağlı ilçe özel idare teşkilâtı oluşturulabilir. 64 Ülkemizde, özel idare-belediye hizmet birliği sayısı 15’dir. İl Özel idarelerinde ve bunlara bağlı kuruluş veya alt kuruluşlarda aylık, ücret ve ödenek almak suretiyle kamu hizmeti gören memurları, işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri ile yönetim ve denetim kurulu üyeleri de 3628 sayılı Kanun kapsamına dahil edilmiştir. 111 İl Özel idarelerinde ve bunlara bağlı kuruluş veya alt kuruluşlarda çalışan personel sayısı kitabın sonunda (Ek-3) yer almıştır. 1.1.2.2.3 MAHALLİ İDARELER VE BUNLARA BAĞLI KURULUŞ VEYA ALT KURULUŞLARDA AYLIK, ÜCRET VE ÖDENEK ALMAK SURETİYLE KAMU HİZMETİ GÖREN MEMURLARI, İŞÇİ NİTELİĞİ TAŞIMAYAN DİĞER KAMU GÖREVLİLERİ İLE YÖNETİM VE DENETİM KURULU ÜYELERİ BELEDİYELER: Belediyelerin teşkilat ve görevlerine ilişkin temel yasa, 03.07.2005 tarihli ve 5393 sayılı Belediye Kanunudur. Bu Kanun, 13.07.2005 tarihli ve 25874 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Bu Kanunla beraber belediye yönetimleri idari ve mali özerkliğe sahip birer kamu tüzel kişiliğine dönüşmüştür. BELEDİYE İDARESİNİN ORGANLARI: Belediye meclisi, belediye encümeni ve belediye başkanından oluşmaktadır. 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu da benzer bir düzenleme öngörmüştür. BELEDİYE MECLİSİ: Belediyenin karar organıdır ve ilgili kanununda gösterilen esas ve usullere göre seçilmiş üyelerden oluşmaktadır. 112 BELEDİYE ENCÜMENİ: Encümen, belediye başkanının başkanlığında; il belediyelerinde ve nüfusu 100.000’in üzerindeki belediyelerde, belediye meclisinin her yıl kendi üyeleri arasından bir yıl için gizli oyla seçeceği üç üye, malî hizmetler birim amiri ve belediye başkanının birim amirleri arasından bir yıl için seçeceği iki üye olmak üzere yedi kişiden; diğer belediyelerde, belediye meclisinin her yıl kendi üyeleri arasından bir yıl için gizli oyla 111 112 3628 s. MBBRYMK, Md. 2/d, 8/b, c, f, i, n. 2972 s. Mahalli İdareler İle Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanun, 65 seçeceği iki üye, malî hizmetler birim amiri ve belediye başkanının birim amirleri arasından bir yıl için seçeceği bir üye olmak üzere beş kişiden oluşur. Bu düzenleme ile küçük ölçekli belediyelerde daha pratik bir organ oluşumu amaçlanmıştır. BELEDİYE BAŞKANI: Belediye idaresinin başı ve belediye tüzel kişiliğinin temsilcisidir. Ülkemizde, 16 büyükşehir belediyesi, l43 büyükşehir ilçe belediyesi, 65 il belediyesi, 749 ilçe belediyesi ve 1977 belde belediyeleri olmak üzere 2950 belediye bulunmaktadır. MAHALLİ İDARE BİRLİKLERİ Anayasanın 127 nci maddesi ile 5355 sayılı Mahalli İdare Birlikleri Kanununa istinaden İçişleri Bakanlığının teklifi ve Bakanlar Kurulunun kararı ile kurulan kamu tüzel kişiliğine haiz kamu kuruluşlarıdır. Birlik kurulabilmesi için Anayasa’nın 127 nci maddesi gereğince Bakanlar Kurulu’ndan izin alınması gerekmektedir. 5355 sayılı Mahalli İdare Birlikleri Kanununda öngördüğü birlik çeşitleri ve sayıları: ulusal düzeyde birlikler, belediye hizmetleri birliği, özel idare-belediye hizmet birliği, kalkınma birliği, çevre ve alt yapı y.hizmet birliği, turizm birlikleri, sulama birlikleri, içme suyu birliği, köylere hizmet götürme birlikleri, diğer birlikler olmak üzere toplam sayısı yaklaşık 1793 civarındadır. 113 Yaklaşık diyoruz çünkü çalışma yaparken dahi Resmi Gazete’de yeni kurulan birliklere ait bakanlar kurulu kararı yayınlanarak birlik sayısı her geçen gün artmaktadır. 909’u köylere hizmet götürme birliği (KHGB), 411’i sulama birliği, 164’ü içmesuyu birliği, 63’ü belediye hizmet birliği, 70’i turizm birliği, 125’i çevre altyapı hizmet birliği, 15’i özel idare-belediye hizmet birliği, 2’si ulusal düzeyde birlik, 13’ü kalkınma birliği ve 21’i diğer birlikler olmak üzere toplam birlik sayısı 1.793’tür. 114 MAHALLİ İDARE BİRLİĞİ birden fazla mahallî idarenin (il özel idaresi, belediye ve köy), yürütmekle görevli oldukları hizmetlerden bazılarını birlikte görmek 113 http://www.migm.gov.tr/Dokumanlar/2010%20MAHALLI_IDARELER_GENEL_FAALIYET_RA PORU.pdf (ET:18.08.2011) 114 http://www.migm.gov.tr/Dokumanlar/2010%20MAHALLI_IDARELER_GENEL_FAALIYET_RA PORU.pdf (ET:18.08.2011) 66 üzere kendi aralarında kurdukları kamu tüzel kişiliğine haiz ve kendilerine özgü bütçeleri olan kamu idareleridir. Mahallî idare birlikleri özerk yapıları olan yerel yönetim niteliğinde kamu kuruluşlarıdır. Birliğin meclis, encümen ve başkan olmak üzere üç organı vardır. Kanunda öngörülen istisnalar hariç mahalli idare birliği organları seçimle gelir. ÜLKE DÜZEYİNDE KURULAN BİRLİKLER; Mahallî idarelerin menfaatlerinin korunması, gelişmelerine yardımcı olunması, personelinin eğitilmesi ve mahallî idarelerle ilgili kanun hazırlıklarında görüş bildirilmesi amacıyla Ülkemizde iki birlik kurulmuştur. Bunlar; Ülkemizdeki bütün belediyeleri temsil etmek üzere Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) ile bütün il özel idarelerini temsil etmek üzere Vilayetler Hizmet Birliği (VHB) kurulmuştur. ÜYE SAYISI YÜZDEN FAZLA OLAN BİRLİKLER; Birden çok ili kapsayan, bazen belli bir coğrafik bölgedeki mahalli idarelerin oluşturduğu mahalli idare birlikleridir. Marmara Belediyeler Birliği, Ege Belediyeler Birliği gibi. TURİZM ALTYAPI HİZMET BİRLİKLERİ; Kültür ve turizmin korunması, geliştirilmesi, tanıtımı, kültür ve turizme ilişkin sosyal ve teknik altyapının gerçekleştirilmesi ve işletilmesini sağlamak amacıyla alandaki bütün mahalli idarelerin katılımı ile kurulur. SULAMA BİRLİKLERİ; Sadece tarım arazilerinin sulanması faaliyetlerini yürütmek amaçlı kurulan mahallî idare birlikleridir. Ülkenin su varlık ve kaynaklarının rasyonel kullanımı maksadıyla umumi sulardan faydalanmak üzere Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü tarafından inşa edilmiş veya halen inşa edilmekte olan ya da inşa edilmesi planlanan sulama tesislerini gayelerine uygun şekilde kullanmak, işletmek, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün onayını almak suretiyle işlettirmek, bu tesislerin bakım, onarım ve yönetim sorumluluğunu yürütmek, tesisi geliştirmeye yönelik yeni projeler yapmak, yaptırmak veya tesisi yenilemekle görevli sulama birliklerinin kuruluşu, organlar ile görev ve yetkilerini düzenlemek amacıyla 8/3/2011 tarihinde Sulama Birlikleri Kanunu çıkartılmış olup, Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte 26/5/2005 tarihli ve 5355 sayılı 67 Mahalli İdare Birlikleri Kanununa göre kurulmuş olan sulama birlikleri 22.9.2012 tarihine kadar durumlarını 6172 sayılı Kanuna uygun hale getirmek zorundadır. 115 KÖYLERE HİZMET GÖTÜRME BİRLİKLERİ; İlçelerde, yol, su, kanalizasyon ve benzeri altyapı tesisleri ile köylere ait diğer hizmetlerin yürütülmesine yardımcı olmak, bizzat yapmak, yaptırmak ve kırsal kalkınmayı sağlamak üzere, tüm köylerin iştiraki ile o ilçenin adını taşıyan, köylere hizmet götürme birliği kurulabilir. DİĞER BİRLİKLER; Yukarıdaki birliklerin dışında kurulan birliklerdir. BAĞLI KURULUŞLAR; Belediyelere bağlı, kanun kurulan ayrı bütçeli ve kamu tüzel kişiliğine haiz su ve kanalizasyon, otobüs, ulaştırma ve benzeri hizmetleri yürüten idarelerdir. Ülkemizde belediyelere bağlı idare, sadece büyükşehir belediyelerinde bulunmaktadır. Bunlar; ASKİ, İSKİ, EGO, İETT gibi idarelerdir. Belediyelere bağlı kuruluş sayısı 19’dur. SU VE KANALİZASYON İDARELERİ Adana Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (ASKİ) Adapazarı Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (ADASU) Ankara Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (ASKİ) Antalya Su ve Atıksu İdaresi Genel Müdürlüğü (ASAT) Bursa Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (BUSKİ) Diyarbakır Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (DİSKİ) Erzurum Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (ESKİ) Eskisehir Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (ESKİ) Gaziantep Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (GASKİ) İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (İSKİ) İzmir Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (İZSU) 115 6172 s. Sulama Birlikleri Kanunu, Md. Geç.1 68 Kayseri Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (KASKİ) Kocaeli Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (İSU) Konya Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (KOSKİ) Mersin Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (MESKİ) Samsun Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (SASKİ) DİĞER BAĞLI İDARELER Ankara Elektrik, Gaz ve Otobüs Genel Müdürlüğü (EGO) İstanbul Elektrik Tramvay ve Tünel İşletmeleri Genel Müdürlüğü (İETT) İzmir Elektrik, Su, Müdürlüğü (ESHOT) Havagazı, Otobüs ve Tramvay Genel Mahalli idareler ve bunlara bağlı kuruluş veya alt kuruluşlarda aylık, ücret ve ödenek almak suretiyle kamu hizmeti gören memurları, işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri ile yönetim ve denetim kurulu üyeleri de 3628 sayılı Kanun kapsamına dahil edilmiştir. 116 Mahalli idarelerde çalışan toplam 288.087 personelin; 215.998’i belediyelerde, 39.797’si il özel idarelerinde, 27.307’si belediye bağlı idarelerinde, 4.955’i mahalli idare birliklerinde (KHGB hariç) çalışmaktadır. 117 Mahalli idareler ve bunlara bağlı kuruluş veya alt kuruluşlarda çalışan personel sayısı kitabın sonunda (Ek-3) yer almıştır. 1.1.2.2.4. Kamu iktisadi teşebbüsleri (İktisadi devlet teşekkülleri ve kamu iktisadi kuruluşları) ile bunlara bağlı müessese, bağlı ortaklık ve işletmelerinde aylık, ücret ve ödenek almak suretiyle kamu hizmeti gören memurları, işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri ile yönetim ve denetim kurulu üyeleri 1982 Anayasasının “Kamu İktisadi Teşebbüslerinin denetimi” başlıklı 165 inci maddesinde KİT deyimi kullanılmış olup “KİT” kapsamı; sermayesinin yarısından fazlası doğrudan doğruya veya dolaylı olarak Devlete ait olan kamu kuruluşları olarak tanımlanmıştır. 116 3628 s. MBBRYMK, Md. 2/d, 8/b, c, f, i, n. 117 http://www.migm.gov.tr/Dokumanlar/2010%20MAHALLI_IDARELER_GENEL_FAALIYET_RAP ORU.pdf (ET:18.08.2011 69 1982 Anayasa’sından sonra yürürlüğe giren 2929 Sayılı “İktisadi Devlet Teşekkülleri ve Kamu İktisadi Kuruluşları Hakkında Kanun” 60 Sayılı KHK değiştirilerek kabul edilmiş ve 22.10.1983’te yürürlüğe girmiştir. 18.6.1984 tarihinde ise 233 Sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında KHK yürürlüğe girmiştir. Kamu iktisadi teşebbüsleri (KİT): İktisadi devlet teşekkülü (İDT) ile kamu iktisadi kuruluşlarının (KİK) ortak adıdır. Bu düzenleme ile KİT bir şemsiye olarak tanımlanmış bunun altında yer alan İDT ticari esaslara göre faaliyet gösterirken KİK’lerde sosyal yön ağır basmaktadır. Devlet payı % 50’nin üstünde olan A.Ş.’lerde bağlı ortaklık, % 50’nin altında ise iştirak olarak tanımlanmıştır. İktisadi devlet teşekkülleri: İktisadi devlet teşekkülü (İDT); sermayesinin tamamı devlete ait, iktisadi alanda ticari esaslara göre faaliyet göstermek üzere kurulan kamu iktisadi teşebbüsüdür. Kamu İktisadi Kuruluşları: Kamu iktisadi kuruluşu (KİK); sermayesinin tamamı devlete ait olan ve tekel niteliğindeki mallar ile temel mal ve hizmet üretmek ve pazarlamak üzere kurulan kamu hizmeti niteliği ağır basan kamu İktisadi teşebbüsleridir. Kamu iktisadi teşebbüsleri (İktisadi devlet teşekkülleri ve kamu iktisadi kuruluşları) ile bunlara bağlı müessese, bağlı ortaklık ve işletmelerinde aylık, ücret ve ödenek almak suretiyle kamu hizmeti gören memurları, işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri ile yönetim ve denetim kurulu üyeleri de 3628 sayılı Kanun kapsamına dahil edilmiştir. 118 Kamu iktisadi teşebbüsleri listesine ve sayısına kitabın sonunda (EK-4, EK-5) yer verilmiştir. 1.1.2.2.5. Özel kanunlarla veya özel kanunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulan ve kamu hizmeti gören kurum ve kuruluşlar ile bunların alt kuruluşlarının veya komisyonlarının aylık, ücret ve ödenek almak suretiyle kamu hizmeti gören memurları, işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri ile yönetim ve denetim kurulu üyeleri, 118 3628 s. MBBRYMK, Md. 2/d, 8/b, c, f, i. 70 190 sayılı KHK kapsamındaki diğer kamu idareleri olarak da adlandırdığımız bu idareler şunlardır; Atatürk Orman Çiftliği Müdürlüğü, İller Bankası Genel Müdürlüğü, Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğü, Üniversiteler Arası Kurul Başkanlığı, MSB Akaryakıt İkmal ve NATO POL Tesisleri İşletmesi Başkanlığı ve Toplu Konut İdaresi Başkanlığı. Dolayısıyla, 190 sayılı KHK kapsamındaki diğer kamu idareleri olarak da adlandırdığımız yukarıdaki idareler de özel kanunlarla veya özel kanunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulan ve kamu hizmeti gören kurum ve kuruluşlar olduklarından, bu idareler ile bunların alt kuruluşlarının veya komisyonlarının aylık, ücret ve ödenek almak suretiyle kamu hizmeti gören memurları, işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri ile yönetim ve denetim kurulu üyeleri de 3628 sayılı Kanun kapsamına dahil edilmiştir. 119 1.1.3. Diğer Kişiler Özel Kanunlarına göre mal bildiriminde bulunmak zorunda olanlar da bu Kanun hükümlerine tabidir. 120 1.1.3.1 Asker Kişiler Subay ve astsubaylar, kendileriyle eşlerine ve velayetleri altındaki çocuklarına ait taşınır ve taşınmaz malları, alacak ve borçları hakkında, özel kanunda yazılı hükümler uyarınca mal bildiriminde bulunurlar. 121 Özel Kanunlarına göre mal beyanında bulunmak zorunda olanlar da 3628 sayılı Kanun hükümlerine tabi olduklarından, Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununa tabi subay ve astsubaylar da 3628 sayılı Kanun kapsamına dahil edilmiştir. 122 1.1.3.2. Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu Üyeleri Kurul üyeleri göreve başlama ve görevden ayrılma tarihlerinden itibaren bir ay içinde ve görevleri devam ettiği sürece her iki yılda bir mal beyanında bulunmak zorundadır. 123 Özel Kanunlarına göre mal beyanında bulunmak zorunda olanlar da 3628 sayılı Kanun hükümlerine tabi olduklarından, Enerji Piyasası 3628 s. MBBRYMK, Md. 2/d ve son fıkra, 8/b, c, f, i, 3628 s. MBBRYMK, Md.2/son fıkra 121 926 s. Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu, md.5 122 3628 s. MBBRYMK, Md. 2/son fıkra. 123 4628 s. Elektrik Piyasası Kanunu md. 7. 119 120 71 Düzenleme Kurulu Başkan ve Üyeleri de 3628 sayılı Kanun kapsamına dahil edilmiştir. 124 1.1.3.3. Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurulu Üyeleri Kurul üyeleri göreve başlama ve görevden ayrılma tarihlerinden itibaren bir ay içinde ve görevleri devam ettiği sürece her iki yılda bir mal beyanında bulunmak zorundadır. 125 Özel Kanunlarına göre mal beyanında bulunmak zorunda olanlar da 3628 sayılı Kanun hükümlerine tabi olduklarından, Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurulu Başkan ve Üyeleri de 3628 sayılı Kanun kapsamına dahil edilmiştir. 126 1.1.3.4. Kamu İhale Kurulu Üyeleri Kurul üyeleri göreve başlama ve görevden ayrılma tarihlerini izleyen bir ay içinde ve görevleri devam ettiği sürece her yıl genel mal beyanında bulunmak zorundadır. 127 Özel Kanunlarına göre mal beyanında bulunmak zorunda olanlar da 3628 sayılı Kanun hükümlerine tabi olduklarından, Kamu İhale Kurulu Başkan ve Üyeleri de 3628 sayılı Kanun kapsamına dahil edilmiştir. 128 1.1.3.5. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu Üyeleri Üst Kurul üyeleri, her yıl ocak ayında Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına mal bildiriminde bulunurlar. 129 Özel Kanunlarına göre mal beyanında bulunmak zorunda olanlar da 3628 sayılı Kanun hükümlerine tabi olduklarından, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu Başkan ve Üyeleri de 3628 sayılı Kanun kapsamına dahil edilmiştir. 130 1.1.3.6. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu Başkan ve Üyeleri Kurul Başkan ve üyeleri 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanununa tâbidir. 131 3628 s. MBBRYMK, Md. 2/son fıkra. 4733 s. Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun, Md. 4/7 126 3628 s. MBBRYMK, Md. 2/son fıkra. 127 4734 s. KİK, Md. 53/f 128 3628 s. MBBRYMK, Md. 2/son fıkra. 129 6112 s. Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun, Md. 39/7 130 3628 s. MBBRYMK, Md. 2/son fıkra. 131 5411 s. Bankacılık Kanunu, Md. 86/5 124 125 72 Özel Kanunlarına göre mal beyanında bulunmak zorunda olanlar da 3628 sayılı Kanun hükümlerine tabi olduklarından, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu Başkan ve Üyeleri de 3628 sayılı Kanun kapsamına dahil edilmiştir. 132 1.1.3.7. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Başkan ve Üyeleri Fon Kurulu Başkan ve üyeleri 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanununa tâbidir. 133 Özel Kanunlarına göre mal beyanında bulunmak zorunda olanlar da 3628 sayılı Kanun hükümlerine tabi olduklarından, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Başkan ve Üyeleri de 3628 sayılı Kanun kapsamına dahil edilmiştir. 134 1.1.3.8. Bankaların Yönetici ve Diğer Görevlileri, Bankaların Yönetim Kurulu Başkan ve Üyeleri ile Müdürler Kurulu Başkan ve Üyeleri, Genel Müdür ve Yardımcıları ve İmza Yetkisine Sahip Mensuplarından Bölge Müdürleri, Şube Müdürleri ve Genel Müdürlük Merkez Teşkilatında Yer Alan Bölüm, Kısım, Grup ve Bunlara Eşdeğer İsimler Altında Faaliyet Gösteren Birimlerin Yöneticileri ve Diğer Görevliler Banka: Faizle para alınıp verilebilen, kredi, iskonto, kambiyo işlemleri yapan, kasalarında para, değerli belge, eşya saklayan ve bunun dışındaki diğer ekonomik etkinliklerde bulunan kuruluşlara banka denir. Banka kelimesi İtalyanca banca kelimesinden Türkçeye geçmiştir. Para bozma gişesi, para bozma yeri anlamına gelir. Bankalar, sermaye, para ve kredi işlemlerini yapan ticari kuruluşlardır. Evrensel bir banka kişi ve kuruluşlara kredi tahsis eder, mevduat hesaplarını korur, sermaye, para ve kredi ile ilgili her türlü işlemleri yapar. Bankaların yönetim kurulu üyeleri ile müdürler kurulu başkan ve üyeleri, seçilmeleri veya atanmalarından sonra yerel ticaret mahkemesi huzurunda yemin etmedikçe göreve başlayamazlar. Bu kişiler ile genel müdür ve yardımcıları ve imza yetkisine sahip mensuplarından bölge müdürleri, şube müdürleri ve genel müdürlük merkez teşkilatında yer alan bölüm, kısım, grup ve bunlara eşdeğer isimler altında faaliyet gösteren birimlerin yöneticileri 3628 sayılı Mal Bildiriminde 3628 s. MBBRYMK, Md. 2/son fıkra. 5411 s. Bankacılık Kanunu, Md. 115/5 fıkra. 134 3628 s. MBBRYMK, Md. 2/son fıkra. 132 133 73 Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu hükümlerine tâbidirler. Yemin ve mal beyanına ilişkin usûl ve esaslar Kurulca belirlenir. 135 Bankaların yönetim kurulu başkan ve üyeleri ile müdürler kurulu başkan ve üyeleri, genel müdür ve yardımcıları ve imza yetkisine sahip mensuplarından bölge müdürleri, şube müdürleri ve genel müdürlük merkez teşkilatında yer alan bölüm, kısım, grup ve bunlara eşdeğer isimler altında faaliyet gösteren birimlerin yöneticileri 19.04.1990 tarihli ve 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu ve ilgili mevzuatta yer alan usul ve esaslar dahilinde ve aşağıda belirtilen şekilde mal bildiriminde bulunmakla yükümlüdürler. a) Mal beyanları üzerine “gizlidir” şerhi konulmuş kapalı zarf içerisinde ve tek nüsha olarak göreve başlama ve ayrılma tarihinden itibaren bir ay içinde banka genel müdürlüklerine verilir. Ek mal beyanı ve mal beyanının yenilenmesine ilişkin olarak 3628 sayılı Kanun ve bu Kanuna ilişkin mevzuatta yer alan usul ve esaslar uygulanır. Bu bildirimlerden, yönetim kurulu başkan ve üyeleri, müdürler kurulu başkan ve üyeleri ile genel müdür ve yardımcılarına ait olanlardan 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu ile 10.08.1990 tarihli ve 90/748 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmelikte belirtilen mercilere gönderilenler haricinde kalanlar veriliş tarihini izleyen ayın sonunda bir liste ekinde topluca Kuruma gönderilir. Diğer görevlilere ait mal bildirimleri, ilgili bankanın personelin özlük işleri ile ilgili birimlerinde, ilgili mevzuat çerçevesinde ve talep halinde Kuruma iletilmek üzere muhafaza edilir. b) Yükümlülerin mal beyanlarını süresi içinde vermemeleri halinde, gerekli işlemlerin tesisi amacıyla, verilmesi gereken tarihten itibaren en geç otuz gün içerisinde bankalarca keyfiyet ve ilgilinin bilinen adresleri Kuruma bildirilir. 136 Özel Kanunlarına göre mal beyanında bulunmak zorunda olanlar da 3628 sayılı Kanun hükümlerine tabi olduklarından, Bankaların 5411 s. Bankacılık Kanunu, Md. 27 Bankaların Üst Yönetimine Atanacakların Bildirimi, Yemin ve Mal Beyanında Bulunulması ve Karar Defterlerinin Tutulmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik Md. 10 (Resmi Gazete'nin 1 Kasım 2006 tarih ve 26333 sayılı nüshasında yayımlanmıştır) 135 136 74 Yönetici ve Diğer Görevlileri de 3628 sayılı Kanun kapsamına dahil edilmiştir. 137 Türkiye Bankalar Birliği (TBB) tarafından bankacılık sektöründe çalışan sayısının 178 bin 504 kişiye yükseldiği açıklanmıştır. 138 Bankaların listesine aşağıdaki adresten ulaşılabilir. 139 1.1.3.9. Konfederasyon Başkanı ve Yöneticileri 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanununun mal bildiriminde bulunacaklar başlıklı 2 nci maddesinin son fıkrasında, özel kanunlarına göre mal bildiriminde bulunmak zorunda olanların da bu Kanun hükümlerine tabi olacağı belirlenmiştir. Öte yandan, 2821 sayılı Sendikalar Kanununun mal bildirimine ilişkin 42 nci maddesinde, Konfederasyon sendika ve sendika şubelerinin başkanlarıyla diğer yöneticilerinin göreve seçildikten sonra üç ay içinde, kendilerinin, eşlerinin, velayetleri altındaki çocuklarının mal varlıklarına ait bildirimlerini notere vermek zorunda oldukları belirtilerek bu bildirimlerin verildiğini gösteren noterlikten alınacak belgelerin sendika denetçilerine verileceği, yönetim kurulu karar defterinin özel bir sayfasına da işleneceği, ayrıca, bu zorunluluğa uymayanların Konfederasyon, sendika veya sendika şubesindeki yöneticilik sıfatlarının bildirim süresinin bitiminden itibaren bir ay içinde son bulacağı mal bildiriminde bulunan kişilerin görev süreleri sonunda tekrar seçilmeleri halinde yeniden beyanda bulunmak zorunda oldukları açıklanarak beş yıl süreyle saklanacak bu bildirimlerin herhangi bir suretle açıklanamayacağı, ancak yargı mercilerince veya inceleme ve denetleme yetkisine sahip diğer makam, organ ve mercilerce iade edilmek koşuluyla alınabileceği hükme bağlanmak suretiyle bu bildirimlerin nasıl yapılacağı konusunda ayrı bir düzenleme getirilmiştir. 2821 sayılı Sendikalar Kanununa göre mal bildiriminde bulunmak zorunda olan konfederasyon başkanlarıyla diğer yöneticilerinin 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu hükümlerine tabi olduğu anlaşılmakla beraber, 3628 sayılı Yasada yer almayan konularda ise, 2821 sayılı Sendikalar Kanunundaki 3628 s. MBBRYMK, Md. 2/son fıkra. http://ozkankac.wordpress.com/2011/01/18/bankalarin-sube-ve-calisan-sayisi-rekorda/ (ET:16.08.2011) 139 http://tr.wikipedia.org/wiki/T%C3%BCrkiye%27deki_bankalar_listesi(ET:28.5.2010) 137 138 75 özel düzenlemelerinin Konfederasyon hakkında uygulanması gerekmektedir. 140 başkanlarıyla yöneticileri Ayrıca, Kamu Görevlileri Sendikaları ile ilgili 4688 sayılı Kanunda, Bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde 2821 sayılı Sendikalar Kanunu, 5253 sayılı Dernekler Kanunu, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ile sendika ve konfederasyonlarda görev alacaklar hakkında kamu görevlilerinin tabi oldukları personel kanunlarının ilgili hükümleri uygulanır. 141 Diğer taraftan, dernekler, dernek şube veya temsilcilikleri, federasyonlar, konfederasyonlar ve yabancı dernekler ile merkezleri yurt dışında bulunan dernek ve vakıf dışındaki kâr amacı gütmeyen kuruluşların Türkiye’deki şube veya temsilciliklerinin yasak ve izne tabi faaliyetlerini, yükümlülüklerini, denetimlerini ve uygulanacak cezalar ile derneklere ilişkin diğer hususları 5253 sayılı Dernekler Kanununda düzenlenmiştir. Buna göre; Derneklerin oluşturduğu tüzel kişiliği bulunan federasyonlar ve federasyonların oluşturduğu 142 konfederasyonlar üst kuruluşu ifade etmektedir. Özel Kanunlarına göre mal bildiriminde bulunmak zorunda olanlar da 3628 sayılı Kanun hükümlerine tabi olduklarından, Konfederasyon Başkanı ve Yöneticileri de 3628 sayılı Kanun kapsamına dahil edilmiştir. 143 Konfederasyonların Listesine aşağıdaki adresten ulaşılabilir. 144 1.1.3.10. Sendika Başkanı ve Yöneticileri, Şube Başkanı ve Yöneticileri 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanununun mal bildiriminde bulunacaklar başlıklı 2 nci maddesinin son fıkrasında, özel kanunlarına göre mal bildiriminde bulunmak zorunda olanların da bu Kanun hükümlerine tabi olacağı belirlenmiştir. Öte yandan, 2821 sayılı Sendikalar Kanununun mal bildirimine ilişkin 42 nci maddesinde, Konfederasyon sendika ve sendika şubelerinin başkanlarıyla diğer yöneticilerinin göreve seçildikten sonra üç ay içinde, kendilerinin, eşlerinin, velayetleri Danıştay l. Dairesinin 26/06/1990 tarih ve E:1990/106, K:1990/97 sayılı kararı 4688 s. Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu, Md. 43 142 5253 s. Dernekler Kanunu, Md. 2/g. 143 3628 s. MBBRYMK, Md. 2/son fıkra. 144 http://www.cgm.gov.tr/articles.php?category_id=204 140 141 76 altındaki çocuklarının mal varlıklarına ait bildirimlerini notere vermek zorunda oldukları belirtilerek bu bildirimlerin verildiğini gösteren noterlikten alınacak belgelerin sendika denetçilerine verileceği, yönetim kurulu karar defterinin özel bir sayfasına da işleneceği, ayrıca, bu zorunluluğa uymayanların Konfederasyon, sendika veya sendika şubesindeki yöneticilik sıfatlarının bildirim süresinin bitiminden itibaren bir ay içinde son bulacağı, mal bildiriminde bulunan kişilerin görev süreleri sonunda tekrar seçilmeleri halinde yeniden beyanda bulunmak zorunda oldukları açıklanarak beş yıl süreyle saklanacak bu bildirimlerin herhangi bir suretle açıklanamayacağı, ancak yargı mercilerince veya inceleme ve denetleme yetkisine sahip diğer makam, organ ve mercilerce iade edilmek koşuluyla alınabileceği hükme bağlanmak suretiyle bu bildirimlerin nasıl yapılacağı konusunda ayrı bir düzenleme getirilmiştir. 2821 sayılı Sendikalar Kanununa göre mal bildiriminde bulunmak zorunda olan sendika ve sendika şubelerinin başkanlarıyla diğer yöneticilerinin 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu hükümlerine tabi olduğu anlaşılmakla beraber, 3628 sayılı Yasada yer almayan konularda ise, 2821 sayılı Sendikalar Kanunundaki özel düzenlemelerinin sendika ve sendika şubelerinin başkanlarıyla yöneticileri hakkında uygulanması 145 gerekmektedir. Ayrıca, Kamu Görevlileri Sendikaları ile ilgili 4688 sayılı Kanunda, Bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde 2821 sayılı Sendikalar Kanunu, 5253 sayılı Dernekler Kanunu, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ile sendika ve konfederasyonlarda görev alacaklar hakkında kamu görevlilerinin tabi oldukları personel kanunlarının ilgili hükümleri uygulanır. 146 Özel Kanunlarına göre mal beyanında bulunmak zorunda olanlar da 3628 sayılı Kanun hükümlerine tabi olduklarından, Sendika Başkanı ve Yöneticileri, Şube Başkanı ve Yöneticileri de 3628 sayılı Kanun kapsamına dahil edilmiştir. 147 Sendikaların listesine aşağıdaki adresten ulaşılabilir. 148 Danıştay l. Dairesinin 26/06/1990 tarih ve E:1990/106, K:1990/97 sayılı kararı 4688 s. Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu, Md. 43 3628 s. MBBRYMK, Md. 2/son fıkra. 148 http://www.cgm.gov.tr/articles.php?category_id=206 145 146 147 77 1.1.3.11. Federasyon Başkanı ve Yöneticileri, Şube Başkanı ve Yöneticileri Federasyonlar ve konfederasyonlar: Federasyonların üye sayısının beşten ve konfederasyonların üye sayısının üçten aşağı düştüğü ve bu durum üç ay içinde giderilmediği takdirde haklarında kendiliğinden sona erme hükümleri uygulanır. Federasyonlar ve konfederasyonlar temsilcilik dışında her ne ad altında olursa olsun, başka bir örgüt kuramazlar. 149 Dernekler, dernek şube veya temsilcilikleri, federasyonlar, konfederasyonlar ve yabancı dernekler ile merkezleri yurt dışında bulunan dernek ve vakıf dışındaki kar amacı gütmeyen kuruluşların Türkiye’deki şube veya temsilciliklerinin yasak ve izne tabi faaliyetlerini, yükümlülüklerini, denetimlerini ve uygulanacak cezalar ile derneklere ilişkin diğer hususları 5253 sayılı Dernekler Kanununda düzenlenmiştir. Buna göre; Derneklerin oluşturduğu tüzel kişiliği bulunan federasyonlar ve federasyonların oluşturduğu konfederasyonlar üst kuruluşu ifade etmektedir. 150 Gençlik ve spor kulüpleri; Derneklerden başvurmaları halinde; spor faaliyetine yönelik olanlar spor kulübü, boş zamanları değerlendirme faaliyetine yönelik olanlar gençlik kulübü ve her iki faaliyeti birlikte amaçlayanlar gençlik ve spor kulübü adını alır. Bu kulüpler, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünce tutulacak kütüğe kayıt ve tescil edilir. Kulüplerin organları, bu organların görev ve yetkileri, kulüplerin Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünce de denetlenmesi ve bunlara yapılacak yardımların şekil ve şartları, üst kuruluş oluşturmada uyulacak esas ve usuller, gençlik ve spor faaliyetlerini yürüteceklerin nitelikleri ve bunlara uygulanacak disiplin işlemleri, kulüplerin kayıt ve tesciline ilişkin esaslar İçişleri Bakanlığının uygun görüşü üzerine Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün bağlı olduğu Bakanlıkça yürürlüğe konulacak yönetmelikte düzenlenir. 151 149 5253 s. Dernekler Kanunu, Md. 8 5253 s. Dernekler Kanunu, Md. 2/g. 151 5253 s. Dernekler Kanunu, Md. 14 150 78 Örneğin; Spor federasyonları ile ilgili düzenlemelerden sadece futbol federasyonu ile ilgili düzenlemeye bakıldığında 05.05.2009 tarihli ve 5894 sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunun 18 inci maddesinin ikinci fıkrasında, “Bu Kanunda, TFF Statüsü ve ilgili diğer talimatlarda hüküm bulunmayan hallerde 04.11.2004 tarihli ve 5253 sayılı Dernekler Kanunu ile 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu hükümleri kıyasen uygulanır.” hükmü yer almıştır. Her spor federasyonun ayrı birer ana statüsü de bulunmaktadır. Bu federasyonlar şunlardır; Atıcılık ve Avcılık, Atletizm, Badminton, Hokey, Dağcılık, Dans, İşitme Engelliler, İzcilik, Judo ve Kuraş, Oryantiring, Otomobil Sporları, Özel Sporcular Spor Fed. Bşk., Basketbol, Bedensel Engelliler Beyzbol, Softbol, Korumalı Futbol ve Ragbi, Bilardo, Binicilik, Bisiklet, Bocce Bowling Dart, Boks, Briç, Buz Paten, Buz Hokeyi, Cimnastik, Eskrim, Futbol, Geleneksel Spor Dalları Gelişmekte Olan Spor Branşları, Golf Görme Engelliler, Güreş, Herkes İçin Spor Halk Oyunları, Halter, Hava Sporları, Hentbol, Kano, Karate Kayak, Kızak, Kick Boks, Kürek, Masa Tenisi, Modern Pentatlon, Motosiklet, Muay Thai, Okçuluk, Okul Sporları, Satranç, Sualtı Sporları, Sutopu, Taekwondo, Tenis, Triatlon, Üniversite Sporları, Voleybol, Vücut Geliştirme ve Fitness, Wushu, Yelken, Yüzme. Dolayısıyla, Özel Kanunlarına göre mal beyanında bulunmak zorunda olanlar da 3628 sayılı Kanun hükümlerine tabi olduklarından, Federasyon Başkanı ve Yöneticileri, Şube Başkanı ve Yöneticileri de 3628 sayılı Kanun kapsamına dahil edilmiştir. 152 Federasyonların listesine aşağıdaki adresten ulaşılabilir. 153 1.1.4. Kamu Görevlilerinin Suç Ortakları 3628 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin son tümcesinde yer alan “…bu Kanunda belirlenen suçlarla bazı suçlardan dolayı kamu görevlileri ve suç ortakları…” ifadesi ile 19 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “…Cumhuriyet Savcısı soruşturmaya başladığında ihbarı doğrulayan emareler bulduğu takdirde sanıktan, haksız edinilen malın kaçırıldığı yolunda delil ve 3628 s. MBBRYMK, Md. 2/son fıkra. http://www.cgm.gov.tr/articles.php?category_id=204,www.gsgm.gov.tr/sayfalar/gsgm_federasyo nlar.htm 152 153 79 emare elde edildiği takdirde sanığın ikinci dereceye kadar kan ve sıhrî hısımları ile gelini ve damadından mal bildiriminde bulunmalarını ister. Bu istemin sanığa ve diğer ilgililere ulaştığı tarihten itibaren yedi gün içinde Cumhuriyet Savcısına mal bildiriminin verilmesi zorunludur. Soruşturmanın müfettiş veya muhakkik tarafından yapılması halinde müfettiş veya muhakkik de sanıktan ve yukarıda sayılan ilgililerden mal bildirimi isteminde bulunurlar. Bu istemin sanık ve ilgililere ulaştığı tarihten itibaren yedi gün içinde müfettiş veya muhakkike mal bildiriminin verilmesi keza zorunludur…” ifadesi ve 17 nci maddesinin birinci fıkrasında geçen “…Bu Kanunda ve 5411 154 sayılı Bankacılık Kanununda yazılı suçlarla, irtikâp, rüşvet, basit ve nitelikli zimmet, görev sırasında veya görevinden dolayı kaçakçılık, resmî ihale ve alım ve satımlara fesat karıştırma, Devlet sırlarının açıklanması veya açıklanmasına sebebiyet verme suçlarından veya bu suçlara iştirak etmekten sanık olanlar…” ifadesinden kamu görevlilerinin suç ortakları hakkında bu kanunun uygulanacağı ve kanun kapsamına alındığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, kamu görevlilerinin suç ortağı olabilecek olan, şüphelinin ikinci dereceye kadar kan ve kayın hısımları ile gelini ve damadını mal beyanında bulunmak zorunda olan diğer kişilere dahil edebiliriz. Ancak, suç ortağı bunların dışındaki üçüncü kişiler de olabilir. Örneğin, taşınır veya taşınmaz mal, mal beyanında bulunmak zorunda olan kişinin kendisine, eşine veya çocuklarına ait olduğu halde, meşru olmayan yoldan edinilmiş ise, bu haksız edinilen malı gizlemek için başkasının adına gösterilmesi, başkasının adına kayıt ettirilmesi halinde, bu başkaları dediğimiz üçüncü kişiler suç ortağı olmaktadır. 1.1.4.1. İkinci Dereceye Kadar Kan ve Kayın Hısımlığı 155 Kan ve kayın hısımlarından ne anlamak gerekir? Sanık memur veya diğer kamu görevlisinin ikinci dereceye kadar kan ve sıhrî (kayın) hısımlarının kimler olduğuna ilişkin bilgilere aşağıda yer verilmiştir. Kanun, haksız edinilen malın kaçırıldığı yolunda delil ve emare elde edildiği takdirde sanığın ikinci dereceye kadar kan ve kayın 5411 s. Kanun, 4389 s. Kanunu yürürlükten kaldırmıştır. SÖKMEN, Uğur: “Kamu İdaresinde Soruşturma Kovuşturma”, Maliye Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı Yayın No: 2009/400, Ankara, 2009, s.266-268 154 155 80 hısımları ile gelini ve damadından mal bildiriminde bulunmalarının istenilebileceğini hüküm altına almıştır. 156 Bu durumda, soruşturma sırasında sanığın nüfusa kayıtlı olduğu nüfus idaresinden nüfus kayıt örneği istenilmeli, eş ve çocukların sayısı ile bunların açık kimlikleri tespit edilmelidir. Çocukların evli olmaları durumda gelin ve damattan mal beyanında bulunmalarının isteneceği tabiidir. Hısımlık, kişinin yakın çevresi ile ilişkisini, yani başkalarına olan yakınlığını (akrabalığını) ifade eder. Hısımlığın, kan (soy) hısımlığı ve hukuksal işlemden (akitten) doğan hısımlık olmak üzere iki türü vardır. Kan (Soy) Hısımlığı: Birbirinin soyundan ya da ortak bir soydan gelen kişiler arasındaki hısımlıktır. Buna göre kan hısımlığının iki türü olmaktadır. Bunlar usulfüruu (üst soy-alt soy) hısımlığı ve civar (yansoy) hısımıdır. Kayın Hısımlığı (Hukuksal İşlem İle Doğan Hısımlık): Bir kimsenin eşinin kan hısımları ile arasındaki hısımlıktır. Medeni Kanunumuza göre, eşlerden biri ile diğer eşin kan hısımları, aynı tür ve dereceden kayın hısımları olur. Kayın hısımlığı, kendisini meydana getiren evliliğin sona ermesiyle ortadan kalkmaz. O halde kayın hısımlığı, eşlerden birinin, diğerinin kan hısımları ile olan hısımlığıdır. Evlenme ile sadece bu kişiler arasında hısımlık kurulur. Eşlerin kan hısımları birbirleriyle hısım haline gelmezler. Ayrıca, eşler birbirinin hısımı değildir. Onlar arasındaki ilişki yasalarımızda sadece karı-koca ilişkisi olarak ön görülmüştür. Kayın hısımlığının doğması için eşler arasında evlilik bağının kurulması yeterlidir. 1.1.4.2. Hısımlığı Anlamak Hısım, evlilik yoluyla birbirine bağlı olan kimselerdir. 157 Hısımlık konusunu 3628 sayılı Kanun açısından değerlendirecek olursak, sanığın, ikinci dereceden kan ve kayın hısımlarından aşağıdaki kişileri anlamak gerekir. 156 157 3628 s. MBBRYMK, Md. 19 Güncel Türkçe Sözlük, TDK 81 Kan Hısımlığını Anlamak: Kan hısımlığının derecesi, hısımları birbirine bağlayan doğum sayısıyla belli olur. 158 Büyük Nine-Büyük Dede (3. Derece) Nine-Dede (2. Derece) Amca-Hala-Dayı-Teyze (3. Derece) Ana-Baba (1. Derece) Akrabalık Derecesi Hesaplanacak Kişi Kardeş (2. Derece) Çocuk (1. Derece) Yeğen (3. Derece) Torun (2. Derece) Torunun Çocuğu (3. Derece) Kayın (Evlenme İle Olan) Hısımlığını Anlamak: Eşlerden biri ile diğer eşen kan hısımları, aynı tür ve dereceden kayın hısımları olur.159 Cumhuriyet savcıları ile müfettiş ve soruşturmacılar, haksız edinilen malın kaçırıldığı yolunda delil ve emare elde ettiği takdirde sanığın yakınları olan ve yukarıda sayılan kişilerden mal beyanında bulunmalarını isteme yetkilerini taşırlar. 1.1.4.3. Eş, Damat, Gelin 160 Soruşturma sırasında eş ve çocukların sayısı ile bunların açık kimlikleri tespit edilecektir. Yükümlünün çocuklarının da evli olmaları durumda gelin ve damattan ayrı ayrı mal beyanında bulunmaları istenebilecektir. Eş: Karı kocadan her biri, hayat arkadaşı, refik, refika. 161 Damat: Evlenmekte olan bir erkeğe, evlenme töreni sırasında verilen ad, güveyi. 162 Gelin: (1) Evlenmek için hazırlanmış, süslenmiş kız veya yeni evlenmiş kadın. (2) Aileye evlenme yoluyla girmiş olan kadın. 163 158 4721 s. Türk Medeni Kanunu, Md. 17/1 4721 s. Türk Medeni Kanunu, Md. 18/1 160 SÖKMEN, Uğur: “Kamu İdaresinde Soruşturma Kovuşturma”, Maliye Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı Yayın No: 2009/400, Ankara, 2009, s.152. 161 Güncel Türkçe Sözlük, TDK 162 Güncel Türkçe Sözlük, TDK 163 Güncel Türkçe Sözlük, TDK 159 82 1.2. KAPSAMA GİRMEYEN KİŞİLER 1.2.1. Muhtarlar ve İhtiyar Heyeti Üyeleri Muhtar: Köy veya mahalle tüzel kişiliğinde, yönetiminin başında bulunan kişidir. Muhtar, köy veya mahalle halkı tarafından seçilir. Muhtar seçiminde siyasi partiler aday gösteremezler. Türkiye’de muhtarların görev süresi 5 yıldır. Muhtar köy tüzel kişiliğini temsil eder. Muhtar köye ilişkin kararlarını 4 azasıyla birlikte alır. Muhtar köyün yol, köprü, çeşme vb. ortak mallarını inşa ettirir, inşa olunanların bakım ve onarımını yaptırır. Muhtar köyde yapılması gereken işleri imece usulu ile gerçekleştirir. Aynı zamanda muhtar, genel yönetimin temsilcisi sıfatıyla da yasaları ve hükümet emirlerini halka duyurur, köy içinde dirlik ve düzeni sağlar. Genel yönetimle ilgili işlerin köyde uygulanmasına yardımcı olur. İhtiyar heyeti: belediye encümeni gibi iki tür üyeden oluşur. Bunlardan bir kısmı “Seçilenler” diğeri “Doğal” üyelerdir. Seçilenler beş yıl için köy derneği tarafından seçilirler. Bu seçimde adaylığını koyma yöntemi yoktur. Siyasi partiler de aday gösteremezler. Üye sayısı nüfusu 1.000’den az olan köylerde 8, fazla olanlarda 12’dir. Bunların yarısı asıl, yarısı yedektir. Seçimde en çok oyu alanlar arasından asıl ve yedekler saptanır. Seçimler beş yılda bir, mahalli idareler seçimi ile beraber yapılır. Köy Öğretmeni, köy imamı ihtiyar meclisinin “doğal” üyeleridir. İhtiyar meclisi haftada en az bir kez toplanır. İhtiyar meclisinin görevleri Köy Kanununda gösterilmiştir. Buna göre köy ihtiyar heyeti, köy işlerini sıraya koyar; imece ve salmaya karar verir; Köy muhtarının harcamalarını denetler; köy bütçesini kabul eder; köylüler arasındaki uyuşmazlıkları uzlaştırma yolu ile gidermeye çalışır; köyün zorunlu işlerini yapmayanlara, ya da paylarını ödemeyenlere para cezası verir. 1982 Anayasasının yürürlüğe girmesiyle birlikte yerel seçimlere ilişkin yasal düzenleme de yenilenmiş ve yerel seçimlere ilişkin usul ve esasları düzenleyen 18.01.1984 tarih ve 2972 sayılı Mahalli İdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanun çıkarılmıştır. Aynı Kanunun 5 inci maddesine göre de mahalli idareler seçimi 5 yılda bir yapılır. Köy muhtarlığı ve köy ihtiyar meclisi üyeliği mahalle muhtarlığı ve mahalle heyeti üyeliği seçimlerinde adaylık usulü yoktur. En az altı aydan beri o mahalle veya köyde oturmak şartıyla 25 yaşını dolduran her Türk vatandaşı, kanunda da öngörülen hükümlerce 83 seçilmeye mani olmamak kaydıyla muhtar, ihtiyar meclisi ve ihtiyar heyeti üyesi seçilebilir. Bunlar için ilkokul mezuniyeti şartı aranmaz; okuryazar olmak yeterlidir. Köy veya mahalle muhtarlığının herhangi bir sebeple boşalması halinde ihtiyar meclisi veya heyetinin birinci üyesi durumu yazılı olarak ilgili seçim kuruluna ve mahallin en büyük mülkiye amirine bildirmek zorundadır. 3628 sayılı Kanunun mal bildiriminde bulunacaklar başlıklı 2 nci maddesinin (a) fıkrasında parantez içinde muhtarlar ve ihtiyar heyeti üyeleri hariç denilmek suretiyle kapsam dışında tutulmuş olduklarından, Muhtarlar ve ihtiyar heyeti üyeleri 3628 sayılı Kanun kapsamına dahil edilmemiştir. 164 1.2.2. İşçiler 165 İşçi: Başkasının yararına bedenini, kafa gücünü veya el becerisini kullanarak ücretle çalışan kimse. Amele: Gündelikle çalışan işçi, emekçi. 166 İşçiler: Memur, sözleşmeli personel ve geçici personel dışında kalan ve ilgili mevzuatı gereğince tahsis edilen sürekli işçi kadrolarında belirsiz süreli iş sözleşmeleriyle çalıştırılan sürekli işçiler ile mevsimlik veya kampanya işlerinde ya da orman yangınıyla mücadele hizmetlerinde ilgili mevzuatına göre geçici iş pozisyonlarında altı aydan az olmak üzere belirli süreli iş sözleşmeleriyle çalıştırılan geçici işçilerdir. 167 Anayasa Mahkemesi, işçilerin Anayasanın 128 inci maddesindeki memur ve diğer kamu görevlilerinden sayılamayacağına karar vermiştir. 168 Aynı şekilde, Yargıtay da işçilerin, diğer sayılamayacaklarına karar vermiş bulunmaktadır. 169 kamu görevlisi Dolayısıyla, bu nitelikleri itibarıyla işçiler memur sayılmadıkları ve diğer kamu görevlisi statüsünde de bulunmadıklarından işçiler 3628 s. MBBRYMK, Md. 2/a (…) fıkra. SÖKMEN, Uğur: “Kamu İdaresinde Soruşturma Kovuşturma”, Maliye Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı Yayın No: 2009/400, Ankara, 2009, s.188 166 Güncel Türkçe Sözlük, TDK 167 657 s. DMK, Md. 4/D 168 Anayasa Mahkemesinin 9.2.1993 tarihli ve 44/7 sayılı kararı, SÖKMEN, s, 188 169 Yargıtay HGK. 08.02.1995 tarihli ve E: 1994/10-75; K:1995/45 sayılı kararı, SÖKMEN, s,188 164 165 84 hakkında, mal bildirimine uygulanamayacaktır. ilişkin olarak 3628 sayılı Kanun 3628 sayılı Kanunda işçi niteliği taşımayan kamu görevlileri denilmek suretiyle işçiler kapsam dışında tutulmuş olduklarından, işçiler, 3628 sayılı Kanun kapsamına dahil edilmemiştir. 170 2. SUÇLAR AÇISINDAN KANUNUN KAPSAMI 3628 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin son tümcesinde “…bu Kanunda belirlenen suçlarla bazı suçlardan dolayı kamu görevlileri ve suç ortakları hakkında takip ve muhakeme usulü düzenlenmiştir.” hükmü yer almıştır. 17 nci maddesinde ise, “Bu Kanunda ve 5411 171 sayılı Bankacılık Kanununda yazılı suçlarla, irtikâp, rüşvet, basit ve nitelikli zimmet, görev sırasında veya görevinden dolayı kaçakçılık, resmî ihale ve alım ve satımlara fesat karıştırma, Devlet sırlarının açıklanması veya açıklanmasına sebebiyet verme suçlarından veya bu suçlara iştirak etmekten sanık olanlar hakkında 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun hükümleri uygulanmaz. Yukarıdaki fıkra hükmü müsteşarlar, valiler ve kaymakamlar hakkında uygulanamaz. Görevleri veya sıfatları sebebi ile özel soruşturma ve kovuşturma usulüne tabi olan sanıklarla ilgili kanun hükümleri saklıdır.” hükmü yer almıştır. Bu hükümlerden, bu Kanunda belirlenen suçlarla, Bankacılık Kanununda yazılı suçların ve bazı suçların kanun kapsamına alındığı anlaşılmaktadır. 2.1.KAPSAMA GİREN SUÇLAR 172 2.1.1. Bu Kanunda Yazılı Suçlar 2.1.1.1. İhtara Rağmen Süresinde Mal Beyanında Bulunmama Suçu Belirtilen sürelerde mal beyanında bulunmayana beyannamelerinin verileceği mercilerce ihtarda bulunulmasına rağmen, ihtarın kendisine tebliğinden itibaren otuz gün içinde mazeretsiz olarak beyanda bulunmamak, ihtara rağmen süresinde mal beyanında bulunmama suçunu oluşturmaktadır. 173 170 3628 s. MBBRYMK, Md. 2/d. 5411 s. Kanun, 4389 s. Kanunu yürürlükten kaldırmıştır. 172 SÖKMEN, Uğur: “Kamu İdaresinde Soruşturma Kovuşturma”, Maliye Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı Yayın No: 2009/400, Ankara, 2009, s.241-242 173 3628 s. MBBRYMK, Md. 6–10/1 171 85 2.1.1.2. Soruşturma ile İlgili Olarak Verilen Süre Zarfında Mal Beyanında Bulunmama Suçu Soruşturma ile ilgili olarak verilen süre zarfında mal beyanında bulunmamak, bu suçu oluşturmaktadır. Cumhuriyet Savcısı soruşturmaya başladığında ihbarı doğrulayan emareler bulduğu takdirde sanıktan, haksız edinilen malın kaçırıldığı yolunda delil ve emare elde edildiği takdirde sanığın ikinci dereceye kadar kan ve sıhrî hısımları ile gelini ve damadından mal beyanında bulunmalarını ister. Bu istemin sanığa ve diğer ilgililere ulaştığı tarihten itibaren yedi gün içinde Cumhuriyet Savcısına mal bildiriminin verilmesi zorunludur. Soruşturmanın müfettiş veya muhakkik tarafından yapılması halinde müfettiş veya muhakkik de sanıktan ve yukarıda sayılan ilgililerden mal bildirimi isteminde bulunurlar. Bu istemin sanık ve ilgililere ulaştığı tarihten itibaren yedi gün içinde müfettiş veya muhakkike mal bildiriminin verilmesi keza zorunludur. 174 2.1.1.3. Gerçeğe Aykırı Açıklama Suçu Özel kanunlardaki hükümler saklı kalmak kaydıyla beyanda bulunanın özel dosyasında saklanan mal beyannamelerinin içeriği hakkında açıklama yapmak ve bilgi vermek ve mal beyannamelerindeki bilgiler ve kayıtlar esas alınarak içeriği hakkında yayında bulunmak, gerçeğe aykırı açıklama suçunu oluşturmaktadır. 175 2.1.1.4. Gerçeğe Aykırı Beyanda Bulunma Suçu Bildirilmek zorunda olunan taşınır, taşınmaz tüm mal ve hakların, gelir, alacak ve borçların ve bunların kaynaklarının miktar, evsaf ve mahiyetlerine ilişkin her türlü bilgiyi gerçeğe aykırı olarak beyanda bulunmak, gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçunu oluşturmaktadır. 176 2.1.1.5. Haksız Mal Edinme, Mal Kaçırma veya Gizleme Suçu Kanuna veya genel ahlaka uygun olmayan mal edinmek veya geliriyle uygun olmayan aşırı harcamalar yapmak, haksız mal edinme, mal kaçırma veya gizleme suçunu oluşturmaktadır. 177 174 3628 s. MBBRYMK, Md. 10/2–19 3628 s. MBBRYMK, Md. 9, 11 3628 s. MBBRYMK, Md. 12 177 3628 s. MBBRYMK, Md. 13 175 176 86 2.1.1.6. Muhakkik ve Müfettişlerin İhbar ve Evrakı Tevdi Etmemesi Suçu Müfettiş ve muhakkikin görevi ihmal suçudur. Müfettiş ve muhakkikin 3628 sayılı Kanun kapsamına giren suçlardan dolayı delil veya emare elde etmesine rağmen, durumu yetkili ve görevli Cumhuriyet Başsavcılığına ihbar ve evrakı tevdi etmemesi bu suçu oluşturmaktadır. 178 2.1.1.7. Bilgi Verme Zorunluluğuna Uymamak Suçu 3628 sayılı Kanuna göre takip, soruşturma ve kovuşturmaya yetkili kişi olan başta Cumhuriyet savcıları ve muhakkik ve müfettişler ile Maliye Bakanlığı Baş Hukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğü veya temsilcisi ve Kamu Görevlileri Etik Kurulunca istenen bilgilerin, özel kanunlarında aksine bir hüküm bulunsa bile ilgili gerçek veya tüzel kişiler veya kamu kurum ve kuruluşlarınca verilmemesi veya eksik verilmesi, bilgi verme zorunluluğuna uymamak suçunu oluşturmaktadır. 179 2.1.2. Bankacılık Kanununda Yazılı Suçlar 19.10.2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunun 150, 151, 152, 153, 154, 155, 156, 157, 158, 159, 160, 161 maddelerinde belirtilen suçlar adli suçlar olarak sayılmıştır. Bu suçlar; 2.1.2.1.İzinsiz faaliyette bulunma suçu; Bu Kanuna göre alınması gereken izinleri almaksızın banka gibi faaliyet gösteren ya da mevduat kabul eden yahut katılım fonu toplayan gerçek kişiler ile tüzel kişilerin görevlileri, üç yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Ayrıca, bu suçun bir işyeri bünyesinde işlenmesi hâlinde bu işyerlerinin bir aydan bir yıla kadar, tekerrür hâlinde ise sürekli olarak kapatılmasına karar verilebilir. Bu Kanuna göre alınması gereken izinleri almaksızın ticaret unvanlarında, her türlü belge, ilân ve reklamlarında veya kamuoyuna yaptıkları açıklamalarda banka adını ya da banka gibi faaliyet gösterdikleri ya da banka gibi mevduat veya katılım fonu topladıkları izlenimini uyandıracak söz ve deyimleri kullanan gerçek kişiler ile tüzel kişilerin görevlileri, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar 178 179 3628 s. MBBRYMK, Md. 18/3 3628 s. MBBRYMK, Md. 20 87 adlî para cezası ile cezalandırılır. Ayrıca, bu işyerlerinin bir aydan bir yıla kadar, tekerrür hâlinde ise sürekli olarak kapatılmasına karar verilebilir. Yukarıdaki fıkralara aykırılık hâlinde Kurumun ilgili Cumhuriyet başsavcılığını muhatap talebi üzerine sulh ceza hâkimince, dava açılması hâlinde davaya bakan mahkemece işyerlerinin faaliyetleri ve reklamlar geçici olarak durdurulur, ilânları toplatılır. Bu tedbirler, hâkim kararıyla kaldırılıncaya kadar devam eder. Bu kararlara karşı itiraz yolu açıktır. 180 2.1.2.2.Mevduat ve katılım fonu sahiplerinin haklarını engelleme suçu; Bu Kanunun 61 inci maddesi hükmüne aykırı davrananlar altı aydan iki yıla kadar hapis ve beşyüz güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. 181 2.1.2.3.Düzeltici, iyileştirici ve kısıtlayıcı önlemleri almama suçu; Bu Kanunun 68, 69 ve 70 inci maddelerine ve bu Kanunla yürürlükten kaldırılan 4389 sayılı Bankalar Kanununun 14 üncü maddesine göre, Kurul veya Kurumca alınması istenen önlemleri almayan bankaların bu önlemleri almakla yükümlü olan mensupları, iki yıldan dört yıla kadar hapis ve bin günden beşbin güne kadar adlî para cezasıyla cezalandırılırlar. Birinci fıkrada belirtilen önlemleri almamak, bankanın nitelikli paya sahip ortaklarına veya bunların iştirak ve kuruluşlarına yarar sağlamak amacıyla yapıldığı takdirde dört yıldan altı yıla kadar hapis cezasına ve onbin güne kadar adlî para cezasına hükmedilir. 182 2.1.2.4.Yetkili merciler ile denetim görevlilerince istenen bilgi ve belgeleri vermeme ve görevlerini yapmalarını engelleme suçu; Bu Kanunla yetkilendirilen mercilerin ve denetim görevlilerinin istedikleri bilgi ve belgeler ile bu Kanun kapsamındaki kuruluşların, konsolide finansal tabloların hazırlanmasını teminen 38 inci madde kapsamında istedikleri bilgi ve belgeleri vermeyen kişi bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beşyüz günden binbeşyüz güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu Kanunla yetkilendirilen denetim görevlilerinin 5411 s. Bankacılık Kanunu, Md. 150 5411 s. Bankacılık Kanunu, Md. 151 182 5411 s. Bankacılık Kanunu, Md. 152 180 181 88 görevlerini yapmalarına engel olan kişi iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. 183 2.1.2.5.Belgelerin saklanması yükümlülüğüne aykırı davranma suçu; Bu Kanunun 42 nci maddesinde belirtilen belgelerin saklanması yükümlülüğüne uymayanlar bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beşyüz günden binbeşyüz güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılırlar. 184 2.1.2.6.Gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçu; Bu Kanun kapsamındaki kuruluşların, bu Kanunda gösterilen merciler ile denetim görevlilerine ve mahkemelere verdikleri veya yayımladıkları belgelerdeki gerçeğe aykırı beyanlardan dolayı, bunları ve bunların düzenlenmesine esas teşkil eden her türlü belgeleri imza edenler, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve binbeşyüz günden az olmamak üzere adlî para cezası ile cezalandırılır. 185 2.1.2.7.İşlemlerin kayıt muhasebeleştirme suçu; dışı bırakılması ve gerçeğe aykırı Bu Kanun kapsamındaki kuruluşların işlemlerinin kayıt dışı bırakılmasından, gerçek mahiyetlerine uygun düşmeyen bir şekilde muhasebeleştirilmesinden, kanunî ve yardımcı defter ve kayıtları, şubeleri, yurt içi ve yurt dışındaki muhabirleri ile hesap mutabakatı sağlanmadan yıl sonu bilançolarını kapatmalarından dolayı, bunları ve bunların düzenlenmesine esas olan her türlü belgeleri imza edenler bir yıldan üç yıla kadar hapis ve binbeşyüz günden az olmamak üzere adlî para cezası ile cezalandırılır. Gerçeğe aykırı olarak düzenlendiğini bildiği halde bu belgeleri onaylayan bağımsız denetim kuruluşu görevlileri de aynı şekilde cezalandırılır. 186 2.1.2.8.Sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme suçu; Bu Kanuna tâbi kuruluşlar, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 244 üncü maddesinde tanımlanan sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme suçu açısından banka veya kredi kurumu olarak kabul edilir. 187 5411 s. Bankacılık Kanunu, Md. 153 5411 s. Bankacılık Kanunu, Md. 154 185 5411 s. Bankacılık Kanunu, Md. 155 186 5411 s. Bankacılık Kanunu, Md. 156 187 5411 s. Bankacılık Kanunu, Md. 157 183 184 89 2.1.2.9.İtibarın zedelenmesi suçu; Bu Kanunun 74 üncü maddesine aykırı davrananlar bir yıldan üç yıla kadar hapis ve bin günden ikibin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Yukarıdaki fıkrada yazılı fiil neticesinde özel veya kamusal bir zarar doğarsa verilecek ceza altıda bir oranında artırılarak hükmolunur. 188 2.1.2.10.Sırların açıklanması suçu; Bu Kanunun 73 üncü maddesinin birinci ve üçüncü fıkralarında belirtilen yükümlülüğe uymayanlar için bir yıldan üç yıla kadar hapis ve bin günden ikibin güne kadar adlî para cezası hükmolunur. Banka ve müşterilere ait sırları açıklayan üçüncü kişiler hakkında da aynı cezalar uygulanır. Yukarıdaki fıkrada belirtilen kimseler sırları kendileri ya da başkaları için yarar sağlamak amacıyla açıklamış olursa verilecek cezalar altıda bir oranında artırılır. Ayrıca, fiilin önemine göre sorumluların bu Kanun kapsamına giren kuruluşlarda görev yapmaları, iki yıldan aşağı olmamak üzere geçici veya sürekli olarak yasaklanır. 189 2.1.2.11.Zimmet suçu; Görevi nedeniyle zilyetliği kendisine devredilmiş olan veya koruma ve gözetimiyle yükümlü olduğu para veya para yerine geçen evrak veya senetleri veya diğer malları kendisinin ya da başkasının zimmetine geçiren banka yönetim kurulu başkan ve üyeleri ile diğer mensupları, altı yıldan oniki yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılacakları gibi bankanın uğradığı zararı tazmine mahkûm edilirler. Suçun, zimmetin açığa çıkmamasını sağlamaya yönelik hileli davranışlarla işlenmesi hâlinde faile on iki yıldan az olmamak üzere hapis ve yirmibin güne kadar adli para cezası verilir; ancak, adli para cezasının miktarı bankanın uğradığı zararın üç katından az olamaz. Ayrıca meydana gelen zararın ödenmemesi hâlinde mahkemece re'sen ödettirilmesine hükmolunur. Faaliyet izni kaldırılan veya Fona devredilen bir bankanın; hukuken veya fiilen yönetim ve denetimini elinde bulundurmuş olan gerçek kişi ortaklarının, kredi kuruluşunun kaynaklarını, kredi kuruluşunun emin bir şekilde çalışmasını tehlikeye düşürecek şekilde doğrudan veya dolaylı olarak kendilerinin veya başkalarının menfaatlerine kullandırmak suretiyle, kredi kuruluşunu her 188 189 5411 s. Bankacılık Kanunu, Md. 158 5411 s. Bankacılık Kanunu, Md. 159 90 ne suretle olursa olsun zarara uğratmaları zimmet olarak kabul edilir. Bu fiilleri işleyenler hakkında on yıldan yirmi yıla kadar hapis ve yirmibin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur; ancak, adlî para cezasının miktarı bankanın uğradığı zararın üç katından az olamaz. Ayrıca, meydana gelen zararın müteselsilen ödettirilmesine karar verilir. Soruşturma başlamadan önce, zimmete geçirilen para veya para yerine geçen evrak veya senetlerin veya diğer malların aynen iade edilmesi veya uğranılan zararın tamamen tazmin edilmesi hâlinde, verilecek cezanın üçte ikisi indirilir. Kovuşturma başlamadan önce, gönüllü olarak, zimmete geçirilen para veya para yerine geçen evrak veya senetlerin veya diğer malların aynen iade edilmesi veya uğranılan zararın tamamen tazmin edilmesi hâlinde, verilecek cezanın yarısı indirilir. Bu durumun hükümden önce gerçekleşmesi hâlinde, verilecek cezanın üçte biri indirilir. Zimmet suçunun konusunu oluşturan para veya para yerine geçen evrak veya senetlerin veya diğer malların değerinin azlığı nedeniyle, verilecek ceza üçte birden yarıya kadar indirilir. 190 2.1.2.12.Diğer kanunlara aykırılıklar suçu; Bu Kanuna göre suç teşkil eden hareket ve fiiller başka kanunlara göre de cezayı gerektirdiği takdirde, failleri hakkında en ağır cezayı gerektiren kanun maddesi uygulanır. 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun sorumluluğu gerektiren hükümleri saklıdır. 191 2.1.3. Bazı Suçlar 2.1.3.1. İrtikâp Suçu İrtikap: Kötü iş yapma, kötülük etme, yiyicilik, yalan söyleme, hile yapmadır. 192 Kamu görevlisinin; görevinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanmak suretiyle kendisine veya başkasına yarar sağlanmasına veya bu yolda vaatte bulunulmasına bir kimseyi icbar etmesi veya görevinin sağladığı güveni kötüye kullanmak suretiyle gerçekleştirdiği hileli davranışlarla, kendisine veya başkasına yarar sağlanmasına veya bu yolda vaatte bulunulmasına bir kimseyi ikna etmesi ile işlediği suç irtikap suçunu oluşturur. 193 5411 s. Bankacılık Kanunu, Md. 160 5411 s. Bankacılık Kanunu, Md. 161 192 Güncel Türkçe Sözlük, TDK 193 5237 s. TCK, Md. 250 190 191 91 2.1.3.2. Rüşvet Suçu Bir kamu görevlisinin, görevinin gereklerine aykırı olarak bir işi yapması veya yapmaması için kişiyle vardığı anlaşma çerçevesinde bir yarar sağlaması ile işlediği suç rüşvet suçunu oluşturur. 194 2.1.3.3. İhtilas ve Zimmete Para Geçirme Suçu İhtilas: Aşırma, bir malı açıkça sahibinden veya evinden hızla kapıp almadır. Zimmet ise, bir kimsenin yasal olmayan yollardan üzerine geçirip ödemeye zorunlu olduğu paradır. 195 Kamu görevlisinin görevi nedeniyle zilyedliği kendisine devredilmiş olan veya koruma ve gözetimiyle yükümlü olduğu malı kendisinin veya başkasının zimmetine geçirmesiyle işlediği suç ihtilas ve zimmete para geçirme suçunu oluşturur. 196 2.1.3.4. Resmi İhale, Alım ve Satımlara Fesat Karıştırma Suçu Kişilerin, kamu kurum veya kuruluşları adına yapılan mal veya hizmet alım veya satımlarına ya da kiralamalara ilişkin ihalelere ve yapım ihalelerine fesat karıştırması ile işlediği suç bu suçu oluşturur. 197 2.1.3.5. Görev Sırasında veya Görevinden Dolayı Kaçakçılık Suçu Kaçakçılık fiillerini önlemek, izlemek, araştırmak ve soruşturmakla görevli kişilerin, ithalatın ve ihracatın kanuni gereği yerine getirilmeden yapılması veya meslek ve sanatın sağladığı kolaylıklardan yararlanmak suretiyle veya belgede sahtecilik yapılarak veya bu suçların işlenmesine kasten göz yummak suretiyle işlemesi ile işlediği suç görev sırasında veya görevinden dolayı kaçakçılık suçunu oluşturur. 198 2.1.3.6. Devlet Sırlarının Sebebiyet Verme Suçları Açıklanması veya Açıklanmasına Devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin bilgileri açıklama veya gizli kalması gereken bilgileri açıklama veya Devlet sırlarından yararlanma, Devlet hizmetlerinde sadakatsizlik veya yasaklanan bilgileri açıklama, yasaklanan bilgileri siyasal veya askerî casusluk maksadıyla 194 5237 s. TCK, Md. 252 Güncel Türkçe Sözlük, TDK 196 5237 s. TCK, Md. 247 197 5237 s. TCK, Md. 235, 236; 2886 s. K, Md. 83 – 4734 s. K, md 60 198 5607 s. Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu, Md. 3, 4 195 92 açıklama suçu Devlet sırlarının açıklanması veya açıklanmasına sebebiyet verme suçlarını oluşturur. 199 2.2. KAPSAMA GİRMEYEN SUÇLAR Genel olarak 3628 sayılı Kanunda yazılı olmayan suçlar, kapsama girmeyen suçlardır. Ancak, 3628 sayılı Kanunda yazılı suçlar kapsamına girdiği halde soruşturma usulü bakımından kapsam dışına çıkarılan kişiler açısından bu “kapsama girmeyen suçlar” başlığı kullanılmıştır. 3628 sayılı Kanunun 17 nci maddesinde ise, “Bu Kanunda ve 5411 sayılı Bankalar Kanununda yazılı suçlarla, irtikâp, rüşvet, basit ve nitelikli zimmet, görev sırasında veya görevinden dolayı kaçakçılık, resmî ihale ve alım ve satımlara fesat karıştırma, Devlet sırlarının açıklanması veya açıklanmasına sebebiyet verme suçlarından veya bu suçlara iştirak etmekten sanık olanlar hakkında 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun hükümleri uygulanmaz. Yukarıdaki fıkra hükmü müsteşarlar, valiler ve kaymakamlar hakkında uygulanamaz. Görevleri veya sıfatları sebebi ile özel soruşturma ve kovuşturma usulüne tabi olan sanıklarla ilgili kanun hükümleri saklıdır.” hükmü yer almıştır. Bu hükümden, bu Kanunda belirlenen suçlarla bazı suçların müsteşarlar, valiler ve kaymakamlar ile görevleri veya sıfatları sebebi ile özel soruşturma ve kovuşturma usulüne tabi olanların işlemeleri halinde soruşturma usulünün 3628 sayılı Kanunda yazılı şekilde olmayacağını düzenlediği anlaşılmaktadır. 2.2.1 Müsteşar, Vali ve Kaymakamların İşlediği Suçlar 3628 sayılı Kanun kapsamına giren suçları, 3628 sayılı Kanunda ve 5411 sayılı Bankacılık Kanununda yazılı suçlarla, irtikâp, rüşvet, basit ve nitelikli zimmet, görev sırasında veya görevinden dolayı kaçakçılık, resmî ihale ve alım ve satımlara fesat karıştırma, Devlet sırlarının açıklanması veya açıklanmasına sebebiyet verme suçlarını müsteşar, vali ve kaymakamların işlemesi durumunda, haklarında 3628 sayılı Kanunda öngörülen soruşturma yöntemi uygulanmayıp, 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun hükümleri uygulanır. Müsteşar, vali ve kaymakamlar söz konusu suçlardan şüpheli olsalar bile haklarında Cumhuriyet savcısı doğrudan soruşturma yapamayacak, 4483 sayılı Kanundaki soruşturma usulüne göre, yetkili 199 TCK, Md. 329, 330, 333, 336, 337 93 merciden izin talep edecektir. Yetkili merci, haklarında soruşturma izni vermez ise haklarında takibat yapılamayacaktır. 2.2.2. Görevleri veya Sıfatları Sebebi ile Özel Soruşturma ve Kovuşturma Usulüne Tabi Olanların İşlediği Suçlar 3628 sayılı Kanun kapsamına giren suçları, 3628 sayılı Kanunda ve 5411 sayılı Bankacılık Kanununda yazılı suçlarla, irtikâp, rüşvet, basit ve nitelikli zimmet, görev sırasında veya görevinden dolayı kaçakçılık, resmî ihale ve alım ve satımlara fesat karıştırma, Devlet sırlarının açıklanması veya açıklanmasına sebebiyet verme suçlarını görevleri veya sıfatları sebebi ile özel soruşturma ve kovuşturma usulüne tabi olanların işlemesi durumunda, haklarında 3628 sayılı Kanunda öngörülen soruşturma yöntemi uygulanmayıp, ilgili Kanun hükümleri uygulanır. Anayasa Mahkemesi; Anayasa Mahkemesi onyedi üyeden kurulur. Anayasa Mahkemesi Cumhurbaşkanını, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanını, Bakanlar Kurulu üyelerini, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Askerî Yargıtay, Askerî Yüksek İdare Mahkemesi Başkan ve üyelerini, Başsavcılarını, Cumhuriyet Başsavcıvekilini, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu ve Sayıştay Başkan ve üyelerini görevleriyle ilgili suçlardan dolayı Yüce Divan sıfatıyla yargılar. Genelkurmay Başkanı, Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanları ile Jandarma Genel Komutanı da görevleriyle ilgili suçlardan dolayı Yüce Divanda yargılanırlar. Yüce Divanda, savcılık görevini Cumhuriyet Başsavcısı veya Cumhuriyet Başsavcıvekili yapar. 200 Görevleri veya sıfatları sebebi ile özel soruşturma ve kovuşturma usulüne tabi olanlar aşağıda sayılmıştır. 2.2.2.1. Cumhurbaşkanı Cumhurbaşkanının, Anayasa ve diğer kanunlarda Başbakan ve ilgili bakanın imzalarına gerek olmaksızın tek başına yapabileceği belirtilen işlemleri dışındaki bütün kararları, Başbakan ve ilgili bakanlarca imzalanır; bu kararlardan Başbakan ve ilgili bakan sorumludur. Cumhurbaşkanının resen imzaladığı kararlar ve emirler 200 2709 s. TC Anayasası Md. 146, 148 94 aleyhine Anayasa Mahkemesi dahil, yargı mercilerine başvurulamaz. Cumhurbaşkanı, vatana ihanetten dolayı, Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının en az üçte birinin teklifi üzerine, üye tamsayısının en az dörtte üçünün vereceği kararla suçlandırılır. 201 2.2.2.2. Başbakan ve Bakanlar Başbakan veya bakanlar hakkında, Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının en az onda birinin vereceği önerge ile, soruşturma açılması istenebilir. Meclis, bu istemi en geç bir ay içinde görüşür ve gizli oyla karara bağlar. Soruşturma açılmasına karar verilmesi halinde, Meclisteki siyasî partilerin güçleri oranında komisyona verebilecekleri üye sayısının üç katı olarak gösterecekleri adaylar arasından her parti için ayrı ayrı ad çekme suretiyle kurulacak onbeş kişilik bir komisyon tarafından soruşturma yapılır. Komisyon, soruşturma sonucunu belirten raporunu iki ay içinde Meclise sunar. Soruşturmanın bu sürede bitirilememesi halinde, komisyona iki aylık yeni ve kesin bir süre verilir. Bu süre içinde raporun Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına teslimi zorunludur. Rapor Başkanlığa verildiği tarihten itibaren on gün içinde dağıtılır, dağıtımından itibaren on gün içinde görüşülür ve gerek görüldüğü takdirde ilgilinin Yüce Divana sevkine karar verilir. Yüce Divana sevk kararı ancak üye tamsayısının salt çoğunluğunun gizli oyuyla alınır. Meclisteki siyasî parti gruplarında, Meclis soruşturması ile ilgili görüşme yapılamaz ve karar alınamaz. 202 2.2.2.3. TBMM Üyeleri Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, Meclis çalışmalarındaki oy ve sözlerinden, Mecliste ileri sürdükleri düşüncelerden, o oturumdaki Başkanlık Divanının teklifi üzerine Meclisçe başka bir karar alınmadıkça, bunları Meclis dışında tekrarlamak ve açığa vurmaktan sorumlu tutulamazlar. Seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen bir milletvekili, Meclisin kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamaz. Ağır cezayı gerektiren suçüstü hali ve seçimden önce soruşturmasına başlanılmış olmak kaydıyla Anayasanın 14 üncü maddesindeki durumlar bu hükmün dışındadır. Ancak, bu halde yetkili makam durumu hemen ve doğrudan doğruya Türkiye Büyük Millet Meclisine bildirmek zorundadır. Türkiye Büyük Millet 201 202 2709 s. TC Anayasası, Md. 105 2709 s. TC Anayasası, Md. 100 95 Meclisi üyesi hakkında, seçiminden önce veya sonra verilmiş bir ceza hükmünün yerine getirilmesi, üyelik sıfatının sona ermesine bırakılır; üyelik süresince zamanaşımı işlemez. Tekrar seçilen milletvekili hakkında soruşturma ve kovuşturma, Meclisin yeniden dokunulmazlığını kaldırmasına bağlıdır. Türkiye Büyük Millet Meclisindeki siyasî parti gruplarınca, yasama dokunulmazlığı ile ilgili görüşme yapılamaz ve karar alınamaz. 203 2.2.2.4. Yüksek Mahkemelerin Başkan ve Üyeleri Anayasa Mahkemesi Başkan ve Üyeleri: 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanunun İkinci bölümünde Disiplin İşlemleri ile Suç ve Cezalara İlişkin Hükümlere yer verilmiştir. Başkan ve üyeler hakkında inceleme ve soruşturma; Başkan ve üyelerin görevlerinden doğan veya görevleri sırasında işledikleri iddia edilen suçları, kişisel suçları ve disiplin eylemleri için soruşturma açılması Genel Kurulun kararına bağlıdır. Ancak, ağır ceza mahkemesinin görevine giren suçüstü hâllerinde, soruşturma genel hükümlere göre yürütülür. Başkan, müstear adla yapılan veya yapıldığı anlaşılan imzasız, adressiz yahut belli bir olayı ve nedeni içermeyen, delilleri ve dayanakları gösterilmeyen ihbar ve şikâyetleri işleme koymaz. Ancak, bu ihbar ve şikâyetlerin somut delillere dayanması durumunda konu hakkında gerekli inceleme ve araştırma yapılır. Başkan gereken hâllerde, işi Genel Kurula götürmeden önce üyelerden birine ön inceleme yaptırabilir. Soruşturma açılmasına yer olup olmadığının belirlenmesi için gerekli incelemeyi yapmak üzere görevlendirilen üye, incelemesini tamamladıktan sonra, durumu bir raporla Başkana bildirir. Konu, Başkan tarafından gündeme alınarak Genel Kurulda görüşülür. Hakkında işlem yapılan üye görüşmeye katılamaz. Genel Kurulca, soruşturma açılmasına yer olmadığına karar verildiği takdirde, karar ilgili üye ile ihbar ve şikâyette bulunanlara tebliğ edilir. Soruşturma açılmasına karar verildiği takdirde, Genel Kurul, üyeler arasından üç kişiyi Soruşturma Kurulunu oluşturmak üzere seçer. Kıdemli üye Soruşturma Kuruluna başkanlık eder. Soruşturma Kurulu, 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Cumhuriyet savcısına tanıdığı bütün yetkilere sahiptir. 203 2709 s. TC Anayasası, Md. 83 96 Kurulun soruşturma ile ilgili yapılmasını istediği işlemler, mahallinde yetkili adli makamlar tarafından derhâl yerine getirilir. Ön inceleme yaptırılmasına, Soruşturma Kurulu üyelerinin seçilmesine, soruşturmanın yapılmasına ve gereken diğer kararların verilmesine dair esaslar İçtüzükle düzenlenir. Başkanın yukarıda yazılı hâl ve hareketlerinin görülmesi veya öğrenilmesi hâlinde, Başkan tarafından yapılması gereken işlemler kıdemli başkanvekilince yürütülür. 204 Adli soruşturma ve kovuşturma; Ağır ceza mahkemesinin görevine giren kişisel suçlarla ilgili suçüstü hâli istisna olmak üzere, görevlerinden doğan veya görevleri sırasında işledikleri iddia edilen suçları ve kişisel suçları nedeniyle Başkan ve üyeler hakkında koruma tedbirlerine ancak bu madde hükümlerine göre karar verilebilir. Ağır ceza mahkemesinin görevine giren kişisel suçlarla ilgili suçüstü hâllerinde soruşturma genel hükümlere göre yürütülür. İddianame hazırlanması hâlinde kovuşturma Yargıtay Ceza Genel Kurulunca yapılır. Ağır ceza mahkemesinin görevine giren kişisel suçlarla ilgili suçüstü hâli dışındaki görevden doğan veya görev sırasında işlendiği iddia edilen suçlar ile kişisel suçlarda Soruşturma Kurulu, soruşturma sırasında 5271 sayılı Kanunda ve diğer kanunlarda yer alan koruma tedbirlerinin alınması talebinde bulunursa, Genel Kurulca bu konuda karar verilir. Soruşturma Kurulu soruşturmayı tamamladıktan sonra kamu davasının açılmasına gerek görmezse kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verir. Kurul, kamu davası açılmasını gerekli görürse düzenleyeceği iddianameyi ve dosyayı görevleriyle ilgili suçlarda Yüce Divan sıfatıyla yargılama yapmak üzere Anayasa Mahkemesine, kişisel suçlarda ise Yargıtay Ceza Genel Kuruluna tevdi olunmak üzere Başkanlığa gönderir. Soruşturma Kurulunun vereceği kararlar şüpheliye ve varsa şikâyetçiye tebliğ olunur. 205 Disiplin soruşturması işlemleri; Başkan ve üyelerin hâkimlik mesleğinin vakar ve şerefi ile bağdaşmayan veya hizmetin aksamasına yol açan hâl ve hareketlerinden dolayı haklarında 16 ncı maddede belirlenen kurallar çerçevesinde disiplin soruşturması yapılır. Genel Kurul, eldeki bilgi ve deliller ile isnat olunan hâl ve hareketin niteliğine göre disiplin soruşturması yapılmasına yer olup olmadığına karar verir. Ceza soruşturma ve kovuşturmaları, disiplin işlemlerinin ayrıca 204 205 6216 s. Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun, Md. 16 6216 s. Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun, Md. 17 97 yapılmasına ve uygulanmasına engel olmaz. Disiplin soruşturmasını gerektiren eylemlerin öğrenilmesinden itibaren bir yıl geçmiş olması hâlinde disiplin soruşturması açılamaz. Disiplin cezasını gerektiren eylemin işlendiği tarihten itibaren beş yıl geçmiş olması hâlinde disiplin cezası verilemez. Disiplin cezasını gerektiren eylem, aynı zamanda bir suç teşkil eder, bu suç için kanunda daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörülmüş olur ve ceza soruşturması veya kovuşturması da açılır ise, bu fıkrada belirtilen süre yerine zamanaşımı süreleri uygulanır. Genel Kurulca kovuşturma sonucunun beklenmesine karar verilenler hakkında ise, kovuşturmayı yürüten mahkeme kararının kesinleşmesinden itibaren bir yıl geçmekle ceza verme yetkisi zamanaşımına uğrar. Genel Kurul disiplin soruşturması açılmasına karar verirse Soruşturma Kurulu, konu ile ilgili bilgileri toplar ve sübut delillerini tespit eder, lüzum gördükleri kimseleri yeminle dinler, isnat olunan hâl ve hareketi bildirerek ilgiliyi onbeş günden az olmamak üzere tanınacak süre içinde savunmasını yapmaya davet eder. İlgili, savunmasının istendiği andan itibaren, soruşturma evrakını incelemeye yetkilidir. Kamu idareleri, kamu görevlileri, diğer gerçek ve bankalar dâhil tüzel kişiler, Soruşturma Kurulunun sorularına cevap vermek ve soruşturmayla ilgili taleplerini yerine getirmek zorundadırlar. Soruşturma Kurulu inceleme neticesinde, elde ettiği bilgi ve delilleri gösteren ve bunlara göre disiplin cezası verilmesine yer olup olmadığı hakkındaki kanaatlerini içeren bir rapor hazırlayarak rapor ve eklerini Genel Kurula iletmek üzere Başkanlığa sunar. Başkan, soruşturma sonucunu ilgiliye yazılı olarak bildirir ve ilgiliyi beş günden az olmamak üzere tayin edeceği süre içinde Genel Kurul huzurunda sözlü ya da yazılı savunmasını vermeye davet eder. Genel Kurul, yapılan disiplin soruşturmasının sonucuna göre, gerekirse soruşturmanın genişletilmesine, isnat olunan hâl ve hareketi sabit görmezse dosyanın işlemden kaldırılmasına, sabit görmesi hâlinde ise eylemine uyan disiplin cezasına karar verir. 206 Disiplin cezaları ve yerine getirilmesi; Başkan ve üyelerin, asli görevleri dışında resmî veya özel bir görev almaları ya da yaptıkları yeminle veya üyeliğin vakar ve şerefi ile bağdaşmayan, hizmetin aksamasına yol açan hâl ve hareketlerinin sabit görülmesi hâlinde, eylemin niteliğine göre, uyarma, kınama ya da üyelikten çekilmeye 206 6216 s. Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun, Md. 18 98 davet edilme cezalarından birisine karar verilir.Üyelikten çekilmeye davet edilme cezasına karar verilebilmesi için Genel Kurulun üçte iki oy çokluğu aranır. Disiplin cezasına ilişkin Genel Kurul kararına karşı ilgili, kararın kendisine tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde Genel Kurula yeniden inceleme başvurusunda bulunabilir. Genel Kurulca yapılacak yeniden inceleme sonucunda verilen karar kesindir. Genel Kurul kararı Başkan tarafından ilgiliye tebliğ edilir ve yerine getirilir. Hakkında üyelikten çekilmeye davet cezası verilen üye, tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde buna uymazsa istifa etmiş sayılır ve bu süre içinde izinli kabul edilir. 207 Yargıtay Başkan ve Üyeleri ile Başsavcı ve Vekili: Yargıtay Birinci Başkanı, birinci başkanvekilleri, daire başkanları, üyeleri, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı vekilinin görevleriyle ilgili veya kişisel suçlarından dolayı haklarında soruşturma yapılabilmesi Birinci Başkanlık Kurulunun kararına bağlıdır. Ancak, ağır cezayı gerektiren suçüstü hallerinin hazırlık ve ilk soruşturması genel hükümlere tabidir. Birinci Başkanlık Kurulu kendisine intikal eden veya ettirilen ihbar ve şikayetleri inceleyerek soruşturma açılmasını gerektirir nitelikte gördüğü takdirde, ilk soruşturma yapılması için ceza dairesi başkanlarından birini görevlendirir. Aksi takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verir. Bu karar kesindir. Soruşturma ile görevlendirilen başkan, soruşturmayı ikmal ettikten sonra evrakı Birinci Başkanlık Kuruluna gönderir. Soruşturmayı yapan ceza dairesi başkanı sorgu hakiminin yetkisini haiz olup Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun ilk soruşturmaya ait hükümlerini uygular. Vereceği tutuklama ve tutuklamanın kaldırılması veya kefaletle salıvermeye ait kararları Birinci Başkanlık Kurulunun onaması ile tekemmül eder. Birinci Başkanlık Kurulu, incelediği evrakı eksik bulursa soruşturmayı yapan başkana tamamlattırır. Son soruşturmanın açılmasına gerek görmediği takdirde evrakın işlemden kaldırılmasına, aksi halde son soruşturmanın açılmasına karar verir ve görevle ilgili suçlarda Anayasa Mahkemesine, kişisel suçlarda Yargıtay Ceza Genel Kuruluna tevdi olunmak üzere dosyayı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderir. Evrakın işlemden kaldırılmasına dair verilen kararlar kesindir. Sanık, Ceza Genel 207 6216 s. Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun, Md. 19 99 Kurulunca verilen kararın tefhim veya tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde yeniden incelenmesini isteyebilir. Haklarında inceleme ve soruşturma yapılacakların, inceleme ve soruşturma mercilerinin tayininde son görev ve sıfatları esas alınır. Sıkıyönetim Kanununda sözü edilen yetkili izin mercii, Yargıtay Büyük Genel Kuruludur. Ceza yönünden açılan soruşturma ve kovuşturmalar, disiplin işlemlerinin ayrıca yapılmasına ve uygulanmasına engel olmaz. 208 Danıştay Başkan ve Üyeleri ve Başsavcısı: Danıştay Başkanı, Başsavcı, başkanvekilleri, daire başkanları ve üyelerin görevlerinden doğan veya görevleri sırasında işlemiş bulundukları suçlardan dolayı, Danıştay Başkanının seçeceği bir daire başkanı ile iki üyeden oluşan bir kurul tarafından ilk soruşturma yapılır. Danıştay Başkanı hakkında soruşturma, kendisinin katılmayacağı Başkanlık Kurulunca seçilecek bir daire başkanı ile iki üyeden oluşan bir kurul tarafından yürütülür, soruşturma sonunda düzenleyeceği fezlekeyi ve buna ilişkin evrakı Danıştay Başkanına, soruşturma Danıştay Başkanı hakkında ise fezlekeyi ve evrakı başkanvekiline verir. Bu husustaki dosya Danıştay Başkanı veya vekili tarafından gerekli karar verilmek üzere İdari İşler Kurulu Başkanlığına tevdi edilir. Bu Kurulun vereceği kararlar sanığa ve varsa şikayetçiye tebliğ olunur. Men’i kararı kendiliğinden ve son soruşturmanın açılmasına dair kararlar itiraz üzerine İdari İşler Kurulu Başkan ve üyelerinin katılmayacağı Danıştay Genel Kurulunda incelenir. Danıştay Genel Kurulunun bu toplantılarında yeter sayı en az otuzbirdir. Toplantıda hazır bulunanlar çift sayıda ise en kıdemsiz üye toplantıya katılmaz. Birinci derecede verilen kararlara itiraz süresi bu kararın sanığa veya şikayetçiye tebliğ tarihinden itibaren on gündür. Yukarıdaki yazılı kurullarda inceleme evrak üzerinde yapılır. Sanıklar, soruşturma dosyalarını son soruşturmanın açılmasına dair kararın tebliği üzerine, kararı veren kurulun tetkik hakiminin gözetimi altında inceleyebilirler. Kararlar, kurulun tetkik hakimi tarafından Tebligat Kanunu hükümlerine göre ilgililere tebliğ edilir. Son soruşturmanın açılmasına dair kararlar üst kurulca onanmak veya itiraz olunmamak suretiyle kesinleştikten sonra, soruşturma dosyası, gereği yapılmak üzere 208 2797 s. Yargıtay Kanunu, Md. 46, 47 100 Danıştay Başkanı veya vekili tarafından Cumhuriyet Başsavcısına gönderilir. Soruşturma yapanlar, soruşturmalar üzerine karar verecek olan kurulların toplantılarına katılamazlar. Yapılacak soruşturmalar ile verilecek kararlarda, bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde, Ceza Muhakemesi Kanununun soruşturmaya ilişkin hükümleri uygulanır. Soruşturma kurulları sorgu hakiminin yetkilerini haizdir. Danıştay Başkanı, Başsavcı, başkanvekilleri, daire başkanları ve üyelerin şahsi suçlarının takibinde Yargıtay Başkanı, Cumhuriyet Başsavcısı ve üyelerinin şahsi suçlarının takibi ile ilgili hükümler uygulanır. 1402 sayılı Sıkıyönetim Kanunu gereğince, Danıştay Başkanı, başkanvekilleri, Danıştay Başsavcısı ve daire başkanları ile üyeler hakkında kovuşturma yapılması Başkanlık Kurulunun iznine tabidir. 209 Sayıştay Başkan ve Üyeleri: 6085 sayılı Sayıştay Kanununun İkinci bölümünde Disiplin ve Ceza işlerine ilişkin hükümlere yer verilmiştir. Sayıştay Başkanı, daire başkanları ve üyeler hakkında disiplin kovuşturması; Daire başkanları ve üyelerin görevlerinin vakar ve şerefi ile bağdaşmayan veya hizmetin aksamasını mucip olan hal ve hareketleri görülür veya öğrenilirse, Sayıştay Başkanı durumu inceledikten sonra sonucuna göre, haklarında disiplin kovuşturması yapılır. Sayıştay Başkanının yukarıda yazılı hal ve hareketlerinin görülmesi veya öğrenilmesi halinde, Yüksek Disiplin Kurulu Başkanı, olayı Yüksek Disiplin Kuruluna intikal ettirir. Yüksek Disiplin Kurulu, eldeki bilgi ve delillere ve isnat olunan hal ve hareketin mahiyetine göre disiplin kovuşturması yapılmasına yer olup olmadığını takdir eder. Kurul, disiplin kovuşturması yapılmasına karar verirse, Kurul dışındaki daire başkanları ve üyeler arasından seçeceği üç kişiyi soruşturma yapmakla görevlendirir. Soruşturmayı yapmakla görevlendirilenler, ilgiliye isnat olunan hal ve hareketi bildirir; lüzum gördükleri kimseleri yeminle dinler, konu ile ilgili bilgileri toplar ve sübut delillerini tespit eder. Bütün kamu idareleri ile gerçek ve tüzel kişiler, sorulan hususlara cevap vermek ve soruşturmaya ilişkin diğer istekleri yerine getirmek zorundadır. Soruşturmayı yapanlar, yaptıkları soruşturmaları ve elde 209 2575 s. Danıştay Kanunu, Md. 76, 77, 78, 79, 80, 81, 82. 101 ettikleri bilgi ve delilleri gösteren ve bunlara göre disiplin cezaları verilmesine yer olup olmadığı hakkındaki kanaatlerini belirten bir rapor hazırlayıp dayanak belgelerini de bu rapora ekleyerek Yüksek Disiplin Kuruluna verirler. Kurul Başkanı soruşturma sonucunu ilgiliye yazılı olarak bildirir ve yedi günden az olmamak üzere tayin edeceği süre içinde yazılı savunmasını vermeye davet eder. Kurul Başkanı, soruşturma dosyasını raportör olarak Yüksek Disiplin Kurulu üyelerinden birine havale eder. Kurul işi evrak üzerinde inceler ve gerekirse soruşturmanın genişletilmesine ve derinleştirilmesine karar verir. Yüksek Disiplin Kurulu, yedi günden az olmamak üzere süre vererek ilgilinin ek savunmasını alır ve isnat olunan hal ve hareketi sabit görmezse dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verir. Kurul bu hal ve hareketleri sabit gördüğü takdirde bunların mahiyetine ve ağırlığına göre ilgilinin uyarılmasına veya istifa etmeye yahut emekliliğini istemeye davete karar verir. İlgilinin uyarılmasına karar verildiği takdirde, Kurul kararı Sayıştay Başkanı tarafından ilgiliye tebliğ edilir. Karar Sayıştay Başkanı hakkında ise Yüksek Disiplin Kurulu Başkanınca tebliğ olunur. Yüksek Disiplin Kurulunca hizmet süresine göre istifa etmeye yahut emekliliğini istemeye davete karar verilmesi halinde, olay en geç bir hafta içinde bir defa da Sayıştay Genel Kurulunda görüşülür. Bir haftalık süre, kanuni tatillere ve 64 üncü madde gereğince çalışmaya ara verme süresine rastlarsa, bu tatillerin bitimi tarihinden başlar. Genel Kurul, Yüksek Disiplin Kurulu kararını onaylar veya ilgilinin uyarılmasına karar verir. Bu halde Genel Kurul, üye tamsayısının üçte iki çoğunluğu ile toplanarak katılanların üçte iki çoğunluğu ile karar verir. Hakkında kovuşturma yapılan üye toplantıya katılamaz. Genel Kurul kararı ilgiliye yukarıda açıklanan esaslar dairesinde tebliğ edilir. İlgili, emekliliğini istemeye veya istifa etmeye davete dair karara, tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde uymazsa istifa etmiş sayılır. İlgili, bu süre içinde izinli kabul edilir. 210 Sayıştay Başkanı, daire başkanları ve üyeler hakkında ceza kovuşturması: Sayıştay Başkanı, daire başkanları ve üyelerden birinin görevleri sebebiyle işlediği iddia edilen bir suçtan dolayı Sayıştay Genel Kurulunca seçilecek üç daire başkanı ve iki üyeden kurulu bir heyet tarafından ön inceleme yapılarak hazırlanacak rapor ile sair evrak 210 6085 s. Sayıştay Kanunu, Md. 65 102 soruşturma izni verilmesine veya verilmemesine esas alınmak üzere Daireler Kuruluna verilir. Bu Kurulun soruşturma izni verilmemesine ilişkin kararı kendiliğinden ve soruşturma izni verilmesine ilişkin katılanların üçte iki çoğunluğu ile verilen karar, itiraz üzerine Genel Kurulca incelenir. İtiraz süresi kararın tebliği tarihinden itibaren onbeş gündür. Genel Kurulun soruşturma izni verilmemesine ilişkin kararı kesindir. Soruşturma izni verilmesine ilişkin karar katılanların üçte iki çoğunluğu ile alınır. Soruşturma kurulunun seçimine ilgililer katılamaz. Soruşturma izni verilmesi veya verilmemesi kararına ilişkin görüşmelere soruşturma kurulu üyeleri ile ilgililer katılamaz. Yukarıdaki fıkrada yazılı olanların görev sırasında, ancak ilgilinin görevi ile ilgisi bulunmayan şahsi bir suç işlemeleri halinde soruşturma izni verilmesine veya verilmemesine karar verilmesi işlemi bu maddede yazılı usuller dairesinde yürütülür. Daireler Kurulu kararları şahsi davacılar varsa onlara da tebliğ olunur. Soruşturma izni verilmesine ilişkin verilen kesin karar üzerine dosya Anayasa Mahkemesine tevdi olunur. Bunların görevleri ile ilgisi bulunmayan şahsi bir suç işlemeleri halinde yapılacak kovuşturmada Yargıtay üyelerinin şahsi suçlarının kovuşturmasına ilişkin hükümler uygulanır. 211 Sayıştay Başkanı, daire başkanları ve üyeler dışındaki meslek mensupları hakkında disiplin kovuşturması; Sayıştay Başkanı, daire başkanları ve üyeler dışındaki meslek mensuplarının; mesleğin vakar ve şerefi ile bağdaşmayan veya hizmetin veya görevlerinin aksamasını mucip olan, çalışma düzenini veya disiplini bozan hal ve hareketleri görülmesi veya öğrenilmesi üzerine Sayıştay Başkanı durumu inceledikten sonra sonucuna göre haklarında bu Kanun hükümleri uyarınca disiplin kovuşturması yapılmak üzere Meslek Mensupları Yükseltme ve Disiplin Kuruluna bildirir. Bu Kurul eldeki bilgi ve karinelere ve isnat olunan hal ve hareketin mahiyetine göre disiplin kovuşturması yapılmasına lüzum olup olmadığını takdir eder. Kovuşturma yapılmasına karar verilirse, Kurulca Kurul dışından seçilecek bir üyenin başkanlığında bir uzman denetçi ile bir başdenetçiden teşekkül eden kurul tarafından soruşturma yapılır. Soruşturma şekli ve raporun verilmesi, rapor üzerinde Meslek Mensupları Yükseltme ve Disiplin Kurulunca yapılacak işlemle diğer 211 6085 s. Sayıştay Kanunu, Md. 66 103 hususlar hakkında 65 inci maddede yazılı hükümler uygulanır. Meslek Mensupları Yükseltme ve Disiplin Kurulunca dosya üzerinde gizli olarak yapılan inceleme ve görüşme sonunda isnat olunan hal ve hareket sabit görülmezse dosyanın işlemden kaldırılması, bu hal ve hareket sabit görüldüğü takdirde 68 inci maddede yazılı disiplin cezalarından birinin verilmesi karar altına alınır. Sayıştay Başkanı, daire başkanları ve üyeler dışındaki Sayıştay meslek mensuplarına uygulanacak disiplin cezaları hakkında 657 sayılı Kanunun ilgili hükümleri uygulanır. 212 Sayıştay Başkanı, daire başkanları ve üyeler dışındaki meslek mensupları hakkında ceza kovuşturması; Sayıştay Başkanı, daire başkanları ve üyeler dışındaki meslek mensuplarının görevleri sebebiyle bir suç işlediklerinin iddia edilmesi halinde Sayıştay Başkanı tarafından görevlendirilecek bir üyenin başkanlığında bir uzman denetçi ile bir başdenetçiden teşekkül eden bir kurul ön incelemeyi yaparak düzenleyeceği raporu Meslek Mensupları Yükseltme ve Disiplin Kuruluna verir. Bu Kurul soruşturma izni verilmesine veya verilmemesine karar verir. Karar şüpheliye varsa şikayetçiye tebliğ edilir. İlgililerin, tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde karara itirazları halinde dosya bir defa da Yüksek Disiplin Kurulunda incelenir. Bu Kurulca da soruşturma izni verilmesine karar verilirse dosya Yargıtaya tevdi olunur. Kurulca verilen kararlar ilgililere tebliğ edilir. Yargılama Yargıtayın görevli ceza dairesinde yapılır. Bunların kişisel suçları hakkında, soruşturma ve kovuşturma yetkisi Ankara Cumhuriyet Başsavcısı ve Ağır Ceza Mahkemesine, grup başkanlığı kurulan illerde ise; grup başkanlığının kurulduğu ilin Cumhuriyet başsavcısı ve ağır ceza mahkemesine aittir. 213 Askeri Yargıtay Başkan ve Üyeleri ile Başsavcı ve Vekili: Askerî yargı, askerî mahkemeler ve disiplin mahkemeleri tarafından yürütülür. Bu mahkemeler; asker kişiler tarafından işlenen askerî suçlar ile bunların asker kişiler aleyhine veya askerlik hizmet ve görevleriyle ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidir. Devletin güvenliğine, anayasal düzene ve bu düzenin 212 213 6085 s. Sayıştay Kanunu, Md. 67, 68 6085 s. Sayıştay Kanunu, Md. 69 104 işleyişine karşı suçlara ait davalar her halde adliye mahkemelerinde görülür. 214 Askeri Yargıtay Başsavcısı, İkinci Başkanı, daire başkanları ve üyelerinin görevle ilgili suçlarını her ne suretle olursa olsun haber alan Başkan, ilgililer hakkında soruşturma açılmasına lüzum olup olmadığına karar vermek üzere konuyu Genel Kurula intikal ettirir. Askeri Yargıtay Başkanının görevle ilgili suçlarına ait ihbar ve şikayetler Milli Savunma Bakanı tarafından Genel Kurula intikal ettirilir. Genel Kurul önce soruşturma açılmasına yer olup olmadığının belli edilmesi için bir veya üç kişiyi görevlendirir. Bu üye veya üyeler incelemelerini yaptıktan sonra kanaatlerini belirtmeksizin durumu bir raporla Başkanlığa bildirirler. Bu rapor üzerine Genel Kurulda yapılacak görüşme sonunda kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği takdirde, kararın bir örneği ilgiliye, bir örneği de varsa şikayette bulunana tebliğ olunmak üzere Başkanlığa sunulur. Bu karar kesindir. Soruşturma açılmasına karar verildiği takdirde Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanununa göre gerekli soruşturmayı yapmak üzere gizli oyla üç üye görevlendirilir. Bu kurula, üyelerden en kıdemlisi başkanlık eder. Kurul, askeri savcıların soruşturma yetkisine sahiptir. Soruşturma Kurulu, yaptığı soruşturma sonucunu bir raporla tespit ederek Genel Kurul Başkanına arz eder. Genel Kurul son soruşturmanın açılmasına karar verdiği takdirde soruşturma dosyası Askeri Yargıtay Başkanlığı tarafından Yüce Divana sunulmak üzere Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilir. İmzasız, adressiz veya takma adla yapılan ihbar ve şikayetler işleme konulmaz. Askeri Yargıtay Başsavcısı, İkinci Başkanı, daire başkanları ve üyelerinin askeri yargıya tabi şahsi suçlarını her ne suretle olursa olsun haber alan başkan, konuyu Genel Kurula intikal ettirir. Askeri Yargıtay Başkanının askeri yargıya tabi şahsi suçlarına ait ihbar ve şikayetler Milli Savunma Bakanı tarafından Genel Kurula intikal ettirilir. Soruşturma yapılabilmesi için Genel Kurul gizli oyla kendi arasından üç kişilik bir kurul seçer. Kurula üyelerden en kıdemlisi başkanlık eder. Kurul askeri savcıların soruşturma yetkisine sahiptir. Bu Kurul, yapılan ihbar ve şikayeti kovuşturmaya değer görmez veya yapılan soruşturmayı kamu davasının açılmasını haklı göstermeye yeterli bulmaz ise kovuşturmaya 214 2709 s. TC Anayasası Md. 145 105 yer olmadığına ve kanuni şartların mevcut olması halinde soruşturmanın geçici olarak tatiline karar verir. Bu kararlar kesindir. Kurulca dava açılmasına karar verildiği takdirde bu karar ve soruşturma dosyası Başkanlıkça Askeri Yargıtay Başsavcılığına gönderilir. Askeri Yargıtay Başsavcısı bir iddianame ile dava dosyasını Askeri Yargıtay Başkanlar Kurulunun belli edeceği Askeri Yargıtay Dairesine verir. Bu daireye ve temyiz yolu ile inceleme yapacak Daireler Kuruluna soruşturma yapan veya hükümde bulunan üyeler katılamaz. Bu hallerde daire veya Daireler Kurulu toplanamazsa noksan üyeler diğer dairelerden tamamlanır. Hükmü veren daire, Daireler Kurulu kararına karşı direnebilir. Direnme üzerine Daireler Kurulunca yeniden verilecek karara uyulması zorunludur. Askeri Yargıtay Başsavcısı hakkındaki yargılamada Başsavcılık görevi 4 üncü maddede belli edilen kanuni vekili tarafından yapılır. Askeri Yargıtay Başkanı, Başsavcısı, İkinci Başkanı, daire başkanları ve üyelerinin genel yargıya tabi şahsi suçların kovuşturulmasında Yargıtay Başkan ve üyeleri ile Cumhuriyet Başsavcısının şahsi suçlarının kovuşturulmasına ilişkin hükümler uygulanır. 215 Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Başkanı, Daire Başkanı ve Üyeleri ile Başsavcı: Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Başsavcısı, Daire Başkanları, üyeleri ve genel sekreterin görevle ilgili suçlarını haber alan Başkan, ilgililer hakkında kovuşturma açılmasına lüzum olup olmadığına karar verilmek üzere konuyu, Genel Kurula intikal ettirir. (Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Başkanının görevle ilgili suçlarına ait ihbar ve şikayetler, Milli Savunma Bakanı tarafından Genel Kurula intikal ettirilir.) Genel Kurul, önce soruşturma açılmasına yer olup olmadığının belli edilmesi için bir veya üç üyeyi görevlendirir. Üye veya üyeler incelemelerini yaptıktan sonra kanaatlerini belirtmeksizin durumu bir raporla Genel Kurul Başkanlığına bildirirler. Bu rapor üzerine Kurulda yapılacak görüşme sonunda, kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği takdirde kararın bir örneği ilgiliye, bir örneği de varsa şikayette bulunana tebliğ edilmek üzere Başkanlığa sunulur. Bu karar kesindir. Soruşturma açılmasına karar verildiği takdirde gerekli soruşturmayı, Askeri Mahkemeler Kuruluş ve Yargılama Usulü Kanununa göre 215 1600 s. Askeri Yargıtay Kanunu, Md. 37, 38. 106 yapmak üzere gizli oyla üç üye görevlendirilir. Bu kurula üyelerden en kıdemlisi başkanlık eder. Kurul, askeri savcıların yetkisine sahiptir. Soruşturma Kurulu, yaptığı soruşturma sonucunu bir raporla tespit ederek Genel Kurul Başkanına arz eder. Genel Kurul son soruşturmanın açılmasına karar verdiği takdirde soruşturma dosyası Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Başkanlığı tarafından Yüce Divana sunulmak üzere Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilir. İmzasız, adressiz veya takma adla yapılan ihbar ve şikayetler işleme konulmaz. Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Başsavcısı, Daire Başkanları ve üyelerinin askeri yargıya tabi suçlarını her ne suretle olursa olsun haber alan Başkan, konuyu Genel Kurula intikal ettirir. Yüksek İdare Mahkemesi Başkanının askeri yargıya tabi şahsi suçlarına ait ihbar ve şikayetler Milli Savunma Bakanı tarafından Genel Kurula intikal ettirilir. Soruşturmanın yapılabilmesi için Genel Kurul gizli oyla kendi arasından üç kişilik bir kurul seçer. Kurula üyelerden en kıdemlisi Başkanlık eder. Kurul askeri savcıların soruşturma yetkisine sahiptir. Bu Kurul, yapılan ihbar ve şikayeti kovuşturmaya değer görmez veya yapılan soruşturmayı kamu davasının açılmasını haklı göstermeye yeterli bulmaz ise kovuşturmaya yer olmadığına ve kanuni şartların mevcut olması halinde soruşturmanın geçici olarak tatiline karar verir. Bu kararlar kesindir. Kurulca dava açılmasına karar verildiği takdirde bu karar ve soruşturma dosyası Başkanlıkça Askeri Yargıtay Başsavcılığına gönderilir. Askeri Yargıtay Başsavcısı bir iddianame ile dava dosyasını Askeri Yargıtay Başkanlar Kurulunun belli edeceği Askeri Yargıtay Dairesine verir. Bu Daireye ve temyiz yolu ile inceleme yapacak Daireler Kuruluna soruşturma yapan veya hükümde bulunan üyeler katılamaz. Bu hallerde Daire veya Daireler Kurulu toplanmazsa noksan üyeler diğer dairelerden tamamlanır. Hükmü veren Daire, Daireler Kuruluna karşı direnebilir. Direnme üzerine Daireler Kurulunca yeniden verilecek karara uyulması zorunludur. Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Başkanı, Başsavcı, Daire Başkanları ve üyelerin genel yargıya tabi şahsi suçlarının kovuşturulmasında Yargıtay Başkan ve üyeleri ile Cumhuriyet Başsavcılarının şahsi suçlarının kovuşturulmasına ilişkin hükümler uygulanır. 216 216 1602 s. Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanunu, Md. 32, 33. 107 Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu; Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre kurulur ve görev yapar. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu yirmiiki asıl ve oniki yedek üyeden oluşur; üç daire halinde çalışır. 217 Kurulun Başkanı, Bakandır. Adalet Bakanlığı Müsteşarı Kurulun tabiî üyesidir. Müsteşar bulunmadığı zaman kendisine vekâlet etmekte olan, Kurul toplantılarına katılır. Kurul; Bakan, Adalet Bakanlığı Müsteşarı, Cumhurbaşkanınca seçilecek dört asıl, Yargıtaydan seçilecek üç asıl ve üç yedek, Danıştaydan seçilecek iki asıl ve iki yedek, Türkiye Adalet Akademisinden seçilecek bir asıl ve bir yedek, birinci sınıf olan adlî yargı hâkim ve savcıları arasından seçilecek yedi asıl ve dört yedek ile birinci sınıf olan idarî yargı hâkim ve savcıları arasından seçilecek üç asıl ve iki yedek üyeden oluşur. Kurul, görevlerini yerine getirirken ve yetkilerini kullanırken bağımsızdır. Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, Kurula emir ve talimat veremez. Kurul, mahkemelerin bağımsızlığı ile hâkimlik ve savcılık teminatı esaslarını gözeterek adalet, tarafsızlık, doğruluk ve dürüstlük, tutarlılık, eşitlik, ehliyet ve liyakat ilkeleri çerçevesinde görev yapar. 218 Üçüncü Dairenin görevleri şunlardır: Hâkim ve savcıların görevlerini; kanun, tüzük, yönetmelik ve genelgelere (hâkimler için idarî nitelikteki genelgelere) uygun olarak yapıp yapmadıklarına ilişkin denetleme işlemlerini Teftiş Kuruluna yaptırmak. Hâkim ve savcılar hakkındaki ihbar ve şikâyetleri inceleyip gereğini yapmak. Hâkim ve savcıların görevlerinden dolayı veya görevleri sırasında suç işleyip işlemediklerini, hâl ve eylemlerinin sıfat ve görevleri icaplarına uyup uymadığını Kurul müfettişleri veya müfettiş yetkilerini haiz kıdemli hâkim veya savcı eliyle araştırma ve gerektiğinde haklarında inceleme ve soruşturma işlemleri için teklifte bulunmak. 219 Teftiş Kurulu; Teftiş Kurulu Başkanı, iki başkan yardımcısı ile yeteri kadar Kurul başmüfettişi ve müfettişi ile bürolardan oluşur. Teftiş Kurulu, Üçüncü Daire Başkanının gözetiminde Kurul adına görev yapar. Adlî ve idarî yargı hâkim ve savcılarının görevlerini kanun, tüzük, 2709 s. TC Anayasası, Md. 159 6087 s.Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Kanunu Md. 3 219 6087 s.Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Kanunu Md. 9-(3/b,c,ç) 217 218 108 yönetmelik ve genelgelere (hâkimler için idarî nitelikteki genelgelere) uygun olarak yapıp yapmadıklarını denetlemek; görevlerinden dolayı veya görevleri sırasında suç işleyip işlemediklerini, hâl ve eylemlerinin sıfat ve görevleri icaplarına uyup uymadığını araştırmak ve gerektiğinde haklarında inceleme ve soruşturma işlemlerini yapmak. 220 Kurul müfettişlerinin görev ve yetkileri; Hâkim ve savcıların görevlerini kanun, tüzük, yönetmelik ve genelgelere (hâkimler için idarî nitelikteki genelgelere) uygun olarak yapıp yapmadıklarını denetlemek. Hâkim ve savcıların görevlerinden dolayı veya görevleri sırasında suç işleyip işlemediklerini, hâl ve eylemlerinin sıfat ve görevleri icaplarına uyup uymadığını araştırma ve gerektiğinde haklarında inceleme ve soruşturma yapmak. 221 Üyelerin disiplin soruşturma ve kovuşturması işlemleri; Kurulun seçimle gelen üyelerinin, disiplin suçu oluşturan eylemleri sebebiyle, haklarında yürütülecek disiplin soruşturması ve kovuşturması, bu Kanun hükümleri uyarınca Genel Kurul tarafından yapılır. Kurulun seçimle gelen üyeleri hakkında yapılan ihbar ve şikâyetlerde, Başkan, işi Genel Kurula götürmeden önce daire başkanlarından birine ön inceleme yaptırabilir. Görevlendirilen bu daire başkanı, incelemesini yaptıktan sonra, durumu bir raporla Başkana bildirir. Başkan, ihbar veya şikâyeti doğrudan ya da inceleme yaptırdıktan sonra Genel Kurula sunar. Yapılan görüşme sonucunda; soruşturma açılmasına yer olmadığına ya da soruşturma açılmasına karar verilir. Soruşturma açılmasına karar verilmesi hâlinde, üyeler arasından, gizli oyla, üç kişilik bir soruşturma kurulu seçilir. Soruşturma kuruluna, en yüksek oyu alan, oyların eşitliği hâlinde ise yaşça büyük olan başkanlık eder. Soruşturma kurulu, konu ile ilgili bilgileri toplar ve sübut delillerini tespit eder, lüzum gördüğü kimseleri yeminle dinler, ilgiliye isnat olunan hâl ve hareketi bildirerek savunmasını alır. İlgili savunmasının istendiği andan itibaren, bizzat veya vekili aracılığıyla soruşturma evrakını incelemeye yetkilidir. Soruşturma kurulu, yaptığı soruşturmayı, elde ettiği bilgi ve delilleri gösteren ve bunlara göre disiplin cezası verilmesine yer olup olmadığı hakkındaki kanaatini belirten bir rapor hazırlayarak, rapor ve eklerini Genel Kurula verir. Soruşturma sonucu ilgiliye yazılı olarak bildirilir ve 220 221 6087 s.Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Kanunu Md. 14 6087 s.Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Kanunu Md. 17 109 yedi günden az olmamak üzere tayin edilen süre içinde Genel Kurul huzurunda kovuşturma aşamasına ilişkin olarak, bizzat veya vekili aracılığıyla sözlü ya da yazılı savunmasını vermeye davet edilir. Genel Kurul, disiplin kovuşturması kapsamında, hazırlanmış olan disiplin soruşturması dosyası ve raporunu inceler, ilgili yazılı savunma vermişse bu savunmayı okur, sözlü savunma yapmak istemişse sözlü savunmasını dinler; tüm evrak kapsamını gözönüne alarak; Gerekirse soruşturmanın genişletilmesine veya derinleştirilmesine, İsnat olunan hâl ve hareketi sabit görmezse dosyanın işlemden kaldırılmasına, İsnat olunan hâl ve hareketi sabit görürse eyleme uyan disiplin cezasına, karar verir. Ceza yönünden soruşturma veya kovuşturma başlatılmış olması, ayrıca disiplin soruşturması yapılmasına ve disiplin cezası verilmesine engel olmaz. Disiplin soruşturmasını gerektiren eylemlerin işlenmesinden itibaren üç yıl geçmişse disiplin soruşturması açılamaz. Disiplin cezasını gerektiren eylemin işlendiği tarihten itibaren beş yıl geçmişse disiplin cezası verilemez. Disiplin cezasını gerektiren eylem, aynı zamanda bir suç teşkil eder ve bu suç için kanunda daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörülmüş olur ve ceza soruşturması veya kovuşturması da açılır ise, bu fıkrada belirtilen süre yerine bu süreler uygulanır. Genel Kurulca kovuşturma sonucunun beklenmesine karar verilenler hakkında ise, mahkeme kararının kesinleşmesinden itibaren iki yıl geçmekle ceza verme yetkisi zamanaşımına uğrar. Kurulun seçimle gelen üyelerinin, Kurul üyesi olmadan önceki eylemlerinden dolayı disiplin soruşturma veya kovuşturmaları Kurul tarafından, bulunduğu aşamadan itibaren, bu Kanundaki usul çerçevesinde, ilgililerin özel kanunlarındaki hükümleri esas alınmak suretiyle karara bağlanır. 222 Disiplin cezaları ve yerine getirilmesi; Kurulun seçimle gelen üyeleri, hizmetin aksamasına yol açan veya Kurul üyeliğinin vakar ve şerefi ile bağdaşmayan hâl ve hareketlerinin sabit görülmesi hâlinde, eylemin niteliğine ve ağırlığına göre uyarılır veya Kurul üyeliğinden çekilmeye davet edilir. Bu konuda alınan kararlar ilgiliye tebliğ edilir. Disiplin cezasına ilişkin Genel Kurul kararlarına karşı yeniden inceleme başvurusu yapılabilir. Genel Kurulun yeniden inceleme sonucunda verdiği kararlar kesindir. Kurul üyeliğinden çekilmeye davete ilişkin 222 6087 s.Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Kanunu Md. 36 110 kesinleşen kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde görevden çekilmeyen ilgilinin Kurul üyeliği sona erer. Bu bir aylık süre içinde ilgili izinli sayılır. 223 Üyelerin adlî suçlarıyla ilgili soruşturma ve kovuşturma usulü; Kurulun seçimle gelen üyelerinin görevleriyle ilgili suçları ile kişisel suçları hakkındaki soruşturma ve kovuşturma izni işlemleri Genel Kurul tarafından, kovuşturma açılması kararı ve kovuşturma mercilerinin belirlenmesi ise gösterilen yetkili merciler tarafından bu Kanun hükümleri uyarınca yapılır. Kurulun seçimle gelen üyeleri hakkında yapılan ihbar ve şikâyetlerde Başkan, işi Genel Kurula götürmeden önce daire başkanlarından birine ön inceleme yaptırabilir. Görevlendirilen bu daire başkanı, incelemesini yaptıktan sonra, durumu bir raporla Başkana bildirir. Başkan suç ihbar veya şikâyetini doğrudan ya da inceleme yaptırdıktan sonra Genel Kurula sunar. Yapılan görüşme sonucunda; soruşturma açılmasına yer olmadığına ya da soruşturma açılmasına karar verilir. Soruşturma açılmasına karar verilmesi hâlinde, üyeler arasından, gizli oyla, üç kişilik bir soruşturma kurulu seçilir. Soruşturma kuruluna, en yüksek oyu alan, oyların eşitliği hâlinde ise yaşça büyük olan başkanlık eder. Soruşturma kurulu, 5271 sayılı Kanuna göre işlem yapar ve kanunların Cumhuriyet savcısına tanıdığı bütün yetkileri kullanır. Soruşturma sırasında hâkim kararı alınması gereken hususlarda ilgililer hakkında isnat edilen suçun niteliğine göre belirlenmiş bulunan kovuşturma mercilerine başvurur. Soruşturma kurulu, soruşturmayı tamamladıktan sonra kovuşturma açılmasına yer olup olmadığı hakkındaki kanaatini belirten bir rapor hazırlayarak, rapor ve eklerini Genel Kurula verir. Genel Kurul, dosyayı inceledikten ve varsa eksiklikleri tamamlattıktan sonra, kovuşturma yapılmasına gerek görmediği takdirde evrakın işlemden kaldırılmasına karar verir; aksi hâlde kovuşturma yapılmasına izin verir. Kovuşturma yapılmasına ilişkin verilen iznin kesinleşmesi üzerine dosya; Görevle ilgili suçlarda Yüce Divan sıfatıyla Anayasa Mahkemesine, Kişisel suçlarda Yargıtay Ceza Genel Kuruluna, kamu davası açılmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı iddianamesini düzenleyerek evrakı, Yargıtayın görevli ceza dairesine verir. Yargıtayın görevli ceza dairesi tarafından iddianamenin bir örneği 5271 sayılı 223 6087 s.Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Kanunu Md. 37 111 Kanun hükümleri gereğince, ilgiliye tebliğ olunur. Bu tebliğ üzerine ilgili, on gün içinde delil toplanmasını ister veya kabul edilebilir istekte bulunursa bu husus göz önünde tutulur ve gerekirse soruşturma daire tarafından derinleştirilir. Yapılan bu işlemler sonucunda, kovuşturma açılmasına veya kovuşturma açılmasına yer olmadığına dair karar verilir. Kovuşturma açılmasına dair karar verilmesi durumunda evrak hemen bu Kanunda belirlenen kovuşturma mercilerine gönderilir. Kovuşturma açılmasına yer olmadığına dair karara karşı, kararı veren ceza dairesinin numara olarak kendisini izleyen ceza dairesine; kararı son numaralı ceza dairesi vermişse birinci ceza dairesine usulünce itiraz edilebilir. Ağır ceza mahkemesinin görevine giren suçüstü hâllerinde soruşturma genel hükümlere göre yürütülür ve durum hemen Kurula bildirilir. Soruşturma sonucunda dosya, düzenlenen fezleke ile birlikte Kurula gönderilir. Kurulun seçimle gelen üyelerinin, Kurul üyesi olmadan önceki suç teşkil eden eylemlerinden dolayı soruşturma yapılması ve kovuşturma izni verilmesi işlemleri, bulunduğu aşamadan itibaren Genel Kurul tarafından bu Kanun hükümlerine göre yürütülür. 224 2.2.2.5. Bölge Adliye Mahkemelerinin Başkan ve Üyeleri Bölge adliye mahkemesi başkanı, daire başkanları, üyeleri, Cumhuriyet başsavcısı ve Cumhuriyet savcılarının görevden doğan veya görev sırasında işlenen suçları ile şahsî suçlarından, sıfat ve görevleri gereklerine uymayan tutum ve davranışlarından dolayı haklarında yapılacak soruşturma ve kovuşturmalarda özel kanunlarında yazılı hükümler uygulanır. Şu kadar ki, bunların görevden doğan veya görev sırasında işledikleri suçlar nedeniyle soruşturma ve kovuşturma mercii olarak kanunda yazılı ağır ceza mahkemesi ile bu mahkeme nezdindeki Cumhuriyet başsavcısına verilen görevler, en yakın bölge adliye mahkemesi ceza dairesinin suç türüne göre görevli ceza dairesi ile bu mahkeme nezdindeki Cumhuriyet başsavcısı tarafından yerine getirilir. Kovuşturma mercii Yargıtay’ın görevli ceza dairesidir. Bölge adliye mahkemesi başkan ve üyeleri ile Cumhuriyet başsavcısı ve Cumhuriyet savcılarının şahsî suçları hakkında genel hükümlere göre yapılacak soruşturma ve kovuşturma görevi, en yakın bölge adliye mahkemesi 224 6087 s.Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Kanunu Md. 38 112 Cumhuriyet başsavcısı ile bu bölge adliye mahkemesi ceza dairesinin suç türüne göre görevli ceza dairesine aittir. 225 2.2.2.6. Hakimler, Cumhuriyet Başsavcıları ve Cumhuriyet Savcıları Adalet hizmetleri ile savcıların idarî görevleri yönünden Adalet Bakanlığınca denetimi, adalet müfettişleri ile hâkim ve savcı mesleğinden olan iç denetçiler; araştırma, inceleme ve soruşturma işlemleri ise adalet müfettişleri eliyle yapılır. Buna ilişkin usul ve esaslar kanunla düzenlenir. 226 Soruşturma: Hakim ve savcıların görevden doğan veya görev sırasında işlenen suçları, sıfat ve görevleri gereğine uymayan tutum ve davranışları nedeniyle, haklarında inceleme ve soruşturma yapılması Adalet Bakanlığının iznine bağlıdır. Adalet Bakanı inceleme ve soruşturmayı, adalet müfettişleri veya hakkında soruşturma yapılacak olandan daha kıdemli hakim veya savcı eliyle yaptırabilir. Soruşturma ile görevlendirilen hakim ve savcılar, adalet müfettişlerinin 101 inci maddedeki yetkilerini haizdirler. Adalet müfettişlerinin denetim veya soruşturma sırasında öğrendikleri ve gecikmesinde sakınca bulunan konuların soruşturması için önceden izin alınması gerekmez. Ancak, durum hemen Adalet Bakanlığına bildirilir. Hakim ve savcıların savunmaları, soruşturmayı yapan görevlilerin üç günden az olmamak üzere verdiği süre içinde veya belirttiği bir tarihte alınır. Süresi içinde veya belirtilen tarihte savunmasını yapmayan bu hakkından vazgeçmiş sayılır. Soruşturma sırasındaki tutuklama istemleri, son soruşturma açılmasına karar vermeye yetkili merci tarafından incelenir ve karara bağlanır. Hakim ve savcıların suçlarına iştirak edenler aynı soruşturma ve kovuşturma mercilerine tabidirler. Hakim ve savcılar hakkında tamamlanan soruşturma evrakı Bakanlık Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne gönderilir. Bu Genel Müdürlük tarafından yapılacak inceleme sonunda düzenlenecek düşünce yazısı üzerine kovuşturma yapılmasına veya disiplin cezası uygulanmasına gerek olup olmadığı Bakanlıkça takdir edilerek evrak ilgili mercilere tevdi olunur veya işlemden kaldırılır. Ağır ceza mahkemesinin görevine giren suçüstü hâlleri dışında suç işlediği ileri sürülen hakim ve savcılar yakalanamaz, üzerleri ve konutları aranamaz, sorguya çekilemez. Ancak, durum Adalet Bakanlığına derhal 5235 s. Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkiler Hakkında Kanun, Md. 47 226 2709 s. TC Anayasası, Md. 144. 225 113 bildirilir. Yukarıdaki hükümlere aykırı hareket eden kolluk kuvvetleri amir ve memurları hakkında yetkili Cumhuriyet savcılığı tarafından genel hükümlere göre doğrudan doğruya soruşturma ve kovuşturma yapılır. 227 Kovuşturma: Hakim ve savcılar hakkında görevden doğan veya görev sırasında işledikleri suçlar nedeniyle kovuşturma yapılması gerekli görüldüğü takdirde evrak, Adalet Bakanlığınca ilgilinin yargı çevresinde bulunduğu ağır ceza mahkemesine en yakın ağır ceza mahkemesi Cumhuriyet savcılığına; Adalet Bakanlığı merkez, bağlı ve ilgili kuruluşlarında görevli hakim ve savcılar hakkındaki evrak ise Ankara Cumhuriyet Savcılığına gönderilir. Cumhuriyet savcısı beş gün içinde iddianamesini düzenleyerek evrakı, son soruşturmanın açılmasına veya son soruşturmanın açılmasına yer olmadığına karar verilmek üzere ağır ceza mahkemesine verir. İddianamenin bir örneği Ceza Muhakemesi Kanunu gereğince, hakkında kovuşturma yapılana tebliğ olunur. Bu tebliğ üzerine ilgili, Kanunda yazılı süre içinde delil toplanmasını ister veya kabul edilebilir istekte bulunursa bu husus göz önünde tutulur ve gerekirse soruşturma başkan tarafından derinleştirilir. Haklarında son soruşturma açılmasına karar verilenlerden; birinci sınıfa ayrılmış olanlarla ağır ceza mahkemeleri heyetine dahil bulunan hakim ve Cumhuriyet savcılarının, son soruşturmaları Yargıtay’ın görevli ceza dairesinde görülür. Birinci fıkra dışındaki hakim ve savcıların son soruşturmaları, yargı çevresi içinde bulundukları ağır ceza mahkemesinde yapılır. Bu Kanun gereğince haklarında kovuşturma yapılacak olanların, son soruşturma mercilerinin saptanmasında, son soruşturma zamanındaki son soruşturmadan önce görevden ayrılanların ise ayrılma zamanındaki sıfatları esas alınır. Geçici yetkililer hakkında soruşturma ve kovuşturma mercilerinin saptanmasında yetkili bulundukları yerdeki sıfatları esas tutulur. Yukarıda yazılı mercilerin tutuklamaya ve salıvermeye veya son soruşturmanın açılmasına yer olmadığına ilişkin kararlarına Cumhuriyet savcısı veya hakkında soruşturma yapılan tarafından genel hükümlere göre itiraz olunabilir. Bu itiraz, ilgilinin yargı çevresi içinde bulunduğu ağır ceza mahkemesi hariç olmak üzere, kararı veren mahkemeye en yakın ağır ceza mahkemesinde incelenir. 228 227 228 2802 s. Hakimler ve Savcılar Kanunu, Md. 82-88 2802 s. Hakimler ve Savcılar Kanunu, Md. 89-92 114 Kişisel suçlar: Hakim ve savcıların kişisel suçları hakkında soruşturma, ilgilinin yargı çevresinde bulunduğu ağır ceza mahkemesine en yakın ağır ceza mahkemesi Cumhuriyet başsavcısına ve son soruşturma o yer ağır ceza mahkemesine aittir. Adalet Bakanlığı merkez, bağlı ve ilgili kuruluşlarındaki hakim ve savcıların kişisel suçları hakkında soruşturma ve kovuşturma Ankara Cumhuriyet Başsavcısı ve ağır ceza mahkemesine aittir. 229 Tazminat davaları: Hâkim ve savcıların bir soruşturma, kovuşturma veya davayla ilgili olarak yaptıkları işlem, yürüttükleri faaliyet veya verdikleri her türlü kararlar nedeniyle: Ancak Devlet aleyhine tazminat davası açılabilir. Kişisel kusur, haksız fiil veya diğer sorumluluk sebeplerine dayanılarak da olsa hâkim veya savcı aleyhine tazminat davası açılamaz. Devlet aleyhine açılacak tazminat davası ancak dava konusu işlem, faaliyet veya kararın dayanağı olan; Soruşturma sonucunda verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın veya kamu davası açılmış ise kovuşturma sonucunda verilen hükmün, Dava sonunda verilen hükmün, kesinleştiği tarihten itibaren bir yıl içinde açılabilir. Kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın veya hükmün kesinleşmesinden önce, hâkim veya savcının söz konusu işlem, faaliyet veya kararıyla ilgili olarak görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle görevini kötüye kullanmaktan mahkûmiyeti hâlinde ise tazminat davası bu hükmün kesinleşmesinden itibaren bir yıl içinde açılabilir. Devlet, ödediği tazminattan dolayı, tazminat davasına konu işlem, faaliyet veya kararla ilgili olarak görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle görevini kötüye kullanan hâkim veya savcıya rücu eder. Kanun yoluna başvurulması için miktar veya değere ilişkin olarak öngörülen sınırlamalar, hâkim ve savcıların işlem, faaliyet veya kararlarına dayanılarak açılan her türlü tazminat ve rücu davalarında uygulanmaz. Hâkim ve savcıların bir soruşturma, kovuşturma veya davayla ilgili olarak yaptıkları işlem, yürüttükleri faaliyet veya verdikleri her türlü kararlar nedeniyle Devlet aleyhine açılacak tazminat davaları ile rücu davalarında bu madde hükümleri; bu maddede hüküm bulunmayan hâllerde ise ilgisine göre Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ile Ceza Muhakemesi Kanunu hükümleri uygulanır. Bu madde hükümleri; Yüksek mahkemelerin başkanları, başkanvekilleri, daire 229 2802 s. Hakimler ve Savcılar Kanunu, Md. 93 115 başkanları ve üyeleri ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, Danıştay Başsavcısı ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıvekilinin bir soruşturma, kovuşturma veya davayla ilgili olarak yaptıkları işlem, yürüttükleri faaliyet veya verdikleri her türlü kararlar, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu müfettişleri ile adalet müfettişlerinin, yetkilerini kullanırken yaptıkları işlem, yürüttükleri faaliyet veya verdikleri her türlü kararlar nedeniyle açılacak tazminat davaları hakkında da uygulanır. 230 2.2.2.7. Askeri Hakim, Savcı ve Yardımcıları ile Adli Müşavirler Soruşturma ve Kovuşturma: Askeri hakimler ve askeri savcılar ile yardımcılarının, adli müşavirlerin, Askeri Adalet İşleri Başkanlığı ile Askeri Adalet Teftiş Kurulu Başkanlığı kadrolarında bulunan askeri hakimlerin görevlerinden dolayı veya görevleri sırasında işledikleri suçlar veya sıfat ve görevlerinin gereklerine uymayan hal veya eylemleri yahut askeri yargıya tabi şahsi suçları şikayet ve ihbar edilir veya cereyan eden işlemlerden öğrenilirse soruşturma izni verilmesine lüzum olup olmadığının tespiti için Milli Savunma Bakanı tarafından ilgili şahıstan kıdemli bir askeri adalet müfettişi görevlendirilir. Zorunlu hallerde bu görev en kıdemli askeri adalet müfettişi tarafından yerine getirilir. Şikayet veya ihbar incelemeyi gerektiren belli bir sebebi kapsamaz veya gerçek kimlik ve doğru adres gösterilerek yapılmazsa evrak işlemden kaldırılır. Milli Savunma Bakanı tarafından görevlendirilen askeri adalet müfettişi lüzumlu gördüğü kimseleri yeminle dinleyebilir. Sübut delillerini, gereken bilgileri bütün daire ve kurumlardan doğrudan doğruya toplayabilir. Askeri adalet müfettişince yapılacak bu işlemlerde Devlet organları ve kurumları ile diğer gerçek ve tüzel kişiler, yönetilen sorulara hemen karşılık vermek ve istekleri derhal yerine getirmek zorundadırlar. Askeri adalet müfettişi bu soruşturma sırasında arama, tutuklama ve diğer tedbirler hakkında karar verilmesi için en yakın askeri mahkeme ve diğer yargı organlarından istemde bulunabilir. Hakkında işlem yapılan kişinin görevine devamının, soruşturmanın selametine yahut yargı erkinin nüfuz ve itibarına zarar vereceğine kanaat getirilirse geçici bir tedbir olarak işten el çektirilmesi hususunda askeri adalet müfettişince Milli Savunma Bakanından istemde bulunulur. Milli Savunma Bakanı tarafından yerine getirilen işten el çektirme işlemi, mahiyet ve sonuçları itibariyle Askeri 230 2802 s. Hakimler ve Savcılar Kanunu, Md. 93/A 116 Mahkemelerin Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanunundaki hükümlere tabidir. Milli Savunma Bakanı, soruşturma yapmaya memur edilen askeri adalet müfettişince düzenlenen ve düşüncesini de kapsayan evrakı inceler, elde edilen sonuca göre hazırlık soruşturması yapılması için izin verilmesine veya disiplin cezası tayinine yahut kovuşturma yapılmasına lüzum görmezse evrakın işlemden kaldırılmasına karar verir. Milli Savunma Bakanınca hazırlık soruşturması açılmasına izin verildiği takdirde düzenlenmiş olan evrak gereği yapılmak üzere ilgilinin görevli bulunduğu yere en yakın askeri mahkemenin savcısına gönderilir. Bir suçtan dolayı yapılacak ceza soruşturması disiplin cezası uygulanmasına engel olmaz. Askeri adalet müfettişince düzenlenen evrak kendisine gönderilen askeri savcı, suç, Disiplin Mahkemeleri Kuruluşu, Yargılama Usulü ve Disiplin Suç ve Cezaları hakkındaki Kanunda yazılı olsa bile, Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanunu hükümlerine göre gerekli işlemi yapar. Disiplin Mahkemeleri Kuruluşu, Yargılama Usulü ve Disiplin Suç ve Cezaları Hakkındaki Kanunun 2’nci kısmında yer alan disiplin suç ve cezalarına ait hükümler askeri mahkemeler tarafından da uygulanır. Askeri adalet müfettişince yapılan soruşturma hazırlık soruşturması olarak kabul edilebilir. Askeri hakimler ve askeri savcılar ile yardımcıları hakkındaki davalar, diğer davalara, göre öne alınarak görülür. Kanuni zorunluluklardan doğan engeller olmadıkça bu davalar üç aydan fazla uzayamaz. Askeri hakimler ve askeri savcılar ile yardımcılarının, adli müşavirlerin, Askeri Adalet İşleri Başkanlığı ve Askeri Adalet Teftiş Kurulu Başkanlığı kadrolarında ve askeri yargı ile ilgili idari görevlerde bulunan askeri hakimlerin genel yargıya tabi şahsi suçları hakkında genel hükümler uygulanır. Ancak soruşturma ve kovuşturma o yer ağır ceza mahkemesi savcılığı ve sorgu hâkimliğince, son soruşturma ise ağır ceza mahkemesince yapılır. 231 2.2.2.8. Avukatlar Avukatların avukatlık veya Türkiye Barolar Birliği ya da baroların organlarındaki görevlerinden doğan veya görev sırasında işledikleri suçlardan dolayı haklarında soruşturma, Adalet Bakanlığının vereceği izin üzerine, suçun işlendiği yer Cumhuriyet savcısı tarafından yapılır. 231 357 s. Askeri Hakimler ve Askeri Savcılar Kanunu, Md. 23-28. 117 Avukat yazıhaneleri ve konutları ancak mahkeme kararı ile ve kararda belirtilen olayla ilgili olarak Cumhuriyet savcısı denetiminde ve baro temsilcisinin katılımı ile aranabilir. Ağır ceza mahkemesinin görev alanına giren bir suçtan dolayı suçüstü hali dışında avukatın üzeri aranamaz. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ile Ceza Muhakemesi Kanununun duruşmanın inzibatına ilişkin hükümleri saklıdır. Şu kadar ki, bu hükümlere göre avukatlar tutuklanamayacağı gibi, haklarında disiplin hapsi veya para cezası da verilemez. Yapılan soruşturmaya ait dosya Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne tevdi olunur. İnceleme sonunda kovuşturma yapılması gerekli görüldüğü takdirde dosya, suçun işlendiği yer ağır ceza mahkemesine en yakın bulunan ağır ceza mahkemesi Cumhuriyet Savcılığına gönderilir. Cumhuriyet Savcısı beş gün içinde, iddianamesini düzenleyerek dosyayı son soruşturmanın açılmasına veya açılmasına yer olmadığına karar verilmek üzere ağır ceza mahkemesine verir. İddianamenin bir örneği, Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun hükümleri uyarınca, hakkında kovuşturma yapılan avukata tebliğ olunur. Bu tebliğ üzerine avukat, kanunda yazılı süre içinde bazı delillerin toplanmasını ister veya kabule değer bir istemde bulunursa nazara alınır, gerekirse soruşturma başkan tarafından derinleştirilir. Haklarında son soruşturmanın açılmasına karar verilen avukatların duruşmaları, suçun işlendiği yer ağır ceza mahkemesinde yapılır. Durum avukatın kayıtlı olduğu baroya bildirilir. Mahkemelerin tutuklama veya salıverilmeye yahut son soruşturmanın açılmasına yer olmadığına dair kararlarına karşı Cumhuriyet Savcısı veya sanık tarafından genel hükümler uyarınca itiraz olunabilir. Bu itiraz, suçun işlendiği yer ağır ceza mahkemesi hariç olmak üzere, itiraz edilen kararı veren mahkemeye en yakın ağır ceza mahkemesinde incelenir. Suçüstü halinde soruşturma, bizzat Cumhuriyet savcısı tarafından genel hükümlere göre yapılır. 232 2.2.2.9. Noterler Noterler, geçici yetkili noter yardımcıları, noter vekilleri ile noter kâtipleri ve kâtip adayları noterlikteki görevleri, Türkiye Noterler Birliği organlarında görev alan noterler ise ayrıca bu görevleri ile bağlantılı 232 1136 s. Avukatlık Kanunu, Md. 58-61. 118 olarak işledikleri suçlardan dolayı Türk Ceza Kanununun uygulanması bakımından kamu görevlisi sayılırlar. Türkiye Noterler Birliği Genel Sekreterliğine veya saymanlığına noter olmayan bir kişinin seçilmesi halinde, bu kimseler hakkında da uygulanır. Aynı maddede yazılı görevleri yerine getirmeleri sırasında veya görevleri sebebiyle işlenen suçlarla ilgili olarak Türk Ceza Kanununun uygulanması bakımından kamu görevlisi sayılırlar. Noterlerin, görevden doğan veya görev sırasında işledikleri suçlarından dolayı kovuşturma yapılabilmesi Adalet Bakanlığının iznine bağlıdır. Adalet müfettişleri veya mahalli Cumhuriyet Savcısı tarafından düzenlenen dosya, Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne tevdi olunur. İnceleme sonunda kovuşturma yapılması gerekli görüldüğü takdirde dosya, suçun işlendiği yer Ağır Ceza Mahkemesine en yakın bulunan Ağır Ceza Mahkemesi Cumhuriyet Savcılığına gönderilir. Cumhuriyet Savcısı beş gün içinde, iddianamesini düzenleyerek dosyayı son soruşturmanın açılmasına veya açılmasına yer olmadığına karar verilmek üzere Ağır Ceza Mahkemesine verir. İddianamenin bir örneği, Ceza Muhakemesi Kanununun hükümleri uyarınca, hakkında kovuşturma yapılan notere tebliğ olunur. Bu tebliğ üzerine noter, kanunda yazılı süre içinde bazı delillerin toplanmasını ister veya kabule değer bir istemde bulunursa nazara alınır. Gerekirse soruşturma Başkan tarafından derinleştirilir. Haklarında son soruşturmanın açılmasına karar verilen noterlerin duruşmaları, suçun işlendiği yer Ağır Ceza mahkemesinde yapılır. Mahkemelerin tutuklama veya salıverilmeye yahut son soruşturmanın açılmasına yer olmadığına dair kararlarına karşı Cumhuriyet Savcısı veya sanık tarafından genel hükümler uyarınca itiraz olunabilir. Bu itiraz, suçun işlendiği yer Ağır Ceza Mahkemesi hariç olmak üzere, itiraz edilen kararı veren mahkemeye en yakın Ağır Ceza Mahkemesinde incelenir. Ağır ceza mahkemesinin görev alanına giren bir suçtan dolayı suçüstü halinde soruşturma genel hükümlere göre yapılır. 233 2.2.2.10. YÖK Başkan ve Üyeleri ile Rektörler, Öğretim Elemanları ve Üniversite Personeli Ceza soruşturması usulü: Yükseköğretim üst kuruluşları başkan ve üyeleri ile yükseköğretim kurumları yöneticilerinin, kadrolu ve sözleşmeli öğretim elemanlarının ve bu kuruluş ve kurumların 657 sayılı 233 1512 s. Noterlik Kanunu, Md. 151-156 119 Devlet Memurları Kanununa tabi memurlarının görevleri dolayısıyla ya da görevlerini yaptıkları sırada işledikleri ileri sürülen suçlar hakkında aşağıdaki hükümler uygulanır: İlk soruşturma: Yükseköğretim Kurulu Başkanı için, kendisinin katılmadığı, Milli Eğitim Bakanının başkanlığındaki bir toplantıda, Yükseköğretim Kurulu üyelerinden teşkil edilecek en az üç kişilik bir kurulca, diğerleri için, Yükseköğretim Kurulu Başkanınca veya diğer disiplin amirlerince doğrudan veya görevlendirecekleri uygun sayıda soruşturmacı tarafından yapılır. Öğretim elemanlarından soruşturmacı tayin edilmesi halinde, bunların, hakkında soruşturma yapılacak öğretim elemanının akademik unvanına veya daha üst akademik unvana sahip olmaları şarttır. Son soruşturmanın açılıp açılmamasına; - Yükseköğretim Kurulu Başkan ve üyeleri ile Yükseköğretim Denetleme Kurulu Başkan ve üyeleri hakkında Danıştayın 2 nci Dairesi, - Üniversite rektörleri, rektör yardımcıları ile üst kuruluş genel sekreterleri hakkında, Yükseköğretim Kurulu üyelerinden teşkil edilecek üç kişilik kurul, - Üniversite, fakülte, enstitü ve yüksekokul yönetim kurulu üyeleri, fakülte dekanları ve dekan yardımcıları, enstitü ve yüksekokul müdürleri ve yardımcıları ile üniversite genel sekreterleri hakkında, rektörün başkanlığında rektörce görevlendirilen rektör yardımcılarından oluşacak üç kişilik kurul, - Öğretim elemanları, fakülte, enstitü ve yüksekokul sekreterleri hakkında üniversite yönetim kurulu üyeleri arasından oluşturulacak üç kişilik kurul, - 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi memurlar hakkında, mahal itibariyle yetkili il idare kurulu, Karar verir. 234 2.2.2.11. TODAİE Mensupları Türkiye ve Orta - Doğu Amme İdaresi Enstitüsü mensuplarının Enstitüdeki görevleri dolayısıyla veya görevlerini yapma sırasında işledikleri suçlar üzerine, Memurin Muhakematı Kanununun 234 2547 s. Yükseköğretim Kanunu, Md. 53 120 gerektirdiği ilk tahkikat, Umum Müdürün gereğine göre tayin edeceği bir veya iki muhakkik tarafından yapılır. Umum Müdür hakkında yapılacak tahkikat muhakkiklerini Başvekil tayin eder. Tahkikat evrakı ve fezleke, Başvekil tarafından Devlet Şurasına gönderilir. Maznun hakkında muhakemenin lüzumuna, Devlet Şurasının ilgili dairesince karar verilir. Bu kararlara karşı, ilgililer veya Başvekil tarafından yapılacak itirazlar Devlet Şurası Umumi Heyetinde incelenerek nihai karara bağlanır. 235 235 7163 s. Türkiye ve Orta-Doğu Amme İdaresi Enstitüsü Teşkilat Kanunu, Md.27 121 BEŞİNCİ BÖLÜM MAL BEYANI VERECEK KİŞİLER VE VERİLECEK MERCİLER 1. KİMLER MAL BEYANINDA BULUNMAK ZORUNDADIR? 236 Kamusal faaliyetin yürütülmesine atama veya seçilme yoluyla ya da herhangi bir surette sürekli, süreli veya geçici olarak katılan kişiler 237 ile kamu hizmetinde bulunan ancak kamu görevlisi sayılmayan bazı kişiler, kendileriyle, eşlerine ve velayetleri altındaki çocuklarına 238 ait taşınır ve taşınmaz malları, alacak ve borçları hakkında, mal beyanında bulunmak zorundadırlar. 239 Ayrıca, kamu görevlileri ile kamu hizmetinde bulunan ancak kamu görevlisi sayılmayan bazı kişiler hakkında yapılan soruşturma sırasında haksız edinilen malın kaçırıldığı yolunda delil ve emare elde edildiği takdirde şüphelinin ikinci dereceye kadar kan ve kayın hısımları ile gelin ve damatları da mal beyanında bulunmak zorundadırlar. 240 Danıştayın istişari düşüncesinde belirttiği gibi “…Bu hükümler birlikte ele alındığında, üstlendiği hizmetin niteliği dikkate alınarak yasa koyucu tarafından belirlenmiş olan görevlilerin mal bildirimi vermekle yükümlü kılınmasının amacının, bu kişilerin rüşvet ve her türlü yolsuzluk suçu işlemesini önlemek ve bu suçlamalardan korunmasını sağlamak olduğu açıkça görülmektedir. Bu amacın gerçekleşmesi için genel olarak kişinin her türlü mal, gelir hak ve borçlarının bilinmesi gereklidir…” 241 Bu bölümün sonundaki tabloda gösterilenler mal beyanında bulunmak zorunda olan kişilerdir. SÖKMEN, Uğur: Kamu Hizmetinde ve Kamu Görevinde Bulunanların Servet Beyanı, Mali Kılavuz Dergisi, Yıl:12, Sayı:47, Ocak-Mart 2010. S. 17 237 5237 s. TCK, Md. 6/c 238 4721 s. Türk Medeni Kanunu, Md. 335, 11, Ergin olmayan yani onsekiz yaşını doldurmayan çocuklar. 239 3628 s. MBBRYMK, Md. 2, Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmelik, Md. 3 240 3628 s. MBBRYMK, Md. 19/2 241 Danıştay 1. D. 22.1.1991 tarih ve E:1991/3; K:1991/7 sayılı kararı 236 122 2. MAL BEYANLARI HANGİ MERCİYE VERİLİR? 242 Beyan yükümlülüğünde olanların mal beyannamelerini hangi merciye vereceklerini Kanunda düzenlenmiş bulunmaktadır. Genel olarak, kamu kurum ve kuruluşlarında görevli personel için özlük işleriyle ilgili sicil ve belge raporlarının bulunduğu makam veya merci, diğerleri için Kanunda yazılı mercilerdir. Ayrıca, mal beyanı verecek son merciler için ise kendi kuruluşlarının özlük işleri ile ilgili makam veya mercilere mal beyanında bulunacaklardır. 243 Beyannamelerin verileceği mercilere bölümün sonundaki tabloda yer verilmiştir. Kamu kurum ve kuruluşları, 3628 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin (d) fıkrasında, genel ve katma bütçeli daireler, il özel idareleri, belediyeler ve bunlara bağlı kuruluş veya alt kuruluşlar, kamu iktisadi teşebbüsleri (İktisadi devlet teşekkülleri ve kamu iktisadi kuruluşları) ile bunlara bağlı müessese, bağlı ortaklık ve işletmeler, özel kanunlarla veya özel kanunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulan ve kamu hizmeti gören kurum ve kuruluşları şeklinde belirtilmiştir. 3628 sayılı Kanunla birlikte birçok kanunda da “Genel ve katma bütçeli daireler” olarak yazılmış ve bütçelerine göre daireler bu haliyle uzun yıllar yaygın şekilde kullanılmıştır. Ancak, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun 01.01.2005 tarihinde yürürlüğe girmiş olması ve katma bütçenin kalmaması nedeniyle bu çalışmamızda “Genel ve Katma Bütçeli Daireler” yerine “Genel Yönetim 244 Kapsamındaki Kamu İdareleri” olarak dikkate alınacak ve kullanılacaktır. Genel Yönetim: Uluslararası sınıflandırmalara göre belirlenmiş olan, merkezî yönetim kapsamındaki kamu idareleri, sosyal güvenlik kurumları ve mahallî idarelerdir. 245 Merkezî Yönetim: Genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri, yükseköğretim kurulu, üniversiteler ve yüksek teknoloji enstitüleri ile özel bütçeli diğer idareleri ve düzenleyici ve denetleyici kurumlardır. 246 Genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin listesi kitabın sonunda yer alan Ek-1 Listelerde gösterilmiştir. SÖKMEN, Uğur: Kamu Hizmetinde ve Kamu Görevinde Bulunanların Servet Beyanı, Mali Kılavuz Dergisi, Yıl:12, Sayı:47, Ocak-Mart 2010. S. 17 243 3628 s. MBBRYMK, Md. 8, Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmelik, Md. 6 244 SÖKMEN, Uğur: “Kamu İdaresinde Soruşturma Kovuşturma”, Maliye Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı Yayın No: 2009/400, Ankara, 2009, s. 25. 245 5018 s. Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu, Md. 3/a 246 5018 s. Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu, Md. 3/b 242 123 3. MAL BEYANI VERECEK KİŞİLER VE VERİLECEK MERCİLER TABLOSU 247 MAL BEYANI VERECEK KİŞİLER MAL BEYANININ VERİLECEĞİ MERCİLER 1) HER TÜR SEÇİMLE İŞ BAŞINA GELEN KAMU GÖREVLİLERİ (Muhtarlar ve İhtiyar Heyeti Üyeleri hariç) Cumhurbaşkanı Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği TBMM Üyeleri TBMM Başkanlığı Bakanlar Kurulu atanan dahil) üyeleri (Dışardan TBMM Başkanlığı Belediye Başkanları İçişleri Bakanlığı Belediye Meclis üyeleri Belediye Başkanları İl Genel Meclis üyeleri Valiler Sayıştay Başkan ve Üyeleri Sayıştay Genel Sekreterliği Radyo ve Televizyon Başkan ve Üyeleri Üst Kurulu TBMM Başkanlığı SÖKMEN, Uğur: Kamu Hizmetinde ve Kamu Görevinde Bulunanların Servet Beyanı, Mali Kılavuz Dergisi, Yıl:12, Sayı:47, Ocak-Mart 2010. S. 18-19 247 124 2) KAMU GÖREVLİLERİ İLE İŞÇİ NİTELİĞİ TAŞIMAYAN DİĞER KAMU GÖREVLİLERİ 1. Genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinde 1.1.Merkezi Yönetim a) Genel bütçe kapsamındaki kamu idarelerinde b) Özel bütçeli idarelerde(Yükseköğretim Kurulu, üniversiteler, yüksek teknoloji enstitülerinde ve Özel bütçeli diğer idarelerde) c) Düzenleyici ve denetleyici kurumlarda -Aylık, ücret ve ödenek almak suretiyle kamu hizmeti gören memurları -İşçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri -Yönetim ve denetim kurulu üyeleri -Merkezi Yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin özlük İşleri ile ilgili sicil ve belge raporlarının bulunduğu makam ve merci -Yüksek mahkemelerin daire başkanları ve üyeleri için mahkemenin başkanı -Mal beyannamesi verecek son merciler için kendi kuruluşlarının özlük işleriyle ilgili makam veya merci 1.2. Sosyal güvenlik kurumlarında a)Sosyal Güvenlik Kurumu b)Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü -Aylık, ücret ve ödenek almak suretiyle kamu hizmeti gören memurları -İşçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri -Yönetim ve denetim kurulu üyeleri -Sosyal Güvenlik kurumlarının özlük İşleri ile ilgili sicil ve belge raporlarının bulunduğu makam ve merci 1.3.Mahalli idareler a) Belediyeler ve bunlara bağlı kuruluş veya alt kuruluşlarda -Aylık, ücret ve ödenek almak suretiyle -Belediyelerin özlük İşleri ile ilgili sicil ve belge raporlarının 125 kamu hizmeti gören memurları -İşçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri -Yönetim ve denetim kurulu üyeleri bulunduğu makam ve merci b) İl Özel idarelerinde ve bunlara bağlı kuruluş veya alt kuruluşlarda -İl Özel İdarelerinin özlük İşleri ile ilgili sicil ve belge raporlarının bulunduğu makam ve merci -Aylık, ücret ve ödenek almak suretiyle kamu hizmeti gören memurları -İşçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri -Yönetim ve denetim kurulu üyeleri 2. Kamu iktisadi teşebbüsleri (İktisadi devlet teşekkülleri ve kamu iktisadi kuruluşları) ile bunlara bağlı müessese, bağlı ortaklık ve işletmelerinde -Genel Müdür ve yönetim ve denetim kurulu üyeleri -İşçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri 3. Özel kanunlarla veya özel kanunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulan ve kamu hizmeti gören kurum ve kuruluşlar ile bunların alt kuruluşlarının veya komisyonlarının -Genel Müdür ve yönetim ve denetim kurulu üyeleri -İlgili Bakanlık -Atamaya yetkili makam veya merci -İlgili Bakanlık -Atamaya yetkili makam veya merci -İşçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri 3) NOTERLER 126 Adalet Bakanlığı 4) TÜRK HAVA KURUMUNUN Genel Başkanı İçişleri Bakanlığı Genel Yönetim Kurulu üyeleri İçişleri Bakanlığı Merkez Denetleme Kurulu üyeleri İçişleri Bakanlığı Merkez Disiplin Kurulu üyeleri İçişleri Bakanlığı Genel Merkez Teşkilatında Görev alanlar THK Genel Başkanlığı Şube Başkanları İl Valilikleri Türk Kuşu Genel Müdürlüğünün Genel Müdürlük Teşkilatında görev alanlar Genel Müdürlük 5) TÜRKİYE KIZILAY DERNEĞİNİN Genel Başkanı İçişleri Bakanlığı Genel Merkez Yönetim Kurulu üyeleri İçişleri Bakanlığı Genel Merkez Denetim Kurulu üyeleri İçişleri Bakanlığı Merkez Kurullarında görev alanlar İçişleri Bakanlığı Kızılay Genel Müdürlüğü Teşkilatında görev alanlar Dernek Genel Başkanlığı Şube Başkanları, Şube Yönetim Kurulu, Şube Denetçisi İl Valilikleri 6) SİYASİ PARTİ GENEL BAŞKANLARI Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 7) VAKIFLARIN İDARE ORGANLARINDA GÖREV ALANLAR Vakıflar Genel Müdürlüğü 127 8) KOOPERATİFLERİN VE BİRLİKLERİNİN Başkanları Yönetim Kurulun Üyeleri Denetim Kurulu Üyeleri Genel Müdürleri 1163 sayılı Kooperatifler Kanununa tabi kooperatif veya üst kuruluşun, 4572 sayılı Kooperatif ve Birlikleri Hakkında Kanun hükümlerine göre faaliyet gösteren tarım satış kooperatiflerinin merkezinin bulunduğu ilin Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüklerine 9) YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER Maliye Bakanlığı 10) KAMU YARARINA SAYILAN DERNEKLERDE Yöneticiler Denetçiler Şube Başkanları İçişleri Bakanlığı İçişleri Bakanlığı İl Valilikleri 11) YAZILI BASIN KURULUŞLARINDA -Gazete Sahibi Gerçek Kişiler -Yönetim Kurulu Üyeleri -Denetim Kurulu Üyeleri -Sorumlu Müdürler -Başyazarları -Fıkra Yazarları 128 -Bulundukları yerin en büyük mülki amirliği 12) ÖZEL KANUNLARINA GÖRE MAL BİLDİRİMİNDE BULUNMAK ZORUNDA OLANLAR 1. Asker kişiler -Askeri Makamlar 2. Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu Üyeleri -Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı 3. Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurulu Üyeleri -İlişkili Devlet Bakanlığı 4.Kamu İhale Kurulu Üyeleri -Maliye Bakanlığı 5.Radyo Üyeleri ve Televizyon Üst Kurulu 6.Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu Başkan ve Üyeleri 7.Tasarruf Mevduatı Başkan ve Üyeleri Sigorta Fonu 8. Bankaların Yönetici ve Diğer Görevlileri a)Bankaların yönetim kurulu başkan ve üyeleri ile müdürler kurulu başkan ve üyeleri, genel müdür ve yardımcıları ve imza yetkisine sahip mensuplarından bölge müdürleri, şube müdürleri ve genel müdürlük merkez teşkilatında yer alan bölüm, kısım, grup ve bunlara eşdeğer isimler altında faaliyet gösteren birimlerin yöneticileri b) Diğer görevliler -TBMM Başkanlığı -Başbakanlık Bakanlığı veya İlişkili Devlet - Başbakanlık veya İlişkili Devlet Bakanlığı -Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu -Bankaların özlük işleri ile ilgili birimi 9.Konfederasyon Başkanı ve Yöneticileri -Noterler 10.Sendika Başkanı ve Yöneticileri, Şube Başkanı ve Yöneticileri -Noterler 11.Federasyon Başkanı ve Yöneticileri, Şube Başkanı ve Yöneticileri -Noterler 129 13) SORUŞTURMA SIRASINDA MAL BİLDİRİMİNDE BULUNMAK ZORUNDA OLAN KAMU GÖREVLİLERİ İLE BUNLARIN SUÇ ORTAKLARI 1.Soruşturmaya başladığında ihbarı doğrulayan emareler bulduğu takdirde şüpheli kamu görevlisi veya kamu hizmetinde bulunandan -Cumhuriyet Savcısı, müfettiş veya muhakkikler 2.Yukarıda sayılanlar hakkında yapılan soruşturma sırasında haksız edinilen malın kaçırıldığı yolunda delil ve emare elde edildiği takdirde şüphelinin a) İkinci Dereceye Kadar Kan ve Kayın Hısımları -Cumhuriyet Savcısı, müfettiş veya muhakkikler - Baba, anne, çocuklar (10 kan) - Kardeş, torun, büyükanne, büyükbaba(20 kan) - Kayınpeder, kayınvalide (10 kayın) - Eşinin 20 kan hısımları (20 kayın) b) Gelini -Cumhuriyet Savcısı, müfettiş veya muhakkikler c) Damadı -Cumhuriyet Savcısı, müfettiş veya muhakkikler 130 ALTINCI BÖLÜM BEYAN EDİLECEK SERVET UNSURLARI 248 Kanun kapsamına giren görevlilerin kendilerine, eşlerine ve velayetleri altındaki ergin olmayan yani onsekiz yaşını doldurmayan çocuklarına ait bulunan taşınmaz malları ile görevliye yapılan aylık net ödemenin, ödeme yapılmayan görevlilerin ise, birinci derece Devlet memurlarına yapılan aylık net ödemenin beş katından fazla tutarındaki her biri için ayrı ayrı olmak üzere, para, hisse senetleri ve tahviller ile altın, mücevher ve diğer taşınır malları, hakları, alacakları ve gelirleriyle bunların kaynakları, borçları ve sebepleri mal beyanının konusunu teşkil eder. 249 Kendilerine aylık ödenenler, net aylık tutarının beş katından; aylık ödenmeyenler ise Genel İdare Hizmetleri sınıfında birinci derecenin birinci kademesindeki şube müdürüne ödenen net aylığın beş katından fazla değer ve tutarındaki mal, hak, gelir, alacak ve borçlarındaki değişiklikler mal beyanına konu teşkil etmektedir. 250 Genel İdare Hizmetleri sınıfında birinci derecenin birinci kademesindeki şube müdürüne ödenen her türlü zam ve tazminatlar dâhil net aylık miktarı, aylıklara uygulanan katsayının belirlenmesini müteakip Maliye Bakanlığınca tespit ve ilan edilmektedir. 01.07.2011 tarihi itibarıyla bu tutarın 2.327,67 TL. olduğu Maliye Bakanlığınca ilan edilmiştir. 251 Mal (Emval): Bir kimsenin, bir tüzel kişinin mülkiyeti altında bulunan, taşınır veya taşınmaz varlıkların bütünü. Alınıp satılabilen her türlü ticaret eşyası, tüccar malı, emtia. Emval: Mülkiyet konusu olabilen bütün maddi eşya ile bir mameleke girebilen bütün haklar. Arazi, taşınır mal, irtifak hakkı, alacaklar, telif hakkı, tercüme hakkı gibi. Kelimenin çoğulu emval. 252 Taşınır (Menkul): Taşınabilen (eşya). Para, çek, senet, tahvil vb. değerli kâğıt, taşınabilir, menkul. Otomobil, mobilya, beyazeşya, menkul SÖKMEN, Uğur: Kamu Hizmetinde ve Kamu Görevinde Bulunanların Servet Beyanı, Mali Kılavuz Dergisi, Yıl:12, Sayı:47, Ocak-Mart 2010. S. 20-22 249 3628 s. MBBRYMK, Md. 5 250 Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmelik, Md. 8/b 251 Maliye Bakanlığının (BÜMKO) 08.07.2011 tarihli ve 115912/8995 sayılı Genelgesinin 5. Md. 252 KARDEŞ, Salahaddin; “Tüm Kamu İdarelerinin Bütçe ve Muhasebe Ansiklopedisi”, Maliye Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı Yayın No: 2009/387, Ankara, 2009, Cilt: 2, s. 898. 248 131 değer ve para gibi bir yerden başka bir yere taşınabilen mallar. Emval-i menkule: Bir yerden diğer bir yere götürülebilen maddi varlıklar veya sökülüp kaldırılabilen her çeşit mal. Menkul mallar. Taşınır. Taşınır mallar. Taşıtlı mallar. 253 Taşınmaz (Gayrimenkul): Taşınması mümkün olmayan anlamına gelir. Bir eşya hukuku terimi olan taşınmaz, genellikle ekonomik bir terim olarak kullanılmaktadır. Arsa, arazi, bina, apartman, işyeri, konut, villa, fabrika ve benzeri değerlerin genel adı olarak kullanılışı oldukça yaygındır. Emval-i gayrimenkule: Tarla, ev, arsa, apartman gibi yeri değiştirilemeyen mal. Gayrimenkul mal. Taşınmaz mal. Taşınmaz. Taşıtsız mal. 254 Malların değeri: Kanun kapsamına girenler kendilerine, eşlerine ve velayetleri altındaki ergin olmayan yani onsekiz yaşını doldurmayan çocuklarına ait bulunan, aşağıdaki servet unsurlarını beyan tarihindeki değerlerini esas almak suretiyle beyan etmek zorundadırlar. 255 1. TAŞINMAZ MALLARI 256 Mal beyanında bulunmakla yükümlü kişi kendisine, eşine ve velayeti altında bulunan ergin olmayan yani onsekiz yaşını doldurmayan çocuklarına ait olan taşınmaz malları ile ilgili beyanda bulunmak zorundadır. Taşınmaz mallar: Bina, ev, apartman dairesi, kat mülkiyeti, villa, konut, işyeri, büro, dükkân, mağaza, arsa, tarla, bağ, bahçe, arazi, madenler, tapuya kayıtlı irtifak hakları gibi taşınamayan mülk (gayrimenkul) ile üyesi oldukları arsa ve yapı kooperatifleri ve bu kooperatiflere ait hisseleridir. Velayeti altında olmayan onsekiz yaşını dolduran çocuklarına, ana, baba, kardeş ve diğer yakın akrabasına, boşandığı veya nikâhsız eşine ait taşınmaz mallarla ilgili bildirim yapılmasına gerek bulunmamaktadır. Taşınmaz mallar değeri ne olursa olsun beyan konusudur. Taşınmaz mallar, beyan tarihindeki değerleri esas alınmak suretiyle beyan olunur. KARDEŞ, Salahaddin; a.g.e. Cilt: 1, s. 420. KARDEŞ, Salahaddin; a.g.e. Cilt: 1, s. 453. Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmelik, Md. 8/2. fıkra 256 3628 s. MBBRYMK, Md. 5, Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmelik, Md. 8/a. 253 254 255 132 Konuya ilişkin yargının verdiği kararlar özet olarak şöyledir: 1- Sanığın göreve başlaması nedeniyle verdiği 6.6.1996 tarihinde verdiği mal bildiriminde 22.6.1995 tarihinde satın aldığı taşınmazı göstermediği, dava konusu taşınmazın ipotekli olmasının bildirim zorunluluğunu ortadan kaldırmaz. 257 2- 3628 sayılı Yasanın 5. maddesinde öngörülen “….” hüküm dikkate alınıp, sanığın daha evvel boşanmış olduğu eşine ve velayeti altında olmayan kızına ait mal varlıklarının …. tarihli mal bildiriminin konusunu oluşturmaz. 258 3- Sanığın geliriyle orantılı olmayacak şekilde mal varlığında artış olduğuna 28.02.2000 tarihinde verdiği mal beyanında belirtilen 2 adet dükkan ile 1 adet evin edinme tarihlerinden itibaren 1 ay içerisinde bildirmediğine dair soruşturma raporu nazara alındığında mevcut delillerin takdir ve değerlendirmesi mahkemesine ait bulunduğu gözetilmeden itirazın kabulu yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiş ve …Ağır C.Mhk.nin kararının bozulması. 259 4- Sanığın 6.2.1998 tarihinde edindiği iki adet arsayı bir ay içinde ek mal bildiriminde bulunmadığı ve 2000 yılına ait mal bildiriminde ise arsalardan birini mal bildiriminde göstermemiş ise de; müfettiş soruşturmasında arsanın varlığının ortaya çıkarıldığı dosya kapsamından anlaşılmış olup, sanık savunmasında söz konusu arsayı mal bildiriminde bulunmadan önce haricen sattığını, bu nedenle mal bildiriminde göstermediğini ileri sürmüş bulunmasına göre,sanığın arsayı sattığı … şahsın duruşmada dinlenerek aralarında resmi devir yapılmadan önce haricen satış anlaşması yapılıp yapılmadığı böyle bir anlaşma yapılmış ise tarihi de belirlenerek, sanığın 2000 yılı şubat ayında yenilediği mal bildiriminden önce haricen sattığının anlaşılması halinde arsanın mal bildiriminde gösterilmemiş olmasında sanığın suç işleme kastı bulunup bulunmadığı degerlendirilerek ,hasıl olacak sonuca göre hukuki durumunun tayini gerekir. 260 5- Sanıklar savunmalarında, haksız edindikleri iddia olunan malların kaynağı olarak, babalarından miras yoluyla intikal eden gayrimenkuller ile bunların kira geliri, yakınlarından aldıkları ziynet eşyaları, ticari Yargıtay 7. CD. 27.6.2001 t. ve E:2001/4748, 2001/12155 s.K. (Uğur, s, 138.) Yargıtay 7. CD. 7.7.2003 tarih ve E: 2003/1322, K:2003/5799 s. K. (Uğur, s, 132.) Yargıtay 7. CD. 28.5.2007 t. ve E:2006/17634, 2007/4269 s.K. (Uğur, s, 138.) 260 Yargıtay 7. CD. 4.7.2002 t. ve E:2002/8710, 2002/10652 s.K. (Uğur, s, 139.) 257 258 259 133 faaliyetlerinden ve maaşlarından elde ettikleri kazançları gösterdikleri cihetle, sanıkların mal varlıkları ve edinilme tarihleri saptanıp, babalarından kalan servet ve bunun kardeşler arasındaki taksimi ile kendilerine ziynet eşyası verdikleri ileri sürdükleri yakınlarının gelir durumu, sahip oldukları gayrimenkullerin rayiç kira getirisinin ne olabileceği, kira ödeyen kiracılarının varsa ticari defter ve vergi kayıtları incelenip, sanıkların gelir elde ettikleri şirketlerin giderleri belirlenip karlılık durumları saptanıp, sosyal durumlarına göre yapmaları gereken harcamalarda nazara alınacak şekilde, yasal ve genel ahlaka uygun gelirleri ile sahip oldukları mallar, Sayıştay denetçilerinden oluşturulacak üç kişilik bilirkişi heyeti ne tespit ettirilerek, sonucuna göre hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerekir. 261 6-... Başmüfettişi tarafından 19.11.2002 tarihinde hazırlanan … sayılı ile “...1995-2000 yılı genel ve ek bildirimlerinizin incelendiği, karşılaştırma yapıldığı ve mal bildirimlerinde farklılık görüldüğünün anlaşılması üzerine Komisyona vermiş olduğunuz izahatların ve mal bildirimlerinin yeniden incelenmesi neticesinde; Anılan Yönetmeliğin 7’nci maddesinin 2’nci fıkrası gereğince, Komisyonca izahatlarınız yeterli görülmediğinden hakkınızda bu konuda inceleme başlatılmıştır. Bu konudaki ifadenizi 7 gün içerisinde Müfettişliğimizin aşağıdaki adresine göndermenizi rica ederim” şeklinde hazırlanarak sanığa tebliğ edilen yazı üzerinde sanığın düzenlediği 10.12.2002 tarihli cevap dilekçesinde 12.08.2002 tarihinde adına tapu senedi düzenlenen Yakuplu Köyü … ada … parsel sayılı taşınmaz ile ilgili açıklamada bulunmadığı anlaşılmakta ise de; sanıktan yeniden bir mal bildirimi istenmemiş olduğu cihetle, sanığın düzenlediği dilekçenin 3628 sayılı yasada belirtilen yeni bir mal bildirimi niteliğinde bulunmadığı düşünülmeden, sanığın beraati yerine yazılı şekilde hüküm tesisi yasaya aykırıdır. 262 7- Sanığın soruşturma nedeni ile 21.7.2000 günü verdiği ek mal beyanında Kaynaşlı’da bulunan arsasını, Bilecik’te bulunan tarlasını, Bayrampaşa Vakıfbank şubesindeki hesapta bulunan 3.642.171.017 lira ile 6413 USD.nı göstermediği ve mal beyanında bulunmama suçunu işlediği bilirkişi raporu ve ek mal bildirim raporu ile tespit edildiği halde yazılı şekilde beraat kararı verilmesi 263 Yargıtay 7. CD. 5.4.2004 t. ve E:2004/5450, 2004/4693 s.K. (Uğur, s, 127.) Yargıtay 7. CD. 27. 09. 2007 t. ve E: 2007/3297, K:2007/6555 s. K., (Uğur, s, 172.) 263 Yargıtay 7. CD. 08.12.2005 t. ve, E:2004/498, K:2005/21078 s. K. (Uğur, s, 173.) 261 262 134 8- Sanık maliki olduğu tarlaların metre karesini eksik bildirmişse de maddi hataya dayandığı anlaşıldığından bu husus bozma nedeni sayılmamıştır. 264 9- Sanığın kendisi adına 6.6.2000 ve 18.3.2003 tarihli, eşi adına 3.12.2001 tarihli ek mal bildirimi verdiği bu tarihler itibariyle maliki bulunduğu Gebze’deki … ve … no’lu parsellerde 2252 ve 1240 metrekarelik tarlalar, İzmir Karaburun Merkez Mahallesinde 20.6.1991 tarihinde edindiği 1960 metrekarelik tarla, Antalya Kesirler Köyünde kız kardeşi ... ile müştereken sahip olduğu 26.12.1997 tarihinde edindiği 3356 metrekarelik arsa, İstanbul Üsküdar Beylerbeyi Mahallesi Havuzbaşı Sokak … pafta,… ada, ... parselde 26.11.1999 tarihinde edinilen 294 metrekarelik ahşap ev,aynı yer... parselde aynı tarihte edinilen 8/6 hissesine sahip olduğu 119 metrekarelik arsa, İstanbul Çavuşbaşı Y. Selim Mahallesi Güzelbahçede B2 vasfında tapusuz arazi olduğu kabul edilip miras kaldığı ileri sürülen 5000 metrekarelik arsa ve bu arsa üzerinde 31.12.1999 tarihinde yapılan üç adedi 300 metrekare, bir adedi 180 metrekare olan betonarme binalar, emekli olmadan önce 11.9.2002 tarihinde 2 milyar lira karşılığı hissesinin -ki sermaye artırımı sonucu 23.12.2002 itibariyle 400 milyar liraya çıkmıştır- yüzde kırkına ortak olduğu .... Denizcilik A.Ş.deki ortaklığı ile 1998 yılından itibaren çeşitli bankalarda milyarlarca liralık ve yüzbin doları aşan hesap hareketleri ve emekliliğinden beş ay sonraki tarih itibariyle Takasbank’ta çeşitli menkul kıymet şirketlerinde 6 ayrı hesapta 3,5 trilyon lirayı aşkın hisse senetlerini bildirmediği gibi, edinim tarihi dosyadan belli olmamakla birlikte eşi ….’e miras kaldığı belirtilen İstanbul Fatih Haydar Mahallesi … ada, … parselde hisseli 41 metrekarelik arsa, Unkapanı’nda yarı hisseli bir apartman dairesi ve .... Denizcilik A.Ş.deki hissesini de bildirmediği, böylece dört yıl içinde verdiği üç ayrı mal bildiriminde gerçeğe aykırı bildirimlerde bulunduğu sabit olduğu halde dosyada mevcut üç ayrı bilirkişi raporundan “sanığın her yıl muntazaman mal beyanında bulunduğu ve mal varlığındaki değişimleri de beyan ettiği” yönünde dosyayla uyuşmayan, afaki bilgiler içeren 7.2.2006 tarihli rapora itibar edilerek delil yetersizliği ve unsurları itibariyle suçun oluşmadığından bahisle beraat kararı verilmesi 265 10- Sanık savunmasında, 1997 yılında Gölbaşı’ndaki evini 2.500.000.000 liraya satarak paranın bir kısmını faiz geliri için bankaya yatırdığını, geçen zaman içinde paranın faiz geliriyle tespit edilen miktara ulaştığını, mal bildiriminde sadece ana parayı yazdığını, faiz gelirini yazmadığını, çevresindeki kişilerin kendisine faizi bildirme dediklerini, bu nedenle mal bildiriminde 264 265 Yargıtay 7. CD. 30.12.2003t. ve, E:2003/1327, K:2003/13103 s. K. (Uğur, s, 173.) Yargıtay 7. CD. 4.7.2007 t. ve, E:2006/7187, K:2007/5352 s. K. (Uğur, s, 186.) 135 bankadaki parayı eksik bildirdiğini, suç kastının bulunmadığını ileri sürmüş olup, Ziraat Bankasından gönderilen ve sanığın hesaplarında bulunan paraların vade başlangıçlarını gösteren 08.09.2000 tarihli yazıda hesapların hangi tarihte ve miktarla açıldığı gösterilmemiş bulunduğu cihetle, adı geçen bankadan sanığın mevduat hesaplarının hangi tarihte, hangi miktarla açıldığını ve hesap hareketlerini gösteren ayrıntılı dokümanın getirtilerek incelenmesini müteakip olup, savunmada ileri sürülen hususların doğruluğunun saptanması halinde, mal bildiriminde bankadaki paranın eksik gösterilmesinin ve döviz hesabının gösterilmemesinin beşeri hatadan kaynaklanıp kaynaklanmadığı ve sanığın suç işleme kastının bulunup bulunmadığı tartışılıp sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi, 266 11- Sanığın Bodrum ilçesi Yalıkavak’ta bulunan 1253 metrekare taşınmazı 2.3.1995 tarihinde satın aldıktan sonra 15.3.1995 tarihinde sattığı 1/2 payını 21.12.1998 tarihinde tekrar satın alarak üzerine dubleks ev inşaatına başladığı, 12.3.2000 tarihinde inşaatı tamamlayarak belediyeye emlak beyanında bulunduğu anlaşılan taşınmazı, 3628 sayılı yasa hükümlerine göre hakkında yapılan soruşturma sırasında verdiği 5.5.2000 tarihli mal bildiriminde ve önceki mal bildirimlerinde göstermediği ancak soruşturma esnasında tapu müdürlükleri ile yapılan yazışmalar sonucunda Bodrum Tapu Müdürlüğünün 11.8.2000 tarihli bildirimi ile tespit edildiği cihetle, gerçeğe aykırı mal bildirimde bulunması nedeniyle 3628 sayılı yasanın 12. maddesi uyarınca cezalandırılması gerekirken, suç kastının bulunmadığı gerekçesiyle beraatına karar verilmesi 267 12- Sanığın vermiş olduğu mal bildirimlerinde göstermediği iddia edilen, Ankara Gaziosmanpaşa semtindeki dairesinin iktisap tarihi ile evin kimin adına kayıtlı olduğunun tapu sicil kayıtlarından yoklanarak belgelerin dosyaya eklenmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Sanık tarafından verilen her üç beyannamede de 1 adet Mercedes marka araç gösterilmiş olup beyan dışı bıraktığı iddia edilen … plakalı Toros marka ve … plakalı Opel Vectra marka araçların sanık adına 1996 yılında tescil edildiği ve bu nedenle 1994-1995 yıllarına ait mal bildirimlerinde gösterilmesinin mümkün olamayacağı ve oğlu … adına 5.2.1996 tarihinde tescil edilen … plakalı Mercedes marka aracın ise bu tarihte reşit olan oğlu adına kayıtlı bulunması nedeniyle beyan zorunluluğu bulunmadığının nazara alınmaması, Hükmün gerekçesinde sanığın 1994 266 267 Yargıtay 7. CD. 31.5.2005 t. ve, E:2003/13600, K:2005/5204 s. K. (Uğur, s, 186.) Yargıtay 7. CD. 26.12.2001 t.ve, E:2001/15738, K:2001/20165 s. K. (Uğur, s, 188.) 136 yılında Belediye Başkanı seçildiği sırada 17-18 milyar lira değerinde Türk parası, yabancı para ile menkulünün bulunduğu açıklanmış ise de buna ilişkin delillerin (banka kayıt ve belgelerin) nelerden ibaret bulunduğunun denetime olanak verecek şekilde gösterilmemesi, Sanık ve eşi adına kayıtlı bulunan gayrimenkullerden hangi gayrimenkullerin bildirilmediği hususunun her türlü denetime olanak verecek şekilde tesbit edilmeden eksik araştırmaya dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi, yasaya aykırıdır. 268 13- 3628 sayılı Kanunun amacının; rüşvet ve yolsuzlukla mücadele cümlesinden olarak kanuna ve genel ahlaka aykırı, haksız mal edinimini cezai müeyyide altına almak olduğu nazara alındığında; sanığın var olan taşınmaz mallarını gizleyip bildirmeme olmayıp aksine gerçekte mevcut olmayan iki daire ve bir arsaya malikmiş gibi beyanda bulunma niteliğindeki fiilinin kanunun 12. maddesindeki gerçeğe aykırı bildirimde bulunma suçu olarak kabulü mümkün değildir. Sanığın fiili olsa olsa disiplin soruşturmasına konu olabilir. Davaya konu suç maddi ve manevi unsurlarıyla oluşmamıştır. Bu itibarla sanığın beraati yerine yazılı şekilde cezalandırılmasına karar verilmesi, kanuna aykırı sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde olduğundan hükmün BOZULMASINA, isteme aykırı olarak 24.12.1998 gününde oybirliğiyle karar verildi. 269 14- Dört yıl içinde verilen üç ayrı mal bildiriminde gerçeğe aykırı bildirimlerde bulunulduğu sabit olduğu halde dosyada mevcut üç ayrı bilirkişi raporundan “sanığın her yıl muntazaman mal beyanında bulunduğu ve mal varlığındaki değişimleri de beyan ettiği” yönünde dosyayla uyuşmayan, afaki bilgiler içeren 7.2.2006 tarihli rapora itibar edilerek delil yetersizliği ve unsurları itibariyle suçun oluşmadığından bahisle beraat kararı verilmesi yasaya aykırıdır. 270 15- Sanığın 2000 yılında verdiği 28.02.2000 tarihli mal bildiriminde, kendisine ait Batıkent’te konut, Kumburgaz’da apart daire, Bodrum, Gündoğan’da kooperatif ve 06 ... plakalı 1993 model Toyoto otomobili beyan etmiş olup, eşi tarafından 24.01.2000 tarihinde çalıştığı kuruma ...verilen beyannamede gösterilen İzmir-Üçkuyular ... parseldeki daireyi göstermemek suretiyle 3628 sayılı Kanunun 5’inci maddesine aykırı davrandığı sabittir. Ancak aynı Kanunun 12’nci maddesinde düzenlenen “Gerçeğe aykırı bildirimde bulunmak” suçunun oluşması için sanığın bu Kanunun amacına aykırı olarak Yargıtay 7. CD. 11.10.1999 t. ve, E:1999/9424, K:1999/10212 s. K. (Uğur, s, 189.) Yargıtay 7. CD. 24.12.1998 t. ve, E:1998/10419, K:1998/11215 s. K. (Uğur, s, 190.) 270 Yargıtay 7. CD. 4.7.2007 t. ve, E:2006/7187, K:2007/5352 s. K. (Uğur, s, 186.) 268 269 137 mal bildirimini gerçeğe aykırı şekilde vermek kastının mevcudiyeti gerekmektedir. Sanığın aynı gün verdiği ilk beyannamede 2000 yılında da olduğu gibi eşine ait konutu göstermeyip, göstermesi gerektiğini öğrendikten hemen sonra verdiği beyannamede göstermiş olması da suç kastının bulunmadığını göstermektedir. 271 16- Sanık hakkında, 07.10.1994 günlü iddianame ile, 15.01.1990 tarihli mal bildiriminde gösterdiği dairesini 03.06.1990 günlü bildirimde beyan etmediği, 03.06.1990 günlü bildirimde belirtmesine rağmen tarlasına 15.01.1990 tarihli mal beyanında yer vermediği, babasından kalan altınlarla, kooperatif hissesini hiç bildirmediği, bu suretle 3628 sayılı Yasanın 12. maddesine aykırı davrandığı iddiasıyla dava açılmıştır. 19.01.1995 günlü iddianamede ise sanığın taşınmazlarını, babasından kaldığını iddia ettiği altınlardan önce satın aldığı anlaşıldığından haksız mal edindiği belirtilerek 3628 sayılı Yasanın 12 ve 13. maddeleri uyarınca cezalandırılması talep olunmuş ve davalar birleştirilerek sanığın beraatine karar verilmiştir. Yine sanık, gelirlerini belirleyemediği iddia olunan taşınmazlardan en sonuncusunu 11.10.1989 tarihinde ölen babasının ölümünden önce 27.09.1989 tarihinde satın alarak adına tescil ettirmiştir. 3628 sayılı Yasanın 12 ve 13. maddelerinde düzenlenen eksik bildirimde bulunma ve haksız mal edinme suçlarının ani birer suç olduklarında, mal bildirimi için öngörülen sürenin bitimi ile haksız mal edinme tarihlerinde oluştuklarında ise kuşku yoktur. Sanık bu yasal düzenlemeler uyarınca 15.01.1990 ve 03.06.1990 tarihlerinde ve süresi içerisinde mal bildirimlerinde bulunmuştur. 272 17- Sanığın, 30.4.1985 tarihli mal beyanında; 2.400.000 TL. para, 300.000 TL değerli bilezik ve iki tabanca, 21.5.1990 tarihli mal beyanında; Dikmen’de 40.000.000 TL değerli ev, 6.000.000 TL para, 3.600.000 TL. değerli 10 adet bilezik, iki adet tabanca, 24.8.1993 tarihli ek mal beyanında; 215.000.000 TL. değerinde Etlik’te daire, 8.7.1994 tarihli ek mal beyanında; 175.000.000 TL, 1993 model Renault Broadvay marka araç, 6.1.1995 tarihli mal beyanında; Etlik’te ve Dikmen’de daire, 1993 model Broadvay araç, 50.000.000 TL. para, 10 adet bilezik, iki adet tabanca, 25.1.2000 tarihli mal beyanında; Etlik ve Dikmen’de daire, 1993 model Broadvay araç, iki tabanca, 23.8.2000 vadeli 1.480.000.000 TL.’lik hazine bonosu, 19.4.2000 vadeli 5.325.000.000 TL’lik hazine bonosu, 2100 USD, 10 adet altın bilezik, 5.3.2004 tarihli ek bayanında; 271 272 AY3D, 11.01.2005 t. ve, E:2005/15, K:2005/15 s. K. (Uğur, s, 192.) Yargıtay CGK. 03.02.1998 t. ve, E:1997/7-288, K:1998/11 s. K. (Uğur, s, 234.) 138 2.3.2004 edinme tarihli 42.500.000 TL. değerli 2004 model Opel Astra marka otomobil, 18.1.2005 tarihli beyanında; Dikmen ve Etiler’de daire, Opel Astra marka otomobil, iki tabanca, 3.10.2005 vadeli 125.000.000.000 TL’lik hazine bonosu, 20 adet altın bilezik bildirimlerinde bulunduğu 14.2.2005 tarihli müfettişliğe verdiği mal beyanında; Çankaya ve Keçiören’de daire (1986 ve 1993 edinme tarihli) Opel marka araç, iki tabanca 3.10.2005 vadeli 125.000.000.000 TL’lik hazine bonosu ve 20 adet bilezik bildirmiştir. Sanığın bir oğlunun 12.10.1998 tarihinden itibaren bir şirkette çalıştığı, net maaşının 2004 yılı Eylül ayı itibariyle 608.620.000 TL. olduğu, diğer oğlunun … Belediyesinde veteriner hekim olarak görev yaptığı 2004 yılı Ekim ayı itibariyle net maaşının 854.639.000 TL olduğu, gelininin ise 2004 yılı Aralık ayı net maaşının 474.000.000 TL. olduğu dosyada mevcut evrakla anlaşılmıştır. Sanığın oğullarından … tarafından 15.3.2004 tarihinde satın alınan Bursa Orhangazi İlçesi Hüdavendigar mahallesi … parsel’de kayıtlı taşınmaza ve diğer oğlu … tarafından 10.11.2004 tarihinde satın alınan Bursa Orhangazi ilçesi Çekirge mahallesi … parsele ait tapu kayıtları dosyada mevcut olup sanık bu dairelerin bir miktarının kendi parası bir miktarının oğullarının tasarrufuyla 18 milyar ve 73 milyara satın alındığını belirtmiştir. Sanığın bankalardaki hesaplarına ait tüm kayıtlar celbolunmuştur. Dairemizce tayin edilen üç kişilik-bilirkişi heyeti sundukları 7.8.2006 tarihli raporlarında; Sanığın 2000-2005 yılları arasında banka kredisi gibi bir borçlanma olmaksızın mal varlığında meydana gelen kayda değer artışa rağmen bu artış ve harcamalarının kaynak olarak gösterdiği (kendisinin ve çocuklarının maaşları ile iki evin kira bedelleri ve bankadaki paraların faizi) gelirlerinin birikim ve harcamaları ile orantılı olduğu, edinimlerinin haksız mal edinme niteliğinde oluşmadığı kanaatini bildirmişlerdir. Sanığın üzerine atılı müsnet suçu işlediğine dair dosyada iddiadan başka mahkumiyeti için yeterli kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden BERAATİNE 273 18- Müdahil vekilinin haksız mal edinme suçundan verilen beraat kararına yönelik temyizine göre yapılan incelemede; Sanığın 1995 ve 2000 tarihli mal bildirimlerinde gösterdiği Ankara Eryaman’daki ev ile bildirimde bulunmadığı İstanbul Üsküdar’da eşi adına kayıtlı evin raiç değeri araştırılıp, eşine ait Akbank … Şubesindeki … no’lu döviz hesapları ile eşiyle müşterek olan Koçbank … şubesi vadeli ve vadesiz hesaplardaki 110.150 ve 69 USD. para gözetilip malvarlığının kaynağı olarak gösterilen kayınpederine ait ticari 273 Yargıtay 7. CD. 15.11.2006 t. ve, E:2005/1, K:2006/1 s. K. (Uğur, s, 236.) 139 taksinin kayınpederi vefat etmeden önce 3.4.1995 tarihinde 190.000.000 TLye satıldığı da nazara alınarak yasal gelirleri ile mal varlığındaki aktif ve pasiflerin birlikte değerlendirilmesi suretiyle, konusunda uzman bilirkişiye incelettirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik soruşturma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi yasaya aykırıdır. 274 19- Sanığın hazırlıkta müfettişçe CMUK.nun 135. maddesine uygun şekilde alınan beyanında, karısının Pelitköy-Burhaniye’de bulunan yapı kooperatifine kendisinin bilgisi dışında üye olduğunu, bu durumun 1996 yılı sonunda eşinin ödeme güçlüğüne düşmesi üzerine öğrendiğini, borcu kapatmak amacıyla kooperatif hissesini, 1996 yılında …’ya devrettiklerini, kooperatifine o tarihte halen inşaat halinde olduğunu belirttiği cihetle, sanığın eşi … ile kooperatif hissesini o tarihte devraldığı iddia olunan …nın dinlenilerek kooperatife ait kayıt ve belgelerde getirtilip hisse devir işleminin hangi tarihte ye ne suretle yapıldığı tespit edilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırmayla yazılı şekilde hüküm tesisi 275 20- Sanıklar savunmalarında, haksız edindikleri iddia olunan mallarının kaynağı olarak, babalarından miras yoluyla intikal eden gayrimenkuller ile bunların kira geliri, yakınlarından aldıkları ziynet eşyaları, ticari faaliyetlerinden ve maaşlarından elde ettikleri kazançları gösterdikleri cihetle, sanıkların mal varlıkları ve edinilme tarihleri ayrıntılı şekilde saptanıp, babalarından kalan servet ve bunun kardeşler arasındaki taksimi ile kendilerine ziynet eşyası verdikleri ileri sürdükleri yakınlarının gelir durumu, sahip oldukları gayrimenkullerin rayiç kira getirişinin ne olabileceği, kira ödeyen kiracılarının varsa ticari defter ve vergi kayıtları incelenip, sanıkların gelir elde ettikleri şirketlerin giderleri belirlenip kârlılık durumları saptanıp, sosyal durumlarına göre yapmaları gereken harcamalarda nazara alınacak şekilde, yasal ve genel ahlaka uygun gelirleri ile sahip oldukları mallar, Sayıştay denetçilerinden oluşturulacak üç kişilik bilirkişi heyetine tespit ettirilerek, sonucuna göre hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerekirken, sanıkların sundukları belgeler ve gösterdikleri savunma tanıklarının anlatımlarına ilişkin, karşıt inceleme yapılmaksızın hazırlanan yetersiz bilirkişi raporlarına itibarla, eksik soruşturmaya dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi 276 21- Sanık baştan beri değişmeyen beyanlarında -boş zamanlarında boyabadana işj ile uğraştığını, … İlköğretim Okulu ve … Lisesi olmak üzere çeşitli Yargıtay 7. CD. 22.3.2007 t. ve, E:2004/19055, K:2007/1972 s. K. (Uğur, s, 240.) Yargıtay 7. CD.28.2.2005 t. ve, E:2003/11854, K:2005/1197 s. K. (Uğur, s, 244.) 276 Yargıtay 7. CD. 5.4.2004 t. ve, E:2004/5450, K:2004/4693 s. K. (Uğur, s, 244.) 274 275 140 okulların badana işini yaptığını sürücü kurslarında Milli Eğitim sınav sorumlusu olarak görev aldığını ve … Lisesinde kurslarda yöneticilik ve Bölge İdare Mahkemelerinde bilirkişilik yaparak evinin bir odasını kapatıp okullara ciltçilik yaparak ek gelir elde ettiğini savunması karşısında bu savunmaları da nazara alınarak ve değerlendirilerek adına kayıtlı bulunan taşınmaz mallar ile otomobilin edinme tarihi itibariyle değerleri tesbit edilerek edinim tarihinden önceki dönemde sanığın mal bildirimlerindeki aktifler yasal ve genel ahlaka uygun gelirleri karşılaştırılarak edinimlerin tamamının haksız mal edinme niteliğinde olup olmadığının konusunda uzman 3 kişilik bilirkişi heyetine tesbit ettirilmeden eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi 277 22- Sanık baştan beri değişmeyen savunmalarında eşinin hemşire olması nedeni ile boş zamanlarında sağlıkla ilgili faaliyetleri olduğu, kendisinin de memuriyet sıfatı ile resmi kayıtlı olmasa da ticari faaliyetleri bulunduğunu savunması karşısında bu savunmalarda nazara alınarak bu konuda idari soruşturma olup olmadığı da tesbit edilip kendisi ve eşinin adlarına kayıtlı bulunan taşınmaz mallar ile otomobilin edinme tarihleri itibarı ile değerleri tesbit edilerek, edinim tarihlerinden önceki dönemde sanığın mal bildirimlerindeki aktifler, özlük ve kadro durumu itibarı ile maaşı ve sınav komisyonlardaki görevleri nedeni ile aldığı ek ücretlerde nazara alınarak yasal ve genel ahlaka uygun tüm gelirleri karşılaştırılıp edinimlerinin tamamının haksız mal edinme niteliğinde olup olmadığının konusunda uzman üç kişilik bilirkişi heyetine tesbit ettirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiğinin gözetilmemesi 278 23- Sanık baştan beri değişmeyen savunmasında dava konusu gayrı menkullerin babasından intikal ettiğini ve miras yolu ile kardeşleri ve yakınlarına intikal eden hisselerin satın alınması sureti ile sahip olunduğunu belirtmekle anılan gayrı menkullerden miras yolu ile doğrudan hissesine intikal edenler dışında aile içi satışa konu olan taşınmazların konumu da dikkate alınarak edinme tarihi itibarı ile değerleri tesbit edilerek edinim tarihinden önceki dönemlerdeki mal bildirimlerindeki aktifler, yasal ve genel ahlaka uygun gelirleri, mahsul gelirleri karşılaştırılarak, edinimlerin haksız mal edinme niteliğinde olup olmadığı belirlendikten sonra hasıl olacak sonuca göre suç vasfı ve sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiğinin gözetilmemesi 279 Yargıtay 7. CD. 4.7.2001 t. ve, E:2001/11007, K:2001/12591 s. K. (Uğur, s, 246.) Yargıtay 7. CD. 27.6.2001 t. ve, E:2001/4749, K:2001/12154 s. K. (Uğur, s, 246.) 279 Yargıtay 7.CD. 20.12.2000 t. ve, E:2000/15143, K:2000/17585 s. K. (Uğur, s, 246.) 277 278 141 24- Sanığın beyanlarında 1975 yılında memuriyete başladığını, eşinin de memur olduğunu ve 16 yıldan beri birlikte çalıştıklarını, eşine babasından 1984 yılından 2.600.000 lira miras kaldığını kendisinin babasından kalma ev, arsa hisselerinin olduğunu, bu ek gelirlerle ve birlikte aldıkları maaşlarla dava konusu taşınmazları aldıklarını, haksız mal edinmediğini savunması karşısında ve 1995 yılında verilen mal bildiriminde gösterilen nüfus vakfından alınan 18.000.000 liralık borç ve savunmaları nazaran alınarak ve değerlendirilerek sanığın ve eşinin 1995 yılı ve önceki yıllarda verdikleri mal bildirimleri getirtilip, savunmada öne sürülen hususların doğruluğu araştırılıp tespit edilerek edinimlerin tamamının haksız mal edinme niteliğinde olup olmadığı konusunda yeniden 3 kişilik uzman bilirkişi heyetine tespit yaptırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi 280 25- CMUK.nun 259. maddesi uyarınca açılan davada … parsel nolu Payamlı köyündeki taşınmazın eşi …. adına kayıtlıyken 3.2.2001 tarihli beyannamede kendisi adına bildirmiş olup suçun kasıt unsuru oluşmadığından sanığın beraatı yerine mahkumiyetine karar verilmesi 281 26- Şikayet üzerine maliye müfettişliğince yapılan tahkikat sonucunda elde edilen bilgilere, mahkemede dinlenen tanık beyanları ile müfettişçe dinlenen tanık beyanları arasında hiçbir farklılık bulunmamakla beraber anlatımları ve savcılıkça yaptırılmış bulunan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen ayrıntılı raporda da dayanakları gösterilen deliller ve 3628 sayılı Kanunun 4.5.1990 tarih ve 20508 sayılı Resmi Gazete de yayınlanarak yürürlüğe girmiş bulunan geçici 1. maddesinde “Bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihi takip eden bir ay içinde 2 nci maddede sayılanlar mal bildiriminde bulunurlar. Mal bildiriminde bulunmayan veya gerçeğe aykırı beyanda bulunanlar hakkında üçüncü bölümdeki ceza hükümleri uygulanır” amir hükmü karşısında sanığın 25.5.1990 tarihinde beyan ettiği mal bildiriminden sonra önceki bildirimden farklı olarak müfettişlikçe kendisinden istenen 12.12.1994 tarihli mal bildirimlerinde sanık ve ailesinin mal varlıklarında kendisinin üç adet gayrimenkul ve bir adet kooperatif hissesi, eşinin bir adet dubleks dairesi ve oğlunun bir adet daire ve iki adet kooperatif hisseleri ile döviz ve menkulleri şeklindeki mal varlıklarının haksız mal edindiğinin belirtilmiş olmasına rağmen mahkemece dinlenen bilirkişilerin kişisel kanaatlerine dayalı anlatımları esas alınarak yukarıda sözü edilen bilirkişi raporunun kabul edilmeyiş nedenleri 280 281 Yargıtay 7.CD. 28.12.2001 t ve, E:2001/17160, K:2001/20327 s. K. (Uğur, s, 249.) Yargıtay 7. CD. 1.7.2003 t. ve, E:2002/22854, K:2003/5655 s. K. (Uğur, s, 249.) 142 olarak gösterilen sanığın savunmasının alınmamış hususu da varit olmayıp, zira sanığın ayrıntılı olarak müfettişlikçe ifadesinin alındığı ve delilleri ibraz etmesi karşısında dosya içeriğine ters düşen gerekçe ile yazılı şekilde hüküm tesisi 282 2. NET AYLIK TUTARININ BEŞ KATINI GEÇEN TAŞINIR MAL, HAK, ALACAK VE BORÇLARI İLE GELİRLERİ 283 2.1. GENEL 284 Mal beyanında bulunmakla yükümlü kişinin kendisinin, eşinin ve velayeti altında bulunan ergin olmayan yani onsekiz yaşını doldurmayan çocuklarının taşınır mal, hak, gelir, alacak ve borçları ile ilgili net aylık tutarının beş katından fazla değer ve tutarındakiler 285 beyana konu olacaktır. Net aylık tutarının beş katını geçmeyen mal, hak, gelir, alacak ve borçları ile velayeti altında olmayan veya onsekiz yaşını dolduran çocuklarına, ana, baba, kardeş ve diğer yakın akrabası ile boşandığı veya nikâhsız eşine ait taşınır mal, hak, gelir, alacak ve borçları ile ilgili beyanda bulunulmasına gerek bulunmamaktadır. Yani, taşınır mal, hak, gelir, alacak ve borçların tamamı değil, net aylık tutarının beş katını geçenler bildirilecektir. Bir diğer husus ise taşınır mallar, mal bildirim tarihindeki değerleri esas alınmak suretiyle beyan olunacağıdır. Yasa ve yönetmelik, bildirilmesi gerekli olan borç, alacak ve diğer haklar için net aylık gelirinin beş katından fazla değer ve tutarı, kendisine aylık ödenmeyenler için de benzer bir ölçüyü esas almıştır. Bu miktarın üstünde olan her hak ve borcun kendi içindeki toplamlarının bildirilmesi zorunluluğu yasada “…beş katından fazla tutarındaki her biri için ayrı ayrı olmak üzere…”, yönetmelikte ise “…ayrı ayrı toplam değerleri…” şeklinde ifade edildiğinden, ayrı ayrı borçları, net aylığının beş katından az, ancak toplam borcu net aylığının beş katından fazla olan kişinin mal bildirimi formunda bu borcu bildirmesi zorunludur. 286 Yargıtay 7. CD. 14.7.1998 t. ve, E:1998/4303, K:1998/6635 s. K. (Uğur, s, 251.) 3628 s. MBBRYMK, Md. 5, Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmelik, Md. 8/b. 284 SÖKMEN, Uğur: Kamu Hizmetinde ve Kamu Görevinde Bulunanların Servet Beyanı, Mali Kılavuz Dergisi, Yıl:12, Sayı:47, Ocak-Mart 2010. S. 22 285 Ödeme yapılmayanlar için 01.07.2011 tarihi itibarıyla 2.327,67 x 5 = 11.638,35 TL. dikkate alınacaktır. 286 Danıştay Birinci Dairesinin 22.01.1991 tarih ve E:1991/3, K:1991/7 sayılı kararı. 282 283 143 Bir başka husus ise, malı mülkü olmayan yükümlünün malları olmadığını bildirmesi de mal beyanı hükmündedir. 2.2. NET AYLIK Güncel Türkçe sözlükte aylık, birine, görevi karşılığı olarak veya geçimi için her ay ödenen para, maaş olarak, Net ise kesintilerden sonra geri kalan miktarda olan, safi olarak tarif edilmiştir. Net aylık: Kamu görevlisine görevi sebebiyle yapılan maaş, sosyal yardımlar, tazminatlar gibi her türlü mutat ödemenin net tutarıdır. 287 Kendilerine aylık ödenenler net aylık tutarının beş katını dikkate alacaklardır. Ödeme yapılmayanlar için ise, aylıklara uygulanan katsayının belirlenmesini müteakip, Maliye Bakanlığınca tespit ve ilan edilen Genel İdare Hizmetleri sınıfında birinci derecenin birinci kademesindeki şube müdürüne ödenen her türlü zam ve tazminatlar dâhil net aylık miktarın beş katı 288 dikkate alınacaktır. Konuya ilişkin yargının verdiği kararlar özet olarak şöyledir: 1- Sanığın …yılında bildirimde bulunması gereken aracın değerinin 3628 sayılı yasanın 5. maddesi gereğince kendisine yapılan aylık net ödemenin beş katından fazla olup olmadığı araştırılarak bildirim konusu olup olmayacağı tespit edilmesi gerekir. 289 2- 3628 sayılı Yasanın 5. maddesine göre, sanık….nın maaşının tespiti yapılarak şikayet konusu borçlarının bu madde kapsamında mal bildiriminin konusunu teşkil edip etmeyeceği belirlenmesi gerekir. 290 3- Suça konu üç araca ait trafik dosyaları getirtilip alım satım tarihleri araştırılarak ne zaman beyannamelere konu edilebileceğinin saptanması, sanığın gelirleri ve şirket ortaklığının ayrı ayrı tespit edilerek diğer edinimlerinin maaşının 5 kat fazlası olup olmadığının araştırılması ve buna göre her bir eyleminin tespiti ile mal bildirimlerini vermesi gerektiği tarihlerin saptanması gerekir. 291 SÖKMEN, Uğur: a.g.e. s. 135. 01.07.2011 tarihi itibarıyla 2.327,67 x 5 = 11.638,35 TL. 289 Yargıtay 7.CD. 24.06.2004 t. ve E:2004/10108, K:2004/8772 s. K. (Aktaran: UĞUR, Hüsamettin, “Açıklamalı - İçtihatlı Mal Bildiriminde Bulunulması Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu Ulusal ve Uluslararası Boyutta Yolsuzlukla Mücadele”, Adalet Yayınevi, Ankara, Ocak 2010, s, 132.) 290 Yargıtay 7. CD. 09.12.2003 t. ve E:2003/3503, K:2003/11970 s. K. (Uğur, s, 132.) 291 Yargıtay 7. CD. 30.12.2003 t. ve E:2003/1327, 2003/13103 s.K. (Uğur, s, 132.) 287 288 144 4- 3628 sayılı Kanunun 5. maddesinde, bildirim konusu olan malların kamu görevlisinin fiilen kullanımında olup olmaması bakımından bir ayrım yapılmadığından ve mal bildirimlerinin, mal varlığında önemli bir değişiklik olduğunda bir ay içinde verilmesi zorunlu olduğundan sanığın, adına kayıtlı bulunan ve edinme tarihi…olan…marka ve edinme tarihi …olan…marka binek otomobillerini mal bildiriminde beyan etmemesi gerçeğe aykırı mal bildiriminde bulunmak suçunu oluşturmaktadır. 292 5- Suça konu üç araca ait trafik dosyaları getirtilip alım satım tarihleri araştırılarak ne zaman beyannamelere konu edilebileceğinin saptanması, sanığın gelirleri ve şirket ortaklığının ayrı ayrı tespit edilerek diğer edinimlerinin maaşının 5 kat fazlası olup olmadığı hususunun araştırılması ve buna göre her bir eyleminin tesbiti ile mal bildirimlerini vermesi gerektiği tarihlerin saptanmasından sonra TCK.nun 80. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunun tartışılması gerektiği gözetilmeden 293 6- Sanığın 2000 yılında bildirimde bulunması gereken aracın değerinin 3628 sayılı yasanın 5. maddesi gereğince kendisine yapılan aylık net ödemenin beş katından fazla olup olmadığı araştırılarak bildirim konusu olup olamayacağı tespit edilmeden karar verilmesi 294 7- 3628 sayılı Kanunun 5. maddesinde öngörülen “Bu kanun kapsamına giren görevlilerin kendilerine, eşlerine ve velayetleri altındaki çocuklarına ait bulunan taşınmaz malları... mal bildiriminin konusunu teşkil eder” hüküm dikkate alınıp, sanığın daha evvel boşanmış olduğu eşine ve velayeti altında olmayan kızına ait mal varlıklarının 9.6.1998 tarihli mal bildiriminin konusunu oluşturmayacağı 295 2.3. PARA VE PARA HÜKMÜNDEKİ KIYMETLİ KÂĞITLARI 296 Mal beyanında bulunmakla yükümlü kişi kendisine, eşine ve velayeti altında bulunan ergin olmayan yani onsekiz yaşını doldurmayan çocuklarına ait olan para ve para hükmündeki kıymetli kâğıtları ile ilgili net aylık tutarının beş katından fazla değer ve tutarındakiler ile ilgili beyanda bulunmak zorundadır. AY 3.D. 1.5.2007 tarih ve E:2007/1055, K:2007/1052 s.K. (Uğur, s, 132.) Yargıtay 7. CD. 30.12.2003t. ve, E:2003/1327, K:2003/13103 s. K. (Uğur, s, 173.) 294 Yargıtay 7. CD. 24.6.2004 t ve, E:2004/10108, K:2004/8772 s. K. (Uğur, s, 188.) 295 Yargıtay 7. CD. 7.7.2003 t. ve, E:2003/1322, K:2003/5799 s. K. (Uğur, s, 188.) 296 3628 s. MBBRYMK, Md. 5, Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmelik, Md. 8/b-1. 292 293 145 Para ve para hükmündeki kıymetli kâğıtları; nakit para, yurtiçindeki veya yurt dışındaki bankalar ile özel finans kuruluşlarında bulunan para, döviz, banka mevduatıdır. Para: Devletçe bastırılan, üzerinde itibari değeri yazılı kağıt ya da metal ödeme aracıdır. Fiyatlarla değerleri ifade eden bir araç olan para malların alım ve satımında değişim aracı olarak kullanılır, insanlar ve ülkeler arasında el değiştirerek ticari etkinliklerin yürütülmesini sağlar. Başka bir ifadeyle para, karşılığında mal ve hizmet almaya ve vermeye ve bunların ekonomik değerlerini takas etmeye yarayan üzerinde rakamsal değerler taşıyan kâğıttır (kâğıt olarak değer taşımayan kâğıt parçası). Döviz: Türkçede yabancı ülkelerin paralarına döviz denmektedir. Banka mevduatı: Bankalara ve benzeri kredi kurumlarına istenildiğinde ya da belli bir vade ya da ihbar süresi sonunda çekilmek üzere yatırılan paralardır. Net aylık tutarının beş katını geçmeyen para ve para hükmündeki kıymetli kâğıtları ve velayeti altında olmayan onsekiz yaşını dolduran çocuklarına, ana, baba, kardeş ve diğer yakın akrabası ile boşandığı veya nikâhsız eşine ait para ve para hükmündeki kıymetli kâğıtları ile ilgili bildirim yapılmasına gerek bulunmamaktadır. Yani, para ve para hükmündeki kıymetli kâğıtların tamamı değil, net aylık tutarının beş katını geçenler bildirilecektir. Ayrı ayrı para ve para hükmündeki kıymetli kâğıtları, net aylığının beş katından az, ancak toplam para ve para hükmündeki kıymetli kâğıtları net aylığının beş katından fazla olan kişinin bu para ve para hükmündeki kıymetli kâğıtları bildirmesi zorunludur. Para ve para hükmündeki kıymetli kâğıtları, bildirim tarihindeki değerleri esas alınmak suretiyle beyan olunur. Konuya ilişkin yargının verdiği kararlar özet olarak şöyledir: 1- Suç tarihinde yürürlükte bulunan mülga 765 sayılı TCK.nun 44. maddesindeki “Kanunu bilmemek mazeret sayılmaz” hükmü karşısında, sanığın kanunları tam olarak bilmediği için söz konusu …’yı .mal bildirimine yazmadığına yönelik temyiz sebeplerinde de haklılık görülmemiştir. 297 297 AY 3.D. 1.5.2007 t. ve E:2007/1055, K:2007/1052 s. K. (Uğur, s, 133.) 146 2- 29.11.2004 ve 15.7.2004 tarihli bilirkişi raporlarında, sanığın çeşitli bankalarda bulunan hesaplarındaki mevduatın değerlendirilmediği, mal varlığına esas alınmadığı ve gelir-gider karşılaştırılmasına dahil edilmediği ve kaynağının açıklanmadığı anlaşıldığından yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekilde hüküm tesisi yasaya aykırı görüldüğünden hükmün bozulmasına. 298 3- Sanığın soruşturma nedeni ile 21.7.2000 günü verdiği ek mal beyanında Kaynaşlı’da bulunan arsasını, Bilecik’te bulunan tarlasını, Bayrampaşa Vakıfbank şubesindeki hesapta bulunan 3.642.171.017 lira ile 6413 USD.nı göstermediği ve mal beyanında bulunmama suçunu işlediği bilirkişi raporu ve ek mal bildirim raporu ile tespit edildiği halde yazılı şekilde beraat kararı verilmesi 299 4- ÖZET: Dört yıl içinde verilen üç ayrı mal bildiriminde gerçeğe aykırı bildirimlerde bulunulduğu sabit olduğu halde dosyada mevcut üç ayrı bilirkişi raporundan “sanığın her yıl muntazaman mal beyanında bulunduğu ve mal varlığındaki değişimleri de beyan ettiği” yönünde dosyayla uyuşmayan, afaki bilgiler içeren 7.2.2006 tarihli rapora itibar edilerek delil yetersizliği ve unsurları itibariyle suçun oluşmadığından bahisle beraat kararı verilmesi yasaya aykırıdır. “…Sanığın kendisi adına 6.6.2000 ve 18.3.2003 tarihli, eşi adına 3.12.2001 tarihli ek mal bildirimi verdiği bu tarihler itibariyle maliki bulunduğu Gebze’deki … ve … no’lu parsellerde 2252 ve 1240 metrekarelik tarlalar, İzmir Karaburun Merkez Mahallesinde 20.6.1991 tarihinde edindiği 1960 metrekarelik tarla, Antalya Kesirler Köyünde kız kardeşi ... ile müştereken sahip olduğu 26.12.1997 tarihinde edindiği 3356 metrekarelik arsa, İstanbul Üsküdar Beylerbeyi Mahallesi Havuzbaşı Sokak … pafta, … ada, ... parselde 26.11.1999 tarihinde edinilen 294 metrekarelik ahşap ev,aynı yer ... parselde aynı tarihte edinilen 8/6 hissesine sahip olduğu 119 metrekarelik arsa, İstanbul Çavuşbaşı Y. Selim Mahallesi Güzelbahçede B2 vasfında tapusuz arazi olduğu kabul edilip miras kaldığı ileri sürülen 5000 metrekarelik arsa ve bu arsa üzerinde 31.12.1999 tarihinde yapılan üç adedi 300 metrekare, bir adedi 180 metrekare olan betonarme binalar, emekli olmadan önce 11.9.2002 tarihinde 2 milyar lira karşılığı hissesinin -ki sermaye artırımı sonucu 23.12.2002 itibariyle 400 milyar liraya çıkmıştır- yüzde kırkına ortak olduğu ... Denizcilik A.Ş.deki ortaklığı ile 1998 yılından itibaren çeşitli bankalarda milyarlarca liralık ve 298 299 Yargıtay 7. CD. 19.2.2008 t. ve E:2005/6246, 2008/5514 s.K. (Uğur, s, 128.) Yargıtay 7. CD. 08.12.2005 t. ve, E:2004/498, K:2005/21078 s. K. (Uğur, s, 173.) 147 yüzbin doları aşan hesap hareketleri ve emekliliğinden beş ay sonraki tarih itibariyle Takasbank’ta çeşitli menkul kıymet şirketlerinde 6 ayrı hesapta 3,5 trilyon lirayı aşkın hisse senetlerini bildirmediği gibi, edinim tarihi dosyadan belli olmamakla birlikte eşi …’e miras kaldığı belirtilen İstanbul Fatih Haydar Mahallesi … ada, … parselde hisseli 41 metrekarelik arsa, Unkapanı’nda yarı hisseli bir apartman dairesi ve ... Denizcilik A.Ş.deki hissesini de bildirmediği, böylece dört yıl içinde verdiği üç ayrı mal bildiriminde gerçeğe aykırı bildirimlerde bulunduğu sabit olduğu halde dosyada mevcut üç ayrı bilirkişi raporundan “sanığın her yıl muntazaman mal beyanında bulunduğu ve mal varlığındaki değişimleri de beyan ettiği” yönünde dosyayla uyuşmayan, afaki bilgiler içeren 7.2.2006 tarihli rapora itibar edilerek delil yetersizliği ve unsurları itibariyle suçun oluşmadığından bahisle beraat kararı verilmesi…” 300 5- Sanık savunmasında, 1997 yılında Gölbaşı’ndaki evini 2.500.000.000 liraya satarak paranın bir kısmını faiz geliri için bankaya yatırdığını, geçen zaman içinde paranın faiz geliriyle tespit edilen miktara ulaştığını, mal bildiriminde sadece ana parayı yazdığını, faiz gelirini yazmadığını, çevresindeki kişilerin kendisine faizi bildirme dediklerini, bu nedenle mal bildiriminde bankadaki parayı eksik bildirdiğini, suç kastının bulunmadığını ileri sürmüş olup, Ziraat Bankasından gönderilen ve sanığın hesaplarında bulunan paraların vade başlangıçlarını gösteren 08.09.2000 tarihli yazıda hesapların hangi tarihte ve miktarla açıldığı gösterilmemiş bulunduğu cihetle, adı geçen bankadan sanığın mevduat hesaplarının hangi tarihte, hangi miktarla açıldığını ve hesap hareketlerini gösteren ayrıntılı dokümanın getirtilerek incelenmesini müteakip olup, savunmada ileri sürülen hususların doğruluğunun saptanması halinde, mal bildiriminde bankadaki paranın eksik gösterilmesinin ve döviz hesabının gösterilmemesinin beşeri hatadan kaynaklanıp kaynaklanmadığı ve sanığın suç işleme kastının bulunup bulunmadığı tartışılıp sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi, 301 6- 3628 sayılı Kanunun 5. maddesinde öngörülen “Bu kanun kapsamına giren görevlilerin kendilerine, eşlerine ve velayetleri altındaki çocuklarına ait bulunan taşınmaz malları... mal bildiriminin konusunu teşkil eder” hüküm dikkate alınıp, sanığın daha evvel boşanmış olduğu eşine ve velayeti altında 300 301 Yargıtay 7. CD. 4.7.2007 t. ve, E:2006/7187, K:2007/5352 s. K. (Uğur, s, 186.) Yargıtay 7. CD. 31.5.2005 t. ve, E:2003/13600, K:2005/5204 s. K. (Uğur, s, 186.) 148 olmayan kızına ait mal varlıklarının 9.6.1998 tarihli mal bildiriminin konusunu oluşturmayacağı 302 7- Sanığın vermiş olduğu mal bildirimlerinde göstermediği iddia edilen, Ankara Gaziosmanpaşa semtindeki dairesinin iktisap tarihi ile evin kimin adına kayıtlı olduğunun tapu sicil kayıtlarından yoklanarak belgelerin dosyaya eklenmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Sanık tarafından verilen her üç beyannamede de 1 adet Mercedes marka araç gösterilmiş olup beyan dışı bıraktığı iddia edilen … plakalı Toros marka ve … plakalı Opel Vectra marka araçların sanık adına 1996 yılında tescil edildiği ve bu nedenle 1994-1995 yıllarına ait mal bildirimlerinde gösterilmesinin mümkün olamayacağı ve oğlu … adına 5.2.1996 tarihinde tescil edilen … plakalı Mercedes marka aracın ise bu tarihte reşit olan oğlu adına kayıtlı bulunması nedeniyle beyan zorunluluğu bulunmadığının nazara alınmaması, Hükmün gerekçesinde sanığın 1994 yılında Belediye Başkanı seçildiği sırada 17-18 milyar lira değerinde Türk parası, yabancı para ile menkulünün bulunduğu açıklanmış ise de buna ilişkin delillerin (banka kayıt ve belgelerin) nelerden ibaret bulunduğunun denetime olanak verecek şekilde gösterilmemesi, Sanık ve eşi adına kayıtlı bulunan gayrimenkullerden hangi gayrimenkullerin bildirilmediği hususunun her türlü denetime olanak verecek şekilde tesbit edilmeden eksik araştırmaya dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi, yasaya aykırıdır. 303 8- Sanığın kardeşi ...’nin, aynı tarihlerde kendi tasarrufu olan 700-800 milyon ve 1994 yılında emekli olduğunda da 700 milyon lira verdiğine ilişkin beyanının da doğru bulunmadığı, daha önce açıklandığı gibi 1002-1994 yılları arasında nemalandırılmaya başlayan miktarın 530 milyon lira civarında bulunması, öte yandan 1990-1991 yıllarında birikimi olan 700-800 milyon lirayı verdikten yaklaşık 2,5 yıl sonra emekli olduğu 1994 yılında 700 milyon lirayı sanığa verdiğini açıklamasına rağmen, adı geçenin emekli olduğu 14.07.1994 tarihinde toplam 274.100.209 lira aldığı anlaşılmış olup, bu sürede almış olduğu bu miktarı 700 milyon liraya tamamlamasının olanaksız olduğu, kaldı ki, söz edilen tarih ve yakın süreler içinde belirtilen miktarda herhangi bir paranın tasarruf sistemine dahil olmadığı, bu nedenle ifadelerinin gerçeği yansıtmadığı; Sanığın eşinin anlatımlarının da gerçeğe uymadığı, sanığın anlatımları ile çeliştiği; çünkü, eşinin altınların bozdurulduğundan söz etmesine karşılık, sanığın ise 4 milyar lira civarında değeri bulunan ziynet eşyasının bulunduğunu bildirdiği; Bütün bunlara göre, 1990-1991 yıllarında 302 303 Yargıtay 7. CD. 7.7.2003 t. ve, E:2003/1322, K:2003/5799 s. K. (Uğur, s, 188.) Yargıtay 7. CD. 11.10.1999 t. ve, E:1999/9424, K:1999/10212 s. K. (Uğur, s, 189.) 149 sanığın babası tarafından verildiği iddia olunan 11 milyar lira ile yakınları tarafından bu miktara yapılan ilaveler ile son tasarruf rakamına ulaşılmadığı, 18.12.1992 tarihinde yatırılıp işletilmeye başlanılan 35 milyon liradan başlamak suretiyle, 18.12.1992-1994 Haziran ayına kadar peyder pey yatırılmış olan 530 milyon lira, 1994 yılı Haziran, Ekim ve Kasım aylarındaki yaklaşık 4 milyar lira, 10.12.1997-16.09.1998 tarihleri arasında 150 milyar lira ve 1999 yılı içinde de 100 milyar lira civarındaki naktin dışarıdan sisteme sokularak sağlandığının anlaşıldığı; Bu itibarla, sanığın ifadelerinde samimi olmadığı, doğru beyanda bulunmadığı, avukatından almış olduğu hukuki yardıma göre açıklama yaptığı, belirlenen değere ulaşımı sağlayacak beyanların verilmesi hususunda yakın çevresinin çaba sarfettiği, ancak bu ifadeler ile gerçeğin gizlenmeye çalışıldığı kanaatine varıldığı; Sonuç olarak, sanığın saptanmış olan tasarrufunu mal bildirimlerinde göstermeyip gizlemeye çalıştığı, son durum olarak belirlenen ve bloke edilen miktarlara ulaşmayı sağlayan ana paranın, sanık ve yakınlarının beyan ettiğinin aksine, onlar tarafından işletilmek üzere verilmeyip, 1992 yılından başlamak üzere işletilmeye başlanılan ve artan birikimin tekrar tekrar devreye sokulması yanı sıra, sisteme dışarıdan yapılan büyük miktarlardaki ilavelerle oluştuğu, işletim zinciri içine sonradan dahil olan miktarlar olduğu kadar sistemden çekilen paraların da yekun teşkil ettiğinin belirlendiği, Devlet memuru sıfatını taşıyan sanığın bu denli bir tasarrufa ulaşmış olmasının hayatın olağan akışına uymadığı, mal varlığının geliriyle uyumlu bulunmadığı sonucuna varıldığı belirtilmiştir. 304 9- Sanığın, 30.4.1985 tarihli mal beyanında; 2.400.000 TL. para, 300.000 TL değerli bilezik ve iki tabanca, 21.5.1990 tarihli mal beyanında; Dikmen’de 40.000.000 TL değerli ev, 6.000.000 TL para, 3.600.000 TL. değerli 10 adet bilezik, iki adet tabanca, 24.8.1993 tarihli ek mal beyanında; 215.000.000 TL. değerinde Etlik’te daire, 8.7.1994 tarihli ek mal beyanında; 175.000.000 TL, 1993 model Renault Broadvay marka araç, 6.1.1995 tarihli mal beyanında; Etlik’te ve Dikmen’de daire, 1993 model Broadvay araç, 50.000.000 TL. para, 10 adet bilezik, iki adet tabanca, 25.1.2000 tarihli mal beyanında; Etlik ve Dikmen’de daire, 1993 model Broadvay araç, iki tabanca, 23.8.2000 vadeli 1.480.000.000 TL.’lik hazine bonosu, 19.4.2000 vadeli 5.325.000.000 TL’lik hazine bonosu, 2100 USD, 10 adet altın bilezik, 5.3.2004 tarihli ek bayanında; 2.3.2004 edinme tarihli 42.500.000 TL. değerli 2004 model Opel Astra marka otomobil, 18.1.2005 tarihli beyanında;Dikmen ve Etiler’de daire, Opel Astra 304 Yargıtay CGK. 30.05.2006 t. ve, E:2005/7-173, K:2006/145 s. K. (Uğur, s, 230.) 150 marka otomobil, iki tabanca, 3.10.2005 vadeli 125.000.000.000 TL’lik hazine bonosu, 20 adet altın bilezik bildirimlerinde bulunduğu 14.2.2005 tarihli müfettişliğe verdiği mal beyanında; Çankaya ve Keçiören’de daire (1986 ve 1993 edinme tarihli) Opel marka araç, iki tabanca 3.10.2005 vadeli 125.000.000.000 TL’lik hazine bonosu ve 20 adet bilezik bildirmiştir. Sanığın bir oğlunun 12.10.1998 tarihinden itibaren bir şirkette çalıştığı, net maaşının 2004 yılı Eylül ayı itibariyle 608.620.000 TL. olduğu, diğer oğlunun Bursa Belediyesinde veteriner hekim olarak görev yaptığı 2004 yılı Ekim ayı itibariyle net maaşının 854.639.000 TL olduğu, gelininin ise 2004 yılı Aralık ayı net maaşının 474.000.000 TL. olduğu dosyada mevcut evrakla anlaşılmıştır. Sanığın oğullarından …. tarafından 15.3.2004 tarihinde satın alınan Bursa Orhangazi İlçesi Hüdavendigar mahallesi … parsel’de kayıtlı taşınmaza ve diğer oğlu …. tarafından 10.11.2004 tarihinde satın alınan Bursa Orhangazi ilçesi Çekirge mahallesi … parsele ait tapu kayıtları dosyada mevcut olup sanık bu dairelerin bir miktarının kendi parası bir miktarının oğullarının tasarrufuyla 18 milyar ve 73 milyara satın alındığını belirtmiştir. Sanığın bankalardaki hesaplarına ait tüm kayıtlar celbolunmuştur. Dairemizce tayin edilen üç kişilik-bilirkişi heyeti sundukları 7.8.2006 tarihli raporlarında; … 2000-2005 yılları arasında banka kredisi gibi bir borçlanma olmaksızın mal varlığında meydana gelen kayda değer artışa rağmen bu artış ve harcamalarının kaynak olarak gösterdiği (kendisinin ve çocuklarının maaşları ile iki evin kira bedelleri ve bankadaki paraların faizi) gelirlerinin birikim ve harcamaları ile orantılı olduğu, edinimlerinin haksız mal edinme niteliğinde oluşmadığı kanaatini bildirmişlerdir. Sanığın üzerine atılı müsnet suçu işlediğine dair dosyada iddiadan başka mahkumiyeti için yeterli kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden BERAATİNE 305 10- Tüm dosya kapsamına göre, şüpheli … ile birlikte eşi … ve kardeşi …. adlarına İmar Bankasında 21, Vakıfbank’ta 7, Tekfenbank’ta 5 ve Pamukbank’ta 3 adet olmak üzere toplam 36 adet farklı hesap bulunduğu, bahsedilen hesaplardaki mali varlık toplamının 2003 yılı Mart ayı sonu itibarıyla 251.074 USD ve 72 milyar Türk lirası olup, bahsedilen tarih itibarıyla 397 milyar Türk lirasına tekabül ettiği, bu miktarın …’nın geliriyle mütenasip olmayıp, kaynağının tam olarak tespit edilemediği gibi … Başmüfettişi tarafından 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu uyarınca, kendisi ve eşinin mal beyanını bildirmesi 05/04/2004 tarihli yazı ile talep edildiğinde adı geçen ….’ün 397 milyar Türk lirasının 80 milyar 305 Yargıtay 7. CD. 15.11.2006 t. ve, E:2005/1, K:2006/1 s. K. (Uğur, s, 236.) 151 Türk lirasını bildirdiği halde, geriye kalan miktarını ise soruşturmayı yürüten … Başmüfettişine bildirmediği gibi, muhtelif tarihlerde Bakanlığa verdiği mal bildirim beyannamelerinde de göstermediği cihetle, mevcut delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin son soruşturma aşamasında davayı görecek olan mahkemeye ait bulunduğu gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiş 306 11- Sanığın, duruşma esnasında verdiği yazılı savunmada, kendisine havale yolu ile kayınbiraderi ..., kardeşi …, oğlu …’un kirvesi olan … tarafından çeşitli zamanlarda döviz ve Türk Lirası cinsinden para gönderildiğini iddia etmesi, yine kayınpederi tarafından kendine sürekli maddi yardımda bulunulduğunu belirtmesi karşısında, bu kişilerin tanık olarak dinlenmesi ve gönderildiği iddia olunan maddi yardımların miktarı ve neye dair gönderildiğine ilişkin ifadelerinin tespiti gerekirken beyanları alınmadan ve sanığın dosyaya sunduğu dekontlar ilgili bankalardan sorulmak suretiyle araştırılmadan eksik inceleme ile karar verilmesi, 29.11.2004 ve 15.7.2004 tarihli bilirkişi raporlarında, sanığın çeşitli bankalarda bulunan hesaplarındaki mevduatın değerlendirilmediği, malvarlığına esas alınmadığı ve gelir-gider karşılaştırılmasına dahil edilmediği ve kaynağının açıklanmadığı anlaşıldığından yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekilde hüküm tesisi yasaya aykırı görüldüğünden hükmün BOZULMASINA 307 12- Müdahil vekilinin haksız mal edinme suçundan verilen beraat kararına yönelik temyizine göre yapılan incelemede; Sanığın 1995 ve 2000 tarihli mal bildirimlerinde gösterdiği Ankara Eryaman’daki ev ile bildirimde bulunmadığı İstanbul Üsküdar’da eşi adına kayıtlı evin raiç değeri araştırılıp, eşine ait Akbank Acıbadem Şubesindeki … no’lu döviz hesapları ile eşiyle müşterek olan Koçbank Bahariye şubesi vadeli ve vadesiz hesaplardaki 110.150 ve 69 USD. para gözetilip malvarlığının kaynağı olarak gösterilen kayınpederine ait ticari taksinin kayınpederi vefat etmeden önce 3.4.1995 tarihinde 190.000.000 TLye satıldığı da nazara alınarak yasal gelirleri ile mal varlığındaki aktif ve pasiflerin birlikte değerlendirilmesi suretiyle, konusunda uzman bilirkişiye incelettirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik soruşturma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi yasaya aykırıdır. 308 13- Sanık hakkında, 10.10.1996 suç tarihinde Yaşarbank Ankara Necatibey şubesine yatırdığı 13 milyar liralık birikimini, aldığı maaşla Yargıtay 7. CD. 2008 tarih ve E:2006/13770, K:2008/19344 s. K. (Uğur, s, 239.) Yargıtay 7. CD. 19 2 2008 t. ve, E:2005/6246, K:2008/5514 s. K. (Uğur, s, 240.) 308 Yargıtay 7. CD. 22.3.2007 t. ve, E:2004/19055, K:2007/1972 s. K. (Uğur, s, 240.) 306 307 152 gerçekleştiremeyeceği böylece haksız mal edinip, haksız edinilen malı gizlediğinden bahisle kamu davası açılmış olup, yargılama ve muhakkik soruşturması aşamasında sanık yurtdışındaki yakınlarının yardımı yanında, ailesinin hububat satışından elde ettiği gelirlerinden de faydalandırdığını savunması karşısında, savunmanın değerlendirilmesi açısından suç tarihlerini kapsayan dönemde Toprak Mahsulleri Ofisine sanık veya ailesi tarafından hububat satışı yapılıp yapılmadığı ve babasının serveti ile adına kayıtlı tarlaları bulunup bulunmadığı varsa bunların tapu kayıtları, ekiminden gelir elde edip etmediği araştırılarak tesbiti ile dosyanın yeniden hukukçu, emlakçı ve muhasebecilerden oluşan üç kişilik bilirkişi heyetine tevdi edilip sanığın mal varlığının yasal ve genel ahlaka uygun gelirleri ile karşılaştırılarak edinimlerinin haksız mal edinme niteliğinde olup olmadığı saptanıp hasıl olacak sonuca göre suç vasfı ve sanığın hukuki durumunun tayin ve taktiri gerekirken eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi 309 14- Sanığın beyanlarında 1975 yılında memuriyete başladığını, eşinin de memur olduğunu ve 16 yıldan beri birlikte çalıştıklarını, eşine babasından 1984 yılından 2.600.000 lira miras kaldığını kendisinin babasından kalma ev, arsa hisselerinin olduğunu, bu ek gelirlerle ve birlikte aldıkları maaşlarla dava konusu taşınmazları aldıklarını, haksız mal edinmediğini savunması karşısında ve 1995 yılında verilen mal bildiriminde gösterilen nüfus vakfından alınan 18.000.000 liralık borç ve savunmaları nazaran alınarak ve değerlendirilerek sanığın ve eşinin 1995 yılı ve önceki yıllarda verdikleri mal bildirimleri getirtilip, savunmada öne sürülen hususların doğruluğu araştırılıp tespit edilerek edinimlerin tamamının haksız mal edinme niteliğinde olup olmadığı konusunda yeniden 3 kişilik uzman bilirkişi heyetine tespit yaptırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi 310 15- Emekli Sayıştay Uzman Denetçilerinden oluşturulan üç kişilik bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 14.06.2002 tarihli raporda ise özetle; Dosyadaki hesap ekstrelerinin tek tek incelenmesinde, söz konusu paraların büyük bölümünün faiz gelirlerinden müteşekkil olduğunun görüldüğü, sadece Trabzon İş Bankasından, aynı bankanın Anafartalar şubesine ve son olarak da Vakıflar bankası Meşrutiyet şubesine intikal eden hesaptan, 30.05.2000 tarihi itibariyle elde edilen faiz gelirinin 389.350.826.510 lira olduğu, o yıllarda faiz oranlarının yüksek olması nedeniyle diğer hesaplardan da yüksek faiz geliri elde 309 310 Yargıtay 7. CD. 12.11.2002 t. ve, E:2002/16028, K:2002/15956 s. K. (Uğur, s, 245.) Yargıtay 7.CD. 28.12.2001 t ve, E:2001/17160, K:2001/20327 s. K. (Uğur, s, 249.) 153 edildiği; Sanığın, kendisi ve karısı adına olan banka hesaplarını vergi dairesine beyan ettiği, 1998-1999 yıllarında tahakkuk eden gelir vergisini ödediklerinin tespit edildiği; Dava dosyasındaki belgelerden, tanık ifadelerinden, söz konusu hesaplardaki paraların ilk açılış miktarlarının aile fertleri tarafından sanığa verildiği, Maltepe şubesindeki hesabın evveliyatının da sanığın eşi adına açılan 16.978.412.400 lira olarak açılan hesap olup, dolayısıyla bu paranın sanığın eşine ait olduğu, ilk açılış miktarının da mal bildirimlerindeki değerlerle örtüştüğü; Sanığın düzenli olarak mal beyanı verdiği, menkul, gayrimenkul ve ziynet eşyalarını tek tek beyan ettiği, fakat mal bildirimi ile ilgili yasayı yanlış yorumlayarak kendi adına bankada bulunan fakat ailenin tamamına ait olan paraları beyan etmediği, dosya kapsamına nazaran sanığın babası ve kardeşlerinin mal varlıkları ve gelir düzeylerinin söz konusu hesaplardaki ana paraları sağlayabilecek durum da olduğunun anlaşıldığı; Sonuç olarak sanığın haksız mal edinmediği, dava konusu banka hesaplarındaki paraları, mal bildirimine ilişkin yasayı hatalı yorumlayarak bildirmediği, sanığın gizleme kastının bulunmadığı görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir. 311 16- ÖZET: Daire; sanığın iddia konusu malları haksız biçimde edindiği yönündeki ortaya çıkan şüphenin aksinin ispatlanamadığını, keza, sosyal yaşantısı bakımından geliriyle uygun olduğu kabul edilemeyecek harcamaların olduğunun da kanıtlanmadığını, bunun sonucu olarak da ortaya çıkan şüpheli durumun, sanık lehine yorumlanarak, isnat konusu eylem hakkında beraat kararı verilmesi gerektiğim belirterek, mahkumiyet hükmünün sübut (esas) yönünden bozulmasına karar vermiştir. “…Dava dosyasında yer alan ve sanığa ait kredi kartı harcamalarını gösteren hesap döküm çizelgelerinden de anlaşılacağı üzere, sanık (nakit parayla yaptığı harcamalar dikkate alınmamasına rağmen) 1999-2002 yılları arasındaki süreçte gelir ve konumu ile izah edilemeyecek biçimde lüks ve geniş maddi birikim gerektiren bir hayat standardı içerisinde yaşamaya başlamıştır. Sanığın edinmiş olduğu mal varlığının ve gelirlerinin; kanuna uygunluğunu ispatlayacak emarelerin mevcut olmaması ve gelirleri ile harcamaları arasındaki aşırı orantısızlığının kaynağının açıklanamadığı somut olayda, haksız mal edinmek suçunun oluştuğunun kabulü gerekir…” 312 17- Şikayet üzerine maliye müfettişliğince yapılan tahkikat sonucunda elde edilen bilgilere, mahkemede dinlenen tanık beyanları ile müfettişçe dinlenen tanık beyanları arasında hiçbir farklılık bulunmamakla beraber anlatımları ve 311 312 Yargıtay CGK. 30.05.2006 t. ve, E:2005/7-173, K:2006/145 s. K. (Uğur, s, 230.) AYDK, 1.4.2005 tarih ve, E:2005/27, K:2005/32 s. K. (Uğur, s, 252.) 154 savcılıkça yaptırılmış bulunan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen ayrıntılı raporda da dayanakları gösterilen deliller ve 3628 sayılı Kanunun 4.5.1990 tarih ve 20508 sayılı Resmi Gazete de yayınlanarak yürürlüğe girmiş bulunan geçici 1. maddesinde “Bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihi takip eden bir ay içinde 2 nci maddede sayılanlar mal bildiriminde bulunurlar. Mal bildiriminde bulunmayan veya gerçeğe aykırı beyanda bulunanlar hakkında üçüncü bölümdeki ceza hükümleri uygulanır” amir hükmü karşısında sanığın 25.5.1990 tarihinde beyan ettiği mal bildiriminden sonra önceki bildirimden farklı olarak müfettişlikçe kendisinden istenen 12.12.1994 tarihli mal bildirimlerinde sanık ve ailesinin mal varlıklarında kendisinin üç adet gayrimenkul ve bir adet kooperatif hissesi, eşinin bir adet dubleks dairesi ve oğlunun bir adet daire ve iki adet kooperatif hisseleri ile döviz ve menkulleri şeklindeki mal varlıklarının haksız mal edindiğinin belirtilmiş olmasına rağmen mahkemece dinlenen bilirkişilerin kişisel kanaatlerine dayalı anlatımları esas alınarak yukarıda sözü edilen bilirkişi raporunun kabul edilmeyiş nedenleri olarak gösterilen sanığın savunmasının alınmamış hususu da varit olmayıp, zira sanığın ayrıntılı olarak müfettişlikçe ifadesinin alındığı ve delilleri ibraz etmesi karşısında dosya içeriğine ters düşen gerekçe ile yazılı şekilde hüküm tesisi 313 2.4. HİSSE SENEDİ VE TAHVİLLERİ 314 Mal beyanında bulunmakla yükümlü kişi kendisine, eşine ve velayeti altında bulunan ergin olmayan yani onsekiz yaşını doldurmayan çocuklarına ait olan hisse senedi ve tahvilleri ile ilgili net aylık tutarının beş katından fazla değer ve tutarındakiler ile ilgili beyanda bulunmak zorundadır. Hisse senedi ve tahvilleri; hisse senetleri, tahviller, katılma intifa senetleri, kâr ve zarar ortaklığı belgeleri, banka bonoları ve banka garantili bonolar, finansman bonoları, kıymetli maden bonoları, varlığa dayalı menkul kıymetler, gayrimenkul sertifikaları, yabancı sermaye piyasası araçları, ipotek teminatlı menkul kıymetler, ipoteğe dayalı menkul kıymetler, varantlar, varlık teminatlı menkul kıymetler, eurobond, diğer menkul kıymetler ve şirket hissesidir. Yargıtay 7. CD. 14.7.1998 t. ve, E:1998/4303, K:1998/6635 s. K. (Uğur, s, 251.) 3628 s. K, Md. 5, Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmelik, Md. 8/b-2, http//www.spk.gov.tr 313 314 155 Hisse senetleri: Anonim ortaklıklar tarafından çıkarılan, belirli ortaklık sermayesine katılma payını temsil eden, yasal şekil şartlarına uygun olarak düzenlenmiş kıymetli evraka hisse senedi denir. Hisse senedi sahipleri temel olarak iki tür gelir elde ederler: Bunlar, kar payı (Temettü) geliri ve sermaye kazancıdır. Tahvil: Tahvil devletin ya da özel sektör şirketlerinin borçlanarak orta veya uzun vadeli fon sağlamak üzere çıkarttıkları borç senetleridir. Finansman bonosu: İhraççının borçlu sıfatı ile düzenleyip, sattıkları emre veya hamiline yazılı menkul kıymetlerdir. Kısa vadeli borçlanma aracı olup, vadesi 60 günden az 720 günden fazla olamaz. İskonto esasına göre satılır. Kar ve zarar ortaklığı belgesi: En az 3 ay en çok 7 yıl vadeli olarak ihraç edilebilen araçlardır. Kar garantisi olmayan bu araçlarda, belli hesaplama kriterleri çerçevesinde yatırımcı kar ve zarara katılmaktadır. Gayrimenkul sertifikası: İhraççıların bedellerini inşa edilecek veya edilmekte olan gayrimenkul projelerinin finansmanında kullanılmak üzere ihraç ettikleri, hamiline yazılı menkul kıymettir. İhraççıların Kurul tarafından belirlenen bazı şartları taşıması gerekmektedir. Menkul değer (Menkul kıymet): Hisse senedi, devlet tahvilleri, özel kesim tahvilleri ve poliçe gibi finansal varlıklara verilen genel ad. Poliçe: Türk Ticaret Kanunu’nun esas olarak düzenlediği kambiyo senedi poliçedir. 315 Bu itibarla bazı istisnalar olmakla birlikte poliçedeki birçok hüküm çek ve bonolar için de aynen geçerlidir. Poliçe üçlü bir havale ilişkisidir. Havale çifte yetki veren hukuki bir işlemdir. Havalede en az üç kişi vardır. Muhatap, keşideci ve lehdar. Muhatap poliçeyi kabul etmekle asıl borçlu olur. Kabul etmedikçe keşideci asıl borçludur. Bu havale ilişkisi çekte de vardır. Ama çekte muhatap üçüncü şahıstır. Bonoda ise bir keşideci bir borçlu vardır. Muhatap yoktur. Kural olarak poliçenin devri ciro ile gerçekleşir. Poliçe, kanunen emre yazılı senettir. Nama yazılı senede tahvil edilebilir (çevrilebilir). Şirket hissesi: Şirketteki ortaklık payıdır. Kurucu hisse senetleri: Şirket kurucularına ya da şirket açısından önem arz eden şahıslara genellikle bedelsiz olarak verilen, oy hakkından yoksun ve sadece genellikle diğer adi hisse sahiplerine göre imtiyazlı bir- temettü hakkı 315 6762 s. Türk Ticaret Kanunu, Md. 583-687. 156 olan bir “adi senet”. Sermaye artırımı: Bir şirketin esas sermayesine karşılık olan hisse senetlerinin bedelleri ödendikten sonra genel kurul kararı ile yeni hisse senedi çıkarılarak şirket sermayesinin artırılmasıdır. Temettü (Kar payı): Ortaklıkların dönem içinde elde ettikleri kârdan mevcut ortakların pay alma hakkıdır. Söz konusu hak, hisse senedine bağlı “Kâr Payı Kuponları“ karşılığında ve ayrıca hisse senedi ibrazına gerek kalmaksızın kullandırılır. Borsa‘da işlem gören şirketler kar payı dağıtmaları halinde nakit ve/veya hisse senedi şeklinde dağıtılabilir. Net aylık tutarının beş katını geçmeyen hisse senedi ve tahvilleri ve velayeti altında olmayan onsekiz yaşını dolduran çocuklarına, ana, baba, kardeş ve diğer yakın akrabası ile boşandığı veya nikâhsız eşine ait hisse senedi ve tahvilleri ile ilgili bildirim yapılmasına gerek bulunmamaktadır. Yani, hisse senedi ve tahvillerin tamamı değil, net aylık tutarının beş katını geçenler bildirilecektir. Ayrı ayrı hisse senedi ve tahvilleri, net aylığının beş katından az, ancak toplam hisse senedi ve tahvilleri net aylığının beş katından fazla olan kişinin bu hisse senedi ve tahvilleri bildirmesi zorunludur. Hisse senedi ve tahvilleri, bildirim tarihindeki değerleri esas alınmak suretiyle beyan olunur. Konuya ilişkin yargının verdiği kararlar özet olarak şöyledir: 1- Suç tarihinde yürürlükte bulunan mülga 765 sayılı TCK.nun 44. maddesindeki “Kanunu bilmemek mazeret sayılmaz” hükmü karşısında, sanığın kanunları tam olarak bilmediği için söz konusu …’yı .mal bildirimine yazmadığına yönelik temyiz sebeplerinde de haklılık görülmemiştir. 316 2- ÖZET: Dört yıl içinde verilen üç ayrı mal bildiriminde gerçeğe aykırı bildirimlerde bulunulduğu sabit olduğu halde dosyada mevcut üç ayrı bilirkişi raporundan “sanığın her yıl muntazaman mal beyanında bulunduğu ve mal varlığındaki değişimleri de beyan ettiği” yönünde dosyayla uyuşmayan, afaki bilgiler içeren 7.2.2006 tarihli rapora itibar edilerek delil yetersizliği ve unsurları itibariyle suçun oluşmadığından bahisle beraat kararı verilmesi yasaya aykırıdır. “…Sanığın kendisi adına 6.6.2000 ve 18.3.2003 tarihli, eşi adına 3.12.2001 tarihli ek mal bildirimi verdiği bu tarihler itibariyle maliki bulunduğu Gebze’deki … ve … no’lu parsellerde 2252 ve 1240 metrekarelik tarlalar, İzmir Karaburun Merkez Mahallesinde 20.6.1991 tarihinde edindiği 316 AY 3.D. 1.5.2007 t. ve E:2007/1055, K:2007/1052 s. K. (Uğur, s, 133.) 157 1960 metrekarelik tarla, Antalya Kesirler Köyünde kız kardeşi ... ile müştereken sahip olduğu 26.12.1997 tarihinde edindiği 3356 metrekarelik arsa, İstanbul Üsküdar Beylerbeyi Mahallesi Havuzbaşı Sokak … pafta, … ada, ... parselde 26.11.1999 tarihinde edinilen 294 metrekarelik ahşap ev,aynı yer ... parselde aynı tarihte edinilen 8/6 hissesine sahip olduğu 119 metrekarelik arsa, İstanbul Çavuşbaşı Y. Selim Mahallesi Güzelbahçede B2 vasfında tapusuz arazi olduğu kabul edilip miras kaldığı ileri sürülen 5000 metrekarelik arsa ve bu arsa üzerinde 31.12.1999 tarihinde yapılan üç adedi 300 metrekare, bir adedi 180 metrekare olan betonarme binalar, emekli olmadan önce 11.9.2002 tarihinde 2 milyar lira karşılığı hissesinin -ki sermaye artırımı sonucu 23.12.2002 itibariyle 400 milyar liraya çıkmıştır- yüzde kırkına ortak olduğu ... Denizcilik A.Ş.deki ortaklığı ile 1998 yılından itibaren çeşitli bankalarda milyarlarca liralık ve yüzbin doları aşan hesap hareketleri ve emekliliğinden beş ay sonraki tarih itibariyle Takasbank’ta çeşitli menkul kıymet şirketlerinde 6 ayrı hesapta 3,5 trilyon lirayı aşkın hisse senetlerini bildirmediği gibi, edinim tarihi dosyadan belli olmamakla birlikte eşi …’e miras kaldığı belirtilen İstanbul Fatih Haydar Mahallesi … ada, … parselde hisseli 41 metrekarelik arsa, Unkapanı’nda yarı hisseli bir apartman dairesi ve ... Denizcilik A.Ş.deki hissesini de bildirmediği, böylece dört yıl içinde verdiği üç ayrı mal bildiriminde gerçeğe aykırı bildirimlerde bulunduğu sabit olduğu halde dosyada mevcut üç ayrı bilirkişi raporundan “sanığın her yıl muntazaman mal beyanında bulunduğu ve mal varlığındaki değişimleri de beyan ettiği” yönünde dosyayla uyuşmayan, afaki bilgiler içeren 7.2.2006 tarihli rapora itibar edilerek delil yetersizliği ve unsurları itibariyle suçun oluşmadığından bahisle beraat kararı verilmesi…” 317 3- 3628 sayılı Kanunun 5. maddesinde öngörülen “Bu kanun kapsamına giren görevlilerin kendilerine, eşlerine ve velayetleri altındaki çocuklarına ait bulunan taşınmaz malları... mal bildiriminin konusunu teşkil eder” hüküm dikkate alınıp, sanığın daha evvel boşanmış olduğu eşine ve velayeti altında olmayan kızına ait mal varlıklarının 9.6.1998 tarihli mal bildiriminin konusunu oluşturmayacağı 318 4- Sanığın, 30.4.1985 tarihli mal beyanında; 2.400.000 TL. para, 300.000 TL değerli bilezik ve iki tabanca, 21.5.1990 tarihli mal beyanında; Dikmen’de 40.000.000 TL değerli ev, 6.000.000 TL para, 3.600.000 TL. değerli 10 adet bilezik, iki adet tabanca, 24.8.1993 tarihli ek mal beyanında; 215.000.000 TL. değerinde Etlik’te daire, 8.7.1994 tarihli ek mal beyanında; 175.000.000 TL, 317 318 Yargıtay 7. CD. 4.7.2007 t. ve, E:2006/7187, K:2007/5352 s. K. (Uğur, s, 186.) Yargıtay 7. CD. 7.7.2003 t. ve, E:2003/1322, K:2003/5799 s. K. (Uğur, s, 188.) 158 1993 model Renault Broadvay marka araç, 6.1.1995 tarihli mal beyanında; Etlik’te ve Dikmen’de daire, 1993 model Broadvay araç, 50.000.000 TL. para, 10 adet bilezik, iki adet tabanca, 25.1.2000 tarihli mal beyanında; Etlik ve Dikmen’de daire, 1993 model Broadvay araç, iki tabanca, 23.8.2000 vadeli 1.480.000.000 TL.’lik hazine bonosu, 19.4.2000 vadeli 5.325.000.000 TL’lik hazine bonosu, 2100 USD, 10 adet altın bilezik, 5.3.2004 tarihli ek bayanında; 2.3.2004 edinme tarihli 42.500.000 TL. değerli 2004 model Opel Astra marka otomobil, 18.1.2005 tarihli beyanında;Dikmen ve Etiler’de daire, Opel Astra marka otomobil, iki tabanca, 3.10.2005 vadeli 125.000.000.000 TL’lik hazine bonosu, 20 adet altın bilezik bildirimlerinde bulunduğu 14.2.2005 tarihli müfettişliğe verdiği mal beyanında; Çankaya ve Keçiören’de daire (1986 ve 1993 edinme tarihli) Opel marka araç, iki tabanca 3.10.2005 vadeli 125.000.000.000 TL’lik hazine bonosu ve 20 adet bilezik bildirmiştir. Sanığın bir oğlunun 12.10.1998 tarihinden itibaren bir şirkette çalıştığı, net maaşının 2004 yılı Eylül ayı itibariyle 608.620.000 TL. olduğu, diğer oğlunun Bursa Belediyesinde veteriner hekim olarak görev yaptığı 2004 yılı Ekim ayı itibariyle net maaşının 854.639.000 TL olduğu, gelininin ise 2004 yılı Aralık ayı net maaşının 474.000.000 TL. olduğu dosyada mevcut evrakla anlaşılmıştır. Sanığın oğullarından …. tarafından 15.3.2004 tarihinde satın alınan Bursa Orhangazi İlçesi Hüdavendigar mahallesi … parsel’de kayıtlı taşınmaza ve diğer oğlu …. tarafından 10.11.2004 tarihinde satın alınan Bursa Orhangazi ilçesi Çekirge mahallesi … parsele ait tapu kayıtları dosyada mevcut olup sanık bu dairelerin bir miktarının kendi parası bir miktarının oğullarının tasarrufuyla 18 milyar ve 73 milyara satın alındığını belirtmiştir. Sanığın bankalardaki hesaplarına ait tüm kayıtlar celbolunmuştur. Dairemizce tayin edilen üç kişilik-bilirkişi heyeti sundukları 7.8.2006 tarihli raporlarında; … 2000-2005 yılları arasında banka kredisi gibi bir borçlanma olmaksızın mal varlığında meydana gelen kayda değer artışa rağmen bu artış ve harcamalarının kaynak olarak gösterdiği (kendisinin ve çocuklarının maaşları ile iki evin kira bedelleri ve bankadaki paraların faizi) gelirlerinin birikim ve harcamaları ile orantılı olduğu, edinimlerinin haksız mal edinme niteliğinde oluşmadığı kanaatini bildirmişlerdir. Sanığın üzerine atılı müsnet suçu işlediğine dair dosyada iddiadan başka mahkumiyeti için yeterli kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden BERAATİNE 319 319 Yargıtay 7. CD. 15.11.2006 t. ve, E:2005/1, K:2006/1 s. K. (Uğur, s, 236.) 159 2.5. ALTIN VE MÜCEVHERATI 320 Mal beyanında bulunmakla yükümlü kişi kendisine, eşine ve velayeti altında bulunan ergin olmayan yani onsekiz yaşını doldurmayan çocuklarına ait olan altın ve mücevheratı ile ilgili net aylık tutarının beş katından fazla değer ve tutarındakiler ile ilgili beyanda bulunmak zorundadır. Altın ve mücevheratı; altın ve altın alaşımlı; çeyrek, yarım, lira ve büyük altın ve külçe altın, bilezik, bileklik, gerdanlık, broş, alyans, yüzük, kolye, küpe, aksesuar, taç, set, saat, gözlük gibi takı olarak kullanılan süs eşyaları ile inci, elmas gibi değerli taşlı ziynet eşyasıdır. Altın: Kimyada Au sembolü ile gösterilen yumuşak, parlak sarı renkte metalik bir element. Altın, tarih boyunca en kıymetli metallerden sayılmıştır. Kuyumculukta altının genellikle gümüşlü, palladyumlu, bakırlı veya platinli alaşımları çok kullanılır. Altının bazı özelliklerini (kullanış gayesine göre) değiştirmek için çeşitli alaşımları yapılır. Altın-gümüş alaşımları: % 75 altın, % 25 gümüş alaşımı yeşil renkte olup mücevher yapımında kullanılır. % 40 altın % 60 gümüş alaşımı serttir. Altın-nikel alaşımı: Mücevher yapımında kullanılan beyaz altının esasını teşkil eder. Bu alaşımda % 80 altın, % 16 nikel, % 3 çinko ve % 1 bakır kullanılır. Altın-bakır alaşımı: Para basımında yaygın olarak kullanılır. Kolayca işlenebilir. Altın-palladyum alaşımı: Kolayca işlenebilir. En fazla sertlik gösterenler % 60-65 palladyum ihtiva edenlerdir. Düşük sıcaklıklardaki yüksek direnci sebebiyle potansiyometre yapımında kullanılır. Altın ayarı: Altının kimyadaki saflığı “yüzde” ile, mücevhercilikteki saflığı ise “karat” veya “ayar” terimleriyle ifade edilir. Buna göre 24 ayar (veya karat) altın % 100 saf altını, 22 ayar ise % 91,6 saf altını ifade etmektedir. 18 ayar altın %75 ,14 ayar altın %58,5 oranında altın içerir.Altına gümüşün ilavesi yeşilimsi, nikel ve platinin ilavesi beyaz, çinkonun ilavesi sarı, ve bakır ilavesi de bakır miktarına göre sarıdan kırmızıya kadar değişen renkler kazandırılabilir.. 3628 s. MBBRYMK, Md. 5, Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmelik, Md. 8/b-3. http://tr.wikipedia.org/wiki/Alt%C4%B1n, ET: 14.04.2010 320 160 Net aylık tutarının beş katını geçmeyen altın ve mücevheratı ve velayeti altında olmayan onsekiz yaşını dolduran çocuklarına, ana, baba, kardeş ve diğer yakın akrabası ile boşandığı veya nikâhsız eşine ait altın ve mücevheratı ile ilgili bildirim yapılmasına gerek bulunmamaktadır. Yani, altın ve mücevheratın tamamı değil, net aylık tutarının beş katını geçenler bildirilecektir. Ayrı ayrı altın ve mücevheratı, net aylığının beş katından az, ancak toplam altın ve mücevheratı net aylığının beş katından fazla olan kişinin bu altın ve mücevheratı bildirmesi zorunludur. Altın ve mücevheratı, bildirim tarihindeki değerleri esas alınmak suretiyle beyan olunur. Konuya ilişkin yargının verdiği kararlar özet olarak şöyledir: 1- Suç tarihinde yürürlükte bulunan mülga 765 sayılı TCK.nun 44. maddesindeki “Kanunu bilmemek mazeret sayılmaz” hükmü karşısında, sanığın kanunları tam olarak bilmediği için söz konusu …’yı .mal bildirimine yazmadığına yönelik temyiz sebeplerinde de haklılık görülmemiştir. 321 2- Sanıklar savunmalarında, haksız edindikleri iddia olunan malların kaynağı olarak, babalarından miras yoluyla intikal eden gayrimenkuller ile bunların kira geliri, yakınlarından aldıkları ziynet eşyaları, ticari faaliyetlerinden ve maaşlarından elde ettikleri kazançları gösterdikleri cihetle, sanıkların mal varlıkları ve edinilme tarihleri saptanıp, babalarından kalan servet ve bunun kardeşler arasındaki taksimi ile kendilerine ziynet eşyası verdikleri ileri sürdükleri yakınlarının gelir durumu, sahip oldukları gayrimenkullerin rayiç kira getirisinin ne olabileceği, kira ödeyen kiracılarının varsa ticari defter ve vergi kayıtları incelenip, sanıkların gelir elde ettikleri şirketlerin giderleri belirlenip karlılık durumları saptanıp, sosyal durumlarına göre yapmaları gereken harcamalarda nazara alınacak şekilde, yasal ve genel ahlaka uygun gelirleri ile sahip oldukları mallar, Sayıştay denetçilerinden oluşturulacak üç kişilik bilirkişi heyeti ne tespit ettirilerek, sonucuna göre hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerekir. 322 3- 3628 sayılı Kanunun 5. maddesinde öngörülen “Bu kanun kapsamına giren görevlilerin kendilerine, eşlerine ve velayetleri altındaki çocuklarına ait bulunan taşınmaz malları... mal bildiriminin konusunu teşkil eder” hüküm dikkate alınıp, sanığın daha evvel boşanmış olduğu eşine ve velayeti altında 321 322 AY 3.D. 1.5.2007 t. ve E:2007/1055, K:2007/1052 s. K. (Uğur, s, 133.) Yargıtay 7. CD. 5.4.2004 t. ve E:2004/5450, 2004/4693 s.K. (Uğur, s, 127.) 161 olmayan kızına ait mal varlıklarının 9.6.1998 tarihli mal bildiriminin konusunu oluşturmayacağı 323 4- Sanığın kardeşi ...’nin, aynı tarihlerde kendi tasarrufu olan 700-800 milyon ve 1994 yılında emekli olduğunda da 700 milyon lira verdiğine ilişkin beyanının da doğru bulunmadığı, daha önce açıklandığı gibi 1002-1994 yılları arasında nemalandırılmaya başlayan miktarın 530 milyon lira civarında bulunması, öte yandan 1990-1991 yıllarında birikimi olan 700-800 milyon lirayı verdikten yaklaşık 2,5 yıl sonra emekli olduğu 1994 yılında 700 milyon lirayı sanığa verdiğini açıklamasına rağmen, adı geçenin emekli olduğu 14.07.1994 tarihinde toplam 274.100.209 lira aldığı anlaşılmış olup, bu sürede almış olduğu bu miktarı 700 milyon liraya tamamlamasının olanaksız olduğu, kaldı ki, söz edilen tarih ve yakın süreler içinde belirtilen miktarda herhangi bir paranın tasarruf sistemine dahil olmadığı, bu nedenle ifadelerinin gerçeği yansıtmadığı; Sanığın eşinin anlatımlarının da gerçeğe uymadığı, sanığın anlatımları ile çeliştiği; çünkü, eşinin altınların bozdurulduğundan söz etmesine karşılık, sanığın ise 4 milyar lira civarında değeri bulunan ziynet eşyasının bulunduğunu bildirdiği; Bütün bunlara göre, 1990-1991 yıllarında sanığın babası tarafından verildiği iddia olunan 11 milyar lira ile yakınları tarafından bu miktara yapılan ilaveler ile son tasarruf rakamına ulaşılmadığı, 18.12.1992 tarihinde yatırılıp işletilmeye başlanılan 35 milyon liradan başlamak suretiyle, 18.12.1992-1994 Haziran ayına kadar peyder pey yatırılmış olan 530 milyon lira, 1994 yılı Haziran, Ekim ve Kasım aylarındaki yaklaşık 4 milyar lira, 10.12.1997-16.09.1998 tarihleri arasında 150 milyar lira ve 1999 yılı içinde de 100 milyar lira civarındaki naktin dışarıdan sisteme sokularak sağlandığının anlaşıldığı; Bu itibarla, sanığın ifadelerinde samimi olmadığı, doğru beyanda bulunmadığı, avukatından almış olduğu hukuki yardıma göre açıklama yaptığı, belirlenen değere ulaşımı sağlayacak beyanların verilmesi hususunda yakın çevresinin çaba sarfettiği, ancak bu ifadeler ile gerçeğin gizlenmeye çalışıldığı kanaatine varıldığı; Sonuç olarak, sanığın saptanmış olan tasarrufunu mal bildirimlerinde göstermeyip gizlemeye çalıştığı, son durum olarak belirlenen ve bloke edilen miktarlara ulaşmayı sağlayan ana paranın, sanık ve yakınlarının beyan ettiğinin aksine, onlar tarafından işletilmek üzere verilmeyip, 1992 yılından başlamak üzere işletilmeye başlanılan ve artan birikimin tekrar tekrar devreye sokulması yanı sıra, sisteme dışarıdan yapılan büyük miktarlardaki ilavelerle oluştuğu, işletim zinciri içine sonradan dahil olan miktarlar olduğu 323 Yargıtay 7. CD. 7.7.2003 t. ve, E:2003/1322, K:2003/5799 s. K. (Uğur, s, 188.) 162 kadar sistemden çekilen paraların da yekun teşkil ettiğinin belirlendiği, Devlet memuru sıfatını taşıyan sanığın bu denli bir tasarrufa ulaşmış olmasının hayatın olağan akışına uymadığı, mal varlığının geliriyle uyumlu bulunmadığı sonucuna varıldığı belirtilmiştir. 324 5- Emekli Sayıştay Uzman Denetçilerinden oluşturulan üç kişilik bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 14.06.2002 tarihli raporda ise özetle; Dosyadaki hesap ekstrelerinin tek tek incelenmesinde, söz konusu paraların büyük bölümünün faiz gelirlerinden müteşekkil olduğunun görüldüğü, sadece Trabzon İş Bankasından, aynı bankanın Anafartalar şubesine ve son olarak da Vakıflar bankası Meşrutiyet şubesine intikal eden hesaptan, 30.05.2000 tarihi itibariyle elde edilen faiz gelirinin 389.350.826.510 lira olduğu, o yıllarda faiz oranlarının yüksek olması nedeniyle diğer hesaplardan da yüksek faiz geliri elde edildiği; Sanığın, kendisi ve karısı adına olan banka hesaplarını vergi dairesine beyan ettiği, 1998-1999 yıllarında tahakkuk eden gelir vergisini ödediklerinin tespit edildiği; Dava dosyasındaki belgelerden, tanık ifadelerinden, söz konusu hesaplardaki paraların ilk açılış miktarlarının aile fertleri tarafından sanığa verildiği, Maltepe şubesindeki hesabın evveliyatının da sanığın eşi adına açılan 16.978.412.400 lira olarak açılan hesap olup, dolayısıyla bu paranın sanığın eşine ait olduğu, ilk açılış miktarının da mal bildirimlerindeki değerlerle örtüştüğü; Sanığın düzenli olarak mal beyanı verdiği, menkul, gayrimenkul ve ziynet eşyalarını tek tek beyan ettiği, fakat mal bildirimi ile ilgili yasayı yanlış yorumlayarak kendi adına bankada bulunan fakat ailenin tamamına ait olan paraları beyan etmediği, dosya kapsamına nazaran sanığın babası ve kardeşlerinin mal varlıkları ve gelir düzeylerinin söz konusu hesaplardaki ana paraları sağlayabilecek durum da olduğunun anlaşıldığı; Sonuç olarak sanığın haksız mal edinmediği, dava konusu banka hesaplarındaki paraları, mal bildirimine ilişkin yasayı hatalı yorumlayarak bildirmediği, sanığın gizleme kastının bulunmadığı görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir. 325 6- Sanık hakkında, 07.10.1994 günlü iddianame ile, 15.01.1990 tarihli mal bildiriminde gösterdiği dairesini 03.06.1990 günlü bildirimde beyan etmediği, 03.06.1990 günlü bildirimde belirtmesine rağmen tarlasına 15.01.1990 tarihli mal beyanında yer vermediği, babasından kalan altınlarla, kooperatif hissesini hiç bildirmediği, bu suretle 3628 sayılı Yasanın 12. maddesine aykırı davrandığı iddiasıyla dava açılmıştır. 19.01.1995 günlü iddianamede ise sanığın taşınmazlarını, babasından kaldığını iddia ettiği altınlardan önce satın aldığı 324 325 Yargıtay CGK. 30.05.2006 t. ve, E:2005/7-173, K:2006/145 s. K. (Uğur, s, 230.) Yargıtay CGK. 30.05.2006 t. ve, E:2005/7-173, K:2006/145 s. K. (Uğur, s, 230.) 163 anlaşıldığından haksız mal edindiği belirtilerek 3628 sayılı Yasanın 12 ve 13. maddeleri uyarınca cezalandırılması talep olunmuş ve davalar birleştirilerek sanığın beraatine karar verilmiştir. Yine sanık, gelirlerini belirleyemediği iddia olunan taşınmazlardan en sonuncusunu 11.10.1989 tarihinde ölen babasının ölümünden önce 27.09.1989 tarihinde satın alarak adına tescil ettirmiştir. 3628 sayılı Yasanın 12 ve 13. maddelerinde düzenlenen eksik bildirimde bulunma ve haksız mal edinme suçlarının ani birer suç olduklarında, mal bildirimi için öngörülen sürenin bitimi ile haksız mal edinme tarihlerinde oluştuklarında ise kuşku yoktur. Sanık bu yasal düzenlemeler uyarınca 15.01.1990 ve 03.06.1990 tarihlerinde ve süresi içerisinde mal bildirimlerinde bulunmuştur. 326 7- Sanığın, 30.4.1985 tarihli mal beyanında; 2.400.000 TL. para, 300.000 TL değerli bilezik ve iki tabanca, 21.5.1990 tarihli mal beyanında; Dikmen’de 40.000.000 TL değerli ev, 6.000.000 TL para, 3.600.000 TL. değerli 10 adet bilezik, iki adet tabanca, 24.8.1993 tarihli ek mal beyanında; 215.000.000 TL. değerinde Etlik’te daire, 8.7.1994 tarihli ek mal beyanında; 175.000.000 TL, 1993 model Renault Broadvay marka araç, 6.1.1995 tarihli mal beyanında; Etlik’te ve Dikmen’de daire, 1993 model Broadvay araç, 50.000.000 TL. para, 10 adet bilezik, iki adet tabanca, 25.1.2000 tarihli mal beyanında; Etlik ve Dikmen’de daire, 1993 model Broadvay araç, iki tabanca, 23.8.2000 vadeli 1.480.000.000 TL.’lik hazine bonosu, 19.4.2000 vadeli 5.325.000.000 TL’lik hazine bonosu, 2100 USD, 10 adet altın bilezik, 5.3.2004 tarihli ek bayanında; 2.3.2004 edinme tarihli 42.500.000 TL. değerli 2004 model Opel Astra marka otomobil, 18.1.2005 tarihli beyanında; Dikmen ve Etiler’de daire, Opel Astra marka otomobil, iki tabanca, 3.10.2005 vadeli 125.000.000.000 TL’lik hazine bonosu, 20 adet altın bilezik bildirimlerinde bulunduğu 14.2.2005 tarihli müfettişliğe verdiği mal beyanında; Çankaya ve Keçiören’de daire (1986 ve 1993 edinme tarihli) Opel marka araç, iki tabanca 3.10.2005 vadeli 125.000.000.000 TL’lik hazine bonosu ve 20 adet bilezik bildirmiştir. Sanığın bir oğlunun 12.10.1998 tarihinden itibaren bir şirkette çalıştığı, net maaşının 2004 yılı Eylül ayı itibariyle 608.620.000 TL. olduğu, diğer oğlunun … Belediyesinde veteriner hekim olarak görev yaptığı 2004 yılı Ekim ayı itibariyle net maaşının 854.639.000 TL olduğu, gelininin ise 2004 yılı Aralık ayı net maaşının 474.000.000 TL. olduğu dosyada mevcut evrakla anlaşılmıştır. Sanığın oğullarından … tarafından 15.3.2004 tarihinde satın alınan Bursa Orhangazi İlçesi Hüdavendigar mahallesi … parsel’de kayıtlı taşınmaza ve diğer oğlu … 326 Yargıtay CGK. 03.02.1998 t. ve, E:1997/7-288, K:1998/11 s. K. (Uğur, s, 234.) 164 tarafından 10.11.2004 tarihinde satın alınan Bursa Orhangazi ilçesi Çekirge mahallesi … parsele ait tapu kayıtları dosyada mevcut olup sanık bu dairelerin bir miktarının kendi parası bir miktarının oğullarının tasarrufuyla 18 milyar ve 73 milyara satın alındığını belirtmiştir. Sanığın bankalardaki hesaplarına ait tüm kayıtlar celbolunmuştur. Dairemizce tayin edilen üç kişilik-bilirkişi heyeti sundukları 7.8.2006 tarihli raporlarında; Sanığın 2000-2005 yılları arasında banka kredisi gibi bir borçlanma olmaksızın mal varlığında meydana gelen kayda değer artışa rağmen bu artış ve harcamalarının kaynak olarak gösterdiği (kendisinin ve çocuklarının maaşları ile iki evin kira bedelleri ve bankadaki paraların faizi) gelirlerinin birikim ve harcamaları ile orantılı olduğu, edinimlerinin haksız mal edinme niteliğinde oluşmadığı kanaatini bildirmişlerdir. Sanığın üzerine atılı müsnet suçu işlediğine dair dosyada iddiadan başka mahkumiyeti için yeterli kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden BERAATİNE 327 8- Sanıklar savunmalarında, haksız edindikleri iddia olunan mallarının kaynağı olarak, babalarından miras yoluyla intikal eden gayrimenkuller ile bunların kira geliri, yakınlarından aldıkları ziynet eşyaları, ticari faaliyetlerinden ve maaşlarından elde ettikleri kazançları gösterdikleri cihetle, sanıkların mal varlıkları ve edinilme tarihleri ayrıntılı şekilde saptanıp, babalarından kalan servet ve bunun kardeşler arasındaki taksimi ile kendilerine ziynet eşyası verdikleri ileri sürdükleri yakınlarının gelir durumu, sahip oldukları gayrimenkullerin rayiç kira getirişinin ne olabileceği, kira ödeyen kiracılarının varsa ticari defter ve vergi kayıtları incelenip, sanıkların gelir elde ettikleri şirketlerin giderleri belirlenip kârlılık durumları saptanıp, sosyal durumlarına göre yapmaları gereken harcamalarda nazara alınacak şekilde, yasal ve genel ahlaka uygun gelirleri ile sahip oldukları mallar, Sayıştay denetçilerinden oluşturulacak üç kişilik bilirkişi heyetine tespit ettirilerek, sonucuna göre hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerekirken, sanıkların sundukları belgeler ve gösterdikleri savunma tanıklarının anlatımlarına ilişkin, karşıt inceleme yapılmaksızın hazırlanan yetersiz bilirkişi raporlarına itibarla, eksik soruşturmaya dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi 328 327 328 Yargıtay 7. CD. 15.11.2006 t. ve, E:2005/1, K:2006/1 s. K. (Uğur, s, 236.) Yargıtay 7. CD. 5.4.2004 t. ve, E:2004/5450, K:2004/4693 s. K. (Uğur, s, 244.) 165 2.6. HER TÜRLÜ KARA, DENİZ VE HAVA TAŞIT ARAÇLARI 329 Mal beyanında bulunmakla yükümlü kişi kendisine, eşine ve velayeti altında bulunan ergin olmayan yani onsekiz yaşını doldurmayan çocuklarına ait olan her türlü kara, deniz ve hava taşıt araçları ile ilgili net aylık tutarının beş katından fazla değer ve tutarındakiler ile ilgili beyanda bulunmak zorundadır. Her türlü kara, deniz ve hava taşıt araçları; Otomobil, motosiklet, otobüs, kamyon, minibüs, dolmuş, taksi, karavan, kayık, sandal, motor, surat teknesi, yelkenli, yat, gemi, vapur, helikopter, uçaktır. 2.6.1.Kara Taşıt Araçları Araç: Karayolunda kullanılabilen motorlu, motorsuz ve özel amaçlı taşıtlar ile iş makineleri ve tarım veya orman traktörlerinin genel adıdır. Taşıt: Karayolunda insan, hayvan ve yük taşımaya yarayan araçlardır. Bunlardan makine gücü ile yürütülenlere “motorlu taşıt”, insan ve hayvan gücü ile yürütülenlere “motorsuz taşıt” denir. 330 Otomobil: Yapısı itibarıyla, sürücüsü dahil en çok dokuz oturma yeri olan ve insan taşımak için imal edilmiş bulunan motorlu araçtır. Motosiklet: İki veya üç tekerlekli, sepetli veya sepetsiz motorlu araçlardır. Bunlardan karoseri yük taşıyabilecek şekilde sandıklı veya özel biçimde yapılmış olan ve yolcu taşımalarında kullanılmayan üç tekerlekli motosikletlere yük motosikleti (triportör) denir. Otobüs: Yapısı itibarıyla sürücüsü dahil dokuzdan fazla oturma yeri olan ve insan taşımak için imal edilmiş olan motorlu araçtır. Troleybüsler de bu sınıfa dahildir. Yapısı itibarıyla sürücü koltuğu dışında sekizden fazla koltuğu olan ve azami yüklü ağırlığı 5.000 kilogramı geçmeyen otobüslere minibüs denir. Kamyon: İzin verilebilen azami yüklü ağırlığı 3.500 kilogramdan fazla olan ve yük taşımak için imal edilmiş motorlu taşıttır. Kamyonet: İzin verilebilen azami yüklü ağırlığı 3.500 kilogramı geçmeyen ve yük taşımak için imal edilmiş motorlu taşıttır. Dolmuş: Yolcu taşımaya yarayan otomobil, minibüs vb. küçük taşıt. Taksi: İlgili mevzuata göre yetkilendirilmiş ve taksimetre veya tarife ile belediye mücavir alanları içerisinde yolcu taşıyan ticari otomobildir. Kamp taşıtı: Yük taşımasında kullanılmayan; 329 330 3628 s. K, Md. 5, Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmelik, Md. 8/b-4, 2918 s.Karayolları Trafik Kanunu, 3/1-a 166 iç dizaynı tatil yapmaya uygun teçhizatlarla donatılmış, hizmet edebileceği kadar yolcu taşıyabilen motorlu taşıttır. 331 2.6.2.Deniz Taşıt Araçları Gemi: Su üstünde yüzen, insan ve yük taşımaya yarayan büyük taşıt, sefine. Vapur: Su buharı gücüyle çalışan gemi. Yat: Özel gezinti gemisi, Yelkenli: Yelkeni olan, yelkenle giden deniz veya göl taşıtı, yelken. Sürat teknesi: Bir tür küçük hızlı giden deniz taşıtı. Motor: Akaryakıtla işleyen deniz aracı. Sandal: İnsan taşıyacak biçimde yapılmış, kürekle yürütülen deniz teknesi. Kayık: Kürek veya yelkenle yürütülen ufak tekne. 2.6.3.Hava Taşıt Araçları Uçak: Kanatlarının altına havanın yaptığı basınç yardımıyla yükselip ilerleyebilen motorlu hava taşıtı, tayyare. Helikopter: Dik iniş ve çıkış yapabildiği için dar yerlerde de kullanılabilen, tepeden pervaneli uçan taşıt. Net aylık tutarının beş katını geçmeyen her türlü kara, deniz ve hava taşıt araçları ve velayeti altında olmayan onsekiz yaşını dolduran çocuklarına, ana, baba, kardeş ve diğer yakın akrabası ile boşandığı veya nikâhsız eşine ait her türlü kara, deniz ve hava taşıt araçları ile ilgili bildirim yapılmasına gerek bulunmamaktadır. Yani, her türlü kara, deniz ve hava taşıt araçların tamamı değil, net aylık tutarının beş katını geçenler bildirilecektir. Ayrı ayrı her türlü kara, deniz ve hava taşıt araçları, net aylığının beş katından az, ancak toplam her türlü kara, deniz ve hava taşıt araçları net aylığının beş katından fazla olan kişinin bu her türlü kara, deniz ve hava taşıt araçları bildirmesi zorunludur. Her türlü kara, deniz ve hava taşıt araçları, bildirim tarihindeki değerleri esas alınmak suretiyle beyan olunur. Konuya ilişkin yargının verdiği kararlar özet olarak şöyledir: 1- Sanığın …yılında bildirimde bulunması gereken aracın değerinin 3628 sayılı yasanın 5. maddesi gereğince kendisine yapılan aylık net ödemenin beş 331 2918 s.Karayolları Trafik Kanunu, 3/1-c 167 katından fazla olup olmadığı araştırılarak bildirim konusu olup olmayacağı tespit edilmesi gerekir. 332 2- Suça konu üç araca ait trafik dosyaları getirtilip alım satım tarihleri araştırılarak ne zaman beyannamelere konu edilebileceğinin saptanması, sanığın gelirleri ve şirket ortaklığının ayrı ayrı tespit edilerek diğer edinimlerinin maaşının 5 kat fazlası olup olmadığının araştırılması ve buna göre her bir eyleminin tespiti ile mal bildirimlerini vermesi gerektiği tarihlerin saptanması gerekir. 333 3- Sanık, Renault Megane marka otomobili babası adına Oyak kampanyasından aldığını, taksit ödememelerini babasının yaptığını, araç kendi adına kayıtlı olmakla birlikte fiilen kendisine ait olmaması nedeniyle beyan etmediğini, Fiat Albea marka otomobili ise, borcunu ödemediği için kredi veren banka tarafından haciz konması nedeniyle mülkiyetinde olmadığını düşünerek beyan etmediğini ileri sürmekte ve temyiz dilekçesinde belirtmekte ise de, 3628 sayılı Kanunun 5. maddesinde bildirim konusu olan malların kamu görevlisinin fiilen kullanımında olup olmaması bakımından bir ayrım yapılmadığı, borçlarında mal bildiriminde “Bölüm-7 Borç Alacak Bilgileri” hanesinde gösterilmesi gerektiği, ayrıca, beyan edilen mal veya nakitin nereden, hangi tarihte ve nasıl temin edildiğinin açıklanması yapılmak suretiyle belirtilebileceğinden, temyiz sebepleri kabule değer görülmemiştir. 4- Suç tarihinde yürürlükte bulunan mülga 765 sayılı TCK.nun 44. maddesindeki “Kanunu bilmemek mazeret sayılmaz” hükmü karşısında, sanığın kanunları tam olarak bilmediği için söz konusu …’yı .mal bildirimine yazmadığına yönelik temyiz sebeplerinde de haklılık görülmemiştir. 334 5- Suça konu üç araca ait trafik dosyaları getirtilip alım satım tarihleri araştırılarak ne zaman beyannamelere konu edilebileceğinin saptanması, sanığın gelirleri ve şirket ortaklığının ayrı ayrı tespit edilerek diğer edinimlerinin maaşının 5 kat fazlası olup olmadığı hususunun araştırılması ve buna göre her bir eyleminin tesbiti ile mal bildirimlerini vermesi gerektiği tarihlerin saptanmasından sonra TCK.nun 80. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunun tartışılması gerektiği gözetilmeden 335 Yargıtay 7.CD. 24.06.2004 t. ve E:2004/10108, K:2004/8772 s. K. (Uğur, s, 132.) Yargıtay 7. CD. 30.12.2003 t. ve E:2003/1327, 2003/13103 s.K. (Uğur, s, 132.) AY 3.D. 1.5.2007 t. ve E:2007/1055, K:2007/1052 s. K. (Uğur, s, 133.) 335 Yargıtay 7. CD. 30.12.2003t. ve, E:2003/1327, K:2003/13103 s. K. (Uğur, s, 173.) 332 333 334 168 6- Sanık aşamalardaki savunmalarında dava konusu aracın ağabeyi için alındığını ancak satıcıdan devri zamanında almadığını, araca haciz gelmesi üzerine zorunlu olarak vergi dairesindeki borcun kardeşi tarafından ödenerek aracın tescilinin kendisi üzerine yapıldığını gerçekte aracın kendisine ait olmadığını, bundan dolayı da mal beyanında göstermediğini belirttiği cihetle bu hususların araştırılmasından sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik soruşturmaya dayalı olarak hüküm kurulması, Sanığın 2000 yılında bildirimde bulunması gereken aracın değerinin 3628 sayılı yasanın 5. maddesi gereğince kendisine yapılan aylık net ödemenin beş katından fazla olup olmadığı araştırılarak bildirim konusu olup olamayacağı tespit edilmeden karar verilmesi 336 7- 3628 sayılı Kanunun 5. maddesinde öngörülen “Bu kanun kapsamına giren görevlilerin kendilerine, eşlerine ve velayetleri altındaki çocuklarına ait bulunan taşınmaz malları... mal bildiriminin konusunu teşkil eder” hüküm dikkate alınıp, sanığın daha evvel boşanmış olduğu eşine ve velayeti altında olmayan kızına ait mal varlıklarının 9.6.1998 tarihli mal bildiriminin konusunu oluşturmayacağı 337 8- Sanığın vermiş olduğu mal bildirimlerinde göstermediği iddia edilen, Ankara Gaziosmanpaşa semtindeki dairesinin iktisap tarihi ile evin kimin adına kayıtlı olduğunun tapu sicil kayıtlarından yoklanarak belgelerin dosyaya eklenmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Sanık tarafından verilen her üç beyannamede de 1 adet Mercedes marka araç gösterilmiş olup beyan dışı bıraktığı iddia edilen … plakalı Toros marka ve … plakalı Opel Vectra marka araçların sanık adına 1996 yılında tescil edildiği ve bu nedenle 1994-1995 yıllarına ait mal bildirimlerinde gösterilmesinin mümkün olamayacağı ve oğlu … adına 5.2.1996 tarihinde tescil edilen … plakalı Mercedes marka aracın ise bu tarihte reşit olan oğlu adına kayıtlı bulunması nedeniyle beyan zorunluluğu bulunmadığının nazara alınmaması, Hükmün gerekçesinde sanığın 1994 yılında Belediye Başkanı seçildiği sırada 17-18 milyar lira değerinde Türk parası, yabancı para ile menkulünün bulunduğu açıklanmış ise de buna ilişkin delillerin (banka kayıt ve belgelerin) nelerden ibaret bulunduğunun denetime olanak verecek şekilde gösterilmemesi, Sanık ve eşi adına kayıtlı bulunan gayrimenkullerden hangi gayrimenkullerin bildirilmediği hususunun her türlü 336 337 Yargıtay 7. CD. 24.6.2004 t ve, E:2004/10108, K:2004/8772 s. K. (Uğur, s, 188.) Yargıtay 7. CD. 7.7.2003 t. ve, E:2003/1322, K:2003/5799 s. K. (Uğur, s, 188.) 169 denetime olanak verecek şekilde tesbit edilmeden eksik araştırmaya dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi, yasaya aykırıdır. 338 9- Sanığın 2000 yılında verdiği 28.02.2000 tarihli mal bildiriminde, kendisine ait Batıkent’te konut, Kumburgaz’da apart daire, Bodrum, Gündoğan’da kooperatif ve 06 ... plakalı 1993 model Toyoto otomobili beyan etmiş olup, eşi …. tarafından 24.01.2000 tarihinde çalıştığı kuruma ...verilen beyannamede gösterilen İzmir-Üçkuyular ... parseldeki daireyi göstermemek suretiyle 3628 sayılı Kanunun 5’inci maddesine aykırı davrandığı sabittir. Ancak aynı Kanunun 12’nci maddesinde düzenlenen “Gerçeğe aykırı bildirimde bulunmak” suçunun oluşması için sanığın bu Kanunun amacına aykırı olarak mal bildirimini gerçeğe aykırı şekilde vermek kastının mevcudiyeti gerekmektedir. Sanığın aynı gün verdiği ilk beyannamede 2000 yılında da olduğu gibi eşine ait konutu göstermeyip, göstermesi gerektiğini öğrendikten hemen sonra verdiği beyannamede göstermiş olması da suç kastının bulunmadığını göstermektedir. 339 10- Sanığın, 30.4.1985 tarihli mal beyanında; 2.400.000 TL. para, 300.000 TL değerli bilezik ve iki tabanca, 21.5.1990 tarihli mal beyanında; Dikmen’de 40.000.000 TL değerli ev, 6.000.000 TL para, 3.600.000 TL. değerli 10 adet bilezik, iki adet tabanca, 24.8.1993 tarihli ek mal beyanında; 215.000.000 TL. değerinde Etlik’te daire, 8.7.1994 tarihli ek mal beyanında; 175.000.000 TL, 1993 model Renault Broadvay marka araç, 6.1.1995 tarihli mal beyanında; Etlik’te ve Dikmen’de daire, 1993 model Broadvay araç, 50.000.000 TL. para, 10 adet bilezik, iki adet tabanca, 25.1.2000 tarihli mal beyanında; Etlik ve Dikmen’de daire, 1993 model Broadvay araç, iki tabanca, 23.8.2000 vadeli 1.480.000.000 TL.’lik hazine bonosu, 19.4.2000 vadeli 5.325.000.000 TL’lik hazine bonosu, 2100 USD, 10 adet altın bilezik, 5.3.2004 tarihli ek bayanında; 2.3.2004 edinme tarihli 42.500.000 TL. değerli 2004 model Opel Astra marka otomobil, 18.1.2005 tarihli beyanında; Dikmen ve Etiler’de daire, Opel Astra marka otomobil, iki tabanca, 3.10.2005 vadeli 125.000.000.000 TL’lik hazine bonosu, 20 adet altın bilezik bildirimlerinde bulunduğu 14.2.2005 tarihli müfettişliğe verdiği mal beyanında; Çankaya ve Keçiören’de daire (1986 ve 1993 edinme tarihli) Opel marka araç, iki tabanca 3.10.2005 vadeli 125.000.000.000 TL’lik hazine bonosu ve 20 adet bilezik bildirmiştir. Sanığın bir oğlunun 12.10.1998 tarihinden itibaren bir şirkette çalıştığı, net maaşının 2004 yılı Eylül ayı itibariyle 608.620.000 TL. olduğu, diğer oğlunun … Belediyesinde 338 339 Yargıtay 7. CD. 11.10.1999 t. ve, E:1999/9424, K:1999/10212 s. K. (Uğur, s, 189.) AY3D, 11.01.2005 t. ve, E:2005/15, K:2005/15 s. K. (Uğur, s, 192.) 170 veteriner hekim olarak görev yaptığı 2004 yılı Ekim ayı itibariyle net maaşının 854.639.000 TL olduğu, gelininin ise 2004 yılı Aralık ayı net maaşının 474.000.000 TL. olduğu dosyada mevcut evrakla anlaşılmıştır. Sanığın oğullarından … tarafından 15.3.2004 tarihinde satın alınan Bursa Orhangazi İlçesi Hüdavendigar mahallesi … parsel’de kayıtlı taşınmaza ve diğer oğlu … tarafından 10.11.2004 tarihinde satın alınan Bursa Orhangazi ilçesi Çekirge mahallesi … parsele ait tapu kayıtları dosyada mevcut olup sanık bu dairelerin bir miktarının kendi parası bir miktarının oğullarının tasarrufuyla 18 milyar ve 73 milyara satın alındığını belirtmiştir. Sanığın bankalardaki hesaplarına ait tüm kayıtlar celbolunmuştur. Dairemizce tayin edilen üç kişilik-bilirkişi heyeti sundukları 7.8.2006 tarihli raporlarında; Sanığın 2000-2005 yılları arasında banka kredisi gibi bir borçlanma olmaksızın mal varlığında meydana gelen kayda değer artışa rağmen bu artış ve harcamalarının kaynak olarak gösterdiği (kendisinin ve çocuklarının maaşları ile iki evin kira bedelleri ve bankadaki paraların faizi) gelirlerinin birikim ve harcamaları ile orantılı olduğu, edinimlerinin haksız mal edinme niteliğinde oluşmadığı kanaatini bildirmişlerdir. Sanığın üzerine atılı müsnet suçu işlediğine dair dosyada iddiadan başka mahkumiyeti için yeterli kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden BERAATİNE 340 11- Müdahil vekilinin haksız mal edinme suçundan verilen beraat kararına yönelik temyizine göre yapılan incelemede; Sanığın 1995 ve 2000 tarihli mal bildirimlerinde gösterdiği Ankara Eryaman’daki ev ile bildirimde bulunmadığı İstanbul Üsküdar’da eşi adına kayıtlı evin raiç değeri araştırılıp, eşine ait Akbank Acıbadem Şubesindeki .. ve … no’lu döviz hesapları ile eşiyle müşterek olan Koçbank Bahariye şubesi vadeli ve vadesiz hesaplardaki 110.150 ve 69 USD. para gözetilip malvarlığının kaynağı olarak gösterilen kayınpederine ait ticari taksinin kayınpederi vefat etmeden önce 3.4.1995 tarihinde 190.000.000 TLye satıldığı da nazara alınarak yasal gelirleri ile mal varlığındaki aktif ve pasiflerin birlikte değerlendirilmesi suretiyle, konusunda uzman bilirkişiye incelettirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik soruşturma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi yasaya aykırıdır. 341 12- Sanık baştan beri değişmeyen beyanlarında -boş zamanlarında boyabadana işj ile uğraştığını, Büyükçekmece İlköğretim Okulu ve Bahçelievler Lisesi olmak üzere çeşitli okulların badana işini yaptığını sürücü kurslarında Milli Eğitim sınav sorumlusu olarak görev aldığını ve Bahçelievler Lisesinde 340 341 Yargıtay 7. CD. 15.11.2006 t. ve, E:2005/1, K:2006/1 s. K. (Uğur, s, 236.) Yargıtay 7. CD. 22.3.2007 t. ve, E:2004/19055, K:2007/1972 s. K. (Uğur, s, 240.) 171 kurslarda yöneticilik ve Bölge İdare Mahkemelerinde bilirkişilik yaparak evinin bir odasını kapatıp okullara ciltçilik yaparak ek gelir elde ettiğini savunması karşısında bu savunmaları da nazara alınarak ve değerlendirilerek adına kayıtlı bulunan taşınmaz mallar ile otomobilin edinme tarihi itibariyle değerleri tesbit edilerek edinim tarihinden önceki dönemde sanığın mal bildirimlerindeki aktifler yasal ve genel ahlaka uygun gelirleri karşılaştırılarak edinimlerin tamamının haksız mal edinme niteliğinde olup olmadığının konusunda uzman 3 kişilik bilirkişi heyetine tesbit ettirilmeden eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi 342 13- Sanık baştan beri değişmeyen savunmalarında eşinin hemşire olması nedeni ile boş zamanlarında sağlıkla ilgili faaliyetleri olduğu, kendisinin de memuriyet sıfatı ile resmi kayıtlı olmasa da ticari faaliyetleri bulunduğunu savunması karşısında bu savunmalarda nazara alınarak bu konuda idari soruşturma olup olmadığı da tesbit edilip kendisi ve eşinin adlarına kayıtlı bulunan taşınmaz mallar ile otomobilin edinme tarihleri itibarı ile değerleri tesbit edilerek, edinim tarihlerinden önceki dönemde sanığın mal bildirimlerindeki aktifler, özlük ve kadro durumu itibarı ile maaşı ve sınav komisyonlardaki görevleri nedeni ile aldığı ek ücretlerde nazara alınarak yasal ve genel ahlaka uygun tüm gelirleri karşılaştırılıp edinimlerinin tamamının haksız mal edinme niteliğinde olup olmadığının konusunda uzman üç kişilik bilirkişi heyetine tesbit ettirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve. takdiri gerektiğinin gözetilmemesi 343 2.7. ZİRAAT MAKİNELERİ 344 Mal beyanında bulunmakla yükümlü kişi kendisine, eşine ve velayeti altında bulunan ergin olmayan yani onsekiz yaşını doldurmayan çocuklarına ait olan ziraat makineleri ile ilgili net aylık tutarının beş katından fazla değer ve tutarındakiler ile ilgili beyanda bulunmak zorundadır. Ziraat makineleri; traktör, biçer-döver, harman makinesi ve diğer ziraat makineleridir. Tarım veya orman traktörü: Ana işlevi çekme gücü sağlamak olan ve tarım veya ormancılık alanlarında kullanılan aletleri çekmek, itmek, Yargıtay 7. CD. 4.7.2001 t. ve, E:2001/11007, K:2001/12591 s. K. (Uğur, s, 246.) Yargıtay 7. CD. 27.6.2001 t. ve, E:2001/4749, K:2001/12154 s. K. (Uğur, s, 246.) 344 3628 s. K, Md. 5, Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmelik, Md. 8/b-4 342 343 172 taşımak veya kullanmak için özel olarak tasarlanmış, yük ve yolcu da taşıyabilen en az iki dingilli, tekerlekli veya paletli, motorlu araçtır. 345 Net aylık tutarının beş katını geçmeyen ziraat makineleri ve velayeti altında olmayan onsekiz yaşını dolduran çocuklarına, ana, baba, kardeş ve diğer yakın akrabası ile boşandığı veya nikâhsız eşine ait ziraat makineleri ile ilgili bildirim yapılmasına gerek bulunmamaktadır. Yani, ziraat makinelerinin tamamı değil, net aylık tutarının beş katını geçenler bildirilecektir. Ayrı ayrı ziraat makineleri, net aylığının beş katından az, ancak toplam ziraat makineleri net aylığının beş katından fazla olan kişinin bu ziraat makineleri bildirmesi zorunludur. Ziraat makineleri, bildirim tarihindeki değerleri esas alınmak suretiyle beyan olunur. Konuya ilişkin yargının verdiği kararlar özet olarak şöyledir: 1- Suç tarihinde yürürlükte bulunan mülga 765 sayılı TCK.nun 44. maddesindeki “Kanunu bilmemek mazeret sayılmaz” hükmü karşısında, sanığın kanunları tam olarak bilmediği için söz konusu …’yı .mal bildirimine yazmadığına yönelik temyiz sebeplerinde de haklılık görülmemiştir. 346 2- 3628 sayılı Kanunun 5. maddesinde öngörülen “Bu kanun kapsamına giren görevlilerin kendilerine, eşlerine ve velayetleri altındaki çocuklarına ait bulunan taşınmaz malları... mal bildiriminin konusunu teşkil eder” hüküm dikkate alınıp, sanığın daha evvel boşanmış olduğu eşine ve velayeti altında olmayan kızına ait mal varlıklarının 9.6.1998 tarihli mal bildiriminin konusunu oluşturmayacağı 347 2.8. İNŞAAT VE İŞ MAKİNELERİ 348 Mal beyanında bulunmakla yükümlü kişi kendisine, eşine ve velayeti altında bulunan ergin olmayan yani onsekiz yaşını doldurmayan çocuklarına ait olan inşaat ve iş makineleri ile ilgili net aylık tutarının beş katından fazla değer ve tutarındakiler ile ilgili beyanda bulunmak zorundadır. 2918 s.Karayolları Trafik Kanunu, 3/1-c AY 3.D. 1.5.2007 t. ve E:2007/1055, K:2007/1052 s. K. (Uğur, s, 133.) Yargıtay 7. CD. 7.7.2003 t. ve, E:2003/1322, K:2003/5799 s. K. (Uğur, s, 188.) 348 3628 s. K, Md. 5, Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmelik, Md. 8/b-4 345 346 347 173 İnşaat ve iş makineleri; inşaat vinci, beton vibratör, perdah, betoniyer, kompaktör, asfalt kesme, harç arabası, tuğla sepeti, kalıp kelepçesi, demir kesme-bükme makinesi, dozer, ekskavatör, greyder, skreyper, yükleyici (loder), silindir, boru döşeyici ve diğer iş makineleridir. İş makinesi: Paletli veya madeni tekerlekli traktör, biçerdöver ve yol inşaat makineleri ile tarım, sanayi, bayındırlık, milli savunma ve benzeri iş ve hizmetlerde kullanılan, iş amacına göre üzerine çeşitli ekipmanlar monte edilmiş, karayolunda insan, hayvan, yük taşımasında kullanılamayan motorlu araçtır. 349 Net aylık tutarının beş katını geçmeyen inşaat ve iş makineleri ve velayeti altında olmayan onsekiz yaşını dolduran çocuklarına, ana, baba, kardeş ve diğer yakın akrabası ile boşandığı veya nikâhsız eşine ait inşaat ve iş makineleri ile ilgili bildirim yapılmasına gerek bulunmamaktadır. Yani, inşaat ve iş makinelerinin tamamı değil, net aylık tutarının beş katını geçenler bildirilecektir. Ayrı ayrı inşaat ve iş makineleri, net aylığının beş katından az, ancak toplam inşaat ve iş makineleri net aylığının beş katından fazla olan kişinin bu inşaat ve iş makineleri bildirmesi zorunludur. İnşaat ve iş makineleri, bildirim tarihindeki değerleri esas alınmak suretiyle beyan olunur. Konuya ilişkin yargının verdiği kararlar özet olarak şöyledir: 1- Suç tarihinde yürürlükte bulunan mülga 765 sayılı TCK.nun 44. maddesindeki “Kanunu bilmemek mazeret sayılmaz” hükmü karşısında, sanığın kanunları tam olarak bilmediği için söz konusu …’yı .mal bildirimine yazmadığına yönelik temyiz sebeplerinde de haklılık görülmemiştir. 350 2- 3628 sayılı Kanunun 5. maddesinde öngörülen “Bu kanun kapsamına giren görevlilerin kendilerine, eşlerine ve velayetleri altındaki çocuklarına ait bulunan taşınmaz malları... mal bildiriminin konusunu teşkil eder” hüküm dikkate alınıp, sanığın daha evvel boşanmış olduğu eşine ve velayeti altında olmayan kızına ait mal varlıklarının 9.6.1998 tarihli mal bildiriminin konusunu oluşturmayacağı 351 2918 s.Karayolları Trafik Kanunu, 3/1-c AY 3.D. 1.5.2007 t. ve E:2007/1055, K:2007/1052 s. K. (Uğur, s, 133.) 351 Yargıtay 7. CD. 7.7.2003 t. ve, E:2003/1322, K:2003/5799 s. K. (Uğur, s, 188.) 349 350 174 2.9. HAYVANLARI 352 Mal beyanında bulunmakla yükümlü kişi kendisine, eşine ve velayeti altında bulunan ergin olmayan yani onsekiz yaşını doldurmayan çocuklarına ait olan hayvanları ile ilgili net aylık tutarının beş katından fazla değer ve tutarındakiler ile ilgili beyanda bulunmak zorundadır. Hayvanları; küçükbaş (keçi, koyun, tavşan, kürk hayvanı), büyükbaş (sığır, manda, at, eşek, katır,), kümes (tavuk, hindi, kaz, ördek, bıldırcın, deve kuşu), su ürünü hayvanlar (tatlı su ve tuzlu su balıkları), kanatlı hayvanlar (arı, ipek böceği) gibi hayvanların üretilmesi, beslenmesi ve yetiştirmesidir. Büyükbaş hayvancılık: Sığırcılık, mandacılık, at, eşek ve katır yetiştiriciliğini kapsayan hayvancılık dalıdır. Süt ve besi sığırcılığı çeşitli ürünleri ile gerek insan beslenmesi ve sağlığı gerekse çeşitli endüstrilerini temin etmesiyle ülke ekonomilerinde önemli rol alır. Mandacılık, eski önemini kaybetmektedir ve hayvan sayısı giderek azalmaktadır. İş gücünden yararlanılan at, eşek, katırın, motorlu araçların gelişimiyle önemi ve hayvan sayıları azalmıştır. Küçükbaş hayvancılığı: Koyunculuk, keçicilik, tavşan ve kürk hayvanı yetiştiriciliğini kapsayan hayvancılık dalıdır. Su ürünleri yetiştiriciliği: Avcılık faaliyetinden ayrı olarak, tatlı ve tuzlu suların ayrılmış bir bölümünde veya oluşturulan gölet ve havuzlarında, balık ve diğer deniz hayvanlarının yetiştiriciliğini kapsayan hayvancılık dalıdır. Tatlı su hayvancılığında sazan ve alabalık başta gelmektedir. Kümes hayvancılığı: Tavukçuluk, hindicilik, kaz ve ördek yetiştiriciliği, bıldırcın yetiştiriciliği, deve kuşu yetiştiriciliği gibi kanatlı hayvanların yetiştiriciliğini kapsayan hayvancılık dalıdır. Etçi kümes hayvancılığı, kanatlı hayvanlardan et üretmek amacı ile yapılan faaliyetlerin bütününe denir. Arıcılık: bal arısının, bal, balmumu gibi ürünlerini elde etmek için yapılan yetiştiriciliğe denir. 3628 s. MBBRYMK,, Md. 5, Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmelik, Md. 8/b-4, http://tr.wikipedia.org/wiki/Hayvanc%C4%B1l%C4%B1k, ET: 13.04.2010 352 175 İpek böcekçiliği: ipek böceğinden ipek ipliği üretmek amacı ile yapılan yetiştiriciliğe denir. Net aylık tutarının beş katını geçmeyen hayvanları ve velayeti altında olmayan onsekiz yaşını dolduran çocuklarına, ana, baba, kardeş ve diğer yakın akrabası ile boşandığı veya nikâhsız eşine ait hayvanları ile ilgili bildirim yapılmasına gerek bulunmamaktadır. Yani, hayvanlarının tamamı değil, net aylık tutarının beş katını geçenler bildirilecektir. Ayrı ayrı hayvanları, net aylığının beş katından az, ancak toplam hayvanları net aylığının beş katından fazla olan kişinin bu hayvanları bildirmesi zorunludur. Hayvanları, bildirim tarihindeki değerleri esas alınmak suretiyle beyan olunur. Konuya ilişkin yargının verdiği kararlar özet olarak şöyledir: 1- Suç tarihinde yürürlükte bulunan mülga 765 sayılı TCK.nun 44. maddesindeki “Kanunu bilmemek mazeret sayılmaz” hükmü karşısında, sanığın kanunları tam olarak bilmediği için söz konusu …’yı .mal bildirimine yazmadığına yönelik temyiz sebeplerinde de haklılık görülmemiştir. 353 2- 3628 sayılı Kanunun 5. maddesinde öngörülen “Bu kanun kapsamına giren görevlilerin kendilerine, eşlerine ve velayetleri altındaki çocuklarına ait bulunan taşınmaz malları... mal bildiriminin konusunu teşkil eder” hüküm dikkate alınıp, sanığın daha evvel boşanmış olduğu eşine ve velayeti altında olmayan kızına ait mal varlıklarının 9.6.1998 tarihli mal bildiriminin konusunu oluşturmayacağı 354 2.10. KOLEKSİYONU 355 Mal beyanında bulunmakla yükümlü kişi kendisine, eşine ve velayeti altında bulunan ergin olmayan yani onsekiz yaşını doldurmayan çocuklarına ait olan koleksiyonu ile ilgili net aylık tutarının beş katından fazla değer ve tutarındakiler ile ilgili beyanda bulunmak zorundadır. Koleksiyonu; yerli ve yabancı pul, eski madeni para ve eski kâğıt para, hatıra para, jeton, madalya, fotoğraf, saat vs.dir. AY 3.D. 1.5.2007 t. ve E:2007/1055, K:2007/1052 s. K. (Uğur, s, 133.) Yargıtay 7. CD. 7.7.2003 t. ve, E:2003/1322, K:2003/5799 s. K. (Uğur, s, 188.) 355 3628 s. MBBRYMK, Md. 5, Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmelik, Md. 8/b-4 353 354 176 Güncel Türkçe sözlükte, “koleksiyon“ öğrenme, yarar sağlama veya zevk amacıyla bir araya getirilmiş ve özelliklerine göre sınıflara ayrılmış nesnelerin bütünü, derlem olarak, “koleksiyoncu“ koleksiyon yapmaya meraklı kimse, derlemci olarak tarif edilmiştir. 356 Net aylık tutarının beş katını geçmeyen koleksiyonu ve velayeti altında olmayan onsekiz yaşını dolduran çocuklarına, ana, baba, kardeş ve diğer yakın akrabası ile boşandığı veya nikâhsız eşine ait koleksiyonu ile ilgili bildirim yapılmasına gerek bulunmamaktadır. Yani, koleksiyonunun tamamı değil, net aylık tutarının beş katını geçenler bildirilecektir. Ayrı ayrı koleksiyonu, net aylığının beş katından az, ancak toplam koleksiyonu net aylığının beş katından fazla olan kişinin bu koleksiyonu bildirmesi zorunludur. Koleksiyonu, bildirim tarihindeki değerleri esas alınmak suretiyle beyan olunur. Konuya ilişkin yargının verdiği kararlar özet olarak şöyledir: 1- Suç tarihinde yürürlükte bulunan mülga 765 sayılı TCK.nun 44. maddesindeki “Kanunu bilmemek mazeret sayılmaz” hükmü karşısında, sanığın kanunları tam olarak bilmediği için söz konusu …’yı .mal bildirimine yazmadığına yönelik temyiz sebeplerinde de haklılık görülmemiştir. 357 2- 3628 sayılı Kanunun 5. maddesinde öngörülen “Bu kanun kapsamına giren görevlilerin kendilerine, eşlerine ve velayetleri altındaki çocuklarına ait bulunan taşınmaz malları... mal bildiriminin konusunu teşkil eder” hüküm dikkate alınıp, sanığın daha evvel boşanmış olduğu eşine ve velayeti altında olmayan kızına ait mal varlıklarının 9.6.1998 tarihli mal bildiriminin konusunu oluşturmayacağı 358 2.11. EV EŞYALARI Mal beyanında bulunmakla yükümlü kişi kendisine, eşine ve velayeti altında bulunan ergin olmayan yani onsekiz yaşını doldurmayan çocuklarına ait olan ev eşyaları ile ilgili net aylık tutarının beş katından fazla değer ve tutarındakiler ile ilgili beyanda bulunmak zorundadır. 356 Güncel Türkçe Sözlük, TDK. AY 3.D. 1.5.2007 t. ve E:2007/1055, K:2007/1052 s. K. (Uğur, s, 133.) 358 Yargıtay 7. CD. 7.7.2003 t. ve, E:2003/1322, K:2003/5799 s. K. (Uğur, s, 188.) 357 177 Ev eşyaları; antika eşyalar, kıymetli tablolar, kıymetli cihazlardır. Antika: Maddi değeri olan eski eşya demektir. Bir eşyanın ya da sanat yapıtının “antika” sayılabilmesi için yaşlı olmasının yanında az bulunur özellikte olması gerekir. Ne var ki her eski eşya da antika sayılmaz. Bazı antika eşyalar şunlardır: Cam eşya, saatler, metal eşya, mobilya, seramik ve porselen eşya, halı ve kilim, eski gümüş, eski mobilyalar, eski halı, eski kilim, eski işlemeli bez, eski kadife bez, eski yatak örtüleri, eski bakır eşyalar, eski avizeler, eski tablolar, eski resimler, eski kartpostallar, efemeralar, pul, eski paralar, eski radyo, eski telefon, eski daktilo, eski mekanik eşyalar, eski el yazması kitaplar, eski çizgi romanlar, eski taş plak, eski plak ve pikaplar, eski askeri kıyafetler, eski kılıç, eski kama, eski madalya ve nişanlardır. 359 Kıymetli tablolar: Bez, tahta, kâğıt vb. maddeler üzerine yapılmış yağlı boya, sulu boya, pastel veya kara kalem resimlerin değerli ressamların yapmış olduğu tablolar. Kıymetli cihazlar: Ev eşyası olarak kullanılan elektrikli, elektronik veya dijital aletler. Net aylık tutarının beş katını geçmeyen ev eşyaları ve velayeti altında olmayan onsekiz yaşını dolduran çocuklarına, ana, baba, kardeş ve diğer yakın akrabası ile boşandığı veya nikâhsız eşine ait ev eşyaları ile ilgili bildirim yapılmasına gerek bulunmamaktadır. Yani, ev eşyalarının tamamı değil, net aylık tutarının beş katını geçenler bildirilecektir. Ayrı ayrı ev eşyaları, net aylığının beş katından az, ancak toplam ev eşyaları net aylığının beş katından fazla olan kişinin bu ev eşyaları bildirmesi zorunludur. Ev eşyaları, bildirim tarihindeki değerleri esas alınmak suretiyle beyan olunur. Konuya ilişkin yargının verdiği kararlar özet olarak şöyledir: 1- Suç tarihinde yürürlükte bulunan mülga 765 sayılı TCK.nun 44. maddesindeki “Kanunu bilmemek mazeret sayılmaz” hükmü karşısında, 359 http://tr.wikipedia.org/wiki/Antika. ET: 16.04.2010 178 sanığın kanunları tam olarak bilmediği için söz konusu …’yı .mal bildirimine yazmadığına yönelik temyiz sebeplerinde de haklılık görülmemiştir. 360 2- 3628 sayılı Kanunun 5. maddesinde öngörülen “Bu kanun kapsamına giren görevlilerin kendilerine, eşlerine ve velayetleri altındaki çocuklarına ait bulunan taşınmaz malları... mal bildiriminin konusunu teşkil eder” hüküm dikkate alınıp, sanığın daha evvel boşanmış olduğu eşine ve velayeti altında olmayan kızına ait mal varlıklarının 9.6.1998 tarihli mal bildiriminin konusunu oluşturmayacağı 361 2.12. DİĞER TAŞINIR MALLARI 362 Mal beyanında bulunmakla yükümlü kişi kendisine, eşine ve velayeti altında bulunan ergin olmayan yani onsekiz yaşını doldurmayan çocuklarına ait olan diğer taşınır malları ile ilgili net aylık tutarının beş katından fazla değer ve tutarındakiler ile ilgili beyanda bulunmak zorundadır. Diğer taşınır malları; silah (tabanca, tüfek, bıçak, kılıç), kamara, fotoğraf makinası, telefon, bilgisayar, note-book, vs.dir. Silah: İnsanların ve toplumların bir başka insana veya toplumlara karşı savunma ve saldırı amaçlı kullandığı bir araçtır. Ateşsiz yaralayıcı ve ölümcül silahlar; Gürz, bıçak, kılıç, mızrak, kargı, kırbaç, yay, cirit, bumerang, kalkan, zırh, mancınık, koçbaşı, hançer, balta, kama, kılıç, Meç, şimşir, gaddare, yatağan, Mancınık, kasatura. Ateşli silahlar; tabanca, tüfek, bombaatar, top, obüs, havan. 363 Kamera: Sinema, televizyon, fotoğrafçılıkta görüntüyü kaydeden alet, cihaz. Hareket ediyormuş sanısı uyandıran görüntüler kaydetmek için kullanılan aygıt. (Film kamerası.) Durağan görüntü kaydetmek (fotoğraf çekmek) için kullanılan aygıt. Bilgisayar üzerinden görüntü yollamaya yarayan bilgisayar donanımı, Webcam. Fotoğraf makinesı: Fotoğraf çekmekte kullanılan aygıt. Telefon: Birbirinden uzakta bulunan iki kişinin konuşmasını sağlayan aygıt, Bilgisayar: Bilgi depolayan, bu bilgiye bir dizi mantıksal işlem uygulayan ve istenildiğinde bu işlemlerin sonucunu bilgi olarak sunan elektronik aygıt. 364 AY 3.D. 1.5.2007 t. ve E:2007/1055, K:2007/1052 s. K. (Uğur, s, 133.) Yargıtay 7. CD. 7.7.2003 t. ve, E:2003/1322, K:2003/5799 s. K. (Uğur, s, 188.) 362 3628 s. MBBRYMK, Md. 5, Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmelik, Md. 8/b-4 363 http://tr.wikipedia.org/wiki/Silah#Ate.silahlar ET: 16.04.2010 364 http://tr.wikipedia.org/wiki/Kamera ET: 17.04.2010 360 361 179 Net aylık tutarının beş katını geçmeyen diğer taşınır malları ve velayeti altında olmayan onsekiz yaşını dolduran çocuklarına, ana, baba, kardeş ve diğer yakın akrabası ile boşandığı veya nikâhsız eşine ait diğer taşınır malları ile ilgili bildirim yapılmasına gerek bulunmamaktadır. Yani, diğer taşınır mallarının tamamı değil, net aylık tutarının beş katını geçenler bildirilecektir. Ayrı ayrı diğer taşınır malları, net aylığının beş katından az, ancak toplam diğer taşınır malları net aylığının beş katından fazla olan kişinin bu diğer taşınır malları bildirmesi zorunludur. Diğer taşınır malları, bildirim tarihindeki değerleri esas alınmak suretiyle beyan olunur. Konuya ilişkin yargının verdiği kararlar özet olarak şöyledir: 1- Suç tarihinde yürürlükte bulunan mülga 765 sayılı TCK.nun 44. maddesindeki “Kanunu bilmemek mazeret sayılmaz” hükmü karşısında, sanığın kanunları tam olarak bilmediği için söz konusu …’yı .mal bildirimine yazmadığına yönelik temyiz sebeplerinde de haklılık görülmemiştir. 365 2- 3628 sayılı Kanunun 5. maddesinde öngörülen “Bu kanun kapsamına giren görevlilerin kendilerine, eşlerine ve velayetleri altındaki çocuklarına ait bulunan taşınmaz malları... mal bildiriminin konusunu teşkil eder” hüküm dikkate alınıp, sanığın daha evvel boşanmış olduğu eşine ve velayeti altında olmayan kızına ait mal varlıklarının 9.6.1998 tarihli mal bildiriminin konusunu oluşturmayacağı 366 3- Sanığın, 30.4.1985 tarihli mal beyanında; 2.400.000 TL. para, 300.000 TL değerli bilezik ve iki tabanca, 21.5.1990 tarihli mal beyanında; Dikmen’de 40.000.000 TL değerli ev, 6.000.000 TL para, 3.600.000 TL. değerli 10 adet bilezik, iki adet tabanca, 24.8.1993 tarihli ek mal beyanında; 215.000.000 TL. değerinde Etlik’te daire, 8.7.1994 tarihli ek mal beyanında; 175.000.000 TL, 1993 model Renault Broadvay marka araç, 6.1.1995 tarihli mal beyanında; Etlik’te ve Dikmen’de daire, 1993 model Broadvay araç, 50.000.000 TL. para, 10 adet bilezik, iki adet tabanca, 25.1.2000 tarihli mal beyanında; Etlik ve Dikmen’de daire, 1993 model Broadvay araç, iki tabanca, 23.8.2000 vadeli 1.480.000.000 TL.’lik hazine bonosu, 19.4.2000 vadeli 5.325.000.000 TL’lik hazine bonosu, 2100 USD, 10 adet altın bilezik, 5.3.2004 tarihli ek bayanında; 2.3.2004 edinme tarihli 42.500.000 TL. değerli 2004 model Opel Astra marka 365 366 AY 3.D. 1.5.2007 t. ve E:2007/1055, K:2007/1052 s. K. (Uğur, s, 133.) Yargıtay 7. CD. 7.7.2003 t. ve, E:2003/1322, K:2003/5799 s. K. (Uğur, s, 188.) 180 otomobil, 18.1.2005 tarihli beyanında;Dikmen ve Etiler’de daire, Opel Astra marka otomobil, iki tabanca, 3.10.2005 vadeli 125.000.000.000 TL’lik hazine bonosu, 20 adet altın bilezik bildirimlerinde bulunduğu 14.2.2005 tarihli müfettişliğe verdiği mal beyanında; Çankaya ve Keçiören’de daire (1986 ve 1993 edinme tarihli) Opel marka araç, iki tabanca 3.10.2005 vadeli 125.000.000.000 TL’lik hazine bonosu ve 20 adet bilezik bildirmiştir. Sanığın bir oğlunun 12.10.1998 tarihinden itibaren bir şirkette çalıştığı, net maaşının 2004 yılı Eylül ayı itibariyle 608.620.000 TL. olduğu, diğer oğlunun Bursa Belediyesinde veteriner hekim olarak görev yaptığı 2004 yılı Ekim ayı itibariyle net maaşının 854.639.000 TL olduğu, gelininin ise 2004 yılı Aralık ayı net maaşının 474.000.000 TL. olduğu dosyada mevcut evrakla anlaşılmıştır. Sanığın oğullarından …. tarafından 15.3.2004 tarihinde satın alınan Bursa Orhangazi İlçesi Hüdavendigar mahallesi … parsel’de kayıtlı taşınmaza ve diğer oğlu …. tarafından 10.11.2004 tarihinde satın alınan Bursa Orhangazi ilçesi Çekirge mahallesi … parsele ait tapu kayıtları dosyada mevcut olup sanık bu dairelerin bir miktarının kendi parası bir miktarının oğullarının tasarrufuyla 18 milyar ve 73 milyara satın alındığını belirtmiştir. Sanığın bankalardaki hesaplarına ait tüm kayıtlar celbolunmuştur. Dairemizce tayin edilen üç kişilik-bilirkişi heyeti sundukları 7.8.2006 tarihli raporlarında; … 2000-2005 yılları arasında banka kredisi gibi bir borçlanma olmaksızın mal varlığında meydana gelen kayda değer artışa rağmen bu artış ve harcamalarının kaynak olarak gösterdiği (kendisinin ve çocuklarının maaşları ile iki evin kira bedelleri ve bankadaki paraların faizi) gelirlerinin birikim ve harcamaları ile orantılı olduğu, edinimlerinin haksız mal edinme niteliğinde oluşmadığı kanaatini bildirmişlerdir. Sanığın üzerine atılı müsnet suçu işlediğine dair dosyada iddiadan başka mahkumiyeti için yeterli kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden BERAATİNE 367 2.13. HAKLARI 368 Mal beyanında bulunmakla yükümlü kişi kendisine, eşine ve velayeti altında bulunan ergin olmayan yani onsekiz yaşını doldurmayan çocuklarına ait olan hakları ile ilgili net aylık tutarının beş katından fazla değer ve tutarındakiler ile ilgili beyanda bulunmak zorundadır. Hakları; ihtira beratı, patent, alâmetifarika (tescilli marka, ticari marka, amblem) ve telif hakları (kitap, makale, resim, fotoğraf gibi)dır. 367 368 Yargıtay 7. CD. 15.11.2006 t. ve, E:2005/1, K:2006/1 s. K. (Uğur, s, 236.) 3628 s. MBBRYMK, Md. 5, Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmelik, Md. 8/b-5 181 İhtira beratı: Bilinen araç, gereçlerle ve yaratıcı güçle yeni bir şey bulana, bulduğu şeyden bir süre yalnız kendisinin yararlanması için devletçe verilen belge; Patent. Patent (Buluş belgesi): Ürün veya buluş sahibine, icat ettiği ürünün satışı, pazarlanması, çoğaltılması, bir benzerinin üretilmesi gibi alanlarda ayrıcalıklar getiren resmî bir belge ve unvandır. Türkiye‘de patent verme yetkisi, Türk Patent Enstitüsü‘ne aittir. Alâmetifarika: Bir ticaret hukuku terimi olup ticari bir malı diğer benzerlerinden ayırmaya yarayan işaret, özellik anlamına gelir. Tescilli marka, ticari marka veya amblem gibi isimler de bu anlamda kullanılabilirler. Telif hakkı: Herhangi bir bilgi veya düşünce ürününün kullanılması ve yayılması ile ilgili hakların, yasalarla belirli kişilere verilmesidir. Kısaca, orijinal bir yaratının kopyalanmasına veya kullanılmasına izin verme hakkıdır. Telif hakkı, genellikle belirli bir süre için geçerlidir. Sembolü çember içinde bir “C“ harfidir, © harfi üzerinde bulunduğu yaratının telif haklarının korunduğunu belirtir ve İngilizce “copyright“ kelimesini ifade eder. Net aylık tutarının beş katını geçmeyen hakları ve velayeti altında olmayan onsekiz yaşını dolduran çocuklarına, ana, baba, kardeş ve diğer yakın akrabası ile boşandığı veya nikâhsız eşine ait hakları ile ilgili bildirim yapılmasına gerek bulunmamaktadır. Yani, haklarının tamamı değil, net aylık tutarının beş katını geçenler bildirilecektir. Ayrı ayrı hakları, net aylığının beş katından az, ancak toplam hakları net aylığının beş katından fazla olan kişinin bu hakları bildirmesi zorunludur. Hakları, bildirim tarihindeki değerleri esas alınmak suretiyle beyan olunur. Konuya ilişkin yargının verdiği kararlar özet olarak şöyledir: 1- Suç tarihinde yürürlükte bulunan mülga 765 sayılı TCK.nun 44. maddesindeki “Kanunu bilmemek mazeret sayılmaz” hükmü karşısında, sanığın kanunları tam olarak bilmediği için söz konusu …’yı .mal bildirimine yazmadığına yönelik temyiz sebeplerinde de haklılık görülmemiştir. 369 369 AY 3.D. 1.5.2007 t. ve E:2007/1055, K:2007/1052 s. K. (Uğur, s, 133.) 182 2- 3628 sayılı Kanunun 5. maddesinde öngörülen “Bu kanun kapsamına giren görevlilerin kendilerine, eşlerine ve velayetleri altındaki çocuklarına ait bulunan taşınmaz malları... mal bildiriminin konusunu teşkil eder” hüküm dikkate alınıp, sanığın daha evvel boşanmış olduğu eşine ve velayeti altında olmayan kızına ait mal varlıklarının 9.6.1998 tarihli mal bildiriminin konusunu oluşturmayacağı 370 2.14. ALACAKLARI 371 Mal beyanında bulunmakla yükümlü kişi kendisine, eşine ve velayeti altında bulunan ergin olmayan yani onsekiz yaşını doldurmayan çocuklarına ait olan alacakları ile ilgili net aylık tutarının beş katından fazla değer ve tutarındakiler ile ilgili beyanda bulunmak zorundadır. Alacakları; bir hesap gereğince alınacak olan para, mal ve bu alacağın kaynağıdır. Alacak: Bir hesap gereğince daha alınmamış olan para, mal vb. şey, matlup, verecek karşıtı. Alınması gerekli şey. Bir paranın ödenmesi, bir malın teslimi veya bir işin görülmesini karşı taraftan isteme hakkı. Vadeli alacak: Ticari ilişkilerde alacaklının, borçlunun ödemeyi belirli bir süre sonra yerine getireceği durumlarda yararlanacağı, sözleşmeyle veya kanunen belirlenmiş kıymetli evraktır. Çek ve senet (bono) olmak üzere iki türü vardır. Çek: Kıymetli evrak niteliğine sahip bir kambiyo senedi olup, bir havalenin ödenmesi için çıkarılan teyit emri. Çek, bir borç senedi ya da senetlerde olduğu gibi belli bir süre sonunda senet bedelinin ödenmesi vaadi değildir. Çekler, ancak bankalar üzerine keşide edilebilir ve çek olarak bankalarca çıkarılan çek karneleri kullanılabilir. Bankalar dışında bir kimse üzerine çek keşidesi, havale niteliğindedir ve bu durumda çeklere ilişkin kurallar uygulanmaz. Çek düzenleyen sahibine “keşideci”, çekin muhatabı ve meblağı alacak kişiye “lehdar”, ödeme yapacak olan tarafa da “muhatap” denir. Bankada bir karşılığı olmadan düzenlenen çeklere “karşılıksız çek“ denir. Çekin üzerinde lehdarın adı yazılı ise “nama yazılı çek”, lehdarın adı bulunmuyorsa “hamiline çek” denir. Hamiline çek, (hamil:taşıyıcı) çeke sahip olan kişiye ödenir. Türkiye’de 370 371 Yargıtay 7. CD. 7.7.2003 t. ve, E:2003/1322, K:2003/5799 s. K. (Uğur, s, 188.) 3628 s. MBBRYMK, Md. 5, Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmelik, Md. 8/b-6 183 çekler vadeli bir ödeme aracıdır, belli bir süre sonunda bedelinin ödeme vaadidir, ödenmediğinde çok ağır hapis cezaları öngörülmüştür. Senet: İktisadi mahiyeti itibari ile kredi vasıtasıdır. Ayrıca ödeme, ispat ve teminat vasıtası olarak da kullanılır. Senet, piyasada halk arasındaki bono adı yerine kullanılan bir vadeli alacak terimidir. Net aylık tutarının beş katını geçmeyen alacakları ve velayeti altında olmayan onsekiz yaşını dolduran çocuklarına, ana, baba, kardeş ve diğer yakın akrabası ile boşandığı veya nikâhsız eşine ait alacakları ile ilgili bildirim yapılmasına gerek bulunmamaktadır. Yani, alacakların tamamı değil, net aylık tutarının beş katını geçenler bildirilecektir. Ayrı ayrı alacakları, net aylığının beş katından az, ancak toplam alacakları net aylığının beş katından fazla olan kişinin bu alacakları bildirmesi zorunludur. Alacakları, bildirim tarihindeki değerleri esas alınmak suretiyle beyan olunur. Konuya ilişkin yargının verdiği kararlar özet olarak şöyledir: 1- Suç tarihinde yürürlükte bulunan mülga 765 sayılı TCK.nun 44. maddesindeki “Kanunu bilmemek mazeret sayılmaz” hükmü karşısında, sanığın kanunları tam olarak bilmediği için söz konusu …’yı .mal bildirimine yazmadığına yönelik temyiz sebeplerinde de haklılık görülmemiştir. 372 2- ...gerçeğe aykırı mal bildiriminde bulunma suçuna gelince; Sanığın, 30.09.1999 ve 05.10.1999 tarihlerinde …’tan aldığı borçlarla ilgili olarak …’un tanık sıfatıyla dinlenerek alacak-borç ilişkisinin bulunup bulunmadığı, var ise ödeme süresi ve miktarı konusunda beyanının tespitinden sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik soruşturma ile yazılı şekilde hüküm tesisi, 373 3- 3628 sayılı Kanunun 5. maddesinde öngörülen “Bu kanun kapsamına giren görevlilerin kendilerine, eşlerine ve velayetleri altındaki çocuklarına ait bulunan taşınmaz malları... mal bildiriminin konusunu teşkil eder” hüküm dikkate alınıp, sanığın daha evvel boşanmış olduğu eşine ve velayeti altında olmayan kızına ait mal varlıklarının 9.6.1998 tarihli mal bildiriminin konusunu oluşturmayacağı 374 AY 3.D. 1.5.2007 t. ve E:2007/1055, K:2007/1052 s. K. (Uğur, s, 133.) Yargıtay 7. CD. 12.3.2007 t. ve, E:2004/2012, K:2007/1547 s. K. (Uğur, s, 185.) 374 Yargıtay 7. CD. 7.7.2003 t. ve, E:2003/1322, K:2003/5799 s. K. (Uğur, s, 188.) 372 373 184 2.15. BORÇLARI 375 Mal beyanında bulunmakla yükümlü kişi kendisine, eşine ve velayeti altında bulunan ergin olmayan yani onsekiz yaşını doldurmayan çocuklarına ait olan borçları ile ilgili net aylık tutarının beş katından fazla değer ve tutarındakiler ile ilgili beyanda bulunmak zorundadır. Borçları; geri verilmek üzere alınan veya ödenecek olan para, mal ve bu borcun sebebidir. Borç: Geri verilmek üzere alınan veya ödenmesi gerekli para, başka bir şeydir. Alacaklı ve borçlu adı verilen iki taraf arasında meydana gelen ve borçlu olan tarafın alacaklıya karşı belli bir davranış biçiminde (edimde) bulunmakla yükümlü olduğu, alacaklının da borçludan bu davranış biçiminin yerine getirilmesini isteyebileceği (ifayı talep edebileceği) hukuksal bir bağdır. Borcun kaynakları, taraflar arasında bir borç ilişkisi doğmasına yol açan olaylar, olgulardır. Akitden doğan borçlar; bir hukuki işlemden doğan borçlardır. Hukuki işlem, hukuki bir sonuç doğurmak amacıyla, irade beyanında bulunmaktır. Net aylık tutarının beş katını geçmeyen borçları ve velayeti altında olmayan onsekiz yaşını dolduran çocuklarına, ana, baba, kardeş ve diğer yakın akrabası ile boşandığı veya nikâhsız eşine ait borçları ile ilgili bildirim yapılmasına gerek bulunmamaktadır. Yani, borçların tamamı değil, net aylık tutarının beş katını geçenler bildirilecektir. Ayrı ayrı borçları, net aylığının beş katından az, ancak toplam borçları net aylığının beş katından fazla olan kişinin bu borçları bildirmesi zorunludur. Borçları, bildirim tarihindeki değerleri esas alınmak suretiyle beyan olunur. Konuya ilişkin yargının verdiği kararlar özet olarak şöyledir: 1- 3628 sayılı Yasanın 5. maddesine göre, sanık….nın maaşının tespiti yapılarak şikayet konusu borçlarının bu madde kapsamında mal bildiriminin konusunu teşkil edip etmeyeceği belirlenmesi gerekir. 376 375 376 3628 s. MBBRYMK, Md. 5, Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmelik, Md. 8/b-7 Yargıtay 7. CD. 09.12.2003 tarih ve E:2003/3503, K:2003/11970 s. K. (Uğur, s, 132.) 185 2- Yasa ve yönetmelik, bildirilmesi gerekli olan borç, alacak ve diğer haklar için net aylık gelirinin beş katından fazla değer ve tutarı, kendisine aylık ödenmeyenler için de benzer bir ölçüyü esas almıştır. Bu miktarın üstünde olan her hak ve borcun kendi içindeki toplamlarının bildirilmesi zorunluluğu yasada “…beş katından fazla tutarındaki her biri için ayrı ayrı olmak üzere…”, yönetmelikte ise “…ayrı ayrı toplam değerleri…” şeklinde ifade edildiğinden, ayrı ayrı borçları, net aylığının beş katından az, ancak toplam borcu net aylığının beş katından fazla olan kişinin mal bildirimi formunda bu borcu bildirmesi zorunludur. 377 3- Sanık, Renault Megane marka otomobili babası adına Oyak kampanyasından aldığını, taksit ödememelerini babasının yaptığını, araç kendi adına kayıtlı olmakla birlikte fiilen kendisine ait olmaması nedeniyle beyan etmediğini, Fiat Albea marka otomobili ise, borcunu ödemediği için kredi veren banka tarafından haciz konması nedeniyle mülkiyetinde olmadığını düşünerek beyan etmediğini ileri sürmekte ve temyiz dilekçesinde belirtmekte ise de, 3628 sayılı Kanunun 5. maddesinde bildirim konusu olan malların kamu görevlisinin fiilen kullanımında olup olmaması bakımından bir ayrım yapılmadığı, borçlarında mal bildiriminde “Bölüm-7 Borç Alacak Bilgileri” hanesinde gösterilmesi gerektiği, ayrıca, beyan edilen mal veya nakitin nereden, hangi tarihte ve nasıl temin edildiğinin açıklanması yapılmak suretiyle belirtilebileceğinden, temyiz sebepleri kabule değer görülmemiştir.Suç tarihinde yürürlükte bulunan mülga 765 sayılı TCK.nun 44. maddesindeki “Kanunu bilmemek mazeret sayılmaz” hükmü karşısında, sanığın kanunları tam olarak bilmediği için söz konusu …’yı .mal bildirimine yazmadığına yönelik temyiz sebeplerinde de haklılık görülmemiştir. 378 4- ...gerçeğe aykırı mal bildiriminde bulunma suçuna gelince; Sanığın, 30.09.1999 ve 05.10.1999 tarihlerinde …’tan aldığı borçlarla ilgili olarak …’un tanık sıfatıyla dinlenerek alacak-borç ilişkisinin bulunup bulunmadığı, var ise ödeme süresi ve miktarı konusunda beyanının tespitinden sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik soruşturma ile yazılı şekilde hüküm tesisi, 379 5- 3628 sayılı Kanunun 5. maddesinde öngörülen “Bu kanun kapsamına giren görevlilerin kendilerine, eşlerine ve velayetleri altındaki çocuklarına ait bulunan taşınmaz malları... mal bildiriminin konusunu teşkil eder” hüküm dikkate alınıp, sanığın daha evvel boşanmış olduğu eşine ve velayeti altında Danıştay Birinci Dairesinin 22.01.1991 tarih ve E:1991/3, K:1991/7 sayılı kararı. AY 3.D. 1.5.2007 t. ve E:2007/1055, K:2007/1052 s. K. (Uğur, s, 133.) 379 Yargıtay 7. CD. 12.3.2007 t. ve, E:2004/2012, K:2007/1547 s. K. (Uğur, s, 185.) 377 378 186 olmayan kızına ait mal varlıklarının 9.6.1998 tarihli mal bildiriminin konusunu oluşturmayacağı 380 6- Sanığın, 30.4.1985 tarihli mal beyanında; 2.400.000 TL. para, 300.000 TL değerli bilezik ve iki tabanca, 21.5.1990 tarihli mal beyanında; Dikmen’de 40.000.000 TL değerli ev, 6.000.000 TL para, 3.600.000 TL. değerli 10 adet bilezik, iki adet tabanca, 24.8.1993 tarihli ek mal beyanında; 215.000.000 TL. değerinde Etlik’te daire, 8.7.1994 tarihli ek mal beyanında; 175.000.000 TL, 1993 model Renault Broadvay marka araç, 6.1.1995 tarihli mal beyanında; Etlik’te ve Dikmen’de daire, 1993 model Broadvay araç, 50.000.000 TL. para, 10 adet bilezik, iki adet tabanca, 25.1.2000 tarihli mal beyanında; Etlik ve Dikmen’de daire, 1993 model Broadvay araç, iki tabanca, 23.8.2000 vadeli 1.480.000.000 TL.’lik hazine bonosu, 19.4.2000 vadeli 5.325.000.000 TL’lik hazine bonosu, 2100 USD, 10 adet altın bilezik, 5.3.2004 tarihli ek bayanında; 2.3.2004 edinme tarihli 42.500.000 TL. değerli 2004 model Opel Astra marka otomobil, 18.1.2005 tarihli beyanında;Dikmen ve Etiler’de daire, Opel Astra marka otomobil, iki tabanca, 3.10.2005 vadeli 125.000.000.000 TL’lik hazine bonosu, 20 adet altın bilezik bildirimlerinde bulunduğu 14.2.2005 tarihli müfettişliğe verdiği mal beyanında; Çankaya ve Keçiören’de daire (1986 ve 1993 edinme tarihli) Opel marka araç, iki tabanca 3.10.2005 vadeli 125.000.000.000 TL’lik hazine bonosu ve 20 adet bilezik bildirmiştir. Sanığın bir oğlunun 12.10.1998 tarihinden itibaren bir şirkette çalıştığı, net maaşının 2004 yılı Eylül ayı itibariyle 608.620.000 TL. olduğu, diğer oğlunun Bursa Belediyesinde veteriner hekim olarak görev yaptığı 2004 yılı Ekim ayı itibariyle net maaşının 854.639.000 TL olduğu, gelininin ise 2004 yılı Aralık ayı net maaşının 474.000.000 TL. olduğu dosyada mevcut evrakla anlaşılmıştır. Sanığın oğullarından …. tarafından 15.3.2004 tarihinde satın alınan Bursa Orhangazi İlçesi Hüdavendigar mahallesi … parsel’de kayıtlı taşınmaza ve diğer oğlu …. tarafından 10.11.2004 tarihinde satın alınan Bursa Orhangazi ilçesi Çekirge mahallesi … parsele ait tapu kayıtları dosyada mevcut olup sanık bu dairelerin bir miktarının kendi parası bir miktarının oğullarının tasarrufuyla 18 milyar ve 73 milyara satın alındığını belirtmiştir. Sanığın bankalardaki hesaplarına ait tüm kayıtlar celbolunmuştur. Dairemizce tayin edilen üç kişilik-bilirkişi heyeti sundukları 7.8.2006 tarihli raporlarında; … 2000-2005 yılları arasında banka kredisi gibi bir borçlanma olmaksızın mal varlığında meydana gelen kayda değer artışa rağmen bu artış ve harcamalarının kaynak olarak gösterdiği 380 Yargıtay 7. CD. 7.7.2003 t. ve, E:2003/1322, K:2003/5799 s. K. (Uğur, s, 188.) 187 (kendisinin ve çocuklarının maaşları ile iki evin kira bedelleri ve bankadaki paraların faizi) gelirlerinin birikim ve harcamaları ile orantılı olduğu, edinimlerinin haksız mal edinme niteliğinde oluşmadığı kanaatini bildirmişlerdir. Sanığın üzerine atılı müsnet suçu işlediğine dair dosyada iddiadan başka mahkumiyeti için yeterli kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden BERAATİNE 381 7- Sanığın hazırlıkta müfettişçe CMUK.nun 135. maddesine uygun şekilde alınan beyanında, karısının Pelitköy-Burhaniye’de bulunan yapı kooperatifine kendisinin bilgisi dışında üye olduğunu, bu durumun 1996 yılı sonunda eşinin ödeme güçlüğüne düşmesi üzerine öğrendiğini, borcu kapatmak amacıyla kooperatif hissesini, 1996 yılında …devrettiklerini, kooperatifine o tarihte halen inşaat halinde olduğunu belirttiği cihetle, sanığın eşi …. ile kooperatif hissesini o tarihte devraldığı iddia olunan …’nın dinlenilerek kooperatife ait kayıt ve belgelerde getirtilip hisse devir işleminin hangi tarihte ye ne suretle yapıldığı tespit edilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırmayla yazılı şekilde hüküm tesisi 382 8- Sanığın beyanlarında 1975 yılında memuriyete başladığını, eşinin de memur olduğunu ve 16 yıldan beri birlikte çalıştıklarını, eşine babasından 1984 yılından 2.600.000 lira miras kaldığını kendisinin babasından kalma ev, arsa hisselerinin olduğunu, bu ek gelirlerle ve birlikte aldıkları maaşlarla dava konusu taşınmazları aldıklarını, haksız mal edinmediğini savunması karşısında ve 1995 yılında verilen mal bildiriminde gösterilen nüfus vakfından alınan 18.000.000 liralık borç ve savunmaları nazaran alınarak ve değerlendirilerek sanığın ve eşinin 1995 yılı ve önceki yıllarda verdikleri mal bildirimleri getirtilip, savunmada öne sürülen hususların doğruluğu araştırılıp tespit edilerek edinimlerin tamamının haksız mal edinme niteliğinde olup olmadığı konusunda yeniden 3 kişilik uzman bilirkişi heyetine tespit yaptırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi 383 Yargıtay 7. CD. 15.11.2006 t. ve, E:2005/1, K:2006/1 s. K. (Uğur, s, 236.) Yargıtay 7. CD.28.2.2005 t. ve, E:2003/11854, K:2005/1197 s. K. (Uğur, s, 244.) 383 Yargıtay 7.CD. 28.12.2001 t ve, E:2001/17160, K:2001/20327 s. K. (Uğur, s, 249.) 381 382 188 2.16. GELİRLERİ 384 Mal beyanında bulunmakla yükümlü kişi kendisine, eşine ve velayeti altında bulunan ergin olmayan yani onsekiz yaşını doldurmayan çocuklarına ait olan gelirleri ile ilgili net aylık tutarının beş katından fazla değer ve tutarındakiler ile ilgili beyanda bulunmak zorundadır. Gelirleri; aylık ücret dışında gelen para, kira, getiri, nema, faiz gibi gelirleri ve bu gelirlerin kaynaklarıdır. Gelir: Kişinin dönem başındaki servetinin dönem sonundaki servetine eşit olması koşuluyla, o dönem içinde tüketebileceği mal ve hizmet miktarı toplamıdır. Gelir; bir gerçek kişinin, bir takvim yılı içerisinde elde ettiği kazanç ve iratların safi (net) tutarıdır. Geliri oluşturan kazanç ve iratlar şunlardan oluşmaktadır: 1. Ticarî kazançlar, 2. Ziraî kazançlar, 3. Ücretler, 4. Serbest meslek kazançları, 5. Gayrimenkul sermaye iratları, 6. Menkul sermaye iratları, 7. Diğer kazanç ve iratlar. Gelir Vergisi Kanununda aksine hüküm olmadıkça, yukarıda yazılı kazanç ve iratlar gelirin tespitinde gerçek ve safi miktarları ile nazara alınır. 385 Kazanç: Satılan bir mal, yapılan bir iş veya harcanan bir emek karşılığında elde edilen para, getiri, temettü. Yarar, çıkar, kâr Sermaye: 1. Belli bir bedel karşılığı üretim sürecinde üretim faktörlerinden biri olarak yer alan birden çok dönemde kullanılan, emeğin verimliliğini artıran ve kendisi de üretilmiş olan her türlü araç gereç. 2. Gelir yaratma yeteneğine sahip mali veya fiziksel her türlü varlık. 384 385 3628 s. MBBRYMK, Md. 5, Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmelik, Md. 8/b-8. 193 s. Gelir Vergisi Kanunu Md.1 ve 2 189 Kira Geliri: Bir konutun, bir mülkün veya taşıt gibi herhangi bir şeyin belli bir bedel karşılığında, bir süre için sahibi tarafından başkasına verilmesi, icar, sonucu elde edilen gelir. Faiz: İşletmek için bir yere ödünç verilen paraya karşılık alınan kâr, getiri, ürem, nema. Ücret Geliri: Aylık ücret dışında, iş gücünün karşılığı olan para ve mal. Emek karşılığında alınan para. Net aylık tutarının beş katını geçmeyen gelirleri ve velayeti altında olmayan onsekiz yaşını dolduran çocuklarına, ana, baba, kardeş ve diğer yakın akrabası ile boşandığı veya nikâhsız eşine ait gelirleri ile ilgili bildirim yapılmasına gerek bulunmamaktadır. Yani, gelirlerin tamamı değil, net aylık tutarının beş katını geçenler bildirilecektir. Ayrı ayrı gelirleri, net aylığının beş katından az, ancak toplam gelirleri net aylığının beş katından fazla olan kişinin bu gelirleri bildirmesi zorunludur. Gelirleri, bildirim tarihindeki değerleri esas alınmak suretiyle beyan olunur. Konuya ilişkin yargının verdiği kararlar özet olarak şöyledir: 1- Suça konu üç araca ait trafik dosyaları getirtilip alım satım tarihleri araştırılarak ne zaman beyannamelere konu edilebileceğinin saptanması, sanığın gelirleri ve şirket ortaklığının ayrı ayrı tespit edilerek diğer edinimlerinin maaşının 5 kat fazlası olup olmadığının araştırılması ve buna göre her bir eyleminin tespiti ile mal bildirimlerini vermesi gerektiği tarihlerin saptanması gerekir. 386 2- Suç tarihinde yürürlükte bulunan mülga 765 sayılı TCK.nun 44. maddesindeki “Kanunu bilmemek mazeret sayılmaz” hükmü karşısında, sanığın kanunları tam olarak bilmediği için söz konusu …’yı .mal bildirimine yazmadığına yönelik temyiz sebeplerinde de haklılık görülmemiştir. 387 3- Sanıklar savunmalarında, haksız edindikleri iddia olunan malların kaynağı olarak, babalarından miras yoluyla intikal eden gayrimenkuller ile bunların kira geliri, yakınlarından aldıkları ziynet eşyaları, ticari faaliyetlerinden ve maaşlarından elde ettikleri kazançları gösterdikleri cihetle, sanıkların mal varlıkları ve edinilme tarihleri saptanıp, babalarından kalan 386 387 Yargıtay 7. CD. 30.12.2003 t. ve E:2003/1327, 2003/13103 s.K. (Uğur, s, 132.) AY 3.D. 1.5.2007 t. ve E:2007/1055, K:2007/1052 s. K. (Uğur, s, 133.) 190 servet ve bunun kardeşler arasındaki taksimi ile kendilerine ziynet eşyası verdikleri ileri sürdükleri yakınlarının gelir durumu, sahip oldukları gayrimenkullerin rayiç kira getirisinin ne olabileceği, kira ödeyen kiracılarının varsa ticari defter ve vergi kayıtları incelenip, sanıkların gelir elde ettikleri şirketlerin giderleri belirlenip karlılık durumları saptanıp, sosyal durumlarına göre yapmaları gereken harcamalarda nazara alınacak şekilde, yasal ve genel ahlaka uygun gelirleri ile sahip oldukları mallar, Sayıştay denetçilerinden oluşturulacak üç kişilik bilirkişi heyeti,ne tespit ettirilerek, sonucuna göre hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerekir. 388 4- ÖZET: Dört yıl içinde verilen üç ayrı mal bildiriminde gerçeğe aykırı bildirimlerde bulunulduğu sabit olduğu halde dosyada mevcut üç ayrı bilirkişi raporundan “sanığın her yıl muntazaman mal beyanında bulunduğu ve mal varlığındaki değişimleri de beyan ettiği” yönünde dosyayla uyuşmayan, afaki bilgiler içeren 7.2.2006 tarihli rapora itibar edilerek delil yetersizliği ve unsurları itibariyle suçun oluşmadığından bahisle beraat kararı verilmesi yasaya aykırıdır. “…Sanığın kendisi adına 6.6.2000 ve 18.3.2003 tarihli, eşi adına 3.12.2001 tarihli ek mal bildirimi verdiği bu tarihler itibariyle maliki bulunduğu Gebze’deki … ve … no’lu parsellerde 2252 ve 1240 metrekarelik tarlalar, İzmir Karaburun Merkez Mahallesinde 20.6.1991 tarihinde edindiği 1960 metrekarelik tarla, Antalya Kesirler Köyünde kız kardeşi ... ile müştereken sahip olduğu 26.12.1997 tarihinde edindiği 3356 metrekarelik arsa, İstanbul Üsküdar Beylerbeyi Mahallesi Havuzbaşı Sokak … pafta, … ada, ... parselde 26.11.1999 tarihinde edinilen 294 metrekarelik ahşap ev,aynı yer ... parselde aynı tarihte edinilen 8/6 hissesine sahip olduğu 119 metrekarelik arsa, İstanbul Çavuşbaşı Y. Selim Mahallesi Güzelbahçede B2 vasfında tapusuz arazi olduğu kabul edilip miras kaldığı ileri sürülen 5000 metrekarelik arsa ve bu arsa üzerinde 31.12.1999 tarihinde yapılan üç adedi 300 metrekare, bir adedi 180 metrekare olan betonarme binalar, emekli olmadan önce 11.9.2002 tarihinde 2 milyar lira karşılığı hissesinin -ki sermaye artırımı sonucu 23.12.2002 itibariyle 400 milyar liraya çıkmıştır- yüzde kırkına ortak olduğu ... Denizcilik A.Ş.deki ortaklığı ile 1998 yılından itibaren çeşitli bankalarda milyarlarca liralık ve yüzbin doları aşan hesap hareketleri ve emekliliğinden beş ay sonraki tarih itibariyle Takasbank’ta çeşitli menkul kıymet şirketlerinde 6 ayrı hesapta 3,5 trilyon lirayı aşkın hisse senetlerini bildirmediği gibi, edinim tarihi dosyadan belli olmamakla birlikte eşi …’e miras kaldığı belirtilen İstanbul Fatih Haydar 388 Yargıtay 7. CD. 5.4.2004 t. ve E:2004/5450, 2004/4693 s.K. (Uğur, s, 127.) 191 Mahallesi … ada, … parselde hisseli 41 metrekarelik arsa, Unkapanı’nda yarı hisseli bir apartman dairesi ve ... Denizcilik A.Ş.deki hissesini de bildirmediği, böylece dört yıl içinde verdiği üç ayrı mal bildiriminde gerçeğe aykırı bildirimlerde bulunduğu sabit olduğu halde dosyada mevcut üç ayrı bilirkişi raporundan “sanığın her yıl muntazaman mal beyanında bulunduğu ve mal varlığındaki değişimleri de beyan ettiği” yönünde dosyayla uyuşmayan, afaki bilgiler içeren 7.2.2006 tarihli rapora itibar edilerek delil yetersizliği ve unsurları itibariyle suçun oluşmadığından bahisle beraat kararı verilmesi…” 389 5- Sanık savunmasında, 1997 yılında Gölbaşı’ndaki evini 2.500.000.000 liraya satarak paranın bir kısmını faiz geliri için bankaya yatırdığını, geçen zaman içinde paranın faiz geliriyle tespit edilen miktara ulaştığını, mal bildiriminde sadece ana parayı yazdığını, faiz gelirini yazmadığını, çevresindeki kişilerin kendisine faizi bildirme dediklerini, bu nedenle mal bildiriminde bankadaki parayı eksik bildirdiğini, suç kastının bulunmadığını ileri sürmüş olup, Ziraat Bankasından gönderilen ve sanığın hesaplarında bulunan paraların vade başlangıçlarını gösteren 08.09.2000 tarihli yazıda hesapların hangi tarihte ve miktarla açıldığı gösterilmemiş bulunduğu cihetle, adı geçen bankadan sanığın mevduat hesaplarının hangi tarihte, hangi miktarla açıldığını ve hesap hareketlerini gösteren ayrıntılı dokümanın getirtilerek incelenmesini müteakip olup, savunmada ileri sürülen hususların doğruluğunun saptanması halinde, mal bildiriminde bankadaki paranın eksik gösterilmesinin ve döviz hesabının gösterilmemesinin beşeri hatadan kaynaklanıp kaynaklanmadığı ve sanığın suç işleme kastının bulunup bulunmadığı tartışılıp sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi, 390 6- 3628 sayılı Kanunun 5. maddesinde öngörülen “Bu kanun kapsamına giren görevlilerin kendilerine, eşlerine ve velayetleri altındaki çocuklarına ait bulunan taşınmaz malları... mal bildiriminin konusunu teşkil eder” hüküm dikkate alınıp, sanığın daha evvel boşanmış olduğu eşine ve velayeti altında olmayan kızına ait mal varlıklarının 9.6.1998 tarihli mal bildiriminin konusunu oluşturmayacağı 391 7- Emekli Sayıştay Uzman Denetçilerinden oluşturulan üç kişilik bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 14.06.2002 tarihli raporda ise özetle; Dosyadaki hesap ekstrelerinin tek tek incelenmesinde, söz konusu paraların büyük Yargıtay 7. CD. 4.7.2007 t. ve, E:2006/7187, K:2007/5352 s. K. (Uğur, s, 186.) Yargıtay 7. CD. 31.5.2005 t. ve, E:2003/13600, K:2005/5204 s. K. (Uğur, s, 186.) 391 Yargıtay 7. CD. 7.7.2003 t. ve, E:2003/1322, K:2003/5799 s. K. (Uğur, s, 188.) 389 390 192 bölümünün faiz gelirlerinden müteşekkil olduğunun görüldüğü, sadece Trabzon İş Bankasından, aynı bankanın Anafartalar şubesine ve son olarak da Vakıflar bankası Meşrutiyet şubesine intikal eden hesaptan, 30.05.2000 tarihi itibariyle elde edilen faiz gelirinin 389.350.826.510 lira olduğu, o yıllarda faiz oranlarının yüksek olması nedeniyle diğer hesaplardan da yüksek faiz geliri elde edildiği; Sanığın, kendisi ve karısı adına olan banka hesaplarını vergi dairesine beyan ettiği, 1998-1999 yıllarında tahakkuk eden gelir vergisini ödediklerinin tespit edildiği; Dava dosyasındaki belgelerden, tanık ifadelerinden, söz konusu hesaplardaki paraların ilk açılış miktarlarının aile fertleri tarafından sanığa verildiği, Maltepe şubesindeki hesabın evveliyatının da sanığın eşi adına açılan 16.978.412.400 lira olarak açılan hesap olup, dolayısıyla bu paranın sanığın eşine ait olduğu, ilk açılış miktarının da mal bildirimlerindeki değerlerle örtüştüğü; Sanığın düzenli olarak mal beyanı verdiği, menkul, gayrimenkul ve ziynet eşyalarını tek tek beyan ettiği, fakat mal bildirimi ile ilgili yasayı yanlış yorumlayarak kendi adına bankada bulunan fakat ailenin tamamına ait olan paraları beyan etmediği, dosya kapsamına nazaran sanığın babası ve kardeşlerinin mal varlıkları ve gelir düzeylerinin söz konusu hesaplardaki ana paraları sağlayabilecek durum da olduğunun anlaşıldığı; Sonuç olarak sanığın haksız mal edinmediği, dava konusu banka hesaplarındaki paraları, mal bildirimine ilişkin yasayı hatalı yorumlayarak bildirmediği, sanığın gizleme kastının bulunmadığı görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir. 392 8- Sanığın, duruşma esnasında verdiği yazılı savunmada, kendisine havale yolu ile kayınbiraderi .., kardeşi .., oğlu …un kirvesi olan ... tarafından çeşitli zamanlarda döviz ve Türk Lirası cinsinden para gönderildiğini iddia etmesi, yine kayınpederi tarafından kendine sürekli maddi yardımda bulunulduğunu belirtmesi karşısında, bu kişilerin tanık olarak dinlenmesi ve gönderildiği iddia olunan maddi yardımların miktarı ve neye dair gönderildiğine ilişkin ifadelerinin tespiti gerekirken beyanları alınmadan ve sanığın dosyaya sunduğu dekontlar ilgili bankalardan sorulmak suretiyle araştırılmadan eksik inceleme ile karar verilmesi, 29.11.2004 ve 15.7.2004 tarihli bilirkişi raporlarında, sanığın çeşitli bankalarda bulunan hesaplarındaki mevduatın değerlendirilmediği, malvarlığına esas alınmadığı ve gelir-gider karşılaştırılmasına dahil edilmediği ve kaynağının açıklanmadığı anlaşıldığından yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekilde hüküm tesisi yasaya aykırı görüldüğünden hükmün BOZULMASINA 393 392 393 Yargıtay CGK. 30.05.2006 t. ve, E:2005/7-173, K:2006/145 s. K. (Uğur, s, 230.) Yargıtay 7. CD. 19 2 2008 t. ve, E:2005/6246, K:2008/5514 s. K. (Uğur, s, 240.) 193 9- Müdahil vekilinin haksız mal edinme suçundan verilen beraat kararına yönelik temyizine göre yapılan incelemede; Sanığın 1995 ve 2000 tarihli mal bildirimlerinde gösterdiği Ankara Eryaman’daki ev ile bildirimde bulunmadığı İstanbul Üsküdar’da eşi adına kayıtlı evin raiç değeri araştırılıp, eşine ait Akbank Acıbadem Şubesindeki … ve … no’lu döviz hesapları ile eşiyle müşterek olan Koçbank Bahariye şubesi vadeli ve vadesiz hesaplardaki 110.150 ve 69 USD. para gözetilip malvarlığının kaynağı olarak gösterilen kayınpederine ait ticari taksinin kayınpederi vefat etmeden önce 3.4.1995 tarihinde 190.000.000 TLye satıldığı da nazara alınarak yasal gelirleri ile mal varlığındaki aktif ve pasiflerin birlikte değerlendirilmesi suretiyle, konusunda uzman bilirkişiye incelettirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik soruşturma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi yasaya aykırıdır. 394 10- Sanıklar savunmalarında, haksız edindikleri iddia olunan mallarının kaynağı olarak, babalarından miras yoluyla intikal eden gayrimenkuller ile bunların kira geliri, yakınlarından aldıkları ziynet eşyaları, ticari faaliyetlerinden ve maaşlarından elde ettikleri kazançları gösterdikleri cihetle, sanıkların mal varlıkları ve edinilme tarihleri ayrıntılı şekilde saptanıp, babalarından kalan servet ve bunun kardeşler arasındaki taksimi ile kendilerine ziynet eşyası verdikleri ileri sürdükleri yakınlarının gelir durumu, sahip oldukları gayrimenkullerin rayiç kira getirişinin ne olabileceği, kira ödeyen kiracılarının varsa ticari defter ve vergi kayıtları incelenip, sanıkların gelir elde ettikleri şirketlerin giderleri belirlenip kârlılık durumları saptanıp, sosyal durumlarına göre yapmaları gereken harcamalarda nazara alınacak şekilde, yasal ve genel ahlaka uygun gelirleri ile sahip oldukları mallar, Sayıştay denetçilerinden oluşturulacak üç kişilik bilirkişi heyetine tespit ettirilerek, sonucuna göre hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerekirken, sanıkların sundukları belgeler ve gösterdikleri savunma tanıklarının anlatımlarına ilişkin, karşıt inceleme yapılmaksızın hazırlanan yetersiz bilirkişi raporlarına itibarla, eksik soruşturmaya dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi 395 11- Sanık hakkında, 10.10.1996 suç tarihinde Yaşarbank Ankara Necatibey şubesine yatırdığı 13 milyar liralık birikimini, aldığı maaşla gerçekleştiremeyeceği böylece haksız mal edinip, haksız edinilen malı gizlediğinden bahisle kamu davası açılmış olup, yargılama ve muhakkik soruşturması aşamasında sanık yurtdışındaki yakınlarının yardımı yanında, ailesinin hububat satışından elde ettiği gelirlerinden de faydalandırdığını 394 395 Yargıtay 7. CD. 22.3.2007 t. ve, E:2004/19055, K:2007/1972 s. K. (Uğur, s, 240.) Yargıtay 7. CD. 5.4.2004 t. ve, E:2004/5450, K:2004/4693 s. K. (Uğur, s, 244.) 194 savunması karşısında, savunmanın değerlendirilmesi açısından suç tarihlerini kapsayan dönemde Toprak Mahsulleri Ofisine sanık veya ailesi tarafından hububat satışı yapılıp yapılmadığı ve babasının serveti ile adına kayıtlı tarlaları bulunup bulunmadığı varsa bunların tapu kayıtları, ekiminden gelir elde edip etmediği araştırılarak tesbiti ile dosyanın yeniden hukukçu, emlakçı ve muhasebecilerden oluşan üç kişilik bilirkişi heyetine tevdi edilip sanığın mal varlığının yasal ve genel ahlaka uygun gelirleri ile karşılaştırılarak edinimlerinin haksız mal edinme niteliğinde olup olmadığı saptanıp hasıl olacak sonuca göre suç vasfı ve sanığın hukuki durumunun tayin ve taktiri gerekirken eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi 396 12- Sanık baştan beri değişmeyen beyanlarında -boş zamanlarında boyabadana işj ile uğraştığını, … İlköğretim Okulu ve … Lisesi olmak üzere çeşitli okulların badana işini yaptığını sürücü kurslarında Milli Eğitim sınav sorumlusu olarak görev aldığını ve … Lisesinde kurslarda yöneticilik ve Bölge İdare Mahkemelerinde bilirkişilik yaparak evinin bir odasını kapatıp okullara ciltçilik yaparak ek gelir elde ettiğini savunması karşısında bu savunmaları da nazara alınarak ve değerlendirilerek adına kayıtlı bulunan taşınmaz mallar ile otomobilin edinme tarihi itibariyle değerleri tesbit edilerek edinim tarihinden önceki dönemde sanığın mal bildirimlerindeki aktifler yasal ve genel ahlaka uygun gelirleri karşılaştırılarak edinimlerin tamamının haksız mal edinme niteliğinde olup olmadığının konusunda uzman 3 kişilik bilirkişi heyetine tesbit ettirilmeden eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi 397 13- Sanık baştan beri değişmeyen savunmalarında eşinin hemşire olması nedeni ile boş zamanlarında sağlıkla ilgili faaliyetleri olduğu, kendisinin de memuriyet sıfatı ile resmi kayıtlı olmasa da ticari faaliyetleri bulunduğunu savunması karşısında bu savunmalarda nazara alınarak bu konuda idari soruşturma olup olmadığı da tesbit edilip kendisi ve eşinin adlarına kayıtlı bulunan taşınmaz mallar ile otomobilin edinme tarihleri itibarı ile değerleri tesbit edilerek, edinim tarihlerinden önceki dönemde sanığın mal bildirimlerindeki aktifler, özlük ve kadro durumu itibarı ile maaşı ve sınav komisyonlardaki görevleri nedeni ile aldığı ek ücretlerde nazara alınarak yasal ve genel ahlaka uygun tüm gelirleri karşılaştırılıp edinimlerinin tamamının haksız mal edinme niteliğinde olup olmadığının konusunda uzman üç kişilik bilirkişi 396 397 Yargıtay 7. CD. 12.11.2002 t. ve, E:2002/16028, K:2002/15956 s. K. (Uğur, s, 245.) Yargıtay 7. CD. 4.7.2001 t. ve, E:2001/11007, K:2001/12591 s. K. (Uğur, s, 246.) 195 heyetine tesbit ettirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve. takdiri gerektiğinin gözetilmemesi 398 14- ÖZET: Daire; sanığın iddia konusu malları haksız biçimde edindiği yönündeki ortaya çıkan şüphenin aksinin ispatlanamadığını, keza, sosyal yaşantısı bakımından geliriyle uygun olduğu kabul edilemeyecek harcamaların olduğunun da kanıtlanmadığını, bunun sonucu olarak da ortaya çıkan şüpheli durumun, sanık lehine yorumlanarak, isnat konusu eylem hakkında beraat kararı verilmesi gerektiğim belirterek, mahkumiyet hükmünün sübut (esas) yönünden bozulmasına karar vermiştir. “…Dava dosyasında yer alan ve sanığa ait kredi kartı harcamalarını gösteren hesap döküm çizelgelerinden de anlaşılacağı üzere, sanık (nakit parayla yaptığı harcamalar dikkate alınmamasına rağmen) 1999-2002 yılları arasındaki süreçte gelir ve konumu ile izah edilemeyecek biçimde lüks ve geniş maddi birikim gerektiren bir hayat standardı içerisinde yaşamaya başlamıştır. Sanığın edinmiş olduğu mal varlığının ve gelirlerinin; kanuna uygunluğunu ispatlayacak emarelerin mevcut olmaması ve gelirleri ile harcamaları arasındaki aşırı orantısızlığının kaynağının açıklanamadığı somut olayda, haksız mal edinmek suçunun oluştuğunun kabulü gerekir…” 399 398 399 Yargıtay 7. CD. 27.6.2001 t. ve, E:2001/4749, K:2001/12154 s. K. (Uğur, s, 246.) AYDK, 1.4.2005 tarih ve, E:2005/27, K:2005/32 s. K. (Uğur, s, 252.) 196 YEDİNCİ BÖLÜM MAL BEYANI NE ZAMAN VERİLİR? 400 1. GENEL BEYAN Kamu görevine ilk atanmada, göreve giriş için gerekli belgelerle birlikte göreve başlamadan önce; seçimle gelinen görevlerde seçimin kesinleşmesi tarihini izleyen iki ay içinde, diğer seçim ve atamalar ile yazılı basın kuruluşlarında işe veya görevlerine başlama tarihini izleyen bir ay içinde, göreve devam halinde ise, sonu (0) ve (5) ile biten yılların şubat ayı sonuna kadar; görevin sona ermesi halinde, ayrılma tarihini izleyen bir ay içinde, beyanların verilmesi gerekmektedir. 401 Yasa ve yönetmelik, mal beyanında bulunmakla yükümlü kılınanların ne zaman beyanda bulunacaklarını düzenlemiştir. Buna göre, göreve girişte (atanma, seçilme, işe başlama), göreve devam edildiği sürede ve görevin sona ermesi halinde belirtilen sürelerde mal beyanında bulunulmaktadır. Böylece, ilk bildirim, bildirim tekrarı ve son bildirime “genel beyan” denilmektedir. Konuya ilişkin yargının verdiği kararlar özet olarak şöyledir: 1- 18.4.1999 tarihinde yapılan seçimlerde milletvekili seçilen sanığın seçim sonuçlarının kesinleştiği 27.4.1999 tarihinden itibaren iki ay içerisinde vermesi gereken mal bildirimini beş ay onbir gün gecikmeli olarak 8.12.1999 tarihinde verdiği anlaşılmaktadır. 402 2- Sanığın göreve başlaması nedeniyle verdiği 6.6.1996 tarihinde verdiği mal bildiriminde 22.6.1995 tarihinde satın aldığı taşınmazı göstermediği, dava konusu taşınmazın ipotekli olmasının bildirim zorunluluğunu ortadan kaldırmaz. 403 3- 3628 sayılı Kanunun 5. maddesinde öngörülen “Bu kanun kapsamına giren görevlilerin kendilerine, eşlerine ve velayetleri altındaki çocuklarına ait bulunan taşınmaz malları... mal bildiriminin konusunu teşkil eder” hüküm dikkate alınıp, sanığın daha evvel boşanmış olduğu eşine ve velayeti altında SÖKMEN, Uğur: Kamu Hizmetinde ve Kamu Görevinde Bulunanların Servet Beyanı, Mali Kılavuz Dergisi, Yıl:12, Sayı:47, Ocak-Mart 2010. S. 23-25 401 3628 s. MBBRYMK, Md. 6,7 402 A. Mhk. (Yüce Divan) 5.10.2007 t. ve E:2004/4, K:2007/2 s. K. (Uğur, s, 137.) 403 Yargıtay 7. CD. 27.6.2001 t. ve E:2001/4748, 2001/12155 s.K. (Uğur, s, 138.) 400 197 olmayan kızına ait mal varlıklarının 9.6.1998 tarihli mal bildiriminin konusunu oluşturmayacağı 404 2. EK BEYAN 3628 sayılı Kanun kapsamında sayılan görevlerde bulunanlar, eşlerinin, velayeti altındaki ergin olmayan yani onsekiz yaşını doldurmayan çocuklarının ve kendilerinin şahsi mal varlıklarında net aylıklarının beş katını aşan önemli bir değişiklik olduğunda, değişikliği izleyen bir ay içinde yeni edindikleri mal, hak, gelir, alacak ve borçlara münhasır olmak üzere ek beyan vermek zorundadırlar. 405 Ek beyanla sadece yeni edinilen mal, hak, gelir, alacak ve borçlar bildirilecek, daha önceki genel beyanında yer alanlar bildirilmeyecektir. İki genel beyan arasındaki değişiklikler ek beyanla bildirilir. İlk bildirim, bildirim tekrarı ve son bildirim arasında yapılan bu bildirime “ek beyan” denir. 2.1. MALVARLIĞINDAKİ ÖNEMLİ DEĞİŞİKLİK Malvarlığında “önemli bir değişiklik” olduğunda bir ay içinde ek beyanda bulunulması gerekmektedir. Malvarlığındaki önemli değişiklik, net aylıklarının beş katını aşan 406 mahiyet ve miktardaki malın iktisabı ile hak, alacak veya gelir sağlanması veya borçlanılması olarak tarif edilmiştir. 407 Önemli değişiklik sadece mal varlığındaki artış için değil, azalma içinde geçerlidir. Artış veya azalma şeklindeki değişikliklerin beyana konu olabilmesi için net aylığının beş katını aşması gerekir. Net aylığın beş katını aşmayan artış veya azalma şeklindeki değişiklikler için beyanda bulunma zorunluluğu yoktur. Konuya ilişkin yargının verdiği kararlar özet olarak şöyledir: 1- 3628 sayılı Kanunun 5. maddesinde, bildirim konusu olan malların kamu görevlisinin fiilen kullanımında olup olmaması bakımından bir ayrım yapılmadığından ve mal bildirimlerinin, mal varlığında önemli bir değişiklik olduğunda bir ay içinde verilmesi zorunlu olduğundan sanığın, adına kayıtlı bulunan ve edinme tarihi…olan…marka ve edinme tarihi …olan…marka binek Yargıtay 7. CD. 7.7.2003 t. ve, E:2003/1322, K:2003/5799 s. K. (Uğur, s, 188.) 3628 s. MBBRYMK, Md. 6/d, Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmelik, Md. 10 406 Ödeme yapılmayanlar için 01.07.2011 tarihi itibarıyla 2.327,67 x 5 = 11.638,35 TL. dikkate alınacaktır. 407 Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmelik, Md. 10 404 405 198 otomobillerini mal bildiriminde beyan etmemesi gerçeğe aykırı mal bildiriminde bulunmak suçunu oluşturmaktadır. 408 2- Sanığın geliriyle orantılı olmayacak şekilde mal varlığında artış olduğuna 28.02.2000 tarihinde verdiği mal beyanında belirtilen 2 adet dükkan ile 1 adet evin edinme tarihlerinden itibaren 1 ay içerisinde bildirmediğine dair soruşturma raporu nazara alındığında mevcut delillerin takdir ve değerlendirmesi mahkemesine ait bulunduğu gözetilmeden itirazın kabulu yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiş ve …Ağır C.Mhk.nin kararının bozulması. 409 3- Sanığın 6.2.1998 tarihinde edindiği iki adet arsayı bir ay içinde ek mal bildiriminde bulunmadığı ve 2000 yılına ait mal bildiriminde ise arsalardan birini mal bildiriminde göstermemiş ise de; müfettiş soruşturmasında arsanın varlığının ortaya çıkarıldığı dosya kapsamından anlaşılmış olup, sanık savunmasında söz konusu arsayı mal bildiriminde bulunmadan önce haricen sattığını, bu nedenle mal bildiriminde göstermediğini ileri sürmüş bulunmasına göre, sanığın arsayı sattığı … şahsın duruşmada dinlenerek aralarında resmi devir yapılmadan önce haricen satış anlaşması yapılıp yapılmadığı böyle bir anlaşma yapılmış ise tarihi de belirlenerek, sanığın 2000 yılı şubat ayında yenilediği mal bildiriminden önce haricen sattığının anlaşılması halinde arsanın mal bildiriminde gösterilmemiş olmasında sanığın suç işleme kastı bulunup bulunmadığı değerlendirilerek, hasıl olacak sonuca göre hukuki durumunun tayini gerekir. 410 4- 3628 sayılı Kanunun 10/1 ve 6/d maddelerinde “mal varlığında önemli bir değişiklik olduğunda bir ay içinde” bildirimlerinin verileceği merciilere mal bildirimlerin verilmesi zorunlu olduğu, bu lazimeye riayet etmeyen sanığa merciince ihtarda bulunulması gerektiği, ihtarın kendisine tebliğinden itibaren otuz gün içinde mazeretsiz olarak bildirimde bulunmayanın tecziyesi cihetine gidileceği gözetilerek öncelikle yetkili mercii tarafından sanığa usulüne uygun yapılmış bir ihtaratın olup olmadığı 411 5- 3628 sayılı Kanunun 5. maddesinde öngörülen “Bu kanun kapsamına giren görevlilerin kendilerine, eşlerine ve velayetleri altındaki çocuklarına ait bulunan taşınmaz malları... mal bildiriminin konusunu teşkil eder” hüküm dikkate alınıp, sanığın daha evvel boşanmış olduğu eşine ve velayeti altında AY 3.D. 1.5.2007 tarih ve E:2007/1055, K:2007/1052 s.K. (Uğur, s, 132.) Yargıtay 7. CD. 28.5.2007 t. ve E:2006/17634, 2007/4269 s.K. (Uğur, s, 138.) Yargıtay 7. CD. 4.7.2002 t. ve E:2002/8710, 2002/10652 s.K. (Uğur, s, 139.) 411 Yargıtay 7. CD. 6.4.2000 t. ve, E:2000/73, K: 2000/5372 s. K. (Uğur, s, 175.) 408 409 410 199 olmayan kızına ait mal varlıklarının 9.6.1998 tarihli mal bildiriminin konusunu oluşturmayacağı 412 6- Sanığın vermiş olduğu mal bildirimlerinde göstermediği iddia edilen, Ankara Gaziosmanpaşa semtindeki dairesinin iktisap tarihi ile evin kimin adına kayıtlı olduğunun tapu sicil kayıtlarından yoklanarak belgelerin dosyaya eklenmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Sanık tarafından verilen her üç beyannamede de 1 adet Mercedes marka araç gösterilmiş olup beyan dışı bıraktığı iddia edilen … plakalı Toros marka ve … plakalı Opel Vectra marka araçların sanık adına 1996 yılında tescil edildiği ve bu nedenle 1994-1995 yıllarına ait mal bildirimlerinde gösterilmesinin mümkün olamayacağı ve oğlu … adına 5.2.1996 tarihinde tescil edilen … plakalı Mercedes marka aracın ise bu tarihte reşit olan oğlu adına kayıtlı bulunması nedeniyle beyan zorunluluğu bulunmadığının nazara alınmaması, Hükmün gerekçesinde sanığın 1994 yılında Belediye Başkanı seçildiği sırada 17-18 milyar lira değerinde Türk parası, yabancı para ile menkulünün bulunduğu açıklanmış ise de buna ilişkin delillerin (banka kayıt ve belgelerin) nelerden ibaret bulunduğunun denetime olanak verecek şekilde gösterilmemesi, Sanık ve eşi adına kayıtlı bulunan gayrimenkullerden hangi gayrimenkullerin bildirilmediği hususunun her türlü denetime olanak verecek şekilde tesbit edilmeden eksik araştırmaya dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi, yasaya aykırıdır. 413 2.1.1. Malvarlığı Malvarlığı, bir kişinin hukuki bütünlük teşkil etmek üzere sahip ve yükümlü olabileceği para ile ölçülebilen mal, hak ve borçlarının tamamıdır. 414 Malvarlığı, gerek maddi gerek gayri maddi, taşınır veya taşınmaz, somut veya soyut her türlü varlık ve bu tür varlıklara ilişkin tasarruf hakkını veya ayni hakkı tevsik eden yasal belgeler veya araçlar anlamına gelir. 415 2.1.2. Sebepsiz Zenginleşme Sebepsiz zenginleşme; haklı bir sebep olmadığı halde başkası aleyhine zenginleşmedir. Sebepsiz zenginleşen kişi, bu zenginleşmeyi, aleyhine zenginleştiği şahsa iade etmek mecburiyetindedir. 416 Haksız Yargıtay 7. CD. 7.7.2003 t. ve, E:2003/1322, K:2003/5799 s. K. (Uğur, s, 188.) Yargıtay 7. CD. 11.10.1999 t. ve, E:1999/9424, K:1999/10212 s. K. (Uğur, s, 189.) 414 SÖKMEN, Uğur: a.g.e. s. 23. 415 BM Sözleşmesi “Sınıraşan Suçlara Karşı Md.2/d.” ve “Yolsuzlukla Mücadele Md.” 416 SÖKMEN, Uğur: a.g.e. s. 23. 412 413 200 zenginleşme; bir kamu görevlisinin mal varlığında meydana gelen ve yasal geliri ile mantıklı bir açıklama getiremediği önemli bir artıştır. 417 Sebepsiz Zenginleşmeden Doğan Borç İlişkileri; Haklı bir sebep olmaksızın, bir başkasının malvarlığından veya emeğinden zenginleşen, bu zenginleşmeyi geri vermekle yükümlüdür. Bu yükümlülük, özellikle zenginleşmenin geçerli olmayan veya gerçekleşmemiş ya da sona ermiş bir sebebe dayanması durumunda doğmuş olur. Borçlanılmamış edimin ifası; Borçlanmadığı edimi kendi isteğiyle yerine getiren kimse, bunu ancak, kendisini borçlu sanarak yerine getirdiğini ispat ederse geri isteyebilir. Zamanaşımına uğramış bir borcun ifasından veya ahlaki bir ödevin yerine getirilmiş olmasından kaynaklanan zenginleşmeler geri istenemez. Borç olmadığı hâlde ödenmiş olan edimin geri istenmesine ilişkin diğer kanun hükümleri saklıdır. Zenginleşenin yükümlülüğü; Sebepsiz zenginleşen, zenginleşmenin geri istenmesi sırasında elinden çıkmış olduğunu ispat ettiği kısmın dışında kalanı geri vermekle yükümlüdür. Zenginleşen, zenginleşmeyi iyiniyetli olmaksızın elden çıkarmışsa veya elden çıkarırken ileride geri vermek zorunda kalabileceğini hesaba katması gerekiyorsa, zenginleşmenin tamamını geri vermekle yükümlüdür. Giderleri isteme hakkı; Zenginleşen iyiniyetli ise, yaptığı zorunlu ve yararlı giderleri, geri verme isteminde bulunandan isteyebilir. Zenginleşen iyiniyetli değilse, zorunlu giderlerinin ve yararlı giderlerinden sadece geri verme zamanında mevcut olan değer artışının ödenmesini isteyebilir. Zenginleşen, iyiniyetli olup olmadığına bakılmaksızın, diğer giderlerinin ödenmesini isteyemez. Ancak, kendisine karşılık önerilmezse, o şey ile birleştirdiği ve zararsızca ayrılması mümkün bulunan eklemeleri geri vermeden önce ayırıp alabilir. Geri istenememe; Hukuka veya ahlaka aykırı bir sonucun gerçekleşmesi amacıyla verilen şey geri istenemez. Ancak, açılan davada hâkim, bu şeyin Devlete mal edilmesine karar verebilir. Zamanaşımı; Sebepsiz zenginleşmeden doğan istem hakkı, hak sahibinin geri isteme hakkı olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak iki 417 BM Yolsuzlukla Mücadele Sözleşmesi Md. 20 201 yılın ve her hâlde zenginleşmenin gerçekleştiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Zenginleşme, zenginleşenin bir alacak hakkı kazanması suretiyle gerçekleşmişse diğer taraf, istem hakkı zamanaşımına uğramış olsa bile, her zaman bu borcunu ifadan kaçınabilir. 418 2.1.3. Haksız Mal Edinme Kanuna veya genel ahlaka uygun olarak sağlandığı ispat edilemeyen mallar veya ilgilinin sosyal yaşantısı bakımından geliriyle uygun olduğu kabul edilemeyecek harcamalar şeklinde ortaya çıkan artışlar, haksız mal edinme sayılır. 419 Her türlü taşınmaz mal artışı ile net aylık tutarının beş katını geçen taşınır mallar, hak, gelir, alacak ve borçlarında meydana gelen değişiklik, 3628 sayılı Kanuna göre mal varlığındaki önemli değişiklik olarak nitelendirilmiştir. Mal varlığında vuku bulan önemli değişikliklerden, Kanuna veya genel ahlaka uygun olarak sağlandığı ispat edilemeyenlerin “haksız mal artışı” olarak dikkate alınması gerekmektedir. 420 Haksız mal edinme tanımında iki ayrı tümce yer almıştır. Birincisine göre; Kanuna veya genel ahlaka uygun olarak sağlandığı ispat edilemeyen mallar haksız edinmedir. İkincisine göre ise; ilgilinin sosyal yaşantısı bakımından geliriyle uygun olduğu kabul edilemeyecek harcamalar şeklinde ortaya çıkan artışlar haksız edinmedir. Böylece, yaşayış tarzları ve mal varlığı gelirleriyle uygun olmayanların bu durumları belirlendiği takdirde, bu malları ne surette edindiklerini yani Kanuna veya genel ahlaka uygun olarak sağlandığını ve bu yaşayış tarzının nasıl temin edildiğini yani, sosyal yaşantısında geliriyle uygun olmayan harcama artışı olmadığını ispat etmekle yükümlüdür. İspat edemeyenlerin haksız mal edinmiş sayılacaklarını Kanun kabul etmiştir. Başka bir ifadeyle, kişiler mal varlıklarının kanuna ve genel ahlaka uygun olarak sağlandığını, sosyal yaşantısı ve harcamalarının hukuka uygun gelirlere dayandığını belgeleriyle ispat edeceklerdir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu, Md. 77- 82 3628 s. K, Md. 4, Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmelik, Md. 2 SÖKMEN, Uğur: “3628 sayılı Kanuna Göre Soruşturma ve Suçlar”, Maliye Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğü El Kitabı: 9, Ankara, Mayıs 2005, s. 34. 418 419 420 202 Mal beyanında, bir malın edinim şekli nakit, kredi, borç gibi izah ediliyor ve edinimin, Kanuna veya genel ahlaka uygun olarak sağlandığı tapu, banka kayıtları gibi resmi belgelerle ispat ediliyorsa, haksız edinme söz konusu olmayacaktır. Kanuna uygun gelir, görev sebebiyle yapılan maaş, sosyal yardımlar, tazminatlar gibi kayıt altındaki her türlü mutat ödemelerdir. Bunun dışında kalan ve yasal açıklama getirilemeyen ekonomik değerler kanuna uygun olmayan gelirlerdir. Yasa dışı işlerden elde edilen gelirin vergilendirilmesi de ona meşruluk kazandırmaz. Örneğin; tefecilik, medyumluk, falcılık suçtur. Suç olan bu eylemlerden elde edilen kazanç 213 sayılı VUK 9/2 maddesine göre vergi mükellefiyeti doğurup vergilendirilse de bunlar 3628 sayılı Kanun açısından kanuna aykırı kazançlardır. Genel ahlak deyimi, belli bir zamanda, belli bir toplumun büyük çoğunluğunca benimsenmiş bulunan ahlak kurallarıyla ilgili hareketleri gösteren ve kolayca anlaşılan bir anlam taşımaktadır. 421 Genel ahlaka karşı suçlar; hayasızca hareketler, müstehcenlik, fuhuş, kumar, dilenciliktir. 422 Sosyal yaşantı ölçütü değişkendir, kişiden kişiye farklılık gösterir. Sosyal çevre ve buna uygun yaşantıya göre insanların harcama ve tasarruf oranları değişkenlik gösterebilir. Sosyal yaşantı bakımından geliriyle uygun olduğu kabul edilmeyecek harcamalarda bulunup bulunmadığı olayın özelliğine, kişinin statüsüne ve çevresine göre tespiti güç ve değişken olabileceğinden, ancak bilirkişi incelemesiyle tespit edilebilecek bir ölçüttür. Memurların ticaret ve diğer kazanç getirici faaliyette bulunmaları yasaktır. Memurlar Türk Ticaret Kanununa göre (Tacir) veya (Esnaf) sayılmalarını gerektirecek bir faaliyette bulunamaz, ticaret ve sanayi müesseselerinde görev alamaz, ticari mümessil veya ticari vekil veya kollektif şirketlerde ortak veya komandit şirkette komandite ortak olamazlar. (Görevli oldukları kurumların iştiraklerinde kurumlarını temsilen alacakları görevler hariç). Memurlar, meslekî faaliyette veya serbest meslek icrasında bulunmak üzere ofis, büro, muayenehane ve benzeri yerler açamaz; gerçek kişilere, özel hukuk tüzel kişilerine veya 421 422 Anayasa Mahk. 1964 tarih ve E:1963/128, K:1964/8 s.K. (Uğur, s, 124.) 5237 s. TCK. Md. 225-229. 203 kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına ait herhangi bir işyerinde veya vakıf üniversitelerinde çalışamaz. Memurların üyesi oldukları yapı, kalkınma ve tüketim kooperatifleri, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve kanunla kurulmuş yardım sandıklarının yönetim, denetim ve disiplin kurulları üyelikleri görevleri, özel kanunlarda belirtilen görevler ile kurumundan izin alınmak kaydıyla yapılan insanî ve sosyal amaçlı gönüllü çalışmalar bu yasaklamanın dışındadır. Eşleri, reşit olmayan veya mahcur olan çocukları, yasaklanan faaliyetlerde bulunan memurlar bu durumu 15 gün içinde bağlı oldukları kuruma bildirmekle yükümlüdürler. 423 Kamu görevlisinin ticareti yasaktır. Yürüttüğü görevin sağladığı nüfuzdan yararlanarak, bir başkasına mal veya hizmet satmaya çalışan kamu görevlisi, altı aya kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır. 424 Dolayısıyla, kamu görevlilerinin yasaklanmış bulunan bu ticari faaliyetten elde ettiği kazanç kanuna uygun olmayan gelir olduğu için 3628 sayılı Kanuna göre haksız mal edinmedir. Konuya ilişkin yargının verdiği kararlar özet olarak şöyledir: 1- Anayasa Mahkemesi (Yüce Divan) Kararı 425 ÖZET: Mal varlığındaki artışların ispatında rakamsal açıdan kesin bir uyuşmadan daha çok “kabul edilebilir” bir açıklamanın ortaya konulmasının amaçlandığı anlaşılmaktadır. Mal varlığındaki artışların kaynağının varlığının kabul edilebilecek bir biçimde ispatlanması durumunda haksız mal edinmeden söz edilemez. “Haksız mal edinen kişi” tabirinden, Kanun’un 2. maddesi gereğince mal bildiriminde bulunması zorunlu bulunan kişilerin anlaşılması gerektiği her türlü izahtan varestedir. Milletvekilleri ve Bakanlar maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde sayılan kişilerdendir. Davada çözümlenmesi gereken husus, sanığın mal varlığında meydana geldiği iddia edilen artışın 3628 sayılı Kanun’un 4. maddesi anlamında haksız mal edinme olup olmadığımın açıklığa kavuşturulmasıdır. Bunun için öncelikle 1995 ve 1999 tarihinde verileri mal bildirimlerinin hangi kalemlerinde farklılık 423 657 s. DMK. Md. 28 5237 s. TCK. Md. 259 425 http://www.anayasa.gov.tr/images/loaded/pdf_dosyalari/k2007-2.pdf (ET:12.01.2010), Anayasa Mahkemesinin 5.10.2007 tarih ve, E:2004/4 (Yüce Divan), K:2007/2 sayılı Kararı, 424 204 olduğu ve izahı gereken mal varlığı miktarının gerçekte ne olduğunun belirlenmesi gerekmektedir. ...bilirkişilerce sanığın mal varlığındaki artış miktarı tam olarak saptanamamış, çeşitli olasılıklar ortaya konmuştur. Esasen somut olayda, taşınmazların satış tarihinden yaklaşık on yıl geçtikten sonra geriye doğru rayiç değerlerini ve maliyetlerini her türlü şüpheden uzak ve net bir şekilde belirleyebilmek de oldukça güçtür. Bir başka ifadeyle, sanığın mal varlığındaki artış konusunda bir belirsizliğin bulunduğu ortadadır. Bu durumda, ceza yargılamasında geçerli olan “şüpheden sanık yararlanır” (in dubio pro reo) ilkesi gereğince, bilirkişi raporunda “taraf beyanlarına göre belirlenen satış gelirleri ile maliyet ve giderlerin asgarisi baz alınarak sanık lehine yapılan hesaplamadan dikkate alınması gerektiği sonucuna varılmıştır. Kaldı ki, bilirkişi raporuna göre ortaya çıkan olasılıklardan hangisi dikkate alınırsa alınsın, mal varlığında meydana gelen ve izah edilemeyen miktarın, sanığın Bakanlık yaptığı dönem içerisinde elde edildiğine ilişkin kesin bir delilin de bulunmadığı açıktır. Açıklanan nedenlerle, sanığın mal varlığında meydana gelen artışın kaynağı tanık beyanları, noter sözleşmeleri, tapu kayıtları ve yeterli kabul edilen bilirkişi raporlarıyla izah edildiğinden, sanığa yüklenen suçun maddi unsurlarının oluşmamıştır. 2- Mal varlığındaki artışların ispatında rakamsal açıdan kesin bir uyuşmadan daha çok, “kabul edilebilir” bir açıklamanın ortaya konulmasının amaçlandığı, mal varlığındaki artışların kaynağının varlığının kabul edilebilecek bir biçimde ispatlanması durumunda haksız mal edinmeden söz edilemeyecektir. 426 3- Sanıklar savunmalarında, haksız edindikleri iddia olunan malların kaynağı olarak, babalarından miras yoluyla intikal eden gayrimenkuller ile bunların kira geliri, yakınlarından aldıkları ziynet eşyaları, ticari faaliyetlerinden ve maaşlarından elde ettikleri kazançları gösterdikleri cihetle, sanıkların mal varlıkları ve edinilme tarihleri saptanıp, babalarından kalan servet ve bunun kardeşler arasındaki taksimi ile kendilerine ziynet eşyası verdikleri ileri sürdükleri yakınlarının gelir durumu, sahip oldukları gayrimenkullerin rayiç kira getirisinin ne olabileceği, kira ödeyen kiracılarının varsa ticari defter ve vergi kayıtları incelenip, sanıkların gelir elde ettikleri 426 Anayasa Mahk.5.10.2007 tarih ve E:2004/4, K:2007/2 s.K. (Uğur, s, 123.) 205 şirketlerin giderleri belirlenip karlılık durumları saptanıp, sosyal durumlarına göre yapmaları gereken harcamalarda nazara alınacak şekilde, yasal ve genel ahlaka uygun gelirleri ile sahip oldukları mallar, Sayıştay denetçilerinden oluşturulacak üç kişilik bilirkişi heyetine tespit ettirilerek, sonucuna göre hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerekir. 427 4- Doğruluğu sanık tarafından da kabul edilen ve sanığın gelir ve giderlerinin tespitine ilişkin bilirkişi incelemesinde açıklandığı üzere, 1999 yılı itibariyle sanığın sadece kredi kartlarına yatırdığı para bir yıllık süre içerisindeki toplam gelirinden …. TL. fazladır. Sanık ve eşinin gelirleri ile sanığın sadece kredi kartları için harcadığı para arasındaki aleyhe fark (açık) tutarı 2000 yılı itibariyle …TL iken, bu miktar 2001 yılı içerisinde …TL.ye ve nihayetinde 2002 yılında …TL. Çıkmıştır. Sanığın edinmiş olduğu mal varlığının ve gelirlerinin, kanuna uygunluğunu ispatlayacak emarelerin mevcut olmaması ve gelirleri ile harcamaları arasındaki aşırı orantısızlığın kaynağının açıklanamadığı somut olayda, haksız mal edinmek suçunun oluştuğunun kabulü gerekir. 428 5- Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 3.2.1998 gün ve 7/288-11 sayılı kararında da belirtildiği üzere haksız mal edinme suçları ani suç niteliğinde olduklarından, suç tarihinin mal veya paranın haksız edinim tarihi ile mal beyanında bulunulması gereken tarih olduğu cihetle, sanığın DİKİLİ ilçesinde haksız edindiği gayrimenkulu satın aldığı 10.7.1995 ve ÇINARCIK ilçesinde bulunan gayrimenkulun satışından elde ettiği 1.100.000.000 lira için bildirimde bulunması gereken 23.5.1998 tarihleri itibariyle suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK.nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen zamanaşımı süresi temyiz inceleme gününde tahakkuk etmiş bulunduğundan hükmün BOZULMASINA, sanık hakkındaki kamu davasının anılan maddeler uyarınca zamanaşımı nedeniyle ORTADAN KALDIRILMASINA 429 6- ÖZET: 3628 sayılı Kanunun 12 ve 13. maddenin 1. fıkrasında düzenlenen suçlar, yerleşmiş yargısal kararlarda da kabul edildiği üzere, ani suçlardandır. 13. maddenin 2. fıkrasındaki suç ise, kaçırma ve gizleme eylemlerinin yapısı gereği, temadiye elverişli nitelik arz etmektedir. Bu nedenledir ki, aynı suç işleme kararı altında birden fazla işlenmesi halinde anılan suçlarda teselsül hükümlerinin uygulanması olanaklıdır. “…Maddenin birinci fıkrasındaki suç, bu Yasanın kapsamına giren görevlerde bulunan Yargıtay 7. CD. 5.4.2004 t. ve E:2004/5450, 2004/4693 s.K. (Uğur, s, 127.) AY D.Kur. 1.4.2005 tarih ve E:2005/27, K:2005/32 s.K. (Uğur, s, 122.) 429 Yargıtay 7. CD. 08.12.2005 t. ve, E:2004/498, K:2005/21078 s. K. (Uğur, s, 173.) 427 428 206 kişilerin haksız mal edinmesi ile oluşur. Üçüncü kişilerin bu suçu işlemesi, suça katılma hükümleri haricinde olanaksızdır. Bu suretle yasa Koyucu, haksız edinilen malın üçüncü kişilerce kaçırılması veya gizlenmesi eylemlerini engellemeyi amaçlamıştır. Hayatın doğal akışı gereği, haksız edinilen malın gizlenmesi söz konusudur. Haksız mal edinme, dolayısıyla bünyesinde gizlemeyi de barındırmaktadır. Maddenin ikinci fıkrasında düzenlenen suç ise, haksız edinilen malı kaçıran ve gizleyenleri de birinci fıkra uyarınca cezalandırmayı gerektirmektedir. Bu suç, ancak üçüncü kişiler tarafından işlenebilen bir suçtur. Birinci fıkradaki suçun faili olan haksız mal edinen kişi, bu suçun faili olamaz…” 430 7- ÖZET: Daire; sanığın iddia konusu malları haksız biçimde edindiği yönündeki ortaya çıkan şüphenin aksinin ispatlanamadığını, keza, sosyal yaşantısı bakımından geliriyle uygun olduğu kabul edilemeyecek harcamaların olduğunun da kanıtlanmadığını, bunun sonucu olarak da ortaya çıkan şüpheli durumun, sanık lehine yorumlanarak, isnat konusu eylem hakkında beraat kararı verilmesi gerektiğim belirterek, mahkumiyet hükmünün sübut (esas) yönünden bozulmasına karar vermiştir. “…Dava dosyasında yer alan ve sanığa ait kredi kartı harcamalarını gösteren hesap döküm çizelgelerinden de anlaşılacağı üzere, sanık (nakit parayla yaptığı harcamalar dikkate alınmamasına rağmen) 1999-2002 yılları arasındaki süreçte gelir ve konumu ile izah edilemeyecek biçimde lüks ve geniş maddi birikim gerektiren bir hayat standardı içerisinde yaşamaya başlamıştır. Sanığın edinmiş olduğu mal varlığının ve gelirlerinin; kanuna uygunluğunu ispatlayacak emarelerin mevcut olmaması ve gelirleri ile harcamaları arasındaki aşırı orantısızlığının kaynağının açıklanamadığı somut olayda, haksız mal edinmek suçunun oluştuğunun kabulü gerekir…” 431 8- Sanık hakkında, 07.10.1994 günlü iddianame ile, 15.01.1990 tarihli mal bildiriminde gösterdiği dairesini 03.06.1990 günlü bildirimde beyan etmediği, 03.06.1990 günlü bildirimde belirtmesine rağmen tarlasına 15.01.1990 tarihli mal beyanında yer vermediği, babasından kalan altınlarla, kooperatif hissesini hiç bildirmediği, bu suretle 3628 sayılı Yasanın 12. maddesine aykırı davrandığı iddiasıyla dava açılmıştır. 19.01.1995 günlü iddianamede ise sanığın taşınmazlarını, babasından kaldığını iddia ettiği altınlardan önce satın aldığı anlaşıldığından haksız mal edindiği belirtilerek 3628 sayılı Yasanın 12 ve 13. maddeleri uyarınca cezalandırılması talep olunmuş ve davalar birleştirilerek 430 431 Yargıtay CGK. 30.05.2006 t. ve, E:2005/7-173, K:2006/145 s. K. (Uğur, s, 219.) AYDK, 1.4.2005 tarih ve, E:2005/27, K:2005/32 s. K. (Uğur, s, 252.) 207 sanığın beraatine karar verilmiştir. Yine sanık, gelirlerini belirleyemediği iddia olunan taşınmazlardan en sonuncusunu 11.10.1989 tarihinde ölen babasının ölümünden önce 27.09.1989 tarihinde satın alarak adına tescil ettirmiştir. 3628 sayılı Yasanın 12 ve 13. maddelerinde düzenlenen eksik bildirimde bulunma ve haksız mal edinme suçlarının ani birer suç olduklarında, mal bildirimi için öngörülen sürenin bitimi ile haksız mal edinme tarihlerinde oluştuklarında ise kuşku yoktur. Sanık bu yasal düzenlemeler uyarınca 15.01.1990 ve 03.06.1990 tarihlerinde ve süresi içerisinde mal bildirimlerinde bulunmuştur. 432 9- Sanığın kardeşi …’nin, aynı tarihlerde kendi tasarrufu olan 700-800 milyon ve 1994 yılında emekli olduğunda da 700 milyon lira verdiğine ilişkin beyanının da doğru bulunmadığı, daha önce açıklandığı gibi 2002-1994 yılları arasında nemalandırılmaya başlayan miktarın 530 milyon lira civarında bulunması, öte yandan 1990-1991 yıllarında birikimi olan 700-800 milyon lirayı verdikten yaklaşık 2,5 yıl sonra emekli olduğu 1994 yılında 700 milyon lirayı sanığa verdiğini açıklamasına rağmen, adı geçenin emekli olduğu 14.07.1994 tarihinde toplam 274.100.209 lira aldığı anlaşılmış olup, bu sürede almış olduğu bu miktarı 700 milyon liraya tamamlamasının olanaksız olduğu, kaldı ki, söz edilen tarih ve yakın süreler içinde belirtilen miktarda herhangi bir paranın tasarruf sistemine dahil olmadığı, bu nedenle ifadelerinin gerçeği yansıtmadığı; Sanığın eşinin anlatımlarının da gerçeğe uymadığı, sanığın anlatımları ile çeliştiği; çünkü, eşinin altınların bozdurulduğundan söz etmesine karşılık, sanığın ise 4 milyar lira civarında değeri bulunan ziynet eşyasının bulunduğunu bildirdiği; Bütün bunlara göre, 1990-1991 yıllarında sanığın babası tarafından verildiği iddia olunan 11 milyar lira ile yakınları tarafından bu miktara yapılan ilaveler ile son tasarruf rakamına ulaşılmadığı, 18.12.1992 tarihinde yatırılıp işletilmeye başlanılan 35 milyon liradan başlamak suretiyle, 18.12.1992-1994 Haziran ayına kadar peyder pey yatırılmış olan 530 milyon lira, 1994 yılı Haziran, Ekim ve Kasım aylarındaki yaklaşık 4 milyar lira, 10.12.1997-16.09.1998 tarihleri arasında 150 milyar lira ve 1999 yılı içinde de 100 milyar lira civarındaki naktin dışarıdan sisteme sokularak sağlandığının anlaşıldığı; Bu itibarla, sanık ...’nin ifadelerinde samimi olmadığı, doğru beyanda bulunmadığı, avukatından almış olduğu hukuki yardıma göre açıklama yaptığı, belirlenen değere ulaşımı sağlayacak beyanların verilmesi hususunda yakın çevresinin çaba sarfettiği, ancak bu ifadeler ile gerçeğin gizlenmeye çalışıldığı kanaatine varıldığı; Sonuç olarak, sanığın saptanmış olan 432 Yargıtay CGK. 03.02.1998 t. ve, E:1997/7-288, K:1998/11 s. K. (Uğur, s, 234.) 208 tasarrufunu mal bildirimlerinde göstermeyip gizlemeye çalıştığı, son durum olarak belirlenen ve bloke edilen miktarlara ulaşmayı sağlayan ana paranın, sanık ve yakınlarının beyan ettiğinin aksine, onlar tarafından işletilmek üzere verilmeyip, 1992 yılından başlamak üzere işletilmeye başlanılan ve artan birikimin tekrar tekrar devreye sokulması yanı sıra, sisteme dışarıdan yapılan büyük miktarlardaki ilavelerle oluştuğu, işletim zinciri içine sonradan dahil olan miktarlar olduğu kadar sistemden çekilen paraların da yekun teşkil ettiğinin belirlendiği, Devlet memuru sıfatını taşıyan sanığın bu denli bir tasarrufa ulaşmış olmasının hayatın olağan akışına uymadığı, mal varlığının geliriyle uyumlu bulunmadığı sonucuna varıldığı belirtilmiştir. 433 10- Emekli Sayıştay Uzman Denetçilerinden oluşturulan üç kişilik bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 14.06.2002 tarihli raporda ise özetle; Dosyadaki hesap ekstrelerinin tek tek incelenmesinde, söz konusu paraların büyük bölümünün faiz gelirlerinden müteşekkil olduğunun görüldüğü, sadece Trabzon İş Bankasından, aynı bankanın Anafartalar şubesine ve son olarak da Vakıflar bankası Meşrutiyet şubesine intikal eden hesaptan, 30.05.2000 tarihi itibariyle elde edilen faiz gelirinin 389.350.826.510 lira olduğu, o yıllarda faiz oranlarının yüksek olması nedeniyle diğer hesaplardan da yüksek faiz geliri elde edildiği; Sanığın, kendisi ve karısı adına olan banka hesaplarını vergi dairesine beyan ettiği, 1998-1999 yıllarında tahakkuk eden gelir vergisini ödediklerinin tespit edildiği; Dava dosyasındaki belgelerden, tanık ifadelerinden, söz konusu hesaplardaki paraların ilk açılış miktarlarının aile fertleri tarafından sanığa verildiği, Maltepe şubesindeki hesabın evveliyatının da sanığın eşi Fatma adına açılan 16.978.412.400 lira olarak açılan hesap olup, dolayısıyla bu paranın sanığın eşine ait olduğu, ilk açılış miktarının da mal bildirimlerindeki değerlerle örtüştüğü; Sanığın düzenli olarak mal beyanı verdiği, menkul, gayrimenkul ve ziynet eşyalarını tek tek beyan ettiği, fakat mal bildirimi ile ilgili yasayı yanlış yorumlayarak kendi adına bankada bulunan fakat ailenin tamamına ait olan paraları beyan etmediği, dosya kapsamına nazaran sanığın babası ve kardeşlerinin mal varlıkları ve gelir düzeylerinin söz konusu hesaplardaki ana paraları sağlayabilecek durum da olduğunun anlaşıldığı; Sonuç olarak sanığın haksız mal edinmediği, dava konusu banka hesaplarındaki paraları, mal bildirimine ilişkin yasayı hatalı yorumlayarak bildirmediği, sanığın gizleme kastının bulunmadığı görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir. 434 433 434 Yargıtay CGK. 30.05.2006 t. ve, E:2005/7-173, K:2006/145 s. K. (Uğur, s, 230.) Yargıtay CGK. 30.05.2006 t. ve, E:2005/7-173, K:2006/145 s. K. (Uğur, s, 230.) 209 11- Sanığın, 30.4.1985 tarihli mal beyanında; 2.400.000 TL. para, 300.000 TL değerli bilezik ve iki tabanca, 21.5.1990 tarihli mal beyanında; Dikmen’de 40.000.000 TL değerli ev, 6.000.000 TL para, 3.600.000 TL. değerli 10 adet bilezik, iki adet tabanca, 24.8.1993 tarihli ek mal beyanında; 215.000.000 TL. değerinde Etlik’te daire, 8.7.1994 tarihli ek mal beyanında; 175.000.000 TL, 1993 model Renault Broadvay marka araç, 6.1.1995 tarihli mal beyanında; Etlik’te ve Dikmen’de daire, 1993 model Broadvay araç, 50.000.000 TL. para, 10 adet bilezik, iki adet tabanca, 25.1.2000 tarihli mal beyanında; Etlik ve Dikmen’de daire, 1993 model Broadvay araç, iki tabanca, 23.8.2000 vadeli 1.480.000.000 TL.’lik hazine bonosu, 19.4.2000 vadeli 5.325.000.000 TL’lik hazine bonosu, 2100 USD, 10 adet altın bilezik, 5.3.2004 tarihli ek bayanında; 2.3.2004 edinme tarihli 42.500.000 TL. değerli 2004 model Opel Astra marka otomobil, 18.1.2005 tarihli beyanında; Dikmen ve Etiler’de daire, Opel Astra marka otomobil, iki tabanca, 3.10.2005 vadeli 125.000.000.000 TL’lik hazine bonosu, 20 adet altın bilezik bildirimlerinde bulunduğu 14.2.2005 tarihli müfettişliğe verdiği mal beyanında; Çankaya ve Keçiören’de daire (1986 ve 1993 edinme tarihli) Opel marka araç, iki tabanca 3.10.2005 vadeli 125.000.000.000 TL’lik hazine bonosu ve 20 adet bilezik bildirmiştir. Sanığın bir oğlunun 12.10.1998 tarihinden itibaren bir şirkette çalıştığı, net maaşının 2004 yılı Eylül ayı itibariyle 608.620.000 TL. olduğu, diğer oğlunun … Belediyesinde veteriner hekim olarak görev yaptığı 2004 yılı Ekim ayı itibariyle net maaşının 854.639.000 TL olduğu, gelininin ise 2004 yılı Aralık ayı net maaşının 474.000.000 TL. olduğu dosyada mevcut evrakla anlaşılmıştır. Sanığın oğullarından … tarafından 15.3.2004 tarihinde satın alınan Bursa Orhangazi İlçesi Hüdavendigar mahallesi … parsel’de kayıtlı taşınmaza ve diğer oğlu … tarafından 10.11.2004 tarihinde satın alınan Bursa Orhangazi ilçesi Çekirge mahallesi … parsele ait tapu kayıtları dosyada mevcut olup sanık bu dairelerin bir miktarının kendi parası bir miktarının oğullarının tasarrufuyla 18 milyar ve 73 milyara satın alındığını belirtmiştir. Sanığın bankalardaki hesaplarına ait tüm kayıtlar celbolunmuştur. Dairemizce tayin edilen üç kişilik-bilirkişi heyeti sundukları 7.8.2006 tarihli raporlarında; Sanığın 2000-2005 yılları arasında banka kredisi gibi bir borçlanma olmaksızın mal varlığında meydana gelen kayda değer artışa rağmen bu artış ve harcamalarının kaynak olarak gösterdiği (kendisinin ve çocuklarının maaşları ile iki evin kira bedelleri ve bankadaki paraların faizi) gelirlerinin birikim ve harcamaları ile orantılı olduğu, edinimlerinin haksız mal edinme niteliğinde oluşmadığı kanaatini bildirmişlerdir. Sanığın üzerine atılı müsnet suçu işlediğine dair dosyada 210 iddiadan başka mahkumiyeti için yeterli kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden BERAATİNE 435 12- Sanığın malvarlığındaki artış nedeniyle, edinme tarihleri itibariyle değerleri tespit edilerek edinim tarihinden önceki dönemde sanığın mal bildirimlerindeki aktifler yasal ve genel ahlaka uygun gelirleri karşılaştırılarak edinimlerin haksız mal edinme niteliğinde olup olmadığının konusunda uzman 3 kişilik bilirkişi heyetine tespit ettirilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi, 436 13- Müdahil vekilinin haksız mal edinme suçundan verilen beraat kararına yönelik temyizine göre yapılan incelemede; Sanığın 1995 ve 2000 tarihli mal bildirimlerinde gösterdiği Ankara Eryaman’daki ev ile bildirimde bulunmadığı İstanbul Üsküdar’da eşi adına kayıtlı evin raiç değeri araştırılıp, eşine ait Akbank Acıbadem Şubesindeki … ve … no’lu döviz hesapları ile eşiyle müşterek olan Koçbank Bahariye şubesi vadeli ve vadesiz hesaplardaki 110.150 ve 69 USD. para gözetilip malvarlığının kaynağı olarak gösterilen kayınpederine ait ticari taksinin kayınpederi vefat etmeden önce 3.4.1995 tarihinde 190.000.000 TLye satıldığı da nazara alınarak yasal gelirleri ile mal varlığındaki aktif ve pasiflerin birlikte değerlendirilmesi suretiyle, konusunda uzman bilirkişiye incelettirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik soruşturma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi yasaya aykırıdır. 437 14- Sanıklar savunmalarında, haksız edindikleri iddia olunan mallarının kaynağı olarak, babalarından miras yoluyla intikal eden gayrimenkuller ile bunların kira geliri, yakınlarından aldıkları ziynet eşyaları, ticari faaliyetlerinden ve maaşlarından elde ettikleri kazançları gösterdikleri cihetle, sanıkların mal varlıkları ve edinilme tarihleri ayrıntılı şekilde saptanıp, babalarından kalan servet ve bunun kardeşler arasındaki taksimi ile kendilerine ziynet eşyası verdikleri ileri sürdükleri yakınlarının gelir durumu, sahip oldukları gayrimenkullerin rayiç kira getirişinin ne olabileceği, kira ödeyen kiracılarının varsa ticari defter ve vergi kayıtları incelenip, sanıkların gelir elde ettikleri şirketlerin giderleri belirlenip kârlılık durumları saptanıp, sosyal durumlarına göre yapmaları gereken harcamalarda nazara alınacak şekilde, yasal ve genel ahlaka uygun gelirleri ile sahip oldukları mallar, Sayıştay denetçilerinden oluşturulacak üç kişilik bilirkişi heyetine tespit ettirilerek, sonucuna göre hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerekirken, sanıkların Yargıtay 7. CD. 15.11.2006 t. ve, E:2005/1, K:2006/1 s. K. (Uğur, s, 236.) Yargıtay 7. CD. 12.3.2007 t. ve, E:2004/2012, K:2007/1547 s. K. (Uğur, s, 240.) 437 Yargıtay 7. CD. 22.3.2007 t. ve, E:2004/19055, K:2007/1972 s. K. (Uğur, s, 240.) 435 436 211 sundukları belgeler ve gösterdikleri savunma tanıklarının anlatımlarına ilişkin, karşıt inceleme yapılmaksızın hazırlanan yetersiz bilirkişi raporlarına itibarla, eksik soruşturmaya dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi 438 15- Sanık hakkında, 10.10.1996 suç tarihinde Yaşarbank Ankara Necatibey şubesine yatırdığı 13 milyar liralık birikimini, aldığı maaşla gerçekleştiremeyeceği böylece haksız mal edinip, haksız edinilen malı gizlediğinden bahisle kamu davası açılmış olup, yargılama ve muhakkik soruşturması aşamasında sanık yurtdışındaki yakınlarının yardımı yanında, ailesinin hububat satışından elde ettiği gelirlerinden de faydalandırdığını savunması karşısında, savunmanın değerlendirilmesi açısından suç tarihlerini kapsayan dönemde Toprak Mahsulleri Ofisine sanık veya ailesi tarafından hububat satışı yapılıp yapılmadığı ve babasının serveti ile adına kayıtlı tarlaları bulunup bulunmadığı varsa bunların tapu kayıtları, ekiminden gelir elde edip etmediği araştırılarak tesbiti ile dosyanın yeniden hukukçu, emlakçı ve muhasebecilerden oluşan üç kişilik bilirkişi heyetine tevdi edilip sanığın mal varlığının yasal ve genel ahlaka uygun gelirleri ile karşılaştırılarak edinimlerinin haksız mal edinme niteliğinde olup olmadığı saptanıp hasıl olacak sonuca göre suç vasfı ve sanığın hukuki durumunun tayin ve taktiri gerekirken eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi 439 16- Sanık baştan beri değişmeyen beyanlarında -boş zamanlarında boyabadana işj ile uğraştığını, … İlköğretim Okulu ve … Lisesi olmak üzere çeşitli okulların badana işini yaptığını sürücü kurslarında Milli Eğitim sınav sorumlusu olarak görev aldığını ve … Lisesinde kurslarda yöneticilik ve Bölge İdare Mahkemelerinde bilirkişilik yaparak evinin bir odasını kapatıp okullara ciltçilik yaparak ek gelir elde ettiğini savunması karşısında bu savunmaları da nazara alınarak ve değerlendirilerek adına kayıtlı bulunan taşınmaz mallar ile otomobilin edinme tarihi itibariyle değerleri tesbit edilerek edinim tarihinden önceki dönemde sanığın mal bildirimlerindeki aktifler yasal ve genel ahlaka uygun gelirleri karşılaştırılarak edinimlerin tamamının haksız mal edinme niteliğinde olup olmadığının konusunda uzman 3 kişilik bilirkişi heyetine tesbit ettirilmeden eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi 440 17- Sanık baştan beri değişmeyen savunmalarında eşinin hemşire olması nedeni ile boş zamanlarında sağlıkla ilgili faaliyetleri olduğu, kendisinin de memuriyet sıfatı ile resmi kayıtlı olmasa da ticari faaliyetleri bulunduğunu Yargıtay 7. CD. 5.4.2004 t. ve, E:2004/5450, K:2004/4693 s. K. (Uğur, s, 244.) Yargıtay 7. CD. 12.11.2002 t. ve, E:2002/16028, K:2002/15956 s. K. (Uğur, s, 245.) 440 Yargıtay 7. CD. 4.7.2001 t. ve, E:2001/11007, K:2001/12591 s. K. (Uğur, s, 246.) 438 439 212 savunması karşısında bu savunmalarda nazara alınarak bu konuda idari soruşturma olup olmadığı da tesbit edilip kendisi ve eşinin adlarına kayıtlı bulunan taşınmaz mallar ile otomobilin edinme tarihleri itibarı ile değerleri tesbit edilerek, edinim tarihlerinden önceki dönemde sanığın mal bildirimlerindeki aktifler, özlük ve kadro durumu itibarı ile maaşı ve sınav komisyonlardaki görevleri nedeni ile aldığı ek ücretlerde nazara alınarak yasal ve genel ahlaka uygun tüm gelirleri karşılaştırılıp edinimlerinin tamamının haksız mal edinme niteliğinde olup olmadığının konusunda uzman üç kişilik bilirkişi heyetine tesbit ettirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve. takdiri gerektiğinin gözetilmemesi 441 18- Sanık baştan beri değişmeyen savunmasında dava konusu gayrı menkullerin babasından intikal ettiğini ve miras yolu ile kardeşleri ve yakınlarına intikal eden hisselerin satın alınması sureti ile sahip olunduğunu belirtmekle anılan gayrı menkullerden miras yolu ile doğrudan hissesine intikal edenler dışında aile içi satışa konu olan taşınmazların konumu da dikkate alınarak edinme tarihi itibarı ile değerleri tesbit edilerek edinim tarihinden önceki dönemlerdeki mal bildirimlerindeki aktifler, yasal ve genel ahlaka uygun gelirleri, mahsul gelirleri karşılaştırılarak, edinimlerin haksız mal edinme niteliğinde olup olmadığı belirlendikten sonra hasıl olacak sonuca göre suç vasfı ve sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiğinin gözetilmemesi 442 19- Sanığın beyanlarında 1975 yılında memuriyete başladığını, eşinin de memur olduğunu ve 16 yıldan beri birlikte çalıştıklarını, eşine babasından 1984 yılından 2.600.000 lira miras kaldığını kendisinin babasından kalma ev, arsa hisselerinin olduğunu, bu ek gelirlerle ve birlikte aldıkları maaşlarla dava konusu taşınmazları aldıklarını, haksız mal edinmediğini savunması karşısında ve 1995 yılında verilen mal bildiriminde gösterilen nüfus vakfından alınan 18.000.000 liralık borç ve savunmaları nazaran alınarak ve değerlendirilerek sanığın ve eşinin 1995 yılı ve önceki yıllarda verdikleri mal bildirimleri getirtilip, savunmada öne sürülen hususların doğruluğu araştırılıp tespit edilerek edinimlerin tamamının haksız mal edinme niteliğinde olup olmadığı konusunda yeniden 3 kişilik uzman bilirkişi heyetine tespit yaptırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi 443 442 Yargıtay 7. CD. 27.6.2001 t. ve, E:2001/4749, K:2001/12154 s. K. (Uğur, s, 246.) Yargıtay 7.CD. 20.12.2000 t. ve, E:2000/15143, K:2000/17585 s. K. (Uğur, s, 246.) 443 Yargıtay 7.CD. 28.12.2001 t ve, E:2001/17160, K:2001/20327 s. K. (Uğur, s, 249.) 441 213 20- ÖZET: Daire; sanığın iddia konusu malları haksız biçimde edindiği yönündeki ortaya çıkan şüphenin aksinin ispatlanamadığını, keza, sosyal yaşantısı bakımından geliriyle uygun olduğu kabul edilemeyecek harcamaların olduğunun da kanıtlanmadığını, bunun sonucu olarak da ortaya çıkan şüpheli durumun, sanık lehine yorumlanarak, isnat konusu eylem hakkında beraat kararı verilmesi gerektiğim belirterek, mahkumiyet hükmünün sübut (esas) yönünden bozulmasına karar vermiştir. “…Dava dosyasında yer alan ve sanığa ait kredi kartı harcamalarını gösteren hesap döküm çizelgelerinden de anlaşılacağı üzere, sanık (nakit parayla yaptığı harcamalar dikkate alınmamasına rağmen) 1999-2002 yılları arasındaki süreçte gelir ve konumu ile izah edilemeyecek biçimde lüks ve geniş maddi birikim gerektiren bir hayat standardı içerisinde yaşamaya başlamıştır. Sanığın edinmiş olduğu mal varlığının ve gelirlerinin; kanuna uygunluğunu ispatlayacak emarelerin mevcut olmaması ve gelirleri ile harcamaları arasındaki aşırı orantısızlığının kaynağının açıklanamadığı somut olayda, haksız mal edinmek suçunun oluştuğunun kabulü gerekir…” 444 21- Şikayet üzerine maliye müfettişliğince yapılan tahkikat sonucunda elde edilen bilgilere, mahkemede dinlenen tanık beyanları ile müfettişçe dinlenen tanık beyanları arasında hiçbir farklılık bulunmamakla beraber anlatımları ve savcılıkça yaptırılmış bulunan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen ayrıntılı raporda da dayanakları gösterilen deliller ve 3628 sayılı Kanunun 4.5.1990 tarih ve 20508 sayılı Resmi Gazete de yayınlanarak yürürlüğe girmiş bulunan geçici 1. maddesinde “Bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihi takip eden bir ay içinde 2 nci maddede sayılanlar mal bildiriminde bulunurlar. Mal bildiriminde bulunmayan veya gerçeğe aykırı beyanda bulunanlar hakkında üçüncü bölümdeki ceza hükümleri uygulanır” amir hükmü karşısında sanığın 25.5.1990 tarihinde beyan ettiği mal bildiriminden sonra önceki bildirimden farklı olarak müfettişlikçe kendisinden istenen 12.12.1994 tarihli mal bildirimlerinde sanık ve ailesinin mal varlıklarında kendisinin üç adet gayrimenkul ve bir adet kooperatif hissesi, eşinin bir adet dubleks dairesi ve oğlunun bir adet daire ve iki adet kooperatif hisseleri ile döviz ve menkulleri şeklindeki mal varlıklarının haksız mal edindiğinin belirtilmiş olmasına rağmen mahkemece dinlenen bilirkişilerin kişisel kanaatlerine dayalı anlatımları esas alınarak yukarıda sözü edilen bilirkişi raporunun kabul edilmeyiş nedenleri olarak gösterilen sanığın savunmasının alınmamış hususu da varit olmayıp, 444 AYDK, 1.4.2005 tarih ve, E:2005/27, K:2005/32 s. K. (Uğur, s, 252.) 214 zira sanığın ayrıntılı olarak müfettişlikçe ifadesinin alındığı ve delilleri ibraz etmesi karşısında dosya içeriğine ters düşen gerekçe ile yazılı şekilde hüküm tesisi 445 3. BEYANIN YENİLENMESİ Kamu görevlilerinin tamamı ile seçimle veya atamayla iş başına gelenler göreve devam etmeleri halinde, sonu (0) ve (5) ile biten yılların şubat ayı sonuna kadar; kendilerine ve eş ve velayetleri altındaki ergin olmayan yani onsekiz yaşını doldurmayan çocuklarına ait taşınır ve taşınmaz malları, gelirleri, alacak ve borçları hakkındaki mal beyanlarını yenilemeleri gerekmektedir. 446 Sonu (0) ve (5) ile biten beş yılda bir yapılan bildirim tekrarı genel beyan kapsamındadır. Mal beyanı yenilenirken, önceki genel beyanda bildirilenler ile ek beyanda bildirilenlerin tamamı son bildirimde birleştirilerek yeni durum ve değerler esas alınarak beyan olunur. Beş yıllık bir süre uzun bir süredir. İhbar ya da soruşturma olmadığı sürece var olan bir usulsüzlük ancak beş yıl sonraki karşılaştırmada ortaya çıkartılabildiğinden suçun zamanaşımına uğratılmaması, haksız mal edinmenin önlenmesi, mal varlığının gizlenmemesi ve dolayısıyla rüşvet ve yolsuzluğun önlenmesi için ek beyan ve beş yıllık süre kaldırılıp, bunun yerine her yıl ocak ayında mal beyanında bulunulur şeklinde yasal düzenleme yapılmalıdır. 4. EŞLERİN MAL BEYANI Her ikisi de kapsamda bulunan eşlerin her biri ayrı ayrı mal beyanında bulunmak zorundadır. Bu takdirde, eşlerden her biri, eşi ile velayeti altındaki ergin olmayan yani onsekiz yaşını doldurmayan çocuklarının da mallarını bildirecektir. 447 Eşlerden her ikisi de mal beyanında bulunmak zorunda iseler, eşlerden her birisi, eşi ile velayeti altında bulunan ergin olmayan yani onsekiz yaşını doldurmayan çocuklarının taşınmaz malları ile net aylık tutarının beş katını geçen taşınır mallar, hak, gelir, alacak ve borçlarını da kendi beyanında göstermek zorundadır. Yargıtay 7. CD. 14.7.1998 t. ve, E:1998/4303, K:1998/6635 s. K. (Uğur, s, 251.) 3628 s. MBBRYMK, Md. 7, Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmelik, Md. 11 447 Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmelik, Md. 4 445 446 215 Eşlerden her ikisi de mal beyanı yükümlüsü ise, eşlerin her biri ayrı ayrı mal beyanında bulunacaktır. Mal beyanında bulunmak zorunda olan kişinin, eşinin beyanda bulunduğu gerekçesiyle mal beyanında bulunmaması veya boş veya eksik vermesi söz konusu olamayacaktır. Eşlerden sadece birisi beyan kapsamında ise, kapsama girmeyen karı veya kocanın beyanda bulunma zorunluluğu yoktur. Ancak, kapsama giremeyen karı veya kocanın beyan konusu olabilecek malı bulunması halinde, kapsama giren eş, karısına veya kocasına ait mal varlığını da bildirecektir. Burada nikâhlı eşler (karı veya koca) beyan kapsamında olacağından, nikâhsız eşin veya boşanmış eşin mal varlığı beyan kapsamına girmeyecektir. Konuya ilişkin yargının verdiği kararlar özet olarak şöyledir: 1- 3628 sayılı Yasanın 5. maddesinde öngörülen “….” hüküm dikkate alınıp, sanığın daha evvel boşanmış olduğu eşine ve velayeti altında olmayan kızına ait mal varlıklarının …. tarihli mal bildiriminin konusunu oluşturmaz. 448 2- Sanığın vermiş olduğu mal bildirimlerinde göstermediği iddia edilen, Ankara Gaziosmanpaşa semtindeki dairesinin iktisap tarihi ile evin kimin adına kayıtlı olduğunun tapu sicil kayıtlarından yoklanarak belgelerin dosyaya eklenmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Sanık tarafından verilen her üç beyannamede de 1 adet Mercedes marka araç gösterilmiş olup beyan dışı bıraktığı iddia edilen … plakalı Toros marka ve … plakalı Opel Vectra marka araçların sanık adına 1996 yılında tescil edildiği ve bu nedenle 1994-1995 yıllarına ait mal bildirimlerinde gösterilmesinin mümkün olamayacağı ve oğlu … adına 5.2.1996 tarihinde tescil edilen … plakalı Mercedes marka aracın ise bu tarihte reşit olan oğlu adına kayıtlı bulunması nedeniyle beyan zorunluluğu bulunmadığının nazara alınmaması, Hükmün gerekçesinde sanığın 1994 yılında Belediye Başkanı seçildiği sırada 17-18 milyar lira değerinde Türk parası, yabancı para ile menkulünün bulunduğu açıklanmış ise de buna ilişkin delillerin (banka kayıt ve belgelerin) nelerden ibaret bulunduğunun denetime olanak verecek şekilde gösterilmemesi, Sanık ve eşi adına kayıtlı bulunan gayrimenkullerden hangi gayrimenkullerin bildirilmediği hususunun her türlü denetime olanak verecek şekilde tesbit edilmeden eksik araştırmaya dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi, yasaya aykırıdır. 449 448 449 Yargıtay 7. CD. 7.7.2003 tarih ve E: 2003/1322, K:2003/5799 s. K. (Uğur, s, 132.) Yargıtay 7. CD. 11.10.1999 t. ve, E:1999/9424, K:1999/10212 s. K. (Uğur, s, 189.) 216 3- Sanığın 2000 yılında verdiği 28.02.2000 tarihli mal bildiriminde, kendisine ait Batıkent’te konut, Kumburgaz’da apart daire, Bodrum, Gündoğan’da kooperatif ve 06 ... plakalı 1993 model Toyoto otomobili beyan etmiş olup, eşi ... tarafından 24.01.2000 tarihinde çalıştığı kuruma ...verilen beyannamede gösterilen İzmir-Üçkuyular ... parseldeki daireyi göstermemek suretiyle 3628 sayılı Kanunun 5’inci maddesine aykırı davrandığı sabittir. Ancak aynı Kanunun 12’nci maddesinde düzenlenen “Gerçeğe aykırı bildirimde bulunmak” suçunun oluşması için sanığın bu Kanunun amacına aykırı olarak mal bildirimini gerçeğe aykırı şekilde vermek kastının mevcudiyeti gerekmektedir. Sanığın aynı gün verdiği ilk beyannamede 2000 yılında da olduğu gibi eşine ait konutu göstermeyip, göstermesi gerektiğini öğrendikten hemen sonra verdiği beyannamede göstermiş olması da suç kastının bulunmadığını göstermektedir. 450 4- Tüm dosya kapsamına göre, şüpheli ... ile birlikte eşi ... ve kardeşi ... adlarına İmar Bankasında 21, Vakıfbank’ta 7, Tekfenbank’ta 5 ve Pamukbank’ta 3 adet olmak üzere toplam 36 adet farklı hesap bulunduğu, bahsedilen hesaplardaki mali varlık toplamının 2003 yılı Mart ayı sonu itibarıyla 251.074 USD ve 72 milyar Türk lirası olup, bahsedilen tarih itibarıyla 397 milyar Türk lirasına tekabül ettiği, bu miktarın ...’ün geliriyle mütenasip olmayıp, kaynağının tam olarak tespit edilemediği gibi … Başmüfettişi tarafından 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu uyarınca, kendisi ve eşinin mal beyanını bildirmesi 05/04/2004 tarihli yazı ile talep edildiğinde adı geçen ...’ün 397 milyar Türk lirasının 80 milyar Türk lirasını bildirdiği halde, geriye kalan miktarını ise soruşturmayı yürüten … Başmüfettişine bildirmediği gibi, muhtelif tarihlerde Bakanlığa verdiği mal bildirim beyannamelerinde de göstermediği cihetle, mevcut delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin son soruşturma aşamasında davayı görecek olan mahkemeye ait bulunduğu gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiş 451 5- Sanığın hazırlıkta müfettişçe CMUK.nun 135. maddesine uygun şekilde alınan beyanında, karısının Pelitköy-Burhaniye’de bulunan yapı kooperatifine kendisinin bilgisi dışında üye olduğunu, bu durumun 1996 yılı sonunda eşinin ödeme güçlüğüne düşmesi üzerine öğrendiğini, borcu kapatmak amacıyla kooperatif hissesini, 1996 yılında…devrettiklerini, kooperatifine o tarihte halen inşaat halinde olduğunu belirttiği cihetle, sanığın eşi .... ile 450 451 AY3D, 11.01.2005 t. ve, E:2005/15, K:2005/15 s. K. (Uğur, s, 192.) Yargıtay 7. CD. 2008 tarih ve E:2006/13770, K:2008/19344 s. K. (Uğur, s, 239.) 217 kooperatif hissesini o tarihte devraldığı iddia olunan … dinlenilerek kooperatife ait kayıt ve belgelerde getirtilip hisse devir işleminin hangi tarihte ye ne suretle yapıldığı tespit edilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırmayla yazılı şekilde hüküm tesisi 452 6- Sanık baştan beri değişmeyen savunmalarında eşinin hemşire olması nedeni ile boş zamanlarında sağlıkla ilgili faaliyetleri olduğu, kendisinin de memuriyet sıfatı ile resmi kayıtlı olmasa da ticari faaliyetleri bulunduğunu savunması karşısında bu savunmalarda nazara alınarak bu konuda idari soruşturma olup olmadığı da tesbit edilip kendisi ve eşinin adlarına kayıtlı bulunan taşınmaz mallar ile otomobilin edinme tarihleri itibarı ile değerleri tesbit edilerek, edinim tarihlerinden önceki dönemde sanığın mal bildirimlerindeki aktifler, özlük ve kadro durumu itibarı ile maaşı ve sınav komisyonlardaki görevleri nedeni ile aldığı ek ücretlerde nazara alınarak yasal ve genel ahlaka uygun tüm gelirleri karşılaştırılıp edinimlerinin tamamının haksız mal edinme niteliğinde olup olmadığının konusunda uzman üç kişilik bilirkişi heyetine tesbit ettirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve. takdiri gerektiğinin gözetilmemesi 453 7- Sanığın beyanlarında 1975 yılında memuriyete başladığını, eşinin de memur olduğunu ve 16 yıldan beri birlikte çalıştıklarını, eşine babasından 1984 yılından 2.600.000 lira miras kaldığını kendisinin babasından kalma ev, arsa hisselerinin olduğunu, bu ek gelirlerle ve birlikte aldıkları maaşlarla dava konusu taşınmazları aldıklarını, haksız mal edinmediğini savunması karşısında ve 1995 yılında verilen mal bildiriminde gösterilen nüfus vakfından alınan 18.000.000 liralık borç ve savunmaları nazaran alınarak ve değerlendirilerek sanığın ve eşinin 1995 yılı ve önceki yıllarda verdikleri mal bildirimleri getirtilip, savunmada öne sürülen hususların doğruluğu araştırılıp tespit edilerek edinimlerin tamamının haksız mal edinme niteliğinde olup olmadığı konusunda yeniden 3 kişilik uzman bilirkişi heyetine tespit yaptırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi 454 8- CMUK.nun 259. maddesi uyarınca açılan davada … parsel nolu Payamlı köyündeki taşınmazın eşi ... adına kayıtlıyken 3.2.2001 tarihli Yargıtay 7. CD.28.2.2005 t. ve, E:2003/11854, K:2005/1197 s. K. (Uğur, s, 244.) Yargıtay 7. CD. 27.6.2001 t. ve, E:2001/4749, K:2001/12154 s. K. (Uğur, s, 246.) 454 Yargıtay 7.CD. 28.12.2001 t ve, E:2001/17160, K:2001/20327 s. K. (Uğur, s, 249.) 452 453 218 beyannamede kendisi adına bildirmiş olup suçun kasıt unsuru oluşmadığından sanığın beraatı yerine mahkumiyetine karar verilmesi 455 5. BİRDEN FAZLA MAL BEYANI Kamu görevlilerinden asli görevleri uhdelerinde kalmak kaydıyla ikinci bir görevi yürütenler (yönetim kurulu veya danışma kurulu üyeliği gibi) ya da vekâleten veya tedviren görev yürütenler, sadece asli görevlerinden dolayı tek mal beyanında bulunurlar. İkinci görev veya vekalet edilen görevden dolayı ayrıca beyanda bulunmazlar. Kamu görevlisi olmayıp da, birden fazla merciye mal beyanında bulunması gerekenler, bu mercilerden yalnız birine beyanda bulunurlar. Ancak, mal beyanında bulunulan mercii, diğer kuruma da bilgi vermekle yükümlüdür. 456 455 456 Yargıtay 7. CD. 1.7.2003 t. ve, E:2002/22854, K:2003/5655 s. K. (Uğur, s, 249.) Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmelik, Md. 5 219 SEKİZİNCİ BÖLÜM BEYANLARIN GİZLİLİĞİ VE İSTİSNASI 457 1.BEYANLARIN GİZLİLİĞİ Yasa koyucu, başkalarına faydalar sağlayabilecek ve kişiye zarar verebilecek servet bilgilerinin bilmesi gerekenlerden başkası tarafından bilinmesini ve açıklanmasını sakıncalı görmüş ve beyanların gizliliği esasını kabul etmiştir. Buna göre; mal beyanları gizli tutulacak, gizli kalmasını sağlamak için beyanın verildiği mercilerde ve beyanda bulunanın özel dosyasında kilitli dolap ya da odalarda saklanacak, beyan merciindeki bu iş için görevli ve yetkili olan kişilerce mal beyannamelerinin içeriği hakkında, kimseye hiçbir şekilde açıklama yapılmayacak ve bilgi verilmeyecektir. Mal beyanları, özel kanunlardaki hükümler saklı kalmak kaydıyla beyanda bulunanın özel dosyasında saklanır. Bildirimlerin içeriği hakkında, Kanunla soruşturma ve kovuşturmaya yetkili kılınan kişi ve mercilerce istenen bilgilerin eksiksiz verilmesi dışında hiçbir şekilde açıklama yapılamaz ve bilgi verilemez. Ayrıca mal bildirimlerindeki bilgiler ve kayıtlar esas alınarak içeriği hakkında yayında bulunulamaz. 458 Mal bildirimleri, mevzuatında belirtilen makam veya mercilerin ilgili birimlerinde, ilgililerin varsa sicil yoksa özel dosyalarında saklanır. Mal bildirimlerinin içeriği hakkında soruşturma ve kovuşturmaya yetkili merciler dışındakilere açıklama yapılmaz, bilgi verilemez. 459 Gizli bilgileri açıklamak yasaktır. Devlet memurlarının kamu hizmetleri ile ilgili gizli bilgileri görevlerinden ayrılmış bile olsalar, yetkili bakanın yazılı izni olmadıkça açıklamaları yasaktır. 460 Gizliliğe uymamak suçtur. Özel kanunlardaki hükümler saklı kalmak kaydıyla beyanda bulunanın özel dosyasında saklanan mal beyanları içeriği hakkında açıklama yapmak ve bilgi vermek ve mal beyanlarındaki bilgiler ve kayıtlar esas alınarak içeriği hakkında yayında bulunmak suçtur. Verilen bilginin, yapılan açıklamanın veya yayının kaynağı olan SÖKMEN, Uğur: Kamu Hizmetinde ve Kamu Görevinde Bulunanların Servet Beyanı, Mali Kılavuz Dergisi, Yıl:12, Sayı:47, Ocak-Mart 2010. S. 25-26 458 3628 s. MBBRYMK, Md. 9/1 459 Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmelik, Md. 15 460 657 s. DMK. Md. 31 457 220 belgenin doğru olması yasağı ortadan kaldırmaz. Çünkü beyanlar gizlidir ve hiç kimseye açıklama yetkisi verilmemiştir. Gizliliğin ihlali suçtur. Gizli kalması gereken bilgileri açıklayan kimseler ile yayın yoluyla bu bilgileri açıklayan kişiler üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu fiilin basın yoluyla işlenmesi halinde verilecek ceza yarı oranında artırılır. 461 3628 sayılı Kanunun beyanların gizliliğini hükme bağlayan 9 uncu maddesi, Kanunun en çok eleştirilen maddesidir. Mal beyanlarının gizli tutulup beyanda bulunanın özel dosyasında saklanması, beyanların içeriği hakkında açıklama yapma, bilgi verme ve yayın yapma yasağı, yeni beyanların yetkili mercilerce daha önceki beyanlarla karşılaştırma görevini yerine getirmedikleri düşünüldüğünde şeffaflıktan, kamuoyu denetiminden uzak bir şekilde bu suçlarla mücadele edilemeyeceği ortadadır. Kanun teklifi TBMM’de görüşülürken kamu görevlilerinin kamuoyunun denetiminde kalması edindikleri malları kamuoyunun denetimine sunmaları isteniyorsa, yasadan beklenen amacın sağlanması için mal beyanlarının gizli değil, alenilik ilkesi gereği kamuya açık tutulması gerektiği aksi halde iki beyan arasındaki farkın, artışın yeterince denetlenemeyeceği, bu haliyle de rüşvet ve yolsuzluklarla mücadele edilmeyeceği yönünde eleştiriler yapılmıştır. 462 Milletvekillerince, 3628 sayılı Kanunun 9 uncu maddesinin değiştirilmesi, başlığı ile birlikte değiştirilmesi, bir fıkra eklenmesi, 11 inci maddesinin kaldırılması için TBMM ne kanun teklifinde bulunulmuş ise de teklifler yasallaşmamıştır. Son olarak, 2006 yılında Mal Beyanı Yasasında değişiklik konusunda yapılan bir çalışmada da; mal beyanlarının sürekli kamuya açık hale gelmesinin yol açacağı sıkıntılar üzerinde durulmuştur. Örneğin, bir liderin kooperatifte hissesi varsa o kooperatife talep artacak ya da arsası varsa arsanın yerini öğrenip bu durumdan rant elde etmeye çalışanlar çıkabilir, bu açıdan olumsuz sonuçlar doğabilir, bir de mal beyanlarının sürekli açık olması güvenlik nedeniyle bazı riskler taşıyabilir. Bu nedenle, geliriyle mal varlığı arasında farklılık olan kamu görevlilerinin mal beyanlarının kamuya açıklanıp açıklanmamasına Etik Kurulu yapısındaki bir mekanizmanın karar vermesi formülü gündeme getirilmiştir. Ancak, batı 461 3628 s. MBBRYMK, Md. 11 TBMM, Tutanak Dergisi, Dönem: 18, Yasama Yılı:3, Cilt 44, 104 üncü Birleşim, 18.04.1990, Çarşamba. 462 221 da böyle risk yok, Türkiye de rant aracı haline gelebileceği endişeleri ile mal beyanını sürekli kamuya açık olmasının olumsuz sonuçlar doğuracağından istismara yol açacak bir düzenleme yapılmasının uygun olmayacağı ve farklı seçeneklerinde değerlendirilerek kapsamlı bir çalışma yapılması gerektiğine karar verilerek TBMM gündeminden çıkartılmıştır. 463 Mal beyanları “kamuoyuna açık olmalı” tartışması sürekli gündeme getirilse de, güvenlik ve suiistimal gibi bazı riskler taşıması nedeniyle seksen yıl öncesinde olduğu gibi günümüzde de beyanların gizliliği esası korunmakta ve uygulanmaktadır. 2. BEYANLARIN GİZLİLİĞİNİN İSTİSNASI 2.1. BİLGİ VERME ZORUNLULUĞU Özel kanunlarında aksine bir hüküm mevcut olsa dahi, ilgili gerçek veya tüzel kişiler ile özel ve kamu kurum ve kuruluşları, 3628 sayılı Kanunla soruşturma ve kovuşturmaya yetkili kılınan Cumhuriyet Savcısı, müfettiş veya muhakkiklerce, Maliye Bakanlığı Baş Hukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğü veya temsilcisince ve diğer mercilerce istenen bilgileri gecikmeksizin makul sürede eksiksiz vermek zorundadırlar. 464 3628 sayılı Kanuna göre takip, soruşturma ve kovuşturmaya yetkili kişi olan başta Cumhuriyet savcılarınca ve muhakkik ve müfettişlerce, Maliye Bakanlığı Baş Hukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğünce veya temsilcisince ve diğer mercilerce istenen bilgileri vermeyen veya eksik veren gerçek veya tüzel kişiler ile kamu kurum ve kuruluşlarının yetkili kişileri hakkında bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir. Bu ceza, para cezasına veya tedbirlerden birine çevrilemez ve ertelenemez. 3628 sayılı Kanuna göre takip, soruşturma ve kovuşturmaya yetkili kişi olan başta Cumhuriyet savcıları ve muhakkik ve müfettişler, ilgili gerçek veya tüzel kişiler ile özel ve kamu kurum ve kuruluşlarından sadece mal beyanları ile mal beyanlarının doğruluğunu sağlayacak bilgileri değil, kanun kapsamındaki kişiler ve suç ortaklarının kapsama 463 464 http://www.habervitrini.com/haber.asp?id= 08 Şubat 2006 =ET:20.11.2009 3628 s. MBBRYMK, Md. 20, Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmelik, Md. 16 222 giren suçlara yönelik soruşturma ve kovuşturma konusu her türlü bilgiyi isteyebilecektir. Buna göre soruşturma ve kovuşturmaya yetkili kişi olan başta Cumhuriyet savcıları ve muhakkik ve müfettişlerin muhatabı olacak ilgili gerçek veya tüzel kişiler ile özel ve kamu kurum ve kuruluşlarının yetkili kişileri, mal beyanlarının gizliliğini veya özel kanunlarda mevcut aksine bir hükmü ileri sürerek bilgi vermekten çekinemezler. 2.2. KAMU GÖREVLİLERİ ETİK KURULU Kamu Görevlileri Etik Kurulu 465 mal beyanlarını gerektiğinde inceleme yetkisine sahiptir. Mal beyanlarındaki bilgilerin doğruluğunun kontrolü amacıyla ilgili kişi ve kuruluşlar ile bankalar ve özel finans kurumları talep edilen bilgileri en geç otuz gün içinde Kurula vermekle yükümlüdürler. 466 Ayrıca, Bakanlıklar ve diğer kamu kurum ve kuruluşları, kurulun başvuru konusu ile ilgili olarak istediği bilgi ve belgeleri vermek zorundadırlar. Kurul, bu Kanun kapsamındaki kuruluşlardan ve özel kuruluşlardan ilgili temsilcileri çağırıp bilgi alma yetkisine sahiptir. 467 Buna göre, Etik Kurulu, mal beyanları ve mal beyanlarındaki bilgilerin doğruluğunun kontrolü amacıyla ilgili kişi ve kuruluşlar ile bankalar ve özel finans kurumlarından gerekli bilgileri isteyebilecektir. Kurulun soruşturma görevi yoktur, ancak inceleme yapabilir. Gizli tutulan ve saklanan mal beyanlarının 3628 sayılı Kanuna göre soruşturma yapılması dışında denetim elemanlarınca veya başka yetkililerce incelenmesi olanağı bulunmamaktadır. Yasa inceleme yetkisini sadece Kamu Görevlileri Etik Kuruluna vermiştir. Tabi etik kurulu gerektiğinde inceleme yapabileceğinden, gerekmediği sürece mal beyanlarının incelenebilmesi mümkün olamayacaktır. 5176 s. Kanunla 25.05.2004 tarihinde kurulmuştur. 3628 s. MBBRYMK, Md. 9/2 467 5176 s. Kanun Md. 6. 465 466 223 DOKUZUNCU BÖLÜM MAL BEYANININ VERİLMESİNDE AMİRLERİN SORUMLULUĞU 468 Mal beyannamesini almaya yetkili olan merciler, mal beyanlarının süresi içinde verilmesini sağlamakla sorumludurlar. Bu merciler mal beyannamelerinin verilmesini izlemek için birim veya personel görevlendirirler. Ayrıca, müsteşarlar, 469 merkez teşkilatları ile varsa bağlı ve ilgili kuruluşlarında görevli her düzeydeki kamu personelinin mal beyanlarının verilmesinden, verilen mal beyanlarına ilişkin olarak gerekli inceleme ve karşılaştırmaların yapılmasını sağlamaktan ve bu çerçevede yapılacak çalışmalar sonucunda, gerekli görülen hallerde personelin mal beyanları hakkında ilgili denetim birimlerince inceleme yapılması için girişimde bulunmaktan veya konuyu Cumhuriyet Başsavcılıklarına bildirmekten görevli ve sorumludur. 470 1. AMİR Güncel Türkçe sözlükte “amir”; bir işte emir verme yetkisi bulunan kimse olarak tarif edilmiştir. 471 Âmir ise, buyurucu, buyuran, üst olarak tanımlanmıştır. 472 Dolayısıyla amiri, resmi bir biçimde belirlenen amaçların gerçekleştirilmesi için astlarının faaliyetlerini yönlendiren ve denetleyen kişi olarak tanımlamak mümkündür. Kısaca amir, belli faaliyetlerde bulunan ve belli yetkiler taşıyan kişidir. Emir: Güncel Türkçe sözlükte “emir”; buyruk, komut, talimat, ferman, istek olarak tanımlanmıştır. 473 Türk Ceza Kanunda emir ile ilgili hüküm mevcut olup, buna göre; Kanunun hükmünü yerine getiren kimseye ceza verilmez. Yetkili bir merciden verilip, yerine getirilmesi görev gereği zorunlu olan bir emri uygulayan sorumlu olmaz. Konusu suç teşkil eden emir hiçbir surette yerine getirilemez. Aksi takdirde yerine getiren ile emri veren sorumlu olur. Emrin, hukuka uygunluğunun denetlenmesinin kanun tarafından engellendiği hâllerde, SÖKMEN, Uğur: Kamu Hizmetinde ve Kamu Görevinde Bulunanların Servet Beyanı, Mali Kılavuz Dergisi, Yıl:12, Sayı:47, Ocak-Mart 2010. S. 26, SÖKMEN, Uğur: a.g.e. s. 33-41, 49-59 469 Bakandan sonra gelen ve idari otoritenin en üst noktasında bulunan amir. 470 Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmelik, Md. 7 471 Güncel Türkçe Sözlük, TDK 472 BSTS/Medeni Hukuk Terimleri Sözlüğü 1966 473 Güncel Türkçe Sözlük, TDK 468 224 yerine getirilmesinden emri veren sorumlu olur. 474 Devlet memuru amirinden aldığı emri, Anayasa, kanun, tüzük ve yönetmelik hükümlerine aykırı görürse, yerine getirmez ve bu aykırılığı o emri verene bildirir. Amir emrinde ısrar eder ve bu emrini yazı ile yenilerse, memur bu emri yapmağa mecburdur. Ancak emrin yerine getirilmesinden doğacak sorumluluk emri verene aittir. Konusu suç teşkil eden emir, hiçbir suretle yerine getirilmez; yerine getiren kimse sorumluluktan kurtulamaz. Acele hallerde kamu düzeninin ve kamu güvenliğinin korunması için kanunla gösterilen istisnalar saklıdır. 475 1.1. EN ÜST AMİR Bakan, bakanlık kuruluşunun en üst amiridir. 476 1.2. EN ÜST İDARİ AMİR Siyasi otoriteyi temsil eden bakandan sonra gelen ve idari otoritenin en üst noktasında bulunan, Başbakanlıkta başbakanlık müsteşarı, bakanlıklarda bakanlık müsteşarları, ilgili ve bağlı kuruluşlarda ise müsteşarlar, genel müdürler ve kurum başkanları en üst idari amirdir. 477 1.3. ATAMAYA YETKİLİ MAKAM Atama işlemi, kimi zaman tekli bir makam, kimi zamanda bir kurul tarafından yapılır. Atamaya yetkili makamlar genellikle kurumların kuruş kanunlarında gösterilir. 657 sayılı Kanunda “atamaya yetkili amir” deyimi geçmekle birlikte, bu amirlerin kimler olduğu belirtilmemiştir. Ancak, 2451 ve 2477 sayılı Kanunlarla atama usulleri düzenlenmiştir. Böylece, Bakanlar Kurulu Kararı ile atama yapılacak görevler ve müşterek kararla atama yapılacak görevler tek tek sayılmıştır. Bunların dışındaki görevlere yapılacak atamalar için kuruluş kanunları ile özel kanunlardaki hükümler uygulanacaktır. 1.4. ATAMAYA YETKİLİ AMİR Atama usul ve esaslarını belirleyen mevzuat hükümleriyle atama yetkisi tanınan memurlardır. Müşterek kararla veya Bakanlar Kurulu Kararı ile atanan memurlar bakımından ise inha eden makamdır. 478 474 5237 s. TCK, Md. 24 657 s. DMK, Md. 11 476 3046 s. BKGEHK. Md. 21 477 Danıştay 1. D. 31.12.2000 tarihli ve 2000/59-2000/29 sayılı kararı 478 Devlet Memurları Sicil Yönetmeliği, Md. 3/c 475 225 2451 sayılı Kanuna ekli (1) sayılı cetvelde gösterilen unvanları taşıyan görevlere Bakanlar Kurulu kararı ile (2) sayılı cetvelde gösterilen unvanları taşıyan görevlere müşterek kararla atama yapılır. 479 2451 sayılı Kanuna ekli cetvellerde yer almayan unvanları taşıyan kadro ve görevlere yapılacak atama ve nakillerde, Kanunun kapsamına giren kuruluşların teşkilat kanunlarına veya özel kanunlarındaki hükümlerine göre atama yapılır. 480 Atamaya yetkili amirler, her kurumun teşkilat kanunlarında belirlenmiştir. Buna göre, 2451 sayılı Kanun hükümlerine göre Müşterek kararla veya Bakanlar Kurulu Kararı ile atanan memurlar dışında kalan memurların atanmaları Bakan tarafından yapılır. Bakan bu yetkilerini gerekli gördüğü alt kademelere devredebilir. Valilerin görüşü alınarak bakanlıkların ve tüzel kişiliğe haiz genel müdürlüklerin kendi teşkilat kanunlarına göre illere atanan ya da bakanlıklar ve tüzel kişiliğe haiz genel müdürlükler tarafından doğrudan doğruya illere atanan ya da merkez teşkilatında görev yapan memurlar için Bakan, İl merkez teşkilatına bağlı ve il idare şube başkanının inhası üzerine atanan memurlar için vali, İlçe şube başkanlarının inhası üzerine atanan memurların kaymakam, atamaya yetkili amirlerdir. 481 2. SORUMLULUK Kişinin kendi davranışlarını veya kendi yetki alanına giren herhangi bir olayın sonuçlarını üstlenmesi, sorum, mesuliyet: 482 Uyulması gereken bir yargıya, bir kural ya da yetkili üstün verdiği buyruğa uyulmaması üzerine suçlu düşme durumu. 483 2.1. KAMU İDARELERİNİN SORUMLULUĞU Malî karar ve işlemlere ilişkin her türlü kayıt, bilgi ve belgeler, kamu idareleri tarafından düzenli olarak muhafaza edilir. Kamu idareleri ve görevlileri; malî yönetim ve kontrol sistemleri ile bütçenin hazırlanması, uygulanması, sonuçlandırılması, muhasebeleştirilmesi, raporlanması işlemlerine ait bilgi ve belgeleri denetimle görevlendirilmiş 2451 s. Bakanlıklar ve Bağlı Kuruluşlarda Atama Usulüne İlişkin Kanun, Md. 2 2451 s. Bakanlıklar ve Bağlı Kuruluşlarda Atama Usulüne İlişkin Kanun, Md. 3 481 5442 s. İl İdaresi Kanunu, Md. 7-8 482 Güncel Türkçe Sözlük, TDK 483 BSTS/Ceza Yargılama Yöntemi Yasası Terimleri Sözlüğü 1972 479 480 226 olanlara ibraz etmek, görevin sağlıklı yapılmasını sağlayacak önlemleri almak ve her türlü yardım ve kolaylığı göstermek zorundadır. 484 2.2. AMİR DURUMUNDA OLAN DEVLET MEMURLARININ GÖREV VE SORUMLULUKLARI Devlet memurları amiri oldukları kuruluş ve hizmet birimlerinde kanun, tüzük ve yönetmeliklerle belirlenen görevleri zamanında ve eksiksiz olarak yapmaktan ve yaptırmaktan, maiyetindeki memurlarını yetiştirmekten, hal ve hareketlerini takip ve kontrol etmekten görevli sorumludurlar. Amir, maiyetindeki memurlara hakkaniyet ve eşitlik içinde davranır. Amirlik yetkisini kanun, tüzük ve yönetmeliklerde belirtilen esaslar içinde kullanır. Amir, maiyetindeki memurlara kanunlara aykırı emir veremez ve maiyetindeki memurdan hususi bir menfaat temin edecek bir talepte bulunamaz, hediyesini kabul edemez ve borç alamaz. 485 Amirler, emirlerindeki memurların, görevlerini dikkat ve itina ile yerine getirmelerini, Devlet malını korumak ve her an hizmete hazır halde bulundurmak için gerekli tedbirleri almalarını temin ve takip etmekle görevli ve sorumludurlar. Memurlarca verilen zararların miktarının tespiti ve ilgililerden bu yönetmelik veya genel hükümlere göre tahsili konusunda yapılacak işlemlerin zamanında ve eksiksiz yürütülmesinden, zararı veren memurların görevli bulundukları kurum ve kuruluşların o mahaldeki amirleri müteselsilen sorumludurlar. 486 Usulüne uygun olarak yapılmış şikayet ve müracaatı, görevi olduğu halde zamanında ve eksiksiz işleme koymayan ya da karara bağlamayan amirlerin sorumludur. Bu sorumluluğu yerine getirmeyen amirler hakkında durumun niteliğine ve ağırlık derecesine göre 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun değişik 125 nci maddesinde sayılan disiplin cezalarından birisi verilir. 487 2.3. AST DURUMUNDA OLAN DEVLET MEMURLARININ GÖREV VE SORUMLULUKLARI Devlet memurları kanun, tüzük ve yönetmeliklerde belirtilen esaslara uymakla ve amirler tarafından verilen görevleri yerine getirmekle yükümlü ve görevlerinin iyi ve doğru yürütülmesinden 484 5018 s. Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu, Md. 76 657 s. DMK, Md. 10 486 Devlete ve Kişilere Memurlarca Verilen Zararların Nevi ve Miktarlarının Tespiti, Takibi, Amirlerinin Sorumlulukları, Yapılacak Diğer İşlemler Hakkında Yönetmelik, Md. 9/a-b 487 Devlet Memurlarının Şikayet ve Müracaatları Hakkında Yönetmelik, Md. 14 485 227 amirlerine karşı sorumludurlar. Devlet memuru amirinden aldığı emri, Anayasa, kanun, tüzük ve yönetmelik hükümlerine aykırı görürse, yerine getirmez ve bu aykırılığı o emri verene bildirir. Amir emrinde ısrar eder ve bu emrini yazı ile yenilerse, memur bu emri yapmağa mecburdur. Ancak emrin yerine getirilmesinden doğacak sorumluluk emri verene aittir. Konusu suç teşkil eden emir, hiçbir suretle yerine getirilmez; yerine getiren kimse sorumluluktan kurtulamaz. Acele hallerde kamu düzeninin ve kamu güvenliğinin korunması için kanunla gösterilen istisnalar saklıdır. 488 Memurlar görevlerini dikkat ve itina ile yerine getirmek; Devlet malını korumak ve her an hizmete hazır halde bulundurmak için gerekli tedbirleri almakla görevli ve sorumludurlar. Memurlar, bu görev ve sorumlulukların yerine getirilmemesi sebebiyle doğan zararları bu yönetmelikte belli edilen usul ve esaslar uyarınca tazminle mükelleftirler. Sayıştaya karşı sorumlu olanların sorumlulukları hakkında 832 sayılı Sayıştay Kanunu hükümleri saklıdır. 489 2.4. HESAP VERME SORUMLULUĞU Her türlü kamu kaynağının elde edilmesi ve kullanılmasında görevli ve yetkili olanlar, kaynakların etkili, ekonomik, verimli ve hukuka uygun olarak elde edilmesinden, kullanılmasından, muhasebeleştirilmesinden, raporlanmasından ve kötüye kullanılmaması için gerekli önlemlerin alınmasından sorumludur ve yetkili kılınmış mercilere hesap vermek zorundadır. 490 Bakanlar, hükümet politikasının uygulanması ile bakanlıklarının ve bakanlıklarına bağlı, ilgili ve ilişkili kuruluşların stratejik planları ile bütçelerinin kalkınma planlarına, yıllık programlara uygun olarak hazırlanması ve uygulanmasından, bu çerçevede diğer bakanlıklarla koordinasyon ve işbirliğini sağlamaktan sorumludur. Bu sorumluluk, Yükseköğretim Kurulu, üniversiteler ve yüksek teknoloji enstitüleri için Millî Eğitim Bakanına, mahallî idareler için İçişleri Bakanına aittir. Bakanlar, kamu kaynaklarının etkili, ekonomik ve verimli kullanılması ile hukuki ve mali konularda Başbakana ve Türkiye Büyük Millet Meclisine karşı sorumludurlar. 491 Bakanlıklarda müsteşar, diğer kamu idarelerinde en üst yönetici, il özel 488 657 s. DMK, Md. 11 Devlete ve Kişilere Memurlarca Verilen Zararların Nevi ve Miktarlarının Tespiti, Takibi, Amirlerinin Sorumlulukları, Yapılacak Diğer İşlemler Hakkında Yönetmelik, Md. 4 490 5018 s. Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu, Md. 8 491 5018 s. Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu, Md. 10 489 228 idarelerinde vali ve belediyelerde belediye başkanı üst yöneticidir. Ancak, Millî Savunma Bakanlığında üst yönetici Bakandır. Üst yöneticiler, idarelerinin stratejik planlarının ve bütçelerinin kalkınma planına, yıllık programlara, kurumun stratejik plan ve performans hedefleri ile hizmet gereklerine uygun olarak hazırlanması ve uygulanmasından, sorumlulukları altındaki kaynakların etkili, ekonomik ve verimli şekilde elde edilmesi ve kullanımını sağlamaktan, kayıp ve kötüye kullanımının önlenmesinden, malî yönetim ve kontrol sisteminin işleyişinin gözetilmesi, izlenmesi ve Kanunda belirtilen görev ve sorumlulukların yerine getirilmesinden Bakana; mahallî idarelerde ise meclislerine karşı sorumludurlar. Üst yöneticiler, bu sorumluluğun gereklerini harcama yetkilileri, malî hizmetler birimi ve iç denetçiler aracılığıyla yerine getirirler. 492 5018 sayılı Kanunun ilgili maddeleri gereğince, kamu görevlileri; kamu kaynaklarının etkili, ekonomik, verimli ve hukuka uygun olarak elde edilmesinden, yönetilmesinden, kullanılmasından, korunmasından, kötüye kullanılmaması ve her an hizmete hazır bulundurulması için gerekli önlemlerin alınmasından sorumludurlar. Kontrol, denetim, inceleme, kesin hükme bağlama veya yargılama sonucunda tespit edilen kamu zararının geri ödenmesi sürecine, kamu görevlileri ile birlikte ilgililer de dahil edilir. 493 2.5. BİLGİ VERME ZORUNLULUĞU Özel kanunlarında aksine bir hüküm bulunsa bile ilgili gerçek veya tüzel kişiler veya kamu kurum ve kuruluşları; bu Kanuna göre takip, soruşturma ve kovuşturmaya yetkili kişi, Maliye Bakanlığı Baş Hukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğü veya temsilcisi ve bu Kanundaki diğer mercilerce istenen bilgileri gecikmeksizin makul sürede eksiksiz vermek zorundadır. Aksine davranan kişiler hakkında bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir. Bu ceza, para cezasına veya tedbirlerden birine çevrilemez ve ertelenemez. 494 492 5018 s. Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu, Md. 11 Kamu Zararlarının Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik, Md. 5/1-2 494 3628 s. MBBRYMK, Md. 20 493 229 2.6. CUMHURİYET SAVCISINA BİLGİ VE BELGE VERME ZORUNLULUĞU Cumhuriyet savcısı, doğrudan doğruya veya emrindeki adlî kolluk görevlileri aracılığı ile her türlü araştırmayı yapabilir; yukarıdaki maddede yazılı sonuçlara varmak için bütün kamu görevlilerinden her türlü bilgiyi isteyebilir. 495 Diğer kamu görevlileri de, yürütülmekte olan soruşturma kapsamında ihtiyaç duyulan bilgi ve belgeleri, talep eden Cumhuriyet savcısına vakit geçirmeksizin temin etmekle 496 yükümlüdür. Kanun tarafından kendilerine verilen veya kanun dairesinde kendilerinden istenen adliye ile ilgili görev veya işlerde kötüye kullanma veya ihmalleri görülen kamu görevlileri hakkında Cumhuriyet savcılarınca doğrudan doğruya soruşturma yapılır. 497 2.7. MAL BEYANINA İLİŞKİN MALİ SORUMLULUK Haksız edinilmiş olan malların zoralımına hükmolunur. Bu malların elde edilememesi veya bir malın tümünün haksız mal edinme konusu teşkil etmemesi sebepleri ile zoralımın mümkün olmadığı hallerde haksız edinilen değere eşit bedelinin hazineye ödenmesine karar verilir. Bu bedel, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun Hükümlerine göre tahsil olunur. 498 2.8. MAL BEYANINA İLİŞKİN CEZAİ SORUMLULUK 3628 sayılı Kanunda yazılı olanlarca istenen bilgileri, özel kanunlarında aksine bir hüküm mevcut olsa bile ilgili kişiler, özel veya kamu kuruluşları eksiksiz vermek zorundadır. Aksine davranış, üç aydan altı aya kadar hapis cezası ile cezalandırılacaktır. 499 İhtara rağmen süresinde mal beyanında bulunmayan, gerçeğe aykırı açıklama yapan, haksız mal edinme, mal kaçırma veya gizleyen Kanunda yazılı ceza ile cezalandırılır. 500 3. MAL BEYANI VERİLMESİNDE AMİRİN SORUMLULUĞU Mal bildirimi yönetmeliğinin 6 ncı maddesinde belirtilen merciler, mal bildirimlerinin süresi içinde verilmesini sağlamakla sorumludurlar. Bu merciler mal bildirimlerinin verilmesini izlemek için birim veya 495 5271 s. CMK, Md. 161/1 5271 s. CMK, Md. 161/4 497 5271 s. CMK, Md. 161/5 498 3628 s. MBBRYMK, Md. 14 499 3628 s. MBBRYMK, Md. 20 500 3628 s. MBBRYMK, Md. 10-11-12-13 496 230 personel görevlendirirler. Ayrıca, müsteşarlar, merkez teşkilatları ile varsa bağlı ve ilgili kuruluşlarında görevli her düzeydeki kamu personelinin mal bildirimlerinin verilmesi, verilen mal bildirimlerine ilişkin olarak 18 nci madde uyarınca gerekli inceleme ve karşılaştırmaların yapılmasını sağlamak ve bu çerçevede yapılacak çalışmalar sonucunda, gerekli görülen hallerde personelin mal bildirimleri hakkında ilgili denetim birimlerince inceleme yapılması için girişimde bulunmak veya konuyu Cumhuriyet başsavcılıklarına bildirmekle görevli ve sorumludur. 501 501 Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmelik, Md. 7 231 ONUNCU BÖLÜM MAL BEYANLARININ KARŞILAŞTIRILMASI 502 1. YENİ BEYANIN KARŞILAŞTIRILMASI ÖNCEKİ BEYANNAME İLE Yeni ve ek beyanlar, yetkili merciler tarafından daha önceki beyannameler ile karşılaştırılır. 503 Yetkili mercilerde toplanan mal beyannamelerinde yer alan bilgiler, Başbakanlıkça belirlenecek esaslar çerçevesinde, kamu kurumları bilgisayarlarında mevcut bilgilerle bilgisayar ortamında ve gizliliği sağlanacak şekilde karşılaştırılır. Yapılan karşılaştırma sonucunda gerçeğe aykırı beyanda bulundukları veya haksız mal edindikleri, kaçırdıkları veya gizledikleri anlaşılanlar hakkında yetkili mercilerce Cumhuriyet Başsavcılıklarına suç duyurusunda bulunulur. Yetkili merciler, mal beyanlarının süresi içinde verilmesini sağlamakla sorumludurlar. Bu merciler mal beyanlarının verilmesini izlemek için birim veya personel görevlendirirler. Ayrıca, müsteşarlar, merkez teşkilatları ile varsa bağlı ve ilgili kuruluşlarında görevli her düzeydeki kamu personelinin mal beyannamelerinin verilmesi, verilen beyannamelere ilişkin olarak gerekli inceleme ve karşılaştırmaların yapılmasını sağlamak ve bu çerçevede yapılacak çalışmalar sonucunda, gerekli görülen hallerde personelin mal beyanları hakkında ilgili denetim birimlerince inceleme yapılması için girişimde bulunmak veya konuyu Cumhuriyet Başsavcılıklarına bildirmekle görevli ve sorumludur. 504 Mal beyannamelerinde yer alan bilgilerin, kamu kurum ve kuruluşlarının bilgisayarlarında mevcut bilgilerle bilgisayar ortamında karşılaştırılması gerekmektedir. Bu karşılaştırma; kurulacak komisyonlar marifeti ile Mal Beyanı Formu Formatı kullanılarak mal beyannamelerindeki bilgiler ilişkisel veri tabanı yönetim sistemi yapısında bilgisayar ortamına aktarılarak yapılacaktır. Öncelikle mal beyanlarında yer alan bilgilerden taşıt ve tapu kayıtlarına ilişkin bilgilerin Emniyet Genel Müdürlüğü ile Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü bilgisayarlarındaki taşıt ve tapu bilgileri ile karşılaştırılması SÖKMEN, Uğur: Kamu Hizmetinde ve Kamu Görevinde Bulunanların Servet Beyanı, Mali Kılavuz Dergisi, Yıl:12, Sayı:47, Ocak-Mart 2010. S. 26 3628 s. MBBRYMK, Md. 7, Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmelik, Md. 18/1 504 Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmelik, Md. 18/2-3 502 503 232 yapılacaktır. Karşılaştırma sonucunda “beyan-bilgi farklılıkları” ile ilgili kamu görevlisinden de açıklama ve ispatlayıcı belgelerini sunmaları istenilecek, açıklama yeterli görülmezse ilgili birimlerce incelenmesi sağlanacaktır. İnceleme sonucuna göre durum gerektiğinde Cumhuriyet Başsavcılığına intikal ettirilecektir. 505 Başbakanlığın genelgesinden sonra, bazı kamu kurum ve kuruluşları yasal yükümlülüklerini yerine getirmek suretiyle, mal beyan formlarının elektronik ortamda arşivlenmesi ve bu belgelerin komisyonca güvenli ve hızlı biçimde incelenmesini ve önceki beyanla karşılaştırmayı elektronik olarak yapmayı sağlayan sistem kurmuşlardır. Bu teknolojik alt yapı sayesinde beyanda bulunmayan kişileri ve mal varlığında anormal değişiklik olanları anında tespit edebilmektedirler. Bu bilgisayar sistemini kuramayan ya da kullanmayan kamu kurum ve kuruluşları mal beyanlarına ilişkin yeni ve ek beyanları daha önceki beyannameler ile yapacakları inceleme ve karşılaştırma bilgisayar ortamında olmadığından, sadece manuel olacaktır. Mal beyanları bilgisayar ortamında alınmalı ve bilgisayar ortamında incelenip karşılaştırılmalıdır. 3628 sayılı Kanun ve Yönetmelikte, mal beyanlarının inceleme ve karşılaştırma görevinin, hangi ölçütlere göre yapılacağına ilişkin ayrıntılı bir düzenleme bulunmamaktadır. Yeni ve ek beyanlar, yetkili merciler tarafından daha önceki beyannameler ile karşılaştırılır. Karşılaştırma sırasında beyanın doğruluğunun kontrolünün tespitine yönelik yeterli ve nesnel inceleme, ölçme, saptama ve değerlendirme yöntemleri mal beyanı mevzuatında düzenlenmemiştir. Bu da yapılan karşılaştırmanın beyan ve önceki beyan karşılaştırmasının ötesine gidilememesi anlamına gelmektedir. Halbuki, banka, tapu, trafik, maliye, belediye vb. kurum kayıtlarına ulaşılmasındaki güçlük yapılacak yasal düzenleme ile giderilmiş ve elektronik ortamda kurumlararası bilgi paylaşımı sağlanmış olsa, mal varlığında anormal değişiklik olanlar ile beyanın süresinde yapılıp yapılmadığını ve beyanda bulunmayanları sistem kendiliğinden tespit edecek ve geliriyle mal varlığı arasında büyük farklılıklar bulunanlar da ortaya çıkmış olacaktır. Böylece, yıllardır biriktirilen ve saklanan on binlerce mal beyanı evrakının üzerine yeni binlercesinin eklenmesi önlenmiş olacaktır. 505 Başbakanlığın 2000/16 sayılı Genelgesi. 233 ONBİRİNCİ BÖLÜM SÜRESİNDE MAL BEYANINDA BULUNMAYANLARA İHTAR 506 1. SÜRELER GEÇTİKTEN SONRA İHTAR Kamu görevine ilk atanmada, göreve giriş için gerekli belgelerle birlikte göreve başlamadan önce; seçimle gelinen görevlerde seçimin kesinleşmesi tarihini izleyen iki ay içinde; diğer seçim ve atamalar ile yazılı basın kuruluşlarında işe veya görevlerine başlama tarihini izleyen bir ay içinde; mal varlığında önemli bir değişiklik olduğunda bir ay içinde; görevin sona ermesi halinde, ayrılma tarihini izleyen bir ay içinde; mal beyanında bulunmayanlara, beyanın verileceği mercilerce yazılı olarak ihtarda bulunulur. Bu ihtar, ilgilisine Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebliğ olunur. 507 Mal beyanında bulunmayanlara, “otuz gün içinde mal beyanında bulunması için” yazılı olarak ihtarda bulunulacaktır. Yazılı olarak yapılacak ihtarda otuz günlük süre de belirtilmelidir. İhtarın belirtilen sürelerden sonra, bu süreler geçtikten sonra yapılması gerekir. Yani otuz günlük süre geçtikten sonra, otuz gün süre verilerek ihtarda bulunulur. Örneğin, mal varlığında önemli bir değişiklik olduğunda kanunen tanınan bir aylık süre geçmeden onbeşinci veya yirminci günde mal beyanı için ihtarda bulunulamayacaktır. İhtarın 7201 sayılı Tebligat Kanununa uygun bir şekilde yapılması gerekir. Sürelerin hesaplanmasında; gün ile belirlenen süreler, tebligatın yapıldığının ertesi günü işlemeye başlar. Süre ay olarak belirlenmişse, tebligatın yapıldığı günün, son ayda sayı itibarıyla karşılığı olan günün mesai saati bitiminde sona erer. 508 Mal varlığında önemli değişiklik olduğunda, belirlenen sürede yani bir ay içinde, mal beyanında bulunmamanın cezai yaptırımı 3628 sayılı Kanunda bulunmamaktadır. İhtarın kendisine tebliğinden itibaren otuz gün içinde mazeretsiz olarak beyanda bulunmayana üç aya kadar hapis cezası verilir. 509 Görüldüğü üzere, tebligata rağmen mazeretsiz olarak SÖKMEN, Uğur: Kamu Hizmetinde ve Kamu Görevinde Bulunanların Servet Beyanı, Mali Kılavuz Dergisi, Yıl:12, Sayı:47, Ocak-Mart 2010. S. 28 507 3628 s. MBBRYMK, Md. 10/1, Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmelik, Md. 17/1 508 5271 s. CMK, Md. 39 509 3628 s. MBBRYMK, Md. 6/d, 10/1 506 234 beyanda bulunmama cezalandırılmıştır. Mal varlığındaki önemli değişiklikten bir şekilde idarenin haberi olacak ve yükümlüye tebligat yapılacak, bu tebligata rağmen mazeretsiz olarak beyanda bulunmadığı takdirde cezai yaptırım uygulanabilecektir. 3628 sayılı Kanunun 7 nci maddesine göre, göreve devam halinde sonu (0) ve (5) ile biten yılların Şubat ayı sonuna kadar yenilenmesi gereken mal beyanını yenilemeyenler için ihtar yapılmasına gerek bulunmamaktadır. Çünkü ihtar süresinde mal beyanında bulunmayanlara yapılmaktadır ve süresinde mal beyanı da bir aylık ve iki aylık süreler şeklinde belirlenmiş ve göreve devam halinde sonu (0) ve (5) ile biten yılların Şubat ayı sonuna kadar yenilenmesi gereken mal beyanı için belirlenmemiştir. Ayrıca, 3628 sayılı Kanunun ceza maddeleri içerisinde 7 nci maddesi hükmünün yerine getirilmemesi için bir yaptırım öngörülmemiştir. Her hangi bir ihtar yapılmadan ceza verilebilir mi? Mal varlığından veya değişiklikten haberdar olunup, her hangi bir ihtar yapılmadığı halde, süresinde mal beyanında bulunulmadığını mal beyanının yenilenmesi döneminde öğrenen idarenin memurlara disiplin cezası verdiği idari yargı kararlarından anlaşılmaktadır. Ceza hukuka uygun olabilir ancak hakkaniyete uygun mudur tartışılır. Mal varlığını beyan eden kişiye beyanını niçin geç verdin, süresini geçirmişsin, zamanında vermen gerekiyordu gibi gerekçelerle zamanaşımı süresi geçmemişse disiplin cezası uygulanabilir. Burada iki memur ele alalım; birisi iki yıl önceki değişikliği bildirmişse zamanaşımı nedeniyle ceza almayacak, diğeri iki yıl içindeki değişikliği bildirince ceza ile karşı karşıya kalacaktır. Bu davranış, uygulamada memurların süresi içinde yapmadıkları beyanlarını iki yıl geçtikten sonra hatta yalnızca genel beyan dönemlerinde yapmalarına neden olacaktır. İki yıl içindeki değişikliği bildirenlere beyannameni geç verdin diye disiplin cezası veren idarelerin bu uygulamaları doğru değildir. Yani beyanda bulunana ceza, beyanda bulunmayana ceza yok böyle uygulama olabilir mi? Şöyle ki, Bu cezalar kanuni olabilir. 657 sayılı Kanunun 125/B-b maddesine göre; eşlerinin, reşit olmayan veya mahcur olan çocuklarının kazanç getiren sürekli faaliyetlerini belirlenen sürede kurumuna bildirmemek “kınama cezasını”, 125/D-j maddesine göre; belirlenen durum ve sürelerde mal beyanında bulunmamak, “kademe ilerlemesinin durdurulması cezasını” gerektirmektedir. Fakat mal gizlemesi, mal 235 kaçırması, haksız mal edinmesi yoksa beyan yapana beyanından dolayı ceza vermenin hakkaniyete uygun değildir. Ayrıca, bu ceza Devlet memurlarına uygulanabilmekte olup, mal beyanı yükümlüsü memur olmayanlara uygulanamamaktadır. Sırf 657 sayılı Kanunda yaptırımı var mantığı ile ceza uygulaması doğru değildir. Kaldı ki 3628 sayılı Kanunda geç bildirme cezalandırılmamış, ihtara rağmen süresinde beyanda bulunmayan cezalandırılmıştır. Dolayısıyla özel yasasında cezalandırılmayan bir durumun memur yasasında yaptırımı var düşüncesiyle ceza uygulamak yanlış olacaktır. Diğer taraftan, diğer kamu görevlisi kişiler hakkında uygulanamayan disiplin cezasının memurlara uygulanması Anayasamızın 10 uncu maddesinde yer alan eşitlik ilkesine de ters düşmektedir. Konuya ilişkin yargının verdiği kararlar özet olarak şöyledir: 1- 3628 sayılı Kanunun 10/1 ve 6/d maddelerinde “mal varlığında önemli bir değişiklik olduğunda bir ay içinde” bildirimlerinin verileceği merciilere mal bildirimlerin verilmesi zorunlu olduğu, bu lazimeye riayet etmeyen sanığa merciince ihtarda bulunulması gerektiği, ihtarın kendisine tebliğinden itibaren otuz gün içinde mazeretsiz olarak bildirimde bulunmayanın tecziyesi cihetine gidileceği gözetilerek öncelikle yetkili mercii tarafından sanığa usulüne uygun yapılmış bir ihtaratın olup olmadığı 510 2- … Başmüfettişi tarafından 19.11.2002 tarihinde hazırlanan … sayılı ile “...1995-2000 yılı genel ve ek bildirimlerinizin incelendiği, karşılaştırma yapıldığı ve mal bildirimlerinde farklılık görüldüğünün anlaşılması üzerine Komisyona vermiş olduğunuz izahatların ve mal bildirimlerinin yeniden incelenmesi neticesinde; Anılan Yönetmeliğin 7’nci maddesinin 2’nci fıkrası gereğince, Komisyonca izahatlarınız yeterli görülmediğinden hakkınızda bu konuda inceleme başlatılmıştır. Bu konudaki ifadenizi 7 gün içerisinde Müfettişliğimizin aşağıdaki adresine göndermenizi rica ederim” şeklinde hazırlanarak sanığa tebliğ edilen yazı üzerinde sanığın düzenlediği 10.12.2002 tarihli cevap dilekçesinde 12.08.2002 tarihinde adına tapu senedi düzenlenen Yakuplu Köyü … ada… parsel sayılı taşınmaz ile ilgili açıklamada bulunmadığı anlaşılmakta ise de; sanıktan yeniden bir mal bildirimi istenmemiş olduğu cihetle, sanığın düzenlediği dilekçenin 3628 sayılı yasada belirtilen yeni bir mal 510 Yargıtay 7. CD. 6.4.2000 t. ve, E:2000/73, K: 2000/5372 s. K. (Uğur, s, 175.) 236 bildirimi niteliğinde bulunmadığı düşünülmeden, sanığın beraati yerine yazılı şekilde hüküm tesisi yasaya aykırıdır. 511 3- … Başmüdürlüğü emrinde görevli iken 30.3.2001 tarihinde müstafi sayılan sanığa, idarece 3628 sayılı yasanın 6/f maddesince mal bildiriminde bulunması için 7201 sayılı yasa gereğince tebligat yapıldığı, sanığın hazırlıkta CMUK.nun 135. maddesine uygun olarak alınan ilk samimi beyanında tebligatı kapısına yapıştırılmış vaziyette gördüğünü, ancak görevde olmaması nedeniyle mal bildiriminde bulunmadığını belirttiği cihetle, sanığın eyleminin 3628 sayılı yasanın 10/1. maddesinde belirtilen suçu oluşturduğu ve anılan maddede öngörülen cezanın tür ve miktarı da dikkate alınıp sanığa TCK.nun 119. maddesi gereğince önödeme ihtaratında bulunulup sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi, yasaya aykırıdır. 512 4- Sanık savunmasında, yurt dışında bulunması nedeniyle mal bildiriminde bulunamadığını ileri sürmüş bulunmasına göre, sanığın pasaportu incelenerek, valilik tarafından mal bildiriminde bulunması için yapılan tebligat tarihinde ve bu tarihten sonraki dönemde yurt dışında bulunup bulunmadığı, sanık ülkeye döndükten sonra ne kadar süre içinde mal bildiriminde bulunduğu hususları araştırılıp tespit edildikten sonra, yurt dışında bulunduğu tarihte tebligatın yapıldığı ve bu tarihten itibaren bir aylık dönem içinde de yurt dışında bulunduğunun anlaşılması halinde mal bildiriminde bulunmamış olmasında suç kastının bulunmayacağı 513 5- Basın beyannamesinin verildiği 22.7.2000 tarihinden üç gün sonra 25.7.2000 günü sanığa tebliğ edilen valilik yazısı, içeriği itibariyle 3628 sayılı yasanın 6. maddesinin hatırlanmasından ibaret olup, anılan yasanın 10. maddesinde sözü edilen ihtar niteliğinde bulunmadığı ve bu nedenle atılı suçun unsurlarının gerçekleşmediği gözetilmeden sanığın beraati yerine mahkumiyetine hükmedilmesi, yasaya aykırıdır. 514 6- Sanıklar hakkında uygulanan mal bildiriminde bulunulması, rüşvet ve yolsuzlukla mücadele Kanununun 16. maddesi “Bu bölümde yazılı olan cezalar 10. maddenin 1. fıkrası hariç tecil edilemez, şahsi hürriyeti bağlayıcı olanlar para ve tedbire çevrilemez, failleri hakkında TCK’nın 119. maddesi hükümleri uygulanamaz” hükmünü taşımakta olup, anılan kanunun 10/1 maddesi gereğince uygulama yapıldığına göre bu maddede öngörülen cezanın miktarı Yargıtay 7. CD. 27. 09. 2007 t. ve E: 2007/3297, K:2007/6555 s. K., (Uğur, s, 172.) Yargıtay 7. CD. 21.12.2006 t. ve E: 2004/6397, K:2006/19430 s. K. (Uğur, s, 172.) Yargıtay 7. CD. 17.10.2002 t. ve, E:2002/14395, K:2002/14224 s. K.) (Uğur, s, 173.) 514 Yargıtay 7. CD. 19.10.2004 t. ve, E:2004/9715, K:2004/11448 s. K. (Uğur, s, 173.) 511 512 513 237 dikkate alınıp TCK.nun 119. maddesinin tatbikine kanunen engel bulunmadığı cihetle sanıklara TCK.nun 119 .maddesi gereğince önödeme ihtaratında bulunulup sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi, 515 7- Mahalli gazete sahibi olan sanıktan herhangi bir soruşturma ile ilgili olmadan mal bildiriminde bulunulması istenilmişse de; 3628 sayılı yasanın 10/1. maddesinde “6. maddede belirtilen sürelerde mal bildiriminde bulunmayanlara bildirimlerin verileceği mercilerce ihtarda bulunulur. İhtarın kendisine tebliğinden itibaren otuz gün içinde mazeretsiz olarak bildirimde bulunmayanlara üç aya kadar hapis cezası verilir” denilmesine rağmen, kısıtlayıcı biçimde 23.12.1996 tarihinde tebliğ edilen yazıyla 27.12.1996 tarihine kadar 18.2.1997 günü tebliğ edilen yazıyla da 21.2.1997 tarihine kadar bildirimde bulunulmasının istenildiği dikkate alınıp buna göre sanığın hukuki durumunun tayini gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi, 516 8- Sanık hakkında 3628 sayılı Kanun’un 12. maddesi uyarınca gerçeğe aykırı mal bildiriminde bulunma suçundan dava açıldığı gözetilmeden anılan yasanın 10. maddesinde düzenlenen mal bildiriminde bulunmama suçunun unsuru olan ilgili mercilerce ihtarat yapılmaması nedeniyle suçun unsurunun gerçekleşmediğinden bahisle beraat kararı verilmişse de; Suç tarihi gerçeğe aykırı son mal bildiriminin verildiği 07.05.1999 tarihi olup temyiz inceleme gününde sanık yararına olan TCK.nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen zamanaşımı tahakkuk etmiş bulunduğundan hükmün BOZULMASINA, anılan maddeler uyarınca sanık hakkındaki kamu davasının zamanaşımı nedeniyle ORTADAN KALDIRILMASINA 517 9- Tüm dosya kapsamına göre, şüpheli ... ile birlikte eşi ... ve kardeşi ... adlarına İmar Bankasında 21, Vakıfbank’ta 7, Tekfenbank’ta 5 ve Pamukbank’ta 3 adet olmak üzere toplam 36 adet farklı hesap bulunduğu, bahsedilen hesaplardaki mali varlık toplamının 2003 yılı Mart ayı sonu itibarıyla 251.074 USD ve 72 milyar Türk lirası olup, bahsedilen tarih itibarıyla 397 milyar Türk lirasına tekabül ettiği, bu miktarın ...’ün geliriyle mütenasip olmayıp, kaynağının tam olarak tespit edilemediği gibi Adalet Başmüfettişi tarafından 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu uyarınca, kendisi ve eşinin mal beyanını bildirmesi 05/04/2004 tarihli yazı ile talep edildiğinde adı geçen ...’ün 397 milyar Türk lirasının 80 milyar Yargıtay 7. CD. 12.11.2002 t. ve, E:2002/16296, K:2002/15994 s. K. (Uğur, s, 174.) Yargıtay 7. CD. 27.6.2000 t. ve, E:2000/6488, K: 9821 s. K. (Uğur, s, 174.) 517 Yargıtay 7. CD. 21.03.2007 t. ve, E:2004/11490, K:2007/1851 s. K. (Uğur, s, 185.) 515 516 238 Türk lirasını bildirdiği halde, geriye kalan miktarını ise soruşturmayı yürüten Adalet Başmüfettişine bildirmediği gibi, muhtelif tarihlerde Bakanlığa verdiği mal bildirim beyannamelerinde de göstermediği cihetle, mevcut delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin son soruşturma aşamasında davayı görecek olan mahkemeye ait bulunduğu gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiş 518 518 Yargıtay 7. CD. 2008 tarih ve E:2006/13770, K:2008/19344 s. K. (Uğur, s, 239.) 239 ONİKİNCİ BÖLÜM SUÇ DUYURUSU 519 1. RESMİ BİLDİRİM Mal beyanında bulunması için yapılan ihtarın kendisine tebliğinden itibaren bir ay içinde geçerli mazereti olmaksızın beyanda bulunmayanlar hakkında gerekli işlem yapılmak üzere yetkili Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulur. Müfettiş ve muhakkikler de soruşturma ile ilgili olarak verdikleri süre zarfında mal beyanında bulunmayanlar hakkında yetkili Cumhuriyet Başsavcısına suç duyurusunda bulunurlar. Yapılan karşılaştırma sonucunda gerçeğe aykırı beyanda bulundukları veya haksız mal edindikleri, kaçırdıkları veya gizledikleri anlaşılanlar hakkında yetkili mercilerce Cumhuriyet Başsavcılıklarına suç duyurusunda bulunulur. 520 SÖKMEN, Uğur: Kamu Hizmetinde ve Kamu Görevinde Bulunanların Servet Beyanı, Mali Kılavuz Dergisi, Yıl:12, Sayı:47, Ocak-Mart 2010. s. 28 520 Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmelik, Md. 17/2-3, 18/3 519 240 ONÜÇÜNCÜ BÖLÜM SUÇUN İHBARI 521 1. ÖZEL BİLDİRİM 3628 sayılı Kanunda yazılı suçlara ilişkin ihbarlar 522 doğrudan Cumhuriyet Başsavcılıklarına yapılır. İhbar üzerine derhal bir ihbar tutanağı düzenlenir ve bir örneği muhbire 523 verilir. Acele ve gecikmesinde sakınca umulan hallerde tutanak düzenlenmesi sonraya bırakılabilir. Muhbirlerin kimlikleri, rızaları olmadıkça açıklanmaz. İhbar asılsız çıktığında aleyhine takibat yapılanın istemi üzerine muhbirin kimliği açıklanır. Yapılan ihbar veya takipsizlik kararı ve iddianame Cumhuriyet Başsavcılığınca, Maliye Bakanlığı Baş Hukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğü ile varsa diğer ilgili kamu kurum veya kuruluşlarına bildirilir. Hazine avukatının yazılı başvuruda bulunması hâlinde Maliye Bakanlığı, başvuru tarihinde müdahil sıfatını kazanır. 3628 sayılı Kanunda yazılı suçlardan dolayı müfettiş ve muhakkikler de soruşturma neticesinde delil veya emare elde ettikleri takdirde, işi yetkili ve görevli Cumhuriyet Başsavcılığına ihbar ve evrakı tevdi ederler. Cumhuriyet Başsavcılığı müfettiş ve muhakkikler tarafından kendisine tevdiine lüzum görülmediği halde dahi evrakın taalluk ettiği iş hakkında soruşturma yapmak üzere gerekçe göstererek evrakı ait olduğu merciden isteyebilir. 3628 sayılı Kanunda yazılı suçlardan dolayı delil veya emare elde eden müfettiş ve muhakkikler durumu yetkili ve görevli Cumhuriyet Başsavcılığına ihbar ve evrakı tevdi etmedikleri takdirde bunlar hakkında da yapılacak takibattan dolayı Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkat Hükümleri uygulanmaz. İhbar konusu müsnet suç hakkında dava açılıncaya kadar bilgi vermek ve yayın yapmak yasaktır. 524 SÖKMEN, Uğur: Kamu Hizmetinde ve Kamu Görevinde Bulunanların Servet Beyanı, Mali Kılavuz Dergisi, Yıl:12, Sayı:47, Ocak-Mart 2010. s. 28 522 Suç konusu olayı yetkili makama gizlice bildirme. bakınız, SÖKMEN, Uğur: a.g.e. s. 123. 523 İhbarcı. Daha geniş bilgi için bakınız, SÖKMEN, Uğur: a.g.e. s. 123. 524 3628 s. MBBRYMK, Md. 18 521 241 ONDÖRDÜNCÜ BÖLÜM SORUŞTURMA VE KOVUŞTURMA USULÜ 1. SORUŞTURMA VE KOVUŞTURMA USULÜ525 Cumhuriyet Savcısı, 3628 sayılı Kanunda yazılı suçların işlendiğini öğrendiğinde sanıklar hakkında doğrudan doğruya ve bizzat soruşturmaya başlamakla beraber durumu atamaya yetkili amirine 526 veya 3628 sayılı Kanunda sayılan mercilere bildirir. Cumhuriyet Savcısı soruşturmaya başladığında ihbarı doğrulayan emareler bulduğu takdirde sanıktan, haksız edinilen malın kaçırıldığı yolunda delil ve emare 527 elde edildiği takdirde sanığın ikinci dereceye kadar kan ve kayın hısımları 528 ile gelini ve damadından 529 mal beyanında bulunmalarını ister. Bu istemin sanığa ve diğer ilgililere ulaştığı tarihten itibaren yedi gün içinde Cumhuriyet Savcısına mal beyanının verilmesi zorunludur. Soruşturmanın müfettiş veya muhakkik tarafından yapılması halinde müfettiş veya muhakkik 530 de sanıktan ve yukarıda sayılan ilgililerden mal beyanı isteminde bulunurlar. Bu istemin sanık ve ilgililere ulaştığı tarihten itibaren yedi gün içinde müfettiş veya muhakkike mal beyanının verilmesi keza zorunludur. Cumhuriyet Savcısı, kamu davası açılmadan önce haksız edinildiği yolunda delil veya emare elde edilen para veya mal ile ilgili tedbirin alınmasını görevli mahkemeden veya para veya malın bulunduğu yer hukuk mahkemesinden isteyebilir. 531 Müsteşar, vali ve kaymakam hakkında 3628 sayılı Kanun kapsamına giren suçlardan dolayı soruşturmaları 4483 sayılı Kanuna göre yapılır. Ayrıca, görevleri ve sıfatları sebebiyle özel soruşturma ve kovuşturma usulüne tabi olan; yasama organı mensupları, hakimler ve savcılar, avukatlar, noterler, rektörler, öğretim elemanları ve yüksek öğretim personelinin de bulunduğu çok sayıdaki kamu görevlisinin SÖKMEN, Uğur: a.g.e. s. 261-264. Bakan, Vali, Kaymakam. Daha geniş bilgi için bakınız, SÖKMEN, Uğur: a.g.e. s. 149-150. 527 İspat vasıtası; beyan, belge, belirti. Daha geniş bilgi için bakınız, SÖKMEN, Uğur: a.g.e. s. 148. 528 Üst soy (ana-baba, nine-dede), yan soy (kardeş), alt soy (çocuk, torun), Daha geniş bilgi için bakınız, SÖKMEN, Uğur: a.g.e. s. 151. 529 Bknz, SÖKMEN, Uğur: a.g.e. s. 152. 530 Bknz, SÖKMEN, Uğur: a.g.e. s. 148. 531 3628 s. MBBRYMK, Md. 19/3 525 526 242 işledikleri suçlar, 3628 sayılı Kanun kapsamına giren suçlardan olsa dahi, soruşturulması kendi kanunlarında belirtilen özel soruşturma ve kovuşturma usulüne tabi olacaklardır. 532 Haksız mal edinmekten dolayı haklarında soruşturma yapılan kamu görevlilerinin 4483 sayılı yasaya göre değil, 3628 sayılı yasaya göre Cumhuriyet Başsavcılığına doğrudan soruşturması gerekir. 533 2. İDARİ SORUŞTURMA 534 Soruşturma, yetkili mercilerce suç şüphesinin öğrenilmesinden iddianamenin kabulüne kadar geçen evredir. Kısaca, soruşturmak işidir. Bir sorunu açıklığa kavuşturmak amacıyla bir idari veya adli makamın yönettiği, ilgililerden ve tanıklardan bilgi toplama, konuyu inceleme işi, tahkik, tahkikattır. 535 İdari Soruşturma ise idarenin iç işleyişine ilişkin mevzuatla belirlenen kurallara aykırı eylem ve işlemleri görülen memurun idari, hukuki, mali ve cezai sorumluluk durumunun ortaya çıkarılması için idare tarafından yapılan araştırma ve inceleme işlemidir. 536 3628 sayılı Kanunda belirlenen suçların, idari makam ve görevlendireceği soruşturmacılar tarafından incelenecek işlem idari soruşturma niteliğindedir. Şöyle ki, 3628 sayılı Kanunda sayılan mal beyanı suçlarının işlenip işlenmediğinin tespiti için idarenin yaptığı soruşturma Cumhuriyet Başsavcılığına ihbarı gereken bir suç konusunun olup olmadığının ön araştırmasını yapma, incelemesini yapma niteliğindedir. Özellikle; beyanların süresinde verilip verilmediğini tespit etmek, beyan vermeyenlere ihtarda bulunmak, ihtara rağmen geçerli bir mazeret olmadan beyanda bulunmayanları tespit etmek, beyanların doğruluğunu araştırmak, mal beyanlarını önceki beyan ile karşılaştırmak, arada farklılıklar var ise, farklılığın nedenlerini, geliri ile uygun olup olmadığını tetkik ve tahkik etmek, beyanda bulunana mal varlığındaki artışın kaynağını ispat hakkı tanımak gibi işlemler tümüyle idari makam veya görevlendireceği soruşturmacılar marifetiyle yapılacak işlemlerdir. 532 3628 s. MBBRYMK, Md. 17/3 Danıştay İkinci Dairesinin 25.09.2002 tarih ve E:2002/810, K:2002/3157 sayılı kararı. 534 SÖKMEN, Uğur: a.g.e. s. 263. 535 SÖKMEN, Uğur: a.g.e. s. 1. 536 SÖKMEN, Uğur: a.g.e. s. 2. 533 243 Mal beyanı suçu işlendiğine ilişkin delil veya emare elde edildiği, teftiş ve inceleme sırasında veya ihbar veya şikâyetlerin araştırılması sonucunda da ortaya çıkabilir. İdari soruşturma sonucunda, Kanunun uygulama kapsamındaki yazılı suçlardan dolayı, delil veya emare elde edildiğinde durumun derhal yetkili ve görevli Cumhuriyet Başsavcılığına bildirmesi ile birlikte tüm bilgi ve belgelerin de Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesi gerekir. İdari soruşturma sırasında müfettiş veya soruşturmacılar 3628 sayılı Kanuna aykırı davranışta bulunulduğu şüphesine varır ise ilgiliden mal beyanında bulunulmasını isteyebilir. Bu istemin ilgiliye ulaştığı tarihten itibaren 7 gün içerisinde beyanda bulunma zorunluluğu vardır. Ancak müfettiş veya soruşturmacı haksız mal edinme tespit ettiğinde görevli Mahkemeden tedbir alınmasını isteyemez, bu yetki Cumhuriyet Başsavcılığına aittir. 3. ADLİ KOVUŞTURMA 537 Kovuşturma, iddianamenin kabulüyle başlayıp, hükmün kesinleşmesine kadar geçen süredir. Kısaca, kovuşturmak işidir. Suçlu sanılan biri için yapılan soruşturma ve araştırma, takibat, takiptir. 538 Adli kovuşturma ise, Türk Ceza Kanununda ve diğer ceza hükümlü özel kanunlarda açık olarak suç sayılan eylemler, cürüm ve kabahatler ile ilgili ceza yargılanmasının gerçekleşebilmesi için suç isnadına ilişkin Cumhuriyet Savcıları tarafından kamu davasının açılarak mahkemede iddianamenin kabulüyle başlayıp, hükmün kesinleşmesine kadar geçen sürede adli makamlar tarafından yürütülen kovuşturmadır. 539 3628 sayılı Kanun, uygulama kapsamına aldığı suçları işleyen kamu görevinde veya kamu hizmetinde bulunan sanıklar ve bunların suç ortakları olan sanıklar hakkında soruşturma yapma yetkisini Cumhuriyet Başsavcısına tanımıştır. Buna göre, bu Kanun kapsamındaki suçların ihbarı doğrudan doğruya Cumhuriyet Başsavcılığına yapılacaktır. Cumhuriyet Başsavcısı kendisine intikal eden bu suçlarla SÖKMEN, Uğur: a.g.e. s. 264. SÖKMEN, Uğur: a.g.e. s. 4. 539 SÖKMEN, Uğur: a.g.e. s. 4. 537 538 244 ilgili doğrudan doğruya ve bizzat soruşturmaya başlayarak durumu sanığın atamaya yetkili amirine bildirecektir. 540 Cumhuriyet Başsavcılığı müfettiş ve soruşturmacılar tarafından kendisine tevdiine lüzum görmediği halde dahi evrakın taalluk ettiği iş hakkında soruşturma yapmak üzere gerekçe göstererek evrakı ait olduğu merciden isteme ve soruşturma açma yetkisine sahiptir. Bu Kanun kapsamındaki suçlarla ilgili delil ve emare elde eden müfettiş ve soruşturmacılar durumu yetkili ve görevli Cumhuriyet Başsavcılığına ihbar ve tevdi etmedikleri takdirde bunlar hakkında da yapılacak takibattan dolayı 4483 sayılı Kanun hükümleri uygulanmaz, genel hükümlere göre kovuşturma yapılır. 541 Cumhuriyet Başsavcısı soruşturmaya başlayıp ihbarı doğrulayan deliller bulduğunda sanıktan, haksız edinilen malın kaçırıldığı yolunda delil ve emare elde edildiği takdirde sanığın ikinci dereceye kadar kan ve sihri hısımları ile gelini ve damadından mal beyanında bulunmalarını isteyecektir. Bu istemin sanık memura ve suç ortaklarına veya diğer ilgililere ulaştığı tarihten itibaren 7 gün içinde Cumhuriyet Başsavcısına mal beyanının verilmesi zorunludur. 542 Cumhuriyet Başsavcısı kamu davası açılmadan önce haksız edinildiği yolunda delil veya emare elde edilen para veya mal ile ilgili tedbirin alınmasını görevli mahkemeden veya para veya malın bulunduğu yer hukuk mahkemesinden isteyebilecektir. 543 3628 sayılı Kanuna göre kovuşturma yapan Cumhuriyet Başsavcısınca istenen bilgiler, özel kanunlarında aksine bir hüküm mevcut olsa bile ilgili kişiler ile özel ve kamu kuruluşlarınca eksiksiz verilmek zorundadır. Aksine davranan kişiler hakkında üç aydan altı aya kadar hapis cezası verilir. 544 Cumhuriyet Başsavcılığı yaptığı soruşturma sonucunda 3628 sayılı Kanuna aykırı davranış tespit ettiğinde ilgililerin cezalandırılması amacıyla kamu davası açar. 540 3628 s. MBBRYMK, Md. 18, 19 3628 s. MBBRYMK, Md. 18/3 542 3628 s. MBBRYMK, Md. 19/2 543 3628 s. MBBRYMK, Md. 19/3 544 3628 s. MBBRYMK, Md. 20 541 245 ONBEŞİNCİ BÖLÜM MAL BEYANI SUÇLARI VE CEZA 545 Suç, törelere, ahlak kurallarına ve yasalara aykırı davranıştır. 546 Ceza ise suç karşılığında uygulanan yaptırımdır. 547 1. İHTARA BULUNMAMA RAĞMEN SÜRESİNDE MAL BEYANINDA Belirtilen sürelerde mal beyanında bulunmayana beyanların verileceği mercilerce ihtarda bulunulmasına rağmen, ihtarın kendisine tebliğinden itibaren otuz gün içinde mazeretsiz olarak beyanda bulunmamak, ihtara rağmen süresinde mal beyanında bulunmama suçunu oluşturmaktadır. 548 Suç: Belirtilen sürelerde mal beyanında bulunmayana beyanların verileceği mercilerce ihtarda bulunulmasına rağmen, ihtarın kendisine tebliğinden itibaren otuz gün içinde mazeretsiz olarak beyanda bulunmamak. Sonu (0) ve (5) ile biten yılların şubat ayı sonuna kadar yapılan mal beyanı yenilemesi hariçtir. 549 Fail: Mal beyanında bulunmakla yükümlü olan kişilerdir. Ceza: İhtarın kendisine tebliğinden itibaren otuz gün içinde mazeretsiz olarak beyanda bulunmayana üç aya kadar hapis cezası verilir. 550 Failleri hakkında Türk Ceza Kanununun ön ödeme başlıklı 75 inci maddesi hükümleri uygulanır. Konuya ilişkin yargının verdiği kararlar özet olarak şöyledir: 1- 3628 sayılı Kanunun 10/1 ve 6/d maddelerinde “mal varlığında önemli bir değişiklik olduğunda bir ay içinde” bildirimlerinin verileceği merciilere mal bildirimlerin verilmesi zorunlu olduğu, bu lazimeye riayet etmeyen sanığa merciince ihtarda bulunulması gerektiği, ihtarın kendisine tebliğinden itibaren otuz gün içinde mazeretsiz olarak bildirimde bulunmayanın tecziyesi cihetine SÖKMEN, Uğur: a.g.e. s. 238-242. SÖKMEN, Uğur: a.g.e. s. 7-16. 547 SÖKMEN, Uğur: a.g.e. s. 16-20. 548 3628 s. MBBRYMK, Md. 6–10/1 549 3628 s. Kanunun ceza maddeleri içerisinde 7 nci madde hükmünün yerine getirilmediğinde bir yaptırım öngörülmemiştir. 550 3628 s. MBBRYMK, Md. 6, 10/1 545 546 246 gidileceği gözetilerek öncelikle yetkili mercii tarafından sanığa usulüne uygun yapılmış bir ihtaratın olup olmadığı 551 2- Mülkiye Başmüfettişi tarafından 19.11.2002 tarihinde hazırlanan … sayılı ile “...1995-2000 yılı genel ve ek bildirimlerinizin incelendiği, karşılaştırma yapıldığı ve mal bildirimlerinde farklılık görüldüğünün anlaşılması üzerine Komisyona vermiş olduğunuz izahatların ve mal bildirimlerinin yeniden incelenmesi neticesinde; Anılan Yönetmeliğin 7’nci maddesinin 2’nci fıkrası gereğince, Komisyonca izahatlarınız yeterli görülmediğinden hakkınızda bu konuda inceleme başlatılmıştır. Bu konudaki ifadenizi 7 gün içerisinde Müfettişliğimizin aşağıdaki adresine göndermenizi rica ederim” şeklinde hazırlanarak sanığa tebliğ edilen yazı üzerinde sanığın düzenlediği 10.12.2002 tarihli cevap dilekçesinde 12.08.2002 tarihinde adına tapu senedi düzenlenen Yakuplu Köyü 645 ada 2 parsel sayılı taşınmaz ile ilgili açıklamada bulunmadığı anlaşılmakta ise de; sanıktan yeniden bir mal bildirimi istenmemiş olduğu cihetle, sanığın düzenlediği dilekçenin 3628 sayılı yasada belirtilen yeni bir mal bildirimi niteliğinde bulunmadığı düşünülmeden, sanığın beraati yerine yazılı şekilde hüküm tesisi yasaya aykırıdır. 552 3- İstanbul Gümrükleri Başmüdürlüğü emrinde görevli iken 30.3.2001 tarihinde müstafi sayılan sanığa, idarece 3628 sayılı yasanın 6/f maddesince mal bildiriminde bulunması için 7201 sayılı yasa gereğince tebligat yapıldığı, sanığın hazırlıkta CMUK.nun 135. maddesine uygun olarak alınan ilk samimi beyanında tebligatı kapısına yapıştırılmış vaziyette gördüğünü, ancak görevde olmaması nedeniyle mal bildiriminde bulunmadığını belirttiği cihetle, sanığın eyleminin 3628 sayılı yasanın 10/1. maddesinde belirtilen suçu oluşturduğu ve anılan maddede öngörülen cezanın tür ve miktarı da dikkate alınıp sanığa TCK.nun 119. maddesi gereğince önödeme ihtaratında bulunulup sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi, yasaya aykırıdır. 553 4- Sanık savunmasında, yurt dışında bulunması nedeniyle mal bildiriminde bulunamadığını ileri sürmüş bulunmasına göre, sanığın pasaportu incelenerek, valilik tarafından mal bildiriminde bulunması için yapılan tebligat tarihinde ve bu tarihten sonraki dönemde yurt dışında bulunup bulunmadığı, sanık ülkeye döndükten sonra ne kadar süre içinde mal bildiriminde bulunduğu hususları araştırılıp tespit edildikten sonra, yurt dışında bulunduğu tarihte Yargıtay 7. CD. 6.4.2000 t. ve, E:2000/73, K: 2000/5372 s. K. (Uğur, s, 175.) Yargıtay 7. CD. 27. 09. 2007 t. ve E: 2007/3297, K:2007/6555 s. K., (Uğur, s, 172.) 553 Yargıtay 7. CD. 21.12.2006 t. ve E: 2004/6397, K:2006/19430 s. K. (Uğur, s, 172.) 551 552 247 tebligatın yapıldığı ve bu tarihten itibaren bir aylık dönem içinde de yurt dışında bulunduğunun anlaşılması halinde mal bildiriminde bulunmamış olmasında suç kastının bulunmayacağı 554 5- Basın beyannamesinin verildiği 22.7.2000 tarihinden üç gün sonra 25.7.2000 günü sanığa tebliğ edilen valilik yazısı, içeriği itibariyle 3628 sayılı yasanın 6. maddesinin hatırlanmasından ibaret olup, anılan yasanın 10. maddesinde sözü edilen ihtar niteliğinde bulunmadığı ve bu nedenle atılı suçun unsurlarının gerçekleşmediği gözetilmeden sanığın beraati yerine mahkumiyetine hükmedilmesi, Kabul ve uygulamaya göre de; Sanık hakkında uygulanan Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzlukla Mücadele Kanununun 16. maddesi “Bu bölümde yazılı olan cezalar 10. maddenin l. fıkrası hariç tecil edilemez, şahsi hürriyeti bağlayıcı olanlar para ve tedbire çevrilemez, failleri hakkında TCK.nun 119. maddesi hükümleri uygulanamaz” hükmünü taşımakta olup, anılan kanunun 10/1. maddesi gereğince uygulama yapıldığına göre; bu maddede öngörülen cezanın miktarı dikkate alınıp TCK.nun 119. maddesinin tatbikine kanunen engel bulunmadığı cihetle, sanığa TCK.nun 119. maddesi gereğince önödeme ihtaratında bulunulup sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi, yasaya aykırıdır. 555 6- Sanıklar hakkında uygulanan mal bildiriminde bulunulması, rüşvet ve yolsuzlukla mücadele Kanununun 16. maddesi “Bu bölümde yazılı olan cezalar 10. maddenin 1. fıkrası hariç tecil edilemez, şahsi hürriyeti bağlayıcı olanlar para ve tedbire çevrilemez, failleri hakkında TCK’nın 119. maddesi hükümleri uygulanamaz” hükmünü taşımakta olup, anılan kanunun 10/1 maddesi gereğince uygulama yapıldığına göre bu maddede öngörülen cezanın miktarı dikkate alınıp TCK.nun 119. maddesinin tatbikine kanunen engel bulunmadığı cihetle sanıklara TCK.nun 119. maddesi gereğince önödeme ihtaratında bulunulup sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi, 556 7- İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü Polis Teftiş Kurulu Başkanlığının 5.8.1997 tarihli yazısı ile mal bildirimi ile ilgili resmi belgeleri göndermediğinden bahisle suç duyurusunda bulunulmuş ve 26.9.1997 günlü iddianamede de 1996 yılı Eylül ayında mal bildiriminde bulunulması istenen sanığının vermiş olduğu bildirimde önceki yıllara oranla artışlar olduğundan 30 günlük süre içerisinde mal bildiriminde belirtilen mallarla ilgili resmi belgelerin Yargıtay 7. CD. 17.10.2002 t. ve, E:2002/14395, K:2002/14224 s. K. (Uğur, s, 173.) Yargıtay 7. CD. 19.10.2004 t. ve, E:2004/9715, K:2004/11448 s. K. (Uğur, s, 173.) 556 Yargıtay 7. CD. 12.11.2002 t. ve, E:2002/16296, K:2002/15994 s. K. (Uğur, s, 174.) 554 555 248 gönderilmesi istenilmiş ancak sanığın mazeretsiz olarak bu süre içerisinde herhangi bir belgeyi Emniyet Genel Müdürlüğüne göndermediği anlatılarak 3628 sayılı Kanunun 10/1-2. maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle dava açılmış olup gerçeğe aykırı bildirimde bulunma eylemi iddianamede konu edilmediği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi, Kabule göre de; ek savunma hakkı verilmeden sanık hakkında 3628 sayılı Kanunun 15. maddesi uygulanarak CMUK’nun 258. maddesine aykırı davranılması, 557 8- Mahalli gazete sahibi olan sanıktan herhangi bir soruşturma ile ilgili olmadan mal bildiriminde bulunulması istenilmişse de; 3628 sayılı yasanın 10/1. maddesinde “6. maddede belirtilen sürelerde mal bildiriminde bulunmayanlara bildirimlerin verileceği mercilerce ihtarda bulunulur. İhtarın kendisine tebliğinden itibaren otuz gün içinde mazeretsiz olarak bildirimde bulunmayanlara üç aya kadar hapis cezası verilir” denilmesine rağmen, kısıtlayıcı biçimde 23.12.1996 tarihinde tebliğ edilen yazıyla 27.12.1996 tarihine kadar 18.2.1997 günü tebliğ edilen yazıyla da 21.2.1997 tarihine kadar bildirimde bulunulmasının istenildiği dikkate alınıp buna göre sanığın hukuki durumunun tayini gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi, 558 9- Sanık hakkında 3628 sayılı Kanun’un 12. maddesi uyarınca gerçeğe aykırı mal bildiriminde bulunma suçundan dava açıldığı gözetilmeden anılan yasanın 10. maddesinde düzenlenen mal bildiriminde bulunmama suçunun unsuru olan ilgili mercilerce ihtarat yapılmaması nedeniyle suçun unsurunun gerçekleşmediğinden bahisle beraat kararı verilmişse de; Suç tarihi gerçeğe aykırı son mal bildiriminin verildiği 07.05.1999 tarihi olup temyiz inceleme gününde sanık yararına olan TCK.nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen zamanaşımı tahakkuk etmiş bulunduğundan hükmün BOZULMASINA, anılan maddeler uyarınca sanık hakkındaki kamu davasının zamanaşımı nedeniyle ORTADAN KALDIRILMASINA 559 Kamu görevine ilk atanmada, göreve giriş için gerekli belgelerle birlikte göreve başlamadan önce; seçimle gelinen görevlerde seçimin kesinleşmesi tarihini izleyen iki ay içinde; diğer seçim ve atamalar ile yazılı basın kuruluşlarında işe veya görevlerine başlama tarihini izleyen bir ay içinde; mal varlığında önemli bir değişiklik olduğunda bir ay içinde; görevin sona ermesi halinde, ayrılma tarihini izleyen bir ay içinde; mal beyanında bulunmayanlara, beyanın verileceği mercilerce Yargıtay 7. CD. 2.11.2001t. ve, E:2001/14331, K:2001/16905 s. K. (Uğur, s, 174.) Yargıtay 7. CD. 27.6.2000 t. ve, E:2000/6488, K: 9821 s. K. (Uğur, s, 174.) 559 Yargıtay 7. CD. 21.03.2007 t. ve, E:2004/11490, K:2007/1851 s. K. (Uğur, s, 185.) 557 558 249 yazılı olarak ihtarda bulunulur. Bu ihtar, ilgilisine Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebliğ olunur. 560 Mal beyanında bulunmayanlara, “otuz gün içinde mal beyanında bulunması için” yazılı olarak ihtarda bulunulacaktır. Mal varlığında önemli değişiklik olduğunda, belirlenen sürede yani bir ay içinde, mal beyanında bulunmamanın cezai yaptırımı 3628 sayılı Kanunda bulunmamaktadır. İhtarın kendisine tebliğinden itibaren otuz gün içinde mazeretsiz olarak beyanda bulunmayana üç aya kadar hapis cezası verilir. 561 Görüldüğü üzere, tebligata rağmen mazeretsiz olarak beyanda bulunmama cezalandırılmıştır. Mal varlığındaki önemli değişiklikten bir şekilde idarenin haberi olacak ve yükümlüye tebligat yapılacak, bu tebligata rağmen mazeretsiz olarak beyanda bulunmadığı takdirde cezai yaptırım uygulanabilecektir. 3628 sayılı Kanunun 7 nci maddesine göre, göreve devam halinde sonu (0) ve (5) ile biten yılların Şubat ayı sonuna kadar yenilenmesi gereken mal beyanını yenilemeyenler için ihtar yapılmasına gerek bulunmamaktadır. Çünkü ihtar süresinde mal beyanında bulunmayanlara yapılmaktadır ve süresinde mal beyanı de bir aylık ve iki aylık süreler şeklinde belirlenmiş ve göreve devam halinde sonu (0) ve (5) ile biten yılların Şubat ayı sonuna kadar yenilenmesi gereken mal beyanı için belirlenmemiştir. Ayrıca, 3628 sayılı Kanunun ceza maddeleri içerisinde 7 nci maddesi hükmünün yerine getirilmemesi için bir yaptırım öngörülmemiştir. Her hangi bir ihtar yapılmadan ceza verilebilir mi? Mal varlığından veya değişiklikten haberdar olunup, her hangi bir ihtar yapılmadığı halde, süresinde mal beyanında bulunulmadığını mal beyanının yenilenmesi döneminde öğrenen idarenin memurlara disiplin cezası verdiği idari yargı kararlarından anlaşılmaktadır. Ceza hukuka uygun olabilir ancak hakkaniyete uygun mudur tartışılır. Mal varlığını beyan eden kişiye beyanını niçin geç verdin, süresini geçirmişsin, zamanında vermen gerekiyordu gibi gerekçelerle zamanaşımı süresi geçmemişse disiplin cezası uygulanabilir. Burada iki memur ele alalım; birisi iki yıl önceki değişikliği bildirmişse zamanaşımı nedeniyle ceza almayacak, diğeri iki yıl içindeki değişikliği bildirince ceza ile karşı karşıya 560 561 3628 s. MBBRYMK, Md. 10/1, Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmelik, Md. 17/1 3628 s. MBBRYMK, Md. 6/d, 10/1 250 kalacaktır. Bu davranış, uygulamada memurların süresi içinde yapmadıkları beyanlarını iki yıl geçtikten sonra hatta yalnızca genel beyan dönemlerinde yapmalarına neden olacaktır. İki yıl içindeki değişikliği bildirenlere beyannameni geç verdin diye disiplin cezası veren idarelerin bu uygulamaları doğru değildir. Yani beyanda bulunana ceza, beyanda bulunmayana ceza yok böyle uygulama olabilir mi? Şöyle ki, Bu cezalar kanuni olabilir. 657 sayılı Kanunun 125/B-b maddesine göre; eşlerinin, reşit olmayan veya mahcur olan çocuklarının kazanç getiren sürekli faaliyetlerini belirlenen sürede kurumuna bildirmemek “kınama cezasını”, 125/D-j maddesine göre; belirlenen durum ve sürelerde mal beyanında bulunmamak, “kademe ilerlemesinin durdurulması cezasını” gerektirmektedir. Fakat mal gizlemesi, mal kaçırması, haksız mal edinmesi yoksa beyan yapana beyanından dolayı ceza vermenin hakkaniyete uygun değildir. Ayrıca, bu ceza Devlet memurlarına uygulanabilmekte olup, mal beyanı yükümlüsü memur olmayanlara uygulanamamaktadır. Sırf 657 sayılı Kanunda yaptırımı var mantığı ile ceza uygulaması doğru değildir. Kaldı ki 3628 sayılı Kanunda geç bildirme cezalandırılmamış, ihtara rağmen süresinde beyanda bulunmayan cezalandırılmıştır. Dolayısıyla özel yasasında cezalandırılmayan bir durumun memur yasasında yaptırımı var düşüncesiyle ceza uygulamak yanlış olacaktır. Diğer taraftan, diğer kamu görevlisi kişiler hakkında uygulanamayan disiplin cezasının memurlara uygulanması Anayasamızın 10 uncu maddesinde yer alan eşitlik ilkesine de ters düşmektedir. 2. SORUŞTURMA İLE İLGİLİ OLARAK VERİLEN SÜRE ZARFINDA MAL BEYANINDA BULUNMAMA Soruşturma ile ilgili olarak verilen süre zarfında mal beyanında bulunmamak, bu suçu oluşturmaktadır. Cumhuriyet Savcısı soruşturmaya başladığında ihbarı doğrulayan emareler bulduğu takdirde sanıktan, haksız edinilen malın kaçırıldığı yolunda delil ve emare elde edildiği takdirde sanığın ikinci dereceye kadar kan ve sıhrî hısımları ile gelini ve damadından mal beyanında bulunmalarını ister. Bu istemin sanığa ve diğer ilgililere ulaştığı tarihten itibaren yedi gün içinde Cumhuriyet Savcısına mal beyanının verilmesi zorunludur. Soruşturmanın müfettiş veya muhakkik tarafından yapılması halinde müfettiş veya muhakkik de sanıktan ve yukarıda sayılan ilgililerden mal beyanı isteminde bulunurlar. Bu istemin sanık ve ilgililere ulaştığı 251 tarihten itibaren yedi gün içinde müfettiş veya muhakkike mal beyanının verilmesi keza zorunludur. 562 Suç: Soruşturma ile ilgili olarak verilen süre zarfında mal beyanında bulunmamak. Fail: Mal beyanında bulunacağı belirtilen kişiler ile Cumhuriyet Savcısının ve müfettiş ve muhakkikin beyanda bulunmasını istediği kişilerdir. Ceza: Soruşturma ile ilgili olarak verilen süre zarfında mal beyanında bulunmayana üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir. 563 Bu ceza tecil edilemez, şahsi hürriyeti bağlayıcı olanlar para veya tedbire çevrilemez, failleri hakkında Türk Ceza Kanununun ön ödeme başlıklı 75 inci maddesi hükümleri uygulanamaz. 564 Ancak; erteleme ve güvenlik tedbirleri ile ilgili yeni düzenlemeler içeren 5237 sayılı yeni TCK’nın yürürlüğe girmesiyle birlikte özel yasalardaki düzenlemeler 565 1 Ocak 2009 tarihinden itibaren hükümsüz kalmış bulunduğundan; tecil, paraya çevirme, ön ödeme yasağı ile ilgili bu konu mahkemelerin görev ve yetki alanına girmesi nedeniyle daha fazla değerlendirme yapılmamıştır. Konuya ilişkin yargının verdiği kararlar özet olarak şöyledir: 1- … Başmüfettişi tarafından 19.11.2002 tarihinde hazırlanan … sayılı ile “...1995-2000 yılı genel ve ek bildirimlerinizin incelendiği, karşılaştırma yapıldığı ve mal bildirimlerinde farklılık görüldüğünün anlaşılması üzerine Komisyona vermiş olduğunuz izahatların ve mal bildirimlerinin yeniden incelenmesi neticesinde; Anılan Yönetmeliğin 7’nci maddesinin 2’nci fıkrası gereğince, Komisyonca izahatlarınız yeterli görülmediğinden hakkınızda bu konuda inceleme başlatılmıştır. Bu konudaki ifadenizi 7 gün içerisinde Müfettişliğimizin aşağıdaki adresine göndermenizi rica ederim” şeklinde hazırlanarak sanığa tebliğ edilen yazı üzerinde sanığın düzenlediği 10.12.2002 tarihli cevap dilekçesinde 12.08.2002 tarihinde adına tapu senedi düzenlenen Yakuplu Köyü … ada … parsel sayılı taşınmaz ile ilgili açıklamada bulunmadığı anlaşılmakta ise de; sanıktan yeniden bir mal bildirimi istenmemiş olduğu cihetle, sanığın düzenlediği dilekçenin 3628 sayılı yasada belirtilen yeni 562 3628 s. MBBRYMK, Md. 10/2–19 3628 s. MBBRYMK, Md. 10/2, 19/2 3628 s. MBBRYMK, Md. 16 565 5237 s. TCK. Md. 5 563 564 252 bir mal bildirimi niteliğinde bulunmadığı düşünülmeden, sanığın beraati yerine yazılı şekilde hüküm tesisi yasaya aykırıdır. 566 2- Sanığın soruşturma nedeni ile 21.7.2000 günü verdiği ek mal beyanında Kaynaşlı’da bulunan arsasını, Bilecik’te bulunan tarlasını, Bayrampaşa Vakıfbank şubesindeki hesapta bulunan 3.642.171.017 lira ile 6413 USD.nı göstermediği ve mal beyanında bulunmama suçunu işlediği bilirkişi raporu ve ek mal bildirim raporu ile tespit edildiği halde yazılı şekilde beraat kararı verilmesi 567 3- İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü Polis Teftiş Kurulu Başkanlığının 5.8.1997 tarihli yazısı ile mal bildirimi ile ilgili resmi belgeleri göndermediğinden bahisle suç duyurusunda bulunulmuş ve 26.9.1997 günlü iddianamede de 1996 yılı Eylül ayında mal bildiriminde bulunulması istenen sanığının vermiş olduğu bildirimde önceki yıllara oranla artışlar olduğundan 30 günlük süre içerisinde mal bildiriminde belirtilen mallarla ilgili resmi belgelerin gönderilmesi istenilmiş ancak sanığın mazeretsiz olarak bu süre içerisinde herhangi bir belgeyi Emniyet Genel Müdürlüğüne göndermediği anlatılarak 3628 sayılı Kanunun 10/1-2. maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle dava açılmış olup gerçeğe aykırı bildirimde bulunma eylemi iddianamede konu edilmediği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi, Kabule göre de; ek savunma hakkı verilmeden sanık hakkında 3628 sayılı Kanunun 15. maddesi uygulanarak CMUK’nun 258. maddesine aykırı davranılması, 568 4- Mahalli gazete sahibi olan sanıktan herhangi bir soruşturma ile ilgili olmadan mal bildiriminde bulunulması istenilmişse de; 3628 sayılı yasanın 10/1. maddesinde “6. maddede belirtilen sürelerde mal bildiriminde bulunmayanlara bildirimlerin verileceği mercilerce ihtarda bulunulur. İhtarın kendisine tebliğinden itibaren otuz gün içinde mazeretsiz olarak bildirimde bulunmayanlara üç aya kadar hapis cezası verilir” denilmesine rağmen, kısıtlayıcı biçimde 23.12.1996 tarihinde tebliğ edilen yazıyla 27.12.1996 tarihine kadar 18.2.1997 günü tebliğ edilen yazıyla da 21.2.1997 tarihine kadar bildirimde bulunulmasının istenildiği dikkate alınıp buna göre sanığın hukuki durumunun tayini gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi, 569 5- Tüm dosya kapsamına göre, şüpheli ... ile birlikte eşi ... ve kardeşi ... adlarına İmar Bankasında 21, Vakıfbank’ta 7, Tekfenbank’ta 5 ve Pamukbank’ta Yargıtay 7. CD. 27. 09. 2007 t. ve E: 2007/3297, K:2007/6555 s. K., (Uğur, s, 172.) Yargıtay 7. CD. 08.12.2005 t. ve, E:2004/498, K:2005/21078 s. K. (Uğur, s, 173.) Yargıtay 7. CD. 2.11.2001t. ve, E:2001/14331, K:2001/16905 s. K. (Uğur, s, 174.) 569 Yargıtay 7. CD. 27.6.2000 t. ve, E:2000/6488, K: 9821 s. K. (Uğur, s, 174.) 566 567 568 253 3 adet olmak üzere toplam 36 adet farklı hesap bulunduğu, bahsedilen hesaplardaki mali varlık toplamının 2003 yılı Mart ayı sonu itibarıyla 251.074 USD ve 72 milyar Türk lirası olup, bahsedilen tarih itibarıyla 397 milyar Türk lirasına tekabül ettiği, bu miktarın ...’ün geliriyle mütenasip olmayıp, kaynağının tam olarak tespit edilemediği gibi Adalet Başmüfettişi tarafından 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu uyarınca, kendisi ve eşinin mal beyanını bildirmesi 05/04/2004 tarihli yazı ile talep edildiğinde adı geçen ...’ün 397 milyar Türk lirasının 80 milyar Türk lirasını bildirdiği halde, geriye kalan miktarını ise soruşturmayı yürüten Adalet Başmüfettişine bildirmediği gibi, muhtelif tarihlerde Bakanlığa verdiği mal bildirim beyannamelerinde de göstermediği cihetle, mevcut delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin son soruşturma aşamasında davayı görecek olan mahkemeye ait bulunduğu gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiş 570 6- Sanığın hazırlıkta müfettişçe CMUK.nun 135. maddesine uygun şekilde alınan beyanında, karısının Pelitköy-Burhaniye’de bulunan yapı kooperatifine kendisinin bilgisi dışında üye olduğunu, bu durumun 1996 yılı sonunda eşinin ödeme güçlüğüne düşmesi üzerine öğrendiğini, borcu kapatmak amacıyla kooperatif hissesini, 1996 yılında …’ya devrettiklerini, kooperatifine o tarihte halen inşaat halinde olduğunu belirttiği cihetle, sanığın eşi … ile kooperatif hissesini o tarihte devraldığı iddia olunan …’nın dinlenilerek kooperatife ait kayıt ve belgelerde getirtilip hisse devir işleminin hangi tarihte ye ne suretle yapıldığı tespit edilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırmayla yazılı şekilde hüküm tesisi 571 7- Şikayet üzerine maliye müfettişliğince yapılan tahkikat sonucunda elde edilen bilgilere, mahkemede dinlenen tanık beyanları ile müfettişçe dinlenen tanık beyanları arasında hiçbir farklılık bulunmamakla beraber anlatımları ve savcılıkça yaptırılmış bulunan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen ayrıntılı raporda da dayanakları gösterilen deliller ve 3628 sayılı Kanunun 4.5.1990 tarih ve 20508 sayılı Resmi Gazete de yayınlanarak yürürlüğe girmiş bulunan geçici 1. maddesinde “Bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihi takip eden bir ay içinde 2 nci maddede sayılanlar mal bildiriminde bulunurlar. Mal bildiriminde bulunmayan veya gerçeğe aykırı beyanda bulunanlar hakkında üçüncü bölümdeki ceza hükümleri uygulanır” amir hükmü karşısında sanığın 25.5.1990 tarihinde beyan ettiği mal bildiriminden sonra önceki bildirimden 570 571 Yargıtay 7. CD. 2008 tarih ve E:2006/13770, K:2008/19344 s. K. (Uğur, s, 239.) Yargıtay 7. CD.28.2.2005 t. ve, E:2003/11854, K:2005/1197 s. K. (Uğur, s, 244.) 254 farklı olarak müfettişlikçe kendisinden istenen 12.12.1994 tarihli mal bildirimlerinde sanık ve ailesinin mal varlıklarında kendisinin üç adet gayrimenkul ve bir adet kooperatif hissesi, eşinin bir adet dubleks dairesi ve oğlunun bir adet daire ve iki adet kooperatif hisseleri ile döviz ve menkulleri şeklindeki mal varlıklarının haksız mal edindiğinin belirtilmiş olmasına rağmen mahkemece dinlenen bilirkişilerin kişisel kanaatlerine dayalı anlatımları esas alınarak yukarıda sözü edilen bilirkişi raporunun kabul edilmeyiş nedenleri olarak gösterilen sanığın savunmasının alınmamış hususu da varit olmayıp, zira sanığın ayrıntılı olarak müfettişlikçe ifadesinin alındığı ve delilleri ibraz etmesi karşısında dosya içeriğine ters düşen gerekçe ile yazılı şekilde hüküm tesisi 572 8- Sanığın 6.2.1998 tarihinde edindiği iki adet arsayı bir ay içinde ek mal bildiriminde bulunmadığı ve 2000 yılına ait mal bildiriminde ise arsalardan birini mal bildiriminde göstermemiş ise de; müfettiş soruşturmasında arsanın varlığının ortaya çıkarıldığı dosya kapsamından anlaşılmış olup, sanık savunmasında söz konusu arsayı mal bildiriminde bulunmadan önce haricen sattığını, bu nedenle mal bildiriminde göstermediğini ileri sürmüş bulunmasına göre,sanığın arsayı sattığı … şahsın duruşmada dinlenerek aralarında resmi devir yapılmadan önce haricen satış anlaşması yapılıp yapılmadığı böyle bir anlaşma yapılmış ise tarihi de belirlenerek, sanığın 2000 yılı şubat ayında yenilediği mal bildiriminden önce haricen sattığının anlaşılması halinde arsanın mal bildiriminde gösterilmemiş olmasında sanığın suç işleme kastı bulunup bulunmadığı değerlendirilerek ,hasıl olacak sonuca göre hukuki durumunun tayini gerekir. 573 3. GERÇEĞE AYKIRI AÇIKLAMA (GİZLİLİĞE UYMAMA) Özel kanunlardaki hükümler saklı kalmak kaydıyla beyanda bulunanın özel dosyasında saklanan mal beyanlarının içeriği hakkında açıklama yapmak ve bilgi vermek ve mal beyannamelerindeki bilgiler ve kayıtlar esas alınarak içeriği hakkında yayında bulunmak, gerçeğe aykırı açıklama suçunu oluşturmaktadır. 574 Suç: Özel kanunlardaki hükümler saklı kalmak kaydıyla beyanda bulunanın özel dosyasında saklanan mal beyanlarının içeriği hakkında Yargıtay 7. CD. 14.7.1998 t. ve, E:1998/4303, K:1998/6635 s. K. (Uğur, s, 251.) Yargıtay 7. CD. 4.7.2002 t. ve E:2002/8710, 2002/10652 s.K. (Uğur, s, 139.) 574 3628 s. MBBRYMK, Md. 9, 11 572 573 255 açıklama yapmak ve bilgi vermek. Mal beyannamelerindeki bilgiler ve kayıtlar esas alınarak içeriği hakkında yayında bulunmak. Fail: Gizli kalması gereken bilgileri açıklayan kimseler ile yayın yoluyla bu bilgileri açıklayan kişilerdir. Genellikle bu bilgilere mal beyannamelerinin verildiği mercilerde bulunan kişiler muttali olurlar. Ceza: Mal beyannamelerinin muhtevası hakkında açıklama yapan veya bilgi veren üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu fiilin basın yoluyla işlenmesi halinde verilecek ceza yarı oranında artırılır. 575 Bu suçtan cezalandırılanlara ceza süresi kadar kamu hizmetlerinden yasaklanma cezası hükmolunur. Bu ceza tecil edilemez, şahsi hürriyeti bağlayıcı olanlar para veya tedbire çevrilemez, failleri hakkında Türk Ceza Kanununun 75 inci maddesi hükümleri uygulanamaz. 576 Ancak; erteleme, güvenlik tedbirleri ve belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma ile ilgili yeni düzenlemeler içeren 5237 sayılı yeni TCK’nın yürürlüğe girmesiyle birlikte özel yasalardaki düzenlemeler 577 1 Ocak 2009 tarihinden itibaren hükümsüz kalmış bulunduğundan; kamu hizmetlerinden yasaklanma, tecil, paraya çevirme, ön ödeme yasağı ile ilgili bu konu mahkemelerin görev ve yetki alanına girmesi nedeniyle daha fazla değerlendirme yapılmamıştır. 4. GERÇEĞE AYKIRI BİLDİRİMDE BULUNMA Bildirilmek zorunda olunan taşınır, taşınmaz tüm mal ve hakların, gelir, alacak ve borçların ve bunların kaynaklarının miktar, evsaf ve mahiyetlerine ilişkin her türlü bilgiyi gerçeğe aykırı olarak beyanda bulunmak, gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçunu oluşturmaktadır. 578 Suç: Gerçeğe aykırı olarak beyanda bulunmak. Fail: Bildirilmek zorunda olunan taşınır, taşınmaz tüm mal ve hakların, gelir, alacak ve borçların ve bunların kaynaklarının miktar, evsaf ve mahiyetlerine ilişkin her türlü bilgiyi gerçeğe aykırı olarak bildiren kişilerdir. Ceza: Kanunen daha ağır bir cezayı gerektirmediği takdirde gerçeğe aykırı beyanda bulunana altı aydan üç yıla kadar hapis cezası verilir. 579 575 3628 s. MBBRYMK, Md. 9/1, 11 3628 s. MBBRYMK, Md. 15,16 577 5237 s. TCK. Md. 5 578 3628 s. MBBRYMK, Md. 12 579 3628 s. MBBRYMK, Md. 12 576 256 Bu suçtan cezalandırılanlara ceza süresi kadar kamu hizmetlerinden yasaklanma cezası hükmolunur. Bu ceza tecil edilemez, şahsi hürriyeti bağlayıcı olanlar para veya tedbire çevrilemez, failleri hakkında Türk Ceza Kanununun 75 inci maddesi hükümleri uygulanamaz. 580 Ancak; erteleme, güvenlik tedbirleri ve belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma ile ilgili yeni düzenlemeler içeren 5237 sayılı yeni TCK’nın yürürlüğe girmesiyle birlikte özel yasalardaki düzenlemeler 581 1 Ocak 2009 tarihinden itibaren hükümsüz kalmış bulunduğundan; kamu hizmetlerinden yasaklanma, tecil, paraya çevirme, ön ödeme yasağı ile ilgili bu konu mahkemelerin görev ve yetki alanına girmesi nedeniyle daha fazla değerlendirme yapılmamıştır. Konuya ilişkin yargının verdiği kararlar özet olarak şöyledir: 1- 3628 sayılı Kanunun 5. maddesinde, bildirim konusu olan malların kamu görevlisinin fiilen kullanımında olup olmaması bakımından bir ayrım yapılmadığından ve mal bildirimlerinin, mal varlığında önemli bir değişiklik olduğunda bir ay içinde verilmesi zorunlu olduğundan sanığın, adına kayıtlı bulunan ve edinme tarihi…olan…marka ve edinme tarihi …olan…marka binek otomobillerini mal bildiriminde beyan etmemesi gerçeğe aykırı mal bildiriminde bulunmak suçunu oluşturmaktadır. 582 2- Sanığın soruşturma nedeni ile 21.7.2000 günü verdiği ek mal beyanında Kaynaşlı’da bulunan arsasını, Bilecik’te bulunan tarlasını, Bayrampaşa Vakıfbank şubesindeki hesapta bulunan 3.642.171.017 lira ile 6413 USD.nı göstermediği ve mal beyanında bulunmama suçunu işlediği bilirkişi raporu ve ek mal bildirim raporu ile tespit edildiği halde yazılı şekilde beraat kararı verilmesi 583 3- İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü Polis Teftiş Kurulu Başkanlığının 5.8.1997 tarihli yazısı ile mal bildirimi ile ilgili resmi belgeleri göndermediğinden bahisle suç duyurusunda bulunulmuş ve 26.9.1997 günlü iddianamede de 1996 yılı Eylül ayında mal bildiriminde bulunulması istenen sanığının vermiş olduğu bildirimde önceki yıllara oranla artışlar olduğundan 30 günlük süre içerisinde mal bildiriminde belirtilen mallarla ilgili resmi belgelerin gönderilmesi istenilmiş ancak sanığın mazeretsiz olarak bu süre içerisinde herhangi bir belgeyi Emniyet Genel Müdürlüğüne göndermediği anlatılarak 580 3628 s. MBBRYMK, Md. 15,16 5237 s. TCK. Md. 5 AY 3.D. 1.5.2007 tarih ve E:2007/1055, K:2007/1052 s.K. (Uğur, s, 132.) 583 Yargıtay 7. CD. 08.12.2005 t. ve, E:2004/498, K:2005/21078 s. K. (Uğur, s, 173.) 581 582 257 3628 sayılı Kanunun 10/1-2. maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle dava açılmış olup gerçeğe aykırı bildirimde bulunma eylemi iddianamede konu edilmediği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi, Kabule göre de; ek savunma hakkı verilmeden sanık hakkında 3628 sayılı Kanunun 15. maddesi uygulanarak CMUK’nun 258. maddesine aykırı davranılması, 584 4- ...gerçeğe aykırı mal bildiriminde bulunma suçuna gelince; Sanığın, 30.09.1999 ve 05.10.1999 tarihlerinde …’tan aldığı borçlarla ilgili olarak …’un tanık sıfatıyla dinlenerek alacak-borç ilişkisinin bulunup bulunmadığı, var ise ödeme süresi ve miktarı konusunda beyanının tespitinden sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik soruşturma ile yazılı şekilde hüküm tesisi, 585 5- Sanık hakkında 3628 sayılı Kanun’un 12. maddesi uyarınca gerçeğe aykırı mal bildiriminde bulunma suçundan dava açıldığı gözetilmeden anılan yasanın 10. maddesinde düzenlenen mal bildiriminde bulunmama suçunun unsuru olan ilgili mercilerce ihtarat yapılmaması nedeniyle suçun unsurunun gerçekleşmediğinden bahisle beraat kararı verilmişse de; Suç tarihi gerçeğe aykırı son mal bildiriminin verildiği 07.05.1999 tarihi olup temyiz inceleme gününde sanık yararına olan TCK.nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen zamanaşımı tahakkuk etmiş bulunduğundan hükmün BOZULMASINA, anılan maddeler uyarınca sanık hakkındaki kamu davasının zamanaşımı nedeniyle ORTADAN KALDIRILMASINA 586 6- ÖZET: Dört yıl içinde verilen üç ayrı mal bildiriminde gerçeğe aykırı bildirimlerde bulunulduğu sabit olduğu halde dosyada mevcut üç ayrı bilirkişi raporundan “sanığın her yıl muntazaman mal beyanında bulunduğu ve mal varlığındaki değişimleri de beyan ettiği” yönünde dosyayla uyuşmayan, afaki bilgiler içeren 7.2.2006 tarihli rapora itibar edilerek delil yetersizliği ve unsurları itibariyle suçun oluşmadığından bahisle beraat kararı verilmesi yasaya aykırıdır. “…Sanığın kendisi adına 6.6.2000 ve 18.3.2003 tarihli, eşi adına 3.12.2001 tarihli ek mal bildirimi verdiği bu tarihler itibariyle maliki bulunduğu Gebze’deki … ve … no’lu parsellerde 2252 ve 1240 metrekarelik tarlalar, İzmir Karaburun Merkez Mahallesinde 20.6.1991 tarihinde edindiği 1960 metrekarelik tarla, Antalya Kesirler Köyünde kız kardeşi ... ile müştereken sahip olduğu 26.12.1997 tarihinde edindiği 3356 metrekarelik arsa, İstanbul Üsküdar Beylerbeyi Mahallesi Havuzbaşı Sokak … pafta, … ada, ... parselde 26.11.1999 tarihinde edinilen 294 metrekarelik ahşap ev ,aynı yer ... parselde Yargıtay 7. CD. 2.11.2001t. ve, E:2001/14331, K:2001/16905 s. K. (Uğur, s, 174.) Yargıtay 7. CD. 12.3.2007 t. ve, E:2004/2012, K:2007/1547 s. K. (Uğur, s, 185.) 586 Yargıtay 7. CD. 21.03.2007 t. ve, E:2004/11490, K:2007/1851 s. K. (Uğur, s, 185.) 584 585 258 aynı tarihte edinilen 8/6 hissesine sahip olduğu 119 metrekarelik arsa, İstanbul Çavuşbaşı Y. Selim Mahallesi Güzelbahçede B2 vasfında tapusuz arazi olduğu kabul edilip miras kaldığı ileri sürülen 5000 metrekarelik arsa ve bu arsa üzerinde 31.12.1999 tarihinde yapılan üç adedi 300 metrekare, bir adedi 180 metrekare olan betonarme binalar, emekli olmadan önce 11.9.2002 tarihinde 2 milyar lira karşılığı hissesinin -ki sermaye artırımı sonucu 23.12.2002 itibariyle 400 milyar liraya çıkmıştır- yüzde kırkına ortak olduğu ... Denizcilik A.Ş.deki ortaklığı ile 1998 yılından itibaren çeşitli bankalarda milyarlarca liralık ve yüzbin doları aşan hesap hareketleri ve emekliliğinden beş ay sonraki tarih itibariyle Takasbank’ta çeşitli menkul kıymet şirketlerinde 6 ayrı hesapta 3,5 trilyon lirayı aşkın hisse senetlerini bildirmediği gibi, edinim tarihi dosyadan belli olmamakla birlikte eşi ...’e miras kaldığı belirtilen İstanbul Fatih Haydar Mahallesi … ada, … parselde hisseli 41 metrekarelik arsa, Unkapanı’nda yarı hisseli bir apartman dairesi ve ... Denizcilik A.Ş.deki hissesini de bildirmediği, böylece dört yıl içinde verdiği üç ayrı mal bildiriminde gerçeğe aykırı bildirimlerde bulunduğu sabit olduğu halde dosyada mevcut üç ayrı bilirkişi raporundan “sanığın her yıl muntazaman mal beyanında bulunduğu ve mal varlığındaki değişimleri de beyan ettiği” yönünde dosyayla uyuşmayan, afaki bilgiler içeren 7.2.2006 tarihli rapora itibar edilerek delil yetersizliği ve unsurları itibariyle suçun oluşmadığından bahisle beraat kararı verilmesi…” 587 7- Sanığın Bodrum ilçesi Yalıkavak’ta bulunan 1253 metrekare taşınmazı 2.3.1995 tarihinde satın aldıktan sonra 15.3.1995 tarihinde sattığı 1/2 payını 21.12.1998 tarihinde tekrar satın alarak üzerine dubleks ev inşaatına başladığı, 12.3.2000 tarihinde inşaatı tamamlayarak belediyeye emlak beyanında bulunduğu anlaşılan taşınmazı, 3628 sayılı yasa hükümlerine göre hakkında yapılan soruşturma sırasında verdiği 5.5.2000 tarihli mal bildiriminde ve önceki mal bildirimlerinde göstermediği ancak soruşturma esnasında tapu müdürlükleri ile yapılan yazışmalar sonucunda Bodrum Tapu Müdürlüğünün 11.8.2000 tarihli bildirimi ile tespit edildiği cihetle, gerçeğe aykırı mal bildirimde bulunması nedeniyle 3628 sayılı yasanın 12. maddesi uyarınca cezalandırılması gerekirken, suç kastının bulunmadığı gerekçesiyle beraatına karar verilmesi 588 8- Sanığın vermiş olduğu mal bildirimlerinde göstermediği iddia edilen, Ankara Gaziosmanpaşa semtindeki dairesinin iktisap tarihi ile evin kimin adına kayıtlı olduğunun tapu sicil kayıtlarından yoklanarak belgelerin dosyaya 587 588 Yargıtay 7. CD. 4.7.2007 t. ve, E:2006/7187, K:2007/5352 s. K. (Uğur, s, 186.) Yargıtay 7. CD. 26.12.2001 t.ve, E:2001/15738, K:2001/20165 s. K. (Uğur, s, 188.) 259 eklenmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Sanık tarafından verilen her üç beyannamede de 1 adet Mercedes marka araç gösterilmiş olup beyan dışı bıraktığı iddia edilen … plakalı Toros marka ve … plakalı Opel Vectra marka araçların sanık adına 1996 yılında tescil edildiği ve bu nedenle 1994-1995 yıllarına ait mal bildirimlerinde gösterilmesinin mümkün olamayacağı ve oğlu … adına 5.2.1996 tarihinde tescil edilen … plakalı Mercedes marka aracın ise bu tarihte reşit olan oğlu adına kayıtlı bulunması nedeniyle beyan zorunluluğu bulunmadığının nazara alınmaması, Hükmün gerekçesinde sanığın 1994 yılında Belediye Başkanı seçildiği sırada 17-18 milyar lira değerinde Türk parası, yabancı para ile menkulünün bulunduğu açıklanmış ise de buna ilişkin delillerin (banka kayıt ve belgelerin) nelerden ibaret bulunduğunun denetime olanak verecek şekilde gösterilmemesi, Sanık ve eşi adına kayıtlı bulunan gayrimenkullerden hangi gayrimenkullerin bildirilmediği hususunun her türlü denetime olanak verecek şekilde tesbit edilmeden eksik araştırmaya dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi, yasaya aykırıdır. 589 9- 3628 sayılı Kanunun amacının; rüşvet ve yolsuzlukla mücadele cümlesinden olarak kanuna ve genel ahlaka aykırı, haksız mal edinimini cezai müeyyide altına almak olduğu nazara alındığında; sanık ...’nın var olan taşınmaz mallarını gizleyip bildirmeme olmayıp aksine gerçekte mevcut olmayan iki daire ve bir arsaya malikmiş gibi beyanda bulunma niteliğindeki fiilinin kanunun 12. maddesindeki gerçeğe aykırı bildirimde bulunma suçu olarak kabulü mümkün değildir. Sanığın fiili olsa olsa disiplin soruşturmasına konu olabilir. Davaya konu suç maddi ve manevi unsurlarıyla oluşmamıştır. Bu itibarla sanığın beraati yerine yazılı şekilde cezalandırılmasına karar verilmesi, kanuna aykırı sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde olduğundan hükmün BOZULMASINA, isteme aykırı olarak 24.12.1998 gününde oybirliğiyle karar verildi. 590 10- Sanığın 2000 yılında verdiği 28.02.2000 tarihli mal bildiriminde, kendisine ait Batıkent’te konut, Kumburgaz’da apart daire, Bodrum, Gündoğan’da kooperatif ve 06 ... plakalı 1993 model Toyoto otomobili beyan etmiş olup, eşi ... tarafından 24.01.2000 tarihinde çalıştığı kuruma ...verilen beyannamede gösterilen İzmir-Üçkuyular ... parseldeki daireyi göstermemek suretiyle 3628 sayılı Kanunun 5’inci maddesine aykırı davrandığı sabittir. Ancak aynı Kanunun 12’nci maddesinde düzenlenen “Gerçeğe aykırı bildirimde bulunmak” suçunun oluşması için sanığın bu Kanunun amacına aykırı olarak 589 590 Yargıtay 7. CD. 11.10.1999 t. ve, E:1999/9424, K:1999/10212 s. K. (Uğur, s, 189.) Yargıtay 7. CD. 24.12.1998 t. ve, E:1998/10419, K:1998/11215 s. K. (Uğur, s, 190.) 260 mal bildirimini gerçeğe aykırı şekilde vermek kastının mevcudiyeti gerekmektedir. Sanığın aynı gün verdiği ilk beyannamede 2000 yılında da olduğu gibi eşine ait konutu göstermeyip, göstermesi gerektiğini öğrendikten hemen sonra verdiği beyannamede göstermiş olması da suç kastının bulunmadığını göstermektedir. 591 11- Tüm dosya kapsamına göre, şüpheli ... ile birlikte eşi ... ve kardeşi ... adlarına İmar Bankasında 21, Vakıfbank’ta 7, Tekfenbank’ta 5 ve Pamukbank’ta 3 adet olmak üzere toplam 36 adet farklı hesap bulunduğu, bahsedilen hesaplardaki mali varlık toplamının 2003 yılı Mart ayı sonu itibarıyla 251.074 USD ve 72 milyar Türk lirası olup, bahsedilen tarih itibarıyla 397 milyar Türk lirasına tekabül ettiği, bu miktarın ...’ün geliriyle mütenasip olmayıp, kaynağının tam olarak tespit edilemediği gibi … Başmüfettişi tarafından 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu uyarınca, kendisi ve eşinin mal beyanını bildirmesi 05/04/2004 tarihli yazı ile talep edildiğinde adı geçen ...’ün 397 milyar Türk lirasının 80 milyar Türk lirasını bildirdiği halde, geriye kalan miktarını ise soruşturmayı yürüten Adalet Başmüfettişine bildirmediği gibi, muhtelif tarihlerde Bakanlığa verdiği mal bildirim beyannamelerinde de göstermediği cihetle, mevcut delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin son soruşturma aşamasında davayı görecek olan mahkemeye ait bulunduğu gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiş 592 12- CMUK.nun 259. maddesi uyarınca açılan davada ... parsel nolu Payamlı köyündeki taşınmazın eşi ... adına kayıtlıyken 3.2.2001 tarihli beyannamede kendisi adına bildirmiş olup suçun kasıt unsuru oluşmadığından sanığın beraatı yerine mahkumiyetine karar verilmesi 593 5. HAKSIZ MAL EDİNME, MAL KAÇIRMA VEYA GİZLEME Kanuna veya genel ahlaka uygun olmayan mal edinmek veya geliriyle uygun olmayan aşırı harcamalar yapmak, haksız mal edinme, mal kaçırma veya gizleme suçunu oluşturmaktadır. 594 Suç: Kanuna veya genel ahlaka uygun olmayan mal edinmek veya geliriyle uygun olmayan aşırı harcamalar yapmak. AY3D, 11.01.2005 t. ve, E:2005/15, K:2005/15 s. K. (Uğur, s, 192.) Yargıtay 7. CD. 2008 tarih ve E:2006/13770, K:2008/19344 s. K. (Uğur, s, 239.) Yargıtay 7. CD. 1.7.2003 t. ve, E:2002/22854, K:2003/5655 s. K. (Uğur, s, 249.) 594 3628 s. MBBRYMK, Md. 13 591 592 593 261 Fail: Haksız mal edinen, haksız edinilen malı kaçıran veya gizleyen kişilerdir. Ceza: Kanunun daha ağır bir cezayı gerektirmediği takdirde haksız mal edinene üç yıldan beş yıla kadar hapis ve beş milyon liradan on milyon liraya kadar ağır para cezası verilir. Haksız edinilen malı kaçıran veya gizleyene de aynı ceza verilir. 595 Bu suçtan cezalandırılanlara müebbetten kamu hizmetlerinden yasaklanma cezası hükmolunur. Bu ceza tecil edilemez, şahsi hürriyeti bağlayıcı olanlar para veya tedbire çevrilemez, failleri hakkında Türk Ceza Kanununun 75 inci maddesi hükümleri uygulanamaz. 596 Haksız edinilmiş olan malların zoralımına hükmolunur. Bu malların elde edilememesi veya bir malın tümünün haksız mal edinme konusu teşkil etmemesi sebepleri ile zoralımın mümkün olmadığı hallerde haksız edinilen değere eşit bedelinin hazineye ödenmesine karar verilir. Bu bedel, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil olunur. 597 Ancak; erteleme, güvenlik tedbirleri, belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma ve müsadere ile ilgili yeni düzenlemeler içeren 5237 sayılı yeni TCK’nın yürürlüğe girmesiyle birlikte özel yasalardaki düzenlemeler 598 1 Ocak 2009 tarihinden itibaren hükümsüz kalmış bulunduğundan; müsadere, kamu hizmetlerinden yasaklanma, tecil, paraya çevirme, ön ödeme yasağı ile ilgili bu konu mahkemelerin görev ve yetki alanına girmesi nedeniyle daha fazla değerlendirme yapılmamıştır. Konuya ilişkin yargının verdiği kararlar özet olarak şöyledir: 1- ÖZET: Daire; sanığın iddia konusu malları haksız biçimde edindiği yönündeki ortaya çıkan şüphenin aksinin ispatlanamadığını, keza, sosyal yaşantısı bakımından geliriyle uygun olduğu kabul edilemeyecek harcamaların olduğunun da kanıtlanmadığını, bunun sonucu olarak da ortaya çıkan şüpheli durumun, sanık lehine yorumlanarak, isnat konusu eylem hakkında beraat kararı verilmesi gerektiğim belirterek, mahkumiyet hükmünün sübut (esas) yönünden bozulmasına karar vermiştir. “…Dava dosyasında yer alan ve sanığa ait kredi kartı harcamalarını gösteren hesap döküm çizelgelerinden de anlaşılacağı üzere, sanık (nakit parayla yaptığı harcamalar dikkate alınmamasına rağmen) 1999-2002 yılları arasındaki süreçte gelir ve konumu ile 595 3628 s. MBBRYMK, Md. 13 3628 s. MBBRYMK, Md. 15,16 3628 s. MBBRYMK, Md. 14 598 5237 s. TCK. Md. 5 596 597 262 izah edilemeyecek biçimde lüks ve geniş maddi birikim gerektiren bir hayat standardı içerisinde yaşamaya başlamıştır. Sanığın edinmiş olduğu mal varlığının ve gelirlerinin; kanuna uygunluğunu ispatlayacak emarelerin mevcut olmaması ve gelirleri ile harcamaları arasındaki aşırı orantısızlığının kaynağının açıklanamadığı somut olayda, haksız mal edinmek suçunun oluştuğunun kabulü gerekir…” 599 2- Anayasa Mahkemesi (Yüce Divan) Kararı 600 ÖZET: Mal varlığındaki artışların ispatında rakamsal açıdan kesin bir uyuşmadan daha çok “kabul edilebilir” bir açıklamanın ortaya konulmasının amaçlandığı anlaşılmaktadır. Mal varlığındaki artışların kaynağının varlığının kabul edilebilecek bir biçimde ispatlanması durumunda haksız mal edinmeden söz edilemez. “Haksız mal edinen kişi” tabirinden, Kanun’un 2. maddesi gereğince mal bildiriminde bulunması zorunlu bulunan kişilerin anlaşılması gerektiği her türlü izahtan varestedir. Milletvekilleri ve Bakanlar maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde sayılan kişilerdendir. Davada çözümlenmesi gereken husus, sanığın mal varlığında meydana geldiği iddia edilen artışın 3628 sayılı Kanun’un 4. maddesi anlamında haksız mal edinme olup olmadığımın açıklığa kavuşturulmasıdır. Bunun için öncelikle 1995 ve 1999 tarihinde verileri mal bildirimlerinin hangi kalemlerinde farklılık olduğu ve izahı gereken mal varlığı miktarının gerçekte ne olduğunun belirlenmesi gerekmektedir. ...bilirkişilerce sanığın mal varlığındaki artış miktarı tam olarak saptanamamış, çeşitli olasılıklar ortaya konmuştur. Esasen somut olayda, taşınmazların satış tarihinden yaklaşık on yıl geçtikten sonra geriye doğru rayiç değerlerini ve maliyetlerini her türlü şüpheden uzak ve net bir şekilde belirleyebilmek de oldukça güçtür. Bir başka ifadeyle, sanığın mal varlığındaki artış konusunda bir belirsizliğin bulunduğu ortadadır. Bu durumda, ceza yargılamasında geçerli olan “şüpheden sanık yararlanır” (in dubio pro reo) ilkesi gereğince, bilirkişi raporunda “taraf beyanlarına göre belirlenen satış gelirleri ile maliyet ve giderlerin asgarisi baz alınarak sanık lehine yapılan hesaplamanın dikkate alınması gerektiği sonucuna varılmıştır. AYDK, 1.4.2005 tarih ve, E:2005/27, K:2005/32 s. K. (Uğur, s, 252.) http://www.anayasa.gov.tr/images/loaded/pdf_dosyalari/k2007-2.pdf (ET:12.01.2010), Anayasa Mahkemesinin 5.10.2007 tarih ve, E:2004/4 (Yüce Divan), K:2007/2 sayılı Kararı, 599 600 263 Kaldı ki, bilirkişi raporuna göre ortaya çıkan olasılıklardan hangisi dikkate alınırsa alınsın, mal varlığında meydana gelen ve izah edilemeyen miktarın, sanığın Bakanlık yaptığı dönem içerisinde elde edildiğine ilişkin kesin bir delilin de bulunmadığı açıktır. Açıklanan nedenlerle, sanığın mal varlığında meydana gelen artışın kaynağı tanık beyanları, noter sözleşmeleri, tapu kayıtları ve yeterli kabul edilen bilirkişi raporlarıyla izah edildiğinden, sanığa yüklenen suçun maddi unsurlarının oluşmamıştır. 3- Anayasa Mahkemesi (Yüce Divan) Kararı: Mal varlığındaki artışların ispatında rakamsal açıdan kesin bir uyuşmadan daha çok, “kabul edilebilir” bir açıklamanın ortaya konulmasının amaçlandığı, mal varlığındaki artışların kaynağının varlığının kabul edilebilecek bir biçimde ispatlanması durumunda haksız mal edinmeden söz edilemeyecektir. 601 4- Sanıklar savunmalarında, haksız edindikleri iddia olunan malların kaynağı olarak, babalarından miras yoluyla intikal eden gayrimenkuller ile bunların kira geliri, yakınlarından aldıkları ziynet eşyaları, ticari faaliyetlerinden ve maaşlarından elde ettikleri kazançları gösterdikleri cihetle, sanıkların mal varlıkları ve edinilme tarihleri saptanıp, babalarından kalan servet ve bunun kardeşler arasındaki taksimi ile kendilerine ziynet eşyası verdikleri ileri sürdükleri yakınlarının gelir durumu, sahip oldukları gayrimenkullerin rayiç kira getirisinin ne olabileceği, kira ödeyen kiracılarının varsa ticari defter ve vergi kayıtları incelenip, sanıkların gelir elde ettikleri şirketlerin giderleri belirlenip karlılık durumları saptanıp, sosyal durumlarına göre yapmaları gereken harcamalarda nazara alınacak şekilde, yasal ve genel ahlaka uygun gelirleri ile sahip oldukları mallar, Sayıştay denetçilerinden oluşturulacak üç kişilik bilirkişi heyeti,ne tespit ettirilerek, sonucuna göre hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerekir. 602 5- Doğruluğu sanık tarafından da kabul edilen ve sanığın gelir ve giderlerinin tespitine ilişkin bilirkişi incelemesinde açıklandığı üzere, 1999 yılı itibariyle sanığın sadece kredi kartlarına yatırdığı para bir yıllık süre içerisindeki toplam gelirinden …. TL. fazladır. Sanık ve eşinin gelirleri ile sanığın sadece kredi kartları için harcadığı para arasındaki aleyhe fark (açık) tutarı 2000 yılı itibariyle …TL iken, bu miktar 2001 yılı içerisinde …TL.ye ve nihayetinde 2002 yılında …TL. Çıkmıştır. Sanığın edinmiş olduğu mal 601 602 Anayasa Mahk.5.10.2007 tarih ve E:2004/4, K:2007/2 s.K. (Uğur, s, 123.) Yargıtay 7. CD. 5.4.2004 t. ve E:2004/5450, 2004/4693 s.K. (Uğur, s, 127.) 264 varlığının ve gelirlerinin, kanuna uygunluğunu ispatlayacak emarelerin mevcut olmaması ve gelirleri ile harcamaları arasındaki aşırı orantısızlığın kaynağının açıklanamadığı somut olayda, haksız mal edinmek suçunun oluştuğunun kabulü gerekir. 603 6- Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 3.2.1998 gün ve 7/288-11 sayılı kararında da belirtildiği üzere haksız mal edinme suçları ani suç niteliğinde olduklarından, suç tarihinin mal veya paranın haksız edinim tarihi ile mal beyanında bulunulması gereken tarih olduğu cihetle, sanığın Dikili ilçesinde haksız edindiği gayrimenkulu satın aldığı 10.7.1995 ve Çınarcık ilçesinde bulunan gayrimenkulun satışından elde ettiği 1.100.000.000 lira için bildirimde bulunması gereken 23.5.1998 tarihleri itibariyle suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK.nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen zamanaşımı süresi temyiz inceleme gününde tahakkuk etmiş bulunduğundan hükmün BOZULMASINA, sanık hakkındaki kamu davasının anılan maddeler uyarınca zamanaşımı nedeniyle ORTADAN KALDIRILMASINA 604 7- ÖZET: 3628 sayılı Kanunun 12 ve 13. maddenin 1. fıkrasında düzenlenen suçlar, yerleşmiş yargısal kararlarda da kabul edildiği üzere, ani suçlardandır. 13. maddenin 2. fıkrasındaki suç ise, kaçırma ve gizleme eylemlerinin yapısı gereği, temadiye elverişli nitelik arz etmektedir. Bu nedenledir ki, aynı suç işleme kararı altında birden fazla işlenmesi halinde anılan suçlarda teselsül hükümlerinin uygulanması olanaklıdır. “…Maddenin birinci fıkrasındaki suç, bu Yasanın kapsamına giren görevlerde bulunan kişilerin haksız mal edinmesi ile oluşur. Üçüncü kişilerin bu suçu işlemesi, suça katılma hükümleri haricinde olanaksızdır. Bu suretle yasa koyucu, haksız edinilen malın üçüncü kişilerce kaçırılması veya gizlenmesi eylemlerini engellemeyi amaçlamıştır. Hayatın doğal akışı gereği, haksız edinilen malın gizlenmesi söz konusudur. Haksız mal edinme, dolayısıyla bünyesinde gizlemeyi de barındırmaktadır. Maddenin ikinci fıkrasında düzenlenen suç ise, haksız edinilen malı kaçıran ve gizleyenleri de birinci fıkra uyarınca cezalandırmayı gerektirmektedir. Bu suç, ancak üçüncü kişiler tarafından işlenebilen bir suçtur. Birinci fıkradaki suçun faili olan haksız mal edinen kişi, bu suçun faili olamaz…” 605 8- ÖZET: Daire; sanığın iddia konusu malları haksız biçimde edindiği yönündeki ortaya çıkan şüphenin aksinin ispatlanamadığını, keza, sosyal AY D.Kur. 1.4.2005 tarih ve E:2005/27, K:2005/32 s.K. (Uğur, s, 122.) Yargıtay 7. CD. 08.12.2005 t. ve, E:2004/498, K:2005/21078 s. K. (Uğur, s, 173.) 605 Yargıtay CGK. 30.05.2006 t. ve, E:2005/7-173, K:2006/145 s. K. (Uğur, s, 219.) 603 604 265 yaşantısı bakımından geliriyle uygun olduğu kabul edilemeyecek harcamaların olduğunun da kanıtlanmadığını, bunun sonucu olarak da ortaya çıkan şüpheli durumun, sanık lehine yorumlanarak, isnat konusu eylem hakkında beraat kararı verilmesi gerektiğim belirterek, mahkumiyet hükmünün sübut (esas) yönünden bozulmasına karar vermiştir. “…Dava dosyasında yer alan ve sanığa ait kredi kartı harcamalarını gösteren hesap döküm çizelgelerinden de anlaşılacağı üzere, sanık (nakit parayla yaptığı harcamalar dikkate alınmamasına rağmen) 1999-2002 yılları arasındaki süreçte gelir ve konumu ile izah edilemeyecek biçimde lüks ve geniş maddi birikim gerektiren bir hayat standardı içerisinde yaşamaya başlamıştır. Sanığın edinmiş olduğu mal varlığının ve gelirlerinin; kanuna uygunluğunu ispatlayacak emarelerin mevcut olmaması ve gelirleri ile harcamaları arasındaki aşırı orantısızlığının kaynağının açıklanamadığı somut olayda, haksız mal edinmek suçunun oluştuğunun kabulü gerekir…” 606 9- Sanık hakkında, 07.10.1994 günlü iddianame ile, 15.01.1990 tarihli mal bildiriminde gösterdiği dairesini 03.06.1990 günlü bildirimde beyan etmediği, 03.06.1990 günlü bildirimde belirtmesine rağmen tarlasına 15.01.1990 tarihli mal beyanında yer vermediği, babasından kalan altınlarla, kooperatif hissesini hiç bildirmediği, bu suretle 3628 sayılı Yasanın 12. maddesine aykırı davrandığı iddiasıyla dava açılmıştır. 19.01.1995 günlü iddianamede ise sanığın taşınmazlarını, babasından kaldığını iddia ettiği altınlardan önce satın aldığı anlaşıldığından haksız mal edindiği belirtilerek 3628 sayılı Yasanın 12 ve 13. maddeleri uyarınca cezalandırılması talep olunmuş ve davalar birleştirilerek sanığın beraatine karar verilmiştir. Yine sanık, gelirlerini belirleyemediği iddia olunan taşınmazlardan en sonuncusunu 11.10.1989 tarihinde ölen babasının ölümünden önce 27.09.1989 tarihinde satın alarak adına tescil ettirmiştir. 3628 sayılı Yasanın 12 ve 13. maddelerinde düzenlenen eksik bildirimde bulunma ve haksız mal edinme suçlarının ani birer suç olduklarında, mal bildirimi için öngörülen sürenin bitimi ile haksız mal edinme tarihlerinde oluştuklarında ise kuşku yoktur. Sanık bu yasal düzenlemeler uyarınca 15.01.1990 ve 03.06.1990 tarihlerinde ve süresi içerisinde mal bildirimlerinde bulunmuştur. 607 10- Sanığın kardeşi …’nin, aynı tarihlerde kendi tasarrufu olan 700-800 milyon ve 1994 yılında emekli olduğunda da 700 milyon lira verdiğine ilişkin beyanının da doğru bulunmadığı, daha önce açıklandığı gibi 2002-1994 yılları arasında nemalandırılmaya başlayan miktarın 530 milyon lira civarında 606 607 AYDK, 1.4.2005 tarih ve, E:2005/27, K:2005/32 s. K. (Uğur, s, 252.) Yargıtay CGK. 03.02.1998 t. ve, E:1997/7-288, K:1998/11 s. K. (Uğur, s, 234.) 266 bulunması, öte yandan 1990-1991 yıllarında birikimi olan 700-800 milyon lirayı verdikten yaklaşık 2,5 yıl sonra emekli olduğu 1994 yılında 700 milyon lirayı sanığa verdiğini açıklamasına rağmen, adı geçenin emekli olduğu 14.07.1994 tarihinde toplam 274.100.209 lira aldığı anlaşılmış olup, bu sürede almış olduğu bu miktarı 700 milyon liraya tamamlamasının olanaksız olduğu, kaldı ki, söz edilen tarih ve yakın süreler içinde belirtilen miktarda herhangi bir paranın tasarruf sistemine dahil olmadığı, bu nedenle ifadelerinin gerçeği yansıtmadığı; Sanığın eşinin anlatımlarının da gerçeğe uymadığı, sanığın anlatımları ile çeliştiği; çünkü, eşinin altınların bozdurulduğundan söz etmesine karşılık, sanığın ise 4 milyar lira civarında değeri bulunan ziynet eşyasının bulunduğunu bildirdiği; Bütün bunlara göre, 1990-1991 yıllarında sanığın babası tarafından verildiği iddia olunan 11 milyar lira ile yakınları tarafından bu miktara yapılan ilaveler ile son tasarruf rakamına ulaşılmadığı, 18.12.1992 tarihinde yatırılıp işletilmeye başlanılan 35 milyon liradan başlamak suretiyle, 18.12.1992-1994 Haziran ayına kadar peyder pey yatırılmış olan 530 milyon lira, 1994 yılı Haziran, Ekim ve Kasım aylarındaki yaklaşık 4 milyar lira, 10.12.1997-16.09.1998 tarihleri arasında 150 milyar lira ve 1999 yılı içinde de 100 milyar lira civarındaki naktin dışarıdan sisteme sokularak sağlandığının anlaşıldığı; Bu itibarla, sanık ...’nin ifadelerinde samimi olmadığı, doğru beyanda bulunmadığı, avukatından almış olduğu hukuki yardıma göre açıklama yaptığı, belirlenen değere ulaşımı sağlayacak beyanların verilmesi hususunda yakın çevresinin çaba sarfettiği, ancak bu ifadeler ile gerçeğin gizlenmeye çalışıldığı kanaatine varıldığı; Sonuç olarak, sanığın saptanmış olan tasarrufunu mal bildirimlerinde göstermeyip gizlemeye çalıştığı, son durum olarak belirlenen ve bloke edilen miktarlara ulaşmayı sağlayan ana paranın, sanık ve yakınlarının beyan ettiğinin aksine, onlar tarafından işletilmek üzere verilmeyip, 1992 yılından başlamak üzere işletilmeye başlanılan ve artan birikimin tekrar tekrar devreye sokulması yanı sıra, sisteme dışarıdan yapılan büyük miktarlardaki ilavelerle oluştuğu, işletim zinciri içine sonradan dahil olan miktarlar olduğu kadar sistemden çekilen paraların da yekun teşkil ettiğinin belirlendiği, Devlet memuru sıfatını taşıyan sanığın bu denli bir tasarrufa ulaşmış olmasının hayatın olağan akışına uymadığı, mal varlığının geliriyle uyumlu bulunmadığı sonucuna varıldığı belirtilmiştir. 608 11- Emekli Sayıştay Uzman Denetçilerinden oluşturulan üç kişilik bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 14.06.2002 tarihli raporda ise özetle; 608 Yargıtay CGK. 30.05.2006 t. ve, E:2005/7-173, K:2006/145 s. K. (Uğur, s, 230.) 267 Dosyadaki hesap ekstrelerinin tek tek incelenmesinde, söz konusu paraların büyük bölümünün faiz gelirlerinden müteşekkil olduğunun görüldüğü, sadece Trabzon İş Bankasından, aynı bankanın Anafartalar şubesine ve son olarak da Vakıflar bankası Meşrutiyet şubesine intikal eden hesaptan, 30.05.2000 tarihi itibariyle elde edilen faiz gelirinin 389.350.826.510 lira olduğu, o yıllarda faiz oranlarının yüksek olması nedeniyle diğer hesaplardan da yüksek faiz geliri elde edildiği; Sanığın, kendisi ve karısı adına olan banka hesaplarını vergi dairesine beyan ettiği, 1998-1999 yıllarında tahakkuk eden gelir vergisini ödediklerinin tespit edildiği; Dava dosyasındaki belgelerden, tanık ifadelerinden, söz konusu hesaplardaki paraların ilk açılış miktarlarının aile fertleri tarafından sanığa verildiği, Maltepe şubesindeki hesabın evveliyatının da sanığın eşi … adına açılan 16.978.412.400 lira olarak açılan hesap olup, dolayısıyla bu paranın sanığın eşine ait olduğu, ilk açılış miktarının da mal bildirimlerindeki değerlerle örtüştüğü; Sanığın düzenli olarak mal beyanı verdiği, menkul, gayrimenkul ve ziynet eşyalarını tek tek beyan ettiği, fakat mal bildirimi ile ilgili yasayı yanlış yorumlayarak kendi adına bankada bulunan fakat ailenin tamamına ait olan paraları beyan etmediği, dosya kapsamına nazaran sanığın babası ve kardeşlerinin mal varlıkları ve gelir düzeylerinin söz konusu hesaplardaki ana paraları sağlayabilecek durum da olduğunun anlaşıldığı; Sonuç olarak sanığın haksız mal edinmediği, dava konusu banka hesaplarındaki paraları, mal bildirimine ilişkin yasayı hatalı yorumlayarak bildirmediği, sanığın gizleme kastının bulunmadığı görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir. 609 12- Sanığın, 30.4.1985 tarihli mal beyanında; 2.400.000 TL. para, 300.000 TL değerli bilezik ve iki tabanca, 21.5.1990 tarihli mal beyanında; Dikmen’de 40.000.000 TL değerli ev, 6.000.000 TL para, 3.600.000 TL. değerli 10 adet bilezik, iki adet tabanca, 24.8.1993 tarihli ek mal beyanında; 215.000.000 TL. değerinde Etlik’te daire, 8.7.1994 tarihli ek mal beyanında; 175.000.000 TL, 1993 model Renault Broadvay marka araç, 6.1.1995 tarihli mal beyanında; Etlik’te ve Dikmen’de daire, 1993 model Broadvay araç, 50.000.000 TL. para, 10 adet bilezik, iki adet tabanca, 25.1.2000 tarihli mal beyanında; Etlik ve Dikmen’de daire, 1993 model Broadvay araç, iki tabanca, 23.8.2000 vadeli 1.480.000.000 TL.’lik hazine bonosu, 19.4.2000 vadeli 5.325.000.000 TL’lik hazine bonosu, 2100 USD, 10 adet altın bilezik, 5.3.2004 tarihli ek bayanında; 2.3.2004 edinme tarihli 42.500.000 TL. değerli 2004 model Opel Astra marka otomobil, 18.1.2005 tarihli beyanında; Dikmen ve Etiler’de daire, Opel Astra 609 Yargıtay CGK. 30.05.2006 t. ve, E:2005/7-173, K:2006/145 s. K. (Uğur, s, 230.) 268 marka otomobil, iki tabanca, 3.10.2005 vadeli 125.000.000.000 TL’lik hazine bonosu, 20 adet altın bilezik bildirimlerinde bulunduğu 14.2.2005 tarihli müfettişliğe verdiği mal beyanında; Çankaya ve Keçiören’de daire (1986 ve 1993 edinme tarihli) Opel marka araç, iki tabanca 3.10.2005 vadeli 125.000.000.000 TL’lik hazine bonosu ve 20 adet bilezik bildirmiştir. Sanığın bir oğlunun 12.10.1998 tarihinden itibaren bir şirkette çalıştığı, net maaşının 2004 yılı Eylül ayı itibariyle 608.620.000 TL. olduğu, diğer oğlunun … Belediyesinde veteriner hekim olarak görev yaptığı 2004 yılı Ekim ayı itibariyle net maaşının 854.639.000 TL olduğu, gelininin ise 2004 yılı Aralık ayı net maaşının 474.000.000 TL. olduğu dosyada mevcut evrakla anlaşılmıştır. Sanığın oğullarından … tarafından 15.3.2004 tarihinde satın alınan Bursa Orhangazi İlçesi Hüdavendigar mahallesi … parsel’de kayıtlı taşınmaza ve diğer oğlu … tarafından 10.11.2004 tarihinde satın alınan Bursa Orhangazi ilçesi Çekirge mahallesi … parsele ait tapu kayıtları dosyada mevcut olup sanık bu dairelerin bir miktarının kendi parası bir miktarının oğullarının tasarrufuyla 18 milyar ve 73 milyara satın alındığını belirtmiştir. Sanığın bankalardaki hesaplarına ait tüm kayıtlar celbolunmuştur. Dairemizce tayin edilen üç kişilik-bilirkişi heyeti sundukları 7.8.2006 tarihli raporlarında; Sanığın 2000-2005 yılları arasında banka kredisi gibi bir borçlanma olmaksızın mal varlığında meydana gelen kayda değer artışa rağmen bu artış ve harcamalarının kaynak olarak gösterdiği (kendisinin ve çocuklarının maaşları ile iki evin kira bedelleri ve bankadaki paraların faizi) gelirlerinin birikim ve harcamaları ile orantılı olduğu, edinimlerinin haksız mal edinme niteliğinde oluşmadığı kanaatini bildirmişlerdir. Sanığın üzerine atılı müsnet suçu işlediğine dair dosyada iddiadan başka mahkumiyeti için yeterli kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden BERAATİNE 610 13- Sanığın malvarlığındaki artış nedeniyle, edinme tarihleri itibariyle değerleri tespit edilerek edinim tarihinden önceki dönemde sanığın mal bildirimlerindeki aktifler yasal ve genel ahlaka uygun gelirleri karşılaştırılarak edinimlerin haksız mal edinme niteliğinde olup olmadığının konusunda uzman 3 kişilik bilirkişi heyetine tespit ettirilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi, 611 14- Müdahil vekilinin haksız mal edinme suçundan verilen beraat kararına yönelik temyizine göre yapılan incelemede; Sanığın 1995 ve 2000 tarihli mal bildirimlerinde gösterdiği Ankara Eryaman’daki ev ile bildirimde bulunmadığı 610 611 Yargıtay 7. CD. 15.11.2006 t. ve, E:2005/1, K:2006/1 s. K. (Uğur, s, 236.) Yargıtay 7. CD. 12.3.2007 t. ve, E:2004/2012, K:2007/1547 s. K. (Uğur, s, 240.) 269 İstanbul Üsküdar’da eşi adına kayıtlı evin raiç değeri araştırılıp, eşine ait Akbank Acıbadem Şubesindeki … ve … no’lu döviz hesapları ile eşiyle müşterek olan Koçbank Bahariye şubesi vadeli ve vadesiz hesaplardaki 110.150 ve 69 USD. para gözetilip malvarlığının kaynağı olarak gösterilen kayınpederine ait ticari taksinin kayınpederi vefat etmeden önce 3.4.1995 tarihinde 190.000.000 TLye satıldığı da nazara alınarak yasal gelirleri ile mal varlığındaki aktif ve pasiflerin birlikte değerlendirilmesi suretiyle, konusunda uzman bilirkişiye incelettirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik soruşturma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi yasaya aykırıdır. 612 15- Sanıklar savunmalarında, haksız edindikleri iddia olunan mallarının kaynağı olarak, babalarından miras yoluyla intikal eden gayrimenkuller ile bunların kira geliri, yakınlarından aldıkları ziynet eşyaları, ticari faaliyetlerinden ve maaşlarından elde ettikleri kazançları gösterdikleri cihetle, sanıkların mal varlıkları ve edinilme tarihleri ayrıntılı şekilde saptanıp, babalarından kalan servet ve bunun kardeşler arasındaki taksimi ile kendilerine ziynet eşyası verdikleri ileri sürdükleri yakınlarının gelir durumu, sahip oldukları gayrimenkullerin rayiç kira getirişinin ne olabileceği, kira ödeyen kiracılarının varsa ticari defter ve vergi kayıtları incelenip, sanıkların gelir elde ettikleri şirketlerin giderleri belirlenip kârlılık durumları saptanıp, sosyal durumlarına göre yapmaları gereken harcamalarda nazara alınacak şekilde, yasal ve genel ahlaka uygun gelirleri ile sahip oldukları mallar, Sayıştay denetçilerinden oluşturulacak üç kişilik bilirkişi heyetine tespit ettirilerek, sonucuna göre hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerekirken, sanıkların sundukları belgeler ve gösterdikleri savunma tanıklarının anlatımlarına ilişkin, karşıt inceleme yapılmaksızın hazırlanan yetersiz bilirkişi raporlarına itibarla, eksik soruşturmaya dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi 613 16- Sanık hakkında, 10.10.1996 suç tarihinde Yaşarbank Ankara Necatibey şubesine yatırdığı 13 milyar liralık birikimini, aldığı maaşla gerçekleştiremeyeceği böylece haksız mal edinip, haksız edinilen malı gizlediğinden bahisle kamu davası açılmış olup, yargılama ve muhakkik soruşturması aşamasında sanık yurtdışındaki yakınlarının yardımı yanında, ailesinin hububat satışından elde ettiği gelirlerinden de faydalandırdığını savunması karşısında, savunmanın değerlendirilmesi açısından suç tarihlerini kapsayan dönemde Toprak Mahsulleri Ofisine sanık veya ailesi tarafından hububat satışı yapılıp yapılmadığı ve babasının serveti ile adına kayıtlı tarlaları 612 613 Yargıtay 7. CD. 22.3.2007 t. ve, E:2004/19055, K:2007/1972 s. K. (Uğur, s, 240.) Yargıtay 7. CD. 5.4.2004 t. ve, E:2004/5450, K:2004/4693 s. K. (Uğur, s, 244.) 270 bulunup bulunmadığı varsa bunların tapu kayıtları, ekiminden gelir elde edip etmediği araştırılarak tesbiti ile dosyanın yeniden hukukçu, emlakçı ve muhasebecilerden oluşan üç kişilik bilirkişi heyetine tevdi edilip sanığın mal varlığının yasal ve genel ahlaka uygun gelirleri ile karşılaştırılarak edinimlerinin haksız mal edinme niteliğinde olup olmadığı saptanıp hasıl olacak sonuca göre suç vasfı ve sanığın hukuki durumunun tayin ve taktiri gerekirken eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi 614 17- Sanık baştan beri değişmeyen beyanlarında -boş zamanlarında boyabadana işi ile uğraştığını, … İlköğretim Okulu ve … Lisesi olmak üzere çeşitli okulların badana işini yaptığını sürücü kurslarında Milli Eğitim sınav sorumlusu olarak görev aldığını ve … Lisesinde kurslarda yöneticilik ve Bölge İdare Mahkemelerinde bilirkişilik yaparak evinin bir odasını kapatıp okullara ciltçilik yaparak ek gelir elde ettiğini savunması karşısında bu savunmaları da nazara alınarak ve değerlendirilerek adına kayıtlı bulunan taşınmaz mallar ile otomobilin edinme tarihi itibariyle değerleri tesbit edilerek edinim tarihinden önceki dönemde sanığın mal bildirimlerindeki aktifler yasal ve genel ahlaka uygun gelirleri karşılaştırılarak edinimlerin tamamının haksız mal edinme niteliğinde olup olmadığının konusunda uzman 3 kişilik bilirkişi heyetine tesbit ettirilmeden eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi 615 18- Sanık baştan beri değişmeyen savunmalarında eşinin hemşire olması nedeni ile boş zamanlarında sağlıkla ilgili faaliyetleri olduğu, kendisinin de memuriyet sıfatı ile resmi kayıtlı olmasa da ticari faaliyetleri bulunduğunu savunması karşısında bu savunmalarda nazara alınarak bu konuda idari soruşturma olup olmadığı da tesbit edilip kendisi ve eşinin adlarına kayıtlı bulunan taşınmaz mallar ile otomobilin edinme tarihleri itibarı ile değerleri tesbit edilerek, edinim tarihlerinden önceki dönemde sanığın mal bildirimlerindeki aktifler, özlük ve kadro durumu itibarı ile maaşı ve sınav komisyonlardaki görevleri nedeni ile aldığı ek ücretlerde nazara alınarak yasal ve genel ahlaka uygun tüm gelirleri karşılaştırılıp edinimlerinin tamamının haksız mal edinme niteliğinde olup olmadığının konusunda uzman üç kişilik bilirkişi heyetine tesbit ettirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve. takdiri gerektiğinin gözetilmemesi 616 19- Sanık baştan beri değişmeyen savunmasında dava konusu gayrı menkullerin babasından intikal ettiğini ve miras yolu ile kardeşleri ve Yargıtay 7. CD. 12.11.2002 t. ve, E:2002/16028, K:2002/15956 s. K. (Uğur, s, 245.) Yargıtay 7. CD. 4.7.2001 t. ve, E:2001/11007, K:2001/12591 s. K. (Uğur, s, 246.) 616 Yargıtay 7. CD. 27.6.2001 t. ve, E:2001/4749, K:2001/12154 s. K. (Uğur, s, 246.) 614 615 271 yakınlarına intikal eden hisselerin satın alınması sureti ile sahip olunduğunu belirtmekle anılan gayrı menkullerden miras yolu ile doğrudan hissesine intikal edenler dışında aile içi satışa konu olan taşınmazların konumu da dikkate alınarak edinme tarihi itibarı ile değerleri tesbit edilerek edinim tarihinden önceki dönemlerdeki mal bildirimlerindeki aktifler, yasal ve genel ahlaka uygun gelirleri, mahsul gelirleri karşılaştırılarak, edinimlerin haksız mal edinme niteliğinde olup olmadığı belirlendikten sonra hasıl olacak sonuca göre suç vasfı ve sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiğinin gözetilmemesi 617 20- Sanığın beyanlarında 1975 yılında memuriyete başladığını, eşinin de memur olduğunu ve 16 yıldan beri birlikte çalıştıklarını, eşine babasından 1984 yılından 2.600.000 lira miras kaldığını kendisinin babasından kalma ev, arsa hisselerinin olduğunu, bu ek gelirlerle ve birlikte aldıkları maaşlarla dava konusu taşınmazları aldıklarını, haksız mal edinmediğini savunması karşısında ve 1995 yılında verilen mal bildiriminde gösterilen nüfus vakfından alınan 18.000.000 liralık borç ve savunmaları nazaran alınarak ve değerlendirilerek sanığın ve eşinin 1995 yılı ve önceki yıllarda verdikleri mal bildirimleri getirtilip, savunmada öne sürülen hususların doğruluğu araştırılıp tespit edilerek edinimlerin tamamının haksız mal edinme niteliğinde olup olmadığı konusunda yeniden 3 kişilik uzman bilirkişi heyetine tespit yaptırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi 618 21- Şikayet üzerine maliye müfettişliğince yapılan tahkikat sonucunda elde edilen bilgilere, mahkemede dinlenen tanık beyanları ile müfettişçe dinlenen tanık beyanları arasında hiçbir farklılık bulunmamakla beraber anlatımları ve savcılıkça yaptırılmış bulunan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen ayrıntılı raporda da dayanakları gösterilen deliller ve 3628 sayılı Kanunun 4.5.1990 tarih ve 20508 sayılı Resmi Gazete de yayınlanarak yürürlüğe girmiş bulunan geçici 1. maddesinde “Bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihi takip eden bir ay içinde 2 nci maddede sayılanlar mal bildiriminde bulunurlar. Mal bildiriminde bulunmayan veya gerçeğe aykırı beyanda bulunanlar hakkında üçüncü bölümdeki ceza hükümleri uygulanır” amir hükmü karşısında sanığın 25.5.1990 tarihinde beyan ettiği mal bildiriminden sonra önceki bildirimden farklı olarak müfettişlikçe kendisinden istenen 12.12.1994 tarihli mal bildirimlerinde sanık ve ailesinin mal varlıklarında kendisinin üç adet gayrimenkul ve bir adet kooperatif hissesi, eşinin bir adet dubleks dairesi ve 617 618 Yargıtay 7.CD. 20.12.2000 t. ve, E:2000/15143, K:2000/17585 s. K. (Uğur, s, 246.) Yargıtay 7.CD. 28.12.2001 t ve, E:2001/17160, K:2001/20327 s. K. (Uğur, s, 249.) 272 oğlunun bir adet daire ve iki adet kooperatif hisseleri ile döviz ve menkulleri şeklindeki mal varlıklarının haksız mal edindiğinin belirtilmiş olmasına rağmen mahkemece dinlenen bilirkişilerin kişisel kanaatlerine dayalı anlatımları esas alınarak yukarıda sözü edilen bilirkişi raporunun kabul edilmeyiş nedenleri olarak gösterilen sanığın savunmasının alınmamış hususu da varit olmayıp, zira sanığın ayrıntılı olarak müfettişlikçe ifadesinin alındığı ve delilleri ibraz etmesi karşısında dosya içeriğine ters düşen gerekçe ile yazılı şekilde hüküm tesisi 619 6. MÜFETTİŞ VE MUHAKKİKLERİN İHBAR VE EVRAKI TEVDİ ETMEMESİ Müfettiş ve muhakkikin görevi ihmal suçudur. Müfettiş ve muhakkikin 3628 sayılı Kanun kapsamına giren suçlardan dolayı delil veya emare elde etmesine rağmen, durumu yetkili ve görevli Cumhuriyet Başsavcılığına ihbar ve evrakı tevdi etmemesi bu suçu oluşturmaktadır. 620 Suç: Müfettiş ve muhakkikin görevi ihmal suçudur. Müfettiş ve muhakkikin 3628 sayılı Kanun kapsamına giren suçlardan dolayı delil veya emare elde etmesine rağmen, durumu yetkili ve görevli Cumhuriyet Başsavcılığına ihbar ve evrakı tevdi etmemek. Fail: 3628 sayılı Kanun kapsamına giren suçu tespit etmesine rağmen Cumhuriyet Başsavcılığına bildirmeyen muhakkik ve müfettişlerdir. 3628 sayılı Kanun kapsamına giren suçlardan dolayı delil veya emare elde eden müfettiş ve muhakkikler durumu yetkili ve görevli Cumhuriyet Başsavcılığına ihbar ve evrakı tevdi etmedikleri takdirde bunlar hakkında da yapılacak takibattan dolayı Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkat hükümleri uygulanmaz. 621 Kanunlarda MMHK uygulanmayacağı belirtilen hallerde, genel hükümler uygulanır. 622 Buna göre, müfettiş ve muhakkikler hakkında 4483 sayılı Kanun uygulanmayacak ve ihbar ve evrakı tevdi etmeme suçu işlendiği takdirde, 3628 sayılı Kanun uygulanarak soruşturma yapılacaktır. Yargıtay 7. CD. 14.7.1998 t. ve, E:1998/4303, K:1998/6635 s. K. (Uğur, s, 251.) 3628 s. MBBRYMK, Md. 18/3 3628 s. MBBRYMK, Md. 18/4 622 4483 s. MDKGYHK, Md. 16 619 620 621 273 Ceza: Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, görevinin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme göstererek, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir kazanç sağlayan kamu görevlisi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. 623 Konuya ilişkin yargıya intikal etmiş bir karara ulaşılamamıştır. 7. BİLGİ VERME ZORUNLULUĞUNA UYMAMAK 3628 sayılı Kanuna göre takip, soruşturma ve kovuşturmaya yetkili kişi olan başta Cumhuriyet savcıları ve muhakkik ve müfettişler ile Maliye Bakanlığı Baş Hukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğü veya temsilcisi ve Kamu Görevlileri Etik Kurulunca istenen bilgileri, özel kanunlarında aksine bir hüküm bulunsa bile ilgili gerçek veya tüzel kişiler veya kamu kurum ve kuruluşlarınca vermemesi veya eksik vermesi. bilgi verme zorunluluğuna uymamak suçunu oluşturmaktadır. 624 Suç: 3628 sayılı Kanuna göre takip, soruşturma ve kovuşturmaya yetkili kişi olan başta Cumhuriyet savcıları ve muhakkik ve müfettişler ile Maliye Bakanlığı Baş Hukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğü veya temsilcisi ve Kamu Görevlileri Etik Kurulunca istenen bilgileri, özel kanunlarında aksine bir hüküm bulunsa bile ilgili gerçek veya tüzel kişiler veya kamu kurum ve kuruluşlarınca vermemek veya eksik vermek. Fail: İstenen bilgileri vermeyen veya eksik veren gerçek veya tüzel kişiler ile kamu kurum ve kuruluşlarının yetkili kişileridir. Ceza: İstenen bilgileri vermeyen veya eksik veren gerçek veya tüzel kişiler ile kamu kurum ve kuruluşlarının yetkili kişileri hakkında bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir. Bu ceza, para cezasına veya tedbirlerden birine çevrilemez ve ertelenemez. 625 Ancak; erteleme, güvenlik tedbirleri ve belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma ile ilgili yeni düzenlemeler içeren, 5237 sayılı yeni TCK’nın yürürlüğe girmesiyle birlikte özel yasalardaki düzenlemeler 626 1 Ocak 2009 tarihinden itibaren hükümsüz kalmış bulunduğundan; 623 5237 s. TCK, Md. 257/2 3628 s. MBBRYMK, Md. 20 3628 s. MBBRYMK, Md. 20 626 5237 s. TCK. Md. 5 624 625 274 erteleme, kamu hizmetlerinden yasaklanma, tecil, paraya çevirme, ön ödeme yasağı ile ilgili bu konu mahkemelerin görev ve yetki alanına girmesi nedeniyle daha fazla değerlendirme yapılmamıştır. Konuya ilişkin yargıya intikal etmiş bir karara ulaşılamamıştır. 8. ZAMANAŞIMI 627 8.1. ZAMANAŞIMI (MÜRURU ZAMAN) Yasanın belli ettiği koşullar altında belli bir sürenin geçmesi ve bunun sonucunda kimi hakların kazanılması ya da düşmesi. 628 Zamanaşımı: Yasalarda belirtilen konular gerçekleştikten ve sınırları çizilen süreler geçirildikten sonra bir yükümlülükten kurtulmuş olma. 629 8.2. SÜRE Bir olayın başı ile sonu arasında geçen zaman parçası, zaman aralığı, zaman bölümü, müddet: “süre” olarak tanımlanmaktadır. 630 Sürelerin hesaplanması: Gün ile belirlenen süreler, tebligatın yapıldığının ertesi günü işlemeye başlar. Son gün bir tatile rastlarsa süre, tatilin ertesi günü biter. Süre, ay olarak belirlenmiş ise tebligatın yapıldığı günün, son ayda sayı itibarıyla karşılığı olan günün mesai saati bitiminde sona erer. Son bulduğu ayda sayı itibarıyla karşılığı olan gün yoksa; süre, ayın son günü mesai saati bitiminde sona erer. 631 8.3. DAVA ZAMANAŞIMI SÜRELERİ “Belli sürelerin geçmesi” halinde de, kamu davası ortadan kalkmaktadır. Bu süreler; Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezalarında 30, Müebbet hapis cezalarında 25, 20 yıldan aşağı olmayan süreli hapis cezalarında 20, 5-20 yıl arasındaki süreli hapis cezalarında 15, 5 yıldan az süreli hapis cezalarında 8 yıl olarak belirlenmiştir. 632 Buna göre, 3628 sayılı Kanunda düzenlenen suçlarda üst sınır itibarıyla beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suç bulunmadığından SÖKMEN, Uğur: “Kamu İdaresinde Soruşturma Kovuşturma”, Maliye Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı Yayın No: 2009/400, Ankara, 2009, s. 114, s. 20 628 BSTS/Ceza Yargılama Yöntemi Yasası Terimleri Sözlüğü 1972 629 BSTS/Tecim, Maliye, Sayışmanlık ve Güvence Terimleri Sözlüğü 1972 630 Güncel Türkçe Sözlük, TDK 631 5271 s. CMK, Md. 39 632 5237 s. TCK, Md. 66 627 275 bu Kanuna muhalefet suçlarından zamanaşımı süresi sekiz yıldır. 633 açılacak kamu davalarında 9. GÖREVLİ MAHKEME Mahkemelerin görevleri Kanunla belirlenir. 634 3628 sayılı Kanunun 10 uncu ve 11 inci maddeleri yönünden görevli mahkeme Sulh Ceza Mahkemeleridir. Diğer maddeleri yönünden ise görevli mahkeme Asliye Ceza Mahkemesidir. 635 633 5237 s. TCK. Md. 66/1-e 5237 s. TCK, Md. 3 635 5235 s. K. Md. 10-11 634 276 ONALTINCI BÖLÜM ZORALIM 1. ZORALIM (Müsadere) Zoralım, yasada gösterilen neden ve koşullara göre, kamu yararına olarak bir kimsenin taşınır ve taşınmaz mallarının devlet ya da kamu tüzel kişiliğince elinden alınmasıdır. 636 Müsadere, bir şeyin mülkiyetinin devlete geçmesini sonuçlayan bir yaptırımdır. Diğer bir deyimle işlenen bir suç karşılığı olarak, suçlunun malvarlığının tamamı veya bir bölümü üzerindeki mülkiyete son verilmesi ve bu mülkiyetin kamusal bir teşekküle (Devlete) devredilmesi anlamına gelen ve bir yaptırım çeşididir. Haksız mal edinmenin yargı kararı ile kesinleşmesi üzerine, haksız edinilmiş olan malların zoralımına hükmolunur. Bu malların elde edilememesi veya bir malın tümünün haksız mal edinme konusu teşkil etmemesi sebepleri ile zoralımın mümkün olmadığı hallerde haksız edinilen değere eşit bedelinin hazineye ödenmesine yargı organınca karar verilmesi ve bu kararın kesinleşmesi üzerine bu bedel, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun Hükümlerine göre tahsil olunur. 637 Haksız mal edinmenin yargı kararı ile kesinleşmesi üzerine, malın zoralımı veya haksız edinilen değere eşit bedelin hazineye ödenmesini sağlamak için; davayı takip eden hazine avukatı tarafından, merkezde Maliye Bakanlığı Baş Hukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğü, taşrada İl Defterdarlığı Muhakemat Müdürlüğü vasıtasıyla konu vergi dairesine intikal ettirilir ve tahsilât vergi daireleri tarafından yapılır. Ancak; haksız edinilen malın zoralımı ile ilgili yeni düzenlemeler içeren, 5237 sayılı yeni TCK’nın yürürlüğe girmesiyle birlikte özel yasalardaki düzenlemeler 638 1 Ocak 2009 tarihinden itibaren hükümsüz kalmış bulunduğundan, müsadere genel olarak açıklanacaktır. 5237 Sayılı TCK, suç karşılığı olarak uygulanacak yaptırımları, ceza ve güvenlik tedbiri olarak belirlemiştir. Suç karşılığında yaptırım olarak BSTS / Ceza Yargılama Yöntemi Yasası Terimleri 1972 3628 s. MBBRYMK, Md. 14 638 5237 s. TCK. Md. 5 636 637 277 uygulanacak güvenlik tedbirleri içinde, 54 üncü maddede “Eşya müsaderesi”ne, 55 inci madde de ise “Kazanç müsaderesi”ne yer verilmiştir. Bu iki temel hüküm dışında, 5237 sayılı TCK’nın genel hükümler kısmında; “Tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbirleri” başlığını taşıyan 60 ıncı maddede, “Sanığın veya hükümlünün ölümü” başlığını taşıyan 64 üncü maddede, “Af” başlığını taşıyan 65 inci maddede, “Müsaderede zamanaşımı” başlığını taşıyan 70 inci maddede, “Davanın ve cezanın düşmesinin etkisi” başlığını taşıyan 74 üncü maddede, “Önödeme” başlığını taşıyan 75 inci maddede müsadereye ilişkin düzenlemeler yer almaktadır. 1.1. EŞYA MÜSADERESİ Eşya müsaderesinin konusu “kasıtlı bir suçun işlenmesinde kullanılan veya suçun işlenmesine tahsis edilen ya da suçtan meydana gelen eşyadır. Canlı, cansız, taşınır, taşınmaz her şey eşya müsaderesinin konusu olabilir. Müsadere edilecek eşyanın, iyiniyetli üçüncü kişilere ait olması durumunda müsadere kararı verilemeyecektir. Müsadere koşulları gerçekleşmesine rağmen, müsadere edilecek eşya satılmış, elden çıkarılmış veya yok edilmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mahkeme, eşyanın değeri kadar bir para tutarının müsaderesine karar verecektir. Mahkemece suçta kullanılan eşyanın müsadere edilmesinin işlenen suça nazaran daha ağır sonuçlar doğuracağı ve bu nedenle hakkaniyete aykırı olacağı anlaşıldığında, müsaderesine hükmetmeyebilecektir. Bir şeyin sadece bazı kısımlarının müsaderesi gerektiğinde, tümüne zarar verilmeksizin bu kısmı ayırmak olanaklı ise, sadece bu kısmın müsaderesine karar verilir. Ortak mülkiyet halinde müsadereye cevaz verilmiştir. Müsadere edilecek eşya üzerinde birden fazla kişinin müşterek veya iştirak mülkiyet şeklinde ortak mülkiyeti söz konusu olabilir. Birden fazla kişinin paydaş olduğu eşya ile ilgili olarak, sadece suça iştirak eden kişinin payının müsaderesine hükmolunacaktır. 639 1.2. KAZANÇ MÜSADERESİ Suçun işlenmesi ile elde edilen veya suçun konusunu oluşturan ya da suçun işlenmesi için sağlanan maddî menfaatler ile bunların değerlendirilmesi veya dönüştürülmesi sonucu ortaya çıkan ekonomik 639 5237 s. TCK. Md. 54 278 kazançların müsaderesine karar verilir. 640 Bu müsadere çeşidinde eşya değil, suçla ilgili olan “ekonomik kazanç/maddi menfaatler”dir. Madde gerekçesine göre; bu düzenleme ile güdülen temel amaç, suç işlemek yoluyla kazanç elde edilmesinin önüne geçilmesidir. Bu nedenle yeni, hükümde kazanç müsaderesi kapsamlı bir biçimde düzenlenmiş ve suç işlemek suretiyle veya suç işlemek dolayısıyla elde edilen ekonomik kazançların müsaderesi olanaklı hale getirilmiştir. Böylece kazanç müsaderesi, karapara aklama, uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti, dolandırıcılık, kaçakçılık, ihaleye fesat karıştırma gibi ekonomik çıkar elde etme amacıyla işlenen suçlara karşı etkin bir biçimde caydırıcılık özelliği olan yaptırım niteliğine kavuşmuştur. Bu hükmün uygulanmasında mağdurun ve iyi niyetli üçüncü kişilerin hakları korunacak, bunlara ait maddi değerler kazanç müsaderesine tabi tutulmayacaktır. Kazanç müsaderesine karar verilebilmesi için maddî menfaatin suçun mağduruna iade edilememesi gerekir. Müsadere konusu eşya veya maddî menfaatlere elkonulamadığı veya bunların merciine teslim edilmediği hâllerde, bunların karşılığını oluşturan değerlerin müsaderesine hükmedilir. 1.3. ELKOYMA Suçun veya tehlikelerin önlenmesi amacıyla veya suçun delili olabileceği veya müsadereye tâbi olduğu için, bir eşya üzerinde, rızası olmamasına rağmen, zilyedin tasarruf yetkisinin kaldırılması işlemine elkoyma denilir. Arama sonucunda bazı eşyaya elkoyma söz konusu olduğunda, hâkim kararı ile elkoyma işlemi gerçekleştirilebilir. Soruşturma veya kovuşturma konusu suçun işlendiğine ve bu suçlardan elde edildiğine dair kuvvetli şüphe sebebi bulunan hallerde, şüpheli veya sanığa ait; taşınmazlara, kara, deniz veya hava ulaşım araçlarına, banka veya diğer malî kurumlardaki her türlü hesaba, gerçek veya tüzel kişiler nezdindeki her türlü hak ve alacaklara, kıymetli evraka, ortağı bulunduğu şirketteki ortaklık paylarına, kiralık kasa mevcutlarına, diğer malvarlığı değerlerine, el konulabilir. 640 5237 s. TCK. Md. 55 279 ONYEDİNCİ BÖLÜM HEDİYE 1. HEDİYE KAVRAMI 641 Birini sevindirmek, mutlu etmek için verilen şey, armağan hediyedir. Kamu görevlisinin tarafsızlığını, performansını, kararını veya görevini yapmasını etkileyen veya etkileme ihtimali bulunan, ekonomik değeri olan ya da olmayan, doğrudan ya da dolaylı olarak kabul edilen her türlü eşya ve menfaat hediye olarak tanımlanmıştır. Mevzuatımızda, kamu görevlilerinin, görevleri esnasında veya görevleri dışında, görevlerinden dolayı herhangi bir şekilde kişisel menfaat sağlamaları ve hediye kabul etmeleri açık bir şekilde yasaklanmıştır. Günümüzde, yalnız kamu yönetiminde değil, toplumun her alanında genel anlamda ahlaki problemlerle karşı karşıya bulunulduğu konusunda ortak bir kanaat oluşmaktadır. Özellikle siyasal ve yönetsel alanda ortaya çıkan yozlaşmanın temelinde, siyasal ve yönetsel sistemin bu olgu karşısında gösterdiği zaafın yanında, toplumsal etiğin erozyona uğraması da yatmaktadır. Başka bir anlatımla, sözünü ettiğimiz alanlarda, etik değerlere gereken önem verilmemektedir ve bu nedenle de ortada ciddi bir etik sorunu vardır. Sorun sadece "ahlaka aykırı" sayılan davranışların toplumda yaygınlık ve saygınlık kazanması değildir. Daha da ciddi olan ve bunlara yol açan sorun, neyin ahlaklı neyin ahlaksız olduğu konusundaki ölçülerin yitirilmeye başlamasıdır. Artık, ahlaklı ve ahlaksız davranışı birbirinden ayırmakta zorluk çekilmektedir. Kamu görevlileri, aldıkları kararlar ve sergiledikleri davranışlar esnasında her biri farklı değer taşıyan alternatif seçenekler arasından tercih yapmakta zorlanmakta, başka bir ifade ile neyin ahlaklı ve neyin ahlak dışı olduğu konusunda tereddüde düşmekte ve etik ikilemlerle karşı karşıya kalabilmektedir. Etik ikilem, iki veya daha fazla yarışan değerin çatışma halinde olmasıdır. Eğer, çatışan bu değerlerden birisi korunursa, diğeri korunamamakta ya da bir veya daha fazlasını 641 SÖKMEN,Uğur:a.g.e.s.139-140.; Yrd. Doç. Dr. Mustafa Lütfi ŞEN; Kamu Görevlilerini Yoldan Çıkaran Bubi Tuzakları: Hediye ve Kişisel Kullanım Amacıyla Yapılan Bağışlar, Sakarya Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi - 2010 (ET: 10.05.2010) 280 koruyabilmek için, diğerlerini göz ardı etmek zorunluluğu bulunmaktadır. Kamu görevlisi, karşılaştığı her biri farklı bir değer taşıyan alternatifler içerisinden birisini seçmekle, değer taşıyan diğer alternatifi reddetmiş olmaktadır. Görevlinin bu seçimi, yasalara uygun olsa bile, ahlaki bakımdan iyi ve doğru olmayabilmektedir. Kamu görevlilerine sağlanan kişisel çıkarlar, onların davranışlarını, kararlarını ve seçimlerini çıkar sağlayan lehine etkilemektedir. Kamu görevlisine kişisel çıkar sağlama denilince akla ilk olarak "rüşvet" gelmektedir. Rüşvetin, kamu görevlisini yasa dışı ve ahlaka aykırı bir şekilde davranmaya sevk ettiği konusunda kuşku bulunmamaktadır. Bununla birlikte kamu görevlileri, kesin bir şekilde "rüşvet" olarak nitelendirilemeyen, ancak davranış, karar ve seçimlerini etkileme "ihtimal"i bulanan çıkar çatışmalarıyla da karşı karşıya kalabilmektedir. Bu çalışmanın amacı, kamu görevlilerini yoldan çıkarabilecek, onları yolsuzluk yapmaya yönlendirebilecek "bubi tuzağı" niteliğindeki çıkar çatışmaları içinde değerlendirilen hediyeler ve kişisel kullanım amacıyla yapılan bağışları irdelemek ve kamu yönetimi etiği açısından değerlendirmektir. Hediye ve kişisel kullanım amacıyla yapılan bağışların "bubi tuzağı"na benzetilmesi tesadüfi değildir. Bilindiği gibi, kurnazca hazırlanan, şüphe uyandırmayan, tehlikesiz zannedilen ve kurbanı daha rahat çekebilmek için çekici bir cisim kullanılan tuzaklara "bubi tuzağı" denilmektedir. "Bubi tuzağı", bir insanın görünürde zararsız olan bir nesneye dokunması veya yaklaşması veya görünürde güvenli olan bir eylemi yapması neticesinde, beklenmedik bir şekilde faaliyete geçen, öldürmek ve yaralamak üzere tasarlanmış, imal edilmiş veya uyarlanmış her türlü cihaz veya malzeme anlamına da gelmektedir. Ahlaki değerlere önem veren bir kamu görevlisi, açıkça rüşvet almaz veya kişisel bir menfaat sağlamaz. Buna karşılık, kendisine verilen ve ilk anda masum, zararsız ve tehlikesiz olarak görülebilecek hediyeleri ya da kişisel kullanımı için yapılmış bağışları kabul edebilir. Zaten geleneksel değerler açısından bir kişinin kendisine verilen bir hediyeyi geri çevirmesi hoş karşılanmamaktadır. Ancak, hediye verenin veya bağışta bulunanın gerçek niyeti belli olmadığı için, söz konusu hediye veya bağışlar, ileride kamu görevlisinin "tarafsızlığı"nı zedeleyecek bir tuzağa dönüşebilecek ve "etik ikilem"lerle karşı karşıya kalmasına neden olabilecektir. 281 Hediye alan ve kişisel kullanım amacıyla yapılan bağışları kabul eden kamu görevlilerinin karşılaşabileceği ikilemlere örnek olarak aşağıdaki senaryolar verilebilir. 1.Bir kamu kurumunda ihale komisyonu başkanı olarak görev yapan Kağan Bey, yıllık kırtasiye alımı ile ilgili ihalede son kararı verecek kişidir. Her bakımdan şartları aynı olan ve aynı teklifi veren üç firma arasından seçim yapacaktır. Ancak firmalardan birisinin sahibi, daha önce Kağan Beyi ailesi ile birlikte sahip olduğu tatil köyünde bir hafta sonu ağırlamıştır. Kağan Bey, diğer iki firmanın sahibini ise tanımamaktadır. Bu durumda Kağan Bey nasıl davranacaktır? 2. Bir kasabada sağlık ocağında tabip olarak çalışan Gökçe Hanım, gelen hastaların getirdikleri meyve, sebze ve yiyecekleri hediye olarak kabul etmektedir. Bir kasa şeftali getiren bir hasta, muayene olduktan sonra Gökçe Hanımdan, sağlık güvencesi bulunmayan fakir bir komşusunun sürekli olarak kullandığı ilacı kendi reçetesine eklemesi ricasında bulunur. Gökçe Hanım nasıl davranacaktır? Örnek olarak yer verilen olaylara senaryo denilmesi, bunların hiç gerçekleşmediği ve hayal ürünü olduğu anlamına gelmemelidir. Bunun aksine, söz konusu olaylar günlük hayatımızda yaşanan ve sıkça karşılaşılan niteliktedir. 3. Canan Hanım, lise müdürü olarak görev yapmaktadır. Okulun bulunduğu ilçenin ileri gelenlerinden Uğur Bey, müdürün kullanması için bir dizüstü bilgisayar bağışlamıştır. Müdür bilgisayarı okulun demirbaşına kaydettirmiş ve kullanmaya başlamıştır. İlerleyen günlerde Uğur Bey, okulda okuyan yeğeninin başarısız olduğu dersler için müdürden yardım istemiştir. Canan Hanım nasıl davranacaktır? 4. Belediye başkanı Gökcan Beye çelik mutfak gereçleri üreten fabrikanın açılışında 96 parça çatal-kaşık-bıçak takımı hediye edilmiştir. Daha sonra belediye görevlilerinin yaptığı denetimlerde, söz konusu fabrikanın arıtma tesisinin bulunmadığı ve çevreyi kirlettiği tespit edilerek ceza tutanağı düzenlenmiştir. Fabrikanın sahibi Gökcan Beyi arayarak yardımcı olmasını istemektedir. Gökcan Bey nasıl davranacaktır? Örneklerde de görüldüğü gibi, kamu yönetiminde etik ikilemler deyince, daha çok çıkar çatışmaları akla gelmektedir. Çıkar çatışması ile ilgili düzenlemeler, İngiliz gelenek hukukuna dayanmaktadır. Söz 282 konusu hukuka göre, bir kamu görevlisi, itimada dayanan bir yükümlülüğe sahiptir. Yönetsel faaliyetlerinde ne doğrudan ne de dolaylı bir çıkar sağlayamaz; sadece kamu çıkarına göre hareket etmek zorundadır. Hediye ile rüşveti birbirinden ayırmak oldukça zordur. Çoğu zaman rüşvet ile hediye birbirine karıştırılmaktadır. Bütün toplumlarda, insanlar arası ilişkilerin bir gereği olarak hediye almak ve vermek doğal bir davranış olarak değerlendirilmektedir. Hatta geleneksel değerler açısından verilen bir hediyeyi kabul etmemek ve geri çevirmek doğru bir davranış olarak görülmemektedir. Bu çerçevede, cumhurbaşkanından en alt kademedeki memura kadar, kamu görevlileri, özel kişi ve kuruluşlardan veya emrindeki diğer kamu görevlilerinden hediye alabilmektedir. Hediye, genellikle kamu görevlisinin bir isteği ve talebi olmaksızın verilmektedir. Kamu görevlilerine verilen hediyeleri hediye verenin niyeti açısından ikiye ayırmak mümkündür. Birincisinde hediye verenin herhangi bir menfaat beklentisi bulunmamaktadır. Örneğin yabancı bir ülkeyi ziyaretinde Cumhurbaşkanına verilen "Pekin Ördekleri", Öğretmenler Günü'nde öğretmene verilen bir dolmakalem, yöneticilik görevine getirilen amirlerini ziyaret eden memurların verdikleri saksı çiçeği, yılbaşında verilen ajanda ve benzeri hediyeler bu kapsamda değerlendirilebilir. Yine aldığı kamu hizmetinden memnun kalan bir vatandaş, memnuniyetini ifade etmek için kamu görevlisine içinden gelerek "bahşiş" olarak da adlandırılabilen hediyeler verebilmektedir. Hastanede yatan bir hastanın kendisine iyi muamele eden hemşirelere taburcu olduktan sonra getirdiği bir pasta ya da arabası çalınan bir kişinin arabayı kısa sürede bulan polislere hediye ettiği bir gömlek buna örnek olarak verilebilir. Bu tür hediyeler daha çok sembolik niteliktedir. İkincisinde ise hediyeyi verenin bir menfaat elde etme ya da hizmetin kolayca ve süratle görülmesi yönünde bir beklentisi bulunmaktadır. Bu durumda hediyeyi veren, ayrıcalıklı işlem yapmasını beklediği kamu görevlisine, önceden meşruiyet kazandırılmış çıkarlar sağlama yoluna gitmekte, böylece doğrudan rüşvet vermenin risklerini en aza indirmeye çalışmaktadır. Araba ya da ev tahsis etmek, tuttuğu takımın kombine maç biletlerini hediye etmek, konferans verdirmek, inceleme amaçlı gezilere davet etmek, gerçek fiyatının çok altında 283 gayrimenkul satmak, herhangi bir eşyasını ücretsiz tamir etmek, ücretsiz yemek ve konaklama imkânı sunmak kamu görevlilerine menfaat elde etme amacıyla sağlanan çıkarlardan bazılarıdır. Bu kapsamda değerlendirilebilecek başka bir uygulama, kamu görevlisinin ayrıcalıklı işlem yapılması beklenen işe önceden ortak edilmesidir. Örneğin, kurulma aşamasındaki bir tesise ortak edilen bir bürokrattan, ileride, işletmenin bürokrasi kademelerinde karşılaşabileceği zorluklar karşısında bizzat ya da başka bürokratlar üzerinde etkili olmak suretiyle yardımcı olması istenmektedir. Keza imar açısından problemli bir arazi üzerinde kurulan bir kooperatife, yetkili bürokratlar önceden üye kaydedilmek suretiyle (aidatsız ya da çok cüzi bir aidatla), problemin halledilmesinde yardımcı olmaları amaçlanmaktadır. Bu kapsamdaki hediyeler genellikle sembolik olmanın ötesinde kamu görevlisine belli bir çıkar sağlamayı hedeflemektedir. İkinci durumda, hediyeyi veren başlangıçta niyetini açıkça belli etmemektedir. Çoğu zaman hediyenin verildiği anda kamu görevlisi ile hediyeyi veren arasında hizmetle ilgili bir bağlantı da bulunmamaktadır. Böyle durumlarda kamu görevlisi hediyeyi verenin uzun dönemdeki niyetini sezememekte ve durumdan şüphelenmeyerek hediyeyi kabul etmektedir. Ancak bazı durumlarda da hediyeyi verenin niyeti açıkça belli olmaktadır. Örneğin, bazı firmalar promosyon adı altında hediye ve numune ilaç dağıtmakta ve hekimlerin kendi ilaçlarını yazmalarını sağlamak amacıyla, tıp kongrelerinde onların konaklama, ulaşım ve kongre kayıt ücretlerini karşılamaktadır. Yine kamu hizmetlerini ihale yoluyla yürüten yüklenici firmalar, hak edişlerde kolaylık sağlaması amacıyla kontrol mühendislerine araç tahsis etmekte ve çeşitli hediyeler vermektedir. Rüşvet ile Hediye Arasındaki Farklar; Yukarıdaki açıklamalar ışığında rüşvet ile hediye arasındaki temel farklılıkları şöyle açıklamak mümkündür: Rüşvet her durumda karar vericiyi etkilemek ve çıkar sağlamak amacıyla verilmektedir. Rüşvette, sağlanan bir çıkar karşılığında kamu görevlisinin görev gereklerine aykırı hareket etmesi konusunda tarafların karşılıklı anlaşmaları söz konusudur. Süreci kimin başlattığı önemli değildir. Rüşveti alan kamu görevlisi "kesinlikle" karşı tarafa bir menfaat sağlayacaktır. 284 Hediye ise her zaman çıkar sağlamak amacıyla verilmemektedir. Hediyede genellikle süreci hediyeyi veren başlatmaktadır. Kamu görevlisi, hediye alma karşılığında hediye verene çıkar sağlama konusunda bir taahhütte bulunmamaktadır. Hediyeyi alan kamu görevlisinin hediyeyi veren tarafa bir çıkar sağlama "ihtimal"i söz konusudur. Hediye verme, rüşvetten farklı gibi görünse de, verenin veriş amacının gerisinde yatan gerçeği saklamaktan öteye geçmemektedir. Bir menfaat elde etmek için kamu görevlisine açıkça rüşvet veremeyenler, hediye vermek suretiyle ona çıkar sağlamaktadırlar. Bu anlamda hediyeyi, rüşvet olarak değerlendirmek mümkündür. 642 2. KAMU GÖREVLİLERİNİN YURT İÇİNDE HEDİYE KABUL ETMELERİ Kamu görevlilerinin yurt içinde doğrudan doğruya veya aracı eliyle hediye istemeleri veya almaları, görevleri sırasında olmasa dahi menfaat sağlama amacı ile hediye kabul etmeleri yasaklanmış bulunmaktadır. 643 Aynı yasak sözleşmeli personel için de geçerlidir. 644 Kamu görevlilerinin hediye almaması, kamu görevlisine hediye verilmemesi ve görev sebebiyle çıkar sağlanmaması temel ilke olarak kabul edilmiştir. Kamu görevlilerinin yürüttükleri görevle ilgili bir iş, hizmet veya menfaat ilişkisi olan gerçek veya tüzel kişilerden kendileri, yakınları veya üçüncü kişi veya kuruluşlar için doğrudan doğruya veya aracı eliyle herhangi bir hediye alamayacakları ve menfaat sağlayamayacakları düzenlenmiştir. Ayrıca, özel şahıs veya şirketlerce çeşitli vesilelerle sunulan hediyeleri kamu görevlilerinin iade etmeleri gerektiği ilke olarak kabul edilmiştir. 645 Bu düzenleme ile kamu görevlileri ile hizmet sundukları kişiler, yani vatandaşlar arasındaki çıkar ilişkileri düzenlenmiştir. Burada, hediye istemek ya da görev dışında da olsa menfaat sağlama amacı ile hediye kabul etmek ve borç istemek ya da almak yasaklanmıştır. Görev dışında, menfaat sağlama amacı taşımayan ve geleneklerin gereği olarak yapılan hediyeleşmeler, bu maddenin kapsamı dışında kalmaktadır. Evlenen, çocuğu sünnet olan http://www.etikturkiye.com/etik/kam1/3MustafaLutfiSEN.pdf. Yrd. Doç. Dr. Mustafa Lütfi ŞEN; Kamu Görevlilerini Yoldan Çıkaran Bubi Tuzakları: Hediye Ve Kişisel Kullanım Amacıyla Yapılan Bağışlar, Sakarya Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi - 2010 (ET: 10.05.2010) 643 657 s. DMK, Md. 29 644 399 s. KHK Md. 16 645 Kamu Görevlileri Etik Kurulunun 2007/1 sayılı İlke Kararı. 642 285 ya da ev alan bir kamu görevlisine komşu ve yakınlarının verdikleri hediyeler bu kapsamdadır. Ancak böyle durumlarda bile, hediye veren ile hediye alan kamu görevlisi arasında “kamu hizmeti” ilişkisi bulunabilir. Bir kişinin çocuğunun öğretmeni ve aynı zamanda komşusu olan bir öğretmene “evlilik hediyesi” vermesi bu duruma örnek olarak verilebilir. Öte yandan, yukarıda da vurgulandığı üzere, hediyenin hangi amaçla verildiğini belirlemek, bazı durumlarda kolay olmayabilir. Örneğin, yeni bir göreve atanan kamu görevlisine tebrik ziyaretine gelen kurum çalışanlarının, yeni amirlerine verdikleri hediye, geleneklerin gereği olarak ya da amire hoş görünmek için verilmiş olabilir. Bu düzenleme ile sadece görev esnasında değil, görev dışında da menfaat sağlama amacıyla hediye kabul edilmesini yasaklamaktadır. Bu durumda, kamu görevlisiyle iş ilişkisi içinde olan vatandaşlarla, o anda iş ilişkisi içinde olmamakla beraber, gelecekte muhtemelen iş ilişkisinde olabilecek vatandaşların, menfaat sağlamak amacıyla kamu görevlisine hediye vermesi ya da kamu görevlisinin bu kişilerden hediye kabul etmesi kesin olarak yasaklanmıştır. Bunun yanında, ikincil mevzuata bakıldığında; özellikle denetim birimlerinin yönetmeliklerinde, denetim elemanlarının denetledikleri birimin çalışanlarından ikram kabul edemeyecekleri, borç alıp vermeyecekleri ya da denetimde bulundukları yerdeki görevlilerle alışveriş yapamayacakları düzenlenmiştir. Amir memur arasındaki çıkar ilişkisi ise yani hediye ve borç ilişkisi şöyle düzenlenmiştir. Amir, maiyetindeki memurlardan hususi bir menfaat temin edecek bir talepte bulunamaz, hediyesini kabul edemez ve borç alamaz. 646 Burada yer alan çıkar ilişkilerinden birisi, geleneğimizde de var olan, yükselmek ya da hoş görünmek amacıyla memurun amirine hediye vermesidir. İkincisi, amirin memurla ilgili herhangi bir tasarrufta bulunma ya da bulunmama karşılığında, ondan bir çıkar elde etmeye çalışmasıdır. Amirin memurdan borç alması da, çıkar ilişkisi kapsamında değerlendirilebilecek bir husustur. Günümüzün ekonomik koşullarında, memurların birbirinden borç alıp vermeleri olağan bir uygulama haline gelmiştir. İki memur arasında gerçekleştiğinde sorun ortaya çıkarmayan böyle bir uygulamanın, amirle memur arasında cereyan etmesi sakıncalıdır. Amirle memur arasındaki söz konusu çıkar ilişkileri, ast-üst arasında objektif bir ilişkinin 646 657 s. DMK. Md. 10 286 kurulmasını engelleyici bir unsurdur. Ayrıca tarafsızlık ve eşitlik ilkelerini de zedelemektedir. Yukarıda belirttiğimiz düzenlemelerde, hediye tanımlanmamış, miktar ya da büyüklükle ilgili herhangi bir ölçüt konulmamıştır. Bu durum, her türlü hediyenin alış verişinin yasaklandığı anlamına gelebilir. Ancak, uygulamada miktarı fazla büyük olmayan hediyelerin alınıp verildiği ve bununla ilgili olarak, hediye alan kamu görevlileri hakkında, yetkili mercilerce herhangi bir işlem yapılmadığı görülmektedir. Uygulamada var olan hediye verme geleneğini, mevzuatla tamamen yasaklamak mümkün görünmemektedir. Kesin yasaklamaya rağmen hediye alış verişi devam etmektedir. Böyle bir ortamda, gerçekten çıkar sağlama amacına yönelik hediyeler de diğerlerinden ayırt edilememekte, rahatça alınıp verilebilmektedir. 18 inci yüzyılda yaşamış olan Defterdar Sarı Mehmet Paşa’nın rüşvet ve hediye konusunda “ Devlet Adamlarına Öğütler”inde ifade ettikleri oldukça dikkat çekicidir. 647 “Allah korusun kanuna göre yapılması lâzım gelen işleri rüşvet ile geri bırakıp yasaya aykırı kötü bir işi işleme kadar büyük bir günâh yoktur. Ve devlet sahiplerine rüşvet hastalığı gibi ilâcı müşkil belki ilâcı yok bir devasız hastalık yoktur, îyi düşünüp bundan son derece perhiz etmek ve çekinmek lâzımdır. Meğer ki kişinin kendi dostu bir hediye getire, bu hediyeyi almakta sakınca yoktur. O da bir nesne dolayısiyle olmaya; ancak sevginin artmasını sağlamak niyeti ile ola.” 2.1. HEDİYE ALMA VE MENFAAT SAĞLAMA YASAĞI648 Kamu görevlisinin tarafsızlığını, performansını, kararını veya görevini yapmasını etkileyen veya etkileme ihtimali bulunan, ekonomik değeri olan ya da olmayan, doğrudan ya da dolaylı olarak kabul edilen her türlü eşya ve menfaat hediye kapsamındadır. Kamu görevlilerinin hediye almaması, kamu görevlisine hediye verilmemesi ve görev sebebiyle çıkar sağlanmaması temel ilkedir. Kamu görevlileri, yürüttükleri görevle ilgili bir iş, hizmet veya menfaat ilişkisi olan gerçek veya tüzel kişilerden kendileri, yakınları veya üçüncü kişi veya kuruluşlar için doğrudan doğruya veya aracı eliyle herhangi bir hediye alamazlar ve menfaat sağlayamazlar. Kamu görevlileri, kamu 647 648 http://kamyon.politics.ankara.edu.tr/klasik/belgeler/01.pdf (ET: 10.03.2010) Kamu Görevlileri Etik Davranış İlkeleri İle Başvuru Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik, Md. 15 287 kaynaklarını kullanarak hediye veremez, resmi gün, tören ve bayramlar dışında, hiçbir gerçek veya tüzel kişiye çelenk veya çiçek gönderemezler; görev ve hizmetle ilgisi olmayan kutlama, duyuru ve anma ilanları veremezler. Uluslararası ilişkilerde nezaket ve protokol kuralları gereğince, yabancı kişi ve kuruluşlar tarafından verilen hediyelerden, 3628 sayılı Kanunun 3 üncü maddesi hükümleri saklı kalmakla birlikte, sözkonusu maddede belirtilen sınırın altında kalanlar da beyan edilir. Aşağıda belirtilenler hediye alma yasağı kapsamı dışındadır: a) Görev yapılan kuruma katkı anlamına gelen, kurum hizmetlerinin hukuka uygun yürütülmesini etkilemeyecek olan ve kamu hizmetine tahsis edilmek, kurumun demirbaş listesine kaydedilmek ve kamuoyuna açıklanmak koşuluyla alınanlar (makam aracı ve belli bir kamu görevlisinin hizmetine tahsis edilmek üzere alınan diğer hediyeler hariç) ile kurum ve kuruluşlara yapılan bağışlar, b) Kitap, dergi, makale, kaset, takvim, cd veya buna benzer nitelikte olanlar, c) Halka açık yarışmalarda, kampanyalarda veya etkinliklerde kazanılan ödül veya hediyeler, d) Herkese açık konferans, sempozyum, forum, panel, yemek, resepsiyon veya buna benzer etkinliklerde verilen hatıra niteliğindeki hediyeler, e) Tanıtım amacına yönelik, herkese dağıtılan ve sembolik değeri bulunan reklam ve el sanatları ürünleri, f) Finans kurumlarından piyasa koşullarına göre alınan krediler. Aşağıda belirtilenler ise hediye alma yasağı kapsamındadır: a) Görev yapılan kurumla iş, hizmet veya çıkar ilişkisi içinde bulunanlardan alınan karşılama, veda ve kutlama hediyeleri, burs, seyahat, ücretsiz konaklama ve hediye çekleri, b) Taşınır veya taşınmaz mal veya hizmet satın alırken, satarken veya kiralarken piyasa fiyatına göre makul olmayan bedeller üzerinden yapılan işlemler, c) Hizmetten yararlananların vereceği her türlü eşya, giysi, takı veya gıda türü hediyeler, d) Görev yapılan kurumla iş veya hizmet ilişkisi içinde olanlardan alınan borç ve krediler. Bu Yönetmelik kapsamına giren en az genel müdür, eşiti ve üstü görevliler, bu maddenin beşinci fıkrası ve altıncı fıkrasının (a) bendinde sayılan hediyelere ilişkin bir önceki yılda aldıklarının listesini, herhangi bir uyarı beklemeksizin her yıl Ocak ayı sonuna kadar Kurula bildirirler. 288 2.2. KAMU GÖREVLİLERİ ETİK KURULUNUN YETKİ ALANINA GİREN EN AZ GENEL MÜDÜR, EŞİTİ VE ÜSTÜ KAMU GÖREVLİLERİ TBMM ve Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliğinde; Genel Sekreter, Genel Sekreter Yardımcısı, Devlet Denetleme Kurulu Üyeleri Başbakanlık ve Bakanlıklarda; Müsteşar, Müsteşar Yardımcısı, Genel Müdür, Teftiş Kurulu Başkanı, Kurul Başkanı (Ek göstergesi 6400 ve üzerinde olanlar), Valiler, Kaymakamlar, Büyükelçiler, Daimi Temsilciler, Başbakan Başmüşaviri Bağlı-İlgili ve İlişkili Kurum ve Kuruluşlarda; Müsteşar, YÖK Başkanı, Yürütme Kurulu Üyeleri, Genel Sekreteri ve ÖSYM Başkanı, Müsteşar Yardımcısı, Genel Müdür, Teftiş Kurulu Başkanı ve Diğer Denetim Kurullarının Başkanları, Genel Sekreter ve Genel Sekreter Yardımcıları (Ek göstergesi 6400 ve üzeri), Başkan (Ek göstergesi 6400 ve üzeri olanlar), Düzenleyici ve Denetleyici Kurum ve Kurul Başkan ve Yardımcıları, Kurul Üyeleri, Kurum ve Kuruluş Başkan Yardımcıları (Ek göstergesi 6400 ve üzeri olanlar), Kamu İktisadi Teşekkülleri ve Bağlı Ortaklıklarının Genel Müdürü, Kamu İktisadi Teşekkülleri Yönetim ve Denetim Kurulu Üyeleri Mahalli İdarelerde; Büyükşehir Belediye Başkanı, İl ve İlçe Belediye Başkanları, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri ve Genel Sekreter Yardımcıları, Büyükşehir Belediyesi ve Bağlı Kuruluşları Genel Müdürü, Büyükşehir Belediyesi Teftiş Kurulu Başkanı, İl Belediye ve İl Özel İdare Birlikleri ile bunların Üst Birlik Başkanları, Büyükşehir Belediye Şirketleri Genel Müdürleri, Yönetim ve Denetim Kurulu Üyeleri, Büyükşehir sınırları içindeki Belediye Başkanları Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarında; Yönetim Kurulu Başkanı, Üst Birliklerde Başkan, Yönetim Kurulu Üyeleri ve Genel Sekreter 5176 sayılı Kanun çerçevesinde; ilgili mevzuatında özlük hakları veya emeklilik yönünden Müsteşar, Müsteşar Yardımcısı, Genel Müdür statüsünde olduğu belirtilenler, Kanun kapsamında bulunan kurum ve kuruluşlardaki diğer Yönetim ve Denetim Kurulu Üyeleri ile teşkilat yapısı ve yürüttükleri hizmetlerin niteliği dikkate alınarak Kurul tarafından en az genel müdür veya eşiti sayılan diğer Kamu Görevlileri. 289 Yönetmelikte sembolik nitelikteki (kitap, kaset, tanıtım amaçlı hediyeler vb.) hediyeler yasak kapsamı dışında tutulmaktadır. Bazı ülkelerde de bu şekilde belli bir limitin altında kalan hediyeler yasak kapsamına alınmamaktadır. Bu durumda limitin ne olacağı tartışmalı bir konudur. Bir kamu görevlisi 20 TL değerindeki bir hediyeden etkilenebilir, diğeri ise 500 TL değerindeki bir hediyeden etkilenmeyebilir. Kamu görevlisinin ekonomik durumu, hiyerarşi içindeki yeri, etik değerlere bağlılığı vb. koşullar etkilenme derecesini belirleyecektir. Hediye veya ikrama atfedilen geleneksel değerler de kamu görevlisini etkileyecek bir başka unsurdur. “Bir kahvenin kırk yıl hatırı vardır” özdeyişinin kabul gördüğü ülkemizde sembolik hediyelerin bile kamu görevlisini etkileyebileceği göz ardı edilmemelidir. Öte yandan, hediye ile ilgili bir limitin konulması ya da bazı hediyelerin kapsam dışında tutulması durumunda, alınan hediyenin yasak kapsamına girip girmediğinin saptanması ya da rayiç bedelinin belirlenmesi önemli bir sorun olarak karşımıza çıkacaktır. Örneğin Yönetmelikte yapılan düzenleme ile tanıtım amacına yönelik, herkese dağıtılan ve sembolik değeri bulunan reklâm ve el sanatları ürünleri yasak kapsamı dışında tutulmuş, buna karşılık hizmetten yararlananların vereceği her türlü eşya, giysi, takı veya gıda türü hediyeler yasak kapsamında değerlendirilmiştir. Bu durumda, belediye sınırları içerisinde faaliyet gösteren bir işyerince reklâm amaçlı olarak herkese dağıtılan yağmurlukların söz konusu işyerini denetlemekle görevli zabıta memurlarına hediye edilmesi yasak kapsamına girer mi? Bu soruya net bir cevap vermek zor görünmektedir. Yönetmelikte, istisna olarak değerlendirilen hediyelerin hangi sıklıkta alınabileceğine ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır. Örneğin bir kamu görevlisine her ay üç dört kitap hediye edilmesi ya da haftalık bir süreli yayına ücretsiz olarak abone edilmesi yasak kapsamında değerlendirilecek midir? Yine bir müzik şirketinin tüm yeni çıkan cd ve kasetlerden kamu görevlilerine hediye etmesi hediye alma yasağı içerisinde midir? Bu hususların şüpheye yer vermeyecek şekilde ayrıntılı olarak düzenlenmesi gerekmektedir. Bize göre, hediye ile ilgili istisnaların tamamen kaldırılması yerinde olacaktır. Hediye alma yasağının tek istisnası “herkese verilen hediyeler” olmalıdır. 649 649 http://www.etikturkiye.com/etik/kam1/3MustafaLutfiSEN.pdf (ET: 10.05.2010) 290 Hediye alma ve menfaat sağlama yasağı ile ilgili olarak 2 Nisan 2010 tarihli Akşam Gazetesi’nde çıkan habere ilişkin Etik Kurulundan 02.04.2010 tarihinde yapılan açıklama aynen şöyledir; 2 Nisan 2010 tarihli Akşam Gazetesi’nde, Sayın Ali Ekber ERTÜRK, “‘Etik Kurulu rüşvet tarifesi” başlıklı yazısında özetle, Kurulumuz ile Avrupa Birliği ve Avrupa Konseyi ile birlikte yürütülmekte olan “Yolsuzluğun Önlenmesi İçin Etik Projesi” çerçevesinde 2009 yılında kamu görevlileri için yayınlanan Etik Rehberi’nde “hediye alma” başlığı altında yer alan bazı örneklerden yola çıkarak Kurulumuzca, memura 20 lira para verilmesinin etik dışı kabul edilmediğini iddia etmiştir. Söz konusu yazı, kamuoyunu yanlış bilgilendirmekte ve Kurulumuzun 2005 yılından bu yana kamuda etik kültürünü yerleştirmek amacıyla yürüttüğü faaliyetler ile bağdaşmamaktadır. Etik Rehberi, etik davranış ilkelerini, Avrupa Konseyi ile birlikte yürütülen “Yolsuzluğun Önlenmesi İçin Etik Projesi” çerçevesinde, gerçek hayatta olması olası durumları sanal örneklerle açıklamak amacıyla hazırlatılmış eğitici ve öğretici bir kitapçıktır. Bu kitapçıkta yer alan anlatımları ve örnekleri, başlangıç ve sonuç hükümleriyle bağlantılı olarak değerlendirmek gerekir. Söz konusu Rehber’de, hediye alma yasağına geniş yer ayrılmış ve bu konuda bir sınıflama yapılmıştır. Söz konusu sınıflamada hediyeler, “iyi niyetle verilen hediyeler” ve “çıkar sağlama amacıyla verilen hediyeler” olarak iki grupta değerlendirilmiştir. Sonunda ise aynen, “ister iyi niyetle, isterse çıkar sağlama amacıyla verilsin, kamu görevlilerinin hediye almaması, kamu görevlisine hediye verilmemesi ve görev sebebiyle çıkar sağlanmaması temel ilkedir” denilmiştir. Daha sonra Kamu Görevlileri Etik Davranış İlkeleri ile Başvuru Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 15’inci maddesinde düzenlenen “hediye alma ve menfaat sağlama yasağı”na ayrıntılı olarak yer verilmiştir. Öte yandan, Rehber’in “Hediye Alma” başlığını taşıyan bölümünün giriş kısmında; “…İlk anda masum, zararsız ve tehlikesiz olarak görülebilecek hediyeler, çoğu zaman kamu görevlisinin tarafsızlığını, kararını ve görevini etkilemekte, adeta “bubi tuzağı”na dönüşmektedir.” ifadesi yer almaktadır. Hal böyle olunca, Rehber’deki “iyi niyetle verilen hediyeler” sınıflaması içinde yer alan sanal örnekleri meşru gösterecek bir yaklaşım sergilemek gerçeklerle, Rehber’in amacıyla ve Kurul kararlarımızla bağdaşmamaktadır. Kaldı ki Kurulumuzun, iddia edildiği gibi, bahşişi meşrulaştıracak yönde alınmış bir kararı da bulunmamaktadır. Söz konusu Yönetmelik hükmüne göre; kamu görevlisinin tarafsızlığını, performansını, kararını veya görevini yapmasını etkileyen veya etkileme ihtimali bulunan, ekonomik değeri olan ya da olmayan, doğrudan ya da dolaylı olarak 291 kabul edilen her türlü eşya ve menfaat hediye kapsamındadır. Kamu görevlilerinin hediye almaması, kamu görevlisine hediye verilmemesi ve görev sebebiyle çıkar sağlanmaması temel ilkedir. Sonuç olarak, mevzuatımızda, Kararlarımızda, tüm çalışmalarımızda, eğitimlerde ve konferanslarda belirtildiği gibi, Yönetmelikte, hediye alma yasağı kapsamı dışında sayılan sınırlı sayıdaki istisnalar haricinde, “hediye “ olayında “sıfır tolerans prensibi” kabul edilmektedir. Doğru bilgilendirmek adına kamuoyuna saygıyla duyurulur. 650 3. KAMU GÖREVLİLERİNİN YURT DIŞINDA ALDIKLARI HEDİYELER Kamu Görevlileri Etik Davranış İlkeleri ile Başvuru Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 15 inci maddesinde; “hediye alma ve menfaat sağlama yasağı” ayrıntılı olarak düzenlenmiş ve 3628 sayılı Kanunun 3 üncü maddesine atıf yapılarak uluslararası ilişkilerde nezaket ve protokol kuralları gereğince, yabancı kişi ve kuruluşlar tarafından verilen hediyeler yasak kapsamı dışında tutulmuştur. Kamu görevlilerinin, Türk uyruğunda olmayan herhangi bir gerçek veya tüzel kişi veya kuruluştan, yurt dışında aldıkları hediye veya hibe niteliğindeki eşyayı, değeri on aylık net asgari ücret toplamını aşması halinde, bu hediye eşyayı bir ay içinde kendi kurumlarına teslim etmek zorundadırlar. 651 Görüldüğü gibi, buradaki hediye, yabancı devlet, milletlerarası kuruluş ya da Türk uyruğunda olmayan herhangi bir özel veya tüzel kişi veya kuruluş tarafından kamu görevlisine verilmektedir. Veriliş amacı da milletlerarası protokol, mücamele veya nezaket kaideleri uyarınca veya diğer herhangi bir sebepledir. Kanun, bu tür hediyeleri çıkar amaçlı saymamaktadır. Ancak on aylık asgari ücret toplamı gibi bir limit koymakta, bunun üzerindeki bir değere sahip olan hediyelerin kuruma teslim edilmesi zorunluluğunu getirmektedir. Kanuna göre limitin altındaki hediyelerin bildirilme zorunluluğu yoktur. Buna karşın, Kamu Görevlileri Etik Davranış İlkeleri ile Başvuru Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 15 inci maddesi ile limitin altındaki hediyelere de beyan zorunluluğu getirilmiştir. Kanunda yer almayan beyan zorunluluğunun Yönetmelikle getirilmesi hukuk mantığına ters düşmektedir. Bu düzenlemeden, Yönetmeliği hazırlayan Kamu Görevlileri Etik 650 651 http://www.etik.gov.tr/duyurular/tekzip/tekzip_aksam.htm (ET: 10.05.2010) Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmelik, Md. 13. 292 Kurulu’nun nezaket ve protokol kuralları gereğince, yabancı kişi ve kuruluşlar tarafından verilen hediyelere aslında sıcak bakmadığı anlaşılmaktadır. Gerçekten de söz konusu düzenleme, çeşitli olumsuzluklar içermektedir. Birincisi, hediyenin veriliş amaçları arasında “diğer herhangi bir sebep” ifadesi yer almaktadır. Milletlerarası bir kuruluş ya da yabancı bir devlet, hediyeyi çıkar amaçlı olarak verebilir. Örneğin yabancı bir devlet, kendi menfaatlerini gözetme konumundaki bir kamu görevlisine, sık sık hediye verebilir. Yabancı devlet, hediyeyi bu amaçla vermese dahi, verilen hediyeler kamu görevlisinin o ülkeye karşı olan tutumunu etkileyebilir. İkincisi, hediye vermesi meşru kabul edilenler arasında “Türk uyruğunda olmayan herhangi bir özel veya tüzelkişi veya kuruluş” ifadesi yer almaktadır. Günümüzde, birçok yabancı kişi ve kuruluş, ülkemizde çeşitli ihalelere katılmakta ve yatırımlar yapmaktadır. Söz konusu kişi ve kuruluşlar, işleriyle ilgili olarak diğer Türk vatandaşları gibi kamu görevlileriyle muhatap olmaktadırlar. Bu kişi ve kuruluşların kamu görevlilerine verecekleri hediyeler, çıkar amaçlı olabilir. Hediye vermenin Türklere tamamen yasaklanması, Türk uyruğunda olmayan kişi ve kuruluşlara ise serbest olması bir çelişkidir. Üçüncüsü, verilen hediyelerin kamu görevlisinde kalıp kalmayacağını belirleyen limit olan on aylık asgari ücret toplamı, çeşitli kamu görevlileri açısından göreceli bir miktardır. Söz konusu miktar, farklı konumdaki iki kamu görevlisi açısından farklı biçimde algılanabilir. Bu nedenlerle, 3628 sayılı Kanunda yer alan hediye ile ilgili düzenleme yasa metninden çıkarılmalıdır. Konuya ilişkin Etik Kurulunun verdiği kararlar şöyledir: 652 Hediye Alma ve Menfaat Sağlama Yasağı ile ilgili Etik Kurulunun Resmi Gazete’de yayımlanan kararlarını bu bölüme alınmıştı. Ancak, Danıştay, 5176 sayılı Kanunla ilgili Anayasa Mahkemesine gitmiştir. Danıştay Beşinci Dairesinin İtiraz Yoluyla Anayasa Mahkemesine Başvurulması Kararı incelendiğinde; hakkında etik dışılık kararı alınan kamu görevlisi ile ilgili kararının Kanun’un 5 inci maddesine göre Resmi Gazete’de yayımlanmasının, Anayasa’nın 38 inci maddesinin dördüncü fıkrasında,”Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz” hükmüne aykırı olacağı, bir kamu görevlisinin işleminin 652 http://www.etik.gov.tr/kurulkararlari/kurulkararlari.htm (ET: 10.05.2010) 293 veya eyleminin “suç” olduğu henüz yargı yerlerince saptanmamış iken, bir başka ifadeyle, henüz ortada “hükmen” kesinleşmiş bir suçu mevcut değil iken, bu kamu görevlisi hakkında Kurul’ca verilen kararın Anayasa’nın 38/4 maddesine aykırı olarak Resmi Gazete’de yayımlanması, o kamu görevlisinin Anayasa ile korunmuş olan kişilik haklarının ihlali anlamını taşıyacağı belirtilmiştir. 25.5.2004 günlü, 5176 sayılı Kamu Görevlileri Etik Kurulu Kurulması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 5. maddesinin üçüncü fıkrasının Anayasa’ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE, 4.2.2010 gününde OYBİRLİĞİYLE karar verilmiştir. 653 Anayasa Mahkemesi Başkanlığından: “…Kamu Görevlileri Etik Davranış İlkeleri ve Başvuru Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin bazı hükümlerinin iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemi ile açılan davada, itiraz konusu kuralın Anayasa’ya aykırı olduğu kanısına varan Danıştay Beşinci Dairesi iptali için başvurmuştur. Başvuru kararında, 5176 sayılı Yasa’nın 5. maddesinin üçüncü fıkrasında, Kamu Görevlileri Etik Kurulu tarafından kamu görevlisinin etik ilkeye aykırılığının tespitine ilişkin kararının ve bu kararın yargı tarafından iptali halinde de yargı kararının Resmi Gazete’de yayınlanacağına ilişkin düzenlemenin, tespit niteliğindeki Kurul kararlarının idari davaya konu olabilecek icrai işlem niteliğini taşımaması ve suçluluğu hükmen sabit olmayan bir durumun alenileştirilerek kişilik haklarının ihlaline neden olması gerekçeleriyle Anayasa’nın 38. maddesine aykırı olduğu ileri sürülmüştür. 5176 sayılı Yasa’nın 1. maddesinde, bu Kanun’un amacı, kamu görevlilerinin uymaları gereken saydamlık, tarafsızlık, dürüstlük, hesap verebilirlik, kamu yararını gözetme gibi etik davranış ilkeleri belirlemek ve uygulamayı gözetmek üzere Kamu Görevlileri Etik Kurulunun kuruluş, görev ve çalışma usul ve esaslarının belirlenmesi olarak gösterilmiştir. Etik Kurulun, etik ilkeye aykırı davranışın tespitine ilişkin karar verme ve inceleme ve araştırma sonucunu ilgililere ve Başbakanlığa yazılı olarak bildirme yetkisi kamuda etik kültürünün yerleşmesi ve kamu görevinin işleyişinde etkinliğin sağlanması için gerekli görülebilirse de bu yazılı bildirimin 5176 sayılı Yasa kapsamında kamu görevlilerinin kendileri ve bunların hiyerarşik üstlerine bildirilmesi ile yetinilmeyip, idari yargı denetimine açık olan bu eylemlerin 653 Anayasa Mahkemesinin 4.2.2010 t. ve E:2007/98, K;2010/33 s.K. (18.5.2010 t. ve 27585 s. R.G. yayımlanmıştır. 294 yargısal kesinlik kazanmadan Resmi Gazete ile kamuoyuna duyurulması ilgilinin herkese teşhiri anlamına gelmekte; bu durum ise bütün temel hak ve özgürlükler için dokunulmaz ve her türlü değerler ölçütünün dışında kabul edilen insan onuru ile kişinin maddi ve manevi varlığının önemli ölçüde zedelenmesine yol açmaktadır. Öte yandan, Kamu Görevlileri Etik Kurulu kararının idari yargı tarafından iptal edilerek maddi olguların mevcut olmadığının tespiti halinde, Yasa gereği bu iptal kararının da Resmi Gazete’de yayımlanmasının, daha önceki yayım nedeniyle yazılı ve görsel medyaya haber teşkil edip farklı sübjektif değerlendirmelere maruz kalarak onuru zedelenen ve toplum önünde teşhir edilen kişilerin, uğradıkları manevi zararlarını tümüyle gidermeyeceği de açıktır. Hukuk devletinin temel gereklerinden olan insan haklarının, demokratik toplum içinde nitelikli bir şekilde kullanılabilmeleri sağlanırken, bu kullanımın sonucunda ortaya çıkacak düzensizliklerin olumsuz sonuçlarının kaldırılabilmesi belli bir dengenin kurulmasını gerektirir. Kamuda etik kültürünün yerleşmesi için etik ilkeye aykırılık kararları ile bunların denetimi sonucu idari yargı tarafından verilen iptal kararlarının Resmî Gazete’de yayımlanmasının suç niteliği taşımayan bir konuda kişinin teşhirine, dolayısıyla toplum içindeki konumunun, maddi ve manevi varlığının ağır bir şekilde etkilenmesine yol açması, kişi özgürlüğü ile kamu gücünün kullanılması arasındaki hassas dengenin özgürlük aleyhine bozulması demektir. Bu nedenle kural demokratik toplum düzeninin gereklerine ve adalet ilkelerine dolayısıyla hukuk devletine ve kişinin maddi ve manevi varlığını geliştirme hakkına aykırı bulunmaktadır. Açıklanan nedenlerle itiraz konusu kural Anayasa’nın 2. ve 17. maddelerine aykırıdır ve iptali gerekir...” 295 ONSEKİZİNCİ BÖLÜM MAL BEYANNAMESİNİN DOLDURULMASI 654 Mal beyanının şekli, düzenleniş biçimi, sayısı, neleri kapsayacağını kanun koyucu bir yönetmeliğe bırakmıştır. 655 Bakanlar Kurulu tarafından 10.08.1990 tarihli ve 90/748 sayılı kararname ile çıkarılan Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmelik, mal bildirim formunun şeklini, yani beyannameyi belirlemiş ve bunun doldurulması konusunda, mal bildirim formunun tek nüsha doldurulacağını ve tarih belirtilmek suretiyle imzalanacağını düzenlemiştir. 656 Mal beyanlarının gizliliği ilkesi nedeniyle, yükümlünün beyanına ilişkin mal bildirim formu doldurulmasını müteakip, doldurulmuş form “mal beyanı zarfı” içine konularak, zarfın ağzı kapatılır ve zarfın üzerine; düzenleyenin adı ve soyadı, sicil no, unvanı, birimi, görev yeri, genel beyan/ek beyan, düzenlenme tarihi yazılmak ve imza edilmek suretiyle yetkili makam veya merciye verilir. Mal bildirimi formunda, bildirimi zorunlu olan mal, hak, alacak ve borçlar için ayrı ayrı toplam değerlerin gösterilmesini sağlamak için form örneğinde değişiklik yapılması gerekir. 657 Mal beyannamesinin şekli yönetmelikle Beyannamede şekli bazı eksiklikler bulunmaktadır. belirlenmiştir. Şöyleki, mal beyanı önceki yıllar beyanları ile kıyaslama ve çapraz kontrol yapılmasına olanak sağlamamaktadır. Beyanname, önceki yıllar beyanları ile kıyaslama ve çapraz kontrol yapılmasına olanak sağlayacak, değişmelerin nedenlerini, artışların kaynaklarını, varsa borçlanma ve edinim usullerini gösteren, içeren biçimde olmalıdır. Ayrıca, ispat belgelerinin ve edinim usulüne dair belgelerin beyannameye eklenmesini sağlayacak şekilde düzenleme yapılmalıdır. Bu konuda, teknoloji çağındaki en önemli eksiklik, beyanın yaş kalemle veya SÖKMEN, Uğur: Kamu Hizmetinde ve Kamu Görevinde Bulunanların Servet Beyanı, Mali Kılavuz Dergisi, Yıl:12, Sayı:47, Ocak-Mart 2010. S. 36-45 655 3628 s. MBBRYMK, Md. 22 656 Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmelik, Md. 12. 657 Danıştay Birinci Dairesinin 22.01.1991 tarih ve E:1991/3, K:1991/7 sayılı kararı. 654 296 bilgisayar daktilo gibi kullanılarak doldurulması ve beyanın elden verilmesidir. Mal beyanının formatı bellidir, vergi mükellefi internet vergi dairesini kullanarak beyannamesini düzenleyebiliyor, benzer bir programla desteklenerek mal beyannamelerinin bilgisayar ortamında doldurulmasına imkân sağlayacak düzenleme yapılmalıdır. Şekli eksikliklerin bir an önce giderilmesi ve teknolojik alt yapının kullanılmasına imkân sağlayacak düzenleme yapılmasının zor olmadığı düşünülmektedir. 1. MAL BİLDİRİMİ MAL BİLDİRİMİ KURUMU GÖREVİ SİCİL NO T.C. KİMLİK NO: Mal beyanında bulunmakla yükümlü olan kişi, T.C. kimlik numarasını, kurumunu, görevini ve sicil numarasını bu bölüme yazacaktır. 2. KİMLİK BİLGİLERİ Mal beyanında bulunmakla yükümlü olan ilk satıra kendisini, evli ise ikinci satıra eşini, sonraki satıra çocukları var ise velayeti altında olan ergin olmayan yani onsekiz yaşını doldurmayan çocuklarının kimlik bilgilerini nüfus cüzdanlarındaki bilgilere göre sıralı bir şekilde yazacaktır. Yakınlığı sütununa “kendi, eşi, oğlu, kızı” yazılır. Mal beyanında bulunmakla yükümlü olan kendisinin, eşinin veya velayeti altında olan ergin olmayan yani onsekiz yaşını doldurmayan çocuklarının beyan edilecek herhangi bir malı bulunmasa dahi, eşi ve velayeti altındaki çocukları çalışsa da çalışmasa da, her birinin kimlik bilgilerini yazacaktır. Eş, 3628 sayılı Kanun kapsamında ise kendi kurumuna vereceği beyanda kendisini, eşini ve velayeti altındaki ergin olmayan yani onsekiz yaşını doldurmayan çocuklarını ayrıca yazacaktır. Beyanda bulunacak kişi sadece kendisini, eşini ve velayeti altında bulunan ergin olmayan yani onsekiz yaşını doldurmayan çocuklarını bildirecektir. Velayeti altında olmayan veya onsekiz yaşını dolduran 297 çocuklarını, ana, baba, kardeş ve diğer yakın akrabalarını ve boşandığı ve nikâhsız eşini yazmayacaktır. Örnek Beyan: BÖLÜM - 1 KİMLİK BİLGİLERİ SIRA NO ADI VE SOYADI DOĞUM TARİHİ DOĞUM YAKINLIĞI YERİ (1) Beyanda bulunanın kendisinin adı ve soyadı Kendi Eşinin adı ve soyadı Eşi 2011 Velayeti altında Ağustos ayı bulunan ergin olmayan çin; yani onsekiz yaşını 31.07.1993 doldurmayan tarihinden çocuklarının adı ve sonra soyadı doğanlar Oğlu, Kızı TÜRKİYE CUMHURİYETİ KİMLİK NUMARASI Kendisi, eşi ve velayeti altında bulunan ergin olmayan yani onsekiz yaşını doldurmayan çocuklarının T.C. Kimlik numarası 3. TAŞIMAZ MAL BİLGİLERİ Taşınmaz malları: Mal beyanında bulunmakla yükümlü olan kişi sadece kendisine, eşine ve velayeti altında bulunan ergin olmayan yani onsekiz yaşını doldurmayan çocuklarına ait olan bina, ev, apartman dairesi, kat mülkiyeti, villa, konut, işyeri, büro, dükkân, mağaza, arsa, tarla, bağ, bahçe, arazi, madenler, tapuya kayıtlı irtifak hakları gibi taşınamayan mülk gayrimenkulleri yazacaktır. Velayeti altında olmayan veya onsekiz yaşını dolduran çocuklarına, ana, baba, kardeş ve diğer yakın akrabası ile boşandığı ve nikâhsız eşine ait taşınmaz mallarla ilgili beyanda bulunmasına gerek bulunmamaktadır. Taşınmaz mallar değeri ne olursa olsun bildirim konusudur. Değeri sütununa taşınmaz malların bildirim tarihindeki gerçek değerleri yazılır ve tapu ve resmi kayıtlar esas alınır. Taşınmaz malı olmayan yükümlünün, taşınmaz malı olmadığını bildirmesi de mal beyanı hükmündedir. 298 Örnek Beyan: BÖLÜM - 2 TAŞINMAZ MAL BİLGİLERİ ADRESİ SIRA TAŞINMAZIN (mahal, ada, DEĞERİ NO CİNSİ (2) parsel nosu dahil) Bina, ev, apartman dairesi, kat Kendisi, eşi ve mülkiyeti, villa, velayeti altında konut, işyeri, bulunan ergin büro, dükkân, olmayan yani mağaza, arsa, Beyan onsekiz yaşını tarihindeki tarla, bağ, doldurmayan bahçe, arazi, gerçek çocuklarına ait madenler, değerleri olan taşınmazın tapuya kayıtlı adresi, ada ve irtifak hakları parsel numarası. gibi taşınamayan mülk (gayrimenkul) HİSSE MİKTARI Kendisi, eşi ve velayeti altında bulunan ergin olmayan yani onsekiz yaşını doldurmayan çocuklarına ait olan taşınmazın hisse miktarı Tam 1/2 3/4 1/240 MALİKİN TÜRKİYE EDİNME TARİHİ CUMHURİYETİ KİMLİK NUMARASI Kendisi, eşi ve velayeti Kendisi, eşi ve altında velayeti altında bulunan bulunan ergin ergin olmayan yani olmayan yani onsekiz yaşını onsekiz doldurmayan yaşını çocuklarından doldurmayan taşınmaz mal çocuklarına kime ait ise onun ait olan T.C. Kimlik taşınmazın numarası edinme tarihi 4. KOOPERATİF BİLGİLERİ Üyesi oldukları Kooperatifler: Mal beyanında bulunmakla yükümlü olan kişi sadece kendisine, eşine ve velayeti altında bulunan ergin olmayan yani onsekiz yaşını doldurmayan çocuklarının üyesi olduğu; Kooperatifler; üyesi oldukları arsa ve yapı kooperatifleri ve bu kooperatiflere ait hisselerini yazacaktır. Velayeti altında olmayan veya onsekiz yaşını dolduran çocuklarına, ana, baba, kardeş ve diğer yakın akrabası ile boşandığı ve nikâhsız eşine ait kooperatiflerle ilgili beyanda bulunmasına gerek bulunmamaktadır. Kooperatif hisseleri hisse değeri ne olursa olsun beyan konusudur. Hisse değeri sütununa kooperatifin beyan tarihindeki gerçek hisse değerleri yazılır ve resmi kayıtlar esas alınır. Herhangi bir kooperatif üyesi olmayan veya kooperatifte hissesi bulunmayan yükümlünün, kooperatif üyesi olmadığını bildirmesi de mal beyanı hükmündedir. 299 Örnek Beyan: BÖLÜM – 3 KOOPERATİF BİLGİLERİ HİSSEDARIN SIRA KOOPERATİFİN ADI NO VE YERİ HİSSE DEĞERİ ÜYELİK TÜRKİYE TARİHİ CUMHURİYETİ Kendisi, eşi ve velayeti altında bulunan ergin olmayan yani onsekiz yaşını doldurma yan çocuklarının kooperatife üyelik tarihi Kendisi, eşi ve velayeti altında bulunan ergin olmayan yani onsekiz yaşını doldurmayan çocuklarından kooperatif üyeliği kime ait ise onun T.C. Kimlik numarası KİMLİK NUMARASI Kendisi, eşi ve velayeti altında bulunan ergin olmayan yani onsekiz yaşını doldurmayan çocuklarının üyesi olduğu arsa ve yapı kooperatiflerin adı ve adresi Kendisi, eşi ve velayeti altında bulunan ergin olmayan yani onsekiz yaşını doldurmayan çocuklarının üyesi olduğu kooperatifin hisse değeri Tam= 1x1 1/2= 1x1/2 3/4= 1x3/4 1/240= 1x1/240 5. TAŞINIR MAL BİLGİLERİ Taşınır malları (Her türlü kara, deniz ve hava taşıt araçları): Beyanda bulunacak kişi sadece kendisine, eşine ve velayeti altında bulunan ergin olmayan yani onsekiz yaşını doldurmayan çocuklarına ait olan taşınır mallarından her türlü kara, deniz ve hava taşıt araçları ile ilgili net aylık tutarının beş katından fazla değer ve tutarındaki Otomobil, motosiklet, otobüs, kamyon, minübus, dolmuş, taksi, karavan, kayık, sandal, motor, surat teknesi, yelkenli, yat, gemi, vapur, helikopter, uçak gibi ulaşım araçlarını bildirecektir. Net aylık tutarının beş katını geçmeyen taşıtları ile velayeti altında olmayan veya onsekiz yaşını dolduran çocuklarına, ana, baba, kardeş ve diğer yakın akrabası ile boşandığı ve nikâhsız eşine ait ulaşım araçları ile ilgili beyanda bulunmasına gerek bulunmamaktadır. Yani, kara, deniz ve hava taşıt araçlarının tamamı değil, net aylık tutarının beş katını geçenler bildirilecektir. Bu taşıt araçları, mal bildirim tarihindeki değerleri esas alınmak suretiyle beyan olunacaktır. 300 Ayrı ayrı taşıtları, net aylığının beş katından az, ancak toplam taşıtı net aylığının beş katından fazla olan kişinin mal beyannamesinde bu taşıtlarını bildirilmesi zorunludur. Her türlü kara, deniz ve hava taşıt araçları olmayan yükümlünün, taşıtı olmadığını bildirmesi de mal beyanı hükmündedir. Örnek Beyan: BÖLÜM - 4 TAŞINIR MAL BİLGİLERİ (Taşıt araçlarının tamamı değil, net aylık tutarının beş katını geçenler bildirilecektir) A - TAŞIT BİLGİLERİ SIRA PLAKA NO NO TAŞITIN CİNSİ (3) Otomobil, motosiklet, otobüs, kamyon, minübus, dolmuş, taksi, karavan, kayık, sandal, motor, surat teknesi, yelkenli, yat, gemi, vapur, helikopter, uçak TAŞITIN MARKASI Kendisi, eşi ve velayeti altında bulunan ergin olmayan yani onsekiz yaşını doldurmayan çocuklarına ait olan kara, deniz ve hava taşıt araçlarının markası EDİNME DEĞERİ Kendisi, eşi ve velayeti altında bulunan ergin olmayan yani onsekiz yaşını doldurmayan çocuklarına ait olan kara, deniz ve hava taşıt araçlarını edinme değeri MODEL YILI EDİNME TARİHİ Kendisi, eşi ve velayeti altında bulunan ergin olmayan yani onsekiz yaşını doldurmayan çocuklarına ait olan kara, deniz ve hava taşıt araçlarını edinme tarihi SAHİBİNİN TÜRKİYE CUMHURİYET İ KİMLİK NUMARASI Kendisi, eşi ve velayeti altında bulunan ergin olmayan yani onsekiz yaşını doldurmayan çocuklarından kara, deniz ve hava taşıt araçları kime ait ise onun T.C. Kimlik numarası 6. DİĞER TAŞINIR MALLARI a) Ziraat makineleri: Traktör, biçer-döver, harman makinesi ve diğer ziraat makineleridir. b) İnşaat ve iş makineleri: İnşaat vinci, beton vibratör, perdah, betoniyer, kompaktör, asfalt kesme, harç arabası, tuğla sepeti, kalıp kelepçesi, demir kesme-bükme makinesi, dozer, ekskavatör, greyder, skreyper, yükleyici (loder), silindir, boru döşeyici ve diğer iş makineleridir. 301 c) Hayvanları: Küçükbaş (keçi, koyun, tavşan, kürk hayvanı), büyükbaş (sığır, manda, at, eşek, katır), kümes (tavuk, hindi, kaz, ördek, bıldırcın, deve kuşu), su ürünü hayvanlar (tatlı su ve tuzlu su balıkları), kanatlı hayvanlar (arı, ipek böceği) gibi hayvanların üretilmesi, beslenmesi ve yetiştirmesidir. d) Koleksiyonu: Yerli ve yabancı pul, eski madeni para ve eski kâğıt para, hatıra para, jeton, madalya, fotoğraf, saat vs.dir. e) Ev eşyaları: cihazlardır. Antika eşyalar, kıymetli tablolar, kıymetli f) Diğer taşınır malları: Silah (tabanca, tüfek, bıçak, kılıç), kamera, fotoğraf makinası, telefon, bilgisayar, note-book, vs.dir. Mal beyanında bulunmakla yükümlü olan kişi sadece kendisine, eşine ve velayeti altında bulunan ergin olmayan yani onsekiz yaşını doldurmayan çocuklarına ait diğer taşınır mallarından ziraat makineleri, inşaat ve iş makineleri, hayvanları, koleksiyonu, ev eşyaları, diğer taşınır malları ile ilgili net aylık tutarının beş katından fazla değer ve tutarındakileri bildirecektir. Net aylık tutarının beş katını geçmeyen diğer taşınır malları ile velayeti altında olmayan veya onsekiz yaşını dolduran çocuklarına, ana, baba, kardeş ve diğer yakın akrabası ile boşandığı ve nikâhsız eşine ait diğer taşınır malları ile ilgili beyanda bulunmasına gerek bulunmamaktadır. Yani, diğer taşınır malların tamamı değil, net aylık tutarının beş katını geçenler bildirilecektir. Bu diğer taşınır malları, mal bildirim tarihindeki değerleri esas alınmak suretiyle beyan olunacaktır. Ayrı ayrı diğer taşınır malları, net aylığının beş katından az, ancak toplam diğer taşınır malları net aylığının beş katından fazla olan kişinin mal beyannamesinde bu diğer taşınır malları bildirilmesi zorunludur. Diğer taşınır malları olmayan yükümlünün, diğer taşınır malları olmadığını bildirmesi de mal beyanı hükmündedir. 302 Örnek Beyan: B - DİĞER TAŞINIR MALLAR SIRA NO TAŞINIR MALIN CİNSİ (4) (Diğer taşınır malların tamamı değil, net aylık tutarının beş katını geçenler bildirilecektir.) Ziraat makineleri: Traktör, biçer-döver, harman makinesi ve diğer İnşaat ve iş makineleri: İnşaat vinci, beton vibratör, perdah, betoniyer, kompaktör, asfalt kesme, harç arabası, tuğla sepeti, kalıp kelepçesi, demir kesmebükme makinesi, dozer, ekskavatör, greyder, skreyper, yükleyici (loder), silindir, boru döşeyici ve diğer iş makineleri. Hayvanları: Küçükbaş (keçi, koyun, tavşan, kürk hayvanı), büyükbaş (sığır, manda, at, eşek, katır), kümes (tavuk, hindi, kaz, ördek, bıldırcın, deve kuşu), su ürünü hayvanlar (tatlı su ve tuzlu su balıkları), kanatlı hayvanlar (arı, ipek böceği) gibi hayvanların üretilmesi, beslenmesi ve yetiştirmesi. Koleksiyonu: Yerli ve yabancı pul, eski madeni para ve eski kâğıt para, hatıra para, jeton, madalya, fotoğraf, saat vs. Ev eşyaları: Antika eşyalar, kıymetli tablolar, kıymetli cihazlar, Diğer taşınır malları: Silah (tabanca, tüfek, bıçak, kılıç), kamara, fotoğraf makinesi, telefon, bilgisayar, note-book, vs. EDİNME DEĞERİ Kendisi, eşi ve velayeti altında bulunan ergin olmayan yani onsekiz yaşını doldurma yan çocuklarına ait olan diğer taşınır malların edinme değeri MODEL YILI EDİNME TARİHİ Kendisi, eşi ve velayeti altında bulunan ergin olmayan yani onsekiz yaşını doldurma yan çocuklarına ait olan diğer taşınır malların edinme tarihi SAHİBİNİN TÜRKİYE CUMHURİYE Tİ KİMLİK NUMARASI Kendisi, eşi ve velayeti altında bulunan ergin olmayan yani onsekiz yaşını doldurmayan çocuklarından diğer taşınır mal kime ait ise onun T.C. Kimlik numarası 303 7. PARA, BANKA MEVDUATI VE MENKUL DEĞERLERE AİT BİLGİLER a) Para ve para hükmündeki kıymetli kâğıtları: Nakit para, yurtiçindeki veya yurt dışındaki bankalar ile özel finans kuruluşlarında bulunan para, döviz, banka mevduatıdır. b) Hisse senedi ve tahvilleri: Hisse senetleri, tahviller, katılma intifa senetleri, kâr ve zarar ortaklığı belgeleri, banka bonoları ve banka garantili bonolar, finansman bonoları, kıymetli maden bonoları, varlığa dayalı menkul kıymetler, gayrimenkul sertifikaları, yabancı sermaye piyasası araçları, ipotek teminatlı menkul kıymetler, ipoteğe dayalı menkul kıymetler, varantlar, varlık teminatlı menkul kıymetler, eurobond, diğer menkul kıymetler ve şirket hissesidir. Beyanda bulunacak kişi sadece kendisine, eşine ve velayeti altında bulunan ergin olmayan yani onsekiz yaşını doldurmayan çocuklarına ait para, banka ve menkul değerler ile ilgili net aylık tutarının beş katından fazla değer ve tutarındaki para ve para hükmündeki kıymetli kâğıtları, hisse senedi ve tahvilleri bildirecektir. Net aylık tutarının beş katını geçmeyen para, banka mevduatı ve menkul değerleri ile velayeti altında olmayan veya onsekiz yaşını dolduran çocuklarına, ana, baba, kardeş ve diğer yakın akrabası ile boşandığı ve nikâhsız eşine ait para ve para hükmündeki kıymetli kâğıtları, hisse senedi ve tahvilleri ile ilgili beyanda bulunmasına gerek bulunmamaktadır. Yani, para ve para hükmündeki kıymetli kâğıtları, hisse senedi ve tahvillerin tamamı değil, net aylık tutarının beş katını geçenler bildirilecektir. Ayrı ayrı para, banka mevduatı ve menkul değerleri, net aylığının beş katından az, ancak toplam para, banka mevduatı ve menkul değerleri net aylığının beş katından fazla olan kişinin mal beyannamesinde bu para, banka mevduatı ve menkul değerleri bildirilmesi zorunludur. Para, banka mevduatı ve menkul değerleri olmayan yükümlünün, para, banka mevduatı ve menkul değerleri olmadığını bildirmesi de mal beyanı hükmündedir. 304 Örnek Beyan: BÖLÜM - 5 BANKA VE MENKUL DEĞERLERE AİT BİLGİLER SIRA NO PARA VEYA MENKUL DEĞERİN NİTELİĞİ (5) (Para ve para hükmündeki kıymetli kâğıtları, hisse senedi ve tahvillerin tamamı değil, net aylık tutarının beş katını geçenler bildirilecektir.) MİKTARI Nakit TL Döviz Banka mevduatı Para ve para hükmündeki kıymetli kâğıtları: Nakit para, yurtiçindeki veya yurt dışındaki bankalar ile özel finans kuruluşlarında bulunan para, döviz, banka mevduatı. Hisse senedi ve tahvilleri: Hisse senetleri, tahviller, katılma intifa senetleri, kâr ve zarar ortaklığı belgeleri, banka bonoları ve banka garantili bonolar, finansman bonoları, kıymetli maden bonoları, varlığa dayalı menkul kıymetler, gayrimenkul sertifikaları, yabancı sermaye piyasası araçları, ipotek teminatlı menkul kıymetler, ipoteğe dayalı menkul kıymetler, varantlar, varlık teminatlı menkul kıymetler, eurobond, diğer menkul kıymetler ve şirket hissesidir. CİNSİ …Pay TL Döviz Diğer SAHİBİNİN TÜRKİYE CUMHURİYETİ KİMLİK NUMARASI Kendisi, eşi ve velayeti altında bulunan ergin olmayan yani onsekiz yaşını doldurmayan çocuklarından Para, Banka Mevduatı ve Menkul Değerler kime ait ise onun T.C. Kimlik numarası 8. ALTIN VE MÜCEVHERAT BİLGİLERİ Beyanda bulunacak kişi sadece kendisine, eşine ve velayeti altında bulunan ergin olmayan yani onsekiz yaşını doldurmayan çocuklarına ait altın ve mücevheratı ile ilgili net aylık tutarının beş katından fazla değer ve tutarındaki altın ve altın alaşımlı; çeyrek, yarım, lira ve büyük altın ve külçe altın, bilezik, bileklik, gerdanlık, broş, alyans, yüzük, kolye, küpe, aksesuar, taç, set, saat, gözlük gibi takı olarak kullanılan süs eşyaları ile inci, elmas gibi değerli taşlı ziynet eşyasını bildirecektir. Net aylık tutarının beş katını geçmeyen altın ve mücevheratı ile velayeti altında olmayan veya onsekiz yaşını dolduran çocuklarına, ana, baba, kardeş ve diğer yakın akrabası ile boşandığı ve nikâhsız eşine ait altın ve mücevheratı ile ilgili beyanda bulunmasına gerek bulunmamaktadır. Yani, altın ve mücevheratın tamamı değil, net aylık tutarının beş katını geçenler bildirilecektir. Bir diğer husus ise taşınır mallar, mal bildirim 305 tarihindeki değerleri esas alınmak suretiyle beyan olunacağından altın ve mücevheratta beyan tarihindeki değerleri üzerinden beyan olunur. Ayrı ayrı altın ve mücevheratı, net aylığının beş katından az, ancak toplam altın ve mücevheratı net aylığının beş katından fazla olan kişinin mal beyannamesinde bu altın ve mücevheratı bildirilmesi zorunludur. Altın ve mücevheratı olmayan yükümlünün, altın ve mücevheratı olmadığını bildirmesi de mal beyanı hükmündedir. Örnek Beyan: BÖLÜM - 6 ALTIN VE MÜCEVHERAT BİLGİLERİ SIRA NO CİNSİ (Altın ve mücevheratın tamamı değil, net aylık tutarının beş katını geçenler bildirilecektir.) Altın ve altın alaşımlı; çeyrek, yarım, lira ve büyük altın ve külçe altın, bilezik, bileklik, gerdanlık, broş, alyans, yüzük, kolye, küpe, aksesuar, taç, set, saat, gözlük gibi takı olarak kullanılan süs eşyaları ile inci, elmas gibi değerli taşlı ziynet eşyası DEĞERİ MİKTARI Beyan …adet tarihindek …gram i gerçek değerleri SAHİBİNİN TÜRKİYE CUMHURİYETİ KİMLİK NUMARASI Kendisi, eşi ve velayeti altında bulunan ergin olmayan yani onsekiz yaşını doldurmayan çocuklarından altın ve mücevherat kime ait ise onun T.C. Kimlik numarası 9. BORÇ – ALACAK BİLGİLERİ Borçları: Geri verilmek üzere alınan veya ödenecek olan para, mal ve bu borcun sebebi. Alacakları: Bir hesap gereğince alınacak olan para, mal ve bu alacağın sebebi. Beyanda bulunacak kişi sadece kendisine, eşine ve velayeti altında bulunan ergin olmayan yani onsekiz yaşını doldurmayan çocuklarına ait alacak ve borçları ile ilgili net aylık tutarının beş katından fazla değer ve tutarındaki borç ve alacaklarını bildirecektir. Net aylık tutarının beş katını geçmeyen alacak ve borçları ile velayeti altında olmayan veya onsekiz yaşını dolduran çocuklarına, ana, baba, kardeş ve diğer yakın akrabası ile boşandığı ve nikâhsız eşine ait alacak ve borçları ile ilgili beyanda bulunmasına gerek bulunmamaktadır. Yani, alacak ve borçların tamamı değil, net aylık tutarının beş katını geçenler 306 bildirilecektir. Borç ve alacakların, mal bildirim tarihindeki son durumları dikkate alınmak suretiyle beyan olunur. Ayrı ayrı borçları, net aylığının beş katından az, ancak toplam borcu net aylığının beş katından fazla olan kişinin mal beyannamesinde bu borcu bildirmesi zorunludur. Aynı şekilde, ayrı ayrı alacakları, net aylığının beş katından az, ancak toplam alacağı net aylığının beş katından fazla olan kişinin mal beyannamesinde bu alacağı bildirmesi zorunludur. Borçları ve alacağı olmayan yükümlünün, alacak ve borcu olmadığını bildirmesi de mal beyanı hükmündedir. Örnek Beyan: BÖLÜM - 7 BORÇ-ALACAK BİLGİLERİ (Alacak ve borçların tamamı değil, net aylık tutarının beş katını geçenler bildirilecektir) SIRA NO BORÇLUNUN ADI VE SOYADI (6) ALACAKLININ ADI VE SOYADI (6) Kendisi, eşi ve velayeti altında bulunan ergin olmayan yani onsekiz yaşını doldurmayan çocuklarından, borç kime ait ise onun adı ve soyadı. Kendisi, eşi ve velayeti altında bulunan ergin olmayan yani onsekiz yaşını doldurmayan çocukların borçlu olmaları durumunda, alacak kime ait ise onun adı ve soyadı veya ticaret unvanı BORÇ/ALACAK TUTARI (Alınan borç miktarı, Borcun (…Bankası… Şubesi gibi) sebebi, borcu ödeme şekli: …TL, Ev kredisi, 120 ay gibi) Kendisi, eşi ve velayeti altında Kendisi, eşi ve velayeti altında bulunan ergin olmayan yani bulunan ergin olmayan yani onsekiz yaşını doldurmayan onsekiz yaşını doldurmayan çocuklarından, alacak kime ait çocukların alacaklı olmaları ise onun adı ve soyadı. durumunda, borç kime ait ise (Alacağın kaynağı) onun adı ve soyadı veya ticaret unvanı 307 10. HAKLAR VE BEYANI GEREKLİ GÖRÜLEN DİĞER SERVET UNSURLARI Hakları: İhtira beratı, patent, alâmetifarika (tescilli marka, ticari marka, amblem) ve telif hakları (kitap, makale, resim, fotoğraf gibi). Gelirleri: Aylık ücret dışında gelen para, kira, getiri, nema, faiz gibi gelirleri ve bu gelirlerin kaynaklarıdır. Beyanda bulunacak kişi sadece kendisine, eşine ve velayeti altında bulunan ergin olmayan yani onsekiz yaşını doldurmayan çocuklarına ait hakları ve gelirleri ile ilgili diğer servetleri ile ilgili net aylık tutarının beş katından fazla değer ve tutarındaki hakları ve gelirleri ile ilgili diğer servetlerini bildirecektir. Net aylık tutarının beş katını geçmeyen hakları ve gelirleri ile ilgili diğer servetleri ve velayeti altında olmayan veya onsekiz yaşını dolduran çocuklarına, ana, baba, kardeş ve diğer yakın akrabası ile boşandığı ve nikâhsız eşine ait hakları, gelirleri ve ilgili diğer servetleri ile ilgili beyanda bulunmasına gerek bulunmamaktadır. Yani, hakların ve gelirleri ile ilgili diğer servetlerin tamamı değil, net aylık tutarının beş katını geçenler bildirilecektir. Hakları ve gelirleri ile ilgili diğer servetleri, mal bildirim tarihindeki gerçek durumları esas alınmak suretiyle beyan olunur. Ayrı ayrı hakları, gelirleri ile ilgili diğer servetleri net aylığının beş katından az, ancak toplam hakları, gelirleri ile ilgili diğer servetleri net aylığının beş katından fazla olan kişinin mal beyannamesinde bu hakları, gelirleri ile ilgili diğer servetleri bildirmesi zorunludur. Hakları ve gelirleri ile ilgili diğer servetleri olmayan yükümlünün, hakları ve gelirleri ile ilgili diğer servetleri olmadığını bildirmesi de mal beyanı hükmündedir. 308 Örnek Beyan: BÖLÜM - 8 HAKLAR VE BEYANI GEREKLİ GÖRÜLEN DİĞER SERVET UNSURLARI SIRA NO HAK (7) VEYA BEYANI GEREKLİ GÖRÜLEN DİĞER SERVET UNSURLARI (Net aylık tutarının beş katını geçenler bildirilecektir) İhtira beratı, patent, alâmetifarika (tescilli marka, ticari marka, amblem) Telif hakları (kitap, makale, resim, fotoğraf gibi) Aylık ücret dışında gelen para, kira, getiri, nema, faiz gibi gelirleri ve bu gelirlerin kaynakları. EDİNME ŞEKLİ SAHİBİNİN TÜRKİYE CUMHURİYETİ KİMLİK NUMARASI Kendisi, eşi ve velayeti altında bulunan ergin olmayan yani onsekiz yaşını doldurmayan çocuklarına ait olan hakları ve gelirleri ile ilgili diğer servetler i edinme şekli Kendisi, eşi ve velayeti altında bulunan ergin olmayan yani onsekiz yaşını doldurmayan çocuklarından, haklar ve gelirler ile ilgili diğer servetler kime ait ise onun T.C. Kimlik numarası 309 ONDOKUZUNCU BÖLÜM SERVET VE BOÇLARIN AÇIKLANMASI 658 1. TAYLAND ÖRNEĞİ 1932’deki hükümet değişikliğinden sonra oluşan yönetim sistemi, hem politikacıların hem de bürokratların, kamuya hesap vermeden dilediklerini yapmalarına imkan sağlıyordu. Bu çevrelerin iktidarına karşı tek gerçek sınır, rakip klik ya da çıkar çevrelerinin egemenlik alanına sarkmaları veya bunlara karşı tehdit oluşturacak kadar güçlü hale gelmeleri durumu idi. Kamusal çıkarlar ve mülkiyet ile özel çıkar ve mülkiyet arasındaki ayırım, Tayland toplumunda olgunlaşmamıştı. Tayland dilinde, “çıkar çatışması” kavramını karşılayacak bir sözcük ya da deyim yoktur. Bunun sonucunda, Tayland siyasal sistemi 60 yılı aşkın bir süredir, siyasi liderler ve yüksek bürokratlar aleyhinde yolsuzluk ve rüşvet iddiaları ile durmaksızın çalkantı içinde olmuştur. Tayland, yeni Anayasasında öngörülen, servet ve borçların açıklanması esası ve yolsuzluk ve rüşvetle mücadele işlevini üstlenmiş güçlü ve bağımsız bir kamusal kurum ile yolsuzluk ve rüşvet ile etkili bir mücadele yürütmeyi amaçlamaktadır. 1.1. ULUSAL RÜŞVET KOMİSYONU 1932’den 1975’e kadar, rüşvet ve yolsuzluk ile ilgili yasal düzenlemeler, ceza yasasında yer almaktaydı. Yasada bu suçlar için öngörülen yüksek cezalar, böyle bir suçlamanın kanıtlanması için Ceza Yargılaması Usulü Yasası’nın aradığı doğrudan delillerin toplanmasındaki güçlük nedeniyle uygulanamıyor ve etkisiz kalıyor. Ayrıca, rüşvet ve yolsuzluk suçlarının Ceza Yasası’nda yer alan tanımları, girişimci ruhlu yetkililerin bulduğu yeni yöntemleri kapsamayabiliyordu. Bu nedenle, bu yeni tür rüşvet ve yolsuzluk eylemleri, hukuk tekniği bakımından suç oluşturmuyordu. Bunun sonucunda, Ceza Yasası hükümleri, alt düzey memur ve yetkililer tarafından işlenen daha küçük ölçekli ve basit yolsuzluk ve rüşvet eylemleri ile sınırlı kalıyor, bu yasayı yapan ve onaylayan üst düzey yetkililerin karıştığı büyük ölçekli yolsuzluk ve rüşvet eylemleri ile sınırlı kalıyordu. 658 310 1970’lerin ortalarında yaşanan ve kısa süren sivil demokratik yönetim zamanında Parlamento, “Yolsuzlukla Mücadele Yasası’nı çıkararak, Tayland’da ilk kez bir “Yolsuzlukla Mücadele Komisyonu” (Counter Corruption Commission-CCC) kurdu. Ancak, komisyon üyelikleri için bir aday listesi oluşturulması dahi 16 ay sürdü. Aday listesi Parlamento’da görüşülmek üzereyken, 6 Ekim 1976’daki askeri darbe ile sivil yönetim işbaşından uzaklaştırıldı. Yolsuzlukla Mücadele Komisyonu, kuruluşundan beri bir “kağıttan kaplan”dı. Soruşturma yetkileri çok kısıtlı, kamu davası açma yetkisi ise hiç yoktu. Resmi bir şikayet olmadan soruşturma başlatması mümkün değildi. Ne Yolsuzlukla Mücadele Komisyonu’nun, ne de başka herhangi bir resmi kurumun, bakan olmayan bir Parlamento üyesi hakkında soruşturma yapma yetkisi yoktu. Başbakan ya da bakanlar hakkındaki bir şikayetin soruşturulması da, şikayetin Başbakan ya da bakanın görevinin bitmesinden itibaren bir yıl içinde sonuçlandırılması zorunluluğu vardı. Bu koşullar altında, güçlü liderler ve yönetim desteği dahi, komisyonun görevini yerine getirmesindeki güçlükleri aşmaya yetmiyordu. Komisyonun can alıcı zayıflığı, suçlamada bulunma ve dava açma yetkisinin olmayışı idi. Komisyon, soruşturmasını tamamlıyor, hakkında soruşturma yapılan kamu görevlisinin amirine rapor sunuluyor ve görev burada bitiyordu. Bundan sonra adım atma yetkisi suçlanan kişinin amirindeydi. Bu sürecin ilk adımı, komisyon raporunu inceleyecek bir raporun oluşturulmasıydı. Bu noktada, konu kolaylıkla hasıraltı edilebiliyor, ya da disiplin cezası verilerek geçiştirilebiliyordu. İddia buna elvermeyecek kadar büyük ve fütursuzca bir eylemi içeriyorsa, dava açması için başsavcıya aktarılıyor, bu durumda dahi iddianın kanıtlanmasına yetecek kadar doğrudan delil bulunması güç oluyordu. 1997 Anayasası, Yolsuzlukla Mücadele Komisyonu’nun bu zafiyetini gidermek için, Ulusal Yolsuzlukla Mücadele Komisyonu’nun kurulmasını öngörmektedir. Ulusal Yolsuzlukla Mücadele Komisyonu, geniş soruşturma yetkilerine sahip bağımsız bir kurumdur. Daha da önemlisi, savcıyı aşarak kamu davası açma yetkisine sahiptir. Bununla, Tayland tarihinde ilk kez bağımsız bir kuruma kamu davası açma yetkisi verilmiştir. 311 Yolsuzlukla Mücadele Komisyonu, Başbakan emrinde bulunması ve üyelerinin de çoğunluğunu iktidar partisi üyelerinin oluşturduğu Temsilciler Meclisi tarafından atanması nedeniyle, siyasi etkilere çok açıktı. Ayrıca, üyelik süresinin iki sene ile sınırlı olması nedeniyle, bu işi ciddiye alan bir üyenin görevden uzaklaştırılması çok kolaydı. Buna karşılık, yeni Ulusal Yolsuzlukla Mücadele Komisyonu, kendi idari birimlerine sahip bağımsız bir kurumdur ve üyeleri 9 yıllık bir süre için Senato tarafından seçilir. Komisyon üyelerinin seçiminde siyasi nüfuzun rol oynamasını engellemek için, Anayasa karmaşık bir aday gösterme süreci öngörmektedir. Adaylar, 15 kişilik bir komite tarafından belirlenir. Bu komite, Yüksek Mahkeme Başkanı, Anayasa Mahkemesi Başkanı, Yüksek İdare Mahkemesi Başkanı, yedi yüksek öğretim kurumunun seçimle iş başına gelen rektörleri ve Temsilciler Meclisi’nde üyesi bulunan siyasi partilerin birer temsilcisinin kendi aralarından seçtikleri beş üyeden oluşmaktadır. Komite, gereken üye sayısının iki katı kadar adayı Senato’ya bildirmekte, Senatoda en fazla oyu alan adaylar üye olarak atanmaktadır. Adaylar, tam zamanlı olarak bu işte çalıştıklarını baştan kabul etmiş olmalıdır. Anayasa Mahkemesi üyeleri gibi, bu Komisyonun üyeleri de, atanmalarından itibaren 15 gün içinde, resmi görevlerinden, şirketlerinden veya bağımsız mesleklerinden ayrılmalıdırlar. Bunu yapmadıkları takdirde atamaları geçersiz sayılır ve yerine yeni adaylar belirlenir. Siyasi nüfuzun etkisini daha da azaltmak için adayların belli kriterlere uygun olmaları öngörülmüştür. Örneğin aday gösterildikleri sırada Temsilciler Meclisi’nin ya da yerel bir meclisin üyesi olmaları gerekir. Senatör ya da yerel yönetici de olmamaları gerekir. Ayrıca, aday gösterildikleri tarihten itibaren üç yıl öncesine kadar, herhangi bir siyasi partinin üyesi ya da yetkilisi olmamış olmaları aranır. Evvelce bakanlık yapmamış olmaları da gerekli koşullar arasındadır. 1.2. SERVET VE BORÇLARIN AÇIKLANMASI Ulusal Yolsuzlukla Mücadele Komisyonu, geniş soruşturma yetkileri ile donatılmıştır. Soruşturma başlatmak için şikayet beklemek zorunda değildir. Anayasa, kurula, politikacıların kişisel servetlerini takip etme ve olağanın dışında zenginleşip, zenginleşmedikleri görevini 312 vermiştir. Daha önce belirtildiği gibi, Ceza Yargılaması Usulü Yasası, bir yolsuzluk ya da rüşvet iddiasının kanıtlanması için, yazılı kanıt aramaktaydı. Çoğu durumda, rüşvetin belgesi olmadığından, kanıt gösterilmemekteydi. Belli bir rüşvet ya da yolsuzluk eyleminin kanıtlanmasındaki bu güçlüğü aşmak için “olağan dışı zenginlik” karinesi konmuştur. Basit bir anlatımla, suçlanan kişinin gelirinde veya servetindeki önemli artışların yolsuzluk ve rüşvetle elde edildikleri varsayılmakta, gelir ya da servet artışının kaynağının meşru olduğunu kanıtlayarak bu suçlamalardan kurtulmak, suçlanan kişinin kendisine düşmektedir. Bu yöntemi işler kılmak için, Başbakan, bakanlar, temsilciler meclisi ve senato üyeleri, kimi başka siyasi yetkililer, yerel yöneticiler ve yerel meclislerin üyeleri göreve geldikten sonraki 30 gün ve görevden ayrıldıktan sonraki 30 gün içinde, Ulusal Yolsuzlukla Mücadele Komisyonu’na servet beyanlarını ve bir önceki yıla ait vergi beyannamelerini vermek zorundadırlar. Eşleri ve bakmakla yükümlü oldukları çocukları için de aynı kural geçerlidir. Bu konuda ayrıca çıkarılması öngörülen bir yasa ile, bu zorunluluğun kapsamı üst düzey bürokratları da kapsayacak şekilde genişletilmiş ve komisyonun soruşturma yetkileri daha da artırılmıştır. Servet beyanı zorunluluğu eski yasada da vardı. Ancak yasa gereği bu beyanlar gizli tutulmakta, bir şikayet sonucu soruşturma başlatılmadıkça komisyon üyelerince dahi ulaşılmamakta idi. Yeni yasa gereğince, komisyon bu beyanları incelemek ve beyanlarda soruşturma açılmasını gerektirecek bir durum bulunup bulunmadığını belirtmekle görevlidir. 1997 Anayasası’nın 293 üncü maddesi gayet yenilikçi ve kamuoyunun beğenisini kazanan bir metindir. Maddenin amacı, medyanın ve vatandaşların servet beyanlarını inceleyebilmesini ve böylece, komisyonun görevini yerine getirip getirmediğini denetlemesini sağlamaktadır. Chavalit ve Chuan hükümetlerinin servet beyanları Tayland gazetelerinde pek çok makalenin konusunu oluşturmuştur. Şu sorular sıklıkla sorulmuştur: Neden bakanlar fakir, eşleri zengindir, neden bakanlar bu kadar az vergi öderler? Bangkok Post Gazetesi, bakanların ve ailelerinin serveti ile ilgili günlük sütunlar yayınlamaktadır. Bu sütunda bakanların servetleriyle ilgili, eldeki ve bankadaki nakit, halka açık ya da özel şirketlerdeki hisseler, 313 gayrimenkuller, basit bir Toyota’dan Jaguar’a kadar uzanan yelpazedeki arabalar, elmas yüzükler, Rolex saatler gibi pek çok ayrıntı yer almaktadır. Politikacılar, bu beyanları ciddiye almak durumundadır. Komisyon, herhangi birinin yanlış ya da yanıltıcı beyanda bulunduğu kanısına varırsa, bunu Anayasa Mahkemesi’ne bildirmek zorundadır. Anayasa Mahkemesi, komisyon ile aynı kanıya varırsa, kişi derhal görevinden uzaklaştırılmakta ve beş yıl süreyle siyasi nitelikte bir kamu görevi yapamamaktadır. Komisyon, herhangi birinin servetinin olağanın dışında arttığı kanısına varırsa, senato başkanına, senato soruşturması prosedürünü başlatması, başsavcıya da yüksek mahkemenin siyasi makamlardaki kişilerin yargılanması ile görevli ceza dairesinde dava açması için bir rapor ve dayanağı olan belgeleri göndermekle yükümlüdür. 1.3. SENATO SORUŞTURMASI 1997’den önce, kamu görevlilerinin yargılanması ile ilgili Anayasal bir düzenleme yoktu. Atanmış görevlilerin ya da Parlamento üyelerinin görevden uzaklaştırılması kurumların iç meselesi idi. Bakanlar, ancak gensoru ve güven oylaması yoluyla görevden uzaklaştırılabilir, bu da Parlamento üyeliği sıfatlarını etkilemezdi. Atama yoluyla görevlendirilen kamu görevlilerinin görevden alınması, zor bir işti. Görevden atma ya da yargılama yerine, erken emeklilik, kızağa çekme ya da uzak yerlere tayin yöntemleri uygulanıyordu. Seçimle gelen kamu yöneticilerinin görevden uzaklaştırılması her ne kadar daha şeffaf bir prosedüre tabi idiyse de, oldukça seyrek rastlanan bir durumdu. Evvelki anayasalardan bazıları, beş senatör veya milletvekilinin bir başkası hakkında şikayette bulunmalarına olanak tanıyor, bu şikayet üzerine toplanan siyasi nitelikteki anayasa Tribünali bu konuda karar veriyordu. 1997 Anayasası ise, yolsuzluklardan sorumlu yetkililerin yalnızca görevden uzaklaştırılmasına değil haklarında ceza davası açılmasına da olanak verecek düzenlemeler içermektedir. Temsilciler Meclisi üyelerinin en az dörtte biri, meclis üyeleri, Başbakan ya da bakanlar, herhangi bir mahkemenin başkan ya da yargıçları, başsavcı ya da savcılar, seçim kurulu üyeleri, müfettiş, ombudsman ya da herhangi bir 314 üst düzey kamu görevlisi aleyhinde senato başkanına şikayette bulunabilecekler. Bu anayasanın getirdiği ilklerden biri de en az 50 bin seçmenin de aynı görevliler hakkında -senato üyeleri hariç- şikayette bulunma hakkına sahip olmalarıdır. Senato Başkanı’na yapılan şikayet, ilgili kişinin görevden uzaklaştırılmasına dair bir senato kararına yönelik prosedürü başlatır. Bu kararın alınması için yapılacak gizli oylamada senatörlerin beşte üçünün olumlu oy vermesi gerekir. Bu noktada, Anayasayı hazırlayan komisyonun 200 üyeli senatonun apolitik bir yapıya sahip olması için özel dikkat sarf ettiğini vurgulamak gerekir. Senatörlerin siyasi, bürokratik ya da ekonomik çıkar odaklarından ziyade sivil toplumun temsilcileri olması amaçlanmıştır. Bu sayede bir kamu görevlisinin görevden alınması kararının siyasi, bürokratik ya da ekonomik çevrelerle ilişkilerinden çok, olayın kendi oluş tarzı ile hukuk ve hakkaniyetin gereklerine dayanacağı unutulmaktadır. Şikayetin alınması üzerine senato başkanının şikayeti Ulusal Yolsuzlukla Mücadele Komisyonuna soruşturma yapılması için iletmesi gerekir. Soruşturma sonucunda komisyon kendi vardığı sonucu bildiren bir raporu ve ilgili tüm belgeleri senatoya geri gönderir. Senato başkanı bunun üzerine konuyu gündeme koyar ve senato bu konuyla ilgili oturumun sonunda oylama yapar. Üyelerin en az beşte üçünün olumlu oyuyla suçlanan yetkilinin görevi o anda sona erer ve beş yıl boyunca siyasi ya da idari nitelikte bir kamu görevi alamaz. 1.4. CEZA YARGILAMASI Şikayet, senato soruşturmasının yanı sıra ceza davası açılmasını da gerektirebilir. Komisyon kararına göre, eylem aynı zamanda bir suç oluşturmuyorsa, Senato’ya gönderilen rapor ve belgelerin aynısı, Yüksek Mahkeme’nin siyasi makamlardaki kişilerin yargılanması ile görevli ceza dairesinde dava açması için başsavcıya da gönderilir. Başsavcının siyasi etkilerle dava açmaması olasılığına karşı, komisyonda da dava açma yetkisi tanınmıştır. Başsavcı, komisyon raporunu ve belgeleri inceledikten sonra takipsizlik kararı verirse, komisyon kendi adına ya da tayin edeceği bir avukat vasıtasıyla aynı mahkemede ceza davası açılabilir. Davayı ister başsavcı, ister komisyon ya da avukatı açsın, görevli yargı mercii Yüksek Mahkeme’nin, siyasi makamlardaki kişilerin 315 yargılanması ile görevli ceza dairesidir. Bu mahkeme, ceza davasını, hakkında şikayette bulunulan kişiyi azmettiren ya da ona yardım eden kişileri de kapsayacak şekilde genişletmekle yetkili ve görevlidir. Bu benzersiz düzenleme ile, perde arkasında kalarak yolsuzlukları örgütleyen ya da bunlara yardım eden kişileri de kapsayacak şekilde genişletmekle yetkili ve görevlidir. Bu benzersiz düzenleme ile, perde arkasında kalarak yolsuzlukları örgütleyen ya da bunlara yardım eden kişilerin caydırılması amaçlanmıştır. 1997 Anayasası ile getirilen, kamu yönetiminde denetlenebilir ve şeffaflığın sağlanmasına yönelik bu düzenlemeler Tayland’ın siyasi reform sürecinde çok önemli bir yer tutmaktadır. Her millet toplumdaki yolsuzluk ve rüşvet eğilimleri ve eylemleriyle mücadele etmek zorundadır. Bunun tamamen yok edilmesi imkansız bir hedeftir, ancak büyük ölçüde kontrol altına alınması ve boyutlarının küçültülmesi mümkündür. Tayland, siyasi tarihi boyunca neredeyse geleneksel hale gelen kamu görevlilerinin yolsuzluk ve rüşvetle istismar edilmesi kısır döngüsünü aşamamıştır. Komisyonun yolsuzluğa karışan yüksek düzeyli kamu görevlilerine karşı kısa zamanda bir başarı elde edememesi bu kısır döngünün yoğunluluğunu artırarak sürmesine yol açacaktır. Bu da vatandaşların gözünde reformun başarısız kalması dahası, Anayasanın göstermelik olmaktan öteye gidememesi anlamına gelecektir. 316 YİRMİNCİ BÖLÜM MEVZUAT MAL BİLDİRİMİNDE BULUNULMASI, YOLSUZLUKLARLA MÜCADELE KANUNU RÜŞVET VE Kanun Numarası : 3628 Kabul Tarihi : 19.4.1990 Yayımlandığı R.Gazete : Tarih: 4.5.1990 Sayı: 20508 BİRİNCİ BÖLÜM Genel Hükümler Amaç Madde 1 – Bu Kanunun amacı, rüşvet ve yolsuzluklarla mücadele cümlesinden olarak; bu Kanunda sayılanların mal bildiriminde bulunmalarını, bildirimlerin yenilenmesini, mal edilmelerin denetimiyle, haksız mal edinme veya gerçeğe aykırı bildirimde bulunma halinde uygulanacak hükümleri, bu Kanunda belirlenen suçlarla bazı suçlardan dolayı kamu görevlileri ve suç ortakları hakkında takip ve muhakeme usulünü düzenlemektir. Mal bildiriminde bulunacaklar Madde 2 – a) Her tür seçimle iş başına gelen kamu görevlileri ve dışardan atanan Bakanlar Kurulu üyeleri, (Muhtarlar ve ihtiyar heyeti üyeleri hariç) b) Noterler, c) Türk Hava Kurumunun genel yönetim ve merkez denetleme kurulu üyeleri ile genel merkez teşkilatında ve Türk Kuşu Genel Müdürlüğünde, Türkiye Kızılay Derneğinin merkez kurullarında ve Genel Müdürlük teşkilatında görev alanlar ve bunların şube başkanları, d) Genel ve katma bütçeli daireler, il özel idareleri, belediyeler ve bunlara bağlı kuruluş veya alt kuruluşlarda, kamu iktisadi teşebbüsleri (İktisadi devlet teşekkülleri ve kamu iktisadi kuruluşları) ile bunlara bağlı müessese, bağlı ortaklık ve işletmelerde, özel kanunlarla veya özel kanunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulan ve kamu hizmeti gören kurum ve kuruluşlar ile bunların alt kuruluşlarında veya komisyonlarında aylık, ücret ve ödenek almak suretiyle 317 kamu hizmeti gören memurları, işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri ile yönetim ve denetim kurulu üyeleri, e) (Mülga) f) Siyasi parti genel başkanları, vakıfların idare organlarında görev alanlar, kooperatiflerin ve birliklerinin başkanları, yönetim kurulun üyeleri ve genel müdürleri, yeminli mali müşavirler, kamu yararına sayılan dernek yönetici ve deneticileri, g) Gazete sahibi gerçek kişiler ile, gazete sahibi şirketlerin yönetim ve denetim kurulu üyeleri, sorumlu müdürleri, başyazarları ve fıkra yazarları, Mal bildiriminde bulunmak zorundadırlar. Özel Kanunlarına göre mal bildiriminde bulunmak zorunda olanlar da bu Kanun hükümlerine tabidir. Hediye Madde 3 – Yukarıdaki maddede sayılan kamu görevlileri, milletlerarası protokol, mücamele veya nezaket kaideleri uyarınca veya diğer herhangi bir sebeple, yabancı devletlerden, milletlerarası kuruluşlardan, sair milletlerarası hukuk tüzelkişiliklerinden, Türk uyruğunda olmayan herhangi bir özel veya tüzelkişi veya kuruluştan; aldıkları tarihteki değeri on aylık net asgari ücret toplamını aşan hediye veya hibe niteliğindeki eşyayı aldıkları tarihten itibaren bir ay içinde kendi kurumlarına teslim etmek zorundadırlar. Ancak, yabancı devlet adamları ve milletlerarası kuruluş temsilcileri tarafından verilen imzalı hatıra fotoğraflarının çerçeveleri bu madde hükümlerine dahil değildir. Hediyelerin bedellerinin tespiti çıkarılacak yönetmeliğe göre Maliye ve Gümrük Bakanlığınca yapılır. Haksız mal edinme Madde 4 – Kanuna veya genel ahlaka uygun olarak sağlandığı ispat edilmeyen mallar veya ilgilinin sosyal yaşantısı bakımından geliriyle uygun olduğu kabul edilemeyecek harcamalar şeklinde ortaya çıkan artışlar, bu Kanunun uygulanmasında haksız mal edinme sayılır. 318 İKİNCİ BÖLÜM Mal Bildirimleri Bildirimlerin konusu Madde 5 – Bu Kanun kapsamına giren görevlilerin kendilerine, eşlerine ve velayetleri altındaki çocuklarına ait bulunan taşınmaz malları ile görevliye yapılan aylık net ödemenin, ödeme yapılmayan görevlilerin ise, 1 inci derece Devlet Memurlarına yapılan aylık net ödemenin beş katından fazla tutarındaki her biri için ayrı olmak üzere, para, hisse senetleri ve tahviller ile altın, mücevher ve diğer taşınır malları, hakları, alacakları ve gelirleriyle bunların kaynakları, borçları ve sebepleri mal bildiriminin konusunu teşkil eder. Bildirimin zamanı Madde 6 – Mal Bildirimlerinin; a) Bu Kanun kapsamındaki göreve atanmada, göreve giriş için gerekli belgelerle, b) Bakanlar Kurulu üyeliğine atanmalarda, atamayı izleyen bir ay içinde, c) Seçimle gelinen görevlerde seçimin kesinleşmesi tarihini izleyen iki ay içinde, d) Mal varlığında önemli bir değişiklik olduğunda bir ay içinde, e) Yönetim ve denetim kurulu üyelikleri ile komisyon üyeliklerine seçim ve atamalarda göreve başlama tarihini izleyen bir ay içinde, f) Görevin sona ermesi halinde, ayrılma tarihini izleyen bir ay içinde, g) Gazete sahibi gerçek kişiler ile, gazete sahibi şirketlerin yönetim ve denetim kurulu üyeleri faaliyete geçme tarihini, sorumlu müdürleri, başyazarları ve fıkra yazarları bu işe veya görevlerine başlama tarihini izleyen bir ay içinde, Verilmesi zorunludur. (a) Bendinde yazılı bildirim verilmedikçe göreve atama yapılamaz. Bildirimin yenilenmesi Madde 7 – Bu Kanun kapsamındaki görevlere devam edenler, sonu (0) ve (5) ile biten yılların en geç şubat ayı sonuna kadar bildirimlerini yenilerler. Yeni bildirimler yetkili merci tarafından daha önceki bildirimler ile karşılaştırılırlar. Bildirimlerin verileceği merciler Madde 8 – Bildirimlerin verileceği merciler şunlardır: 319 a) Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Bakanlar Kurulu Üyeleri için Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı, b) Kamu kurum ve kuruluşlarında görevli personel için özlük işleriyle ilgili sicil ve belge raporlarının bulunduğu makam veya merci, c) Kurum, teşebbüs, teşekkül ve kuruluşların Genel Müdürleri, yönetim ve denetim kurulu için ilgili Bakanlık, d) Yüksek mahkemelerin daire başkan ve üyeleri için mahkemenin başkanı, e) Noterler için Adalet Bakanlığı, f) Diğer kurum ve kuruluşların memur ve hizmetlileri için atamaya yetkili makam veya merci, g) Türk Hava Kurumu ile Türkiye Kızılay Derneğinde görev alanlar için kurum ve dernek genel başkanlığı, h) (Mülga) i) Görevlerinden ayrılanlar için bu görevlerinde iken bildirimlerinin vermeleri gereken makam veya merci, j) Siyasi parti genel başkanları için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, k) Kooperatifler ve birliklerin başkanları, yönetim kurulu üyeleri ve genel müdürleri için kooperatiflerin ve birliklerin denetimlerinin yapıldığı kuruluşlar, l) Yeminli mali müşavirler için Maliye ve Gümrük Bakanlığı, m) Türk Hava Kurumunun, Türkiye Kızılay Derneğinin ve Kamu yararına sayılan derneklerin genel yönetim ve merkez denetleme kurulu üyeleri için İçişleri Bakanlığı, bunların şube başkanları için bulundukları İl Valilikleri, n) İl Genel Meclisi Üyeleri için Valiler, Belediye Meclis Üyeleri için Belediye Başkanları, Belediye Başkanları için İçişleri Bakanlığı, o) Mal bildirimi verecek son merciler için, kendi kuruluşlarının özlük işleri ile ilgili makam veya merci, p) Gazete sahibi gerçek kişiler ile, gazete sahibi şirketlerin yönetim ve denetim kurulu üyeleri, sorumlu müdürleri, başyazarları ve fıkra yazarları bulundukları yer en büyük mülki amirliği, r) Vakıfların idare organlarında görev alanlar için Vakıflar Genel Müdürlüğü, Görevleri sebebiyle birden fazla mal bildiriminde bulunması gerekenler asli görevlerinden dolayı bir tek mal bildiriminde bulunurlar. 320 Bildirimlerin gizliliği Madde 9 – Mal bildirimleri, özel kanunlardaki hükümler saklı kalmak kaydıyla bildirimde bulunanın özel dosyasında saklanır. Bildirimlerin içeriği hakkında, 20 nci madde hükmü dışında hiçbir şekilde açıklama yapılamaz ve bilgi verilemez. Ayrıca mal bildirimlerindeki bilgiler ve kayıtlar esas alınarak içeriği hakkında yayında bulunulamaz. Ancak, Kamu Görevlileri Etik Kurulu mal bildirimlerini gerektiğinde inceleme yetkisine sahiptir. Mal bildirimlerindeki bilgilerin doğruluğunun kontrolü amacıyla ilgili kişi ve kuruluşlar (bankalar ve özel finans kurumları dahil) talep edilen bilgileri en geç otuz gün içinde Kurula vermekle yükümlüdürler. ÜÇÜNCÜ BÖLÜM Ceza Hükümleri Madde 10 – 6 ncı maddede belirtilen sürelerde mal bildiriminde bulunmayana bildirimlerin verileceği mercilerce ihtarda bulunulur. İhtarın kendisine tebliğinden itibaren otuz gün içinde mazeretsiz olarak bildirimde bulunmayana üç aya kadar hapis cezası verilir. Soruşturma ile ilgili olarak verilen süre zarfında mal bildiriminde bulunmayana üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir. Gerçeğe aykırı açıklama Madde 11 – Mal bildiriminin muhtevası hakkında 9 uncu maddeye aykırı davranan üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu fiilin basın yoluyla işlenmesi halinde verilecek ceza yarı oranında artırılır. Gerçeğe aykırı bildirimde bulunma Madde 12 – Kanunen daha ağır bir cezayı gerektirmediği takdirde gerçeğe aykırı bildirimde bulunana altı aydan üç yıla kadar hapis cezası verilir. Haksız mal edinme, mal kaçırma veya gizleme Madde 13 – Kanunun daha ağır bir cezayı gerektirmediği takdirde haksız mal edinene üç yıldan beş yıla kadar hapis ve beş milyon liradan on milyon liraya kadar ağır para cezası verilir. Haksız edinilen malı kaçıran veya gizleyene de aynı ceza verilir. 321 Zoralım Madde 14 – Haksız edinilmiş olan malların zoralımına hükmolunur. Bu malların elde edilememesi veya bir malın tümünün haksız mal edinme konusu teşkil etmemesi sebepleri ile zoralımın mümkün olmadığı hallerde haksız edinilen değere eşit bedelinin hazineye ödenmesine karar verilir. Bu bedel, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun Hükümlerine göre tahsil olunur. Kamu hizmetlerinden yasaklanma Madde 15 – Bu Kanunun 11 ve 12 nci maddeler hükümleri ile cezalandırılanlara ceza süresi kadar; 13 üncü madde hükmüne göre cezalandırılanlara müebbeten kamu hizmetlerinden yasaklanma cezası hükmolunur. Tecil, paraya çevirme ve ön ödeme yasağı Madde 16 – Bu bölümde yazılı olan cezalar 10 uncu maddenin birinci fıkrası hariç tecil edilemez, şahsi hürriyeti bağlayıcı olanlar para veya tedbire çevrilemez, failleri hakkında Türk Ceza Kanununun 119 uncu maddesi hükümleri uygulanamaz. DÖRDÜNCÜ BÖLÜM Bu Kanunda Yazılı Suçlar ile Bazı Suçlardan Dolayı Soruşturma Usulü Soruşturma Madde 17 – Bu Kanunda ve 18.6.1999 tarihli ve 4389 sayılı Bankalar Kanununda yazılı suçlarla, irtikâp, rüşvet, basit ve nitelikli zimmet, görev sırasında veya görevinden dolayı kaçakçılık, resmî ihale ve alım ve satımlara fesat karıştırma, Devlet sırlarının açıklanması veya açıklanmasına sebebiyet verme suçlarından veya bu suçlara iştirak etmekten sanık olanlar hakkında 2.12.1999 tarihli ve 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun hükümleri uygulanmaz. Yukarıdaki fıkra hükmü müsteşarlar, valiler ve kaymakamlar hakkında uygulanamaz. Görevleri veya sıfatları sebebi ile özel soruşturma ve kovuşturma usulüne tabi olan sanıklarla ilgili kanun hükümleri saklıdır. Suçun ihbarı Madde 18 – Yukarıdaki maddede yazılı suçlara ilişkin ihbarlar doğrudan Cumhuriyet Başsavcılıklarına yapılır. İhbar üzerine derhal bir ihbar tutanağı 322 düzenlenir ve bir örneği muhbire verilir. Acele ve gecikmesinde sakınca umulan hallerde tutanak düzenlenmesi sonraya bırakılabilir. Muhbirlerin kimlikleri, rızaları olmadıkça açıklanmaz. İhbar asılsız çıktığında aleyhine takibat yapılanın istemi üzerine muhbirin kimliği açıklanır. Yukarıdaki fıkraya göre yapılan ihbar veya takipsizlik kararı ve iddianame Cumhuriyet başsavcılığınca, Maliye Bakanlığı Baş Hukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğü ile varsa diğer ilgili kamu kurum veya kuruluşlarına bildirilir. Hazine avukatının yazılı başvuruda bulunması hâlinde Maliye Bakanlığı, başvuru tarihinde müdahil sıfatını kazanır. Bu suçlardan dolayı müfettiş ve muhakkikler de soruşturma neticesinde delil veya emare elde ettikleri takdirde, işi yetkili ve görevli Cumhuriyet Başsavcılığına ihbar ve evrakı tevdi ederler. Cumhuriyet Başsavcılığı müfettiş ve muhakkikler tarafından kendisine tevdiine lüzum görülmediği halde dahi evrakın taalluk ettiği iş hakkında soruşturma yapmak üzere gerekçe göstererek evrakı ait olduğu merciden isteyebilir. 17 nci maddede yazılı suçlardan dolayı delil veya emare elde eden müfettiş ve muhakkikler durumu yetkili ve görevli Cumhuriyet Başsavcılığına ihbar ve evrakı tevdi etmedikleri takdirde bunlar hakkında da yapılacak takibattan dolayı Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkat Hükümleri uygulanmaz. İhbar konusu müsnet suç hakkında dava açılıncaya kadar bilgi vermek ve yayın yapmak yasaktır. Soruşturma usulü Madde 19 – Cumhuriyet Savcısı 17 nci maddede yazılı suçların işlendiğini öğrendiğinde sanıklar hakkında doğrudan doğruya ve bizzat soruşturmaya başlamakla beraber durumu atamaya yetkili amirine veya 8 inci maddede sayılan mercilere bildirir. Cumhuriyet Savcısı soruşturmaya başladığında ihbarı doğrulayan emareler bulduğu takdirde sanıktan, haksız edinilen malın kaçırıldığı yolunda delil ve emare elde edildiği takdirde sanığın ikinci dereceye kadar kan ve sıhri hısımları ile gelini ve damadından mal bildiriminde bulunmalarını ister. Bu istemin sanığa ve diğer ilgililere ulaştığı tarihten itibaren yedi gün içinde Cumhuriyet Savcısına mal bildiriminin verilmesi zorunludur. Soruşturmanın müfettiş veya muhakkik tarafından yapılması halinde müfettiş veya muhakkik de sanıktan ve yukarıda sayılan ilgililerden mal bildirimi isteminde bulunurlar. Bu 323 istemin sanık ve ilgililere ulaştığı tarihten itibaren yedi gün içinde müfettiş veya muhakkike mal bildiriminin verilmesi keza zorunludur. Cumhuriyet Savcısı, kamu davası açılmadan önce haksız edinildiği yolunda delil veya emare elde edilen para veya mal ile ilgili tedbirin alınmasını görevli mahkemeden veya para veya malın bulunduğu yer hukuk mahkemesinden isteyebilir. Bilgi verme zorunluluğu Madde 20 – Özel kanunlarında aksine bir hüküm bulunsa bile ilgili gerçek veya tüzel kişiler veya kamu kurum ve kuruluşları; bu Kanuna göre takip, soruşturma ve kovuşturmaya yetkili kişi, Maliye Bakanlığı Baş Hukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğü veya temsilcisi ve bu Kanundaki diğer mercilerce istenen bilgileri gecikmeksizin makul sürede eksiksiz vermek zorundadır. Aksine davranan kişiler hakkında bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir. Bu ceza, para cezasına veya tedbirlerden birine çevrilemez ve ertelenemez. Asker kişilerin soruşturması Madde 21 – Bu Kanunda yazılı suçların asker kişiler tarafından işlenmesi halinde soruşturmaları askeri savcılar tarafından bu Kanun hükümlerine göre yürütülür. BEŞİNCİ BÖLÜM Çeşitli Hükümler Yönetmelik Madde 22 – Mal bildiriminin şekli, düzenleniş biçimi, sayısı, neleri kapsayacağı ve merciine nasıl ulaştırılacağı hususları ile Kanunun uygulanması bakımından gerekli görülecek diğer konular, Kanunun yayımını izleyen altı ay içinde Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir ve bu yönetmelik Resmi Gazete’de yayımlanır. Kaldırılan hükümler Madde 23 – 9 Ağustos 1983 tarih ve 2871 sayılı Kamu Görevlileri ile ilgili Mal Bildirimi Kanunu ile bu Kanunun yürürlükten kaldırdığı Kanunlar ve 15.5.1930 tarih ve 1609 sayılı Bazı Cürümlerden Dolayı Memurlar ve Şerikleri Hakkında Takip ve Muhakeme Usulüne Dair Kanun yürürlükten kaldırılmıştır. 324 Geçici Madde 1 – Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihi takip eden bir ay içinde 2 nci maddede sayılanlar mal bildiriminde bulunurlar. Mal bildiriminde bulunmayan veya gerçeğe aykırı beyanda bulunanlar hakkında üçüncü bölümdeki ceza hükümleri uygulanır. Geçici Madde 2 – Bu Kanunun 2 nci maddesinde sayılanlardan 22 nci maddeye müsteniden çıkartılacak yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihe kadar 9 Ağustos 1983 tarih ve 2871 sayılı Kanuna göre hazırlanan beyannamenin alınmasına devam olunur. Geçici Madde 3 – Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce bu Kanunla kapsama yeni alınan suçlardan dolayı, Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkat Hükümlerine göre, kesinleşmiş lüzumu muhakeme veya meni muhakeme kararları hariç, yapılan tahkikat evrakı derhal ilgili Cumhuriyet Başsavcılıklarına gereği için tevdi olunur. Yürürlük Madde 24 – Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer. Yürütme Madde 25 – Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür. 325 326 3628 SAYILI KANUNUN GEREKÇESİ DÖNEM: 18 YASAMA YILI: 3 T. B. M. M. TUTANAK DERGİSİ CİLT : 44 104 üncü Birleşim 18.4.1990 Çarşamba İÇİNDEKİLER Sayfa I. — GEÇEN TUTANAK ÖZETİ II. — GELEN KÂĞITLAR III. — YOKLAMA IV. — BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI 4 5 6 6 A) GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR 6 1. — Kocaeli Milletvekili Ömer TÜRKÇAKAL’ın, çimento, toprak, kimya ve lastik sanayi işkollarındaki grev ve bu grevler sonucu ortaya çıkan duruma ilişkin gündem dışı konuşması ve Devlet Bakanı Kamuran İNAN’ın cevabı 6,12 B) TEZKERELER VE ÖNERGELER 12,15 1. — Avusturya’ya gidecek olan Devlet Bakam Güneş Taner’in dönüşüne kadar Devlet Bakanlığına, Devlet Bakanı H. Hüsnü Doğan’ın vekillik etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/1206) 12 327 Yasama Yılı : 3 Dönem: 18 (S. Sayısı: 356) T. B. M. M. Kırşehir Milletvekili Gökhan Maraş ye 4 Arkadaşının, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu Teklifi ve Adalet Komisyonu Raporu (2/200) T.B.M.M. Anavatan Partisi Grup Başkanlığı Sayı : 01-89/72 16.6.1989 TÜRKÎYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA Rüşvet ve Yolsuzlukla Mücadele Kanunu başlıklı teklifimiz gerekçesi ile birlikte ilişikte sunulmuştur. Saygılarımızla, Gökhan MARAŞ Kırşehir Şevki GÖĞÜSGER Kırşehir Mehmet ŞİMŞEK Konya Yılmaz SANİOĞLU Ordu Yasin BOZKURT Kars GENEL GEREKÇE Rüşvet ve yolsuzluk fiilleri Devleti zafiyete uğratan sosyal yaradır. Bunlarla mücadele için getirilen kanunlar cümlesinden olarak 9.8.1983 tarih ve 2871 sayılı Kamu Görevlileri ile İlgili Mal Bildirimi Kanunu uygulamada istenen sonucu sağlayamamıştır. Ayrıca zimmet, ihtilasen zimmet, irtikâp, rüşvet alıp verme, resmen vukubulan müzayede ve münakaşalara ve alım satıma fesat karıştırma, Devlet Hâriciyesine ait mahrem evrakı veya şifreleri ifşa ve ifşasına sebebiyet verme, gerek doğrudan doğruya, gerek memuriyet vazifesini suiistimal suretiyle kaçakçılık ve cürümlere iştirakten dolayı yapılacak takibatlarla Memurun Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkat hükümlerinin uygulanmasını kaldıran 15.5.1930 tarih ve 1609 sayılı Bazı Cürümlerden Dolayı Memurlar ve Şerikleri Hakkında Takip ve Muhakeme Usulüne Dair Kanun, mezkûr suçların failleri hakkında Cumhuriyet Savcılarınca doğrudan takibata geçilmesi imkânı getirmekle beraber, takibatı memurun atama merciinden izin alınması koşuluna bağlayan hükmü muvacehesinde, bu iznin verilmemesi halinde takibat yapılamaması sebebiyle, Kanunun etkinliği ve istisnai özelliği kalmamış bulunmaktadır. Bu itibarla, kamu görevlilerinin mal bildiriminde bulunmaları işlemlerine ve bununla ilgili müeyyidelere işlerlik kazandırmak, 1609 sayılı Kanunu yürürlükten kaldırarak, Cumhuriyet savcısına izin almadan takibat yetkisi vermek, rüşvet ve yolsuzlukla mücadele olaylarının aydınlatılmasına yardımcı olanlara ikramiye vermek ve bu suretle rüşvet ve yolsuzluklarla daha etkin mücadele edebilmek için bu Kanun teklifi hazırlanmış bulunmaktadır. 328 —2— MADDE GEREKÇELERİ Madde 1. Amaç maddesi olup, rüşvet ve yolsuzluklarla etkin şekilde mücadeleyi sağlayacak usul esasları düzenlemenin Kanunun amacı olduğu belirtilmektedir. Madde 2. Maddede, mal bildiriminde bulunmak mecburiyetinde olanlar gösterilmektedir. Madde 3. Maddede, haksız mal edinmenin tanımı yazılmaktadır. Madde 4. Bu maddede, mal bildirimine konu teşkil eden hususlar belirtilmektedir. Madde 5. Bu maddede, mal bildiriminde bulunma zorunluluğunda olan kişilerin, bu bildirimleri ne zaman yapacakları hususu düzenlenmektedir. Madde 6. Maddede, bildirimlerin yenileceği zaman gösterilmektedir. Buna göre mal Bildirimlerin sonu (0) ve (5) ile biten yılların en geç Şubat ayı sonuna kadar yenilenmeleri gerekmektedir. Madde 7. Maddede, mal bildirimlerinin verileceği merciler gösterilmektedir. Madde 8. Maddede, mal bildirimlerinin gizliliği esası getirilerek, ancak bildirimlerin muhtevası hakkında soruşturma ve yargılama yapacak mercilere bilgi verilebileceği bildirilmektedir. Madde 9. Maddede, süresinde mal bildiriminde bulunmama fiillerinin müeyyideleri düzenlenmektedir. Madde 10. Madde, mal bildirimlerini Kanundaki istisnalar dışında açıklayanlara veya bilgi verenlere cezaî müeyyide uygulanmasını düzenlemektedir. Madde 11. Maddede, gerçeğe aykırı beyanda bulunacaklara uygulanacak müeyyide getirilmektedir. Madde 12. Haksız mal edinme, mal kaçırma veya gizleme fiillerinin cezaları düzenlenmiştir. Madde 13. Maddede, haksız edinilmiş malların zoralımına ilişkin hükümler düzenlenmektedir. Madde 14. Maddeye göre, Kanunun 3 üncü bölümünde düzenlenmiş olan suçları işleyen suç faillerine ayrıca kamu hizmetlerinden yasaklanma cezası da hükmolunacaktır. Madde 15. Madde ile Kanunun 3 üncü bölümünde yazılı suçları işleyenlerin cezalarının tecil edilmemesi ve şahsî hürriyeti bağlayıcı nitelikte olanların paraya veya tedbire çevrilmemesi, Türk Ceza Kanununun 119 uncu maddesinin bu suçlarda uygulanamaması esası getirilmektedir. Madde 16. Maddede, bu Kanunun üçüncü bölümünde yazılı suçlarla, irtikâp, rüşvet alıp verme, ihtilas ve zimmete para geçirme, görev sırasında veya görevinden dolayı kaçakçılık, resmî ihale ve alım ve satımlara fesat karıştırma, Devlet sırlarının açıklanması veya açıklanmasına sebebiyet verme suçlarından veya bu suçlara iştirak etmekten sanık olanlar hakkında Memurun Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkat hükümlerinin uygulanmaması esası getirilmekte, bu hükmün istisnaları gösterilmektedir. Madde 17. Maddede, vatandaşlar tarafından yapılacak ihbarlarla müfettiş ve muhakkikler tarafından yapılacak suç duyurulan ile ilgili hükümler yer almaktadır. Madde 18. Maddede, Kanunun 14 üncü maddesinde belirtilen suçların soruşturulması usulü düzenlenmektedir. Türkiye Büyük Millet Meclisi (S. Sayısı: 356) 329 —3— Madde 19. Maddenin birinci fıkrasıyla, Bakanlar Kurulu kararı veya müşterek kararla atanmış memurlar bakımından mezkûr suçlardan dolayı soruşturma ve yargılama yetkisinin en yakın bir il merkezindeki adlî mercie ait bulunduğu belirtilmektedir. Bu memurların görevlerinin özelliği dikkate alınarak ve bulundukları mahal adlî merciince yargılanmaları halinde memuriyet nüfuz ve otoritelerine nakise gelmesi veya bunların tahkikatın veya davanın seyrine etkili olmaları ihtimaline binaen ayrı esasa bağlanmışlardır. Maddenin ikinci fıkrasında, bu suçların soruşturma veya kovuşturmalarının yer veya zaman kaydına bakılmaksızın 3005 sayılı Meşhut Suçların Muhakeme Usulü Kanununa göre yapılmaları esası getirilmektedir. Madde 20. Maddede, bu Kanuna göre yapılacak soruşturma ve kovuşturmalarda, özel ve kamu kuruluşlarının istenen bilgileri eksiksiz vermek zorunda oldukları belirtilmektedir. Madde 21. Askerî şahıslar bakımından askerî savcıların da bu Kanun hükümlerine göre soruşturma yapabilmelerini temin amacıyla madde düzenlenmiş bulunmaktadır. Madde 22. Maddeye göre, muhbir ikramiyesi ancak 14 üncü maddede yazılı suçlan Cumhuriyet Başsavcılığına ihbar edenlere ödenecek, Cumhuriyet Başsavcılığı dışındaki mercilere yapılacak ihbarlar ikramiyeye hak kazandırmayacaktır. Madde 23. Maddede ikramiyenin kapsamı, hesaplanması ve ödenmesi gösterilmektedir. Madde 24. Yönetmelik maddesidir. Madde 25. Yürürlükten kaldırılan kanunlar belirtilmektedir. Geçici Madde 1. Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir ay içinde mal bildiriminde bulunma zorunluluğu getirilmekte ve bulunmayanlara uygulanacak hükümler belirtilmektedir. Geçici Madde 2. Bu Kanuna göre yeni yönetmelik çıkıncaya kadar, eski yönetmeliğe göre hazırlanan beyannamelerin alınmasına devam olunacağı esası getirilmektedir. Geçici Madde 3. Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce, bu Kanunla kapsama yeni alınan suçlardan dolayı, haklarında Memurun Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkat hükümlerine göre, kesinleşmiş olan lüzumu muhakeme veya men’i muhakeme kararlan hariç, yapılmakta olan tahkikat evrakı derhal ilgili Cumhuriyet savcılıklarına gereği için tevdi olunacaktır. Kesinleşmiş olan lüzumu muhakeme veya men’i muhakeme kararları hakkında mevcut hükümlerine göre işlem yapılacağı tabiidir. Madde 26. Yürürlük maddesidir. Madde 27. Yürütme maddesidir. Türkiye Büyük Millet Meclisi 330 (S. Sayısı: 356) —4— Adalet Komisyonu Raporu Türkiye Büyük Mîllet Meclisi 25.1.1990 Adalet Komisyonu Esas No. : 2/200 Karar No. : 17 TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA Komisyonumuzca Alt Komisyona havale edilmiş olan, Kırşehir Milletvekili Gökhan Maraş ve 4 Arkadaşının; Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu Teklifi Adalet Bakanlığı temsilcilerinin ve Teklif sahibinin de katılmalarıyla alt komisyonun hazırlamış olduğu rapor ve metin de dikkate alınarak incelenip görüşülmüş ve maddeler üzerinde yapılan kabul, ilave ve değişiklikler sırasıyla aşağıda açıklanmıştır. 1. Kanun Teklifi genel olarak mal bildiriminde bulunmayı ve bunun müeyyidelerini düzenlemektedir. Ancak, mevcut başlığı itibarı ile her mal bildiriminde bulunan kişinin rüşvet ve yolsuzluğa karıştığı gibi bir intiba uyanmaktadır. Bu yanlış anlamayı önlemek ve teklifin içeriği ile uygunluğu sağlamak amacıyla teklif başlığı “Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu Teklin” şeklinde değiştirilmiştir. 2. Teklifin 1 inci maddesinde yer alan “kamu görevlilerinin” ibaresi kamu görevlisi olmayanları da kapsaması açısından “bu Kanunda sayılanların”, “memurlar” kelimesi kapsamı genişletmek amacıyla “kamu görevlileri” şeklinde değiştirilmiştir. 3. Teklifin 2 nci maddesinin (a) bendinde yer alan “Türkiye Büyük Millet Meclisi Üyeleri ile Bakanlar Kurulu Üyeleri” ibaresi genel ve mahallî idareler seçimleri ile birlikte Türkiye Büyük Millet Meclisinin kendi içinde yaptığı seçim neticesinde kamu görevine seçilenlerin tamamını kapsaması amaçlanarak “her tür seçimle işbaşına gelen kamu görevlileri ve dışarıdan atanan Bakanlar Kurulu Üyeleri” şeklinde değiştirilmiş ancak, muhtarlar ve ihtiyar heyeti üyeleri bendin kapsamı dışında tutulmuştur. Maddenin (d) bendinde redaksiyon yapılmış ve yaptıkları görevin önemi sebebiyle madde kapsamına alınması gerekenler için maddeye bir (0 bendi ile özel kanunlarına göre mal bildiriminde bulunmak zorunda olanları da bu Kanun kapsamına dahil etmek üzere bir fıkra eklenmiştir. 4. Teklife, Milletlerarası protokol ve nezaket kaideleri gereği yabancı devletlerden kamu görevlilerine verilen hediyelere açıklık getiren ve bunlardan hangilerinin hazineye intikal edeceğini gösteren “Hediye” başlıklı 3 üncü madde eklenmiştir. 5. Teklifin 3 üncü maddesi 4 üncü madde olarak aynen kabul edilmiştir. 6. Teklifin 4 üncü maddesinde yer alan “usûl ve fürularına, ikinci dereceye kadar (bu derece dahil) kan ve sihri hısımlarına, evlat edinen ile evlatlığına” ibaresi “velayetleri altındaki çocuklarına” şeklinde değiştirilmiş ve 5 inci madde olarak kabul edilmiştir. 7. Teklifin 5 inci maddesi 6 ncı madde, 6 ncı maddesi 7 nci madde olarak aynen kabul edilmiştir. 8. Teklifin 2 nci maddesinde yapılan ilavelere paralel olarak teklifin 7 nci maddesinde de gerekli düzenlemeler yapılmış ve 8 inci madde olarak kabul edilmiştir. Türkiye Büyük Millet Meclisi (S. Sayısı: 356) 331 —5— 9. Teklifin 8 inci maddesi, mal bildirimindeki bilgiler ve kayıtlar esas alınarak içeriği hakkında yayında bulunulamayacağına ilişkin bir cümle ilave edilerek yeniden düzenlenmiş ve 9 uncu madde olarak kabul edilmiştir. 10. Teklifin 9 uncu maddesinde mal bildiriminde bulunmayanlara hangi mercice ihtarda bulunulacağı ve ihtar üzerine kaç gün içinde mal bildiriminde bulunulacağı konularına açıklık getirilmiş ve ilk fıkradaki hapis cezasının azamî haddi, cezalar arasında uyum sağlamak amacıyla altı aydan üç aya indirilmiş, ve 10 uncu madde olarak kabul edilmiştir. 11. Teklifin 10 uncu maddesinin başlığı diğer maddelerde yapılan değişiklik doğrultusunda “Gerçeğe aykırı açıklama” olarak değiştirilmiş ve madde metninde madde numaralarının kayması sebebiyle gerekli düzeltme yapılarak 11 inci madde olarak kabul edilmiştir. 12. Teklifin 11 inci maddesi 12 nci, 12 nci maddesi 13 üncü ve 13 üncü maddesi 14 üncü madde olarak aynen kabul edilmiştir. 13. Teklifin 14 üncü maddesinde madde numaralarının kayması nedeniyle gerekli düzeltme yapılmış, ayrıca 10 uncu madde hükümlerine göre cezalandırılanlar bu madde kapsamı dışında bırakılmış ve 15 inci madde olarak kabul edilmiştir. 14. Teklifin 15 inci maddesinde 14 üncü maddede yapılan değişikliğe paralel olarak 10 uncu maddenin birinci fıkrası madde kapsamından çıkarılmış ve 16 nci madde olarak kabul edilmiştir. 15. Teklifin dördüncü bölüm başlığında redaksiyon yapılmış ve 16 nci madde 17 nci madde olarak aynen kabul edilmiştir. 16. Teklifin 17 nci maddesinin ikinci Arkasındaki “Bakanlıktan” kelimesi “merciden” şeklinde düzeltilmiş ve maddeye ihbar konusu müsnet suç hakkında dava açılıncaya kadar bilgi vermeyi ve yayın yapmayı yasaklayan bir fıkra eklenmiş ve 18 inci madde olarak kabul edilmiştir. 17. Teklifin 18 ve 19 uncu maddeleri soruşturma usulünü düzenlemeleri sebebiyle tek başlık altında birleştirilmiş ve 19 uncu madde olarak kabul edilmiştir. Ayrıca, ikinci dereceye kadar kan ve sihri hısımlar ile gelin ve damatlardan soruşturmaya başlandıktan sonra Cumhuriyet Savası tarafından mal bildiriminde bulunmalarının istenmesini sağlamak amacıyla gerekli düzenleme yapılmıştır. 18. Teklifin 20 nci maddesine, istenen bilgileri vermeyen kişilere uygulanacak müeyyideyi göstermek amacıyla bir cümle eklenmiştir. 19. Teklifin 21 inci maddesine açıklık getirmek amacıyla madde başlığı ile birlikte yeniden düzenlenmiştir. 20. Teklifin “Muhbir ikramiyesi” başlıklı beşinci bölümü muhbire ikramiye ödenmesinin doğurabileceği sonuçlar göz önüne alınarak teklif metninden çıkarılmıştır. 21. Teklifin 24 ve 25 inci maddeleri 22 ve 23 üncü madde olarak, Geçici 1, Geçici 2 ve Geçici 3 üncü maddeleri aynen, 26 ncı maddesi 24, 27 nci maddesi 25 inci madde olarak kabul edilmiştir. Raporumuz Genel Kurulun onayına sunulmak üzere saygı ile arz olunur. Türkiye Büyük Millet Meclisi (S. Sayısı: 356) 332 —6— Başkan Alpaslan Pehlivanlı Ankara Sözcü A. Reyhan Sakalltoğlu Sakarya Üye Mehmet Çevik Ankara Üye Beytullah Mehmet Gazioğlu Bursa (imzada bulunamadı) Üye Mehmet Pürdeloğhı Hatay Üye Ali Haydar Erdoğan İstanbul (2-3-9-10-11-17 maddelere muhalifim) Üye Burhan Cahit Gündüz İzmir Üye Mehdin Işık Muş (imzada bulunamadı) Üye Güneş Gürseker Tekirdağ (2-3-9-10-11-17 maddelere karşıyım) Başkan Vekili Gökhan Maraş Kırşehir Katip Ali Pınarbaşı Konya Üye Hasan Namal Antalya (Muhalefet şerhim eklidir) Üye Hasan Tanrıöver Gaziantep Üye Rüştü Kâzım Yücelen İçel Üye Ömer Türkçakal Kocaeli (2-3-9-10-11-17 maddelere muhalifim) Üye Murat Basesgioğlu Kastamonu Üye İhsan Nuri Topkapı Ordu (Mevcut yasa hükümleri muvacehesinde yeni yasa çıkarılmasına muhalifim) Üye Orhan Veli Yıldırım Tunceli (2-3-9-10-11-17 maddelere muhalifim) KARŞI OY YAZISI Teklifin 2 nci maddesinin (a) bendinin Milletvekilleri, Bakanlar Kurulu Üyeleri ve Cumhurbaşkanı olarak düzeltilmesi ve yine aym maddenin (e) bendinde yer alan ve gelir vergisi mükelleflerinin bu maddeden çıkarılması yönünden, 3 üncü maddede bazı kamu görevlilerine dış Ülkelerden verilen hediyeler düzenlendiği halde, Türkiye içerisinde kamu görevlilerine hudutları rüşvete varacak şekilde olan hediyelere yer verilmemesine, 5 inci maddede mal bildireceklerin kapsamının dar tutulmasına ve Yürürlük maddesine, yayımı tarihinden değil, 12 Eylül 1980 tarihi olarak değiştirilmesi gerektiğine dair karşı oy yazımdır. 22.1.1990 Türkiye Büyük Millet Meclisi (S. Sayısı: 356) Hasan Namal Antalya 333 —8— KIRŞEHİR MİLLETVEKİLİ GÖKHAN MARAŞ VE 4 ARKADAŞININ TEKLİFİ Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu Teklifi BİRİNCİ BÖLÜM Genel Hükümler Amaç MADDE 1. — Bu kanunun amacı, rüşvet ve yolsuzluklarla mücadele cümlesinden olarak; kamu görevlilerinin mal bildiriminde bulunmalarını, bildirimlerin yenilenmesini, mal edinmelerin denetimiyle, haksız mal edinme veya gerçeğe aykırı bildirimde bulunma halinde uygulanacak hükümleri, bu Kanunda belirlenen suçlarla bazı suçlardan dolayı memurlar ve suç ortaklan hakkında takip ve muhakeme usulünü, haksız mal edinenlerle bazı suç faillerini ihbar edenlere ödenecek ikramiye ile ilgili usul ve esasları düzenlemektir. Mal bildiriminde bulunacaklar MADDE 2. — a) Türkiye Büyük Millet Meclisi Üyeleri ile Bakanlar Kurulu üyeleri, b) Noterler, c) Türk Hava Kurumunun genel yönetim ve merkez denetleme kurulu üyeleri ile genel merkez teşkilatında ve Türk Kuşu Genel Müdürlüğünde, Türkiye Kızılay Derneğinin merkez kurullarında ve genel müdürlük teşkilatında görev alanlar, d) Genel ve katma bütçeli daireler, il özel idareleri, belediyeler ve bunlara bağlı kuruluş veya alt kuruluşlarda, kamu iktisadî teşebbüsleri ve kuruluş ve alt kuruluşlarında, özel kanunlarla veya özel kanunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulan ve kamu hizmeti gören kurum ve kuruluşlar ile bunların alt kuruluşlarında veya komisyonlarında aylık, ücret ve ödenek almak suretiyle kamu hizmeti gören memurları, işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri ile yönetim ve denetim kurulu üyeleri, e) Kamu Kurumu niteliğinde meslek kuruluşlarında görevli olanlar ile bunların yönetim ve denetim kurulu üyeleri, Mal bildiriminde bulunmak zorundadırlar. Türkiye Büyük Millet Meclisi 334 (S. Sayısı: 356) —9— ADALET KOMİSYONUNUN KABUL ETTİĞİ METİN Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu Teklifi BİRİNCİ BÖLÜM Genel Hükümler Amaç MADDE 1. — Bu Kanunun amacı, rüşvet ve yolsuzluklarla mücadele cümlesinden olarak; bu Kanunda sayılanların mal bildiriminde bulunmalarını, bildirimlerin yenilenmesini, mal edinmelerin denetimiyle, haksız mal edinme veya gerçeğe aykırı bildirimde bulunma halinde uygulanacak hükümleri, bu Kanunda belirlenen suçlarla bazı suçlardan dolayı kamu görevlileri ve suç ortakları hakkında takip ve muhakeme usulünü düzenlemektir. Mal bildiriminde bulunacaklar MADDE 2. — a) Her tür seçimle iş başına gelen kamu görevlileri ve dışarıdan atanan Bakanlar Kurulu üyeleri, (Muhtarlar ve ihtiyar heyeti üyeleri hariç) b) Noterler, c) Türk Hava Kurumunun genel yönetim ve merkez denetleme kurulu üyeleri ile genel merkez teşkilatında ve Türk Kuşu Genel Müdürlüğünde, Türkiye Kızılay Derneğinin merkez kurullarında ve Genel Müdürlük teşkilatında görev alanlar ve bunların şube başkanları, d) Genel ve katma bütçeli daireler, il özel idareleri, belediyeler ve bunlara bağlı kuruluş veya alt kuruluşlarda, kamu iktisadî teşebbüsleri (İktisadî devlet teşekkülleri ve kamu iktisadî kuruluşları) ile bunlara bağlı müessese, bağlı ortaklık ve işletmelerde, özel kanunlarla veya özel kanunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulan ve kamu hizmeti gören kurum ve kuruluşlar ile bunların alt kuruluşlarında veya komisyonlarında aylık, ücret ve ödenek almak suretiyle kamu hizmeti gören memurları, işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri ile yönetim ve denetim kurulu üyeleri, e) Kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşlarında görevli olanlar ile bunların yönetimi ve denetim kurulu üyeleri, f) Siyasî parti genel başkanları, vakıfların idare organlarında görev alanlar, kooperatiflerin ve birliklerinin başkanları, yönetim kurulu üyeleri ve genel müdürleri, yeminli malî müşavirler, kamu yararına sayılan dernek yönetici ve deneticileri, Mal bildiriminde bulunmak zorundadırlar. Özel Kanunlarına göre mal bildiriminde bulunmak zorunda olanlar da bu Kanun hükümlerine tabidir. Hediye MADDE 3. — Yukarıdaki maddede sayılan kamu görevlileri, milletlerarası protokol, mücamele veya nezaket kaideleri uyarınca veya diğer herhangi bir sebeple, yabancı devletlerden, milletlerarası kuruluşlardan, sair milletlerarası hukuk tüzelkişiliklerinden, Türk uyruğunda olmayan herhangi bir özel veya tüzelkişi veya kuruluştan; aldıkları tarihteki değeri on aylık net asgarî ücret toplamını aşan hediye veya hibe niteliğindeki eşyayı aldıkları tarihten itibaren bir ay içinde kendi kurumlarına teslim etmek zorundadırlar. Ancak, imzalı hatıra fotoğraflarının çerçeveleri bu madde hükümlerine dahil değildir. Hediyelerin bedellerinin tespiti çıkarılacak yönetmeliğe göre Maliye ve Gümrük Bakanlığınca yapılır. Türkiye Büyük Millet Meclisi (S. Sayısı: 356) 335 — 10 — (Kırşehir Milletvekili Gökhan Maraş ve 4 Arkadaşının Teklifi) Haksız mal edinme MADDE 3. — Kanuna veya genel ahlaka uygun olarak sağlandığı, ispat edilmeyen mallar veya ilgilinin sosyal yaşantısı bakımından geliriyle uygun olduğu kabul edilemeyecek harcamalar şeklinde ortaya çıkan artışlar, bu Kanunun uygulanmasında haksız mal edinme sayılır. İKİNCİ BÖLÜM Mal Bildirimleri Bildirimlerin konusu MADDE 4. — Bu Kanun kapsamına giren görevlilerin kendilerine, eşlerine, usul ve firularına, 2 nci dereceye kadar (bu derece dahil) kan ve sıhrî hısımlarına, evlat edinen ile evlatlığına ait bulunan taşınmaz malları ile görevliye yapılan aylık net ödemenin, ödeme yapılmayan görevlilerin ise 1 inci derece devlet memurlarına yapılan aylık net ödemenin beş katından fazla tutarındaki her biri için ayrı olmak üzere, para hisse senetleri ve tahviller ile altın, mücevher ve diğer taşınır malları, hakları, alacaklıları ve gelirleriyle bunların kaynakları, borçları ve sebepleri mal bildiriminin konusunu teşkil eder. Bildirimin zamanı MADDE 5. — Mal Bildirimlerinin; a) Bu Kanun kapsamındaki göreve atanmada, göreve giriş için gerekli belgelerle, b) Bakanlar Kurulu Üyeliğine atamalarda, atamayı izleyen bir ay içinde, c) Seçimle gelinen görevlerde seçimin kesinleşmesi tarihini izleyen 2 ay içinde, d) Mal varlığında önemli bir değişiklik olduğunda bir ay içinde, e) Yönetim ve Denetim Kurulu üyelikleri ile komisyon üyeliklerine seçim ve atamalarda göreve başlama tarihini izleyen bir ay içinde f) Görevin sona ermesi halinde, ayrılma tarihini izleyen bir ay içinde Verilmesi zorunludur. (a) Bendinde yazılı bildirim verilmedikçe göreve atama yapılamaz. Bildirimin yenilenmesi MADDE 6. — Bu Kanun kapsamındaki görevlere devam edenler, sonu (0) ve (5) ile biten yılların en geç Şubat ayı sonuna kadar bildirimlerini yenilerler. Yeni bildirimler yetkili merci tarafından daha önceki bildirimler ile karşılaştırılırlar. Bildirimlerin verileceği merciler MADDE 7. — Bildirimlerin verileceği merciler şunlardır: a) Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Bakanlar Kurulu üyeleri için TBMM Başkanlığı, b) Kamu kurum ve kuruluşlarında görevli personel için özlük işleriyle ilgili sicil ve belge raporlarının bulunduğu makam veya merci, c) Kurum, teşekkül ve kuruluşların genel müdürleri, yönetim ve denetim kurulu için ilgili Bakanlık, d) Yüksek mahkemeler üyeleri için mahkemenin başkanı, e) Noterler için Adalet Bakanlığı, Türkiye Büyük Millet Meclisi 336 (S. Sayısı: 356) — 11 — (Adalet Komisyonunun Kabul Ettiği Metin) Haksız mal edinme MADDE 4. — Kanuna veya genel ahlâka uygun olarak sağlandığı ispat edilmeyen mallar veya ilgilinin sosyal yaşantısı bakımından geliriyle uygun olduğu kabul edilemeyecek harcamalar şeklinde ortaya çıkan artışlar, bu Kanunun uygulanmasında haksız mal edinme sayılır. İKİNCİ BÖLÜM Mal Bildirimleri Bildirimlerin konusu MADDE 5. — Bu Kanun kapsamına giren görevlilerin kendilerine, eşlerine ve velayetleri altındaki çocuklarına ait bulunan taşınmaz malları ile görevliye yapılan aylık net ödemenin, Ödeme yapılmayan görevlilerine ise, 1 inci derece Devlet Memurlarına yapılan aylık net ödemenin beş katından fazla tutarındaki her biri için ayrı olmak üzere, para, hisse senetleri ve tahviller ile altın, mücevher ve diğer taşınır malları, hakları, alacakları ve gelirleriyle bunların kaynakları, borçları ve sebepleri mal bildiriminin konusunu teşkil eder. Bildirimin zamanı MADDE 6. — Mal Bildirimlerinin; a) Bu Kanun kapsamındaki göreve atanmada, göreve giriş için gerekli belgelerle, b) Bakanlar Kurulu üyeliğine atanmalarda, atamayı izleyen bir ay içinde, c) Seçimle gelinen görevlerde seçimin kesinleşmesi tarihini izleyen iki ay içinde, d) Mal varlığında önemli bir değişiklik olduğunda bir ay içinde, e) Yönetim ve denetim kurulu üyelikleri ile komisyon üyeliklerine seçim ve atamalarda göreve başlama tarihini izleyen bir ay içinde, f) Görevin sona ermesi halinde, ayrılma tarihini izleyen bir ay içinde, Verilmesi zorunludur. (a) bendinde yazılı bildirim verilmedikçe göreve atama yapılamaz. Bildirimin yenilenmesi MADDE 7. — Bu Kanun kapsamındaki görevlere devam edenler, sonu (0) ve (5) ile biten yılların en geç Şubat ayı sonuna kadar bildirimlerini yenilerler. Yeni bildirimler yetkili merci tarafından daha önceki bildirimler ile karşılaştırılırlar. Bildirimlerin verileceği merciler MADDE 8. — Bildirimlerin verileceği merciler şunlardır : a) Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Bakanlar Kurulu Üyeleri için Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı, b) Kamu kurum ve kuruluşlarında görevli personel için özlük işleriyle ilgili sicil ve belgeler raporlarının bulunduğu makam veya merci, c) Kurum, teşebbüs, teşekkül ve kuruluşların Genel Müdürleri, yönetim ve denetim kurulu için ilgili Bakanlık, d) Yüksek mahkemeler üyeleri için mahkemenin başkanı, e) Noterler için Adalet Bakanlığı, Türkiye Büyük Millet Meclisi (S. Sayısı: 356) 337 — 12 — (Kırşehir Milletvekili Gökhan Maraş ve 4 Arkadaşının Teklifi) f) Diğer kurum ve kuruluşların memur ve hizmetlileri için atamaya yetkili makam veya mercii, g) Türk Hava Kurumu ile Türkiye Kızılay Derneğinde görev alanlar için kurum ve dernek genel başkanlığı, h) Kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşlarında görevli olanlar kurum başkanlığı, i) Görevlerinden ayrılanlar için bu görevlerinde iken bildirimlerini vermeleri gereken makam veya mercii Bildirimlerin gizliliği, MADDE 8. — Mal bildirimleri, özej kanunlardaki hükümler saklı kalmak kaydı ile görevlinin sicil dosyasında saklanır. Bildirimlerin muhtevası hakkında, soruşturma veya yargıların yapmaya yetkili merciler hariç hiçbir şekilde açıklama yapılamaz ve bilgi verilemez. ÜÇÜNCÜ BÖLÜM Ceza Hükümleri Süresinde mal bildiriminde bulunmama MADDE 9. - 5 inci maddede belirtilen sürelerde mal bildiriminde bulunmayana ihtarda bulunulur. İhtara rağmen bildirimde bulunmayana bir aydan 6 aya kadar hapis cezası verilir. Soruşturma ile ilgili olarak verilen süre zarfında mal bildiriminde bulunmayana 3 aydan 1 yıla kadar hapis cezası verilir. Gizliliğe uymama MADDE 10. — Mal bildiriminin muhtevası hakkında 8 inci madde hükmü dışında açıklama yapan veya bilgi yeren 3 aydan 1 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Gerçeğe aykırı bildirimde bulunma, MADDE 11. — Kanunen daha ağır bir cezayı gerektirmediği takdirde gerçeğe aykırı bildirimde bulunana 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası verilir. Türkiye Büyük Millet Meclisi 338 (S. Sayısı: 356) — 13 — (Adalet Komisyonunun Kabul Ettiği Metin) f) Diğer kurum ve kuruluşların memur ve hizmetlileri için atamaya yetkili makam veya mercii, g) Türk Hava Kurumu ile Türkiye Kızılay Derneğinde görev alanlar için kurum ve dernek genel başkanlığı, h) Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarında görevli olanlar için kurum başkanlığı, bunlann yönetim ve denetim kurulu üyeleri için ilgili bulunduktan Bakanlıklar, i) Görevlerinden ayrılanlar için bu görevlerinde iken bildirimlerini vermeleri gereken makam veya merci, j) Siyasî parti genel başkanları için \argıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, k) Kooperatifler ve birliklerin başkanları, yönetim kurulu üyeleri ve genel müdürleri için kooperatiflerin ve birliklerin denetimlerinin yapıldığı kuruluşlar, 1) Yeminli malî müşavirler için Maliye ve Gümrük Bakanlığı, m) Türk Hava Kurumunun, Türk Kızılay Derneğinin ve kamu yararına sayılan derneklerin genel yönetim ve merkez denetleme kurulu üyeleri için İçişleri Bakanlığı, bunların şube başkanları için bulunduktan ti Valilikleri, n) İl Genel Meclisi Üyeleri için Valiler, Belediye Meclis Üyeleri için Belediye Başkanları, Belediye Başkanları için İçişleri Bakanlığı, o) Mal bildirimi verecek son merciler için, kendi kuruluşlarının özlük işleri ile ilgili makam veya merci, Görevleri sebebiyle birden fazla mal bildiriminde bulunması gerekenler aslî görevlerinden dolayı bir tek mal bildiriminde bulunurlar. Bildirimlerin gizliliği MADDE 9. — Mal bildirimleri, özel kanunlardaki hükümler saklı kalmak kaydıyla görevlinin sicil dosyasında saklanır. Bildirimlerin içeriği hakkında, 20 nci madde hükmü dışında hiçbir şekilde açıklama yapılamaz ve bilgi verilemez. Ayrıca mal bildirimlerindeki bilgiler ve kayıtlar esas alınarak içeriği hakkında yayında bulunulamaz. ÜÇÜNCÜ BÖLÜM Ceza Hükümleri MADDE 10. — 6 nci maddede belirtilen sürelerde mal bildiriminde bulunmayana bildirimlerin verileceği mercilerce ihtarda bulunulur. İhtarın kendisine tebliğinden itibaren otuz gün içinde mazeretsiz olarak bildirimde bulunmayana üç aya kadar hapis cezası verilir. Soruşturma ile ilgili olarak verilen süre zarfında mal bildiriminde bulunmayana üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir. Gerçeğe aykırı açıklama MADDE 11. Mal bildiriminin muhtevası hakkında 9 uncu maddeye aykırı davranan üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Gerçeğe aykırı bildirimde bulunma MADDE 12. — Kanunen daha ağır bir cezayı gerektirmediği takdirde gerçeğe aykırı bildirimde bulunana altı aydan üç yıla kadar hapis cezası verilir. Türkiye Büyük Millet Meclisi (S. Sayısı: 356) 339 — 14 — (Kırşehir Milletvekili Gökhan Maraş ve 4 Arkadaşının Teklifi) Haksız mal edinme, mal kaçırma veya gizleme MADDE 12. — Kanunen daha ağır bir cezayı gerektirmediği taktirde haksız mal edinene 3 yıldan 5 yıla kadar hapis ve S milyon liradan 10 milyona kadar ağır para cezası verilir. Haksız edinilen malı kaçıran veya gizleyene de aynı ceza verilir. Zoralım MADDE 13. — Haksız edinilmiş olan malların zoralımına hükmolunur. Bu malların elde edilememesi veya bir malın tümünün haksız mal edinme konusu teşkil etmemesi sebepleri ile zoralımın mümkün olmadığı hallerde haksız edinilen değere eşit bedelinin hazineye ödenmesine karar verilir. Bu bedel, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun Hükümlerine göre tahsil olunur. Kamu hizmetlerinden yasaklanma MADDE 14. — Bu Kanunun 9,10,11 inci maddeler hükümleri ile cezalandırılanlara ceza süresi kadar; 12 inci madde hükmüne göre cezalandırılanlara müebbeten kamu hizmetlerinden yasaklanma cezasına hükmolunur. Tecil, paraya çevirme ve ön ödeme yasağı MADDE 15. — Bu bölümde yazılı olan cezalar tecil edilemez, şahsî hürriyeti bağlayıcı olanlar para veya tedbire çevrilemez, failleri hakkında Türk Ceza Kanununun 119 uncu maddesi hükümleri uygulanamaz. DÖRDÜNCÜ BÖLÜM Bu Kanunun Üçüncü Bölümdeki Suçlar ile Bazı Suçlardan Dolayı Takip ve Yargılama Usulü Suçlar MADDE 16. — Bu Kanunun 3 üncü bölümde yazılı suçlarla, irtikâp, rüşvet, ihtilas ve zimmete para geçirme, görev sırasında veya görevinden dolayı kaçakçılık, resmî ihale ve alım ve satımlara fesat karıştırma, devlet sırlarının açıklanması veya açıklanmasına sebebiyet verine suçlarından veya bu suçlara iştirak etmekten sanık olanlar hakkında memurun muhakematı hakkında kanunu muvakkat hükümleri uygulanmaz. Yukarıdaki fıkra hükmü müsteşarlar, valiler ve kaymakamlar hakkında uygulanamaz. Görevleri veya sıfatları sebebi ile özel soruşturma ve kovuşturma usulüne tabiî olan sanıklarla ilgili kanun hükümleri saklıdır. Suçun ihbarı MADDE 17. — Yukarıdaki maddede yazılı suçlara ilişkin ihbarlar doğrudan Cumhuriyet Başsavcılıklarına yapılır, ihbar üzerine derhal bir ihbar tutanağı düzenlenir ve bir örneği muhbire verilir. Acele ve gecikmesinde sakınca umulan hallerde tutanak düzenlenmesi sonraya bırakılabilir. Muhbirlerin kimlikleri, rızaları olmadıkça açıklanmaz. Türkiye Büyük Millet Meclisi 340 (S. Sayısı: 356) — 15 — (Adalet Komisyonunun Kabul Ettiği Metin) Haksız mal edinme, mal koçuma veya gizleme MADDE 13. — Kanunen daha ağır bir cezayı gerektirmediği takdirde haksız mal edinene üç yıldan beş yıla kadar hapis ve beş milyon liradan on milyon liraya kadar ağır para cezası verilir. Haksız edinilen malı kaçıran veya gizleyene de aynı ceza verilir. Zoralım MADDE 14. — Haksız edinilmiş olan malların zoralımına hükmolunur. Bu malların elde edilememesi veya bir malın tümünün haksız mal edinme konusu teşkil etmemesi sebepleri ile zoralımın mümkün olmadığı hallerde haksız edinilen değere eşit bedelinin hazineye ödenmesine karar verilir. Bu bedel, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun Hükümlerine göre tahsil olunur. Kamu hizmetlerinden yasaklanma MADDE 15. — Bu Kanunun 11 ve 12 nci maddeler hükümleri ile cezalandırılanlara ceza süresi kadar; 13 üncü madde hükmüne göre cezalandırılanlara müebbeten kamu hizmetlerinden yasaklanma cezası hükmolunur. Tecil, paraya çevirme ve ön ödeme yasağı MADDE 16. — Bu bölümde yazılı olan cezalar 10 uncu maddenin birinci fıkrası hariçtecil edilemez, şahsî hürriyeti bağlayıcı olanlar para veya tedbire çevrilemez, failleri hakkında Türk Ceza Kanununun 119 uncu maddesi hükümleri uygulanamaz. DÖRDÜNCÜ BÖLÜM Bu Kananda Yazılı Suçlar İle Bazı Suçlardan Dolayı Soruşturma Usulü Soruşturma MADDE 17. — Bu Kanunda yazılı suçlarla, irtikâp, rüşvet, ihtilas ve zimmete para geçirme, görev sırasında veya görevinden dolayı kaçakçılık, resmî ihale ve alım ve satımlara fesat karıştırma, Devlet sırlarının açıklanması veya açıklanmasına sebebiyet verme suçlarından veya bu suçlara iştirak etmekten samk olanlar hakkında Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkat Hükümleri uygulanmaz. Yukarıdaki fıkra hükmü müsteşarlar, valiler ve kaymakamlar hakkında uygulanamaz. Görevleri veya sıfatları sebebi ile özel soruşturma ve kovuşturma usulüne tabi olan sanıklarla ilgili kanun hükümleri saklıdır. Suçun ihbarı MADDE 18. — Yukarıdaki maddede yazılı suçlara ilişkin ihbarlar doğrudan Cumhuriyet Başsavcılıklarına yapılır, thbar üzerine derhal bir ihbar tutanağı düzenlenir ve bir örneği muhbire verilir. Acele ve gecikmesinde sakınca umulan hallerde tutanak düzenlenmesi sonraya bırakılabilir. Muhbirlerin kimlikleri, rızaları olmadıkça açıklanmaz. Türkiye Büyük Millet Meclisi (S. Sayısı: 356) 341 — 16 — (Kırşehir Milletvekili Gökhan Maraş ve 4 Arkadaşının Teklifi) Bu suçlardan dolayı müfettiş ve muhakkikler ve soruşturma neticesinde delil veya emare elde ettikleri takdirde, işi yetkili ve görevli Cumhuriyet Başsavcılığına ihbar ve evrakı tevdi ederler. Cumhuriyet Başsavcılığı müfettiş ve muhakkikler tarafından kendisine tevdiine lüzum görülmediği halde dahi evrakın taalluk ettiği iş hakkında soruşturma yapmak üzere gerekçe göstererek evrakı ait olduğu bakanlıktan isteyebilir. 14 üncü maddede yazılı suçlardan dolayı delil veya emare elde eden müfettiş ve muhakkikler durumu yetkili ve görevli Cumhuriyet Başsavcılığına ihbar ve evrakı tevdi etmedikleri takdirde bunlar hakkında da yapılacak takibattan dolayı memurin muhakematı hakkında kanunu muvakkat hükümleri uygulanmaz. Soruşturma usulü MADDE 18. — Cumhuriyet Savası 14 üncü maddede yazılı suçların işlendiğini öğrendiğinde sanıklar hakkında doğrudan doğruya ve bizzat soruşturmaya başlamakla beraber durumu atamaya yetkili amirine veya 7 nci maddede sayılan mercilere bildirir. Cumhuriyet Savcısı soruşturmaya başladığında sanıktan mal bildiriminde bulunmasını ister. Bu istemin sanığa ulaştığı tarihten itibaren yedi gün içinde Cumhuriyet Savcısına mal bildiriminin verilmesi zorunludur. Soruşturmanın müfettiş veya muhakkik tarafından yapılması halinde müfettiş veya muhakkik de ilgiliden mal bildirimi isteminde bulunurlar. Bu istemin ilgiliye ulaştığı tarihten itibaren yedi gün içinde müfettiş veya muhakkike mal bildiriminin verilmesi keza zorunludur. Cumhuriyet savcısı, kamu davası açılmadan önce haksız edinildiği yolunda delil veya emare elde edilen para veya mal ile ilgili tedbirin alınmasını görevli mahkemeden veya para veya malın bulunduğu yer hukuk mahkemesinden isteyebilir. Yetki MADDE 19. —Bakanlar Kurulu Kararı veya müşterek kararla atanan memurlar hakkında Devlet Güvenlik Mahkemesinin görevine giren suçlar hariç yukarıda yazılı suçlardan dolayı soruşturma ve kovuşturmalar görevli bulundukları yere en yakın il merkezinde yapılır. Yukarıda yazılı suçları işleyenler hakkında yapılacak soruşturma ve kovuşturmalar yer ve zaman kaydına bakılmaksızın 3005 Sayılı Meşhut Suçların Muhakeme Usulü Kanununa göre yapılır. Bilgi verme zorunluluğu MADDE 20. — özel kanunlarında aksine bir hüküm mevcut olsa bile, ilgili kişiler, özel veya kamu kuruluşlar bu Kanuna göre soruşturma ve kovuşturmaya yetkili kişi ve mercilerce istenen bilgileri eksiksiz vermek zorundadır. Askerî savcılar MADDE 21. — Cumhuriyet savcıları deyimine askerî savcılar da dâhildir. Türkiye Büyük Millet Meclisi 342 (S. Sayısı: 356) — 17 — (Adalet Komisyonunun Kabul Ettiği Metin) Bu suçlardan dolayı müfettiş ve muhakkikler de soruşturma neticesinde delil veya emare elde ettikleri takdirde, işi yetkili ve görevli Cumhuriyet Başsavcılığına ihbar ve evrakı tevdi ederler. Cumhuriyet Başsavcılığı müfettiş ve muhakkikler tarafından kendisine tevdiine lüzum görülmediği halde dahi evrakın taalluk ettiği iş hakkında soruşturma yapmak üzere gerekçe göstererek evrakı ait olduğu merciden isteyebilir. 17 nci maddede yazılı suçlardan dolayı delil veya emare elde eden müfettiş ve muhakkikler durumu yetkili ve görevli Cumhuriyet Başsavcılığına ihbar ve evrakı tevdi etmedikleri takdirde bunlar hakkında da yapılacak takibattan dolayı Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkat Hükümleri uygulanmaz. İhbar konusu müsnet suç hakkında dava açılıncaya kadar bilgi vermek ve yayın yapmak yasaktır. Soruşturma usulü MADDE 19. — Cumhuriyet Savcısı 17 nci maddede yazılı suçların işlendiğini öğrendiğinde sanıklar hakkında doğrudan doğruya ve bizzat soruşturmaya başlamakla beraber durumu atamaya yetkili amirine veya 8 inci maddede sayılan mercilere bildirir. Cumhuriyet Savcısı soruşturmaya başladığında ihbarı doğrulayan emareler bulduğu takdirde sanıktan, haksız edinilen malın kaçırıldığı yolunda delil ve emare elde edildiği takdirde sanığın ikinci dereceye kadar kan ve sihri hısımları ile gelini ve damadından mal bildiriminde bulunmalarını ister. Bu istemin sanığa ve diğer ilgililere ulaştığı tarihten itibaren yedi gün içinde Cumhuriyet Savasına mal bildiriminin verilmesi zorunludur. Soruşturmanın müfettiş veya muhakkik tarafından yapılması halinde müfettiş veya muhakkik de sanıktan ve yukarıda sayılan ilgililerden mal bildirimi isteminde bulunurlar. Bu istemin sanık ve ilgililere ulaştığı tarihten itibaren yedi gün içinde müfettiş veya muhakkike mal bildiriminin verilmesi keza zorunludur. Cumhuriyet Savcısı, kamu davası açılmadan önce haksız edinildiği yolunda delil veya emare elde edilen para veya mal ile ilgili tedbirin alınmasını görevli mahkemeden veya para veya malın bulunduğu yer hukuk mahkemesinden isteyebilir. Bilgi verme zorunluluğu MADDE 20. — Özel Kanunlarında aksine bir hüküm mevcut olsa bile ilgili kişiler özel veya kamu kuruluşları bu Kanuna göre soruşturma ve kovuşturmaya yetkili kişi ve mercilerce istenen bilgileri eksiksiz vermek zorundadır. Aksine davranan kişiler hakkında üç aydan altı aya kadar hapis cezası yerilir. Asker kişilerin soruşturması MADDE 21. — Bu Kanunda yazılı suçların asker kişiler tarafından işlenmesi halinde soruşturmaları askeri savalar tarafından bu Kanun hükümlerine göre yürütülür. Türkiye Büyük Millet Meclisi (S. Sayısı: 356) 343 — 18 — (Kırşehir Milletvekili Gökhan Maraş ve 4 Arkadaşının Teklifi) BEŞİNCİ BÖLÜM Muhbir İkramiyesi İkramiye MADDE 22. — 14 üncü maddede yazılı suçları Cumhuriyet Başsavcılığına ihbar edenlere muhbir ikramiyesi ödenir. İkramiyenin kapsamı, hesabı ve ödenmesi MADDE 23. — Muhbir ikramiyesi, taban ve tavan sınırları Bakanlar Kurulunca belirlenen gösterge rakamı ile her yıl Bütçe Kanununda gösterilen ikramiye katsayısının çarpımı sonucu bulunacak miktar kadar meblağdan ibarettir. Gösterge rakamı ihbarın önemi ve kapsamı nazara alınarak tespit edilir. İkramiye, ihbar konusu suça dair mahkûmiyet kararının kesinleşmesini müteakip ödenir. Zoralıma karar verilen para veya malların değerinin yarısı kadar para dahi ayrıca muhbire ikramiye olarak ödenir. Muhbirin ölümü halinde ikramiye kanunî mirasçılarına ödenir. Asılsız ve maksatlı ihbarda bulunan muhbire ikramiye ödenmez. İkramiyenin yukarıdaki esaslar dahilinde hesap edilerek muhbire ödenmesine, ihbar konusu suça dair mahkumiyet kararını veren mahkemenin bulunduğu yerin en büyük mülkî amiri yetkilidir. ALTINCI BÖLÜM Çeşitli Hükümler Yönetmelik MADDE 24. — Mal bildiriminin şekli, düzenleniş biçimi, sayısı, neleri kapsayacağı ve merciine nasıl ulaştırılacağı hususları ile Kanunun uygulanması bakımından gerekli görülecek diğer konular, Kanunun yayımını izleyen altı ay içinde Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir ve bu yönetmelik resmî gazetede yayınlanır. Kaldırılan hükümler MADDE 25. — 9 Ağustos 1983 tarih ve 2871 Sayılı Kamu Görevlileri ile ilgili Mal Bildirimi Kanunu ile bu Kanunun yürürlükten kaldırdığı kanunlar ve 15.5.1930 tarih ve 1609 Sayılı Bazı Cürümlerden Dolayı Memurlar ve Şerikleri Hakkında Takip ve Muhakeme Usulüne Dair Kanun yürürlükten kaldırılmıştır. GEÇİCİ MADDE 1. — Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihi takip eden bir ay içinde 2 nci maddede sayılanlar mal bildiriminde bulunurlar. Mal bildiriminde bulunmayan veya gerçeğe aykırı beyanda bulunanlar hakkında üçüncü bölümdeki ceza hükümleri uygulanır. GEÇİCİ MADDE 2. — Bu Kanunun 2 nci maddesinde sayılanlar 22 nci maddeye müsteniden çıkartılacak yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihe kadar 9 Ağustos 1983 tarih ve 2871 Sayılı Kanuna göre hazırlanan beyannamenin alınmasına devam olunur. GEÇİCİ MADDE 3. — Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce bu kanunla kapsama yeni alınan suçlardan dolayı, Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkat hükümlerine göre, kesinleşmiş lüzumu muhakeme veya meni muhakeme kararları hariç, yapılan tahkikat evrakı derhal ilgili Cumhuriyet Başsavcılıklarına gereği için tevdi olunur. Türkiye Büyük Millet Meclisi (S. -Sayısı: 356) 344 -19(Adalet Komisyonunun Kabul Ettiği Metin) BEŞİNCİ BÖLÜM Çeşitli Hükümler Yönetmelik MADDE 22. — Mal bildiriminin şekli, düzenleniş biçimi, sayısı, neleri kapsayacağı ve merciine nasıl ulaştırılacağı hususları ile Kanunun uygulanması bakımından gerekli görülecek diğer konular, Kanunun yayımını izleyen altı ay içinde Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir ve bu yönetmelik resmî gazetede yayınlanır. Kaldırılan hükümler MADDE 23. — 9 Ağustos 1983 tarih ve 2871 sayılı Kamu Görevlileri ile ilgili Mal Bildirme Kanunu ile bu Kanunun yürürlükten kaldırıldığı Kanunlar ve 15.5.1930 tarih ve 1609 sayılı Bazı Cürümlerden Dolayı Memurlar ve Şerikleri Hakkında Takip ve Muhakeme Usulüne dair Kanun yürürlükten kaldırılmıştır. GEÇİCİ MADDE 1. — Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihi takip eden bir ay içinde 2 nci maddede sayılanlar mal bildiriminde bulunurlar. Mal bildiriminde bulunmayan veya gerçeğe aykırı beyanda bulunanlar hakkında üçüncü bölümdeki ceza hükümleri uygulanır. GEÇİCİ MADDE 2. — Bu Kanunun İnci maddesinde sayılanlardan 22 nci maddeye müsteniden çıkartılacak yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihe kadar 9 Ağustos 1983 tarih ve 2871 sayılı Kanuna göre hazırlanan beyannamenin alınmasına devam olunur. GEÇİCİ MADDE 3. — Bu Kanunun yürüdüğe girdiği tarihten önce bu Kanunla kapsama yeni alınan suçlardan dolayı, Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkat Hükümlerine göre, kesinleşmiş lüzumu muhakeme veya meni muhakeme kararları hariç, yapılan tahkikat evrakı derhal ilgili Cumhuriyet Başsavcılıklarına gereği için tevdi olunur. Türkiye Büyük Millet Meclisi (S. Sayısı: 356) 345 — 20 — (Kırşehir Milletvekili Gökhan Maraş ve 4 Arkadaşının Teklifi) Yürürlük MADDE 26. — Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer. Yürütme MADDE 27. — Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür. Türkiye Büyük Millet Meclisi 346 (S. Sayısı: 356) — 21 — (Adalet Komisyonunun Kabul Ettiği Metin) Yürürlük MADDE 24. — Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer. Yürütme MADDE 25. — Bu Kanun hükümlerini Balkanlar Kurulu yürütür. Türkiye Büyük Millet Meclisi (S. -Sayısı: 356) 347 MAL BİLDİRİMİNDE BULUNULMASI HAKKINDA YÖNETMELİK Bakanlar Kurulu Kararının Tarihi: 10.8.1990, No: 90/748 Yayımlandığı R. Gazetenin Tarihi: 15.11.1990, No: 20696 BİRİNCİ BÖLÜM Genel Hükümler Amaç Madde 1 – Bu Yönetmeliğin amacı; 3628 sayılı Kanun gereğince verilecek olan mal bildiriminin şeklini, düzenleniş biçimini, sayısını, neleri kapsayacağını, merciine nasıl ulaştırılacağını ve bu Kanunun uygulanmasına ilişkin diğer esas ve usulleri düzenlemektir. Haksız mal edinme Madde 2 – Mevzuata veya genel ahlaka uygun olarak sağlandığı ispat edilemeyen mallar veya ilgilinin sosyal yaşantısı bakımından geliriyle uygun olduğu kabul edilemeyecek harcamalar şeklinde ortaya çıkan artışlar, bu Yönetmeliğin uygulanmasında haksız mal edinme sayılır. İKİNCİ BÖLÜM Mal Bildiriminde Bulunacaklar ve Verileceği Merciler Mal bildiriminde bulunacaklar Madde 3 – Aşağıda sayılanlar mal bildiriminde bulunmak zorundadırlar: a) Her türlü seçimle iş başına gelen kamu görevlileri ve dışarıdan atanan Bakanlar Kurulu üyeleri (muhtarlar ve ihtiyar heyeti üyeleri hariç), b) Noterler, c) Türk Hava Kurumunun genel yönetim ve merkez denetleme kurulu üyeleri ile genel merkez teşkilatında ve Türk Kuşu Genel Müdürlüğünde, Türkiye Kızılay Derneğinin merkez kurullarında ve Genel Müdürlük teşkilatında görev alanlar ve bunların şube başkanları, d) Genel ve katma bütçeli daireler, il özel idareleri, belediyeler ve bunlara bağlı kuruluş veya alt kuruluşlarda, kamu iktisadi teşebbüsleri (iktisadi devlet teşekkülleri ve kamu iktisadi kuruluşları) ile bunlara bağlı müessese, bağlı ortaklık ve işletmelerde, özel kanunlarla veya özel kanunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulan ve kamu hizmeti gören kurum ve kuruluşlar ile bunların 348 alt kuruluşlarında veya komisyonlarında aylık, ücret ve ödenek almak suretiyle kamu hizmeti gören memurları, işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri ile yönetim ve denetim kurulu üyeleri, e) Kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşlarında görevli olanlar ile bunların yönetim ve denetim kurulu üyeleri (5590 sayılı Kanuna göre kurulan oda ve borsaların oda ve borsa meclisi ile yönetim kurulu üyeleri dahil), f) Siyasi parti genel başkanları, vakıfların idare organlarında görev alanlar, kooperatiflerin ve birliklerinin başkanları, yönetim kurulu üyeleri ve genel müdürleri, yeminli mali müşavirler, kamuya yararlı dernek yönetici ve deneticileri, g) Gazete sahibi gerçek kişiler ile gazete sahibi şirketlerin yönetim ve denetim kurulu üyeleri, sorumlu müdürleri, başyazarları ve fıkra yazarları, h) Özel kanunlarına göre mal bildiriminde bulunmak zorunda olanlar (konfederasyon, sendika ve sendika şubesi başkan ve yöneticileri dahil). Eşlerin mal bildirimi Madde 4 – Her ikisi de 3 üncü madde kapsamında bulunan eşlerin her biri ayrı ayrı mal bildiriminde bulunmak zorundadır. Bu takdirde, eşlerden her biri, eşi ile velayeti altındaki çocuklarının da mallarını bildirirler. Birden fazla mal bildirimi Madde 5 – Kamu görevlilerinden asli görevleri uhdelerinde kalmak kaydıyla ikinci bir görevi yürütenler (yönetim kurulu veya danışma kurulu üyeliği gibi) ya da vekaleten tedvir edenler, sadece asli görevlerinden dolayı tek mal bildiriminde bulunurlar. Kamu görevlisi olmayıp da 3628 sayılı Kanuna göre birden fazla mal bildiriminde bulunması gerekenler, bu mercilerden yalnız birine mal bildiriminde bulunurlar. Ancak, mal bildiriminde bulunulan mercii, diğer kuruma da bilgi vermekle yükümlüdür. Mal bildiriminin verileceği merciler Madde 6 – Mal bildiriminin verileceği merciler şunlardır: a) Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Bakanlar Kurulu üyeleri için, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı, b) Kamu kurum ve kuruluşlarında görevli personel için, özlük işleri ile ilgili birimler, 349 c) Kurum, teşebbüs, teşekkül ve kuruluşların genel müdürleri ile yönetim ve denetim kurulu üyeleri için, ilgili bakanlıklar, d) Yüksek mahkemelerin daire başkan ve üyeleri için, ilgili mahkemenin başkanı, e) Noterler için Adalet Bakanlığı, f) Diğer kurum ve kuruluşların memur ve hizmetlileri için, atamaya yetkili makamları, g) Türk Hava Kurumu ile Türkiye Kızılay Derneğinde görev alanlar için, kurum ve dernek genel başkanlığı, h) Kamu Kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarında görevli olanlar için, kurum başkanlığı; bunların yönetim ve denetim kurulu üyeleri için, ilgili bulundukları bakanlıklar, i) Görevlerinden ayrılanlar için, bu görevlerinde iken bildirimlerini vermeleri gereken makam veya merci, j) Siyasi parti genel başkanları için, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, k) Kooperatifler ve birliklerinin başkanları, yönetim kurulu üyeleri ve genel müdürleri için, kooperatiflerin ve birliklerinin denetimlerinin yapıldığı kuruluşlar, l) Yeminli mali müşavirler için, Maliye ve Gümrük Bakanlığı, m) Türk Hava Kurumunun, Türkiye Kızılay Derneğinin ve kamu yararına sayılan derneklerin genel yönetim ve merkez denetleme kurulu üyeleri için, İçişleri Bakanlığı; bunların şube başkanları için, bulundukları il valilikleri, n) İl genel meclisi üyeleri için, ilgili valilikler, belediye meclisi üyeleri için, ilgili belediye başkanlıkları, belediye başkanları için, İçişleri Bakanlığı, o) Mal bildirimi verecek son merciler için, kendi kuruluşlarının özlük işleri ile ilgili makam veya merci, p) Gazete sahibi gerçek kişiler ile gazete sahibi şirketlerin yönetim ve denetim kurulu üyeleri, sorumlu müdürleri, başyazarları ve fıkra yazarları için, bulundukları yer en büyük mülki amirliği, r) Vakıfların idare organlarında görev alanlar için, Vakıflar Genel Müdürlüğü. Sorumluluk Madde 7 – 6 ncı maddede belirtilen merciler, mal bildirimlerinin süresi içinde verilmesini sağlamakla sorumludurlar. Bu merciler mal bildirimlerinin verilmesini izlemek için birim veya personel görevlendirirler. 350 Ayrıca, müsteşarlar, merkez teşkilatları ile varsa bağlı ve ilgili kuruluşlarında görevli her düzeydeki kamu personelinin mal bildirimlerinin verilmesi, verilen mal bildirimlerine ilişkin olarak 18 nci madde uyarınca gerekli inceleme ve karşılaştırmaların yapılmasını sağlamak ve bu çerçevede yapılacak çalışmalar sonucunda, gerekli görülen hallerde personelin mal bildirimleri hakkında ilgili denetim birimlerince inceleme yapılması için girişimde bulunmak veya konuyu Cumhuriyet başsavcılıklarına bildirmekle görevli ve sorumludur. ÜÇÜNCÜ BÖLÜM Mal Bildirimleri Mal bildiriminin konusu Madde 8 – 3 üncü maddede sayılanların kendilerine, eşlerine ve velayetleri altındaki çocuklarına ait bulunan; a) Taşınmaz malları (arsa ve yapı kooperatif hisseleri dahil), b) Kendilerine aylık ödenenler, net aylık tutarının beş katından; aylık ödenmeyenler ise Genel İdare Hizmetleri sınıfında birinci derecenin birinci kademesindeki şube müdürüne ödenen net aylığın beş katından fazla değer ve tutarındaki; 1) Para ve para hükmündeki kıymetli kağıtları, 2) Hisse senedi ve tahvilleri, 3) Altın ve mücevheratı, 4) Her türlü kara, deniz ve hava taşıt araçları, traktör, biçer-döver, harman makinası ve diğer ziraat makinaları, inşaat ve iş makinaları, hayvanlar, koleksiyon ve ev eşyaları ile diğer taşınır malları, 5) Hakları, 6) Alacakları, 7) Borçları, 8) Gelirleri, mal bildirimine konu teşkil eder. (b) bendinde belirtilen mal, hak, alacak, borç ve gelirlerin ayrı ayrı toplam değerleri tek kalem halinde gösterilir. Mallar, mal bildirimi tarihindeki değerleri esas alınmak suretiyle beyan olunur. Genel İdare Hizmetleri sınıfında birinci derecenin birinci kademesindeki şube müdürüne ödenen her türlü zam ve tazminatlar dahil net aylık miktarı, 351 aylıklara uygulanan katsayının belirlenmesini müteakip Maliye ve Gümrük Bakanlığınca tesbit ve ilan olunur. Mal bildiriminin verilme zamanı Madde 9 – Mal bildirimlerinin; a) 3 üncü maddede sayılan görevlere atanmada, göreve giriş için gerekli olan belgelerle birlikte, b) Bakanlar Kurulu üyeleri için, atamayı izleyen bir ay içinde, c) Seçimle gelinen görevlerle, seçimin kesinleşme tarihini izleyen iki ay içinde, d) Yönetim ve denetim kurulları ile komisyon üyeliklerine seçilen veya atananlar için, göreve başlama tarihini izleyen bir ay içinde, e) Görevi sona erenler ayrılma tarihini izleyen bir ay içinde, f) Gazete sahibi gerçek kişiler ile gazete sahibi şirketlerin yönetim ve denetim kurulu üyeleri için, faaliyete geçme tarihini; sorumlu müdürleri, başyazarları ve fıkra yazarları için, bu işe veya görevlerine başlama tarihini izleyen bir ay içinde, g) Özel kanunlarına göre mal bildiriminde bulunması gerekenler için, kanunlarında öngörülen süre içinde, verilmesi zorunludur. (a) bendinde yazılı durumlarda mal bildirimi verilmedikçe atama işlemi yapılamaz. Ek mal bildirimi Madde 10 – 3 üncü maddede sayılan görevlerde bulunanlar, eşleri velayeti altındaki çocukları ve kendilerinin şahsi mal varlıklarında önemli bir değişiklik olduğunda, değişikliği izleyen bir ay içinde yeni edindikleri mal, hak, gelir, alacak ve borçlara münhasır olmak üzere ek mal bildirimi vermek zorundadırlar. 8 inci maddede gösterilen mahiyet ve miktardaki malın iktisabı ile hak, alacak veya gelir sağlanması veya borçlanılması, mal varlığında önemli değişiklik sayılır. Mal bildiriminin yenilenmesi Madde 11 – 3 üncü maddede belirtilen görevlere devam edenler, sonu (0) ve (5) ile biten yıların en geç Şubat ayı sonuna kadar bildirimlerini yenilemek zorundadırlar. 352 Mal bildirim formunun doldurulması Madde 12 – Ekli “Mal Bildirimi Formu” tek nüsha olarak doldurulur ve tarih belirtilmek suretiyle imzalanır. DÖRDÜNCÜ BÖLÜM Hediye ve Hibeler Hediye ve hibe Madde 13 – 3 üncü maddede belirtilen kamu görevlileri, milletlerarası protokol, mücamele veya nezaket kaideleri uyarınca veya diğer herhangi bir sebeple yabancı devletlerden, milletlerarası kuruluşlardan, sair milletlerarası hukuk tüzel kişiliklerinden, Türk uyruğunda olmayan herhangi bir gerçek veya tüzel kişi veya kuruluştan, aldıkları tarihteki değeri on aylık net asgari ücret toplamını aşan her hediye veya hibe niteliğindeki eşyayı, aldıkları tarihten itibaren bir ay içinde kendi kurumlarına teslim etmek zorundadırlar. Ancak, yabancı devlet adamları ve milletlerarası kuruluş temsilcileri tarafından verilen imzalı hatıra fotoğraflarının çerçeveleri bu madde hükümlerine dahil değildir. Hediye ve hibe eşyalarda yapılacak işlem Madde 14 – 3 üncü maddede belirtilen kamu görevlileri ve bunların eşlerine, milletlerarası protokol, mücamele veya nezaket kaideleri uyarınca veya diğer herhangi bir sebeple yabancı devletlerden, milletlerarası kuruluşlardan, sair milletlerarası hukuk tüzel kişiliklerinden, Türk uyruğunda olmayan herhangi bir gerçek veya tüzel kişi veya kuruluş tarafından verilen hediye veya hibe niteliğindeki eşyayı alan ilgilisi, bu eşya değerinin on aylık net asgari ücret toplamını aşan değerde olduğunu belirlemesi halinde, yurtiçinde aldıkları tarihten, yurtdışında yurda dönüşleri tarihinden itibaren ongün içinde bulundukları il defterdarlığına (takdir komisyonu başkanlığına) değer takdiri için kurumları vasıtasıyla gönderir. Hediye veya hibe niteliğindeki bu eşyanın (yabancı devlet adamları ve milletlerarası kuruluş temsilcileri tarafından verilen imzalı hatıra fotoğraflarının çerçeveleri hariç) gerçek değerinin takdiri ile net asgari ücretin on aylık toplamını aşıp aşmadığı, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun değişik 72 nci maddesine göre kurulan takdir komisyonunca en geç on gün içinde tesbit olunarak ilgiliye ve bağlı bulunduğu kuruma bildirilir. Kıymet takdirini müteakip, takdir komisyonu tarafından ilgilisine geri verilen hediye veya hibe niteliğindeki eşyadan değeri net asgari ücretin on aylık 353 toplamını aşanlar, ilgilisi tarafından en geç on gün içinde kendi kurumlarına verilir. Bu eşyalar, kurumca sergilenmek veya başka bir şekilde muhafaza edilmek suretiyle değerlendirilir veya ilgisi sebebiyle diğer bir kuruma tevdi edilebilir. BEŞİNCİ BÖLÜM Çeşitli Hükümler Mal bildirimlerinin gizliliği Madde 15 – Mal bildirimleri, 6 ncı maddede belirtilen makam veya mercilerin ilgili birimlerinde, ilgililerin varsa sicil yoksa özel dosyalarında saklanır. Mal bildirimlerinin içeriği hakkında soruşturma ve kovuşturmaya yetkili merciler dışındakilere açıklama yapılmaz, bilgi verilemez. Bilgi verme zorunluluğu Madde 16 – Özel kanunlarında aksine bir hüküm mevcut olsa dahi, ilgili kişiler ile özel ve kamu kuruluşları, 3628 sayılı Kanunla soruşturma ve kovuşturmaya yetkili kılınan kişi ve mercilerce istenen bilgileri eksiksiz vermek zorundadır. Süresinde mal bildiriminde bulunmama Madde 17 – Bu Yönetmelikte belirtilen süreler içinde mal bildiriminde bulunmayanlara, bildirimin verileceği mercilerce yazılı olarak ihtarda bulunulur. Bu ihtar, ilgilisine Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebliğ olunur. İhtarın kendisine tebliğinden itibaren bir ay içinde bildirimde bulunmayanlar hakkında gerekli işlem yapılmak üzere yetkili Cumhuriyet başsavcılığına suç duyurusunda bulunulur. Müfettiş ve muhakkikler de, soruşturma ile ilgili olarak verdikleri süre zarfında mal bildiriminde bulunmayan hakkında yetkili Cumhuriyet başsavcısına suç duyurusunda bulunurlar. Mal bildirimlerinin karşılaştırılması Madde 18 – Yeni ve ek bildirimler, 6 ncı maddede belirtilen yetkili merciler tarafından daha önceki bildirimler ile karşılaştırılır. 6 ncı maddenin (b) ve (c) bendlerinde belirtilen mercilerde toplanan mal bildirimlerinde yer alan bilgiler, Başbakanlıkça belirlenecek esaslar çerçevesinde, kamu kurumları bilgisayarlarında mevcut bilgilerle bilgisayar ortamında ve gizliliği sağlanacak şekilde karşılaştırılır. 354 Yapılan karşılaştırma sonucunda gerçeğe aykırı bildirimde bulundukları veya haksız mal edindikleri, kaçırdıkları veya gizledikleri anlaşılanlar hakkında yetkili mercilerce Cumhuriyet başsavcılıklarına suç duyurusunda bulunulur. Hukuki dayanak Madde 19 – Bu Yönetmelik, 19/4/1990 tarihli ve 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanununun 22 nci maddesi uyarınca düzenlenmiştir. Yürürlük Madde 20 – Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer. Yürütme Madde 21 – Bu Yönetmelik hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür. TÜRKİYE CUMHURİYETİ KİMLİK NUMARASI MAL BİLDİRİMİNDE BULUNULMASI HAKKINDA YÖNETMELİKTE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK, Bakanlar Kurulu’nca 4/1/2010 tarihinde kararlaştırılmıştır. Karar Sayısı: 2010/2, (5 Şubat 2010 CUMA - Sayı: 27484 Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.) “MADDE 1 – 10/8/1990 tarihli ve 90/748 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmeliğin eki “Mal Bildirimi Formu”nda yer alan “NÜFUS CÜZDAN SERİ NO” ibareleri “TÜRKİYE CUMHURİYETİ KİMLİK NUMARASI” olarak değiştirilmiştir.” 355 EK - Mal Bildirimi Formu MAL BİLDİRİMİ KURUMU GÖREVİ SİCİL NO. 3628 sayılı Kanunun 2 nci ve Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmeliğin 8 nci maddesine göre mal bildiriminde bulunacak olanlar kendileri ile eşleri ve velayetleri altındaki çocuklarının taşınır ve taşınmaz mallan ile arsa ve yapı kooperatifi gibi kooperatiflerde bulunan hisselerini değerleri ne olursa olsun formun 2 nci ve 3 ncü bölümlerine kaydetmek zorundadırlar. Formun 4 - 8 nci bölümlerine kaydedilmesi gereken her türlü kara, deniz ve hava taşıt araçları, traktör, biçer döver, harman makinası ve diğer ziraat makinalan, inşaat ve iş makinalan, hayvanlar, kolleksiyon ve antika ev eşyaları ile haklan, alacaklar, borçlar ve gelirlerden, kendilerine ödeme yapılanlara aylık net ödemenin, ödeme yapılmayanlara ise GİH sınıfındaki 1 . derece Şube Müdürüne yapılan aylık net ödemenin, beş katından fazla tutardaki kısmı beyan edilir. KİMLİK BİLGİLERİ BÖLÜM - 1 SIRA NO. YAKINLIĞI (1) TÜRKİYE CUMHURİYETİ KİMLİK NO. HİSSE MİKTARI EDİNME TARİHİ MALİKİN TÜRKİYE CUMHURİYETİ KİMLİK NO. HİSSE DEĞERİ ÜYELİK TARİHİ HİSSEDARIN TÜRKİYE CUMHURİYETİ KİMLİK NO. EDİNME DEĞERİ MODEL YILI EDİNME TARİHİ SAHİBİNİN TÜRKİYE CUMHURİYETİ KİMLİK NO. EDİNME DEĞERİ MODEL YILI EDİNME TARİHİ SAHİBİNİN TÜRKİYE CUMHURİYETİ KİMLİK NO. TAŞINMAZ MAL BİLGİLERİ BÖLÜM - 2 SIRA NO. DOĞUM YERİ DOĞUM TARİHİ ADI VE SOYADI TAŞINMAZIN CİNSİ (2) DEĞERİ ADRESİ (mahal, ada, parsel nosu dahil) KOOPERATİF BİLGİLERİ BÖLÜM - 3 SIRA NO. KOOPERATİFİN ADI VE YERİ TAŞINIR MAL BİLGİLERİ BÖLÜM - 4 A -TAŞIT BİLGİLERİ SIRA NO. PLAKA NO. TAŞITIN CİNSİ (3) TAŞITIN MARKASI B - DİĞER TAŞINIR MALLAR SIRA NO. 356 TAŞINIR MALIN CİNSİ (4) BÖLÜM - 5 SIRA NO. BANKA VE MENKUL DEĞERLERE AİT BİLGİLER PARA VEYA MENKUL DEĞERİN NİTELİĞİ (5) BÖLÜM -6 CİNSİ BÖLÜM -7 BÖLÜM - 8 SAHİBİNİN TÜRKİYE CUMHURİYETİ KİMLİK NO. MİKTARI SAHİBİNİN TÜRKİYE CUMHURİYETİ KİMLİK NO. ALTIN VE MÜCEVHERAT BİLGİLERİ SIRA NO. SIRA NO. CİNSİ MİKTARI DEĞERİ BORÇ -ALACAK BİLGİLERİ BORÇLUNUN ADI VE SOYADI (6) ALACAKLININ ADI VE SOYADI (6) BORÇ / ALACAK TUTARI HAKLAR VE BEYANI GEREKLİ GÖRÜLEN DİĞER SERVET UNSURLARI SIRA NO. HAK (7) VEYA BEYANI GEREKLİ GÖRÜLEN DİĞER SERVET UNSURLARI EDİNME ŞEKLİ AÇIKLAMALAR BİLDİRİM SAHİBİNİN 1) Yakınlığı sütununa "kendi", "eşi" veya "çocuğu" ibaresi yazılacaktır. ADI 2) Bu bölüme "bina", "arsa" veya "arazi" yazılacaktır. SOYADI : 3) Bu bölüme kara, deniz veya hava ulaşım araçları yazılacaktır, TARİH : 4) Silah, pul, diğer kolleksiyonlar, antikalar, kıymetli tablolar, hayvanlar vs. SAHİBİNİN TÜRKİYE CUMHURİYETİ KİMLİK NO. : İMZA 5) Yurtiçindeki veya yurt dışındaki bankalar ile özel finans kuruluşlarında bulunan para veya menkuldeğerler yazılacaktır. 6) Tüzel kişilerde unvan yazılacaktır. 7) Menkul mallara ait ihtira berati, alameti farika ve telif hakkı gibi haklar yazılacaktır. 357 YİRMİBİRİNCİ BÖLÜM EKLER EK-1: GENEL YÖNETİM KAPSAMINDAKİ KAMU İDARELERİ Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu İdareleri (I) Sayılı Cetvel 1) Türkiye Büyük Millet Meclisi 2) Cumhurbaşkanlığı 3) Başbakanlık 4) Anayasa Mahkemesi 5) Yargıtay 6) Danıştay 7) Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu 8) Sayıştay 9) Adalet Bakanlığı 10) Millî Savunma Bakanlığı 11) İçişleri Bakanlığı 12) Dışişleri Bakanlığı 13) Maliye Bakanlığı 14) Millî Eğitim Bakanlığı 16) Sağlık Bakanlığı 17) Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı 19) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı 21) Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığı 22) Kültür ve Turizm Bakanlığı 24) Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı 25) Avrupa Birliği Bakanlığı 26) Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı 27) Çevre ve Şehircilik Bakanlığı 28) Ekonomi Bakanlığı 29) Gençlik ve Spor Bakanlığı 358 30) Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı 31) Gümrük ve Ticaret Bakanlığı 32) Kalkınma Bakanlığı 33) Orman ve Su İşleri Bakanlığı 34) Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği 35) Millî İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığı 36) Jandarma Genel Komutanlığı 37) Sahil Güvenlik Komutanlığı 38) Emniyet Genel Müdürlüğü 39) Diyanet İşleri Başkanlığı 40) Hazine Müsteşarlığı 42) Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı 43) Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu 44) Devlet Personel Başkanlığı 45) Türkiye İstatistik Kurumu 46) Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı 47) Gelir İdaresi Başkanlığı 49) Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü 50) Meteoroloji Genel Müdürlüğü 52) Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü 53) Türkiye Halk Sağlığı Kurumu 54) Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu Özel Bütçeli İdareler (II) Sayılı Cetvel a.Yükseköğretim Enstitüleri Kurulu, Üniversiteler, Yüksek Teknoloji 1. Yükseköğretim Kurulu 2. Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı 3. İstanbul Üniversitesi 4. İstanbul Teknik Üniversitesi 359 5. Ankara Üniversitesi 6. Karadeniz Teknik Üniversitesi 7. Ege Üniversitesi 8. Atatürk Üniversitesi 9. Orta Doğu Teknik Üniversitesi 10. Hacettepe Üniversitesi 11. Boğaziçi Üniversitesi 12. Dicle Üniversitesi 13. Çukurova Üniversitesi 14. Anadolu Üniversitesi 15. Cumhuriyet Üniversitesi 16. İnönü Üniversitesi 17. Fırat Üniversitesi 18. Ondokuz Mayıs Üniversitesi 19. Selçuk Üniversitesi 20. Uludağ Üniversitesi 21. Erciyes Üniversitesi 22. Akdeniz Üniversitesi 23. Dokuz Eylül Üniversitesi 24. Gazi Üniversitesi 25. Marmara Üniversitesi 26. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi 27. Trakya Üniversitesi 28. Yıldız Teknik Üniversitesi 29. Yüzüncü Yıl Üniversitesi 30. Gaziantep Üniversitesi 31. Abant İzzet Baysal Üniversitesi 32. Adnan Menderes Üniversitesi 33. Afyon Kocatepe Üniversitesi 34. Balıkesir Üniversitesi 360 35. Celal Bayar Üniversitesi 36. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi 37. Dumlupınar Üniversitesi 38. Gaziosmanpaşa Üniversitesi 39. Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü 40. Harran Üniversitesi 41. İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü 42. Kafkas Üniversitesi 43. Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi 44. Kırıkkale Üniversitesi 45. Kocaeli Üniversitesi 46. Mersin Üniversitesi 47. Muğla Üniversitesi 48. Mustafa Kemal Üniversitesi 49. Niğde Üniversitesi 50. Pamukkale Üniversitesi 51. Sakarya Üniversitesi 52. Süleyman Demirel Üniversitesi 53. Zonguldak Karaelmas Üniversitesi 54. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi 55. Galatasaray Üniversitesi 56. Ahi Evran Üniversitesi 57. Kastamonu Üniversitesi 58. Düzce Üniversitesi 59. Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi 60. Uşak Üniversitesi 61. Rize Üniversitesi 62. Namık Kemal Üniversitesi 63. Erzincan Üniversitesi 64. Aksaray Üniversitesi 361 65. Giresun Üniversitesi 66. Hitit Üniversitesi 67. Bozok Üniversitesi 68. Adıyaman Üniversitesi 69. Ordu Üniversitesi 70. Amasya Üniversitesi 71. Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi 72. Ağrı Dağı Üniversitesi 73. Sinop Üniversitesi 74. Siirt Üniversitesi 75. Nevşehir Üniversitesi 76. Karabük Üniversitesi 77. Kilis 7 Aralık Üniversitesi 78. Çankırı Karatekin Üniversitesi 79. Artvin Çoruh Üniversitesi 80. Bilecik Üniversitesi 81. Bitlis Eren Üniversitesi 82. Kırklareli Üniversitesi 83. Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi 84. Bingöl Üniversitesi 85. Muş Alparslan Üniversitesi 86. Mardin Artuklu Üniversitesi 87. Batman Üniversitesi 88. Ardahan Üniversitesi 89. Bartın Üniversitesi 90. Bayburt Üniversitesi 91. Gümüşhane Üniversitesi 92. Hakkâri Üniversitesi 93. Iğdır Üniversitesi 94. Şırnak Üniversitesi 362 95. Tunceli Üniversitesi 96. Yalova Üniversitesi 97) Türk-Alman Üniversitesi 98) Yıldırım Beyazıt Üniversitesi 99) Bursa Teknik Üniversitesi 100) İstanbul Medeniyet Üniversitesi 101) İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi 102) Konya Üniversitesi 103) Kayseri Abdullah Gül Üniversitesi 104) Erzurum Teknik Üniversitesi 105) Adana Bilim ve Teknoloji Üniversitesi b. Özel bütçeli diğer idareler 1) Savunma Sanayi Müsteşarlığı 2) Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu 3) Atatürk Araştırma Merkezi 4) Atatürk Kültür Merkezi 5) Türk Dil Kurumu 6) Türk Tarih Kurumu 7) Türkiye ve Orta-Doğu Amme İdaresi Enstitüsü 8) Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu 9) Türkiye Bilimler Akademisi 10) Türkiye Adalet Akademisi 11) Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu 12) Karayolları Genel Müdürlüğü 13) Spor Genel Müdürlüğü 14) Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü 15) Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü 16) Orman Genel Müdürlüğü 17) Vakıflar Genel Müdürlüğü 363 18) Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü 20) Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü 21) Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü 22) Türk Akreditasyon Kurumu 23) Türk Standartları Enstitüsü 25) Türk Patent Enstitüsü 26) Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü 27) Türkiye Atom Enerjisi Kurumu 28) Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı 30) Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı 32) GAP Bölge Kalkınma İdaresi 33) Özelleştirme İdaresi Başkanlığı 35) Ceza ve İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İş Yurtları Kurumu 36) Meslekî Yeterlilik Kurumu 37) Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı 38) Türkiye Yazma Eserler Başkanlığı 39) Doğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı 40) Konya Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı 41) Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı 42) Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü 43) Türkiye Su Enstitüsü 44) Türkiye İlaç ve Tıbbî Cihaz Kurumu 364 Düzenleyici ve Denetleyici Kurumlar (III) Sayılı Cetvel 1. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu 2. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu 3. Sermaye Piyasası Kurulu 4. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu 5. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu 6. Kamu İhale Kurumu 7. Rekabet Kurumu 8. Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu 9) Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu Sosyal Güvenlik Kurumları (IV) Sayılı Cetvel 1. Sosyal Güvenlik Kurumu 2. Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü 365 EK-2: KAMU GÖREVLİLERİ SAYISI Genel Bütçe Y.Ö.K., Kapsamındaki ÜniversiteKamu ler, Yüksek İdareleri Teknoloji Enstitüleri 2.045.333 301.339 Özel Bütçeli Diğer İdareler 59.182 Düzenleyici Sosyal ve Güvenlik Denetleyici KurumlaKurumlar rı 4.787 37.003 Döner 190 Sayılı Sermayeler K.H.K. Kefalet KapsamındaSandıkları ki Diğer Kamu İdareleri 27.132 GENEL TOPLAM 7.403 2.482.179 Kaynak: http://www.bumko.gov.tr/TR/Genel/BelgeGoster.aspx/2012Yılı Bütçe Gerekçesi 190 Sayılı K.H.K. Kapsamındaki Diğer Kamu İdareleri - Atatürk Orman Çiftliği Müdürlüğü - İller Bankası Genel Müdürlüğü - Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğü - Üniversiteler Arası Kurul Başkanlığı - MSB Akaryakıt İkmal ve NATO POL Tesisleri İşletme Başkanlığı - Toplu Konut İdaresi Başkanlığı 366 EK-3: MAHALLİ İDARELER PERSONEL SAYISI MEMUR SÖZLEŞMELİ SÜREKLİ İŞÇİ GEÇİCİ İŞÇİ TOPLAM İl Özel İdaresi (81) 9.404 1537 28626 260 39827 Belediyeler (2950) 81732 13621 112909 7736 215998 Belediyelere Bağlı İdareler (19) 7404 1104 18470 327 27307 454 364 2537 1270 4955 99,326 16,626 162,542 9,593 288,087 İDARE Mahalli İdare Birlikleri (1793) GENEL TOPLAM Kaynak:http://www.migm.gov.tr/Dokumanlar/2010%20MAHALLI_IDARELE R_GENEL_FAALIYET_RAPORU.pdf (ET:18.08.2011) 367 EK-4: KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ PERSONEL SAYISI UNVAN Üst Düzey Unvanlılar (1 sayılı Liste) SAYI 4.255 Diğer Unvanlılar (2 sayılı Liste) TOPLAM 70.551 Kaynak: http://www.dpb.gov.tr/dpb_istatistikler.html 368 74.806 EK-15: YÜCE DİVAN KARARI YÜCE DİVAN KARARI 659 (TÜRK MİLLETİ ADINA) Esas Sayısı: 2004/4 (Yüce Divan) Karar Sayısı: 2007/2 Karar Günü: 5.10.2007 … I- DAVANIN YÜCE DİVANA GELİŞ BİÇİMİ Türkiye Büyük Millet Meclisinin 6.1.2004 gün ve 792 numaralı kararı üzerine (9/8) Esas Numaralı Meclis Soruşturması Komisyonu kurulmuş, bu komisyonun 21.10.2004 gün ve Esas: A.01.1.GEÇ.9/8-226, Karar: 8 sayılı raporu Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda 9.11.2004 günü görüşülmüş ve 827 sayılı kararla eski …. Bakanı ... Yüce Divana sevkedilmiştir. … Türkiye Büyük Millet Meclisinin 12.11.2004 gün ve 25641 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan kararı şöyledir: “Karar No: 827 Karar Tarihi: 9.11.2004 Sayın Bakan’ın çeşitli dönemlerinde verdiği mal bildirimlerinde özellikle döviz varlıkları yönünden büyük farklılıklar bulunduğu, 1995 yılındaki mal bildirimi ile Komisyonumuza verdiği mal bildirimi arasındaki farklılık ve artışların-özellikle 29.05.1999 ile 05.09.2001 tarihi arasındakilerin-izah edilemediği, … Anayasanın 100 üncü maddesi uyarınca Yüce Divana sevkine 2 geçersiz, 8 boş, 3 çekimser ve 9 red oyuna karşılık 408 kabul oyuyla karar verilmiştir.” 659 http://www.anayasa.gov.tr/images/loaded/pdf_dosyalari/k2007-2.pdf (ET:12.01.2010) 369 II- SANIĞA YÜKLENEN SUÇLAR Türkiye Büyük Millet Meclisinin 827 sayılı Yüce Divana sevk kararına esas alınan Meclis soruşturması komisyonunun 21.10.2004 günlü, E: 9/8, K: 8 sayılı raporunda; … E- Sanığın, çeşitli dönemlerde verdiği mal bildirimlerinde özellikle döviz varlıkları yönünden büyük farklılıklar bulunduğu, 1995 yılındaki mal bildirimi ile 1999 yılındaki mal bildirimi arasındaki farklılık ve artışların -özellikle 29.5.1999 ile 5.9.2001 tarihi arasındakilerin izah edilememesi nedeniyle haksız mal edindiği, eylemleri yüklenerek sanığın, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu (TCK)’nun 240. ve 366. maddeleri ile 3628 Sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu’nun 13. maddesine göre yargılanması ve cezalandırılması istenmiştir … III- SUÇLAMALARA İLİŞKİN MADDİ OLGULAR A- Soruşturma Önergesi B- Meclis Soruşturması Komisyonu Raporu … 5.6- Mal Varlığı Raporumuzun III.C bölümünde yapılan ayrıntılı açıklamalardan da anlaşılacağı üzere: 1- … Eski Bakanı ..., 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu’nun 6 ncı maddesine göre seçimlerin kesinleşmesinden itibaren 2 ay içinde vermesi gereken 1999 mal bildirimini, 18.04.1999 tarihinde yapılan ve kesin sonucu 27.04.1999 tarihli ve sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak kesinleşen seçimden 7 ay 11 gün sonra 08.12.1999 tarihinde vermiştir. Dolayısıyla 1999 mal bildiriminin 5 ay 11 gün gecikmeyle verildiği anlaşılmıştır. Ayrıca 08.12.1999 tarihinde TBMM evrak giriş kaydı yapılan mal bildiriminin düzenlenme tarihi 10.09.1999 olarak belirtilmesine rağmen yapılan incelemede, söz konusu mal bildiriminde beyan edilen 1.617.000 370 DM ile 395.000 ABD Doları tutarındaki döviz hesaplarının 03.11.1999 tarihinde (Koçbank Ulus Şubesinde) açıldığı, dolayısıyla mal bildiriminin geçmiş tarihli olarak düzenlendiği tespit edilmiştir. 2- Diğer yandan 3628 sayılı Kanunun 4 üncü maddesine göre, kanuna veya genel ahlaka uygun olarak ispat edilmeyen mallar veya ilgilinin sosyal yaşantısı bakımından geliriyle uygun olduğu kabul edilemeyecek harcamalar şeklinde ortaya çıkan artışlar, bu Kanunun uygulanmasında haksız mal edinme sayılır. Aynı Kanunun 13 üncü maddesinde ise, kanunen daha ağır bir cezayı gerektirmediği takdirde haksız mal edinene, üç yıldan beş yıla kadar hapis ve beş milyon liradan on milyon liraya kadar ağır para cezası verileceği hükme bağlanmıştır. İzleyen 14 üncü maddede ise “Haksız edinilmiş olan malların zoralımına hükmolunur. Bu malların elde edilememesi veya bir malın tümünün haksız mal edinme konusu teşkil etmemesi sebepleri ile zoralımın mümkün olmadığı hallerde haksız edinilen değere eşit bedelinin hazineye ödenmesine karar verilir. Bu bedel, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun Hükümlerine göre tahsil olunur” denilmektedir. Raporumuzun ilgili bölümlerinde belirtildiği üzere ...’ın 1999 yılı malvarlığı kalemlerinde 1995 yılına kıyasla, taşınmaz mallardaki artış dışında sadece döviz varlığında toplam olarak 2.320.000 ABD Doları ve 2.317.000 DM (1.718.033.952.500.-TL) ve TL. cinsinden 79.415.410.967-TL artış olmuştur. Bilindiği üzere mal varlığındaki artış harcanmayarak tasarruf edilen gelirlerin değerlendirilmesi yoluyla elde edilebilir. … Eski Bakanı ...’ın Komisyonumuzca tespit edilen 1995 ve 1999 yılları arasındaki ticari gelirleri ile milletvekilliği maaşlarının tamamı tasarruf edilse dahi, söz konusu gelirler yukarıda belirtilen servet artışının çok gerisinde kalmaktadır. Raporun yukarıdaki bölümlerinde açıklandığı üzere ilgilinin ticari faaliyetleri nedeniyle vergi dairelerine beyan ettiği gelirleri ile milletvekili olarak aldığı maaşları Toptan Eşya Fiyatları Endeksindeki artışlar dikkate alınarak 1999 yılına irca edildiğinde anılan 371 5 yıllık dönemdeki gelirleri toplamı 39.622.469.086.-TL olarak hesaplanmıştır. Dolayısıyla, incelenen dönemde sadece döviz ve TL cinsinden varlığında ortaya çıkan toplam 1.797.449.363.467.-TL artış ile 5 yıllık dönemdeki gelirleri toplamı olan 39.622.469.086.-TL arasındaki 1.757.826.894.381.-TL. tutarında fark oluşmaktadır. Bu verilere göre … Eski Bakanı ...’ın tespit edilen yasal gelirlerine kıyasla mal varlığındaki artış oldukça yüksek olup ilgilinin izahını gerektirmektedir. … Eski Bakanı ..., 14.07.2004 tarihinde Soruşturma Komisyonumuza verdiği ifadede, bu konuda tatminkar bir açıklamada bulunmamış, ayrıntılı rakamsal açıklamalar yapmaksızın, Ankara’da 545 adet konut inşa ederek sattığını ifade etmiştir. İlgilinin bu açıklaması yeterli görülmediğinden, 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu’nun 4, 13 ve 14 üncü maddelerindeki hükümler uyarınca yargılanması gerektiği sonucuna varılmıştır. …………………… -3628 sayılı Kanun’a aykırılık oluşturan herhangi bir eyleminin olmadığını, bu nedenle hakkındaki bu Kanun’a aykırılık iddiasının hukuksal dayanaktan yoksun olduğunu, hakkında verilen (9/8) Esas Numaralı Soruşturma Önergesinde yazılı olmayan iddialarla ilgili soruşturma yapılamayacağını, bakanlık yaptığı dönemi kapsamayan 30.6.1995 - 29.5.1999 tarihleri arasındaki dönemde 3628 sayılı Kanun’a aykırılık oluşturan bir fiil isnadında bulunulamayacağını ve böyle bir fiilin yargılanamayacağını, - 3628 sayılı Kanun’la düzenlenen suçların mahsus suçlar olduğunu, 30.6.1995 29.5.1999 tarihleri arasındaki döneme ilişkin olarak 3628 sayılı Kanun’a bağlı mal bildiriminde bulunması gerekli kişilerden olmadığını, o dönemde vatandaş … olduğunu, bu nedenle 1995 - 1999 tarihleri arasında söz konusu yasaya aykırılık oluşturacak bir fiilin mahsus faili olmasının mümkün olmadığını, soruşturma komisyonu raporunda bakanlık yaptığı 1999 - 2001 dönemi için özellikle 29.5.1999 - 5.9.2001 372 tarihi arasındakilerin izah edilemediği şeklinde iddiada bulunulmasına rağmen, raporun hiç bir yerinde bu döneme ilişkin verdiği mal bildirimleri arasında herhangi bir biçimde malvarlığı artışı iddiasına yer verilmediğini, -3628 sayılı Kanun’a göre, bakanlığı sırasında ilk olarak 8.12.1999 gününde ve daha sonra 3.5.2000 gününde mal bildirimi verdiğini, bakanlık döneminden sonra ise Kasım 2002 genel seçiminden sonra ve soruşturma komisyonunun isteği üzerine 10.5.2004 gününde mal bildiriminde bulunduğunu, 3.5.2000 günlü mal bildiriminde, 8.12.1999 tarihinde verdiği mal bildiriminin aynıdır şeklinde beyanda bulunduğunu, daha sonraki mal bildirimlerinde ise mal varlığı değerleri arasında değişiklikler olmasına rağmen, toplamda mal varlığında bir artışın olmadığını, …… 373 C- Davaya Katılanlar ve Savları Müşavir Hazine Avukatları … ve …; 1- SANIĞIN; Çeşitli dönemlerinde verdiği mal bildirimlerinde, özellikle döviz varlıkları yönünden büyük farklılıklar bulunduğu, 1995 yılındaki mal bildirimi ile TBMM Soruşturma Komisyonuna verdiği mal bildirimi arasındaki farklılık ve artışların özellikle 29/5/1999 ile 5/9/2001 tarihi arasındakilerin izah edilemediği, 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzlukla Mücadele Kanununun 13. maddesini ihlal ettiği, 3628 sayılı Kanuna ilişkin iddialarla ilgili eyleminden dolayı, 3628 sayılı Kanunun 13. ve 15. maddeleri uyarınca CEZALANDIRILMASINA, Haksız edinilen malların 3628 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca ZORALIMINA, Haksız edinilen malın tespitinde; a- Satıldıktan sonra iade edilen dört (4) adet Dairenin, b- Yolalan İnşaat Ticaret ve Sanayi Ltd. Şti. tarafından yapılıp satılan Dikmen Ata (Huzur) Mahallesinde yapılan konutların, sanık ...’ın söz konusu inşaat taahhüt işiyle ilgisinin anılan şirketin kar payı dağıtmış olması halinde mümkün olacağı ve Vergi Dairesindeki Resmi kayıtlardan şirketin “kar dağıtımı” yapmadığı anlaşıldığından, resmi kayıtlara itibar edilerek, bu konutların sanık ...’ın mal varlığıyla hiçbir şekilde ilişkilendirilmemesini, sanık ...’ın mal varlığı izahında taşınmaz satış geliri ve maliyeti olarak, sadece kendi adına akdettiği sözleşmelere istinaden Birlik mahallesinde yapılan daire ve iş yerlerinin, c- Taşınmazların satış bedellerinin (taksit tutarlarının) Türk Lirasına çevrilip mal bildirim tarihine kadar TEFE endeksiyle irca edilmesi yerine, satış bedeli olarak alınan ve elde tutulduğu beyan edilen dövizlerin mal bildirim tarihindeki kur üzerinden Türk Lirasına çevrilmesi suretiyle hesaplanması, d- Sanık ve ailesinin gelir ve giderlerinin, asgari yaşam standardı ve koşulları ile sosyo-ekonomik durum ve konumları göz önünde bulundurularak hesaplanması gerektiği, Hususlarının dikkate alınmasını, 374 Sonuç olarak; Evvelce bilirkişi raporlarına karşı vermiş olduğumuz beyanlarda ayrıntıları ile açıklandığı üzere; 1- Sanık ...’ın beyanına göre toplam taşınmaz satış gelirinin 2.280.000 DM. ve 2650.000 USD olduğu, bu rakamın içinde bulunan 760.000. USD ve 330.000. DM’nin yani satıldıktan sonra iade edilen dört (4) adet Dairenin satış bedelinin de bulunduğu, dolayısıyla bunların satış gelirinin toplam taşınmaz satış gelirinden düşülmesi gerektiği, bu düşme sonucunda toplam satış gelirinin 1.950.000 DM ve 1.890.000. USD olması gerektiği, Yine bu rakamın mal beyanı tarihindeki T.C. Merkez Bankası döviz alış kuru esas alınarak; 1.950.000 DM x 270.722 = 527.907.900.000 TL 1.505.468.800.000 TL 1.890.000 USD x 517.228 = 977.560.900.000 TL Şeklinde hesaplanması gerektiği, 2- Bilirkişi raporunda yer aldığı üzere, diğer gelirler olan 35.883.935.431. TL. ile sanığın beyanındaki milletvekili maaşı 14.657.144.924 TL.’nin toplamı olan 50.541.080.355 TL.’nin taşınmaz satış gelirleri ile toplandığında, tüm gelirlerinin 1.556.009.880.355 TL. olduğu, 3- Toplam inşaat maliyetlerinin bilirkişi raporunda hesaplanan 447.829.522.417 TL.olarak kabulü, ancak Dikmen konutlarının Yolalan İnşaat şirketine ait olması nedeniyle maliyet ve gelirinin dikkate alınmaması suretiyle, bu rakamdan 73.871..235.425 TL.’nin düşülmesi sonucu, toplam inşaat maliyetinin 373.958.286.992 TL. olarak hesaplanan rakamın toplam gelirden düşülmesi, 4-Şahsi ve ailevi giderlerinin de, sanığın konumu nedeniyle daha fazla olması gerekmekle ve bu konudaki itirazımızı tekrarlamakla birlikte, bilirkişi raporunda yer aldığıüzere, 32.159.806.958. TL. olarak kabulü ile inşaat maliyetleri ile birlikte toplam giderin 406.118.093.950 TL. olduğu, Bu açıklamalar çerçevesinde; 1.556.009.880.355 TL. olan toplam gelirden, 406.118.093.950 TL. olan toplam giderin düşülmesi sonucu elde edilen 1.149.891.786.405 TL.’nin, dava konusu izahı istenen 1.757.826.894.381 TL.’yi karşılayamadığının, aradaki 607.935.107.976 TL.’nin izah edilemeyen rakam olarak ortaya çıktığı, 375 Ve elde edilen mal varlığındaki söz konusu haksız artışın, olay tarihinden itibaren yürütülecek faizi ile birlikte; Yüce Mahkemeniz tarafından sanık ...’ın kendisinin, eşinin ve çocuklarının 2.320.000 USD ve 2.317.000 DM (karşılığı Euro) değerindeki para, taşınır ve taşınmaz malları üzerinde kamu davası sonuçlanıncaya kadar, harcama, satma, devretme, bağışlama, temlik vb. gibi tasarrufta bulunma hakkının kısıtlanması için 3628 sayılı Yasa’nın 5., 14. ve 19/3. maddeleri uyarınca, 16/12/2004 tarihinde verilen ve infaz edilen ihtiyati tedbir kararına konu varlıklardan TAHSİLİNE KARAR VERİLMESİNİ talep ederiz. … A- 3628 sayılı Kanun Yönünden, a) Maliye Bakanlığı adına vermiş olduğumuz, 21/2/2005 tarihli dilekçemizle; söz konusu davaya Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 365. maddesi gereğince müdahil olarak katılmamızın kabulü ile birlikte, sanığın 3628 sayılı Yasanın 13. maddesine muhalefet suçundan cezalandırılmasına, aynı Yasanın 14. maddesi uyarınca haksız edinilmiş olan malların zoralımına bunun mümkün olmaması halinde bedelinin Hazineye ödenmesine, Hazine şahsi haklarının saklı tutulmasına karar verilmesi talep etmiştik. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın sanık ...’ın 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu’nun 12., 13., 14. ve 15. maddelerine aykırı eylemleri nedeniyle yargılandığı, mahkum olması ve müsadereye karar verilmesi halinde mal varlığının elden çıkartılması ihtimali nedeniyle kararın infaz edilemeyeceği ileri sürülerek kendisinin, eşinin ve çocuklarının 2.320.000 USD ve 2.317.000 DM değerindeki para, taşınır ve taşınmaz malları üzerine kamu davası sonuçlanıncaya kadar ihtiyati tedbir kararı konulması istemine ilişkin yaptığı başvuru üzerine; Yüce Mahkemeniz tarafından sanık ...’ın kendisinin, eşinin ve çocuklarının 2.320.000 USD ve 2.317.000 DM (karşılığı Euro) değerindeki para, taşınır ve taşınmaz malları üzerinde kamu davası sonuçlanıncaya kadar, harcama, satma, devretme, bağışlama, temlik vb. gibi tasarrufta bulunma hakkının kısıtlanması için 3628 sayılı Yasa’nın 5., 14. ve 19/3. maddeleri uyarınca, 16/12/2004 tarihinde ihtiyati tedbir kararı verilmiş ve söz konusu karar infaz edilmiş olduğundan, 3628 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca haksız edinilmiş olan malların ZORALIMINA karar verilmesini, … 376 D- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Esas Hakkındaki Görüşü … D.HAKSIZ MAL EDİNME İDDİASINA GELİNCE 1. Genel Olarak Yüce Divana sevk kararında, “Sanık Bakan’ın çeşitli dönemler(…)de verdiği mal bildirimlerinde özellikle döviz varlıkları yönünden büyük farklılıklar bulunduğu, 1995 yılındaki mal bildirimi ile Komisyon(…)a verdiği mal bildirimi arasındaki farklılık ve artışların -özellikle 29.05.1999 ile 05.09.2001 tarihi arasındakilerin- izah edilemediği… bu fiili(yle)… 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanununun 13. maddesini ihlal ettiği” İddia edilmektedir. Meclis soruşturma komisyonu raporunun “C- SAYIN ...’IN MAL VARLIĞI İLE İLGİLİ İNCELEMELER” (s.128–138) ve “5,6- Mal Varlığı” (s.222–223) başlıklı bölümlerinde; sanığın 17.06.1994, 30.06.1995, 08.12.1999, 05.05.2000, 22.01.2003 ve 10.05.2004 tarihli mal bildirimleri ayrıntılı şekilde incelenip mukayese edilerek; 1999 yılı mal varlığı kalemlerinde 1995 yılına kıyasla, taşınmaz mallardaki artış dışında 2.320.000 USD, 2.317.000 DM (1.718.033.952.500.-TL) ve 79.415.410.967-TL artış olduğu, oysa sanığın aynı dönemdeki ticari faaliyetleri nedeniyle vergi dairelerine beyan ettiği gelirleri ile milletvekili olarak aldığı maaşlar toplamının -Toptan Eşya Fiyatları Endeksindeki artışlar da dikkate alınarak 1999 yılına irca edildiğinde39.622.469.086.-TL olarak hesaplandığı belirtilmiş ve dolayısıyla, incelenen dönemde sadece döviz ve TL cinsinden ortaya çıkan toplam 1.797.449.363.467.TL artış ile beş yıllık dönemdeki gelirleri toplamı olan 39.622.469.086.-TL arasındaki 1.757.826.894.381.-TL’lik artışın haksız edinildiği sonucuna ulaşılmıştır. Belirtelim ki, gerek Yüce Divana sevk kararında gerekse soruşturma komisyonu raporunda mal varlığının bütün kalemlerindeki artış inceleme konusu yapılmakta, ancak döviz ve TL cinsinden oluşan nakit mal varlığı kalemine özel bir vurgu yapılmaktadır. İddianın değerlendirilebilmesi için öncelikle iki mal varlığı arasındaki farkın ortaya konulması ve daha sonra artışın sanığın savunma ve beyanlarında belirttiği kaynaklardan karşılanıp karşılanamayacağının irdelenmesi gerekmektedir. 2. 30.06.1995 ve 08.12.1999 Tarihli Mal Bildirimlerinin Mukayesesi a) 30.06.1995 Tarihli Mal Beyanı 377 aa) Taşınmaz Mal Beyanı T.B.M.M Başkanlığı’na 08.12.1999 tarihinde verilen söz konusu bildirimin düzenlenme tarihi 09.10.1999 olarak belirtilmiştir. Bununla birlikte söz konusu bildirimde yer alan 1.617.500 DM ve 395.000 USD tutarlarındaki banka hesaplarının eşi Eşi adına (Koçbank-Ulus Şubesinde) açılış tarihi, 03.11.1999’dur. Kime Ait Olduğu Cinsi ve Çeşidi Bulunduğu Yer ve Adresi Hisse Miktarı Değeri ... Daire (sehven bildirilen) Onur Sok…. Maltepe/Ankara 2.500.000.000.TL ... Triplex Villa Palamut Sok. … Sincan/Ankara 4.000.000.000.-TL Eşi adına Daire 2. Cad. … Dikmen/Ankara47 2.000.000.000.-TL Eşi adına Daire … Ada … Parsel İnşaat Dikmen/Ank48 2.000.000.000.TL Eşi adına Daire … Ada … Parsel İnşaat Dikmen/Ank.. 2.000.000.00 0.-TL ... Mağaza Rüzgarlı Sok. … Ulus/Ankara 5.000.000.000.-TL ... Mağaza Rüzgarlı Sok. … Ulus/Ankara 3.000.000.000.-TL Eşi adına Kooperatif Hissesi S.S. Çağkent Yapı Koop. Hissesi 1 Hisse 175.000.000.TL ... Koop. Hissesi Timko Tüm İnşaat Malzemeleri İşyeri Koop. Hissesi 1 Hisse 160.000.000.TL ... Şirket Yolalan İnş. Mal. Tic. San. Ltd. Şti. ¾ Hisse 375.000.000.TL ... Şirket Yolalan İnş.Tic.San.Ltd. Şti. ½ Hisse 250.000.000.TL ... Daire Emlak Bankası İzmit Yenişehir Yahya Kaptan Konutları … Da.17 200.000.000.TL Sanık 18.11.2005 günlü dilekçesinde (s.4), bu taşınmazın aslında … ait olduğunu ve sehven yazıldığını bildirmiştir. Eşi adına bildirilen taşınmazın, 1999 tarihli mal bildiriminde adres değişikliği nedeniyle “Atahuzur Mah. 2. Cad. … Dikmen/Ankara” olarak bildirilen taşınmaz olduğu anlaşılmıştır (Sanığın 13.03.2007 tarihli beyanı, s.395). Uzakdoğu şirketine satılan 10 daireden bir olması nedeniyle 08.12.1999 tarihli mal bildiriminde yer almamıştır (Sanığın 13.03.2007 tarihli beyanı, s.395). 378 08.12.1999 tarihli mal bildiriminde “Huzur Mah. 2. Sok. 3/6 Dikmen/Ankara” olarak bildirilen daire (Sanığın 13.03.2007 tarihli beyanı, s.394). bb)Taşınır Mal Beyanı Kime Ait Olduğu Cinsi ve Çeşidi Miktarı Değeri ... 1984 Model Mercedes Otomobil …. 1 Adet 700.000.000.-TL ... 1991 Model Mazda Oto (…) 1 Adet 350.000.000.-TL Eşi adına Altın Bilezik 35 Adet 300.000.000.-TL ... Silah 2 Adet 125.000.000.-TL b) 08.12.1999 Tarihli Mal Beyanı aa) Taşınmaz Mal Beyanı Kime Ait Olduğu Cinsi ve Çeşidi Bulunduğu Yer ve Adresi Yüz Ölçümü Hisse Miktarı Değeri ... Triplex Villa Pınarbaşı Mahallesi … Sitesi Sincan Ankara 729 m2 Tamamı 40.000.000.000.-TL. ... 2 Dükkan Fevzipaşa Mahallesi Rüzgarlı Sok. … Ulus/Ankara 88 m2 Tamamı 375.000.000.000.-TL. ... Daire Yahya Kaptan 1. Bölge … Daire … İzmit 100 m2 Tamamı 25.000.000.000.-TL. ... Kooperatif Hissesi Timko Tüm İnş.Malz.İşyeri Kooperatifi 1 Hisse 7.000.000.000.-TL. ... Şirket Yolalan İnş.Malz. İnş. ve San. Tic. Ltd. Şti. ¾ Hisse Sermaye 50.000.000.000.-TL. ... Şirket Yolalan İnş. Tic. ve San. Ltd. Şti. ½ Hisse Sermaye 20.000.000.000.-TL. ... Şirket Esenboğa İnş.Turz.Teks.Gıda San. Tic. A.Ş. 240/1 Hisse Sermaye 240.000.000.000.-TL (değeri 1 milyar TL). ... Şirket İmaj Yorgan Sanayi ve Tic.A.Ş. Sermaye 5.000.000.000.-TL. ... Şirket ... İnş.Müt. …. Ada Çukurca/Çankaya 45 konut 22 İşyeri İnşaatı Eşi adına Daire Ata huzur Mah. … Dikmen/Ankara 100 m2 Tamamı 15.000.000.000.-TL. 379 Eşi adına Daire Huzur Mah. ... Dikmen/Ankara 51 100 m2 Tamamı 15.000.000.000.-TL. Eşi adınaDükkan Köyiçi Sokak …Sincan/Ankara 50 m2 Tamamı 55.000.000.000..-TL. Eşi adına Kooperatif Hissesi S.S. Çağkent Arsa ve Konut Yapı Kooperatifi 1 Hisse 5.000.000.000.-TL. 50 Eşi adına adına bildirilen taşınmazın, 1995 tarihli mal bildiriminde adres farklılığı nedeniyle “2.Cadde … Dikmen/Ankara” olarak bindirilen taşınmaz olduğu anlaşılmıştır (Sanığın 13.03.2007 tarihli beyanı, s.395). … ada… parselden gelen taşınmazdır. 07.09.1999 yılında alınmıştır (Sanığın 13.03.2007 tarihli beyanı ve tapu kaydı). bb)Taşınır Mal Beyanı Kime Ait Olduğu Cinsi ve Çeşidi Banka Adı Banka Hesap No Miktarı ... Banka Hesabı Koç Bank Ulus Şubesi 36.430.246.558-TL. Oğlu …adına Banka Hesabı İş Bankası Maltepe Şubesi 700.000.000.-TL. Eşi adına Banka Hesabı Koç Bank 1.617.500 DM Eşi adına Banka Hesabı Koç Bank 395.000 USD Eşi adına Banka Hesabı Koç Bank Ulus Şubesi 39.002.410.940.-TL. babası adına 787.898.781.-TL. Banka Hesabı Ziraat Bankası Yıldızevler Şubesi oğlu adına Banka Hesabı Ziraat Bankası Yıldızevler Şubesi 797.898.781.TL. oğlu adına Banka Hesabı Ziraat Bankası Yıldızevler Şubesi 86.955.904.TL. babası adına Banka Hesabı Şekerbank Anafartalar Şubesi 1.000.000.000.TL. Döviz 1.925.000.USD Döviz 700.000.DM Eşi adına Altın ve Takı 140.000.000.000.-TL. ... 1994 Model E 200 Mercedes … 58.000.DM 3. Mal varlığındaki Artış ve Değerlendirmesi Tablolar incelendiğinde görüleceği üzere, 08.12.1999 tarihli bildirimde 30.06.1995 tarihli bildirimden farklı olarak iki şirket ortaklığı, 45 konut ve 22 işyeri inşaatı, eşi adına bir işyeri, eşi ve çocukları adına bankalarda 79.415.410.967.-TL, 1. 617.500.- DM395.000.- USD mevduat ile nakit olarak 380 1.925.000.- USD ile 700.000.- DM yer almıştır. Ayrıca önceki beyanda 300.000.000.- TL olarak bildirilen mücevherat 140.000.000.000.TL’ye yükselmiştir. 30.06.1995 tarihli bildirimde Eşi adına adına yer alan bir daire, 1984 model bir Mercedes marka otomobil ile 1991 model Mazda marka otomobil ve iki silah, 08.12.1999 tarihli bildirimde yer almamıştır. Daire, Uzakdoğu Şirketine satılan 10 daireden biri olup bu kapsamda 1999 tarihli bildirimdeki nakit mal varlığı artışına, iki otomobil ise 1999 tarihli mal beyanındaki otomobile kaynak oluşturmuştur. Ayrıca 1995 tarihli bildirimdeki mücevheratın, 1999 tarihli beyanda 140 milyar TL olarak bildirilene 20 milyar TL’lik kaynak oluşturduğu anlaşılmıştır. Sanığın çocukları adına bankalarda yer alan mevduatın dede tarafından karşılandığı savunulmuştur. İki şirket ortaklığının ise Bakanlık döneminden önce gerçekleştiği anlaşılmıştır. Bu durumda meydana gelen ve izahı gereken artış; Bankalarda eşi ve kendi adına mevduat olarak yer alan; —75.432.657.498.-TL, —1. 617.500.- DM, — 395.000.- USD, Nerede tutulduğuna dair bilgiye yer verilmeyen nakit bildirim olarak; —1.925.000.- USD, — 700.000.- DM, Mücevherat olarak; —120.000.000.000.-TL ve nihayet, Gayrimenkul olarak; —55.000.000.000.-TL değerinde, tapuda Eşi adına adına Ankara-Sincan Köyiçi Sokak … adresindeki dükkân ile —45 konut ile 22 işyerinden satılmayarak elde tutulan daire ve dükkânlardan, İbarettir. Sanık ve müdafiinin, artışın kaynağının -esas olarak- kat karşılığı yapılıp satılan konut ve işyerlerinden elde edilen kazancın (Birlik mahallesindeki daire ve dükkânlardan 2.650.000 USD ve 2.280.000 DM, Dikmen’deki dairelerden ise 381 102. 466.649.488.-TL) oluşturduğuna ilişkin savunma ve beyanlarının geçerliliği üzerinde durulması zorunlu bulunmaktadır. Tanıkların daire ve dükkânların satış bedelleri konusundaki savunma paralelindeki beyanları; gerek resmi kayıtlarla olan çelişkileri ve destekleyici nitelikte hiçbir yazılı belge bulunmaması, gerekse kendi içlerindeki tutarsızlıkları nedeniyle inandırıcı olmaktan uzaktır. Gerçekten gayrimenkul alım satımlarına ilişkin tapu işlemleri sırasında düşük değer beyan edildiği sık sık karşılaşılan bir vakıa olmakla birlikte; alım satım sırasında beyanlara göre- oldukça yüksek sayılabilecek miktardaki bir paranın ödenmesinde, özellikle tapu devirlerinin uzun zaman sonra gerçekleşeceği bir durumda ticari teamül gereğince mutlaka bir sözleşme yapılacağı ve buna dayanılarak yapılan ödemelerin tevsikini sağlayan belgelerin mevcut olacağı, olağan yaşam deneyimleri de bunu gerektirdiği halde, ne satıcı sanık ne de alıcı tanıklar tarafından herhangi bir belge ibraz edilmemiştir. Bu nedenle alım satım bedelleri konusunda sanığın ve tanıkların, sanığın da ortağı olduğu Yolalan İnşaat Ticaret Ltd. Şti. nin hissedarı ve yöneticisi olan ..:’nın beyanlarına itibar etmek mümkün görülmemiştir. İkinci olarak duruşmada alınan bilirkişi asıl ve ek raporları olayı aydınlatmaya elverişli bulunmamaktadır. Şöyle ki; — Bilirkişiler gerek ilk gerekse ek raporlarında, keşfe konu taşınmazların satış tarihindeki rayiç değerinin tespiti için; keşfin yapıldığı 22.11.2006 tarihi itibariyle kabul edilen rayiç değerden hareketle TEFE endeksini (indirgeme katsayıları) kullanarak satış tarihine indirgeme yöntemine dayanmışlardır. Bunun isabetli bir yöntem olmadığını Yüce Divana sunduğumuz 28.12.2006 tarihli yazılı görüşümüzde ayrıntılı şekilde açıklamıştık. Bilindiği üzere Ülkemizde emlak fiyatları; özellikle 2002 yılından itibaren faiz oranlarındaki düşüş, ipotekli konut finansman sisteminin (mortgage) hazırlıkları ve yabancılara emlak satışının mümkün kılınması sonucunda, yoğunlaşan talebe paralel olarak diğer sektörlere göre çok daha fazla artmış, emlak fiyatlarındaki bu artışın tersine diğer birçok sektörde ve toplamda enflasyonda düşüş yaşanmıştır. Böylece gerek TÜFE endeksi,gerekse TEFE/ÜFE endeksi emlak piyasasında özellikle son dört yıldaki artışın çok altında kalmıştır. Bunun doğal sonucu olarak 22.11.2006 tarihi itibariyle belirlendiği söylenen rayiç değer üzerinden TEFE endeksleri esas alınarak, indirgeme yöntemiyle satış tarihindeki rayiç bedelin tespit edilmeye çalışılması isabetli olmamıştır. Sanık 05.05.2000 tarihinde TBMM Başkanlığı’na verdiği mal bildiriminde “18 Nisan 1999 tarihinde milletvekili seçilmem nedeniyle verdiğim mal bildiriminin aynısıdır.” şeklindeki açıklamasıyla mal varlığında bir artış ve eksilmenin meydana 382 gelmediğini ifade etmiş bulunmaktadır. Oysa sanık ve müdafii, mal varlığındaki artışın kaynağı konusundaki beyanlarında 26129 ada 2 (10 ve 12 numaralı dükkân) ve 3 nolu (3 numaralı daire ile 11 numaralı dükkân) parsellerden satıldığı, ancak daha sonra vazgeçilmesi nedeniyle iade edildiği söylenen daire ve dükkânlar için alındığını ifade ettikleri 330.000 DM ve 760.000 USD ile ilgili olarak söz konusu bildirimde bir açıklama bulunmamaktadır. Bu durum gerçekte söz konusu alışverişin gerçekleşmediği ve buradan belirtilen miktarda bir kaynak temin edilmemiş olduğunu açık bir biçimde ortaya çıkarmaktadır. Özetlersek mal varlığı artışına kaynak olarak gösterilen daire ve dükkânların gerçek satış bedelleri resmi kayıtlar bir yana yazılı herhangi bir belgeye dayalı olarak açıklanamamakta, bundan da özellikle kaçınılmaktadır. Dinlenen tanık beyanları biraz önce belirttiğimiz nedenlerle gerçeği yansıtmamakta, bunları temel alan ve sağlam bilgilere dayanmayan bilirkişi raporlarında da yararlanılabilecek yeterli veri bulunmamaktadır. Kaldı ki, raporlarda biraz önce sözünü ettiğimiz ve hiç gerçekleşmediği anlaşılan 330.000 DM ve 760.000 USD’lik miktarlar sanığın gelir kalemindeki hesaplamaya dâhil edilerek gerçek durumdan daha da uzaklaşılmıştır. Bu durumda sonuca varabilmek için, dosyadaki diğer tüm bilgi ve belgeler ile olağan ticari davranış biçimleri, satıcı ve alıcıların güvence ihtiyaçları dikkate alınarak bütünlük içinde değerlendirme yapılması gerekmektedir. Bu şekilde tarafsız olarak yapılan değerlendirme sonucunda sanığın mal varlığındaki artışın, savunmada belirtilen daire ve dükkân satışlarından elde edilmesinin mümkün olmadığı açık bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Bu değerlendirmemizden sonra sanığın bakanlık yaptığı dönemde mal varlığında ortaya çıkan ve açıklanamayan artışı şu şekilde ortaya koyabiliriz: Artışın dövizler açısından T.C. Merkez Bankasının 2.11.1999 tarihli53 efektif döviz alış kurları dikkate alındığında; (1.925.000 USD + 395.000 USD) x 481.784 .- TL = 1.117.738.880.000.-TL, ( 1.617.500 DM + 700.000DM ) x 259.027.-TL = 600.295.072.500.- TL ve toplam olarak 1.718.033.952.500.-TL olduğu, bu miktara bankalarda eşi ve kendi adına yer alan 75.432.657.498.-TL ile eşine ait 120.000.000.000.TL değerinde mücevherat ve nihayet 55.000.000.000.-TL değerinde gayrimenkul değerleri eklendiğinde toplamda 1.968.466.609.998.-TL olduğu görülmektedir. Sanığın aynı dönemde ispatlanabilen geliri ise, ortak olduğu şirketlerin ticari faaliyetleri nedeniyle vergi dairelerine beyan ettiği gelirleri ile milletvekili olarak aldığı maaşların (TEFE’deki artışlar dikkate alınarak 1999 yılına irca 383 edildiğinde) toplamı olan 39.622.469.086.-TL’den ibarettir. Bu gelirden sanığın kendisi ve ailesi için yaptığı 32.159.806.958.-TL54 düşüldüğünde net gelirin 7.462.662.128.-TL olduğu görülmektedir. Sanığın bu geliriyle 1999 yılında bakan olması nedeniyle verdiği mal bildirimindeki artış (1.968.466.609.998.-TL) farkı olan 1.961.003.947.870.-TL, kanuna uygun olarak sağlandığı ispat edilemeyen haksız edinim olarak ortaya çıkmaktadır. 4. Savunmadaki Bazı Hususların Değerlendirmesi Sanık ... 18 Nisan 1999 tarihinde milletvekili seçilmiş, 29.05.1999 tarihinde ise bakanlık görevine atanmıştır. Sanık yasa gereğince milletvekili seçilmesi nedeniyle en geç 27.06.1999 tarihine mal bildiriminde bulunması zorunlu iken,56 gecikmeli olarak, 29.05.1999 tarihinde bakanlık görevine atanmasında sonra ve her iki görevi nedeniyle, 08.12.1999 tarihinde TBMM Başkanlığı’na teslim etmiştir. Bu durumda sanığın bakan olarak atandığı 29.05.1999 tarihinden görevinden ayrıldığı 05.09.2001 tarihine kadar olan dönemde meydana gelen haksız edinme iddialarının Yüce Divanın kovuşturma yetkisi olduğu tartışmasızdır. Sanığın 08.12.1999 tarihli mal beyanından da anlaşılacağı üzere özellikle nakit mal varlığı kalemlerindeki artış da bu dönemde ortaya çıkmıştır. Söz konusu bildirimde ortaya çıkan artış belirlenmeye çalışılırken bu bildirimden önceki 30.06.1995 tarihli mal bildiriminin esas alınması bir zorunluk olup, bu durum sanığın bakan olarak görevli olmadığı bir dönemin kovuşturma kapsamına alındığı anlamına gelmemektedir. Açıklanan nedenlerle sanık ve müdafiinin 1995–1999 dönemi için Yüce Divanın yargılama yapamayacağı yönündeki beyanlarının da hukuki dayanağı bulunmamaktadır. 1.617.000 DM ile 395.000 ABD Doları tutarındaki döviz hesaplarının 03.11.1999 tarihinde (Koçbank Ulus Şubesinde) açılmıştır. Sanık (ve müdafii) ayrıca aşamalardaki savunma ve beyanlarında siyasete atılmasından itibaren geçimini ailesinin sağladığını ifade etmiş ise de, hayatın olağan akşına da uygun olmayan bu savunmasına dayanak oluşturabilecek somut bir kanıt göstermemiştir. Bu nedenle Bilirkişilerin ek raporlarında sanığın kendisinin, eş ve çocuklarının sosyal konum ve yaşantılarına uygun olarak hesaplanan giderleri ile inşaat maliyetlerini eksideğer olarak hesaplamalara dâhil etmeleri isabetlidir (Bkz. Ek Bilirkişi Raporu, s.5). Bu nedenle sanık bakan olarak 3628 sayılı Kanunun 2/1-a.maddesi gereğince faillik 384 sıfatına haizdir. Zira seçim sonucu 27.04.1999 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak kesinleşmiştir. … V.SANIĞA İSNAT EDİLEN SUÇLAR İLE FİİLLERİN HUKUKİ NİTELENDİRMESİ … A.GENEL OLARAK B.GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMA SUÇU C. İHALEYE FESAT KARIŞTIRMA SUÇU D.DEVLET ALIM SATIM VE YAPIMINA FESAT KARIŞTIRMA SUÇU E. HAKSIZ MAL EDİNME SUÇU 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanununun 2. maddesinin (a) bendi uyarınca; her türlü seçimle iş başına gelen kamu görevlileri ve dışardan atanan Bakanlar Kurulu üyeleri (muhtarlar ve ihtiyar heyeti üyeleri hariç) mal bildiriminde bulunmak zorundadır. Haksız mal edinme suçu (md.13/1); Failin kasten, —Haksız mal edinmesiyle, Oluşmaktadır. Haksız edinimden söz edilebilmesi için ise; —Bir malın kanuna veya genel ahlaka uygun olarak sağlandığının ispat edilememesi veya —İlgilinin sosyal yaşantısı bakımından geliriyle uygun olduğu kabul edilemeyecek harcamalar şeklinde artışların ortaya çıkması, Gerekmektedir (md.4). Hile TDK Güncel Türkçe Sözlükte, “birini aldatmak, yanıltmak için yapılan düzen, dolap, oyun, desise, entrika; çıkar sağlamak için bir şeye değersiz bir şey katma” (http://www. tdk. gov. tr/ TDKSOZLUK/ SOZBUL. ASP? kelime=hile, 03.01.06; Aynı şekilde: Büyük Larousse Sözlük ve Ansiklopedisi, Milliyet Yayınları, Cilt 10, İstanbul (tarihsiz), s.5273); hukuk sözlüklerinde ise BK’nin 28.maddesine paralel şekilde, “bir kimsenin kendi davranış biçimi veya 385 sarf ettiği sözlerle diğer bir kimseyi bir irade beyanında bulunmaya veya bir sözleşme yapmaya yöneltmek için yanlış bir fikir doğuşuna veya yanlış fikrin devamına bile bile neden olması”( Yılmaz, Ejder, Hukuk Sözlüğü, Genişletilmiş 5. Baskı, Ankara 1996, s. 351; Türk Hukuk Lügati, Türk Hukuk Kurumu, 4. Baskı, Ankara 1998, s.128) şeklinde tanımlanmaktadır. “…Sanık hakkında kendisi ile eşine ait malvarlıklarında meydana gelen önemli değişiklikleri görev yaptığı kuruma bildirmediği ve geliriyle uygun olduğu kabul edilemeyecek harcamalar da bulunduğundan bahisle 3628 sayılı yasanın 13/1 – 2 maddesine göre dava açıldığı gözetilerek, sanığın eşi ve çocuklarının adlarına kayıtlı menkul ve gayrimenkul mallar ile bankadaki para hesapları da dikkate alınıp dosyanın konusunda uzman bilirkişiye tevdi edilerek inceleme yaptırılıp edinme tarihleri itibariyle değerleri tespit edilerek, edinim tarihlerinden önceki dönemde sanığın mal bildirimindeki aktifler, yasal ve genel ahlaka uygun gelirleriyle karşılaştırılıp haksız mal edinme niteliğinde olup olmadığının tespitiyle sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi…” (Yargıtay 7. CD, 06.12.2000, 2000/10977–16673.). Aynı yönde: CGK, 30.05.2005 T, E.2006/7–173, K.2006/145. F. SANIĞIN SABİT GÖRDÜĞÜMÜZ FİİLLERİNİN AÇIKLAMALAR IŞIĞINDA DEĞERLENDİRMESİ 4. Öte yandan malvarlığında meydana gelen artışlarla ilgili olarak delillerin değerlendirilmesi başlığı altında ayrıntılarını açıkladığımız üzere; sanığın bakanlık dönemi içinde verdiği 08.12.1999 tarihli mal bildiriminde ortaya çıkan 1.968.466.609.998.-TL artışın 1.961.003.947.870.-TL’lik bölümünün kanuna uygun şekilde sağlanmadığı anlaşıldığından, müsnet haksız mal edinme suçu bütün unsurlarıyla oluşmuştur. … 386 VI. SONUÇ … B. Haksız mal edinme suçundan; 1. 3628 sayılı Kanunun CEZALANDIRILMASINA; 13 ve 15.maddeleri gereğince 2. Aynı Kanunun 14. maddesi gereğince haksız edinildiği anlaşılan 1.961.003.947.870.-TL’nin hazineye ödenmesine; infazın sağlanmasından sonra 16.12.2004 tarih ve 2004/4 sayılı kararla sanığın kendisi, eşi ve çocuklarının döviz, para, taşınır veya taşınmaz malları üzerine konan ihtiyati tedbirin kaldırılmasına, … Karar verilmesi, kamu adına talep ve mütalaa olunur.” E- Savunma 1- Sanığın Esas Hakkındaki Savunması Sanık esasa ilişkin savunmasını 24.5.2007 günlü oturumda yapmıştır. Sanığın esas hakkındaki savunmasının özetine, sanığa yüklenen suçların incelenmesi bölümünde yer verilmiştir. 2- Sanık Müdafiinin Esas Hakkındaki Savunması Sanık müdafii Av. …. esasa ilişkin savunmasını 24.5.2007 günlü oturumda yapmıştır. Sanık müdafiinin esas hakkındaki savunmasının özetine, sanığa yüklenen suçların incelenmesi bölümünde yer verilmiştir. V. USUL SORUNLARI A- Türkiye Büyük Millet Meclisinin Yüce Divana Sevk Kararına Yönelik İtirazlar ve Verilen Kararlar … - Sanık hakkında Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunun Yüce Divana sevk kararında mal varlığıyla ilgili iddianın “Sanık Bakanın çeşitli dönemlerde verdiği mal bildirimlerinde özellikle döviz varlıkları yönünden büyük farklılıklar bulunduğu, 1995 yılındaki mal bildirimiyle komisyonumuza verdiği mal bildirimi arasındaki farklılık ve artışların özellikle 29.5.1999 ile 5.9.2001 tarihi arasındakilerin- izah edilemediği...” şeklinde olduğunu, burada her ne kadar sanığın bakanlık yaptığı dönem dışındaki mal bildirimlerine de göndermede bulunulmakta ise de bunun 387 iddialara açıklık getirilmek amacıyla yazıldığının anlaşıldığını, bu ibareden sanığın bakanlık yaptığı dönem dışındaki mal varlığının dava kapsamına alındığı şeklinde bir yorum yapılmasının mümkün olmadığını, sadece mal varlığındaki farklara işaret edilmek suretiyle 29.5.1999 ile 5.9.2001 tarihleri arasında mal varlığında meydana gelen artışın açıklanmaya çalışıldığını, … 3- Bakanlık Dönemiyle ve Bakanlık Göreviyle İlgisi Olmayan 30.6.1995 ila 29.5.1999 Tarihleri Arasındaki Döneme İlişkin 3628 Sayılı Kanun’a Aykırılık İddiasında Bulunulamayacağı İtirazı 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu’nun “Mal Bildiriminde Bulunacaklar” başlığını taşıyan 2. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde “Her türlü seçimle iş başına gelen kamu görevlileri ve dışarıdan atanan Bakanlar Kurulu üyeleri”nin, anılan Kanun’un 6. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde “seçimin kesinleşmesi tarihini izleyen iki ay içinde” mal bildiriminde bulunmasının zorunlu olduğu hükümlerine yer verilmiştir. Görüldüğü üzere aynı zamanda milletvekili olan bakanların seçimlerin kesinleşme tarihinden itibaren iki ay içerisinde mal bildirimi verme zorunluluğu bulunmaktadır. 18.4.1999 tarihinde yapılan seçimlerde milletvekili seçilen sanık ...’ın seçim sonuçlarının kesinleştiği 27.4.1999 tarihinden itibaren iki ay içerisinde vermesi gereken mal bildirimini beş ay onbir gün gecikmeli olarak 8.12.1999 tarihinde verdiği anlaşılmaktadır. Sanığa isnat olunan suç, 3628 sayılı Kanun’un 13. maddesinde düzenlenen “Haksız mal edinme” suçudur. Bu suç, Kanun’un 4. maddesinde “Kanuna veya genel ahlaka uygun olarak sağlandığı ispat edilmeyen mallar veya ilgilinin sosyal yaşantısı bakımından geliriyle uygun olduğu kabul edilemeyecek harcamalar şeklinde ortaya çıkan artışlar, bu Kanunun uygulanmasında haksız mal edinme sayılır.” şeklinde tarif edilmiştir. Meclis soruşturması komisyonu tarafından, sanık Bakanın yasal süre içerisinde mal bildiriminde bulunmaması nedeniyle 1995 ve 1999 yıllarında verdiği mal bildirimleri karşılaştırılmış, sanığın milletvekili seçildiği tarihteki mal varlığı miktarı hesap edilmiş ve bu belirlenen mal 388 varlığı ile gecikmeli olarak verdiği mal bildirimine kadar geçen süre içerisinde mal varlığı değerlerinde fahiş artış olduğu iddia edilmiştir. Yüce Divanın sanığın bakanlık yapmadığı 1995 ila 1999 yılları arasındaki gelir ve giderlerini araştırma yetkisi bulunmamakta ise de Meclis soruşturması komisyonunun yaptığı gibi sanığın, bakanlığı döneminde mal varlığındaki artışı tespit edebilmek için zorunlu olarak milletvekili seçilmeden önceki gelir ve giderlerinin bilinmesine ihtiyaç vardır. Soruşturma komisyonunun sanık Bakanın 1995 - 1999 yılları arasındaki mal varlığını inceleme konusu yapması bu tür bir zorunluluktan kaynaklanmaktadır. Sanık Bakan, milletvekili seçildiği tarihten sonra yasal süre içerisinde mal bildiriminde bulunsaydı, mal varlığındaki artışlar, milletvekili (Bakan) seçilmeden önce gerçekleşmiş sayılacağından 3628 sayılı Kanun’a göre Yüce Divanda yargılanmayacaktı. Başkan …, Başkanvekili …, Üyeler …, …’den oluşan Yüce Divan 24.2.2005 günlü oturumda, sanık hakkında bakanlık dönemiyle ve bakanlık göreviyle ilgisi olmayan 30.6.1995-29.5.1999 tarihleri arasında 3628 sayılı Kanun’a aykırılık oluşturduğu ileri sürülen eylem nedeniyle isnatta bulunulamayacağından bu döneme ilişkin eylemlerden yargılama yapılamayacağına karar verilmesi, yargılanmasına karar verilmesi halinde ise dosyanın tefrik edilerek beraat kararı verilmesi yönündeki istemin, yukarıda belirtilen nedenlerle REDDİNE, OYBİRLİĞİ ile karar vermiştir. Sanık müdafiinin 30.3.2005 günlü oturumda, sanık Bakanın mal varlığıyla ilgili olarak 1999 ve 2001 arasındaki bakanlık dönemiyle ilgili hangi mal varlığı değeri veya değerlerinin 3628 sayılı Kanun’un 13. maddesine aykırı olduğunun ya iddia makamına açıklattırılması veya Yüce Divanca resen açıklanması gerektiği yönündeki istemi hakkında da 24.2.2005 günlü oturumda bu konuda karar verilmiş olduğundan ikinci kez karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. … B- Davaların Birleştirilmesine İlişkin İstemler C- Bilirkişi İncelemesi Yaptırılmasına İlişkin İstemler 389 Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı iki konuda bilirkişi incelemesi yaptırılması yönünde istemde bulunmuştur. Katılan idare vekilleri de Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının bu istemine iştirak etmişlerdir. 1- Haksız Mal Edinme Suçuna İlişkin Bilirkişi İncelemesi Yaptırılması İstemi Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı vekilinin 30.3.2005 günlü oturumda, bilirkişi incelemesi yaptırılmasına ilişkin istemi şöyledir: “…Sanığın bakanlık yaptığı 29.5.1999 ila 5.9.2001 tarihli dönemde önceki son mal bildirimi olan 30.6.1995 tarihli ve bu dönemden sonraki ilk mal bildirimi olan 8.12.1999 tarihli mal bildirimleri esas alınmak suretiyle; Her kalemin ayrı ayrı mukayese edilerek mal varlığında meydana gelen toplam artış veya eksilmenin miktarının tarih tarih ve ayrı ayrı belirlenmesi, Sanığın kendisinin, eş ve çocuklarının giderleri de göz önünde tutulmak suretiyle, 1995 ve bakanlık döneminin bir kısmını da kapsayan 1999 yılları arasındaki ticari gelirleri (ortak olduğu şirketlerden elde ettiği gelirler, kira ve faiz gelirleri, savunmalarında belirttiği veya belirteceği inşaatlarından satarak elde ettiği gelirler gibi) milletvekilliği maaşlarından elde ettiği gelirlerle önceki mal bildiriminin aktifinde bulunan ve sonrakine kaynak oluşturan değerler dikkate alınarak, haksız edinildiği iddia edilen malların tespit edilmesi olduğu talep olunur.” Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı vekili 20.12.2005 günlü oturumda da yukarıdaki istemlerine ek olarak; “...sanık tarafından bağımsız bölümlerin satıldığı kişilerce noterden yaptığı bir satış vaadi sözleşmesi veya kendi aralarında alacak hakkı doğuran bir protokol bulunup bulunmadığı sorulduğunda, henüz yeterli bir cevap vermediğini, Yüce Heyetce de belirtildiği gibi, varsa bu gibi belgelerin ibraz edilip toplanmasıyla ve ayrıca kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereği bağımsız bölümlerin yapılması nedeniyle, gerek arsa sahibi için gerek sanığın kendisi için gerekse de ortağı olduğu firmalar için yapılan bağımsız bölümler dolayısıyla oluşan giderlerin de tespit olunacak emsal rayiç değerlerden mahsubu suretiyle net gelirinin de tayininin gerekeceği ve ayrıca sanık tarafından bildirilen satış değerlerinin de, satış tarihindeki emsal rayiç değerlere uygun olup 390 olmadığının da tespitinin gerekeceği, bu nedenle önceki taleplerimiz de gözetilerek bir bilirkişi tayin edilmesinin de gerektiğini” ifade etmiştir. Katılan Maliye Bakanlığı vekilleri de oturumlardaki beyanlarında ve özellikle 1.2.2006 günlü dilekçeleriyle haksız mal edinme suçu ile ilgili olarak bilirkişi incelemesi yaptırılmasını talep etmişlerdir. Sanık müdafii Av. … ise 19.6.2006 günlü dilekçesi ile 28.6.2006 günlü oturumdaki beyanında, Yüce Divanın 24.2.2005 gününde verdiği ara kararı uyarınca 1995-1999 döneminin yargılama dışında kalması nedeniyle bu döneme ilişkin bilirkişi incelemesi yaptırılamayacağını, kaldı ki söz konusu ara kararında belirtilen “zorunlu görülme” durumu nedeniyle taşınmazı satın alanların tanık sıfatıyla dinlendiğini, bu kişilerin yalan söylediği veya muvazaalı işlem yaptığı konusunda bir iddianın ileri sürülmediğini, taşınmazların satışının tapu kayıtları, şirket defter ve faturalarıyla ispat edildiğini ileri sürerek bu konuda bilirkişi incelemesi yaptırılması isteminin reddine karar verilmesini talep etmiştir. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 63. maddesinin birinci fıkrasında “Çözümü uzmanlığı, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına re’sen, Cumhuriyet savcısının, katılanın, vekilinin, şüphelinin veya sanığın, müdafiinin veya kanunî temsilcinin istemi üzerine karar verilebilir. Ancak, hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukukî bilgi ile çözülmesi olanaklı konularda bilirkişi dinlenemez.” hükmüne yer verilmiştir. Bu yasal düzenleme karşısında sanığın mal varlığı değerlerinde meydana gelen artma ve eksilmeler ile özellikle sanık tarafından mal varlığındaki artışın kaynağı olarak gösterilen taşınmaz satışlarının satış tarihlerindeki rayiç bedellerinin ve maliyetlerinin saptanması konularının uzmanlık istediği, hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ya da hukuki bilgi ile çözülmesinin mümkün olmadığı anlaşıldığından, bilirkişi incelemesi yaptırılması isteminin kabulü gerektiği sonucuna varılmıştır. Başkan …, Başkanvekili …, Üyeler …, …’den oluşan Yüce Divan 28.6.2006 günlü oturumda, bu konuda bilirkişi incelemesi yaptırılması yönündeki istemin, yukarıda açıklanan nedenlerle KABULÜNE, OYBİRLİĞİ ile karar vermiştir. 391 VI- ESASA İLİŞKİN TESPİT VE DEĞERLENDİRMELER … VII- SANIĞA YÜKLENEN SUÇLARIN İNCELENMESİ … C- Haksız Mal Edinme Suçuna İlişkin İddia Soruşturma komisyonu raporunda, sanığın 30.6.1995 ve 8.12.1999 tarihinde verdiği mal bildirimleri karşılaştırılmış ve 1999 tarihli mal bildiriminde kendisi, eşi ve çocukları adına bankalarda ve elinde bulundurduğunu beyan ettiği döviz (2.320.000 USD ve 2.317.500. DM) + TL(79.415.410.967 TL) =1.797.449.363.467. TL’lik bir gelir artışının olduğu ve bu artıştan sanığın şirketleri ve milletvekilliğinden elde ettiği toplam 39.622.469.086 TL’nin düşülmesi sonucunda 1.757.826.894.381 TL tutarında izah edilemeyen bir mal varlığının bulunduğu iddia edilmiştir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı esas hakkındaki görüşünde sanık ve tanıkların taşınmazların satışına ilişkin beyanlarına yazılı belge ile desteklenmediği için itibar edilemeyeceğini, bilirkişi raporlarının da olayı aydınlatmaya elverişli bulunmadığını, bu nedenle sanığın mal varlığındaki artış miktarı olan 1.961.003.947.870.-TL’nin kanuna uygun olarak sağlandığı ispat edilemeyen haksız edinim olarak ortaya çıktığını ileri sürmüştür. Katılan Maliye Bakanlığı vekilleri esas hakkındaki görüşlerinde, sanığın 1.556.009.880.355 TL olan toplam gelirinden, 406.118.093.950 TL olan toplam giderin düşülmesi sonucu elde edilen 1.149.891.786.405 TL’nin izahı istenen 1.757.826.894.381 TL’yi karşılayamadığını ve bu nedenle 607.935.107.976 TL’nin izah edilemeyen rakam olarak ortaya çıktığını ileri sürmüşlerdir. Sanık 24.5.2007 günlü oturumda yaptığı esasa ilişkin savunmasında özetle; -Soruşturma komisyonu ve Yüce Divanda, bakanlık yaptığı dönem içerisinde mal varlığında bir artışın olup olmadığı yönünde bir araştırma yapılmadığını, araştırma ve incelemenin bakanlık döneminden öncesine ilişkin olarak yapıldığını ve sonuçta bakanlık yaptığı dönemde mal varlığında her hangi bir artışın saptanamadığını, -Suçlamanın temel nedeninin mal varlığı beyannamesini birkaç ay gecikmeli olarak vermesi olduğunu, 392 -Soruşturma komisyonunun kendisini sadece milletvekili maaşıyla geçinen bir kişi olarak görmesine karşın, yargılamada iş adamlığı kimliğinin ortaya konduğunu, -Sattığı taşınmazları satın alanların tamamının tanık olarak dinlendiğini, tanıkların beyanları arasında her hangi bir çelişkinin olmadığını, tanık beyanlarının fatura ve muhasebe kayıtlarıyla teyit edildiğini, -Taşınmazların satışına ilişkin belge sunulamadığı iddiasının geçersiz olduğunu, satın alanların taşınmazların tapusunu almalarının en büyük delil ve belge olduğunu, tapunun alınmasından sonra sözleşme veya diğer belgelerin saklanmasının bir anlamının olmadığını, kaldı ki tanıklardan birisinin (…) söz konusu belgeleri saklayıp mahkemeye ibraz etme başarısını da gösterdiğini, ancak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının tüm bu delilleri yok saydığını, -Yüce Divanın mal varlığı araştırması konusunda bilirkişi incelemesi yoluna başvurmasının, mahkemece bu konunun “teknik bir iş” olarak kabul edildiğini, ek rapor alınmasından sonra da yapılan itirazları reddetmesinin bilirkişi raporuna itibar ettiği anlamına geldiğini, -Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının ek bilirkişi raporuna itiraz edip yeni bilirkişi heyeti oluşturulmasına ilişkin isteminin Yüce Divanca reddedilmesinden sonra bu kararın geri alınmasını istememesinin bilirkişi raporunu kesin kanıt olarak kabul etmesi anlamına geldiğini, -Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının esas hakkındaki mütalaasının 27. sayfasında taşınmazların satışından elde edilen değerlerin kabul edilmesine karşın sonuç olarak bu gelirleri görmezden gelerek çelişkili bir görüş ortaya koyduğunu, -Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca bilirkişi raporunda yapılan maliyet hesabı doğru bulunurken, aynı bilirkişilerin dairelerin gelirinden maliyetleri çıkararak kendisi lehine bulduğu artı değeri kabul etmemesinin çifte standart olduğunu, beyan etmiştir. Sanık müdafii Av. … 24.5.2007 günlü oturumda da yinelediği aynı günlü esasa ilişkin savunmasını içeren dilekçesinde özetle; 393 -Yüce Divanın 24.2.2005 günlü ara kararıyla sanık Bakanın sade vatandaş olduğu 1995 - 1999 dönemime ilişkin “bakma kapsamında” işlem yapacağına karar vermiş olmasına karşın bu ara kararına uymayarak söz konusu dönemi fiilen yargıladığını, -Soruşturma önergesi ve Türkiye Büyük Millet Meclisinin önergeyi kabul kararında 1995-1999 dönemiyle ilgili bir isnadın bulunmadığını, bu nedenle soruşturma komisyonu raporunun ve Yüce Divana sevk kararının hukuken yok hükmünde olduğunu, -Türk hukukunda 1995 - 1999 dönemine ilişkin olarak “nereden buldun kanunu” şeklinde bir yasa veya yasa hükmünün bulunmadığını, -Soruşturma komisyonunca taşınmaz mallardaki artış dışında sadece sanığın döviz ve TL cinsinden sahip olduğu paralarındaki artışın izahının istendiği ve mahkemenin bu isnatla bağlı olması gerektiği halde tüm mal varlığı değerlerine bakıldığını, -Sanığın yargılamaya konu edinilen fiili 8.12.1999 - 2003 mal bildirimleri olduğunu ve yapılan yargılama sonucunda bu döneme ilişkin sanığın mal varlığında bir azalmanın olduğunun ispatlandığını, -3628 sayılı Kanun’un Bakana mal beyanı dışında ve mal beyanıyla ilgili olarak iddiaya konu mal hareketlerinin sadece kaynağını açıklama yükümlülüğünü getirdiğini, -3628 sayılı Kanun’un 4. maddesi emri gereğince beyan/kaynak karşılaştırılmasında, matematik/bilançosal denklik yerine itibari denkliğin esas alınması gerektiğini, -Sanık Bakanın 8.12.1999 tarihinde verdiği mal beyanında, Gelir Vergisi Kanunu’nun 42/1. maddesinde yıllara sari inşaat ve onarım işlerinde maliyetin inşaatın bitiminden sonra dikkate alınacağı hükmünü gözeterek inşaat maliyetlerini beyanına dahil etmediğini, -Sanığın 1997, 1998 ve 1999 yıllarında verdiği Yıllık Gelir Vergisi Beyannamelerinde inşaatların senelere sari devam etmesi nedeniyle kar/zarar tablosunun çıkarılamadığını, -Bilirkişi raporlarıyla mal beyanlarının yeterli kaynağa dayandığı ve açıklanamayan bir mal varlığı değerinin bulunmadığının ortaya konduğunu, 394 -Bilirkişilerin sanık Bakanın aleyhine usul ve takdirlerde bulunmalarına karşın sonuç itibarıyla lehe bir durumun ortaya çıkması nedeniyle raporlara karşı itirazda ısrarcı olmadıklarını, -Mahkemenin bilirkişi raporunu aldıktan sonra yeni bir bilirkişi incelemesine gitmemesinin bilirkişi incelemesini yeterli ve kabul etmesi anlamına geldiğini, bu nedenle mahkemenin rapordaki tespit ve görüşlerle bağlı olduğunu, -Yüce Divan yargılamasının tek dereceliliği mevcut bilirkişi raporunun sonucu itibarıyla kesinlik derecesinde bir bağlayıcılığının bulunduğunu, -1995 - 1999 dönemine ilişkin mal varlığı değerlerinin tapu kayıtları, tanık beyanları ve bilirkişi kurulu incelemesiyle ispatlandığını, -Taşınmazları satın alan kişilerin tapularını aldıktan sonra satıma ilişkin belgeleri belli bir süre saklamaları gerektiğine ilişkin her hangi bir yasal mevzuatın bulunmadığını, -Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının taşınmazların rayiç değerinin kendisine göre bir usulle tespit edilmesini istediğini ancak buna ilişkin bir tespitte bulunmadığı gibi Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 67/6. ve 178. maddeleri uyarınca uzman kişiden görüş alma yoluna da gitmediğini, -Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının taşınmazları sıfır değer olarak kabul etmesinin esas hakkındaki görüşünün amacını ve iradesini açık bir biçimde ortaya koyduğunu, beyan etmiştir. Soruşturma komisyonunca sanığın 30.6.1995 ve 8.12.1999 tarihlerinde verdiği iki mal bildirimi karşılaştırılmıştır. Sanık ..., 1991 ila 1995 yılları arasında milletvekilliği yapmış, 1995 yılından 18.4.1999 tarihine kadar da ticari faaliyette bulunmuştur. 18.4.1999 tarihinde yapılan genel seçimlerde milletvekili seçilmiş ve akabinde 29.5.1999 tarihinde Bayındırlık ve İskan Bakanlığına atanmıştır. Bu görevini 5.9.2001 tarihine kadar sürdürmüştür. Soruşturma komisyonu raporunda 30.6.1995 ile 8.12.1999 tarihli mal bildirimleri arasında farklılıktan söz edilmekle birlikte, izahı gereken mal varlığı kalemlerinin özellikle döviz ve TL’den oluşan mal varlığı kalemleri olduğu iddia edilmektedir. 395 Sanığa yüklenen eylem, 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu’nun 13. maddesinde düzenlenen haksız mal edinme suçudur. Söz konusu 13. madde şöyledir: “Kanunun daha ağır bir cezayı gerektirmediği takdirde haksız mal edinene üç yıldan beş yıla kadar hapis ve beş milyon liradan on milyon liraya kadar ağır para cezası verilir. Haksız edinilen malı kaçıran veya gizleyene de aynı ceza verilir.” Suçun maddi unsuru “ Haksız mal edinme” dir. Haksız mal edinmenin ne olduğu hususu, Kanun’un 4. maddesinde “Kanuna veya genel ahlaka uygun olarak sağlandığı ispat edilmeyen mallar veya ilgilinin sosyal yaşantısı bakımından geliriyle uygun olduğu kabul edilemeyecek harcamalar şeklinde ortaya çıkan artışlar, bu Kanun’un uygulanmasında haksız mal edinme sayılır.” şeklinde tarif edilmiştir. Buna göre; -Kanuna veya genel ahlaka uygun olarak sağlandığı ispat edilmeyen mallar, -İlgilinin sosyal yaşantısı bakımından geliriyle uygun olduğu kabul edilemeyecek harcamalar şeklinde ortaya çıkan artışlar, “Haksız mal edinme”dir. Bu suç genel kasıtla işlenebilen suçlardan olup ayrıca özel kasıt aranmaz. Mal varlığındaki artışların ispatında rakamsal açıdan kesin bir uyuşmadan daha çok “kabul edilebilir” bir açıklamanın ortaya konulmasının amaçlandığı anlaşılmaktadır. Mal varlığındaki artışların kaynağının varlığının kabul edilebilecek bir biçimde ispatlanması durumunda haksız mal edinmeden söz edilemez. “Haksız mal edinen kişi” tabirinden, Kanun’un 2. maddesi gereğince mal bildiriminde bulunması zorunlu bulunan kişilerin anlaşılması gerektiği her türlü izahtan varestedir. Milletvekilleri ve Bakanlar maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde sayılan kişilerdendir. Davada çözümlenmesi gereken husus, sanığın mal varlığında meydana geldiği iddia edilen artışın 3628 sayılı Kanun’un 4. maddesi anlamında haksız mal edinme olup olmadığının açıklığa 396 kavuşturulmasıdır. Bunun için öncelikle 1995 ve 1999 tarihinde verilen mal bildirimlerinin hangi kalemlerinde farklılık olduğu ve izahı gereken mal varlığı miktarının gerçekte ne olduğunun belirlenmesi gerekmektedir. Sanığa ait her iki mal bildirimi karşılaştırıldığında, 1995 tarihli mal bildiriminde yer alan iki silahın 1999 tarihli mal bildiriminde yer almadığı (eksilme), buna karşılık iki şirket ortaklığı, sanığın kendisi, eşi ve çocukları adına bankalarda bulunan toplam 79.415.410.967 TL tutarındaki mevduat, 45 konut ve 22 işyeri inşaatı, eşinin altınlarındaki 120.000.000.000. TL’lik artış, eşi adına bir işyeri ile toplam 2.320.000 USD ve 2.317.500 DM döviz varlığının (artma) bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durum tablo halinde şöyle gösterilebilir: 1999 Mal Bildirimine Göre Eksilen Kalemler 1995 Mal Bildirimine Göre Artış Olan Kalemler ...’a ait iki silah Eşine ait Sincan’daki bir dükkan Esenboğa İnş.Turz.Teks. Gıda San. Tic. A.Ş.’de ...’a ait 1/240 şirket hissesi İmaj Yorgan Sanayi ve Tic. A.Ş.’de ...’a ait % 30 şirket hissesi Sanığın kendisi, eşi ve çocukları adına bankalardaki 79.415.410.967. TL 2.320.000 USD (1.925.000 nakit-395.000 bankada) 2.317.500. DM (700.000 nakit-1.617.500 bankada) Eşinin altınlarındaki 120.000.000.000.TL’lik artış 45 konut ve 22 işyeri inşaatı Soruşturma komisyonu sanığın Esenboğa İnş. Turz. Gıda San. Tic. A.Ş.’deki hisse oranının 1/240 olması nedeniyle gelir hesabında dikkate almamıştır. Buna karşılık sanığın İmaj Yorgan Sanayi ve Tic. A.Ş.’deki şirket kar paylarından elde ettiği gelirler sanığın gelirinin hesaplanmasında dikkate alınmıştır. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre sanığın İmaj Yorgan Sanayi ve Tic. A.Ş.’ye 1997 yılında, Esenboğa İnş. Turz. Gıda San. Tic. A.Ş.’ye 1998 yılında ortak olduğu, bir başka ifadeyle bu iki şirket ortaklığının sanığın Bakan olmadığı tarihten önce gerçekleştiği anlaşıldığından, bu mal varlığı kaynağının izah edilebilir olduğu açıktır. 397 Sanığın kendisi, eşi ve çocuklarının bankalarda bulunan 79.415.410.967 TL tutarındaki mal varlığı kalemlerine ilişkin banka kayıtlarının incelenmesinde; söz konusu meblağın çoğunluğunu oluşturan ... adına Koçbank Ulus Şubesinde bulunan 36.430.246.558 TL ile Eşi adına adına aynı şubede bulunan 39.002.410.940. TL’lik mevduat hesaplarının sanığın Bakan olmadan önceki tarihlerde açılmış bulunduğu ve repo yapılarak elde edildiği anlaşıldığından, söz konusu mal varlığı kaleminin de izah edilebilir bir kaynağının bulunduğu kabul edilmiştir. Yine, 79.415.410.967 TL’lik meblağın içerisinde kalan sanığın çocukları adına çeşitli bankalarda bulunan toplam 3.982.753.466 TL’nin de sanığın babası tarafından karşılandığına ilişkin savunmanın aksini ispatlayacak bir delil elde edilemediğinden, bu miktarın da izah edilebilir nitelikte olduğu kabul edilmiştir. Bu durumda, sanığın izah etmesi gereken mal varlığı kalemlerinin, - 2.320.000 USD (1.925.000 kendisi elinde nakit-395.000 bankada eşi adına), - 2.317.500. DM (700.000 kendisi elinde nakit-1.617.500 bankada eşi adına), -Eşi adına Sincan’daki 55.000.000.000. TL değerinde olduğu bildirilen bir dükkan, -Eşinin altınlarında meydana gelen 120.000.000.000.TL tutarındaki artış, olduğu ortadadır. Soruşturma komisyonu bu kalemlerden döviz (2.320.000 USD ve 2.317.500 DM) ile 79.415.410.967 TL’yi dikkate almış, buna karşılık diğer iki mal varlığı kalemiyle ilgili bir iddiada bulunmamıştır. Yukarıdaki açıklamalarda belirtildiği üzere 79.415.410.967 TL’lik meblağın izah edilebilir nitelikte olduğunun açıklığa kavuşması nedeniyle, bu miktarın soruşturma komisyonu raporunda izahı istenen toplam tutardan düşülmesi gerektiği ortadadır. Buna göre, soruşturma komisyonunca izah edilemediği iddia edilen 1.757.826.894.381 TL’den 79.415.410.967 TL’nin çıkarılması sonucunda, soruşturma komisyonuna göre döviz ve TL varlıklarındaki izahı gereken miktarın 1.678.411.483.414 TL olduğu göz önünde bulundurulmalıdır. Bu 398 rakama, sanığın eşi adına kayıtlı Sincan’da bulunan 55.000.000.000 TL değerindeki dükkan ile eşinin altınlarındaki artış miktarı olan 120.000.000.000. TL eklendiğinde sanığın izahı gereken toplam mal varlığı tutarı 1.853.411.483.414. TL’dir. Sanık savunmalarında mal varlığında meydana gelen bu artışın kaynağını ağırlıklı olarak kendisi ve ortağı olduğu Yolalan Şirketi adına yapıp sattığı taşınmazlardan elde edilen gelirleri gösterdiğinden, taşınmaz satımlarının gerçek olup olmadığının belirlenmesi amacıyla, taşınmazlara ilişkin tapu kayıtları, kat karşılığı inşaat yapım sözleşmeleri, taşınmazları satın alan firmaların buna ilişkin fatura ve defterleri getirtilip incelenmiş, ayrıca taşınmazları satın alan kişiler tanık olarak dinlenilmiştir. Söz konusu tanıklar beyanlarında; taşınmazları 1995 ila 1999 yılları arasında henüz proje aşamasında, döviz cinsinden ve vadeli olarak satın aldıklarını, ödemeleri elden veya makbuz karşılığında yaptıklarını ancak tapularını almaları ve aradan uzun zaman geçmesi nedeniyle buna ilişkin belgeleri saklamadıklarını beyan etmiş iseler de tanıklardan sadece … beyanını doğrular biçimde satın aldığı taşınmaza ilişkin senet ve protokolü ibraz etmiştir. Tapu kayıtları, noterde düzenlenen kat karşılığı bina yapım sözleşmeleri ile firmaların fatura ve defterlerinin incelenmesinden, söz konusu taşınmazların sanık tarafından inşa edilip, tanıklara satılıp, tapularının da verildiği anlaşılmıştır. Bu durumda, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının esas hakkındaki görüşünde ileri sürdüğü sanık ve tanıkların taşınmazların satışına ilişkin beyanlarına yazılı belge ile desteklenmediği için itibar edilemeyeceğine ilişkin iddiasının, taşınmazların satışının yapıldığının resmi belge niteliğindeki tapu kayıtlarıyla ispatlanması nedeniyle geçerliliğinin bulunmadığı ortadadır. Yukarıda açıklandığı üzere, sanığın savunmasında ileri sürdüğü taşınmaz satımlarının gerçekleştiğinin anlaşılması nedeniyle, sanığın bakanlık yaptığı dönemden önce 30.6.1995 ve bakan olduktan sonra 8.12.1999 tarihlerinde verdiği mal bildirimleri arasında soruşturma komisyonunca izah edilemediği iddia edilen farkın, sanığın kendisinin, eş ve çocuklarının giderleri, varsa gelirleri ve bunların kaynakları göz önünde tutularak 1995 ve bakanlık döneminin bir kısmını da kapsayan 399 1999 yılları arasındaki her türlü şirket kazançları, şahsî maaş, kira, faiz ve benzeri gelirleri ile inşaatlarından elde ettiği gelirlerin elde edildiği tarihteki rayiç bedelleri üzerinden bunların sağlanması için yapılan giderler de dikkate alınarak önceki mal bildiriminin aktifinde bulunan ve sonrakine kaynak oluşturulan değerler ile, iddia, savunma ve dosya içindeki tüm bilgi ve belgeler incelenerek, izah edilemeyen bir malvarlığı olup olmadığı; var ise bu miktar konusunda ayrıntılı rapor verilmesi için dosyanın bilirkişilere tevdiine karar verilerek gereğinin yerine getirilmesi için naip Üye … refakatinde, Prof. Dr. …, Prof. Dr. … ve …’den oluşan bilirkişi heyeti aracılığıyla mahallinde 22.11.2006 gününde keşif yapılmıştır. Bilirkişi heyeti raporunu 18.12.2006 gününde Yüce Divana sunmuştur. Ancak, söz konusu rapora Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ve Katılan İdare Vekillerince; -Taşınmazların keşif tarihindeki rayiç bedellerinin hangi kriterler baz alınarak saptandığı ve varsa bunu ilişkin belgelerin dosyaya ibraz edilmesi gerektiği, -İnşaatların maliyet hesabında ruhsat tarihi ile iskan tarihi arasındaki dönemin mi yoksa inşaatların fiili bitim tarihinin mi veyahut sanık müdafiince ileri sürülen 8.12.1999 tarihine kadar geçekleşen maliyetlerin mi dikkate alınacağı, -Sanığın kat karşılığı yapım sözleşmesinde yer alan 26129 ada 4 numaralı parselde inşa edilen toplam sekiz bağımsız bölümünün yapım giderlerinin inşaatların maliyet hesabında dikkate alınmadığı, -Bilirkişi incelemesi yapılmasına ilişkin 13.9.2006 günlü oturumdaki ara kararında “Sanığın bakanlık yaptığı dönemden önce 30.6.1995 ve bakan olduktan sonra 8.12.1999 tarihlerinde verdiği mal bildirimleri arasında soruşturma komisyonunca izah edilemediği iddia edilen farkın” araştırılması istendiği halde, iki mal bildirim arasında farklılık bulunan mal varlığı kalemlerinin tamamı üzerinde ayrıntılı bir inceleme ve araştırma yapılmadığı, -Raporun 35. ve 37. sayfalarında yer alan 16 ve 17 numaralı tablolarda Birlik mahallesindeki taşınmazların Amerikan Doları baz alınarak hesap edilen gelirlerinde hesaplama hatasının yapıldığı, 400 -Bilirkişi incelemesi yapılmasına ilişkin 13.9.2006 günlü oturumdaki ara kararında, sanığın kendisinin, eşinin ve çocuklarının giderlerinin dikkate alınmasının istendiği halde, raporda bu hususa değinilmediği, ileri sürülerek itiraz edilmesi ve bunlara ek olarak Yüce Divanca resen belirlenen; -Taşınmaz satımlarının çoğunluğunun vadeli olarak yapıldığı tanık ve sanık beyanlarından anlaşıldığı halde, bilirkişilerin sanık ve tanık beyanlarını baz alarak kullandıkları hesaplama yönteminde satımların tamamının peşin olarak yapıldığı varsayımından hareket ettikleri, -Bilirkişi raporunda sanığın gelir vergisi beyannameleri esas alınarak hesaplanan gelirleri içerisinde şirket kar paylarının olup olmadığı, konularında, bilirkişilerden ek rapor alınmasına karar verilmiş ve bilirkişiler ek raporlarını 7.3.2007 gününde sunmuşlardır. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ve Katılan İdare Vekilleri ek bilirkişi raporunun da talep ve itirazlarını karşılamadığını ancak, ikinci bir bilirkişi heyetince inceleme yapılması konusunu Yüce Divanın takdirine bıraktıklarını ifade etmişlerdir. Mahkememizce yapılan değerlendirme sonucunda, bilirkişi raporlarında varılan sonuç ve kullanılan yöntemler dikkate alındığında, raporların yeterli ve dosya kapsamına uygun olduğu kabul edildiğinden, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının ve Katılan İdare Vekillerinin itirazına itibar edilmeyerek, 13.3.2007 günlü oturumda, bu konudaki itirazların reddine karar verilmiştir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ve Katılan İdare Vekilleri, sanığın Yolalan şirketi adına Dikmen’de yapıp sattığı dairelerin gelirinin dikkate alınamayacağını ileri sürmüş iseler de söz konusu taşınmazların satış gelirlerinden sanığın şirketteki hissesi oranında yararlanacağı açık olduğundan, itiraz yerinde görülmemiştir. Yine, sanığın önce satıp parasını alıp daha sonra iade ettiğini belirttiği dört taşınmazın satış gelirlerinin de bilirkişilerce dikkate alınmasına Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ve Katılan İdare Vekillerince itiraz edilmiş ise de söz konusu taşınmazların satın alındıktan bir müddet sonra iade edildiği aksi kanıtlanamayan savunma tanık beyanlarıyla da doğrulandığından, itiraz yerinde görülmemiştir. 401 Mahkememizce hükme esas alınan bilirkişi raporlarında bilirkişi heyetince, keşifte belirlenen rayiç değer üzerinden geriye doğru; sanık ve tanık beyanlarında belirtilen satış bedellerine göre de ileriye doğru, DİETEFE ve İTO-TEFE fiyat endeksleri dikkate alınarak ikili bir hesaplama yapılmıştır. Ancak, mahkememizce yapılan değerlendirmede Devlet İstatistik Kurumu (DİE - TÜİK)’nca belirlenen TEFE endeksine göre yapılan hesaplama dikkate alınmıştır. Buna göre, sanığın taşınmazların satışından elde ettiği gelirlerin toplamı; -Keşifte belirlenen değerlere göre 2.059.435.000.000 TL, -Tarafların beyanlarına göre ise 2.233.422.468.150 TL, olarak hesaplanmıştır. Bilirkişilerce verilen ek raporda inşaat maliyetleri konusunda da ikili bir hesaplama yapılmıştır. Birinci hesaplamada aylık bazda hesaplanan maliyetler dağıtıldıkları aydan itibaren aylık tutarları 1999 yılı sonuna irca (uyarlama) edilmiştir. İkinci hesaplamada ise aylık maliyetler dağıtıldıkları yıl sonundaki toplam tutarları 1999 yılı sonuna uyarlanmıştır. Buna göre taşınmazların maliyetleri; -Birinci yönteme göre 447.829.522.417 TL, -İkinci yönteme göre ise 363.808.352.032 TL, olarak hesaplanmıştır. Bilirkişiler sanığın ailevi giderleri konusunda maaşının tamamını harcadığı varsayımından hareketle ikili bir hesaplamada bulunmuşlardır. Birinci hesaplamada maaşlar TEFE endeksi baz alınarak aylık bazda 1999 yılı sonuna uyarlanmıştır. İkinci hesaplamada ise maaşlar yıllık bazda 1999 yılı sonuna uyarlanmıştır. Buna göre sanığın 1995 ila 1999 yılları arasındaki giderleri; -Birinci yönteme göre 32.159.806.958 TL, -İkinci yönteme göre ise 25.463.486.751 TL, olarak hesaplanmıştır. Bilirkişi raporlarının incelenmesinde sonuç olarak; -Taraf beyanlarına göre belirlenen satış gelirleri ile maliyet ve giderlerin asgarisi baz alındığında sanık lehine 216.280.226.303 TL’lik, 402 -Taraf beyanlarına göre belirlenen satış gelirleri ile maliyet ve giderlerin azamisi baz alındığında sanık lehine 125.562.735.716 TL’lik, -Keşifte belirlenen satış gelirleri ile maliyet ve giderlerin asgarisi baz alındığında sanık lehine 42.292.758.153 TL’lik, -Keşifte belirlenen satış gelirleri ile maliyet ve giderlerin azamisi baz alındığında sanık aleyhine 48.424.732.434 TL’lik, bir farkın oluştuğu ortaya çıkmaktadır. Bilirkişi raporlarında Sincan’da sanığın eşi adına kayıtlı işyeri ile sanığın eşinin altın takılarında meydana gelen artış, hesaplamalarda dikkate alınmamıştır. Görüldüğü üzere, bilirkişilerce sanığın mal varlığındaki artış miktarı tam olarak saptanamamış, çeşitli olasılıklar ortaya konmuştur. Esasen somut olayda, taşınmazların satış tarihinden yaklaşık on yıl geçtikten sonra geriye doğru rayiç değerlerini ve maliyetlerini her türlü şüpheden uzak ve net bir şekilde belirleyebilmek de oldukça güçtür. Bir başka ifadeyle, sanığın mal varlığındaki artış konusunda bir belirsizliğin bulunduğu ortadadır. Bu durumda, ceza yargılamasında geçerli olan “şüpheden sanık yararlanır” (in dubio pro reo) ilkesi gereğince, bilirkişi raporunda “taraf beyanlarına göre belirlenen satış gelirleri ile maliyet ve giderlerin asgarisi baz alınarak sanık lehine yapılan hesaplamanın dikkate alınması gerektiği sonucuna varılmıştır Kaldı ki, bilirkişi raporuna göre ortaya çıkan olasılıklardan hangisi dikkate alınırsa alınsın, mal varlığında meydana gelen ve izah edilemeyen miktarın, sanığın Bakanlık yaptığı dönem içerisinde elde edildiğine ilişkin kesin bir delilin de bulunmadığı açıktır. Açıklanan nedenlerle, sanığın mal varlığında meydana gelen artışın kaynağı tanık beyanları, noter sözleşmeleri, tapu kayıtları ve yeterli kabul edilen bilirkişi raporlarıyla izah edildiğinden, sanığa yüklenen suçun maddi unsurlarının oluşmadığı kanaatine varılarak isnat olunan eylemden dolayı sanığın beraatine karar vermek gerekmiştir. 403 VIII- HÜKÜM Ayrıntıları ve dayanakları yukarıda açıklandığı üzere; … E- Sanık ...’ın haksız mal edinme suçundan dolayı 3628 Sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu’nun 13. maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle Yüce Divana sevk kararı ile açılan davada sanığın eyleminin sabit olmaması nedeniyle BERAATİNE, OYBİRLİĞİYLE, Mahkememizin 16.12.2004 günlü, “sanığın kendisinin, eşinin ve çocuklarının döviz, para, taşınır ve taşınmaz malları üzerinde kamu davası sonuçlanıncaya kadar ihtiyati tedbir konulmasına” ilişkin kararının kaldırılmasına, F- Yargılama giderlerinin kamu üzerinde bırakılmasına, 5 Ekim 2007 gününde kısmen isteme aykırı ve kesin olarak verilen karar, sanık ..., sanık müdafii Avukat …, katılan idare vekilleri Avukat …, Avukat …’ın yüzlerine karşı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıvekili ve Yargıtay Cumhuriyet Savcısı hazır bulunduğu halde açıkça okundu, anlatıldı. 404 EK-16: SAYDAMLIĞIN ARTIRILMASI VE YOLSUZLUKLA MÜCADELENİN GÜÇLENDİRİLMESİ STRATEJİSİ (2010-2014) 660 1. GİRİŞ Kamu gücü ve kaynakları ile özel kuruluşlardaki görev, yetki ve kaynakların, toplumun zararına olarak özel çıkarlar için kullanılması şeklinde tanımlanabilen yolsuzluk; rekabeti engelleyerek ekonomik büyümeyi yavaşlatmakta, doğrudan yabancı sermaye girişini ve vergi gelirlerini azaltmakta, gelir dağılımını bozarak yoksulluğu artırmakta, kamu kaynaklarının israf edilmesine yol açarak eğitim, sağlık, güvenlik gibi zorunlu kamu yatırımlarını olumsuz etkilemekte, kamu kurumlarına, yöneticilerine ve adalet sistemine duyulan güveni zedelemekte ve toplumda ahlakî bozulmaya yol açmaktadır. Saydamlığın artırılması ve yolsuzlukla mücadelede başarının sağlanabilmesi için, önceden belirlenmiş tedbirler ve faaliyetler içeren stratejiler önem taşımaktadır. Böylece, yolsuzlukla mücadelede öncelikli alanlar belirlenerek sonuca daha kararlı ve etkili bir şekilde gidilmesi mümkün olmaktadır. Ayrıca, yolsuzlukla mücadele dönemsel bir çaba olmayıp, ekonomik ve sosyal hayattaki gelişmelere göre süreklilik gerektiren faaliyetler bütünüdür. Bu vizyon çerçevesinde ilgili tüm kesimlerin katılımıyla “Saydamlığın Artırılması ve Yolsuzlukla Mücadelenin Güçlendirilmesi Stratejisi” geliştirilmiştir. Saydamlığın Artırılması ve Yolsuzlukla Mücadelenin Güçlendirilmesi Stratejisi (Strateji) hazırlanırken, 58 inci, 59 uncu ve 60 ıncı Hükümet programları, Türkiye Büyük Millet Meclisi Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu Raporu, Dokuzuncu Kalkınma Planı, Avrupa Birliği Müktesebatının Üstlenilmesine İlişkin Türkiye Ulusal Programı ve çeşitli uluslararası kuruluşların Ülkemizle ilgili değerlendirmelerinden yararlanılmıştır. Ayrıca bakanlıklar, kamu kurum ve kuruluşları, sivil toplum kuruluşları ve ilgili uluslararası kuruluşların görüşleri de alınmıştır. 660 “Saydamlığın Artırılması ve Yolsuzlukla Mücadelenin Güçlendirilmesi Stratejisi (20102014)”ün kabulü; Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcılığının 27/1/2010 tarihli ve 65 sayılı yazısı üzerine, Bakanlar Kurulu’nca 1/2/2010 tarihinde kararlaştırılmıştır. Karar Sayısı: 2010/56, 22 Şubat 2010 tarih ve 27501 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. 405 2. SAYDAMLIĞIN ARTIRILMASI VE YOLSUZLUKLA MÜCADELE ALANINDA SON YILLARDA YAPILAN BAŞLICA DÜZENLEMELER Saydamlığın artırılması ve yolsuzlukların önlenmesi çerçevesinde Ülkemizde son yıllarda yapılan başlıca düzenlemeler aşağıda sıralanmıştır: a) Kamu ihale sisteminde saydamlığın geliştirilmesi, kaynakların daha etkin ve verimli kullanılması ve daha az kaynakla daha fazla kamu hizmeti üretilmesi amacıyla, kamu kaynağı kullanan bütün kurumları kapsayan ve ihalelerde açıklığın ve rekabetin sağlanmasını ve şikâyetlerin incelenmesini teminen Kamu İhale Kurumu kurulmasını düzenleyen 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu. b) Doğrudan yabancı yatırımların özendirilmesi, yabancı yatırımcıların haklarının korunması, yatırım ve yatırımcı tanımlarında uluslararası standartlara uyulması ve doğrudan yabancı yatırımların artırılması amacıyla; yatırımcıların ihtiyaç ve beklentilerini dikkate alarak hazırlanan, Ülkemizin uluslararası yatırımlara yönelik eşitlikçi ve liberal yaklaşımının yansıtılması olarak yatırımcıya açık ve anlaşılır mesajlar veren, yatırımcının değişik mevzuat gereği sahip olduğu haklar ve tâbi olduğu yükümlülükleri gösteren yasal bir rehber niteliğinde 4875 sayılı Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu. c) Herkesin bilgi edinme hakkına sahip olduğunu ve kamu kurum ve kuruluşları ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının, kanunda belirtilen istisnalar dışındaki her türlü bilgi ve belgeyi başvuranların yararlanmasına sunmak ve bilgi edinme başvurularının etkin, süratli ve doğru sonuçlandırılması için gerekli idarî ve teknik tedbirleri almakla yükümlü olduklarını hüküm altına almak ve medya organlarının ve kişilerin kamuya ait bilgilere daha kolay ulaşabilmesini sağlamak amacıyla 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu. ç) Harcama birimlerine gerekli esnekliğin sağlanması ve bütün kamu gelir ve giderlerinin bütçede gösterilmesi ile kamu kaynaklarının kullanımında uluslararası standartlara uygun iç kontrol ve denetim mekanizmalarının oluşturulması ve malî saydamlık bakımından güvenilir ve periyodik malî verilerin üretilmesi amacıyla 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu. d) Kamu kurum ve kuruluşlarını, kamu hizmetlerini ve kamu 406 personelini desteklemek üzere kurulan dernekler ve Türk Medeni Kanununa göre kurulan vakıfların kamu kurum ve kuruluşları ile olan ilişkilerinin yeniden düzenlenmesi suretiyle, kamu düzenini olumsuz yönde etkileyen ve toplumda hoşnutsuzluklara neden olan uygulamalara son verilmesi ve kamu kaynaklarının etkin olarak kullanılması amacıyla 5072 sayılı Dernek ve Vakıfların Kamu Kurum ve Kuruluşları ile İlişkilerine Dair Kanun. e) Kamu görevlilerinin uymaları gereken saydamlık, tarafsızlık, dürüstlük, hesap verebilirlik, kamu yararını gözetme gibi etik davranış ilkelerinin ve standartlarının belirlenmesi ve bu ilkelere aykırı davranan üst düzey kamu görevlilerine ilişkin şikâyetlerin Kamu Görevlileri Etik Kurulu tarafından incelenmesi ve sonuçlarının kamuoyuna duyurulması amacıyla 5176 sayılı Kamu Görevlileri Etik Kurulu Kurulması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun. f) Basında demokratikleşmenin sağlanması ve özgür bir basın düzeninin oluşturulması ile düşüncelerin ve haberin en yaygın ve hızlı bir şekilde dolaşımını sağlayarak kamuoyunun bilinçli bir şekilde oluşması ve işlemesi amacıyla 5187 sayılı Basın Kanunu. g) Yerel yönetimlerin kurumsal kapasitelerinin artırılması, katılım ve saydamlığın sağlanarak yerinden yönetim ilkesi ve demokrasinin güçlendirilmesi amacıyla 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu, 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanunu, 5355 sayılı Mahallî İdare Birlikleri Kanunu ve 5393 sayılı Belediye Kanunu. ğ) Kamu görevlileri tarafından işlenebilen rüşvet, irtikâp, zimmet ve suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama gibi yolsuzluk suçlarıyla birlikte, zamanaşımı sürelerini, suç işlemek yoluyla kazanç elde edilmesini engelleyecek etkin bir yaptırım olarak kazanç müsaderesini ve özel hukuk tüzel kişilerine uygulanacak güvenlik tedbirlerini yeniden düzenleyerek, yolsuzluk suçlarıyla mücadele bakımından etkin bir sistem kurulabilmesi amacıyla uluslararası sözleşmeler de dikkate alınarak hazırlanan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu. h) Sivil toplumun güçlendirilmesi amacıyla dernek ve vakıf kurma hakkına ve faaliyetlerine getirilen kısıtlamaların kaldırılması, dernek işlemleri ve denetimlerinin basitleştirilmesi amacıyla 5253 sayılı Dernekler Kanunu ve 5737 sayılı Vakıflar Kanunu. 407 ı) Yolsuzluk suçlarıyla mücadelede etkin bir sistem kurulabilmesi için uluslararası sözleşmeler de dikkate alınarak; tutuklama, arama, hak ve alacaklara el koyma, hâkim veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının kararıyla telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesi, gizli soruşturmacı görevlendirilmesi, teknik araçla izleme ve örgüt faaliyeti çerçevesinde cebir ve tehdit uygulanarak işlenen suçlarla mücadele amacıyla özel ağır ceza mahkemeleri kurulması gibi yeni koruma tedbirleri ve düzenlemeler getiren 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu. i) Finansal piyasalarda güven ve istikrarın sağlanmasını, kredi sisteminin etkin bir şekilde çalışmasını ve tasarruf sahiplerinin hak ve menfaatlerinin korunmasını sağlamak amacıyla, sistemi engelleyen, bozan, verileri yok eden veya değiştiren ve gerçeğe aykırı muhasebeleştirme yapan banka ve finans kurumları için ağır yaptırımlar öngören 5411 sayılı Bankacılık Kanunu. j) Sosyal sigortalar sisteminin yönetimini, işleyişi ile ilgili usûl ve esasları, finansman ve karşılanma yöntemlerini belirleyen, yönetim organlarında ve karar süreçlerinde ilgili sosyal tarafların etkin katılımını öngören, Emekli Sandığı, Bağ-Kur ve Sosyal Sigortalar Kurumunu birleştirerek sosyal güvenlik alanında mükerrer emeklilik ve hak sahipliğini ortadan kaldıran 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu. k) Sosyal sigortalar ile genel sağlık sigortası hak ve yükümlülüklerini düzenleyen, kayıt dışı istihdamla mücadele çerçevesinde Sosyal Güvenlik Kurumu ile bankalar ve ilgili kurum ve kuruluşlar arasında bilgi paylaşım usûllerini belirleyen, Sosyal Güvenlik Kurumuna en geniş anlamıyla elektronik ortamda hizmet sunum yetkisi veren, ayrıca işçi ücretlerinin bankalar vasıtasıyla ödenmesi yükümlülüğü getirerek ücretlerde kayıtlılığı öngören 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu. l) Ulusal ihtiyaçların yanı sıra uluslararası düzenlemeler de göz önünde bulundurularak hazırlanan ve suçla mücadelede malî sektörle işbirliğinin güçlendirilmesi, güçlü bir veri sistemi kurulması, bu suretle malî bilgilerden hareketle suça ve suçluya ulaşılması, yükümlülüklere uyumun takibinde etkinlik ve uluslararası gelişmelerle paralellik sağlanması amacıyla 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının 408 Önlenmesi Hakkında Kanun ve 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu. m) Petrol piyasasının sağlıklı işleyebilmesini teminen, petrol kaçakçılığından kaynaklanan haksız rekabetin önlenerek, adil bir rekabet ortamının ve ürün güvenliğinin sağlanması ve petrol kaçakçılığı ile daha etkin mücadele edilebilmesi amacıyla 5576 sayılı Petrol Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun. n) Yolsuzlukla mücadele bağlamında uluslararası yükümlülüklerin yerine getirilmesi amacıyla, yabancı ülkede işlenen rüşvet suçundan yargılama yapılabilmesi için Adalet Bakanının izin vermesi şartının kaldırılması, suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi ve suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçlarının kapsamının genişletilmesi, özel hukuk çerçevesinde faaliyette bulunan özel hukuk tüzel kişisinin organ veya temsilcisi ya da görevlileri tarafından; dolandırıcılık, ihaleye veya edimin ifasına fesat karıştırma, rüşvet, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama, zimmet, kaçakçılık, kaçak petrole ilişkin suçlar ile terörün finansmanı suçlarının tüzel kişinin yararına olarak işlenmesi hâlinde ayrıca bu tüzel kişiye idarî para cezası verilebilmesi amacıyla 5918 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun. Yapılan kanunî düzenlemelere ek olarak, akaryakıt kaçakçılığı ile mücadele kapsamında yürürlüğe konulan ulusal marker uygulaması, eDevlet kapsamındaki uygulamalar, suç gelirlerinin aklanmasının önlenmesine ilişkin çalışmalar, kamu yönetiminde saydamlık ekseninde yürütülen diğer çalışmalar, mevzuatın basitleştirilmesi, idarî yüklerin ve kırtasiyeciliğin azaltılması ile yerli ve yabancı yatırımcılar açısından yatırım ortamının iyileştirilmesine ilişkin çalışmalar ve Ülkenin her yerinden vatandaşların şikâyet ve taleplerine ilişkin başvuruları alan ve izleyen Başbakanlık İletişim Merkezinin (BİMER) kurulması, yolsuzlukların önlenmesi ve saydamlığın artırılması bağlamında önemli katkılar sağlamıştır. Ayrıca, yolsuzlukla mücadelenin güçlendirilmesine doğrudan katkı sağlayacak nitelikte hazırlanarak kabul edilen Yargı Reformu Stratejisi ve Kayıtdışı Ekonomi ile Mücadele Stratejisi de uygulanmaya başlamıştır. Küreselleşme ve bilgi teknolojilerindeki gelişmeler sonucunda, suç kavramının ülke sınırlarını aşan bir yapıya büründüğü, 409 suçlularla ve yolsuzlukla mücadelenin daha da zorlaştığı bir gerçektir. Bu kapsamda, ülke tecrübelerinin paylaşımı ile ikili teknik ve adlî işbirliği büyük önem taşımaktadır. Bu çerçevede Ülkemiz; a) Avrupa Konseyi Yolsuzluğa Karşı Özel Hukuk Sözleşmesini 2003 yılında, b) Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü Uluslararası Ticari İşlemlerde Yabancı Kamu Görevlilerine Verilen Rüşvetin Önlenmesi Sözleşmesini 2003 yılında, c) Sınır Aşan Örgütlü Suçlara Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesini 2003 yılında, ç) Avrupa Konseyinin Suçtan Kaynaklanan Gelirlerin Aklanması, Araştırılması, Ele Geçirilmesi ve El Konulmasına İlişkin Sözleşmesini 2004 yılında, d) Avrupa Konseyi Yolsuzluğa Karşı Ceza Hukuku Sözleşmesini 2004 yılında, e) Hukuki veya Ticari Konularda Yabancı Ülkelerde Delil Sağlanması Hakkında Sözleşmeyi 2004 yılında, f) Birleşmiş Milletler Yolsuzlukla Mücadele Sözleşmesini 2006 yılında, onaylamıştır. Ayrıca, Ülkemiz yolsuzlukla mücadele alanında faaliyet gösteren Avrupa Konseyinin Yolsuzluğa Karşı Devletler Grubuna (GRECO) 2004 yılında üye olmuştur. Yukarıda bahsedilen düzenlemeler, çalışmalar ve uluslararası işbirliğine ilişkin uygulamalar neticesinde, Ülkemizin yolsuzlukla mücadele alanında önemli ilerlemeler kaydettiği ve bu ilerlemelerin yolsuzlukla ilgili değerlendirmeler yapan uluslararası kuruluşların çalışmalarına da yansıdığı görülmektedir. Örneğin, Ülkemiz, Uluslararası Saydamlık Örgütü tarafından yayınlanan Yolsuzluk Algılama Endeksinde 2003 yılında 3.1 puanla 133 ülke arasında 77 nci sırada yer alırken, 2009 yılında 4.4 puanla 180 ülke arasında 61 inci sıraya yükselmiştir. 410 Katedilen mesafe, yolsuzlukla mücadelede siyasi kararlılık ve sahiplenmenin önemini göstermekte, ancak suç ve suçlunun dinamik ve değişken profili, yolsuzlukla mücadelede aynı dinamizm ve kararlılığın sürdürülmesi gerektiğine de işaret etmektedir. 3. STRATEJİNİN AMACI Bu Stratejinin amacı; 2002 yılından bu yana kararlılıkla sürdürülen reformların bir devamı niteliğinde, gelişen ve değişen şartları da göz önünde bulundurarak, saydamlığı engelleyen ve yolsuzluğu besleyen faktörlerin ortadan kaldırılması suretiyle daha adil, hesap verebilir, saydam ve güvenilir bir yönetim anlayışının geliştirilmesidir. 4. STRATEJİNİN TEMEL BİLEŞENLERİ 2010–2014 yılları arasında uygulanacak olan Stratejinin temel bileşenleri; A) Önlemeye, B) Yaptırımların Uygulanmasına, C) Toplumsal Bilincin Artırılmasına, yönelik tedbirler olmak üzere üç ana başlık altında toplanmıştır. Bu temel bileşenler altında öngörülen ve aşağıda sıralanan tedbirlerin bazılarının hayata geçirilebilmesi için başta Anayasa olmak üzere kanunlarda ve diğer düzenleyici işlemlerde değişiklikler gerekebilecektir. Bu tedbirlere ilişkin Faaliyet Tablosu, Stratejinin ekinde yer almaktadır. A) Önlemeye Yönelik Tedbirler Saydamlığın, hesap verebilirliğin, etkin denetimin ve kurumsal kapasitenin artırılması suretiyle yolsuzluğu besleyen faktörlerin ortadan kaldırılmasına ilişkin olarak; a) Siyasi partilerin ve seçim kampanyalarının finansmanında, açıklık ve şeffaflığa ilişkin uygulamaların geliştirilmesi ve denetimin etkinleştirilmesi, b) Siyasi etik ile ilgili çalışmaların tamamlanması, c) Kamu Denetçiliği Kurumu (Ombudsman) kurulmasına ilişkin çalışmaların tamamlanması, ç) Genel İdari Usul Kanununa ilişkin çalışmaların tamamlanması, 411 d) Yeni Sayıştay Kanununun yasalaşma sürecinin tamamlanması, e) 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunundaki mal bildirimlerine ve diğer uygulamalara ilişkin hükümlerin gözden geçirilmesi, f) Kamu görevinden ayrılanların yapamayacağı işlerle ilgili kanunî düzenlemelerin ve uygulama etkinliğinin gözden geçirilmesi, g) Devlet sırları ve ticari sırlara ilişkin çalışmaların tamamlanması, ğ) Kamu ihale sisteminin gözden geçirilmesi, h) Yerel yönetimlerin imar, ruhsat ve diğer işlem süreçlerinde saydamlık ve hesap verebilirliğin artırılması, ı) Yerel yönetimlerin iştirakleri üzerindeki mekanizmalarının etkinliğinin gözden geçirilmesi, denetim i) Yerel yönetimlerde seçimle işbaşına gelenler için etik ilkelerin belirlenmesi ve izleme mekanizmalarının kurulması, j) Denetim birimlerinin kapasitesinin güçlendirilmesi, k) Denetim raporlarından hareketle yolsuzluğa açık risk alanlarının belirlenmesi ve gerekli tedbirlerin alınması, l) Kamu Görevlileri Etik Kurulu rehberliğinde kamu yönetimi içerisindeki her bir meslek grubu için ayrı etik ilkelerin belirlenmesi ve çıkar çatışmalarının engellenmesi, m) Özel sektör kuruluşlarında yolsuzluğun önlenmesi, saydamlığın artırılması ve n) Sivil toplum kuruluşlarında yolsuzluğun önlenmesi, saydamlığın artırılması ve o) Yolsuzluk suçlarına ilişkin yargılama sonuçları ile Devlet Personel Başkanlığında disiplin cezası alan kamu görevlileri hakkında oluşturulan veri tabanlarından yararlanılarak risk alanlarının belirlenmesi, yönünde tedbirlerin alınması öngörülmektedir. B) Yaptırımların Uygulanmasına Yönelik Tedbirler Saydamlığın artırılması, yolsuzluk ile mücadelede ilgili kurumlararasında koordinasyonun sağlanması ve bazı sınırlamaların kaldırılması suretiyle soruşturma, kovuşturma ve cezalandırmada etkinliğin geliştirilmesine ilişkin olarak; 412 a) Kamu görevlileriyle ilgili soruşturmalardaki izin sisteminin gözden geçirilmesi, b) Kamu kurum ve kuruluşları ile özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarında meydana gelen yolsuzluk olaylarını yetkili mercilere bildirenlerin korunmasına ilişkin düzenlemelerin oluşturulması, c) Yolsuzlukla mücadelede görev alan birimler arasında etkin işbirliği, bilgi paylaşımı ve koordinasyonun sağlanması, yönünde tedbirlerin alınması öngörülmektedir. C) Toplumsal Bilincin Artırılmasına Yönelik Tedbirler Toplumsal bilincin artırılmasına ilişkin olarak; a) Vatandaşların, haksız bir uygulama ile karşılaştıklarında kanunlar ve idarî düzenlemelerle kendilerine tanınan haklar ile başvuruda bulunabilecekleri merciler konusunda bilgilendirilmesi, b) Düzenli aralıklarla yolsuzluk algılama anketi yaptırılması, c) Milli Eğitim Bakanlığı ders müfredatında dürüstlük konularının işlenmesi, ç) Yolsuzlukla mücadele ve temiz toplum temasını içeren sosyal aktivitelerin desteklenmesi, d) Radyo ve Televizyon Üst Kurulunca televizyon ve radyo yayınlarında dürüstlük konularına yer verilmesinin sağlanması, e) Medya güçlendirilmesi, organlarının yolsuzlukla mücadeledeki rollerinin f) Strateji doğrultusunda oluşturulan temel ilke ve yöntemlerin tüm kamuoyu, sivil toplum kuruluşları ve kamu görevlileri tarafından benimsenmesi amacıyla seminer, çalıştay ve konferanslar düzenlenmesi, yönünde tedbirlerin alınması öngörülmektedir. 5. STRATEJİNİN UYGULANMASI 5/12/2009 tarihli ve 27423 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2009/19 sayılı Başbakanlık Genelgesi ile; Stratejinin uygulamasını gerçekleştirmek üzere “Türkiye’de Saydamlığın Artırılması ve Yolsuzlukla Mücadelenin Güçlendirilmesi Komisyonu” ve “Türkiye’de Saydamlığın Artırılması ve Yolsuzlukla Mücadelenin Güçlendirilmesi Yürütme Kurulu” kurulmuştur. Başbakanlık Teftiş Kurulu ise 413 Türkiye’de Saydamlığın Artırılması ve Yolsuzlukla Mücadelenin Güçlendirilmesi Komisyonu (Komisyon)’na ve Türkiye’de Saydamlığın Artırılması ve Yolsuzlukla Mücadelenin Güçlendirilmesi Yürütme Kurulu (Yürütme Kurulu)’na görevlerini yerine getirmede teknik destek sağlamak ve sekretarya hizmeti vermekle görevlendirilmiştir. Bu kapsamda, Komisyon yılda en az iki defa toplanmak suretiyle stratejide belirtilen amaçlara ulaşılmasında etkinliği ve koordinasyonu sağlayacaktır. Yürütme Kurulu, üç ay içerisinde Stratejide yer alan tedbirler doğrultusunda ilgili sivil toplum kuruluşlarının da katılımıyla, yapılması gerekenleri ve sorumlu kuruluşları gösteren detaylı eylem planını hazırlayarak Komisyonun onayına sunacaktır. Yürütme Kurulu yılda en az dört kez toplanacaktır. Yürütme Kurulu; yargı reformu çalışmaları, e-Devlet uygulamaları, kayıtdışı ekonominin kayıt altına alınması, örgütlü suçlar ve kara para aklama suçu gibi yolsuzlukla mücadele ile ilgili diğer konularda yürütülen çalışmaları da göz önünde bulunduracaktır. 6. SONUÇ Bu Strateji, ekonomik ve sosyal hayatı olumsuz etkileyen, ahlakî değerleri aşındıran, vatandaşın kamu kurumlarına olan güvenini derinden zedeleyen yolsuzluğa karşı kurumsal kapasitenin geliştirilmesi ve saydamlığın artırılması amacıyla hazırlanmıştır. Stratejideki tedbirlerin uygulanmasıyla; adil, hesap verebilir, saydam ve güvenilir bir yönetim anlayışının geliştirilmesi ve yolsuzluğa karşı toplumsal bilincin artırılarak yolsuzluk suçlarına yönelik eğilimlerin engellenmesi suretiyle sistemin etkinliğini artırmak amaçlanmaktadır. Saydamlığın artırılması ve yolsuzlukla mücadelede son yıllarda önemli ilerlemeler kaydedilmiş olup, Stratejide belirlenen tedbirlerin hayata geçirilmesi ile bu çabalar daha da ileriye taşınmış olacaktır. Stratejide belirlenen tedbirlerin hayata geçirilmesi, toplumun tüm kesimlerinin refah düzeyinin artmasına da katkı sağlayacaktır. 414 FAALİYET TABLOSU 00 HAZIRLIK ÇALIŞMALARI 01 01 02 01 01 01 02 03 04 02 03 04 05 06 01 02 03 04 Çalışma usûl ve esasları ile detaylı eylem planının belirlenmesi Yürütme Kurulu ve çalışma gruplarının çalışma usûl ve esaslarının belirlenmesi Detaylı eylem planının hazırlanması ve kabulü ÖNLEMEYE YÖNELİK TEDBİRLER Siyasi partilerin ve seçim kampanyalarının finansmanında, açıklık ve şeffaflığa ilişkin uygulamaların geliştirilmesi ve denetimin etkinleştirilmesi Çalışma Grubunun oluşturulması Yapılması gereken düzenlemelere ilişkin bir rapor hazırlanması ve Yürütme Kuruluna teslim edilmesi Rapora ilişkin Yürütme Kurulu önerisinin ilgili mercilere gönderilmesi Öneri doğrultusunda gerekli çalışmaların yapılması Siyasi etik ile ilgili çalışmaların tamamlanması Kamu Denetçiliği Kurumu (Ombudsman) kurulmasına ilişkin çalışmaların tamamlanması Genel İdari Usul Kanununa ilişkin çalışmaların tamamlanması Yeni Sayıştay Kanununun yasalaşma sürecinin tamamlanması 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunundaki mal bildirimlerine ve diğer uygulamalara ilişkin hükümlerin gözden geçirilmesi Uygulamaya ilişkin aksaklıklar ve sorunların tespiti amacıyla çalışma grubu oluşturulması Yapılması gereken düzenlemelere ilişkin bir rapor hazırlanması ve Yürütme Kuruluna teslim edilmesi Rapora ilişkin Yürütme Kurulu önerisinin ilgili mercilere gönderilmesi Öneri doğrultusunda gerekli çalışmaların yapılması 415 07 01 02 03 04 08 09 01 02 03 04 10 01 02 03 04 11 01 02 03 416 Kamu görevinden ayrılanların yapamayacağı işlerle ilgili kanunî düzenlemelerin ve uygulama etkinliğinin gözden geçirilmesi Uygulamaya ilişkin aksaklıklar ve sorunların tespiti amacıyla çalışma grubu oluşturulması Yapılması gereken düzenlemelere ilişkin bir rapor hazırlanması ve Yürütme Kuruluna teslim edilmesi Rapora ilişkin Yürütme Kurulu önerisinin ilgili mercilere sunulması Öneri doğrultusunda gerekli çalışmaların yapılması Devlet sırları ve ticari sırlara ilişkin çalışmaların tamamlanması Kamu ihale sisteminin gözden geçirilmesi Uygulamaya ilişkin aksaklıklar ve sorunların tespiti amacıyla çalışma grubu oluşturulması Yapılması gereken düzenlemelere ilişkin bir rapor hazırlanması ve Yürütme Kuruluna teslim edilmesi Rapora ilişkin Yürütme Kurulu önerisinin ilgili mercilere gönderilmesi Öneri doğrultusunda gerekli çalışmaların yapılması Yerel yönetimlerin imar, ruhsat ve diğer işlem süreçlerinde saydamlık ve hesap verebilirliğin artırılması Uygulamaya ilişkin aksaklıklar ve sorunların tespiti amacıyla çalışma grubu oluşturulması Yapılması gereken düzenlemelere ilişkin bir rapor hazırlanması ve Yürütme Kuruluna teslim edilmesi Rapora ilişkin Yürütme Kurulu önerisinin ilgili mercilere gönderilmesi Öneri doğrultusunda gerekli çalışmaların yapılması Yerel yönetimlerin iştirakleri üzerindeki denetim mekanizmalarının etkinliğinin gözden geçirilmesi Uygulamaya ilişkin aksaklıklar ve sorunların tespiti amacıyla çalışma grubu oluşturulması Yapılması gereken düzenlemelere ilişkin bir rapor hazırlanması ve Yürütme Kuruluna teslim edilmesi Rapora ilişkin Yürütme Kurulu önerisinin ilgili mercilere gönderilmesi 04 12 01 02 03 13 01 02 03 04 05 06 14 01 02 03 04 15 01 Öneri doğrultusunda gerekli çalışmaların yapılması Yerel yönetimlerde seçimle işbaşına gelenler için etik ilkelerin belirlenmesi ve izleme mekanizmalarının kurulması Kamu Görevlileri Etik Kurulu tarafından, etik ilkelerin belirlenmesinde izlenecek genel ilkelerin tespit edilmesi Bu genel ilkeler çerçevesinde etik ilkelerin belirlenmesi Kamu Görevlileri Etik Kurulunun uygun görüşüyle etik ilkelerin yayımlanması ve uygulama etkinliği için gerekli idarî tedbirlerin alınması Denetim birimlerinin kapasitesinin güçlendirilmesi Denetim elemanlarının kamuda mevcut veri tabanlarına (tapu, araç, banka, vergi v.s) ulaşabilmelerinin sağlanması için bir çalışma grubunun oluşturulması Uygulamaya ilişkin aksaklıklar ve sorunların tespiti amacıyla çalışma grubu oluşturulması Kamuda denetim standartlarının oluşturulması Yapılması gereken düzenlemelere ilişkin bir rapor hazırlanması ve Yürütme Kuruluna teslim edilmesi Rapora ilişkin Yürütme Kurulu önerisinin ilgili mercilere gönderilmesi Öneri doğrultusunda gerekli çalışmaların yapılması Denetim raporlarından hareketle yolsuzluğa açık risk alanlarının belirlenmesi ve gerekli tedbirlerin alınması Uygulamaya ilişkin aksaklıklar ve sorunların tespiti amacıyla çalışma grubu oluşturulması Yapılması gereken düzenlemelere ilişkin bir rapor hazırlanması ve Yürütme Kuruluna teslim edilmesi Rapora ilişkin Yürütme Kurulu önerisinin ilgili mercilere gönderilmesi Öneri doğrultusunda gerekli çalışmaların yapılması Kamu Görevlileri Etik Kurulu rehberliğinde kamu yönetimi içerisindeki her bir meslek grubu için ayrı etik ilkelerin belirlenmesi ve çıkar çatışmalarının engellenmesi Kamu Görevlileri Etik Kurulu tarafından, mesleki etik ilkelerin belirlenmesinde izlenecek genel ilkelerin tespit edilmesi 417 02 03 04 16 01 02 03 04 17 01 02 03 04 05 18 01 02 418 Mesleki etik ilkelerin belirlenmesi için çalışma gruplarının görevlendirilmesi ve mesleki etik ilkeleri taslaklarının hazırlanması Yapılması gereken düzenlemelere ilişkin bir rapor hazırlanması ve Yürütme Kuruluna teslim edilmesi Kamu Görevlileri Etik Kurulunun uygun görüşüyle mesleki etik ilkelerin yayımlanması ve uygulama etkinliği için gerekli idarî tedbirlerin alınması Özel sektör kuruluşlarında saydamlığın artırılması ve yolsuzluğun önlenmesi Uygulamaya ilişkin aksaklıklar, sorunlar ve mevzuattaki boşluklar çerçevesinde riskli alanların tespiti amacıyla çalışma grubu oluşturulması Yapılması gereken düzenlemelere ilişkin bir rapor hazırlanması ve Yürütme Kuruluna teslim edilmesi Rapora ilişkin Yürütme Kurulu önerisinin ilgili mercilere gönderilmesi Öneri doğrultusunda gerekli çalışmaların yapılması Sivil toplum kuruluşlarında saydamlığın artırılması ve yolsuzluğun önlenmesi Uygulamaya ilişkin aksaklıklar, sorunlar ve mevzuattaki boşluklar çerçevesinde riskli alanların tespiti amacıyla çalışma grubu oluşturulması Yapılması gereken düzenlemelere ilişkin bir rapor hazırlanması ve Yürütme Kuruluna teslim edilmesi Sivil toplum kuruluşlarının denetim ve malî bilgilerini kamuoyuna açıklama zorunluluğunun getirilmesi Rapora ilişkin Yürütme Kurulu önerisinin ilgili mercilere gönderilmesi Öneri doğrultusunda gerekli çalışmaların yapılması Yolsuzluk suçlarına ilişkin yargılama sonuçları ile Devlet Personel Başkanlığında disiplin cezası alan kamu görevlileri hakkında oluşturulan veri tabanlarından yararlanılarak risk alanlarının belirlenmesi Adli Sicil veri tabanındaki bilgilerden yararlanılarak yolsuzluk suçlarına ilişkin istatistiklerin oluşturulması Yolsuzluk suçlarına ilişkin soruşturma ve kovuşturmalarla ilgili veri tabanlarındaki bilgilerin ve istatistiklerin analiz edilerek risk alanlarının belirlenmesi 03 02 01 01 02 03 04 02 01 02 03 04 03 01 02 03 04 03 01 Devlet Personel Başkanlığında oluşturulan disiplin suçlarına ilişkin veri tabanının tüm kamu görevlilerini kapsayacak şekilde uygulamaya konulması ve bu veri tabanından tüm kamu kurumlarının yararlanması YAPTIRIMLARIN UYGULANMASINA YÖNELİK TEDBİRLER Kamu görevlileriyle ilgili soruşturmalardaki izin sisteminin gözden geçirilmesi Konuya ilişkin gerekli inceleme ve araştırmayı yapmak amacıyla çalışma grubu oluşturulması Yapılması gereken düzenlemelere ilişkin bir rapor hazırlanması ve Yürütme Kuruluna teslim edilmesi Rapora ilişkin Yürütme Kurulu önerisinin ilgili mercilere gönderilmesi Öneri doğrultusunda gerekli çalışmaların yapılması Kamu kurum ve kuruluşları ile özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarında meydana gelen yolsuzluk olaylarını yetkili mercilere bildirenlerin korunmasına ilişkin düzenlemelerin oluşturulması Konuya ilişkin gerekli inceleme ve araştırmayı yapmak amacıyla çalışma grubu oluşturulması Yapılması gereken düzenlemelere ilişkin bir rapor hazırlanması ve Yürütme Kuruluna teslim edilmesi Rapora ilişkin Yürütme Kurulu önerisinin ilgili mercilere gönderilmesi Öneri doğrultusunda gerekli çalışmaların yapılması Yolsuzlukla mücadelede görev alan birimler arasında etkin işbirliği, bilgi paylaşımı ve koordinasyonun sağlanması Konuya ilişkin gerekli inceleme ve araştırmayı yapmak amacıyla çalışma grubu oluşturulması Yapılması gereken düzenlemelere ilişkin bir rapor hazırlanması ve Yürütme Kuruluna teslim edilmesi Rapora ilişkin Yürütme Kurulu önerisinin ilgili mercilere gönderilmesi Öneri doğrultusunda gerekli çalışmaların yapılması TOPLUMSAL BİLİNCİN ARTIRILMASINA YÖNELİK TEDBİRLER Vatandaşların, haksız bir uygulama ile karşılaştıklarında 419 01 02 03 04 02 03 04 05 06 07 420 kanunlar ve idarî düzenlemelerle kendilerine tanınan haklar ile başvuruda bulunabilecekleri merciler konusunda bilgilendirilmesi Konuya ilişkin gerekli inceleme ve araştırmayı yapmak amacıyla çalışma grubu oluşturulması Yapılması gereken düzenlemelere ilişkin bir rapor hazırlanması ve Yürütme Kuruluna teslim edilmesi Rapora ilişkin Yürütme Kurulu önerisinin ilgili mercilere gönderilmesi Öneri doğrultusunda gerekli çalışmaların yapılması Düzenli aralıklarla yolsuzluk algılama anketi yaptırılması Milli Eğitim Bakanlığı ders müfredatında dürüstlük konularının işlenmesi Yolsuzlukla mücadele ve temiz toplum temasını içeren sosyal aktivitelerin desteklenmesi Radyo ve Televizyon Üst Kurulunca televizyon ve radyo yayınlarında dürüstlük konularına yer verilmesinin sağlanması Medya organlarının yolsuzlukla mücadeledeki rollerinin güçlendirilmesi Strateji doğrultusunda oluşturulan temel ilke ve yöntemlerin tüm kamuoyu, sivil toplum kuruluşları ve kamu görevlileri tarafından benimsenmesi amacıyla seminer, çalıştay ve konferanslar düzenlenmesi KAYNAKÇA • SÖKMEN, Uğur: “Açıklamalı-İçtihatlı-Örnekli Hizmetçilerinin MAL BEYANI”, Ankara, 2010. Kamu • SÖKMEN, Uğur: “Kamu İdaresinde Soruşturma Kovuşturma”, Maliye Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı Yayın No: 2009/400, Ankara, 2009. (http://www.sgb.gov.tr/Sreli%20Yaynlar/Forms/AllItems.aspx) • SÖKMEN, Uğur: Soruşturma ve Disiplin, Kamu İdaresi İç Denetçileri Eğitim Programı basılmamış ders notları (Maliye Bakanlığı İç Denetim Koordinasyon Kurulunca düzenlenen İç Denetçiler Eğitim Programı; 1.Dönem, Aralık- 2007…11.Dönem, Mayıs – 2011) • SÖKMEN, Uğur: “3628 sayılı Kanuna Göre Soruşturma ve Suçlar”, Maliye Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğü, El Kitabı: 9, Ankara, Mayıs 2005. • UĞUR, Hüsamettin: Açıklamalı - İçtihatlı Mal Bildiriminde Bulunulması Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu Ulusal ve Uluslararası Boyutta Yolsuzlukla Mücadele, Adalet Yayınevi, Ankara, Ocak 2010 • SÖKMEN, Uğur: Kamu Hizmetinde ve Kamu Görevinde Bulunanların Servet Beyanı, Mali Kılavuz Dergisi, Yıl:12, Sayı:47, OcakMart 2010. • KARDEŞ, Salahaddin; “Tüm Kamu İdarelerinin Bütçe ve Muhasebe Ansiklopedisi”, Maliye Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı Yayın No: 2009/387, Ankara, 2009, Cilt: 1–2. • T.C. Anayasası • 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu • 213 sayılı Vergi Usul Kanunu • 357 sayılı Askeri Hakimler ve Askeri Savcılar Kanunu • 237 sayılı Taşıt Kanunu • 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu • 788 sayılı Memurin Kanunu (Mülga) • 832 sayılı Sayıştay Kanunu (Mülga) 421 • 926 sayılı Türk Silâhlı Kuvvetleri Personel Kanunu • 1136 sayılı Avukatlık Kanunu • 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu • 1512 sayılı Noterlik Kanunu • 1600 sayılı Askeri Yargıtay Kanunu • 1602 sayılı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanunu • 2443 sayılı Devlet Denetleme Kurulu Kanunu • 2451 sayılı Bakanlıklar ve Bağlı Kuruluşlarda Atama Usulüne İlişkin Kanun • 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu • 2531 sayılı Kamu Görevlerinden Ayrılanların Yapamayacakları İşler Hakkında Kanun • 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu • 2575 sayılı Danıştay Kanunu • 2797 sayılı Yargıtay Kanunu • 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu • 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu • 2839 sayılı Milletvekili Seçim Kanunu • 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu • 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu • 2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun • 2972 sayılı Mahalli İdareler İle Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanun • 3069 sayılı TBMM Üyeliği ile İlgili Bağdaşmayan İşler Hakkında Kanun • 3335 sayılı Uluslararası Nitelikteki Teşekküllerin Kurulması Hakkında Kanun • 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu 422 • 3628 sayılı Mal Bildiriminde Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu Bulunulması, Rüşvet ve • 3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanun • 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun • 4572 sayılı Tarım Satış Kooperatif ve Birlikleri Hakkında Kanun • 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu • 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu • 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu • 4733 sayılı Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun • 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu • 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu • 4782 sayılı Kanun • 4800 sayılı Kanun • 4852 sayılı Kanun • 4875 sayılı Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu • 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu • 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu • 5065 sayılı Kanun • 5072 sayılı Dernekler ve Vakıfların Kamu Kurum ve Kuruluşları ile İlişkilerine Dair Kanun • 5176 sayılı Kamu Görevlileri Etik Kurulu Kurulması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun • 5187 sayılı Basın Kanunu • 5191 sayılı Kanun • 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu • 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun • 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu 423 • 5253 sayılı Dernekler Kanunu • 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu • 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanunu • 5355 sayılı Mahalli İdare Birlikleri Kanunu • 5393 sayılı Belediye Kanunu • 5411 sayılı Bankacılık Kanunu • 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu • 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kanunu • 5506 sayılı Kanun • 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu • 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun • 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu • 5737 sayılı Vakıflar Kanunu • 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu • 7163 sayılı Türkiye ve Orta - Doğu Amme İdaresi Enstitüsü Teşkilat Kanunu • 399 sayılı KHK • 6085 s. Sayıştay Kanunu • 6112 s. Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun • 6172 s. Sulama Birlikleri Kanunu • 6087 s. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Kanunu • 6098 s.Türk Borçlar Kanunu • 6216 s. Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun • OECD Sözleşmesi; Uluslar arası Ticari İşlemlerde Yabancı Kamu Görevlilerine Verilen Rüşvetin Önlenmesine Dair Sözleşme • Birleşmiş Milletler Sözleşmeleri; Sınıraşan Örgütlü Suçlara Karşı Sözleşme, Yolsuzlukla Mücadele Sözleşmesi 424 • Avrupa Konseyi Sözleşmeleri; Yolsuzluğa Karşı Özel Hukuk Sözleşmesi, Yolsuzluğa Karşı Ceza Hukuku Sözleşmesi, Suçtan Kaynaklanan Gelirlerin Aklanması, Araştırılması, Ele Geçirilmesi ve El Konulmasına İlişkin Sözleşme • Türk Hava Kurumu Tüzüğü • Türkiye Kızılay Derneği Tüzüğü • Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmelik • Kamu Görevlileri Etik Davranış İlkeleri ile Başvuru Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik • Devlet Yönetmelik Memurlarının Şikayet ve Müracaatları Hakkında • Devlet Memurları Sicil Yönetmeliği (Mülga) • Devlete ve Kişilere Memurlarca Verilen Zararların Nevi ve Miktarlarının Tespiti, Takibi, Amirlerinin Sorumlulukları, Yapılacak Diğer İşlemler Hakkında Yönetmelik • Kamu Zararlarının Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik • Bankaların Üst Yönetimine Atanacakların Bildirimi, Yemin ve Mal Beyanında Bulunulması ve Karar Defterlerinin Tutulmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik • TBMM, Tutanak Dergisi • Anayasa Mahkemesi Kararları • Uyuşmazlık Mahkemesi Kararları • Yargıtay Kararları • Danıştay Bilgi Bankası • Danıştay Dergileri • Saydamlığın Artırılması Güçlendirilmesi Stratejisi ve Yolsuzlukla Mücadelenin • Türkiye’de Saydamlığın Arttırılması ve Kamuda Etkin Yönetimin Geliştirilmesi Çalışma Raporu 425 • Başbakanlığın 1997/47 ve 2000/16 sayılı Genelgesi • Kamu Görevlileri Etik Kurulunun 2007/1 sayılı İlke Kararı. • Kamu Görevlileri Etik Kurulunun 5.11.2009 tarih ve 2009/40 sayılı Kararı • Kamu Görevlileri Etik Kurulunun 11.06.2009 tarih ve 2009/23 sayılı Kararı • Kamu Görevlileri Etik Kurulunun 23.01.2009 tarih ve 2009/1 sayılı Kararı • Maliye Bakanlığının (BÜMKO) 09.07.2010 tarihli ve 115912/10261 sayılı Genelgesi • Maliye Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğünün 12.11.1991 tarihli ve G.SİC. / 102212 sayılı Mal bildirimi genelgesi. • Adalet Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğünün 01.01.2006 tarihli ve 2006/88 no.lu genelgesi • Sağlık Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğünün 15.01.2002 tarihli ve 4696 sayılı genelgesi. • Maliye Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğünün 08.01.2010 tarihli ve B.07.0.PER.0.26–402-2-2/529 (2010/1) sayılı Mal bildirimi genelgesi. • İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Genel Müdürlüğünün 04.02.2010 tarihli ve 3834/45134 sayılı (2010/8) genelgesi. • Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğünün 12.01.2010 tarihli ve 115912/267 sayılı genelgesi. • Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğünün 05.01.2011 tarihli ve 115912/76 sayılı genelgesi. • Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğünün 08.07.2011 tarihli ve 115912/8995 sayılı genelgesi. • BSTS / Ceza Yargılama Yöntemi Yasası Terimleri 1972 • BSTS/Medeni Hukuk Terimleri Sözlüğü 1966 • Güncel Türkçe Sözlük, TDK • Kamu Yönetimi Sözlüğü, TODAİE, 2008 • http://www.anayasa.gov.tr 426 • http://www.basbakanlık.gov.tr • http://www.mevzuat.gov.tr • http://www.tbmm.gov.tr • http://www.etik.gov.tr • http://www.gib.gov.tr • http://www.bumko.gov.tr • http://www.pergen.gov.tr • http://www.danistay.gov.tr • http://www.sayistay.gov.tr • http://www.mtk.gov.tr • http://www.rtuk.org.tr • http://www.tdk.gov.tr • http://www.migm.gov.tr • http://www.vgm.gov.tr • http://www.cgm.gov.tr • http//www.spk.gov.tr • http://www.dernekler.gov.tr • http://kamyon.politics.ankara.edu.tr • http://blog.milliyet.com.tr • http://hurarsiv.hurriyet.com.tr • http://www.ntvmsnbc.com • http://www.habervitrini.com • http://www.etikturkiye.com • http://www.tnb.org.tr • http://www.thk.org.tr • http://www.turkkusu.org.tr • http://www.kizilay.org.tr/ • http://www.turkiyemillikoop.org.tr • http://www.turmob.org.tr • http://www.merno.org • http://tr.wikipedia.org • http://www.transparency.org/ 427 Yazarın Özgeçmişi UĞUR SÖKMEN; 1964 yılında Samsun’un Kavak ilçesinde doğmuştur. Demiryolcu Erdoğan SÖKMEN’ in oğludur. İlk ve orta öğrenimini Sivas’ta okumuştur. İstanbul Maliye Okulunun ilk mezunlarındandır. Eskişehir Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesi İktisat Bölümünde Lisansını tamamlamıştır. Maliye Bakanlığı taşra teşkilatında 1981-1993 yıllarında çalışmış ve görevde yükselme sınavları sonucu sırasıyla, Personel Şefi, Personel Müdür Yardımcısı ve Personel Müdürü olarak görev yapmıştır. 1994 yılında Maliye Bakanlığı merkez teşkilatında Personel Şube Müdürlüğü görevine taltifen tayin edilmiş, 2001 yılında Maliye Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğüne Daire Başkanı olarak atanmış ve halen aynı görevini yürütmektedir. Maliye Bakanlığı merkez teşkilatındaki görevi sırasında yıllarında Maliye Bakanı Özel Kalem Müdürü, Maliye Müsteşarı Özel Kalem Müdürü ve Maliye Müsteşarı Danışmanı görevlerini ifa etmiştir. Maliye Bakanlığı ile çeşitli kurum ve kuruluşlarda, Devlet Teşkilatı, Maliye Bakanlığı Teşkilatı, Bakanlık tanıtımı, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu, Personel Yönetmelikleri, Personel Mevzuatı, Disiplin ve Soruşturma konularında kurs, eğitim ve seminer gibi programlarda eğitici olarak ders vermiştir. Aralık 2007 – Mayıs 2011 tarihleri arasında Maliye Bakanlığı İç Denetim Koordinasyon Kurulunca 11 dönem halinde düzenlenen Kamu İdaresi İç Denetçileri Eğitim Programında Soruşturma ve Disiplin dersinde “657 sayılı Kanuna göre Soruşturma, 4483 sayılı Kanuna göre soruşturma, 3628 sayılı Kanuna göre soruşturma” eğitici olarak İç Denetçiler ile bilgi paylaşımında bulunmuştur. “Disiplin”, “Disiplin Cezalarının Affı”, “Görevden Uzaklaştırma”, “Memurluğun Sona Ermesi”, “Takdirname Ödül”, “Güvenlik Soruşturması”, “Kamu Etik Kurulu Ve Maliye Bakanlığı Etik Komisyonu”, “4483 Sayılı Kanuna Göre İdarenin Yapacağı İşler Ve Ön İnceleme”, “3628 Sayılı Kanuna Göre Soruşturma Ve Suçlar” konularındaki 9 adet el kitabı ile “Kamu Personelinin İzinleri”, “Kamu İdaresinde Soruşturma Kovuşturma” ve “Açıklamalı-İçtihatlıÖrnekli Kamu Hizmetçilerinin Mal Beyanı” adlı yayımlanmış eserleri bulunmaktadır. “Kamu Hizmetinde ve Kamu Görevinde Bulunanların Servet Beyanı” ve “ Kamu İdaresinde Mahkumiyeti Olanların Devlet Memuru Olmaları ve Memuriyet Statüsünü Kaybetmeleri” ve “657 Sayılı Kanun Uygulamasında Vekalet Görevi ve Aylık Verilmesinin Şartları” başlıklı makaleleri kurumsal dergilerde yayımlanmış olup, kamu görevlileri ile ilgili konularda çalışmaları devam etmektedir. 428