bolge_master_plani - Karaman İl Gıda Tarım ve Hayvancılık
Transkript
bolge_master_plani - Karaman İl Gıda Tarım ve Hayvancılık
T.C. TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANLIĞI Strateji Geliştirme Başkanlığı TR 5 BATI ANADOLU BÖLGESİ TARIM MASTER PLANI 2007 I T.C. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı Vahdettin ÖZKAN Başkan Enver AKSOY Proje Yönetimi ve Mali Kontrol Daire Başkanı Koordinatörler Bilal ZEYTİN, Ertan ÜŞÜMÜŞ, Seher MUĞLA, Kadriye USLU, İhsan BİLİCİ Proje Yönetimi ve Mali Kontrol Daire Başkanlığı ANKARA TARIM İL MÜDÜRLÜĞÜ Mustafa İSLAMOĞLU İl Müdürü KONYA TARIM İL MÜDÜRLÜĞÜ İbrahim DOSTER İl Müdürü KARAMAN TARIM İL MÜDÜRLÜĞÜ Hikmet DOĞRU İl Müdürü HAZIRLAYANLAR TR 51 ANKARA Murat DURNALI, Gülcan ODABAŞI, Nalan GÜNDOĞUSU Muhittin DURSUN Proje ve İstatistik Şube Müdürü TR 521 KONYA Veysel KÜÇÜKKILIÇ Bilal ÜNAL Proje ve İstatistik Şube Müdürü TR 522 KARAMAN Musa TÜRKÖZ, Mehmet KOÇAK Refik KİRAZ Çiftçi Eğitim ve Yayım Şube Müdürü II İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1 – GİRİŞ 1.1. Proje Gelişimi 1.2. Amaç 1.3. Planlama Yöntemi 1.4. Planlama Yaklaşımı 1.5. Plan Kapsam BÖLÜM 2 – BÖLGE TARIMINI ETKİLEYEN POLİTİKALAR 2.1. Ulusal Politikalar 2.1.1. Türk Tarım Politikasının Değişim Süreci 2.1.2. Tarım ve Destekleme Politikalarında Yeni Arayışlara Yol Açan Başlıca Nedenler ve Destekleme Kapsamında Değişim 2.2. Uluslararası Tarım Politikasının Ulusal Tarım Politikalarına Etkileri 2.2.1. DTÖ Uruguay Turu Tarım Anlaşması 2.2.2. AB Gümrük Birliği Anlaşması 2.2.3. IMF – Dünya Bankası Anlaşmaları 2.2.4. Avrupa Birliği Süreci 2.2.4.1. Ulusal Program Hükümleri 2.2.4.2. İlerleme Raporu’nun Analizi 2.2.4.3. Dünya Ticaret Örgütü Cenevre Çerçeve Anlaşması ve Olası Etkileri Etkileri 2.2.4.4. AB İle Türkiye İçin Müzakere Çerçeve Belgesi 2.2.4.5. Olası AB’ye Üyeliğin Türkiye Tarımına ve Dış Ticaretine Etkileri 2.3. Kalkınma Planı 2.3.1. Sekizinci Kalkınma Plan’da Kırsal Kalkınma ve Kırsal Yerleşmeye Yönelik Düzenlemeler 2.3.2. Sekizinci Plan’da Tarım Sektörüne Yönelik Düzenlemeler 2.3.3. Dokuzuncu Kalkınma Planı (2007-20013) BÖLÜM 3 - BÖLGENİN TEMEL ÖZELLİKLERİ VE MEVCUT DURUMU 3.1. Bölgenin Ana Özellikleri 3.1.1. Biyofiziksel Özellikler 3.1.1.1. Bölgenin Genel Tanımı 3.1.1.2. Alt Bölgeler 3.1.1.3. Topografya 3.1.1.3.1. Ovalar 3.1.1.3.2. Dağlar 3.1.1.3.3. Plato ve Yaylalar 3.1.1.3.4. Akarsular 3.1.1.3.5. Göller 3.1.1.4. İklim 3.1.1.5. Bitki Örtüsü 3.1.2. Sosyo-Ekonomik Yapı 3.1.2.1. Nüfus Yapısı 3.1.2.2. Sağlık 3.1.2.3. Eğitim 3.1.2.4. Ulaşım- Haberleşme III 1 1 1 2 2 5 5 5 6 9 9 9 10 13 13 14 16 19 25 28 29 30 31 33 33 33 33 34 35 35 36 37 38 39 40 41 42 42 45 46 49 3.1.2.5. Ana Ekonomik Sektörler ve Faaliyetler 3.1.2.5.1. Tarım 3.1.2.5.2. Sanayi 3.1.2.5.3. Hizmetler 3.1.2.6. Ekonomik ve Sosyal Kalkınma Göstergeleri 3.1.2.6.1. Gelişmişlik ve Büyüme 3.1.2.6.2. Kişi Başına Gelir 3.1.2.6.3. Sosyal Göstergeler 3.2. Doğal ve Tarımsal Kaynaklar 3.2.1. Doğal Enerji Kaynakları 3.2.2. Madenler 3.2.3. Su Kaynakları 3.2.4. Çayır Mera Alanları 3.2.5. Ormanlık ve Fundalık 3.3. İnsan Kaynakları 3.4. Fiziki Sermaye Kaynakları BÖLÜM 4 - BÖLGENİN TARIMSAL DURUMU 4.1. Arazi Dağılımı 4.1.1. Arazinin Kullanım Biçimlerine Göre Dağılımı 4.1.2. Toprak Yapısı ve Arazinin Kullanım Kabiliyetlerine Göre Dağılımı 4.2. Sulama Potansiyeli 4.3. Tarımsal Yapı ve Üretim Sistemi 4.3.1. Örtü Altı Sera Alanları 4.4. Tarımsal Üretim 4.4.1. Bitkisel Üretim 4.4.1.1. Tarla Bitkileri Üretimi 4.4.1.2. Sebze Üretimi 4.4.1.3. Meyve Üretimi 4.4.1.4. Yem Bitkileri Üretimi 4.4.2. Hayvansal Üretim 4.4.3. Su Ürünleri Üretimi 4.4.4. Diğer Tarımsal Uygulamalar 4.4.4.1. Organik Tarım Uygulamaları 4.4.4.1.1. Dünya’da Organik Tarım 4.4.4.1.2. Türkiye Organik Tarımsal Üretiminin Gelişimi 4.4.4.1.2.1. Organik Tarımsal Üretim Verileri 4.4.4.1.2.2. Batı Anadolu Bölgesinde Organik Tarım 4.4.4.2. Kültür Mantarı Üretimi 4.4.4.3. İpek Böcekçiliği 4.4.4.4. Sebze Tohumluk Çalışmaları 4.5. Üretim Trendleri 4.5.1. Tarla Bitkileri Üretim Trendi 4.5.2. Sebze Üretim Trendi 4.5.3. Meyve Üretim Trendi 4.5.4. Yem Bitkileri Üretim Trendi 4.5.5. Hayvansal Üretim Trendleri 4.6. Tarım Ürünleri Üretim Değerleri IV 50 52 52 53 53 54 55 56 57 57 61 64 65 66 66 68 69 69 69 69 70 70 76 76 76 77 80 84 88 89 91 92 92 92 93 94 94 95 95 95 96 96 100 104 110 111 119 4.6.1. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Bitkisel Üretim Değerleri 4.6.2. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Sebze Üretim Değerleri 4.6.3. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Meyve Üretim Değerleri 4.6.4. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Hayvansal Ürünler Üretim Değerleri 4.7. Tarım Ürünleri Üretim Tüketim Analizi Ve Pazarlaması 4.7.1. Tarla Bitkileri Sektöründe Pazarlama 4.7.1.1. Tahıl ve Yemeklik Dane Baklagil Üretimi 4.7.1.1.1. Dünya ve Türkiye’de Buğday Ekiliş, Üretim ve Verimi 4.7.1.1.1.1. Türkiye’nin Yıllık Buğday Gereksinimi 4.7.1.1.1.2. Türkiye’nin Buğday Dış Satımı ve Dış Alımı 4.7.1.1.1.3. Türkiye ve TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Buğday Ekilişi, Üretimi ve Verimi 4.7.1.1.1.4. Buğday Pazarlama Kanalları 4.7.1.1.1.5. Buğday Üretimi ve Pazarlaması ( GZFT Analizi ) 4.7.1.1.2. Dünya ve Türkiye’de Arpa Ekiliş, Üretim ve Verimi 4.7.1.1.2.1. Türkiye’nin Yıllık Arpa Gereksinimi 4.7.1.1.2.2.Türkiye ve TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Arpa Ekilişi, Üretimi ve Verimi 4.7.1.1.2.3. Arpa Pazarlama Kanalları 4.7.1.1.2.4. Arpa Üretimi ve Pazarlaması ( GZFT Analizi ) 4.7.1.1.3. Dünya ve Türkiye’de Mısır Ekiliş, Üretim ve Verimi 4.7.1.1.3.1.Türkiye ve TR5 Batı Anadolu Bölgesi Mısır (Dane) Ekilişi, Üretimi ve Verimi 4.7.1.1.3.2. TR5 Batı Anadolu Bölgesi Mısır(Dane) Pazarlama Kanalları 4.7.1.1.3.3.Mısır (Dane) Üretimi ve Pazarlaması ( GZFTAnalizi ) 4.7.1.2.1. Dünya ve Türkiye’de Şeker Pancarı Ekiliş, Üretim ve Verimi 4.7.1.2.1.1. Şeker Pancarı Pazarlama Kanalları 4.7.1.2.1.2. Şeker Pancarı Üretimi ve Pazarlaması ( GZFT Analizi ) 4.7.1.3.1. Dünya ve Türkiye’de Kuru Fasulye ve Nohut Ekiliş, Üretim ve Verimi 4.7.1.3.1.1. Kuru Fasulye ve Nohut Pazarlama Kanalları 4.7.1.3.1.2. Nohut ve Kuru Fasulye Üretimi ve Pazarlaması ( GZFT Analizi ) 4.7.2. Meyvecilik ve Sebzecilik Sektöründe Üretim ve Pazarlama 4.7.2.1. Türkiye'de Meyve Ve Sebze Üretimi 4.7.2.1.1. Türkiye'nin Meyve Ve Sebze Dış Ticareti 4.7.2.1.1.1. Dünyadaki Elma Üretimi ve Türkiye’nin Yeri 4.7.2.1.1.2. Türkiye’de ve TR5 Batı Anadolu Bölgesinde Elma Üretimi 4.7.2.1.1.3. Türkiye Elma İthalatı ve İhracatı 4.7.2.1.1.4. TR5 Batı Anadolu Bölgesi Elma Pazarlama Kanalları 4.7.2.1.1.5. Elma Üretimi ve Pazarlaması (GZFT Analizi) 4.7.2.1.2. Türkiye’de Kiraz Üretimi 4.7.2.1.2.2. Dünyadaki Kiraz Üretiminde Türkiye’nin Yeri 4.7.2.1.2.3. Türkiye’de Kiraz İthalatı ve İhracatı 4.7.2.1.2.4. Kiraz Pazarlama Kanalları 4.7.2.1.2.5. Kiraz Üretimi ve Pazarlanması (GZFT Analizi) 4.7.2.1.3. Dünya Üzüm Üretimi ve Tüketimi 4.7.2.1.3.1. Türkiye Üzüm Üretimi 4.7.2.1.3.2. Üzüm Dış Ticaret 4.7.2.1.3.3. Üzüm Pazarlaması V 119 119 120 121 122 123 123 124 125 126 126 129 130 130 131 131 132 133 133 134 135 135 135 137 138 139 142 142 143 143 145 147 147 148 150 151 151 152 153 155 156 156 157 158 159 4.7.2.1.3.4. Üzüm Pazarlama Kanalları 4.7.2.1.3.4. Üzüm Üretimi ve Pazarlaması (GZFT Analizi) 4.7.2.2.4. Türkiye Havuç Üretimi 4.7.2.2.4.1. Havuç Pazarlama Kanalları 4.7.2.2.4.1. Havuç Üretimi ve Pazarlaması (GZFT Analizi) 4.7.2.2.5. Türkiye Domates Üretimi 4.7.2.2.5.1. Domates Pazarlama 4.7.2.2.5.2. Domates Pazarlama Kanalları 4.7.2.2.5.3. Domates Üretimi ve Pazarlaması (GZFT Analizi) 4.7.3. Hayvancılık Sektöründe Üretim ve Pazarlama 4.7.3.1. Dünyada ve Türkiye’de Et Üretimi 4.7.3.1.1. Dünya Sığır Eti Üretimi 4.7.3.1.2. Ette Dış Ticaret 4.7.3.1.3. Et ve Et Ürünleri Pazarlaması 4.7.3.1.4. Et Üretimi ve Pazarlanması (GZFT Analizi) 4.7.3.2. Dünyada ve Türkiye’de Tavuk Eti Üretimi 4.7.3.2.1. Tavuk Etinde Dış Ticaret 4.7.3.2.2. Türkiye’de Beyaz Et Üretimi 4.7.3.2.2.1. Türkiye'nin Beyaz Et Dış Ticareti 4.7.3.2.3. Dünya Beyaz Et Ticareti 4.7.3.3. TR5 Batı Anadolu Bölgesinde Etlik Piliç Yetiştiriciliği Ve Pazarlaması 4.7.3.3.1. Beyaz Etin Üretimi ve Pazarlaması 4.7.3.3.2. Beyaz Et Üretimi ve Pazarlanması (GZFT Analizi) 4.7.3.4. Süt Üretimi 4.7.3.4.1. Türkiye'de Süt Üretimi 4.7.3.4.2. Türkiye'nin Dış Ticareti 4.7.3.4.3. Dünya Ticareti 4.7.3.4.4. TR5 Batı Anadolu Bölgesinde Süt ve Süt Mamulleri Pazarlama Kanalları 4.7.3.4.5. Süt Üretim ve Pazarlaması (GZFT Analizi) 4.7.3.5. Yumurta Üretimi 4.7.3.5.1. Yumurta İhracatı 4.7.3.5.2. TR5 Batı Anadolu Bölgesinde Yumurta Pazarlama Kanalları 4.7.3.5.3. TR5 Batı Anadolu Bölgesi Yumurta Üretim ve Pazarlaması (GZFT Analizi) 4.7.3.6. Bal Üretimi 4.7.3.6.1. Bal Pazarlama 4.7.3.6.2. TR5 Batı Anadolu Bölgesi Bal Pazarlama Kanalları 4.7.3.6.3. TR5 Batı Anadolu Bölgesi Bal Üretim ve Pazarlaması (GZFT Analizi) 4.7.4. Türkiye'de Su Ürünleri Üretimi 4.7.4.1. Su Ürünleri Dünya Ticareti 4.7.4.2. Türkiye'nin Su Ürünleri Dış Ticareti 4.7.4.3. TR5 Batı Anadolu Bölgesi Su Ürünleri Pazarlama Kanalları 4.7.4.4. TR5 Batı Anadolu Bölgesi Su ürünleri Üretimi ve Pazarlaması (GZFT Analizi) 4.7.5. Organik Tarım Ürünleri Pazarlaması VI 160 161 162 163 165 165 166 168 169 169 171 171 172 173 174 174 175 176 177 180 181 183 184 184 185 186 188 195 196 196 198 199 199 200 201 202 202 203 205 205 212 212 212 4.7.5.1. Organik Tarım Ürünleri Türkiye'de Üretimi 4.7.5.2. Türkiye'nin Organik Tarım Ürünleri Dış Ticareti 4.7.5.3. Dünya Organik Tarım Ürünleri Ticareti 4.7.6. İşlenmiş Tarımsal Ürün Pazarlaması 4.8. Türkiye’nin Tarımsal Dış Ticareti 4.8.1. Türkiye’nin Tarımsal İhracatı 4.8.2. Türkiye’nin Tarımsal İthalatı 4.9. Tarımsal Sanayi 4.9.1. Türkiye’de Tarım ve Gıda Sanayi 4.9.2. Tarımsal Sanayi İşletmelerinin Ülkemizde ve TR5 Batı Anadolu Bölgesindeki Genel Durumu 4.10. Türkiye ve TR5 Batı Anadolu Bölgesi Tarımında Örgütlenme 4.10.1. Tarımda Kamusal Örgütlenme 4.10.2. Tarımda Özel Örgütlenme 4.10.2.1. Tarımda Meslek Örgütleri 4.10.2.2. Diğer Özel Örgütler 4.10.3. Tarımda Ekonomik ve Sosyal Amaçlı Örgütlenme 4.10.3.1. Tarımda Ekonomik Örgütlenme 4.10.3.1.1. Tarım Kooperatifleri 4.10.3.1.2. Birlikler 4.10.3.2. Tarımda Sosyal Amaçlı Örgütlenme 4.10.3.2.1. Vakıflar 4.10.3.2.2. Mahalli İdare Birlikleri 4.11. Diğer Sektörlerle Etkileşim 4.11.1. Tarım ve Çevre 4.11.2. Tarım ve Sanayi 4.11.3. Tarım ve Ulaşım 4.11.4. Tarım ve Sağlık 4.11.5. Tarım ve Eğitim 4.11.6. Tarım ve Teknoloji 4.11.7. Turizm 4.12. Tarımın Bölge Ekonomisine Katkısı BÖLÜM 5 - BÖLGE PROBLEMLERİNİN VE POTANSİYELLERİNİN ANALİZİ 5.1. Problemlerin ve Kısıtların Tespiti 5.1.1. Sosyo-Ekonomik Problemler 5.1.2. Doğal Kaynak ve Çevre Problemleri 5.1.3. Tarım Sektörünün Problemleri 5.1.3.1. Bitkisel Üretim Problemleri 5.1.3.2. Hayvansal Üretim Problemleri 5.1.4. Pazarlama Problemleri 5.2. Potansiyellerin ve Fırsatların Tespiti BÖLÜM 6 - TARIMSAL KALKINMADA AMAÇ VE STRATEJİLERİN OLUŞTURULMASI 6.1. Master Plan Amaçlarının Belirlenmesi 6.1.1. Sürdürülebilirlik İlkesi Çerçevesinde Kaliteye Dayalı Üretim İle Gıda Güvenliği Ve Güvencesinin Sağlanması VII 214 215 216 217 219 219 224 225 225 227 229 230 231 232 232 232 232 232 234 236 236 236 236 237 238 238 238 238 239 239 242 244 244 244 245 246 246 248 250 250 252 252 253 6.1.2. Tarımsal İşletmelerin Rekabet Gücünün Arttırılması 6.1.3. Tarımsal Pazarlama Altyapısının Güçlendirilmesi 6.1.4. Kırsal Gelirlerin Arttırılması 6.1.5. Üretici Örgütlerinin Geliştirilmesi 6.2. Tarımsal Kalkınma Stratejilerinin Belirlenmesi 6.2.1.Gıda Güvenliği ve Gıda Güvencesinin Sağlanması 6.2.2 Tarımsal İşletmelerin Rekabet Güvencesinin Arttırılması 6.2.3. Tarım-Sanayi Entegrasyonunun Sağlanması 6.2.4.Kırsal Toplumun Yaşam Şartlarının İyileştirilmesi 6.2.5. Üretici Örgütlerinin Geliştirilmesi BÖLÜM 7 - BÖLGE PROGRAM VE PROJE ALANLARININ BELİRLENMESİ BÖLÜM 8 – EKLER 8.1. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi İllerine Ait Doğal Kaynak Envanterleri 8.1.1. TR 510 Batı Anadolu Bölgesi Ankara İline Ait Doğal Kaynak Envanteri 8.1.2. TR 521 Batı Anadolu Bölgesi Konya İline Ait Doğal Kaynak Envanteri 8.1.3. TR 522 Batı Anadolu Bölgesi Karaman İline Ait Doğal Kaynak Envanteri 8.2. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi İlleri Yeraltı ve Yerüstü Su Kaynakları İle Su Yüzeyleri 8.2.1. Su Kaynakları Potansiyeli 8.2.2. Su Yüzeyleri 8.2.2.1. TR510 Batı Anadolu Bölgesi Ankara İli Su Yüzeyleri 8.2.2.2. TR510 Batı Anadolu Bölgesi Konya İli Su Yüzeyleri 8.2.2.3. TR510 Batı Anadolu Bölgesi Karaman İli Su Yüzeyleri 8.3. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Jeotermal Enerji Kaynakları 8.4. TR 5 Batı Anadolu Bölgesinde Yer Alan İllere Ait Organik Tarım Üretim Verileri 8.5. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Tarımsal Hizmetler ve Organizasyonları 8.5.1. TR 510 Batı Anadolu Bölgesi Ankara İli Tarımsal Hizmetler ve Organizasyonları 8.5.2. TR 521 Batı Anadolu Bölgesi Konya İli Tarımsal Hizmetler ve Organizasyonları 8.5.3. TR 522 Batı Anadolu Bölgesi Karaman İli Tarımsal Hizmetler ve Organizasyonları 8.6. Türkiye İller Bazında Tarımsal Üretim Değerleri (2000) 8.7. Haritalar VIII 253 253 253 253 253 254 254 254 254 254 260 269 269 269 275 279 282 282 283 283 284 285 286 287 289 289 290 291 292 294 TABLOLAR Tablo 1.Ulusal Tarım Stratejisi Destekleme Araçları ve Destekleme Bütçesindeki Payları Tablo 2. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi İllerinin Alt Bölgeler Bazında Dağılımı Tablo 3.TR 5 Batı Anadolu Bölgesi İllerinin Koordinatları ve Yüzölçümleri Tablo 4. TR 5 Batı Anadolu Bölgesinin Büyüklük Bakımından Önde Gelen Ovaları Tablo 5. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Uzun Yıllar İklim Verileri Tablo 6. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Nüfus Verileri Tablo 7. TR 5 Batı Anadolu Bölgesinin Şehir ve Köy Nüfusu ile Yıllık Nüfus Artış Hızı Tablo 8. Bölgede 1990-2000 Yılı Nüfusuna Göre Bazı Nüfus Projeksiyonları Tablo 9. Türkiye ve TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Bazı Sağlık Verileri Tablo 10. Türkiye ve TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Sağlık Kuruluşlarında Çalışan Personel Verileri Tablo 11. Türkiye ve TR 5 Batı Anadolu Bölgesi İlleri Yerleşim Yeri ve Eğitim Seviyesine Göre Okul Öncesi ve İlköğretimde Okul,Şube,Öğrenci ve Öğretmen Sayısı Tablo 12. Türkiye ve TR 5 Batı Anadolu Bölgesi İlleri Yerleşim Yeri ve Eğitim Seviyesine Göre Orta Öğretimde Genel ve Mesleki ve Teknik Okul,Şube,Öğrenci ve Öğretmen Sayısı Tablo 13. Türkiye ve TR 5 Batı Anadolu Bölgesi İlleri Yerleşim Yeri ve Eğitim Seviyesine Göre Toplam Okul,Şube,Öğrenci ve Öğretmen Sayısı Tablo 14. Yükseköğretimde Türkiye ve TR 5 Batı Anadolu Bölgesi İllerinde Yeni kayıt,Toplam Öğrenci, Mezun Olan Öğrenci ve Öğretim elemanı Sayısı Tablo 15. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Yol Durumu Tablo 16. Türkiye ve TR 5 Batı Anadolu Bölgesi İllerinin GSYİH sı , İllerin Payı ve Gelişme Hızları Tablo 17. Türkiye veTR 5 Batı Anadolu Bölgesi İlleri İtibariyle Kişi Başına GSYİH Tablo 18. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Bazı Tarımsal Göstergeleri Tablo 19. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Bazı Sanayi Göstergeleri Tablo 20. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi İlleri Konaklayan Turist Sayıları ve Tesislerin Doluluk Oranları Tablo 21. Türkiye Geneli İşteki Durum ve Ekonomik Faaliyet Tablo 22. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi İllerinin GSYİH Katkısı Bakımından Türkiye Sıralamasındaki Yerleri Tablo 23. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi İllerini Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralaması Tablo 24. TR 5 Batı Anadolu Alt Bölgesi İllerinde Bazı Hizmetlerin Gelişmişlik Sıralaması Tablo 25. TR 5 Batı Anadolu Bölgesinde Kişi Başına Milli Gelir Tablo 26. Türkiye ve TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Demografik Göstergelerin Karşılaştırılması Tablo 27. Türkiye ve TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Eğitim Göstergelerinin Karşılaştırılması Tablo 28. Türkiye ve TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Sağlık Göstergelerinin Karşılaştırılması Tablo 29. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi ne ait 30 Yıllık Ortalama Rüzgar Hızları (m/sn) Tablo 30. Türkiye’nin yıllık Toplam Güneş Enerjisi Potansiyelinin Bölgelere Göre Dağılımı Tablo 31. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Güneşlenme Gün sayısı ,Güneşlenme Süresi ve Güneşlenme Şiddeti Tablo 32. TR 51 Alt Bölgesinde Maden Rezervleri Tablo 33. TR 52 Alt Bölgesinde Maden Rezervleri IX Tablo 34. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Yerüstü Suyu Potansiyeli Tablo 35. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Yeraltı Suyu Potansiyeli Tablo 36. TR 5 Batı Anadolu Bölgesinde Çayır ve Mera Alanları Tablo 37. TR 5 Batı Anadolu Bölgesinde Orman ve Fundalık Alanları Tablo 38. Türkiye ve TR5 Batı Anadolu Bölgesinde İnsan Kaynakları Tablo 39. Türkiye ve TR5 Batı Anadolu Bölgesinde Sektörler Bazında Kadın-Erkek Oranı Tablo 40. TR5 Batı Anadolu Bölgesi Bazı Tarım Alet ve Makine Varlığı Tablo 41. Türkiye ve TR5 Batı Anadolu Bölgesinde Arazilerin Kullanım Biçimlerine Göre Dağılımı Tablo 42. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Kullanım Kabiliyeti ve Toprak Sınıflarına Göre Arazi Dağılımı Tablo 43. Türkiye ve TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Alt Bölgeleri Bazında Sulanabilme Durumlarının Karşılaştırılması Tablo 44. TR 5 Batı Anadolu Bölgesinde Tarımsal Üretim ve Arazi Durumu Tablo 45. TR 51 Batı Anadolu Alt Bölgesi Ankara İlinde Tarımsal Üretim ve Arazi Durumu Tablo 46. TR 521 Batı Anadolu Alt Bölgesi Konya İlinde Tarımsal Üretim ve Arazi Durumu Tablo 47. Batı Anadolu Alt Bölgesi Karaman İlinde Tarımsal Üretim ve Arazi Durumu Tablo 48. TR 5 Batı Anadolu Bölgesinde Tarımsal Üretim ve Arazi Durumu ve Türkiye Kıyaslaması Tablo 49. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi ve Türkiye’de Yıllar İtibariyle ÖrtüAltı Alanların Dağılımı Tablo 50. TR 5 Batı Anadolu İlleri Bazında Örtü- Altı Sebze Ekiliş Alanları ve Üretimleri Tablo 51. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Tarım Arazilerinin Dağılımı Tablo 52. Türkiye’de AB Ülkelerinde ve Dünyada Önemli Bazı Tarla Bitkilerinin Ekiliş Alanlarının Kıyaslanması Tablo 53. Türkiye’de AB Ülkelerinde ve Dünyada Önemli Bazı Tarla Bitkilerinin Üretim Miktarlarının Kıyaslanması Tablo 54. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi ve Türkiye Tarla Bitlileri Ekiliş Alanları Tablo 55. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi ve Türkiye Tarla Bitlileri Üretim Miktarları Tablo 56. TR 5 Batı Anadolu Bölgesinde Öncelikli Tarla Ürünleri Ekiliş Alanları Tablo 57. TR 5 Batı Anadolu Bölgesinde Öncelikli Tarla Ürünleri Üretim Miktarları Tablo 58. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Tarla Bitkileri Üretim Projeksiyonu Tablo 59. Dünya Sebze Üretimi Sıralamasında Ülkeler ve Payları Tablo 60. Türkiye’de, AB Ülkelerinde ve Dünyada Önemli Bazı Sebzelerin Üretim Miktarlarının Kıyaslanması Tablo 61. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Ve Sebze Ekiliş Alanları Tablo 62. TR 5 Batı Anadolu Bölgesinde Öncelikli Sebzelerin Üretim Miktarları Tablo 63. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Sebze Üretim Projeksiyonu Tablo 64. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi ve Türkiye Meyve Ağaç Sayıları ve Üretim Miktarları Tablo 65. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Meyve Üretim Projeksiyonu Tablo 66. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi ve Türkiye Yem Bitkileri Ekiliş Alanları Tablo 67. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Yem Bitkileri Üretimi Tablo 68. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Yem Bitkileri Üretim Projeksiyonu Tablo 69. Türkiye’de, AB Ülkelerinde ve Dünyada Hayvan Sayıları Tablo 70. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi ve Türkiye Hayvansal Ürünler Üretim Miktarları X Mukayesesi Tablo 71. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Hayvansal Üretim Projeksiyonu Tablo 72. TR 5 Batı Anadolu Bölgesinde Su Ürünleri Kültür Üretimi Tablo 73. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Su Ürünleri Potansiyeli Tablo 74. Türkiye’de Organik Tarım Verileri Tablo 75. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Bitkisel Organik Tarım Verileri Tablo 76. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Mantar Üretim Alanları ve Üretim Miktarları Tablo 77. Türkiye ve TR5 Batı Anadolu Bölgesi İpekböceği Yetiştiriciliği ve Üretim Miktarları Tablo 78. Yıllar İtibarıyla TR 51 Batı Anadolu Alt Bölgesi Ankara İli İçin Önemli Görülen Tarla Ürünleri Üretim Miktarları Tablo 79. Yıllar İtibarıyla TR 521 Batı Anadolu Alt Bölgesi Konya İli İçin Önemli Görülen Tarla Ürünleri Üretim Miktarları Tablo 80. Yıllar İtibarıyla TR 521 Batı Anadolu Alt Bölgesi Ksrsman İli İçin Önemli Görülen Tarla Ürünleri Üretim Miktarları Tablo 81. Yıllar İtibarıyla TR 52 Batı Anadolu Alt Bölgesi İçin Önemli Görülen Tarla Ürünleri Üretim Miktarları Tablo 82. Yıllar İtibarıyla TR 5 Batı Anadolu Bölgesi İçin Önemli Görülen Tarla Ürünleri Üretim Miktarları Tablo 83. Yıllar İtibarıyla TR 51 Batı Anadolu Alt Bölgesi Ankara İli İçin Önemli Görülen Sebzelerin Üretim Miktarları Tablo 84. Yıllar İtibarıyla TR 521 Batı Anadolu Alt Bölgesi Konya İli İçin Önemli Görülen Sebzelerin Üretim Miktarları Tablo 85. Yıllar İtibarıyla TR 522 Batı Anadolu Alt Bölgesi Karaman İli İçin Önemli Görülen Sebzelerin Üretim Miktarları Tablo 86. Yıllar İtibarıyla TR 52 Batı Anadolu Alt Bölgesi İçin Önemli Görülen Sebzelerin Üretim Miktarları Tablo 87. Yıllar İtibarıyla TR 5 Batı Anadolu Bölgesi İçin Önemli Görülen Sebzelerin Üretim Miktarları Tablo 88. Yıllar İtibarıyla TR 51 Batı Anadolu Alt Bölgesi Ankara İli İçin Önemli Görülen Meyvelerin Üretim Miktarları Tablo 89. Yıllar İtibarıyla TR 521 Batı Anadolu Alt Bölgesi Konya İli İçin Önemli Görülen Meyvelerin Üretim Miktarları Tablo 90. Yıllar İtibarıyla TR 522 Batı Anadolu Alt Bölgesi Karaman İli İçin Önemli Görülen Meyvelerin Üretim Miktarları Tablo 91. Yıllar İtibarıyla TR 52 Batı Anadolu Alt Bölgesi İçin Önemli Görülen Meyvelerin Üretim Miktarları Tablo 92. Yıllar İtibarıyla TR 5 Batı Anadolu Bölgesi İçin Önemli Görülen Meyvelerin Üretim Miktarları Tablo 93. Yıllar İtibarıyla TR 51 Batı Anadolu Bölgesi Ankara İli Yem Bitkileri Üretim Miktarları Tablo 94. Yıllar İtibarıyla TR 521 Batı Anadolu Bölgesi Konya İli Yem Bitkileri Üretim Miktarları Tablo 95. Yıllar İtibarıyla TR 522 Batı Anadolu Bölgesi Karaman İli Yem Bitkileri Üretim Miktarları Tablo 96. Yıllar İtibariyle TR 51 Batı Anadolu Alt Bölgesi Ankara İli Hayvan Sayıları Tablo 97. Yıllar İtibariyle TR 51 Batı Anadolu Alt Bölgesi Ankara İli Hayvansal Ürün Üretim Miktarları Tablo 98. Yıllar İtibariyle TR 521 Batı Anadolu Alt Bölgesi Konya İli Hayvan Sayıları XI Tablo 99. Yıllar İtibariyle TR 521 Batı Anadolu Alt Bölgesi Konya İli Hayvansal Ürün Üretim Miktarları Tablo 100. Yıllar İtibariyle TR 522 Batı Anadolu Alt Bölgesi Karaman İli Hayvan Sayıları Tablo 101. Yıllar İtibariyle TR 522 Batı Anadolu Alt Bölgesi Karaman İli Hayvansal Ürün Üretim Miktarları Tablo 102. Yıllar İtibariyle TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Hayvan Sayıları Tablo 103. Yıllar İtibariyle TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Hayvansal Ürünler Tablo 104. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Tarla Bitkileri Üretim Değerleri Tablo 105. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Sebze Üretim Değerleri Tablo 106. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Meyve Üretim Değerleri Tablo 107. TR 5 Batı Anadolu Hayvansal Ürünler Üretim Değerleri Tablo 108. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Tarımsal Üretim Değerleri Sıralaması Tablo 109. Yıllara Göre Dünya Ve Türkiye Buğday Ekiliş,Üretim,Verimi Tablo 110. Türkiye’de Kişi Başına Yıllık 175, 200 225 Kg. Tüketim Düzeylerine Göre Beslenme, Tohumluk Ve Stoklar İçin Yılda Gerekli Buğday(Milyon Ton) Miktarı Tablo 111. Yıllara Göre Türkiye Buğday Dışalımı, Satımı Ve Farkları İle Bunların Parasal Değerleri Tablo 112. Yıllar İtibarıyla Türkiye ve TR5 Batı Anadolu Bölgesine Ait Buğday İstatistikleri Tablo 113. Yıllar İtibarıyla Ankara, Konya Ve Karaman İline Ait Buğday İstatistikleri Tablo 114.Yıllar İtibarıyla Türkiye, TR5 Batı Anadolu İlleri Ankara, Konya Ve Karaman İline Ait Buğday Ekilişleri Kıyaslaması Tablo 115.Yıllar İtibarıyla Türkiye, TR5 Batı Anadolu Bölgesi İlleri Ankara, Konya Ve Karaman İline Ait Buğday Üretimi Kıyaslaması Tablo 116. Yıllar İtibarıyla Türkiye, TR5 Batı Anadolu İlleri Ankara, Konya Ve Karaman İline Ait Buğday Verimi Kıyaslaması Tablo 117. Yıllara Göre Dünya Ve Türkiye Arpa Ekiliş, Üretim, Verimi Tablo 118. Kişi Başına Ortalama 75 Ve 100 Kg. Kullanım Düzeylerine Göre Tüketim, Tohumluk Ve Stok İçin Arpa Gereksinimi Tablo 119. Yıllar İtibarıyla Türkiye, TR5 Batı Anadolu Bölgesine Ait Arpa İstatistikleri Tablo 120. Dünya Ve Türkiye’de Mısır Ekiliş, Üretim Ve Verimi Tablo 121. Yıllar İtibarıyla Türkiye, TR5 Batı Anadolu Bölgesi Dane Mısır İstatistikleri Tablo 122. Yıllara Göre Dünya Ve Türkiye Şekerpancarı Ekiliş, Üretim Ve Verimi Tablo 123. Türkiye ve Batı Anadolu Bölgesi Şekerpancarı Ekiliş, Üretim ve Verimi Tablo 124. Dünya Ve Türkiye Kuru Fasulye Ve Nohut Ekiliş, Üretim, Verimi Tablo 125. Ankara, Konya ve Karaman İllerine ait Kuru Fasulye ve Nohut İstatistikleri Tablo 126. Yıllar İtibariyle Türkiye Yaş Meyve ve Sebze Üretimi Tablo 127. Yıllar İtibarıyla Dünya Yaş Meyve Üretimi Tablo 128.Yıllar İtibariyle Dünya Yaş Sebze Üretimi Tablo 129. Yıllar İtibarıyla Türkiye Yaş Sebze ve Meyve İhracatı Tablo 130. Ülkeler İtibarıyla Türkiye’nin Yaş Meyve ve Sebze İhracatı Tablo 131. Yıllar İtibarıyla Türkiye Yaş Meyve İthalatı Tablo 132: Dünya Elma Üretimi ve Üretim Alanı Tablo 133: TR5 ve Türkiye Elma Üretim Miktarları Tablo 134: Türkiye’nin Yıllar İtibariyle Elma İhracat ve İthalatı Tablo 135: Çeşitli Ülkelerin Elma İhracatı ve Değeri Tablo 136: Çeşitli Ülkelerin Elma İthalatı ve Değeri XII Tablo 137. Türkiye ve TR5 Batı Anadolu Bölgesi İlleri Kiraz Ağacı (Adet) ve Kiraz Üretim Miktarları Tablo138. Dünya Kiraz Üretimi (bin ton), Ekim Alanı (bin ha) ve Verim Tablo 139. Türkiye’nin Yıllar İtibariyle Kiraz İhracat ve İthalatı Tablo 140. Dünya Kiraz İhracatı ve Değeri Tablo 141. Dünya Kiraz İthalatı ve Değeri Tablo 142. Dünya Üzüm Üretim Alanı ve Üretim Miktarı Tablo 143 . Ülkelere Göre Üzüm Üretim Miktarları Tablo 144. Dünya Kuru Üzüm Üretimi Tablo 145. Yıllar İtibarı ile Türkiye ve TR5 Batı Anadolu Bölgesi İlleri Yaş Üzüm Üretimi Tablo 146. Türkiye 1990-1999 Yıllarında Kuru Üzüm Üretimi, İhracatı, Değeri ve Ortalama Fiyatı Tablo 147. 2003 Yılı İtibarıyla Yaş ve Kuru Üzümde İthalat ve İhracat Miktarları Tablo 148. Türkiye ve TR5 Batı Anadolu Bölgesi Havuç üretim miktarları Tablo 149. Havuç Üretim Değerleri Tablo 150. Türkiye ve TR5 Batı Anadolu Ege Bölgesi Yıllara göre Domates üretim miktarları Tablo 151. Yıllara Göre Türkiye’nin Domates Üretim Ve İhracatı, Salça İhracatı Tablo 152. Dünyada Başlıca Sığır Eti Üretimi Yapan Ülkeler ve Üretimleri (ton) Tablo 153. Türkiye ve TR 5 Batı Anadolu Bölgesinde Yıllar İtibarı İle Et Üretimi (ton) Tablo 154. Dünya Et İhracatında Söz Sahibi Olan Ülkeler Ve İhracat Değerleri(1000 $) Tablo 155. Dünya Et İthalatında Önde Gelen Ülkeler ve İthalat Değerleri (1000 $) Tablo 156. Dünyada Başlıca Tavuk Eti Üretimi Yapan Ülkeler ve Üretimleri (ton) Tablo 157. Dünya Tavuk Eti İhracatında Önde Gelen Ülkeler ve İhracat Değerleri (1000 $) Tablo 158. Dünya Tavuk Eti İthalatında Önde Gelen Ülkeler ve İthalat Değerleri (1000 $) Tablo 159. Türkiye’nin Kanatlı Et Üretimi Tablo 160. Türkiye'nin Yıllar İtibariyle Beyaz Et İhracatı Tablo 161. Türkiye’nin Ülkeler İtibariyle Beyaz Et İhracatı (Değer:$) Tablo 162. Türkiye’nin Beyaz Et ve Ürünleri İthalatı Tablo 163. Dünya Tavuk Eti Üretimi ( Ton ) Tablo 164. Dünya İhracatında Önde Gelen Ülkeler ve İhracat Değerleri (1000 $) Tablo 165. Türkiye ve TR 5 Batı Anadolu Bölgesinde Yıllar İtibarı İle Etlik Tavuk Varlığı Tablo 166. Türkiye ve TR 5 Batı Anadolu Bölgesinde Yıllar İtibarı İle Beyaz Et Üretimi (ton) Tablo 167. Yıllar İtibariyle Türkiye'de Süt Ve Süt Ürünleri Üretimi (1000 Ton) Tablo 168. Türkiye'nin Süt Ürünleri İthalatı Tablo 169. Dünya Başlıca Süt Ürünleri Üretimi (Ton) Tablo 170. Dünya Başlıca Süt Ürünleri İhracatı (Ton) Tablo 171. TR5 Batı Anadolu Bölgesi Süt Üretim Miktarları (ton) Tablo 172. Türkiye’de Sağılan Hayvan Sayısı (1000 Adet) Tablo 173. Türkiye'de Süt Üretimindeki Değişim (1995-2004) (1000 ton) Tablo 174. Türkiye’de Süt Üretiminin Türlere Göre Yüzde Dağılımı (2004 Tablo 175. Türkiye’de Sağılan Sığır Sayısı, Süt Üretimi ve Verimde Genotiplerin Payı (2004) Tablo 176. Bazı Süt Ürünlerinin Yıllar İtibariyle Toptan Fiyatları ( TL/Kg) ve Değişim XIII Oranları Tablo 177 . Türkiye, AB ve Bazı AB Ülkeleri Arasında Üretilen Çiğ Süt ve Sanayiye Aktarılan Süt Oranları Tablo 178. Süt ve Süt Ürünleri İşyeri Sayısı, Kurulu Kapasite, Üretim ve Kapasite Kullanım Oranları Tablo 179. Türkiye ve Bazı Ülkelerde Kişi Başına Süt ve Süt Ürünleri Tüketimi (kg/yıl) Tablo 180. Türkiye ve TR5 Batı Anadolu Bölgesinde Yumurta Üretim Miktarı ve Yumurta Tavuğu Sayıları Tablo 181. Batı Anadolu Bölgesi İlleri Yumurta Tavuğu (Adet) ve Yumurta Üretim Miktarları (Ton) Tablo 182. Türkiye'nin Ülkeler İtibariyle Yumurta İhracatı (Değer: $) Tablo 183. Dünyada 2004 Yılı İtibarıyla Başlıca Bal Üretimi (ton) ve Değeri ($) Sıralaması Tablo 184. Türkiye ve TR5 Batı Anadolu Bölgesi Bal Üretiminin Yıllara Göre Değişimi Tablo 185. Türkiye Bal İhracatının Yıllara Göre Değişimi Tablo 186. Türkiye’nin Su Ürünleri İhracatı Tablo 187. Türkiye'nin Ülkelere Göre Su Ürünleri İhracatı Tablo 188. Türkiye'nin Ülkelere Göre Su Ürünleri İthalatı Tablo 189.Türkiye'nin Su Ürünleri İthalatı Tablo 190. Yıllara Göre Türkiye Su Ürünleri Üretimi (ton) ve Yüzdesi Tablo 191. Türkiye Su Ürünleri Üretim Miktar Dağılımı (ton) Tablo 192. Türkiye Kültür Balıkları Üretimi (ton) Tablo 193. TR5 Batı Anadolu Bölgesi ve Türkiye'de Bazı Kültür Su Ürünleri Üretim Miktarları Tablo 194. Türkiye Organik Tarımsal Ürünler Üretimi (ton) Tablo 195. Türkiye Organik Hayvansal Ürünler Üretimi Tablo 196. Yıllar İtibarıyla Türkiye’nin Organik Ürün İhracatı Tablo 197. Dünya'da Organik Gıda Satışları 1996-2000 (Milyon $) Tablo 198. Türkiye Yıllar İtibariyle Konserve Meyve ve Sebze İhracat Değerleri (1000$) Tablo 199. Türkiye Tarımında Dış Ticaretin Değişimi (2003) (Milyon $) Tablo 200. DTÖ Tanımına Göre Sektörel İhracat İstatistikleri (Milyon $) Tablo 201. DTÖ Tanımına Göre Sektörel İthalat İstatistikleri (Milyon $) Tablo 202. Türkiye’de Fasıllara Göre İhracat (Değer : 000 $) Tablo 203 İhracatçı Firmaların İllere Göre Dağılımı Tablo 204. Türkiye’de Fasıllara Göre İthalat (Değer : 000 $) Tablo 205. İthalatçı Firmaların İllere Göre Dağılımı Tablo 206. Türkiye’den En Fazla İhraç Edilen Tarım Ürünleri ($) Tablo 207. Türkiye’ye En Fazla İthal Edilen Tarım Ürünleri ($) Tablo 208. Türkiye’de Tarım Nüfusunun Gelişim Seyri Tablo 209. Türkiye’de İstihdamın Sektörel Dağılımı (1000 Kişi ve 12 Yaş Üstü) Tablo 210. GSMH İçerisinde sektörlerin Aldığı Paylar (%) Tablo 211. Gıda İşletmelerinin TR5 Batı Anadolu Bölgesinde ve Türkiye Genelinde İllere ve Sektörlere Göre Dağılımı Tablo 212. TR5 Batı Anadolu Bölgesi 2005 Yılı Tarımsal Gıda Sanayi İşletmeleri Tablo 213. TR5 Batı Anadolu Bölgesinde Tarımda Mesleki Örgütlenme Durumu Tablo 214. Türkiye ve TR 5 Batı Anadolu Bölgesinde Bulunan Tarım Kooperatiflerinin Çeşitleri ve Sayıları Tablo 215. Türkiye ve TR 5 Batı Anadolu Bölgesinde Tarım Kooperatiflerinin Sınıflarına Göre Ortak Sayıları XIV Tablo 216. TR 5 Batı Anadolu Bölgesinde Birliklerin Durumu Tablo 217. TR 5 Batı Anadolu Bölgesinde Bulunan Sosyal Amaçlı Tarımsal Örgütler Tablo 218. Türkiye’de Belgeli Tesislerin Yıllara Göre Dağılımı Tablo 219. Türkiye’de Yıllara Göre Tesislere Geliş Ve Geceleme Sayıları, Ortalama Kalış Süresi Ve Doluluk Oranlarının Dağılımı Tablo 220. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Ankara ve Konya İllerinde Konaklayan Kişi, Geceleme Sayısı, Ortalama Kalış Süresi Ve Doluluk Oranlarının Tesis Cins Ve Sınıflarına Göre Dağılımı Tablo 221. Türkiye ve TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Belgeli Konaklama Tesisi Sayısı Tablo 222. Türkiye Bölgeler İtibari İle Tarım Sektörü Yıllık Ortalama Büyüme Hızları Tablo 223. TR 5 Batı Anadolu Bölgesinde Tarımsal Üretim Değerinin GSYİH İçindeki Payı Tablo 224. Sosyo-Ekonomik Problemler, Nedenleri ve Çözüm Önerilerinin Analizi Tablo 225. Bitkisel Üretimde Alt Sektör Problemleri, Nedenleri ve Çözüm Önerileri Analizi Matrisi Tablo 226. Hayvancılık Alt Sektör Problemleri, Nedenleri ve Çözüm Önerileri Analizi Matrisi Tablo 227. Su Ürünleri Alt Sektör Problemleri, Nedenleri ve Çözüm Önerileri Analizi Matrisi Tablo 228. Tarımsal Potansiyellerin ve Fırsatların Tespiti ve Gelişme Potansiyelinin Analizi Tablo 229. Master Plan Stratejilerinin GZFT Analizi Tablo 230. TR 5 Batı Anadolu Bölgesinde Devam Eden Projeler Tablo 231. TR 5 Batı Anadolu Bölgesinde Uygulanması Önerilen Yeni Projeler XV KISALTMALAR AB ABBB ABD ARIP BESDBİR BYKP CARPE CAP CBS ÇATAK ÇKS DFİF DGD DSİ DSİGM DPT DTÖ DHMİGM DMİGM EBK ETO FAO GAP GATT GDO GIS GPS GSYİH GSMH GZFT HES HS IFAOM IMF ITO IUCN İBBS İGSAŞ İÖİ KİT KHGB KHK KOB KOBİ KYHM MDAÜ MİGM : Avrupa Birliği : Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı : Amerika Birleşik Devletleri : Tarım Reformu Uygulama Programı : Beyaz Et Sanayicileri ve Damızlıkçılar Birliği : Beş Yıllık Kalkınma Planı : Common Agricultural and Rural Policy for Europe : Common Agricultural Policy : Coğrafi Bilgi Sistemleri : Çevre Amaçlı Tarımsal Ürünlerin Korunması : Çiftçi Kayıt Sistemi : Destekleme ve Fiyat İstikrar Fonu : Doğrudan Gelir Desteği : Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü : Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü : Devlet Planlama Teşkilatı : Dünya Ticaret Örgütü : Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü : Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü : Et ve Balık Kurumu : Ekolojik Tarım Organizasyonu Derneği : Gıda ve Tarım Örgütü : Güneydoğu Anadolu Projesi : Ticaret ve Gümrük Tarifeleri Genel Anlaşması : Genetiği Değiştirilmiş Organizma : Geograhic Information Systems : Global Positioning Systems : Gayri Safi Yurt İçi Hasıla : Gayri Safi Milli Hasıla : Güçlü Zayıf Fayda Tehdit Analizi : Hidroelektrik Santral : Hayvancılık Stratejisi : Uluslararası Organik Tarım Hareketleri Federasyonu : Uluslararası Para Fonu : Uluslararası Ticaret Örgütü : Uluslararası Doğa Koruma Birliği :İstatistiki Bölge Birimi Sistemi : İstanbul Gübre Sanayi Anonim Şirketi : İl Özel İdaresi : Kamu İktisadi Teşekkülü : Köylere Hizmet Götürme Birliği : Kanun Hükmünde Kararname : Katılım Ortaklığı Belgesi : Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler : Köye Yönelik Hizmetler Müdürlüğü : Merkezi ve Doğu Avrupa Ülkesi : Maden İşleri Genel Müdürlüğü XVI MTA NAD OTP SAPARD SYDV TİGEM TKB TKK TMO TŞFAŞ TSK TSKB TÜBİTAK TÜGSAŞ TZOB UKKS VRA VRT TÜİK YÖK : Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü : Nadas Alanlarının Daraltılması : Ortak Tarım Politikası : Tarım ve Kırsal Kalkınma için Özel Katılım Programları : Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı : Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü : Tarım ve Köyişleri Bakanlığı : Tarım Kredi Kooperatifi : Toprak Mahsulleri Ofisi : Türkiye Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi : Tarım Satış Kooperatifleri : Tarım Satış Kooperatifleri Birlikleri : Türkiye Bilimsel Ve Teknolojik Araştırma Kurumu : Türkiye Gübre Sanayi Anonim Şirketi : Türkiye Ziraat Odaları Birliği : Ulusal Kırsal Kalkınma Stratejisi : Variable Rate Application : Değişken Oranlı Uygulama Teknolojisi : Türkiye İstatistik Kurumu : Yüksek Öğretim Kurulu XVII SUNUŞ Ülkemizde tarım sektörü, insanların beslenmesi, istihdamı, ekonomiye katkısı ve ihracat potansiyeli bakımından büyük önem taşımaktadır. Özellikle Avrupa Birliği’ne uyum sürecinde, kırsal alandaki sorunların tespiti ve bu sorunlara kalıcı çözümler bulunması öncelikli bir konudur. Çiftçilerimizin; iç ve dış pazarlar için üretim yapar hale gelmeleri, daha iyi gelir düzeyine kavuşabilmeleri için üretim kaynaklarını daha etkin kullanmaları gerekmektedir. Ülkemiz için; sahip olduğu tarımsal kaynakların tespiti, geliştirilmesi, amacına uygun kullanılması ve bu çalışmaların,kaynakları kullananlarla beraber planlanması önem arz eden bir husustur. Dolayısıyla, il ve bölge Tarım Master Planlarının hazırlanması; tarımsal kaynakların ve problemlerin belirlenmesi, kaynakve potansiyelin değerlendirilerek verimliliğin ve çiftçi gelirlerinin artırılması, tarımın çevre, sanayi, turizm gibi diğer sektörlerle ilişkilerinin değerlendirilmesi, doğal kaynakların ve çevrenin korunması açısından önem taşımaktadır. Tarım Master Planlarının hazırlanmasının amacı; sürdürülebilir kalkınmanın sağlanması için, bölgenin mevcut kaynaklarının, fırsatlarının ve kısıtlarının analiz edilmesi suretiyle ihtiyaçlarının belirlenmesi ve potansiyelin verimli birşekilde kullanılmasına yönelik stratejiler geliştirerek, bölgeye uygun tarımsal program ve proje alanlarının belirlenmesidir. Bu bağlamda, master planlar; yerel kurum ve kuruluşlar ile üniversite, sivil toplum örgütleri ve özel sektör temsilcilerinin katılımları sağlanarak, tarımın kısa, orta ve uzun vadeli kalkınma faaliyetlerinin planlanmasına, problemlerin çözüm yollarının yerinden ve doğru bir şekilde ortaya konulmasına ve uygulanmasına rehberlik etmektedir. Tarım sektörünün temsilcileri olarak görevimiz; sektörün yapısal sorunlarını çözecek politikaları belirlemek ve bunları en kısa sürede hep birlikte uygulamaya koymaktır. Bu çerçevede, yöre halkının yaşam standardını yükseltmeye yönelik ihtiyaçların tespit edilmesi, bunların en kısa yoldan çözüme kavuşturulması için gerekli çalışmaların yapılmasına ışık tutması amacıyla hazırlanan ve tarımsal planlamanın yerelleşmesi anlamına gelen Tarım Master Planlarının, kamu ve özel sektör girişimcilerine yol gösterici ve faydalı olmasını temenni ederim. Mehmet Mehdi EKER Bakan XVIII BÖLÜM 1 1. GİRİŞ 1.1. Proje Gelişimi Türkiye’de tarımsal planlama Ulusal Beş Yıllık Kalkınma Planları (BYKP) kapsamında yapılmaktadır ve bu çerçevede günümüze kadar yapılan tarımsal planlamalar merkezi planlama şeklinde olmuştur. Ancak, 7. Beş Yıllık Kalkınma Planında (1996-2000), bir strateji değişikliğine gidilerek yerinden planlama yaklaşımının ve yerel kurumlar ile il idarelerinin güçlendirilmesinin önemi vurgulanmıştır. 8. Beş Yıllık Kalkınma Planında (20012005) ise bölgesel kalkınma girişimlerine verilen önem daha da artmış, bunun yanısıra kırsal kalkınma proje alanlarının yerel gruplar tarafından belirlenmesinin gerekliliği belirtilmiştir. Bu kapsamda, Bakanlığımız ve FAO işbirliğiyle 1999 yılında “TCP/TUR/8924 İl Tarım ve Kırsal Kalkınma Master Planlarının Hazırlanmasına Destek Projesi" çalışmalarına başlanmış ve 81 ilin İl Tarım Master Planları 2003 yılı içerisinde tamamlanmıştır. Bu planlar, hizmetleriyle tarım sektörünü dolaylı veya doğrudan etkileyen yerel kurumların ve ayrıca yöre halkının kendi sorunlarını tanımlamaları, bu sorunlara karşılık çözüm önerilerini belirlemeleri ve dolayısıyla bölgesel kalkınmalarına yönelik vizyonlarını planlama sürecine yansıtmaları için bir fırsat sağlamıştır. Ön Ulusal Kalkınma Planında, Türkiye’nin orta vadeli stratejileri ve amaçları arasında “bölgeler arası gelişmişlik farklarının azaltılması, kırsal kalkınmanın sağlanması, fakirlik ve gelir eşitsizliği nedeniyle ortaya çıkan sosyal dengesizliklerin azaltılması amaçlanmış olup, 4. gelişme ekseni olan “bölgelerin ekonomik gücünün artırılması, bölgeler arasındaki gelişmişlik farklarının azaltılması ve kırsal kalkınmanın hızlandırılması” kapsamındaki faaliyetlere önem verilmiştir. Hazırlanan Bölgesel Tarım Master Planlarından yararlanılarak geliştirilmesi hedeflenen Ulusal Tarım Master Planı ile Türkiye'nin genel olarak tarımsal potansiyelinin, kısıtlarının, fırsatlarının ve diğer ülkelere göre tarımsal üretimdeki karşılaştırmalı üstünlüklerinin belirlenmesi ve bunlara dayanılarak geleceğe yönelik tarımsal stratejilerin ve planların oluşturulması amaçlanmaktadır ve bu amaçlar, Ön Ulusal Kalkınma Planı ve 8. Beş Yıllık Kalkınma Planı hedefleri ile örtüşmektedir. 1.2. Amaç Batı Anadolu Bölge Tarım Master Planının amacı, sürdürülebilir kalkınmanın sağlanması için bölgenin mevcut kaynaklarının (doğal, fiziki sermaye, işgücü ve finans kaynakları), fırsatlarının ve kısıtlarının analiz edilmesi suretiyle kalkınma ihtiyaçlarının belirlenmesi ve bölge potansiyelinin optimal düzeyde kullanılmasına yönelik amaç ve stratejiler geliştirerek, bölgeye uygun tarımsal program ve proje alanlarının ortaya konmasıdır. 1.3. Planlama Yöntemi Batı Anadolu Bölge Tarım Master Planı; Tarım ve Köyişleri Bakanlığımızı Strateji Geliştirme Başkanlığı, Proje Yönetimi ve Mali Kontrol Daire Başkanlığı organizasyonuyla, Ankara ili koordinatörlüğünde, Konya ve Karaman Tarım İl Müdürlükleri personeli tarafından hazırlanmıştır. -1- Bölge Tarım Master Planları için, 22 Eylül 2002 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak kabul edilen ve iller arasındaki fonksiyonel ilişkileri, coğrafi koşulları, istatistik toplama ve plan yapma amacına uygunluğu da dikkate alınarak hazırlanan İstatistiki Bölge Birimi Sınıflandırmasına (İBBS) göre belirlenen 12 bölge (Düzey 1) esas alınmıştır. Planın hazırlanmasında Tarım ve Köyişleri Bakanlığı koordinasyonunda özellikle tarımsal üretim, pazarlama, eğitim-yayım, çevre ve doğal kaynakları koruma ile yatırımlar üzerinde doğrudan veya dolaylı etkisi bulunan kamu kurum/kuruluşları, üniversiteler, sivil toplum kuruluşları ve diğer kuruluşlarla yakın işbirliği ve bilgi alışverişi yapılmıştır. 1.4. Planlama Yaklaşımı TR5 Batı Anadolu Bölgesi içerisinde kalan her ilin Tarım İl Müdürleri, Proje ve İstatistik Şube Müdürleri ve il tarım master planlarının hazırlanmasında görev almış Teknik Personele yönelik olarak Ankara Tarım İl Müdürlüğümüzde başlangıç olarak bir bilgilendirme ve iş programı belirleme toplantısı yapılmıştır. Ayrıca, İl Müdürlüğü teknik personelinin bölgesel planlamaya yönelik eğitim ihtiyacı belirlenerek, değişik zamanlarda eğitim programları düzenlenmiştir. Bölge illeri arasındaki koordinasyonun ve çalışmaların kolaylaştırılması amacıyla TR5 Batı Anadolu Bölgesi kendi içerisinde IBBS Düzey 2’ye göre 2 alt bölgeye ayrılmış ve bölge master planı hazırlama çalışmasının yürütülmesi amacıyla koordinatör ilde üç, diğer illerde ise ikişer veya üçer kişilik görevli ekipler oluşturulmuştur. Katılımcılığı sağlayacak paydaş toplantıları (diğer kamu kurum ve kuruluşları, özel sektör, STK vb. katılımıyla) bu alt bölgeler bazında her ilde yapılmış ve yerel yönetimler, yapılan planlama çalışmaları konusunda bilgilendirilerek, planlama çalışmalarına katılımları sağlanmıştır. Bölgede tarımın mevcut durumunun ve bölgenin tarımsal kalkınmasına yönelik potansiyellerinin, stratejilerin ve önceliklerinin belirlenmesi amacıyla, koordinatör ilde ve diğer illerde üç veya beş gün süreli grup çalışmaları düzenlenmiş; bölgenin problemlerinin, potansiyellerinin, fırsatlarının ve kısıtlarının değerlendirilmesinde GZFT, Düşünce Fırtınası ve Eşlenik Sıralaması gibi analiz yöntemlerinden faydalanılmış ve ayrıca değişik zamanlarda bölge illerinden paydaşların katılımıyla çalıştaylar düzenlenmiştir. Ayrıca, çalışmanın yürütülmesi sırasında bilgi akışı ve haberleşmenin etkin olarak temini için, mail ve web sayfası yoluyla Internet iletişim imkânlarından azami düzeyde yararlanılmıştır. 1.5. Plan Kapsamı Bölgesel Master Planın hazırlanmasında rasyonel bir süreç takip edilmiştir ve bu planın hazırlanmasında uygulanan yöntem aşağıda açıklanmıştır. 2. bölümde, yürürlükte olan “ulusal ve uluslararası politikalar” ile bunların bölgedeki tarımsal faaliyetler üzerindeki etkileri geniş biçimde irdelenmiştir ve bu etkiler, planlama çalışmasının her aşamasında gözetilmiştir. Bu bölüm içerisinde, Bölge tarımını direkt etkileyen Türkiye tarım politikaları konusu, yaşanan değişim sürecinin nedenleri yanısıra izlenen tarım politikaları ve stratejiler, Dünya Ticaret Örgütü kararlarının Türkiye açısından değerlendirilmesi ve Ortak Tarım Politikası’na uyum sorunu ile bunun Türkiye tarımına olası etkileri önemli konu başlıkları altında bilgilere kısa ve öz şekilde yer verilmiştir. -2- 3. bölümde biyofiziksel ve sosyo-ekonomik yapısı itibariyle “Bölgenin Özellikleri” ortaya konmuş; ardından bölgenin doğal ve tarımsal kaynakları, insan kaynakları, fiziki sermaye kaynakları ve finans kaynakları itibariyle mevcut durumu irdelenmiştir. Bu bölümde ayrıca bölgedeki sektörel faaliyetler ile bölgenin ekonomik - sosyal kalkınma göstergelerine de yer verilmiştir. Dolayısıyla, 3. bölümde bölgenin temel özellikleri ve mevcut durumu itibariyle “Kaynakları” ortaya konmuştur. 4. Bölümde ise, bu kaynakların bölgede tarımsal açıdan kullanım durumu (toprak yapısı, arazi kullanımı ile arazilerin sulanma durumu) incelenmiş, daha sonra “Bölgenin Tarımsal Üretim Sistemi” belirli alt başlıklar halinde ortaya konmuştur. 4. bölümün önemli kısmını oluşturan “Tarımsal Üretim Sistemi” içerisinde, bölgedeki bitkisel, hayvansal ve su ürünleri üretiminin yanısıra “İyi Tarım” ve “Organik Tarım” gibi yeni uygulamalara ve ardından “Tarımsal Pazarlama Sistemlerine” yer verilmiştir. Tarımsal pazarlama sistemi irdelenirken gerek görülen ve bölgede önem arz eden ürünler ile ürün grupları bazında şemalar kullanılmıştır. “Bölgede Tarımın Ve Tarımsal Faaliyetlerin Performansının” irdelendiği 4. bölümde, “Bölgenin Tarımsal Üretim Ve Pazarlama Sistemi” sonrasında, bölgede “Tarımsal Sanayi” ve “Tarımsal Örgütlenme” faaliyetlerine yer verilmiş ve dört gruptaki bu bilgilerin tamamı (tarımsal üretim, pazarlama, sanayi ve örgütlenme) daha sonra alt sektörler bazında GZFT tablolarında analiz edilmiştir. Buraya kadar “Bölgenin Kaynakları, Bu Kaynakların Kullanım Durumu Ve Yapılan Tarımsal Faaliyetler” irdelenmiş olduğundan, 5. bölümde, bu bilgiler ışığında “Bölgenin Tarımsal Problemleri” ile “Problemleri Doğuran Nedenler - Kısıtlar” ortaya konmuş ve ardından, planlama sürecinin önemli bir ayağı olan “Problemler Ve Kısıtlara Karşılık Çözüm Önerileri” bir matriste analiz edilmiştir. 5. bölümde ayrıca bölge için “Potansiyellerin Analizi Ve Kullanma Stratejileri” incelenmiştir. Bölgenin potansiyelini belirlerken, daha kapsamlı ve etkin kullanılabilme olanağına sahip ancak optimal biçimde kullanılmayan mevcut kaynaklar esas alınmıştır. Bu kısımda, ürünler bazında mevcut potansiyellerin doğru tespitine ve bu potansiyellere işlerlik kazandıracak doğru tercih ve stratejilerin belirlenmesine önem verilmiştir. 5. bölümdeki sorun ve çözüm önerileri ile potansiyellerin analizi çok önemli bilgileri içermekle birlikte, planlama süreci gereği bunlar henüz “Tespit” düzeyinde olup, bu tespitler ışığında öngörülen proje fikirleri ise, daha spesifik açıklamalarla 7. bölümde ortaya konmuştur. Bununla birlikte, çözüm önerileri ve potansiyellerin kullanılma stratejileri analizleriyle ortaya konan bu tespitler, 7. bölümde şekillenen proje alanlarının neler olması gerektiği konusunda belirleyici olmuşlardır. Takibeden 6. bölümde ise, buraya kadar tespit edilen durum ışığında ortaya çıkan “İhtiyaçlara” göre “Master Plan Amaçları Ve Stratejileri” geliştirilmiştir. Bu amaç ve stratejilerin GZFT analizine de aynı bölümde yer verilmiştir. Planlama çalışmamızın son bölümünü teşkil eden 7. bölümde, önceki bölümlerde yer alan tespitler ve analizler doğrultusunda oluşan “Proje Alanlarına (fikirlerine)” yer verilmiştir. Bölgenin tarımsal kalkınması için gerekliliği ortaya çıkan ve planlamanın hitap ettiği zamana kadar gerçekleştirilmesi öngörülen bu proje konuları sistematik şekilde sıralanmıştır. Ayrıca, bu projelerden halen yürütülmekte olanlar ayıklanarak bölümün öncesine, geliştirilmesine gerek duyulan proje fikirleri ise bölümün nihayetine konmuştur. Master Planın formatı gereği 7. bölümde yer verilen projeksiyonlar, proje alanlarını gösterir fikir düzeyinde önerilerdir. -3- Ancak, bu proje fikirleri sadece isim olarak değil, geliştirilecek proje çalışmalarına ışık tutacak açıklamalar ile birlikte yer almaktadır. Bölgenin kaynakları, bu kaynakların tarımda kullanım durumu, sorunları, kısıtları ve kullanılmaya elverişli potansiyelleri dikkate alınarak hazırlanan ve stratejik bir çalışma olan bu plan, yerel ve ulusal kaynakları harekete geçirebilecek, gerçekçi proje fikirleri içermektedir. Hazırlanan bu bölgesel plan ile; bölgenin tarım alanındaki gerçek ihtiyaçları ve bunların çözüm yolları ortaya konmuş ve sınırlı kaynakların etkin ve verimli kullanılabileceği alanlar belirlenmiştir. Sadece bölgesel değil, ulusal refah açısından da önemli olan bu proje fikirlerinin, yapılacak yatırımların ve görülecek hizmetlerin planlanması aşamasında dikkate alınması büyük önem taşımaktadır. Bölgenin farklılıklarına göre ihtiyaç duyduğu öncelikli proje ve faaliyet alanlarına ışık tutan bu çalışma, kaynakların daha etkin ve verimli kullanılmasına ve gerek bölgesel, gerekse ülkesel değişimin istenilen yönde gelişmesine katkı sağlayacaktır. Ayrıca, katılımcılık ve yerellik ilkesi dikkate alınarak hazırlanan bölge tarım master planları, Ülkesel Tarım Master Planının hazırlanmasında önemli bir kaynak teşkil edecektir. -4- BÖLÜM 2 – BÖLGE TARIMINI ETKİLEYEN POLİTİKALAR 2.1. Ulusal Politikalar 2.1.1. Türk Tarım Politikasının Değişim Süreci Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren tarımsal sorunları aşmak ve tarımı geliştirebilmek için çeşitli programlar uygulanmıştır. Tarıma ilişkin geniş çaplı kurumsallaşmanın gerçekleştirilmesinin yanında, fiyat politikaları ve dış ticaret koruması yoluyla tarım desteklenmiştir. 1963 yılında planlı döneme geçilmesiyle birlikte, tarıma yönelik politikalar kalkınma planları çerçevesinde belirlenmeye başlamıştır. Geçmişten günümüze ülkemizdeki tarımsal politikalar incelendiğinde; destekleme alımları, girdi destekleri, zirai kredi faiz sübvansiyonları, doğal afet ödemeleri, süt teşvik primi ödemeleri, destekleme primleri ve ekim alanlarının sınırlandırılması; araştırma, eğitim, yayım ve denetim gibi kamu hizmetleri, tarımsal alt yapı yatırımları, yatırım teşvikleri, ihracat iadesi ödemeleri , ithalat korumaları ve vergi politikaları gibi araçlarla tarımın desteklendiği ve yönlendirildiği görülmektedir. Ancak, mevcut politika uygulamalarının en önemlilerinden biri olan destekleme alımları zamanla, üretimin pazar koşullarına uygun olarak gelişmesini engellemiş ,üretici gelirlerinde istikrarsızlık yaratmış ve bazı ürünlerin iç ve dış pazarlarda değerlendirilmesini zorlaştıracak şekilde aşırı stokların oluşmasına neden olmuştur. Uygulanan tarım politikalarında, diğer sektörlerde olduğu gibi tarım sektöründe de dünyadaki pek çok ülkede, çeşitli iç kaynaklı nedenler yanında, küreselleşme akımının da etkisiyle bir değişim süreci yaşanmaktadır. Bu süreç, Türkiye’de de, yenilenme, yeni arayışlara yönelme ve gelişmeyi yakalama şeklinde kendisini göstermektedir. Ülke genelinde sürdürülmüş olan eski uygulamalara alternatif olabilecek çok kapsamlı yeni arayışlar ve özellikle son yıllarda destekleme politikaları konusunda değişim yaşanmıştır. Türkiye’de tarım politikaları ve bu kapsamda destekleme politikalarında yeni arayışlara yol açan sürecin başlaması; ülke içi koşullara bağlı içsel nedenler yanında çeşitli dışsal nedenlere de dayanmaktadır. Bunlardan içsel nedenlerin başında, “Tarımdaki Yapısal Sorunlar” gelmektedir. Bunlar, mevcut destekleme sisteminin sağlıklı yürütülmesi ve yönlendirilmesini engellemekte veya bunlara olumsuz etki yapmaktadır. Yapısal sorunların başında; parçalı ve küçük tarım işletmesi varlığı, yetersiz üretici örgütlenmesi, tarım nüfusunun fazlalığı, çiftçi kayıt sisteminin yetersizliği, ürün piyasaları altyapısının zayıflığı, tarım hizmetlerinin çok çeşitli kurum ve kuruluş tarafından yürütülmesi, tapu ve kadastro işlemlerinin henüz ülke genelinde tamamlanamamış olması ve üretici eğitim düzeyinin yetersizliği gibi konular gelmektedir. Bunların bir kısmının çözümünde önemli mesafeler alınmış olmasına karşın halen büyük bir bölümüne ilişkin çözüm arayışları devam etmektedir. Bir diğer iç kaynaklı neden, yapısal sorunların çözümsüzlüğü ile ortaya çıkmış olan “Desteklemelerin Devlete Olan Mali Yükü Arttırdığı” ve bunun da büyük çoğunlukla “Destekleme Alımlarıyla” oluştuğudur. Tarımsal desteklemelerin mali yük olması yanısıra -5- enflasyonist etkiye sahip olduğu ve tarıma aktarılan kaynakların bütçe açıklarına yol açtığı yönünde görüşler de bulunmaktadır. Söz konusu yapısal sorunlar, destekleme uygulamalarının amaçlanan ve önceden belirlenmiş hedeflere ulaşmasını engellemektedir. Örneğin, küçük işletmelerin toplam içerisinde ki sayısı daha fazla olmasına karşın uygulanan desteklemelerin büyük çoğunluğu, tarım alanı bakımından payı daha fazla olan büyük üreticilere ödenmektedir. Böylece, devlet desteğine daha çok ihtiyacı olan küçük işletmeler mevcut uygulamalardan daha az yararlanmaktadır. Bu da gelir ve mülkiyet dağılımındaki dengesizliği daha da artırmaktadır. İçsel nedenler yanında, çeşitli uluslararası yükümlülükler ve dünya tarım ürünleri piyasalarındaki rekabete hazırlanma düşüncesi dışsal nedenler olarak değişim sürecinde önemli bir etkiye sahiptir. DTÖ’nün belirlemiş olduğu uluslararası ticaret kuralları ve bu kapsamda Gümrük Tarifeleri Ticaret Genel Anlaşması (GATT) kapsamındaki Tarım Anlaşması’na uyum, AB Ortak Tarım Politikası (OTP)’na uyum çalışmaları ve Uluslararası Para Fonu (IMF) anlaşmalı ekonomik istikrar programına uyum Türkiye’nin başlıca uluslararası sorumluluklarındandır. 2.1.2. Tarım ve Destekleme Politikalarında Yeni Arayışlara Yol Açan Başlıca Nedenler ve Destekleme Kapsamında Değişim Dünya ülkelerinin hemen tümünde, tarım alanına kamusal müdahalede bulunulmakta ve tarım sektörü çeşitli biçimlerde desteklenmektedir. Tüm bu değişik destekleme modelleri, amaç konusunda ortaklaşmaktadırlar: Tarımsal üretimin sürekliliğini sağlayarak ülkenin gıda güvenliğini korumak, tarım üreticilerinin ve tüketicilerin yaşam düzeylerini yükseltmek, sektör üretiminin ulusal ekonomiye katkı oluşturması ve dış ticarette rekabet üstünlüğü elde etmesidir. Bu genel amaçların kapsamı içinde, ülke sosyo – ekonomik yapısına göre birçok tamamlayıcı hedefler de gözetilerek tarımsal destekleme politikaları oluşturulmakta ve çeşitli araçlar kullanılarak yaşama geçirilmektedir. “Kamusal müdahale” temelinde ortaya çıkan tarımsal desteklemeler ekonominin doğal dengeleri üzerinde çeşitli değişimler ortaya çıkarmakta; kamu bütçesi, üretici ve tüketici refahı, kaynak kullanım seçimlerini etkilemekte ve son tahlilde ulusal gelir ve refah üzerinde, seçilen politikalar doğrultusunda belirleyici etkiler oluşturmaktadırlar. Ekonominin genelinde ve toplumun hemen tüm sınıfları üzerinde farklı etkiler yaratan, çok sayıda araçla yürütülen tarımsal destekleme politikalarının sınıflandırılmaları kolay değildir. Bununla birlikte, genel özellikleri bakımından politika araçları, ekonomideki etkileri göz önüne alınarak başlıca dört grup altında toplanabilir; pazar fiyat desteği, doğrudan gelir desteği, dolaylı gelir desteği ve genel hizmetler olarakda tanımlanabilecek olan diğer destekleri araçlarıdır. Bu destekleme biçimlerinden ilkinin finansmanı tüketiciler tarafından karşılanırken; diğer üç destek aracı kamu bütçesi tarafından finanse edilir. Bu bağlamda; birinci destekleme biçimi tüketici fiyatları düzeyini, diğer üç destekleme biçimi ise vergi düzeyini yükseltmek gibi yan etkilere sahiptir. -6- Pazar fiyatı destekleri üretici odaklı destekleme biçimidir. Tarımsal üretimi, üretici gelirlerini ve tüm kesimlerin gelir dağılımını düzenlemede oldukça etkili bir araçtır. Taban fiyat ve fiyat primleri üreticinin ürününe bağlı olarak ödenir. Bunların yanında, iç pazarı korumak amacıyla uygulanan sınır önlemleri de (dışsatım teşvikleri ve dışalım kısıtları) bu kapsamda değerlendirilebilir. Pazar fiyat desteklerinin en önemli olumsuzluğu, tüketici fiyatlarının artmasına olan etkisidir. Temel tarım ürünlerine talebin, içlerinde tarım üreticilerinin ve kent yoksullarının da bulunduğu toplumun dar gelirli kesimlerinde en yüksek olduğu dikkate alındığında; bu destekleme biçiminin kullanımında dikkatli olunması gerektiği ortaya çıkar. Doğrudan gelir destekleri, üreticilere yapılan ödemelerle üretici gelirlerini artırmayı amaçlayan bir diğer destekleme aracıdır. Kullanımının giderek artmasının temelinde, piyasa dengelerini bozucu etkisinin en az oluşu gösterilir. Bununla birlikte, tarımsal altyapı sorunlarını çözmüş ekonomilerde olumlu etkilerini kolayca gösterebilmekte, tersine durumlarda üretim üzerinde beklenenin dışında sonuçlar ortaya koyabilmektedir. Başlıcaları, birim alan veya hayvan başına yapılan ödemeler, doğal afet ve zarar ödemeleri, depolama yardımlarıdır. Dolaylı gelir destekleri, genel olarak üretim masraflarını azaltıcı etkiye sahip önlemlerdir. Tarımsal üretim girdilerine (tarım makinaları, gübre, tarımsal mücadele ilaçları, tohumluk vb.) uygulanan sübvansiyonlar, finansman kolaylıkları (piyasa faiz oranlarının altında tarımsal üretim kredi faizleri, sermaye bağışları vb.) ürün sigortalamasına verilen devlet destekleri bu başlık altında değerlendirilebilir. Sözü edilen desteklerin, uygulanan politika aracına göre değişmek üzere, üreticiye ulaşması konusunda önemli eksikliklerin yaşandığı gözlenmiştir. Tarıma sağlanan genel hizmetler ise, diğer destekler olarak sınıflandırılabilir. Tarımsal altyapı hizmetleri, eğitim – araştırma ve yayım hizmetleri, tarım sektörüne tanınan vergi kolaylıkları, taşımacılıkta tanınan ayrıcalıklar gibi genel hizmetler, uzun dönemde tarım sektörü üzerinde maliyetleri azaltıcı etki yaratmaktadır. Türkiye’de uzun yıllardan beri en yaygın olarak başvurulan destekleme aracı, pazar fiyatı desteklemeleri idi. Bu yöntemde hükümetler, hangi ürünleri hangi fiyattan satın alacağını belirleyerek alım yapacak kuruluşu görevlendirmekte idiler. İlk pazar fiyat desteği uygulaması olan buğday destekleme alımlarına 1932 yılında T.C.Ziraat Bankası aracılığıyla başlanmış, 1938 yılında TMO’nun kurulması ile bu görev TMO’ne devredilmiştir. TŞFAŞ, Çay Kur, Tekel, Kooperatifler, devlet destekleme alımında görev alan diğer bazı kamu kuruluşlarıdır. 1960 yılında devlet destekleme alımı kapsamına alınmış ürün sayısı 6 iken (buğday, arpa, çavdar, tütün, çay, şeker pancarı), bu sayı 1970 sonlarında 24’e çıkarılmıştır. Bu ürünler; buğday, arpa, çavdar, yulaf, pamuk, tütün, yaş çay yaprağı, şeker pancarı, soya, ayçiçeği, fındık, Antep fıstığı, kuru incir, çekirdeksiz kuru üzüm, çekirdekli kuru üzüm, zeytin, haşhaş, gül çiçeği, yer fıstığı, kolza, zeytinyağı, tiftik, yapağı, yaş ipek kozasıdır. 24 Ocak kararlarından sonra ürün sayısında tekrar azalma olmuş ve 1990 yılında destekleme kapsamındaki ürün sayısı 10’a düşmüştür (buğday, arpa, çavdar, mısır, çeltik, yulaf, tütün, şekerpancarı, haşhaş, nohut). Aynı sayı 1991 yılında 24’e, 1992 yılında ise 26’ya yükselmiştir. 5 Nisan 1994 kararlarıyla birlikte kapsama alınan ürün sayısı 9’a (hububat ürünleri, şekerpancarı, haşhaş ve tütün) düşürülmüş ve bu sayıda 2000’li yıllara kadar önemli -7- bir değişiklik olmamıştır. 2000’li yıllarda ise, mevcut destekleme sisteminin tümüyle elemine edilerek, doğrudan gelir desteği (DGD) sistemine geçilmesi amaçlanmıştır. Ürün destekleri konusunda bir başka gelişme de, Türkiye’de uygulanacak destekleme fiyatları düzeyinin IMF ile yapılan Standby Anlaşması çerçevesinde verilen niyet mektuplarına konu olmasıdır. Bu bağlamda hububat, tütün, şeker fiyatları, genellikle “Dünya Fiyatlarına” endekslenerek istikrar programı metinlerine “Yapısal Kriter” olarak konulmakta ve fiyatlar bu doğrultuda ilan edilmektedir. Pazar fiyatı desteği yanında Türkiye’de girdi desteği (gübre, tohum, su, tarımsal mücadele ilaçları, tarımsal kredi) uygulamaları da yapılmakta idi. Ancak yine “İstikrar Programları” çerçevesinde, tüm girdi destekleri kaldırılmıştır. Türkiye’de tarım alanında verilen genel hizmetler olan araştırma – eğitim ve yayım hizmetleri, denetim ve kontrol hizmetleri, hastalık ve zararlılara karşı yapılan kamu mücadelesi ve altyapı hizmetleri ise geçmişle kıyaslandığında, etkinliğini yitirmesine rağmen halen sürdürülmektedir. Altyapısı sorunlu, dışsal ve içsel etkilerle tarım politikaları liberalize edilen ve destek düzeyi giderek azaltılan tarım sektörü, çiftçi kayıtının da bulunmadığı ortamda, hedef kitleye yönelik politika ve strateji seçeneklerinin geliştirilemediği bu temel yapı içerisinde 21. yüzyılın eşiğine gelmiştir. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı “Tarım Stratejisi 2006-2010” belgesini hazırlamış ve Yüksek Planlama Kurulu’nun 30.10.2004 tarih ve 2004/92 sayılı kararı ile kabul edilmiştir. Söz konusu strateji belgesi ile gerçekleştirilmesi planlanan amaçlar şunlardır: Sürdürülebilirlik ilkesi çerçevesinde kaliteye dayalı üretim artışı ile gıda güvenliği ve gıda güvencesinin sağlanması, Tarımsal işletmelerin rekabet gücünün arttırılması, Tarımsal pazarlama altyapısının güçlendirilmesi ve tarım-sanayi entegrasyonunun sağlanması, Üretici örgütlenmesinin geliştirilmesi, Kırsal gelirlerin arttırılması ve kırsal toplum yaşam şartlarının iyileştirilmesi. Strateji Belgesi kapsamında 2006-2010 dönemi boyunca uygulanacak destekleme araçları ve bunların toplam tarımsal destekleme bütçesinden alacakları paylar da belirtilmiş olup bunlar Tablo’da verilmiştir. DGD’nin toplamdaki payı 2005 yılı itibariyle %79 ile en yüksek oranda olmasına karşın, dönem sonuna kadar bu oranın %45 düzeyine çekilmesi ve Tabloda belirtilmiş olan diğer destek araçlarının paylarının da arttırılması yaklaşımı benimsenmiştir. Bunlardan özellikle 2005 bütçesinde %6 dolayında olan hayvancılık destekleme oranları yıl sonuna gelmeden %12 düzeyine çıkarılmıştır. Ayrıca, fark ödemeleri ve kırsal kalkınma desteklerine planlananın üzerinde destekleme verilmesi yoluna gidilmiştir. Sonuç olarak, tarımsal destekleme ödemelerinin olanaklar dahilinde Türkiye bütçesinin %1’inin altına düşürülmemesine özen gösterilmeye çalışılmıştır. -8- Tablo 1. Ulusal Tarım Stratejisi Destekleme Araçları ve Destekleme Bütçesindeki Payları(2006-2010) Araçlar Pay (%) DGD ödemeleri 45 Fark ödeme uygulaması (prim) 13 Hayvancılık destekleri 12 Kırsal kalkınma destekleri (istihdam, kadın, genç, eğitim, yayım ..) 10 Telafi edici ödemeler (alternatif ürün; tütün, fındık) 5 Ürün sigortası ödemeleri 5 ÇATAK programı destekleri (erozyon, ağaçlandırma, organik tarım) 5 Diğer Destekler (girdi, kredi, teşvik vd.) 5 Toplam 100 Daha sonra, Strateji Belgesi’ne bağlı olarak, 2005/8629 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı 02.04.2005 tarih ve 25774 sayılı Resmi Gazete’de ilan edilmiştir. Kararın hemen ardından patatese alternatif ürün desteği, DGD, sulama suyu için kullanılan elektrik enerjisi desteği gibi destek uygulamaları yürürlüğe girmiştir. Aynı karardan hareketle; mazot desteği ve tarımda kullanılan kimyasal gübreye ilişkin desteklemeler de gündeme gelmiş bulunmaktadır. 2. 2. Uluslararası Tarım Politikasının Ulusal Tarım Politikalarına Etkileri 2.2.1. DTÖ Uruguay Turu Tarım Anlaşması 1 Ocak 1994 tarihinde yürürlüğe giren Uruguay Turu Tarım Anlaşması, tarım sektöründe serbestleşmeyi dünya genelinde uygulamaya sokan ve DTÖ’ne üye ülkelerin imza koyduğu bir uluslararası anlaşmadır. 1986 yılında başlayan ve iki yıl içerisinde bitirilmesi amaçlanan Uruguay Turu (UT) görüşmeleri, ABD ve AB’nin anlaşamaması nedeniyle 1994 yılı başına kadar sarkmıştır. O tarihe kadar birbirlerinin pazarı olarak nitelenebilen bölgelere (Avrupa Birliği Güney Amerika’ya, ABD Kuzey Afrika’ya) dışsatım sübvansiyonları ile maliyetinin altında satış yaparak dış pazar kapma yarışına giren bu iki ülke/ülke grubu, sürecin kendileri açısından daha avantajlı bir şekle dönüştürülebilmesi için, uzun bir “uzlaşı arama” zamanı yaşamışlardır. 7 yıl süren görüşmelerden sonra imzalanan UT Sonuç Anlaşmasının, genel olarak ülkelerin tarım sektörüne verdikleri iç desteklerin indirgenmesi, sübvansiyonlu dışsatım miktarının azaltılması, iç pazarları koruyucu önlemler kapsamında, tarife dışı önlemlerin tarife eşdeğerlerine çevrilmesi ve düzeyinin indirgenmesi, sağlık ve bitki sağlığı önlemlerinin dünya genelinde uyumlaştırılması başlıkları altında getirdiği düzenlemeler, az gelişmiş / gelişmekte olan ülke grubunun tarımlarında bağımlı yapılar oluşturmakta ve dışsatımda rekabet üstünlüğü olan ülkelerin dünya pazarlarındaki etkinliklerini artırmaktadır. 2.2.2. AB Gümrük Birliği Anlaşması 1 Ocak 1996 tarihinde yürürlüğe giren AB Gümrük Birliği (GB) Anlaşması’nda, temel olarak tarım ürünleri kapsam dışında bırakılmış olmakla birlikte, içeriğinde süt – tahıl ve şeker bulunan işlenmiş tarım ürünleri kapsama alınmıştır. Sözü edilen kapsam belirleme, -9- Türkiye’nin rekabet üstünlüğü olan salça – meyve suyu gibi çeşitli alanları dışlamıştır. Bu yapı altında AB ile yapılan işlenmiş tarım ürünleri dış ticaretine ilişkin veriler, GB Anlaşması’nın mevcut ticaret dengelerini hızla AB lehine bozduğunu göstermektedir. Genel olarak Türkiye, işlenmiş tarım ürünlerinde Avrupa Topluluğu(AT) tanımlamasına göre dışsatımcı bir ülke olmasına ve dışalımının 7 ila 10 katı dışsatım gerçekleştirmesine karşın, AT ile yapılan işlenmiş tarım ürünü ticaretinde dışalımcı konumdadır. Yıllara ve ürün gruplarına göre değişmekle birlikte, Türkiye’nin işlenmiş tarım ürünleri dışalımının, yaklaşık % 90’ı AT’dan yapılmaktadır. 1/95 sayılı Ortaklık Konseyi Kararı (OKK) sonrasında, AT’dan yapılan işlenmiş tarım ürünleri dışalımı önemli ölçüde artmıştır. AT’dan yapılan birçok işlenmiş tarım ürünü dışalımı, 1/95 sayılı OKK sonrasında başlamıştır. Bu konuda ortaya çıkan diğer önemli bir gelişme, sözü edilen OKK sonrası AT dışındaki ülkelerden yapılan işlenmiş ürün dışalımının, AT’dan yapılan dışalımdan daha hızlı bir artış göstermesidir. Bu durum, uygulamaya giren yeni rejimin, diğer ülkeler için de avantajlı sonuçlar doğurmasıyla açıklanabilir. 1/95 sayılı OKK’nın Türkiye’ye değil, daha çok AT’ye yeni bir takım tavizler getirmesi nedeniyle, karar sonrası Türkiye’nin işlenmiş tarım ürünleri dışsatımında önemli bir etki oluşmamıştır. Dünya Ticaret Örgütü UT Anlaşması, tarım ürünlerine verilen iç destek, sağlanan dış koruma ve sübvansiyonlu dışsatımın yıllar içinde, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler açısından farklı oranlarda azaltılmasını kurallaştırdığından, tarım politikaları açısından dışsal bir belirleyici niteliği kazanmıştır. UT’un çevre ülkeler açısından etkisi ise genel olarak, daha az desteklenen ve daha az korunan tarım sektörü olarak ortaya çıkmakta ve kırsal – tarımsal altyapı sorunlarının dahi aşılamamış olduğu yapılarda, artan tarımsal dışalım ile kendisini göstermektedir. 2.2.3. IMF – Dünya Bankası Anlaşmaları 1999 yılı sonunda Uluslararası Para Fonu ile imzalanan Standby Anlaşması ve bu kapsamda verilen niyet mektupları, uygulanmakta olan tarım politikalarında önemli değişiklikler öngörmektedir. Bunlar, aşağıdaki gibi sınıflandırılabilir; Öncelikle destekleme fiyatlarının “Dünya Fiyatları” düzeyine çekilmesi, ardından girdi ve çıktıya dayalı destekleme sisteminin tümüyle kaldırılarak Doğrudan Gelir Desteği sistemine geçilmesi, TSKB, TCZB’nın yeniden yapılandırılması, TZDK, İGSAŞ, TÜGSAŞ, TŞFAŞ, ÇAYKUR, TEKEL’in özelleştirilmesi, Şeker, tütün ve TSKB alanlarında kurulların oluşturulmasıdır. IMF ile yapılan Anlaşma hükümleri, kamu bütçesi açıklarından tarımsal desteklemeleri sorumlu tutan anlayışın bir görünümü niteliğinde ortaya çıkmış ve sektörel harcamaları kısıtlama amacına odaklanmıştır. Dönemin destekleme sistemi üzerindeki etkileri şöyle açıklanabilir: 1980’li yıllardan beri süren tartışmaların istikrar programına bir yansıması niteliğinde olmak üzere, yerel fiyatların dünya fiyatlarının çok üzerinde olduğu, tarımın rekabet - 10 - edebilmesi için yerel fiyatların indirgenmesi gerektiği ileri sürülmüş ve dünya fiyatı göstergesi olarak ABD tarımsal ürün borsalarının fiyatları temel alınmıştır. Bu yaklaşımın sonuca odaklı olduğu, sorunu kavrayıp çözüm üretme düşüncesine dayanmadığı söylenebilir. Türkiye’de tarımsal üretim maliyetlerinin yüksek olmasında, tarımın altyapı sorunları ve girdi fiyatlarının pahalılığı etken olmaktadır. Ortalama işletme genişlikleri küçük, sulama olanakları kısıtlı, teknolojiyi benimsememiş tarım sektörü, yaşanan yüksek enflasyon ortamında her geçen gün daha da pahalılaşan gübre – tohum – tarım ilacı vb. kullanmakta olup, tüm bu etkenler, üretim maliyetlerinin aşağıya çekilmesine engel olmaktadır. Tarımda yaşanan genel verimlilik düşüklüğü bu tabloda önemli bir unsur olmakla birlikte, AB ve ABD ile aynı verim değerleri ile üretim yapılan ürün gruplarında dahi aynı sorunun yaşanıyor olması, altyapı sorunları ve girdi kullanım maliyetlerinin baskın konumuna işaret etmektedir. İşte bu tablo içerisinde, (a) ABD Borsa fiyatlarının, uygulanan sübvansiyonlar bağlamında Amerika’lı üreticinin eline geçen fiyatların altında bir fiyat düzeyini yansıtması ve (b) çıktı fiyatında yerel – dünya fiyatları karşılaştırması yapılırken, aynı karşılaştırmanın girdi fiyatlarında yapılmaması, başka bir deyişle dünya fiyatlarından yüksek yerel girdi fiyatları ile üretim yapılıyor olmasının görmezden gelinmesi, tarımsal üretim yapıları üzerinde olumsuz etki yapmıştır. Açıklanan destekleme fiyatları bazı yörelerde üretim maliyetlerinin altında kalmış ve özellikle nadas zorunluluğu ile üretim yapılan alanlarda, üretimden vazgeçmeler gözlenmiştir. IMF “Reformlarının” Dünya Bankası Yapısal Uyum kredileri ile destekleneceği hükmü doğrultusunda, Dünya Bankası ile 2001 yılında “Tarım Reformu Uygulama Projesi (TRUP)” imzalanmıştır. Dünya Bankası, dünya genelinde toplam kredi hacminin yaklaşık % 20’sini tarım sektörüne ayırmaktadır. 1950 yılından bu yana Dünya Bankası ile 163 Kredi Anlaşması imzalayan Türkiye’de de 31 Kredi Anlaşmasına konu edilen tarım sektörü, % 19.02 pay ile birinci sıradadır. Dünya Bankası Anlaşmalarının iki belirgin özelliğinin bulunduğu söylenebilir; (a) Ulusal plan ve programların hedef ve stratejilerini yönlendirme özelliği, (b) Doğrudan kamu sektörü ve kamu yönetiminin örgütlenmesi, çalışma ilişkileri, istihdam biçimleri ve işlevlerini değiştirme etkisi. Bu bağlamda, Dünya Bankası ile imzalanan TRUP, 4 alt projeden oluşmaktadır; Doğrudan Gelir Desteği, Çiftçi Geçiş Programı (Alternatif Ürün Projesi), Tarım Satış Kooperatiflerinin Yeniden Yapılandırılması, Proje Destek Hizmetleri Bu başlıklardan DGD, Türkiye’de uygulanan destekleme sisteminin tümüyle değiştirilmesine odaklanmaktadır. - 11 - DTÖ Uruguay Turu Sonuç Anlaşması hükümlerine göre üretimden bağımsız (de coupled) doğrudan ödemeler Toplam Destek Ölçütü’nden muaf olup indirgenmeye konu olmazlar. Doğrudan gelir ödemelerinin “Üretimden Bağımsız” olmasının anlamı, devlet tarafından üreticilere yapılan ödemelerin üreticinin ürettiği ürün çeşidi ya da miktarı ile bağlantısı olmaması demektir. DTÖ’nün uygulatmak istediği DGD çeşidi budur. Halen Avrupa Birliği’nin uyguladığı ve üretimle belli bir derecede bağımlı doğrudan gelir ödemeleri ise, hedeflenen gruplara bazı koşullara bağlı olarak yapılan telafi edici ödemeler (compensatory payments) ile piyasa fiyatı ile üreticinin eline geçmesi arzulanan fiyat arasındaki farkın “Fark Ödemeleri” (defıciency payments) adı altında yapılmaktadır. DGD sistemi gelişmiş ülkeler için ticarette rekabet üstünlüğü sağlayıcı bir politika aracı iken; yapısal sorunları bulunan az gelişmiş / gelişmekte olan ülke gruplarında, uygulanan DGD sistemi, tarımsal üretim yapılarında olumsuz sonuçlar doğurabilmektedir. Bunlara ana başlıkları ile bakmakta yarar vardır: (a) Tarımsal üretimin en önemli gereklerinden olan finans, DGD sistemi ile tarımdan daha da uzaklaşmaktadır. Özellikle girdi desteği (gübre-tohum-tarım ilacı vb.), kaynağın tarımda kalmasını sağlar. Oysa DGD ödemelerinin tarıma geri dönüş oranı, her geçen gün biraz daha düşmektedir. (b) Üretimden bağımsız DGD sistemi ile Türkiye’nin çok gereksinim duyduğu üretim planlamasını gerçekleştirmek olanaksızdır. (c) Mevcut DGD sistemi, işleyiş itibariyle, araziyi işleyeni değil mülk sahibini desteklemektedir. Anadolu’da kira ilişkilerinde mülk sahipleri, DGD ödemelerini kendilerinin almalarını koşul olarak dayatmaktadırlar. Bu bağlamda kentlerde yaşayan ve toprakla hiç ilgileri olmayan mülk sahiplerinin tarımsal desteklerden yararlandırılmaları söz konusu olmaktadır. (d) Mevcut sistem varsıl köylüyü desteklemektedir. Halen 500 dekara kadar arazisi olanlara dekar başına 16 milyon TL ödeme yapılmaktadır. Bu çerçevede çok daha geniş araziye sahip olanlar arazilerini noter sözleşmeleri ile 500’er dekarlık bölümlere ayırıp akrabaları üzerine göstererek ödemelerden geniş oranda yararlanmaktadırlar. Buna karşılık küçük arazi sahipleri, ödemeleri almak için yerine getirmek zorunda oldukları çeşitli işlemler (belge ücreti, noter ve başvuru masrafları – yol giderleri vb..) karşılığında yapacakları masrafların alacakları ödemeleri geçmesi nedeniyle, başvuru dahi yapamamaktadırlar. Nitekim 4.1 milyon tarım işletmesinden halen 2.7 milyonunun DGD ödemelerinden yararlanmak için kayıt yaptırmış durumda olmaları bunun bir göstergesidir. (e) Tüm girdilerin hızla pahalılaştığı bir ortamda, DGD ödemeleri neredeyse sabit tutulmakta, bu bağlamda, dolaylı da olsa tarımsal üretimi destekleme etkisi giderek zayıflamaktadır. (f) Başvuru sayısında ve ödeme miktarındaki göreli artışlara karşın, bütçeden DGD için ayrılan kaynaklar yeterli olmamaktadır. - 12 - (g) Nihayet DGD sistemi, DB TRUP Anlaşması gereğince 5 yıllık bir süre için uygulanmaktadır, bu nedenle de geçici bir yardımdır. 2.2.4. Avrupa Birliği Süreci Yeniden Yapılanma arayışları içinde, bir başka önemli gelişme, 1999 Aralık Ayı’nda Helsinki’de gerçekleştirilen Zirve sonrasında Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne “Aday Ülke” statüsü kazanması sonrasında ortaya çıkmıştır. Türkiye AB ilişkilerinde son gelinen noktada Ekim 2005 tarihi itibariyle Müzakerelere başlanılmış ve müzakere çerçeve belgesi yayınlanmıştır. Bununla beraber belirlenen fasıllarda tarama süreci başlamıştır. 2.2.4.1. Ulusal Program Hükümleri 1999 yılının Aralık Ayı’nda Helsinki Zirvesi’nde Avrupa Birliği tarafından Türkiye’ye aday ülke statüsü tanınmasının ardından, AB tarafından bir Katılım Ortaklığı Belgesi yayımlanmış olup, burada belirtilen programın ülke taahhüdü haline getirilmesi ve zaman programlamasının yapılması çerçevesinde, Türkiye tarafından ilk Ulusal Program (UP), 24 Mart 2001 tarihinde yayımlanmıştır. Ardından, bu Programın revizesi niteliğinde olmak üzere, ikinci UP yayımlanmıştır. İkinci UP’ın “Tarım” bölümünde, ilk UP’dan sonra yayımlanan bazı kanunlara atıf yapılmakta ve bunlardan 4634 sayılı Şeker Kanunu 1 ile pancar üretiminde sözleşmeli sisteme, şeker üretiminde de kota sistemine geçildiği, 4733 Sayılı Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri Genel Müdürlüğünün Yeniden Yapılandırılması ile Tütün ve Tütün Mamullerinin Üretimine, İç ve Dış Alım ve Satımına, 4046 Sayılı Kanunda ve 233 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 2 ile de tütün satışlarının açık artırma usulü, üretimin ise sözleşmeli olarak gerçekleştirilmesinin öngörüldüğü belirtilmektedir. UP, AB Müktesebatına Uyum Açısından bir öncelikler listesi ve bunlara ilişkin ana unsurları da içermektedir. Liste, aşağıdaki gibidir: 1 - Yatay Konulara İlişkin Düzenlemelere Uyum Entegre İdare ve Kontrol Sisteminin (IACS) Temel Unsurlarının Oluşturulması Çiftlik Muhasebe Veri Ağının (FADN) Kurulması Avrupa Tarımsal Yönlendirme ve Garanti Fonuna (EAGGF) Yönelik İdari Yapıların Oluşturulması Organik Tarım 2 - Veterinerlik Mevzuatına Uyum Veterinerlik Çerçeve Kanununun Çıkarılması ve Bunun Uygulanmasına Yönelik AB ile Uyumlu İdari Yapılanmanın Oluşturulması Sınır Kontrol Noktaları Veterinerlik Bilgi Sistemi Hayvan Hastalıklarının Kontrolü ve İzlenmesi ile Acil Eylem Planları Hayvan Refahı Veteriner Halk Sağlığı Yem 1 2 19 Nisan 2001 tarih ve 24378 sayılı Resmi Gazete 9 Ocak 2002 tarih ve 24635 sayılı Resmi Gazete - 13 - 3 - Bitki Sağlığı Mevzuatına Uyum ve Gerekli Kurumsal Kapasitenin Oluşturulması Bitki Pasaportu Uygulamaları ve Sınır Kontrol Noktaları Dahil Zararlı Organizmalar Bitki Koruma Ürünleri (Pestisitler) Bitki Çeşidi Hakları Tohum ve Fide Kalitesi 4 - Ulusal Kırsal Kalkınma ve Ormancılık Stratejilerinin Oluşturulması Ulusal Kırsal Kalkınma Stratejisinin ve Programının Oluşturulması Ulusal Ormancılık Stratejisinin Oluşturulması 5 - Gıda Güvenliği ve Kontrolü Bitkisel Kökenli Gıda Maddelerinde Gıda Güvenliği Süt ve Süt Ürünlerinde Gıda Güvenliği Et ve Et Ürünlerinde Gıda Güvenliği Diğer Tarımsal Ürünlerde Gıda Güvenliği Alkollü İçkilerde Gıda Güvenliği Dikey Mevzuat 6 Ortak Piyasa Düzenlerinin Kurulması ve Tarım Piyasalarının Etkin Biçimde İzlenmesine Yönelik Yasal Dayanak, İdari Yapılar ve Uygulama Mekanizmalarının Oluşturulması Hububat ve Çeltik Sığır ve Dana Eti Süt ve Süt Ürünleri Taze Meyve ve Sebze İşlenmiş Meyve ve Sebze Zeytinyağı Şarap Şeker Tütün 2.2.4.2. İlerleme Raporu’nun Analizi Avrupa Birliği İlerleme Raporu, 6 Ekim 2004 tarihinde yayımlandı. İlerleme Raporunun Tarım, Hayvan ve Bitki Sağlığı, Balıkçılık başlıklı bölümü; tarım sektörü ve kırsal alan konularında 25 üyeli AB ile Türkiye arasında karşılaştırma yapmaktadır. Rapor verilerine göre; Türkiye’nin katılımı AB tarımsal alanlarına 39 milyon hektar daha ilave edecek ve bu, 25 üyeli AB’nin tarımsal alanının % 23’ü anlamına gelecektir. Türkiye’nin tarımsal işletme yapısı, Bulgaristan ve Romanya ile benzerlikler taşımaktadır. AB’nin 25 ülkenin 13 milyon tarım işletmesine karşılık, Türkiye’nin 3 milyon tarım işletmesi bulunmakta olup; ortalama işletme genişliği AB’de 13 hektar iken Türkiye’de 6 hektardır. Yine Türkiye’nin katılımı ile AB 25’in 452 milyon tüketicisine 80 milyon daha tüketici katılacaktır. Rapor, 2000’den bu yana sürdürülen “tarım reformu” çalışmalarına karşın liberalizasyonun tam olarak sağlanamadığını ifade ederek eleştiri getirilmektedir. Buna göre, - 14 - müdahale alımları, girdi yardımları ve üretimle bağlantılı yardımlar gibi bütçeden finanse edilen destekler “halen” sürdürülmekte olup, ayrıca birçok tarımsal ürününde gümrük tarifesi AB düzeyinin üstünde bulunmakta, bazı ürünlerde yasaklar vardır. AB düzeyinin altında olmakla birlikte, dışsatım sübvansiyonları söz konusudur, tarımsal KİT’lerin özelleştirilmesi tamamlanamamıştır vb. eleştiriler mevcuttur. Raporun bu bölümünde yer alan ifadelerin irdelenmesinde yarar bulunmaktadır. Öncelikle, Dünya Bankası raporunda da belirtildiği gibi, “reform” sonrasında, Türkiye’de girdi yardımı kalmamış, müdahale alımlarının düzeyi önemli oranda indirgenmiştir. Gümrük tarifelerimiz, Dünya Ticaret Örgütü taahhütleri ile uyumlu olup, üyelik öncesi AB ile aynı düzeyde gümrük vergisi uygulama zorunluluğumuz bulunmamaktadır. Üretimle bağlantılı yardımlar yalnızca beş ürüne uygulanan düşük miktarlı primler olarak sürdürülmektedir. Dünyada uygulanan dışsatım sübvansiyonlarının neredeyse tamamının AB ve ABD tarafından kullanıldığı bilinmekte iken “Rapor” parasal anlamı olmayan Türkiye uygulamalarından söz etmektedir. Hepsinden önemlisi, EBK, SEK, YEMSAN gibi kuruluşların yokluğu hala doldurulamamış iken, kar eden ve piyasayı düzenleyen TEKEL, Şeker Fabrikaları, Gübre Fabrikaları, Çaykur’un bir an evvel özelleştirilmesine vurgu yapılmaktadır. Rapor, kullanılan 400 milyon doların üzerindeki ticaret bozucu dışsatım kredileri nedeniyle, ABD’den başta pamuk, sigara, tütün, buğday, arpa, soya ve mısır olmak üzere birçok tarımsal ürün dışalımının yapıldığını ve tarımsal ürün ticaretinde 600 milyon Avro düzeyinde ticaret açığı verildiğini, buna karşılık AB ile yapılan tarımsal ticarette Türkiye’nin ticaret fazlası verdiğinin altını çizmektedir. Raporda, her zaman olduğu gibi, kamu ve hayvan sağlığı sorunları nedeniyle Türkiye’nin uyguladığı canlı hayvan dışalım yasağı da eleştirilmektedir. Raporun belki de en ilginç bölümü ise, “Türkiye’nin üyeliğinin etkileri” bölümünde yapılıyor. Buna göre, ilerideki bir tarihte gerçekleştirilebilecek üyeliğin etkilerini şimdiden kestirmek zor. Ancak meyve – sebze, fındık, bakliyat ve koyun eti gibi rekabet şansı olan ürünler dışında, Türkiye’nin işinin zor olduğu ve rekabetçi bir yapı için daha fazla liberalizasyon gerektiği söyleniliyor. Olası bir üyelikte, tercihli ticaret avantajları sona erecek olan Türkiye’nin tarımsal dışsatımının azalacağı, buna karşılık kısıtlamaların kalkması nedeniyle AB’nin dışsatımının artacağı belirtiliyor. Bu noktada “Rapor” çok ilginç bir öneri geliştiriyor; “üyelik anındaki şoktan korunmak için, üye olmadan, geçiş sürecindeyken, AB’ye yönelik ticari kısıtlamalarınızı tümüyle kaldırın” gibi öneri getirmektedir. Raporun bir diğer önemli saptaması ise, halen AB’de uygulanan OTP’nin Türkiye’de uygulanması halinde, AB bütçesine getireceği finansal yük ile ilgili. Buna göre, Doğrudan Gelir Desteği için 8 milyar Avro, Pazar önlemleri için 1 milyar Avro gerekiyor. Oysa 10 yeni ülkenin tümüne, bu alanda toplam 7 milyar Avro ödeniyor. Ayrıca, kırsal kalkınma önlemleri için de 2.3 milyar Avro’ya gereksinim duyuluyor. Rapor, geçiş süresinin 2025’i aşması durumunda, hesabın değişeceğini de eklemeyi unutmuyor. Şu kısa notu belirtmekte yarar var ki, Türkiye, 2004 yılında tarımına toplam 2.5 milyar dolar düzeyinde bir kaynak aktarıyor. Bu veri, Türkiye’de tarımın, belirtilen kalemler açısından, AB’nin 1/6’sı kadar desteklendiğinin net bir açıklaması niteliğindedir. Diğer taraftan Rapor, tarımdaki istihdam fazlasının, sosyal açıdan önemli bir sorun oluşturduğunu belirttikten sonra, Türkiye’nin tamamlamış olduğu tarama (screening) - 15 - sürecinin yeniden başlayacağını dolaylı olarak belirtiyor, Türkiye için özel geçiş süreci ve derogasyonlardan söz etmektedir. Sonuç olarak, müzakere sürecinde bir dosya kapanmadan diğerine geçmeyecek olan AB’nin, bu koşullarda tarım dosyasını kapatmasının güç olduğu ortadadır. Bu durum, AB üyeliğinin önünde engel olarak tarımın ve üreticinin gösterilmesi gibi tehlikeli bir sürece işaret etmektedir. 2.2.4.3. Dünya Ticaret Örgütü Cenevre Çerçeve Anlaşması ve Olası Etkileri 27 – 31 Temmuz 2004 tarihleri arasında Cenevre’de yapılan Dünya Ticaret Örgütü görüşmelerinden sonra, tarım alanında ortaya çıkan Çerçeve Anlaşma (Framework for Establishing Modalities in Agriculture), çoğu zaman yetersiz bir tartışma düzlemi yaratmış; daha da önemlisi Anlaşma’nın Türkiye’ye ve gelişme yolundaki ülke (GYÜ) – en az gelişmiş ülke (EAGÜ) gruplarına gelecekteki etkileri konusunda yanlış değerlendirmeler ortaya çıkmıştır. DTÖ terminolojisinin egemen olduğu Çerçeve Anlaşma metninin anlaşılabilmesi, ancak Cenevre sürecini önceleyen gelişmelerin sağlıklı değerlendirilebilmesi ile olanaklıdır. Çünkü Cenevre, asıl olarak, Uruguay Turu sonrasında imzalanan Tarım Anlaşması hükümleri uyarınca, GYÜ taahhütlerinin son bulacağı 2004 yılında ortaya çıkan sıkışmışlığın bir sonucudur. Küresel güç merkezleri açısından Doha ve Cancun’da alınan başarısız sonuçlar onları, Cenevre’de bir “Çözüm” üretmeye ve bir anlamda taviz vermeye zorlamıştır. Ancak “Verilen Taviz – Karşılığında Alınan Ödün” analizinin sağlıklı yapılması, görünenin altında yatan genel eğilimi olanca açıklığı ile ortaya koymaktadır. Tarım ticaretinin liberalizasyonu, II. Dünya Savaşı sonrası kurulan Bretton Woods sistemi içinde, diğer sektörlerin aksine çok taraflı uluslararası anlaşmalara konu olamamış, bunun yerine ürünler bazında yapılan ya da ikili anlaşmalarla daha dar “çözümlemeler” yaratılmaya çalışılmıştır. GATT’ın Dünya Ticaret Örgütü’ne dönüştüğü süreçte, 1986 yılında başlayan ve çetin müzakereler sonucunda ancak 1994 yılında bitirilebilen DTÖ Uruguay Turu sonrasında imzalanan Sonuç Anlaşması (Final Act), tarım ticaretini geniş oranda liberalize eden ilk uluslararası anlaşma olarak nitelenebilir. Uruguay Turu (UT); iç desteklerin azaltılması, pazara girişin kolaylaştırılması ve dışsatım sübvansiyonlarının indirgenmesi esaslarına dayanmaktadır. GÜ’ler açısından 6 yıllık indirim süreci 1995 – 2000 yılları arasında, GYÜ’ler için ise 10 yıllık indirim süreci 1995 – 2004 yılları arasında uygulanmıştır. Türkiye, UT Tarım Anlaşması’nın iç desteklerin azaltılması taahhüdü kapsamına, GYÜ’ler için geçerli olan de minimis koşulları gereğince girmemiş, yüksek kote edilen gümrük vergileri nedeniyle, birkaç ürün dışında, genel olarak pazara giriş hükümlerinden ve bütçe zorlukları nedeniyle zaten kullanamadığı dışsatım sübvansiyonlarının indirgenmesi hükümlerinden olumsuz etkilenmemiştir. İzleyen süreçte, 2000 yılı başından beri yoğun bir şekilde yürütülmekte olan resmi ve gayriresmi toplantıların devamında 2001 yılı Kasım ayında Katar’ın Doha kentinde - 16 - düzenlenen Bakanlar Konferansı Tarım alanında liberalizasyon yapılabilmesine yönelik irade beyanı dışında somut bir sonuç üretemeden dağılmıştır. 2003 yılının Eylül ayında Meksika’nın Cancun şehrinde yapılan Bakanlar Konferansı ise GÜ’ler için adeta felaketin habercisi idi. Cancun’a kadar ABD ve Avrupa’nın ve zaman zaman onlara eklenen CAIRNS grubunun pazarlıklarını izlemekle yetinen ve geniş anlamda kaybeden azgelişmiş dünya, Hindistan ve Malezya’nın öncülüğünde kendi istemlerini dile getirmiştir. Özellikle ABD’nin, bir avuç pamuk üreticisine yılda 12.5 milyar dolar destek verirken, GYÜ ve EAGÜ’lerden pazara giriş kısıtlarını kaldırmasını istemesinin adil olmadığı, Cancun’dan akıllarda kalan bir temel sav olarak öne çıkmıştır. Bu koşullarda Cancun tam bir fiyasko ile sonuçlanmıştır... Cancun süreci, şu gerçeğin altını çizmiştir; ya GÜ’ler dışsatım sübvansiyonlarını korumak konusundaki ısrarlarından vazgeçecekler, ya da süreç çoktaraflı bir anlaşma açısından tümüyle tıkanacak ve yeniden mal bazında ikili anlaşmalar dönemine girilecektir... İşte bu ortamda, “İleri Tarım Müzeakereleri” olarak adlandırılan sürecin son halkası, 27 - 31 Temmuz 2004 tarihlerinde Cenevre’de yapılan DTÖ görüşmelerinin ardından ortaya çıkan Çerçeve Anlaşma olmuştur. UT’nun devamı niteliğinde, Cenevre’de de Anlaşma pazara giriş, iç destekler ve dışsatım sübvansiyonları olmak üzere üç temel esasa oturtulmuştur. Pazara giriş, korunan iç pazarların kilidini açmaya yönelik bir düzenlemedir. Cenevre’de, bu alanda, bir bant uygulaması belirlenmiştir. Bant sayısı, her bant aralığına giren tarife sayısı ve her bant aralığı için uygulanacak olan indirim yöntemi bu sistemin can alıcı noktalarıdır. İsviçre formülü, lineer formül ya da karma formül, gümrük vergilerinin indirgenme hız ve oranını belirleyecektir. Anlaşmalarda İsviçre formülünün benimsenmesi, Türkiye’nin yüksek gümrük vergileri ile koruduğu sektörler (hayvansal ürünler, endüstri bitkileri, tahıllar vb) için gümrük vergilerinin hızla düşeceği anlamına geliyor. DTÖ’nün, tarife dışı engel denetimlerini yoğunlaştıracağı ve izin belgesi gibi dışalımı engellemek için kullanılan yöntemlere yaptırım uygulayacağını öngörmek te hiç zor değil... Dünya Ticaret Örgütü’ne kote edilen değerler üzerinden 10 yıl boyunca (1995 – 2004) yapılan indirimler sonrası, Türkiye, GTİP’lerine göre değişmek üzere, hayvansal ürünlerde % 136.5 ila % 227.5, tereyağında % 100, peynirde % 111, muzda % 147, çayda % 145, şekerde % 136.5, hububat ürünlerinde % 180 gümrük vergisi uygulama hakkına sahiptir. Çerçeve Anlaşma, bant usulü indirimden söz ediyor. Bunun Türkçesi, yüksek gümrük vergilerinden yüksek indirimdir. Büyük olasılıkla, % 120’nin üzerindeki bant en yüksek bant olarak değerlendirilecek ve en yüksek indirime bu oranın üzerindeki gümrük vergisine sahip ürünler muhatap olacaklar. Bu demektir ki, Türkiye açısından en hassas olan hayvansal ürünler, hububat, şeker, çay ve muzda durum giderek kötüleşecek. - 17 - Türkiye gibi tarımına yeterli finansal destek sağlayamayan ülkelerde, gümrük vergileri, iç piyasayı korumak ve üretimin sürdürülebilirliğini sağlamak açısından son derecede önemli araçlardır. İç desteklerde bir indirim uygulaması da, GÜ-GYÜ-EAGÜ grupları için farklı sonuçlar üretebilecek nitelikte. DTÖ’nün ticareti bozucu olarak niteleyerek yasakladığı kırmızı kutu destekler (pazar fiyatı destekleri – girdi destekleri vb), aslında başta ABD ve AB’nin, en az yarım yüzyıldır büyük finansman kaynakları kullanarak üreticisine verdiği desteklerdir. Bu ülkelerde, bu destek politikalarının sonrasında oluşan sağlam tarımsal yapı, bu desteklerin üretimle bağlantısız (de coupled) olarak üreticiye yönlendirilmesine olanak tanımakta, başka bir deyişle sakınca yaratmamaktadır. Bu çerçevede, doğrudan gelir desteği gibi üretimle bağlantısız formlarda GÜ’ler, desteklerini yeniden formüle etmekte ve izin verilen Mavi Kutu destekler içinde toplamaktadır. Buna karşılık GYÜ’ler ve EAGÜ’ler, tarımsal yapı bozuklukları – yönetim sorunları ve bütçe kısıtları nedeniyle, tarımlarını yeterince destekleyememekte, desteklerini dönüştürmekte zorlanmakta, yeni destek formları da tarımın finansman açığını daha da derinleştirmektedir. Türkiye, Anlaşma’nın de minimis hükmü uyarınca, bir destek indirgeme taahhüdü altında olmamasına karşın, krizler sonrası dönemde tarım desteklerini önemli oranda indirgemiş ve tarım sektörüne 1.2 milyar $ ila 2.5 milyar $ düzeyinde yıllık destek uygulayabilmiştir. Üstelik desteklerin büyük çoğunluğu, arazi mülkiyetine dayalı DGD uygulamaları çerçevesinde üreticiye ulaşmamış ve tarım dışı kanallara akmıştır. Tarım desteğinin AB’de yıllık 50 milyar $ düzeyinde olması, Bush yönetiminin mevcut desteklere ilaveten ABD tarımı için 85 milyar $ daha ayırması, GÜ’ler ile GYÜ’ler ve EAGÜ’lerin kaynak kullanma adaletsizliğini çarpıcı bir şekilde ortaya koymaktadır. DTÖ Anlaşması’nda bulunan “Yoksul Üreticiye Girdi Desteği Serbestisi” ise, 1999 yılından bu yana, yine Türkiye tarafından kullanılmamaktadır. Anlaşma ile % 10 olan “de minimis” sınırının GYÜ’ler için indirgenmesi, Türkiye’nin zaten sağlayamadığı iç destekler açısından daha da vahim bir durum yaratacaktır. Çerçeve Anlaşma’nın üçüncü ayağı ise, dışsatım sübvansiyonları alanındadır. GÜ’ler, dışsatım sübvansiyonlarının azaltılması ve süreç içinde tümüyle kaldırılmasını benimsemiş görünmektedirler. GÜ’lerin tıkanan görüşme sürecini aşmak için kullandıkları ve dünya kamuoyuna “büyük taviz” diye sunulan bu yaklaşım, dikkatli bir analizde, verdiği görüntüyle tamamen zıt bir sonuç üretmektedir. ABD ve AB’nin dışsatım sübvansiyonuna ayırdığı kaynak miktarı, yıllık 15 milyar $ düzeyindedir. GÜ’lerin yılda 300 milyar $ düzeyinde iç destek için kaynak kullandığı düşünüldüğünde, toplam destekler içinde dışsatım sübvansiyonlarının görece daha az önemli olduğu açıktır. İşte ABD ve AB, bu noktadan verdikleri sözde tavizlerle, paraza giriş ve iç destekler gibi iki büyük alanda, kendileri için yaşamsal önem taşıyan “ilerlemeler” sağlayacaklardır. Bütçe olanakları yeterli olmayan GYÜ ve EAGÜ’ler, tarımlarını ancak gümrük vergileri ile koruyabilmektedirler. Çerçeve Anlaşma ile açılan süreçte, gümrük vergilerindeki hızlı indirim, yoksul ülkelerin yoksul üreticileri için, yıkıcı sonuçlar üretecektir. - 18 - Oysa GÜ’ler, bu alanda da kendi çıkarlarına bir düzenlemeyi, Anlaşma koşulu haline dönüştürmüşlerdir. Buna göre, GÜ’ler tarifelerini düşük tutmak suretiyle, Özel Korunma Önlemleri uygulama hakkı kazanmışlardır. Böylece GÜ’ler, bir malın dışalım fiyatının o ürünün üretilebilirliğini tehdit edecek ölçüde düşük bir fiyatla pazara girmesi durumunda, dışalıma ek vergi koyma ve hatta birtakım kısıtlamalar getirme olanağına kavuşmuşlardır. Gıda yardımlarının bile ticaret aracı haline dönüştürüldüğü dünyada, bu “olanak” amacı dışında kullanılmaktadır. Buna karşılık, içlerinde Türkiye’nin de bulunduğu GYÜ’ler, Anlaşma’nın bu koruma hükmünden yararlanamamaktadırlar. Önümüzdeki süreçte, Çerçeve Anlaşma’nın içinin doldurulmasına yönelik görüşmeler başlayacaktır. Bu süreç, tüm ülkeler için olduğu gibi, Türkiye için de yaşamsal önem taşımaktadır. Bu sürece yönelik olarak, Türkiye kamu yönetiminin, demokratik kitle örgütleri, çiftçi örgütleri ve akademisyenlerin katkısı ile görüşme pozisyonunu hazırlaması gerekmektedir. Daha da önemlisi, Türkiye, pazara giriş koşullarının iç piyasayı koruyamayacak duruma gerileyeceği yakın gelecek için, hem tarımın geneli, hem de ürün bazında bir planlama çalışması yapması ve bunu süratle yaşama geçirmesi gerekmektedir. Hızlı bir tarımsal yatırım planlaması ile sulanabilir alanlarını iki katına çıkartan, arazi kullanım planlamasından üretim deseni seçimine kadar rasyonel tercihler ortaya koyan, üretici örgütlenmesinden girdi temini ve ürün pazarlamasına kadar sürecin tüm aşamalarında üretimden ve üretici – tüketici lehine çözümlerden yana olan, bilgi ve teknolojiyi tarla ile buluşturan, üretim maliyetlerini azaltıp verim değerlerini yükselten, bu çerçevede rekabet gücü yüksek bir tarım sektörü kurgulaması, süreç içindeki kalıcı çözümdür. 2.2.4.4. AB İle Türkiye İçin Müzakere Çerçeve Belgesi Müzakerelere İlişkin İlkeler 1. Müzakereler Türkiye’nin kendi başarısına dayanır ve müzakerelerin hızını Türkiye’nin üyelik koşullarını yerine getirmede kaydettiği ilerleme belirler. Konseyin durumu düzenli olarak izleyebilmesi için, Dönem Başkanlığı veya Komisyon, gerektiğinde Konseyi ayrıntılı bir şekilde bilgilendirir. Birlik, uygun zamanda, müzakerelerin sonuçlandırılması için gerekli koşulların yerine getirilip getirilmediğine karar verir. Bu, Komisyon tarafından hazırlanacak olan ve 6 numaralı paragrafta listelenen koşulların Türkiye tarafından yerine getirildiğini teyit eden bir rapora dayanarak yapılır. 2. Aralık 2004 tarihli Zirvede kararlaştırıldığı gibi, bu müzakereler Avrupa Birliği Antlaşmasının 49'uncu maddesine dayanmaktadır. Müzakerelerin ortak hedefi üyeliktir. Bu müzakereler, sonucu önceden garanti edilemeyen ucu açık bir süreçtir. Birliğin absorbe etme kapasitesi de dahil, tüm Kopenhag kriterleri göz önünde bulundurularak, Türkiye’nin üyelik yükümlülüklerini tam olarak üstlenecek durumda olmaması halinde Avrupa yapılarına mümkün olan en güçlü bağlarla kenetlenmesi sağlanmalıdır. 3. Genişleme, Birliğin ve üye devletlerin angaje olduğu sürekli gelişme ve bütünleşme sürecini güçlendirmelidir. Birliğin uyumunu ve etkililiğini korumak için her türlü çaba gösterilmelidir. 1993 Kopenhag Zirvesinin Sonuç Bildirgesi uyarınca, Birliğin, Avrupa bütünleşmesine ilişkin ivmesini koruyarak Türkiye’yi absorbe etme kapasitesi, hem Birliğin, - 19 - hem de Türkiye’nin genel çıkarı açısından önemli bir mülahazadır. Komisyon, müzakere sürecinde bu kapasiteyi, bu üyelik koşulunun gerçekleşip gerçekleşmediğine ilişkin Konsey tarafından yapılacak değerlendirmeye esas teşkil etmek üzere, Ekim 2004 tarihli Türkiye’nin Üyelik Perspektifinden Kaynaklanan Hususlar Hakkında Raporda (Etki Raporu) ortaya konan tüm konuları kapsayacak şekilde izler. 4. Müzakereler, Türkiye’nin, 1993 Kopenhag Zirvesinde belirlenen, daha sonra büyük bir bölümü Avrupa Birliği Antlaşmasının 6(1)’ncı maddesine dercedilen ve Temel Haklar Şartında beyan edilen siyasi kriterleri yeterli derecede karşılamasına dayanarak başlatılır. Birlik, Türkiye’den, reform sürecini sürdürmesini ve Avrupa içtihat hukuku da dahil olmak üzere, özgürlük, demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan hakları ve temel özgürlüklere saygı gibi ilkeler bakımından daha fazla gelişme kaydetme yönünde çaba sarf etmesini; özellikle işkence ve kötü muamele ile mücadelede sıfır tolerans politikalarına ve ifade özgürlüğü, din özgürlüğü, kadın hakları, sendikal haklar da dahil ILO standartları ve azınlık hakları ile ilgili hükümlerin uygulanmasına ilişkin mevzuatı ve uygulama tedbirlerini konsolide etmesini ve genişletmesini beklemektedir. Birlik ve Türkiye, yoğun siyasi diyaloglarını sürdürecektir. Söz konusu alanlarda kaydedilen ilerlemenin geri dönülmezliğini ve bu ilerlemenin özellikle temel özgürlüklere ve insan haklarına tam saygı gösterilmesi bakımından eksiksiz ve etkili bir şekilde uygulanmasını sağlamak amacıyla, kaydedilen ilerleme, bu konuda Konseye düzenli rapor sunmaya davet edilen Komisyon tarafından, 2004 tarihli Etki Raporu, Tavsiye Metni ve İlerleme Raporunda işaret edilen sorunlu hususların tümüne yer vermek suretiyle yakından izlenmeye devam edilir. 5. Türkiye’de, Birliğin temelini oluşturan özgürlük, demokrasi, insan haklarına ve temel özgürlüklere saygı ve hukukun üstünlüğü ilkelerinin ciddi ve sürekli olarak ihlal edilmesi durumunda, Komisyon kendi inisiyatifiyle veya üye devletlerin üçte birinin talebi üzerine müzakerelerin askıya alınmasını tavsiye eder ve müzakerelerin tekrar başlatılması için gerekli koşulları önerir. Konsey, böyle bir tavsiye üzerine, Türkiye’yi de dinledikten sonra, nitelikli çoğunlukla, müzakerelerin askıya alınıp alınmamasını ve tekrar başlatılması için gerekli koşulları karara bağlar. Üye devletler, Hükümetlerarası Konferansta, oybirliği genel kuralına helal gelmeksizin, Konsey kararı doğrultusunda hareket eder. Avrupa Parlamentosu bilgilendirilir. 6. Müzakerelerin ilerlemesini, ekonomik ve sosyal yakınsama ve Komisyonun 2'nci paragrafta belirtilen raporları çerçevesinde, Türkiye’nin katılıma hazırlık yönünde kaydettiği gelişme yönlendirir. Bu ilerleme, özellikle aşağıdaki koşullara göre ölçülür: - Üyelik koşullarını ortaya koyan aşağıda belirtilen Kopenhag Kriterleri: * Demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü, insan haklarını, azınlıklara saygı gösterilmesini ve azınlıkların korunmasını teminat altına alan kurumların istikrarı, * İşleyen bir piyasa ekonomisinin varlığı ve Birlik içindeki rekabet baskısı ve piyasa güçleriyle baş edebilme kapasitesi, * Siyasi, ekonomik ve parasal birliğin amaçlarına bağlılık da dahil, üyelikten kaynaklanan yükümlülükleri üstlenme kapasitesi ve müktesebatı etkili bir şekilde uygulayacak ve yürütecek idari kapasite, - Türkiye’nin iyi komşuluk ilişkilerine koşulsuz bağlılığı ve mevcut sınır anlaşmazlıklarını, gerektiğinde Uluslararası Adalet Divanının yargılama yetkisi de dahil - 20 - olmak üzere, Birleşmiş Milletler Şartı uyarınca ihtilafların barışçıl yollardan halli ilkesine uygun olarak çözme taahhüdü, - Türkiye’nin, kapsamlı bir çözüm için elverişli bir ortamın yaratılmasına katkıda bulunmak üzere atılacak adımlar da dahil olmak üzere, Kıbrıs sorununa Birleşmiş Milletler çerçevesinde ve Birliğin dayandığı ilkeler doğrultusunda kapsamlı bir çözüm bulunması yönündeki çabalara destek vermeye devam etmesi ve Türkiye ile Kıbrıs Cumhuriyeti de dahil tüm AB üyesi devletler arasındaki ikili ilişkilerin normalleştirilmesi yönünde ilerleme kaydedilmesi; - Türkiye’nin, Ortaklık Anlaşmasından ve bu Anlaşmayı tüm yeni AB üyesi devletlere teşmil eden Ek Protokolden kaynaklanan yükümlülüklerini (özellikle AB-Türkiye gümrük birliği ile ilgili olanlar) yerine getirmesi ve düzenli bir şekilde gözden geçirilen Katılım Ortaklığı Belgesinin uygulanması. 7. Katılım sürecinde, Türkiye’nin üçüncü ülkelere karşı uyguladığı politikaları ve uluslararası kuruluşlardaki tutumlarını (bu kuruluşlara ve düzenlemelere tüm AB üyesi devletlerin taraf olması ile ilgili olanlar da dahil), Birlik ve üye devletler tarafından kabul edilen politikalar ve tutumlar ile aşamalı olarak uyumlaştırması gerekmektedir. 8. Katılım müzakerelerine paralel olarak, Birlik, Türkiye ile yoğun bir siyasi diyalog ve sivil toplum diyaloğu içine girer. Kapsayıcı sivil toplum diyaloğunun amacı, özellikle Avrupa vatandaşlarının katılım sürecine desteğini temin etmek üzere, insanları bir araya getirerek karşılıklı anlayışı geliştirmektir. 9. Türkiye, diğer katılım müzakerelerinin sonuçlarını, Birliğe katıldığı tarihteki mevcut halleriyle kabul etmek zorundadır. 10. Katılım, Birlik müktesebatı olarak bilinen, Birlik sistemine ve Birliğin kurumsal çerçevesine bağlanan hak ve yükümlülüklerin kabulünü gerektirir. Türkiye bu müktesebatı, katılım tarihindeki haliyle uygulamak zorundadır. Ayrıca, katılım mevzuat uyumuna ilaveten, müktesebatın zamanında ve etkili olarak uygulanmasını da gerektirir. Müktesebat sürekli olarak gelişmekte olup, aşağıdakileri içermektedir: - Birliğin temelini oluşturan Antlaşmaların içeriği, ilkeleri ve siyasi hedefleri; - Antlaşmalar uyarınca kabul edilen mevzuat ve kararlar ve Avrupa Toplulukları Adalet Divanının kararları; - Birlik çerçevesinde kabul edilen hukuken bağlayıcı olan veya olmayan diğer işlemler (örneğin, kurumlararası anlaşmalar, ilke kararları, bildirimler, tavsiyeler, kılavuzlar); - Ortak güvenlik ve dış politikası çerçevesinde kabul edilen ortak eylemler, ortak tutumlar, deklarasyonlar, sonuç bildirgeleri ve diğer işlemler; - Adalet ve içişleri çerçevesinde kabul edilen ortak eylemler, ortak tutumlar, imzalanan sözleşmeler, ilke kararları, bildirimler ve diğer işlemler; - Topluluklar tarafından veya Topluluklar ve üye devletler tarafından birlikte akdedilen uluslararası anlaşmalar ve üye devletlerin Birlik faaliyetlerine ilişkin olarak - 21 - aralarında akdettikleri uluslararası anlaşmalar. Türkiye’nin, katılımından uygun bir zaman önce müktesebatın Türkçe'ye tercüme edilmesi ve katılımıyla birlikte AB kurumlarının gerektiği gibi işlemesi için ihtiyaç duyulan yeterli sayıda tercüman ve mütercim yetiştirmesi gerekmektedir. 11. Türkiye’nin bir üye devlet olmasının getireceği tüm hak ve yükümlülükler, Türkiye ve Topluluklar arasındaki mevcut tüm ikili anlaşmaların ve Türkiye tarafından akdedilmiş üyelik yükümlülükleriyle bağdaşmayan tüm diğer uluslararası anlaşmaların sona erdirilmesini gerektirir. Ortaklık Anlaşmasının müktesebattan farklılık gösteren hükümleri, katılım müzakerelerinde emsal teşkil etmez. 12. Müktesebattan kaynaklanan hak ve yükümlülüklerin Türkiye tarafından üstlenilmesi, müktesebatta spesifik uyarlamalar yapılmasını gerektirebilir ve istisnai olarak, katılım müzakereleri sırasında belirlenmesi gereken geçici tedbirlerin alınmasına neden olabilir. Gerekli hallerde, müktesebatta yapılacak spesifik uyarlamalar, üye devletlerin söz konusu müktesebatı kabul ederken uyguladıkları o müktesebata özgü ilkeler, kriterler ve parametreler temelinde ve Türkiye’nin özellikleri de dikkate alınarak kararlaştırılır. Birlik, Türkiye tarafından yapılan geçiş düzenlemesi taleplerini, bunların süre ve kapsam bakımından sınırlı olması ve müktesebatın uygulanması için açıkça belirlenmiş aşamaları içeren bir planla desteklenmesi kaydıyla kabul edebilir. İç pazarın genişletilmesiyle bağlantılı alanlarda, düzenleyici tedbirler hızlı bir biçimde uygulanmaya konmalı ve geçiş süreleri kısa ve az olmalıdır. Büyük mali harcamalar yapılması da dahil, önemli çaba gerektiren kayda değer uyarlamaların gerektiği durumlarda, uyuma yönelik süregelen, ayrıntılı ve bütçelendirilmiş bir planın parçası olarak uygun geçiş düzenlemeleri öngörülebilir. Her halükarda, geçiş düzenlemeleri Birliğin kurallarına ve politikalarına değişiklik getirmemeli, bunların düzgün işleyişini aksatmamalı ve rekabetin önemli ölçüde bozulmasına neden olmamalıdır. Bu bağlamda, Birliğin ve Türkiye’nin çıkarları dikkate alınmalıdır. Uzun geçiş süreleri, derogasyonlar, spesifik düzenlemeler veya daimi korunma hükümleri (yani, korunma tedbirlerinin alınmasına dayanak teşkil eden, daimi surette ileri sürülebilecek hükümler) öngörülebilir. Komisyon, gerektiğinde bu hükümleri, kişilerin serbest dolaşımı, yapısal politikalar veya tarım gibi alanlarda hazırlayacağı önerilere dahil eder. Ayrıca, kişilerin serbest dolaşımının nihai olarak gerçekleştirilmesine ilişkin karar alma süreci, üye devletlere azami rol verilmesine imkan sağlamalıdır. Geçiş düzenlemeleri veya korunma hükümleri, rekabete ve iç pazarın işleyişine olan etkilerine göre gözden geçirilmelidir. Müktesebatta yapılması gereken ayrıntılı teknik uyarlamaların katılım müzakereleri sırasında belirlenmesi gerekmemektedir. Bunlar, Türkiye ile işbirliği halinde hazırlanır ve katılım tarihinde yürürlüğe girmeleri amacıyla Birlik kurumları tarafından uygun bir zamanda kabul edilir. 13. Türkiye’nin katılımının mali veçheleri, ilgili Mali Çerçeve kapsamında ele alınmalıdır. Bunun sonucu olarak, Türkiye’nin katılımı önemli mali sonuçlar yaratabileceğinden, müzakereler, bu konuda gerek duyulabilecek mali reformlarla birlikte ancak 2014 yılından sonraki dönemi kapsayan Mali Çerçevenin oluşturulmasından sonra tamamlanabilecektir. Yapılacak düzenlemeler, mali yüklerin tüm üye devletler arasında adil biçimde paylaşılmasını temin etmelidir. 14. Türkiye, katılımdan itibaren, derogasyon almış bir üye devlet olarak ekonomik ve parasal birliğe iştirak eder ve gerekli koşulları yerine getirdiğine ilişkin bir değerlendirme - 22 - temelinde alınacak Konsey kararını takiben Euro’yu ulusal para birimi olarak kabul eder. Bu alandaki müktesebatın geri kalanı, katılımdan itibaren tam olarak uygulanır. 15. Özgürlük, adalet ve güvenlik alanına ilişkin olarak, AB üyeliği, Türkiye’nin katılımla birlikte, Schengen müktesebatı da dahil, bu alandaki müktesebatı tümüyle üstlenmesini gerektirmektedir. Bununla birlikte, bu müktesebatın bir bölümü, Türkiye’de ancak, Türkiye’nin hazır olma durumu hakkında yapılacak ilgili Schengen değerlendirmesi temelinde, iç sınırlarda kişilere uygulanan kontrollerin kaldırılmasına yönelik olarak alınacak bir Konsey kararından sonra uygulanır. 16. AB, nükleer güvenliğin tüm veçheleri de dahil olmak üzere, yüksek seviyede bir çevre korumasının önemine dikkat çeker. 17. Müktesebatın tüm alanlarında, Türkiye, müktesebatı etkili bir şekilde uygulamak veya duruma göre katılımdan makul bir süre önce etkili bir şekilde uygulayabilmek amacıyla, kurumlarını, yönetim kapasitesini, idari ve yargısal sistemlerini, hem ulusal hem de bölgesel düzeyde, Birlik standartlarına yükseltmelidir. Daha genel anlamda, bu, etkin ve tarafsız bir kamu hizmeti üzerine kurulmuş iyi işleyen ve istikrarlı bir kamu yönetimini ve bağımsız ve etkin bir yargı sistemini gerektirmektedir. Müzakere Usulleri 18. Müzakerelerin esası, tüm üye devletlerin ve aday ülkenin katıldığı bir Hükümetlerarası Konferansta ele alınır. 19. Komisyon, Türk makamlarına müktesebatı açıklamak, spesifik alanlarda müzakerelerin açılması için Türkiye’nin hazırlık durumunu değerlendirmek ve müzakerelerde gündeme gelme ihtimali yüksek konulara ilişkin ön verileri elde etmek üzere, tarama olarak adlandırılan, müktesebatın incelenmesine ilişkin resmi bir süreç başlatır. 20. Müktesebat, tarama ve müteakip müzakereler için, her biri spesifik bir politika alanını kapsayan belli sayıda başlıklara bölünür. Bu başlıkların bir listesi Ek’te yer almaktadır. Spesifik müzakere başlıklarından birinde Türkiye veya AB tarafından belirtilen herhangi bir görüş, hiçbir surette diğer başlıklara ilişkin olarak benimsenebilecek pozisyonları etkilemez. Ayrıca, müzakerelerin seyri sırasında spesifik müzakere başlıklarında varılan anlaşmalar, kısmi bile olsalar, bütün müzakere başlıkları için genel bir anlaşmaya varılıncaya kadar, nihai olarak değerlendirilemez. 21. Komisyonun Türkiye için hazırladığı İlerleme Raporlarına ve özellikle tarama sırasında elde ettiği bilgilere dayanarak, Konsey, Komisyonun önerisi üzerine oybirliğiyle hareket ederek, her bir başlığın geçici olarak kapanması ve gerektiğinde açılması için performans kriterler belirler. Birlik bu kriterleri Türkiye’ye bildirir. Bu kriterler, müzakere başlığına bağlı olarak, özellikle, işleyen bir piyasa ekonomisinin varlığına, müktesebata uyum sağlanmasına ve müktesebatın kilit unsurlarının uygulanmasında yeterli bir idari ve yargısal kapasitenin varlığını ortaya koyacak şekilde tatmin edici bir başarı kaydedilmesine ilişkin olacaktır. Söz konusu kriterler, ilgili hallerde, Ortaklık Anlaşması kapsamındaki taahhütlerin, AB-Türkiye gümrük birliğine ilişkin olanlar ve müktesebat kapsamındaki yükümlülükleri yansıtanlar başta olmak üzere, yerine getirilmesini de içerecektir. Müzakerelerin uzun bir süreye yayılması veya yeni unsurları (yeni müktesebat gibi) kapsama almak için müzakere başlıklarından birine yeniden dönülmesi durumunda, mevcut kriterler güncellenebilir. - 23 - 22. Türkiye’den, müktesebata ilişkin pozisyonunu belirtmesi ve kriterleri karşılamada kaydettiği ilerlemeyi bildirmesi talep edilir. Uygun idari ve yargısal yapılar vasıtasıyla etkili ve verimli uygulama da dahil olmak üzere, Türkiye’nin müktesebatı doğru biçimde iç hukuka aktarması ve uygulaması müzakerelerin ilerleme hızını belirler. 23. Bu amaca yönelik olarak, Komisyon, kendisi tarafından veya kendi adına uzmanlarca yerinde yapılan incelemeler de dahil olmak üzere mevcut bütün araçları kullanarak, Türkiye’nin tüm alanlarda kaydettiği ilerlemeyi yakından izler. Komisyon taslak AB Ortak Pozisyon Belgelerini Konseye sunarken, ilgili alanda Türkiye’nin kaydettiği ilerleme konusunda da bilgi verir. Konsey, söz konusu başlıktaki müzakerelere ilişkin daha sonraki adımlar hakkında karar verirken bu değerlendirmeyi dikkate alır. AB’nin her bir başlıktaki müzakerelere ilişkin olarak ihtiyaç duyacağı ve Konferansa Türkiye tarafından sağlanacak bilgiye ilave olarak, Türkiye’den, bir başlığın geçici olarak kapatılmasından sonra bile, müktesebata uyum ve uygulamadaki ilerlemeye ilişkin olarak düzenli biçimde ayrıntılı yazılı bilgi vermeye devam etmesi istenir. Geçici olarak kapatılmış müzakere başlıklarına ilişkin olarak, Türkiye’nin önemli performans kriterlerini karşılamada veya taahhütlerini yerine getirmede başarısız olması durumunda, Komisyon müzakerelerin yeniden açılmasını önerebilir. Müzakere Başlıklarının Ön Gösterge Niteliğindeki Listesi (Not: Bu liste hiçbir şekilde, müzakerelerin uygun bir aşamasında, konuların hangi sıraya göre ele alınacağına ilişkin olarak verilecek kararları etkilemez.) 1. Malların serbest dolaşımı 2. İşçilerin serbest dolaşımı 3. İş kurma hakkı ve hizmet sunumu serbestisi 4. Sermayenin serbest dolaşımı 5. Kamu ihaleleri 6. Şirketler hukuku 7. Fikri mülkiyet hukuku 8. Rekabet politikası 9. Mali hizmetler 10. Bilgi toplumu ve medya 11. Tarım ve kırsal kalkınma 12. Gıda güvenliği, hayvan ve bitki sağlığı politikası 13. Balıkçılık 14. Ulaştırma politikası 15. Enerji 16. Vergilendirme 17. Ekonomik ve parasal politika 18. İstatistik 19. Sosyal politika ve istihdam 20. Girişimcilik ve sanayi politikası 21. Trans-Avrupa ağları 22. Bölgesel politika ve yapısal araçların koordinasyonu 23. Yargı ve temel haklar 24. Adalet, özgürlük ve güvenlik 25. Bilim ve araştırma 26. Eğitim ve kültür - 24 - 27. Çevre 28. Tüketici ve sağlığın korunması 29. Gümrük birliği 30. Dış ilişkiler 31. Dış politika, güvenlik ve savunma politikası 32. Mali kontrol 33. Mali ve bütçesel hükümler 34. Kurumlar 35. Diğer hususlar 2.2.4.5. Olası AB’ye Üyeliğin Türkiye Tarımına ve Dış Ticaretine Etkileri Türkiye’nin AB’ye üyeliğinin tarıma etkilerinin değerlendirilmesinde, AB tarım politikalarının yanında, Dünya piyasalarındaki gelişmeler, DTÖ-tarım müzakereleri ve ulusal tarım politikalarının yönü etkili olacaktır. Görüşmeler sırasında ve hatta üyelik gerçekleştiğinde AB’den gelebilme ihtimali olan her türlü fonlara odaklı bir yaklaşımın verimli olmayacağı açıktır. AB’den gelebilecek yardımların hemen hepsi proje bazında ve ulusal katılımı gerektirecek şekilde kullanılabilmektedir. Topluluk veya her genişleme dalgasında en sıkı pazarlıklar tarım sektöründe yoğunlaşmıştır. Ancak, tarımın Birliğe üyeliği önlediği bir durum henüz söz konusu değildir. Türkiye'nin bütünleşme sürecindeki genel düzeyde sorunlar aşıldığında, tarım sektörü pazarlıkları kaçınılmaz şekilde öne çıkacaktır. Politikaların yönetimindeki zorluklar ve Birlik bütçesine yükü nedeniyle, tarımda pazarlıklar diğer sektörlere oranla daha sıkı geçmektedir. Kilit kelime tarım veya yapısı değil pazarlıktır. Tarım tek başına Türkiye'nin AB'yle bütünleşmesini engellemeyecektir, fakat sektörle ilgili varolan pazarlık yapabilme yeteneği bütünleşmeyi geciktirebilir. Tarım politikalarından beklenen etkilerin elde edilebilmesi için gerekli kurumsal altyapının tam anlamıyla işler veya işleyebilecek nitelikte olması gerekmektedir. Hayli karmaşık AB tarım politikalarının işlerlik kazanabilmesi bu gereği fazlasıyla artırmaktadır. Bu nedenle AB, aday ülkelerin kurumsal gelişmişlik düzeylerine öncelik vermektedir. Yapılması gerekenler bellidir. Adaylık sürecinde yol almak isteniyorsa, Türkiye'nin de kurumsal altyapısını ve insangücü kapasitesini geliştirmesi kaçınılmazdır. Bu tür gelişmelerin AB'nin de çıkarına olması, gereken ciddiyet gösterildiğinde, AB kaynaklarından destek alınabilmektedir. Avrupa Birliği Bakanlar Konseyi'nden 17 Aralık 2004 tarihinde olumlu karar çıktığı takdirde, tarım sektörünün Birlik'le bütünleşmesi yönünde pazarlıklara başlayacaktır. Pazarlıkların hakça sonuçlanabilmesi için her türlü bilginin sistematik analizi ve kullanılabilir hale getirilmesi gerekmektedir. Bu kısımda, üretim, tüketim ve iktisadi değişkenlerin etkileşimlerini dikkate alan bir tarım sektör modeli çerçevesinde Türkiye'nin AB üyeliğinin tarıma etkileri tartışılmaktadır. Doğrusal olmayan programlama tekniğinin kullanıldığı, Türkiye Bölgesel Tarım Sektör Modeli (TASM-AB), model sektörde üretim ve ithalattan oluşan toplam ulusal arz ile iç talep ve ihracattan oluşan toplam ulusal talebi yansıtmaktadır (Çakmak ve Kasnakoğlu, 2003). Modelin üretim tarafı dört coğrafi bölgeye bölünmüştür. Talep tarafında ise tüketici davranışları fiyata bağımlıdır ve denge fiyatları modelden elde edilmektedir. - 25 - Temel dönem için kalibre edilen model kullanılarak 2005 yılında AB'ye üye olunmadığı ve olunduğu durumları aksettiren iki tip senaryonun sonuçları incelenmiştir. AB tarım politikalarının Gündem 2000 sonrası belli bir istikrara kavuşacak olması 2005 yılının seçiminin tercih sebebi olmuştur. Her iki senaryo çözümü için nüfus ve gelir büyümesi, teknolojik gelişme, dünya fiyatlarına bağlı olarak sınır fiyatları ve tarım politikalarındaki olası gelişmeler dikkate alınarak modelin tüm parametreleri 2005 yılına getirilmiştir. AB'ye üye olunduğunda AB fiyatları ve politikaları Türkiye için geçerli olmaktadır. AB'ye üyelik üç alternatif simülasyonla incelenmektedir. İlki, AB'ye üyelik sonrası, çiftçilere alan telafi ödemesi yapmadan Ortak Tarım Politikasının geçerli olduğu durumdur. Yeni genişleme döneminde AB'nin aday ülkelerle yaptığı pazarlıklarda öne çıkmıştır ve olasılığı hayli yükselmiştir. İkincisi, AB'ye üyeliğin alan telafi ödemelerini de içerdiği simülasyondur. Üçüncüsü ise Türkiye'nin tarım politikasında değişiklik olacağını ve üye olana kadar hayvancılık alt-sektöründe verimlilik iyileşmesi olacağını varsaymaktadır. Modelden, değişen politikalar, dünya fiyatları ve büyüme tahminleri durumunda yeni sonuçlar elde edilebilir. Ancak, modelin yapısını geliştirmek ve veri tabanını genişletmek mümkündür. Örneğin, modelde hayvancılık üretimi ulusal düzeyde ve yem girdileri enerji eşdeğerinde yer almaktadır. Çeşitli tür hayvan sayısı (AB'deki sınıflandırmaya uygun) ve beslenme ihtiyacı verilerinin kısıtlılığı böyle bir çözümü yapılabilir kılmıştır. Veriler elde edildiğinde hayvancılık modülünü geliştirmek mümkündür. Ancak, ne kadar gelişkin olursa olsun sonuçlar, ismi üstünde, "model"den elde edilmektedir ve gözlenenle örtüşmeyebilir. Daha önce belirtildiği gibi, model sonuçları çeşitli politika alternatiflerinin etkilerini belirleyerek en iyisini seçmeye yardımcı olur. Model karar vermez. Üyelik öncesi veya sonrası sektörde meydana gelebilecek değişiklikleri olumlu veya olumsuz olarak nitelemek doğru olmaz. AB dışı değişlikler ve üyeliğin etkisi üretim, tüketim ve dış ticaret gibi değerlendirme kriterlerine ve bakış açısına göre farklılık gösterebilir. Modelden elde edilen çeşitli durumlarda AB üyeliği etkileri aşağıdaki şekilde özetlenebilir: Üyelik bitkisel ürün fiyatları yükseltmektedir. Ancak, hayvancılık ürünlerindeki düşüşün daha fazla olması genel fiyat seviyesini aşağıya çekmektedir. Üreticilere etkisi ürününe göre değişmektedir; genelde olumsuz gibi görünen etki teknolojik gelişme ve telafi ödemelerinin etkisiyle üreticilere yararlı hale gelmektedir. Artan tüketim miktarını daha düşük harcama ile gerçekleştirmek mümkün olmaktadır. Tüketicilerin temel gıda harcamaları azalmaktadır. Hayvancılık ürünleri AB fiyatlarında bile rekabet edemeyecek durumdadır. Hayvan sürü genişliği büyük oranda daralmakta ve net ithalat patlamaktadır. Bitkisel ürünlerde net ihracat artışı, hayvancılık ürünlerindeki ithalat artışını karşılamaktan uzaktır. - 26 - Hayvancılık ürünleri ithalatının tümü AB'den yapılmaktadır. Bitkisel ürünlerde AB dışı ülkelere yapılan ihracat artış göstermekte, ancak dış ticaretin kaynağı ve adresi büyük oranda AB olmaktadır. Arpa, pamuk, baklagiller, sebze ve meyve üyelikle oluşan fiyat düzeyinde rekabet edebilecek ürün ve ürün grupları olarak belirmektedir. Alan telafi ödemelerinden yararlanmak için üretimden çekilen alanın üretim miktarına etkisi sınırlıdır; ancak ödemeler üretici hasılatını yüksek oranda artırmaktadır. Hayvancılılık verimliliğinde küçük oranlı bir gelişme bile, hayvancılık ürünlerinde Türkiye'nin AB'ye karşı direncini artırmaktadır. Tarımı Türkiye'ye benzer ülkelerin yer aldığı Orta ve Doğu Avrupa ülkeleriyle üyelik görüşmelerinin başladığı dönemdeki pazarlık konularıyla, günümüzdeki pazarlık konuları farklılık göstermektedir. AB, Orta ve Doğu Avrupa ülkelerini bütünleşmeye hazırlamak için her biriyle tarım mallarında karşılıklı-sıfırlama (double-zero) anlaşmaları yapmıştır. Türkiye'nin AB'yle yaptığı Gümrük Birliği anlaşmasına benzer şekilde, her ülke için mal listeleri oluşturulmuştur. Gümrük tarifeleri ve ihracat sübvansiyonları malların çoğunda karşılıklı olarak sıfırlanmıştır. Türkiye üyelik görüşmelerine 2005 yılında başlayabilirse, yeni genişleme dönemi pazarlıklarındaki gelişmeler ve model sonuçları beraberce dikkate alındığında tarım sektörü pazarlıklarında aşağıdaki unsurların öne çıkması beklenebilir: Geçiş dönemi uygulaması kaçınılmaz gibi görünmektedir. Ancak, bu geçiş döneminin üye olana kadar işlerin eskisi gibi sürdürülmesi olarak algılanmamasında yarar vardır. Geçiş döneminde, tarım sektöründe, özellikle hayvancılık ve hayvancılığa girdi sağlayan bitkisel üretimde, teknolojik gelişme sağlayacak şekilde değerlendirilmesi gerekmektedir. Teknolojik gelişme, sadece alan veya hayvan başına verimde artışla değil, verimliliği artırmakla sağlanabilir ve kaynak gerektirir. AB ve iç kaynaklardan sağlanabilecek miktarın yanında, kaynakların rekabet şansı yüksek alt-sektörlerden başlayarak öncelik sırasına göre dağılımı teknolojik gelişmeyi kalıcı hale getirebilir. Sadece alt sektörlerin belirlenmesi de yeterli değildir. Gelişme sağlanması gereken noktaların da belirlenmesi gerekmektedir. AB fiyatlarında sebze ve meyvede rekabet imkanı sürmektedir. Bu ürünlerde kalite ve standartların önemli rol oynadığı bilinmektedir ve sağlanmadığı durumda rekabet avantajından yararlanmak mümkün değildir. Diğer bitkisel ürünlerde benzer sorunlar yaşanabilir. Üyelik geciktikçe, önemli ürünlerde Türkiye-AB ve AB-dünya fiyatları arasındaki fark küçülmektedir. Üyelik görüşmeleri başladığında, AB'de oluşacak fiyat seti bu çalışmada varsayılandan farklı olabilir. Pazarlıklarda, geçmiş politikalar yerine, politikalardaki olası değişiklikler ve etkileri öne çıkmalıdır. Aynı durum, üyelik öncesi yapılması muhtemel olan karşılıklı sıfırlama (double-zero) anlaşmaları için de geçerlidir. İkili tercihli ticaret anlaşmalarındaki gibi statik yaklaşım sorunlar yaratabilir. İki tür anlaşma arasındaki fark, anlaşmanın üyelik görüşmeleri sürdürülen AB ile yapılmış olmasıdır ve tamamen uygulanması gerekir. - 27 - Tarımda rekabet şansının devam etmesi, üyelik durumunda Türkiye'nin önüne iki seçenek koymaktadır. İlki süregelen şartları olduğu gibi kabullenmektir. İkinci seçenek kazanç-kazanç alternatifi olarak nitelenebilir. Pazarlıklar başladıktan sonra ve geçiş döneminde, Türkiye, her alanda (üretim, pazarlama gibi) verimliliği artırıcı, AB şartlarına uygun projeler ile AB'den alabileceği mali kaynağı mümkün olan en yüksek seviyede gerçekleştirir ve ulusal kaynakları da aynı yönde kullanırsa, üretim etkileri asgariye indirilebilir. AB'nin üyelik görüşmelerine aday ülkelerin tarımda yapısal sorunlarıyla (işletme büyüklüğü, tarımsal istihdam gibi) başlaması doğaldır. Garip olan adayların da bu pozisyonu kabul eder görünmesidir. Pazarlıkların başlamasıyla beraber adaylar taviz verme pozisyonuna itilmektedir. Üye ülkeler incelendiğinde ise üyelik öncesi ve azalsa da, hala süregelen yapısal farklılıklar vardır. "Avrupa Tarımı" diye adlandırılan model çok-işlevliliği öne çıkarmaktadır. Çok-işlevlilik tanımı genişletilmesi düşünülebilir. Ölçek sorunu ise, teoride ve uygulamada en azından tarımın bazı alt-sektörleri için tartışmaya açık bir konudur. Ayrıca, üretim ölçeği, başka önemli etkileri bir yana, AB'nin önde gelen çevre ve kırdaki sorunlarının kaynağıdır. Üyelik görüşmelerinde yapılan pazarlıklarda karşılıklı taviz vermek doğaldır. Önemli olan tavizin verildiği veya alındığı şartlarda beklenen getirisinin negatif olmamasıdır. Bu amaca ulaşmak için bilgiye ve bilginin amaç için kullanılabilir hale getirilmesi gerekmektedir. Pazarlık pozisyonunu güçlendirebilmek için, her türlü tarımsal ve ekonomik teknik bilginin sistematik analizi kaçınılmazdır. Üyelik görüşmelerine başlandığı takdirde Türkiye’nin müktesebata uyum süreci dışında kısa-orta dönemde önem vermesi gereken konular aşağıdaki şekilde belirlenebilir: AB uygulamaları için gereken idari yapıların gelecekte işleyebilecek şekilde ortaya çıkarılması gerekmektedir. Türkiye’nin tarımda ikili yapısı, bölgesel farkları ve yapısal sorunları dikkate alındığında bölgesel, kırsal ve tarımsal politikaları arasındaki ilişkileri açıkça ortaya koyması kaçınılmazdır. Bu politikaların tasarım ve uygulama düzeyleri farklıdır. Kaynağına bakmaksızın, Türkiye’nin projelerin seçimi ve uygulamasında bilgili ve aktif şekilde katılması gerekmektedir. İsraf edilecek her liranın Türkiye’nin tarım ve kırsal gelirini misliyle ifade edilebilecek faydadan mahrum edeceğini dikkate almakta yarar vardır. Tarım ve kırsal alan istatistiklerine daha özenli yaklaşmakta yarar vardır. Örnek olarak, kaynağına göre tarımsal alanlardaki kabul edilemez farklılıklar ile et üretim miktarı verilebilir. Tarımsal Bilgi Sistemine temel istatistiklerin tutarlı bir şekilde sokulmasıyla başlanabilir. Tarım ve kır istatistikleri müzakere konusu olmaktan çıkarılmalıdır. 2.3. Kalkınma Planı Uzun Vadeli Strateji ve Sekizinci Beş Yıllık (2001-2005) Kalkınma Planı, kırsal alan yerleşme ve tarım sektörüne ilişkin saptamalar yapmaktadır. Ayrıca, 2006 yılında dokuzuncu beş yıllık kalkınma planı hazırlıkları başlatılmış ve çalışmalar devam etmektedir. - 28 - 2.3.1. Sekizinci Kalkınma Plan’ında Kırsal Kalkınma ve Kırsal Yerleşmeye Yönelik Düzenlemeler Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda kırsal kalkınma ve kırsal yerleşmeye yönelik düzenlemeler, üç farklı bölümde yapılmıştır. Bunlardan ilki, Plan’ın Yedinci Bölüm’ünde yer alan “V.Kırsal Kalkınma” başlığı, ikincisi Sekizinci Bölüm’ünde yer alan “XII. Kentsel ve Kırsal Altyapı” başlıklı alt bölümün “Kırsal Altyapı” alt başlığı ve “VIII.Beş Yıllık Kalkınma Planı’nın Temel Amaç, İlke ve Politikaları (2001 – 2005)” bölümünün “Yerleşme, Kentleşme, Kentsel ve Kırsal Altyapı” bölümleridir. Plan’ın Yedinci Bölüm’ünde yer alan “V.Kırsal Kalkınma” başlığı kapsamında, Türkiye’de uygulanmakta olan veya etüd safhasında olan; Bingöl, Muş ve Yozgat Kırsal Kalkınma Projesi, Ordu – Giresun Kırsal Kalkınma Projesi, Sivas – Erzincan Kırsal Kalkınma Projesi, Gümüşhane – Bayburt - Rize Kırsal Kalkınma Projesi, Kapsamında yapılan işlere değinilmiş, ayrıca kırsal kalkınmanın yaygınlaştırılarak hızlandırılmasını sağlayacak olan kırsal alandaki idari örgütlenmelerin henüz istenilen düzeye getirilemediğinin altı çizilmiştir. “Sürdürülebilir Kalkınma İlkesi Çerçevesinde Yerel Potansiyellerin Harekete Geçirilerek Gelir Ve İstihdamın Artırılması”, kırsal kalkınmanın temel amacı olarak belirtildikten sonra, 580 inci maddede; “Kırsal Alanda İstihdamın Artırılması, Kırsal Nüfusun Gelirini Artırıcı Ekonomik Faaliyetlerin Desteklenmesi, Yaşam Kalitesinin İyileştirilmesi, Etkili Örgütlenme Ve Her Düzeyde Katılımcılığın Önem Taşıdığı”, 581 inci maddede; “Kırsal Altyapı Hizmetlerinin Yaygınlaştırılması Ve Etkinliğinin Artırılmasında Merkezi Kamu Kuruluşları, Yerel Yönetimler Ve Sivil Toplum Örgütlerinin Eşgüdüm İçinde Çalışmalarının Sağlanacağı”, 584 üncü maddede ise; “Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde terörün yok edilmesine yönelik çabalar paralelinde, bu yörelerde köylerini terk etmek zorunda kalan yurttaşlarımızdan, dönüş yapmak isteyenler için ekonomik ve sosyal alt yapının sağlanmasına önem verileceği” söylenmektedir. Plan’ın Sekizinci Bölüm’ünde yer alan “XII. Kentsel ve Kırsal Altyapı” başlıklı alt bölümün de, “Kırsal Altyapı” başlığı altında mevcut durum anlatılırken; “Kırsal altyapının oluşturulması kapsamında, toprak ve su kaynaklarının geliştirilmesine yönelik tarımsal altyapının yaygınlaştırılması, kaynakların yönetimi ve etkin kullanımına dair çalışmaların yapılmasının önemini koruduğu” belirtildikten sonra, su ve toprak kaynaklarının korunarak geliştirilmesi kapsamında yapılan işler sıralanmaktadır. Kırsal altyapı hizmetlerine yönelik amaçlar, ilkeler, politikalar bölümünde, “tarımsal politikalar doğrultusunda dengeli, sürdürülebilir ve çevreyle uyumlu tarımsal kalkınmanın sağlanmasına yönelik tarımsal altyapının, katılımcı bir yaklaşımla geliştirilmesi” temel amaç olarak belirtilmektedir. “VIII.Beş Yıllık Kalkınma Planı’nın Temel Amaç, İlke ve Politikaları (2001 – 2005)” bölümünde “Yerleşme, Kentleşme, Kentsel ve Kırsal Altyapı” başlığı altında “yaşam kalitesinin yükseltilmesi amacı doğrultusunda kentsel ve kırsal altyapı yeni ve bütüncül bir yaklaşımla geliştirilecek, kentlerin karakteristik kültür dokuları korunacaktır” denilmektedir. - 29 - 2.3.2. Sekizinci Plan’da Tarım Sektörüne Yönelik Düzenlemeler Sekizinci Plan’da, tarım sektörü ile ilgili saptamalar, “genel tarım politikaları”, “bitkisel üretim”, “hayvancılık” ve “su ürünleri” başlıkları altında yapılmıştır. Aşağıda, bu saptamalar ana hatları ile verilmektedir; Genel Tarım Politikaları “Mevcut Durum” başlıklı ilk bölümde, tarıma ilişkin makro göstergelere yer verilmiş, destekleme sistemindeki olumsuzlukları kısmen gidermek üzere 2000 yılında Çiftçilere Yönelik Doğrudan Gelir Desteği uygulamasına yönelik pilot projenin başlatıldığı belirtilmiş, çıkartılan ve çıkartılamayan yasalardan söz edilmiştir. VII. Plan Dönemi’nde çıkarılan genel düzenleyici işlemler, Plan’ın 1276 ıncı maddesinde sayılmıştır; Mera Kanunu, Tarımda Yeniden Yapılandırma ve Destekleme Kurulu (TYYDK), Ürün borsalarının vadeli işlemler yapabilmesine olanak sağlayan düzenlemeler, Yaş Sebze ve Meyve Ticaretinin Düzenlenmesi ve Toptancı Halleri Hakkında KHK, Tarım Satış Kooperatif ve Birlikleri Hakkında Kanun. VII. Plan Dönemi’nde çıkarılamayan genel düzenleyici işlemler ise, Plan’ın 1277 inci maddesinde sayılmıştır; Tütün Tarımının Yeniden Düzenlenmesi, Ürün Sigortası, Türkiye Ziraat Odaları Birliği, TKİB’nın Yeniden Organizasyonu, Üretici Birlikleri ve benzeri... “Amaçlar, İlkeler ve Politikalar” başlıklı ikinci bölümde, tarım politikalarının esaslarının Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) Tarım Anlaşması, Avrupa Birliği Ortak Tarım Politikası (AB OTP) ve uluslararası ticaretteki gelişmeler çerçevesinde belirleneceği belirtilmekte, gıda güvenliği ilkesi çerçevesinde artan nüfusun dengeli ve yeterli beslenmesini esas alan ‘sürdürülebilir’ bir tarım sektörünün amaçlandığı ifade edilmekte, bunun için devlet müdahalesinden uzaklaşılacağı söylenmektedir. Ayrıca doğrudan üreticilere finansman sağlayan kırsal kalkınma projeleri uygulanacak, kırsal alanda tarım dışı sektörlere destek verilecek, sözleşmeli üretim desteklenerek yaygınlaştırılacak, TMO – ÇAYKUR ve TŞFAŞ faaliyet alanları sınırlandırılacaktır. Doğal kaynak kullanımında havza bazında katılımcı projeler planlanacak, detaylı toprak etüdleri ve haritalarının yapılması ile toprak kullanım ve korunmasına ilişkin yasa çıkartılacak, bölgelere göre optimum işletme büyüklükleri saptanarak özendirilecek, hayvansal üretim ve su ürünleri üretimi desteklenecek, doğal hayat korunacaktır. “Hukuki ve Kurumsal Düzenlemeler” başlıklı üçüncü bölümde, Çerçeve Tarım Kanunu, Üretici Birlikleri Kanunu ve Tarımsal Ürün Sigortaları Kanunu’nun çıkarılacağı, Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB)’nın etkin olarak faaliyetlerini sürdürmeleri ve geliştirmeleri yönünde düzenlemeler yapılacağı, tarımsal KİT’lerin yeniden yapılandırılacağı ve TYYDK’nun yapısının özel sektör ve çiftçi örgütleri katılımıyla genişletileceği belirtilmektedir. Bitkisel Üretim “Mevcut Durum” başlıklı ilk bölümde, bitkisel üretimin tarım sektörü içerisinde % 65’lik paya sahip bulunduğu, özel sektör tohumculuğunun teşvik edilmesi sonucunda tohumluk üretiminde özel sektörün payının arttığı, nadas alanlarının daraldığı, ikinci ürün ekim alanlarının arttığı, bitki hastalık ve zararlılarına karşı kamu mücadelesinin yürütüldüğü belirtilmektedir. - 30 - “Amaçlar, İlkeler ve Politikalar” başlıklı ikinci bölümde, tohumculuk alanında özel sektörün ar-ge alanlarında daha etkin rol almasının özendirileceği, çevre duyarlılığı bağlamında gübre ve ilaç desteğinin azaltılarak zaman içinde kaldırılacağı, şeker pancarı üretiminde kota uygulamasına devam edileceği ve ekim nöbeti süresinin uzatılacağı belirtilmektedir. Hukuki ve Kurumsal Düzenlemeler” başlıklı üçüncü bölümde, Tütün Tekeli Kanunu ve Ekici Tütün Satış Piyasalarının Düzenlenmesine Dair Kanun’ların günün şartlarına uygun hale getirileceği, Şeker Kanunu’nda gerekli düzenlemelerin yapılacağı belirtilmektedir. Hayvancılık “Mevcut Durum” başlıklı ilk bölümde, sığır populasyonunun % 41.7’sinin, koyun populasyonunun ise % 97’sinin düşük verimli yerli ırklardan oluştuğu, hayvan ıslahı amacıyla 1999 yılında 1.2 milyon baş sığırın suni tohumlama metoduyla tohumlandığı, 1987-1999 yılları arasında 342.608 baş damızlık sığırın ithal edilerek üreticilere dağıtıldığı, 1997 yılından bu yana kasaplık sığır dışalımı yapılmadığı belirtilmektedir. “Amaçlar, İlkeler ve Politikalar” başlıklı ikinci bölümde, hayvancılıkta temel amacın halkın yeterli ve dengeli beslenmesini sağlamak için üretimi artırmak olduğu, damızlıkçı işletmelerin yaygınlaştırılacağı, sözleşmeli yetiştiriciliğin teşvik edileceği, gereksinimlerin yurtiçinden karşılanmasına öncelik verileceği, gerekli hallerde öncelikle damızlık boğa, sperma, embriyo veya damızlık düve dışalımına gidileceği, çoban eğitimine önem verileceği, kaliteli kaba yem üretim alanlarının artırılacağı belirtilmektedir. Su Ürünleri “Mevcut Durum” başlıklı ilk bölümde, ülkemizde yeterince değerlendirilemeyen bir su ürünleri potansiyelinin bulunduğu, 1998 yılı su ürünleri üretiminin 544 bin ton olduğu, ekolojik değişmelerin denizlerdeki kıyı balıkçılığı üretimini azaltıcı boyutlara ulaştığı, ülke iç su kaynaklarının % 17’sini oluşturacak GAP Bölgesinde sektörel alt yapının tamamlanmaya çalışıldığı, toplam dışsatımımızsa % 80’lik paya sahip AB’nin, hijyenik koşulların yetersizliği nedeni ile 1998 yılında yasakladığı taze balık ve çift kabuklu yumuşakçaların dışsatımına, yapılan iyileştirmeler sonucunda 1999’da yeniden başlandığı belirtilmektedir. “Amaçlar, İlkeler ve Politikalar” başlıklı ikinci bölümde, su kaynaklarının korunarak sürdürülebilir kullanım ilkesi çerçevesinde su ürünleri üretiminin artırılacağı, Karadeniz’de balıkçılığın korunması ve geliştirilmesi için Türkiye koordinatörlüğünde sürdürülen çalışmaların sonuçlandırılacağı, içsu kaynaklarının rasyonel olarak kullanılması amacıyla ekolojik ve limnolojik özellikler belirlenerek uygun balıklandırma faaliyetlerinin yönlendirileceği, denizlerde görülen üretim azalmasının önlenebilmesi için, stok büyüklükleri ve yıllık avlanabilir miktarların belirleneceği, pazarlama altyapı eksikliklerinin giderileceği, AB Ortak Balıkçılık Politikası’na uyumun esas alınacağı belirtilmektedir. 2.3.3. Dokuzuncu Kalkınma Planı (2007-20013) Dokuzuncu Kalkınma Planı, 2007-2013 dönemine ilişkin uluslararası gelişmeler ve temel eğilimler doğrultusunda, Türkiye ekonomisine ilişkin geçmiş donemdeki gelişmeler ile mevcut ekonomik ve sosyal gelişmeler dikkate alınarak "istikrar içinde büyüyen, gelirini daha adil paylaşan, küresel ölçekte rekabet gücüne sahip, bilgi toplumuna dönüşen ve AB'ye üyelik - 31 - için uyum sürecini tamamlamış bir Türkiye" vizyonu ve Uzun Vadeli Strateji çerçevesinde hazırlıklanmıştır. Dünyada ve ülkemizde değişen ekonomik ve sosyal koşullar çerçevesinde kalkınma planları geçmişte olduğundan çok daha önemli bir araç haline gelmiş ve yine bu koşulların bir gereği olarak planların yeniden tasarlanması da kaçınılmaz olmuştur. Bu bağlamda, devletin ekonomideki rolünün yeniden tanımlanmasının da bir sonucu olarak, Dokuzuncu Kalkınma Planı ile her alanı detaylı düzenlemeye dayanan bir plan hazırlama anlayışından, belirlenen kalkınma vizyonu çerçevesinde makro dengeleri gözeterek, öngörülebilirliği artıran, piyasaların daha etkin işleyişine imkân verecek kurumsal ve yapısal düzenlemeleri öne çıkaran, sorunları önceliklendiren, temel amaç ve önceliklere yoğunlaşan bir stratejik yaklaşıma geçilmektedir. Bu yeni anlayış çerçevesinde, öngörülen stratejik amaç ve önceliklerin gerçekleştirilmesi sürecinde, uygulamada etkinlik ve şeffaflığın sağlanması ve hesap verebilirliğe zemin oluşturulması amacıyla, Planda etkili bir izleme ve değerlendirme mekanizmasına yer verilmiştir. Dokuzuncu Kalkınma Planı, Katılım Öncesi Ekonomik Program ve Uyum için Stratejik çerçeve gibi AB'ye üyelik sürecinin gerektirdiği dokümanların yanında, başta Orta Vadeli Program olmak üzere diğer ulusal ve bölgesel plan ve programlar ile sektörel ve kurumsal strateji belgelerinin dayanağını oluşturmaktadır. Plan farklı işlevlere sahip söz konusu dokümanların uyumlaştırılmasını sağlayarak tüm planlama çalışmalarını yönlendirici bir işlev görecektir. Böylece, kurumlar arası ortak anlayış ve hedef birliği sağlayacak olan Plan, yasal ve kurumsal değişimler ve plan-program-bütçe bağlantısının güçlendirilmesi suretiyle ülke potansiyelinin üst seviyede kullanılmasına zemin teşkil edecektir. Plan sadece kamu kesimi için değil, toplumun geneli için de uzun vadeli bir perspektif ve hedef birliği sağlamaya hizmet edecektir. Bu çerçevede, kamu kesimi ile özel kesim ve sivil toplum arasında iletişime ve ortak hedeflere dönük işbirliğine katkıda bulunacaktır. Böylece, tüm kesimlerin sahiplenmesiyle, toplumsal potansiyelimizin tamamının harekete geçirildiği bir ortamda, ekonomik ve sosyal gelişme hızlandırılacak, kapsayıcı bir kalkınma süreci çerçevesinde halkımızın yaşam kalitesi artırılacaktır. Dokuzuncu Kalkınma Planı döneminde ekonomik büyümenin ve sosyal kalkınmanın istikrarlı bir yapıda sürdürülmesi ve plan vizyonunun gerçekleşmesi yolunda aşağıda yer alan stratejik amaçlar, gelişme eksenleri olarak belirlenmiştir: 1-Rekabet Gücünün Artırılması, 2-İstihdamın Artırılması, 3-Beşeri Gelişme ve Sosyal Dayanışmanın Güçlendirilmesi, 4-Bölgesel Gelişmenin Sağlanması, 5-Kamu Hizmetlerinde Kalitenin ve Etkinliğin Artırılması. Sektörel ve tematik politikalar ve öncelikler bu eksenlerin altında ele alınmış ve aynı stratejik amaca hizmet edecek şekilde ilişkilendirilmişlerdir. Bu anlayışla hazırlanan 2007-2013 dönemini kapsayan Dokuzuncu Kalkınma Planı, AB’ye üyelik sürecine katkı sağlayacaktır. - 32 - BÖLÜM 3 3. BÖLGENİN TEMEL ÖZELLİKLERİ VE MEVCUT DURUMU 3.1. Bölgenin Ana Özellikleri 3.1.1. Biyofiziksel Özellikler 3.1.1.1. Bölgenin Genel Tanımı TR5 Batı Anadolu Bölgesi, TR51 Alt Bölgesinde bulunan Ankara, TR52 Alt Bölgesinde bulunan Konya ve Karaman illerini kapsamaktadır. Bölgenin kuzeyinde Bolu ve Çankırı İlleri, Güneyinde Mersin ve Antalya İlleri, Doğusunda Kırıkkale, Kırşehir, Aksaray ve Niğde İlleri, Batısında Isparta, Afyonkarahisar ve Eskişehir İlleri bulunmaktadır. Bölgenin yüzölçümü 76.793 km2 olup Türkiye yüzölçümünün % 9, 8’ini teşkil eder. TR51 alt bölgesinde yer alan Ankara, İç Anadolu Bölgesi'nin kuzeybatısında TR5 Batı Anadolu Bölgesinin kuzeyinde bulunmaktadır. Yerküre üzerinde ise Ankara ili 38043’- 40041’ kuzey enlemleri ile 30051’- 34005’ doğu boylamları arasında yer almaktadır Yüzölçümü 25.706 km2 dir. Ortalama olarak deniz seviyesinden yüksekliği 890 metredir. Doğuda Kırşehir ve Kırıkkale, batıda Eskişehir; kuzeyde Çankırı, kuzeybatıda Bolu ve güneyde Konya ve Aksaray illeri ile çevrilidir. Ankara, Orta Anadolu'nun kuzeybatısında bulunan Kızılırmak ve Sakarya Nehirleri’nin kollarının oluşturduğu ovalarla kaplı bir bölgededir. Türkiye'nin nüfus bakımından ikinci büyük ili durumundaki Ankara ilinde 8 Merkez ilçe olmak üzere 24 ilçe 42 belde 883 köy vardır. Akyurt, Altındağ, Ayaş, Bala, Beypazarı, Çamlıdere, Çankaya, Çubuk, Elmadağ, Etimesgut, Evren, Gölbaşı, Güdül, Haymana, Kalecik, Kazan, Keçiören, Kızılcahamam, Mamak, Nallıhan, Polatlı, Sincan, Şereflikoçhisar, Yenimahalle olmak üzere 24 ilçesi vardır. Bugünkü anlamda belediye yönetimine 1924 yılında kavuşan şehir merkezinde 1984 yılından sonra büyüyen ölçekteki sorunlarla uğraşmak üzere Ankara Büyükşehir Belediyesi ve bunun sınırları içinde Çankaya, Altındağ, Yenimahalle, Mamak, Keçiören, Sincan, Etimesgut ve Gölbaşı olmak üzere 8 ilçe belediyesi kurulmuştur. TR52 alt bölgesinde yer alan Konya (TR521) İli İç Anadolu Bölgesi'nin güneyinde, TR5 Batı Anadolu Bölgesinin ortasında yer almaktadır. Konya İli topraklarının büyük bir bölümü, İç Anadolu'nun yüksek düzlükleri üzerine rastlar. Güney ve güneybatı kesimleri Akdeniz bölgesine dahildir. Konya, coğrafi olarak 36041' ve 39016' kuzey enlemleri ile 31014' ve 34026' doğu boylamları arasında yer alır. Yüzölçümü 41.694 km2 dir. Bu alanı ile Türkiye'nin en büyük yüzölçümüne sahip olan ilidir. Ortalama yükseltisi 1016 m'dir. Konya ili, doğal açıdan kuzeyinde Haymana platosu, kuzeydoğuda Cihanbeyli Platosu ve Tuz Gölü'ne, batısında Beyşehir Gölü'ne ve Akşehir Gölü'ne, güneyinde Sultan Dağları'ndan başlayan Karaman ilinin güneyine kadar devam eden, Toros yayının iç yamaçları önünde bir fay hattı boyunca oluşmuş volkanik dağlara, doğusunda ise Obruk platosuna kadar uzanır. İlin uç noktalarını kuzeyinde Kulu'nun Köşkler Köyü, batısında Akşehir'in Değirmen Köyü, güneyinde Taşkent'in Beyreli Köyü, doğusunda ise Halkapınar'ın Delimahmutlu Köyü uç noktalarını oluşturmaktadır. Konya ilinde en fazla alana sahip yeryüzü şekli ova ve platolardır. Ovaların tabanlarında yer alan çukur kısımlarında kapalı havzalar oluşmuştur. Yükseltiler az yer tutar, genellikle ilin güneyinde toplanmıştır. Ovalar, platolarla birbirinden ayrılmıştır. Platolar akarsular tarafından fazla derin parçalanmamıştır. Açık havza kısımları da vardır. Konya’nın; Ahırlı, Akören, Akşehir, Altınekin, Beyşehir, Bozkır, Cihanbeyli, Çeltik, Çumra, Derbent, Derebucak, Doğanhisar, Emirgazi, Ereğli, Güneysınır, Hadim, Halkapınar, Hüyük, Ilgın, Kadınhanı, Karapınar, Kulu, Sarayönü, Seydişehir, Taşkent, Tuzlukçu, - 33 - Yalıhüyük ve Yunak olmak üzere 28 ilçesi vardır. Konya Büyükşehir Belediyesi sınırları içerisinde Karatay, Meram ve Selçuklu ilçeleri olmak üzere toplam 31 ilçeyle birlikte; 174 belde 611 köyü mevcuttur. TR 52 alt bölgesinde yer alan Karaman (TR522) İli İç Anadolu Bölgesi’nin güneyinde TR5 Batı Anadolu Bölgesinin de güneyinde yer almaktadır. İlin güney kesimleri Akdeniz Bölgesinde Kuzey kesimleri ise İç Anadolu Bölgesinde bulunur. İl sınırları 32o27’- 34o09’ doğu boylamları ile 36o26’-33o39’ kuzey enlemleri arasındayer alır. İl merkezi ise 37o11’ kuzey enlemi, 33o13’ doğu boylamlarında yer almaktadır. 1989 Yılında il olan Karaman, bir Merkez İlçe olmak üzere toplam 6 ilçe 10 belde ve 160 köyden oluşmaktadır. Bu köylerden 107 tanesi orman köyüdür. Merkez ilçe ile birlikte Karaman’a bağlı olan ilçeler Ayrancı, Başyayla, Ermenek, Kazımkarabekir ve Sarıveliler’dir. Güneyinde Mersin ve Antalya, Batı, Kuzey ve Doğusunda Konya ili ile çevrilidir. İlin yüzölçümü 9.393 km², ortalama yüksekliği 1.033 m’dir. Karaman il sınırları içerisinde bulunan arazinin üçte ikisi dağlıktır. İlin en yüksek dağı Sarıveliler ilçesinde bulunan Orta Toroslardaki Yunt Dağıdır ve yüksekliği 3.227 metredir. Karaman ilinin iki önemli ovası bulunmaktadır. İl merkezinden Konya ve Ereğliye doğru deniz seviyesinden 1000-1050 m yükseklikte verimli “Karaman Ovası” yer almaktadır. Diğer bir ova ise Ayrancı ovasıdır. Ovanın genişliği 375 km; deniz seviyesinden yüksekliği ise 1010-1026 m’dir. İlin belli başlı akarsuları içinde en büyüğü ve önemlisi Göksu Nehri’ dir. Yerköprü Santrali mevkisinden çıkan nehir, Yünalanı mevkiinde Akdeniz’e dökülür. Uzunluğu 296 km. olan nehrin, il sınırları içindeki uzunluğu ise 47 km’dir. İl içinde doğan akarsulardan en önemlisi, Gödet Çayı’dır. 81 km. uzunluğundaki bu çay, Yüzlük Dağı’dan doğup; Gödet Barajında son bulmaktadır. 3.1.1.2. Alt Bölgeler DPT İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflandırmasına göre TR5 Batı Anadolu Bölgesi, aşağıdaki tablodan da izlenebileceği üzere, Ankara ilini kapsayan TR51 Alt Bölgesi, Konya ve Karaman illerini kapsayan, TR52 Alt Bölgesi olmak üzere iki alt bölgeden oluşmaktadır. Tablo 2. TR 5 Batı Anadolu Bölgesinin Alt Bölgeler Bazında Dağılımı TR51 TR52 TR510 Ankara TR521 Konya TR522 Karaman Kaynak:TÜİK TR 5 Batı Anadolu Bölgesi illerinin koordinatları ve yüzölçümleri incelendiğinde aşağıdaki tabloda da görüleceği üzere Bölge yüzölçümünde Konya ili %5,32’lik payla birinci sırada Ankara ili %3,28’lik payla ikinci sırada ve Karaman ili %1,19’lik payla üçüncü sırada yer alır. TR 5 Batı Anadolu Bölgesinin Türkiye yüzölçümünde payı % 9,8’dur. Diğer bir ifadeyle bölgenin yüzölçümü, Türkiye yüzölçümününün onda birine tekabül eder. - 34 - Tablo 3. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi İllerinin Koordinatları ve Yüzölçümleri Türkiye Enlem Yüzölçümü Yüzölçümü İstatistiki Bölge Birimleri Boylamlar (ha) İçindeki Payı (%) 39:56 K 2.570.600 3,28 TR5 TR51 TR510 Ankara 32:52 D Batı Anadolu 37:52 K 4.169.400 5,32 TR52 TR521 Konya 32:31 D 37:11 K 939.327 1,19 TR522 Karaman 33:14 D 7.679.327 9,80 TR 5 Batı Anadolu* 78.356.238 100 Türkiye** Kaynak : * İl Müdürlükleri Çalışma Raporları **Türkiye İstatistik Yıllığı-2004 (TUİK) 3.1.1.3. Topografya TR5 Batı Anadolu Bölgesinin topografik yapısı içerisinde ovaların ve platoların büyük bir ağırlığı olmakla birlikte dağlar, yaylalar, akarsular ve göller de önemli bir yer tutar. 3.1.1.3.1. Ovalar Ankara, Orta Anadolu'nun kuzeybatısında bulunan Kızılırmak ve Sakarya Nehirleri’nin kollarının oluşturduğu ovalarla kaplı bir bölgededir. Bu bölgede orman alanları ile step ve bozkır alanlarını bir arada görmek mümkündür. İlin güney kısmında Tuz Gölü Çanağı, Kepez Ovaları ve Hacıbekirözü gibi düzlükler bulunur. İlin ovaları Perli, Ayaş, İlhan, Yassıkaya, Çubuk, Haymana, Akıncı, Polatlı, Şereflikoçhisar, Galagira ve Çıkınağıl ovalarıdır. Konya İl sınırları içerisinde ovalar platolardan sonra en fazla alanı kaplar. Buradaki ovalar, genel olarak buraya yerleşen bir gölün ortadan kalkması ve göl tabanında alüvyonların depolanması ile ortaya çıkmıştır. Konya ve Ereğli ovaları yörenin en geniş ovalarıdır. Bu ovalar Konya ve Ereğli arasında geniş düzlükler şeklinde uzanırlar. Konya ili bu ovaların batı ucunda kurulmuştur. Bu dizi içerisinde, Çumra Ovası ve Karapınar'ın bulunduğu Karapınar ovasında eski Konya Gölü tabanının kum depoları rüzgar erozyonuna da imkan vermiştir. Bozdağların kuzeyinde Altınekin, Sarayönü ve Kadınhanı ovaları bulunur. Ilgın (Çavuşçu) gölü ve Akşehir gölünün yerleştiği çanakta bir çöküntü hendeğidir. Ilgın ve Akşehir ovaları, bu çöküntü hendeği içerisinde oluşmuş ovalardır. Bu ovalar dışında; Beyşehir ovası, Seydişehir ovası, Doğanhisar ovası ile Yukarı Sakarya ovalarının güney ucunu oluşturan Yunak ve Akgöl ovalarıdır. Karaman ilinin iki önemli ovası bulunmaktadır. İl merkezinden Konya ve Ereğliye doğru deniz seviyesinden 1000-1050 m yükseklikte verimli “Karaman Ovası” yer almaktadır. Alanı 600 km2 olan ovada, tarıma engel olmayacak şekilde hafif dalgalanmalar ve insan eliyle oluşturulmuş hüyükler bulunmaktadır. Diğer bir ova ise Ayrancı ovasıdır. Ovanın genişliği 375 km2, deniz seviyesinden yüksekliği ise 1010-1026 m’dir. Bölgede yer alan ve nispeten büyük olan ovalar yüzölçümleriyle birlikte aşağıdaki tablodan görülebilir. - 35 - Tablo 4. TR5 Batı Anadolu Bölgesinin Büyüklük Bakımından Önde Gelen Ovaları Yüzölçümü Alt Bölge İl Adı Ova İsmi (km2) Polatlı Ovası 3789 Çubuk Ovası 1500 TR51 Ankara Haymana Ovası 297,6 Şereflikoçhisar Ovası 133 Cihanbeyli-Kulu Ovası 4350 Çumra Ovası 4000 Ereğli Ovası 2200 Kadınhanı-Kolukısa-Sarayönü Ovaları 1600 Ağabeyli Ovası 1200 Akşehir Ovası 940 Konya Seydişehir Ovası 650 TR52 Beyşehir Ovası 600 Yunak-Akgöl Ovası 500 Ilgın Çavuşcu Ovaları 400 Karapınar Ovası 300 Doğanhisar Ovası 100 Karaman 600 Karaman Ayrancı 375 Kaynak :Tarım İl Müdürlükleri 3.1.1.3.2. Dağlar TR510 Ankara İlinin orta kesimlerden kuzeye doğru yaklaştıkça Haymana-Balâ hattının kuzeyinde Kuzey Anadolu Sıradağları ile irtibatları bulunan dağ sıraları belirir. Bunların arasında İdris ve Elmadağları yükselir. Güney-Batı Kuzey-Doğu doğrultusunda Güre, Elma, Idris, Karyağdı-Mire-Aydos-Çile, Ayaş ve Hıdır dağ sıraları bulunur. Sakarya ve Kızılırmak nehir kolları arasındaki çukurlarda münferit olarak yükselen sıradağları görmek mümkündür. Kuzeyde, Çubuk ve Kızılcahamam ilçelerinde yer yer sarp görünüşlü Yıldırım, Işık ve Yakut Dağları, batıda Ayaş, Beypazarı ve Nallıhan ilçelerinin kuzey sınırları, Karakiriş, Kartal ve Manastır Dağları ile çevrilmiştir. Güney bölgedeki dağlar tatlı meyilli, yuvarlak sırtlı ve üzerleri düzdür. Bu alanda yükseklikler 1050 - 1500 m arasındadır. TR521 Konya İlinin kuzey kısmında yer alan yükseltiler genel olarak doğu-batı doğrultusunda uzanır. En önemlisi Bozdağlardır. Bozdağlar üzerinde yer yer tepeler yükselir, bu tepelerin en yükseği Bozdağlar'ın batısındaki Karadağ Tepe'dir. (1919 m). Bu tepeler arasında da geçitler yer alır. Konya'nın batısında yer alan sıra dağlar kuzeyden güneye doğru uzanırlar. En kuzeyinde Sultan Dağları (2169), Aladağlar (2339), Loras (2040), Eşenler (1951) yer almaktadır. Konya’nın güney kısmı Toros dağlarıyla sınırlanmıştır. Bu kuşakta ise Geyik (3130), Bolkar dağları (3134), Aydos dağları (3240) yer almaktadır. Bu alanda volkanik kütlelerin ve arazilerin önemli bir yeri vardır. Karapınar Ovası'nın güneyinde yer alan Karacadağ (2025), Konya'nın güney batısındaki Erenler Dağı (2319) batısında Takkeli Dağ (1400) yer almaktadır. Belirtilen volkanik dağların dışında Karapınar yakınlarında kül konilerine rastlanır. Bunlar genç volkanik faaliyetler sonucunda oluşturulmuş küçük konilerden ibarettir. İl sınırları içinde yer alan volkanik dağlar İç Anadolu Bölgesinin diğer volkanik dağları ile karşılaştırıldığında yükselti ve alanlarının daha az olduğu görülür. - 36 - Konya'nın ormanları ve su kaynaklarının büyük bölümü buradaki yükseltilerde yer almaktadır. Bölgenin güneyindeki kireç taşlarından oluşmuş yükseltilerin bulunduğu yerlerde mağaralar oluşmuştur. Bunlardan Çamlık mağaralar ve Seydişehir'de bulunan Tınaztepe mağarası, milli park olmaya namzet mağaralarımız. TR522 Karaman il arazisinin üçte ikisi dağlıktır. İlin en yüksek dağı Sarıveliler ilçesinde bulunan Orta Toroslardaki Yunt Dağıdır ve yüksekliği 3.227 metredir. Ayrıca, il merkezinin 20 km. kuzeyinde bulunan Karadağ 2.271 metre yüksekliğinde olup, sönmüş volkanik bir dağdır. Karadağ esas itibariyle büyük bir koni görünümünde ise de, aslında üç koninin birbirleriyle kaynaşmasından meydana gelmiştir. Bu üç koni, Karadağın en yüksek noktası Mihaliç tepe; bunun kuzeyindeki Baştepe ve doğusundaki Kızıltepe konileridir. Baş tepenin üzerinde, çapı 150 m olan bir krater bulunmaktadır. Karadağ’da yer alan kraterlerin en büyüğü, büyük bir kısmı tahrip olan Mihaliç konisi üzerindedir. Bu kraterin uzun ekseni 500 m ve genişliği 600 m’dir. Bu konilerin yaşları da aynı değildir. En yenisi Baştepe konisidir. İl Merkezi Karaman Ovasında yerleşiktir. Karaman; İl’in güneyinde yer alan merkez Toroslar üzerinde önemli bir geçit olan Sertavul Beli (Geçidi) ile İç Anadolu’yu Akdenize bağlayan önemli geçitlerden biri konumundadır. İl’in güney-güney batı yönünde yer alan görkemli Orta Torosların üzerinde, Ermenek, Başyayla, Sarıveliler ilçeleri yer almaktadır. İl’in kuzey yönünde bulunan Kazımkarabekir ilçesinden batı-güneybatı istikametine gidildiğinde, yine Toroslara ulaşılır. Kazımkarabekir İlçesinin en yüksek dağı Hacıbaba dağı ile doğusunda yer alan Musa, Yülek ve Çavdarlı tepeleri; daha güneyde Toroslara dahil Geyik ve Bolkar dağları yer alır. İl’in kuzeydoğu ucunda yer alan Ayrancı İlçesini kuşatan dağlar; Bolkar, Bozoğlan, Musa, Meke ve Çakırdağ silsileleridir. Toroslara dahil bu dağların arasındaki “Tarihi Mara Yolu” ndan İçel iline ulaşma olanağı mevcuttur. 3.1.1.3.3. Plato ve Yaylalar TR510 Ankara İlinin güneyine inildikçe dalgalı görünüşte Haymana Yaylası basık çanaklar (Tuz Gölü) görülür. Vadiler tarafından, derince yarılmış olan Haymana Yaylası’nın yüksekliği 1000-1250 m arasında değişir. Cihanbeyli platosunun devamı özelliğindeki Haymana düzlüğü genellikle ova ve yer yer yayla yapısı ortaya koyar. Çubuk Ovası, Kuzeybatıdaki Beypazarı ile Güneybatıdaki Polatlı Ovaları ile Haymana Yaylası ve Tuz Gölü kapalı havzaları, ilin büyük tarım alanlarını oluşturmaktadır. İlde Balaban Deresi, Kızılırmak ve Sakarya Irmağı vadileri bulunmaktadır. TR521 Konyada, Yöredeki Obruk ve Cihanbeyli Platoları ortalama 1000 m. yükseltiye sahip geniş düzlüklerden oluşurlar. Tuz gölünün batısında Cihanbeyli platosu, güneyinde ise Obruk platosu yer alır. Obruk platosu üzerinde kireç taşı tabakaları üzerinde gelişmiş karstik şekillerden olan obruklara rastlandığından bu isim verilmiştir. Bunların en büyüğü Kızören obruğudur. Konya'nın kuzeydoğusunda yer alan bu obruk kireç taşlarının çözülmesi ile oluşmuş yaklaşık 300 m. çapında 145 m. derinliğindedir. Obruk içerisine suların dolması ile aynı ismi alan bir de göl oluşmuştur. Göl tabanından fazla suları boşalttığından suları tatlıdır. Obruk platosu yörenin en çukur yeri olan Tuz Gölü ile Konya ve Ereğli ovalarını birbirinden ayıran bir eşik görünümündedir. İlin kuzeyini kaplayan Cihanbeyli Platosu genel olarak kireçtaşı tabakaları ile kaplıdır. Bu plato akarsular tarafından az parçalanmış dalgalı bir yüzeye sahiptir. - 37 - Zengin bozkırlarla kaplı olan bu platolar, bölge hayvancılığı ve tarımı açısından önemlidir. 3.1.1.3.4. Akarsular Türkiye'nin en büyük akarsuyu olan Kızılırmak, Ankara topraklarının bir bölümünü geçerek Karadeniz'e doğru yol alır. Sakarya nehri ise Ankara - Eskişehir sınırının önemli bir bölümünü oluşturur. Sakarya'ya karışan Ankara Çayı, bu çayı oluşturan Çubuk, İncesu ve Hatip çayları, yine Sakarya'ya karışan Kirmir Suyu, Pınarbaşı, Nal Deresi ve Sofulu Çayı Ankara topraklarına hayat veren akarsulardan önemlileridir. Konya ili sınırları içerisinde daha çok mevsimlik ve sel rejimli akarsular yer alır. Buradaki akarsuların boyları kısadır. Konya ilinin geniş sahaları, kapalı havza olması sebebiyle akarsular ova tabanlarındaki bataklıklarda kaybolur. Bölgedeki akarsular kar ve yağmur suları ile beslenirler. Konya'daki yağış rejimi düzensiz olduğu için bu akarsuların rejimi de düzensizdir. Bir çoğu, yaz aylarında kururlar; ancak ilkbahar ve yaz aylarında kısa süreli sağanak yağışlar ile sel baskınlarına sebep olabilmektedir. Konya'da yer alan en büyük ve en önemli akarsu Çarşamba Suyu'dur. Kaynağını Bozkır ilçesindeki yükseltilerden alır. Beyşehir Gölü'nün ayağı ile birleşerek Çumra Ovası sulama şebekesini oluşturur. Çarşamba Suyu üzerinde kurulan Apa Barajı hem selleri önlemek hem de Konya Ovasının bir bölümünde sulama yapmak için kurulmuştur. Konya'da akarsuların su toplama havzaları farklı yönlere akış gösterirler. Bunlardan Yukarı Sakarya Nehri'ne ulaşan Gökpınar Deresi ile Karadeniz'e, Göksu Nehri'nin kuzey kolu olan Hadim Çayı, Manavgat Nehri'nin yukarı havzası çevresindeki dere ve çaylar açık havza niteliğinde olup sularını Akdenize ulaştırırlar. Tuz Gölü, Çavuşçu Gölü, Beyşehir Gölü, Ereğli Ovasındaki Akgöl, Hotamış Bataklığı çevresindeki yükseltilerden kaynağını alan dereler ise kapalı havza şeklindeki bu alanlara akış gösterirler. Konya ilinde Meram Çayı, Sille Deresi, May Deresi, İvriz, Bolasan, Çiğil, Doğanhisar İnsuyu, Göksu, Adıyan, Engilli, Çavuşköy, Karasu Çayları da önemli akarsulardandır. Şehrin içme ve kullanma suyu olarak kullanılan Hatıp, Çayırbağı, Mukbil ve Dutlu Suyu ve Hotamış Bataklığı çevresindeki çeşitli kaynaklar da önemlidir. Karaman İlinin belli başlı akarsuları içinde en büyüğü ve önemlisi Göksu Nehridir. Yerköprü Santrali mevkisinden çıkan nehir, Yünalanı mevkiinde Akdeniz’e dökülür. Uzunluğu 296 km. olan nehrin, il sınırları içindeki uzunluğu ise 47 km’dir. İl içinde doğan akarsulardan en önemlisi, Gödet Çayı’dır. 81 km. uzunluğundaki bu çay, Yüzlük Dağı’dan doğup; Gödet Barajında son bulmaktadır. Ayrancı Barajını dolduran Berendi Çayı, Göztaşı Tepesinden doğup büyük bir vadi oluşturduktan sonra Sudurağı, Aşıran, Kılbasan, Akçaşehir ve Canhasan ovalarında kaybolmaktadır. 80 km. uzunluğundaki İbrala Deresi 2,7 m3 /sn debiye sahiptir. Ermenek çayı, 112 km. uzunluğundadır. Göksu nehrinin bir kolu olup, 56 km’si, Karaman sınırları içinde bulunmaktadır. Mut yakınlarında Suçatı denilen yerde Pirinçsuyu ile Göksu nehrine birleşir. Ermenek çayını; Göktepe yakınlarında Mençek suyu, Ermenek - 38 - içinden akan Maraspoli suyu, Muz vadide Bahçegözü suyu, Nadire değirmenleri suyu, Balkusan çayı ve Zeyve çayı beslemektedir. Diğer akarsular ise, sel rejimli özellliğe sahip Deliçay, Eskiçay ve Kocaderedir. 3.1.1.3.5. Göller Bozkırda olmasına rağmen Ankara akarsular ve göller bakımından da oldukça iyi bir konuma sahiptir. Güneydoğu toprakları Tuz Gölü'yle sınırlıdır. Karagöl, Mogan, Eymir Gölleri Ankaralıların gezme, dinlenme ve mesire yerleridir. TR521 Konya ili sınırları içerisinde pek çok tabii göl ve bataklık bulunmaktadır. Bunların kimilerinin suları acı ve tuzlu, bazılarının da suları tatlıdır. Oluşum yönünden de birbirinden farklılıklar gösterirler. Tuz Gölü Tuz Gölü kapalı havzasının merkezinde Tuz Gölü oluşmuştur. Ankara, Konya, Aksaray sınırlarının kesiştiği yerde olup bir kısmı Konya ili sınırları içerisinde yer almaktadır. Tuz Gölü Türkiye'nin yüzölçüm olarak ikinci büyük gölüdür. Derinliği 12 m. civarındadır. Yaz mevsiminde buharlaşmanın etkisi ile alanı oldukça küçülür. Kuruyan kesimlerde tuz tortulları meydana gelir. Türkiye'nin tuz ihtiyacının bir kısmı buradan temin edilir. Sulama ve su ürünleri için kullanılamaz. Beyşehir Gölü Konya ilinin batısında Konya-Isparta sınırı üzerinde yer almaktadır. Beyşehir Gölü, yurdumuzun 3. büyük gölüdür. Aynı zamanda en büyük tatlı su gölüdür. Tektonik-Karstik olaylarla meydana gelmiştir. Aynı zamanda Türkiye'nin en önemli milli parklarından biridir. Milli park alanı içerisinde aynı anda su sporları, dağ sporları ve av sporları yapmak imkanı vardır. Su ürünleri açısından ekonomik değeri yüksektir. Gölün iki plajı, 22 adası ve pek çok kayalığı bulunmaktadır. Göl Ornitolojik bakımdan önemli bir kuş üreme, barınma, beslenme ve konaklama merkezidir. Bu yönü ile de turizm açısından önem taşımaktadır. Gölde son yıllarda su seviyesinin düşmesi nedeniyle ek tedbirler alınma çalışmaları başlamıştır. Akşehir Gölü Konya ilinin kuzey batısında Konya-Afyonkarahisar il sınırında yer alır. Suyu tatlıdır. Tektonik olaylarla meydana gelmiştir. Su ürünleri açısından ekonomik değer gösterir. Sulama suyu olarak kullanılmakta olup kamış üretimi de yapılmaktadır. Sulama suyu ve sondajlar son yıllarda gölün hızla kurumasına neden olmuştur. Gölü kurtarmak için yapılan toplantı ve çalışmalar henüz sonuç vermemiştir. Suğla Gölü Konya ilinin güneybatısında yer alır. Oluşumu tektoniktir. Yağışlı yıllarda alanı iyice genişlemekte kurak yıllarda ise göl kurumakta ve alüvyonlu göl tabanı ortaya çıkarak, iyi bir tarım alanı oluşturmaktadır. Suları tatlıdır. Su ürünleri ve sulama açısından önemi büyüktür. - 39 - Ilgın (Çavuşçu) Gölü Konya ilinin kuzeybatısında yer alır. Oluşumu tektoniktir. Suları tatlıdır. Su ürünleri açısından önemlidir. Ayrıca bir ayağı ile Atlantı ovaları sulanmaktadır. Akgöl Doğa harikası bir göl olan Akgöl, Konya’nın Ereğli ilçesi ile Karaman’nın Ayrancı ilçe sınırlarında bulunmaktadır. Yüzölçümü 29,8 km2’dir. En derin noktası 2 m’dir. Tatlı sulara sahiptir. İvriz deresinden gelen sularla beslenir. Denizden yüksekliği 990 m. olan bu göle Ereğli ilçesinin tahliye sularının karışması sonucu göl bir bataklık haline gelmiştir. Doğal bir kuş cenneti olan gölde, 300’e yakın kuş türü olduğu saptanmıştır. Doğal özelliklerini yitirme tehlikesiyle karşı karşıya kalan göl, Karaman valiliğinin girişimleri sonucunda, Bakanlar Kurulunca koruma altına alınmıştır. Av yasağı getirilen göl 1995 yılında “Milli Park” kapsamına alınmıştır. Yunak Akgöl Yunak ilçesi yakınlarında küçük bir göldür. Suyu tatlıdır. Çoğu yeri bataklık halindedir. Göl Gökpınar Deresi ile Sakarya Nehrine boşalmaktadır. Obruk ve Diğer Göller Bunların dışında Konya ilinin karstik sahalarında, karstik şekillerden olan obrukların sularla dolması ile çok ufak göller meydana gelmiştir. Bunlar Kızören obruğu, Timraş obruğu, Obruk gölü, Çiralı gölü, Meyil gölü de vardır. Obruk göllerden bazıları sulama amaçlı kullanılırken bazı obruk gölleri de turistik değer taşır. Volkanik olaylarla da göller meydana gelmiştir. Volkan konilerinin çevresinde volkanizmanın etkisi ile daire şeklinde çanaklar oluşmuştur. Bu çanaklara suların dolması ile küçük göller meydana gelmiştir. Bunlar Konya’da bulunan Acıgöl ve Meke Gölü'dür. Karapınar ilçesi sınırları içerisinde bulunan bu krater göllerinin içerisinde magnezyum sülfat çözeltileri vardır. Bu nedenle suyu çok acıdır. İçinde canlı yaşamaz. Oluşumdan kaynaklanan özellikler nedeniyle Meke Gölü etrafındaki volkanik malzeme biriket yapımı ve benzer amaçlarla büyük ölçüde tahrip edilmiştir. Meke Gölü, Kültür Bakanlığı, Konya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından "1. Derece Doğal Sit Alanı" ilan edilmiştir. Yeraltı Suları Konya ilinde Çumra, Ereğli, Cihanbeyli, Akşehir, Yunak ovalarında yaklaşık 20 ila 100 m. arasında zengin yeraltı suyu bulunmaktadır. Bazı yerlerde bu su artezyen yapmaktadır. Bunun yanında binlerce adi kuyu kazılmıştır. Genellikle tarım amaçlı olarak pek çok sondaj kuyusu da açılmıştır. Konya çevresinde genellikle paleozoik mermerler, mesozoik kalkerler, neojen kalkerleri ve Alüvyonlar su taşıyan formasyonlardır. 3.1.1.4. İklim TR5 Batı Anadolu Bölgesinin genelinde karasal iklim hüküm sürmekle birlikte Ankara İlinin kuzey kısımlarında Karadeniz İklimine, Konya ve Karaman İllerinin güney kısımlarında ise Akdeniz İklimine de rastanmaktadır. Karasal iklim özelliği gösteren kısımlarında yıllık - 40 - ortalama sıcaklık 11,6°C’dir. Sıcaklık değerleri -28,2 ile 40,8 arasında çok farklılık göstermektedir. Ortalama yağış 351,5 mm., ortalama nispi nem ise %60,3’tür. TR51 Alt Bölgesinde rüzgârlar genellikle Kuzey ve Doğu yönlerinden esmektedir. Rüzgâr hızı kış aylarında yüksek değerlere ulaşmaktadır. TR51 Alt Bölgesinde uzun yıllar nem ortalaması güneyde %51 - %70 arasında değişmekte olup, ortalama olarak % 60’tır. Ilıman iklim kuşağındaki Ankara'da kışları yağışlı ve soğuk, yazları ise sıcak ve kurak kara iklimi görülür. Yağışlar en çok kış mevsimindedir. Gece ile gündüz, yaz ile kış mevsimi arasında önemli sıcaklık farkları bulunur. Bununla beraber, Ankara dört mevsiminde de insanı rahatsız etmeyen bir iklime sahiptir. En sıcak aylar Temmuz (ortalama 23.1) ve Ağustos (ortalama 23.3°), en soğuk aylar ise Ocak (ortalama 0.3°) ve Şubat (ortalama 1°) olarak belirlenmiştir. Kırkbeş yılın nisbi nem ortalaması % 60'tır. TR52 Alt Bölgesinde yer alan Konya İlinde (TR521) yıllık yağış toplamının 294.9 mm (Karapınar) ile 764.0 mm (Seydişehir) arasında büyük bir değişim gösterdiği anlaşılır. İl genelinde yağışların büyük bir kısmı sonbahar ve özellikle kış aylarında düşmektedir. Bitki büyüme ve gelişimi açısından büyük öneme sahip olan, Nisan-Mayıs- Haziran aylarındaki yağışın toplam yağışa oranı il geneli ortalaması olarak ancak % 27,3 tür. Bu değerler il genelinde nadaslı tarım sisteminin hakim olmasının nedenini ve sulamanın önemini net olarak ortaya koymaktadır. İl’ de meteorolojik verilerin alındığı ilçelerin ortalaması olarak, nispi nem % 61,2 , sıcaklık ortalaması 10,9 0C , ve ortalama sıcaklığın 10 0C yi geçtiği gün sayısı 198,4 gün olmuştur. TR 52 Alt Bölgesinin diğer ili Karaman (TR522) karasal iklimin özellikleri yaygın olarak görülmektedir, yazları sıcak ve kurak, kışları soğuk ve yağışlıdır. Yağışlar genelde kış ve ilkbaharda düşmektedir.Yıllık yağış ortalaması 332,5 mm ve ortalama nisbi nem %60 olup, ortalama sıcaklık ise 11,7 0C dir. İlin daha çok karasal iklim özelliği gösteren kuzey ve doğu kısımları daha az yağış alırken, akdeniz iklim özelliği gösteren güney kısımlarında ise akdeniz iklim özelliği görülür. Tablo 5. TR5 Batı Anadolu Bölgesi Uzun Yıllar İklim Verileri Ort. Ort. Ort. Ortalama Maksimum Minimum Toplam Güneşli Donlu Nispi Sıcaklık Sıcaklık Sıcaklık Yağış Gün Gün Nem (oC) (oC) (oC) (mm) Sayısı Sayısı (%) 11,8 40,8 - 21,5 91,0 94,3 401,2 60 TR51 TR510 Ankara 11,4 40,6 - 28,2 125,9 100,9 320,9 61 TR52 TR521 Konya 11,7 40,4 - 28,0 140,5 91,3 332,5 60 TR522 Karaman 11,6 40,8 - 28,2 119,1 95,5 351,5 60,3 Ortalama/Maks./Min. İstatistiki Bölge Birimleri Kaynak:Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü 3.1.1.5. Bitki Örtüsü TR5 Batı Anadolu Bölgesinin bitki örtüsü iklim ve topoğrafik özelliklerle paralel olarak dağılmaktadır. İklimin bölgenin kuzeyinde ve güneyinde daha ılıman olması, yüzey şekillerinin de dağlık olması nedeniyle orman alanları sıklaşmaktadır. Bunun dışında kalan ve bölgenin büyük bölümünü oluşturan ova tabanında ise bozkır bitki topluluğu özellikleri hakimdir. Ovalardaki tarım sahalarında kültür bitkileri geniş yer tutmaktadır. Bunların en önemlileri ise tahıllar, baklagiller, meyvelikler ve şeker pancarıdır. - 41 - Kara iklimine uygun biçimde Ankara'da bozkır ve orman olmak üzere iki tür bitki örtüsü gelişmiştir.. Bozkır; az yağış alan çukur alanlarda ve bazı platolarda görülür. Şehrin kuzeybatısında ormanlar geniş alanlar kaplar. Beynam, Kızılcahamam, Çamlıdere ormanlarında hakim ağaç türleri karaçam, ardıç ve meşedir. Tabii ormanlara ek olarak ağaçlandırma yoluyla Ankara'nın çevresi ve baraj göllerinin kıyıları ormanlaştırılmıştır. Bu sayede Ankara, dünya başkentleri içinde en çok yeşil alana sahip şehirlerden biri haline gelmiştir. TR5 Batı Anadolu Bölgesinde bitki örtüsü, bozkırlar, meşelik ve ormanlar, çayırmeralar, otsu bitkilerden oluşmaktadır. Konya ilinde özellikle güney ve batısında yer alan Toroslar ve Sultan dağlarında yoğun orman alanları yer alırken, doğusunda Tuz Gölüne yaklaştıkça geniş bozkır düzlükleri yer alır. İlkbahar yağışları ile yeşillenen ova sarararak tipik bozkır özelliğine bürünür. Ülkemizin en geniş ovalarının yer aldığı bu bölgelerde hububat, yetiştirilirken yer altı suyu ile sulanabilen bölgelerde şekerpancarı, havuç, ayçiçeği, yem bitkisi ve baklagil yetiştiriciliği yapılmaktadır. Ormanlardaki hakim ağaç türleri ise sedir, karaçam, ardıç ve meşedir. Bu bölgede tarımsal alanlar küçülürken engebesi ve meyili artış gösterir. Tarımı yapılan alanlarda ise yine hububat başta olmak üzere haşhaş, yem bitkileri, çilek, kiraz, vişne ve elma üretimi yapılmaktadır. Karaman ilinin güneyinde yer alan Toroslara yaklaşırken ormanlık alanlar artarken kuzeye doğru geniş ovalar yer almaktadır. Bu ovalarda hububat, şekerpancarı, nohut ve fasülye yetiştirciliği yanında son yıllarda elma yetiştirciliği önem kazanmıştır. Dağlık bölgeye doğru gidildikçe kiraz, zeytin ve bağ üretiminin arttığı gözlenir. 3.1.2. Sosyo-Ekonomik Yapı TR5 Batı Anadolu Bölgesinin sosyo-ekonomik yapısı içerisinde nüfus, sağlık, ulaşım, eğitim, ekonomi, alt yapı, ticaret ve yürütülen yatırımlar konuları incelenmiştir. 3.1.2.1. Nüfus Yapısı Ankara’nın 1927 yılı nüfus sayımına göre toplam nüfusu 404.581 iken, son 73 yılda 10 kat artarak 2000 yılında 4.007.860’a yükselmiştir. Aynı dönemde ülke nüfusu 5 kat artmıştır. 1927-1935 döneminde Ankara’nın yıllık nüfus artış hızı %o 34.7 iken, 1990-2000 döneminde %o 24.4’e düşmüştür. 1927 yılında Ankara İli, ülke nüfusu içinde % 3.2’lik bir paya sahip iken, 2000 yılında yaklaşık %6’lık bir paya ulaşmıştır. Ankara ili ortalama hane halkı büyüklüğü azalış eğilimindedir. 1955 yılında 7 olan ortalama hane halkı büyüklüğü, 2000 yılında 3.8 kişiye düşmüştür. Türkiye toplam nüfusunun %9,5’i TR5 Batı Anadolu Bölgesinde yaşamaktadır. Bu oran köylerde % 6 ile daha düşük, şehirlerde ise daha fazladır. Dolayısıyla, TR5 Batı Anadolu bölgesinin köylerde yaşayan nüfusu Türkiye ortalamasına göre daha azdır. Bölge, Türkiye yüzölçümünün %9,8’luk bir kısmını kaplarken, ülke nüfusunun %9,5’ini barındırmaktadır. Türkiye’de km2’ye düşen nüfus 88 kişi iken, TR5 Batı Anadolu bölgesinde km2’ye 84 kişi düştüğü hesaplanmıştır. Türkiye’nin nüfus yoğunluğu bakımından en az olan Tuz Gölü bu bölgede yer almaktadır. - 42 - Tablo 6. TR5 Batı Anadolu Bölgesi Nüfus Verileri (2000) İstatistiki Bölge Birimleri TR51 TR510 Ankara TR521 Konya TR52 TR522 Karaman TR52 Alt Bölgesi TR5 Batı Anadolu Bölgesi TR5 / TR (%) Türkiye Köy Sayısı 925 611 158 769 1694 6 32266 Köy Nüfusu Toplam Nüfus 467338 897349 103298 1000647 1467985 6 23797653 4007860 2192166 243210 2435376 6443236 9.5 67803927 Kaynak:TÜİK - 43 - Yüzölçüm ü (km2) 25706 41694 9393 51087 76793 9.8 769604 Nüfus Yoğunluğu (km2) 156 57 27 48 84 88 Ülke nüfusu 1990 ve 2000 yıllarında sırasıyla 56.473.035 ve 67.803.927 olarak hesaplanmıştır. Nüfus artış hızı buna göre sırasıyla %0,2171 ve %0,1828 olarak gerçekleşmiştir. TR5 Batı Anadolu Bölgesinde, Ülkemize göre nüfus artış hızının özellikle şehirlerde daha yüksek olduğu görülmektedir. 1990-2000 yılları arasında artış hızları toplam nüfusta %0,2380 şehir nüfusunda %0,2737 olarak gerçekleşmiştir. Bölge nüfusu 1990 yılında Türkiye nüfusunun %9’luk kısmını oluştururken 2000 yılında %9,5’na yükselmiştir. Türkiye nüfusunda bölge şehir nüfusunun payı %12 iken köy nüfusunun payı %6’dır. Tablo 7. TR5 Batı Anadolu Bölgesinin Şehir ve Köy Nüfusu ile Yıllık Nüfus Artış Hızı İstatistiki Bölge Birimleri Ankara TR51 Alt Bölgesi Konya Karaman TR52 Alt Bölgesi TR5 Batı Anadolu TR5/ TR T ü r k i y e 1990 Yılı Nüfusu Toplam Şehir Köy 3236378 2836802 399576 3236378 2836802 399576 1752658 963128 789530 215181 106051 109130 1967839 1069179 898660 5204217 3905981 1298236 9 12 6 56473035 33656275 22816760 2000 Yılı Nüfusu Toplam Şehir Köy 4007860 3540522 467338 4007860 3540522 467338 2192166 1294817 897349 243210 139912 103298 2435376 1434729 1000647 6443236 4975251 1467985 9,5 12 6 67803927 44006274 23797653 Kaynak:TÜİK - 44 - Nüfus artış hızı ‰ Toplam Şehir Köy 21.37 22.15 15.66 21.37 22.15 15.66 22,37 29,59 12,8 12.24 27.70 -5.49 23.75 34.18 11.34 23.80 27.37 13.07 18,28 26,81 4,21 TR5 Batı Anadolu Bölgesinde nüfus projeksiyonuna göre 2010 yılında nüfusun tahminen 7.540.173 kişi Türkiyenin ise 81.403.650 kişi olması beklenmektedir. Ankara’nın 2010 yılında 4.652.000 kişiye, Konya’nın 2.615.000 kişi ve Karaman’ın 273.173 kişi tahmin edilmektedir. Tablo 8. Bölgede 1990-2000 Yılı Nüfusuna Göre Bazı Nüfus Projeksiyonları Yılı Nüfusu TR51 TR521 TR522 TR5 Batı T ü r k i y e Anadolu 3236378 1752658 217536 5206572 56473035 1990 4007860 2192166 243210 6443236 67803927 2000 4319000 2399000 258191 6976191 74293251 2005 4652000 2615000 273173 7540173 81403650 2010 Kaynak:TÜİK 3.1.2.2. Sağlık TR5 Batı Anadolu Bölgesi sağlık hizmetleri tablolarda görüleceği gibi, Bölgede toplam 105 adet sağlık kurumu hizmet vermesine karşılık, çarpık kentleşme ve hızlı nüfus artışlarından dolayı kişiye ve çevreye yönelik koruyucu sağlık hizmetleri, ilk yardım ve acil müdahale, birinci basamak tedavi hizmetleri, hasta takibi, laboratuar hizmetleri, kayıt bildirimi ve istatistik işlemlerin yürütülmesi gibi konularda sağlık hizmetlerinin güçlendirilmesine ihtiyaç duyulmaktadır. Tablo 9. Türkiye ve TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Bazı Sağlık Verileri (2004) Kamu Özel Toplam İstatistiki Bölge Hastane Yatak Hastane Yatak Hastane Yatak Birimleri Sayısı Sayısı Sayısı Sayısı Sayısı Sayısı 51 15.268 15 845 66 16113 Ankara 51 15268 15 845 66 16113 TR51 Alt Bölgesi 31 3388 5 149 36 3537 Konya 3 415 0 0 3 415 Karaman 34 3803 5 149 39 3952 TR52 Alt Bölgesi 85 19071 20 994 105 20065 TR5 Batı Anadolu 929 158845 261 12775 1190 171620 T ü r k i y e Kaynak:İl Sağlık Müdürlükleri ve TÜİK Türkiye ortalaması olarak 56.978 kişiye bir hastane, 395 kişiye bir yatak düşmekte iken, TR5 Batı Anadolu Bölgesinde 66.440 kişiye bir hastane, 348 kişiye bir yatak düşmektedir. 2000 nüfus sayımı verilerine göre TR5 Batı Anadolu Bölgesi, kişi başına düşen yatak sayısı bakımından Türkiye ortalamasının üstünde iken hastane sayısı bakımından düşük olması bölgede büyük hastanelerin varlığını göstermektedir. TR5 Batı Anadolu Bölgesinde sağlık kuruluşlarında çalışan personele ait veriler, iller bazında ve toplam olarak aşağıda verilmiştir. - 45 - Tablo 10. Türkiye ve TR5 Batı Anadolu Bölgesi Sağlık Kuruluşlarında Çalışan Personel Verileri (2004) Uzman Pratisyen Sağlık Düzey İller/Bölgeler Diş Hekimi Hemşire Hekim Hekim Memuru 5786 6105 2359 8463 5073 Ankara 5786 6105 2359 8463 5073 TR51 Alt Bölgesi 803 1211 447 1520 1180 Konya 56 110 14 182 153 Karaman 859 1321 461 1702 1333 TR52 Alt Bölgesi 6645 7426 2820 10165 6406 TR5 Batı Anadolu 43660 51530 17108 79059 49324 T ü r k i y e Ebe 2580 2580 974 145 1119 3699 41513 Kaynak:İl Sağlık Müdürlükleri ve TÜİK Türkiye’de 43.660 uzman hekim çalışırken, TR5 Batı Anadolu Bölgesinde 6.645 uzman hekim çalışmaktadır. Türkiye’de 1.553 kişiye bir uzman hekim düşerken Bölgede 1.050 kişiye bir uzman hekim ile Türkiye ortalamsının çok üzerinde yer almaktadır. Aynı oranlar 3.963 kişiye bir Diş Hekimi düşerken, bölgede ise 2.474 kişiye bir Diş Hekimi ile gözlemlenmektedir. Türkiye’de 1.633 kişiye bir ebe düşerken, TR5 Batı Anadolu Bölgesinde 1.886 kişiye bir ebe düşmektedir. 3.1.2.3. Eğitim Türkiye’de okulöncesi öğrenci 434.771 iken TR5 Batı Anadolu Bölgesinde 43.451 öğrencidir. Ülke ortalaması 20 okul öncesi öğrenciye bir öğretmen düşerken bölgede 13’tür. Tablo 11. Türkiye ve TR 5 Batı Anadolu Bölgesi İlleri Yerleşim Yeri ve Eğitim Seviyesine Göre Okul Öncesi ve İlköğretimde Okul, Şube, Öğrenci ve Öğretmen Sayısı İller Ankara Konya Karaman Türkiye Toplam Şehir Köy Toplam Şehir Köy Toplam Şehir Köy Toplam Şehir Köy Okul Okul öncesi eğitim Şube Öğrenci Öğretmen Okul Şube 909 817 92 460 296 164 86 39 47 15978 10565 5413 2 237 1 974 263 705 422 283 128 68 60 31547 20583 10964 981 621 360 974 357 617 175 46 129 35611 10349 25262 18 294 15 788 2 506 10 756 6 760 3 996 1 527 755 772 380126 220816 159310 31 472 29 777 1 695 10 211 7 928 2 283 1 768 1 220 548 434771 336919 97852 2 959 2 889 70 514 486 28 77 70 7 22152 20392 1760 İlköğretim Öğrenci 580 975 532 588 48 387 301 081 221 440 79 641 35 307 24 440 10 867 10565389 7804601 2760788 Öğretmen 26 393 24 775 1 618 12 281 8 984 3 297 1 509 1 022 487 401288 298380 102908 Kaynak:TÜİK Ayrıca Türkiye’de 26 ilköğretim öğrencisine bir öğretmen düşerken bölgede 23 öğrencidir. Bölgede bir okula 431 öğrenci düşerken, Türkiye’de ise 297 öğrenci düşmektedir. Türkiye’de 28 öğrenciye bir sınıf düşerken, bölgede ise 30 öğrenciye bir sınıf düşmektedir. Türkiye’de şehir merkezlerindeki sınıflarda ortalama 35 öğrenci öğrenim görürken bölgede, ortalama 33 öğrenci öğretim görmektedir. - 46 - Tablo 12. Türkiye ve TR 5 Batı Anadolu Bölgesi İlleri Yerleşim Yeri Ve Eğitim Seviyesine Göre Ortaöğretimde Genel, Mesleki ve Teknik Okul, Şube, Öğrenci ve Öğretmen Sayısı İller Ankara Konya Karaman Türkiye Toplam Okul 179 Şehir Köy Toplam Şehir Köy Toplam Şehir Köy Toplam Şehir Köy 161 18 99 72 27 21 14 7 2939 2529 410 Genel Şube Öğrenci 4210 150388 4034 176 1514 1366 148 308 216 92 55512 51907 3605 Mesleki ve teknik Şube Öğrenci Öğretmen 2851 75895 6705 Öğretmen 8162 Okul 245 8097 65 2574 2358 216 414 358 56 93209 88386 4823 229 16 131 117 14 15 15 2730 121 1195 1117 78 134 134 73718 2177 28174 26855 1319 2772 2772 6651 54 2223 2033 190 270 270 3877 3527 350 40700 37889 2811 1102394 1041085 61309 74405 70477 4148 147724 2664 50049 46696 3353 6847 6370 477 1937055 1860498 76557 Kaynak:TÜİK Türkiye’de genel liselerdeki bir okula 659 öğrenci ve bir öğretmene de 21 öğrenci düşmektedir. TR5 Batı Anadolu Bölgesinde bir okula 693 öğrenci ve bir öğretmene de 19 öğrenci düşmektedir. Türkiye ve bölgede bir şubeye 34 öğrenci düşmektedir. Türkiye’de Mesleki ve teknik liselerde bir okula 284 öğrenci düşerken TR5 Batı Anadolu Bölgesinde 273 öğrenci düşmektedir. Tablo 13. İller Ankara Konya Karaman Türkiye Türkiye Ve TR 5 Batı Anadolu İlleri Yerleşim Yeri Ve Eğitim Seviyesine Göre Toplam Okul, Şube, Öğrenci Ve Öğretmen Sayısı Toplam Okul Şube Öğrenci Öğretmen Toplam 2 314 27 592 838 730 44 219 Şehir 1 828 24 526 783 807 42 412 Köy 486 3 066 54 923 1 807 Toplam 1 664 14 170 389 515 17 592 Şehir 842 9 665 302 919 13 861 Köy 822 4 505 86 596 3 731 Toplam 297 2 097 46 694 2 270 Şehir 114 1 173 34 802 1 720 Köy 183 924 11 892 550 Toplam 58 405 507 885 14 039 609 591 054 Şehir 26 970 331 195 11 043 103 477 635 Köy 31 435 176 690 2 996 506 113 639 Kaynak: TÜİK, 2004/2005 Tabloda Türkiye ve bölgenin okul, şube, öğrenci ve öğretmen sayıları incelendiğinde bölgede okullaşmanın ve öğrenci sayısının yüksek olduğu görülür. - 47 - Tablo 14. Yükseköğretimde Türkiye ve TR 5 Batı Anadolu Bölgesi İllerinde yeni kayıt, toplam öğrenci, mezun olan öğrenci ve öğretim elemanı sayısı İller Birim Cinsiyet Önlisans ve lisans Lisansüstü Tıpta ihtisas Öğretim elemanı sayısı Kendi Diğer biriminde birimlerden D E F D E F D E F 175 A 34 118 145 967 24 549 6 940 21 485 4 276 1 141 3 906 762 17 859 1 689 Ankara B 17 966 78 852 11 934 3 742 11 776 2 131 607 2 164 447 9 753 1 019 C 16 152 67 115 12 615 3 198 9 709 2 145 534 1 742 315 8 106 670 42 A 16 647 55 963 12 743 1 827 4 590 1 227 99 338 59 1 681 16 Konya B 9 216 31 537 7 051 1 153 2 968 697 49 212 39 1 329 14 C 7 431 24 426 5 692 674 1 622 530 50 126 20 352 2 6 A 1 373 4 112 1 021 47 Karaman B 787 2 382 612 38 C 586 1 730 409 9 1552 A 543 035 1 969 086 296 113 36 738 92 862 21 850 4 810 17 010 2 939 82 096 9 376 Türkiye B 312 494 1 145 161 169 448 20 440 53 151 11 442 2 605 9 678 1 728 50 662 6 612 C 230 541 823 925 126 665 16 298 39 711 10 408 2 205 7 332 1 211 31 434 2 764 A. Toplam B. Erkek C. Kadın D. Yeni kayıt Kaynak: Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi, Yükseköğretim İstatistikleri, 2003/04 E. Toplam öğrenci F. Mezun Tabloda Türkiye ve Bölgenin yüksek öğrenim durumu görülmektedir. Bölge yüksek öğretiminde önemli paya sahiptir. Bölgede Ankara ve Konya İllerinde birer adet Ziraat ve Veteriner Fakültesi bulunmaktadır. Tarıma yönelik eğitim veren çok sayıda yüksek okul mevcuttur. - 48 - 3.1.2.4. Ulaşım -Haberleşme TR5 Batı Anadolu Bölgesinde tüm illerin bağlantısı kara yolu ile, bunun yanı sıra bazılarının hava ve demir yolları ile bağlantısı sağlanabilmektedir. Karayolları TR51 Alt Bölgesinin Ankara-İstanbul, Ankara-Eskişehir, Ankara-Aksaray, AnkaraSamsun, Ankara-Konya, Konya-Karaman, Konya-Afyon, Konya-Aksaray, Konya-Adana, Konya-Antalya, Karaman-İçel, Karaman-Adana gibi önemli karayolları diğer bölgelere bağlayan yollarıdır. Havayolları TR5 Batı Anadolu Bölgesinde Ankara Esenboğa Havaalanı sivil ve Ankara Etimesgut ve Konya Askeri havaalanları, sivil ve askeri hava taşımacılığına hizmet vermektedirler. Ankara Esenboğa uluslararası taşımacılıkta önemli bir yere sahiptir. Demir yolları TR5 Batı Anadolu Bölgesinde Ankara-Eskişehir, Ankara-Kırıkkale, Konya – Adana, Konya-Afyon İllerinin demiryolu bağlantısı bulunmakta, ancak Karaman iline demiryolu bağlantısı yoktur. Ayrıca Konya – Ankara arasında hızlı tren projesinin alt yapı çalışmalarına başlanmış olup, 2008 yılında bitmesi hedeflendiği belirtilmiştir. Ankara-İstanbul hızlı tren projesinin çalışması da hızla devam etmektedir. TR51 Alt Bölgesi hali hazırda pek çok kente demir yoluyla bağlanmış durumdadır. Ayrıca Ankara Metropol Belediye sınırları içerisinde Sincan-Kayaş (Mamak) hattında banliyö tren seferleriyle yolcu taşımacılığı yapılmaktadır. Hafifraylı sistemi olan ankaray ve metro Ankara şehir içi ulaşımına büyük katkısı bulunmaktadır. Köy yolları TR5 Batı Anadolu Bölgesinde yolu olmayan köy yoktur. Köy yollarını %61 gibi önemli bir kısmı asfaltlanmıştır. Ancak % 7’si gibi çok az bir kısmı düşük kalite yol durumundar. Tablo 15. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Yol Durumu (2004) Alt Bölge Ankara TR51 Konya Karaman TR52 TR5 Batı Anadolu Asfalt (km) Stabilize (km) 5496 5496 5430 1379 6809 12305 2062 2062 3394 856 4250 6312 Tesviyeli ve Ham Yol (km) 363 363 797 246 1043 1406 * Kaynak:Karayolları Genel Müdürlüğü ve Köye Yönelik Hizmetler Müdürlükleri 49 Toplam (km) 7921 7921 9621 2481 12102 20023 Haberleşme TR5 Batı Anadolu bölgesinde şehirlerde ve kırsal alanlarda gerek kablolu ve gerekse kablosuz iletişim imkanlarından yaygın olarak faydalanılmaktadır. 3.1.2.5. Ana Ekonomik Sektörler ve Faaliyetler Aşağıdaki tabloda Türkiye ve TR 5 Batı Anadolu Bölgesi illerinin gayri safi yurtiçi hasılası ile illerin payı ve gelişme hızları yıllar bazında verilmiştir. TR 5 Batı Anadolu Bölgesinde Gayri Safi Yurtiçi Hasılaya enyüksek katkıyı 11.175 milyon dolarla Ankara ili yaparken 3.498 milyon dolarla Konya ili ikinci sırada ve 493 milyon dolarla da Karaman ili yapmaktadır. 2001 yılında Ankara ilinin Gayri Safi Yurtiçi Hasıladaki payı %7.6 olurken, Konya’nın %2.4 ve Karaman’nın %0.3’ tür. Tablo 16. Türkiye ve TR 5 Batı Anadolu Bölgesi İllerinin Gayri Safi Yurtiçi Hasılası ($), İllerin Payı ve Gelişme Hızları Ankara Konya Karaman Türkiye Yıllar 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 İllerin Gelişme Payı Hızı % % 8,3 79,3 8,7 89,3 8,4 89,7 8,4 99,5 7,9 78,7 6,8 69,6 7,3 92,3 7,9 62,1 8,3 68,8 7,6 30,5 Cari İllerin Fiyatlarla Payı milyon $ % 13017 2,4 15388 2,3 11099 2,3 14089 2,3 14250 2,3 12905 2,4 14631 2,5 14543 2,5 16516 2,5 11175 2,4 Gelişme Hızı % 66,0 76,3 90,1 101,6 94,2 102,4 87,9 48,0 60,0 36,7 Cari İllerin Fiyatlarla Payı milyon $ % 3755 4135 2989 3835 4216 4558 5050 0,4 4584 0,4 4935 0,3 3498 0,3 Kaynak:TÜİK 50 Gelişme Cari Hızı Fiyatlarla % milyon $ 81,9 508 87,4 594 109,0 473 106,3 620 124,1 787 92,0 807 74,7 831 37,4 700 44,0 679 40,2 493 Gelişme Cari Hızı Fiyatlarla % milyon $ 73,5 156656 81,3 177332 95,2 131639 100,7 168080 90,3 181077 95,2 188735 81,1 201561 48,2 183214 60,9 198389 43,2 147285 Tablo 17. Türkiye ve TR 5 Batı Anadolu Bölgesi İlleri İtibariyle Kişi Başına Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (1992-2001) Ankara Konya Karaman Türkiye Geliş Gelişme Yıllar Gelişme me Gelişme hızı hızı hızı hızı % TL % $ TL $ TL % $ TL % 1992 27.162.280 76,0 z3.892 14.449.172 62,6 2.070 16.146.417 81,1 2.313 18.721.735 70,3 1993 50.498.356 85,9 4.518 24.977.057 72,9 2.235 30.143.590 86,7 2.697 33.313.730 77,9 1994 94.095.914 86,3 3.202 46.561.850 86,4 1.584 62.806.763 108,4 2.137 63.860.757 91,7 1995 184.549.045 96,1 3.996 92.147.732 97,9 1.995 129.265.186 105,8 2.799 125.923.952 97,2 1996 324.398.894 75,8 3.976 175.571.112 90,5 2.152 291.686.991 125,7 3.575 235.611.113 87,1 1997 537.967.232 65,8 3.521 362.521.281 106,5 2.373 550.906.925 88,9 3.606 461.522.054 95,9 1998 1.015.022.502 88,7 3 917 671 640 974 85 2 592 956 578 708 74 3 692 822 976 986 78 1999 1.617.680.663 59,4 3 828 982 117 428 46,2 2 324 1 309 186 025 36,9 3 098 1 203 124 428 46,2 2000 2.605.011.401 61,0 4 148 1 407 506 713 43,3 2 241 1 757 545 948 34,2 2 799 1.846.747.873 53,5 2001 3.333.151.710 28,0 2 752 1 882 690 420 33,8 1 554 2 437 569 320 38,7 2 012 2.600.082.172 40,8 $ 2.682 2.981 2.173 2.727 2.888 3.021 3 176 2 847 2 941 2 146 Kaynak:TÜİK Yukarıdaki tabloda Türkiye ve TR 5 Batı Anadolu Bölgesi illerin kişi başına gayri safi yurtiçi hasılası yıllar bazında verilmiştir. TR 5 Batı Anadolu Bölgesinde kişi başına gayri safi yurtiçi hasıla 2.752 dolarla Ankara birinci sırada yer alırken onu 2.012 dolar ile Karaman ve 1.554 dolarla Konya takip etmektedir. Ankara ili Türkiye ortamasının üzerinde yer alırken, Karaman ve Konya illeri Türkiye ortalamasının altında kalmaktadır. 51 3.1.2.5.1. Tarım TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Bazı Tarımsal göstergeleri aşağıdaki tabloda verilmiştir. Kırsal nüfus başına Tarımsal üretim değeri 3.123 YTL ile ilk sırada Karaman ili yer alırken Türkiye’de ikinci sıradadır. Bölgede TR 52 Alt Bölgesinde yer alan Konya ili tarımsal üretim değerinin Türkiye içindeki payı ile ilk sırayı almıştır. Ankara ise bölge içerisinde ikinci sırayı ülke içerisindeki sıralamada ise sekizincidir. Tablo 18. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Bazı Tarımsal Göstergeleri Kırsal Nüfus Tarımsal Sırası Sırası Başına Üretimin Tarımsal Değerinin İstatistiki Bölge Birimleri Bölge Ülke Bölge Ülke Üretim Türkiye İçinde İçinde İçinde İçinde Değeri İçindeki (YTL) Payı (%) 1.641 2 15 2,87 2 8 TR51 TR510 Ankara 1.407 3 25 4,72 1 1 TR521 Konya 3.123 1 2 1,21 3 33 TR52 TR522 Karaman TR5 2.057 8,80 Batı Anadolu 1.124 100 Türkiye Kaynak: DPT- Sosyo- Ekonomik Gelişmişlik Sıralaması ( 2003 ) 3.1.2.5.2. Sanayi TR 5 Batı Anadolu Bölgesinin bazı sanayi göstergeleri incelendiğinde imalat sanayiinde Ankara ili Ülke içinde 6 ncı sırada yer almaktadır.Onu Konya ve Karaman illeri takip etmektedir.İmalat Sanayiinde yer alan iş yerlerinin % 10,2 TR 5 Batı Anadolu Bölgesinde yer almaktadır. Organize Sanayi Bölgeleri son yıllarda hızla gelişmiş olup, oluşturulan sanayi parsellerinin % 50 si bu bölgede yer almaktadır.Bölgede ise % 92 si Ankara ili sınırları dahilindedir.Genel Gelişmişlikte Ankara ili tüm Ülkede 2 nci sırada yer almaktadır. Tablo 19. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Bazı Sanayi Göstergeleri Fert İmalat sanayi Organize Başına Gelişmişlik İmalat Sanayi İmalat Sırası Sanayi İstatistiki Bölge Birimleri Bölgesi Sanayi İşyeri Parsel Katma Bölge Ülke Sayısı Sayısı Değeri İçinde İçinde (YTL) 13.041 850 264 1 6 TR51 TR510 Ankara 903 264 127 2 11 TR521 Konya TR5 TR52 TR522 Karaman TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Türkiye 207 23 14.151 1.137 28.726 11.118 142 350 Kaynak: İllerin ve Bölgelerin Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralamaları 2003,DPT 52 3 36 3 Genel Gelişmişlik sırası Ülke İçinde 2 26 35 3 3.1.2.5.3. Hizmetler Turizm sektörü çalışanı ve misafiriyle birlikte düşünüldüğünde, tüketici potansiyeli olarak tarım sektörüne artı değer kazandırmak gibi bir etkiye sahiptir. Bunun yanında, tarımda atıl kalan iş gücünün değerlendirilmesi açısından da önem arzeder. Ancak, turizm tesislerinin ilde yaygınlaşmasıyla gelişen bu sektöre işgücü talebi, zaman zaman tarım sektöründe işgücü temini noktasında zorluklarla karşılaşılmasına da sebep olmaktadır. Başka bir açıdan bakıldığında, kırsaldan turizme geçen işgücünün nitelikli işgücü olmaması durumu, sosyal yapıda bazı problemlerin oluşmasına neden olmaktadır. Tablo 20. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi İlleri Konaklayan Turist Sayıları ve Tesislerin Doluluk Oranları İstatistiki Bölge Birimleri TR51 TR510 TR521 TR52 TR522 TR5 TR52 Batı Anadolu Türkiye Ankara Konya Karaman Yabancı Turist Sayısı 206.295 35.665 185 35.850 242.145 8.991.456 Yerli Turist Sayısı 868.918 156.665 8.025 164.690 1.033.608 8.429.868 Toplam Turist Sayısı 1.075.213 192.330 8.210 200.540 1.275.753 17.421.324 Doluluk Oranı 34,96 31,64 24,48 47 Kaynak : Turizm Bakanlığı 2003 3.1.2.6. Ekonomik ve Sosyal Kalkınma Göstergeleri TR5 Batı Anadolu Bölgesi, Türkiye geneli ile kıyaslandığında iller arasında gelişmişlik farkı nispeten az olup, Karaman ili yeni kurulmuş olduğundan ekonomik göstergeleri hızla yükselmektedir. Potansiyelinin zenginliği ve ekolojik koşulların uygunluğu sebebiyle TR5 Batı Anadolu Bölgesinde tarım, bölge ekonomisinin temel sektörü olma niteliğini taşımaktadır. Özellikle son yirmi yılda her alanda yaşanan hızlı gelişmelere paralel olarak, tarım da kendi yapısında önemli değişimlere ve gelişimlere sahne olmuştur. Bölgenin gayri safi hasılası içerisinde tarımın payı, aktif nüfus içersinde tarımda istihdam edilen nüfusun yeri ve dış ticarette tarımsal ürünlerin ağırlığı nedenleriyle tarım, bölgede önemli bir sektör olarak yerini korumaktadır. Dünyadaki gelişmeler, tarımsal üretim biçimleri ve kültür yapısı üzerinde önemli değişimlere sebep olmuştur. Bunun sonucu olarak tarımsal üretimde entansif yöntemlerin kullanımı hızlanmış ve talepteki gelişmelere bağlı olarak ürün desenlerinde çeşitlilik artmıştır. 53 Tablo 21. Türkiye Geneli İşteki Durum ve Ekonomik Faaliyet, (2004 (15+ Yaş) Bin) Ekonomik Faaliyetler Tarım, Tarım Dışı Avcılık, Toplam Toplam Tarım Sanayi İnşaat Hizmetler Ormancılık ve Faaliyetler Balıkçılık TR Türkiye Düzey 1 (Bölgeler) TR1 İstanbul TR2 Batı Marmara TR3 Ege TR4 Doğu Marmara TR5 Batı Anadolu TR6 Akdeniz TR7 Orta Anadolu TR8 Batı Karadeniz TR9 Doğu Karadeniz TRA Kuzeydoğu Anadolu TRB Ortadoğu Anadolu TRC Güneydoğu Anadolu 21791 7400 14391 3318 1137 3304 1952 1973 2654 1130 1743 1468 788 869 1456 26 480 1245 445 444 870 550 926 929 519 393 572 3291 657 2059 1507 1529 1784 580 817 538 269 475 884 21791 7400 3988 1029 9374 3318 26 1236 1137 480 194 3304 1245 656 1952 445 614 1973 444 311 2654 870 359 1130 550 134 1743 926 184 1468 929 67 788 519 20 869 393 56 1456 572 157 176 41 147 98 112 144 46 62 54 15 41 92 1880 422 1256 794 1106 1281 400 571 417 234 378 635 Not. 1) Rakamlar yuvarlamadan dolayı toplamı vermeyebilir. 2) 2 bin kişiden az değerlerde örnek büyüklüğü güvenilir tahminler için yeterli değildir. Kaynak: TÜİK 3.1.2.6.1 Gelişmişlik ve Büyüme GSYİH katkısı bakımından Türkiye sıralamasında, TR51 Alt Bölgesi Ankara ili 2. sırada, TR521 Konya ili 9. sırada ve TR522 Karaman ili 57. sıradadır. Tablo 22. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi İllerinin GSYİH Katkısı Bakımından Türkiye Sıralamasındaki Yerleri (2000) İller ve Alt Bölgeler Sıra Değer İlin payı Gelişme hızı 2. 13536639054 7.6 30.5 TR51 Ankara 9. 4237395803 2.4 36.7 Konya TR52 57. 597389739 0.3 40.2 Karaman Kaynak:TÜİK Aşağıdaki tabloda Batı Anadolu Bölgesine ait illerin Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralaması verilmiş olup, ilk sırayı Ankara alırken, bu ili sırasıyla Konya ve Karaman takip etmektedir. 54 Tablo 23. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi İlleri Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralaması 1996 Yılı Araştırması 2003 Yılı Araştırması Bölge Ülke Ülke İstatistiki Bölge Birimleri İçindeki İndeks İçindeki İndeks İçindeki Sırası Sırası Sırası 2 3,31483 2 1 TR5 TR51 TR510 Ankara 3,32447 0,22007 24 0,25254 26 2 TR52 TR521 Konya 40 -0,09852 35 3 TR522 Karaman -0,22525 Kaynak : İllerin ve Bölgelerin Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralamaları 2003,DPT TR5 Batı Anadolu Bölgesinde kırsal asfalt ve TCK asfalt yol oranları ile içme suyu gibi başlıca alt yapı hizmetlerinin gerçekleşme oranları ülke ortalamasının üzerinde yer almaktadır. Tablo 24. TR5 Batı Anadolu Bölgesi İllerinde Bazı Hizmetlerin Gelişmişlik Sıralaması İnşaat Altyapı Göstergeleri Göstergeleri Devlet ve Kırsal Yeterli İçme İl Yolları İstatistiki Bölge Birimleri Yerleşmelerde Suyu Götürülen Asfalt Daire Sayısı Asfalt Yol Nüfus Oranı Yol Oranı (%) (%) Oranı (%) 65,43 98,54 97,43 1128625 TR51 TR510 Ankara 70,34 91,92 96,86 469894 TR521 Konya TR52 77,1 92,44 97,07 55882 TR522 Karaman 73,72 92,18 96,965 525776 TR52 69,575 95,36 97,1975 1654401 TR5 Batı Anadolu 45,23 84,98 91,28 16235830 T ü r k i y e Kaynak:TÜİK 3.1.2.6.2 Kişi Başına Gelir Ekonomik performans ve gelir düzeyini yansıtan temel gösterge niteliğinde olan GSYİH değerlerine bakıldığında, Ülkemizde kişi başına ortalama gelir 1997-2001 yılları arasında 3021 Dolardan 2146 Dolara düşüş göstermiş, bununla birlikte, TR5 Batı Anadolu Bölgesindeki aynı yıllar arasında 3.145 Dolar olan kişi başına GSYİH miktarı daha az oranda bir düşüş göstererek 2.313 Dolar düzeyine inmiştir. Tablo 25. TR 5 Batı Anadolu Bölgesinde Kişi Başına Gelir $ (GSYİH) İstatistiki Bölge Birimleri TR5 TR51 TR52 TR52 Batı Anadolu Türkiye TR510 TR521 TR522 Ankara Konya Karaman 1997 1998 1999 2000 2001 3.521 2.373 3.606 2.501 3.145 3.021 3.917 2.592 3.692 2.706 3.472 3.176 3.828 2.324 3.098 2.404 3.306 2.847 4.148 2.241 2.799 2.297 3.444 2.941 2.752 1.554 2.012 1.599 2.313 2.146 Kaynak : TUİK 55 3.1.2.6.3. Sosyal Göstergeler TR5 Batı Anadolu Bölgesi sosyal göstergeler bakımından genel olarak ülke ortalamalarına yakın değerlere sahiptir. Tablo 26. Türkiye ve TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Demografik Göstergelerin Karşılaştırması Demografik Göstergeler Ortalama Hane Nüfus İstatistiki Bölge Birimleri Şehirleşme Doğurganlık Halkı Yoğunluğu Oranı(%) Hızı(%) Büyüklüğü (kişi/km2) (kişi) 88,34 1,90 3,82 163,45 TR51 TR510 Ankara 59,07 3,00 4,97 56,39 TR521 Konya TR52 TR522 Karaman 57,53 2,77 4,34 27,00 TR5 TR52 58,3 2,88 4,65 41,69 73,32 2,39 4,23 102,57 Batı Anadolu 64,90 2,53 4,50 88,00 Türkiye Kaynak : İllerin ve Bölgelerin Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralamaları 2003,DPT Demoğrafik göstergeler incelendiğinde Bölgede şehirleşme oranı % 73,32 ile ülke ortalamasının üzerindedir.Doğurganlık hızı ise 2,39 ile ülke ortalamasının altındadır.Özellikle Ankara ilinde 1,9 doğurganlık hızı ile en düşük değerdedir.Nüfus yoğunluğunda ise 102,57 kişi/km2 ile ülke ortalamasının üzerinde yer alırken , bölgede ise en yoğun yerleşim 163,45 kişi/km2 ile Ankarada görülmektedir. Tablo 27. Türkiye ve TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Eğitim Göstergeleri Karşılaştırması Eğitim Göstergeleri Okur Yazar Okur Yazar İlköğretim Liseler İstatistiki Bölge Birimleri Kadın / Nüfus okullaşma Okullaşma Kadın Oranı(%) Oranı (%) Oranı (%) Nüfusu(%) 93,26 89,32 98,19 59,91 TR5 TR51 TR510 Ankara 90,07 84,74 80,35 29,77 TR52 TR521 Konya 89,72 84,95 89,36 33,49 TR522 Karaman 89,89 84,84 84,85 31,63 TR52 91,02 86,34 89,3 41,06 Batı Anadolu 87,30 80,62 98,01 36,92 Türkiye Kaynak : İllerin ve Bölgelerin Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralamaları 2003,DPT Yukarıdaki tabloda bölgeye ait Eğitim göstergeleri yer almaktadır.Özellikle okuryazar nüfus oranı % 91,02 ile ülke ortalamasının üzerinde yer alırken, kadınların okur-yazar oranıda aynı şekilde ülke ortalamasının üzerindedir. Aşağıdaki tabloda ise bölgeye ait Sağlık göstergeleri incelendiğinde bebek ölüm oranı 39,67 ile ülke ortalamasını altındadır. 56 Tablo 28. Türkiye ve TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Sağlık Göstergeleri Karşılaştırması Sağlık Göstergeleri Onbin Kişiye Onbin Kişiye Onbin Kişiye İstatistiki Bölge Birimleri Bebek Ölüm Düşen Düşen Düşen Eczane Oranı(binde) Hastane Hekim Sayısı Sayısı Yatak Sayısı 36 32 4,50 38 TR51 TR510 Ankara 35 8 3 15 TR521 Konya TR52 TR522 Karaman 48 9 3 12 TR5 TR52 41,5 8,5 3 13,5 39,67 16,33 3,50 21,67 Batı Anadolu 43 12,70 2,94 23,04 Türkiye Kaynak : İllerin ve Bölgelerin Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralamaları 2003,DPT 3.2. Doğal ve Tarımsal Kaynaklar Topraklar, ormanlar, akarsular, göller, güneş enerjisi, denizaltı zenginlikleri gibi başlıca kaynaklar doğal kaynaklar olarak tanımlanmaktadır. Doğal kaynaklardan su ve toprak diğerlerinden farklı özellikler taşımakta, yaşamın sürdürülebilmesi için alternatifi olmayan, yeniden üretilemeyen, çoğaltılamaz nitelikleriyle ekonomik olarak kıt, politik olarak gıda ve kullanım bakımından stratejik konumda bulunmaktadır. Ülkemizin doğal kaynak potansiyeli su ve toprak - yerüstü, yeraltı suyu, deniz, göl, akarsu, sulak alanlar, orman, çayır, mera, yayla, maden rezervleri ve buna bağımlı tarım, enerji ve çevre; sektörel ve kaynak olarak ciddi tehlike boyutunda yok edilmektedir. 3.2.1. Doğal Enerji Kaynakları Yenilenebilir Enerji olarak da ifade edilen Doğal Enerji Kaynakları, Canlıların ve Dünyanın yaşam haklarına saygılı olması nedeniyle de Evrensel Bir Kimlik kazanmaktadır. Yenilenebilir enerji, "doğanın kendi evrimi içinde, bir sonraki gün aynen mevcut olabilen enerji kaynağı" olarak tanımlanıyor. Bugün yaygın olarak kullanılan fosil yakıtlar, yakılınca biten ve yenilenmeyen enerji kaynakları. Oysa hidrolik (su), güneş, rüzgar ve jeotermal gibi doğal kaynaklar yenilenebilir olmalarının yanı sıra temiz enerji kaynakları olarak karşımıza çıkıyor. Yenilenebilir enerji kaynakları dünyada olduğu kadar Türkiye’de de enerji konusunun en önemli başlıklarından birini oluşturuyor. Enerji maliyetlerinin gittikçe yükselmesi karşısında yenilenebilir enerji kaynakları Türkiye gibi enerji ihtiyacını büyük ölçüde dışardan sağlayan ülkeler için daha da önem kazanıyor. Günümüzde Yaşam için gerekli olan enerji kaynakları büyük bir oranda insanlar tarafından tüketilmiş ve artık azda da olsa Doğanın Hareket Dinamiğinden faydalanılarak elde edilen bir takım enerji kaynakları kullanılmaya başlanmıştır. Doğal Enerji Kaynaklarının temelini oluşturan güneş ve rüzgar enerjileri hem doğayı tüketmemekte hem de kirletmemektedir. Bu nedenle Temiz Enerjiler olarak da adlandırılmaktadırlar. 57 Ülkemizde enerji üretiminde kullanılan enerji santralleri; Hidrolik, Jeo-termal ve Termik olarak üç ayrı grupta toplanmaktadır. 1994 yılından itibaren bu santrallere doğalgaz çevrim santralleri de eklenirken rüzgâr enerjisinden ve güneş enerjisinden elektrik enerjisi üretimi ile ilgili çalışmalar hız kazanmıştır. 2000’li yılların başında enerji açığının kapatılması için yurt dışından Sinop sahiline getiren petrol enerjisini elektrik enerjisine çeviren yüzer elektrik santrali de ülkemizde enerji üretimi literatürüne girmiştir. Güneş Yer yüzeyinin gerek duyduğu enerjinin tümü güneşten gelmektedir. Bu nedenle güneş enerjisi en önemli enerji kaynaklarımızın başında gelmektedir. Güneşten enerji elde etmek, güneşin doğuşundan batışına kadar atmosferin içine verdiği ısı ve ışığı, insanların ihtiyaç duyduğu elektrik ve sıcak su ve buhar gibi ihtiyacıyla buluşturup yararlanmakla mümkün olmaktadır. Burada asıl kaynak güneş ve her gün yenilenebilen bir yapıya sahiptir. Güneşin ulaştığı yere bir düz depolayıcı koyulduğunda bunun ısısıyla 70-80 derece su elde etmek mümkün. Bugün bu sistem, Türkiye’de yaygın ancak verimsiz kullanılmaktadır. Türkiye ve özellikle güney bölgelerimiz, Güneş enerjisinden iyi yararlanabilecek bir konuma sahiptir. Bu enerjiden, en çok su ısıtmada faydalanılır. Ayrıca, sera ısıtmasında, su pompası çalıştırılmasında, bazı elektronik aletlerin çalıştırılmasında, vs. Güneş enerjisi kullanılmaktadır. Rüzgar Binlerce yıldır insanlığın hizmetinde bulunan rüzgar enerjisinden elektrik üretimi ilk olarak 1891 yılında Danimarka'da gerçekleştirilmiştir. Bundan kısa bir süre sonra da Amerika Birleşik Devletleri'nde yel değirmenlerinin küçük güçteki rüzgar türbinlerine dönüştüğü ve elektrik enerjisi ürettiği bilinmektedir. Fosil yakıtların ucuzluğu nedeniyle yeterli seviyede benimsenmeyen rüzgar enerjisi, 1970'li yıllardaki petrol krizi nedeniyle yeniden hatırlanmış ve bundan sonra, rüzgar türbinlerinin seri üretimine geçilmesi ile, bu alandaki yatırımlar gittikçe artan oranlarda gelişmiş ve rüzgar enerjisi santralleri oluşturulmaya başlanmıştır. Önceleri kara parçaları üzerinde oluşturulan bu santraller kıyı açıklarına yani deniz üzerine de kurulmaya başlamıştır. Rüzgar gücü insanlık tarafından binlerce yıldır yaygın olarak kullanılmaktadır. Dünyada toplam 300000 den fazla yel değirmeni olduğu bilinmektedir. Bunun dışında, yelkenlilerde ve su pompalama sistemlerinde de rüzgar kullanılmıştır. Dünya enerji ihtiyacının büyük bir oranını sağlayan fosil yakıtların yakın ve orta gelecekte tükenecek olması gerçeği, ülkeleri enerji kaynaklarını çeşitlendirmeye ve mevcut kaynaklarını daha verimli kullanmaya zorlamaktadır. Devlet Planlama Teşkilatı 8. Beş Yıllık Plan Enerji Özel İhtisas Komisyonu, Yenilenebilir Enerji Kaynaklarından Elektrik Üretimi Alt Komisyonu’nun hazırladığı raporlar, 2005 yılına kadar ülkemizde rüzgar güç santralleriyle 5 bin megavat kapasitede elektrik üretiminin mümkün olduğunu ortaya koyuyor. Bu; Türkiye’nin toplam elektrik ihtiyacının yüzde 7’sinin rüzgardan sağlanabileceği anlamına geliyor. 2020 yılında dünyada üretilen elektriğin yüzde 50’sinin yenilenebilir kaynaklardan olması planlanıyor. 2010 yılında kullanılacak elektrik enerjisinin yüzde 10’u ise rüzgardan 58 sağlanacak. Bunun dışında dünyada pek yaygın olmayan başka yenilenebilir enerji kaynakları da bulunuyor. Türkiye’nin rüzgar enerjisi açısından yaklaşık 400 milyar kWh/yıl brüt ve 120 milyar kWh/yıl teknik potansiyele sahip olduğu tahmin edilmektedir. İnsanoğlu yüzyıllardır rüzgar enerjisinden yararlanmaktadır. Ancak pahalı olmayan, günes enerjisinden daha ucuza mal olan ve ülkemizin hemen hemen her yerinde kullanılabilecek bir enerji türü olan rüzgar enerjisinden TR5 bölgesi faydalanamamaktadır. TR51 Bölgede ortalama rüzgar hızı 1,9 m/sn dir. Rüzgarlar genel olarak kuzey ve güney yönlerinden esmektedir. TR52 alt bölgesi yıllık ortalama rüzgar hızı 2,2 m/s güneybatı, kuzeybatı yönünden esmektedir. En yüksek rüzgar hızı 2,8 m/s’Karaman’da Nisan ayında ölçülmüştür. Tablo 29. TR 5 Batı Anadolu Bölgesine Ait 30 Yıllık Ortalama Rüzgar Hızları (m/sn) Aylar İstatistiki Bölge Birimleri Oc Şub Ma Nis May Haz Tem Ağs Eyl Ek Kas TR5 TR51 TR510 Ankara 1.8 1.9 2.0 2.0 2.0 2.0 2.3 2.2 1.8 1.7 1.6 TR52 TR521 Konya 1.8 2.3 2.5 2.3 2.1 2.4 2.6 2.4 2.0 1.7 1.7 TR522 Karaman 2.2 2.5 2.6 2.8 2.3 2.2 2.5 2.2 2.0 1.9 2.1 Kaynak: Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü 59 Ar Yıllık 1.7 1.9 1.8 2.1 2.2 2.3 Tablo 30. Türkiye'nin Yıllık Toplam Güneş Enerjisi Potansiyelinin Bölgelere Göre Dağılımı Toplam Güneş Enerjisi Güneşlenme Süresi Bölgeler (Kwh/M2-Yıl) (Saat/Yıl) 1460 2993 G.Doğu Anadolu 1390 2956 Akdeniz 1365 2664 Doğu Anadolu 1314 2628 İç Anadolu 1304 2738 Ege 1168 2409 Marmara 1120 1971 Karadeniz Kaynak: EİE Genel Müdürlüğü Tablo 31. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Güneşlenme Gün Sayısı, Güneşlenme Süresi ve Güneşlenme Şiddeti Günlük Günlük Rasat Açık Bulutlu Kapalı Ortalama Ortalama İstatistiki Bölge Birimleri Süresi Gün Gün Gün güneşlenme güneşlenme (yıl) Sayısı Sayısı Sayısı Süresi Şiddeti (Saat,Dakika) (cal/cm2,dk) 31 91.0 184.7 89.8 6 saat 53' 343.69 TR51 TR510 Ankara 31 125.9 193.7 45.6 7 saat 15' 376.13 TR521 Konya TR5 TR52 TR522 Karaman 31 8 saat 1' 408.19 142.9 173.9 48.4 Kaynak : Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü Jeotermal Ülkemiz için önemli bir yenilenebilir kaynak olan ve insan sağlığı, tarım, sanayi, elektrik ve ısıtmaya kadar geniş kullanım alanına sahip, içerisinde erimiş halde mineraller bulunduran Jeotermal Enerji Kaynağı, yeraltında magmada artan sıcaklıkla yeraltı sularının ısınıp yeryüzüne çıkması ile oluşmaktadır. Elektrik üretimi de jeotermal buharın gücüyle yapılmaktadır. Türkiye’nin bazı bölgelerinde jeotermal enerji kaynaklarından konut ısıtma ve elektrik üretimi gerçekleştirilebiliyor. Halen Türkiye’de jeotermal enerji kaynaklarından 20 Megavat elektrik üretilmektedir. Bu kaynaktan Türkiye’de 2010 yılında 500 Megavat, 2020 yılında 1000 Megavat elektrik kapasitesi kurulabilecek. 2000’de 51 bin 600 konut ısıtılırken, 2010 yılında 500 bin, 2020 yılında ise 1 milyon 250 bin konut ısıtılabileceği düşünülmektedir. Türkiye’deki jeotermal enerji kullanımı halen şehir, konut, termal tesis, sera vb. uygulamalardaki toplam 665 MWt’lık 61.000 konut eşdeğeri merkezi ısıtma, 327 MWt’lık 195 adet kaplıca kullanımı olmak üzere toplam 992 MWt doğrudan ısı kullanımı ve 17.5 MWT’lık elektrik üretimi şeklindedir. Ülkemiz jeotermal kaynak bakımından dünyada yedinci sırada yer almaktadır. Yüzey sıcaklığı 40 derecenin üzerinde olan 140 civarında kaynak mevcuttur. 60 Odun Eski zamanlardan günümüze kadar odun sürekli yakacak olarak değerlendirilmiştir. Ancak bugün Avrupa ülkelerinin çoğunda odundan sadece yakacak enerjisi olarak değil elektrik enerjisi olarak da yararlanılmaktadır. Hatta 2003 yılında, 2002 yılına göre % 6 olarak artığı tespit edilmiştir. Avrupa ülkeleri arasında kullanım açısından büyük farklılıklar olmasına rağmen, fosil yakıtlarla karşılaştırıldığında odunun gittikçe daha fazla rekabetçi konuma yükselmeye başladığı belirtilmektedir. Odun yakıtlarının, miktar konusunda kaçınılmaz bazı güçlükleri olmasına rağmen toplam temel enerjinin yaklaşık % 6sını karşıladığı tahmin edilmektedir. Odun yakıtlarının payı, hidro ve diğer yenilenebilir kaynaklarınkinden daha büyük fakat, nükleer kaynaklarınkinden daha küçüktür. Odun yakıtlarının yeniden değerlendirmesi, önemli bir miktarın orman dışı kaynaklardan geldiğini göstermiştir. Odun yakıtları gelişmekte olan ülkelerin kırsal kesimlerinde geleneksel biçimde kullanılmaya devam etmekte, kadın ve çocukların üstünde bir yük olarak, eksik ve yetersiz yakma sebebiyle de sağlığa zararlı olmaktadır. Gelişmekte olan ülkelerin gelir seviyeleri ve şehirleşme durumu arttıkça onların tüm enerji kullanımlarında odun yakıtlarının payının azaldığı görülmektedir. TR5 bölgesinde de odun, özellikle kırsal veya orman köylerinde yakacak olarak değerlendirilmektedir. Su Türkiye, yenilenebilir enerji kaynaklarından olan su gücünden enerji üretimini hidroelektrik santrallerinde gerçekleştiriyor. Ancak büyük ölçekli hidrolik santrallerin sürdürülebilirliği de tartışmalıdır. Yapılan barajlarla oluşan baraj göllerinin doğal kaynakları olduğu kadar kültürel zenginliği yok etme tehlikesi üzerinde durulmalıdır. Su enerjisi enerji kaynaklarının önemi elbette ki tartışılamaz ama su kaynaklarından enerji yönünden faydalanma hususunun ayrı bir özelliği vardır. Bölgedeki akarsuların akış hareketlerinden faydalanarak elektrik enerjisi elde edebilmek ve mikro hidroelektrik santralleri 2 kW ve 300 kW arasında elektrik enerjisi sağlamak mümkündür. Ülkemizdeki akarsuların hidroelektrik potansiyelinin geliştirilmesi maksadıyla 566 adet hidroelektrik santral (HES) projesinin geliştirilmesi planlanmış bulunmaktadır. Bu çalışmalar sonucunda ülkemizin akarsularının toplam kurulu gücü 35,540 MW, hidroelektrik enerji potansiyeli ise 126,109 GWh olarak hesaplanmıştır. 2003 yılı başı itibariyle geliştirilerek işletmeye açılan 130 adet HES projesinin toplam kurulu gücü 12,251 MW olup, enerji üretim kapasitesi yılda ortalama 44 388 GWh'tir. Bu ise toplam hidroelektrik potansiyelin ancak % 35'inin geliştirildiğini göstermektedir. Halen inşaatı devam etmekte olan 31 adet HES projesinin toplam kurulu gücü 3, 338 MW, üreteceği enerji miktarı ise 10 845 GWh'dır. 61 3.2.2. Madenler Madenlerimiz, sanayinin temel girdilerini sağlayacak, kaynak yaratacak ve üzerleri ne yeni sanayi tesisleri kurulacak yeraltı servetleridir. Madenlerin bir diğer önemli özelliği de tükenebilir olmalarıdır. Oluşumu için milyonlarca yıl ve olağanüstü doğal koşulların gerekli olduğu madenlerimizin üretim ve tüketiminde toplumsal faydanın önde tutulması bilimsel ve teknik bir zorunluluktur. Madencilik sektörüne genel olarak bakıldığında Cumhuriyet’in ilanını izleyen dönemde sağlanan önemli ilerlemelere rağmen, Türkiye; hiçbir zaman bir madencilik ülkesi olarak tanımlanabilecek konumda olmamış ve madenciliğin ülke ekonomisi içindeki yeri sınırlı düzeyde kalmıştır. Ülkemiz, bor, linyit, mermer, trona, barit, krom, manyezit gibi madenler açısından dikkate değer rezervlere sahip ve mevcut demir cevherinin büyük çoğunluğunun düşük tenörlü oluşundan dolayı değerlendirilememektedir. Halen ülkede 50’nin üzerinde madenin üretimi yapılmakta ancak en önemli kalem linyittir. En önemli ihracat kalemlerimiz bor tuzları, mermer, krom, manyezit, feldspat ve bakırdır. TR5 bölgesinin maden potansiyeli alt bölgeler bazında şöyledir. 62 Tablo 32. TR 51 Alt Bölgesinde Maden Rezervleri Madenin Adı Yeri veya Sahası Altın Gicik/Çubuk Kurşun-ÇinkoIşıkdağ-Güvem Kızılcahamam Antimuan Bentonit Hancılı/Kalecik Bitümlü Şist Beypazarı Lodumlu/Elmadağ Güvenç/Sincan Kınık-Karalar/Kazan Çimento Demir Feldispat Jeotermal Alan Jips Kaya Tuzu Kireçtaşı Kum-Çakıl Linyit Manganez Manyezit Mermer Perlit Pomza Sepiyolit Sodyum Sülfat Trona Sinanlı/Ayaş Hacılar/Hasanoğlan/Elmadağ Kesikköprü/Bala Oymaağaç/Beypazarı Ayaş, Beypazarı, Haymana, Kızılcahamam, Şereflikoçhisar, Nallıhan, Beypazarı Şereflikoçhisar Nallıhan, Yenimahalle Ziryurtçu/Polatlı Karaağaç-Cimşit/Sincan Ardıçdoruk/Cimşit/Sincan Saraycık/Sincan Kepir Gölü/Sincan Beypazarı, Gölbaşı ve Şereflikoçhisar Çayırlı/Haymana Kılıçlar/Elmadağ Boyamlı/Kalecik Edige/Elmadağ Haymana/Yenimahalle, Çubuk, Polatlı Susuz/Çubuk Emirler/Çubuk Karadana/Çubuk Saraycık/Çubuk Boyalı/Güdül Ayvacık/Kızılcahamam Seyhamam/Kızılcaham Ağsak/Kızılcaham Korkmazlar/Kızılcaham Güzelköy ve Merkez/Güdül Türktaciri/Polatlı Uşakgöl/Beypazarı Çayırhan/Beypazarı Beypazarı Rezervi 30 ton 11 700000 ton 327684 000 ton 10 milyon ton kireçtaşı 70 milyon ton kireçtaşı 265 830383 ton kireçtaşı, 48726042 ton Marn 15 milyon ton kireçtaşı 25 milyon ton kireçtaşı 13602000 ton 500-650 ton Tesislerde ve kaplıcalarda 150 milyon ton 211 milyon ton kireçtaşı 77 600 000 ton görünür Yol inşaatı için uygundur. 650000 m3 612500 m3 52520 m3 1500000 m3 Toplam 444586000 ton 150000 ton 59000 ton 2000 ton 57087 ton görünür Rezervleri belirlenmemiştir. 2 milyon ton 4 milyon ton 1 milyon ton 20 milyon ton 1 610000 ton 14 milyon ton 1 milyon ton 9 milyon ton 1200 000 ton 2878000 ton 198532 ton 410 ton 192 453 777 ton 235797624 ton Kaynak: MTA TR51 alt bölgesinde mevcut olan başlıca madenler arasında; Alüminyum (Al), Bakır (Cu), Kurşun (Pb), Çinko (Zn), Demir (Fe), Grafit (Grf), Krom (Cr), Kuvars (Q), Kuvarsit (Qz), Manganez (Mn), Manyezit (Mag), Barit, Linyit, Fosfat, Dolomit bulunmaktadır. 63 Tablo 33. TR 52 Alt bölgesinde Maden Rezervleri Madenin Adı Bulunduğu Yer Konya Barit Akşehir(Cankurtaran),Hüyük(Aladağ) Alüminyum Seydişehir Magnezit Konya(Merkez) Çinko Bozkır(Üçpınar) Manganez Bozkır(Yelbeği-Işıklar),Hadim(Aladağ) Krom Beyşehir(Gencek) Linyit Ilgın Kükürt Karapınar Mermer Akşehir Sodyum Sülfat Cihanbeyli(Tersakan-Bolluk gölleri) Kurşun Demir Karaman Karaman Ayrancı Sarıveliler Karaman Karaman, Ermenek, Sarıveliler Sarıveliler Ayrancı, Ermenek, Endüstriyel Hammaddeler: Kum-çakıl, tuz; yaklaşık 7,5 milyar ton rezerv, çimento ve kireç, kireç taşı, kil taşı, alçı taşı ve pomza mineralleri yönünden oldukça zengindir. Kömür: TR51 ve TR52 alt bölgesi kömür üretimi yönünden bazı ilçelerinde orta ölçekli ( ton) üretimler yapılmaktadır. 3.2.3. Su Kaynakları Yeryüzündeki tüm canlılar için yaşamın temel kaynağı olan su tüm canlılar için vazgeçilmezdir. Dünyamızın %70’i sularla kaplı olmasına rağmen, tatlı su kaynakları bunun yalnızca %2,5’idir. Bugün yeryüzü nüfusunun beşte biri su kaynaklarının yanlış kullanımı, kirlilik, alan kaybı gibi nedenlerden dolayı sağlıklı, temiz ve içilebilir suya sahip değil. Günümüzde yaklaşık 1,3 milyar kişi su sıkıntısı çekmekte. Gelecek 25 yılda bu sayının 2 katına çıkacağı tahmin ediliyor. Su talebinin son 25 yıl içinde %60 arttığı, bir ülkenin su zengini olabilmesi için kişi başına düşen yıllık ortalama su miktarının en az 10000m³ olması gerekirken, bu miktar Türkiye’de 1430 m³. Bu rakam, bilinenin aksine Türkiye’nin su zengini olmadığını gözler önüne seriyor. Türkiye’de su kaynaklarının korunması ve sürdürülebilir kullanımı yönünde çalışmalar yürütmelidir. Ülkemizde ve dünyada gelişmekte olan pek çok ülkede, su tasarrufu sağlanmasında, sulama projelerinin işletme-bakım faaliyetlerinin finansmanı ve sulama suyunun rasyonel kullanımı büyük önem taşımaktadır. Bu doğrultuda ülkemizde kamu sulama projelerinin işletme-bakım faaliyetlerinin finansmanı ve su dağıtımı konusunda sorumluluğun devredilerek çiftçilerin sulama tesislerine sahip çıkmaları ve su yönetimini devir alarak daha etkin bir su kullanımı gerçekleştirilmesi doğrultusunda "Su Kullanıcı Birlikleri" kurulmuştur. Türkiye’deki akarsuların büyük bölümü, ülke sınırları içinde doğar ve sona erer. Başta ülkenin en uzun akarsuyu Kızılırmak olmak üzere Yeşilırmak, Sakarya, Gediz, B. Menderes, K. Menderes, Seyhan ve Ceyhan Irmakları Türkiye’de doğar ve denize dökülür. 64 Türkiye’de, sulama, içme-kullanma ve endüstri suyu temini, hidroelektrik enerji üretilmesi ve taşkın koruma gayesiyle DSİ tarafından 730 adet baraj ve çok sayıda gölet yapılması planlanmıştır. 2003 yılı başı itibariyle 206 adet baraj ve 378 adet gölet inşa edilerek işletmeye açılmıştır. 93 adet barajın ve 129 adet göletin inşaatı ise halen devam etmektedir. Ayrıca, 3637 adet taşkın kontrol tesisi inşa edilmiştir. Halen programda yer alan projelerde ise çalışmalar çeşitli aşamalarda sürdürülmektedir. Türkiye'de bugün için kişi başına düşen kullanılabilir su potansiyeli, 1642 m3/yıl civarındadır. Türkiye'nin kişi başına kullanılabilir su varlığı, diğer bazı ülkeler ve dünya ortalaması ile karşılaştırıldığında su zengini olmayan ülkeler arasında yer aldığı görülmektedir. 2020 yılında nüfusumuzun 95 milyona ulaşacağı tahmininden hareketle kişi başına düşen kullanılabilir su miktarının 2020 yılında 1150 m3/yıl olacağı söylenebilir. Dünyadaki bazı ülkelerde kişi başına düşen yıllık su miktarı tabloda verilmiştir. 1053 sayılı kanun kapsamında Bakanlar Kurulu kararları ile yetkilendirilmiş olan DSİ Genel Müdürlüğü nüfusu 100000'i aşan şehirlerin içme, kullanma ve endüstri suyu temini projeleri çerçevesinde çalışmalarını sürdürmüş ve 2002 yılı sonu itibarıyle 15 ilde yaşayan yaklaşık 20 milyon insana içme suyu standartlarına uygun kalitede 2026 milyar m3 su sağlamıştır. DSİ tarafından temin edilen suyun yaklaşık olarak 1884 milyar m3/yıl'ı arıtma işleminden geçirildikten sonra tüketicilerin hizmetine sunulmuştur. Tablo 34. TR5 Batı Anadolu Bölgesi Yerüstü Suyu Potansiyeli (2005) Baraj Sedddemeli Doğal Gölet Akarsu Rez. Rezervuar İstatistiki Bölge Birimleri Göller Rez. Yüzeyleri Toplam Yüzeyleri Yüzeyleri (ha) (ha) (ha) (ha) (ha) 18.347 187 4.384,50 - 73.435,20 TR5 TR51 TR510 Ankara 50.516,70 167.640 2.752 632 71 6.797 177.892 TR52 TR521 Konya 3.601 920 10 103 4.634 TR522 Karaman 221.757,7 22.019,0 829,0 4.558,5 6.797,0 255.961,2 TR5 Kaynak: DSİ Tablo 35. TR5 Batı Anadolu Bölgesi Yeraltı Suyu Potansiyeli (2005) Emniyetli Olarak Fiili Tüketilen İstatistiki Bölge Birimleri Kullanılabilir Yıllık Su (hm3/yıl) Su (hm3/yıl) 196,00 176,27 TR5 TR51 TR510 Ankara 1.150,00 1.250,00 TR52 TR521 Konya 182,00 350,00 TR522 Karaman 1.528,0 1.776,27 TR5 Toplam (hm3/yıl) 372,27 2.400,00 532,00 3.304,27 Kaynak: DSİ 3.2.4. Çayır ve Mera Alanları TR52 alt bölgesi, TR5 içerisinde en fazla çayır ve mera alanına sahiptir. Toplam mera alanlarının yaklaşık %70,’ine sahiptir. Ancak çayır ve meralarda verimler düşüktür. 65 Tablo 36. TR 5 Batı Anadolu Bölgesinde Çayır ve Mera Alanları (2004) İstatistiki Bölge Birimleri Çayır Mera Alanları (ha) 430777 TR51 TR510 Ankara 709894 TR52 TR521 Konya 319190 TR522 Karaman 1030666 TR52 1020884 TR5 Batı Anadolu Bölge Toplamı 21505168 Türkiye Toplamı Kaynak: Tarım İl Müdürlüğü 3.2.5. Ormanlık ve Fundalık Aşağıdaki tabloda Batı Anadolu Bölgesine ait illerdeki orman ve fundalık alanlar hektar bazında verilmiştir. Bölge illerinden Konya orman varlığıyla birinci Ankara ikinci ve Karaman üçüncü sırada yer alır. Türkiye orman alanlarının %4.62’si Bölgede bulunmaktadır. Tablo 37. TR 5 Batı Anadolu Bölgesinde Orman ve Fundalık Alanları (2004) İstatistiki Bölge Birimleri Orman Alanları (ha) TR51 TR510 Ankara TR521 Konya TR522 Karaman TR52 TR5 Batı Anadolu Bölgesi Türkiye 357961 506426 209292 715718 1073679 23227975 3.3. İnsan Kaynakları TR5 Batı Anadolu Bölgesi insan kaynakları aşağıdaki tabloda gösterilmiştir. İnsan kaynaklarını en yoğun olduğu bölge ili Ankara’dır ve %49.42 kadın-ve %50.58 erkek oranına sahiptir. Tablo 38. Türkiye ve TR5 Batı Anadolu Bölgesinde İnsan Kaynakları (2000) İstatistiki Bölge Birimleri TR5 TR51 TR52 TR510 TR521 TR522 Toplam 4.007.860 820.932 82.402 903.334 4.911.194 67.803.927 Ankara Konya Karaman TR52 TR5 Türkiye Kaynak: TÜİK 66 Erkek Kadın 2.027.105 512.856 43.648 556.504 2.583.609 34.346.735 1.980.755 308.076 38.754 346.830 2.327.585 33.457.192 Tablo 39. Türkiye ve TR5 Batı Anadolu Bölgesinde Sektörler Bazında Kadın-Erkek Oranı Sektörler C TR51 TR52 Bölgesi TR52 TR5 TR5/TR Türkiye Bölgesi Alt Batı % Anadolu Ankara Konya Karaman Bölge Toplamı Bölgesi Ziraat, Avcılık, 29272 262106 359840 6,61 5443771 E 97734 232834 Ormancılık ve Balıkçılık Madencilik ve Taş Ocakçılığı İmalat Sanayii Elektrik, Gaz ve Su İnşaat Toptan ve Perakende Ticaret Lokanta ve Oteller Ulaştırma, Haberleşme ve Depolama Mali Kurumlar,Sigorta Taşınmaz Mallara Ait İşler ve Kurumları,Yardımcı İş Hizmetleri Toplum Hizmetleri, Sosyal ve Kişisel Hizmetler İyi Tanımlanmamış Faaliyetler K 125754 279617 4396 1389 E 33735 313352 439106 6,16 7133056 1057 2446 6842 7,33 93336 19,49 2699 510 14 2 16 526 E 145483 K 20320 66267 7260 73527 219010 4103 2262 6365 26685 4,28 624180 E 11991 2459 211 2670 14661 16,33 89771 K 2197 67 8 75 2272 27,11 8381 E 84687 31405 3356 34761 119448 K 2987 192 14 206 3193 E 159174 K 31166 53595 4813 58408 217582 2816 415 3231 34397 9,97 344938 E 64537 18261 1642 19903 84440 10,69 790131 K 8 211 641 53 694 8905 14,11 63124 E 82202 13115 1133 14248 96450 17,72 544226 38971 2487 249 2736 41707 15,80 263900 E 357312 K 137389 93195 9398 102593 459905 12,84 3581234 18105 2007 20112 157501 16,33 964301 E 2960 336 26 362 3322 11,75 28277 K 718 34 9 43 761 13,26 5738 K 8,26 2651993 10,15 1176827 16,44 19419 10,04 2167839 K Kaynak: TÜİK Türkiye ve TR5 Batı Anadolu Bölgesinde Sektörler Bazında Kadın-Erkek Oranı incelendiğinde ise; Türkiye, ziraat, avcılık, ormancılık ve balıkçılık sektörünün %6.61 erkek ve %6.16 kadın oranında bölgede istihdam edilmektedir. 67 3.4. Fiziki Sermaye Kaynakları Bölge fiziki sermaye kaynaklarından tarım alet ve makinaları mevcudu aşağıdaki tablodadır. Bölgede tarım alet ve makine sanayi gelişmiş durumdadır. Başlıca aletler; sulama ve drenaj amaçlı tarla içi şebekeler, süt sağma makineleri, kombine biçer döverler, tarımsal işlemler için gerekli tarımsal makineler, traktörler, ürün toplama-soğutma ve işleme tesisleri v.b’dir. Tablo 40. TR5 Batı Anadolu Bölgesi Bazı Tarım Alet ve Makine Varlığı (2004) Tarım Alet ve Makineleri Ankara Konya Karaman TR5 Toplam Traktörler 28836 45206 10307 84349 Kulaklı Traktör Pulluğu 29157 36976 13729 79862 1037 2120 792 1013 4474 5978 10452 9 42 51 267 747 1014 8 2817 2825 16449 27013 12 1 13 8941 12865 21806 263 1759 4 10 116 224 63 20 83 11 11 Kulaklı Anız Pulluğu Biçerdöver Diskli Tırmık Taş Toplama Makinası Toprak Tesviye Makinası Set Yapma Makinası Kimyevi Gübresi Dağıtma Makinası Fide Dikim Makinası Sap Döver ve Harman Makinası Pancar sökme mak Ürün Kurutma Makinası Mısır Silaj Makinası Ot Silaj Makinası Mısır Hasat Makinası 3157 189 2539 957 1994 46001 2979 14 12 Yem Hazırlama Makinası 906 661 Sap Parçalama Makinası 14 111 125 Sırt Pulverizatörü 4083 20016 24099 Yağmurlama Tesisi 5832 23719 Damla Sulama Tesisi 550 156 706 Süt Sağım Tesisi (Sabit) 375 75 450 2469 5502 7971 29529 52876 11782 94187 7341 4268 987 12596 141527 244186 46303 432016 Seyyar Süt Sağım Makinası Tarım Arabası (Römork) Su Tankeri Toplam Kaynak: Tarım İl Müdürlüğü BÖLÜM 4 68 96 352 5705 1663 35256 4. BÖLGENİN TARIMSAL DURUMU 4.1. Arazi Dağılımı 4.1.1. Arazinin Kullanım Biçimlerine Göre Dağılımı Tablo 41. İstatistiki Bölge Birimleri TR510 Ankara TR521 Konya TR522 Karaman TR52 Alt Bölgesi TR5Batı Anadolu Türkiye ve TR5 Batı Anadolu Bölgesinde Arazilerin Kullanım Biçimlerine Göre Dağılımı (2004) Tarım Çayır Orman Tarım Dışı Toplam Yüzölçümü Alanı Mera Fundalık Alan ha % ha % ha % ha % ha % 1284000 49,95 430777 16,76 357961 13,93 497862 19,36 2570600 100,00 2659890 63,80 709894 17,03 506426 12,14 293190 7,03 4169400 100,00 345552 36,79 310990 33,11 209292 22,28 73493 7,82 939327 100,00 3005442 58,83 1020884 19,98 715718 14,01 366683 7,18 5108727 100,00 4289442 55,86 1451661 18,90 1073679 13,98 864545 11,26 7679327 100,00 15,29 6,75 4,62 16,91 9,86 28053507 36,01 21505168 27,61 23227975 29,82 5113050 6,56 77899700 100,00 TR5/TR (%) Türkiye Kaynak: TUİK-Tarım İl Müdürlüğü TR5 Batı Anadolu Bölgesi, Türkiye yüzölçümünün %’9,86 sını oluşturmaktadır. Türkiye tarım alanlarının %15,29’u, çayır-mera alanlarının %6,75, orman alanlarının %4,62’si ve tarım dışı alanlarının %16,91’i Batı Anadolu Bölgesi bölgesinde bulunmaktadır. TR5 Batı Anadolu Bölgesinde, bölge toplam yüzölçümünün %55,86’sını tarım alanları teşkil etmekte olup, Türkiye ortalamasının (%36,01) oldukça üzerindedir. Bu dağılım bölgede tarımın önemli bir potansiyel oluşturduğunu göstermektedir. TR51 alt bölgesi %49,95’ini,TR52 alt bölgesi ise %58,83’ünü teşkil etmekte olup en fazla tarım alanı %63,80 ile Konya iline aittir. TR5 Batı Anadolu Bölgesinde %18,90 olan çayır mera alanları, Türkiye ortalamasından (%27,61) düşüktür. Bölgede toplam çayır mera alanı içinde en zengin il Karaman (%33,11) dır. TR5 Batı Anadolu Bölgesinde %13,98 olan orman ve fundalık alanları, Türkiye ortalamasından (%29,82) düşüktür. Bölgede toplam orman ve fundalık alanı içinde en zengin il Karaman (%22,28) dır. TR5 Batı Anadolu Bölgesi arazi dağılımı oransal olarak incelendiğinde, tarım alanı Türkiye ortalamasına göre yüksek, çayır mera ve orman fundalık alanı ise düşüktür. 4.1.2. Toprak Yapısı ve Arazinin Kullanım Kabiliyetlerine Göre Dağılımı Ana madde, iklim, topografya, bitki örtüsü ve zamanın etkisi ile çeşitli büyük toprak grupları oluşmuştur. Büyük toprak gruplarının yanı sıra toprak örtüsünden ve profil gelişmesinden yoksun bazı arazi tipleri de görülmektedir. Tablo 42. TR5 Batı Anadolu Bölgesi Kullanım Kabiliyeti ve Toprak Sınıflarına Göre Arazi Dağılımı (ha) 69 İstatistiki Toprak Sınıfı Bölge Birimleri I II III IV V VI TR51 183860 321226 397589 251289 31715 84612 TR52 663515 476799 610308 498298 15300 518664 TR5 847375 798025 1007897 749587 47015 603276 17 12 14 10 37 6 TR5/TR(%) Türkiye 4987705 6663877 7193839 7364506 125967 10752602 VII VIII 13710 550941 1529579 459596 1543289 459596 4 0,49 35698154 93340671 Kaynak : KHGM 4.2. Sulama Potansiyeli (Tarım Arazilerinin Sulanabilirlik Durumu) Sulanan alanın sulanabilir alana oranı %28,85’dir. Sulanabilir alanın 1.424.649 ha sulanmamaktadır. Tablo 43. Türkiye ve TR5 Batı Anadolu Bölgesi Alt Bölgeleri Bazında Durumlarının Karşılaştırılması (2004) İstatistiki Bölge Tarım Sulanabilir Devlet Sulaması Halk Birimleri Arazisi Arazi (ha) Sulaması (ha) (ha) (ha) KHGM DSİ Sulanabilme Toplam Sulanan Arazi (ha) Sulanabilir arazinin sulama oranı (%) TR51 TR510 Ankara TR521 Konya TR52 TR522 Karaman 1284000 2659890 345552 193837 1648152 160508 25204 90059 27505 29200 197680 51000 38736 53464 65000 93140 341203 143505 48,05 20,70 89,41 TR52 Alt Bölgesi 3005442 1808660 117564 248680 118464 484708 26,80 TR5 Batı Anadolu Türkiye 4289442 28053507 2002497 142768 277880 157200 577848 8500000 1100000 2800000 1000000 4900000 28,86 57,65 Kaynak: Tarım İl Müdürlüğü TR5 Batı Anadolu Bölgesinde ekonomik olarak toplam sulanabilir alan 2.002.497 ha. olup, bunun ancak %28,86’sı sulanmaktadır. Alt bölgeler itibariyle sulanabilir arazisi en fazla sulanan Karaman ili olup, sulanabilir arazisinin %89,41’i sulanmaktadır. 4.3. Tarımsal Yapı ve Üretim Sistemi TR5 Batı Anadolu Bölgesinde tarımsal üretim sistemleri konusu içerisinde tarımsal işletmeler, faaliyet alanlarına, arazi kullanım durumlarına, işletme büyüklüklerine ve arazi tasarruf şekillerine göre incelenmiştir. 70 Tablo 44. TR5 Batı Anadolu Bölgesinde Tarımsal Üretim ve Arazi Durumu (2001) Arazi Toplam Bitkisel ve Hayvansal Yalnız Bitkisel Büyüklüğü Üretim Yapan Üretim Yapan (da) İşletme Arazi İşletme Arazi İşletme Arazi Sayısı Miktarı Sayısı Miktarı Sayısı Miktarı (da) (da) (da) Arazisi 0 0 0 0 0 Olmayan 3943 <5 4032 9828 2301 5441 1730 4387 5-9 5238 33182 2378 15139 2825 17844 10-19 12357 174525 7665 109404 4548 63681 20-49 29026 978573 18215 597007 10665 375102 50-99 29546 2101136 18158 1276933 11388 824202 100-199 43497 6114385 28064 3873399 15399 2236933 200-499 28646 7743207 18215 4777304 10429 2965903 500-999 3763 2535826 1964 1267919 1799 1267908 1000-2499 460 533312 401 442624 60 90688 5000< 5 811944 5 811944 0 0 Toplam 160513 21035918 97366 13177114 58843 7846648 Yalnız Hayvansal Üretim Yapan Hayvan Sayısı İşletme Sayısı Küçükbaş Arazi Miktarı (da) 3943 0 36 144 146 0 34 0 0 0 0 4303 199 1437 6465 0 4053 0 0 0 0 12154 337543 16154 20351 146611 236703 361735 690496 749528 71305 85110 27475 2743011 Büyükbaş 9489 3893 8091 27016 63534 68752 151714 108437 19296 5050 2613 467885 Kaynak: TÜİK 2001 Genel Tarım Sayımı Tarımsal İşletmeler (hane halkı) Anketi sonucuna göre Türkiye’de toplam 3.076.650 adet tarımsal işletmenin %67,42'sinde hem bitkisel üretim hem de hayvan yetiştiriciliği, %30,22'sinde yalnız bitkisel üretim, %2,36'sında ise yalnız hayvan yetiştiriciliği yapılmaktadır. Mevcut işletmelerin büyük çoğunluğu, ekonomik işletmecilikten uzak, orta ölçekli veya küçük aile işletmeciliği tarzındadır. Verim kontrolleri ve kayıt işlemleri genelde yapılmadığından ıslah faaliyetleri ve üretim planlamaları yapılamamaktadır. Çok sayıdaki küçük aile işletmeleri eğitim ve teknik elemandan yoksundur ve de kaliteli üretim yapılamamaktadır. Bu işletmeler, devletin işletmelere hizmet etkinliğini düşürmektedir. Bölgesel bazda optimum işletme büyüklükleri tespit edilmelidir. Bu ölçü yetiştirici birliklerine üye olma ile devletin teşvik, kredi ve damızlık dağıtımında kriter olarak kullanılmalıdır. Bölgede tarımsal işletmelerin büyük bir bölümü 100-199 dekar arası işletmeler şeklinde faaliyetlerini sürdürmektedirler. Tablo 44’de görüldüğü gibi TR5 Batı Anadolu Bölgesinde 100-199 dekar arası arazi büyüklüğüne sahip işletme sayısı 43.497 adet olup, bu işletmelere ait toplam arazi miktarı 6.114.385 dekardır. TR5Batı Anadolu Bölgesindeki işletme başına düşen arazi büyüklüğü 131 dekardır. 2001 yılı Genel Tarım Sayımında Türkiye’de işletme başına düşen arazi varlığı 61 dekar olup bölge yaklaşık olarak işletme başına düşen arazi büyüklüğü 71 bakımından Türkiye ortalamasının iki katından fazla bir miktara sahiptir. Avrupa Birliğinde ise işletme başına düşen arazi büyüklüğü 197 dekar olup Türkiye ortalamasından yaklaşık 3,2 kat daha büyüktür. Bölgede toplam işletmelerin % 60,66’sında bitkisel ve hayvansal üretim birlikte yapılmakta olup %36,66’sında yalnız bitkisel üretim, %2,68’inde ise sadece hayvansal üretim yapan işletmeler bulunmaktadır. Tablo 45.TR 51 Batı Anadolu Alt Bölgesi Ankara İlinde Tarımsal Üretim ve Arazi Durumu (2001) Arazi Büyüklüğü (da) Arazisi Olmayan <5 5-9 10-19 20-49 50-99 100-199 200-499 500-999 1000-2499 5000> Toplam Bitkisel ve Hayvansal Üretim Yapan Toplam İşletme Sayısı Arazi Miktarı (da) Yalnız Bitkisel Üretim Yapan Arazi Miktarı (da) İşletme Sayısı Arazi Miktarı (da) İşletme Sayısı Yalnız Hayvansal Üretim Yapan İşletme Sayısı Hayvan Sayısı Arazi Miktarı (da) Küçükbaş Büyükbaş 2515 0 0 0 0 0 2515 0 278467 6197 131 446 3514 4152 7946 13901 9005 1503 285 2 43400 466 2540 54826 145342 582635 2029062 2462606 908822 357111 157461 6700871 90 383 2801 2510 4900 9149 6456 1027 226 2 27544 326 2161 45587 88113 354562 1320167 1751768 611780 266423 157461 4598348 41 28 695 1622 3047 4752 2548 476 60 0 13269 140 180 9057 56291 228073 708895 710839 297043 90688 0 2101206 0 36 18 20 0 0 0 0 0 0 2589 0 199 181 937 0 0 0 0 0 0 1317 0 2138 29559 8435 101570 106533 260528 12078 9009 8064 816381 427 2513 17606 16366 26340 83147 35908 11892 3502 1101 204999 Kaynak: TÜİK TR51 Ankara alt bölgesinde tarımsal işletmelerin büyük bir bölümü 100-199 dekar arası işletmeler şeklinde faaliyetlerini sürdürmektedirler. Tablo 45’de görüldüğü gibi TR51 Ankara alt bölgesinde 100-199 dekar arası arazi büyüklüğüne sahip işletme sayısı 13.901 adet olup, bu işletmelere ait toplam arazi miktarı 2.029.062 dekardır. İşletme başına düşen arazi büyüklüğü 154 dekardır. TR51 Ankara alt bölgesinde toplam işletmelerin % 63,46’sında bitkisel ve hayvansal üretim birlikte yapılmakta olup %30,57’sinda yalnız bitkisel üretim, %5,9’unda ise sadece hayvansal üretim yapan işletmeler bulunmaktadır. 72 Tablo 46.TR521 Batı Anadolu Alt Bölgesi Konya İlinde Tarımsal Üretim ve Arazi Durumu (2001) Arazi Büyüklüğü (da) Arazisi Olmayan <5 5-9 10-19 20-49 50-99 100-199 200-499 500-999 1000-2499 5000> Toplam Bitkisel ve Hayvansal Üretim Yapan Toplam İşletme Sayısı Arazi Miktarı (da) İşletme Sayısı Arazi Miktarı (da) Yalnız Bitkisel Üretim Yapan İşletme Sayısı Yalnız Hayvansal Üretim Yapan Arazi Miktarı (da) İşletme Sayısı Hayvan Sayısı Arazi Miktarı (da) Küçükbaş Büyükbaş 969 0 0 0 0 0 969 0 13722 2549 3367 3448 6802 19102 18524 26722 18271 2153 175 3 99536 7917 21816 94165 645691 1306012 3682115 4880462 1567991 176201 654483 13036853 1993 1194 3337 11740 11414 17050 11079 937 175 3 58922 4614 8056 44958 379734 791399 2292161 2834192 656139 176201 654483 7841937 1373 2255 3339 7236 7110 9637 7192 1216 0 0 39358 3303 13760 47950 260430 514612 1385901 2046270 911852 0 0 5184078 0 0 126 126 0 34 0 0 0 0 1255 0 0 1256 5528 0 4053 0 0 0 0 10837 2503 5882 82755 121196 194338 455208 457817 59227 76101 19411 1488160 3466 5015 8045 40199 36475 64152 65375 7404 1548 1512 235740 Kaynak: TÜİK TR521 Konya alt bölgesinde tarımsal işletmelerin büyük bir bölümü 100-199 dekar arası işletmeler şeklinde faaliyetlerini sürdürmektedirler. Tablo 53 ’de görüldüğü gibi TR521’deki 100-199 dekar arası arazi büyüklüğüne sahip işletme sayısı 26.722 adet olup, bu işletmelere ait toplam arazi miktarı 3.682.115 dekardır.İşletme başına düşen arazi büyüklüğü 131 dekardır. TR521 Konya alt bölgesinde toplam işletmelerin % 59,19’unda bitkisel ve hayvansal üretim birlikte yapılmakta olup %39,54’ünda yalnız bitkisel üretim, %1,27’sinde ise sadece hayvansal üretim yapan işletmeler bulunmaktadır. 73 Tablo 47. TR522 Batı Anadolu Alt Bölgesi Karaman İlinde Tarımsal Üretim ve Arazi Durumu (2001) Arazi Büyüklüğü (da) Arazisi Olmayan <5 5-9 10-19 20-49 50-99 100199 200499 500999 Toplam Bitkisel ve Hayvansal Üretim Yapan Toplam İşletme Sayısı Arazi Miktarı (da) İşletme Sayısı Arazi Miktarı (da) Yalnız Bitkisel Üretim Yapan İşletme Sayısı Arazi Miktarı (da) Yalnız Hayvansal Üretim Yapan Hayvan Sayısı İşletme Sayısı Küçükbaş Büyükbaş 459 0 0 0 0 0 459 45354 743 534 1344 2041 5772 3076 1445 8826 25534 187540 212489 218 801 1527 3965 1844 501 4922 18859 129160 130972 316 542 514 1807 1231 944 3904 6674 58381 81517 0 0 0 0 0 13651 12331 34297 107072 65827 563 1365 6969 5937 2874 403208 1865 261071 1010 142137 0 128755 4415 1370 400139 680 191344 689 208794 0 31183 7154 107 59013 0 0 107 59013 0 0 0 17577 1298194 10900 736829 6216 561364 459 438470 27146 Kaynak: TÜİK TR522 Karaman alt bölgesinde işletmelerin büyük bir bölümü 20-49 dekar arası işletmeler şeklinde faaliyetlerini sürdürmektedirler. Tablo 47 ’de görüldüğü gibi 20-49 dekar arası arazi büyüklüğüne sahip işletme sayısı 5.772 adet olup, bu işletmelere ait toplam arazi miktarı 187.540 dekardır. TR522 Karaman alt bölgesinde işletme başına düşen arazi büyüklüğü 74 dekardır. TR522 Karaman alt bölgesinde toplam işletmelerin % 62,01’inda bitkisel ve hayvansal üretim birlikte yapılmakta olup %35,37’sinde yalnız bitkisel üretim, %2,62’sında ise sadece hayvansal üretim yapan işletmeler bulunmaktadır. 74 Tablo 48. TR5 Batı Anadolu Bölgesinde Tarımsal Üretim ve Arazi Durumu ve Türkiye Kıyaslaması (2001) Yalnız Bitkisel ve Hayvansal Yalnız Bitkisel Toplam Hayvansal Hayvan Sayısı Üretim Yapan Üretim Yapan Üretim Yapan İstatistiki Bölge Birimleri Arazi Arazi Arazi Arazi İşletme İşletme İşletme İşletme Miktarı Miktarı Miktarı Miktarı Küçükbaş Büyükbaş Sayısı Sayısı Sayısı Sayısı (da) (da) (da) (da) 43400 6700871 27544 4598348 13269 2101206 2589 1317 816381 204999 TR51 TR510 Ankara 99536 13036853 58922 7841937 39358 5184078 1255 10837 1488160 235740 TR521 Konya TR52 17577 1298194 10900 736829 6216 561364 459 0 438470 27146 TR522 Karaman 117113 14335047 69822 8578766 45574 5745442 1714 10837 1926630 262886 TR52 160513 21035918 97366 13177114 58843 7846648 4303 12154 2743011 467885 TR5 5,22 11,41 4,69 9,88 6,33 15,54 5,92 2,81 9,96 4,20 TR5/TR % 3076650 184348232 2074439 133438277 929582 50477939 72629 432014 27551003 11147438 Türkiye Kaynak: TÜİK TR5 Batı Anadolu Bölgesinde toplam 160.513 işletmenin 43.400’ü Ankara’da, 99.536’sı Konya’da, 17.577’side Karaman’da bulunmaktadır. Bölgede 97.366 işletmede Bitkisel ve Hayvansal Üretim birlikte yapılmakta olup buda %60,66’ya tekabül etmektedir. Türkiye’deki işletmelerin %5,22’si, arazinin ise %11,41’i bölgededir. Bitkisel ve hayvansal üretimi birlikte yapan işletmelerin %4,69’u, yalnız bitkisel üretim yapan işletmelerin %6,33’ü ve yalnız hayvansal üretim yapan işletmelerin %5,92’si TR5 Batı Anadolu Bölgesinde bulunmaktadır. Küçükbaş hayvan sayısının 29,76’sı büyükbaş hayvanın %43,81’i TR51 alt bölgesinde, küçükbaş hayvan sayısının 70,23’ü büyükbaş hayvanın %56,19’i TR52 alt bölgesinde yetiştirilmektedir. Türkiye küçükbaş hayvan varlığının %9,96’sı büyükbaş hayvan varlığının ise %4,20’si bölgede yetiştirilmektedir. 75 4.3.1. Örtü Altı Sera Alanları Bölgenin seracılık ve örtü altı yetiştiricilik potansiyeli aşağıdaki tabloda görüldüğü gibi bölgedeki örtü-altı alanı 336,251 dekardır. Tablo 49. TR5 Batı Anadolu Bölgesi ve Türkiye’de Yıllar İtibariyle Örtü-Altı Alanların Dağılımı (da - 2004) İstatistiki Bölge Birimleri Cam Plastik Yüksek Alçak Toplam Kapalı Sera Sera Plastik Plastik Alanı Alanı Tünel Alanı Tünel Alanı Alan 0 135,887 20,964 5 161,851 TR51 TR510 Ankara 0 90,1 53,3 31 174,4 TR52 TR521 Konya TR522 Karaman 90,1 53,3 31 174,4 TR52 225,987 74,264 36 336,251 TR5 Batı Anadolu Bölgesi 71604 178763 62179 184113 496659 T ü r k i y e Kaynak:Tarım İl Müdürlükleri Tablo 50. TR5 Batı Anadolu İlleri Bazında Örtü-Altı Sebze Ekiliş Üretimleri (2004) İstatistiki Bölge Birimleri Meyvesi Yenen Yaprağı Baklagil Sebzeler Yenen Sebzeleri Sebzeler Ekiliş Üretim Ekiliş Üretim Ekiliş Üretim Alanı Alanı Alanı (ton) (da) (ton) (da) (ton) (da) 141,62 1300,75 19,23 50,25 1 3 TR51 TR510 Ankara 146,2 1427,5 23,5 127,535 4,7 6,9 TR52 Konya Karaman 146,2 1427,5 23,5 127,535 4,7 6,9 TR52 287,82 2728,25 42,73 177,785 5,7 9,9 TR5 Batı Anadolu Bölgesi Kaynak:Tarım İl Müdürlükleri Alanları ve Toplam Ekiliş Alanı (da) 161,851 174,4 174,4 336,251 Üretim (ton) 1354 1561,935 1561,935 2915,935 Buradan anlaşılacağı üzere TR 5 Batı Anadolu Bölgesinde meyvesi yenen sebzelerin üretim miktarı 2728,25 ton, yaprağı yenen sebzelerin üretimi 177,785 ton ve Baklagil sebzelerinin üretim miktarı ise 9,9 tondur. 4.4. Tarımsal Üretim 4.4.1. Bitkisel Üretim TR5 Batı Anadolu Bölgesinde üretilen tarla bitkileri, sebze, meyve, yem bitkileri ve süs bitkileri üretimleri incelenmiştir. 76 Tablo 51. TR5 Batı Anadolu Bölgesi Tarım Arazilerinin Dağılımı (ha) (2004) İşlenen Tarla Toplam İstatistiki Bölge Birimleri Alanı Sebzelikler Meyvelikler Tarım Alanı Ekilen Nadas 1284000 890269 320801 45873 27057 TR51 TR510 Ankara 2659890 1377835 1215975 22952 43128 TR52 TR521 Konya 344672 263397 32231 9298 39746 TR522 Karaman 3004562 1641232 1248206 32250 82874 TR52 2531500 1569007 78123 109931 TR5 Batı Anadolu Bölgesi 16 14 32 10 7 TR5/TR (%) 26367255 18103934 4956378 805237 1557706 Türkiye TR 5 Batı Anadolu Bölgesi, Türkiye toplam tarım alanının %16’sını, ekilen alanlarının %14’ünün, nadas alanlarının %32’sini, sebze alanlarının %10’unu ve meyve alanlarının %7’sini oluşturur. 4.4.1.1. Tarla Bitkileri Üretimi Ülkemizde tarla bitkileri tarımı oldukça geniş değişik bir biyolojik yapıya sahiptir. Her ülkede bu kadar geniş çeşitlilik gösteren tarla kültürünü bulabilmek mümkün değildir. Tablo 52. Türkiye'de, AB Ülkelerinde ve Dünyada Önemli Bazı Tarla Bitkilerinin Ekiliş Alanlarının Kıyaslaması (2003) TR/AB TR/Dünya Tarla Bitkileri Türkiye * AB ** Dünya ** (%) (%) Arpa 3.400.000 10.623.856 57.237.857 32,0 5,9 Buğday 9.100.000 17.132.983 208.765.010 53,1 4,4 Tahıllar Ekiliş Alanları Mısır (dane) 560.000 4.397.737 142.685.295 12,7 0,4 (ha) Yulaf 130.000 2.066.305 12.553.292 6,3 1,0 Çavdar 140.000 872.014 6.932.622 16,1 2,0 Bakla 17.000 240.282 2.632.353 7,1 0,6 Baklagiller Ekiliş Alanları Nohut 630.000 87.194 10.374.133 722,5 6,1 (ha) Fasulye 162.000 48.032 27.148.787 337,3 0,6 637.000 441.900 32.167.954 144,2 2,0 End. Bitkileri Pamuk (Çiğit) Ekiliş Alanları Tütün 183.610 124.126 3.938.073 147,9 4,7 (ha) Şeker Pancarı 315.303 1.777.990 85.864.776 17,7 0,4 Yağlı Ayçiçeği 545.000 1.747.839 22.332.614 31,2 2,4 Tohumlar Susam 44.000 280 6.565.524 15.714,3 0,7 Ekiliş Alanları 28.000 740 26.462.857 3.783,8 0,1 (ha) Yerfıstığı 82.000 103.717 3.011.081 79,1 2,7 Yumrulu Bit. Soğan Ekiliş Alanları Sarımsak 11.500 32.898 1.142.052 35,0 1,0 (ha) Patates 195.000 1.237.635 18.896.832 15,8 1,0 Kaynak:* TÜİK ve ** Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Türkiye, AB ve Dünya ile karşılaştırıldığında tarla bitkileri ekilişinin önemli bir yeri olduğu ortaya çıkmaktadır. Özellikle nohut, fasulye, pamuk, tütün, susam ve yerfıstığı ekiliş alanımız AB toplamından bile daha fazladır. Bununla birlikte, toplam tahıl ve yağlı tohumlu bitkiler ekilişimiz AB ekilişinin 1/3’ü iken toplam baklagiller ekiliş alanımız AB toplam ekiliş 77 alanının 3 katıdır. Yumrulu bitkilerde ise 1/5’i nispetindedir. Toplamda AB üretiminin %40’ı düzeyinde olan tarla bitkileri ekiliş alanımız dünya üretiminin %2,6’sını teşkil etmektedir. Tablo 53. Türkiye'de, AB Ülkelerinde ve Dünyada Önemli Bazı Tarla Bitkilerinin Üretim Miktarlarının Kıyaslaması (2003) TR/Dün TR/AB Tarla Bitkileri Türkiye * AB ** Dünya ** ya (%) (%) Arpa 8.100.000 46.512.099 141.503.090 17,4 5,7 Tahıllar Buğday 19.000.000 91.099.082 556.348.627 20,9 3,4 Üretim Mısır (dane) 2.800.000 33.667.379 638.043.432 8,3 0,4 Miktarları Yulaf 270.000 6.703.039 26.268.713 4,0 1,0 (ton) Çavdar 240.000 3.190.384 14.850.509 7,5 1,6 Bakla 33.000 566.959 4.033.346 5,8 0,8 Baklagiller Üretim Nohut 600.000 73.534 7.122.650 815,9 8,4 Miktarları (ton) Fasulye 250.000 76.326 19.038.458 327,5 1,3 Pamuk (Çiğit) 637.000 1.593.600 56.097.090 40,0 1,1 End. Bitkileri Üretim Miktarlrı Tütün 183.610 314.244 6.194.666 58,4 3,0 (ton) Şeker Pancarı 315.303 105.744.868 233.487.073 0,3 0,1 800.000 2.689.122 27.740.270 29,7 2,9 Yağlı Tohumlar Açiçeği Üretim Susam 22.000 1.786 2.942.494 1.231,8 0,7 Miktarları (ton) Yerfıstığı 85.000 2.112 35.658.427 4.024,6 0,2 Soğan 1.750.000 3.781.487 52.546.545 46,3 3,3 Yumrulu Bit. Üretim Sarımsak 98.000 268.334 13.696.311 36,5 0,7 Miktarları (ton) Patates 5.300.000 41.506.825 310.810.336 12,8 1,7 Kaynak:* TÜİK ve ** Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Ekiliş alanı olarak AB karşılaştırmalarında dikkat çeken yüksek oranlar, ne yazık ki üretim de buna paralel seyretmemekte ve tablodan da izlenebileceği üzere yarıya yakın oranlarda düşüş göstermektedir. Dünya geneli ile karşılaştırıldığında önemli bir farklılık görülmese de, kalkınmış ülkelere nazaran Ülkemizde tarla bitkileri üretiminde verim düzeyinin düşüklüğü, bu değerlerden açıkça görülebilmektedir. Tablo 54. TR5 Batı Anadolu Bölgesi ve Türkiye Tarla Bitkileri Ekiliş Alanları (ha) (2004) Endüstri Yağlı Yumrulu İLLER Tahıllar Baklagiller Toplam Bitkileri Tohumlar Bitkiler 807579 19020 9594,3 21250 1066 858509,3 Ankara 807579 19020 9594,3 21250 1066 858509,3 TR51 1194980 78305 62596 10761 6633 1353275 Konya 214771 27537 5831 1890 1682 251711 Karaman 1409751 105842 68427 12691 13821 1610532 TR52 2217330 124862 78021,3 33941 14887 2469041 TR5 Batı Anadolu Bölgesi 16,03 9,41 6,30 5,35 5,47 14,27 TR5/TR (%) 13832585 1326350 1238352 634865 272140 17304292 Türkiye Kaynak: TÜİK TR 5 Batı Anadolu Bölgesi, Türkiye tahıl ekiliş alanının %16,03’ü, baklagil ekiliş alanının %9,41’ini, endüstri bitkileri ekiliş alanının %6,30’unu, yağlı tohumlar ekiliş alanının %5,35’ini ve yumrulu bitkiler ekiliş alanının %5,47’sini oluşturur. 78 Tablo 55. TR5 Batı Anadolu Bölgesi ve Türkiye Tarla Bitkileri Üretim Miktarları (ton) (2004) Endüstri Yağlı Yumrulu İstatistiki Bölge Birimleri Tahıllar Baklagiller Toplam Bitkileri Tohumlar Bitkiler 1999239 16975 419237 16328 20989 2472768 TR51 TR510 Ankara 3076407 98615 2665906 14167 150910 6006005 TR52 TR521 Konya 620432 54571 267316 3255 43136 988710 TR522 Karaman 5696078 170161 3352459 33750 215035 9467483 TR52 5696078 170161 3352459 33750 215035 9467483 TR5 Batı Anadolu Bölgesi 16,30 10,38 22,86 1,35 3,04 15,83 TR5/TR (%) 33957910 1583800 14667728 2501419 7084000 59794857 Türkiye Kaynak: TÜİK ve Tarım İl Müdürlüğü TR 5 Batı Anadolu Bölgesi, Türkiye tahıl üretiminin %16,30’unu, baklagil üretiminin %10,38’ini, endüstri bitkileri üretiminin %22,86’sını, yağlı tohumlar üretiminin %1,35’ini ve yumrulu bitkiler üretiminin %3,04’ünü oluşturur. Tablo 56. TR5 Batı Anadolu Bölgesinde Öncelikli Tarla Ürünleri Ekiliş Alanları (ha) (2004) Şeker İstatistiki Bölge Birimleri Buğday Arpa Mısır Nohut Fasulye Pancarı 529365 268395 2574 11732 2353 8905 TR51 TR510 Ankara 743175 391516 14389 50532 14323 53909 TR52 TR521 Konya 87628 1283 15440 10717 5546 TR522 Karaman 120595 863770 479144 15672 65972 25040 59455 TR52 127815 TR5 Batı Anadolu Bölgesi 2256905 1226683 33918 143676 52433 24,27 34,07 6,22 23,71 33,83 40,53 TR5/TR (%) 9300000 3600000 545000 606000 155000 315344 Türkiye Kaynak: TÜİK ve Tarım İl Müdürlüğü TR 5 Batı Anadolu Bölgesi, Türkiye buğday ekiliş alanının % 24,27’sin, arpa ekiliş alanının % 34,07’sini, şeker pancarı ekiliş alanının % 40,53’ününi ve fasülye ekiliş alanının % 33,83’ü gibi büyük bir yer tutar. Mısır ekiliş alanı bölgede artmakla birlikte % 6,22’sini karşılar. Tablo 57. TR5 Batı Anadolu Bölgesinde Öncelikli Tarla Ürünleri Üretim Miktarları (ton) (2004) İstatistiki Bölge Birimleri Buğday Arpa Mısır Nohut Fasulye Şeker Pancarı 9995 2954 446534 TR51 TR510 Ankara 1035230 659014 2247 1497569 939957 76547 53906 29681 2754248 TR52 TR521 Konya 191285 3327 17317 35685 236202 TR522 Karaman 274260 TR52 1771829 1131242 79874 71223 65366 2990450 TR5 Batı Anadolu Bölgesi 2807059 1790256 82121 81218 68320 3436984 TR5/TR (%) 13,37 19,89 2,74 13,09 27,32 25,43 Türkiye 21000000 9000000 3000000 620000 250000 13517241 Kaynak: TÜİK ve Tarım İl Müdürlüğü 79 TR 5 Batı Anadolu Bölgesi, Türkiye buğday üretiminin %13.37’sinin, arpa üretiminin %19,89’unun, şeker pancarı üretiminin %25,43’ünü ve fasulye üretiminin %27,32’si gibi büyük bir miktarını karşılamaktadır. Mısır üretimi bölgede artmakla birlikte %2,74’ünü karşılar. Aşağıdaki tabloda öncelikli tarla bitkileri üretim projeksiyonu verilmiştir. Yapılan projeksiyona göre bölgede önümüzdeki yılllarda buğday, dane mısır, şeker pancarı ve kuru fasülye üretim miktarı azalırken arpa ve nohut üretim miktarı azalmıştır. Tablo 58. TR5 Batı Anadolu Bölgesi Tarla Bitkileri Üretim Projeksiyonu (ton) Yıllar Buğday Arpa Mısır (Dane) Şeker Pancarı Fasulye (Kuru) Nohut 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 3443911 3044027 3191071 3723822 2774824 3687133 2336932 2849378 2795112 2807059 3633863 4217461 3813579 3874484 3935389 3996294 1977394 2304857 2741274 2841335 1835803 2229145 1297049 1851651 1666664 1790256 1874414 2234361 1835174 1793775 1752377 1710978 2779 2355 2648 2827 2505 16459 14397 15054 45211 82121 133042 124883 125945 138881 151817 164753 3004152 3528445 4134916 4789710 4051615 4156420 3508243 4356144 3237065 3436984 3558582 4460743 3840259 3846432 3852604 3858777 35250 35334 32150 40007 42322 43547 49297 81318 77154 68320 47963 43180 70589 73531 76474 79416 87230 95191 92114 83815 73428 60692 55795 106296 79927 81218 77688 71429 72894 71736 70578 69420 4.4.1.2. Sebze Üretimi Ülkemizin uluslararası sebze üretimindeki diğer ülkelere göre avantajlı konumuna rağmen üretilen sebzenin ne yazık ki çok az bir bölümü (%1-2) dış ticaret gelirlerimize katkıda bulunmaktadır. Uluslararası ticari veriler incelendiğinde, tarımsal üretim potansiyeli son derece yüksek olan Ülkemizin sebze üretimine karşılık ihracatta arzu edilen düzeylere ulaşamadığı gerçeği ortaya çıkmaktadır. Bu duruma pek çok faktör etken olup bunların arasında üretimin ithalatçı ülkelerin isteklerine uygun kalite ve miktarda olmaması, standardizasyon eksikliği ve sürekliliğe ulaşamaması, ambalajlama konusunda, ulaşım konusunda karşılaşılan sıkıntılar, uluslararası pazarların iyi tanınmaması önde gelmektedir. Tüm bu veriler incelendiğinde, sebze yetiştiriciliği yönünden önemli ekolojik avantajlara sahip olan Türkiye’de, bu potansiyelden yeteri kadar yararlanılamadığı anlaşılmaktadır. 80 Tablo 59. Dünya Sebze Üretimi Sıralamasında Ülkeler ve Payları (ton) (2000) Ülkeler Miktar (ton) Pay (%) Çin 368600000 Hindistan 68100000 A.B.D 35500000 Türkiye 24800000 Diğerleri 290363000 Toplam Üretim 787363000 47,0 8,6 4,5 3,2 36,7 100 Kaynak:FAO Sebze üretim miktarları bakımından Türkiye, AB ve Dünya üretimiyle karşılaştırıldığında, %8’lik bir oranla Türkiye’nin, toplam domates üretiminde dünyada önemli bir yeri olduğu görülmektedir. Bunu sırasıyla, %5 ile yeşil soğan ve karpuz, %4 ile hıyar ve %3 ile patlıcan izlemektedir. Hıyar, patlıcan, yeşil soğan ve karpuzda Türkiye üretimi, toplam AB üretiminden fazladır. Tablo 60. Türkiye'de, AB Ülkelerinde ve Dünyada Önemli Bazı Sebzelerin Üretim Miktarlarının Kıyaslaması Sebze Üretim TR/AB TR/Dünya Türkiye * AB ** Dünya ** Miktarları (ton) (%) (%) Lahana 721.000 2.808.451 65.956.162 25,7 1,1 Yaprağı Marul 340.000 3.004.187 20.810.400 11,3 1,6 Yenen Ispanak 220.000 466.821 11.862.060 47,1 1,9 Sebzeler Enginar 28.000 728.566 1.170.543 3,8 2,4 Baklagiller Fasulye 545.000 779.081 5.933.264 70,0 9,2 Sebzeleri Bezelye 54.000 1.235.860 8.913.904 4,4 0,6 Domates 9.820.000 15.100.193 113.308.298 65,0 8,7 Hıyar 1.780.000 1.649.586 39.598.853 107,9 4,5 Meyvesi Yenen Patlıcan 935.000 680.854 28.993.563 137,3 3,2 Sebzeler Kavun 1.735.000 1.886.810 19.441.209 92,0 8,9 Karpuz 4.215.000 1.901.133 91.790.226 221,7 4,6 Soğansı, Havuç 405.000 3.543.376 1.051.680 11,4 38,5 Yumru, Kök Sebzeler Y.Soğan 220.000 146.746 4.423.653 149,9 5,0 Diğer Karnabahar 108.000 1.686.649 15.948.166 6,4 0,7 Kaynak:* TÜİK ve ** Tarım ve Köyişleri Bakanlığı 2003 Ekolojik yapısının uygunluğu nedeniyle önemli bir tarımsal potansiyele sahip olan Türkiye’de 26,57 milyon hektarlık tarım alanının %9,72’sinde meyvecilik, zeytincilik, bağcılık ve çay yetiştirmeye ayrılan alanlar bulunurken, %3,17’sinde sebzecilik faaliyeti sürdürülmekte olup; yılda yaklaşık 35,8 milyon ton yaş meyve ve sebze üretilmektedir. Sebze üretimi Türkiye’nin hemen her bölgesine yayılmakla birlikte, her bölgenin ekolojik yapısına ve büyüklüğüne bağlı olarak toplam üretim içindeki oranı değişmektedir. Ege, Akdeniz ve Marmara Bölgeleri, tür ve çeşit yönünden en zengin ve üretimin en fazla yapıldığı bölgelerdir. Akdeniz Bölgesi örtü-altı sebze yetiştiriciliği yönünden; Ege ve Marmara bölgeleri ise açıkta sebze yetiştiriciliği açısından önemlidir. Batı Anadolu bölgesinde bahar ve yaz döneminde geniş alanlarda sebze tarımı yapılmaktadır. Aşağıdaki tabloda görüldüğü gibi toplam 83291 hektar sebze alanının 8105 hektarı yaprağı yenen 81 sebzeler, 3867 hektarı Baklagil sebzeler, 52319 hektarı meyvesi yenen sebzeler ve 19000 hektar ise soğansı, yumru ve kök sebzeler oluşturmaktadır. Tablo 61. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi ve Türkiye Sebze Ekiliş Alanları (ha) (2004) Soğansı, Toplam Ekiliş Yaprağı Meyvesi İstatistiki Bölge Birimleri Baklagil Yumru, Alanı (ha) Yenen Yenen Kök 45873 2807 982 32119 9965 TR51 TR510 Ankara 20942 1647 1805 13071 4419 TR52 TR521 Konya 16476 3651 1080 7129 4616 TR522 Karaman 37418 5298 2885 20200 9035 TR52 83291 8105 3867 52319 19000 TR5 Batı Anadolu Bölgesi Kaynak:Tarım İl Müdürlüğü 82 Tablo 62. TR5 Batı Anadolu Bölgesi'nde Öncelikli Sebzelerin Üretim Miktarları (ton) (2004) İstatistiki Bölge Birimleri Marul Maydanoz Fasulye Bamya Karpuz Kabak Hıyar Patlıcan Domates Biber Havuç Turp (taze) (sakız) TR51 TR52 TR510 Ankara TR521 Konya TR522 Karaman TR52 Toplamı TR5 Batı Anadolu 45503 1718 7975 9693 55196 82 764 6675 7439 7521 7952 9311 11060 20371 28323 37 90048 198 42940 106 49450 304 92391 341 182438 9345 8742 6592 15334 24679 25707 22885 25002 47887 73594 1333 3808 4591 8399 9732 163485 5325 108931 5741 240078 6170 229192 2285 57065 8478 2345 2029 297143 14648 231537 4314 460628 19973 340468 10055 Kaynak: Tarım İl Müdürlüğü ve TÜİK TR5 Batı Anadolu Bölgesi öncelikli sebze üretiminde 460628 ton ile domates gelmektedir. Bunu sırasıyla 340468 ton ile havuç, 182438 ton ile karpuz takip etmektedir. Bölge tarımında sebze üretiminin önemli bir yeri vardır. Havuç üretiminde Türkiye havuç üretiminin yaklaşık olarak %70’i bölgede üretilmektedir. 83 Aşağıdaki tabloda öncelikli sebzelerin üretim projeksiyonu verilmiştir. Buna projeksiyona göre bölgede 2010 yılında domatesin 560517 ton, havucun 381173 ton, karpuzun ise 177777 ton olacağı hesaplanmştır. Tablo 63. TR5 Batı Anadolu Bölgesi Sebze Üretim Projeksiyonu(ton) Domates Havuç Karpuz Hıyar Yıllar Marul 1995 402176 138806 211308 78688 36492 1996 404044 144048 213103 72329 37493 1997 371802 141022 218348 70705 47858 1998 434875 133207 228576 77182 48642 1999 429647 144777 194280 82437 49931 2000 414725 147269 207044 71268 50823 2001 361379 139443 176486 65305 51005 2002 415563 142527 209239 64746 51292 2003 565000 320775 220832 75871 52892 2004 460628 340468 182438 73594 55196 2005 495976 301270 188807 78012 89790 2006 545052 297244 186913 69452 93000 2007 523008 323720 185779 71121 81657 2008 535511 342871 183112 70786 85716 2009 548014 362022 180444 70451 89776 2010 560517 381173 177777 70116 93835 4.4.1.3. Meyve Üretimi Türkiye birçok meyve türünün ana vatanı ve meyvecilik kültürünün beşiğidir. Bugün meyvecilikte önem kazanmış elma, armut, ayva, erik, kiraz, vişne, fındık, antepfıstığı, badem, ceviz, kestane, zeytin, incir, nar, üzüm vb. birçok tür hep bu topraklarda ortaya çıkmış ve evrimini burada tamamlamıştır. Ayrıca, Yurdumuzun gerek göç yollarının üzerinde bulunması, gerek tarih boyunca bir çok medeniyetin yaşadığı bir ülke olması ve gerekse sahip olduğu iklim koşulları nedeniyle bugün dünyadaki bahçe bitkileri üreticisi ülkeler içerisinde önemli bir konuma sahiptir. Söz konusu bu husus, ülkemizde yetişen farklı meyve türlerinin varlığı ile de doğrulanmaktadır. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) 2002 yılı istatistik verilerine göre; Dünyada 471.4 milyon ton olan meyve üretiminde 68.4 milyon tonla birinci olan Çin’i, 48.6 milyon tonla Hindistan, 34.5 milyon tonla Brezilya takip etmektedir. Türkiye yaklaşık 11 milyon tonluk üretimle 11’nci sırada yer almaktadır. En fazla üretilen meyveleri, üzüm, narenciye, elma, armut, şeftali ve erik olarak sıralamak mümkündür. 84 Ülkemizin uluslararası meyve üretimindeki önemli konumuna rağmen üretilen pek çok meyve ve sebzenin ne yazık ki sadece az bir bölümü dış ticaret gelirlerimize katkıda bulunmaktadır. Cumhuriyet döneminden başlayıp 1970 yılına kadar olan süre içerisinde Ülkemizden Avrupa, Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerine çeşitli sebze ve meyve ihracatı yapılmıştır. Ancak söz konusu bu ihracat sınırlı türlerde ve çok az miktarlarda gerçekleşebilmiştir. Meyve-sebze ihracatındaki ciddi anlamdaki artışlar ise 1980 yılından sonra olmuştur. 2002 yılı verilerine göre ihracı yapılan yaş meyve ürünleri içerisinde ilk sırayı mandarin almaktadır, bunu limon ve portakalın izlediği anlaşılmaktadır. Toplam yaş meyve ihracatımız 990 ton olup, 376.000.000 $ gelir sağlanmıştır. 2002 yılı meyve ihracatımızın değer olarak yaklaşık 22’si Rusya Federasyonu’na, 12’si Almanya’ya, 10’u Suudi Arabistan’a, 8’i Ukrayna’ya gerçekleşmiştir. Uluslararası ticari veriler incelendiğinde, tarımsal üretim potansiyeli son derece yüksek olan ülkemizin ihracatta arzu edilen düzeylere ulaşamadığı görülmektedir. Söz konusu bu olumsuz sonuçların alınmasında pek çok faktör etken olup, bunların arasında ülkemizde üretilen ürünlerin ithalatçı ülkelerin isteklerine uygun kalite ve miktarda olmaması ve üretimde belli standartların yakalanamamış olması ilk sıraları almaktadır. Son yıllarda ambalajlama konusunda önemli gelişmeler olmasına rağmen özellikle standardizasyonda olması gereken düzeylere ve sürekliliğe ulaşılamadığı açık bir gerçektir. Diğer taraftan ulaşım olanaklarındaki çeşitli sıkıntıların varlığı ve ayrıca fiyatların ve taleplerin üst düzeyde olduğu dönemlerde uluslararası pazarlara girmekte gecikilmesi gibi sebeplerden dolayı da ihracat miktarlarında ve gelirlerinde beklenilen düzeylere ulaşılamamaktadır. Halbuki yukarıda da ifade edildiği gibi ülkemizin meyve üretimi yönünden büyük potansiyellere sahip olduğu bilinen bir gerçektir. Nitekim ülkemiz özellikle fındık, üzüm, incir, kayısı ve antepfıstığı gibi bahçe ürünlerinde ciddi ihracat değerlerine ulaşabilecek ender ülkeler arasında yer almaktadır. Türkiye Cumhuriyetin kuruluşundan bugüne kadar bahçe bitkileri yetiştiriciliğinde önemli gelişmeler gösterdiği ancak pek çok ülkede bulunmayan ekolojik koşullara sahip olmamıza rağmen yeteri kadar yararlanamadığımız da bir gerçektir. 85 Tablo 64. TR5 Batı Anadolu Bölgesi ve Türkiye Meyve Ağaç Sayıları ve Üretim Miktarları (2004) Ağaç Ankara TR51 Konya Karaman TR52 Alt Bölge TR5 Batı Alt Bölge Anadolu Yumuşak Çekirdekli Taş Çekirdekli Sert Kabuklu Üzümsü Toplam Meyve Veren(adet) Meyve Vermeyen(adet) Üretim (ton) Meyve veren(adet) Meyve Vermeyen(adet) Üretim (ton) Meyve veren(adet) Meyve Vermeyen(adet) Üretim (ton) Meyve veren(adet) Meyve Vermeyen(adet) Üretim (ton) Meyve Veren(adet) Meyve Vermeyen(adet) Üretim (ton) 1451545 366512 57922 1117949 368198 35320 110888 59680 2784 78114 25225 22918 2758496 819615 118944 1451545 366512 57922 1117949 368198 35320 110888 59680 2784 78114 25225 22918 2758496 819615 118944 3257532 362529 74974 1815672 684226 49398 308994 105320 5070 37755 1260 57891 5419953 1155117 187333 Kaynak: TÜİK 86 5203195 416199 91045 730055 198110 22227 245042 82157 6575 90115 19171 2401 6268407 715637 122248 8460727 778728 166019 2545727 882336 71625 554036 187477 11645 127870 20431 60292 11688360 1870754 309581 9912272 1145240 223941 3663676 1250534 106945 664924 247157 14429 205984 45656 83210 14446856 2690369 428525 Türkiye 49586200 9226800 2513450 144455000 23875000 2931900 361040000 39175000 592000 16177545 2906500 4220600 571258745 75183300 10257950 TR5/TR (%) 19,99 12,41 8,91 2,54 5,24 3,65 0,18 0,63 2,44 1,27 1,57 1,97 2,53 3,58 4,18 TR5 Batı Anadolu Bölgesinde yumuşak çekirdekliler üretim oranı, ülke üretiminin yaklaşık %9’unu sağlaması nedeniyle önem kazanmaktadır. Yumuşak çekirdekliler içerisinde elma üretimi bölgede önem kazanmaktadır. Yoğun olarak Karaman ve Konya Ereğli ilçesinde özellikle Grannysmith gibi pazar değeri yüksek çeşitler üretilmektedir. Modern sistem olarak tesis edilen 500 dekar ve üzeri kapama bahçelerin kurulduğu görülmektedir. Bu durum ise tarımsal üretimde yeni bir çığır açmaktadır.Ankara bölgede ise armut üretimi önemli bir yer tutmaktadır. Taş çekirdekli üretiminde %3,65’ini üretmesine rağmen bölgede özellikle Ankara ve Konya’da vişnecilik yoğun olarak yapılmakta ve ülke üretiminde ilk 5 sırada yer almaktadır. Kiraz üretimi son turfanda olarak Toros ve Sultan dağları eteklerinde bulunan bölgelerinde son yıllarda önemli ihraç ürünü olarak bilinmektedir. Yine kiraz ihracatında Akşehir ve Ereğli bölgesine has tescillenmiş çeşitleriyle önem kazanmıştır. Üzüm üretiminde Ankara bölgesinde Kalecik Karası şaraplık üzüm üretimi ile öne çıkmaktadır. Aşağıdaki tabloda bölgenin öncelikli meyvelerinin üretim projeksiyonu verilmiştir. Projeksiyona göre önümüzdeki yıllarda üzüm, armut ve elmanın üretimi azalırken vişne ve kiraz üretiminin artacağı hesaplanmıştır. Tablo 65.TR5 Batı Anadolu Bölgesi Meyve Üretim Projeksiyonu(ton) Yıllar Elma Üzüm Vişne Kiraz Armut 447172 358276 25222 16344 55497 1995 394319 341143 30355 20070 58901 1996 429794 335228 33527 21301 54540 1997 447770 263980 26174 20521 51841 1998 497260 283090 31904 29171 52728 1999 460947 230168 29004 22812 47482 2000 455481 196059 29205 25926 48533 2001 308193 190809 27575 22765 40670 2002 605610 264838 40895 35500 50120 2003 178057 284982 36996 24299 37077 2004 370320 202438 36291 30430 39346 2005 360840 189271 37238 31622 37457 2006 351361 176104 38184 32815 35567 2007 341881 162937 39131 34008 33678 2008 332401 149770 40077 35200 31788 2009 322921 136603 41024 36393 29899 2010 87 4.4.1.4. Yem Bitkileri Aşağıdaki tablo bölgedeki illere ait yem bitkileri ekiliş alanları verilmiştir. Tabloya göre mısır 12392 hektar, fiğ 29457 hektar, yonca 24198 hektar ve korunga 2166 hektar olmak üzere toplam 68213 hektar yem ekilişi bölgede yapılmaktadır. Tablo 66. TR5 Batı Anadolu Bölgesi ve Türkiye Yem Bitkileri Ekiliş Alanları (ha) (2004) İstatistiki Bölge Birimleri Mısır Fiğ Yonca Korunga Toplam 2595 25434 3626 555 32210 TR51 TR510 Ankara 6061 2256 15540 690 24547 TR52 TR521 Konya 3736 1767 5032 921 11456 TR522 Karaman 9797 4023 20572 1611 36003 TR52 12392 29457 24198 2166 68213 TR5 Batı Anadolu Bölgesi 369054 233204 260000 99000 961258 T ü r k i y e Kaynak:TÜİK Aşağıdaki tabloda ise yem bitkileri üretim miktarları verilmiştir. Bölgede toplam yem bitkisi üretimi silaj 440745 ton, yeşil ot üretimi 547404 ton ve kuru ot üretimi ise 40679 tondur. Tablo 67. TR5 Batı Anadolu Bölgesi Yem Bitkileri Üretimi (2004)ton İstatistiki Bölge Mısır Fiğ Yonca Korunga Birimleri Silaj Yeşil Kuru Yeşil Kuru Yeşil Kuru Ot Ot Ot Ot Ot Ot 94851 13834 6085 16725 10970 3588 1259 TR51 TR510 Ankara 258464 16428 0 448094 0 5266 0 TR521 Konya TR52 TR522 Karaman 87430 8830 6250 30863 14867 3776 1248 345894 25258 6250 478957 14867 9042 1248 TR52 440745 39092 12335 495682 25837 12630 2507 TR5 Batı Anadolu Toplam Silaj 94851 258464 87430 345894 440745 Yeşil Ot 34147 469788 43469 513257 547404 Kaynak:Tarım İl Müdürlükleri Yem bitkileri üretimini incelediğimizde TR5 Batı Anadolu Bölgesinin payının arttığını görmekteyiz. Geçmiş yılların fiğ ağırlıklı yem bitkileri üretimi hızla silajlık mısır ve yonca ekim alanı olarak artarken, aynı zamanda tarla bitkileri ekiliş alanındaki oranı artış göstermektedir. Hayvancılığın gelişmiş olduğu ülkelerde yem bitkileri üretim alanı yaklaşık %25 olduğu göz önüne alındığında bu gelişiminde yetersiz kaldığı görülmektir. Aşağıdaki tabloda yem bitkileri üretim projeksiyonu verilmiştir. Yem bitkileri projeksiyonuna göre önümüzdeki yıllarda doğrusal olarak yem bitkileri üretimi artacaktır. Buna göre 2010 yılında silajlık mısır üretimi bölgede 769.187 tona ulaşacaktır. 88 Kuru Ot 18314 0 22365 22365 40679 Tablo 68. TR5 Batı Anadolu Bölgesi Yem Bitkileri Üretim Projeksiyonu(ton) YILLAR Mısır Fiğ Yonca (yeşil+kuru Korunga (hasıl+silaj) (yeşil+kuru ot) ot) (yeşil+kuru ot) 14470 18200 37564 70328 87815 130015 200720 265041 288227 440745 535809 717046 597958 655034 712111 769187 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 20212 22557 14062 22866 29774 34604 41391 38937 33881 51427 55572 86708 62827 67001 71175 75350 444412 402427 431877 429804 446490 504164 421187 462807 459873 493824 565048 484134 514711 522960 531210 539460 8959 9324 7675 11461 9060 13376 12324 14229 10342 15137 41374 9835 20759 21915 23070 24226 4.4.2. Hayvansal Üretim Aşağıdaki tabloda Türkiye’de ve TR 5 Batı Anadolu Bölgesinde 2004 yılında mevcut hayvan sayıları verilmiştir. Türkiye TR5 Batı Anadolu Bölgesi TR52 Karaman Konya TR51 Hayvan Sayısı Ankara Tablo 69. TR5 Batı Anadolu Bölgesi ve Türkiye Hayvan Sayıları (2004) 535.621 535.621 1.332.073 369.444 1.701.517 2.237.138 25.000.000 122.880 122.880 138.888 79.903 218.791 341.671 6.700.000 28.960 28.960 132.598 9.940 142.538 171.498 2.109.393 Kültür 86.887 86.887 159.369 10.380 169.749 256.636 4.395.090 K.Melezi Sığır 103.045 103.045 49.603 1.284 50.887 153.932 3.564.863 Yerli 219.792 219.792 341.570 21.604 363174 582.966 10.069.346 Toplam 900 900 579 0 579 1.479 103.900 Manda 4.990.000 4.990.000 5.248.800 69.110 5.317.910 10.307.910 238.101.895 T. Etçi T.Yum. 2.037.655 2.037.655 6.307.975 3.011.470 9.319.445 11.357.100 58.774.172 38.440 38.440 78.566 106.003 184.569 223.009 3.902.346 Hindi Kanatlı 36.735 36.735 14.568 17.813 32.381 69.116 770.436 Ördek 9.109 9.109 30.269 17.820 48.089 57.198 1.250.634 Kaz Toplam 7.081.942 7.081.942 11.680.178 3.222.216 14.902.394 21.984.336 302.799.803 56882 56882 69898 37901 107799 164.681 4.399.725 Arı Kovanı Koyun Keçi Kaynak:TUİK ve Tarım İl Müdürlükleri 89 TR5 Batı Anadolu bölgesi; koyun yetiştiriciliğinde önemli paya sahip olup, ülkemizin toplam koyun varlığının %9’unu teşkil etmektedir.Bölgede koyundan sonra küçükbaş hayvan mevcudu olarak 2. sırada yer alan keçi, ülke keçi varlığının %5’ine sahiptir. Özellikle Ankara’da Tiftik Keçisi, Karaman’da Kıl Keçisi ve Konya’da koyun yetiştiriciliği yoğunlaşmaktadır. Sığır yetiştiriciliğinde TR5 Batı Anadolu Bölgesi ağırlıklı olarak kültür ırkı %8.1 ini, kültür melezi %5.8’ini ve yerli ırk ise %4.3’ünü oluşturmaktadır. TR5 bölgesinde sığır yetiştiriciliği daha çok aile işletmeciliği şeklinde yapılmaktadır. Manda yetiştiriciliği ise bir önem arz etmemektedir. Kanatlı mevcudu bakımından TR5 Batı Anadolu Bölgesi’nde, Türkiye yumurta tavuğunun %19,3 ‘ünü ve özellikle Konya ve Karaman öne çıkarken, et tavuğunda %4,3 üretim payı ile yer alırken bölgede ise Konya ve Ankara öne çıkmaktadır. Önemli bir diğer kanatlı olan Hindi %5,7 iken Ördek %9 ile yer almaktadır. İpek böcekçiliği TR5 Batı Anadolu Bölgesi’nde sadece Ankara ilinde yapılmaktadır. İstatistiki verilere göre Ankara’nın, ülkemizde yapılan yetiştiricilikte %6,9 oranında paya sahiptir. Süt (ton) Kırmızı Et (ton) Beyaz Et (ton) Yumurta (ton) Bal (ton) Balmumu (ton) Yapağı (ton) Tiftik Kıl (ton) Deri (adet) İpek Kozası 184787 184787 436196 17529 17529 37675 16180 16180 7873 29898 29898 92854 676 676 1038 18 18 48 1161 1161 2223 123 123 11 13 13 65 208754 208754 435838 10 10 0 Türkiye TR5 Batı Anadolu Bölgesi TR52 Karaman TR51 Hayvansal Ürünler Konya TR5 Batı Anadolu Bölgesi ve Türkiye Hayvansal Ürünler Üretim Miktarları Mukayesesi (2004) Ankara Tablo 70. 35653 471849 656636 10679407 1228 38903 56432 447153 0 7873 24053 914458 23252 116106 146004 690972 566 1604 2280 73929 61 109 127 3471 730 2953 4114 45972 11 22 145 304 22 87 100 2715 33544 469382 678136 6884746 0 0 10 143 Ülkemizde büyükbaş ve küçükbaş hayvan varlığının TR5 Batı Anadolu bölgesinde bulunmasına karşın, süt üretiminin ’ü bu bölgede gerçekleşmektedir. Ülkemizdeki keçi varlığının TR5 Batı Anadolu Bölgesi’nde bulunmasından dolayı bu durumun söz konusu ortalamayı aşağı çektiği dikkate alınırsa; kültür ve kültür melezlerinden oluşan sığır popülasyonundaki ineklerin ortalama veriminin, Türkiye ortalamasının iki katına yakın olduğu görülmektedir. 90 Aşağıdaki tabloda hayvansal üretim projeksiyonu verilmiştir. Bölgede projeksiyona göre süt, yumurta, bal üretimi önümüzdeki yıllarda azalacaktır. Kırmızı et üretimi ise artacaktır. Tablo 71. TR5 Batı Anadolu Bölgesi Hayvansal Üretim Projeksiyonu(ton) Yıllar Süt (ton) Kırmızı Et (ton) Beyaz Et (ton) Yumurta (ton) Bal (ton) 1995 1029172 43520 21053 72552 2454 1996 1044348 36372 18113 67877 2780 1997 1033867 47415 76617 91636 2188 1998 1036518 45810 33647 175482 2517 1999 1009610 44194 46389 190167 2177 2000 858901 59717 41048 188456 2852 2001 995553 46837 23993 113524 1901 2002 734888 47865 23687 151165 2434 2003 745108 46580 20959 180610 2364 2004 656636 56432 24053 146004 2280 2005 788476 52385 20963 164904 2776 2006 705293 55850 21507 190174 2410 2007 670701 57127 19791 198501 2406 2008 636110 58404 18075 206827 2403 2009 601518 59682 16359 215154 2400 2010 566926 60959 14643 223480 2397 4.4.3. Su Ürünleri Üretimi Türkiye’de 2004 yılı itibariyle toplam kültür balıkları üretimi 94010 tondur. Bunun 44115 tonu iç sularda yetiştiriciliği yapılan alabalık ve aynalı sazan balığı üretimidir. Geriye kalan 49895 tonluk kısmı denizde yetiştiriciliği yapılan alabalık, çipura, levrek, midye ve karides yetiştiriciliği oluşturur. Tablo 72. TR5 Batı Anadolu İstatistiki Bölge Birimleri TR510 TR510 TR52 TR521 TR522 TR52 TR5 Batı Anadolu Bölgesi TR5/TR (%) T ü r k i y e Bölgesinde Su Ürünleri Kültür Üretimi (ton) (2004) Alabalık Sazan Toplam 275 60 335 Ankara 269 0 269 Konya Karaman 269 0 269 544 60 604 1,25 8,78 1,37 43432 683 44115 Kaynak:TÜİK ve Tarım İl Müdürlükleri 91 Tablo 73. TR5 Batı Anadolu Bölgesinde Su Ürünleri Potansiyeli (ton) (2004) Proje Üretim Yapılış durumu İstatistiki Bölge Birimleri Kapasitesi Durumu Kara,Göl (ton/yıl) (ton/yıl) 750 335 İçsu, havuz TR51 TR510 Ankara İçsu, havuz TR52 TR521 Konya 881 269 307 1,5 İçsu, havuz TR522 Karaman İçsu, havuz TR52 881 269 1938 605,5 İçsu, havuz TR5 Su ürünleri proje kapasiteleri ve üretim durumu incelendiğinde TR5 Batı Anadolu Bölgesi kapasitesini 1/3 oranında değerlendirildiği görülmektedir. Su ürünleri bölgede alternatif üretim olarak dikkate almak gerekir. 4.4.4. Diğer Tarımsal Uygulamalar 4.4.4.1. Organik Tarım Uygulamaları Organik tarım üretimde kimyasal girdi ve ilaç kullanmadan yönetmelikler çerçevesinde izin verilen girdilerin kullanımı ile yapılan, üretimden tüketime kadar her aşaması kontrollü ve sertifikalı tarımsal üretim sistemidir. Organik Tarım, ekolojik sistemde hatalı uygulamalar sonucu kaybolan doğal dengeyi yeniden kurmaya yönelik, insana ve çevreye dost üretim sistemlerini içermekte olup, esas olarak sentetik kimyasal tarım ilaçları, hormonlar ve mineral gübrelerin kullanımını yasaklaması yanında, organik ve yeşil gübreleme, münavebe, toprağın muhafazası, bitkinin direncini artırma, doğal düşmanlardan faydalanmayı tavsiye eden, bütün bu olanakların kapalı bir sistemde oluşturulmasını öneren, üretimde sadece miktar artışının değil aynı zamanda ürün kalitesinin de yükselmesini amaçlayan bir üretim şeklidir. Tarımsal üretimde kullanılan zirai mücadele ilaçları sentetik hormonların ve kimyasal gübrelerin insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerin ortaya çıkması, bunun yanında yine tarımsal faaliyette kullanılan bu tarz girdilerin toprağa, havaya, suya verdiği zararların da ortaya çıkarak sürdürülebilir üretimin tehlikeye girmesi, çevre koruma bilincinin gelişmesi ile organik tarım, bir üretim tarzı olarak ortaya çıkmıştır. Ülkemizde organik tarım 1985–1986 yıllarında Dünya’ da organik tarımın gelişimine ve yurtdışından gelen organik ürün talebine bağlı olarak başlamış ve sağlıklı gıdaların tüketimine yönelik dünyadaki değişmelere paralel olarak gelişmiştir. 4.4.4.1.1. Dünya’da Organik Tarım Tüm dünyada hızla artan organik tarımsal ürünler arasında; genellikle ülkelerin geleneksel ürünleri örneğin Hindistan'da çay, Danimarka'da süt ve süt ürünleri, Arjantin'de et ve et ürünleri, orta Amerika ve Afrika ülkelerinde muz, Tunus'ta hurma, zeytin yağı, Türkiye'de kurutulmuş ve sert kabuklu meyveler organik olarak üretilen ürün olarak ilk sırayı almıştır. 92 Günümüzde, Dünya’da 110 ülkede organik tarım yapılmaktadır. Dünya organik tarım alanlarının toplam genişliği 26,5 milyon hektar civarındadır. Avustralya 11,3 milyon hektarla en geniş alana sahiptir. Latin Amerika ülkeleri de dünya üzerinde 6,2 milyon ha alan ile organik tarım alanı bakımından önemli bir paya sahiptir. Avrupa ülkeleri ise 6,3 milyon ha alan ve 170.000 işletme ile organik tarım bakımından önemli ülke grubunu oluşturmaktadır. Dünya’da organik tarım ticaretinin parasal boyutu da hızla büyümekte olup, 2003 yılı verileri ile 25 milyar ABD doları olan organik gıda satışlarının 10 yıl içerisinde 100 milyar ABD doları seviyelerine çıkması tahmin edilmektedir. 4.4.4.1.2. Türkiye Organik Tarımsal Üretiminin Gelişimi Türkiye'de organik tarım yapılan alan toplam tarımsal alan içerisinde henüz %0,8 seviyelerinde bir paya sahip bulunmaktadır. Ancak, dünyada ve özellikle Avrupa'da organik ürün tüketimindeki artıştan ülkemizin iyi bir pazar payı elde etme fırsatı bulunmaktadır. Son zamanlarda süt ürünleri, et ve et ürünleri, hazır yemekler dahil olmak üzere işlenmiş diğer gıdalar, bebek mamaları, çikolata gibi ürünler önem kazanmakla birlikte Batı Avrupa pazarında organik yaş meyve- sebze sektörü hala büyük bir paya sahiptir. Bu bağlamda konvansiyonel yaş meyve ve sebze sektörünün yanı sıra organik yaş meyve-sebze sektörü açısından da ülkemiz önemli potansiyele sahiptir. Başlangıçta sadece 1985 yılında 8 ürüne yönelik yapılan üretim günümüzde 174 ürüne ulaşmıştır. Fındık, ceviz, antepfıstığı, kuru incir, kuru kayısı, kuru üzüm, baklagiller, tıbbi aromatik bitkiler, pamuk, üzümsü meyveler ile yaş meyve sebzenin organik tarım metotlarına uygun olarak üretimi yapılmaktadır. Ülkemizde organik tarım yapılan alanlar 2004 yılı bölgeler bazında incelendiğinde; Akdeniz bölgesi başta olmak üzere sırasıyla Ege Bölgesi ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi ilk üç sırada yer almaktadır. Burada gözden kaçırılmaması gereken husus Akdeniz Bölgesinde doğadan toplama alanlarının geniş olmasından dolayı ilk sırayı almış olmasıdır. Sebze, meyve ve tahıl üretim alanları dikkate alındığında sıralamanın Ege Bölgesi başta olmak üzere sırasıyla, Güneydoğu Anadolu ve Akdeniz bölgesi olarak sıralanacağıdır. Ekonomik gelişmede dezavantajlı bölgelerden olan Karadeniz şeridi, İçanadolu, Doğuanadolu Bölgesi gibi bölgeler organik tarımda avantajlı bölgeler olarak değerlendirilmektedir. Ülkemizde organik üretim yapan üretici sayısı üretim miktarı, üretim alanları ve ürün çeşitliliği yıllar içinde artış göstermiştir. 1996 yılında 1947 olan organik ve geçiş sürecindeki üretici sayısı 2003 yılında 14.798, 2004 yılında ise 12.806 lara ulaşmıştır. Bu oranla 1996 yılına göre üretici sayısındaki artış % 558 olmuştur. Üretim alanları itibarı ile 1996 yılında 6.789 ha olan üretim alanı 2003 yılında 113.621 ha alana, 2004 yılında 209.573 hektara yükselmiştir. Bu oranla 1996 yılına göre alandaki artış % 2987, 2003 yılına göre de %84 olmuştur. Toplam ürün çeşidi 1996 yılında 26 iken 2004 yılında 174 ürüne çıkmıştır. Genel olarak organik tarım artış göstermektedir. Üretici sayısındaki düşüş ise yapılan çalışma ve denetimler neticesinde sistemde faaliyeti olmayan atıl haldeki üreticilerin çıkarılmasından kaynaklanmaktadır. 93 Tablo 74. Türkiyede Organik Tarım Verileri Yıllar Ürün Sayısı Çiftçi sayısı Üretim Alanı(ha) 179 14.798 113.621 2003 174 12.806 209.573 2004 Üretim Miktarı(ton) 323.981 378.803 Kaynak:Tarım ve Köyişleri Bakanlığı 4.4.4.1.2.1. Organik Tarımsal Üretim Verileri Organik tarımsal üretimde ülkemiz, kültüre alınan bitkilerin yanı sıra doğada kendiliğinden yetişen kuşburnu, böğürtlen, ahududu, kekik gibi ürünlerin toplanması ve organik olarak değerlendirilmesi açısından büyük potansiyele sahiptir. Organik tarım ürünleri ihracat rakamlarımızı incelediğimizde 1996 yılında 3678 ton olan ihracat miktarının 2003 yılında 21.083 tona, 2004 yılında ise16.093 tona ulaştığı görülmektedir. İhracat değeri ise 2003 yılında 36 932 995 $, 2004 yılında da 33.076.319$ olarak gerçekleşmiştir. Bu rakamlarla dolar bazında bir değerlendirme yapılırsa 2001 yılına göre %21, 2002 yılına göre %7 artış, 2003 yılına göre de % 10 luk bir düşüş görülmektedir. İhracat ürünlerimiz konvansiyonel ihraç ürünlerinde de başı çeken geleneksel ürünlerimiz olup, başta kuru kayısı, kuru üzüm, fındık, kuru incir ve pamuk yer almaktadır. Bunları meyve suları ve dondurulmuş meyveler, tıbbi aromatik bitkiler ve baklagiller takip etmektedir. 4.4.4.1.2.2. Batı Anadolu Bölgesinde Organik Tarım Konvansiyonel tarımın yoğun olarak yapıldığı bölgede son yıllarda organik tarım felsefesi hızla yayılmaya başlamıştır. Bölgede girdi kullanımının yoğunlaşması insan ve çevre sağlığını tehdit eder duruma gelmiştir. Başta örtü-altı yetiştiriciliği olmak üzere tüm bitkisel üretimde yoğun girdinin kontrol altına alınabilmesi önem taşımaktadır. Organik tarımsal üretimin talep ettiği çevre dostu girdilerin belli yörelere girmesi konvansiyonel tarım sistemini sürdüren üreticilerinde o girdileri kullanmasına katkı yapacak, böylece sürdürülebilirlik sağlanmış olacaktır. Organik tarımın yaygınlaştırılması amacıyla, son zamanlarda süt ürünleri, et ve et ürünleri, hazır yemekler dahil olmak üzere işlenmiş diğer gıdalar, çocuk mamaları, çikolata gibi ürünler önem kazanmakla birlikte batı Avrupa pazarında organik yaş meyve-sebze sektörü hala büyük bir paya sahiptir.Bu bağlamda konvansiyonel yaş meyve sektörünün yanında organik yaş meyve-sebze sektörü açısından da önemli potansiyele sahip olan bölgede, bu durumun değerlendirilebilmesi için Avrupa Birliği ülkelerinde yaşanan gelişmelerin izlenmesi gerekir. Tablo 75. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Bitkisel Organik Tarım Verileri (2004) İstatistiki Bölge Üretim alanı Üretim miktarı Çiftçi sayısı Birimleri (ha) (ton) 17 199,56 933,18 TR51 TR510 Ankara 779 2276,63 8528,69 TR52 TR521 Konya 1 27,50 38,00 TR522 Karaman 780 2304,13 8567,69 TR52 797 2503,29 9499,87 TR5 Batı Anadolu 8,56 1,54 3,40 TR 5 / TR (%) 9314 162192,74 279663,16 Türkiye Kaynak: Tarım ve Köyişleri Bakanlığı 94 TR5 Batı Anadolu Bölgesinde bitkisel organik tarım verileri incelendiğinde Türkiye çiftçisinin %8.56’sı, üretim alanının %1.54’ü ve üretim miktarının %3.4’ünün bölgede gerçekleştiği görülmektedir. 4.4.4.2. Kültür Mantarı Üretimi Türkiye’ de kültür mantarı tarımıyla ilgili istatistiki veriler 1998 yılından itibaren toplanmaya başlanmıştır. Aşağıdaki tabloda TR 5 Batı Anadolu Bölgesinin yıllar itibariyle mantar üretim ve alanları görülmektedir. Tablo 76. TR5 Batı Anadolu Bölgesi Mantar Üretim Alanları ve Üretim Miktarları (2004) İstatistiki Bölge Alan (m2) Üretim (ton) Birimleri 614 8 TR51 TR510 Ankara 47645 582 TR52 TR521 Konya 200 2 TR522 Karaman 47845 584 TR52 48459 592 TR5 Batı Anadolu Kaynak :Tarım İl Müdürlüğü 4.4.4.3. İpek Böcekçiliği TR 5 Batı Anadolu Bölgesi üreticilere eğitim-yayım çalışması yapılarak, hibe yoluyla dut fidanı dağıtmak ve başka yollarla ipekböcekçiliği desteklenerek yörede ipekböcekçiliğinin yapılması sağlanabilir. Tablo 77. Türkiye ve TR5 Batı Anadolu Bölgesi İpek böceği Yetiştiriciliği ve Üretim Miktarları (2004) İstatistiki Bölge Köy Sayıs Hane Sayısı Acılan Kutu Yas Koza Birimleri (Adet) (Adet) (Adet) (Ton) TR51 TR510 Ankara TR52 TR521 Konya TR5 Bat Anadolu Türkiye 21 1 22 504 158 2 160 5004 324 5 329 9341 10 0,000 10 143 Kaynak: TÜİK Yukarıdaki tabloda Türkiye ve TR5 Batı Anadolu Bölgesi ipek böceği yetiştiriciliği ve üretim miktarları görülmektedir. Özellikle Ankara ilinde yapılacak çalışmalarla ipek böcekçiliği ilde geliştirilebilir. 95 4.4.4.4. Sebze Tohumluk Çalışmaları Bitkinin verim veya ürün kalitesi tohumun taşıdığı potansiyel ile yakından ilgilidir. Gübreleme, çapalama, sulama, ilaçlama vb. gibi bitki yetiştirme uygulamalarından hiç birisi üretimi artırmada tohum tarafından belirlenen genetik limitin ötesinde bir katkıda bulunmaz. 1980’li yılların başına kadar Türkiye’de uygulanan tohumluk politikaları çoğunlukla kamu ağırlıklı ve ülke tohumluk ihtiyacının yurtiçi üretimlerle karşılanması yönünde olmuştur. 1980’li yıllardan sonra uygulanmaya başlanılan serbest piyasa ekonomisi, 1983 yılında tohumluk fiyatlarının ve 1984’de de tohumluk ithalatının serbest bırakılması suretiyle tohumculuk sektörü üzerinde etkisini hissettirmiş ve izleyen yıllarda özel sektör tohumculuğu hızlı bir gelişme imkânı bulmuştur. Ankara’da sebze üretimde kullanılan tohumluk çalışmalarına 1984 yılında hız verilmiştir. Tohumluk Tescil ve Sertifikasyon Merkezi Müdürlüğü’nün tohumluk çalışmalarının yanında özel sektör kuruluşları da araştırma, ıslah ve adaptasyon çalışmalarına başlamışlardır. Sebze üretiminde ağırlıklı olarak hibrit tohum kullanılmakta olup; açık tarla üretiminde ise bir miktar standart tohum da kullanılmaktadır. Kullanılan hibrit sebze tohumluklarının çok önemli bir kısmı ithal yoluyla karşılanmaktadır. Bu sektörde çeşit yenileme veya çeşit değiştirme sürelerinin son derece kısa, yatırım masraflarının çok yüksek olması ve ıslah çalışmalarının uzun yıllar sürmesi özel sektör kuruluşlarının yurtiçi üretimini kısıtlamaktadır. Bugüne kadar ülkemizde ıslahçı haklarını garanti altına alan Çeşit Koruma Kanunu’nun olmayışı, çeşit sahibi yurtdışı kuruluşlarının özellikle hibrit çeşitlerde üretim lisansı verme yerine daha çok her yıl F1 hibrit tohum satmayı tercih etmelerine fırsat vermektedir. Ancak 2004 yılında Çeşit Koruma Kanununun çıkması dolayısıyla bundan sonraki çalışmalarda Özel Sektör Kuruluşları Patent hakkını satın alarak üretime ağırlık vermelidirler. Ankara’da sebze tohumluk üretimi, ithalatı ve ihracatı ile uğraşan özel kuruluş mevcuttur. Bu kuruluşlar 312 dekar örtü-altı ve 528 dekar açık tarlada ıslah ve deneme çalışmaları yaparak tohumluk üretimini gerçekleştirmektedirler. 4.5. Üretim Trendleri Bölge üretiminde yıllar itibarıyla tarımsal üretim trendleri değerlendirilmiştir. 4.5.1. Tarla Bitkileri Üretim Trendleri Aşağıdaki tabloda tarla bitkileri üretim trendleri görülmektedir. 96 Tablo 78. Ürünler Yıllar İtibariyle TR51 Batı Anadolu Alt Bölgesi Ankara İli İçin Önemli Görülen Tarla Ürünleri Üretim Miktarları (ton) Yıllar (ton) 1995 Buğday Arpa Çavdar Mısır (Dane) Şeker Pancarı 1996 2002 2003 2004 1270897 1231609 1163953 1483667 1083570 1371743 1079175 1190939 1108416 1035230 595202 800385 842606 1001343 691805 831895 550987 742556 646607 659014 14964 1997 17122 1998 5912 1999 5915 2000 4738 2001 7983 6394 7556 6594 6172 242 1655 2247 374310 527945 588455 621140 573753 569945 516451 609024 475995 446534 36 49 57 71 54 127 123 13629 13760 11117 12308 11013 11756 10888 13443 13802 12696 Kimyon 3016 3670 3485 3712 2792 2698 2595 5408 4545 5778 Ayçiçeği 8579 6768 7316 7.692 9.617 14.490 11296 17691 11505 15464 17126 18045 3944 3606 3356 33933 36829 10934 2930 32449 9995 2954 21069 8900 Yulaf Nohut Fasulye (Kuru) Patates Mercimek Fiğ (Dane) 9.896 9.974 7853 3619 3434 4127 3015 46249 41730 43419 41324 39409 12665 2610 39040 9220 7759 8048 6618 6769 7046 5249 5112 4022 24774 28724 17756 18247 16539 17368 12797 16471 13705 16396 15 70 142 5.292 5.004 7140 5972 7408 15355 13834 4024 1412 3100 3300 2500 3175 6465 6334 5029 6085 360 1801 1456 960 692 390 385 324 1060 1360 2450 (Pirinç) 300 Pamuk(Kütlü) 358089 Soğan(Kuru) 406 Sarımsak(Kuru) 1860 Hayvan Pancarı 29961 Yonca(y.ot) 30550 Yonca(k.ot) 75 Yonca(Tohum) 2931 Korunga(Y.ot) 1070 Korunga(K.ot) 156 Korunga(Tohum) 300 Mısır (Hasıl) 320 360 0 0 0 0 0 600 675 300 300 300 225 225 120 75 38 30 Fiğ (YO) Fiğ (KO) Çeltik 16042 15.868 93280 169024 221408 353552 250286 247938 398 448 304 175 170 210 1475 540 3080 2220 1950 1560 1400 1730 1730 32475 30498 30350 27060 48490 50408 53240 23540 16725 29305 37239 41045 35722 12390 12914 16766 8995 10970 80 0 0 0 40 35 40 0 5 3318 3310 3422 3310 3150 2887 2218 2643 3588 915 810 1045 1006 1086 1173 1453 2165 1259 156 158 149 190 190 190 200 203 205 600 2274 10093 23970 22295 36850 3045 3915 750 Kaynak: Tarım İl Müdürlüğü Yukarıdaki tabloda yıllar itibariyle TR51 Batı Anadolu Alt Bölgesi Ankara İli için önemli görülen tarla ürünleri üretim miktarları incelendiğinde buğday ve arpa üretimi artarken çavdar üretim azalmıştır. 97 Tablo 79. Yıllar İtibariyle TR521 Batı Anadolu Alt Bölgesi Konya İli İçin Önemli Görülen Tarla Ürünleri Üretim Miktarları (ton) Tarla Ürünü Buğday Arpa Çavdar Mısır (Dane) Şeker Pancarı Yulaf Kimyon Ayçiçeği Nohut Fasülye (Kuru) Patates Mercimek Fiğ (Dane) Haşhaş (Kapsül) Haşhaş (Tohum) 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 1995441 1639683 1825746 2017000 1489261 2055404 1093517 1413651 1406003 1497569 1154049 1282908 1691385 1636840 1017833 1196842 616838 891248 810469 939957 32529 41751 32857 33707 30980 45201 26684 34413 32454 34099 1602 1161 1207 1304 882 14269 12034 11959 39722 76547 2378752 2671045 3504647 3769060 3130674 3235810 2753222 3429488 2511961 2754248 55238 2723 4311 59574 22356 46709 2072 4941 64565 22776 48268 2288 7745 62997 20367 51615 4284 8506 55387 25801 40905 2184 9077 52581 25311 51821 1254 7880 38522 26235 31457 4798 6946 34948 30502 47004 42942 39312 0 3956 2152 9242 76359 53845 8359 52160 32683 12627 53906 29681 121407 19607 5208 105441 14811 4735 108638 13900 3953 130049 13380 4178 178562 12037 3232 126606 9149 2471 108844 6161 1284 112484 169208 134416 10008 1871 9322 2726 7270 5131 2180 1710 24019 4223 3486 3194 2952 2938 5757 2107 2374 2035 2531 4941 4062 3533 2917 3219 6293 2235 Kaynak: Tarım İl Müdürlüğü TR521 Batı Anadolu Alt Bölgesi Konya İli için önemli görülen tarla ürünleri üretim miktarları yıllar itibarıyla incelendiğinde buğday ve arpa üretimi azalırken, mısır üretimi artmıştır. Tablo 80. Tarla Ürünü Yıllar İtibariyle TR522 Batı Anadolu Alt Bölgesi Karaman İli İçin Önemli Görülen Tarla Ürünleri Üretim Miktarları (ton) 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 Buğday 177573 172735 201372 223155 201993 259986 164240 244788 280693 274260 Arpa 228143 221564 207283 203152 126165 200408 129224 217847 209588 191285 Çavdar 3245 3795 3283 3310 2952 5337 2940 5901 5527 5491 Yulaf 11394 14405 6514 6340 1384 1738 1540 3362 5025 5284 Mısır 1141 1145 1384 1452 1569 2063 2240 2853 3834 3327 Patates 23423 28833 26030 36718 32703 29535 31105 43116 50588 43086 Y.Mercimek 264 319 373 450 619 678 416 1190 1016 1124 K.Mercimek 126 102 152 178 287 217 304 400 405 450 Nohut 10530 12581 13075 12560 10951 12196 12994 17272 16833 17317 Fasulye 8950 8952 8427 10587 13577 13185 15780 24863 41541 35685 Yerfıstığı 143 123 125 91 75 90 130 117 120 102 Şekerpancarı 251090 329455 41814 399510 347188 350665 238570 317632 249109 236202 Ayçiçeği 1540 1380 1680 1705 1539 1260 1400 1355 1005 2364 Kaynak: Tarım İl Müdürlüğü 98 TR522 Batı Anadolu Alt Bölgesi Karaman İli için önemli görülen tarla ürünleri üretim miktarları yıllar itibariyle incelendiğinde buğday, arpa ve çavdar üretiminde artış dikkati çekmektedir. Yulaf üretimi azalmıştır. Tablo 81. Yıllar İtibariyle TR52 Batı Anadolu Alt Bölgesi İçin Önemli Görülen Tarla Ürünleri Üretim Miktarları (ton) Tarla Ürünü 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 Buğday 2173014 1812418 2027118 2240155 1691254 2315390 1257757 1658439 1686696 1771829 1382192 1504472 1898668 1839992 1143998 1397250 746062 1109095 1020057 1131242 Arpa 35774 45546 36140 37017 33932 50538 29624 Çavdar 40314 37981 39590 2743 2306 2591 2756 2451 16332 14274 Mısır 14812 43556 79874 (Dane) 2629842 3000500 3546461 4168570 3477862 3586475 2991792 3747120 2761070 2990450 Şeker Pancarı 66632 61114 54782 57955 42289 53559 32997 Yulaf 50366 47967 44596 5851 6321 9425 10211 10616 9140 8346 Ayçiçeği 10597 9364 14991 70104 77146 76072 67947 63532 50718 47942 Nohut 93631 68993 71223 31306 31728 28794 36388 38888 39420 46282 Fasülye 78708 74224 65366 (Kuru) 144830 134274 134668 166767 211265 156141 139949 155600 219796 177502 Patates Kaynak: Tarım İl Müdürlüğü Tabloda görüldüğü üzere TR52 Batı Anadolu alt bölgesinde tarla ürünleri üretim miktarının yıllar itibarıyla üretim seyri görülmektedir. Alt bölgede özellikle mısır üretimi yıllar itibarıyla artmıştır. Arpa üretimi azalırken buğday üretimi artmıştır. Tablo 82. Yıllar İtibariyle TR5 Batı Anadolu Bölgesi İçin Önemli Görülen Tarla Ürünleri Üretim Miktarları (ton) Tarla Ürünü 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 3443911 3044027 3191071 3723822 2774824 3687133 2336932 Buğday 2849378 2795112 2807059 1977394 2304857 2741274 2841335 1835803 2229145 1297049 1851651 1666664 1790256 Arpa 50738 62668 42052 42932 38670 58521 36018 Çavdar 47870 44575 45762 2779 2355 2648 2827 2505 16459 14397 Mısır 15054 45211 82121 (Dane) 3004152 3528445 4134916 4789710 4051615 4156420 3508243 4356144 3237065 3436984 Şeker Pancarı 80261 74874 65899 70263 53302 65315 43885 Yulaf 63809 61769 57292 13089 16741 17903 20233 23630 19642 Ayçiçeği 14430 87230 95191 92114 83815 73428 60692 55795 Nohut 28288 20869 30455 35250 35334 32150 40007 42322 43547 49297 106296 Fasülye 79927 81218 (Kuru) 178763 171103 180917 208497 254684 197465 179358 Patates 81318 77154 68320 Kaynak: Tarım İl Müdürlüğü 99 TR5 Batı Anadolu Bölgesinde buğday, mısır, şeker pancarı, ayçiçeği, fasülye ve patates üretimi artarken arpa, çavdar, yulaf ve nohut üretimi azalmıştır. Bölge üretiminde mısır üretimi yıllar itibarıyla dikkati çekecek oranda artmıştır. 4.5.2. Sebze Üretim Trendi Tablo 83. Yıllar İtibariyle TR51 Batı Anadolu Alt Bölgesi Görülen Sebzelerin Üretim Miktarları (ton) Ürünler 1995 1996 1997 1998 1999 2000 Lahana(Beyaz) 3076 2865 2687 2683 2523 2572 Lahana(Kırmızı) 15 8 8 7 15 14 Marul 32959 33075 43121 43224 43767 43752 Ispanak 7970 6329 4863 4.959 4983 5345 Pırasa 746 700 748 747 755 770 Kabak(Sakız) 8843 9960 9989 9836 9220 9479 Hıyar 35618 34348 32644 36196 36505 34841 Patlıcan 1396 1401 1299 1272 1274 1370 Domates 151918 160977 156312 167116 180662 176732 Biber 5074 5192 6981 5837 5729 5901 Karpuz 126953 130600 119513 123047 98297 115813 Kavun 276945 324406 306746 263244 257979 302382 Fasulye (Taze) 11347 10433 10262 10276 10959 10603 Sarımsak(Taze) 3390 368 198 226 191 182 Soğan(Taze) 9557 10433 11138 10291 10530 10976 Havuç 109344 119564 120050 116119 116520 118601 Turp 4913 4276 4384 5074 5098 5495 Semizotu 128 53 0 0 0 0 Tere 129 104 4 8 8 8 Nane 6 9 10 7 10 11 Maydonoz 47 50 51 51 63 69 Barbunya Fasülye 188 135 133 144 139 142 Bamya 46 43 50 44 50 42 Balkabağı 2309 2263 2285 2189 2540 3106 Ankara İli İçin Önemli 2001 2002 2003 2004 2572 2464 2492 2368 15 15 45161 45019 45236 45503 5379 5308 5477 5195 635 665 662 607 9289 9508 9391 9345 33056 27530 28017 25707 1407 1227 1276 1333 60 47 158917 168272 182258 163485 5522 98127 5411 5538 5325 96287 101941 90048 231363 231371 190287 203000 9168 8743 113 95 10983 10785 8432 7952 106 107 10939 10778 114042 111292 110474 108931 5845 5843 5691 5742 0 0 1 0 7 10 11 11 10 7 7 7 59 59 76 82 112 108 106 87 35 37 50 37 3286 3260 3568 Kaynak : Tarım İl Müdürlüğü Tabloda TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Ankara İli için önemli görülen sebzelerin üretim trendleri verilmiştir. Tabloda görüldüğü üzere Ankara ilinde sebze ürünleri çeşitliliği dikkati çekmektedir. Üretim genellikle açıkta tarla sebzeciliği şeklinde yapılmaktadır. Öncelikli üretim miktarına göre birinci sırada kavun üretim miktarı ikinci sırada domates üretimi üçüncü sırada havuç üretimi dikkati çeker. 100 4044 Tablo 84. Yıllar İtibariyle TR521 Alt Bölgesi Konya İli İçin Önemli Görülen Sebzelerin Üretim Miktarları (ton) Sebzeler 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 Lahana 9321 8713 8336 8125 7633 7292 7673 6869 6327 6488 Marul 1756 1666 1556 1275 1326 1697 1984 1987 1041 1448 Ispanak 9360 5110 8338 7469 7838 7449 6370 6048 5856 6022 Pırasa 15102 14189 12830 12191 11867 11633 11137 9785 8770 9496 Kabak 14740 14367 12000 10228 9871 9933 8242 7261 8583 16297 Hıyar 39061 40098 32959 30023 33804 36157 22212 17475 17146 25727 Patlıcan 4089 3063 3012 2616 2632 2595 3027 3259 2300 3231 Domates 212261 227368 223997 190528 231897 223837 205469 174970 212801 337032 Biber 7065 7301 7537 10436 7171 6855 6951 5185 15346 7197 Karpuz 32253 44340 43895 54265 69484 59158 53011 42463 71882 73296 Kavun 61757 72326 70715 74123 92066 97541 93468 63022 73860,5 74684 Fasulye (Taze) 14255 13120 15239 14806 14187 15039,5 12370 9580 8844 10970 Sarımsak 1324 1428 1470 1590 2078 275 261 238 1395 1111 Soğan 54473 90338 53067 50346 53612 3154 4307 2204 18476,3 14639 Havuç 25406 28102 23284 18706 15936 27222 27548 24226 29115 208211 Turp 1406 1414 1469 1479 1341 1264 2610 2764 2138 2230 2004 6959 1718 6133 9598 8742 22885 3808 240078 6170 42940 54976 9311 535 2296 229192 2285 Kaynak : Tarım İl Müdürlüğü Tabloda TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Konya İli için önemli görülen sebzelerin üretim trendleri verilmiştir. Tabloda görüldüğü üzere Konya ilinde sebze ürünleri çeşitliliği dikkati çekmektedir. Üretim genellikle açıkta tarla sebzeciliği şeklinde yapılmaktadır. Öncelikli üretim miktarına göre birinci sırada domates üretim miktarı ikinci sırada havuç üretimi üçüncü sırada kavun üretimi dikkati çeker. 101 Tablo 85. Yıllar İtibariyle TR522 Alt Bölgesi Karaman İli İçin Önemli Görülen Sebzelerin Üretim Miktarları (ton) Sebzeler 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 Domates 22890 19070 24962 35862 25148 32524 27492 34490 45710 Karpuz 40015 38608 44570 36045 32825 38220 35895 41070 45595 Hıyar 2972 5022 8038 7182 9775 14215 14774 20070 22127 Biber (sivri+dolmalık) 2403 2137 3259 4516 4406 4746 2096 5581 8647 Patlıcan 3765 3490 2920 2495 3052 3016 3517 3790 4421 Fasulye (taze) 3552 3285 3795 4830 4121 4720 4140 5986 11052 Marul (göbekli+kıvırcık) 1867 2862 3462 4092 4467 5087 3857 5232 6208 Kırmızı turp 330 1140 1312 1520 1580 1970 2180 1210 1210 Kabak (sakız) 2158 2375 3112 2318 2558 3103 3358 4088 4646 Havuç 1360 1200 2266 1152 1035 1120 1175 2120 2090 Maydanoz 3351 3663 3850 4278 3163 4203 4498 5773 6478 Bamya 11 10 10 11 11 11 20 2004 57065 49450 25002 8478 4591 11060 7975 1510 6592 2345 6675 106 Kaynak:Tarım İl Müdürlüğü Tabloda TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Karaman İli için önemli görülen sebzelerin üretim trendleri verilmiştir. Tabloda görüldüğü üzere Karaman ilinde sebze ürünleri çeşitliliği dikkati çekmektedir. Üretim genellikle açıkta tarla sebzeciliği şeklinde yapılmaktadır. Öncelikli üretim miktarına göre birinci sırada domates üretim miktarı ikinci sırada karpuz üretimi üçüncü sırada hıyar üretimi dikkati çeker. 102 Tablo 86. Yıllar İtibariyle TR52 Batı Anadolu Alt Bölgesi İçin Önemli Görülen Sebzelerin Üretim Miktarları (ton) Sebzeler 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 Marul 3533 4418 4737 5418 6164 7071 5844 6273 Kabak 16525 14375 13340 12189 12491 11345 10619 12671 Hıyar 43070 37981 38061 40986 45932 36427 32249 37216 Patlıcan 6828 6502 5536 5127 5647 6043 6776 6090 Domates 250258 243067 215490 267759 248985 237993 202462 247291 Biber 9704 9674 13695 11687 11261 11697 7281 20927 Karpuz 84355 82503 98835 105529 91983 91231 78358 112952 Fasulye (Taze) 16672 18524 18601 19017 19160,5 17090 13720 14830 Havuç 29462 24484 20972 17088 28257 28668 25401 31235 2003 7656 20943 47854 7652 382742 15844 118891 22022 210301 2004 9693 15334 47887 8399 297143 14648 92390 20371 231537 Kaynak : Tarım İl Müdürlüğü TR52 Batı Anadolu Alt Bölgesi için önemli görülen sebzelerin üretim miktarları yukarıdaki tabloda yıllar bazında verilmiştir. Tabloya göre alt bölge sebzeciliğinde üretim miktarı açısından birinci sırayı domates almaktadır. Havuç ikinci sırada yer alır. Bölge sebzeciliğinde havucun ayrı bir yeri vardır. 103 Tablo 87. Yıllar İtibariyle TR5 Batı Anadolu Bölgesi İçin Önemli Görülen Sebzelerin Üretim Miktarları (ton) Sebzeler 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 Marul 36492 37493 47858 48642 49931 50823 51005 51292 52892 Kabak 25368 24335 23329 22025 21711 20824 19908 22179 30334 Hıyar 78688 72329 70705 77182 82437 71268 65305 64746 75871 Patlıcan 8224 7903 6835 6399 6921 7413 8183 7317 8928 Domates 402176 404044 371802 434875 429647 414725 361379 415563 565000 Biber 14778 14866 20676 17524 16990 17598 12803 26338 21382 Karpuz 211308 213103 218348 228576 190280 207044 176485 209239 220832 Fasulye (Taze) 28019 28957 28863 29293 30119,5 27693 22888 23573 30454 Havuç 138806 144048 141022 133207 144777 147269 139443 142527 320775 2004 55196 24679 73594 9732 460628 19973 182438 28323 340468 Kaynak : Tarım İl Müdürlüğü Yıllar itibariyle TR5 Batı Anadolu Bölgesi için önemli görülen sebzelerin üretim miktarları incelendiğinde üretim miktarı açısından birinci sırayı domates almaktadır. İkinci sırada havuç, üçüncü sırada karpuz yer almaktadır. 4.5.3. Meyve Üretim Trendleri Bölgenin yıllar itibarıyla önemli meyve ürünlerine ait üretim trendleri incelendiğinde meyveciliğin bölge tarımındaki yeri değerlendirilebilir. Aşağıdaki tabloda Ankara iline ait meyve üretim miktarları verilmiştir. Tablo incelendiğinde üretimi en fazla olan meyve elma olup bunu sırasıyla armut, üzüm ve vişne takip etmektedir. 104 Tablo 88. Yıllar İtibariyle TR51 Batı Anadolu Alt Bölgesi Ankara İli İçin Önemli Görülen Meyvelerin Üretim Miktarları (ton) Yıllar 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 Elma 35173 33693 33047 31732 30885 34075 30402 30985 31702 Üzüm 20448 22116 19607 19076 20789 21760 18113 18447 18109 Vişne 18752 19511,4 21843 13084 15784 15825 15872 15649 15829 Kiraz 4511,7 5290 5137 5645 5705 5596 5567 5033 5103 Armut 26458,5 27272 24401 23529 23486 23515 21138 21467 20020 Erik (Tüm Çeşitler) 4477 4306 4277 4364 4372 4429 4021 3827 3884 Ceviz 1594 1710 1848 1894 1909 1959 2107 2101 2246 Kayısı (Zerdali Hariç) 9231 7095 7612 6927 7153 7495 7325 6934 6896 Şeftali 619 595 606 620 670 724 711 648 633 Çilek 10 11 14 11 12 21 18 19 20 Badem 527 617 576 599 561 557 557 625 583 Ayva 4415 5648 5199 5015 5245 5260 5282 5188 5166 Zerdali 2694 2435 2225 2278 2022 2137 2028 1896 1888 İğde 1079 1089 906 981 951 957 707 741 732 Dut 4513 5182 4556 4788 4878 6237 4770 4610 4768 Antep Fıstığı 164 130 47 44 51 75 31 31 31 Nar 154 154 78 65 47 30 23 15 15 2004 29955 17718 15499 5047 20710 3743 2016 6754 589 32 521 5113 1599 666 4349 14 15 Kaynak: Tarım İl Müdürlüğü Aşağıdaki tabloda Konya iline ait meyve üretim miktarları yıllar bazında verilmiştir. Tabloya göre Konya İlinde üretimi en fazla olan meyve elma olup bunu sırasıyla üzüm, vişne ve kiraz takip etmektedir. Konya İli meyvecilikte geç turfanda olarak yetiştirilen kiraz yüksek değerde pazarlanma imkanı bulmaktadır. 105 Tablo 89. Yıllar İtibariyle TR521 Batı Anadolu Alt Bölgesi Konya İçin Önemli Görülen Meyvelerin Üretim Miktarları (ton) Seçilmiş Meyveler 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 Elma 95915 93009 86961 92020 104687 117045 85402 80590 95094 63274 Üzüm 184034 154660 159229 110261 111038 70658 74249 68832 54222 55528 Vişne 5708 10241 10394 11489 13232 9730 10638 9184 22073 19618 Kiraz 7803 9715 10639 9030 17273 11160 13718 11293 22290 15887 Armut 23745 23789 22915 22256 21600 16676 18141 12814 16985 10945 Erik (Tüm Çeşitler) 2893 5476 5246 5773 5528 6599 5655 4821 7268 5338 Ceviz 3272 2391 2539 2390 3195 2169 2162 2479 4004 4054 Kayısı (Zerdali Hariç) 1674 2307 6088 6344 2435 7011 5851 4986 6091 3800 Şeftali 1853 1627 1561 1811 1750 1936 2190 2136 4294 3613 Çilek 1695 1484 1332 1120 1616 1297 1792 1257 2256 1931 Badem 862 973 847 1064 1076 1245 1434 1409 1495 930 Ayva 747 697 678 607 762 711 677 651 633 690 Zerdali 756 1618 2123 2309 835 1507 1034 758 959 601 İğde 556 628 750 734 739 527 500 406 465 541 Dut 642 590 514 479 493 464 432 374 464 432 Antep Fıstığı 80 90 67 77 112 111 105 155 105 86 Muşmula (Dön.,Beşb.) 68 192 132 108 99 68 68 66 66 65 Kaynak: Tarım İl Müdürlüğü Aşağıdaki tabloda Karaman iline ait meyve üretim miktarları yıllar bazında verilmiştir. Tabloya göre Karaman İlinde üretimi en fazla olan meyve üzüm olup bunu sırasıyla elma, erik ve armut takip etmektedir. İlde elmacılık son yıllarda artma eğilimi göstermekte olup 2004 yılındaki kış donlarından dolayı üretimde çok önemli düşüş gözlemlenmektedir. 106 Tablo 90. Yıllar İtibariyle TR522 Batı Anadolu Alt Bölgesi Karaman İli İçin Önemli Görülen Meyvelerin Üretim Miktarları (ton) Meyveler 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 Elma 316084 267617 309786 324018 361688 309827 339677 196618 478.814 84.828 Armut 5294 7840 7224 6056 7642 7291 9254 6389 13.115 5.422 Üzüm 153794 164367 156392 134643 151263 137750 103697 103530 192.507 211.736 Ayva 248 339 689 529 925 1071 631 687 1.157 795 Zeytin 4829 3934 4016 4049 5008 4119 3197 3197 5.286 3.892 Erik 2185 4693 5276 10386 8001 6099 6659 4396 8.020 7.574 166 509 620 1302 1230 1141 903 2613 1.711 494 Zerdali 363 349 505 782 1097 992 573 663 825 335 Dut 1358 1447 1697 2563 2796 2971 2850 2852 3.539 2.765 Şeftali 174 1844 2061 6982 5661 5545 4560 5820 9.690 1.925 Kayısı 4030 5065 5525 5846 6193 6056 6641 6439 8.107 3.365 Kiraz 505 501 429 530 489 493 602 611 821 1.091 İncir (Yaş) 1188 1571 1300 2384 1492 1148 1369 1720 1.394 975 Nar 762 603 1290 1601 2888 3449 2695 2742 2.993 1.879 Vişne 700 1499 1485 2656 2849 2382 1764 1923 1.954 1.509 Badem 49 449 100 278 1108 616 191 150 1.335 248 Antepfıstığı 1495 2671 3176 4978 6024 4783 4555 5040 7.119 4.818 Ceviz 329 330 383 483 376 411 34 417 619 333 İğde Kaynak: Tarım İl Müdürlüğü TR52 Batı Anadolu Alt Bölgesi için önemli görülen meyvelerin üretim miktarları aşağıdaki tabloda yıllar bazında verilmiştir. 107 Tablo 91. Yıllar İtibariyle TR52 Batı Anadolu Alt Bölgesi İçin Önemli Görülen Meyvelerin Üretim Miktarları (ton) Seçilmiş Meyveler 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 Elma 411999 360626 396747 416038 466375 426872 425079 277208 573908 148102 Üzüm 337828 319027 315621 244904 262301 208408 177946 172362 246729 267264 Vişne 6470 10844 11684 13090 16120 13179 13333 11926 25066 21497 Kiraz 11833 14780 16164 14876 23466 17216 20359 17732 30397 19252 Armut 29039 31629 30139 28312 29242 23967 27395 19203 30100 16367 Erik (Tüm Çeşitler) 5078 10169 10522 16159 13529 12698 12314 9217 15288 12912 Ceviz 4767 5062 5715 7368 9219 6952 6717 7519 11123 8872 Kayısı (Zerdali Hariç) 1848 4151 8149 13326 8096 12556 10411 10806 15781 5725 Şeftali 3211 3074 3258 4374 4546 4907 5040 4988 7833 6378 Badem 1562 2472 2332 3720 3925 3627 3198 3332 3449 2439 Ayva 995 1036 1367 1136 1687 1782 1308 1338 1790 1485 Zerdali 922 2127 2743 3611 2065 2648 1937 3371 2670 1095 İğde 885 958 1133 1217 1115 938 534 823 1084 874 Dut 1005 939 1019 1261 1590 1456 1005 1037 1289 767 Antep Fıstığı 129 539 167 355 1220 727 296 305 1440 334 Kaynak: Tarım İl Müdürlüğü TR5 Batı Anadolu Bölgesi için önemli görülen meyvelerin üretim miktarları yıllar bazında aşağıdaki tabloda verilmiştir. Tabloya göre bölge meyveciliğinde üretim miktarı açısından en fazla olan meyve üzümdür. İkinci sırayı elma almaktadır. 108 Tablo 92. Yıllar İtibariyle TR5 Batı Anadolu Bölgesi İçin Önemli Görülen Meyvelerin Üretim Miktarları (ton) Seçilmiş Meyveler 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 447172 394319 429794 447770 497260 460947 455481 308193 605610 178057 Elma 358276 341143 335228 263980 283090 230168 196059 190809 264838 284982 Üzüm 25222 30355,4 33527 26174 31904 29004 29205 27575 40895 36996 Vişne 16344,7 20070 21301 20521 29171 22812 25926 22765 35500 24299 Kiraz 55497,5 58901 54540 51841 52728 47482 48533 40670 50120 37077 Armut 9555 14475 14799 20523 17901 17127 16335 13044 19172 16655 Erik (Tüm Çeşitler) 6361 6772 7563 9262 11128 8911 8824 9620 13369 10888 Ceviz 11079 11246 15761 20253 15249 20051 17736 17740 22677 12479 Kayısı (Zerdali Hariç) 3830 3669 3864 4994 5216 5631 5751 5636 8466 6967 Şeftali 2089 3089 2908 4319 4486 4184 3755 3957 4032 2960 Badem 5410 6684 6566 6151 6932 7042 6590 6526 6956 6598 Ayva 3616 4562 4968 5889 4087 4785 3965 5267 4558 2694 Zerdali 1964 2047 2039 2198 2066 1895 1241 1564 1816 1540 İğde 5518 6121 5575 6049 6468 7693 5775 5647 6057 5116 Dut 293 669 214 399 1271 802 327 336 1471 348 Antep Fıstığı Kaynak: Tarım İl Müdürlüğü 109 4.5.4. Yem Bitkileri Üretim Trendleri Aşağıdaki tablolarda bölgenin yem bitkileri üretimim miktarları görülmektedir. Bu tablolar ışığında bölgenin yem bitkileri üretimi değerlendirilebilir. Tablo 93. Yıllar İtibariyle TR51 Batı Anadolu Bölgesi Ankara İli Yem Bitkileri Üretim Miktarları (ton) Yem Bitkileri Ekilişleri 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 Mısır (hasıl+silaj) 300 600 2274 10093 23970 22265 36850 57628 118016 Fiğ (ot) 4040 4070 3242 8592 7504 10315 12437 13733 20384 Yonca (yeşil+kuru ot) 30625 61780 67737 71395 62782 60880 63322 70006 32535 Korunga (yeşil+kuru ot) 4001 4233 4120 4467 4316 4236 4060 3671 4808 2004 94851 19919 20313 4847 Kaynak: Tarım İl Müdürlüğü Tabloda Ankara ilinde yem bitkileri üretimi yıllar itibarıyla görülmektedir. Silajlık mısır üretiminin ilde artması yem bitkileri açığının kapatılmasında önemlidir. Fiğ üretimi ilde özellikle kıraç tarım arazilerinde önemi korumaktadır. Tablo 94. Yıllar İtibariyle TR521 Batı Anadolu Bölgesi Konya İli Yem Bitkileri Üretim Miktarları (ton) Yem Bitkileri Ekilişleri 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 14170 17600 35290 57485 62790 92150 121270 204173 169588 258464 Mısır (hasıl+silaj) 16172 14886 6370 9274 10455 13866 10479 11179 12095 16428 Fiğ (ot) 342347 255068 274148 299851 323958 336129 316560 338933 422349 448094 Yonca (yeşil+kuru ot) 3845 3012 3403 3767 4061 5090 3394 4097 4663 5266 Korunga (yeşil+kuru ot) Kaynak: Tarım İl Müdürlüğü Konya ili yem bitkileri üretimi incelendiğinde yıllar itibarıyla yem bitkileri üretiminde artış dikkati çeker. Özellikle silajlık mısır ve yonca üretimindeki artış il hayvancılığı açısından önemlidir. Tablo 95. Yıllar İtibariyle TR522 Batı Anadolu Karaman İli Yem Bitkileri Üretim Miktarları (ton) (1995-2004) Yem Bitkileri Ekilişleri 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 Mısır (hasıl+silaj) - 2750 1055 15600 42600 3240 623 Fiğ (yeşil+kuru ot) 3601 4450 5000 11815 10423 18475 14025 1.402 Yonca (yeşil+kuru ot) 71440 85579 89992 58558 59750 107155 41305 53868 4.989 Korunga(yeşil+kuruot) 1113 2079 152 3227 683 4050 4870 6461 871 Kaynak: Tarım İl Müdürlüğü Karaman ili yem bitkileri üretimi yıllar itibarıyla incelendiğinde 1995 yılında tarım istatistiklerinde yer almayan silajlık mısır ve fiğin yıllar itibarıyla arttığı görülür. Özellikle silajlık mısır üretiminin artışı dikkati çeker. 110 2004 87430 15080 45730 5024 4.5.5. Hayvansal Üretim Trendleri Bölge hayvancılığının yıllar itibarıyla seyrinin değerlendirilmesi açısından hayvansal üretim trendlerinin incelemesi konunun anlaşılmasını sağlayacaktır. Aşağıdaki tablolarda bölgenin hayvansal üretim trendleri verilmiştir. Tablo 96. Yıllar İtibariyle TR51 Batı Anadolu Alt Bölgesi Ankara İli Hayvan Sayıları Hayvan Türü 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 Koyun 842767 745055 785280 720357 687664 602324 528542 496439 522015 535621 Keçi 163054 195281 179174 158622 154634 99589 107188 115754 117463 122880 Kültür 44765 45058 39778 46708 47113 38900 34033 35648 35040 28960 K.Melezi 117251 101940 97222 89122 91018 84376 93383 84043 84566 86887 Sığır Yerli 111896 116757 118040 109630 111918 112208 106720 103052 100990 103045 Toplam 273918 263755 255040 245460 250049 235484 234136 222743 220596 218892 Manda 5062 4434 4322 4148 1874 1776 1308 870 923 900 Tavuk – Etçi 2776200 2364500 4127820 6263500 7674500 9602700 3814250 4181200 2983586 4990000 Tavuk – Ymrt. 1158344 778800 905350 786300 120245 1229750 1265000 1202860 1538245 2037655 Hindi 70645 43700 56380 54900 63540 62050 58095 51904 52477 36735 Kanatlı Ördek 24670 21300 18090 17690 120557 16275 10281 10163 11508 8445 Kaz 16845 10400 14990 14010 87940 31780 12956 11561 11784 9109 Toplam 4046704 3218700 5122630 7136400 914898 10942555 5160582 5457688 4597600 7081944 Arı Kovanı 41938 47461 47006 46801 49257 52541 56572 57530 56467 56802 İpek Böceği Kutusu 527 465 340 389 356 299 259 383 383 350 Kaynak: Tarım İl Müdürlüğü Ankara İli hayvan sayıları yıllar itibarıyla incelendiğinde küçükbaş hayvan sayısının azaldığı görülür. İlin toplam sığır varlığı azalırken ilde kültür ırkı sığırların varlığı artarken yerli ırkların sayısı azalmıştır. Kanatlı hayvan sayısı toplamında artış olmuştur. Hindi, ördek ve kaz yetiştiriciliği kanatlı hayvan yetiştiriciliğinde sayısı azalmıştır. Yumurtacı ve etçi tavukların sayısı ise artmıştır. 111 Tablo 97. Hayvansal Ürünler (ton) Süt Kırmızı Et Beyaz Et Yumurta Bal Balmumu İpek Kozası Yapağı Tiftik Kıl Deri (adet) Yıllar İtibariyle TR51 Batı Anadolu Alt Bölgesi Ankara İli Hayvansal Ürün Üretim Miktarları 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 241170 223305 209089 206862 208745 10902 162307 128175 203503 184787 24825 18960 27664 25413 22386 25017 14593 13498 11354 17529 15586 10410 68466 25318 37533 24964 21183 20952 11255 16180 13246 8118 10244 8711 15744 16098 12931 15236 20756 29898 424 517 464 504 419 603 216 716 628 676 49 46 40 30 30 27 24 23 19 18 16 13 10 11 11 9 5 9 13 10 1330 1216 1226 1127 1083 998 934 826 1158 1161 210 259 238 197 198 113 127 124 128 123 10 7 6 8 6 6 7 10 9 13 386360 263410 435782 459520 382065 339736 314913 285914 166080 208754 Kaynak: Tarım İl Müdürlüğü TR51 Batı Anadolu Alt Bölgesi Ankara ili hayvansal ürün üretim miktarları incelendiğinde süt, kırmızı et, beyaz et, balmumu, ipek kozası, yapağı, tiftik, kıl ve deri üretimi azalırken yumurta ve bal üretimi artmıştır. 112 Tablo 98. Yıllar İtibariyle TR521 Batı Anadolu Alt Bölgesi Konya İli Hayvan Sayıları Hayvan Türü 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 Koyun 1849808 1838508 1825035 1834890 1743557 1614778 1517661 1370830 1322855 1332073 Keçi 324618 320368 304864 283866 269670 244388 216033 165541 148715 138888 Kültür 88526 97305 98044 110448 101340 110610 117687 119920 119692 132598 KMelezi 173734 175877 173303 165258 161099 198949 196819 150063 153329 159369 Yerli 104683 100891 103181 96717 88034 81294 69838 46349 47770 49603 Sığır Toplam 366943 374073 374528 372423 350473 390853 384344 316332 320791 341570 Manda 1525 1596 795 802 721 687 533 732 659 579 Tavuk – Etçi 3451600 4877400 4850400 4334900 5779250 5521100 1254488 1256650 5759647 5248800 Tavuk–Ymrt. 3748950 3838220 4453100 9125050 9526415 9208300 4139814 5069607 5933143 6307975 Hindi 152564 161960 136250 118200 121250 97703 81686 87660 83725 78566 Ördek 36510 38855 33900 34300 29400 20187 18087 17945 15690 14568 Kaz 62000 61400 59800 57025 52500 39780 33142 32805 31140 30269 Kanatlı Toplam 7451624 8977835 9533450 13669475 15508815 14887070 5527217 6464667 11823345 11680178 Arı Kovanı 89073 89922 72883 78592 79718 86522 76264 69559 75004 69898 Kaynak: Tarım İl Müdürlüğü Konya ilinde hayvan sayıları incelendiğinde küçükbaş hayvan sayısında azalma dikkati çeker. Kültür ırkı sığırların sayısı artarken yerli ırkların yetiştiriciliği azalmıştır. Kanatlı yetiştiriciliğinde artışın olması ilin hayvansal üretiminde payını artırmıştır. Arı kovanı sayısı yıllar itibarıyla ilde azalmıştır. 113 Tablo 99. Yıllar İtibariyle TR51 Batı Anadolu Alt Bölgesi Konya İli Hayvansal Ürün Üretim Miktarları Hayvansal Ürünler(ton) 1995 1996 1997 Süt 753592 787113 794222 Kırmızı Et 16710 16332 18535 Beyaz Et 5424 7291 6973 Yumurta 47197 51298 66122 Bal 1395 1559 1061 Balmumu 72 75 44 Yapağı 2805 1887 2766 Kıl 176 173 177 Tiftik 88 96 52 Deri (adet) 221344 237108 310176 1998 801112 17550 6408 142214 1403 61 2672 165 47 378994 1999 772067 19241 7513 143946 1317 58 2649 166 32 327984 2000 2001 2002 2003 2004 792445 777181 564050 493997 436196 32305 29969 29896 32629 37675 10879 1881 1885 8900 7873 136775 56277 71675 85103 92854 1391 798 1066 1174 1038 57 25 46 44 48 2438 1851 1677 1617 2223 151 134 103 92 65 28 25 18 17 11 379807 333431 303866 311828 435838 Kaynak: Tarım İl Müdürlüğü Konya İlinde yıllar itibarıyla hayvansal üretim miktarı görülmektedir. Süt üretim miktarı azalırken kırmızı et, beyaz et, yumurta ve deri üretimi artarken bal, balmumu, yapağı ve tiftik üretimi azalmıştır. 114 Tablo 100. Yıllar İtibariyle TR522 Batı Anadolu Alt Bölgesi Karaman İli Hayvan Sayıları Hayvan Türü 1995 1996 1997 1998 1999 2000 Koyun 536285 531590 462728 407629 381354 358848 Keçi 176405 176076 163448 131421 112490 102181 Kültür 6024 5640 4964 5285 6133 7086 KMelezi 13405 13748 12164 9799 10394 8301 Sığır Yerli 11473 10428 8304 5094 3851 3546 Toplam 30902 29816 25432 20178 20368 18933 485404 Tavuk – Etçi 18700 98000 88000 88000 Tavuk – Ymrt 702070 987783 1648840 1990475 2293100 Hindi 154835 81895 89195 117410 195330 109120 Kanatlı Ördek 6550 7600 6500 11930 Kaz 14920 22852 17152 25140 Toplam 640239 702070 1117148 1894702 2297457 2527290 Arı Kovanı 35213 37740 37732 38884 36377 39632 2001 345948 96204 7535 8339 2810 18684 1685000 2392328 108906 13032 25910 4225176 36138 2002 361511 102052 6117 8198 1350 15665 673500 3441914 104914 14400 29895 4264623 37128 2003 357318 94603 6330 8154 1330 15814 578110 4004380 103042 17740 20112 4723384 37024 2004 369444 79903 9940 10380 1284 21604 69110 3011470 106003 17813 17820 3222216 37901 Kaynak: Tarım İl Müdürlüğü Karaman ilinde küçükbaş hayvan sayısında yıllar itibarıyla azalmıştır. Sığırcılıkta kültür ırkı sığırların sayısı istenen yönde artarken yerli ırkların sayısı azalmıştır. Yumurtacı tavuk sayısı artarken etçi piliç sayısında azalmıştır. Genel itibarıyla kanatlı sayısı artmıştır. İlde arı kovanı sayısı artmıştır. 115 Tablo 101. Hayvansal Ürünler (ton) Süt Kırmızı Et Beyaz Et Yumurta Bal Balmumu Yapağı Kıl Deri (adet) Yıllar İtibariyle TR522 Batı Anadolu Alt Bölgesi Karaman İli Hayvansal Ürün Üretim Miktarları 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 34410 33930 30556 28544 28798 55554 56065 42663 47608 35653 1985 1080 1216 2847 2567 2395 2275 4471 2597 1228 42 412 1178 1921 1343 5205 929 850 804 12109 8461 15270 24557 30477 35583 44316 64254 74751 23252 635 704 663 610 441 858 887 652 562 566 37 83 108 68 101 155 89 58 58 61 1075 928 599 768 712 692 715 708 730 29 70 69 83 44 83 300 45 42 22 26082 80283 80818 61905 57922 100621 50505 33544 Kaynak: Tarım İl Müdürlüğü Karaman İlinde hayvansal üretiminin yıllar itibarıyla seyri görülmektedir. İlde süt üretimi üretim miktarı itibarıyla birinci sıradadır. Kırmızı et üretimi ilde yıllar itibarıyla azalmıştır. İlde yumurta üretimi artmıştır. 116 Tablo 102. Yıllar İtibariyle TR5 Batı Anadolu Bölgesi Hayvan Sayıları Hayvan Türü 1995 1996 1997 1998 Koyun 3228860 3115153 3073043 2962876 Keçi 664077 691725 647486 573909 Kültür 139315 148003 142786 162441 K.Melezi 304390 291565 282689 264179 Sığır Yerli 228052 228076 229525 211441 Toplam 671763 667644 655000 638061 Manda 6587 6030 5117 4950 Tavuk – Etçi 6713204 7241900 8996920 11578400 Tavuk – Ymrt. 4907294 5319090 6346233 11560190 Hindi 378034 287555 281825 290510 Kanatlı Ördek 61180 60155 58540 59590 Kaz 78845 71800 89710 93887 Toplam 12138567 12898605 15773228 22700577 Arı Kovanı 166224 175123 157621 164277 İpek Böceği Kutusu 527 465 340 389 1999 2812575 536794 154586 262511 203803 620890 2595 13541750 11637135 380120 156457 157592 18721170 165352 356 2000 2001 2002 2003 2004 2575950 2392151 2228780 2202188 2237138 446158 419425 383347 360781 341671 156596 159255 161685 161062 171498 291626 298541 242304 246049 256636 197048 179368 150751 150090 153932 645270 637164 554740 557201 582066 2463 1841 1602 1582 1479 15211800 6753738 6111350 9321343 10307910 12731150 7797142 9714381 11475768 11357100 268873 248687 244478 239244 221304 48392 41400 42508 44938 40826 96700 72008 74261 63036 57198 28356915 14912975 16186978 21144329 21984338 178695 168974 164217 168495 164601 299 259 383 383 350 Kaynak: Tarım İl Müdürlüğü Tablodan görüldüğü üzere bölge küçükbaş hayvan sayısında belirgin bir azalma vardır. Büyükbaş sığırlarda kültür ırklarının arttığı görülür. Kanatlı hayvan sayısıda bölgede artmıştır. Arı ve ipek böceği üretimi amaçlı yetiştiricilikte arı kovanı ve ipek böceği kutusunda kutusunda azalma olmuştur. 117 Tablo 103. Yıllar İtibariyle TR 5 Bölgesi Hayvansal Ürünler (ton) Hayvansal Ürünler 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 (ton) Süt 1029172 1044348 1033867 1036518 1009610 858901 995553 734888 745108 656636 Kırmızı Et 43520 36372 47415 45810 44194 59717 46837 47865 46580 56432 Beyaz Et 21052 18113 76617 33647 46389 41048 23993 23687 20959 24053 Yumurta 72552 67877 91636 175482 190167 188456 113524 151165 180610 146004 Bal 2454 2780 2188 2517 2177 2852 1901 2434 2364 2280 Balmumu 158 204 192 159 189 239 138 127 121 127 İpek Kozası 16 13 10 11 11 9 5 9 13 10 Yapağı 5210 3103 4920 4398 4500 4148 3477 3218 3483 4114 Tiftik 386 432 415 362 364 264 261 227 220 145 Kıl 127 173 127 138 82 117 332 73 68 100 Deri (adet) 607704 500518 772040 918797 790867 781448 706266 690401 528413 678136 Kaynak: Tarım İl Müdürlüğü Tablodan görüldüğü üzere TR5 Batı Anadolu Bölgesinde yıllar itibarıyla hayvansal ürünler üretimi verilmiştir. Süt, bal, balmumu, ipek kozası, tiftik ve kıl üretimi azalırken kırmızı et, beyaz et, yumurta ve deri üretimi artmıştır. Bölge ekonomisinde hayvansal ürünlerin önemi büyüktür. Süt, kırmızı et, beyaz et ve yumurta üretimi başlıca hayvansal gelir kaynağıdır. 118 4.6. Tarım Ürünleri Üretim Değerleri 4.6.1. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Bitkisel Üretim Değerleri Bölge tarım ekonomisinde tarla bitkileri üretim değerleri incelendiğinde tarla bitkileri üretim değeri %47,58’lik payla yüksek bir orana sahiptir. Tarla bitkileri üretim değeri içerisinde tahıllar %29,92’lik payla birinciendüstri bitkileri %7,08’lik payla ikinci ve yumrulu bitkileri %4,96’lık payla üçüncü sırayı alır. Tablo 104. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Tarla Bitkileri Üretim Değerleri (2004) Tarla Bitkileri Ekiliş Alanı Üretim Üretim Değeri (Ha) (Ton) (YTL) Toplam Tahıllar Buğday Arpa Çavdar Yulaf Mısır (Dane) Endüstri Bitkileri Şeker pancarı Yağlı Tohumlular Ayçiçeği Baklagiller Nohut Fasulye Mercimek(Yeşil) Fiğ (dane) Yumrulu Bitkiler Soğan Sarımsak Patates Yem Bitkileri Mısır(Hasıl-Silaj) Fiğ Hayvan Pancarı 2.444.791 2.141.555 1.329.661 738.256 26.196 34.524 12.918 70.362 70.362 32.480 32.480 142.895 77.660 27330 13.097 24.808 19.773 10.520 981 8.272 37.726 12 918 24 808 285 9.160.565 4.782.490 2.807.059 1 790 256 45 762 57 292 82 121 3.436.984 3.436.984 30.455 30.455 184.651 81 218 68 320 10 995 24 118 606.065 399.542 7.952 198.571 119.920 82 121 24 118 13681 2.493.635.089 1.568.066.340 982.470.650,00 519.174.240 12.355.740 15.468.840 38.596.870 371.194.272 371.194.272 32.647.760 32.647.760 216.983.821 82.355.052 108.013.920 13.550.145 13.064.704 260.127.409 162.589.986 19.499.020 78.038.403 44.615.487 29.059.932 13.064.704 2490851 Üretim Değeri(%) 47,58 29,92 18,75 9,91 0,24 0,30 0,74 7,08 7,08 0,62 0,62 4,14 1,57 2,06 0,26 0,25 4,96 3,10 0,37 1,49 0,85 0,55 0,25 0,05 Kaynak: TÜİK 4.6.2. TR5 Batı Anadolu Bölgesi Sebze Üretim Değerleri (2004) Bölgenin sebze üretim değerleri incelendiğinde meyvesi yenen sebzelerin payı %9,57, soğansı kök ve yumruların payı %3,82 ve yaprağı yenen sebzelerin payı ise %1,82’dir. Sebze üretim değerlerinin bölge tarım ekonomisinde %15,75’lik paya sahip olduğu görülür. 119 Tablo 105. TR5 Batı Anadolu Sebze Üretim Değerleri (2004) Ekiliş Alanı Üretim Sebzeler (Ha) (Ton) Toplam 72009 1591995 Yaprağı Yenen Sebzeler 8105 136638 Lahana 1137 29262 Marul 2625 55196 Ispanak 2707 23066 Pırasa 1143 21440 Maydanoz 457 7521 Diğer(Roka-Nane vb.) 36 153 Baklagil Sebzeleri 3645 28323 Fasulye 3645 28323 Meyvesi Yenen Sebzeler 51698 1053927 Bamya 83 341 Kavun 24690 269996 Karpuz 7134 182438 Kabak(sakız) 1808 24679 Kabak(Bal) 555 11448 Acur 54 1098 Hıyar 3291 73594 Patlıcan 1106 9732 Domates 10507 460628 Biber 2470 19973 Soğansı ,Yumru ve Kök Sebzeler 8561 373107 Sarımsak 72 908 Soğan 1497 21676 Turp 464 10055 Havuç 6528 340468 Diğer Sebzeler 2668 2312 Üretim Değeri Üretim (YTL Değeri(%) 825487341 95455668 14806572 40734648 17253368 15608320 6926841 125919 28323000 28323000 501308283 770660 121768196 63488424 11130229 6765768 647820 44745152 6354996 231695884 13941154 200400390 1043292 16863928 5449810 177043360 2207960 15,75 1,82 0,28 0,78 0,33 0,30 0,13 0,00 0,54 0,54 9,57 0,01 2,32 1,21 0,21 0,13 0,01 0,85 0,12 4,42 0,27 3,82 0,02 0,32 0,10 3,38 0,04 Kaynak: TÜİK 4.6.3. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Meyve Üretim Değerleri (2004) Bölgenin meyve üretim değerleri incelendiğinde üzümsü meyvelerin %4,91’lik payla birinci sırada yumuşak çekirdekjli meyvelerin %3,13’lük payla ikinci sırada ve taş çekirdeklilerin %2,47’lik payla üçüncü sırada yer aldığı görülür. Bölge tarım ekonomisinde Meyve üretiminin payı %11,61’dir. 120 Tablo 106. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Meyve Üretim Değerleri (2004) Meyveler Meyve Üretim Üretim Değeri Üretim Değeri Veren Ağaç (Ton) (YTL) (%) ( Adet ) Toplam 14.183.092 627.656 608.687.305 11,61 Yumuşak Çekirdekliler 9.809.999 221.732 163.973.477 3,13 Armut 1.287.826 37.077 37.596.078 0,72 Ayva 176.952 6.598 6.188.924 0,12 Elma 8.345.221 178.057 120.188.475 2,29 Taş Çekirdekliler 3.520.224 101.630 129.203.570 2,47 Erik 493.600 16.655 14.439.885 0,28 İğde 83.905 1.540 2.200.660 0,04 Kayısı 503.593 12.479 12.429.084 0,24 Zerdali 128.270 2.694 2.297.982 0,04 Kiraz 847.942 24.299 40.093.350 0,77 Vişne 1.178.783 36.996 49.500.648 0,94 Şeftali 284.131 6.967 8.241.961 0,16 Üzümsü Meyveler 182.785 290.098 257.379.258 4,91 Dut 139.934 5.116 5.740.152 0,11 Üzüm (ha.) 42.851 284.982 251.639.106 4,80 Sert Kabuklular 670.084 14.196 58.131.000 1,11 Badem 294.621 2.960 8.507.040 0,16 Ceviz 253.713 10.888 47.460.792 0,91 Antep Fıstığı 121.750 348 2.163.168 0,04 Kaynak: TÜİK 4.6.4. TR 5 Batı Anadolu Hayvansal Ürünler Üretim Değerleri Hayvansal ürünleri üretim değeri incelendiğinde kırmızı etin %9,01’lik payla birinci sırada süt %7,86’lık oranla ikinci sırada ve beyaz et %6,32’lik payla üçüncüsıradadır. Bölge tarım ekonomisinde hayvansal üretiminin payı %25,05’dir. Tablo 107.TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Hayvansal Ürünler Üretim Değerleri (2004) Hayvansal Ürünler Üretim Üretim Değeri Üretim Değeri (Ton) (YTL) (%) Toplam 1.568.027 1.312.880.999 25,05 Süt 656636 411.710.772 7,86 Kırmızı Et 56432 471.940.816 9,01 Deri (Adet) 678136 10.172.040 0,19 Yapağı 4114 7.495.708 0,14 Tiftik 145 411.800 0,01 Kıl 100 119.900 0,00 Beyaz Et 24053 55.081.370 1,05 Yumurta 146004 330.991.068 6,32 Bal 2280 23.987.880 0,46 Bal Mumu 127 969.645 0,02 Kaynak: TÜİK 121 Bölgenin tarımsal üretim değerleri sıralaması incelendiğinde buğdayın %18,75’lik payla birinci sırada yer aldığı görülür. Bu durum bölge tarım ekonomisinde buğdayın önemine işaret eder. İkinci sırayı %9,91’lik payla arpa almaktadır. Sıralamanın bu şekilde olması bölge tarımının ağırlıklı olarak kuru tarıma dayandığı anlamıyla da yorumlanabilir. Üçüncü sırayı %9,01’lik oranla kırmızı et üretimi almaktadır. Tablo 108. TR5 Batı Anadolu Bölgesi Tarımsal Üretim Değerleri Sıralaması Sıra Ürün Buğday 1 Arpa 2 Kırmızı et 3 Süt 4 Şekerpancarı 5 Yumurta 6 Üzüm 7 Domates 8 Havuç 9 Soğan(Kuru) 10 Kavun 11 Elma 12 Elma 13 Fasulye(Kuru 14 Nohut 15 Karpuz 16 Patates 17 Beyaz et 18 Vişne 19 Ceviz 20 Hıyar 21 Armut 22 % 18,75 9,91 9,01 7,86 7,08 6,32 4,80 4,42 3,38 3,10 2,32 2,29 2,29 2,06 1,57 1,21 1,19 1,05 0,94 0,91 0,85 0,72 4.7. Tarım Ürünleri Üretim Tüketim Analizi Ve Pazarlaması Dünyada çeşitli ülkelerde adları farklı olmakla beraber hukuki statüleri, yönetim şekilleri, fonksiyonları ve yetkileri büyük ölçüde benzerlik gösteren tarım ürünleri iç ve dış pazarlama organizasyonları bulunmaktadır. Ülkede güçlü bir tarım ürünleri pazarlama yapısı oluşturmak amacı doğrultusunda kurulan bu organizasyonların ana görevleri üreticinin ekonomik durumunu geliştirmek ve bunu gerçekleştirmek için organizasyona tabi tüm ürünleri dünya çapında pazarlayarak üreticilerin dışsatım gelirlerini artırmaktır. Türkiye, sahip olduğu ekolojik zenginlik, pek çok üründe verim ve üretim potansiyeline sahip bulunmaktadır. Mevcut potansiyelin daha iyi değerlendirilmesiyle artacak tarımsal üretim artışının yanı sıra, tarım ürünlerinin iyi bir pazarlama organizasyonuyla iç ve dış pazarlarda etkin bir şekilde pazarlanması büyük önem arz etmektedir. Böylece ürün kayıplarının azalması, bölgeler arası arztalep dengesinin kurulması, üretici gelirlerinin artması ve ihracat gelirlerinin yükselmesi olanaklı olacak ve tarımın ulusal ekonomiye katkısı artırılabilecektir. Türkiye'de tarımsal ürünlerin pazarlanmasında doğrudan ve dolaylı olarak çok fazla sayıda kişi, kurum ve kuruluş faaliyette bulunmaktadır. Bunlar arasında Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, İGEME, Ticaret ve Sanayi Odaları ve Borsalar Birliği, Ziraat Odaları, 122 Türkiye Şeker Fabrikalar A.Ş., Ticaret Borsaları, semt pazarları, toptancı ve perakendeci meyve ve sebze halleri, Tarım Satış Kooperatifleri ve Birlikleri, Tarımsal Kalkınma Kooperatifleri ile Su Ürünleri Kooperatifleri, TMO, Çaykur, Tekel ve özel girişimciler sayılabilir. Bu yapı içinde görev ve yetkiler, aralarında yeterli işbirliği ve eşgüdüm bulunmayan çok sayıda kurum ve kuruluşa dağıtılmakta ve pazarlamacıların sayısal çokluğu ve dağınık yapıları, pazarlama organizasyonunun etkinliğini azaltmaktadır. Ürünler, pazarlama kanalları içerisinde çeşitli aşamalarda ve pazarlarda farklı işlemler görmektedir. Geleneksel pazarlama sisteminde bu aşamalar ya da pazarlar üretici, toptancı ve perakendeci şeklinde üç temel grupta toplanabilir. Pazarlama kanalları, herhangi bir ürünün pazarında yer alan üretici ve aracıların yanı sıra genel ekonomik yapı açısından da oldukça önemlidir. Tarım kesiminde faaliyet gösteren üreticiler genellikle pazarlama imkanları kısıtlı olan küçük işletmelerdir. Pazarlama kanallarının eksikliği sayesinde bu kısıtlı imkanlar ortadan kalkabilmekte, üreticiler yerel pazarlar dışındaki pazarlara ve pazar bilgilerine kolaylıkla ulaşabilmektedir. Bugünkü global ekonomi koşullarında aracılar gerek yurtiçi gerekse yurtdışı piyasalarında faaliyet gösterebilirler. Dolayısıyla pazarlama kanalları da sadece yurtiçi piyasalardaki değil, aynı zamanda uluslararası piyasadaki tüketici ya da alıcılara da ürün sağlayabilecek şekilde yapılandırılabilmelidir. Böylece herhangi bir ürünün pazar alanı genişletilerek pazarlama imkanları da arttırılabilir. 4.7.1. Tarla Bitkileri Sektöründe Pazarlama Türkiye’de üretim alanı açısından büyük bir yer tutan tarla ürünleri üretiminin pazarlanması endüstri bitkileri, meyve ve sebze pazarlamasına göre farklılıklar göstermektedir. Tahıllar pazara 3 ayrı yolla ulaşmaktadır. Bunların pazarlanması Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO), Tüccarlar ve özel sektör kuruluşları tarafından gerçekleşmektedir. TMO vasıtasıyla yapılan alımlar ile özellikle buğday fiyatının alım fiyatının altına düşmesi önlenerek belli bir fiyat garantisi sağlanması amaçlanmaktadır. Bununla birlikte tarla ürünleri içerisinde baklagiller, tahıllardan sonra en önemli yeri tutmaktadır. Baklagiller genellikle üreticiler tarafından doğrudan tüketici veya toptancıya satılmaktadır. TMO dışında ve borsaların dışında, tahıl ürünleri pazarlaması ülkemizde çoğunlukla tüccarlar vasıtasıyla yapılmaktadır. Bölge Master Planı çalışması kapsamında, bölgede üretim, iç ve dış ticaret bakımından bazı ürünlerin arz talep dengeleri ile yıllar itibarıyla göstermiş oldukları gelişmelerin yanı sıra pazarlama kanalları detaylı olarak ele alınmıştır. 4.7.1.1. Tahıl ve Yemeklik Dane Baklagil Üretimi Türkiye, toplam tahıl ve baklagil üretimi ve tüketimi bakımından dünyanın önde gelen ülkelerindendir. Yurdumuzda tahıllar ve baklagillere uygun ekolojiler varsa da; özellikle yağışa bağlı serin iklim tahılları (buğday, arpa, çavdar, yulaf) üretimi, yıldan yıla dalgalanmalar gösterir. Su isteği yüksek olan sıcak iklim tahıllarının (mısır, çeltik, koca darı)sulanan alanlarda ekilişleri çeşitli nedenle, yeterli değildir. Yemeklik dane baklagillerde de verim ve üretim yıldan yıla çok değişir. Verimin düşüklüğünde baş etmen su yetersizliği olduğundan; öteki girdiler yanında, özellikle suyun kullanım ve ekonomisi yaşamsal önem taşımaktadır. Hızlı nüfus artışıyla nüfus başına tüketim yüksekliği karşısında; verim ve üretim yükseltilerek, maliyeti düşürmek gerekmektedir. 123 Tarımımızda ekiliş ve üretim bakımından en geniş payı alan tahıllar ve baklagillerdeki verim düşüklüğünün nedenleri arasında; ekolojik koşulların ve tarımsal yapısal sorunlarımız yatmaktadır. Ancak, ülkemizin geniş üretim potansiyeline karşın; önceleri dışsatım yaptığı buğday, mısır, pirinç ve dane baklagillerde bugün dışalımcı konuma geçişinin temel nedeni; tarımımızın hedefli üretim plan ve program uygulamalarından yoksun oluşudur. İleriki yıllarda artacak olan nüfusun beslenme ve yaşam düzeyini yükseltmek için, tarımımızdaki yapısal sorunların çözümüyle, etkili üretim plan program uygulamalarına geçilmelidir. Bugünkü tarımsal yapısıyla AB üyeliğimiz; tarımda AB’nin açık pazarı olmamız riski taşımaktadır. Artan nüfusun temel besini, hayvancılık için gerekli yem ve tarıma dayalı sanayinin hammadde gereksiniminin karşılanması, pazar bağlantılarının güvenle yapılabilmesi; doğru ve tutarlı üretim tüketim projeksiyon ve planlarının zamanında hazırlanma ve uygulanmasıyla alakalıdır. 4.7.1.1.1. Dünya ve Türkiye’de Buğday Ekiliş, Üretim ve Verimi Buğdayın dünya ve Türkiye’de ekiliş, üretim ve verim değerleri aşağıdaki çizelgede yer almıştır. Çizelgede görüldüğü gibi, dünya ve ülkemizde buğday ekim alanlarında artış olmamışken; dünyanın üretim artışı, ülkemiz üretiminden daha belirgin olmuştur. Ülkemiz çeşit sayısındaki yüksekliğe karşın; buğday verim ve üretiminde belirgin artışlar sağlanamamaktadır. Ekim alanlarının tarla alanları üst sınırına ulaşması ve üretimin kurak koşullarda yapılması; verimi ve dolayısıyla üretimi düşürmektedir. Dünya buğday verimi 2450 -2910 kg/ha, Türkiye buğday verimi ise 17872258 kg/ha arasında değişmiştir. Normal yıllarda ülkemiz, buğday üretiminde kendine yeterli ise de; özellikle hava koşullarının elverişsiz olduğu yıllarda üretimde düşüşler olurken, bazı yıllar hastalıklar (özellikle sarı pas), süne ve kımıl zararları buğdayın kalitesini büyük oranda düşürdüğünden, kaliteli ürün gereksinimi dışalımla karşılanmaktadır. Dışalımın artmasındaki bir başka önemli etken de dışalım fiyatlarının göreceli düşüklüğüdür. Kaliteli ürün elde edilmesi için ise; ülkemizin belli yörelerinde nitelikli tohumluk, geliştirilmiş yetiştirme teknikleri ve yeterli girdi ve yöntemle desteklenmiş paket programlar uygulanmalıdır. Ayrıca, yağışları yetersiz olan, geniş alanlarda çoğunlukla kuru tarım uygulanan iç bölgelerimizde buğdayın yerini alabilecek kışlık ürün hemen hemen yoktur. Özellikle yağış azlığı, bu yörelerde buğday-nadas uygulamasını yaygınlaştırmıştır. Çoklu ürün tarımı yapılan yörelerde buğday veriminin yüksek olması, işçiliğin öteki ürünlere göre daha az ve en önemlisi de pazarlama güvencesinin olması gibi nedenler, üreticileri buğday yetiştirmeye yöneltmektedir. 124 Tablo 109. Yıllara Göre Dünya Ve Türkiye Buğday Ekiliş,Üretim,Verimi Dünya Türkiye Yıllar Ekiliş Üretim Verim Ekiliş Üretim Verim (bin ha) (bin ton) (kg/ ha) (bin ha) (bin ton) (kg/ ha) 215131 527071 2450 9800 17514 1787 1994 216371 542664 2508 9400 18015 1916 1995 226857 585374 2580 9350 18515 1980 1996 226262 613381 2710 9340 18663 1998 1997 220110 593551 2696 9400 21011 2235 1998 213341 587662 2754 9380 18008 1919 1999 215474 586060 2719 9400 21008 2235 2000 214583 589766 2748 9350 19007 2032 2001 213830 574705 2687 9400 19508 2075 2002 207812 561064 2700 9100 19008 2088 2003 217353 632430 2910 9300 21000 2258 2004 219562 630557 2872 9300 21000 2258 2005 Kaynak: FAO 4.7.1.1.1.1. Türkiye’nin Yıllık Buğday Gereksinimi Buğday, ülkemizde ve dünyada üretim ve tüketimi en yaygın olan tahıl cinsidir. Çeşitli yayınlarda, ülkemizde nüfus başına yıllık buğday tüketim verileri farklı olmakla birlikte; bildirilen değerler genellikle 200 kg/yıl dolayındadır. Nüfusun beslenmesi için gerekli buğday miktarı kişi başına yılda 175, 200, 225 kg. düzeylerindeki üç seçenek üzerinden hesaplanarak, aşağıdaki tabloda verilmiştir.Tablonun hazırlanmasında, buğday ekim alanlarıyla, gerekli tohumluk miktarının değişmeyeceği varsayılarak, bunlara stok artışı ve ürün kayıpları için yıllık üretimin % 3’ü eklenerek, ülkemizin yıllara göre buğday gereksinimi tahmin edilmeye çalışılmıştır. Tablo 110. Türkiye’de Kişi Başına Yıllık 175, 200 225 Kg. Tüketim Düzeylerine Göre Beslenme, Tohumluk Ve Stoklar İçin Yılda Gerekli Buğday(Milyon Ton) Miktarı Yıllar Nüfus Kişi Başına Tüketim Tohumluk Genel Toplam (milyon) Miktarına Göre (20kg/da) Beslenme İçin Gereken 175 200 225 175kg.’a 200kg.’a göre 225kg.’a kg. kg. kg. göre göre 2000 68.28 11.49 13.65 15.36 1.86 13.75 15.97 17.73 2005 73.51 12.86 14.70 16.53 1.86 15.16 17.05 18.94 2010 79.19 13.85 15.83 17.81 1.86 16.12 18.22 20.26 2015 85.31 14.92 17.06 19.19 1.86 17.28 19.48 20.68 2020 91.86 16.07 18.37 20.66 1.86 18.46 20.83 23.19 Kaynak: TÜİK Tablo’da görüldüğü gibi, artan nüfusun beslenebilmesi için, kişi başına değişik tüketim düzeylerine göre 2010 yılında 16.12 – 20.26 milyon ton, 2015 yılında 17.28 – 20.68 milyon ton ve 2020 yılında 18.46 – 23.19 milyon ton buğdaya gereksinim olacağı hesaplanmaktadır. Türkiye’nin buğday üretimiyle kendi nüfusunu doyurduktan sonra, kararlı bir buğday dışsatımcısı olabilmesi için, yılda üretmesi gereken buğday miktarlarının, belirtilen bu düzeylerin çok üstünde olması gerekmektedir. 125 4.7.1.1.1.2. Türkiye’nin Buğday Dış Satımı ve Dış Alımı Buğday dış ticaretindeki bağlantı ve sözleşmeler, nedeniyle ülke, aynı yılda hem buğday dış satımı, hem de dış alımı yapabilir.Bununla birlikte, birkaç yıllık dönemler sonunda dışalım-dışsatım arasındaki farktan oluşan net dış ticaret miktar ya da değeri, ülkenin dış ticarette asıl konumunu belirler.Ülkenin buğday dış ticaret dengesi; üretimde kendine yeterlilik yada dışa bağımlılığın göstergesidir.Türkiye buğday dışsatım, dışalımları ile aradaki farkları ve bunların parasal değerleri ile farkları da aşağıdaki tabloda verilmiştir. Tablo 111. Yıllara Göre Türkiye Buğday Dışalımı, Satımı Ve Farkları İle Bunların Parasal Değerleri 1996 1997 1998 1999 2000 Buğday Dışalım, Dışsatım Miktarları Ve Farkı (Ton) Dışsatım miktarı(ton) * Dışalım miktarı(ton) Fark (ton) Dışsatım değeri ($) * Dışalım değeri ($) Fark ($) ** 2001 2002 800026 1216795 1616854 2199618 2304748 1374717 357824 2147152 2552224 1721114 1613936 966517 346965 1097774 -1347126 -1335429 -104260 585682 1338231 Buğday Dışalım, Dışsatım Değerleri Ve Farkı ($) 1027752 -739950 177271 266454 262490 238643 266088 170355 51107 485170 457509 232191 186059 126484 49652 148012 -307899 -191055 30299 52584 139604 120703 -96905 Kaynak :FAO (*) Buğday ve eşdeğer un bedeli olarak, (**) Dışalım bedeli ile dış satım bedeli arasındaki fark Tablonun da incelenmesinden anlaşılacağı üzere, yıllık hava ve Pazar koşulları etkisiyle, dışalım ve dışsatım dengeleri geniş çapta yıldan yıla farklılık göstermektedir. 4.7.1.1.1.3.Türkiye ve TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Buğday Ekilişi, Üretimi ve Verimi Buğdayın Türkiye ve Batı Anadolu Bölgesinde (TR5) ekiliş, üretim ve verim değerleri aşağıdaki tabloda verilmiştir. Tabloda görüldüğü gibi, ülkemizde ekilen alanda önemli bir artış olmamasına karşın üretimde bir miktar artış dikkati çekmektedir. 1995-2004 yılları arasında ekiliş alanı 100.000 hektar azaldığı halde üretim 3.000.000 ton artmıştır. Başka bir ifadeyle verim 1915 kg/ha.dan 2258 kg/ha a yükselmiştir. Bu artışın önemli sebeplerinden biri son yıllarda sertifikalı tohumluk kullanımının yaygınlaşmasıdır. Batı Anadolu Bölgesinde ise ekilen alanlarda azalma olup, üretimde fazla bir değişiklik görülmemektedir. Bölge verim yönünden incelendiğinde ise bazı yıllar ülke verim ortalamasından yüksek, bazı yıllar ise düşüktür. Bunun sebebi ise buğday yetiştiriciliğinin genellikle kuru şartlarda yapılması ve buna bağlı olarak iklim şartlarındaki olumsuzluklardan etkilenmesi gösterilebilir. Bölgede ekilişin Türkiye geneline göre oranı en yüksek olan 1995 yılında % 16,6 iken bu oran en düşük 1997 yılında % 13,6 olarak gerçekleşmiştir. Üretimde ise bölge 2000 yılında en yüksek paya sahip olup ülke üretimine katkısı % 15,4 dür. 2001 yılında ise % 10,4 ile en düşük değere düşmüştür. Bunun sebebi 2001 yılında bölge genelinde yaşanan kuraklıktır. 126 Yıllar Tablo 112. Yıllar İtibarıyla Türkiye ve TR5 Batı Anadolu Bölgesine Ait Buğday İstatistikleri TR5/TR TR5/TR TR5/TR Türkiye Batı Anadolu Bölgesi Ekiliş Üretim Verim Ekiliş Üretim Verim Ekiliş Üretim Verim (%) (%) (%) (ha.) (Ton) (kg/ha) (ha.) (Ton) (kg/ha.) 1915 1562074 2751998 1762 16,6 15,3 92,0 1995 9400000 18000000 1996 9350000 18500000 1997 9340000 18650000 1979 1390994 2426187 1744 14,9 13,1 88,1 1997 1273853 2611893 2050 13,6 14,0 102,7 1998 9400000 21000000 1999 9380000 18000000 2234 1298625 3216894 2477 13,8 15,3 110,9 1919 1346342 2317198 1721 14,4 12,9 89,7 2000 9400000 21000000 2001 9350000 19000000 2234 1385863 3240831 2338 14,7 15,4 104,7 2032 1367674 1967534 1439 14,6 10,4 70,8 2002 9300000 19508000 2003 9100000 19008000 2075 1336452 2849378 2132 14,4 14,6 101,7 2088 1343619 2795112 2080 14,8 14,7 99,6 2004 9300000 21000000 2258 1329661 2807059 2111 14,3 13,4 93,5 Kaynak :TÜİK Aşağıdaki tabloda yıllar bazında Batı Anadolu Bölgesine ait illerin buğday ekiliş, üretim ve verim değerleri verilmektedir. Tablo incelendiğinde genel olarak ekiliş alanında Ankara ve Konya ilinde azalış, Karaman ilinde ise artış olduğu dikkat çekmektedir. 2001 yılında Konya ve Karaman illerinde yaşanan kuraklık nedeniyle en düşük verim olmuştur. Yıllar Tablo 113. Yıllar İtibarıyla Ankara, Konya Ve Karaman İline Ait Buğday İstatistikleri Ankara Konya Karaman 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 Ekiliş (ha.) Üretim (Ton) 594646 546756 496257 480347 492524 478154 508548 513977 511595 511512 1015361 981635 952697 1281695 904865 1205700 908589 1190939 1108416 1035230 Verim (kg/ha.) 1708 1795 1920 2668 1837 2522 1787 2317 2167 2024 Ekiliş (ha.) Üretim (Ton) 884017 762207 680399 719932 752410 795912 759012 712865 720440 705403 1594770 1306878 1494373 1742423 1243652 1806615 920666 1413651 1406003 1497569 Verim (kg/ha.) 1804 1715 2196 2420 1653 2270 1213 1983 1952 2123 Ekiliş (ha.) 83411 82031 97197 98346 101408 111797 100114 109610 111584 112746 Üretim (Ton) 141867 137674 164823 192776 168681 228516 138279 244788 280693 274260 Verim (kg/ha.) 1701 1678 1696 1960 1663 2044 1381 2233 2516 2433 Kaynak: TÜİK Aşağıdaki tabloda Batı Anadolu Bölgesindeki illere ait Buğday ekiliş alanlarının Bölge ve Türkiye bazında oransal değerleri verilmiştir. Ankara ilinin bölge içerisindeki ekiliş oranı yaklaşık olarak aynı seviyede devam ederken, Konya ilinde ekiliş alanlarında azalma, Karaman ilinde ise artış olduğu dikkati çekmektedir. 127 Yıllar Tablo 114. 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 Yıllar İtibarıyla Türkiye, TR5 Batı Anadolu İlleri Ankara, Konya Ve Karaman İline Ait Buğday Ekilişleri Kıyaslaması Batı Ankara Konya Karaman Türkiye Anadolu TR510 TR510 TR521 TR521 TR522 TR522 Ekiliş Bölgesi /TR5 /TR /TR5 /TR /TR5 /TR (ha.) Ekilişi (%) (%) (%) (%) (%) (%) (ha.) 9400000 1562074 38,07 6,33 56,59 9,40 5,34 0,89 9350000 1390994 39,31 5,85 54,80 8,15 5,90 0,88 9340000 1273853 38,96 5,31 53,41 7,28 7,63 1,04 9400000 1298625 36,99 5,11 55,44 7,66 7,57 1,05 9380000 1346342 36,58 5,25 55,89 8,02 7,53 1,08 9400000 1385863 34,50 5,09 57,43 8,47 8,07 1,19 9350000 1367674 37,18 5,44 55,50 8,12 7,32 1,07 9300000 1336452 38,46 5,53 53,34 7,67 8,20 1,18 9100000 1343619 38,08 5,62 53,62 7,92 8,30 1,23 9300000 1329661 38,47 5,50 53,05 7,58 8,48 1,21 Kaynak : TÜİK Aşağıdaki tabloda Batı Anadolu Bölgesindeki illere ait Buğday üretim miktarlarının Bölge ve Türkiye bazında oransal değerleri verilmiştir. Ankara ilinin üretim miktarlarında bir değişiklik görülmezken, Konya ilinde kısmi bir düşüş ve Karaman ilinde ise kısmi bir artış dikkati çekmektedir. Yıllar Tablo 115. 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 Yıllar İtibarıyla Türkiye, TR5 Batı Anadolu Bölgesi İlleri Ankara, Konya Ve Karaman İline Ait Buğday Üretimi Kıyaslaması Batı Ankara Konya Karaman Türkiye Anadolu TR510 TR510 TR521 TR522 TR522 Üretim Bölgesi TR521 /TR5 /TR /TR5 /TR5 /TR (ton) Üretimi /TR (%) (%) (%) (%) (%) (%) (ton) 18000000 2751998 36,90 5,64 57,95 8,86 5,16 0,79 18500000 2426187 40,46 5,31 53,87 7,06 5,67 0,74 18650000 2611893 36,48 5,11 57,21 8,01 6,31 0,88 21000000 3216894 39,84 6,10 54,16 8,30 5,99 0,92 18000000 2317198 39,05 5,03 53,67 6,91 7,28 0,94 21000000 3240831 37,20 5,74 55,75 8,60 7,05 1,09 19000000 1967534 46,18 4,78 46,79 4,85 7,03 0,73 19508000 2849378 41,80 6,11 49,61 7,25 8,59 1,26 19008000 2795112 39,66 5,83 50,30 7,40 10,04 1,48 21000000 2807059 36,88 4,93 53,35 7,13 9,77 1,31 Kaynak : TÜİK Aşağıdaki tabloda Batı Anadolu Bölgesindeki illere ait Buğday verim miktarlarının Bölge ve Türkiye bazında kıyaslamasına ait oransal değerleri verilmiştir. Ankara ilinde 1995-1997 ve 2004 yılları haricinde bölge ortalamasının üzerinde verim alınmış, Konya ilinde 1995-1997 ve 2004 yılları haricinde bölge ortalamasının altında verim alınmıştır. Karaman ilinde ise 2002 yılına kadar bölge ortalamasının altında verim alınırken son 3 yılda bölge ortalamasının üstünde verim elde edilmiştir. 128 Yıllar Tablo 116. 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 Yıllar İtibarıyla Türkiye, TR5 Batı Anadolu İlleri Ankara, Konya Ve Karaman İline Ait Buğday Verimi Kıyaslaması Türkiye Batı Ankara Konya Karaman Verimi Anadolu TR510 TR510 TR521 TR521 TR522 TR522 (kg/ha) Bölgesi /TR5 /TR (%) /TR5 /TR (%) /TR5 /TR (%) Verimi (%) (%) (%) (kg/ha) 1915 1762 96,94 89,19 102,38 94,20 96,54 88,83 1979 1744 102,92 90,70 98,34 86,66 96,22 84,79 1997 2050 93,66 96,14 107,12 109,96 82,73 84,93 2234 2477 107,71 119,43 97,70 108,33 79,13 87,74 1919 1721 106,74 95,73 96,05 86,14 96,63 86,66 2234 2338 107,87 112,89 97,09 101,61 87,43 91,50 2032 1439 124,18 87,94 84,29 59,69 95,97 67,96 2075 2132 108,68 110,49 93,01 94,56 104,74 106,49 2088 2080 104,18 103,78 93,85 93,49 120,96 120,50 2258 2111 95,88 89,64 100,57 94,02 115,25 107,75 Kaynak : TÜİK 4.7.1.1.1.4. Buğday Pazarlama Kanalları Bölgede üretilen Buğday TMO, tüccar, özel alıcı, Ticaret Borsası ve sözleşmeli alıcılar tarafından alınmaktadır. Özel alıcıda toplanan tahıllar işlenerek (yem, un, bulgur, makarna vb.) tüketiciye mamul olarak ulaştırılmaktadır. Ayrıca sözleşmeli alıcı tarafından daha ekim aşamasında ihtiyacı olan tahılı çiftçi ile çeşitli şekillerde anlaşarak ektirmesiyle, hasat sonu elde edilen ürün sözleşmeli alıcı tarafından alınmaktadır. İhtiyaç fazlası da özel alıcılara ve elde edilen mamul tüketicilere arz edilmektedir. TR5 Batı Anadolu Bölgesi Buğday Pazarlama Kanalları Üretici TMO Ticaret Tüccar Özel Alıcı Tüketici 129 Sözleşmeli 4.7.1.1.1.5. Buğday Üretimi ve Pazarlaması ( GZFT Analizi ) Güçlü Yönler Zayıf Yönler Fırsatlar -Ülkemizin tahıl -Sertifikalı tohumluk -İhracat potansiyelinin ambarının bu bölgede kullanımının mevcudiyeti yetersizliği olması - Sertifikalı tohumluk - Münavebeli üretimde -Kuru şartlarda verimin desteği düşük olması -Buğdaya olan talebin kullanılıyor olması -İşleme sanayisinin varlığı -Maliyetin yüksekliği yüksekliği - Uygun ekoloji varlığı -Sulanan alanların -Buğday işleme yetersiz oluşu -Ziraat Fakültesi ve tesislerinin bulunması Araştırma Enstitüsünün -Çiftçinin Yayım -Bölgenin bütün çalışmalarına önem varlığı ve yakınlığı yolların kesiştiği - Bölgeye uygun sertifikalı vermeyişi noktada olması tohumlukların tescil -Etkin üretici -Bölgede sertifikalı örgütlerinin yokluğu olması tohumluk üreten devlet -Eski alışkanlıklardan üretme çiftliklerinin -Arazilerin düz ve geniş olması vazgeçilmemesi bulunması -Tohum çeşitlerinde -Şiddetli rüzgar soğuğa dayanıklılığının iyi erozyonunun olması olması -Çiftçinin bilgili ve tecrübeli olması -Ticaret Borsasının varlığı Tehditler -Bazı yıllarda iklimin çok sert ve kurak geçmesi -İşlemeli tarım yapıldığından dolayı erozyon probleminin oluşması -Mera alanlarında işlemeli tarım yapılması -Mono kültür tarımın yaygınlığı -Sulama suyu potansiyelinin azalması 4.7.1.1.2. Dünya ve Türkiye’de Arpa Ekiliş, Üretim ve Verimi Arpa ekilişi, dünyada yıllara göre belirgin düzeyde azalırken; ülkemizde belirgin bir değişim göstermemiştir. Ancak, ülkemizin arpa üretim ve veriminde yıldan yıla az da olsa sürekli bir artış olduğu görülmektedir. Arpa veriminde % 5 oranında bir artış bile, ülkemiz arpa üretimi için yeterli görünmektedir. Sulu tarım alanlarındaki toprak verimliliğinin sürdürülmesi için, tarla bitkileri ekim nöbeti içinde, tuza dayanıklı arpa çeşitlerinin yer alması gerektiğinden, yakın gelecekte bu yörelerin arpa üretiminde artış beklenebilir. Tablo 117.Yıllara Göre Dünya Ve Türkiye Arpa Ekiliş, Üretim, Verimi Dünya Türkiye Ekiliş Üretim Verim Ekiliş Üretim Yıllar (bin (bin (kg/ (bin (bin ha) ton) ha) ha) ton) 1994 72300 161285 2230 3500 7000 1995 68135 140953 2069 3525 7500 1996 65715 155319 2363 3650 8000 1997 63463 154607 2436 3700 8200 1998 56804 137674 2425 3750 9000 1999 53322 128362 2405 3650 7700 2000 54493 133117 2441 3629 8000 2001 56201 144043 2561 3640 7500 2002 55286 136758 2488 3600 8300 2003 57707 142329 2472 3400 8100 2004 57361 154561 2694 3600 9000 2005 56091 139220 2482 3600 9000 Kaynak : FAO 130 Verim (kg/ ha) 2000 2127 2191 2216 2400 2109 2204 2060 2305 2382 2500 2500 4.7.1.1.2.1. Türkiye’nin Yıllık Arpa Gereksinimi Arpanın doğrudan hayvan beslenmesiyle, yem ve malt endüstrisinde kullanılacak miktarlarının tahmininde; arpa ekilişlerinin kurak ve düşük verimli alanlarda azalırken, sulanan alanlarda artacağı beklenerek, toplam ekim alan ve ortalama ekim normunun (20 kg/da) değişmeyeceği varsayımıyla, stok artışları ve ürün kayıplarına gidecek miktarlar toplamı yıllık üretimin % 3’ü olarak hesaba katılmıştır. Arpa danesinin hayvansal besine dönüşüm değerleri ( 1 kg. canlı ağırlık için koyunlara 4-5, sığırlara 7-8 kg. arpa) ve hayvansal ürün tüketimleri göz önünde bulundurularak, kişi başına yıllık arpa miktarları için 75 kg. ve 100 kg. seçenekleri kullanılarak, ayrıca tohumluk stok artış ve ürün kayıpları da göz önünde tutularak; Türkiye’nin kendine yeterliliği sürdürmesi için bulunan miktarlar aşağıdaki tabloda verilmiştir. Buna göre, 2000 yılında 5,9-7,7 milyon ton, 2010 da 6,8-8,8 milyon ton, 2020 de ise 7,8-10,1 milyon ton arpa üretimi gereklidir. Tablo 118. Kişi Başına Ortalama 75 Ve 100 Kg. Kullanım Düzeylerine Göre Tüketim, Tohumluk Ve Stok İçin Arpa Gereksinimi Kişi Başına Tüketim Seçenekli Genel Seçeneklerine Göre Tohumluk Nüfus Toplam (milyon ton) Yıllar Yıllık Gereksinim (20 kg/da ) (milyon) (mil.ton) milyon ton 75 100 75 100 kg/yıl kg/yıl kg/yıl kg/yıl 68.28 5.12 6.82 0.7 5.99 7.74 2000 2005 73.51 5.51 7.35 0.7 6.39 8.29 2010 79.19 5.93 7.91 0.7 6.82 8.86 2015 85.31 6.39 8.83 0.7 7.30 9.81 2020 91.86 6.88 9.18 0.7 7.80 10.17 Kaynak:ZMO 4.7.1.1.2.2.Türkiye ve TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Arpa Ekilişi, Üretimi ve Verimi Arpanın Türkiye ve Batı Anadolu Bölgesinde (TR5) ekiliş, üretim ve verim değerleri aşağıdaki tabloda verilmiştir. Tabloda görüldüğü gibi, ülkemizde ekilen alanda önemli bir artış olmamasına karşın üretimde bir miktar artış dikkati çekmektedir. Batı Anadolu Bölgesinde ise ekilen alanlarda çok az miktarda azalma olmasına karşılık, üretimde fazla bir değişiklik görülmemektedir. Ekiliş alanları bakımından Batı Anadolu Bölgesi Türkiye ekilişinin yaklaşık % 20,51-26,48 arasında değişen oranlarda bir bölümünü karşılamaktadır. En yüksek ekiliş oranı % 26,48 ile 1997 yılında olmuştur. En düşük ekiliş ise 2004 yılında % 20,51 olarak gerçekleşmiştir. Üretimde ise bölge 1997 yılında en yüksek paya sahip olup, ülke üretimine katkısı % 29,93 tür. En düşük üretim ise 2004 yılında % 19,89 olarak gerçekleşmiştir. Verim yönünden bölgei incelediğimizde ise 1995-1996-1997-1998-2000 ve 2002 yıllarında ülke üretim ortalamasından yüksek olup, diğer yıllar ise ülke ortalamasından düşük olmuştur. Bölge illeri arasında arpa ekilişini incelediğimiz zaman ise en fazla ekiliş Konya ilinde olmakta olup, bunu sırasıyla Ankara ve Karaman illeri takip etmektedir. Ekiliş alanının yaklaşık % 51,10-60,50 arası Konya ilinde, % 38,18-31,17 si Ankara ilinde ve % 10,72-8,33 arası ise Karaman ilinde olmaktadır. Ekilişe paralel olarak üretimde de ilk sırayı Konya ili almaktadır. Verim yönünden 131 baktığımız zaman ise bazı kurak geçen yıllar hariç (2001) diğer yıllar verimi ülke verimiyle hemen hemen aynıdır. Ayrıca Konya ili Ülkemiz arpa üretiminin yaklaşık % 18,46-7,59 arasında bir değeri üretmektedir. Bunu % 10,39-7,00 ile Ankara ve % 2,68-1,65 ile Karaman ili takip etmektedir. Yıllar Tablo 119 Yıllar İtibarıyla Türkiye, TR5 Batı Anadolu Bölgesine Ait Arpa İstatistikleri Türkiye Batı Anadolu Bölgesi TR5/TR TR5/TR TR5/TR Ekiliş Üretim Verim Ekiliş Üretim Verim Ekiliş Üretim Verim (ha.) (ton) (kg/ha) (ha.) (ton) (kg/ha.) (%) (%) (%) 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 3525000 3650000 3700000 3750000 3650000 3629000 3640000 3600000 3400000 3600000 7500000 8000000 8200000 9000000 7700000 8000000 7500000 8300000 8100000 9000000 2128 2192 2216 2400 2110 2204 2060 2306 2382 2500 773895 886621 979745 981883 907905 889012 837593 758265 703934 738256 1742305 2032625 2453934 2653891 1846762 2208951 1223762 1851651 1666664 1790256 2251 2293 2505 2703 2034 2485 1461 2442 2368 2425 21,95 24,29 26,48 26,18 24,87 24,50 23,01 21,06 20,70 20,51 23,23 25,41 29,93 29,49 23,98 27,61 16,32 22,31 20,58 19,89 105,78 104,61 113,04 112,63 96,40 112,75 70,92 105,90 99,41 97,00 Kaynak : TÜİK 4.7.1.1.2.3. Arpa Pazarlama Kanalları Bölgede üretilen Arpa TMO , tüccar, özel alıcı, Ticaret Borsası ve sözleşmeli alıcılar tarafından alınmaktadır. Özel alıcıda toplanan tahıllar işlenerek (yem,un , bulgur, makarna vb.) tüketiciye mamul olarak ulaştırılmaktadır. Ayrıca sözleşmeli alıcı tarafından daha ekim aşamasında ihtiyacı olan tahılı çiftçi ile çeşitli şekillerde anlaşarak ektirmesiyle, hasat sonu elde edilen ürün sözleşmeli alıcı tarafından alınmaktadır. İhtiyaç fazlası da özel alıcılara ve elde edilen mamul tüketicilere arz edilmektedir. TR5 Batı Anadolu Bölgesi Arpa Pazarlama Kanalları ÜRETİCİ TMO Tüccar Ticaret Borsası Özel Alıcı Tüketici 4.7.1.1.2.4. Arpa Üretimi ve Pazarlaması ( GZFT Analizi ) 132 Sözleşmeli Alıcı Güçlü Yönler -Ülkemizin tahıl ambarının bu bölgede olması - Münavebeli üretimde kullanılıyor olması -İşleme sanayisinin varlığı - Uygun ekolojinin varlığı -Ziraat Fakültesi ve Araştırma Enstitüsünün varlığı ve yakınlığı - Bölgeye özgü sertifikalı tohumlukların tescil olması -Arazilerin düz ve geniş olması -Çiftçinin bilgili ve tecrübeli olması -Ticaret Borsasının varlığı - Hayvan Beslemede yaygın kullanımı Zayıf Yönler -Sertifikalı tohumluk kullanımının yetersizliği -Kuru şartlarda verimin düşük olması -Maliyetin yüksekliği -Sulanan alanların yetersiz oluşu - Çiftçinin Yayım çalışmalarına önem vermeyişi -Etkin üretici örgütlerinin yokluğu -Eski alışkanlıklardan vazgeçilmemesi -Şiddetli rüzgar erozyonunun olması -Tohum çeşitlerinde soğuğa dayanıklılığının zayıf olması Fırsatlar -İhracat potansiyelinin mevcudiyeti - Sertifikalı tohumluk desteği -Pazar bulma şansının yüksekliği -Arpa işleme tesislerinin bulunması -Bölgenin bütün yolların kesiştiği noktada olması -Bölgede sertifikalı tohumluk üreten devlet üretme çiftliklerinin bulunması Tehditler -Bazı yıllarda iklimin çok sert ve kurak geçmesi -İşlemeli tarım yapıldığından dolayı erozyon probleminin oluşması -Mera alanlarında işlemeli tarım yapılması -Mono kültür tarımın yaygınlığı -Sulama suyu potansiyelinin azalması 4.7.1.1.3. Dünya ve Türkiye’de Mısır Ekiliş, Üretim ve Verimi Mısır ekim alanı dünyada son on yılda 138 milyon hektardan 145 milyon hektara, buna bağlı olarak, üretim 569 milyon tondan 712 milyon tona, verim 4116 kg/ha’ dan 4900 kg/ha’a yükselirken, ülkemizde mısır ekim alanları 485 bin hektardan 800bin hektara, buna bağlı olarak üretim 1 850 000 tondan 3 500 000 tona, verim ise 3814 kg/ha’dan 4375 kg/ha’a çıkmıştır. Ülkemizde 1980 yılından sonra mısır ekim alanında önemli artış olmuştur. Bugün yaklaşık 60 ilimizde mısır tarımı yapılmaktadır. Bunun önemli nedenlerinden biri; kıyı bölgelerimizde, buğdaydan sonra ikinci ürün mısır yetiştiriciliğinin yaygınlaşmasıdır. Özellikle Çukurova bölgesinde ana ürün olan pamuk tarımında son yıllarda yaşanan işçi sıkıntısı yanı sıra, pahalı girdi, yüksek maliyet ve düşük taban fiyatı uygulamaları sonucu, buğday+mısır yetiştiriciliği pamuğa göre daha karlı duruma gelmiştir. Buğday ve mısır yetiştiriciliğinde pamuğa göre daha az işçi ve ilaç kullanılmakta olup, maliyeti pamuğa göre daha düşük olmaktadır. Ayrıca, bölgede buğday ve mısır tarımı çok iyi düzeyde makineleşmiş durumdadır. Bu nedenle, buğday ve mısır hasadında iş gücü sıkıntısı söz konusu değildir. Öte yandan, Güneydoğu Anadolu ve İç Anadolu bölgelerimizde de mısır ekim alanları genişlemiştir. Mısır ekimine özendiren nedenler; yüksek verimli çeşitlerin getirilmesi, suyla gübrenin etkin kullanımı, üretiminin makineleştirilmiş olması ve pazarlamasının kolaylığıdır. Tablo 120. Dünya Ve Türkiye’de Mısır Ekiliş, Üretim Ve Verimi 133 Yıllar Ekiliş (bin ha) 137923 1994 136101 1995 139858 1996 141929 1997 140030 1998 139766 1999 139520 2000 138926 2001 137877 2002 142583 2003 145980 2004 145266 2005 Dünya Türkiye Üretim Verim Ekiliş Üretim Verim (bin ton) (kg/ ha) (bin ha) (bin ton) (kg/ ha) 568549 4116 485 1850 3814 517142 3789 515 1900 3689 589326 4211 550 2000 3636 585818 4137 545 2080 3816 615073 4426 550 2300 4181 607794 4375 518 2297 4434 592993 4288 555 2300 4144 615532 4424 550 2200 4000 603649 4369 500 2100 4200 644811 4471 560 2800 5000 726505 4976 700 3000 4285 711762 4900 800 3500 4375 Kaynak : TÜİK 4.7.1.1.3.1.Türkiye ve TR5 Batı Anadolu Bölgesi Mısır (Dane) Ekilişi, Üretimi ve Verimi Mısır’ın Türkiye ve Batı Anadolu Bölgesinde ekiliş, üretim ve verim değerleri aşağıdaki tabloda verilmiştir.Tablodan da görüleceği üzere Türkiye’de 1995 yılında ekilen alan 515.000 ha. İken 2004 yılında ekilen alan 545.000 ha. çıkmıştır. Batı Anadolu Bölgesinde Mısır ekilişi 1995 yılından 2004 yılına kadar 34 kat artarak 82.121 ha.ulaşmıştır. Son yıllarda bölgede görülen artışın sebebi danelik mısıra uygulanan teşvik primidir. Tabloyu verim bakımından incelediğimizde ise Türkiye ortalaması 1995 yılında 3.689 kg/ha.iken bölgede ise 1.867 kg./ha dır. Bölgedeki verim durumu son yıllarda çok büyük artış göstererek 2004 yılında 6.357 kg./ha. olmuştur. Bölgedeki bu artışın sebebi çiftçimizin bilgi ve beceri düzeyinin artması, tarımla ilgili kuruluşların çiftçileri yönlendirmesi ve danelik mısıra olan talebin artması gibi sebeplerden kaynaklanmaktadır. Üretim yönünden tabloyu incelediğimiz zaman 1995 yılı Türkiye üretimi 1.900.000 ton iken 2004 yılında 3.000.000 tona yükselmiştir. Bölgede ise 1995 yılında 1.271 ton üretim yapılırken, 2004 yılında 12.918 ton üretim gerçekleşmiştir. Yıllar Tablo 121. Yıllar İtibarıyla Türkiye, TR5 Batı Anadolu Bölgesi Dane Mısır İstatistikleri 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 Türkiye Batı Anadolu Bölgesi Ekiliş (ha.) Üretim (Ton) Verim (kg/ha.) Ekiliş (ha.) Üretim (Ton) Verim (kg/ha.) TR5/TR Ekiliş (%) TR5/TR Üretim (%) TR5/TR Verim (%) 515000 550000 545000 550000 518000 555000 550000 500000 560000 545000 1900000 2000000 2080000 2300000 2297000 2300000 2200000 2100000 2800000 3000000 3689 3636 3817 4182 4434 4144 4000 4200 5000 5505 2373 1911 2158 2237 2157 14510 11051 15054 45211 82121 1271 1175 1258 1651 1618 4557 4563 3925 6849 12918 1867 1626 1715 1355 1333 3184 2422 3835 6601 6357 0,46 0,35 0,40 0,41 0,42 2,61 2,01 3,01 8,07 15,07 0,07 0,06 0,06 0,07 0,07 0,20 0,21 0,19 0,24 0,43 50,61 44,72 44,93 32,40 30,06 76,83 60,55 91,31 132,02 115,48 Kaynak:TÜİK 4.8.1.1.3.2. TR5 Batı Anadolu Bölgesi Mısır(Dane) Pazarlama Kanalları 134 Üretici TMO Tüccar Ticaret Özel Alıcı Tüketici 4.7.1.1.3.3. Mısır (Dane) Üretimi ve Pazarlaması ( GZFTAnalizi ) Güçlü Yönler Zayıf Yönler Fırsatlar -Düz ve Geniş arazi varlığı -Bölgeye uygun çeşit -Münavebede yer -Makine, alet ve ekipman yetersizliği alması varlığı -Sulanan alan -Ulaşım ve Nakliye -Ziraat Fakültesi ve yetersizliği kolaylığı Araştırma Enstitüsü varlığı -Kurutma tesisi - Talebin yüksek oluşu -Yem fabrikalarının yetersizliği fazlalığı - Bölgenin iklim - Hibrit tohum kullanımının şartları nedeniyle yaygın oluşu kurutmaya ihtiyaç - Hibrit tohumlarının verim duyulması ve bunun yüksekliği nedeniyle birim maliyeti yükseltmesi alandan gelirin yüksek oluşu - Birim alanda karlılığın yüksek oluşu Tehditler - Bazı yıllarda iklimin çok sert ve kurak geçmesi - Fiyatlarda yıllar itibari ile aşırı dalgalanma 4.7.1.2.1. Dünya ve Türkiye’de Şeker Pancarı Ekiliş, Üretim ve Verimi Dünyada 120 ülkede üretilen şekerin yaklaşık %70’i şeker kamışından ve %30’u ise şekerpancarından elde edilmektedir. Kamış şekeri üretiminin %40’ı Asya, %24’ü Güney Amerika, %19’u Kuzey ve Orta Amerika’da yapılmaktadır. Şekerpancarı tarımı ise dünyanın kuzey yarım küresine yayılmıştır. Genel olarak şekerpancarı yetiştiriciliğinin yapıldığı ülkeler Kuzey Amerika, Orta ve Kuzey Avrupa ve Orta Asya ülkeleri olup, dünya üretimin yaklaşık %80’i Avrupa kıtasında yapılmaktadır. Dünyada şekerpancarı üretimi 1994-2000 döneminde ortalama 265.298 bin ton olarak gerçekleşmiştir. Bu üretimde en önemli payı alan ülkeler sırasıyla %11,8’lik payı ile Fransa, %10,3 135 ile ABD, %10 ile Almanya, %6,5 ile Rusya Federasyonu ve %6,2 ile Türkiye’dir Şekerpancarının çok fazla ihracatı ve ithalatı yapılmamaktadır. Hollanda aynı zamanda en büyük ihracatçı ülke olup, Fransa ihracatta bu ülkeyi takip etmektedir . Beslenmenin temel hammaddelerinden olan şeker, hammaddesi olan pancar ve kamışın tarımsal üretime ve istihdama katkısı ile işleme sırasında ortaya çıkan yan ürünler nedeniyle tüm ülkelerde fazlasıyla korunan “oldukça politik bir üründür” (OECD, 1998b). Aşağıdaki tabloda yıllar bazında Dünya’da ve Türkiye’de Şekerpancarının ekiliş, üretim ve verim değerleri verilmiştir. Tablodan görüleceği üzere 1994 yılından 2005 yılına kadar geçen sürede Dünya ekiliş alanı 7.975.392 ha.dan 5.430.199 ha. düşmüştür. Bir başka ifade ile Dünya ekiliş alanı % 31,92 oranında azalmıştır. Türkiye’de ise ekiliş alanı 412.018 ha.dan 336.000 ha. düşmüş olup, buda % 18,46 lık bir azalmayı göstermektedir. Verim hem Dünya’da hem de Ülkemizde 10.000 kg./ha. artmıştır. 1994 yılında Türkiye’nin Şekerpancarı ekilişi, Dünya ekilişinin % 5,17 si iken 2005 yılında bu oran % 6,19 olarak gerçekleşmiş olup, bu süre içerisinde ekiliş % 1,02 oranında artmıştır. 1994 yılında Türkiye’nin Şekerpancarı üretimi, Dünya üretiminin % 5,07 si iken 2005 yılında bu oran % 5,49 olarak gerçekleşmiş olup, bu süre içerisinde üretim % 0,42 oranında artmıştır. Tablo 122. Yıllara Göre Dünya Ve Türkiye Şekerpancarı Ekiliş, Üretim Ve Verimi Yıllar 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 Dünya Türkiye Ekiliş (Ha) Üretim (Ton) 7.975.392 7.852.701 7.646.243 7.041.854 6.782.949 6.608.137 6.011.401 6.027.049 6.033.017 5.668.194 5.493.359 5.430.199 255.073.255 264.746.837 265.864.694 268.043.427 263.144.330 260.673.185 247.068.686 228.057.636 257.220.470 229.812.579 250.016.758 251.289.226 Verim (Kg/ha) 31.983 33.714 34.771 38.064 38.795 39.447 41.100 37.839 42.635 40.544 45.513 46.276 Ekiliş (Ha) Üretim (Ton) 412.018 312.251 422.486 472.689 504.493 423.234 410.023 358.763 372.468 315.303 315.344 336.000 12.944.200 11.170.600 14.543.277 18.400.734 22.282.500 17.102.300 18.821.000 12.632.520 16.523.166 12.622.900 13.517.000 13.800.000 Ekiliş Türkiye Verim / (Kg/ha) Dünya (% ) 31.417 35.774 34.423 38.928 44.168 40.409 45.902 35.211 44.361 40.034 42.864 41.071 5,17 3,98 5,53 6,71 7,44 6,40 6,82 5,95 6,17 5,56 5,74 6,19 Üretim Türkiye / Dünya (% ) 5,07 4,22 5,47 6,86 8,47 6,56 7,62 5,54 6,42 5,49 5,41 5,49 Kaynak : FAO Ülkemiz için önemli bir tarım ürünü olan şekerpancarı, şeker sanayi inin hammaddesi olarak ekonomimizde önemli bir yer almaktadır. Şekerpancarı, bir tarım ürünü olarak tarım kesimindeki üreticileri, şeker ise zorunlu tüketim maddesi olarak tüketicileri ilgilendirmektedir. Bu nedenle şekerpancarına yönelik uygulanan politikalar, şekerpancarı yetiştiricilerinden, işleyici fabrikalarda çalışan kişilere ve nihayet son tüketiciye kadar insanlarımızın tümünü ilgilendirmekte ve ayrıca şekerpancarı gibi tarımsal sanayiye hammadde sağlayan bir ürün hakkında uygulanan politikalar, tarım-sanayi ikileminin entegrasyonunda büyük önem taşımaktadır. Türkiye’de genel olarak şekerpancarı tarımı için belirlenen hedefler Kalkınma Planlarında “Yurt içi şeker tüketimini karşılayacak düzeyde şekerpancarı üretimi yapılması” şeklindedir. Amaçlanan bu politika paralelinde, Türkiye’de şekerpancarı tarımı ve şeker sanayii ile ilgili tarımsal 136 politika; Kamu İktisadi Teşebbüsü statüsünde bir kurum olan TŞFAŞ tarafından yürütülmektedir. 1935 yılında kurulan kurumun temel politikası; “şekerpancarı tarımını geliştirmek suretiyle sanayinin hammadde ihtiyacını güvenceye almak ve böylece ülkenin tarım ekonomisine hizmet etmek” şeklinde özetlenmektedir. Aşağıdaki tabloda Türkiye ve Batı Anadolu Bölgesinde yetiştirilen Şekerpancarına ait ekiliş ve üretim istatistikleri verilmiştir. Batı Anadolu Bölgesi 1995–2004 yılları arasında Türkiye Şekerpancarı ekiliş alanının % 20,50- %22,31 arasında değişen oranlara sahiptir. Üretim bakımından ise bölge % 23,09 ile % 27,28 arasında bir paya sahiptir. Tablo verim yönünden incelendiğinde ise Batı Anadolu Bölgesi Şekerpancarı veriminin Türkiye verim ortalamasının üzerinde olduğu görülmektedir. Tablo 123. Türkiye ve Batı Anadolu Bölgesi Şekerpancarı Ekiliş, Üretim ve Verimi Yıl Türkiye Ekiliş (ha) Üretim (Ton) TR5/TR TR5/TR TR5/TR Ekiliş Üretim Verim Verim (%) (%) (%) (ha/kg) Batı Anadolu Bölgesi Verim (ha/kg) Ekiliş (ha) Üretim (Ton) 1995 312251 11170600 35774 64003 2598382 40598 20,50 23,26 113,48 1996 422486 14543277 34423 88260 3606547 40863 20,89 24,80 118,71 1997 472689 18400734 38928 101155 4566975 45148 21,40 24,82 115,98 1998 504493 22282500 44168 109534 6078298 55492 21,71 27,28 125,64 1999 423234 17102300 40409 88659 4361589 49195 20,95 25,50 121,74 2000 410023 18821000 45902 84757 4823825 56914 20,67 25,63 123,99 2001 358763 12632520 35211 76037 2916936 38362 21,19 23,09 108,95 2002 372468 16523166 44361 82420 4356144 52853 22,13 26,36 119,14 2003 315303 12622900 40034 67763 3237065 47770 21,49 25,64 119,32 2004 315344 13517000 42865 70362 3436984 48847 22,31 25,43 113,96 Kaynak : TÜİK 4.7.1.2.1.1. Şeker Pancarı Pazarlama Kanalları Şeker Pancarının tek alıcısı şeker fabrikalarıdır. Fabrika ,şeker pancarını işleyerek şeker haline getirir. Şeker toptancı vasıtası ile perakendeciye , oradan da tüketiciye ulaşır. Şeker fabrikasında yan ürün olarak üretilen posa ve melas alıcılar tarafından alınarak sanayide ve hayvancılıkta kullanılmak üzere pazarlanırlar. TR5 Batı Anadolu Bölgesi Şeker Pancarı Pazarlama Kanalları 137 Üretici Şeker Fabrikaları Yan Ürün Alıcıları (Melas,Posa Vb.) Şeker Toptancısı Sanayi Şeker Perakendecisi Tüketici 4.7.1.2.1.2. Şeker Pancarı Üretimi ve Pazarlaması ( GZFT Analizi ) Güçlü Yönler Zayıf Yönler Fırsatlar Tehditler -Düz ve Geniş arazi -Su potansiyelimizin -Münavebede yer - Bazı yıllarda iklimin çok sert ve kurak varlığı azlığı alması geçmesi -Makine, alet ve -Toprak yapısına bağlı -Ulaşım ve Nakliye ekipman varlığı çimlenme güçlüğü kolaylığı -Gıda sanayinde -Ziraat Fakültesi ve -Üretim kota ile -Şeker işleme sanayinin tatlandırıcı kullanımı Araştırma Enstitüsü sınırlandırılması varlığı - Çapa işçiliğinin varlığı - Bilinçsiz su kullanımı -Yan ürünlerin bölgede maliyetinin hızla -Şeker fabrikalarının (salma sulama) kullanımının yaygın artması varlığı olması -Suyun bölgede sorun -Satış değerinin teşkil etmeye yüksekliği başlaması -Birim alandan bölge - Küresel ısınma için gelirin en yüksek nedeniyle su olduğu ürün oluşu kaynaklarının azalması -Tarım da suyun kullanımı kısıtlanması (dünya ile birlikte) 4.7.1.3.1. Dünya ve Türkiye’de Kuru Fasulye ve Nohut Ekiliş, Üretim ve Verimi Günümüzde ülkemizde ve dünyada insan beslenmesi çoğunlukla bitkilere bağımlıdır. 138 Besinlerimiz ya doğrudan bitkilerden ya da bitkilerle beslenen hayvanlardan sağlanan ürünlerden oluşmaktadır. Ayrıca bitkiler birçok giyecek, ilaç, yağ gereksinimlerimizin hammaddelerini de sağlamaktadır. Gelişmiş ülkeler dışındaki ülkelerin hemen tümünde, kalori ve protein yetersizliği sorunu önemlidir. İnsanlar, protein gereksinimlerini bitkisel ya da hayvansal kaynaklı proteinlerle karşılamaktadırlar. Hayvansal proteinlerin, iklim koşullarının uygun olmaması ya da dinsel yasaklamalar nedeniyle sağlanamadığı bölgelerde, gerekli proteinin tamamlanması amacıyla, bitkisel kaynaklara ve yemeklik baklagillere yönelinmektedir. Yemeklik baklagiller arasında, birim alanda temel aminoasit üretimi bakımından farklılıklar bulunduğu, yemeklik baklagillerin, birim alandan baklagil olmayan bitkiler ve hayvansal ürünlere göre daha fazla aminoasit ürettiği bildirilmektedir ki bu da; protein açığının giderilmesinde, yemeklik baklagillerin en önemli bitki grubu olduğunu göstermektedir. Dünyada insan beslenmesindeki bitkisel proteinlerin %22’sinin, karbonhidratların %7’sinin; hayvan beslenmesindeki proteinlerin ise %38’inin, karbonhidratların %5’inin yemeklik baklagillerden sağlandığı belirtilmektedir. Yemeklik baklagil danelerinin insan beslenmesinde kullanılması yanında, daneleri ve sapları hayvan beslenmesinde de kullanılmaktadır.1 ton buğdaygil yem bitkisinin sapında 70.5 kg,1 ton baklagil sapında ise 137.4 kg protein bulunmaktadır. Yemeklik baklagillerde dane / sap oranı 1:1.5, fasulyede 1:1’dir.2003 yılı verileri ve bu oranlara göre;1428 990 ton dane ile birlikte, 2 017350 ton yemeklik baklagil sapının hayvan beslenmesinde kullanıldığı anlaşılmaktadır Monokültür tarım yapılan alanlarda, ıslah edilmiş çeşitlerin ve uygun yetiştirme tekniklerinin kullanılmasına karşın, ürünlerin verimleri istenilen düzeyde artmamakta, hatta azalma bile görülebilmektedir. Baklagillerin ekim nöbetine alındığı alanlarda, bu olumsuzluğun önlenebildiği yapılan araştırmalar sonucunda savunulmaktadır. Baklagillerin ekili oldukları alanlara, simbiyotik yolla biriktirdiği azot miktarı 6.4- 21,6 kg/ha (sırasıyla fasulye ve baklada) arasında değişmektedir Böylece, ekim nöbetinde yer alan yemeklik baklagiller, kendinden sonraki ürüne azot ve kök organik maddesince zengin bir toprak bıraktığından, yeşil gübre olarak ta kullanılabilmektedir. Dünya ve Türkiye’de fasulye ve nohudun son yıllardaki ekiliş, üretim ve verimleri aşağıdaki çizelgede verilmiştir. 2005 yılı verilerine göre Dünyada fasulye 25,3 milyon ha. ekim alanı ve 18,1 milyon ton üretim ile ilk sırayı; nohut 10,6 milyon ha. ekim alanı ve 8,7milyon ton üretim ile ikinci sırayı almaktadır. 2005 yılında Türkiye’de fasulye ekim alanı 175 bin hektar, üretim 225 bin ton, Nohut da ise ekiliş 650 bin hektar, üretim 610 bin ton olarak gerçekleşmiştir. Tablo 124. Dünya Ve Türkiye Kuru Fasulye Ve Nohut Ekiliş, Üretim, Verimi Ekiliş Yıllar Dünya Türkiye Türkiye Ekiliş Üretim Verim Ekiliş Üretim Verim 139 Üretim Türkiye (bin ha) (bin ton) (kg/ ha) 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 25766 25679 25312 24058 23476 23541 23423 25536 24546 24446 25340 17341 16754 16068 16174 17157 16878 16816 19373 18629 17951 18143 673 652 634 672 730 716 717 758 758 734 715 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 11399 11473 10808 11436 12164 10116 9447 10426 9751 10867 10644 9137 8087 8317 8870 9427 7958 6903 8277 7039 8492 8711 801 704 769 775 774 786 730 793 721 781 818 (bin ha) (bin ton) Kuru Fasulye 170 172 175 172 174 176 175 180 162 155 175 Nohut 745 780 721 665 625 636 645 660 630 660 650 (kg/ ha) / Dünya (%) / Dünya (%) 225 230 235 236 237 230 225 250 250 250 225 1323 1333 1342 1372 1362 1306 1285 1388 1543 1612 1285 0,66 0,67 0,69 0,71 0,74 0,75 0,75 0,70 0,66 0,63 0,69 1,30 1,37 1,46 1,46 1,38 1,36 1,34 1,29 1,34 1,39 1,24 730 732 720 625 560 548 535 650 600 620 610 979 938 998 939 896 861 829 984 952 939 938 6,54 6,80 6,67 5,81 5,14 6,29 6,83 6,33 6,46 6,07 6,11 7,99 9,05 8,66 7,05 5,94 6,89 7,75 7,85 8,52 7,30 7,00 Kaynak : FAO Ülkelerin sıralanması bakımından, fasulye üretiminde ilk beş ülke; Brezilya 3,3 milyon ton (% 20.5), Hindistan 3 milyon ton (%15.8), Çin 1,9 milyon ton (%10), Myanmar 1,7 milyon ton (%8.5) ve Meksika 1,4 milyon ton (%7.4) olup dünya toplam fasulye üretiminin % 62.2’sini bu ülkeler karşılamaktadır. Nohut üretiminde ilk beş ülke Hindistan 4,1 milyon ton (% 58.0), Pakistan 671 bin ton (% 9.4), Türkiye 600 bin ton (% 8.4), İran 255 bin ton (% 3.6) ve Avustralya 199 bin ton (% 2.8) olup, toplam dünya nohut üretiminin % 82.2’sini bu ülkeler karşılamaktadır. Ülkelerin K.Fasulye ve Nohut üretimini kısaca gözden geçirmekte yarar vardır. 2002 yılı verilerine göre dünya sıralamasında; Kanada fasulyede 4. ,nohutta 3.; Avustralya fasulyede 8., nohutta 5; ABD fasulyede 3., nohutta7.,sırada bulunarak; son yıllarda özellikle nohut dışsatımında ülkemize rakip olan ülkelerdir. Kanada’da 1991 yılına kadar nohut ekilişi hiç yokken, 1992 yılında 2 bin hektarlık ekiliş alanı ve 3 bin tonluk üretimle nohut tarımına başlanmış, 2001 yılında ekim alanı 467 bin hektara, üretimi 455 bin tona ulaşmıştır. 2003 yılında nohut ekim alanı 63 bin ha, üretimi 68 bin tondur. Avustralya’da 1986 yılı nohut ekim alanı 68 bin ha, üretimi 63 bin ton iken,1998 yılında 309 bin hektarla, ekim alanında en yüksek değere ulaşmıştır; 2003 yılı nohut ekim alanı 217 bin ha, üretimi 199 bin tondur. Günümüzde Türkiye K.Fasulye ve Nohut üretiminde güdülen politika ve onu gerçekleştirilmesine dönük strateji seçimi söz konusu değildir. Ancak, ülkemizde ekolojik uyumları elverişli olan, standardizasyon, dağıtım ve pazarlama sistemi hayli gelişmiş bulunan ve tüketimi çok yaygın olan dane baklagiller üretimi hedefsiz, desteksiz ve kendi haline bırakılmış bir ürün grubu olarak yine de ayaktadır. Ülkemizin nohut dışsatımında önder olduğu yıllarda nohut tarımı hemen hiç bulunmayan Kanada, Avustralya ve ABD, günümüzde nohut dışsatımcısı konumuna geçerlerken; 140 Türkiye’nin konumundaki gerilemeye karşı gerekli önlemler alınmalıdır. 2005 yılı rakamlarına göre Dünya Kuru Fasulye üretiminin % 1,24 ü, Nohut’un % 7,00 si Türkiye tarafından üretilmektedir. Ekiliş alanı bakımından ise bu oran Kuru Fasulyede % 0,69, Nohut’ta ise % 6,11 dir. TÜİK 2002 verilerine göre, ülkemizde 75 ilde fasulye, 65 ilde nohut, tarımı yapılmaktadır. Ülkemizin hemen her bölgesinde fasulye ve nohut tarımı yapılmaktadır Fasulyede en fazla ekiliş alanı bulunan 10 ilimiz; Konya, Samsun, Kahramanmaraş, Erzincan, Karaman, Niğde, Kayseri, Kırşehir, Aksaray ve Malatya olup ülkemiz toplam fasulye ekim alanımızın %61,2’sini, toplam fasulye üretimimizin % 66.2’sini karşılamaktadır. Nohutta en fazla ekim alanına sahip olan 10 ilimiz; Konya, Uşak, Yozgat, Diyarbakır, İçel, Çorum, Kütahya, Isparta, Antalya ve Kahramanmaraş olup toplam nohut ekim alanımızın %54.7’sini, toplam nohut üretimimizin % 53’ünü karşılamaktadır. Aşağıdaki tabloda ise bölgee ait illerdeki Kuru Fasulye ve Nohut’un ekilen alan, üretim ve verim değerleri verilmiştir. Tablo incelendiğinde en fazla ekiliş Konya ilinde olup, bunu sırasıyla Karaman ve Ankara İlleri takip etmektedir. Kuru Fasulye ve Nohut ekilişinde belli bir fiyat politikası olmadığından bazı yıllarda önemli artışlar, bazı yıllarda da dikkat çeken azalışlar gözlenmektedir. Tablo 125. Ankara, Konya ve Karaman İllerine ait Kuru Fasulye ve Nohut İstatistikleri Kuru Fasülye Ankara Konya Karaman Yıllar 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 Ekiliş (ha) Üretim (ton) Verim (kg/ha) 2348 2192 2125 2183 2155 280 2767 2477 2577 2343 3944 3606 3356 3619 3434 4127 3015 3098 3191 2954 1700 1650 1460 1541 1467 1370 1100 1099 1108 1110 21250 25632 20431 20894 13433 13948 12921 15699 14437 11732 17126 18045 16042 15868 9896 9974 7853 12927 11013 10004 850 700 840 830 825 797 720 987 823 958 Ekiliş (ha) Üretim (ton) 13660 22356 14797 22776 12814 20367 15023 25801 15709 25311 16035 26235 18318 30502 30262 63949 16760 35609 14323 29665 Nohut 57317 59574 64162 64565 60151 62997 56811 55387 54787 52581 52039 38522 54691 34948 76107 75363 60023 52538 50532 53961 Verim (kg/ha) Ekiliş (ha) Üretim (ton) Verim (kg/ha) 1637 1539 1589 1717 1611 1636 1665 2113 2125 2071 5080 4970 5250 6935 6885 7400 7100 9570 13122 10717 8950 8952 8427 10587 13577 13185 15780 29123 45263 35665 1762 1801 1605 1527 1972 1782 2223 3043 3449 3328 1039 1006 1047 975 960 740 639 990 875 1068 12525 13880 13325 13025 12420 14370 13480 15170 16015 15440 10530 12581 13075 12560 10951 12196 12994 17530 16989 15440 841 906 981 964 882 849 964 1156 1061 1000 Kaynak : Tarım İl Müdürlüğü 4.7.1.3.1.1. Kuru Fasulye ve Nohut Pazarlama Kanalları Bölgede üretilen Kuru Fasulye ve Nohut TMO, tüccar, Ticaret Borsası, özel alıcı ve 141 sözleşmeli alıcılar tarafından alınmaktadır. Özel alıcı her birimden ürün alarak işler veya paketleyerek tüketiciye ulaştırır. Ayrıca sözleşmeli alıcı işleyerek veya paketleyerek, TMO’da paketleyerek tüketiciye arz eder. Kuru Fasulye ve Nohut Pazarlama Kanalları G r a f i k 8 : B a k l a g i l P a z a r l a m a K a n a l l a r ı Üretici TMO Tüccar Ticaret Borsası Özel Alıcı Fabrika Tüketici 4.7.1.3.1.2. Nohut ve Kuru Fasulye Üretimi ve Pazarlaması ( GZFT Analizi ) Güçlü Yönler - Münavebeli üretimde kullanılıyor olması -İşleme sanayisinin varlığı -Antraknoza dayanıklı tescilli çeşitlerin olması - Uygun ekololojinin varlığı - Entegre mücadelenin varlığı -Araştırma Enstitüsünün varlığı ve yakınlığı -Üretim bölgesinin Mersin serbest bölgesine yakınlığı - Bölgeye özgü sertifikalı tohumlukların tescil olması -Bölgede diğer yemeklik baklagillere nazaran tercih edilir olması Zayıf Yönler -Lisanslı Depoculuğun gelişmemiş olması -Sertifikalı tohumluk kullanımının yetersizliği - İşleme tesislerinin iptidai şartlarda (ev altlarında) olması - Marka oluşturulamaması -Su potansiyelimizin azlığı Fırsatlar -İhracat potansiyelinin mevcudiyeti - Sertifikalı tohumluk desteği -Bölgede organik tarımın gelişmekte olması -Ulaşım ve nakliye kolaylığı Tehditler -Nohut’ta Antraknoz hastalığı -Yem bitkilerine verilen desteklerin son yıllarda artması -Fiyat istikrarsızlığı 4.7.2. Meyvecilik ve Sebzecilik Sektöründe Üretim ve Pazarlama Kanalları 142 Türkiye’de resmi istatistiklerde yer alan 35 meyve türünden yılda ortalama 13 milyon ton üretim gerçekleşmektedir. Üretimin amaca ulaşmasını sağlayan ise pazarlamadır. Günümüz Türkiye’sinde, serbest pazar ekonomisi gün geçtikçe daha fazla yaygınlaşmakta ve önemini hissettirmektedir. Bu nedenle pazarlama, ülkenin önemli alt sektörlerinden birini oluşturmaktadır. Meyveler, çeşitli teknolojilerle işlenebilmekte veya dalından koparıldıktan sonra ya belirli süre depolanmakta ya da hemen tüketime sunulmaktadır. Çabuk bozulabilir nitelikteki bu ürünleri tüketicinin istediği tazelik, biçim ve zamanda, istediği yerde hazır bulundurmak gerekmektedir. En basit anlamı ile pazarlamanın, üreticinin ekonomik gücünü düşürmeden, ürünlerin üreticiden tüketiciye ulaştırılması ve bu arada meydana gelen olayların incelenmesi şeklinde tanımlanmasına en iyi örnek tarım sektörüdür. Yaş meyveler türü ve çabuk bozulabilirlik derecesi, üretim bölgesi, işlenebilme özelliği ve üreticinin pazarlama sistemi alışkanlığı gibi bir dizi etmene bağlı olarak değişik kanallardan pazarlanmaktadır. Üretici düzeyinde yapılan araştırmalar, yaş meyvelerin, türlere göre % 13 ila % 42’sini toptancı halleri aracılığı ile pazarlandığını ortaya koymuştur. Depolanması gereken meyvelerin hasat edildiği gün en kısa sürede depoya ulaştırılmasına özen gösterilmeli depolanmayacak meyveler ise hasat edildiği gün satış yerine ulaştırılmalıdır. Bu satış yeri daha önce de belirtildiği gibi toptancı halleridir. Meyveler toptancı hallerinden çoğunluğu pazar ve manav esnafınca günün erken saatlerinde satın alınmakta ve tüketiciye sunulmaktadır. Yaş meyvelere ilişkin yapılan bazı ekonomik araştırmalar üretici düzeyinde yaygın olan pazarlama kanallarının; Üretici-Toptancı-Toptancı Hali-Perakendeci-Tüketici şeklinde olduğunu ortaya koymuştur. Türlerine göre değişmekle birlikte meyve pazarlamasında toptancı hallerinin önemli bir yeri vardır. Burada hizmet verenler, büyük çoğunlukla komisyoncular, nadiren de üretici birlikleri ya da kooperatiflerdir. Alıcılar ise genellikle perakendeciler ve toplu tüketime yönelik hizmet veren kişi ya da kuruluşlardır. Yaş meyve pazarlamasında işlenmiş meyveye günümüzde duyulan talebin sınırlı oluşu nedeni ile kurulu bulunan meyve işleme sanayinin düşük kapasite ile çalışma durumunda kalması, böylece yaş meyvelerin dalından koparıldığı gibi doğal hali ile pazarlanması zorunluluğudur. Bu durum binlerce üreticinin ürettiği aynı tür meyvenin bir anda pazara sunulması ve talebe göre arz fazlalığı nedeni ile fiyatın düşmesine neden olmaktadır. Pazarlama üretimden tüketime kadar uzayan bir zincirdir. Bu zincirin birindeki aksaklık tüm pazarlama etkinliğin düşürmekte ve üretimin anlamını yok etmektedir. Bu nedenle yaş meyve pazarlamasında üreticisinden son tüketicisine ulaştıran perakendeciye kadar görev alan tüm birimlerin çok dikkatli ve hızlı hareket etmeleri gerekmektedir. Bu yapılmadığı taktirde üretilen meyvenin yaklaşık % 30’u pazarlama aşamasında ziyan olmaktadır. 4.7.2.1. Türkiye'de Meyve Ve Sebze Üretimi Türkiye 43 milyon ton yaş meyve ve sebze üretimi ile dünyanın önemli üretici ülkelerinden birisi konumundadır. Ülkemiz rakamsal olarak önemli bir üretici ülke görünümünde olmakla birlikte, ihracatın üretime oranı % 3.7 civarındadır. Bu yapının en önemli nedenleri ürünlerin gıda sanayinde hammadde olarak kullanılması ve yurtiçinde tüketilmesi ile ihracata konu olan yaş meyve ve sebzelerin, uluslararası piyasalarda talep edilen miktar ve kaliteye uygun çeşitlerin olmamasıdır. 143 Tablo 126. Yıllar İtibariyle Türkiye Yaş Meyve ve Sebze Üretimi (Miktar: 1000 Ton) Ürünler 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 Elma 2.100 2.200 2.550 2.450 2.500 2.400 2.450 2.200 2.600 Kiraz 186 200 215 195 250 230 250 210 265 Üzüm 3.550 3.700 3.700 3600 3.400 3600 3250 350 3650 Domates 7.250 7.800 6.600 8.290 8.956 8.890 8.425 9.450 9.820 Havuç 250 270 240 232 239 235 230 235 405 Kaynak:TÜİK Ülkemiz yaş meyve üretimi 4 ana grup altında incelenmektedir. 2003 yılı itibariyle yaklaşık 11.5 milyon ton meyve üretimi içinde üzümsü meyveler % 37 ile en önemli paya sahiptir. Sofralık üzüm bu grubun ticari önemi en fazla olan meyvesidir. İncir bu grubun gerek üretim gerekse ihracat açısından ikinci önemli ürünüdür. Yumuşak çekirdekli meyveler yaş meyve üretimimizin % 27'sini oluştururken elma bu grubun en önemli meyvesidir. Turunçgil meyveleri, yaş meyve üretiminden % 21 pay almaktadır. Taş çekirdekli meyve grubunun meyve üretimi içindeki payı % 14 olup kayısı, kiraz, erik ve şeftali bu grubu temsil eden meyveler olarak dikkat çekmektedir. Soğan, patates, sarımsak gibi yumru bitkiler hariç tutulduğunda, ülkemiz sebzeler üretiminin % 47’si meyvesi yenen sebzelere ait olup domates, kavun, karpuz, patlıcan, hıyar ve biber ekonomik anlamda bu grubu temsil eden en önemli sebzelerdir. Dünyada üretici ülkeler sınıflandırması içinde yer alabilmek ihracatın ne ölçüde başarıyla gerçekleştirdiğine bağlıdır. Bu anlamda da üretim miktarı, endüstri kalitesi, altyapı ve kullanılan girdiler, finans ve pazar şartları olarak adlandırılan, dünyada kabul görmüş rekabet kriterleri doğrultusunda ülkemiz yaş meyve ve sebze sektörünün yapılandırılması gerekmektedir. Aksi durumda önemli üretici olmamız tek başına bir anlam ifade etmemektedir. Tablo 127. Yıllar İtibarıyla Dünya Yaş Meyve Üretimi (Miktar: 1000 Ton) Ürünler 1998 1999 2000 2001 2002 2003 Elma 56.769 58.059 59.199 57.689 55.577 58.982 Kiraz 1.635 1.820 1.905 1.830 1.731 1.837 Üzüm 57.033 60.875 64.789 60.758 61.964 63.412 2004 63.205 1.834 67.071 2005 63.489 1.864 66.413 Kaynak: FAO Muz, üzüm, portakal, elma, mandarin, armut, şeftali, nektarin, limon ve erik dünyada en fazla üretilen meyvelerdir. Dünya toplam portakal üretiminin % 2.2’si, elma üretiminin % 4.3’ü ve üzüm üretiminin % 6’sı ülkemiz tarafından karşılanmaktadır. Tablo 128.Yıllar İtibariyle Dünya Yaş Sebze Üretimi (Miktar: 1000 Ton) 1998 1999 2000 2001 2002 2003 Ürünler Domates 95.633 108.675 108.449 106.572 114.377 117.348 Havuç 18.827 19.510 20.859 21.223 21.745 23.827 2004 124.119 24.435 2005 125.016 24.222 Kaynak: FAO Patates, domates, karpuz, lahana, hıyar ve kornişon, kavun ve havuç dünyada en fazla yetiştirilen sebzelerdir. Dünya toplam domates üretiminin % 8.6'si, biber üretiminin % 7.5'i, kavun üretiminin % 6.3'ü, karpuz üretiminin % 4.6'sı, salatalık üretiminin % 4.4'ü, soğan üretiminin % 3.4'ü ve patates üretiminin % 1.7'si, ülkemiz tarafından karşılanmaktadır. 4.7.2.1.1. Türkiye'nin Meyve Ve Sebze Dış Ticareti 144 İhracat Rusya Federasyonu, 2005 yılında 197.000.000 Dolarlık toplam yaş meyve ve sebze ihracatımızın % 25’inin yöneldiği en önemli ülke konumundadır. Rusya Federasyonu’nu % 14 ile Almanya, % 7 ile Suudi Arabistan ve Romanya, % 6 ile Ukrayna ve % 5 ile Hollanda takip etmektedir. Birleşik Krallık, Yunanistan ve Avusturya diğer önemli pazarlarımız görünümündedir. 2005 yılı itibarıyla yaş meyve ihracatımız 1.227.000 ton olarak gerçekleşmiştir. Turunçgiller toplam meyve ihracatımızın % 72’sini oluşturmaktadır. Mandarinler ise turunçgiller ihracatımızdaki en önemli kalemdir. Sofralık üzüm ihracatımız toplam meyve ihracatımızın % 13’ünü oluşturmakta olup, ihracatı yapılan en önemli çeşit Sultani Üzüm’dür. 2005 yılındaki yaş sebze ihracatımız ise 554.000 ton olup, domates miktar olarak toplam sebze ihracatının % 45’ini oluşturmaktadır. İhracatı yapılan diğer önemli sebzeler kuru soğan, patates, biber ve hıyar kornişon’dur. Türkiye'de yaş meyve ve sebze üretimi miktar itibariyle önemli olmasına karşın, ihracatın üretime oranı çok düşüktür. İhracata konu olan meyve ve sebze çeşitlerinin uluslar arası piyasalarda talep edilen çeşitlere uygun olmayışı ve üretimden tüketime miktar ve kalite kayıplarının yüksekliği bu yapının en önemli nedenleri arasındadır. Tablo 129. Yıllar İtibarıyla Türkiye Yaş Sebze ve Meyve İhracatı Değer:1000 ABD Doları) 2002 2003 2004 Ürünler M D M D M D Elma 15 6.088 20 10.254 20 9.950 Kiraz 20 52.493 34 77.696 39 118.000 Sofralık Üzüm 81 34.681 99 51.233 159 81.747 Domates 253 70.001 228 88.651 235 109.563 Havuç 30 3.372 47 7.553 30 5.456 (Miktar:1000Ton 2005 M 28 36 156 247 34 D 11.560 93.594 91.324 144.294 6.470 Kaynak: DTM Tablo 130. Ülkeler İtibarıyla Türkiye’nin Yaş Meyve ve Sebze İhracatı (Miktar: Ton Değer: 1000 ABD Doları) 145 Ülkeler Rusya Fed. Almanya Romanya S.Arabistan Ukrayna Hollanda Birleşik Krallık Mersin Serb. Böl. Yunanistan Avusturya Polonya Fransa Toplam (Diğerleri Dahil) 2002 2003 M D 403.402 117.771 97.942 73.375 116.154 29.352 284.670 57.990 99.445 32.017 45.856 27.824 2004 M D 409.999 146.940 111.020 101.508 127.246 36.227 203.771 60.029 99.390 40.885 41.757 36.614 2005 M D 455.719 189.157 115.879 130.924 123.443 46.179 60.029 156.776 40.885 97.932 36.614 45.716 M D 487.621 239.840 134.422 133.364 156.844 66.841 57.152 62.558 42.054 59.624 47.416 45.980 47.883 28.732 37.625 29.005 29.005 43.938 39.054 44.355 75.711 21.652 66.097 31.265 44.056 21.533 49.317 29.084 44.927 38.427 26.282 13.737 14.572 23.336 7.923 8.434 49.683 32.616 23.699 18.410 22.411 23.013 9.476 16.712 73.972 22.221 23.787 15.291 34.776 17.893 10.826 13.055 51.787 28.951 38.431 17.799 28.818 23.851 21.107 16.768 1.591.000 533.000 1.611.000 672.000 1.595.000 790.000 1.782.000 952.000 Kaynak: DTM İthalat Ülkemiz sahip olduğu üretim alanı ve ekolojik yapısı itibariyle yaş meyve ve sebze üretiminde kendine yeterli ve ihracat şansına sahip şanslı ülkelerden birisidir. Bahsedilen nedenle ülkemiz yaş meyve ve sebze ithalatının yapısı aşağıdaki şekilde özetlenebilir. Muz, hindistan cevizi, ananas, avokado armudu gibi ülkemizde yetiştiricilik imkanı kısıtlı olan veya yetiştiriciliği mümkün olmayan meyveler ithal edilmektedir. Dahilde İşleme Rejimi kapsamında gıda işleme sanayinin ihtiyaç duyduğu çeşitlerin temini amacıyla ithalat yapılmaktadır (elma gibi). Sezon dışı talebi karşılamak amacıyla ithalat yapılmaktadır. Bazende reexport yapmak amacıyla yaş meyve ve sebze ithal edildiği görülmektedir. Bu bağlamda, 2003 yılı ithalatı açısından 91.937 ton ile muz, 58.509 ton ile turuncgiller ve 7.859ton ile hurma ithal edilen en önemli meyveler olarak dikkati çekmektedir. Ayrıca sektör, meyve sebzelerin sınıflandırılması ve paketlenmesinde kullanılan alet ekipman, mumlama materyali, ambalaj materyali, soğuk muhafaza alet ve ekipmanı gibi girdileri ithal etmektedir. Ancak bu ithalat, teknolojilerin takibi, ülkemizde üretim kapasitelerinin yetersiz olduğu girdilerin teminine yönelik ithalat olarak kendini göstermektedir. Tablo 131. Yıllar İtibarıyla Türkiye Yaş Meyve İthalatı (Miktar: Ton Değer:1000 ABD Doları) Ürünler 2000 2001 2002 2003 2004 Elma 4.874.670 5.003.033 5.393.768 5.966.257 6.257.043 Kiraz 13.658 14.907 147.648 187.293 20.462 Üzüm 2.608.875 2.542.243 2.583.378 2.800.524 2.926.163 Kaynak : FAO 146 4.7.2.1.1.1. Dünyadaki Elma Üretimi ve Türkiye’nin Yeri 2004 yılı FAO verilerine göre Dünya elma üretiminde hem alan olarak hem de üretim miktarı olarak Çin büyük bir farkla 1. sıradadır. Türkiye de Dünya elma üretiminde söz sahibi olan bir ülkedir. Tablo 132: Dünya Elma Üretimi ve Üretim Alanı Üretim Alanı Ülkeler (1.000 Hektar) Çin 1877,32 Rusya 386,00 ABD 156,25 İran 150,00 Türkiye 108,90 İtalya 61,74 Fransa 57,93 Üretim Miktarı (1.000 Ton) 18746,74 2859,00 5367,00 1967,00 1930,01 1307,24 1666,97 Kaynak : FAO 4.7.2.1.1.2.Türkiye’de ve TR5 Batı Anadolu Bölgesinde Elma Üretimi Elma; bir soğuk iklim meyvesidir. Elma ağacı, kışın durgun mevsimde -35,-40 C ve yıllık sürgünleri de -20 dereceye kadar dayanabilmektedir. Ayrıca elmanın kış soğuklama ihtiyacı diğer meyve türlerine göre uzundur. Elmanın bu genetik yapısı TR5 Batı Anadolu bölgesi için büyük bir avantajdır. Çünkü karasal iklimin hüküm sürdüğü bölge ile elmanın iklim istekleri tamamen örtüşmektedir. Elmanın anavatanı içinde Anadolu da yer almaktadır. Elma kültürü Anadolu’da Etiler zamanında ileri bir düzeye ulaştırılmış, Anadolu’dan da Yunanlılar ve Romalılar vasıtasıyla Yunanistan ve İtalya’ya götürülerek buradan da Avrupa’ya yayılmıştır. Bölgede ana tarımsal ürünlerden birisi de, elma yetiştiriciliğidir. Yalnız üretimi yapılan elmanın, büyük bir kısmı Starking ve Golden çeşidinden oluşmaktadır. Bölge için Elma üretimini zorlaştıran en önemli etmenlerden birisi çiçekleme döneminde görülen ilkbahar son donlarıdır. Ayrıca bölgede zaman zaman pazarlama sorunları yaşanmaktadır. Bazı yıllar fiyatlar çiftçiyi memnun ederken bazı yıllar ise fiyatlar düşmekte ve üretici zor durumda kalmaktadır. Bununla birlikte üretilen elmanın pazarlanamayan kısmını depolayacak yeterli miktarda soğuk hava deposu bulunmamaktadır. Ancak son yıllarda bazı ulusal firmalar büyük alanlarda kapama elma bahçeleri kurarak ihracata yönelik elma üretimine başlamıştır. Özellikle Karaman ilinde elma üretim potansiyelinin yüksek olması nedeniyle bu firmalar tam bodur, yarı bodur anaçlar üzerine aşılı ve Dünya pazarlarında rağbet gören çeşitlerle gerek üretim teknikleri ve gerekse değişik kültür çeşitleri ile kaliteli üretim çalışmaları bölge çiftçileri için örnek olmaktadır. Bölge çiftçilerinin de imkanları ölçüsünde pazar şansı düşük olan çeşitleri sökerek yerine bodur ve yarı bodur kültür çeşit elma çeşitleri ile yeni elma bahçeleri tesis etme çalışmaları hız kazanmıştır. Özellikle Karaman İlinde “Karaman Yeşili–Arjantin” ismiyle tanınan Granny Smith çeşidi üretimi oldukça yaygındır. TR5 Batı Anadolu Bölgesinde elmanın hem üretim alanı, hem de üretim miktarı bakımından Karaman ili birinci sıradadır. Ayrıca Karaman İli üretim miktarı bakımından uzun yıllar ortalaması dikkate alındığında Türkiye’de Isparta ilinden sonra 2. sıradadır. . 147 Tabloda Türkiye ve TR5 Batı Anadolu Bölgesinde elma üretim miktarları verilmiştir. Tablo 133: TR5 ve Türkiye Elma Üretim Miktarları (2004) İstatistiki Bölge Meyve Veren Yaşta Elma Birimleri Ağacı Sayısı (Adet) Elma Üretim Miktarı (Ton) TR52 742.092 2.718.985 4.966.125 7.685.110 29.955 63.274 84.828 148.102 TR5 Batı Anadolu Bölgesi 8.427.202 178.057 23,7 8,5 35.498.200 2.100.000 TR51 TR52 TR510 TR521 TR522 Ankara Konya Karaman TR5/TR (%) Türkiye Kaynak:TÜİK TR5 Batı Anadolu Bölgesi meyve üretimine baktığımızda, bölgenin elma üretiminde öneme sahip olduğunu görmekteyiz. 2004 Yılı verileri dikkate alındığında Türkiye toplam elma üretiminin yaklaşık % 8,5 bir miktarı bu bölgede gerçekleşmektedir. Elma üretiminde Karaman, uzun yıllar ortalaması dikkate alındığında Türkiye üretiminin %10 – 15’ini karşılamaktadır. Ancak 2004 yılı ilkbaharında görülen ilkbahar geç donu nedeniyle Karaman’da elma üretimi zarar görmüş ortalama 350.000 ton iken 2004 yılında 84.828 ton olarak gerçekleşmiştir. Bölgede elma üretiminde ikinci sırayı Konya ili almaktadır. 4.7.2.1.1.3. Türkiye Elma İthalatı ve İhracatı Türkiye’nin coğrafi yapısı ve iklim koşulları bir çok bölgede elma yetiştiriciliğine uygundur. Avrupa ülkeleri elma üretimi yönünden Türkiye’ye rakiptir. Uluslararası pazarda Türk elmalarına karşı talebin artmasının başlıca sebepleri elmanın kalitesi, aroması ve uzun hasat dönemidir. Türkiye de üretilen elmanın büyük bir bölümü yurt içinde taze olarak tüketilmektedir.Elma ihracatı da esas olarak taze sofralık olarak yapılmaktadır. Tablo 134: Türkiye’nin Yıllar İtibariyle Elma İhracat ve İthalatı İhracat İthalat Yıllar Miktar Değer Miktar Değer (Ton) (1000 $) (Ton) (1000 $) 1998 303,58 111,70 4,08 2,99 1999 226,17 100,12 11,13 3,58 2000 183,59 70,52 7,83 3,13 2001 224,51 76,24 1,67 1,50 2002 165,11 62,18 3,82 2,29 2003 231,27 97,81 4,20 3,28 2004 189,58 105,46 5,85 4,03 Kaynak : FAO Türkiye’de yıllar itibariyle elma ihracatına bakıldığında dalgalanmalar meydana geldiği gözlenmektedir. 148 Tablo 135: Çeşitli Ülkelerin Elma İhracatı ve Değeri (2004) Ülkeler Miktar (1000 Ton) Çin 1483,63 İtalya 720,70 Fransa 705,54 ABD 647,76 Almanya 610,43 Hollanda 503,09 İran 194,29 Türkiye 189,58 İspanya 165,07 Değer (Milyon $) 837,50 597,52 753,11 511,32 521,21 419,63 40,51 105,46 138,17 Kaynak : FAO Tablo 136: Çeşitli Ülkelerin Elma İthalatı ve Değeri (2004) Ülkeler Miktar (1000 Ton) Almanya 1829,55 ABD 1531,86 Rusya 923,60 Hollanda 544,41 Fransa 431,65 İtalya 165,60 Türkiye 5,85 Değer (Milyon $) 1422,95 836,38 323,72 435,29 449,20 189,53 4,083 Kaynak : FAO Dünya elma üretiminin büyük bir bölümü, üretici ülkelerde taze olarak tüketilmekte veya elma işleme sanayinde kullanılmaktadır. Tabloda görüldüğü gibi elmanın en önemli ihracatçısı Çin olurken, en fazla ithalat yapan ülke ise Almanya’dır. 149 4.7.2.1.1.4. TR5 Batı Anadolu Bölgesi Elma Pazarlama Kanalları TR5 Batı Anadolu Bölgesi elma pazarlama kanalları aşağıda gösterilmiştir. Elma Pazarlama Kanalları Üretici Perakende Satış İhracatcı Sebze Hali Tüccar Pazarcı Meyve Suyu Fabrikası İç Tüketici Dış Tüketici 150 Semt Pazarlar 4.7.2.1.1.5. Elma Üretimi ve Pazarlaması (GZFT Analizi) Güçlü Yönler Zayıf Yönler Fırsatlar -Örgütlenmenin -TR 5 Batı Anadolu -Elma ve Meyve yetersiz olması Bölgesinin önemli Üreticileri birliğinin nedeniyle üreticilerin elma üretim kurulmuş olması merkezlerinden olması fiyat belirleme -Dış ülkelerde şanslarının olmaması. -Elma üretim tekniği Türkiye’de üretilen -Yaşlı ve verimden (budama, ilaçlama, elmalara aroması ve düşmüş elma bakım) konusunda tadındaki lezzeti bahçelerinin varlığı bilgi ve beceri sahibi nedeniyle talebin -Elma işleme meraklı üreticilerin yüksekliği ve buna tesislerinin yetersiz mevcut olması paralel olarak ihraç olması -Türkiye’nin elma olanaklarının her -Elma depolama üretiminde Dünyada geçen yıl artması ve tesislerinin yetersiz önemli bir yere sahip ihraç firmalarının elma olması olması ürününe ilgi -İklim şartlarından -TR 5 Batı Anadolu göstermesi Bölgesinin ekolojik dolayı her yıl alınan -Alım gücü yüksek yapısının (iklim, ürün miktarının Uzakdoğu ve Ortadoğu toprak ve yükselti) değişkenliği ülkeleri gibi yeni elma üretimine çok -Yüksek gelirli tam ve pazarlar uygun olması yarı bodur elma yaratılabilmesi - İhracata yönelik tesisine yüksek - Ambalajlama, büyük alanlarda ulusal maliyetten dolayı boylama ve şirketler tarafından henüz geçilememesi sınıflandırma kapama elma -İç tüketimin az olması imkanlarının bahçelerinin kurulmuş -Yarı bodur ve tam gelişmeye başlaması olması bodur elma fidanı - Soğuk hava -Meyve suyu temininde yaşanan depolarının sayılarının fabrikalarının güçlükler. hızla artması bulunması -Yeterli olmasa da Organik tarımın uygulanmaya başlaması. Tehditler -Elma üretiminde bilinçsizce kimyasal ilaçlar kullanılması hem iç pazarda hem de dış pazarda elma tüketimini etkileyebilir. -Tam ve yarı bodur elma bahçesi kurulurken yapılan hatalar (anaç ve dölleyicilerin bahçeye belli bir düzen içinde yerleştirilmesi) üretimi olumsuz yönde etkileyebilir. – Çiçeklenme dönemine rastgelen ilkbahar geç donları 4.7.2.1.2.1. Türkiye’de Kiraz Üretimi Kiraz, ılıman iklim meyveleri arasında en erken olgunlaşandır. Bu durum, kirazın genetik özelliğinden ileri gelmektedir. Kirazın anavatanı (Prunus Avium L.) Hazar Denizi ile Karadeniz arasındaki bölgedir. Geliştirilen çeşitlerle kiraz üretimi çok erkenden çok geçe kadar geniş bir yetiştirme dönemine sahiptir. Kirazların gösterişli, sevilerek yenilen bir meyve olması ve dış pazarlarda aranması, özellikle son yıllarda talebin artmasına neden olmuştur. Kirazın anavatanı olan Türkiye, Dünya’daki belli başlı kiraz üretici ülkelerinden biridir. Normalde artış eğiliminde olan kiraz üretimi yeni işleme tekniklerinin de devreye girmesiyle daha da 151 artış göstermektedir. Pazarlama sorunu bulunmayan ender ürünlerden birisi olması da bu duruma etki etmektedir. Yapılan incelemelerde “0900 Ziraat” olarak tanımlanan çeşidin 8-12 g arasında değişen irilik kazandığı saptanmıştır. Ancak, meyve iriliğinin iyi olmasına rağmen, meyve veriminin çok düşük olduğu gözlenmiştir. Bundan dolayı ülkemizde meyve kalitesi yüksek, , yüksek verimli ve iri yeni çeşitlere gereksinim vardır. Dünyada 1500 civarında kiraz çeşidi mevcuttur. Devam eden ıslah çalışmaları ile günden güne bu sayı artmaktadır. Kiraz, ülkemiz ekonomisi için önemli bir meyvedir. Ege, Marmara ve İç Anadolu Bölgeleri başta olmak üzere, ülkemizin hemen hemen bütün bölgelerinde yetiştirilmektedir. Türkiye’de iyi bir kiraz ekolojisi vardır. Birçok kiraz çeşidinin soğuklama gereksinimleri (+7.2 C’nin altında) 1000 saatten fazla olduğu için yaylalarda yada kışları soğuk geçen bölgelerde yetiştiricilik yoğunlaşmıştır. Kiraz üretimi ülkemizin Orta Anadolu ve Göller Bölgesi, İç Ege ve Marmara bölgelerinde yoğunlaşmıştır. Üretimin fazla olduğu iller sırası ile İzmir (% 12,7), Amasya (% 8,8), Manisa (% 8,1), Afyonkarahisar (% 6,3), Isparta (% 6,1), Konya (% 5,4), Bursa (% 4,8), Sakarya (% 3,8), ve Kocaeli (% 3,2) dir. Bunun yanında, Denizli-Honaz, Malatya-Yeşilyurt dar üretim alanları olmalarına rağmen kaliteli, kirazın hakim olduğu bölgeler olarak dikkati çekmektedir. Tablo 137’de Türkiye ve TR5 Batı Anadolu Bölgesinde kiraz ağacı sayısı ve üretim miktarları verilmiştir. Tablo 137. Türkiye ve TR5 Batı Anadolu Bölgesi İlleri Kiraz Ağacı (Adet) ve Kiraz Üretim Miktarları (Ton) İstatistiki Bölge Birimleri TR51- Meyve Veren Yaşta Kiraz Ağacı (Adet) TR510 Ankara TR521 TR522 Konya Karaman 162.541 162.541 539.806 145.595 685.401 847.942 9,7 8.750.000 Ankara TR52- TR5 TR52 Batı Anadolu Bölgesi TR 5 /TR (%) Türkiye Kiraz Miktarları (Ton) 5.047 5.047 15.887 3.365 19.252 24.299 9,92 245.000 Kaynak: TÜİK – 2004 Türkiye Kiraz üretiminin % 9,92’ TR52 Batı Anadolu Bölgesinden karşılanmaktadır. Konya alt bölgesi 15.887 ton kiraz üretimiyle, % 6.5 oranla Türkiye’de, % 65.4 oranla da bölgede önemli bir üretim gerçekleştirmektedir. Üretim miktarlarına bakılırsa sırasıyla Konya, Ankara ve Karaman illerinin önemli bir üretim gerçekleştirdiği görülmektedir. Türkiye’nin toplam kiraz üretim alanı ve üretim miktarında yıllara göre bir artış gözlenmektedir. 2001 yılı verilerine göre Türkiye’nin toplam kiraz üretim alanı 25.000 ha., üretimi ise 250.000 ton olarak gerçekleşmiştir. Ülkemizde bir ha alandan elde edilen verim 10 ton’dur. 152 4.7.2.1.2.2. Dünyadaki Kiraz Üretiminde Türkiye’nin Yeri Dünya kiraz üretiminin tamamına yakın bölümü kuzey yarım kürede gerçekleşmekte ve özellikle Avrupa Kıtası’nda yoğunlaşmaktadır. Üretimin yoğun olduğu ülkeler; A.B.D, Türkiye, İran, Almanya ve Rusya’dır. Tablo138. Dünya Kiraz Üretim miktarı (2004 ) Ülkeler Üretim Miktarı( 1000 Ton) ABD Türkiye İran Almanya Rusya İtalya Ukrayna İspanya Fransa 256,825 245,000 224,000 120,000 100,000 95,169 85,300 62,800 58,859 Kaynak:FAO 4.7.2.1.2.3. Türkiye’de Kiraz İthalatı ve İhracatı Türkiye’nin coğrafi yapısı ve iklim koşulları birçok bölgede kiraz yetiştiriciliğine uygundur. Avrupa ülkeleri kiraz üretimi yönünden Türkiye’ye rakiptir. Özellikle; İtalya, İspanya ve Fransa diğer Avrupa ülkelerine kiraz ihraç eden güçlü rakiplerdir. Uluslararası pazarda Türk kirazına karşı talebin artmasının sebepleri; kirazın kalitesi, uzun hasat dönemi, rekabetçi fiyat oluşturulması, ürünün işlenmesi ve muhafazası ile ilgili yapının ihracatçılar tarafından oluşturulması ile nakliyede soğuk zincirin sağlanması, istikrarlı miktar ve kalitenin sağlanmış olmasıdır. Türkiye’de kiraz üretiminin büyük bölümü yurt içinde taze olarak ve özellikle bir kısmı da işleme sanayinde kullanılmakta, sadece % 9,8’i yurt dışı pazarlara satılmaktadır. Kiraz ihracatı esas olarak taze ve işlenmiş (konserve ve dondurulmuş) olarak gerçekleşmektedir. Kiraz ihracatının tamamına yakın bölümü Batı Avrupa ülkelerine yapılmaktadır. Kiraz ihraç ettiğimiz en önemli ülke Almanya ‘dır. Bu ülkeyi Hollanda, İngiltere, Belçika izlemektedir. Tablo 139’da, Türkiye’nin 1995 ve 2001 yılları arasındaki kiraz ihracat ve ithalat miktarları verilmiştir. Tablo 139. Türkiye’nin Yıllar İtibariyle Kiraz İhracat ve İthalatı İhracat Yıllar Miktar Değer Miktar (ton) (1000 $) (ton) 13.126 22.667 115 1995 15.888 25.496 3 1996 17.771 28.323 63 1997 8.781 16.509 39 1998 26.564 38.390 18 1999 11.940 23.652 0 2000 24.553 48.702 0 2001 İthalat Değer (1000 $) 26 2 41 4 22 0 0 Kaynak: FAO Türkiye’de yıllar itibari ile kiraz ihracatına bakıldığında, dalgalanmalar meydana geldiği gözlenmektedir. 1995-1998 yılları arasında ihracat miktarında düzenli bir artış gözlenirken 1998 ve 2000 yıllarında üretim miktarındaki düşüşe bağlı olarak, ihracat miktarında azalma meydana gelmiştir. 2001 yılında kiraz ihracatı 24.553 ton, değer ise 48.702 dolar olarak gerçekleşmiştir. 153 İthalat, sadece bazı yıllarda ve sembolik miktarlarda yapılmıştır. Kiraz ithalatı, 1995 yılında 115 ton, 1996 yılında ise 3 ton olarak gerçekleşmiştir. Tablo 140. Dünya Kiraz İhracatı ve Değeri (2001) Miktar Ülkeler (ton) ABD 38.879 Türkiye 24.553 Avusturya 9.685 İspanya 9.147 Suriye 9.108 Şili 8.763 Fransa 6.467 Dünya 145.209 Değer (1000 $) 152.093 48.702 27.546 15.571 34.620 21.674 14.807 377.853 Kaynak : FAO Tablo 141. Dünya Kiraz İthalatı ve Değeri(2001) Miktar Ülkeler (ton) Almanya 24.518 Japonya 17.031 İngiltere 13.220 Avusturya 11.628 Çin 10.799 Kanada 10.058 Hollanda 6.568 Dünya 149.233 Değer (1000 $) 55.895 104.429 33.327 34.439 27.027 23.903 15.242 421.814 Kaynak: FAO Dünya kiraz üretiminin büyük bir bölümü, üretici ülkelerde taze olarak tüketilmekte veya işleme sanayinde kullanılmaktadır. Üretimin çok az bir miktarı ise uluslar arası ticarete konu olmaktadır. Dünya kiraz ihracatı 2001 yılında 145.209 ton olarak gerçekleşmiştir. Bu ihracatın toplam değeri 377.8 milyon dolardır. En büyük ihracatçı ülke, dış satımın % 27’sini gerçekleştiren ABD’dir. Bu ülkeyi Türkiye, Avusturya, İspanya ve Suriye izlemektedir. 2001 yılı verilerine göre, Dünya kiraz ithalatı 149.233 ton civarında gerçekleşmiş olup değer olarak 421.814 milyon dolardır. Almanya ithalatın % 16,4’nü gerçekleştirerek birinci sırada yer almaktadır Almanya’yı satın alma gücü yüksek olan Japonya izlemektedir. Diğer önemli ithalatçı ülkeler; İngiltere, Avusturya, Çin ve Kanada’dır. 154 4.7.2.1.2.4. Kiraz Pazarlama Kanalları Üretici Parekende Satış Noktaları İhracatçı Sebze Hali Mahalli Toptancı Tüccar Komisyoncu Dış Tüketici Pazarcı İç Tüketici 155 Mahalli Pazar 4.7.2.1.2.5. Kiraz Üretimi ve Pazarlanması (GZFT Analizi) Güçlü Yönler Zayıf Yönler Fırsatlar Tehditler -TR5 Batı Anadolu -Kirazın hasat ve - Dış ülkelerde Türk -Kiraz bahçesi tesisine Bölgesinin önemli kiraz tüketim süresinin kısa Kirazına olan talebin olan aşırı ilginin bir üretim politikası üretim potansiyeline olması. yüksekliği ve buna sahip olması. paralel olarak ihraç çerçevesinde -Kiraz işleme ve - Kiraz üretiminde depolama tesislerinin olanaklarının her planlanmaması. uzmanlaşmış yeterince olmaması. geçen yıl artması ve - Bahçe kurulurken üreticilerin bulunması. -Toprak yapısına ihraç firmalarının gün yapılan hataların -Türkiye’nin Dünya’da uygun anaç seçimine geçtikçe ilgi üretimi olumsuz üretimde ve verim yeterince dikkat göstermesi . etkilemesi. miktarında 1. , ihracatta edilmemesi. -Avrupa Birliği 2. sırada olması. -Yüksek getirili tam Kaynaklı Meyve - TR5 Batı Anadolu bodur kiraz tesisine soğutma, Bölgesinin çok çeşitli yüksek maliyetten standardizasyon ve ekolojik yapısı nedeni dolayı geçilememesi. paketleme projesinin hayata geçme olasılığı. ile geniş bir üretim - Yanlış budama periyoduna sahip olması nedeniyle yüksek - Üretilen kirazın standart olarak -Kiraz ürününde Pazar boylu kiraz ihracata uygun olması. bilgi sistemlerinin güçlü ağaçlarının oluşturulması ve - Meyve üretici birliği olması hasadının güçleşmesi ve Kiraz üreticileri – Kiraz ihracatı ve birliklerinin kurulmuş pazarlaması ile uğraşan - Kiraz Üreticileri büyük ulusal firmaların Birliğinin olmaması olması - Dölleyici olarak bölgeden soğuk hava - Sanayiye uygun kullanılan beyaz zincirine uygun olarak çeşitlerin sayısı ve üretim miktarı azdır. kirazın gıda sanayinde alım yapması -Sağlıklı fidan değerlendirilebilmesi, üretilmemesinden işleme sanayinin dolayı bahçelerin kurulması. kalitesiz, hastalıklı,ve -Alım gücü yüksek yanlış çeşit isimli Uzakdoğu ve fidanlarla kurulması Ortadoğu ülkeleri gibi yeni pazarlar yaratılabilmesi. - Marka yaratma çalışmalarının olması -Yeterli olmasa da Organik tarımın uygulanmaya başlaması. 4.7.2.1.3. Dünya Üzüm Üretimi ve Tüketimi 2002 yılı verilerine göre dünyada 7,4 milyon hektar alanda 61 milyon ton üzüm üretilmektedir. 156 Tablo 142. Dünya Üzüm Üretim Alanı ve Üretim Miktarı Üretim Alanı Üretim Miktarı Yıllar (1000 Ha.) (1000 ton) 1998 7,264 57,022 1999 7,305 60,954 2000 7,448 64,435 2001 7,381 61,167 2002 7,406 61,018 Verim (kğ/ha.) 7850 8340 8286 8238 8238 Kaynak : FAO Dünya üzüm üretiminin yarıdan fazlası Avrupa kıtasında gerçekleştirilmektedir. Dünya yaş üzüm üretiminde İtalya, Fransa, ABD, İspanya, Türkiye başlıca ülkelerdir. Tablo 143 . Ülkelere Göre Üzüm Üretim Miktarları 2002 Üretim Miktarı (1000 ton) 7,872 6,479 3,600 5,609 6,793 2,460 61,018 Ülkeler İtalya ABD Türkiye İspanya Fransa Arjantin Dünya Kaynak: FAO Dünya üzüm üretiminin %64,3’ü şaraba işlenirken %7,6’sı kurutmalık ve %20,9’u sofralık olarak değerlendirilmektedir. Dünyada üretilen üzümlerin her yıl yaklaşık 700-800 bin ton arasındaki miktarı kurutularak değerlendirilmektedir. Üzümü kurutarak değerlendiren ABD, Türkiye, İran, Yunanistan, Güney Afrika , Şili ve Afganistan gibi ülkelerdir. Tablo 144. Dünya Kuru Üzüm Üretimi(1000 ton) 1998 Ülkeler ABD 218 250 Türkiye İran 102 Yunanistan 40 G.Afrika 34 Dünya 965 1999 284 214 120 35 38 756 2000 350 255 112 35 29 838 2001 350 200 102 40 35 782 Kaynak: FAO Tabloda görüleceği üzere ABD ve Türkiye dünya kuru üzüm üretiminin %70’ ini gerçekleştirmektedir. Dünya çekirdeksiz kuru üzüm tüketimi yaklaşık 750-850 bin ton civarındadır. Tüketimde 190-200 bin tonla ABD ilk sırayı alırken bunu 25-30 bin tonla Avustralya ve Türkiye izlemektedir. Diğer önemli tüketici ülkeler ise Afganistan, İran, G.Afrika ve Yunanistan’dır. 4.7.2.1.3.1. Türkiye Üzüm Üretimi Türkiye; çekirdeksiz kuru üzüm üretiminde ABD’ den sonra dünyada ikinci üretici konumundadır. 2001 yılı itibarı ile dünya çekirdeksiz üzüm üretimi 838 bin ton olup, ABD üretimi 350 bin ton ve Türkiye üretimi 255 bin ton dur. Ülkemizde iç tüketim düşük iken ihracat oldukça 157 yüksektir. Türkiye’de bağcılığın gelişmesinde, Ziraat Bankasınca uygulanan uzun vadeli ve düşük faizli kredi sisteminin büyük rolü olmuş ve bağ alanları genişlemiştir. 1981 yılında 800.000 ha olan bağ alanından 3.700.000 ton olan yaş üzüm üretimi, 1991 yılında 586.000 ha olan bağ alanından 3.600.000 ton yaş üretimi, 2000 yılında ise 535.000 ha olan bağ alanından 3.600.000 ton yaş üzüm üretimi elde edilmiştir. Bağ alanlarının giderek azaldığı buna karşın sağlanan verim artışı nedeni ile üretimin aynı ölçüde azalmadığı görülmektedir. Tablo 145.Yıllar İtibarı ile Türkiye ve TR5 Batı Anadolu Bölgesi İlleri Yaş Üzüm Üretimi (ton) İstatistiki Bölge Birimleri Ekim Alanı (ha) Üretim (ton) TR5- TR51TR52- TR510 TR521 TR522 Ankara Konya Karaman TR52TR5 Batı Anadolu Bölgesi TR 5 /TR (%) Türkiye Kaynak: TÜİK 4.477 18.163 20.211 38.374 42.851 8.2 520.000 17.718 55.528 195.686 251.214 268.932 7.7 3.500.000 2004 yılı itibarı ile Türkiye’ deki toplam yaş üzüm üretiminin %7.7’si TR5 Batı Anadolu Bölgesinden elde edilmektedir. TR5 Batı Anadolu Bölgesinin üretmiş olduğu yaş üzümün yaklaşık %73’ü TR522 Karaman alt bölgesinde üretilmektedir. Karaman 2004 yılında 195.686 ton yaş üzüm üreterek ülke üretimimin %5,6‘lık bölümünü karşılamaktadır. Türkiye’de üretilen kuru üzüm miktarı yıllara göre değişmekle birlikte 250.000 ton dolaylarındadır. Kuru üzüm üretimi daha çok TR522 Karaman alt bölgesine özgü Ekşikara çeşidi ile yapılmaktadır. Bunun yanında ekşikara çeşidi yerel tüketim için sofralık olarak ta tüketilmektedir. TR511 Ankara alt bölgesine özgü Kalecik Karası çeşidi de ülke çapında şaraplık olarak ün kazanmıştır. 1990’lı yıllardan sonra bölgede telli terbiye sistemiyle bağcılık yaygınlaşmaya başlamış bu nedenle son yıllarda omca başına verim ve üzüm kalitesinde artış meydana gelmiştir. 4.7.2.1.3.2. Üzüm Dış Ticaret Kuru Üzüm İhracatı: Türkiye’nin dünya ticaretine konu olan ve en fazla tanınan üzümü sultani tip çekirdeksiz üzümdür. Türkiye’nin ihracatında 11. sırada yer alan kuru üzüm , tarım ürünleri ihracatında da üçüncü sırada yer almaktadır. 1986 yılından önce 100 bin tonun altında gerçekleşen kuru üzüm ihracatı, bu yıldan sonra hızla artmıştır. Tablo 146. Türkiye 1990-1999 Yıllarında Kuru Üzüm Üretimi, İhracatı, Değeri ve Ortalama Fiyatı Üretim İhracat Yıllar (bin % Değer $ Ortalama ($/ton) (bin ton) ton) 1990 160 123,1 100 150.685 1.224 1999 214 188,9 153 202.969 1.067 Kaynak: Ege İhracatçı Birlikleri ve TÜİK 158 2003 yılı itibarı ile yaş ve kuru üzümde ithalat ve ihracat miktarlarının dolar cinsinden değeri Tabloda verilmektedir. Tablo 147. 2003 Yılı İtibarıyla Yaş ve Kuru Üzümde İthalat ve İhracat Miktarları İthalat İhracat Ürün Üzüm (Yaş) Üzüm (Kuru) Miktar Değer Miktar Değer (Ton) ($) (Ton) ($) 99.319 195.995 51.245.370 183.959.749 42 2.021 33.199 2.156.357 Kaynak: TÜİK Tabloda incelendiğinde üzüm ithalatının miktar bakımından %98’i kuru üzüm, ihracatının da %65,4’ü kuru üzümdür. Değer bakımından da üzüm ithalatın %98,5’i kuru üzümden, ihracatında %78,2’si kuru üzümden kaynaklanmaktadır. Kuru üzüm ihracatının önemli bir bölümü Avrupa Birliği ülkelerine yapılmaktadır. Bu ülkeler içinde İngiltere, Hollanda, Almanya, İtalya ve Fransa’ ya yapılan ihracatımız toplam ihracatın %64’ünü oluşturmaktadır. AB’nin son yıllara kadar Yunanistan kuru üzümünü korumak amacıyla asgari ithal fiyatı uygulaması ve ürünlerdeki kurşun kalıntı miktarı ihracatta sorun yaratmaktadır. Çekirdeksiz kuru üzüm ihracatımızın, üretime oranı hayli yüksektir. 1999 yılında üretilen kuru üzümün %75,4’ü ihraç edilmiştir. 1999 yılında üretim 214 bin ton olarak gerçekleşmiştir. Kuru üzüm sektörü pazar analiz çalışmasında, pazarlamada yaşanan sıkıntıların çoğunlukla ihracat aşamasında kaliteden kaynaklanan sorunlar nedeniyle olduğu görülmektedir. Kuru üzüm ihracatında son zamanlarda ağır metal kalıntısı problemi yaşanmaktadır. Son yıllarda İran’dan sınır ticareti yoluyla giren düşük kaliteli, pestisit miktarı yüksek ve ucuz fiyatlı kuru üzümler Türk üzümüyle karıştırılarak ihraç edilmiş, bu da dünya pazarlarında Türk kuru üzümünün kalite yönünden imajını olumsuz etkilemiştir. Bu olumsuz etkinin ortadan kalkması neticesinde kuru üzüm ihracatı artış trendine devam edecektir. İç pazarda kuru üzüm tüketimin arttırılması için de çalışma yapılması gerekmekte olup, pazar oluşumunun sağlanması yanında, dış pazarın çeşitlendirilmesi için özel sektör ve devlet işbirliğine devam edilmeli, Ortadoğu ülkeleri ve Japonya pazarı için ürün satımına yönelik politikalar üretilmelidir. 4.7.2.1.3.3. Üzüm Pazarlaması Pazarlama açısından üzüm ele alındığında ülkemizde üretilen üzümlerin yaklaşık %30’unun sofralık %37’sinin kurutmalık, %30’unun pekmez, pestil, sucuk, şıra ve %3’ünün de şaraplık olarak değerlendirildiği görülmektedir. Sofralık üzüm pazarlamasında fazla alıcı ve satıcının bulunması nedeniyle çok sayıda el değiştirme söz konusudur. Şaraplık üzümlerde ise % 50 lik pazar payı ile TEKEL ilk sıradadır. Birkaç büyük şarap işletmesiyle birlikte alıcıların payı %80-90’a çıkmaktadır. 159 4.7.2.1.3.4. Üzüm Pazarlama Kanalları Üreticiler İhracatçı Firmalar Öz Tüketim Toptancı Perakendeci İhracat Gıda Üreten İşletmeler Suma Fabrikaları Semt Pazarları 160 4.7.2.1.3.4. Üzüm Üretimi ve Pazarlaması (GZFT Analizi) Güçlü Yönler Zayıf Yönler Fırsatlar -Kuru üzüm üretiminde Dünya 2. sıradayız. -İhraç edilen Tarımsal ürünler içersinde kuru üzüm 3. sıradadır. -Arazi ve ekolojinin üzüm yetiştiriciliğine uygun olması -Tahmin ve erken uyarı istasyonlarının olması -Entegre mücadelenin yapılıyor olması -Üzüme dayalı tarımsal sanayinin varlığı -Analiz laboratuarlarının varlığı -Kurutma ve ilaçlamadan kaynaklanan kalite ve kalıntı problemlerinin yaşanması -Bağ tesislerinde uygun terbiye sisteminin ve doğru anaç seçiminin uygulanmaması sonucu hastalık ve zararlıların görülmesi -Yaşlı ve verimden düşmüş bağ tesislerinin varlığı -Sertifikalı ve ismine doğru anaç ve aşılı fidan teminindeki zorluklar -İç tüketim miktarı çok düşük -Üzüm işleme ve depolama tesislerinin yetersiz olması -Standart çeşitlerde üretim yetersizliği – Üretici örgütlenmesinin olmaması -Bağcılıkta desteklemelerin uygulanmaya başlanması Tehditler -Sınır ticareti yoluyla Türkiye’ye giren kalitesiz -Şarapcılık üzümler Sanayinin Gelişiyor ihracatta olması Türk üzümünün -Üretimde imajını markalaşmaya olumsuz başlanıyor olması etkilemektedir. - e-ticaretin gelişiyor -Miras hukuku olması nedeni ile -Dünyada ve araziler giderek Türkiyede organik küçülmektedir. ürünlere talebin -Ağır metal artması kalıntısı -Bağcılık kontrol Kültürünün olması edilmezse ihracatta problem olmaya devam edebilir. -Bilinçsiz girdi ve gübre kullanımı – Bölgede yaygınlaşan floksera zararlısı 161 4.7.2.2.4. Türkiye Havuç Üretimi TR5 Batı Anadolu Bölgesinin 340.468 ton ile ülke üretiminin %77.7’sini karşılamaktadır. Havuç verimi AB ile karşılaştırıldığında TR5 Batı Anadolu Bölgesinin verimi Türkiye ve Dünya ortalamasının üzerinde olup AB ülkelerine oldukça yakındır. Üretilen havuç iç pazara ve ihracata yöneliktir. AB ülkeleri havuç ihtiyacının büyük bir kısmını Türkiye’den ithal etmektedir. Tablo 148. Türkiye ve TR5 Batı Anadolu Bölgesi Havuç üretim miktarları (ton) İstatistiki Bölge Üretim (ton) Birimleri 108.931 TR5 TR51TR510 Ankara 108.931 Ankara 229.192 TR52TR521 Konya 2.345 TR522 Karaman 231.537 TR52 340.468 TR5 Batı Anadolu Bölgesi 77.7 TR 5 /TR (%) 438.000 Türkiye Kaynak : TÜİK –Tarım İl Müdürlüğü 2004 Tablo 149. Havuç Üretim Değerleri İLLER 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 109.344 119.564 120.050 116.119 116.520 118.601 114.042 111.292 110.474 108931 Ankara 28.102 23.284 18.706 15.936 27.222 27.548 24.226 29.115 208.211 229192 Konya 1.360 1.200 2.266 1.152 1.035 1.120 1.175 2.120 2.090 2.345 Karaman 138.806 144.048 141.022 133.207 144.777 147.269 139.443 142.527 320.775 340.468 TR5 TR5/TR 55,52 53,35 58,76 57,42 60,58 62,67 60,63 60,65 79,20 77,73 (%) 250.000 270.000 240.000 232.000 239.000 235.000 230.000 235.000 405.000 438.000 Türkiye Kaynak : TÜİK – Tarım İl Md. TR5 Batı Anadolu Bölgesinin havuç üretimindeki payı yıllara göre giderek artmıştır. Bunda kullanılan hibrit çeşitleri etkili olmuştur. Havuçta hibrit çeşitler standart çıkış, iyi gelişme ve kaliteli ürün vermektedir. Verim artışı ancak iri kök yapısı ile mümkündür. Bu da çok istenilen bir özellik değildir. İyi özelliklere sahip standart bir çeşitle, F1 hibrit çeşit arasında ürünün kalitesi ve miktarı bakımından çok fark olmayabilir. Ama yinede şart olan iyi bakım ve uygun yetiştirme imkanlarının sağlanmasıdır. Hibrit veya standart çeşit hangisi olursa olsun yetiştirme tekniğini geliştirmemiş, bilinçli ve teknik yetiştiricilik yapmayan üretici kazançlı çıkmayacaktır. Ülkemizdeki pazarlama problemleri, havuç pazarlamasında da ortaya çıkmaktadır. Pazarlama aşamasındaki problemleri; -Üreticilerin organizasyonsuzluğundan kaynaklanan problemler -Sebze halleriyle ilgili problemler olmak üzere iki bölümde ele almak gerekmektedir. 162 4.7.2.2.4.1. Havuç Pazarlama Kanalları Üretici Yerel Pazarlar Sanayici Komisyoncu Sebze Hali İhracatçı Toptancı Perakenteci İç ve Dış Tüketici Üreticilerin Organizasyonsuzluğundan Kaynaklanan Problemler: Üreticilerde belli bir paketleme organizasyonu olmadığı, birbirleri ile sağlıklı iletişim sağlayamadıkları ve de soğuk hava deposu yeterli olmadığı için, ürünü şartların müsait olduğu devrelerde elinden çıkarma gayretine girecekler, belli devrelerde kar vermeyecek fiyatla satma durumunda kalacaklardır. Halbuki ürünün bir elde toplanıp yıkama, ayıklama, tasnif ve paketleme işlemleri yapılabilse; Belli boyda ve kalitede havuçlar aynı değerden gider, iyi mal, iyi para getirir. Fiyatı aracı ayarlamaz, ürünün kendisi ayarlar. Üreticinin ismine göre değil malın kalitesine göre fiyat biçilir. Ayrıca organizasyonda oluşacak teknik idari kadro sayesinde; İç ve dış pazar önceden kontrol edilerek istenebilecek çeşit, miktar ve en karlı pazarlama zamanı tespit edilir. Ekimler ve üretimler bu bilgilere göre planlanır. Üyeler ektikleri hangi çeşidi ne zaman, hangi pazara vereceklerini bilerek işe başlarlar. Ürünü nereye, nasıl satacağım endişesi yoktur. Pazara ürün gönderme işi önceden tespit edilen plan dahilinde yapılır. 163 Bu arada bu sistem içinde oluşturulacak bir soğuk hava deposu ile pazara ürün gönderilmesi denetlenerek ürün değerinin ayarlanmasının üretici elinde olması sağlanır. Sebze Halleriyle İlgili Problemler: Şahısların tek tek hallerle muhatap olması, tüccar, taşıyıcı, aracı sistemi üreticiye büyük problem getirmiştir. Plansız, hangi pazar için üretildiği bilinmeyen çeşitlerin üretilmesi çok uygun olmayan taşımalar sonunda, şahsi görüşlerine göre değerlendirme yapan kabzımalın vereceği fiyata razı olan üreticiler bazen mal olur fiyatının altında ürününü satmaktadır. Malının değeri üzerinde fikrini söyleme hakkı yoktur. Aracı ile malı yollar, para ürün satılınca gelir. Hallerde iyi ürün, iyi mal kazanmaz tanınan ürün kazanır. Bu durumun ortadan kalkması ancak bahsedilen planlı organizasyonla mümkündür. Ülkemizde bir havuç sektörü var diyebilmek için başından sonuna çiftçilerin birleşerek üretimin her kademesinde karşılaştıkları problemleri çözecek yapıya ve işleyişe sahip organizasyon kurmaları ile mümkündür. TR5 Batı Anadolu Bölgesinde üreticiden tüketiciye ulaşırken izlediği pazarlama kanalları önem sırasıyla şöyledir. Üretici → İhracatçı → Dış Alımcı → Perakendeci → Tüketici Üretici → Tüccar → Komisyoncu → Perakendeci → Tüketici Üretici → Komisyoncu → Perakendeci → Tüketici Üretici → Perakendeci → Tüketici Üretici → Tüketici 164 4.7.2.2.4.1.2. Havuç Üretimi ve Pazarlaması (GZFT Analizi) Güçlü Yönler Zayıf Yönler Fırsatlar Tehditler -Ülke üretiminin büyük bir kısmı TR5 Batı Anadolu Bölgesinde yapılmaktadır. -Havuç ekimi önemli bir istihdam sağlamaktadır. -Üretimde verimlilik yüksektir. -Tarımında mekanizasyon kullanma imkanı -Fiyat istikrarsızlığı olmakla birlikte muhafaza ve işleme imkanları yetiştiriciye avantaj sağlamaktadır. -Üretimin büyük bir bölümü iç piyasada tüketilen havucun, ihracatımızda da önemli bir yeri vardır. - Münavebeli üretimde kullanılıyor olması - İşleme sanayisinin varlığı - Uygun iklim ve toprak yapısının olması, -Üretim bölgesinin Mersin serbest bölgesine yakınlığı, -Bölgede yetiştirme kültürünün varolması -Direk ihracat yapılamamaktadır. -Sebze halleriyle ilgili problemler var. -Lisanslı Depoculuğun gelişmemiş olması -Sertifikalı tohumluk kullanımının yetersizliği - İşleme tesislerinin iptidai şartlarda (ev altlarında) olması - Marka oluşturulamaması -Havuç ve sebze üreticileri birliğinin kurulmuş olması -Yılda 2 kez ekimi yapılmakta ve pazara arzın bütün yıla yayılması -Ürünün Pazarlama periyodunun 5-6 ay gibi uzun zamana yayılması -Her geçen yıl havuç ihracatı artmaktadır. -İhracat potansiyelinin mevcudiyeti - Sertifikalı tohumluk desteği, -Bölgede organik tarımın gelişmekte olması - Bölgenin yöreye özgü şalgam üretimi ve tüketiminin yaygın olduğu Çukurova Bölgesine yakın oluşu, -Üretimin yoğun oluşu nedeniyle pazarlamanın kolaylığı, -Hasat sonrasında uygun olmayan depolama koşulları nedeniyle büyük ürün kayıpları olmaktadır - Üretimin yoğun oluşu nedeniyle aynı toprağın üretimde kullanılmasının toprak yapısını bozması -Yem bitkilerine verilen desteklerin son yıllarda artması (havuç ekim alanlarını daraltmaktadır) 4.7.2.2.5. Türkiye Domates Üretimi Domates, dünyada en çok üretilen, tüketilen ve ticarete konu olan tarım ürünlerinin basında gelmesi, insan beslenmesinde vazgeçilmez ürünlerden olması ve gıda sanayinde dondurulmuş, konserve, salça, ketçap, tursu gibi çok çeşitli kullanım alanlarına sahip olması nedeniyle önemli sebzelerin başında gelmektedir. Domates dünyada bir çok ülkede yetiştirilmekle birlikte, Türkiye uygun iklim koşulları nedeniyle dünya üretiminde önemli ülkelerden biridir. Gıda sanayi içinde en önemli hammaddelerden biri olan ve çok geniş bir kullanım alanı bulunan domates ile ilgili sanayi, meyve ve sebze isleme sanayi olmakla birlikte, bu sanayinin tüm alt dallarında da domates hammadde olarak kullanılmaktadır. Bunlar; meyve ve sebze konserveleri sanayi, salça sanayi, meyve 165 suyu sanayi, dondurulmuş meyve ve sebze sanayi, kurutulmuş sebze ve meyve sanayi ve diğer sanayilerdir. Dünya domates üretimi 1992 yılında 74,6 milyon tondan 2003 yılında %48 artışla 110,5 milyon tona ulaşmıştır. Dünya’da önemli üretici ülkeler AB, Çin, ABD ve Türkiye’dir. Çin 2002/2003 döneminde dünya üretiminin %23,3’nü, ABD %11,3’ünü ve Türkiye %8,1’ini üretmiştir. AB ile birlikte dünya üretiminin %55,9’u bu ülkelerde üretilmektedir. Diğer önemli üretici ülkeler ise Hindistan, Mısır, Brezilya ve İran’dır. (www.aeri.org.tr). Domates, Türkiye’de hem tarla sebzeciliğinde hem de örtü altı üretimde en fazla üretilen sebzelerin basında gelmektedir. Domates üretiminde bölgesel yoğunlaşmaya bağlı olarak, domates isleme sanayi de Marmara ve Ege Bölgelerinde yoğunlaşmıştır. TR5 Batı Anadolu Bölgesi tarla domatesi üretiminde, Akdeniz Bölgesi ise, daha çok taze tüketime yönelik sera tipi üretimde yoğunlaşmıştır. Tablo 150. Türkiye ve TR5 miktarları (ton) İstatistiki Bölge Birimleri TR51TR510 Ankara TR521 TR52TR522 TR5 TR52 Batı Anadolu Bölgesi TR 5 /TR (%) Türkiye Batı Anadolu Ege Bölgesi Yıllara göre Domates üretim Üretim (ton) 163.485 163.485 240.078 57.065 297.143 460.628 4.8 9.440.000 Ankara Konya Karaman Kaynak : TÜİK –Tarım İl Müdürlüğü 2004 Türkiye’de 2004 yılında üretilen domatesin % 80 ‘i açıkta tarla yetiştiriciliğinden elde edilmiştir. Türkiye’deki toplam domates üretiminin % 4.8’i, TR5 Batı Anadolu Bölgesinde üretilmektedir. TR5 Batı Anadolu Bölgesinde sırasıyla Konya, Ankara ve Karaman illeri açıkta domates üretiminde öne çıkmaktadır. 4.7.2.2.5.1. Domates Pazarlama Dünya’da ve ülkemizde en çok tüketilen sebze olan domates taze tüketiminin yanı sıra gıda sanayinin de önemli hammaddelerinde biridir. Gıda sanayinde islenen domatesin büyük bölümü ise, salça yapımında kullanılmaktadır. Türkiye’de üretilen domatesin yaklaşık % 25-30’u işlenmekte, kalan miktar taze tüketime konu olmaktadır. İşlemeye alınan toplam miktarın % 80’i salça, % 15’i konserve domates, kalan kısım ise ketçap, domates suyu vb. domates ürünlerinin üretimi için kullanılmaktadır. Ülkemiz domates ve salça üretimi iç tüketimi fazlasıyla karşılamakta ve ihracata konu olmaktadır. 166 Tablo 151. Yıllara Göre Türkiye’nin Domates Üretim Ve İhracatı, Salça İhracatı Domates İhracatı Salça İhracatı Üretim Yıllar Miktar Değer Miktar (ton) Değer (1000$) (ton) (1000$) (ton) 8.956.000 100.019 18.902 171.825 123.963 1999 8.890.000 119.899 37.502 172.692 92.499 2000 8.425.000 190.768 48.914 123.353 74.933 2001 9.450.000 244.038 67.836 113.516 70.522 2002 9.820.000 227.400 88.110 149.790 100.228 2003 233.364 109.563 183.254 133.770 2004 Kaynak :www.fao.org FAO verilerine göre Türkiye; İtalya, Çin ve İspanya’dan sonra en çok domates salçası ihraç eden ülke konumundadır. 2003 yılında dünya’da 2.041.527 ton domates salçası ihraç edilmiş olup bunun % 7,3’ lük kısmını ülkemiz gerçekleştirmiştir. Ülkemizde 2003 yılında üretilen 270.000 ton salçanın yarısından fazlası ihraç edilmiştir. Ülkemizin başlıca pazarları Avrupa Birliği ülkeleri, Uzakdoğu ve Ortadoğu ülkeleridir. Salça sektörü, üretimde modern teknoloji uygulanması, ucuz hammadde ve işgücü maliyetleri nedeniyle uluslararası piyasalarda etkin rekabet gücüne sahip bulunmaktadır. Avrupa Birliği ile domates salçası tarife kontenjanı müzakereleri sonuçlandırılmış olup, yıllık tarife kontenjanı miktarı 30,000 tona yükselmiştir. Ancak, ülkemizce taviz listesinde bulunan et ithalatına izin verilmemesi sebebiyle, AB Komisyonu misilleme olarak domates salçası tarife kontenjanını askıya almıştır. Bu çerçevede, ihracatçılarımız 1998 Temmuz ayından beri domates salçası ihracatını % 15 vergi ödeyerek gerçekleştirmektedir. TR5 Batı Anadolu Bölgesi illerinden Ankara ve Konya’da salça sanayi oldukça gelişmiş olup ülke üretiminde önemli paya sahiptir. Salçalık domates üretiminde son yıllarda sözleşmeli üretim modeli yaygınlaşmaya başlamışsa da sözleşmeli üretimin uygulanmasında her iki taraf içinde sorunlar çıkabilmektedir. Türkiye’nin taze domates ihracatı Ekim- Temmuz aylarında örtü altı domates üretimi ile yapılmaktadır. Taze açıkta domates ihracat miktarları oldukça düşüktür. 2003 yılında dünya’da 4.562.869 ton domates ihraç edilmiş olup bunun % 5’lik kısmını ülkemiz gerçekleştirmiştir.2003 yılında İspanya, Meksika ve Hollanda’dan sonra en çok taze domates ihracatı yapan ülke Türkiye olmuştur.Türkiye taze domates ihracatında zaman zaman kalıntılar nedeniyle büyük sıkıntı yaşamaktadır. Ancak son yıllardaki ihracat rakamları dikkate alındığında ihracatta artış eğilimi olduğu görülmektedir. Türkiye’nin açıkta sofralık domates üretiminin tamamına yakını iç tüketime yönelik gerçekleştirmektedir. Üretilen ürünler haller vasıtasıyla perakende satış noktalarına ulaştırılmaktadır. Üreticilerin örgütlü olmamaları nedeni ile üretimin yoğun olduğu dönemlerde fiyatlar maliyetlerin bile altına düşebilmektedir. Ürünlerin depolama imkanlarının olmaması ve çabuk bozulabildiğinden dolayı kayıplar oluşmaktadır. Domateste arz-talep esnekliğinin olmaması nedeni ile fiyatlar üretim dönemi içerisinde dalgalı bir seyir izlemektedir. TR5 Batı Anadolu Bölgesinde de son yıllarda salçalık ve sofralık domates fiyatlarındaki düşüşler yeni arayışlara neden olmuş ve kurutmalık domates üretimi artış göstermeye başlamıştır. Henüz çok yeni olan kurutmalık domates ihracat şansı olan bir üründür. 167 Domatesin çabuk bozulabilir bir ürün olması ve üreticilerin örgütlü olmaması nedeni ile pazarlama marjı oldukça yüksektir. Sektörde üreticilerin örgütlenerek üretim planlaması yapması ile pazarlamada yaşanan sıkıntılar aşılabilecektir. 4.7.2.2.5.2. Domates Pazarlama Kanalları Sanayici (Salça Fab.) İhracatçı Toptancı Yerel Pazarlar Üretici Sebze Hali Perakendeci Toptancı Perakendeci Tüketici 168 4.7.2.2.5.3. Domates Üretimi ve Pazarlaması (GZFT Analizi) Güçlü Yönler Zayıf Yönler Fırsatlar Tehditler - Ülkemiz, dünya salça ve domates ihracatında önemli paya sahip olması - TR5 Batı Anadolu Bölgesi açıkta domates üretiminde önemli potansiyele sahip olması – TR5 Batı Anadolu Bölgesinin salça sanayisi açısından oldukça gelişmiş durumda olması - Örgütlenmenin yetersiz olması nedeni ile üreticilerin fiyat belirleme şanslarının olmaması - Çabuk bozulabilir bir ürün olması ve üretim planlamasının olmaması nedeni ile fiyatlarda dalgalanmaların olması - AB’ye salça ihracatında vergi oranının yüksek olması - Özellikle tohum olmak üzere üretim girdilerinin yüksekliği - Tohumda dışa bağımlılığın olması - Üretim çeşitliliği varlığı ve son yıllarda kurutmalık domates talebinin artması – Sözleşmeli üretim modelinin yaygınlaşmaya başlaması -Birim alandan elde edilen verimin yüksek olması - Üretim maliyetleri düşük olan Çin’de üretimin artıyor olması salça ihracatında problemlere yol açabilir. - Domates ihracatında bilinçsiz kullanılan kimyasallar ihracatı etkileyebilir. -Sulama kuyularındaki su seviyesinin düşmesi 4.7.3. Hayvancılık Sektöründe Üretim ve Pazarlama Hayvan ve hayvansal ürünlerin çağın değişen koşullarına uygun bir biçimde üretim ve kalitesinin artırılması, İlin ekonomisi açısından büyük önem taşımaktadır. Bunun başarılabilmesi büyük ölçüde pazarlama organizasyonu ve fonksiyonlarının etkin bir biçimde yerine getirilmesine bağlıdır. Hayvansal üretimin yapıldığı işletmelerde; örneğin yetiştirme ve besi faaliyetlerinde başarıya ulaşılsa dahi, pazarlamada ortaya çıkan problemler çözülmedikçe, üretim ve kaliteyi yükseltmek çoğu zaman güç ve bazen de imkansızdır. Hayvansal ürünlerin pazarlanması, ürünlerin ham maddeden mamul halini alıp, tüketim aşamasına geçme anına kadar devam eder. Bu bakımdan pazarlama, hayvansal ürünlerin imalat safhalarını da kapsamaktadır. Hayvan ve hayvansal ürünlerin çağın değişen koşullarına uygun bir biçimde üretim ve kalitesinin artırılması, pazarlamanın başarısı açısından büyük önem taşımaktadır. Bu ise, büyük ölçüde pazarlama organizasyon ve fonksiyonlarının etkin bir biçimde yerine getirilmesine bağlıdır. Türkiye’deki işletmelerin büyük bir kısmının küçük ölçekli olması ve hayvansal üretimin genelde bitkisel üretimle birlikte sürdürülmesi nedeniyle elde edilen canlı hayvanlar işletme içinde ya da işletme çevresinde oluşan hayvan pazarında satılmaktadır. Bu işletmelerin ekonomik ve sosyal gelişimlerinin sağlanması, üreticilerin iyi örgütlenmesi ile mümkün olmaktadır. Türkiye'de üreticilerin en az örgütlendiği kesim hayvancılık sektörüdür. Ülkemizde etkin bir pazarlama sistemi ve organizasyonunun kurulamamış olması diğer tarımsal ürünlerde olduğu gibi hayvancılık sektörünü de olumsuz etkilemektedir. Türkiye’de, ulusal ve uluslararası pazarda tarımsal ürünlerin pazarlanmasında üreticilerin yeterince etkin olduğu bir pazarlama sistemi oluşturarak, üreticilere teknik bilgi ve hizmetler yanında tohum, damızlık ve fide dağıtma sistemini geliştiren, ürünün üretimi, hasat edilmesi, ambalajlanması, depolanması, taşınması, vb faaliyetlerin yanı sıra ürünün iç ve dış pazarlarda satışına kadar tüm hizmetlerin koordinasyonunu içeren bir organizasyona ihtiyaç vardır. 169 Yetiştiricilerin ve hayvan toptancılarının canlı hayvanları pazarlamak için götürdükleri pazarlama kuruluşları yerel hayvan pazarları, hayvan panayırları ve canlı hayvan borsalarıdır. Canlı hayvan pazarlanması gibi kırmızı et pazarlanmasında da fazla sayıda aracılar bulunmaktadır. Canlı hayvan ve kırmızı et ticaretinin iç içe olmasından dolayı aracıların birlikte incelenmesi gerekmektedir. Bu nedenle canlı hayvan pazarlamasında görülen sistemin aynısı görülebilmektedir. Hayvansal üretimin yapıldığı işletmelerde; örneğin yetiştirme ve besi faaliyetlerinde başarıya ulaşılsa dahi, pazarlamada ortaya çıkan problemler çözülmedikçe, üretim ve kaliteyi yükseltmek çoğu zaman güç ve bazen de imkansızdır. Hayvansal ürünlerin pazarlanması, ürünlerin ham maddeden mamul halini alıp, tüketim aşamasına geçme anına kadar devam eder. Bu bakımdan pazarlama, hayvansal ürünlerin imalat safhalarını da kapsamaktadır. Hayvan ve et pazarlaması Türkiye’de çeşitli ölçekteki yerleşim yerleri itibariyle farklılıklar göstermektedir. Kırsal alanda kasaplık hayvan ve et pazarlamasında üretici-köy kasabı ve tüketiciden oluşan çok kısa bir zincir bulunduğu görülür. Ancak buna rağmen tüketici için etin fiyatı ucuz değildir. Bu nedenle pazarlama maliyeti yani perakendeci kasap marjı yüksektir. Bu kesimde maliyet azaltıcı bir faktör olan sakatat ekonomik şekilde değerlendirilememektedir. Türkiye’de olduğu gibi TR5 Bölgesinde hayvancılık sektörünün istenilen düzeyde gelişmemesinin nedenleri arasında, hayvan populasyonunun bir kısmının düşük verimli ırklardan oluşması, yem üretiminin yetersizliği, karma yem fiyatları ile ürün fiyatları arasındaki dengesizlik, hastalıklarla mücadelenin tatminkar olmaması yanında, pazarlama sisteminin gelenekselliği ve pazarlama zincirinin uzunluğu, üreticilerin etkin bir biçimde örgütlenememesi önemli bir yer tutmaktadır. TR5 Batı Anadolu Bölgesinde hayvan işletmelerinin küçük ölçekli ve dağınık olması, ihtisaslaşmış büyük üretim işletmelerinin az olması, üreticilerin yeterince örgütlenememesi ve pazarlama zincirinin uzun olması, pazarlamada verimliliğin düşmesine ve dolayısıyla pazarlama maliyetlerinin yükselmesine neden olmaktadır. Hayvan üreticileri, tam rekabet şartlarına yakın bir tarzda kasaplık hayvanı arz etmelerine karşın aracılar eksik rekabet şartları altında malı satın alarak tüketicilere satmaktadırlar. Hayvan borsasına intikal eden kasaplık hayvan arzındaki azalma; genel olarak hayvan varlığında meydana gelen azalma ve kaçak kesimlerin artışıyla açıklanabilmektedir. Kasaplık hayvanların önemli bir bölümünün kesimi halen her türlü teknolojik olanaklardan ve sağlık kontrollerinden uzak, küçük kesim yerlerinde gerçekleştirilmektedir. Hayvan ve hayvansal ürünlerin çağın değişen koşullarına uygun biçimde üretim ve kalitesinin artırılması, Bölge ekonomisi açısından büyük önem taşımaktadır. Bunun başarılabilmesi büyük ölçüde pazarlama organizasyonu ve fonksiyonlarının etkin bir biçimde yerine getirilmesine bağlıdır. 170 4.7.3.1. Dünyada ve Türkiye’de Et Üretimi 4.7.3.1.1. Dünya Sığır Eti Üretimi Tabloda başlıca sığır eti üretimi yapan ülkelerin 1995-2004 yılları arasındaki üretim miktarları verilmiştir. Tablo 2004 yılı üretimleri dikkate alınarak sıralanmıştır. Tablo 152. Dünyada Başlıca Sığır Eti Üretimi Yapan Ülkeler ve Üretimleri (ton) Ülkeler Yıllar 1995 2000 2001 2002 2003 2004 A.B.D. 11,166,220 11,990,000 11,635,000 11,815,000 11,755,000 11,100,000 Brezilya 5,627,680 6,566,379 6,821,768 7,130,832 7,231,795 7,778,574 Arjantin 2,766,280 2,719,735 2,460,350 2,493,080 2,657,959 3,024,386 Avusturalya 1,939,071 2,156,000 2,273,000 2,207,000 2,217,000 2,138,000 Rusya 2,726,405 1,894,783 1,872,034 1,956,011 1,990,114 1,950,894 Fransa 1,887,700 1,769,000 1,784,000 1,907,000 1,897,000 1,778,000 Meksika 1,603,000 1,486,000 1,505,000 1,476,000 1,575,000 1,630,000 Kanada 1,270,720 1,460,700 1,567,600 1,694,600 1,314,700 1,492,200 Hindistan 1,365,550 1,441,792 1,452,031 1,462,119 1,472,427 1,482,708 Almanya 1,541,400 1,369,300 1,402,000 1,382,500 1,295,900 1,348,000 İtalya 978,200 894,000 930,000 934,000 930,000 912,000 Kolombiya 705,335 744,791 701,290 674,641 669,583 780,042 İngiltere 998,000 701,000 634,000 682,000 686,000 706,000 Yeni Zelanda 624,317 573,249 592,356 578,046 663,246 697,095 İspanya 495,300 614,500 608,300 634,000 663,000 680,000 Kaynak : FAO Tablo 153. Türkiye ve TR 5 Batı Anadolu Bölgesinde Yıllar İtibarı İle Et Üretimi (ton) İstatistiki Bölge Yıllar ve % Payları Birimleri 2001 2002 2003 2004 Et % Et % Et % Et % Pay üretimi Pay üretimi Pay üretimi Pay üretimi 17529 14593 3,3 16451 3,9 11354 3,09 3,9 TR510 Ankara TR51 14593 3,3 16451 3,9 11354 3,09 17529 3,9 37675 Konya 29895 6,9 33426 7,9 29917 8,15 8,4 TR521 1228 2657 0,6 3932 0,9 2698 0,7 0,3 TR522 Karaman TR52 32552 7,5 37358 8,9 32615 8,9 38903 8,7 TR5 47145 10,8 53809 12,8 43969 12,0 56432 12,6 Türkiye 435778 100,0 420597 100,0 366962 100 447153 100 Kaynak : TUİK- 2004 TR5 Batı Anadolu bölgesinde 2001-2004 yılları itibari ile et üretimi ve Türkiye et üretiminde bölgenin payı incelendiğinde 2001 yılında bölge et üretimi 47145 Ton iken 2004 yılında 56432 Tona yükselmiştir.Diğer bir ifade ile 2001 yılında bölge et üretiminin Türkiye’deki payı %10,8 iken 2004 yılında bu oran %12,6 ya yükselmiştir.Bölge et üretiminde ağırlıklı paya %6,9 luk oranla Konya ili sahiptir. 171 4.7.3.1.2. Etde Dış Ticaret Dünya et ihracatında söz sahibi olan ülkeler ve ihracat değerleri 2004 yılı rakamlarına göre sıralanmıştır. Tablo 154. Dünya Et İhracatında Söz Sahibi Olan Ülkeler Ve İhracat Değerleri(1000 $) Ülkeler Yıllar 1995 2000 2001 2002 2003 2004 Almanya 965688 445471 392481 500615 593138 Fransa 1024646 467392 230655 382467 539214 Hollanda 1038699 428182 250522 337819 512417 Belçika 201543 186000 231429 258759 İspanya 111360 203686 111958 148901 216687 İrlanda 250460 195330 115207 152545 170419 Avusturya 84504 103891 86084 94456 134118 Polonya 16711 27085 58332 40217 Ukrayna 185000 165000 154219 135481 128607 Avusturalya 127458 86249 62380 76314 75056 Danimarka 255718 89335 49874 68950 71249 Belarus 50000 25570 37392 50193 İtalya 115669 83372 22452 34930 60207 Yeni Zelanda 45619 22608 18249 22691 44911 Kanada 214118 282405 291942 259797 122288 697172 602237 525422 288495 244844 198478 155433 111372 105443 96400 92511 90360 79826 78946 51070 Kaynak: FAO Dünya et ithalatında söz sahibi olan ülkeler ve ithalat değerleri 2004 yılı rakamlarına göre sıralanmıştır. Tablo 155. Dünya Et İthalatında Önde Gelen Ülkeler ve İthalat Değerleri (1000 $) Ülkeler Yıllar 1995 2000 2001 2002 2003 2004 İtalya 1350601 928442 576256 823451 1072508 1181083 Fransa 1166431 426279 245229 269421 328491 436849 Yunanistan 375396 199418 90592 135678 220257 268614 Rusya 380805 207312 252333 172498 138026 267213 Hollanda 199279 149753 112013 134042 210907 251391 İngiltere 118902 88946 132171 136251 192307 236693 Kore 297437 381042 246330 385437 541852 166530 Almanya 296383 90812 53742 63332 92143 151913 Danimarka 115188 122149 63571 91284 103767 118995 Portekiz 201420 130407 60180 87971 128413 116085 İspanya 156565 56702 36578 59712 65925 81956 A.B.D. 225507 247208 264205 225466 112457 67225 Belçika 16771 12593 17216 32535 42822 Avusturya 29546 19493 23306 Tunus 21151 Kaynak: FAO 172 4.7.3.1.3. Et ve Et Ürünleri Pazarlaması Kasaplık hayvan ve et pazarlamasında yer alan aracılar, yaptıkları masraflar ve hizmetler karşılığında bir ücret almaktadırlar. Bu ücretler pazarlama marjı olarak nitelendirilmektedir. Pazarlama marjı, aracıların karını ve masraflarını kapsamaktadır. TR5 Batı Anadolu Bölgesinde, pazarlama kanalında yer alan aracılar, canlı hayvan borsasında hizmet veren komisyoncu, toptancı ve perakendeci kasaplardır. TR5 Batı Anadolu Bölgesinde canlı hayvan ve et ürünleri pazarlamasında mevcut sorunların giderilebilmesi için canlı hayvan pazarlarının altyapısı modernleştirilmeli, pazarda her gün arz-talep durumuna göre kalite bazında fiyat belirlenmelidir. Pazarda malını satan üretici parasını tahsil etmede problem yaşamamalıdır.. TR5 Batı Anadolu Bölgesinde Et ve Et Ürünleri Pazarlama Kanalları Üretici Hayvan Tüccarı Öz Tüketim Mezbahane İmalathane Kasap Market Tüketici TR5 Batı Anadolu bölgesinde et ve et ürünleri üreticiden tüketiciye ulaşıncaya kadar farklı kanallardan oluşan bir zincir sistematiği şeklinde bir dönüşüm arz etmektedir.Gıda güvencesi ve sağlığı açısından mezbahane,hayvan pazarı,hayvan tüccarı ve kasabında içinde bulunduğu pazarlama kanalı büyük önem arz eder. 173 4.7.3.1.4. Et Üretimi ve Pazarlanması (GZFT Analizi) Güçlü Yönler İşletmelerin yaklaşık %80’i ileri teknolojiye sahip olup entegre tesis durumundadır. Kesimhane sayımız bütün AB ülkelerinden yüksektir. Üreticilerin Örgütlü olması. Sözleşmeli üretim modelinin yaygın olması. Bilinçli üreticilerin varlığı. Üretimde markalaşmanın olması. İşletme kapasitelerinin yüksekliği. Tavuk etinin, ikame ürünlere göre ucuz olması. Arzın talep esnekliğinin olması. Zayıf Yönler Üretim girdi maliyeti yüksektir. Damızlık, ilaç, serum ve yem katkı maddelerinde dışa bağımlılık Kırmızı ete verilen desteklemelerin beyaz et üreticilerine verilmemesi. Fason yetiştiricilik yapan işletmelerin kapasitelerinin düşük ve iptidai şartlarda yapılıyor olması. Kişi başına tüketim gelişmiş ülkelere göre düşük olması. İhracatın çok düşük olması. Fırsatlar Son zamanlarda beyaz ete yönelik tüketici bilincinin yükselmesi. Uluslararası akreditasyona sahip laboratuar kurma çalışmalarının başlaması. Uluslar arası normlara uygun üretimin yapılması. HACCP (Tehlike Analizi ve Kritik Kontrol Noktaları) , GMP (İyi Üretim Uygulaması) alt yapısı oluşturulmasına yönelik çalışmaların başlatılması. Beyaz et üretiminde işlenmiş ürünlerin çeşitliliğinin artıyor olması. Kümes ve kesimhanelerde atıl kapasitenin fazlalığı. Tehditler Yem katkı maddelerinde dışa bağımlı olunması. Broiler Yetiştiriciliğinde üretim periyodunun sürekli olarak kısaltılması. Kuş gribinin varlığı iç ve dış ticareti olumsuz etkilemektedir. 4.7.3.2. Dünyada ve Türkiye’de Tavuk Eti Üretimi 1995-2004 yılları arasındaki seçilmiş ülkelerin tavuk eti üretimleri ve dünya tavuk eti üretimi tablo 156’da verilmektedir. Tablo 156. Dünyada Başlıca Tavuk Eti Üretimi Yapan Ülkeler ve Üretimleri (ton) Ülkeler Yıllar 1995 2000 2001 2002 2003 2004 Amerika 11.486.000 13.944.000 14.182.000 14.623.800 14.854.700 15,516,000 Brezilya 4.050.400 5.980.600 6.208.000 7.050.000 7.760.000 8,668,500 Meksika 1.283.867 1.825.249 1.928.020 2.075.758 2.156.580 2,220,520 İngiltere 1.077.000 1.214.800 1.262.730 1.252.380 1.294.900 1,295,000 Japonya 1.251.658 1.194.524 1.261.416 1.229.089 1.218.000 1,239,777 Fransa 1.232.000 1.242.000 1.230.100 1.148.000 1.130.000 1,155,000 İspanya 904.315 965.000 1.008.531 1.020.000 1.020.000 1,266,000 Rusya 859.000 754.985 861.843 937.560 1.033.887 1,138,278 Kanada 720.390 903.580 952.950 955.850 938.000 946,000 İran 637.000 803.000 885.300 792.400 810.000 827,004 Malezya 660.737 720.000 730.000 757.204 765.035 876,428 G.Arfika 600.000 816.859 812.785 820.000 820.000 906,889 Polonya 326.600 550.000 651.000 737.400 700.000 925,000 Türkiye 490.000 643.436 614.726 696.160 612.000 880,795 İtalya 799.900 758.800 794.000 816.000 816.000 703,549 Kaynak : FAO 174 2004 yılı itibarı ile dünya tavuk eti üretimi 65.014.504 ton olup bu üretimin yaklaşık %60’ı ABD, Çin Halk Cumhuriyeti ve Güney Amerika Ülkeleri tarafından üretilmektedir. Türkiye’nin bu üretim içindeki payı %1’ler seviyesindedir ve 176 ülke içinde 18. sırada yer almaktadır. 4.7.3.2.1. Tavuk Etinde Dış Ticaret Dünya tavuk eti ihracatında söz sahibi olan ülkeler ve ihracat değerleri dolar bazında 2004 yılı rakamlarına göre sıralı olarak tablo 157’de verilmektedir. Tablo 157. Dünya Tavuk Eti İhracatında Önde Gelen Ülkeler ve İhracat Değerleri (1000 $) Ülkeler Yıllar 1995 2000 2001 2002 2003 2004 Brezilya 634031 805764 1291658 1335051 1709743 2493930 A.B.D. 1679267 1565402 1816305 1359193 1517377 1765632 Hollanda 775247 691874 791572 778413 931859 935975 Fransa 708014 589107 584407 554536 615926 623238 Belçika 350558 403594 392860 466267 580591 Almanya 126042 150098 158690 225856 362764 331999 İngiltere 136314 132758 150009 144060 201788 264103 Danimarka 153898 146944 177847 174457 213667 261008 Polanya 71608 128687 21147 69754 142164 Çin 577255 541172 545731 368099 288913 123141 Macaristan 146288 67837 83533 74330 86132 106010 İtalya 45616 44686 65489 78734 91013 104421 İspanya 40072 73211 76818 62472 82748 81495 Kanada 30963 41256 57683 61898 59377 81237 Şili 13832 28263 22410 30517 76350 Kaynak: FAO Dünya ticaretine taze/soğutulmuş tüm tavuk, but ve but parçaları, sakatat, hindi eti, kaz karaciğeri, diğer dondurulmuş gıdalar ile tavuk ayağı konu olmaktadır. 2002 yılı itibariyle en büyük ithalatçı ülkeler Japonya, Almanya, İngiltere, Rusya Federasyonu, Hong Kong ve Çin'dir. Söz konusu bu ülkeler ithalatın yaklaşık yarısını gerçekleştirmektedirler. Beyaz et sektöründe maliyeti düşürücü önlemler alınarak, ihracat için gerekli olan fiyat uygunluğu yakalanarak, ekolojik koşulların uygunluğu ve pazarlara yakınlığımız sayesinde özellikle Ortadoğu pazarındaki payımızı artırmak mümkün olacaktır. Dünya tavuk eti ithalatında önde gelen ülkeler ve dolar bazında ithalat değerleri tabloda verilmektedir. 175 Tablo 158. Dünya Tavuk Eti İthalatında Önde Gelen Ülkeler ve İthalat Değerleri (1000 $) Ülkeler Yıllar 1995 2000 2001 2002 2003 2004 İngiltere 389759 717654 736717 718437 924417 1186603 Japonya 1251459 838652 827697 876870 741326 696646 Rusya 696735 307998 665190 720288 630689 601804 Almanya 585234 381823 490871 471513 513036 555382 Suidi Arabistan 340478 300170 310250 285697 381624 456457 Hollanda 164229 138773 185215 186040 360211 348529 Fransa 167843 198402 222423 211760 281345 344367 Kanada 88245 118200 134673 139448 144103 224439 Meksika 88464 108069 131278 117864 158624 182319 Belçika 88152 110928 114075 168413 171859 Birleşik Arap Emirlikleri 131610 92900 147000 133154 145516 160035 Çin 77159 453669 411699 379052 412121 150123 İrlanda 73584 86201 84057 123084 141077 Ukrayna 115416 İsveç 44735 62966 67934 86158 113237 Kaynak: FAO 4.7.3.2.2. Türkiye’de Beyaz Et Üretimi Tavukçuluk, 1970'li yıllardan başlayarak ülkemiz hayvancılık sektörü içinde sürekli bir gelişmeye sağlamaya başlamış , 1980 li yıllardan sonra sektör önemli bir yapısal değişim göstermiştir. Bu değişimin sonucunda kanatlı et sektörü üretim planlamasını yapabilen ve ülke ihtiyacını karşıyabilen önemli bir üretim dalı haline gelmiştir. Ülkemizde bugün üretilen beyaz etin yaklaşık %80'i son derece modern tesislerde gerçekleştirilmekte olup, tesislerin çoğu gelişmiş ülkelerdeki benzerlerinden 20 yıl daha gençtir. Sektörde dünyadaki son gelişmeler yakından izlenmekte ve bunun üretime yansıması çok hızlı olmaktadır. 2004 yılı FAO verileri itibari ile Türkiye, Dünya piliç eti üretiminde 207 ülke arasında 17. sırada yer almıştır.Tavukçuluk sektöründe yabancı sermaye yatırımlar da mevcuttur. Tablo 159. Türkiye’nin Kanatlı Et Üretimi Yıllar Piliç Eti Üretimi (Ton) Toplam Kanatlı Et Üretimi (Ton) 233. 510 1994 302. 256 1995 408. 675 1996 492. 427 1997 494. 244 1998 571. 482 1999 526. 665 2000 598.581 2001 620.475 2002 768.012 2003 855.000 2004 311. 347 424. 805 546. 043 616 .401 619. 410 673 .160 670 .617 680.206 705.085 853.345 950.000 Kaynak: BESDBİR Ülkemizdeki etçi işletmelerin %72,6'sını 5000 adet/devre kapasiteli işletmelerden oluşmaktadır. 176 Broiler üretiminde yaygınlaşan entegrasyon üretimin %8590'ını sözleşmeli sistem içinde gerçekleştirmekte ve modern kesimhanelerde kesilen piliçler, entegre çalışan firmalar aracılığı ile pazara sunulmaktadır. Yurtiçi tavuk eti satışının %75'ini bütün tavuk, %25'ini parça tavuk eti oluşturmaktadır. Parça tavuk eti satışının %73'ü but göğüs, %11'i taşlık, %6'sı boyun, %6'sı kanat ve %4'ü fileto şeklinde gerçekleşmektedir. Diğer taraftan son yıllarda ülkemizde hindi eti de ekonomik olarak üretilmeye başlanmış olup söz konusu ürün çeşitli şekillerde işlenip satışa sunulmaktadır. Hindi eti ülke içinde belli bir ölçüde tüketim alışkanlığı kazanmıştır. 4.7.3.2.2.1. Türkiye'nin Beyaz Et Dış Ticareti İhracat 2002 yılında miktar ve değerce düşüş gösteren kanatlı et ihracatımız 2003 yılında 37.6 ve 2004 yılında ise bir önceki yıla göre %20 artış göstermiş ve son 10 yılın miktar ve değerce en yüksek ihracatı gerçekleştirilmiştir. Tablo 160. Türkiye'nin Yıllar İtibariyle Beyaz Et İhracatı Yıllar Miktar (Kg.) Değer ($) 12 603 356 1994 4 913 335 1995 9 520 285 1996 11 011 865 1997 12 481 088 1998 9 885 993 1999 10.576.178 2000 24.596.740 2001 20.392.727 2002 25.225.042 2003 29.275.775 2004 12 677 607 5 113 046 8 849 291 10 445 397 11 178 191 6 756 996 6.215.375 14.439.972 12.156.207 16.726.824 20.072.931 Kaynak: DTM Genel olarak Uzak Doğu, Ortadoğu , Kafkas ülkeleri , Balkanlar bu ürün grubunda ihracatımızın yoğunlaştığı bölgelerdir. 2004 yılı verilerine göre ihracatımızdaki ilk 15 ülkeye toplam kanatlı et ihracatımızın miktar ve değerce %98 oranındaki bölümü gerçekleştirilmiştir. 2004 yılı itibariyle en önemli pazarlarımız Çin Halk Cumhuriyeti, Makedonya, Azerbaycan , Hong Kong olmuştur. 2004 yılında toplam kanatlı ihracatının %28.4’lük kısmı sadece Çin Halk Cumhuriyeti’ne gerçekleştirilmiştir. İkinci sırayı ise %18.5’lik pay ile Makedonya almıştır. Miktar bazında ; 2004 yılı verileri 2003 yılı ile kıyaslandığında ihracatımızın Hong Kong’a %30; Azerbaycan’a % 62, KKTC’ye % 129 , Irak ‘a ise % 126 oranında artmış olduğu görülmektedir.Çin ‘e ağırlıklı olarak tavuk ayağı ihracatı yapılmaktadır. 177 Tablo 161. Türkiye’nin Ülkeler İtibariyle Beyaz Et İhracatı (Değer:$) Ülke 2000 2001 2002 2003 2004 Miktar Değer Miktar Değer Miktar Değer Miktar Değer Miktar Değer Çin 7590724 2928791 8349050 3667957 9811900 3785547 12241620 5765094 12292000 5703350 Makedonya 1525 3532 1650569 1382512 839144 839703 2330918 2804951 2409636 3732913 Azerbaycan 1331468 1806790 3899306 3706921 3794331 3764714 1972569 2148171 3208731 2821838 Hongkong 1104840 418923 3563493 1415609 3579240 1327550 4751504 1868144 6171914 2565565 Irak 650837 744984 1472677 1787025 K.K.T.C. 265456 570431 3974246 1368498 246937 602450 226846 570818 518849 1068989 Türkmenistan 673 4971 54995 74061 60989 87632 604668 347890 Ege S.Bölge 15294 34044 33430 18049 30817 128757 283558 108238 289915 S.Arabistan 14000 8400 138731 345141 114569 280831 Ukrayna 538000 274774 Bulgaristan 1555341 1212101 661193 449584 459880 217505 700537 244854 Mersin S.Bölge 142 599 160000 193337 Kuveyt 6 36 597 3889 57165 119167 55790 175867 Özbekistan 167124 239146 255062 342004 238573 266892 469372 350170 528090 162523 Almanya 13 24 96 81 59700 129256 60024 135959 Ara Toplam 10477246 6007227 23294503 13151208 19244959 11145207 23489188 15305335 28883699 19649671 Toplam 6215375 14439972 12156207 16726824 20072931 Kaynak: DTM 178 Mevcut kanatlı et ihracatımız içinde en çok tavuk ayağı, %65'lik tüm tavuk (taze/soğutulmuş), but ve but parçaları, sakatat (karaciğer), %70'lik tüm tavuk ve dondurulmuş formlar ( ileri işlenmiş çeşitli tavuk / hindi et parçaları fast food ve hazır gıda olarak tüketime sunulan ) önemli kalemleri oluşturmaktadır. TS. 2409 tavuk gövde eti (karkas) ve TS 4018 hindi eti standartları yürürlükte olup ve ihracatta uygulaması zorunlu standartlardır. İthalat 2004 yılı itibariyle ithalat 16000 dolar olarak gerçekleşmiştir.Bu son 6 yılın en düşük değeri olmuştur.İthalata konu olan ürün grubu ise dondurulmuş tavuk olmuştur. Ancak sektörün ithalat ile temel bağını girdi ithalatı oluşturmaktadır.Yem ve damızlıkların yenilenmesi amacı ile yumurta ve civciv ithalatı ,yem ve aşı sektörün temel ithal girdileridir. Tablo 162. Türkiye’nin Beyaz Et ve Ürünleri İthalatı Yıllar 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 Değer ($) 92465 160196 515394 74695 18232 824989 182517 32267 64897 16087 Kaynak: DTM Yem fiyatlarında görülen artış maliyet artırıcı bir unsur olarak ortaya çıkmaktadır. Üretim maliyetinin %70'ini yem bedeli oluşturmaktadır. Yem içinde yer alan soya, mısır, balık unu ve premiksler büyük oranda ithalat yoluyla temin edilen hammaddelerdir. Kanatlı yemlerinde bulunan ithal hammadde oranı %85'lere çıkmaktadır. Ortalama ithal hammadde kullanımı broiler yeminde %70 oranına ulaşabilmektedir. Sonuç olarak modern tesisleri ,ürün çeşitliliği ve uluslararası standartlara uygun üretim metotları ve ürünler göz önüne alındığında Türk kanatlı et sektörünün önümüzdeki yıllarda ihracatını değer olarak artırmasının yanı sıra ihraç pazarlarının sayısında da artış oluşturması beklenmektedir. 179 4.7.3.2.3. Dünya Beyaz Et Ticareti Tavuk etinin, az yağlı, protein değerinin yüksek, vitamin ve mineraller açısından zengin olması ve kırmızı ete oranla fiyatının ucuzluğu sebebiyle dünya tüketimi giderek artan bir eğilim göstermektedir. 2004 yılında dünya tavuk eti üretiminde önenli paya sahip ülkeler içinde en yüksek artış %19’luk bir oranla Arjantin’in olmuştur. Arjantin, 2003 yılındaki 781.000 tonluk tavuk eti üretimini 2004 yılında 928.000 tona çıkarmayı başarmıştır. Arjantin’I %16 ile Hollanda ve %12 ile Brezilya takip etmiştir. Diğer önemli ülkeler ABD, Hindistan, İspanya, Rusya ve AB ülkeleridir. Ülkemiz dünya beyaz et üretiminde 206 ülke içinde 19. sırada yer almasına karşın tüm dünya üretiminden aldığı pay ise %1.22'dir. Tablo 163. Dünya Tavuk Eti Üretimi ( Ton ) Tavuk Eti Üretimi Yıllar (ton) 2000 2001 Dünya 69.213.102 71.951.796 2002 74.612.357 2003 76.394.501 2004 78.225.231 Kaynak : FAO Türkiye dünya tavuk eti ihracatından %0.12 oranında pay almaktadır. Türkiye ihracatının 2004yılında üretime oranı %0.01 civarındadır. Dünya tavuk eti ithalatının 1/3'i Ortadoğu ülkeleri, Rusya Federasyonu ve Türk Cumhuriyetlerince gerçekleştirilmektedir. 2003 yılı itibariyle ABD dünya tavuk eti ihracatının %15.1'ini, Hollanda %10.6’sını, Brezilya % 15.3'ünü, Çin % 6.2'sini, Tayland % 8.9'unu ve Fransa ise %10.6’sını karşılamaktadır. Dünya ticaretine taze/soğutulmuş %65'lik tüm tavuk, but ve but parçaları, tüm tavuk %70'lik, sakatat, hindi eti, kaz karaciğeri, diğer dondurulmuş formlar ( ileri işlenmiş çeşitli tavuk / hindi parçaları fast food ve hazır gıda olarak kullanılmak üzere tüketime sunulan ) ile tavuk ayağı konu olmaktadır. 180 Tablo 164. Dünya İhracatında Önde Gelen Ülkeler ve İhracat Değerleri (1000 $) 2001 2002 2003 Ülkeler Brezilya ABD Hollanda Fransa Çin Tayland Almanya Belçika İngiltere Macaristan Danimarka İrlanda İtalya Polonya Kanada İspanya Avusturya Şili 1.439.470 2.282.547 1.110.211 1.291.247 1.463.989 955.443 334.699 522.288 302.461 299.826 234.415 174.886 217.903 137.467 106.943 112.577 44.317 57.127 1.497.768 1.733.162 1.105.131 1.203.443 1.292.219 1.005.469 427.756 521.292 290.929 304.021 237.822 218.152 242.371 118.655 116.519 94.539 63.438 36.159 1.953.493 1.933.716 1.357.522 1.356.636 1.180.880 1.137.599 638.611 625.800 377.762 354.579 286.018 272.482 242.058 236.412 123.743 122.664 78.065 54.349 Kaynak: FAO 2003 yılı itibariyle en büyük ithalatçı ülkeler İngilter,Japonya, Almanya, Çin, Rusya Federasyonu ve Hollanda’dır. Sözkonusu bu ülkeler ithalatın yaklaşık yarısını gerçekleştirmektedirler. Beyaz et sektöründe maliyeti düşürücü önlemler alınarak, ihracat için gerekli olan fiyat uygunluğu yakalanarak, ekolojik koşulların uygunluğu ve pazarlara yakınlığımız sayesinde özellikle Ortadoğu pazarındaki payımızı artırmak mümkün olacaktır. 4.7.3.3. TR5 Batı Anadolu Bölgesinde Etlik Piliç Yetiştiriciliği Ve Pazarlaması Tavukçuluk; tarıma uygun olmayan arazilerin kullanılabilmesi, ağır iş gücü gerektirmemesi ve nispeten organize bir sektör olduğu için üreticinin teknik hizmetleri kolayca alabildiği bir üretim dalıdır. Ülkemizde tavukçuluk sektörü, gerek Trakya'da gerekse de Anadolu'da oldukça eskilere dayanmakta olup, bölgelerde bir çok lokal tavuk ırkı gelişmiş ancak zamanla yok olmuştur. Türkiye'de modern tavukçuluğun temeli Cumhuriyetin kurulması ile atılmıştır. Bu alandaki ilk çalışmalar 1930 yılında Ankara Merkez Tavukçuluk Enstitüsünün kurulması ile başlamıştır. 1950'li yıllarda ise devlet çiftlikleri yardımı ile tavukçuluk ülkemizde özendirilmiştir. Endüstriyel tavukçuluk 1960'lı yıllarda yurtdışından teknoloji transferi yapılarak tavuk yetiştiriciliğini dikkati çekecek düzeylere getirmiştir. 1963 yılında yurtdışından getirilen anaçlar kullanılarak ticari yumurtacı ve etlik piliçler yoğun olarak üretilmeye başlanmıştır. 1985 yılında uygulamaya giren Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu (KKDF) teşvik ve desteği, özellikle piliç eti üretiminde modern tesislerin kurulmasında etkili olmuştur. Buna paralel olarak çoğalan modern kesimhaneler sağlıklı bir piliç eti pazarlama olanağını sağlamış ve tüketiciler de sağlıklı ürün tüketme imkanına kavuşmuştur. Ülkemizde etlik piliç yetiştiriciliğinde kullanılan üretim teknolojisi oldukça üstün seviyededir. Halihazırda üretimin %80’i tam entegre tesislerde yapılmakta olup üretilen piliç ve tavuk etinin %70’i gelişmiş ülkelere göre daha yeni ve yüksek teknolojinin kullanıldığı tesislerde 181 gerçekleştirilmektedir. Bu tesislerin bazılarında piliç kesim kapasiteleri 6.000 ile 9.000 adet/saat, hatta bazı kesimhanelerde 15.000-17.000 adet/saate ulaşmaktadır. Ülkemizdeki etçi işletmelerin %72,6'sını 5000 adet/devre kapasiteli işletmeler oluşturmaktadır. Etlik piliç yetiştiriciliğinin entansif olarak yapıldığı başlıca bölgeler; Bolu-Sakaryaİstanbul Bölgesi, Bandırma-Eskişehir Bölgesi, İzmir Bölgesi, Çukurova Bölgesi, Ankara Bölgesidir. Türkiye’nin ve TR 5 Batı Anadolu Bölgesi ile bu bölgeyi oluşturan illerin son yıllar itibarı ile etlik tavuk varlığı ve tavuk eti üretim miktarları tablo 165’de verilmektedir. Tablo 165. Türkiye ve TR5 Batı Anadolu Bölgesinde Yıllar İtibarı İle (adet) İstatistiki Bölge Yıllar ve % Payları Birimleri 2001 2002 2003 Etlik % Etlik % Etlik Tavuk Pay Tavuk Pay Tavuk Varlığı Varlığı Varlığı 3814250 2,4 4181200 2,2 2983586 TR510 Ankara TR51 3814250 2,4 4181200 2,2 2983586 1253500 0,8 1256650 0,7 5759647 TR521 Konya 1685000 1,0 673500 0,4 578110 TR522 Karaman TR52 2938500 1,8 1930150 1,0 6337757 TR5 6752750 4,2 6111350 3,2 9321343 Türkiye 161899442 100 188637066 100,0 217133076 Etlik Tavuk Varlığı % Pay 1,4 1,4 2,7 0,3 2,9 4,3 100 2004 Etlik Tavuk Varlığı 4990000 4990000 5248800 69110 5317910 10307910 238876067 % Pay 2,1 2,1 2,2 0,03 2,2 4,3 100 Kaynak : TÜİK 2001-2004 yılları arasında Türkiye’deki tavuk varlığı %48 oranında artış gösterirken TR5 Batı Anadolu bölgesinde bu oran %53 olarak gerçekleşmiştir. 2004 yılı itibarı ile Batı Anadolu bölgesi ülkedeki etlik tavuk varlığının %4,3’e sahiptir. TR5 Batı Anadolu bölgesindeki etlik tavuk varlığının alt bölgeler itibarı TR51 Ankara alt bölgesi %2,1, TR52 Konya ve Karaman alt bölgesi %2,2’lik paya sahiptir. Tablo 166. Türkiye ve TR5 Batı Anadolu Bölgesinde Yıllar İtibarı İle Beyaz Et Üretimi (ton) İstatistiki Bölge Yıllar ve % Payları Birimleri 2001 2002 2003 2004 Beyaz % Beyaz % Beyaz % Pay Beyaz % Pay et Pay et Pay et et üretimi üretimi üretimi üretimi 21183 3,4 20736 2,9 11255 1,2 16180 1,8 TR510 Ankara TR51 21183 3,4 20736 2,9 11255 1,2 16180 1,8 Konya 1638 0,3 1862 0,3 0 0,0 0 0,0 TR521 869 0,1 781 0,1 566 0,1 0 0,0 TR522 Karaman TR52 2507 0,4 2643 0,4 566 0,1 0 0,0 TR5 23690 3,8 23379 3,2 11821 1,3 16180 1,8 Türkiye 629832 100 726547 100,0 905251 100 914458 100 Kaynak: TÜİK –Tarım İl Müdürlüğü,2004 182 2001-2004 yılları arasında Türkiye’de tavuk eti üretiminin %45 oranında arttığı, TR5 Batı Anadolu bölgesinde ise %24 oranında azalma olduğu görülmektedir. TR5 Batı Anadolu bölgesini oluşturan alt bölgelerin incelenmesinde TR51 Ankara alt bölgesinin bölge içindeki payının %100 iken, TR52 Konya ve Karaman alt bölgesinin bölge içindeki payının olmadığı görülmektedir. 4.7.3.3.1. Beyaz Etin Üretimi ve Pazarlaması Üretici Etlik Piliç Kümesleri (Piliç) Kesimhane (Pişirilmeye Hazır Piliç Eti) Ana Bayiler -Şirket Bölge Müdürlüğü Perakende -Hipermarketler -Marketler -Kasaplar Tüketici 183 4.7.3.3.2. Beyaz Et Üretimi ve Pazarlanması (GZFT Analizi) Güçlü Yönler Zayıf Yönler Fırsatlar Üretim girdi İşletmelerin yaklaşık Son zamanlarda beyaz maliyeti yüksektir. ete yönelik tüketici %80’i ileri teknolojiye Damızlık, ilaç, bilincinin yükselmesi. sahip olup entegre tesis serum ve yem katkı Uluslararası durumundadır. maddelerinde dışa akreditasyona sahip Kesimhane sayımız bağımlılık. laboratuar kurma bütün AB ülkelerinden Kırmızı ete verilen çalışmalarının yüksektir. desteklemelerin başlaması. Üreticilerin Örgütlü beyaz et üreticilerine Uluslararası normlara olması. verilmemesi. uygun üretimin Sözleşmeli üretim yapılması. modelinin yaygın olması. Fason yetiştiricilik Bilinçli üreticilerin yapan işletmelerin HACCP (Tehlike kapasitelerinin Analizi ve Kritik varlığı. Kontrol Noktaları) , Üretimde markalaşmanın düşük ve iptidai şartlarda yapılıyor GMP (İyi Üretim olması. olması. İşletme kapasitelerinin Uygulaması) alt Kişi başına tüketim yapısı yüksekliği. Tavuk etinin, ikame gelişmiş ülkelere oluşturulmasına ürünlere göre ucuz göre düşük olması. yönelik çalışmaların olması. Üretim içindeki başlatılması. Arzın talep esnekliğinin ihracat payının çok Beyaz et üretiminde olması. düşük olması. işlenmiş ürünlerin çeşitliliğinin artıyor olması. Kümes ve kesimhanelerde kapasite fazlalığı. Tehditler Yem katkı maddelerinde dışa bağımlı olunması. Broiler Yetiştiriciliğinde üretim periyodunun sürekli olarak kısaltılması. Kuş gribi ile iç ve dış ticaret olumsuz etkilenmektedir. 4.7.3.4. Süt Üretimi Hayvancılık; İnsanlarımızın sağlıklı ve dengeli beslenmesi, hayvancılığa bağlı sanayinin gelişmesi, kırsal alanda istihdam yaratılması, kalkınmada öncelikli yörelerin gelişmesi, tarımda verimliliğin artırılması, dış ticaret dengelerinin sağlanması ayrıca AB’ne girişte en kritik alt sektör olması nedeniyle ülkemiz için hayati öneme sahiptir. Ülkemizde ağırlıklı olarak süt sığırcılığı yapıldığından süt denince akla direkt olarak büyükbaş yetiştiricilik gelmektedir. Süt sığırcılığı ekonomik ve sosyal açıdan çok büyük öneme sahiptir. Süt her gün üretildiği ve çok kısa vade de paraya dönüştürüldüğü için aile ekonomisine gelir sağlar. Ülkemizde süt ve süt ürünleri sanayisi iç pazara yönelik kurulmuş olup, dış pazarlar bu sanayimiz için ikinci planda kalmaktadır. Süt ve süt ürünleri kolayca bozulabilen yapıda olmaları nedeniyle raf ömrü nispeten daha uzun, birim fiyatı yüksek ürünler ve damak tadı damak tadımıza uygun pazarlar öne çıkmaktadır. Bu nedenle ürün olarak peynir, tereyağı, dondurma vb. ürünler olarak pazara sunulmaktadır. Türkiye’de Orta Doğu ülkeleri ile Türki Cumhuriyetler süt ve süt ürünleri ihracatı için pazar oluşturmaktadır. Başlıca ihraç pazarlarımız arasında komşularımız Azerbaycan, Orta Doğu ve Körfez ülkelerinden Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikler, Katar ve Suudi Arabistan ayrıca KKTC, 184 ABD, Makedonya ve Yugoslavya yer almaktadır. İthalat ise genelde AB ülkelerinden Ukrayna ve Polonya’dan yapılmaktadır. 4.7.3.4.1. Türkiye'de Süt Üretimi Sektörde üretim yapısının daha çok küçük aile işletmelerinden oluşmasına karşın son yıllarda süt ve süt ürünleri konusunda yatırımlar hız kazanarak üretimde oldukça yüksek miktarlarda artışlar gözlenmiştir. Gelir artışı ve tüketicilerin beslenme konusunda daha bilinçli davranmaya başlamalarından dolayı geleneksel metotlarla üretilen süt ürünlerine yönelik talep azalmaya başlamış ve işlenme derecesi en azından pastörize düzeyinde olan sütlerden üretilen ürünler ağırlık kazanmaya başlamıştır. Tablo 167. Yıllar İtibariyle Türkiye'de Süt Ve Süt Ürünleri Üretimi (1000 Ton) Ürün 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 İşlenmiş içme sütü 278 320 350 340 370 365 415 457 485 510 Yoğurt 680 735 722 800 870 890 910 940 975 1010 Beyaz peynir 179 190 200 200 220 224 230 240 250 265 Kaşar peynir 44 47 50 52 55 53 55 65 72 80 Tereyağı 122 122 124 124 133 132 134 143 150 158 Kaynak: DPT Ülkemizde süt ve süt ürünleri tüketiminin gelişmiş ülkelerin tüketimi ile karşılaştırıldığında oldukça düşük düzeyde bulunması, sektörde yabancı yatırımların yapılmasına neden olmuştur. Bu yatırımlar ağırlıklı olarak ortaklık düzeyinde gerçekleşmiştir. Bunun sebebinin yabancı firmaların iç pazara rahat girebilmek için yerli firmalar tarafından kurulan dağıtım ağlarından faydalanmayı tercih etmeleri olduğu düşünülmektedir. Süt ve süt ürünleri işletmeleri ağırlıklı olarak Ege ve Marmara Bölgelerinde kurulmuş olup, hayvancılığa yapılan yatırımlara paralel olarak özellikle Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinin de gelecek yıllarda önemli üretim merkezleri haline geleceği düşünülmektedir. Süt tüketim alışkanlığının daha da yaygın hale getirilmesine yönelik olarak üretici firmalar ArGe faaliyetlerine hız vererek iç pazara yeni ürünler ( laktoz şekeri içermeyen süt, belirli yaş gruplarının ihtiyaçlarına yönelik hazırlanmış süt vb. ) sunmaya başlamışlardır. Bu ürünlerin daha çok belirli tüketici gruplarına yönelik olarak üretildiği dikkat çekmektedir. Ayrıca bu konuda gözlemlenen bir başka gelişme de geleneksel ürünlerimizin de (ayran, kaymak ve geleneksel peynir çeşitleri ) modern işleme yöntemleri ile işlenerek pazara sunulmalarıdır. Bunun yanı sıra batı ülkelerinde tüketimi yaygın halde bulunan süt ürünleri de günümüzde birçok firma tarafından ülkemizde de üretilmeye başlanmıştır. Bu ürünler arasından özellikle meyveli yoğurt ve mozerella peyniri yıllar itibariyle tüketim açısından giderek artan bir trend göstermektedir. Dondurma üretiminde ise yabancı sermayeli yatırımlar ağırlıkta olup, üretimin önemli kısmını gerçekleştirmektedirler. Pazarın doymamış olması sebebi ile yerli firmalar da bu konudaki yatırımlarını hızlandırmışlardır. Bunun yanı sıra yerel çeşitlerde ( Maraş dondurması gibi ) pazara sunulmaktadır. 185 4.7.3.4.2. Türkiye'nin Dış Ticareti Ülkemizde süt ve süt ürünleri sanayi iç pazara yönelik kurulmuş olup, dış pazarlar bu sanayimiz için ikinci planda kalmaktadır. Süt ve süt ürünleri kolayca bozulabilen yapıda olmaları nedeniyle ihracatta raf ömrü nispeten daha uzun, birim fiyatı yüksek ürünler ve damak tadımıza uygun pazarlar öne çıkmaktadır. Bu nedenle ürün olarak peynir, tereyağı ve son yıllarda dondurma ihracatımız önem kazanmıştır. İhraç pazarları olarak Orta Doğu ülkeleri ile Türk Cumhuriyetleri süt ürünlerimiz için pazar olmaktadır. Başlıca ihraç pazarlarımız arasında komşularımızdan Azerbeycan, Orta Doğu ve Körfez ülkelerinden Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar ve Suudi Arabistan ayrıca KKTC, ABD, Makedonya ve Yugoslavya yer almaktadır. İthalat ise genelde AB ülkeleri ile Ukrayna’dan gerçekleştirilmektedir. 186 Tablo 168. Türkiye'nin Süt Ürünleri İthalatı Ürün Adı Miktar (Kg) 2001 Süt ve Krema Yayıkaltı Yoğurt Tereyaği Peynir ve Lor Dondurma 2620781 28122 2118 1640507 3716691 473910 Değer ($) 2001 5683252 54543 2123 2695473 6394396 1394350 Miktar (Kg) 2002 Değer ($) 2002 5556450 324599 308505 3239054 4436373 527120 8733361 337589 320535 4853811 8648862 1295108 Miktar (Kg) 2003 12041020 325110 283448 5175685 3290596 231809 Değer ($) 2003 20660425 413769 388784 8801906 8996152 720355 Miktar (Kg) 2004 11881684 338125 334625 4268681 5366238 431065 Değer ($) 2004 Miktar Kg) 2005 Değer ($) 2005 25228819 502368 477909 10159756 16517365 1150031 9714759 259861 256036 6155403 5176860 784413 23049305 435125 420858 14595873 19853858 1794863 Kaynak: DTM Türkiye’nin süt ürünleri ithalatında süt ve krema ile peynir önde gelmekte olup, tereyağı ithalatı da önem arz etmektedir. İthalatımızda Ukrayna, Slovak Cumhuriyeti, Polonya, Almanya, Belçika, Danimarka, Fransa, Hollanda, İngiltere gibi ülkeler önem kazanmaktadır. 187 4.7.3.4.3. Dünya Ticareti Dünya süt ürünleri üretimi son 30 yılda özellikle de 1980'li yılların ilk yarısından sonra bazı değişiklikler göstermiş, bu değişiklik dünya tüketimi ve ticaretini de etkilemiş dünya ticaretine konu olan ürün çeşiti artmıştır. 1980'li yıllara kadar süt ürünlerinin dünya ticaretinde tereyağı ve peynirin bir hakimiyeti söz konusu iken, son yıllarda süt, dondurma ve yoğurt gibi süt ve süt ürünlerinin de dünya ticaretinde giderek önem kazandığı görülmektedir. Peynir ve tereyağı dünya ticaretindeki önemlerini korumakla birlikte miktar olarak sütün gerisine düştükleri, tereyağının halen dünya ticaretinde önemli bir yere sahip olmakla birlikte diğer süt ürünlerine kıyasla çok daha düşük artış hızı gösterdiği, yoğurtun ise miktar olarak dünya ticaretinde halen çok küçük hacime sahip olmasına karşın 1970'li yıllardan bu yana çok hızlı bir gelişme gösterdiği görülmektedir. Tablo 169. Dünya Başlıca Süt Ürünleri Üretimi (Ton) Ürün/Yıl 1970 1971 1972 2001 2002 2003 2004 2005 Peynir 7737067 809881 8514161 16837875 17284290 17571365 18235802 18482993 Tereyağı 5725771 5712823 6047429 7640951 7950183 8181983 8302468 8206024 Süttozu 940 182 1035238 1132 05 3461678 3768388 3563789 3290649 3279886 (İnek) Kaynak: FAO Tablo 170. Dünya Başlıca Süt Ürünleri İhracatı (Ton) Ürün/Yıl 1970 1971 1972 2001 Süt 448062 796780 883089 6,119,984 İnek 327565 523146 611007 4,461,568 Sütü(Taze) Peynir Ve 790901 831122 864068 3,439,885 Lor Tereyağı 910863 842045 704255 1,311,508 Yoğurt 1118 947 3604 22,808 2002 5,976,405 4,278,938 2003 6,569,060 4,727,903 2004 7,428,102 5,350,314 3,457,949 3,796,342 4,073,946 1,357,724 30,038 1,467,858 33,838 1,513,029 16,571 Kaynak: FAO Süt ve süt ürünlerinin beslenmede taşıdıkları büyük önemin yanı sıra dünya genelinde refah düzeyinin artması, ulaştırma ve lojistik hizmetlerinin gelişmesi, çok uluslu şirketlerin süt sektöründeki yatırımları, önde gelen üretici ülkelerin stoklarını eritme çabaları dünya süt ve süt ürünleri ticaretine hız kazandıran başlıca hususlar olmuştur. 188 Tablo 171. TR5 Batı Anadolu Bölgesi Süt Üretim Miktarları (ton) Hayvansal Ürünler 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 TR510 Ankara 241170 223305 209089 206862 208743 182956 162307 130293 203503 184787 TR51 241170 223305 209089 206862 208743 182956 162307 130293 203503 184787 TR521 Konya 393255 417330 419372 432052 403153 418381 412063 313368 423980 436196 TR522 Karaman 34410 33930 30556 28544 28798 29038 28639 25036 33869 35653 TR52 427665 451260 449928 460596 431951 447419 440702 338404 457849 471849 TR5 Batı Anadolu 668835 674565 659017 667458 640694 630375 603009 468697 661352 656636 TR5 / Türkiye % 6,3 6,3 6,5 6,7 6,4 6,4 6,4 5,6 6,2 6,1 Türkiye 10601550 10760915 10076526 9970531 10082010 9793962 9495550 8408566 10611011 10679407 Kaynak : Tarım İl Müdürlüğü ve TÜİK 189 Son 10 yılın Türkiye ve TR5 Batı Anadolu Bölgesi süt üretim miktarları incelendiğinde üretim miktarlarında çok fazla bir değişim olmadığı yıllara göre düşük miktarlarda dalgalanmalar görüldüğü ve TR5 Batı Anadolu Bölgesinin ülkemiz süt üretiminde yıllara göre % 18 ile % 22 arasında paya sahip olduğu görülmektedir. 2004 yılı TR5 Batı Anadolu Bölgesi süt üretim miktarı incelendiğinde bir önceki yıla göre %9 oranında bir artış göstermiştir. Tablo 172. Türkiye’de Sağılan Hayvan Sayısı (1000 Adet) Cinsi Yıllar 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 Sığır 5.886 5.968 5.594 5.489 5.538 5.280 5.086 4.393 5.040 3875 Manda 122 114 92 85 80 70 65 52 57 39 Koyun 19.263 18.890 17.169 16.776 16.473 15.920 14.847 13.637 12.477 9919 Kıl Keçisi 4.545 4.379 4.111 3.989 3.843 3.605 3.590 3.412 2.999 2379 Tiftik Keçisi 363 347 296 258 243 188 183 141 128 98 Kaynak: TÜİK Tabloda ülkemizde sağılan hayvan sayısındaki 1995-2004 yılları arasındaki değişim gösterilmiştir. Söz konusu dönemde sağılabilen inek sayısı 1995 yılında 5.886 bin baş iken 2004 yılında % 34,16 oranındaki düşüşle 3875’e gerilemiştir. Sağılabilen koyun sayısı 19.263 bin baş iken % 43 düşüşle 9919’a gerilemiştir. Tablo 173. Türkiye'de Süt Üretimindeki Değişim (1995-2004) (1000 ton) Cinsi Yıllar 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 Sığır 9.275 9.466 8.914 8.832 8.965 8.732 8.489 7.491 9.514 9.609 Manda 115 108 87 80 75 67 63 51 49 39 Koyun 934 922 826 813 805 774 723 657 770 771 Kıl Keçisi 270 258 243 240 231 216 216 206 274 255 Tiftik Keçisi 8 7 6 5 5 4 4 3 4 3 Toplam 10.602 10.761 10.076 9.970 10.081 9.793 9.495 8.408 10.611 10.679 Kaynak:TÜİK Tablo’da anlaşılacağı gibi sağılabilen hayvan sayısındaki düşüşe karşın sağılan süt miktarı 1994-2004 yılları arasında inek sütünde %4,22 artmasına karşılık diğer hayvanlardan elde edilen süt miktarı azalmıştır. Bu dönemde toplam süt üretimi % 0,46 oranında artmıştır. Tablo 174. Türkiye’de Süt Üretiminin Türlere Göre Yüzde Dağılımı (2004) Cinsi Süt Üretimi % Sığır 9609325 Manda 39279 Koyun 771716 Kıl Keçisi 255468 Tiftik Keçisi 3619 Toplam 10679407 89,98 0,37 7,23 2,39 0,03 100 Kaynak: TÜİK Tabloda görülebileceği gibi ülkemizdeki süt üretiminin % 89,9’u sığırdan, % 7,2’si koyundan, %2,4’ü kıl keçisinden, % 0,4’ü mandadan ve % 0,03’i tiftik keçisinden elde edilmiştir. 190 Tablo 175. Türkiye’de Sağılan Sığır Sayısı, Süt Üretimi ve Verimde Genotiplerin Payı (2004) Sağılan Verim Genotipler % Süt Üretimi % Hayvan Sayısı (Kg/Baş) Kültür 832711 21,49 3231461 33,63 3888 Melez 1699804 43,86 4608293 47,96 2711 Yerli 1343206 34,66 1769571 18,42 1317 Toplam 3875721 100,00 9609325 100,00 2479 Kaynak : TÜİK Tabloda görüldüğü gibi, birim hayvandan elde edilen süt verimi kültür ırkı hayvanda 3.108 kg/baş, kültür melezinde 2.042 kg/baş, yerli hayvanda 978 kg/baş ve ülke ortalaması ise 1.888 kg/baş dır. Kültür ırkı hayvanlarımızın verimi bile ortalama 5000 kg/baş olan Avrupa Birliği veriminin yarısı kadardır. Üretim rakamlarının artırma gerekliliği düşünüldüğünde eldeki materyallerin ne kadar yetersiz olduğu açıkça ortaya çıkmaktadır. Ülkemizde sütte; yerleşim yerlerine göre değişmekle birlikte genelde çok karmaşık bir pazarlama ağı mevcuttur. Üreticiler bu karmaşık yapı içerisinde ürünlerini eder fiyata satamadıkları gibi tüketicide pahalıya tüketmek zorunda kalmaktadır. TR5 Batı Anadolu Bölgesindeki toplam sığır varlığının son 10 yıldaki durumu incelendiğinde, 1995-2001 yılları arasında toplam sayının dalgalı bir seyir gösterdiği, bu yıldan sonra ise artma eğiliminde olduğu görülmektedir. 1995-2004 yılları arasındaki bu artış oranı ortalama %12’dır. Aynı dönem içinde Kültür melezi hayvan sayısında artış ve yerli hayvan sayısında azalışa karşın saf kültür ırkında %25 ‘lik bir artış gözlenmiştir. Hayvan sayısındaki dalgalı artış süt üretimine de yansımıştır. Özellikle 2000 senesinden sonra görülen bu artışın (süt üretimi ve hayvan varlığı) nedeni; 1996 yılından sonra canlı hayvan dış alımına getirilen sınırlamalara ek olarak uygulanan hayvancılık destekleme politikalarının yanı sıra TR5 Batı Anadolu Bölgesinde Süt Sığırı Yetiştiricileri Birliğinin çalışmalarına hız verilmesi, ANAFİ Projesi çalışmaları çerçevesinde Saf Kültür ırkı yetiştiriciliğinin teşvik edilmesi ve suni tohumlama uygulamasında sağlanan yüksek başarıdır. Tüm bu faktörlerle beraber üretici, yerli ve melez ırklardan saf kültür ırklarına kaymış, dolayısıyla sektörden sağlanan ekonomik getiri de oldukça artış göstermiştir. TR5 Batı Anadolu Bölgesinde son 10 yıl itibariyle süt üretimi incelendiğinde; iller itibari ile süt üretiminin2004 yılında ulaştığı rakamlar; TR52 Konya Alt Bölgesi 712.427, TR51 Ankara Alt Bölgesinde 706.316 ton’dur. TR5 Batı Anadolu Bölgesindeki 8 ilin 1997-2001 yıllarında meydana gelen süt üretimindeki azalmalara karşın 2001 yılından sonra artan bir seyir gözlenmektedir. Söz konusu dönemdeki azalışın nedenleri; 1996’ya kadar yapılan canlı hayvan ithalatının iç piyasada yarattığı talep fazlası yüzünden üreticinin elde ettiği getirinin azalması ve kaliteli kaba yem ihtiyacının karşılanamayışı olarak sayılabilir. 1995-2004 yılları arasında hayvan sayısındaki artıştan daha fazla süt üretimi artışının olmasının yegane sebebi de daha önce de belirtildiği gibi saf kültür ırkı hayvan sayısındaki artış, mera ıslah çalışmalarına verilen hız ve yem bitkileri desteklemeleriyle beraber, bölgede kaliteli kaba yem ihtiyacının silajlık mısır ekilişlerindeki artışlarla kapatılmaya çalışılması olarak belirtilebilir. İyileşen bu faktörlerle 1995-2004 yılları arasında bölgein ortalama süt verimlerinin Türkiye geneli itibariyle bir karşılaştırması yapıldığında TR5 Batı Anadolu Bölgesinde bu değerlerin yaklaşık 2,5-3 kat fazla olduğu görülmektedir. Süt üretimindeki bu olumlu gelişmeler beraberinde süt sektörüne büyük firmaların yatırım yapması, büyük çiftliklerin kurulması süt sektörünü popüler yatırım aracı haline getirmiştir. Sütün öneminin ve ekonomiye katkısının anlaşılmasıyla sütün değerlendirilmesi ve saklanmasıyla ilgili tedbirlerin kısa zamanda alınmasına da neden olmuştur. TR5 Batı Anadolu Bölgesinde kamu ve özel sektör katkılarıyla süt üretiminin yoğun olduğu yerlerde süt soğutma tankları kurulmuş böylece yüksek standartta sütün iyi fiyattan satılarak ekonomiye katkısı sağlanmıştır. 191 Süt piyasasının oluşmasında Bakanlığımızın önderliğinde çeşitli birlik ve kooperatiflerin aktif çalışması ve üreticinin organize edilebilmesi; TR5 Batı Anadolu Bölgesinin süt konusunda ülke hayvancılığının sorunlarının çözümünde örnek model olarak tanımlanması sonucunu ortaya çıkarmıştır. Kısaca önem sırasına göre; eğitim, ithalatın sınırlandırılması, birlikler ve kooperatifler, süt teşvik primi, suni tohumlama teşviki, kaliteli kaba yem üretimi ve teşviki, süt soğutma tankları piyasanın başarısını mutlak etkileyecek faktörlerdir. Ülkemizde çiğ süt fiyatları arz ve talebe göre oluşmaktadır. Oysa çiğ sütün stoklanma kabiliyeti sınırlıdır ve hemen arz edilmesi gereklidir. Bu nedenle, çiğ süt fiyatları düşse bile üretici sütünü, gerileyen fiyattan satmak zorunda kalmaktadır. Ülkemizde ise üretici piyasa mekanizmasının insafına terk edilmiş olup, bir ay sonrasının süt fiyatını kestirmek bir yana, bir hafta sonra sütü satıp satamayacağını bile bilememektedir. Tablo 176. Yıllar 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 Bazı Süt Ürünlerinin Yıllar İtibariyle Toptan Fiyatları ( TL/Kg) ve Değişim Oranları Süt Yıllık Pastörize Yıllık Sterilize Yıllık Sterilize Pastörize Değişim Süt Değişim Süt Değişim Süt/Çiğ Süt/Çiğ (%) (%) (%) Süt Süt 12.411 110,0 24.744 90,7 27.248 73,1 2,2 2,0 16.111 29,8 48.388 95,6 68.064 149,8 4,2 3,0 27.901 73,2 93.804 93,9 134.718 98,0 4,8 3,4 63.949 129,2 166.218 77,2 242.429 80,0 3,8 2,6 104.949 64,1 241.039 45,0 361.016 49,0 3,4 2,3 151.179 44,0 348.110 44,4 537.742 49,0 3,6 2,3 184.483 22,0 471.109 35,3 678.894 26,2 3,7 2,6 312.544 69,4 795.986 69,0 1.105.318 62,8 3,5 2,6 405.481 29,7 962.702 20,9 1.251.969 13,3 3,1 2,4 462.336 14,0 1.115.606 15,9 1.411.064 12,7 3,1 2,4 Kaynak: TÜİK Ülkemizdeki yıllara göre süt fiyatlarındaki değişim incelendiğinde, bir önceki yıla göre sanayide işlenmiş süt fiyatlarının, çiğ süt fiyatlarına göre çoğu zaman daha fazla arttığı görülmektedir. Çiğ sütte en fazla artış 1998 (%129,2) ve 1995yılında (%110), en az artış ise 2004 yılında (%14) gerçekleşmiştir. Pastörize sütte en fazla artışlar 1995 (%90,7) ve 1996 yılında (%95,6) , en az artış ise 2004 yılında (% 15,9) gerçekleşmiştir. Sterilize sütte ise en fazla artışlar 1996 (%149,8) ve 1997 (%98) yıllarında , en az artış ise 2004 yılında (%12,7) gerçekleşmiştir. 1997 yılında, Pastörize süt/ çiğ süt fiyatı (%3,4) , sterilize süt/ çiğ süt fiyatı ( %4,8) oranları en yüksek değere ulaşmışken ,1995 yılında (%2,0 ve %2,2) en düşük değeri almıştır. Yıllar itibariyle incelendiğinde ise sterilize süt fiyatının çiğ fiyatlarının ortalama 3 katı, pastörize sütün ise 2,5 katı olduğu görülmektedir. Ülkemizde yıllar itibariyle süt fiyatlarında bir önceki yıla göre en yüksek artışlar 1998 (%129,2) ve 2002 (%69,4) yıllarında ,en düşük artış ise 2004 yılında (%14,0) gerçekleşmiştir. Süt yeminde ise, en yüksek artışlar 2000 (%110,7) ve 2001 (%69,5) yıllarında, en düşük artış ise 2003 yılında (%14,3) gerçekleşmiştir. Türkiye’de süt ve süt mamulleri sanayii; DPT tahmini rakamlarına göre 2004 yılı itibariyle (1998 yılı fiyatlarıyla) gıda sanayii talebinin %15,8’ini, gıda sanayii üretim değerinin %15,2’sini, gıda sanayii ihracat değerinin %2,0’sini ve gıda sanayii ithalat değerinin ise %2,8’ini 192 oluşturmaktadır. Sektörde; Üretim ve talepte yoğurt ve işlenmiş içme sütü, ihracatta peynirler, ithalatta ise süttozu miktar olarak ön sıralarda yer almaktadır. Türkiye’de üretilen çiğ sütün %40’ının köy ekonomisi içinde kaldığı, %40’ının sayıları kimi dönemlerde 3000’lere ulaşan kayıtdışı, sağlık ve hijyen koşullarından uzak, ilkel koşullarda üretim yapan, mühendis istihdam etmeyen mandıralarda başta peynir ve yoğurt olmak üzere çeşitli süt ürünlerine işlendiği, geriye kalan %20’ye yakın bir kısmının ise sayısı sınırlı modern süt işletmelerinde değerlendirildiği bilinmektedir. AB’de sanayiye giden süt oranı ortalama %94,8 iken bu oran ülkemizde ise %9’lar ile çok düşük seviyelerdedir. Tablo 177 . Türkiye, AB ve Bazı AB Ülkeleri Arasında Üretilen Çiğ Süt ve Sanayiye Aktarılan Süt Oranları AB Türkiye Danimarka Almanya Yunanistan İnek Sütü Üretimi 120.445 9.970 4.668 28.500 740 (1000 Ton) Sanayiye Giden Süt 113.225 897 4.468 26.938 620 Sanayiye Giden Süt 94,8 9,0 95,7 94,4 69,1 Oranı (%) Kaynak: TZOB Süt ve süt ürünlerine genel olarak bakacak olursak 1998 yılında 4.088 adet olan işyeri sayısı %30,6 oranında azalarak 2000 yılında 2.839 adet olmuştur. Kurulu kapasite 3.393.181 ton/yıl iken %40 oranında artarak 4.750.515 ton/yıl olmuş, üretim ise 1.108.030 ton iken %6,3 oranında azalarak 1.038.573 tona düşmüştür. KKO ise 1998 yılında %32,7 iken 2000 yılında %21,9’a düşmüştür. Kapasite kullanım oranlarına (KKO) bakıldığında; 1998-2000 yılları arasında KKO sterilize sütte %73,9’dan %43,8’e, pastörize sütte %30,4’den %7,9’a , ayranda %40,7’den %35,5’e, tereyağında ise %77,2’den %50,8’e düşmüşken, yoğurtta %36,9’dan %37,8’e, beyaz peynirde %12,9’dan %20,9’a, kaşar peynirinde ise %14,2’den %18,0’a yükselmiştir. KKO genellikle düşük olmakla birlikte pastörize sütteki düşüş dikkat çekici niteliktedir. 193 Tablo 178. Süt ve Süt Ürünleri İşyeri Sayısı, Kurulu Kapasite, Üretim ve Kapasite Kullanım Oranları (1998-2000) 1998 2000 İşyeri Kurulu İşyeri Kurulu Ürün Adı Üretim KK Üretim Sayısı Kapasite Sayısı Kapasite KKO (Ton) O (Ton) (Adet) (Ton/Yıl) (Adet) (Ton/Yıl) Sterilize Süt 15 299.783 221.635 73,9 10 415.372 181.821 43,8 Pastörize Süt 52 414.722 126.186 30,4 37 1.792.497 142.182 7,9 Aromalı Süt 1 2.240 5.500 245,5 1 3.055 3.529 115,5 Yoğurt 800 622.109 229.570 36,9 860 826.868 312.667 37,8 Beyaz Peynir 860 1.174.332 151.686 12,9 803 1.108.697 231.602 20,9 Kaşar Peyniri 1767 392.872 55.946 14,2 478 327.333 58.865 18,0 Tulum Peyniri 75 20.559 2.464 12,0 94 15.104 3.614 23,9 Eritme Peynir 6 6.664 1.744 26,2 7 13.965 8.124 58,2 Ayran 100 82.547 33.615 40,7 167 142.068 50.480 35,5 Krema 28 181.164 160.183 88,4 35 3.135 1.527 48,7 Pey. Altı Suy. Tozu 3 5.773 1.337 23,2 4 12.836 3.926 30,6 Süzme Yoğurt 77 17.202 9.002 52,3 24 3.249 1.315 40,5 Süttozu 6 36.380 3.573 9,8 7 27.450 9.019 32,9 Tereyağı 298 136.834 105.589 77,2 312 58.886 29.902 50,8 Toplam 4.088 3.393.181 1.108.030 32,7 2.839 4.750.515 1.038.573 21,9 Kaynak: TKB, Gıda Sanayi Envanteri (1998-2000) Süt ve Süt ürünleri sanayindeki talebe bakıldığında 2003 yılında %8,5’lik bir artış olmuşken, 2004 yılında da %6,8’lik bir artış olacağı tahmin edilmektedir. Üretimde ise 2003 yılında %7,9’luk artış olmuşken 2004 yılında %6,8’lik bir artış olacağı tahmin edilmektedir. Görüldüğü gibi genel itibariyle artış oranlarında 2004 yılında bir azalma söz konusudur. Üretimin talebi karşılama oranına bakıldığında ise, 2002 ve 2003 yılında karşılayamadığı, 2004 yılında da karşılayamayacağı görülmektedir. DPT verilerine göre ülkemiz, süt ve süt ürünleri sanayi dış ticaretinde 2002 yılında ihracat değeri ithalattan fazla iken bu değer 2003 yılında ithalat lehine dönmüş, 2004 yılında da ithalat lehinde devam edeceği tahmin edilmektedir. Mevcut verilere göre ihracat- ithalat farkı 1998 yılı fiyatları ile 2002 yılında 1.050 milyar TL iken 2003 yılında 1.755 milyar TL olmuş, 2004 yılında da 772 milyar TL olacağı tahmin edilmektedir. Süt ve süt ürünleri sanayi dış ticaretindeki artış oranlarına bakıldığında ise; 2003 yılında ihracatta %18,5’lik artış olmuşken ithalatta %55,5’lik bir artış olmuş, 2004 yılında ihracatta %22,2’lik, ithalatta ise %11,3’lük bir artış olacağı tahmin edilmektedir. 2003 yılında ihracatın yaklaşık 3 katı bir ithalat yapılmış olması dikkat çekicidir. Süt ve Süt Ürünlerinde kendine yeterlilik durumuna bakıldığında, 2002 yılında %0,1’lik bir fazlalık durumu varken, 2003 yılında %0,2’lik bir yetersizliğin olduğu görülmekte , 2004 yılında ise %0,1’lik bir yetersizliğin olacağı tahmin edilmektedir. Süt ve Süt mamulleri tüketimimizin düşük olduğu herkes tarafından bilinen bir gerçektir. Özellikle gelişmiş ülkelerdeki verilerle karşılaştırıldığında bu eksiklik daha net ortaya çıkmaktadır. Tablo 179’dan da görüldüğü gibi sokak sütü de dahil edilerek bulunan 30 kg’lık bir süt tüketim miktarı AB ve ABD gibi gelişmiş ülkelerin ancak 1/3’üne tekabül etmektedir. Bunun yanında tereyağı, peynir, yoğurt ve ayran gibi ürünlerde tüketimimizin diğer ülkelere göre genel itibarla yüksek veya yakın olduğu görülmektedir. 194 Tablo 179. Türkiye ve Bazı Ülkelerde Kişi Başına Süt ve Süt Ürünleri Tüketimi (kg/yıl) Ülkeler İçme Sütü Tereyağ Peynir Yoğurt/Ayran Süttozu Türkiye 30 1,3 12,5 335,0 0,5 AB 95,0 4,5 17,5 3,5 ABD 95,3 1,3 13,1 7,1 1,5 Rusya 94,4 3,5 3,6 1,3 Arjantin 61,4 1,6 10,9 6,2 3,5 Avustralya 108,4 3,2 8,8 6,0 3,4 Kaynak: TZOB 4.7.3.4.4. TR5 Batı Anadolu Bölgesinde Süt ve Süt Mamulleri Pazarlama Kanalları ÜRETİCİ Süt Toplayıcısı Fabrikalara ait Süt Toplama Merkezi Üretici ve Yetiştirici Birlikleri Tarımsal Amaçlı Kooperatifler Mandıralar Süt Mamulleri Toptancısı Bayiler Fabrika Bakkal Süpermarket Tüketici 195 4.7.3.4.5. Süt Üretim ve Pazarlaması (GZFT Analizi) Güçlü Yönler Zayıf Yönler Fırsatlar -Kesif yem üretim tesisleri mevcut. -Bölgede serbest veteriner hekim varlığının yeterli olması. -Süt ve süt ürünleri sanayinin gelişmiş olması. - Suni tohumlama uygulamalarının yaygın olması. -Kaliteli kaba yem üretiminin üreticiler tarafından benimsenmiş olması. -Kaba yem pazarının bölgede varlığı. _Son yıllarda süt fiyatlarındaki gerileme. -Üretim planlamasının yapılmaması. -Zoonoz hastalıklardan Tüberkülozis ve Burucellozisin yaygın olarak görülmesi -Hayvancılık işletmelerin küçük ölçekli olması -Risk ve belirsizliğin fazla olması. -Süt tahlillerinin işletme bazında yapılmaması. -Süt tüketim alışkanlığının yerleşmiş olmaması, Avrupa ortalamasının altında olması. -Gıda güvenliği bilincinin yerleşmeye başlaması. -Soğuk zincir ve süt toplama sisteminin oluşmaya başlaması. - İşletme fazlası damızlık Pazarının son yıllarda gelişmekte olması. – Kaliteli kaba yem ekilişinin hızla artması. -Hayvancılık desteklemelerinin artması. Tehditler -AB tam üyelik üyelik sürecindeki kota sisteminin getireceği kısıtlamalar. -Şap ve zoonoz hastalıklar yüzünden ürünlerin AB ülkelerine ihraç edilememesi ve bu konuda gelişmelerin çok yavaş seyretmesi. -Dış satımı olmadığında iç pazarda üretim fazlalığı fiyatlarda aşırı düşüşler meydana getirebilecektir. Bu durum gelişme trendine olumsuz etki eder. 4.7.3.5. Yumurta Üretimi TR5 Batı Anadolu Bölgesi yıllık yaklaşık 202.000 tonluk yumurta üretimi ile Türkiye yumurta üretimi ve pazarlamasında önemli bir yere sahiptir. TR5 Batı Anadolu Bölgesindeki yumurta üretim miktarı, Türkiye yumurta fiyat oluşumunu direk olarak etkileyebilmektedir. Ülkemizde yumurtanın fiyatı üretim miktarına ve mevsimsel talebe göre büyük dalgalanmalar göstermektedir. 1996 yılında Kaynak Kullanımı Destekleme Primi sisteminin uygulanmaya başlaması ile Türkiye genelinde yumurta üretim tesisleri çoğalmış, buna bağlı olarakta yumurta üretim miktarında önemli artışlar olmuştur. Yumurta fiyatlarının çok dalgalı bir seyir izlemesi sonucu 1998 yılından itibaren kapasite kullanımında sürekli bir azalış görülmüştür. Yeni yatırımlar devam etmesine rağmen özellikle küçük işletmeler fiyatların düşük olduğu dönemlerde yüksek maliyetleri nedeniyle zarar etmiş ve işletmelerini boşaltmışlardır. Türkiye’de kişi başına yıllık yumurta tüketimi 130 adet civarındadır. Bu miktar Almanya’da kişi başına 230 adet, Fransa’da 260 adet, A.B.D.’de 285 adettir. 10 adet yumurtanın protein miktarı yaklaşık 1 Kg. kırmızı etin protein miktarına eşittir. Alt gelir düzeyindeki insanlarımızın protein ihtiyaçlarını karşılamada yumurta tüketimi bu açıdan önemlidir. Yumurta tüketiminin artması atıl kapasitenin kullanımını sağlayacaktır. TR5 Batı Anadolu Bölgesinde 1998 yılına kadar talep artışına paralel olarak üretim miktarında artış gözlenmektedir. 1996 yılından itibaren Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde yatırım teşvikleriyle faaliyete geçen büyük işletmelerin üretimi ile arz fazlası oluşmuştur. 196 TR5 Batı Anadolu Bölgesinde üretim dışı kalan küçük işletmelerin en büyük sorunu girdileri pahalıya mal etmeleri ve yumurta fiyatının düşük olduğu dönemlerde stok yapacak güçte olmamalarıdır. Bu tür işletmelerin bir kooperatif çatısı altında etkin şekilde örgütlenmeleri, girdi fiyatlarının düşürülmesinde ve pazarlama masrafları ile pazarlama etkinliğinin artırılmasında çözüm olabilecektir. Türkiye ve TR5 Batı Anadolu Bölgesinde 1995-2004 yılları arasındaki yumurta üretim miktarı ve yumurta tavuğu sayılarının değişimleri tablo 180 ’de verilmiştir. Tablo 180. Yıllar Türkiye ve TR5 Batı Anadolu Bölgesinde Yumurta Üretim Miktarı ve Yumurta Tavuğu Sayıları (2004) Batı Anadolu Bölgesi Türkiye Yumurta Yumurta Yumurta Tavuğu Yumurta Tavuğu Miktarı(Ton) (Adet) Miktarı(Ton) (Adet) 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 5452578 5332450 5583850 11613650 12719345 12731150 7797102 9714381 11475768 66514 68064 91636 175482 190167 188456 106197 151102 180610 57.325.000 53.883.000 61.402.000 69.722.000 71.885.000 64.709.000 55.675.750 57.139.257 60.399.520 641.791 611.701 755.583 901.405 880.626 844.286 660.940 722.181 791.674 2004 11357100 146004 58774172 690972 Kaynak: TÜİK ve Tarım İl Müdürlüğü Tablo 180 de görüleceği gibi Türkiye’de yumurta üretimi yıllara gore değişimler göstermekte olup TR5 Batı Anadolu bölgesinde ise paralel bir seyir takip etmektedir. Türkiye ve TR5 Batı Anadolu yumurta üretimi miktarı 1995 ve 1998 yılları arasında yükseliş göstermesine rağmen 1999 yılından sonra düşüşe geçmiş olup 2002 yılından itibaren tekrar yukarı doğru bir ivme kazanmış olup 2004 yılında tekrar düşüşe geçmiştir. Tablo 181. Batı Anadolu Bölgesi İlleri Yumurta Tavuğu (Adet) ve Yumurta Üretim Miktarları (Ton) (2004) İstatistiki Bölge Yumurta Yumurta Üretim Birimleri Tavuğu Miktarları (Adet) (ton) TR5 TR510 Ankara 2037655 29898 2037655 29898 TR51 TR521 Konya 6307975 92854 TR522 Karaman 3011470 23252 9319445 116106 TR52 11357100 146004 TR 5 Batı Anadolu Bölgesi TR 5 % 19,3 21,1 58774172 690972 Türkiye Kaynak: Tarım İl Müdürlüğü ve TÜİK 197 2004 yılı itibariyle Türkiye yumurta üretiminin %28,92’si TR5 Batı Anadolu Bölgesinde gerçekleşmektedir. TR521 Konya alt bölgesi 2.410.506 adet yumurta üretimiyle, %19,03 oranla Türkiye’de, %65,27 oranla da bölgede önemli bir üretim gerçekleştirmektedir. Üretim miktarlarına bakılırsa Konya ve Ankara önemli bir üretim gerçekleştirmektedir. 4.7.3.5.1. Yumurta İhracatı Tablo 182. Türkiye'nin Ülkeler İtibariyle Yumurta İhracatı (Değer: $) Ükeler 1999 2000 2001 2002 2003 Romanya 719.181 716.120 3.672.292 139.120 61.635 Gürcistan 6.842.828 1.033.247 3.769.524 678.325 1.884.074 Azerbaycan 6.819.316 428.996 128.752 1.524.324 İspanya 28.059 Bulgaristan 52.121 26.401 38.884 474.781 Suudi Arabistan 299.120 495.363 2.763.835 595.942 2.485.126 K.K.T.C 762.592 412.883 89.363 164.285 42.588 Makedonya 1.449 230.627 28.756 Irak 1.432.210 İran 155.074 209.241 138 Özbekistan 2.540 29.808 146.087 B.A.E. 1.186.468 419.890 84.771 Macaristan 2.103.281 444.027 Ürdün 196.544 943.328 343.509 519.162 Diğer 632.726 618.454 2.963.799 963.695 Toplam 16.282.958 3.629.440 18.402.178 3.945.795 10.496.536 Kaynak:DTM Yumurta ihracatımız gerçek anlamda 1980 yılından sonra başlamış, 1998 yılında ise 34.086.000 dolara yükselmiş, daha sonraki yıllarda dalgalı bir seyir göstermiştir. Tablo 182’de 2003 yılı itibariyle en önemli pazarlarımızın Romanya, İsrail, Irak, Gürcistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Macaristan, Ürdün ve Suudi Arabistan olduğu görülmektedir. İhraç edilen yumurtanın tamamını sofralık olarak kabul etmek gerekmektedir. İhraç edilen yumurtanın içindeki kuluçkalık yumurta miktarı önemsenmeyecek kadar düşük düzeydedir. 198 4.7.3.5.2. TR5 Batı Anadolu Bölgesinde Yumurta Pazarlama Kanalları Üretici Öztüketim Yumurta Üretim ve Pazarlama Borsası (Şirket, Kooperatif ve Birlikler) İhracat Toptancılar Özel Şirket Bayileri Perakendeciler Tüketici 4.7.3.5.3. TR5 Batı Anadolu Bölgesi Yumurta Üretim ve Pazarlaması (GZFT Analizi) Güçlü Yönler Zayıf Yönler Fırsatlar Tehditler - Arz ve talep - İç tüketim oranının, - Yumurta - Türkiye Dünya dengesinde çeşitli işlemesinde Dünya ve AB yumurta üretiminde çeşitliliğin artırılması nedenlerden dolayı ülkelerine göre 14. sırada olup TR5 oldukça düşük olması. yönünde çalışmaların meydana gelen Bölgesi Ülke aksaklıklar. üretiminin % - Yumurta sanayisinin başlatılması. - İç tüketim eğiliminin - Kuş gribinin varlığı gelişmiş olmaması 21,33’ünü artıyor olması. iç ve dış ticareti nedeni ile bazı karşılamaktadır. olumsuz - Mevcut işletmelerin dönemlerde arz fazlası etkilemektedir olması. kurulu kapasiteleri -Büyük işletmelerin - Yem maliyetlerinin oldukça yüksek. piyasaya sık sık yüksek olması. -Üreticilerin Örgütlü müdahale etmesi. - Yem Katkı ve olması. ilaçların ithal olması -Sözleşmeli üretim modelinin yaygın maliyeti yükseltmekte. olması. -AR-GE - Bilinçli üreticilerin Faaliyetlerinin varlığı. yetersizliği. - Üretimde -KDV oranının markalaşmanın yüksek olması. olması. -Bisküvi sektörünün gelişmiş olması. 199 4.7.3.6. Bal Üretimi Ülkemiz arıcılık bakımından dünyanın sayılı ülkeleri arasında yer almaktadır. Kovan varlığı bakımından Çin’in ardından ikinci sırada yer alan ülkemiz, Çin, ABD ve Arjantin’in ardından yaklaşık 70 bin ton bal üretimi ile dünya bal üretiminde 4. sırada yer almaktadır. Dünya bal üretimi 2003 yılında 1.338.724 ton olarak gerçekleşmiş olup ülkemizin üretime katkısı % 5,2’dir. Tablo 183. Dünyada 2004 Yılı İtibarıyla Başlıca Bal Üretimi (ton) ve Değeri ($) Sıralaması Ülke Adı Bal Üretimi (ton) Bal Üretimi Değeri Sıralaması Çin 305,000 522,849 1 ABD 82,000 142,912 2 Arjantin 80,000 139,426 3 Türkiye 73,929 128,846 4 Ukrayna 60,502 105,445 5 Meksika 56,808 99,007 6 Rusya 53,000 92,370 7 Hindistan 52,000 90,627 8 Etopya 39,000 67,970 9 İspanya 37,000 64,485 10 İran 36,000 62,742 11 Kanada 33,000 57,513 12 Kore 29,000 50,542 13 Tanzanya 27,000 47,056 14 Brezilya 24,500 42,699 15 Kaynak:FAO 2004 yılı FAO verilerine göre Çin 305,000 tonluk üretim ve 522,849 bin dolarlık üretim değeriyle birinci sırayı alırken Türkiye 73,929 tonluk üretim ve 128,846 bin dolarlık üretim değeriyle dördüncü sırayı almaktadır. Türkiye ve TR5 Batı Anadolu Bölgesinde bal üretim miktarları iklim şartlarına göre yıllar itibariyle değişmekle birlikte Türkiye bal üretiminde TR5 Batı Anadolu Bölgesinin payı yıllara göre % 3,1 civarındadır. Tablo 184. Türkiye ve TR5 Batı Anadolu Bölgesi Bal Üretiminin Yıllara Göre Değişimi Yıllar TÜRKİYE TR 5 Batı Anadolu TR 5 Batı Anadolu’nun Payı (ton) (ton) (%) 68.620 2459 3,6 1995 62.950 2780 4,4 1996 63.319 2190 3,5 1997 67.490 2517 3,7 1998 67.259 2167 3,2 1999 61.091 2852 4,7 2000 60.190 1901 3,2 2001 74.555 2434 3,3 2002 69.540 2364 3,4 2003 73.929 2280 3,1 2004 Kaynak: Tarım İl Müdürlüğü Verileri ve FAO 200 Tablo 184’de Türkiye ve TR5 Batı Anadolu Bölgesinde yıllara göre bal üretimindeki değişiklikler gösterilmiş olup Türkiye bal üretiminde 2002 yılı ve TR5 Batı Anadolu Bölgesi bal üretiminde 2000 yılları oldukça dikkat çekicidir. 2000 yılında TR5 Batı Anadolu Bölgesi bal üretimi 2852 ton civarında iken, 2004 yılında 2280 tona düşmüştür. TR5 Batı Anadolu Bölgesindeki TÜİK verilerine göre 2004 yılı kovan sayıları bölgede 164601 adet olup bunun 69898 adedi Konya İlinde bulunmaktadır. Konya İlini 56802 kovan ile Ankara takip etmektedir. Karaman İlinde 37901 adet kovan bulunmaktadır. 4.7.3.6.1. Bal Pazarlama FAO verilerine göre 2003 yılında yaklaşık 400 bin ton bal uluslar arası ticarete konu olmuştur. Dünya’da en büyük ihracatçı ülke Çin (84 bin ton), en büyük ithalatçı ülkeler ise Almanya (93 bin ton) ve ABD’(92 bin ton)dir. Türkiye ürettiği balın büyük bir kısmını iç tüketimde kullanmakta ve belirli bir kısmını da ihraç etmektedir. Tablo 185’te ülkemizin yıllara göre bal ihracat miktarı ve ihracatın üretime oranı verilmiştir. Tablo 185. Türkiye Bal İhracatının Yıllara Göre Değişimi Yıllar İhracat İhracatın İhracat (ton) Üretime oranı (Bin $) 5.423 8,61 1996 8.457 13,36 1997 5.570 8,37 1998 5.306 7,86 1999 3.515 5,75 2000 4.328 7,19 2001 15.294 20,51 2002 14.776 21,25 2003 5.686 8,18 2004 11.237 16.026 11.089 9.996 5.889 6.800 30.687 36.421 16.329 İhracat Değeri (Kg/ $) 2,07 1,89 1,99 1,88 1,68 1,57 2,01 2,46 2,87 Kaynak: FAO Türkiye’nin bal ihracatı yaptığı en önemli ülkeler Almanya başta olmak üzere İngiltere, Suudi Arabistan Fransa, İsviçre, Avusturya, Hollanda ve Belçika’dır. Ülkemiz bal ihracatının büyük bir oranını süzme bal oluşturmaktadır. 2002 ve 2003 yıllarındaki petek bal ihracatı sırasıyla 866 ve 913 ton olarak gerçekleştirilmiştir. Türkiye’nin yıllara göre ihracatı değerlendirildiğinde 2002-2003 yılları dışında ortalama 5-6 bin ton civarında gerçekleştirildiği görülmektedir. Söz konusu yıllarda ihracatta yaşanan gelişmenin nedeni Çin ballarının naftalin kalıntısı nedeni ile ihracat oranının düşmesinden kaynaklanmaktadır. Ülkemiz bal üretiminde naftalin ve antibiyotik kalıntıları zaman zaman sorunlara yol açmaktadır. Üreticilerin peteklerini mum güvesine karşı korumak amacıyla kullanmış oldukları naftalin ve arı hastalıklarına karşı kullanılan antibiyotikler kalıntılara neden olmakta ve insan sağlığını olumsuz etkilemektedir. 1999 yılında AB’nin ballarımızdaki kalıntı nedeniyle ihracatı durdurma gibi önlemlere başvurması nedeni ile büyük sorunlar yaşayan sektörde son yıllarda üreticilerin bilinç düzeylerinin artması ve denetim ve kontrollerin sıkılaştırılması ile kalıntılı bal oranları düşmektedir. Son yıllarda üretimde önemli bir artış olmamasına rağmen bal fiyatlarında reel olarak bir gerileme olduğu gözlemlenmektedir. Tüketicilerin naftalin ve antibiyotik kalıntısı ve son yıllarda ortaya çıkan sahte bal olayları tüketici taleplerinin azalmasına ve buna bağlı olarakta bal fiyatlarının düştüğü söylenebilir. 201 Arıcılıkta en az bal kadar değeri olan polen, arı sütü, propolis, arı zehiri gibi arı yan ürünleri üretimi konusunda üreticilerin tam olarak bilgili olmamaları nedeni ile bunların üretim miktarları çok düşüktür. TR5 Batı Anadolu Bölgesinde bal pazarlaması yetiştirici birlikleri, kooperatifler ve tüccarlar vasıtası ile yapılmaktadır. Üretici ürünün bir kısmını ise kendisi pazarlamaktadır. Balda markalaşma ve gerekli tanıtım çalışmaları yapılması halinde üretici ürününü daha yüksek fiyattan satabilecektir. 4.7.3.6.2. TR5 Batı Anadolu Bölgesi Bal Pazarlama Kanalları Üretici Tüccar Tüketici İhracatçı Perakende Satış Noktası Kooperatif Dış Alımcı 4.7.3.6.3. TR5 Batı Anadolu Bölgesi Bal Üretim ve Pazarlaması (GZFT Analizi) Güçlü Yönler Zayıf Yönler Fırsatlar Tehditler - Sektörde örgütlenme oranı yüksek. - Bakanlıkça bal üretimine desteklemenin başlamış olması. - Bölge çeşitli ekolojik yapısı nedeni ile zengin polen kaynaklarına sahip. - Kalıntı ve sahte balın ihracatı ve iç tüketimi düşürmesi. - Kovan başına verimin dünya ortalamasının altında olması. - Gezginci arıcılıkta özellikle nakliye olmak üzere üretim maliyetlerinin yüksek olması. - Arı yan ürünleri üretim miktarlarının çok düşük olması. - Basralı alanların artırılması için çalışmaların yapılıyor olması. - Organik bal üretiminin artıyor olması. -Sahte bal ve sınır ülkelerden kaçak yollarla giren kalitesiz balla mücadele edilememesi halinde sektör zor durumda kalacaktır. -Bilinçsiz zirai ilaçlamalar ve çevre kirliliği. 202 4.7.4. Türkiye'de Su Ürünleri Üretimi Ülkemizdeki su ürünlerinin üretim alanı 26 milyon hektarın üzerindedir. Bu üretim alanı; mevcut tarım alanlarına yakın, orman alanlarından ise daha fazla bir büyüklüğü ifade etmektedir. Ancak bu alanın büyüklüğüne karşın su ürünleri sektörüne ve milli ekonomiye katkısı henüz yeterli düzeye ulaşamamıştır. 1990-2000 yılları arasındaki on yıllık dönemde su ürünleri üretiminde avcılığa dayalı su ürünleri üretimi karşısında yetiştiriciliğe dayalı üretimin payı önemli ölçüde artmıştır. Kültür balık üretiminin toplam su ürünleri üretimi içindeki payı 1990’da %1 iken 2000 yılında %13.6’ya ulaşmıştır. 2001 yılında %11, 2002 yılında ise bu oran % 9.7 olarak gerçekleşmiştir. 2002 yılında yetiştiriciliğe dayalı su ürünleri üretimi 61 ton olmuştur. Ülkemizde su ürünleri üretiminin ortalama % 83.3’ü birbirinden ayrı karakterdeki denizlerimizden, % 7’si iç sulardan ve %9.7’si yetiştiricilikten sağlanmaktadır. Akdeniz’de yaklaşık 500 olan tür sayısı kuzeye gittikçe azalmakta ve Karadeniz'de tür sayısı 247’ye düşmektedir. Buna karşın su ürünleri üretimi kuzeye gittikçe artmaktadır. Karadeniz, bu dört deniz arasında doğal üretimin en yüksek olduğu denizdir ve ülkemiz su ürünleri üretiminin %63’ünü sağlamaktadır. Toplam deniz balıkları üretiminin ise % 80’i yine Karadeniz'den karşılanmaktadır. Ülkemizde su ürünleri içerisinde ekonomik yönden anlam ifade eden türlerin sayısı 100’ü geçmemekte ve balık üretiminin %80-90’ını göçmen (pelajik) türlerden oluşmaktadır. Karadeniz’de; hamsi., istavrit, kefal, palamut, torik, lüfer, Akdeniz’de ; sardalya, kefal. Ege’de; sardalya , Marmara’da; hamsi, istavrit, kefal önemli pelajik türlerdir. Demersal balıklardan (dip balıkları) ise; Karadeniz’de kalkan, mezgit; Ege ve Akdeniz’de çipura,barbunya, berlam, istakoz, ekonomik öneme sahip türlerdir. Ülkemizde 500-600 bin ton civarında gerçekleşmekte olan ve denizlerden avcılıkla elde edilen üretimin avlanabilir stok büyüklüğü sınırına eriştiği kabul edilmekte ve bundan sonra denizlerimizden yapılan avcılığın artırılması yerine sürdürülebilir avcılığı sağlayıcı önlemler alınması hedeflenmektedir. Bu amaçla stokları koruyucu ve geliştirici yönde araştırmalar yapılmasına ve koruma kontrol faaliyetlerinin artırılmasına öncelik verilmesi hedeflenmiştir.Ayrıca denizlerde avcılıkla yapılan üretimin artırılabilmesi için de , açık deniz balıkçılığına geçilerek uluslararası sularda avlanma alanları yaratılması ve ülkemiz kaynaklarına yönelik av baskısının azaltılması hedeflenmiştir. Diğer taraftan su ürünleri sektörü, gıda ve imalat sanayi, sağlık,çevre, turizm ve ulaştırma sektörleri ile doğrudan veya dolaylı ilişkisi nedeniyle ayrı bir ekonomik anlam taşımaktadır. 2003 yılı tahmini verilerine göre ülkemizdeki su ürünleri sanayii üretimininin değerce %91,8’ini işlenmiş balık ve kabuklu ürünler, %7,5’ini balık unu ve % 0,7’sini balık yağı oluşturmaktadır. Su ürünleri sektöründe ülkemizde 15 adet yabancı ortaklı yatırım bulunmakta olup bunların toplam sermaye içindeki payı %16.98’dir. Söz konusu yabancı sermaye Almanya, Bahama, Fransa, İran, İtalya, Norveç, Hollanda. Danimarka ve Japonya kaynaklıdır. Su Ürünleri Üretimi Su ürünleri, denizler, iç sular ve suni olarak yapılmış havuz, baraj, gölet, dalyan ve çiftlik gibi tesislerde tabii veya suni olarak yetiştirilen su bitkileri, balıklar, süngerler ve diğer canlılarla bunlardan imal edilen ürünlerdir. Su ürünleri insan beslenmesinden, hayvan beslenmesine, ilaç sanayinden, kozmetik sanayine kadar kullanım alanına sahip olma özelliğinden dolayı tarım sektörü içinde en önemli yerlerden 203 birine sahip bir tarım sektördür ve bu nedenlerden dolayı il ve ülke ekonomisi doğrultusunda değerlendirilmesi ve korunması gerekmektedir. Ülkemiz de avlanan su ürünlerinin nerdeyse tamamı taze veya soğutulmuş olarak pazarlanmakta ve tüketilmektedir. Avlanma fazlası muhafaza tesislerinin yetersizliği nedeniyle bu yola gidilmektedir. Su ürünleri Türkiye’de balıkçı barınaklarında, balık hallerinde seyyar, satış merkezlerinde, bazen de doğrudan işleme değerlendirme tesisleri yoluyla halka sunulmaktadır. İhracatta da önemli pay sahibi olmuş ve AB pazarlarında da 11,1 milyon ABD $’lık bir satış değerine ulaşmıştır. Türkiye’nin su ürünleri dış ticareti göreceli olarak küçük ve aktif bir yapı sergilememekte, ulusal dış ticaret gelirine % 4 civarında bir katkı sağlamaktadır. Söz konusu ticaret bölgesel olarak önem taşımaktadır. TÜİK 1997 yılı verilerine göre ülkemizden 18.402 ton nihai su ürünleri ihraç edildiği ve değerinin 68 milyon ABD $ olduğu belirtilmektedir. İhracat milli balık arzının % 3,4’ünü kapsamaktadır. Aynı yıl, insan gıdası olarak tüketilmek üzere ithal edilen balığın (şoklanmış balık) değeri 50,2 milyon ABD $ olup, Türkiye’nin su ürünleri ticareti önemli sayılacak bir artı denge vermektedir. Dış ticaret açısından en önemli pazar Avrupa Birliği ülkeleridir. Hem miktar hem de değer olarak su ürünleri ihracatının % 80’i bu pazara yapılmaktadır. İhracatın yöneldiği pazarlara bakacak olursak 2003 yılı itibariyle ihracatımızda İtalya miktar ve değer olarak en büyük payı alan ülke olup bunu miktarca Yunanistan değerce İspanya izlemektedir. Fransa ve Japonya ise diğer önemli pazarlarımızdır. 2000 yılında ülkemizden yapılan toplam su ürünleri ihracatı 34061262 $ iken, 2002 yılında bu değer 123182322 $’a yükselmiştir. Türkiye’nin su ürünleri ithalatında 2003 yılında bir öncekine göre %74 oranında önemli bir artış olmuştur. 2003 yılı ithalatımız 33.384.099 4 olup bunun miktarca %18’i İspanya’dan gerçekleştirilmiştir. Norveç ise değerce en çok ithalatın yapıldığı ülke olup toplam ithalatın % 33’ü bu ülkeden yapılmıştır. 2003 yılı Türkiye su ürünleri ithalatında ilk sırayı %78 ile dondurulmuş balıklar almış bunu yumuşakçalar ve balık filetoları izlemiştir. Tüm tarım ürünlerde olduğu gibi su ürünlerinin pazarlanmasında tüccarların önemli bir yeri bulunmaktadır. Balık komisyoncuları üreticiden aldıkları ürünü dış illerdeki tüccarlara ve diğer perakendecilere göndermektedirler. Özel kuruluşlar üreticiden almış oldukları su ürünlerini tesislerinde işlenmiş balık veya dondurulmuş ürün olarak dış piyasaya sunmaktadırlar. Buradan da diğer aracı kurumlara gönderilerek tüketiciye ulaşması sağlanmaktadır. İşlenmiş balık veya dondurulmuş ürünlerin iç piyasada tüketilme oranı çok azdır. Yan ürün işleme tesislerinde balık artıklarından veya balıktan çeşitli yan mamullerin üretimi yapılmaktadır. Su ürünleri girişimciliğinin yetersiz olduğu düşünülen bölgede bilgi ve uygulama eksikliğinin buna neden olduğu düşünülmektedir. Gerek sağlık, protein ve lezzet açısından son yılarda da önem kazanan su ürünleri tüketiminin arttırılması teşvik edilmeli ve bu konuda çalışmalar yapılmalıdır. 204 Bölgede kültür balıkçılığı üretim miktarının neredeyse tamamı Ankara, Konya’da ve Karamanda ki lokanta, piknik, gibi yerlere pazarlanmaktadır. Bir kısmı balık üretim yerinde tüketilmektedir. 2002 yılında faaliyete başlamış bulunan Orkinos işletmeleri ise tamamen ihracata yönelik üretim yapmakta ve ürünlerini özellikle Uzak Doğuya pazarlamaktadırlar. Deniz ürünlerinde pazarlama kanalları incelendiğinde ülke geneli ile paralellik göstermekte olup balık satışının %90’a yakını komisyoncular tarafından yapılmaktadır. Kalan %10’luk kısmı ise kooperatif ve birliklere, konserve fabrikalarına, direk tüketiciye ulaşmaktadır. Su ürünleri yetiştiriciliği, FAO tarafından dünyada en hızlı büyüyen gıda sektörü olarak belirlenmiştir. Yetiştiricilikle üretilen su ürünleri miktarı 1980’de 7,4 milyon tondan 1990’da 16,8 milyon tona ve 2002 yılında ise 40 milyon tona ulaşmıştır. Su ürünleri yetiştiriciliği, dünya balıkçılık üretiminin yaklaşık %30’unu karşılamakta ve yılda % 10’dan fazla artarak büyümektedir. Son yıllarda sektörde en çok dikkat çeken ülke Çin’dir. Çin toplam Kültür Balıkçılığı üretiminin % 71’ini gerçekleştirmektedir. Türkiye’de iç su ve denizlerde su ürünleri yetiştiriciliği hızla gelişen bir sektördür. İlk alabalık çiftliği 1970’lerde, deniz levreği ve çipura işletmesi ise 1985 yılında kurulmuştur. 2004 yılı değerlerine göre iç sularda 1301, denizlerde ise 358 adet olmak üzere toplam 1659 işletme bulunmaktadır. 2003 yılı verilerine göre yetiştiricilikle su ürünleri üretimi iç sularda 40217 ton, denizlerde ise 39726 ton olarak gerçekleşmiştir. Bu değerin milli ekonomiye katkısı yaklaşık 350 milyon dolardır. 4.7.4.1. Su Ürünleri Dünya Ticareti Dünyada avlanan balık miktarı 2001 yılında 130 milyon ton olup, bunun 44 milyon tonu Çin'de gerçekleşmiştir. Dünya çapında diğer önemli üretici ülkeler ise sırası ile Peru, Hindistan, Japonya, ABD ve Endonezya'dır. Avrupa kıtasındaki en büyük üretici olan Norveç ise dünya üretiminde onuncu sırada yer almaktadır. Dünya üretiminde, gelişmiş ülkelerin üretimi 31 milyon ton iken gelişmekte olan ülkelerin üretimi 98 milyon ton düzeyinde olmuştur. Diğer bir ifadeyle dünya üretiminin %75'i gelişmekte olan ülkeler tarafından gerçekleştirilmiştir. Türkiye dünya üretiminde 35. sırada yer almıştır. 4.7.4.2. Türkiye'nin Su Ürünleri Dış Ticareti İhracat Ülkemizin su ürünleri sektörü ihracatı 2003 yılı itibari ile 37607 ton miktarında ve yaklaşık 154 milyon dolar değerinde gerçekleşmiş olup bu sektörün ihracatında bir önceki yıla göre değerce %25 oranında artış olmuştur. Türkiye su ürünleri ihracatının kompozisyonuna baktığımızda büyük bir bölümünü taze - soğutulmuş balıkların almış olduğu görülmektedir. 2003 yılında bu ürün grubunda 74 milyon dolar değerinde ihracat yapılmış olup, söz konusu değer toplam su ürünleri ihracatımızın %48'ini oluşturmaktadır. Bu grubu yumuşakçalar ve kabuklu hayvanlar izlemektedir. 205 Tablo 186. Türkiye’nin Su Ürünleri İhracatı ( Miktar:Kg, Değer : $) Ürün Grubu 2000 Miktar Değer Canlı Balıklar 8539 41667 Balık (Taze/Soğutulmuş) 7311271 21225077 Balıklar (Dondurulmuş) 752320 1890201 Balık Filetoları 1795072 7789625 Balıklar (Kuru/Tuzlu/ Salamura/Tütsü) 274596 1278197 Kabuklu Hayvanlar 1022097 4231858 Yumuşakçalar 3372970 9945002 Ara Toplam 14536865 46401627 Konserve Balık ve Yumurtası 15153702 26550890 Konserve Kabuklu Hayvanlar ve Yumuşakçalar 4370695 16534424 Toplam 34061262 89486941 2001 Miktar 3263 10055693 1496905 2516038 269512 1637450 3002764 18981625 3399830 3370688 25752143 Değer 26817 26548853 2274570 9846210 1272833 6574997 7969458 54513738 6922242 12878072 74314052 2002 Miktar 33030 14036724 3304704 2376716 309598 2490523 5583264 28134559 1894501 3814706 33843766 Değer 267158 46108505 18768018 10625386 1515066 10049981 15723059 103057173 5372121 14753028 123182322 2003 Miktar 308403 15398180 2991702 1629491 410965 2291664 6886657 29639502 3894403 4072908 37606813 Değer 332454 74035059 3798369 8666956 2485473 12825671 2155613 123700116 10520244 19311326 153531686 Kaynak: DTM İhracatın yöneldiği pazarlara bakacak olursak; 2003 yılı itibariyle ihracatımızda İtalya miktar ve değer olarak en büyük payı alan ülke olup bunu miktarca Yunanistan değerce İspanya izlemektedir. Fransa ve Japonya ise diğer önemli pazarlarımızdır. Su ürünleri ihracatımızın yöneldiği pazarlar her ne kadar AB ağırlıklı ise de dünyanın her bölgesine ihracat gerçekleştirilmektedir. Uzak Doğu pazarlarında Japonya, Güney Kore,Tayvan, Orta Doğuda; Lübnan,Cezayir ve Ürdün, Amerika kıtasında; ABD ve Kanada ihracatımızda önde gelen pazarlar olup, ileriki yıllarda anılan pazarların daha da iyi değerlendirilebileceği ve diğer pazarlara olan ihracatımızın da beraberinde artırılabileceği düşünülmektedir. 206 Tablo 187. Türkiye'nin Ülkelere Göre Su Ürünleri İhracatı (Miktar:Kilogram, Değer : $) Ülke 2000 2001 2002 Miktar Değer Miktar Değer Miktar İtalya 5381740 16696431 6629143 19425663 9805663 Yunanistan 2592160 6945858 2941050 8187629 5125419 İspanya 436575 1944807 1060127 3803251 1628627 Fransa 2408202 10459541 2613240 9787328 3187805 Japonya 2458294 10971076 1052401 5388984 3061489 Lübnan 1900715 1134092 2666599 2010314 2819877 Hollanda 1335173 5499919 1379697 5010171 1803179 Almanya 7259477 12687484 1790550 2860612 1150587 G. Kore 79468 337856 158785 633193 753990 Belçika 2397111 5738316 1210336 3900536 1006407 KKTC 245865 506123 282135 384517 226725 İsveç 342535 1359497 557675 2327382 376505 Seysel Ada 0 0 10000 Ege S.B. 164995 739508 252702 759862 641689 B.Arap E. 2004 3765 0 Çin 20005 66120 62900 İsviçre 403694 1225569 373877 1287325 290733 Libya 0 0 33150 İngiltere 3708061 5713992 605816 855391 72329 A.B.D. 367096 1722326 579175 3069394 528209 Ara Toplam 32546539 86861392 22964981 65860901 32585678 Toplam 34061262 89486941 25752143 74314052 33843766 Kaynak: DTM 207 Değer 28607876 17541165 6772955 13123872 24681676 2801315 6817276 1922112 2449557 3614494 369646 2212397 925000 1698899 0 202796 1278496 63920 251173 2683972 118019860 123182322 2003 Miktar 9967587 4867304 3460313 3269154 2914017 2200420 2087295 1626225 1255552 1119515 953816 592480 499300 407975 284454 278090 224577 211128 200280 177094 36596576 37606813 Değer 36518534 19791143 24108892 15626604 17027785 2965767 10916994 3434469 4166321 3755792 890867 4253423 373975 1568364 218922 805966 1091042 439574 723967 1210405 150088806 153531686 İthalat Türkiye'nin su ürünleri ithalatında 2003 yılında bir önceki yıla göre değerce %74 oranında önemli bir artış olmuştur. 2003 yılı ithalatımız 33,384,099 Dolar olup, bunun miktarca %18'i İspanya'dan gerçekleştirilmiştir. Norveç ise değerce en çok ithalatın yapıldığı ülke olup toplam ithalatın %33'ü bu ülkeden yapılmıştır. İrlanda, İsveç, Tayvan, Moritanya 2003 yılındaki diğer önemli tedarikçi ülkeler arasında yer almışlardır. Tablo 188. Türkiye'nin Ülkelere Göre Su Ürünleri İthalatı (Miktar:Kg, Değer: $) Ülke 2000 2001 2002 2003 Miktar Değer Miktar Değer Miktar Değer Miktar İspanya 18284484 15035599 1412146 1500565 3659875 3443400 12974509 Norveç 14131681 12449967 6412741 6971805 9197817 8634813 9844245 İrlanda 0 0 1650 5109 2000488 834119 7347593 Gürcistan 2005121 178588 255660 35880 5656821 Moritanya 0 0 22885 19760 1850029 718835 3053189 Fransa 6682938 3585411 1204607 813272 1402560 1274595 2777779 Hollanda 40531 41956 0 0 352130 223640 2499231 Tayvan 0 0 0 0 119995 106722 2321792 İsveç 0 0 0 0 2128512 A.B.D. 36932 107887 1016 2775 563995 307165 1343663 Yunanistan 261513 430987 63026 47154 102217 97489 507356 İngiltere 63488 155992 24786 64640 18478 69206 505010 Bulgaristan 363525 564715 243290 162131 209990 123186 420435 Hindistan 500266 636362 218920 204360 338744 382645 373222 Estonya 8794 20850 12146 23198 222087 Arjantin 552074 583811 130118 119288 55086 85839 182176 Almanya 49480 53586 3508 18874 447511 422363 145992 Singapur 5176 370936 9606 224311 102698 348326 110141 Çin 84800 115949 34418 48295 93264 G. Kore 10300 31409 9666 28915 52410 Ara 41400550 34581497 11857314 10500840 20733503 17208631 52559425 Toplam Toplam 44517799 37873900 13139637 11833160 22712145 19235258 52852976 Kaynak: DTM. 208 Değer 6103714 10976469 3044012 452656 1271528 2403290 1237664 1826150 1826255 591977 466896 666749 338641 481231 126180 185483 352843 378972 186365 33013 32800088 33384099 Tablo 189.Türkiye'nin Su Ürünleri İthalatı (2000-2003) (Miktar (M):Kilogram, Değer (D) : $) Ürün Grubu 2000 2001 2002 Miktar Değer Miktar Değer Miktar Değer Canlı Balıklar 121684 803756 5625 221864 93234 353682 Balık (Taze/Soğutulmuş) 325001 157332 2202171 331193 292949 273473 Balıklar (Dondurulmuş) 40300029 31343132 9174286 8675634 19589426 14367409 Balık Filetoları 1350629 1980557 450781 928786 606045 1427976 Balıklar (Kuru/Tuzlu/ vb.) 59640 436445 28925 274552 63067 334946 Kabuklu Hayvanlar 55866 90723 12986 35175 43954 36902 Yumuşakçalar 2022582 2210985 1101406 1050033 1842962 1960395 Ara Toplam 44235431 37022930 12976180 11517237 22531637 18754783 Konserve Balık ve Yumurtası 139807 347663 156860 288415 142931 340551 Konserve vb. ve Yumuşakçalar 142561 503307 6597 27508 37577 139924 Toplam 44517799 37873900 13139637 11833160 22712145 19235258 Kaynak.:DTM 209 2003 Miktar Değer 117805 458071 5985415 1011082 42523599 26114297 1011257 1868238 26013 254746 345900 256993 2431521 2672693 52441510 32636120 390898 595510 20568 152469 52852976 333854099 Ürün grubu olarak, 2003 yılında Türkiye'nin su ürünleri ithalatında, ilk sırayı %78 ile dondurulmuş balıklar almış ve bunu taze balıklar, yumuşakçalar ve balık filetoları izlemiştir. Sahip olduğu coğrafi yapısı ve iklim koşulları ile gerek deniz balıkçılığı ve gerekse tatlı su balıkçılığı ve kültür balıkçılığı yönünden büyük bir potansiyele sahip ülkemizde kaynakların akıllıca ve planlı kullanılması halinde uluslararası rekabet ortamında konumunu güçlendirmesi mümkün olacaktır. Tablo 190. Yıllara Göre Türkiye Su Ürünleri Üretimi (ton) ve Yüzdesi Yıllar Avcılık Yetiştiricilik Genel Toplam Deniz % İçsu % Miktar % 582 610 89,7 44 983 6,9 627 593 21 607 3,3 649 200 1995 474 243 86,3 42 202 7,7 516 445 33 201 6,0 549 646 1996 404 350 80,8 50 460 10,1 454 810 45 450 9,1 500 260 1997 432 700 79,6 54 500 10,0 487 200 56 700 10,4 543 900 1998 523 634 82,2 50 190 7,9 573 824 63 000 9,9 636 824 1999 460 521 79,1 42 824 7,4 503 345 79 031 13,6 582 376 2000 484 410 81,4 43 323 7,3 527 733 67 244 11,3 594 977 2001 522 744 83,3 43 938 7,0 566 682 61 165 9,7 627 847 2002 463 074 78,8 44 698 7,6 507 772 79 943 13,6 587 715 2003 504 897 78,3 45 585 7,1 550 482 94 010 14,6 644 492 2004 Kaynak: TÜİK Ülkemizde kültür üretimi yapılan en önemli türler denizlerde çipura ve levrek, iç sularda alabalıktır. Kültür balıkları üretiminin % 52’sini iç su balıkları ve % 48’ini deniz balıkları oluşturmaktadır. Halen ülkemizde 1450 adet çiftlikte su ürünleri yetiştiriciliği yapılmaktadır. Tablo 191. Türkiye Su Ürünleri Üretim Miktar Dağılımı (ton) (1995-2004) Yıllar Yetişticilik İçsu % Deniz % Toplam 13 113 60,7 8 494 39,3 1995 17 960 54,1 15 241 45,9 1996 27 300 60,1 18 150 39,9 1997 33 290 58,7 23 410 41,3 1998 37 770 60,0 25 230 40,0 1999 43 385 54,9 35 646 45,1 2000 37 514 55,8 29 730 44,2 2001 34 297 56,1 26 868 43,9 2002 40 217 50,3 39 726 49,7 2003 44 115 46,9 49 895 53,1 2004 21 607 33 201 45 450 56 700 63 000 79 031 67 244 61 165 79 943 94 010 Kaynak:TÜİK Türkiye içsu yetiştiriciliğinin payı 1995 yılında %60.7 iken 2004 yılında %46,9’a gerilemiş deniz üretimi ise 1995 yılında %39.3 iken 2004 yılında %53.1’e yükselmiştir. 210 Tablo 192. Türkiye Kültür Balıkları Üretimi (ton) Balık türü 2000 2001 İçsu Alabalık 42 572 36 827 Aynalı sazan 813 687 Deniz Alabalık 1 961 1 240 Çipura 15 460 12 939 Levrek 17 877 15 546 Midye 321 5 Karides 27 Toplam 79 031 67 244 2002 2003 2004 33 707 590 39 674 543 43 432 683 846 11 681 14 339 2 1 194 16 735 20 982 815 1 650 20 435 26 297 1 513 - 61 165 79 943 94 010 Türkiye’de kültür balıkçılığında 2004 yılı üretiminde e 43432 ton ile alabalık birinci iken 26435 ton ile levrek ikinci sırayı almakta olup çipura üçüncü sırada yer almaktadır. Tablo 193. TR5 Batı Anadolu Bölgesi ve Türkiye'de Bazı Kültür Su Ürünleri Üretim Miktarları (ton/yıl) (2004) İstatistiki Bölge Birimleri Alabalık Sazan Gümüş Yayın Kerevit Levrek(Sudak) 98 527 714 53 TR510 Ankara 416 21 TR1 98 527 714 53 416 21 TR521 Konya 134 741 0 4 241 1142 TR522 Karaman 0 86 0 6 0 0 TR52 134 827 0 10 241 1142 232 1354 714 63 TR5 Bölgesi 657 1163 TR 5 % 65,9 10,1 33,9 7,0 28,4 62,8 Türkiye 352 13451 2107 897 2317 1852 Kaynak: Tarım ve Köyişleri Bakanlığı TR 5 Batı Anadolu Kültür Balıkçılığında %65,9 paya sahip olan alabalık birinci sıradadır. Gümüş balığı %33.9’luk payla ikinci sıradadır. Kerevit üretiminin bölgede payı %28,4’dür. İç pazarda balıklar, komisyoncu ve tüccarlar vasıtasıyla haller veya balık pazarlarında satılmaktadır. Ülkemizde kişi başına su ürünleri tüketim miktarı yıllık 11 kg. civarındadır. İnsan beslenmesinde büyük önemi olan balık tüketiminin artırılması, üretimin artırılarak arz ve talep dengesinin kurulması ile mümkün olacaktır. Dünya su ürünleri tüketimi kişi başına 15,8 kg/yıl olarak gerçekleşmiştir. Kişi başına tüketim giderek azalmaktadır. Tahminlere göre 2025 yılında dünya su ürünleri yetiştiriciliğinin, kişi başına yıllık 19 kg su ürünleri değerinin korunabilmesi için 62 milyon tona (şu andaki üretimin yaklaşık 1,5-2 katına) ulaşması gerekmektedir. Türkiye, iç su ve deniz kaynakları açısından su ürünleri yetiştiriciliğine çok uygun olup, büyük bir potansiyele sahiptir. Baraj göllerinin kafes balıkçılığına açılması ve deniz balıkları yetiştiriciliğinde Off-Shore sistemiyle üretim yapılmasını teşvik ederek üretimi artırmak mümkündür. 211 4.7.4.3. TR5 Batı Anadolu Bölgesi Su Ürünleri Pazarlama Kanalları Üretici Hal veya Balık Hali Tüketici İşleme Tesisi Perakende Satış Noktası Şemada görüldüğü üzere bölgede su ürünleri üretimi ve pazarlama seyri üreticiden tüketiciye kadar hal veya balık hali ile işleme tesislerini kapsayan bir mekanizma şeklinde olmaktadır. Perakende satış noktalarında ürünler tüketiciye ulaşmaktadır. 4.7.4.4. TR5 Batı Anadolu Bölgesi Su ürünleri Üretimi ve Pazarlaması (GZFT Analizi) Güçlü Yönler Zayıf Yönler Fırsatlar Tehditler -Yetiştircilerin Eğitim Seviyesinin yüksek olması. -Pazar ve pazarlama imkanlarının fazla olması. -İç tüketim oranının yüksek olması. -Yavru balık üreten çiftliklerin mevcudiyeti -İşleme tesislerinin mevcudiyeti. -Su kaynakları potansiyeli düşüktür. -Sektörün örgütlü olması. -İşletme kapasiteleri yüksek çiftliklerin olması. -Girdi maliyetlerinin yüksekliği. -Balık pazarlamada soğuk zincirdeki yetersizlik. -Yetiştiricilikte sektör oluşması. - Su Ürünleri desteklemelerinin olması - Üretim çeşitliliğinin varlığı ve yetiştiricilikte kültüre alma çalışmalarının olması. - Dünya nüfusunun artmasına paralel olarak talebin artması. - Tüketici bilincinin artıyor olması. -Tarım, Sanayi ve evsel atıkların su kaynaklarına karışması Su ürünleri yetiştiriciliği alanlarının daralmasına neden olmaktadır. -Su kaynaklarının azalması nedeniyle yetiştiricilik amaçlı kullanılan suların içme suyuna tahsisi nedeniyle alanların daralması. 4.7.5. Organik Tarım Ürünleri Pazarlaması Türkiye tarımsal yapısı ve gelenekleri, genetik zenginliği, farklı agro-ekosistemlere sahip oluşu dikkate alındığında iç ve dış pazar talebi olan ürünlerin üretimi açısından şanslı görünmektedir. Ülkemizde ekolojik tarım faaliyetleri 1986 yılında ithalatçı firmaların istekleri doğrultusunda ihracata yönelik olarak başlatılmıştır. Önceleri ithalatçı ülkelerin bu konudaki mevzuatına uyumlu halde yapılan üretim ve ihracat, 24 Haziran 1991’de Avrupa Birliği’nde ekolojik tarım faaliyetlerini düzenleyen yönetmeliğe uygun olarak devam etti. İlk yıllarda kuru üzüm, kuru incir ve kuru kayısı gibi yalnızca birkaç gıda ürünü listeye girerken, şu anda fındık, nohut, mercimek, kuru erik, kuru fasulye, Antep fıstığı, kestane, kekik, kimyon, susam, dondurulmuş meyve ve sebze, elma, çilek, armut, sarımsak, kereviz gibi geniş 212 bir yelpaze mevcut; 170 dolayında sertifikalı ürün, 100 dolayında sertifikalı firma faaliyette. İhracatımız da başta Almanya, İngiltere gibi Avrupa Birliği ülkelerine ve ABD, Kanada ve Japonya’ya yönelik yapılıyor. Organik üretimin ilk başladığı günden itibaren dış Pazar talebine göre şekillenmesi ve iç pazarda talep edilen yaş meyve-sebze, un ve mamulleri, et, süt ve ürünlerinin organik ürün yelpazesinde yer almaması da iç pazarın gelişmesinde sınırlayıcı etki yapmıştır. Dış pazar için sözleşmeli olarak gelişen organik üretimde üreticiler iç pazara yönelmek için de benzer sözleşmelerin beklentisi içine girmiştir. Parasal kaynakları kıt ve bilgi düzeyinin yetersiz olması Pazar garantisi olmaması durumunda üreticinin kendiliğinden organik üretime geçişinde engel oluşturmaktadır. Türkiye’nin organik ürün pazarı 2003 yılında 36.9 milyon doları ihracat olmak üzere toplam 40 milyon dolara ulaştı. 2002 yılında 19 bin ton olan organik ürün ihracatından 30 milyon 877 bin 140 dolar gelir elde edildi. 2003 yılında ihracat 21 bin tona, gelir 36 milyon 932 bin 995 dolara çıktı. Organik olarak üretilen yaş meyve ve sebzelerin farklı bir pazarlama sistemi bulunmaktadır. Bu ürünlerin çok büyük bir kısmı dış pazara sunulmakta, bir kısmı doğrudan tüketilmekte, bir kısmı ise normal mamul ürünlerin karışımlarında yer almaktadır. Üretim projesi yetkili firmalar tarafından gerçekleştirilmekte ve ürünler bu firma tarafından ülkemizde paketlenip ve ihraç edilmektedir. Diğer ülkelerde olduğu gibi henüz ülkemizde de organik tarım ürünleri dış ticaretine ilişkin istatistiksel altyapı oluşturulmamıştır. Bahsedilen nedenle, ihracata ait istatistiki değerler ancak Ege İhracatçıları Birlikleri kayıtlarından izlenebilmektedir. 1985-86 yıllarında kuru üzüm, kuru incir, kuru kayısı ihracata konu olan organik ürünler iken, 2001 yılında sektör ve ürün yelpazesi genişlemiştir. Organik ürünler üretim ve ihracatı sert kabuklu ve kuru meyveler, dondurulmuş meyve ve sebzeler, yaş meyveler ve sebzeler, baharatlar ve bakliyat sektöründe yoğunlaşmış olup gülsuyu, gülyağı, zeytinyağı ve pamuk üretimi ve ihracatı gerçekleştirilen diğer organik ürünler olmuştur. İhracatımızın yöneldiği ülke sayısı 37 olup, AB ülkeleri en önemli ihraç pazarımızı oluşturmaktadır. AB ülkeleri dışında Kuzey Avrupa ülkeleri, ABD, Kanada ve Japonya dikkat çeken potansiyel Pazar görünümündedir. İhracata konu olabilecek bir başka ürün grubu da organik olarak üretilmiş meyve ve sebzelerdir. Hiçbir katkı maddesi içermeksizin üretilen bu ürün grubu gelişmiş ülke pazarlarında geniş ölçüde alıcı bulmaktadır. Bölgede kısmen zararlı popülasyonunun az ve zirai ilaçlamanın yapılmadığı, suni gübrenin kullanılmadığı kuru pamuk alanlarının ileride ekolojik tarım için düşünülebilir. Bölgede şu ana zararlı yoğunluğunun en az ve sulu alan darlığından dolayı zirai mücadelenin diğer tarımsal ürünlerde de asgari seviyede yapıldığı dağlık bölgeye yakın etek kısımlarındaki kuru pamuk alanları ekolojik tarıma uygundur. Ayrıca organik olarak üretilen yaş meyve ve sebzelerin farklı bir pazarlama sistemi bulunmaktadır. Bu ürünlerin çok büyük bir kısmı dış pazara sunulmakta, bir kısmı doğrudan tüketilmekte, bir kısmı ise normal mamül ürünlerin karışımlarında yer almaktadır. Üretim projesi ülkede yetkili firmalar tarafından gerçekleştirilir ve ürünler bu firma tarafından paketlenir ve ihraç edilir. 213 Bölgede yüksek alanlarda ova kesimine nazaran çok az pestisit ve suni gübre kullanımı ekolojik tarımın yapılabilmesi için bir avantajdır. Bölgede özellikle Nohut’un suni gübresiz ve ilaçsız yetiştirilmesi ve yem bitkisiyle münavebeye girme özelliğinin yüksek olması sebzecilikte ve meyvecilikte özellikle ceviz’in doğal olarak yetişmesi ileride bu bölgede organik tarıma geçişi hızlandıracaktır. Bölgede organik tarımın başarıya ulaşabilmesi için ayrıca pazarlama mekanizmasının çok iyi kurulması ve ulaşım probleminin ortadan kaldırılması gerekmektedir. Organik tarım yetiştirilme tekniklerinin ve esaslarının çiftçilere öğretilmesi ve benimsenmesi için yayım çalışmalarının hızlandırılarak pilot bölgelerde uygulamaya başlanması gerekmektedir. 4.7.5.1. Organik Tarım Ürünleri Türkiye'de Üretimi Ülkemizde sözleşmeli yetiştiricilik sistemi ile başlayan organik tarım ürünleri üretimi, konvansiyonel ürünlerde olduğu gibi talep yaratma çabalarının yoğunluk kazanması sonucu bağımsız projelerle gerçekleştirilen üretim şekliyle de desteklenmeye başlamıştır. Dış pazarlarca talep edilen çeşitlerin talep edilen miktarlarda üretilmesiyle 1985 yılında başlayan organik tarım ürünleri üretimi, 2000’li yıllara gelindiğinde yeni bir boyut kazanmıştır. Kuru incir, kuru üzüm ve kuru kayısı ile başlayan organik tarım ürünleri üretimi; bitkisel ürünler, işlenmiş gıda ürünleri ve diğer tarım ve gıda ürünleri olarak sınıflandırabileceğimiz sektörel yelpazeye ulaşmıştır. İlk yıllarda sadece 8 ürün organik olarak üretilirken, 2004 yılında üretilen ürün çeşidi 100’ü aşmıştır. Organik ürünler üretim ve ticareti özel düzenlemeler gerektirmekte, bu düzenlemelerin de uluslararası bazda kabul görmüş kontrol ve sertifikasyon kuruluşlarınca kontrol edilmesi gerekmektedir. Ülkemizde uluslararası düzeyde kabul görmüş 8 kontrol ve sertifikasyon firması faaliyet göstermektedir. Tablo 194. Türkiye Organik Tarımsal Ürünler Üretimi (ton) Ürünler 1999 2000 2001 2002 Domates 7095 15532 90472 82809 Elma 24038 50136 45040 69187 Buğday 15983 4551 31139 19752 Pamuk 23520 23091 19511 21793 Kayısı 10822 40799 13634 5940 Üzüm 7182 7582 12894 10469 İncir 7840 7635 8293 9473 Zeytin 3310 12875 7343 10744 Fındık 5411 4114 6965 7667 Mercimek 3211 7163 5862 17012 Vişne 744 2143 3769 6580 Nohut 1350 1885 3691 7667 Çilek 2280 2677 3353 3293 Biber 553 1592 3202 3355 Soğan 703 809 2680 388 Zeytinyağı 1174 1620 1602 413 Kiraz 366 496 1375 1335 Bal 1128 2582 557 923 Toplam 168306 237210 280328 310124 Kaynak: Tarım ve Köyişleri Bakanlığı 214 2003 26493 71928 21379 34877 13278 9505 8112 6456 5994 11781 5994 5662 3497 3309 1020 68 1830 1100 291876 2004 22897 52670 31194 30268 9019 13988 15793 10997 4821 9135 4020 4085 4098 2643 1412 1348 937 218388 Tablo 195. Türkiye Organik Hayvansal Ürünler Üretimi Ürünler 2002 2003 Çiftçi Sayısı Üretim Çiftçi Sayısı İnek Sütü 4 40 6 Dana Eti 4 8 6 Koyun Eti 4 5 6 Keçi Eti 0 0 2 Arı Kovanı (adet) 2000 Yumurta (tane) 1 25000 6 Üretim 48 8 4 0 12653 34500 2004 Çiftçi Sayısı 1 1 1 1 159 2 Üretim 138 100 300 50 27839 92500 Kaynak: Tarım ve Köyişleri Bakanlığı 4.7.5.2. Türkiye'nin Organik Tarım Ürünleri Dış Ticareti Diğer ülkelerde olduğu gibi henüz ülkemizde de organik tarım ürünleri dış ticaretine ilişkin istatistiksel altyapı oluşturulamamıştır. Bahsedilen nedenle, ihracata ait istatistiki değerler ancak Ege İhracatçı Birlikleri kayıtlarından izlenebilmektedir. Buradan hareketle ihracatçı firmalarımızın organik tarım ürünlerini ihraç ederken söz konusu ürün grubunun ihracatının kayda bağlı olduğunu göz önünde bulundurmaları ve ilgili İhracatçı Birliğine kayıt yaptırmaları önem arz etmektedir. Organik tarım ürünleri ihracatının kayda bağlı olmasına karşın firmalarımız zaman zaman kayıt yaptırmamaktadır. Ayrıca Dünyada ve ülkemizde konvansiyonel ürünler ticaretinin izlenmesine imkan sağlayan Armonize Sınıflandırma sisteminin organik tarım ürünleri için oluşturulmamış olması tüm dünyada organik tarım ürünleri ticaret istatistiklerinin izlenmesini güçleştiren bir diğer önemli faktör olarak karşımıza çıkmaktadır. 1985/86 yıllarında kuru üzüm, kuru incir, kuru kayısı ihracata konu olan organik tarım ürünleri iken, 2001 yılında sektör ve ürün yelpazesi genişlemiştir. Organik ürünler üretim ve ihracatı sert kabuklu ve kuru meyveler, dondurulmuş meyve ve sebzeler, yaş meyveler ve sebzeler, baharatlar ve bakliyat sektörlerinde yoğunlaşmış olup gülsuyu, gülyağı, zeytinyağı, ve pamuk üretimi ve ihracatı gerçekleştirilen diğer organik ürünler olmuştur. İhracatımızın yöneldiği ülke sayısı 37 olup, AB ülkeleri en önemli ihraç pazarlarımızı oluşturmaktadır. AB ülkeleri dışında, Kuzey Avrupa ülkeleri, ABD, Kanada ve Japonyadikkat çeken potansiyel pazar görünümündedir. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nca yayımlanan yönetmeliğe ilave olarak ekolojik ürünler ihracatını belirli bir disipline kavuşturmak ve altyapısını hazırlamak amacıyla 6.1.1996 tarih ve 22515 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan İhracat Yönetmeliği eki Kayda Bağlı İhracat Listesi' nin 7. Maddesi çerçevesinde ekolojik ürünlerin ihracatı kayda bağlanmıştır. Ege İhracatçı Birlikleri Genel Sekreterliği söz konusu ürünlerin kayıt ve ihracatına yönelik işlemlerde Koordinatör Birlik olarak tayin edilmiştir. 215 Tablo 196. Yıllar İtibarıyla Türkiye’nin Organik Ürün İhracatı Ürünler 2001 2002 2003 Miktar Değer Miktar Değer Miktar Kuru kayısı 1934 2805 1835 4044 1688 Kuru Üzüm 5412 4887 6115 5718 5677 Fındık 1590 5457 1560 4755 1403 Kuru İncir 2227 4764 2228 5537 2027 Pamuk 92 184 411 623 865 Elma Suyu 142 138 468 456 2528 Dondurulmuş Meyveler 1163 1368 892 1106 1212 Mercimek 1097 841 962 655 1447 Anason, Rezene ve Kişniş 56 166 246 592 229 Tohumları Nohut 1035 827 1413 1113 1167 Çam Fıstığı 54 726 93 1534 70 Dondurulmuş Sebzeler 575 355 666 391 841 Zeytin Yağı 5 12 25 65 54 Antep Fıstığı 51 307 21 129 32 Bal 30 63 385 852 109 Kuru Erik 351 460 139 236 6 Domates Salçası 13 11 116 86 134 Konserve Kiraz 92 126 57 89 88 Toplam (diğerleri dahil) 17556 27242 19183 30877 21083 Değer 4734 7056 5107 5166 1376 3055 1983 1025 453 2004 Miktar 1646 3316 847 1843 1573 1406 930 1508 321 Değer 5381 5258 5114 4396 2824 1513 1382 1366 773 830 1212 573 174 265 295 24 142 146 36933 871 34 489 91 25 32 38 39 27 16093 673 665 415 360 198 96 75 56 53 33076 Kaynak: Ege İhracatçılar Birliği 4.7.5.3. Dünya Organik Tarım Ürünleri Ticareti 1930’lardan bugüne kadar biyolojik tarım modeli bir çok ülkede uygulanmıştır. Danimarka,İngiltere ve İsviçre Avrupa’da biyolojik tarımın temellerini atan ülkeler olmuşlardır. Bugün ABD, Kanada, Avustralya, Japonya ve Avrupa Birliği ülkeleri gibi gelişmiş ülkelerde iç pazarı sürekli artış gösteren organik ürünlerin üretimi gelişmekte olan ülkelerde de gerçekleştirilmektedir. Ancak, gelişmekte olan ülkelerde organik üretim yapısı farklılık arz etmektedir. Üretim iç pazarın talebini cevaplamak amacıyla değil, ihracat amacıyla başlamıştır. Değişik ülkelerde yapılan ulusal bazdaki organik tarıma yönelik çalışmalar bağımsız olarak sürdürülürken, 1972 yılından sonra bu çalışmalar IFOAM Uluslararası Organik Tarım Hareketleri Federasyonu’nun organizasyonu altında toplanmıştır. Merkezi Almanya’da olan IFOAM'ın temel fonksiyonu dünyada organik tarımla ilgili bilgi ağının koordinasyonu olarak tanımlanabilir. Avrupa’da ve dünyada organik gıda pazarları hızla büyümektedir. 1996/2000 yılları arasında organik gıda satışları Amerika’da % 128.6 artarak 8 milyar $’a, Japonya’da % 150 artarak 2.5 milyar $’a, Kanada’da % 135.7 artarak 825 milyon $’a ve Avustralya’da % 200 artarak 150 milyon $’a ulaşmıştır. Buna ek olarak sağlık ve çevresel konularda bilinçli tüketicilerin sayısı artmakta, perakende satış yapan firmalar reklam ve pazarlama stratejilerini geliştirmektedirler. Artan destekleyici hükümet politikaları ile organik gıdalara olan talebin büyüyerek devam etmesi beklenmektedir. 216 Tablo 197. Dünya'da Organik Gıda Satışları 1996-2000 (Milyon $) Ülke ve Bölgeler 1996 1997 1998 1999 2000 % Büyüme Batı Avrupa 4330 5315 6655 8175 9550 120,6 ABD 3500 4200 5000 6000 8000 128,6 Japonya 1000 1200 1500 2000 2500 150 Kanada 350 400 500 690 825 135,7 Avustralya 50 70 90 110 150 200 Diğerleri 100 150 250 350 525 425 Toplam 9330 11335 13995 17325 21550 121,5 Kaynak: www.euromonitor.com 2000 yılında Batı Avrupa ülkeleri dünya organik ürünler pazarları içinde en büyük Pazar olarak dikkat çekmektedir. Bu dönem içinde kaydedilen perakende organik gıda satışları 9.6 milyar $’dır. Yine 2000 yılında Avrupa Ülkeleri arasında büyüme hızı en büyük olan pazarlar İngiltere, Belçika ve Hollanda’dır. İngiltere organik gıda pazarı 2000 yılında bir önceki yıla kıyasla % 55 büyüyerek perakende satışları 900 milyon $’a ulaşmıştır. Son zamanlarda süt ürünleri, et ve et ürünleri, hazır yemekler dahil olmak üzere işlenmiş diğer gıdalar, bebek mamaları, çikolata gibi ürünler önem kazanmakla birlikte Batı Avrupa pazarında organik yaş meyve ve sebze sektörü hala büyük bir paya sahiptir. Bu bağlamda konvansiyonel yaş meyve ve sebze sektörünün yanısıra organik yaş meyve ve sebze sektörü açısından da önemli potansiyele sahip olan ülkemizin, bu potansiyeli değerlendirebilmesi için Avrupa Birliği ülkelerinde yaşanan gelişmeleri dikkatle izlemesinde fayda görülmektedir. 4.7.6. İşlenmiş Tarımsal Ürün Pazarlaması Tarım ürünlerinin bir kısmı doğrudan tüketildiği gibi bir kısmı da işlenerek tüketilmektedir. Artan gelir ve eğitim düzeyine paralel olarak tüketici tercihleri işlenmiş tarım ürünlerine doğru değişim göstermiştir. Tarım ürünlerinin işlenmesi aynı zamanda ürünün kullanım dönemini uzatması, dolayısıyla pazarlama süresinin uzatılması açısından da çok önemlidir. Türkiye'de doğal koşulların uygunluğuna bağlı olarak büyük bir gıda maddeleri üretim kapasitesi bulunduğundan, tarım ürünlerini işleyen sanayiler bakımından da büyük bir potansiyel söz konusudur. Gıda maddeleri üretimi ve gıda sanayii hem birbirini tamamlayan hem de birlikte ekonomik gelişmeye katkı sağlayan önemli ekonomik faaliyet alanlarıdır. Ancak, Türkiye’de tarım ürünleri işleme sanayiinde mevcut kapasitenin yeterince kullanıldığını söylemek güçtür. Türkiye’de domates işleme sanayii kurulu kapasitesinin %64’ünü, sebze konserve sanayii %56’sını, meyvekonserve sanayii %44’ünü, meyve suyu sanayii %59’unu kullanmaktadır. Türkiye'de İşlenmiş tarım ürünleri üretimi içinde ilk sırayı %35,3 oranı ile un ve unlu mamuller almakta, un ve unlu mamuller üretimini sırasıyla bitkisel yağlar (%13,2), meyve ve sebze işleme sanayii ürünleri (%12,2), şeker ve şekerli mamuller (%11,5) ve mezbaha ürünleri (%11,1) izlemektedir. Türkiye’de gıda sanayi ürünleri genel olarak yurt içinde pazarlanmaktadır. Özellikle et, süt, tahıl ve nişasta ürünleri, bitkisel yağlar bunların başında gelmektedir. Gıda ürünlerine yönelik iç talep ve bunun sonucu oluşacak yurt içi pazarların şekillenmesi ürün ve ikame ürün fiyatları, gelir düzeyi, alışkanlıklar gibi bir çok faktöre bağlı olarak değişmektedir. 217 Türkiye’de gıda sanayi alanında firmaların Pazar payları, ürünlerin pazarlanmasını etkilemekte, iç ve dış pazarda yer almasını değişken hale sokmaktadır. Rekabet ortamı içerisinde bir çok firma yer alabilmekte, bu anlamda Pazar paylarını arttırıcı çalışmalarda bulunmaktadırlar. 1995 yılında 2003 yılına kadar olan süre içerinde gıda sanayi üretiminin dış pazarda pazarlanma oranları incelendiğinde, ortalama olarak sanayinin % 6-8’nin dış pazarlarda değerlendirildiği görülecektir. Sanayi ürünleri içinde özellikle meyve ve sebze işleme sanayi ürünleri ile bitkisel yağ ve şekerli ürünler dış pazarda yüksek oranda yer bulabilmektedir. Alt sektörler bazında payları değişse de, gıda sanayinde pazarlama kanallarında toptancı, perakendeci, bayii ve distribütör dağıtıcılar ya da doğrudan satışlar görülmektedir. Günümüzde, özellikle büyük üreticilerin avantajlarından yararlanmak için distribütörlük sistemini kullandıkları bilinmektedir. Ayrıca son yıllarda yaşanan ekonomik krizler sonucunda, büyük firmalar seçici dağıtım sistemine önem verirken, küçük ve orta büyüklükteki firmalar ise daha geniş satıcı gruplara yönelmişlerdir. Türkiye’de işlenmiş tarımsal ürün dış pazarı incelendiğinde sektör içerisinde en önemli grubu şüphesiz turşu oluşturmaktadır. Bunu zeytin ve kaparinin olduğu grup izlemekte, konserve meyveler ve geçici konserve edilmiş sebzeler daha sonra gelmektedir. İhraç edilen konserve sebzeler içerisinde bamya, bezelye, enginar, taze fasulye, sebze karışımları ve diğer sebzeleri ön sırada gelirken konserve meyve ihracatımızda kiraz ve vişne konserveleri ile diğer meyve konserveleri önem kazanmaktadır. 2003 yılı itibariyle konserve meyve ve sebze ihracatının % 40’ı turşu salamura zeytin ihracatından oluşmaktadır. 1998 yılında 177914 $ olan konserve meyve ve sebze ihracatı 2003 yılında değer olarak da % 47.4 oranında artarak 199.117 $’a yükselmiştir. En önemli pazarlarımız 2003 yılı itibariyle ABD Doları cinsinden Almanya, Japonya, Rusya Federasyonu, Romanya, Hollanda, Suudi Arabistan, ABD, İngiltere ve Cezayir’dir. Tablo 198. Türkiye Yıllar İtibariyle Konserve Meyve ve Sebze İhracat Değerleri (1000$) 1998 1999 2000 2001 2002 2003 177914 154668 135115 134658 145038 199117 Kaynak: DTM Türkiye işlenmiş tarımsal ürünler içerisinde dondurulmuş meyve ve sebze üretimi de yer almakta olup üretimin % 70’i ihraç edilmektedir. 2003 yılında 50 ülkeye ihracat yapılmış olup başlıca pazarımız AB ülkeleri, ABD, Çin Halk Cumhuriyeti, İngiltere, Almanya, Fransa, Belçika, Hollanda, Japonya ve Orta Doğu’dur. Dondurulmuş meyve ve sebzenin ihracatı ürün bazında incelendiğinde, 2003 yılında sebze grubundan tatlı biber, domates, mantar, kapsicum ve soğan başı çeken ürün çeşitleri olmuşlardır. Meyvelerden ise çilek, kiraz ve vişne ihracatta en büyük payı alan ürünlerdir. Dondurulmuş meyve ve sebze sektöründe ithalat üretimin yetersiz kaldığı durumlarda başvurulan bir yöntem olup ithal edilen ürün çeşit miktarı yıllar itibariyle farklılık göstermektedir.2003 yılında ithalatta en büyük kalem sebzede tatlı mısır, meyvede ise vişne olmuştur. Diğer bir sektör olan meyve suyu sektörü ülke için avantajlar sağlamaktadır. Türkiye’nin meyve suyu ve konsantresi ihracatı 1970 yılında 6 ton gibi sembolik bir rakamla başlamış ve hızlı bir artışla 2003 yılında 84. 8 bin tona yükselmiştir. Türkiye’nin meyve suyu ve konsantresi ihracatında en önemli kalem elma suyudur. Elma suyunun 2002 yılı toplam meyve suyu ve konsantresi ihracatındaki payı % 61 düzeylerindeyken 2003 yılında bu pay % 46.4 düzeyinde olmuştur. Elma 218 suyu başta Almanya olmak üzere Hollanda, Avusturya, İngiltere, Fransa, Azerbaycan ve İtalya gibi çeşitli ülkelere ihraç edilmektedir. 2001 yılında 71342755 ton ve 45827328 $ olan meyve suyu ve konsantresi ihracatımız 2003 yılında 84808115 ton ve 72584177 $’a yükselmiştir. Türkiye’de 2003 yılında toplam 25 ülkeden meyve suyu ve konsantresi ithalatı gerçekleşmiş ve % 39 payı ile Brezilya başı çekmiştir. Uzak Doğu ülkelerinden özellikle karışık meyve suları üretiminde kullanılmak üzere tropikal meyvelerin ithalatı yapılmıştır. Tablo 199. Türkiye Tarımında Dış Ticaretin Değişimi (2003) (Milyon $) Yıllar İhracat İthalat 2432 1655 1999 1998 2129 2000 2264 1413 2001 2089 1707 2002 2525 2558 2003 Fark 777 -131 851 382 -33 Kaynak:TÜİK 4.8. Türkiye’nin Tarımsal Dış Ticareti 4.8.1. Türkiye’nin Tarımsal İhracatı Türkiye’nin ihracatı 2001 yılında 31,334Milyon$ iken 2004 yılında 63,121 milyon$ seviyesine ulaşmış olup %49,6’lık artış kaydedilmiştir. Tablo 200. DTÖ Tanımına Göre Sektörel İhracat İstatistikleri (Milyon $) 2001 2002 2003 2004 Toplam İhracat 31.334 36.059 47.253 1- Tarımsal Ürünler İhracatı 4.349 4.052 5.257 Gıda Maddeleri 3.997 3.668 4.735 Canlı hayvanlar ve gıda maddeleri 3.316 3.118 3.944 Canlı hayvanlar 44 31 8 Hububat ve mamulleri 327 299 409 Meyva, sebze ve mamulleri 2.142 2.062 2.568 Tabii bal, şeker ve mamulleri 343 183 226 Hayvan yemleri 25 13 14 Diğer Gıda Maddeleri 435 530 718 İçkiler, tütün ve mamulleri 471 426 489 Alkollü ve alkolsüz içkiler 36 41 70 Tütün ve mamulleri 435 385 419 Hayvansal ve bitkisel yağlar ve mumlar 180 98 255 Yağlı tohumlar ve meyvalar 29 27 48 Tarımsal Ham maddeler 352 384 522 Deri, kösele ve ham postlar 31 34 34 Tabii, sentetik ve rejenere kauçuk 5 5 5 Tabii mantar ve yuvarlak ağaçlar 40 36 21 Odun hamuru ve kağıt döküntüleri 0 1 1 Dokumaya elverişli lifler ve döküntüleri 219 232 363 Bitkisel ve hayvansal diğer ham maddeler 56 76 98 2- Madencilik Ürünleri 1.236 1.497 2.011 3- Sanayi 25.661 30.288 39.594 4- Diğer Ürünler 89 222 391 Kaynak:DTM 219 63.121 6.501 5.891 5.044 7 520 3.405 237 12 863 591 113 478 205 51 610 30 8 21 1 442 107 2.895 53.440 285 Tablo 201. DTÖ Tanımına Göre Sektörel İthalat İstatistikleri (Milyon $) 2001 2002 2003 2004 Toplam İthalat 41.399 51.554 69.340 97.540 1- Tarımsal Ürünler 3.079 3.995 5.265 6.059 Gıda Maddeleri 1.487 1.912 2.791 3.089 Canlı hayvanlar ve gıda maddeleri 736 1.055 1.604 1.817 Canlı hayvanlar 23 16 12 10 Hububat ve mamulleri 193 392 722 558 Meyva, sebze ve mamulleri 118 142 131 161 Tabii bal, şeker ve mamulleri 12 20 36 39 Hayvan yemleri 136 144 200 401 Diğer Gıda Maddeleri 254 341 504 648 İçkiler, tütün ve mamulleri 296 218 250 270 Alkollü ve alkolsüz içkiler 13 10 15 31 Tütün ve mamulleri 283 208 235 239 Hayvansal ve bitkisel yağlar ve mumlar 321 415 512 532 Yağlı tohumlar ve meyvalar 134 223 425 470 Tarımsal Ham maddeler 1.593 2.083 2.474 2.969 Deri, kösele ve ham postlar 275 453 441 397 Tabii, sentetik ve rejenere kauçuk 130 183 256 344 Tabii mantar ve yuvarlak ağaçlar 99 121 166 287 Odun hamuru ve kağıt döküntüleri 149 192 187 221 Dokumaya elverişli lifler ve döküntüleri 866 1.031 1.285 1.564 Bitkisel ve hayvansal diğer ham maddeler 73 104 138 155 2- Madencilik Ürünleri 9.859 11.656 15.248 20.177 3- Sanayi 27.153 34.023 45.831 67.417 4- Diğer Ürünler 1.308 1.880 2.997 3.888 Kaynak :DTM Tablo 201 ‘de görüldüğü üzere Türkiye’nin ithalatı 2001 yılında 41,399Milyon$ iken 2004 yılında 97,540 milyon$ seviyesine ulaşmış olup %42,4’lük artış kaydedilmiştir. 220 Tablo 202. Türkiye’de Fasıllara Göre İhracat (Değer : 000 $) Fasıllar 2001 1 Canlı hayvanlar 2 Etler 3 Balıklar 4 Süt ürünleri;yumurtalar, bal 5 Diğer hayvansal menşeli ürünler 6 Canlı ağaçlar ve diğer bitkiler 7 Sebzeler 8 Meyvalar 9 Kahve,çay,baharat 10 Hububat 11 Değirmencilik ürünleri 12 Yağlı tohum ve meyveler 13 Bitkisel özsu ve hülasalar 14 Örülmeye elverişli bitkisel maddeler 15 Hayvansal ve bitkisel katı ve sıvı 16 Et,balık ve yumuşakçaların 17 Şeker ve mamulleri 18 Kakao ve kakao müstahzarları 19 Hububat,un,nişasta veya süt 20 Sebzeler ve meyvelerin müstahzarları 21 Yenilen çeşitli gıda müstahzarları 22 Meşrubat,alkollü içkiler ve sirke 23 Gıda sanayiinin kalıntı vs kaba 24 Tütün ve tütün yerine geçen işlenmiş Toplam 2002 2003 2004 43.569 17.188 54.514 41.478 28.124 14.282 375.229 1.201.056 57.908 162.212 61.360 53.684 2.043 18.981 234.827 20.547 335.473 90.960 131.114 528.010 101.738 36.654 24.749 435.367 31.333 13.559 103.057 60.778 37.650 22.299 321.776 1.192.852 67.356 80.474 76.344 51.011 1.571 10.412 156.286 20.981 149.956 103.818 165.537 516.492 129.078 42.176 12.143 385.348 8.217 18.720 124.842 78.442 48.705 31.486 473.336 1.391.984 61.130 56.164 139.968 73.323 1.900 16.889 347.174 31.661 186.972 181.426 239.009 671.357 159.716 70.429 13.832 418.809 7.311 22.487 180.444 66.225 47.546 37.748 485.740 1.901.976 64.041 17.463 235.212 80.261 2.849 15.563 277.049 35.633 217.803 231.784 304.125 980.215 194.286 113.696 10.928 477.848 4.071.067 3.752.287 4.845.490 6.008.233 Kaynak:TÜİK Aşağıdaki tabloda TR 5 Batı Anadolu Bölgesi ihracatçı firmaların sayısı ve ihracat değerleri verilmiştir. Bölge illerinde yıllar itibarıyla ihracatçı firma sayısında ve ihracat değerinde artış bariz bir şekildedir. 2001 yılında bölgede 2151 adet ithalatçı firma bulunurken 2004 yılında ithalatçı firma sayısı 3037 adete yükselmiştir. Tablo 203 İhracatçı Firmaların İllere Göre Dağılımı İl Adı İhracatçı Firma Sayısı (adet) İhracat Değeri (Değer : 000 $) 2001 2002 2003 2004 1642 1781 2010 2361 42 43 45 49 33982 36099 49674 57876 Konya 467 522 557 627 107823 130895 177635 274509 Toplam 2151 2346 2612 3037 Ankara Karaman Kaynak:TÜİK 221 2001 2002 2003 2004 1639713 1523389 1992191 2244189 1781518 1690383 2219500 2576574 Tablo 204. Türkiye’de Fasıllara Göre İthalat (Değer : 000 $) Fasıllar 2001 2002 2003 2004 1 Canlı hayvanlar 22.843 15.932 11.845 9.782 2 Etler 312 51 181 277 3 Balıklar 11.517 18.755 32.636 54.240 4 Süt ürünleri;yumurtalar, bal 21.726 37.271 52.343 68.705 5 Diğer hayvansal menşeli ürünler 16.132 26.640 33.057 31.920 6 Canlı ağaçlar ve diğer bitkiler 10.225 12.288 15.699 23.505 7 Sebzeler 70.935 52.141 30.090 32.943 8 Meyvalar 30.993 65.110 80.341 99.037 9 Kahve,çay,baharat 26.560 22.850 24.408 30.501 10 Hububat 179.593 375.605 696.674 514.075 11 Değirmencilik ürünleri 5.165 9.392 10.156 12.022 12 Yağlı tohum ve meyveler 163.164 268.239 479.436 525.136 13 Bitkisel özsu ve hülasalar 18.544 25.268 38.065 41.297 14 Örülmeye elverişli bitkisel maddeler 2.431 1.798 3.363 3.713 15 Hayvansal ve bitkisel katı ve sıvı 313.831 402.305 495.252 511.211 16 Et,balık ve yumuşakçaların 384 505 797 1.049 17 Şeker ve mamulleri 11.672 19.522 34.095 37.520 18 Kakao ve kakao müstahzarları 72.113 107.109 198.900 199.838 19 Hububat,un,nişasta veya süt 30.103 32.267 51.776 66.882 20 Sebzeler ve meyvelerin müstahzarları 12.037 17.305 15.608 25.446 21 Yenilen çeşitli gıda müstahzarları 99.173 133.241 157.192 228.186 22 Meşrubat,alkollü içkiler ve sirke 13.439 10.373 18.716 48.982 23 Gıda sanayiinin kalıntı vs kaba 136.116 144.045 199.855 397.746 24 Tütün ve tütün yerine geçen işlenmiş 283.180 207.916 234.878 239.278 1.552.191 2.005.928 2.915.364 3.203.292 Toplam Kaynak:TÜİK Aşağıdaki tabloda TR 5 Batı Anadolu Bölgesi ithalatçı firmaların sayısı ve ithalat değerleri verilmiştir. Bölge illerinde yıllar itibarıyla ithalatçı firma sayısında ve ithalat değerinde artış bariz bir şekildedir. 2001 yılında bölgede 3963 adet ithalatçı firma bulunurken 2004 yılında ithalatçı firma sayısı 5089 adete yükselmiştir. Tablo 205. İthalatçı Firmaların İllere Göre Dağılımı İthalatçı Firma Sayısı (adet) İthalat Değeri (Değer : 000 $) İl Adı 2001 2002 2003 2004 Ankara 3.601 3.636 3.891 4.408 5.495.512 6.480.487 6.751.624 7.310.303 26 29 31 40 7.411 15.607 20.879 21.081 336 435 506 641 92.259 162.936 246.015 377.736 3.963 4.100 Karaman Konya Toplam 2001 2002 2003 2004 4.428 5.089 5.595.181 6.659.031 7.018.517 7.709.120 Kaynak:TÜİK 2003 yılında Türkiye'nin ihracatı bir önceki yıla göre yüzde 30.0 oranında artış göstererek, 46.9 milyar dolar gibi rekor bir düzeye ulaşmıştır. Bu tutara bavul ticareti rakamları dahil değildir. Amerikan Doları'nın yıl içinde değer yitirmesi nedeniyle, mutlak rakam olarak ortaya çıkan sonuçları 222 yükseltmiştir. Yıllık ortalama Euro/dolar paretesine göre 2003 yılı ihracatı, 41,4 milyar Euro olarak hesaplanmaktadır. 47.0 milyar dolara yaklaşan 2003 yılı ihracatı içinde sanayi ürünlerinin payı 40.1 milyar dolarla yüzde 84'e, tarımsal ürünlerin payı 1.6 milyar dolarla yüzde 13.0'e, madencilik ürünlerinin payı 1,6 milyar dolarla yüzde 1.5'e ulaşmaktadır. Bir tarım ülkesi olmamıza rağmen ihracatta tarımın payı çok düşük kalmaktadır. 2003 yılında 40.1 milyar dolara ulaşan sanayi ürünleri ihracatı içinde hazır giyim ve konfeksiyon ürünlerinin payı 11.5 milyar dolar, taşıt araçları ve yan sanayinin ürün payı 7.3 milyar dolar, demir ve demir dışı metal sanayi ürünlerinin payı 3.9 milyar dolar, elektrik ve elektronik sanayi ürünlerinin payı 3.5 milyar dolar tutmaktadır. Bu durumda Türkiye sanayi ürünleri ihraç eden bir ülke haline gelmiştir. Ülke gruplarına göre Türkiye’nin tarımsal ürünler dış ticaretine bakıldığında AB-EFTA ülkelerinin Türkiye'nin dış ticaretinde son derece önemli bir yere sahip olduğu görülmektedir. Türkiye tarımsal ürünler ihracatının neredeyse yarısını AB-EFTA ülkelerine yapılan ihracat oluşturmaktadır. Türkiye'nin dünya pazarına daha fazla ve daha iyi koşullarla tarımsal ürün satması, satışlarını zaman içinde hammaddelerden işlenmiş ürünlere doğru kaydırarak artırması ve böylece dünya pazarındaki payını büyütmesi gerekmektedir. 223 Tablo 206. Türkiye’den En Fazla İhraç Edilen Tarım Ürünleri ($) Ürün Adı 2002 2003 Miktar Değer Miktar (Ton) (Bin $) (Ton) Fındık (Kabuksuz) 163872 375188 137677 Tütün (Saplı, Damarlı) 85370 277291 106901 Diğer Sert Kabuklu Meyva Ve 72423 177144 73362 Karışımlarının Konserveleri Üzüm (Kurutulmuş) 206599 157348 195995 Kayısı (Zerdali Dahil)Kurutulmuş 69480 118805 73014 Buğday Unu/Mahlut Unu 253245 47608 593365 Diğer Şekilde Domates (Sirke, Asetik 124869 77706 149801 Asitten Başka Şekilde Konserve Edilmiş) Kiraz (Vişne Dahil) (Taze) 20253 52494 33882 Domates (Taze/Soğutulmuş) 253489 70001 228777 Canlı Mayalar 74027 91460 69567 Diğer Reçel, Jöle, Marmelat, Meyva 23019 39769 27779 Püresi Ve Pastları Diğer Çikolata, Kakao İçeren Gıda 20951 44795 31050 Müstahzarları İncir (Taze/Kurutulmuş) 44601 80945 51234 Limon Ve Tatlı Limon 239092 85934 168873 (Taze/Kurutulmuş) Mandarin, Klemantin, Vilking Vb 269688 86263 203210 (Taze/Kurutulmuş) Mercimekler; Kabuksuz (Kuru) 136071 51914 216976 Saf Zeytinyağı 13928 26027 42982 Kakao İçermeyen Diğer Şeker 20053 42477 27114 Mamulleri Tatlı Bisküviler 54663 46970 78512 Üzüm (Taze) 81346 34681 99319 Diğer Sebze Ve Meyve Vs (Sirke, 60647 42435 75041 Asetik Asit/Konserve Edilmiş) Ciklet 26276 56618 28530 Diğer Ekmekçi Mamülleri 51919 56462 65581 Nohut; Kabuksuz (Kuru) 108292 49537 189642 Diğer Balıklar (Taze/Soğutulmuş) 12794 37598 12495 Değer (Bin $) 412469 325088 195099 2004 Miktar (Ton) 134552 107893 78608 Değer (Bin $) 737337 394546 370573 183960 150343 111482 100238 211894 81292 786055 183254 231400 197704 197487 133770 77696 88693 93763 57881 39749 235364 76027 28517 118001 109563 107861 107406 75437 40401 102256 89439 80063 59449 216520 99240 99093 87666 215717 95354 88358 96027 59192 171185 31048 36999 85444 85009 83023 70646 51245 54251 77951 159310 98594 82088 81747 79398 62591 82217 82580 48990 30655 50680 133073 13747 74133 70530 69166 62159 4.8.2. Türkiye’nin Tarımsal İthalatı 1990 yılında 2.807 milyon dolar olan tarımsal ürünler ithalatımız %75,5 gibi büyük bir hızla artarak 1997 yılında 4.927 milyon dolara ulaşmıştır. Bu artış 1998 yılında hız kesmiş ve 1998 yılında bir önceki yıla göre %12,3 azalarak 4319 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. Tabloda görüldüğü gibi ülkemiz tarımsal ürün ithalatı 1998 yılında 2.412 milyon dolardan 2003 yılında 2.900 milyon dolar üzerine çıkmıştır. Türkiye gibi kalkınma hamlesi içinde olan bir ülke için ithalatın önemini vurgulamaya gerek görmüyoruz. 2003 yılında ithalat dolar bazında yüzde 35.5 oranında artış göstererek, 68.7 milyar dolara yükselmiştir. Amerikan Doları'nın değerinde yaşanan düşüş nedeniyle, ithalat artışı da yükselmiştir. 224 Milletlerarası tasnife uyarak, ithalatın seyrini, sermaye, hammaddeler ve ara mallar, tüketim malları ve diğer mallar şeklinde sıralayacak olursak; Ocak-Aralık 2003, 12 aylık dönem itibariyle en büyük payı yüzde 72.1 ile ara mallar ve hammaddelerin aldığını görüyoruz. Bunu 16.3 ile sermaye malları izlemektedir. Eski yıllarda olduğu gibi, tüketim mallarının ithalattaki payı yüzde onluk düzeyini korumaktadır. Tablo 207. Türkiye’ye En Fazla İthal Edilen Tarım Ürünleri ($) Ürün Adı 2002 2003 Miktar Değer Miktar (Ton) (Bin $) (Ton) Soya Fasulyesi 612497 139614 831454 Diğer Buğdaylar Ve Mahlut 1102146 147658 1836763 Palm Yağı Ve Fraksiyonları; 259078 102837 351931 Diğer Mısır 1176823 131488 1816918 Tütün 35106 148893 43403 Ayçiçeği Tohumu 129108 42008 540852 Diğer Gıda Müstahzarları 14966 88830 20470 Soya Küspesi 379788 78913 412962 Kakao Dane Ve Kırıkları 40748 72745 60418 (Ham/Kavrulmuş, Bütün/Kırık) Buğdaydan Elde Edilen Kepek, 214064 13376 416704 Kavuz Ve Diğer Kalıntılar Mısır Yağı Ve Fraksiyonları; Ham 116549 61919 95449 Susam Tohumu 70320 33670 66098 Palm Çekirdeği/Babassu Yağları; 63263 27957 72917 Diğer Sığır, Koyun/Keçi Yağları 132387 47497 138579 Ayçiçeği Tohumu Yağı 59753 7521 115445 Üretiminden Arta Kalan Küspe Ve Katı Atıklar Ayçiçeği Tohumu Yağları 93130 52091 92466 Soya Yağı Ve Fraksiyonları 174891 71736 133601 Tütün Ve Tütün Yerine Geçen 4742 26948 6330 Madde Hülasaları Muz (Taze/Kurutulmuş) 64597 25622 91937 Hazır Diğer Hayvan Yemleri 20944 26037 20344 Sebze Tohumları 2199 28598 3896 Arpa 16759 2435 89428 Pirinç) 131431 37031 213528 Balık, Yumuşakça, Sudakı 14658 9305 19928 Omurgasızların Un, Pelletlerı Kahve Hülasa, Esans Ve 2909 21733 3634 Konsantreleri Değer (Bin $) 226525 275822 157664 2004 Miktar (Ton) 662480 1039950 349146 Değer (Bin $) 221715 215779 182148 271815 171711 153335 98636 101650 148020 1036089 42439 480703 27183 456529 61960 178577 160339 157126 153482 142752 134461 29720 830758 96976 68781 43121 35772 90006 79190 87335 67392 59037 58270 61550 12707 111176 351803 55930 53689 53956 72023 34055 78243 75399 7480 50478 47588 46574 36350 29720 33911 15718 65453 12912 110205 32001 337 240340 103887 50295 43250 41647 39871 39814 39496 34085 25156 3940 28965 Kaynak:Tarım ve Köyişleri Bakanlığı 4.9. Tarımsal Sanayi 4.9.1. Türkiye’de Tarım ve Gıda Sanayi Türkiye’de tarımsal nüfusun toplam nüfus içindeki payı gittikçe azalmaktadır. 1990 yılında tarım nüfusunun payı %41.0 iken 2000 yılında %35’e düşmüştür. 225 Tablo 208. Türkiye’de Tarım Nüfusunun Gelişim Seyri Toplam Tarımsal Kentsel Sayım Kentsel Genel Nüfus Artış Tarım Nüfusun Nüfusun Yılları Nüfus Nüfus Oranı (%) Nüfusu Payı (%) Payı (%) 25091950 56.1 19645007 43.9 44.736957 207 1980 23798701 47.0 26865757 53.0 50.664.458 2.49 1985 23146684 41.0 33326351 59.0 56.473.035 2.17 1990 22179676 35.3 40630435 64.7 62.810.111 1.53 1997 23735567 35.0 44109336 65.0 67.844.903 1.83 2000 Kaynak:TÜİK Türkiye’de en çok istihdam imkanı olan sektör tarım sektörüdür. Tarım sektöründe istihdam edilenlerin toplam istihdam içerisindeki payı 2000 yılında %37.6’dır. Bu oranın, tarımın toplam nüfus içerisindeki payından (%35.0) daha fazla olmasının sebebi, mevsimlik işçi göçleridir. Tablo 209. Türkiye’de İstihdamın Sektörel Dağılımı (1000 Kişi ve 12 Yaş Üstü) Sektörler Toplam Yıllar Tarım Sanayi Hizmetler Sayı % Sayı % Sayı % Sayı % 10.226 47.8 4.417 20.7 6.734 31.5 21.378 100.0 1995 9.962 45.9 4.734 21.8 7.002 32.3 21.698 100.0 1996 8.219 39.5 5.213 25.0 7.383 35.5 20.815 100.0 1997 9.149 41.8 5.059 23.1 7.702 35.2 21.909 100.0 1998 8.839 40.8 5.087 23.5 7.717 35.7 21.643 100.0 1999 8.163 37.6 3.851 17.7 9.714 44.7 21.738 100.0 2000 Kaynak:TÜİK Tabloda görüldüğü gibi tarım nüfusu hızla azalırken, istihdam edilen nüfus içinde tarımın nüfusu daha yavaş azalmaktadır. Tarımın en önemli istihdam sektörü olduğunu muhakkak vurgulamalıyız. Sayımların hemen hemen hepsinde kayıt dışı çalışan nüfusun tam olarak değerlendirmesi maalesef yapılamamaktadır. Yani tarımda istihdam edilen nüfus, Türkiye nüfusunun neredeyse yarısına yakındır. Tarımdaki istihdam yapılanması da oldukça farklılık arz etmektedir. 1999 yılı TÜİK verilerine göre; bu sektörde istihdamın %56.6’sını ücretsiz aile işgücü, %38.0’ını ise kendi hesabına çalışanlar oluşturmaktadır. Tarım dışı faaliyetlerde bu oran oldukça farklıdır. Bu sektörlerde istihdamın %72.1’ini ücretli ve yevmiyeli, %24.2’sini kendi hesabına çalışanlar oluşturmaktadır. Türkiye’de GSMH içinde sektörlerin payı oransal incelendiğinde, TÜİK verilerine göre tarımın payı cari fiyatlarla 1980’de %25.5 iken, 2000 yılında giderek azalarak %13.5’e gerilemiştir. Sanayi payı ise %18.3’ten %28.3’e yükselmiştir. Tablo 210. GSMH İçerisinde sektörlerin Aldığı Paylar (%) Cari Fiyatlarla Yıllar Tarım Sanayi 25.5 18.3 1980 19.7 21.9 1985 16.8 24.8 1990 14.8 25.5 1995 13.5 28.3 2000 Kaynak:TÜİK 226 Hizmetler 56.2 58.4 58.4 59.7 58.2 Son yıllarda tarımın GSMH içindeki payının azalması hiç de istenen bir gelişme değildir. Tarım ve sanayi sektörünün birbirini desteklediği bir kalkınma yapısı en ideal gelişme modelidir. 2000 yılında Türkiye’nin ihracatı 27.8 milyar, ithalatı 54.5 milyar, dış ticaret açığı ise 26.7 milyar dolar olmuştur (DPT, 2000). Tarım ve ormancılık ürünleri 2 milyar dolara yaklaşan değerle toplam ihracatın %7.10’unu oluştururken, bu ürünlerin toplam ithalatı, aynı yılda 2.1 milyar dolarla toplam ithalatın %3.9’unu teşkil etmiş ve bu rakam toplam tarım ürünleri ihracatını aşmıştır. Burada ihracat rakamlarının sadece işlenmemiş tarım ürünlerini ifade ettiğini belirtmekte fayda vardır. Sanayi ürünleri ihracatı olarak sınıflandırılan işlenmiş tarım ürünlerinin toplam ihracat içindeki payı yaklaşık %50’dir. Bu da tarımın hala hiç de azımsanmayacak bir ihracat payı olduğunu göstermektedir. İşlenmiş tarım ürünlerinin ihracatı ile, işleme sürecindeki oluşan katma değer de ülkemizde kalmaktadır. Bu durum aynı zamanda tarıma dayalı sanayinin de geliştiğinin bir göstergesidir. Tarım ihracatının önündeki en büyük engellerden biri, kontrolsüz yapılan ithalattır. Ülkelerin pek çoğunda sanayi sektörünün önemli bir kısmının hammaddesini tarım sektörü karşılamaktadır. Dolayısıyla tarımsal sanayinin gelişmesi açısından tarımsal alanda yapılacak çalışmaların ses getirmesi gerekmektedir. Tarımsal faaliyetlerin, bilinçli, planlı, programlı ve sürdürülebilir olması önemlidir. Gelişmiş ülkelerde tarımsal ürünlerin ortalama %60’ı, ülkemizde ise yaklaşık %30’u tarımsal sanayi sektöründe değerlendirilmektedir. Ülkemizde tarımsal hammaddeleri işleyen sanayi dalları; gıda sanayi ve dokuma sanayi olmak üzere iki ana grupta incelenmektedir. Gıda sanayinin de alt dalları vardır. Bunlar; et, süt, meyve ve sebze, şeker, un, bitkisel yağ v.s. alt sektörlerdir. Dokuma sanayii deyince de aklımıza, pamuk ipliği ve özellikle bu ipliği dokuyan tesisler gelmektedir. Ülkemizde tarımsal sanayi sahasında değerlendirilmek üzere çok büyük bir potansiyel olmasına rağmen, bazı sebeplerden dolayı bir türlü istenen seviyeye ulaşamadığımızı görmekteyiz. Bu sebeplerin en önemlisi olarak da karşımıza finansman yetersizliği çıkmaktadır. Gıda sanayi de diğer sanayi kolları gibi yüksek maliyeti olan yatırım sahasıdır. Ülkemizde tarımsal sanayinin gelişimini etkileyen en önemli faktörlerin başında, istenen kalitede ve yeterli miktarda hammadde ihtiyacının karşılanması gelmektedir. Hammaddenin karşılanmasında, yeterli kalite ve standartta hammadde üretimi, üretimde süreklilik ve standartlara uygun taşıma ve depolama konuları ön plana çıkmaktadır. Bu konularda alınacak tedbirler sayesinde, tarımsal sanayi sektörünü ayağa kaldırmak ve tarım-sanayi entegrasyonunu dengeli bir şekilde kurmak mümkün olabilecektir. Yapılan bir araştırmaya göre; mesela, ülkemizde üretilen yaş meyve ve sebzenin yaklaşık ¼’ü nakliye, depolama ve ambalaj hatalarından dolayı zayi olmaktadır. Gıda sanayinde dünya standartlarındaki kaliteyi yakalamak konusu çok önemlidir. Kaliteyi yakalamada en önemli etken hammaddenin özelliğidir. Sanayiye yönelik hammadde iyileştirmeleri için; tohumculuğu teşvik etme, kaliteli ürüne prim verme, ürün standardını uygulamaya koyma gibi konularda önlemler alınabilir. Bu hususlarda başarılı olabilmek için çiftçilerin bilinçlendirilmeleri, eğitim-yayım faaliyetlerine ağırlık verilmesi ve birlikler, kooperatifler oluşturmaları noktasında teşvik edilmeleri gerekmektedir. 4.9.2. Tarımsal Sanayi İşletmelerinin Ülkemizde ve TR5 Batı Anadolu Bölgesindeki Genel Durumu Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğünün 1998 yılında yapmış olduğu envanter kayıtlarına göre gıda maddeleri üreticisi firmaların sayısı 23.951 adettir. Türkiye genelinde firmalar içinde en fazla ağırlığı olan alt sektör %62.68 ile un ve unlu mamuller sektörüdür. Bunu %14.11 ile süt ve ürünleri ve %9.78 ile meyve sebze işleme sektörü takip etmektedir. 227 Tablo 211. Gıda İşletmelerinin TR5 Batı Anadolu Bölgesinde ve Türkiye Genelinde İllere ve Sektörlere Göre Dağılımı (2004) Alkollü İstatistiki Bölge Süt ve Meyve Un ve Bitkisel Tasnif Et Su Şekerli ve Birimleri Süt Sebze Unlu Yağ ve Dışı TOPLAM Ürünleri Ürünleri Ürünler alkolsüz Ürünleri İşleme Ürünler Margarin Ürünler İçecekler 209 70 14 2 128 7 64 1 14 509 TR51 TR510 Ankara 80 96 3 4 401 7 170 170 4 765 TR52 TR521 Konya 2 12 2 57 4 1 77 TR522 Karaman 82 108 5 4 458 7 174 170 5 842 TR52 291 178 19 6 586 14 238 171 19 1351 TR5 Batı Anadolu Bölgesi 69,12 5,27 0,81 16,67 3,90 1,57 27,51 20,50 31,15 5,64 TR5/TR (%) 421 3380 2342 36 15012 890 865 834 61 23951 Türkiye Kaynak:TÜİK ve Tarım İl Müdürlüğü Tarımsal gıda sanayi işletmelerinin TR5 Batı Anadolu Bölgesindeki dağılımını değerlendirmek gerekirse; firmalar içinde en fazla ağırlığı olan alt sektör, Türkiye genelinde olduğu gibi % 3,9ile un ve unlu mamuller sektörüdür. Bunu %5,27 ile süt ve süt ürünleri ve % 0,81 ile meyve sebze işleme sektörü takip etmektedir. Alt bölgeler içinde işletme sayısı açısından TR52 alt bölgesi %3,5’ lik ortalamayla ilk sırada yer almaktadır. Bunu %2,1 ile TR51 alt bölgesi takip etmektedir. TR5 Batı Anadolu Bölgesinde Ankara, Konya ve Karaman gıda işletmelerinin en fazla bulunduğu illerdir. Alt sektördeki firmaların, TR5 Batı Anadolu Bölgesi içinde en yoğun olduğu illere göre dağılımı ise şu şekildedir: Günümüzdeki durumun göz önüne koyulabilmesi ve alt sektörler hakkında daha fazla fikir sahibi olabilmek gayesiyle, TR5 Batı Anadolu Bölgesine ait mevcut tarımsal sanayi işletmelerinin 2005 yılında alt sektörlere göre ayrıntılı sayısal dağılımları ve kapasiteleri verilmiştir. 228 TR5 Batı Anadolu Bölgesinde gıda sanayi işletmesi sayısı 2005 yılında 2038 olarak görülmektedir. Alt bölge sıralamasında ise yine TR52 alt bölgesi 1158 işletme ile birinci sırayı alırken, TR51 alt bölgesinin 880 gıda sanayi işletmesi açısından ikinci sırada yer aldığını görüyoruz. Tablo 212. TR5 Batı Anadolu Bölgesi 2005 Yılı Tarımsal Gıda Sanayi İşletmeleri TR5 Batı TR51 TR52 Konu Anadolu Böl. Adet Adet Adet Kırmızı Et ve Et Mam. San. 209 70 279 Süt ve Süt Mamulleri Sanayii 70 96 166 Sebze ve Meyve İş. Sanayii 14 38 52 Hububat ve Unlu Mam. San. 128 401 529 Su Ürünleri İşleme Tesisleri 2 10 12 Bitkisel Yağlar ve Marg. San. 7 7 14 Şeker Mamulleri Sanayii 64 170 234 Alkollü ve Alkolsüz İçki San. 14 4 18 Beyaz Et Mamulleri Sanayi 10 10 Şeker Fabrikaları 1 4 5 Yem Fabrikaları 25 45 70 Baharat İşletmeleri 13 20 33 Bakliyat Eleme ve Ambalaj. 22 35 57 Bal Toplama ve Paket. Tesisi 56 12 68 Çay ve Kahve Pak. Tesisi 22 2 24 Dondurma Fabrikası 131 14 145 Yemek Fabrikası 81 36 117 Soğuk Hava Deposu 8 13 21 Tasnif Dışı Gıda 1 170 171 Maya Fabrikası 12 1 13 Toplam 880 1158 2038 4.10. Türkiye ve TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Tarımında Örgütlenme Tarımsal piyasalarda güç sahibi olmak, üretimin çokluğuyla değil, ona dayanan örgütlerle sağlanabilmektedir. Üreticilerin, ürettikleri ürünlere hak ettikleri değeri elde edebilmeleri için, tarımı görüp gözeten, bir merkezden tutarlı stratejiler üreten ve bunu uygulama gücüne sahip bölgesel bir yapı etrafında organize olmaları gereklidir. Dağınık bir yapıda farklı stratejiler izleyerek bireysel yapılan üretim faaliyetleri sorunların çözümünde yetersiz kalmakta, oysa planlı ve organize örgüt gücünden faydalanarak bireysel olarak çözülemeyen sorunlar kolaylıkla aşılabilmektedir. Örgütlenme, üreticilerin birlikten doğan güçten faydalanarak planlı ve organize hareket etme talebinin bir ürünüdür. Dolayısıyla, tarımda örgütlenmenin güçlenebilmesi, üreticilerin bu faaliyetin faydaları hakkında gerekli birikimi edinmeleri ile mümkündür. Örgütlenme; benzer sorunlara sahip bireylerin sorunlarını çözmek için bir araya gelmeleridir. Örgütlenme sonucu hem bireylerin sorunları çözüme kavuşmakta, hem de oluşan baskı grubu ile bireylerle ilgili uygulanabilecek politikalara yön verilebilmektedir. Ülkemiz tarımında kamusal ve sivil toplum örgütlenme türlerine rastlanmaktadır. Bazı üretici örgütleri tarımsal kalkınma kooperatifleri ve damızlık sığır yetiştiricileri birlikleri vb bireylerin kendi çaba ve istekleriyle kurulmakla birlikte, bu örgütlerin de yönetimlerine devletin bazen dolaylı, bazen 229 ise denetleme yoluyla müdahale ettiği görülmektedir. Ayrıca, devletin yönetimlerini siyasi iktidarlar kanalıyla doğrudan ya da dolaylı kontrol ettiği tarımsal kooperatifler tarım kredi, tarım satış kooperatifleri vb ve İçişleri Bakanlığına bağlı mahalli idare birlikleri mevcuttur. Tarımdaki üretici örgütlerinin bir kısmı Tarım Bakanlığı bünyesinde yada ona bağlı olarak faaliyet göstermektedir. Bakanlığın yurt çapında il ve ilçelerde teşkilatlanması örgütlerin kuruluşunu ve yayılışını kolaylaştırmaktadır. Ülkemiz tarımının örgütlenme yapısı, TR5 Batı Anadolu Bölgesindeki örgütlenme hakkında da bilgi sahibi olmamıza yardımcı olacaktır. Bu başlık altında genelde ülkemiz tarımında, özelde ise TR5 Batı Anadolu Bölgesinde mevcut tarımsal örgütlenmenin bugünkü durumu hakkında bilgi verilecektir. Ülkemiz tarımında yer alan kamu ve kamu dışı örgütler bünyesinde, kamusal hizmetleri yerine getiren örgütler, teknik elemanların üye oldukları meslek örgütleri ve üreticilerin meslek ve ekonomik örgütleri olmak üzere çok değişik tarımsal örgütler bulunmaktadır. Ancak ülkemizde çok sayıda tarım ve üretici örgütü bulunmasına rağmen tarımda örgütlenme henüz yeterli seviyede değildir. Özellikle mali sorunlar, örgütlenme bilincinin tam olarak yerleşmemesi ve tarım kesiminde eğitim düzeyinin düşük oluşu, örgütlerin gelişimini engellemekte ve onları bir anlamda kamuya bağımlı kılmaktadır. Oysa gelişmiş ülkelerdeki özerk ve bağımsız üretici örgütleri tarım politikalarının oluşumunda etkili olmaktadırlar. Örgütler daha da ileri giderek yatay bütünleşmelerini tamamlamışlar, bir çok ülkede federasyon ve konfederasyon şeklinde üst örgütlerini oluşturmuşlar, dikey bütünleşme yoluyla da faaliyetlerini çeşitlendirerek ekonomik açıdan güçlenmişlerdir. Ülkemiz tarımında küçük işletmeler hakim durumda olduğundan, henüz tam olarak pazara dönük üretime geçilememiştir. Öte yandan, tarımda sayıları az da olsa, büyük üreticiler de bulunmaktadır. Tarım kesiminde faktörlerin tümünü dikkate alan bir örgütlenmeye ihtiyaç olmasına karşılık, üreticilere genelde tek tip ve esnek olmayan bir örgütlenme modeli dayatılmaya çalışılmaktadır. Oysa gelişmiş ülkelerdeki örgütlenme modelleri üzerinde uzun zaman çalışılmakta ve tarım kesimi için en uygun örgütlerin kurulmasına çaba sarf edilmektedir. Bu ülkelerde devlet, örgütlere sadece yol gösterici ve destekleyici yönde yardımda bulunmaktadır. Üretici örgütleri kırsal toplumun yaşam düzeylerini iyileştirmede, kıt kaynaklara sahip olan üreticilerin gelirlerini artırmada ve tarımsal gelişmeyi sağlamada önemli araçlardan biri olup, bütün dünyada etkin bir biçimde kullanılmaktadır. Çiftçilerin kırsal kesimde dağınık yaşamaları, alıcı ve satıcılar karşısında güçsüz olmaları, ekonomik ve mesleki çıkarlarını korumak amacıyla, üreticileri meslek odaları, kooperatifler, sendikalar, dernekler gibi farklı amaçlı örgütler kurmaya itmiştir. Ülkemiz tarımında kamusal hizmetleri yerine getiren örgütler, teknik elemanların üye oldukları meslek örgütleri ve üreticilerin meslek ve ekonomik örgütleri olmak üzere çok değişik tarımsal örgütler bulunmaktadır. 4.10.1. Tarımda Kamusal Örgütlenme Ülkemiz tarım kesiminde kamusal hizmetleri yerine getiren, tarımla ilgili kamu hizmetlerinin yönetiminde görev alan birçok kamu kuruluşu mevcuttur. Bunların arasında çeşitli kurullar, bakanlıklar, müsteşarlıklar sayılabilir. Kamu sektöründe tarımla ilgili önemli kararların alınması ve yürütülmesinde kurulların rolünün oldukça fazla olduğu görülmektedir. Tarım politikalarının oluşturulmasıyla ilgili kararların alınmasına ilişkin süreçte yer alan geleneksel kamu örgütleri ve kurullar ülke geneli ve dolayısıyla TR5 Batı Anadolu Bölgesi için üstlendikleri görevler itibarıyla şöyle listelenebilir; 230 Desteklenecek ürünlerin seçimi ve fiyatların saptanması, tarımın finansmanını sağlanması, kredi borçlarının ertelenmesi v.b. konularda Bakanlar Kurulu, Desteklenecek ürünlerin ve fiyatların tespiti, hayvancılığı destekleyici önlemlerin Bakanlar Kuruluna önerilmesi, Tarım Satış Kooperatiflerine destekleme alım yetkisinin verilmesi v.b. konularda Yüksek Planlama Kurulu, Para ve krediler konularında öneriler geliştirmek, girdi ve kredi sübvansiyonlarını kararlaştırmak, ihracat teşvik primlerinin belirlemek ve Bakanlar Kuruluna sunmak v.b. konularda Para, Kredi ve Koordinasyon Kurulu, Tarım politikalarının hazırlanması ve uygulanmasına katkı, tarımsal yatırımlar, tarımı koruma ve geliştirmeye yönelik öneriler, araştırma, yayım, kırsak kalkınma, küçük ölçekli sulamalar v.b. konularda Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Tarım Satış Kooperatiflerinin bazı işlevlerinin düzenlenmesi, Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş. ile ilgili faaliyetlerde Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Büyük sulama işlerinde Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı, Tarıma yönelik yardımlar yapmak ve tarım ürünleri iç ve dış ticaretini düzenlemeye yönelik önlemler almak için Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı, Tarımsal müdahale alımları yapan KİT’lere çeşitli krediler kullandırmak için Merkez Bankası, Tarımsal müdahale alımı yapan KİT’lere, Destekleme Fiyat İstikrar Fonu (DFİF) kaynaklarını kullandıran T.C. Ziraat Bankası, Ayrıca, kurumsal düzenlemeleri organize etmek, uluslararası anlaşmalardan doğan yükümlülükleri yerine getirebilmek, tarım politikalarını tek elden ve etkin bir şekilde yürütmek gibi faaliyetleri yerine getirmek gayesiyle Tütün ve Tütün Mamullerini ve Alkollü İçkiler Piyasasını Düzenleme Kurulu, Şeker Kurulu ve Tarım Satış Kooperatifleri Birliklerini Yeniden Yapılandırma Kurulu, Tarım kesimindeki çiftçilere ve ailelerine tarımsal yayım hizmeti sunan, tarımla ilgili her türlü devlet hizmetini gerçekleştiren ve üretici örgütleri ile ilgili faaliyetlerin birçoğunu bünyesinde barındıran Tarım ve Köyişleri Bakanlığıdır. Bakanlık; bakan ve bakana bağlı müşavirler ile müşavirlikler, müsteşar ve müsteşar yardımcıları başta olmak üzere Ana Hizmet Birimleri (TÜGEM, TEDGEM, TAGEM, Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğü, Dış İlişkiler ve AB Koordinasyon Daire Başkanlığı) ve diğer birimlerden oluşmaktadır. 4.10.2. Tarımda Özel Örgütlenme Kamu dışı örgütlenme meslek örgütleri, dernekler, odalar, vakıflar ve diğer özel kuruluşlar tarafından gerçekleştirilmektedir. Meslek örgütleri aynı mesleğe sahip bireylerin, mesleki hak ve görevleriyle ilgili her türlü faaliyetlerini yürüten, gerektiğinde ve toplumu ilgilendiren olaylarda hükümetin politika ve uygulamalarına hem meslek örgütü olarak hem de toplumsal çıkarları koruyarak müdahalede bulunan örgütlerdir. Buradan hareketle tarımda özel örgütlenmeyi de iki ana başlık altında incelemek doğru olacaktır. Bu iki başlığı, Meslek Örgütleri ve Ekonomik ve Sosyal Amaçlı Örgütler şeklinde sıralamak mümkündür. Genelde Türkiye ve özelde TR5 Batı Anadolu Bölgesi olmak üzere tarımda özel örgütlenme aşağıda incelenmiştir. 231 4.10.2.1. Tarımda Meslek Örgütleri Odalar Türkiye’de tarımla ilgili başlıca meslek odaları; Türkiye Mimar ve Mühendis Odalarına bağlı Ziraat Mühendisleri Odası, Peyzaj Mimarları Odası, Gıda Mühendisleri Odası ve Orman Mühendisleri Odasıdır. Meslek örgütü olarak nitelendirilen başlıca birlikler ise; Veteriner Hekimler Birliği, Türk Ziraat Yüksek Mühendisleri Birliğidir. Dernekler Tarım kesiminde meslek örgütleri olarak faaliyette bulunan başlıca dernekler; Önder Çiftçi Danışmanlık Dernekleri, Türkiye Ziraatçılar Derneği, Türkiye Ormancılar Derneğidir. Bunların içinde Önder Çiftçi Danışmanlık Derneklerine kısaca değinilecektir. Önder Çiftçi Projesi çerçevesinde kurulan Çiftçi Danışmanlık Dernekleri çiftçilerin kendi inisiyatifi ile kurdukları ve amacı üyelerine istihdam ettikleri tarım danışmanı vasıtasıyla tarımsal danışmanlık hizmetleri vermek olan örgütlerdir. Halen Türkiye genelinde 1986 yılında pilot bölge olarak uygulamaya geçirilen Tekirdağ’da 4, Şanlıurfa, Polatlı, Silivri, Bafra, Ceylanpınar, Osmaniye ve Yüreğir’de birer adet olmak üzere toplam 11 adet önder çiftçi danışmanlık derneği bulunmaktadır. Bunlarda birisi Polatlı/Ankara Önder Çiftçi Danışmanlık Derneği TR5 Batı Anadolu Bölgesinde bulunmaktadır. Bu derneklerin gelirlerinin %50’si Türkiye Ziraat Odaları Birliği aracılığı ile Tarım ve Köyişleri Bakanlığından, %50’si ise üye çiftçiler tarafından karşılanmaktadır. TR5 Batı Anadolu verilmiştir. Bölgesi tarımındaki meslek örgütlerine ait bilgiler Tablo’213 de Tablo 213. TR5 Batı Anadolu Bölgesinde Tarımda Mesleki Örgütlenme Durumu(2006) TR51 Toplam TR51 TR52 Toplam TR5 Ankara Konya Karaman TR52 Ziraat Mühendisleri Od. 1 1 1 1 2 Ziraat Odaları 14 14 26 4 30 44 Veteriner Hekimler Odası. 1 1 1 1 2 Çiftçi Birlikleri Dern. 1 1 1 Ekolojik Tarım Derneği 1 1 2 2 3 Türkiye Ziraatçılar Der. 1 1 1 1 2 Türkiye Ormancılar Dr. 1 1 1 Çevre Koruma Derneği 1 1 1 1 2 4.10.2.2. Diğer Özel Örgütler Tarım kesimindeki diğer özel kuruluşlardır. Bunlar arasında bankalar (Tarişbank gibi), danışmanlık ve mühendislik şirketleri ilk akla gelen kuruluşlardır. TR5 Batı Anadolu Bölgesinde tespit edilen bu ve benzeri herhangi bir müessese yoktur. 4.10.3. Tarımda Ekonomik ve Sosyal Amaçlı Örgütlenme 4.10.3.1. Tarımda Ekonomik Örgütlenme 4.10.3.1.1. Tarım Kooperatifleri 232 Ülkemizde kooperatifleri tarım ve tarım dışı kooperatifler şeklinde iki grup altında inceleyebiliriz. Tarım kooperatifleri gerek konuları, gerek amaç ve ilkeleri, gerekse sosyal ve ekonomik işlevleri yönünden tarım dışı kooperatiflerden ayrılmaktadırlar. Genelde ortaklara götürülen hizmetlere (satış, kredi, üretim v.s.) göre kooperatiflere isim verilir. Ülkemizde ekonomik ve sosyal yapının bir gereği olarak en fazla gelişen kooperatifler; tarımsal kalkınma, tarım kredi, tarım satış, pancar ekicileri ve sulama kooperatifleri olmuştur. Türkiye’de ve TR5 Batı Anadolu Bölgesinde bulunan tarım kooperatiflerinin sayıları ve ortak sayıları gibi bilgiler toplu olarak Tablo 214’ de verilmiştir. Çizelgelerde de görüldüğü gibi değişik konularda çalışan 7996 adet tarımsal amaçlı kooperatif ve bu kooperatiflerin 5 milyona yakın ortağı bulunmaktadır. Türkiye’de en fazla ortak sayısına kooperatif sayısı sadece 31 olan pancar kooperatifleri sahiptir. Bunun sebebi her şeker fabrikasında bir kooperatif oluşu ve bu kooperatife o fabrikaya pancar teslim eden tüm şeker pancarı üreticilerinin ortak olmasıdır. Buna karşılık 2937 sayısı olan tarımsal kalkınma kooperatiflerinin ortak sayısı 728.588’dir. Tablo 214. Türkiye ve TR 5 Batı Anadolu Bölgesinde Bulunan Tarım Kooperatiflerinin Çeşitleri ve Sayıları (2006) İstatistiki Bölge Tarım Tarımsal Su Sulama Pancar T o p l a m Birimleri Kredi Kalkınma Ürünleri Ekicileri 165 125 5 45 1 341 TR51 TR510 Ankara 75 271 11 292 3 652 TR52 TR521 Konya 16 46 1 38 101 TR522 Karaman 91 317 12 330 3 753 TR52 256 442 17 375 4 1094 TR5 2127 2937 413 2157 31 7996 Türkiye Kaynak:Tarım İl Müdürlükleri Kırsal alanda köy düzeyinde en geniş şekilde örgütlenmiş olan kooperatif türü tarım kredi kooperatifleridir. Ülkemizde 2.127 tarım kredi kooperatifinin 1.5 milyona yakın ortağı vardır. Sulama kooperatiflerinin sayısı da 2.000’in üzerinde ise de, ekonomik açıdan güçlü değildirler. Öte yandan sayıları 331 olan tarım satış kooperatifleri ve birlikleri iş hacmi açısından oldukça güçlü kooperatiflerdir. Ülkemizde en büyük 500 sanayi kuruluşu arasında yer almaktadırlar. Türkiye genelindeki kooperatiflerin toplamı içinde TR5 Batı Anadolu Bölgesinin payı %19.8’dir. Yani hemen hemen 5 kooperatiften biri TR5 Batı Anadolu Bölgesinde bulunmaktadır. Bunun yanında, bölgede Türkiye genelindeki %30.6’lık payıyla tarımsal kalkınma kooperatifleri ön plana çıkmaktadır. Bunu su ürünleri (%16.7) ve sulama (%15.7) kooperatifleri takip etmektedir. Alt bölgeler düzeyinde incelendiğinde; TR61 alt bölgesinin diğer iki alt bölgeye göre daha fazla örgütlenmiş olduğu görülmektedir. Türkiye’deki kooperatif ortağı çiftçilerin %10.9’u TR5 Batı Anadolu Bölgesinde bulunmaktadır. Bölgede kooperatif ortağı bakımından, Türkiye’de olduğu gibi pancar ekicileri kooperatifi (221.364 ortak) ilk sırada yer alırken, bunu tarım kredi kooperatifleri (133.132 ortak) ve tarımsal kalkınma kooperatifleri (100.285 ortak) takip etmektedir. 233 Tablo 215. Türkiye ve TR 5 Batı Anadolu Bölgesinde Tarım Kooperatiflerinin Sınıflarına Göre Ortak Sayıları (2006) İstatistiki Bölge Tarım Tarımsal Su Pancar Sulama TOPLAM Birimleri Kredi Kalkınma Ürünleri Ekicileri 101870 9447 180 3200 53.829 168526 TR51 TR510 Ankara 39362 26420 883 31299 150830 248794 TR52 TR521 Konya 6456 3425 22 5866 6456 22225 TR522 Karaman 45818 29845 905 37165 157286 271019 TR52 147688 39292 1085 40365 211115 439545 TR5 1464860 728588 21719 252620 1772450 4980782 Türkiye Kaynak:Tarım İl Müdürlükleri ve TEDGEM Türkiye’de olduğu gibi TR5 Batı Anadolu Bölgesinde de ön çalışmalar yapılmadan ve ekonomik bir ihtiyaç duyulmadan kurulmuş olan kooperatifler vardır. Ortak sayısı her ne kadar yarım milyon kişi civarında olsa bile, faal olmayan ortaklar, çiftçilerin birden fazla kooperatife ortak olmaları gibi sebeplere binaen eldeki veriler tartışmalıdır. Bu durum kooperatifçilikle ilgili bölgenin durumunu tam olarak anlamamıza engel teşkil etmektedir. 4.10.3.1.2. Birlikler Tarımsal Üretici Birlikleri Tarımsal Üretici Birlikleri Kanunu FAO desteğiyle Tarımsal Üretici Birliklerine Yardım Projesi kapsamında 1999 yılından itibaren çeşitli kurum ve kuruluşların da görüşleri alınarak oluşturulmuş ve 2004 yılında yürürlüğe girmiştir. Üretici birliklerinin kuruluş amacı şöyle açıklanmaktadır; Üretimi talebe göre planlamak, ürün kalitesini iyileştirmek, kendi mülkiyetine almamak kaydıyla pazara geçerli norm ve standartlara uygun ürün sevk etmek ve ürünlerin ulusal ve uluslar arası ölçekte pazarlama gücünüm artırıcı tedbirler almak üzere tarım üreticilerinin ürün veya ürün grubu bazında bir araya gelerek, tüzel kişiliği haiz tarımsal üretici birliklerini kurmalarını sağlamaktır.” Üretici birlikleri Tarım ve Köyişleri Bakanlığına bağlıdır. Bunlar içinde Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliğinin faaliyetleri daha ön plana çıkmaktadır. Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği Avrupa Birliği ülkelerinde geçmişleri yüzyıllara dayanan örgütlenme modeli, Tarım ve Köyişleri Bakanlığının desteği ve yetiştiricilerin emekleri ile 904 Sayılı Hayvan Islahı Kanunu kapsamında, 44 ilde “Damızlık Sığır Yetiştirici Birliği” kurulmuştur. Teknik normlara uygun olarak faaliyetlerini sürdüren Damızlık Sığır Yetiştirici Birlikleri, 1998 yılında Türkiye Damızlık Sığır Yetiştiricileri Merkez Birliğini kurmuşlardır. Bugün yaklaşık 8 bin üyesi ve 112 bin baş kayıtlı dişi materyali bulunan Türkiye Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği, Avrupa Holstein Yetiştiricileri Konfederasyonu ve Uluslararası Hayvan Kayıt Komitesi (ICAR) üyesidir. Koyun-Keçi Yetiştirici Birliği Merkez Birliği çatısı altında Bölge illerinde faaliyette bulunan birlikler küçükbaş hayvanların kayıt altında tutulması amacıyla çalışmalar yapmaktadır. Arı Yetiştiricileri Birliği Merkez Birliği çatısı altında Bölge illerinde faaliyette bulunan birlikler arı yetiştiricilerinin kayıt altında tutulması amacıyla çalışmalar yapmaktadır. 234 Kooperatif Birlikleri Tarım, Ormancılık, Sulama, Pancar, Su Ürünleri, Hayvancılık ve El Sanatları başlıklı 7 konuda dikey yapılanma ile birlik kuruluşları gerçekleştirilmektedir. Kooperatifler Kanununa göre, aynı konuda faaliyet gösteren 7 kooperatifin bir araya gelmesiyle kooperatif bölge birliği, aynı konuda faaliyet gösteren 7 kooperatif birliğinin bir araya gelmesiyle kooperatif merkez birliği kurulmaktadır. Kooperatif Merkez birlikleri Ankara ilinde bulunmaktadır. Tablo 216. TR5 Batı Anadolu Bölgesinde Birliklerin Durumu (2006) TR51 TR51 TR52 Ankara Toplamı Konya Karaman Üretici Birlikleri Damızlık Sığır Yetiş. Birliği Arı Yetiştiricileri Birliği Tahıl Üreticileri Birlikleri Elma Üreticileri Birliği Havuç Üreticileri Birliği Organik Tahıl Üreticileri Birliği Pankobirlik Organik Tahıl Üret.Birliği Yumurta Üret. Birliği Kanola Üret. Birliği Kırmızı Et Üret. Birliği Süt Ürünleri Tarımsal Üreticiler Birliği Sert Çekirdekli Meyve Üreticileri Birliği Yumurta Üreticileri Birliği Süt Üreticileri Birliği Sebze Üreticileri Birliği Kiraz Üreticileri Birliği Meyve Üretici Birliği Kooperatif Birlikleri Hayvancılık Koop. Birliği Orman Kooperatifleri Birliği Tarım Kooperatifleri Birliği Sulama Koop. Birliği 1 1 1 1 1 1 2 1 2 1 1 1 2 1 2 1 1 1 TR52 Toplamı TR5 Bölge Toplamı 1 1 1 1 2 2 1 1 1 1 2 3 3 2 1 1 2 1 2 1 2 3 2 2 2 2 2 2 2 6 1 1 2 3 6 1 1 2 1 2 2 3 1 1 1 1 1 1 1 1 5 1 1 1 1 2 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 Kaynak: Tarım İl Müdürlükleri ve TEDGEM Tarımsal amaçlı kooperatif birliklerinden; Tarım Kooperatifleri, Ormancılık Kooperatifleri ve Sulama Kooperatifleri Birlikleri Merkez Birliği seviyesinde örgütlenmiştir. Su Ürünleri ve Hayvancılık Kooperatifleri Birlikleri için Merkez Birliği kuruluş çalışmaları halen devam etmektedir. Ankara İlinde Süt Merkez Birliği, Yumurta Merkez Birliği ve Meyve Merkez Birliği bulunmaktadır. 235 4.10.3.2. Tarımda Sosyal Amaçlı Örgütlenme Tarımda sosyal amaçlı örgütlenme iki ana başlık altında incelenmiştir. Bunlar vakıflar ve mahalli idare birlikleridir. 4.10.3.2.1. Vakıflar Tarım kesiminde, Türkiye Kalkınma Vakfı, Türkiye Erozyonla Mücadele ve Ağaçlandırma Vakfı, Hayvancılığı Geliştirme Vakfı, Türkiye Ziraatçılar Vakfı gibi birçok vakıf faaliyetlerini sürdürmektedirler. Bunlar içinde en çok biline vakıf, Vakıflar Genel Müdürlüğü denetiminde çalışan Türkiye Kalkınma Vakfıdır. TKV gönüllü bir kalkınma kuruluşu olup kırsal kesimde yaşayan yoksulların hayat düzeylerini yükseltmek ve dolayısıyla tarımsal kalkınmaya katkıda bulunmak amacıyla kurulmuştur. Yine adı en çok duyulan vakıflar arasında olan TEMA Vakfının amaçları arasında ülkemizdeki doğal varlıkların ve çevre sağlığının korunması, erozyonla mücadele, toprak örtüsü ve toprağın korunması ve ağaçlandırmanın önemi hakkında kamuoyunu eğitmek ve bilinçlendirmek, biyoçeşitlilik, toprak, su ve doğal çevrenin korunmasına ilişkin milli politikaların oluşturulmasına yardımcı olmak, hayvancılığın temeli olan çayır meraları koruyup geliştirmek yer almaktadır. Aşağıdaki tabloda bölgedeki sosyal amaçlı tarımsal örgütler bulunmaktadır. Tablo 217. TR5 Batı Anadolu Bölgesinde Bulunan Sosyal Amaçlı Tarımsal Örgütler Ankara Vakıflar TEMA Mahalli İdare Birlikleri Köylere Hizmet Götürme Birlikleri Sulama Birlikleri Kaynak:Tarım İl Müdürlüğü Konya Karaman TR5 Batı Anadolu Bölgesi 1 1 1 3 18 31 4 6 2 55 6 4.10.3.2.2. Mahalli İdare Birlikleri Ülkemizdeki mahalli idare birlikleri kendi yönetim ve karar organları olan, tüzel kişiliğe sahip kamu kuruluşları olarak nitelendirilebilir. Mahalli idare birlikleri çeşitli alanlarda değişik adlar altında kurulmaktadır. Bunlar; köylere hizmet götürme birlikleri, sulama birlikleri, tarımsal amaçlı birlikler, belediye birlikleri, bağcılık, turizm, çevre vb konularda çalışan birliklerdir. İçişleri Bakanlığına tabidirler. Bu durum itibarıyla üretici birliklerinden ayrılırlar. Ülkemizde yaklaşık 1.500 tane civarında mahalli idare birliği mevcuttur. TR5 Batı Anadolu Bölgesinde faaliyet gösteren sosyal amaçlı tarımsal örgütlere ait durum Vakıflar, TEMA, Hayvancılığı Geliştirme Vakfı, Su Ürünleri Vakfı, Mahalli İdare Birlikleri ve Sulama Birlikleri başlıca mahalli idare birlikleridir. 4.11. Diğer Sektörlerle Etkileşim Ülkemizde çok çeşitli ve farklı konularda sektörler olmasına rağmen bu sektörler gerek ham madde gerek çıktıları itibariyle, istihdam ve pazarlama açısından birbiriyle sürekli bir iletişim 236 halindedir. Çok kapsamlı ve özellikle sanayiye ham madde sağlayan bir alan olması nedeniyle iletişimin en yoğun görüldüğü sektörlerden biri de tarım sektörüdür. Türkiye sahip olduğu ürün çeşitliliğini sağlayan ekolojik koşullar bakımından şanslıdır ve tarımda yeniden yapılanmayla son yıllarda artışa geçen ithalat oranını düşürerek, kendine yetmenin yanında bunun da ötesine geçerek yüksek oranlarda ihracat yapabilecek kapasitede bir ülkedir. 4.11.1 Tarım ve Çevre Su ve toprak insan için vazgeçilmez olan iki temel doğal kaynaktır ve bu iki hayati kaynağın en önemli kullanım alanı tarım sektörüdür. Diğer taraftan su ve toprak aynı zamanda ekosistemlerin var olması içinde olmazsa olmaz bir kaynaktır. İnsan kullanımı için ayrılan suyun %70’i tarım faaliyetleri için harcanmakta, ancak bu suyun çok az bir bölümü (%20-50) tarımsal ürünlere ulaşabilmektedir. Geri kalanı taşıma sırasında kaybolmakta, yüzey ya da yer altı sularına karışmaktadır. Ayrıca, uygulanan sürdürülebilir olmayan tarım yöntemleri nehirlerin, göllerin ve yer altı sularının kurumasına yol açmakta, toprakta tuzlanmayı artırarak toprak kalitesini düşürmektedir. Dolayısıyla, tarımsal uygulamaların çevreye ve en önemli iki doğal kaynağımız olan su ve toprağa etkileri ortadadır. Türkiye olarak Avrupa Birliği’ne uyum sürecinde tarım ve çevre politikalarının birlikte ele alınması ve ilgili tüm kurum ve kuruluşların birlikte çalışması gerekmektedir. Besin maddesi arzını sınırlayan en önemli faktör, verimli tarım alanlarının amaç dışı kullanılması ile oluşan kayıplardır. Tarımın çevreye verdiği zararları önlemek için tarımsal tekniklerin gerektiği gibi uygulanması, tarımsal girdilerin bilinçli ve az kullanılması, organik tarımın yaygınlaşması ve gelecek kuşakların da kendi gereksinimlerini karşılayabilmeleri için sürdürülebilir tarım felsefesinin yaşama geçirilmesi gerekmektedir. Özetle konvensiyonel tarımın çevreye etkileri şöyle özetlenebilir; -Maliyetlerin artması, enerji ve tarımsal kimyasalların sağlanmasındaki belirsizlik -Herbisitler ve insektisitlere karşı yabani ot ve böcek direncinin artması -Toprak verimliliğinin azalması -Sediment ve tarımsal kimyasallar nedeniyle yüzey ve yer altı sularının kirlenmesi -Yaban hayatı ve faydalı böceklerin yok edilmesi -Pestisitler ve gıda katkı maddelerinden kaynaklanan insan ve hayvan sağlığı için tehlikelerin artması -Sınırlı bitki besin maddesi rezervlerinin tükenmesi -İnorganik nitrat kirliliği -Toprak erozyonu -Tuzluluk -Su kaynaklarının kirlenmesi Tarım ve çevre konusu dünyada çok önemsenmektedir. Özellikle AB ülkeleri bu konuya büyük fonlar ayırmaktadır. TR5 Batı Anadolu Bölgesinde, özellikle sivil toplum kuruluşlarınca çevre konusunda oluşturulan vakıflarla çalışmalar yapılmaktadır. Ayrıca, TR5 Batı Anadolu Bölgesinde organik tarım çalışmaları da dikkate değer düzeydedir. Çevreye daha az zarar vermek için organik tarım dışında yeşil gübre, hayvan gübresi, kompost, organik gübreler, biyolojik pest kontrol ve modern teknolojinin kullanılması gibi alternatif tarım yöntemleri vardır. Ankara ili Kesikköprü Barajı havzasında bu amaçla organik tarla ziraatı çalışmaları devam etmektedir. 237 4.11.2. Tarım ve Sanayi Tarım çoğu zaman tanımlamalarda üstü açık fabrika olarak bahsedilmekte, ancak son yıllarda yaygınlaşan kontrollü tarımsal uğraşlarla bu bir bakıma gerçek olmaktadır. Tarım sektörü sanayi sektörüne hammadde sağlamaktadır. Sağlıklı bir tarımsal yapı sağlıklı bir sanayi yapısını ortaya koymaktadır. Tarımsal üretim faaliyetlerinde temel girdilerde ve çıktı olan ürünlerde sanayinin doğrudan ve dolaylı büyük etkisi vardır. Tarım sanayisiz, sanayi de tarımsız hareket edemez. Bölge özellikle Konya ilinde tarımsal sanayi tesisleri artmaktadır. Bu amaçla tarım araç ve gereçleri ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik tüm tarım alet ve makinelerinin yerli üretimi yapılmaktadır. 4.11.3. Tarım ve Ulaşım Ülkemiz coğrafi konumundan dolayı pek çok uygarlıklar tarafından kullanılan tarihi İpek Yolu, Baharat Yolu gibi değişik ulaşım ağlarına sahne olmuştur. Günümüz dünyasının entegre bir şekilde kullanmakta olduğu kara yolu, deniz yolu, demir yolu ve hava yolu gibi çok modlu kombine taşımacılık sistemi açısından da ülkemiz önemli imkanlara sahip olup, ülkemizde karayolu taşımacılığı ön plandadır. Çok ağır eşyaların karayolu ile taşınmasının zorlaşması sonucu su kanalları ve demir yolları devreye girmiştir. Tarım sektöründe iyi bir ulaşım ağı bizi müşteri konumundan satıcı konumuna getirebilmektedir. TR5 Batı Anadolu Bölgesinde ulaşım bakımından optimal konumdadır. TR5 Batı Anadolu Bölgesinde hava kargo taşımacılığı hizmetleri hava taşımacılığı kuralları çerçevesinde verilmektedir. Ayrıca, malların hareket noktasından varış noktasına kadar takip edebilecek bilgi ve işlem ağı mevcuttur. Bu konuda dünya çapında ortaklaşa çalışılan acentalar mevcuttur ve gümrüklemeden kapı teslimine kadar her işlem hızlı ve güvenli yapılabilmektedir. Bölge Türkiye karayolu ağının ortasında yer alması sebebiyle ülke geneline tarım ürünlerinin taşınması kolaydır. Karayolu taşımacılığı tenteli, askılı, frigolu özel araçlarla yapılmaktadır. Karayoluyla ağır taşımacılık, fuar taşımacılığı gibi hizmetler verilmektedir. Demiryolu taşımacılığı yeni gelişmeye başlamıştır. Türkiye ve dünyada demiryolunun olduğu her yere ulaşabilmektedir. Demir yolu taşımacılığı bölge illerinde önemli yere sahiptir.Bu konuda yükleme, depolama gibi hizmetler özel sektöre de verilebilmelidir. Çünkü yoğun yükleme yapan ancak imkanları yetersiz istasyonlar vardır. Bunlar ıslah edilmeli, atıl olan ambarlar özel şirketlere kiraya verilmelidir. İhracatın yoğun olduğu dönemlerde vagon sıkıntısı yaşanmaktadır. 4.11.4. Tarım ve Sağlık Bireylerin sağlıklı olmaları sadece gıda üretiminin arttırılması ile değil nitelikli ürün eldesiyle mümkündür. Tarım; toplumun sağlıklı beslenmesini, gereksinimlerini yeterli nicelik ve nitelikte karşılayabilmelidir. Özellikle organik tarımın yaygınlaştırılmasıyla insanlar kalıntısız, doğal gıdalar tüketebilecektir. Bunun yanı sıra ilaçlamaların yanlış zamanlarda yapılması ve korunmanın yetersiz olması kansere kadar varan hastalıklara sebep olmaktadır. Bu konuda eğitim yayım çalışmalarına önem verilmelidir. 4.11.5. Tarım ve Eğitim Ülkemizde tarımla uğraşan kesim kırsal kökenli olup eğitim açısından eksikleri bulunmaktadır. TR5 Batı Anadolu Bölgesi diğer bölgelere nazaran gelişmiş olmasına rağmen kırsalda okuma yazma bilmeyenler bulunabilmektedir. Bu da iyi derecede eğitim gerektiren tarım konusunda bilgi yetersizliğinden kaynaklanan maliyet artışı, verim düşüklüğü, ürünlerin hijyenik olmaması gibi sorunlara yol açmaktadır. Özellikle tarımdaki rolü büyük olan ve dezavantajlı kabul edilen kadınların eğitim düzeyleri yükseltilmelidir. Çiftçiliği meslek olarak seçecek çocuklara 238 yönelik çıraklık eğitim benzeri okullar açılmalıdır. Eğitim imkanları TR5 Batı Anadolu Bölgesinde gelişmiştir ama kırsal kesime yönelik eğitim şartları daha da iyileştirilmelidir. 4.11.6. Tarım ve Teknoloji Hızla gelişen teknoloji tarımın kalitesini arttırmaktadır. Radyo, televizyon, telefon, telex, fax gibi teknolojilere telekominikasyon, enformatik, veri/görüntü transfer teknolojileri, etkileşimli multimedya teknolojileri eklenmiştir. Bunların tarımda kullanım alanları şöyledir; -Tarımsal yayım-eğitim -Tarım ürünlerinin pazarlaması -Çevre ve ekoloji modelleri -İşletmecilik ve bilgi-yoğun üretimde karar destekleri -Çevresel ve ekolojik haritalama ve kirlilik araştırmalarında Coğrafik Bilgi Sistemleri(GIS) -Kalite parametrelerinin belirlenmesinde, hastalık ve zararlı teşhisinde görüntü algılama -Bitkisel ve hayvansal üretimde proses kontrolü ve üretim takibi -Hassas tarım uygulamalarında uydu ve küresel konum belirleme sistemleri(GPS) kullanımı -Yapay zeka(Robot Tekn.) ve insansız araç kullanımı(otomasyon) -İnternet ve bilgiye erişim sistemleri (www,ftp,telnet,e-mail), -Elektronik ticaret Ülkemizde tarım işletmelerinde bilgisayar kullanımı ne yazık ki %1'dir. Oysa teknolojiden yararlanabilen bir tarım yüksek kalite de olmaktadır. Televizyonla YAYÇEP ve TUYAP uygulanmış ancak yararları olsa da zayıf kalmıştır. 4.11.7. Turizm Turizm sektörü ekonomiye sağladığı genel etkinin yanı sıra istihdamı geliştirici özelliği ile de bütün ülkelerin özel önem verdiği bir sektördür. Tarımdaki belli dönemlerdeki atıl işgücü bu alanda değerlenebilir. Turizm, ülke ekonomisine katkısı yanında insanlar arasında din, dil ve ırk ayırımı gözetmeksizin barış, dostluk ve kardeşlik duygularını geliştiren ve bu yönüyle dünya barışına da hizmet eden bir sektördür. Ülkemiz, dünya turizm pazarında ortaya çıkan değişimlere ve yeni beklentilere her yönüyle cevap verebilecek bir turizm potansiyeline sahiptir. Dolayısıyla, hızla gelişmekte olan dünya turizm hareketlerinden ülkemizin aldığı pay da giderek büyümektedir. 1980’li yıllardan itibaren alınan tedbirler, sağlanan teşvikler ve uygulanan politikalar ile çok sayıda turistik tesis inşa edilmiş, değişen tüketici taleplerine cevap verecek turizmin altyapısı oluşturulmuştur. 1980 yılında, turizm işletmesi belgeli 56.044 yatak kapasiteli 511 konaklama tesisi varken, bu sayı 2005 yılında 483.330 yatak kapasitesine sahip 2.412 konaklama tesisine ulaşmıştır. Arz ve talep dengesi göz önüne alındığında 1980 yılında 1.3 milyon yabancı ziyaretçi ülkemize gelmiş, 2005 yılında bu sayı 21.1 milyona ulaşmıştır. Turizm sektörü çalışanı ve misafiriyle birlikte düşünüldüğünde, tüketici potansiyeli olarak tarım sektörüne artı değer kazandırmak gibi bir etkiye sahiptir. Bunun yanında, tarımda atıl kalan iş gücünün değerlendirilmesi açısından da önem arz eder. Ancak, turizm tesislerinin ilde yaygınlaşmasıyla gelişen bu sektöre işgücü talebi, zaman zaman tarım sektöründe işgücü temini noktasında zorluklarla karşılaşılmasına da sebep olmaktadır. Tablo 218. Türkiye’de Belgeli Tesislerin Yıllara Göre Dağılımı (1996-2005) 239 Yıllar Turizm Yatırımı Belgeli Tesis Sayısı 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 Oda Sayısı 1 309 1 402 1 365 1 311 1 300 1 237 1 138 1 130 1 151 1 039 96 592 110 866 116 286 114 840 113 452 106 683 102 972 111 894 118 883 128 005 Turizm İşletmesi Belgeli Yatak Tesis Sayısı Oda Sayısı Yatak Sayısı Sayısı 202 631 1 866 145 493 301 524 236 632 1 933 151 055 313 298 249 125 1 954 151 397 314 215 245 543 1 907 153 749 319 313 243 794 1 824 156 367 325 168 229 047 1 998 177 371 368 819 222 876 2 124 190 327 396 148 242 603 2 240 202 339 420 697 259 424 2 357 217 664 454 290 278 255 2 412 231 123 483 330 Kaynak: TÜİK Türkiye’de Belgeli Tesislerin yıllara göre dağılımı yıllar itibarıyla incelendiğinde turizm yatırım belgeli tesislerin sayısı azalırken turizm işletme belgeli tesislerin sayısında artış görülmektedir. Oda ve yatak sayısı her iki tesisde de artarak turizm yarım belgeli yatak sayısı 2005 yılında 278255 adete turizm işletme belgeli tesislerde yatak sayısı 483300 adete yükselmiştir. 240 Tablo 219. Yıllar 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 Türkiye’de Yıllara Göre Tesislere Geliş Ve Geceleme Sayıları, Ortalama Kalış Süresi Ve Doluluk Oranlarının Dağılımı (1996-2005) Tesise Geliş Sayısı Geceleme Sayısı Ortalama Kalış Süresi Doluluk Oranı(%) Yabancı Yerli Toplam Yabancı Yerli Toplam Yabancı Yerli Toplam Yabancı Yerli Toplam 6 448 933 5 845 208 12 294 141 25 548 488 11 490 413 37 038 901 3,96 1,97 3,01 35,30 15,90 51,20 9 443 198 7 650 086 17 093 284 36 167 197 14 941 411 51 108 608 3,83 1,95 2,99 38,60 16,00 54,60 7 600 031 7 684 226 15 284 257 30 432 625 15 513 645 45 946 270 4,00 2,02 3,01 30,60 15,60 46,20 4 822 189 7 854 688 12 676 877 20 434 881 16 782 840 37 217 721 4,24 2,14 2,94 20,40 16,70 37,10 6 804 076 8 855 902 15 659 978 28 510 906 16 475 699 44 986 605 4,19 1,86 2,87 23,33 13,48 36,82 8 778 165 7 749 622 16 527 787 36 368 500 14 178 389 50 546 889 4,14 1,83 3,06 32,82 12,80 45,62 9 871 594 7 916 706 17 788 300 43 312 498 15 202 445 58 514 943 4,39 1,92 3,29 32,82 12,80 45,62 8 991 456 8 429 868 17 421 324 40 866 002 16 233 902 57 099 904 4,54 1,93 3,28 33,56 13,33 46,90 10 981 763 9 724 913 20 706 676 49 727 905 18 356 597 68 084 502 4,53 1,89 3,29 39,22 13,16 52,38 12 952 616 10 458 386 23 411 002 56 108 453 18 818 631 74 927 084 4,33 1,80 3,20 39,22 13,16 52,38 Kaynak: TÜİK Yukarıdaki tabloda Türkiye turizm genel hatlarıyla tanımlanmıştır. Tesise geliş sayısı, geceleme sayısı, ortalama kalış süresi ve doluluk oranları yıllar itibarıyla doğrusal olarak artmıştır. Bu durum bölge turizmiyle paralellik arz etmektedir. Aşağıdaki tabloda değerlendirilmiştir. bölge illeri turizm verileri değerlendirilmiştir. Tabloda Karaman İli verileri Konya İliyle müşterek olarak Tablo 220. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Ankara ve Konya İllerinde Konaklayan Kişi, Geceleme Sayısı, Ortalama Kalış Süresi Ve Doluluk Oranlarının Tesis Cins Ve Sınıflarına Göre Dağılımı (2005) İller Konaklayan Kişi Sayısı Geceleme Sayısı Ortalama Kalış Süresi Doluluk Oranı % Yabancı Yerli Toplam Yabancı Yerli Toplam Yabancı Yerli Toplam Yabancı Yerli Toplam 2,4 1,5 1,7 9,03 27,15 36,18 Ankara 228 094 1 061 245 1 289 339 542 879 1 632 021 2 174 900 100 078 178 924 279 002 109 948 248 880 358 828 1,1 1,4 1,3 12,83 29,05 41,88 Konya Kaynak: TÜİK 241 Tablo 221. Türkiye ve TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Belgeli Konaklama Tesisi Sayısı (2005) Düzey I Düzey II Turizm Yatırım Belgeli Turizm İşletme Belgeli TR 51 İller Tesis Oda Yatak Tesis Oda Yatak Sayısı Sayısı Sayısı Sayısı Sayısı Sayısı 24 2 604 5 956 127 8 574 16 961 Ankara 8 426 886 14 1 122 2 329 TR 52 Konya 1 100 220 2 90 186 Karaman 33 3130 7062 143 9786 19476 TR 5 Batı Anadolu 1039 128005 278255 2412 231123 483330 Türkiye Kaynak: TÜİK TR5 bölgesinde Turizm belgeli toplam 143 adet işyeri bulunmakta olup % 5,9’u bölgede bulunmaktadır. Bu işletmelerin toplam 19476 adet yatak kapasitesi mevcuttur. 4.12. Tarımın Bölge Ekonomisine Katkısı Tarımsal üretim ve gelişme mekansal olarak farklılıklar göstermektedir. İllerin coğrafi yapısı, iklim özellikleri, gelişmiş pazara yakınlığı, tarımsal üretimde modernizasyon gibi özellikleri bu farklılıkların başlıca nedenidir. 1987 yılında, Türkiye Gayri Safi Yurtiçi Hasılasında; tarım, sanayi ve turizm sektörlerinin payları sırasıyla: yüzde olarak 17.8, 25.8 ve 56.4 iken, izlenen düzenli, bir eğilim sonucu 2000’e gelindiğinde tarım sektörünün payı % 13.4’e düşmüş sanayi ve hizmet sektörlerinin payı ise % 28.4 ve % 58.2’ye yükselmiştir. TR5 Batı Anadolu Bölgesinde tarım getirisi bakımından önemli bir yere sahiptir. 1987-2000 döneminde Türkiye tarım sektöründe yıllık ortalama yüzde 1,4’lük bir büyüme sağlamıştır. TR5 Batı Anadolu Bölgesi ise tarım sektörü büyüme hızı itibari ile Türkiye ortalamasının üzerindedir ve Türkiye ortalamasının altında en az büyüme gösteren bölgeler arasında Batı Anadolu Bölgesi 1. sırada yer almaktadır. Tablo da görüldüğü gibi bölgeler itibari ile tarım sektörü yıllık ortalama büyüme hızı değerlendirmesine göre TR5 Batı Anadolu Bölgesi, Türkiye ortalamasının 1.642 kat üzerindedir. Türkiye ortalamasının üzerinde büyüme gösteren bölgeler arasında ise TR5 Batı Anadolu Bölgesi, Güney Doğu Anadolu Bölgesi’nden sonra 2. sırada yer almaktadır. Tablo 222. G.Doğu Anadolu 4,0 Türkiye Bölgeler İtibari İle Tarım Sektörü Yıllık Ortalama Büyüme Hızları (%) (1987-2000) Doğu İç Akdeniz Türkiye Ege Marmara Karadeniz Anadolu Anadolu 2,3 1,4 1,4 1,3 1,1 0,7 0,2 Kaynak: DPT TR5 Batı Anadolu Bölgesi illeri arasında GSYİH bakımından en büyük getiriyi sağlayan il Ankara ve sonrasında sıra ile Konya ve Karaman gelmektedir. TR5 Batı Anadolu Bölgesinin Türkiye tarımsal üretim değerine % 26,3 oranında katkısı mevcuttur. 242 Tablo 223. TR5 Batı Anadolu Bölgesinde Tarımsal Üretim Değerinin GSYİH İçindeki Payı (2001) Bölgelerin Gelişme Tarımsal Tarımın Payı (%) Hızı Üretim Gelişme Tarımsal GSYİH (%) Değerinin Hızı İstatistiki Bölge Birimleri Üretim Değer (YTL) GSYİH (%) Değeri İçindeki Payı (%) 13536639054 7.6 30.5 500016806 3,7 2.2 TR51 TR510 Ankara 4237395803 2,4 36.7 799287340 18,9 10.9 TR52 TR521 Konya 597389739 0.3 40.2 303261187 50.8 30.9 TR522 Karaman 4834785542 2.7 37.1 TR52 18371424596 10,29 TR5 Batı Anadolu Türkiye 178412438499 100 Kaynak: DPT 243 43.2 21521042652 12,1 22,7 BÖLÜM 5 5. BÖLGE PROBLEMLERİNİN VE POTANSİYELLERİNİN ANALİZİ 5.1. Problemlerin ve Kısıtların Tespiti 5.1.1. Sosyo-Ekonomik Problemler Türkiye’nin tüm bölgelerinde olduğu gibi TR5 Batı Anadolu Bölgesinde de veraset yoluyla araziler parçalanmaktadır. Tarımsal işletmelerin küçük ve parçalı olması üretimde verim düşüklüğüne ve maliyetlerin yükselmesine neden olmaktadır. Bölgede birinci sınıf tarım alanları, tarım dışı amaçlarla el değiştirmektedir. Şehir planlamacılığının yeterli olmadığı alanlarda hızlı nüfus artışı, göç, kırsal nüfusun kente düzensiz ve kontrolsüz yerleşimi tarım alanlarının kaybını hızlandırmaktadır. Ankara, Karaman ile Konya son yıllarda önemli düzeyde göç almaktadır. Bölge nüfusundaki artışın, doğal nüfus artışından çok ülke içi göç hareketinden kaynaklandığı gözlenmektedir. Nüfus artışına paralel olarak yoğun konut talebi yüzünden sağlıksız bir yapılaşma ortaya çıkmakta, ayrıca hızlı kentleşmenin yaygın olduğu kesimlerde plânsız ve sağlıksız yapılaşma, tarım alanlarına doğru yayılmakta ve verimli toprakların kaybına sebep olmaktadır. Kırsal nüfusun neredeyse tamamının geçimini tarımdan sağlaması sebebiyle tarımsal üretimde bulunmayan nüfusun da çiftçi diye nitelendirilmesi, ekonomik ve demografik analizlerde, göstergelerin tarım sektörü aleyhine görünmesine sebep olmaktadır. Tarımla uğraşan nüfusun genelde yaşlı olması ve kırsal kesimde yeterince teknik eleman istihdam edilmemiş olmasından dolayı özellikle yeni teknolojilerin benimsenmesinde ve yeniliklere adaptasyonda zorluklarla karşılaşılmaktadır; ayrıca bu durum bu yönde yapılan çiftçi eğitim ve yayım faaliyetlerinin etkinliğini azaltmaktadır. Tablo 224. Sosyo-Ekonomik Problemler, Nedenleri ve Çözüm Önerilerinin Analizi Problemler Problemin Nedenleri Çözüm Önerileri Tarım -Tarım alanlarının sana-yi -Tarım arazilerinin korunması ve kullanılması arazilerinin ve yerleşime açılması konusunda ve Miras Hukukunda gerekli yasal kaybı -Tarımsal işletme arazi- düzenlemenin yapılması ve uygulanması lerinin veraset yolu ile parçalanarak küçülmesi Bölgenin -Ankara 'nın büyükşehir ve -Kırsal alanlardaki yaşam koşullarının iyileştirilmesi göç alması başkent olması, -Çiftçilere yönelik sosyal hizmet projelerinin -Kırsal yaşam standartla- uygulamaya konması, rının düşüklüğü; eğitim, -Bölgeler arası gelir düzey farklarının giderilmesi sağlık gibi sosyal yönünde önlemler alınması hizmetlerin yetersizliği -Tarımsal -Ürün fiyatlarının düşük- -Üreticilerin organize olması gelirin düşük lüğü -Kırsal alanlarda tarım dışı yeni istihdam sahalarının olması -Ürün bedelinin geç oluşturulması ödenmesi -Tarıma dayalı sanayinin geliştirilmesi -Sermaye yetersizliği -Tarımsal işletmelerin küçük ve parçalı olması -Tarım toprakları üzerindeki nüfus baskısı 244 Problemler Problemin Nedenleri Çözüm Önerileri -Girdi fiyatlarının yük- -Girdilerin tek elden temin edilmesini sağlayacak sekliği “örgütlenmenin” güçlenmesi -Tarımsal girdilere yönelik desteklerin güçlendirilmesi -Planlamaya dayalı ol- Arz-talep dengesi gözönüne alınarak üretim mamasından dolayı planlamasının yapılması ve sürekliliğinin sağlanması yetersiz veya fazla üretim -Modern teknolojiden ye- -Araştırma ve eğitim kuruluşlarının faaliyet ve terince faydalanamama tespitlerinin üreticiye iletimini kolaylaştırıcı ve hızlandırıcı yapılanmaya gidilmesi -Modern tarım tekniklerinin uygulayıcıya benimsetilmesi -Teknoloji kullanımı konusunda eğitim ve yayım çalışmalarının etkinleştirilmesi -Kalifiye -Kırsal yaşam standart- -Tarımsal desteklerin belirlenecek hedeflere yönelik işgücü larının düşüklüğü, eği-tim, güçlendirilmesi yetersizliği sağlık gibi sosyal -Çiftçilere yönelik sosyal hizmet projelerinin hizmetlerin yetersizliği uygulamaya konması nedeniyle genç nüfusun -Bölgeler arası gelir düzey farklarının giderilmesi kırsal kesimden kentlere yönünde önlemler alınması göç etmesi, -İl merkezlerinin özellik-le genç işgücü açısın-dan cazibe merkezi olması -Eğitim ve -Kırsal alanda teknik -Eğitim ve yayımın, iletişim araçlarından yararlanılarak yayım eleman istihdamının gerçekleştirilmesi eksikliği yetersizliği, -Tarımla uğraşan nüfu-sun yaşlı olması 5.1.2. Doğal Kaynak ve Çevre Problemleri Bu bölümde toprak, su, hava, gen gibi çevre ve kaynak konularında karşılaşılan kayıplar ve kirlilik sorunları yanı sıra, sürdürülebilirlikle ilgili sorunlar ele alınmıştır. Tarım alanlarının tarım dışı amaçlarla kullanımı, ülkemizin erozyon problemi gibi benzer önemli bir toprak kaybı sorunudur. TR 5 Batı Anadolu Bölgesindeki Türkiye ortalamasının üstünde seyreden nüfus artışı ve köyden kente göç neticesinde, şehir planlamasının yetersiz olduğu bölgelerde, gecekondulaşma ve sağlıksız yapılaşmasının artmasına ve bu tip yerleşim yerlerindeki atıklarda altyapının yetersizliği sebebiyle çevre kirliliği problemini doğurmaktadır. Hızlı sanayileşme ve şehirleşme neticesinde sanayi ve evsel atıklar ile bilinçsizce kullanılan tarımsal gübre ve ilaçlar, yeraltı ve yerüstü suları ile tarım topraklarında kirlilik meydana getirmekte, tarımsal üretimi olumsuz etkilemektedir. TR5 Batı Anadolu Bölgesi alan olarak Türkiye'nin yaklaşık %9,98’ini kapsamakta, ancak bölgenin çayır mera varlığı Türkiye'nin mera varlığının yaklaşık %6,75’i düzeyinde kalmaktadır. 1998 yılından beri uygulanmakta olan 4342 sayılı Mera Kanunu ile ilgili tespit, tahdit ve tahsis işlemlerinin devam ediyor olması, doğal kaynaklarımızdan yeterince yararlanamamamıza neden olmaktadır. Hayvancılık için önem arz eden çayır mera alanları, mevcut alanlarda yapılan ıslah çalışmaları da henüz yeterli düzeyde değildir. 245 Bölge genelinde çevre ile ilgili su kirliliği, katı atıklar, tıbbi atıklar, tehlikeli atıklar ve hava kirliliği gibi birçok problem söz konusudur. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi özellikle yol ağının yoğun olduğu bir bölgedir. Tarımsal üretimin yol kenarlarına yakın yapılan kesimlerde ağır metallerce kirlenmesi söz konusudur. Sanayi kuruluşlarının arıtma ve baca filtresi takma konusunda çevreyi yeterince gözetmemeleri kirlenmeyi hızlandırmaktadır. Sanayi, yerleşim yeri ve ulaşımdan kaynaklanan emisyonların ölçülmesi uzun yıllardan beri yapılmakla birlikte; tarımsal faaliyetlerden kaynaklanan emisyonların güvenli ölçümleri, uygulamanın çok zor olmasından dolayı yapılamamıştır. Bölgede tarımsal üretimde sulama ve toprak işlemede yapılan yanlışlıklar nedeniyle erozyon ve çoraklaşma meydana gelmektedir. Bölgeye has bitkisel gen kaynakları gün geçtikçe azalmaktadır. 5.1.3. Tarım Sektörünün Problemleri 5.1.3.1. Bitkisel Üretim Problemleri Arazilerin miras yoluyla bölünmesi üretim alanlarını küçültmekte bu da verimliliği olumsuz yönde etkilemektedir. Sebze ve meyve üretiminin küçük ve dağınık birimlerde gerçekleşmesi nedeniyle finansman sıkıntısı içerisinde olan üreticiler yeni teknolojilerden yararlanamamaktadır. Tarımsal ürünlerin üretiminde, hasadında ve depolama aşamalarında uygun olmayan yöntem ve kimyasalların kullanılması ile problemler çıkmaktadır. Yoğun gübre kullanımı nedeniyle topraklarda kirlenme; yoğun ilaç kullanımı ile doğal dengenin bozulması tarımsal üretimde verimi düşürmektedir. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi, ülkemiz hububat üretiminin önemli bir kısmını karşılamaktadır.Bölgede hububat üretiminde genelde kuru tarım yapılması sonucu iklimin ve yağışların uygun olmadığı yıllarda verimde ve üretimde düşüşler meydana gelmektedir. Bölgede tarım alanlarının artan nüfusa bağlı olarak konut yapımında kullanılması, toprak verimliliğinin azalması gibi sebeplerden dolayı çiftçinin buğday ekiminden uzaklaşması sonucu, ekim alanlarında giderek azalma söz konusu olacaktır. Bununla birlikte buğday üretiminde yeterli gübre, iyi tohum, su, ilaç, uygun toprak işleme ve ekim aletleri kullanımı arttıkça, verimde önemli artışlar beklenebilir. İyi tarım uygulamalarına geçildiği takdirde ekim alanlarının azalmasına rağmen birim alandan daha fazla verim alınarak üretimdeki açık kapatılabilinir. Girdi maliyetlerinin (organik gübre, ilaç, sertifikasyon ve kontrol masrafları vb.) yüksek olması, üreticilerin eğitimlerinin ve bu konuda birbirleriyle irtibatının yetersiz olması, tüketici bilincinin oluşmamış olması, organik tarım gelişimini olumsuz yönde etkilemektedir. Bitkisel üretimde kullanılan girdi ve girdi hammaddelerinin çoğunun ithal olması ve fiyatlarının yüksekliği üretim maliyetlerinin yükselmesine ve etkin kullanılamamasına sebep olmaktadır. 246 Tablo 225. Bitkisel Üretimde Alt Sektör Problemleri, Nedenleri ve Çözüm Önerileri Analizi Matrisi Problemler Problemin Çözüm Önerileri Nedenleri -Sürdürülebilir - Fiyat -Bölgesel üretim planlaması yapılması tarımın olmaması istikrarsızlığı -Ürün bazında üretici birlikleri kurulmasına kolaylıklar -Örgütlenme sağlanması bilincinin zayıf olması Üretim alanlarının -Yasal düzenlemelerle tarımsal üretim alanlarının küçük ve dağınık parçalanmasının önlenmesi, oluşu -Arazi birleştirilmesi yoluyla işletme büyüklüklerinin artırılması Pazar garantisinin -Yerleşik alım politikalarının geliştirilmesi sağlanamaması -Üretim planlaması ile önceden fiyatların öğrenilebileceği pazar bilgi sisteminin kurulması -Sözleşmeli üretim modelinin yaygınlaştırılması -Kalıntı sorunu Kontrolsüz -İyi Tarım Uygulamaları ile üretim için gerekli kimyasal kullanımı önlemlerin alınması -Tarım danışmanlık sisteminin üretime entegre edilmesi -Akredite analiz laboratuarlarının yaygınlaştırılması -Denetim hizmetlerinin pazara çıkış noktalarında etkinleştirilmesi ve caydırıcı cezalarla güçlendirilmesi -Kârlılığın Tohumlukların -Çeşit Koruma Kanunu ile ıslah çalışmalarının teşviki düşüklüğü ithalat yoluyla temini -Alışkanlıklara bağımlılık sebebiyle modern teknolojilerin değerlendirmede yetersizlik -Yeni teknolojilerin pahalı olması nedeniyle tarımsal mekanizasyon kullanımının yetersizliği Katma değeri yüksek işlenmiş ürün üretim ve pazarlama olanaklarının darlığı -Yayım yoluyla üreticilere yeni teknolojilerin tanıtılması -Teknoloji kullanımına özendirici destek verilmesi -Tarımsal sanayi projelerinin hayata geçirilmesi 247 Bölgenin güçlü olduğu bazı ürünlerin üretim alanlarının azalması Meyvecilikte kârlılığın düşüklüğü Bazı ürünlerde ithalata bağımlılık Üreticilerin üretim alanlarını daha kârlı gördükleri başka sektörlere tahsis etmeleri Kalitesiz üretim -Dış pazar taleplerine uygun üretimin olmayışı -Pazarlama standartlarının (modern tasnif, ambalaj, depo, nakliye) yetersizliği. -Meyve işleme sanayinin yetersizliği. Mısır, ayçiçeği gibi yağlı tohumlu bitki ekim alanlarının azalması -İyi tarım uygulamaları ile verimliliği arttırmak -Kolon anaçlı (bodur, yarı bodur) ve virüsten arî fidanlarla meyve bahçelerinin tesis edilmesi -Damlama sulama sistemlerinin yaygınlaştırılması -Entegre mücadelenin yaygınlaştırılması -Pazarda rağbet gören yeni çeşitlerin üretime kazandırılması -Katma değeri artırıcı işleme sanayinin bölgede yaygınlaştırılması -Tasnif, ambalaj, depo gibi tesislerinin modernizasyonu Yağlı tohumlu bitkilerde üretimin artırılmasının desteklemeler suretiyle teşvik edilmesi 5.1.3.2. Hayvansal Üretim Problemleri Ülkemizde olduğu gibi TR 5 Batı Anadolu Bölgesi de büyükbaş hayvan yetiştiriciliğinde en büyük sorun hayvansal ürünlerde verim düşüklüğüdür. Özellikle büyükbaş hayvan yetiştiriciliğinde işletmelerin küçük ve aile işletmesi tipinde olması, hayvan barınaklarının iptidai şartları taşıması, işletmelerin öz sermaye yetersizliği, üreticilerin bilgi eksikliği üretimi olumsuz etkilemektedir. Ayrıca, kaçak hayvan girişleri zaman zaman salgın hastalıklara neden olmaktadır. TR 5 Batı Anadolu Bölgesinde küçükbaş hayvanların otlayabileceği alanların daralması ve çayır mera alanlardaki yetersizlik nedeniyle küçükbaş hayvan yetiştiriciliği ekonomik anlamda olumsuz etkilenmiştir. Mera yönetimindeki aksaklıklar ve ıslah çalışmalarının tamamlanabilmesi için gerekli olan kadastro işlemleri tamamlanmamıştır. Meraların ekolojik çevre ve bölge şartlarına uygun biçimde otlatma kapasiteleri ve dönemleri belirlenmemiştir. Meralarda degradasyonu azaltacak ve verimi artıracak gübreleme, yapay tohumlama, aşılama, münavebeli otlatma, karıklama, hendekleme ve teraslama gibi kültürel ve teknik tedbirler alınamamıştır Bölgede bulunan tavukçuluk işletmelerinde ilaç, serum ve yem katkı maddelerinde dışa bağımlılık olmasından dolayı maliyet artmaktadır. Ayrıca, TR5 Batı Anadolu Bölgesinde fason yetiştiricilik yapan işletmelerin bir kısmının kümes kapasiteleri düşük ve modernizasyon geridir. Arıcılıkta kovan başına verim dünya ortalamasının altındadır. Ayrıca arı yan ürünleri üretimi (polen, probolis, arı sütü, arı zehiri) yok denecek kadar azdır. Gezginci arıcılıkta konaklama ve nakliye sorunları vardır. Kültür balıkçılığı tesislerinin kullandıkları balık yemleri, hayvan yemi imal eden fabrikalarca üretilmekte ve bu üretimde kalite standardına ulaşılamamaktadır. Özellikle yem muhteviyatı içinde yer alan balık unu vb. hammaddeler ithal edildiğinden ya fiyat istikrarı oluşamamakta ya da fiyat rekabeti oluşturmak için yem kalitesinden ödün verilmektedir. Ülkemizde belli dönemlerde yaşanan ekonomik krizlerde, yem fiyatlarının yükselmesi karşısında balık fiyatları düşük kalmakta, bu da karlılığı çok düşürmekte, hatta yok etmektedir. 248 Su ürünleri işletmeleri hem kuruluş aşamasında ve hem de daha sonraki aşamlarda yer ve su kiralamalarında çok yoğun bürokrasi içinde tıkanmaktadır. Bir işletmenin kuruluşu ve ruhsatlandırılması aşamasında ilgisine göre 15 ayrı kurumdan (Milli Emlak, Orman, Sağlık, Çevre, Karayolları, Köy Hizmetleri, DDY, DSİ, Bayındırlık Bakanlığı, Belediye, Kültür, Tabiat ve Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu, Turizm Bakanlığı, Denizcilik Müsteşarlığı, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı) kısa sürede izin almada problemler yaşanmaktadır. Ülkemiz ve TR5 Batı Anadolu Bölgesi su ürünleri üretim potansiyelinin çok az bir kısmı kullanılabilmektedir. Kültür balıkçılığı yetiştiriciliğinde içme suyu ihtiyaçları, çevre ve girdi maliyetlerindeki yükseklikler başlıca problemlerdir. Tablo 226. Hayvancılık Alt Sektör Problemleri, Nedenleri ve Çözüm Önerileri Analizi Matrisi Problemler Problemin Nedenleri Çözüm Önerileri -Kârlılığın düşüklüğü -Hayvancılık işletmelerinin -Hayvancılık işletme küçük ölçekli ve dağınık oluşu ölçeklerinin büyütülmesi teşvik -Üretim ve sanayi edilmesi entegrasyonunun -Büyük ve entegre tesislerin sağlanamamış olması kurulmasının teşvik edilmesi -Hayvancılığın aile ihtiyacını -Esas faaliyet olarak hayvancılık karşılamaya yönelik düzeyde yapan işletmelerin desteklenmesi ve ikinci planda yapılması -Kaliteli üretim yapan -Yem bitkileri üretiminin işletmelerin ayrıca desteklenmesi yetersizliği -Yem bitkileri üretiminin -Çayır mera varlığının kıt desteklenmesi ve olması yaygınlaştırılması -Etkin bir mera amenajmanının ve mera ıslah programının uygulamaya konması -Bölgeye uygun ırkların geliştirilmesi Tablo 227. Su Ürünleri Alt Sektör Problemleri, Nedenleri ve Çözüm Önerileri Analizi Matrisi Problemler Problemin Nedenleri Çözüm Önerileri Yatırım ve işletme maliyetinin -İl Özel İdarelerince talep içsu -İçsu kira bedeli tespitinde Tarım yüksekliği ve kârlılığın düşük kira bedellerinin, karlılığı İl Müdürlüklerince hesaplanan oluşu engelleyecek düzeyde yüksek ve kârlılığa engellemeyen olması tutarların belirleyici olması -Yem hammaddelerinin ithal -Balık yemi üretim tesislerinin edilmesi denetiminin etkinleştirilmesi -Yemlerde kalite standardına -Bürokratik işlemlerin azaltılarak ulaşılamaması yatırımcıların teşviki -Kültür balıkçılığı tesislerinin kuruluşu için gerekli bürokratik işlemlerin fazlalığı İçsu balıkçılığının gelişmemiş Yurtiçinde su ürünleri tüketim Modern av teknolojisinin olması alışkanlığının az oluşu kullanımının yaygınlaştırılması Diğer sektörlerle kaynak Deniz kültür balıkçılığı ile Bölgesel düzeyde Çevre Düzeni kullanımında yaşanan turizm alanlarının çakışması Plânının yapılması çatışmalar 249 5.1.4. Pazarlama Problemleri Pazarlama problemlerinin başlıca nedeni örgütlenmedeki aksaklıklardır. Üretici Birlikleri Yasası çıkmış olmasına rağmen uygulamada sıkıntıların olması ve mevcut örgütlerin etkin rol almaması nedeni ile üreticiler ürünlerini bireysel olarak pazarlamakta ve fiyat oluşumunda etkisiz kalmaktadırlar. Tarımsal ürünlerin çabuk bozulabilir nitelikte olması ve üreticinin ekonomik problemlerinden dolayı ürününü bekletememekte ve hemen pazarlamaya çalışmaktadır. Bu durumda ürününü düşük fiyattan pazarlamak zorunda kalmakta ve çoğu zaman da parasını geç almaktadır. Bölgede bazı ürünlerde sözleşmeli çiftçilik modelinin benimsenmiş olmasına rağmen, henüz tam olarak yaygınlaşmamıştır. Sözleşmeli çiftçilik modelinde mevzuat yetersizliği nedeni ile çoğu zaman taraflar çıkarları doğrultusunda anlaşmayı bozmaktadır. Bu durum, hem üreticilerin hem de alıcı konumundaki şirketlerin sözleşmeli tarıma olan güvenlerini sarsmaktadır. Tarımsal pazarlama da en büyük problemlerden biri de standardizasyon eksikliği ve markalaşma yetersizliğidir. Üreticilerin bu konuda tam olarak bilinçli olmaması ve gerekli tesislerin (boylama, işleme, ambalajlama, vb.) olmaması ürün değerini düşürmektedir. Tarımsal ürünlerin büyük kısmı çabuk bozulabilir nitelikte olması nedeniyle hasattan pazara olan zincirde kalite ve miktar açısından kayıplar oluşmaktadır. Üretim planlamasının olmaması nedeniyle arz fazlası olduğu dönemlerde ürünlerin depolamasında yaşanan sıkıntılar fiyat düşüklüğüne neden olmaktadır. Tarımsal ürünlerde aracı sayısı çok fazladır. Bu da bazı tarımsal ürünlerde pazarlama marjının, ürünün 3-4 katına yükselmesine neden olmaktadır. Özellikle tarımsal ürünlerin ihracatında, katkı ve kalıntı analizi yapan laboratuarların eksikliği ve mevcut laboratuarların da akredite olmaması sorunlara neden olmaktadır. Tarımsal üretimde bilinçsiz yöntem ve kimyasalları kullanan üreticiler ile pazarlama aşamasında etik dışı davranış gösteren kişilerce piyasaya sunulan ürünler tüm üreticileri zan altında bırakmakta ve bu durum nedeniyle de pazarlamada ciddi problemler yaşanmaktadır. 5.2. Potansiyellerin ve Fırsatların Tespiti Tablo 228. Tarımsal Potansiyellerin ve Fırsatların Tespiti ve Gelişme Potansiyelinin Analizi Tanımlama Mevcut Durum Gelişme Potansiyeli Nüfus Arazi ve Sulama Durumu Tarım İşletmelerinin Durumu -TR 5 Batı Anadolu bölgesinin toplam nüfus 6.443.236 olup %23 kırsal kesimde yaşamaktadır. -Toplam tarım alanı 4.289.442 ha. olup %13’ü sulanmaktadır. Toplam 577.848 ha’lık sulanabilir arazi mevcuttur. 2001 Genel Tarım Sayımına göre İşletme büyüklüğü 4,4 ha’dır. Yalnızca hayvansal üretim yapan işletme sayısı %2,36 yalnız bitkisel üretim yapan işletme sayısı %30,22 ve hem bitkisel hem de hayvansal üretim yapan işletme sayısı %67,42’dir. 250 Kırsal nüfus artış hızı binde 5,76 dır. Tarım arazilerinin miktarında bir artış beklenmemektedir. 818.042 hektar alan daha sulamaya açılabilir. Arazilerin miras yoluyla bölünmesinin önlenmesi halinde işletme büyüklüğü daha da küçülecektir. Hukukî düzenleme-lerin yapılmasıyla bu durum önlenebilir. Bitkisel Üretim -Üretimde çeşitlilik vardır. -Verimler, Türkiye ortalamasının üzerindedir. -Katma değeri yüksek meyve ve sebze (örtü altı domates, süs bitkileri, üzüm, incir, zeytin, kiraz vb.) üretim oranı fazladır. -Organik ürün üretimi, diğer bölgelere nazaran ileri seviyededir. -Bölge bitkisel üretiminde kullanılabilecek doğal kaynaklar açısından zengin potansiyele sahiptir. Hayvansal Üretim -Büyükbaş varlığında azalma olmakla birlikte Kültür ve melez Irkı hayvan varlığı artmaktadır. -Yapılan desteklemelerle kaliteli kaba yem üretimi ve dolayısıyla süt üretimi artmaktadır. -Tarımsal üretim içersinde en gelişmiş sektör kanatlı sektörüdür. -Bölge su ürünleri açısından önemli su potansiyeline sahiptir. -Bölge arıcılık açısından zengin polen kaynaklarına sahiptir. -Canlı hayvan pazarlarının bulunması Bölgede tarımsal örgütlenme son yıllarda hızla artmaktadır. Damızlık Koyun ve Sığır Yetiştiricileri birlikleri, Sert Çekirdekli Yet. Birliği, Havuç Yetiştiricileri birliği, Süt Üreticileri Birlikleri örnek gösterilebilir. Örgütlenme 251 -Pazar isteğine göre üretim yapılması ihracatı artıracaktır. -Organize tarım bölgelerinin kurulması üretim ve Pazarlama-daki aksaklıkları azaltacaktır. -Tütün ve şeker konusunda yapılan yasal düzenlemeler sonucu alımlarının sınırlandırılması ile atıl kalan alanlarda alternatif ürünlerin üretimi geliştirilebilir. -Uygun alanlarda zeytin üretimi geliştirilebilir. -Konvansiyonel yollarla üretil-meyen tarımsal ürünlerin sertifi-kasyon ve kontrol işlemlerine tabi tutularak organik ürün olarak pazarlanması sağlanabilir. -Jeotermal enerji kaynaklarının bulunduğu yerlerde, örtü altı tarım geliştirilebilir. -Rüzgar türbinleri ile don zararının azaltılması, yer altı suyu çıkarma ve kullanımı amaçlı yararlanılması, tarımsal elektrifi-kasyonda kullanılması şeklinde bitkisel üretimde kullanılabilir. -Güneş enerjisi ile tarımsal işlet-melerin aydınlatma sistemlerinin çalıştırılması, -Çayır ve mera ıslah çalışmaları-nın tamamlanması ile kaliteli kaba yem açığı giderilebilir. -Organize hayvancılık bölgeleri kurularak hayvancılık geliştiri-lebilir. -Off-shore sistem balıkçılığın des-teklenmesi ile üretim artırılabilir. -Orman plantasyonlarında polen-ce zengin çeşitler kullanılarak bal üretimi artırılabilir. -Hayvan pazarlarının iyileştiri-lerek hayvan borsası haline dö-nüştürülmesi sağlanabilir. -Organik hayvansal üretim artırı-labilir. -Kurulmuş ve kurulacak olan Üretici Birlikleri ile Tarımsal Kooperatiflere teknik ve mali yönden destek sağlanarak geliştirilebilir. BÖLÜM 6 6. TARIMSAL KALKINMADA AMAÇ VE STRATEJİLERİN OLUŞTURULMASI 6.1. Master Plan Amaçlarının Belirlenmesi Bu planlama çalışmasındaki kalkınma amaçları, TR5 Batı Anadolu Bölgesi tarımında ulaşılmak istenen durumu veya koşullarını temsil etmektedir. 4. ve 5. bölümlerde analiz edilen, bölge tarımının mevcut problemlerinin çözüm yolları, potansiyeller ve fırsatlar ışığında, kaynak, maliyet, anlaşmalar ve zamanlama gibi koşullar dikkate alınarak tarımsal kalkınma için amaçlar belirlenmiş ve bu amaçlara ulaşılabilmesi için kullanılacak stratejiler tespit edilmiştir. Tespit edilen amaçlar Türkiye Tarım Stratejisi Belgesinde öngörülen amaç ve stratejiler ile örtüşmektedir. Temel amaç, bölge kaynaklarının etkin kullanımı ilkesi çerçevesinde ekonomik, sosyal, çevresel ve uluslararası gelişmeler boyutunu bütün olarak ele alan örgütlü, rekabet gücü yüksek, sürdürülebilir bir tarım sektörünün oluşturulmasıdır. Temel stratejik amaçlar şu şekilde özetlenebilir: - Sürdürülebilirlik ilkesi çerçevesinde kaliteye dayalı üretim artışı ile gıda güvenliği ve gıda güvencesinin sağlanması, - Üreticilerin gelir düzeyinin yükseltilmesi ve istikrarın sağlanması, - Üretim maliyetlerini azaltıcı ve teknolojik gelişimi hızlandırıcı tedbirlerin uygulamaya konulması yoluyla üreticilerin rekabet güçlerinin artırılması, - Tarımsal pazarlama altyapısının iyileştirilmesi ve üreticilerin pazara erişim düzeylerinin yükseltilmesi, - Tarım-sanayi entegrasyonunun geliştirilmesi, - İşleme sanayiinin rekabet gücünü artırıcı nitelikte uygun ve kaliteli hammaddenin temin edilmesi, - Tüketici tercihlerinin karşılanması amacına yönelik tedbirlerin alınması, - Üreticilerin katılımını ve sorumluluğunu esas alan ve doğrudan üreticilere finansman sağlayan yaklaşıma dayalı kırsal kalkınma projelerinin oluşturulması ve söz konusu projelerin kırsal yaşam şartlarını iyileştirecek biçimde uygulanması, - Üretimden pazarlamaya kadar olan süreçte kamudan bağımsız yapıda, üreticilere hizmet vermek üzere, kar amacı gütmeyen Tarımsal Üretici Birlikleri ile tarımsal nitelikli diğer üretici örgütlerinin kurulması, geliştirilmesi ve bunların denetimlerinin özerkleştirilmesi; - Belirlenen amaçlar beş başlık altında birleştirilmiştir ve aşağıda gerekçeleriyle birlikte açıklanmıştır: 252 6.1.1. Sürdürülebilirlik İlkesi Çerçevesinde Kaliteye Dayalı Üretim İle Gıda Güvenliği Ve Güvencesinin Sağlanması Tarımsal üretimde verimlilik düzeyi, belli ürünler ve bölgelerde potansiyelin altındadır. Ayrıca, tüketicilerin ve sanayicilerin talep ettiği kalite tüm ürünlerde yakalanamamıştır. Bu arada yanlış tarım teknikleri çevreye olumsuz etkilerde bulunmaktadır. Toplumun beslenmesi açısından hububat, et ve süt ürünleri ile yağlı tohumlu bitkiler üretimi ve hayvancılık için gerekli yem bitkileri üretiminin ürün deseninde yapılacak düzenlemelerle yeterli üretiminin sağlanması gerekmektedir. Gıda fiyatlarının indirilmesi için verimlilik artırışı yoluyla maliyetlerin düşürülmesi yeterli gıda tüketimini sağlayacaktır. 6.1.2. Tarımsal İşletmelerin Rekabet Gücünün Artırılması Tarımsal üretimde rekabet gücünün artırılması için verimliliğin ve ürün kalitesinin geliştirilmesi, işletme ölçeklerinin ve alt yapı imkanlarının güçlendirilmesi gerekmektedir. Ayrıca rekabet gücünün artırılması çerçevesinde köy bazlı yatırımlar için finansman mekanizmalarıda geliştirilmelidir. Tarım sektöründe faaliyet gösteren işletmelerin rekabet gücünün artırılması muhtemel AB ve dünya ülkeriyle rekabette gerekli olacaktır. Bu amaca yönelik destekleme araçları devreye sokulabilir. 6.1.3. Tarımsal Pazarlama Altyapısının Güçlendirilmesi Üreticiler pazar talebine göre üretim kararlarını alamamaktadırlar. Bunun sonucunda kaynakların kullanımında dengesizlikler oluşmaktadır. Ayrıca, tarım ürünleri pazarlanmasında 2000 yılı öncesinde tarımsal KİT'lerin ağırlığı nedeni ile serbest pazar mekanizmaları gelişmemiştir. Bu nedenle üreticiler ürünlerini pazarlamada güçlüklerle karşılaşmaktadır. Pazarlamaya yönelik organizasyonlar güçlendirilerek üreticinin ürünü değer fiyatı üzerinden pazarlaması sağlanmalıdır. Bu sayede kırsal gelirleri artırılarak tarımdaki göçün önüne geçilebilir. 6.1.4. Kırsal Gelirlerin Artırılması Kırsal toplumun eğitim düzeyi düşük ve bu alanlarda kamu hizmetlerinin kalitesi yeterli değildir. Ayrıca, kırsal toplum gelirleri içerisinde tarım %40-70 oranında paya sahiptir. Bu nedenle, toplumun temel ve mesleki eğitim düzeyinin yükseltilmesi, beslenme şartlarının iyileştirilmesi ve yoksulluğun önlenmesi gerekmektedir. 6.1.5. Üretici Örgütlerinin Geliştirilmesi Tarım işletmelerinin küçük ölçekli olması nedeni ile üreticilerin teknoloji yatırımı ve kullanımını zorlaştırmaktadır. Bu durum pazar ve sanayi ile entegrasyonu açısından problemler oluşmaktadır. Bu nedenle üretici örgütlenmesinin teşvik edilerek tarımsal işletmelerin güçlendirilmesi gerekmektedir. 6.2. Tarımsal Kalkınma Stratejilerinin Belirlenmesi Bu bölümde, kalkınma amaçlarının elde edilmesi için gerekli temel stratejik araçlar veya kalkınma hamlesini gösteren stratejiler belirlenerek her bir amaç altına sıralanmışlardır. 253 6.2.1. Gıda Güvenliği ve Gıda Güvencesinin Sağlanması Gıda güvenliği ve gıda güvencesinin sağlanması amacıyla yapılması gerekenler ana başlıklarıyla sıralanmıştır. Bitkisel Üretim - Arz açığı olan ürünlerin üretiminin artırılması - Kaliteli ve rasyonel girdi kullanımı - İyi tarım uygulamaları - Organik tarım uygulamaları - Üretici odaklı üretimden tüketici odaklı üretime yönelme - Bitki hastalık ve zararlıları ile mücadele - Sulama ve tarla içi geliştirme hizmetleri uygulamaları - Arazi toplulaştırması Hayvancılık - Islah, - Yem bitkileri üretimi, - Çayır ve meraların geliştirilmesi, - İşletme ölçeklerinin artırılması, - Hayvan hastalıklarıyla mücadele ve kontrol İşleme Sanayi - Ürün, üretim ve satış yerlerinin norm ve standartlarının iyileştirilmesi, - Gıda kodekslerine tam uyumun sağlanması, - Gıda imalat tesislerinin denetiminin etkinleştirilmesi, Sürdürülebilir tarım uygulamaları yönünden öncelikli kalkınma amaçları belirlenirken, bitkitoprak-çevre kirliliğinin önlenmesi, doğal kaynakların etkin kullanılması, ekolojik tarımın yaygınlaştırılması, hayvan sağlığının korunması, Bölgenin ekolojik yapısına uygun ürünlerin seçilmesi, erozyonla mücadele, arazilerin kabiliyet ve sınıfları dikkate alınarak kullanımı, doğal dengenin korunması hususları gözetilmiştir. 6.2.2. Tarımsal İşletmelerin Rekabet Gücünün Artırılması - Arazi toplulaştırılması, - İşletme ölçekleri ve alt yapılarının iyileştirilmesi, - Ürün çeşitlendirilmesi ve AR-GE faaliyetlerinin desteklenmesi, - Dış piyasalarda rekabet üstünlüğü olan ve olabilecek ürünlerin desteklenmesi, - Finansman araçlarının geliştirilmesi (leasing, lisanslı depoculuk gibi), - Tarıma dayalı ihtisas organize sanayi bölgelerinin kurulması, - Arazi pazarının geliştirilmesi ile ilgili tedbirler, - Risk yönetimi, Bu gerekçeler üzerine, verimlilik ve gelir artışı yönünden öncelikli kalkınma amaçları belirlenirken, katma değeri yüksek ürünlere öncelik verilmesi, üretimde verimlilik ve kalitenin artırılması, ölçülü bilinçli girdi kullanımı, tarım-sanayi altyapısının iyileştirilmesi, tarım-sanayi entegrasyonunun sağlanması, pazarlama şartlarının iyileştirilmesi, kaliteli ve standartlara uygun üretim yapılarak ve gıda güvenliğinin tam olarak sağlanmasıyla dış pazar şansının yüksek tutulması, etkin örgütlenme sisteminin oluşturulması, yeni teknolojilerin kullanılması gözetilmiştir. 254 6.2.3. Tarım-Sanayi Entegrasyonunun Sağlanması -Pazar Bilgi Sisteminin kurulması -Ürün borsalarının geliştirilmesi -Lisanslı depoculuk ve varant sisteminin düzenlenmesi -Üretici Birliklerinin kurulması ve geliştirilmesi -Tarım Satış Kooperatifleri Birliklerinin özerkleştirilmesi -Sözleşmeli üretim sisteminin yaygınlaştırılması -Üreticilerin bireysel ve birlikte oluşturacakları tarımsal sanayi entegrasyon projelerine teknik ve finansal destek sağlanması -Bu şartların oluşması sonucunda, tarımsal pazarlama altyapısı güçlendirilerek tarım-sanayi entegrasyonu sağlanacaktır. 6.2.4. Kırsal Toplumun Yaşam Şartlarının İyileştirilmesi -Katılımcı bir yaklaşımla tarım dışı gelir getirici faaliyetlerin çeşitlendirilmesi ve desteklenmesi, -Çevresel etkilere maruz kalan tarım alanlarının korunması, -Kırsal alanlarda kadın ve gençlerin ekonomik yaşamdaki etkinliklerinin artırılması, -Çiftçi eğitiminde özel yayım uygulamalarının geliştirilmesi, -Tarım ve kırsal kalkınma amaçlı sivil toplum kuruluşlarının teknik kapasitelerinin güçlendirilmesi Kırsal kalkınmaya dönük öncelikli kalkınma amaçları belirlenirken, kırsal göç ve kırsal işsizliğin önlenmesi, kırsal turizmin geliştirilmesi, tarım topraklarının muhafazası göz önüne alınmıştır. 6.2.5. Üretici Örgütlerinin Geliştirilmesi -Üreticilerin teknik hizmet alabilecekleri ve ortaklaşa pazarlama yapabilecekleri örgütlenme yapısına kavuşmalarının desteklenmesi, -Üreticilerin bir araya gelerek pazara entegrasyonunu sağlayacak destekler, -Üreticilerin birlikte yapacakları hayvansal üretim faaliyetlerinin desteklenmesi, -Sulama birlikleri ve kooperatiflerinin desteklenmesi -Üretici örgütlerinin özerkleştirilmesi ve yönetim yapılarının güçlendirilmesi ve ilgili yasal düzenlemelerin sonuçlandırılması -Üretici örgütlerinin geliştirilmesi için mali ve teknik destek sağlanmasıdır. 255 Tablo 229. Master Plan Stratejilerinin GZFT Analizi Amaçlar Sürdürülebilirlik ilkesi çerçevesinde kaliteye dayalı üretim artışının sağlanması Gıda güvenliği ve gıda güvencesinin sağlanması Strateji Bitkisel Üretim Arz açığı olan ürünlerin üretiminin artırılması Kaliteli ve rasyonel girdi kullanımı İyi tarım uygulamaları Organik tarım uygulamaları Bitki hastalık ve zararlıları ile mücadele Sulama ve tarla içi geliştirme hizmetleri uygulamaları Arazi toplulaştırması Bitki-toprak-çevre kirliliğinin önlenmesi Tarım topraklarının korunması Strateji Uygulanırken Karşılaşılacak Mevcut Durum Güçlü Yönler Zayıf Yönler Fırsatlar Tehditler Konvansiyonel üretimde kaliteli hibrit, hastalıklara dayanıklı ve sertifikalı tohumlar önemli ölçüde kullanılmaktadır. Bölgede organik tarım üretimi yapan eko köyler ve kooperatifler mevcuttur. Toplumun beslenme ihtiyacını karşılayacak hububat ve yağlı tohumlu bitkilerin üretimi yeterli değildir. Tarımsal üretimde verimlilik düzeyi, belli ürünlerde ve bölgelerde potansiyelin altındadır. Sanayicinin ve tüketicinin talep ettiği ürün kalitesi tüm ürünlerde yakalanamamıştır Tarımda ilaç ve bitki gelişimini düzenleyicilerin yanlış uygulanan tarım teknikleri üretime ve çevreye olumsuz etkilerde bulunmaktadır. Pestisit ve atık depolama tesisleri bulunmamaktadır. Bölgede mevcut özel sektör tarım firmaları sayesinde verimli çeşitlerin tohum ve fide temininin kolay olması; tohumluk ıslahı ve üretimi yapan kuruluşların bulunması -Bodur ve yarı bodur anaçların kullanımıyla birim alana daha fazla bitki dikilmesinin mümkün olması ve kültürel işlemlerin kolaylaşması -Bölgede rezidü laboratuarlarının faal olması Üretim planlamasının ve ayrıca bu planlama için gerekli güvenilir tarımsal kaynak veritabanının ve zon haritalarının mevcut olmayışı Üretim maliyetinin yüksekliği Belirli ürünlerde sınırlı üretim sahalarının giderek tarım dışı kullanıma kayması Tarım arazilerinin korunması ve kullanılması konusunda ve Miras Hukukunda gerekli yasal düzenlemenin eksikliği -İşletme büyüklüklerinin optimal olmaması nedeniyle modern teknolojinin kullanılmasında sıkıntılar yaşanması ve maliyeti önemli düzeyde artırması 256 -Hayvancılık ve Su Ürünleri Islahı -Yem bitkileri üretimi -Meraların geliştirilmesi -İşletme ölçeklerinin geliştirilmesi -Hayvan hastalıkları ile mücadele ve kontrol -Su ürünleri yetiştiricilik kaynaklarının etkin kullanımı -İşleme sanayi ürün, üretim ve satış yerlerinin norm ve standartlarının iyileştirilmesi -Gıda kodekslerinin uygulamaya konulması -Gıda imalat tesislerinin denetiminin etkinleştirilmesi Tarımsal işletmelerin rekabet gücünün artırılması -Havyan aşılama programları etkin şekilde yapılmaktadır ve ihbarı mecburi hastalıklar hızlı müdahale ile önlenmektedir. -Soykütüğü ve kayıt sistemleri başarılı bir şekilde yürütülmektedir ve bölgede mevcut hayvan hareketleri iyi takip edilmektedir. -Göçer küçükbaş hayvan (keçi) yetiştiriciliği yapılmaktadır. -Bölgede tarıma dayalı işleme sanayinin gelişmiş olması. -Konu ile ilgili yeterli sayıda işsiz teknik elemanın bulunması. -Arazi toplulaştırılması -İşletme ölçekleri ve alt yapılarının iyileştirilmesi -Ürün çeşitlendirilmesi ve AR-GE faaliyetlerinin desteklenmesi -Dış piyasalarda rekabet üstünlüğü olan ve olabilecek ürünlerin desteklenmesi -Toplumun beslenme ihtiyacını karşılayacak et ve süt ürünleri üretimi yeterli değildir. -Yem bitkileri üretimi yeterli değildir. -Verimlilik düzeyi, belli ürünlerde ve bölgelerde potansiyelin altındadır. -Sanayicinin ve tüketicinin talep ettiği ürün kalitesi tüm ürünlerde yakalanamamıştır. -Öz sermaye yetersizliği -Kamuda denetim elemanı yetersizliği. -Verimlilik ve ürün kalitesinin düşüklüğü sebebiyle kârlılık düşüktür. -İşletme ölçekleri, sermaye ve alt yapı imkanları yetersizdir. -Köy bazlı yatırımlar için etkin finansman mekanizmaları yetersizdir. 257 -Bölgede mevcut Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliğinin hayvancılığın gelişmesine olumlu katkıda bulunması. -Bölgede Ziraat Fakülteleri ve Zirai Araştırma Enstitülerinin bulunması -Konvansiyonel tarımın girmediği alanlarda yetiştirilen ürünlerin organik tarım sertifikası ile değer kazanması -Yeni kurulacak yetkilendirilmiş özel denetim büroları kanalı ile etkin bir denetim sağlanması. -Küçük ölçekli aile işletmelerinin pazar – sanayi entegrasyonunda katılmalarının güçlüğü -Mera alanlarının yetersizliği -Damızlık üreten işletmelerin yetersizliği -Süt-yem fiyat paritesinin düzensizliği -Özel sektörde hayvancılık konusunda yeterli girişimcinin olmaması -Su ürünleri üretimi için yatırım yapma konusunda mevzuatın yoğunluğu ve girdi fiyatlarının yüksekliği. -Finansman araçlarının geliştirilmesi -Organize tarım bölgelerinin kurulması -Arazi pazarının geliştirilmesi ile ilgili tedbirler -Risk yönetimi -Tarımsal ürünlerin büyük çoğunluğu bölgede mevcut hal komplekslerinde değerlendirilmektedir. -Üretim ve ihracat yapan kuruluşlar mevcuttur. -Tarımsal pazarlama altyapısının güçlendirilmesi ve tarım-sanayi entegrasyonunun sağlaması -Pazar Bilgi Sisteminin kurulması -Ürün borsalarının geliştirilmesi -Lisanslı depoculuk ve varant sisteminin düzenlenmesi -Sözleşmeli üretim sisteminin yaygınlaştırılması -Üreticilerin bireysel ve birlikte oluşturacakları dikey entegrasyon projelerine teknik ve finansal destek sağlanması Kırsal gelirlerin artırılması ve kırsal toplumun yaşam şartlarının iyileştirilmesi -Katılımcı bir Kırsal alanlarda yaklaşımla tarım işgücü mevcudiyeti. dışı gelir getirici faaliyetlerin çeşitlendirilmesi ve desteklenmesi -Çevresel etkilere maruz kalan tarım alanlarının korunması -Kırsal alanlarda kadın ve gençlerin ekonomik yaşamdaki etkinliklerinin artırılması -Çiftçi eğitiminde özel yayım uygulamalarının 258 -Üreticiler pazar taleplerine göre üretim kararı alamamaktadırlar. -Bölgede modern teknolojiyi kullanan sanayi tesisleri azdır. -Serbest pazar mekanizmaları yeterince gelişmemiştir. -Üretilen ürünler için pazar garantisi mevcut değildir ve bu noktada sorunlarla karşılaşılmaktadır. -Ürün bazında Mezatların bulunmayışı -Pazarın istediği çeşitlerin üretiminin yapılabileceği iklim şartlarının mevcut olmaması. -Tarımsal sanayiinde kullanılacak hammaddeler için çeşit zenginliğinin olması -Bölgede rezidü Laboratuvarı bulunmaktadır. -Daha ucuz olan demiryolu taşımacılığı imkanının bölgede yaygın oluşu. -Kırsal nüfusun eğitim düzeyi düşüktür ve bu alanlarda verilen kamu hizmetleri yeterli değildir. -Tarım sektörü, gizli işsizlik ve düşük verimlilik nedeniyle kırsal nüfusa yeterli düzeyde gelir sağlayamamaktadır. -İşletmelerin tarımsal faaliyetlerini tam olarak sürdürememesi ve sektör istihdamının -Geliştirilecek yerel/bölgesel tarımsal ürünlerin mevcut olması -Bölgeye özgü ürünlerin yetiştiriciliğinde uzmanlaşarak marka oluşturma imkanının olması -Üretici Birliklerinin yeterli ve güçlü olmaması -Kaynakların kullanımında dengesizlikler oluşması geliştirilmesi -Tarım ve kırsal kalkınma amaçlı sivil toplum kuruluşlarının teknik kapasitelerinin güçlendirilmesi Üretici örgütlerinin geliştirilmesi -Üreticilerin bir araya gelerek pazar organizasyonu sağlayacak destekler -Üreticilerin birlikte yapacakları hayvansal üretim faaliyetlerinin desteklenmesi -Sulama birlikleri ve kooperatiflerinin desteklenmesi -Üretici örgütlerinin geliştirilmesi için mali ve teknik destek sağlanması giderek azalması kırsal alanları ekonomik durgunluk sorunuyla karşı karşıya getirmektedir. -Üreticiler işbirliğine açık. -Örgütlenme bilinci gelişmektedir. 259 -Tarım işletmelerinin küçük ölçekli olmaları sebebiyle teknoloji kullanımı yetersizdir. -İşletme ölçeklerinin küçüklüğü sebebiyle pazar – sanayi entegrasyonunda zorluklarla karşılaşılmaktadır. BÖLÜM 7 7. BÖLGE PROGRAM VE PROJE ALANLARININ BELİRLENMESİ Tablo 230. TR5 Batı Anadolu Bölgesinde Devam Eden Projeler Proje Kategorisi Devam Eden Projeler Sorumlu/İşbi Uygulama Uygulama rliği Yapılan Yeri Süresi Kuruluşlar Çayır Mera ve Yem Bitkileri Ür. Bölge TİM Gel. Prj. İlleri Bölge Hayvancılığı Geliştirme Prj. TİM İlleri Su Ürünleri Üretimini Geliştirme Bölge TİM Prj. İlleri Sorunlu Tarım Alanlarının Tesp. Bölge TİM ve İyil. Prj. İlleri 4342 Sayılı Mera Kanunu Bölge TİM Çalışmaları İlleri Bölge Mera Islahı Prj. TİM İlleri Bölge TİM, TapuMera Tespit, Tahdit, Tahsis Prj. Kadast-İÖİ İlleri Su Ürünleri Kirlenme ve Koruma Kontrol Hizmetlerini Karaman TİM Geliştirme Prj. Bitki Hastalık ve Zararlılarıyla Bölge TİM Mücadele Prj. İlleri Gıda Denetim Hizmetlerinin Bölge TİM Geliştirilm. Proj. İlleri Ekmeklik Buğday Üretimini Bölge TİM Geliştirme Proj. İlleri Kurufasulye Üretimini Bölge TİM Geliştirme Proj. İlleri Arpa Demonstrasyonu Konya TİM Yağlık Aspir Demonstrasyonu Konya TİM Yağlık Ayçiçeği Konya TİM Demonstrasyonu Yağlık Kanola Demonstrasyonu Konya TİM Yumuşak Çekirdekli Meyve Ür. KonyaTİM Gel. Proj. Karaman Sert Çekirdekli Meyve Ür. Gel. KonyaTİM Proj. Karaman Sert Kabuklu Meyve Ür. Gel. KonyaTİM Proj. Karaman KonyaBağcılığı Geliştirme Proj. TİM Karaman Sebze Üretimini Geliştirme Proj. Karaman TİM Mısır Üretimini Geliştirme Proj. Karaman TİM Proje İsmi 260 Finans Kaynağı Gen. Büt. Gen. Büt. Gen. Büt. Gen. Büt. Gen. Büt. Gen. Büt. Gen. Büt., İÖİ Gen. Büt. Gen. Büt. Gen. Büt. Gen. Büt. Gen. Büt. Gen. Büt. Gen. Büt. Gen. Büt. Gen. Büt. Gen. Büt. Gen. Büt. Gen. Büt. Gen. Büt. Gen. Büt. Gen. Büt. Proje Kategoris Proje İsmi i Devam Ekolojik Tarımın Kontr. ve Yaygınl. Proj. Eden Projeler Organik Nohut Üretimini Geliştirme Proj. Organik Kurufasulye Üretimini Gel. Pr. Organik Tarım Eğitimi Proj. Organik Elma Üretimini Geliştirme Prj. Organik Çilek Üretimini Geliştirme Prj. Organik Vişne Üretimini Geliştirme Prj. Organik Kiraz Üretimini Geliştirme Prj. Organik Sebze Üretimini Geliştirme Prj. Çevre Amaçlı Tarım Arazilerinin Kor.Prj. Köy Bazlı Katılımcı Yatırımların Dest. Prj. Kadın Çiftçiler Tarımsal Yayım ve Eğitim P. İl Master Planlarının Hazırlanması Proj. Bölge Master Planlarının Hazırlanması Proj. B.Baş Şap Aşılaması K.Baş Şap Aşılaması B.Baş Brucella Aşılaması K.Baş Brucella Aşılaması B.Baş Anthrax Aşılaması K.Baş Anthrax Aşılaması K.Baş Çiçek Aşılaması Kuduz Aşılaması Muhtelif Hayvanlarda Sağlık taraması Kanatlılarda Newcastle Aşılaması Sorumlu/İşbi Uygulama Uygulama rliği Yapılan Yeri Süresi Kuruluşlar Bölge TİM İlleri Finans Kaynağı Gen. Büt. Karaman TİM Gen. Büt. Karaman TİM Gen. Büt. Bölge İlleri TİM Gen. Büt. Konya TİM Konya TİM Konya TİM Konya TİM Konya TİM Konya TİM Gen.Büt. TİM Gen. Büt. TİM Gen. Büt. TİM Gen. Büt. TİM Gen. Büt. TİM Gen. Büt. TİM Gen. Büt. TİM Gen. Büt. TİM Gen. Büt. TİM Gen. Büt. TİM Gen. Büt. TİM Gen. Büt. TİM Gen. Büt. TİM Gen. Büt. TİM Gen. Büt. Bölge İlleri Bölge İlleri Bölge İlleri Bölge İlleri Bölge İlleri Bölge İlleri Bölge İlleri Bölge İlleri Bölge İlleri Bölge İlleri Bölge İlleri Bölge İlleri Bölge İlleri Bölge İlleri 261 Gen. Büt.İÖİ. Gen. Büt.İÖİ. Gen. Büt.İÖİ. Gen. Büt.İÖİ. Gen. Büt.İÖİ. Köy Merkezli Tarımsal Üretime Destek Prj. Suni Tohumlama Prj. Tabi Tohumlama Prj. Soy Kütüğü Faaliyetleri Prj. Proje Kategoris i Proje İsmi Ön Soy Kütüğü Faaliyetleri Prj. Kimyevi Gübre Analizi Damızl. İvesi Koç Alım ve Bedelsiz Dağ. Prj. Süne Mücadelesi Prj. Devam Eden Projeler Elma ve Kiraz Bahçelerinde Demir Uygulaması Prj. Meyve Fidanı Dağıtım Projesi Yaban Domuzu İle Mücadele Projesi Elektronik Tahmin Ve Erken Uyarı Sistemi Prj. Bodur Elma Yetiştiriciliğini Geliştirme Prj. Kayısı Yetiştiriciliğini Geliştirme Prj. Damla Sulama Sistemi Projesi Tarımsal Mekanizasyon Projesi Enterotoxemie Aşılaması Keçi Ciğer Ağrısı Agalaktia Aşılaması Enf.Hep.Nec. Aşılaması ÇATAK(Çevre Amaçlı Tar.Araz.Kor.Prj.) Karaman Bölge İlleri Bölge İlleri Bölge İlleri Uygulama Uygulama Yeri Süresi Bölge İlleri Bölge İlleri Bölge İlleri Bölge İlleri TİM Gen.Büt. TİM Gen. Büt. TİM Gen.Büt. TİM Gen. Büt. Sorumlu/İşbirli Finans ği Yapılan Kaynağı Kuruluşlar TİM Gen. Büt. TİM Gen.Büt. TİM Gen.Büt. TİM Gen.Büt. Karaman TİM, Üniv. Karaman AnkaraKonya TİM, İÖİ TİM, Üniv. İÖİ, Çiftçi TİM İÖİ Konya TİM İÖİ Konya TİM İÖİ Konya TİM İÖİ Konya Konya Bölge İlleri Bölge İlleri Bölge İlleri Bölge İlleri AnkaraKonya TİM TİM İÖİ İÖİ TİM Çiftçi TİM Çiftçi TİM Çiftçi TİM Çiftçi TİM Gen.Büt. 262 Tablo 231. TR5 Batı Anadolu Bölgesinde Uygulanması Önerilen Yeni Projeler Uygula Sorumlu/İşbirliği Proje Uygulama Proje İsmi ma Yapılan Kategorisi Yeri Süresi Kuruluşlar Arı Otu Üretimini Geliştirme Bölge İlleri 2007TİM, İÖİ Prj. Ana Arı Dağıtım Prj. Bölge İlleri 2007TİM. İÖİ Hamur ve Pudra Şekeri Kırma Karaman 2007TİM. İÖİ Mak.Alım Prj. Sorgum-Sudan Otu Üretimini Bölge İlleri 2007TİM. İÖİ Geliştirme Prj. Hayvan Pancarı Üretimini Bölge İlleri 2007TİM. İÖİ Geliştirme Prj. Tritikale Üretimini Geliştirme Karaman 2007TİM. İÖİ Prj. Yem Kırma Makinesi Alım Prj. Karaman 2007TİM. İÖİ Balya Makinesi Alım Projesi Bölge İlleri 2007TİM. İÖİ Kulak Küpesi Alım Projesi Bölge İlleri 2007TİM. İÖİ Köy Merkezli Tarımsal Ürt. Bölge İlleri 2007TİM. İÖİ Dest. prj. Mahsül Fiyatına Tohumluk Karaman 2007TİM. İÖİ Temin Prj. Yüksek Sistem Bağ Projesi Bölge İlleri 2007TİM. İÖİ Yeni Proje Trabzon Hurması Üret.Gel.Prj. Karaman 2007TİM. İÖİ Önerileri Köpek Kedilerin Kuduz Bölge İlleri 2007TİM. İÖİ Aşılama Prj. Şarbon (Antrax) Aşılama Proj. Bölge İlleri 2007TİM. İÖİ Erken Uyarı Cihazı Alım projesi Bölge İlleri 2007TİM. İÖİ Selektör Alım Projesi Karaman 2007TİM. İÖİ Kekik Tarımını Geliştirme Bölge İlleri 2007TİM. İÖİ Projesi Soya Fasulyesi Üretimini Bölge İlleri 2007TİM. İÖİ Gel.Prj. Askılı Tip Holder (Süne Müc.) Bölge İlleri 2007TİM. İÖİ Alım Prj. Arılı Kovan Dağıtımı Proj. Bölge İlleri 2007TİM. İÖİ Bodur Elma Üretimini Bölge İlleri 2007TİM. İÖİ Geliştirme Prj. Ceviz Üretimini Geliştirme Prj. Bölge İlleri 2007TİM. İÖİ Bodur Kiraz Üretimini Bölge İlleri 2007TİM. İÖİ Geliştirme Prj. Kayısı Üretimini Geliştirme Prj. Bölge İlleri 2007TİM. İÖİ Akasya Fidanı Alım Projesi Bölge İlleri 2007TİM. İÖİ 263 Finans Kaynağı İÖİ,Çiftçi İÖİ,Çiftçi İÖİ,Çiftçi İÖİ,Çiftçi İÖİ,Çiftçi İÖİ,Çiftçi İÖİ,Çiftçi İÖİ,Çiftçi İÖİ,Çiftçi İÖİ,Çiftçi İÖİ,Çiftçi İÖİ,Çiftçi İÖİ,Çiftçi İÖİ,Çiftçi İÖİ,Çiftçi İÖİ,Çiftçi İÖİ,Çiftçi İÖİ,Çiftçi İÖİ,Çiftçi İÖİ,Çiftçi İÖİ,Çiftçi İÖİ,Çiftçi İÖİ,Çiftçi İÖİ,Çiftçi İÖİ,Çiftçi İÖİ,Çiftçi Proje Kategorisi Proje İsmi Silajlık Mısır Üretimini Geliştirme Projesi Yemlik Mısır Üretimini Geliştirme Projesi Fiğ Üretimini Geliştirme Projesi Korunga Üretimini Geliştirme Projesi Yonca Üretimini Geliştirme Projesi Sofralık Domates Üretimini Geliştirme Proj. Zeytin Üretimini Geliştirme Projesi Bambul Zararlısı İle Mücadele Projesi Örtü Altı Çilek Üretimini Geliştirme Projesi Mantarcılığı Geliştirme Projesi Yeni Proje Önerileri Uygulama Yeri Uygula Sorumlu/İşbirliği Finans ma Yapılan Kaynağı Süresi Kuruluşlar Bölge İlleri 2007- TİM. İÖİ İÖİ,Çiftçi Bölge İlleri 2007- TİM. İÖİ İÖİ,Çiftçi Bölge İlleri 2007- TİM. İÖİ İÖİ,Çiftçi Bölge İlleri 2007- TİM. İÖİ İÖİ,Çiftçi Bölge İlleri 2007- TİM. İÖİ İÖİ,Çiftçi Bölge İlleri 2007- TİM, İÖİ, Çiftçi Örg. İÖİ,Çiftçi Karaman 2007- TİM. İÖİ İÖİ,Çiftçi Bölge İlleri 2007- TİM. İÖİ İÖİ,Çiftçi Bölge İlleri 2007- Bölge İlleri 2007- Damızlık Süt İnekçiligi Projesi Vibrios Aşılaması Kuduz Aşılaması Yarı Bodur Elma Bah. Tes.Prj. Bölge İlleri Bölge İlleri Karaman 200720072007- Bölge İlleri 2007- Kulak Küpesi Alım Projesi Bilg. Erken Uyarı Cihazı Al. Prj. P.P.R (Koyun Keçi Vebası) Aşısı Organize Hayvancılık Böl.Oluşturulması Karaman Karaman Bölge İlleri 200720072007- Bölge İlleri 2007- Yem Bitkileri Üre.Gel.Prj. Karaman 2007- Çayır Mera Tesis Prj. Bölge İlleri 2007- Yonca Ot Üre.Gel.Prj. Karaman 2007- Korunga Ot Üre. Gel.Prj. Karaman 2007- Silaj Yapımı Projesi Bölge İlleri 2007- Silajlık Mısır Üretimi Gel.Prj. Bölge İlleri 2007- Macar Fiğ Ot Üretimini Gel.Prj Bölge İlleri 2007- Süt Toplama ve Soğutma Tankı Bölge İlleri Tesis Prj. Tarla İçi Sulama Sistemleri Projesi Bölge İlleri 264 20072007- TİM, İÖİ, Çiftçi Örg. TİM, İÖİ, Çiftçi Örg. TİM. İÖİ TİM. İÖİ TİM. İÖİ TİM, İÖİ, Çiftçi Örg. TİM. İÖİ TİM. İÖİ TİM. İÖİ TİM. İÖİ, Çiftçi Örg, Ö. Sekt. İÖİ,Çiftçi İÖİ,Çiftçi İÖİ,Çiftçi İÖİ,Çiftçi İÖİ,Çiftçi İÖİ,Çiftçi İÖİ,Çiftçi İÖİ,Çiftçi İÖİ,Çiftçi İÖİ, Ö. Sekt. İÖİ, TİM. İÖİ Çiftçi İÖİ, TİM. İÖİ Çiftçi İÖİ, TİM. İÖİ Çiftçi İÖİ, TİM. İÖİ Çiftçi İÖİ, TİM. İÖİ Çiftçi İÖİ, TİM. İÖİ Çiftçi İÖİ, TİM, İÖİ Çiftçi TKB, TİM, Çiftçi Örg. Çiftçi TKB, TİM, Çiftçi Örg. Çiftçi Proje Kategorisi Proje İsmi Yeni Proje Önerileri Hayvan Sağlığı ve Zoonoz Hastalıklarla Mücadele için Malzeme Alımı Anthrax Hastalığı ile Mücadele PPR (Koyun-Keçi Vebası) ile Mücadele Brucellosis Hastalığı ile Mücadele Kontinü Sistem Zeytinyağı Fabrikası Kurulması 20 ton/gün Kapasiteli Süt Toplama Merkezlerinin Kurulması Kiraz Sınıflama, Paketleme, Şoklama ve Geçici Depolama Tesisi 2 ton/gün kapasiteli Arı Ürünleri İşleme ve Paketleme Tesisi Zehirli Yem Hazırlama Makinesi Alımı Domates Salçası Üretim Tesisi Pastörize Yumurta Üretim Tesisi 25 ton yaş üzüm/gün kapasiteli Pekmez, Reçel ve Marmelat Üretim ve Paketleme Tesisi Kurulması 50 ton rafine yağ/gün kapasiteli Bitkisel Kökenli Yağ Üretim Tesisi 50 ton yaş meyve/gün kapasiteli Elma Sınıflandırma ve Paketleme Tesisi Tarımsal Mekanizasyon Projesi (Anıza Ekim Makinesi, Fide Dikim ve Zeytin Silkme Mak) 100 Aileye Arılı Kovan Dağıtımı Arı Dölleme ve Polinasyon (Çiçek Florasının Geliştirilmesi) İpek Böcekçiliğini Geliştirme Preojesi Uygulama Uygulama Yeri Süresi Sorumlu/İşbirliği Yapılan Kuruluşlar Finans Kaynağı Bölge İlleri 2007- TİM, İÖİ İÖİ, Çiftçi Karaman 2007- TİM, İÖİ İÖİ, Çiftçi Karaman 2007- TİM, İÖİ İÖİ, Çiftçi Bölge İlleri 2007- TİM, İÖİ İÖİ, Çiftçi Karaman 2007- TİM, İÖİ, Ö.Sek., Koop. İÖİ,Çiftçi Bölge İlleri 2007- TİM, İÖİ, Ö.Sek., Koop. İÖİ,Çiftçi Bölge İlleri 2007- TİM, İÖİ, Ö.Sek., İÖİ,Çiftçi Bölge İlleri 2007- TİM, İÖİ, Yet. Bir., İÖİ,Yet.Bir. Karaman 2007- TİM. İÖİ İÖİ Karaman 2007- Bölge İlleri 2007- TİM, İÖİ, Özel Sek. Ür. Bir. TİM, İÖİ, Özel Sek., İÖİ,Çiftçi, Ür. Bir. İÖİ, Özel Sek. İÖİ, Özel Sek. Ür. Birl. Bölge İlleri 2007- TİM, İÖİ, Özel Sek., Ür. Birl. Karaman 2007- TİM, İÖİ, Özel Sek., Koop. İÖİ, Özel Sek., Koop. Karaman 2007- TİM, İÖİ, Özel Sek., Ür. Birl. İÖİ, Özel Sek. Ür. Birl. Bölge İlleri 2007- TİM, İÖİ, Koop. İÖİ, Koop., Çiftçi Karaman 2007- TİM. İÖİ İÖİ, Çiftçi Bölge İlleri 2007- TİM, İÖİ, Yet. Bir. İÖİ,Yet. Bir. Ankara 2007- TİM, İÖİ, Yet. Bir. İÖİ,Yet. Bir. 265 Proje Kategorisi Proje İsmi Uygulama Yeri Modern Meyve Plantasyonlarının Kurulması (Ceviz, Nar, Kestane, Karaman Kiraz, Kayısı, Erik, Şeftali, Armut, Elma, Trabzon Hurması) Yabani Ağaç Aşılamaları Karaman (Antepfıstığı) Bağ Çubuğu Dağıtımı Bölge İlleri Uygula Sorumlu/İşbirliği Finans ma Yapılan Kaynağı Süresi Kuruluşlar 2007- TİM, İÖİ İÖİ,Çiftçi 2007- TİM, İÖİ İÖİ 2007- TİM, İÖİ Karaman 2007- TİM, İÖİ Karaman 2007- TİM, İÖİ, Koop. Bölge İlleri 2007- TİM, İÖİ, Çiftçi İÖİ, Çiftçi Karaman 2007- TİM, İÖİ, Çiftçi İÖİ, Çiftçi Bölge İlleri 2007- TİM, İÖİ, Üniv., Enst. İÖİ Karaman 2007- TİM, İÖİ, İÖİ, Çiftçi Bölge İlleri 2007- TİM, İÖİ, Çiftçi İÖİ, Çiftçi Karaman 2007- TİM, İÖİ Karaman 2007- TİM, İÖİ Karaman 2007- TİM, İÖİ, Koop., DSİ, Yayım ve Eğitim Hizmetleri Kabak Üzerine Aşılı Karpuz Yetiştiriciliği Sertifikalı Tohumluk Kullanımının Teşviki Sürdürülebilir Hayvansal Üretimde Yem Bitkileri Tarımı Elmada Reklam, Tanıtım ve Markalaşma ile İç ve Dış Tüketimin Artırılması Saanen Keçisi Yetiştiriciliği Bölge İlleri Bölge İlleri 2007- TİM, İÖİ 2007- TİM, İÖİ 2007- TİM, İÖİ 2007- TİM, İÖİ, 2007- TİM, İÖİ, Ür. Bir., Yerel Basın, KTO 2007- TİM, İÖİ Sırık Domates Yetiştiriciliğinin Geliştirilimesi Bölge İlleri 2007- TİM, İÖİ Zeytin Fidanı Dağıtımı Zeytin Sineği ile Biyoteknik Mücadele (EKO-TRAP) Üzüm, Elma ve Kiraz Üretiminde İyi Tarım Uygulamalarına (Europgap) Uyumun Sağlanması Elma Entegre Mücadele Bitkisel Ürünlerde Pestisit Kalıntı İzleme ve Değerlendirme Organik Tarım Yeni Proje Organik Tarımın Önerileri Yaygınlaştırılması ve Geliştirilmesi Prj. Fasulye, Mısır ve Sebzelerde Damla Sulama Sistemi Elma ve Kirazda Minispring Sulama Sistemi Köylerde Tarımsal Amaçlı Sulama Tesislerinin Rehabilitasyonu Bölge İlleri Karaman Karaman Bölge İlleri 266 İÖİ, Çiftçi İÖİ, Çiftçi İÖİ, Koop, Çiftçi İÖİ, Çiftçi İÖİ, Çiftçi İÖİ, Koop, Çiftçi İÖİ İÖİ, Çiftçi İÖİ, Çiftçi İÖİ, Çiftçi İÖİ, Ür. Bir., İÖİ, Çiftçi İÖİ, Çiftçi Proje Kategorisi Proje İsmi Seracılık Alabalık Üretiminin Artırılması Yağlı Tohumlu Bitki Üretimini Artırma Kuduz Hastalığı ile Mücadele Kuş Gribi ile Mücadele Patates Üretimini Geliştirme Projesi Kanola Üretimini Geliştirme Projesi Aspir Üretimini Geliştirme Projesi Kapari Üretimini Geliştirme Projesi Kavun Üretimini Geliştirme Projesi Yerli Çeşit Gen Kaynaklarını Koruma Projesi Yeni Proje Önerileri Jeotermal Isıtmalı Sera Tesis Projesi Kullanılmış Zirai İlaç Ambalajlarını Toplama Projesi Ambar Zararlıları İle Mücadele Projesi Arıcılık Ürünleri Geliştirme Projesi Hayvan Barınaklarının İyileştirilmesi Projesi Organik Hayvansal Ürünler Üretim Projesi Büyük ve Küçükbaş Şap Aşılaması Projesi Süt Sığırcılığı Mastitis Projesi Göletlerin Ekstansif Üretime Kazandırılması Projesi Bölgedeki Tüm Su Kaynaklarında Kirlilik Tesbiti Projesi Patates İşleme ve Değerlendirme Tesisi Kurulması Projesi Tıbbi ve Aromatik Bitki Üretimini Geliştirme Projesi Uygulama Uygulama Yeri Süresi Bölge İlleri Bölge İlleri Bölge İlleri Bölge İlleri Bölge İlleri 20072007200720072007- Sorumlu/İşbirliği Finans Yapılan Kaynağı Kuruluşlar İÖİ, TİM, İÖİ Çiftçi İÖİ, TİM, İÖİ Çiftçi İÖİ, TİM, İÖİ Çiftçi İÖİ, TİM, İÖİ Çiftçi TKB, TİM, İÖİ, İÖİ, Yerel Basın Çiftçi İÖİ, TİM Çiftçi İÖİ, TİM, İÖİ Çiftçi İÖİ, TİM, İÖİ Çiftçi İÖİ, TİM, İÖİ Çiftçi İÖİ, TİM, İÖİ Çiftçi Gen.Büt. TİM, İÖİ İÖİ, Çiftçi İÖİ, TİM, İÖİ Çiftçi İÖİ, TİM, İÖİ Çiftçi İÖİ, TİM, İÖİ Çiftçi İÖİ, TİM, İÖİ Çiftçi İÖİ, TİM, İÖİ Çiftçi İÖİ, TİM, İÖİ Çiftçi İÖİ, TİM, İÖİ Çiftçi İÖİ, TİM, İÖİ Çiftçi TİM, İÖİ, Koop., İÖİ, DSİ, Çiftçi Konya 2007 Konya 2007 Konya 2007 Konya 2007 Konya 2007 Konya 2007 Konya 2007 Konya 2007 Konya 2007 Konya 2007 Konya 2007 Konya 2007 Konya 2007 Konya 2007 Konya 2007 Konya 2007 TİM, İÖİ, DSİ, Konya 2007 TİM, İÖİ Konya 2007 TİM, İÖİ 267 İÖİ, Çiftçi İÖİ, Çiftçi İÖİ, Çiftçi Proje Kategorisi Proje İsmi Yeni Proje Önerileri Yaban Domuzu ile Mücadele Projesi Ekimi Yaygın Ürünlerin Markalaştırılması Projesi Bakliyat Ürünleri Tasnif ve Ambalajlama Projesi Coğrafi Bilgi Sistemleri ile İstatistiksel Bilgilerin toplanması Projesi Gıda İşletmelerinin Denetiminin Etkinleştirilmesi Projesi İl Kontrol laboratuarının Güçlendirilmesi Projesi Pazarlama Kanallarının İyileştirilmesine Yönelik Eğitim ve Yayım projesi İpek Böcekçiliğinin Geliştirilmesi Projesi Uygulama Uygulama Yeri Süresi Sorumlu/İşbirliği Finans Yapılan Kaynağı Kuruluşlar TİM, Çevre İl İÖİ, Müd. Çiftçi TİM, İÖİ,Yerel İÖİ, Basın Çiftçi İÖİ, TİM, İÖİ Çiftçi Gen.Büt. TİM, İÖİ İÖİ, Çiftçi İÖİ, TİM, İÖİ Çiftçi İÖİ, TİM, İÖİ Çiftçi Konya 2007 Konya 2007 Konya 2007 AnkaraKonya 2007 Konya 2007 AnkaraKonya 2007 AnkaraKonya 2007 TİM, İÖİ İÖİ, Çiftçi Ankara 2007 TİM, İÖİ İÖİ, Çiftçi 268 BÖLÜM 8 8. EKLER 8.1. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi İllerine Ait Doğal Kaynak Envanterleri 8.1.1. TR 510 Batı Anadolu Bölgesi Ankara İlie Ait Doğal Kaynak Envanteri Güneş: (31 yıllık ort.) Güneşli Gün Sayısı 91.0 Güneşlenme süresi 6 saat 53 dakikadır. Güneşlenme Şiddeti 343,69 cal/cm2.dak. Yağış: Uzun yılar ortalama yağış miktarı 401.2 mm Arazi Cinsi Alanı (ha) % 2.Arazi Dağılımı Tarım 1284000 49,95 Orman 357961 13,93 Çayır Mera 430777 16,76 Tarım Dışı 497862 19,36 Yüzölçümü 2570600 100 1.İklim 3.Tarım Arazilerinin Dağılımı 4.Bitki Potansiyeli Alan (ha) Tarla Alanı Ekilen Alan Nadas Sebze Alanı Bağ Alanı Meyve Alanı 890268,1 320800,9 45873,2 4476,1 22581,7 Tarım Alanı İçerisinde Üretim Desenine Göre Arazilerin Dağılımı Tarla Alanı Ekilen Alan Nadas Sebze Alanı Bağ Alanı Meyve Alanı Alan 890268,1 320800,9 45873,2 4476,1 22581,7 % 69,34 24,98 3,57 0,35 1,76 Tarla Bitkileri Ekilişi İçerisinde Ürün Desenine Göre Arazi Oranları Ürün deseni Tahıllar Endüstri Bitkileri Baklagiller Yağ Bitkiler Yem Bitkileri Yumrulu Bitkiler Toplam Sebzeler Ürün deseni Baklagil Meyvesi yenen sebzeler 269 Alan (ha) 807579 9594,3 19020 21250 31758,8 1066 890268,1 Oran (%) 90,71 1,08 2,14 2,39 3,57 0,12 100 Alan (ha) 982,5 32119,3 Oran (%) 2,14 70,02 Yaprağı yenen sebzeler Soğansı-yumrulu kök sebzeler Toplam 5.Hayvan Potansiyeli 6.Su Kaynakları 2806,7 9964,7 45873,2 Meyve Ağaçları Ekilişinde Ürün Dağılımı Ürün deseni Ağaç sayısı (ad) Yumuşak Çekirdekliler Taş Çekirdekliler Üzüm bağ (ha) Sert Kabuklular Toplam ağaç sayısı Çilek (ha) Küçükbaş Hayvan Varlığı (Baş) 535621 Koyun 122880 Keçi Büyükbaş Hayvan Varlığı (Baş) 28960 Kültür 86887 Melez 103045 Yerli 900 Manda 219792 Toplam Kanatlı Hayvan Sayısı (Adet) Yumurtacı Tavuk 2037655 Etçi Tavuk 4990000 Hindi 38440 Diğer Kanatlı 15847 Toplam 7081942 Arı Kovanı 56882 Arıcılık Yapan Köy Sayısı 589 676,3 Bal Üretimi 18 Bal Mumu Kırmızı Et Üretimi 4373,3 Beyaz Et Üretimi 4281 179934 Süt Üretimi 478367000 Yumurta Üretimi 855,1 Yapağı-Kıl-Tiftik 138849 Deri 6,12 21,72 100 1811424 1459532 4476,1 185190 3565890 6,5 Akarsular; Kızılırmak ve Sakarya Nehirleri başlıca akarsu kaynaklarıdır. Diğer çay ve dereler bu iki ırmağın kollarını oluşturur. Barajlar; Ankara`daki barajları yararlanma çeşidi itibariyle içme suyu, sulama suyu, içme ve sulama suyu, elektrik enerjisi sağlayan barajlar olamak üzere dört ayrı başlık altında toplamak mümkündür. İçme Suyu Sağlanan Barajlar Çubuk I Barajı: Göl alanı 0,94 km2 dir. Çubuk II Barajı: Çubuk Çayı üzerinde Çubuk`un 5 km. kuzeyinde, vadinin nispeten daraldığı bir yerde şehrin su ihtiyacını karşılamak amacıyla kurulmuştur. Göl alanı 1.20 km2.dir. 270 Bayındır Barajı: Bayındır Deresi üzerine kurulmuştur. Göl alanı 0.71 km2.dir. Çamlıdere Barajı: Çamlıdere`de Bayındır Deresi üzerindedir. 32 km2 lik göl alanına sahiptir. Sulama Suyu Sağlanan Barajlar Asartepe Barajı: Göl alanı 1.77 km2 dir. Sulama alanı 2.260 hektardır. İçme Ve Sulama Suyu Sağlanan Barajlar Kurtboğazı Barajı: Ova Çayının kolu olan Kurtboğazı deresi üzerinde kurulmuş ve 1977 yılında faaliyete geçmiştir. 5 km2’lik göl alanına sahiptir. Elektrik Enerjisi Sağlanan Barajlar Sarıyar Barajı: Ankara`ya 165 km. uzaklıkta olan baraj, Anadolu`nun elektrik ihtiyacını karşılamak üzere 1966 yılında faaliyete geçmiştir. Barajın arkasındaki suni göl balıkçılık ve su suporları için elverişlidir. Sakarya Nerhi üzerinde kurulmuştur. 6.50 km2 lik göl alanına sahiptir. 7.Maden Mineraller Ve Enerji Kaynakları 8.Tarım Alet Ve Makina Sayısı 9.Tarımsal Amaçlı Örgütlenme 10.Sanayi Kuruluşları 11.Turistik Ve Tarihi Yerler Kesikköprü Barajı: Kızılırmak Nehri üzerinde 1966 yılında faaliyete geçmiştir. Göl alanı 6.50 km2 dir. Altın, Kurşun-Çinko-Antimuan, Bentonit, Bitümlü Şist, Çimento, Demir, Feldispat, Jeotermal Alan ve termal kaynaklar, Jips, Kaya Tuzu, Kireçtaşı, Kum-Çakıl, Linyit, Manganez, Manyezit, Mermer, Perlit, Pomza, Sepiyolit, Sodyum Sülfat, Trona, başlıca madenlerdir. Traktörlerin Beygir Güçlerine göre dağılımları şöyledir. 1-10 BG arası : 393 11-24 BG arası : 167 25-34 BG arası : 847 35-50 BG arası : 8133 50+ BG :14505 Tarım Kredi Kooperatifleri, Tarım Satış Kooperatifleri, Pancar Ekicileri Kooperatifi, Tarımsal Kalkınma Kooperatifi, Sulama Kooperatifleri, Su Ürünleri Kooperatifi, Ürün Borsaları, Ziraat Odası, Ankara Bölgesi Sulama Kooperatifleri Birlikleri, Ankara Bölgesi Ormancılık Kooperatifleri Birliği, Ankara Bölgesi Tarımsal Kooperatifler Birliği, Türkiye Sulama Kooperatifleri Merkez Birliği, Tiftikbirlik, Pankobirlik, Arı Yetiştiricileri Birliği, Damızlık Süt Sığırı Yetiştirici Birliği, Damızlık Koyun ve Keçi Yetiştiricileri Birliği Un fabrikaları, şeker fabrikası, yem fabrikası, yem katkı sanayi, tıbbi malzeme sanayi, ambalaj sanayi, mermer ve betonarme sanayi, gıda sanayi, süt ve süt ürünleri sanayi, tuz sanayi tesisleri bulunmaktadır. Akyurt : Höyük bulunmaktadır. Altındağ :Ankara Kalesi, Augustus Tapınağı, Julianus Sütunu, Roma Hamamı, Cumhuriyet Anıtı, Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Devlet Resim ve Heykel Müzesi, Etnografya Müzesi, Kurtuluş Savaşı Müzesi ve Cumhuriyet Müzesi bulunmaktadır. Ayrıca Karacabey, Ahi Şerafettin, Hacı Bayram Veli Efendi, Karyağdı, Gülbaba ve İzzettin Baba Türbeleri ile Hacı Bayram, Aslanhane, Ahi Elvan, Alaaddin, Zincirli ve Kurşunlu 271 camileri de ilçe sınırları içerisindedir. Ayaş İlçesi: Kırkevler, Killik, Bünyamin ve Eski Camii gibi tarihi eserleri vardır. Ayaş İlçesi kaplıcaları ile ünlüdür. Karakaya Kaplıcası ile 23 km. batısındaki Ayaş içmelerinin mineralli ve radyoaktifli suların sağlık açısından önemli bir zenginlik kaynağıdır. Karadere Bağları, Ova Bağları, Arıklar Bağları, Kirazdibi Bağları ilçenin diğer tabiat varlıklarıdır. Bala :Beynam Ormanları Balâ ilçesinin önemli mesire yerlerindendir. Beypazarı İlçesi: tarihi evleri, gümüş işçiliği ve havucu ile ünlüdür. Boğazkesen Kümbeti, Suluhan, Eski Hamam, Sultan Alaaddin Cami, Akşemseddin Cami, Kurşunlu Cami, Rüstem Paşa Hamamı, Gazi Gündüzalp Türbesi (Hırkatepe), Kara Davut Türbesi (Kuyumcutekke), Karaca Ahmet Türbesi tarihi mekanlardır. Tekke Yaylası ve Karaşar beldesinde bulunan Eğriova Yaylası ve Gölü, Dereli köyü civarında peri bacalarını andıran yapılar ilçenin ilgi çekici yerleridir. Güdül İlçesi: Hititler dönemi mağaları, Samutbaba Türbesi, Kasım Baba Türbesi, Kirmir Çayı Vadisi, Sorgun Gölü ve asma bağları görmeye değerdir. Çamlıdere : Selçuklu dönemine ait Peçenek Beldesinde bir Camii bulunmaktadır. Bunun yanı sıra Bizans Dönemine ait mezar ve yerleşim yerleri kalıntılarına da rastlanılmaktadır. Orman mesire yerleri ve doğal güzellikler ilçede dikkati çeker. Çankaya : Atatürk Orman Çiftliği, Eymir Gölü, Elmadağ Kayak Tesisleri, Ahlatlıbel Spor ve Eğlence Merkezi ilçe sınırlarındadır. Anıtkabir, Atatürk Müzesi, Zafer Anıtı, MTA Genel Müdürlüğü Tabiat Tarihi Müzesi, Güvenlik Anıtı, Etnografya Atatürk Anıtı, Doğa Tarihi Müzesi, ODTÜ Arkeoloji Müzesi, Devlet Resim ve Heykel Sergi Salonu, Anıt Park, Botanik Bahçesi, Abdi İpekçi Parkı, Güven Park, Kurtuluş Parkı, Kuğulu Park, Milli Egemenlik Parkı, Ahmet Arif Parkı, 100. Yıl Kapalı Yüzme Havuzu, Belediye Buz Paten Sahası gibi spor alanları, Oyuncak Müzesi, Hitit Anıtı, Atakule, TBMM ilçenin başlıca turistik yerlerindendir. Çubuk : Aktepe`de bulunan bir kale harabesi ve Karadana Köyünde Oyulu Kaya Mezarları Hitit kalıntılarıdır. Çubuk II. Barajı drenaj alanında bulunan ormanlık ile Karagöl mevkiinde bulunan ormanlık alanlar önemli mesire yerleridir. Elmadağ : Halıcılık, el dokuması, kilim, heybe ve çantalar kültür zenginliklerini günümüze kadar getirmiştir. Etimesgut : Gazi Tren istasyonu ve Atatürk`ün İstanbul`a gidiş gelişlerinde uğurlandığı Etimesgut Tren İstasyonu tarihi yapı 272 özellikleriyle dikkat çekicidir. Etimesgut`a adını veren Ahi Mes`ud, Ahi Elvan gibi Türk büyüklerinden, Ahi Elvan Hazretlerinin Türbesi Elvanköy` de Elvanköy Cami avlusunda bulunmaktadır. Evren : Höyük ve kilise, kale kalıntıları bu yörenin İslamiyetten çok önceleri yerleşim yeri olduğunu göstermektedir. İlçe sınırları içerisinde Evren-Sarıyahşi yolu üzerinde Evren` e 2 km. uzaklıkta bir höyükte bin yıla ait seramik kalıntılarına rastlanmıştır. Çatalpınar Köyünün 2 km güneybatısında bulunan Sığırcık Kalesi Geç Bizans ve Osmanlı Dönemine aittir. Gölbaşı :Ankara`nın mesire, sayfiye, turizm ve sanayi bölgesi durumundadır. Mogan ve Eymir Gölleri, doğal güzelliği, temiz havası ve balık üretimi ile ilçeye turistik bir değer kazandırmaktadır. Tulumtaş Mağarasında görülmeye değer dikit, sarkıt ve sütunlar bulunmaktadır. Haymana : Kaplıcalarıyla dünyaca ünlüdür. Kaplıcaların tarihi Hititlere kadar uzanmaktadır. Hititlerden sonra Romalılar devrinde kaplıca tesisleri yeniden onarılmış, ayrıca kaplıcanın 1-1.5 km doğusunda halen harabeleri bulunan bir şehir kurularak, bu bölge bir su tedavi merkezi haline getirilmiştir. Kalecik : Hasbey, Saray, Tabakhane Camileri, Kazancıbaba, Alişoğlu Türbesi ile Kızılırmak üzerindeki Develioğlu Köprüsü ve Kalecik Kalesi belli başlı tarihi eserleridir. Kazan : Yapılan kazılar sonucu çıkan birçok tarihi eser, çok değişik medeniyetler zamanında ilçe ve köylerinde yerleşim olduğunu göstermektedir. Keçiören : Keçiören ilçesinin Ankara şehir merkezine uzaklığı 3 km. dir. Ankara`nın Merkez ilçelerinden biridir. Mustafa Kemal`in Kurtuluş Savaşına hazırlandığı ve karargah olarak kullandığı Ankara Eski Tarım Okulu bugün müze olarak Keçiören sınırları içerisindedir. Kızılcahamam : Ankara`nın orman örtüsüne sahip olan yerleşim yeridir. Maden suyu bakımından oldukça zengin olan Kızılcahamam`a 16 km uzaklıktaki Şey Hamamı Kaplıcası ülkenin önemli kaplıcaları arasındadır. Mamak :Anfi Tiyatrosu, kültürel faaliyet varlıklarından sayılabilir.Tabiat varlıkları olarak Hatip Çayı, Bayındır Barajı ve önemli 4 mesire yerlerindendir. Nallıhan : Nallıhan`ın şehir merkezine uzaklığı 161 km. dir.İlçe merkezi 1599`da Vezir Nasuhpaşa` nın burada bir han yaptırmasıyla teşekkül etmiş, adını bu Han`dan almıştır. Halen çatısı yıkık olan Han ile birlikte cami ve hamam da yapılmıştır. İlçede, Uluhan (Köstebek) Köyünde 17. Yüzyılda inşa edilmiş olan Uluhan Cami de diğer önemli bir eserdir. Polatlı : Yassıhöyük Köyü ve çevresi bölgede gerçek bir tarih başlangıcı 273 sayılabilir. Bu çevrede 86 adet tümülüs ve kral mezarları ve kalıntıları ilçe merkezinde de tümülüs ve şehir kalıntıları bulunmaktadır. Şereflikoçhisar : Tuz Gölü bulunmaktadır. Kuzeyinde bulunan Hirfanlı Baraj Gölünde balıkçılık yapılmaktadır. Tuz Gölü, Kurşunlu Camii, Koçhisar Kalesi ve Parlasan Kalesi, ilçenin tarihi ve turistik zenginliklerini oluşturur. Yenimahalle : Selçuklu Hükümdarı Alaaddin Keykubat tarafından 1222 yılında eski Bağdat Ticaret yolunun geçtiği Ankara Çayı üzerinde yaptırılan Akköprü sayılabilir. 12.Nüfus Dağılımı TR 51 Alt bölgesi içerisinde bulunan 24 ilçede 926 köy bulunmaktadır. 1990 yılı nüfus verilerine göre: Şehir Nüfusu : 2836802 Köy Nüfusu : 399576 Toplam : 3236378 TR 51 Alt Bölgesi toplam nüfusunda şehir nüfusunun oranı % 87,65’dir. 2000 yılı nüfus verilerine göre: Şehir Nüfusu : 3540522 Köy Nüfusu : 467338 Toplam : 4007860 TR 51 Alt Bölgesi toplam nüfusunda şehir nüfusunun % 88,33’dür. Nüfus Yoğunluğu ise 163,45 (kişi/km2)’dir. 1990 ve 2000 yılı sayım sonuçlarına göre şehir nüfusunda yaklaşık %o 22.15’lik bir artış söz konusudur. Köy nüfusunda ise %o 15.66’lük bir artış söz konusudur. Toplam nüfus itibariyle yaklaşık %o 21.37’lük bir artış vardır. 274 8.1.2. TR 521 Batı Anadolu Bölgesi Konya İline Ait Doğal Kaynak Envanteri Güneş: (31 yılık ort.) 1. İklim Güneşli Gün Sayısı 125.9 gün Güneşlenme süresi 7 saat 15 dakikadır. Güneşlenme Şiddeti 376,13 cal/cm2.dak. Yağış: Uzun yılar ortalama yağış miktarı 323.6mm 2.Arazi Dağılımı Arazi Cinsi Alanı (ha) % Tarım 2.659.890 63,8 Orman 506.426 12,1 Çayır Mera 709.894 17,0 Tarım Dışı 293.190 7,1 Yüzölçümü 4.169.400 100 3.Tarım Arazilerinin Dağılımı 4.Bitki Potansiyeli Tarla Alanı Ekilen Alan Nadas Sebze Alanı Bağ Alanı Meyve Alanı Alan (ha) 1.377.835 1.215.975 22.952 17.863 25.265 Tarım Alanı İçerisinde Üretim Desenine Göre Arazilerin Dağılımı Alan Tarla Alanı Ekilen Alan 1.377.835 51.80 Nadas 1.215.975 45.70 Sebze Alanı 22.952 0.90 Bağ Alanı 17.863 0.70 Meyve Alanı 25.265 0.90 Toplam 2.659.890 100 Tarla Bitkileri Ekilişi İçerisinde Ürün Desenine Göre Arazi Oranları Ürün deseni Alan (ha) Oran (%) Tahıllar 1.194.980 86.70 Endüstri Bitkileri 62.596 4.50 Baklagiller 78.305 5.70 Yağ Bitkiler 10.761 0.80 Yem Bitkileri 24.560 1.80 Yumrulu Bitkiler 6.633 0.50 Toplam 1.377.835 100 Ürün deseni Alan (ha) Oran (%) Baklagil 1.805 7.9 Meyvesi yenen sebzeler 13.071 56.8 Yaprağı yenen sebzeler 1.647 7.3 Soğansı-yumrulu kök 4.419 19.3 sebzeler Diğer sebzeler 2.010 8.7 Toplam 22.952 100 Meyve Ağaçları Ekilişinde Ürün Dağılımı Ürün deseni Ağaç sayısı Ekilen 275 5.Hayvan Potansiyeli 6.Su Kaynakları 7.Maden Mineraller Ve Enerji Kaynakları 8. Tarım Alet Ve Makina Sayısı 9.Tarımsal Amaçlı Örgütlenme 10.Sanayi (adet) Alan(ha) Yumuşak Çekirdekliler 3.257.532 15.811 Taş Çekirdekliler 1.815.672 8.110 Üzüm bağ (ha) 37.755 17.863 Çilek (ha) 319 319 Sert Kabuklular 308.994 1.025 Kimyon (ha) 28.540 28.540 Toplam ağaç sayısı 5.419.953 Küçükbaş Hayvan Varlığı (Baş) Koyun 1.332.073 Keçi 138.888 Büyükbaş Hayvan Varlığı (Baş) Kültür 132.598 Melez 159.369 Yerli 49.603 Manda 579 Toplam 342.149 Kanatlı Hayvan Sayısı (Adet) Yumurtacı Tavuk 6.307.975 Etçi Tavuk 5.248.800 Hindi 78.566 Diğer Kanatlı 44.837 Toplam 11.680.178 Arı Kovanı 69.898 Arıcılık Yapan Köy Sayısı 434 Bal Üretimi(Kg) 1.038.380 Bal Mumu(Kg) 47.499 Kırmızı Et Üretimi(Kg) 40.645.000 Beyaz Et Üretimi(Kg) 7.873.200 Süt Üretimi(Kg) 537.876.000 Yumurta Üretimi 1.485.658.587 Yapağı-Kıl-Tiftik(Kg) 1.728.956 Deri 374.399 Alüminyum,Barit,Magnezit,Çinko,Manganez,Krom,Linyit,Kükürt,Mermer,S odyum Sülfat başlıca madenlerdir. Traktörlerin BG lerine göre dağılımları şöyledir. 1-10 BG arası : 180 11-24 BG arası : 707 25-34 BG arası : 2.615 35-50 BG arası : 14.424 50+ BG : 27.280 Tarım Kredi Kooperatifi : 75 adet Pancar Ekicileri Kooperatifi : 3 adet Tarımsal Kalkınma Kooperatifi : 271 adet Su Ürünleri Kooperatifi : 11 adet Sulama Kooperatifi : 292 adet olmak üzere toplam 652 adet kooperatif vardır. Un, şeker, şekerleme imalathanesi, yemek fabrikası, unlu mamuller 276 Kuruluşları 11.Turistik Ve Tarihi Yerler imalathanesi, yem ve yem katkı fabrikaları, süt ve süt ürünleri fabrikası, toz ve alkolsüz içecekler imalathanesi, ambalaj fabrikası, tuz fabrikası, et ürünleri işletmesi, su ürünleri işleme tesisi, paketleme baharat, kuruyemiş tesisi,tekstil, konfeksiyon, triko, iplik ve halı sanayi, ham deri ve mamülleri işleme sanayi, kağıt üretim ve basım sanayi, tarım makineleri imalathanesi, sondaj makinaları, sulama ekipmanları sanayi, değirmen, makarna,yem fabrikası, maden, kimya ,cam ve ilaç sanayi, inş., müteaah. hiz. beton mam. ve toprak san.ağaç, mobilya imalat sanayi,muhtelif döküm sanayi, metal demir, sac işleme,cıvata ve somun san., muhtelif endüstri makina ve ekipmanları san., hidrolik mak. ve ekipmanları ve asansör san.,motor iç aksamları ve dişli sanayi, oto aktarma organ. parçaları ve fren ekip.san., oto dış aksamı, damper, karasör ve kabin san., Linyit Kömürü İşletmesi, sulama sistemleri ve ekipmanları imalat sanayi, alüminyum fabrikası, mermer fabrikası, tekstil fabrikası, av tüfeği imalat sanayi, kimya sanayi, halı sanayi, kapı pencere üretim sanayi vardır. Tarih boyunca çok sayıda medeniyete ev sahipliği yapan bölge, bu medeniyetlere ait eserleri barındırır. Çumra; Çatalhöyük Harabeleri, Esatpaşa Camii. Karatay; Mevlana Müzesi, Şems-i Tebrizi Türbesi, Şerafettin Camii, Selimiye Camii, Aziziye Camii, Karatay Medresesi, Yusufağa Kütüphanesi, Mahkeme Hamamı, Ahmet Efendi Hamamı, İsmil Kaplıcaları. Meram;Meram Bağları eşsiz güzelliğiyle önemli mesire alanlarının başında gelir. Meram ilçesi bünyesinde ayrıca Alaaddin Tepesi’ni ve üzerindeki Alaaddin Camiini, Tavusbaba Türbesini ve Gökyurt Köyü’ndeki antik şehri barındırır. Bozkır; Zengibar Kalesi, Tapınak, Gavur Sarnıcı, Roma Çeşmesi, Hisarlık Kasabası Camii, Kurşunlu Camii, Bozkır Merkez Camii gibi eserler yanında ilçe sınırları dahilinde çok sayıda yayla mevcuttur. Taşkent; Alaaddin Keykubat Anıtı, Hadim’deki Hadimi Hz.lerine ait türbe ve yine bu ilçelerde bulunan yaylalar bölgenin diğer önemli güzellikleri arasındadır. Akşehir; Nasreddin Hoca Türbesi, Taş Medrese Ereğli; Tuvana Krallığı döneminden (M.Ö. 1200-742) intikal eden İvriz Kaya Anıtı, Büyük ve Küçük Göztepe Höyükleri, Ulu Cami Ilgın; Saadettin İsa Kümbeti, 1.Kılınç Arslan Camii, Pir Hüseyin Bey Camii, Lala Mustafa Paşa Camii, Handev-i Kandev-i Türbesi, Ilgın Kaplıcaları. Beyşehir; Eşrefoğlu Camii ve Türbesi, Beyşehir Kalesi, İçerişehir Hamamı, Bedesten, Hititler döneminden kalan Eflatun Pınarı Anıtı, Fasıllar Köyü’ndeki Misthia Kenti Harabeleri, Beyşehir Gölü kıyısında Gölyaka Köyü yakınlarındaki Kubadabad Sarayı önemli tarihi eserler olup ,göl üzerindeki irili ufaklı adalar ve Yaka Manastır adlı mesire yeri ilçenin görülmeye değer güzelliklerindendir. Derbent; Mülayim Köyü’nde bulunan ve bugün soğuk hava deposu olarak da kullanılan in, Elikesik Hanı, Tekke Kalesi, Gelin Kaya, Güllü Pınar. Derebucak; Balat Mağarası, Sulu dere, Körükini Mağaraları, Taşlıpınar Köyü’ndeki Hitit Kabartmaları. Doğanhisar; Ulu Cami, Deştiğin Kasabası Merkez Camii, Yunus Emre Külliyesi. Seydişehir; Tınaztepe Mağarası, Ilıca, Seyit Harun Veli Camii ve Türbesi, Hacı Abdullah Efendi Türbesi, Muhammed Kuddusi Türbesi, Akçalar Höyüğü, Karabulak Höyüğü, Arvana Şehri, Kuğulu ve Pınarbaşı mesire yerleri, yanısıra Toros Dağları’nın eşsiz doğal güzellikleri ilçe sınırları 277 12.Nüfus Dağılımı dahilindedir. Cihanbeyli; Damlakuyu Höyüğü, Tuz Gölü, Çeltik Merkez Camii. Kadınhanı;Raziye Hatun Hanı, İbrahim Paşa Camii, Saçıkara Mağarası, Kestel Kalesi ve mesire yerleri. Karapınar; Sultan Selim Külliyesi, Reşadiye Camii, Meke Gölü, Acıgöl, Çıralı Gölü, Valide Sultan Hamamı, Selimiye Şadırvanı. Kulu; Düden Gölü. Sarayönü; Alioğlu Camii, Pir Hüseyin Camii, Kurşunlu Cami, Kamalı Hüyük, Dedeli Höyük, Baş Höyük, Çeşmelisebil Höyüğü, Ertuğrul Höyüğü, Laodikeia Antik Kenti. Yunak;Miskamit Harabeleri, Pissiya Kalıntıları. TR 521 Alt bölgesi içerisinde bulunan Konya’da 31 ilçede 786 köy bulunmaktadır. 1990 yılı nüfus verilerine göre: Şehir Nüfusu : 963.128 Köy Nüfusu : 789.530 Toplam : 1.752.658 V. TR 521 Alt Bölgesi toplam nüfusunda şehir nüfusunun oranı % 54,95’dir. 2000 yılı nüfus verilerine göre: Şehir Nüfusu : 1.294.817 Köy Nüfusu : 897 349 Toplam : 2 192 166 V. TR 521 Alt Bölgesi toplam nüfusunda şehir nüfusunun % 59,06’dır. Nüfus Yoğunluğu ise : 57 (Kişi/Km2)’dir. 1990 ve 2000 yılı sayım sonuçlarına göre şehir nüfusunda yaklaşık % 34.43’lük bir artış söz konusudur. Köy nüfusunda ise % 13.65’lik bir artış söz konusudur. Toplam nüfus itibariyle yaklaşık % 25.07’lik bir artış vardır. 278 8.1.3. TR 522Batı Anadolu Bölgesi Karaman İline Ait Doğal Kaynak Envanteri Güneş: (31 yılık ort.) 1. İklim Güneşli Gün Sayısı 142.9 gün Güneşlenme süresi 8 saat 1 dakikadır. Güneşlenme Şiddeti 408,19 cal/cm2.dak. Yağış: Uzun yılar ortalama yağış miktarı 335.2 mm 2. Arazi Arazi Cinsi Alanı (ha) % Dağılımı Tarım 345.552 37 Orman 209.292 22 Çayır Mera 310.990 33 Tarım Dışı 73.493 8 Yüzölçümü 100 939,327 3.Tarım Alan (ha) Arazilerinin Tarla Alanı Ekilen Alan 263.397 Dağılımı Nadas 32.231 Sebze Alanı 9.298 Bağ Alanı 19.279 Meyve Alanı 20.397 Diğer 742 Tarım Alanı İçerisinde Üretim Desenine 4. Bitki Göre Arazilerin Dağılımı Potansiyeli Alan % Tarla Alanı Ekilen Alan Nadas 263.397 76,21 32.231 9,24 Sebze Alanı 9.298 2,96 Bağ Alanı 19.279 5,56 Meyve Alanı 20.397 5,82 Diğer 742 0,21 Tarla Bitkileri Ekilişi İçerisinde Ürün Desenine Göre Arazi Oranları Ürün deseni Alan (ha) Oran (%) Tahıllar 225.867 85,45 Endüstri Bitkileri 5.662 2,14 Baklagiller 17.773 6,72 Yağ Bitkiler 1.376 0.52 Yem Bitkileri 10.356 3,92 Yumrulu Bitkiler 3.301 1,25 Toplam 264.335 100 Sebzeler Ürün deseni Alan (ha) Oran (%) Baklagil 1.073 6,43 Meyvesi yenen sebzeler 7.096 42,55 Yaprağı yenen sebzeler 4.366 26,18 Soğansı-yumrulu kök sebzeler 4.141 24,84 Toplam 100 *16.676 * 6.416 ha sebze alanı meyvelikler arasında ve ikinci ürün olarak yetiştirilmekte olup genel sebze alanına dahil edilmemiştir. (Genel Sebze Alanı; 10.260 ha) Meyve Ağaçları Ekilişinde Ürün Dağılımı 279 Ürün deseni Yumuşak Çekirdekliler Taş Çekirdekliler Üzüm bağ (ha) Sert Kabuklular Ağaç sayısı (ad) 5.050.756 657.438 10.260 259.975 17.460 39.820 6.035.709 İncir Nar 5. Hayvan Potansiyeli 6. Su Kaynakları 7. Maden Mineraller Ve Enerji Kaynakları 8. Tarım Alet Ve Makina Sayısı Toplam ağaç sayısı Küçükbaş Hayvan Varlığı (Baş) Koyun 374.141 Keçi 70.789 Büyükbaş Hayvan Varlığı (Baş) 11.544 Kültür 12.548 Melez 1.327 Yerli 25.419 Toplam Kanatlı Hayvan Sayısı (Adet) Tavuk 1.634.333 26.654 Hindi Diğer Kanatlı 16.570 Toplam 1.677.557 39.753 Arı Kovanı Arıcılık Yapan Köy Sayısı 93 Bal Üretimi 543 ton Bal Mumu 143 ton Kırmızı Et Üretimi 1.332 ton Süt Üretimi 50.904 ton Yumurta Üretimi 466.329.000 adet Yapağı-Kıl-Tiftik 1.135 Deri 30.032 İlin belli başlı akarsuları içinde en büyüğü ve önemlisi Göksu Nehri’ dir. Yerköprü Santrali mevkisinden çıkan nehir, Yünalanı mevkiinde Akdeniz’e dökülür. Uzunluğu 296 km. olan nehrin, il sınırları içindeki uzunluğu ise 47 km’dir. İl içinde doğan akarsulardan en önemlisi, Gödet Çayı’dır. 81 km. uzunluğundaki bu çay, Yüzlük Dağı’dan doğup; Gödet Barajında son bulmaktadır. Ayrancı Barajını dolduran Berendi Çayı, Göztaşı Tepesinden doğup büyük bir vadi oluşturduktan sonra Sudurağı, Aşıran, Kılbasan, Akçaşehir ve Canhasan ovalarında kaybolmaktadır. 80 km. uzunluğundaki İbrala Deresi 2,7 m3 /sn debiye sahiptir. Ermenek çayı, 112 km. uzunluğundadır. Göksu nehrinin bir kolu olup, 56 km’si, Karaman sınırları içinde bulunmaktadır. Mut yakınlarında Suçatı denilen yerde Pirinçsuyu ile Göksu nehrine birleşir. Ermenek çayını; Göktepe yakınlarında Mençek suyu, Ermenek içinden akan Maraspoli suyu, Muz vadide Bahçegözü suyu, Nadire değirmenleri suyu, Balkusan çayı ve Zeyve çayı beslemektedir. Diğer akarsular ise, sel rejimli özellliğe sahip Deliçay, Eskiçay ve Kocaderedir. Aliminyum, Demir, Kurşun, Çinko, Manganez, Barit, Bentonit, Kaolen, Manyezit, Talk, Linyit ve Mermer başlıca madenlerdir. Toplam : 12.133 adet traktör bulunmaktadır. 280 9.Tarımsal Amaçlı Örgütlenme 10.Sanayi Kuruluşları 11.Turistik ve Tarihi Yerler 12. Nüfus Dağılımı Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği, Süt Üreticileri Birliği, Arı Yetiştiricileri Birliği, Meyve Üreticileri Birliği, Yumurta Üreticileri Birliği, Elma Üreticileri Birliği, Koyun ve Keçi Yetiştiricileri Birliği, Tarım Kredi Kooperatifi ve Pancar Ekicileri Kooperatifi mevcuttur. Un, Bulgur, Bisküvi, Gofret ve Çikolatalı Ürünler Fabrikaları, Ambalaj Fabrikaları, Meyve Suyu Konsantre Fabrikası, Makarna Fabrikası, İrmik Fabrikası, Suma Fabrikası, Kaleler: Karaman Kalesi, Ermenek Kalesi, Mennan Kalesi, Camiler ve Mescidler: Aktekke Camii, Yunus Emre Camii, Dikbasan Camii, Ulu Camii, Sipaş Camii, Akça Camii, Lamos Camii, Karamanoğulları imaret Camii, Köprüler: Görmel köprüsü, Akköprü, Türbeler: Karamanbey Türbesi, Alaattinbey Türbesi, Medreseler Tol Medresesi, Hatuniye Medresesi Diğer Tarihi Eserler Meraspolis Mağarası, İkizin Hitit Kabartması, Lahit ve Heykeller, Köristan, Çamlıca Gökçeseki Kaya Oyma Mezarları, Koraşburnu Kaya Kabartma Mezarlığı, Karaman’ın yaylaları genellikle Toros Dağları bölgesinde yoğunlaşmıştır. Özellikle Toros Dağları çevresindeki köylerde, yaz aylarında, hayvanları otlatmak için, yaylalara çıkma yöre halkının gelenekleri arasındadır. Bu yaylalar orman içerisinde güzel ve tatlı su imkanları olan, uygun iklim şartları ve temiz havaya sahip doğal değerlerdir. Bu alanlara konaklama tesislerinin yapılması ve alt yapının oluşturulması yayla ve kamping turizmini geliştirecektir. TR 522 Alt bölgesi içerisinde bulunan 6 ilçede 160 köy bulunmaktadır. 1990 yılı nüfus verilerine göre: Şehir Nüfusu : 106.051 Köy Nüfusu : 111.485 Toplam : 217.536 TR 522 Alt Bölgesi toplam nüfusun şehir nüfusu oranı %58 ve köy nüfusu oranı % 42’dir. 2000 yılı nüfus verilerine göre: Şehir Nüfusu : 139.912 Köy Nüfusu : 103.298 Toplam : 243.210 TR 522 Alt Bölgesi toplam nüfusun % 57.5’i şehirde yaşamaktadır. Nüfus Yoğunluğu ise 27 kişi/km2’dir. 1990 ve 2000 yılı sayım sonuçlarına göre şehir nüfusunda yaklaşık binde 27.7’lik bir artış söz konusudur. Köy nüfusunda ise binde 07.6’lık bir azalma gözükmektedir. Toplam nüfus itibariyle yıllık nüfus artış hızı yaklaşık binde 11.2’dir. 281 8.2. TR5 Batı Anadolu Bölgesi İlleri Yeraltı ve Yerüstü Su Kaynakları ile Su Yüzeyleri 8.2.1. Su Kaynakları Potansiyeli Ankara İli Su Kaynakları (hm3/yıl) A-Yerüstü suyu (Toplam Ortalama) Sakarya Nehri Kızılırmak Nehri Peçeneközü Çayı B-Yer altı suyu (Toplam Rezerv) Toplam(A+B) Konya İli Su Kaynakları(hm3/yıl) A-Yerüstü suyu Uludere Beyşehir Gölü Çavuş Deresi Süberte Çayı Çarşamba Çayı Zanapa Deresi May Deresi Meram Çayı Sille Deresi İnsuyu Deresi Göksu Nehri Yunak Gökpınar Deresi Ilgın Deresi Bakırpınarı,Zengi,Beşgöz kaynakları Diğerleri B) Yeraltı Suları Toplam(A+B) Karaman İli Su Kaynakları(hm3/yıl) Yerüstü suyu Göksu Nehri Ermenek Çayı Gödet Çayı İbrala Deresi Deliçay Eskiçay Kocadere Diğerleri B) Yeraltı Suları Toplam(A+B) Kaynak : DSİ 282 5.430 2.900 2.500 30 75,5 5.505,5 2.939 143,2 446 37,4 117,9 164,8 233,6 53,6 51 2 14,7 818,7 223,2 124 36,4 472,5 1.150 4.089 1.813,9 394,8 1.140,8 53,9 84,2 18,7 14 49,3 58,2 182 1.995,9 8.2.2. Su Yüzeyleri 8.2.2.1. TR 510 Batı Anadolu Bölgesi Ankara İli Su Yüzeyleri A) Doğal Göl Yüzeyleri Tuz Gölü Samsam Gölü Eymir Gölü Diğer Göller B) Baraj Rezervuar Yüzeyleri Çubuk 1 Barajı Çubuk 2 Barajı Kayaş Bayındır Barajı Kurtboğazı Barajı Çamlıdere Barajı Eğrekkaya Barajı Akyar Barajı Asartepe Barajı Hirfanlı Barajı Kesikköprü Barajı Kapulukaya Barajı C) Gölet Rezervuar Yüzeyleri Ayaş-Çanıllı Göleti Çubuk-Kızılca Göleti Çubuk-Kösrelik Göleti Çubuk-Kızık Göleti Çankaya-Yağlıpınar Göleti Yenimahalle-Susuz Göleti Kızılcahamam-Üçbaş Göleti Kızılcahamam-Aşağıkaraviran Göleti Kızılcahamam-Kırköy Göleti Kızılcahamam-Karagüney Göleti Kızılcahamam-Çeştepe Göleti Kızılcahamam-Aşağıhöyük Göleti Kızılcahamam-İğder Göleti Nallıhan-Çamalan Göleti Polatlı-Karaahmet Göleti Polatlı-Ilıca Göleti Polatlı-Hacımuslu Göleti Yenimahalle-Bucuk Göleti Kazan-Örencik Göleti Evren-Köprüdere Göleti D) Akarsu Yüzeyleri Sakarya Nehri Kızılırmak Nehri Peçeneközü Çayı Diğer Dereler Toplam Su Yüzeyleri Kaynak : DSİ 283 50.404 ha. 49.010 808 567.5 19.3 18.347 ha 144 126 75 580 3.220 420 204 171 12.404 304 699 62 ha 7,5 13,6 8,7 18 6 5 14,2 3,7 5,6 8,6 4,7 9,3 1,3 15 5,8 3,8 6,2 4,1 3,9 17 4.384.5 ha 1.040 1.600 13 1.731,5 73.298,3 ha 8.2.2.2. TR521 Batı Anadolu Bölgesi Konya İli Su Yüzeyleri A) Doğal Göl Yüzeyleri Beyşehir Gölü Tuz Gölü Hotamış Gölü Ereğli Akgöl Akşehir Gölü B) Baraj Rezervuar Yüzeyleri Apa Barajı May Barajı Altınapa Barajı Sille Barajı İvriz Barajı C) Gölet Rezervuar Yüzeyleri May Göleti Osmancık Göleti Mecidiye Göleti Bulcuk Göleti Doğanhisar Göleti Evliyatekke Göleti Başhüyük Göleti Derbent Göleti Deştiğin Göleti Ladik Göleti Çayhan Göleti Cihanbeyli Göleti Akviran Göleti Çukurçimen Göleti Bostandere Göleti Aydoğmuş Göleti Hadim Göleti Güneydere Göleti D) Akarsu Yüzeyleri Göksu Nehri Çarşamba Çayı Süberte Çayı Diğerleri Toplam Su Yüzeyleri Kaynak : DSİ 284 202.940 ha. 58.000 78.536 22.600 8.504 35.300 2.750 ha 1.260 677 298 34 483 632ha 28ha 18 46 14 23 14 32 18 16 31 48 173 40 8 40 65 8 10 71 ha 37 14 3 17 206.395 ha 8.2.2.3. TR 522 Batı Anadolu Bölgesi Karaman İli Su Yüzeyleri A) Doğal Göl Yüzeyleri B) Baraj Rezervuar Yüzeyleri Gödet Barajı Ayrancı Barajı C) Gölet Rezervuar Yüzeyleri Dokuzyol Göleti D) Akarsu Yüzeyleri Ermenek Çayı Göksu Nehri Gödet Çayı İbrala Deresi Diğerleri Toplam Su Yüzeyleri Kaynak:DSİ 285 ha. 920 ha 683 237 10 ha 10ha 103ha 45 30 8 10 10 1.033 ha 8.3. TR5 Batı Anadolu Bölgesi Jeotermal Enerji Kaynakları İller Sıcaksu Kaynak Adı Kızılcahamam ( C) 50-51 (Lt/Sn.) 2.8 (Mwt) 0.18 ( C) 75-86 (Lt/Sn.) 114 (Mwt) 24.33 Seyhamamı Acı Kaplıca 44-3134 15-5,6 0.57 - - - Kaplıcadave sera ısıtılmasında Çubuk Melıkşah Melikşah Kaynağı 31 0.5 - 32-39 450 7.53 BeypazarıDutlu Ayaş Dutlu 42-51.5 6.07 0.42 - - - Turistik tesislerde balneoloji amacıyla kullanılmakta, süs balıkcılığı ve seracılık yapılmakta Kaplıca Karakaya 31 4.8 - 31 17 - Çoban 52 10 0,71 - - - Ayaş 51 1.7 0,11 - - - Haymana Haymana 45 4.8 0.2 43-44.5 53 2.1 Turistik tesislerde,seracılık ve süs balıkçılığında Kaplıcada ve sera ısıtılmasında Kaplıcada, kaplıca tesisi, sera ve çiftlik ısıtılmasında Kaplıcada ve kaplıca tesislerinin ısıtılmasında Kaplıcada ve cami ısıtılmasında Uyuz 34 20 Ilgın Ilgın 40 30 0,63 41.6-42 160 4.68 Kaplıca Ilgın Çavuşcugöl Beyşehır Köşkköy Çavuşcugöl Köşkköy 30 35 10.5 7.1 - 35 11 - Kapılcada ve yakın yerleşim bölgesinin ısıtılmasında Kaplıcada Kaplıcada Jeotermal Alan Adı Kızılcahamam Seyhamamı Sıcaklık O Debi Potansiyel Sıcaklık O Debi Potansiyel Ankara Konya * Türkiye Jeotermal Envanteri-1996 ** 7. Beş Yıllık Kalkınma Planı (1995-1999) Madencilik Özel Ihtisas Komisyonu Enerji Hammaddeleri Alt Komisyonu Jeotermal Enerji Çalışma Grubu Not: Sondajlardaki potansiyel değerleri, kuyuların ilk üretim debilerinin toplamına göre hesaplanmıştır 286 Kullanım Alanı Kaplıcada, ısıtmada Kurulu Tesıs Kaplıcada, kaplıca tesislerinin ısıtılmasında,seracılıkta kullanılmakta Kaplıca Kaplıca Kaplıca Kaplıca, kaplıca tesisi ve cami ısıtılmasında Kaplıca Konya Ankara 8.4. TR5 Batı Anadolu Bölgesinde Yer Alan İllere Ait Organik Tarım Üretim Verileri Türkiye Ülke Geneli Türkiye İl Toplam İl Organik Üretim Ürün Çiftçi Üretim Üretim Organik Üretimindeki İL Ürün Adı Alanı Toplamına Sayısı Miktarı Miktarı Üretim Payı (ha) Göre (ton) (ton) İçindeki (%) (%) Payı(%) Biber Buğday Domates Fasulye Kabak Kiraz Patlıcan Üzüm Arpa Böğürtlen Ceviz Soğan Yulaf Barbunya Bezelye Havuç Kavun Patates Brokoli Kuşburnu Mısır Bamya TOPLAM Anason Armut Biber Buğday Çilek Domates Elma Erik Fasulye Haşhaş Kabak Kimyon Kiraz Mercimek Nohut Şeftali Üzüm Vişne Arpa Ceviz 2.596,65 36.754,49 25.758,81 654,30 97,74 1.163,43 133,48 15.166,44 8.395,51 128,68 323,26 758,21 1.459,97 12,36 16,13 26,55 89,18 313,50 87,70 11,38 9.237,89 2,37 17 199,56 287,34 5.262,25 2.596,65 36.754,49 4.604,02 25.758,81 51.614,70 6.076,59 654,30 522,08 97,74 264,88 1.163,43 10.515,88 4.750,58 1.198,80 15.166,44 2.477,05 8.395,51 323,26 287 26,75 69,60 188,50 27,50 5,00 1,00 13,05 0,00 105,00 0,05 0,00 353,00 43,20 2,00 1,50 3,00 3,00 7,50 2,00 0,03 80,00 1,50 933,18 234,04 24,60 20,00 363,95 2.527,50 210,00 560,48 245,20 131,50 201,72 1,00 139,88 215,85 666,58 283,15 120,00 570,00 1.206,30 311,00 41,37 1,03 0,19 0,73 4,20 5,12 0,09 9,78 0,00 1,25 0,04 0,00 46,56 2,96 16,18 9,30 11,30 3,36 2,39 2,28 0,26 0,87 63,29 0,01 0,02 0,07 0,01 0,00 0,00 0,00 0,00 0,04 0,00 0,00 0,12 0,01 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00 0,03 0,00 2,87 7,46 20,20 2,95 0,54 0,11 1,40 0,00 11,25 0,01 0,00 37,83 4,63 0,21 0,16 0,32 0,32 0,80 0,21 0,00 8,57 0,16 81,45 0,47 0,77 0,99 54,90 0,82 1,09 4,04 20,10 38,64 1,02 52,81 18,55 6,34 5,96 10,01 3,76 48,70 3,70 12,80 0,08 0,01 0,01 0,13 0,87 0,07 0,19 0,08 0,05 0,07 0,00 0,05 0,07 0,23 0,10 0,04 0,20 0,42 0,11 0,01 2,74 0,29 0,23 4,27 29,63 2,46 6,57 2,87 1,54 2,37 0,01 1,64 2,53 7,82 3,32 1,41 6,68 14,14 3,65 0,49 784,21 332,26 12,36 16,13 62,40 89,18 313,50 408,83 358,10 9.237,89 70,58 62,50 40,20 0,50 779 2.276,23 654,30 12,36 313,50 Kara man Soğan Ayçiçeği Barbunya Bezelye Karpuz Kavun Patates Rezene Marul Mısır Sarımsak Soya Karnabahar Kısa Mahmut TOPLAM Fasulye Barbunya Patates Toplam TR 5 Toplam Türkiye Toplam 1 797 27,50 2.503,29 9.314 162.192,74 279.663,16 Kaynak: Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Web Sayfası 288 112,50 7,65 0,36 5,00 1,59 1,65 4,00 118,81 50,00 85,00 59,40 8,00 0,61 0,50 8.528,69 27,00 10,00 1,00 38,00 9.499,87 14,35 2,30 2,91 31,00 2,55 1,85 1,28 29,06 13,96 0,92 84,16 12,80 1,52 100,00 0,04 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00 0,04 0,02 0,03 0,02 0,00 0,00 0,00 1,32 0,09 0,00 0,06 0,02 0,02 0,05 1,39 0,59 1,00 0,70 0,09 0,01 0,01 4,13 80,91 0,32 0,01 0,00 0,00 71,05 26,32 2,63 8.5. TR 5 Batı Anadolu Bölgesi Tarımsal Hizmetler ve Organizasyonları 8.5.1 TR 510 Batı Anadolu Bölgesi Ankara İli Tarımsal Hizmetler ve Organizasyonları Verilen Hizmetler Yayım-Eğitim-Araştırma Sulama Orman Köylerini Kalkındırma Veteriner Hizmetleri- Suni Tohumlama ve Damızlık Tarımsal Girdiler (tohum, gübre, zirai mücadele ilaçları) Tarımsal Kredi Ürün Pazarı Süt Toplama ve Pazarlama Et İşleme Diğer Finansman Kaynakları İlgili Kurum Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi, Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi, Tarım İl/İlçe Müdürlüğü, Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enst.Müdürlüğü Tavukçuluk Araştırma Ens.Müd. Lalahan Hay.Mrk.Arş.Ens.Müd. Etlik Vet.Mrk.Kont.Arş.Ens.Müd. Zirai Mücadele Mrk.Arş.Ens.Müd. Tohum Test Ve Sert.Merk.Müd. Toprak Ve Su Kaynakları Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü Toprak Gübre Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü Tar.Alet Ve Mak.Test Mrk.Müd. Şap Enstitüsü Müdürlüğü Merkez İkmal Müdürlüğü İl Kontrol Lab.Müd. Tarımsal Eko.Arş.Enst.Müd. Zirai Üretim İşletmesi Per.Ve Mak.Eğitim Merkezi Müdürlüğü Polatlı ve Bala TİGEM Tarım Danışmanları, Ziraat Odaları, Özel Firmalar DSİ (Büyük Ölçekli), İl Özel İdaresi (Köy Hizmetleri -Küçük Ölçekli) Sulama Kooperatifleri, Sulama Birlikleri, Tarım İl ve İlçe Müdürlüğü, Çevre ve Orman Bakanlığı İl/Bölge Müdürlüğü Tarım İl/İlçe Müdürlüğü, Özel Veteriner Hekimler, Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği, Tarım İl/ İlçe Müdürlüğü, Dalaman TİGEM Tarım Kredi Kooperatifleri, Tarımsal Kalkınma Koop. vb. Özel Şirketler, Diğer çiftçiler, T.C. Ziraat Bankası, Tarım Kredi Kooperatifleri TMO,Haller, Tüccarlar, Semt Pazarları, Hayvan Pazarı Tarımsal Kalkınma Kooperatifleri, Özel Sektör Kuruluşları Köylere Hizmet Götürme Birliği Özel Kuruluşlar, Tarım Bakanlığı, İl Özel İdaresi, Köylere Hizmet Götürme Birlikleri, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı. 289 8.5.2. TR 521 Batı Anadolu Bölgesi Konya İli Tarımsal Hizmetler ve Organizasyonları Verilen Hizmetler Yayım-Eğitim-Araştırma Sulama İlgili Kurum Tarım İl/İlçe Müdürlüğü, Köy Hizmetleri Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü, Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi, Selçuk Üniversitesi Veteriner Fakültesi, Konya Veteriner Sağlık Teknisyenleri Meslek Lisesi, Çumra Ziraat Meslek Lisesi, Bahri Dağdaş MİKHAM, Veteriner Kontrol Araştırma Enstitüsü, Tarım Danışmanları, Ziraat Odaları, Özel Firmalar DSİ (Büyük Ölçekli), İl Özel İdaresi (Köy Hizmetleri -Küçük Ölçekli) Sulama Kooperatifleri, Sulama Birlikleri, Tarım İl ve İlçe Müdürlüğü, Çevre ve Orman Bakanlığı İl/Bölge Müdürlüğü Tarım İl/İlçe Müdürlüğü, Veteriner Fakültesi, Veteriner Hizmetleri- Suni Özel Veteriner Hekimler, Tohumlama ve Damızlık Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği, Tarım İl/ İlçe Müdürlüğü, Altınova Tarım İşletme Müdürlüğü, Konuklar Tarım İşletme Müdürlüğü, Tarımsal Girdiler (tohum, gübre, zirai Gözlü Tarım İşletme Müdürlüğü, Tarım Kredi Kooperatifleri, mücadele ilaçları) Tarımsal Kalkınma Koop. vb. Özel Şirketler, Diğer çiftçiler, T.C. Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri Tarımsal Kredi TMO,Ticaret Borsası, Haller, Tüccarlar, Semt Pazarları, Ürün Pazarı Hayvan Pazarı. Tarımsal Kalkınma Kooperatifleri, Özel Sektör Kuruluşları Süt Toplama ve Pazarlama Köylere Hizmet Götürme Birliği. Özel Kuruluşlar, Et İşleme Tarım Bakanlığı, İl Özel İdaresi, KOBİ, Diğer Finansman Kaynakları TEMA Vakfı, Köylere Hizmet Götürme Birlikleri, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı. Orman Köylerini Kalkındırma 290 8.5.3. TR 522 Batı Anadolu Bölgesi Karaman İli Tarımsal Hizmetler ve Organizasyonları Verilen Hizmetler Yayım-Eğitim-Araştırma Sulama Orman Köylerini Kalkındırma Veteriner Hizmetleri- Suni Tohumlama ve Damızlık Tarımsal Girdiler (tohum, gübre, zirai mücadele ilaçları) Tarımsal Kredi Ürün Pazarı Süt Toplama ve Pazarlama Et İşleme Diğer Finansman Kaynakları İlgili Kurum Tarım İl/İlçe Müdürlüğü, Tarım Danışmanları, DSİ (Büyük Ölçekli), İl Özel İdaresi (Köy Hizmetleri -Küçük Ölçekli) Sulama Kooperatifleri, Sulama Birlikleri, Tarım İl ve İlçe Müdürlüğü, Çevre ve Orman Bakanlığı İl/Bölge Müdürlüğü Tarım İl/İlçe Müdürlüğü, Özel Veteriner Hekimler, Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği, Tarım İl/ İlçe Müdürlüğü, Tarım Kredi Kooperatifleri, Tarımsal Kalkınma Koop. vb. Özel Şirketler, Diğer çiftçiler, T.C. Ziraat Bankası, Tarım Kredi Kooperatifleri TMO, Haller Tüccarlar, Semt Pazarları, Hayvan Pazarı Tarımsal Kalkınma Kooperatifleri, Özel Sektör Kuruluşları Özel Kuruluşlar, Tarım Bakanlığı, İl Özel İdaresi, Köylere Hizmet Götürme Birlikleri, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı. 291 8.6. Türkiye İller Bazında Tarımsal Üretim Değerleri (2000) (Cari Fiyatlarla YTL.) İller (İBBSDüzey 3 ) Adana Adıyaman Afyon Ağrı Amasya Ankara Antalya Artvin Aydın Balıkesir Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Isparta Mersin İstanbul İzmir Kars Kastamonu Kayseri Kırklareli Kırşehir Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa K.Maraş Mardin Muğla Bitkisel Üretim Değeri 466.526.367 115.904.267 221.870.683 31.339.024 166.482.013 461.370.214 620.077.771 36.949.214 467.555.898 478.906.494 78.764.317 11.265.516 32.575.010 73.695.164 100.484.271 610.748.099 263.327.886 61.071.497 177.951.494 293.399.702 287.397.032 197.211.389 84.350.203 62.981.311 50.759.715 178.461.376 219.699.896 84.039.071 28.061.138 4.815.668 461.134.685 212.923.459 664.167.937 57.522.118 747.838.346 27.614.120 93.797.019 128.931.347 123.625.856 87.157.199 62.814.053 651.324.685 132.805.079 184.173.432 539.672.026 235.373.695 119.286.618 431.747.622 % 3,1 0,8 1,5 0,2 1,1 3,1 4,2 0,2 3,1 3,2 0,5 0,1 0,2 0,5 0,7 4,1 1,8 0,4 1,2 2,0 1,9 1,3 0,6 0,4 0,3 1,2 1,5 0,6 0,2 0,0 3,1 1,4 4,5 0,4 5,0 0,2 0,6 0,9 0,8 0,6 0,4 4,4 0,9 1,2 3,6 1,6 0,8 2,9 Canlı Hayvanlar Üretim Değeri 91.662.015 56.791.547 144.545.110 141.339.745 57.232.678 151.814.075 109.818.730 29.796.173 119.016.247 215.871.848 27.587.397 59.027.094 61.328.242 193.554.099 64.996.107 116.082.707 99.171.073 51.163.569 90.791.483 65.657.007 143.820.469 62.211.971 87.443.570 65.995.024 201.442.037 81.716.891 52.297.160 45.982.498 29.878.212 39.709.764 57.023.868 50.326.715 128.432.276 42.324.996 175.951.197 93.973.585 101.656.390 122.216.156 65.959.258 37.016.404 86.550.498 325.138.804 106.784.933 69.243.300 136.643.700 84.064.175 52.364.708 68.310.296 % 1,4 0,9 2,2 2,1 0,9 2,3 1,7 0,4 1,8 3,2 0,4 0,9 0,9 2,9 1,0 1,7 1,5 0,8 1,4 1,0 2,2 0,9 1,3 1,0 3,0 1,2 0,8 0,7 0,4 0,6 0,9 0,8 1,9 0,6 2,6 1,4 1,5 1,8 1,0 0,6 1,3 4,9 1,6 1,0 2,1 1,3 0,8 1,0 292 Hayvansal Ürünler Üretim Değeri 78.595.110 34.334.228 131.709.720 63.637.934 51.461.405 153.552.479 85.018.335 25.446.508 74.438.403 314.762.124 18.129.903 30.685.883 30.920.175 227.367.066 38.593.853 127.778.105 71.159.525 38.603.171 69.965.831 40.466.514 58.254.100 41.669.799 57.102.905 41.131.174 105.912.098 46.266.904 54.086.116 40.571.094 23.435.558 18.044.748 57.297.425 34.994.355 87.111.032 101.461.215 235.328.654 34.460.135 60.306.915 78.844.941 36.254.162 27.394.806 85.890.608 286.055.065 54.194.684 69.386.648 186.228.465 65.125.179 26.729.645 43.007.971 % 1,5 0,7 2,5 1,2 1,0 3,0 1,6 0,5 1,4 6,1 0,4 0,6 0,6 4,4 0,7 2,5 1,4 0,7 1,4 0,8 1,1 0,8 1,1 0,8 2,0 0,9 1,0 0,8 0,5 0,3 1,1 0,7 1,7 2,0 4,5 0,7 1,2 1,5 0,7 0,5 1,7 5,5 1,0 1,3 3,6 1,3 0,5 0,8 Toplam Tarımsal Üretim Değeri 636.783.492 207.030.042 498.125.513 236.316.703 275.176.096 766.736.768 814.914.836 92.191.895 661.010.548 1.009.540.466 124.481.617 100.978.493 124.823.427 494.616.329 204.074.231 854.608.911 433.658.484 150.838.237 338.708.808 399.523.223 489.471.601 301.093.159 228.896.678 170.107.509 358.113.850 306.445.171 326.083.172 170.592.663 81.374.908 62.570.180 575.455.978 298.244.529 879.711.245 201.308.329 1.159.118.197 156.047.840 255.760.324 329.992.444 225.839.276 151.568.409 235.255.159 1.262.518.554 293.784.696 322.803.380 862.544.191 384.563.049 198.380.971 543.065.889 % 2,4 0,8 1,9 0,9 1,0 2,9 3,0 0,3 2,5 3,8 0,5 0,4 0,5 1,8 0,8 3,2 1,6 0,6 1,3 1,5 1,8 1,1 0,9 0,6 1,3 1,1 1,2 0,6 0,3 0,2 2,2 1,1 3,3 0,8 4,3 0,6 1,0 1,2 0,8 0,6 0,9 4,7 1,1 1,2 3,2 1,4 0,7 2,0 45.094.038 0,3 Muş 229.559.925 1,5 Nevşehir 285.720.480 1,9 Niğde 183.894.106 1,2 Ordu 96.506.147 0,6 Rize 263.314.226 1,8 Sakarya 454.043.038 3,0 Samsun 41.466.932 0,3 Siirt 39.534.108 0,3 Sinop 89.121.979 0,6 Sivas 202.958.470 1,4 Tekirdağ 217.841.850 1,5 Tokat 106.930.871 0,7 Trabzon 7.687.087 0,1 Tunceli 424.957.535 2,8 Şanlıurfa 108.901.734 0,7 Uşak 39.261.956 0,3 Van 199.970.664 1,3 Yozgat 50.054.483 0,3 Zonguldak 152.703.768 1,0 Aksaray 5.467.688 0,0 Bayburt Karaman 229.537.253 1,5 69.885.538 0,5 Kırıkkale 68.142.248 0,5 Batman 27.971.732 0,2 Şırnak 19.738.107 0,1 Bartın 11.231.866 0,1 Ardahan 32.973.554 0,2 Iğdır 28.825.402 0,2 Yalova 18.518.523 0,1 Karabük 67.887.088 0,5 Kilis 95.870.667 0,6 Osmaniye 74.555.878 0,5 Düzce Türkiye 14.920.079.937 100,0 Kaynak:TÜİK 113.392.200 1,7 30.039.658 0,5 58.859.157 0,9 86.503.664 1,3 21.797.910 0,3 122.226.939 1,8 141.156.821 2,1 25.251.158 0,4 52.004.203 0,8 162.244.802 2,4 71.450.649 1,1 116.739.486 1,8 62.553.544 0,9 29.923.776 0,4 153.982.386 2,3 59.957.161 0,9 192.930.783 2,9 95.157.109 1,4 53.105.227 0,8 56.825.137 0,9 27.147.607 0,4 41.816.655 0,6 23.482.569 0,4 25.106.181 0,4 12.834.399 0,2 25.930.329 0,4 75.206.046 1,1 39.744.925 0,6 6.303.125 0,1 18.364.921 0,3 7.942.637 0,1 34.989.920 0,5 45.367.727 0,7 6.652.064.612 100,0 293 57.282.162 1,1 215.768.400 25.924.186 0,5 285.523.769 25.328.129 0,5 369.907.766 90.841.396 1,8 361.239.166 23.642.479 0,5 141.946.536 162.757.528 3,1 548.298.693 116.960.234 2,3 712.160.093 16.000.633 0,3 82.718.723 27.923.599 0,5 119.461.910 127.733.048 2,5 379.099.829 61.451.165 1,2 335.860.284 51.128.036 1,0 385.709.372 78.662.938 1,5 248.147.353 18.401.383 0,4 56.012.246 52.893.050 1,0 631.832.971 31.674.358 0,6 200.533.253 79.763.965 1,5 311.956.704 49.744.962 1,0 344.872.735 26.308.020 0,5 129.467.730 43.830.419 0,8 253.359.324 12.008.788 0,2 44.624.083 51.237.001 1,0 322.590.909 15.504.534 0,3 108.872.641 17.728.703 0,3 110.977.132 7.380.482 0,1 48.186.613 13.118.664 0,3 58.787.100 30.911.600 0,6 117.349.512 13.533.797 0,3 86.252.276 10.222.443 0,2 45.350.970 10.878.944 0,2 47.762.388 7.267.795 0,1 83.097.520 27.313.046 0,5 158.173.633 29.675.886 0,6 149.599.491 5.178.206.046 100,0 26.750.350.595 0,8 1,1 1,4 1,4 0,5 2,0 2,7 0,3 0,4 1,4 1,3 1,4 0,9 0,2 2,4 0,7 1,2 1,3 0,5 0,9 0,2 1,2 0,4 0,4 0,2 0,2 0,4 0,3 0,2 0,2 0,3 0,6 0,6 100,0 8.7. Haritalar Kaynak:TÜİK Kaynak:TÜİK 294 Kaynak:TÜİK 295 296 297 298 299 KAYNAKLAR Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Kültür ve Turizm Bakanlığı Türkiye İstatistik Kurumu Devlet Planlama Teşkilatı Dış Ticaret Müsteşarlığı Karayolları Genel Müdürlüğü Devlet Meteoroloji İşleri genel Müdürlüğü Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü Elektrik İşleri Etüt İdaresi Genel Müdürlüğü Ankara Valiliği Konya Valiliği Karaman Valiliği Ankara Tarım İl Müdürlüğü Konya Tarım İl Müdürlüğü Karaman Tarım İl Müdürlüğü Ankara İl Tarım Master Planı Konya İl Tarım Master Planı Karaman İl Tarım Master Planı Ankara Köye Yönelik Hizmetler Müdürlüğü Konya Köye Yönelik Hizmetler Müdürlüğü Karaman Köye Yönelik Hizmetler Müdürlüğü Konya İl Özel İdaresi Karaman İl Özel İdaresi TR 6 Akdeniz Bölge Tarım Master Planı Taslağı TR 7 Orta Anadolu Bölge Tarım Master Planı TR 3 Ege Bölgesi Master Planı www.dsi.gov.tr www.tarım.gov.tr www.igeme.org.tr www.zmo.org.tr www.fao.org 300