OCAK-ŞUBAT 2008 (Bu sayı 78 kez okunmuştur...)
Transkript
OCAK-ŞUBAT 2008 (Bu sayı 78 kez okunmuştur...)
IR K ÎY E O R M A N C ILA R D E R N E Ğ İ SÜ R ELİ Y A YIN O R G A N ID IR İK İ A Y D A B İR YA YIM LA N IR YıL.îOOBOoolı / Şubat ISoyı: I i Cîth 84 B ir a s ır 'a y a k la ş a n y ay ın h a y a tıy la O rm a n v e A v o rm a n c ılık k a m u o y u n d a h a k lı b ir ö n e sa h ip tir. O r m a n c ılık s o r u n la r ın a y a k la ş ım ı v e d u y a r lılığ ı o n u n y a y g ın b ilin ir liğ in in n e d e n le r in d e n s a d e c e b ir is id ir . T ü rk iy e O r m a n c ıla r D e r n e ğ in in b ü y ü k IR K İY E O R M A N C IIA R D E R N E Ğ İ A D IN A S A H İB İ G E N E L B A ŞK A N ö zverisiyle yayın h a y a tın a a ra v e rm e d e n g ü n ü m ü ze gelen derginin Ed itö rlüğ üne getirilm iş b u lu n u yo ru m . MUSTAFA YUMURTACI O rm a n v e A v artık yeni b ir y a k la şım la yayın h a y a tın a d e v a m e d e c e k . B u s a y ıd a n b a ş la y a r a k d e rg id e b a z ı d e ğ iş ik lik le r g ö r e c e k s in iz . D e r g id e ilk g ö z e ç a r p a n d e ğ işik lik ta s a rım ıy la ilg ili. B u g ü n e k a d a r 1 fo rm a s ı re n k li o la r a k b a s ıla n d e rg im iz b u n d a n SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ ER D O Ğ A N Ö Z ER SEZ G İN Ö Z D EN s o n ra ta m a m ıy la re n k li o la r a k b a s ıla c a k . G ö r s e l ta sa rım d a g ra fik le rle ve re sim le rle d e s te k le n e c e k . Bu n ed en le y ü k se k çö zü n ü rlü k lü h e r tûrfü fo to ğ ra fa g e re ksin im d u y m a k ta y ız. Ç e k tiğ in iz fo to ğ ra fla rı b ir YAYIN KURULU VMgön^UiAT • .A yd ın (3ERÎŞ C D 'y e k a y d e d ip D e rn e ğ e g ö n d e rirs e n iz d e rg in in g ö rselliğ in e k atk ıd a b u lu nm u ş o la c a k s ın ız . D e rg id e b ilim s e l y a z ı l a r a r t ık u z m a n h a k e m g ö r ü ş ü a lın m a d a n y a y ım la n m a y a c a k . H e r s a y ıd a en fa z la 3 b ilim se l y a z ıy a y e r v e r ile c e k . D e rg id e a ğ ır lık lı Erdoğan ATM İŞ İstaeVDAŞDEMİR Sezgin ÖZDCN OktoyMlDK Möhrnet Ab SAFRAN o la r a k o r m a n c ılık v e ç e v re k o n u la r ın d a y a z ılm ış y a z ıla r la a n ı, g e z i, in c e le m e g ib i a k tü e l y a z ıla r - 8ffyiİ6fKİirmek o m o ö yh ■i^İpflmU&ûcrekiz dağıtıhc o lm a sı d ü şü n ü lü y o r. Yeni dö n em in bu ilk sayısında Dr. Fatih Te m e l'in D o u g la s G ö k n a rı'n d a İsviçre İb re D ö kü m ü H a sta lığ ı, D r. A s k o L e h t ija r v i v e a r k a d a ş l a r ı t a r a f ın d a n h a z ır la n a n A n n o s u m K ö k Ç ü r ü k lü ğ ü Ü lk e m iz O rm a n la r ın d a B ir T e h d it O lu ş tu r u y o r m u ? v e D r. N e ja t Ç e l i k t a r a f ın d a n d e rle n e n K ü r e s e l İk lim . D e ğ işik liğ i b a şlık lı m a k a le le r h a k e m d e n e tim in d e n s o n ra d e rg id e y e rle rin i a lm ış la rd ır. A ğ a ç la n d ır m a E yle m P la n ı ile ilg ili c id d i e le ş tirile rin y e r a ld ığ ı iki YÖNETİM YER MİÎHATPAŞA CA D D ESİ N O: 4 9KI3IA Y/ ANKARA www.tod-tco»a tod@to<j-tr,org 'urmdndlür@lineLnaMr- g ö rü ş İs m a il Ö z k a h r a m a n v e A h m e t D e m irta ş 'ın k a le m in d e n çıktı. B urhanettin S e ç k in 'in o rm a n -k e ç i ilişkisini konu ed in en yazısı ile İsm et Tezcan'ın İn sa n Kaynakları başlıklı yazılan bu sayının ilgiyle o k u n a c a k YAYIN KURULU E-POSTA ofl’nbroeoıkîptod-tr.ora BA SK I y a z ıla r ı a r a s ın d a . Bu s a y ıd a n itib a re n ü lk e m iz in d o ğ a l v a r lık la r ın ı ta n ıta n k ö ş e m iz in ilk k o n u ğ u K u k u m a v k u ş u . B u k ö ş e , b u s e n e D r. K a a n Ö z k a z a n ç ta ra fın d a n h a z ırla n a c a k . Bu sa yıd a k i tek çeviri "B ilim Te kn ik S ın ır T a n ım a z" b a şlığ ı ile Turg ut Ç e lik k o T a a it. D erg im izin yeni b ö lü m le rin d e n birisi o la n G e z i k ö ş e s in in ilk y a z ıs ı D o ç . D r. E rd o ğ a n A tm ış ta ra fın d a n y a z ıld ı. Bu y a z ıd a A m s te rd a m 'ı ta n ıy a c a ğ ız . B ilim sel y a zıla n d e n etle ye n h a k e m le re v e bu s a y ıy a k a tk ı s a ğ la y a n y a z a r la r a s o n s u z KAYIKÇI OFSET ' . Cum h. M b. Park Sk Atakoç Apt. I 1 1I T A U 1 L ’ i J I h i N b:T6 18!00/ÇANWR1 W :0376 212 50 70. Fax: 0376213 19 88 E-p o sta: 6.aralekinl8@ holtnaiL.coni G ra fik Tasan m Ferhat Ata E-pö^drferhatpctto(ıihottnaıLcortı İÇİNDEKİLER Editörden ----- B a s v a r. 1 ------ 2 Küresel ittim DeğişftSöi Or. Nejat Ç e ı* ._____ .3 Dougtas GSfoannda 9ir Hastttk; İsviçre tore Dökümü 12 Yard. Doç. Dr. Fstîn Temel. .... Anncsurı Kök ç EhCMüöü Üterrkz Ormanlarında bir tehdü otustuaıyor mu? Or. Asto Lehtijarvi. Dr. H. Tüğba Doğmuş LeiaSSivi. A. Göden Aday. ___ 18 BSim Teknik Sınır Tanmaz Turgut Çelikkoi. 23 Çevre ve Orman 8akanK> Tec'umu Yanıltıyor Ahmet Oemiıtaş 24 Ağaçlandırma Eylem Ptara İsmail Czkahramen_____ _27 Kanallar ve özgürlükler Kenti: Amsterdariı Doç. Dr. Erdoğan Armış________ 31 insan Kanaldan ismet Tercan ..3 7 Doğal ZenginSkSerinniz - Kukumav Kıişu Athene norma (Şcop.)Özkazanç____. . .41 Ormanlarda Kıikeçi Terörü Burhanettin Seçkin.____. 43 teşekkürlerle. _ _ _ * . ____________________________________Doç. Dr. Sezgin Özden KAPAK FOTOĞRAFLARI Aykut InoB o z d e n @ b re stry .a n k a ra .e d u .tr V Demek Binamızdan H a b e r l e r . _ 46 v Başyazı iH-prc^'YnçÖzürnü . > - *etars t#sorçîfefîrRiş, her iki ^şmv İsse s « w fc rözürotenea temsiidleri île demeğimizde yapılan iki toplantı sonucunda, konunun. Çevre ve O rm an Bakanı Sayın O sm an PEPE île görüşülmesi karan alındı. Bu kanar O c a k . 2 0 0 7 'd e sayın bakana iletildi, değişik S9S5 y;*nt5o TOD ve O M O yc "îjpj%* rç Asskîrtki omocivb ve 30 » • Ş rc tıh ris eöifenAaicîyo BeSerdeki ^ŞkŞ'fc^ktanît îoHçjs obrum a îteUgrft v~öcV” « f e c c sGrriCrvbrıûöOn Ancok, ÎD03 «Vno oe^fsdtötnde söheror» tahsis; "'"or ■»•• Mrâro <onotanrv3oid somatan ş^rfe'srvsşfe Yco işSet devtef modeliyle hoi&?fcr>on sözleşmenin frionsörünün pc^Sk besfc sonucu a>r.'rrnosvTdor>seans grubuyla yete devam edilmiştir. vGC“mrr.ın beş yılda tamamlanması döşönotan tesis setaz ayda işletmeye açtawş ve 12 Haziran 2005'ten beri varana.-,mo haklarımız başlamıştır. -•97: yrirria:beriaO ndem dedan b '- c yapım ço h şm c ia n n d c çeşitli c3smbtsie» denendikten sonra 2 Şubat 2 0 0 6 do bugün >ş yürüten firm a He söri^şme imzalandı. 3 Kasam 2007‘de m '* - Oöl*.- efe iki taön orasında geçen ttzrşıfcşrki. ’bsol yoücrdan bu tepkiler aşRd: am o bu süreçte prof® Üe ilgili oivmsyîitAîCr vcşondt ve bunlar csrlömo&. Ö r n e ğ i yangın ©taskınn- bina .dmiecÖBen yangvv yöRStasefiği ile 2DOr yrrrfe çrmvcın ataom yönetmefcâî 5amg,-ce otopark sorunursun binada z^fe’riüçö zon.ın!ııJuğu. '‘KClfSr jitesr' cons-icc~-.. dört otopark kah, iki k g f. s-'emckrr pîsrak düzenlenecektir. Bu sŞ^cnamçdrârrda; yükleniri firma ile ^ ’o " ek protokole göre otopark 'Tr'm-rm ^etmsşm ı firma ve demek -■m «re ycoocck, gelir yari yonyo ■-' * a r . o c a rtır. Bine in ş a a tı, tîet'em'Se. .». • zc-en d e hah devam •txûbeluii Oekaotannm t O r r m ü c tÖ H -in ri 100. yrl *W®fi<fe795/ demeğimizin •" r e e t 'ğ ; c ö z ö n ü n d e zamanlarda randevu talebimiz yinelendi am a olumlu, bir sonuç alınam adı. 6 0 . Hükümetin Çevre ve orman Bakanı Sayın Prof. Dr. Veysel ERO Ğ LU 'na da talebimizi yineledik, yine yanıt alam adık. Bunun üzerine O rm ancılık Eğitiminin 15 0 . Yılı konulu III. Ulusal Orm ancılık Kongresini Dem ek olarak Düzenlemeyi üstlendik. Demeğimizin, vakfı (TOV)'nın da destek vereceği Kongre 20-22 Mart tarihlerinde A n k a ra İç k a le O te ld e y a p ıla c a k . Ö n üm ü zd eki y ılla r d a ormancılığımızın ve ülkemizin önemli k a m u o y u n a , d a h a d a a c ısı meslek kam uoyuna yutturmaya çalışmaktadır. •. Siyasal iktidar içenlikli değildir, 2 0 0 5 yılında çeşitli kurum ve kuruiuşlonn uzun sü re d evam eden ça lışm a la rı sonucunda ortaya koyduklan mutabakat metnini 2 2 Temmuz 2 0 0 7 seçimlerinden sonra hiçe saymıştır. 5 9 . hükümetin 2/B sorunu çözmek, o rm a n la rın ve o rm a n köylü sün ü n durum unun iyileştirilmesini sağ lam ak adına yapacağını ileri sürdüğü çab alar bugün anlamını yitirmiştir. Afeni Anayasa tasa rısın d a ; ne o rm an lan n korunup geliştirilmesi ne de orm an köylülerinin yasal ve A nayasal haklan yer almıştır. Bu k o n u la rd a g e re k Tü rkiye O r m a n c ıl a r D e r n e ğ i, g e r e k s e sorunlarla boğuşması kaçınılm az gibi O rm an larım ıza Sah ip Ç ık a lım Birliği görünmektedir. o la ra k d ü şü n celerim iz kam u o yu n a Siyasal iktidar içenlildi değildir. Ne sunulm aktadır. A n ca k, bu dönem bu z a m a n ne tü r b ir o lu m s u z lu k la çab alar yeterli değildir. Bu konuda tüm karşılaşacağımız bilinmemektedir. Dün m eslek kam uoyum uzun ve ülkemizin kabul ettiğini bugün inkar edebîlmektedir. ulusala değerleri savunan kamuoyunun Dün büyük tepki çekerek geri çektiği desteğini bekliyoruz. yasal düzenlemeleri (ormanların yerli ve Demeğimizin ikinci büyük projesi yabana firmalarca işlettirilmesin!) bugün yani b in a inşaatım ızın d a yaz ayları d a h a da ileri bo yutlard a yeniden sonunda tam am lanm asını bekliyoruz. gündeme getirebilmektedir: Yıllardır Demeğimizin ayakla durabilmesi 6 0 . Hüküm etin o rm a n la r ve için m ad d i ve m anevi fe d a k a rlık la r ormancılık aleyhindeki uygulamalarının, yaptığımız kanısındayız. Ancak asıl önemli 5 9 . Hüküm et d önem ini a ra ta c a ğ ı olanın; uzun ye yorucu çabaların sonunda kuşkusunu taşıyoruz. 6 0 . H üküm et,, - oluşan olanakların üyelerimiz, mesleğimiz seçimlerin hemen ardından hazırlattığı ve ü lk e m iz y a ra rın a k u lla n ım ın ın A n a ya sa T a sa rısın d ak i o rm a n la rın ' y a ğ l a n m a s ı , e n iy i ş e k il d e ta la n ın a n ed en o la c a k h ü k ü m le r değerlendirilmesi koşujlannın yaratılması k a r ş ıs ın d a J ı i ç b i r a ç ık la m a d a olduğu inancındayız. bulunmamalctar.aylardir tartışılmasına Bizler yıllard ır ayrışm ayı d eğ il, • karşıtı Jasanyi üşenm em ektedir. Çevre birleşm eyi savun du k. Hatta m esleki ye O rm an Bakanı Sayın Eroğlu, "2/B " konularda siyasi düşüncelerimizi saklı tutarak sorunlarımızın çözümü konusunda ' sorununun çözüleceği söylemleri ya da o rta k m ü c a d e le p la tfo rm la rın ın 'A ğaçlan dırm a ve Erozyon Kontrolü Seferberliği' kam panyalanyla orm an oluşturulması için çaba harcadık. Ulusal talan ın ı örtbas etm ek istemektedir. ormancılık politikalannın sürdürülmesi, A KP Hüküm etleri orm ancılığın kamu yaronna bir orm an işletmeciliği yapılabilmesi, ormanlann ulusal bir varlık bilimsel ve teknik kriterlerini yok ederek, olarak korunup geliştirilmesi gereği için riyasi söylemlerle kamuoyunu kandırmaya birlikte m ü ca d e le etm esi g ereken çalışm aktad ır. N e yazık ki m esleği üyelerimiz ve meslektaşlanmızın kişisel savunm ası gereken üst yöneticiler ve kırgınlıklara, küçük politik çıkarlara göre meslek örgütü de bu kandımnocada yer alm ışlardır. G ö re vi ağ açland ırm a ve davranmalan ormancılığımızın talihsizliği olacaktır. B un a m eydan verm em ek erozyon kontrol çalışması yapm ak olan hepim izin tarihsel görevi ve onuru bir genel müdürlük, hiçbir bilimsel ve olmalıdır. teknik içeriği olmayan ve ağaçlandırma Saygılanmızla, çalışm ası ile tonım lanm ası o lan a ğ ı b u lu n m a y a n ' R e h a b il it a s y o n ' T O D Yönetim K u ru la ç a lış m a la rın ı a ğ a ç la n d ırm a d iye Küresel iklim değişikliği konusu; çok yöntö, ço k boyumu ve ço k derin bir konudur. İnsanoğlu atmosferin kimyasını değiştirm ektedir ve küresef tsmmdnın en önemli sorumlularından biridir. p f.N e io t Ç E L İK •’çVr.ncelik 1(o)m ynet.com "Kim bir iiaç geliştirmek isterse ilk yapması gereken, mevsimleri ve her birinin yarattığı etkileri göz önüne almak olmalıdır" .*iîpokrar,. IM a lu m a h a v a y ı v e çe vrem izi b elirle ye n ; m a n z a r a y ı, fo r a y ı v e fa u n a y ı ş e k ille n d ire n Mimdir [1]. İklim , b ir b ö lg e y e u zu n s ü re ( 1 0 0 yılı o şk m ) h ü k m e d e n , k a ra k te ris tik ö ze lliğ in e d ö n ü ş e n h a v a d u ru m lartn t ifa d e e d e n b îr te rim d ir. H a v a d u r u m u is e , notuz o ıd u ğ u m u z .h a v a şartlan d ır. [2]. iklim , c a n lıla r v e ö ze llik le in s a n la r ın g e lişim i ç;n çok önem lidir. İklim değişikliği ekosîsfem Serîn, c o ğ ra fi d a ğ ıh m tn a etki etm ektedir. C a n ltia rın e n — ç o k y a ş a d ığ ı y e r le r tr o p ik a l b ö lg e le r v e s u b t r o p ik le r d ir . [ 3 , 4 ] . ||p i V B ü y ü k h a v a o k y a n u s u (a tm o s fe r); n itro je n {% 7 8 ) , o k s ije n (% 2 0 ,9 } ve a r g o n (% 0 ,9 ] ve d iğ e r g a z la r d a n o lu s u n Sik n e fe s im iz d e n s o n n e fe s im iz e k a d a r iç im izi d o ld u ra n v e ştm diye k a d a r n efes a lm ış , b ü y ü m ü ş v e ç ü r ü m ü ş o la n h e r şe y in to p lu b ir s o n u c u d u r . BM (B irle ş m iş M illetter), D ü n y a M e te o ro lo ji Ö r g ü t ü , 10 u y d u >le h a v a d a n ı n ı • ■» v e 1 8 5 ü lk e d e 1G b kar-nr-tm I U O in t n si K ( " Ç>*rn o ' j t î o •< .'•p’a m 17 bin g ö z le m «str? ı » KÜRESEL İKLİM D EĞ İŞİKLİĞ , jH C R r n l^ ^ T . JS n fe dcılgc boyiu) atm osfer tararından ° ' a ro ^ ad lan dırılm aktad ır. Sera ^ K !İd ^ p ® ş fe d ilm iş H r. Sera etkisi (^jısı tuzağı) ^ ^ ^ ^ ^ B frıd e k i ortalama sıcaklık. -18 derece o rta lam a sıcaklık 15 d erecedir, d iğ er c a e k lo rın y a şa m la rın ı <i4 * ® ^ ^ M M |liç !k ı tdeoi bir ısıda olmasının nedeni "sera tSpfOOTSndmfon mucize sayesindedir. Sera gazları »!>{, bir şey değil tam aksine insanlığın ve büyük ' ' -4 * uttun cpnUcMn var olmasının tem el.öğesidir. Sera bûŞCİŞ ele alındığında in san lara ve ca n lıla ra ~ sağ layan bir olgu olup endişe v e ric i husus sera eksin in şu veya bu sebeple artmaya başlamosrdır. Gelişm iş dünyada C 0 2 solınımlarının üçte biri, ianelerden tüketilen e ıe r jıy , e ld o e tm e k iç im Jş y llo n ılo a yakıtlard o n ^oynaklanmaktadır. Evler^ apartmanlar ve bürolar sera ^ ^ « n o b ^ o z ^ ı n . n % 30'undan sorumludur. J ■evin enerji faturasının % 60 -70'i ısıtma ile ilgilidir, ■«-mosferde yaklaşık 3 0 sera gazı daha vardır. Ne azot, ■ - :!e o*s'tw», C C '2 kadar ısıyı tutma özelliğine sahip -îKjııaır.. G a b a rin her birinin sera etkisine katkısı ve sera gazim ıum atm osferd e k a lış yılla rı şöyledir [Tablo 1; r ,^ 4 <S ,i6'/8 j. Tab lo 1. S e ra E tk is in e k a tk ısı O la n G a z la r ve SG 'rtm A tm o sferd e K a lış Y ılla rı ’ fa96 yvt.ndo İsveçli bilimci Svants Arrhemus, atmosferde artan' sera gazı seviyelerinin ısınm aya yol açacağım Heri îü ftî -v: . fö! Sera gazları ile iklim değişikliği arasındaki uogomtvı kaı nticyon ;kı;m değifM iği biliminin öncülerinden; ■«omtes Honsen dir, Honsen ve Ark (2005)'a göre; yeryüzü uzaya gan yadsıttığından daha fazla enerjiyi absorbe ermektedir [3 . 8]. Sera gazı sohromtnda dünyada ilk beş •âfteckr (Tablo 2; 2], ise; 0 .2 alır C 0 2 verir, [3 ,4 ]. H er yıl kuzey y] baharında filizlenen, yeşillikler, büyük hava o l C 0 2 Çöker Ve böylece dünya derin bir^g C 0 2 'den sonra en önemli sera Küresel ısınmanın % 1 5 - 1 7'sinden sorumlu o la n metan gazı, durgun su birikintileri veya dışkı gibi O ksijensiz • bölgelerde üreyen mikroplar yoluyla meydana gelir, b u l nedenle de bataklıklarda ya da atık madde olarak çeşitli! Şekillerde vücudumuzdan çıkarttığımız gpzlarda bol miktarda bulunm aktadır [5}. Atmosferdeki metan oranı bugün 1772 ppb'dir. Metan ve Karbondioksit oranındaki artış ile sıcakiık artışı birbirine bağlıdır. Atmosferde karbondioksitten 20 u * kat daha az yoğun olan metan'^ek* (insana bağlı] sera etkisinin yaklaşık % 20'sinden sorum lud ur. 1 kg metan gazı 56 kg C 0 2 [p in yarattığı sera etkisine d en k gelen etkiye sahiptir. Atmosfer 5 m ilyar tona yakın m etan gazı barındtnr. Bu miktar her yıl % 1 oranında arta r (1 7 50'd en beri % 150 artış) ve bu artışın yarısı insan faaliyetlerid ir [ 1 ,4 ,6 ] . M e ta n en d ü stri ç a ğ ı ö te sin d e n ( 0 ,7 8 ppb) günüm üze k a d a r (1 ,7 6 ppb) artm ıştır. M etan gibi sera g azlan okyanus diplerinden ve tu nd ralard an birdenbire yüksek ölçüde atmosfere kanşm aya başlam ıştır [3]. Metan gazı, en az karbon içeren fosil yakıttır. Doğalgazın bileşeninin yaklaşık % 9.0 ı M etan 'd ır [5]. D ü nyad a 91 m ilyon n v d o ğ alg a z çık a rılm a k ta d ır [7 ], O rta la m a o la ra k köm ür, eşd eğer m iktard aki d o ğ a lg a za g öre % 7 3 d a h a fa z la , lin y it % 8 9 d a h a f a z la C 0 2 s a lm a k t a d ır [4 ] . D ü n y a d a k i b ü yükb aş h ayvan yem i üretim i ve hayvan d ışkılarınd an k ay n ak la n an g a zla r toplam m etan saliminin % 18'ine ulaşmaktadır. Et yerine sebze tüketilirse, sera gazı salım ı yılda 1,4 ton a z a lır [2]. Et, m etan gazı k a d a r z a ra rlıd ır , inekler ve d iğ e r ç iftlik h a y v a n la rı geğirdiklerinde metan gazı üretirler. Kişi başına yılda 125 kg e! tüketilen A BD (Am erika B irleşik Devletlerim de 1,1 milyondan tozla sığır ve bir o k ad ar da koyun bulunm akta olup A B D to p la m m e ta n g a z ı y a y ılım ın ın V i'in i oluşturm aktadır (8j. j r lt o büyük bir etkiye kolayca sahip olam ayacaktır Kyoto ÎS ö k o lü 2010 yılma kadar dünyadaki emisyon miktarının î ?00 düzeyinin % 5 , 2'si oranında azaltılmasını öngörmekte " s O l O yılında atmosferdeki C 0 2 miktar. 8 m ilyar ton verine 7 6 m ilyar ton olacaktır. Protokol, küresel ısınma So b lem in i çözmekten çok uzak, sad ece sem b olik bir adımdır ve halen em eklem e aşam asın d ad ır, a n c a k şu onda bile önümüzdeki yıllarda tüm ülkeleri etkileyeceği «şikârdır [1 ,2 ,4 ,5 ,8 ,1 0 ] . Ülkem izde bir kişi bir yılda yokfeşık o larak; 5 ton C 0 2 'in tüketiminden sorum ludur (3) Ülkemiz, kişi başı emisyon şahmında 7 5 . sırad a, en fazla C 0 2 emisyonuna sahip 2 5 ülke listesinde 22.sırada (2 0 0 4 'te 3 5 7 milyon ton ile dünyanın S G 'n ın % 1 ,1 'i) bulunmaktadır. Ülkemiz kişi başına 5 ,3 ton S G salımı/yıl ile 75.sırada, kişi başına C 0 2 emisyonu salımı 4,1 ton/yıl ile 7 8 .sırad a, yer alm aktad ır [2 ,4 ], C 0 2 'i n salınım ını kısıtlayan Kyoto Protokolünü henüz beş ülke im zalam adı, bunlar; ABD, Avustralya, Monaco, Lichtenstein ve Türkiye'dir [5]. Tü rkiye , A B d a h il 1 6 9 ülkenin ka tıld ığ ı Kyoto protokolünü imzalamadı (Pozisyonu belli olm ayan ülkeler kategorisinde). Kyoto Protokolü'nün ülkemizde ekonominin gelişimini tehdit edebileceği kaygısı bulunmaktadır. Kyoto Sözleşmesinin Türkiye'ye bedelinin yılda 3 8 m ilyar doları bulacağı hesaplanm aktadır [2]. Türkiye, 1 9 9 2 'd e kabul edilen 21 Mart 1994'de yürürlüğe giren BM İklim Değişimi Çerçeve Sözleşmesini (İD Ç S) 2 4 M ayıs 2 0 0 4 'd e 18 9. Ülke o larak sözleşm eyi (E K -1 Kato go risinde) o n ad ı. [2 ,4 ,5 ,1 0 ]. Bazı ülkelerin kişi başına düşen o rtalam a karbondioksit salımı şöyledir ( C 0 2 to n /y ıl) [Tablo 3 ; 3 ]; Tablo 3 . K işi B a ş ın a D ü şe n C O 2 S a lın ım ı Ülkeler ABD Dünyanın en büyük sorununa karşı, büyük siyasal hareketini oluşturm ak la z ım d ıc J K e k iis ^ İklim d eğ işikliğ p ^ jra şef% lr sorum sınırlarına veya egemenliklerine bakını kürese İdi r [8]. Kyoto ÂıI sera a U k n saic.rn ı . Ingiltere Japçnya AB Ülkeleri Polonya Bulgaristan Türkiye Ç,n Ifcbtrşeym b d e Ş jM H pdünyamıi«; Etik&riıkfRİetir Y , S çhotdo sırasındötŞdhıJps ^ T m k . s . üzerine Rusya, 16 Şubat 2 0 0 5 tarihinde E k o l ü n ü o ncyiayan 5 5 . ülke o lm asınd an 9 0 Kvoto protokolü (140'dan fazla devletin imzası y ^ ıso r ra, V P ,r am a B ile ş ik devletler olm adan Ü lk e le r A ra s ı E m isyo n K a r ş ıla ş tır m a la r ı ve Kyoto P ro to ko lü : dünyaya ÜİÛŞpfl: tüm H H |İB»'l.îr' ortış o id i WfoŞpNfcf Şıllık % 2 •tez apyıyia |b ic p f « H f e T yootttöl< p Ş p . -lem istir 12 81. A B 'n in Rusya üzerindeki jP R vlİÎişP e Mav . kadar ... gŞlırtfmırû’ Kişi başına CO2 salınımı emisyonu (ton/yıl) 20 7 9,5 9 8 7 5 4,7 2,7 ABD, K an ad a , Avustralya gibi bazı ülkeler aşırıya koçacak bir şekilde yılda kişi başına 20 ton emisyon üretmektedirler [8]. ABD 'de karbondioksit salım ı her yıl başına 2 0 tondan fazlad ır. Bir A B D 'lin in karbon ©misyonu 7 ,5 Ç in (Çin yılda kişi başına 3 ton civarında 7 / V o n üretmektedir)'liye eşittir. Am erikalılar kişi başına yt û Avrupalılardan üç kat, gelişmemiş ülkelerden ise en F* S . 'tat *QZ*° C 0 2 'in üretmektedirler. Birleşik Arap mı ikleri kişi başına emisyonda bir num aradır [3 |. Ç in mı yar ton C O 2 eşdeğeri C 02 ile dünya 2 .'si am a kişi j sal'mında 99.sırada bulunmaktadır [4], Afrika nde (7 50 milyon nüfus) kişi başına emisyon 1 tonu r r iıa n ve Av V .- ,; *. t ■■ geçm ez [8]. • • K a n a d a , kişi b a şın a düşen em isyo n m ik tarın d a İkincidir, H o lla n d a , hem kişi b aşına enerji k u llan ım ı hem de kişi b a şın a C 0 2 em isyo n ları-b akım ın d an (d ünyanın en kalabalık 2.ülkesi ve a la n o larak H o llan d a'd an 9 3 kot büyük olan) Hindistan'ın 10 mislidir. Sanayileşmiş ülkelerdeki insanlar, a z gelişm iş ülke in san ların a o ra n la kişi b a şın a 6 2 kat d a h a fazla C 0 2 kirliliği üretm ektedir bu nedenle C 0 2 em isyonlarının azaltılm ası hareketine, sanayileşm iş ülkelerin d a h a fazla katkıda bulunm ası gereklidir. Bu do demektir k i; en büyük kesintiyi yapm ası gerekenin A B D 'd ir (6 ,9 ]. Ç e v re c i yak la şım ları ile tan ın an H o lla n d a (1 3 ,5 ton), Finlandiya (1 3 ,3 ton) C 0 2 eşdeğ eri S G salım ı ile 2 0 ve 2 1 . sıralan işgal etmektedir. B ir Hintli (2 m ilyar ton C 0 2 ) , A B D 'lîd e n 1 2 ,9 ke re d a h a a z S G a lın tın a yol açm aktadır [4 ]. A B D 'n in isteği ile Kyoto p ro to ko lüne k o n u lan karb o n ticaretin d en a m a ç , g erçekten s a lın a n k arb o n miktannı azaltm ak değil, onun üzerinden p ara kazanmaktır. Kyoto protokolünde kirleten ü lkelerin resm en kirletm e kotalarını arttırm aların a im kân veren bir m add e vardır. Kyoto, o rm anlann atm osfere sa ld ıkla rın d a n d a h a fazlo C 02 yuttuklan gerçeğinden hareketle, yeni orm an alanlan oluşturan ve o rm anlan işleten ülkelere, o rm a n ın hektarı b a şın a h e s a p la n a c a k C 0 2 yutm a m iktarı S G indirim b ila n ç o la rın a d a h il etm e im k â n ı v e rm e k te d ir. A B D , gelişmekte o lan ülkelere a ğ a ç dikerek azalttığı sera gazlan o ranınd a h avayı kirletebilm ek iç in h a k la r istem ektedir. A B D , H indistan'da ortalıkta d o la şan ineklerin yem lerine ilaç katarak geğirme ve gaz çıkarm a yoluyla ürettiği metan gazını azaltm ak ve azalttığı sera gazlan o ra n ın d a , havayı kirletebilmek için haklar istemektedir. Karbo n alm ak veya salm ak, tabağım ızdaki yiyeceklerin yerlerini değiştirm eye benzemektedir [2 ,3 ,4 ], Kirlilikten yararlanıp bunun ticaretini yapm ak veya bizatihi ekolojinin dengesinden kaynaklanan yeni hastalıklann tedavisi için ilaç sanayinin yeni antibiyotikler b u lm ay a ç a lış m a s ı g ib i k a p ita lis tle rin ç o k se v d iğ i o lasılıklarda bu türden örneklendir [7]. Tem iz, Yeşil En erji: "Çevre problemleri enerji üretim ve kullanım ıyla doğrudan bağlantılı. Ekonom ik, sosyal, siyasal po litikalar açısından belirleyici unsurdur"(A .N ecdet SEZ ER ). Petrolün a k sin e , yen ilene b ilir enerji k ay n akları (güneş, rüzgâr) neredeyse sonsuz olup aynı zam an d a da çok daha yaygındır. Hidroelektrik yenilenebilir bir enerji biçimidir. Yağışlarda azalm a görülen yerlerde hidroelektrik kayn aklard an üretilen elektrik enerjisi a rzın d a a z a lm a görülecektir. Fransa, elektriğinin neredeyse tam am ını C O 2 satımına yol açm adan üretmektedir [ 1 ,4 ], Dünya enerjisinin % 7'sini nükleer enerji karşılam aktadır. Bir nükleer reaktör (dünyada 4 3 6 tane nükleer reaktör var) yılda 3 8 0 milyon tonun üzerinde C O 2 salar. Fra n sa , enerjisinin % 7 5 'in i, İsveç yansım , İngiltere ise % 2 5 'in i nükleer kaynaklard an k arşılam aktad ır. İsviçre'd e elektrik en e rjisin in % 5 0 's î hidrolik, % 5 0 's i nükleerden temin edilmektedir. A BD 'deki elektrik üretiminin % 9 0 ’ı doğalgazdan, Avustralya elektrik gereksinim inin % 9 0 mı, Ç in ise % 7 3 'ü n ü n köm ürden elde etmektedir. En ucuz, en tem iz enerji tasarruf edilen 05 Şubat 2008 •>.: »vitaak E****» tasarrufu. porçı tesanütünü sağlar. Ülkemizde .■ > birikim yapmaktadır. O rtalam a 1 litre benzin eski çağlct^, yoklaşiV 22, 5 ton bitkinin fosilleşmesiyle oluşmuştur. Her enerjisi üretim kompozisyonu şöylçdir seferinde ] <tepö (5Ö.I^ benzin tüketince bin tandan fazlı, ptariktan ye. a lg de tüketm iş o lm aktayız, [ 3 , 4 , 6,91 tablo 4. Ülkemizdeki Elektrik Enerjisi Üretim Ulaşım Sektörü, ve C 0 2 ; Ulaşım , küresel C O p re n m m y o n u salıriımlannın 1/3'ünden sbnımlüdûr [5]- Dünyada toplam Komor fetrot S G 1 sa1 1mI a r ın ın % 1 4 'ü u la ş ım se k tö rü n d e n % 5,9 * . 14.5 kaynaklanmaktadır. Ulaşım sektöründe S G satımlarında en büyük pay (% 72 ile) karayolu'nundur. [4], Atmosfer* ülkemiz, yenilenebilir enerji kaynaklan ve çeşitliliği salınan C 0 2 'n in yaklaşık o larak dörtte biri taşımacık jtaVoİîk. rüzgar, güneş, jeotemıal, biyoenerji) bakımından sektörüne aittir. Yük taşıyan kamyonlar kilometre başına ve zenyndt!. (2|. Modem rüzgâr endüstrisinin (% 21) yurdu 180 gram, tren 15 gram karbon tüketimi (% 92 tasarruflu) IV riim orko’dır. Bugün Danimarka hem rüzgâr enerjisi yapıyor. In g ilte re 'd e yük ta ş ım a c ılığ ın ın % 12 's( hem de türbin üretiminde dünya öncüsüdür. Rüzgâr her demiryollarıyla yapılırken, ülkemizde ise; taşımacılığın % zomen esmez, kesikli çalıştığından ötürü, onu güvenilmez 94 'ü kamyonla yapılmaktadır. Tren enerji bakım ından kdas ]5], Rüzgâr santrallerinin her km sine ortalama 10 daha tutumlu bir ulaşım aracıdır. Otom obil kullanırken MW lık bir güç kurulabilir. 10 MW x 2000 sa = 20 milyon vitesi zorlamak % 2 0 , kirli bir hava filtresi % 5 , yan açık KW saat elektrik üretilebilmektedir [4]. Acil çözüm gerektiren tek bir cam % 4 daha fazla yakıt yakar. Klim a ise en bir sorun olan iklim değişikliğinin tehlikeli boyutlara masraflısıdır. Araçların türüne göre, taşıdığı yükün her ulaşmasını istemiyorsak, enerji üretim biçimimizi değiştirmek tonunun km başına neden olduğu C 02 salınımı şöyledir zorundayız. Enerji üretiminde güneş ve rüzgârın payını [Tablo 5 ; 2 ,3 ]; mümkün olduğunca orttırmalıyız [2,6]. Teknolojik gayretler Tablo 5. Araç Türlerine G öre Taşıdığı Yükün Her devam ettikçe, en büyük S G salım kaynağı olan enerji Tonunun Km Başına N eden O ld uğ u C 0 2 salınım ı tüketimi ciddi şekilde düşürülebilir. İsveç, Finlandiya, Norveç ve Hollanda daha az karbon çıkaran girdi maddeleri ile Tren G em i Kamyon üretilen mallor veya hizmetlere (ulaşım) fiyat bakımından 29 Kg 31 Kg 158 Kg avan taj (karbon vergisi) sağ lam aktad ır. H ollanda em isyonlarını, uzun vadede % 80 k ad ar azaltm ayı planlamaktadır [4,8]. Almanya'nın yenilenebilir enerji için Bugün dü nyada yılda 2 0 0 m ilyon yolcu u ç a k la rı verdiği destek yaklaşık yarım milyon insana yeni iş olanağı kullanm aktad ır. U ç a k la r, sera g a zların ın % 3'ünü yaratmıştır [8]. üretm ektedirler [2 ,3 ]. H ava yolcu lu ğu, tüm benzin yayılımının % 8'ini oluşturur. AB'nin doğu ve batı kıyıları K ö m ü r. Dünya'nın bugünkü kömür üretimi yılda arasındaki ortalama bir uçuş, uçaktaki her bir kişi için, 35 (3,8) milyar lon'dur. Dünya yüzeyinin 1 km^'si başına 4 ton C 0 2 üretmektedir [8]. - ton kömür düşmekledir. Dünyada bir numaralı kömür Karbon ve Karbon Döngüsü (Çevrim i): üreticisi atan Çin'de kömüre dayolı bir kalkınma hamlesi Karbon, hayatın kaynağı, temeli olup hayat aslında karbon buiunm akto ve yıldo 2 m ilyar tona yakın kömür ve azot'tur. C an lı hayatın temel taşı karbon ve onun ü re tilm e k te d ir. 1 9 9 9 ile 2 0 0 9 yıllan arasında dünya oluşturduğu organik bileşiklerdir [3,4]. Karbon, atmosfere çcpmdo kömürle çalışan 249 elektrik santralının kurulması kısmen solunum ile organik m addelerin çürüm e ve planlanmakta olup bunlorın yaklaşık yarısı Çin'de yer oksitlenmesiyle geri döner. Endüstri devriminden önce 600 olacaktır. Dünyanın en büyük hava kirletici ülkeleri olan milyar ton olan atmosferdeki karbon miktarı şu an 750 ABD (üretim: I milyar ton/yıl), Çin ve Hindistan'kömür milyar (750 G t C) tondur [Houghton ve A rk ,l 99 4'e atfen sn n itileri yapmaya devam etmektedir. Birçok insan, yeni 10 ]. Karbonun canlı organizmalarla, toprak, atmosfer ve termA santrallerin inşa edilmesini dünyaya verilecek en okyanuslar arsasında yer değiştirdiği bir grup biyolojik ve -İMyufc za rarlar arasın d a olduğunu düşünmektedir. jeokimyasal süreçtir. Yaşamın temelini ve devamını sağlayan A n ta rk tik a 'd a n kopan, ülkenin büyük bölümü çöllerden karbon döngüsü, dünya gezegeninin yüzeyindeki her yerde •e «eratsiz atanlardan oluşan Avustralya (kıtası), dünyanın mevcut olup, sürekli olarak bedenimizin içinden dışına, * * * * * kömür üreticisi ve ihracatçısı ülkelerindendir kayalardan denizlere veya toprağa, oradan da atmosfere P .4 .5 A 7 3 ] ve tekrar geriye (karmaşık) olarak dolaşmaktadır [Tablo t o r o f c Dünya petrol tüketimi yılda 3 ,8 milyar 6; 5 ]; 7?. ' • t» {2 006-2007), günde ise; 84 milyon varil (2030'do Tablo 6. Karbon Dağılımı ^ ■fcfron varile çıkacağı tahmin ediliyor) olup küresel p a e l s m p M i günlük petrol cirosu 2 milyar J'dır. Fosil Toprak Petrol, Kömür Okyanus Deniz Kalkar N p a rtw Q M fV ton C) (milyar ton Q (milyar ton C][ kuSoıtâgımn enerjinin % 80'ine tekabül etmektedir. 1500-2000 13.000 36-38.000 fe Nrf. tayfam ener,, tüketiminde % 35'lik payla 1.sırada * tr a 5u-r..-rcicîa t r ,s a n W fasıl yakıttan kullanmasından ö o ğ o ig o z ) atmosfere yılda 5 ,5 G t C fMA 2 G t C 'o eşdeğer C 0 2 atmosferde Karbon Kuyuları (Yutakları): Karbonun, atmosferden sonra gittiği yerlere karbon kuyusu denir. ; tönv■ca n lıla r .^İrer ko rb o n ku yu su d u r.; .\ n jıi; | trilyon karbon ca n lıla i'^ ^ N l^ P ^ ^ if’ ', mcifldıt Dünyadaki büfeler ve 1o p f^ p ra o ^ 3sa^ ’ ı tezervleridir ve karbon döngüsünün kritik tek b ir ır.E e ^ I E Ş S ööI B itkiler büyüm esi j_____ brrnant îşdeğ'eri 0 0 2 tutarken, tahra aroz;sihe i 8 0 kg (C ) eşdeğeri Ç Ö 2 j o n u s la r : O k y a n u s lo r dünyanın % 71 'ini kapsar ve ortalam a derinliği 3 . 7 km'dir. B u h arlaşm a, okyanusların en tem el arınm a şeklidir. H e r yıl atm o sfer ile o kyanus o ra sın a 9 0 m ilyar ton karbon dolaşım ı .bulunur j l J. Tropiklerde ; sıc a k lığ ın a n m a s ıy la o k ya n u sla rın karb o n d io k sit ; özelliği azolm afeadırT3J. O kyanus sıcaklıkları .;--ş üstüne k a d a r ç ıkın ca b a lık sayısı j'onda azalm aktad ır [6]. O kyanu sta [arttıkça, dana ç a k karbonat kullanılır d a h a asid ik h a le gelir. Bir o lu rsa o k a d a r a z C 0 2 | karbondioksit gazının soğurur [5]. lini em en d . Yum urtalar kdabo ve yavru I bono p e n a lın ır . B it k ile r a t m o s f e r d ^ ^ görev azalttıklarından dolayı karbon kuyusu olr ağ aç, yaşam suresi boyunca ımektedir (81. Amazon onmanlan dan oturu dünyam ızın ^orm anları ’n ı h j (Sibirya ila n w j| göy retle-' alanları) iyi birer karbon | Yeni dikilen ormanlar, tam gelişmede ı d ? 3Tşi m î etkile rin i bir C Ö 2 kuyusu lîkİc feadece g e n ç lik d ö n em i [1,4,5]. Bitkiler fotosentez yolu ile havadaki! I O kyanusta karbondioksitin artm ası, deniz eşitliğini arttırmakta olup daha asidik bir denizde m ercanlann o rg a n ik m addeye dö n üştürerek iskeletlerini oluşturan k a ls i^ m çBkelem em ekte ve atmosferden her yıl 120 milyar tona yakın karbon îrie r. [ 1 ]. Büyüyen bitkiler atm osferde C Ö 2 | m ercan kayalarında da aşınm a b a şlam aktad ır. En büyük çeşitliliğe sahip ekosistem ler a ra sın d a .©lan leşinde önemli rol oynar. Araştırm acılar, hızlı m ercan kaydlıklön aynı za m an d a balık aüyûyen ağaçların yavaş gelişenlere göre genellikle yaşam alanıdır. G elişm ekte olon ülkelerde avlan an in y akalad ığ ın ı bulm uşlardır [4 ,8 ]. b a lığ ın % 2 5 'i m e rc a n k a y a l ı k l a * ç e v re sin d e m uşlarla (güney), o rm a n lar karbon avlanmaktadır [3 ,4 , 6, 8). Dünyanın çeşitli yerlerindeki döngüsü d enen sistem sa y e sin d e , atm o sfere m ercanlann % 10'u sulann ısınması sfcnucu ölürken pom paladığım ız karbondioksitin yaklaşık yarısını % 2 0 -3 0 kad an da tehdit o ltın d a d w fl^ m ercanlar, yutm aktad ır [3]. D ün ya o rm a n la rı, in sa n la rın okyanus b ilim cisi Ja m e s Por+er'in belirttiği g ib i, atmosfere bıraktığı C 0 2 'n in VVünü emerek, küresel "m a d en o c a k la rın d a k i konQ ryald 1^ y ^ ^ ^ £ İ 2£ ısınma ve C 0 2 artışı üzerinde bir "fren" vazifesi yaşa d ık la rı su ların y a şa m a la rı için e lverişli oi görürler, tahrip edilmiş orm anlar ise, tutmayan fren olm adığını sö ylerler" [7 ]. Mathevvs ve B em tso ri îr. O dunun yanarken çıkardığı karbon gazı göre; "Küresel ısınm a, zaten aşın ba miktarı ağacın büyürken emdiği m iktara eşittir. Bir ca kaybından dolayı baskı altın d a o lan b ir hektarlık bir tropik yağmur ormanı, organik madde türü için nakavt yumruğu o lab ilir* [8]. form unda 1 0 0 ila 2 5 0 ton karbon ihtiva eder. K a ra la n n neredeyse iki katı genişliğin de Amazon ormanlannda 90 milyar ton karbon bulunur. o lan O ky an u sların içi bir ço rb a gibi o lup kril ve [1,3,6], Biyokütlede depolanmış karbonun yansından plankton g ib i c a n lıla rla do lu dur. O k y a n u sla rd a tro p ik al a ğ a ç la r d a , beşte biri ılım a n yaşayan m ilyonlarca ton ağırlığ ın daki m ikroskopik ormanlarda ve % 10'u soğuk alanlardaki ağaçlarda fitaplankton topluluklan da (bitkisel) fotosentez için bulunmaktadır. [1], O rm anların yok edilmesi yılda ö n e m li ö lç ü d e C 0 2 ç e k e r le r . P la n k t o n la r , 8 milyar tondan fazla C 0 2 'n in atmosfere salınmasına atmosferden ;C 0 2 aldıklan için sayılonnın azalm ası, yol açarken, yeniden ağaçlandırma faaliyetleri ancak küresel ısınm ayı h ızlan d ırır. Kutup altı d e n izleri toplam 1 milyar ton C 0 2 'nin atmosferden yutulmasını Dünya'ntn en zengin denizlerindendir. D eniz buzu, sağlam aktadır. O rm an lan n tarım a açılm a sı, yok kril için bol kış yiyeceği demektir. D ah a az buz, daha olan (veya orm an yangını ile) orm anın tutacoğı az yosun demektir. Yosunları kriller yer, krilleri de C 02 'nin atmosferde kalacağı anlamına gelmektedir. p enguenler. N ered e kril b o llu ğ u , v a r s a , o ra d a Ama orman arazisi tanma açılırsa, zaman içerisinde penguenlerin, fokldrin ve büyük balinaların bulyjıracj; üzerinde yaşayan bitkilerde C 0 2 CTR o-\-* s^- o v ■-v N'w: çevt îmhiri çltm-krihatîn o-ovvjtv > > - v v v * ov» b a iı k i t u ı, p e t^ ü a o le .r w>}vS v'%v <«v s >k »' K-.'® ı*.*oiir$ı.v, pafıgyâVtier oçlıkNv®v v v \ v .n ^ v » ftıt'u^ıjcı t » . olhotıoskaf, fok b alıklan ve ahh aaip^ k\>tş* ciovooiksizcİH (kilit İÜf) |^ « A . Î O ? 4 « c*»s*n 5 ve 3 .4 .6 ). ■ - ToşSıctk v<s TçtnrtK Toprakta, cönl» bitkilerde ■Sş'-cs'-'V''5'--.'' oûotaı^ iki kcrtındun fa/lo, 1 1 8 0 gigaton w® v » t* y > ö*pok»*xTKik*oclır [5]. Toprakta en fazla' ;v.~:ç--" p a h lta *. ea«o»kw ve soğuk çılanlardaki ağaçlıklardır. lop»ok kır ite atmosfer arasında 5 5 milyar v »« M . y M .v - vv s»env olur (1 1. Topraktaki karbon rezervi, evse S r ootonstyel C 0 2 kaynağıdır ki, canlı bitkilerde '*%, c-o ' ■ karbonun ufacık bir miktor gibi görünm esine * a 4h » * h * StcukM ta meydana gelecek küçük bir değişim, tfctfstafc* 0 0 ? em m e özelliğini, salm a özelliğine çevirebilir. OtaeA «oakhktorda (bakteriyel) çürüme yavaştır am a toprak ışıa Hh fra â tı çütüm e d e hızlanıl ve çok büyük m iktarlarda C O * « o ğ o çıka» (Jones vd. 2 0 0 3 'e atfen 5 ). Yapılan bir *K 3s*ınwsjvQ göre 2100'e k a d a r yükselen iklim değişim i eüıinet» topraktaki karbon içeriği incelenm iş ve 2 0 5 0 'y e dtağn. îo p taklar karbon koyusu olm aktan karbon kaynağı « i m * a doğru geçecektir ( 1). Uzun süre donm uş to p ra klar, m etan hidrattan fcepeeder am a u la k bir sıcaklık değişim i bunlan çözerek seeeeHdenı hızlandıracak yoğun bir metan gazının havaya ta w i4 m o ıın o yol açabilir. Kıtaların toplam yüzölçümünün dkartto birine yakım derinlemesine donmuş toprakla kaplıdır, k eM » o erm o ho st (donm uş top rak) denir. Rusya'nın ve k^mmâatrm yarısı tundra ve kuzey orm anlan böyledir ( 1). O o m m ş toprak tab akasın ın (perm afrost) üst kısm ındaki o cak k i 19 8 0 'leıden beri 3 ° C ısındı. Kuzey yarıküre (Batı SsiaHya. Atasko, Kanada vb)' de mevsimsel olarak donmuş t a p a h atan lar 19 9 0 ’donberi yaklaşık % 7 azalm ıştır [2]. T & m k sıcaklıklar, toprağı daha d a ısıtmasıyla birlikte besin «KJsfeM erinm kayb ı h ız la n a c a k v e in celen üst top rak M h n k a s» e ro z y o n a d a h a a ç ık h o le g e le c e k tir ( 6 ). Kirletici em isyo nları bugünkü düzeyde gid erse, 7 1 0 0 ydtoda deniz seviyeleri 1 m etre yükselm iş o la c a k , e * duetendo Ö rn e ğ in Ja p o n y a , endüstrisinin % 5 0 ’sini, jlm tm m m % 8 0 'in i kaybetm e tehlikesi ile karşı karşıya Id f e H ^ f t r (V e n e d ik 'te su a ltın d a k a lm a riski v a rd ır). O n d n R İ m yü kselm esi d e m e k , Nevr-York, Lo n d ra , ten p j i gibi se le ı terin su la r a ltın d a kalm osı ve bütün Im m fg m M h ıiM % 3 ‘ünu yutm ası ile tanm alanlarının % TOm amydk «imam demektir. 2080yılında deniz sutannda kir yükselme olacağı tahm in edilm ektedir. Bu, # 0 fc m A m m 9 4 m dyon kişiyi tehdit ed eceğ i (şu a n 13 m O ym ed b * b d e kişiyi tehdit e tm e k te d ir) a n la m ın a fd a d b d r P ü itmr animi. k a r a jk r o o la n su ihtiyacını azaltan e M h e te r tm ıtap arud u r. Y ü ksek sıcak lıklar, k a d a n n d k ş e r i M M H M N İ m e yol oçor (5 ). Tanm , yalnızca f a ğ m r a t s a m da ğ t . yağm urun zom onlom asıno d a s e ğ d r O m i d U s m ç içe k a ç tığ ı ve m eyve verd iğ i a m a n » gdada» «mm m m k sc o k ve kuru hovo rekolteyi e * ı i i l s m ı t e d d t a h l t Ş u M ğ ı . yiyecek üretiminde d uy u ş g e e u v T V » R d d s n ' d e ta h ıl ü retim i % 5 0 fğt', iklirri değiştiği zam an, belli irmemeye başlıyor. Veya tam tersi jiltare'de bağcılık ve zeytincilik Crt verilere göre, küresel ısınmanın lığı yararın % 90'mtn semeresini a ve Rusya alacaktır [5]. Kanada etimi ve yağışlar biraz artacaktır. ıa özelliğini İzlanda'ya kaptıracaktır sim lerinde ve K anad a'nın bazı j, uzun mevsime neden olmakta; r mahsullerin üretiminin artacağı Bu yılda, 500 milyar $ eden bir ler: Bitkiler, hayvanlann soluduğu niar da bitkilerin yapı malzemesi aondioksiti üretirler. Bitkiler güneş oksiti şekere dönüştürürler. Bitkiler ırbondioksitten alarak karbonu andıkları veya çürüdükleri zaman ı halde iken karbondioksit emen karbondioksiti geri bırakmaktadır, olmasaydı, hemen şimdi C 0 2 'y e alırdık. Yetişkinler günde yaklaşık ç duyarlor. Nüfus arttıkça geçim :ıylo daha çok orman kesilip, tarla aratanları gittikçe küçülmektedir, ri (depoladıktan karbonla birlikte) : basitçe genç kömür demektir) anın Bitkiler Üzerindeki Etkileri jeleri aynı zamanda Biyocoğrafya (am, her bir tür için oldukça kesin caklık, yağış miktarı, mevsimlerin j ve b e sle n m e k o ş u lla r ıy la ıdo her şey birbirine bağlıdır. İklim ıv-Avcı dengesini (Besin Zinciri) koyın ağ acı artık 1 6 0 0 -2 1 0 0 m'de, çam ve ladin ise 2 1 0 0 -3 2 0 0 m'de görülüyor. Küresel ısınmanın devam etmesi durum unda, orm anlar kuzey enlem lere doğru yayılma eğilimine girecek ve kuzeye doğru genişleyip lundralan yok ederek kuzey kutbu denizi sınırına dayanacağı tahmin edilmektedir. (Gürgen ağacı Normandiya'yı terk ediyor gibi). Bitkiler eskisine göre daha erken çiçek açıyor. Bitkilerin büyüme mevsimi kuzey enlemlerde en az 4 gün uzadı Bazı bölgelerde bitkiler çok d aha erken uyanır olmuştur. Ö rn : İngiltere'de 5 haftalık bir geriye çekiliş görülmektedir. Atmosferdeki C Ö 2 artm ası ve küresel ısınmanın etkisiyle bitkilerde tomurcuklanmanın daha erken başladığı ve yaprak dökümünün daha geç tarihlere kaydığı uydu gözlemleri ile kanıtlanmıştır. Sıcaklık artm asıyla birlikte, tohum ekme ile hasat arasındaki süre kısalacaktır. U' bazı şartlarda fotosentezi kolaylaştırmaktadır. Bitkilerin büyüme döneminin ilkbahar ve sonbaharda uzamasından ve yıllık ortalama sıcaklığın artışı sonucu bitkiler daha fazla yaprak, yani organik m adde üretirler. Artan C Ö 2 düzeyinin yönlendirm esiyle hızlı büyüyen türler daha güçlenirken, yavaş büyüyen türleri itmekte olup az sayıdaki yavaş büyüyen türlerin komşuların gölgelem esi sonucunda yağm ur orm anlarının biyoloji çeşitliliği azalmaktadır. Çünkü yavaş büyüyen türlere yiyecek o la ra k b ağ ım lı o la n k u şla r vd h a y v a n la r bu b esin kaynaklarını bulamayınca yok olmaktadır. Küresel Isınmanın Hayvanlar Üzerindeki Etkilen [1 ,2 ,3 ,4 ,5 ,6 ,8 ): Prof.Dr.Chris Tho m as (2 0 0 4 )'a g ö re ; iklim değişikliğinin sonucu olarak bir milyondan fazla canlı türü, neslinin tükenmesi tehdidi altında olabilecektir. Bir buçuk yüzyıldır, özellikle de son 3 0 yıldır, çok sayıda hayvan türü bölgesel iklim değişim ine bağlı o larak yaşadıktan alanı değiştirdi. Ilıman iklim kuzey iklim bölgesine doğru her bir ek derece Celsiu s için 160 km ilerlemektedir. Bir çalışm aya göre Avrupa'daki kelebeklerin üçte ikisinin yaşom alan lan 3 0 ila 2 4 0 km kuzeye kaymış durum da, (Tilkiler Norveç'e yerleşmiş durumda). ar bir ek derce G ı m o n ve Av 091 Şubat 2 0 0 8 C v ! < ‘ »* , > «• > f A o aıto'.ş.o Hîr/yöı\ ye . S -.d-fi i Mtâ ’. H'1^'çt» i 'b irç o k c a n lı tü rü ’ b a sk ı a ltın J | • tahm in ed ilm ektedir • v 'l;a M ^ ^ Ç '^ ö s f e r İ e 'b ir lik t e politik ve askeri g e rilim i*, fto p o ru ), Şu s ıc a k lığ ı q e t i}i;' a rla b ii$ c 6kfîr. Sav,a 5 ^ d ,a slın o la k ü re s e l ısınm ayı ya ra tefe y ta 1 % ıkw , o ranını stkiliyo.rj.'". * * is - ? v ç * t e c « M « ı. R e n k li ( b o y ö b )-s u . V *fca|r«.«fe; ‘O u y e e tn y s p«c»o) d e n e n bir tuıBe. kış ■iv*46* >**.k <ı*. M. olursa, yavruların hepsi dişi/ biraz ■sistemıri’bıYilrücıüdör', î» ■ Ürkefıriiiçle 4c>| ve ilk b a h a r ay ların d a g ece havn ■s.ıCdM^Wıy.?95Ö')erd©n beri önem li artış göstermektedir .Türkiye'de 2 0 0 4 yılında yağışlarda % 1 0 /9 , 2 0 0 5 yılındo 's-'vS" ' V o k >-ı y<ıv«alann h ep si e rk e k o lu y o r, ■•' ■ ’ ö's.'vı- v ./ o O w s ü*erindeyumurtak>n kuluçka.landığ.1 " ' v v ? \ v v . 31 o C ’nın altında olursa d a daim a v>. s * ** *** c k * * 8taad»r (C ogger H ve A rk, 199-2'e atfen iş e ; % 5 a z a lm a görülm üştür. Ü lkem izin de için d e yer ald ığ ı bölge.daha sıc a k ye daha kurak iklim lere girecektir Küresel iklim değişikliği, ülkem izi su fakiri ülkeler arasına sokabilir. Türkiye için asıl tehlike erozyondan değil de iklim değişikliğinden kaynaklanm aktadır. Türkiye yan kurak bir »on çökmesi sendromu) yaloncı bahara etken çıkıy o rla r. Bitkilerin ürem esini lo d a yord ım cı o la n kuşlar, a r ıla r ve unda a zatına olduğu için bitki örtüsü ülkedir, ü lkem izde, yağışların zam an sal ve yersel dağılımı çok düzensizdir, (ortalama yağış: 6 4 3 kg/rrı ). IP C C ,1 9 9 0 j 3 g ö re ülkem izde kişi b a şın a dü şen su miktarı 3 0 7 0 m®, 2 0 5 0 yılında ise, 7 0 0 - 1 9 1 0 m , (iyice su fakiri olacağız <*>oğı değişiyor. Ç ü n k ü , ç içe k a ç a n bitkilerin % ** *®dası bu tozlanmo yöntemiyle çoğalm aktad ır. ** A B D de b a l a rıla rın ın sa yısın d a son yirm i yıl de % 3 0 'lu k bir azalm a olmuştur. ’ v«sek sıcak lık ve nem b ö ceklerin ve hastalık Bmnm çoğalm asını teşvik edecek olup mikroplonn ib ve d a h a geniş o la n la ra taşınm a riski artm ası tatlı su temini azalab ilir). Temel temizliğin yapılm asına da engel olan su kıtlığı (Kuraklık), insanları güvenli olm ayan su k a y n a k la r ın a y ö n e lm e y e m e c b u r b ır a k a b ilir , So n uç ( 2 ,3 ,4 ,5 , 6 ,7 , 8 ,9 ]: usnJedîf. Sıcaklığın uzun süre 16 o C ’ nin üzerinde s. Anopheles sivrisineğinin en kuvvetli sıtma mikrobu ■smodtum foiciporum u yaym ası için uygun ortom Sıcaklık aötıkço sivrisinekler hem daha hızlı çoğalır, e d a h a tozla sokurlar. ? ı e k o lo jik b o z u lm a la r ...in s a n la r la m ik ro p la r lakı dengeyi m ikroplar lehine bozar* (Platt, 1 9 9 6 ). 4 ö lç e k te h a v a n ın ısın m a eğ im i g id e re k artış ■«ekte o lu p artık in san o ğ lu n u n ik lim i, iklim de 8***nu etkilem ekte o lduğu bir gerçektir. İn san lar ovreol ediyorlar, artık antroposen çağını yaşıyoruz. s» aun yada yaşam aya a lışsa k iyi olur. Ç o c u k la r ve Atm osferi dünyada yaşa ya n tüm insanoğlu eşit ö lçülerd e p a ylaşm a lı ve ortak m uhafaza ed ilm eli. Fazla zamanım ız kalm adı. Yaşam , çok özeldir. İnsanın en kuvvetli içg ü d ü sü , hayatta kalm aktır. A slın d a insanoğlu kendini yok etmeye eğilimli bir tür değildir. Bununla birlikte geleceği g ö rm e kon u su n d a in san o ğ lu ç o k d a b a şa rılı değildir. Ç a ğ d a ş Endüstri m edeniyetinin b ir sonucu o lan (Enerji, sa n a y i, Tarım , U la şım , Ticaret ve Isınm a) Küresel ısınm a bitiyoruz ki, öncelikle karbondioksit emisyonundan oluşuyor. D ü n y a n ın a y a k ta k a la b ilm e s i is t e n iy o r s a , s a n a y i toplum undaki tüketim alışkanlıklarının kökten değişm esi gerektiği, geniş bir kesim tarafından fark edilmiş durum da, N e k ad ar fazla enerji tüketimi, o k ad ar fazla S G salım ı ve o k a d a r hızlı iklim değişikliği demektir, s c o ğ o dayanıksızdır Yaşlı insanlar, ç o cu k la r ve ■ ’ 1?-' îozıc erkimnanter o la c a k ve sıcaklığın artışına . crrio b iieceK , s a lg ın h a s ta lık la rd a artış ®w4Se o lu p sa ğ lık ve tin a n s k o n u la rın d a cid d i * çıkacaktır. K üresel ısın m ad an dolayı B e Ş B 'ftn riııd e 1 5 0 bin kişi ölmektedir- C a n lıla r *5 **/ *oğ 6ğwm* b o zu lacak ve moJi durum um uz .-tEmecektir. 4e» b o n elerin d e yaşayan yüz milyon lo rca inşan, >ş u M ^ e e e n krtevo v e su b a sk ın la rı a s k ı a rta c a k Ekonom i, ekolojik sistemin bir parçası olup, onun ü stü n d e yer a lm a m a lıd ır. B ö y le g e lm iş b ö yle g id e r d em eyelim . D ün yayı o n la r ısıttı, bedelini o n la r ödesin d em ek m üm kün değildir. H e r ülke ve her birey üzerine düşeni yapm ak zorundadır. Lütfen artık bireysel önlem leri küçümsemeyelim. Doğayla barışık olarak yaşam ak istiyorsak tüm in s a n lığ ı, d o ğ a y ı kirleten m a d d e le re k a rşı sa v a ş aç m a ya davet etm ek gereklidir. Küresel sorunlar, küresel işbirliği olm adan çözülem ez. Yazm ak, okum ak, tartışm ak ve muhalefet etmekten ziyade, bir şeyleri değiştirecek olan ** ***** 6* ' r 1 5 0 k iş in in ö lü m ü n e n e d e n * * - « e * bö lgelerindeki yeraltı su ların d a tuzluluk |fliâıı.,v4Ux pr» kesin tahm inlerinden > «r’-nvMtç», k ış m e vsim lerin d e yüksek n rrfg elere daha fazla y a ğ m u r m son to p lulukların ın üzerinde, dolayısıyla vp hûyi i etkileri ' alın m azsa bur>un ■ *-k - . •■syû p m , üretimi ' ' S - f c i't i Iklım eylemdir. Kaybedecek za m an ım a yok am a kazan aca k bir d ü n yam a var. Artık, Şikayet etm ekten vazg eç, Eylem e G e ç !!! Ö n e rile r ( 1 , 2 , 8, 9J; İnsanlığımızı unutmayalım (Bertrand Russel, 1961). K ü re se l ısın m a ile ilg ili top lum sol fa rk ın d a iık oı+tıalm alıdır. Ö n e m li o la n in sa n la rı ildim değişikliğinin v a r o ld u ğ u n a ik n a e t m e k , b ilg ile n d ir m e k t ir . K arbon sa lım la n m a ı azaltm ak için e n etkili yol enerp faturamızı kısmaktır. Su ve enerji tasarrufu yapolım . Kûveh dold urm ayalım , duşta çok uzun süre katm ayalım . K u r t u l Isın m a n ın İn s a n la r va Ü lk e m iz ® n etkilen [ 1 ,2 ,3 , 4 , 6 , 8 ,9 ] : " B ilim in s a n ın ın e n ö n e m li g ö r e v i, a n la şıla b ilir b ir şek ild e k a m u o y u n a u la şm a k tır" (H ansen) Hctvplan<!H ma sistemini fazla çalıştırmak, »lektrlk a ç ığ m a d a h a fa z la baskı y o p ü C O ğ m d a n ö tü rü , k lim a la rı az kutlan alım . C ih a z la rd a k i Stand by düğmesini kullanmayalım. Bilgisayarları günlerce açık (stand by) bırakmayalım. Pjftldrikli atolleri düğmesinden kapatalım. • Evinizin izolasyonunu (çatı, duvar) köpük vs. ile tam yaptırın. Şehir ve bina ısıtm a la rın d a d o ğ a lg a zın kullanılmasını tercih edelim . Ç atılara güneş p a n e lle ri k u ra ra k sıc a k su İhtiyacımızı elektrikle ısıtma yerine güneş enerji sistemi ile bedavaya karşılayalım, Rüzgâr çiftlikleri kuralım. • G eleneksel am pül (Akkor) yerine yerine kompakt floresan lamba (C PL) k u lla n a lım . B u n la r n o rm al ampüllerin 1/4'ü kadar enerji tüketir. Enerji verim liliğinde en yüksek olanı tercih edelim. Elektronik, elektrikli aletleri satın alırken "Enerji yıldızı" sertifikalılan tercih edelim. A sınıfı (mümkünse 3A) enerji stondartına sahip cihaz kullanalım. • Enerji ta sarru fu yap m ak isliyorsanız; buzdolabınızın arkasındaki kondansatör bobinlerinin tozunu ve klima filtrenizi fırça ile temizleyin, bulaşık makinenizi dolu iken çalıştınn, fınnınızın kap ağ ın ı a ç a r a k kontrol etm eyin. • A m a c ı d ışın d a 4 x 4 'le re binmeyelim, sürekli seyahat etmeyelim, edeceksek de elektrikli tren vb toplu taşım araçlarını kullanalım. Otomobili az benzin harcayan süratte kullanalım. O tom obil bagajlarını kontrol ederek g e re k siz a ğ ır lık la r ı ta ş ım a y a lım . Mümkünse hybrid otomobil kullanalım. Eviniz, İşyerinize yakın olsun. Yakın yerlere araba yerine, bisiklete binerek gitmek sağlığa da yararlı olacaktır. • Y e re l g ıd a la r y iy e lim , mevsimlik tüketelim. Organik gıdalar, sağlığımız için daha iyidic Daha fazla sebze ve daha az et tüketmek sağlığım ız 'Çin de iyt olabilir. tavuk eti yiyerek, küresel ısınm aya sığır eti ve diğer etlerden daha az katkıda b u lu n a b ilirs in iz . A lış v e riş le rim iz i - IS B N :9 7 8 '9 9 4 4 4 » '1 4 2 - 5 ; Hfbnbufc olduğum uz yerden yapalım . Dışarıda d e ğ il e v d e y e m e ğ im iz i y iy e lim . • A z tü k e te lim , y e n id e n kullanalım, geri dönüşümlü am balajlan olan ürünleri (cam şişelerde vb) tercih edelim (3 eğimli ok). Kullanılmış kâğıt 3 3 2 , A g o ra Kitophğ*, G ü lü k S *yo * M eseleler; 4 , IS B N : 9 7 8 * 9 9 4 4 - y 16* ve şişe ve plastikleri geri dönüşüm e g ö n d e r e lim . Ç ü n k ü , y e n id e n değerlendirilen 1 ton ofis kâğıdı 1 .4 1 0 litre petrol tasarrufu ve büyük miktarda sera gazının atmosfere sallam am asını sağlar. Metal kutulan, şişeleri, gazeteleri ve plastiği geri dönüştürmek sera gazlan yayılım ını her bir insan için 4 5 0 kg azaltmaktadır. ■Her birimizin ihtiyaçları için (kâğıt, karton, mobilya vb) yılda 7 ağ aç kesiliyor. Kesilen ağaçlann yerine yeni fidanlar dikelim. Ç ö p le r i ve a n ız la r ı yakmayalım. Kaynakça: [T]- Frederıc D EN H EZ , 2 0 0 7 (Çeviri: Özgür ADADAĞ): Küresel Isınma A t la s ı, N T V Y a y ın la r ı:8 ,S f :8 - 7 7 , IS B N :9 7 8 - 9 7 5 - 6 6 9 0 - 6 8 - 0 , 8 2 sf, İstanbul. [2]- Prof.Dr.Mikdat K A D IO Ğ LU , 2 0 0 7 (Söyleşi Serhan Yedıg) K ü re se l iklim D e ğ işim i, T ü r k iy e İş B an kası K ü lt ü r ■ {31- Ö m e r M 4 D S A , 2 0 0 7 ŞA H İN ): K ü h M e fV v n o W Ikftm KriÖ (Niçin D aha fa zla Bekleyemeyiz?), Sk 16- 9 3 -6 , 3 6 3 sf, İstanbul, [4]- Dr.Reşat Ü Z M E N , 2 0 0 7 : K Isınm a ve İklim D eğ işikliğ i pnsanhğı Bekleyen Büyük fe la k e t M i2 ),$ r :1 9 1 6 6 , Bilge Kültür Sanat Yayın N o ;2 2 1, IS B N : 9 7 8 - 9 9 4 4 - 4 2 5 - 2 1 - 4 , 1 7 6 r f, İstanbul. (5)- Tim FLA N N E R Y , 2 0 0 7 (T ü rk çe si: D em et T A Ş K A N );/İk fifn in Efendileri, S f :2 1 -3 4 2 , K lan Y ayınları, 3 8 4 sf, IS B N :9 7 8 - 9 7 5 - 6 3 8 8 - 7 3 - Ö . İstanbul. {6j- D in yar G O D R E J , 2 0 0 3 (Çeviren: O hannes KIU ÇD A G I): Küresel İklim D eğişim i, M etis Y a yın ları,Sf: 131 2 9 , IS B N :9 5 - 3 4 2 - 4 0 7 - 8 , 1 4 3 sf, İstanbul. [7 J- J o e l K O V E L , 2 0 0 5 (Ç e v ire n : G ü r o l K O C A ): D o ğ a n ın D ü şm an ı, Sf: 1 4 - 1 0 3 Metis Yayınlo n , ISBN: 9 7 5 -3 4 2 -5 2 6 -0 , 333sf, İstanbul. ( 8]- C h rıs S P E N C E , 2 0 0 7 (Ç e v ire n le r: S e lin G Ö N E N , Serkcrn AĞ A R): Küresel Isınma (Sağlıklı Bir Dünya İçin Ç ö zü m le r), S f :9 - 1 8 7 , Pe g asu s Yayınlan: 8 3 , ISBN : 9 7 8 - 9 9 4 4 - 3 2 6 6 8 - 1 ,2 0 3sf, İstanbul. (9j- Tom A T H A N A S IO U ve P a u l B  E R , 2 0 0 6 (T ü rk ç e s i: A li J K.SAY5EL): Ö lüm cül Sıcak, S F : 191 0 7 , Bgst Yayınları, ISBN -.0756 1 6 5 - 0 8 - 1 ,1 5 0 sf, İstan b ul. ’%&, [1.0]- Prof.Dr.Mikdat P P M İ K A B IO Ğ L U , 2 0 0 1 : Kürese! İklim Değişim i ve Türkiye (B ild iğ in iz H a v a la r ın ■S o n u ), S f: 1 9 6 - 2 6 6 G ü n c e l Yayıncılık: 1 10/A çjk S fc V Bilim:8,ISBN : 97 5 * 8A 2 1 J 0 8 - 4 , T lı Balık veva * * ' ıf iv S S Ş mA lS V f 382sf. İstanbul. 1 Ijr . i. ? ■■ | | I Şubat 2 0 0 8 DOUGLAS GOKNARI'NDA İSVİÇRE İBRE DÖKÜMÜ ı J u ;!u b ir ib re h asta lığ ıd ır. H a s ta lığ a h e d e ri o la n fu n g u s, O s«t 1 /-ekte, A m e rik a B irleşik D evletleri'n in kuzeybatı b ö lg esin e 'd ernik o lm a s ın a ra ğ m e n , h a sta lık ilk o la r a k 2 0 . yüzyılın >o ^ -SSSS ;ösğ **3!»S -V tC o v- "i- '.'» oontıs and (ip * H ■ ® svi^f» ıi»,-t (K Ü ^ ü Pkaeoctyptctçuş goe<.'±nQtınri.işirnli bîc.fongusuo f ’^ audonuga m en zıesiıd e neden oîocğu b;r ibre doky.~ü hjşıoıfğ)QV<’. ve h fflfrö nıcaıipsiı'Ttin ahovdlânı öıaü.Kuzeybatı Am erika'da hem d * âkıM '-cls birlikte yobancı İÖr çloröK getri iicfigi d iğer yerlerde-! 98û'lerd en itibaren etkili olm aktadır. H cstatik, ibm ierin sarararak zarilan ın d ö p ^ ace dökülm eleri ile gevşeyen tepe taçları ve sonucunda % 53'itsre vatan hacim artım ı kayıp tan 'ile kendini gösterm ektedir. Enfeksiyon seviyesinin ve h astalık şiddetinin belirlenm esi için , sırasıyla.tg erçek zam anlı n icel polim erize zin cir^ p k im e si ve ibre futum o ran ı ku llan ılm aktad ır. H asrakk b e lıırile rın Ş f şid detini ozoltm ada BRAVO ve çe şitli sîlvikü ltü rel uyg ulam alar fa rk lı d erecelerde e tkili o lu rken , te siri so n u ç veren b ir yöntem yoktur. P rnenziesii sahalarının h astalığ ı;ı g elişinıine uygun olm ayan yerlerde uygun köken (o rijin) ku llan ılarak kurulm ası önerilm ektedir. H astalığ ın ülkem izdeki va rlığ ı P m enzıesıı'nin ülkem iz o rm ancılığ ına sokulm asının önünde önem li b ir engel o larak ortaya çıkm aktadır. b a la rın d a b e lir le n d iğ in d e n bu isim v e rilm iştir. D eha >.t- H a v a d a b u lu n a n s p o r la r -sad ece için d e, b û fc m jfc iA v-2a c .ı ta z e ib r e le r i e n fe k te e d e b ilir le r . Y a s a .’b z e ie ıo e s ı ç m a a ç ık lık la r ın d a n ç ık a n b itte ri ib r e y ü z e y in d e b ü y ü y e r e k e n fe k te o lm a m ış s t o m a ia n d a e n fe k te e c e d e - C o p .'u n o ibreler sararıp tn n ro D o u g ia s g ö k n a n m n y a b a n c ı tü r o la r a k g e tirild iğ i 1 9 9 9 ). H Û d i a n d a , A v u s t r a ly a , d iğ e r b a z ı A v ru p a ü lk e le ri v e z a m a n ın d a n ö n c e d ö k ü lü r, b u d a b ire y le rin te b a a n ın h e m E n fe k siy o n s e v iy e s in in ortm ast 3 e A B ö 'n in k u z e y d o ğ u s u n d a d a bu h a s ta lığ a ra stla n m ıştır. g e v ş e m e s in e h em d e s a r ım tır a k b ir re n g e b ü rü n m e s in e H a sta lık / A B D 'n in O r e g o n v e V V o shing ton e y a le tle rin d e v e s o n u ç ta d a a rtım k a y ıp la r ın a v e ö lü m e r e d e n o lu r ı!/ b a slo rd a N o e l a ğ a c ı fid a n lık la rın d a a rd ın d a n d a s a h il (R e sim 2 ) . H a s ta lığ ın ş id d e tli o ld u ğ u y e rle rd e a ğ a ç la r ^ s im le r in d e k i g e n ç D o u g ia s g ö k n a n m e ş c e r e le r in d e s a d e c e so n b ir yo d a iki yıiın ib relerin i tutabilirler. E u n g o su n ’ 9 3 0 'lî yılla rın b a ş la rın d a n itib a ren c id d i b ir so ru n o la r a k b ilin e n te k k o n u k ç u s u D o u g ia s g ö k n a rıd ır. o d aya çıkm ıştır. B ö lg e ek o n o m isi için ö n e m li o la n D o u g ia s ra*z. W .'V » u O vktm etısd e v » teo cso v a*td. propodian î* ^ > ..fa rın d a İs v iç re 'd e k i D o u g ia s g ö k n a n a ğ a ç la n d ır m a p s e u a o m e c io io rd c n y^nı sp orver Çîf^ĞîCŞdŞCV UŞSÖ oî »oföGttoo . W fole SR a V O and are ı© aîieviore o* rnc arsease oî îo t is no absoluîe fhe d«seose. C^CvS^fîJC £ ftUinşiçsu 'a -.io soifobie seed ■MuK 6$ •*»! o eo s Vvi^şre yvâafhtü* cxe TKtrxond GCtive îE İ jcSssögşû öovetop/neai is s^^essfed. The presence of d s^ûsâ m /? memi&ûi îe st ŞmSfWxiQRS in Turköy poses a •sşrîcys oöstade iri imroduöng r io Tuîd sh fcrfestr/. DOUGLAS GOKNARI'NDA BİR HASTALIK: İSVİÇRE İBRE DÖKÜMÜ Giriş Dougias göknan denem e alanlannda d a benzeri Kuzey A m e rik a latasının ö n em li o rm an belirtilerin gözlendiği bildirilmiştir. Aynı a m a ç la , a ğ a ç la rın d a n D o u g ias g ökn an (Pseudolsuga rnenziesii (M irb.) Fran co ), hızlı artım ı, can lı ve Trabzon ve G iresun illerindeki D ougias göknan c a n sız z a ra rlıla rd a n g ö re c e a z z a ra r görm esi d e n e m e a la n la rın d a in c e le m e le r y a p ılm ış, ve farklı coğrafi a la n la ra uyum gösterebilm esi to p lan an ibre örnekleri hastalığ a neden olan gibi özellikleri nedeniyle birçok A vru p a ülkesi o rg a n iz m a n ın te şh isi iç in O re g o n E y a le t ile Yeni Z e la n d a ve A vustralya o rm an cılığ ın a Ü n iv e rs ite s i, B itki H a s ta lık la rı B ö lü m ü 'n e ö n e m li b ir y a b a n c ı tü r o la ra k soku lm u ştur. g ö k n a n m n bu so ru n u ile m ü c a d e le e tm e k iç in d e v le t v e İsviçre İbre D öküm ünün Etkileri özel o rm a n c ılık k u ru lu ş la rın ın d e ste ğ i ile O re g o n E y a le t O r e g o n e y a le t in d e , h a s ta lığ ın e n ş id d e tli o ld u ğ u Ü n iv e rsite s i b ü n y e s in d e b ir a r a ş tır m a g ru b u k u r u la r a k y e rle r k u z e y b a tı s a h il k e s im in d e y e r a la n d a h a ö n c e le ri (C o rv a llis , O r e g o n , A .B .D .) g önd erilm iştir. (Svviss N e e d le C a s t C o o p e ra tiv e ) h a s ta lık tüm b o y u tla rı Picea siıch en sis, Tsuga ca n ad iensis v e A lnu s rubra s a h a la rı y ılın d a Y a p ıla n in c e le m e le r so n u c u n d a in ce le n e n ile a ra ş tırılm a y a b a ş la n m ış ve h a s ta lık h a k k ın d a ö n e m li o la n yerlerd ir (H onsen ve a rk . 2 0 0 0 ) . Bu s a h a la r, o rta la m a Bahçeköy-lstanbul ve Ç angoJ-A yonak'a dikilmiş D o u g ia s g ö k n a n d e n e m e a la n la r ın d a k i b ilg ile r e ld e e d ilm iştir. s ıc a k lığ ın g ö re c e y ü k s e k , y a ğ ış ın b o l v e sis o lu ş u m u n u n Y u rd u m u z d a is e ilk o la r a k 1 9 5 1 ro tu n « f f « s 2 0 0 3 yılında Doğu Karadeniz Bölgemizin Artvin, d aha sonra Karadeniz Bölgesinin farklı yerlerinde belirtilerin nedeninin d e IID olduğu belirlenmiştir d e nem e a ian lan kurulmuştur. (Tem el ve a rk . 2 0 0 3 ) . Bu y a z ıd a , İİD genel D o u g ia s g ö k n a n , so n y ılla rd a , hem hatları ile tanıtıldıktan sonra hastalık hakkında a n a va ta n ı Kuzey A m e rik a'd a hem de yabancı yapılan çalışm alar sonucu bugüne k ad ar ortaya tür olarak sokulduğu yerlerde İsviçre ibre dökümü konulan yazın özetlenmiştir. (IID) a d ı verilen b ir h astalığ ın pençesindedir. İsviçre İbre Dökümü Hastalık D ön gü sü ve Belirtileri etkili o ld u ğ u y e rle r o ia ro k ta n ım la n m a k ta d ırla r. H a s ta lığ ın g e n e l b e lirtile ri ib re le rd e s a r a r m a v e z a m a n ın d a n ö n c e R üzg arla taşınan P. gaeum annii sp o rfa n , taze D o u g ia s g ö kn a rı ib relerin i g e ç ilk b a h a rd a n itib aren s to m a la rın d a n d ö k ü lm e ile b o y ve ç o p a rtım ın d a a z a lm a d ır . girerek enfekte ederler. Enfeksiyon ve fu n g u su n h ücrelerarası b e lirtile rin in şid d e tli o ld u ğ u s a h a la r d a % 2 5 'le r e v a r a n b o ş lu k la r d a b ü y ü m e s i (fu n g u s u n h ü c r e z a r ın a z a r a r boy artım ı v e % 3 5 'le r e v a ra n g ö ğ ü s yüzeyi artım ı k a y ıp la rı v e rd iğ in e r a s t la n m a m ış t ır) y a z b o y u n c a d e v a m e d e r. n e d e n iy le % 5 3 'le r e v a r a n h a c im k a y ıp la rı b e lirle n m iş tir F u n g u su n p s e u d o th e c ia d e n ile n ü re m e o r g a n la r ı k ış (M a g u ir e v e o rk . 2 0 0 2 ) . İb re le rin z a m a n ın d a n ö n c e Bu h asiaiık ibrelerde sa ra rm a , sararan ibrelerin İsv iç re ib re d ö k ü m ü (IID )/ D o u g ia s zam an ın d an ö n ce dökülm esi ile gevşeyen tepe göknannda birascomycete olan Phaeoayptopus o rta s ın d a sto m a a ç ık lık la r ın d a n ç ık a r a k s to m a la rın g a z d ö k ü lm e le r in in 'o ç la rı ve b unların son ucun do artım kayıplan goeum annii (Rohde) Petrak'ın (P leosporales, d eğişim ini v e su kaybını kontrol etm e yeten eklerin i sekteye o ld u ğ u b u lu n m u ştu r. ke re n d in i g ö ste rm e k le d ir. Venturiaceae) neden u ğ ra t ırla r (R e sim 1 ). T a k ip e d e n y ılın ilk b a h a n n d a bu Y u rd u m u zd a ki Or ma n ve Av H a s t a lık riian ve Av büyüm e k a y ıp la r ın ın ana nedeni Y a p ıla n a r a ş tır m a la r , ib re d ö k ü m ü n ü d ö rt e tm e n in DOUGLAS GÖKNARI'NDA ISVtCRE IBRF DOKUMU DOUGLAS GÖKNARI'NDA İSVİÇRE İBRE DÖKÜMÜ olduğu a la n la rd a d a h a fa z la d ır (Johnson ve a rk . 2 0 0 5 ) . E ta n o l (o la sı bir b ö ce k cezbedici) ko nsantrasyo nu , reçine akıntısı ve b ö c e k ç e k ic iliğ i h a s ta lık ş id d e tin in artm asıyla azalm aktadır. A n ca k, çekiciliğin ‘f i .M I ' a z a lm a sın a rağ m en b ö cek saldırısı sayısı a z a lm a m ış ve b a şa rılı sa ld ırıla rın s a y ıs ı, büyük olasılıkla ağ acın zayıflam ış savunm a m ekanizm asın dan d o layı, artm ıştır (Kelsey ve M an ter 2 0 0 4 ). E n f e k s iy o n S e v iy e s in in ve Hastalık Şiddetinin Belirlenmesinde Kullanılan Yöntemler İbrelerdeki R g ae u m an n ii seviyesinin b e lirle n e b ilm e si (1) p a to je n in e k o lo ji ve e p id e m iy o lo jis in in b e lir le n m e s i, (2 ) h a sta lığ a to le ra n sın b e lirle n m e si ve (3) en fe k siy o n ve k o lo n iza s y o n se viy e sin in b e lir le n m e s i b a k ım ın d a n önem [İsviçre ibre dökümü şiddetinin beri idenm esin de ibre tutum oranı, P. gaeum annii enfeksiyon seviyesinin belirlenmesinde de gerçek zam anlı nicel polimerize zincir tepkimesi en yaygın olarak kullanılan yöntemlerdir. IİD ile belirlediğini ortaya koymuştur: (1) Honsen ve a r k . (2 0 0 0 ) sto m a ia rm % 5 0 ' sinin ark. 2 0 0 0 ), dökülm em iş ibrelerdeki stoma iletkenliğini a zaltır (M onter ve K a van ag h pseudothecia tarafından tıkandığında ibre d öküm ünün gerçekleştiğini bulm uşlardır. a z a ltır (M an te r ve a rk . 2 0 0 0 ; M o n ter (2 ) M o nte r ve a rk , (2 0 0 3 )'e g ö re ibre 2002) . d ö k ü m ü ib re d e e k s i k a rb o n d e n g e si (tü k e tile n C > ü re tile n C ) m e y d a n a g e ld iğ in d e olur. İçin d e b u lu n u lan yılın F u n g u s , ib re le rd e h ü c r e le r a r a s ı boşluktan besin elde etm ektedir ve bunu büyük o la sılık la hücre zarı g eçirg enliğ ini etkileyerek g erçekleştirm ekted ir (H ansen ve a rk . 2 0 0 0 ). Toprağa beşin m addeleri eklendiğinde fungusun konukçu ağ açtaki besin m addesi seviyesine tepki verdiği ve ib re le rd e k i azo t m ik ta rın ın a rtm a s ıy la h astalık şiddetinin de arttığı gözlenm iştir (El-H ojj ve a rk . 2 0 0 4 ). O d un yoğunluğu ve yaz odunu oranı, artan ibre kaybının neden olduğu az a la n bü yü m ed en d o la y ı, h a sta lığ ın şid d etli ibrelerinde fotosentez sorunsuz o larak altı a y k a d a r d e v a m e d e b ilir, d o la y ıs ıy la m eşcere seviyesinde net karbo n kazan cı m eydana gelir. (3) Enfekte olm uş ibrelerde aşm ;şığın a z a la n fotpşentefik kapasite ile birlikte fotooksidaiîf z a ra ra neden olduğu gösterilm iştir (M onter 2 0 0 2 ). (4) Stom a a ç ı k l ı k l a r ı n d a n ç ı k a r a k b u n la r ı n •yronvnotonno neden oton p ssud o trıe cia .gm değişim ini sekteye uğratır (M onter ve 2 0 0 3 ) ve C 0 2 em ilim ini üç katına k a d a r Orman ve Av m ücadeLede BRA VO ® ve çeşitli silvikültürel uygulam aların geçici olarak yararlı olduğu, gözlense de . hastalıkla m ücadelede kesin sonuç veren bir yöntem yoktur. | )rm a n BeRPN ve Av ta şım a k ta d ır. P se u d o th e cia y o ğ u n lu ğ u ölçütleri ibrelerdeki sararm a ve ibre tutumu ile ço k yak ın d an ilişkili o lm a sın a rağ m en pseudothecia sayım ına d ayalı verilerin elde ed ilm esi hem fa z la e m ek ve za m a n a lır hem de ölçüm hatalarının yapılm asına ço k açıktır (VVinton ve a rk . 2 0 0 3 ). ibrelerdeki ergosterol (tüm fungusların hücre za n n d a b u lu n an b ir m ad d e) m ik tarın ın ö lçü m ü görece d aha ucuz ve hızlı olm asına rağm en t ü r e ö z g ü o l m a m a s ı k u l la n ım ı n ı sın ırla m a k ta d ır. G e rç e k z a m a n lı n ice l p o lim e riz e z in c ir te p k im e si (re a l-tim e q uan titative p o lym erase ch a in reactio n ) y ö n tem i ile R g a e u m a n n ii m ik ta rın ın b elirlen m esi h ızlı, u yg u lam ası kolay, türe özgü ve ucuzdur. A y rıc a , bu yöntem bu g ü n e k a d a r g e liş t ir ile n y ö n te m le rin iç e r is in d e e n fe k s iy o n u ve s e v iy e s in i h a s ta lığ ın ilk a ş a m a la r ın d a b e lirle m e yeteneğ ine sa h ip tek y ö n tem d ir ve hem sağ lıklı görün ü m de hem de aşırı enfekte olm uş ibrelerde işe ya ra m a kta d ır (VVinton ve a rk . 2 0 0 2 ). H a s ta lık şid d e tin in a ra z id e g ö rse l o la r a k o rta y a k o n u lm a s ın d a en ç o k k u lla n ıla n yöntem ib re tutum u o ra n ın ın tahm in ed ilm esid ir. İbre tutumu h er y ıla ait bir sürgüne 0 'd a n 9 'a k a d a r bir d eğer verilerek d eğerlend irilm ekted ir (0 < % 1 0 ibre tutum u, 1 = %1 1 -% 2 0 , 2 = %21 % 3 0 , 3 p %31 - % 4 0 , ... , 9 1> %91 ibre tu tum u ) (H a n s e n ve a r k . 2 0 0 0 ) . Bu d e ğ e rle n d irm e , isten ilen tüm y ılla r için y a p ıla b ilir ve yılların o rta la m a sı a lın a ra k a ğ a ç g e n e li için b ir ib re tutum u d eğ eri belirlenebilir. M aguire ve ark. (20 0 2 ) a ğ a ç tacını ü çe bölüp h er 1 / 3 'lü k kısım da ibre bulunan yılları sa y arak bir d eğerlendirm e yöntem i g e liftirm ifle rd ir. | y a n ın d a ta ç y o ğ u n lu ğ u oranının diri odun çıfomoo nem m ik ta rı, g ö ğ ü s yü/e h a s t a lığ ın ş id d e tin in b e lir le n m e s in d e k u lla n ıla n y ö n tem lerd ir (M 2 0 0 2 ; M a g u ir e v e K o n o s k ie 2002; M ain vvarin g ve a rk . 2 0 0 5 ; Weis«drie! ve M a g u ire 2 0 0 6 ) . H a s t a lığ ın büyük a f a n io r d o y a y ılışın ı v e şid d etin i ta h m in e d e b ilm e k için y a p ıla n ilk ç a lış m a la rd a sis o lu şu m u , sıcaklık, yağ ış, deniz seviyesinden yükseklik, eğim ve bakının hepsinin h astalık şiddetini tahm in etm ede önem li olduğu görülm üştür (R o sso v e H a n se n 2 0 0 3 ) . İb re le rd e k i p se u d o th e c ia yo ğ u n lu ğ u n u n ve h a sta lık b e lirtile rin in s ıc a k lık la , ö z e llik le d e kış sıca k lığ ıy la , ve ilk b a h a rd a ibre ıslak lığ ıy la ilişkili olduğu gösterilm iş ve bunun z a m a n içerisin d e h astalık belirtilerin in şidd etin de fa r k lılık la r a n ed en o ld u ğ u g ö z le n m iştir (M a n te r ve a rk . 2 0 0 5 ) . A y rıc a h a s ta lık şiddetinin ve fungus m iktarının d a h a sıcak o la n g ü n e y b a k ıla r d a , bü yü k o la s ılık la fa z la ışık ta n d o la y ı, d a h a fa z la o ld u ğ u g ö z le n m iş tir (M a n te r v e a r k . 2 0 0 3 ) . İsv içre İbre D ö k ü m ü n e K arşı Alınabilecek Önlem ler İİD 'n ü n etkilerini a z a lta c a k işlem lerin etkili olduğu gösterilm iş olm asın a rağ m en , bu iş le m le rin u y g u la n m a s ı, o rm a n c ılık a m a c ın a b a ğ lı o la ra k , e k o n o m ik o la ra k ya da yapılab ilirlik b akım ın d an h er za m a n olanaklı olm ayabilir. M anter ve K a van ag h ( 2 0 0 3 ) p e k ç o k fu n g u sit iş le m in in ib re tu tum u nu a rtırd ığ ın ı g ö z le m le m iş le rd ir. U ç a k la r y ard ım ıy la h a v a d a n u y g u la n a n B R A V O ® 'n u n e n fe k s iy o n s e v iy e s in i d ü şü rd ü ğ ü ve ib re tu tum u ile b ü yü m eyi a rtırd ığ ı g ö z le n m iştir (Jo h n so n ve a r k . 2 0 0 3 ) . A n c a k , bu fu n g u s itin b e ş yıl b o y u n c a u y g u la n m a s ı, h a s t a lığ ı ta m a n la m ıy la kontrol etm eye yetm ediği g ibi uygulam anın sona erm esinden iki yıl so n ra işlem g ö rm ü ş ve g ö rm e m iş a la n la r d a k i e n fe k siy o n se v iy e le ri a r a s ın d a b ir f a r k görülm em iştir. B ü tü n e n fe k s iy o n s e v iy e le r i iç in a r a la m a ile b ü y ü m e d e b ir a rtış e ld e edilm iştir (M ainvvaring ve a rk . 2 0 0 5 ) . B u , s a d e c e o d u n ü re tim i a m a c ı g ü d ü le n m eşcerelerd e a ra la m a ile fcıüyûme h ızının a r t ı r ı la b il e c e ğ i n i v e d e v a m lı lı ğ ı n ı n s a ğ la n a b ile c e ğ in i g ö ste rm e k te d ir. IİD t a r a fın d a n e t k ile n e n s a h a la r d a uyg u lan ab ilecek silvikültüre! işlem ler tablo 1 'd e verilm iştir. DOUGLAS GÖKNARİ'NDA İSVİÇRE İBRE DÖKÜM Ü D O U G LA S G Ö K N A R İ'N D A İS V İÇ R E İBRE D Ö K Ü M Ü en iyi uyu m u g ö ste re b ile c e k le rd e n ve «ntıfcı I . Ort-yan cvltilimk) İsviçre ibre 'dökümü (IİP) hastalığı tarafından zarara uğramış sahalar için sihrikühünl \Nwvbr (Filıp ve ark 2000) - h a sta lığ a to leran slı k a y n a k la rd a n seçilm esi önem lidir. Ç e ş it li k im y a s a l v e s ilv ik ü ltü re ! İİD Şiddeti.* ö n le m le rin h a sta lığ ın z a ra rlı e tk ile rin i b ir O rta d ereceye k a d a r azalttığı g ö rü lm ü ş o lm a sın a Yüksek- rağ m e n , h astalıkla tam o la ra k b ir m ü ca d e le C v î v f şi;Tiri tr •yo: vi: üti Yerel tohum D ouglas göknarı < % 50 D ouglas göknarı < % 20 tşrib d ö «tüctidefeei G erekliyse G erekliyse G erekliyse yöntem i o rta ya k o n u la m a m ıştır. D o u g la s göknannın anavatanı olan Kuzey Am erika'daki o rm a n c ıla r h astalığ ın o lu şm a sı için elverişli crovvrv lervgm fo *ap>*ood OfljO ps o nseosvse 0» sporseness. for. S d 4 8 :9 3 -1 0 0 M aguire D. A ., A KcmasJu*, W . Vbefccr, R. Jatvıso n , G Johnson 2 0 0 2 . Gn>v4ı o f you-y Oov^jfci-fir pSooSaSaf® across o gradienf in Syriss no« Bu Catt se v« *|r Joor. of A p . For. 1 7 :8 6 -9 5 . M ainv/aring, D. B ., D. A M aguire, A Koı J Btonrf 2 0 0 5 . Grovvth Responses to co m rn e'o cl rivvvfntvg in Douglas-fir stands vvilh vorying iptensity of S n e e o î e cast. C an . i For. Res. 3 5 :2 3 9 4 -2 4 0 2 . şa rtla r su n a n s a h a la rd a ça re y i y a D o u g la s . Ö nce toprak ve ibreleri test et H afif, D ouglas göknan dışındaki türleri tut Sadece en sağ lıklı bireyleri buda H afif, Douglas göknan dışındaki türleri tut Sadece Douglas göknarı dışındaki tüneri tut, yoksa aralam a yapm a H ayır d avran m akta ya d a D o u g las göknannı böyle s a h a la rd a n ta m a m e n u z a k la ş tırıp b a ş k a 11D D o u g la s H ayır D o u g la s g ö kn arı s a h a la rın d a yer ve kö ken Sadece D ouglas göknan dışındaki türleri tut En kısa zam anda Douglas göknon dışındaki tüderi destekle Douglas göknan d ışındaki türleri destekle D ouglas göknarı dışındaki türleri destekle Ağaç Genetiği, Tolerans ve Islah d eğ erlen d irilerek şiddetli h astalık belirtileri D o u g la s g ö kn a rın ın İID 'n e karşı sa v u n m a yön tem in in d a y a n ık lılık (fungus gösteren aileler bahçeden uzaklaştırabilirler. en feksiyo nu nd an koru nm a) d e ğ il, toleran s (e n fe k siy o n d u ru m u n d a d a y e ş il ib re To h um la ta şın m a d ığ ı bilinen II D 'n ü n yurdum uzd aki D o u g las g ökn an s a h a la n n a nasıl bulaştığı m erak konusudur. Hastalığın (Tem el ve a rk . 2 0 0 4 ve 2 0 0 5 ) . hastalığın Britanya A d a ların d an Danim arka'ya geçm esinde olduğu gibi, hastalığın ülkemize kalıtım oranı = 0 .4 ) ve taç renginin (bireysel ulaşm asında bir köprü işlevi görmüş olabilirler. Ü lkem ize n asıl g elm iş o lursa olsun A rtvin, genetik kontrol bü yüm eninkine g öre d a h a düşüktür. A ncak, ıslah çalışm alan için büyüme verileri her zam an eld e olm ayabileceğinden, ya p ra k karakterleri fayd alı bir a r a ç olabilir. M a g u ire ve a rk . (2 0 0 2 ) ib re tu tum unun m e şc e re d ü ze yin d e artım ka y b ın ın iyi bir g ö s te r g e s i o l a r a k k u lla n ıla b ile c e ğ in i gösterm işlerdir ve ta ç yoğunluğu belki de en iyi göstergedir (Johnson 2 0 0 2 ). Douglas göknan ailelerini d aha fidanken IID toleransı için se ç m e k , yaşlı a ğ a ç la rd a k i to leran sı a rtırm ad a etkili o la b ilir (Temel ve a rk . 2 0 0 5 ). E rk e n s e ç im ik i ş e k ild e kullanılabilir: (1) hastalıktan etkilenen aileler d a h a fid an k e n b e lirle n ip a y ık la n a ra k döl denem elerinin verim i artınlobilir ve (2) halen tohum bahçelerinde kullanılan a ileler hızlı bir b iç im d e MD t o le r a n s la r ı b a k ım ın d a n Kaynaklar Capitano, B. R. 1999. The infedion and colonizatioa of Douglas-fir by Phaeoayplopus ğaeumannii. M .S. thesis. O re g o n S ta te U n iv e rsity , C o rv a llıs . 81 p p . El-H ajj, Z ., K. L. Kavanagh, C . Rose, Z . Kanaan-Aiallah 2004. Nitrogen and carbon dynamics of a fglıör biöfrophîc fungal panasite in fertilized Douglas-fir. Nevv Phytologist Ü 6 3:1 3 9-1 4 7 . Filip , G ., A . Kanaskie, K. Kavanagh, G . Johnson, R. Johnson, D. Maguire 2000. Silviculture and Swiss needle cast: research and recom m endations. O regon State University, College of Forestıy, Forest Research Loborutory, Research Contribution 3 0. 16 p. en fekte o lm u ş fid a n la rın ithali ile g elm iş olab ileceğ i olasılığı g öz ard ı edilem eyeceği gibi orta ve doğu Avrupa'daki hastalıklı sahalar üretip havaya saldıklan sporlarla, 19 3 0 'la rd a To leran s Hansen, E . M ., J. K. Stone, B. R. Capitano, P Rosso, W. Sutton, L. Winton, A Kanaskie, M .G . McWiHiams 2 00 0 . Incidence and im pact of Svviss needle cast in forest plantotions of D ouglas-fir in Coastal O regon. Plant Disease 8 4 :7 7 3 -7 7 9 . Trabzon ve G ire su n 'd a in celenen D o u g las g ö k n a rı s a h a la rın d a k i h a sta lık b elirtileri oldukça şiddetli görünm ektedir ve bu şiddetin derecesinin ülkemizdeki tüm Douglas göknan sa h a la rın d a b elirlenm esi, hastalığın gerçek seviyesin in o rtaya k o n u lm a sı b a kım ın d a n önemlidir. O re g o n s a h il kesim in d e 19 3 0 'la r d a yanan sahalan kısa sürede ağaçlandırabilm ek nedeniyle, iç kesim lerdeki (karasal) D ouglas göknan tohum kaynaklanm a kullanılm ası ve 2 0 0 0 ). D o la y ıs ıy la a ğ a ç la n d ır m a ç a l ı ş m a l a r ı n d a k u l l a n ı l a c a k to h u m kaynaklarının ağaçlandırm a yapılacak sahaya ve Av ve Av Rosso, R H ., E. M . Hansen 2 0 0 3 . Prediding Svviss Needle Cast Disease Distribution and Severity in Young DougbsR r Plantotions in Coostal O reg o n . Phytopalhology 9 3 :7 9 0 -7 9 8 . Temel, F., J . K . Stone, G . R. Johnson 2 0 0 3 . First report of Svviss need le cast coused by P hoeocryptopus aaeumannii on D oualas-fir in Turkey. Plant D isease 3 7 :1 5 3 6 . Tem el, F., G . R. Johnson, W . T. Adom s 2 0 0 5 . Early genetic testing of Coastal Douglas-fir for Svviss needle cast to le ra n e e . C a n . J . Fo r. Res. 3 5 :5 2 1 - 5 2 9 . M aguire, D .A ., A . Kanaskie, 2 0 0 2 . The natio of live 0 |Ü a n Manter, D . K ., P W Reeser, J. K . Stone 2 00 5 . A dim atebosed model for predicfing geograpbic variation in Svviss needle cast severity in the O reg o n co ast ren g e. Phytopathology 9 5:1 2 5 6 -1 2 6 5 . Johnson, G . R ., B. L Gartner, D. M aguire, A. Kanaskie 2003. Influence of Bravo fungiade applicatjpns on vvood densily and moisture content of Svviss needle cast affected D oug las-fir trees. For. E co l. M an. 1 8 6 :3 3 9 -3 4 8 , Kelsey, R. G ., D. K. M anter2004. Effect of Svviss needle cast on D ouglas-fir stem elhanol and monoterpene concentrations, oleoresin flovv, and hoşt seledion by the D ouglas-fir beetfe. For. E co l. M on. 1 9 0 :2 4 1 -2 5 3 . y a p m a sın ın a rk a s ın d a k i n e d en lerd en biri o ld u ğ u d ü şü n ü lm e k te d ir (H an sen ve a rk . M anter, D. K ., B. J. Bond, K . L Kavanagh, J. K . Stone, G .M . F'ılip 2 0 0 3 . M odelling the im pacts of the foliar pathogen, Phaeoayplopus ğaeum annii, on Douglas-fir physiology: net carvopy carb on assim iiatıo n, needle o b scissio n an d grovvth. E c o lo g ic a l M o d elin g 1 6 4 :2 1 1 -2 2 6 . Temel, F., G . R. Johnson, J. K. Stone 2004. The relationship betvveen Svviss needle cast symptom severity and level of Phaeoayplopus ğaeumannii colonization in Coastal Douglas-fir (Pseudotsuga menziesii var. menziesii). Forest Pathology 3 4 :3 8 3 -3 9 4 . fungusun bu geniş sa h a la rd a hızla ürem esi, sıradan ve zararsız bir asalağ ın a n i bir salgın Manter, D . K , K. L Kavanagh 2 003 Stomatol regulatıon in D oug las-fir follovving a fungal-m ediated ch ro n ic re d u ctio n in le a f a re a . T ree s 1 7 :4 6 5 - 4 9 1 . Johnson, G . R. 2 00 2 . Genetic variation in toleronce of Douglas-fir to Svviss needle cast as assessed by symptom expression. Silv. G en. 5 1 :8 0-8 6 , Johnson, G . R ., A . T. G rotta, B. L Gortner, G . Dovvnes 2 00 5 . İmpact of the foliar pathogen Svviss needle cast on vvood quality of Douglas-fir. C an . J, Fbr. Res. 35:331 339. için , sahil kesim indeki düzensiz tohum yılları Orman Monter, D. K ., B . J. Bond, K . L. Kavanagh, R H , Rosso, G . M . Fi tıp 2 0 0 0 . Pseudothecia of Svviss needle cost fungus, Phoeocryptopus goeumannii, physicolly block. storııcıtn of Douglas-fir, reduang C 0 2 assimilotion. Nenv Phytologist 1 48:481—4 91 . (orijin) se çim in d e g ö sterilecek d u yarlılık IID varlığında dahi verimli orm ancılık yapılm asına Sonuç ve Öneriler g österg esi o la ra k ta ç yoğ unluğu (bireysel kalıtım o ra n ı B 0 .2 ) ıslah ç a lışm a la n n d o k u lla n ıla b ilir a n c a k bu k arak te r üzerindeki ü lk e m iz ön ün de ö n em li bir engeldir. Yeni k u ru la ca k Ekonom ik o larak uygun zam anda bulundurabilm e ve norm al büyümeye devam edebilm e) oldu ğu , gözlenen tüm bireylerde enfeksiyon g örülm esi ve benzer enfeksiyon seviyelerinde farklı bireylerin farklı şiddetlerde hastalık belirtileri göstermeleri ile, belirlenmiştir g ö k n a r ın ın orm an cılığ ınd a rahatlıkla kullan ılabilm esin in İstenildiğinde M anter, D . K . 2 0 0 2 . Energy dissipatvon a n a prio*c inhibition in Douglas-fir needles vvitb o fungot-rnedvneo reduçtion in ■ phpiösynthetic rates J . Ptryio p o tîıo f. 1 5 0 :6 7 4 -6 7 9 . türlerle o rm a n c ılık y a p m a k ta b u lm u şlard ır. katkıd a bulunacaktır. g ıo s »nntn k a rsı 30011K H ayır Sadece en sağ lıklı Douglas göknan birey Sadece Douglas lerini ve D ouglas göknarı göknarı dışındaki türleri tut dışındaki türleri tut jıt 'c >tn»Kie g ö kn arı toh um k ay n ağ ı se çim in d e ç o k titiz H ayır W eıskıitel, A R ., D. A . M aguire 2 0 0 6 . Branch surface area and its verlical distribution in coastol Douglas-fir. Trees 2 0 : 6 57 -6 67 . W inton, L. M ., J. K . Stone, L. S . W atrud, E . M . Hansen 2002. Simultoneous one-tube quantification of bosl and pathogen DNA vvilh real-time polymeıose chain reodvon. Phytopathology 9 2 :1 1 2 —1 16 . W înton, L. M ., D. K , M anter, J . K . Stone, E. M . Hansen 2003. Comparison of biochemicol, m olecubrand yisual methods to quantify Phoeocryptopus ğaeumannii in 17 2008 ANNOSUM KÖK ÇÜRÜKLÜĞÜ ÜLKEMİZ ORMANLARINDA BİR TEHDİT OLUŞTURUYOR MU? Dr. Asfeo Lehtijörvi D e H. Tuğfaâ Doğmuş Lehtijörvi * ,£/■<, t>*9bav?'oYTYWif» iüı * O m , Tük. Müh. A. Gülden Aday * Zmmm V u tğ ı Atmbtm Dok, Doğu kampusu- LSflAJTtA BİR TEHDİT OLUŞTURUYOR MUP GİRİŞ e te ro b a s id io n a n n o su m kompleksinde yer olan türler, A v ru p a ve ü lk e m iz o r m a n la r ın d a ö n e m li ekonomik kayıplara neden olmaktadır. Kuzey Yanmküre' de yer a la n tüm ılım a n ü lkelerd e, özellikle ibreli ağaçlarda oldukça tahripkar b ir h a s ta lık e tm e n id ir. E tm e n in o lu ş t u r d u ğ u ç ü r ü k lü k , kök ve kök b o ğ azın d an b a ş la y a ra k , g ö v d e iç le r in e k a d a r ilerlemekte ve son aşam ada gövde odunu faydalarulamaz duruma gelmektedir (Stenlid ve VVasterlund , 1 9 8 6 ). O rm o n c ılık se k tö rü n d e hastolık etmeni tarafından n e d e n o lu n a n z a r a r ın ekonom ik boyutu end işe v e re c e k düzeyde olduğundan, Heterobosidion türlerinin özellikleri, biyolojik ve ek o lo jik istekleri tüm dünyada öncelikli çalışm a k o n u la rın d a n o lm u ştu r. Bu m a k a le d e , Heterobosidion kompleksinin ü lk e m iz d e k i y a y ı l ı ş ı , k o n u k ç u la rı ve h a sta lık oluşturm a özellikleri elde edilen son bulgular ışığında özetlenmiştir. HASTALIK ETM ENİNİN T A N IT IM I V E Z A R A R I H. annosum dünyada ilk kez 19. yüzyılın başlarında Fries tarafından rapor edilmiştir ( 1 8 3 6 - 1 8 3 8 ) . O rm a n hastalıkları konusunda çok değerli çalışm aları bulunan Hartig (1878) ve Rennerffeld (1 9 4 6 ) m antarın to p rak y o lu y la y a y ılm a d ığ ın ı, konukçuya girişinde ve çevredeki ağ a çla ra yayılm asında ve ark. 1 9 9 8 ). G ünüm üzde birçok A vru f kök kaynaşm asının etkili olduğunu bildirm işlerdir (Şekil A m erika'd a orm an endüstrisi bu rnontor konttoi alhoa 1). Etmen, Kuzey Yarım küre'de hemen hemen her yerde, alm ak için ciddi ç a b a la r içindedir. yaklaşık 150 bitki türünde rapor edilmiştir (Hodges 1 9 6 9 , H A S T A L IK E T M E N İN İN B İ Y O L O J İS İ V E KO N TRO LÜ Uıine 1976). Ülkemizde, hastalık etmeninin varlığı birçok araştırmacı tarafından kayıtlara geçmiş olm asına rağmen Biyotik kaynaklı bir problemin üstesinden gelebilm ek ve ona özel kontrol stratejileri geliştirebilmek, ancak buna {tohvvug, 1 9 5 7 , Selik, 1 9 7 3 , Anon, 1 9 8 0 , B alcı, 1 9 9 8 , Oerniıel, 1999), konukçu dizisi ve zararının tespiti üzerinde neden olan etmenin (hastalık veya zararlı) biyolojtsinin iyi bu güne değin yeterli düzeyde bir bilim sel araştırm a tanımlanmış olm asıyla mümkündür. H. annosum ile farklı gerçekleştirilmemiştir. Selik (1973), mantarın neden olduğu coğrafik alan lard a çalışan araştırm acılar, mantarın uğoç zarar üzerinde zaman kaybetmeden çalışılm ası gerektiğini tüderinde benzer şekilde hastalık m eydana getirmediğini, bildirmiştir. konukçu bir a ğ a ç türünden d iğ erine görülen za ra rın Ormancılık pratiğinde kullanılan uygulamalar, değişiklik taşıdığını tespit etmişlerdir. Bunun üzerine, Korhonen (1 9 7 8 ), Korhonen ve orkadoşlan H. annosum ' un yayılışına uygun koşullar yaratmaktadır (Korhonen, 1978). Mantar, (1989) ve Capretti ve arkadaşları (1 9 90 ), ıneşcere içinde mekanik yollarla veya H k t Avrupa' da H. annosum ' un, konukçu makinelerle açılmış yaralardan, ayrıca isteklerine ve co ğrafik yayılışa göre 3 fa r k lı in t e rs te ril g r u b u n u n aralam a veya tıraşlam a kesimleri olduğunu bildirmişledir. Bu gruplar uygulanmış alan lard a kütüklere an u k ç u la rın a g ö re , S (Piceo yaralardan girerek, k o laylıkla 1 ıb ie s Korst), P (Pinus sylvestris konukçuya ulaşab ilm ekted iı L.) ve F (A bies o Iba M ille r) M antar bir kez yerleştikte o la ra k literatü re geçm iştir, sonra kök sistemi aracılığıyla i B u n la r a r a s ın d a , S tip inin ç e v re d e k i a ğ a ç la r a n a d ire n g e n ç ç a m la r d a atlayabilm ekte, ağ acın en d e ğ e rli k ısm ı o la n , a lt bulunduğu, P tipinin birçok konifer ve geniş y ap raklıla r gövdede ve bunun 10 m. ye : olm ak üzere daha geniş bir kudar varan kısım larınd a i k o n u k çu liste sin e s a h ip çürüklük o lu ştu rm a ktad ır ] olduğu (Korhonen 1 9 7 8 , Piri (Stenlid ve VV asterlund , 3 ve ark. 1 9 9 0 , Svvedjemark 1 9 8 6 ). H astalıkla bulaşık ; f ve Stenlid 1 9 9 5 ), F tipinin a ğ a ç la r d a a rtım k a y b ı J ise G ü n e y Avrupa' da an a görülmekte ve a ğ a ç la r kar i konukçusunun A bies olduğu ve rüzgar etkisine karşı daha yerlerde ve a y rıca N o rve ç h a s sa s la şm a k ta d ır. G e n ç Lad in in d e tespit e d ild iğ i ağaçlarda benzer şekilde zarar bildirilm iştir (Capretti ve ark. görmektedir (Bendz- Hellgren ve ark. 1998). 19 90 ). H a s ta lık e tm e n in in z a r a r ı , Bir basidiom iset üyesi olan H. biyolojik ve kim yasal m etotlarla annosum, üst yüzü kahverengi, alt etkili bir şe kild e kontrol a ltın a yüzü porlu ve beyaz çok yıllık üreme a lın a b ilm e k t e d ir . B iy o lo jik organlarına sahiptir (Şekil 2 ). Bu mücadelede kullanılan diğer bir mantar, üreme organları, toprak altında kökler ürem e o rg a n ın ın yokınd on Phlebiopsis gigantea Fr. Jül. tüm dünyada, ü z e rin d e , k e sik k ü tü k le rin n e m li görünüşü (üstte) ılım an iklim lerde k o niferlerin taze odun kısım larınd a ya da d ikili a ğ a ç la rın kök yüzeyinde yaygın bir türdür. Tipik beyaz çürüklüğe boğazlarında bulunur. Hastalık etmeni çamlarda neden olan P gigantea, yüksek çekişme yeteneği ile konifer genç ve yaşlı kökleri çürüterek ağaçların ölümlerine, ladin o dununa, H. an no su m ' dan d a h a ö nce yerleşeb ilm e ve göknarlarda ise ağacı doğrudan ölüme sürüklemeksizin özelliğine sahiptir. Biyolojik kontrolde kullanılan bu mantann gövde içerisind e ilerleyerek odununun çürüm esine, antibiyotik oluşturduğuna ve bu yolla H. annosum ' un dolayısıyla gövdenin ekonom ik değerini kaybetmesine kütük üzerindeki yayılışını engellediğine karşı bir kayıt neden olmaktadır. Ormancılıkta gövde içindeki çürüklüğün b u lu n m a m a ktad ır (H o ld e n rie d e r ve G r ie g , 1 9 9 8 ) . mümkün olduğu kadar erken saptanması istenmektedir. Jo h an sso n ve B rand tb erg (1 9 9 4 ) ve K o rho ne n ve H. annosum Avrupa ve ülkemiz ormancılığında en önemli arkadaştan (1994) Norveç ladini ve sarıçam da aralam a ekonomik za rarlara neden olan m antarlardan biridir. kesimlerinden sonra kesik kütüklerin yüzeyine P gigantea1 O rm ancılar ve araştırm acılar bu mantarın neden olduğu nın sp o r sü s p a n s iy o n u n u u y g u la m ış la r ve yeni zararın son yıllarda artış gösterdiğini düşünmektedirler. en feksiyo nların % 9 3 - 9 6 o ra n ın d a a z a ld ığ ın ı ra p o r İsveç' de ladin üzerinde oluşturulan kaybın yıllık 50 milyon etmişlerdir. Bu biyolojik kontrol etmeni Finlandiya ve İsveç' Avro değerinde olduğu bildirilmektedir (Bendz- Hellgren Or man ve Av v \ V > v M VvN\ ÇÜfcOKlÜĞO ÜLKEMİZ ORMANLARINDA BİR TEHDİT OLUŞTURUYOR MU? n ,'Ç' uA ysj >'\vük kaliaiH İnıoktodif ıın H etero b a sid io n p arviporu m N ie m e lâ & K o rh o n e n (S ö îti B u r s o d o (S o la k , tipi), H eterobasidion annosum (Fr.) Bref. sen su stricto (s.s. f5 G üctn, 1992) ve P tip i), ve H eterobasidion abietinum N ie m e lâ & Ko rh o n en *&>-«) '«H'fafr lespö «vlılmiştır LHkemizde (F tipi) (N ie m e lâ ve K o rh o n e n , 1 9 9 8 ) ' o lm a k ü ze re iiç o .>■•- K)>Vrvn n e d e n o ld u ğ u z a ra rın türü ta n ıla n m ış ım H . p arviporu m e s a s o la r a k K u z e y ve v\ .v> v . n*>v v tltşfeiri ç a lışm a la ra bo şlanm ış D oğ u A vrasya'nın ladin ve g ö k n a r o rm an ların d a g örülürken, 0 '. n""' '^®0î Sok'k vp H. annosum s.s. ç o ğ u n lu k la b a tıd a y a y ılış g ö ste re n ç a m o rm a n la r ın d a y e r a lm a k ta d ır. H . a b ietin u m ' un b ilin e n yayılış ala n ı ise d a h a d a r ö lçekte o lup , A vru p a'n ın güneyinde v e m e rk e z in d e d o ğ a l o la r a k b u lu n a n A b ie s tü rle rin d e g ö rülm ekted ir (K o rh o n en ve D a i, 2 0 0 5 , D oğ m uş-Lehtijö rvi ve a r k ., 2 0 0 6 ) . Türkiye' nin m a k ro m an tarların ın ilk sörvey çalışm aların ı g e rçe k le ştire n Pilot (1 9 3 2 ) ü lk e m iz d e H . annosum sen su lo to ' nun va rlığ ın ı o tarih lerd e sap tam ıştır. A ra ş tırm a c ı, H. SSŞs Ş i; g»feî b u n la rın d a ç e v re ve in sa n s a ğ lığ ı ü ze rin e o lu m su z e tk ile ri, b ilin ç li k u lla n ım la rın ı te şv ik e d e n e*** « n e en a z a in d irg e n m e y e ç a lış ılm a k ta d ır. E kim I v C T d e Solu g ö k n a r o rm o n lo n n d a , üre ve borun etkisini 3W««d»ğtmn b ir ç a lış m a g e rç e k le ştirm iş b u lu n m a k ta y ız . z a ra rın g ö z le n d iğ i a l a n l a r d a , teşvik e d ilm e s i, h a sta lığ ın Ö n le n m e sin d e d o ğ ru b ir k o n tro l gün e k a d a r, ü lk e m izd e H. annosum s . l ,'u n g e n iş y a p ra k lı stra te jisi o la r a k u y g u la n a b ilir. a ğ a ç la r kayda n a stla ııam am ıştır. H. abietinum sera k o ş u lla rın d a A , n o rd m a n n ia n a ssp no rd m a n n ia na ve A . n o rd m a n n ia n a »$p. b o rn m ü lleria n a Ü lkem izd e m an tarın te şh isi, ü re m e o rg a n la rın ın m o rfo lo jik tüplü f id a n la rın a y a p a y o la r a k b u la ştırılm ıştır ve ftd o fik ja n k rite rle rin e b a k ıla r a k g e rç e k le ştirilm iştir. A n c a k bu g ü n e tü m ü n d e h a s t a lık o lu ş tu rd u ğ u r a p o r e d ilm iş tir (A d a y , d eğin h a s ta lık e tm e n in in , T ü rk iy e 'd e k i k o n u k ç u a ğ a ç la r 2 0 0 7 ) . B e n z e r ş e k ild e F v e P tip le rin e a it b ire y le r, 5 y a şlı ü z e rin d e b u lu n a n t ü r le r i b e lir le n m e m iş t ir . S ö rv e y v e C e d ru s lib a n i A . R ic h , P. n ig ra , P. b ru tio , P. s y lv e t/n s, A n o rd m a n n ia n a s s p . b o rn m ü llerin o v e 2 y a ş lı Ju n ip e ru s e x c e ls a B ie b . tü p lü f id a n la r ı ile b u la ş tırılm ış tır. F tip in in ü z e r in d e k i v a r lığ ın a iliş k in b ir la b o ra tu a r ç a lışm a la rın d a n e ld e ettiğim iz so n u ç la r, F tipinin (ti. a b ietin u m ), A . cilicica v e A . n o rd m a n n ia n a ' n in a lt tü rle rin in g e liş im in in türlerinde, T ü rkiy e 'n in b a tısın d an ve k u zeyd o ğ u su n a b irço k sed ird e ve b ir ö n ceki ç a lışm a n ın so n u ç la rın ı o n a y la r şe k ild e yöresind e ra stla n d ığ ın ı, d o la y ısıy la en b a skın tip o ld u ğ u n u g ö k n a r ü z e rin d e , P tip in in ise ç a m tü rle rin d e , a rd ıç la ve (D o ğ m u ş-L e h tija rv i ve a r k . 2 0 0 6 , D o ğ m u ş -L e h tija rv i ve s e d ird e g e liş m e k te d ir (y a y ın la n m a m ış s o n u ç ). F id a n la r annosum s . l .'n u n , A n k a ra 'n ın kuzeyinde İlg az d a ğ la rın d a b u lu n an Ab/es nordm anniana ssp . bornm ülleriana (M attf.) ü z e rin d e b u ş e k ild e g e r ç e k le ş t ir ile n y a p a y b u la ş rir m o k a d a r s a d e c e k u z e y - d o ğ u d a ik i y ö re d e b u lu n d u ğ u n u y ö n t e m le r i, b iz e h a s t a lık e t m e n in in g ö ste rm e k te d ir. Ç a lış m a la r ım ız d a , P tip in e G ü m ü ş h a n e k o n u s u n d a b ir ta k ım b ilg ile r v e rs e d e , s o n u ç la r m u tlo k C o o d e & C u lle n 'le r ü z e rin d e b u lu n d u ğ u n u b ild irm iştir. ve O rd u illerin d e b u lu n a n s a f g ö k n a r m e şce re le rin d e k i A . su re tle a r a z i d e n e m e le ri ile d o ğ r u la n m a lıd ır . K o n tro llü Bu tarih ten so n ra m a n ta rın k o n u k çu tü rleri ve y ay ılışı ile nordm anniana ssp . nordm anniana k ü tü k le ri ü ze rin d e H . annosum ' a ait ü rem e o rg a n la rın d a rastlan m ıştır (D o ğm uş- test e d ild iğ i b u d e n e m e le r, d ü n y a lite ra tü rü n ü d o ğ r u la r Lehtijörvi v e a r k ., 2 0 0 6 , 2 0 0 7 ) . şe k ild e b iz e , F tip in in ç o ğ u n lu k la g ö k n a r la r , P tip in in ise H. annosum s .l .'n in bilinen yayılış a la n ı, hem en hem en 3>sr3K koöonrton kim yosollordandır. H e r k im yasal m ad d ed e çam (L.) yer a lm a k ta d ır. S ö z k o n u su k o n ife rle r tü rle ri ü lk e m iz o rrn an a la n la r ın ın y a k la ş ık % 7 5 ' in i o lu ş tu rm a k ta d ır. Bu a r k ., 2 0 0 7 ) , a n c a k P tip in in (H . a n n o su m s .s .) şim d iy e ilg ili b ilg ile r artm ıştır. _ re ve bo r h a s ta lık e tm e n in in k o n tro lü n d e y a y g ın ANNOSUM KÖK ÇÜRÜKLÜĞÜ ÜLKEMİZ ORMANLARINDA BİR TEHDİT OLUŞTURUYOR MU? k o n u k ç u t e r c in i k o ş u lla r a ltın d a m a n ta n n h a s ta lık o lu ş tu rm a y e te n e ğ in i n tüm k o n ife r o rm a n la rın ı k a p sa m a k ta d ır. A n c a k , E g e kıyısı S O N U Ç VE Ö N ER İLER ş e rid in d e y e r a la n k o n ife r o r m a n la r ın d a sö z k o n u su T ü rk iy e o rm a n la rın d a H etero b a sidio n n e d e n o ld u ğ u m an tan n d urum u ile ilgili yeterince bilgi b u lu n m a m a k ta d ır k a y ıp la ra ilişk in ç o k a z b ilg i b u lu n m a k ta d ır. Ü lk e m iz d e (Şekil 4 ). Ü lken in gün eyin de H. annosum ' un ra p o r e d ildiği b u g ü n e k a d a r y a p ıla n ç a lış m a la r d e ğ e rle n d ir ild iğ in d e , Eld e ed ilen so n u ç la r, H. annosum s . l u n ille r, A n ta ly a , İsp a rta , K o n y a , M e rsin , A d a n a ve H a ta y 'd ır H e te ro b a sid io n ' a k e s ik k ü tü k y a d a d e v rik a ğ a ç la r d a o la r a k y a y ılış g ö s te re n a s li tü rle rim iz ü z e rin d e h a s t a lık ç a m la r ü ze rin d e h a s ta lık o lu ş tu rd u ğ u n u , b u n u n y a n ın d a se d irin h e m F h em d e P tip in e k a rşı d u y a rlı b u lu n d u ğ u n u g ö ste rm e k te d ir. ü lk e m izd e d o ğ a l (S e lik 1 9 7 3 , K o tla b a 1 9 7 6 , D o ğ m u ş-L e h tijö rv i ve a r k ., b u lu n a n m a n ta r tü rle rin in te sp iti s ır a s ın d a r a s t la n d ığ ı, 2 0 0 6 , 2 0 0 7 ) . K u z e y d e ise bu d a ğ ılım B a lık e s ir ilin in m a n ta rın e k o lo jis i ü z e rin d e y e te rli b ilg i b u lu n m a d ığ ı o lu ştu rm a yete n e ğ in e s a h ip o ld u ğ u n a d ik k a t çe k m e k te d ir. Sö z k o n u s u m a n ta rın g ö k n a r d ış ın d a d iğ e r k o n u k ç u la r K a z d a ğ ı M illi P a rk ı ve K a ra d e n iz ş e rid in d e A rtvin ilin e a n la ş ılm a k t a d ır . S e lik ( 1 9 7 3 ) , A . n o rd m a n n ia n a s s p . b o rn m ü lleria n a g ö v d e s in d e h a s ta lığ ın n e d e n o ld u ğ u a rd ın d a n silv ik ü ltü re l, b iy o lo jik ya d a k im y a s a l k o n tro lü n e ü ze rin d e k i z a ra rın ın a r a z i k o ş u lla rın d a te sp it e d ilm e s i v e ç ü rü k lü ğ ü n 6 m ' ye k a d a r çıktığ ın ı b ild irm iştir. A n c a k , bu y ö n e lik ç a lış m a la r a a c ile n b a ş la n m a s ı g e re k m e k te d ir. te s p itle r g ö z le m le r d e n ile ri g itm e m iş tir. S o n y ılla r d a H e te ro b a sid io n ' n u n n e d e n o ld u ğ u z a r a r ın s a p t a n d ığ ı g e r ç e k le ş t ir ile n a la n la r d a , a r a z i ç a l ı ş m a l a r ı , m a n t a r ın ü re m e o rg an ların ın sa d e ce o rm a n d a k a la n k e sik kütük üzerlerinde m a n t a r ın k o n u k ç u t e r c ih i d o la y ıs ıy la tip i b e lirle n m e li, k o n u k ç u su o lm a y a n a ğ a ç tü rle rin in o la n d a d eğil, dikili ve rü zg a r ta ra fın d a n kırılan g ö k n a r o ğ a ç la n n ın b ıra k ılm a sı d iğ e rle rin in u z a k la ş tın lm a s ı su retiyle m e y d a n a g ö vd e le ri ü ze rin d e d e b u lu n d u ğ u n a d a iş a re t e tm e k te d ir g e le c e k z a r a r la r ın önüne geçm eye ç a lış ılm a lıd ır . (D o ğ m u ş - L e h tija rv i v e a r k ., 2 0 0 6 ) . Ü r e m e o r g a n la r ı g e n e llik le , d e v rik a ğ a ç la r ın k ö k k ıs ım la r ın d a , k e s im so n ra s ın d a a la n d a k a la n d ip k ü tü k le rin in n e m li o la n iç k ısım la rın d a b u lu n m a k ta d ır (Şekil 1 ). M a n ta rın ü rem e o rg a n la rın ın , B alıke sir- K a z d a ğ ı'n d a , A . nordmanniana ssp. equi-trojani üzerinde yaygın m iktard a, K a s ta m o n u - İlg a z d a ğ la r ın d a A . n o rd m a n n ia n a s s p . born m üllerian a ü z e rin d e n isp e te n d a h a a z ra s t la n d ığ ı, b u n u n la birlikte M ersin ve K o n ya b ö lg e le rin d e ki A . cilicica ü z e r in d e is e ç o k n a d ir b u lu n d u ğ u TEŞEKKÜR Ç alışm am ızı proje o la ra k kabul eden ve destekleyen TÜ BİTAK (TO VAG- 104 O 5 6 0 ‘ Kariyer Projesi)' a , arazi çalışm alannda yardım lar™ esirgem eyen tüm orm ancılık cam iasın a teşekkürü borç b iliriz. b ild ir ilm e k t e d ir (B o lci, 1 9 9 8 ). D em irel (1 9 9 9 ), Artvin ilin d e d ikili k o n ife rle r KAYNAKLAR ü z e rin d e m a n ta rın ü re m e o r g a n la r ın ı te s p it e tm iş tir. Doğm uş-Lehtijarvi ve a rk a d a şla rı (2 0 0 6 , 2 0 0 7 ) , Tü rkiye'nin fark lı b ö lg e le rin d e g ö k n a r a la n la rın d a g e rç e k le ştird ik le ri S ji a,» ju~ıgr - b a s a n s ın a ilişk in so n u ç la r, 2 0 0 8 ' de E T M E N İN İN DÜN YADA VE 1 9 7 3 , B a lc ı 1 9 9 8 , D o ğ m u ş -L e h tijö rv i ve a r k ., 2 0 0 6 , 3Örvey ç a lış m a la rın d a to p la n a n ü rem e o rg a n la rın ın bü yü k bir k ısm ın ın H . a b ietinum , y a n i A b ie s ü ze rin d e b u lu n a n 2 0 0 7 ). " F * tip i, ço k a zın ın ise H . annosum s. str. (P tipi) o ld u ğ u n u k a d a r u z a n m a k ta d ır (P ilo t 1 9 3 2 , L o h w a g 1 9 5 7 , S e lik YAYILIŞI ■ ■ tfBr>r_ j |[rrr.r*:r - rpKte&cjrr, kompleks»*** ait türler. Kuzey %utmu - t ’. '-r.r r M y r v y l c kşbiferier üzerinde ekonom ik andM 4* h o Şa& çürüklükleri ne sebep ivm &ğeı zcsteK?-' S c ’aes/'nöe. H etetobasidîon' ra p o r e tm işle rd ir. B u n u n p ra tik o rm a n c ılık u y g u la m a la rı açısın d an ön em i şu şekilde açıklan ab ilir. G ö k n a rla r üzerinde K O N U K Ç U BİTKİLERİ T ü rk iv e 'd e H . a n n o su m ’ un b ilin e n k o n u k ç u la rı a ra s ın d a h a s ta lık o lu ş tu rd u ğ u b e lir le d iğ im iz sö z k o n u su tü r (H . d ört fark lı A b ies ta k so n u , ü ç Pinus tü rü ve Picea onentpJiş / i ; yer a lm a k ta d ır. S ö z k o n u su k o n ife rle r tü d e ri ü lk em iz abietinum), g ö kn ar-çam k a rışık m eşceresin d e, ç a m türlerini Or ma n ve Av h a s ta la n d ırm a m a k ta d ır. D o la y ıs ıy la , g ö k n a rla rd a yo ğ u n Or ma n ve Av A day, G ., H eterobasidion abietinum N iem elâ & Korbonen 'on G ö kn ar Tü rlerin d e P ato jen isîtesin in B e lirle n m e si, Süleym an D em ire) Ü niversitesi Yüksek Lisans Tezi. Anon., 1980. Heterobasidion annosum (Fr.) Bref. C .M .I. Dıstriburian M aps of Plant D ise ase s, M ap N o . 2 7 1 , 3 rd edn. VVallınaford C A S International, p . 2 . B a lc ı, Y. 1 9 9 8 . Kazd ağı G ö knon (A bies equt-trojc/v A schers et Sint.)'ındo G örülen H astalıklar. [D iseases obsetved on Kazdağı F ir (Abies equi-trojanj A schers et S in t.).]- ln : K asnak M eşesi ve Tü rkiye F lo ra sı Sim pozyum u, 2 1 -2 3 Septem ber 1 9 9 8 , İstan b u l, Turicey. Um vecsity of İstanbul, Foculty of Forestry. 6 0 0 -6 0 9 . Bendz-H ellgren, M . and Stenlıd , J . 1 9 9 8 . Effecî of d ear-cu ttin g , W V \ >v M VvMv ÇÜRÜKLÜĞÜ ÜLKEMİZ ORMANLARINDA BİR TEHDİT OLUŞTURUYOR hAW Kaynaklar and wood moisture content on the susceptibility of No(\woy spruro sfumps to H e te roba s id ion onnosum . C o n. i. For. Res. 2 8 (5 ):7 5 9 -7 6 5 . Bendi- Hellgren, M ., Lipponen, K ., Solheim, H. and Thomsen, I.M . 19 9 8 . The Nordic countıies. İn: Heterobasidion onnosum: Biology, Ecology, Impact and C o n tro l. E d.by W o o d w ard , S , Ste n lid , J ., Korjalamen, R and Müttermann, A. C A B Internalinal. VVnlIingford, UK. pp. 3 3 3 - 3 4 5 . CapreHiy P.f Korhonen, K ., M ug n ai, L. and R om agnoli, C . 1 9 9 0 . An inierslerîlity groups of Heterobasidion onnosum speciolised to A b ies oIba. Eur. J. For Path 2 0 , 2 3 1 * 2 4 0 . Dem ire!, K , 1 9 9 9 . Contributions to Turkish mycofloıo from the Ardanuç distrid of Artvin province T u rk ish Jo u r n a l o f B o ta n y , 2 3 : 4 0 5 - 4 0 9 . Do§muş-Lehtijö rvi, H.T. Lehtijarvi, A . Korhonen, K . 2 0 0 6 . Heterobasidion obietinum on Abies species in vvestem Turkey. Forest Pathology 3 6 : 2 8 0 - 2 8 6 . Doğmuş-Lehti jarvi, H.T. Lehtijörvi, A . Korhonen, K . 2 0 0 7 . H eterobasidion on A bies nordm onniano in north-eastem Turkey. Forest Pathology 3 7 : 38 7 390. Fn es, E. 1 8 3 6 -1 8 3 8 . Epicrirsis systematis m ykologici. Upsaliae. Hartig, R. 1978. Dîe Zerseteungsercheinungen des Holzes der N adelholz.baum e una d e r Eich e. Berlin (1n Germ any). Hodges, C . S. 19 6 9 . Modes of infection and spread of Fom es a nnosus. Ann. Rev. Phytopath. 7, 24 7 - 2 6 6 B ■ ■ Holden heder, O . and Grieg, B. J. W ., 1998. Bıologicol methods of control. İn H eterobasidion onnosum : biology, ecology, ımpact and control, ed. W oodw ord, S ., Stenlid , J ., K arfo lain e n , R and H urterm onn, A , 2 3 5 - 2 5 8 . C A B Internatio nal Wallıngford. Johansson, M .and Brondtberg, P O ., 19 9 4 . Envıfonm ental conditions influencing infection of Norvey spmce stumps by Heterobasidion onnosum and effectı of urea treatment. İn Johansson, M . and Stenltd, j. (Eds.)yProceeding of the 8th International Confenence on Root and Butt rots, W ik, $weden and H a ik k o , F ın la n d 1 9 9 3 2 p p . 6 6 8 - 6 7 2 . Korhonen, K. 1 9 7 8 . Intersterılity groups of Heterobasidion onnosum . Communicatıones Instıtuti Foresfahs Feon*oe. 9 4 : (6), 1-25. Korhonen, K .f Copretti P., M oriondo, F. and M u g n a i, 1 .., 1 9 8 9 . A n e w breed ing g ro up of H e te ro b o sid io n o n n o su m found in E u ro p e . İn M o m s o n , D .i. (E d ), P ro ce e d in g s o f the 7th. tn«ematK>nal C o n feren ce on Root And Butt Rots, V e rn o n A V ic to ria , C a n a d a 1 9 9 8 p p . 2 0 - 2 6 . K o rho nen. K „ Lip p o n en , K ., B en d z, M .. io h o n sso n . M ., Ryen, t.. Venn, K ., Seiskon, R And t»eemi. M ., 1994 Corarol of H&terobosjdon onnosum oy p ?o îe ctio n .vith 1 R o isîo p S , a new corM M fOOİ ♦omvuloton o f Phlehio g ıg o n teo . İn io h m se o n , M . ond Stenlid, j. (Eds ).Proceeding of N Irstemaüonof C onference on Root o fn i Butt , lA R k S « e d e n ond HodtLo, Fmîond 1 9 9 3 2 p p . m Korhonen, K . D a i, Y .C . 2 0 0 5 . G eneticolly identified taxa of Heterobasidion and theır distributiorı in Eurasio . İn: M an k a, M.- Lakomy, P. (eds): Proc. 1 lth Int. Conf. Root and Butt Rots, P o zn an , Polond, August, 1 6 -22 , 2 0 0 4 . 5 7 -6 3 . K o tla b a , F., 1 9 7 6 . C o n trib u tio n to the knovvledge of the Turkish m acrom ycetes. C e s k â Mykologie 3 0 , 1 5 6 -1 6 9 . l a i n e , L. 1 9 7 6 . T h e o c c u r e n c e of H eterobasidion onnosum (Fr.) C k e in vvoody plants in Fin lan d . C o m m u n n ic a tio n e s Instituti Forestalıs Fennioe 9 0 : (3 ), 1-52. Lohwag, K ., 1 9 5 7 : Ein Beitrag zur Pilzflora der Türkei. İstanbul Üniversitesi O rm a n Fakültesi Dergisi, Ser. A , 7 ( 1 ) : 11 8 -1 2 8 . N ıe m e la , T. a n d K o rh o n e n , K . 1 9 9 8 . Taxo no m y o f the ge n u s H e t e r o b a s id io n .. in. W o o d w a rd , S .- S te n lid , J .- H ü tte rm a n n , A .K a rja la in e n , R. (eds): H etero b a sid io n onnosum . Biology, Ecology, Im pact and Control O xo n , N evv York. C A B International, 2 7 -3 3 . Pilot, A ., 1 9 3 2 . Contribution d l'ötude des Hymenomycetes de L'Asie M ineure. [Contribution to the Hymenomycetes of Asia Minör.) Bull. Soc. Mycol. France 4 8 : 16 2 -1 8 9 . Pilot, A ., 19 37 . Contribution to the studies of Basidiom ycetes on the B alk an Peninsu la." Bull. S o c . M y c o l. F r o n c e , 5 3 : 8 1 - 1 0 4 . Piri, T ., K o rho nen, K . and S a ira n e n , A . 1 9 9 0 . O c u u re n c e of Heterobasidion onnosum in püre and m ixed spruce stands in Southern Finland. Scand, J. For Res. 5 , 1 1 3-1 25 . Rennerffeld, E. 1946. O m rotrötan (Polyporus annosus) i Sverige. D e ss utbredning och satt alt u pptrada. Medd. Fr. Statens Skogsforskningsinst. 3 5 , 1- 88 . Se lik, M ., 1 9 7 3 . Türkiye odunsu bitkileri, ö zellik le orman ağ açların da hastalık âm ili ve odun tahrip eden m antarlar. [Fungal diseases of v/oody plonts, especially forest t re e s, in Turkey / D ise a se s of Turkish vvoody plonts, especially forest trees, caused by fungi.) İstanbul Üniversitesi Orm an Fakültesi 1848: 5 5 p. Solak, M . H ., 1990. Bursa ve Cıvannda Yetişen B a z ı M a k ro fu n g u s lo r Ü z e rin d e T a k so n o m ik A raştırm ala r. U lu d ağ Ü niversitesi Fen Bilim leri Enstitüsü. Yüksek Lisans Tezi (Yayınlanmamış), Bursa. So la k, M . H ., G ü c in , F., 19 9 0 . Bursa yöresinden bazı makrofunguslor. X. Ulusal Biyoloji Kongresi, 182 0 Tem m uz 1 9 9 0 , E rz u ru m , 1 6 3 - 1 7 1 . Solak, M . H ., G ü c in , F., 1 9 9 2 . Bursa yöresinden Türkiye iç in yeni m okrofungus türleri ve yörede belirlenen diğer mokrofu nguslar. Doğa Turkish Journal of Botany, 16 (3 ): 3 3 5 -3 4 6 . Stenlid, j . ond VVasterlund, I., 19 86 . Estim atîng the frequency of stem rot in P içe a a b ie s u sin ğ on in cre m e n t borer. S can d ın avian Joum ol of Forest Research 1, 3 0 3 -3 0 8 . Svvedjemark, G . And Stenlid, J. 19 95 . Susceptibility of conifer and broodleove seedlrngs to Svvedish S and P sîrain s of H etero b a sidio n onnosum under O r m a n ve Av L m ju ı r R] Ü m -ınrn J\_ m LİÜ uu MİM Fransa'd aki "Sınır Tanım ayan i Mühendisler" kuruluşunun am açları, I çalışma alanlon ile işbirliği yöntemleri I nelerdir? Bu çeviri ülkemizde kar amacı gütmeyen, gönüllü kuruluşların ortaya ç ık a rılm a s ın a y a rd ım cı o la c a ğ ı I düşünülerek yapılmıştır. Sınır Tanım ayan M ühendisler I kurumu G üney ülkelerindeki halkla nitelikli teknik destek sa ğ la m a k amacıyla 1982 yılında bir grup öğrenci | I tarafından kurulmuştur. K u r u lu ş ö ğ r e n c ile r e ve ■mühendislere ülkelerin kalkınmasına , doğrudan katılmayı, Güney-Kuzey İlişkileri ile kalkınma sürecinde ortaya ] I çıkan sorunlar hakkında öğrenci ve mühendisleri daha fazla bilgilendirme, eğitim ve bilgilendirme çalışmalarını ı ö rg ü tle m e y i a m a ç e d in m iştir. Proje hazırlanması Fransa'da arazi I in c e le m e le r in e d a y a lı o la r a k gerçekleştirilecektir. Örgütlenmenin merkezi olmaması ı nedeniyle örgüt Fransa'da bölgesel olarak dinamik biçimde gelişmektedir. I Örgüt, gönünü ve belli konudaki teknik desteği uygulayarak üçüncü dünya ülkelerinde yaşam düzeyinin I iyileştirilmesine, özellikle nitelikli alt l yapı, ekipman ve bannak konularında I teknik yardım şeklinde çalışm alar [ yapmaktadır. Etkili ve sürdürülebilir kollanmaya I k a tılım iç in S ın ır T a n ım a y a n I Mühendisler üçüncü dünya ü lkeleri' halklarının kalkındırma stratejilerini I ben im s e mistir. Bunun için Sınır Tanımayan Mühendisler, projeleri yerel I h a lk ta ra fın d a n b e n im s e n e n , i uygulanm ası ve sürdürülebilirliği I sağlanm ış projeler olup, köylüler ta ra lın d a n b o şla tıla n k alkın m a projelerine uyumlu olur. Kolektif I w p m o n sağlanması içme, kullonmo fil sulama suyu temini, sel kontrolü, Çölleşmeyle savaş ile okul, sağlık szi, yol ve enerji tesisleri inşaattan « ıbî çalışm aların Öncülüğünü ve yol I i göstericiliğini yapar. Bunların Sınır I Tanım ayan Mühendisterce yönetilmesi ı v£ işletilmesi ihtiyaca göre bir veya üç I | oy söner. Ve bu zaman zarfında iki veya üç gönüllü birlikte ça lışır. S ın ır Tanımayan Mühendislerin finansmanın I % 4 0 'ı Avrupa Ekonomik Topluluğu | İşbirliği Bakanlığı, G ençlik ve Spor Bakanlığınca karşılanır. V e % öO'ı özel finansmandır (bağış, üye aidatı, yatırım I malı üreten fabrikalar vs). Sinir Tanımayan Mühendisler 25 yerel aruptan oluşur ve Fransa'ya l dağıtılmıştır. Bu gruplar g e n e ld e öğrencilerden (okul ve üniversite) oluşur. B u n la r k e n d i p r o je le r in i ve yönlendirmelerini bağımsız yaparlar. H a le n u y g u la m a d a ç a lış a n mühendisler kuruluşun teknik düzeyini yükseltmekte ve arazi üzerindeki verimliliği artırmaktadır. Ulusal düzeyde Paris bürosu vardır. I Bu merkez büro yerel büroian destekler ve kuruluşu ulusal düzeyde simgeler. Biz Kimiz? Sınır Tanım ayan M ühendisler 1 1 9 9 4 'd e kurulm uş, hüküm et dışı gönüllü kuruluştur (N G O ). Kadrosu; i mühendislik öğrencileri, çatışan ve e m e k li m ü h e n d isle rd e n o lu şu r. Yüzlerce üye ve ülke çapında yirmi beş gruptan oluşan gruplar arasındaki I eşgüdüm ulusal düzeyde I düzenlenmiştir. G enç ve dinamik bir kuruluş olup gelişmekte olan Türki Cumhuriyet ve İslam ü lk e le rin d e b irço k g ö rev I gerçekleştirmiştir. Doâu-Batı, Kuzey-Güney, O rta I Asya-İsTom ü lk e le ri ve A vru p o a r a s ı n d a k i bi l gi a l ı ş v e r i ş i n i sağlamaktadır. Kalkınma sürecinde ortoyo çıkan sorunlon İncelemektedir. D e n e y im ve B irik im le rim iz I Nelerdir? Sınır Tanım ayon M ühendisler örgütü birçok alan d a mühendislik I deneyimlerine sahiptir. Altyapı, bina, mühendislik, tonm, ormancılık, hidrolojik, çevre ve enerji kaynaklan ile doğal afetlerle mücadele konulan deneyimli olduktan olanlardır. Kuruluş, mühendislik, okul ve fakültelerinin teknik özellikli, uygun I teknoloji oroştırm olon o lan ın d aki olanaklardan yararlanır. Deneyimlerinin _kaynoğı seçkin insan kaynağıdır. Örgüt ı I | I ı I , 1 ı | I I I ı I | I ! ' ı l v e rim li e n e rji y | dinamizmi ile erne ile sağ lar i N e Tip İşler Yoprf*ya B elirti y a p ıd a k i I kalkınm a konusundaki i teknik yardım yapar. Bu kuruluş köy kooperc Köyden bir grup olabilir. Veya göm i kuruluşlar tarafından organize < I dernek, vakıf olabilir. Sınır Tanım ayan M üheadr i projelerin hazırlanm ası, uygulanm ası 1 I te k n ik ç a r e le r in a ro n m o s ım n incelenm esi ve eğitim sofhaio n n dc I devreye girer. Teknik stajları organize ed er ve yol gösterir. Sın ır Tanım ayan M ü h en d isler I teknisyenlere ve yerel yönlendir «çilere yönelir. Uygun Teknolojilerin Araştınknos* Proje etütleri birlikte ç a lışa c a k gruplara ortak o larak özellikle teknik, I ekonom ik ve sesyo-kültürel etkilerin I incelenm esi ile projeye parasal korta soğlonm ası İçin yapılabilir. Ç a lışm a Yöntem leri N e le rd ir? I Hakiki Partner (ortak) Ö rgütün işlevi teknik ko nularla I sınırlanm ış o lsa d o , projenin d iğ er I değişik konulan d a göz önüne alınır (sosyo-ekonom ik yapı katılım cılık, I yönlendirm e çevreye etkisi vs). Bu I Örgütün düşüncesi olup yürütmedeki , başan lar buna bağlıdır. D ik k a tli H a z ır lık A ş a m a s ı I Arazideki uygulam a, Fransa'daki uzun h a zırlık , d e vre sin d e n so n ra I yapılmaktadır. Öncelikli işlemler dtşmda I bu hazırlık devresi partneri iyi tanım ak , için araziye yap ılacak bir incelem e I gezisi ile olasıdır. Bu tanım a işi aynı I zam anda yerel birikimleri ve bunlara g ö re k u lla n ıla c a k tekn ikleri iyice I tanım aya yorar. I G önüllüler G en eld e G ençlerdir Fransa'da, arazide teknik etütleri I yapan ekip, öğrencilerden ve tecrübeli I mühendislerden oluşmaktadır. Ancak a r a z i d e ö z e l lik le ö ğ r e n c ile r çalışmaktadır. Uzun Erim li A m a çlara D önük Projeler S ın ır Tanım ayan M ü h en d isler p ro je le ri uzun o çıh m h in c e le r. K ısa V adeli A m a çla ra Oörvğlc Projeler Ö rgütün çatışm a süresi ü ç veya dört ayı geçmez. Özellikte yazm çalışa (H oziran-Eytüİ). Ç ü n kü bu ay la rd a g ö n ü llü ler uygundur. Ç a k önem li durum larda uzun zam onlı işlem lerde de bulunulabilir. V. ,v / tarihind e" Ağaçlandırm a i Erozyon Kontrolü seferberliği ('em P la n ı 2 0 0 8 - 2 0 ! 2 " ( '•anı) a d lı ç a lışm a s ın ı k itap y a y ın la d ı. B u n u n h e m e n Başbakan R. Tayip Erdoğan 2 0 0 7 tarihind e bu planın la y a ko nuld uğuna ilişkin bir '•î-ce gönderdi.Ardından gösterişli - e r ik li b ir tö r e n y a p ıla r a k 'a m a n ın b a şla tıld ığ ın ı san ırım "^’sajrtjeofcsmız. Törenin en çarp ıcı '■-m : ' plnn d ö n e m in d e Trakya Ahmet Dem irtaş Kırsal Çevre Ve Ormancılık Sorunları Araştırma Derneği Yön. Kurulu Başkanı B ak an E roğiu: A ğaçlan ad ırm ad a D ünya ü çü n cü sü yü z y ü k lü ğ ü n d e b ir a la n •O’T iia c a k * b iç im in d e y d i. Bu ne d iy e b ilir? Sözünü * * * 5 m otom g ö rü p d ik k a t lic e •'“ C£*S!T«e fırsatı b u la m ay an , yolmzco 2 m ilyon h e k ta rlık alan ağaçlandırılacak *op«ian konuşm ayı dinleyen * * * - M em leketin sorunianna çözüm -m. helal olsun demiştir, :lan dırm ada h e d e fd ü n y a b irin ciliği ■ se viyo ru m d iye n le ri ve sorunlan ile ilgilendiğini e re rim ; adı geçen kitabı ,g y C b a k a n lığ ın w e b it* yayın org an ı iş i O cak 2 0 0 8 0 3 öa konuyc NTV-MSN’BC 2012 d e T rakya k a d a r b ir alan ağaçlan d ırılm ış o la c a k ” E roğiu nun hedefi ağaçlandırılacak> alt başlığı yer alıyor. D e v a m ın d a is e ; < a ğ a çla n d ırm a se fe rb e rliğ i ile 2 0 0 8 2 0 1 2 yılları orasında 2 milyon 3 0 0 bin hektarlık (23 bin km2), diğer bir ifade ile yaklaşık olarak Trakya büyüklüğünde bir alan a ğ a çla n d ırıla ca k > d e n ilm e k te d ir. E y le m P la n ın d a y a z ıla n la r ı d e ğ iş t ir ip ç a r p ıt a r a k aktarılm ası, ağ açland ırm a yapıyormuş gibi görünerek siyasal rant sağ lan m ak isten m esin d en m i, p la n d a y a z ıla n ı a n la y a m a m a k gibi b ir yetersizlikten mi k a y n a k la n ıy o r? K a ra rın ız ı yazıyı 1 o k u d u k tan so n ra v e re b ilirsin iz , işin üzüntü verici yanı d a pek ço k gazete ve televizyon da re k lâ m la r yap ılıyo r. Bilm em şu k a d a r fid an d ik ile c e k , şu k a d a r a la n a ğ a ç la n d ır ıla c a k diye g e rç e k d ış ı a ç ık la m a la r ı y in e liy o r la r . S a b r ı n iz a s ığ ın a r a k Bakanlığın Eylem Planı ile o cak 2 0 0 8 ta rih li bü lten d e y a z ıla n la ra ilişkin d e ğ e r le n d ir m e le r i b ir b ir sıra la y a ca ğ ım .. 1) A ğ a ç la n d ırm a ve Erozyon Kontrolü Seferberliği Eylem Planı 20082 0 1 2 k itab ın d a yer a la n çizelgeye b a kalım . Ç iz e lg e h er şeyi net o la ra k gösteriyor. Buna göre Ç evre ve O rm an B a k a n lığ ı' nın 5 yılda to p lam 116 0 0 0 h e k ta r ( h a .)* , a ğ a ç la n d ırm a y a p m a s ı ö n g ö r ü l m ü ş t ü r .D iğ e r ku ra m ların ise 13 6 0 0 h a.d ır. D iğer Orman ve Av a ğ a ç la n d ırm a Yapmcryâ kafksafer fcf^e, bakonîtğın fid a n k u ra m la rın y a p a c a ğ ı a ğ a çla n d ırm a n ın - yapttabifm esüm üretimleri yeterli değildir. Ç ü n kü Ç evre Ve O rm a n B akan lığ ı güvenceye b ağ layacak bir önlem getirilmemiştir, bu yüzden 2 0 0 4 yılında 1 1 6 orm an fidanlığından 3 9 tanesini kapatm a gerçekleşmesine kesin gözüyle bakam ayız. Yine de bakanlık ve/veya satm a kararı a ld ı. Kırsal Çevre O rm an cılık Sorunlan ve d iğ e r k u ru m la r iç in 5 y ıld a ö n g ö rü le n to p la m A raştırm a D e rn e ğ i, o rm a n cılığ ım ız ın ö z e llik le rin e k a m u a ğ a çla n d ırm a m iktarı 2 5 2 0 0 0 h a. dır. yararın a aykırı olon bu yanlış karan yarg ıya taşıyarak iptal 2 ) Ç iz e lg e d e g ö ste rile n a ) e r o z y o n k o n t r o lü , fiziki ettirdi. Sö zd e "a ğ a ç la n d ırm a se fe rb e rliğ i" b a ş la ta n la rın önlemler, bitkilendimne ve ağaçlandırm a biçiminde yürütülen bu d urum u; atölyesinin üçte birini satarak üretim artırm aya bir teknik ça lışm aları kapsam aktad ır. Bu nedenle erozyon k alk ışa n la rd a n fark lı d e ğ il. kontrol ç a lış m a s ın ın tü m ün ü " a ğ a ç la n d ır m a " o la r a k 4) Son 5 0 yılın en büyük a ğ a ç la n d ırm a seferb erliğ i nitelendirmek doğru değildir, b) re h a b ilita s y o n ; Şu an da b a şlatıld ı d iyo rlar. * Ö rt ki ö le m ' B a ş k a n e d e n ile b ilir? o rm an o la n a n c a k " b o zu k o rm a n " d iye n itelen d irilen H alk ın a n la m a d ığ ın ı s a n ıy o rla r a m a y a n ılıy o rla r.(e n az yerlerde y a p ıla c a k çalışm alard ır. O rm a n la rın ko ru nm ası, o n lar k a d a r an lar) Peki B akan lığ ın 1 0 b inlerce ç a lışa n ı ve p lan lan m ası, işletilm esi, bakım ve gençleştirm e gibi teknik em ek lisin in gözünün iç in e b a k a b a k a n a sıl g e rçe k d ışı ça lışm aların yürütülm esi O rm a n G e n e l M üd ürlü ğü ' nün a ç ık la m a la r y ap ıla b iliyo r ve yazılab iliyo r? Yeri g elm işken ( O G M ) tem el g ö revlerid ir. O rm a n n iteliğ in de o lan bir a n ım sa ta lım : 1 9 8 8 y ılın d a 1 1 9 0 0 0 h a . a ğ a ç la n d ırm a yerde y ap ıla cak ça lışm a la rı, yeni orm an oluşturuluyorm uş y a p ıla ra k re k o r kın lm ıştır. Bu ik tid an n eylem p lan ı ile 5 t a ğ a ç la n d ırm a ) g ibi g ö ste rm e k ; iyi niyetli b ir tutum yılda 1 1 6 0 0 0 H a. ağaçlondırm a öngörülmüştür. Trajikom ik olmadığı gibi deyim yerindeyse; halkı enayi yerine koymaktır. bir durum la karşı karşıya bulunuyoruz. 5 0 yılın böbürlenm esi R e h a b ilta s y o n u y e n i o rm a n o lu ş tu r u lm a s ı o la r a k içindeyken kötülediği d ö nem in bir y ıld a yaptığım 5 yılda değerlendirince, bakım , gençleştirme ve her türlü ormancılık yapm ayı bile göze alam ıyor. 5 yılda Trakya büyüklüğünde çalışm asını d a aynı k ap sam a a lm a k gibi g arip uygulam a bir a la n d a a ğ a çla n d ırm a ya p ıla ca ğ ı ö n e sürülüyor. O y s a başlatılm ış olur, c) m e ra ıs la h fıs la h ı o la c a k ); niteliği bu eylem planının öngörülerine göre değil beş yıl, 5 0 yılda bozulm uş, verim i azalm ış ve erozyon tehlikesi taşıyan bu Trakya büyüklüğünde bir alanı ağ açland ırm ak olası değildir. yerlerde yapılacak çalışm alar, merayı iyileştirmeye yöneliktir. 5) Ç e v re Ve O rm a n B a k a n lığ ı yü rürlüğ e koyduğu Asla ağaçlandırm a yapmayı öngörmez. M era iyileştirilmesini eylem plan ı ile 2 7 ili gözden çıkarm ıştır. A d ıy a m a n , A ğ rı, a ğ a ç la n d ırm a o la r a k g ö ste rm e k de b a şk a bir a m a ç B ilecik, 8in g ö l, Burdur, D iyarb ak ır, G ü m ü şh a n e , H a k k a ri, güdüldüğünden o lsa g erek. Bu ç a b a la r ra k am ları büyük Hatay, İstanbul, K o caeli, M u ğ la, Nevşehir, N iğd e, Sa k a ry a , g ö s te r e r e k g ö z b o y a m a k v e k a m u o y u n u y a n lış Siirt, T u n c e li, Ş a n lıu rfa , Z o n g u ld a k , B a y b u rt, B a tm a n , yönlendirm eyi a m a çla m a k ta d ır.. 3) S ö zü e d ile n E y le m P la n ı; 81 ilin p o ta n s iy e lŞ ırn a k , B artın , İğdır, Y a lo v a , K a ra b ü k ve D ü zce illerin d e 5 yıl ağ açland ırm a öngörülmemiştir. Üstelik eylem planında a ğ a ç la n d ırm a a la n la rın ı, 2 0 0 6 so n u n a d eğin y a p ıla n bu 2 7 ilin 4 2 7 bin h ektar potansiyel a ğ a ç la n d ırm a a la n ı ç a lış m a la rı, ik lim i, to p o ğ ra fy a s ı, to p ra k yap ısı ve bitki bulu n du ğu yazılıd ır. Bu illerin eylem p la n ın a a lın m a y ışı örtüsün gibi bilgileri içermektedir. A ncak ağ açland ırm an ın teknik elem an yokluğund an m ı, fid an yetersizliğinden m i, a m a c ı , d i k il e c e k a ğ a ç v e a ğ a ç ç ı k l a r ı n tü rü u n u t k a n lık t a n m ı y o k s a c e z a lı o lm a la r ın d a n m ı açıklonmamaktadır. Hedefi belli olm ayan keyfi bir uygulama kaynaklanıyor. ile karşı karşıyayız. Söylendiği gibi 2 milyon 3 0 0 bin hektar ' ' i '■''S■ 1. ’1a'"\-‘ ‘- TOnGffirsBKflH3^33KSs^el39ftK3E53», ^.'^->“#<7* \v^'-\v>V -'^V^î^cı.0^ * ' - ' •;*-— ■ •r'-^ .5J. :1 •■ ■ • . A " W ‘ * -•-'*•v<v.v\.*'• ^ p n ^■ H r ı ® •‘ 5 r * ; ' « f i ? ■f Jf v r m f- EYLEM PLANI GERÇEK OLMAYAN SÖYLEMLERE DAYALI TAM BİR ALDATMACADA İsmail OZKAHRAMAN O rm ö n Yt/ksek Em ekli AG M 'Genel Sm , 1Ü T ■ IS -‘;4.|6}i Çevte ve -Orman. Sokanı Veysel Eroğlu, Eylem-Plan/ :run girişinde '< Günümüzde yaşanan ' .k a fe sfj;tsm p ıia Vç sp riü cu n d a yaşan an iklim değişikliğine karşı crfınabileceken önemli tedbirlerin başında vengnsiz ormanların süratle ıslah edilmesi m e v e *uygun y&rJerde. a ğ a çla n d ırm a y a p ılm a sı K m g e lm e k le d ir ö d e d i k t e n so n r a < D e v le t orm ancılığından mjllet orm ancılığına geçişin bı n f- .» •♦ * t J F m basom ağıcn o lu ştu raca k bu çalışm alara^ katkı' Sağlayan herkesi ku tlu yo r... > : açıklamasında bulunuyor. Kendisinden önceki Bakan O- Pepe' de benzer açıklamalarda bulunmuştu. Küresel ısmmo ve iklim değişikliği söylemine'i^nlikl#manıyörlarsa §u sorulara yanıt vermelerini beklemek hakkımız,. •« •te a. İklim değişikliği varsa neden her yerde orman ■ p P t yetişilmekten söz ediliyor? Belki bir süre sonra kuraklık sonucu dikilen ağaçlar kuruyacak Örneği t ip y iklim değişikliği nedeniyle 20 yıl sonra hangi i alanlarda orman yetiştirilebileceğine ilişkin bilimsel bir çalışma bulunmamaktadır. #, = fa. İki im - deği şikli ğin e koş ut o lo rak P P *4 ağaçlandırmalarda kullanılacak ağ aç/ ağaççık $ P tülleri belirlenmiş midir? Kuraklığa ve yangına dayanıklı ağaç türleri ve orman yopıfan nelerdir? c. İklim değişikliği varsa, orman fiddnlıldanhdo H is yetiştirilen fidanların türlerinde değişiklik yapıldı mı? Bu sorulann yanıtları verilebilseydi, Eylem Planı; İklim bölgelerine göre ağ aç türlerini, fidan niteliklerini, toprak özelliklerini belirler, fidanlıklar Satma girişiminin yanlışlığını anlar, yeni orrnarı oluşturma amaçlarını açıklayabilirdi. Küresel ısınmanın ve iklim değişikliğin uman ağaçlandırma yapmak ise kuraklıktan en çok etkilenen illerden birisi olan İğdır' â ağaçlandırma öngörülürdü. 7 } 5 yıldır "devlet ormancılığından milleti orm ancılığına geçiyoruz" söylemini; ormanların] özelleştirilmesi, 2B arazilerinin satışa çıkarılması, ormanlara zarar veren süreçleri anayasal güvenceye kavuşturulması girişimleri izlemişti. Meğer daha neler varmış. Bire on katarak "Trakya büyüklüğünde ağaçlandırma yapıyoruz" denmesinin ardından ne çıkacak? Rakamlan değiştirerek siyasi rant sağlama, kamuoyunu yanlış yönlendirme bir şeylerin hazırlığı olm alıdır diye düşünürken-,; bunun ipuçlarını hazırlatılan "anayasa tasloğı"nda görmeye başladık.] 8) Ağaçlandırma, orman vb. konularda yazı yazanlar, siyosı rant sağlama kaygısı gütmüyorlarsa konuyu hiç bilmiyorlar demektir. Eylem planının yanındaki 2008-2012 rakamlarından 4 yık kapsıyor I çıkarımında bulunuyor. O ysa bu rakam lar plahüT 5 yılı kapsadığını göstermektedir. 5 şubat 2 0 0 5 . ho( hektar) =10 dekar V 10 0 0 0 m2 Çevre ve O rm an Bakanlığının 2 0 0 8 -2 0 1 2 yıllarını kapsayan ve "Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Seferberliği Eylem Plânı" hakkında 1992—1997 yıllan arasında Ağaçlandırma Genel Müdürü sıfatıyla görev yapmış bir insan olarak görüşlerimi açıklamam, kamuoyunu bilgilendirme açısından artık zorunluluk haline gelm iştir: 1) Sözünü ettiğim, sözde ağaçlandırma eylem plânı Kasım—2 0 0 7 ayında aynı adlı bir kitapta ve "www.cevreoiman.gov.tr" internet sitesinde de yayımlanmıştır. Plân 2 0 0 8 -2 0 1 2 yıllarını içine alan 5 yılda toplam 2 3 0 0 0 0 0 hektar a lan d a "ağaçlandırma, rehabilitasyon, erozyon kontrolü ve m er'a ıslahı" çalışm ası öngörmektedir. Bu çalışm aların " 2 .1 6 4 .0 0 0 hektarının Çevre ve Orm an B akan lığ ın ca, 1 3 6 .0 0 0 hektannın ise diğer kurum ve k u ru lu şla rca y a p ıla c a ğ ı" belirtilmektedir. Çalışm alar için öngörülen toplam m a liy e t is e 2 . 7 0 2 . 1 0 0 .0 0 0 , - Y T L .d ir . 2) Plânla ilgili eleştirel yaklaşımlanmı değişik açılardan açıklam ak isterim; BAKANLIK KEN D İ ASLİ G Ö R EV İN İ BAŞKALARINA YIKM A N IN P EŞİN D E... a ) Kam uoyuna yap ılan a ç ık la m a la rd a "ağaçlandırma" kavramı öne çıkmaktadır. Doha açık bir söylemle 2008'de toplam 4 2 0 000 hektarla başlayıp, 2 0 1 2'd e 5 0 0 0 0 0 hektara ulaşan yıllık çalışmaların tamamının ağaçlandırma olarak nitelendirildiği ve bunun bilinçli bir saptırma olarak sürdürüldüğü ortadadır. Çünkü sözünü etliğim sözde seferberlikle ilgili çalışma plânında bakanlığın kendi adına plânladığı ağaçlandırma miktarı 5 yılda sadece ve sadece 116 000 hektardır. M ı a trajikomik olan husus ise bakanlık dışındaki kuru m larca ya p ılm a sı ön g ö rü len top lam a ğ a ç la n d ır m a m ik t a r ın ın , B a k a n lığ ın çalışm alarınd an 2 0 0 0 0 hektar d aha fazla öngörülerek toplam 136 0 0 0 hektar olarak gösterilmesidir. Yani asli görevi ağaçlandırm a yapmak olan ve bünyesinde "Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü G en el M üdürlüğü" gibi bir kuruluş barındıran, ilk ormancılık birimini 1839'da kuran bir b akan lık, propagandasını yaptığı •»^açlandırma çalışmasını bile, kendi dışında olan "yönetimi, (inansal kaynağı ve teknik kadrosu* itibarîyle etkisinin olamayacağı diğer kuruluşlara havulo etmiş görünmektedir. Bu aldatıcı ve yüzeysel Orm an ve Av yoldaşım her şeyden önoe ciddiyet ve sorumlulukla boğdaştıniamaz. P lân d a sözü e d ilen 4 1 2 2 sa y ılı M illi Ağaçlandırm a Ve Erozyon Kontrolü Seferberlik Kanunu, 1995 yılında çıkanlm ış olup, yasada bakanlık dışında ağaçlandırma ve erozyon kontrol çalışması yapacak kamu kurum ve kuruluşlarının "bünyelerinde uygun kapasiteli ormancılık birimleri kurabileceği ve gerekli mali kaynağı bütçelerinden karşılayacakîan" belirtilmiştir. (Md:4) Tahmfn ed ileceği üzere bu h üküm ler o dönemde bile hayata geçirilememiştir. Bu günkü reel, ekonomik, idari ve siyasal şortlar, bunun yap ılab ilirliğ in in m evcut o lm ad ığ ın ı a ç ık ç a göstermektedir. Oysa Cumhuriyetin ilk dönemlerinde örneğin, TC D D , demiryollan kenarlannda yalan a akasya d ikim lerin i b a şarıyla gerçekleştirebiliyordu D İĞ E R K U R U LU ŞLA R A Ğ A Ç L A M A YAPAMADIK DERSE BİR YAPTIRIMI VAR MI? EL CEVAP: Y O K !... Konu ile ilgili 1 Kasım 2 00 7 gün ve 2 0 0 7 /2 8 sayılı Başbakanlık genelgesi yayınlanmıştır- Valiliklerin nasıl çalıştığı bilinmektedir. Bürokrasi 3 oyda bir ağaçlandırma faaliyetleri hakkında bakanlığa bilgi verecekmiş. Bürokrasinin işin neden yapılmadığı raporla açıklam akta, ne kadar m ahir olduğu hem en h erkesin p a ylaştığ ı b ir k a n a a ttir. SÖZDE EYLEM PLANI, REHABİLİTASYON D E N E N C A F C A F L I K E L İM E Y E V E UYGULAMAYA DAYANDIĞI İÇİN, GERÇEK DIŞIDIR VE ALDATMACADIR. b) Rehabilitasyon kavramı üzerinde özellikle durmak durumundayım. Çünkü Bakanlığın çalışma plânında toplam 2 3 0 0 0 0 0 hektarlık çalışmanın % 7 3 'üne denk gelen 1 683 0 0 0 hektarlık bölümü Rehabilitasyon a d ı altın d a öngörülm üştür. R e h a b ilita s y o n s a d e c e o r m a n c ılık terminolojisinde değil; ekonomi, finans, eğitim, tıp vb. alanlarda do, kullanılmaktadır. 1969'd a İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesinden birincilikle mezun olmuş bir orman yüksek mühendisi olarak silvikültüre! yani orm an yetiştirme çalışm aları anlamında Rehabilitasyon denen özel bir uygulama o ld u ğ u n u h a tırla m ıy o ru m . D o la y ıs ıy la Rehabilitasyon adı altında yürütülmesi plânlanan çalışm aların ağaçlandırm a olarak nitelenmesi, orm ancılık bilimlerine de, bugüne kadar yopıton uygulam alara do aykırıdır. D ah a d a önem lisi, kamuoyunda ağaçiondema denilince olda yalnızca fid an d ikim i ile g erçekleşen bir u yg u lam a anlaşılm aktadır. En aldatıcı yanlordan birisi de insanlardan ağoçianckrma yapacağız görünümüyle bu sözde ağ açla n d ırm alar için m addi destek istenmiş oJmasrdır. Bakanlık ye4kiWen "ağaçlandırmak’' anlamında illa yabancı bir kelime istiyorlarsa, kendilerine Fransızca "boiser* ve "reboiser" kelim elerini; İngilizce "afforest" ve Veaffonest" kelimelerini önenrim. Fakat bakoniğm rehabilitasyon kavramım seçmesimn biknçfi bir saptırma ve kamuoyu aldatma oldu ğu d üşüncesindeyim . R ehab ilitasyonun "iyileştirme, ıslah, onarm a* anlam ına geldiği ve asla ağaçlandırma anlamında kullanılamayacağı çok açık bir gerçektir. N e v a r İd, Rehabilitasyon kelim esini ve uygu lam alarını, serbest piyasa ekonom isinin pazarlam a teknikleri, ustalıklı PR (Halkla İlişkiler} ve ö z e llik le T V p ro g ra m la rı a r a c ılığ ı ile "ağaçlandırm a" olarak toplum a sunm ak, itiraf ediyorum ki, başarıyla sonuçlanmıştır. Toplumun seçici algı mekanizmafan bu kanoda da değiştirilmiş gözükmektedir. BU PLAN FINDIK REKLÂMI GİBİDİR... YERSENİZ!.. Konu He ilgili olarak, O rm an Amenajmonı ile Silvikültüre! çalışm alarda deneyime sahip bazı uzmanlarla da konuşlum. Onların önemle belirtiklen b ir d iğ er h usu s, bu ça lışm a la rın m iktarım olduğundan çok fazla göstermenin m üm kün olm asıd ır. Ö rn eğ in 1 0 0 hektarlık k a p alılığ ı bozulmuş bîr orman veya hatta maki alanını tel örgü ile çevirip 3 -5 hektannda çok sınırlı ölçüde palamut ekimi veya birkaç fidan dikimi ile yo do sodece çalı ve ağ aççık niteliğindeki makilikleri toprak seviyesinin 1 0 -1 5 cm . üzerinden keserek sürgün vermelerini sağlayacak şekilde canlandırma kesimi yapm ak ve bu uygulamayı " 1 0 0 hektar sah ad a rehabilitasyon gerçekleştirdik'’ diyerek resmi kayıtlara geçirm ek mümkündür. O rm an Genel Müdürlüğünde uzun yıllar çalışmış olan hu uzmanlar bu işin asıl am acının onman yenilemek değil, endüstriyel ve yakacak nitelikli odun ekte etmek olduğunu da eklemektedirler. Bunlar "Tüyler Bqkonlık yetkilileri "ağaçla ndırmcık" ontamfncb >ade ogoçtanduma seferboriıği plânını ıco uzun sütedir gösterilen findik vtak: fecîm© ite özetlemek mümkündür. Sunun eri çnnh örneği 2005 yılındo ' 7 3 .0 0 0 Nektar oterak gösterilen oğaçtencferma, ^ uygulam alarının 2 0 0 6 'd a do b*t arrişio lom 4 0 1 -0 0 0 Keldoro .yhyy n^tadn- 2 2 5 Tık hır artış), Bunlar UNEP ve " v .'' ve do b»kf>nien resmi Ç evre ve O rm an Sukanfa^ mtanmlnndır ORMAN KÖYLÜSÜ UMURUNUZDA Mt? Aynca 2 0 0 6 yılına kadar, Bakanlık toplam 438.000 hakta* rehobufloiyan çalışmos» yapıldığını îjüp*% ww>. plâncı A uygularno yvlı olan 2008 için degGoten n*<ıob»fikjsyon çokynası, bu güne kadar ricka edilen toplam «^em a»nn % 74'üne dmrk gelen b r rakamla 3 1 8 .0 0 0 hektar olarak ıXi>s?ı?T'T*rrîr5iıf 8û rokam rehabilitasyon denen vb a^oçfc»nd*mKi ilgisi olmayan çokçmalann bile jctatyettea uzak yapılacağının bir göstergesidir. £■ ■ ■ • kadar çokşmo otom nasıl belirlenecek, nasıl fcoıvnc>cok ^ ' ^ ^duğu söylenen cuman taşkmariıkton omdadır, c j Ağaçtondınnu son detece ciddî, teknik bir pİ& 4am o ve uygulam a İşidir, Ağaçlandırm a ^oinmalon için ‘ mevki, iklim ve tapıç^" özelliklerini o erru^tjı eKıdı i ite bunlann fa» uyguluma bağtenmaşı hayatı önem n a r * * * * * o sadece oğotfonchniacuk alanın + *> * *' se çim .nd e rt ib are t d « d e ğ ild ir, tf^o^nctemodo kuflardocak fedan üretiminden; «noesmsn ve »mon kaynaklan ‘ özellikle teknik F *** W içine olmak ^ ®A5MÜHÇN0İSlİkItRİ R A O fT O lA N FCVkN YARIYA AZALTTINIZ. UTHALA -*C FK SİN C ? illa yabancı bir kelime istiyorlarsa, kendilerine Fransızca "boiser* ve "reboiser* kelimelerim; İngilizce "afforest" ve "reafforest" kelimelerini öneririm. Fakat bakanltötn rehabilitasyon kavramım seçmesinin bilinçli bir saptırm a ve kamuoyu aldatma okluğu düşüncesindeyim. Rehabilitasyonun "iyfeşttrme, ıslah, onarma* anlamına geldiği ve asla ağaçlandırma t/ > çok ciddi sorunlar yaşanmıştır. Bunun en yakın tanıklarından birisi de kurulan Ağaçlandırma Genel Müdürlüğüne, genel müdür olarak atanan ben oldum. O ysa örneğin 1950'lerden başlayarak Fransa, bu konuda ağaçlandırma fonu ile ön«mlı atılımlar yapmıştır. Finansman sorununun bugün de devamlı, sağlam ve güvenilir bir kaynağı olduğu kanısında değilim. Zaten ağaçlandırma fonu do, diğer fonlarla birlikte kaldınlmış bulunmoktadır. e) Bilindiği gibi Orm an Bakanlığı İkinci kez, 1992 yılında yeniden kuruldu. O tarihe kador Tanm Orman ve Köy İşleri Bakanlığı içinde Orman Genel Müdürlüğü ormancılık faaliyetlerinin ana yürütücüsü idi. Devlel Planlama Teşkilatının Kasım 1999'da yayınladığı "O rm ancılığım ız" başlıklı yayında ormancılıkla ilgili istatistiki bilgiler yer almaktadır. Bu kitapta verilen bilgilere göre 1939—1998 yıllan arasında en çok ağaçlandırma yapılan yıl 1988 yılıdır. O y ıl, 1 1 9 0 0 0 h ektar orm an içi a ğ açla n d ırm a yapılm ıştır. Bu ra k a m , diğer anlamında ağaçlam alarla birlikte toplam 1670 0 0 hektara kuöamlamayocağt çok açık ulaşmaktadır. Yine aynı dönemde en çok fidan bir gerçektir. üretilen yıl ise, 633 milyon adet fidan ile 1989 yılı olmuştur. B en, o dönem de O rm a n G en el Müdürlüğünde Ağaçlandırma ve Silvikültür Dairesi alınırsa bu rokamın, 4 5 0 .0 0 0 hektar ağaçlam a Başkanı olarak görev yapıyordum. Üzülerek için ortalama 1 milyar adet/yıl fedan olacağı teknik belirtmek isterim ki, o dönemdeki uygulama olarak öngörülebilir. Ortada böyle bir çalışma ve rakamları henüz aşılamamıştır. uygulama plânı görülmemektedir. Nedeni, bu Kişisel olarak ülkesini seven her vatandaşımız eylem plânında bize göre zaten böyle bir gibi her yıl artan miktarda ağaçlandırma ve erozyon ağaçlandırm a yapılmasının düşünülmemesidir. kontrolü çalışması yapılmasını elbette yüreklen Aynca 2 002'den bu yana, ben Genel Müdür iken isterim. Ancak, ağaçlandırma ve erozyon kontrolü yıllık toplam fedan üretim kapasitesi 1 milyar ödet çalışmalarının ormancılık bilimlerinin tekniklerine olan fedaolıkionmızın mevcut kapasitesi ise ne yazık uygun bir uygulama, yeterli sayı ve nitelikte teknik kı geçen 5 yıl içerisinde toplam 4 6 0 milyon elem an, uygun uygulama birimleri ve sağlam adet/yıl'a düşürülmüştür. Keza ağaçlandırm a finansal kaynaklarla olm ak şartı ile. Çünkü teşkilatının uygulama birimlea kuşa çevrilmiş; ağaçlandırma çocuk yetiştirmek gibi "özen, bilgi, başm ühendislikler ve fid anlık m üdürlükleri sevgi, özveri ve ciddiyet" isteyen bir iştir. İşini iyi kapatılmış ve ağaçlandırm alar Valilik emrindeki yapan herkese de, kim olursa olsun saygı duyanm. Çevre ve O rm an Müdü dükleri nin" insafına Sözde eylem plânının ekonomik analizi de katmıştır. tutarlı değildir. Plânın 5 yıllık m aliyetinin 2 ÖNGÖRDÜĞÜNÜZ SÖZDE 702.10 0.000 YTL yo da eski ifadeyle 2 ,7 katrilyon UYGULAMALARI HANGİ PARAYLA TL olduğu belirtilmektedir. Ne var ki; uygulamaların YAPACAKSINIZ? birim maliyetlerinde de bir tutarlılık görülmemektedir. d) Milli Ağoçiandtrmo ve Erozyon Kontrolü Örneğin; Bakanlığın yapacağı toplam 116.000 Seferberliği Konunu'nun getirdiği en önemli hektar ağaçlama için toplam maliyet 232.000 000 yervtkteftten bîris» de oğoçkmdtfmo fonu kurulması YTL'dir. Buna göre hektar başına ağaçlandırma id». Bu fon. temelde arman gene) müdürlüğünün maliyeti 2 0 0 0 YTL'dir. O ysa diğer kurumlar için so‘ ıŞ gelirlerinde:’ % 5 'â kadar uloşon bir hektar maliyet 5 44.00 0.000 YTL: 136 0 0 0 hektar bâfcmûnün obanknas ite oluşocaktı. Ancak 1992 - 4 0 0 0 YTL olmaktadır. Bu durumda aynı iş için jonros4 Ağaçlandırm a G enel Müdüriüğü'nOn iki misli fark söz konusudur. Otman Bakankğ te bdfae ıjenidan ioafcjtotgeçmesi Bir diğer anormal görüntü erozyon kontrolü le gokşmaiar ç n kaynak öulunmoendcı gerçekten çalışmalarında görülmektedir. Plâna göre toplam ^ a>ig İ 5 -^ â> -S a) >< d -i- -n no ö c E :D o ,. c p E E ~ö p o Mc £ bz _ p c ■g o J2 o E c o P p "D E cE - *o S S § j§ w C s/ < p .b = <= “ O o “D J C - C O c _o § Ri S H o Ç~ CO O 3 2 7 .0 0 0 hektar erozyon kontrolü çalışması için 3 9 2 4 0 0 0 0 0 YTL harcanacaktır. Bu durumda erozyon kontrolü çalışm alarının hektar maliyeti 1200 YTL.dir. Bu durum, gerçeği yansıtmamaktadır. Çünkü erozyon kontrolü çalışm alon topografîk olarak daha zor olanlard a ve çoğunlukla işçi gücüyle yapılır. Aynca "örm e çit, kuru duvar, eşik vb." teknik tedbirler için ekstra masraflar yapılabilir. Yani erozyon kontrol çalışm alarının m aliyeti uygulamalann da kanıtladığı gibi ağaçlandırmadan yüksek olmak durumundadır. Ancak "biz yaptık oldu" mantığına söylenecek sözümüz yoktur. SAYIN BAKAN HEM TÜRK HEM DE YABANCI KAMUOYU VE KURULUŞLARINI YANILTMAKTADIR ve bu toplam ın tam am ı ne yazık ki oğoçfonckrma yapılmış olarak gösterilmekledir. Ne var ki, U N EP sitesinde 2 0 0 7 programı 401 0 0 0 hektar ağaçlandırma olarak gösterilirken. Bakanken Ağaçlandırm a Eylem Plânı kitabında gösterdiği 2 0 0 7 ağaçlandırm a programı sadece 31 500 hektardır. O ysa rehabilitasyon programı, dikkat ediniz, 3 1 7 5 0 0 hektardır. Dem ek ki Bakanlık ağaçlandırma te rehabfcasyonun fcrrfdı uygulamalar olduğunu bal gibi bîlmekie am a bunlonn hepsini nitelikleri ne olursa olsun sadece oğoçiandımno çakm ası imiş gibi sunmaktan da çekinmemektedir. UNEP'e göre agaçlondtfmodo dünya ûçûncüsu gözükmemizin perde arkası ise şöyledir: UN ER "Gezegenim iz için (1) bir m ilyar fidan dikelim" Son olarak Çevre ve O rm an Bakanı Sn. kampanyası başlatmıştır. Sitede Öyle bir cümle var ki en aklıselim insanı bile zıvanadan çıkaracak Prof. Dr. Veysel Eroğlu'nun 16 Aralık 2 0 0 7 tarihli niteliktedir. Deniliyor ki, "Türkiye'de 2 0 Kasım 2007 Hüniyet Gazetesinde yayınlanan bir açıklamasına günü 150 milyon adet fedan dikimi tamamlandı". değineceğim. Bakan Eroğlu, "Ağaçlandırm ada Buradan çıkabilecek dk yorum Türkiye'de her saniye dünya birincisi olmak istiyoruz. Bu yıl üçüncü olduk. ve her yerde dfelen her fedaron bir elektronik sistemle 2 0 1 2 yılına kadar 2 milyon 3 0 0 bin hektarlık olanı kontrol edildiği {]...} ve söz konusu tarihte de 150 ağaçlandıracağız" demiş. milyonuncu fidanın dikildiği şeklinde olabilir. Buraya kadar yaptığını teknik açıklam alarla re h ab ilitasyo n ç a lışm a sın ın a ğ a ç la n d ırm a Bakardık, "2 0 0 2 yık öncesinde yılda ortalama 75 0 0 0 hektar ağoçtandırma yapılıyor" diyordu. olmadığını ve olamayacağını ortaya koydum. Su Pekâlâ, 1 5 0 milyon adet fid an la k a ç hektar işlerinden pek anlam am oma ağaçlandırmadan ağaçlandırm a yapılabiliyor. H ektara, türlere ve çok iyi anladığımı saklayacak değilim. Sayın Bakan, uygulama şekline göre 2 0 0 0 - 2 5 0 0 adet fidan "2012 yılına kadar 2 milyon 3 0 0 bin hektarlık alanı dikildiğini düşünerek 150 milyon adet fidanla 6 0 ağaçlandıracağız" diyerek sadece Türk kamuoyunu 0 0 0 - 75 0 0 0 hektar ağaçlandırma yapılabileceği değil dışarıdaki kuruluşlon d a, kibarca söylersem ortaya çıkar O zaman bu rakorran 2 0 0 2 öncesinden yanıltmaktadır. farkı ne söyler misiniz? Örnek olarak UNEP (Birleşmiş Milletler Çevre Programı) adlı kuruluşun internet sitesinde. Çevre Bu analizle, bir başka biçimde d aha, 2 002 ve O rm an Bakanlığının resmen verdiği bilgilere yılmda da U N EP internet sitesinde belirtilen 4 0 0 dayanarak, uluslararası bir kurum da benzer 0 0 0 hektar ağaçlandırmanın, söylendiğinin tam tersine ada yapamadığı ortaya çıkar. yanıltmalara alet edilmektedir. Ancak, bu durum aynı zam anda Bakanlığın kendi çelişkilerini ve Kişisel olarak ağaçbnckrmoda mevcut uygulama biçimleri ve gerçek rakam larla dünya birincisi açmazlannı da rasyonel düşünenler için ortaya koymaktadır. İlgili siteden anlaşıldığına göre Çevre olacağımıza kesinlikle inanmıyorum am a gerek Türk ve gerekse Dünya kamuoyunu yanıltma ya ve Orm an Bakanlığı, Bakanlık çalışmalarını 2 002 öncesi ve sonrası olarak, siyasal ayrışmaya tabi do, gerçek dışı rakamlarla kandırma konusunda tutmuştur. Şöyle ki, 2002 öncesinde sözde Türkiye'de halen dünya birincisi olduğumuzdan hiç kuşku ortalama 75 000 hektar ağaçlandırma yapılıyormuş. duymuyorum. Açıkla molanmı Abra ham Lincoln'a atfedilen Ama, aynı sitede 2003'de 117 0 0 0 hektar, 2004'de 165 bin hektar, 2005'te 178 000 hektar ve 2006'da söderie tam am lam ak istiyorum: "Bazılonnı her zaman kandırm ak mümkündür. Herkesi bazen 401 0 0 0 hektar ağaçlandırma, erozyon kontrolü, rehabilitasyon ve m er'a ıslahı çalışması yapıldığı kandırmak da mümkün olabilir. Am a herkesi, her belirtiliyor. z a m a n k a n d ır m a k m ü m k ü n d e ğ ild ir ." Aslında Sayın Bakoron açıklamaca, benim teknik Teknik nitelikteki bu açrklam atan 'aklım ın, olarak söylediklerimi doğruluyor. 2002 Öncesi için vicdanîmin, bilimin, bilgi ve deneyimlerimin* ışğı sadece "oğoçksrıdırmo" kelimesi kullanılırken, 2002 altında, objektif ve bağımsız düşünme ilkesiyle ve so n ra sı iç i n büyüyen r a k a m la r tamamen özgür irademle kaleme aldığımı özellüde " a ğ a ç la n d ırm a + re h a b ilita s y o n ♦•erozyon belirtir, meslektaşlarımızın göstereceğiniz ilgi ve kontrolü m era ıslahı" toplamı şeklinde verilmekte d u y a rlılık için şim diden te şe k kü r ed erim . f) _________ _____ »#*«■* fT f ■ ANKARA ÇAĞDAŞ ORMAN MÜHENDİSLERİ'NDEN IM m O B meslek odaları yeni dönem nİenSkteri çerçevesinde O M O Ankara G enel Kurul etkinliklerine katılan ‘ Ç ogdoş Grup" ; Uffesjniz oım analık sorunlanna ilişkin o*orok yaptığı saptamaları ve çözüm yollannı içeren çağrısı ile kamuoyu cruyariığtnı etkilemeye çalıştı. Ç ağn ; ORMANLARI YOK ETMEYELİM, ÜLKENİN GELECEĞİNİ KARARTMAYALIM Uluslararası sermayenin azgınlaştığı 1980 sonrası, ormanlanmız üzerindeki baskılor da giderek artmaktadır. Son yıllarda AKP hükümetlerinin ekonomik politikalarını belirleyen ve adeta onlarla ö zd eşleşen u lu s la ra ra sı se rm aye, özelleştirme adı altında ülke kaynaklannı, özelleştirilen bankalar ve borsa oyunlan ile sömürmekte ve bu kaynaklan yurt djşına taşımaktadır. D ünyada kabul g ö re n değerlendirmeye göre orman varlığımızın azlığı bilinmektedir. Son yıllarda orman varlığımızın arttığı söylenerek orman ta la n ı ö rtb a s e d ilm e k isteniyo r. A n a y a s a ve O r m a n Y a s a s ı değişiklikleri, 5 1 7 7 Sayılı Maden Yasası uygulom alan ile m ilyonlarca hektar ormanın yok olmasının önü açılmaktadır. O te yandan yetkililerce, tam bir şark kurnazlığı sergilenerek bilim ve teknik a şı açıklam alar yapılmaktadır. 20082 0 1 2 döneminde Bakanlıkça 116 bin ha. diğer kurum larca 1 3 6 bin ha. a ğ o ç ia n d ir m a öngörülmesine karşın, î'c k y a k a d a r b ir a ğ a ç la n d ırm o yap ılacakm ış izlenimi yaratılm akta, -orm al silvikültür çalışm aları da yeni arm or oluşturulması gibi gösterilmek seanseidiedk Türk ormancısının bugüne kadar dm bir sıkıntı ve özveriyle yaptığı Ç a k fm a la ra saygısızlık ed ercesine, <arr«u-jyxvz yonfiş bilgiler verilmektedir. Jri*rr (Seğfş-in.ğ.. küresel ısınma ve « v ö ttiik sşerunlarinın yaşandığ ı bir ormonkonn yok olm asına neden o lacak yasal düzenlemelerin g ü n d e m e g e tirilm e s in i a n la m a k olanaksızdır. Bilim çevreleri eğer önlem alınm azsa Akdeniz Bölgesi'nin step ve ç ö l ik lim in e g e ç e b ile c e ğ in i belirtmektedirler. 5 8 ve 5 9 . hükümetler döneminde mesleğimiz ve meslektaşlanmız zaranna yapılan çeşitli uygulam alar, örneğin; Başta, ormancıların mabedi gibi olan 'TAŞ BİNA" olmak üzere en küçük eğitim ve so sy a l te sisin e k a d a r bütün b irik im le rin in e ld e n ç ık a r ılm a s ı, 116 orman fidanlığından 39 tanesini kapatma ve satma karan alınması ve 6 tanesinin satılm ası, yıllık fidan üretim miktarlarının azaltılması, O ım analık mesleği eğitimi gerektiren konularda diğer meslek gruplannın ön p la n a ç ık a r t ıla r a k m e sle ğ in ve meslektaşların ikinci plana itilmeleri, 2/B arazileri konusunda veri tabanı oluşturulmaması ve kamu yaran gözeten bir yaklaşım gösterilmemesi, 2 0 0 5 yılındaki 1 0 0 bin hektarı bulmayan ağ açlandırm a ve erozyon kontrol çalışmalarına karşın bakan Sayın PEPE'nin "Cumhuriyet tarihinde ilk kez 4 0 0 bin ha ağ açla n d ırm a yaptık" şeklindeki yanıltıcı söylemlerinin, bugün Sayın Başbakan tarafından "5 yılda 2 30 0 000 ha. ağaçlandırma yapılacaktır" şeklinde söylenerek sürdürülm esi, • Benzeri g ö rü lm em iş ö lç ü d e partizanlık yapılarak mesleğimizde liyakat sisteminin ah üst edilmesi. Bu yanlış uygulamalardan bazılandır. 6 0 . Hükümet hazırlattığı Anayasa Ta slağ ın ın o rm a n la rla ilg ili 1 3 1 . maddesinde; • O rm a n la rın , yerli ve yab ancı firm alarca İŞLETTİRİLM ESİNE olanak sağlamaktadır. Ülkenin geleceği birkaç firmonın çıkan uğruna yok edilm ek istenilmektedir. ■ 5 9 . Hüküm et tarafın dan 2 /B konusunda tarihi milat olarak ilan edilen 3 1 .1 2 .1 9 8 1 tarihinin 2 3 .0 7 .2 0 0 7 'y e çekilerek 2 6 yıllık açm a ve yerleşmelerin yasallaştınlma olanağı sağlanmaktadır. " .... Tanm alan ların a veya başka alanlara dönüştürülmesinde kesin yarar olduğu tespit edilen a la n la r..." hükmü ile o rm anlar sürekli orm an rejiminin dışına çıkarabilecektir. O rm a n c ılık k am u o yu , tüm bu olum suzluklara karşın, m esleğin en önemli örgütü olan O M O yönetiminin bu o lu m su z lu k la ra ya h iç tepki vemıediğini, Anayasa Taslağı konusunda ise verdiği tepkinin sınırlı olduğunu izlem iştir. G ü c ü n ü üyelerind en ve demokratik işleyişinden alması gereken O M O 'n u n g ö revi ve g ö rün üm ü tamamen değişmiş durumdadır. Meslek örgütüm üzün kim liği ve örgütsel bağımsızlığı göz ardı edilmiş, O rm an Mühendisleri O dası, Bakanın ve Orman G enel Müdürünün noterliğini yapan, Kurumun bir Daire Başkanlığı hüviyetine sokulmuştur. ıllardır meslek ve meslektaş sorunlannın bilimsel ve teknik ölçütlere göre çözümü için savaşmış bir örgütün, siyasal iktidara payanda olmasını meslek kamuoyu ve meslektaş olarak kabul etmiyoruz. Bütün Meslektaşlarımıza sesleniyoruz. Yerli ve uluslararası sermayenin baskısı ile ormanlarım ız üzerindeki tehditlere dur!... demenin zamanıdır. - Ü lkenin g e le ce ğ in in , Atatürk ilkelerinin ve Cumhuriyet değerlerinin yok edilmemesi, - Ormanlann ulusal bir varlık olarak kamu yaranna işletilmeleri, geliştirilmeleri ve genişletilmeleri, - Ülkenin doğal zenginliklerinin, biyolojik çeşitliliğinin korunması, doğal varlıklarımızın ve ormanlanm ızın yok olmaması, - Orm ancılık sorunlarımızın bilimsel ve teknik ölçütlere göre çözüm ü, Konu ların da gelin birlikte savaşım verelim. 'Ç A Ğ D A Ş ORMAN MÜHENDİSLERİ' Orman ve Av A m sterdam 'ı b irka ç sa yfaya sığ d ırm ak, k a n a lla r kentini o kura sa d e bir dille a n la tm a k ... İlk kez 19 8 8 'd e gittiğim ve altı ay kaldığım Amsterdam'a daha sonra birçok kez yolum düştü. Hakkında her seferinde yeni şe yler ö ğ ren d iğ im bu kenti anlatm aya nereden başlayacağım ? T a rih i e v le r in i, m ü z e le rin i m i a n la tsa m , k a n a lla rın ı m ı? U laşım s is t e m in d e n m i b a h s e t s e m , ö z g ü r lü k le r v e h o ş g ö rü k e n ti o lm asından m ı? Parklannı ve yeşil a la n la rın ı mı a n la tm a k o k u ru n ilg isin i çeke r, yo ksa kırm ızı ışıklı so kaklarını m ı? En iyisi hepsinden bir p a rça da o lsa söz etm ek. (Foto 1) Amstel N ehri üzerine bugün Dam adını taşıyan ala n d a kurulan "dam (set, bent, baraj an la m ın d a)' dan sonra Am stelredam m e ism ini a la n kent, daha sonra Am sterdam o la ra k a n ılm a y o b a şla m ıştır. Bir b a lık ç ı k a s a b a s ıy k e n , b o r a jın y a p ılm a sın d a n so n ra ö n em li bir ticaret merkezine dönüşen kent, bu ö z e ll i ğ i n i g ü n ü m ü z e k a d a r sürdürmüştür. Kente g e le n le r en ço k kent merkezindeki tarihi dokunun olduğu g ib i n a s ıl k o ru n d u ğ u n u m e ra k ederler. H ele başta İstanbul olm ak üzere kentlerim izin d o ğ al ve tarihi d o k u s u n u n g ü n gü n n a s ıl yok edildiğini izlemekten b aşka bir şey yap a m a y a n bizler iç in , bu durum daha da m erak edilen bir konudur. R antiyeci y a k la şım b ir z a m a n la r A m ste rd a m 'd a d a e tkili o lm a y a çalışm ış, fakat başanlı olam am ıştır. 19 5 0 'le rd e n sonra m üteahhitlerin tarihi Amsterdam evlerine göz diktiği, o n ları yıkıp yerlerine yeni b in a la r yapm ak is t e d iğ i, fa k a t A m s t e r d a m lila r ın y ık m a k iç in ■ fi bisiklet sürmeye devam ediyorlar. G e c e vyj' 2 4 .0 0 'ten sonra bile fek başına bisiklet sür on çok sayıda kadın görmek mümkün, r ofö-^ras 4 L e id s e p le in , R e m b ra n d ts p le in v e D< fil kentin en ö n e m li m e y d a n la rıd ır. T u ris tte en ç o k b u m e y d a n la r ın o lu ş tu rd u ğ u ü çg ep iç in d e k i a l a n ı g e z e r le r . L e id s e p le in ve R em b ran d tsp lein 'd e m e y d a n a b a k a n k e fe le r özellikle yazın , in sa n la rın en ö n e m li b u lu şm a n o k ta la r ıd ır . D a m m e y d a n ın d a k a fe yo k d e n e c e k k a d a r a z d ır. Ç ü n k ü b ir ta ra fın d a K ra liy e t S a ra y ı (1 6 5 5 y ılın d a y a p ılm ış o la n y* * '* J t4 * * * — i te *2 •l a l 1:1i /t- b u s a ra y , s a d e c e re sm i tö re n le rin y a p ıld ığ ı ■ vt e■ b ir * . y e r d ir . K r a liy e t a ile s i b u ra d a o tu rm am alctad ır), M a d a m e T u ssau d s M üzesi fnuığrytfck 'Kentin merkezinde tramvay ve bisiklet yollan karayohttüUmdaha yoğundur (Soldaki araçlar park halindedir i. y r t (Ü n lü k iş ile r in in m um ya h e y k e lle r i se rg ile n m e k te d ir), N ieuvve K e rk (Yeni K ilise) b u lu n m a k ta d ır. D iğ e r ta ra fta is e II. D ü n y a S a v a ş ı'n d a H o lla n d a 'n ın o y n a d ığ ı ro lü v u rg u la m a k için h a lk ta n to p la n a n p a ro la d a y a p ılm ış o la n " U lu s a l A n ıt" b u lu n m a k ta d ır. gjl j»İiı Y a n i k a le le re bu m e y d a n d a y e r ka lm a m ıştır. F o to ğ ra f 5 D am TW’ ■ M eydanı a n im a t ö r le r i n (s o k a k ve L e id s e p le in g ö s t e r i c il e r in in ) yeteneklerini serg iled ikleri a la n la rd ır. Turistler, ü n lü sin e m a k a ra k te rle rin in k ılığ ın a g irm iş b o ş a ltıla n e v le ri iş g a l e tm e k g ib i ç e ş it li e y le m le r y a p a r a k bunu o lm a la r ıd ır . A m s te rd a m 'ın re sm i o la n bu an im atö rierie beş on sent karşılığınd a nüfusu 7 4 2 bindir. F a k a t, bu rakam fo to ğ ra f çe k tirid e r. A k r o b a s id e n , a te ş veya engellediği ve kentlerine sahip çıktığı A m s t e r d a m 'd a veya k ılıç y u tm a y a v e y a b irk a ç m ü zik a le tin i tek h e p anlo tılır. çalışa n la n n tam sayısı değildir. Kayıt b a ş ın a ç a lm a y a k a d a r çeşitli p e rfo rm a n s la r yaşayan K o n u t so ru n u A m ste rd a m 'ın d ışı n ü fu s u n y a n ı s ıra ç e v re d e k i bu e n ö n e m li s o r u n la r ın d a n b irid ir. b a n liy ö le r d a h il e d ild iğ in d e bu g ö s te rile rd e n en tip ik o la n ı L e id s e p le in 'le T a rih i k e n te d o k u n u la m a y ın c a , r a k a m ın k o n u t b u lm a k d a g ü ç le ş m iş t ir . b ilin m e k te d ir. S a b a h la rı çe v re d e n Ç a re y i ö n c e lik le yurt ve p a n siy o n kent m e rk e z in e d o ğ ru , a k ş a m la rı y a p m a g ib i g e ç ic i ç ö z ü m le r d e da b u lm u ş la r . K o n u t la r a ta m 1 ,5 - 2 te rsi m ily o n a yönde ç ık tığ ı y e rle ş m e sirkü lâsy o n yoğ u n lu ğ u n u a z a ltm a k için g ü çlü b ir top lu u la şım sistem i o la b ilm e k iç in b e le d iy e y e k a y ıtlı ku ru lm u ştu r. 2 0 yıl ö n c e tek o la n s e r g ile n m e k t e d ir . Bu ö z d e ş le şm iş o la n to p c a m b a z ıd ır. F a s a sıllı \ o ld u ğ u s a n ıla n bu g e n ç fu tb o l to p u n u h iç d ü şü rm e d e n d a k ik a la rc a sektireb ilm ekted ir. o lu ş a n hakkını stnıdam ışlar. Konutlara kiracı m e y d a n la r d a T a b iî ki b u n u , s a d e c e y erd e d e ğ il a ğ a ç la r a , 4:.\nısterdam da özgür olduğunuzu rahatlıkla hissedebilirsiniz d ire k le re tırm a n a ra k h atta y e rd e o tu ra ra k b ile y a n m a d a n sü rd ü reb ilm ekted ir. Fo to ğ raf K -EJ 6 o la n la r ı s ır a y a s o k m u ş la r. Y a n i m etro hattı, şu an dört hatta ulaşm ış A m s te r d a m 'd a k ir a c ı o lm a k b ir d u ru m d a . Ç o k ö n e m v e rile n ve gösterilere d e ev sah ip liğ i yapm aktad ır. Çeşitli dönem a y r ıc a lık m e y d a n ı t o p lu m s a l v e s iy a s i Bu şeh rin g ü n eyiyle kuzeyi a ra s ın d a k i to p lu lu k la r b u ra d a fa rk lı g ö ste rile d e s iy a sa l d önem d e k a n a lla r üzerinde özellikle b a ğ lan tıy ı s a ğ la y a c a k o la n beşin ci g ö rü ş le rin i ifa d e e tm e k te , p a n k a rt v e a fiş eski g e m ile r in d e n hattın 2 0 1 3 yılın d a ta m a m la n m a sı a s a r a k , s lo g a n a t a r a k , im z a t o p la y a r a k d ö n ü ş t ü r ü lm ü ş k a n a l e v le r in e y e rle şm e k A m ste rd a m lı o lm a k ta n b e k le n m e k te . 7 5 0 bin n ü fu slu bir kentte b eş ayrı m etro h attı, bu n un s e s le rin i d u y u rm a y a ç a lış m a k ta d ır. H iç b ir izin alın m a d a n y a p ıla n bu gösterilerde "g eniş öte bir a y n c a lığ a d ö n ü şm ü ş. K a n a l y a n ın d a b a n liy ö tre n le ri, tra m v a y g ü v e n lik ö n le m i' a lm ış p o lisle re ra s tla m a k evler, kıyıd an b a ğ lo n an elektrik, su, (F o to ğ ra f 3 ) ve o to b ü se d a y a n a n m ü m kü n d eğild ir. R em b ran d tsp lein ise d a h a te le fo n ve d o ğ a l g a z a lty a p ıs ıy la to p lu u la ş ım s is te m i v e bu d a ç o k re s s a m ve h e y k e ltır a ş la r ın e s e rle rin i birlikte o ld u k ça konforlu yerleşim ler o lu ştu rm u şla r. (Fo to 2 ) y e tm e z m iş g ib i, a lte rn a tif o la r a k s e r g ile d ik le r i, k a f e , b a r, s in e m a v e g e c e b isikle t y o lla rı, b isik le tle r için ayrı k u lü p le rin in b u lu n d u ğ u b ir a la n o la r a k ö n e ç ık a r. n e h ir s a y ı lm ı ş . D am K o n u t so ru n u şid d e tle d e v a m ş im d i a y n ı trafik la m b a la rı ve ç o k katlı bisiklet e t m e m e k te d ir. p a rk la rı v a r. A m ste rd a m , yed id en B u n u n e n ön em li n e d e n i ç e v re d e yetm işe herkesin bisiklet sürdüğü bir Kenti gezm eye Leidsep lein'd en b a şla y a b iliriz. A lriıe re , A m ste lve e n , G aasp erp lo s kent. Erkekler otom o bile yenilm işler. C e n tra o ls ta tio n 'a (M e rk e z İsta sy o n ) d o ğ ru ve G e in g ib i u yd u k e n tle r k u rm u ş F a k a t, k a d ın la r o to m o b ile in at g id e n t ra m v a y la r b u ra d a n y o lc u la rın ı a lıp Orman ve Av O rman ve Av leidseatrao i boyunca d evam eder. Tra m v a y la r d ışında a r a ç trafiğ in e Kopalı olan bu sokakta yürürken ileride sa ğ d aki ilk so kakta A rja n tin 'd e n , hafyo'ya. M eksika’dan, Yunanistan'a, Ç in 'd e n Endonezya'ya k a d a r çeşitli ülkelerin lo kantalarıyla k arşılaşırız. O ıeliılde C um a ve Cumartesi geceleri boş yer bulm am a çok zor olduğu bu io*.arftolar, so kağ ı bir gastronom i merkezine dönüştürmüştür. Sa kağ a gmneden Leidsestraat boyunca devam ed ilirse, dört ünlü kan al üzerinden geçilir. Sırasıyla; Prinsengrocbt (Prenses K a n a lı), K e iz e rg ra c h t (im p a ra to r K o n a lı), H e re n g ra ch t (C e n tilm e n Konalı) ve Singel. Kent merkezini at nalı şeklinde çevreleyen bu kanallann kentin gelişm esinde çok önem li bir ş a y i v a r d ı r . Ö z e l l i k l e d e n iz : e . yesinden a lç a k o lan kentin su b a s k ın a u ğ ra m a s ın ı ö n le m e d e k i işlevleri büyüktür. (Foto?) S m g e l'd e n s a ğ a d ö n ü n c e Biom enm ork'o (Çiçek Pazarı) uloştlır. Her çeşit çiçe k tohumu ve soğanının sa tıld ığ ı bu p a z a rd a kenti veya rtc .ü îr.d a 'y ı sim geleyen ço k sayıda ' - r- y e t i eşyayı bulmak mümkündür. O^eMâe kale soğanlarının sergilendiği *eaqgtğeıt seyretm ek ve fatoğraflamak öffe *oy3c değer. Fakat, am an dikkatli OÜMK. ie a g â rtia n n m fo to ğ raflarının 'f o t o - t e r ö r * o la r a k Jdcfo-'v-SircTr d ü kkan s a h ip le r in i /Ç tçd r r o z o r ı 'n ı g e ç in c e M untplein'e varılır. 4 , 9 ve 14 nolu tra m va y la rın yolunu takip ed erek Rem brandtsplein'e ulaşılır. Eskiden Fotoğraf 7; Prinsengrachtta biry manzarası. ,j ■ r İMİ mMmBi Jl J * mam ■ tereyağ pazan kurulan bu alana adını v e re n , a la n ın o rta sın d a b u lu n an Rem brandt heykelidir. Van G o g h 'la birlikte H o lla n d a 'n ın yetiştirdiği en ö n e m li r e s s a m la rd a n b iri o la n Rem brandt'ın yaşadığı ev, alanın az ile ris in d e , Blauvvbrug Kö p rüsünü geçince ulaşılan W aterlooplein'deki m eşhur B itp a za rı'n ın (Fleam arket) b iraz ötesindedir. Bugün bir müze o la r a k hizm et ve re n R em b ran d t E v i'n d e , re ssa m ın çe şitli e s e rle ri sergilenm ektedir. Bitpozannda ikinci e l k ıyafe t ve e ş y a la rın yan ı sıra dünyanın her yerinden antika eşya bulm ak mümkündür. İnşa edilmesiyle b irlikte p a z a rın a la n ın ı o ld u k ç a d araltan belediye binası ve konser s a lo n u da (M u zie k T h e a te r) bu alandadır. Her yaz geleneksel olarak düzenlenen "G a y Parade" bu binanın ö n ü n d e k i a la n d a y a p ılm a k ta d ır. (Foto9) W aterlooplein'in az ilerisinden, M uiderstraat'tan sağa dönünce 10 0 m etre ile rid e "H o rtu s B o ta n ic u s" karşım ıza çıkar. G eçm işi 1 7 . yy.'da k u ru la n şifa lı b itkile rin üretild iğ i seralara dayanan Hortus Botanicus, sahip olduğu eşşiz bitki koleksiyonuyla d ü n y a n ın en ö n e m li b o t a n ik bahçelerinden biridir. Bitkileri değil de, h ayvan ları m erak ed en ler yola devam ederek 1 8 3 8 yılında kurulmuş olan bir hayvanat bahçesi olan Artis'e ulaşabilirler. A kvaryum lar ve Jeo lo ji M üzesi'ni de içinde b a rın d ıra n bir kompleks olan Artis, konuklara tabiat bilgisinin uygulam alı o larak verildiği bir eğitim tesisi gibidir. Artis'ten öteye tropik (özellikle g e ıi k a lm ış ) ü lk e k ü ltü r le r in in s e r g ile n d iğ i T r o p e n m ü s e ü m 'a gidilebilir. Fakat, bu yazının sınırlarını z o rla m a m a k iç in b u ra d a n g e ri d ö n elim . 9 N o lu tra m v a y a binip C e n lr a a ls t a t io n 'a g id e lim . C en traa lsta tio n , kentin m erkezidir. Yukarıda bahsettiğimiz Singel ve diğer üç kanal bu istasyonu m erkeze alan İÇ içe geçm iş ço k kenarlı bir yapı oluşturur. 19 yy. sonunda inşa edilmiş olan bu istasyon aynı zam anda ulusal vs uluslararası tren ulaşım sisteminin de merkezidir. Şehre tren yoluyla gelen N rıstler buradan kente dağılır. Aynı 0 1 morı ve Av H şekilde ülkelerine buradan dönerler. Û Şu an istasyonun her iki ta ra fın d a l l ç e ş i t l i in ş a a t f a a liy e tle r i d e v a m f etm ekte, D am M e y d a m 'n a b a kan ğ tarafta yapılan yeni metro istasyonu, §1 tarihi istasyon binasının görkemini ve ■ g ü z e lliğ in i g ö lg e le m e k t e d ir . C e n t r a a ls t a t io n 'u n h e m e n ■ önünde kanal gezisi yapan teknelerin B hareket noktaları olan iskeleler vardır. B Bu tekneler gün boyunca bir saatlik v turlarla turistleri merkezdeki kanallarda . gezdirirler. G e c e le ri y a p ıla n tu rla r |p yem ekli ve m üziklidir. Tabii ki ücret tarifeleri de farklıdır. Dam Meydam'na doğru D am rak bo yun ca ilerleyince - sağ tarafta lokanta, kafe ve hediyelik ■ eşya sa tıc ıla rı vard ır. Sol ta ra f ise B m eşhur Redlihgt D istrîcht'tir (Kırmızı ■ Işıklı Bölg e). D am M eydanı d a im a ■ kalab alıktır. Bu m eydana a ç ıla n iki ■ so k a k ; Kalverstraat ve Nieuvvendijk b irço k ünlü m a rk a n ın b u lu nd u ğ u _ kentin en önemli alışveriş merkezleridir. H (Foto 5) D am M e y d a m 'n d o n K ra liy e t S a ra y ı'n ın a rk a s ın a d o ğ ru g e ç ip , R aad h u îsstraat bo yun ca ilerleyin ce VVesterkerk'e (Batı Kilisesi) ulaşılır. 1 7. yy.'ın b aşınd a yapılm ış o lan bu kilise ü n lü m im a r K e y s e r t a r a f ın d a n tasarlanmıştır. Rembrandt'ın bu kiliseye göm üldüğü sö ylenm ektedir. F a k a t, mezann yeri bilinmemektedir. Kilisenin 8 3 m etre yükseklikteki kulesi kenti y ü k se k te n g ö rm e k iç in en id e a l yerlerd en b iridir. K ilise n in ö nün de küçük bir kız çocuğunun heykeli vardır. Bu k ız ç o c u ğ u ; İk in c i D ü n y a S a v a şın d a k i A lm an işg ali sırasın d a ailesiyle birlikte Nazilerden saklanm ak için tavan ara sın a sa klan an ve iki yıl b o y u n c a o r a d a y a ş a d ı k la r ı n ı g ü n lü ğ ü n e a k ta ra n 1 4 y a şın d a k i yahudi kızı Anne Fronk'tır. D ah a sonra toplama kam pında tifüsten ölen Anne Frank'ın günlüğü nü, bab ası savaşın a c ıla rın ı a n la tm a k için kitap h alin e getirmiştir. Bu kitap "Anne Fra n k 'ın Hatıra Defteri (Günlüğü) adıyla birçok d ile ç e v rilm iş v e k lo s ik le r a ro s ın a o la n g irm iş tir. A n n e F r a n k 'ın a ile s iy le C o n se rtg e b o u w b in a s ın d a n , kentle b irlik te N a z ile rd e n s a k la n d ığ ı e v, ö z d e ş le ş m iş A m ste l v e H e in e k e n W e s t e r k e ık 'iıı lıe m e n a r k a s ın d a , P rin se n g ra c h t'ın k ıy ısın d ad ır. 1 6 3 5 b i r a l a r ı n d a n , m ü c e v h e r im a la t a tö ly e le rin d e n , şe h rin y a k ın ın d a k i yılın da inşa ed ilm iş o lan bu ev bugün tarihi y e rle şim le r o la n V o le n d a m vo A nn e ve ailesinin an ılarının yaşatıldığı M a r k e n 'd e n A m ste rd a m h iç s ö z e d e m e d ik . H e p s in d e n b ir m ü ze o la r a k k u lla n ılm a k ta d ır. A n n e F ıa n k H u is 'te n a y r ılıp t a r ih i A m s t e r d a m 'ın P rin s e n g ra c h t'ı g e ç in c e ke n tin en s a k in le r iy le il g in ç ö n e m lis i k e n t le ve kent b ü t ü n le ş m iş y e ş il o la n a la n la rın ı a n la ta c a k yerim iz k alm ad ı. Jo r d a a n 'a u la şılır. Ken tin b a tısın d a G e n ç y a şın d a ö le n b ir şa irin a d ın ı d a h a ç o k s a n a tç ıla rın y a ş a d ığ ı d a r a la n V o n d e l p a r k , O o s t e r p a r k , s o k a k la rd a n o lu ş a n bir b ö lg e o la n Fle vo p a rk , A m stelp ark ve d iğ e rle ri... s e m t le r in d e n b ir i J o r d a a n , ç e ş itli b a r, lo k a n t a v e 1 9 3 0 'la r d a k i m a ğ a za la ra ev sahipliği yapm aktadır. b u h ra n d a büyük o rta y a e k o n o m ik ç ık a n sorununu biraz da olsa g id erm ek için ilg in ç y a p ıla n ü r ü n le r A m s t e r d a m s e b o s 'la sergilenm ektedir. H e r yıl eylül ayın d a (A m sterdam O rm a n ı) birlikte tüm bu y a p ıla n ve 1 0 g ü n sü re n J o r d a n y e ş il Festivali'nd e çeşitli san atsal etkinlikler y ü rü y e re k v e y a b isik le tle u la ş a c a ğ ı a la n la r , k e n t s a k in le r in in m esafed e o la n , sp o r y a p ıla n , köpek y e r a lm a k ta d ır. (Foto 6) Yazının b a şın d a d a belirttiğim iz g e zd irile n , ç im le r ü ze rin d e k ah v altı g ib i A m ste rd o m 'ı b ir y a z ıy a n a s ıl y a p ı la n , sığd ıracağız. K a n a lla n n d a n bahsettik. e ğ le n ce le r d üzenlenen , g ün eşlenilen F a k a t ö z g ü r lü k le r in d e n p e k s ö z y e ş il a l a n l a r d ır . e d e m e d ik . Ö z e llik le sın ırlı d a o lsa b a h se d e m e d ik . (Foto7) se rb e st o la n u yu ştu ru cu k u lla n ım ı y e m e k y e n ile n , ç e ş it li Bu a la n la r d a n F a r k ın d a y ım . K ır m ız ı ış ık lı (coffe shoplar) veya eşcinsel evlilikleri so k a k la r yazım ızda sa d e c e bir bölge ko nu su na hiç g irem ed ik. Rem bran d t, o la r a k y e r a ld ı. İç in d e n e le r v a r V an G o g h , V e rm e e r, H a ls , R u isd ael a n la ta m a d ım . D o ğ ru su bu k o n u d a g ib i ç o k ü n lü s a n a t ç ıla r a a it ç o k e d it ö r ü m ü z d e n ö n e m li san at eserlerin in serg ilend iğ i söyleyebilirim . Son ra d ergim iz poşete ta rih i b ir b in a o la n R ijksm u se u m 'u falan girerse faturayı b a n a k e se b ilir... (Devlet G ü ze l S a n a tla r M üzesi), d a h a Y er so ru n u ve bütün ç e k in c e le rim e çok ra ğ m e n k ıy ıs ın d a n k ö ş e s in d e n de Van G o g h 'a a it ürkiye b ü ro krasisin d e ö n ce zat işleri, s o n r a p e r s o n e l iş le r i d e y im le r i kullanıldı. 19 9 0 'la n n ikinci yan sın d a, g e liş m iş ü lk e le rd e p e rs o n e l iş le ri d e y im i y e r in e in s a n k a y n a k la r ı (h u m a n r e s o u r c e s ) d e y im in in k u lla n ıld ığ ın ı g ö r d ü k . Ş im d i, T ü r k iy e 'd e d e in s a n k a y n a k la r ı d e y im i k u lla n ılıy o r. B e n b ir in s a n k ay n ak la n uzm anı d eğ ilim . Em eklilik ön cesi aktif ça lışm a yıllanm d aki bazı g ö z le m le r im ile k o n u y a iliş k in d ü ş ü n c e le r im i O r m a n v e A v o k u r la r ıy la p a y la ş m a k is t e d im . iş s iz lik B u m a ğ a z a v e s e rg i s a lo n la rın d a sa n a tsa l İsmet Tezcan e s e r le r in ç e k in d iğ im i sergilendiği V an G o g h M useu m 'u ve o ls a b ir kenti a n la tm a y a ç a lış tım . b ir m ü ze ke n t o la n A m s te rd a m 'ın A n la t t ık la r ım ın d iğ e r m ü z e le rin i g e z e m e d ik . Ç o k g id e c e k le r e ü n lü b ir se n fo n i o rk e stra sın a s a h ip u m u d u y la ... A m s t e r d a m 'a re h b e r o lm a s ı Orman ve Av is n r d e başlayan ve birbirini takip ederek 11 yıl sonra 1S>22’de sona eren Trablusgarp, Balkan, I.Cihan ve İstiklal savaşlarında Türkiye eğitilmiş insanlarının hemen hemen tümünü kaybetm işti. O r man ve Av A ile m , b ir k ısm ı R o m a n y a 'd a b ir k ıs m ı T ü r k i y e ' d e y a ş a y a n bölünm üş ailelerd en d i. Ben, ilkokulu Rom en o ku lu n d a, orta okulu A n k a ra G a z i Lisesi'nin orta k ısm ın d a, büyük d a y ım ın e v in d e k a la r a k , o k u d u m . B ü y ü k d a y ım İsm a il H a k k ı, İstik la l S a v a şın d a 1 9 2 2 A ğu stos'taki büyük taarruzd a Ku rm ay A lb ay (Erk an ıh arb M iralay) iken sol ay ağ ın ı diz altın d an kaybetm esi üzerine ord ud an avn lm ış, f a k a t ta k m a a y a k la y ü rü y e b ild iğ i iç in s a v a ş s o n r a s ı n d a M a liy e B a k a n lığ ın d a yü kse k d üzey b ü r o k r a t lık y a p m ış t ı. A n k a r a 'y ı 1 9 3 6 'd a n b e ri b ilirim . 1 9 3 7 y ılı C u m h u r iy e t B a y r a m ın d a m ü lk i e rk â n a a y rılm ış trib ü n d e A ta tü rk 'ü g ö r d ü m . 1 9 3 8 ' d e s o n b a h a r ın y a ğ m u rlu b ir g ü n ü n d e A ta tü rk 'ü n n a a ş ın ın E t n o g r a f y a M ü z e s in e k o n u ld u ğ u tö re n d e 7 'd e n 7 0 ’ in e k a d a r bütün A n k a ra 'n ın a ğ la y ış ın a ta n ık o ld u m . 1 9 1 1 'd e b a ş la y a n ve b irb irin i ta k ip e d e re k 1 1 yıl so n ra 19 2 2 'd e s o n a e re n T r a b lu s g a r p , B a lk a n , 1 .C ih a n ve is t ik la l s a v a ş la r ın d a Tü rkiye eğitilm iş in san la n n m h em en h e m e n tü m ü n ü k a y b e t m iş t i. O s m a n lı'd a n C u m h u r iy e t T ü r k i y e ' s i n e 2 .A b d ü l h a m i t ' i n 1 9 0 0 ' d a k u rd u ğ u D a r ü lfü n u n u Ş a h a n e kalm ıştı, 19 3 3 't e bu kuru m yeni bir kad ro ve y ap ıyla Tü rkiye'nin te k ü n iv e rs ite s i h a lin e g e t ir ild i. A n k a ra 'd a 19 2 5 'te H u ku k M ekteb i, 1 9 3 3 't e Y ü k s e k Z ir a a t E n stitü sü k u ru lm u ştu , İs ta n b u l'd a k i M ü lk iy e M e k te b i, S o sy a l B ilg ile r O k u lu a d ı v e r i le r e k 1 9 3 6 ' d a A n k a r a ' y a taşın m ıştı, fa k a t A n k a ra Ü n iversitesi ancak 1 9 4 6 'd a k u r u la b ild i. 19 4 0 'la n n b a ş ın d a İs ta n b u l, İzm ir ve A n k a ra 'n ın d ış ın d a k i Lise sa y ısı iki e lin p a rm a k la n k a d a r d ı. T ü rkiy e İstatistik Ku rum u'nun (TLHK) verilerine g ö re ; 1 9 2 7 'd e T ü rk iy e 'n in n ü fu su 1 3 ,6 4 8 ,2 7 0 o k u r - y o z a r o r a n ı % 1 1 id i, n ü fu su n % 7 9 'u k ö y le rd e y a ş a y a n b ir kö ylü to p lu m u id ik , İsta n b u l'u n n ü fu s u 6 9 9 . 7 9 6 A n k o r a 'n ı n k i 7 4 .0 0 0 id i. 19 2 0 'le r ve 19 3 0 'la r d a Tü rkiye ih tiy a c ı o la n s a n a y i ü r ü n le r in in t a m a m ın a y a k ın ın ı d ış ü lk e le rd e n ithal e d iy o rd u , ih ra c a tın n e re d e y se ta m a m ın ı t a r ım ü r ü n le r i o l u ş t u r u y o r d u . 1 9 3 0 ' l a r il e 1 9 4 0 ' l a r d a ; T ü r k iy e 'n in ç e ş it li bö lg elerin d e san a y ile şm e b a şla tıld ı; b ez ve k u m a ş d o k u m a fa b r ik a la r ı ile şeker fa b rik a sı, K a ra b ü k 'te dem irç e f ik f a b r i k a s ı k u r u ld u . Köy E n s t itü le r i a ç ı ld ı, t e o r ik b ilg ile r y a n ın d a ta rım , h a y v a n c ılık , in ş a a t, d e m i r c i l i k , m a r a n g o z lu k g ib i a la n la r d a p ra tik v e te k n ik b ilg ile ri o la n ö ğ re tm e n le r y e tiş tirilm e y e ve h ız la a ç ı l a n k ö y i l k o k u l l a r ı n a g ö n d e rilm e y e b a ş la n d ı, b ö y le c e k ö y lü n ü fu s u m u z u n e ğ itilm e s i ve kalk ın d ın lm ası ç a lışm a la n b a şlatıld ı. 1 9 3 7 ’ d e , 3 1 1 6 s a y ı lı O r m a n K a n u n u , tü m o rm a n la n m ız ı d e v le t e liy le iş le tip k o ru m a k v e o rm a n k ö y lü s ü n e iş v e a ş s a ğ la m a k a m a ç la r ıy la ç ık a r ıld ı. O rm a n M ü h e n d is M u a v in i o la r a k D a d a y İşletm esinde o rm an cılığ a b aşlad ığ ım 3 1 .8 .1 9 4 2 'd e , 2 . D ü n y a S a v a şın ın o rtalan idi ve Türkiye sa v a şın d ışınd a k a lıp e k o n o m is in i g e liş t ir m e y e , A t a tü r k 'ü n "yurtta su lh , c ih a n d a su lh " ilk e s in d e n a y r ılm a m a y a v e 'm u a s ır m e d e n iy e t s e v iy e s i” h e d e f in e d o ğ ru ile r le m e y e ç a lışıy o rd u . 2 0 0 5 'e g elind iğ in de, kişi b aşın a İNSAN KAYNAKLARI Ankara'yı 1£>3<5'âan beri bilirim. 1S 0 7 yılı Cumhuriyet Bayramında mülki erkâna ayrılmış tribünde A ta tü rk u gördüm. 1S0<9’de sonbaharın yağmurlu bir gününde A ta tü rk ’ün naaşının Etnografya M üzesine konulduğu törende 7 ’den 701ne kadar bütün Ankara'nın ağlayışına tanık oldum. g e lir Y u n a n ista n 'd a 1 9 6 7 0 d o la r ia ö n y a d a 2 7 'n c i) ayn ı yıl T ü rk iy e 'd e ise 4 7 1 0 d o la r (d ü n y a d a 6 1 in ci) o ra n . Y u n a n is ta n 'd a k iş ile rin g e liri 20Q 5'te nasıl ve neden Türkiye'dekinin 4 katını aştı? Bu soruyu kend im e hep so rm u şu m d u r. Belirteyim k i, 2 0 0 5 'te k işi b a ş ın a y ıllık g e lir, Is p a n y a 'd a 2 5 3 8 0 d o lar, G ü n e y Kıbn s ta 1 6 5 1 0 d o la r , P o rte k iz 'd e 1 6 1 7 0 d o la r 'a a k m ış tır, Bu ü lk e le rin e k o n o m ile r i, 2 .D ü nya S a va şı son un d a Tü rkiye'den d a h a ile rd e d e ğ ild i. 18 3 0 'a k a d a r O s m a n lı to p ra ğ ı o l a n Y u n a n i s t a n a d ım a d ım g e n işle y e re k b u g ü n kü 1 3 1 9 5 7 km k a re y ü z ö lç ü m ü n e ve y a k la ş ık 1 0 Tiiiyon nüfusa ulaştı. Tü rkiye 2.D ü n yo S a v a şm a g irm e d i. Yun an istan girdi ve : 9 4 t d e n 1 9 4 4 'e k a d a r A lm a n c rc u lo n n ın işgoli a ltın d a k a ld ı, sav aş büm ce ç karışıklık v e 1 9 4 6 b aşm dan i v -î v ortasın a kodar sa ğ cı ve so lcular a ra s .T .d a ç a k ş id d e tli b ir iç s a v a ş y c s o d ı, Y u n a n ista n 'd a ç o k büyük bir e k o n o m ik k riz ve e n flasy o n y a şa n d ı. ' * 5 2 c e b ir k o rt p o s ta lı P ıre 'd e n .-Jo r'o tjfa , h obd odığım a g ö re , 2 0 0 0 J k v f e n K 'r e p o s t a lo m ış f ım . Ş im d i, ’ an rsaar "âa e n fla sy o n y a k la ş ık % : ş j C f d e KuA-iar. K ö m ü r ve Ç e lik 43/rasa ülkelerini ekonom ik W ^ ^ ^ îa tİa r sefiSfc o la ra k d a birliğe B E S i e » âe sç  c , A lm a n y a , Fra n sa , ■ jk v e H o lla n d a 9 5 7 d e o lu ş t u r u la n A vru p a Eko nom ik Top lu lu ğu 'na (AET) T ü rk iy e 1 9 6 3 A n k a ra A n la ş m a s ı'y la 7 'n c i o r ta k o la r a k g ir d i. Bu A n la ş m a 'n ın 1 .m a d d e s in d e , a y n e n "8 u anlaşm a ile Türkiye ile A vru pa E ko n o m ik T o p lu lu ğ u a ra sın d a b ir ortaklık kurulmuştur", 3 3 . m addesinde d e , a y n e n "Bu a n la şm a , h er metin eşitlikle g e çe rli olm ak üzere, Türk, Alm an, Fransız, Italyan, Lüksem burg ve H o llan da dilleri ile ikişer nüsha o la ra k y a z ılm ıştır" h ü k m ü v a r d ı. A E T 'n in b a şla n g ıç ta k i o m a a A vru p a d a k a lıc ı b a r ış iç in ü y e ü lk e le r a ra s ın d a k i g ü m rü k tarifeleriyle d iğ e r engelleri kaldırm ak ve ticareti arttırm ak id i , f a k a t z a m a n la A E T , ü y e le ri arasın d a politik işbirliğini ve dış politika ile m ille t le r a r a s ı h u k u k ta k o o rd in a sy o n u a rttırd ı, ö n c e O r t a k P a z a r'a so n ra A vru p a B irliğ i'n e (AB) d ö n ü ştü . T ü r k iy e , 1 9 6 3 A n la ş m a s ıy la A E T 'n in 7 'n c i o rta ğ ı o lm u ş ik e n , A E T 'n in s o n r a k i g e liş m e v e d ö n ü ş ü m le r in d e , ra h m e tli B ü le n t E c e v it'e a tfe d ile n "o n la r ortak biz p a za r o la ca ğ ız" b e n ze ri ö n g ö rü sü z d e ğ e r le n d ir m e le r le , y ö n e tim v e e k o n o m is in i g e re k e n s ta n d a rtla r a y ü k s e ltm e d i v e A B ü ye si o lm a d ı. Y u n o n ista n is e , a d a y ü lk e le rin g e ri k a lm ış b ö lg e le rd e iş s a h a la rı a ç m a k ve altyap ıların ı g eliştirm ek için A B 'n in 1 9 7 5 'te oluşturduğu büyük fo nlard an y a ra rla n ıp e k o n o m isin i ve yönetim ini g e re k e n s to n d o rtlo ra y ü k se ltti ve 1981 'd e A B 'n in 10 'u n c u üyesi oldu . O c a k 2 0 0 7 ' d e B u lg a r is t a n ve R o m a n y a 'n ın d a g irm e siy le A B 'n in üye sa y ısı 2 7 'y e ç ık tı, T ü rk iy e h a la A B 'n e a d a y üye. H a le n , Tü rkiye yılda 1 0 0 m ily a r d o la rı a şm ış b u lu n a n ve ta m a m a yakın ı sa n a y i m a m u lü o lan ih r a c a t ın ın y a k la ş ık % 6 0 'ı n ı A B ü lk elerin e yapıyor. A B 'n in , e vren sel in sa n h a k la rın ı esas a la n bir d em okrasi ve m edeniyet projesi oldu ğu na inanıyorum . G e ç m iş y ılla r d a in s a n k a y n a k la r ım ız d a k i yetersizliğin A B 'n e g irem eyişim izin en büyük nedeni olduğunu düşünüyorum . S ıb y a n M e k t e b i - M e d r e s e siste m in d e s o r g u la m a y a , e le ş tiriy e , deneye k a p a lı nakli bilim lerle eğitilen O sm a n lı'n ın M üslü m an te b a a sı, bazı m o d e rn le şm e g a y re tle rin e ra ğ m e n , B a t ı'd a k i b ilim v e t e k n o lo jid e k i g e liş m e le r in g e r is in d e k a l a r a k y en ilm işti. O s m a n lı'n ın g a y rim ü slim tebaasının (Rum ve Yahudi cem aatleri) m a tb a a y ı 1 5 'in c i yü zyıld an itib a re n k u lla n m a y a b a ş la m ış o lm a la r ın a k a rş ın , ilk T ü rk ç e kitab ın m a tb a a d a 18'in ci yüzyılda, 17 2 9 'd a , basılabilm iş olm ası anlam lıdır. İstiklal savaşı sonrası 1 9 2 3 - 1 9 3 7 y ılla r ın d a , A ta tü rk 'ü n ö n d e r l iğ in d e v e o n u n b a s k ın iradesiyle, Türkiye toplum unu bir bütün o la ra k kap saya n hukuk, eğitim , kültür a la n la r ın d a k i to p lu m sa l ve s iy a s a l d e v rim le r y ü rü rlü ğ e g ird i. A ta tü rk m u a sır m ed en iye ti, b a şk a a n la tım la Batı m odernleşm esini, top lu m a hedef Orman ve Av 1940'lı ve 1950'li yıllarda il ve ilçe merkezlerindeki memurların çoğu Orta Okul mezunu idi, Lise mezunu memur azınlıkta idi; nüfus, ziraat, tapu, sağlık hizmetlerinin Müdürlükleri illerde idi; ilçelerde nüfus, ziraat, tapu, Memurlukları vardı; ilçelerde Kaymakam, Hakim ve Hükümet Tabibi'nden (doktor) başka yüksek öğrenim yapmış memur bulunmazdı, o yıllarda doktoru bulunmayan ilçe az değildi. Türlüye, sanayileşmesini de devlet eliyle yapmak zorunda kaldı. Orman ve Av g ö ste rd i. M e m u rlu ğ o b a ş la d ığ ım E k im 19 4 2 'd e n so n rak i yılla rd a bizzat yaşad ığ ım ya d a tanığı olduğum olaylan n b irk açın d an , ö rn e k o la r a k , sö z e d e c e ğ im . 1 9 4 0 'la r d a K a s ta m o n u 'n u n D a d a y ilçesinde bir g ün bir köylünün K a ym a kam 'ın o d a s ın a ç a m u rlu a y a k k a b ıla r ın ı ç ık a r ıp g ird iğ in i g ö rd ü m . B ir b a ş k a g ü n , N ü fu s M em uru 'nu n o d asınd ayd ım , m esai bitimine d a h a y a rım s a a t v a r d ı, iç e riy e b ir kö ylü v a t a n d a ş g ir d i, ç o c u ğ u n u n ü fu s a k a y d e t t ir m e k is t e d i, N ü f u s M e m u r u v a ta n d a ş ı a d e ta a z a r la y a r a k " bu saatte elinir mi ulan, git yarın sa b a h g e l " d e d i, öylü h iç itiraz etm ed i üzgün ve şa şk ın bir yüzle o d a d a n çıktı gitti, M e m u r m isafiriyle so h b e te , s a n k i h iç b ir şey o lm a m ış g ib i, d e v a m e tti. S o n r a k i y ılla r d a d a , K a m u g ö re v lis in in v a t a n d a ş a y a p t ığ ı, b u ra y a y a z a m a y a c a ğ ım , ç o k d a h a a ğ ır m u a m e le le r e t a n ık o ld u m . D e v r im le r yapılm ıştı fa k a t h a lk "v a ta n d a ş " o la m a m ış O s m a n lı'd a n k a lm a "k u l" m a n ta lite sin e , m em ur da " O s m a n lı m e m u ru " m an talitesine (d üşünce yapısı) h a la sahipti. 1 9 5 6 y ılın d a İn g ilte re 'd e b itm iş o la n o tu rm a izn im i b ir yıl d a h a u z a tm a k için p o lis e b a ş v u rm u ş fu m . O t u r m a iz n im in u zatılm ış o ld u ğ u n u b a n a b ild ire n yazısın ı A b e rd e e n ş e h ri p o lisin in "Sizin itaatkâr hizm etkâ rın ız." (Your o b e d ie n t s ervan t.) c ü m le s iy le b itirm iş o ld u ğ u n u h a y re tle g ö rm ü ş tü m . B en ö ğ re n c i s ta tü sü n d e b ir y a b a n c ı id im , P o lis In g ilt e r e 'd e k i b ir y a b a n cın ın d a hizm etkârı o ld u ğ u d ü şü n ce y a p ı s ı n a s a h ip t i. İ n g il iz c e d e k a m u görevlisine (m em u r'a) "civil servant” derler, bu d e y im " m e d e n i" v e " h iz m e t k a r " sö z cü k le rin d e n tü re m iş. B izim d ilim iz d e k i " m e m u r " s ö z c ü ğ ü is e , M u s t a fa N ih a t Ö z ö n 'u n O s m a n lıc a -T ü rk ç e sö z lü ğ ü n e g ö r e , A r a p ç a " e m r " d e n g e li y o r . 1 9 4 0 'lı ve 1 9 5 0 'li y ılla rd a İl ve ilçe m e rk e z le rin d e k i m e m u rla rın ç o ğ u O r t a O k u l m e z u n u id i, Lise m e z u n u m e m u r a z ın lık ta id i; n ü fu s , z ir a a t , t a p u , s a ğ lık h iz m e tle r in in M ü d ü r lü k le r i ille r d e id i; ilçe le rd e n üfus, z ira a t, ta p u , M e m u rlu kla rı v a r d ı; ilç e le r d e K a y m a k a m , H a k im ve H ü k ü m e t T a b ib i'n d e n (D o k to r ) b a ş k a ü k s e k ö ğ r e n im y a p m ış m em ur u lu n m a z a ı, o y ılla r d a D o k t o r 'u b u lu n m a y a n ilç e a z d e ğ ild i. T ü r k iy e , s a n a y ile ş m e s in i d e d e vle t e liy le y a p m a k z o ru n d a k a ld ı, s a d e c e d evlet K a d ro la n n a d e ğ il, k u rm a k ta o ld u ğ u s a n a y i ve ticare t kurum lan için d e devlet yeterli insan kaynoğı o lu ş t u r m a k z o r u n d a k a l d ı . D e v le t i y ö n e te n le r, C u m h u riv e t'in ilk y ılla rın d a n b e r i, in s a n k a y n a k la r ım ız ın n ite liğ in i y ü k s e ltm e k iç in g a y re t e tm iş tir. B a tı üniversitelerincfe eğitilm eleri için yurt dışına pek ço k ö ğ ren ci g ö nd erild iğ i g ib i, ö rneğin 4 4 8 9 s a y ılı K a n u n u y a r ın c a , b e lir li a la n la rd a bilgilerini arttırm aları için Botı'ya m e m u rla r d a g ö n d e rild i. F a k a t b u n lo r yurt d ışın d a m a a le se f d e n e tle n e m e d i; ü ç sen e so n ra d a h i d o k to ra tezini o y a b a n a ü lk e d ilin d e k e n d isi y a z a m a y a n T u r t cjo* ’ c rc ö ğ r e n c ile r i g ö r d ü m ; 4 4 8 9 sayılı y o so u y a rın c a yurt d ış ın a g ö n d e ıile n le r o fa d a k i ç a lış m a la r ın ı iç e re n b ir r a p o r u , u ç a y d a bir, T ü rk iy e 'd e k i k u ru m lo rın a g ö n d e rm e le ri g e re k iy o rd u . B e n b u k u r a la u y m u ş tu m , fa k a t iki-ü ç ra p o rla yetinen h atta h iç ra p o r g ö n d e rm e m iş o la n lo r d a h i b u lu n d u ğ u n u T ü rk iy e 'y e d ö n d ü k te n so n ra ö ğ re n d im . O y ılla r d a , iş e p e r s o n e l a lır k e n te k ö lç ü d ip lo m a o ld u . B e lli d ip lo m a lıla r, h e r işte ve m e s le k te , b e lli p o z is y o n la r a h e m e n a t a n d ıla r . D e v le t 'e b a ğ lı k u r u m lo r d a , m e m u rla rın b ilg i ve y e te n e ğ in i ö lç ü p iyiyi k ö tü d e n o b je k tif ö lç ü le rle a y ır a b ile n b ir s ic il ve terfi d ü z e n i h iç k u ru la m a d ı. B e lli d ip lo m a s ı o la n h e rk e s , y e te n e ğ i o lsu n ya d a o lm a s ın , sü b je k tif d e ğ e rle n d irm e y le o k u ru m u n en üst p o z is y o n la rın a ç ık a b ild i. O lu ş a n d ü z e n d e , M ü d ü r le r in , y a d a d ip lo m a lıla rın , h e r şeyi a s tla rd a n d a h a iyi b ild iğ i k a b u l e d iliy o rd u . 1 9 5 2 'd e , A m e r ik a B ir le ş ik D e v le t le r in in te k n ik y a rd ım f o n u n d a n y a ra rla n ıp , O rm a n G e n e l M üd ü rfü ğ ü 'n d en A B D 'n e g ö n d e r ile n 7 k iş ilik o r m a n c ı g ru b u n d a b e n d e v a r d ım . B in a , yol g ib i m u a z z a m fizik i y a p ıla rd a n s o n ra b e n i en ç o k e tk ile y e n şe y , a st ve ü s tle r a r a s ın d a in s a n i iliş k ile rd e k i e şitlik o lm u ştu . M ü d ü r v e y a ş e f o l a n l a r a s t la r d a n d a h a ü stü n o ld u ğ u g ö rü n tü sü n ü ve rm e d iğ i g ib i, a s tla r d a d a v ra n ış la rı y a d a sö z le riy le ü stle rin e yap m a cık saygı gösterisinde bu lunm uyord u. G ittiğ im iz id a ri b irim le rd e , e n s titü le rd e , a r a ş t ır m a is t a s y o n la r ın d a ş u n la r ı g ö rü y o rd u k . Ö n c e , k u ru lu şu n b a ş ın d a k i k i ş i y a p t ı k l a r ı iş h a k k ı n d a b iz i b ilg ile n d iriy o rd u , bu e s n a d a b ir a stın e lin i k o ld ın p söz istediği o la b iliy o rd u , o taktirde k o n u ş a n m ü d ü r y a d a şe f k o n u ş m a s ın ı k e s iy o r ve s ö z ü a s t o la n k iş iy e v e riy o r, y a p ıla n d ü z e ltm e y a d o t a m a m la m a so n rasın d a o n a teşek kü r ed ip k o n u şm asın a d e va m ed iyo rd u. K alifo rniya Ü n iversitesin e gittiğim izde bizim le ilk konu şm ayı silvikültür profesörü o lan O rm a n c ılık B ölü m ü B aşka n ı y a p m ıştı ve m e a le n " biz K a lifo rn iy a 'd a s e n e le rc e A lm an o rm a n cılığ ı uyg u la d ık b a ş a r ılı o la m a d ık , ş im d i k e n d i o rm a n cılığ ım ız ı y a ra tm a y a ç a lışıy o ru z , sizin le aynı en le m d e y iz , bizim iklim im iz A k d en iz ikliminin b en zeri, siz b izd en ç o k d a h a e s k i b ir m ille ts in iz , b u r a d a , gördü ğü nüz yanlışları bize lütfen bildirin, bizi uyann " d e m işti. A B D 'n d e k i d iğ e r ö n e m li g ö z le m im şu o lm u ş tu ; bü tü n g irişim le rd e g id e r, fa y a a v e m a liy e t h e s a b ı y a p ılıy o rd u , e k o n o m ik o lm a y a n iş le r i d e v le t k u r u m la n d a y a p m ıy o rd u . R ü stem K a p ta n , ( O , O R Ü S G e n e l M ü d ü rü b e n H u k u k M ü şa v iri iken) "b ö lg e şefliği, fabrika m üdürlükleri, daire başkanlığı yaptığım dönem lerde bana hep iş programını tamamladın mı diye sordular, fakat işi kaça mal ettiğimi, zarar mı kar mı ettiğ im i h iç k im se so rm a d ı * d e m iş ti. In g ilte re 'n in 5 'in c i en esk i ü niversitesi o l a n v e 1 4 9 5 ' t e k u r u la n A b e r d e e n ■ ■ H İNSAN KAYNAKLARI HfHfc» V muM^-birlikte 'sSitis f fk Okulu fut MY*ti'ifiTİt! befttİ fai&utdcıtf fH’kiyi m ezun olm u ş çoı'Nklardı. meslek ■jMjftH ■" s ■' 7>H/;; Svotti Lutihckiruğlu, Eetttzi (rbkiurk (ikiside Örttüm Mekteb-iAtisiinini iyime. Umanca bilen. Müderrisienlii . Aür /«t // çikınoftu. Ketmıl Erkin. Mustafa Safhaya (Anıstuna. Fransa. Utanma da eğitim yormuş], ütenlisikişilerdi. Omum mühendis ntuarinleri meslekte Çoğunlukla, o zamanki adtyia. Bölge Şefi olarak çalıştırılmıştır. Ü n iv e r s it e s i'n d e B ö lü m le r (Departm ents) vard ı ve bu B ölü m ler'd e bir veya ikisi Profesör d iğ erleri kıdem li veya kıd em siz (ju n io r/se n io r) öğ retim g ö r e v lis i u n v a n lı, to p la m b e ş a ltı ö ğ re tim ü yesi v a rd ı. 1 9 5 5 't e Je o lo ji B ö lü m ü 'n e A . K e e r P rin g le k ıd e m li ö ğ re tim g ö re v lis i (s e n io r le c tu re r) o la r a k a lın d ı v e ilk ik i s ö m e s tre d e r s le r in i o v e r d i. A .K .P r in g l e 'in D o k to ra d e re c e si yoktu fa k o t A n g lo Iran ian Petrol Şirketi'nde 1 6 .yıl çalışm ış ve ün yapm ış bir jeolog idi. Ingiltere'de kald ığ ım iki y ıld a , m esleklerin sa h a d a u y g u la y ıc ıla r ı ile ü n iv e r s ite le r d e k i öğretim ü yeleri'nin, teoride ve pratikte, b ir b ir le r in e ç o k y a k ın d ü z e y d e o ld u k la r ın ı g ö r d ü m . I n g ilt e r e 'd e Ü n iv e rsite Lisa n s p ro g ra m lo rı (tıp ve ilahiyat hariç) 3 yıl idi (B ach elo r D egree 'B S c ') , fa k a t o Lisansı 3 yıld a a la n la r D ü n y a n ın h em en h em en h e r yerind e büyük k a b u l g ö rü yo rd u . —• İ '9 3 7 'd e ç ık a r ıla n 3 1 1 6 s a y ılı K a n u n 'la orm anlanm ızın m üm kün olan eri k ısa sü re d e d evlet e liy le işletilm esi a m a ç la n m ış t ı, fa k a t bu a m a c ı gerçekleştirebilm ek için o yıllarda yeterli sayıd a Lise m ezunu b u lm a k ve Y üksek O r m a n M e k te b i'n d e y e te rli s a y ıd a o r m a n m ü h e n d i s i y e t iş t ir m e k o la n a k s ız d ı. B o lu v e B u r s a 'd a iki m e s le k o k u lu a ç ı ld ı, m e z u n la rın a o rm a n m ü h e n d is m u a v in i d ip lo m a sı verild i ( o yılla rd a d iğ e r m eslek okulu m e z u n la r ın a fe n m e m u ru d e n ir d i, te k n ik e r d eyim i h enü z y o ktu ), o k u lla r yatılıydı, ö ğ re n c ile re yıld a iki elb ise ile h a r ç lık d a v e r iliy o r d u , m e z u n la r a s k e r lik le r in i y e d e k s u b a y o la r a k y a p ı y o r l a r d ı, m e z u n la r a d e v le tte m e m u r lu k d a h a z ı r d ı . O r m a n O k u lla r ın a rağbet ço k o ld u , 19 3 9 'd a benim le birlikte Bolu O n m an O k u lu 'n a g ir e b ile n y a tılı ö ğ r e n c ile r in h e p s i O rto o k u l'd a n pekiyi d ereceyle m ezun o lm u ş ç o c u k la r d ı, m e s le k ö ğ r e t m e n le r im iz ; N e c a ti K a ra b e k ir o ğ lu , R em zi G ö k lü r k (ikisi de O n m an M ekteb-i A lisi’ nden g elm e. A lm a n c a bilen, M üderrislerdi), Dr. Ferit Ç ık ın o ğ lu , K e m a l E r k in , M u s t a fa S o lk a y a (A v u s tu ry a , F r a n s a , A lm a n y a 'd a eğitim g ö rm ü ş ), id e a list kişilerd i. O rm a n m ü hen d is m uavinleri m e s le k te ç o ğ u n lu k la ,o z a m a n k i o d ıy ia , B ö lg e Şefi o la ra k çalıştınlm ıştır. O r m a n d a s i lv i k ü l t ü r v e ü re tim te k n ik le rin i fiile n u y g u la y a n B ö lg e Ş e f le r i'n in ç o ğ u n lu ğ u , 1 9 6 0 'la r ın o r ta la rın a k a d a r , o rm a n m ü h e n d is m uavini idi. Devlet o rm an işletmelerinin kurulm ası ve yerleştirilmesi a şam a sın d a o r m a n m ü h e n d is m u a v in le r in in o r m a n c ılık t a r ih in d e k i g ö r e v le r in i b a ş a r ıy la y a p m ış o ld u ğ u n u d ü şü n ü yo ru m . O rm a n teşkilatında halen istihdam edilm ekte o lan o rm an cılan , 4 9 8 2 sayılı Bilgi E d in m e H a k k ı K a n u n u u y a rın c a , Ç e v r e ve O r m a n B a k a n lı ğ ın d a n so rd u m . O rm a n G en el M ü d ü r lü ğ ü 'n d e n K a s ım 2 0 0 7 ' d e v e r i le n c e v a p t a k i b i lg i ş ö y l e : "a- 3 0 6 0 adet Orman M ühendisi, b- 1 1 2 a d e t O rm a n E n d ü stri M ühendisi, c - 10 a d e t O rm a n T ekn ik eri, d- 5 9 5 8 a d et O rm an M uhafaza M em uru (bunların 311 a d ed i 2 yıllık Y ü k s e k O kul m e z u n u ), istih d a m ediliyor; e - 2 7 a d e t O rm a n B ö lg e M üdürlüğü, f- 2 1 7 a d e t O rm a n İş le tm e M üdürlüğü, g- 1 3 1 0 a d e t O rm a n İşletm e Şefliği, va r." Bu b ilg ile r ; o r m a n c ılık te ş k ila tım ız d a ü n iv e rs ite lis a n s lı 1 o rm a n c ıy a k a rş ılık y a k la ş ık 2 ta n e o rm a n m u h a fa z a m e m u ru b u lu n d u ğ u n u , h e r İşletm e Ş e fliğ in d e o r t a la m a 4 m u h a f a z a m e m u r u b u lu n d u ğ u n u , s ilv ik ü ltü r ve ü retim tekniklerin i o rm a n d a fiilen u yg u layan 1 3 1 0 İşletme Şefi bulunduğunu, geriye k a la n 1 8 6 2 a d e t ü n iv e rsite lis a n s lı o r m a n c ın ın ö n e m li b ö lü m ü n ü n b ü ro k ra tik iş le rd e is tih d a m e d iliy o r o l a b i l e c e ğ i n i , ü n iv e r s it e li s a n s ı b u lu n m a y a n t e k n is y e n o r m a n c ı a d e d in in yok d e n ile b ile c e k k a d a r a z o ld u ğ u n u , im a ed iyo r. O rm a n c ılık ta in s a n k a y n a k la r ım ız ı y e r in d e ve e k o n o m ik k u lla n ıp k u lla n m a d ığ ım ızı b ilim se l m e to tla rla a ra ş tırm a k ilg in ç ve f a y d a lı s o n u ç la r v e r e b ilir . 1 9 .7 .2 0 0 5 ta rin ve 5 4 0 3 s a y ılı ve kuyruktan kısa olduğundan dolayı tınaz görünüşlü bir kuş türüdür. Baş sırt ve kanat tüyleri kahverengidir. Baş kısmında krem rengi lekeler bulunur. Bu lekeler sırt ve kanatlarda kirli beyaz renge dönüşmüştür. Kulak yoktur. Peçe tüyleri kirli beyaz ve küçük gri beneklidir. Kulak örtüleri ve saçak tüylerinin ucu pas rengi-siyoh T o p ra k K o r u m a ve A r a z i Kullanımı Kanunu, eksikleri giderilir, h ız la u y g u la n ır ve T ü r k iy e 'd e arazilerin sürdürülebilir ekonom ik ku llanım yetenekleri b e lirle n irse , o rm a n ve m e ra y a ta h sis ed ilm esi g ereken ço k büyük a la n la n n o r t a y a ç ı k a c a ğ ı n ı , o r m a n c ı la r a ş im d ik in d e n ç o k d a h a f a z la iş ve is t ih d a m o l a n a k l a r ı d o ğ a c a ğ ın ı d ü şü n ü yo ru m . Orma n ve Av kahverengindedir. Ç e n e , gırtlak ve boynun alt kısmı so lu k , a ç ık k a h v e le k e li, bo yun b a n d ı d ışın d a Morfolojisi: Kukumav kuşu Türkiye'de en bol ve en sık görülen baykuş türüdür. Boylan 2 1 -2 3 cm. arasında değişir. Kanat açıklığı 54-58 cm'dir. Başı basık, gövdesi yuvoriakço beyazdır. G ö z le r iri ve san d ır. G ö z le rin ü zerinde beyaz bir kaş çizgisi bulunur. G ö ğüs ve kann krem rengi üzeri boyuna kadar büyük lekelerle kaplıdır. Omuzdaki o ç k renkli lekeler B I A Ğ A Ç L A N D IR M A SEFERBERLİĞ İ ■ O R M A !U L A R D A .m K İ Ikeci M w Burhanettin S EÇ K İN O G M S ilv ik ü ltü r D a ire s i E sk i B a ş k a n ı ■ pek belli değildir. Kuyruk sokum u ve kuyruk örtü JL1j J> u ça r ve uçarken çok d algalanır. tüylerinde küçük beyaz lekeler bulunur. Kuyrukta M ono gam (tek eşli) bir türdür ve eşler öm ür I M kahverengi 4 - 5 adet enine koyu renkli bant bulunur. boyu birlikte yaşarlar. Yuvalannı a ğ a ç kovuklannu, Ayok tüyleri beyazım sı gridir. P arm ak la r kuluçka ç a tı a r a la r ın a , o y u k ve ç a t la k la r a y a p a rla r. dönem inde dişide kıl gibi tüylerle örtülüdür. G a g a Çiftleşm eden sonra dişi 3 - 5 ad et yumurta bırakır. Ikemîz, dünya üzerindeki yeri, topografyası ve iklimi gri-yeşil-yeşilim si sarıd ır. A y a k la r soluk sa rı, san , Yumurtalann kuluçka süresi 2 2 - 2 8 gün sürmektedir. itib a riyle d o ğ a sın ın b ir ü rünü o la n bitki örtüsü parm aklar geri-kahverengi siyahtır. Yumurtalan Yavru sü resi 3 8 - 4 6 g ü n d ü r ve bu süre 3 2 ,2 - 3 5 ,4 x 27,1 -3 0 ,5 m m . ebattanndodıt so n u n d a Yayılışı: y a v r u la r 4 -5 b a kım ın d an çok zengindir. Bu zeng inlikler nicelik h a f t a lık ve n itelik b a k ım ın d a n o lm a s a b ile çeşitlilikten olduklarınd a uçarlar. Kukum av kuşu k a y n a k la n m a k to d ır. D a h a ö n e m lisi, bu çeşitli y u m u rtad an çıktıktan 1 yıl son ra türlerinin birçoğunun bu gün artık sodece ülkemizde y ay g ın o la ra k b u lu n a n b ir türdü eşeysel olgunluğa erişir. D oğ ad a y e tişiy o r o lm a sıd ır. N ite k im ü lk e m iz d e tesp it Dünyada İskandinav yanmadası hariç 1 0 yıl kadar yaşayabilen kukumav ed ileb ilen 9 0 0 0 ^ aşk ın bitki türünün 3 0 0 0 'd e n tüm A v ru p a 'd a , Kuzey A frik a 'd o , : kuşu f a z la s ın ın kuzey kısm ı h a riç tüm A s y a 'd a ; bulunm aktadır. yaşam aktadır. bilinm ektedir. Yani, ülkem iz bu 3 0 0 0 'i aşk ın bitki Irkları: türünün m onopolüdür. Tü rkiye'nin h em en h e r yerinde Yaşam Alanları: A th e n e yerle rd e , m eyve b a h çe le rin d e , u yg u n b a rın m a ve y u v a la n m a n o c tu a sh a ra e A n o n 2 0 0 5 h ttp :/ / w w w .o w lp a g e s .c o m / o w ls .p h p ? g e n u s = A t h e n e & s p e c ie s = n o c t u a Ç a n a k ç ıo ğ lu , H ., M ol T. (1 9 9 6 ) Y a b a n m ekânlan bulduğu için bu ralard a ço k sık o larak H ayvan ları Bilgisi İstanbul Üniversitesi Yayın N o : rastlanmaktadır. Yerleşim yerlerinde özellikle evlerin 3 9 4 8 , Fakülte Yayın N o : 4 4 0 ISBN 9 7 5 -4 0 4 -4 2 4 - dam lonnda ve b acaların d a sıkça görülür. Yerli kuş türü olduğu için g öç yapm az. 4 X + 5 5 0 s. İstanbul. E rg en e, S. (1 9 4 5 ) Türkiye K u şları. İstanbul Besinleri: Üniversitesi Fen Fakültesi M o n o g ra file ri, S a y :4 , alır. B öcekler, küçük kem irg enler (özellikle tarla Kenan M atbaası, XX + 361 s. + 104 Tablo İstanbul. Kiziro ğ lu, İ. (1 9 8 9 ) Tü rkiye K u şları (Kım ızı faresi), küçük sürüngenler, küçük ötücü ku şlar ve Listede O la n la r ve Bulundukları Bölgeler) O rm a n Yırtıcı bir kuş türü olduğu için havansol besinler kurb ağ olar ile beslenir. Biyolojisi: Şube M ü d ü rlü ğ ü 314 Som çağ , S. (2 0 0 5 ) Türkiye Kuşlan. Yapı Kredi gündüzleri de faaliyet gösteren bir türdür. Gündüzleri Y a y ın la rı- 2 2 7 3 IS B N : 9 7 5 - 0 8 - 1 0 1 9 - 8 2 7 5 s. yuvadan oynldıkiannda genellikle yüksek İstanbul. H a y v a n la rı. K u ş la r 2 . K ita p . O r m a n G e n e l ala ca sın d a hatta akşam üstleri ortaya çıkar. A ncak M üdürlüğü, Eğitim Daire Başkalığı, Yayın ve Tanıtım a vla n m a k için m utlaka geceyi bekler. O rta hızla Şube M üdürlüğü 2 7 4 s. A n kara . ve ü lk e m iz in m o n o p o lü od un un d ayan ıklığ ı, güzel kokusu ve g örünüm ü ile on u k u llan an kişilerin zenginliği ile ihtişam ın b elirtisi s a y ılm ış ; p re n s ve p re n se sle re b e ş ik ; kraliçelere tabut olm uş, saraylann, m abetlerin çatı, k a p ı, p e n c e re ve s ü s le m e le rin d e n , g e m i ve d o n a n m a la n n yap ım ın a k o d ar birçok işte 5 0 0 0 yıl hoyratça kullanılmıştır. Bu nedenle yeryüzünden yok olm a tehlikesiyle karşı karşıya bulunm ası sedir orm anlanrıdon ve tarihçesinden burada söz etmek istiyorum. Bu a ğ a ç üzerine en eski belge, günüm üzden Snefru çağ ın d an k a lm a bir belg ed e, Fin ike'deki B yblos'dan gem i ve kral sarayının yapım ı için 4 0 gem i dolusu sedir tom ruğunun M ısır'a nakledildiği anlatılm aktadır. Y in e ta rih , g ü n ü m ü zd e n 4 3 9 2 yıl ö n ce T u ra n , N . (1 9 9 0 ) Tü rkiye'nin A v ve Yaban etrafı gözlerler. H avan ın tam kororm odon akşam o la n d uru m un d aki sed ir; ço k uzun öm rünün yanı sıra 4 7 4 0 sene önceki bir tarihe rastlamaktadır. Firavun s. A n k a ra . A slın d a bir g e ce yırtıcısı o lm a sın a rağ m en çatı, b o ca, ağ aç dallan, elektrik direklerine tüneyerek t Finike'deki Byblos'dan f gemi ve kral sarayının yapımı için 40 gemi dolusu sedir tomruğunun Mısır'a nakledildiği anlatılmaktadır. G e n e l M üdürlüğü, Eğitim Daire Başkalığı, Yayın ve T a n ıtım b u lu n d u ğ u b u g ü n d ü n y a d a k a lın tı o rm a n la r d u ru m u n a g e lm e k t e Kaynaklar: orta yüksekliklere kadar rasttan*. 1 ü lk e m iz d e görkem lisi ve güçlü o lan o rm an varlıktan için de, (Kleinschmidt) (G ü n ey Anadolu ırkı park ve mezarlıklarda, ovalarda 1 sad ece İşte bu bitki örtüsünün, bitki ioplukionnın en (^Cuzey Anadolu ırkı) çayırlar ve kırsal alanlardır. Ağaçlık Bunun yanında yerleşim yerlerinde 1 8 yıl k a d a r Athene noctua indigena Brehm Asıl yaşam ala n la n ağ açlıklar K a p alı o rm an lard a bulunm az. * k a fe s te yaşayan G ü ney M ezopotam ya'daki Logosch Kontu G u d e a 'n ın sarayı için kesilen 2 5 - 3 0 m etrelik sedir tom ruklannı, Thep, K a m a k ve M em phis, gibi ünlü tapınaklarla, Efes'teki D iana M abedinin 0 r man ve Av söylenmektedir. Tarihe, bilinebilen 5000 yıldır damgasını vuran bu kıymetli k a n aatk âr ağ acın Toroslar'ın yüksek kısımlarında hemen hiçbir işe yaram ayan, üzerinde hiçbir şey yetişmeyen tamamen taşlık kayalık arazilerde yetişiyor olması, onun değerini daha da arttırmaktadır. Ne yazık ki bu kıymetli o rm an larım ız tam am en KARAKEÇİYE dayalı yaylacılık ve başıboş hayvan otlatmacılığı yüzünden yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştır. Ne yazık ki, sedirin 2-3 metrelik üst ana gövdesi yerine taze yan dallan da kesilerek hayvanlara yem o la ra k v e rild iğ i için , to hu m v e re c e k o rg a n ı k a lm am ak ta, n eslin i d evam ettirm esi tam am en w |fcw Büyükh la n d ı r V ı nad an 2024 yd önce 500 wr a h i y i donanm asının ı iç in lo ro sia r'd a n sed ir ■Men, oym o O stn an h 'im d e 1 8 32'd e lOikyayı M r sü re ip n işg al eden id a r in T o r o s l a r 'd a k i O nda* #em i yapem için h a r y ıl İ s k e n d e r iy e 'y e e n b « H | | | H İ B M r i l ( M sedir to cnruklo rını g ö n d erd ik le ri yazılmaktadır. İşte 5 0 0 0 y ıllık b ü y ü k s ö m ü r ü , bu türü doğal yayılış a la n la rın d a n o la n Lübnan'da tam am en bitirmiş ve Toroslar'da da çok az mıktordo kalm asına n e d e n o lm u ş t u r . B u g ü n ülkemizde, 68000 hektar iyi koru olm ok ü zere toplam 100 bin hektar civannda b ir sedir ormanı bulunmaktadır. Bilim adamlarına g ö re d e b u g ü n ü lk e m iz d e 1.000.000 hektara yakın orman arazisinin sedirin yetiştirilmesi için uygun ekolojik şartlan taşıdığı kald ıran , A B D 'ye de dert o lan P K K Terörü, K i l K EÇ İ bağlamında da KK terörü olarak ORMANLARIMIZDA t kın sürdürüyor. İşte böylesine değerli o lduğu kad ar d evam iriığ • sağlanması açısından son derecede olumsuz koşullara sahip sedir orm anlarım ız, 19 8 0 'li yıllardan beri O rm a n G a n e f Müdürlüğünce, daha ihtimamla korunmaya çalışılmıştır C jv M fe , de 4-5 yılda bir tekerrür eden bol tohum yıllarında azam i derecede istifade am acı ile tohumlan toplanarak ekim yöntemi ile m evcut se d ir o rm an ları genişletilm eye çalışılm ıştır. — Bu am açla 19 8 0'li yıllann ortasından beri 4 - 5 yılda bir tekrarlanan bol tohum yıllannda yararlanm ası suretiyle O rm an G enel Müdürlüğünce (Silvikültür Dairesi Başkanlığının yönlendirmesi ile) sedirde seferberlik ilan edilerek bu güne kadar yaklaşık 9 0 ,0 0 0 hektar saha sedir tohum ekimine konu edilmiştir. Kaynak: O G M Silvikültür Dairesi Başkanlığı verilerinden zorlaşmaktadır. Şans eseri tohumlardan meydana gelen fideleri de yine keçiye yedirildiği için kendini yenileyip neslini devam ettirmeme sorunu gittikçe artmıştır. alınmıştır. Keçi varlığının ORMANCILARIMIZ VE EROZYO N ağsında T a rih sel b ilg ile r u lu s la r a r a s ı se d ir se m p o zyu m u asırlardır böylesine TERÖ R estirmesi olayın yani vahametini dokümanlonndan alınmıştır. 1980'li yıllarda üst yönetime anlatarak "KIL KEÇİNİN ÖNEM İ İnanın, 19 8 0 li yıllarda VE O R M A N A Z A R A R I" konusunda bir araştırm a B U G Ü N E KADAR YAPILAN SED İR EKİM ÇA LIŞM A LA RI j b a ş la t ıla n s ö z k o n u su çalışm alann sürdürüldüğü yapılmasını talep etmiştim. Kozalak TO H U M Saha ve emekli olduğum 2000 -Konu siyasi yılına kadorki 20 yıllık bir kaygılardan dolayı pek ilgi Milyar Adet j ton ton ha süreçte keçiye karşı ufacık görm edi. Buna rağm en 16.440 1982-2002 12.000 1.200 29.171 bir koruma ihmalinin bunca aruştırmacılanmız pek detaylı 2003 1.850 135 emekleri de m asraftan da 1.350 olmasa da iki yıl sonra ön 4.640 heba edeceğini rüyalanma bulgulann keçinin o yıllardaki 2004 10.207 745 7.450 13.432 girecek derecede düşünerek bir kilogram et fiyatının 77 2005 4.300 430 5.891 daima teyakkuz içinde takip misline mal olduğunu ifade 8.210 ettim daima bu yörelerdeki ettiler. Daha açık bir deyişle 2006 987 13.523 i 9.871 26.689 meslektoşlanmı uyarmaya 1,5 yaşında kesime konu TOPLAM 22.971 31.470 2.297 82.142 çalıştım. obn bir keçinin ( Eti ortalama A s la a b a r t m a d a n 30 kg) doğaya verdiği zarar, y a n i o n u n m a liy e ti söylüyorum T o ro s la r'd a 2007 5.480 4.000 400 10.000 d ö n e m d e k i 3 0 kg et 2 0 0 0 - 4 0 0 0 ad etlik keçi sürülerini çok gördüm. Böyle bedelinin 77 katı olduğudur. bir sürünün bir saat içinde 2 0 0 0 - 3 0 0 0 hektarlık fide ve Yine burada belirteyim ki, ormandaki böylesine cereyan fidanlann bulunduğu bir sedir ekim alanını rahatlıkla sıfırlatabilir. eden tahribatlarla EKO SİSTEM İN VE YERİN E G E TİR D İĞ İ Sayın Bakanımız tarafından, kılkeçi sorununun bu günlerde FO N KSİYO N LAR'ın ne denli ZARARLARA sebebiyet verdiği e le a lm a k üzere o ld u ğ un u ö ğ ren m iş b u lu n u yo ru m . kolay kolay parayla ölçülem eyecek değerler olduğudur. -Böylesine son derece şaşırtıcı ön bulguların daha Sayın Bakanım , ORM AN LARIN TERÖRİSTİ O LA N KIL güçlendirilmesi ve bu yönde siyasi otoriteden ziyade DEVLET KEÇİLER (KK) yönünde alacağınız olumlu kararlar ve icraatlar POLİTİKASININ oluşturulması gerektiğini, yineTonm Bakanlığını inan ın, A ğ açlandırm a Seferberlik Yasası ile beklediğim iz da, hayvancılık politikası açısından yakinen ilgilendirdiğini yararların kat ve kat üzerinde olacaktır. İnanın isminiz en a z ın d a n O R M A N C IL IK T A R İH İN E G E Ç E C E K T İ R . belirterek TÜBİTAK tarafından Araştırma yapılmasını belirttim İse de o dönem de ne yâzık ki hiç dikkate alın m ad ı. O lm ay acak şey a m a , zam an zam an dem işim dir ki, Yeri gelmişken anlatayım 1 9 5 0 li yıllarda, Avrupa'da AN A D O LU M U Z Üzerinden 2 0 yıl süreyle elimizde ayağımızı özellikle Akdeniz Ülkelerinde deniz turizmi ataklan başlıyor. (hayvan varlığı da d a h il) çeksek doğa kendini onarm aya o GİRİT adasında bu yönde otelcilik hızla gelişiyor. Fakat Turistlerin kadarki hazır ki şu andaki O RM AN VARLIĞIM IZ en azından gıda ihtiyaçlannın önemli bir bölümü iç üretim yetmediğinden ikiye katlanır. dış ülkelerden karşılanıyor. -To ro slar'ın ye şille n d irilm e si se d ir o rm a n la rın ın Gem ilerle taşınan gıda ürünleri içinde de et am acıyla genişletilmesi yolunda 2 5 yılı aşan bir süreçte emeği geçen 100 canlı keçi geliyor. O laya hemen GİRİT VALİSİ müdahale tüm orman işçisinden, memurundan teknik elemanındon, en ederek keçilerin gemi içinde kesilmesi ile adaya girmesine üst yöneticisine kodar tüm görevlilerin do ğ aya karşı bu müsaade ediliyor. Sonınm bu hadise pek çok şeyi anlatıyor. hizmetlerinin, İN SA N LIĞ A -G ELEC EK NESİLLERE SU N ULAN Açıkçası şimdi ülkemizin ilk gündemi ve 70 milyonu ayağa ZEKATLA RI O L A C A Ğ I İN A N C IY L A , esen likle r d ilerim . Orman ve Av ‘h F Y 'k r ıf t - '“‘f ı'B 'f r r KONGRE PROGRAM I f r o f D r 'Ş c ;^ A f ö t A r f , U L Ü S  L M tu K k o n g r e s i İS Prof. Ot. ılçm A S LA N B O Ö A I. G ün (20 M art 20 0 8 . Perşembe) P rd ıY D r.Se d at  Y A N O Ğ L U P ro f Dr. Melih B Ö Y D A K Kayıl (9 .0 0 - 1 0 .0 0 ) Prof. Dr. ismet DAŞDEM İR 150. Yılında Türkiye'de O rm ancılık Eğitimi Prof. Dr. A bdi S K İZ O Ğ L U Açılış-ve Konuşm alar (1 0 .0 0 - 1 1 .0 0 ) Prof. Or. Avni Yücel ERYILMAZ Prof. Dr. M ahir F İS U N O Ğ İ’J I. Oturum (1 1.00-12.00 ) Prof. Dr. Uçkun G E R A Y ... {O turum B aşka n ı: Prof. Dr. Aytuğ A K ES EN j Prof, Dr. Ab dullah G E Z E R 2 0 - .2 2 M a rt 2 0 0 8 H otel tç k a le , A N K A R A Türkiye Ormancılar Derneği Tarihsel Süreci İçinde. Felsefi G ö rüşlerin Eğitime B akışı, Ç a ğ d a ş Eğitim ve O rm an cılıkta Ç a ğ d a ş Eğitimden Beklentiler Prof. Dr. O rh a n ERD AŞ T a rih se fG e li|im Sürecinde O rm an cılık Eğitimi Prof. D r. Avni Yü cel ERYILM AZ Prof. Dr. Ö zden G Ö R Ü C Ü Prof. Dr. Koni IŞIK Prof. Dr. Sefahattin K Ö S E Prof. Dr. Korhan TU N Ç TA N ER Prof. Dr. M ustafa Fehmi TÜ RKER ö rfeteişm eğ i ( l 2 D O -14 .0 0 ) D o ç. Dr. Kenan O K II. o tu ru m (1 4.00-15.45) Yürütm e Kurulu (Oturum Başkanı: Prof. Dr. Sedat A Y A N O Ğ LU ) (Soyadlara göre alfabetik olarak) D oç. Dr. Erdoğon ATMIŞ O rm an Fakültesi O rm a n M ühendisliği Bölüm ü Ö ğrencilerinin O rm an M ühendisliği Eğitimini Değerlendirm esi Prof. Dr. İsmet D AŞDEM İR D o ç. Dr. Erdoğan ATM IŞ Süleym an O em irel Üniversitesi, O rm an Fakültesi, O rm an Mühendisliği Bölüm ü Ö ğrencilerinin O rm ancılık Eğitim ve Ö ğretim Sistem ine Bokışı D o ç. Dr. S e rd ar C A R U S A raş. G ö r. C eng iz Y Ü C E D A Ğ Süleym an Dem irel Üniversitesi O rm a n Fakültesi Ö ğrencilerin in Fakülte Kültürünü Alg ılam aları Y. D o ç . Dr. Mehmet' KO RK M A Z Y. D o ç. Dr. H aşan ALKAN A raş. G ö r. Ayhan A K Y O L Y. D o ç. Dr. Ahm et TO LU N A Y Yrd. Doç. Dr. C ih a n E R D Ö N M E Z Aydın G ER İŞ Fevzi KALELİ Hikmet KARADUM AN Sezai KAYA Alaettin KEN D İR D oç. Dr. Sezgin Ö Z D E N Erdoğan Ö Z E R A . Ya§ar TİM UR Y rd . D oç. Dr. Ahm et TO U JN A Y D o ç. Dr. O ktay YILD IZ Arg ®t‘Ş.4:5-To'. 0 0 ) Mustafa YU M U RTACI (Yürütme Kurulu Bgşkanı) O nu r Kurulu 5 oyaa«zro göre alfabetik olarak) III. O tu ru m ( 1 6 .0 0 -1 8 .0 0 ) (Oturum Başkam : Prof. Dr..Abdi E K İZ O Ğ L U ) İle tiş im Türkiye Ormancılar Demeği Tel-Fax 0312.43384T5E-posta: ormancilikkongresi@gmail.com O rm an Fakültesi Ö ğretim B em an la rın ın O rm an M ühendisliği Eğitiminin Bugününü ve G eleceğ in i Değerlendirm esi Doç. Dr. Erdoğan ATMIŞ . Prof. Dr. ismet D AŞD EM İR Bir Böfüm Meslek Mensubunun Türkiye'deki O rm an Mühendisliği Eğitim ve Ö ğretim i Hakkındaki G ö rüşleri . Y. D o ç. Dr. G h a n E R D Ö N M E Z Y. D o ç. Dr. Ahm et TO LU N A Y Araş. G ö r, H aşan Em re Ü nal, Doç. Dr, Sezgin Ö Z D E N Psaf Or. Tahsin AKALP :.u . O rm an Fakültesi Dekom Proi. Or. C a h it BALABANLI SD U O rm a n Fakültesi Dekont S o f . D r M evlüt 8EYRİ 8EY Kasjcmorvu Üniversitesi O rm an Fakültesi D ekanı ?rot. Dr. O rh a n ERDAŞ SİU O rm an Fakültesi Dekanı r s a t Dr. O sntûrk G Ü M Ü Ş Kongre Yeri Hotel içkaie . G M K Bulyarı N o :8 9 AN KARA T e l: 0 3 1 2 . 2 3 1 7 7 1 0 K o n a k la m a B ilg ile r i Katılım cılar konaklam ayı kendi olanaklarıyla yapacaklardır. Fakat, aşağıdaki iki otelde Türkiye O rm an cılar D em eği'nin . anlaştığı fiyatlar üzerinden kalınabilir. Arr-ym Ç o ru h üniversitesi O rm a n Fakültesi Dekanı h e * . LA. C e m c l Ö Z K A N « j y O w "a n Fakültesi Dekoru - a r Dr « e r k SAR58AŞ ZKÜ d e rsn O rm o r, rakübes* D ekanı O r S h o Ş iM Ş S C Ç scw ^ < o rsek> . Üniversitesi O rm a n Fakültesi Dekoru Hotel İçkaie **** (4 Yıldızlı) Adresi: G M K Bulvarı N o :8 9 A N KA RA Tel: (0 3 1 2 )2 3 1 7 7 1 0 Single O da-i-Açık Büfe Kahvaltı Double O d a -r Açık Büfe Kahvaltı 5 5 Euro 7 5 Euro II. G ü n (21 M art 2 0 0 8 . C um a) Enerji O tel *** (3 Yıldızlı) Adresi: Bayındır 1 Sokak N o : Mhm um Ü<ur.ışrttC Kurutu O rm ancılık. Eğitiminde Müfredat Yapısının Sürdürülebilir O rm an Yönetimi A çısından Değerlendirilm esi: (KTÜ O rm a n M ühendisliği Bölüm ü Ö rneği) Prof. Dr- M . Fehmi TÜ RKER A raş. G ö r. İdris D U R U S O Y Ormancılık Hukukunun Türkiye O rm ancılığı ve O rm an Mühendisi eğitimindeki Ö n em i Araş. G ö r. Üstüner BİRBEN • A raş, G ö r. G ö k çe G E N C A Y 8 KIZILAY / ANKARA - T e l: (031 2) «V. O t u r u m ( 1 0 .0 0 - 1 2 L 0 0 ) (Oturum Başka n ı: Prof. Dr. Ziya ŞİM ŞEK) 43 5 49 50 E-posta: imo@ enerjiofel.hcT "îiek ki$i-t-Açrk B üfe K a h va ltı 6 0 YTL Ç ift kişi-r Açık Büfe Kahvaltı 7 5 YTL Türkiye'de O rm an Fakültelerinin O rm an Mühendisliği Bölümlerinin Yaym Faaliyetlerinin Değerlendirilm esi Doç. Dr. Sezgin ÖZDEN A ra ş.G ö r H . Emre UNA. Ormanalık Eğitiminde Ormancılık Dergilerinin işlen. Prof. Dr. M etin SAR! BAŞ Teknik G ezilerin O rm a n M ühendisliği ve Peyzaj Mı.norLg» rss. s r .• Ö ğ rencilerin in Bazı Konulardaki D üşünceleri Ü zerin e cSosı Y. D o ç. Dr. C ih a n Erdönm ez Y. D o ç . Dr. I. M üge Ö zg u ç Erdönm ez A ra ş. G ö r. Nilüfer Kon A ro ş. G ö r. H . Tezcon Yıldırım Stcjm O rm a n c ılık Eğitim indeki Ö n e m i D o ç . Dr. Erdoğan A T M IŞ Aroş G ö r. H . Botuhan G Ü N S E N Rıza G Ü L E Ç V. O turum (1 4 .0 0 -1 6 .0 0 ) (O turum B a şk a n ı: Prof. D r. Uçkun G e R A Y ) Türkiye’de O rm a n Kaynaklarınd an Yararlan ılm asın d a Yetişkin Elem an Sorunu Prof. Dr. Ü n a l ELER O rm ancılık Uygulamolaonda H em er İçi Eğitimin G ü n ce l Durum u M uham m et K İL O D r.N ih c i Ö Z E L Dr.M ehm et SA YM A N O rm a n M ühendislerin»»Hizm et içi Eğnim Prog ram lanın Değerlendirm eleri Dr. Süleym an A LKA N Avrupa Birliği Surecinde O rm ancılıkta A ra ve Alt Kadem e Personel Eğitimi D r. G ü lzo d e K A H V E C İ V I. O turum (1 6 .1 5 -1 8 .1 5 ) (O turum Başfcanu P ro f. Dr. tiçin A R S L A N B O G A ) Doktora Eğitim inde Ö ğ ren ci B o şa n a n ı Etkileyen Foksörler ve O rm an cılıkta Durum D e Ersin Yılm az D r. Ahm et Şen yaz K ü resel, Bölgesel ve U lusal G elişm eferin O rm a n a irk Eğhim î Üzerindeki Etkileri Y. D o ç. Dr. C jho n E R D Ö N M E Z A ra ş. G ö t S e a l Y U R D A K U L E R O L A raş. G ö r. H . Tezcon. YÎLDIRfM Am erika Birleşik D evletleri'nde O rm a n a ifk Eğnim i: O re g o n ve N ew York Eyalet Üniversiteleri Ö rnekleri A b dullah AKAY Ram ozon KU R T Prof. Dr. O rh a n ERD AŞ 2 1 . Yüzyılda Peyzaj M im arlığı Eğitim i Y. D o ç. Dr. O sm a n U Z U N Prof. D r. G ü rü z A K IN C I KESİM IH. G ü n (22 M a n 2008) Ö ğ re n ci Forumu (1 0 .0 0 - 1 2 .3 0 ) Panel (1 4 .0 0 - 1 7 .0 0 ) Panel Yö neticisi: Prof. Dr. Avni Yü cel ERYILM AZ * 1 5 0 . Y ılın d a O rm a n c ılık Eğitiminin Durum u" Prof. Dr. Tahsin AKALP I.Ü . O rm a n Fakültesi D ekanı Prof. D r O rh a n ER D A Ş K.M oroş SIÜ O rm a n Fakültesi D ekanı Prof. Dr. C antürk G Ü M Ü Ş Artvin Ç o ru h Üniversitesi O nm an Fokültesi Dekanı Prof. Dr. Z afer C e m a l Ö Z K A N KTÜ O rm a n Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Metin SARIBAŞ Z K Ü Bartın O rm a n Fakültesi D ekanı YAYIN-YAZIM K O Ş U LL A R I •• e k le n e ce k 'K A Y N A K LA R ' b ö lü m ü n d e y c z a rın ı/ı so y o d ı p o z Dergi içeriğinde; Bina llW B h yükseliyor D erneğim iz G en el M erkez binası hızla yükseliyor. ‘ M e sle k se l o la r a k ; y a p ılm ış b ilim s e l-te k n ik in c e le m e , a r a ş tırm a , g ö z le m ve u y g u la m a la r a iliş k in r a p o r vb s u n u m la ra sa y ısı y e r a lm a lıd ır. K a y n a k İn te rn e t o rto m ın d o n s a , y a z a r a d ı, y a z ı t a r ih i ve y a p ıtın a d ın d a n s o n ra W e b a d re s i k a rik a tü r v b s u n u m la r la , bu k o n u la rd a k i g ö rü ş , e le ştiri b elirtilm elid ir. ve ö n e rile re • Y a y ım la n a c a k tüm y a z ı, ç e v iri ve b e lg e le rd e k i te k n ik ve Vo o y rıc a g ü n c e l y a ş a m d a k a r ş ıla ş ıla n , g ü n lü k ilg in ç Ş u b a t 2 0 0 8 so n u o la ra k Y önetm eliği" otoparkın kesinlikle u y g u la m a y a k o n u la c a k tır. Bu b in a m ız d a ç ö z ü lm e s i ş a rt ın ı sağ lan am ad ığ ı takdirde yüklenici tab o n betonu d ö k ü ld ü . getirmiştir. Bu zorunluluk üzerine firm a ile y a p ıla n e k p ro to k o le • Dergim ize y a y ın la n m a k üzere g ö nd erilen yazılar, e-posta Yükseliş, he yecanla izleniyor. K ü lt ü r S ite si p r o je m iz a s k ıy a göre otop ark işletm eciliğini firm a a m a lığ ıy la veya b ilg isa y a r o rta m ın d a bir e le k tro n ik k o p ya a lın m ış v e d ö rt k a t o to p a r k ve d e m e k o rta k la ş a y ü rü te ce k , (d isk e t/C D ) o la r a k , ''VYord" fo rm a tın d a g ö n d e rilm e lid ir. yapılm ıştır. O to p a rk Yönetm eliği k a r d a yan yan ya bölüşülecektir. y a p ıla n o lu şu m la ra y e r verilecektir. a ç ık la m a y a g ö re ; 2 Ş u b at 2 0 0 6 y a s a l yo ld a n ip tal e ttirileb ilirse, B in a m ız y a z a y la r ı s o n u n d a ta rih in d e , bugün inşoatı yürüten k ü ltü r site si p ro je m iz y e n id e n bitirilecektir. altında yer a lm a lı, g ö revi ve v a rs a e lektro n ik po sta ad re si im z a la n m ış t ır . Bu verilm elidir. t a r ih t e n , y a s a l y o lla rd a n a ş ılm ış , a n c a k p r o j e il e i l g i l i im a r d a n k a y n a k la n a n o lu m s u z lu k la r a şıla m a m ıştır. Ö rn e ğ in "Y a n g ın Y önetm eliği" g ereğince cephede ve iç k u llo n ım k a y b ı m ız a la n la r ın d a o lm u ş t u r . 2007 ta r ih in d e ç ık a r ıla n " O t o p a r k d e rg id e y a y ın la n ır. • D e r g id e y a y ın la n a n y a z ıla r d a n “K a y n a k G ö s te rm e k " ritotfi IE • Y a z ıla r, A 4 ( 2 1 0 x 2 9 7 m m .) b o yutlu k a ğ ıd a 1 ,5 sa tır a ra lı 1 2 p u n to v e 'T im e s N e w R o m a n Tur“ ö z e lliğ in d e yazılm alıdır. •Yazılar, Ç iz im , Fo to ğ raf ve T a b lo la rı ile b irlikte 12 (oniki) is e kullan ılm alıd ır. • Ç iz im , T a b lo ve F o to ğ ra fla r yazı iç in d e u yg u n ye rle re n u m a ra la n d ırıla ra k k o n u m la n m a lıd ır. •Fo to ğ raflar net, tem iz o lm a lı, slayt dışı sayısal g önd erilen fotoğ rafların çö zü n ü rlü ğ ü y ü k se k o lm a lıd ır. Ç ö zü n ü rlü ğ ü d ü şü k f o t o ğ r a f la r b a s k ıy a u y g u n o lm a d ık la r ın d a n k u llan ılm ayacak tır. •Tablo ta n ım la rı ta b lo n u n üst k ısm ın d a , çizim tan ıtım ları şöklin alt k ıs m ın d a k ıs a ve a ç ık a n la t ım lı o lm a lıd ır . •Y azılarda T ü rkçe sözcük ku lla n ılm a sın a özen g österilm eli, Türkçe yazım kurallarına uyulmalıdır. Yazı içindeki kısaltm alar ilk k u l la n ım d a p a ra n te z iç in d e g ö n d e r ilm e z . g ö rd ü ğ ü d ü z e ltm e le ri y a p a b ilir v e uyg u n g ö rü le n y a z ıla r k o şu lu yla a lın lı y a p ıla b ilir. sa y fa y ı g e ç m e m e li, t a b lo v e g r a f ik le r z o r u n lu g e ri • Y a y ın K u ru lu ve e d itö r, y a y ın la n a c a k y a z ıla rd a g e re k li bildirilm elidir. ta r ih in e k a d a r g e ç e n sü re d e Bu o lu m su z lu k la n n b ir bö lü m ü y a y ın la n s ın - y o y ın la n m o s t n •Y a zın ın d a h a ö n c e y a y ın la n ıp y a y ın la n m a d ığ ı a y rıc a te m e lin a tıld ığ ı 3 K a sım 2 0 0 7 çeşitli o lu m su zlu klar yaşanm ıştır. iç e r ik le r d e n d o ğ o c o k s o r u m lu lu k la r y a z a r ın o a ittir. • D e r g i Y a y ın K u ru lu n a g ö n d e rile n y a z ı ve g ö n d e r ile r •Yazar ve yazarların ad -so yad ı ve tanıtım lan yazı başlığının y ü k le n ic i fir m a ile s ö z le ş m e b e lirtm e d e ; y a zo n n a d ı, y a y ın ın a d ı, yayın ta rih i, y ay ın e vi, y a y ın la y a n k u ru m , y a y ın n o s u , y a y ın la n a n k e n t, s a y fa • G e z i, a n ı, s p o r, s a n a t , ö y k ü , ş iir, r e s im , f o t o ğ r a f , zem in kolonlan yükseltildi. 1 . kat Y ö n e t im c e ö n ü n e a l ın a r a k a lfa b e t ik s ır a y la a n ılm o lıd ır . K a y n a k a ç ık la n m a lıd ır . i K u lla n ıla n fo rm ü lle rd e k i sim g e le r, b irim le ri ile birlikte a ç ık la n m a lıd ır. S im g e le r, "U lu s la r a ra s ı B irim Sistem i "ne Uygun o lm alıd ır. •Y azıd a k a y n a k a n ılırk e n , k a y n a k y a za rın so y a d ı, k a y n a k yazının yayın yeri ve yılı belirtilm elidir, ikiden fa zla a d va rsa tik y a z a rın s o y a d ın a "ve a rk ." K ıs a ltm a s ı e k le n m e lid ir. •M etin iç in d e a lın tı y a p ıld ığ ı a n ıla n tüm y a p ıtla r, so n a Abonelik ve Reklam için derneğimize başvurabilirsiniz...