Europäischer Komponistenpreis „Young Euro Classic“
Transkript
Europäischer Komponistenpreis „Young Euro Classic“
BERLÛNLÛ GENÇ BESTECÛ-PÛYANÛST SÛNEM ALTAN´A BÜYÜK ÖDÜL merhababerlin DEUTSCH-TÜRKISCHES STADTMAGAZIN • EYLÜL/SEPTEMBER 2015 • JAHRGANG 18 • AUSGABE 238 FARKLI DERGÛ IDN: 1065353715 Kurban Bayram⁄n⁄z Kutlu Olsun Prof. Dr. Faruk Íen: „Die Muslime haben sehr viele Probleme“ VW - Der neue Sharan Ev gibi geni‚i yok Tatil Günlü©ü: Sakl⁄kent Kanyonu Das Erste: Drehstart für „Kommisar Pascha“ Europäischer Komponistenpreis „Young Euro Classic“ SÛNEM ALTAN WURDE MIT DEM EUROPÄISCHEN KOMPONISTENPREIS „YOUNG EURO CLASSIC 2015“ AUSGEZEICHNET EGE YALÇIN, 17 YIL SONRA MERHABA’YA KONUK OLDU BALLON FANTASIA GENÇLERE MESLEK ÛMKANI SUNUYOR BERLÛNLÛ DR. UFUK ÍENTÜRK TRABZON´A TRANSFER OLDU 2015 AVRUPA BASKETBOL ÍAMPÛYONASI BERLÛN´DE GmbH & Groß- & Einzelhandel RIESEN-AUSWAHL an SPITZEN-MÖBELN TOP-ANGEBOTE & SUPER-PREISE Beratung / Finanzierung / Lieferservice / Entsorgung Maßanfertigung möglich Mübarek Kurban Bayramınızı kutlar, hayırlara vesile olmasını dileriz Spandau Päwesiner Weg 27 13581 Berlin 030 - 33 50 70 41 Mo-Fr 9.30-20.30 Sa 9.30-18.00 Wedding Müllerstraße 133 B 13347 Berlin 030 - 95 59 41 35 Ûçindekiler Merhaba Sinem Altan’a „Avrupa’n⁄n En Ûyi Bestekâr⁄“ ödülü Kurban Bayramınız Kutlu Olsun 12 Ballon Fantasia’dan gençlere meslek e©itimi imkan⁄ 18 ARD’nin yeni polisiye filmi „Kommissar Pascha“ 22 Spandau semtindeki mülteci kamp⁄nda yaz ‚enli©i 31 Dr. Ufuk Íentürk Trabzonspor’un tak⁄m doktoru oldu 34 Yıl: 18 - Sayı: 238 IDN: 1065353715 Ein frohes Fest - Cejina we piroz be - Aid mubarak Hedef mülteciler Mehmet ZAĞLI Genel Yayın Yönetmeni T atile, Türkiye’ye gittik geldik. Ço©u zaman gitti©imize pi‚man olduk. Havaalanlar⁄nda ba‚layan rahats⁄z edici tablolar⁄, Türkiye’nin her kö‚esinde ya‚amak mümkün. Amac⁄m⁄z Türkiye’yi kötülemek de©il ama insan⁄n can⁄n⁄ yak⁄yor, sinirlerini bozuyor. Bazen de, baz⁄ ‚eylerin yaz⁄lmas⁄ gerekiyor diye dü‚ünüyorum. Û‚te eli sopal⁄ esnaf⁄n dayak atmaya çal⁄‚t⁄©⁄ ama dayak yedi©i Ûrlandal⁄ a©⁄r s⁄klet boksör turistin durumu... Türkiye tatilinizde ya‚ad⁄©⁄n⁄z ac⁄ veya tatl⁄ an⁄lar⁄n⁄z⁄, foto©raflar⁄n⁄z⁄ bize gönderirseniz „Tatil Günlü©ü“ ad⁄ alt⁄nda yay⁄nlad⁄©⁄m⁄z sayfalar⁄m⁄zda tüm Berlinli okurlar⁄m⁄zla payla‚abiliriz. Mülteci kamplar⁄ yak⁄l⁄yor Hemen hemen hergün Almanya’n⁄n bir kö‚esinden mülteci kamplar⁄na yap⁄lan sald⁄r⁄lar⁄n haberleri geliyor. Hatta Ba‚kent Berlin’de bile mülteci kamplar⁄ ate‚e veriliyor. Umutsuzluk girdab⁄nda küçücük bir umut ⁄‚⁄©⁄ ile sava‚tan kaç⁄p gelen ço©u kad⁄n ve çocuk mülteci, sava‚⁄n ne demek oldu©unu çok iyi bilen Almanya’da ⁄rkç⁄lar⁄n hedefi oluyor. Dil, din, ⁄rk, renk ay⁄r⁄m⁄ yapmayan bir yay⁄n çizgimiz oldu©unu her f⁄rsatta yaz⁄yoruz, söylüyoruz. Bu nedenle, Almanya’daki ⁄rkç⁄ sald⁄r⁄lar⁄n tehlikeli boyutlara ula‚t⁄©⁄n⁄ birkez daha hat⁄rlatal⁄m. Sava‚‘a hay⁄r derken, sava‚⁄n bir insanl⁄k suçu oldu©unu unutmayal⁄m. Yine sand⁄k ba‚⁄na 7 Haziran seçimleri sonras⁄nda Türkiye’de kurulamayan hükümet, seçmenleri birkez daha sand⁄k ba‚⁄na gitmeyi zorunlu k⁄ld⁄. Ülkemizde ya‚anan hükümet krizi nedeniyle hortlayan terör olaylar⁄ hepimizi rahats⁄z ederken, yeniden sand⁄k ba‚⁄na giderek bir çözüm üretmemiz isteniyor. Seçmenin, koalisyonu i‚aret etmesine ra©men, Almanya’daki gibi bir büyük koalisyon hükümetini kuramayan siyasetçilerin umudu 1 Kas⁄m’da yap⁄lacak olan yeni seçim... „12 Dev Adam“ Avrupa Basketbol Íampiyonas⁄’nda 58 Yurtd⁄‚⁄nda oy kullanma tarihi: 8 Ekim’den 25 Ekim’e kadar! Berlin’de ya‚ayan ve Türkiye Cumhuriyeti vatanda‚⁄ olarak oy kullanma hakk⁄na sahip olan seçmenler, yine T.C. Berlin Ba‚konsoloslu©u’na giderek oy kullanabilecekler. Geni‚ bilgileri Ekim say⁄m⁄zda sizlere aktaraca©⁄z. Ho‚ça ve dostça kal⁄n... SEPTEMBER 2015 MERHABA 3 Merhaba Berlin Ba‚konsoloslukta bayramla‚ma töreni Ba‚konsolos Ahmet Ba‚ar Íen, Ramazan Bayramı dolayısıyla T.C. Berlin Ba‚konsolosluk salonunda düzenlenen bayramla‚ma töreninde vatanda‚lar ile bayramla‚tı. Bayramla‚maya vatanda‚ların yanısıra çok sayıda sivil toplum kurulu‚u üyeleri ve yöneticileri de katıldı. B ayramlaşma töreninde bir konuşma yapan T.C. Berlin Başkonsolosu Ahmet Başar Şen, „Berlin’de uzun yıllardır yaşayan vatandaşlarımız ve Berlin Başkonsolosluğumuzda görev yapan personelimizin de hazır bulunduğu bayram coşkusunun sevincini bir kez daha birlikte yaşamış olduk. Buradaki bayramlar farklı yaşanıyor. Çünkü birçoğumuz bayramı çocuklarından ve sevdiklerinden ayrı, uzakta geçirmek zorunda kalıyorlar. Onun dışında başka bir ülkede farklı kültür coğrafyasında onlardan farklı olarak kendi kültürümüzü yaşatmanın çabasını veriyoruz. Vatandaşlarımızın burada kültürümüzü yaşatmaları için onları canıgönülden destekliyor ve bayramlarımızın güzelliğini bu vesileyle biraraya gelerek gelecek nesillerimize göstermek istiyoruz. Bu vesileyle bir kez daha bayramınızı kutluyor, daha nice bayramlar diliyorum“ dedi. Törende konuklara ve başkonsolosluk ziyaretçilerine kolonya, şeker, çikolata, baklava, çay, kahve ve meyva suyu da ikram edildi. Başkonsolosluk salonunda, halka açık bayramlaşma geleneğini geçen yıl ilk kez başlatan Başkonsolos Ahmet Başar Şen ayrıca çocuklara çeşitli hediyeler vererek bayramlarını kutladı. 4 MERHABA SEPTEMBER 2015 Ev gibi genişi yok. Yeni Sharan. Yenilikçi iç alan konseptiyle. Her yerde evdesiniz. Bazı arabalar vardır konforla dikkat çeker, bazıları da geniş iç alanıyla. Yeni Sharan ikisini birleştiriyor ve yedi koltuk seçenekli esnek iç alan konsepti sayesinde aileden herkese yeterince geniş alan sunuyor. Neredeyse kendi evinde gibi. Volkswagen Automobile Berlin GmbH Okan Cintemur Tel (030) 89 08 12 20 Franklinstr. 5–7 10587 Berlin Volkswagen Automobile Berlin GmbH Ayhan Elbir Tel (030) 89 08 14 22 Oberlandstr. 41 12099 Berlin Volkswagen Automobile Berlin GmbH Ceyhun Tan Tel (030) 89 08 49 23 Berliner Str. 68 13507 Berlin Merhaba Berlin Federal Meclis’de 5 ay staj yaptılar Uluslararası Parlamento Bursu (IPS) çerçevesinde Almanya Federal Meclisi'nde 5 ay staj yapan bursiyerler Daniel Vostan, Ahmet Noyan Er, Muhammed Volkan Haralalı, Burak Doğan, Yeşiller Partisi Milletvekili Özcan Mutlu'yu ofisinde ziyaret etti. HABER/FOTOÌRAFLAR: MEHMET ZAÌLI B ursiyerler böyle bir programın Türkiye için debaşlatılmasında etkisi olan Özcan Mutlu'ya teşekkür ederek bu imkandan daha fazla kişinin faydalanmasını arzu ettiklerini dile getirdiler. Bursiyerlerden Muhammed Volkan Haralalı,kendisinin TBMM'de uzman yardımcısı olarak görev yaptığını ve bu stajın kendisi açısından çok faydalı olduğunu belirtti. Daniel Vostan da bu stajın iletişim ağı için çok faydalı olduğuna işaret ederek, "Örneğin ben bir milletvekilinin yanında staj yapıyorum. Kendisi birgün gidemediği bir randevuya beni gönderdi. Ben de ABD Büyükelçiliğinde kahvaltıya katıldım. Orada Başkan Barack Obama'nın ekonomi danışmanıyla yarım saat süren sohbet etme imkanımız oldu. Bu benim için çok faydalı bir görüşmeydi" dedi. 6 MERHABA SEPTEMBER 2015 Burak Doğan da Federal Meclis Bundestag'ta staj yapmanın heyecan verici olduğuna işaret ederek, "Burada Alman siyasetinin kalbindeyiz. Her türlü görüşme ve tartışmayı yerinde izliyoruz. Tecrübe ediniyoruz. Çok yoğun bir program olduğundan oldukça çok şey öğrenme fırsatımız oldu. Milletvekilllerinin ve tabiki meclisin çalışma imkanlarını da görerek dünya ufkumuz genişliyor" diye konuştu. Ahmet Noyan Er de kendisinin Bundestag Başkanı Norbert Lammert'in ofisinde staj yaptığını ve bu staj sayesinde Alman siyasetini ve olaylara bakış açısını yakından öğrenmeye çalıştığını belirtti. Özcan Mutlu da ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirerek, IPS'in Türkiye'ye açılmasının çok faydalı olduğunu ve gelecek yıllarda da Türkiye'den daha fazla kişinin bu programa müracaat etmesini istedi. Programa 41 ülkeden yaklaşık 120 öğrenci katılıyor 41 ülkeden yaklaşık 120 öğrencinin bu stajdanfaydalandığına işaret eden Federal Meclis Yeşiller Milletvekili Özcan Mutlu, Federal Milletvekili olduğu ilk günden beri bu konuya ilgi duyduğunu kaydetti. Mutlu, bu bursla demokrasiye ve kültür çeşitliliğine katkıda bulunulmasının da amaçlandığına işaret ederekbu imkandan yararlanan gençlerin birer kültür elçisi olduğunu söyledi. Türkiye'deki üniversite mezunlarını bu imkandan faydalanmaya çağıran Özcan Mutlu, konuya ilgi duyanların Almanya'nın Türkiye'de bulunan büyükelçiliğine müracaat edebileceklerini söyledi. Milletvekili Özcan Mutlu daha sonra bursiyerlerle beraber Federal Meclis Genel Kurul Salonunu gezdi. Merhaba Berlin Özcan Mutlu’yu ziyaret ettiler IPS PROGRAMI GENÇLERE 5 AY STAJ ÛMKANI SUNUYOR IPS bursu ile Berlin'de Teknik Üniversite, Hür Üniversite ve Humbold Üniversitesi ile Federal Meclis'te 1 Mart ile 31 Temmuz arasında 5 ay boyunca staj yapmak mümkün. Bu bursa başvurmak için 30 yaşından büyük olmamak ve B2 düzeyinde Almanca bilmek gerekiyor. Uluslararası Parlamento Bursu (IPS) programı, her yıl Federal Meclis Başkanının himayesinde gerçekleştiriliyor. 41 ülkeden yaklaşık 120 genç üniversite mezununa, burs programına katılan Berlin'deki üniversitelerde akademik hayatı tanıma ve meclis çalışmalarını yakından izleyebilme fırsatı sunuluyor. Bu çerçevede Federal Meclis milletvekillerinin ofisinde staj yapma imkanı da veriliyor. Burs programına Humboldt Üniversitesi, Hür Üniversite ve Berlin Teknik Üniversitesi katılıyor. Milletvekili ofisindeki çalışma programı,konuşma metinlerinin, yazıların ve mektupların hazırlanması, toplantıların organize edilmesi, raporların oluşturulmasıve sekreterlik işlerinin yürütülmesini içeriyor. Program bitiminde katılımcılar, eski katılımcılar tarafından kurulan Alumni Kulübü bilgi ve iletişim ağından da faydalanabiliyor. Almanya’da bo‚anma karar⁄n⁄n Türkiye’de tan⁄ma ve tenfizi yap⁄l⁄r. SEPTEMBER 2015 MERHABA 7 Senatorin Sandra Scheeres gratuliert zum bestandenen Abitur Abiturdurchschnitt 2015: 2,4 Bild: SenBJW Merhaba Berlin Bildungssenatorin Scheeres: „Die Traumnoten von 1,0 und 1,1 zeigen, dass Berliner Schülerinnen und Schüler Spitzenleistungen erbringen. Ich freue mich über dieses ausgezeichnete Ergebnis, auf das die Schulen sowie ihre Schülerinnen und Schüler ausgesprochen stolz sein können!“ 13.540 Schülerinnen und Schüler an 169 Berliner Schulen haben 2015 ihre Abiturprüfung erfolgreich abgelegt. U nd wiederum haben in Berlin Schülerinnen und Schüler das Abitur im 12- und 13-jährigen Bildungsgang äußerst erfolgreich abgelegt. Der diesjährige Abiturdurchschnitt von 2,4 ist auf gleichem Niveau wie in den vergangenen fünf Jahren. Bildungssenatorin Sandra Scheeres: „Auch in diesem Jahr haben die Berliner Schülerinnen und Schüler wieder ein bemerkenswert gutes Abiturergebnis erzielt und damit ihre Anstrengungs- und Leistungsbereit- 8 MERHABA SEPTEMBER 2015 schaft unter Beweis gestellt. Ich gratuliere allen Schülerinnen und Schülern herzlich zur erworbenen Hochschulreife und wünsche einen guten Start in Ausbildung, Studium oder Beruf. Ich danke an dieser Stelle ausdrücklich allen Lehrkräften sowie den Schulleitungen. Ohne deren großes unterrichtliches, schulisches und organisatorisches Engagement könnten unsere Schülerinnen und Schüler über Jahre nicht so erfolgreich sein. Dieser Dank bezieht sich auch auf die erfolgreiche Organisation der Prüfungsabläufe. Den jungen Menschen wünsche ich für ihre weiteren Vorhaben alles Gute und Erfolg, sei es bei der sofortigen Aufnahme eines Studiums oder einer Berufsausbildung, sei es in einem Freiwilligen Sozialen/Ökologischen Jahr oder beim Sammeln internationaler Erfahrungen.“ 13.540 Schülerinnen und Schüler haben in Berlin ihr Abitur erfolgreich abgelegt. In diesem Jahr haben insgesamt 406 Schülerinnen und Schüler (3 %) einen Notendurchschnitt von 1,0 (225 Schülerinnen und Schülern) und 1,1 (181 Schülerinnen und Schüler) erreicht. Merhaba Berlin Young Euro Classic Längst hat sich die Nationale Jugendphilharmonie der Türkei zu einem der wichtigsten Kulturbotschafter seines Landes entwickelt. Young Euro Classic kehrte nach einem Jahr Unterbrechung ins Konzerthaus Berlin zurück. Und setzte auf sein Erfolgsrezept. Im Mittelpunkt stand Jugendorchester, die bewusst die nationalen Grenzen überwinden, um gemeinsam Musik zu machen. I m Rahmen des 18-tägigen Musikfestivals Young Euro Classic gaben die Nachwuchstalente, im Alter zwischen 16 und 22 Jahren, ihr Debüt unter der künstlerischen Leitung des renommierten Dirigenten Cem Mansur und überzeugten mit einem Programm aus klassischer und zeitgenössischer Musik. Young Euro Classic gilt als die weltweit wichtigste Plattform für den professionellen internationalen Orchesternachwuchs. Längst hat sich die Nationale Jugendphilharmonie der Türkei zu einem der wichtigsten Kulturbotschafter seines Landes entwickelt. So spielte das Orchester 2013 zur 400-Jahr-Feier der Aufnahme diplomatischer Beziehungen zwischen den Niederlanden und der Türkei in Anwesenheit von Königin Beatrix Konzerte in Amsterdam und Den Haag, 2014 wurde es zu den Feiern zum 25-jährigen Bestehen der Städtepartnerschaft Istanbul - Berlin eingeladen. Außerdem traten die Musiker in den letzten Jahren mit Foto: Kai Bienert großem Erfolg im Konzerthaus Wien, im Auditorium in Rom, in Brüssel, beim Brucknerfest in Linz und beim Beethovenfest in Bonn auf. SEPTEMBER 2015 MERHABA 9 Merhaba Berlin PÛYANÛST SÛNEM ALTAN’IN „HAFRÛYAT“ ADLI ESERÛ AYAKTA ALKIÍLANDI B aşkent Berlin’in en büyüksalonlarından Konzerhaus’ta “Young Euro Classic”etkinliği kapsamında düzenlenenkonserdeşef Cem Mansur yönetimindeki Türkiye Gençlik Filarmoni Orkestrası, Mussorgski’nin “Soroçinski Panayırı”,Claude Debussy’nin “Iberia” veIgor Strawinski’nin “Petruşka” adlı eserlerini seslendirdi. Berlin’de yaşayan genç besteci ve piyanist Sinem Altan’ın bestelediği vedünya prömiyeri olarak icra edilen “Hafriyat”adlı eser salonu dolduran sanatseverlerce büyük beğeni topladı. Sinem Altan, konser sonrası Merhaba’yayaptığı açıklamada,eserinburada icra edilmesinin kendisini heyecanlandırdığını belirterek, “İki anlamı var bu heyecanın. Ben burada, Al- Foto©raflar: Hüseyin Û‚lek (7) 10 MERHABA SEPTEMBER 2015 manya’da yaşayan bir besteciyim. Ama Türkiye’yeolanbağlarımı hiç bir zaman kaybetmedim ve bugün benim için tekrardan bir kavuşma, bir buluşma söz konusu. Şu ana kadar benim eserlerim hep Almanya’da Avrupa orkestraları ve müzisyenleri tarafından seslendirildi. İlk kez, hem de Türkiye’den gelen gençler tarafından seslendiriliyor. Onlar için de çok dinamik, çok hareketli, kendisini çok güçlü seslerle ifade eden bir eser yazmak istedim. Aynı duyguları paylaşarak onlar da yorumladılar. Sanıyorum çok güzel bir buluşma oldu. Güzel bir başlangıç olsun. Umarım devamı gelir”değerlendirmesinde bulundu. SİNEM ALTAN’IN BESTELEDİĞİ „HAFRİYAT“ AYAKTA ALKIŞLANDI “Hafriyat” hikayesini anlatan Sinem Altan,eserin kendisine kısa bir süre önce sipariş edildiğini ve çok hızlı bir şekilde bu eseri ortaya koyabilmek için çalıştığını belirtti. “Müzik benim için aslında bir kazma olayı. Bir şeyleri deşmedir” ifadelerini kullanan Sinem Altan, “Psikolojik olarak Almanya’da yaşamak,gurbette olmak,Türkiye’ye olan özlemi ifadeetme falan bunların hepsi benim için bir kazı çalışması aslında. Aynı zamanda bir inşaat. Bunlardan yola çıkarak esere ‘hafriyat’ismini verdim. Başlı başına temelden yükselen bir eser ortaya çıktı. Çok pes seslerle, çok ritmik ve aslında biraz kulağı rahatsız eden seslerden ortaya çıkan melodiler beni meşgul etti eserde. Aslında bir yandan da günümüzdede insanın doğaya karşı olan tutumu, doğanın da insana ver- Merhaba Berlin Türkiye Gençlik Filarmoni Orkestrası’ndan Ba‚kent Berlin’de muhte‚em bir konser... diği cevaplarla alakalı da bir takım duygular barındırıyor eser” dedi. Altan, her zaman Cem Mansur ile çalışmak istediğini belirterek, Mansur’un gençlerle çok sesli müziğipaylaşmasının kendisini her zamanetkilediğini kaydetti. Konserin himayesini üstlenen Almanya Hükümet Sözcüsü Steffen Seibert de, konserden önce yaptığı konuşmada, Türkiye’ninGençlik Filarmoni Orkestrası ile en önemli kültür elçisini gönderdiğini söyledi. Türkiye ve Almanya’nın yakın bir şekilde birbirinebağlı ikiülke olduğunu belirten Seibert, Almanya’da yaşayan milyonlarca Türkiye kökenlinin iki ülke arasında yaşayan köprüler olduğunu, bunun Berlin’de çok daha iyi görüldüğünü kaydetti. Avrupa’nın yaklaşık 40 değişik ülkesinden 1500’den fazla genç müzisyenin katıldığı „Young Euro Classic“ 6-23 Ağustos tarihleri arasında Başkent Berlin’de yapıldı. Bu yıl 16. kezyapılan festivalde, birçok ülkeden 18 orkestra konser verdi. Foto: Kai Bienert SEPTEMBER 2015 MERHABA 11 Merhaba Berlin Piyanist Sinem Altan’a büyük onur HABER/FOTOÌRAFLAR: HÜSEYÛN ÛÍLEK SÛNEM ALTAN´A „AVRUPA´NIN EN ÛYÛ BESTEKARI ÖDÜLÜ“ 6 - 23 Ağustos tarihleri arasında Konzerthaus’da düzenlenen „Young Euro Classic“ festivali boyunca aralarında Ukrayna, Gürcistan, Romanya, Türkiye, İngiltere, Hollanda, Norveç, İsveç, Portekiz, İsrail, Çin ve Almanya gibi ülkelerden genç müzisyenlerin katıldığı etkinlikte her yıl verilen „Avrupa’nın En İyi Bestekarı“ onur ödülünü Berlinli Sinem Altan kazandı. Lea Philippa Heinrich başkanlığındaki jüri heyeti, Berlin’de ilk kez icra edilen ve dünya prömiyeri yapılan 9 ülkenin 9 eserini değerlendirmeye aldı. Yapılan çok yönlü değerlendir- 12 MERHABA SEPTEMBER 2015 meler sonrası Sinem Altan’ın „Hafriyat“ isimli bestesi festivalin birinciliğine layık görüldü. Başkent Berlin’in en büyük konser salonlarından biri olan Konzerthaus’ta bu yıl 16.’sı düzenlenen „Genç Avrupa Klasikleri Festivali - Young Euro Classic“ adlı festivale 40 ülkeden toplam 1500 genç müzisyen katıldı. Festivalde ülkemiz, Cem Mansur’un yönetiminde Türkiye Gençlik Filarmoni Orkestrası tarafından temsil edildi. 16 Ağustos akşamı Berlinli genç müzisyen Sinem Altan’ın „Hafriyat“ adlı bestesi de Mansur yöneti- minde dünya prömiyeri olarak icra edildi. Bu sene 16. kez yapılan festivalin son gününde Sinem Altan için ödül töreni düzenlendi. Konzerthaus’ta düzenlenen törene dünyanın yaşayan en önemli bestecilerinden Gürcistanlı Giya Kancheli de katıldı. Halk Seçici Kurulu adına Başkan Lea Philippa Heinrich tarafından yapılan konuşmada Sinem Altan’ın müziğinin sıcaklığı, derinliği, samimiyeti, müzikseverleri kavrayışı ve müzik kalitesinin juri üyelerini çok etkilediği anlatıldı. Daha sonra Berlin Eyaleti Dış İliş- Merhaba Berlin kiler Bölüm Başkanı Gerd Kronmüller tarafından Sinem Altan’a ödülü ve 5 bin euro’luk çek takdim edildi. „Hafriyat aslında benim için yeni bir dönemi yansıtıyor.“ Genç müzisyen Sinem Altan ödül töreni sonrası Merhaba Dergisi’ne yaptığı açıklamada Cem Mansur yönetimindeki TUGFO’dan övgüyle bahsederek, „Bu festivalde Avrupa Genç Bestekarlar Ödülü’ne layık görülmem bana çok büyük bir mutluluk verdi. Bu besteyi yaparken benim planladığım, arzu ettiğim şey de böyle muh- teşem bir buluşmanın gerçekleşmesiydi. Türkiye’den bir gençlik orkestrası tarafından eserimin icra edilmesiydi. Ben duymadan görmeden sadece notaları çalışıp eserimi muhteşem yorumladılar. Muhteşem bir performans gösterdiler. Benim eserime adeta nefes üflediler. Öyle bir üflediler ki, dinleyicileri böylelikle etkilemişler ve kalplerine öyle dokunmuşlar ki benim eserim birinciliğe layık görülmüş. 9prömiyer bestearasından benim eserimböyle bir ödülelayık görüldüğü için çok mutluyum. Hafriyat aslında benim için yeni bir dönemi yansıtıyor. Müzik benim için aslında bir kazma olayı. Bir şeyleri deşmedir“ dedi. Sinem Altan Kimdir? Sinem Altan: 1985 Ankara doğumlu. 11 yaşında Berlin’e müzik eğitimi için geldi. Hans Eisler Müzik Yüksek Okulu’na kabul edildi. Piyano ve kompozisyon öğrenimi gördü. Tango Türk, Türkisch für Liebhaber gibi müzikaller için besteler hazırladı. Olivinn adlı müzik grubunun üyesi olarak çalışan ve konserler veren piyanist Sinem Altan’ın „Die gute Stadt„ operası Haziran 2015’te Freiburg Tiyatrosu’nda sahnelendi. Sinem Altan halen Maxim Gorki Tiyatrosu’nun müzik yönetmenliğini yapıyor. SEPTEMBER 2015 MERHABA 13 Merhaba Berlin Avrupa Birli©i (AB) Bakanı ve Ba‚müzakereci Volkan Bozkır Berlin’deydi A vrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır, Almanya AB Bakanı Michael Roth ile Berlin’de biraraya geldi. Dışişleri Bakanlığı Binası’nda gerçekleşen görüşmenin ana konusunu PKK terörü ve DAEŞ ile mücadele oldu. Bozkır, görüşmede, PKK’nın silah bırakması ve sınır dışına çıkması gerektiği mesajını verdi. Görüşmede, Türkiye’nin AB müzakere süreci ile açılabilecek fasıllar ele alındı. Bozkır, daha önce Viyana‘da AB‘nin Genişlemeden Sorumlusu Johannes Hahn ile görüştükten sonra Almanya‘da temaslarda bulundu. Bakan Bozkır hem Viyana hem de Berlin‘deki görüşmelerde Türkiye hakkında oluşan son gelişmelerle ilgili yanlış algı ve bilgi eksiklerini gidermek istedikleri için bu ziyaretlerde bulunduğunu söyledi. Alman Mevkiidaşı Michael Roth ile iki saat süren bir görüşme yaptıklarını söyleyen Bozkır, başbaşa ve heyetler arası yapılan görüşmede Almanya ve Avrupa‘da yapılan terör örgütleri arasındaki ayrımların doğru olmadığının son gelişmeler ışığında anlaşılması gerektiğini söylediklerini belirtti. „Bazı örgütler bana zarar vermiyor, bazıları bana zarar veriyor diye ayırmak doğru değil“ diyen Bakan Volkan Bozkır „Biz Avrupa ülkelerinden bu konuda bizimle birlikte olmalarını istiyoruz, bu bizim aynı zamanda hakkımızdır“ dedi. Bakan Bozkır Türkiye‘deki olaylar nedeni ile Avrupa‘daki PKK yanlıları ve vatandaşlar arasında olası gerilim yaşanması konusunun gündeme gelmediğini söylediği toplantıda Avrupa ülkelerine HDP‘ye üç soru yöneltmelerini istediklerini söyledi. Bozkır, „HDP‘ye PKK terör örgütü diyebiliyor musunuz? Silahları bıraksın ve de ülkeden çıksın diyebiliyor musunuz?“ sorularını sormalarını istediklerini belirti. Çözüm sürecinin yürümesi için silah bırakma ve ülkeden çekilmenin artık şart olduğunu söyleyen Bozkır, AB süreci ile ilgili olarak da Haziran ayında açılması gereken 17. faslın Ekim‘e kaldığını hatırlattı. Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır, „Biz daha önemli olan 23 ve 24. fasılların açılmasını istiyoruz. Tüm fasılları açmaya hazırız. Kıbrıs’ta anlaşma sonucu kalacak yaptırımlarla diğer fasılları da yerine getireceğiz“ şeklinde konuştu. 14 MERHABA SEPTEMBER 2015 Merhaba Berlin TATÛL GÜNLÜÌÜ Sakl⁄kent Kanyonu Ûki da©⁄n aras⁄na saklanm⁄‚ adeta gizli bir cennet Sakl⁄kent Kanyonu, Likya’n⁄n en eski yerle‚im yeri olarak biliniyor ve Antalya ile Mu©la s⁄n⁄r⁄n⁄ çizen Esen Çay⁄’n⁄n kolu olan Karaçay’⁄n olu‚turdu©u kanyondur. Mu©la Fethiye’ye gidipte, Sakl⁄kent’i görmemek olmazd⁄. Biz de bir günümüzü Sakl⁄kent’e ay⁄rd⁄k ve bu ola©anüstü güzellikteki kanyon izlenimimizi sizlerle payla‚al⁄m istedik... K anyondan çok ‚iddetli akan su nedeniyle, su içinden geçmek imkans⁄z oldu©undan, dik yamaçlara demir çubuklarla monte edilen 200 metrelik tahta köprüden geçerek kanyona giriyoruz. Köprüyü geçtikten sonra kanyonun orta göbe©inde buz gibi so©uk kaynak sular⁄ ile kar‚⁄la‚t⁄k. Kanyonun iç k⁄sm⁄na gelince insan⁄ çok güzel bir enerji sar⁄yor, sanki ba‚ka bir dünya’ya gelmi‚ gibisiniz; do©a anan⁄n kuca©⁄ndas⁄n⁄z. Adeta sakl⁄ bir cennet, da©lar⁄n aras⁄na saklanm⁄‚. Kanyonun uzunlu©u 15 km. Íiddetli ve so©uk bir su ak⁄nt⁄s⁄na sahip. Bu so©uk su, bünyesinde Bey Da©lar⁄’n⁄n kaynak suyunu da bar⁄nd⁄ran bölge aç⁄s⁄ndan çok de©erli. Kanyona ‚ifa olsun diye ç⁄plak ayakla girilmesi tavsiye ediliyor. Ayr⁄ca Kanyon’un so©uk sular⁄nda yürümek için özel plastik ayakkab⁄lar sat⁄l⁄yor. Fethiye merkezden Sakl⁄kent’e 50,5 km Dolmu‚ ile 2 saat sürüyor... 16 MERHABA SEPTEMBER 2015 Yak⁄n tarihte ke‚fedilmi‚ olan Sakl⁄kent, gizli bir cennet havas⁄nda... Rivayetlere göre Kanyon’u bir çoban ke‚fetmi‚. Keçisinin oraya kaçmas⁄ ve çoban⁄n da pe‚inden gitmesiyle kar‚⁄la‚t⁄©⁄ muhte‚em ve do©a üstü güzellikteki manzara 1996 y⁄l⁄ndan beri Milli Park statüsünde gezilebiliyor. Çoban⁄n ise orada restoran i‚letti©i söyleniyor. mek için saatlerce uzun kuyrukta beklerken, yerli turistlerin (!) aradan girmeleri de yabanc⁄ turistler kadar bizleri de ‚a‚⁄rtt⁄. Umar⁄z yetkililer bir kaç gi‚e daha hizmete açarak bu izdihama engel olurlar ve devlet bütçesine daha fazla döviz girmesini sa©larlar. Giri‚ ve ç⁄k⁄‚lar⁄n ayn⁄ köprü üzerinden yap⁄lmas⁄ da ayr⁄ bir sorundu. Kanyon’a giri‚ gi‚elerinde ya‚anan izdiham turistleri isyan ettiriyor... Ûki günde 10 bin turistin gezdi©i kanyonu ziyaret etti©imizde, kar‚⁄la‚t⁄©⁄m⁄z yo©un ilgi bizim de dikkatimizi çekti. Üzüldü©ümüz konu ise, giri‚ için sadece bir tane bilet gi‚esinin olmas⁄yd⁄. 45 derece s⁄cakta uzun kuyrukta bekleyip 6 TL giri‚ ücreti ödeyerek turnikelerden geçtik. Turnikelerde bekleyen güvenlik ekibi yerine bir gi‚e görevlisi daha olsa bu izdiham ya‚anmaz diye dü‚ündük. Herkes buraya girebil- Fethiye’ye yolu dü‚en herkesin buray⁄ mutlaka görmesini tavsiye ediyoruz. Sizdeki enerji de©i‚imini mutlaka fark edeceksiniz, size ayr⁄ bir huzur verecek. Suyun gümbür gümbür akmas⁄n⁄ dinleyerek rahatlad⁄©⁄n⁄z⁄ hissedeceksiniz. Da©lar⁄n aras⁄ndan akan buz gibi so©uk kaynak sular⁄n⁄ içtikce içesiniz gelecek ve bu cennet mekandan ayr⁄lmak istemeyeceksiniz. Tavsiye edece©imiz bir‚ey daha var. Sakl⁄kent Kanyonu’nu gezdikten sonra Merhaba Berlin Do©al güzellikleriyle ünlü Saklıkent Kanyonu, yerli ve yabancı turistlerin gözdesi. Saklıkent'i yılda 750 bin ile 1 milyon ki‚i ziyaret ediyor. 45 derece sıcakta 'buz gibi' Saklıkent keyfi TÜRKÛYE´NÛN EN UZUN KANYONU 200 bin yıl önce meydana gelen bir çökmeden olu‚an ve çok etkileyici bir görüntüye sahip olan Saklıkent Kanyonu, 17 km uzunlu©uyla Türkiye’nin en uzun kanyonu. bal⁄k yemeden ayr⁄lmay⁄n. Ayaklar⁄n⁄z⁄ buz gibi so©uk suyun içine sark⁄tarak oturaca©⁄n⁄z ‚ark kö‚esi ‚eklindeki restoranlarda, suyun üzerinde yemek yemenin haz⁄n⁄ alarak bal⁄k türlerinin tad⁄na bakabilir, ayn⁄ anda da rafting yapan turistleri izleyebilirsiniz... Sakl⁄kent’e ula‚⁄m sorunu yok. Düzenlenen turlarla da gidebilirsiniz yada Fethiye’den dolmu‚lar her on dakikada kalk⁄yor, dönü‚ ise ak‚am saat 20’ye kadar mümkün. E©er özel otomobiliniz ile gidiyorsan⁄z, yol boyunca Likya döneminden kalma kaya mezarlar⁄n⁄, Roma döneminden kalma stadyum, tiyatro, hamam ve kronos tap⁄na©⁄, Bizans döneminden kalma kilise kal⁄nt⁄s⁄ gibi tarihi de©erleri de gezebilirsiniz. Olu‚umuyla Avrupa’n⁄n en uzun kanyonu olan Sakl⁄kent civar⁄ndaki bölgede bulunan bal⁄k üretim çiftlikleri de gezilebilir. Ülkemizin bir cennet kö‚esini daha sizlere tan⁄tmak istedik. Mutlaka görülmesi gereken bir do©a mucizesi... HABER: NERGÛZ KARAKUÍ TURKUVAZ REISEN Ûstanbul 75 ,- Ankara 90,Antalya 85,- Ûzmir 75,Adana 100,- Kayseri 110,Acil durumlar için: 0157 804 006 09 UYGUN, GÜVENÛLÛR VE RAHAT TATÛL BÛZÛMLE BAÍLAR. FIRSATI KAÇIRMAYIN! AÇILIÍ KAMPANYAMIZDAN SÛZ DE YARARLANIN! AYRICA HERGÜN ONUR HAVAYOLLARI VE THY ÛLE ÛSTANBUL AKTARMALI, TÜRKÛYE´NÛN HER ÍEHRÛNE UÇUYORUZ. IÌDIR, KARS, VAN, DÛYARBAKIR, TRABZON, SAMSUN, ERZURUM Sa©l⁄kl⁄, Mutlu Bayramlar Brüsselerstr. 45 • 13353 Berlin Tel.: 030 - 200 955 58 e-mail: turkuvazreisen@gmx.de SEPTEMBER 2015 MERHABA 17 Merhaba Berlin Do©ancan, Ballon Fantasia’da meslek e©itimine ba‚ladı B alonla süsleme sanatı; değişik etkinlikler, mağaza açılış organizasyonları, çeşitli davet organizasyonları, otellerde ve düğün salonlarındaki organizasyonlar, yıldönümü kutlamaları ve benzeri organizasyonların fark edilmesini, şık görünmesini ve beğeni kazanmasını sağlayan en önemli unsurlardandır. Berlin’de bu konuda yaklaşık 10 yıldır hizmet veren Ballon Fantasia 18 MERHABA SEPTEMBER 2015 5 yıl önce kentin Kreuzberg ilçesinde ilk mağasını açmıştı. Ballon Fantasia’nın sahibesi Nejla Altıok bu konuda, „Balon süsleme çalışması, süslemenin yapılacağı mekanın, mümkün olan en fark edilir görüntüyü ve şıklığı sağlamasını amaçlayarak yapılmaktadır. Zincir balon süslemesi, giriş süslemesi (girişe balondan kapı kemeri) balondan ön cephe çerçevelemesi. Balonla yazı yazma, çeşitli şekiller yapma (fiyonk, nazar boncuğu, kalp, balon papatyalar vs.), kısacası balonlardan her türlü dekor isteğinize göre şirketimiz tarafımızdan istediğiniz renklerde yapılabilmektedir.“ diyor ve sözlerine, „Biz süsleme yaptığımız yerlerde Amerika ve Avrupa’da üretilen balonlarla çalışıyoruz ve kanserojen madde içerdiği şüphesiyle Çin’den gelen balonları özellikle kullanmıyoruz.“ diyerek devam ediyor. Ballon Fantasia’da her türlü kutla- Merhaba Berlin Nejla Alt⁄ok: „Amerika ve Avrupa’da üretilen balonlarla çalı‚ıyoruz, kanserojen madde içerdi©i ‚üphesiyle Çin’den gelen balonları özellikle kullanmıyoruz.“ HABER/FOTOÌRAFLAR: HÜSEYÛN ÛÍLEK maya uygun hediyelik eşya ve süs malzemelerinin, süs bebekleri ve nikah şekerlerinin de üretilerek satıldığını belirten Nejla Altıok, şimdilerde bir ilke imza atıyor. Ballon Fantasia, 17 yaşındaki Doğancan Birkan’a meslek eğitimi imkanı sunuyor. Doğancan Birkan, Ballon Fantasia’da 3 yıllık meslek eğitim yaparak, balonla süsleme sanatının ve tekniğinin bütün inceliklerini öğrenecek. Birkan’ın çok yetenekli bir genç olduğunu söyleyen Nejla hanım; „Biz onu meslek yapan bir genç olarak değil kendi oğlumuz gibi benimsedik. Meslekte öğrenmesi gereken her türlü eğitimi bizden alacak. Eğitimi bittik- ten sonra ender bir meslek sahibi olacak. Ben ve eşim Remzi Altıok, onun bilgili ve eğitimli bir insan olması için elimizden geleni yapacağız“ dedi. Balon fiyatlarının 1 Euro’dan başladığını ve isteyen herkesin telefonla, veya internet üzerinden ya da bizzat mağazaya gelerek sipariş verebileceğini söyleyen Nejla Altıok; „Her keseye uygun fiyatlarımız var. Zincir balon süslemeleri, kapı kemeri, balondan örülmüş nazar boncuğu, zincir balondan fiyonk ve balon papatyalar, balon süslemesi, kalpli balonlar, balondan kemer, logolu baskılı balonlar, takı balon, uçan balon, balon uçurma gibi kısacası balon süsleme ve balon dekorasyonu için A‘dan Z‘ye ihtiyaç duyabileceğiniz her şeyi bizden almanız veya göndereceğimiz ekiple istediğiniz yeri süsletmeniz mümkün. Bu süsleme, sizin daha çabuk ve etkili olarak tanınmanızı sağlar“ şeklinde konuştu. Berlin, Almanya hatta Avrupa’nın çeşitli kentlerine giderek süsleme yapan Ballon Fantasia ekibi en son olarak Londra’da bir düğün salonunu süslemiş. İranlı Farhad ve Shirin, Londra‘ya gelen ekibe teşekkür etmek için söyleşi yaptığımız gün, balayı sonrası Berlin’e kadar gelmişlerdi. Nejla Altıok son olarak şöyle dedi:, „10 yıllık yolculukta, Merhaba‘nın desteğini hep yanımda hissettim. Bize en başından beri destek veren Merhaba‘ya teşekkürü bir borç biliyoruz. Ayrıca en özel günlerinin süslemesini ve organizesini, güvenip bize emanet eden Berlinlilere de teşekkürler.“ iÀ>ÌiÊvØÀÊviÃÌV iÊBÃÃiÊEÊÛiÌÀ}>Ã>Ì /i°\ÊäÎäÊÉÊxΣÊxxäÊÈÊÊUÊÊ>Ý\ÊäÎäÊÉÊxΣÊxxäÊn L\Êä£ÇÇÊÉÊnÓÎÊÇÈÊ{xÊÊUÊÊä£ÇnÊÉÊ{£ÊÓÊÈ Charlottenstr. 2 · 10969 Berlin | www.ballon-fantasia.de | info@ballon-fantasia.de SEPTEMBER 2015 MERHABA 19 Merhaba Berlin „Gel, ne olursan ol yine gel“ TATÛL GÜNLÜÌÜ K onya, Mevlana Celaleddin Rumi’nin tüm insanl⁄©a „Gel, Ne olursan ol yine gel“ diyerek yapt⁄©⁄ ça©r⁄ ile bir çok yerli ve yabanc⁄ turistin u©rak yeri olmaya devam ediyor. Konya’ya birçok insan gibi bizim de ziyaret nedenimiz Mevlana Türbesi ile Müzesi’ni görmekti. Ziyaretimizde Mevlana Müzesi’ne gitmekte hiç zorlanmad⁄k. Íehir içindeki tabelalar⁄ takip ederek müzeyi kolayl⁄kla bulabilirsiniz. E©er Konya’ya otobüs ile giderseniz, tren gar⁄nda inebilir ve taksi ile Mevlana Türbesi’ne 10-15 dakikada ula‚abilirsiniz. 20 MERHABA SEPTEMBER 2015 Mevlana Müzesi’ne girmek için giri‚ kap⁄s⁄na do©ru yürüdü©ümüzde duydu©umuz „ney“ sesinin t⁄n⁄s⁄yla içimizi bir mesnevi huzur sard⁄. Ona kavu‚man⁄n ve huzuruna ç⁄kman⁄n heyecan⁄yla müze bahçesinden içeriye girdik. Kap⁄da gi‚eler olmas⁄na ra©men, görevlilerin giri‚in ücretsiz oldu©unu söylemesiyle bir kez daha etkilendik. Belki de, bu uygulama ile tüm insanlar⁄n onu ziyaretini kolayla‚t⁄rmay⁄ amaçlam⁄‚lard⁄. Daha sonra ö©rendim ki, 2014 y⁄l⁄nda Mevlana’y⁄ anma etkinlikleri s⁄ras⁄nda al⁄nan bir kararla Mevlana Müzesi’ne giri‚ ücreti kald⁄r⁄lm⁄‚. KONYA MEVLANA MÜZESÛ Gönüllerin Íehri Konya’da, Mevlana Türbesi’nin kente katt⁄©⁄ farkl⁄ bir atmosfer var. D⁄‚ar⁄dan Mevlana Müzesi’ne bak⁄nca, insan⁄n bir daha bakas⁄ geliyor. Büyüleyici bir güzellik. Ak‚am saatlerinde yanan ⁄‚⁄klar ise ayr⁄ bir güzelik kat⁄yor. Büyüleyici ⁄‚⁄k Mevlana’n⁄n türbesinden etrafa saç⁄l⁄yor. Mevlana Müzesi’ni gezdikten sonra, hemen meydanda turistleri konuk eden say⁄s⁄z restoranlar yer al⁄yor. Biz de ak‚am yeme©imizi müzenin hemen kar‚⁄s⁄ndaki Deva Restoran’da yedik. Merhaba Berlin Ihr Türkei-Spezialist www.kayareisen.de Her gün Berlin’den Türkiye ’ye direkt uçuşlar İstanbul 75,- İzmir 75,- Ankara 85,Antalya 95,- Adana 105,- Gaziantep 110,Wir fliegen jeden Tag mit Türkish Airlines. Alle türkischen Flughäfen mit einer Zwischenlandung in Istanbul, nach Erzurum, Kars, Malatya, Van, Diyarbakir, Trabzon, Samsun usw. KONYA’DA MUTLAKA ETLÛ PÛDE’NÛN VE TANDIR KEBABIN TADINA BAKIN Konya’n⁄n me‚hur etli ekme©i ile tand⁄r kebab⁄n⁄ yemeden ayr⁄lmad⁄k. Karanl⁄k çöktü©ünde Konya’n⁄n sokak direklerine monte edilmi‚ Mevlana simgesi ye‚il ⁄‚⁄klar, ‚ehri ayd⁄nlatman⁄n yan⁄ s⁄ra mesnevi enerjisi yans⁄t⁄yor ve adeta Allah’⁄n nur ⁄‚⁄©⁄ ile karanl⁄©⁄ ayd⁄nl⁄©a çeviriyordu. Konya’dan ayr⁄l⁄rken dörtbir yan⁄m⁄z⁄ bir huzur, bir ‚ifa ve bir ‚air ruhu sar⁄yordu. Íeb-i Arus, (Dü©ün Gecesi) Mevlevilikte Mevlânâ Celaleddin-i Rumi'nin öldü©ü gecedir. Hz. Mevlana ya‚am⁄n⁄ k⁄saca ‚u üç cümleyle; „Hamd⁄m, pi‚tim, yand⁄m“ diyerek tan⁄mlam⁄‚. Mevlana, 17 Aral⁄k 1273 tarihinde vefat etmi‚. Mevlana ölüm gününü „Yeniden Do©u‚“ günü, çok sevdi©i büyük a‚k⁄ Allah’a kavu‚tu©u gün olarak kabul etti©inden, arkas⁄ndan kimsenin a©lamamas⁄n⁄ istemi‚ti. Ölüm günü bir bayram, bir dü©ün havas⁄nda kutlanmal⁄yd⁄. Tefler, neyler çal⁄nmal⁄yd⁄. Mevlana’n⁄n ölüm gününe halk dilinde, dü©ün günü yada gelin gecesi manas⁄na gelen „Íeb-i Arus“ denmektedir. Hergün Türk Havayolları ile İstanbul bağlantılı Türkiye’nin her şehrine uçuşlarımız mevcuttur.Erzurum, Kars, Malatya, Van, Diyarbakır, Trabzon, Samsun v.s. Notruf: 0172-531 56 23 ONUR HAVAYOLLARI ile hergün TEGEL - İstanbul Atatürk Havaalanı SCHÖNEFELD - TAHRAN direkt uçuşlar TEGEL- BAKÜ direkt uçuşlar BU YAZ KIBRIS’TAYIZ! KAMPANYA AN IZD FİYATLARIM NIN LA A D FAY TATİLİNİZ FARKLI OLSUN! KIBRIS’TA UNUTULMAZ GÜNLER GEÇİRİN 35 otel ve birçok uçuş bağlantıları ile en geniş Kıbrıs programı ile hizmetinizdeyiz. Salamis Bay #### KIBRIS’IN EN TANINMIŞ TATİL KÖYÜ 1 hafta tam pansiyon: 586,-€ Uçuş + transfer dahil 1 hafta ı alt oda/kahv 497,tlar fiya başlayan € Oscar Resort #### GIRNE’NİN EN SEVİLEN OTELİ 1 hafta yarım pansiyon: 460,-€ Uçuş + transfer dahil 1 hafta ltı va oda/kah 416,başlayan fiyatlar KAYA REISEN TOURISTIK GmbH HABER: NERGÛZ KARAKUÍ Schulstr. 38 · 13347 Berlin Tel.: 030-461 80 76 · Fax: 030-461 82 61 www.kayareisen.de E-Mail: kontakt@kayareisen.de SEPTEMBER 2015 MERHABA 21 Merhaba Berlin Das Erste: Drehstart für "Kommissar Pascha" - Tim Seyfi ermittelt als Zeki Demirbilek "Ihr seid’s die Spezialisten für alles Tote, was nicht hiesig ist.", so schiebt Kommissar Leipold den neuen Fall der Kripo München dem türkisch-bayerischen Leiter des Sonderdezernats "Migra" weiter, nachdem ein junger Türke tot aus der Isar gezogen wurde. D er Krimi "Kommissar Pascha", rund um seinen Helden Zeki Demirbilek, ist die erste Verfilmung der erfolgreichen Münchner Buch-Reihe von Su Turhan. Die Dreharbeiten unter der Regie von Sascha Bigler, der auch das Drehbuch verfasste, haben am 25. August 2015 in München begonnen. Neben Tim Seyfi als türkisch-bayerischem Ermittler Zeki Demirbilek stehen u.a. Michael A. Grimm, Almila Bagriacik und Theresa Hanich vor der Kamera. Gedreht wird bis 26. September 2015. Zu Beginn der Geschichte besteht das Sonderdezernat "Migra" nur aus Zeki (Tim Seyfi) und "Vierkant", genauer gesagt: Isabel Vierkant (Theresa Hanich), einer Kriminalbeamtin, die nicht nur eifrig bemüht ist, ihren Chef in allem zu unterstützen, sondern auch fortwährend turkologische Erkundungen anstellt, um ihm zu imponieren. Dringlich hofft Zeki auf eine zweite Mitarbeiterin. Die junge Jale Cengiz (Almila Bagriacik) aus Berlin soll zu ihnen wechseln. Jale erweist sich als ebenso eifrig, prescht aber auch schnell im Alleingang los, was Zeki als "Kommissar Pascha", der er ist, überhaupt nicht mag. Dass am Ende auch noch Pius (Michael A. Grimm) Mitglied des "Migra" wird, über dessen Chef er anfangs noch süffisant herzog ("Mir ist suspekt, wer mir nix, dir nix - die Sprache wechseln kann."), hat damit zu tun, dass er bei seinem Besuch im "Sultans Harem" unfreiwillig Zaungast eines Mordes wurde, der mit dem Fall der Isarleiche in Verbindung zu stehen scheint. Kommissar Pascha und sein "Migra" steuern bei ihrem ersten Fall direkt hinein ins deutsche Firmen-Imperium des Dönerkönigs Güzeloğlu (Vedat Erincin), der kurz davor ist, seine Tochter zu verheiraten. Schwiegervater und zukünftiger Schwiegersohn finden sich in München zum „Kız İsteme“ ein, einem Ritual, das die Tauglichkeit des künftigen Ehemanns beweisen soll. Mitten in die Feierlichkeiten platzen Zeki und sein Team und lernen mit Güzeloğlus Tochter Gül (Pinar Erincin) eine junge Türkin kennen, der das Wohl ihrer Familie und die eigene Lust gleich viel wert sind. "Kommissar Pascha" ist eine Andreas Bareiss Produktion der TV60 Filmproduktion (Produzenten: Andreas Bareiss, Sven Burgemeister) im Auftrag der ARD Degeto in Koproduktion mit dem Bayerischen Rundfunk für Das Erste. Die Redaktion haben Stephanie Heckner (BR) und Katja Kirchen (ARD Degeto). Ein Fall für Zeki Demirbilek Knaur Taschenbuch ISBN 978-3-426-51191-6 22 Su (Süleyman) Turhan wurde 1966 in Istanbul geboren und kam als Sohn deutscher Gastarbeiter im Alter von zwei Jahren nach Deutschland. Seine Eltern ließen sich in Straubing, einer 45.000-Einwohner-Stadt in Niederbayern, nieder, wo seine Mutter als Näherin und später gemeinsam mit ihrem Mann in einer Skifabrik arbeitete. Ihr Sohn Süleyman besuchte das Gymnasium und war der erste türkische Abiturient Straubings. Anschließend ging er nach München, um dort Germanistik mit Schwerpunkt Filmphilologie zu studieren. Bereits während seines Studiums arbeitete er als Aufnahmeleiter und Regieassistent an diversen Filmprojekten mit. Seit 2013 feiert Turhan auch als Kriminalautor Erfolge: Auf sein Debüt Kommissar Pascha folgten mit Bierleichen der zweite und mit Kruzitürken der dritte Fall des eigenwilligen Kommissars Zeki Demirbilek und seiner SOKO Migra. MERHABA SEPTEMBER 2015 Merhaba Berlin Tim Seyfi ve Almila Ba©r⁄aç⁄k’⁄n rol ald⁄©⁄ „Komiser Pa‚a“ filminin çekimleri Münih’te ba‚lad⁄ © Bayerischer Rundfunk/Hendrik Heiden Tim Seyfi ile Almila Ba©r⁄aç⁄k ilginç bir polisiye filmde bulu‚tu Almila Bagriacik (Jale Cengiz), Tim Seyfi (Zeki Demirbilek), im Hintergund: Michael A. Grimm (Pius Leipold), ganz rechts: Theresa Hanich (Isabel Vierkant) SEPTEMBER 2015 MERHABA 23 Merhaba Berlin Elçi-Müsteşar Hidayet Çilkoparan Berlin’e veda etti Büyükelçi Hüseyin Avni Karslıoğlu, Gamze Karslıoğlu, yeni elçi-müsteşarın eşi Şebnem Seriver Gezer, Hidayet Çilkoparan ve yeni Elçi-Müsteşar Ufuk Gezer B üyükelçi Hüseyin Avni Karslıoğlu ve eşi Gamze Karslıoğlu, Çilkoparan için büyükelçilikte bir veda resepsiyonu verdi. T.C. Berlin Büyükelçisi Karslıoğlu, Hidayet Çilkoparan’dan övgü dolu sözlerle bahsederek, „Kendisi sadece bir elçi-müsteşar ve benim iyi bir mesai arkadaşım değil; aynı zamanda yakın dostumdu. Türkiye’nin Almanya Büyükelçiliği çok önemli bir kurum. Burada görev yaparken Almanya’yı sık sık dolaşmak gerekli. Hidayet benim gözüm arkada kalmadan görevi emanet edeceğim bir devlet görevlisi idi. Kendisine bundan sonraki çalışmalarında başarılar dilerken yerine yeni gelen elçimüsteşar arkadaşım Ufuk Gezer‘e de hoşgeldin diyorum“ dedi. 24 MERHABA SEPTEMBER 2015 3 yılı aşkın bir süredir Berlin Büyükelçiliği’nde Elçi-Müsteşar olarak görev yapan Hidayet Çilkoparan başkente veda etti. Hidayet Çilkoparan ise konuşmasında, Berlin’deki 3 yılı aşkın görev süresi sonrası başkentten iyi anılarla ayrılacağından bahsederek, „Almanya’da görev yapmak kariyer planlarım içinde olmamasına rağmen Sayın Büyükelçimizin Berlin Büyükelçiliğine atandıktan sonra ilettiği daveti üzerine, Viyana’da AGİT Sekretaryasındaki uluslararası yönetici pozisyonundan istifa ederek, kendisinin yardımcısı olarak Berlin’e gelmeyi yüce bir görev ve onur olarak gördüm. kedir ve bunun en önemli sebebi de burada yaşayan 3 milyona yakın insanımızdır. Bu insanlarımızın en azından bir bölümünü de olsa şahsen tanıyabilmekten memnunum. Burada yaşayan insanlarımızın tamamına hizmet etmeyi, onların buradaki hayatlarını kolaylaştırmayı ve anavatanları ile bağlarını güçlü tutmayı hedefleyen bir çalışma felsefesi içinde gayretlerimizi gösterdik. Berlin’den güzel anılarla ayrılıyorum. Güzel dostlar biriktirdim. Tüm dostlara teşekkürler” dedi. Almanya, Türkiye için en önemli bir ül- Büyükelçilikteki veda resepsiyonuna, yeni Elçi-Müsteşar eski T.C. Münster Başkonsolosu Ufuk Gezer ve eşi Şebnem Seriver Gezer, Berlin Başkonsolosluğu Muavin Konsolosları Esra Öner ve Süleyman Güzel, TDU, THY, UETD ve TDİHK gibi sivil toplum kuruluşu ile değişik kurumların temsilcileri, Berlinli yerel medya mensupları ve çok sayıda davetli katıldı. Merhaba Berlin 1998 Ege Yalç⁄n 17 y⁄l sonra Merhaba’da Eylül 1998’de yay⁄nlanan Merhaba’n⁄n 17. say⁄s⁄na kapak olan Ege Yalç⁄n’⁄ Merhaba’da konuk ettik. Ûstanbul’dan 5 günlü©üne tatile geldi©i Berlin’de Merhaba redaksiyonuna konuk olan Ûstanbul Yeditepe Üniversitesi psikoloji bölümü 2. s⁄n⁄f ö©rencisi Ege Yalç⁄n ile annesi Peyzaj Mimar⁄ Özgü Yalç⁄n, 90’l⁄ y⁄llar⁄n sonunda Merhaba dergisinin „Kids Corner“ adl⁄ çocuk sayfas⁄n⁄ haz⁄rlayan Deniz Za©l⁄ ile bulu‚tular. Ç ocuk deyip geçme, onlar yar⁄nlar⁄m⁄z man‚eti ile Eylül 1998’de yay⁄nlanan Merhaba dergisinin 17. say⁄s⁄na kapak mankenli©i yapan minik k⁄z⁄m⁄z Ege Yalç⁄n, 17 y⁄l sonra Merhaba’ya konuk oldu. 19 ya‚⁄nda genç bir k⁄z olarak geldi©i Merhaba’da, o y⁄llarda Merhaba’n⁄n çocuk sayfas⁄n⁄ yapan kuzeni Deniz Za©l⁄ ile bulu‚tu. Potsdam Üniversitesi Konrad Wolf Film Akademisi Animasyon Bölümü mezunu olan 30 ya‚⁄ndaki Deniz Za©l⁄ ile 1998’de yay⁄nlanan kapa©⁄m⁄zda henüz 2 ya‚⁄nda olan Ege Yalç⁄n’⁄ uzun y⁄llar sonra Merhaba’da görünce „ya‚lanmad⁄©⁄m⁄z⁄, sadece çocuklar⁄n büyüdü©ünü anlad⁄k“... Annesi Özgü Yalç⁄n ile birlikte 5 günlü©üne Berlin’e gezmeye gelen Ege Yalç⁄n, çok merak etti©i Türk Mahallesi Kreuzberg’i ve ünlü Berlin Duvar⁄’ndan geriye kalan bölümleri gezdi, hat⁄ra foto©raf⁄ çekindi. Berlin’i çok sevdi©ini söyleyen Ege Yalç⁄n; „Heryer yemye‚il, trafik ise sakin. Herkes kurallara uyuyor“ yorumunu yapt⁄. SEPTEMBER 2015 MERHABA 25 Merhaba Berlin K⁄br⁄s izlenimleri... FOTOÌRAFLAR: TANER BÖLÜK B u sayımızda "Merhaba"nın yılda bir yayınlanmadığı ay olan Ağustos ayından istifade ederek 3 yıldır gitmediğim Türkiye'den tatil izlenimlerimi siz okuyucularımızla paylaşmak istedim. Doğrusu öncesinde hiç öngöremediğim bir biçimde ilk andan itibaren oldukça gerilimli ve aksiyon içerikli bir tatil süreci yaşadık. Yola çıktığım 14 Temmuz'da Berlin'de hava kapalı ve yağmurluydu. İlk gerilimi ismi lazım değil bir Türk havayolu firmasıyla, Schönefeld havalimanında kimlik kontrolleri yapıldıktan sonra uçağa binmeden önceki son bekleme salonunda yaşadık. Kalkış saatimiz 13:00'dı. Ancak saat 13:00'ı gösterdiğinde ortalıkta ne bir firma yetkilisi ne de bilgilendirici bir anons vardı ve pencereden alanda gördüğümüz uçağa bağajlar henüz alınıyordu. Uçuşumuz ancak yaklaşık 2 saat sonra gerçekleşebildi. Bu süre zarfında da hiçbir bilgi verilmedi. 26 MERHABA SEPTEMBER 2015 Adeta uçak değil de bir köy yolunda minibüs bekleyen yolcular gibiydik. Bu arada Berlin'den tatilimizin ilk durağı olan Lefkoşe'ye İstanbul aktarmalı gidecektik. Ancak İstanbul'a uçarken kafamda 2 saatlik gecikmeden dolayı İstanbul-Lefkoşe uçuşumuzun ne olacağı sorusu vardı. Hostesin bu sorumuza verdiği cevap "İstanbul'da bir ayarlama yapacağız, merak etmeyin" şeklindeydi. Ancak bu cevap beni pek rahatlatmadı. Nitekim İstanbul'a indiğimizde muhattap bulmakta zorlandık. Lefkoşe'ye uçuş için ilgili perona geldiğimizde zar zor bulduğumuz bir görevli "abi sizin uçak 10 dakika sonra havalanıyor" diyerek koştura koştura işlemlerimizi yapıp bir de ekledi; "çok şanslısınız, Lefkoşe uçağı havalimanındaki bir teknik sorundan dolayı havalanamadı. Yoksa bu gece İstanbul'da kalırdınız". Çok şanslıymışız (!)... İstanbul- Lefkoşe uçağına bindiğimiz- de yolcular yaklaşık 2 saattir uçağın içinde bekliyorlardı. Berlin'den geldiğimiz için uçağa alınan son yolculardık. Çünkü bizden başka Berlin'den gelip Lefkoşe'ye giden yoktu. 15 dakika sonra uçak havalandı ancak bu kez de kafama bir başka soru takıldı. Berlin'de verdiğimiz bagajların Chekin işlemleri Lefkoşe'de alacağımız biçimde yapılmıştı. Bu 15 dakikalık kısa sürede bağajlarımız Lefkoşe uçağına aktarılmış mıydı? Çünkü Lefkoşe uçağına bindiğimizde uçak tüm yolcularıyla uçuşa hazır, sadece havalimanındaki teknik sorunun giderilmesi bekleniyordu. "Neyse... Herhalde işi biliyorlardır" diye düşünerek bu bağaj konusunu pek fazla kafama takmadım. Ancak Lefkoşe'ye indiğimizde işi bilen (!) firma şaşırtmamıştı. Bağajlarımız gelmemişti... Bizim gibi birkaç yolcu daha aynı durumdaydı. Kayıp raporu tutuldu. Ancak o kadar öfkeliydim ki raporu tutan görevliye adımı, telefon numaramı vb. söylemekte zorlandım. Merhaba Berlin TATÛL GÜNLÜÌÜ Neyseki ertesi gün havalimanından arandık, bağajlarımız bulunmuş, sonraki bir başka uçakla gelmişti... Berlin'de uçağımızın hiçbir bilgi verilmeden 2 saat geç havalanması, İstanbul'da tesadüfi bir teknik arızadan dolayı havalanmayan Lefkoşe uçağına şans eseri ama Sabiha Gökçen havalimanında koştura koştura yetişmemiz, Lefkoşe'de bağajlarımızın gelmemesi "Türkiye havasahası"na girdiğimizin ilk işaretlerini vermeye yetmişti. Amacım ülkemizi kötülemek değil, tam tersi tatil sezonu diye "kar yapacağım" hırsıyla özensiz davranan bazı havayolu firmalarına dikkat çekmek, kendilerine ülke adına çeki düzen vermeleri için küçük bir eleştiri ve belki bir katkı sunmak... Tatilimizin 6 günlük Kıbrıs süreci 50 dereceler düzeyinde dayanılmaz bir hava sıcaklığıyla geçse de 3 yıldan beri görüşmediğimiz aile fertleri ve dostlarla buluşmak güzeldi ve oldukça eğlenceli geçti. Karpaz bölgesi Kıbrıs'ta ziyaret ettiğimiz bölgelerden biriydi. Karpaz, Kıbrıs adasının en uç noktasında Türkiye'ye bakan noktada yer alıyor ve dünyanın en güzel kumsallarından sayılan "altın kumsal"a sahip. Karpaz'da ayrıca yakın bir zamanda restore edilen Apostolopos Andreas Manastırı bulunuyor. Ve tabi ki ünlü Kıbrıs eşekleri... Hem Altın Kumsal hem de nesli tükenmekte olan bu Kıbrıs eşekleri devlet korumasına alınmış. Eşekler kumsalın ormanlık bölgelerinde hatta yol üzerinde serbestçe dolaşabiliyor ve turistlerin ilgisini çekiyorlar. 6 günlük Kıbrıs tatilimizin son gününde, 20 Ağustos'ta Suruç'ta yaşanan bombalı saldırının haberleriyle sarsıldık. Aynı günün akşamında Türkiye'ye, Adana'ya yani memleketime uçmamız gerekiyordu. Akşam Kıbrıs Ercan havalimanına gittiğimizde yoğun güvenlik önlemleri göze çarpıyordu. Cumhurbaşkanı Erdoğan da Kıbrıs'taymış ve aynı saatlerde havalandık. Tabii ki O kendi uçağıyla... Erdoğan Kıbrıs'ta iken Kıbrıs'ın yıllardır çözülemeyen su sorununu çözeceği vaadinde bulunmuş... Umarım Kıbrıs'ın bu kronik sorunu çözülür. Kıbrıs'ın politik gündeminde ise Türkiye'den gidip orada iş kurmuş yada çalışanlardan henüz Kıbrıs vatandaşı olmayanların sınırdışı edilmesi, Türkiye'ye geri gönderilmesi konusu vardı. Anlaşılan aynen biz Almanya'da yaşayan gurbetçi Türkiyeliler gibi Türkiyelilere "yavru vatan" denilen Kıbrıs'ta da rahat yoktu. Çünkü Kıbrıs'lı Türkler de maalesef genel olarak Türkiyelilerin gönderilmesinden yana. Ekim sayımızda Adana’daki tatil gözlemlerimi paylaşacağım... (Devam edecek) YORUM: TANER BÖLÜK SEPTEMBER 2015 MERHABA 27 Merhaba Berlin BKTMD Korosu „Mum Işığı Dinletileri 5“ konserinin hazırlık çalışmalarına başladı Berlin Klasik Türk Müziği Derneği (BKTMD) Korosu, ilkini 15 Kasım 2013’te gerçekleştirdiği Mum Işığı Dinletileri’nin beşincisini yine Tiyatrom’da müzikseverlerin beğenisine sunacak. 2 icra edecekleri eserlerin hepsini açıklamak istemiyor ama biz provalarda birkaç eser dinledik ve çok hoşumuza gitti. İşte o eserlerden bazıları: Başkan Selahattin Doğan: „Berlinli müzikseverler için yine dopdolu güzel bir konser hazırlıyoruz. Konser akşamı Tiyatrom’da buluşmak üzere“ diyor. Nihavend ve şehnaz eserlerden seçili bir repertuvar hazırladıklarını söyleyen Selahattin Doğan, konser Nihavend eserlerden ilki şöyle: Güftesi Mustafa Reşit Bey ve bestesi Arşak Çömlekçiyan’a ait nihavend şarkı „Ey nihal-i emelimde sararan pembe çiçek“. Bu makamın ikinci eseri ise: „Ben bûy-i vefâ bekler iken sûy-i çemenden“ adlı beste. 7 Kasım Cuma akşamı yapılacak konser için izinden dönen koro elemanları ve sazendelerle provalara başlayan koroyu, halen Türkiye’de bulunan Tahsin İncirci yerine, dönene kadar BKTMD Başkanı Selahattin Doğan çalıştıracak. BERLÛN TÜRK ÛÍ REHBERÛ www.reehber.de 28 MERHABA SEPTEMBER 2015 Provalarda dinlediğim Şehnaz Makamı‘ndaki üç güzel eser ise şöyle: „Feryad ki feryadıma imdat edecek yok“, „Fırsat bulsam yare varsam“ ve „Küçük suda gördüm seni“. HABER/FOTOÌRAFLAR: HÜSEYÛN ÛÍLEK ba’y⁄ Merha her ay larak PDF o de r. reehbe e nd adresi iniz bilirs okuya Merhaba Berlin Wilmersdorf Korosu kahvalt⁄da H aziran ay⁄nda Tiyatrom’da verdi©i ilk konseri ile ad⁄ndan söz ettiren Wilmerdorf Korosu, Bey Simit Evi’nde kahvalt⁄da bulu‚tu. Tatil dönü‚ü provalara ba‚layan Wilmersdorf Korosu, yeni eser- lerden olu‚acak bir program ile, 15 Nisan 2016 tarihinde OttoBraun-Saal’de verece©i konserin haz⁄rl⁄klar⁄na yo©unla‚t⁄. yine muhte‚em bir konser daha geliyor“ diyen Wilmersdorf Korosu sorumlular⁄ Mukaddes Çakmak ile Íahin Yücel, Merhaba dergisine de katk⁄lar⁄ndan dolay⁄ te‚ekkür ettiler. „Nisan ay⁄nda dolu dolu eserler ile TÜRKÛYE’DEN EMEKLÛLÛK • Yurt d⁄‚⁄ borçlanmas⁄ nas⁄l yap⁄l⁄r, nelere dikkat edilmelidir? • Mavi Kart ile borçlanma ve emeklilik mümkün mü? • Avrupa’daki ilk i‚e giri‚ Türkiye’den emeklili©e etkili olur mu? • Ev han⁄mlar⁄ ve Türkiye’de çal⁄‚mas⁄ olmayanlar, emeklilik müracaat⁄ yapabilir mi? • Yurt d⁄‚⁄ borçlanmas⁄ ile ilgili bilmek istedi©iniz bir çok sorunun cevab⁄n⁄ bizde bulabilirsiniz. • Ücretsiz dan⁄‚ma için lütfen randevu al⁄n⁄z. SSK BAÌKUR EMEKLÛ SANDIÌI BORÇLANMA ve MAAÍ BAÌLATMA ÛÍLEMLERÛNÛZ SÜRATLE SONUÇLANDIRILIR Tel.: 030.21 00 21 61 Fax: 030.92 25 94 90 Avukat Yüksel CAN Heerstr. 31 • 14052 Berlin info@canhukukburosu.de www.canhukukburosu.de Büromuz Ba‚konsolosluk binas⁄n⁄n yan⁄ndad⁄r. (150m) SEPTEMBER 2015 MERHABA 29 Merhaba Berlin Sommerfest im Flüchtlingsheim D as Flüchtlingsheim Refugium AWO im Askanierring 71A in Spandau hat ein Sommerfest unter dem Motto „Integration und Migration“ veranstaltet. Dieses Sommerfest wurde von vielen Politikern besucht. Die Eröffnungsrede gab der AWO Chef Manfred Nowak, danach wurden weitere Reden vom Bezirksstadtrat Stephan Machulik (SPD) und von der Amtsärztin Gudrun Widder gehalten. Außerdem hat sich der SPD Fraktionsvorsitzende Read Saleh den Flüchtlingen vorgestellt. An diesem Sommerfest wollte eigentlich auch der Spandauer Bürgermeister Helmut Kleebank teilnehmen, doch leider konnte er nicht vor Ort sein. Er hatte einen Brief geschickt, der für die Flüchtlinge vorgelesen wurde. Alle Politiker haben das gemeinsame Ziel definiert, einen Gesundheitspass für Flüchtlinge zu schaffen. Die Flüchtlingsheimchefin Anke Küpschull (AWO) hat die Bewohner herzlich begrüßt. Sie hat für die Flüchtlinge bisher gute Organisationsarbeit geleistet. So gibt es beispielsweise eine Kooperation mit der Kita Askanierring, welche durch die Kita-Leiterin Karin Klinger mitgetragen wird im Projekt „Zusammenarbeit/Gemeinsame Aktion“ zusammen mit der Kita Drachenburg (Eigenbetrieb Nordwest). Als Vertreterin für ihre Kita Drachenburg war Simone Siebach bei diesem Sommer30 MERHABA SEPTEMBER 2015 fest ebenfalls dabei. Denn die Erzieherin Frau Siebach und ich (Nergiz Karakus) wollten auf jeden Fall mit den Flüchtlingen zusammen dieses Fest feiern, denn sie hatten uns schließlich auch auf unserem Sommerfest „Vielfalt der Kulturen“ besucht. Die Gründer des Projekts „Zusammenarbeit/Gemeinsame Aktion“ (Dir 2 ZA/ AGIM Arbeitsgebiet Integration und Migration) Polizeikommissarin Protz und Polizeikommissar Maul-Krüger waren auch beim Sommerfest dabei, um mit den Flüchtlingen zu feiern. Alle Besucher hatten gemeinsam Spaß und Freude daran, das gemeinsame Zusammenleben unterschiedlicher Nationen in Deutschland auf diese Art zu erleben. Das Buffet wurde mit traditionellen Speisen angerichtet. Gegrilltes und Getränke wurden kostenlos und zur Selbstbedienung angeboten. Schminken und verschiedene Spiele wurden von den Flüchtlingsheimmitarbeitern mit engagierten Eltern zusammen organisiert. Die Flüchtlingskinder und ihre Eltern hatten dabei viel Spaß und sie haben ein großes Engagement beim Mitmachen gezeigt. Einige Bewohner des Flüchtlingsheims haben eine eigene Musikgruppe gegründet. Sie bieten sogar regelmäßig im Heim Musikstunden an. Diese Gruppe hat beim Som- merfest in vielen verschiedenen Sprachen wie z.B. Arabisch, Persisch und Kurdisch eigene Musik gespielt und internationale Lieder gesungen. Sie hatten ihre eigenen traditionellen Musikinstrumente dabei. Flüchtlingsfrauen, junge Männer und junge Mädchen haben gemeinsam dazu traditionelle Tänze aus ihren Ländern getanzt und präsentiert. Wir waren als Deutsch-Türkisches Stadtmagazin „Merhaba“ bei diesem Sommerfest, um den Flüchtlingen für das gemeinsame Zusammenleben in Deutschland „Merhaba/Guten Tag“ zu sagen und sie mit einem „Herzlich Willkommen“ zu begrüßen. Integration passiert gegenseitig. Wenn wir alle gemeinsam gegenseitig etwas füreinander tun, dann sind alle Nationen und alle Kulturen integriert und wir können brüderlich in Frieden zusammen leben. Merhaba Berlin Mülteci kampında yaz şenliği S pandau semtindeki AWO Refugium mülteci kampında uyum ve kaynaşma adına mülteciler için yaz şenliği düzenlendi. Şenliğe birçok parti temsilcisi ve politikacı da katıldı. Açılış konuşmasını AWO' nun müdürü Manfred Novak yaparken SPD'den Stephan Machulik, görevli doktor Gudrun Widder de mültecilerin sorunları hakkında kısa konuşmalar yaptılar. SPD Meclis Grup Başkanı Read Saleh de kendini mültecilere tanıttı. Şenliğine katılması beklenen Spandau Belediye Başkanı Helmut Kleebank, katılamamasının gerekçesini de belirten bir mektupla mültecilere selamlarını iletti. Şenliğe destek veren tüm katılımcılar ortak hedeflerinin mülteciler için en kısa zamanda sağlık karnesinin sağl- anması olduğunu belirttiler. Mülteci kampının müdüresi Anna Küpschull katılımcıları ve mültecileri selamlarken, diğer bir katılımcı Askanierring Anaokulu'nun müdüresi Karin Klinger de mülteci çocuk ve gençleriyle birçok projeye öncülük yaptıklarını anlattı. Bayan Klinger Spandau semtindeki Kita Drachenburg ile ortaklaşa yaptıkları "Zusammenarbeit/Gemeinsameaktion" projesinden de bahsetti. Anaokulu proje temsilcisi pedagog Simone Siebach da yaz şenliğinde mültecileri yalnız bırakmadı. Ben de Merhaba dergisi adına pedagog meslektaşımla beraber oradaydım. Mülteci çocuklar anaokulumuzun yaz şenliği olan "Vielfalt Der Kulturen"e de konuk olmuşlardı. Uyum ve Kaynaşma Projesi’nin kurucuları ve ayrıca çalışma alanları „Göç ve Uyum“ olan komiser bayan Protz ve meslektaşı komiser Maul Krüger de katılımcılar arasındaydılar. Tüm katılımcılar beraberce eğlendiler ve çeşitli ülkelerden gelen mültecilerle, Almanya'da böyle bir şenliği yapabilmenin mutluluğunu yaşadılar. Farklı ülkelerden gelmiş mülteciler ayrıca kendi ülkelerinden getirdikleri enstrümanlarla birçok dilde (Arapça, Farsça, Kürtçe) seslendirdikleri yöresel şarkılarla katılımcıları coşturdular. HABER: NERGÛZ KARAKUÍ SEPTEMBER 2015 MERHABA 31 Merhaba Berlin Göçmen girişimcilerden ekonomi dünyasına çağrı: “Uyum için artık adım atın” G öçmen Ekonomi Derneği (Verband der Migrantenwirtschaft - VMW) esnaf, ticaret ve sanayi odalarında göçmenlere yönelik özel danışmanlık birimleri kurulmasını istedi. Vakıf toplumsal ekonomik hayatın omurgası olan Odalar'ın çok kültürlüğe uygun açılım yapması gerektiğini vurguladı. Göçmen Ekonomi Derneği tarafından yapılan açıklama ve çağrıda, Almanya'da yeni iş kuran girişimcilerin sayısına dikkat çekildi. Açıklamada ülkede her beş yeni girişimciden birinin göçmen kökenli olduğu belirtilerek 32 MERHABA SEPTEMBER 2015 “Özellikle göçmen kökenli girişimcilerin iş kurma aşamasında baş etmeleri gereken engeller var. Bu engelleri aşmalarında yardımcı olmak için mesleki ticaret ve sanayi odalarında onlara hizmet sunacak birimlerin açılması zaruridir” şeklinde ifadeler kullanıldı. Dernek yönetim kurulu taleplerini Almanya'daki ilgili sanayi, ticaret ve meslek kuruluşlarına iletti. VMW kurucularından ve Yönetim Kurulu üyesi Nihat Sorgeç konuyla ilgili Merhaba'ya verdiği açıklamada “Biz ekonomi dünyasına bir çağrı yapıyoruz. Göçmenlerin ekonomiye katkısı büyük. Ancak aidatlarını ödedikleri kurumlarda yeterince temsil edilmiyorlar, dahası hizmetlerden de gerektiği şekilde yararlanamıyorlar. Artık sanayi ve ticaret odaları ile esnaf odalarının da slogan atmak, mesaj vermekten ileriye geçerek somut adım atmalarını istiyoruz” dedi. Nihat Sorgeç, uyum ve çok kültürlülüğe açılım konusunda ekonomi kurumlarının geride kaldıklarını belirterek “gerçek uyum gerçek temsille ve hizmetle olur. Ekonomi uyumun motorudur. Bu nedele ellerini taşın altına koysunlar, açılım için adım atsınlar” dedi. Sizleri Meslek Sahibi Yap⁄yoruz! Dünya’nın her yerinde geçerli diplomalı Meslek E©itim Kurslarımız ba‚lamı‚tır. E©itimin ya‚ı yoktur. Ya‚ınız 30, 40, 50 ne olursa olsun: Ücretsiz e©itim ve danı‚ma için kampanyamız devam ediyor. Katılım ‚artları: Berlin JobCenter’ler ve Û‚ Ajansından Bildungsgutschein, yeterli almanca bilgisi. ALTENPFLEGER/IN Staatlich anerkannt ANLAGENMECHANIKER/IN (HWK) FAHRRADMONTEUR/IN (IHK) FLORIST/IN (IHK) FRISEUR/IN (HWK) HOTELFACHMANN/-FRAU (IHK) JOURNALIST/IN KAUFMANN/-FRAU IM EINZELHANDEL (IHK) KOCH /IN (IHK) MODESCHNEIDER/IN (IHK) RESTAURANTFACHMANN/-FRAU (IHK) Cuvrystraße 34 • 10997 Berlin E-Mail: kontakt@bwk-berlin.de facebook.com/bwkberlin www.bwk-berlin.de Tel.: 030.617929-0 Fax: 030.617929-37 Merhaba Berlin 4 okuyucumuza Blu-ray DVD hediye ediyoruz! Resimdeki sinema sanatç⁄m⁄z Aykut’un soyad⁄n⁄ do©ru olarak bize e-mail ile yazan ilk 4 okurumuza Blu-Ray DVD hediye ediyoruz: merhaba@zagli.eu Köstliche Komödie um Importbräute „300 Kelime Almanca“ adl⁄ komedi filmini art⁄k evinizde DVD veya Blu-ray olarak keyifle izleyebileceksiniz... DCM bringt die Multikulti-Komödie 300 WORTE DEUTSCH mit deutsch-türkischer Starbesetzung auf DVD, Blu-ray und als Video on Demand in die Wohnzimmer. Kreuzberg’te Gökku‚a©⁄ Kitabevi’nden alabilirsiniz... Regenbogen Buchhandlung Adalbertstraße 3, 10999 Berlin K öln ist für Migranten ein heißes Pflaster geworden, seit der unerbittliche Dr. Ludwig Sarheimer (Christoph Maria Herbst) vom Ausländeramt die „illegalen Schmarotzer und Ziegenhirten“ mit Abschiebung bedroht. Erbittert wehrt sich Moschee-Vorsteher Demirkan (Vedat Erincin) gegen die Behördenwillkür, denn er vermittelt jungen Männern Bräute aus der türkischen Heimat –auch wenn die Bescheinigung über deren Deutschkenntnisse gefälscht ist. Wir verlosen 4xBlu-ray DVD Frage: Wie heisst der Schauspieler Aykut (Foto oben) mit Nachnamen? Die Antwort an die Redaktion mailen: merhaba@zagli.eu die ersten 4 Leser gewinnen! Bei allen Verlosungaktionen ist der Rechtsweg ausgeschlossen. 34 MERHABA SEPTEMBER 2015 Doch selbst Demirkans eigene Tochter Lale (Pegah Ferydoni) rebelliert gegen die traditionelle Heiratsvermittlung des Vaters – sie hat sich an das selbstbestimmte Leben einer Kölner Studentin gewöhnt. Richtig kompliziert wird es, als sie sich ausgerechnet in Sarheimers Neffen und Mitarbeiter Marc (Christoph Letkowski) verliebt… Merhaba Berlin Hamburglu ünlü yazar Ali Aytaç’⁄ Merhaba´da konuk ettik „Ûksir - Íehir Sendromu“ adl⁄ roman⁄n yazar⁄, astrolog Ali Aytaç, y⁄llar önce makaleler yazd⁄©⁄ Merhaba dergisini ziyaret ederek hasret giderdi. T ürkçesi 2010, Almancas⁄ 2011 y⁄l⁄nda yay⁄nlanan ”Ûksir - Íehir Sendromu“ adl⁄ roman⁄ ile tan⁄nan Hamburglu astrolog-yazar Ali Aytaç, bir günlü©üne geldi©i Berlin’de Merhaba dergisine de konuk oldu. 15 y⁄l önce Merhaba dergisinde de makaleleri yay⁄nlanan Ali Aytaç ile Buradan Kaçı‚ Yok yak⁄nda yay⁄nlanacak olan yeni kitab⁄ hakk⁄nda da sohbet ettik. Ûksir kitab⁄n⁄n da önümüzdeki günlerde Ûngilizcesi yay⁄nlanacak olmas⁄ da bizleri ayr⁄ca sevindirdi. SÖZ MERHABA OKURLARININ Sinoplu yazar Yılmaz Yavuz'un 3. kitabı "Buradan Kaçı‚ Yok", Sinop Zindanı'nda geçen gerçek bir ya‚am öyküsünü anlatıyor OLUMLU VEYA OLUMSUZ TATÛL ANILARINIZI Y ılmaz Yavuz; "320 sayfalık kitabımız, Sinop Mapushanesi'nin karanlık zindanlarına ışık tutuyor. Gerçek karakter ve kahramanlarla olayların yaşandığı bu kitap, Sinop zindanında Sarı Mestan ve arkadaşlarına karanlık odalarda nasıl işkence yapıldığının aynasıdır. Bu kitapla Sinop ve Sinop Cezaevi'ni yakından tanıma olanağı bulacaksınız." TÜRKÛYE GÖZLEMLERÛNÛZÛ BÛZE YAZIN YAYINLAYALIM © VitrinHaber/Sinop Buradan Kaçı‚ Yok • Puslu Yayıncılık ISBN : 978-605-5099-18-3 berlin türk i‚ rehberi merhaba@zagli.eu • www.reehber.de RE 20 JAH ES SCH TÜRKI HENC BRAN BUCH SEPTEMBER 2015 MERHABA 35 Merhaba Berlin Ûnatla‚ma ve Asilik Evresi Ûnatla‚ma ve asilik dönemi iki ya‚ döneminde belirginle‚ir. Bu ya‚ dönemi bebeklikten ilk çocukluk dönemine geçi‚ basama©⁄d⁄r. Çocukluktan ergenli©e geçi‚ dönemi gibi zor bir süreçtir. Bu döneme ba©⁄ms⁄zla‚ma ve bireyselle‚me dönemi de diyebiliriz. Ûki ya‚⁄nda fiziksel, bilinçsellik ve dil becerileri geli‚ti©inden bu dönemde çocuk, anne - babaya art⁄k tam anlam⁄yla ba©⁄ml⁄ de©ildir. Ergenlik dönemindeki gibi ergenin ebeveyenlerinden çözülmesi gibi bu evrede de çocuk ebeveyenlerinden ba©⁄ms⁄zla‚maya ba‚lar. N ormal bir geli‚im evresini tamamlayan her çocuk çevresini ke‚fetmeye ba‚lar ve ebeveyenlerinden ba©⁄ms⁄zla‚may⁄ ister. Bu evrede tabiki çocu©un do©al olarak anne - baban⁄n ko‚ulsuz sevgisine ve de güvenlerine ihtiyaç duyar. Ûlk ya‚ evresinde bebekler için d⁄‚ dünyay⁄ ke‚if için merak ve ilgi do©maya ba‚lar. Bebekler konu‚maya ve yürümeye ba‚lad⁄klar⁄ andan itibaren anne - babalar⁄ndan ayr⁄larak çevrelerinde olan biteni ke‚fetmek için yava‚ yava‚ uzakla‚⁄rlar. Ûki ya‚ dönemi ise bebeklik döneminin bitti©i evredir. Ûki ya‚ döneminde konu‚ma yetenekleri tam anlam⁄yla geli‚medi©inden, çocuklar⁄n istek ve duygular⁄n⁄ anlatmada zamana ihtiyaçlar⁄ vard⁄r. Çocuklar bu ya‚ta k⁄sa cümleler kurarlar. Ebeveyenlerin yapaca©⁄ uzun aç⁄klamalar⁄ iki ya‚ çocuklar⁄ takip etmez ve dinlemez. Çünkü bu ya‚ta dikkat süresi k⁄sad⁄r, ileti‚im becerile„Çocu©unuz için sizin bir model oldu©unuzu unutmay⁄n...“ 36 MERHABA SEPTEMBER 2015 ri de uzun vadeler için geli‚memi‚tir. Konu‚ma becerisi ve uzun aç⁄klamalar⁄ alg⁄lama becerisi geli‚medi©inden, çocuk inatla‚arak ve a©layarak istek, ihtiyaç ve duygular⁄n⁄ bu davran⁄‚larla ifade etmeye çal⁄‚⁄r. Bu ya‚ döneminde çocuklar genellikle yaln⁄z oynamay⁄ tercih ederler ve oyuncaklar⁄n⁄ ba‚kas⁄yla payla‚maktan ho‚lanmazlar. Çünkü empati ve sosyal becerileri daha geli‚memi‚tir. Bu dönemde ba‚kas⁄n⁄n ihtiyaç ve duygular⁄n⁄ anlamaz, bu sebeple çocuk, inatla‚may⁄ ve öfke krizini önlemek için, ba‚kas⁄yla oyunca©⁄n⁄ payla‚maya yada ba‚kas⁄yla oynamaya zorlanmamal⁄d⁄r. Hatta çocu©a ba‚kas⁄n⁄n oyunca©⁄ cazip gelebilir ve onu elde etmek için u©ra‚abilir. Ûki ya‚ çocuklar⁄ için de al⁄‚⁄k olduklar⁄ rutinler de çok önemlidir, örne©in, ayn⁄ bardak/‚i‚eden içmek, en sevdi©i oyunca©⁄n⁄n yan⁄nda olmas⁄ ve herzaman severek dinledi©i masal⁄ b⁄kmadan tekrar tekrar dinlemek gibi. Bunlar çocu©a kendini güvende hissetmenin yan⁄ s⁄ra kendisinin önemsendi©i ve ciddiye al⁄nd⁄©⁄ hissini verir. Bu ya‚ döneminde kendini savunma ve muharebe becerisi de geli‚ti©inden yeti‚kinlerin önerilerine kar‚⁄ z⁄t bir tutum sergiler, istedi©ini yapsan⁄z da ayn⁄ tutumu sergiliyecektir. Nergiz Karakuş Staatlich Anerkannte Erzieherin Sprachfacherzieherin „Ûnatla‚ma“ ve „Hay⁄r“ Dönemi Çocuklar⁄n ki‚isel becerileri geli‚tikçe kendi güçlerini ve yapabileceklerini test ederler. Ke‚iflerini çevrelerinde art⁄r⁄rlar, daha fazla hareketli olmaya ba‚larlar. Çünkü çocuklar dünyam⁄z⁄ deneyerek, gözlemleyerek ve ke‚federek ö©renirler. Ayr⁄ca tüm duyu organlar⁄yla ö©rendiklerinden hareket halinde olup bitteni alg⁄lamalar⁄ daha kolay olur. Ba©⁄ms⁄zl⁄klar⁄n⁄ ve ba‚arabileceklerini ispatlamaya çal⁄‚t⁄klar⁄ndan, bu dönem ebeveyenler için yorucu ve zor bir dönemdir. Küçük ke‚ifçileri tutmak kolay de©ildir. Kendi planlar⁄n⁄ uygulamaya koyulduklar⁄nda aileleri taraf⁄ndan kural ve s⁄n⁄rlarla kar‚⁄la‚t⁄klar⁄nda „inatla‚ma“ ba‚lar... Ebeveyenler çocuklar⁄n⁄ korumak için s⁄n⁄rlar ve kurallar belirlerler. Bu kurallar/s⁄n⁄rlar çocu©un ke‚fetme dürtüsüyle çat⁄‚⁄r. Bir söz vard⁄r „Yasaklar hep ilgi çeker“ veya „Yasaklar y⁄k⁄lmak içindir.“ Taki ki‚i kendi tecrübesiyle neden/niçinleri anlayana kadar, kural ve s⁄n⁄rlar⁄n niçin oldu©unu anlamak istemez. Bu ya‚larda çocuklar⁄n neden/niçinlerin anlam⁄n⁄ anlamas⁄ güçtür. Onlar sadece deneme/ke‚ifte engellendiklerini dü‚ündüklerinden, bu Merhaba Berlin ÇOCUKLARI ANLAMAK nedenle ebeveyenleriyle sava‚arak, „HAYIR“ diyerek yapmak istediklerini yapmaya çal⁄‚⁄rlar. Sonuçta ebeveynler çocu©un dedi©ini yapsalar da bu çocu©u sakinle‚tirmeyebilir. Engellenmek alg⁄s⁄ büyük bir öfke krizine dönü‚ebilir. Çocuklar⁄n k⁄zg⁄nl⁄k, öfke ve kayg⁄ duygular⁄n⁄ bu ya‚larda kontrol alt⁄na almalar⁄ zordur ve bunu bast⁄rmalar⁄ uzun zaman alabilir. 2-3 ya‚ çocuklar⁄ kendini dünyan⁄n merkezinde görür, o her‚eyi ba‚arabilecek güçtedir, bununla gurur duyar. Yenilgiyi ve ba‚ar⁄s⁄zl⁄©⁄ kabullenemez. Bu ya‚larda çocu©unuzdan „Ben“ kelimesini s⁄kça duyars⁄n⁄z, bunun anlam⁄, yani ben kendim yapaca©⁄md⁄r. Bir kule yap⁄yorsa onu kendi yapacakt⁄r, kimsenin yard⁄m⁄na ihtiyac⁄ yoktur. Ben merkezci bir dönemdedir. Anne-baban⁄n, bebeklik döneminde her ihtiyac⁄n⁄ kar‚⁄lad⁄©⁄ndan, her‚eyin onun ekseninde döndü©ünü sanar. Bebeklikte a©layarak elde ettiklerini bu ya‚ta öfke ve inatla‚arak elde etmeye çal⁄‚⁄r. 3. ya‚⁄nda geli‚en sosyal/empati becerisi ile bu davran⁄‚ azal⁄r. 3-4 ya‚ evresinde çocuklar kendi iradelerini, istek ve davran⁄‚lar⁄n⁄ kontrol alt⁄na almaya ba‚larlar. Bu dönemde hem güvenli kollarda kalmak, hem de ba©⁄ms⁄z olmak isterler. D⁄‚ dünyay⁄ ke‚if merak⁄ artar, bir yandan da ba©⁄ms⁄zla‚ma iste©ini ve korkusunu ayn⁄ anda ya‚arlar. Anne-baban⁄n yan⁄nda kalmak, bir yandan da uzakla‚arak denemelerini yapma iste©i onlar⁄n korku ve pani©e kap⁄lmalar⁄na sebep olur. Ûki deneme cesaret duygusunun ard⁄ndan ürkme duygusu ile a©layarak anneye ko‚arlar. Çocuklar⁄n ya‚ad⁄©⁄ bu çat⁄‚ma, ebeveyenler için kolay de©ildir. Çocu©un bilinçsel, duygusal, fiziksel becerileri ile kendilerine olan güven duygusu geli‚tikçe öfke/inat krizi de azal⁄r. Anne-Babalara Öneriler… Çocu©unuzu inatla‚mada sevgisizlikle cezaland⁄rmay⁄n. Sakin kalmaya çal⁄‚arak ve çocu©unuzu ciddiye alarak inatla‚man⁄n alt⁄nda yatan sebepleri bulabilirsiniz. Çocu©unuz için sizin bir model oldu©unuzu unutmay⁄n, sizin öfke/inat krizlerini çocu©unuz da izlemleyerek taklit edebilir. Ûnatla‚ma bir ki‚ilik sorunudur, siz de bu ki‚ilik mevcutsa çocu©unuza geçmis olabilir. Alternatifler bularak çocu©unuzun ilgisini ba‚ka yöne çekebilirsiniz. Esnek ve sakin kalman⁄n yan⁄nda s⁄n⁄r ve kurallar⁄n⁄z⁄ da belirleyebilirsiniz. Çocuklar⁄n belli kurallara/s⁄n⁄rlara ihtiyaçlar⁄ vard⁄r. Kurallar ve s⁄n⁄rlar çocu©unuza güven verir. Ki‚ilik geli‚imi için bunlara ihtiyac⁄ vard⁄r. Ûnatla‚malar⁄ güç sava‚⁄na çevirmeyiniz. Her istedi©ini yapmak, çocu©un ileriki ya‚larda büyük hayal k⁄r⁄kl⁄©⁄ ya‚amas⁄na neden olur. Aksi bir durumda da bask⁄ uygularsan⁄z, o zaman da çocu©un ba©⁄ms⁄z bir birey olmas⁄n⁄ engellersiniz. Çocuk inatla‚mada sizin pes etti©inizi hissederse, bu davran⁄‚⁄ tekrarlar ve s⁄n⁄rlar⁄n⁄z⁄ test etmeye ba‚lar. Çocuklar⁄n zaman kavram⁄ yeti‚kinlerinkinden farkl⁄ oldu©undan zaman⁄ erken planlar ve zaman b⁄rak⁄rsan⁄z stresi azalt⁄rs⁄n⁄z. Her bireyin kendi tecrübelerini edinebilmesi için zamana ihtiyac⁄ vard⁄r. Bu zaman⁄ birbirimize verelim… SEPTEMBER 2015 MERHABA 37 Merhaba Berlin Almanya’da Müslümanlara ve Müslüman derneklerine yönelik saldırılar ürkütücü derecede artıyor! E©itimci Gözüyle Ali Uzun E©itimci - Yazar aliuzun43@hotmail.com © Deutscher Bundestag/Achim Melde 2015-16 Ö©retim Y⁄l⁄ Ba‚larken... H ristiyan Demokratik Birlik Partisi Federal Milletvekili, Birlik Partileri Meclis Grubu Uyum Politikaları Sorumlusu Cemile Giousouf, Müslümanlara ve Müslüman örgütlere yönelik saldırılardaki artış hakkında şunları söyledi: „Son belirlenen rakamlara göre Almanya’da Müslümanlar ve Müslüman derneklerine saldırılar belirgin biçimde artmakta. Polis Sendikası ve Müslüman örgütlerin bu saldırıların başlı başına bir kategoride yani ‘İslam karşıtı suçlar’ kapsamında tescil edilmesi talebini destekliyorum. Halihazırda camiilere, camii derneklerine ve diğer Müslüman örgütlenmelere yönelik saldırılar polis tarafından hakaret, maddi hasar ya da haneye tecavüz şeklinde kaydediliyor. Öte yandan Yahudilere ve havralara yapılan tüm saldırılar “antisemit suçlar” olarak ayrı bir kategoride kaydediliyor. İslam düşmanlığı da Nefret Suçları kapsamında ayrı bir birim olarak tescil edilmeli ve bu şekilde kaydedilmeli. Şimdiye kadar Nefret Suçları’nda yabancı düşmanlığı ve din düşmanlığı kategorileri yer almakta. 2015 yılının ilk yarısında Müslümanlara yönelik 23 saldırı kayıtlara geçti. Geçtiğimiz sene toplam 45 saldırı olduğu düşünülürse belirgin bir artış göze çarpıyor. Müslümanlara yönelik bu eylemlerin ayrı bir kategori olarak kayıt altına alınması caydırıcı olacağı kadar, Müslüman karşıtı ırkçılığın gelişim ve eğilimlerini takip etmeyi de kolaylaştıracaktır.” Cemile Giousouf Federal Meclis Milletvekili CDU/CSU Meclis Grubu Uyum Politikaları Sorumlusu 38 MERHABA SEPTEMBER 2015 Sevgili Merhaba okurları, değerli veliler! O ldukça uzun süren bir yaz tatili sona ermiş ve yeni bir öğretim yılı başlamış bulunuyor. Çocuklarımızın ve gençlerimizin dinlenmiş olarak, yeni bir heyecan ve motivasyonla, kendilerini geleceğe hazırlayacak bilgi ve becerileri elde etmek üzere, derslerine dört elle sarılmaları, başarılı olmalarında önemli bir etken olacaktır. 46 sene gibi uzun süren meslek hayatımdaki tecrübelerime göre, öğretim yılı başından itibaren işleri sıkı tutan, sınıfta verilen derslere önem veren öğrenciler, çoğunlukla başarılı olmaktadırlar. Bir öğretim yılı için müfredat programlarında öngörülen ders konuları, bir merdivenin basamakları gibidir. Bir merdiven üzerinden basamak basamak yukarılara tırmanılabilir. Alttaki ilk basamakları kullanmadan, bir çırpıda üçüncü ve daha yukarıdaki basamaklara ulaşmak çok zordur ve hemen hemen imkansızdır. Öğretim etkinliklerinde de durum buna benzer. Okulların açıldığında derslerde ele alınan konuları, doğru dürüst öğrenemeyenler ve ciddiye almayanlar, bunların devamı olan daha sonraki derslerde de büyük çapta zorluklarla karşılaşır ve başarısız olurlar. Sevgili veliler, sayısız sohbetlerimde ve makalelerimde belirttiğim üzere, eğitim ve öğretim etkinliklerinin ana hedefi, çocuklarımızın öncelikle kendilerine, ailelerine, içinde yaşadıkları topluma ve son olarak da insanlığa yararlı bireyler olarak yetiştirilmeleridir. Bu hedefe ulaşabilmek için, anne ve baba olarak sorumluluğumuzun bilincinde hareket etmeliyiz. Okuldaki eğitim ve öğretim etkinliklerini, eldeki bütün imkanlarımızla desteklemeliyiz. Çocuklarımız için başarıya giden yol, bir çok şeyler arasında, öncelikle sabahları iyi bir kahvaltı yapmalarından, sınıfta öğrenilenlerin derslerin dışında tekrarından, yeterince ve sağlıklı bir uykudan ve son olarak görsel iletişim araçlarının zamanında ve sınırlı kullanılmasından geçer. Yukarıda özetle belirttiğim hususları dikkate alacağınızı ve bunlara göre hareket edeceğinizi umar, geleceğimizin teminatı olan çocuklarımıza 2015-16 öğretim yılında üstün başarılar dilerim. Merhaba Berlin Birle‚ik okula onay çıktı Engelli çocukları olan veliler birle‚ik okulu olumlu buldu Bilirki‚i komisyonu üyesi InterAktiv Derne©i Ba‚kanı Sevgi Bozda©: “Henüz sorunlar bitmedi...” HABER/FOTOÌRAFLAR: HÜSEYÛN ÛÍLEK A lmanya’da bir süredir eğitim politikasını doğrudan etkileyen ve değiştiren yeni ve olumlu bir uygulama başladı. Uygulamaya göre engelli öğrenciler ile diğer öğrenciler aynı okul ve sınıflarda eğitim alabilecek. Bir süredir devam eden bu uygulamalara ilişkin yeni somut veriler elde edildi: Veliler de bu yeni uygulamaya olumlu not verdiler. çocukların olmadığı diğer normal okullardan daha iyi olduğu sonucu çıktı. Bertelsmann Vakfı tarafından yaptırılan ve toplamda 4 bin 300 velinin katıldığı araştırmanın sonuçları geçtiğimiz günlerde yayımlandı. Araştırma sonuçlarına göre engelli çocuklarla aynı şartlarda ders verilen (Inklusion Schule) birleşik okulların, engelli Veliler özellikle birleşik okullarda (Inklusion Schule) öğretmenlerin yetenek, kapasite, başarı ve çalışkanlıklarını diğer okulardan daha ileride olarak nitelediler. Buna göre ailelerin yüzde 89’u öğretmenleri konularında uzman olarak niteledi. Ayrıca ailelere göre öğretmenlerin yüzde 80’i işine düşkün, yüzde 72’si öğrencilerin başarılı yanlarını ortaya çıkardıkları, yüzde 69’unun da zayıflıklarını keşfedip bunu iyileştirmek için çalıştıkları görüşündeler. Aileler, birleşik okullarda (hem engelli hem engelsiz çocukların birlikte ders alabildiği) çocukların kendi öğrenme tempoları ile eğitim alabildikleri, güçlü yanlarının daha iyi değerlendirildiği ve zayıf yanlarının daha iyi geliştirildiği fikrinde birleşti. Öğretmenlere verilen bu büyük desteğe ve olumlu nota dikkat çeken uzmanlar, kamuoyunda „engellilerle aynı sınıfta eğitim olmaz“ önyargısının yıkıldığı ve projenin devam etmesi yönünde yeni bir ivme kazanıldığı görüşünde birleşti. Komisyon Üyesi Sevgi Bozdağ: “Henüz sorunlar bitmedi...” Özellikle Türk ve göçmen engellilere yönelik çalışmaları ile tanınan İnterAktiv e.V. Derneği Başkanı ve Berlin Eyaleti Senatosu Birleşik Okul Bilirkişi Komisyonu’nun (Inklusion Fachbeirat) tek Türk üyesi Sevgi Bozdağ, Bertelsmann Vakfı’nın araştırmasını Merhaba Dergisi için değerlendirdi. Sevgi Bozdağ, araştırma sonuçlarının olumlu olmasına rağmen sorunların halen büyük olduğuna işaret etti. Türk engellilerin durumuna özellikle dikkat çeken Bozdağ “Ben bu konuda Türk ailelerle de görüşüyorum, ancak onlar çocukların engellilere yönelik destek okullarında okumasından yana. Ancak, çocukların tam destek alamayacakları ve alay edilecekleri, geri kalacakları gibi endişelere sahipler. Daha henüz yolun başındayız. Herkes sistemi tam yüzde yüz başarılı görmüyor. Öyle olabilmesi için büyük yatırımlar gerek. Bu da uzun zaman alacak bir uygulama. Şu anda ne yeterli uzman öğretmen var, ne okulların mimari özellikleri yeterli, ne de aileler buna tam olarak hazır. Kısaca ortada bir sorunlar yumağı var. Ayrıca çocukların engellilik ve öğrenim güçlük dereceleri de birbirinden farklı. Tüm bu sorunlar ve engeller göz önüne alınmadan tam çözümden söz etmek şimdilik biraz zor” dedi. SEPTEMBER 2015 MERHABA 39 ADD, BKM ve TGB 8 Mart'ı kutladı... Merhaba Berlin Türkisch-Europäische Stiftung für Bildung und wissenschaftliche Forschung Schule und Bildung, zwei problematische Bereiche Im Bereich Schule und Bildung wird von der muslimisch geprägten Gesellschaft gefordert, dass die Schule nicht nur als Bildungsort fungiert, sondern auch einen Ort für Gemeinschaftsbildung ausmacht sowie für kulturelle Aufklärung und Sensibilisierung agieren soll. Die Klassengröße und die damit verbundene Kameraderie stellt eine optimale Bedingung zum Zusammenleben dar. Die junge Generation in der Gesellschaft welche sich durch Normen und Werte definiert, ist objektiv und ohne jegliche Präjustiz Freizeitaktivität I m Ruhrgebiet ist außerdem erkennbar, dass Fußballvereine mit Migranten zum Beispiel durch Türken geprägt sind, diese sind hauptsächlich als Migrantenvereine zu betrachten. Bei den Sportvereinen findet die Integration im Bereich Fußball dadurch sehr gut statt. Sehr viele Jugendliche muslimische Migranten gehen zu deutschen Sportvereinen, weil sie das Ziel ihre Selbstverwirklichung durch Fußball zuhaben gestalten. Diese Annahme geht aus Gesprächen mit den jeweiligen Fußballvereinen in Essen, Gelsenkirchen und Duisburg hervor. Doch bei fast allen anderen Sportarten wie Basketball und Volleyball, Tischtennis oder Tennis sind die muslimischen Migranten sehr unterrepräsentiert, auch im Frauenfußball sind die muslimischen Frauen wenig repräsentiert. 40 MERHABA SEPTEMBER 2015 Türken beim Fußball identifizieren sich mit Deutschland Bei der Weltmeisterschaft letztes Jahr jedoch haben sowohl türkische als auch deutsche Jugendliche zusammen Fußball geguckt. Daraus ergibt sich, dass sich die türkischen Jugendliche als „Deutsche“ identifiziert haben, diese Feststellung geht auch aus den Gesprächen mit den Jugendlichen hervor. Letztendlich ist noch hervorzuheben, dass besonders bei diesen Jugendlichen, die sich sowohl mit Deutschland verbunden fühlen als auch mit der Türkei und eine Ausbildung oder ein Studium absolviert haben, die Intention steigt in das Herkunftsland zurückzukehren um dort ihre Zukunftschancen in Anspruch nehmen zu können. Dies könnte sowohl auf eine steigende Identifizierung mit dem Heimatland ihrer Familie zusammenhängen, als auch mit der Wahrnehmung der steigenden Berufschancen in der wirtschaftlich blühenden Türkei. PROF. DR. FARUK ÍEN Migrantenselbstorganisationen Für diese neu entwickelte Lebensweise der Jugendlichen im Ruhrgebiet sind die Moscheevereine und Migrantenselbstorganisationen von großer Relevanz. Durch die vielfältigen Freizeit- und Bildungsangebote gewinnen diese Vereine zunehmend an Bedeutung. Aufgrund der großen Zahl von Zuwanderern gibt es im Ruhrgebiet eine überdurchschnittliche Zahl von Migrantenselbstorganisationen (MSO). Einzelne Städte mit hohem Migrantenanteil und dadurch bedingt hohen Zahlen an türkischen Selbstorganisationen sind die Städte Duisburg (190), Gelsenkirchen (105), Dortmund (90) und Essen (75). Diese Zahlen gehen aus eigenen Untersuchungen hervor. Die Nutzung der von den Vereinen angebotenen Dienstleistungen Merhaba Berlin FOTOÌRAF: ÇÛÌDEM HIZKAN deckt ein weites Feld mit unterschiedlichen politischen, kulturellen, berufsständischen und religiösen Aufgaben und Zielsetzungen ab. Oft gibt es im Ruhrgebiet für die Migranten trotz der Bemühungen der Wohlfahrtsverbände noch nicht für alle sozialen Ansprüche (Behinderung, Sozialberatung, Erziehungsberatung etc.), eine erreichbare Anlaufstelle mit gleichwertigen Angeboten, wie es für die Mehrheitsgesellschaft der Fall ist. Sehr häufig übernehmen stattdessen Migrantenorganisationen durch adäquate Angebote für ihre nationale Zielgruppe diese Aufgaben. An Hand dieser ersten Be- standsaufnahme wurde festgestellt, in welchen unterschiedlichen Einrichtungen und Lebensbereichen (Kindergarten, Schule, Altenheime, etc.) durch den muslimischen Glauben geprägte Werte und Verhaltensweisen konflikthaft auf westlich orientierte und christlich geprägte Vorstellungen treffen. In letzter Zeit denken dadurch auch islamische Wohlfahrtsverbände daran, einen islamischen Wohlfahrtsverband gründen zu wollen und zwar von dem deutsch-türkischen Muslimdachverband Ditib. Selbstorganisationen von Migranten nehmen darüber hinaus eine Brückenfunktion im Verhältnis zwischen Zuwandergruppen und Mehrheitsgesellschaft wahr. Durch ihre Aktivitäten schaffen sie einen Begegnungsraum für beide Seiten, der einen Austausch zwischen der Zuwandergruppe und der Mehrheitsgesellschaft ermöglicht. Typisch für diese Art Selbstorganisation sind die deutsch-türkischen Freundschaftsvereine, die insbesondere in den 70er und 80er Jahren gegründet wurden und teilweise heute noch sehr aktiv sind. SEPTEMBER 2015 MERHABA 41 Merhaba Berlin Türkisch-Europäische Stiftung für Bildung und wissenschaftliche Forschung Die Muslime haben sehr viele Probleme In den letzten 5 Jahren ist die Integration von Migranten auf der Tagesordnung im Bund, im Land und in den Kommunen angekommen. Trotz der eingesetzten Kommissionen, Förderprogramme und Integrationsteams hat sich diese Erkenntnis als Handlungsbedarf in der breiten Öffentlichkeit – insbesondere auch bei vielen Verantwortungsträgern in der Politik, in der Wirtschaft, in sozialen, kulturellen und sportlichen Gremien noch nicht durchgesetzt. Türkisch-Europäische Stiftung für Bildung und Wissenschaftliche Forschung 42 MERHABA SEPTEMBER 2015 M oscheeneubauten, die Höhe von Minaretten, Kopftuch ja oder nein, die Deutsche Sprache als Voraussetzung für Integration, dies sind nur wenige Themen, welche seit langem auch im Ruhrgebiet ausführlich diskutiert werden. Im alltäglichen Sprachgebrauch spricht man ständig von Muslimen in Deutschland, es vermittelt den Eindruck als handle es sich dabei um einen Teil der Gesellschaft der zwar die deutsche Staatsbürgerschaft innehat aber dennoch nicht zum deutschen Volk dazugehört. Somit ist es höchste Zeit, dass Muslime in das Zentrum des Interesses gerückt werden, um die reale Gegenwart des Islam in Bezug auf das Ruhrgebiet zu betrachten. Dazu gehören zum einen die ökonomischen Dimensionen ebenso wie die sozialen und kulturellen Integrationsleistungen. Innerhalb von Deutschland ist das Ruhrgebiet im Hinblick auf seine Migrationsgeschichte und Bevölkerungsstruktur eine einzigartige Region, da sich dort die ersten Migranten vor allem Muslime während der 60er Jahre niedergelassen haben. Türken bilden die größte Gruppe Der Regionalverband Ruhr verweist durch eine Statistik auf ca. 35,6 Türken, die im Ruhrgebiet leben. Betrachtet man die Zusammensetzung der in Deutschland lebenden Muslime insgesamt nach ihrer Herkunft zeigt sich, dass mit einem Anteil von 35,6 Prozent die deutliche Mehrheit aus der Türkei stammt. Merhaba Berlin Ein komplexes Zusammenspiel von Push- und Pull-Faktoren hat im Laufe der Zeit die verschiedenen Menschen im Ruhrgebiet zusammengeführt. Viele von ihnen besitzen inzwischen die deutsche Staatsbürgerschaft. Es gibt nun keine sekundärstatischtische Möglichkeit mehr, sie von der Mehrheitlichen Bevölkerung zu unterscheiden. Gerade diese interkulturelle Prägung verleiht dem Ruhrgebiet seinen besonderen Charakter und seine ökonomischen wie kulturellen Stärken und Chancen. Zuwanderer aus verschiedenen Herkunftsländern treffen nicht nur im Ruhrgebiet auf ein interkulturell kompetentes soziales Umfeld, sondern sind auch verantwortlich für die besondere Geschichte der Bergbauregion. Islam gilt als Hindernis für die Integration Aber ins besonders mit dem Islam geht die deutsche Gesellschaft zunehmend in die Präjustiz, er wird als eine fremde und bedrohliche Religion gesehen und als Negativbild geradezu spiegelbildlich dem positiv bewerteten Christentum gegenübergestellt. Dies hängt damit zusammen, dass sich die Integrationsdebatten in Deutschland auf den Islam konzentrieren und der Glaube der muslimischen Migranten vielfach als Ursache für Integrationsdefizite in Bildungseinrichtungen und in zivilgesellschaftlichen Institutionen im Ruhrgebiet angesehen wird. Das Bild der Zuwanderung spiegelt sich in den Städten Essen, Duisburg und Gelsenkirchen wieder. In Essen sind zum Beispiel die Stadtteile Vogelheim und Katernberg für die Migrantenbevölkerung ein typisches Kenn- zeichen. Die drei Städte verfügen daher jeweils über ein kommunales Integrationszentrum, welches vielen verschiedenen Aufgabenbereichen innehat. Duisburg Marxloh Deutscher Chinatown Die Lokale Ökonomie und hier insbesondere die „Hochzeitsmeile“, ein deutschlandweit bekanntes Cluster von Geschäften mit Hochzeits- und Abendmoden, zieht mittlerweile Einkäufer aus dem gesamten Ruhrgebiet nach Marxloh. Insgesamt lassen sich in Marxloh 153 Geschäfte finden, welche überwiegend in türkischem Besitz sind. Obwohl oft als Positivbeispiel für Integration benannt, kann dies Entwicklung auch angefochten werden und als ein Integrationshemmnis gesehen werden. Wichtig ist jedoch zu verzeichnen, dass sich dieser Stadtteil positiv auf die wirtschaftliche Integration entwickelt hat. Besonders die älteren Migranten verbringen viel Zeit in den zahlreichen Kaffeehäusern und Restaurants. Dies ist deshalb zu verzeichnen, da sich die deutschstämmige Bevölkerung zurückzieht und da- durch kein Austausch zwischen der deutschstämmigen Bevölkerung und den Migranten des Stadtteils möglich ist. Entsprechend dieser Städteentwicklung nimmt die Bekennung zum Islam unter türkischstämmigen Migranten im Ruhrgebiet zu. Junge Muslime identifizieren sich immer mehr mit dem Islam und halten die fünf Säulen des Islam ein, auch wenn sie äußerlich nicht den Eindruck vermitteln und sich nicht traditionell muslimisch kleiden. Allgemein formuliert bedeutet das, dass sie das Glaubensbekenntnis innehalten, fünf Mal am Tag beten, Almosen zahlen, fasten im Fastenmonat Ramadan und an der Pilgerreise nach Mekka teilnehmen. Dies ist eine Beobachtung die aus den Gesprächen mit der DITIB Fatih Moschee Essen-Katernberg e.V. hervor geht. PROF. DR. FARUK ÍEN SEPTEMBER 2015 MERHABA 43 Merhaba Berlin Rezidans’da iftar yeme©i Toplumun büyük bir bölümüne hitap eden geleneksel iftar yeme©ine bu y⁄l da geni‚ bir kat⁄l⁄m oldu. Ba‚konsolos Íen konu‚mas⁄nda, önemli mesajlar verdi. T .C. Berlin Başkonsolosluğu Rezidansı’nın bahçesinde verilen iftar yemeğine Türkiye'nin Berlin Büyükelçisi Hüseyin Avni Karslıoğlu, Berlin Emniyet Müdürü Klaus Kandt, Berlin Süryani Cemaati Önderi Murat Üzel, Federal Meclis CDU Milletvekili Cemile Giousouf, SPD Eyalet Milletvekili İlkin Özışık, çok sayıda sivil toplum kuruluşu temsilcileri, işverenler, yerel ve ulusal basın temsilcileri katıldı. Başkonsolos Şen, yaptığı Türkçe ve Almanca konuşmasında ''İftarımızı bu gece huzur, dostluk ve sevgi içinde birbirimizle paylaşıyoruz. İftar soframıza iştirak ettiğiniz için teşekkür ederek hepinizi içtenlikle, saygıyla selamlıyorum. Ramazan ayı islam toplumlarında insanlar arasında sevgi, saygı ve hoşgörünün yoğun bir şekilde yaşandığı, inananların lokmalarını paylaşarak kardeşliklerini pekiştirdikleri mubarek aydır. Mübarek Ramazan ayı, bizler gibi vatanlarından ayrı, farklı dinlere ve kültürlere mensup insanlarla birarada yaşayan müslümanlar için, hem birlikteliğimizi kuvvetlendirdiğimiz, birbirimizle kenetlendiğimiz, hem de başka dinlere ve kültürlere mensup dostlarımıza, komşularımıza sevgi ve barışı temel alan dinimizin anlatıldığı günlerdir. Bu nedenle bu kutsal ayı, bu sene de bir kez daha coşkuyla karşıladık. 44 MERHABA SEPTEMBER 2015 Türk-Alman dostluğu bilindiği üzere memnuniyet verici seviyededir ve gün geçtikçe gelişmektedir. Dikkat çeken mesajlar veren T.C. Berlin Başkonsolosu Ahmet Başar Şen konuşmasını şöyle sürdürdü: Almanya'da yaşayan üç milyonu aşkın insanımız bu dostluğun en kuvvetli garantörü, en etkin taşıyıcısıdır. “Hüsnü kabul kültürünün gelecekte Alman toplumunun tüm kesimlerine yayılması, çok renkliliğin topluma getirdiği kuvvet ve dinanizmin farkına varılması en büyük temennimizdir. Almanya, Türk ve Müslüman anahtar sözcükleri söylendiğinde, saldırıya uğrayan insanlar, NSU ve benzeri cinayetler ya da yıkılan camiler ile akla gelmesin. Alman dostlarımızın bu doğrultuda, ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve islamofobiyle kısa, orta ve uzun vadeli mücadeleye gireceklerini umuyoruz.“ Göç ve Uyumdan Sorumlu Federal Devlet Bakanı Aydan Özoğuz tarafından verilen iftar yemeğinde konuşma yapan Federal Şansölye'nin, İslam'ın Almanya'ya ait olduğuna dair sözleri, benzer şekilde yardımcısı Sigmar Gabriel'in ve Federal İçişleri Bakanı Maiziere'in verdikleri sıcak mesajlar buradaki toplumumuzda büyük memnuniyet yaratmıştır“ dedi. „Almanya, Türk ve Müslüman anahtar sözcükleri söylendiğinde, saldırıya uğrayan insanlar, NSU ve benzeri cinayetler ya da yıkılan camiler ile akla gelmesin...“ Merhaba Berlin Tıp’da Yenilikler Dr. med. Ûsmail Nevzat TUNCAY T⁄p.Dr./Univ. Istanbul Facharzt für Allgemeinmedizin Facharzt für Chirurgie Aile doktorlarının önemli bir problemi: Depresyon, Psikolojik Sıkıntılar Genellikle kişilerin ilk şikayet noktası; içlerini açabildikleri ilk yer ev doktorları… Bu sebeple bu tür rahatsızlıkları olanların, iç sıkıntısı, mutsuzluk, uyku bozukluğu veya halsizlik, enerjisizlik şikayetleriyle gelenlerin ilk müracaat noktası ev doktorları oluyor. E v doktorlarına düşen görev, şikayetlerin bir hastalık tablosuna dönüşüp dönüşmediğine bakmak, ne yapılması gerektiğine karar vermek… Hafif bir mutsuzluk tablosuyla mı karşı karşıyayız? Yoksa ciddi bir psikolojik sıkıntıyla mı gelmiş hasta? Orta yada ağır tablo ile gelenler hemen nörologlara, psikiyatristlere yönlendiriliyor. Çoğu hastamız “ben deli miyim yani Doktor Bey,” diye itiraz edip gereken doktorlara gitmek istemeyip, ayak sürüyor. Bir mesele de sinir doktorları ve psikiyatrların hemen zaman ayıramaması. Aylarca sonraya kalan randevular var. Özetle ev doktorları bu zaman zarfında hastaya yardımcı olmaya çalışıyor, ilk yardımı gerçekleştiriyor. Burada hastaya mutlaka zaman ayırmak, yavaş yavaş şikayetlerin temel noktasına doğru gitmek, derinleşmek gerekiyor. Çocukluk, gençlik, beklentiler, sosyal yaşam, Almanya’da yeni olmak, uyum sorunları, daha düz söylemek gerekirse, gelin ya da damat olarak Almanya’ya gelmek; o güne kadar kurulmuşher türlü bağı yeniden tesis edecek olmak; çoğunlukla insanlara ruhun kaldıramayacağı bir ağırlık getiriyor. Çocuklar, eşlerin ilişkileri, boşanma, gelenin Almanya’da ailesi olan tarafından aşağılanması gibi sorunlar önümüze geliyor. İnsanlar üstesinden gelemedikleri meselelerle boğuşuyor. Bu durumda acı çeken, çeşitli nedenlerle müzdarip olan kişileri dikkatlice yavaş sorgulamak, kişiyi de gözleyerek ilk konuşmayı yapmak gerekiyor. Birkaç gün içinde ikinci ve devamı gelecek olan konuşmalar zarfında bitkisel kökenli hafif sakinleştiriciler, yaşam şeklini değiştirme önerisi ile birlikte sunuluyor hastaya. Yani, parklarda yürümek, oksijeni bol olan alanlarda bir iki hareket yapmaya teşvik, hastanın kendinden çıkmasınısağlayacak, komşusuyla kahve içmek, sokaktaki köşe başındaki bankta oturup bir iki lafla günü paylaşmak, biraz güneşlenmek gibi öneriler getirildiğinde bazen etkili olabiliyor. Günün belli saatlerini kendine ayırabilmesi gerekiyor insanın, içe dönük halden kurtulmak, hayattan keyif almayı başarabilmek önemli. Hasta için elbette tüm bunlar sinir doktoruna veya psikiyatra gidene kadar doldurulan ara zamanlar. Kuşkusuz derin sıkıntıları olan insanların mutlaka bu anlamda terapi görmeleri gerekiyor. Çeşitli antidepresanlar var ve hastalarımızın aklına ilk önce depresyon ve antidepresan geliyor; ancak sıkıntının nedeni ille depresyon olacak değil. Çok çeşitli ruh sıkıntılarına göre hastaların sinir doktorları ve psikiyatrların önerdiği ilaçları gözetim altında almaları kendi kafalarına göre “iyileştim ben” diyerek bırakmamaları gerekiyor. Her türlü büyük felaket ruhu etkiliyor. Açlıklar, savaş, sürgün, deprem gibi. Çocukluğumuzu etkileyen herşey geri döndürülemez bir şekilde ruhumuza kazılı. Genetik özelliklerimiz de kendimizle birlikte taşıdığımız bir tür kaderimiz. Tüm bunlarla birlikte; mutluğun mucize reçetesi diye soracak olsanız; yine kendi içimizde yatıyor kuşkusuz diyebiliriz. SEPTEMBER 2015 MERHABA 45 Merhaba Berlin Yekdane Kültür ve Sanat Toplulu©u Tatil öncesi Tiyatrom’da bir aç⁄k kap⁄ günü düzenleyen Yekdane, yeni dönem kurslar⁄na Eylül ay⁄nda kald⁄©⁄ yerden devam edecek. U zun y⁄llardan beri yapt⁄©⁄ kültürel ve sanatsal çal⁄‚malar⁄ ile tan⁄nan „Yekdane Kültür ve Sanat Toplulu©u“, Tiyatrom’da bir Aç⁄k Kap⁄ Günü düzenledi. Açık Kapı Günü’nde çocuklar, gençler ve yeti‚kinler dans ve tiyatro gösterileri ile sahne aldılar. Ayrıca derne©in çalı‚malarını içeren bir de sunum yapıldı. Yekdane Derne©i Ba‚kanı U©ur Erba‚, çalı‚maları hakkında Merhaba’ya yapt⁄©⁄ aç⁄klamada ‚öyle dedi: „Yekdane dans ve tiyatro okulumuz Eylül ayında yeni dönem kurslarına son hız devam edecek. Profesyonel veya amatör olarak dans ve tiyatro yapmak isteyen tüm çocuk, genç ve yeti‚kinleri bekliyoruz. Tiyatro kurslarımız Kıbrıs Devlet Tiyatrosu’nun de©erli hocası Zerrin Akdenizli yönetiminde yap⁄lmaktad⁄r. Dans kurslarımız da ise, her yörenin dansları çalı‚ılmaktadır. 5-7, 7-12, 12-15 ve 15 ya‚ üstü gruplar halinde yapılacak tiyatro ve dans kursları için kayıtlarımız 30 Ekim’e kadar devam edecektir.“ Aç⁄k Kap⁄ Günü’ne kat⁄lan TBB sözcüleri Ay‚e Demir ve Sevda Polat da, U©ur Erba‚‘⁄ bir buket çiçek ile kutlarken, Yekdane'nin çalı‚malarına destek verdiklerini dile getirdiler. 46 MERHABA SEPTEMBER 2015 CHP Berlin Birli©i’nden bilgilendirme toplantısı C HP Berlin Birliği, üyeleri ve aileleri ile CHP’ye yeni üye olmak olmak isteyen Berlinliler için bir toplantı düzenledi. Mehringdamm’daki Alsancak Simit Sarayı’nda düzenlenen çaylı-simitli toplantıya çok sayıda üye ve konuk vatandaş katıldı. CHP Berlin Birliği Başkanı Sonay Ataç karşılıklı sohbet ortamında geçen toplantı öncesi bir selamlama konuşması yaptı. Ataç, Berlin‘de yaşayan daha çok sayıda insana ulaşmak için böyle bir toplantıyı düzenlediklerini söyleyerek, gündeme ilişkin bazı değerlendirmelerde bulundu. Sonay Ataç, konuşmasında Türkiye’de giderek artan terör olaylarına değinerek herkesin daha dikkatli olmasını ve provokasyonlara gelinmemesi gerektiğini belirtti. Aksi takdirde 1970’li yıllardaki terör ve şiddet ortamına yeniden dönüleceğinin altını çizen Ataç, Almanya’da ve Berlin’de yaşayan herkesin özellikle Türkiye’deki yakınlarına bu durumu anlatarak onların da daha dikkatli olmasını istedi. Toplantıya katılanlar Sonay Ataç’ın konuşmasından sonra kendi aralarında uzun soluklu sohbetler yaptılar. Merhaba Berlin Berlin Parlamentosu Sol Parti Milletvekili, Katılım ve Politik Göçmenler Sözcüsü Hakan Ta‚ Berlin Marzahn-Hellersdorf ilçesinde bir mülteci yurduna yapılan saldırıyı kınadı. Ta‚: “Bu hain saldırıyı ‚iddetle kınıyorum” M arzahn-Hellersdorf’daki mülteci yurduna karşı önceden de aralarında aşırı sağcıların da bulunduğu gruplardan tepkiler gelmiş olduğunu anımsatan Sol Parti/Die Linke Berlin Eyalet Meclisi Milletvekili Hakan Taş, güvenlik güçlerinin yurtların güvenliğinin sağlanması için her türlü önlemi alması gerektiğini belirtti. Milletvekili Hakan Taş açıklamasında şu görüşlere de yer verdi: “Güncel kamuoyu araştırmaları Almanya halkının çoğunluğunun ülkenin yüksek sayıda mülteciyi alabileceği görüşünü koruduğunu göstermektedir. Politikacılar bu olumlu yaklaşımı zedeleyecek her türlü mülteci karşıtı söylemden kaçınmalıdırlar.” Linksfraktion verurteilt feigen Anschlag auf Flüchtlingsheim Z Rechtsextremisten angefeindet worden. Die Sicherheitsbehörden müssen alles tun, um einen sicheren Aufenthalt von Flüchtlingen zu gewährleisten. Dieses Heim war schon mehrfach von einigen Bewohnern und bekannten Aktuelle Umfragen belegen, dass die Mehrheit der Bevölkerung der Meinung ist, Deutschland könne Flüchtlinge auch in hoher Zahl aufnehmen. Die politisch Verantwortlichen sind in der Pflicht, diese positive Grundhaltung nicht durch Flüchtlinge diffamierende Aussagen zu beschädigen. um Brandanschlag auf ein Flüchtlingsheim im Berliner Bezirk Marzahn-Hellersdorf erklärt der Sprecher für Inneres, Partizipation und Flüchtlinge Hakan Taş: Ich verurteile diesen feigen Anschlag. Glücklicherweise ist dank der Aufmerksamkeit des Wachpersonals niemand zu Schaden gekommen und die Täter konnten gefasst werden. Kulturelle Vielfalt schafft Arbeitsplätze in Deutschland Verband der Migrantenwirtschaft VMW fordert: Interkulturelle Öffnung und spezifische Beratung in den Kammern für migrantische Unternehmer und Gründer J eder fünfte Unternehmensgründer in Deutschland hat einen Migrationshintergrund. Um so wichtiger ist es, dass sie die Hürden, die speziell Migranten bei Unternehmensgründungen nehmen müssen, kennen und sich darauf vorbereiten. Wir appellieren an die Industrie- und Handelskammern sowie Handwerkskam- mern sich interkulturell zu öffnen und in den Kammern vor Ort Geschäftsbereiche für die spezifische Beratung von Migranten-Unternehmen einzurichten. Der VMW Vorstand, zu dem unter anderem Aygül Özkan und Nihat Sorgeç gehören, hat jetzt diese Forderungen an die Präsidenten von ZDH und DIHK gerichtet. SEPTEMBER 2015 MERHABA 47 Bir Gazetecinin Not Defterinden Ölüm değirmeni sanki niyetsiz niyetlerin niyeti Bilmem ne uğruna nefret kin ile olur insanlar zihniyeti Koltuk uğruna ne zormuş insanların memnuniyeti Ülkemin hiç mi yok insanı ile değeri Bilmem nereden alındı bu insanlığın ehliyeti Kör ile niyetsizle yatanın budur zihniyeti Söyleyin nefret kin midir insanlığın medeniyeti Kul Mehmet Tatil bitti. Çocukları olanlar kentimize döndü. Hala fırsat kollayanlar da sırada.. Ben de kardeşimle birlikte, yıllar sonra annemle bir bayram geçirip, unuttuğumu sandığım güzellikleri yaşadım... Kuzenlerimle hasret giderdim. İki yıldır gidemediğim memlekete olan özlemimi İstanbul'dan başlayarak İstanbul'da son bulan iki hafta geçirdim. Bazı gelişmeler sevindirdi. Ancak beni üzen çok şey vardı. Denizi uzaktan gördüm. İstanbul'da yaşayan ama İstanbul'u bilmeyen insanları da gördüm. İnsanların mega kentte, bir kaosun içinde farkında bile olmadan kayıp olduklarını fark ettim. Bir curcuna, bir tantana, bir başı bozukluk. Yetmedi. Görüntü ve gürültü kirliliği ki sormayın gitsin. Hoyrat ve kaba saba bir sistem. Orman kanunlarının hüküm sürdüğü vahşi ve acımasız bir yaşam. Çok pahalı bir ülkede herşey günlük yaşanıyor. Seçimlerin üstünden onca zaman geçmesine rağmen hükümetin kurulamaması, garip bir şekilde yeniden başlatılan çatışma or- 48 MERHABA SEPTEMBER 2015 Yıllar sonra, unuttuğumu sandığım güzellikler yaşadım... tamı. Arka arkaya gelen ölüm haberleri moralleri sıfırlamış durumda. Ama birileri hala siyasi hırs ve tek adam olma hevesiyle ülkenin yörüngesine, adeta çomak sokmaya devam ediyor. Yeniden seçim öngördüler. Bizler de yeniden sandığa gideceğiz. Anlayacağınız geride yangın yerine dönen bir ülke bıraktım. Başta İstanbul olmak üzere İzmir, Konya ve Bursa gibi kentlerde savaş mağduru insanlar da gördüm... Kimisi ülkem gibi, zevki sefa içinde, kimisi de, yine ülkem gibi, sefalet içinde. Sayıları kimilerine göre iki kimilerine göre dört milyon. Bu Türkiye'nin kaldırabileceği bir yük değil. Binlercesi Avrupa'ya geçmeye çalışıyor. Akdeniz adeta ölüm denizi oldu. Bu satırlar yazıldığı sırada iki bin beş yüz kadar insan, Akdeniz'e tatile değil ölüme gitti. Bu ortamı yaratanlar mutlaka hesap vermeli. Bir hesap da yıllardır dilimizde tüy bitiren, kalemimizde mürekkep bırakmayan Alman politikacılar ver- meli. Hep dedik ki bu ülkede ayrımcılık var. Gizliliği kalmamış bir ırkçılık var. Önlem alın! Zira biz de, bu ülkenin bir parçasıyız.. Hatta o ırkçılık yapanlardan daha eski Almanyalıyız. Gelin görün ki NSU cinayetlerinin hala sonucu alınmadı. PEGİDA diye bir olguyu vitrine ben koymadım. Çeşitli nedenlerle ülkesinden kaçanların bir başka sığınma yeri Almanya. Bu yılki sığınmacı tahmini 800 bin. Politikacılar bu insanlara sadece rakammış gibi bakıyor. Sığınmacılar üstünden, AB'den her yıl milyonları götüren Almanya, yada Almanlar, son olarak sığınmacılara saldırdı. Sığınmacı yurtları, camiler yakılmaya devam ediyor. İslam ve yabancı düşmanlığının üzerine benzin dökülüyor. Neden? Nedeni çok basit. Düşmanlık! Bu memleket, bu ülke, bu topraklar kendinden olmayanlara yaptıklarıyla dünya tarihine geçti. Yine geçmesin. Şansölye'nin yaptığı gibi kınamak yetmiyor. Tehlike koşar adım her yeri sarıyor. Gelin el birliğiyle önlem alalım... Merhaba Berlin MÜNÛR BAÌRIAÇ IK berlinmunir@gm ail.com Dedik ya bizim damarlarımızda Alman kanı akmıyor, kafataslarımız farklı da olsa bir çok Alman'dan daha Almanyalıyız... Bunu da, sosyal hayatta, sanatta, sporda, ekonomide ve daha bir çok alanda ispatlıyoruz. Örneğin, onlarca yıldır Berlin’de matbaacılık sektöründe çok önemli işler yapan, uyum adına elinizde tuttuğunuz bu dergiyi yıllardan beri maddi olarak sırtında taşıyan Diyap Sakallı ve yıllardır Berlin'de Türk ve Alman spor kulüplerine çok şey veren Durmuş Ali Matur. Bu iki dost insan yakında Brandenburg’ta işletmeye geçecek olan, alternatif enerji üretecek Güneş Enerjisi Parkı’nı bu ülke için kurdular. İlk geldiği günü, çok iyi bildiğim besteci-piyanist Sinem Altan, her yıl düzenlenen "Young Euro Classic" müzik festivali kapsamında verilen "Avrupa'nın en iyi bestekar ödülü"nü bu ülke adına aldı. Meslek Eğitim Merkezi Bildungswerk in Kreuzberg (BWK) bu ülke gençliğine eğitim verdi. Mesut Özil, İlkay Gündoğan, Oktay Urkal bu ülke adına forma giydiler. Cem Özdemir, Aydan Özoğuz, Sevim Dağdelen, Özcan Mutlu, Emine Demirbüken-Wegner gibi dostlar, bu ülke için politika yaptılar. Yapmaya da devam ediyorlar. Şimdi onlara da büyük sorumluluk düşüyor. İvedilikle Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti Uyum Meclisleri Birliği‘nin yaptırdığı araştırma sonuçlarının da ortaya koyduğu gibi, bu ülkede yaşamayı seçen herkese, en azından yerel seçim hakkı verilmesi için uğraş versinler... 2015 Avrupa Basketbol Şampiyonası Berlin’de yapılıyor... Çoğumuzun tutkusu futboldur. Dünyayı eşinden koşturan, artık futbolun, sadece futbol olmaktan çıktığı, hayatımıza çok farklı anlamlar kattığı bir zamandayız. Ancak son zamanlarda elde edilen başarılar, yatırımlar, basketbolu da insanımızın ilgi alanına dahil etti. Berlin, büyük bir basketbol olayına ev sahipliği yapıyor. Gururumuz 12 Dev Adam’ın, Avrupa Basketbol Şampiyonası’na renk katacağından eminim... SEPTEMBER 2015 MERHABA 49 Merhaba Berlin Rechtsanwältin Fatma Güccük HUKUK KÖÍESÛ Avukat Fatma Güccük info@gueccuek.de Tatilde, otelde h⁄rs⁄zl⁄k vakas⁄ oldu©u takdirde zarar⁄ tatilciye kim öder? B ilindi©i gibi tüm otellerde i‚letmeciler odalara, çal⁄nan e‚yalar veya ziynet e‚yalar⁄ için sorumluluk kabul etmediklerini yazarlar. Bundan dolay⁄ otel i‚letmecilerinden maddi zarar⁄ talep etmek biraz zor ve me‚akatli olabilir. Tabi sorunsuz bir ‚ekilde ödeme yapan oteller de var. Ancak tatile giden ki‚inin belirli bir sigortas⁄ var ise, mesala „Bagaj Sigortas⁄“ (Reisegepäckversicherung), o zaman bu sigorta üzerinden zarar⁄ belirli ko‚ullarda talep edebilir ve sigortadan maddi zarar⁄n⁄ alabilir. Baz⁄ durumlarda ev sigortas⁄ da (Hausratsversicherung) çal⁄nan e‚yalar⁄n zarar⁄n⁄ kar‚⁄layabilir. Genelde bu tür sigortalar ki‚inin kald⁄©⁄ otel odas⁄nda veya evde bir h⁄rs⁄zl⁄k vakas⁄ oldu©unda devreye girer ve genelde ödeme yapmak zorundad⁄r. Ama ço©u zaman sigorta ‚irketleri taraf⁄ndan sözle‚melerde baz⁄ istisnalar ve k⁄s⁄tlamalar getirilmi‚tir. Bu k⁄s⁄tlamalardan bir tanesi ise, çal⁄nan e‚yalar⁄n çal⁄nd⁄©⁄ tarihteki de©erinin (Zeitwert) ödenmesi ve bunun da yine 50 MERHABA SEPTEMBER 2015 belirli bir meblayla s⁄n⁄rlanmas⁄ ve belirli bir meblay⁄ geçmemesi kayd⁄ylad⁄r. Mesela zarar⁄n sadece 1500,Euro’ya kadar ödenmesi gibi. Yani e‚yay⁄ ald⁄©⁄n⁄zdaki tarihte ödedi©iniz sat⁄‚ fiyat⁄n⁄ de©il de çal⁄nd⁄©⁄ andaki de©erini ödüyor sigorta. Bu da ‚u demek: Çal⁄nan e‚ya ne kadar „eski“ ise, o kadar az zaman de©eri vard⁄r ve ödenecek mebla çok az veya 0 EUR olabilir, ‚ayet çal⁄nan mal⁄n de©eri kalmam⁄‚ ise. Bu kesinlikle mümkün, çünkü e‚yalar için belirli bir ömür biçilir ve buna göre de©erleri belirlenir. Di©er bir husus ise, sözle‚meler e‚yalar⁄n otel odas⁄nda çok emin bir ‚ekilde saklanmas⁄n⁄ öngörür. Mesela aç⁄kta herkesin rahat bir ‚ekilde ula‚amayaca©⁄ bir ‚ekilde saklanmas⁄ ve muhafaza edilmesi gibi. Bu özellikle ziynet e‚yalar, yani tak⁄lar için önemli. Íayet ziynet e‚yan⁄z çal⁄nm⁄‚ ise, o zaman ço©u sigortalar sözle‚melerinde, bunun ayr⁄ bir kapal⁄ kutu içinde saklanmas⁄n⁄ ön görürler. Yani tak⁄n⁄n odada bulunmas⁄ ve tatilcinin kap⁄s⁄n⁄ kilitleyipte gitmesi yeterli say⁄lm⁄yor, ayn⁄ zamanda oteldeki çekmeceye b⁄rakmas⁄ da yeterli de©il. Bunun için tak⁄n⁄n muhakkak bir kasa içinde ve bu kasan⁄n da odada duvara veya dolab⁄n içine monte edilmesi gerekiyor, tak⁄n⁄n emin bir ‚ekilde kilitli bir kutunun içinde muhafaza edildi©ini ve sakland⁄©⁄n⁄ ispat etmek gerekiyor. Ancak çal⁄nan e‚ya para ise, o zaman genelde bagaj sigortalar⁄ bu zarar⁄ kar‚⁄lamazlar. Íayet cep telefonu çal⁄nd⁄ysa, o zaman sözle‚mede bununla ilgili istisnai bir durum yok ise anla‚ma gere©i, o zaman cep telefonun zarar⁄ kar‚⁄lan⁄r. Bu mebla da k⁄s⁄tlamalardan dolay⁄ yine çok yüksek olmayabilir. Yine baz⁄ bagaj sigortalar⁄ ise, cep telefonu çal⁄nd⁄©⁄nda bu zarar⁄ sözle‚me gere©i kesinlikle kar‚⁄lamaz. Bu yüzden bu tür sigortalarda sözle‚meyi imzalamadan önce birkaç tanesini kar‚⁄la‚t⁄rmak ve hangi ko‚ullarda k⁄s⁄tlamalar getirdiklerine detayl⁄ bir ‚ekilde bakmakta fayda var. Tabiki sigorta ödeme yapsa bile bu ödemenin do©ru ve yeterli olup olmad⁄©⁄n⁄ muhakkak bir avukat arac⁄l⁄©⁄yla kontrol ettirmenizde fayda var. Merhaba Berlin Bir Göç Belgeseli Mustafa Demir ile Ergün Sönmez’in özenle haz⁄rlad⁄klar⁄ kitap, Almanya’ya 50 y⁄l önce çal⁄‚mak için gelen misafir i‚çilerin göçmenlik ya‚am⁄na ayr⁄ bir bak⁄‚ aç⁄s⁄ getiriyor. lmanya’ya Türkiye’den çal⁄‚mak için ça©⁄r⁄lan „misafir i‚çiler“, yar⁄m yüzy⁄l⁄ a‚an uzun bir süreden beri burada ya‚amaya devam ediyorlar. A y⁄llar⁄ - ilk i‚çi örgütlerinin ve mücadelelerinin olu‚umu ve geli‚imi anlat⁄l⁄yor. Ûkinci bölümde ise; 1980 sonras⁄ Almanya’ya yerle‚im dönemi irdeleniyor. Misafir i‚çi olarak geldiler ama dönmediler. Misafirli©i „hem‚ehrilik“ izlerken, 1980’li y⁄llardan sonra Almanya’ya yerle‚meye ba‚layan misafir i‚çiler art⁄k, „göçmen kökenli“ Almanlar oldular. Kitapta, 1967 y⁄l⁄nda Berlin’de kurulan i‚çi derne©i Türk Toplumcular Oca©⁄ TTO’nun kurulu‚ belgeleri de yer al⁄yor. Kurucular aras⁄nda tan⁄d⁄k isimlerden Mustafa Demir, Do©u Perinçek, Sevgi Özdamar, Güner Yüreklik ve Ömer Tulgan’⁄n da ad⁄ geçiyor. 18 kurucu üyenin 8’inin kad⁄n üye olmas⁄ ise ayr⁄ca dikkat çekiyor. Günümüzde, Federal Meclis’in yan⁄s⁄ra Eyalet Meclisleri’nde göçmen kökenli kad⁄n milletvekillerinin say⁄s⁄n⁄n erkelerden neden daha çok oldu©unu ‚imdi daha iyi anl⁄yoruz. Bunun temellerini 50 y⁄l önce atan büyükannelerimizin, haks⁄zl⁄klar kar‚⁄s⁄nda sosyal, siyasi ve sendikal alandaki mücadelenin en ön saflar⁄nda yer ald⁄klar⁄n⁄ görüyoruz. Misafir i‚çi olarak gelen birinci nesil, günümüzde torunlar⁄n⁄n çocuklar⁄n⁄ büyütürken emeklili©in tad⁄n⁄ ç⁄kartmaya çal⁄‚⁄yor. A©r⁄yan dizler, ‚eker, tansiyon derken, doktorlar⁄n bekleme odalar⁄nda sohbetler sürüyor. Mustafa Demir ile Ergün Sönmez’in belgesel nitelikteki bu kitab⁄ ise, doktorlar⁄n bekleme odalar⁄ndaki sohbetlerden öte, ya‚anm⁄‚ bir zaman dilimini belgelerle tarihe not dü‚üyor. Doktor odalar⁄nda bekleyen büyük dedelerin, ninelerin yar⁄m yüzy⁄l önce ya‚ad⁄klar⁄ ac⁄lar⁄, dertleri, sorunlar⁄ ve sorunlar kar‚⁄s⁄nda verdikleri örgütlü mücadeleleri örnekleriyle gözler önüne seriyor. Kitap iki ana bölümden ou‚uyor. Birinci bölümde; Türkiye’den gelen misafir i‚çilerin Almanya’daki ilk Siyah beyaz foto©raflar ve orijinal belgeler, çe‚itli yaz⁄‚malar, el ilanlar⁄, eski dergi ve bro‚ürler ile zenginle‚tirilen kitap için „kendi ya‚am tecrübelerimizle göç tarihimizin kaybolmaya yüz tutan önemli noktalar⁄n⁄ toparlad⁄k“ diyen Demir ve Sönmez, göçün ilk y⁄llar⁄nda ya‚anan sorunlar⁄n ba‚⁄nda uyum konusunun geldi©ine de dikkat çekiyorlar. Birgün yine geldikleri yere geri dönecekler gözüyle bak⁄ld⁄©⁄ndan, misafir i‚çilerin Almanca ö©renmeleri için Alman devleti taraf⁄ndan hiç bir giri‚imde bulunulmamas⁄na ra©men, 70’li y⁄llarda i‚çi derneklerinin, sendikalar⁄n ve AWO kurumunun sundu©u Almanca kurslar⁄na de©inen kitap, „70’li y⁄llar⁄n ba‚⁄nda Almanya’da 2,6 milyon misafir i‚çi vard⁄“ diyor. Ûki Almanya’n⁄n birle‚mesi sonras⁄ndaki sorunlar nedeniyle Almanya’n⁄n az⁄nl⁄klara yönelik uyum politikas⁄ ve 3. nesil göçmenlerin uyum ve d⁄‚lanma aras⁄nda bir az⁄nl⁄k toplumu olarak görülmesi sonucu Ûslama ve Türk milliyetçili©ine yönelmesi/kaç⁄‚⁄, yani kimlik aray⁄‚⁄ ve son olarak NSU cinayetleri de kitab⁄n i‚ledi©i önemli konular aras⁄nda yer al⁄yor. Bilim ve E©itim Yay⁄nevi VWB taraf⁄ndan Almanca olarak yay⁄nlanan bu kitap, göçmenlik tarihimize dü‚ülen önemli bir not, de©erli bir belge. ALS ARBEITER ZU GAST IN DEUTSCHLAND Mustafa Demir - Ergün Sönmez Der lange Weg der Migranten aus der Türkei: Ihre Kämpfe und Organisationen für Integration und Gleichberechtigung VWB - Verlag für Wissenschaft und Bildung ISBN 978-3-86135-163-4 290 Seiten/Deutsch MEHMET ZAÌLI SEPTEMBER 2015 MERHABA 51 Merhaba Berlin Masamdaki Kitaplar Edebiyatımızın KOCA ÇINARI; MİM'li ve ÜNLÜ adem_dursun@web.de RIFAT ILGAZ ADEM DURSUN S anat dünyasında öyle eserler vardır ki, eser kendisini yaratanın önüne geçmiştir. Örnek vermek istersek: İnce Memed, Zübük, Hababam Sınıfı, Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım, Yaprak Dökümü, Hanımın Çiftliği, Murtaza... gibi. Yabancı eserlerden örnek verirsek: Don Kişot, Doktor Jivago, Pollyanna, Savaş ve Barış, Sefiller, Ana, Üç Silahşörler... gibi. Yukarıda örnek verdiğim eserlerin yazarlarını çok kimse aklında tutamaz. Ancak eser olarak bilinir. Ve de ve Rıfat Ilgazrci Asım Bezi yaratıcılarının önüne geçmişlerdir. Yani yaratıcılarından daha ünlüdürler; klasik eser olarak tarihte yerlerini almışlardır. Bu eserler, ya sinema filmi olarak, ya televizyon filmi veya dizisi, ya da tiyatro eseri olarak seyircinin ve okuyucunun aklında kalmışlardır. Eseri yazanın kim olduğu, yaşayıp yaşamadığını pek bilen yoktur halk arasında. Bundan önceki yazımda (Merhaba Temmuz sayısı) bir örnek vermiştim: Alman kütüphanesinde Rıfat Ilgaz'ın eserleri olup olmadığını sorduğum iki kütüphane görevlisi de (ikisinin de yaşları tahminen 50 sonları), Rıfat Ilgaz ismini duyduklarında “O da kim?” sorusuyla karşılaşmıştım. Beni kızdıran Rıfat Ilgaz'ın bir Alman tarafından tanınmaması değildi; kütüphanede çalışan ve yaş itibariyle 50'nin sonlarındaki iki kütüphane çalışanının Rıfat Ilgaz'ı hiç tanımamasıydı!.. Bardağı taşıran olay ise; kütüphane memuruyla konuşmamızı işiten bir Türk bayanının (30'un sonları) “Hababam Sınıfı”nı duyar duymaz, “Yeni kitap mı yazmış?..” diye soru sormasıydı!.. Evet, bu ayki konuğum yine “Ölüm'ün bir şey yapamadığı”; yıllardır eserleriyle aramızda yaşayan bir yazın adamımız: Rıfat Ilgaz... Rıfat Ilgaz 1911 doğumlu. Yani 104 yaşında... 1993 yılında, beden olarak aramızdan ayrılalı 22 yıl olmuş. Ancak O, arkasında bıraktığı eserleriyle hala canlı, aramızda yaşamaktadır. İnsanları öldüren şey ölüm değil, 52 MERHABA SEPTEMBER 2015 Merhaba Berlin unutulmaktır. Beden olarak bu dünyadan ayrılmış olsalar da arkasında bırakmış oldukları eserlerle ölümsüzdürler. İsterseniz hepsini özetleyen bir örnek daha vereyim: Montaigne yazmış olduğu “Denemeler”i ile 400 küsur yıl sonra hala okunmakta ve “En çok satılan”lar arasındadır. Rıfat Ilgaz, her yıl vefat ettiği gün olan 7 Temmuz'da Cide/Kastamonu'da adına Sarı Yazma Festivali düzenlenerek anılmaktadır. Dayanışmanın, savaşmanın ve direnmenin sanatçısı olan Rıfat Ilgaz, 83 yıllık yaşamının yetmiş yılını yazmaya ayıran Türk edebiyatının en büyük isimlerinden biridir. Türkiye'de sanatla rejim arasındaki ilişkinin nasıl olduğunu görmek için Rıfat Ilgaz'ın yazın mücadelesini incelemek yeterlidir!.. Rıfat Ilgaz denilince Hababam Sınıfı gelir akıllara... Sadece bu eser onun mizah yazarı olarak anılmasına sebep olmuştur. Oysa o, edebiyatın hemen hemen her dalında yapıtlar vermiştir. Cumhuriyet'in ilk yıllarında yazmaya başlar. O sıralar bir ortaokul öğrencisidir. Ve çoğu yazarlar gibi şiirle başlamıştır edebiyata. 1944 yılında “SINIF” adlı bir şiir kitabı yayınlar. Fakat kitap ancak 25 gün satışta kalır. Sıkıyönetim tarafından toplanır. Rıfat Ilgaz tutuklanıp Askeri Cezaevi'ne gönderilir. Üstelik ciğerlerinden de hastadır. Bir yandan polisle bir yandan verem hastalığıyla mücadele eder Rıfat Ilgaz. Şiirleriyle bütün yaşamı boyunca MİM'li, ölümsüz eseri Hababam Sınıfı ile de ünlüdür Rıfat Ilgaz; kaldı. 1947'de öğretmenlikten atılınca hayatını öykü, roman, tiyatro oyunu ve gazetelerde köşe yazıları yazarak kazandı MİM'li ve ÜNLÜ yazar Rıfat Ilgaz... “Sınıf'ın ozanıyım Mim'li, Hababam Sınıfı'nın yazarıyım ünlü. Kim ne derse desin, Çocuklar için yazdım hep...” Dönemin bir başka mizah yazarı Aziz Nesin, Rıfat Ilgaz için şunları yazmıştır: Oldukça üretken olan yazın hayatına şiirden mizah öykülerine, romandan çocuk kitaplarına bir çok farklı alanda eser sığdırdı. Yazara edebiyat dünyasında „Koca Çınar“ yada „Edebiyatın Koca Çınarı“ denmektedir. Markopaşa başta olmak üzere çeşitli dergilerde çıkan yazıları ve yayımlanan kitapları nedeniyle hayatının çeşitli evrelerinde birçok kovuşturmaya uğradı ve değişen sürelerle tutuklu “Cumartesi adlı bir magazin çıkarıyordum. Rıfat Ilgaz'la arkadaşlığımız Cumartesi dergisinde bir dayanışma olarak sürdü. Ilgaz, yedi sayı çıkabilen Cumartesi'nin yazarlarındandı. Çok sıkıntılı günlerimizdi. Bir simidi bölüşüp çayla yediğimiz günler olurdu. Yazdı, havalar sıcaktı. Ama Rıfat Ilgaz kalın paltosunu sırtından hiç çıkarmazdı. Üşüdüğünden değil, eskimiş pantolonunun arkası delinmiş olduğu için...” Rıfat Ilgaz, 19 Kasım 1991'de yazdığı “Son Şiirim” adlı şiirinde şöyle der: “Elim birine değsin Isıtayım üşüdüyse Boşa gitmesin son sıcaklığım...” SEPTEMBER 2015 MERHABA 53 Merhaba Berlin Berlinli Ortopedi Uzmanı Dr. Ufuk Şentürk, Trabzonspor’un kulüp doktoru olarak göreve başladı Dr. Ufuk Şentürk Süperlig’e transfer oldu B u yıl Berlin’de okulların tatile girmesiyle birlikte eşi Nevhan, oğlu Canberk ve kızı Gülce ile Türkiye’ye giden Dr. Ufuk Şentürk, baba memleketi Trabzon’da akraba ziyaretlerini de ihmal etmedi. Trabzon’dan bizleri telefonla arayan Dr. Ufuk Şentürk, müjdeyi ilk olarak Merhaba Dergisi’ne verdi. Dr. Ufuk Şentürk ile yaptığımız tele söyleşi de „Ben bildiğiniz gibi zaten Trabzonlu‘yum. Geçtiğimiz sezon sonu yani Haziran ayı sonu itibariyle kulübün doktoru görevini bırakmış. Kulüp yöneticilerini yakından tanıyan ve benim de burada olduğumu bilen yakın bir aile dostu sayın Engin Çakır, durumu öğrenince kulübe davet etti“ dedi. Dr. Şentürk „peki buradaki görevi’nden izin almak zor olmadı mı?“ şeklindeki sorumuzu ise şöyle yanıtladı: „ Kulüpte uzun bir süre konuştuk gelen teklif çok cazipti. Şartlar uygun olunca bende kabul ettim. Aslına bakarsan teklif zaten memleketimin kulübünden gelince bir an bile düşünmedim. Ben de futboldan geliyorum. Aynı gün karar verdim. Acil Almanya‘ya dönüp hocam Prof. Perka‘dan izin istedim. O da `bu teklif bana gelse bende hemen kabul ederdim, bu fırsat kaçmaz´ diyerek izin verdi.“ Berlin’de 19 yıl amatör olarak futbol oynayan Dr. Ufuk Şentürk’e, Merhaba Dergisi olarak yeni görevinde başarılar diliyoruz. 54 MERHABA SEPTEMBER 2015 Trabzon kökenli, Berlin doğumlu Op. Uzm. Dr. Ufuk Şentürk, Türk Futbol Dünyası’nın dördüncü büyüğü Trabzonspor’a kulüp doktoru oldu Merhaba Berlin Trabzon’dan Berlin’e selam gönderdiler D r. Şentürk, tıp eğitimini Berlin Humboldt Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde gördü. 2001-2004 yılları arasında Hertha Berlin Kulübü’nde görev yapan Şentürk, 2005 yılında Avrupa’nın en büyük üniversite hastanesi olan Charité Ortopedi ve Travmatoloji Bölümü’nde; ortopedi, travmatoloji ve spor hekimi olarak görev yaptı. dünyanın çeşitli ülkelerinde katıldığı 50’nin üzerinde kongre, kurs ve seminerlerle bilgisini zenginleştiren Dr. Ufuk Şentürk‘ün de yeraldığı birçok araştırmada elde ettiği tecrübelerin sonuçları uluslararası tıp yayın dergilerince yayınlandı. İngilizce, Almanca ve Fransızca bilen Şentürk, Amerika’da ileri derecede diz cerrahisi eğitimi, Fransa’da ise yine ileri derecede protez cerrahisi eğitimi aldı. Dünyanın her noktasından gelen hastaların tedavi gördüğü Berlin CSSB Sporcu Sağlık Merkezinin kurucu hekimlerinden olan Dr. Şentürk, bu zamana kadar 3 binin üzerinde ameliyat gerçekleştirdi. HABER: HÜSEYÛN ÛÍLEK 2009 yılında bölüm şefi olan Dr. Ufuk Şentürk, daha sonra 3 yıl boyunca Mehringdamm’da kendi muayenehanesinde Berlinlilere hizmet etmeye başladı. Bu yılın başında ise, Charité Hastanesi Ortopedi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Carsten Perka’nın devamlı ısrarları üzerine muayenehanesini devrederek hastanedeki görevine yeniden geri döndü. Berlin Humboldt Üniversitesi Tıp Fakültesi’ndeki tıp eğitimi dışında; Almanya ve Amerika’nın yanısıra SEPTEMBER 2015 MERHABA 55 Der neue Sharan Neue Assistenzsysteme machen den beliebtesten Familienvan seines Segments noch komfortabler Einsteigen? Bitte! Die elektrischen Schiebetüren machen das Ein- und Aussteigen auf den hinteren Sitzreihen besonders einfach – und das Parken in engeren Parklücken noch problemloser. Neue, spritsparende Motoren schonen Umwelt und Geldbeutel Raumangebot in alle Richtungen Komfort hoch drei: Die bis zu sieben Einzelsitze, aufgeteilt auf drei Sitzreihen, sind so bequem, wie sie aussehen. Dafür sorgt auch die große Auswahl an stilvollen Sitzbezügen. Wenn noch mehr Platz benötigt wird, kann der Raum mit dem Panorama-Ausstell-/Schiebedach spielend leicht nach oben erweitert werden. Flexible Sitzkonfiguration Egal ob allein oder mit der Großfamilie – das flexible Raumkonzept mit bis zu sieben Sitzen und 300 bis 2.430 Litern Laderaum überzeugt in allen Variationen. Immer verbunden Mit innovativen Smartphone-Schnittstellen können Sie spezielle Apps auf Ihrem Smartphone ganz leicht und komfortabel über die Mittelkonsole bedienen. Exklusiv zum Marktstart sind zwei neue Sondermodelle „Ocean" und „Beach" bestellbar. Sie sind neben 16-Zoll Leichtmetallfelgen und den elektrischen Schiebetüren bereits mit vielen Assistenzsystemen wie ACC, Lane Assist, Blind Spot plus Ausparkassistent sowie dem Parklenkassistenten ausgestattet und in den Sonderlackierungen „Crimson Red" (Beach) und Hudson Bay Blue Metallic (Ocean) erhältlich. Die Preise für den neuen Sharan starten ab 32.000 Euro. Park Assist Der Parklenkassistent „Park Assist“ hilft Ihnen, eine zur Größe Ihres Fahrzeugs passende Parklücke zu finden und macht das Ein- und Ausparken zum Kinderspiel. Egal ob Quer- oder Längsparklücke: Sie haben das Fahrzeugumfeld im Blick und kontrollieren lediglich Gaspedal, Kupplung und Bremse. Automatische Distanzregelung ACC Die automatische Distanzregelung ACC und „Front Assist“ mit City-Notbremsfunktion unterstützen den Fahrer auch im dichten Verkehr. 56 MERHABA SEPTEMBER 2015 *Kraftstoffverbrauch Sharan in l/100 km: 7,1 - 5,0 (kombiniert); CO2-Emissionen in g/km: 167 – 130 (kombiniert), Effizienzklasse: D-A Merhaba Berlin Features wie Sand am Meer: Mit den Sondermodellen Beach und Ocean kommt ein großes Stück Freiheit auf die Straße. Die Sondermodelle Beach & Ocean Die exklusiven Lackierungen Crimson Red Metallic und Hudson Bay Blue Metallic verleihen dem Fahrzeug eine aufregende Note, während der Innenraum dank Comfortline-Ausstattung mit speziellen Details wie Badges, Aluminium-Einstiegsleisten und hochwertigen Leichtmetallrädern noch exklusiver erscheint. A b sofort steht der technisch aufgewertete Sharan in den Verkaufsräumen von Volkswagen. Zahlreiche neue Komfort- und Assistenzsysteme lassen den familienfreundlichen Van zu einem der fortschrittlichsten Modelle in seinem Segment avancieren. SMS-Vorlesen, sicheres Versenden von Nachrichten über das große FahrzeugDisplay und eine perfekte Navigation – dies alles ist möglich dank „Car Net", den mobilen Online-Diensten von Volkswagen. Hinzu kommen Verbrauchssenkungen der Benzin- und Dieselmotoren um bis zu 15 Prozent. Trotz mehr Ausstattung, Komfort und Sicherheit ist der Grundpreis von 32.000 Euro auf dem Niveau des Vorgängers geblieben. Im Sharan kommt die zweite Generation des Modularen Infotainment-Baukastens (MIB) zum Einsatz, die ein Höchstmaß an Konnektivität bietet. Als einer der ersten Volkswagen kann der Sharan mit der Car-Net Funktion „ App Connect" ausgestattet werden; dank „MirrorLinkTM", „Android Auto" (Google) und „Car Play" (Apple) können die verschiedensten Apps in die neuen Infotainmentsysteme eingespeist und sicher über das große Fahrzeugdisplay genutzt werden. Der Volkswagen Online-Dienst „Guide & Inform" bietet zudem Services wie aktuellste Stauwarnungen, Informationen zu freien Parkplätzen und Hinweisen zu den günstigsten Tankstellen. Ein weiterer Vorteil: ab sofort können zeitgleich zwei Telefone gekoppelt werden, beispielsweise ein geschäftliches und ein privates. Langstreckenfahrzeug wie dem Sharan eine zentrale Rolle. Der aktualisierte Sharan hat beispielsweise serienmäßig die innovative Multikollisionsbremse an Bord. Sie ist ein Bestandteil des integralen Sicherheitssystems und leitet nach einem Unfall im Rahmen der Grenzen des Systems automatisch eine Bremsung ein, wenn der Fahrer selbst nicht mehr eingreifen kann. Folgekollisionen können dadurch verhindert werden. Darüber hinaus ist der Berganfahrassistent AutoHold mit elektrischer Parkbremse serienmäßig an Bord. Aber auch neue Stoffe (in Trend- und Comfortline), aktualisierte Kombiinstrumente, neu gestaltete Rückleuchten in LED-Technik mit prägnanter Lichtsignatur und das neue Radio „Composition Colour" bekommt der Kunde ohne Aufpreis. Zusätzlich sind für den Sharan optional zahlreiche neue Assistenzsysteme erhältlich: Dazu zählen das Umfeldbeobachtungssystem Front Assist mit integrierter Citynotbremsfunktion, der Spurhalteassistent „Lane Assist", die automatische Distanzregelung ACC, der Parklenkassistent der dritten Generation (zum assistierten Ein- und Ausparken) sowie der Blind-Spot-Sensor, der beim Spurwechsel vor Fahrzeugen im toten Winkel warnt. Komplett erneuert wurden auch die kraftvollen wie effizienten Benzin- (TSI) und Dieselmotoren (TDI). Die aufgeladenen Direkteinspritzer sind jetzt um bis zu 15 Prozent sparsamer und erfüllen durchgängig die Euro-6-Abgasnorm. Die zwei TSI leisten 110 kW / 150 PS und 162 kW / 220 PS. Im Fall des stärksten Benzinmotors stieg die Leistung um 15 kW / 20 PS. Die Dieselaggregate werden in drei Leistungsstufen mit 85 kW / 115 PS, 110 kW / 150 PS (plus 10 PS, auch als Allrad erhältlich) und 135 kW / 184 PS (plus 7 PS) angeboten. Alle Aggregate (außer 85 kW TDI) lassen sich mit dem agilen 6-Gang-Doppelkupplungsgetriebe (DSG) kombinieren, das fortan auch das kraftstoffsparende Segeln (Auskoppeln des Motors beim Gaswegnehmen) ermöglicht. Ein Mehr an Ausstattung und weitere Sicherheitssysteme spielen bei einem SEPTEMBER 2015 MERHABA 57 Merhaba Berlin 12 DEV ADAM BERLÛN’DE Basketball-Europameisterschaft 2015 Avrupa Basketbol Şampiyonası 5 Eylül’de start alıyor Türkiye Basketbol Federasyonu Başkanı Harun Erdenay ile Almanya Basketbol Federasyonu Başkanı İngo Weiss Başkent Berlin‘de ortaklaşa bir basın toplantısı düzenlediler. Basın toplantısına Türkiye Basketbol Federasyonu TBF Başkanı Harun Erdenay, TBF FİBA Dış İlişkiler Direktörü Dr. Emir Turam ile Almanya Basketbol Federasyonu Başkanı İngo Weiss ve Almanya Basketbol Federasyonu Basın Sözcüsü Christoph Büker katıldılar. 5 Eylül 2015 Cumartesi 21:00 ÛTALYA - TÜRKÛYE 6 Eylül 2015 Pazar 21:00 TÜRKÛYE - ÛSPANYA 8 Eylül 2015 Sal⁄ 17:45 ALMANYA - TÜRKÛYE 9 Eylül 2015 Çar‚amba 14:30 TÜRKÛYE - SIRBÛSTAN 10 Eylül 2015 Per‚embe 21:00 TÜRKÛYE - ÛZLANDA B asın toplantısında ayrıca TBF Asbaşkanları Dinçer Çetintaş ve Kemal Akar ile Sportif Direktör Barbaros Aktaş da hazır bulundular. Titanic de Lux Oteli’nde düzenlenen basın toplantısında konuşan Almanya Basketbol Federasyonu Başkanı İngo Weiss, uzun yıllardır tanıdığı dostu Harun Erdenay’ı yeni görevinden dolayı tebrik etti. Türkiye ile Almanya basketbol federasyonları arasındaki işbirliği ve ortaklıktan dolayı memnun olduğunu dile getiren Weiss, Türkiye ile Almanya’nın aynı grupta olmasının da güzel bir tesadüf olduğunu belirtti. İki federasyon başkanı da Berlinli Türkleri maçlara davet ettiler. Daha sonra söz alan Türkiye Basketbol Federasyonu Başkanı Harun Erdenay, grup eleme maçlarını oynayacağımız 58 MERHABA SEPTEMBER 2015 Berlin’de çok sayıda Türk vatandaşının yaşadığını ve Berlinli Türklerle birlikte diğer şehirlerden gelecek Türk taraftarların basketbol takımımızı centilmence destekleyeceklerine inandığını söyleyerek, „Berlin’de evimizde gibi oynayacağız“ dedi. Erdenay: „Bu turnuvayla birlikte takımı gençleştirme startı veriyoruz“ Konuşmasında, alt yapılarda kazandıkları başarılarda pay sahibi olan gençleri yavaş yavaş takıma monte etmek istediklerine değinen Erdenay, bu turnuvayla birlikte takımı gençleştirme sürecinin start alacağını kaydetti. Harun Erdenay, bir sonraki şampiyonada diğer gençleri de takıma alacaklarını sözlerine ekledi. Erdenay: „Savaşan takım olacağız“ Basın toplantısında gazetecilerden gelen soruları yanıtlayan TBF Başkanı Erdenay Merhaba Berlin Türkiye Basketbol Federasyonu Ba‚kan⁄ Harun Erdenay: „Berlin’de evimizde gibi oynayaca©ız... Hedefimiz Olimpiyatlara katılacak 7 takım arasına girmek...“ şunları söyledi : “Buraya gelen takım, önceki başarılar kazandığımız takımlardaki oyuncular kadar yetenekli değiller belki ama takımımız savaşıyor ve günümüz basketbolunda savaşan takımlar, yeteneklileri yeniyorlar. Kazanırız, kaybederiz ama soyunma odasına gittiğimizde takımın mücadele ederek sahadan ayrıldığını görmek bizim için mutlu edici unsur olacaktır“ dedi. Harun Erdenay, Enes Kanter’le ilgili bir soruyu „Turnuvada yer alıp almaması Enes Kanter’in biraz da kendi seçimi. Daha önceki turnuvalara katılmadı. Sonuçta milli takım isteğe bağlı bir milli takım değil; iki sene gelmeyeyim, üç sene geleyim, sonra tekrar gelmeyeyim. Burada belli bir hedef için bütün oyuncular fedakârlık yapıyorlar; para da kazanmıyorlar. Hepsi Türk Milletini, Türk Bayrağını temsil ediyorlar. Biz takımı seçerken en iyi 12 oyuncuya değil, en iyi takım oluşturabilecek 12 oyuncuya bakıyoruz“ şeklinde yanıtladı. Erdenay: „Hedefimiz olimpiyat elemelerine katılabilmek“ Harun Erdenay, Türk Milli Basketbol 5-10 EYLÜL 2015 MERCEDES-BENZ ARENA Takımı’nın bu şampiyondaki hedefi ile ilgili soruyu, „Milli Takımın bu şampiyonadaki hedefi olimpiyat elemesi hakkını kazanmak olacak. FİBA’nın son düzenlemesinden sonra ilk 7 takım arasından birinciyle ikinci şampiyonaya direkt olarak gidecek. Üç, dört, beş, altı ve yedinci sırada olan takımlar olimpiyat elemesi oynama hakkını kazanacak. Bizim öncelikli amacımız da olimpiyat hedefini devam ettirmek olacaktır” olarak cevapladı. league maçında, Galatasaraylı taraftarların çıkardığı olayların Avrupa Basketbol Şampiyonası’nda da tekrarlanıp tekrarlanmayacağı sorusuna da Erdenay, “Alman yetkililer bu Avrupa Şampiyonası için gerekli her türlü güvenlik önlemlerini aldıklarını söylediler. Biz Almanya ile dost iki ülke ve federasyonuz. Kanımca maçlar da bu dostluk ve kardeşlik ilkeleri çerçevesinde geçecektir” şeklinde yanıtladı. Erdenay: „En iyi hoca ile çalışıyoruz“ Erdenay, Milli Takım Antrenörü Engin Ataman ile ilgili soruyu ise “Milli Takımı Türkiye’deki en iyi hocaların başında gelen hoca çalıştırıyor. İki kez Avrupa Kupası kazanmış bir hoca. Kendisine güveniyoruz. Yılda iki ay çalışmadan 10 ay yatmayı göze alabilecek yetenekli bir antrenörü bulmak çok zor. Engin Ataman Milli Takım için en iyi hoca. Kulüp çalıştırması milli takımdaki başarısını olumsuz etkilemiyor” dedi. 2015 Avrupa Basketbol Şampiyonası 5 - 20 Eylül tarihleri arasında Berlin, Montpellier, Riga ve Zagreb şehirlerinde oynanacak... Harun Erdenay: „Her türlü güvenlik önlemi alınmış“ Taraftarlar ile ilgili daha önce Berlin’de oynanan Galatasaray-Alba Berlin Euro- Toplam 24 takımlı ve 4 gruptaki maçlarda Türkiye, Almanya, İspanya, Sırbistan ve İzlanda ile aynı grupta yer alıyor. Türkiye ilk maçını 5 Eylül’de İtalya, 6 Eylül’de İspanya, 8 Eylül’de Almanya, 9 Eylül’de Sırbistan ve 10 Eylül Perşembe günü de İzlanda ile oynayacak. Maçlar için biletler Berlin’deki Hasır Restoranları ile Titanic de Lux Hotel’de satışa sunuluyor. HABER/FOTOÌRAFLAR: HÜSEYÛN ÛÍLEK (3) TÜRKÛYE BASKETBOL FEDERASYONU (3) SEPTEMBER 2015 MERHABA 59 Merhaba Berlin Jet Kune Do hocas⁄ Sifu Selim Bu©ur’un kurdu©u Berlin Martial Arts Group çal⁄‚malar⁄na devam ediyor KEMAL DÛRÛN B erlin’in yeni dövü‚ sporlar⁄ kulübü Berlin Martial Arts Group e.V. h⁄zla büyümeye devam ediyor. Berlin’in Neukölln ilçesinde sporseverlere Jeet Kune Do, Brazilian Jiu Jitsu ve Filipin Dövü‚ Sanatlar⁄’nda ders veren Sifu Selim Bu©ur ve ekibi art⁄k haftan⁄n üç gününde biraraya geliyor. Yo©un bir ilgi ile kar‚⁄la‚t⁄©⁄n⁄ söyleyen Selim Bu©ur arkada‚⁄m⁄z; “Neukölln ilçesinde bu kadar çok sporseveri bir arada görmek çok güzel. Özellikle Brazilian Jiu Jitsu diye adland⁄r⁄lan yer dövü‚ sanat⁄na yo©un bir ilgi var. Dolay⁄s⁄yla kulüp olarak birlikte karar verdik ve program⁄m⁄z⁄ haftada üç derse ç⁄kard⁄k.“ Art⁄k çar‚amba günleri Panatukan diye adland⁄r⁄lan Filipin Boksu ve Brazilian Jiu Jitsu derslerine ilgi duyan herkesi bekliyoruz. Antrenman yerimiz; Morusstrasse 32, 12053 Berlin-Neukölln, Regenbogen Grundschule. Daha geni‚ bilgi için internet adresi: www.jkdgroup.de“ SÖZ ABA H R E M NIN I R A L OKUR OLUMLU VEYA OLUMSUZ TATÛL ANILARINIZI TÜRKÛYE GÖZLEMLERÛNÛZÛ BÛZE YAZIN YAYINLAYALIM 60 MERHABA SEPTEMBER 2015 elektronik posta: merhaba@zagli.eu veya Merhaba Bülowstr. 56/57 10783 Berlin Merhaba Berlin REKORTMEN ÍAMPÛYON ADNAN ÖZÇOBAN ÍÛMDÛ YENÛ ÍAMPÛYONLAR YETÛÍTÛRÛYOR 15 y⁄l Berlin Íampiyonlu©unu kimselere kapt⁄rmayan ünlü boksörümüz Adnan Özçoban, ‚imdilerde Berlin Chikara Spor Kulübü’nde ‚ampiyon boksörler yeti‚tirmeye devam ediyor. FOTOÌRAFLAR: ÍAHÛN YÜCEL 5 0 ya‚⁄nda halen aktif boks yapan ‚ampiyon boksörümüz Adnan Özçoban, „Bir iki maç daha yapaca©⁄m ve aktif olarak boksu b⁄rakaca©⁄m. Zaten bir beklentim yok, sadece spor olsun diye yap⁄yorum. Ama antrenör olarak çal⁄‚malara tabiki devam edece©im“ diyor. 35 y⁄ldan beri boks yapan ve ad⁄n⁄ Berlin Spor Tarhi’ne alt⁄n harflerle „Rekortmen Íampiyon“ olarak yazd⁄ran Adnan Özçoban, 15 y⁄l pe‚ pe‚e Berlin Íampiyonu olarak k⁄r⁄lmas⁄ çok güç bir rekora imza atm⁄‚t⁄. Hertha BSC’n⁄n boks tak⁄m⁄n⁄n kaptanl⁄©⁄n⁄ yapan ve say⁄s⁄z Almanya Íampiyonlu©u kazanan 50 ya‚⁄ndaki Adnan Özçoban, 1995 y⁄l⁄ndan beri de antrenörlük yap⁄yor. Ö©rencileri Tolga Ye‚ilba©, Ûbrahim El-Zein, Yasse El-Zein, M. Hussein, Chadi Chehade ve Benjamin Simon’u ‚ampiyonluklara haz⁄rlayan Adnan Özçoban, „Tolga 24 ya‚⁄nda, 90 kg’da Berlin Íampiyonu, yak⁄nda profesyonel olarak ringe ç⁄kacak. Dünya Íampiyonlu©una haz⁄rlanan Benjamin Simon, 27 maç⁄n 25ini nakavtla kazand⁄, Ûbrahim ise 3 maç⁄n üçünü de nakavtla ald⁄. Gençlerimin 12 Eylül ve 3 Ekim’de çok önemli maçlar⁄ var. Ayr⁄ca 31 Ekim’de de Universal Hall Salonu’nda Chikara Spor Kulubü’nün Geleneksel Boks Gala Gecesi’nde ringe ç⁄kakacaklar“ diyor ve herkesi maça davet ediyor. SEPTEMBER 2015 MERHABA 61 Merhaba Berlin Impressum Bülowstr. 56-57 • D-10783 Berlin Tel.: 030/627 33 75 16 Fax: 030/627 33 75 19 merhaba@zagli.eu IDN: 1065353715 Herausgeber: Concept Medien & Druck GmbH Geschäftsführer: E. Sakallı Amtsgericht Charlottenburg • HRB 153673B Genel Yayın Yönetmeni : Mehmet Zağlı Chefredakteur/ViSdP Bu sayıda : Hüseyin İşlek, Münir Bağrıaçık, emeği geçenler Çiğdem Hızkan, Adem Dursun, Mit freundlicher Nergiz Karakuş, Taner Bölük, Unterstützung Kemal Dirin, Ünal Meşeci, Istvan Sulyok, Gözde Böcü, Av. Fatma Güccük, Şahin Yücel, Dr. İ. Nevzat Tuncay, Dr. Murat Gördük, Hayati Boyacıoğlu, M. Zeki Abur, Prof. Dr. Faruk Şen Miriam Carl-Bölük, Tüm hakları saklıdır : Ohne ausdrückliche schriftliche Alle Rechte vorbehalten Genehmigung ist es nicht gestattet, Texte und Fotos zu kopieren oder zu vervielfältigen. Baskı sayısı : Monatlich / 10.000 Exemplare. Auflage Artikel, die mit Namen gekennzeichnet sind, entsprechen nicht immer der Meinung der Redaktion, sondern des Autors. Keine Gewähr für unverlangt eingesandte Fotos und Manuskripte. Druckfehler vorbehalten. Bei allen Verlosungsaktionen ist der Rechtsweg ausgeschlossen. facebook.com/merhababerlin 62 MERHABA SEPTEMBER 2015 A+++ Kühl-/ Gefrierkombination & Waschmaschine 949,- € 799,- € 999,- € 799,- € Energieklasse A+++ Energieklasse A+++ Neo Frost 10 Kg Füllmenge 10 Jahre Kompressor Garantie 10 Jahre Motorgarantie Beko RCNE365E40 X Beko WYA 101483 PTLE Kühl-/ Gefrierkombination Waschmaschine Bruttoinhalt , Gesamt: 365 Liter,0°Crad Zone, Lautstärke 37dB(A), Energieverbrauch per Jahr : 174 kWh, Klimaklasse SNT, Antibakterielle Türdichtungen, Aktivkohlefilter , Gerätemaße: (HxBxT) 185 x 60 x 67 cm, 83 Kg. Automatikprogramm, Geräuschpegel Waschen/Schleudern: 51/75dB(A), Aquawave-Schontrommel, Kindersicherung, 34 cm Einfüllöffnung, Variable Schleuderwahl bis zu 1.400 U/min,Energieverbrauch per Jahr : 197 kWh, Maße (HxBxT) 84 x 60 x 54 cm. Siltem Shop Berlin Kottbusser Str. 9 10999 Berlin U-Bahn Kottbusser Tor www.siltem.de service@siltem.de Tel.: +49 (0)30 695 330 -17 oder 18 Mo. - Fr. 1000-1900 Uhr Sa. 1000-1700 Uhr *Unverbindliche Preisempfehlung des Herstellers. Artikel ohne Dekoration. Keine Mitnahmegarantie, sofern nicht vorhanden gleich bestellen. Alle Preise Abholpreise. Irrtümer und Preisänderungen vorbehalten. Für Druckfehler übernehmen wir keine Haftung. 0% Finanzierung ist gültig bis auf Widerruf. Barpreis = Nettodarlehensbetrag sowie Gesamtbetrag; gebundener Sollzins p.a. und effektiver Jahreszins 0,00%. Bonität vorausgesetzt. Ein Angebot der Commerz Finanz GmbH, Schwanthalerstraße 31, D-80336 München. Weitere Informationen im Shop..