Komünar - Komunar.NET
Transkript
Komünar - Komunar.NET
Komünar 1 İÇİNDEKİLER… Komünardan..............................................2 İdeolojik Çözümleme Kararı Geliştirmedir Pratik Çözümlenme Tarzı Yakalamadır.......3 15 Şubat Komplosunun Temel Özellikleri.....22 Uluslararası Komplonun 10.Yılı Ve Görevlerimiz.............................................30 Komplo Bilinci, Kürtler Açısından En Temel Bilinçtir..........................................59 Özgürlük İradesini Korumak, İdeolojik Bağımsızlık Ve Örgütsel Güçlenmeyle Mümkündür Şahadet Gerçeği, Yüreğimizi Arındırmak Yüreğimizi Büyütmekle Mümkündür...............73 Ekim Devrimi Ve Komünalizm.....................76 Demokratik Özerklik Devlet Dışı Kalmış Kesimlerin Çözümüdür..................................83 Laiklik Üzerine...............................................91 Komünar 2 KOMÜNARDAN... Merhaba, 9 Ekim komplosunun 9'uncu yılını geride bırakıyoruz. 10'uncu yılına girerken komplo hızını yitirse de devam ettiğini söylemek doğrudur. 10'uncu yıl komployu yeniden ele almayı ve değerlendirmeyi zorunlu kılmaktadır. Şüphesiz bir benzeri daha olmayan bu komployu değerlendirmek bir yıl ya da yıllarla sınırlandırılamaz. Bu komplo daha çok değerlendirilecek ve değerlendirmeyi de hak etmektedir. Her ilişkisi ve örgüsü ortaya çıkarılmalıdır. Komplo bir bilinç oluşturmalıdır. Komplo bilinci, Önder APO'nun belirttiği gibi; "Kürtler için en temel bilinç" olmalıdır. Komplo ilk gündeme geldiğinde üzerinde fazla değerlendirme yapılmasa da, Önderliği imha etmeyi amaçlamıştı. Halkımızın geliştirdiği muazzam direniş, sergilediği fedai ruh komplocuları fazlasıyla şaşırtmış, en azından o dönem için gündemlerinden çıkarmalarını sağlamıştı. Halkımızın tepkisi karşısındaki şaşkınlık yaşayan komplocular imhayı zamana yaymışlardı. Fizik olarak imha etme gerçekleşmeyince anlam olarak imhayı gerçekleştirmeyi esas almışlardı. Anlam olarak imha esastı, fizik olarak imha bunu tamamlayacaktı. Plan ve hesapların bunun üzerine kurulduğu, mahkeme senaryosunun bunun için düzenlendiği bugün daha net ortaya çıkmış durumdadır. "Zamana yaydırılmış imha" anlam olarak yok etme hesaplarının devamıydı. Türk Devleti intikamcı, çirkin yaklaşımından asla vazgeçmedi. "Bir sefer öldürmektense, her gün öldürmek" faşist odakların dile getirdikleri bir yaklaşımdı ve zamana yaydırılmış imhayı ifade ediyordu. Günümüzde ise, zamanı beklemeden imhayı gerçekleştirmek istemektedirler. Bu amaçla Önderliği zehirlemeyi devreye sokmuşlardır. Zehirlemede sonradan izi kalmayacak ve tespit edilemeyecek olan Strasyum ile Krom elementlerinin bileşimi kullanılmıştır. 2006 Temmuz'undan itibaren devreye sokulan bu yöntem partimiz tarafından deşifre edilmiştir. Bunun dışında Önderliğin kaldığı hücrenin boya ve badanasının Önderliğin sağlığını bozucu ve hastalığını derinleştirici tarzda düzenlenmiş olması da bu süreci hızlandırmaktadır. Devletten vicdan ve ahlaka göre davranması beklenemez ve biz de beklemiyoruz. Ama, yasalarına uygun davranması beklenebilir. Kendi yasalarına bile uymayan bir devletin yapamayacağı alçaklık, başvurmayacağı vahşet yoktur. Ve son zamanlarda herhangi bir gerekçeyle hücre içinde hücre cezaları verilmektedir. Her an gözetilmekte, psikolojik baskı altına alınmaktadır. Çağrımız bir kez daha kendi hukuklarına uymadır. Bu sayımızda ayın bu öneminden dolayı uluslararası komplo konulu yazılara ağırlık verdik. Öncelikle Önderliğin; "15 Şubat Komplosunun Temel Özellikleri" başlıklı ve komployu her yönüyle işleyen kapsamlı değerlendirmesini; Karasu arkadaşın konu hakkındaki makalesini, Abbas arkadaşla yaptığımız röportajı yayınlıyoruz. Yine Ekim Ayı şehitleri. Başta Beritan Heval olmak üzere Ekim Ayı şehitleri üzerine hazırladığımız değerlendirmeleri bu sayımızda bulabilirsiniz. Bu vesileyle Ekim ayı şehitlerini ve "Güneşimiz Karartamazsınız" eylemcilerini saygı ve minnetle anıyoruz. Yeni bir sayıda buluşmak dileğiyle... Komünar 3 İDEOLOJİK ÇÖZÜMLENME KARARI GELİŞTİRMEDİR, PRATİK ÇÖZÜMLENME TARZI YAKALAMADIR! Partileşmede olduğu gibi ordulaşmada, askerileşmede ideolojik çözümleme, bu işin çok yönlü gerekçeleriyle, kararına çok kapsamlı bir biçimde kendini hazırlamadır. Hatta askerileşmede, ideolojik sorun politik yoğunlaşmadan çok daha şiddetli bir biçimde bir yoğunlaşmayı ifade eder. Askeri yoğunlaşma, verilecek olan savaşın bütün tarihi, toplumsal, siyasal, örgütsel yönleri üzerinde büyük bir düşünce gücünün, sel gibi adeta bir eğilim, bir çizgi, bir iyi özümseme, yani büyük bir karar haline gelişini ifade eder. Partileşmede olduğu gibi ordulaşmada eğer çok büyük terslik ortaya çıkmışsa, bunun en temel nedeni askeri ordulaşmanın ideolojik boyutunu tamamen ihmal etmeniz, kör bir cesaretlilikle kaba bir pratiği esas almanızdır. Sizin savaşma karar düzeyiniz altında bir ideolojik kesinleştirme yok. Sadece geri bir intikam duygusu ve çok kaba bir çaba ile savaşa girdiğiniz için, bütün çabalarınız şimdi ters tepmiş. Ve bunu aşmadıkça da iflas etmekle karşı karşıyadır. Çok büyük bir tersliği buraya kadar getirmenizin yenilir-yutulur bir yanı yok, bağışlanır bir yanı yok. Yıllardır halen bunu bile çözemeyişiniz nasıl izah edilecek? Bir büyük savaşın gerekliliği konusunda ideolojiden, onun gerekçelerinden, onun düşünce gücünden, irade gücünden bu kadar koparsanız, bu pratik kontra pratiği olmayacak da ne olacak? Sonuçta düşmanın yararına kullanılacak bir pratik olmaktan kurtulabilinir mi? Şimdi bu durumu yaşıyorsunuz. Suç sizin. Hiç kimse savaş çizgisi olmadan savaşa giremez. Siz icad ettiniz; çizgi olmadan savaş, ordu, eylem, taktik sizin icadınız. Kürt cehaletinin, Kürt geriliğinin kararsızlığıyla, umutsuzluğuyla veya sahte kendini cesaretli gibi göstermesiyle ve hamalcılığıyla bağlantılı bir pratiktir. Sonuç iflastır, tıpkı sosyal yaşamda, ekonomik yaşamda olduğu gibi. Durum bu, o kadar basit. Basit olmasına rağmen bu kadar karmaşıklaştırmanız, sanki anlaşılmaz, çözümlenemez bir pratikmiş gibi dayatmanız, sadece düşmana hizmet, düşmanın bu savaşı kolayca lehine çevirmesine malzeme sunmanız, zemin teşkil etmenizdir. Hâlbuki Partileşmede olduğu gibi askeri çizgiye ulaşmada, onun karar gücünü oluşturmada biz yıllarca büyük çaba harcadık. Bütün dünya klasiklerini taramaktan tutalım, savaş üzerine Komünar 4 kendi isyanlar tarihimize kadar çok sıkı inceledik. onu soruyorum. Yaşamı bütünüyle savaşa ters; Çağdaş bütün ulusal kurtuluş hareketlerini savaşın hiçbir kuralına güç getirememe, bütün inceledik ve bir büyük savaşın verilmesi gerektiği savaş imkânlarımızı düşmanın isteminden daha sonucuna ulaştık, bu büyük kararı ortaya çıkardık. fazla çarçur etme. Peki, nereye gidecek bunun Bu kararla ülkeye adım attık, bu kararla Hilvan sonu? Hiç düşünmeye yanaşma, hiç sorumluluk Siverek'e "ateş et" komutunu verdik, daha sonra bu üstlenme, daha çok sorun çıkar, daha da çok işleri kararla büyük Botan, yani merkezi Kürdistan bozmaya çalış, bunu bir de hak belle. Bununla sahasına yürüdük. Altında dev gibi bir ideolojik askeri sorun çözümlenir mi? Bununla siz hangi düzey vardır. Siz kendinizi asker sanıyorsunuz sorunu çözeceksiniz? değil mi? Bu dev gibi birikim örneğini, Kendinize bir-iki soru sorun; "Ben nereye 'Kürdistan'da Zorun Rolü'nü ne kadar özümseyerek gidiyorum, bu tarzımla? Ne elde edebilirim?". bu işe girdiniz? Karşımda bir sürü zavallı komutan Şimdi en Merkezi düzeyimizdeki adama soruyo- adayı. Tek bir askeri konuda iki laf edemiyor. rum, "Sen bu pratiğinle başarı sağlayacağına Sınırsız rütbe dağıttım. Askerin abc'sinden haberi inanıyor musun? Bununla nereye gitmek istiyor- olmayanlara tabur komutanlığı verilmiş. Zavallı sun?" belli değil. Belli olan; kendisini günübirlik, kendini bile doğru dürüst tanımlayamayacak kendi basitlikleri uğruna yaşatma. Hiçbir savaş durumda. İşte örnekler veriyorum; bir cephede her- komutanlığında bu var mı? Tarih hiç buna tanık hangi bir düşman taktiği gelişiyor; ona abc kadar, olmuş mu? Yok. İşte bizim zavallı köylü tekrar asgari düzeyde bir anlam veremeyecek kişi alan çıkıyor karşımıza. Çaresiz; "Ne yapayım bugünü de komutanı oluyor. Ve bütün bunlar da gözleri kurtarayım"! Teorisi bu kadar. Bu doğru mudur? önünde gelişiyor, ama o seyrediyor, uzlaşıyor. Değil! Peki, çaresizlik kader midir? İşte burada Bununla savaştığınızı sanıyorsunuz. Hangi kitapta ikiyüzlülük, en basit soruna bile cevap olamama, bu var söyler misiniz? Şaşırıyorum, çıldıracağım. ondan sonra da kendi basitliklerini, bin bir küçük İnsan bu kadar kuralsızlıktan ötürü bin- hesaplarını örgüte dayatma, ordulaşmaya dayatma. lerce şehit verir mi? Haydi bir verir, iki verir, üç Yılları böyle geçirdiniz; sorunları büyüte büyüte, verir, ama bu kadar gözü kara, fanatik savaşçılık mı düşmanı adeta hazır bir başarıya götürdünüz. Şimdi olurmuş? Anlamadan yapma. Nasıl izah ede- de "Haydi, sen de yenil" komutunu bana veriyor- ceksiniz kendi pratiğinizi? İğreniyorum artık! İnsan sunuz. Durum bundan ibaret. "Biz kaybettik, sen de bir kaybeder, iki kaybeder, üçüncüde sonuç çıkarır. kaybet; biz yenildik, sen de yenil; bizden bu kadar, Utanmadan bir de hep karşımıza çıkıyorsunuz. sen de bununla yetin, razı ol, git". Peki, oldu, Hatta bir de bunu tarz haline getirip, neredeyse komutunuzu iyi alacağım. Burada kendim ne kadar "Kader böyledir, bu iş bu kadar olabilir, başka türlü zorda da olsam, sizin bu komutunuzla savaşa- olmaz" diyorsunuz. Siz bununla düşmanın iste- cağım. Bununla zaten korkunç da savaşıyorum. Bakalım diğinden daha fazla düşmana hizmet ediyorsunuz. sonuçta kim haklı çıkacak? Zaten haklılığı bırak da, Bir sıkılma yok, bir anlama da yok. Körce bir şeyi tartışma gücünüz bile yok. Yaptığınızı tartışmaya dayatıp gitme. Nasıl izah edeceksiniz durumunuzu, bile açamıyorsunuz. İnsan bundan utanıyor. Komünar 5 Bir asker böyle olmaz. Hiçbir sağlam tirmeye yeter. Ya ciddi gerekçelendirir, güven askeri özellik kalmamış. İşte bu, gerekçesiz pratik duyulur bir yaklaşım gücünde olduğunuzu ortaya nedenidir. Bunu abartmıyorum, çünkü bir kon- koyarsınız ya da biz bırakamayız. Diliniz mi kesil- tranın bile veremeyeceği zararı anı anına veriyor- di, iradeniz felç mi? Zaten asker demek, dili en sunuz. Hem de en iyi niyetlisi bunu yapıyor. Bir güzel konuşan, iradesi en keskin olan kişi demektir. kural hatası yüzünden peş peşe her gün beş-on Siz bu tanımı da işlemez duruma getiriyorsunuz. kayıp vermek görülmüş müdür? Hangi gerilla Dili, iradesi, gerekçesi olmayan, ne yapacağı savaşımında bunlar var? İdeolojik gerekçe dediğim kendinden menkul kişilik öyle de yapar, böyle de. bütün bunların aydınlanmasıdır, bunları aydınlat- Hiç kimseye de hesap verme gereği duymaz. Yani askeri kavramlar bütünlüğüyle oynayan bütün her şeyi dayatıyorsunuz. Siz böyle yaptınız. İşte bu dehşet! Buna tahammül etmek mümkün değil. Bunun adı tasfiyeciliktir, ordu tasfiyeciliği. Ciddi olalım diyorum tekrar. Askerliğin diğer bir adı da mertliktir. Halk ordusundaki mertlik, söz ve pratiği arasında bağı sağlam olan kişi demektir. Bizde de bazı örnekler ortaya çıkıyor. Bu kendini mayan savaşa girmemelidir. Meşhur "sözünün eri" cayır cayır yakmanın, kendini bomba yapıp patlat- lafı asker için söylenir. Siz bunu tam tersine çevir- manın diğer çok ilginç bir anlamı da, sözle mişsiniz,; "Sözüyle en çok oynayan askerdir". Çok yaşamını birleştirmek, sözle pratiğini en azından iyi bir icat, herhalde dünya tarihine örnek olarak Önderlik karar çizgisinde, ciddiyet temelinde kanıt- geçer; ama tersinden. Açıktır, bu kadar kurallarla lamaktır. Bu, bir sözünün eri olma meselesidir. Bu, oynayan başka bir ordu yoktur. PKK' de bir büyüklüğü ifade eder. Sözü Sözüm ona askeri çizgi sorununa giriş yap- tepmediğine, sözü çiğnemediğine, sözü değerli kıl- maya çalışıyorsunuz. Bu sefer biraz ciddi olun. mak istediğine -ki zaten aynı bunu yazmışlardı- Yani hiç kimse size; "Gel katıl, anlı-şanlı asker ol, bunun çok gerekli olduğuna dair, büyük bir kanıttır. komutanlık yap" demiyor. Siz neredeyse yerinizde Çünkü söz çok çiğnenmiştir. Zaten bu kişilikler, bu duramıyorsunuz. "Hazırım, hazırım" deyip duruy- semboller bunu değerlendirmiştir: "Bu kadar çiğne- orsunuz. O zaman bu işin ciddiyetini bana kanıtla- meye biz son vereceğiz, en azından kişiliğimizde" mak zorundasınız. Can sıkıntınızı ben askeri karar diyorlar. Bunlar önemli. Siz her saat sözünüzle olarak değerlendiremem. Hiç olmazsa bu sefer oynuyorsunuz. Bunun adı keyfiyet oldu, bunun adı "sözün eri" olma noktasına gelmeliyiz. Bu halinizle kendi ihtiyaçlarına, dürtülerine göre hareket etme gönderemem sizi; görev, yetki tanıyamam. Birçok oldu; hele bu bir de yetkileri gasp etmeye geldi mi baş belası, bunu taşımak bile bir orduyu kaybet- durdurulamaz bir eğilim haline gelir. Ne kadar Komünar 6 komutanlık, o kadar keyfiyet, o kadar çizgiden uza- Dostu-düşmanı tanıma, bir siyaset sahibi olma, klaşma, o kadar özerklik. Bu da nedir? En tehlikeli nasıl yol alacaksa ona karar verme, nasıl bir güç tasfiyecilik. Şu andaki konumunuz bu. olunacağını ortaya çıkarma, örgüt olma; bunların Partileşmede olduğu gibi askerileşmede, hepsi sadece düşüncede değil, yıllarca tırnakla ordulaşmada biz yıllarca gerekçe aradık. Tekrar sökülürcesine, değerlerle bir araya geline geline vurguluyorum. Bizim için savaş gerekli mi, değil varılan bir düzeydir. mi? Birinci soru bu. İkinci soru bununla bağlantılı; Savaş '80'lere kadar akla bile gelmedi. bu savaş nasıl bir savaş olacak? Karakterini belir- Daha doğrusu bir savaş gerekli de, on yıl sadece leme. Üç; süresi, tarzı nasıl geliştirilecek? Dört; onun parti öncülüğüne anlam, onun ideolojik, pratik hazırlıkları nasıl ele alınmalı? Beş; pratik siyasi çizgisini geliştirmek için harcandı. Sizin gibi girişler, bizzat eylemlilikler nasıl başlatılmalı? o zaman kendilerini zor zapt edenler, Siverek Böylesine sorunlarla biz yıllarca uğraştık. En kökenli bazı gençlerimiz ilk kurşunları patlattık- genelde bir savaş bize gerekli yanıtını, biz adeta larında bütün işler omzumuza yıkıldı. Silah sıkan- boğulurcasına yoğunlaşmayla lar aradan sıyrıldı, düşmanı azıtarak üzerimize geliştirdik. Ki bu yoğunlaşma bize neyi gösterdi? attılar. İşte sadece bunun altında ezilmemek için, - Çürümüş bir halk savaşabilir mi? Bir tek kişi, bırak Kemal Pir'in sözüydü "Bunları tutup, iki elimle savaşa hazır olmayı, örgütlenmeye bile hazır değil. yakalarına yapışacağım" dediği nokta- bu silahı Yine buna dayanılarak savaş kararı verilebilinir yersiz, uygunsuz kullandıkları için bir Ortadoğu mi? Bunu görüyoruz. Tarihi, sosyal, ulusal, siyasal seferi kaçınılmaz hale geldi ve ancak bu bizi gerçekliğimizi, sömürgeciliği, işgali, ilhakı, jenosi- tümüyle yenilmekten kurtarabildi. Parti adı altında di, hepsini inceledik. Hangi çağda olduğumuzu, ortada bir şey kalmamış, şuradan buradan bir kaç emperyalizm çağını, mevcut sosyalizmi; bütün grubu derleyip parti adı altında birleştirmek için, bunları inceledik. Ulusal kurtuluşların neye daya- amansız bir çabayla burada yılları harcadık. Siz narak geliştirildiğini, en önemli örnekler temelinde bunları incelemiyorsunuz. Hayret, sözde parti tari- hepsini yine inceledik. Kürt isyanlarını inceledik. hini Kürt ne kadar savaştı, ne kadar savaşabilir? Bunları yönelebilmek üzere, tam üç-dört yıl burada nefes da inceledik. nefese, mezar kadar bir yer bulmak için, bir silahı bir ideolojik inceliyorlar. Yeniden ülkeye silahlı Bunlar incelemelerimizden bir parti temin etmek için biz dört yılımızı verdik. Hem de öncülüğünün gerekli olduğu sonucunu çıkarttık. sizin bu yaşam tarzınızla değil, nefes nefese, Partinin kendisi bile savaşa karar vermek için ormanda adeta hiç yol olmadan yürüme biçiminde. sadece bir ara kademe, bir araç; yani parti gerekli. Bir silah için otuz yıl cezayı göze alarak. İşte bir Yıllarca parti için çalışıldı. Savaşa öncesi karar, silah ulaştı mı, üç dört gün nefesimizi tutarak bir partiyi oluşturma kararıdır. Çok vurgulamama rağ- hazırlık geliştirdik. men halen parti dersinden tam anladığınızı sanmıy- Yalnız bu süreçlerde parti içinde tonlarca orum. Parti kararı, en azından derli-toplu bir canavarla, tasfiyeciyle mücadele ettim. Tembel, mücadele kişiliğini ortaya çıkarma kararıdır. ölümcül bir hastalığa yakalanmış, çoktan her şeyi Komünar 7 bırakmaya kendini yatırmış. Bunların inançsızlık- Bunun adı nedir? Bunun adı savaşın ilk larını, kararsızlıklarını kırmak için dağlar kadar iki-üç ayında yenilmektir. Kör Kürt isyancılığının çaba harcadık. Bütün bunları incelemeden sonra hikayesidir ve hepinizin çizgisi de budur. PKK karşıma sizin bu savaşçılığınız çıktı. Bunlar her Merkezi'nde zaten askeri çizgiye sahiplik edecek şeyi belirleyen çalışmalardır. İnsan kendini siyasi adam yok. Onlar da sizin gibi kör savaşçılar, kör anlamda sorumsuzluğa, namussuzluğa yatırmaya isyancılardır. Şeyh Said bir hafta dayandı. Seyit görsün, çok berbat olur. Bunlar bizim ölümcül Rıza zaten yaptığı işin ne olduğunu bile anlaya- çalışmalarımız, yani ölüm-kalım çalışmaları. madı. Barzani yirmi dört saat -ki yoktur- aslında Bunları bir tarafa iteceksiniz, çok uyduruk bir tümüyle işbirlikçi. Biz bu işe çok iddialı girdik. savaşçılıkla, gerçekten bizim en büyük hazırlık- Sizin kör isyancılığınızla, bizim bu işi gerçekten larımızı, en değme kontranın bile yapamayacağı planlı, iradeli götürme çabalarımız savaş halinde. tarzda boşa çıkaracaksınız ve bunun adını da Sizin tarzınız "bırak ölelim". Yani en iyi niyetlisi bu savaşçılık koyacaksınız. Ve kendinize de partinin noktada. "Bu isyan bu kadar olur. Bu isyan bu tarz- siyasi elemanları, kadroları diyeceksiniz. Kaldı ki da olur, bırak öleceğiz", budur sizin dediğiniz. onlar da aslında daha '87'de, '88'de tasfiye olmuşlar. Diğerleri de, kurnazlar da, "kenardan-köşeden aca- Kimi vurulmuş, kimi uzlaşmış gitmiş. Ondan sonra ba bir şeyler gasp edebilir miyiz?"in telaşı içinde. sizin bu pratik ortaya çıkmış. Benim bu pratiğe güç Bunun adına kariyerizm bile denilemez. Böyle bir getirmem, gerçekten TC'ye güç getirmekten daha kargaşa halindesiniz. Bu çizgi midir? Bu başından zor. TC'yi çözmek bizim için belki de yüzde bir beri böyledir ve bir tasfiyeciliktir. Kürt isyancılığı ağırlıktadır, sizi çözmek yüzde doksan dokuz. Laf bu kadar, Türk solculuğu bu kadar olur. İçinde Türk anlamıyorsunuz. solculuğu da var tabii. Umurunuzda mı? Sizin Parti'nin çok önemli, mutlak anlaşılması ayranınız kabarık olabilir, ama biz bu konuda bir gereken, duygu düzeyini, anlayış, karar düzeyini, kelime hatası bile yapmak istemiyoruz. Yani sizin yani can alıcı bir çalışmasını bile hiç göz önüne korkunç tasfiyeciliğinize, biz kelime hatası yapma- getirmeden savaştınız yıllarca. Hat-ta neler neler macasına, sorumlu bir düzeyde bakıyoruz. yapmışsınız da! Bunların ne anlama geldiğine dair Şu anda PKK Merkezi, sözüm ona bu hiç sorgulamaksızın, her gün en önemli değerler çizgiye sahiplik etmesi gereken birçok kadro da, kendisiyle birlikte mezara gidiyor. Onu bile bir adeta gözüne kırk perde örmüş, "Ben gerçekleri eleştiriyle, bir irdelemeyle hiçbirisi sorgulama göremem" yaklaşımı içinde. Korkunç bir dogma- gereği duymuyor. Yenilgiye gidiyorsun, her şeyi tizm dili. Bebeklerin bile bu kadar gerçekdışı imha ediyorsun, hiç oralı bile değil. Peki ne olacak? ağlayacaklarını sanmıyorum. Böyle bir gözü kara Ondan sonra, bu iş nasıl doğru götürülür diye bir dogmatizm. Bir kısmı da kör pratiğe batmış. Yani tek işin taliplisi çıkmayacak. Bir tek anlayışlı adam bir çobanın çok anlayışlı olduğunu söyleyebilirim, çıkmadı. Herkes herkesle uzlaşmış; ama herkes. ama bizim bu kaba pratikçilerin hiçbir şey Birisi "yalın doğru budur, ben bu doğrudan anladığını sanmam, hele savaşta. Bir de onlar bu işi vazgeçmeyeceğim" dese? Var mı böyle diyen biri? çığırından çıkarmışlar. Haydi, gel de bu işin içinden Komünar 8 çık! Gerçek bu. Dogmatist bir tarzda sonu bekliyor; Çözemediğiniz için de hata yaparsınız. Bunun için kaba pratikçi, kör pratikçi kendine göre bir tarzda bu halinizle gidemezsiniz diyorum. Bunun hesabını sonu bekliyor. Benim de yaptığım; bu iş kolay sona yapıp beni ikna edeceksiniz. Utanmazlığa, savaş ermez, bu iş sandığınız gibi sonuçlanmaz. Ha bire kaçkınlığına ben onay veremem. Savaş gerçekliği süreyi uzatıyorum, imkanları geliştiriyorum, tarzı ile bu kadar oynamayı benim vicdanım, yüreğim inceltiyorum. Ama bu sefer siz diyorsunuz "Çok kaldıramaz. Bu kadar şehidi ben nasıl telafi ede- sıkıştım, şuradan ceğim? Bu en büyük hazırlığımıza da siz böyle sıkıştırıldık". Evet, düşman sıkıştırıyor, ben darbe vurursanız, peki bu işin sonu nereye varacak? sıkıştırıyorum, arada siz ne duruma düşüyorsunuz? Yani gerçeğinize baktığımda çok rahat oluyor- Hikaye bundan ibaret. Suç kimde? Suç; kendi sunuz. Biraz da güç almışsınız. O sizin için yetiyor, kabalığınızda, dogmatik, fanatik yaklaşımlarınızda. ama benim için yetmiyor. Benim için şu büyük Bu çok açık. hesapları kim verecek? Dogmatizmle, kaba buradan sıkıştırıldık, Yıllardır en hazır çözümlemeleri geliştir- pratiğinizle hesap verilemez, daha da berbat eder. dik, dağ-taş çözümleme doldu, ama ilgi yok. Hal- Bu halinizle aslında büyük bir yüksünüz. Ve bir de buki çağımızın en güçlü halk savaşçılarından birisi ne istediğinizi sormuyorsunuz. Size ne lazım diyo- olan Giap der ki: "Ho Shi Minh'in yarım sayfalık rum, bundan haberiniz yok. Kim bilir kendi içinden bir talimatını aldık. Ağustos Ayaklanması'na kadar- nice basit hesaplarladır. Ne ideolojik gerekçe belli, ki gerillayı; o büyük Fransız gücüne karşı Dien ne pratik gerekçe; kim bilir başımıza ne felaketler Bien Phu da savaşımı öyle verdik". Hiçbir çözüm- getireceksiniz? leme yok, Ho Shi Minh'in yaptığı bir pratik hazır- Her gün bu eylem tarzlarından dörtte üçü lık da yok. Mavzerli, tüfekli, otuz-otuz beş kişilik kaba hatalar sonucudur. Şunu demeye getiriyor- derme-çatma bir grup. Kuzeyden, Giap komutasın- sunuz, zaten o ünlü alçak, teslimiyetçi, işbirlikçi ve da Vietnam'ın içlerine girmiş ve gerisini kendileri ihanet çizgisindeki ne söylüyor; "Bu iş bu kadar yapmışlardır. Ho Shi Minh'in yaptığı hazırlık bu olur, gerisi en azgın düşmana teslimiyettir"! kadar. Yarım sayfalık bir talimat, kırık dökük bir İçimizde de öyle, dışımızda da öyle. İhanet çok kaç tüfek; Giap da lisede edebiyat öğretmeni. açık bir hıyanet halindedir. Saldırı kolu biçiminde Vietnam Devrimi böyle başladı. Sonuç; tarihin en işbirlikçi çizgi -ki en üst düzeyde gerillayı temsil önemli bir halk savaşını gerçekleştirilmesi oldu. ediyordu- sözüm ona o da en aşağılık bir teslimiyet Ya siz? Otuz bini aşkın savaşçıyı tepeden biçimi. Bunlar sizin gerçeğiniz üzerinde inşa tırnağa burada hazırladım. En modern silahlarla edilmiştir. Bunu çözemeden, neyi başarabilir, donattık, sağ salim en uygun dağlara ulaştırdık. neyinize güvenilebilir? Burada, daha dün yönetim- Peki, bunun karşılığında siz ne verdiniz? Evet, imizi dinledim, sizleri dinliyorum. Yapılan, savaşa günübirlik sizi de besledik, bir gün parasız bırak- bir engel dayatması. Bu büyük çaba ile işin madık, bir gün irtibatsız bırakmadık. Peki, siz ne üzerinde olmasam, serbest kalsaydınız, buradan karşılık verdiniz? Bu soruya yanıt vermek zorun- suya kadar gitmeniz bile imkânsızlaşırdı. Gidenler dasınız. de eminim ki iki adım atamazlardı. Vermezseniz, savaşı çözemezsiniz. Komünar 9 Birçok köhne, bencil hesaplar, gerçekler- Mesela örnek gösteriyorum; "Neden öyle çıktın, den bağını koparmış dil şarlatanlığı ve bir de umut- neden o eylem tarzını seçtin?" diyorum, gerekçesi suzluk nereye götürecek? Kendine saygınlığı da yok. Nasıl yok, açığa çıkıyor. Düşmanın sağanak kalmamış kişilikler. Her şeye alış-tırılmışsınız açık gibi tekniği altında ilk yapılması gereken gizlilik söyleyeyim. Biz bu kişiliği burada mutlak aşmak derinliğidir, ona hiç uymuyor. Sonuç; şurada beş zorundayız. Her şeye alıştırılanın adı bellidir. kayıp, şurada on kayıp. İşte pratik gerekçe yok. Hiç Kabul edilebilinir bir ölüm ve yaşam felsefeniz kimse bunu iddia edemez, ama her gün yaptığınız yok. Kabul edilebilinir bir parti anlayışınız yok. Bir bir şey. Şu eylem yanlış, gerekçesi yok. de bu partiye tepki duyuyorsunuz. Partileşmeyi en PKK çizgisine göre günlük olarak verilen vazgeçilmez bir koşul olarak değerlendirmiyor- eylem kararı halen; "Korucu köyüne şöyle girdik, sunuz. Halka saygınız yok. İlişkilere hiç anlam ver- mevzileri şöyle kaldırmaya çalıştık" biçiminde. Bu miyorsunuz, ilişkileri duman etmekle uğraşıyor- ne demektir? Gerekçesi olmayan eylem anlayışı sunuz. Bunların hepsi kontra faaliyetleridir. Tek bir demektir. Daha doğrusu mahkûm edilen bir askeri kuralı gözetme yok. Nereye gönderelim peki anlayışı ısrarla dayatmak demektir. Çünkü diğeri bu bencil sistem gerektirir, diğeri büyük askeri derinlik, hesaplarınıza, bazı ilkel isyan duygularınıza beni büyük askeri hazırlık, büyük tartışma, büyük alet etmek istiyorsunuz. Köklü bir devrim kararınız sorumluluk gerektirir. Buna gelmiyor, bunun yer- olduğunu da sanmıyorum veya kuşkuluyum. Köklü ine; "Hangi mevziyi kaldırayım?" diyor. Mevzi de, bir devrim kararı olanlar, pratikte bu kadar hata düşmanın ağır tekniği altında bize yüzde yüz kay- yapamaz. Bir tökezler, iki tökezler, üçüncüsünde bettirmedir. "Haydi, korucu köyüne saldır", öyle ayakları üzerinde sağlam yürürler. olmaz, o da iyice örgütlenmiş. Bunlar olmayınca da çerçevede sizi? Maceralarınıza, Aslında ciddi bir askeri derse girmeye "Eylem olmaz, yapılacak başka bir şey yok" diyor. imkân bulamıyorum. Çünkü kişiliğinize bir bakıy- Yapılacak başka bir şey var, o da; PKK askeri orum, özgürlük anlayışı ne diyorum? Felaket! çizgisinin derinleştirilmiş, planlanmış, uzun süre Özgürlükle maceracılığı, sorumsuzluğu tamamen hazırlıkları yapılmış pratiğidir. karıştırmış. Bunda örgüt kişiliği nedir diyorum. Geçen yıllarda kesinlikle -isterse beş bin, Örgüt ağacılığı, yani örgütü dağıtmak, tam böyle on bin kişiyle bir hazırlık yap- bunun imkânı vardı. bir örgüt anlayışı haline gelmiş. Örgüt adı altında İstediğin kadar silah, istediğin coğrafya, istediğin örgütsüzlük kişiliği, bencillik daha doğrusu. fedai savaşçılar, hemen her şey vardı. Ve elli bin Örgütlenmeye karşı müthiş bencil. Büyük bir kişilik düşman da gelse adım atamayacak, atsaydı savunma haline gelmiş bencil kişilik. Bunun daha da askeri olarak tarihinin en büyük darbesini ala- da gerisine bakıyorum, gerekçe yok. Ne ideolojik caktı. Ama gereksiz bir tasfiyecilik uygulandı. gerekçe var, ne pratik gerekçe. Çünkü sözüm ona Hiçbir gerekçesi yoktur oradan öyle çekilmenin, çok pratikçisiniz. İster örgüt, ister askeri, hatta hiçbir gerekçesi yoktur hazırlıkları düşmana peşkeş eylemsel anlamda olsun gerekçeleriniz çok uydu- çekmenin. Sıradan sorumlu bir kişilik, bir eşkıya ruk. Aslında hiçbir eylemin gerekçesi yoktur. bile olsa, biraz kurallara bağlı bir direnişçilik Komünar 10 gösterse düşman oraya giremez. Kendi elinizle bana söyleyin. "Olmaz"ı nasıl sürdüreceksiniz? gerekçeyi ortadan kaldırın. Yani büyük bir savaş Yani kendinizi nasıl gözü kara dert edeceksiniz? gerekçesini ortadan kaldırma. Nerede? En üst koor- Yok, eğer "doğrulara varız" diyorsanız, o zaman dineden hemen hemen bütün yapıya kadar, ucuz bir beni ikna ölümü kabul etmişlerdir, ama zafer kazanılabilecek Hiçbiriniz benim büyük çabalarımı böyle aptal bir savaş imkânını boşa çıkarmışlardır. Siz bunun aptal dinleyip de kendince, keyfince uygulayamaz. içindeydiniz. Yalnız orada mı? Bütün cephelerde Ben artık kendimi buna alet ettiremem. Siz kim öyle oldu. Dersimde öyle müthiş dağlar var ki, yani oluyorsunuz? Böyle dökülmüş, sokak serserilerine bir dağa bir mangayı yerleştir, bir alay düşman ben kendimi nasıl alet ettiririm? Dünyanın tüm oraya kolay giremez. Gittiler hemen hepsini bir zavallıları toplanmış, savaşçılık adı altında beni vadiye topladılar. Düşman da ona göre otuz bin kandırmaya çalışıyorlar. edin. Neyinize güveniyorsunuz? askerini -ki tekniği zaten var-, adamını, kar Rus ordusundan bir film gösterdiler. elbiselerini almış, karda yürüyen arabaları almış, Geçen yıl yalnız eğitim tarzında işkencevari yön- dağın, vadiyi bomba ile doldurabilir. Düşmana temler uygulanmış. Beş bin kişi öldürülmüş, dehşet böyle gerekçe sunuluyor. Bu en yapılmayacak bir verici bir durum vardı. Orduyu ayakta tutmak için şeydir. Gerekçeleri boşa çıkarmadır. Doğru bir yaptıkları bir yöntem. Tabii biz o yöntemi uygu- savaş anlayışına en ters bir yanıttır. Bütün layamayız. Ama demek ki ordulaşmak için özellik- Kürdistan'da stratejik üslenmeye uygun dağlar le sosyalist ideolojiyi terk ettikten sonra, geriye o fazlasıyla vardır, ama hepsi köylerin en yakınına işkence yöntemleri kalmış. Türk ordusunda da bu üslenmişler. Yani yine bir savaş gerekçesini ortadan böyledir. Korkunç işkenceli bir eğitimdir. Biz ise kaldırma. Bizimkilerin başını kessen, o zavallı sosyalistiz, ama biz sosyalistiz diye siz bu kadar köylülerin başına bela olmaktan alıkoyamazsın. Bu gönlünüzce, keyfinizce ordulaşmayı zora soka- da savaş gerekçesini ortadan kaldırmadır. mazsınız. Zaten bu duruş tarzınızla beni yüzde yüz Bir de eğitimsizlik, yoldaşa saygısızlık. sosyalizmden vazgeçmeye zorluyorsunuz, işkenc- Yarın şahadete gidecek, ona düşman gibi davran- eye davet ediyorsunuz, sopalı bir eğitime zorluyor- mak. Yoldaşlık saygı-sevgisini göstermeden, hiçbir sunuz. Sopayı vuracak yeriniz yok. Hangisine savaşçısını hazırlamadan bu insanları harcamak. sopayı vursam hepsi düşer. Bu da bir tasfiyeciliktir. İçinizde bunu yapmayan komutan var mı? Bu da Zaten kaçarsınız, ben devlet değilim ki! ciddi bir savaş gerekçesini komuta kişiliğinde yok Tekrar başa dönüyorum: "ABC" gibi etmektir. Bütün bunları siz yaşadınız. Nasıl çöze- gözükse de, gerçekten önce büyük bir savaşa karar ceksiniz şimdi bunları? Bunları aştığınıza dair beni vermeyi bilmelisiniz. Ben bu kararı verdiğinizi de nasıl ikna edeceksiniz? Bu sefer beni nasıl kandıra- sanmıyorum. Sizin kafalarınızda örümcekler ağ caksınız? içinde örmüş. Ciddi bir savaş kararınız yok. Olsaydı bu olduğunuzu söyleyeyim. Bu konularda hepsine kadar hata yapmazdınız. Bir kararı vermek için ne anlam veriyorum. Peki bundan sonra hangi kadar zaman gerekli? Aslında biz bu zamanı çok numarayla siz bu işi boşa çıkaracaksınız? Bunu kısaltmıştık. Biz bu zamanı neredeyse bir derse Haydi çok kandırmaca Komünar 11 kadar indirgedik, ama anlamaktan kaçınan sizsiniz. Çünkü her şeyi bir eylemle sonuçlandırmak istiyor- Biz ne kadar kolaylık sunduysak, siz o kadar işin sunuz. Sizin bütün barutunuz bir eylem içindir, ucunu koyuverdiniz. Biz ne kadar kestirmeden sizi ikinci eyleme barutunuz -yani kişiliğiniz, yani çizgiyle bütünleştirmek istediysek, siz o kadar kişiliğinizin hazırlık düzeyi- yok. Bunu nereden çizgisizliği dayattınız. Ve hatta bazıları da bunu çıkarıyorum? Şundan çıkarıyorum: Bir eyleme kontra pratiğine dönüştürdü, resmen tasfiyecilik hazırlığını, sonrasını, başarısını düşünmeden "ya olarak karşımıza çıkıyor. herro, ya merro" mantığı ile giriyorsunuz. Yani her Genelde bir savaş kararınız varsa, bu bir şey size göre bir eylem içindir. Küçük bir başarıda halk savaşı kararı olmak zorunda. Halk savaşı, kendinizi yitiriyor, ülkeyi kurtarmış gibi davranıy- bizim halkın savaşı, hatta halklarımızın savaş orsunuz. Zaten çoğunlukla da imha oluyorsunuz. kararı öyle sizin sandığınız gibi değildir. Eğer "Bu halk için gerekli bir savaş kararı var" diyorsanız, böyle kişiliklerinizle karşımıza çıkamazsınız. Bu kadar hata ile halk savaşında en temel kuralları bile bu kadar zorlayan bir kişilik Bu neyi gösteriyor? Uzun Halk savaşçılığı yapsaydınız Halkla örgütsel bağlarınız olur Halkın bütün değerlerine Yüksek değer biçer Halkın gerçeğine göre Müthiş bir sorumlulukla İnce hesaplarla adım atardınız Halkın düşmanlarına karşı Çok etkili olurdunuz gelişemez. süreli halk savaşı stratejisine göre kişiliğiniz oluşmamıştır. Sizin kişiliğiniz çok geri duygulu, kinli ve bir isyanda kendini ya zafere götürür ya da sonucu imha olma biçimindeki kör isyan kişiliğidir. Bir eylemlik kişiliktir Demek ki halk savaşı kararını da tam ver- sizin kişiliğiniz. Ama bu da çizgimizdeki uzun memişsiniz. Hatta halka ne kadar saygılı olduğunuz vadeli halk savaşı karakterine tersinden bir yanıttır, bile tartışmalıdır. Bu yüzden pratiğiniz çoğunlukla onu boşa çıkarmadır. Olsa bile, haydi "tamam kontra pratiğine dönüşmüştür. Halkınıza doğru doğru" diyelim; genelde savaş kararı partinin pro- sahip çıkamadığınız için hepsini düşman teslim gramına, siyasetine, stratejisine göredir. Halk aldı, katletti ve siz gerilla olarak fazla yanıt savaşıdır, yani halkı esas alan, hainlere, işbir- veremediniz. Halk savaşçılığı yapsaydınız, halkla likçilere ve sömürgecilere karşı olan bir savaştır. örgütsel bağlarınız olur, halkın bütün değerlerine Bütün eylemlerinize baktığımızda, eylemlerin yüksek değer biçer, halkın gerçeğine göre müthiş başarılma hazırlığı yok denecek kadar azdır. Bir bir sorumlulukla, ince hesaplarla adım atardınız. defa planı yok, varsa da yanlıştır. Planın öncesi, Halkın düşmanlarına karşı çok etkili olurdunuz. sonrası hesaplanmamıştır. Günlük olarak size Ama neredeyse halk düşmanlarını biz içimizde örnekler verebilirim. Daha doğrusu çoğu plan- ürettik. sızdır, kendiliğindendir. Genel sistemin bir parçası Bu, sizin savaşı halk savaşı biçiminde değildir. Hazırlığı yok, kendiliğinden, aniden karar anlamadığınızı gösteriyor. Halk savaşı uzatmalıdır. verme biçimindedir. Böylesine hazırlıksız eylemler Sizin uzatmalı halk savaşı kararınız da yoktur. kesinlikle kaybettirir. Ve nitekim öyledir. Hazırlık Komünar 12 kararından tutalım hepsi diyor ki; "keşfedildi, Siz bu savaşa hangi gerekçeyle ve görüntüye geldik, düşman nokta operasyonuyla neyinize güvenerek katıldınız? Düşmanı tanıma vurdu". yoksun yok, savaşı tanıma yok. Nasıl bir savaş, hiçbir olduğunuzu gösterir. O dağlarda böyle bütün tarzlar incelemesi yok. Birbirinize bakın. "Canım sıkılıy- yanlış. Demek ki savaşta hazırlığınız yoktur. ordu, katıldım; öfkeye kapıldım, katıldım". Bir de Zavallı zavallı düşmanın gelip sizi vurmasını bek- bazılarının kararı; "Komutan oldum, hoşuma gitti liyorsunuz. Ve işte dediğim gibi hazırlıksız, "bir katılıyorum". Böyle ipsiz-sapsız, kendini, haddini eylemle ne kadar vurduysak, vurulduysak" kuralına bilmeyen katılımlardır sizin katılımlarınız. Bu bağlı olarak yaşıyorsunuz, savaşıyorsunuz. Bu da korkunç bir şey! Yani kendini, haddini bilmeden yanlıştır. kim bu savaşa katılabilir? Bela! Nasıl bir bela? Bütün bunlar hazırlıktan Bunun altında daha da başka şeyler de var. Çoğu savaşta bir ağırlık, hiçbir kuralı uygulamıyor. Esasta siz büyük kazanma iradesinden de yok- Gel de bunu dağda yaşat; oraya getir, buraya götür. sunuz. Büyük kazanma iradesi neye bağlı? Hiçbir ordu bunu kaldıramaz. Kendini tanımadan Düşmanı büyük tanımaya bağlıdır. Bırak savaşa niye savaşa girdin? Önce bunu halledeceksiniz. karar vermeyi, siz daha düşmanı tam tanıya- Kendini tanımak şu demektir: "Ben bu savaşı mamışsınız. Nasıl bir düşman? Mesela ben belki de kaldırabilir miyim, kaldıramaz mıyım? Bu savaşı on yılımı düşmanı doğru tanımaya sarf ettim. "Beni tanıyor muyum, tanımıyor muyum? Savaşa karar besleyen devletten benim savaşmam gereken vermiş miyim, vermemiş miyim? Bu savaşın düş- devlet" düşüncesine ulaşmak için belki de yirmi manını tanıyor muyum, tanımıyor muyum? Bu yılım gerekti. Ama halen sizin ünlü komutanlarınız savaşın halkını tanıyor muyum, tanımıyor muyum? bir faşist komando karşısında dut yemiş bülbüle Bu savaşın aracını, yani partisini, strateji ve taktiği- veya kediye dönmüşse, demek ki özde siz düşmanı ni tanıyor muyum, tanımıyor muyum?" tanımıyorsunuz. Ve halen düşman günlük olarak Savaş her zaman bir stratejiye dayalıdır. propagandada sizin o zayıf duygularınıza hitap Yani temel müttefikleri kimdir, temel dayanakları ederek "gelin, özlediğiniz yaşam var" diyorsa, kimlerdir, cephe gerileri, yedekleri kimlerdir; en kişiliğinizi çözmüş olduğu içindir. Düşman azından komuta düzeyinde bunların bilinmesi karşısında bu tarzda hitap edilecek bir konum- lazım. "Taktiği nedir? Günübirlik, nasıl yaşanılır? daysanız ve düşman bu taktiğe giderek önem Savaşa göre benim yaşamım yeterli mi, değil mi? veriyorsa, o zaman siz düşmanı tanımıyorsunuz Savaşa göre ben disiplinli miyim, değil miyim? demektir. Kendinizi de tanımıyorsunuz, kendinizi Kurallara bağlı mıyım, değil miyim? Bir de zinde tanısaydınız bu savaşa böyle girmezdiniz. Kara miyim, değil miyim? Savaş kişiliği taş gibi kişilik cehalet örneği derken burayı kastediyorum. ister; taş gibi miyim, değil miyim?". Evet, böyle bir Düşmanı tanımadığı gibi kendisini de tanımıyor. Ve kendini tanımayı da ister. Kişiliğiniz böyle mi? Siz ben bundan da nefret ediyorum. Çünkü ilk söylen- bir gün bile kendinizi böyle tanıtacak dürüstlüğü mesi gereken söz kişinin kendini tanıması, haddini- gösterdiniz mi? En hastalıklı, en problemli kişil- hududunu bilmesidir biraz da. iğinizi getirip dayatmayı utanmandan hak bildiniz. Komünar 13 Kendini böyle savaş kimliğinde tanıtmak mümkün hele, sorun! Burada özellikle sorumsuz kişiliklere mü? Size göre olur, ama bize göre olmaz! söylüyorum: anaların acılarına nasıl yanıt olacak- İşte savaşın ideolojik gerekçeleri derken, sınız? Bu sorumsuz, namussuz kişilikle mi? bütün bu hususları kastediyorum. Yani savaş ve Hepsini bana yıkacaksınız, bütün acılara dayanma ideoloji diye bir ders verirsek; bu bahsettiğim bütün gücü ben olacağım, bütün bu yersiz kayıpların sorunları çok kapsamlı inceleyip sonuca götürmek hesabını ben kendi içimde vereceğim, sen de orada gerekir. Burada önce bunu yapmalıydınız. Ben namussuzun teki gibi "daha da öldürmeye müdahale etmesem hiç aklınıza bile gelmeyecek, yatırayım" diyeceksin. Burada vicdan yok, burada sıyırıp geçeceksiniz. Sonuç nereye varır? Şimdiye korkunç bir durum var. Halen komutanların ezici kadar olan neyse, oraya. İdeolojik hazırlık derken, bir kesimi böyledir. Birliklerinden haberi olmayan, bu sorunlara olumlu cevap vermekten bahsediliyor. onları hiç eğitmeyen, hiç sevmeyen böyle bir çok Haberi olmayan bir sürü komutansınız burada. Ne adam, bize baş belası komutanlığı dayatıyor. Biraz cesaretle sorumluluk üstleneceksiniz? "Keyfimiz vicdan! Böyle olur mu, çılgın mısınız? için! Babadan kalma usullerle biz ne yapacağımızı Analar bir tek şartla çocuklarını verebilir- biliriz". Zaten ne yaptığınızı bildiğiniz gibi, neyi ler. Sizin için zaten sorun değil, ama moral değeri bize dayattığınız da ortadadır. Başardınız mı her- olan birisi için çok önemlidir. Ki ülkemizde bir hangi bir şeyi? En sıradan bir üslenme sorunlarına genç çocuğu savaşa vermek, dünyanın en zor işidir. bile yanıt var mı? Ama bir sorun kendinize: Onu beslediniz mi, onu Zor bela ben bir kaç savaşçı yetiştire- yetiştirdiniz mi, ona yeteneklerinizin onda birini ceğim, siz gidip bunları bir günde çarçur ede- verdiniz mi? Bu konuda kendi kendinize hesap ceksiniz. İnsaf! Tanrı bile olsam, yetmez. Beş PKK soruyor musunuz? Bir yerde yirmi, bir yerde otuz gerillasıyla bir vilayet basılabilinir, beş yüz düşman kaybedenleriniz az değil. Hem de aptalca bir kör- vurulabilinir. Kesinlikle bunu kafasına koyan bir lükten, hazırlık yoksunluğundan. Yanlış sorgu- manga komutanı hepsini yapabilir. Siz ne yapıyor- lamış. Bazılarını hiç kaldıramıyorum. sunuz? "Ver elime bölüğü, sırtında istediğim gibi Burada bunların hepsi izah edilmeli. yaşayayım"! Bir ana bir çocuğu yirmi yaşına kadar Sosyalistiz diye, hep itinayla davranıyoruz diye, büyütmek için akla hayale gelmez çaba harcıyor. "anlamaz, bilmez, keyfimizce her şeyi yaparız" Sen nasıl oluyor da bunları bir günde, hem de durumuna sokmayacaksınız kendinizi. Biraz vic- yedisini birden bitiriyorsun? Vicdan da yok, danınızı çalkalandırın. Kaldı ki ölsünler, ama bir intikam duygusu da yok; "Ver gerillayı, ver gerilla amaç için, bir savaş için ölsünler. Savaşçısıyla hiç taburunu, bölüğün üzerinde bilmem ne yapayım"! ilgilenmeyen, savaşçısının istikametini belir- Aslında çoğunu kurşuna dizmek gerekiyordu. lemeyen, savaşçısına emir bile vermeyen birçok Politika nedeniyle yapmıyoruz. Komutan böyle sahte komutan. Siz nereden çıkardınız bunları? olur mu hiç? Ya derhal defolup gideceksiniz, ya Kim söyledi size bunu? Güçlü müsünüz? Babanız doğru bir komuta anlayışına ulaşacaksınız. Kim en büyük ağa bile olsa kaç para eder? Bunu siz size söyledi? Bir anaya sorun, işte gelmişler, sorun hiçbir şeyle izah edemezsiniz ki bunun izahı yok- Komünar 14 tur. Bunun izahı düşkünlüktür. "Düşkündüm yap- limiyetçilere nereye kadar, nasıl, daha da neler tım"!. Düşkünün savaşta işi ne, ne geziyor içimiz- yapacaksınız? Avrupa kurtaracakmış! Ne Avrupa de? Serserilik, lümpenlik! Serseri, lümpenin burada sı? Nereden kurtaracak? Yarın özel örgüt kurarız. işi olamaz. Siz bunu yaptınız. Zor mudur peki Birçok uğraşılacak biçim var. Gizli ihanetlere karşı, savaşçısını doğru üslendirmek, zor mudur savaş- gizli örgüt kurulur. Bize karşı hiçbir kuralı dinle- çısını iyi eğitmek? Ben hepinizi, milyonları günlük meyenlere karşı, biz de hiçbir kural dinlemeden olarak eğiteceğim, sen üç ay bir mangayı bile eğit- planımızı uygulayacağız. Bunların hepsini meyeceksin. "İdeoloji gereksiz." Peki neyle savaştıracaksın? "Partinin verdiği imkanları bitirerek". Nereden çıkardın sen bu sonucu? Partinin yetki verdiğini nereden çıkarıyorsun? Önderliğin bu yetkiyi kabul ettiğini nereden çıkarıyorsun? Yürüyorsunuz ve kötüsünüz. Tek silahınız kör cehalet, Boşluk gördünüz; ne yaparsanız Yanınıza kâr kalacağını sandınız Mezarda bile olsanız hesap soracağız Soruyoruz da Mezara böyle gitmenin kendisi Bir hesap sormadır kendini ölüme yatırma, bela olma, lümpenlik. Kişiliğinizden bunları söküp atacaksınız. yapacağız. Boşluk gördünüz; ne yaparsanız Atmayan buradan adım bile atamaz. Benden görev yanınıza kâr kalacağını sandınız. Mezarda bile isteyen bunu bu temelde kanıtlamazsa, görev ala- olsanız hesap soracağız, soruyoruz da. Mezara maz. Kaçacakmış, TC'ye gidecekmiş! TC senin böyle gitmenin kendisi bir hesap sormadır. sülaleni mahvetsin. Ben o TC'ye sırf bunun için Defalarca söyledik; disiplinli olun, değerlere bağlı korkunç bir öfkeyle gittim. Seni orada da kalın, diye. Kimse size demedi ki savaşa girin, yakalarım; orada yakalayacağım seni. Sana ne kimse demedi ki kolay savaşa girin. Dağlar kadar kadar, ne yapacağımı göstereceğim. Kaç bakalım, eğitim imkânıyla kendinizi hazırlayın ve kendinizi nereye kadar? Evet, sırf seni orada yakalamak için, hazır hissettiğinizde gidin, dedim. Çoğu zavallı bunun için TC'yle uğraşacağım. Haydi bakalım! gitti, kurban oldu. Ben bunlara da çok öfkeleniyo- Korkunç inadımı göstereceğim, sülalenize kadar rum. Savaşa kurban olmak için girilmez; savaşa girişeceğim. İntikamım, kinim dağlar kadar. Hiç zafer kazanmak için girilir. Her biri birer ucube seni orada bırakmayacağım. Kaçacaksınız değil haline gelmiş. Şavaşa gideceklermiş! Savaşçının mi? Bir de ucuz yaşayacaksınız, ucuz yaşamı da büyük onur, şerefi vardır. Savaşçı, hele komutan bir size göstereceğim. Göstermişim, daha fazla defa yıldız gibidir. Zaten bunun için rütbelerinde göstereceğim. yıldızlar vardır. Bir yıldız, iki yıldız daha sonra ay Ben neden kendimi böyle hazırlıyorum? Böyle kişiliklere karşı, kutsal gerçeklerle oyna- olur. Durum bu iken, sizin yaptığınız tam tersini sanki kadermiş gibi bize dayatma. yarak ortaya çıkanlara karşı büyük yanıt olabilmek Bütün bunlar savaş ve ideoloji sorun- için. Siz en gerekli olanla böyle alay ederseniz, larıdır. Tartışın, neyiniz eksik burada, sonuna kadar hakkını veremezseniz, tabii sonucu bu olur. İhanete tartışın, tam aydınlatın. Ona göre, herhangi bir karşı ben savaşı nasıl geliştirdim? İçinizdeki o tes- köşesinde yer alın, ama şerefiyle, onuruyla, yani Komünar 15 yıldız gibi. İnsan gurur duysun kişiliğinizle. Zor doğru değerlendirme, günlük pratik, bir de çok ver- değil ki! Hasret kaldık; bir dağ planı yapmak çok imli olma, sonuç çıkarma. Neler sığdırılmadı ki mu zor? En yakın dağ Cudi Dağı'dır. Cudi Dağı'nın pratikte buralara! Neler yoktan var edilmedi ki? kayalıklarında ikişerli, üçerli, beşerli, onarlı ve Açık, ben bunun dökümünü yapmak istemiyorum. hatta isterseniz bir bölükle mevzilenmek, üstlen- Yirmi yılı inceleyin. Neler var neler? Bütün ürettik- mek çok mu zordur? Neden yıllardır bunu kangrene lerimizi size verdim, hiçbir şeyi kendi yanımda döndürdünüz? Yalnız bir üs sorununa ilişkin doğru bırakmadım. Gittiler, hepsini fethedilecek dağlarda bir yanıt bulamadık şimdiye kadar. Yok, tersini tükettiler. yapmaya var. Şuna benzetiyorum sizi; gurbetçiler Mesela o dörtlü çete takımından bazıları gibi hemen eve koşma. Sanki evi varmış gibi. Ev "Daha önce hırsızlık temelinde biz zor bela yok, köy yok, kalanı da düşman zaten kaldırdı. karnımızı doyuruyorduk, şimdi PKK rüyamızda Halen köylüye, köylülüğe, köylü kişiliğine dayalı bile göremeyeceğimiz imkanları verdi bize" diyor- savaşçılık. Ondan eser kaldı mı? du. Adamlar çeteciliği dayattılar ve en büyük Bunlar yalnız ideolojik boyutta halledilmesi gereken sorunlar, açmak istemiyorum, istersem dağlar kadar açarım. Pratik düzeyde de çok korkunçsunuz. Savaşın pratik gerekçeleri de yok. Nedir pratik gerekçeleri? Pratik gerekçeler; bir silah temininden tutalım bir dağa ulaşma, daha çok değerlerimizi yok ettiler. Daha sonra bununla uzlaşarak bu tarzı icad ettiniz. Pratik tarzınız bu. Pratik tarzınız çetecilikle uzlaşma tarzı. Haydutça değerleri gasp etme, "kıyısından-köşesinden bize de bir parça düşer" temelinde bir pratik. Bütün savaşçılığınız böyle özetlenebilir. Öyle değil mi? Değerler nasıl elimizden alınıyor? Bir silah bile da düşmana yem olmamak için bir hareket tarzında, elde etmek için, pratik hazırlık gereğinden -yani taktik diyoruz- taktik düzeyde yanıt olabilme. bahsediyorum. Sizde böyle bir duygu var mı? Bir Bu da ne anlama gelir? Düşman uykudayken yol al- bölge yönetiminden alınan silahlara bakın yıllık ma. Günlük olarak buna pratikte yakalanmama, olarak. Biz her tür pratik zorluğu göze alarak bun- düşman uykudayken vurma, onun önüne tuzak ları kazanacağız, sen öyle kaybedeceksin. İşte hay- hazırlama, kendi savaşçı birliğini günü gününe, dutluk tarzı budur! Böyle zavallıdır. Bunu da fazla saati saatine hazır tutma, vermekte olacağı o anki açmak istemiyorum. eylem için morali tam tutma, kurulmuş yay gibi. Biz pratikte sadece günlük olarak var ediy- Şimdi durum böyle midir? Sizde pratik düzey yok. oruz. Benim de bir pratik tarzım var burada, hiç Her an düşman tepenizde, pasif savunma anlayışı sizin gibi adam harcamıyorum. Sizin gibi sorunları içinde tükenip gidiyorsunuz. geliştirmiyorum. Sizin gibi günü kaybetmiyorum. Bununla şunu kastediyorum: Ben de aslın- Sizin gibi değerleri çarçur etmiyorum. Sürekli bir da savaşın bir sorumlusuyum, ama dikkat ederseniz katkım var. En büyük tehlike üzerimizde, hala düşmanı şimdiye kadar hiç semtime bile yaklaştır- vurulmadık. Burada yersiz bir-iki kayıp ya vardır, madım. Nerede duracağımı, orada nasıl üsleneceği- ya yoktur. O da bazı kişilerin hatalarından oldu. mi biliyorum. Yine ciddiye alıyorum. Yalnız bu Bizim ihmalimizden dolayı hiçbir hatalı kayıp yok- mevzimiz yirminci yılına girdi. Sabır, inat, sürekli tur. Tam tersine dağlar kadar hatalarınız, bizi bura- Komünar 16 da bile perişan etmeye yol açıyor. Burada, bu oku- belki inanmış halk çocukları; ama onlar da bu bü- lumuzda bile yapılan hata ve yetmezliklerle siz yük sorumsuzluğu, zavallılığı aşacaklar mı, aşmay- adam kaçırttınız. Siz günleri boşa harcadınız, acaklar mı? Savaş kişiliğine gerçekten kendilerini çarçur ettiniz. Bizimkisi sadece güçlendirmek. bu temelde hazır kıldılar mı, kılacaklar mı, kılmay- Bunların hepsi sorumluluk gereğidir. Biz sorumlu acaklar mı? Ucube adamlarla savaşa gidilmez, davranacağız, çalışacağız, sen bunların üzerine yat- savaş en derli toplu kişiliklerin işidir. Kelime hatası acaksın. Bu köylü kurnazlığı değil de nedir? Ben de bile yapmamak komutanın en temel özelliğidir. Bu günlük pratikçiyim. Dağlar kadar pratik üretiyoruz. kadar şikâyet dili olan, bu kadar hastalıklı, bu kadar Karnınızı doyurmak bir pratiktir, güvenliğinizi çaresiz kişilik, asla savaş sorumluluğunun altına sağlamak bir pratiktir. Doktora her gün sizi girmemelidir. Savaş çok ciddi bir iş. muayeneye, ameliyata götürmek bir pratiktir. Ucube adamlarla savaşa gidilmez Savaş en derli toplu kişiliklerin işidir Kelime hatası bile yapmamak Komutanın en temel özelliğidir Bu kadar şikâyet dili olan Bu kadar hastalıklı Bu kadar çaresiz kişilik Asla savaş sorumluluğunun Altına girmemelidir Savaş çok ciddi bir iş Aslında zamanım olsaydı, tek tek sizleri biraz sorgulasaydım. Buna gerçekten zaman bulamıyorum. Yoksa bu duruşlarınız bana hiç inandırıcı gelmiyor. Çok kaypak, sabun gibi kişilik, hep elde sıkıyorsun, fırlıyor. Zamanı biraz daha uzatsaydım mı diye düşünüyorum. Başka işlerim var. Geçmişte de hep sözlere güvendim, güvenimiz maalesef hep kötü kullanıldı. En iyi niyetlisi bile sözüne yanıt olamadı. Bu açıdan tüm gücümü kullanarak aldığım tedbirlerle, hem sizin üzerinizde, hem bu sözüm ona karargâhlarda uzun süredir var Bunların hepsi de çok pahalı yürütülmektedir. olan hazırlıklarımın veya çabalarımın sonuçlarını Aileleriniz olsaydı, onlar bile size böyle bakma- biraz daha iyi derlemek istiyorum. Bunu biraz zlardı. Bunların hepsi bir pratik. Bunlar kendiliğin- anlayın. Size bundan sonra değil savaş fırsatı ver- den mi oluyor? Yok. Peki, sizin de pratikleriniz meyi, sizleri bu dağlara bile yaklaştırmayacağım. vardır. Savaşçılarınız yanı başınızda en olmadık Yavaş yavaş tedbirlerimi alıyorum. Size böyle ucuz hatalar temelinde öldüler, aç kaldılar, sakat kaldılar, savaş kahramanlığını vermem. Yok, o geçti. O şere- moralsiz kaldılar, değil mi? Çoğunuzun komutası fi size bahşetmeyeceğim, o şeref size layık değildir. altında bunların hepsi olmadı mı? Buranın imkân- Bazıları süper bir ayıyı oynuyorlar. Ayı ları mı fazla, oranın imkânları mı? Oranınki savaşın belki maskotu olabilir, ama komutanı ola- fazladır, kanıtlayabiliriz. Bunları daha fazla açma maz. Hatta PKK'nin herhangi bir görevlisi gibi yap- gereği de duymuyorum. mayı bile düşünmüyor. Belki öyle sanırsınız kendi- Acaba gerçekten siz şimdi bütün bu husus- nizi. Sanın, ama ben de ciddiye almam, almadığım larda, savaşın ideolojik gerekçeleriyle birlikte gibi siz mi beni kandırırsınız, ben mi sizi pratik gerekçelerine doğru anlam verecek misiniz, kandırırım? Açık söylüyorum ben kandırmak vermeyecek misiniz? İçinizden bazıları dürüst, istemedim. Açıkça, mütevazice, gerçekten aldan- Komünar 17 mamak, aldatmamak için her şeyimi ortaya koy- minde Peygamber'e karşı çok akıllıydı. Sizinki Ebu dum. Ama siz kandırmaca ya devam ederseniz, Cehil'den daha da beter. Cehaletlilerin babası benim kadar kurnaz adamın olmadığını da rolünü oynuyor. Bu konuda kararlılık düzeyim tam. bilmelisiniz. TC'yi çözen adamı, emperyalizmin Her gün bir sürü rapor geliyor, gözüm zor günümüzde bu kadar gücü karşısında bile kendini okumasına karşın okuyorum, tahammül ediyorum. yaşatan adamı, siz nasıl kandıracaksınız? Hırsız, Bu gerçeği konuşuyor musunuz? Hazırlığınız tam yankesici marifetlerine göre "buldum boşluğu, ben mıdır? bunu kandırırım" der, çeker. Peki bu zavallı halini- gelişmişse, değil bu kadar, bana beş tane adam zle beni nasıl kandıracaksınız? Savaşta, parti verin, ben bu işleri en başarılı bir biçimde götürey- olayında mümkün mü? Şu anda dünyanın en güçlü im. Ama gerçekten sözünün sahibi beş adam verin kişisiyim, kendimi bu kadar örgütlemiş bir kişiyim. bana, fazla bir şey istemiyorum. Savaş istediniz de, Ben rica etmedim ki; "gelin benimle savaşın" diye. biz mi yol açmadık? Kargalar güler buna. Beni Kendi kendinize bir savaşçılık uydurmuşsunuz, kandırmayın, bu temelde kendinizi kandırmayın. kim kabul eder bunu? Bunu gidin babanıza satın, Bu da bana biraz güven verebilir. Bu kadar kandır- gidin sülale savaşçılığı yapın, gidin hizip macılık, beni mahvediyor. Haydi, komutan sözü savaşçılığı yapın. Ama bunu bana yutturmak veremiyorsanız, bari kandırma gibi bir sahtekârlığa gerçekten çok zor. da girmeyin. Bunu istemek sizden çok şey istemek Kararlılık düzeyiniz bu çerçevede Benim size gösterdiğim saygıyı siz kötüye midir? Neden beni bu kadar kandırıyorsunuz? kullandınız. Hâlbuki biz ilk savaşı ailede verdik. Kandırmak bir marifet mi? Bozgunculuk yapmak Daha ilk yaşlarda ailede başkaldıran bir adamı, bir ordulaşma gereği midir? Ajanlar bunu yapar, yine TC gibi kimsenin bakmaya bile cesaret ama ajan da biraz planlı yapar. Yani ajanın bu yap- edemediği bir olaya bakan, çözen ve onunla bu tığına bir anlam verebiliriz, ama ajandan daha beter kadar savaşı geliştiren bir adamı, kim, nasıl kandırmak ne anlama gelir? Bundan vazgeçin. kandırabilir? Saygısız adamlar! Bununla kandırdı, Kişiliğinize bakıyorum, toptan bir kandırma kişil- oldubitti. Birçok böyle zavallı kişilikler! İnsan iği, savaşla bağlantısı olmayan kişilikler. utanır kendi halinden. Gücünüz mü var sizin? Ciddi Sizin dramınız o kadar tuhaf ki; şu noktaya değilsen niye adım atıyorsun? Ben neden bu kadar kadar getireceksiniz ve diyeceksiniz "bırak ciddiyim? İşte sabrımı, inadımı gösterdim. Neden yakamızı". Ama aslında siz benim yakamı bırak- siz göstermiyorsunuz? İşte kurallara bağlılığımı, mıyorsunuz. Ben sizin yakanızı bırakmaya varım, işte iğne ucu kadar bir imkânı nasıl ele geçirdiğimi ama nereye gideceksiniz? Sonuçta şuraya gelip size gösterdim. Neden siz böyle kaybediyorsunuz? dayanmışsınız: "Göz göre göre biz çürüyüp öle- Hazırlık konusunda ne kadar ciddi olduğumu gös- ceğiz". Buna da bizim gönlümüz yatmaz. Sizin gibi terdim. Neden siz bu kadar keyfi, hazırlıksız yak- delikanlılara insan çok üzülüyor. Yazık değil mi sizi laşıyorsunuz? Kim söyledi, kim öğretti size bu göz göre göre ölüme terk etmek! Çoğunuz bu savaşçılığı böyle? Zavallılar! Cehalet, Ebu Cehil, anlamda, yani savaşçılıkta daha adı konmamış yani cehaletin babası. Kaldı ki Ebu Cehil döne- bebekler gibisiniz. Size değil komutan adı takmak, Komünar 18 isminiz ne zaman konulacak belli değil. İsim koya- kandırmaya çalışmadan, bir an önce söz verebile- bilmek için, biraz oğlan mı, kız mı olduğunuz belli cek misiniz? Sözlerinizle ciddi olmayı gösterebile- olmalı. Bu kadar zavallısınız. Erkek ismi mi koya- cek misiniz? Değilse, o zaman konuşmayın! Ne cağız, kadın ismi mi, belli değil; bu bir. İki; yiğit söyledik: "Gerçeğin kadar söz ol, sözün kadar Agit ismini mi koyacağız, tırsonek ismini mi koya- gerçek ol!" Bunu sağlamayan adam düşkündür. cağız? Veya bé akıl mı koyacağız, ahmak mı koya- Lafıyla gerçeği arasında Çanakkale boğazı kadar cağız? belli değil. Aslında bu temelde size isim ver- açık vardır. Neye yarar? Asker hiç böyle olur mu? mek gerekiyor. Ama isim vermek bile çok zor şu Sözle pratiği arasında bu kadar çelişkili olan adam, anda. Ne sanıyorsunuz? Bu size verilen adların bir halk için en büyük baş belasıdır. hepsinin tarihte yeri var. Mesela Agit, mesela Dünyanın bütün zavallılarını benim başı- Muhammed, mesela Ali, bunların hepsi tarihte ma atmışlar, "haydi APO çöz"! Sihirbaz bile olsam, büyük kahramanlık yaratmış. Durumlarınız çok bu halinizle sizi çözmem zor. Çünkü laf anlamaya zavallıca. Ya bu isimleri kendinize koymayın, ayıp- yanaşmıyorsunuz. Bütün bunlar neyi gösterir; tas- tır ya da hakkını verin. Bir halk için ne kadar acı; fiyeciliği. Siz aslında her ne kadar "kararlılık ona doğru öncülük edecek tek bir evladı bile düzeyimiz çok gelişmiştir" diyorsanız da, bu sağlam gözükmüyor. Ondan sonra da, yalanların söylediğim çerçevede beni tatmin etmezseniz, ince bülbülü hepsi veya ağlama ustaları; "ah vah, ne bir tasfiyeciliği dayatma yanınız daha ağır basmış haldeyim"! olabilir. Sonuçta, ünlü alçak teslimiyetçilerin yap- Kim kimi ciddiye almalı? Ben mi sizi, siz tığı gibi, "Bu savaş olmaz! Bu orduyla savaşılmaz, mi beni? Ben savunmamı böyle çarpıcı bir biçimde kuzu gibi gider uşaklığı yapılır" noktasına varılır. yapıyorum. Yanlışsa, eleştiri hakkınızı kullan- Bu doğru ise ve eğiliminiz buysa, gerçekten sizi abilirsiniz. Lütfen, saygılı bir biçimde, ciddi. Hem dövmeden serbest bırakacağız. Ama davranış- "Başkan" diyeceksiniz, hem "genel komutan", ama larınızın altını eşelediğimde bunları görüyorum. -haydi sizi yine komutan yerine koyalım- lafı bile Yani siz doğru dürüst bir çizginin zavallı, sorumsuz anlayamayan komutan! Ne kadar büyük ayıp askerisiniz, daha doğrusu vasat askeri, yani iti- olduğunu bilmiyor musunuz? Bu temelde halk rafçısı olmaya doğru gidiyorsunuz. ordumuzun temellerini sarsıyorsunuz veya halk Burada şunu kanıtlamaya çalışıyorum; ordusu adını da taktık kendimize, bunu da gülünç gerçekten sağlıklı bir halk savaşçısı, onun bir duruma sokuyorsunuz. Haydi tekrar sizin komuta grubu, onun bir sorumlusu çıkmalı, ama gerçekten olmanıza yüksek değer biçelim, ama bu çerçevede çıkmalı. Çünkü haddi-hesabı belli ol-mayan devrel- ciddi olabilecek misiniz? Tek bir şey, "ciddi ola- er, hazırlıklar yaptık, çıkmadı. Ben kendimden de bilecek misiniz?" O güç var mı sizde? İşte bir taslak giderek çok kuşkulanıyorum ve öfkeleniyorum. çerçeve koydum. Ciddi yaklaşacak, ciddi anlaya- Hatta kusur bendeyse diye korkunç yükleniyorum. cak, "asker sözüyle oynamaz" diyen, sözünün eri Düşmanı bile çıldırtacak hazırlıklar yapıyorum, kişilik! Bu sefer sözünün eri olunur mu acaba? Bu buna rağmen sizin yüzünüzden kendimden kuşku- noktada iseniz, ikiyüzlülüğe başvurmadan, beni lanıyorum. Aslında dikkat edilirse birçok kitaba da Komünar 19 geçmiştir, bende kimse kusur bulmuyor. İşbirlikçi Demek ki yapılması gereken: Bir, savaş de dâhil, "taştan adam yaratır" diyor. Bütün gerekçesini ideolojik esaslarıyla; iki, onun bütün operasyonların benim iradem tarafından boşa pratik gerekçeleriyle birlikte, ikna edici bir biçimde çıkarıldığını da yazıyor, okudunuz. Kusur sizde. kendinize izah etmelisiniz. Hiçbir baskı altına Bunun için gerçekten bu bizden onay bekleyen, girmeden, tam objektif gerçekliklerle, yine bütün bizden ilgi bekleyen size oldukça değer verdiğimi sonuçlarına katlanma dürüstlüğünü göstererek. yine söylemeliyim. Hem durumunuza üzülüyorum, Hangi görev olursa olsun, onların gereklerine hem de bu karar düzeyinizi aslında değerli de ulaşarak; yetki, sorumlulukla bunları iliklerinize buluyorum, ama öyle çok gerçekçi bulduğumu kadar hissederek, oldukça gerçekçi üzerinde durun. söyleyemem. Böyle onuru kurtarma biçiminde değil de, büyük Hayat koşulları sizi fazlasıyla yutuyor. bir tutku haline gelerek. Savaş esasta nedir? Savaş; Moral bile olmuyor. Ama benim tarzımda bir bizim için kaybedilen her şeyin kazanılması komutanlık böyle olamaz. Komutanlığın icra çabasıdır. Savaş; sanatların en hünerlisidir. Savaş; edildiği yerde sinek bile vızıldayamaz. Ama her şey kısa yoldan kaybettiklerinizin en etkili çaresidir. sizi yutuyor, farkına varmıyorsunuz. Ben şimdi bu Savaş; komutanlığınıza nasıl güveneceğim? Dağlar kadar dönüştürülmesi çaresidir. Savaş; özellikle vatansız kuralsızlık, yanlışlık, hazırlıksızlık! Gözlerinizin olunamamanın çaresidir. Savaş; gasp edilen her tür önünde, hatta "en benim" diyen komutan kişiliğinin emek sorumluluğu altında olmuş, kılınızı bile kıpırdat- edilmesinin çabasıdır. Bizde daha somut olarak mamışsınız. Ben şimdi size nasıl güveneyim? Bu savaş, bu ülkede yapılabilecek tek iş olma sefer derli-toplu, ciddi olacağınıza, kimden ve nasıl gerçeğidir. Yani başka bir iş yok. Bütün işler özel kaynaklanırsa kaynaklansın uyutmayacağınıza, savaş tarafından gasp edilmiştir. Ülke, toprak, yutmayacağınıza, tetikte olacağınıza, günübirlik zenginlikler, güzellikler, köyler, kentler; her şey cevap olacağınıza beni nasıl ikna edeceksiniz? İkna zapt edilmiş. Bir işi ancak ajanlığı kabul edersen ederseniz ben sizi burada onaylayabilirim. bulabilirsin. Bu da özel savaşın askeri olma anlamı- müthiş değerlerinin, çirkinleşmenin sahiplerine güzelliğe geri iade İşte analarınız, ağabeyleriniz buraya geliy- na gelir. Peki bizim halk savaşçılığımız neyin or; hepsi gözü yaşlı. Hepsi aslında sizi istiyor. Ayıp karşılığında? İşte ülkeyi kazanma, işi kazanma, olmasaydı verirdik, "gidin" derdik. Ama nereye? şehri, köyü, toprağı kazanma, özgürlüğü kazanma, Ama "ille savaşçılık" diyorsanız da, benim zenginlikleri kazanma; savaşın tanımı budur. Bu çizdiğim bu çerçevede olur. Bunu ben onaylaya- büyük bir tanımdır ve doğru bir tanımdır. Bu bilirim. Buna dayanarak da kendimi yaşatabilirim; ülkede en doğru tanım. Dolayısıyla kendini vere- daha doğrusu bu savaş kişiliğiyle ben de önderlik ceğin iş, savaş işidir. yaparım. Biraz vicdanlı olun. Bazılarınız kendini Ben dünyada en zor savaşa karar verecek oldukça güçlü görüyor. Gücünüz gerçekten güçse, bir adamım. Ama "bu ülkede en değerli iş nedir" haydi bu konuda hiç olmazsa bu sefer sağlam bir sorusu için yıllarca uğraştım ve en son "en verimli başlangıç yapalım! iş, savaş işidir" biçiminde bilimsel bir cevabı bul- Komünar 20 duğumda kendimi kattım. Aslında benim kadar Ama bunları elinizden aldık diye ağladınız. Yanlış! emeği ile sonuçları arasında bağ kuran adam yok- O tur. Biz yedi yaşımızdan beri ekmek savaşını çok Gelmezseniz, o zaman savaş veremezsiniz. iyi verdik. Kendimi boş işlere hiç vermem. Herkes Yaptığınız işi tanımazsanız, -yaptığınız iş çobanlık verir, ben vermem. Küçük işlere de vermem, boş mı, ziraatçılık mı, sanayi işi mi, hizmet işi mi- siz işlere hiç vermem. Bütün bu nedenlerle, bu büyük nasıl savaş işini tespit ettikten sonra kendimi verdim ve Bankayla, çobanın kulübesini karıştırırsanız, iş gördüğünüz gibi şu anda altın değerinde iş benim yapabilir misiniz? Banka işi kendi memurunu ister, işimdir. Çünkü bu halk, bu işi en değerli iş olarak dağ da çoban ister. Yani işleri daha kelime görüyor. En büyük şirket işi, en büyük fabrika işi düzeyinde bile tanımlayamayanlar yapamaz. Böyle olarak görüyor. Ve milyonlar bu işe katılıyor, acayip yanlarınız var. destek veriyor. Bu, bu işin büyüklüğünden ötürüdür. zaman gidip savaş tanımına çalışacaksınız? gelmiyorsunuz. Bilmiyorsunuz. Gerilla savaşının da tanımı sizde yok. "Kalk" desem birinize ve "gerilla savaşını tanımla- Savaş tanımına ilişkin ben bir kitap yaza- manızı" istesem, kesinlikle doğru bir tanım yapa- yım. Sizin ihmal ettiğiniz savaş tanımını, ben mazsınız. Daha da somut, "Kürdistan'da gerilla gerçekten bir roman akıcılığındaki kitap kadar, hem savaşı ne anlama gelir" desem, daha da bir kara de bilimsel olarak açabilirim. Ama siz daha kural- cehalet örneğinden kurtulamayacağınızı göre- larını bile bilmiyorsunuz. Bilseydiniz, savaşa böyle ceksiniz. Hiç tanımını veremezsiniz. Bir de sanattır, yaklaşmazdınız. "Savaş, her şeyimizdir. Savaş, kılı kırk yaran ince yolu-yordamı vardır. "Bunları kaybettiğimiz her şeyin icadıdır" deseydiniz, bu yerine getirin" desem, elleriniz ayaklarınız bir- kadar savaş pratiği konusunda yanlış yapar mıy- birine dolanır. Bu kadar cahilsiniz bu işte. Onun dınız? Savaş tanımınız yok! Sözüm ona yıllardır için diyorum, ben neyinize güveneceğim bu kadar savaşıyorsunuz. Ben bir şey istemiyorum, yalnız hata yaptıktan sonra? bir tanım; savaş nedir? Eğer doğru bir cevabınız "Komutanlık tanımını söyle" desem, olsaydı, her biriniz savaşın çok ünlü bir işçisi, yani komutanlık açısından tam bir yüzkarası, kara komutanı olurdunuz, general olurdunuz. Demek ki cahilsiniz. Kürdistan'da bir askeri komutan tanımı- tanım yok. Sizin için savaş, kendi egoizmini tatmin na hiç kimse ulaşmamıştır. Hepsi onun üze-rinde etme; sizin için savaş, kendi küçük hesaplarını oyun oynuyor. Ağzına, gözüne bulaştırmışlar. kurma; sizin için savaş -hatta bir nevi hırsızlık- Doğru komutanlık tanımı yok. Bırak yıllardır başkalarının emeği üzerine kendini ağa yapma. komutanlık yapmayı, siz daha onun tanımını yap- Bazıları için de sigarayı kurtarma. Bunun için biz mamışsınız. Komutan kimdir, nasıldır? Üç-dört sigarayı yasakladık. Yani savaş, sigarayı kurtarma temel özelliği nedir ve bir de gerçekten bu özellik- değil; savaş, bir yerde hediye kazanma değil. ler özümsenmiş mi? Buna yanıt olacak bir kaç kişi Bunlar savaşa hakaret olur. Savaş, hele küçük gösterin. Bu yok. Bunun yerine neyi getirdiniz? hesaplar için hiç değil; çünkü savaş en büyük Kavramları alt-üst etme, kav-ramlarla alay etme, hesabı gerektirir. Bunun için yasakladık bunları. bir de tersini pratikleştirme. İşte bana bunu dayatıy- Komünar 21 orsunuz, bana diyorsunuz ki; "buna izin, onay ver". işin bir kenarından sağlam tutarak, "ben de yanıl- Zor! Çok iyi yürekliyim, insanlarla gerçekten mam yanıltmam, düşmem düşürmem; işte işin hem benim kadar arkadaşlık yapmak isteyen yok, ama esaslarıyla hem pratik yanlarıyla aldatıcı yaklaş- veremiyorum. Bu kandırmaca ya, bu tersliğe mam, kimseyi de yaklaştırmam. Sözümün eriyim. gücüm yetmiyor artık. Onay veremem. Ciddiyetimi an be an gösteririm. Öyle "giderim de Bütün bunlarla sizi kötülemek gibi bir dağda gösteririm" biçiminde değil, "burada niyetim yok. Keşke sizi biraz daha da güçlendirsey- gösterme gücündeyim" deyin. Böyle yiğit bir kişi- dik de, bu istediğiniz şeylere sizi kavuştursaydık. lik sergileyin, bizden ne koparırsanız sizin olsun. Hem savaşta, hem yaşamda o çok istediğiniz şey- Beni bile sollayın veya beni bile ezip geçin, her şey leri imkan dahiline soksaydık. Bunu istiyoruz, ama sizin olsun. Bunu istemeyen kim? Ben kendimi gerçeğiniz bununla o kadar tezat teşkil ediyor ki! sıradan, mütevazı bir yaşama göre de hazırlamış Ne kadar hazırlık da sunsam, ki yaşamın özgürlük birisiyim. Önünüzü tutmakmış, değer vermemek- düzeyi için korkunç çaba harcandı; yine savaşçılığı miş, hayır. Biz neyi yarattığımızın farkındayız. geliştirmek için hakeza öyle, ama kişiliğiniz almıy- Ama gidip de pat diye dökülmek olmaz. Sizin or. Çürümüş, her tarafı dağılmış. Hangi ilacı veriy- hesabınıza üzülüyoruz, kendi hesabımıza değil. orsam ters tepiyor. Hangi ameliyatı uyguluyorsam Çünkü biz yine çalışır kazanırız. Siz o kadar adsız daha da ağırlaşıyor. Buna rağmen, işte gördüğünüz şehit gibi anılmamaca-sına giderseniz ne olacak? gibi halen size güveniyorum. Muazzam üzerinizde Bu bizi endişelendiriyor. Savaşçının gidişi böyle çaba yürütüyoruz. Kim kime değer veriyor, ortada. olmamalı. Hele komutan adayı kesinlikle böyle Hem yaşamda, hem savaşta kim kime itimat gös- olamaz! Bunun şakası da olamaz. Ucuz sözü hiç teriyor? Kim kime gerçek değeri veriyor, ortada. olamaz. Bunun sözü yakıcıdır! Bunun iradesi Ama bir şeye değer vermem. Nedir o? Yalana değer keskindir! Bunun adım atışı çarpıcıdır! vermem, uydurukluğa değer vermem, serseriliğe, Eğer böyleyseniz bir kez daha bu işi değer- çürümüşlüğe, biçimsizliğe değer vermem. Tabii ki lendirelim, bu çerçevede değerlendirelim. Ciddi bunları lanetlerim. Yalancı-lığa, hafifliğe, değer arz değerlendirelim, etmeyen her tür duygu ve davranışa, dağınık cümle Gerçekten sonuna kadar sonuçlarına katlanarak bir oyunlarına, tabii ki değer veremem. Bunlara değer başlangıç yapalım. Engel tanımaksızın bu sefer bir vermemi benden isteyemezsiniz. Hakkınız olamaz. büyük çıkışa hazırlanalım. O zaman eğer başarı Diğer şeylerde müthiş değer üstüne değer katıy- gelişmezse, eğer bu düşmanın arkasında on tane oruz. Ortada! Savaşı değerli buluyorsanız, kim daha dünya da olsa başaramazsak, yine sorumluluk yarattı? Özgür yaşamı değerli buluyorsanız, kim bana aittir. Ama bu tarzda yapmak gerekir. Bu, yarattı? Ortada! Kim onunla amansız uğraştı? kesin başarı tarzıdır! Bu, savaşın tanımına göre Onun büyük sabrını, onun büyük sorumluluğunu, bütün esaslarda, iğne ucu kadar da olsa imkânlarla onun büyük ustalığını kim gösterdi? Ortada! baş-lama, ama sonunu zafere götürme tarzıdır! anlayarak değerlendirelim. O zaman sizden istediğimiz; bu sefer hiç 11Temmuz 1998 olmazsa haddini bilerek, anlayarak, mümkünse bu Reber APO Komünar 22 15 ŞUBAT KOMPLOSUNUN TEMEL ÖZELLİKLERİ 15 Şubat komplosunu tarihsel açıdan yorumladığımızda önemli özellikler ortaya çıkmaktadır: 1- Komplonun genelde Doğu-Batı çatışma çizgisi üzerinde gerçekleştiği görülmektedir. Beni Anadolu'-nun, Türkiye'nin zayıflatan noktası olarak değerlendirmektedirler. Batının şımarık çocuğu ve uç noktası ola-rak Yunan siyaseti beni hep ilkesiz, sadece zarar veren bir pozisyonda görmek istemiştir. Tersine, ilişkimin kendilerine zarar vereceğini görür görmez ateşe atmaktan çekinmemiştir. Fakat son komplodaki rolü, esas olarak dostluğu kullanan hain işbirlikçilik biçimindedir. Bizzat planlayan ve uygulayan değil, daha çok taşe-rondur. Bu taşeronluk karşılığında ilerde Kıbrıs ve Ege konusunda taviz beklediği çok açık- Clinton, komplonun hazırlıkları yoğunlaştığında tır. Sonraki ge-lişmelerde bu husus fazlasıyla açık- Monica şantajıyla etkisiz duruma getirilmiştir ve lığa kavuşmuştur. Bizzat teslim etme emrini verenin Başkan Clinton olduğu özel temsilcisi Blindken tarafından basına açıklanmıştır. Bunu terörizme karşı tavırla izah etmek dar bir yaklaşım olur. Bunun arkasında İsrail'in olduğu kesindir. İsrail sağının savaş yanlısı aşırı uç kesiminin Türkiye'ye verdi-ği sözle bağlantısı güçlüdür. Dönemin İsrail Başbakanı sağcı blok Likud lideri Benjamin Netenyahu'dur. İsrail Ortadoğu'nun stratejik dengesinde Türkiye'yi yanında tutmak için komplonun gerçekleştirilmesinde baş aktör durumundadır; fakat yalnız değildir. Ayrıca İsrail sol demokratlarıyla, Şimon Perez çizgisiyle bağ-lantısı olacağını tahmin etmiyorum. Unutmamak gerekir ki, İzak Rabin suikastı da sağ uçlarla bağlantılıdır. İsrail lobi-sinin bir dediğini iki etmeyecek durumdadır. Hem karısı Hillary, hem de Monica'nın elinde şantajla birçok Başkanlık kararını çıkarmak imkân dahiline girmiştir. Burada İsrail ve Yunan stratejisi arasında Türkiye konusunda geçici bir işbirliği durumu doğmaktadır. Clinton bunu koordine etmektedir. Koordinasyonun temelleri Londra'da atılmış olup, beni izole ederek Kürt-leri ve PKK'yi kendi kontrollerine almanın hesabı çok güçlüdür. Benim önderlik konumum Kürtler üzerinde geleneksel Batı politikasını sarsmaktadır. Olayın özü de bu gerçekliğe dayanmaktadır. Avrupa bu nedenle tasfiye edilmemi çıkarlarına uygun bulmuştur. Çünkü uzun süredir yürüttüğü Kürt politikası yine benim Komünar 23 yü-zümden boşa çıkmaktadır. Birleştikleri daha de çıkarlarına gelmiyordu. Geleneksel sömürgeci- genel bir özellik, Doğu kültürünü benim şahsımda lik politikasının en kirli bir kalıntısı olarak değer- çözememiş olmalarıdır. lendirmekten vazgeçmek istemiyorlardı. Stratejik 2- Bu husus teslim edilmemin psikolojik olarak çözümlenmiş bir Kürt sorunu, onlar için he- ve kültürel gerekçesini teşkil etmiştir. Batı nüz zamanı gelmemiş bir konuydu. İran, Irak ve kültürünün beni eri-tebilecek bir yapıda olama- Türkiye ile hesaplarını tam olarak görünceye kadar ması, dışlanması gereken bir kişilik olarak Kürt kozunu saklı tutma pozisyonu açıkça görülüyordu. görülmemde etkili olmuştur. Maddi ekonomik Bu, tıpkı Türkiye'de bazı kesimlerin çıkar- çıkarlar bunda belirleyici olmakla birlikte, kültürel larını sorunun çözümsüz olarak sürüp gitmesine temel de göz ardı edilemez. Batının güya ikin-ci bir bağlamaları gi-bi bir tavırdır. Bu, Kürtler açısından Lenin veya Humeyni çıkarmak istemeyen havaları 'ne öl ne kal' politikasıdır. Ölmeyecek kadar sahip bunda etkili olmuştur. Kendi kültürlerinin işbirlik- çıkma, yaşamayacak kadar uçurumda tutma gibi çisi veya taklitçisi olmayan, kendini aşağılayıp vahşi bir yaklaşımdır. Biraz destek verselerdi, onları üstün olarak kabul etmeyen birisine hiç de doğru temelde son derece olumlu koşullar doğa- hoşgörülü yaklaşmadıkları netçe ortaya çıkmıştır. bilirdi. Örneğin bugünkü Kosova ve Makedonya'da Uygar-barbar ayrımı çizgisini bu olayda korumuşlardır. Kişiliğim konusunda uzun süre gözlem yaptıkları belliydi. Kendi gösterdikleri yak- Teslim edilmemde Kürt Özgürlük Hareketi ve Önderliğinin tasfiyesi belirgin bir amaçtır. Kürt işbirlikçilerle yıllarca yürütülen ilişkil bu tasfiyeyle tekrar işlevsel kılınmak istenmiştir. Güya liberal-demokratik Kürt önderliği yaratılacak, her devletin kendisi için hazırladığı Kürt öğeler doğacak boşluktan çeşitli örgütler yaratacaklardı laşımı Kürtler için de ısrarla sergileselerdi, sorunlar çoktan hal yoluna girerdi. Benzer bir durum İsrail ile Araplar ve Rusya mantalitelerine aykırı olduğumu çoktan kararlaştır-mış gibi bir ile Çe-çenler için de geçerlidir. Çıkarları sorunların atmosferde buldum kendimi. Bu atmosfer bilinçli uzun vadeli sürmesinde yaratılmış bir durumdu. Avrupa'nın içini, yakınını ilgilendirdiğinde, hızlı ve yatmaktadır. Ama 3- Avrupa kapitalizminin son iki yüz yıllık yoğun davranabilmekte ve çözüm geliştirebilmek- Kürt politikasına özünde bağlı kalınmıştır. Bu poli- tedirler. Benim duru-mum konjonktürel olarak bu tikanın te-melinde, başta Türkler olmak üzere İran tür çözümü çıkarlarına uygun kılmadığından ve Arapları kendine bağlı kılmakta Kürtleri bir dışlanmayı olağan kılmaktadır. tehdit aracı olarak kullanma yatmaktadır. Ben Kürt 4- Teslim edilmemde Kürt Özgürlük sorununda ya savaş ya da barışla nihai bir çözümü Hareketi ve Önderliğinin tasfiyesi belirgin bir zorlamaktaydım. Onlar ise bu sorunu hep ellerinde amaçtır. Kürt işbirlik-çilerle yıllarca yürütülen kullanacakları bir koz olarak bulundurmayı esas ilişkiler bu tasfiyeyle tekrar işlevsel kılınmak isten- almaktaydılar. Bu silahın elle-rinden alınması hiç miştir. Güya liberal-demokratik Kürt önderliği Komünar 24 yaratılacak, her devletin kendisi için hazırladığı yollarını geliştiremeyenler, askeri olarak kazan- Kürt öğeler doğacak boşluktan çeşitli örgütler salar bile, sonunda boşa çı-karılmaktan kurtulama- yaratacaklardı. Bu konuda Almanya başı çekmekte- zlar. Barış konusunda yanlış bir hesap en önemli dir. Alman yanlısı Türk, Kürt, Arap ve İranlı gru- askeri kazanımları bile anlamsızlaştırır. Halkına ve plar ya-ratmak, eski bir Ortadoğu politikasıdır ve askerine karşı sorumlu önderler, barış sorunlarını bu politika Enver Paşa'dan beri işlevsel olmuştur. en az askeri sorunlar kadar incelemeyi ve gerçekçi Iraklı Kürtler bu politikanın kurdu olmuşken, son çözümler bulmayı amaç edinen kişiliklerdir. Bunu dönemlerde Türkiye'de de ileri adımlar atılmak beceremeyen önderler ve komutanlar kaybet-mek- istenmiştir. Dış güçlerin himayesi altında palazlan- ten kurtulamazlar. mak bir geçim tarzına dönmüştür. Kürt tasfiye tutumların kimlerden kaynaklandığına bakıldığın- edilmemesi, bir kez daha tasfiye ve parçalama da, sürekli yozluk, marjinallik, hizipçilik ve düş- çabalarına ağırlık ver-meye yol açacak ya da manlığı bir sanat haline getirenlerin bunda rol dağılıp gideceklerdir. Ayrıca sınırlı da olsa gelişen oynadığı görülecektir. Çünkü anlamlı ve ciddi olan barış koşullarını istismar etmeye çalışacaklar; bir barış; sahte, topluma hizmet etmeyen ve bireyi özgürlük hareketinin özgür sivil toplumu yaratama- yüceltmeyen kaosu ortadan kaldırır, yasadışı ması istismar çabalarını arttıracaktır. Dolayı-sıyla durumları önler, düzenin meşru geçim ve yaşam gerek eski tarikat tarzı gerici örgütlenmelere, tarzını egemen kılar. Yeteneği ve yaşam tarzı buna gerekse işbirlikçi sahte sivil toplum kuruluşlarına göre denk olmayanlar ve zamanında dönüşmeyen- dikkat etmek, halkı aldatmalarına fırsat vermemek ler, barışı ne anlar ne de isterler. Bunlar savaşın büyük önem taşır. acılarını ve zorluklarını da bilmezler. Buna rağmen 5- Özgürlük İmralı sürecindeki barış çabalarına yönelik İmralı Hareketinin sürecini Anadolu ve sürecin ciddiyeti görülmelidir. Tam başarıya gitse Mezopotamya'nın kardeş kültürlerindeki barışın de gitmese de, bu süreç önemlidir. Bunun ardından dirilmesine vermek savaş-tan daha zor, sonuçları gelişecek bir savaş bile eskisinden farklı olacaktır. ise daha devrimci ve üretkendir. Kültürel varlık- Türkiye Cumhuriyeti'nin yaşadığı tarihinin en uzun ların özgür kullanımına dayalı bir barış, Anadolu ve süreli krizi, geçmiş savaşın sonucudur. Bu doğru Mezopotamya Rönesans'ı ile Türkiye Cumhuri- itiraf edilmeden ve adil bir barışa dönüştürülmeden yeti'nin devrimci özüne de en doğru yanıt olacaktır. kriz ortadan kalkmaz. Çünkü krizin nedeni doğru Her savaşın bir barışı olduğu ilkesini gözeterek, teşhis edilmek istenmi-yor. O halde tedavi de doğru halkların çıkarına en uygun barış çabaları son de- olmayacaktır. Türkiye 2000'li yıllarda bu çelişkiyi rece gerekli ve önemlidir. Savaşlarının barışını yaşamaktadır. Kriz ya yeni ve daha kanlı bir getiremeyenler, başka güçlerce hem de kendileri savaşla, ya da adil ve onurlu bir barışla ortadan aleyhine kullanılmaktan kurtulamazlar. kaldırılabilir. Aksi halde günlük olarak ya-şanan Barışı araştırmak ve sınırlı da olsa toplumsal kâbustan kurtulamaz. geliştirmek, kayıp veya boş işlerle vakit kaybetmek 6- İmralı süreci, Kürt halkı için ve kurum- anlamına asla gel-mez. Savaşlarının gerçekçi barış sal olarak benim açımdan üçüncü doğuş dönemidir. Komünar 25 Birinci dö-nem, tarımcıl köy toplumunun 20. çelişkilerini yete-rince anlamakta ve zamanında yüzyılla çelişen koşullarındaki anadan doğuş ve çözmekte geciktiği için doğal olarak kriz sürecine resmi model topluma kadar geçen süreyi kapsar. Bu girmiştir ve bir türlü çıka-mamaktadır. dönem arada 15 bin yıllık tarih bulunan bir kopuş Süreç tüm güçler açısından yeniden bir sürecinin büyük anlam ve yetersizlikleri içinde doğuşu ve şekillenmeyi zorlamaktadır. Devletten geçti. 15 bin yıl öncesi ve sonrası yaşam ağı ekonomiye, si-yasetten hukuka, ahlâktan sanata çözümlenememektedir. Bu çözümsüzlük, aile içi ve kadar her alan sarsılmakta, bunalmakta ve krizle köy sosyal savaşımına yol açtı. Bir köy isyancısıy- birlikte çözümü aramakta-dır. Benim İmralı sürec- dım. Bu isyan resmi topluma geçişe kadar de-vam im bu gerçeği tetikleme anlamına da gelmektedir. etti. Daha sonra bu sürece ilkokulla başlayan ve Nasıl ki daha önceki süreç 'ben ve savaş' olgusu çeşitli aşamalardan geçerek oligarşik cumhuriyete olarak anlam bulmuşsa, bu yeni süreç de 'ben ve karşı başkaldırıya kadar devam eden ikinci yaratılış barış' olgusu anlamına gelmektedir. Kurum-sal süreci eklendi. Donkişot'un yel değirmenine olarak varlığımın temel bir parçası, Kürt özgürlük saldırısına ben-zeyen bu dönem, sorunların açığa bilinci ve iradesidir. Savaşla deneyimden geçen bu çıkmasına ve daha da ağırlaşmasına yol açtı. bilinç ve irade şimdi barış sürecinden geçmektedir. Neolitik ve feodal toplumun çelişkilerine kapitalist Savaş özellikler de katıldı. Devrimci tarz olmadığı için, cumhuriyet olarak kendini formüle ederken, barış bir kargaşa ortamı egemen oldu. Başvurulan isyan süreci 'demokratik ve laik cumhuriyet' olarak özde kendi içindeki gericiliği bile çözümleyemedi. ve biçimde kendini yenilemek biçiminde ifade Yirmi yıl kadar süren bu isyan aşaması, böl-ge ve etmektedir. Ayrılık ve şiddet arzu edilmiyor ve sis- dünya çapında etkilemelere yol açtıktan sonra, temden tümüyle dışlanmak isteniyorsa, Kürtlerin önüne çıkan çıkmazların sonucu olarak İmralı emekleriyle tarih boyunca Türklerle yaşadıkları sürecine dönüştü. devletleşme ve uluslaşma sürecinden zorla, inkâr süreci anti-feodal ve anti-oligarşik İmralı koşulları yalnız kişi olarak değil, edilerek dışlanmaması gerekmektedir. Barış, cumhuriyet ve halk olarak üçüncü bir doğuş siyasetin ve hukukun Kürtlerin kültürel varlıklarını anlamına gelmekte-dir. İkinci doğuş şiddet ve diledikleri gibi özgürce yaşayarak cumhuriyetle savaşla doğmayı, temizlenmeyi ifade ediyordu. bütünleşmelerine yer vermesini şart kılmaktadır. Doğada ve toplumda her olguda geçerli zıtlıkların Özgür Kürt iradesinin inkârına dayalı varlığı ve birliği yasası gereğince şiddet temelinde cumhuriyet oligarşiktir ve bunun şiddeti ve ayrılığı yeterince uzun süren oligarşik cumhuri-yete doğurması ka-çınılmazdır. Özgür birliğe, yani karşıtlık dönemi, yerini demokratikleşmeyle demokratik uzlaşıya açık olması, barış ve birlik gerçekleşecek olan laik ve demokratik cumhuriyete içinde yaşamak demektir. Bunun uygulanmaması, bıraka-caktır. Çelişkisiz gelişme sağlanamayacağı oligarşik cumhuriyetle demokratik cumhuriyet gibi, çözümsüz kalan anlamsız çelişkilerle sürekli arasındaki mücadelenin henüz sonuç-lanmamasın- boğuşmakla gelişmenin sağlanması şurada kalsın, dan ötürüdür. Bu açıdan sembolik olarak İmralı ancak tahribat, yıkım ve krizler gelişebilir. Türkiye süreci tarihsel bir evreyi işaret etmektedir. Bu süreç Komünar 26 ya barışı doğuracaktır; ya da eğer bunda başarılı uluslararası koşullar içinde ele alarak doğru bir olunmaz ve oligarşik cumhuriyetin inkâr ve imha tanımla-maya ve çözüme gitmektir. Bu yapıl- po-litikaları devam ederse, o zaman bunu daha madıkça, krizin çok boyutlu olarak daha da tırman- yoğun ve kapsamlı bir şiddetle birlikte ayrımın ması kaçınılmazdır. derinleştiği bir süreç izleyecektir. Kişi ve önderliksel kurum olarak İmralı Türkiye'nin tarihinde ilk defa en derin- sürecim, bu çerçeve altında sorunu değer- liğine yaşadığı krizin altında bu temel gerçeklik lendirmeyi gerektirmek-tedir. Faydacı ve ucuz kul- yatmaktadır. Çö-zümleyici saha olan siyaset lanmacı zihniyetlerle bu gerçekleşmeyince, ister olgusunun Meclis ve Hükümet olarak konuyu resmi devlet çevresinden, ister işbirlikçi Kürt gerçekçi değerlendirerek zama-nında ele alıp çevrelerinden gelsin, geliştirilen inkâr, iftira ve üstüne düşeni yapmaması, sorunların üstünü örtüp imhacı yaklaşımlar ucu yine çıkmaza dayalı bir çürümeye ve çözümsüzlüğe terk etmesi, basında da savaş yoğun işlendiği gibi krizin kaynağının siyaset düşmemek için çok duyarlı ve anlayışlı davran- olduğunu göstermektedir. Siyaset idam kararını makla birlikte İmralı'da maddi ve manevi imhama üzerimde Demokles'in kılıcı gibi sallayarak sonuç dayalı bir gelişmenin tüm Türk ve Kürt özgür irade alacağını sanmakta ve en büyük yanlışı burada yap- güçlerinin imhaları anlamına geleceğini bilerek, dönemini özgürlük AİHM'ne giderken Sadece Türkiye Cumhuriyeti'nin AİHS'ne aykırı durumunu değil Esas olarak AB ve ABD'nin şahsımda Kürt özgürlük iradesine karşı İşledikleri hukuk ve ahlâkdışı Sorumluluklarını yargılamada Göz önünde bulundurmak Birincil öncelik taşımaktadır dayatmaktadır. savaşımının Bu halklarımızın oyuna lehine sonuçlanması için, meşru savunma savaşının tüm stratejik ve taktik hazırlıklarının yarın savaş başlayacakmış gibi sağlam yürütülmesi, bu sürecin başarısının en temel koşullarından birisidir. İmralı'nın devlet, toplum, halkımız, PKK ve benim açımdan tarihsel anlamı budur. 7- 15 Şubat komplosunun Avrupa, ABD ve AİHS açısından da doğru tanımlanması gereken bir anlamı vardır. Kürt özgürlük iradesine karşı gir- makta-dır. Bu yaklaşım Türkiye'yi dıştan ve içten işilen ve kesinlikle hukuk dışı ve AİHS'ne aykırı dayatılan ve özünde rantçılık ve yolsuzluk çetesine olan gözaltı ve tu-tuklanma durumum, Türkiye dayanan bir sisteme, dolayısıyla krize mahkûm Cumhuriyeti'nden ziyade, ABD ve AB kurumlarını etmekte; her yıl, hatta her ay milyarlarca Dolar hem hukuki hem siyasal olarak sorumlu kılmak- maddi kayıp verdirmekte, manevi olarak da bu tadır. Çünkü savunmamda kapsamlı olarak açık- ülkeyi derin acılara ve sıkıntılara boğmaktadır. ladığım gibi, söz konusu güçler ve kurumlar Madem on beş yıllık savaşta, toplam bilânço olarak sömürgeci bir siyasal anlayışla Avrupa İnsan 40 bin kişinin ölümü ve yüzlerce milyara varan Hakları Sözleşmesini çiğneyen, hukuka aykırı bir maddi kayıp söz konusudur. O halde yapılma-sı tutum gereken bu olguyu bütün tarihsel, toplumsal ve Dolayısıyla AİHM'ne giderken, sadece Türkiye sonucu bu durumu yaratmışlardır. Komünar 27 Cumhuriyeti'nin AİHS'ne aykırı durumunu değil, Deiphobos'un kılığına girerek savaşın ate-şine atıp esas olarak AB ve ABD'nin şahsımda Kürt özgür- tasfiye edebilir. Böylece Anadolu'nun kapısını aça- lük iradesine karşı işledik-leri hukuk ve ahlâkdışı bilir. Bu gerçeklik mitolojide geçer. Ama ben sorumluluklarını yargılamada göz önünde bulun- 2000'e bir kala, 20. yüzyılda yaşarken bu tuzağa durmak birincil öncelik taşımaktadır. düşürüldüm. Kendileri beni öldürseydi, bir kom- Avrupa'nın üç önemli başkentinde gerile- ployla da olsa kaza süsü vererek bunu gerçekleş- ceğim veya içine konulacağım çarmıh (Kürtçe keli- tirseydi gam yemezdim. Kültürleri gereği olup bite- me: dört çi-viyle çakılmak) veya tabutluğuma çivi rdi. Ama hiçbir insanlık kitabında ve hiçbir ahlâki çakılmıştır. Sonra ince bir kapitalist oyunla Afrika ilke içinde yeri olmayan paketleme usulü bir hediye yamyamlarının elinden Türk uçağına atılmışım. halinde, 30 bine ya-kın şehidin acıları ve şehit ana- Çarmıha ilk gerildiğim yer, başkent larının gözyaşları arasında, hiç de hazır olmadığım Atina'dır. Atina, ister şaşkınlığından ister kör ve hala benden bir şeyler umut ettikleri en kritik bir intikamcılığından esin-lenen gerici bir kültür ve anda, Türk özel savaş timlerine teslim etmeye nasıl korkak bir ruhla, Anadolu üzerindeki üç bin yıllık cesaret edebilir? Arkalarında ABD Başkanı Clinton egemenliğini kaybetmesinin acı-sını çıkarmak varmış, o emretmiş. (Özel Danışmanı Blindken istemiş; benden Anadolu Türklüğüne karşı ucuz ve bunu resmen basına açıkladı.) Yunan Hükümeti de ilkesiz bir zafer beklemiştir. Bunun pek mümkün dostlukla oynayarak bunu uygulamış. olmayacağına anlayınca, sanki benim sahibim Clinton o dönemde Senatonun Monica kendileriymiş gibi, Kıbrıs ve Ege'de bazı tavizler Skandalının yargılama kıskacı altındadır. Karısı karşılığında bir hediye paketi veya bir kurbanlık Hillary ve sevgi-lisi Monica, ikisi de çok önceden koyun gibi Türk Hükümetine sunma ihanetinin tar- hazırlanıp Beyaz Saray'ın içine sokulmuş iki ihte eşi görülmemiş alçaklığını ve dostluk kitabın- Yahudi kökenli kadın ajan-dır. Yahudiler bu sanatı da hiç yeri olmayan şerefsizliğini göstermiş; AB kendilerine Allah'ın verdiğini söylerler. Tevrat'ta üyesi olarak, AİHS'ne karşı hukuk suçunu İbraniler bahsinde geçtiği gibi, ilk kadın ajan olarak işlemiştir. Hiçbir karşı bahane ileri sürülmeden, bu fahişe Rahab'dan övgüyle bahsedilirken, Clinton, olaydaki büyük ahlâksızlığı ve hukuk karşısındaki Kızılderilileri avlayan beyaz adamın kovboy suçu nettir. Gerekirse bu çok sayıda tanık ve açık- kültürlü haddini bilmez son temsilcisidir. Sırf lamayla kanıtlanabilir. yaşadığı Monica Skandalından ucuz kurtulmak Yunanlı yazar Kazancakis, 'İsa'nın Yeniden için, MOSSAD'ın şart kıldığı beni teslim etme Çarmıha Gerilmesi' romanını çoktan yazmıştır. iradesinin uygulanması, Yunan Hükümetinin göre- Ama benim konumum bireysel değildir. Önder- vi olamazdı. Büyük ABD Başkanının desteği için liğine ölümüne bağlı milyonlarca özgür iradeli her şey yapıldı. Yoksa başka türlü bu komplonun Kürt'e de çarmıha gerilme eylemi uygulanmıştır. ahlâksızlığı ve hukuk dışılığı göze alınamazdı. Yunanlılar kendilerini tanrı Zeus'tan beri çok kur- İsrail, Türkiye üzerinden stratejik bir naz sayabilirler. Zeus'un alnından yarattığı kızı tan- denge kurmak için beni kurban etme hakkına sahip rıça Athenna, hileyle Troyalı Hektor'u kardeşi olamazdı. Ortak atamız Hz. İbrahim bile insan kur- Komünar 28 ban etmeyi ilk dinden kaldıran peygamberdir. Avrupa'nın mukaddes başkenti Roma'da O'nun anısına, dinine saygı gereği, MOSSAD'ın bu çakılan üçüncü çivi Papanın gözü önünde kurbanlık eylemine girmemesi gerekirdi. Üstünlük çakılmıştır. Her ne kadar başta büyük insan Aziz için bir ahlâki sınır olmalıdır. Hiç olmazsa Yunan Paul da Roma'da ilk öldürülen Hıristiyan olmuşsa Hükümeti bu kirli oyuna alet olmamalıydı. Türkiye da, benim için ölümden beter bir süreç dayatılma- üzerinde böylesine ince oyunlarla aralarında malıydı. Avrupa ve Roma çağdaş uygarlığı temsil anlaşıp hiç de akıllı olabileceğine inanmadıkları ettiği iddiasındadır. Roma 2000'e bir yıl kala Saint halde, benim gibi bir Kürt'ü bir canlı atom bom- Paul'a yapılan bir uygulamayı ikinci kez dene- bası gibi kullanmamalıydılar. Bir gün Kürt'ün de memeliydi. Aynen onun gibi ben de Şam'dan geliy- aklının başına geleceği ve intikamını örgütleyebile- ordum. Uygarlık üzerine bazı gerçekleri dilimin ceği hesaplanmalıydı. Binde bir de olsa bu ihtimal döndüğü kadarıyla anlatacaktım. Neden bu kadar de hesapta tutulmalıydı. Ortodoks Hıristiyanlığın kabul etmez duruma geldiler? 66 gün demirden bir merkezinde her bakımdan İsa Mesih'in ruhunu kafes içinde tutar gibi, her tarafıma çelik gibi yeniden çarmıha geren bu suç böylesine ucuz işlen- polisler yerleştire-rek gaddarca davrandılar. Ben memeliydi. Yahuda İskariyotluğun çağdaş türevi henüz adını bile kabul ettirememiş, hiçbir insani olunmamalıydı. Daha da kötüsü, sahtekârca açıkla- hakkı tanınmayan tarihin en eski bir halkının var- malarla bu vahim ahlâksızlık-la suçluluk örtbas lığını ve özgürlük istemlerini de dillendirecektim. edilmemeliydi. Fazla uzatmayacağım. Atina'da Bunun Avrupa siyasal ve hukuki de-ğerlerine göre hazırlanan çarmıhın veya tabutuma ilk çivinin bir hak ve demokratik talep olduğu açıktır. Bu çakılmasının tarihsel ve insani anlamı bu hakka hiç saygı gösterilmedi. Kaçırtılmam için her çerçevededir. Eğer dürüst davranmak esas olacak- şey yapıldı. Çarmıha gerilmenin bütün psikolojik sa, bunun hem siyasal hem de hukuki yönlerinin işlevleri yerine getirildi ve postalandım. AİHM kesinlikli göz önüne alınması gerekir. gerçek-liğin bu yönü üzerinde durup, AB'ne biçim İkinci çivi Moskova'da çakılmıştır. Buna ve ruh vermiş olan başkent Roma'da neden böyle hiç şaşırmadım ve kızmadım. Şikâyet etmeyi de bir durum ge-lişti diye hesap sormalı ve gereğini pek anlamlı bulmuyorum. En soylu değerlerine bile göz önüne getirmelidir. en aşağılık biçimlerde vurdumduymaz kalan Rusların ve Hükümeti-nin herhangi bir insani ve ahlâki kaygı taşıdığına ihtimal vermedim. Ruslar para için feda etmeyecekleri bir değerin olmadığını bu dönemde fazlasıyla kanıtlamışlardır. Avrupa Konseyi üyesi olarak Rusya, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine bağlıdır. Dolayısıyla parlamento durumunda olan Duma'nın bire karşı 298 oyla kabul ettiği siyasal iltica istemimi göz ardı edip, Kenya'nın başkentine kaçırılmam tamamıyla Avrupa ve ABD'nin ortak iradesiyle gerçekleşmiştir. En aşağılık rolü de şımarık çocukları Yunan Hükümetine oynatmışlardır. Bunun hikâyesi uzundur. Kısmen bah-settim. Bu kaçırılma ve Kenya Elçiliklerinde teslim etme gerçeğini gerekirse sözlü olarak da AİHM'ne uzun uzun ve kanıtlamalı olarak anlatırım. İpe çekme, paketi, beni zorla Rusya'dan atması hukuk dışıdır. Bu da tabutluğu veya çarmıhı taşıtma görevinin çok iyi AB ve AİHM'ni ilgilendirir. terbiye ettikleri Afrika'nın Kenyalı yamyamlarının Komünar 29 elleriyle gerçekleştirilmesi komplonun en kirli Kürtleri stratejik bir ağ içine almaya çalışmaktadır. işlerinden birisidir. Güya Avrupa tertemiz oldu, Bu ağı parçalamam ve oldukça bağımsız hareket suçu Kenya işledi! Açık ki, Avrupa, halkları kırdırt- etmem, ayrıca işbirlikçilerin hareket sahalarını mada epey tecrübe kazanmıştır. Burada da basit bir sürekli daraltmam ve Arap sahasında çok kalmam, siyasal cellât rolü oynatmıştır. Kamuoyundan ve hakkımda dünya çapında strateji geliştirmelerine yasalardan çekindikleri için, biraz da bu taktiği yol açtı. İsrail için sanırım Arafat'tan çok daha fazla devreye sokmuşlardır. Yani Avrupa'da asla kirli iş istenmez bir durum arz ediyorum. Türkiye'yle olmaz; olsa olsa yamyamlar ara-sında olur! benim hakkımda stratejik ittifaka girmelerinde bu Kenya'da ABD'nin rolü açıktır. Zaten ABD etken-ler temel rol oynamıştır. Bu stratejinin İsrail Başkanı kendi rolüne, yani teslim etme emrine sağına ait olduğundan kuşkum olmamakla birlikte, sahip çıkmış-tır. Bence Yunan İstihbaratıyla solu temsil eden Şimon Perez çizgisince ne kadar CIA'nin bu dolabı Türkiye aşkına çevirmedikleri benimsenip benimsenmediği açığa çıkmış değildir. kesindir. Ölümümün Türk-lerin elinde gerçek- İsrail 9 Ekim 1998'den önce bana el atmıştır. 6 leşmesini stratejik bir amaç olarak benimsedik- Mayıs 1996 bombalamasından haberi ve desteği lerinden kuşku duymuyorum. İngilizlerin yak- vardır. Yunanistan'ın ne kadar taşeron olarak kul- laşımının da bu olduğuna inanıyorum. Bana göre lanıldığı incelenmeye değer bir konudur. Başbakan kısmen benim kaba bir direnişçi gibi Türk düşman- Primakov'un beni Moskova'dan sürmesi kesinlikle lığı yapmamam, kısmen de Türk Genelkur- İsrail ve Yahudi lobisiyle bağlantılıdır. Bizzat son maylığının ihtiyatlı yaklaşımı, bu oyundan bek- seferinde Ariel Şaron'un geldiğini hatırlıyorum. ledikleri bombanın hem de benim şahsımda on bin- İtalya'yı ABD üzerinden sıkıştıran da İsrail'dir. lerin canına mal olabilecek biçimde patlamasını Londra'da, Avrupa'da istenmeyen adam olarak tavır önlemiştir. 21. yüzyılın bir Kürt-Türk çatışması çizilmesinin arkasındaki gücün de MOSSAD yüzyılı haline gelmesi önlenmiştir. Fakat her iki olduğu güçlü bir olasılıktır. ABD'yi aleyhimde tes- tarafa da, hem Türklere hem de Kürtlere dostluk lim etme emrini vermeye zorlayan da Yahudi maskesi altında oynanan bu oyunun tarihte eşine gerçeğidir. Ben İsrail'in bu tavrını hep Çıkış'ta hiç rastlanmayan, Bizans oyunlarından da beter en Musa'nın başına getirdikleri ve belki de öldürdük- alçakça ve şerefsizce bir komplo olduğu açıktır. leri tavra benzetirim. Demokratik bir Ortadoğu'da Hem Türklerin hem de Kürtlerin komplonun bu Yahudi halkının da yerinin olmasını hep isterim. yönünü mutlaka görmeleri gerektiği inancındayım. Yine Yahudi bilim, sanat ve felsefe gücüne hayran- İsrail, benim dünya çapında tecrit ve tes- lık ve saygı duydum. Bana karşı yaptıklarıyla lim edilmemde belirleyici rol oynamıştır. Benim kendilerine çok zarar verdiklerini her geçen gün Ortadoğu'ya çı-kışımı ve Kürt hareketinde yeni bir daha iyi anlayacak-lardır. Kürtler bu yönlü gerçeği çizgi geliştirmemi stratejik açıdan kendine rakip ve gördükçe daha çok uyanacaklar, güçlerine kavuşa- tehlikeli bulmuştur. İsrail, geleneksel olarak Kürt caklar ve adaleti gerçekleş-tirebileceklerini kanıt- hareketi denilince Irak Kürt işbirlikçi güçlerini esas layacaklardır. almakta, çok yönlü ilişki-lerle onlar vasıtasıyla tüm Reber APO Komünar 30 ULUSLAR ARASI KOMPLONUN 10. YILI VE GÖREVLERİMİZ Duran KALKAN İçinde bulunduğumuz süreç içerisinde 9 Ekim 1998'de önderliğe yönelik geliştirilen komplo, anti Kürt ittifakıyla birlikte yeni bir biçim kazanarak sürdürülmektedir. Yeni bir konsept temelindeki bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz? Tarihi 9 Ekim 1998 uluslararası komplosu onuncu yılına giriyor. Hareket ve halk olarak onuncu yılda başarıyla yerine getirilmesi gereken kapsamlı görevler bizi bekliyor. Geçen dokuz yılın Önderlik çizgisine uygun bir analizi yapılması ve derslerinin çıkarılması temelinde onuncu yılın görevlerini başarıyla yürütmemiz mümkün olacaktır. Geçen 9 yılda uluslararası komplo üzerine çok şey söylenip-yazılmıştır. Belki de en çok tartışılan ve üzerinde görüş belirtilen konulardan birisi, Önder APO'ya yönelik geliştirilen bu uluslararası komplo olmuştur. Tabi herkesten çok da Önder APO bu konu üzerinde düşünmüş, yoğunlaşmış ve fırsat bulduğu ölçüde görüşlerini halka ve kamuoyuna sunmaya çalışmıştır. Uluslararası komploya ilişkin en somut, derin, bilimsel ve gerçekçi çözümlemeler Önder APO tarafından yapmıştır. Bu bakımdan komplonun amaçları, planlanışı, sahipleri; komploya katılan güçler; komploda izlenen strateji ve taktiklerin konuları büyük ölçüde aydınlatılmış ve bilinir hale getirilmiştir. Ancak halen analiz edilmesi, açığa çıkartılması gereken yönler de vardır. Nitekim her yeni kapsamlı siyasi olay ortaya çıktıkça, bunun uluslararası komployla bağı ve bu temelde komplonun yeni bir yönü ortaya çık- maktadır. Kürtlere ve Kürdistan'a ilişkin her türlü gelişmede bu gerçeği görmek mümkündür. Kaldı ki, sadece Kürdistan'la ilişkili de değil, Ortadoğu'daki tüm siyasi ve askeri gelişmelerin altında şu veya bu düzeyde uluslararası komplo vardır. Bölgede yaşanan ve adına üçüncü dünya savaşı denen bu büyük çatışmanın da uluslararası komployla ne denli bağlı olduğu hem Önder APO, hem de çok farklı düşünür ve yazarlar tarafından ortaya konmuştur. Bu bakımdan Önder APO'ya yöneltilen 9 Ekim uluslararası komplosu sadece Kürtleri ve Kürdistan'ı kapsayan değil onun da ötesinde bölgesel ve uluslararası bağları olan bir olaydır. Biz geçen 9 yıl boyunca hep şunu söyledik: Kürdistan'da gerçek yurtsever bilince sahip olabilmek ve ulusal demokratik çizgide görev ve sorumlulukları doğru belirleyerek, onları pratikte başarıyla yürütebilmek, ancak uluslararası kom- Komünar 31 plo gerçeğinin doğru, yeterli ve derinlikli kavran- gerçekleştirmek, bu temelde PKK hareketinin tas- masından geçer. Bu belirleme günümüz açısından fiyesini sağlamak, tüm bunlara dayanarak da Kürt da geçerliliğini korumaktadır. Gerçekten de Kür- toplumu üzerinde uygulanan inkâr ve imha süreci- distan'da tutarlı yurtsever olabilmek, ulusal demok- ni başarıya götürmektir. Dolayısıyla uluslararası ratik çizgi temelinde görev ve sorumlulukları orta- komplonun imha ve tasfiye amacı nettir. Önder ya çıkartabilmek ve bunları doğru bir örgüt ve ey- APO'yu imha, PKK'yi tasfiye ve Kürt toplumu lem anlayışıyla pratikte başarıyla hayata geçirebil- üzerindeki inkâr ve imha sürecini sonuca götür- mek, bunun gerektirdiği bilinci, cesareti ve feda- erek, Kürt toplumunun tarihsel yok oluşunu sağla- kârlığı gösterebilmek, uluslararası komplo gerçeği- ma bu komplonun temel amacı olmaktadır. nin bilincine derinden varmakla mümkündür. Bu bakımdan imha amacı komplonun daha Önder APO'nun deyimiyle; komplo gerçeğini yani ilk anından uygulamaya konan, daha ilk adımların- Kürdistan üzerinde uygulanan inkâr ve imha da saklı olan bir gerçekliktir. Nitekim son dönem- gerçeğini, "iliklerimize kadar" hissettiğimiz ölçü- lerde Önder APO uluslararası komplonun doğru de buna karşı görev ve sorumluluklarımızı doğru anlaşılıp, belirleyebilir, daha da ötesinde bunları pratikte Yunanistan davasını önemsemektedir. Mutlaka bir başarıyla hayata geçirebilecek cesareti ve fedakâr- çaresinin bulunarak, komploda Yunanistan'ın lığı ortaya çıkartabiliriz. rolünün açığa çıkartılmasını istemektedir. Elbette Bu nedenle 10. yıl görevlerini başarıyla yeterince aydınlatılması açısından üzerinde durduğu önemli husus; yasal olarak yerine getirebilmek için uluslararası komplo gerçe- girdiği Yunanistan'dan ğinin derinliğine kavranması, bilince çıkartılması kaçılarak Kenya'ya götürülmesinin ve Türkiye ve ona karşı mücadele gereğinin derinden anlaşıl- yönetimine teslim edilmesinin ispatlanmasıdır. ması gerekir. Öncelikle burada şunu ifade edelim: Mahkemelerde hukuki açıdan bu durumun ispat- Bazıları uluslararası komplonun 15 Şubat'ta baş- lanması hem Yunanistan'ın komplodaki rolünü ladığını ve pratikleştiğini sanıyorlar. Dolayısıyla da daha iyi açığa çıkartacak, hem de komplonun nasıl sonraki gelişmelere bakarak uluslararası komplo- uygulandığını, uluslararası hukuk ve insan hakları nun Önder APO'ya yönelen gerçeğini, yani onun açısından nasıl bir ters konumu ifade ettiğini açığa imhacı özelliğini dolayısıyla Önder APO şahsında çıkaracaktır. Tabi en çok da bir Avrupa Birliği Kürt halkına yöneltilen imha saldırısını göremiyor- ülkesinden kaçırılmış olması nedeniyle de, AB lar. Bu da bu tür çevreleri uluslararası komplo yasalarının Yunanistan tarafından ihlal edilmesinin gerçeğini doğru ve yeterli anlamamaya, dolayısıyla ortaya konup, gerçekler açığa çıkartılarak, Avrupa da komploya karşı mücadelede dar, yüzeysel ve hukuku düzeyinde haklarının ortaya çıkmasını geçiştirmeci bakmaya götürüyor. sağlamaktır. yasadışı yöntemlerle Oysa Önder APO'ya yöneltilen uluslar Önder APO bu çerçevede Yunanistan'dan arası komplo, 9 Ekim 1998 tarihinde fiilen yasa dışı yollarla kaçırılma üzerinde dururken, başlatılan ve uygulamaya konan bir saldırı olayıdır. aslında komplonun daha baştan tezgahlanmasında Onun en temel amacı, Önder APO'nun imhasını Yunanistan'ın rolünün, oynadığı misyonun daha net Komünar 32 ve kapsamlı açığa çıkartılıp, kamuoyunun önüne dayatıldığı süreçtir. Bu süreç 9 Ekim 1998 tarihiyle serilmesini de istemektedir. Bu bakımdan aslında başlamış, 99 yılının Nisan-Mayıs aylarına kadar Yunanistan'ın komplodaki esas olumsuz rolü; sürmüştür. Önder APO'nun imhasının boşa Önder APO'nun Şam'dan çıkartılıp, Yunanistan'a çıkartıldığı, kendisiyle avukatlarının ilişki kurduğu götürülmesi süreciyle başlamıştır. Her ne kadar ve mahkeme sürecinin başlatıldığının ilan edildiği Yunanistan'ın da bağlı olduğu hiyerarşik devletçi zamana kadar, Önder APO'ya yönelik uluslararası sistemin günümüzdeki egemen güçleri ABD, komplo gerçeği imhayı amaçlayan ve diğer İngiltere, İsrail gibi devletler tarafından planlanıp, amaçlarını Önder APO'nun imhası temelinde hayata geçirilmiş ve yönlendirilmiş olsa da ulus- gerçekleştirmeyi hedefleyen bir saldırı olmuştur. lararası komplonun pratikleştirilmesinde Yunanis- Bu bakımdan da daha ilk günde, 9 Ekim gününde tan gibi ülkelerin rolü çok belirgin olmuştur. bu amaç temelinde komplonun Komployu planlayan ve yönlendiren çevreler birçok devleti, yine örgütü bu doğrultudaki amaçları için kullanmışlardır. Bu anlamda en çok kullanılan belki de dar-şoven, milliyetçi yaklaşımları ge- planlanıp, yürütülme komplonun geçen 9 yılını Üç ana bölüm halinde değerlendirebiliriz Birincisi; Önder APO'nun imhası temelinde PKK'nin tasfiyesi ve Kürtlerin yok edilmesi Sürecinin işletilmek istendiği dönemdir Yani Önder APO'ya İmha saldırılarının dayatıldığı süreçtir Bu süreç 9 Ekim 1998 tarihiyle başlamış 99 yılının Nisan-Mayıs aylarına kadar Sürmüştür reği kendi çıkarıyla vardır. durumu Uluslararası komplonun imhayı gerçekleştirme hedefi ilk gün olan 9 Ekim'de sağlanmak istenmiştir. Bunu birçok kez Önder APO'nun kendisi de dile getirdi. Şam'dan çeşitli vaatler verilerek ve yasal da uyumlu gördüğü için, yüksek bir istekle bu işe yollar oluşturularak, çıkartılıp Yunanistan'a sarılan güç; Yunanistan'ın Simitis hükümeti olmuş- götürülme süreci aslında uluslararası komplonun tur. Bu hükümetin daha baştan amacı Önder temel amacı olan, Önder APO'nun imhasını sağlan- APO'yu imha, PKK'yi tasfiye ve Kürtleri yok etme ma sürecidir. Bunun içinde öncelikle yasal yollar olan uluslararası komplonun başarıyla pratikleştir- gösterilmiş, Yunanistan'a gidebileceği yönetim ilmesi için çaba harcayan, görev ve rol üstlenen temsilcileri tarafından Önder APO'ya iletilmiş, bunların da pratikleştirilmesinde etkin çaba ortaya ancak Şam'dan çıkartılıp da Atina havaalanına git- konan bir güç olmuştur. tiği zaman, bizzat Yunanistan istihbarat şefi tarafın- Bu genel belirlemeler ışığında uluslararası dan, Yunanistan'a giremeyeceği ve geldiği ülke komplonun geçen 9 yılını üç ana bölüm halinde olan Şam'a geri gönderileceği ifade edilerek, ülk- değerlendirebiliriz. Birincisi; Önder APO'nun eye sokulmamıştır. Önder APO bu noktada şu imhası temelinde PKK'nin tasfiyesi ve Kürtlerin gerçekleri ifade etti: "Aslında Atina'ya götürülüş yok edilmesi sürecinin işletilmek istendiği süreci ardından geri dönüş Türkiye'yle birlikte dönemdir. Yani Önder APO'ya imha saldırılarının örgütlenmiş süreç olmaktaydı". Yani Yunanistan Komünar 33 ve Türkiye arasındaki uzlaşmalar temelinde, bir çeşitli pazarlıklar yapılmıştır. Nitekim Rusya-ABD kere Şam'dan çıkartılıp belirsiz ortama sürük- arasında yoğun bir diplomatik ilişkiler ve pazarlık lendikten sonra, tekrar Atina'dan havalandırıldığın- etme süreci yaşanmıştır. Sadece bununla kalın- da ve Akdeniz üzerine çıktığında nereden geldiği mamış, Moskova yönetiminin temsilcileri benzer belli olmayan vuruşlarla uçağının imha edilmesi ve pazarlık konusunu Türkiye yönetimiyle de yap- dolayısıyla Önder APO'nun da bu biçimde mışlardır. Hem Ankara'da, hem de Moskova'da bu imhasının hedeflenmiştir. pazarlıklar sürmüş, çeşitli ekonomik kolaylıklar, Dolayısıyla komploda Yunanistan'ın rolü bu denli ihale verimi ve para karşılığında Rusya yöneti- önemli ve Önder APO'nun imhasını gerçekleştirme minin Önder APO'nun Rusya toprakları içerisinde görevini üstlenmiş olmasında yatmaktadır. Bu barındırmama kararına ulaşması sağlanmıştır. Bu oldukça uygulanabilir bir plan dâhilindedir. biçimde sıkıştırılarak imha süreci işletilmek iste- Nitekim APO'nun nilirken, bunu da bozmak üzere Önder APO Yunanistan'a girememesi durumunda yapacak bir Moskova'dan Roma'ya gitmeyi gerçekleştirmiş, şeyin olamayacağını, dolayısıyla da herhangi bir böylece uluslararası komplonun imha amacını itiraz göstermeden tekrar Şam'a dönmek zorunda başarısız kılma, komployu sürece yayma ve kom- kalacağını, bu çerçevede kendisine hazırlanan yolla ploya karşı bir mücadele süreci geliştirme fırsat ve gideceğini, başka çaresinin olmayacağını düşün- imkânını ortaya çıkarmıştır. gerçekleştirilmesi planı yapanlar, Önder müş, hesap etmiş ve imha planını bunun üzerine Önder APO'nun Roma'ya gidişi ve İtalya kurmuşlardır. İşte burada ilk ve tehlikeli imha gir- hükümetinin denetimine girişi, İtalya'da iltica işimini Önder APO'nun bozma durumu yaşan- ederek legal bir konum kazanması, uluslararası mıştır. Komployu düzenleyenler Önder APO'yu komployu en çok zayıflatan, darbeleyen, başarısız Şam'dan çıkartıp Atina havaalanına götürenler, kılma durumunu açığa çıkartan bir girişim ve O'nun Şam'a geri dönmesini sağlamaya çalışanlar gelişme olmuştur. Gerçekten de Önder APO bunun hazırlıklarını yaparken; Önder APO bu Roma'ya gidince uluslararası komplo çerçevesinde durumu reddederek belli ilişkiler sağlayıp, imhasını gerçekleştirmek isteyen çevreler derin bir Moskova'ya gitmeyi başarmıştır. Geri dönüşü red- kaygı ve telaş içine girmişlerdir. Bir yandan ABD dedip başka bir alana gitme düşüncesine ulaşmak, yönetimi, diğer yandan Türkiye yönetimi, yine bunu karar haline getirip, uygulamaya koymak, Fransa, Almanya, İngiltere gibi AB yönetimleri bu uluslararası komplonun ilk imha girişimini boşa durumu tersine çevirebilmek için çok yoğun bir çıkartıp, başarısız kılmak anlamına gelmektedir. çaba içine girmişlerdir. Özellikle Türkiye hüküme- Nitekim kararla tinin NATO çerçevesinde ve AB ilişkiler kapsamın- Moskova'ya uçması ve Rusya'ya gitmesi, Atina'dan da bu güçlere, Önder APO'nun İtalya'dan çıkartıl- tekrar Suriye'ye döndürme çerçevesinde Önder ması yönündeki baskıları en ileri düzeye varmıştır. APO'yu imha etmek isteyenlerin hesaplarını boz- Sadece bununla da yetinilmemiş, İtalya'nın sosyal muş, başarısız kılmıştır. Ardından Rusya'da bulun- demokrat hükümetini başarısız kılabilmek için, duğu sürede Önder APO'nun imhası üzerinde Türkiye'de yoğun bir kampanya başlatılmış, İtalya Önder APO'nun ani bir Komünar 34 mallarını boykot adı altında İtalya yönetimine karşı derilmesi sağlanmıştır. Her ne kadar Önder APO bir kitlesel tepki düzeyi bizzat Türkiye yönetimi Yunanistan'a açık bir biçimde girmemişse de, inisiyatifinde ve istihbarat güçleri eliyle örgütlenip, Yunanistan'a girişinden sonra avukatı aracılığıyla devreye konmuştur. Çünkü İtalya'da kalması duru- iltica etmiş ve Yunanistan'da konumunu yasal düz- munda Önder APO'ya dönük uluslararası komplo- eye getirmiştir. Buna karşı komplocu güçler Önder nun başarısız kalacağı, en azından imha amacının APO'nun imhasının giderek zorlaştığını görmeleri gerçekleştirilemeyeceği, daha da ötesi hem iktidar- sonucu, onun Yunanistan'dan kaçırılması ve eğer da bir sosyal demokrat koalisyonun bulunması, imha edilemiyorsa Türkiye'ye iadesinin sağlanma hem de AB'nin yasal çerçevesi dikkate alındığında sürecini başlatmışlardır. Bir yandan Yunanistan uluslararası komplonun tümden boşa çıkarıl- yönetiminin masının sağlanacağı endişesi bu güçlerde oluşmuş- güvencesi vermeleri temelinde, Önder APO'nun tur. İtalya'nın solcu hükümeti bu anlamda yasalara Kenya'ya gidişi sağlanmış, diğer yandan ABD- dikkat edebilir. İnsan hakları çerçevesinde, yine Türkiye görüşmeleri çerçevesinde, Kenya'da Önder Önder APO'nun siyasi kişiliği çerçevesinde APO'nun Türkiye yönetimine teslim edilmesi demokratik bir tutum gösterebilirdi. İtalya'nın pazarlığı başlatılmıştır. sosyal demokrat hükümeti buna temsilcilerinin devlet sözü ve yatkındı. Kenya sürecinde hala ikili yön mevcuttur. Dolayısıyla bu durum komployu planlayan ve Bir yandan Önder APO'nun imhası için açık bir yürüten güçleri ciddi bir telaş içerisine sokmuş, bu ortam söz konusu iken, diğer yandan bunun kısmen güçleri oyunlarını yeni yöntemlerle ve çok daha artık zorlaşmış olması sonucunda Türkiye'ye yoğun biçimde geliştirmeye yöneltmiştir. Bir yan- iadesinin yapılması gibi bir süreç içerisine gir- dan birçok oyunu devreye koyarken, diğer yandan ilmiştir. İtalya hükümeti üzerinde baskının her türünü gün- çevrelerinin imha amaçlı girişimlerine daha önce- deme getirmişlerdir. den komplonun imha amacını boşa çıkartmayı Yunanistan hükümetinin çeşitli Bunlar sonunda olacak ki, Önder APO sağlayan Önder APO'nun sağduyulu yaklaşımları kendisine iltica hakkı vermiş, kapıları açmış olan gelişmiş, bu temelde imha amaçlı girişimlerin İtalya hükümetinin kendisinden dolayı daha fazla yeniden başarısız kılınması sağlanmıştır. Kenya'da baskı görmemesi amacıyla, İtalya'dan ayrılma imhasının gerçekleşmeyeceği ortaya çıkınca son kararı vermiştir. Önder APO'nun İtalya'dan ayrılıp çare olarak Türk özel timlerine teslim edilerek tekrar Rusya topraklarına geçirilmesi süreci, Türkiye'ye kaçırılması gündeme gelmiş ve 15 giderek uluslararası komplocu güçlerin, Önder- Şubat 1999 tarihinde uluslararası hukukun her liğimiz üzerindeki denetimlerini daha çok artır- ölçüsüne karşıt bir biçimde Önder APO'nun, malarının gelişme süreci olmuştur. Uluslararası Kenya'dan kaçırılıp Türkiye'ye götürülmesi sağlan- istihbarat çevrelerinin işbirliği, tabi karşılıklı mıştır. Bu süreçte hala imha amacını içinde taşı- pazarlıkları sonucu söz konusu devletlerin denetim maktadır. Nitekim Önder APO'yu Kenya'dan alıp sağlaması gelişmiş, bu çerçevede adeta "bu işi Türkiye'ye götüren özel timler, açıkça imha ile başlatan bitirmelidir" dercesine Yunanistan'a gön- tehdit etmişlerdir. "İstersek seni uçaktan denize Komünar 35 atar, kim vurdu ya getirebiliriz" demişlerdir. mek amacıyla, fedai eylem sürecini başlatmış, Demek ki hala imha ortamı mevcuttur. İmha süreci giderek artan bir eylemlilik içine girmiştir. Bu işlemektedir. Ancak 9 Ekim 1998'den 15 Şubat durum 15 Şubat 99'da korsanca kaçırma hareketi 1999'a kadar geçen 4 aylık süre içerisinde olay ardından doruğa çıkmıştır. Gerillanın genelde kamuoyuna yansımış, epeyce deşifre olmuş, birçok Özgürlük Hareketimizin ve halkın "Güneşimizi kez imha boşa çıkartılmış, sonuçta mızrak çuvala karartamazsınız" çerçevesinde, Önder APO'yu sığmaz olmuş, yani bu katliam planı pratikte uygu- savunma ve sahiplenme eylemliliği uluslararası lanamaz hale gelmiştir. Nitekim Türkiye'ye tesli- komployu kararlaştıran, planlayan ve yürüten minde de bu görülmüş, Önder APO'nun da yine güçler üzerinde oldukça korkutucu etkide bulun- sağduyulu, çözümleyici yaklaşımları sonucu muştur. Nitekim komployu birinci derecede plan- imhanın boşa çıkması, yasal sürecin Türkiye'de layıp-yürüten devlet konumunda olan ABD'nin geliştirilmesi sağlanmıştır. Dışişleri Bakanı M. Albright, "Bu kadar fazla tepkinin olacağını hesaplamadıklarını" daha sonraki süreçte basına açıkça itiraf etmiştir. Nihayetinde Önder APO'yu sahiplenme temelinde halkın gösterdiği direnişin komplocu güçler üzerinde ne denli etkide bulunduğu, onları korkuttuğu, dolayısıyla Elbette bütün bu süreçte Kürt halkının gös- imha amacından vazgeçmelerini sağlattığı açığa terdiği fedai direnişinin çok belirgin bir payı vardır. çıkmaktadır. Bu durum Önder APO'yla avukat- Nitekim daha 9 Ekim komplosunun başlangıcı larının görüşüp, yasal sürecin başlaması, yani ardından, Kürt halkı ayağa kalkmış "Güneşimizi Önder APO'nun mahkeme edileceğinin kararının karartamazsınız" kampanyası çerçevesinde tam açıklanıp, takvime bağlanmasıyla bu çeşitli oyun- bir fedai direniş süreci geliştirmiştir. Cezaevlerinde larla aldatıp korsanca kaçırma yöntemleriyle imha birçok etme süreci sona ermiştir. militan kendini yakma eylemleri geliştirirken, Kürdistan'ın dört parçasında ve yurt- Uluslararası komplonun yürütülmesinde dışında benzer eylemlilikler ortaya çıkmıştır. En ikinci süreç mahkeme sürecidir. Bu süreç Nisan önemlisi gerilla Önderliği savunmak ve sahiplen- 99'da başlamış, Ocak 2002 yılına kadar devam Komünar 36 etmiştir. Nitekim Önder APO'nun yargılanacağının Hareketimiz ve halkımız da uygun tavır almış ve açıklanması bu sürecin başlangıcı olurken, idam idamı önleyecek bir sonucun ortaya çıkartılmasını kararının meclise götürülmeyip hükümette bek- sağlamıştır. letileceğinin kararlaştırılmasıyla, bu süreç önemli mahkemede ortaya koyduğu tutum, yaptığı açıkla- ölçüde tamamlanmıştır. Esas olarak ise 2 Ağustos malar ve geliştirdiği savunmalar oldukça etkili 2002 yılında, Türkiye Anayasası'ndan idam ceza- olmuştur. Türkiye'nin idamcı güçlerini, yani faşist sının çıkartılmasıyla bu süreç tamamlanmış olmak- milliyetçi çevrelerini daraltma sonucunu yarat- tadır. Bu ikinci sürecin temel özelliği şudur: mıştır. Yine uluslararası demokratik güçlerin tep- Komplocu yöntemlerle başarılamayan Önder kisini geliştirmiş, dolayısıyla da Türkiye hüküme- APO'nun imhası, yasal yollarla sözde hukuka tinin yasal yollarla ve idam yöntemleriyle imhayı uygun mahkeme edilerek, idam cezası verilmesi ve yeniden değerlendirmesi gereğini ortaya çıkar- cezanın infazı temelinde gerçekleştirilmesi biçi- mıştır. Mahkeme süreci ilerledikçe hem Önderliğin mindedir. Dolayısıyla uluslararası komplo yine gösterdiği tavır, hem hareketin ve halkın bununla yürürlüktedir. Komplonun imha amacı yine esastır. bütünlük içerisinde ortaya koyduğu tutum ve Fakat bunun yöntemi değişmiştir. Korsanca mücadele etmesi, hem de Önderlikle en ileri kaçırıp, kişinin düzeyde bütünleşmesi giderek Türkiye yönetimini imhasının sağlanması değil de sözde yasalar idam edip etmeme konusunda yeniden durum çerçevesinde mahkeme edilip idam cezası veril- değerlendirmesi yapmaya sürüklemiştir. Nihayet erek, imhanın gerçekleştirilmesi anlamında bir bu süreç Türkiye yönetimi tarafından da idamın yöntem değişikliğini ifade etmektedir. Ancak ulus- Türkiye'ye daha fazla zararlı vereceği, idam lararası komplonun teşhir edilmesinde, başarısı- etmemenin Türkiye açısından daha doğru olacağı zlığının geliştirilmesinde ve ona karşı mücadele değerlendirmesine götürmüş ve hükümetin idamı strateji ve taktiklerinin oluşturulmasında ve kom- meclise taşımama kararına yol açmıştır. Bunu ployu boşa çıkartıcı bir mücadele durumunun yaparken Türkiye yönetimi Önder APO'nun geliştirilmesinde bu mahkeme süreci önemli bir imhasından vazgeçmiş değildir. Kürt sorununun avantaj sunmuştur. Nitekim belli bir zamanı içer- çözümü yönünde herhangi bir olumlu adım atma mektedir. Yine Önder APO'nun kendisini kısmen sürecine girmiş değildir. Ne düşüncede ne de poli- bile olsa ifade etmesine, düşüncelerini Türkiye ve tik alanda böyle bir gelişme kesinlikle söz konusu dünya kamuoyuna sunmasına fırsat vermiştir. Yine değildir. Sadece Türkiye'nin yarar ve zarar konusu Kürt halkının tepkilerini daha güçlü ortaya koya- hesap edilerek böyle bir tutuma yönelinmiştir. bilmesi için fırsat sunmuştur. İşte bu durum Önder- Burada yapılan hesap şudur: İdam ile Türkiye'ye liğimiz ve halkımız tarafından yetkin bir biçimde karşı bütün Kürtlerin tepkisinin gelişeceği ve kullanılmış, uluslararası komplonun mahkeme Türkiye'nin Kürtlerle sonu gelmez bir savaşa girip yoluyla imhayı gerçekleştirme amacı da başarısız zarar göreceği değerlendirilerek, yine Önderliği kılınmıştır. Bu süreçte Önder APO'nun mahkemede idamın PKK'yi tasfiye etmek yerine daha güçlen- geliştirdiği tutuma uygun olarak Özgürlük mesine yol açacağı hesap edilerek, İmralı sistemi bilinmeyen biçimlerde bir Bu çerçevede Önder APO'nun Komünar 37 içerisinde müebbet hapis çerçevesinde tutulup, ratlık, insan haklarına saygı veya Kürt sorununun çürütülme yoluyla PKK'nin tasfiyesinin daha kolay çözümüne yaklaşma sonucunda kesinlikle değildir. sağlanabileceği, bu anlamda Önderlik vurulma ya Sadece böyle bir yöntem değişikliğinin Türkiye'nin da idam biçiminde imha edilerek PKK'nin tasfiyesi daha çok faydasına olacağını düşündükleri için, yerine cezaevinde tutulup, çürütülerek ve bu yine bu biçimde Önder APO'nun imhasının ve biçimde zamana yayılarak, PKK'nin tasfiyesinin de PKK'nin tasfiyesinin daha kolay olacağı, Türki- sağlanabileceği, bu yöntemin Türkiye için daha kolay olacağı hesap edilmiş, PKK'nin tasfiyesi açısından yeni bir yöntem belirleme temelinde Önder- ye'ye daha az za- Uluslararası komplonun üçüncü süreci İmralı Mücadele süreci olmaktadır Buna kıran kırana bir savaş süreci de diyebiliriz Sürecin temel karakteri Önder APO üzerinde her türlü fiziki ve psikolojik İşkencenin uygulanması temelinde Fiziki ve psikolojik olarak çürütülmesi Buna dayanılarak PKK'nin tasfiyesinin Sağlanmasıdır liğin idamı mecli- rar vereceği hesap edildiğinden İm ral ı s is te mi içinde ağırlaştırılmış müebbet hapis kapsamında tutulması PKK'yi tasfiye ve Kürt halkı üzerindeki se taşınmamıştır. Yoksa öyle çözümleyici bir yak- inkar ve imha sistemini başarıya götürücü prati- laşım yoktur. Var olan ve gündemleştirilen ise ğinin bu temelde yürütülmesine karar verilmiştir. başka bir yöntemle, Önderliğin imhasını ve Uluslararası komplonun üçüncü süreci, PKK'nin tasfiyesini gerçekleştirmek. Yani birden İmralı mücadele süreci olmaktadır. Buna kıran bire işte bazı faşist çevrelerin ifade ettiği gibi "bir kırana bir savaş süreci de diyebiliriz. Sürecin temel kere öldürme değil de her gün öldürme yön- karakteri Önder APO üzerinde her türlü fiziki ve temiyle" Önderliği çürütme ve imhasını sağlama, psikolojik işkencenin uygulanması temelinde, fizi- diğer yandan ise Önderliğin İmralı sistemi ki ve psikolojik olarak çürütülmesi, buna içerisinde tutulması temelinde, bu durumdan yarar- dayanılarak PKK'nin tasfiyesinin sağlanmasıdır. lanılarak ve sürece yayılarak PKK'nin tasfiyesinin Böyle bir sürece karar veren ve gündemleştiren- sağlanması hesap edilmiştir. Bu biçimde hem lerin hesapları, planları bu çerçevede olmuştur. Önderliğin yok edilmesi, hem de PKK'nin tasfiye Buna karşı Önder APO'da binde bir imkan bile temelinde ortadan kaldırılması Türkiye için daha denilemeyecek bir ortamda, bu denli ağır fiziki ve kolay bir yöntem olarak değerlendirilmiştir. psikolojik işkence koşullarında direnme ve Devletin bütün kurumları yaptıkları uzun süreli mücadele etme temelinde gelişme sağlayacağına, toplantılar ve tartışmalar sonucunda bu yöntemin PKK'yi yenileyerek yeniden yapılandırıp ulus- kendileri açısından daha başarılı sonuç vereceğine lararası komployu boşa çıkartacak bir hareket inandıklarından, bunu Önder APO'ya, PKK'ye ve haline getireceğine inanmış, binde bir fırsat, imkan Kürt halkına yönelik bir mücadele yöntemi olarak bile denemeyecek bu durumdan yararlanıp belirlemişlerdir. Yani bir iyilik veya bir demok- mücadele ederek, başarılı olma temelinde bu Komünar 38 mücadeleyi kabul etmiştir. Zaten içinde bulunduğu sa arttırılsın bütün bunlara karşı yüksek bir deha ile koşullar böyle bir mücadele durumunu kabul moral ve inanç gücüyle, bilinçle direnerek Önder etmekten başka bir çaresi de yoktur. Uluslararası APO, uluslararası komplo gerçeğini çözümleyecek komplonun geldiği süreç bunu gerektirmektedir. ve ona karşı mücadelenin strateji ve taktiklerini Eğer onun başarısız kılınması mümkün olacaksa, geliştirecek değerler yaratmayı başarmıştır. Bu ancak göze alınarak, çerçevede AİHM'e sunulan "Demokratik Uygarlık göğüslenerek yürütmenin ustalığı gösterilerek Manifestosu" adlı savunma büyük bir anlam ifade gerçekleştirilebilir. Nitekim Önder APO'da kendi etmektedir. Nitekim bu savunmasında Önder APO, düşünce ve anlatım gücüne, yine bilinç, inanç ve uluslararası komplonun tarihsel dayanaklarını, iradesine güvenerek böyle bir mücadeleyi başarıya günümüzdeki bağlantılarını, bölgedeki durumla götüreceğine inanmış ve bu mücadele sürecini ilişkisini ve bu çerçevede hiyerarşik devletçi sis- böyle bir mücadele kabul etmiştir. İmralı mücadele sürecini de kendi içinde üç bölüm halinde değerlendirebiliriz. Birincisi; Ecevit hükümeti sürecidir. Ocak 2000 tarihinden başlayarak, 3 Kasım 2002 seçimlerinde AKP'nin iktidara gelişine kadar geçen süreç olarak ifade edebiliriz. Bu sürecin temel karakterleri şöyledir: Türkiye devleti adına Ecevit DSPANAP-MHP koalisyonu çok çeşitli yöntemler kullanarak Önderlik üzerinde tecrit ve baskıyı geliştirerek bir yandan kamuoyuyla bağlantılarını kesme ve halka unutturma çabalarını, diğer yandan ise Önderliği yıpratma ve çürütme çabasını geliştirip sonuç alma istemidir. Ecevit hükümeti çok değişik söylemleri içinde barındıran bir hükümet olma özelliğine dayanarak, bu süreci başarıyla götürüp, Önder APO'ya bu biçimde yaklaşma temelinde PKK'nin zayıflatılması ve tasfiye edilmesini temin Kürdistan üzerinde geliştirdiği inkar ve imha sağlayacağına inanmıştır. Bunu gerçekleştirmek düzeninin için de İmralı'da sistematik bir işkence düzeni günümüzde uluslararası komplo biçiminde ortaya geliştirilmiştir. Her türlü engelleme içinde olun- çıkan bu inkar ve imha sistemini aşmanın yöntemi muştur. Bunu boşa çıkarmak için Önder APO'nun olarak, Türkiye'nin demokratikleştirilmesini, yine ve hareketimizin geliştirdiği önemli bir direniş Ortadoğu'da demokratik dönüşümün sağlanması gerçeği vardır. Her şeyden önce koşullar ne kadar temelinde Demokratik Ortadoğu Birliği'nin sağlan- ağır olursa olsun, ne kadar işkenceli bir yaşam day- masını bir çözüm olarak görmüştür. Burada De- atılırsa dayatılsın, yine izolasyon ne kadar arttırılır- mokratik Ortadoğu Özgür Kürdistan formülasyonu çözümlenmesini gerçekleştirerek, Komünar 39 temelinde, Demokratik Cumhuriyet çerçevesinde çözümlemeler ve program geliştirmesine dayalı Kürt sorununun barışçıl, demokratik yöntemlerle olarak, yeni strateji temelinde PKK'nin kendini çözümünü sağlayacak programı Türkiye için yeniden yapılandırıp uluslararası komploya karşı olduğu kadar, bölgesel düzeyde de olmuştur. Kürt kitle gücünü arttırarak, demokratik siyasal mücade- realitesini Ortadoğu çerçevesinde ve tarihsel leyi geliştirmesiyle karşılaşınca Ecevit hükümeti gerçeğine dayanarak tanımlamış, günümüzde dörde eliyle yürütmekte olduğu çürütme ve tasfiye etme bölünmüş Kürdistan gerçeğini ortaya koyarak, her politikasının başarısız kaldığı sonucuna ulaşmıştır. dört parçada Kürt sorununun barışçıl demokratik Bu nedenlerdir ki, bir ay içerisinde mecliste çoğun- çözüm programının ve yöntemlerinin nasıl ola- luğu olan Ecevit hükümeti paramparça hale getir- cağını netleştirerek yeni bir teorik çerçeve ve poli- ilmiş ve 3 Kasım erken seçimlerini yapmak zorun- tik program ortaya çıkartmıştır. da bırakılmıştır. Başarısız kalan, kitle temelini Bu çözümlemelerle bir yandan Kürt soru- kaybeden, Kürt toplumunda iyice teşhir ve tecrit nunun barışçıl demokratik yöntemlerle çözümünün olan, dolayısıyla toplumu kazanma temelinde mümkün olduğunu gösterirken, diğer yandan da PKK'yi tasfiye etme görevini başaramayan Ecevit bölge çapında, Ortadoğu çapında demokratik hükümetinin sonu gelmiş, bu görevleri başarmak çözüm programını ilk defa geliştirmeyi başarmıştır. üzere yeni bir hükümet 3 Kasım 2002 seçimleriyle Önder APO'nun geliştirdiği bu kapsamlı teorik gündeme getirilmiştir. Bilindiği gibi bu da AKP çözümlemeler ve program yenilemesi Özgürlük hükümeti olmuştur. Hareketimiz açısından bir stratejik değişimi ve İmralı mücadele sürecinin ikinci dönemi, yeniden yapılanmayı ifade etmiştir. Hareketimiz bu AKP iktidarı dönemidir. Kürdistan'da iyice teşhir teorik ve programsal gelişmeye dayanarak kendisi- ve tecrit olan DSP-ANAP-MHP gerçekliğine ni yenilemeye, yeniden yapılandırmaya ve bu karşın başta dini ve tarikatçılığı kullanma çerçevede uluslararası komploya karşı demokratik temelinde, çeşitli yaklaşımlar geliştirerek Kürt mücadele çerçevesinde, bir mücadele geliştirmeye halkından belli bir destek almayı başaran, bu yönelmiştir. Meşru savunma çizgisinde ve temelde de PKK'yi tasfiye mücadelesini diğer par- demokratik siyasal mücadele strateji temelinde tilere göre daha güçlü yürütme imkanına bir yandan geliştirilen bu kitlesel mücadele giderek Önderlik ABD gibi dış güçlerin desteğiyle, diğer yandan ise gerçeğini topluma taşımayı, daha geniş kitleleri Türkiye devleti gibi iç güçlerin desteğiyle iktidara Önderlik çizgisine kazanmayı, dolayısıyla da taşınmıştır. AKP'nin iktidara getirilmesi kesinlikle PKK'nin yeniden yapılandırarak kitle gücünün ve tamamen, PKK'ye karşı mücadele etmesi içindir. daha da büyümesini sağlamıştır. İmralı işkence sis- PKK'ye karşı daha etkili ve güçlü mücadeleyi temi adı altında Önder APO'nun çürütüleceğini, ancak AKP'nin yürütebileceğine inanıldığı için, siyasal olarak yenilgiye uğratılacağını, bu temelde AKP hükümet yapılmış, ona gereken destek ver- PKK'nin tasfiyesinin sağlanıp Kürt Özgürlük ilmiştir. İster başını ABD'nin çektiği dış güçlerin Hareketinin yok edileceğini düşünen ve hesap eden desteği olsun, isterse TÜSİAD ve bazı askeri devlet karşısında, Önder APO'nun yeni teorik çevreler gibi iç güçlerin desteği olsun bütün bun- Komünar 40 ların hepsi, PKK'nin tasfiye edilmesi mücade- karşı Genelkurmay merkezli yürütülen askeri lesinde, kitle gücüne sahip olan, çeşitli yöntemler çerçeveye olduğu gibi onay vermiştir. Yani geliştirme imkânı bulunan gücün AKP olması Genelkurmay'ın her türlü saldırı yürütmesini kabul nedeniyledir. Yani AKP'nin hükümet yapılması, ettiği, onay verdiği halde Kürt kamuoyuna, Türkiye PKK'nin tasfiyesini başarması temelindedir. ve Avrupa demokratik güçlerine ise tersi izlenim AKP'de baştan itibaren bu gerçeği bildiği için, daha vermiştir. Güya işte Kürt sorununun demokratik önceki hükümetin geliştirdiği çürütme politikasını barışçıl çözümünün bir gücü olabileceğini, bu yeni yöntemlerle ve kitlelere daha fazla dayanarak, çerçevede umutlu olunmasını herkese göstermeye halkı başta din sömürücülüğü olmak üzere, birçok çalışmıştır. Bu durumun oldukça aldatıcı özellik yöntemi kullanıp aldatarak sürdürmek istemiştir. taşıdığını bilmek gerekiyor. AKP'nin bu yaklaşım- AKP'nin bu anlamda iç ve dış siyasal gücü PKK'yi ları PKK'yi ideolojik olarak tasfiye etme ve kendi tasfiye mücadelesinde daha çok görülmüş ve bu bir yörüngesine çekme politikasıyla da birleşince, bu planlamaya APO'nun yönlü hareketimize dönük AKP politikaları giderek üzerinde uygulanan çürütme politikası yeniden provakatif tasfiyeci bir eğilimin içten hareketimize planlanıp, yeni bir çürütme ve tasfiye süreci bu dayatılması noktasına varılmıştır. kavuşturularak Önder sefer AKP eliyle geliştirilmek istenmiştir. Bu Özellikle 2003 yılı ve 2004 başlarında temelde AKP'nin geliştirip uyguladığı politikalar ABD'nin Irak'ı işgal ettiği zemine de dayanılarak çok güçlü olmuştur. Öncelikle Önder APO bu tasfiyeci provakatif eğilimin geliştirilmesi, içten üzerindeki İmralı işkence sistemini olduğu gibi harekete saldırtılması ve buna dayanılarak PKK'nin korumuş, fiziki ve işkence düzenini daha da tasfiyesinin gerçekleştirilmesi hedeflenmiştir. Bu geliştirmiştir. APO'nun yöntemin başarılı olacağına, sonuç alacağına, bu düşüncelerinin kamuoyuna taşırılmasının engellen- biçimde PKK'nin yok edileceğine bunu örgütleyip mesinde gördüğü için, Önder APO üzerindeki tecri- yönlendiren güçler tarafından iyice inandırılmıştır. di daha çok arttırmış bunun için birçok aldatıcı Gerçekten de bir hareket açısından en tehlikeli yönteme başvurmuştur. Bu biçimde bir yandan saldırı yöntemlerinden birisi budur. Nitekim bir Önder APO üzerindeki çürütme politikalarını yandan Irak'taki ABD egemenliğine dayanarak aynen uygularken, diğer yandan Kürt kamuoyuna Türkiye'deki AKP hükümetine, onunla ilişki daha ılımlı mesajlar vermeyi, sözde Önder APO'ya içerisinde olan KDP-YNK güçlerine dayanarak bu ve Kürt sorununun çözümüne daha yumuşak yak- tasfiyeci güçlerin PKK'ye dönük saldırıları çok ileri laşıyormuş gibi bir izlenim vererek halkı aldat- düzey kazanmış, belki de PKK mücadele tarihinin maya, Özgürlük Hareketini ise kararsız kılmaya en kapsamlı örgütsel darbelerinden birini vurmayı çalışmıştır. Hareketimize ve halkımıza dönük AKP sağlatmıştır. Bu saldırı örgütü çizgiden uzaklaştır- politikaları gerçekten de çok ince ve değişik yön- ma, Önderlikten koparma, çizgi ve ölçülerde temler içermiştir. Bir yandan hep barışçıl muğlâklaştırma, dolayısıyla inancı zayıflatma, demokratik çözüme yaklaşacakmış gibi ılımlılık inançtan koparma özgürlük, eşitlik, demokrasi görüntüsü verirken, diğer yandan gerillaya ve halka mücadelesini geliştirme yerine basit yaşam Başarısını Önder Komünar 41 arayışlarına kadroyu yöneltme temelinde ideolojik, teminin ortaya çıkartılmasını ifade etmektedir. Bu örgütsel duruşta ciddi tahribatlara yol açmıştır. gelişmeler bir yandan köklü bir ideolojik yenilen- Örgütü adeta tümden tasfiyeyle tehdit eder bir nok- me, diğer yandan onun hayata geçirecek örgütsel taya ulaşmıştır. Bunu gören, bu temelde bir sistemin ifadesi olmuştur. Bunun öncü parti saldırıyla yüz yüze olunduğunu fark eden esas örgütlülüğü ve olarak da başlattığı stratejik değişim ve yeniden örgütlülüğü biçiminde ortaya konmuş ve tüm bun- yapılanma sürecini daha da ileriye götürmeyi hede- ların meşru savunma çizgisi temelinde geliştirile- fleyen Önder APO olmuştur. Ve bu gelişmeler ceği ifade edilmiştir. Kürt sorununun çözümünün karşısında teorik çözümlemelerini yine programsal halkın demokratik örgütlülüğüne dayalı olarak halkın demokratik konfederal ve örgütsel formülasyonlarını daha ileri bir düzeye vardırarak, provakatif tasfiyeci eğilimi tasfiye edecek bir mücadeleyi dayatmıştır. Her şeyden önce demokratik sosyalizm çizgisini geliştirmiştir. Yani reel sosyalizmin hiyerarşik geliştirilmesi, prova- Önder APO Bir yandan AKP yönetimi altında geliştirilen Provakatif tasfiyeci saldırıya karşı Yeni bir teorik çözümleme temelinde İdeolojik mücadeleyi geliştirirken, Diğer yandan da ABD'nin Ortadoğu'ya Müdahalesi çerçevesinde ortaya çıkan Yeni Ortadoğu durumu karşısında Kürt halkının kendi varlığını koruyabilmesi İçin meşru savuma duruşunu Güçlendirmesi gereğini ortaya koymuştur devletçi katif tasfiyeci eğilimin, ilkel milliyetçi, pasifist, bireyci Kürt so ru nunu çö zm e k yerine bireysel yaşamını sürdürmesini öne alan devletçi ideolojik duruşu karşısında güçlü bir üstünlük sağlamış, kadroların bu yeni dü- sistemle bağını ortaya çıkartarak devletçi sosyal- şünceye kazanılmasını başararak provakatif tas- izmin yanlışlığını, sosyalist ideolojinin devletçi fiyeci eğilimin daraltılıp tasfiye edilmesini sağla- temelde uygulanamayacağını çözümleyip, buna mıştır. karşı doğru sosyalist uygulama olarak demokratik Önder APO bir yandan AKP yönetimi sosyalizm çizgisini ortaya çıkarmış ve geliştir- altında geliştirilen provakatif tasfiyeci saldırıya miştir. Kadın özgürlüğüne ve ekolojik devrime karşı yeni bir teorik çözümleme temelinde ideolo- dayalı demokratik sistemi, emekçi halkın var olma jik mücadeleyi geliştirirken, diğer yandan da ve yaşam sistemi olarak ortaya koymuştur. Bu ABD'nin Ortadoğu'ya müdahalesi çerçevesinde temelde veya ortaya çıkan yeni Ortadoğu durumu karşısında Kürt demokratik komünalizm olarak tanımladığı, devlet halkının kendi varlığını koruyabilmesi için meşru dışı demokratik halk örgütlenme sistemini ortaya savuma duruşunu güçlendirmesi gereğini ortaya çıkartmıştır. Bu hem emekçi halkın sosyalist ide- koymuştur. Bunun hareketimiz tarafından değer- olojisinde köklü bir paradigmasal değişimi ve lendirilmesi bir yandan ideolojik mücadeleyi yenilenmeyi ifade etmekte, hem de böyle bir sis- yürütürken, diğer yandan da artan baskı ve teme dayalı olarak halkın örgütlenme ve yaşam sis- saldırılar karşısında meşru savunma direnişinin demokratik konfederalizm Komünar 42 geliştirilmesi gereğine karar verilmesi olmuştur. Bu serhildan yaklaşım hareketimizi 1 Haziran 2004 aktif savun- Genelkurmay'la birlikte imha konseptini hayata ma hamlesinin geliştirilmesine götürmüştür. geçirebilmek için 2006 Temmuz'unda yeni bir plan Nitekim bir yandan Önder APO'nun geliştirdiği geliştirmeye çalışmıştır. Nitekim Abdullah Gül yeni teorik ve programsal çerçeve olan demokratik başkanlığındaki terörle mücadele kurulunun iki sosyalizm çizgisiyle halkın demokratik konfederal- günlük toplantısı ardından Tayyip Erdoğan izm sistemi içinde örgütlenmesi, diğer yandan hükümetinin onay vermesi ve MGK'nin de kabul hareketimizin 1 Haziran Atılımı temelinde etmesiyle Temmuz 2006'da PKK'yi tasfiye planı geliştirdiği yeni aktif savunma direnişiyle oluşturulmuş ve uygulanmaya konmuştur. hem eklenince, AKP hükümeti AKP'nin oyunlarını bozmuş, hem de ABD-AKP Bu planın PKK'ye karşı genelkurmay ve uzlaşması temelinde geliştirilen bu provakatif tas- AKP hükümeti uzlaşması temelinde hazırlanıp fiyeci saldırıyı başarısız kılarak, hareketi Apo'cu pratiğe geçirildiği bir gerçektir. Nitekim bu çizgide yeniden toparlamayı ve yeni bir mücadele çerçevede işbölümü de yapılmıştır. Genelkurmay sürecine çekmeyi başarmıştır. Provakatif tasfiye- daha çok sert tutum göstermeyi esas alırken, hem ci eğilimin tasfiye edilmesi gerçekleştikten ve 1 sözde hem de pratikte böyle bir tutumun temsilcisi Haziran Atılımı'nın sürekliliğinin sağlandığı ortaya olurken; AKP hükümeti bu imha ve tasfiye planının çıktıktan sonra, AKP hükümeti başarısız kalan bu ekonomik ve diplomatik yönlerini üzerine alıp planlarını yeni yöntemlerle geliştirme arayışına gir- sürdüren, daha çok aldatıcı yaklaşımlar geliştiren miştir. Nitekim bazı aldatıcı sözler Amed'de bir tutumun sahibi olmuştur. Bir yandan Kürt söyledikten sonra, 23 Ağustos 2005 tarihli MGK kamuoyunu ve orta kesimlerini bu çerçevede aydın toplantısında Kürt Özgürlük Hareketini bastırmayı ve siyasetçilerini aldatıcı yaklaşımlar gösterilmiştir. ve ezmeyi içeren yani, Kürtler üzerindeki klasik Diğer yandan bu çevreler eliyle Kürt Özgürlük inkar ve imha siyasetini yeni planlarla pratik- Hareketi ateşkes süreci içine çekilmiş, imha edilme leştirmeyi hedefleyen yeni bir saldırı konsepti ortamı sağlanmak istenmiştir. Tabi bunlarla birlikte ortaya çıkartılmıştır. Bu 1 haziran atılımının engel- başta ABD ve AB olmak üzere bütün dünya lenememesi ve provakatif tasfiyeci eğilim ile iste- üzerinde PKK'yi terör örgütü saydırıp, teşhir ve nen sonucun alınamaması sonrasında inkar ve imha tecrit edebilmek, onun siyasi, ekonomik kanallarını sisteminin geliştirdiği yeni bir konsept olmuştur. kurutabilmek için AKP hükümeti çok yönlü diplo- Ancak böyle bir imha ve tasfiye konseptiyle matik bir PKK'nin gelişiminin engellenebileceği, darbelenip 2006'da Genelkurmay-AKP uzlaşması temelinde ezilebileceği sonuca varılmıştır. Nitekim bu yönlü oluşturulan PKK'yi imha ve tasfiye planının içeriği ilk uygulamalar 2005 Kasım'ında Şemdinli'de şöyledir: Birincisi, 9 Ekim 1998 günü başlatılan deşifre olduktan sonra, kirli savaş yöntemlerinin uluslararası komplonun Önder APO'yu imha uygulanmasında bir dönem zorluk çekilmiştir. amacının İmralı işkence sistemi adı altında Buna bir de 2006 baharında 3-4 aylık süre boyunca zehirleme yöntemiyle gerçekleştirilmesi hedeflen- Kürt halkının çok değişik yöntemlerle geliştirdiği miştir. AKP'nin PKK'yi imha ve tasfiye planı olarak çalışma içinde olmuştur. Temmuz Komünar 43 geliştirdiği birinci halkası sistematik zehirleme zehirlenmesi yönündeki uygulamaların pratikte yöntemiyle Önder APO'nun imhasıdır. Mevcut geliştirilmesi gibi en ileri düzeyde uygulanmaya çürütme politikasının başarısız kalması her türlü konmuştur. Kürdistan'da Türk ordusunun saldırıları işkence uygulamasına rağmen Önder APO'nun çerçevesinde en çatışmalı dönem böyle bir süreçte direnmesi ve çalışarak hareketi, halkı ideolojik yaşanmıştır. PKK'yi imha ve tasfiye planının diğer olarak beslemesi karşısında, artık bu sürece bir hedefi kuşkusuz halktır. En başta kuzey'deki dayanamayan AKP yönetiminin zehirleme yön- halktır. Bu halk üzerinde açlıkla terbiye etmekten temiyle öldürücü hastalıklarla Önder APO'nun tutalım da din sömürüsüne kadar, her türlü saldırı imhasını sağlamayı gündeme alması gerçek- yöntemi uygulanmıştır. Kadınlara karşı, gençliğe leşmiştir. 2006 yaz başında İmralı'da, Önder karşı her türlü düşürücü yönteme başvurulmuştur. APO'nun kaldığı zeminlerde yapılan onarım çalış- Ajanlaştırma faaliyetleri aç bırakmaya dayalı malarıyla, yine kaldığı hücrelerin boyanması sonu- olarak en ileri düzeyde geliştirilmeye çalışılmıştır. cunda çeşitli kimyasal maddeler solumasına ve bu Göçertmeler, temelde hem sinüzit hastalığının ağırlaşmasına, sürdürülmüştür. Özellikle AKP'nin aldatıcı yön- nefes borusunu işlevsiz kılan hastalık durumunun temleri dinciliği, tarikatçılığı ileri düzeyde gelişmesine, hem de benzer bazı hastalıkların geliştirmesi, diğer yandan ise hem aç bırakıp hem yaratılarak imhasının hızlandırılması devreye kon- de birkaç torba makarnaya insanları satın almaya muştur. Dolayısıyla 2006 planının en temel ayağı çalışması temelinde, Kürt toplumu tüm değer- budur. Vahşidir, alçakçadır, insanlık dışıdır. Ancak lerinden koparılmak istenmiştir. Bu politikalar Önder APO'nun direnişi karşısında çaresiz kalma sadece Kuzey Kürdistan'daki halkla sınırlı ve yenilmenin ortaya çıkardığı bir davranış kalmamış, Kürdistan'ın diğer parçalarına ve yurt- biçimidir. Eğer bir hükümet bu kadar vahşi bir yak- dışına da taşırılmak istenmiştir. laşıma girmişse, bu onun ne kadar zorlandığının ve başarısız kaldığının bir göstergesidir. tehditler ileri düzeyde Bu çerçevede İran'la, Suriye'yle ittifaklar yapılarak Doğu ve Batı Kürdistan'daki halk Bu tasfiye planının ikinci hedefi kuşkusuz üzerinde de benzer politikalar en ileri düzeyde gerilladır. Dolayısıyla 2006 yazı, güzü yine kışı ve uygulanmaya çalışılmıştır. Yine Güney Kürdistan'a 2007 baharı süresince Türk ordusunun gerillaya ekonomik yöntemler aracılığıyla sızılmış, buradaki karşı operasyonları geçmiş uygulamaların en ileri halk da tümüyle bağımlı, kendisine muhtaç hale düzeyine ulaşmıştır. Tüm ordu seferber edilerek getirilmiştir. Bu düzey daha da ileriye katliamlara ağır kış koşullarında kuzeyde gerillanın ağır bir kadar vardırılmıştır. AB ülkeleriyle, yine Kürtlerin biçimde darbelenip marjinal konuma düşürülmesi, bulunduğu diğer devletlerle ikili ilişkiler geliştiril- Medya savunma bölgelerine de 2007 baharında erek, oradaki Kürt toplumu üzerinde de yozlaştırma saldırılarak ezici darbenin burada vurulup, geril- yöntemleri geliştirilmek istenmiştir. Halka dönük lanın artık siyasi gündemi etkileyemez, siyasi değer uygulamalar giderek daha şiddetli bir hal almak- taşımaz bir duruma getirilmesi hedeflenmiştir. tadır. Özellikle baskı, sömürü giderek tutuklama, Buna dönük uygulamalarda tıpkı Önder APO'nun işkenceye alma, cezaevlerine koyma yöntemleriyle Komünar 44 birlikte; Güney'de Şengal katliamı, Kuzey'de karşı Kürt halkı ve demokratik güçlerin mücadele Beytüşebap ve Dersim'deki katliamlar ile halka süreci başlatılmıştır. Dolayısıyla imha ve tasfiye dönük geçmişin faili meçhul saldırılarına benzer planının birinci hedefi olan Önder APO'yu imha yeni bir katliam sürecinin bu yönetim eliyle çabaları kamuoyu nezdinde teşhir edilmiş, geliştirilmekte olduğu açığa çıkmıştır. Ancak karşı bir mücadelenin geliştirilmesi sağlanmıştır. Genelkurmay ve AKP uzlaşmasına dayanan, Diğer yandan gerillaya ve halka dönük saldırılar PKK'yi imha ve tasfiye planının bu çok yönlü ve karşısında, 1 ekim 2006 tarihinden itibaren beşinci vahşi uygulamaları Önderliğimizin, hareketimizin tek yanlı ateşkes süreci geliştirilmiş, böylece geril- ve halkımızın geliştirdiği direniş karşısında layı ezme ve imha etme konsepti boşluğa Gerillanın bütün saldırılar Karşısındaki direnişi Kahramanlık çizgisinde sürmüştür Halkın bütün işkence ve baskı Yöntemlerine karşı Önderlikle ve Özgürlük Hareketiyle Bütünleşme süreci devam etmiş Her türlü baskı karşısında Özgürlük ve demokrasi çizgisinde Direneceği kesinleşmiştir ona düşürülmeye çalışılmıştır. Böyle bir politika karşısında Türk Genelkurmayı'nın savaş yanlısı militarist, faşist yüzü daha çok teşhir edilmiş, dolayısıyla da bu durum gerilla direnişiyle birleştirilerek, Kuzey'deki gerillayı ezme ve marjinalleştirme çabaları başarısız kılınmıştır. Özellikle ateşkes sürecinin siyaset üzerindeki etkisine dayanılarak, 2007 baharında Güney Kürdistan'a dönük operasyonun koşulları ortadan kaldırılmış, sonuçta Türk Genelkurmayı kararlaştırıp, plan- başarısız kalmıştır. En başta bütün saldırılara, laştırdığı halde medya savunma bölgelerine dönük geliştirilen işkencelere karşı tarihte gösterilen en aktif operasyon yapamamıştır. Bu da gerillanın büyük direnişi ortaya çıkartarak direnmiş; hem imha ve tasfiye amaçlı planı boşa çıkartıp, başarısız moral düzeyini yüksek tutmuş hem de üretim kılmasını sağlamıştır. Bütün ekonomik, siyasi, idari sürecini devam ettirmiştir. Diğer yandan gerillanın saldırılara rağmen Kürt halkı özgürlük için, bütün saldırılar karşısındaki direnişi kahramanlık demokrasi için, eşitlik için, onur ve şeref için çizgisinde sürmüştür. Halkın bütün işkence ve sürdürdüğü direnişten geri adım atmamış, her türlü baskı yöntemlerine karşı Önderlikle ve Özgürlük baskıyı, işkenceyi, tutuklamayı göğüsleyerek ser- Hareketiyle bütünleşme süreci devam etmiş, her hildanı başta Kuzey ve yurtdışı olmak üzere bütün türlü baskı karşısında özgürlük ve demokrasi parçalarda sürekli kılmıştır. çizgisinde direneceği kesinleşmiştir. Bir yandan İşte bunlar sonucundadır ki 2007 baharı AKP'nin aldatıcı oyunları bozulup, teşhir edilirken gelip Cumhurbaşkanlığı seçimi kapıya dayandığın- diğer yandan da geliştirilen imha amaçlı saldırılar da, PKK'yi imha ve tasfiye planı başarılmadığı için boşa çıkartılıp, başarısız kalmıştır. rejim 11. Cumhurbaşkanı'nın seçimini yapamaz Önder APO'ya yönelik zehirleme saldırısı duruma düşmüştür. PKK'nin tasfiyesine dayalı belli bir sürede açığa çıkartılıp, teşhir edilmiş, 1 olarak hesaplanan, planlanan Cumhurbaşkanlığı Mart 2007 tarihinden itibaren bu alçakça saldırıya seçimi PKK'yi imha ve tasfiye planının başarısız Komünar 45 kılınması sonucunda yapılamaz hale gelmiştir. oluşan bir grubun gönderilmesini sağlamıştır. Türkiye boşa çıkartılan PKK'yi imha ve tasfiye Böylece daha önceki süreçte 1 Ekim ateşkesiyle planı ortamında, PKK'ye karşı nasıl mücadele ede- PKK'yi imha ve tasfiye planını boşa çıkardığı gibi ceği belli olmayan politikasız bir duruma izlediği seçim politikasıyla da bir grubun meclise düşmüştür. Bunun sonucudur ki, rejim krizi diye gönderilmesini sağlayarak tabir gelmiş, Genelkurmay-AKP uzlaşmasına dayalı bir meclis Cumhurbaşkanlığı seçimi yapılamamış tersine bu ve yönetim gerçeğinin ortaya çıkmasını zorlamıştır. seçim mücadeleye Bu da taktik kazanım olarak ortaya çıkmıştır. dönüştürülmüş, sonuçta Yaşar Büyükanıt-Tayyip Temmuz 2006'da oluşturulan PKK'yi imha ve tas- Erdoğan uzlaşması sağlanarak, yani Genelkurmay fiye planının 2007 baharında boşa çıkartılıp ile AKP yönetiminin yeniden uzlaşması gerçek- başarısız kılınmasını, İmralı mücadelesinin 2002 leştirilerek, 22 Temmuz erken seçimi gündemleştir- Kasım'ından itibaren AKP eliyle sürdürülmesi ilmiş ve bu temelde yeni bir plan ortaya döneminin de boşa çıkartılmasını sağlamıştır. çıkartılmıştır. Aslında Yaşar Büyükanıt-Tayyip Ecevit hükümetinden sonra çürütme ve tasfiye Erdoğan görüşmesi PKK'ye karşı yeni bir imha ve politikasını AKP hükümeti eliyle sürdürme ve tasfiye planının temel ilkelerini ortaya çıkartan, başarıya götürme çabaları da bu biçimde sonuçsuz dolayısıyla 22 Temmuz seçimleriyle ortaya çıkacak kalmıştır. edilen ciddi kriz bir süreci iç gündeme politik aslında tamamen yeni hükümetin izleyeceği programın ilkelerini Bu temelde 22 Temmuz seçimlerine dayalı veren bir sonuç doğurmuştur. Bu temelde AKP, olarak, yani AKP'nin ikinci kez seçim kazanıp ikti- genelkurmay politikasına daha çok yaklaşmış, dara getirilmesi çerçevesinde yine Genelkurmay ve Genelkurmay'ın politik ilkelerini gözetir hale AKP uzlaşması temelinde, yeni bir PKK'yi imha ve gelmiştir. Genelkurmay da AKP'nin yeniden tasfiye planı tasarlanmıştır. Bu önce Yaşar hükümet olmasına, rant kapılarını elde tutmasına Büyükanıt-Tayyip Erdoğan görüşmesinde sağlan- bir kez daha yol vermiştir. Böyle bir uzlaşmaya mış, ardından karşılıklı mesajlarla taraflar bunu dayalı olarak girilen 22 Temmuz seçimlerinden kabul eder hale gelmiş, 22 Temmuz seçimleri ile AKP yeni bir seçim başarısıyla çıkmış, dolayısıyla böyle bir süreç netleşmiştir. Türkiye yönetiminin sivil yönetim üzerindeki gücünü, etkinliğini daha seçimle birlikte yeniden yapılanması ve yeni bir çok artırmıştır. Meclisteki gücünü korurken, hükümet programını ortaya çıkarması tamamen yeniden hükümeti Cumhurbaşkanlığı kurmuş ve bu süreçte PKK'yi imha ve tasfiye planı üzerinde olmuştur. seçimini de kazanmıştır. İşte bu, İmralı mücadele sürecinin üçüncü dönemi Yönetim tümüyle Genelkurmay ile AKP'den oluş- olmaktadır. muştur. İkisinin uzlaşmasına dayandırılmıştır. Bu 22 Temmuz seçimleriyle birlikte İmralı sürece karşı hareketimiz de politik mücadeleyi mücadelesinde üçüncü döneme girilmiş olmaktadır. geliştirme Bu dönemin temel özelliği daha ileri düzeyde bir tutumu göstererek hem halkın demokratik taleplerini öne çıkarmış, hem de Genelkurmay-AKP uzlaşmasına dayanıyor meclise Kürt halkının seçilmiş temsilcilerinden olmasıdır. Bu uzlaşma temelinde Önder APO'ya Komünar 46 dönük uluslararası komplonun imha amacını amaçlarını korumaktadır. Bu amaç Önder APO'nun zehirleme ve tecrit yöntemlerini daha ileri düzeyde imha amacıydı. 9 Ekim'den sonra çeşitli komplo uygulayarak gerçekleştirmeyi hedeflemesidir. Bu yöntemleriyle imha edilmek istenmiştir. 99 yılında planının önemli bir gerçeği budur. Yine gerillaya mahkeme yöntemiyle idam edilerek imha edilmek karşı operasyonlar en ileri savaş düzeyinde istendi, 2000 yılından itibaren ağır işkence, izo- sürdürülmektedir. Kürt halkına da her türlü açlık, lasyon altında çürütülerek imha edilmek istendi. aldatıcılık, baskı, işkenceyle birlikte katliamlar Ancak bu çürütülme politikası boşa çıkartılınca dayatılmaktadır. İşte Şengal katliamı, Beytüşebap bugün zehirleme yöntemiyle her türlü hastalık katliamı, Dersim'de köylülerin kurşuna dizilmesi bu gerçeği ifade ediyor. Kısaca İmralı mücadelesinin üçüncü dönemi gelip yeniden Önderliği imha, gerillayı ezme, halka katliam saldırısı halini almıştır. Kısaca Ocak 2000'de Ecevit hükümetinin İmralı sistemi içerisinde mücadele ederek idam yerine çürütme ve tasfiye politikasını uygulama temelinde, Önder APO'yu ve PKK'yi yok etme amacı başarısız kalmış, şimdi bu İmralı mücadelesinin üçüncü döneminde yeniden çıplak bir biçimde Önder APO'ya dayatılır hale gelmiş, gerillaya karşı saldırılar en ileri düzeye çıkartılmış, Kürt halkına da katliamlar, faili meçhul saldırılar yeniden dayatılmaya başlanmıştır. Bu durum şunu göstermektedir ki, İmralı mücadelesinde kazanan Önder APO ve PKK olmuştur! Kaybeden Ecevit türetilerek imhası hızlandırılmak istenmektedir. ve Erdoğan hükümetleri, Türkiye yönetimi olmuş- Yani Önder APO'yu imha yine gündemdedir, day- tur. Çürütme ve tasfiye planı amacı boşa çıktığı atılmaktadır. Uluslararası komplonun temel amacı için şimdi yeniden açık bir biçimde imha ve budur. Bu amacını hala korumaktadır. Dolayısıyla katliam dayatması noktasına Türkiye yönetimi yeni AKP hükümeti yeni bir uluslararası komplo gelmiştir. Şimdi ikinci AKP yönetimi döneminde, hükümetidir, özel savaş hükümetidir. Ondan başka Genelkurmay-AKP uzlaşmasına dayalı olarak bir şey kesinlikle değildir. Önder APO'nun geliştirilen yeni PKK'yi imha ve tasfiye planı, zehirleme yöntemiyle imhasının hızlandırılmasına uluslararası komplonun baştaki gibi açık imha dayalı olarak ve gerillaya karşı operasyonlar savaş yöntemleriyle sürdürülür hale gelmesini ifade düzeyinde geliştirilerek PKK tasfiye edilmek etmektedir. Bu tabi yeni bir konsepttir, uluslararası istenmektedir. Dolayısıyla Önder APO'nun imhası- komplonun göstermektedir. na dayalı PKK'yi tasfiye amacı da günümüzde Uluslararası komplo her şeyden önce temel olduğu gibi sürmektedir. Diğer yandan Önder devam ettiğini Komünar 47 APO'nun imhası PKK'nin tasfiyesine dayanarak katılmış, dolayısıyla Genelkurmay'la uzlaşmıştır. Kürt halkı üzerinde uygulanan inkâr ve imha Bu bakımdan onuncu yıldaki uluslararası komplo sürecinin başarıya götürülmesi amacıyla devam planı çerçevesinde geliştirilen imha ve tasfiye kon- edilmektedir. Önderliğin imhasının hızlandırılması, septi her şeyden önce, Genelkurmay-AKP uzlaş- gerillaya karşı artan operasyonlarla PKK'nin tas- masına dayanmaktadır. fiye edilmek istenmesine dayalı olarak, birde açık Bu ittifakın bölgesel müttefikleri de vardır. katliamlar dayatılarak Kürt halkı yok edilmek, tari- Bu müttefiklerin başında İran yönetimi gelmekte- hten silinmek istenilmektedir. Bu konseptin temel dir. Gerçekten de Tayyip Erdoğan yönetimiyle, çerçevesi de budur. Ve bu çerçeve uluslararası Ahmedinecat yönetimi kardeş iki yönetim olarak komplonun amaçlarıyla uyumludur. Onun içinde stratejik ittifak yapmışa benzemektedirler. İdeolo- bu yeni imha ve tasfiye konsepti yeni bir ulus- jik olarak da birbirlerine yakındırlar, siyasi olarak lararası komplo konsepti olmaktadır. da özellikle Kürt politikasında bütünlük arz etmek- Uluslararası komplocu güçler 9 ekim kom- tedirler. Dolayısıyla kendi aralarında stratejik bir plosunun onuncu yılına da yeni bir imha ve tasfiye ittifak yapmıştırlar. Bu bölgesel ittifaka Suriye de konseptini dayatmak istemektedir. İmha, tasfiye ve katılmaktadır. Belki İran kadar gücü yoktur, destek yok etme sürecini onuncu yılda da geliştirmek ve verememektedir, yine de Türkiye-İran ittifakına en başarıya götürmekteki karalılıklarını ve ısrarlarını güçlü destek veren ülkelerden biri Suriye'dir. ortaya koymaktadırlar. Türkiye yönetiminin tavır- Türkiye'de ları bunu göstermektedir, diğer ortakları da bu dayanan Türkiye-İran-Suriye ittifakı Irak'ı da yanı- çerçevede destek vermektedir. Dolayısıyla ulus- na çekmeye çalışmaktadır. Özellikle Güney lararası komplo her ne kadar geçen süreçteki Kürdistan yönetimini tasfiye ederek, Saddam döne- mücadeleyle zayıflatılmış, defalarca başarısız kılın- mine benzer yeni bir Irak sistemi yaratıp onunla mış, bir günde gerçekleştirilmek istenen imha ve ittifak yapmaya çalışmaktadırlar. Ancak Irak henüz tasfiye on yıla yayılmış olsa da hala tümüyle yenil- ortadadır. Irak üzerinde ABD ile Türkiye arasında giye uğratılmış olmaktan uzaktır. Uluslararası kom- ciddi bir mücadele yaşanmaktadır. Bu bakımdan plo tamamen aşılamamıştır. Onuncu yıla da kendi- uluslararası komplonun günümüzdeki konseptinin ni yeni bir imha ve tasfiye konseptiyle dayatmak ve bölgesel ittifakı; Türkiye-İran-Suriye ittifakı böylece Önder APO'yu imha, PKK'yi-gerillayı tas- olmaktadır. Bölgenin diğer güçlerinden Suudi fiye, Kürt halkını yok etme amacını gerçek- Arabistan, Ürdün gibi güçlerden de bu ittifak leştirmek istemektedir. Bu durumu çok iyi destek almaktadır. Yine bu ittifak AB'den destek görmemiz, anlamamız gerekiyor. Bu konsepti tabi almaya çalışmaktadır, kısmi bir desteği vardır. En Türkiye yönetimi sürdürüyor. Bu inkar ve imha önemlisi bu ittifak yeni konsepti hayata geçirmek konseptinin günümüzdeki temsilciliği Türkiye için, ABD'den destek almaya çalışmaktadır. ABD yönetimidir. içerisinde ideolojik açıdan Türkiye'nin geliştirdiği PKK'yi Genelkurmay bu konsepti hazırlayan ve yürüten imha ve tasfiye konseptine destek vermekte, katıl- baş güç konumundadır. AKP'de bu konsepte maktadır. Bu anlamda PKK'yle çelişki ve çatışma Türkiye yönetimi Genelkurmay-AKP uzlaşmasına Komünar 48 içinde olan konumu ABD sürdürüyor. Ancak katletme amacını gütse ve yine bu çerçevede günümüzde ABD açıdan Türkiye yönetimi başta İran ve Suriye olmak üzere Türkiye'yle ciddi bir çelişki yaşamaktadır. bazı güçlerin desteğini alsa da, on yıl önce olduğu Türkiye'nin PKK'ye karşı ABD'den istediği destek, gibi bölgesel ve uluslararası düzeyde komplo günümüzde ABD tarafından tam karşılanmamak- amaçları çerçevesinde bir birlik söz konusu tadır. Çünkü ABD'nin Türkiye'yle politik askeri değildir. Birlik zayıflamıştır, Avrupa'nın komploya çelişkisi vardır. Türkiye'nin PKK karşısındaki poli- katılımında bir değişiklik vardır, ABD'nin kom- tik istemlerini kabul etmek demek, ABD'nin Kürt ployu desteklemesi, katılması süreci değişmiştir. politikasını tümden değiştirebilir, dolayısıyla KDP- Bu çerçevede KDP-YNK'nin uluslararası kom- YNK'ye ve Doğu Kürdistan'a karşı da Türkiye'nin ploya katılma düzeyinde değişiklikler ortaya çık- izlediği politikalara benzer politikalara gelmesi mıştır. 9 yıllık mücadele bu sonucu ortaya çıkarmış, demektir. Bu da ABD'nin günümüzdeki Ortadoğu dolayısıyla Türkiye yönetiminin merkezde olduğu politikalarıyla çelişmektedir. Daha da ötesi küresel durumu ve ısrarla yürütmek istediği uluslararası sermaye sisteminin Ortadoğu'yu denetim altına komplo gerçeği 9 yıllık mücadele içerisinde iyice alma çabasıyla ve politikasıyla uyumlu değildir. Bu teşhir edilmiş, daraltılmış ve zayıflatılmış bir kon- nedenle Türkiye-ABD ittifakı ikili bir karakter arz umdadır. Her ne kadar Türkiye yönetimi yeni imha etmektedir. PKK'ye karşı oluşturulan imha ve tas- ve tasfiye konsepti temelinde uluslar arası komplo- fiye konseptine ideolojik açıdan ABD tümüyle nun hedeflerini başarıya götürmek için çalışsa ve katılır ve destek verirken, siyasi-askeri açıdan buna kısmen bölgede ve uluslararası destek bulsa Türkiye'nin istediği düzeyde katılamamakta ve da, bu destekler sınırlıdır, zayıftır. Dolayısıyla gerekli desteği vermemektedir. Bu da Türkiye PKK'yi imha ve tasfiye konseptine on yıl önce olan tarafından ABD'nin terörü destekler ülke olması bölgesel ve uluslararası destek ve bu anlamda PKK biçiminde suçlanmasına yol açmaktadır. Türkiye karşıtı birlik mevcut değildir. siyasi ve askeri ile ABD arasında ciddi bir politik savaşım bu çerçevede yaşanmaktadır. 2007'nin Ortadoğu düze- Bu Konsept Önderlik Üzerinde Nasıl Uygulanıp, Geliştiriliyor? yindeki en sert politik savaşımı bu bakımdan ABD Komplocu güçlerin Önder APO'ya yönelik ile Türkiye arasında yaşanan savaşım olmuştur. uygulamalarını birinci soruda ortaya koyduk. Bu Taraflar istediklerini tam yürütemeyince birbirler- uygulamaların amaçlarını ve yöntemlerini göster- ine kısmi tavizler de vermektedirler. Yani bir yan- dik. Onuncu yıla dayatılmak istenen yeni imha ve dan kısmi tavizler gelişirken, diğer yandan henüz tasfiye konsepti bu uygulamaların bir devamı tam sonuca gitmeyen, uzlaşma sağlanamayan bir olmaktadır. Amacı ortaktır. Önder APO'nun politik çelişki ve savaşım durumu mevcuttur. imhasını içermektedir. Daha sonra 2000 yılından Bu bakımdan uluslararası komplonun on itibaren geliştirilen çürütme politikası başarısız yıl önce olduğu gibi sürmesi söz konusu değildir. kalmıştır. Dolayısıyla daha önceki idam ya da kom- Her ne kadar Genelkurmay-AKP uzlaşması Önder plo yöntemleriyle imha etmeyi gerçekleştiremey- APO'yu imha, PKK'yi tasfiye, Kürt halkını ince şimdi İmralı koşullarında yeni bir komplo yön- Komünar 49 temini devreye koymuşlardır. Bu zehirleme hale gelmiştir. Bu da ciddi bir tehlikedir. Dikkat temelinde imha yöntemidir. Bu da komplocu bir edilirse bunlar durduk yere olmaz. Tümüyle kaldığı yöntemdir. Tıpkı 9 Ekim'de Atina'dan, Akdeniz ortamla ilişkilidir. Nefes borusu niye iflas etsin? üzerine havalandırıp bilinmeyen bir füzeyle vurma Sigara içmiyor, herhangi olumsuz bir şey yemiyor, gibi, yöntemlerle Önder solumuyor. Besbelli ki, olduğu yerde zehir soluyor, APO'nun hastalık kapmasına ve imha olmasına yol onun sonucunda solunum borusu iflas ediyor. İşte açmayı hedeflemektedir. Aslında bu bakımdan mevcut oda sistemi ve boyama böyle bir sonucu adeta yöntem olarak başa dönülmüş olunuyor. Yine ortaya çıkartmıştır. Bu bakımdan yeni konseptle komplocu imha yöntemi devreye konuluyor. Önder Önder APO üzerinde komplocu vahşi bir imha yön- APO üzerinde kronik zehirleme temelinde bir imha temi uygulanmaya konulmaktadır. sözde bilinmeyen süreci uygulanıyor. Bu yeni konseptin çerçevesi de bu temeldedir. Şimdi bununla birlikte tabi ağır bir fiziki ve psikolojik işkence durumu da söz konusudur. Yani Temmuz 2006'da oluşturulan imha ve Özellikle psikolojik işkence durumu artık dayanıl- tasfiye planının bu alana dönük yöntemi olduğu mayacak düzeyde geliştirilmiştir. Örneğin en küçük gibi devralınmış ve devam ettirilmeye çalışılmak- bir sözü bahane edilerek, hücre içinde hücre cezası tadır. Zehirlemenin bulunduğu odadaki onarım ve verilmektedir. 20 gün, bir ay kitap, radyo her şey boyama ile geliştirildiği açığa çıkmıştır. Onarım adı elinden alınarak bir odada hiçbir şey yapamaz, altında Önder APO'nun kaldığı hücre zehirleme duyamaz halde bırakılıp sinir sistemi tahrip yapacak bir konuma getirilmiştir. Penceresi kap- edilmek istenmektedir. Yine yaşamın bütün atıldığında oksijensiz kalınmakta ve solunum unsurları işkence haline getirilmiştir. Mazgal delik- yapılamamaktadır. Boğulma durumu ortaya çık- lerinden bakılarak, mazgal demirleri çekilip maktadır. Pencere açılınca da yerleştirilen klima ile bırakılarak sürekli dikkati dağıtılmaktadır. Sürekli aşırı soğuk hava verilerek, odanın nem oranı kat kat izlenmektedir. Yine Önder APO'nun belirttiğine artırılmaktadır. Böylece oda yaşanmaz hale göre; bir yemek veriş, su alış yaşamın bütün diğer gelmektedir. Birde perdelere kadar tüm oda özel bir alanları sinir sistemini tahrip etmek üzere bir boya ile boyanmıştır. Bunun özelliği, nem tutucu ve psikolojik işkenceye dönüştürülmüş durumdadır. arttırıcı olmasıdır. Nitekim pencere açılıp, klima Bu biçimde Önder APO'nun sinir sistemi yok etkisiyle odada nem arttırılınca mevcut boya siste- edilmek, ağır bir baskı altına alınmak, düşünme mi bunu hem uzun süre tutmakta, hem de oda daha gücü ve iradesi kırılmak, dengesiz hale getirilmek fazla arttırmaktadır. Bu biçimde Önder APO'nun istenmektedir. Böylece ya dengesini koruyamaz sağlığı bozulmakta, ağır hastalıkları kapması duruma düşürme, ya da bu zorlamalarla intihara sağlanmaya çalışılmaktadır. Daha şimdiden bir yılı sürükleme amacının güdüldüğü bizzat Önder aşan süre içerisinde yapılan bu uygulama sonucun- APO'nun kendisi tarafından ifade edilmiş durum- da, sinüzit hastalığı çok ağır bir duruma varmıştır. dadır. Bunlar aşırı işkence yöntemleridir. İki hafta- Acil bir tedavi olmazsa hayati tehlike arz edecektir. da yirmi kilo vermesi yaşanmıştır. Yaşanan kilo Yine solunum borusu iflas etmiş, işlev göremez kaybı tümüyle uygulanan fiziki ve psikolojik Komünar 50 işkencenin sonucu gelişmiştir. Tüm bunların askeri harekâtını, hareketlerini bu 8 aylık süre işkence altında imha etme uygulaması olduğu içerisinde hayata geçirdi. Dersim'de, Erzurum'da, tartışma götürmez. Bu yöntemler uzmanların Botan'da, Serhat'ta, Zagros'da, Amanos'da yani incelemesiyle bulunmuş yöntemlerdir. Tümü fiziki Kürdistan'ın dört bir yanında en sert kış koşullarına ve psikolojik bakımdan imhaya dönük uygula- rağmen her türlü savaş tekniğini kullanarak, bir malardır. imha saldırısı yürüttü. Gerilla ateşkes konumun- Hâlbuki güvenliğinden sorumlu sayıldığı dayken, silah kullanmazken Türk ordusu ise her konumdayken Türkiye devleti bunu yapmaktadır. türlü silahı kullanma temelinde saldırı içerisinde Dolayısıyla hukuk bunda yoktur, ahlak yoktur, oldu. Bu bir yerde eli ayağı bağlı insana, tekme insanlık değerleri yoktur. Mevcut hükümetin Önder tokat vurma gibi oluyor. Bunun da ne kadar ahlak APO üzerindeki uygulamalarının anlaşılır ve kabul dışı olduğunu herkes bilir. Kalleşçe bir yöntem görür hiçbir yönü olamaz. Hukuk dışıdır bunlar, denir buna, dolayısıyla Türk ordusunun geçen ahlak dışıdır, insanlık dışıdır her türlü etik değerden ateşkes sürecinde gerillaya karşı saldırıları kalleşçe kopmayı ifade eder. Ne sağcı bunu yapar, ne solcu; saldırılardı gerçekten. Ateşkes konumunda olan bir ne Müslüman bunu yapar, ne de kendisine insanım güce karşı tek yanlı saldırı yapmayı ifade ediyordu. diyen biri. İnsanlık dışı uygulama, alçakça yöntem- Hem de öyle bir saldırı yürütmeye çalıştılar ki, bu lerle Önder APO üzerinde sürdürülmek istenmekte- ateşkes süreci içerisinde gerillayı ezip bitirmeliyiz dir. İmralı sistemi gibi dünyadan yalıtılmış tarihte diye çaba harcadılar. Yiğitsen o da savaşırken eşi benzeri görülmeyen bir sistem içinde tutu- savaş, niye o ateşkesteyken tüm gücünü kullanıp da lurken, bir de bu uygulamalar ile gerçekten de bir bitirmek istiyorsun. Demek ki, korkuyorsun ondan; kişiye yapılacak baskının en büyüğü yapılmaktadır. demek ki bitirme gücün yok; demek ki başarısız Tarihte büyük düşünce önderlerine İsa'lara, kalmışsın. Türk ordusunun Kürt gerillaları karşısın- Babek'lere yapılan zulmün kat kat fazlası bugün daki duruşu kesinlikle böyledir. Namertliktir, Önder APO üzerinde uygulanmaktadır. Faşist başarısızlıktır, kalleşçedir. Bu durumunu şimdi de çevreler "bir sefer öldürmek yerine, her gün ve her sürdürüyor. Yeni süreçte de Türk ordusunun an işkence ile öldürmekten" söz etmişlerdi. Şimdi operasyonel saldırılarında herhangi bir azalma yok- AKP hükümetinin Önder APO üzerindeki uygula- tur. Zaten Yaşar Büyükanıt da, İlker Başbuğ da maları o faşist çevrelerin öngördüklerinin hayata ellerindeki her türlü çabayı gerillayı ezme geçirilmesi oluyor. temelinde harcadıklarını kamuoyuna açıkça Bu Konsept Temelinde Gerillaya Yönelik söylüyorlar. Herhangi bir gizleme, saklama durum- Geliştirilen Operasyonları Nasıl Değerlendirmek ları yoktur. Düşman ilan etmişlerdir açıkça. En Gerekir? büyük tehdit görüyorlar Türkiye'nin güvenliği için. 1 Ekim'den, Mayıs 2007 sonuna kadar geçen sekiz aylık süre içerisinde gerilla ateşkes Yine bir gerilla kalmayıncaya kadar savaşı sürdüreceklerini ifade etmiş durumdalar. konumundaydı. Bu ateşkese ciddi bir biçimde de Bu savaşta her türlü yöntemi de kullanıy- uyuldu. Fakat Türk ordusu tarihinin en büyük orlar. Yine araç gereci kullanıyorlar tank, top, uçak, Komünar 51 helikopterden zehir'e kadar her yönteme başvuruy- leri anlamına geliyor. Kürt halkı, gençliği gerillayı orlar. Tankla, topla, uçakla, helikopterle vura- sürekli bu temelde yeniledi ve yenilmez bir güç madıklarını ajanlar örgütleyerek, zehir yollayarak haline getirdi. Kürt gerillası kimseye zarar vermiy- vurmak, imha etmek istiyorlar. Çok çeşitli or, gereksiz yere bir damla kan akıtmak bile kimyasal gaz kullanıyorlar. Birçok yerde toplu istemiyor. katliamlarla bu yöntemin kullanıldığı ortaya çıkıy- "Dünyayı ezecek gücü bile olsa kimseye saldır- or. Örneğin Teninê'de 11 gerillanın şahadetinde mayacak, ama dünya birleşip gelse de meşru bunun kullanıldığı açıktı. Ertesi gün hayvanlar git- haklarından bir adım geri atmayacak, sonuna tiğinde öldüler o havada bunu herkes gördü. kadar direnecek". Bu kararlılık içerisinde olan bir Demek ki öldürücü gaz kullanılmıştır. Birçok yerde gerilla var. Tamamen meşru savunma çizgisinde bu tür yakıcı, öldürücü gazlar kullanıyorlar. Yine kendini koruyor, halkı koruyor, Önderliği koruyor. vahşi yöntemler uyguluyorlar gerillanın cesedi İmha etmek amacıyla gelen saldırılar karşısında Çizgisini Önder APO belirledi: üzerinde. Kesiyorlar, parçalıyorlar yani ölü cesetten intikam alacak kadar sadisttirler. Bayan-erkek bu tür uygulamalara gerilla güçlerimiz, arkadaşlarımız maruz kalıyorlar. Her tarafa gelişi güzel top, tank atışı yapılıyor. Tank, top havan ve katyuşalarla hem Türkiye hem İran tarafından Güney Kürdistan toprakları, medya savunma alanları sürekli dövülüyor. Böylece doğa yakılıyor, yıkılıyor tahrip ediliyor. Orman bırakılmadı Kuzey Kürdistan'da. Örneğin her taraf yakılıp, yıkılmıştır. En son olarak halkı katlediyorlar, kurşuna diziyorlar, "iki terörist vuruldu" diyerek geçiyorlar, "beş terörist vuruldu" deyip geçiyorlar. Nerede gerilladan Bu çok haklı Ve savunma geliştirme direnişidir Kürt halkı ve gençliği Böyle bir direniş gücünü Gerillayı ortaya çıkarmış Ve 23 yıldır yaşatmış durumda Bundan sonra da Büyük bir kararlılıkla yaşatacaktır Halk elinden gelen tüm desteği Tüm parçalarda ve yurtdışında Gerillaya verecektir Gerilla onun ruhudur, kalbidir Beynidir, onurudur, şerefidir Her şeyidir bir darbe yerlerse, hemen halktan birkaç kişiyi vuruyor, o çatışmada vurulmuş süsü vererek kamuo- savunma direnişi yürütüyor. Bu çok haklı ve savun- yuna duyuruyorlar. Böyle halkı katletme yöntemini ma geliştirme direnişidir. Kürt halkı ve gençliği de gerillaya karşı savaş içerisinde kullanıyorlar. böyle bir direniş gücünü, gerillayı ortaya çıkarmış Bütün bunlar şunu gösteriyor; gerçekten ve 23 yıldır yaşatmış durumda. Bundan sonra da yenilmiş, başarısız kalmış, sonuç alamamış bir büyük bir kararlılıkla yaşatacaktır. Halk elinden ordu gerçeği var Türkiye'de. Bunu en son Kara gelen tüm desteği, tüm parçalarda ve yurtdışında Kuvvetleri Komutanı İlker Başbuğ da ifade etti. gerillaya verecektir. Gerilla onun ruhudur, kalbidir, "Gerillaya katılımı engelleyemedik" diyor, yani beynidir, onurudur, şerefidir; her şeyidir. Kürt ger- gerillanın büyümesini, kendini yenilemesini durdu- illa ile var oluyor, her şeyini gerillayı büyütüp ramamışlardır. Bu da başarısız kaldıkları, yenildik- geliştirmekte kesinlikle kararlıdır. Hem gerillayı Komünar 52 destekleyecek hem de mevcut katliamlar karşısında verildiğini bizzat Abdullah Gül'ün kendisi açıkladı. kendini savunmak için öz savunma örgütlülüğünü Dolayısıyla şimdi onun için Cumhur-başkanı ya- geliştirecektir. Kürt gençliği şimdiye kadar en pıldı. Verdiği o yetkilerin nimetini Cumhurbaşkanı temel örgütü olarak gerillayı bildi. Kız erkek deme- olarak yemeye çalışıyor. Tayyip Erdo-ğan'da bütün den tüm gücüyle katıldı. En zor koşullarda coşku rant kapılarını elinde tutuyor. Yakın çevrelerine, içerisinde savaşan ve yeni özgür yaşamı üreten bir taraftarlarına, dostlarına dağıtıyor. Böylece Türki- gerilla gücünü ortaya çıkarttı. Kürt gençliğinin ye'nin imkânlarını eşe dosta, ahbaba yediriyor. O onurudur, şerefidir gerilla. Onun yenilmezliği Kürt da Genelkurmay'a ve özel savaş güçlerine verdiği gençliğinin gücünün itirafıdır. Dolayısıyla bundan ön açıcılığın karşılığını bu biçimde rant kapılarını sonra da kız erkek bütün Kürt gençleri başka hiçbir yerde durmadan, daha fazla gerillaya koşacaklar, dağa çıkacaklar, HPG saflarına katılacaklar; onurlarını, şereflerini, özgürlüklerini gerilla orta-mında ve direnme içerisinde kazana-caklardır. Bundan hiçbir kuşku yok, bütün genç-liğin bundan sonra on binler halinde Kürdistan dağına çıkacağı ve bu inkârcı ve imhacı sistemi direniş temelinde yenip, yok edeceği bir süreç yaşanacaktır. elinde tutarak almaya çalışıyor. Bu bakımdan AKP, Bir Taraftan Ilımlı İslam Temelinde Genelkurmay çizgisine, klasik Cumhuriyet çizgi- Geliştirilen İdeolojik İşgal, Öbür Taraftan sine teslim oldu. O artık rantı elde tutmak, kişisel, Sömürü ve Askeri Saldırılar İçerisinde AKP'nin ailesel çıkar sağlamak için iktidar güçlerine, devlet Rolü Nedir? Nasıl Değerlendiriyorsunuz? güçlerine teslim olmuş bir konumdadır. Bu anlam- Söz konusu oyun ve saldırıları geliştiren da takkiyecidir. Geçen dönemde aydınlarla baş güç: AKP'nin kendisidir. Ardına kadar Kürt görüşmesi ardından, yine Amed'e gelerek Kürt halkına ve gerillaya saldırının önünü açmıştır. Bu sorunundan, Kürt halkından, çözümden bahsetti. konuda yetk- Bunlar belli ki genelkurmayı uzlaşmaya çekmek ilendirmiştir. Onunla da kalmamış tüm kontr- geril- için geliştirilen bir oyundu. Tutarsız bir yaklaşım la güçlerini, ajan yapıyı Kürt halkına dönük faili içinde oldu. Kürt halkını ve demokratik çevreleri meçhul saldırılara yöneltmiştir. Bizzat Abdullah öyle anlaşılıyor ki, kandırmaya çalıştı. Diğer yan- Gül'ün kendisi bu yetkiyi verdi. Temmuz 2006'da dan orduyu da tehdit etti, uzlaşmaya çekti. Sonuçta terörle mücadele kurulu başkanıyken, her türlü uy- sağlanan uzlaşmayla 2006-2007 yılında PKK'yi gulama yetkisinin Genelkurmay'a ve ilgili güçlere imha ve tasfiye saldırılarını birlikte geliştiriyorlar. Genelkurmayı sonuna kadar Komünar 53 Öyle Tayyip Erdoğan-Yaşar Büyükanıt arasında bir çelişki yoktur, uzlaşmışlardır. den, inkâr eden, imha etmeye çalışan bir savaşa destek veren bir güç haline gelmiş olduğu için de, Kuşkusuz ideolojik farklılıklar vardır. Her biri AKP'nin kendi çıkarını yürütüyor, kendi anlayışını uygula- alakaları kalmamıştır. Onlar için münafık demek mak istiyorlar, ama PKK karşısında, Kürtler kar- bile hafif kalıyor. Müminlikle bir alakaları yok, ter- şısında ikisi de birbirine muhtaçtır ve uzlaşmış- sine bir küfür çizgisindedirler. yöneticilerinin Müslümanlıkla bir lardır. Yaşar Büyükanıt için AKP'den daha iyi kul- İslamiyet'i bizde iyi biliyoruz. Kürt lanılacak güç yoktur, inkâr ve imha savaşını toplumu kadar Müslüman ve dinine bağlı olan bir yürütmesinde. Tayyip toplum Erdoğan içinde rant yoktur. Müslüman'ı Müslümanlığını kapılarını tutabilmek için Yaşar Büyükanıt'la uzlaş- hakkıyla yapar. Yezidi'si Yezidiliğini hakkıyla maktan başka çare kalmamıştır. O da PKK'ye karşı yapar, Alevi'si Aleviliğini hakkıyla yapıyor, savaş demektir. Demek ki, her ikisi de anti-Kürt Hıristiyan'ı Hıristiyanlığını hakkıyla yapıyor. Yani ittifakta uzlaşmışlardır. Anti-Kürt çizgide bir araya Kürt toplumu bu işi bir kültür olarak hakkıyla gelmişlerdir. Çıkarlarını orada sağlıyorlar. Çizgi- yapıyor. Dolayısıyla küfrün ne olduğunu iyi biliyor, lerini bu ittifaka dayalı olarak yürütüyorlar. İdeolo- bütün dinlere göre. Bugünkü AKP'nin bu çizgisi jilerini böyle sürdürüyorlar. Çok birlik midirler? din kardeşine, bilmem kendine en büyük destek Değil. Aslında PKK direnişi olmasa, Kürtler vermiş bir halkı katletme çizgisi olarak, küfür olmasa ikisi birbirinin baş düşmanı olacaklar. çizgisidir. Bunu herkes biliyor, hiç kimse farklı Necmettin Erbakan'ın, Turgut Özal'ın, Adnan gösteremez. Şimdi bu noktada daha açık bazı Menderes'in başına gelenlere bakılırsa Tayyip hususları belirtelim: Aslında ılımlı İslam, radikal Erdoğan'ın başına nelerin gelebileceği rahatlıkla İslam diye bir şey çok gerçekçi değil. Fazla önem- görülebilir. Eğer şimdi böyle bir durum başına li de değil. Ilımlı ya da radikal İslam değil de, siyasi gelmiyor da Cumhurbaşkanı, Başbakan yapılıyor- İslam var, kültürel İslam var. İslam bir tarihtir sa, bu PKK sayesindedir. Kürt halkının demokratik dolayısıyla bir kültürdür. Kürt toplumu, Türkiye direnişi sayesindedir. Bu demokratik direnişi toplumu ağırlıklı olarak Müslüman'dır. Dolayısıyla bastırabilmek için faşist milliyetçi, despotik güçler İslam kültürüne sahiptir. Kültürel İslam'ı benimser. işte müttefik arıyorlar, bu da AKP gibi çevreler Tıpkı İslam kültürü gibi Hıristiyanlık kültürü de oldu. Eğer PKK bugün yok olsa, yarın sabah var, Musevilik kültürü de var. Bunların hepsi birer Abdullah Gül'ün yatağında ölü bulunacağı kesindir. tarihtir, değerdir. Kimse bunları inkâr edemez, Yoksa Yaşar Büyükanıt, İlker Başbuğ gibi faşist herkes sahiplenir. Bu anlamda İslam kültürüne ve milliyetçi yaratıkların Tayyip Erdoğan'ın, bilmem değerlerine PKK kadar bağlı hiçbir güç yoktur. Abdullah Gül'ün yönetimine katlanmaları mümkün Kürt toplumu kadar bağlı hiçbir güç yoktur. mü? Eğer bugün katlanıyorlarsa, bir uzlaşma Hakkıyla kültürel İslam'ı benimsemek, korumak aralarında varsa, kesinlikle PKK direnişi karşısında da, geliştirmek de hayata geçirmektedir. İslam böyle oluyor. Ortak düşmana karşı ittifak yapıyor- kültürünü yeni sürece güçlü bir biçimde taşıyıp, lar. Böyle bir ittifak çizgisine girmiş, halkını katle- ilerletmektedir. Bu anlamda yine hiç kimse PKK'ye Komünar 54 farklı gözle bakamaz. Ama İslam kültürü ayrı yani temdir. Kesinlikle başarı getirmez. Geçmişte kültürel İslam ayrı, siyasal İslam ayrıdır. İslam Sovyetler Birliği'ne karşı "Yeşil Kuşak" projesiyle kültürünü esas almak, onu yaşamak, yaşatmak, iler- bu siyasi İslam'ı geliştirmeye çalıştı. Şimdi İran'da, letmekle İslam'ı siyasetin aracı yapmak, siyasal Afganistan'da, Pakistan'da en son Türkiye'de İslam'ı geliştirmek ayrıdır. Birisi değerlere bağlı gelişen siyasi İslam kesinlikle, ABD'nin Sovyetler olup onları yüceltmeyi ifade eder, diğerleri o değer- Birliği'ne karşı sıcak denizlere indirmeme poli- leri siyasal çıkarlar için, rant elde etmek için kul- tikası doğrultusunda geliştirdiği Yeşil Kuşak pro- lanmayı ifade eder. Şimdi siyasi İslam demek İsla- jesinin bir sonucu olmuştur. ABD'nin desteğiyle mi değerleri kişisel, ailesel çıkarlar için kullanmak oldu, bugün de destekliyor. demektir. AKP'nin çizgisi de siyasi İslam çizgisidir. Bugün kimisi radikal olmuş bu siyasi Öyle başka bir çizgi değildir. İran yönetiminin İslam'ın, kimisi ılımlı olmuştur. Radikallik de, ılım- çizgisi de siyasi İslam çizgisidir. Taliban'ın çizgisi lılık da ABD karşısındaki duruşa göre belirleniyor. de siyasi İslam çizgisidir. El-kaide'nin çizgisi de AKP politikaları yarın ABD ile çelişir hale gelse, siyasi İslam çizgisidir. Şimdi esas olan, dikkate ABD dönüp AKP'ye de diyecek ki radikal İslam'dır. alınıp değerlendirilmesi gereken işte bu siyasi El-Kaide yarın ABD politikalarıyla uyumlu hale İslam gerçeğidir. Bir kere siyasi İslam olduktan gelse, ABD diyecek ki, ılımlı İslam'dır. Nitekim sonra, ılımlılıkla, radikallik bir dereceyi ifade ediy- 1980'li yıllarda Sovyetler Birliği'ne karşı mücadele or. Yani siyasi İslam'da ılımlı veya radikal olmayı ederken, Taliban ılımlı İslam sayılıyor, ABD ifade etmektedir. Bu göreceli bir duruştur. Bugün tarafından yetkince destekleniyordu. ABD'yle ılımlı olan siyasi İslam, yarın bir durumda radikal çelişir hale gelince radikal İslam oldu ve ABD'yle İslam'a dönüşebilir. Bugün radikal olan siyasi İslam savaşır hale geldi. Dolayısıyla bu ılımlılık, yarın koşullar değişir kendisini ılımlı hale getire- radikalliği belirleyen de ABD oluyor. Öyle başka bilir. Yani siyasi İslam'ı uygulama yöntemlerini herhangi bir güç kararı falan değil, tamamen ABD radikal ya da ılımlı yapabilir. Ilımlılık ya da politikaları tarafından belirleniyor. Kısaca şunu radikallik bir derecedir. Bir yöntemdir yoksa bir görmemiz lazım: Siyasi İslam bir ABD poli- siyasal duruş değildir. Esas olan siyasal duruş olan tikasıdır. Ilımlısını da, radikalini de geliştiren ise siyasi İslam duruşudur. Dolayısıyla AKP siyasi ABD'dedir. Bölgeye dışarıdan dayatılmaktadır. İslam duruşundadır. Bunun ılımlılığı, radikalliği İslam toplumunun o kültürel değerlerini siyasete hiçbir şeyi ifade etmez. Siyasi İslam'ın hepsi bir- alet etmektedirler. İslam toplumunu bütün dünyaya birine benzer ve kardeştirler. Dolayısıyla AKP'nin tehdit olarak göstermişlerdir. İslam'ı saldırgan, mevcut siyasi İslam duruşu Ahmedinecat'ın saldıran gerici bir güç gibi dünyaya lanse duruşuyla aynıdır, Taliban'ın duruşuyla aynıdır, etmişlerdir. Toplumu da bu temelde aldatmaya Usame Bin Ladin'in duruşuyla aynıdır. Hiçbir farkı çalışıyorlar. yoktur. Bir de sanki farklıymış gibi El-Kaide'ye Müslüman toplumları bu siyasi İslam güya karşı AKP İslam'ıyla mücadele edilirmiş gibi yön- ABD'yle diğer dış güçlerle çelişki içindeymiş gibi tem benimsiyor özellikle ABD. Bu yanlış bir yön- aldatmaya çalışıyor. Sözde emperyalizme karşı, Şimdi Ortadoğu toplumlarının Komünar 55 sözde sömürüye karşı! Bunların hepsi yalandır. değil, demokratik siyasete sahip çıkmalıyız, Ilımlı İslam hangi emperyalizme karşı, siyasi İslam demokratik siyasetten yana olmalıyız. Bu biçimde hangi emperyalizme karşı? Bunlar emperyalistlerin de tabi dışa bağımlı olarak geliştirilen bu AKP oyu- yarattığı şeylerdir. Daha eskiden de Türkiye'de nunu Türk ve Kürt toplumlarına dayatılan bu siyasi İslam siyasetini Almanya yarattı. Her zaman Türk- İslam oyununu iyi görüp, buna karşı çıkmak, bun- İslam sentezini Almanya destekledi ve emperyal- ları teşhir edip onu daraltarak aşmak gerekiyor. izm kaynaklı oldu. Sonra ABD destekledi. Şimdi de Özellikle Önderlik Üzerinde Geliştirilen ABD desteğinde oluyor. Devletçidirler, demokra- Tasfiye ve İmha Girişimlerine Karşı, Özgürlük tlıkları sahtedir. Baskıcıdırlar, zulüm uyguluyorlar. Hareketinizin "Êde Bese" "Önderliği Yaşa, İşte Kürt halkının en demokratik haklarını bile ver- Yaşat" Şiyarıyla Geliştirdiği Ulusal Hamle miyorlar. Bir halkın kültürel hakkını, anadil eğitim Sürecini Nasıl Geliştirmek Gerekiyor? hakkını, kimlik hakkını tanımayan bir siyasi İslam nasıl demokratik olabilir? Onun demokratlığı Süleyman Demirel'in demokratlığına benziyor. Kendisi başbakan olsun demokratlığı vardır, kendisi olmazsa demokrasi Önder APO üzerinde bu alçakça İşkence ve imha sistemi uygulanırken Onuru, Şerefi olan hiç kimse dayanamaz Bu Önderlik on binlerce şehidi temsil ediyor Bunlar şahsında Kırk milyon Kürdü temsil ediyor Özgürlüğü, demokrasiyi Kardeşliği temsil ediyor Her türlü saldırı Böyle yüce değerleri temsil eden Bir Önderliğe karşı yapılıyor Her türlü işkence yöntemi uygulanıyor de yoktur. Yani her Ê Dİ BESE! ART IK YET E R. Kürt halkı için bıçağın kemiğe dayanmış olduğu anlamına gelir. Bu kadar aşağılanmaya, onur, şeref, haysiyet kırmaya hiçbir insan, hiçbir halk, hiçbir canlı yaratık dayanamaz. Dolayısıyla da artık yeter şey bana olsun, çıkarcılığını ifade eden bir konum- diyerek direnişe geçer. Direnmek bu anlamda düşü- da. Bu bir tehlikedir, AKP çok takkiyeci, ikiyüzlü, nen canlı olmanın en temel hakkıdır. En önde gelen çok dışa bağlı bağımlı; bir de halkın din ve mezhep insan ve toplum haklarından birisidir. Kim dayan- duygularını çok sömürüyor. Kürt halkı da diğer abilir? Önder APO üzerinde bu alçakça işkence ve toplumlar da buna karşı duyarlı olmalılar. Siyasi imha sistemi uygulanırken, onuru, şerefi olan hiç İslam tehlikelidir, siyasi İslam İslam'ı ilerletmez, kimse dayanamaz. Bu Önderlik on binlerce şehidi kurtarmaz tam tersine İslami değerlerin bazı kişiler, temsil ediyor. Bunlar şahsında kırk milyon Kürdü aileler için kullanılmasını sağlar. Oysa İslami kül- temsil ediyor. Özgürlüğü, demokrasiyi, kardeşliği türe sahip çıkmak, onu ilerletmek, korumak doğru- temsil ediyor. Her türlü saldırı böyle yüce değerleri dur. Siyaseti ise İslam'ın dışında yapmak gerekiyor. temsil eden bir Önderliğe karşı yapılıyor. Her türlü Demokratik siyaset İslam kültürünü, işkence yöntemi uygulanıyor. Tarihte eşi görül- değerlerini en çok koruyacak, yaşatacak ve memiş bir işkence sistemi içerisine konulmuş geliştirecek siyasettir. Onun için siyasi İslam'a bulunuyor. Onun içerisinde de yeni işkence yön- Komünar 56 temleri geliştirildikçe geliştiriliyor. Zehirlemedir, var. "Önder" dediği için, ROJ TV'de konuştuğu için fiziki işkencelerdir, psikolojik işkencedir. Her türlü ceza alanlar var. Her türlü bahaneyle Kürt gençleri, yaşam ölçüsünün işkence haline dönüştürülmesidir. kadınları, emekçileri tutuklanıyor. Her türlü onur Şimdi göz göre göre böyle bir insanlık Önderliğinin kırıcı davranış gösteriliyor. İnsanlar kaçırılıyor her imha edilmesine seyirci kalınabilir mi? Hiçbir vic- türlü işkenceye tabi tutuluyor ve ajanlaştırılmaya dan, yürek, akıl bunu kabul edebilir mi? Onur, şeref çalışılıyor. Düşürmenin her türlü yöntemine başvu- bunu kabul edebilir mi? Elbette edemez. Bu bakım- ruluyor. Hapisler Kürtlerle doldurulmuş. İstendiği dan Kürt halkı diyor: "Artık yeter!" Bu iş böyle gibi sokak ortasında Kürt insanı katlediliyor. He- sürmez. Önderliğe yapılan kuşkusuz tüm halka men "terörist vurulmuştur" demek, bu katliamı ört- yapılıyor, gerillaya yapılıyor. Önder APO bir müca- mek için yetiyor. Sanki herkesin Kürdü katletme dele gücünün Önderliği, bir halkın Önderliğidir. hakkı varmış ve bu hak kullanılıyormuş gibi davra- O'nun şahsında yapılan tüm halka karşı bir zulüm- nılıyor. Bu da yetmiyor, katliamlar geliştiriliyor. dür. Zaten fiiliyatta da öyle oluyor. Gerillaya karşı Örneğin Şengal katliamı; gerçekten de hiç kimse da, halka karşı da tıpkı Önderliğe uygulanan imha böyle bir katliama maruz kalmaz. Beytüşebap'tan ve katliam sürecinin bir benzeri uygulanıyor. Ge- Dersim'e kadar uygulanan katliamlar var. Geçen rillaya karşı her türlü saldırı yürütülüyor. Uçak kul- yıllarda da İstanbul'dan bilmem Eskişehir'e kadar lanılıyor, tank kullanılıyor, top kullanılıyor, heli- bir sürü yerde her türlü onur kırıcı davranış göste- kopter kullanılıyor, bomba kullanılıyor, zehir kul- rildi Kürt insanına karşı. Adeta linç girişimleri ge- lanılıyor; her şey kullanılıyor. Gerilla hareket eder- liştirilmeye çalışıldı. Başbakan Tayyip Erdoğan ken de kullanılıyor, direnirken de kullanılıyor, ateş- bile "çocuk-kadın demez hepsini vururuz" dedi, kesteyken de kullanılıyor. Bu gerilla, Kürt halkının Amed'de direnen halka karşı. Ne ile vuruyorsun, ruhunu temsil ediyor, bilincini temsil ediyor. kimi vuruyorsun, vurmak sadece senin elinde mi? Örgütlü gücünü oluşturuyor, iradesini temsil ediy- Silah sadece sende mi var? Birisi kalkar seni vur- or. Bir halkın onuruna, şerefine, iradesine, bilincine mak isterse sen ne yapacaksın, hiç düşünüyor mu- böyle saldırılırsa devam et denebilir mi, buna seyir- sun? NATO'nun gemisine binmiş, sırtını ABD'ye ci kalınabilir mi? Gerilla üzerinde bu kadar alçakça dayamış, despotik devlet güçlerine, faşist yönetici- ve çok yönlü imha saldırısının yürütülmesine halk lere dayamış halka karşı zulüm makinesini uygu- seyirci kalabilir mi? Elbette kalamaz ve kalmıyor luyor. Her türlü katliamı, onur kırıcı davranışı reva şimdi Kürt halkı bunun için diyor: "artık yeter!" görüyor. Kürt halkı diyor: "ARTIK YETER, ben Bu despotik, aşağılık, küstahça savaşın so- bu kadar onursuz, şerefsiz değilim. Bu kadar haka- nu gelmeli. Zulüm savaşı sona ermeli. Senin hakkın reti kaldırmam, bu kadar zulüm karşısında, imha yok bu kadar despotizm uygulamaya, zulüm yap- karşısında sessiz kalamam gücüm var, onurum var, maya, insanlığa karşı katliam yürütmeye. Diğer örgütüm var direneceğim!" işte bütün örgütlü güç- yandan halk üzerindeki baskılarda benzerdir. Önder leriyle birlikte Kürt halkı yaşanan süreç karşısında APO'ya "sayın" dediği için yıllarca hapis cezası bu noktaya gelmiştir. Artık yeter direnme zamanı- alan, cezaevlerine giren çürüyen yurtsever insanlar dır, noktasıdır bu. Komünar 57 Nasıl "Artık Yeter"in gereği pratikte yerine göstermeliyiz. Hepsini iyi ortaya koymalıyız. Sözü getirilecek? Tabi en başta her şeyden önce Önderlik doğru yerinde ve yeterince söylemeliyiz. Diploma- gerçeğinin doğru anlaşılmasıyla, Apocu çizginin simizi yapmalıyız, kendimizi iyi anlatmamız gere- doğru özümsenip hayata geçirilmesiyle, Önderliğin kiyor. Dost edinmemiz gerekiyor, durmadan çalış- iyi kavranmasıyla olacaktır. Önder APO'yu yaşa ve mamız gerekli bu konuda. Öyle birileri gelsin aya- yaşat sloganı sadece bu nedenle gündeme getiril- ğımıza biz konuşalım değil, biz gitmeliyiz herkese miştir. Ancak Önder APO'yu iyi anlayanlar, doğru derdimizi anlatmalıyız. Halkın durumunu anlat- kavrayanlar, özümseyenler, yaşayanlar başarıyla malıyız, Önder APO'nun durumunu anlatmalıyız. mücadele edebilirler ve Önder APO'yu yaşatabilir- Dost kazanmak, ilişki bulmak ve Türkiye'nin bu ler. Kürt halkını özgür ve demokrasi ilkeleri teme- zulüm düzenini teşhir etmek zorundayız. Bunu sağ- linde yaşatabilirler. Yoksa Önderliği öğrenmeden, lamalıyız. Örgüt çalışmaları yürütmeliyiz, kendini Önderlik çizgisini yaşar hale gelmeden hiç kimse örgütlemeyen, demokratik konfederalizmi inşa özgür, demokratik yaşam gücüne ulaşamaz. Bu ba- etmeyen, meclislere dayalı halk örgütlülüğü sis- kımdan bir kere "artık yeter"in pratikte gereğini temini geliştirmeyen elbette direnemez. Direnmek yerine getirmek için Önderlik çizgisini iyi özümse- örgütle olur, mücadele etmek örgütle olur. Onun mek, Önderlik gerçeğini yaşar hale gelmek gereki- için bir araya geleceğiz, örgütleneceğiz. Kadın bir- yor. O temelde mücadele ettiği zaman insan Önder- liği kuracağız, gençlik birliği kuracağız, emekçi liği yaşatır, gerillayı yaşatır, halkı yaşatır. Bu ba- birliği kuracağız, kültür birliği kuracağız, okuma kımdan da tabi Önderliği yaşa ve yaşat sloganıyla, birliği kuracağız, dil eğitim birliği kuracağız; bun- Önderlik gerçeğini güçlü bir biçimde özümsemeye, ların hepsini bir halk meclisine dayandıracağız. yaşar hale gelmeye ihtiyaç var. Önderlik gerçeğini Köyde bir halk meclisimiz olmalı, kasabada bir yaşar hele gelmek demek, tabi onu mücadeleye dö- halk meclisimiz olmalı, mahallede olmalı, şehirde nüştürmek demek, yüksek bir temsil gücü kazan- olmalı her yerde halk meclisi olmalı. Yönetimler mak demektir. Bu da eylemdir, mücadeledir. Bulu- seçilmeli, o yönetimlerde bütün örgütleri kurmalı nulan her yerde direnmektir. Önderlik üzerindeki ve koordine etmeliler. Sonunda da meclise hesap uygulamaya artık yeter, gerilla üzerindeki karşı vermeliler. Böyle bir örgütlenme olursa, her tülü saldırıya artık yeter, halk üzerindeki zulme, katlia- saldırıya karşı direnebiliriz. Güç olabilir, "artık ye- ma artık yeter diyerek onurlu, şerefli, namuslu olan ter" sözümüzü gerçekleştirebiliriz. Tabi bu örgüt- özgür ve demokratik yaşamak isteyen her Kürt ka- lenmeyle birlikte eylem gereklidir. Eylem nedir? dın, erkek, çocuk, genç, yaşlı mücadele etmek, ol- Serhildan, serhildan, serhildan. Çocuklar, gençler, duğu yerde gücü neye yetiyorsa o temelde diren- kadınlar, emekçiler; herkes serhildana kalkmalıdır. mek zorundadır. Böyle bir mücadeleye katılım gerekiyor. Kürt toplumu, insanı kendine dönük katliamlara Nedir mücadele? Propagandayı iyi yap- dur demeli, kaderini eline almalıdır. Önderliğe dö- malıyız, zulmü iyi teşhir etmeliyiz, düşman nük imha saldırılarına dur demeli, Önderliği sahip- gerçeğini iyi ortaya koymalıyız, AKP'nin ikiyü- lenmeli, savunmalı çünkü iradesi ordadır. Onun zlülüğünü, saldırganlığını, ordunun zulmünü için de her türlü eylemi yapabilir. Protestolar Komünar 58 bilir, bir mücadele geliştirebilir. Mutlaka gericiliği teşhir eden, ona darbe vuran Önderliği sahiplenme mücadelesini, özgürlük mücadelesini adım adım geliştiren bir şeyler yapabilir. Herkes kendi koşullarını, yerini değerlendirerek bir şeyler mutlaka yapabilir. Onun için de çok konuşmaktan ziyade, tartışmayı bırakarak neler yapacağımız üzerinde kafa yorup, yol yöntem bularak mutlaka eyleme geçmek gerekiyor. Doğrusu budur, gerekli olan budur. Bu geliştirebilir, işgal yapabilir, baskın yapabilir, teşhir temelde insanlar her şeyi yapabilirler. Serhildan edebilir, açıklamalar yapabilir. Biraz daha kitle şid- Kürdistan'ın dört parçasında ve yurtdışında mutla- detini kullanan, gerici odakları zorlayan, teşhir ka geliştirilmeli. Bu konuda kimse kimseyi bekle- eden bir eylemlilik içerisinde olabilir. Gençler, memeli, herkes bir yarış içinde olmalı. Yine gerilla emekçiler bunları rahatlıkla yapabilirler. güçlü bir eylemlilik içinde olmalı, en önemlisi de Tabi aynı biçimde gerillanın da eylemi örgütsel yarış için de olmalıyız. Hem kendimizi yükseltmesi gerekiyor. Aktif savunma savaşını güçlü bir direniş geliştirebilmek için örgütleye- yüksek düzeyde geliştirmesi lazım. Orta yoğunluk- bilmeliyiz, hem de gerillayı büyütmeliyiz. Bütün lu savaş dedik biz buna. Böyle bir savaş düzeyi örgütler, bütün halk gerillaya gençleri göndermeli, gelişecektir, gerilla bu konuda kahramanca direni- teşvik etmeli, kimse gerillaya katılımları engelle- yor. Yeni süreci anlamaya çalışıyor, onun taktiğini, mesin. Bunu ajanlık sayacağız artık. Ne ad altında tarzını bulmaya çalışıyor. Bunları buldukça önü- olursa olsun, kim ki gençlerin gerillaya katılımını müzdeki süreçte bu zulüm makinesinin bütün sal- engelliyorsa o bir ajandır. Vazgeçmeli ajanlıktan, dırılarına karşı direnecek, onu etkisiz kılacak savaşı İlker Başbuğ'un çizgisine hizmet ediyordur vazgeç- geliştirecektir. Yaptıklarını misliyle ona ödetecek, meli İlker Başbuğ'un çizgisine hizmetten, yurtsev- yoksa o Yaşar Büyükanıt'ın, bilmem İlker Başbuğ'- erlik çizgisine gelmelidir. O bakımdan da herkesi un yaptıkları yanına kar kalmayacaktır. O faşist or- gençleri gerillaya katılımını desteklemeye çağırıy- du sürülerinin halk üzerindeki, gerilla üzerindeki oruz. Bütün Kürt gençlerini kız erkek bu süreçte katliamlarının bir bir hesabı sorulacak, intikamları Önderliği savunabilmek, Kürt halkını savunabil- alınacaktır. Gerilla fedai çizgisindedir, bu kararı mek, kendimizi savunabilmek, onurumuzu, şere- vermiştir. Bunun gereklerini sonuna kadar direne- fimizi, özgürlüğümüzü savunabilmek için özgürlük rek yerine getirecektir. Kısaca artık yeter demek dağlarına çıkmalıyız, gerilla saflarına katılmalıyız. sözün bittiği, eylemin başladığı yer demektir. O ba- Tüm gençleri özgürlük alanlarına, özgürlük kalele- kımdan çok konuşmak artık yeter'e uygun düşmüy- rimize, yine özgürlük örgütümüze katılmaya çağırı- or. Çok konuşmak değil de eyleme geçmek, hareke- yoruz. Önder APO'nun ifade ettiği gibi: "Zulme te geçmek gerekiyor. Bunun nasıl olacağını bulmak dayalı despotik düzenler yıkılacak, özgürlüğe ve zor değildir. Herkes bulabilir, olduğu yerde direne- eşitliğe dayalı insanca düzen kazanacaktır" diyoruz. Komünar 59 KOMPLO BİLİNCİ, KÜRTLER AÇISINDAN EN TEMEL BİLİNÇTİR Mustafa KARASU 9 Ekim bizim açımızdan çok zor bir gün ve dönem olarak mücadele tarihimize girdi. Önderlik Hareketi olarak başlayan bir hareket olduğumuz için, Önderliğimize karşı geliştirilen bu saldırı bütünüyle hareketimize karşı ge-liştirilen bir saldırıydı. Hareketimiz herhangi bir yerden kadro ve imkân elde ederek ortaya çıkmadı. Nasıl ki peygamberler tek bir düşünceden başlayarak bir ideoloji oluşturmuş, kadro yaratmış ve sonra sistemlerini kur-muşlarsa, Önderliğimiz de hareketimizi böyle başlattı; Önderliğimiz de hareketimizi peygambersel bir hareket gibi başlatarak bu günlere getirdi. Tabii ilk çıkışı başlattığı ve bütün sürece hâkim olduğu için, bir nevi örgütümü-zün hafızası ve her şeyiydi. Önderlik herhangi bir kişi değil, örgütü özü ve biçimiyle bütünlüğünü temsil eden bir kişiydi; örgütsel bütünlüğü ifade ediyordu. Önderliğimize karşı geliştirilen bu saldırı, çıkışından kaynaklanan özel-liğinden dolayı hareketimiz açısından sonuçları sarsıcı olan bir saldırıydı. Önderliğimiz ve hareketimize karşı bu saldırıların başlatılmasının nedeni, hareketimizin siyasi ve ideolojik yapısından kaynaklanmaktadır. Hareketimiz 1973-74'lerden başlayarak kendi ideolojik sistemini oluşturmuştu. Bu çıkış baştan itibaren in-kârcı ve imhacı Türk Devletine karşı gelişmişti. Dönem itibariyle Türkiye NATO'nun en önemli ülkelerinden biriydi ve dolayısıyla Türkiye'ye karşı gelişen mücadelemiz, NATO'ya karşı gelişen bir mücadele ve saldırı olarak algılan- mıştı. Kaldı ki doğrusu da buydu. Dolayısıyla daha baştan itibaren hareketimizin çıkışı ideolojik ve siyasi bir çıkış olarak ele alınıp değerlendirildi. Bu özellikleriyle en baştan inkârcı Türk devletinin, daha genel olarak da kapita-list sistemin temsilcisi olan NATO'nun düşmanlığını kazandı. Hareketimiz baştan itibaren çeşitli komplolarla karşılaştı. Hareketimiz başlangıçta bu kadar büyük, güçlü, et-kili ve dünya çapında bir hareket olmadığı için, bütün dünyanın da ciddiye aldığı ve karşısında harekete geçtiği bir hareket değildi. İlk başlarda Türk Devleti de hareketimizi ciddiye olmadı. Ama daha sonra o da bu hareketin farklı bir hareket olduğunu, diğer hareket ve partilere benzemediğini gördü ve ciddiye almaya başladı. Bakışında bu netlik sağlandıktan sonra hare- Komünar 60 ketimize karşı tasfiye saldırılarını her dönem yük- kapsamlı bir saldırı başlattı. Bu saldırı hareke- seltti. 12 Eylül faşist cuntası esas olarak hareke- timizde belki belli sıkıntılara yol açtı. Ama düşman timizi yok etmeye yönelik gelişti. Şüphesiz bu dö- güçlerin sonuca ulaşmalarına da fırsat verilmedi. nemde Türkiye'de de bazı gelişmeler vardı, ama Dahası, saldıran güçlere ciddi darbeler de vuruldu. bunun en önemli boyutu hareketimiz ve onun geli- '92 konsepti kapsamlı saldırı operasyonlarıyla hare- şimiydi. 12 Eylül faşist rejimi bizzat NATO, ABD ketimizi boğma girişimiydi. Ancak bu saldırılar ve AB'nin desteğiyle gerçekleşen bir rejimdi. 12 boşa çıkarıldı. 1998'lere, komplonun başladığı Eylül rejiminin esas amacı hareketimizi tasfiye et- döneme ilerlediğimizde, hareketimizin siyasi ve mekti. Birinci amacı buy-du. Bütün bu saldırılara ideolojik gücü çok yük-sekti. Bütün Kürtleri etkisi rağmen hareketimiz NATO'nun desteğini de arkası- altına almış, Ortadoğu'daki diğer halklar açısından na alan Türkiye'nin tüm saldırılarını ve etkilerini da önemli bir saygınlık kazanmıştı. Bölge poli- boşa çıkartarak 15 Ağustos Atılımı'nı başarıyla ger- tikalarının belirlenmesinde göz ardı edilemeyecek çekleştirdi. Bununla birlikte giderek sadece Kuzey kadar etkili ve güçlü bir pozisyondaydı. Kürdistan'la sınırlı kalmadı, Kürdistan'ın bütün par- Askeri anlamda belli bazı sıkıntılar yaşan- çalarında ve Ortadoğu'da bütün Kürtleri etkisi altı- mış, dolayısıyla istenilen hedeflere ulaşılamamıştı. na alan bir güç haline geldi. Güney'i, Güneybatı'yı, Buradan başlaya-rak ve dışarıdan etkilerle hareket Doğu'yu, bütün Avrupa'yı, dünyada yaşayan tüm içerisinde Şemdin Sakık eliyle bir kışkırtma geliş- Kürtleri etkileyen bir hare-kete dönüştü. tirildi ve bununla sonuca gi-dilmek istendi. Bunun- NATO ve Türkiye birçok kez hareke- la hareketi dağıtma, ele geçirme, istedikleri çizgiye timizin önünü kesmek, tasfiye etmek amacıyla getirme amaçlanmıştı. Kesinlikle Şem-din'in çizgi- çeşitli tezgâhlar ve komp-lolar kurmalarına rağmen siyle Ferhat ve Botan'ın çizgisi arasında hiçbir fark gelişmesini durduramadılar. Belki hareketimiz yoktu. Adları farklı olsa da, esasta aynı şeylerdi. büyük askeri zaferler kazanamadı veya önüne koy- Sadece birisi daha erkenden açığa çıkmış, kendine duğu askeri hedef ve stratejilerin hepsine ulaşa- biraz daha fazla güvenmiş, herkesi etkisizleştirerek madı; belli sıkıntılar, zorlanmalar ve kayıplar da örgüt içerisinde etkili olacağını düşünmüştü. yaşadı. Ama ideolojik ve siyasi olarak hep yükselen Önderliğin de belirttiği gibi, "Önderliği Allah, ken- bir grafik çizdi. İdeolojik ve siyasi olarak hiçbir disini peygamber" gibi göstererek kendisini etkili zaman bir gerileme yaşamadı. Özellikle siyasi alan- hale getirmek, partinin güç, etki ve yetkisini ele da etkisini bütün alanlara yaydı ve sürdürdü. Bu geçirmek ve bu temelde ideolojik, siyasi ve örgüt- çerçevede 1990'ların başlarına gelindiğinde hareke- sel yaşam çizgisini oturtmak istemişti. timizin etkisi sadece Türkiye'yle sınırlı kalmadı; Zeki'nin bu yaklaşımı Önderlik tarafından giderek Türkiye'yi de aşan ve bölgedeki ege-men fark edildi. Çünkü harekete karşı her zaman böyle ülkelerin sistemini tehdit eden bir düzeye ulaştı. bir yaklaşım ol-muştu. İlk çıkışımızdan bu yana bu Bilindiği gibi 1992'de Türkiye Güneyli yaklaşımları biliyorduk. İlk çıkışı gerçek- güçlerle birlikte ve uluslararası güçlerin de desteği- leştirdiğimiz dönem olan 1970'lerde bile, "Apo ni alarak hareketi-mize karşı son derece yoğun ve olduğu müddetçe bu örgüte bir şey yapılamaz. Apo Komünar 61 olduğu sürece örgütte yaşam duruşu, kadro duruşu ABD ve Batı tarafından oluşturulan bozulamaz" deniliyordu. Böyle bir yaklaşım hep Kürtler içerisindeki işbirlikçi ayakların zayıfladığı var olmuş ve bu bakımdan Önderlik başından beri görülmüştür. Diğer ta-raftan Araplar, Farslar ve hedeflenmişti. "Bu hareketi hareket yapan Apo'dur. Türkiye üzerindeki etkileri durdurulamadığı tak- O olmazsa rahatlıkla diğerlerini ideolojik, örgütsel tirde, Önderlik gerçeğine dayanan yeni bir ve siyasi olarak etkisiz-leştirilebiliriz" dediler. Ortadoğu sisteminin nüvelerinin gelişmeye başlay- Şemdin de bu yönlü bir çaba gösterdi. Bu her acağını görmüşlerdir. Belki Türkiye, İran ve Arap bakımdan hareketin ruhunu değiştirme ha-reketiydi dünyası tutucu güçlerdir, sistemden vazgeçecek bir ve boşa çıkarıldı. Komplonun gerçekleştirilmesinin konumda değiller, ama mevcut durumda da zorlan- nedeni esas olarak da budur. Yani bütün provokasy- maktadırlar. PKK'nin yükselişi karşısında kendi on-lara, Şemdin gibi bütün provokatörler ve tas- egemenlikleri altındaki Kürtler ayağa kalktığı gibi, fiyecilerin saldırılarına rağmen hareket etkisi- böyle bir Kürt gerçekliğiyle sorunu çözmek isteyen zleştirilemeyip yükseli-şi durdurulamayınca komp- güçler de ortaya çıkmaktadır. Bunun taraftarları ve lo devreye girmiştir. sempatizanları ortaya çıkmaktadır. Yani PKK Komplocular eğer PKK ve Apocu Hareket önderliğindeki Kürt hareketinin itibari bütün durdurulamazsa bütün Kürtler üzerinde büyük bir Ortadoğu da artmaktadır. PKK'yi ideolojik düzeyde etki yaratacağını görmüşlerdi. Önder APO ve bir tehlike ola-rak gördüklerinden böyle bir kom- PKK'den başka Kürdistan'da Kürt halkıyla bütün- ployu gerekli görmüşlerdir. leşen ve onun çıkarlarını ifade eden bir güç yoktu. ABD dünyanın olduğu kadar bölgenin de Ne Barzani'nin, ne de YNK'nin gücü Kürt halkının en önemli gücüdür. Öte yandan etkili bir güç olarak bütünlüklü çıkarlarını savunmaya yetmez. Zaten İsrail vardır. İsrail nasıl bir güçtür? O, bölgedeki Barzani ve Talabani Türkiye'nin desteğiyle ayakta bütün siyasal gelişmelerin kendi inisiyatifinde durmaktadır. Bunlar Türkiye destek vermezse bir olmasını isteyen bir güçtür. İs-rail inisiyatifinde günde dağı-lacak hareketlerdir. YNK'nin durumunu olmayan her türlü gelişmeyi kendisi için bir tehlike biliyoruz; Talabani'yle defalarca görüşmüşüz, ken- olarak görür. PKK öncülüğünde gelişen bu hareket disini gayet iyi tanıyoruz. Yalvar yakar "Siz ise, İsrail'in inisiyatifinde olmayı bir yana olmasanız ne yaparız? Gerçek PKK'li biziz, bırakalım, tüm egemenlik ilişkileri ve inisiyati- PKK'ye sadece siz mi sahip çıkacaksınız? PKK flerinin dışına çıkan ve Ortadoğu'yu başta İsrail bütün Kürtlerin örgütüdür" diyen ve aslında çok olmak üzere tüm egemenlik ilişkileri ve yön- fazla gücü olmayan bir harekettir. Bu bakımdan lendirmesinin dışında bir sisteme doğru yönelten bütün Kürtleri temsil kabiliyeti ve hukukunu aslın- bir harekettir. Bundan dolayıdır ki, İsrail, PKK ve da hareketimiz üstlenmiştir. Talabani ve Barzani Önderliğini kendisi için en büyük tehlike olarak dengeler üzerinde ayakta durmakta ve yaşamak- görmüştür. Çünkü Önderliğin güçlü ve etkili tadır. Talabani'yi ayakta tutan da biziz. Biz denge olduğu Ortadoğu'yu yönlendirmesi bir yana, kuvveti olmasaydık, Barzani onu çoktan bitirmiş, gelişmeleri kontrol etmesi bile zorlaşmaktadır. süpürüp atmış olacaktı. Hem Suriye'de, hem Güney Kürdistan'da, hem Komünar 62 İran'da, hem de Türkiye'de yaşanan gelişmeler Türkiye, NATO ve Avrupa'ya, "Ben artık eski tarz PKK'nin inisiyatifinde olmaktadır. Önderlik ve ve yöntemle yürütemem. Ekonomik, siyasal, PKK siyasal gelişmeleri yönlendiren, gündemi kültürel her açıdan çökebilirim. Artık buna taham- belirleyen, tartıştıran ve kendi ekseninde siyaset mül edemem, sağa sola saldırırım" demiştir. yapılmasını sağlayan bir güç merkezidir. Tabii bu Yıkılacağını, çökeceğini söyleyerek şantaj yap- da ABD ve bölgenin etkin bir gücü olan İsrail mıştır. Türkiye'nin yıkılması aslında İsrail'in de açısından önemli bir tehlike olarak görülmüştür. yıkılması anlamına gelmektedir. Türkiye emper- Emperyalist egemenlik sistemi açısından ABD'nin yalist sistemin ve İsrail'in buna izin vermeyecek- ön-gördüğü ya da kendilerinin her zaman güçlü, lerini ve kendisini koruyacaklarını iyi bilmekte, en etkili ve inisiyatifli olduğu bir Ortadoğu yerine, azından böyle düşünmektedir. İsrail ile Türkiye farklı bir Ortadoğu gerçekliğinin çıkmaya başla- birbirine bağlıdır. İsra-il'i ayakta tutan Türkiye'dir, ması ya da kurgulananın önünde engel olarak Türkiye'yi de ayakta tutan İsrail'dir. Türkiye'nin ortaya çıkması, onları uluslararası komp-loyu yıkıldığını, ABD ve İsrail'in deneti-minden çık- tezgâhlamaya itmiştir. tığını düşünün: Bu durumda İsrail'in ayakta Diğer yandan Türkiye de bu komplonun içerisindedir. Türkiye NATO'nun önemli bir ülkesidir; yüz elli yıldır Batı için hazırlanan bir ülkedir. kalması düşünülemez. Bu tarihsel bir gerçektir ve Türkiye bunu da her zaman kullanmıştır. İsrail'in, İsrail lobilerinin her daim Türkiye'yi desteklemeleri tesadüf değildir. Bu İsrail ile Türkiye birbirine bağlıdır İsrail'i ayakta tutan Türkiye'dir Türkiye'yi de ayakta tutan İsrail'dir Türkiye'nin yıkıldığını ABD ve İsrail'in Denetiminden çıktığını düşünün: Bu durumda İsrail'in ayakta kalması Düşünülemez sadece bir taktik, sıradan bir yaklaşım olarak görülemez. İsrail'in Ortadoğu'da varlığını ayakta tutabilmek için Türkiye'nin desteğine ihtiyacı vardır. Ortadoğu tümden demokratikleşmediği sürece İsrail bu kaygıyı hep yaşayacaktır. Bu kaygı temelinde de Türkiye'yi hep kullanacaktır. Nasıl kullanacaktır? Türkiye'nin hem güçlü hem de kendisine bağlı olmasını isteye-cektir. İsrail bu ikili Ortadoğu'da Batının değerleriyle bu kadar bütün- politikayı birlikte izleyecek ve yürütecektir. Bu leşen başka bir ülke yoktur. Ne Ürdün ve Mısır, ne çerçevede Türkiye ABD ve Avrupalı güçlere "Ben de başka bir ülke Batının ekonomik, siyasal, sosyal bu işi götüremiyorum" demiştir. İsrail ve ABD'nin ve kültürel değerleriyle bu kadar bütünle- dayatmaları ve kendileri için de engel olan bu şebilmiştir. ABD ve Batı, bölgede Türkiye gibi hareketi tasfiye etmek amacıyla bu güçler de başka ülkeler de yaratmak istemektedir. İşte şimdi geliştirilen komplo içerisinde yer almışlardır. bakıyorsunuz Irak'la uğraşıyorlar. Peki, istedikleri ABD ve İsrail bununla ne yapmak oluyor mu? Öyle bir ülkeye el atmak, değiştirmek istemiştir? Onlar bununla yeni oluşturacakları ve kendisine benzeştirmek kolay değildir. Bu Ortadoğu'da Türkiye'yi daha fazla kendilerine düzeyde Batı sistemiyle bütünleşen bir ülke olan bağlayacaklardır. APO ve PKK denildiğinde, Komünar 63 Türkiye kendisini bırakalım Amerika'ya, Patagon bakış açısına ve dünya görüşüne sahip olduğu için, ya'ya bile pazarlamaya hazırdır. Türkiye, PKK ve sistem ideolojik ve siyasi hedefleri olan bir kom- Kürt karşıtlığı temelinde, kendisini dünyanın bilin- ployla Önderli-ğimizi büyük bir takip altına meyen bir gücüne bile pazarlayıp satacak bir almıştır. Önderliğimiz Yunanistan'a, Rusya'ya ve durumdadır. Ortadoğu gibi ABD ve İsrail'in etkili Avrupa'ya gitmiş; bilindiği gibi Ro-ma'da en makul olduğu bir alanda, yeter ki Kürt sorunun-dan, önerileri sunmuştur. Roma'da geliştirdiği öneriler APO'dan ve PKK'den kurtulsun, kırk kere kendisi- son derece makul öneriler olmasına rağmen, hiç ni satar. ABD ve İsrail de bunu bildiklerinden kom- kimse tarafından dikkate alınmamıştır. ployu tez-gâhlamışlardır. Bu komplonun gelişi- Anlaşılan, sorun sunulan önerilerin makul minin, biçim kazanmasının ve ortaya çıkmasının olup olmaması değildir. Önderliğin geliştirdiği ideolojik ve siyasal koşullarını kesinlikle böyle önerilerden daha ma-kul bir öneriyi hiçbir Kürt dile tanımlamamız gerekiyor. Komplo böyle bir atmos- getiremez ve sorunun çözümü kapsamında ileri ferde gelişti. süremezdi. Ulusal kurtuluş mücade-lesi veren, Dünyada hiçbir önderliğe karşı böyle bir komplo ve takip olmamıştır. Böylesi bir takip Kartacalı büyük komu-tan Hannibal'a karşı geliştirilmiştir. Roma İmparatorluğu kendi döneminin emperyal gücüdür, dünyanın hâkimidir, tüm sınırlar ondan sorulmaktadır. Her yönüyle bir merkezdir, tıpkı bugünkü ABD gibi. Nasıl ABD kendisini dünya çapında sistemin koruyucusu ve bekçisi olarak görüyorsa, Roma İmparatorluğu da demokratik ulus mücadelesi veren hiçbir hareket de aynı yaklaşımla hareket ediyor ve kendisini tüm o derece makul öneriler ileri sürememiş, sürmeye dünyadan sorumlu olarak görüyordu. Hannibal, de cesaret etmemiştir. Hiçbir Kürt hareketi bu tür aynı sistem çerçevesinde de olsa, Roma'ya karşıttı öneriler geliştirmeye cesaret bile edememiştir. ve ona karşı savaş ilan etmişti. Tabii Roma İmpara- Önderliğimiz o koşullarda en makul yaklaşımları torluğu'na yenilince Roma'nın amansız takibine geliştirmesine ve sorunu kan dökülmeden çözmek uğramış ve en sonunda intihar etmiştir. Roma istemesine rağmen, herkes bu çözüm önerilerine toprakları o zaman evrensel bir imparatorluktur; kulaklarını tıkamıştır. Çünkü Kürt sorunu, Ortado- tıpkı ABD'nin Önderliğe yaptığı gibi Hannibal de ğu sorunu büyük dengeler sorunudur. Halk-ların nereye gitse takip edilmiş ve intihara sürüklen- iradesiymiş, özgürlüğüymüş, bunlar sistem açısın- miştir. Önderliğimiz sistem karşıtı ideolojik bir dan hikâye kabilinden söylemlerdir. Aslolan, ege- Komünar 64 men güçler ve sistemlerin çıkarlarıdır. Önderlik bu bir hesapla hareket etmiş, hem Kıbrıs ve Ege durumu, "Avrupa'ya gidince sermayenin buz gibi konusunda taviz almak, hem de Önderliğin kâr-çıkar ilişkisiyle karşılaştım" sözleriyle değer- yakalanması ya da imhasıyla gelişebilecek bir lendirdi. Avrupa'nın kapitalist yüzüyle, fırsatı Kürt-Türk savaşının kendi çıkarına olacağı düşün- geldiğinde kâr-çıkar ilişkilerindeki o soğuk yüzüyle cesiyle bu komplo içerisinde yer almıştır. nasıl karşılaştığını, yine onun nasıl çok çıkarcı ve Önderlik tarihte bir benzeri daha olmayan istismarcı bir sistem olduğunu kapsamlıca değer- böyle bir komplo ile karşılaşmıştır. Çünkü kom- lendirdi. ABD'nin de isteğiyle Önderliğimize barın- ployu geliştirenler, APO'yu etkisizleştirmeden ma izni vermeyerek esaret altına alınmasında PKK'yi etkisizleştirmenin mümkün olmadığını gör- Avrupa da rolünü oynamıştır. müşlerdir. APO etkisizleştirilmeden PKK'nin irade- Şüphesiz Avrupa'nın komplodaki rolü sini kırmak mümkün değildir. Yine APO'yu etkisi- sadece bununla sınırlı değildir. Örneğin Almanya, zleştirmeden iradeli Kürt'ü teslim almak mümkün Önderliğimiz hakkında açtığı davaya bile sahip değildir. Önderliğimiz esas olarak iradeli Kürt'ü çıkmamış, tersine davayı düşürmüştür. Almanya'- ortaya çıkarmıştır, iradeli kadroyu ortaya çıkar- nın kendi yasaları ve hukukundan bu kadar kolay mıştır, iradeli ve özgücüne güvenen Kürt'ü ortaya vazgeçmesi mümkün müdür? Almanya bir polis çıkarmıştır. İradeli Kürt ise ele avuca sığmayan, devletidir, yasaları esas aldığını ve her şeyin üs- kontrol edilemeyen Kürt'tür. Bunu yaratan da tünde tuttu-ğunu söyleyen bir devlettir ve gerçek- Önder APO'dur. Önderliğimize yönelen saldırıların ten de buna uyar. Öyle ki, bir insanın yarım günlük esası budur. Adeta "Sen neden Kürt'ü iradeli yapıy- hapis cezası varsa onu bile yatırır, hiç affetmez. orsun, nasıl hesaplarımızı bozuyorsun? Nasıl Hukuken parası alınması gerekiyorsa parasını alır, Ortadoğu'da ve bölgede hesaplarımızı ve planları- yasa ne diyorsa onu uygular. Bu an-lamıyla Alman- mızı bozuyor, istediğimiz çizgiye girmiyorsun?" ya bir hukuk devletidir, bir polis devletidir. Buna denmekte ve buna düşmanlık yapılmaktadır. Kürt rağmen, Önderliğimiz yakınına geldiği, yasaları özgürlük hareketi olmasaydı, APO olmasaydı, çerçevesinde açmış olduğu dava kapsamında PKK olmasaydı, emperyalistler Ortadoğu'daki Önderliğimizi alabilecek imkânları olduğu halde hesaplarını engelsiz, daha rahat göreceklerdi. Kürt- oralı bile olmamıştır. Önderliğimizin Avrupa'nın leri biraz kullanacak, belki Kürtlere sınırlı imkân dışına sürülmesini istediği için böyle davranmıştır. verecek ve rahatlıkla düzenlerini kuracaklardı. Bu Aynı şekilde Rusya'da Duma Önder- güçler Önder-liğin öncülük ettiği APO Kürt'üyle, liğimizi tek ret oyuna karşılık büyük bir oy çoğun- PKK'yle istedikleri temelde uzlaşma yolları bula- luğuyla kabul etmesine rağmen, Rus yönetimi mıyorlar. Dolayısıyla kendi sis-temlerini kurabile- Önderliğimizi kabul etmemiştir. Demek ki böylesi cek bir kombinezon da oluşturamıyorlar. PKK ço- bir durumda halkların iradesi önemli de-ğildir. mak sokuyor. İradeli Kürt "Ben de varım" diyor. İradeli Rusya satılmıştır, büyük ihaleler karşılığı Önder- Kürt olmasa bu işler kolaylıkla yürütülecektir. liğimizi sınır dışı ederek satılmışlığını gözler önüne Kürt sorunu herkesi ilgilendiriyor; İran, sermiş-tir. Aynı biçimde Yunanistan da çok yönlü Suriye, Irak ve Türkiye'yi ilgilendiriyor. İradeli Komünar 65 olan Kürt bu güçlerin geliştirdiği planları bozuyor. konusu yapıyordu. "Kendinizi iyi planlayacak, Bunun için büyük bir öfkeyle hareketimiz PKK'yi eyleminizi iyi düzenleyecek, cezaevine düş-meye- etkisizleştirmek istediler, istiyorlar. Saldırının çok cektiniz" diyordu. Önderlik cezaevine düşmeyi boyutlu amacını görmemiz gerekiyor. Saldırının bile bir başarısızlık olarak değerlendiriyordu. ideolojik, siyasi, örgütsel, psikolojik boyutları var- Önderlik, komplo olduğu zaman, "Neden dır, yeni kuracakları Ortadoğu sistemiyle ilişkili bu komplo oldu, nasıl bu komployu boşa çıkarta- boyutları vardır. Bu çerçevede ele almak gerekiyor. bilirim?" yaklaşımı içe-risinde olmuştur. Bu yoğunlaşma daha uçaktayken başlamıştır. Telaşa Önderliğimizin yaklaşımı İlk günden itibaren bu komployu Tüm yönleriyle açığa çıkarma Yönünde olmuştur Yani Önderliğimiz "Böyle bir komplo gerçekleşmişse Bunda bizim eksikliklerimiz Ve yetersizliklerimizin payı da Mutla-ka olmuştur" diyerek Komplonun üzerinde yükseldiği Zemini de açığa çıkarmıştır kapılmamış, komployu anlamaya ve o ortam-da da sorunu çözmeye çalışmıştır. Önderliğin yerinde biz veya başka birileri olsa hemen telaşa kapılır, belki dü-şünme yeteneğini bile kaybederdi. Bir strateji, teori ve plan kurma yeteneğinde olamazdık. Hani derler ya, kafa-mızı taşlara vururduk. Önderlik kesinlikle yakalandığı andan itibaren komployu boşa çıkarmanın çarelerini aramış-tır. Kendisine verilen uyuşturucu iğnenin etkisinden kurtulur kurtulmaz, komployu nasıl boşa çıkaracağını, bunun için nasıl bir yaklaşım izleyeceğini düşünmüş ve Tarihte Önderliğimize karşı geliştirilen bu hemen pratiğe geçirmiştir. Uçakta söylediği sözler komplo gibi bir komplo kimseye karşı gerçek- kesinlikle bi-linçlidir. Orada hemen bir mücadele leştirilmemiştir. Bu komplo karşısında Önder- başlatmıştır. "Yeni pozisyonumu nasıl alabilirim" liğimizin duruşu önemlidir. Komplolar tarihinde düşüncesiyle uçaktaki sözleri söylemiştir. İmralı Önderliğimizin duruşu örnektir ve ilk defa bu koşullarında da kendi bulunduğu alanı bir düzeyde yoğunlaşan ve bir komplonun nasıl boşa mücadele mevzisi haline getirmiştir. Yılmak, ken- çıkartılacağı üzerinde duran bir yaklaşım göster- dini bırakmak, koyuvermek gibi yaklaşımlar ilmiştir. Önderliğimizin yaklaşımı ilk günden Önderlikte kesinlikle yoktur. Çünkü onda tarihe, itibaren bu komployu tüm yönleriyle açığa çıkar- şehitlere ve halka karşı büyük bir sorumluluk bil- ma yönünde olmuştur. Yani Önderliğimiz, "Böyle inci vardır. Halkımıza ve hareketimize bu kadar bir komplo gerçekleşmişse, bunda bizim eksiklik- öncülük yapmıştır; bunu bırakmaz, bıra-kamaz. lerimiz ve yetersizliklerimizin payı da mutla-ka Önderlik "Ben cezaevine düştüm, ne olmuştur" diyerek, komplonun üzerinde yükseldiği yaparsanız yapın, kendi başınızın çaresine bakın" zemini de açığa çıkarmıştır. Önderlik cezaevine diyecek durumda olmamıştır ve demez. Önderlik düşmemiz-den dolayı bize her zaman "Siz ceza- açısından mücadelenin yeri, zamanı ve sınırı yok- evine düştüyseniz, yetersizliklerinizden dolayı tur. Pes etmek ise Önderliğe yabancı bir kavramdır. düştünüz" diyor, cezaevine düşmeyi bile bir eleştiri Uçakta söylenen sözler bu açıdan son derece Komünar 66 önemlidir ve yeni bir mücadele sürecini başlat- üzerinde müthiş yoğunlaşmıştır. Önderliğin her sö- mıştır. Komployu boşa çıkarmak için daha esnek zünü her zaman iyi anlamalı, doğru değerlendirme- yaklaşıp, o an Türkiye'de yaşanan siyasi linç girişi- liyiz. Eğer iyi bir PKK'li ve gerçek birer Apocuy- mini de dikkate alarak bir yaklaşım göstermiş, sak, Önderliğin her sözünde "Nasıl daha etkili ayrıca o yaklaşımı doğru görmüş, böylece mücadele ederiz?" yaklaşımı olduğunu görmemiz yaşananlar sonrasında mücadeleye nefes aldır-mak ve anlamamız gerekir. "Nasıl daha etkili sonuç istemiştir. Türkiye'de iktidara gelen yeni güçlere alırız?" Önderliğin temel yaklaşımı işte budur. fırsat tanımak istemiştir. Zaten böyle bir noktaya Önder APO, geri adım atmak ve ters yüz olmak bir gelin-mişti. Sorunun çözümünün gündemleşmesi yana, mücadeleyi daha fazla geliştirme yaklaşımı açısından da bu yaklaşım önemliydi. Bu yaklaşım içerisinde olmuştur. Önderli-ğin ruhu da budur, Türkiye üzerinde önemli bir baskı yaratmış, çözüm tarzı da budur, temposu da budur, üslubu da budur. yönünde bir birikimi açığa çıkarmış, uluslararası alanda da Kürt sorununun çözümü açısından önemli bir dayatmanın doğmasına yol açmıştı. Bunu denemek, yani demokrasi güçlerine fırsat vermek ve Kürdistan halkının o biriken halk gücünü devreye sokmak, Türkiye'deki komployu sonuca götürecek saldırıları boşa çıkarmak istemiştir. Yine uluslararası komplocuların iki halkı bir kör dövüşe sürükleme istek ve planlarını engelle-mek için gerilla güçlerini Türkiye sınırlarının dışına çıkartma planını geliştirmiştir. Önderliğimiz İmralı Savunmaları'yla örgüte yeni bir mücadele perspektifi ve yeni bir yaklaşım sundu. Savun-maları kesinlikle böyle Taktik her zaman yapılır, her zaman zen- anlamalıyız. Bu konuda yanlış anlamalar var. gin taktikler olabilir. Ama genel ideolojik, örgütsel Önderlik, Savunmaları'nda görülen duruşunda ve daha az mücadele etmeyi, geri çekilmeyi ve demokratik ve mücadele eden bir duruştur. İmralı mücadele temposunu düşürmeyi bir yana bıraka- Savunmaları da bu çerçevede ele alınmış-tır. Zaten lım, mücadelesiz kal-mamak ve daha etkili müca- Önderliğin yaklaşımı önemli sonuçlar çıkarma ve dele etmek için yeni bir ideolojik, teorik ve örgüt- daha etkili mücadele eder bir konuma gelme sel duruş geliştirdi. Bu tamamen bu-nunla bağlan- olduğu için, yoğunlaşmaları sonucunda "En rafine tılıdır. Önderlikte mücadelesizlik, sistemle ideolo- düşüncelere ulaştım" diyebilmiştir. "En rafine jik olarak uzlaşma, sistem içileşme, sistemin geri- düşüncelere ulaştım" ne demektir? Bunun anlamı lik-leri karşısında pes etme ve gerileme yoktur. "Kendi eksiklerimi de çözdüm, dünyayı da, Aksine, Önderlik o zor koşullarda bile mücadele dünyayı yöneten egemen güçleri ve sistemleri-ni stratejik duruş tamamen özgürlükçü, Komünar 67 de, bunların esas şifrelerini de çözdüm" demektir. rik çözümleme düzeyini or-taya çıkarmıştır. Orada Tabii her şeyi anlamak, derinleştirmek mümkün sadece dar bir yaklaşım değil, insanlığın kurtuluş değildir. Ama şifrelerini çözme anlamında, kendi ve özgürlük savaşımında en iyi nasıl mücadele edi- durumu, nerede eksik yapıldığı, neyin nerede lir, bir daha nasıl sistemin mezhebi olunmaz, nasıl doğru yapılması gerektiği, neyin güçlendirilmesi sistemin parçası haline gelmez yaklaşımının açığa gerektiği konularında, Önderlik öyle bir sonuca çıkarılması vardır. Önderlik sömürücü ve baskıcı ulaştığını ortaya koymuştur. sistem karşısında kendi sistemini nasıl kurar yak- Önderliğimiz İmralı'da kendi durumuna göre bir mücadele duruşu geliştirmiştir. İlk başta laşımıyla hare-ket etmiştir. Önderliğin komploya karşı duruşunu böyle tanımlamak gerekir. mahkemedeki ko-nuşmasında yumuşak yaklaşım Bu arada komplodan sonraki sürece gösterirken bile, hani amiyane deyimle toplumun gelmeden önce halkın durumuna bakmak gerekir. gazını alma derler ya, tepkileri hafifletmeye Halkın durumu bizim açımızdan örnek bir duruş- çalışmış; hatta "Bakın işte, bugüne kadar sorun tur. Bir Önderlik hareketi olarak gelişen partimiz, savaştı. Savaş durdu, gerilla sınırların dışına çıktı, Önderliğimizin yaşadığı bu sorunun getirdiği duy- biz de buradayız, o zaman sorunu çözün" demiş ve gusallıkların da etkisiyle geriye çekmeler yaşadı. ortamı buna uygun hale getirmiştir. Yani ken- Ama halkımız kimsenin beklemediği düzeyde Ön- disinin esaret al-tında olmasını bile büyük bir derliğine sahip çıktı. Amerikan Dışişleri Bakanı çözüme dönüştürmek istemiştir. Başından itibaren halkımızın gösterdiği tepki ve Önderliğini Önderliğin ilk sözünde ve duru-şunda hep mücade- sahiplenme düzeyi kar-şısında şaşırdığını, böyle leyi yükseltme yaklaşımı vardır. İmralı yargılama bir ve Savunmalarından sonra Atina Savunması ve "Güneşimizi Karartamazsınız" Kampanyasını da diğer savunmalar geldi. Bunların hepsini kesinlik- salt kahramanlık eylemlilikleri olarak görmemek le ideolojik ve teorik olarak yenilenme, nasıl daha gerekir. Bu eylemlerin Önderliği sahiplenici iyi mücadele eder hale geliriz sorusuna çözüm eylemler olmasının yanı sıra, aynı zamanda Kürt arayışları olarak anlayacağız. halkının kendini yeniden yapılandırması olarak Reel sosyalizmin yarattığı klasik sol da sonuç beklemediklerini dile getirdi. görmek gerekir. Derler ya, halkların, toplulukların aynı şeyleri söylüyor, fakat mücadelesiz kalıyorlar. ulusal, Kendini yenileme yoktur, bu yönüyle etkisiz kalıy- Toplulukların kültürel özellikleri çeşitli tarihsel orlar. Önderlik ise özgürlükten, demokrasiden, dönemlerde şekillenir. "Güneşimizi Karartamaz- çocukluk ütopyalarından vazgeç-meden, yeni ide- sınız" eylemleri, yine 90'larda yaşanan serhildanlar olojik yaklaşım ve yenilenmelerle kendisini bir sis- bir şekillenme yaratmıştı. Güneşimizi Karartamaz- teme kavuşturmayı düşünmüştür. Bu öyle bir so- sınız eylemleri de aslında Kürt toplumunun yeni rumluluk düzeyidir ki, sadece yaratılan komplo özelliklerini, kültürel değerlerini açığa çıkarmış, karşısında örgütü kurtarma değil, neolitik toplum- Kürt toplumunu yeniden yoğuran serhildanlar sü- dan günümüze kadar özgürlük ve demokrasi savaşı reci olmuştur. Kürt toplumu fedaice işin içerisine veren bütün toplumlardaki ideolojik duruş ve teo- girmiş, fedailik Kürt halkının ruhuna işlenmiştir. etnik ve kültürel özellikleri olur. Komünar 68 Bu yönüyle Önderliğe bağlılık temelinde yasındaki halkın tutumunu görerek ürkmüşler, geliştirilen ve ateş topu haline gelen "Güneşi Ka- imhayı gerçekleştirmemişlerdir. İmhayı gerçek- rartamazsınız" Kam-panyasını herhangi bir eylem leştirmenin doğuracağı olumsuz sonuçları göze olarak değerlendirmemek gerekiyor. "Güneşimizi alamamışlardır. Bu eylemler hem imhayı durduran, Karartamazsınız" eylemlerini top-lumu yeniden hem de halka ve bize güç veren eylemlerdir. O şekillendiren, Kürt halkının yeni bilinç ve duygu bakımdan halkın bu direnişini hep saygıyla düzeyini açığa çıkaran, dayanıklılığını güçlendiren anacağız. Halkın bu eylemliliği bize ruh direniş süreci olarak değerlendirmek gerekiyor. kazandırdı. Bize Önderliği sahiplenme gücü verdi. Onun için bu kampanya Kürt halkına çok şey ver- Eğer halk o kadar Önderliği sahiplenme gücü ver- miştir. Belki belli duygusallıklar ve kırılmalar meseydi, belki içimizdeki alçaklar daha erkenden olmuştur, ama bunlar geçicidir. Esas olan direnme ortaya çıkabilirlerdi. Belki daha boyutlu da çıka- ruhudur ve önemli bir şekillenme ortaya çıkmıştır. bilirlerdi. Ama halkın Önderli-ğini sahiplenmesi Yine "Güneşimizi Karartamazsınız" kampanyası sonraki duruşları da belirlemiş, herkesi biraz daha olmasaydı, Türkiye belki dünyayı da dikkate al- dikkatli davranmaya itmiş, kadroyu da, hare-keti madan Önderliğimizi tasfiye edebilir, Önder- de Önderliğe daha fazla bağlamıştır. liğimizin kaçırılmasını fiziki imhayla tamamlaya- Komplodan sonra hesap kitap yapanlar bilirdi. Eğer fiziki imha gerçekleştirilmediyse, bu çok olmuştur. Özellikle 1970'lerde bizim karşımız- eylemsel kampanyadan dolayıdır. ABD, Avrupa ve da yenilgiye uğrayan artıklar, 75'in artıkları, Türkiye "Güneşimizi Kararta-mazsınız" Kampan- Özgürlük Yolu'nun, DDKD'nin, Rızgari'nin, hep- Komünar 69 sinin artıkları fırsat doğdu diyerek, 1970'lerin "Artık bitti, artık bize bırakın" diyor. Sadece İsmet rövanşını alma hesabı içerisine girmişlerdir. Şerif Vanlı değil, hemen hepsi böyle bir yaklaşım "Tamam, APO gitti, PKK'yi etkisizleştirebiliriz. içerisine girdiler. Daha sonra Talabani'nin böyle Artık PKK'de örgüt anlayışı bozulabilir, kadro ve yaklaşımları oldu. Talabani'nin ifadelerinde bir yaşam duruşu bozulabilir. Artık PKK Önderliği nevi "APO yakalandı, gelip bizim parçamız olun, olmadığı dönemde örgüt, kadro ve yaşam duruşu bizim şemsiyemiz altına girin" yaklaşımları dağılabilir" düşünce ve yaklaşımı içerisinde görülmüştür. Bunlar ulusla-rarası komplocu güç- olmuşlardır. Bu güçler başta olmak üzere, çe-şitli lerin güçler her zaman şunu belirttiler: "Bu Apo olduğu amaçlarından biri; işbirlikçi Kürt'ün önünü açmak- sürece bu örgüt ve yaşam duruşu, kadro duruşu tı. Önderlik yakalanır yakalanmaz işbirlikçi Kürt, bozulmaz. Apo ne yapıyor? Örgütü baskı altında "APO gitti, artık bütün imkânlara sahip çıkabiliriz. tutuyor, iradesini kırıyor, bu yüzden bu örgüt Artık bütün Kürt hareketi ve toplumunu Doğu'da dağılmıyor. Apo onları şart-landırıyor." Tabii da, Güney'de de, Kuzey'de de, Avrupa'da da biz onların dediği gibi değil, kadroların partiye ve kontrol ederiz" hesabı içeri-sine girmişler, böyle Önderliğe yaklaşımları, birlik ve bütünlüklü olma- bir yaklaşım içerisinde olmuşlardır. amaçlarıydı. Komplonun en önemli ları tamamen ideolojik ve örgütseldir. Hiç kimse zorla tutulmuyor. Zorla bir insanı bir örgütte tutmak mümkün mü? Hiç kimse zorla ideolojik ve örgütsel çizgiye getirilmez. Önderlik bunu eğitimle, ikna çalışmasıyla, yönetim gücüyle, yönetim gücünün ideolojik ve örgütsel duruşuyla, yaşam duruşunun pratikte yarattığı sonuçları kadro ve halka göstererek yapıyordu. Kadro ve örgütü de o Kongremiz Önderliğimizin yaklaşımlarına Sahip çıkarak, daha doğrusu Pratikte yapılan şeyleri Kongre'de karar altına alarak Önderliğin duruşunu sahiplenmiştir Bu, komploya karşı Hareketin duruşu olmuştur çizgide tutuyordu. Önderliğin yakalanmasından sonra böyle Tabii buna karşı hareketimiz önemli bir hevesler içerisine girenler oldu. İsmet Şerif Vanlı duruş sergilemiştir. Önderliğe, Önderlik çizgisine gibi elli yıldır Kür-distan'dan uzaklaşan, Kürtçeyi 7. Kongre'den baş-layarak sahip çıkmıştır. Önder- bilmeyen, Ortadoğu'yu tanımayan, dünyadan ve liğimizin 7. Kongre'nin önüne koyduğu perspekti- politikadan habersiz birisi şöyle bir haber göndere- fler vardı ve bunlar önemli yaklaşım-lardı. bilmiştir: "Siz bu işi bilmezsiniz, artık bu siyaseti Kongremiz Önderliğimizin yaklaşımlarına sahip bize bırakın." Kürtçeyi unutmuş, ne Suriye'yi, ne çıkarak, daha doğrusu pratikte yapılan şeyleri İran'ı, ne Türkiye'yi, ne de Irak'ı bilir. Buralarda Kongre'de karar altına alarak Önderliğin duruşunu hiç yaşamamış, bu dengeleri bilmeyen, siyaseti bir sahiplenmiştir. Bu, komploya karşı hareketin adım bile yü-rütemeyecek birisinin "Bize bırakın, duruşu olmuştur. Bu hareke-tin Önderliğini biz yaparız" demesi söz konusu olmuştur. Bu da sahipleneceği ve bırakmayacağı, Önderliğinin ide- şunu gösteriyor; İsmet şerif Vanlı hevesleniyor; olojik, teorik, pratik yaklaşımlarının gereklerini Komünar 70 yerine getireceği ortaya çıkmıştır. Tabii bu, kom- PKK ruhunu ortadan kaldırmak ve başkalaşıma ploya karşı hareketin bir duruşuydu. Ama kom- uğratıp sistemin Kürt ağa ve beylerinin belirlediği plocular boş dur-mamış, bu hareketin örgüt çizgiye çekmek istediler. duruşunu, kadro ve yaşam duruşunu yıkmaya Otuz yıldır zaten bunun için uğraşmışlar, çalışmışlardır. Örgütün kadro ve yaşam duruşu ama başaramamışlardı. Çünkü Önder APO önle- ortadan kaldırılmadıkça PKK'nin tasfiye olmaya- rinde engeldi. Önder APO'nun olmadığı koşullarda cağını, mücadeleden vazgeçmeyeceğini ve koparı- örgütü nasıl dağıtırız düşünceleri geliştirildi, lamayacağını; PKK'nin örgütsel yapısıyla, kadro- bunun planları yapıldı. Örgüt anlayışını, kadro suyla, yaşam duruşu ve yönetim anlayışıyla müca- anlayışını, yaşam anlayışını ve mücadele ruhunu delesini sürdürebileceğini gören uluslararası kom- yerle bir edecek bir yaklaşım dayattılar. Tabii belir- plocu güçler ve çeşitli çevreler hareketin içerisine li dü-zeyde sonuç da aldılar. Bu anlamda tasfiyecil- el atmışlardır. Önderliğimizin Atina Savunması'n- iğin hiç sonuç almadığını, tamamen etkisiz da ifade ettiği örgütü yeniden yapılandırma süreci- kaldığını söyleyemeyiz. Zaten onlar da komplonun ni de fırsat bilerek harekete geçmişlerdir. uzantısıydı. Komployla aynı amaçla hareket ediy- Yeniden yapılanma süreci hareket açısın- or, başarıya ulaşmak istiyorlardı. Komp-lonun dan neydi? Bir kez daha burada vurgulama gereği- sahipleri ve tasfiyeciler "Niye benim çizgime ni hissediyoruz: 1- ABD'nin bölgeye müdahalesine gelmiyorsunuz, neden hala kendinizde diretiyor- karşı halkların seçeneğini açığa çıkartmak. Atina sunuz?" diyor-lar, "Neden hala bu dünyanın adamı savunmasında bu açık ve nettir. 2- Kürt egemen olmak istemiyorsunuz?" diyerek kulak kabartan- sınıflarının kendi meclislerini halkın meclisleri lara sesleniyorlardı. Önderli-ğimiz hiçbir zaman olarak göstermelerinin önüne geçmek. 3- PKK'nin bu dünyanın adamı olmadı. Komplo "Bu sistemin otuz yıldır geliştirdiği halk özgürlük eğilimini adamı olacaksın" diyordu. İçimizdeki tasfiyeci-ler demokratik kurumlaştırmaya kavuşturmak. Bu üç de "Nedir bu dünyanın adamı olmamak? Biz bu temel nokta önü-müze konulmasına rağmen, dünyanın adamı olacağız" diyorlardı. Tabii bu bazıları da bu yaklaşımın tersine ABD'ye karşı dünyanın adamı olmak, bu sistemin parçası olmak halkların seçeneğini geliştirmeyi değil, işbirlikçisi eğiliminin tohumlarını bu örgüt içerisine attılar. olmayı öne çıkardılar. Kürt ağalarının meclisi Komplonun bilinci çok önemlidir. Önder- karşısına halk meclisini çıkarmak yerine, Kürt liğin kendi kitabında komplo için belirttikleri var. ağaları ve beylerinin yedeklenmiş meclisi haline Önderlik, "Ekolojik bilinç en temel bilinçtir" diyor. gelmek için çalıştılar. Otuz yıllık halk özgürlük Kürtler için en önemli bilinç ise, bu komplonun eğilimini daha güçlü bir mü-cadeleyle halkların kavranması ve boşa çıkarılmasıdır. Komployu bil- umudu ve özgürlük sistemi haline getirmek yerine, ince çıkarmadan, Kürt gerçeğini açığa çıkarmak Kürt ağaları ve beylerinin hizmetine koş-maya mümkün değildir. Önderliğimiz komployu kavran- çalıştılar. Bu anlayış ve yaklaşımlar Kongremize ması gereken en temel bilinç olarak değerlendirdi. dayatıldı ve esas olarak bu yaklaşımlarla örgütün Tasfiyecilik, uluslararası komplocu güçlerin bir kimyasını dağıtmak, Önderliğin vermiş olduğu devamıydı. Aslında önceden de bu tür eğilimler Komünar 71 vardı, ama cesaretleri yoktu. Şimdi de içimizde ilmeden Kürdistan'da yaprak bile kımıl-damazdı. tasfiyecilik çıkıyor, provokasyon çıkı-yor. Çıkar. Bu yaprak kımıldatmayı PKK neyle yaptı? Önder- Bu örgüt dünyada en fazla ideolojik ve siyasal lik tarzıyla yaptı. Tasfiyeciliği uluslararası kom- baskı gören bir örgüttür. Bu örgütte mücadele plonun bir parçası olarak görmek gerekiyor. yürütmek kolay değildir. Askeri, siyasi, kültürel, Komploculuğun etkileri devam ediyor. Örgütü ideolojik baskı var. Bu baskıyı kaldırmak kolay dağıtma, işte liberalizm, yanlışlık-lara karşı değildir. Bu baskılar altında mücadele yürütmek mücadele etmeme, böyle de yürünebilirmiş yak- her babayiğidin harcı değildir. Ancak güçlü bir laşımları hala şu ya da bu düzeyde görülebiliyor. duruşla, güçlü yaşam duruşuyla bu mücadele Anala-rımız "Aklı bir karış havada" derdi ya, sürdürülebilir. Bu açıdan dışarıdaki tazyik oldukça mücadeleyi bu şekilde yürütebileceğimizi sanmak fazladır. PKK gerçeği, dünyanın adamı olmayan gaflettir. Komplo esasta örgütsel düzeyi dağıtmak bir Önderlik, dünyanın istediğine gelmeyen bir istiyor, bunu amaçlıyordu. örgüt her türlü baskıyı yaşıyor. Bu baskılar İdeolojik belirlemeler doğru yapılabilir. karşısında her zaman yanlış eğilimler filiz verir, Eğer bunun örgütsel duruşunu, yöntemini ve tar- yanlış eğilimler cesaret bulur, yanlış eğilimler zını ortaya çıkara-mazsanız, Ortadoğu'da bir adım tahrik edilir. Bu kadar dış ve iç tahrik var. Bu bile atamaz ve varlığınızı koruyamazsınız. Şemdin bakımdan tasfiyeciliğin çıkması normaldir. İşin kaçtığında şunu söylemiştim: "Şemdin bu dağlara gerçeği böyledir. bir mangalık güç çıkartsın, ben arkasındayım." Kolay mıdır bu dünyada özgürlükçü duruşu, iradeli duruşu sergileyerek yaşamak, hele hele Ortadoğu da yaşamak? Komplodan sonra uluslararası güçlerin bu yardakçılarının böyle ortaya çıkmaları anlaşılırdır. ABD de yakınla-rına gelip askerleriyle Irak'a Kürdistan'da, Ortadoğu'da PKK yaşam tarzı olma- girince rahatlıkla bu işi yürütürüz demişlerdir. Bu, dan, Türkiye'de ve birçok alanda kimse hiçbir şey bu kadar açıktır. Kürt siyasi ger-çekliğini, yapamaz. Kimse kendisini aldatmasın. Eğer biz Kürdistan'da ideolojik, siyasi ve örgütsel duruş siyaset yapıyorsak, PKK tarzına dayandığımız için olarak kendisini ayakta tutmak sorununu bu yapıyoruz. PKK tarzı olmasa, o lafları bile söy- çerçevede kapsamlı görmek gerekir. Ortadoğu'da leyemeyiz. Konuşuyorsak, kesinlikle PKK gerçek- sorunlar ve olaylara tek taraflı ve dar yaklaşılarak liği ile ilgilidir. Türkiye'de ters bir şey söyleyeni yürünemez. Önderlik her zaman "70'lerde yaprak yerle bir ederler. Biz PKK gerçeğiyle ayak-ta kalı- kımıldamıyordu" diyordu. Büyük mücadele ver- yor ve yaşamımızı sürdürebiliyoruz. Komplo esas Komünar 72 olarak mücadele eden yöntemi ortadan kaldırmak sadece kavrıyor denilebilir. Önderlik mücadele istedi. Tarzı, yöntemi, üslubu, örgüt anlayışını kü- eden bir güçtür, yoksa belirttiği gibi "yaşlı bir çümsemeyeceksiniz. Bunlar pratikleşme gücüdür. bilge" değildir. "Pratiğin içerisinde bir gücüm" Pratikleşme gücü olmadan Ortadoğu'da neyi yapa- dediğine göre, Önderlik böyle anlaşılmalıdır. Ali bilirsiniz? Nihat Özcan "Ben Apoculardan ve PKK'den daha Gerçekten tasfiyecilik komplo gerçeğinin fazla Öcalan'ı anlıyorum" diyormuş. Başka devamıydı ve olumsuz etkileri oldu. Bugün örgüt bazıları da benzer şeyler söylüyor-larmış. İçimiz- Türkiye'deki duru-mu değerlendiriyor. Tasfiyecili- den bazı arkadaşlar da, "Dışımızdakiler Önderliği ğin etkisidir, bunu kendileri söylüyor ve "Tasfiye- bizden daha iyi anlıyorlar" diyebiliyorlar. Tabii cilik devam ediyor" diyorlar. Tür-kiye'de yaşanan bunların hepsi safsatadır. Önderliği ne sözle anla- şey tasfiyeciliktir. Özgür Yurttaş Konferansı'nda manın bir ifadesi var, ne de Önderliği dışımızdak- birçok arkadaş bunu belirtti. Örgüt duruşuyla, iler anlıyorlar. Bu bir pratikleşme sorunudur. yaşam duruşuyla hangi dünyada yaşıyor, farkında Önderlik devrimci bir önderliktir. Yaşamı, değildir. Önderlik "Kürt nasıl ölüyor, onu bile dünyayı değiştiren bir Önderliktir. Ortadoğu gibi bil-mez" derdi. Ölmüş, çürümüş, bitmiş, artık bir bir alanda deği-şimi gündemleştirmiş ve bunun şey yoktur. Fakat hala kendisinin farkında değildir. için de büyük bir mücadele vermiştir. Ortadoğu Neden? İşte bunların hepsi tasfiyeciliğin etkisidir. gibi bir alanda değişimi gündem-leştirme büyük Uluslararası komplonun yaratmak istediği şey, Önderliği ortadan kaldırarak, Önderliksiz ortamda örgütü is-tediği gibi yönlendirmek ve tasfiye etmekti. Tasfiyeciler belki kaçtılar, bazıları kovuldu ve başaramadılar. Ama tasfiyeciliğin etkileri sürdü, sürüyor. Uluslararası komplo Önderliği- bir mücadele vermeyi gerekli kılar. Ortadoğu gibi dünya dengelerinin kurulduğu bir yerde mücadelesiz değişim yaratmayı bir yana bırakın, kendinizi bile değiştiremezsiniz. Günlük kendi nefsinize karşı, duruşunu-za karşı mücadele edemezseniz ayakta duramazsınız. İradeli duruş olmadan, canlı tutan duygu yüksekliği olmadan, büyük bağlılıklar mizi yakaladı. Ama niye yakaladı? Önderliğimizi olmadan gelişme sağlanamaz. Önderlik Şemdin'e yakalayarak hangi amaçlarına ulaşmak istiyorlar- şöyle diyordu: "Bin yıl da geçse biz davamızdan dı? Uluslararası komplonun Önderlik tarzını, üslu- vazgeçmeyeceğiz". Yani bin yıl da geçse, yüz bin bunu, gerçeğini ortadan kaldırmayı hedeflediğini yıl da geçse mücadeleyi sürdürecektir. Tabii ruh göreceğiz. Önderlik soyut bir şey değildir. Önder- önemlidir. Or-tadoğu'da bu ruhla ayakta durmak, lik, "Ben yaşlı bilge değilim, çocuk da değilim. bu baskı ve basınç karşısında kolay değildir. Devamlı siyaset yapan, bir tarzı ve üslubu olan 9 Ekim komplosu Önderliğin tanım- bir gerçeğim. Kimse bana farklı yaklaşamaz" ladığımız bu özelliklerinden ve sistem karşıtı yak- dedi. Önderlik kendi tarzıyla, üslubuyla Önderlik- laşımlarından ve yine bu dünyanın adamı olma- tir, kazandıran tarzıyla Önderlik Önderliktir. Yoksa madan kaynaklı olarak geliştirildi. Önderlik bir Önderliğin bir düşüncesini herhangi bir üniversit- diken gibi sistemin ayağına batıyordu. Komplo ede bir profesör de bilebilir ve söyleyebilir. Ama bunun için geliştirildi. Vahşiydi, alçakçaydı; halen bunun hiçbir anlamı yok-tur. Bizim açımızdan de bu vahşilikleri ve alçaklıkları devam ediyor. Komünar 73 ŞAHADET GERÇEĞİ YÜREĞİMİZİ ARINDIRMAK YÜREĞİMİZİ BÜYÜTMEKLE MÜMKÜNDÜR Rotinda ENGİN Tarih, bizim toplumsal bilincimiz, belle- isyanlarını olduğu kadar umuda, sevgiye ve özgür- ğimiz olduğu kadarıyla, kim olduğumuzu, nerden lüğe olan susamışlığını kendi yüreklerinde taşıyan geldiğimizi ve nasıl yaşadığımızı ifade eder. biricik yoldaşlarımızdı. Onlar, hiçbir zaman Egemenlerin tarihi karşısında kendi öz tarihimizi köleliğin, zavallılığın bir kader olmadığını, tam gün ışığına çıkarmak, anlamlandırmak ve onun tersine bunu derinden yaşayan bir halkın ya da bir üzerinden geleceğe bakmak bizim varlık ve kimlik toplumun kendi öz değerlerine ve tarihine kavuş- gerekçemizdir. Güncelliği ise inandığımız değerler tukça dirileceğini ve özgürlüğe en yakın konuma uğruna anlam gücüyle yaşamayı ya da o güncellik geleceğinin bilincinde olan yoldaşlardı. Halk içersinde, her koşulda bedeller ödemeyi bilmekle olarak köklü ve eski bir tarihimiz olmakla birlikte, tarihe mal ederiz. Bizim gibi özgürlük mücadelesi en çok katliama, asimilasyona ve şiddetin her tür- veren, vermekte olan bir hareket yaşadığı her günü lüsüne maruz kaldık ve bu gerçeğe direnen bin- böylesine bir güncellik içersinde karşılamaktadır. lerce, yoldaşımızı kaybettik. Acıya karşı direniş, Bizler anlamlı bir yaşamı yaratmak kadar acı tecrübelerin yarattığı bedelleri de güçlü karşılamaya, sahiplenmeye çalıştık. Hemen her ayda, zamansız ve ansızın aramızdan ayrılan ve teslimiyete karşı direniş, asimi- Onlar, bir halkın acılarını İsyanlarını olduğu kadar Umuda, sevgiye ve özgürlüğe Olan susamışlığını Kendi yüreklerinde taşıyan Biricik yoldaşlarımızdı erkenden toprağa düşen yüz- lasyona, kimliksizliğe karşı direniş, en önemlisi de mevcut olana alıştırılmaya, değersizleştirilmeye karşı direniş biz de kültür haline geldi. Ekim ayında şehit düşen Beritan Hevi (Gülnaz Karataş) lerce, binlerce yoldaşımızı şehitler gerçeği içeri- yoldaşımız bu direniş kültürün amansız bir takipçi- sinde tarihe mal etmeyi, yarattıkları değerleri koru- sidir. O'nun ihanet ve işbirlikçiliğe teslim olmayıp mak kadar büyütebilmeyi ve onların özgürlük o genceçik bedenini uçuruma bırakıp, özgürlük ütopyalarını gerçekleştirme mücadelesi içerisinde çizgisinin bir neferi, bir fedaisi olduğunu bugün olmayı en temel görevimiz bildik. yediden yetmişe herkes bilmektedir. Şehitler Özgürlük mücadelemiz içersinde Ekim gerçeğine ve mirasına en çok bağlı olan Önder ayında şehit düşen tüm kadın yoldaşlarımızı böyle- Apo, Beritan yoldaşımızın direniş çizgisini şu sine tarihsel ve güncellik içersinde yeniden anmak cümleleriyle çok güzel ifade etmiştir: "Beritan kadar, onların onurlu ve soylu özgürlük çizgisinde bize vasiyettir. O kızı unutabilir miyiz? O kararlıklarını kendi kişiliklerimizde oluşturmanın mesajdır. O bize çağrıdır. O bizim için bir Jeanne mücadelesini veriyoruz. Onlar, bir halkın acılarını, D'Arc'tır. Onun gibi yüzlercesi var. Onu esas ala- Komünar 74 cağız, onurumuzdur. Onun eylemi sevdanın, onu- neti ve işbirlikçiliği içeren yaşam anlayışları run eylemi-dir. Biz onun olduğu yerdeyiz. Son karşısındaki onurlu direnişlerini geliştirmek, bizim ferde kadar savaşacağız. Şeref ve özgürlük için, şehitler karşısındaki sözümüz ve pratiğimizle onur için savaşacağız. Şehit Beritan çizgisi benim mümkün olacaktır. için çok önemli. Beritan'ın anısı ve çizgisi diyo- Kadın şehitler ayı olan bu Ekim ayında rum. Şehit Beritan'ın yaşamını çizgileştirmeliyiz. Zeynep (Gurbetelli Ersöz), Meryem (Meryem Ben bu çizginin bir neferiyim. Onurlu barış Çolak), Azime, Helin Çerkez, Ronahi Alman, gelene kadar bu çizgiyi sürdürecekler." Mizgin Türk, Rotinda (Aynur Aytemur), Kurde (Selamet Menteşe) ve onların ardılları olan onlarca, yüzlerce kadın yoldaşımız bu çizgiye bağlılığın gereği olarak kendi yaşamlarını ortaya koydular. Zeynep yoldaş devrimci bir gazeteciydi. Önce kalemiyle yüreğinin özlemini ve ardından silahıyla özgürlük umudunu tattı. Meryem yoldaş herşeyden önce bir anaydı. Ama o biricik evladına duyduğu sevgiyi yüreğinde büyeterek tüm Kürt çocuklarının daha özgür yaşaması için Mezopatamyanın kutsal topraklarına yöneldi. Savaşın en sıcak döneminde Zeynep ve Meryem yoldaşlar, Önderliğe ve kadının direniş çizgisine olan bağlılığın ve sevginin gereği canlarıyla savaştılar. Azime yoldaş bir öğretmendi. Bir toplumun ya da bir halkın geleceği olan çocukların dilini, kültürünü, kısacası kimliğini özgürce ifade edebilmenin savaşımını vere- Beritan yoldaş yaşam anlayışıyla, yoldaş- bilmek için dağların yüreğine yöneldi. Helin lık sevgisiyle en önemliside Önderliğimizi derin- Çerkez, Mizgin Türk yoldaşlar, duruşlarıyla, den anlama ve O'na yol arkadaşı olma istemiyle bir yaşamlarıyla ve hissetikleriyle halkların kardeşli- çizgi devrimcisi, fedaisidir. Bugün bizler, Beritan yoldaşın özgürlük duruşuyla, emeğiyle yarattığı değerleri güncelleştirip, güçlendirerek kadın özgürlük mücadelemizi Beritan çizgisi temelinde geliştiriyor, büyütüyoruz. Ve biliyoruz ki, Beritan yoldaş şahsında tüm Ekim ayı kadın şehitlerimizi anmak kadar, Onların yaşam duruşlarını, çizgi mücadelesindeki kararlılıklarını ve her türlü iha- ğinin eşsiz timsali oldular. Ronahi Alman yoldaş batının bitiren, tüketen ve insanlığı özdeğerlerinden koparan yaklaşımlarına sırtını dönerek kendi tarihinin yaşam kaynağına yüzünü dönmüştür. Önderliğimize çok çirkince ve sinsice geliştirilen uluslararası 9 Ekim komplosuna karşı en erkenden Midyat Cezaevinde bedenlerini ateşe Komünar 75 vererek Önder Apo'ya olan bağlılıklarını eylem- Önderliğimizin ve şehit yoldaşlarımızın sonsuz leriyle gösteren Rotinda ve Kurde yoldaşlar, emek, özveri ve çabalarıyla öğrendik. Onurlu bir Beritan çizgisinin amansız takipçileri oldular. yaşamın kendi öz kimliğimizle, varlığımızla Bizler bu Ekim ayında Beritanca yaşamanın, mümkün olabileceğini ve bunun için direniş Beritanca direnmenin ve onurlu bir mücadelenin mücadelemizi her yerde ve her zaman güçlü sahibi olabilmek için şehit yoldaşlarımızı Önder- tutarak, gelişecek her türlü saldırılar karşısında liğimizin deyimiyle toprağa değil, yüreğimize nasıl cevap verileceğini kendi özgücümüzle tüm ekiyoruz. Çünkü biliyoruz ki, şahadet gerçeğine dünyaya gösterdik. Yaptığımız ya da katıldığımız bağlılığın arındırmak, her eylemde Önder Apo'yu sahiplenme, kendimizi yüreğimizi büyütmek ve bir halkın özlemlerine sahiplenme en önemlisi de şehitlerimizi ve değer- cevap olabilmek bununla mümkün. lerimizi sahiplenme olduğunu bilerek hareket ettik. gereği, yüreğimizi Bugün içinden geçtiğimiz süreci göz Bir çizgi devrimcisi, fedaisi olmanın yaşam önünde bulundurursak, kadın şehitler ayının biz- duruşlarımızla, yoldaşlık değerlerimizle ve özgürlük mücadelesini kişiliklerimizde ve ortamımızda güçlü tutarak gelişebileceğini öğrendik. Önder Apo'nun, dolayısıyla Kürt halkının kaderini belirleyecek bu tarihsel sürecin Ekim ayında halkımızın, özellikle tüm Kürt kadınlarımızın ve tüm yoldaşlarımızın Beritan çizgisine yaşamlarıyla, eylemleriyle öncülük edeceklerini, lere yüklediği büyük sorumluluklar var. Bizler bu Beritan, Zeynep, Meryem, Azime, Mizgin Türk, çizgi temelinde mücadelemizi sürdürme kararlığı Helin Çerkez, Ronahi Alman, Rotinda, Kurde ve bilinciyle direniş ruhumuzu geliştireceğiz. yoldaşlar şahsında tüm şehit kadın yoldaşlarımızın Özellikle uluslararası komplonun Önderliğimiz direniş geleneğini sürdüreceklerini biliyoruz. Ve şahsında halkımıza yönelik daha da geliştirilerek yine biliyoruz ki, yüreğimizi ve beynimizi büyüt- sürdürülmesi ve bir halkın öz değerlerinin yok memiz, Önder Apo'nun yolunda yürümekle, başta edilmek istenmesi, yediden yetmişe hepimizi sü- Kürt halkının en yürekli çocukları olan ve yürek- reç karşısında daha sorumlu ve vicdanlı davran- leri ve zihinlerini Önder Apo'nun ışığıyla bilemiş maya itmektedir. Bizler kim olduğumuzu, nereden şehitlerimizin yarattığı değerlerle yürümekle geldiğimizi ve nasıl özgür yaşamamız gerektiğini gerçekleştirebiliriz. Komünar 76 EKİM DEVRİMİ VE KOMÜNALİZM Cemal ŞERİK ekonomik ve toplumsal krizi derinleştirmiş, aynı Rusya'da 1917 yılında gerçekleşen Bolşe- zamanda muhalif güçlerin Çarlık rejimine karşı vik Devrimi 90. yıldönümüne girmiş bulunmak- mücadelelerini yükseltmelerine de olanak sunmuş- tadır. Her ne kadar Rusya'da gerçekleşen bu tu. 1917 Şubat'ında gerçekleşen devrim böylesi bir devrim çözülmüş de olsa, bugün hala etkisini dün- ortamda yaşanmış, Çar'ın iktidardan uzaklaştırıl- ya üzerinde göstermektedir. Kimi Bolşevik Dev- masına olanak sunmuştu. Çar'ın iktidardan uzak- rim'i yaşanan çözülmeden hareketle tarihin bir laştırılmasıyla kurulan yeni hükümet, Rusya için yanlış olarak değerlendirirken, kimileri de sadece yeni bir dönemin başlangıcı anlamına geliyordu. uygulamadan kaynaklı yaşanan hataların bir sonu- Ancak bu süreç sosyalizme dayanan Bolşevik cu olarak başarısız bir deney biçiminde değerlen- Devrim'i ile sonuçlanmamış, bir anlamda bu dirilmektedir. Gerçekten öyle midir? Yoksa çözü- devrimin öngünü olarak değerlendirilmişti. Genel lüşün başka nedenleri de var mıdır? Reel Sosyaliz- olarak Çarlık karşıtı güçlerin içerisinde yer aldığı min çözülüşünden bu yana yapılan tartışmalarda bir devrim olma niteliğini taşıyordu. O nedenledir cevabı aranan sorular olarak bunlar önümüzde ki gerçekleşen bu devrime "Şubat Burjuva durmaktadır. Devrimi" denilmişti. 1917 Şubat'ında Çarın iktidar Bugün Ekim Devrimi'nin 90. yılında koltuğundan uzaklaştırılmasını yeterli görmeyen aranan bu soruların yanıtına cevap bulabilmek için Bolşevikler, bu dönem ve gelişmeleri "proleter yeniden devrimin gerçekleştiği yıllara ve bu devri- devrimin" gerçekleştirilebileceği yeni bir süreç me temel teşkil eden felsefik ve ideolojik yakla- haline getirmek istiyorlardı. O nedenle de "tüm şımın kökenine inmek gerekmektedir. Ancak böyle iktidar Sovyetlere" sloganını geliştirerek yeni bir yapılırsa Bolşevik Devrimi'nin "tarihin yaşadığı devrimci süreç başlatmışlardı. Aldıkları karar bir yanlış mı?" yoksa başka nedenler sonucunda mı doğrultusunda başlattıkları bu sürecin ayaklan- çözülmeyi yaşadığı sorularına yanıt bulunabilir. maya dönüştürülmesi her ne kadar deşifre olsa da, Ekim Devrimi Gerçekleştiği Tarihsel Koşullar İçerisinde Ele Alınmalıdır aynı yılın Ekim ayında gerçekleştirilen geniş katılımlı bir ayaklanma ile iktidar ele geçirmişti. Ekim Devrimi 1917 yılında Çarlık Tarihe Ekim Devrimi olarak geçen Bolşevik Rusya'sı toprakları üzerinde gerçekleşmiştir. O Devrimi böylece gerçekleşmiş, tarihte ilk kez günün tarihsel koşulları itibariyle dünyaya hakim ezilen sınıflar devlet yönetme gücüne ulaşıyorlardı olan emperyalistler güçler arasında dünyaya hakim ve bu sonraki yıllar ve insanlığın zihniyet ve olma yaklaşımları sonucunda Birinci Paylaşım yaşamı üzerinde büyük değişikliklere yol açacaktı. Savaşı'nın yaşanması gündeme gelmişti. Rusya da Ekim Devrimi'yle birlikte başlayan süreç, aynı bu savaşta yer almıştı. Savaş, Rusya'da siyasal, zamanda dünya açısından da yeni bir dönemin Komünar 77 başlaması anlamına geliyordu. Emperyalizm önemli bir darbe yemiş, sömürge uluslar ve halklar Reel Sosyalizmin Çözülmesi Sosyalizmin Yenilgisi Değildir kurtuluş sürecine girmişlerdi. O nedenledir Ekim Sosyalist öğreti 1917 Devrimi'yle birlikte Devrimi ile başlayan çağ sosyalistlerce; "Proletar- ortaya çıkmamıştır. Ekim Devrimi, sosyalist öğre- ya ve Ulusal Kurtuluş Devrimleri Çağı" olarak tinin bir pratikleşme biçimi olarak yaşanmıştır. tanımlanmıştı. Sosyalistlerce Ekim Devrimi'yle Sosyalizm teorik kuram olarak 19. yüzyılda bir başlayan sürece böylesine tarihsel anlam verilme- formülasyona kavuşmuş olsa da, kökleri insanlığın sinin nedeni; işçilerin iktidar mekanizmasını ege- tarih boyunca yaşadığı baskı, sömürü ve zora karşı menlerin elinden almaları ve kendi iktidarlarını gelişen mücadeleler ve gerçekleşen arayışlarına kurmalarıydı. Böylece insanın eşitlik ve özgürlük kadar uzanabilmektedir. Ancak bir öğreti olarak ütopyası olan yeni bir dünya yaratma yolunda ilk gelişmesi, sistematize olması, temel prensiplere adımlar atılmış oluyordu. Gerçekleşen bu devrim kavuşturulması ve devletçi sosyalizm biçiminde ile birlikte diğer halkların da burjuva egemenlikleri bir karaktere büründürülmesi 19. yüzyılda geliştir- yıkıp iktidarı ele geçirmeleri için gerekli koşulların ilmiştir. oluştuğu da öngörülüyordu. Böylece Ekim Dev- 18. yy.daki ütopik sosyalistlerin arayışla- rimi ile birlikte dünya devrimler çağının başladığı rının sonuçsuz kalması ve Paris Komünü'ün yenil- da kabul edilmiş oluyordu. gisi, iktidarcı sosyalist arayışların gelişmesine im- Ekim devriminin ardından, dünyanın bir- kan sunmuştur. Ütopikler tasarılarını gerçekleştire- çok yerinde proleter sınıf hareketleri belirli bir memiş ve komün başarısız olmuşsa, bunun nedeni gelişme göstermiş, birçok ülke de Rusya Devri- iktidarın ele geçirilememiş olması biçiminde mi'nin örneğini izleyerek kendi iktidarlarını kur- değerlendirilmesi böylesi bir yaklaşımın gelişme- maya başlamışlardı. İkici Dünya Savaşı'ndan son- sine temel teşkil etmiştir. Bu süreçten itibaren raki yıllara gelindiğinde ise, neredeyse "dünyanın sosyalizmin ancak iktidar olunarak kurulabileceği üçte biri" diye adlandırılan bir kısmında da etkili yaklaşımı, sosyalist öğretinin temel yaklaşımların- hale gelmişlerdir. Yaşanan bu gelişme 70 yıl de- dan biri haline gelmiştir. Bu yaklaşım Ekim vam etmiş, ancak kendisini yenileyemediğinden Devrimi'nin gelişiminde de belirleyici olmuştur. giderek daralmış ve ardından yaşanan bir çözülme Devrimin iktidarın ele geçirilmesiyle ile son bulmuştur. Ortaya çıkan bu sonuç Ekim gerçekleşeceğini Devrimi'yle başlayan ve insanlığın zihniyet yapısı takvime göre 23 Ekim, yeni takvime göre de 7 üzerinde önemli sonuçlara yol açan bu sürecin Kasım günü gerçekleştirdikleri ayaklanmayla ikti- sorgulanmasını da beraberinde getirmiştir. Yapılan darı alaşağı edip kendi iktidarlarını kurmuşlardır. sorgulamalarda ise, daha çok hayal kırıklığı ve İktidarı ele geçirmelerinin ardından mülkiyet kapitalizmin zafer kazandığı yaklaşımları öne çı- toplumsallaştırılmaya başlanmıştır ve bu temelde karılmıştır. Oysa gerçeklik, ulaşılan bu sonuçtan sosyalizmin kurulmasında temel önemde ham- tamamen farklıdır. Yaşanan ne kapitalizmin zaferi lelerin yapıldığına inanılmıştır. İktidarın ele geçir- ne de sosyalizmin yenilgisidir. ilmesi ve mülkiyetin toplumsallaştırılması, sosyal- düşünen Bolşevikler, eski Komünar 78 izm olarak algılanmıştır. Yanılgı da burada olma özelliğine de sahiptir. Çünkü sömürülen başlamıştır ve teori üzerinde etkili olmuştur. Bu sınıfların ve ezilen halkların mücadelelerine temelde şekilde iktidara dayalı sosyalizm anlayışı dayandırılarak gerçekleşmiştir. Ekim Devrimi'ne ancak 70 yıl ayakta kalmış, ardından da yıkılmıştır. karakter kazandıran da bu yöndür. Rusya'da işçi- İktidara dayalı Sosyalizm anlayışı ters tepmiştir. lerin ve köylülerin sürekli ayaklanmaları yaşan- Ele geçirdikleri iktidar, iktidarı ile geçirenleri tes- mıştır. Baskıya ve zora karşı tepkiler gelişmiştir. lim almıştır. Bir paradoksmuş gibi görülse de Toprak ve özgürlük talepleri temelinde büyük aslında yaşanan bu gerçeklikten başka bir şey direnişler yaşanmıştır. Ekim Devrimi tüm bu olmamıştır. ihtiyaçlara yanıt olma temelinde gerçekleşmiştir. O Rêber Apo'nun devlet ve iktidar çözümlemeleri esas alınarak bir yaklaşım gösterildiğinde, neden böyle olduğunu anlamak o kadar da zor olmamaktadır. İktidar ve devlet olgusu tarih sahnesine sınıflı, sömürücü, egemenlikli bir karakterle çıkmışlardır. Egemen sınıflı bir karaktere sahip olan devlet demokratik komünal değerler taşıyan topluluklar karşısında tarihte gerçekleşen ilk karşı devrimdir. Özü itibarıyla komünalite karşısında bir karşı devrim olan devlete ve iktidara dayalı sosyalizmin gerçekleşmesi de mümkün değildir. O nedenle ütopik sosyalistlerin başarısızlığı ve Paris nedenle de ezilenlerin, sömürülenlerin sömürü ve Komünü'nün yenilgisinden çıkarılan yanlış bir egemenliğe sonuç olan iktidarcı, devletçi sosyalizm mantığı Devrimi'nin bu yönü görülmeli ve ona göre de özünde sosyalist düşünce ve öğretiden de bir sahip çıkılmalıdır. Sadece bu da değil; geliştirilen sapma anlamına gelmektedir. O nedenle de böyle mücadeleyle egemenlik sisteminin yıkılıp yerle bir bir sapmanın büyük oranda etkisini taşıyan Ekim edileceği de ortaya konulmuş ve bu samimi bir Devrimi'nin gerçekleşmesinin ardında 70 yıl sonra şekilde savunulmuştur. Tüm bunlar sömürü ve ege- çözülmesi ve yeniden burada devletin kazanması menliğe karşı olan mücadelelerin hanesine yazılan anlaşılmaz bir durum olmadığı gibi yadırganacak bir kazanımdır. Bu kazanımlar iyi değer- bir sonuç olarak da görülmemelidir. Ortaya çıkan lendirildiğinde sömürü ve egemenliğe karşı güçlü bu sonucu da sosyalizmin yenilgisi olarak ele karşı koyuşlar yaşanacağı gibi belirli sonuçlara almamak gerekmemektedir. ulaşmak da olanaklı hale gelecektir. Buradan karşı bir mücadelesidir. Ekim 1917'de Rusya'da gerçekleşen Bolşevik hareketle de sömürü ve egemenliğe karşı olanların devrim her ne kadar iktidarcı, devletçi bir nitelik Ekim devrimine sahip çıkmaları ve bunu verdiği taşımış olsa da, o zamana kadarki insanlığın sömü- mücadelenin dayandığı tarihsel temellerden biri rü ve egemenliğe karşı mücadelelerinin bir devamı olarak kabul etmeleri gerekmektedir. Komünar Ekim Devrimi Sosyalist Mücadelenin Bir Kazanımıdır Ekim Devrimi'yle birlikte devriminin açtığı yoldan ilerleyen halklar olmuştur. Çünkü 79 sosyalizmin gerçek anlamda pratikleştirilmesinin nasıl mümkün olacağının doğru anlaşılmasını olanaklı kılmıştır. Bu da sosyalizmin gerçek tanımının yapılmasını beraberinde getirmiştir. Rusya'da Çar'ın yıkılması diğer halklar için bir Sosyalizm Komünalitedir umut yaratmıştır. Dünyanın birçok ülkesinde Ekim Ekim Devrimi sanıldığından çok daha Devrimi'ni izleyen halklar bu şekilde umutlarını fazla sosyalizm mücadelesine katkıda bulunmuş- gerçekleştirmek için iktidar mücadelesine yönel- tur. Devrimin bir iktidar sorunu olmadığı Ekim mişlerdir. İktidara dayalı sosyalizm mücadeleleri Devrimi pratiğiyle ortaya çıkmıştır. Devrimle ikti- her ne kadar başarısızlıkla sonuçlansa da, egemen- dar ele geçirilse ve yeni iktidar kurulsa da kazanan ler olmadan da kendi yaşamlarını kendilerinin devrim olmamaktadır. Bunu en yakıcı bir şekilde örgütleyebileceklerini görmüşlerdir. Bu onlar için öğreten Ekim Devrimi'dir. Ekim Devrimi büyük bir kazanımdır. Sadece bu da değil, kendi yaşam- fedakarlıklar ve mücadele ile gerçekleşmiştir. Halk larını kendileri örgütlerken olmaması gerekenleri büyük acılar yaşamıştır. Sosyalizmi kurmak ve yine kendi pratikleriyle öğrenmişlerdir. korumak için tarihten o güne kadar eşine rastlan- İktidar ve devlet araçlarına başvurarak madık büyük çaba ve kahramanlıklar göster- toplumun kendi kendini yönetmesi mümkün olma- ilmiştir. Tüm bunların bir sonucu olarak da büyük maktadır. İktidarı ele geçirdikten bir süre sonra maddi değerler yaratmışlardır. Ancak tüm bunlar kendi kendilerini yönettiklerini sansalar da, aslında devlet ve iktidar odaklı olduğu için sonuçta kaybe- o süre zarfında ele geçirdikleri iktidar onların dişe dönüşmüştür. yaşamına yön veren bir organ haline gelmektedir. Ekim Devrimi'nin gerçekleştiği Rusya Bu da yeniden toplum içerisinde bir farklılaşmaya dünyanın en büyük devletlerinden biri haline neden olmakta ve sınıfları ortaya çıkarmaktadır. gelmiş, ekonomik ve teknik olarak çok ileri Reel sosyalizm pratiği, bu gerçeğin çok düzeylere ulaşmış ve kendisiyle rekabet halinde somut bir biçimde yaşanmasından başka bir şey olan fazla bir güç de kalmamıştı. Yakalanan bu değildir. Önce iktidar ele geçirilmiş, ardından ise düzey ile eğer iktidar ve devlet yoluyla sosyalizmi kapitalizm iktidar koltuğunda kendini farklı biçim- gerçekleştirebilseydi, halklar, özellikle de Rus ler kazanarak yaşatmıştır. Buradan çıkartılacak halkı bugüne kadar çoktan sosyalizmi en ileri sonuç bile, kendi başına sosyalist öğreti pratik- düzeyde yaşar duruma gelmiş olacaktı. Ama böyle leştirirken, nelerinin olmaması gerektiğinin somut olmadı. Devlet büyüdü, iktidar güçlendi, ekonomi göstergeleri olmaktadır. Yaşanan bu pratiklere day- gelişme kaydetti, teknik alanda büyük bir atılımlar alı olarak sosyalizmin nasıl gerçekleşebileceği kaydedildi. Bu gelişmelere rağmen iktidarcı yönünde sonuçların çıkarılması olanaklı hale devletçi yapılanma bunlardan başka bir sonuç gelmiştir. Sosyalizmin devleti ele geçirmek ve yaratamadı. Aksine toplumu sosyalist değerlerden mülkiyeti kamulaştırmak olmadığı, Komünalite uzaklaştırdı. Sosyalizmin salt maddi olgu, maddi olduğu açığa çıkmıştır. Bu da sosyalist öğretinin, olgunun da ekonomik kalkınma olduğu gibi bir Komünar 80 yanılsama yarattı. Sosyalizmin moral, ahlaki ve memurların kontrolü altına verilmiştir. Burada felsefi boyutu ikinci plana itildi. Kaba materyalist gelişen komünalizm değildir. Tamamen Jakoben ve ekonomist yan öne çıkarıldı. Böyle olunca da tarzda toplumun tepeden şekillendirmek isteme- karşı olunan sömürü ve egemenliğe dayanan sis- sindir. Oysa komünalizm; ortaklaşacılık ve özye- temin bir parçası haline gelindi. Bu da kapitalizmin terlilik temelinde toplumun tabandan başlayarak yeniden ve daha güçlü bir şekilde örgütlendirilerek kendi kendisini örgütlemesidir. Aslında Ekim yaşanmasında başka bir sonuç yaratmadı. Ortaya Devrimi'nin dayandığı stratejinin teorik temelleri çıkan bu sonuç sosyalizmin gerçekliğinin ne de ortaklaşacılık ve devlet dışı örgütlenmeye olduğunu bir kez daha doğru temellerde sorgulan- dayanmaktadır. Ama buna rağmen devrim sonra- masını beraberinde getirdi. Bu noktada da sosyal- sında izlenen politika ile bu yaklaşımdan ciddi bir izmin devletçi ve iktidarcı değil, komünalite sapma içerisine girilmiştir. olduğu gerçekliği açığa çıkmış oldu. Proletaryaya göre devrim ile devlet ele Sosyalizm komünalitedir. O nedenledir ki, geçirildikten sonraki var olan devlet tam devlet ancak komünlere dayanarak yaşamsallaşacaktır. değildir; yarı ve sönmeye doğru yüz tutan bir Komünlerin oluşumu ise toplumun devlet dışında devlettir. Oysa Ekim Devrimi'nden sonra izlenen kendi kendine yeterlilik temelinde örgütlemesiyle yol tam da bunun tersi olmuştur. Devlet iyice mümkün olacaktır. Rusya'da Ekim Devrimi büyütülmüş ve sağlamlaştırılmıştır. Dünyanın en gerçekleşirken "Tüm iktidar sovyetlere" sloganının güçlü devletlerinden biri haline gelinmiştir. belirlemesiyle ilk başta bu ilkeden sapılmıştır. Böylece devrimin hedeflerinden sapılarak karşıtlık Rusya'da tüm iktidarı Sovyetler devralmıştır. temelinde ona karşı mücadele edilen sisteme güç Böylece Sovyetler iktidarı devralırken, aslında verilmiştir. Reber APO'nun belirttiği gibi sonuçta devrimi de iktidara devretmiştir. Ekim Devrimi'nin "kapitalizmin mezhebi" haline gelinmekten kurtu- ardından izlenen NEP (Yeni Ekonomik Politika) lunamamıştır. önü Burada gerçek sosyalizmin ne olduğu ve açılmıştır. Burada en çok dikkat çeken de; iktidarı dünya insanlığının sosyalizm mücadelesini hangi ele geçiren proletaryanın burjuvazinin gerçek- temellerde ve nasıl bir yöntem izleyerek geliştir- leştiremediği kapitalist gelişimi sağlama görevini mesinin gereği de ortaya çıkmış olmaktadır. Sos- de kendi işiymiş gibi üstlenmiş olmasıdır. Bununla yalizm, kapitalizm ile birlikte oluşan bir düşünce da sadece iktidarın Sovyetlere geçmesiyle kazanan ve öngörülen bir yaşam biçimi olarak ortaya çık- iktidar olmamış, ekonomik olarak ta kapitalizmin mamıştır. İnsanlığın toplumsallaşmaya başladığı gelişimin önü daha fazla açılmıştır. Burada doğal toplumda var olan komünal yaşam ilişkiler- kazanan proletarya olmamıştır. ine dayanmaktadır. Egemenlikli devletçi toplum ile de Ekonomide kapitalistleşmenin Sovyetler iktidara dayalı kamulaştırmalar karşısında komünal yaşam değerlerini savunan ve yoluyla kendini örgütlemeye başlamıştır. Kamu- yaşayan topluluklar geliştirdikleri mücadeleyle laştırılan mülk devletin elinde toplanmıştır. kapitalizm öncesi süreçte hep de var olagelmiştir. Devletin elinde toplanan mülkün kontrolü de Kapitalizmde ise bu mücadele devam etmiştir. Komünar 81 Ancak kapitalizmde gelişen sosyalizm Komünalite diye tanımlayabileceğimiz bu mücadeleleri önceki süreçteki yaşananlardan fark- yol, devletin ele geçirilerek Jakoben bir tarzda top- lı yönler içermiştir. Sınıflı uygarlığın bir gerçek- lumun tavandan sosyalizasyonunun gerçekleştiril- leşme biçimi olan kapitalizmde sömürünün mesi değildir. Bu yol, tabandan toplumun devlet- toplumun bütününe yayılması ve büyük toplumsal siz, komünal yaşam üzerinde demokratik değerlere sınıfları ortaya çıkarması, sosyalizm mücadeleler- bağlı bir şekilde kendini gerçekleştirme yoludur. ine ilişkin yeni yorum ve biçimlerin yaşanmasına Komünalite reel sosyalizmi çağrıştıran yaklaşım- neden olmuştur. Toplumun büyük çoğunluğunu lardan da farklıdır. Bu nedenle aynılaştırılmamalıdır. oluşturan işçi sınıfı sosyalizm mücadelesinde Komünalizm reel sosyalizm değildir. temel güç ve dayanak olarak ele alınmaya başlan- Reel sosyalizm, kapitalizmin bir mezhebi mıştır. Tarihin önceki dönemlerinde doğal toplum haline gelen bir devletçiliktir. Gerçekleşme man- özelliklerini yaşayan toplulukların içerisinde tığıyla çeliştiği ve ona ters düştüğü için de yaşanan komünalitenin aksine, kapitalizm ile bir- çözülmekten kurtulamamıştır. Sonuçta ait olduğu likte şehir uygarlığı içinde ortaya çıkan prole- yere dönmüştür. Gerçekleşen bu sosyalizm pratiği, taryanın öncülüğünde geliştirilebilecek bir yaşam komünizmi de ideolojik anlamda aşındırmış, ve toplum biçimi olarak ele alınmaya başlanmıştır. toplumun gözünde itibar kaybetmesine neden Ekim Devrimi de böyle bir yaklaşımın sonucu olmuştur. Ayrıca bu pratik komünizmin, yarı olarak gerçekleşmiştir. devletin kendi kendini yok etmesi ile gerçekleşe- Bu yaklaşıma göre, sosyalizm mücadelesi bileceği fikrini esas almış, teorik olarak da doğa ve kapitalizmin geliştiği işçi sınıfının nitel ve nicel toplum arasında bir çelişkinin hakim olacağı bir olarak var olduğu ülkelerde başarıya ulaşacaktır. toplum olarak algılanmasına neden olmuştur. Bu ülkelerin başında da Avrupa Kıtası'nda bulunan Komünalizm her ne kadar bu komünist ve kapitalizmin geliştiği ülkeler gelmektedir. Rus- öğretiyle örtüşen, birbirini çağrıştıran yanlar taşısa ya'da gerçekleşen Ekim Devrimi bu yaklaşımı çü- da, birçok farkı da içermiştir. Öncelikle devleti rüten bir durum yaratmıştır. Çünkü Rusya ne tam reddetmektedir. Devletsiz toplumun kendi yaşa- bir Avrupa ülkesi ne de kapitalizmin fazlaca geliş- mını örgütleyebileceği tezinden hareket etmekte- tiği bir ülkedir. Buna rağmen Rus Devrimi'ni ya- dir. Devletin var olduğu koşullarda kendini örgüt- panlar var olan teorik tespiti reddetmemişler, leyebileceğini savunmaktadır. Komünalite ve ko- gerçekleştirdikleri devrim ile burjuvazinin yapa- münizmin yorum ve teorilerinde ifade edilen yarın, madığı görevi üstlenmişlerdir. Bu da yapmış old- belirsiz bir gelecekte yaşanacak bir ilişki ve yaşam ukları devrim ile hedefledikleri toplumsal yaşamın biçimi değildir; bugünden oluşacak bir yaşam biçi- aksine karşı oldukları sistemin daha da güçlendiril- mi ve ilişki tarzıdır. Sahip olduğu bilinçte; sosyal- mesi sonucunu yaratmıştır. Bu gerçeklik de göster- izmin kapitalizm sonrasında insanlığın yaşayacağı miştir ki komünalizme ulaşmak, Ekim Devrimi'yle bir evre olacağı düşüncesi bulunmamaktadır. Bu birlikte izlenen sosyalizmi gerçekleştirme mücade- anlamda tarih bilinci tamamen farklı bir yaklaşım- lesinden farklı bir yol izlenerek mümkün olacaktır. la sosyalizmi ele almasına neden olmaktadır. Komünar 82 Bu yaklaşım, doğal toplumla başlayan Kimilerine göre Ekim devrimi "bir varmış süreçte yaşanmaya başlayan komünalizmin, hiyer- bir yokmuş" misali ele alınan bir olgu değildir. Bir arşik ve egemenlikli devletçi toplumların yaşan- varmış, hep varmış biçiminde ifadeye kavuşturula- maya başladığı tarihsel süreçlerde de hep var bilecek halkların komünal yaşam arayışlarını olduğu şeklinde bir yaklaşımı savunması gibi bir gerçekleştirmek üzere verilen bir mücadeledir. sonuç yaratmıştır. Tarihi sınıflar arası bir mücadele Tarihte benzer örnekler de yaşanmıştır. Spartaküs, ile değil, toplum-devlet arasındaki çelişki ile açık- Şeyh Bedrettin vb. de aynı yaşam utkusu ve larken, komünalizmin ekolojik, demokratik, cin- mücadelesi içerisinde olmuşlardır. Arayışlarını siyet özgürlükçü bir yaklaşımla gerçekleşebile- somutlaştırmaya çalışmışlardır. Bir süre somut- ceğini savunmaktadır. Bu yönüyle komünizm laştırma süreçlerini de yaşamışlardır. Daha sonra yorum ve teorisinde dile getirilen doğa ve toplum çok ciddi zorlanmalarla karşılaşmış ve bir geri çek- çelişkisi dışına da çıkılmış olmaktadır. Tüm bu ilme içine girmişlerdir. İzledikleri yöntem farklılıklar, reel sosyalizmi çağrıştıran komünizm istemedikleri bir sonuçla karşılaşmalarına neden yorum ve teorisi ile komünalizm arasındaki farkı olsa da, o mücadeleler devam etmiştir. Spartaküs ortaya koymaktadır. O nedenle de aradaki farkı Şeyh Bedrettin'de yaşamış, Şeyh Bedrettin Marks, koymak için Komünalizm belirlemesinin yapıl- Engels ve Lenin'de yaşamıştır. Aydın Ortaklar'daki ması çok daha gerekli hale gelmektedir. ortaklaşa yaşam, Paris'te Komüne, Rusya'da Sonuç: Sovyetlere dönüşmüştür. Tüm bu denemeler geri Ekim Devrimi'nin doksanıncı yılını geride çekilmelerle sonuçlanmış olsalar da, hep birbir- bırakıyoruz. Kuşkusuz Ekim Devrimi ütopya ve lerinin devamı şeklinde tarih içindeki yerlerini verilen mücadele itibariyle halkların tarihinde almış ve bugün farklı tarzda da olsa yaşamaya önemli bir yer edinmiştir. Yetmiş yılı bulan iktidar- devam etmektedirler. laşma süreci içerisinde yaşananlar da sosyalizm 90. yılında Ekim Devrimi'ni ele alırken bu mücadelesi açısından büyük bir kazanım yarat- bilinçle bir yaklaşım içerisinde olmak büyük önem mıştır. Bu kazanım, halkların mücadeleleri açısın- taşımaktadır. Bu bilinçle yürüttüğümüz komünal- dan büyük bir deney ve tecrübe yaratmıştır. Bu izm mücadelesinde Ekim Devrimi'nin yaşatıldığını deney sayesindedir ki, sosyalizmin devlete dayalı da burada belirtmek gerekmektedir. O nedenle de olarak değil, devlet dışında gerçekleşebileceği, 90. yılında Ekim Devrimi her ne kadar gerçek- demokrasinin de toplumun devletsiz bir şekilde leştiği Rusya'da reel sosyalizmin çözülmesiyle bir örgütlenmesi olduğu gerçeği açığa çıkmıştır. geri çekilme yaşamış olsa da, yaşamaya devam Artık halklar bu deneyden yola çıkarak etmektedir. Bu yaşam sadece Rusya'da değil, tüm yollarını daha gerçekçi bir şekilde görebilmiş ve sosyalizm mücadelesi veren ülkelerde halkların buna göre bir mücadele içerisine girme şansına duygu, düşünce ve bilincinde yaşamaktır. ulaşabilmişlerdir. Komünar 83 DEMOKRATİK ÖZERKLİK DEVLET DIŞI KALMIŞ KESİMLERİN ÇÖZÜMÜDÜR "...Etnik gurupların, tüm zorluklara etmektir. Sınıflı toplum tarihi bu anlamda çarpıtma dayanarak açlığa, hastalıklara ve saldırılara ve manipülelerle doludur. Ezilenler, emekçiler ve karşı koyarak çölleri dağlar ve ormanların derin- halklar adına hareket ettiklerini söyleyenlerin de liklerinde yaşamayı başarmaları bile insanlık bunun dışına çıkmamaları bu değirmene su taşı- adına büyük bir demokratik birikimdir. Halk malarından öteye bir işlevleri olmamıştır. guruplarının tüm bu sınır tanımaz imha seferler- Uğrunda mücadele edilen değerlere ters ine karşı dağların orman ve çöllerin derinlik- düşmemenin ilk ve en önemli yolu çarpıtma ve lerinde geçirdikleri tüm zamanları demokrasi tar- manipülelerle oluşan zihniyet çemberini kırarak ihini yazmayıp kimin adına yazacağız? Yâda hiç dışına çıkmaktır. Bu olmazsa ne kadar görkemli bir bahsetmeyip yok mu sayacağız? Tarih böyle mücadele ve fedakârlık gösterilirse gösterilsin, anlam bulabilir mi? Bulsa bile zorbalığın sonuçta gelinen nokta aynı olacaktır. Reel sosyal- gaspçılığın anlamlılığından öteye geçebilir mi? izm pratiği bu konuda anlamlı derslerle doludur. küçük bir aşiret direnişinin bile ne kadar "Tilkinin dönüp dolaştığı yer kürkçü dükkânıdır" destanlara konu olduğunu anlamaya çalışırsak deyiminde olduğu gibi, başlandığı noktaya gelmek göçebelerin, etnisitenin demokratik değerini kaçınılmaz olur. Bunu aşmanın yolu; sistemin daha iyi anlamış oluruz..." REBER APO bilme sınırlarına ulaşma ve aşma, sistemin oluştur- Tarihin düz ve kesintisiz bir çizgi halinde duğu zihniyet kalıplarını, düşünce formatlarını gelişmediği, karşılıklı çelişki ve çatışma içerisinde kırma, yeni bir zihniyet ve düşünce yaratmaktan geliştiği söylenen bir gerçek olmasına rağmen, en geçmektedir. Önderlik buna; "Zihniyet devrimi" fazla unutulan, değerlendirme konusu dahi yapıl- demektedir. Paradigmal değişim, özü itibariyle mayan da bu gerçekliktir. Bu durum en fazla da zihniyet değişimidir. Zihniyet devrimi gerçek- sosyal bilimciler tarafından tarihsel gelişmeler leştirilmeden yapılacak her türlü değerlendirme anlatılırken göz ardı edilmektedir. Tarihi ve yetersizlik ve yanlışlıklarla dolu olacaktır. O yüz- toplumu Sümerlerle başlatmaları -ki bu devletin den zihniyet devrimi veya yeni paradigmaya giriş başlangıcıdır- öncesini görmemeleri, "ilkel" diy- işin şifresi ve gerçekliği aramanın anahtarı duru- erek küçümsemeleri bunun en açık ifadesidir. Oysa mundadır. Yanlış anahtarlarla kapının açılabileceği evrendeki hiçbir olay ve olgu partneri olmadan görülmüş müdür? Bunu yapmaya çalışmak akın- oluşmaz. Partner göz ardı edilerek olgu, doğru ve tıya karşı kürek çekmek olacaktır. tam bir izaha kavuşturulamaz. Bunu izah etmeye Bu genel değerlendirmeleri şunun için çalışmak en hafif deyimle çarpıtmak ve manipüle yapıyoruz: Zihniyet devrimi yapılmadan doğru Komünar 84 yapmanın imkânı yoktur. Zihniyet devrimi işin Demokratik özerklik, bir geçiş çağı olan amentüsü gibidir. Kavramlardaki bu kadar farklılı- demokratik uygarlık çağında iktidar dışı kalmış ğın ve muğlâklığın altında yatan gerçeklik budur. kesimlerin kendilerini örgütleyerek bir ifadeye Geçmişin zihniyet kalıntıları ve paradigmayla olay kavuşturmalarıdır. Buna demokratik toplumda ve olgulara yaklaşıldığında ortaya çıkacak sonuç, dezavantajlı konumda bulunanlara tanınan pozitif eskiyi tekrarı olacaktır. ayrımcılık demek de mümkündür. Reber Apo Bir Halkı Savunmak adlı eseri Demokratik özerkliği daha derinden başta olmak üzere, diğer çözümleme ve değerlen- tanımlayabilmek için yaşadığımız çağı kısaca dirmelerinde yeni bir bakış açısı, yeni bir zihniyet değerlendirmek gerekir. Önderlik Sümer Rahip ve yeni bir paradigma yarattı. Bununla kavramlara Devletinden, Demokratik yeni anlamlar yükledi. Daha doğrusu içi boşaltılan, eserinde, içinde yaşadığımız çağı demokratik çarpıtılan kavramları yeniden özüyle buluşturdu. uygarlık Marks'ın baş üstü duran Hegel diyalektiğini ayak- "…Buna göre demokratik uygarlık çağı sınıflı ları üzerine oturtması gibi, Önderlik de kavramları uygarlık çağlarının bilimsel bir teknik evrime gerçeğiyle buluşturdu. bağlı olarak aşılmasının tam sağlanmadığı Bu kavramlardan birisi de; demokratik çağı olarak Cumhuriyete adlı değerlendirmektedir: yenisinin de tam belirginleşmediği uzun süreli bir özerkliktir. Sınıfçı ve devletçi paradigmayla demokratik özerklik ele alınırsa ilkel milliyetçi bir konuma düşülür. Zaten kendi başına özerklik, ilkel milliyetçiliğin temel hedefidir. Bunda amaç iktidarın sağladığı nimetlerden küçük de olsa pay almaktır, yani çıkardır. Oysa Demokratik Ekolojik Cinsiyet Özgürlükçü Toplum paradigmasıyla yaklaşıldığında, demokratik özerkliğin hiç de iktidar nimetle- tarihsel dönemin kavramsallaştırılmasını ifade rinden pay kapma ve çıkar elde etme olmadığı gö- etmektedir. Yeni ile eski iç içe ama barışçıl tarzda rülecektir. Demokratik özerklik en genel anlamda dönüşümünü öngörmektedir. Mevcut teknik bir devletin sınırları içerisinde kalan, ama onunla düzeyin zora başvurmaksızın her türlü dönüşüme bütünleşmemiş, devlet dışı kalmış kesimlerin, maddi zemin oluşturacak kadar elverişli koşullar etnisitelerin, cinslerin, inanç guruplarının kendi- sağladığı görüşüne dayanmaktadır. Klasik devle- lerini geliştirme ve örgütleme tazıdır. Ya da tle kapalı toplumun aşıldığını üçüncü alan olarak devletin siyasal sınırlarına dokunmadan, herkes- etkinlik kazandırdığını ileri sürdürmektedir. imin bulunduğu ortamda kendini özgürce ifade Birinci ve ikinci alan olan devlet ve toplum ara- edebilmesidir. sında üçüncü alan olan sivil toplumun sivrilmesi, Komünar 85 federatif yönetim ve yaşam tarzını öne çıkarmak- dan dolayı sonrasında geliştirilen yorum ve analiz- tadır. İdeolojik, ekonomik, sosyal, etnik, cinsi, ler yetersizlikler ve yanlışlıklar içermektedir. ırki ve siyasal farklılıklar toplumun zenginliği Yukarıda da belirttiğimiz gibi, bizce de- olarak düşünülmekte her gurubun ifade özgür- mokrasi insanın var oluş ve yaşayış tarzıdır. Yani lüğüne sahip olarak istediği bilinç ve örgütlülük- yaşamın içerisinden gelen, kaynağını buradan alan le yönetim ve yaşamın en doğru ifadesi toplumun sosyal bir olaydır. Yaşamın canlılığı gibi canlıdır. ve devletin federatif temelde gerekli her türlü ku- O yüzden demokrasiyi kalıplara sokmak daralt- rumlaşmaya kavuşması olmaktır. Monolotik, oto- maktır, buda işin özünü sakatlar. riter ve totaliter yönetim ve yaşam tarzı ne kadar Toplumsallığı ve bilinçliği emekle yaratan demokratik değerlere ters düşüyorsa, sivil toplum ve doğadaki diğer canlılardan ayrışan insanın kuruluşlarına dayalı federatif ve yaşam tarzı da yaşamı demokratiktir. Doğanın kısıtlayıcı yakla- çağdaş demokrasiye o kadar uygun düşmektedir. şımlarının dışında hiçbir kısıtlama yoktur. Yaşam Buna dayanarak çağımızın genel bir kavramlaş- coşkun bir ırmak gibi durmadan, özgürce akar. tırmasını yapmak istediğimizde dünya demokra- Demokrasi de bunun gibi özgür ve akışkandır. tik federasyon çağı uygun düşmektedir..." Çağın Demokrasinin başlangıcında, kök hücresinde iki bu özelliğinden dolayı devlet dışı kalmış kesim- temel kavram esastır. Bunlardan birisinin olma- lerin kendilerini en özgür ve en rahat ifade edebile- ması demokrasiyi yetersiz ve eksik bırakır ki, bu cekleri örgütlenme, yönetme ve yaşam tarzı de- da demokrasiyi gerçekliğinden uzaklaştırılır. mokratik özerkliktir. Yani demokratik uygarlık ça- Bunlar; toplumsallık ve bilinç öğeleridir. Demek ğının örgütleme biçimi demokratik özerkliktir. ki demokrasi topluma ve onun bilincine dayanır. Kavramlara değişik anlamlar yükleyerek çıkarlarına geldiği gibi kullanmak neredeyse Toplumsallığı ve bilinci gelişmemiş toplumların, demokrasileri de gelişmemiştir. çağımızın hastalığı durumundadır. Bunu her alan- Toplumun bilinçli yaşaması önündeki her da görmek mümkündür. Konumuzla bağlantılı engeli bir demokrasi engeli olarak görmek ve olarak demokrasiyi ele aldığımızda bu daha çarpıcı bir şekilde görülecektir. Kimine göre demokrasi çoğunluğun azınlığa; kimine göre sınıfın sınıfa tahakkümü; kimine göre bir yönetim biçimi; kimine onunla mücadele etmek temel sorundur. Demokratik uygarlık çağının militanlığı da demokrasi militanlığıdır. Yani toplumu bilinç temelinde yeniden kurmak ya da doğal özüyle buluşturmaktır. Bunun dışında geliştirilen teorilerin hepsi demokrasiyi göre ise halkın -serveti, malı olanlar- kendini yö- daraltan, zayıflatan, sakatlayan, özünden boşaltan netmesi gibi tanımlamalar yapılmaktadır. Bu ta- teori ve yaklaşımlardır. nımlamaları çoğaltmak mümkündür. Çıkış nokta- Bu noktada ortaya çıkan en temel yanlış; ları bu tanımlamalar olduğundan sonrasındaki de- demokrasiyi devletle bağlantılandırmak ya da ğerlendirmeler de buna göre olacaktır. Bizce bu ta- demokrasiyi devletsiz düşünememektir. Bunun en nımlamaların hepsi yetersiz tanımlamalardır. Bun- belirgin yansıması da demokrasiyi Yunan uygar- Komünar 86 lığıyla başlatmaktır. Bu, demokrasiyi toplumdan döndüğünü belirtmiştik. İşte özerklik bu farklılık- alıp devlete; halktan alıp egemen kesimlere ver- ların kendilerini örgütleme ve geliştirerek yaşat- mektir. İşin acı yanı halk adına, toplum adına mü- malarıdır. Bütünün sağlıklı gelişmesi açısından cadele edenlerin de böyle bir yetersizliğe ve yan- parçaların kendi renginde enerjilerini açığa çıkart- lışlığa düşmeleridir. Demokrasiyi siyasal soruna maları gerekir. indirgemek devlete teslim olmak demektir. Böy- Özerklik siyasal olmaktan çok, sosyal bir lece demokrasiyi bastırarak, gerileterek gelişen durumdur. Halk kendi farklılığını tabandan devlete yeni nefes boruları açmaktır. Sınıflı toplum örgütleyerek yaşar. Bunu diğer halklara karşı bir tarihine bakıldığında bunu yaygınca görmek baskı aracına dönüştürmez. Sonuçta toplumun tüm mümkündür. Demokrasiyi siyasal sorun olarak ele bu kesimlerden oluştuğunu bilerek yaşar. Bu kes- alan yaklaşımlar, toplumu özüyle buluşturup yeni- imlerden birisinin bastırılması ya da ger- den koruma yerine, yani işin özüyle uğraşma yer- iletilmesinin toplumun gelişimini sekteye uğrata- ine biçimle uğraşan yaklaşımlardır. Bu da toplu- cağını baskıya uğrayanın da isyan edeceğini bilir. mun iç sorunlarını çözme yerine daha da ağırlaştır- Bunun için de "Bir ağaç gibi tek ve hür ve bir makta, kördüğüm haline getirmektedir. orman gibi kardeşçesine" ilkesini esas alır. Başka Oysa gerçek demokrasi devleti zayıflatır. bir halk üzerindeki baskı ve saldırıların kendi Demokrasi mücadelesi verenler devletten bir toplumsallığını tehdit ettiğini bildiğinden "bana şeyler isteme yerine, devleti sınırlamayı esas alır. ne" demez ve buna karşı mücadele eder. Bu tutarlı Devletten bir şeyler istemek, sonun da devlete bir demokrat olmanın da ölçütüdür. Kendisine götürür. Sissiphos kompleksi gibi başladığı nok- dokununca kıyametleri koparan, başka halkların taya getirir. asimilasyonuna, katliamına seyirci kalanlardan Demek ki demokrasi; devlet dışı kesim- tutarlı demokrat olmalarını beklenemez. lerin devleti sınırlayarak kendilerini örgütleme, Egemen kesimler özerkliği siyasal bir geliştirme, ifade etme ve yaşatmadır. Bu aynı oluşum olarak ele aldıklarından, iktidara ortak zamanda özgürlüktür. İnsanın, dolayısıyla toplu- olmanın bir yolu olarak görürler. Bu toplumun mun doğasına da uygundur. Öyle ele alındığında zenginliğini iktidardaki güçlerle paylaşmaktır. ancak tutarlı bir demokrat ve özgürlük savaşçısı Şayet güçleri yeterse tüm zenginliği ele geçirmek olunabilinir. için devletleşme eğilimlini gösterirler. Onlar için Yeniden konumuza, içi boşaltılan, ters yüz özerklik, devletleşmeye gitmede bir ara duraktır. edilen kavramlara dönecek olursak; bunlardan Toplumun zenginliğinin iktidardaki güçlerle pay- birisi de özerkliktir. laşmayı esas aldıklarından, devletle bir mücadele Toplumun doğasının canlı ve renkli içinde olmaktan çok, onunla pazarlık ederler ve olduğunu, bunun da farklılık yarattığını ve bu fark- isterler. Devletten istemek; devletten kopmamaktır. lılığın da zenginlik olarak yeniden topluma Bu kesimlerin egemen devletlere güçleri yetmedi- Komünar 87 ğinden işbirlikçilik temel özellikleri haline gelir. doğu'yu cehenneme çevirme temelindedir. Bu ce- Devletten isteyen veya verdikleriyle yetinen özerk- hennem ortamı onların nemalanacağı yerdir. De- lik; işbirlikçilerin özerkliğidir. Bunlar halkın is- mek ki Ortadoğu'daki sorunların kaynağı ve de- temlerini dile getirdiklerini söyleseler de, bu, ger- vamcısıdır. Cetvellerle çizilmiş devletler bunun çeği örten asma yaprağından öteye geçmez. somut ifadesidir. Devlet en fazla Ortadoğu da halk- Felsefeye dayanmayan demokrasi kolayca ların bağrına saplanmış bir hançerdir. Ortadoğu yozlaşır. Doğal toplumun sınıfsız, hiyerarşisiz, toplumlarının güç kaybetmelerinin temel nedeni baskısız ve özgür toplumun yaşam biçimi olan de- budur. O yüzden Ortadoğu da devlete, onun zih- mokrasi kolayca onlara ters döner. Aynı şey özerk- niyetine karşı mücadele etmeden tutarlı bir aydın lik içinde geçerlidir. Belli bir felsefeye, evren an- ve özgür bir insan olmanın imkânı yoktur. Orta- layışına ve siyasal programa sahip olmayan özerk- doğu da tutarlı aydın ve özgür insan çıkmamasının lik de kolayca yozlaşır. Toplum içindeki farklı kes- temelinde bu açmaz ve kördüğüm vardır. Ortadoğu imlerin kendilerini ifade etme aracından çıkıp, ter- halkları arasında ciddi bir sorun olmamasına rağ- sine bir rol oynar. Demek ki demokratik özerklik; men birbiriyle barışık devletlerin olmaması başka güçlü ve sağlam bir felsefeye, paradigmaya sahip nasıl izahı edilebilir? olmalıdır. Bunlar onun emniyet sübaplarıdır. Bu Ortadoğu demokratik ve özerk üniteler belirlemeler ışığında Ortadoğu ve Kürdistan şeklinde örgütlendiğinde güç bulmuş ve ayağa gerçekliğinde özerklik daha kolay anlaşılır. kalkmıştır. Tarih bunun örnekleriyle doludur. Des- Ortadoğu için yetmiş iki milletin buluştu- potik köleci Asur İmparatorluğuna karşı geliştir- ğu toplum denmektedir. Bu Ortadoğu toplumunun ilen direniş bunun ifadesidir. Bugün Ortadoğu top- çeşitliliğini, renkliliğini, zenginliğini yansıtır. Demokratik yöntemlerle bu farklılıklara yaklaşıldığında, muhteşem bir birikim, zenginlik ve güç açığa çıkar. Bu gerçek anlamda cennetin dünyasallaşmasıdır. Ancak demokrasi dışı bir yaklaşım sergilendiğinde bu farklılıklar düşmanlıklara, savaşlara, soykırımlara yol açar ki, bu da Ortadoğu'nun cehennemleşmesidir. Günümüzde Ortadoğu'da yaşanan tam da bu gerçekliğe uygun düşmektedir. Halkın seçeneği, tercihi, yaşamı demokratik olduğundan yaklaşımları Ortadoğu'yu cennete çevirmeye yöneliktir. Ancak egemenler için aynı şeyler söylenemez. Egemenler egemenliklerini sürdürmek istediklerinden yaklaşımları da Orta- lumlarında bayram olarak kutlanan Newroz kaynağını bu örgütlenme ve ittifaktan alır. Despotik merkezi Roma İmparatorluğu'na karşı İsa'nın geliştirdiği direniş; Sasanilere karşı Mani'nin; Emevi ve Abbasi halifelerine karşı Mazdek ve Babek'in geliştirdiği direniş bunun somut ifadeleridir. Demokrasiyi, evrenselliği ve özerkliği içiçe ören hareketler Ortadoğu da gelişme zemini bulmuş ve halklar hanesine olumlu puanlar yazdırmışlardır. Halklar bunların zamanında refaha ve mutluluğa ulaşmış, zenginliğinin farkına varmıştır. Bunların ezilmesinden sonra ise; halklara kat-liamlar uygulanmış, yaşam cehenneme çevrilmiştir. Aynı şey Kürtler için fazlasıyla geçerlidir. Kürtler kendilerini kendi renkleriyle Ortadoğu Komünar 88 toplumlarına kattıklarında kazanmışlardır. Tüm Kürt halkı bu özerkliği kabul edildiği asimilasyon, baskı ve şiddete rağmen günümüzde sürece komşularıyla barış içerisinde yaşamışlardır. hala diri olmaları bu özellikleriyle bağlantılıdır. Bu özerkliklerine yönelim olduğunda ise, ölümüne Kürtler tarihleri boyunca oluşturdukları siyasal sis- direnmişleridir. Özerklik ve direniş Kürt halklının temlerinin çok büyük çoğunluğu özerk veya feder- temel karakteristik bir özelliği olmuştur. Özerkli- atif niteliktedir. Bunu hem kendi içlerinde, hem de ğine ve özgürlüğüne yönelim olduğunda isyan et- komşu halklarla ilişkilerinde yapmışlardır. Çünkü miş, özerkliği ve özgünlüğü tanındığında, yani de- her aşiretin, her etnik gurubun, her inancın kendine mokratik bir yaklaşım sergilendiğinde barış içeri- özgü yanları vardır. Bunları görmeden yapılacak sinde kardeşçe yaşamıştır. Bu durum en belirgin sosyal bir organizasyon ya tutmaz ya da hemen olarak da Türklerle ilişkilerde görülür. Siyasal ola- baskıcılaşır, ceberutlaşır ve giderek diktatörleşir. rak daha örgütlü ve güçlü olan Türkler Kürtlerin Kürtlerin ataları olan Gutiler, Kasitler, özerkliğini tanıdıkları sürece aynı ırmağa akan iki Mittaniler böyledir. Bunlar derinliğine ince- dere gibi birlikte yaşamışlardır. Türkler orta Asya'- lendiğinde federatif özellikleri hemen göze çarpar. dan kopup Ortadoğu'ya geldiklerinde birçok halk- Bunların en gelişkinleri Medler'dir. Med organiza- la savaşmalarına rağmen, Kürtlerle savaşmamış- syonunun özü aşiret federasyondur. Asur zulmüne lardır. Kürtlerin özerkliğini tanıyarak ittifak yap- karşı geliştirdikleri federasyondur. Medler'i mış ve bunun sonucunda Bizans devletini yen- başarıya götüren temel özellik budur. Zafer onda mişlerdir. Bu ilişki ve ittifak bozulunca yeniden is- gizlidir. Medler herhangi bir savaşta yenilerek yanlar başlamıştır. Ve bu isyanlar Türkleri de za- dağılmamışlardır. Yaşanan ihanetleri saymazsak yıflatmıştır. Türkler kendi içindeki farlılıklara de- özerk ve federatif olan ilişkilerin zaferden sonra mokratik bir yaklaşım sergilemediklerinden yenil- merkezileştirilmeye dönüştürülmesi yenilgisinin mişleridir. Anadolu Selçuklu Devleti derinlikli ola- temel nedenidir. Merkezi ilişkiler dayatılınca, fed- rak incelenirse, yenilgisinin temelinde demokratik erasyonu oluşturan aşiretler birer birer federasyon- ve özerk ittifakı geliştirememesinin yattığı görülür. dan çıkmışlardır. Bunun sonucunda kolonları Kürtler bulundukları alanlarda kendi yaşam tarz- kırılan bir binanın çökmesi gibi, Medler de 55 yıl larında yaşamış, kendi özerkliklerini korumuşlar- gibi kısa süren bir iktidardan sonra çökmüşlerdir. dır. Ne zamanki özerkliklerine yönelim olmuş, peş Bu durum İslam'ın Kürdistan'a girmesinde de görülür. İslamlaşarak genelle bütünleşen peşe isyanlar başlamıştır. 19. ve 20 yy.ın Kürtler için kanlı bir yüzyıl olması bundan dolayıdır. Kürtler kendi renklerini yaşamaktan vazgeçme- Bu yy'da yeni bir durum ortaya çıkar. mişlerdir. İslamiyeti Zerdüşti gelenekleriyle bir- Kökleri eski olmakla birlikte en geri ve ilkesiz leştirip yaşamak istemişlerdir. Bunu söylerken temelde Araplarla işbirlikçilik yapan kesimler kastımız kendi değerlerine sırt çevirip Arap işbir- Türklere de işbirlikçilik yapmışlardır. Bu işbirliğin likçileri olan kesimler değil, halkın durumudur. temelinde yatan; iktidar nimetlerinden arta kalan- Komünar 89 lardan pay almaktır. Bu aslanın avından beslenm- Başta da belirttiğimiz gibi, güçlü ve derin eye çalışan ve artıklarla yaşayan çakalların duru- bir felsefeye, doğru bir evren anlayışına, yani par- mudur. Bu yüzden Kürt egemenlerinin mücadele adigmaya, siyasal bir programa dayanmayan de- tarzı çakal tarzıdır. Kongre Gel'in oluşum süre- mokrasi ve özerklik yozlaşır, demagojikleşir, cinde tasfiyeci- provokatör kesimin "aslan gibi aç giderek karşıt bir duruma dönüşür. Cumhuriyetin olmaktansa, çakal gibi tok olalım" yaklaşımı, Kürt kuruluşundan sonra yaşanan durum tam da budur. egemenlerinin temel özelliğidir. Kürt egemenleri Pratik ve pragmatik bir önder olan Atatürk, derin arttıkları da bulamayınca, halkın öfkesini, tepkisi- bir felsefe ve güçlü bir evren anlayışına sahip ol- ni kendi emelleri için iktidarın asıl sahiplerine kar- madığından, kurduğu cumhuriyet demokratik- şı bir tehdit ve şantaj aracı olarak kullanmışlardır. leşme yerine giderek tutuculaşmış, otoriterleşmiş, Böylelikle Kürt halkına tarihi tuzağı kurmuşlardır. oligarşikleşmiştir. Böylece özü halkın yönetimi Önderliğin "Kürt kapanı" olarak belirttiği budur. olan cumhuriyet yozlaşarak halka karşıt duruma Özgürlük ve demokratik değerleri için ayaklanan dönüşmüştür. Anadolu'da yaşayan değişik halk- Kürt halkı böylece egemenlerin değirmenine su ların, etnisitelerin, inanç gruplarının farkını görme- taşımıştır. Reel sosyalizmin kapitalizmi beslemesi miş, özerkliklerini tanımamıştır. Bu kesimleri "tek gibi, bu isyanlar da baskıcı ve faşist oluşumları dil, tek bayrak, tek vatan" paydasında asimile etm- beslemiştir. Demokratik ve özgür yaşamdan vaz- eye, eritmeye, bunun sonucunda birleştirmeye ça- geçmek, direnmemek, teslim olmak daha derin bir lışmıştır. Bu yaklaşım yaşanan sorunları çözme çıkmazı oluşturur. Önderliğin "isyan etse bir türlü, yerine daha da ağırlaştırmıştır. Ve sonuçta başta etmese bir türlü" dediği durum da budur. Kürt Kürtler ve Türkler olmak üzere Kürdistan'ı dene- halkının içine düşürüldüğü bu durum Türklerin de timlerinde tutan güçler, genelde Ortadoğu 20. güç kaybetmesine, zayıflamasına yol açmıştır. yüzyılı kaybetmişlerdir. 20. yüzyılın başında bu durumu gören Karanlığın en zifiri olduğu anda şafağın Atatürk buradan bir açılım yapmak istemiştir. patlaması gibi, 20.yüzyılın son çeyreğinde bu Birçok değerlendirmesinde Kürt otonomisin- karanlık dönemi en derinden yaşayan Kürt halkın- den, muhtariyetinden, özerkliğinden bahset- da yeni bir doğuş, PKK doğuşu gerçekleşmiştir. miştir. Bunun üzerinden Kürtlerle ittifak ya- İnsanlığın doğuşundan itibaren oluşan olumlu parak Cumhuriyeti kurmuştur. Ancak bu yak- değerlerin temsilcisi olma iddiasıyla gelişen PKK, laşımı cumhuriyetin kuruluşundan sonra de- yaşanan sorunlara çözüm bulma arayışına gir- vam ettirmemiş, ettirememiştir. Cumhuriyet miştir. Doğduğu dönemin koşullarından etkilenen uluslar arası kuruluş ve yasalar kapsamında PKK, bu sorunların çözümünü iktidarlaşmada, garantiye alınınca Kürtlerle olmasını düşün- devletleşmede aradıysa da, bunun çözüm olmadı- düğü yaklaşımdan vazgeçmiş, Cumhuriyet ğını, çözüm olarak görülen bu yaklaşımın özünde oligarşik bir hal almıştır. Şüphesiz bunda ge- sorunların temel nedeni olduğunu fark etmiştir. lişen Kürt isyanlarının rolü de olmuştur. Devletçi, iktidarcı, merkeziyetçi yaklaşımlarla so- Komünar 90 runların çözülemediğini, aksine yeni sorunlar yara- rın farklılıklarını örgütleyerek, zenginlik olarak ye- tarak kartopu gibi daha da büyüttüğünü görmüştür. niden topluma katılmalarıdır. Başka kesimleri kü- Halklar cennetini yaratma iddiasıyla çıkan PKK, çümseyen, hor gören, baskı altına alan farklılıklar bu yolun cennete götürmediğini, cehennemin ate- zenginlik değildir. Bu egemenlerin, işbirlikçilerin şini gürleştiren bir odundan öteye bir anlam taşı- farklılığıdır. Demokratik toplumda her farklılık bir madığını fark etmiştir. dereciktir. Bu derecikler demokratik komünalizme PKK'deki paradigmal değişim bunun aktığı, orada birleştiği oranda anlam bulurlar. üzerinden gelişti. Önderlik rafineleşmiş düşüncel- Bir geçiş dönemini yaşadığımızı belirt- erle geliştirdiği savunmalarda bunun felsefesini, miştik. Bu geçiş döneminin en temel özelliği kao- evren anlayışını, siyasal programını oluşturdu. tik oluşudur. Güncel olarak bu kaosu aşmak, tarih- Önderlik, bu yeni paradigmayla insanlığın çektiği sel olarak da devlet dışı kalmış ve özgürlüğün taşı- tüm acıların asıl nedeninin doğal toplumdan sapmanın olduğunu gösterdi. "Kaybedileni kaybedilen yerde aramak" ilkesinden hareketle yaşanan acıları ortadan kaldırmanın yolunun; sapmanın geliştiği yerden düzeltmeye başlamaktan geçtiğini belirtti. Sapma bir kangren gibidir. Bundan kurtulmanın yolu; kangren olan yeri kökten kesmektir. O yüz- yıcıları olanların istemlerini, ütopyalarını gerçekleştirmenin yolu; Demokratik Özerklikten geçmektedir. Demokratik özerklik, devletten bir şeyler isteme değildir. Devletten bir şeyler istemek dilenciliktir. Dilencilik siyaseti halkın siyaseti değildir ve olamaz. Devlet halkı bu konuma düşürerek kendisine bağlamak ister. Demokratik özerklikle örgütlenen halk, kendisini dilencilikten kurtarır. den sapmayı düzeltmekten çok, ortadan kaldırmak Böylece devleti küçülterek, etkisizleştirerek gerekir. Düzeltme veya restorasyon çabaları paly- toplum dışına atar. Bununla daha çok toplum, daha atif (geçici) çözümler olmanın ötesine geçmez. az devlet yaratılır. Bu aynı zamanda a-devlettir. Fiilen doğal topluma geri gitme gibi bir Demokratik cumhuriyet; demokratik uy- imkânımız yoktur. Ancak doğal toplumu çağdaş- garlık çağının siyasal sistemidir. Demokratik özer- laştırma imkânımız vardır. Yeni toplumu doğal klik; demokratik uygarlık çağının temel örgütlen- toplum ilkeleri çerçevesinde yeniden kurma imkâ- me ve demokratik toplumu geliştirmenin aracıdır. nımız vardır. Bununla Demokratik Ekolojik Cinsi- Demokratik özerklik; devlete koşmadan yet Özgürlükçü bir toplum yaratabiliriz. Bu top- yeni bir toplum kurmaktır. Demokratik Özerklik; lum, bir ütopya veya geleceğe ertelenebilecek bir komünal demokrasiye gidişin yoludur. durum değildir. Adım adım örülerek inşa edilebilecek bir durumdur. Yeni paradigma bunun şifresidir. Özgür yurttaşla bilinçlendirilmiş ve demokratik cumhuriyete ulaşmış toplum, demokratik toplumdur. Demokratik toplum, toplumu oluşturan etnisitelerin, cinslerin, inançları, değişik gurupla- Irmaklar denizlerle, denizler okyanuslarla bütünleşir. Denize yetişmeyen her ırmağın koruyacağını bilerek demokratik komünalizm denizine akan ırmaklar olmak demokratik özerklik temelinde örgütlenmekle mümkündür. Bu evrensel düşünüp yerel yaşamaktır. A.ÖCALAN Sosyal Bilimler Akademisi Komünar 91 onun dogmatik yapılanmasına karşı bir tepki LAİKLİK ÜZERİNE hareketi olarak ortaya çıktığı ve aynı zamanda bilimsel bir başkaldırı olması nedeniyle, devletle ne kadar özdeşleştirilebilinir? Devlet bu yapılanma Türkiye'de yeniden gündeme gelen "yeni anayasa" ya da "sivil anayasa" oluşturma çalışmaları kendisiyle beraber laiklik tartışmalarını da alevlendirmiş durumda. Aslında bu, 80 yıllık cumhuriyet döneminde gündemden hiç düşmeyen bir tartışmadır. Osmanlı'nın yıkıntıları üzerinde şekillenen Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin, Osmanlı'da süregelen halifelik ve dine dayalı devlet egemenliğinin yerine cumhuriyeti benimsemesi, onun karakterinin ve kurumsal kimliğinin laik olduğu anlamına gelmez. Model olarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti Osmanlı'dan birçok yönüyle ileri olsa da, gerçek anlamda laiklik ilkesini benimsediği ve buna bağlı kaldığı söylenemez. Devletin niteliği ve karakteri tanımlanırken "demokratik, laik, sosyal, hukuk devleti" gibi çağdaş kriterler sayılmaktadır. Devletin kendisini ele alacak olursak çok daha gerilere, Sümerler'e, devletin kök hücrelerine kadar gitmek gerekecektir. Ancak konumuz devleti ele almaktan ziyade, onun laiklik ilkesiyle sınırlı olduğundan daha fazla açma gereği duymuyoruz. Sadece çok genel anlamda; devletin, baskı ve zor aygıtı olarak örgütlendiğini ve teolojik düşüncenin ürünü olarak ortaya çıktığını, daha sonraki süreçlerde ise tanrı ile özdeşleştirilerek mutlak iktidar aracı haline getirildiğini ve daha da despotlaştığını hatırlatmakla yetineceğiz. Bu bağlamda devlet iyi tanımadan, onun laiklik ilkesi doğru ve tam ifade edilemez. Neden laiklik? Kime karşı laiklik? sorularını sorduğumuzda, karşımıza devlet ve din ikilemi çıkmaktadır. Yine, mevcut devlet yapılanmaları ne kadar laik olabilir? Laiklik; devlete ve dolaysıyla tarzı ile şimdiki demokratik, laik, sosyal, hukuk vb. kimlik tanımlamalarıyla ne kadar uyuşmaktadır? Bu sorular dikkate alındığında, devlet ve kimlik tanımı arasında tam bir zıtlık olduğu görülecektir. Laikliği de bu bağlamda ele almak gerekmektedir. Laiklik konusuna açıklık getirmek için, ne olduğu ve nasıl olması gerektiği konusundan başlamak doğru olacaktır. Laiklik; kilisenin kuşatması altında ve dini dogmatizmin egemen olduğu toplumun yaşadığı ortaçağ karanlığından kurtulma hareketi olarak, burjuva sınıfı öncülüğünde gelişen, dönemin koşulları içinde devrimci bir çıkışı ifade eden özgürleşme ilkesidir. Özgür düşüncenin kendisini ifade edebilme, kutsallaştırılan tanrı-devleti dünyevileştirme ve teolojik öğreti yerine bilimi ikame etmeye dayanan ve bu anlamda dini, devlet ve toplum yönetiminden uzaklaştırmayı hedefleyen devrimsel bir çıkıştır. Bu devrimci çıkışın bir amacı da, kamusal alandaki hizmetleri kurumsal kimliğe kavuşturmak ve bir ilke olarak kalıcılaştırıp korumaktır. Bu tanıma bağlı kalarak laikliği değerlendirdiğimizde, günümüzdeki laiklik anlayışı tartışmalı bir kavram olma özelliğini korumaktadır. Laikliği, Avrupa toplumlarında gerçekleşen haliyle bir tanıma kavuşturduğumuzda özünden uzaklaşmış, içi boşaltılmış bir laiklik ilkesiyle karşılaşırız. Din ile devletin iç içe geçmesi, devletin dinle tanımlanır hale gelmesi, dinsel öğretinin toplum üzerinde tam bir hakimiyet kurması ve kurumlaşmasına karşı burjuvazinin sınıf çıkarlarına hizmet edecek tarzda devletin yeniden Komünar 92 düzenlenmesidir. Burjuvazi her ne kadar "din ve matik uygulamalarına karşı, bilime dayanan, doğa devlet işlerinin birbirinden ayrılması" olarak ad- ve evren üzerindeki bilimsel çıkışlar bile çok katı landırsa da, özünde laiklik ilkesi pratik uygulama bir cezalandırmaya tabi tutulmaya yetmiştir. Bu alanında kilisenin toplum üzerindeki ortaçağ konuda birçok bilim adamının cezalandırıldığını, despotizmini ve denetimini ortadan kaldırmak ye- idam edildiklerini, sürgüne gönderildiklerini ve rine, onu kısmen kırmaya dönük bir çıkış olarak bilimsel çıkışlarını inkâra zorlandıkları bilinmekte- işlev görmüştür. Yani laiklik ilkesi, dinin devlet dir. Bunların en çarpıcı örnekleri Papalık Roması'- üzerindeki etkisini tamamen kırma yerine, devletin nda yaşanmıştır. Giordanu Bruno'nun yakılmış, yeni sınıfın çıkarları doğrultusunda yeniden yapı- Galileo "dünyanın yuvarlak olduğunu ve döndüğü" landırması ile sınırlı kalmıştır. Bu anlamda laiklik tezini geri almaya zorlanmış, bu nedenle geçkin burjuva sınıfının bir çıkışı olarak gelişse de, özü yaşına rağmen engizisyon mahkemesinde yargı- itibarıyla yeterince çözümlenmiş bir kavram ol- lanmıştır. Galileo düşüncelerini yadsıma temelinde maktan uzaktır. Gerek idealist felsefe, gerekse de idamdan kurtulabilmiş, buna rağmen ev hapsine kaba materyalist fel- tabi tutulmuş, o koşul- sefe tarafından tam larda yaşamını yitir- çözümlene-memiş miştir. Yine Hallacı ve bu nedenle de, Mansur'un zayıflıklarının gide- hak" söylemi, bire- rilmesi gereken bir yin kendisini tanrıy- ilke olarak orta yer- la özdeş göstermesi de durmaktadır. olarak yorumlanmış "enel Önder APO; ve buna dayanılarak toplumun vahşi bir şekilde doğuşunda en zor katledilmiştir. De- aşama, dogmatizme yim "Yeni yerindeyse bunlar kendi çağının karşı verilen bilim savaşıdır. Laiklik, bu savaşın siyasal yönüdür." bilim savaşçılarıdır. Bu örnekleri daha da çoğalt- değerlendirmesini yapmaktadır. Buna göre, ilk mak mümkündür. toplumsal yapılanmada ve ilk devlet şekillen- Vahşete varan bu uygulamaların yaşandığı mesinde teolojik düşüncenin ve dolaysıyla çok katı bir ortamda laiklik ilkesinin, devleti tümüyle hede- dogmatizmin hâkimiyeti, giderek tek tanrılı dinler- flemesi mümkün değildir. Ama bir gerçek var ki, o le doruğa çıkan inanç geleneğinin bilimsel felsefe da, büyük bedellere rağmen bilim savaşının ile aşılması anlamına gelmektedir. Dönemin kendi giderek geliştiğidir. Dogmanın devletle bütün- koşulları fazla leştiği bir ortamda sadece dogmalarla uğraşmak, gelişmediği dikkate alındığında, devlet ve toplum onu aşmak ve de bunu laiklik olarak tanımlamak tahlilleri yapılmaktan ziyade, kilisenin katı dog- eksik bir değerlendirme olacaktır. Dini dogmalar içinde sosyoloji biliminin Komünar 93 devlette vücut bulmuştur. Devlet ve din işlerini bir- temi, eğitim kurumları, siyasal yapısı, sosyal yaşa- birlerinden ayrı ele alıp değerlendirmek, birey ve mı, kısacası toplumsal sistem buna göre yeniden kimliğini ayrı ele almak anlamına gelmektedir. dizayn edilmektedir. Toplum artık "tanrının sevgili Oysa birey kimliğiyle vardır ve kimlik de bireyi itaatkâr topluluğu" olmuştur. Sümerler'den başla- tanımlar. Laiklik, kişinin kimliğiyle uğraşmak yarak gelen bu dogma devlet geleneği günümüzde değildir ve olmamalıdır. de aşılmış değildir. Böylesi koşullarda yeni bir Doğmaların kuşatması altındaki toplum toplumsal çıkışı gerçekleştirmek oldukça zordur. her yönüyle şartlandırılmıştır. Sosyal yaşam buna Bu koşullarda yeni bir topluma doğum yaptırma- göre şekillenmiştir. Doğmalardan ayrı düşünmek nın en zor yönünün dogmatizmle savaş olduğunu ve yaşamak dinin kırmızı çizgileri olarak belirlen- ve laiklik mücadelesiyle toplumun zihniyetine ket miştir."Bütün kullar tanrının hizmetçisidir." vuran dogmatizmin zincirlerinden kurtarmaktır. Dolaysıyla bütün insanlık "tanrının evi" sayılan Bu konuda Önder APO "Dogmatik devlete kökün- kilisenin hizmetkârları sayılmaktadır. Devlet ve den karşı çıkılmadıkça, gerçek bir laiklik kilise ikilisi gökteki tanrının yeryüzündeki temsil- mücadelesinden bahsedilemez." demektedir. cileri, sözcüleridir. Tanrı-kral kanun koyucudur, Önder APO; devletin oluşum karakterine mutlak hâkimdir, insanlar onun kölesi ve atıfta bulunurken "çift cinsiyetli fahişe" tanımla- itaatkârıdır. Çok tanrılı dinlerde krallar tanrının ması yapmaktadır. Devletin doğuşu, gelişimi, kendisi iken, tek tanrılı dinlerde peygamberler tan- kurumlaşması, uygulamaları tamamıyla edindiği rının yeryüzündeki temsilcileri olarak vücut dinsel dogma kimliğinin bir ürünüdür. Devletin bu bulurlar. İmparatorlukların dini devletin resmi ide- kimliğiyle mücadele edilmeden gerçek anlamda olojileri olarak kabul etmeleri ile başlayan süreç, bir laiklikten bahsetmek mümkün değildir. din ile devlet ilişkilerinin iç içe geçen sürecin Bilimsel savaş, dogmanın reddi anlamına gelmek- gelişmesinde önemli bir durak olmuştur. Devlet- tedir. kilise ve imparatorluk-papa ikilisinden oluşan ikti- tamamıyla arındırmaktan ziyade, sınıf çıkarlarını dar egemenliği toplumsal yaşamın her alanına el koruyacak kadarından arındırmakla yetinmiştir. atarak mutlak hâkim güç haline gelmiştir. Önder Dogmatik devletten kurtulmak yerine, onunla APO: "Devlet ve kilise her şeydir, insanlar ise uzlaşarak sınıf çıkarlarına uyumlu hale getirmekle hiçbir şeydir." Belirlemesinde bu gerçeği en yalın sınırlı kalmıştır. Devleti hedefleyen ve bu anlamda biçimde izaha kavuşturmaktadır. dogmatizmi çözen bir yaklaşımdan ziyade bu çift Burjuvazi devleti dini doğmalardan Bu süreçle birlikte devlet ve kilise ken- cinsiyetli devletle flört etme anlamına gelen bir disini kurumlaştırmaktadır. Ekonomik anlamda "laiklik" benimsenmiştir. Devlet çıkarları söz sömürü, yağma, talan, çapulculuk; siyasi anlamda konusu olduğunda her türlü ahlaki ve etik değer- hâkimiyet,; askeri anlamda baskı, işkence ve zor den uzaklaşarak laiklik ilkesi rafa kaldırılmaktadır. günlük yaşamın parçaları haline gelmektedir. Kapitalist sistemin en önemli başarılarından biri Toplum buna göre şekillendirilmekte ve şart- dini kendi çıkarları doğrultusunda akıllıca kullan- landırılmaktadır. Zihniyet yapılanması, hukuk sis- masından ileri gelmektedir. Bu nedenle kapitalist Komünar 94 sistemde görece var olan demokrasi, birey hak ve Bu devlet anlayışıyla mücadele edilmeden ister özgürlükleri, toplumu daha fazla kendisine bağla- burjuvazi, ister proletarya adına olsun kurulan dev- ma, devlete muhtaç hale getirmesinin en inandırıcı letlerin laiklik niteliğinden bahsetmek zor olacaktır. yolu olarak seçilmesindendir. Tanrı kulluğu yerine Ortadoğu Gerçekliği ve Laiklik: devlet kulluğu geçirilmiştir. Kaba yöntemlerden Söz konusu Ortadoğu devletleri olunca ziyade toplumu hücrelerine kadar parçalamış, bir- durum daha da karmaşıklaşmakta ve neredeyse eyciliğin önünü sınırsız açmış, adına birey özgür- içinden çıkılmaz bir hal almaktadır. Çünkü lükleri denilmiş ve gönüllü bir kulluk geliştirmiş- Ortadoğu dinin ve devletin ortaya çıktığı toplumsal tir. Sadece toplumu düşürmekle kalmamış, kendi- zemindir. Üç büyük dinin çıktığı bu zeminde şekil- sine alternatif oluşturacak çıkışları ve Marksizm lenen insan adeta bitik bir insan durumundadır. gibi düşünce ekollerini de etkilemiştir. Kapitalist Ansından doğan her bebek, emdiği sütle birlikte sistemin reel sosyalizmden daha cazip ve çekici ol- dinsel öğretiyi de içmiştir. Bunun için her Orta- ması bundan ileri gelmektedir. Bilimsel ve tekno- doğu insanının kafasının üstünde bir dini halle lojik alandaki gelişmelerin sınır tanımadığı çağı- vardır. Çocuklukta yedirilen bu dinsel ideolojiden mızda "özgürlükler" adına toplumu derinden etk- kurtulması neredeyse imkânsız gibidir. Kafaların ilemektedir. üzerindeki dinsel helezoni çember, kişiyle birlikte Burjuvazi, laikliği böyle algılayıp tanım- giderek büyümekte ve onsuz olamayacağı bir sos- larken, materyalist felsefe anlayışına göre ise dog- yal yaşamın etkisine girmektedir. Geçmişin bilin- manın kaba bir tarzda redi yapılmaktadır. Bu mezliğinden ve sonsuzluğundan türetilen inançlar temelde "din bir afyon" gibi görülmüştür. Sovyet o kadar kutsallaştırılmıştır ki, her şeyi yaratan, var deneyinde görüldüğü gibi ateist bir toplum yaratıl- eden bir tanrı kavramına çıkarılmıştır. Dokunul- maya çalışılmıştır. Bu yeni toplumsal örgütlen- ması, eleştirilmesi hatta tartışılması bile cehen- mede halkın dini değer yargıları yok sayılmıştır. nemlik olmaya yeterlidir. Tanrı devletleşmiştir. Gerektiğinde aşırı zor kullanılarak devlet egemen- Devlete karşı gelmek tanrıya karşı gelmektir. liği sağlanmaya çalışılmıştır. Halk itaate, boyun Allah, her şeyi bilen, duyan, görendir. Gökteki eğmeye zorlanmıştır. Doğma devlet yerine, bilim- "kürsüsünde" oturmuş tüm evreni yönetmektedir. sellik adına daha katı bir doğma devlet kurulmuş- İnsanların O'nun iradesi dışında bırakalım bir şey tur. Adına sosyalizm de dense, kapitalizmin yedeği yapmaları, yaşamaları bile mümkün değil. Devlet haline gelmekten kurtulamamıştır. Bunun fazla ve yöneticileri eğer bir yönetim işlevi görüyor- sonuç vermediği bugün daha iyi anlaşılır durum- larsa, bu yine de tanrının iradesiyle gerçekleşmek- dadır. Din olgusu çözümlenmemiş, ya bastırıl- te ve O'nun temsili olmaktadır. İnsanların yapa- mıştır ya da yok sayılmıştır. Dogma devletle savaş bildikleri tek şey; inanmak, ibadet etmek ve kulluk böyle algılanmış ve uygulanmıştır. Dogma devlet görevlerini yerine getirmektir. yerine geçirilen, reel sosyalist devlet anlayışı dog- Dinin bu özellikleri nedeniyle toplum matizmden ve hatta burjuva devlet yapısından da- köklü ve sağlam gelenekler üzerinde sistem- ha despotik bir devlet kurumlaşması yaratmıştır. leşmektedir. Geleneksel toplumları değiştirmek, Komünar 95 dönüştürmek ise her açıdan zordur. Bu özellikte uğruna gereken çalışmaları yapmak büyük önem olan toplumlar dışardan yapılacak dayatmalara taşır. Ortadoğu Rönesans'ının, dolayısıyla yeni karşı çok güçlü reflekslere sahiptir. ABD'nin Irak'a uygarlık arayışlarının kaderi biraz da bu müdahalesinde görüldüğü gibi sonuç alıcı olmak- mücadelenin sonuçlarına bağlı olacaktır." tan uzaktır. Toplum ve devlet yapısını değer- Ortadoğu'nun bu makûs talihini yenmenin lendirilirken bu gelenekler göz ardı edilmemelidir. yolu da buradan geçmektedir. Ortadoğu devlet- Ortadoğu, dogmaya dayalı devlet ve toplum lerinde dinsel eğilimler çok güçlü ve de köklüdür. konusunda değerlendirmelerde bulunan Önder İran kendisini İslam Cumhuriyeti olarak adlandır- APO şu tespiti yapmaktadır: "Dogmaya dayalı maktadır. Suudi Arabistan ve bölgenin diğer Arap devlet Ortadoğu ürünü olduğundan dolayı, laik- devletleri zaten din esasları temelinde örgütlenmiş, lik Ortadoğu toplumlarında büyük tartışma ve Şer-i hukuka göre işlemektedir. Afganistan'da çatışmalara yol açabilecek en temel sorunlardan Taliban'ın iktidarı döneminde de devlet yine dinsel biridir. Dogmatik devlete kökünden karşı çıkıl- temelde örgütlenmiş, işletilmiştir. Kısacası Ortadoğu'da hemen her devletin bir din kimliği vardır. En laik geçinen devletlerin bile bir din tanımlaması ve kimliği vardır. Örtülü de olsa din, Ortadoğu'daki hemen her devletin toplumu yönetmede başvurduğu temel madıkça, gerçek bir laiklik mücadelesinden araçların başında gelmektedir. Bu anlamda Orta- bahsedilemez. Eğer bir Ortadoğu Rönesans'ı doğu'da en azından günümüz açısından doğru bir kaçınılmaz ise, bunun başta gelen koşulu, dog- laiklikten, laiklik anlayışından bahsedilemez. En matik devleti doğuşundan günümüze kadar tüm laik olduğunu iddia eden ülkelere rağmen gerçek yönleriyle eleştirel olarak ele almak, çözümlemek bu yönlüdür. Ve Türkiye bu kategoride bulunan ve aşılması gereken özelliklerini belirleyip yerine ülkelerin başında gelmektedir. Laiklik tartışmaları, konulacak programlamaktır. laikliğin özüne uygun yapılan tartışmalardan Bunun için öncelikle düşünce özgürlüğü uğruna ziyade gündemi saptıran bir tarzda yapılmaktadır. savaşımı başarılı vermek ve değerini iyi takdir Farklı eğilimlerin çatışma noktaları olarak ele alın- etmek gerekir. Yine sınırlı da olsa, ister laik ister makta, bir kesim üzerinde bir baskı unsuru olarak dini temelde olsun, geliştirilen demokratikleşme kullanılmaktadır. Cumhuriyeti kuruluş yıllarlı ve çabalarına yüksek değer biçmek ve başarısı laikliğin temel ilke olarak benimsendiği dönem ve düzenlemeleri Komünar 96 koşullara bakıldığında, bugünkü laiklik tartışma- ve egemen hale gelecekti. Önder APO bu süreç larının neden bu düzeyde yürütüldüğü daha iyi değişikliğini: "Kapitalizmin ulus içindeki zaferi, anlaşılır. aynı zamanda milliyetçiliği dinin yerine egemen Türkiye ve Laiklik: ideoloji haline getirmesiyle birlikte yürür." söz- Türkiye'nin kuruluş yıllarında zayıf olan leriyle değerlendirmektedir. Atatürk Devrimleri kapitalist gelişim ve burjuva sınıflaşmasının feodal olarak bilinen bazı reformlar, cumhuriyetin eski etkili toplum yapısını değişime-dönüşüme uğrata- sistemden kopmasının ifadesi olması kadar, Batı'ya cak güç ve etkinlikten uzaktır. Osmanlı'dan kalma dönük yüzünü ve isteğini de yansıtır. Laiklik ve Hilafet ve Sultanlık her ne kadar Cumhuriyet'in ilk yukarıda ifade ettiğimiz Tekke ve Zaviyeler Kanu- yıllarında feshedilseler de, dinin ağır etkileri yaşa- nu, Hilafet ve Padişahlığın ilgası birbirin tamam- maya devam etmiştir. T. Cumhuriyeti de milliyet- layan yasalar olduğu ve cumhuriyetin niteliklerine çilik ve ulus-devlet yapılanmalarının etkileri altın- uygun olduğu kadar bütünleşmek istediği Avrupa'- da gelişmiştir. Devlete yeni bir biçim kazandıran nın yaklaşımlarıyla da örtüşmektedir. Ancak bunun Kemalizm, Cumhuriyet'in feodalizmin ağır etki- tam bir bütünleşme olmadığı, söylem ağırlıklı ol- lerinin yaşandığı toplumsal yapılanma aşılmadan duğu değerlendirilebilir. Diyanet İşleri Başkanlığı'- yeni sistemi kuramayacaklarını bilerek hareket nın kurulmasıyla din ile devlet işleri birbirinden etmişlerdir. Bu amaçla dinsel etkili yapıları tasfiye ayrıştırılmamış, tam bütünleştirmiştir. Dini kontrol etmeye ve sonrasında da kontrol altına almaya altına almak amaçlı çabalar sergilenmiştir. çalışmışlardır. Tekke ve Zaviyeler Kanunu'yla din Önder APO cumhuriyetin kuruluş ve kökenli kurumlar tasfiye edilirken, Diyanet işleri Atatürk dönemindeki din ve laiklik olgusunu: Başkanlığı'nın kurulmasıyla da sonraki dinsel fa- "Atatürk'ün din politikasında sosyolojik bir aliyetler devletin denetimi altına alınmıştır. Meme- içerik vardır. Bilimsel zihniyetten yana tercihi men olaylarının gelişmeye başlamasıyla birlikte açıktır. Bir zihniyet mücadelesi verdiği yadsına- dinsel etkili yapıların cumhuriyet için "tehlike" arz maz. Fakat dinsel geleneğin derinliğine yorumu- ettiği düşünülerek laiklik devletin temel ilkelerin- nun yapılamaması, dinin felsefeyle aşılamaması, den biri haline getirilmiştir. Diyanet teşkilatıyla kontrol altına alınması uzun Şüphesiz laikliğin devletin temel ilkele- vadeli sonuçlar açısından pek yararlı olmamıştır. rinden biri haline getirilmesi sorunları çözmüş Avrupa tarzı bir laiklik gerçekleştirilememiştir." olmuyor. Sistemin burjuva sistemle tamamlanması değerlendirmektedir. Oysa laiklik, dini devlettin gerekmektedir. Zaten laikliğin devletin temel hizmetine sokmak değil, tam tersine dini devletten ilkelerinden biri haline getirilmesinden önce bir ayrıştırmak ona karşı mücadele etmektir. Ancak bu "ulusal burjuvazinin" yaratılmasına yönelinmişti. yapılmamış, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın kurul- Burjuva sistemin etkin duruma gelmesi yeni kuru- masıyla bir anlamda uzlaşma yaşanmıştır. lan cumhuriyet sisteminin "güvencesi" olacaktı. Cumhuriyet'in ilk yıllarında dinsel yapı ve Milliyetçilik ideolojisi de din yerine devletin temel örgütlenmelerin güçlü ve etkili olmaları böylesi bir ideolojisi olacak ve sistem buna dayanarak etkin yaklaşımın gelişmesinde etkili olmuştur. Dini Komünar 97 tümüyle karşıya almaktan ziyade onunla uzlaşma tehlikesine ilişkin tartışmaları da bu kapsamda de- ve temelinde yaklaşılmıştır. Önder APO'nun belirt- ğerlendirmek gerekiyor. Türkiye'nin gündem oluş- tiği gibi: "Diyanet İşleri Başkanlığı adeta bir dev- turma sıkıntısı çektiği veya gündemi değiştirmek let bakanlığı gibi işlev görmektedir". istediğinde her zaman el altında hazır bulunan ve Bu kurum aracılığıyla denetim altına alın- başvurulan konu hep laiklik olmuştur. Toplumun mak istenen din, bütün kurumlara sızmış, bir duyarlılığı ve oluşturulan zihniyet buna uygun bir anlamda devleti ele geçirmiştir. İslami düşünce zemin sunmaktadır. Dolayısıyla sosyolojik bir yak- bugün itibarıyla iktidara taşınmış, Cumhurbaş- laşımla ele alınmadığı müddetçe yürütülecek laik- kanlığı makamına kadar yükselmiştir. Dinsel etkili lik tartışmalarının fazla bir anlamı olmayacaktır. faaliyetler devleti kuşatmış durumdadır. Kuran Türkiye'de en çok laik geçinen güç ordu- kursları, medreseler, İmam Hatip Liseleri, İlahiyat dur. Ordu kendisini Atatürk İlke ve İnkilapları'nın Fakülteleri devlet eliyle geliştirilen ve devleti koruyucusu gibi görmenin ötesinde, devletin kuşatan dinsel ağırlıklı faaliyetlerdir. Diyanet İşleri sahibi ve bekçisi gibi de görmektedir. Dinsel etkili Başkanlığı küçümsenecek bir güç değildir ve bir gelişmeler karşısında "rahatsızlığını" her fırsatta anlamda bu diğer kurumların faaliyetlerini organ- dile getirmekte, irtica tehlikesinin varlığından bah- ize etmektedir. Dahası on binlerce kadrosu ve setmektedir. Diğer taraftan dinsel içerikli kurum- bütçedeki en önemli ikinci kaleme sahip olmasıy- ların gelişmesinde ordunun hiç de küçümsene- la, bakanlık düzeyinde temsil edilmese de en meyecek bir rolün sahibi olduğu izleyenler açısın- önemli kurumlardan biri olduğu kesindir. İran bir dan sır değildir. İmam Hatip Liseleri'nin en fazla din devleti olasına rağmen, "Belki İran'da bile açıldığı dönem; ordunun iktidarda olduğu 12 Eylül böyle bir din ordusu yoktur." Diyanet İşleri faşist cuntası dönemidir. Ordu bir yandan dine Başkanlığı'na bağlı bu kadroların işlevi ve görev- karşıt gibi dururken, bir yandan da dinsel yapılı leri konusunda da: "Yüz binlerce kadro ve bütçe- kurumların geliştirilmesine çalışmıştır. Bu yapı- lerin neye hizmet ettiğini iyi anlamak gerekir" ların varlığıyla "toplumun gazı" alınmıştır. Ortaya diyen Önder APO; "Türkiye'de de din bu temelde çıkan; laiklik tartışmalarının suni olduğudur. Bu yoğunca kullanılmaktadır." değerlendirmesinde suni tartışmalarda laikliğin bir numaralı savunu- bulunmaktadır. cusu durumundaki ordu ve sözcüleri adeta yırtın- Türkiye'de iktidara yerleşmiş olan dinsel maktadır. Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt: düşünce siyasallaşmıştır. Siyasal İslam olarak "Hiçbir güç Türkiye'nin laik niteliğini değiştire- adlandırılması da buradan kaynaklanmaktadır. mez, hiçbir güç devleti budayamaz" demektedir. Dinin siyasallaşarak devlet yönetimini ele Sahte laiklik savunucularının ne türden bir laikliği geçirdiği bir ülkede laiklikten söz edilebilir mi? savundukları ise muğlâktır. Çok köklü sorunları bulunan Türkiye, anlamsız Din ve devlet bütünleşmiştir. Yeşil serma- tartışmalarla zaman tüketmektedir. Türban etrafın- ye alabildiğince palazlanmıştır. Eğitim sistemine da yürütülen laiklik tartışmaları bu nedenle içi boş "sahte laiklik cilası çekilmiştir." Din sosyolojisine tartışmalardan öteye geçememektedir. Yine irtica dayandırılması gereken laiklik tartışmaları türban Komünar 98 meselesi, siyasi İslam, ılımlı İslam, radikal İslam tirilen ve denetiminde olan Sünni ve Alevi mezhe- gibi sahte ve yapay konularla laiklik kavramı bu- plerinin toplum üzerindeki tahribatları, dinin kul- landırılmıştır. Kitleleri bu sahte tartışmaların içine lanımıyla bağlantılıdır. Özelikle Nakşibendî tarika- çekilerek bilinç tutulmasına uğratılmıştır. Elbette tının Kürdistan'da oynadığı rol son derece tahrip- siyasi İslam tehlikeli bir hal almıştır. Ayrıca bu kardır ve bu da devlet eliyle geliştirilmektedir. Dini yeni de değildir. Bir yandan dini eğilimler, kadro- motifli partilerin Kürdistan'da taban bulması, gi- lar devletin bünyesinden uzaklaştırılmaya çalıştığı derek etkili olmaya başlamaları, devletin bu alan- iddia edilmekte, diğer yanda Hızbülkontra türü daki çabalarını da göstermektedir. dinci örgütler finanse edilmekte, Kürdistan'da Kürdistan'da devletin güç kazanmasının savaştırılmaktadır. Ve laiklik tartışması da bu ze- altında din ideolojisi yatmaktadır. Kul-tanrı ilişk- minde yürütülmektedir. Yürütülen ikiyüzlü ve sah- isi, kul-devlet ilişkisine dönüştürülmüştür. Devlet tekârca bir politikadır. Türkiye'deki laiklik tartış- her zaman güçlü ve haklı olarak algılanmış, her maların bu çerçevede değerlendirmek önemlidir. yaptığını onaylamasa da, "devlettir" diyerek sine- İçerikten yoksun ve güçler arası bir denge unsuru ye çekmiştir. Halkımızın dini değer yargıları faz- olduğundan, laiklik, Türkiye'de her zaman da tar- lasıyla istismar edilmiştir. Din kardeşliği Kürtlerin tışma konusu olmaya devam edecektir. ulusal yapısının (dil, kültür, toprak, ruhsal birlik) Kürdistan ve Laiklik: ve toplumsal değerlerinin yok edilmesinde araç Kürdistan gerçekliğinde durum bundan olarak kullanılmaktadır. Bu baş aşağı gidişin önü- pek farklı değildir. "Kürdistan üzerinde etkili ne geçen Kürt Özgürlük Hareketi'ne karşı, yine din resmi ideolojinin biraz daha somut biçimlenişini siyaseti çıkarılmaktadır. İnkâr ve imha politika- göz önüne getirdiğimizde, dincilikle milliyetçilik larının sürdürülmesinde din bir silah olarak kul- egemen olmaktadır. Kürdistan'ın dört parçasında lanılmıştır ve günümüzde de bu yaklaşım devam İslam bir devlet ideolojisi olarak işlev görmekte- ettirilmektedir. dir. Her ne kadar laiklik tartışmaları yapılıyorsa Sonuç olarak; günümüzün laiklik tartış- da, tümünde İslâm'ın siyasal bir rol oynadığı, malarına gerçekçi yaklaşmak için her şeyden önce bireyle Allah arasında -özünde bireyle devlet, ikti- dinin sosyolojik tarihini çözümlemek gerekir. dar arasında- bir ilişkinin aldatmaca olduğu iyi Dinin nasıl ve hangi ihtiyaçtan kaynaklı olarak or- bilinmelidir." diyen Önder APO, laiklik ilkesinin taya çıktığından tutalım, nasıl geliştiğine, kurum- Kürtler açısından ne kadar içi boş ve aldatmaca laştığına ve devletin resmi ideolojisi haline geld- olduğuna dikkat çekmektedir. İslam'ın oynadığı iğine bakmak gerekir. Bunlar, açıklığa kavuşturul- siyasal rol Kürt toplumunun ölü sessizliğinde bir ması gereken konulardır Bu konular netliğe kavuş- uykuya yatmasına neden olmuştur. Devlet eliyle turulmadan yürütülecek olan laiklik tartışmaları Kürt Özgürlük Hareketi'ne karşı örgütlendirilen eksik, yetersiz ve güdük kalacaktır. Hızbülkontra türü örgütlerin Kürdistan'da taban Abdullah ÖCALAN bulması, Kürt halkının dini duygularının istis- Sosyal Bilimler Akademisi marından kaynaklanmaktadır. Devlet eliyle geliş- Komünar 99
Benzer belgeler
Komünar - Komunar.NET
kez daha kendi hukuklarına uymadır. Bu sayımızda ayın bu öneminden dolayı uluslararası komplo konulu yazılara ağırlık verdik. Öncelikle Önderliğin; "15 Şubat Komplosunun Temel Özellikleri" başlıklı...
DetaylıKomünar - Komunar.NET
Partileşmede olduğu gibi ordulaşmada eğer çok büyük terslik ortaya çıkmışsa, bunun en temel nedeni askeri ordulaşmanın ideolojik boyutunu tamamen ihmal etmeniz, kör bir cesaretlilikle kaba bir prat...
Detaylı