Skytech - Turkish Technic
Transkript
Skytech - Turkish Technic
GÜNDEM Meraklı çocuklar şaşırtır! 4-10 Mayıs tarihleri arasında yer alan İş Güvenliği Haftası, mayıs ayında şirketimizi yakından ilgilendiren etkinliklerden ilki. Bildiğiniz gibi iş güvenliği teknik konularda faaliyet gösteren Türkiye’nin önde gelen şirketlerinden biri olan kurumumuz için ayrı bir öneme sahip. Bu nedenle biz de bu haftayı tüm kurum çalışanlarına önemli hatırlatmalarda bulunarak en etkin şekilde değerlendirmeyi planlıyoruz. BÜMED Merak Eden Çocuk İlkokulu ve Anaokulu, Boğaziçi Üniversitesi’nin 150 yıllık kültürel ve bilimsel mirasını çocuklarımızın geleceğine taşıyor. Bir diğer önemli günümüzü, 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramınızı şimdiden kutluyorum. Gençlerimizin kendilerine verdiğimiz emaneti daha ileriye taşımak için ellerinden geleni yapacağına olan sonsuz inancımı burada yinelemek istiyorum. Kayıt başvuruları için: www.merakedencocuk.com (0212) 257 00 60 - (0216) 312 84 08 THY Teknik A.Ş.’nin kuruluş yıldönümü olan 23 Mayıs’ı çeşitli etkinliklerle ve her yıl olduğu büyük bir coşku ve gururla kutlayacağız. Dünyanın önde gelen havayolu firmalarından biri olan Türk Hava Yolları’nın yanı sıra yurtdışından çok sayıda firmaya hizmet veren bir THY Teknik A.Ş.’nin bugün geldiği seviyeden son derece mutlu ve gururluyuz. Türk Hava Yolları bünyesine katılma aşamasında olan MNG Teknik’i takiben devreye girecek HABOM tesisleri ile birlikte dünyanın en büyük bakım merkezlerinden biri İstanbul’da yer alacak. Bizler inşallah bu tesislerde ülkemiz adına önemli başarılara imza atacağız. Merhaba Arkadaşlar, Baharla birlikte bayramların, kutlamaların, etkinliklerin sıklaştığı bir döneme girdik. Bu coşkulu dönemin ilk etkinliği olan 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı THY Teknik A.Ş.’ye yakışan bir etkinlikle geride bıraktık. 23 Nisan günü, sabah ve öğleden sonra olmak üzere iki grup halinde B Kapısı’ndan içeriye giren THY Teknik A.Ş. Ailesi’nin minikleri önce Genel Müdürlüğümüzü, daha sonra da atölyelerimizi ve uçakları gezdi. Çizgi film eşiliğinde keyifli bir öğle yemeği yiyen çocuklarımızı hediyeler eşliğinde uğurladık. 2012 Yılının En İyi Önerileri Yarışması, 8 Nisan Pazartesi günü gerçekleştirilen finalle sona erdi. “Ofis Kategorisi”nde ilk üç sırayı alan, sırasıyla, Halil İbrahim Turan, Haldun Hakan Cüzdan ve Elvin Coşkun; “Atölye Kategorisi”nde ilk üç sırayı alan, sırasıyla, Ömer Ferhat Kıvırcı-Levent Turan, Erdoğan Koç-Vedat Yıldırım ve Çetin Noğan başta olmak üzere, yarışmamıza ilgi gösteren ve kurumumuzun faydası için emek harcayan herkese sonsuz teşekkürler. Bu yarışmaya göstermiş olduğunuz ilginin ve sunduğunuz fikirlerin, THY Teknik A.Ş.’nin aydınlık geleceğine dair inancımı daha da güçlendirdiğini bilmenizi isterim. İlkokulu ve Anaokulu 4-18 Mayıs, Cumartesi - Tanıtım Günü: 10.00-12.00 saatleri arasında Çekmeköy okulumuzun aday öğrencileri için tanıtım günü yapılacaktır. Arnavutköy Çekmeköy Son yıllarda uçuş noktalarını artırması ve filosunu büyütmesi ile havacılık sektöründe dünya genelinde dikkatleri üzerine çeken Türk Hava Yolları’nın, Türk sivil havacılık tarihinin en büyük uçak alımına imza atarak Airbus’la 117 uçak için anlaşma imzalaması da kurumumuzu yakından ilgilendiren önemli bir gelişme. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu, Türk Hava Yolları Genel Müdürü Doç. Dr. Temel Kotil, Airbus Başkanı ve CEO’su Fabrice Bregier’in katıldığı imza töreni ile Türk Hava Yolları, Airbus’tan 25 adet A321, 4 adet A320 NEO, 53 adet A321 NEO ve 35 adet A321 NEO opsiyonunu içeren 117 uçak sipariş etmiş oldu. Tamamı Türk Hava Yolları filosuna 2015 ila 2020 yılları arasında katılacak olan bu uçaklarla birlikte -kargo uçakları dahil- Türk Hava Yolları filosunun 2020 yılı sonundaki toplam uçak sayısı 375 olacak. Böylece bugün yaklaşık 6,6 olan uçakların ortalama yaşı, yeni uçakların filoya katılması ile 5’e düşecek. Büyümeye devam eden Türk Hava Yolları filosuna hizmet verirken diğer müşterilerine de kaliteli hizmet sunmaya devam eden şirketimiz bakım ve onarımın yanı sıra üretim, modifikasyon, mühendislik ve Ar-Ge alanlarında da önemli değişimlere ve gelişmelere imza atacaktır. Bütün bu çalışmalarda en büyük güvencemiz olan siz çalışanlarımızı saygıyla selamlar, mutluluk, huzur ve başarılar dilerim. Esen kalın, Doç. Dr. İsmail Demir Genel Müdür 03 04 İÇİNDEKİLER 04 20 TEKNİK’TEN HABERLER AR-GE MERKEZİ 09 04 20 22 22 İş Sağlığı ve Güvenlİğİ Sahibi THY TEKNİK A.Ş. Doç. Dr. İsmail DEMİR (Genel Müdür) EMNİYET KÖŞESİ 10 11 24 eğitim HABOM’da son durum Röportaj 24 THY TEKNİK A.Ş. Katkıda Bulunanlar Abdullah Enes Bolat Emre Kara 26 26 İNSAN KAYNAKLARI 28 14 18 28 GEZİ-YORUM 12 14 18 30 HAVACILIK DÜNYASINDAN KUTLAMA Özel Röportaj SAĞLIK REHBERİ 30 YAYIN THY TEKNİK A.Ş. Medya Reklam Halkla İlişkiler Şefliği Ferhat Yenibertiz (Medya, Reklam & Halkla İlişkiler Şefi) Pınar Yılmaz (Yayın Koordinatörü, Uzman) Cemal Gökgöz (Medya, Reklam & Halkla İlişkiler, Muhabir) YAPIM GODE İSTANBUL Alev Aktaş (Yayın Grup Direktörü) Songül Kurnaz (Yapım Koordinatörü) Ulaş Atay (Editör) Meltem İşleyen (Art Direktör, Kapak Tasarım) Asım Hocagil (Grafik Uygulama) Jülide Türkay (Redaksiyon Editörü) Fotoğraflar İstanbul Fotoğraf Atölyesi (İF Atölye) Baskı ve Cilt Apa Uniprint GODE İSTANBUL Al Karanfil Sokak No: 5 Levent / İstanbul godeistanbul.com 444 02 90 06 TEKNİK’TEN HABERLER 2012 yılı öneri ödülleri sahiplerini buldu UBM Aviation Konferansı Hong-Kong’ta yapıldı THY Teknik A.Ş. MRO Americas Fuarı’na katıldı T HY Teknik A.Ş., 16-18 Nisan 2013 tarihleri arasında ABD’nin Georgia eyaletinin başkenti Atlanta’da World Congress Center’da düzenlenen, dünyanın en önemli havacılık bakım-onarım fuarlarından biri olan MRO Americas Fuarı’na katıldı. THY Teknik A.Ş., sivil ve bölgesel uçak üreticilerinin, OEM’lerin, havayolları yetkililerinin, teknik hizmet veren MRO firmalarının, parça tedarikçi firmaların, havacılık alanında hizmet veren 500’e yakın firmanın katıldığı bu önemli fuarda 50 metrekarelik bir stand ile yer aldı. Diğer fuar ve konferanslarda olduğu gibi MRO Americas’ta da THY Teknik A.Ş. standında katılımcılarla, marka bilinirliğini ve stratejik işbirliğini artırmaya yönelik toplantılar yapıldı, ikili görüşmeler gerçekleştirildi. T HY Teknik A.Ş., UBM Aviation tarafından 19-21 Mart 2013 tarihleri arasında Hong-Kong’ta düzenlenen Çin ve Doğu Asya Havacılık Mühendislik-Bakım Konferansı’na (Airline E&M: China & East Asia Conference) katıldı. THY Teknik A.Ş. konferansta, Cathay Pacific, Hong Kong Airlines, Malaysia Airlines, Thai Airways, Japan Airlines gibi birçok önemli havayolu şirketi ile marka bilinirliğini, hizmet kapasitesini ve stratejik işbirliğini artırmaya yönelik ikili toplantılar ve görüşmeler gerçekleştirdi. THY Teknik A.Ş. Uçak Sistemleri Mühendislik Müdürü Ergün Erdoğdu, fuarda, “Uçuşlarda Yakıt Tasarrufu konusunda THY ve THY Teknik A.Ş. Tarafından Yapılan Uygulamalar” hakkında sunum gerçekleştirdi. Fuar kapsamında sunum yapan tek havayolu temsilcisi olan Erdoğdu’nun verdiği bilgiler dinleyiciler tarafından büyük bir ilgi ile karşılandı. Y ılın En İyi Öneri Yarışması sonuçlandı ve dereceye girenler ödüllerini aldı. THY Teknik A.Ş. Genel Müdürü Doç. Dr. İsmail Demir, genel müdür yardımcıları ve başkanların yer aldığı yarışma komisyonu, ofis ve atölye kategorilerinde dereceye giren önerileri belirledi ve öneri sahiplerine ödüllerini takdim etti. 8 Nisan günü Zafer Orbay Toplantı Salonu’nda gerçekleştirilen finalde dereceye giren öneriler ve öneri sahipleri: Atölye Kategorisi •Birinci Ömer Ferhat Kıvırcı ve Leven Turan, “MLG/NLG Söküm Takım Tool” •İkinciler Erdoğan Koç ve Vedat Yıldırım, “APS3200 Rear Bearing Test Tool” •Üçüncü Çetin Noğan “Motor Stokaj İşleminin Motor Taşıma Arabası Üzerinde Yapılması” Ofis Kategorisi •Birinci Halil İbrahim Turan, “QTS Müşteri Modülü “ •İkinci Haldun Hakan Cüzdan, “CFM56 Motorlarındaki Core Deteriorationlarının Önceden Tahmin Edilebilmesi” •Üçüncü Elvin Coşkun, “SBF’lerin Web Üzerinden Kapatılması ve Takibi” Her iki kategoride de birinci olanlara 10’ar, ikinci olanlara yedişer, üçüncü olanlara ise dörder Cumhuriyet Altını ödül verildi. Ödül töreninde konuşan Demir, öneride bulunan herkesi tebrik ettiğini, bütün önerilerin çok değerli olduğunu ve emeği geçen herkese teşekkür ettiğini söyledi. Alman basın mensupları THY Teknik’te T Masa Tenisi Ferdi Rating Ligi başladı ürk Hava Yolları Leipzig Müdürlüğü’nün düzenlediği fam trip organizasyonu kapsamında Türkiye’ye gelen Alman basın mensupları 22 Nisan 2013 tarihinde THY Teknik A.Ş.’yi ziyaret etti. Konuklara, THY Teknik A.Ş.’nin Türkiye’nin en büyük bakım onarım ve modifikasyon merkezi olduğu ve HABOM’un açılması ile daha da büyüyeceğinin anlatıldığı gezi, Boeing 777 uçağının tanıtımı ile devam etti. T ürk Hava Yolları Masa Tenisi Ferdi Rating Ligi 24 Nisan 2013 tarihinde THY Spor Kulübü’nde gerçekleştirilen kokteyl ile başladı. Rating Ligi kokteyline, Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu Üyesi Muzaffer Akpınar, THY Teknik A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı Altan Büyükyılmaz ve sporcular katıldı. 14 grupta 153 kişinin mücadele edeceği Masa Tenisi Ferdi Rating Ligi’nde, Türk Hava Yolları, THY Teknik A.Ş., HABOM, TGS ve Turkish Do&Co çalışanları mücadele edecek. Yaklaşık üç ay sürecek lig maçları sonucunda grubunda ilk üç sırayı alan sporcular bir sonraki Rating Ligi’nde bir üst grupta, grubunda son üç sırayı paylaşan sporcular ise bir sonraki Rating Ligi’nde bir alt grupta mücadele edecek. 07 08 TEKNİK’TEN HABERLER Utah Üniversitesi THY Teknik A.Ş.’de Polis Haftası kutlandı T HY Teknik A.Ş. İnsan Kaynakları Başkanlığı, Türk Polis Teşkilatının 168. Kuruluş yıldönümü ve Polis Haftası dolayısıyla B Kapısı’nda bulunan toplantı salonunda bir kutlama töreni düzenledi. 10 Nisan günü gerçekleştirilen törene, THY Teknik A.Ş. İnsan Kaynakları Başkanı İzzet Dündar, İnsan Kaynakları Müdürü Hakan Öksüz, Güvenlik Şefliği çalışanları, Atatürk Havalimanı Şube Müdürlüğü Koruma Büro Amiri Başkomiser Ahmet Yazıcı, Koruma Büro Amir Yardımcısı Başkomiser Abdulkadir Geyik ve Koruma Büro Amirliği’nde görevli polis memurları katıldı. A BD’nin Utah Üniversitesi’nden 75 lisansüstü öğrenci THY Teknik A.Ş.’yi ziyaret etti. THY Teknik A.Ş. B Kapısı’nda karşılanan öğrencilere tesisler gezdirildi. Tur Hangar Törende yaptığı konuşmada Türk Polis Teşkilatı’nın 168. kuruluş yıldönümü dolayısıyla şehitleri rahmet, gazileri saygıyla yad eden İzzet Dündar, polis teşkilatının değerli mensuplarına minnet ve şükranlarını ifade etti. Niko Guido THY Teknik A.Ş.’de Ahmet Yazıcı da, Polis Haftası dolayısıyla düzenledikleri kutlamadan dolayı THY Teknik A.Ş. yöneticilerine teşekkür etti. Hindistan Havacılık Mühendislik ve Bakım Konferansı yapıldı D THY Teknik A.Ş. üniversitelileri ağırladı T M Dünyanın önde gelen havayolu ve MRO şirketlerinden birçoğu, UBM Aviation tarafından organize edilen konferansta yer aldı. Konferansa katılan THY Teknik A.Ş. yetkilileri, diğer firmalarla ikili görüşmeler yaparak, ilişkilerin canlı tutulması ve geliştirilmesi konusunda başarılı girişimlerde bulundu. Meraklı bakışlarla hangarları gezen öğrenciler, gezi sırasında bakım faaliyetleri ve havacılık sektörü hakkındaki sorularına yanıtlar buldu. Birçoğu uçak mühendisliği eğitimi alan öğrenciler ziyaret sonrasında, mezun olduklarında havacılık sektöründe çalışmak istediklerini, geleceğe yönelik planlarına ışık tuttuğu için THY Teknik A.Ş. gezisinin çok faydalı olduğunu ifade etti. HY Teknik A.Ş., 23-25 Nisan tarihleri arasında, Hindistan’ın başkenti Yeni Delhi’de düzenlenen Hindistan Havacılık Mühendislik ve Bakım Konferansı’na (Airline Eng.&Maint. India Conference) katıldı. ve atölyelerin gezdirildiği tesis turu sırasında öğrencilere, THY Teknik A.Ş.’nin bölgesel gücü ve projeleri anlatıldı, gelecek planları hakkında bilgi verildi. imarlar ve Mühendisler Grubu’nun (MMG) İstanbul Şubesi tarafından organize edilen bir grup üniversite öğrencisi THY Teknik A.Ş.’yi ziyaret etti. Hangar ve atölyeleri gezen öğrencilere THY Teknik A.Ş. hakkında bilgi verildi. ünyaca tanınan fotoğraf sanatçısı Niko Guido, THY Teknik A.Ş.’yi ziyaret etti. Ziyareti sırasında bazı atölyeleri ve hangarları gezen Guido, gördüğü yerlerin sanki fotoğraf çekimi için hazırlanmış doğal birer stüdyo olduğunu, yakın gelecekte THY Teknik A.Ş. ile sosyal sorumluluk projelerinde çalışmayı ümit ettiğini söyledi. Venedik, Paris, İzmir ve İstanbul’da sergiler açan Guido’nun fotoğrafları yurtiçi ve yurtdışında birçok gazete ve dergide yer aldı. İstanbul ve İzmir’de yürüttüğü sosyal sorumluluk projeleri bulunan Guido’nun 23 Mart 2013 tarihinde Ataşehir Belediyesi Cemal Süreya Sergi Salonu’nda açtığı sergi, dünyada aynı zamanda birçok farklı noktada açılan en büyük sergi olma özelliğini taşıyor. Birçok milletten yüzlerce gönüllünün ortak çalışması ile gerçekleştirilen “Bizi Rahat Bırakın/Leave Us Alone” isimli sergi, Irak Savaşı’nın başlamasının 10. yılında Türkiye’de ve dünyada aynı anda mümkün olduğunca çok kişiyle buluşmayı hedefliyor. Bu amaçla portreler, aynı gün Türkiye’de 22 şehirde, dünyada Londra, Bangalore, Lefkoşa ve Stockholm’de yanlarında hikâyeleri yazılı olarak sergilendi. 09 10 TEKNİK’TEN HABERLER İş Sağlığı ve Güvenlİğİ El aletleri kullanırken bilinmesi gerekenler H İtalyan gazeteciler THY Teknik A.Ş.’deydi T ürk Hava Yolları’nın 2008 ve 2009’da tüm dünyada etkisini gösteren ekonomik krize rağmen, yaptığı yatırımlarla başarı grafiğini yükselterek, yolcu sayısını ve kârlılığını artırması, dünyanın en çok ülkesine uçan havayolu olması ve “Avrupa’nın En İyi Havayolu” ödülünü alması Türkiye’de olduğu kadar, dünyada da dikkat çekiyor. İşte bu nedenle Türkiye’ye gelen İtalyan gazetelerinden yetkililer, Türk Hava Yolları’nın organizasyonu çerçevesinde, Türk Hava Yolları’nı ve alt şirketlerini yakından görmek ve tanımak amacı ile 18 Nisan 2013 tarihinde THY Teknik A.Ş.’yi ziyaret etti. Basın mensuplarına önce THY Teknik A.Ş. tesisleri gezdirildi, ardından da şirketi tanıtan bir sunum yapıldı; THY Teknik A.Ş.’nin hizmet verdiği havayolu şirketeri ve HABOM Projesi hakkında detaylı bilgi verildi. İtalyan konuklar daha sonra Uçuş İşletme Başkanlığı ve Turkish Do&Co’yu ziyaret etti. emen hemen tüm işyerlerinde yaygın bir şekilde kullanılan taşınabilir elektrikli el aletleri, çalışanların işlerini kolaylaştırdığı gibi aynı zamanda dikkat edilmediği takdirde ciddi yaralanmalara, sağlık sorunlarına neden olabilir. Bu aletlerden doğan kazaların çoğu aletlerinin iyi kullanılamamasından ya da aletlerin kullanılamayacak şekilde arızalı, yıpranmış olmasından kaynaklanır. Alet güvenliği doğru el aletini veya elektrikli el aletini seçme ile başlar. Aletler, alanında uzman firmalardan seçilerek alınmalıdır. Ucuz, sağlam olmayan aletler, hem o aletle çalışanı hem de beraberindeki iş arkadaşını yaralayabilir. İyi yapılmış bir alet güzel görünümlü olmalı, çalışan eline aldığında sağlam olduğunu hissetmelidir. Aletin ergonomik bir dizayna sahip olması da son derece önemlidir. Doğru aletin seçilmesi ve bu aletin en doğru şekilde kullanılması, iş kazası riskini minimuma indirecektir. Nisan ayında 90 yabancı konuk Kullanım sırasında dikkat edilmesi gerekenler Acenteler THY Teknik A.Ş.’de T ürkiye’nin birçok bölgesinden, aralarında basın mensupları da bulunan 100’e yakın acente yetkilisi 25 Nisan günü THY Teknik A.Ş.’yi ziyaret etti. Acentelere atölye ve hangarların gezdirildiği tur hatıra fotoğrafları ile son buldu. N isan ayı içinde Türk Hava Yolları’nın fam trip organizasyonları kapsamında Köln, Leipzig, Hannover, Nürnberg, Bremen ve Frankfurt müdürlüklerine bağlı yaklaşık 90 kişi THY Teknik A.Ş. tesislerini ziyaret etti. Aralarında acente yetkililerinin, üst düzey yöneticilerin ve basın mensuplarının yer aldığı gezilerde, konuklara THY Teknik A.Ş. hangar ve atölyeleri gezdirildi. THY Teknik A.Ş.’nin kapasitesi ve yapısı hakkında bilgilerin de verildiği gezilerde Alman konuklar, Boeing 777-300ER uçağına binerek, Comfort Class rahatlığını yakından görme şansı da buldu. • El aletleri ve elektrikli el aletlerini kullananlar yüzük, bilezik gibi takılar takmamalı, • Bu aletleri kullanacak olan kişiler, kravat, boyun bağı, uzun kollu giysi, uzun eldiven ve üzerine iyi oturmayan iş elbiseleri giymemeli, • Eller, saçlar ve giysiler kesilen kenarlardan veya hareketli parçalardan uzak tutulmalı ve korunmalı, • Anahtarlı elektrikli el aletlerinin üzerinde anahtarları bırakılmamalı, • Eğer bir merdiven üzerinde çalışılıyorsa, küçük el aletleri, kemere takılan el aletleri çantasına veya kemere takılmalı, • Ağır elektrikli el aleti, sapına ip bağlanmış uygun bir kova ve kutu içine konulmalı, oradan yukarıda çalışılan yere çekilmeli, • Keskin veya sivri uçlu ya da keskin ağızlı aletler aşağıya doğru ve taşıyandan uzağa doğru bakacak şekilde taşınmalı, • Aletler kuru bir yerde depolanmalı ve bakımları düzenli olarak yapılmalı, • Küçük el aletleri, yerleri önceden belirlenmiş uygun bir askı tablosu üzerine düzgün bir şekilde asılmalı veya uygun el aleti taşıma çantası/el aleti çekmecesine konulmalı, • Elektrikli testereler, matkaplar veya herhangi bir kıymık veya partikül çıkartan aletler kullanılırken koruyucu gözlük takılmalı, • El aleti kullanılırken sesin şiddeti 80 desibeli aşıyor ise kulak koruyucu kullanılmalı, • Ayakları korumak için iş güvenliği ayakkabısı giyilmeli, • Çift izolasyonlu/yalıtımlı elektrikli el aletleri kullanılmalı, • El aleti kordonundan tutularak/çekilerek taşınmamalı, • Yıpranmış elektrik kordonları değiştirilmeli, • Aletler prizlerinden tutularak çıkarılmalı, kordonlarından tutularak çekilmemeli, Elektrikli el aletleri kullanımında genel kaza sebepleri • Yanlış aleti kullanma, • Kötü durumda olan aleti kullanma, • Kullanım sırasında gerekli dikkati göstermeme, • Aletlerin taşınması ve depolanması sırasında yanlış yol seçme, • Uygun kullanım konusunda gerekli eğitimi almadan aleti kullanma, • Yetki ya da izin verilmeden aleti kullanma, • Aleti, keskin ağzı ya da sivri ucu koruyucu içine alınmadan taşıma ve/veya depolama, • Aleti kullanırken doğru kişisel koruyucu donanımı kullanmama, • Elektrik kordonlarının, muhafazalarının, kaportalarının ve topraklamalarının uygun olmaması, hasarlı olması vb. • Elektrikli el aletinin fişini prize takmadan önce aletin çalıştırma düğmesinin kapalı (off) pozisyonda olduğundan emin olunmalı, • Elektrikli el aletleri, çalışması tamamen duruncaya kadar yere konmamalı, • Çalışma yerindeki düzensizlik ve yetersiz aydınlatma iş kazalarına neden olabileceği için çalışma yerleri temiz tutulmalı ve iyi aydınlatılmalı, • Elektrikli el aletleri, toz veya buharları alevlendirebilecek kıvılcımlar çıkarabildikleri için yakınında yanıcı sıvı, gaz veya toz bulunan, dolayısıyla patlama tehlikesi olan yerlerde elektrikli el aletleri ile çalışılmamalı, • Elektrikli el aletleri yağmur altında veya ıslak yerlerde bırakılmamalı, • Elektrikli el aletlerinin kablosu, yüksek sıcaklıktan, yağdan, keskin kenarlı eşyalardan veya hareketli alet parçalarından uzak tutulmalı. 11 12 EĞİTİM HABOM HABOM’un yeni mühendislerine oryantasyon eğitimi verildi H ABOM A.Ş.’de işbaşı yapan mühendislere Eğitim Müdürlüğü tarafından oryantasyon eğitimi verildi. Eğitim, katılımcıların, hem THY Teknik A.Ş. bünyesindeki bölümler, iç yazışmalar, evraklar, havacılık sektöründeki düzenlemeler ve otoriteler hem de şirketin bölümleri, iş tanımları ve görevleri hakkında bilgi sahibi olmasını sağladı. HABOM’da son durum Eğiticiler kendini geliştirmeye devam ediyor E Teknisyenler için havacılık sözlüğü hazırlandı U çak bakımında çalışan teknisyenlerin kelime öğrenmesini kolaylaştırmak ve üretici şirket dokümanlarının daha iyi anlaşılmasını sağlamak amacıyla “English Aviation Vocabulary For Aircraft Technicians” isminde bir havacılık sözlüğü hazırlandı. Detaylı bir çalışmanın ardından kitap haline getirilen bu materyal, ağırlıklı olarak teknik dokümanların taranmasıyla oluşturuldu. Mobil araçların eğitim dokümanları güncellendi T HY Teknik A.Ş. bünyesindeki tüm araçların eğitim dokümanları ve ders tasarım formları güncellendi. Ayrıca Uçak Bakım Başkanlığı’nın yeni foseptik araçları ile ilgili bir eğitim verildi. Bu araçların eğitim dokümanlarının en kısa sürede hazırlanması için TİMSAN A.Ş. ile bağlantıya geçildi ve mutabakata varıldı. ğiticinin Eğitimi Eğitimi, bu eğitime katılan komponent atölyeleri MI yetkili personelinin sunum yapma yetilerini güçlendirdi. İlk defa kamera karşısında sunum yapan katılımcılar, hem toplum ve kamera karşısında konuşma deneyimi yaşadı hem de hatalarını izleyerek özeleştiride bulunma şansına sahip oldu. Eğitim, çalışanların inisiyatif kullanma ve hitabet yeteneklerine de katkı sağladı. inası angar B deli H Dar Göv 18 Nisan 2013 tarihinde Dar Gövdeli Hangar’ın Docking Sistemi’nin testi için bir uçak daha hangara alındı. TC-JRK kuyruk numaralı Airbus 321 uçağı için kurulan Docking Sistemi testi başarı ile tamamlandı. Olympic Air ile eğitimde işbirliği B oeing 777 tipi uçakların pratik eğitimleri, THY Teknik A.Ş.’nin bakım ortamı ve Olympic Air’in Pratik Eğitim Part-147 yetkisi kullanılarak başarıyla tamamlandı. Kursa THY Teknik A.Ş.’den ve Olympic Air’den çalışanlar ve eğitmenler katıldı. THY Teknik A.Ş. adına kursa katılan 24 kişinin Pratik Değerlendirme Sınavı 18-19 Nisan günlerinde uçak başında gerçekleştirildi. Başarılı olan kursiyerler EASA147 Onaylı Pratik Eğitim Belgesi almaya hak kazandı. D ar Gövdeli Hangar’ın poliüretan kaplaması ve Anneks Binası’nın ince iş eksiklikleri nisan ayı itibarıyla tamamlanmak üzere. Anneks Bölgesi’ndeki pek çok ofis ve atölyeye mobilyaları yerleştirilerek kullanıma hazır hale getirildi. Geniş Gövdeli Hangar’ın kenet çatı ve yan cephe kaplama işleri halen devam ediyor. Geniş Gövdeli Sosyal Bina ve Güvenlik-Giyinme-Eğitim Binası tamamlanmış durumda. Atölye Binası, Yönetim Binası ve Otopark Binası’nın ince yapı imalatlarının yanı sıra, tüm tesisin mekanik-elektrik altyapı işleri ve enerji merkezinin tamamlanması; kalıcı enerjinin bağlanması yönündeki çalışmalar ise büyük bir hızla devam ediyor. Hangar Binası Ankara’da eğitimli günler E senboğa Havalimanı’nda çalışan THY Teknik A.Ş. çalışanlarına Company Procedure Training, ATA Chapter 300, Human Factor Eğitimleri ve Electrostatic Discharge eğitimleri verildi. Bir taraftan önceden alınan eğitimlerin tekrarı yapılarak bilgiler tazelenirken, diğer taraftan da katılımcıların havacılık sektöründeki son gelişmelerden haberdar olması sağlandı. 13 14 HAVACILIK DÜNYASINDAN 2012 yılı Global MRO Raporu yayınlandı Boeing 747-8 üretim hızını değiştiriyor B oeing, büyük yolcu uçaklarına ve kargo uçaklarına talebin azalması nedeniyle ayda iki uçak yerine 1,75 uçak üreteceğini açıkladı. Pazarı her zaman olduğu gibi yakından izleyeceğini ve yaşanacak gelişmelere göre üretim hızını artırabileceğini de duyuran şirket, 2014 yılında hava kargo alanında büyüme olacağını öngörüyor. Boeing’in önümüzdeki 20 yıl içerisinde 790 büyük uçak teslim edeceği tahmin ediliyor. Kaynak: Avitrader I CF SH&E firması, Aeronautical Repair Station Association (ARSA) sponsorluğunda, ‘Dünya MRO Pazarının Ekonomik Değerlendirmesi’ adlı bir rapor yayınladı. Ağır bakım, motor, komponent ve hat bakım konuları üzerine odaklanan rapor, sivil bakım, önleyici bakım ve değişim pazarlarını da özetliyor. Rapordan dikkat çeken bazı bölümler... Dünya çapında türbinli motorlar ile güç alan yaklaşık 80 bin sivil uçak bulunuyor ve bunların 26 binden fazlası hava taşımacılığında kullanılıyor. Yaklaşık 37 bin uçağa sahip olan Kuzey Amerika bu alanda açık ara birinci sırada yer alırken, ikinci sırada 16 bin uçak ile Avrupa, üçüncü sırada ise 11 bin uçak ile Asya-Pasifik bölgesi yer alıyor. sahip olan dünya sivil MRO pazarı, 2012 yılı rakamlarına göre, 65,9 milyar dolarlık bir büyüklüğe sahip. Ağır bakım da toplam pazarın yaklaşık yüzde 20’sine denk gelen 13 milyar dolarlık kısmını oluşturuyor. Dünya genelindeki dağılımını aşağıdaki tabloda göreceğiniz pazarda Kuzey Amerika filosu 23,5 milyar dolarlık hacmi ile yine birinci sırada yer alıyor. Bu alt pazarda da ilk üç sırada, tıplı komponent bakımda olduğu gibi, Kuzey Amerika, Avrupa ve Asya-Pasifik yer alıyor. 3% 4% 7% 36% 24% 25% 4% 3% 12% 47% 14% 20% Kuzey Amerika Avrupa Asya-Pasifik Güney Amerika Avrupa Orta Doğu Dünya genelindeki bu sivil havacılık filosu yılda yaklaşık 85 milyon saat havada kalıyor. Bu toplam sürenin 65 milyon saatlik kısmını -bir başka deyişle yüzde 80’ini- dünya genelindeki bu filonun üçte biri gerçekleştiriyor. Ağır bakım, motor, komponent ve hat bakımı olmak üzere dört belirgin pazara Kuzey Amerika Avrupa Asya-Pasifik Güney Amerika Avrupa Orta Doğu Dünya MRO pazarının alt pazarlara göre dağılımı ise yandaki şekildedir. Tabloda da görüldüğü gibi 26,1 milyar dolar ile bu pazarın yaklaşık yüzde 40’ını elinde tutan ‘motor bakımı’ en büyük alt pazarı oluşturuyor. Motor bakımının bölgesel dağılımında ise Kuzey Amerika yüzde 36 ile birinci sırada, Asya-Pasifik yüzde 25 ile ikinci sırada yer alırken, Avrupa yüzde 24 ile onları takip ediyor. Dünya MRO pazarında ikinci büyük alt pazar konumunda olan komponent bakımı ise 16,8 milyar dolarlık bir hacme sahip. Komponent pazarındaki bölgesel dağılımda ilk üç sıra ise şu şekilde; Kuzey Amerika, Avrupa ve Asya-Pasifik. Yüzde 15 ile pastanın en küçük dilimini oluşturan hat bakım pazarı ise 9,9 milyar dolarlık rakamsal büyüklüğe sahip. Hat bakım alanındaki bölgesel dağılımda ilk sırada yine Kuzey Amerika’nın adı yazarken, ikinci sırada Asya-Pasifik, üçüncü sırada ise Avrupa yer alıyor. Bakımların ekonomiye etkisini de araştıran rapor, ABD için yaptığı ekonomik incelemelerde şu gözlemlerde bulunuyor; ağır bakım için harcanan her 1 dolar yaklaşık olarak 1,39 dolarlık, motor bakımı için harcanan her 1 dolar 1,88 dolarlık, komponent pazarı harcanan her 1 dolar 1,68 dolarlık ve hat bakımı için harcanan her 1 dolar ise 1,19 dolarlık bir ekonomik faaliyet oluşturuyor. Kaynak: ARSA Raporu Boeing, ANA ve JAL 787’lerde modifikasyonlara başladı B oeing’in bakım ekipleri, 22 Nisan günü All Nippon Airways (ANA) ve Japan Airlines (JAL) havayollarının Boeing 787’lerinde çalışmaya başladı. ANA’da beş Boeing ekibi çalışıyor ve her ekip ayrı bir uçağa bakıyor. Bakım ekipleri ana ve yedek sistem bataryaları için hapsetme (containment) ve boşaltım (venting) sistemleri yükleyecek. Ekipler ayrıca pilleri ve şarjları modifiye komponentler ile değiştirecek. Bir uçağın modifikasyonunun beş gün süreceği tahmin ediliyor. JAL’a da iki ekip gönderen Boeing, gerekli modifikasyonların tamamlanmasının haftalar süreceğini açıkladı.Her iki havayolu da modifikasyonlardan sonra Japon Sivil Havacılık Bürosu’nun (JCAB), Boeing 787’ler için koyduğu uçma yasağının kaldırmasını bekleyecek. Amerikan Federal Havacılık İdaresi’nin (FAA) 28 Nisan ile biten hafta içinde Boeing 787’ler için bir uçuşa elverişlilik (AD) yayınlaması, hemen alabinde de JCAB’in benzer bir AD yayınlaması bekleniyor. Kaynak: Flightglobal 20% 40% 15% 25% Ağır Bakım Motor Revizyon Komponet Hat Bakımı MRO pazarında Tayland rüzgârı A sya-Pasifik bölgesinde stratejik bir konuma sahip olan Tayland, bir havacılık üssü olarak tam MRO hizmetleri vermenin yanı sıra, bölgenin pilot ve uçuş ekibi eğitimi merkezi de olmayı hedefliyor. Güçlü sanayileri sayesinde havacılık alanında büyüme ve gelişme imkânına sahip olduklarını açıklayan Tayland Sanayi Bakanlığı Yatırım Kurulu, Boeing’in 2009-2028 yılları arasında bölgeye teslim etmeyi beklediği 8 bin 960 uçağı, bu yöndeki güçlerinin ve geleceğe yatırımlarının bir kanıtı olarak görüyor. Tayland Ulaştırma Bakanlığı ve sivil havacılık sektörünün önde gelen kurumlarının birlikte yürüttüğü çalışmalar kapsamında başkent Bangkok’un kuzeydoğusunda yeni bir MRO tesisinin kurulması için araştırmalar halen devam ediyor. Ayrıca ülke genelinde havacılık alanında yapılacak yatırımlar ve teşebbüsler, ithalat vergilerinden ve sekiz yıl boyunca şirket gelir vergisinden muaf tutulacak. Kaynak: MRO News Focus 15 16 KUTLAMA Y H T e d ’ . .Ş A ik n k Te n a s i N u 3 s 2 oşku c ğu u c ço ’de 8 0 n 1 k A.Ş. ek i n ’ i es Tekni yem l i A Ş. THY ir tur, . A ik ünü n ib l k f i e n y T ü THY isan g irilen ketladı. 23 Nçekleşt erle ku ger ediyel ve h 2 3 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, THY Teknik A.Ş.’de çocuk sesleri eşliğinde, adına yaraşır bir şekilde kutlandı. THY Teknik A.Ş. çalışanlarının çocukları arasında kura ile belirlenen 108 minik, hem annelerinin, babalarının çalıştığı yeri görme şansı buldu hem de keyifli zaman geçirdi. Sabah ve öğleden sonra olmak üzere iki ayrı grup halinde THY Teknik A.Ş.’ye gelen çocuklar önce Genel Müdür Doç. Dr. İsmail Demir tarafından ağırlandı. Demir ve çocuklar, 23 Nisan’ın önemi ve THY Teknik A.Ş. ziyaretleri üzerine keyifli bir sohbet gerçekleştirdi. Daha sonra İsmail Demir ile birlikte, bakım işlemleri tamamlanmış uçaklardan birine binen çocuklar, burada uçaklarla ilgili merak ettikleri soruların yanıtını bulma şansına sahip oldu. Uçaktan indikten sonra çizgi film eşliğinde yemek yiyen çocuklara, içinde çeşitli kırtasiye malzemeleri bulunan birer sırt çantası hediye edildi. Daha sonra Genel Müdürlük Binası’nın merdivenlerinde İsmail Demir’in de katılımıyla çekilen hatıra fotoğrafının ardından THY Teknik A.Ş.’den ayrılan çocukların gözlerinden keyifli bir bayram gününün mutluluğu okunuyordu. 17 18 KUTLAMA TEKNOLOJİ “Uçak gezisini, yemeği ve hediyeleri çok sevdim. Burada babam çalışıyor. Kendisinin çalıştığı yeri çok merak ediyordum. Bana en güzel bayram hediyesi buraya gelmek oldu.” Pelinsu Türe Fosil yakıtsız ABD turu B “Bence çok güzel bir organizasyon. Uçağa binmek çok keyifliydi. Yemek de çok güzeldi. Babamın çalıştığı yeri görme şansım oldu. Bu çok güzel bir duygu benim için.” Bora Gürses ir damla fosil yakıt kullanmadan güneş enerjisiyle çalışan Solar Impulse, ABD’deki turuna hazırlık amacıyla düzenlenen tanıtım uçuşu için havalandı. San Fransisco semalarında ve kentin simgesi olan Golden Gate Köprüsü üzerinde uçan uçağın ABD maratonu 1 Mayıs’ta başlayacak. Geçen yıl güneş enerjisiyle çalışan uçaklarıyla en uzun uçuş rekorunu kıran eki- Türk bilimadamları uzay simülatörü üretti T ürk bilimadamları uydu, füze veya uçakların elektronik cihazlarının uzay ortamında çalışmasını test edebilecek bir simülatör üretti. Hacettepe Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Fizik Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Zafer Durusoy, ürettikleri simülatörün, uzaya gönderilecek elektronik cihazların uzay ortamında çalışıp çalışmayacağının test edilebildiğini belirtti. Simülatörü yurtdışındaki örneklerinden dörtte bir oranında daha ucuza mal ettiklerini ifade eden Durusoy, istenirse komple uyduyu bile içine alabilecek simülatör üretebileceklerini dile getirdi. “Uçağı gezmek çok hoşuma gitti. Yemek ve hediyeler de çok güzeldi. Babamın çalıştığı yeri çok merak ediyordum. Onun için burayı görmek beni ayrıca mutlu etti.” Aylin Suna “Çok güzel ve değişik bir gün oldu benim için. Burayı, özellikle de uçakları çok sevdim. Yemek ve hediyeler de beni mutlu etti.” Celal Turan Çalışmalarıyla 1. Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Zirvesi’nde ArGe İnovasyon Projesi Ödülü aldıklarını hatırlatan Durusoy, üretilen simülatörde uzay ortamı oluşturulduğunu ifade etti. bin yeni hedefi ABD’yi boydan boya kat etmek. 64 metre kanat genişliğine sahip uçakta, 12 bin güneş hücresinden sağlanan enerji ile çalışan dört motor bulunuyor. Gündüz biriktirdiği enerji ile gece de uçabilen Solar Impulse, saatte 70 kilometre hıza ulaşabiliyor. Çin ikinci uçak gemisini alıyor Ç in, Ukrayna’dan satın aldığı Varyag’dan (yeni adı ile Liaoning) sonra yeni bir uçak gemisi daha satın alacağını açıkladı. Çin Halk Kurtuluş Ordusu Donanması Komutan Yardımcısı Song Şüe, donanmanın kuruluş yıl dönümünde yaptığı açıklamada, yeni uçak gemisinin daha büyük olacağını ve daha fazla uçak taşıyacağını söyledi. Envanterlerinde bulunan Liaoning uçak gemisinin ülkenin herhangi bir filosuna bağlı olmadığını ve doğrudan merkezi donanma kuvvetlerinin kontrolü altında olduğunu kaydeden Şüe, elli bin ton ağırlığa sahip ve 30 civarında uçak taşıyabilen Liaoning’de halen J-15 tipi savaş uçaklarının iniş ve kalkış testlerinin yapıldığı bilgisini verdi. Çin’in Çingdao Limanı’ndaki geminin bu yıl içerisinde açık denize çıkarak deneme seferleri yapması bekleniyor. Simülatörün sadece uzay çalışmalarında değil savunma sanayinin çeşitli ürünlerini test etmede de kullanıldığını kaydeden Durusoy, sözlerine şu şekilde devam etti: “Askeri sanayide üretilen malzemelerin eksi 75 derecelerde bile çalışması gerekiyor. Simülatörümüz bu ortamı da sağlıyor. Yaptığımız simülatörü sattığımız savunma sanayi sektöründe faaliyet gösteren Türk firması, artık yüzde yüz yerli ilk uzay simülatörünü kullanacak. Testlerini tamamladık, teslime tamamen hazır.” 19 20 Özel Röportaj “Hayallerimizin ötesindeyiz, ama yetinmemeliyiz” ‘Airport’ programının yapımcısı ve Haber Türk Ekonomi Koordinatörü Güntay Şimşek, HABOM’un havacılık dünyasına büyük katkı sağlayacağını, Türkiye’de havacılığın hayal edilenin üzerinde olduğunu, ama bununla yetinmememiz gerektiğini düşünüyor. “Denetim mekanizmaları daha titiz davranmalı” Türkiye’yi havacılıkta teknik bakımdan nerede görüyorsunuz? Türkiye’de havacılık sektörünü nerede görüyorsunuz? Türk havacılığının, tüm unsurları ile birlikte, Türk Hava Yolları’nın gelişimine paralel teknik bir atılımda bulunması gerektiğini düşünüyorum. Türkiye’nin havacılıkta üstyapıya sahip olduğunu ve bu üstyapıyı kullanarak altyapısını oluşturma imkânının elinde olduğunu düşünüyorum. Askeri araçları da dikkate aldığımızda 1.000 küsur hava aracı olan bir ülkenin bu atılımı bir an önce yapması gerektiğini ve yapacağını düşünüyorum. HABOM’un hizmete açılmasının Türk havacılığına nasıl bir etkisi olacağını düşünüyorsunuz? Lufthansa Technic farklı ülkelerde ciddi hizmet veriyor; Boeing ve Airbus ile birlikte çalışıyor. Hatta bazı konularda kendisi bu firmalara katkıda bulunuyor, geliştiriyor. İç dizayn olarak da, ana bakım olarak da ciddi katkı sağlıyor. HABOM’un da bize bu yönde katkı sağlayacak önemli bir yatırım olduğunu düşünüyorum. Eğer biz ileride savaş uçağı, askeri uçak ve yolcu/ sivil uçak ürettiğimiz zaman HABOM gibi bir kuruluş bize çok önemli katkı sağlayacaktır. H avalimanlarında ve uçaklarda kendini evinde hissettiğini söyleyecek kadar bu sektörü seven bir isim olan deneyimli gazeteci Güntay Şimşek, Türkiye’nin gerekli üstyapıya sahip olduğunu, buradan yola çıkarak altyapısını geliştirmesi gerektiğini belirtiyor. İnsanların çoğu havalimanlarını, uçakları pek de sevmez. Sizin için durum farklı görünüyor... Havalimanlarında ve uçaklarda kendimi evimde gibi hissediyorum. Hem havalimanları hem de uçaklar kesinlikle sıkıldığım yerler değil. Mesela insanlar 13-15 saatlik uçuşlarda sıkılır ya, çoğu zaman bu uçuşlar bana kısa bile gelir. Ayrıca fotoğrafa ilgim var. Uçarken cam kenarında oturur, havada ilginç bir şey yakalayacağım ümidi ile uyumam, fotoğraf çekerim. Havacılığa ilginiz nereden geliyor, bu maceraya nasıl başladınız? 1990 yılında Atatürk Havalimanı’nda muhabir olarak işe başladım. Ulaşım endüstrisine, sektörüne, özellikle de havacılığa ilgim vardı. Bu nedenle havalimanı muhabirliğini biraz da ben istedim. Tabii o zamanlar havalimanı muhabirliği sadece havacılıkla ilgili bir şey değildi. Havalimanına gelen yabancı konuklar, devlet başkanlar ya da sanatçılar da bizim işimizin bir parçasıydı. Ben daha çok işin endüstrisiyle, havayollarıyla, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü ile, havacılık dünyasında neler olduğuyla ilgilenmek istiyordum ve işin bu tarafına eğilmeye başladım. Üç buçuk yıl havalimanında çalıştıktan sonra, 1994’te Zaman Gazetesi’nde Türkiye’nin ulaşım sayfasını yaptım. Hava, kara, deniz ve demiryolu ulaşımı ile ilgili olarak haftada bir hazırladığım bu sayfada dönemin önemli isimlerine yer veriyordum. Sayfa büyük ilgi gördü. Daha sonra sayfaya, işin teknik boyutuyla, dünyadaki gelişmeler ile ilgili bölümler de ekledik. Örneğin “Orta Asya’ya nasıl gidilir?” üzerine bir araştırma yaptım. Oraya seyahat eden tır şoförleri, yük taşıyan şirketler, Ulaştırma Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı gibi çeşitli kanalları kullanarak bir harita hazırladım. Bu araştırma büyük ilgi görünce daha detaylı çalışmalar yapmam gerektiğini bir kere daha gördüm. Dünyanın hangi havameydanında trafik nasıl oluyor, bizde nasıl, sivil havacılık otoritesi nedir, Devlet Hava Meydanları İşletmesi nedir, Amerikan Federal Havacılık Dairesi nedir gibi havacılıkla ilgili detaylı bir araştırma da yaptım. Bu da büyük ilgi gördü. 1994-96 yılları arasında hazırlanan bu bölümde çıkan haberlerin ciddi bir kısmı o gün gazetenin manşetinde yer çince doğal olarak programı da ATV’ye taşıdık. Son olarak da ATV’den Habertürk’e Airport’la birlikte geçtik. Şu anki ekonomik ve siyasi istikrara, ekonomik büyüklüğümüze bakacak olursak, havacılıkta henüz hak ettiğimiz yerde olduğumuzu düşünmüyorum. 2002 yılında biri, ‘2013 yılında Türkiye’de havacılık sektörü ne durumda olur?’ diye sorsa, sektörden hiç kimse bugün oluşan tabloyu öngöremezdi. Çünkü o sırada ekonomimiz bugünkü seviyeyi düşünmemize engel oluyordu. Öyle bir atmosferde British Airways’ı, Air France’ı, KLM’i veya Lufthansa’yı örnek alıp “Onların ekonomisi, coğrafyası, nüfusu şu kadar, biz de bu kadar olabiliriz” deme şansımız yoktu. Tersinden bakarsak, bugün verdiğimiz örneklerde olduğu gibi, “Üç buçuk-dört saatlik mesafede 35-40 ülkeye uçabiliyoruz, bu ülkelerin hepsi ile ilgili şu veya bu şekilde bir tarihi bağımız var, kültürlerini biliyoruz” deme şansımız da yoktu. Şu anda buluduğumuz konum gereği söylüyoruz ve şu an geldiğimiz yere baktığımızda bu kesinlikle bize yetmez. Şu anda hayallerimizin ötesindeyiz, ama yetinmemeliyiz. Devlet Hava Meydanları İşletmesi’nin daha dinamik olması gerektiğini düşünüyorum. Örneğin bugün Atatürk Havalimanı tıkanmış durumda. Bizim bunları 2005-2006 yıllarında görmüş, ona göre bir vizyon ortaya koymuş ve Türk Hava Yolları filosu genişlerken -yabancılara da olanak sağlayacak şekilde- ihtiyaçlara karşılık verecek meydanlara sahip olmamız lazımdı. Altyapımızda bazı eksikler olsa da oldukça büyük bir atılım gösterdiğimizi söylemeliyiz. Çok havalimanı görmüş biri olarak Türkiye ve dünyadan beğendiğiniz havalimanları hangileri? alıyordu. Önce ekonomi şef yardımcısı, kısa bir süre sonra da gazetenin haber müdürü oldum. Bu alanda uzmanlaşmak kariyerim açısından da son derece iyi sonuçlar verdi diyebilirim. Bu birikim Airport’un doğmasını sağladı herhalde… Airport sürecini anlatır mısınız? Programı ne zaman yapmaya başladınız, hangi kanallarda yayınlandı? Tabii, kesinlikle... Programın arkasında ciddi bir bilgi birikimi var. Aslında birileri bir yerde program yapmaya çalışmış, istenilen sonuç alınmayınca bana kanaldan teklif geldi. Ben de o dönemde artık “ulaşım” değil, “havacılık” sayfası yapıyordum. Airport’un ilk bölümü 1998’de TGRT’de yayınlandı. Sonra NTV’ye geçti. Program NTV’de yayınlanırken ben Zaman’ın haber müdürüydüm. Sonra yazar olarak Sabah gazetesine ge- Dünyanın en iyi ilk beş havalimanından biri olarak gösterilen Singapur Havalimanı’nı ben de çok beğeniyorum. Dubai ve Abu Dabi de aynı şekilde beğendiğim havalimanlarından ikisi. Münih Havalimanı güzel. Malta Havalimanı butik tarzı ile farklı, dikkat çekici. Bir havalimanının ait olduğu yerle örtüşmesi çok önemli bence. Bir havalimanına geldiğinizde o bölgeye, o yöreye ait emareleri yakalamanız lazım. Bir sayfiye yerinde, sahil bandında bulunan bir havalimanının şehir havalimanı gibi olması hoş değil, daha rahat olması lazım. Örneğin Mauritius’taki havalimanı çok salaştı, ama çok rahat ve güzeldi. Eskiden Türkiye’de, havalimanları yap-işlet-devret modeli ile en kısa sürede kim teslim edecekse ona veriliyordu. Ulaştırma Bakanlığı bu uygulamayı değiştirdi ve herkese 25 yıl sabit süre verdi. Yani bundan sonra yeni havalimanlarında süreler yarışmayacak. Bir başka deyişle artık havalimanı yapacak olan firma ciddi bir mimari eser ortaya koyabilir. Mevcut havalimanlarına bakacak olursak Esenboğa ve Sabiha Gökçen havalimanlarını giriş-çıkış rahatlığı bakımından oldukça beğendiğimi söyleyebilirim. Ayrıca havalimanına varmanız ile uçağa binmeniz arasındaki mesafe olabildiğince kısa; bu havacılıkta önemli bir artı. ABD’de -örneğin Houston Havalimanı’nda- bagajsız yolcuların, terminal trafiği ile muhatap olmadan havalimanından daha kolay çıkmasını sağlayan yollar var. Bizde de bu tür uygulamaların olması lazım. 21 22 AR-GE MERKEZİ Havacılık sektöründe RFID uygulamaları THY Teknik A.Ş. Ar-Ge Merkezi’nin son dönemde daha fazla odaklandığı alanlardan biri olan RFID (Radyo Frekansı ile Tanımlama-Radio Frequency IDentification) uygulamaları, birçok sektörde olduğu gibi havacılıkta da hayatı kolaylaştırıyor. R FID (Radyo Frekansı ile Tanımlama-Radio Frequency IDentification) bir nesnenin, yerin veya kişinin otomatik olarak belirli bir mesafeden doğrudan görüş gerekmeksizin elektromanyetik dalgalarla tanımlanmasını sağlayan elektronik etiketleme teknolojisidir. Radyo frekansı yollayan antenler, etikete sinyal yollar ve sinyali etiketin üzerindeki bilgi ile geri alarak bilgisayar ortamına iletir. RFID teknolojileri dünya genelinde ve ülkemizde giderek artan bir oranda yaygınlaşıyor ve birçok sektörde kullanılıyor. Otomotiv, lojistik, perakendecilik, akaryakıt, tarım, sağlık, ilaç, tekstil, finans, bankacılık, enerji, üretim, güvenlik gibi birçok sektörde geniş uygulama alanlarında aktif ve yaygın olarak kullanılıyor. Airbus ve Boeing firmaları yakın zamanda kabiniçi acil durum ekipmanlarını gömülü (embedded) RFID etiketleriyle üreticisinden almaya başladı ve müşterilerine bu yeniliği artık doğrudan sunmayı hedefliyor. Ayrıca sadece kabiniçi ekipmanlar değil, uçak komponentleri de RFID etiketlenmiş bir şekilde yeni nesil uçaklarda yerini alacak. Örneğin Airbus, A350 XWB modelinde RFID etiketlerini yaklaşık 2 binin üzerinde parçada kullanmaya başlayacağını duyurdu. Yaptığımız görüşmelerde bunların üçte biri şu anda yapılan testleri geçti ve etiketlenmeye hazır hale geldi. Investment” (ROI) çalışmalarının olumlu neticeler vermesiyle tam kapsamlı projeler hayata geçmeye başladı. Uçak üreticilerinden Airbus ve Boeing, işletici tarafında Lufthansa, Delta, United Airlines, Emirates, Air France-KLM, Virgin Atlantic, Southwest, Qantas ve MRO tarafında ise Lufthansa Technic ve THY Teknik A.Ş., RFID çalışmalarında dünyada mesafe kat etmiş firmaların başında geliyor. Bagaj takibi, kargo takibi ve yolcu takibi uygulamalarında havalimanı işletmecileri de yapılan çalışmalar içerisinde yer alıyor. RFID teknolojisi dört temel bileşenden oluşur: 1. RFID Etiket (Çip ve anten’den oluşur, aktif/pasif/yarı aktif çeşitleri vardır) 2. RFID Yazıcı 3. RFID Okuyucu 4. Programlama Aracı (Görüntüleme ve değerlendirme) Modern RFID teknolojisinin neredeyse 50 senelik bir geçmişi olmasına karşın, havacılık sektöründe potansiyelinin fark edilmesi ve bu alanda çalışmalar yapılmaya başlanması henüz çok yenidir. THY Teknik A.Ş. Ar-Ge Merkezi, bu kapsamda bir süredir RFID teknolojisinin havacılık sektöründe kullanımı yönünde projeler yürütüyor. Bu projelerde amaç, RFID teknolojisinin ha- RFID neler sağlıyor? vacılık sektörünün tüm ayaklarında (uçuş operasyonu, bakım, kargo, yer işletme, ikram vs.) kullanımını sağlayarak sektörün operasyonel maliyetlerini düşürmek, iş akışlarını hızlandırmak, verimliliği ve kârlılığı artırmaktır. RFID teknolojisinin havacılık sektöründe ve Türk Hava Yolları bünyesinde potansiyel kullanım alanları şu şekilde özetlenebilir: • Uçak Kabiniçi Ekipmanları • Atölye Tool ve Ekipmanları • Uçak Komponentleri • Kargo ve ULD’ler • Yolcu Bagajları • Stok, Envanter ve Depo • Trolley ve İçeriği • Uçak Bakım Dokümanları • Boarding Pass ve Frequent Flyer Kartı Dünyada RFID teknolojisinin havacılığın bu alanlarında kullanımına ilişkin çalışmalar bu sektörün öncü firmaları tarafından yapılıyor. Yapılan çalışmaların büyük kısmı henüz pilot proje evresinde. Son yıllarda standartların belirlenmesi ve “Return of Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği (International Air Transport Association-IATA) ve Havacılık Teknolojisi Akademisi (Aviation Technological Academy-ATA) gibi kuruluşlar RFID teknolojisinin havacılık sektöründe kullanımını teşvik etmek ve yaygınlaştırmak üzere çatı kurumlar olarak çalışmalar yürütüyor. Bu kapsamda uçak üreticilerinin, komponent üreticilerinin, RFID okuyucu ve etiket üreticilerinin, entegratör firmaların ve havayollarının bulunduğu çalışma grupları oluşturuldu. THY Teknik A.Ş. Ar-Ge Merkezi de bu çalışma gruplarının aktif bir üyesi haline geldi ve çalışmalarını uluslararası platformlarda gündeme getirmeye başladı. Bu çalışma gruplarında öncelikle bu teknolojinin uçuş güvenliğini zedelemeyecek bir şekilde havacılığa adapte edilmesi, yani havacılıkta RFID standartlarının oluşturulması hedefleniyor. EASA ve FAA halihazırda uçak içerisinde pasif RFID etiketlerinin kullanımına onay veriyor. Bu konuda ATA SPEC 2000 Chapter 9.5, 2009 yılında pasif RFID standartlarını belirledi. RFID teknolojisi, MRO sürecinde önümüzdeki yıllarda vazgeçilmez bir öğe haline gelecek. Örneğin RFID etiketlenmiş bir can yeleğinin tüm bakım tarihçesi etiket üzerinde yer alabilecek ya da uçak koridoru boyunca RFID el terminali ile yapılacak bir tur sayesinde tüm RFID etiketli komponentler hakkındaki veriler (parça no, seri no, bakım bilgileri vs.) görüntülenecek ve merkezi veritabanına aktarılabilecek. THY Teknik A.Ş. Ar-Ge Merkezi, bu projeleri yaparken hem Türk Hava Yolları’nın ihtiyaç ve gereksinimlerini karşılıyor hem de tüm sektördeki ihtiyacı dikkate alarak çalışmalarını sürdürüyor. Merkez aynı zamanda gerekli yazılımların ve donanımların geliştirilmesi sürecinde yerli şirketler ve üniversiteler ile işbirliğine giderek, sektörel anlamda ülkemizdeki teknolojik gelişime de katkı sağlıyor. RFID etiketli bir can yeleğinin tüm bakım tarihçesi etiket üzerinde yer alabilecek ya da uçak koridoru boyunca RFID el terminali ile yapılacak bir tur sayesinde tüm RFID etiketli komponentler hakkındaki veriler görüntülenebilecek. 23 24 EMNİYET KÖŞESİ THY & Boeing MEDA Çalıştayı yapıldı A.Ş., Türk Hava Yolları, HABOM A.Ş. ve MNG Teknik şirketlerinden yetkililer ve Boeing’den Dr. Maggie Jiao Ma katıldı. MEDA Teorik Eğitimi MEDA Teorik Eğitimi, Türk Hava Yolları Eğitim Akademisi Konferans Salonu’nda, 1.4.2013 tarihinde yaklaşık yüz katılımcıyla gerçekleştirildi. Bu eğitimi her birimden personelin alması, hataların araştırılmasında nitelikli personel sayısının artmasına katkı sağladı. T HY Teknik A.Ş.’de MEDA (Maintenance Error Decision Aid-Bakım Hatası Karar Verme Yardımı) çalışmaları ile bakım kaynaklı hataların temel nedenleri tespit edilerek, alınan aksiyonlar sayesinde kalıcı çözümler üretiliyor. Bu çözümlerin uygulanması ile bakım süreçlerindeki riskler, kabul edilebilir ve güvenli seviyelere çekiliyor, sürekli hale getiriliyor. Bakım süreçlerinde meydana gelen riskli olaylar incelenirken, yapılan hatalar içerisinde insan hatalarından çok sistem hataları üzerinde duruluyor. Diğer taraftan, yapılan tüm iyileştirmeler insan faktörleri açısından da ele alınarak, çalışanların aynı hataları tekrar yapmaması sağlanıyor. MEDA’ya konu olan bir hata, ayrıntılı olarak araştırılarak temel nedenleri belirlenmeye çalışılıyor. MEDA araştırma süreci; veri toplama, mülakat, olayın simülasyon ile canlandırılması ve birimlerin koordineli çalışması gibi birçok adımdan oluşuyor. MEDA araştırmaları, kişileri hedeflemediği ve sistematik çözümler sunduğu için, çalışanların ceza endişesi taşımadığı ve bilgilerin samimi olarak paylaşıldığı ortamlarda yapılıyor. Bu olumlu ortamın oluşturulması ise orta ve üst düzey yönetici desteği ile sağlanıyor. Bahsedilen amaçlar kapsamında, Boeing’in katkılarıyla, 1-4 Nisan tarihleri arasında teorik ve pratik içerikli MEDA Çalıştayı gerçekleştirildi. Çalıştaya, THY Teknik MEDA Teorik Eğitimi’nde aşağıda yer alan konular işlendi: • MEDA tanımı, • Hata ve ihlal durumlarının tanımları, • Hatalara (errors) ve ihlallere (violations) neden olan tetikleyici faktörler (contributing factors). Bu kavramlardan kısaca bahsedecek olursak; • Contributing Factor: Hataya ya da ihlale neden olabilecek herhangi bir durum. • Hata (Error): Beklenilen davranış/aksiyon dışında kasıt olmadan meydana gelen/gerçekleşen durum. • İhlal (Violation): Beklenilen davranış/aksiyon dışında kasıtlı meydana gelen/gerçekleşen durum. İhlaller üç gruba ayrılır: a) Rutin (Routine) İhlal: Şirket tarafından kabul edilen herkes tarafından yapılan ihlallerdir. (Örnek: Bakım task kartlarının ezberlenerek, bakım yapılırken dokümanın kullanılmaması.) b) Durumsal (Situational) İhlal: Koşullara göre yapılan ihlaller. (Örnek: Bakım personelinin zaman baskısı nedeniyle kuralı ihlal etmesi.) c) İstisnai (Exceptional) İhlal: Kasıtlı olarak uçağa ya da komponente hasar verilmesi. (Çok ender yaşanır.) Çalıştayda ayrıca, “Error Reduction/Elimination”, “Error Capturing”, “Error Tolerance” kavramlarına açıklık getirildi. Bununla birlikte her insan hatasının arkasında tetikleyici başka bir etken olduğundan da bahsedildi. Çalıştayda ayrıca “LOSA-Line Operations Safety Assessment”, “M-LOSA-Maintenance Line Operations Safety Audit”, “REDA-Ramp Error Decision Aid”, “R-LOSA-Ramp Line Operations Safety Audit” kavramlarının üzerinde duruldu. MEDA Pratik Ağırlıklı Çalıştay MEDA Pratik Ağırlıklı Çalıştayı, II. Hangar Zafer Orbay Toplantı Salonu’nda 4.4.2013 tarihinde 25 katılımcı ile gerçekleştirildi. Ayrıca örnek MEDA çalışması 2-3 kişilik gruplar oluşturularak, olay araştırılması, mülakat aşaması, hata(lar)ın temel nedenlerinin doğru tespit edilebilmesi için yapılması gerekenler gibi konularda pratik yapıldı; örnek olaylar ve senaryolar ayrıntılı olarak incelendi. Çalıştayın Results Formu’nda yer alan ve hataya neden olan Contributing Factor’lerden Individual Factors bölümü, örnek olması açısından yandaki tabloda yer almaktadır. Dr. Maggie Jiao Ma, çalıştay sırasında, THY Teknik A.Ş.’de uygulanmakta olan MEDA çalışmaları ve araştırma yöntemleri hakkında bilgilendirildi. Ma, Kalite Yönetim ve Geliştirme Müdürlüğü SMS Şefliği’nde oluşturulan MEDA Event Modeli’ni, araştırma yöntemlerini, kullanılan MEDA formunu ve veri toplama yöntemlerini takdirle karşıladığını dile getirdi. THY Teknik A.Ş.’nin sunduğu bakım hizmetinin, tüm çalışanlarının yüksek duyarlılığı ile daha kaliteli ve güvence altında olacağı hiçbir zaman unutulmamalıdır. Emniyet kültürünün şirket genelinde geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması için tüm çalışanlarımızın katkılarını bekliyoruz. F. Individual Factors 1. Physical health (including hearing and sight) 2. Fatigue 3. Time pressure 4. Peer pressure 5. Complacency 6. Body size/strength 7. Personel event (e.g. family problem, car accident) 8. Task distractions/ interruptions 9. Memory lapse (forgot) 10. Visual perception 11. Assertiveness 12. Stress 13. Situation awareness 14. Other (explain below) Describe specifically how selected factors affecting individual performance contributed to the system failure. THY Teknik A.Ş.’nin tüm çalışanlarına ve misafirlerine, SMS çalışmalarına katılım ve desteklerinden dolayı teşekkür ederiz. Konuyla ilgili faydalı link: www.faa.gov/go/oamtechreports HABOM A.Ş. personeli dört kişi yetki aldı THY Teknik A.Ş.’de çalışan HABOM A.Ş. personelinden dört kişi denetçi olarak yetkilendirildi. Yetkilendirilerek sertifikalarını almaya hak kazanan Eyüp Sabri Bayhan’ı, İsmail Gürsoy’u, Yusuf Atala’yı ve Erkan Çağlar’ı tebrik ediyoruz. Kalite Yönetim ve Geliştirme Müdürlüğü’nde aday denetçi olarak görev yapan HABOM A.Ş. çalışanları, yeterliliklerini tamamladı ve denetçi olmaya hak kazandı. Sertifikaların verilmesi amacıyla Kalite Güvence Başkanlığı’nda gerçekleştirilen törene, Kalite Güvence Başkanı Sadi Diler, Kalite Yönetim ve Geliştirme Müdürü Hüseyin Çelik, Bakım Organizasyon Müdürü Ali Akalın, Yönetim Sistemleri ve Geliştirme Şefi Güray Önem ve başkanlık çalışanları katıldı. Açılış konuşmasının ardından AS9100, TS 17025, OHSAS 18001 standartlarında denetçi olmaya hak kazanan kişilere sertifikaları takdim edildi. Kendilerine çalışma hayatlarında başarılar diliyoruz. 26 Röportaj nı düşünüyorum. HABOM’un açılması ile birlikte Türkiye uçak bakımı alanında bölgedeki en önemli merkezlerden biri haline gelecek. HABOM’un faaliyete geçmesi ile THY Teknik A.Ş.’nin kapasitesi artacak. Bu durum SunExpress’in planlı ve plansız bakım ihtiyaçlarının karşılanması yönünde THY Teknik A.Ş.’ye önemli bir güç ve esneklik kazandıracaktır. Ayrıca HABOM’un Sabiha Gökçen Havalimanı’nda faaliyet gösterecek olmasının, bu havalimanından da operasyon gerçekleştiren SunExpress’e, bakım ihtiyaçlarının karşılanması yönünde ek avantajlar sağlayacaktır. Havacılık sektöründe (bakım yönü ile birlikte) Türkiye’yi nerede görüyorsunuz? “HABOM güç ve esneklik kazandıracak” THY Teknik A.Ş. ile SunExpress arasında uzun yıllara dayanan bir işbirliği olduğunu belirten SunExpress Teknik Direktörü Cemil Sayar, HABOM’un faaliyete geçmesinin, SunExpress’in planlı ve plansız bakım ihtiyaçlarının karşılanması yönünde THY Teknik A.Ş.’ye önemli bir güç ve esneklik kazandıracağını düşünüyor. S unExpress’in deneyimli Teknik Direktörü Cemil Sayar, uçak bakımı alanında büyümenin planlanan şekilde devam etmesi durumunda Türkiye’nin bölgenin en büyük havacılık bakım merkezi haline geleceğini düşünüyor. Sizi tanıyabilir miyiz? Ne zamandan bu yana havacılık sektörünün içindesiniz ve hangi görevlerde bulundunuz? 1973 yılında Muğla’da doğdum. İzmir Bornova Anadolu Lisesi’nden mezun olduktan sonra, İstanbul Teknik Üniversitesi Uçak Mühendisliği Bölümü’nde okudum. 2005-2007 yılları arasında Akdeniz Üniversitesi’nde işletme yüksek lisansı yaptım. Askerlik görevimi tamamladıktan sonra ilk olarak İstanbul Havayolları’nın Kıbrıs’ta bulunan bakım merkezinde Sistem Mühendisi olarak çalıştım. Daha sonra Kıbrıs Türk Havayolları’nda Mühendislik Müdürü olarak görev yaptım. 2001 yılından bu yana çalışmakta olduğum SunExpress’te Teknik Direktörlük görevini yürütüyorum. SunExpress ile THY Teknik A.Ş. arasında nasıl bir ilişki var? Hangi konularda ve ne düzeyde bir bağlantınız olduğunu detaylı bir şekilde öğrenebilir miyiz? THY Teknik A.Ş. ile SunExpress arasında uzun yıllara dayanan bir işbirliği var. Bakım ihtiyaçlarımızı THY Teknik A.Ş. ile imzaladığımız uzun dönemli bakım anlaşmaları kapsamında karşılıyoruz. Bu anlaşmalar kapsamında, Komponent Pool Destek Hizmeti, İniş Takımları Bakımı, APU (Auxiliary Power Unit/Yedek Güç Ünitesi) Bakımı, Hangar Seviyesi Uçak Gövde Bakımları ve Jant/Fren Bakımı hizmetleri alıyoruz. HABOM hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce HABOM’un faaliyete geçmesi THY Teknik A.Ş. ile SunExpress arasındaki ilişkiyi nasıl etkileyecek? HABOM’un planlanan kapasitesi gözönüne alındığında Avrupa ve Ortadoğu’daki havayolu şirketlerinin artan bakım ihtiyaçlarını karşılamak için en önemli bakım organizasyonu olacağı- Türkiye’nin son yıllarda havacılık alanında gösterdiği gelişmelere baktığımızda, şirketlerin filolarındaki uçak sayılarının ciddi oranda arttığını görüyoruz. Uçak sayılarındaki bu artış doğal olarak bakım ihtiyaçlarının da artmasına neden oluyor. HABOM ve TEC gibi organizasyonların kurulması, geçmişte bakım ihtiyaçları için yurtdışından firmalarla çalışmak zorunda kalan havayollarımız için Türkiye’de ciddi alternatiflerin oluşmasını sağlıyor. Bunun yanı sıra yabancı havayolu şirketlerinin de bakım ihtiyaçları için Türkiye’yi her geçen gün daha fazla tercih ettiğini görüyoruz. Bakım alanında büyümenin planlanan şekilde devam etmesi durumunda Türkiye’nin bölgenin en büyük havacılık bakım merkezi haline geleceğini düşünüyorum. İstanbul, havayolu taşımacılığında önemli bir merkez olmaya doğru hızla ilerliyor. Bu durum uçak bakımı anlamında da bir merkez olacağı yönünde yorumlanabilir mi sizce? Maliyetler yine belirleyici olacak Önümüzdeki beş yılda havayolu taşımacılığı ve bakım alanlarında ön plana çıkacak konu başlıkları sizce neler? Geçmiş yıllarda gördüğümüzden çok farklı bir tablonun ortaya çıkacağını düşünmüyorum. Havayolu şirketleri önümüzdeki yıllarda da maliyetlerini azaltarak rekabette ön plana çıkmak için ciddi tedbirler alacak ve maliyetleri azaltma kapsamında diğer havayolları, bakım organizasyonları ve diğer hizmet sağlayıcılar ile işbirliğine gideceklerdir. Her ne kadar yakıt giderlerinin -şimdi olduğu gibi- havayolu şirketleri için en büyük gider kalemi olması beklense de, bakım maliyetleri havayolu şirketlerinin en önemli gider kalemlerinden biri olmaya devam edecektir. Bakım maliyetlerinin azaltılması için bakım sağlayıcıların havayolları ile daha yoğun iletişim ve işbirliği içinde sunacakları hizmetleri havayollarının ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılaması için dizayn etmeleri gerekecektir. Bu kapsamda bakım sağlayıcıların, uzun vadeli anlaşmalarla havayollarına tüm ihtiyaçları doğrultusunda “Single Source” konseptinde hizmet vermeleri beklenecektir. Bunlara ek olarak, önümüzdeki yıllarda havacılığın bakım alanını en çok meşgul edecek konulardan birinin yetişmiş personel ihtiyacı olacağını düşünüyorum. Hangar ortamında ve hat bakım çalışmasında ihtiyaç duyulacak lisanslı teknisyenlerin yanı sıra, yukarıda belirttiğim gibi havayollarının ihtiyaçlarına göre dizayn edilecek hizmetlerin oluşturulmasında yetkin mühendislere ihtiyaç duyulacaktır. İstanbul’un coğrafi lokasyonu havayolu taşımacılığında merkez olması için ona önemli bir avantaj sağlıyor. Bu durum İstanbul’a yapılacak bakım merkezleri yatırımları açısından da geçerli. Bakım merkezlerinin kolay ulaşılabilirliği; ihtiyaç duyulan malzeme ve ekipmanların lojistiğinin kolay bir şekilde sağlanması, havayollarının bakım merkezi tercihleri açısından son derece büyük bir öneme sahip. İstanbul, Türkiye’deki havayolu şirketlerinin yanı sıra, Avrupa, Asya, Kuzey Afrika ve Ortadoğu ülkelerinin havayollarına da uygun çözümler sunabilen bir bakım üssü haline gelebilir. “İstanbul, Türkiye’deki havayolu şirketlerinin yanı sıra, Avrupa, Asya, Kuzey Afrika ve Ortadoğu ülkelerinin havayollarına da uygun çözümler sunabilen bir bakım üssü haline gelebilir.” Cemil Sayar 27 28 İNSAN KAYNAKLARI Ekip çalışmasında yeni bir boyut THY Teknik A.Ş.’nin farklı bir ekip yapılanması modeli olarak ocak ayından bu yana uyguladığı Bay Sistemi, daha sistematik ve bilinçli çalışan ekipler yaratmasının yanı sıra güçlü bir ekip ruhu oluşmasına da büyük katkı sağlıyor. ‘On wing-off wing’ personel ayrımının daha gerçekçi bir şekilde yapılmasını sağlayan Bay Sistemi’ne geçiş, aynı zamanda yetkili personelin ve başteknisyenlerin (boardmanların) efektif kullanımında da önemli avantajlar sağladı. Yazanlar: M. İlker Sunaoğlu / NDT Proje Yöneticisi Ali Tunçer / Uçak Bakım Koordinasyon Şefi D ünya genelinde birçok MRO merkezinde örnekleri bulunan Bay Sistemi, THY Teknik A.Ş.’de de uygulanmaya başlandı. Bay Sistemi’ne uygun çalışmanın ana mantığı, belirlenmiş uçak tip(ler)inde sabit ekip ve personel ile çalışmaya dayanıyor. MRO’ların kabiliyet listelerinde yer alan uçak tiplerine ve çalışan personelin sahip olduğu uçak bakım yetkilerine göre Bay Sistemi’ni uygulayacak ekipler oluşturulabiliyor. Bay Sistemi’ne geçişin artıları Ekipler nasıl kuruldu? Sistem nasıl işliyor? Bay Sistemi’ne uygun çalışmanın THY Teknik A.Ş.’deki ilk örneği Esenboğa Teknik hangarında uçak bakımları sırasında uygulandı. Ankara merkezli uçuş yapan AnadoluJet’in filo yapısına uygun olarak sadece B737NG uçak tipinde uçak bakımlarına başlayan Esenboğa Havalimanı Uçak Bakım Ekibi, personelin A320 serisi uçaklarda ek tip kurslarını alması ve devamında yetkilendirilmeleri ile 737NG ve A320 family uçak tiplerinde bakım yapacak şekilde genişletildi. Bay Sistemi mantığında ikinci uygulama ise Atatürk Havalimanı’nda, Uçak Bakım Başkanlığı bünyesinde geniş gövde A bakım ekibi kurulması ile başladı. Sadece geniş gövdeli Türk Hava Yolları uçaklarının A bakımlarını yapan sabit ekibe zaman içinde dar gövde A bakım ekipleri de eklendi ve Uçak Bakım Başkanlığı bünyesinde A Bakım Müdürlüğü kuruldu. Haftalık revizyon tipi vardiyalı çalışan personel geniş gövde A bakımlarını, hat düzeninde üçlü vardiya çalışan personel ise dar gövde A bakımlarını yapıyor. Uçak Bakım Başkanlığı bünyesindeki Uçak Bakım Müdürlüğü personelinin -Aviyonik Bakım Müdürlüğü Mod Ekibi dışında- tamamı; Yapısal Bakım ve Kabiniçi Bakım Müdürlükleri’nin de atölyede yapılacak işler için ayrılan personelleri dışındaki tüm çalışanları, oluşturulan beş bay ekibine dağıtıldı. Üçüncü uygulama ise C ve üstü bakımları yapmak üzere, bir B737 uçağına bakım yapacak personel belirlenmesi sonrası ‘HABOM Ekibi’ adıyla oluşturulan grup ile gerçekleştirildi. Çalışmalara Kasım 2012’de başlandı. 7 Ocak 2013 tarihi itibarıyla tüm Uçak Bakım Başkanlığı personeli Bay Sistemi’ne geçmişti. THY Teknik A.Ş. Kabiliyet Listesi ve Uçak Bakım Başkanlığı’na bağlı yetkili personelin sahip olduğu uçak tipleri dağılımı baz alınarak oluşturulan, bay ekiplerinin sorumlu olacağı uçak tipi dağılımları şu şekilde belirlendi: Bay 1 - (2 Adet A330/A340) - (Yedek 1 Adet A310) Bay 2 - (1 Adet B737 + 1 Adet A320) - (Yedek 1 Adet A320) Bay 3 - (1 Adet B737 + 1 Adet A310/A300) - (Yedek 1 Adet B737) Bay 4 - (2 Adet B737) - (Yedek 1 Adet B777/B737) Bay 5 - (2 Adet A320) - (Yedek 1 Adet A320) Bay 6 - (1 Adet B737) (HABOM) Bay Esenboğa - (1 Adet B737 + 1 Adet A320) Oluşturulan beş bay ekibinden her birine R1 ve R2 olarak toplam 120 ila 135 arasında personel atandı. İzin, görev, eğitim, rapor vb. nedenler gözönüne alınarak kalan net personel sayı- Bay Sistemi’ne geçiş ile birlikte ‘on wing-off wing’ personel ayrımı daha gerçekçi bir şekilde yapılabildi. Ayrıca yetkili personelin ve başteknisyenlerin (boardmanların) efektif kullanımında önemli ölçüde avantaj sağlandı. sının arz edeceği A/S, bakım TAT’ı ve ‘burn rate oranı’ düşünüldüğünde, bay ekiplerinin sorumlu olacağı uçak sayısı ‘iki uçak tam kapasite çalışma ve bir yedek uçak’ olarak belirlendi. Bay ekipleri (R1 veya R2 olarak), bir vardiya şefi, çoğunluğu mekanik olmak üzere ve her biri bir uçaktan sorumlu üç başteknisyen (boardman), daha önce uçak bakım (mekanik), kabiniçi, yapısal ve aviyonik bölümlerinde çalışan C/S+S/S, yetkili ve YTA teknisyenlerden oluşturuldu. Daha önce Uçak Bakım Müdürlüğü sorumluluğunda çalışan temizlik ve araç destek ekipleri de bay ekipleri arasında eşit dağıtıldı. Bay ekiplerine direk dağıtılmayan, Yapısal Tamir Atölyesi Major Tamir Ekibi, Aviyonik Mod Ekibi, Koltuk Atölyesi Ekibi, Kaplama Atölyesi Ekibi, Kabiniçi Revizyon Atölyesi Ekibi, Kompozit Atölyesi Ekibi vb. ekipler tüm bay ekiplerine destek oluyor. NDT Proje Yönetimi de reorganizasyon sonrasında NDT ve Boroskop hizmetlerini tüm bay ekiplerine veriyor. Bay Sistemi’ne geçişle; •Personelin bakım boyunca aynı uçakta çalışacağını bilmesi, •Ekibin birbirini tanıması ve karşılıklı güven içinde çalışması, •Başteknisyenlerin (boardmanların) personelin yeteneklerini bilerek iş vermesi, •TAT ve A/S’lerde iyileşme sağlanması, •Teknisyenlerin farklı işlerde çalışarak, değişik kabiliyetler kazanması, •Yüksek A/S gerektiren işlerde sabit ekiplerin aynı işlere devam edebilmesi, •Bay personelinin sorumlu olduğu uçak tiplerinde uzmanlaşması, • Takım ruhunun oluşturulması, amaçlarına ulaşıldı. Halen deneme aşamasında olan sistemde her bir bay ekibi, faaliyetlerini, Uçak Bakım Başkanlığı’nda görevli bir müdüre bağlı olarak yürütüyor. 29 30 GEZİ-YORUM Ege’de sıcak bir dost Selanik Renkli sokakları, güler yüzlü insanları ve kordonu ile ‘Yunanistan’ın İzmir’i’ Selanik’i bize Uçak Bakım Başkanlığı Yapısal Bakım Müdürlüğü’nde teknisyen olarak görev yapan Mustafa Onur Öztürk anlatıyor. 2 007 yılında Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Gemi Makineleri Bölümü’nü bitirdim. Bir süre sonra gemide çalışmaya başlayacaktım. Dünyanın birçok ülkesini gezebilme, hayalini kurduğum yerleri görebilme ve farklı kültürlerden arkadaşlar edinme fikri beni çok heyecanlandırıyordu. Sonunda beklediğim gün gelmişti. Gemi limana yanaşmış, yükünü ambarlara beni de tayfasına katıp demir almıştı. Tabii gemiler uçaklar gibi hızlı değil, ilk seferimizi gerçekleştirdiğimiz Libya’ya dört günde varabildik. Daha sonra gittiğimiz ülkeler ve limanlar değişmeye başladı. İtalya, İspanya, Rusya, İsrail, Gürcistan, Bulgaristan, Romanya, Kıbrıs, Mısır derken tam 16 ülkeye ayak basma şansı yakaladım. Her gittiğim yerde arkadaşlar ediniyor, farklı lezzetler deniyor, geziyor, eğleniyordum. Bir gün kaptana yeni limanımızı sorduğumda “Selanik Limanı” cevabını aldım. Mustafa Kemal Atatürk’ün doğduğu evi gezmek ve şehri yakından tanımak için planlar yapmaya başladım. Yanıbaşımızdaki güzellik Ertesi sabaha gözlerimi açtığımda gemi yavaşça limana yanaşıyordu. Kamaramdan çıkarak uykulu gözlerle geminin kıç tarafına gittim; gözlerim yerinden fırlayacak gibi oldu. Kendi kendime, “Burası Selanik olamaz!” dedim. “Elimizi uzattığımızda tutabileceğimiz kadar yakınımızda olan bu güzelliğe, bu kadar yabancı olamayız. Mutlaka görür ya da duyardık” diye düşündüm. Hemen kaptan köşküne çıktım ve tam karşımdaki bu eşsiz güzelliği uzaktan izlemeye koyuldum. Binalar, ormanlar, şehrin dışına doğru ise eşsiz güzellikte bir plaj... Şehrin en Mustafa Onur Öztürk sağında, Osmanlı döneminden kaldığını ve isminin Beyaz Kule olduğunu sonradan öğrendiğim kale, Beyaz Kule’nin soluna doğru modern yapılar ve şehrin bitiminden itibaren tepelere doğru uzanan yemyeşil bir örtü. Bir an önce işlerimi bitirip şehre doğru yola koyulmak için can atıyordum. Beklenen an gelmişti. Geminin güvertesinde tertemiz havayı içime çekerek güneşin batışını izlerken arkadaşım Emrah, “Hadi dışarı çıkalım!” diye seslendiğinde, ne zaman hazırlandığımı hatırlamıyorum bile. Taksi ile şehir merkezine gitmek isteyen Emrah’ı zorlukla ikna ettim ve uzun bir yürüyüşe koyulduk. Liman şehir merkezine gerçekten çok uzaktı, ama benim için hem keyifli hem de kısa süren bu yolculuk Emrah için tam anlamıyla eziyet oldu. İzmir’in Grek versiyonu Önce ışıklı bir caddenin kenarından ilerledik. Şehir merkezine yaklaştıkça atmosfer değişiyordu. Bunu farketmemek imkânsızdı. Gündüz denizin açıklarından ölü gibi görünen şehir, gece Yunanistan’ın kalbi gibi hareketliydi. Şehir merkezine doğru her attığımız adımda kulaklarımıza daha fazla müzik sesi geliyor; tavernalarda sirtaki yapan, arkadaşlarıyla sohbet eden ya da bir yerlere koşuşturan insanlar fazlalaşıyordu. En nihayetinde gelmiştik kordon boyuna. Burası Yunanlar tarafından “Kordoni” olarak anılıyor. Şehir uzaktan da yakından da İzmir’e çok benzediğinden pek yabancılık çekmedik aslında. O uzaktan görünen modern binaların arka sokaklarında eski ve tarih kokan, fakat bakımlı Yunan evleri ve balkonlarında dışarıyı izleyen insanlar vardı. Şehrin neredeyse her noktasını Yunan mitoloji- sini anlatan heykeller süslüyordu. Biraz daha yürüdükten sonra Beyaz Kule’ye vardık. Uzaktan göründüğü kadar ihtişamlı, bir o kadar da sade bir yapısı vardı. Sarımtırak bir görüntüsü olan bu yapının neden Beyaz Kule olarak anıldığını, uzun uzun konuşsak da bir sonuca varamadık. “Sora sora Bağdat bulunur” misali Atatürk’ün evini sora sora bulduk. Şehir merkezinden üç-dört sokak yukarıdaki evi bulmak pek de zor olmadı. Atatürk Evi’nin yakınlarında sorduğumuz bir kişi bize eve kadar eşlik etti. Gece geç saat olduğu için ziyarete kapalıydı, fakat evi dışarıdan da olsa görebilmek gerçekten heyecan vericiydi. Oradan Kordoni’ye dönerek bir şeyler içmek istedik. Geçtiğimiz her sokakta baklava ya da döner satılan birkaç dükkân ile karşılaştık. Yunanlar bizim yemeklerimizi, tatlılarımızı, hatta çayı bile fazlasıyla benimsemiş. Bazı yerlerde “Turkish Baklava” dediğimizde, “No, it’s Greek Yamandi”ye benzer bir cümle duyduk. Onların baklavası olduğunu iddia etmekten çekinmiyorlardı. Bizim kırk yıllık Antep Baklavası, orada Greek Yamandi olmuştu. Bir ‘suyun öteki yakası’ hikâyesi Gecenin ilerleyen saatlerinde birkaç tarihi sokağa girdik. Genel olarak İstanbul’un eski mahalleleri gibi iki katlı müstakil dairelerden oluşan şirin evlerde genellikle yaşlı insanlar oturuyor; her evin önündeki keyifli sohbetlere çay eşlik ediyordu. Çok yaşlı bir grubun yanından geçerken, yabancı olduğumuzu anlayan biri bize Yunanca bir şeyler söyledi ve el işaretleriyle yanına çağırdı. Yanlarına gittik. Elindeki çayı göstererek bize “Çeayyo” gibi bir şey söyledi. Çay demek istediğini anlayarak başımızla onayladık ve yanlarına oturduk. Birşeyler söylüyorlardı ama anlamıyorduk. Emrah bana şakayla karışık “İngilizce biliyorlar mıdır sence?” diye sorduğunda yaşlı bir teyze bize dönüp “Türksünüz?” dedi. Bizden evet yanıtı alan teyze, bozulmuş ama bir o kadarda filmleri andıran Türkçesi ile anlatmaya başladı. Samsun’dan Selanik’e gelmişler. Annesini ve babasını yıllar önce kaybetmiş. Samsun’da bir kardeşi daha varmış. O zaman evlenmiş, gelmemiş onlarla. Onu da aramış ama hiç bulamamış. Bizim çaya göre biraz daha acı olan çayımızı şekersiz içerken Dilek Abla (Deka diyorlar orada ona. Sevimli insan demekmiş) hayat hikâyesini bir çırpıda anlatıverdi. Aynı zamanda dili döndüğünce bize ve yanındakilere tercümanlık da yapıyor; sohbet etmemizi sağlıyordu. Çaylarımızı içtikten, Dilek Abla ile kucaklaşıp vedalaştıktan sonra, selamını alıp gemiye doğru yola koyulduk. Yolda yürürken yanımıza bir araç yaklaştı ve bize Yunanca bir şeyler sordu. Ben İngilizce konuşunca araçtaki kişi de İngilizce konuşmaya başladı ve nereye gittiğimizi sordu. Limana gidiyoruz deyince aracına davet etti. Feodras ile böylece tanışmış olduk. Yol çok kısa geldi. Çünkü Feodras gerçekten hoşsohbet ve iyi bir insandı. Hatta yolda giderken bir şeyler içmeyi ya da yemek yemeyi bile teklif etti, ama saat çok geç olduğundan reddetmek zorunda kaldık. Araçtan ineceğimiz zaman arabasından indi ve limanın kapısına kadar bize eşlik etti. Gemiye döndüğümüzde yorgun ama çok mutluyduk. Kordon boyu, dar sokakları, şirin evleri ve güler yüzlü insanları ile Selanik gerçekten başımızı döndürmüştü. Şehrin büyüsünde kaybolduk... 31 32 SAĞLIK REHBERİ Migrenden Migren ataklarından korunmanın sekiz yolu korunmanın yolları Migrenin belirtileri, nelerin migren ataklarına neden olduğu ve hepsinden önemlisi migrenden korunmanın yollarını Nöroloji Uzmanı Dr. Özlem Ahat Şahin anlatıyor. M igren ağrısı kimi hastaların günlük yaşantısını aksatacak kadar şiddetli ve sık olabiliyor. Şiddetli baş ağrılarından korunmak için öncelikle öğün atlamamak ve stresten uzak durmak gerekiyor. Günlük yaşam aktivitesini önemli ölçüde etkileyen bir baş ağrısı çeşidi olan migren, ülkemizde her altı kişiden birinde, kadınlar arasında ise her dört kadından birinde ortaya çıkıyor. Bazı hastaların günlük yaşamlarını aksatacak kadar şiddetli ve sık görülebilen migren ataklarına mevsim geçişlerinde daha sık rastlanıyor. Bunun nedeni ise lodosun yol açtığı basınç nedeniyle oluşan halsizlik ve yorgunluğun migren ağrılarını tetiklemesi. Tek taraflı ve zonklayıcı ağrılara dikkat Genellikle dört ila 72 saat arasında süren migren atakları sırasında kişi normal yaşantısına devam ediyor. Bu süreçte çoğunlukla tek taraflı, yoğun ve zonklayıcı tarzda bir baş ağrısı söz konusu oluyor. Günlük yaşam kalitesini oldukça düşürebilen migrende baş ağrısı, belirtilerden sadece biri. Baş ağrısına görme bozukluğu da eşlik edebiliyor. Parlayan ışıklar, kör noktalar, görmenin bozulması veya zikzak şekiller görülmesi gibi şikâyetler ortaya çıkabiliyor. Ayrıca bulantı, kusma veya ishal de görülebiliyor. Bunların yanı sıra migren, ışığa, sese ve kokuya karşı aşırı hassasiyet gelişmesine de neden olabiliyor. Migrenli hasta, boyun ve omuzlarda sertleşme, el ve ayaklarda karıncalanma, konsantrasyon güçlüğü, konuşma güçlüğü ve nadir olarak da felç veya şuur kaybı ile karşılaşabiliyor. Genellikle mükemmeliyetçi kişileri hedef alıyor Migren, özellikle hassas, alıngan, dış olaylardan fazla etkilenen, yaptığı işi en iyi şekilde yapmak isteyen mükemmeliyetçi kişilerde daha çok görülüyor. Erkeklerde görülme sıklığı yüzde 10 iken, bu oran kadınlarda 15-20’ye yükseliyor. Kadınlardaki migren ağrılarının bu kadar sık görülmesi nedenleri arasında hormonal faktörler ve stres gibi çevresel faktörlerin etkisi olduğu düşünülüyor. Ayrıca birinci derece yakınlarında migren rahatsızlığı olanların, alerji ve baş dönmesi sorunu yaşayanların da migrene daha yatkın oldukları görülüyor. Bunların yanı sıra şehirde yaşayanlar, strese maruz kalanlar, eğitim seviyesi düşük ve gelir düzeyi yüksek olan kişilerde de bu hastalığa biraz daha sık rastlanıyor. Her hastanın, kendisi için migren atağını uyaran sebepleri tespit ederek bu faktörlerden uzak durması gerekiyor. • Stresin sizi etkilemesine izin vermeyin, gerekirse uzmanından destek alın. • Parlak ışıktan, yüksek sesli ortamlardan ve keskin kokulardan uzak durun. • Uykusuz kalmayın veya çok fazla uyumayın. (Günde 6-8 saat arası uyku yeterli olacaktır.) • Kesinlikle öğün atlamayın. Öğün atlanması hipoglisemiye (kan şekeri düşüklüğüne) neden olduğu için migren ataklarını tetikleyebiliyor. • Lodoslu havalarda mümkün olduğunca dışarı çıkmayın. Lodosun getirdiği rutubetli hava; halsizlik, bitkinlik ve vücuttaki elektrolitik dengeyi bozduğu için migren ataklarını tetikleyebiliyor. • Çikolata, eski peynir, yağlı yiyecekler, portakal, domates, muz, çiğ soğan, salam, sosis, fındık, Çin yemekleri ve alkolden uzak durun. • Günde ortalama 2-3 litre su içmeye özen gösterin. • Düzenli spor yapmayı ihmal etmeyin. Sporun her dalında salgılanan seratonin hormonu stresten uzaklaşmanızı sağlıyor. Atakların sıklığı ve şiddeti azaltılabiliyor Neler migrene yol açıyor? Migren hastalığının tedavisi ‘akut nöbet tedavisi’ ve ‘önleyici tedavi’ olarak ikiye ayrılıyor. Hastanın migren ağrılarının arttığı, bulantı, kusma, ışık ve sesten etkilendiği dönemde alınan ilaçlar faydalı oluyor. Ancak bu tedaviler migren ataklarını önlemediği için profilaktif (atak sayısının azaltılması amaçlı hergün ilaç alınması) tedavi planlanıyor. Bu sayede migren ataklarının sıklığı ve şiddeti azaltılarak hastanın yaşam kalitesinin artması sağlanıyor. • • • • • • • • • Migrene botoks ile 10 dakikada çözüm Yüz gençleştirme operasyonları sırasında yüzdeki sinirleri çevreleyen kaslara yönelik işlem yapıldığında, bu işlemin yapıldığı kişilerin migren ataklarında ciddi azalma olduğu, hatta bir kısmının ilaç kullanmayı bıraktığı tespit edilmiş. Ardından bu yöntem üzerine bilimsel çalışmalar yapılmaya başlanmış ve botoksun migren tedavisinde etkili olduğu ortaya konmuş. Öğün atlamak, Fazla uyumak veya uyku eksikliği, uyku düzeninde değişiklik, Temizlik maddeleri veya kokulu deterjanlar, Uçak yolculukları, Doğum kontrol hapları, Sigara ve diğer tütün ürünleri, Su kaybı, Kadınlarda adetle ilgili hormonal değişiklikler, Fazla karbonhidratı bir anda almak gibi kan şekerinin düşmesine neden olan durumlar, • Fiziksel travma, • Bazen tam tersi etki yaparak migren ağrısının azalmasını da sağlayan başa basınç uygulama. Botoks ile migren tedavisine, migren ağrılarını tetikleyen alın, şakak ve ense bölgelerinde sinirlerin sıkıştığı noktaların belirlenmesi ile başlanıyor. Daha sonra ise bu bölgelerde siniri sıkıştıran kasların etkisiz hale getirilmesi için botoks uygulaması yapılıyor. Yaklaşık 5-10 dakikalık bir sürede tamamlanan bu uygulamanın 6-8 ayda bir tekrarlanması yeterli oluyor. Migrene botoks ile 10 dakikada çözüm Yüz gençleştirme operasyonları sırasında yüzdeki sinirleri çevreleyen kaslara yönelik işlem yapıldığında, bu işlemin yapıldığı kişilerin migren ataklarında ciddi azalma olduğu, hatta bir kısmının ilaç kullanmayı bıraktığı tespit edilmiş. Ardından bu yöntem üzerine bilimsel çalışmalar yapılmaya başlanmış ve botoksun migren tedavisinde etkili olduğu ortaya konmuş. Botoks ile migren tedavisine, migren ağrılarını tetikleyen alın, şakak ve ense bölgelerinde sinirlerin sıkıştığı noktaların belirlenmesi ile başlanıyor. Daha sonra ise bu bölgelerde siniri sıkıştıran kasların etkisiz hale getirilmesi için botoks uygulaması yapılıyor. Yaklaşık 5-10 dakikalık bir sürede tamamlanan bu uygulamanın 6-8 ayda bir tekrarlanması yeterli oluyor. 33 34 BULMACA 1 2 10 C M 4 Y 8 CM MY CY CMY GEÇEN SAYININ CEVABI: BATİMETRİK K 5 7 11 3 6 9 Anahtar kelimeyi 22 Mayıs 2013 tarihine kadar skytech@thy.com adresine gönderen beş kişi, yapılacak çekilişle 100’er TL tutarında IKEA hediye çeki kazanacak. ANAHTAR KELİME: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11