YENI GAZETE MASTER_v4.qxd
Transkript
YENI GAZETE MASTER_v4.qxd
SAYFA 1 Başrolde zarafet ve asalet Tüm dertlere deva bitkiler BİNLERCE yıldır gerek sağlık amaçlı, gerekse hastalıklardan korunmak veya tedavi etmek amaçlı yararlanılan bitkiler bakın hangi dertlere deva... Sayfa 10’da SIYAH MAVI KIRMIZI SARI Büyük Altay yaşında TÜRKİYE’NİN ve İzmir’in futbol tarihine damga vuran ekiplerden Altay, şu günlerde 100. yaşının mutluluğu ve haklı gururunu yaşıyor. İşte Celal Bayar’dan Adnan Menderes’e, Şükrü Saraçoğlu’ndan Mahmut Özgener’e kadar geniş mazisiyle Büyük Altay... Sayfa 14’te O yüksek sosyetenin en çarpıcı ismi. Siren Ertan Çarmıklı. Uzun vadede plan yapmamasının nedenini “Hayat, siz plan yaparken başınıza gelen şeydir” diye özetliyor ve ekliyor: Umarım bu ömre sığarım. 16’da Siren Ertan Çarmıklı 24 OCAK 2014 / SAYI: 15 Rekor seviyeye ulaşan Dolar ve Euro yüzünden zarar görenlere müjdeli bir haberimiz var DOVIZ MAGDURLARI DAVA ACABILIR Çünkü; Merkez Bankası’nın yıl ortasında 1,92 TL olarak verdiği kur tahmini, buna göre pozisyon alan şirketleri bugün iflasın eşiğine getirdi. MADDİ TAZMİNAT SÖZ KONUSU… NARLIDERE TCMB tarafından ‘döviz kurları yılsonuna doğru eski seviyesine düşer’ açıklamasıyla, iş dünyası buna göre pozisyon tuttu. Aralık sonunda söylenenin aksine Dolar ve Euro tavan yapınca, oluşan Tayfun zararın Merkez Bankası’ndan tazmiOzankaya nat olarak istenmesi gündeme geldi. Nizamettin’in anısına park BAYRAKLI NARLIDERE Belediyesi bir süredir tedavi gördüğü akciğer kanserine yenik düşerek hayatını kaybeden gazeteci Nizamettin Bedir’in anısına yapılan parkın açılışını gerçekleştirdi. SON KURUŞUNA KADAR İSTENEBİLİR AVUKAT Tayfun Ozankaya, özellikle Merkez Bankası Başkanı’nın sözüne itibar ederek döviz pozisyonundan Türk Lirası pozisyonuna geçerek ciddi zarara uğrayanların da dava açabileceklerini söyledi ve şöyle dedi: İsteyenler Merkez Bankası’ndan, uğranılan zarar tutarını son kuruşuna kadar isteyebilirler. GAMZE KURT’UN HABERİ 9’DA KARŞIYAKA Binali Yıldırım Aziz Kocaoğlu İşsizlik yok iş seçen çok İZTO yeşil alan peşinde Usta ve çırağı... İZTO’NUN başkanı, Yıldırım’dan merkezdeki askeri alanların dönüştürülmesini istedi. EROL YARAŞ 3’TE MHP İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı’nın ustası Melih Gökçek. ERDAL İZGİ 5’TE ADECCO’NUN Ege Bölge Müdürü Oya Tüzün, işsiz gezen ve iş görüşmesine gelen kişilerin “Ne istediklerini bilmediğini” söylüyor. Sayfa 4’te KOCAOĞLU, eski Bakan Yıldırım'a “11 yılda İzmir için neler yaptın, seçmenlere anlat” diye sorarken, Binali Yıldırım, “Yaptıklarımız ortada. Geldiğinden beri bir metroyu bile bitiremedin” karşılığını verdi. Seçime 70 gün kala İzmir'de çift kutuplu seçim mücadelesi iyice kızıştı. Siyasette eskiler rağbette EGE Bölgesi Sanayi Odası Başkanı Ender Yorgancılar, diğer ülkelerle kıyaslandığında en büyük yanılgının T.C. Merkez Bankası’na ait olduğunu belirtti. Oya Tüzün 30 Mart'ta yapılacak yerel seçimler öncesi İzmir'de Binali Yıldırım ile Aziz Kocaoğlu arasındaki samimi ilişkinin yerini gerginlik aldı. BAYRAKLI Belediyesi ilçe esnafının kullandığı ölçü cihazlarını denetleyecek. 28 Şubat'a kadar bilgilendirilen esnafın cihazları bu tarih sonrasında tek tek denetimden geçecek. KARŞIYAKALILAR 10 gün içinde ikinci parkına kavuştu. Yalı Mahallesi’nde yaptırılan ve merhum gazeteci Tufan Aksoy’un adının verildiği parkın açılışı törenle gerçekleşti. Ender Yorgancılar Siyasette ipler erken gerildi Ölçü aletleri yakın takipte Karşıyaka’da Aksoy’a vefa Büyük yanılgıydı Uğur Yüce İzmir 5 kat değerlenecek 8 UĞUR Yüce, TARKEM ile birlikte İzmir’in çehresinin değişeceğini ve özellikle Musevi turistlerin şehre adeta akın edeceğini söyledi. Sayfa 5’te SAYFA 2 2 HABER R enkli, sıcak ve içimizi ısıtan bir 2014 ilkbahar - yaz modası yine bizleri bekliyor. Ama bu kez daha gerçekçi. Yaz sezonunda neleri sokakta göreceğimiz belli artık. Etkisini devam ettiren yarım üstler (crop-top), sanatsal, geometrik ve çiçek desenleri, 3D süsleme detayları, püsküller. Sporda giymeye alışık olduğumuz parçalar 'hiç bu kadar kadınsı olmamıştı' dedirtecek kadar spor ve şık kıyafetler. SIYAH MAVI KIRMIZI SARI moda 2014 İLKBAHAR YAZ MODASI 24.01.2014 MİNİMALİST AKIM: Ancak önümüzdeki yaz 90'ların meşhur dağınık hırpani ve umursamaz ''grunge'' stilinden ziyade, oldukça basit kalıplara sahip elbiseleri süslemeden ayrılmış. Bunun yerine heykelsi kalıpları ve dikiş kalitesiyle öne çıkan ''minimalist'' akım, tasarımcılara ilham kaynağı olmuş. Aslına bakarsanız 2014 trendleri geçmişe yolculuk yapmak isteyenler için, harika detaylarla dolu. Rengarenk, cesur bir ilkbahar - yaz bizleri bekliyor. TKEN KAYI Ertan BOL PAÇA: Her türlü formda etekler ve bol paça pantolonlar sezona damgasını vuruyor. Özellikle kabile yaşantısından esinlenilmiş motifler ve çizgilerin gelecek ilkbahar ve yaz dönemine damgasını vuracağı şimdiden aşikar görünüyor. Tüm bunlarla beraber 90'ların etkileri sezonda birçok yerde kendini hissettirmeye devam ediyor. SAYFA 3 24.01.2014 3 yerel Y aklaşan yerel seçimlerle birlikte partilerin adayları da meydanlara çıkmaya başladı. Seçim vaatleri normal olarak çok yakında havalarda uçuşmaya başlayacak. Geçmiş zamanda “Konya’ya deniz götüren” politikacıları bile bu ülke gördü. Doğal olarak iddialı olan Büyükşehir Belediye Başkan adayları kurum ziyaretlerini de hızla yapmaya başladılar. AK Parti’nin Büyükşehir Adayı Binali Yıldırım’ın İzmir Ticaret Odası ziyareti de oldukça samimi havada geçti. İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş seçilmesi halinde Yıldırım’dan beklentilerini İzmir’in Kaptan Cousteau’su T ürkiye’de en çok branşa sahip spor kulüpleri arasında yer alan İzmir Büyükşehir Belediyesi Gençlik ve Spor Kulübü, sualtı fotoğrafçılığı branşını kurdu ve ülkemizin bu alandaki en önemli isimlerinden Bülent Şelli’yi kadrosuna kattı. Üst üste kazandığı başarılarla adını duyuran Şelli, sporu sanatla buluşturuyor. Bülent Şelli, İzmir’de sayısı iki elin parmaklarını geçmeyen “su altı görüntü avcılarından” biri. İzmir Büyükşehir Belediyespor’un bu yıl faaliyete açtığı sualtı fotoğrafçılığı şubesinde lisanslı olan Şelli, 20. Yaşayan Marmara Sualtı Görüntüleme Yarışması’nın “Balık” kategorisinde birinci, 16. Altın Palet Sualtı Görüntüleme Türkiye Şampiyonası’nın “Balık” kategorisinde ise üçüncü oldu. 39 yaşındaki sualtı fotoğrafçısı, çocukluğunda izlediği Kaptan Cousteau belgesellerinin peşinde koşarak, 1996 yılında scuba denilen tüplü dalışa başladı. Aynı yıl Dokuz Eylül Üniversitesi Sualtı Topluluğu’nun kurucuları arasında yer aldı. Sualtında gördüğü güzellikleri daha çok kişiyle paylaşma isteği onu fotoğraf çekmeye itti. Asıl mesleği spikerlik olmasına rağmen bir tutkuya dönüşen sualtı fotoğrafçılığı, onu 2009 yılında İmbat Sualtı Görüntüleme Merkezi’ni kurmaya kadar götürdü. Bu çatı altında sualtı fotoğraf eğitimleri, ünlü fotoğrafçılarla atölye çalışmaları, sualtı foto safariler, sergiler, fotoğraf sunumları gibi birçok etkinliğe imza attı. İzmir Sanat, Atatürk Kültür Merkezi ve Çetin Emeç Sanat Galerisi gibi mekanlarda gerçekleşen karma sergilere katıldı. Dünyaca ünlü markalar kendisine sponsor oldu. İlk kişisel sualtı fotoğraf sergisini ise 17 Nisan 2013’te İzmir Sanat Galerisi’nde açtı. Göründüğü kadar zor değil Sualtı fotoğrafçılığının kendisi için büyük bir tutku olduğunu, teknoloji ile birlikte çok hızlı bir değişim ve gelişime uğradığını söyleyen Şelli, İzmir Büyükşehir Belediyespor'a sualtı fotoğrafçılığına verdiği destekten dolayı teşekkür etti. İzmir’de birçok insanın sualtındaki güzelliklere hayran olduğunu ancak nereden başlayacakları hakkında yeterli bilgiye sahip olmadığını vurgulayan Şelli, “Sualtında fotoğraf çekmek göründüğü kadar zor değil. Büyük keyif veren bir sporla uğraşmak, insanı başka bir dünyaya sürüklüyor. Bu işe ilgi duyan herkese yardımcı olmaya hazırız” dedi. SIYAH MAVI KIRMIZI SARI erolyaras@gmail.com EROL YARAŞ tek tek sıraladı. Yalnız isteklerden bir tanesi beni oldukça şaşırttı. Ne yalan söyleyeyim bir anlamda kara kara da düşündürdü. İstek yeşil alanlara yönelikti. Türkiye’nin en güzel yeşil alanları betonlaşırken bu konuda yapılan yanlışları eleştirmesi gerektiğini düşündüğüm İZTO’nun başındaki kişi Binali Yıldırım’dan başkanlığı kazanması halinde arsa üretmek adı altında şehir merkezindeki askeri alanların dönüştürülmesini istiyordu. İzmir’in neredeyse tek kalmış en çok göze batan Narlıdere HABER İZTO YEŞİL ALANLARIN PEŞİNDE ve Turan’daki askeri saha içindeki alanların, yeşilden betona geçmesini arzuladıklarını belirtiyordu. Bu konuşma neredeyse 15 gün önce oldu, bekledim ki şehirden sağduyulu bir ses yükselsin ve Ekrem Dur, başkan Demirtaş’a “D kendine gel. İzmir’in körfez kıyısında kalan iki üç parça yeşilini rahat bırak, elini buralardan çek’’ diye itiraz etsin. Ama kimseden çıt çıkmadı. Gerçi bu şehirde her nedense Ekrem Bey’in yanlışlarına pek ses çıkmaz. Projeleri göklere çıkartılır ama sonuçları sorgulanmaz, hatta yazıl- maz. Dile gelmemesinin mutlaka bir hikmeti vardır. Bornova’daki ağaçlı yol kavgası ortada dururken İzmir’in içinde tek kalmış askeri alanların yeşiline dokunmak kimseye hayır getirmez. AK Parti’nin Büyükşehir Belediye Başkan adayı Binali Yıldırım’ın, İZTO’nun bu isteğini gözden kaçırdığını düşünüyorum. Binali Bey’in, yeşil alanlar konusunda Ekrem Demirtaş ile aynı düşüncede ve paralelde olmadığını duymak beni ve birçok İzmirliyi seçim öncesinde rahatlatacaktır. SAYFA 4 4 HABER SIYAH MAVI KIRMIZI SARI ekonomi 24.01.2014 gamze.kurt@kanalben.com r, sizlik va ş i e d ' e i Türkiy ıyo r g ib r a ş i r a a insanl Ben b un . r i l i z i ç tab lo rum . o y ı m l ı t ka işsizlik e c n e b de Türkiye' e var. m e m n e eğ yo k, iş b ld ikle e g e n i s me İş g ö rüş iklerin i d e t s i e n ri zam an kad ar o n e y e b ile b ilm var ki. i ş i k k o ç GAMZE KURT İşsizlik yok, iş beğenmeme var İ nsan kaynakları ve istihdam çözümleri konusunda Türkiye’nin önde gelen şirketlerinden olan ADECCO’nun Ege ve Akdeniz Bölge n u n Müdürü Oya Tüzün Ben ’ O C ADEC Haber’e özel açıklamalarda eniz d k A e bulundu. v Ege ya O ü r ■ Öncelikle sizi biraz ü d ü Bölge M an kaynak- yakından tanımak istiyorum. s Kendinizden ve yaptığınız Tüzün, in dam işten bahseder misiniz? tih is e v ADECCO Ege ve ı r la Akdeniz Bölge Müdürü i r le çözüm a Ben olarak sorumluluk alanım. d Türkiye'deki dünyanın en konusun insan kaynakları sektörünün büyük e markasının bölge müdürü olarak HABER’ görev yapıyorum. Daha önce medya konuştu ve iletişim alanında çalıştım. Son 10 yılım da insan kaynakları sektöründe gelişti. İnsan kaynakları demek her sektöre hizmet etmek demek. Tüm sektörlerin içinde var olduğunuz ve onlara hizmet verdiğiniz bir alanda çalışmak gerçekten güzel. ■ Siz ADECCO olarak Türkiye’de ve İzmir’de 2013 yılında kaç kişiye istihdam sağladınız? İzmir’de geçen yıl mavi ve beyaz yakada toplam 2 bine yakın işe yerleştirme yaptık. Bu rekor bir sayıdır. Türkiye olarak işe yerleştirmelerimiz 5 bini buldu. Bunun 2 bini İzmir, Ege ve Akdeniz'di. ■ Peki ayda ortalama kaç kişi size iş için başvuruyor? Bize her ay 700'e yakın bir başvuru oluyor. ■ En çok iş başvurusu genelde hangi meslek ve pozisyon için yapılıyor? Türkiye'de işsizlik var, insanlar iş arıyor gibi tablo çizilir. Ben buna katılmıyorum. Türkiye'de bence işsizlik yok, iş beğenmeme var. İş görüşmesine geldikleri zaman ne istedikle- ama eğitim sistemi, sınav sistemleri sürekli değişiyor. Kendi sevdikleri mesleği yapmayan insanların ne kadar mutsuz ve ne kadar arayışta olduklarını her gün görüyorum. Bu çok üzücü. ■ Arz talep dengesini göz önünde bulundurursak en çok hangi alanda yoğunlaşma söz konusu? Mühendislik konularında ve mavi yaka ara elemanda zaman zaman sıkışmalar oluyor. Oradaki arz talep durumu dalgalanıyor. Türkiye'de, İzmir'de, Ege Bölgesi'nde ne yazık ki ara elemanla ilgili bir boşluk var. Fabrikalarda biz mavi yaka alımlarıyla rini bile bilmeyen o kadar çok kişi var geldi. Açıkçası konusuyla spesifikleşilgili zorlanıyoruz. Keşke devlet mavi ki. Gençler, iyi bir iş istiyor, az çalışmiş mesleklerin hiç bir zaman ölmeyakaya, ara personele yatırım yapsa. mak istiyor, az fedakarlık etmek istiyeceğini düşünüyorum. Mimarlığın, Hem işsizliğin sayısı düşecek, hem de yor, çok para istiyor. Hiçbir iş deneyiavukatlığın ölmeyeceğini düşünüyofirmalar çok daha rahat bunları bulami yok, mezun olmuş, stajlar yapmış rum. bilecek. inanılmaz taleplerle ve inanılmaz ■ Peki sosyal medyayı nasıl değer■ Siz bu konuyla ilgili ülke politikaisteklerle geliyorlar. Mesela biz onlar- lendiriyorsunuz? larını nasıl değerlendiriyorsunuz? la görüşüyoruz bir firmaya önereceğiz Sosyal medyanın inanılmaz önü Teknik liselerdeki sayı yeterli uygun olduklarını düşünüyoruz. Tam açık. Sosyal medyanın pazarlama kısolmuyor. Daha fazla talep var, o denfirmaya gideceği gün görüşmeye gelmında çalışacak insanlar çok tercih geyi sağlamak gerekiyor. Tahmin edimekten vazgeçiyor. Ya da kendimize ediliyor. Onun okulu yok ya sürekli yorum bu da yine eğitim ve görüşmeye çağırıyoruz ben deniz şöyle geliyor görev tanımı: Sosyal İŞKUR'un yaptığı çalışmaların içinde kenarındayım gelemem diyor, ya da medyada, Twitter’de aktif olan, bu yer alıyor. Yine de sayı yeterli değil. telefonu açmıyor. Bilmiyorum insanişlerden anlayan birilerini istiyoruz. ■ Peki işadamlarının ne gibi sıkıntılar bize hangi dönemden yadigar. Ben Tabi ki okullar da bu konuya odaklaları oluyor? onun için işe gelen insanları dinlerken nacak bence. Her şey daha çok yeni Günümüzde tüm iş sektörlerinde birazcık ne istediğini dinledikten ama çok hızlı büyüyor. ciddi bir rekabet var. Onun için işçilik sonra bizim yönlendirmelerimizi din■ Sizce okul öncesi dönemde öğrenleyecekse ve çok istekliyse değerlendi- ciler, meslek seçimi konusunda yeterince ve işçilik giderleri işadamları için önem verici ve can damarı. riyorum. Çok istekli olmayan adaylara iyi yönlendiriliyor mu? Çalışanlarını ararken firmalarına şans tanımıyoruz biz burada. Eğitimcilik çok başka bir iş ama uygun ve sadık eleman bekleyişi var. ■ Sonuçta sizin de iş verenlere karşı bugüne kadar edinimlerime bakılırsa İşadamları eğitim verip onları yetiştirmahçup olmamanız gerekiyor. birçok insan istediği meslekle buluşadikten sonra uzun soluklu birbirleriyle Biz bir dönem çok büyük bir işe mamış. Birazcık sınav sistemini buraolmalarını istiyorlar. alım projesi gerçekleştirdik. Bin kişi da irdelemek gerekiyor. İnsanların ■ Peki şu ana kadar işveren açısınişe aldık. Bunun için 7-8 bin kişiyle biraz daha kendini tanıması, biraz dan size gelen en uçuk talep nedir? görüştük. Onun yarısı kadar mülakatvelilerin yönlendirmesi giriyor işin Mesela ‘Türk olacak, Çin'de yaşalarda bulunduk, toplu sınavlarını yapiçine. Ama ne yazık ki ne olmak istiyacak, hem Çince bilecek hem Türkçe tık ve bin kişiyi işe yerleştirdik. Bin yorsan olamıyorsun. hem de İngilizce bilecek, makina kişi işe alınacak. Aradığımız özellik ■ Örneğin aileler benim çocuğum sadece üniversite mezunu olması. O doktor olsun istiyorum diyor ama çocuk- mühendisi olacak’ o zaman zorlaşıyor. Örneğin birisi yönetici asistanı arıyor, kadar zorlandım ki... İzmir gibi, genç ta öyle bir kabiliyet yok. Arapça, İngilizce bilecek, yeri geldinüfusu fazla olan bir şehirde böyle bir Eğitim sistemi de buna müsaade kadroda zorlanacağımızı hiç düşüneetmiyor. Çocuk mesela inşaat mühen- ğinde jet kiralayacak, 3 saat içerisinde bilet ayarlayacak. Çok zorlayıcı pozismedim. O yüzden bu ülkede işsizlik disi olabilecek bir çocuk ama okulyon arayanlar oluyor. yok. İş beğenmeme var, gençlerin hiç dayken bambaşka yollara girmiş. ■ İzmir'deki beyin göçü nasıl engelzora gelememeleri var. Tabi ki biz Biraz sayısal mı sözel mi bu çocuk, ya lenir sizce? bizimle yürüyebilecek, aynı bakış açıda sanat gözü mü var. Veliler olarak İzmir'de çok gerileyen sektörler sında olan insanları da bu anlamda herhalde bizlere düşüyor orada görev. seçip öyle firmalara gönderiyoruz. Çocukları yönlendirebilmek gerekiyor oldu. Büyük markalar yaşadıkça beyin göçü engellenebilir diye düşünüyo■ Bu durum sadece İzmir için mi rum. Ama bu arada gidip tekrar geçerli? İzmir'e dönmek isteyen çok fazla İstanbul'da daha fazla. Victorias insan var. Bana gelen başvurularda Secret'ın tüm ekiplerini biz yerleştiriİstanbul'da okumuş, orada kalmış yoruz. İstanbul inanılmaz zorlanıyor. ama buraya dönmek isteyen çok insan İş sektörlerine göre de bu iş beğenmeda var. Çünkü İstanbul'un yaşam şartmezlik artıyor. İzmir İstanbul'a göre ları, mesafelerden şehrine dönİzmir'de daha bile iyi. işverenler genelde hangi görev ve mek isteyen çok insan var. ■ Peki geleceğin iş trendi pozisyonlar için eleman istiyorlar sizden? Onlara iş kaynakları diyebileceğiniz meslek Mühendislik pozisyonlarıyla ilgili çok ciddi bir talep var. yaratılırsa, ben bir grubu var mı? Çünkü Türkiye'de ve İzmir'de sanayileşme, üretim arttığı için tane bile Bilişim sektömühendislik pozisyonları, bu mühendisliğe bağlı vardiya, bakım, planİzmirlinin rü çok ilerlilama mühendisi, endüstri mühendisi gibi pozisyonlara çok fazla ihtiyaç duyuİstanbul'da yor. Hayal luyor. Bunun yanında perakende sektörü çok gelişiyor. Satış, satış elemanı, satış kalacağını edemedisorumlusu bunun gibi pozisyonlar çok fazla. Finans pozisyonları talep görüyor. Biz düşünğimiz daha çok fabrikalara ve dediğim gibi perakende, bilişim sektörüne, çağrı merkezlerine elemüyonoktamanlar yerleştiriyoruz. İzmir'de son zamanlarda kurulan çağrı merkezlerinin büyük bir çoğunrum. luğunun işe alımlarını biz yaptık. Turizm sektöründe garson ve mavi yaka yerleştirdiğimiz kadrolara En çok mühendislik rağbet görüyor lar var. Hemen hemen bütün sektörlere hizmet ediyoruz ama en öncelikli mühendislik, sanayi, perakende ve bilişim sektörü. ■ Medya ve iletişim sektörünü bu sıralamada nereye koyarsınız? Kötü. Ben de medya iletişim mezunu olarak bu konuda mezun sayısının biraz fazla olduğunu düşünüyorum. Iş hayatında da şöyle bir şey var. Arz-talep meselesi. Arz edilen talep edilen bunların birbiriyle paralel olması gerekiyor. Medya ve iletişim sektöründe, reklamcılık sektöründe bu taleplerin örtüşmediğinin farkındayım. Bu konuda benim elimde çok fazla CV var. Çok az da istek var. Ama çağımızın mesleği ve ilerleyen günlerde bilişim sektörü gün geçtikçe geliştiği için medya konusundaki mezun arkadaşların yüksek lisans yapmaları ya da iş deneyimlerini, stajlarını bu yöne çevirmeleri onların daha kolay iş bulmalarını sağlayacaktır. Açıkçası üniversiteleri de inceliyorum puanları bu konuda biraz düşük. Gerçekten yeteneği olup isteyen insanlara sözüm yok, kendim de onlardan biriydim. Puan düşük, rahat, zevkli bir okul okuyayım, medya reklamcılık gibi düşünüp girip, 5-6 senede bitirip, hiçbir amacı olmayanlar da bu konuda nüfus fazlalığı yapıyorlar. Ama medya iletişim konusunda pazarlamaya yönelenler talep görüyor. SAYFA 05 24.01.2014 SIYAH MAVI KIRMIZI SARI HABER yerel erdalizgi@hotmail.com 5 ERDAL İZGİ U İzmir’in geleceğini şekillendirecek dev bir projeyi kim yapabilir? Elbette İzmir’e gönülden bağlı olan İzmirliler. İşte bu nedenledir ki Uğur Yüce, “Rant peşinde değiliz, hizmet peşindeyiz” diyor. burak.cilasun@kanalben.com BURAK CİLASUN İ zmir’in ülkenin en güzel birkaç şehrinden biri olduğu herkesin dilindedir. Ancak üstündeki kirin temizlenme gereği de aşikâr. İşte bu nedenle şehrin 116 tanınmış ismi bir araya geliyor ve İzmir’e hizmet için Tarihi Kemeraltı İnşaat Yatırım A.Ş. (TARKEM) isimli bir şirket kuruyor. Şirketin hedefi 270 hektarlık dev bir alanı ve Kemeraltı’nı yeniden diriltmek. Böylesi bir projeyi dinlemek üzere İzmir iş dünyasının önde gelen isimlerinden olan ve TARKEM’in yönetim kurulu başkan yardımcılığı görevini üstlenen Uğur Yüce ile bir araya geliyoruz. ■ En yalın haliyle TARKEM nedir? TARKEM bir formüldür ve Türkiye’de örneği olmayan bir şirkettir. Öyle bir şirket ki, aslında olay TARKEM değil, İzmir’dir. İzmir’e gönül vermiş, hayatını burada idame ettiren insanların, bu şehre olan sorumluluğundan ve duyarlılığından kaynaklanan bir yapıdan söz ediyoruz. Bu şehirde yaşamayı seçip, çeşitli nedenlerden dolayı siyasete girmeyen insanların şehre hizmet etme isteği ancak çeşitli sivil toplum kuruluşlarıyla giderilebilir. TARKEM misyonu olan ve fevkalade iyi niyetli bir şirkettir. Ortaklar söz verdi ■ TARKEM için İzmir’e hizmet etme arzusunun ete kemiğe bürünmüş hali diyebilir miyiz? Yüzde yüz diyebiliriz çünkü biz Türkiye’de ilk kez bir vakıf şirketi kurduk. Biz ortaklarımıza 2 adet sözleşme imzalattık. Bir tanesi şirket ana sözleşmesi ve bir tanesi de ortaklar arası sözleşme. Ortaklar arası sözleşme tamamen bir moral sözleşmesi durumunda. Orada bu alanı önce İzmir’e, sonra Türkiye’ye kazandırırken nelere dikkat edeceğimiz, nelere özen göstereceğimiz ve hangi yanlışları yapmayacağımız üstüne bir sözleşme imzaladık. Ortak bu 270 hektarlık alanın tarihi dokusuna tamamen sadık kalacağına, kendi maddi çıkarlarını ön planda tutmadan buranın gelişmesine ve kalkınmasına katkıda bulunacağına namusu ve şerefi üzerine söz verdiği ibaresini imzalıyor. ■ Neden böylesi bir işe girdiniz? Limandan sonra İzmir’in en büyük hazinesi Kemeraltı ve burası için yapılabilecek çok şey var. Bugüne kadar maalesef çok kısmi ve cüzi yapılmış. Sayın Aziz Kocaoğlu’nun, Sayın Hakan Tartan’ın, Kültür ve Turizm Bölge Müdürlüğü’nün inisiyatifiyle bir şeyler yapılmış ama yeterli değil. İnanılmaz değerli ve geniş bir alan gittikçe bir çöküntüye tabi olmuş. Burayı kurtarabilmek için birtakım imkânlar var. Çeşitli tarihlerde çıkarılmış koruma yasaları mevcut. Dolayısıyla bunları da kullanarak burayı kentin ve ülkenin ekonomisine hem iç hem de dış turizme tekrardan kazandırmak belki dünyanın en otantik, en geçmişten kopmamış, tarihi yapısını kaybetmemiş işi durumundadır. Biz bu işe bu değerleri kazanmak için girdik. Bunu bir vakıfla ya da dernekle yapmak mümkün değil. Bu iş yatırım isteyen, fonlara ihtiyaç duyan bir iş. İşte bu yüzden manevi yönü olan bir şirket kurduk. Bulabildiğimiz formül budur. ■ Başlangıcı nasıl oldu? Sayın Aziz Kocaoğlu bir kalkınma ve koordinasyon kurulu kurmuştu. Kurulda çeşitli alt komiteler kuruldu. Bunlardan biri de kent değerlerini koruma komitesi ve ben de bu komiteye başkan oldum. Dolayısıyla kent değerlerini koruma komitesi olarak bizim yaptığımız çalışmalar sırasında kültürel envanter listesi çıkardık. 460 tane değerimizin olduğunu gördük. Elbette bunların hepsine aynı anda saldıramazsınız ve biz bunları ağırlıklarına göre sıraladık. Sıralama sırasında gördük ki; Kemeraltı, Saat Kulesi, Agora, tarihi havralar derken hepsi aynı bölgeyi işaret ediyor. Bu tarihi alanı tekrar canlandırabilmek için ve yeniden kent ekonomisine kazandırabilmek için ne yapabileceğimizi düşünürken hem Sayın Kocaoğlu hem de Sayın Tartan çok ortaklı bir gayrimenkul şirketi kurmamızı söylediler. Kuracağımızı söylediğimizde sağ olsunlar 116 kişi “Ben bu işte varım” dedi. Hatta ilginç bir örnek vereyim. Selçuk Yaşar hayatında hiç kimseyle ortak iş yapmamış bir insan olmasına rağmen bu çok ortaklı şirkete dâhil oldu. Bülent Eczacıbaşı arayıp, o bölgede dedesinin eczanesinin İzmir’in kent değeri 5 kat artacak! olduğunu ve buna önem verdiklerini söyleyip şirkete dahil oldu. ■ Şu anda hangi aşamadasınız? Şimdi 20 yıl gibi bir süreci kapsayacak bir proje bu. Biz ilk olarak projelerini hazırlıyoruz. Herkesin ve her aktörün müdahil olduğu bir sistemle tüm paydaşların mutabık kalacağı bir ortak akıl oluşturmaya çalışıyoruz. Öncelikle buranın bir master planı olmalı ki onda epeyce ilerledik, hatta sona yaklaştık. Zannediyorum ki Nisan ayında belediye başkanları da belli olduğunda bizim de planımız aşağı yukarı belli olacak. Plan netleştiğinde, bölge esnafının, halkın ve arzu edenlerin katılımıyla devasa bir yeni şirket kuracağız. ■ Neden? Bugün Basmane’de bana 40 bin TL’ye verilen bir evi proje tamamlandığında 140 ya da 240 bin TL’ye alayım, razıyım. Çünkü şimdi alırsam, yarın o evin mevcut şartlarda 41 bin TL olma şansı yok. Bırakın ben şu hali yerine gelecekte orayı 140’a alayım. Eminim ki o fiyat daha sonra 280’e de çıkacaktır. Mühim olan orayı canlandırabilmektir. Ben 40’a alırsam bana bir hayrı yok ki. O insanların aczinden, imkânsızlığından faydalanmak insanlık değil ki. Biz bunun peşinde değiliz. ■ Ne kadar bir ilerleme sağlanabildi şimdiye dek? Samimiyetle söyleyebilirim ki 2 yılda yapılacak işi 1 yıla sığdırdık. Bunu da öyle zannediyorum ki yaş ortalamamız sağladı. Tanınan ve güvenilen insanların işin içinde olması işin hızlı ilerlemesini sağladı. Geniş bir sahadan bahsediyoruz ama ilk olarak hanların olduğu bir pilot bölgeniz var. Bir pilot bölge seçtik ama ilk olarak illa orayı yapacağız diye bir şey yok. 270 hektarlık alanda 17 tane alt bölgemiz var. Hanların olduğu yerin pilot bölge olmasıyla ilgili belediyelerle de görüştük. Bizim için öncelik, işin yapılacağı alanın gelişebilme potansiyelidir. Turistler otobüslerle Kadifekale’ye çıkacak ve inerken Batı Medeniyetleri Müzesi ile amfi tiyatrodan sonra restore edilmiş Agora sokaklarından geçecekler. Sonrasında bu insanların yemeğe, içmeye, dinlenmeye ve alışveriş yapmaya ihtiyacı olacak. Agora’nın karşısındaki bu hanlar böylesi bir işlev görecek. Tarihi ve kültürel yapıyla birlikte turizm ilgisi fevkalade yüksek olabilecek bir alan burası. Bir de birkaç fakülteyi de o bölgeye kaydırabilirsek orası gençliği de barındıracak bir nokta olacak. sta… Ne müthiş kelimedir. Üzerine basarak söylediğinde ağzı doldurur, göğsü kabartır. Usta’ya ne hoca, ne paşa, ne lider, ne bilge ne de herhangi unvan ekleyemezsin. Hiçbir kelime ustanın yerini tutmaz. Aynı anlamı vermez. Hani, bir şey eklemek istersen… “Büyük” dersin. Büyük Usta. ★★★ Yani; eli öpülesi Büyük Usta. Usta gerçek ustaysa, ustalık unvanını kendine layık göremez. Her çırak da ustası gibi olmaya çalışır. Tabii, ustasını beğeniyorsa. Usta olmak için bencil, ben merkeziyetçi olmamak lazımdır. Usta, bildiğini öğretir, eğitmek için çırağına el verir. Yeri geldiğinde amcadan önce baba yarısıdır. Çırak, çalışan ustasını seyretmeye doyamaz. Onda huzur, güven, cesareti bulur. Yeteneğini beyninle emer. Dışarıda “Benim ustam böyle, ustam böyle” diye övünür. Çevresinin ustasını yakından tanımadığı için üzülür. ★★★ Akıllı çırak, bir işi iyi ustanın yanında çalışa çalışa öğrenir. ★★★ Her sanatta ustalık vardır da… Politikada ustalık olmaz. “Ustalık devri” deyimi hiç oturmaz. Siyasette usta olmak, hiz- USTA İLE ÇIRAĞI... meti görev olmaktan çıkarıp meslek olarak görmektir. Millet sektör, politikacılık meslekse diyecek laf yoktur. ★★★ Murat Levent Taşer, MHP’nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olarak ilan edildi. İlk demecini patlattı: “Ustalarım Burhan Özfatura ile Melih Gökçek’tir” Eski Başkan Özfatura’yı bir kenara koyun. İzmir’e hizmeti, sevgisi, emeği vardır. Ya Ankara Reisi Gökçek? ★★★ Her olayda, İzmir’i diline dolayıp, kafa bulandır. Yağmur yağar, sel afeti yaşanır. Tweet atar: “Balıkadamları göndereyim mi?” İçme suyunun kalitesi bozulur. Kendine malzeme kullanır. Aklı sıra politika yapar. ★★★ Ağzından mı kaçtı, basireti mi bağlandı… MHP’nin Büyük Başkan adayı bu yakıştırmayı yaptı. ★★★ Sevgili Murat Levent Taşer. Yıllarca Melih Gökçek yanında çalıştın, AK Parti üyesi iken MHP adaylığına getirildin. Çıktığın yol açık olsun. İzmir’i beğenmeyen ustanla ne çırak, ne kalfa olursun. Alacağın oy varsa, sonuçlar açıklandığında “Yok muydu benim oyum?” diye aranıp durursun! Limana biz arzu ettiğimiz kadar müdahil olamıyoruz. Liman, devletin, TCDD’yle, Liman İşletmeleri’yle birçok farklı unsurun devreye girdiği bir olay… Limanda ne yapılacağı çok basit ama netice itibariyle alt tarafı 150 milyon dolar harcanıp körfeze bir kanal açılacak. Derinlik 8 metreden 14 metreye çıkarılarak buraya büyük konteyner gemilerinin gelmesi sağlanacak ve liman olması icap eden asli fonksiyonunu yerine getirir hale gelecek ama gel gör ki 10 senedir becerilemiyor. Özelleştirmeyle becerilemiyor, ödenekler çıkıyor, bütçeler çıkıyor, kanal kazılamıyor. İşin içinde ÇED var, çevreciler var, çıkacak çamurun ne olacağı var… Dolayısıyla siz doğrudan doğruya siyasetin içinde değilseniz ya da karar verme mecrası değilseniz oradaki yaptırım gücünüz de çok zayıf oluyor. Yüce’den liman isyanı Yahudilerin uğrak yeri ■ Peki)projenin)tamamı)gerçekleştiğinde)İzmir)ne)kazanacak? İzmir’in kent değeri en az 5 kat artar. Çünkü bu proje İzmir’in oteline, esnafına ve kısaca hayat kalitesine yansır. İzmir özüyle buluşacak. Bundan birkaç yıl önce Türkiye’ye 20 milyon turist geldi. Bu insanlardan İzmir’e geleni ortalama 1 milyon kadar. Bunların 500 landığı zaman 2 tane amacımız var. 1) İzmir’e gelen turiste gösterebileceğimiz bir şeylerimiz olsun. 2) İzmir’e gelen turist sayısı 1 milyondan 5 milyona çıksın. Çünkü bugün İzmir’in turiste sunulacak bir şeyi yok. Turist niye İzmir’e gelsin? Yarım günden fazla oyalayacak hiçbir şeyimiz yok. Burada dünyanın en büyük açık hava çarşısı yer alıyor. Bunu İzmir’de dünyanın en büyük açık hava çarşısı yer alıyor. Bunu bile ne içeriye ne de dışarıya pazarlayamıyoruz. Kemeraltı eğer eski görkemine kavuşursa, bu şehirde AVM açacak adam 10 kere düşünür. bin kişi kadarı kruvaziyer turizmi ile geliyor ve yarıdan fazlası da İzmir’e hiç girmeden Efes’e gidiyor. Şurada limanda inen adamı Kemeraltı’na kadar yürütemiyorsunuz. Projemiz sağ- bile ne içeriye ne de dışarıya pazarlayamıyoruz. Kemeraltı eğer eski görkemine kavuşursa, bu şehirde AVM açacak adam 10 kere düşünür. ■ Dünyada)örnekleri)var)mı)bu)projenin? Atina 10 yıl önce İzmir’den beter bir haldeydi ama çalıştılar ve şimdi insanlar belli yerleri görmeden dönmek istemiyor. Yine Barcelona 20 yıl önce bataklıktı, Hamburg kötüydü, Amsterdam’da da yaptılar aynısını. Bunlar yapabiliyorsa İzmir niye yapamasın kardeşim? ■ İzmirlilerden)ne)bekliyorsunuz? Bir kere, “Aferin, çok iyi yapıyorsunuz, tebrikler” gibi sözleri asla beklemiyoruz. Yanlışımız ve eksiğimiz varsa bizi lütfen uyarsınlar. Bize fikirleriyle katkıda bulunsunlar, öneri getirsinler. Doğru bir iş yapıyorsak kendi çevrelerinde bunun doğru olduğunu ve herkesin buna katkı koyması gerektiğini ifade etsinler. İzmirliden beklediğimiz kentine sahip çıkmasıdır. ■ Bürokrasi? Bürokrasiden hiçbir şey beklemiyorum. Bürokrasi kendi işini yapsın, ben daha başka bir şey istemiyorum. ■ Son)olarak)İzmir)termal)tesislerle birlikte)Norveçli)turistlerle)tanışmıştı.)Bu kez)de)Yahudi)turistlerle)mi)buluşacak? Hem de nasıl. En büyük hedef kitlemiz bu. Tüm dünyadaki Yahudiler buradaki 500 yıllık Yahudi kültürünün ve mirasının tanığı olacaklar. Tüm havralar restore edilecek. Ayrıca Sabetay Sevi’nin evi de orada ve anlatılacak bir hikaye var ortada. Ben eminim ki 20 yıllık süre içinde Amerika’daki mevcut bütün zengin Yahudiler en az 1 kere buradan geçecekler. SAYFA 6 6 HABER çevre Arı ölümlerinin nedeni bu mu? parklarında olmak üzere 1000 kadar üyesi bulunuyor. Ancak beyaz bir aslan ile beyaz bir kaplanın melezleri, bir ilk. Ortalama 6-7 kilogram ağırlığında doğan yavrular hızla kilo alıyor. 2 yaşına geldiklerinde ağırlıklarının 340-350 kiloya ulaşmaları bekleniyor. Muğla’nın Ula ilçesi Akyaka sahiline vuran yüzlerce arı şaşkınlık yarattı. Uzmanlar, üreticileri korkutacak bir durum olmadığını, arıların ‘acemiliklerinin kurbanı’ olduklarını öne sürdü. Arı yetiştiriciliği ve ıslahı uzmanı Prof. Dr. Muhsin Doğaroğlu, sahile vurduğu belirtilen arıların görüntü ve fotoğraflarını incelediğini, söz konusu arıların genç arılar olduğunu söyledi. Kışın genelde kovanlarda genç arıların kaldığına işaret eden Doğaroğlu, yön duyguları fazla gelişmemiş genç arıların baz istasyonları veya verilen ilaçların da etkisiyle yorularak denize düşmüş olabileceğini bildirdi. Hava soğuk olduğunda kovanda bal tüketimi arttığı için arıların suya ihtiyaç duyduğunu anlatan Doğaroğlu, şöyle konuş- 24.01.2014 tu: “Su ihtiyacını karşılayamayan arılar, bal yiyemedikleri için halsiz kalıyor. Su içmek isteyen arılar kovanları terk ediyor. ‘Acemi’ diyebileceğimiz bu genç arılar, deniz suyunun içilebilir olduğunu zannederek Akyaka sahiline inmiş olmalı. Soğuk nedeniyle kasları donmuş, adeta felç geçirmiş durumdaki bu arıların yeniden havalanamadıkları için dalgaların altında kalarak öldüğünü düşünüyorum.” Akyaka sahiline vuran bazıları ölmüş, bazıları ise ölmek üzere çok sayıda arı şaşkınlığa neden olmuştu. Bazı vatandaşlar, dalgalar altında kalan arıları ölmemeleri için kurtarmaya çalışmıştı. Çevreciler, arıların baz istasyonlarının yaydığı elektromanyetik dalgaların yön duygularına zarar vermesi sonucu denize düştüğünü iddia etmişti. Türkiye şiddetli kuraklığa girdi Beyaz aslan melezleri doğdu Dünyanın ilk beyaz kaplan-aslan melezleri ABD'de dünyaya geldi. Günde yarım kilo alarak büyüyen yavruların, yetişkinliklerinde dünyanın en büyük kedileri olmaları da bekleniyor. Yeti, Odlin, Sampson ve Apollo... 6 hafta önce ABD’nin Güney Carolina Eyaleti’ndeki Myrtle Beach Safari Park’ında doğan 4 minik yavru, kediler aleminin yeni yıldızları. Çünkü onlar ‘nadirler içinde en nadir’ olanlar. Yavruların babası Ivory adlı bir beyaz Afrika aslanı. Anneleri ise Saraswati adındaki beyaz Bengal kaplanı. Dünya yüzünden 300 kadar beyaz aslan ve 1200 beyaz kaplan yaşıyor. Kaplan ve aslan melezi ‘kaslan’ ailesinin ise çoğu hayvanat bahçesi ve safari SIYAH MAVI KIRMIZI SARI Tonlarca fildişi imha edildi Çin'in güneyindeki Guangdong eyaletinde el konulan 6.1 ton fil dişi imha edildi. Fildişleri kamuya açık bir etkinlikle kırıcılara atılarak un ufak hale getirildi. Afrika ’da kaçak avlanma nedeniyle fillerin nüfusu hızla azaldığı için uluslararası düzeyde yürütülen çalışmalar, sürüyor. Çin ’in Şinhua ajansının haberine göre, ülkede yasa dışı fildişi ticaretini engelleme çabaları çerçevesinde kamu bilincini artırmak adına kamusal alanda fildişleri imha edildi. Eyaletin Dongguan kentinde Çin hükümetinin yıllardır ele geçirdiği ham ve işlenmiş fildişlerinin iki kırıcıya atılmak suretiyle yok edildiği belirtildi. Kamuya açık alanda yapılan etkinliğin Devlet Ormancılık İdaresi ile Gümrük İdaresi tarafından organize edildiği kaydedildi. Türkiye, yağışların azlığı ve bahar aylarındaki yağışların sağanak şeklinde olması nedeniyle şiddetli kuraklık yaşamaya başladı. Uzmanlara göre son sağanaklar da kuraklık habercisi. İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Orhan Şen, son 9 aylık değerlere bakıldığında, İstanbul başta olmak üzere Türkiye ’de şiddetli bir kuraklık yaşanmaya başladığını söyledi. Başta İç Anadolu, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi olmak üzere tüm Türkiye’de kuraklığın etkilerinin görüldüğünü vurgulayan Prof. Dr. Şen, içme suyu sağlanan barajlarda da su sıkıntısı yaşanabileceğine dikkati çekti. Şen, “Yağışların azlığı ve bahar aylarındaki yağışların sağanak şeklinde olması nedeniyle ülkemizde şiddetli bir kuraklık yaşanıyor. İklim değişikliğinden dolayı biz zaten böyle bir kuraklık olacağını öngörüyorduk. Bunları şimdi yaşamaya başladık. Eskiden 10-12 senede bir kurak bir mevsim olurdu. Şimdi bu 5-6 senede bir olmaya başladı. Daha önce 2008’de bir kuraklık yaşanmıştı” dedi. Şen, sağanak şeklindeki yağışların da kuraklığın habercisi olduğunu, hızlı yağan yağmurun yer altına geçmeden akıp gittiğini vurguladı. SAYFA 7 24.01.2014 SIYAH MAVI KIRMIZI SARI 7 ekonomi Göztepe Rotary’den çocuğa nefes HABER Göztepe Rotary, Ege Üniversitesi Çocuk Cerrahisi Bölümü’ne bağışladığı solunum cihazı ile örnek bir çalışmaya daha imza attı. Kendi işinizin patronu olun Uygar Yönetim, franchising modeli ile kendi işinin sahibi olmak isteyen girişimlere fırsat sunuyor. Apartman & Site yönetimi konusundaki bilgi birikim ve deneyimlerini sizlerle paylaşarak kendi işinizi kurmanıza yardım ediyor. Türkiye’de her ilde yer almayı hedefleyen Uygar Yönetim, iş ortaklarına uygun avantajlar sunuyor. Franchise modeli ile işini kuracak girişimciler anlaşmalı bankaların franchise kredilerinden de faydalanabiliyorlar. Uygar Yönetim’in başarılı idarecisi Ersin Kavran; “Marka olarak franchise yapılanmamızı uzun süreli ve verimli işbirliği temeli üzerine kurduk. Koşullarımızı da bu temel doğ- rultusunda oluşturduk. Uygar Yönetim, 2009 yılından bu yana İzmir’in alanında en hızlı büyüyen Profesyonel Apartman ve Site Yönetimi firması” dedi. Kavran, Gayrimenkul Yönetimi konusuna ilgi duyan ve üstelik tescilli bir markanın çatısı altında kendi işini kurmak isteyen girişimci adayları, büyük finansal risklerin altına girmek zorunda kalmadan rahatlıkla bir Uygar Yönetim ofisi açabilecek" dedi. Krizlerden etkilenmeyen tek sektörün gayrimenkul olduğunu vurgulayan Kavran, kendi işinin sahibi olmak isteyen girişimci adaylarını gayrimenkul yönetimi faaliyetlerine yatırım yapmaya davet etti. zdesi ö g i n e y n ’i ir m İz RDEN izi, VİLLA GA erim açıklamada “Hayall iye özel Farklı konsepti, kiş yeni in ir’ m İz çalışmaları ile lla Vi ı an ek M ün üğ gözde D talep n ğu Garden, 2014 için yo z Ya r. iyo almaya devam ed sza ni ga or ıcı rp ça sezonunda lla Vi n yapa yonlara ev sahipliği ve n zo se ni Garden İzmir’de ye me et hazırlıklar ile ilgili İşl ptığı ya r ze Ö y so Müdürü Er izi hiçbir yapmak istediklerim lemedik. ks zaman paraya ende cebindeile ri lle İnsanların haya nı orantıki para her zaman ay önemli olan da olmayabilir ama i aynı rin bütçeleri ile hayalle sağlaı ay rm noktada buluştu aya pm ya nu bu mak. Biz de çalışıyoruz” dedi. G öztepe Rotary Kulübü, Uluslararası Rotary Vakfı kaynaklarından sağladığı fonla Ege Üniversitesi Çocuk Cerahhisi’ne solunum cihazı bağışladı. Göztepe Rotary Kulüp Başkanı Ali Kızıltan, 2440. Bölge Başkanı Esat Kardıçalı; Dekan ve Öğretim Üyeleri ile Rotaryenler’in katıldığı törende EÜ Rektörü Prof. Dr. Candeğer Yılmaz ve Çocuk Cerrahisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ata Erdener’e solunum cihazını teslim etti. Göztepe Rotary Kulübü Başkanı Ali Kızıltan, ABD California Eyaleti’nden Lancester West Rotary Kulübü ile yaptıkları ortak çalışmalarla Uluslararası Rotary Vakfı kaynaklarından sağladıkları fon ile bağışladıkları solunum cihazının minik bedenlere can vereceğini söyledi. Üniversite’ye sağlanan katkılar devam edecek Kızıltan, Uluslararası Rotary Vakfı’nın bugüne kadar sağlık alanında önemli çalışmaları olduğunu, dünyada çocuk felcinin yok edilmesi amacıyla 500 Milyon Dolar, Türkiye’ye 22 Milyon Dolar kaynak aktardığını belirtti. Ege Üniversitesi’ne sağlanan katkılarının önümüzdeki dönemde de devam edeceğini ifade eden Göztepe Rotary Kulübü Başkanı Ali Kızıltan ve Bölge Başkanı Esat Kardıçalı’ya, EÜ Rektörü Prof. Dr. Candeğer Yılmaz ve Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Ata Erdener tarafından teşekkür plaketi takdim edildi. Rektör Candeğer Yılmaz, yapılan bağışın çok önemli olduğunu belirterek “Bugün burada bağış yapanlar çok önemli ve hayat kurtaran bir bağış yaptıklarını bilsinler. Onlar insanlık adına özel kurumlar ve kişilikler. Hepsine tek tek teşekkür ediyorum” dedi. Keçi sütü satışları Türkiye’nin Türkiye’nin her her yerinde yerinde Kecheese firması sahibi Özer Türer, günümüzde keçi sütüne Türkiye’nin her yerinden ulaşmanın mümkün olduğunu, içme sütü ürününe ise en fazla talebin doğu ve güneydoğu Anadolu illerinden geldiğini söyledi. Keçi sütü ve keçi peyniri markası Kecheese’in sahibi Özer Türer keçi sütü tüketiminde önemli bir yol kaydedildiğini söyledi. Türkiye’nin 7 bölgesine dağılan Migros’un 900 şubesinin tamamında ürünlerinin bulunduğunu belirten Türer: “Bugün 7 bölge 81 ilin tamamında keçi sütünü bulmak mümkün. Tahminin aksine ise keçi sütüne batı illerinde değil doğu ve güneydoğu illerinde talep daha fazla” dedi. Migros firmasının geliştirdiği b2b sistemi ile mağazalardaki satışları günlük olarak takip edebildiklerini belirten Türer: “Türkiye’nin hangi mağazasında ne kadar satış olduğunu günlük olarak takip edebiliyoruz. Yine b2b sayesinde ne kadar stok kalmış, stok ömrü nedir bunları görmek mümkün. Türkiye’nin her yerine keçi sütünü ulaştırmak adına tüm şubelere ürün gönderme kararı aldık ama İstanbul, Ankara, İzmir dışında bu kadar talep ile karşılaşacağımızı düşünmüyorduk. Artık toplum olarak keçi sütü ürününü ve faydalarını biliyoruz. Bu Türkiye’de keçiciliğin tekrar ayağa kalkması için mücadele veren bizler için çok sevindirici bir gelişme” dedi. Akça Holding’den yeni yılda yeni hedefler Güçlü finansal alt yapısı ve atılımcı profili ile Türkiye’nin ihracat devi kuruluşları arasında yer alan Akça Holding 2014’te de hız kesmiyor. Osman Akça Tarım Ürünleri, Menderes Tekstil, Akça Enerji, Aktur Araç Muayene İstasyonları, Smyrna Tarım Ürünleri, Akça Solar, Tan Elektrik ile tarımdan tekstile, enerjiden otomotiv sektörüne kadar birçok alanda başarılı faaliyetleriyle öne çıkan Akça Holding, ihracat odaklı büyümesini sürdürüyor. Geçtiğimiz yıl 300 milyon Dolarlık ihracat seviyesiyle hedeflerinin üzerinde bir başarı sağladıklarını belirten Akça Holding Yönetim Kurulu Başkanı Rıza Akça, “Menderes Tekstil, 2013 yılında Ekonomi Bakanlığı tarafından Dış Ticaret Sermaye Şirketi statüsü verilen ülkemizin 54 önemli kuruluşu arasında yer alarak büyük bir başarıya imza attı. 2014 yılı için hedeflerimiz daha büyük” şeklinde konuştu. SAYFA 8 8 HABER 2009 YEREL SEÇİMLERİ BÖLGESİ Aldığı Oy İzmir Büyükşehir Belediyesi Cumhuriyet Halk Partisi ....................1.107.562 Adalet ve Kalkınma Partisi ...................599.395 Balçova Cumhuriyet Halk Partisi .........................34.112 Adalet ve Kalkınma Partisi .....................11.498 Bayraklı Cumhuriyet Halk Partisi .........................79.803 Adalet ve Kalkınma Partisi .....................61.961 Bornova Cumhuriyet Halk Partisi .......................114.915 Adalet ve Kalkınma Partisi .....................71.947 siyaset 2011 GENEL SEÇİMLERİ BÖLGESİ ALİAĞA Cumhuriyet Halk Partisi...............................16.871 Adalet ve Kalkınma Partisi...........................16.318 2009 2011 Gaziemir Cumhuriyet Halk Partisi .........................31.265 Adalet ve Kalkınma Partisi .....................19.034 Narlıdere Cumhuriyet Halk Partisi .........................24.432 Adalet ve Kalkınma Partisi .......................5.521 Aliağa Cumhuriyet Halk Partisi .........................14.965 Adalet ve Kalkınma Partisi .....................10.457 Bayındır Adalet ve Kalkınma Partisi .......................4.556 Cumhuriyet Halk Partisi ...........................4.531 Foça Cumhuriyet Halk Partisi ...........................7.728 Adalet ve Kalkınma Partisi .......................3.295 Kemalpaşa Cumhuriyet Halk Partisi .........................12.237 Adalet ve Kalkınma Partisi .....................10.933 Menderes Cumhuriyet Halk Partisi .........................14.336 Adalet ve Kalkınma Partisi .....................12.904 Menemen Cumhuriyet Halk Partisi .........................26.019 Adalet ve Kalkınma Partisi .....................14.191 Seferihisar Cumhuriyet Halk Partisi ...........................6.689 Adalet ve Kalkınma Partisi .......................2.785 Selçuk Cumhuriyet Halk Partisi ...........................7.688 Adalet ve Kalkınma Partisi .......................7.140 Torbalı Cumhuriyet Halk Partisi .........................30.830 Adalet ve Kalkınma Partisi .....................24.084 Urla Cumhuriyet Halk Partisi .........................14.654 Adalet ve Kalkınma Partisi .......................7.700 Bergama Cumhuriyet Halk Partisi .........................11.788 Milliyetçi Hareket Partisi...........................9.213 Beydağ Cumhuriyet Halk Partisi ...........................1.674 Adalet ve Kalkınma Partisi ..........................443 Çeşme Cumhuriyet Halk Partisi ...........................6.044 Adalet ve Kalkınma Partisi .......................5.253 Dikili Cumhuriyet Halk Partisi ...........................4.082 Adalet ve Kalkınma Partisi .......................2.835 Karaburun Cumhuriyet Halk Partisi ..............................765 Adalet ve Kalkınma Partisi ..........................746 Kınık Cumhuriyet Halk Partisi ...........................3.770 Adalet ve Kalkınma Partisi .......................2.525 Kiraz Cumhuriyet Halk Partisi ...........................2.643 Adalet ve Kalkınma Partisi .......................2.617 Ödemiş Cumhuriyet Halk Partisi .........................20.361 Adalet ve Kalkınma Partisi .....................18.303 Tire Cumhuriyet Halk Partisi ...........................9.067 Adalet ve Kalkınma Partisi .......................7.663 BALÇOVA Cumhuriyet Halk Partisi...............................28.446 Adalet ve Kalkınma Partisi...........................14.813 BAYINDIR Cumhuriyet Halk Partisi...............................11.427 Adalet ve Kalkınma Partisi...........................10.228 BAYRAKLI Adalet ve Kalkınma Partisi...........................80.961 Cumhuriyet Halk Partisi...............................76.531 Güzelbahçe Cumhuriyet Halk Partisi ...........................6.703 Adalet ve Kalkınma Partisi .......................2.961 Konak Cumhuriyet Halk Partisi .......................134.381 Adalet ve Kalkınma Partisi .....................62.095 Aldığı Oy İZMİR GENEL Cumhuriyet Halk Partisi..........................1.099.478 Adalet ve Kalkınma Partisi.........................924.976 Çiğli Cumhuriyet Halk Partisi .........................42.222 Adalet ve Kalkınma Partisi .....................33.352 Karşıyaka Cumhuriyet Halk Partisi .......................122.927 Adalet ve Kalkınma Partisi .....................32.509 24.01.2014 Siyasette eskilere RAĞBET VAR Buca Cumhuriyet Halk Partisi .......................122.586 Adalet ve Kalkınma Partisi .....................78.044 Karabağlar Cumhuriyet Halk Partisi .......................115.010 Adalet ve Kalkınma Partisi .....................89.707 SIYAH MAVI KIRMIZI SARI BERGAMA Adalet ve Kalkınma Partisi...........................31.099 Cumhuriyet Halk Partisi...............................27.698 Her seçim öncesi yeni isim ve kadrolarla seçime gireceğini vaad eden partiler, klasik anlayışı bozmadı. Yerel seçim öncesinde yıldız aday bulmakta zorlanan AK Parti ve CHP geçmişte hizmet vermiş, vekillik yapmış isimleri yeniden seçim sahnesine taşıdı. 3 0 Mart’ta gerçekleştirilecek yerel seçimler öncesi haftalardır aday bulma sıkıntısı yaşayan siyasi partilerde klasik anlayış tekrarlandı. Her seçim öncesinde genç ve yeni isimlere şans tanınacağı, aday gösterilerek toplumun içinden gelen kişilerle siyasette tazelenmeyi sağlayacaklarını belirten partiler, bir kez daha kolay yolu seçti, popülizmi sergiledi. Aday olarak açıklanan isimlerin yıllarca politika sahnelerinde yer alan ve geçmişte vekillik veya başkanlık yapan isimler olması dikkat çekti ama “Siyasetin genel yapısı” denilerek şaşkınlık yaratmadı. AK Parti adaylarını sürpriz bir şekilde ön görüşme sistemini yaparak açıkladı. Örgütsel tepkilerden çekinildiği için açıklamanın partililerin de yer alacağı bir spor salonu yerine Balçova’da bir otelde aday, ilçe başkanları ve örgüt yöneticileriyle kapalı devre tamamlandı. İşte ilçe adayları Aliağa: İbrahim Ethem Yorulmaz, Balçova: Hasan Özcan, Bayındır: Mehmet Kertiş, Bayraklı: İsmail Sarı, Bergama: Hasan Şahin, Beydağ: Fevzi Kaya, Bornova: İlhan Kaya, Buca: Cemil Şeboy, Çeşme: Mustafa Cenger, Çiğli: Adnan Yılmaz, Dikili: Ahmet Dağdelen, Foça: Salih Emrullah Keleş, Gaziemir: Kerem Fahri Baykalmış, Güzelbahçe: Daha sonra açıklanacak, Karabağlar: Necip Kalkan, Karaburun: Hüseyin Altun, Karşıyaka: Daha sonra açıklanacak, Kemalpaşa: Arif Mutlu, Kınık: Sadık Doğruer, Kiraz: Erol Çomak, Konak: İlknur Denizli, Menderes: Bülent Soylu, Menemen: Mehmet Bilal Kaplangı, Narlıdere: Erkan Deleli, Ödemiş: Mahmut Badem, Seferihisar: Hamit Nişancı, Selçuk: Zeynel Bakıcı, Tire: Mehmet Çeltikçioğlu,Torbalı: Adnan Yaşar Görmez,Urla: Daha sonra açıklanacak. Bayraklı adayı İsmail Sarı, bugüne kadar defalarca aday oldu ama sonuca ulaşamadı. Sağ ve sol partilerde sürekli görünen Sarı, iddialı olduğunu söyledi. Bornova’da ANAP dönemi milletvekili İlhan Kaya’ya örgütsel tepkiler erken başladı. Buca’da DSP ve AK Parti’den 3 dönem başkanlık yapan Cemil Şeboy, bir dönem dinlendikten sonra yeniden aday oldu. İZTO’da 15 yıl meclis başkanlığı görevinde bulunan ve geçmişte vekil adaylıkları bulunan Necip Kalkan, Karabağlar’a aday gösterildi. Ödemiş, Seferihisar’da bir önceki seçimi kaybe- BEYDAĞ Cumhuriyet Halk Partisi.................................4.491 Adalet ve Kalkınma Partisi.............................2.823 BORNOVA Cumhuriyet Halk Partisi.............................109.361 Adalet ve Kalkınma Partisi.........................102.062 BUCA Adalet ve Kalkınma Partisi.........................110.016 Cumhuriyet Halk Partisi.............................101.457 ÇEŞME Cumhuriyet Halk Partisi...............................11.592 Adalet ve Kalkınma Partisi.............................5.864 ÇİĞLİ Cumhuriyet Halk Partisi...............................52.977 Adalet ve Kalkınma Partisi...........................31.899 DİKİLİ Cumhuriyet Halk Partisi...............................12.603 Adalet ve Kalkınma Partisi.............................6.027 FOÇA Cumhuriyet Halk Partisi.................................7.951 Adalet ve Kalkınma Partisi.............................3.953 GAZİEMİR Adalet ve Kalkınma Partisi...........................29.137 Cumhuriyet Halk Partisi...............................28.367 Binali Yıldırım den eski başkanlar yeniden aday oldu. Çift kutuplu seçim olacak AK Parti’de Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme eski Bakanı Binali Yıldırım ve CHP’de iki dönemdir başkanlığını sürdüren Aziz Kocaoğlu önderliğinde girilecek seçimde kıyasıya bir çekişme bekleniyor. Türkiye’de yaşanan son olaylar ve operasyonlar sonrası AK Parti’nin yerel seçimde kaybedeceği iddiasına karşın, parti örgütlerinde hareketlilik dikkati çekiyor. Yerel seçimde en çok dikkatlerin toplanacağı il olarak gösterilen İzmir’de, çekişme iki parti arasında yani çift kutuplu olacak. AK Parti’nin başkan adayı eski Bakan Yıldırım, 4 Ocak’tan bu yana ayrılmadığı İzmir’de her gün farklı programlarla sivil toplum örgütleri ve ilçeleri dolaşırken, gittiği yerde gördüğü ilginin seçimlere mutlak yansıyacağını söylüyor. Yıldırım, özellikle kenar ilçelerden oy patlaması beklediğini söylüyor. AK Parti örgütleri de bir yandan belediye meclis üyelerini belirlemek için çaba gösteriyor. Ancak belediyenin ihtisas komisyonlarında görev alacak hukukçu, doktor, mimar, mühendis gibi meslek dallarındaki isimlerin adaylık başvurusu yapmadığı gibi teklifleri de kabul etmediği dikkat çekiyor. Örneğin metropol ilçelerde meclis üyeliklerine başvuranların çoğu hatta yüzde 85’i müteahhit. Aynı tablo CHP’de de kendini gösteriyor. CHP’de endişe daha fazla İzmir’de CHP'nin 11 ilçe belediye başkan adayı belli oldu. CHP, Bergama, Beydağ, Ödemiş, Foça, Kemalpaşa, Aziz Kocaoğlu Menemen, Seferihisar ve Güzelbahçe'de mevcut belediye başkanları ile yola devam etme kararı aldı. Torbalı'da ise İsmail Uygur'un yerine Ufuk Yörük aday gösterildi. Aday belirleme komisyonu Selçuk ve Kınık'ta mevcut adayların yola devam etmesini önerirken, İzmirli Parti Meclisi üyeleri buna karşı çıktı. Toplantıda bu isimler oylanarak kabul edildi, ancak CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun, 'Yaptığınız itirazları yazılı olarak bana bildirin. Bu konuda yetkiyi ben alıyorum' dediği öğrenildi. CHP'de İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'nun adaylığının netleşmesinin ardından gözler ilçe belediye başkan adaylarına çevrildi ve Parti Meclisi toplantısında İzmir'in ilçeleri gündeme geldi. Toplantıda Bergama'da Mehmet Gönenç, Beydağ'da Vasfi Şentürk, Foça'da Gökhan Demirağ, Güzelbahçe'de Mustafa İnce, Kemalpaşa'da Rıdvan Karakayalı, Menemen'de Tahir Şahin, Ödemiş'te Bekir Keskin, Seferihisar’da Tunç Soyer'le yola devam etme kararı alınırken, Torbalı'da mevcut başkan İsmail Uygur yerine, Ufuk Yörük aday gösterildi. İki isme karşı çıkıldı Toplantıda Selçuk'ta Vefa Ülgür, Kınık'ta ise Süleyman Kaya ile yola devam edilmesi gündeme geldi. Ancak İzmirli PM üyeleri her iki isme de şiddetle karşı çıktı. Kınık için ise hemen hemen tüm PM üyeleri söz aldı ve Kaya'nın değişmesi gerektiğini bildirdi. Aday belirleme komisyonu üyeleri ise anketlerden önerilen iki ismin çıktığını bildirdi. GÜZELBAHÇE Cumhuriyet Halk Partisi.................................8.819 Adalet ve Kalkınma Partisi.............................3.674 KARABAĞLAR Adalet ve Kalkınma Partisi.........................125.107 Cumhuriyet Halk Partisi.............................114.018 KARABURUN Cumhuriyet Halk Partisi.................................3.180 Adalet ve Kalkınma Partisi.............................1.921 KARŞIYAKA Cumhuriyet Halk Partisi.............................135.426 Adalet ve Kalkınma Partisi...........................45.712 KEMALPAŞA Adalet ve Kalkınma Partisi...........................28.469 Cumhuriyet Halk Partisi...............................18.104 KINIK Cumhuriyet Halk Partisi.................................8.057 Adalet ve Kalkınma Partisi.............................7.064 KİRAZ Adalet ve Kalkınma Partisi...........................12.929 Cumhuriyet Halk Partisi.................................9.667 KONAK Cumhuriyet Halk Partisi.............................121.804 Adalet ve Kalkınma Partisi...........................86.557 MENDERES Cumhuriyet Halk Partisi...............................18.192 Adalet ve Kalkınma Partisi...........................18.169 MENEMEN Adalet ve Kalkınma Partisi...........................28.716 Cumhuriyet Halk Partisi...............................27.781 NARLIDERE Cumhuriyet Halk Partisi...............................25.927 Adalet ve Kalkınma Partisi.............................7.473 ÖDEMİŞ Adalet ve Kalkınma Partisi...........................40.107 Cumhuriyet Halk Partisi...............................32.772 SEFERİHİSAR Cumhuriyet Halk Partisi.................................7.953 Adalet ve Kalkınma Partisi.............................6.710 SELÇUK Cumhuriyet Halk Partisi...............................10.086 Adalet ve Kalkınma Partisi.............................6.667 TİRE Adalet ve Kalkınma Partisi...........................21.098 Cumhuriyet Halk Partisi...............................19.360 TORBALI Adalet ve Kalkınma Partisi...........................30.286 Cumhuriyet Halk Partisi...............................28.888 URLA Cumhuriyet Halk Partisi...............................19.672 Adalet ve Kalkınma Partisi.............................9.117 İtirazlar gerilim yarattı İMTİYAZ SAHİBİ GENEL YAYIN YÖNETMENİ EROL YARAŞ SORUMLU MÜDÜR VE YAZI İŞLERİ KOORDİNATÖRÜ GAMZE KURT İLETİŞİM KOORDİNATÖRÜ LEZİZE MANİSALI REKLAM: AYLİN AKDOĞAN GÖRSEL YÖNETMEN: MUKADDES İBRİM MALİ VE İDARİ İŞLER KOORDİNATÖRÜ TÜRKAN ÖZTÜRK BİLGİ İŞLEM SORUMLUSU: ALPER GÜNDOĞDU Toplantıda Foça ve Bergama adaylarına herhangi bir itiraz yapılmazken bazı PM üyelerinin söz alarak, "Mevcut belediye başkanlarını aday yaptık. Ancak örgütle ilgili sorunları var. Örgüte daha çok kulak vermeliler" çıkışında bulundukları bildirildi. medi" serzenişinde bulunduğu öğrenildi. Öte yandan aday belirleme komisyonu toplantısında bazı milletvekillerinin, "Osman Özgüven bu süreçte çok yıprandı. Adaylıktan çekilsin. Parti onu aday göstermemiş olmasın. Rıza Gök Dikili'den aday gösterilsin" dediği ifade edildi. Dikili adayı ele alınmadı Pekdaş iddiası boş çıktı Dikili eski Belediye Başkanı Osman Özgüven'in adaylığının gündeme gelmemesi üzerine Murat Karayalçın'ın söz alarak, "Osman Başkan zor bir süreçten geçti. Bunu herkes biliyor. Neden hala adaylığı buraya gel- Parti kulislerine Aziz Kocaoğlu'nun desteklediği Baro eski Başkanı Sema Pekdaş'ın Gaziemir'den aday gösterileceği bilgisi düştü. Partililer gün boyu bu iddiayı konuştu. Ancak bu konunun PM gündemine gelmediği öğrenildi. Pekdaş, Konak'tan belediye başkan aday adayı olmuştu. Sema Pekdaş yaptığı açıklamada, Konak dışında herhangi bir yerden aday gösterilmesi halinde istifasını vereceğini de açıklamıştı. Bu durum ise Pekdaş’ı adaylığa sürükleyen ve İzmir Baro Başkanlığı’ndan istiMurat Taşer fa etmesine neden YAYIN KURULU ERDAL İZGİ - BURAK CİLASUN ÇİĞDEM ALPASLAN - GÖKDENİZ ENGİN DENİZ ÖLGÜN-SELCAN BİLEN MHP’nin hedefi 6 ilçe YÖNETİM YERİ: BEN TANITIM HİZMETLERİ ORG.INTERNET YAY. PRODÜKSİYON İTH.İHR.LTD.ŞTİ. AKDENİZ CADDESİ NO: 5 AKDENİZ İŞ HANI NO: 306 PASAPORT /İZMİR TEL: 0 232 464 63 15 FİYATI: 2 TL (+KDV) İzmir Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Burhan Özfatura'nın yıldız bürokratları arasında yer alan ve şimdilerde MHP’den Büyükşehir Belediye Başkanlığı için yarışan Murat Taşer ise yerel seçimlerle ilgili olarak oldukça iddialı konuştu. Hedeflerinin 30 ilçe içerisinden 6 ilçeyi almak olduğunu belirten Taşer, ‘İzmir’de sadece CHP-AK Parti çekişmesi olacak’ algısını kırmak istiyor. BASIMCI: STAR MEDYA YAYINCILIK A.Ş. BASKI YERİ: GAZİEMİR TREN İSTASYONU KARŞISI ESKİ BETONTAŞ TESİLERİ İÇİ NO: 29 GAZİEMİR /İZMİR TEL: 0 232 251 76 32 BASKI TARİHİ: 23.01.2014 SAYI: 15 TÜRÜ: YAYGIN AYLIK BEN HABER’DE YAYINLANAN HABER, YAZI, RESİM VE FOTOĞRAFLARIN FİKİR VE SANAT ESERLERİ KANUNU İLE BASIN KANUNU’NDAN KAYNAKLANAN HER TÜRLÜ HAKLARI BEN TANITIM HİZMETLERİ ORG.INTERNET YAY. PRODÜKSİYON İTH.İHR.LTD.ŞTİ.NE AİTTİR. İZİN ALINMAKSIZIN KAYNAK GÖSTERİLEREK DAHİ İKTİBAS EDİLEMEZ. Necip Kalkan İlknur Denizli Cemil Şeboy olan Aziz Kocaoğlu’nu zorluyor. Torbalı aday adayı istifa etti CHP’de bir ‘isyan’ da Torbalı’da yaşandı. PM’de Ufuk Yörük’ün aday ilan edilmesi sonrası aday adayı Doktor İbrahim Öz partisinden istifa etti. Noter kanalıyla istifasını hayata geçiren Öz’ün bağımsız aday olacağı öğrenildi. Bir istifa da Foça’da Foça'nın mevcut belediye başkanı Gökhan Demirağ'ın yeniden aday gösterilmesinin ardından bu ilçede de istifa yaşandı. Foça Belediye Başkanlığı'na aday gösterilmeyen 23. dönem CHP İzmir Milletvekili Adayı Osman Mert, adayın seçimle değil de atamayla belirlenmesine tepki göstererek CHP'den istifa etti. CHP Foça İlçe Başkanlığı görevinden ayrılarak Foça Belediye Başkanlığı’na aday adayı olan Osman Mert, mevcut Foça Belediye Başkanı Gökhan Demirağ'ın ön seçim yapılmadan aday gösterilmesine tepki göstererek partisinden istifa etti. Vefa Ülgür Gökhan Demirağ SAYFA 9 24.01.2014 9 ekonomi gamze.kurt@kanalben.com GAMZE KURT D olar rekora ulaştı, euro ve dövizde de tarihi rekorlar mevcut. Piyasa uzmanları dolar ve Euro'da gelinen bu seviyelerin artık reel sektörde de sıkıntılara yol açtığının gözlemlendiğini ifade ediyor. Geçtiğimiz sene yılsonu için 1.92 kur tahmini vermesinin şirketlerin döviz açığını kapamasında gecikmelere yol açtığı belirtiliyor. Merkez Bankası'nın geçtiğimiz sene kur seviyesi telaffuz etmesi ile kurun yükselmesi karşısında şirket kararlarının geciktiği de ifade ediliyor. Döviz açığı olanların pozisyonlarını kapatamadığı ve şirketlerden iflas haberlerinin gelmeye başladığı dile getirili- Dava kuruma mı şahsa mı açılmalı? Beyanatdoğrudeğil Maddi tazminat davalarında eylem ile oluşan zarar arasında, nedensellik bağı olması gerekmektedir. Sorunuzdaki eylem, Merkez Bankası Başkanı’nın kur ile ilgili iddialı sözleri ise sonuç doğan zararın bu söyleme dayalı olup olmadığının ispatıdır. Merkez Bankası Başkanı tarafından kur tahmini çok iddialı olmayan şekilde ve her türlü olasılığı içeren şekilde olsa daha iyi olurdu. Ancak çok net şekilde yılsonunda kurların eski seviyesine döneceğine dair tahmin tazminat davası açılmasını mümkün kılabilir. Zaten kendisi de sonraki süreçte bir beyanında ‘böyle kesin konuşmamak gerekiyormuş’ diyerek durumu özetledi. Gerçekten de elinde somut doneler olmadan, bu kadar meslek grubunun başında olan bir kişinin böyle bir beyanda bulunması doğru değil. Çünkü insanlar bunu referans alıp sonuçsuz kalabiliyorlar. ■ Böyle"bir"dava"Başkanın"şahsına"mı Merkez Bankası Başkanı gibi çok yetkili ve etkili konumda bulunanların ağzından çıkan sözler, vatandaş tarafından gerçek kabul edilip buna göre pozisyon tutuluyor ve ortaya maddi anlamda zararla sonuçlanan vahim bir tablo çıkıyor. yoksa"temsil"ettiği"kuruma karşı"mı"açılmalı? Bence bu noktada kuruma karşı dava açma ihtimaliniz olabilir. Çünkü, Merkez Bankası Başkanı, kurumu temsilen yapmış olduğu görüş açıklaması sırasında böyle bir beyanda bulundu. Dolayısıyla bunu bir hizmet kusuru gibi kabul edip, kuruma karşı dava açmakta fayda var. Şahsi dava açmamak lazım diye düşünürüm. ■ Mağdur"olan"işadamları,"dava"açabilirler"mi? Türk Ticaret Kanunu, tacir yani işadamı olan kişilerin basiretli olmasını emreder. Bu düzenleyici Ozankaya bir hükümdür. Dolayısıyla iş dünyasındaki insanlar pozisyon alırlarken veya şirketlerini yönetirlerken, özellikle döviz hareketleriyle ilgili hamleler yaparken sadece Merkez Bankası’nın lafını referans alıp hareket etmemeliler. Sonuçta büyük şirketlerin birden fazla danışmanı vardır. Ekonomiyi iyi izlerler ve ona göre pozisyon belirlerler. Merkez Bankası Başkanı’nın sözleriyle ilgili zaten o günlerde basında da tartışmalar yapıldı. Bu sözleri gerçekçi bulan da oldu, bulmayan da oldu. Bu nedenle işadamlarının böyle bir gerekçeyle dava açmalarının bir sonuç getireceğine, faydalı olacağına inanmıyorum. Açabilirler mi? Evet açabilirler. Zaten Anayasa’ya göre herkesin dava açma hakkı var. Ama o davadan çok somut bir sonuç çıkar mı onu bilemiyorum. Zararıkimkarşılayacak? Ancak, tüketiciler bağlamında bakarsanız durum farklı. Ekonomiyi iyi izlemeyen, yetkililerin ağzına bakan, bireysel küçük yatırımcı dediğimiz insanlar açısından bakarsanız onların bu beyanlardan etkilenmesi daha ağırlıkta oluyor. Bir de tabii işin borsa yanı, yani İstanbul Menkul Kıymetler Borsası kısmı var. Sermaye Piyasası Kanunu çerçevesinde faaliyetini sürdüren Sermaye Piyasası Kurulu, borsada spekülasyona yol açabilecek tüm hareketleri takip eder ve şüpheli her hareketi, demeci, basında çıkan haberi yapanlar, yayanlar hakkında inceleme yapar ve hatta Cumhuriyet Savcılıklarına suç duyurusunda bulunabilir. Şimdi, halka açılmış ve hisse HABER Merkez Bankası mağdurları tazminat davası açabilir Dolar rekor seviyeye ulaştı. Euro ve döviz sepetinde de tarihi rekorlar mevcut. Ulaşılan kur seviyeleri piyasa uzmanları ve reel sektör temsilcilerini endişelendirmeye başladı. Uzmanların ortak görüşü ise bu endişelerin oluşumundaki en etkin rolün, Merkez Bankası’nın geçtiğimiz sene kur seviyesini telaffuz etmesi yönünde… Şirketler bu telaffuz nedeniyle kurun yükselmesi karşısında şirket kararlarını geciktirdi. Bazı şirketlerden iflas haberleri de gelmeye başladı. ■ T.C."Merkez"Bankası"Başkanı"tarafından ‘döviz"kurları"yılsonuna"doğru"eski"seviyesine düşer’,"şeklinde"verdiği"demecin"aksi"gerçekleşti. Bu"durum,"bu"kur"tahminini"referans"alan"bir kısım"sanayici"ve"yatırımcılar"ile"vatandaşlar için,"tazminat"davası"konusu"olabilir"mi? Öncelikle, sorunuz çok doğru. Özellikle Bakan, Müsteşar, T.C.M.B. Başkanı vb. gibi çok yetkili ve etkili konumda bulunanların verdiği tüm demeçlerde çok dikkatli olmaları gerekmektedir. Bir ülkenin Merkez Bankası başkanının kur tahmini herkes tarafından çok net olarak dikkate alınır. Burada zarar kavramını açarsak, maddi tazminattan mı bahsediyoruz sadece, bunun ötesinde aşkın zararlardan mı bahsediyoruz, bunun somut olarak konuşulması gerekiyor. Aşkın zarar olarak tabir ettiğimiz tazminat türü talep edilebilir ancak başarı oranı bence çok Av. Tayfun yüksek olmaz. Bunun da sebebi ispat külfetinin ağır oluşudur. Hesabının çok teknik yapılması gerekir. Burada sadece somut zararın ispatıyla maddi tazminata konu edilebilir. 'Biz, Merkez Bankası gibi para piyasalarını düzenleyen, yöneten, balansını sağlayan bir kurumun başındaki kişinin ağzından çıkan sözleri gerçek kabul ederek, pozisyonumuzu buna göre tuttuk ama bu reel anlamda gerçekleşmedi ve biz bundan doğan zararımızın tazminini istiyoruz’ dediğinizde alternatif nasıl bir pozisyondan çıktığınızı somut bir şekilde ortaya koymanız gerekiyor. SIYAH MAVI KIRMIZI SARI senetleri borsada işlem gören bir firmanın, Merkez Bankası Başkanı’nın sözüne itibar ederek döviz pozisyonundan Türk Lirası pozisyonuna geçmesi sonucunda ciddi zarar ettiğini düşünelim. Bu şirketin oluşan zarar sonucu düşen hisse senedi fiyatları nedeniyle, zarara uğrayan küçük yatırımcılarının zararını kimin karşılaması gerekecektir? Borçlanırkendikkat! ■ Bundan"sonraki"dönem"için"okurlarımıza tavsiyeleriniz"nedir? Bundan sonra bu insanlar, eğer parası bankadaysa bankacısından da görüş almalı. Özellikle döviz geliri olmayan hiç bir firmanın ve kişinin döviz borçlanmasını uygun görmüyoruz. Geçmiş dönemlerde döviz hareketleri ve bunların beklentileriyle bağlantılı işlerde yapılan sözleşmelerde, döviz kurlarının ani artmasından dolayı bir kısım uyarlama davaları açıldı. O uyarlama davalarının birçoğu bankalara karşı açıldı. Bu davaların bir kısmı mahkemelerde kabul edildi, bir kısmı ret edildi. Kabul edilen davalar da Yargıtay tarafından hep bozuldu. Dolayısıyla döviz borçlanırken ya da dövizle hareket ederken insanların çok dikkatli olması lazım. Eğer şartlarda bir değişiklik olmazsa bu uyarlama davalarından sonuç alınması da pek mümkün değil. 6098 Sayılı Yeni Borçlar Kanunu 138. maddesi gibi bu uyarlama davalarına zemin hazırlayan bazı maddelerimiz var. Ancak yasada var olması gerçekte bunun çok kabul görmesi anlamına gelmiyor. Yaşayan hukukta, uyarlama davalarından sonuç almak, çok özel durumlarla mümkün. Örneğin Yargıtay'ın bir kararında sözleşme uyarlamaları için imza tarihinden itibaren uzun zaman geçmesi gerektiği, akdedildiği tarihten kısa süre geçmiş sözleşmelerde bunun mümkün olamayacağına dair görüşü bulunmaktadır. (13. Hukuk Dairesi 2012/16767 Esas, 2012/21930 Karar sayılı ilamı.) yor. Uzmanlar yüksek kurun KOBİ'leri de olumsuz etkileyeceğini belirtiyor. Bu noktada akıllara CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak’ın KOBİ’lere yaptığı çağrı geliyor. Öztrak, Merkez Bankası Başkanı'nın 1.92 TL'lik kur taahhüdüne inanan ve o doğrultuda hareket eden vatandaşların Merkez Bankası Başkanı’na dava açabileceğini belirtmişti. Biz de bu konuyla ilgili tüm merak edilenleri, konunun muhatabı iki önemli kişiye, EBSO Başkanı Ender Yorgancılar ve Avukat Tayfun Ozankaya’ya sorduk ve bakın nasıl yanıtlar aldık… Başçı’nın Başçı’nın kur kur tahmini hem yersiz yersiz hem hem talihsiz Ender Yorgancılar ■ Merkez Bankası’nın hedef sapmasının ardından Başkan’ın mahkemeye verilmesi gerektiği savunulmuştu. Sizce böyle bir dava söz konusu olabilir mi? Merkez Bankası'nın temel amacı fiyat istikrarını sağlamak ve sürdürmektir. Bu amaçla da elindeki araçlarla düşük enflasyon hedeflerini tutturmak ve enflasyondaki dalgalanmaları önlemek için çalışmalarını sürdürmektir. Fiyat istikrarı aynı zamanda iyi işleyen bir piyasa ekonomisinin temel aktörüdür. Bugün Türkiye, gerek iç piyasası gerekse global piyasalardaki hareketlerden doğrudan etkilenen dışa açık bir ekonomidir. Ekonominin birçok değişken tarafından yönlendirildiği bir ortamda tam isabetli tahminler yapmak neredeyse imkansızdır. Ancak yüzde 50 gibi bir sapma da göz ardı edilemez. Zaten bilindiği gibi, diğer ülkelerle kıyaslandığında en yüksek yanılgı payı bizim Merkez Bankası’na ait durumdadır. Bu bilinçle, bahsi geçen mahiyette bir davanın söz konusu olmayacağı kanaatindeyim. ■ Siz bu hedef sapması ile ilgili olarak ne derecede sıkıntı yaşadınız? Elbette ki yüksek enflasyon tek başına bile fiyatlar genel seviyesine etkisi ile birçok girdi maliyetimizi etkilediği gibi ekonominin geri kalan değişkenleri ile etkileşim içine girdiğinde, beklentilerin dışındaki 1 puanlık bir farkın bile etkisinin büyük olduğunu görmekteyiz. İçerisinden geçmekte olduğumuz dönem, Borsa İstanbul’un zor günler geçirdiği, katılımcı şirketlerin milyarlarca lira kaybetmesine sebep olurken; reel sektörün 2,21 ile rekor kıran ve yükselişini sürdüren döviz kuru sebebiyle yakından takip ettiği bir gündeme sahiptir. Enflasyonun hedefinden şaşmasının yanı sıra yaşanan süreç sanayicilerimizi son derece rahatsız etmektedir. Ekonomide karar mercileri acilen önlem almazlar ise, korkarım ki, yaşanan sürecin ağır bilançosunu yakın bir süre içinde hep birlikte göreceğiz. ■ Merkez Bankası Başkanı’nın bu kadar rahat konuşuyor olmasını nasıl yorumluyorsunuz? Sayın Başçı’nın 2013 yılı dolar kuru tahminlemesi hem yersiz hem de talihsiz bir açıklama olarak, ekonomi tarihimize not düşmüştür ki; sonrasında kendisi de farkına vardığında her şey için çok geç kalınmıştı. Özellikle döviz kuru gibi, spekülatif etkilere son derece açık bir konuda tahmin ve hatta hedef koymak gibi bir yanlışa tekrar düşülmemesi gerektiği kanaatindeyim. Merkez Bankası, son dönemde yaşanan gelişmelerin de etkisi ile piyasaya birçok kez müdahale ederek doların ateşini söndürmeye çalışmıştır. Merkez Bankası’nın güvenilirliğini kaybetmemesi için müdahalelerin sayısı ve zamanlamasının ne kadar önemli olduğu unutulmamalıdır. SAYFA 10 10 www.wellnessclubizmir.com BURÇİN ÇELİKEZER S evgili okurlarım merhaba.. Yeni yılın bu ilk sayısında biraz ‘ne içelim’i konuşmaya ne dersiniz... Sizin için en değerli bitkiler ve etkilerini yazıyorum bu ay... Bir veya bir kaçını hayatınıza katmanızın muhakkak sağlığınıza olumlu etkileri olacaktır. ÇAY Çin’den dünyaya yayılmıştır ve insanlar binlerce yıldır gerek sağlık amaçlı gerek hastalıklardan korunmak veya tedavi etmek amaçlı bitkilerden kaynatarak veya kaynar suda bekleterek POZİTİF etkiler sağlamışlardır. Bitki çayları, içerisinde bulunan pek çok fitokimyasal bileşenler, antioksidanlar ve mineraller sayesinde pek çok şifalı özelliği içerlerinde barındırırlar. En güzel özellikleri su içerisinde çözünen bileşenlerinin emiliminin ağızda başlayıp sindirim sistemi içerisinde kolay ve hızlı bir şekilde olmasıdır. Ancak bitki çaylarına mucize demek kesinlikle doğru bir tanımlama değildir. Sadece katkı ve destek verebilirler. SOĞUK ALGINLIĞINA KARŞI ÜÇ SİLAHŞÖR: EKİNEZYAADAÇAYI-IHLAMUR Bağışıklık sistemi ve üst solunum yolları enfeksiyonları denildiğinde akla gelen en değerli bileşimdir bu üçlü… İltihap giderici, nezleye karşı koruyucu, ağrı İ ÖNEML ZA AYLARINI LÜTFEN Ç ANIP DA TÜM LL ŞEKER KU ÖZELLİKLERİNİ I L R A R A Y İRMEYİN KAYBETT DEMLEME E V A M NİN Kİ KAYNAT İ İYİ ÖĞRE SİN N İ R E L K İ E M L ÖZELL E G HALE ZARARLI DEYİP GEÇMEYİN. İ K T İ RA, B AYRICA ANDIĞINIZ İLAÇLA A IZ L L N I U Ş K A , Y E SİZ NIZA VE ĞINI A M Z İ L O ADI METAB LUP OLM UYGUN O IZA DANIŞIN… UZMANIN T OLSUN AFİYE SIYAH MAVI KIRMIZI SARI sağlık 24.01.2014 Bitkilerle gelen sağlık kesici, soğuk algınlığı semptomlarını giderici ve antiseptik etkileri bulunmaktadır. KAN ŞEKERİ VE İNSÜLİN DEYİNCE: TARÇIN Yapılan klinik ve deneysel çalışmalar, tarçının kan şekeri kontrolü üzerinde etkili olduğunu, kolesterolü düşürdüğünü, trigliseritleri azalttığını göstermiştir. Özellikle tip 2 diyabet hastalarında kan şekerini anlamlı ölçüde düşürdüğü belirlenmiştir. TARÇININ bir de antibiyotik etkisi de vardır ve bazı antibiyotiklerin etkisini 10 kat daha artırmaktadır. MİDE, BAĞIRSAK DOSTU, HAZMI KOLAYLAŞTIRAN İKİLİ: KİMYON VE KİŞNİŞ Kimyon çayı veya baharatı ve kişniş, mide salgı ve enzimlerini dengeler, sindirime yardımcı olur. Yapılan araştırmalar, gaz, şişkinlik üzerine bilinen en değerli bileşim olduğunu kanıtlamıştır. Hazmı kolaylaştırır mide, bağırsak hastalıklarına yakalanma riskini azaltır. DEPRESYON SAVAŞÇILARI: SARI KANTARON, MELİSA OTU, KEDİOTU KÖKÜ Dünyada en önemli sağlık problemlerinden üçüncü sırada yer alan çağın hastalığı depresyonla bu üçlü ile mücadele edilebilir. Almanya’da yapılan son çalışmalara göre, kediotu kökü ile sarı kantaronun ikili kırk beş günlük kullanımının belirgin oranda majör depresyona ve anksiyete ataklarına olumlu etkisi olduğu kanıtlanmıştır. Melisanın sakinleştirici yatıştırıcı etkileri de bu tarz problemlerde yardım sağlamaktadır. ŞİFA KAYNAĞI YEŞİL VEYA BEYAZ ÇAY Çay deyip geçmemek lazım çok çok değerli, en sağlıklı içeceklerden bir tanesi. Tam bir antioksidandır. Sinir sistemi, kalp damar sağlığı ve kansere karşı koruyucu etkileri saymakla bitmez. Ama özellikle zayıflama üzerine bel ve karın çevresi yağlarının yakımına muazzam katkıları klinik olarak belirlenmiştir. Günde 3 FİNCAN YEŞİL VEYA BEYAZ ÇAY daha çok kilo vermenize ve yağ yakmanıza KESİNLİKLE KATKI SAĞLAR. 2 ay boyunca şekersiz içmek koşuluyla. ENERJİ VEREN HAFIZA DOSTLARI GİNSENG VE BÖĞÜRTLEN YAPRAĞI Yorgun bitkinseniz, enerjiniz azaldıysa, vücut direnciniz düştüyse, en az iki üç hafta ginseng ve böğürtlen yaprağını denemelisiniz. Ayrıca kan sulandırıcı şeker ve tansiyon dengeleyici, beyinde kan akımını hızlandırıp enerji verici, hafızayı ve iş kapasitesini arttırıcı özellikleri vardır. İŞTAHINIZ MI AÇIK? MATE İLE BİBERİYE İşte çağın zamanın sorunu YİYORUM AMA DOYMUYORUM.. O zaman her yemekten yarım saat önce 1 fincan mate ve biberiye çayını limonlu olarak için. İştah kapatıcı, doygunluk verici, tokluk hormonlarını uyardığı, leptin salgısını azalttığı bilinmektedir. Diyete dost, kilo kontrolüne yardımcı. SAYFA 11 11 yerel ÇEŞME’DEN KISA KISA Tarihi çeşmeler restore edildi Çeşme’de belediyenin mülkiyetinde olan 5 tarihi çeşmeyi restore ettiklerini ve turizme kazandırıldığını belirten Başkan Tütüncüoğlu, Vakıflar ve Hazine’ye ait toplam 13 çeşmenin kaderine terk edilmiş olduğundan yakındı. Çeşme’ye adını veren tarihi çeşmelerin önemine dikkat çeken Tütüncüoğlu, “Bu kurumlar, tarihi çeşmelerimiz için duyarlı davransın ve turizme kazandırsınlar. Eğer yapmayacaklarsa, bize devretsinler restorasyonunu biz gerçekleştirelim” dedi. Turizm öğrencilerine 5 yıldızlı yurt binası Çeşme Belediyesi, turizm meslek lisesinde yatılı okuyan öğrencileri için yurt yapımına başladı. Mevcut yurt binasının kişi kapasitesinin yetersiz olduğunu belirten Başkan Tütüncüoğlu, yeni yurt binasının 1 milyon 755 bin lira maliyetle yapılacağını açıkladı. Dünyanın konuştuğu ilçe Dünyanın en prestijli 14 güzellik yarışmasından bir tanesi olan Miss Exclusive Of The World 2013 Güzellik Yarışması Çeşme Açıkhava Tiyatrosu’nda gerçekleşti. Dünyanın dört bir ucundan ülkelerinin en güzeli seçilmiş 34 manken, taç için kıyasıya mücadele etti. Program boyunca 34 ülkede Çeşme tanıtımı yapıldığını söyleyen Tütüncüoğlu, “Bütün medya organlarında Çeşme adı yankılandı” dedi. 66 kruvaziyer gemisi gelecek Çeşme’nin sakin sakin geçen geçen kış kış aylarını aylarını Çeşme’nin hareketlendirecek termal termal tedavi tedavi mermerhareketlendirecek kezini müjdeleyen müjdeleyen Başkan Başkan kezini “60 milyon milyon liralık liralık yatıyatıTütüncüoğlu, “60 Tütüncüoğlu, rım, turizmde turizmde kilometre kilometre taşı taşı olacak” olacak” rım, dedi aylarında, denizi, denizi, güneşi güneşi ve ve Yaz aylarında, Yaz dünya çapında çapında ünlü ünlü plajları plajları ile ile dünyadünyadünya nın gözde turizm merkezleri arasında yer alan alan Çeşme, Çeşme, kış kış turizmi turizmi için için de de yer atağa kalkıyor. kalkıyor. İlçenin İlçenin kış kış popülaritepopülariteatağa sini artırmak artırmak adına adına termal termal kaynaklara kaynaklara sini yoğunlaşan Çeşme Çeşme Belediyesi, Belediyesi, termal termal yoğunlaşan kaynaklarını ilçede ilçede faaliyet faaliyet göstegöstesu kaynaklarını su ren 65 65 otelin otelin kapısına kapısına kadar kadar ulaştırdı. ulaştırdı. ren Termal su bağlanan otellerin geceleme oranları, oranları, bir bir önceki önceki yılın yılın aynı aynı me göre yüzde yüzde 20’ye 20’ye kadar kadar dönemlerine göre dönemlerine artış gösterdi. Belediye tarafından yaptırılacak termal termal tedavi tedavi ve ve kür kür mermeryaptırılacak kış aylarında aylarında gelen gelen turist turist sayısayıkezinin kış kezinin sını daha daha da da artıracağı artıracağı ve ve kış kış turizmiturizmisını ne büyük büyük ivme ivme katacağını katacağını belirten belirten ne “Çeşme için için kilometre kilometre Tütüncüoğlu, “Çeşme Tütüncüoğlu, taşı olacak olacak yatırımın yatırımın 33 yıl yıl içerisinde içerisinde taşı tamamlanmasını bekliyoruz” bekliyoruz” dedi. dedi. tamamlanmasını 60 milyon milyon liralık liralık dev dev tesis tesis 60 belediyeye ait ait 25 25 bin bin metmetIlıca’da belediyeye Ilıca’da rekare alana alana inşa inşa edilecek edilecek 250 250 yataklı yataklı rekare bin kişiyi de ayakta tedavi edebilecek ilçenin kış kış turizmini turizmini de de hareharemerkezle ilçenin merkezle ketlendirmeyi hedeflediklerini hedeflediklerini kaydekaydeketlendirmeyi den Başkan Tütüncüoğlu, şöyle konuştu: tu: “Çeşme’nin kasasından kasasından tek tek kuruş kuruş “Çeşme’nin harcamadan yap-işlet-devret yap-işlet-devret modeliymodeliyharcamadan le 60 60 milyon milyon liraya liraya inşa inşa edilmesi edilmesi planplanle bina ihaleye ihaleye çıkacak. çıkacak. Hem Hem ilçeilçelanan bina lanan mize kış kış aylarında aylarında turist turist gelecek gelecek hem hem mize de Çeşmeli kışın da kazanmaya devam edecek. edecek. Özellikle Özellikle Yakındoğu, Yakındoğu, devam Avrupa ve ve Arap Arap ülkelerinden ülkelerinden Kuzey Avrupa Kuzey turist çekmesi planlanan tesis, ilçeye ayrı bir bir hareket hareket getirecek. getirecek. ayrı en kapsamlı kapsamlı termal termal kür kür Türkiye’deki en Türkiye’deki ve tedavi tedavi merkezlerinden merkezlerinden biri biri olması olması ve planlanan yatırım yatırım ile ile Çeşme Çeşme kış kış turizturizplanlanan de marka marka olacak.” olacak.” minde de minde Çeşme, üç büyük metropolü geçti Türkiye genelinde yapılan bir araştırmaya göre; Çeşme’deki yıllık emlak fiyatları artışı, İstanbul’u geçti, Ankara ve İzmir ortalamasının iki katından daha fazla değer kazandı Dünyanın önde gelen gayrimenkul danışmanlık kuruluşlarından Realty World’un, Türkiye çapında yaptığı araştırmaya göre; Çeşme’de konut fiyatları bir yılda yüzde 23 değer kazandı. Ülke genelindeki toplam 31 bin 240 satılık ve 12 bin 411 kiralık gayrimenkulün fiyatı incelenerek oluşturulan verilere göre, bir yıl içerisinde emlak fiyatlarında İstanbul’da ortalama yüzde 13, Ankara’da yüzde 8, İzmir’de ise yüzde 10 artış meydana geldi. Türkiye’nin turizm cenneti Çeşme’deki emlak fiyatları artışı ise Türkiye’nin en büyük 3 kentinin de ortalamasını geçti, ilçesi olduğu İzmir’in artış oranını iki katından daha fazla oldu. Araştırmaya göre; turizm cenneti Çeşme’de konutların metrekare ortalama satış fiyatı 3 bin 273 lira, kiralık evlerin metrekare fiyatı ise 161 liraya kadar çıktı. NY Times’ın da favorisi Dev arıtma tesisi kuruldu Paşalimanı-Şifne’ye ‘5 milyonluk’ neşter On yılda 40 kat değerlendi Türkiye genelinde ilk konut yapıldığını ardından onlardan arta kalan dar alanlara, yol ve sosyal donatı tesisleri kurulduğunu söyleyen Tütüncüoğlu, “Biz, Çeşme’de konutlar daha yapılmadan yol ve altyapıyı oluşturuyor; inşası tamamlanmadan spor tesisi ve park yapıyoruz” dedi. Tütüncüoğlu, “Çalışmalarımız her araştırmada etkisini gösteriyor. İlçede 10 yıl önce 10 bin liraya satılan arazilerin değeri, yüzde 4 bin arttı. Bu gelişmeler hem Çeşme’ye yatırım yapanların rantını hem de burada yaşayanların ekonomik gelirini artırıyor” diye konuştu. Çeşme’nin öz kaynakları kullanılarak 100 bin nüfusuna hizmet verebilecek dev bir atıksu arıtma tesisi kuruldu. Türkiye’de kendi atıksu arıtma tesisini inşa eden tek ilçenin Çeşme olduğunu söyleyen Tütüncüoğlu, “Örnek olmaktan büyük onur duyuyoruz. Tesis, 12 milyon liraya mal oldu. Hem suların ikinci kez kullanımının yolu açılarak, su tasarrufu sağlandı. Hem de Çeşme denizi maviliği kirlenmesine müsaade edilmeden güvence altına alındı“ dedi. Çeşme’nin doğa ile birlikte büyüdüğünü belirten Başkan Tütüncüoğlu, ilçede yeni yapılan konutlara oturma raporu alınabilmesi için ‘ağaç dikme şartı’ belirlendiğini söyledi. İmar kurallarıyla ilçenin yeşil kalabilmesini sağlayacak doğrultuda belirlediklerini ve geliştirildiklerini kaydeden Çeşme Belediye Başkanı Faik Tütüncüoğlu, ilçenin az katlı, düşük yoğunluklu dokusunun korunması ve bir dönüm parsele 1 ev yapılması şartının bunların başında geldiğini söyledi. Çeşme’deki tüm evlerin ağaç yüksekliğinde yapılmak zorunda olduğunu vurgulayan Tütüncüoğlu, ayrıca ilçede yeni yapılan konutlar için ağaç dikme zorunluluğu getirdiklerini de kaydetti. Arazideki inşaat yoğunluğun en fazla yüzde 25 olarak belirlenmesine bağlı olarak Çeşme’de son 20 yıldır yapılan her evin bahçesi olduğunu belirten Tütüncüoğlu, “Ev sahipleri, oturma raporu alabilmek için evin inşaat alanında kalan bölümün dışındaki arsasının her 40 metrekaresi için bir ağaç dikmek zorunda” dedi. Aksi takdirde konutun oturma raporu almasının mümkün olmadığını vurgulayan Tütüncüoğlu, bu bağlamda eve elektrik, su, telefon ve internet de bağlanamadığını söyledi. ak için dikilecek Oturma raporu alm ardı olduğund sta bir ağaçların da belli ncüoğlu, süs tü Tü an şk Ba nu belirten ların geçerli aç ağ i rev bitkileri ve çalı tü ini uladı. Sakız meyves sayılmadığını vurg me tiş ye l ğa do n ını veren sakız ağac e bu ağacı artırmak alanı olan Çeşme’d tüldüğünü belirten rü için çalışmalar yü me’nin güney bölge Tütüncüoğlu, “Çeş en az n içi ak alm u or sinde oturma rap dikmek gerekiyor. bir sakız ağacı da Tarımda da iddialı Çeşme Belediye Başkanı Faik Tütüncüoğlu, Dünya Agroturizm Kalkınma Forumu’na (World Agritourism Development Forum) katılmak için Çin’e gitti. Çin’in Hunan Eyaleti, Changsha şehrinde gerçekleştirilen forum yönetimi tarafından Türkiye’den davet alan tek konuşmacı olarak foruma katılan Tütüncüoğlu, Çeşme’nin tarım markalarını zeytinyağı, sakız koyunu, sakız ağacı, enginarı, kavunu, limonu, üzüm, incir ve insan sağlığına olan olumlu etkilerini tanıttı. Çeşme’nin tarım turizminde de iddialı olduğunu belirtti. NBA kalitesinde spor salonu Çeşme’deki okul, park ve mahallere spor alanları ile sahaları kuran ve bakımını yapan Çeşme Belediyesi, son olarak ilçedeki Sıdıka Kemali Ertan Lisesi’nin spor salonunu yeniledi. Eski salonu bin 545 liralık yatırımla tamamen değiştirdi. İlçeye NBA (Amerikan Basketbol Ligi) standartlarında yeni bir salon kazandırdı. “Sakız güzelleri” göz doldurdu Çeşme Belediyesi’nin bu sene 4’üncüsünü Çeşme Sakız Koyunu Şenliği’nde Çeşme ve Yarımada’nın dört bit köşesinden şenliğe katılan yetiştiriciler ve sahibi oldukları sakız; koyun, koç, toklu ve kuzuları dereceye girebilmek için kıyasıya yarıştı. Yok olma tehlikesi ile karşı karşıya olan sakız koyununun şenlik ile yetiştirici sayısının ve popülasyonunun arttığını belirten Başkan Tütüncüoğlu, “Çeşme’nin yöresel bir zenginliği daha güvence altına aldık ve geliştirdik” dedi. Editöryal çalışmadır Geçen yıl Germiyan Yalısı ve Potamaki Deresi yolunu genişleten ve yenileyen Çeşme Belediyesi, Paşalimanı-Şifne ve Şahin Tepesi yolu için yaptığı genişletme ve yenileme çalışmalarını da tamamladı. Eski hali 5 metre olan yolun yenilenen kısmının genişliği, 4 katına çıktı. 15 metre enindeki asfalt yol yaya kaldırımlarıyla birlikte toplamda 20 metreye ulaştı. Çeşme’de 4 dönemdir belediye başkanlığı yapan Faik Tütüncüoğlu, kendi döneminden önce ilçenin kronikleşmiş haftalarca kesik kalan suyu ile olmayan kanalizasyon altyapısı yüzünden yaşanan sıkıntıları çözdükten sonra ilçenin değerinin hızla yükseldiğini söyledi. Tütüncüoğlu, “Çeşme’de sadece geçen yıl 33.5 milyon liralık yatırım yaptık. Bu miktarın yarısından fazlası altyapıya harcandı” dedi. Ağaç dikmeyen eve elektrik,su, internet yok Geçen yıl 53 sefer ile yaklaşık 35 bin kruvaziyer turistini ağırlayan Çeşme’ye bu yıl yüzde 24 artarak 66 kruvaziyer gemisi gelecek. Yolcu sayısının da aynı oranda artarak 50 bini bulmasının öngörüldüğünü kaydeden Tütüncüoğlu, yapılan çalışmalarla Çeşme’nin dünyaya adını duyuran önemli kruvaziyer ‘durak’larından biri haline geleceğini söyledi. Çeşme’yi favorileri arasına alan dünyaca ünlü yayın organlarına bir yenisi daha eklendi. New York Times, ilçeyi ‘Mutlaka Gezilip Görülmesi Gereken Yerler’ listesine dahil etti. NY Times’ın incelemeleri sonucunda, “Dünyada Gezilip Görülmesi Gereken 31 yer” belirlediklerini kaydeden Tütüncüoğlu, hazırlanan listede Çeşme’nin 8’inci sırada olduğunu kaydetti. HABER Kış turizminin de yıldızı olacak Sakız ağacı 24.01.2014 SIYAH MAVI KIRMIZI SARI SAYFA 12 HABER güncel Yaratıcılık ve bilinçdışı Yüzgeç “Neden ortalıkta bol miktarda Mozart’lar, Einstein’lar, Balzac’lar dolaşmıyor? Eğer herkes kendi varlığında çorbası potansiyel yaratıcılık yeteneğine sahipse bizi bundan alıkoyan ve bu yönde gelişmemizi engelleyen şey nedir?” yasaklandı Ç evrenize baktığınızda görebildiğiniz şeylerin çoğu yaratıcılık sonucunda ortaya çıkmıştır: kitaplar, binalar, makineler, bilgisayarlar, mobilyalar, yollar, televizyonlar, uçaklar, müzik, resim, edebiyat... Bu liste sonsuza kadar gider. Tüm bu şeyler bir zamanlar birilerinin zihnindeki rüyalardan ibaretti. Şimdi ise gerçekler. Bu gerçekten de sihirli bir şey. Tüm bunları mümkün kılan şey ne? Nasıl ortaya çıktılar? Einstein sık alıntılanan meşhur sözünde “İmgeleme bilgiden daha önemlidir” demişti. Bu söz imgeleme olmaksızın bilginin işe yaramaz olduğunu açıkca ima etmektedir. İmgeleme bilgiye can veren bir süreçtir ve yaratıcılıkla birlikte değişimin, adaptasyonun ve evrimin ardındaki itici güçtür. İnsan yaratıcılığı yeni olasılıkların ve umudun, rüyaların, eylemlerin ve başarıların kaynağıdır. Aynı zamanda belirsizliğin ve güvensizliğin de kaynağıdır. İmgeleme ve yaratıcılık birçok problemlerimizin çözümü olduğu gibi aynı zamanda kaynağıdır da. Yaratıcı süreci geliştirmek ve yönetmek için her insanın aşması gereken bazı engeller var. Yaratıcılık bireysel bir şeydir. Hepimiz yaratıcı olmayı kendimize göre öğrenir ve yaratıcı olduğumuz durumlarda bunu nasıl yaptığımızı bilmeyiz. Bugün birey olarak yaptığımız şeylerin çok büyük bir kısmını küçük yaşlardayken birer birer öğrendik. Doğduğumuzda bunların hiçbirisini bilmiyorduk. Bunları öyle bir öğrendik ki, nasıl öğrendiğimizi hatırlayamadığımız gibi, bunları nasıl yaptığımızı da bilmez hale geldik. Kısacası yaptığımız pek çok şeyi bilinçdışı olarak yapıyoruz. Ancak bilinçdışı olarak yapıyor olmamız bunların öğrenilmediği ya da bundan sonra öğrenilemeyeceği anlamına gelmiyor. Bilinçdışı İnançlar Neden ortalıkta bol miktarda Mozart’lar, Einstein’lar, Balzac’lar dolaşmıyor? Eğer herkes kendi varlığında potansiyel yaratıcılık yeteneğine sahipse bizi bundan alıkoyan ve bu yönde gelişmemizi engelleyen şey nedir? Bilinçaltının derinliklerinde yeteneklerimiz ve sınırlarımız hakkında birçok inançlar bulunur. Bunlar deneyimlerimiz tarafından da doğrulanmaktadır ama doğru oldukları için değil öyle olduklarına inandığımız için. Sahne hipnozcularının uygulamış oldukları bazı gösterileri hepimiz izlemişizdir. Örneğin hipnotik transta bir kişiyi önünde bir duvarın olduğuna inandırırlar ve o kişi o noktaya geldiğinde aynen duvara toslamış gibi kalır. Ya da başka telkinlerle o kişi normalde yapamayacağı şeyleri yapabilir hale gelir vs. İşte aynen buna benzer biçimde içinde yaşadığımız kültürün bizim içimizde oluşturduğu bir sürü inançlar vardır. Her birimiz içinde yaşadığımız kültür tarafından hipnotize ediliriz. Ve buna inandığımız müddetçe bu koşulların dışına çıkabilmemiz pek mümkün olmaz. Bir süre bunlara alıştıktan sonra bu sınırların dışına çıkmayı isteyemez hale geliriz. Çünkü bu şartlar içerisinde kalmak bize daha güvenli gelir. Ancak tarih yüzlerce kez göstermiştir ki, insani sınırlar hakkındaki popüler inançlar değişebilmektedir. Bir zamanlar asla yapılamaz olarak görülen şeyler günü geldiğinde sıradan biçimde herkes tarafından yapılabilir hale gelmiştir. Baştan kaybediyorsunuz İnançların üzerimizdeki etkisi algılamayla başlar. Günlük yaşamda duyularımız üzerine çarpan uyaranların çok küçük bir kısmı farkındalık alanımıza ulaşır. Çünkü içsel bir gözlemci ya da bir mekanizma bilinçdışı olarak girdileri seçer, ayıklar ve onun süzgecinden geçmeyen hiçbir şey farkındalık alanımıza ulaşmaz. Bazen evde kaybettiğimiz bir şeyi ararız. Ancak aradığımız şey bulmayı beklemediğimiz bir yerde durmaktadır. Oraya bakarız, fakat baktığımız halde o cismi görmeyiz. Sonra yanımıza bir başkası gelir ve “Kör müsün, işte gözünün önünde duruyor” der. Bunu hepimiz yaşamışızdır. Bunun sebebi yanımıza gelen kişinin bizim baktığımız yere ön yargısız bir şekilde bakmasıdır. Ve işin en komik yanı bizim bu ön yargının asla farkında olmayışımızdır. Kısacası algıladıklarımız duyu organlarımızın algıladığından çok bizim algılamayı beklediğimiz şeydir. Yaratıcı olmadığınızı mı düşünüyorsunuz? Bazı işleri yapabilmek için yeterince zeki olmadığınızı mı? Yoksa bazı şeyleri yalnızca dahilerin mi yapabileceğini? Eğer zihninizde bu tür inançlar varsa oyunu baştan kaybediyorsunuz demektir. Çünkü herhangi bir şeye yeteneğiniz varsa bile bu tip sınırlayıcı inançlarla o yeteneğinizi de baştan köreltmiş olursunuz. Aynen hipnoz altında şöyle ya da böyle olduğuna inandırılan insanlar gibi... Kendi kendinizi hipnotize ettiğiniz için o andan itibaren ne yapsanız bir ilerleme kaydedemezsiniz. Yaratıcılığın Kaynağı: Bilinçdışı Hepimizin bilinçdışı ya da bilinçaltı çok büyük bir yaratıcılık potansiyeliyle dopdoludur. Çünkü bilinçdışı aynı zamanda kolektif zihin alanına açılan kapıdır. Ve insanlığın kolektif zihin alanı aynen internet ağı gibi pek çok bilgilerle ve imgelerle doludur. Ancak bu alandan bir şeyler çekebilmek için zihnimizde onları ifade edebileceğimiz imgeler ve araçlar bulunmalıdır. Eğer bu araçlardan yoksunsak bilinçdışında bulunan o büyük potansiyel kendisini ifade edecek bir yol bulamaz ve açığa çıkmamış bir halde kalıp gider. Yüksek düzeyli yaratıcılığa açılan kapı bilinçdışından geçmektedir. Bilinçdışında bugüne kadar edindiğimiz tüm deneyimlerin özleri bulunur. Ve orası gerçekten çok büyük bir kaynaktır. Ancak bu kaynağa kendisini ifade etme imkanı sağlamak için beynimizde buna uygun bir alan oluşturmak yaratıcı bireyler olma yolunda atılacak adımların başında gelir. Yaratıcı insanların yaşamlarına baktığımızda en büyük eserlerini bilinçlerinin fazla bir müdahalesi olmaksızın çok hızlı bir şekilde yarattıklarını görürüz. Özellikle sanat alanında yüksek düzeyli yaratıcılık sergileyen insanlar eserlerini yaratırken bunun bazen kendi iradelerine zıt bir biçimde gerçekleştiğini ifade ederler. Ancak bu tip insanlar aynı zamanda yaptıkları işle ilgili olarak büyük bir emek de harcamışlardır. İşte harcanan bu emek yaratıcılığın kendisini ifade edebilmesi için gerekli olan zeminin oluşmasını sağlar. Eğer böyle bir zemin oluşmazsa herhangi bir şeyin ortaya çıkabilmesi imkansızdır. Örneğin zihninde çok güzel resimler tasarlayabilen bir insan eğer eline fırçayı almaz ve beyninin ellerini kontrol eden kısımlarını da iyi bir şekilde geliştirmezse ressam olamaz. Ve bu yetenek de körelir gider. İyi bir ressam olabilmek için yalnızca iyi bir vizyona sahip olmak yetmez. Eline malzemeleri alıp zihnin- de gördüğü o resmi tuvale aktarması da gerekir. Aynı şey besteciler için de geçerlidir. Olağanüstü bir müzikal yetenek sergileyen, zihninde müzikler yaratabilen bir insan müzik eğitimi almaz, notaları öğrenmezse, zihninde duyduklarını asla kağıda aktaramaz. Bu yüzden yaratıcılığı geliştirirken öncelikle yaratıcı yönümüzü keşfetmek ve sonra da onun ortaya çıkması için beynimizi eğitmek gerekir. Kırklı, ellili yaşlardan sonra resme, müziğe, el sanatlarına başlayan ve çok başarılı olan bir sürü insan var. Bu insanların diğerlerinden hiçbir farkı yok. Tek farkları, kimseyi kaale almayıp bir şeyler yapabileceklerine inanmalarıdır. Hepimiz şu an yapabildiğimizi düşündüğümüzün çok ötesinde şeyler yapabiliriz. Ancak tek yapmamız gereken bunu yapabileceğimizi imgelemek ve o imgeye yürekten inanmaktır. Gerisi zaten kendiliğinden gelir. 24.01.2014 resat@resatguner.com M. REŞAT GÜNER 1987 yılında DEÜ Devlet Konservatuvarından mezun oldu. Ruhsal konulara olan ilgisi nedeniyle felsefi konularda araştırmalara başladı. 1990 yılında İzmir Ruhsal Araştırmalar Derneği’nin kurucuları arasında yer aldı ve 1993 2013 yılları arasında derneğin başkanlık görevini üstlendi. Ruhsallık, insan bilinci, yaratıcılık, ruhsal gelişim vb. konularda birçok kitabın editörlüğünü yaptı, makaleler yazdı, konferanslar, seminerler verdi. 2011 yılında Tülin Etyemez ile birlikte Unicorn Dönüşümsel Çalışmalar isimli bir eğitim merkezi kurdu. Halen İzmir Devlet Senfoni Orkestrası’nda sanatçı olarak çalışmaya devam eden M. Reşat Güner, çeşitli konularda verdiği konferanslar, seminerler, eğitimler ve atölye çalışmalarının yanısıra Ben TV’de yayınlanan Bilinç Atlası programını da sürdürmektedir. KİMDİR? 12 SIYAH MAVI KIRMIZI SARI SAYFA 13 24.01.2014 13 tarih Dünyaya korku yayan kahinler: HURİFİLER H urufilik veya Hurifilik. Efsanevi kahinler. Bir döneme damgasını vuran ve şimdilerde unutulan büyük kahinler. Arapçada hurûf, Türkçede harf demektir. Bu tarikat İran’da kurulmuş ve Anadolu üzerinden Balkanlar’a kadar yayılmıştır. 14. ve 15. yüzyıllarda toplumda etkili olan bir tarikattır. Bu akımın mensuplarına Hurufi adı verilmektedir. Kurucusu Fazlullah Esterabadi (Naimi)’dir. Hurufilere göre en son peygamber Hz. Muhammed’dir. Ve ondan önceki tüm peygamberlerin anlamlarını çözmüştür. Tanrı kendini her bir peygamberinde insanlığa göstermeye çalıştığı manada gizlemiştir diyerek Fazlullah Esterabadi’yi bu gizemi taşıyan son kişi ilan etmişlerdir. Öyle ki kendini Tanrı ilan ettiği ithamıyla karşılaşan Fazlullah Hurifiler ebced hesabıyla yaptıkları yoğun matematiksel işlemlerin ardından gelecekle ilgili büyük kehanetlerde bulunmuşlar ve hepsinde haklı oldukları ortaya çıkmaya başlayınca belirli iktidar çevrelerini hep rahatsız etmişlerdir. Hurifiler’e göre her sesin ardında yatan iç içe geçtiği bir matematiksel ifadesi vardır. Her harf bir rakam veya sayıyı kendi de taşır. Esterabadi Timur’un oğlu Miranşah tarafından öldürülmüştür. Hurûfîliğe göre Allah kendini ilk olarak ses şeklinde göstermiştir. Bu sebeple sesin ifadesi olan harfler aslında Allah’ın kendi manalarını gizlediği birer kutsal şifredir. Sesi anlamak, sesin sırrını çözmek Allah’ın gizemlerini çözmek demektir. Hurûfilere göre Allah kendi ismini insanın yüzüne nakşetmiştir. Örneğin burun “elif”, gözler “he” burnun her iki yanı “lam” harflerini oluştururlar. Allah kendini insan yüzünde gösterir. 7 rakamının tılsımı Hurifiler’de kutsaldır. Hurifiler ebced hesabıyla yaptıkları yoğun matematiksel işlemlerin ardından gelecekle ilgili büyük kehanetlerde bulunmuşlar ve hepsinde haklı oldukları ortaya çıkmaya başlayınca belirli iktidar çevrelerini hep rahatsız etmişlerdir. Hurifiler’e göre her sesin ardında yatan iç içe geçtiği bir matematiksel ifadesi vardır. Her harf bir rakam veya sayıyı kendi de taşır. Bu sırrı bilen her kişi ebced hesabı ve cifir sistemi ile yapılacak sıkı matematik işlemler sonrasında harflerin sakladığı rakamların aslında gelecekte 100 yıl sonrasını gördüler Türkiye’de tanınmış en büyük hurifi 1830’ların başında büyücülük suçlamasıyla idam edilen şair Müştak Baba Efendi’dir. 1846’da Divan adlı eserin yayımlanmasıyla beraber şiirlerinde birçok kehanete rastlanmıştır. Müştak Baba Efendi 1923 yılı geldiğinde başkent olarak İstanbul’un yerini Ankara’nın alacağı kehanetinde bulunmuştur. İşte günümüz Türkçesiyle şairin şiiri şöyledir: “1000 manasına gelen ELF sözü, güzeller beldesini başına EFSER, yani taç olarak konursa, o belde İstanbul’dan farksız olur. Sonra Yunus suresindeki NUN ve KAF suresindeki KAF harfleri alınır. Resul’un yani Hazreti Peygamberin RL harfleri de bunlara ilave olunmak ister ve maksad “hayı huy” sözündeki “HE” harfi ile tamamlanır. Ey anlayışlıların padişahı olan Sultan Hacı Bayram! Senin bulunduğun o güzel belde, bu değersiz kul Müştak’tan hürmet istiyor”! Müştak Baba şiirin ilk mısrasında “1000” manasına gelen “elf” ve “tac” demek olan “efser” sözlerini veriyor ve “efser’in başına “elf”in ilave edilmesi gerektiğini söylüyor. Ebced hesabıyla 341 tutan “efser”e “elf”in yani “1000” sayısının ilavesiy- le Ankara’nın başkent yapıldığı 1923’ün Hicri Takvimle karşılığı olan 1341 çıkıyor. Şair sonraki mısralarda sırasıyla “elif”, “nun”, “kaf”, “rı” ve “he” harflerini veriyor. Bu harfler bu sırayla yazıldıklarında ortaya Ankara kelimesi çıkıyor. Yani Müştak baba Ankara’nın eski harflerle yazılışı olan A-N-K-R-H harflerini sıralıyor. “güzeller beldesi ve Hacı Bayram’ın memleketi olan Ankara 1341 yılında başlara tac olarak ve İstanbul’dan (yani şiirin yazıldığı zamanın başkentinden) farksız hale gelecek” diyor. Bu büyük ve korku yaymış olan kahinleri tanımaya devam edeceğiz. Piri Reis’in sırrı çözüldü Piri Reis Haritası günümüze kalan, Amerika kıtasını gösteren en eski haritalardan biridir. Harita 1513’te Avrupalıların sahip olduğundan çok daha fazla detay içeriyor. Harita, Hicri takvime göre 919, miladi takvime göre ise 1513 yılında Osmanlı Amirali Piri Reis tarafından çizilmiştir ve İstanbul’da Topkapı Sarayı'nda muhafaza edilmektedir. Piri Reis’in haritaları, tarihi eser ve en eski haritalar olmalarının yanı sıra bazı ilginç nitelikler de taşıyor. Bugün Topkapı Sarayı’nda sergilenen harita 20’nci yüzyıla kadar kayıptı. Tarihsel öneminin yanı sıra, 1500’lerde hiçbir Avrupalı’nın bilmediği detayları içeriyor. Bu yüzden eski teknolojik medeniyetlerin ve belki “dünya dışı” medeniyetlerin etkisiyle şekillendiği iddia ediliyor. Günümüzde koordinatları belirlemek için kullandığımız enlem ve boylam çizgileri paralel ve meridyenler olarak da biliniyor. Meridyenler iki kutupta birleşiyor. Oysa Piri Reis’in haritalarında enlem ve boylam çizgileri yerine, istikamet açılarıyla kilit noktalarda birleşen farklı çizgiler kullanılmış. Bu çizgiler “Enerji Izgaraları” olarak adlandırılıyor. Yani çizgilerin birleştiği kilit noktalar, dünyanın belirli enerji merkezlerini simgeliyor. ESRARENGİZ İDDİALAR Harita, dünyayı uzaydan görünüyormuş gibi çizilmiş. Bu iddia ise dünya dışı savına atfediliyor. Harita, Grönland’ın buzul altı topografik haritasını da gösteriyor. Harita, Antartika’nın buzul altı topografik haritasını da gösteriyor. Harita, günümüzde kullanılan enlemboylamlar yani paraleller ve iki kutuplu meridyenler ile hizalanması yerine kilit noktalarda odaklanmış enerji ızgaraları ile hizalanmış. Enerji ızgaraları bilimsel bir terim değil, parapsikolojik bir terim. SIYAH MAVI KIRMIZI SARI HABER zuhal@kut-si.com.tr ZUHAL KOÇKAR Doğum – Ölüm Aslında Yaşam B sevgi.yildirim@alisinbahcesi.com SEVGİ ALİS YILDIRIM nelerin olabileceği ile ilgili kehanetlerde bulunmalarını sağlamıştır. Bu korkutan tarikatın yayılmaması için her türlü zorlukla karşılaştıklarını araştırmalar göstermiştir. Gözden düşürüldüler Ortadan kaldırılmaları için en son bulunan çare, bu mistik tarikata bağlı kişilerin kendilerini Allah olarak ilan ettikleri suçlamasında bulunmak olmuştur. Bu sayede toplumun gözünden düşürülmeye çalışılmıştır. Aslında gerçekte böyle bir iddia doğru değildir. Hurifiler özende Hallac-ı Mansur ve Mevlana kökenlidir. Dolayısıyla bizzat Allah’ın kendisi değil Allah’ın yeryüzündeki gölgesi olduklarını onlar da diğer birçok İslam filozofu gibi savunmuşlardır. Tek farkları bu sırrı harfleri ve harflerin taşıdığı rakamları kullanarak yapmalarıdır. Şimdi bunu bir örnekle açıklayayım. İsimlerin sırrı Akrofonoloji eğitmeni ve bizzat isim analizi eğitimini aldığım, harflerin gizemini bana öğreten değerli hocam Kemal Haluk Cebe’nin İsimlerin Sırrı adlı kitabının 34. sayfasından bir alıntı yapmak istiyorum. Hurifilerin düşünme biçimini ve kehanetin gerçekte ne ve nasıl olduğunu daha yakından görelim: ir BEBEK… Doğarken yaşamda neler bekler bizi? Doğmadan önce ne biliriz yaşamla ilgili? Hangi bebek doğarken ağlamaz ki? Korkar; sarıp sarmalanmış korunaklı, sıcacık bu yerden uzaklaşmaya… Yaşamın doğumla başladığını bilmeden, yaşamının sonlandığını düşünerek, doğum denen bu zorlu süreçten korkarak gözlerini açar dünyaya ve nefes almayı nefessiz kalış olarak algılar… Oysa ilk nefes alış hayatının başlangıcıdır. Oysa onu sarıp sarmalayıp koruyacak, sıcacık hayatlarına konuk etmeyi sabırsızlıkla bekleyenler vardır… ANNE, BABA… Bazen bizim ölüm diye adlandırdığımız sürecin de böyle bir süreç olduğunu, yeni bir yaşama kucak açtığını, orada gidenleri bekleyen ANNE BABA gibi koruyucu bir varlık olduğunu düşünmeden edemiyorum… Bu yaşamdaki kayıplarımızı bilinmeyen yeni bir yaşama geçiş yaparken sevgiyle yollamamız, onları güzel anılarıyla hatırlamamız gerektiğine inanıyorum... Anne karnındaki süreci sağlıklı bir şekilde geçiren bebeğin yeni yaşamının da aynı doğrultuda geliştiği gerçeğini görerek, yaşam sürecimi en iyi şekilde sürdürüp yeni yaşama hazırlanmanın ne kadar doğru olabileceğini hissediyorum. Yaşadığımız her günün sonraki yaşamımız için ne kadar önemli olduğunu, bu günü yaşamamız gerektiğini, geçmişe dönük yaşamamamız gerektiğini düşünüyorum. Yaşama geliş amacımız olduğunu, bu amacı en iyi şekilde yerine getirmemiz gerçeğiyle: Bugün ve her gün kendine ve başkalarına olumlu yaklaşım göster. İnsanların içindeki iyiliği, güzelliği ortaya çıkarmalarına fırsat ver. İnsanların sana “iyi ki varsın” dedikleri kadar var olur, mutlu olursun. Başkalarına, seninle paylaştıkları her şey için “iyi ki varsın” demeyi ihmal etme… Sabah kalktığında önünde mutlu ve doyurucu bir zaman olduğunu olumla. Enerjinin tükenmeye başladığını hissedersen iyimserlik molası ver ve gülümse. Dur, soluklan, olumlu ve güzel bir yüreğe sahip olduğunu, yaşam sürecimizi en iyi şekilde sürdürüp yeni yaşama hazırlanmanın ne kadar önemli olduğunu düşün. Gününün kalitesini belirleyecek olan SENSİN! Tüm güzellikler seninle olsun... Sağlıkla mutlu, umutlu, sevgiyi en içten gönülden hissedeceğin gün ve günler olsun.. Hepiniz sevgiyle kalın… SAYFA 14 14 HABER SIYAH MAVI KIRMIZI SARI spor 24.01.2014 Kupalar, İlkler ve Madalyalar ALTAY ilklerin takımı U zun yıllardır adeta futbolla yatıp futbolla kalkan ülkemizde bu sporun öncü kulüplerinden bir tanesi Altay. Türkiye’nin futbolla tanışması Osmanlı döneminde gerçekleşiyor. Dönemin azınlık mensuplarınca oynanan futbolun, yurtta ilk kez tabir-i caizse ete kemiğe bürünmesi ise 1894’te İzmir’de “Football Club Smyrna” adlı İngiliz takımının kurulmasıyla gerçekleşir. O tarihlerde Türk ve Müslüman halkın henüz futboldan uzak olması nedeniyle asrın oyunu futbol yıllarca azınlıklar tarafından oynanır. Ancak 1900’lü yılların başlamasıyla birlikte gerek İzmir’de gerekse de İstanbul’da Türk takımları birer birer kurulmaya başlar. Kurulan Türk takımlarının en karakteristik özellikleriyle milliyetçilik temeliyle hareket etmeleridir. Tarih sayfaları 1913 yılının son yapraklarına dönerken Celal Bayar İzmir’e gelir. İzmir’de karşısında spor yapan, futbola gönül vermiş Türk gençleri vardır; ama kendilerine ait bir kulüpleri yoktur. Bayar derhal harekete geçer. Bu gençlerin hem İttihat ve Terakki çatısına hem de bir kulüp çatısına girmeleri için bir miktar para yardımında bulunur. Bayar’ın bu desteği 16 Ocak 1914 günü hayat bulur ve Altay Hüseyin Vasıf, Mustafa Necati ve Baha Esad beyler tarafından resmen kurulmuş olur. Elbette koca kulüp 3 kişiyle kurulacak değildir. İşte Altay’ın kurucu kadrosu; Mustafa Necati Bey, Vasıf Çınar Bey, Şükrü Saraçoğlu Bey, Baha Esat Tekand Bey, Talat Erboy Bey, Esat Çınar Bey, Nejat Evliyazade Bey, Hüsnü Uğural Bey, Muharrir Rauf Nezih Bey, Şimendiferci Rıfat İyison Bey, Dr.Kemal Tahsin Soydam Bey, Enver Esat tekand Bey, Tayyareci Mazlum bey, Kemal Çakırel Bey, Nuri Sıtkı Erboy Bey, Dr.Fikret Tahsin Soydam Bey, Mazlum Öksüz Bey, Tüccar Süreyya Bey, Çiftçi Necati Bey, Fethi Özalp Bey, Sıhhıyeci Kemal İstanbullu Bey ve Halil Zeki Osma Bey. Kuruluşunda Türkiye’nin ilk devlet kadrolarının yer aldığı Altay, tıpkı Karşıyaka gibi misyon olarak azınlık ekipleriyle maç yapmayı tercih eder. Bu nedenle dönemin İzmir Valisi Altaylı gençleri henüz başlamış olan 1. Dünya Savaşı nedeniyle silah altına almak yerine futbola daha da teşvik eder. Böyle bir Altay 9 Kasım 1914’te İngiliz ekibi PAKSER’i 4-3 ve arkasından da Amerikan Koleji’ni 3-0 mağlup eder. Siyah beyazlıların tari- 1914 yılında kurulan Altay’a milli mücadele dönemi sonrasında sportif anlamda baktığımızda pek çok ilk ve kupa ile karşılaşıyoruz. 41 sezon şimdiki adıyla Süper Lig’de yer alan Altay, UEFA Kupası’nda da Türkiye’yi temsil eden ilk kulüptür. Altay UEFA Kupası ve Kupa Galipleri Kupası'nda 3'er kez, Balkan Kupası'nda 2 kez ve Inter-Toto Kupası'nda 1 kez olmak üzere, 9 sezon Türkiye'yi Avrupa'da temsil eder. Altay’ın geçmişten günümüze dek kazandığı kupalardan ve başardığı ilklerden bazıları şunlar; Altay, Türkiye’de ilk kez deplasmana giden, ilk kez adına marş bestelenen, modern taktik anlayışını sahada ilk kez uygulayan, ekiptir. İzmir’in ilk milli futbolcusu Hamit Aslan ve ilk milli atleti Said Odyak da Altay’ın spora kazandırdığı isimlerdir. Siyah beyazlıların kazandığı kupalar ve elde ettiği şampiyonluklarsa şöyledir; 12 İzmir Ligi Şampiyonluğu, 2 İzmir Profesyonel Ligi Şampiyonluğu, 2 Türkiye Kupası Şampiyonluğu. Altay’ın Bugünü; Mazisi zirvede geçen Altay, son yıllarda taraftarlarını üzen bir düşüşe geçmiştir. Süper Lig’den düştükten sonra bir daha çıkamayan Altay son 2011’den bu burak.cilasun@kanalben.com yana Spor Toto 2.Lig’de mücadele ediyor ve geçmişi arıyor… BURAK CİLASUN Futbol tarihinde bazı kulüpler o ülke futbolunda kilometre taşı konumundadır. Türkiye’de de hiç şüphesiz ki ilklerin takımı Altay bu sıfatı fazlasıyla hak ediyor. hinde yer alan en ilginç karşılaşmalardan biri de yine 1918’de İtalyan gençlerden kurulu Garibaldi ile oynadığı maçtır. 1. Dünya Savaşı’nın son döneminde oynanan bu karşılaşmayı Altay 10-0 gibi çok farklı bir skorla kazanır. Karşılaşmayı ilginç yapansa 10-0’lık skorun akabinde yaşananlardır. İzmir’de bulunan İtalyan general konsolos bu mağlubiyete bir hayli sinirlenir ve ekibi adeta yerden yere vurur. Öfkesi geçmeyen general konsolos Garibaldi’yi kapatır. Altay’ın özellikle kuruluş yıllarında hem yönetim hem de oyuncu kadrosu İttihat ve Terakki ile olan ilişkilerinden dolayı dönemin Türkiye’sinin aynı zamanda üst düzey yönetimini de adeta temsil eder. Ancak bünyesinden çok sayıda devlet adamı çıkaran kulübün iki de başbakanı vardır! Gençlik yıllarında Karşıyaka’da forvet mevki- inde oynayan Adnan Menderes, Altay’ın kurucuları arasında yerini alır ve bir süre siyah beyazlı ekibin kaleciliğini üstlenir. Bir diğer Başbakan Şükrü Saraçoğlu da yine siyah beyazlıların kurucularındandır. Geçmişten günümüze elit yapısını sürdüren Altay’ın içinden Danyal Akbey, Mazhar Zorlu ve Mahmut Özgener olmak üzere 3 de Türkiye Futbol Federasyonu çıkar. Hele ki Vahap Özaltay’ı unutmak ne mümkündür! Siyah beyazlıların bir diğer özelliği ise içinden 2 kulüp daha çıkarabilmiş olmasıdır. 1923’te kravat ve takım elbise tartışmasından Altınordu, 1925’te ise bir seyahat dönüşü çıkan tartışma sonrasında Göztepe, Altay’dan ayrılan kulüpler olur. Kaderin cilvesidir ki bugün 3 ekip de Spor Toto 2. Lig’de mücadele etmekte. Camiadan 100. yılda birlik mesajları Altay 1914 yılında kurulmuş bir ulu çınardır ve Türkiye’nin en karizmatik takımlarından bir tanesidir. Çünkü Altay ilklerin takımı olmuştur. Avrupa’da ilkleri vardır, Türkiye’de ilkleri vardır. Altay bünyesinden Altınordu ve Göztepe olmak üzere 2 kulüp daha çıkarmış bir kulüptür. Defalarca İzmir şampiyonu olmuştur, Avrupa’ya ilk giden ekibimiz olmuştur. Böylesine güzide bir kulübün 100. yılına tanık olmak bizim için büyük bir mutluluk. Feyyaz Uçar 100. yılında Altay’ın teknik direktörü olmak büyük bir gurur. Beşiktaş 100. yılını yaşarken ben orada da yardımcı antrenörlük görevini üstlenmiştim. Orada şampiyonluğu yaşamıştık. Ne güzel bir tesadüf ki yine 100. yılını yaşayan siyah beyazlı bir kulüpte çalışıyorum. Camiamızın daha fazla kenetleneceğine inanıyorum. Ümit ediyorum ki aynı başarıyı bu yıl da Altay’da göstereceğiz ve ipi göğüsleyeceğiz. Altay’ın 100. yılı bütün Altaylılara kutlu olsun. lerinden bir Altay’ın ilk tbol tariürk fu tanesi de T p marşına ulü hinde ilk k ip olmasıdır. ek n la o ip h i sa yazılış tarih m s Marşın ta ri a P 4 2 9 de 1 Milli bilinmese arı’nda Türk tl a iy p Olim n e iy asını g Takım form dyak tarafınO id a CHP'li S arasın928 yılları iyor. dan 1920-1 il d e ı tahmin da yazıldığ yaz renklere e İşte siyah b taraftarların iş rm e gönül v vkle üyük bir şe b e d n bugü ı; ltay Marş söylediği A şı r a m y a t l A Erdoğan Tözge Şerefli koca bir ülkünün Şerefi namusu hepsinin Şerefli şanlı şen Altay Kudretinle kuvvetinle şen Altay Altay sevil koş atıl oyna Semalarda semalarda parılda İzmir'in parlak yıldızı Duydular şanımızı Yüksel ki sen kararsın ay Kudretinle kuvvetinle şen Altay elif lam te elif ye altay altay altay ATATÜRK VE ALTAY İzmir’in sembol ismi Fahrettin Paşa’ya ‘Altay’ soyadını Mustafa Kemal Atatürk verdi. Altaylıların ve Atatürk’ün tanışması 16 Kasım 1923 tarihine dayanıyor. O tarihte Ankara’da bulunan Altaylı futbolcular ile Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk aynı mekanda karşılaşırlar. Mustafa Kemal, ekibin şık giyinişinden ve zeybek oynamasından etkilenerek Altay’a yönelik iyi dileklerini dile getirir. Sonrasında ise 1925’e gelindiğinde Altay için tarihi bir gündür. Atatürk kulübü ziyaret eder. Altay’ın azınlık ekiplerine karşı olan başarısından ve kazandığı kupalardan olan memnuniyetini Kaptan Hamit Arslan’a ileten Ulu Önder bir de kulüp defterine hatıra yazısı kaleme alır. “"Altay Spor Kulübünde tanıdığım gençlik iftihara şayandır. Bu gençlik müvacehesinde istikbalin kuvveti ve saadeti en bariz görülmektedir." Gazi Mustafa Kemal - 14 Tesrinievvel 1925 Elbette yalnızca bunlarla da sınırlı kalmaz ilişkiler. Tarihin sembol isimlerinden ve İzmir’de bir semte de adını vermiş olan Fahrettin Altay Paşa’nın da soyadı, İzmir’in bu güzide kulübünden gelmektedir. Fahrettin Paşa ile Atatürk, Altay’ın bir İngiliz ekibiyle mücadelesini ve akabinde zaferini tribünde seyrederler. Aradan yıllar geçip soyadı kanunu çıktığında Fahrettin Paşa, Mustafa Kemal Paşa’ya soyadından dolayı bir kutlama mesajı yollar. Gelen cevapta ise Atatürk şu ifadeleri kullanır; “ "Sayın Fahrettin Altay Paşa, ben de seni tebrik eder Altay gibi şanlı şerefli günler dilerim." Mustafa Kemal Paşa’nın telgrafıyla birlikte Altay soyadını alan Fahrettin Paşa, yıllar sonra şöyle diyecektir; “Telgrafı aldığım zaman gözlerim dolu idi. Atatürk çok mutehassıs olduğu ve beraberce izlediğimiz Altay maçının hatırasına izafeten bana Altay soyadını layık görmüştü." SAYFA 15 24.01.2014 SIYAH MAVI KIRMIZI SARI 15 astroloji HABER sevgi.yildirim@alisinbahcesi.com SEVGİ ALİS YILDIRIM Koç burcu: Yeni ilişkiler, eski ilişkileri aratmayacak merak etmeyin. Sadece yeniliğin verdiği korkuya kapılmayın. Sadece ailenizin onayını ciddiye alın. Boğa burcu: Aldığınız yeni teklifler oldukça makul. Bu kadar ince eleyip sık dokumak ve şüphecilik gereksiz gibi görünüyor. Her şey yolunda. İkizler: Çok çalışıyorsunuz ve evdekiler bunu pek onaylamayabilir. Akrabalarınızdan biri ile yaşadığınız problem bu ay çözülecek. Sadece alınganlığı bir kenara bırak. Yengeç burcu: Barınma ile ilgili bir süreden beri yaşadığınız sıkıntıların sizi yıpratması ve aile ilişkilerinizi olumsuz etkilemesi ailenizden kaynaklanmıyor. Affedilmeye bakın. Aslan burcu: Sorumlulukların bir kısmını yerine getirememekten kaynaklı bir suçluluk duygusu sizi üzdü biraz. Üzülmeyin aileniz daima anlayışlı. Sadece elinizden geleni yaptığınızı fark ettirin yeter. Başak burcu: Bu ay aldığınız kiloları vermek ile meşgulsünüz. O halde önerimiz şu; dolunayı bekleyin. Dolunay gecesinden itibaren özel beslenme ve egzersize başlayın. Sonuç alacaksınız. Terazi burcu: Uyku ile bu aralar daha çok barışık olun. Çevrenizde depresyona giren kişiler arttı ve sürekli dertleşiyorlar. Onların ağır negatif enerjilerini alıyorsunuz. Bunu önermiyorum. Dert dinlemeyiniz. Akrep burcu: Özellikle kas ve kemik rahatsızlıkları görülebilir. Mutlaka ilaç tedavisinin yanında bir iyileştiriciden enerji terapisi almalısınız. Bu ay özellikle empatik düşünme beceriniz ilişkilerinizi gerilimden kurtaracak. Yay burcu: Bir süreden beridir ihmal ettiğiniz insanları arayarak, beraber planlar yapmanızı öneririm. İş hayatınızda yeni atılımlar ve aşk için bu etkili olacak. Deneyin, görün. Oğlak burcu: Bir süredir kendini içine kapatan çok oğlak var. Ve farkında mısınız gönüllü olarak kilo aldınız. Ve bu durum pek rahatsız etmiyor sizi. Lütfen atacağınız adımlarda ailenizin onayını alınız. Kova burcu: Erkeklere bakış açınızın değişmeye başladığı bir dönemdesiniz, özellikle de Kova kadınları. İlişkilerin değişik yüzleri ile tanışmaya başladınız. Ve bu sakinlik size ilginç geliyor. Aynen devam. Balık burcu: İçe dönme, özüne dönme, kim olduğunu hatırlama bu ay daha yoğun olacak. Özellikle yasak aşk yaşayan balıklar, dikkatli olun. İsim analizi Alis’in Kehanetleri Timsah: Yenilikler kapınızda. İşinizle ilgili gelişmeler ve iş arkadaşlarınızla ilgili bir takım deneyimler sizi kendi içinize çekebilir. Lütfen derinleşmeye ve sezgilerinizi daha çok dillendirmeye bakın. Rüzgar: Sabrı öğrenmeye devam ediyorsunuz. Endişelenmeyin sıkıntı hep sürmeyecek. O kişi yolunuzdan çekiliyorsa veya çekilmişse hayat karşınıza daha değerli birini çıkaracak ve sizin için onu hazırlıyor demektir. Gece: Bilmek sizin için yeterli çoğu zaman. Ve lütfen uygulamalara da değer verin. Bu ay sizden borç para istenirse lütfen kibar bir dille ret edin. Tohum: Verdiğiniz emeklerin karşılığını beklemek elbette sizin de hakkınız. Ve karşılıksız iyiliklerinizin mükafatını alacaksınız. Sadece hak edene hak ettiği gibi davranmayı öğrenmeniz gerekecek. Yılan: Maddi konularda ve ikili ilişkilerde çok heyecanlı bir dönemi atlattınız. Şimdi olgunluk zamanı. Kendinizi, enerjinizi tamamen hedefinize yönlendirmenin vakti geldi. Ölüm: Ev ile ilgili, aile ile ilgili marjinal insanlar, fikirler sizi oldukça yoru- Maya burcunuzun aylık yorumu: yor. Siz farkında değilsiniz; ama oldukça fevri davranıyorsunuz. Depresyona dikkat. Geyik: Partneri tarafından takdir edilme beklentisi bu ay önemli sizin için. Çünkü oldukça yenilikçi karakteriniz, iş hayatınızda güvenmek istediğiniz, ilişkilere sizi yönlendirecek. Dostlarınıza güven veren haliniz mükemmel. Tavşan: Yaşadığınız insanlara şans getiriyorsunuz. Bu ay size şans getirmesini istediğiniz insanları hayatınıza çekmek için gözünüzü dört açın. Özellikle randevularınıza sadık kalmanızı şiddetle öneririm. Su: Uyku saatinizi artırmanızda hala ısrarlıyım. Çevrenizde çok fazla problemli insanı dinliyorsunuz. Lütfen bu negatif enerjileri üzerinize çekmeyin veya bol bol yıkanın vb topraklanın. Bol bol uyuyun. Köpek: Bir süredir aşk ilişkisi ile ilgili enerjiler yayıyor bekar köpekler. Evli erkek veya kadınları yaşamınıza çekmekte üstünüze yok. Sırdaş olarak güvendiğiniz insanlara dikkat edin. Maymun: Biriktirdiğiniz paraları yine kolayca harcamak için harekete Yusuf: Geçmişin olumlu olmayan anılarını kolay unutamaz. Özellikle ticarette eli açık, parayı kontrolde yakın dostlarının deneyimlerine ihtiyaç duyan bir karakterdir. Yüksek değerler, maneviyat onun için çok önemlidir. Aileye ve dostlara değer verir. İnsanı rahatlatan, teselli eden büyük bir gücü vardır. Gittiği yere bolluk enerjisini kolayca götürür. Canan: Sanata olan yüksek ilgisi sayesinde iç çelişkilerini, üzüntü ve kaygılarını çok ciddi derecede terapi eder. Eğer Canan bir sanat dalı icra etmiyorsa derhal başlamalıdır. Enerjisi çok yüksek, aldığı kararların ayağı yere sağlam basması için dikkatlidir. Ve para, ekonomik ilişkiler vb konularda mutlaka destek almalı, insanların tecrübelerine kulak asmalıdır. geçtiniz. Önermiyorum. Ayrıca bu ay size de borç isteyen dostlarınızı kibarca ret etmenizi öneriyorum. Sinirlendiğinizde lütfen su ile uğraşın. Yol: Biten ilişkilerinizde suçlayıcı olmayı bir kenara bırakmanız ve kabule geçmeniz harika. Şimdi derinleşme zamanı. Size ait olan onca şeye sizin değillermiş gibi davranmanızı bir siz anlayamıyorsunuz. Oysa kariyer için sahip olduklarınız yeterli. Kamış: İçe kapanma ve dinlenme, bol bol film izleme, hasta yakınına bakma vb tüm bunlar sizi baya meşgul etti. Ve biraz kilo aldınız. Olabilir. Sadece ailenizden onay almayacağınız hiçbir teklifi kabul etmenizi önermem. Jaguar: Yaptığınız bir takım hataların size nelere mal olduğunu anlamanız geç oldu ama oldu. Ve şimdi eski ilişkileri şöyle gündeme alıp, temize çekmek ile ilgili harika bir ay. Lütfen cinsel enerjinizi doğru kullanın. Moral ve motive edici ilişkiler devam ediyor. Kartal: İnsanlara bazen nasıl yaklaşacağınızı bilememek, enerjinizi dışa aktarırken bazen şaşkın tavırlar Hamit: Sakin, esprili yapısıyla dikkat çeker. İş bitirici olmayı sever. Takdir edilmek, sevilmek ve statü onu motive eder. Aşka aşıktır. Aşk her yaşta onun enerjisini arttırır. Çevresine yüksek güven verir. Sanata yatkınlığı onu iyileştirir. Duygularını içinde yaşayan, kırılgan yanlarını derinleştirir. Hastalıklara, ameliyat risklerine karşı daima dikkatli olmalıdır. Serap: Harika fikirleri vardır. Özellikle bu fikirleri hayata geçirirken sürekli bir çelişki ve karar verememek duygularıyla kendi içinde çatışabilir. O zamanlarda bir bilene sorması en sağlıklı olandır. Ve bazen bu kişilerin fikirlerini kendi fikirlerine rakip gördüğünde ciddiye almaz. Kararsızlıkları onu yorabilir. Gülmeyi, eğlenmeyi çok sever. Dikkat etmesi gereken en içerisine girmek ve bunu dışa yansıtmamaya çalışmak tüm bunlar sizi yormuyor mu? Lütfen daha rahat ve akışta olun. Baykuş: Kendinize vakit ayırmış olmanız harika. İçinize dönmek, kim olduğunuzu hatırlamak ve çevrenizden ihtiyacınız olan sevgiyi almaya kendinizi layık görmek tüm bunlar size iyi geliyor. Aynen devam. Toprak: Sağlık problemlerinizi çözmüş olmanız özgüven ve özsevginizi çok besledi. Şimdi bir kez daha çevrenizde kendine güveni az kişileri toplamaya ve dertlerini dinlemeye başladınız. İnanın özellikle de bu ay buna hiç gerek yok. Fırtına: Gizlediğiniz özel duygularınızı artık bir şekilde yaşamınıza aktarmayı öğreniyorsunuz. Bazı insanların kıskançlık duygularını kendinize çektiğinizin farkındasınız. Onlarla dertleşmeyin. Sadece erkek ve kadınların düşünme biçimlerini öğrenmeye başlayın. Işık: Özellikle bulunduğunuz bir takım ortamlarda ufkunuz giderek genişliyor. Bazı konularda ailenizden daha fazla onay almaya başladınız. Bu size moral veriyor. Kendinizi yenileme konularında girişimlerinizi artırarak devam etmenizi öneririm. önemli yanı kararsız kaldığı anlarda aldığı kararlara fazlaca odaklanmasıdır. Bu yersizdir. Akışa güvenmelidir. Züleyha: Akademik kariyer anlamında olağanüstü yetenekleri vardır. Bu yeteneğini rehavete kapılıp, ümitsizlik duygusuna düştüğünde gerilemeye başlar. Oysa bu doğru değildir. Aşkta hızlı ilerleme ve derinleşememe problemi vardır. Yaşamına hep psikolojik problemleri olan insanları çekiyor olmasının temel sebebi çözüm öneren ve insanı geliştiren karakteridir. Çoğu zaman anlaşılmadığını düşünebilir. Maddi problemlerini çözebilmesi için mutlaka bir aileye gereksinim duyar oysa bu da doğru değildir. Maddi problemlerini çözmek için mutlaka affederek huzura etme yeteneğini güçlendirmelidir. SAYFA 16 SIYAH MAVI KIRMIZI SARI Başrolde ‘zarafet ve asalet’: ı l k ı m Çar n a t r E n e r i S Y Cemiyet hayatının e n güzel kadınlarınd an Siren Ertan Çarmıklı, B en HABER’e çarpıcı açık lamalar yaptı 24 OCAK 2014 / SAYI: 15 ıllarca cemiyet hayatının en güzel ve en şık kadını Siren Ertan Çarmıklı artık tarzını müşterileriyle paylaşıyor ve onlara birbirinden zarif ve asil tasarımlar sunuyor. Biz de Türkiye’nin ‘moda ikonu’ Siren Ertan Çarmıklı ile keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik. ■ Öncelikle sizi biraz yakından tanıyabilir miyiz? Siren Ertan Çarmıklı kimdir? Kendinizi nasıl anlatırsınız? 9 Eylül Üniversitesi, GSF-Tekstil Tasarımı bölümünde aldığım eğitimden sonra başladığım çalışma hayatımın son on yedi yılında İstanbul’da yaşıyorum. On yıl önce kendi işimi kurdum. O günden bugüne Türkiye’nin her yerinden ve bazen de yurt dışından, her yaştaki kadınları giydiriyorum. Ulusal ve uluslararası şirketlerle proje ortaklığı yapıyorum. Eşim Gökhan’la da on iki yıldır birlikteyiz. ■ İlk başladığınız dönemde zorluk yaşadınız mı? Hayatım önyargılarla geçti benim. Evet, ilk başta çok ön yargı vardı. Ama kendimden emin olup karar verdikten sonra kafama koyduğum şey için hiç kimse yıldıramaz beni (gülüyor). Sonrasında ise mesleğimin zorlukları var ki gerçekten bu iş aşk olmadan yapılabilecek bir iş değildir. Benim işim biraz ressamlık, biraz heykeltıraşlık, biraz da psikologluktur ve ben sonsuz sabrıyla ünlü biriyim. gamze.kurt@kanalben.com düşünüyor musunuz? İlk kez müşteri olarak gelip GAMZE KURT artık dostum olan onca insanı hiçbir işe, hiçbir kazanca değişmem! Ancak fiyat seçeneği ve ulaşım lerinize neler tavsiye edersiniz? kolaylığı açısından da hazır giyime girKesinlikle aktif, üretken ve kendi mem konusunda sevenlerimden büyük ayakları üzerinde duracakları bir hayat talep görüyorum. Bu nedenle gelecek tarzı benimsemelerini, maddi katkıda planlarımda hazır giyim var. bulunabilecekleri ya da fiziksel anlamda ■ Atölyenize gelen müşterilerinizle çalışabilecekleri sivil toplum örgütlerine tasarım aşamasının her adımında yer alıüye olmalarını, çocuklarını yetiştirirken yor musunuz? Size gelen bir siparişin mümkün olduğunca erken yaşta onlara süreci nasıl işliyor? sosyal sorumluluk bilincini aşılamalarını ‘’Yaşamımla ilgili asla uzun vadede plan yapmam. Çünkü hayat, siz plan yaparken başınıza gelen şeydir’’ İzmir beni ben yapan şehir ■ Neden İzmir’de kalmayı tercih etmediniz? Çok önemli bir okul olarak gördüğüm bir büyüğümden iş teklifi almıştım ve bana gösterdiği inanca güvendim. Her zaman en önemli keşiflerinden biri olduğumu söyler ki bu benim için çok anlamlıdır. ■ Sizin sektörünüz için İzmir ve İstanbul’u nasıl kıyaslarsınız? İzmir, beni ben yapmasından gurur duyduğum şehrimdir. Ancak İstanbul, beni besleyen, büyüten, dinamizmi ve rekabeti ile asla yavaşlamama izin vermeyen derin mi derin şehrimdir. Bana çok sevdiğim işimi ve eşimi verdiği için de markamın ismini ‘Siren Ertan ISTANBUL’ koydum. ■ Hırslı biri misiniz? Annem biraz hırslı biri olsaydım ülkenin en önemli iş kadınlarından biri ya da başbakanı falan olabileceğimi söyler (gülüyor). Hayır, hırslı biri değilim. Sadece Allah’ın verdiği cana en iyi şekilde sahip çıkmaya çalışan biriyim. Benim için gerçek ibadet budur. ■ Tasarımlarınızdaki tarzı nasıl tanımlarsınız? Tasarımlarımla müşterimi birleştirip, o her zaman görmek istediğim kadını yaratırım; asil, şık, zarif, kadınsı ama demir gibi güçlü! Ne tasarlarsam tasarlayayım ‘zarafet ve asalet’ başroldedir. ■ Hazır giyime girmeyi Kumaş-malzeme alımından model tavsiyesi ve çizimine, provalardan teslimatlara kadar her aşamayla bizzat ilgilendiğim için randevuyla çalışmayı tercih ediyorum. Tabi bu arada vakti olmayan müşterilerimiz için hazır kıyafetler de hazırlayıp atölyemde bulunduruyorum. ■ Nelerden ilham alırsınız? Tamamen müşterimin kendisinden ilham alırım. Bir tasarımcı olarak tasarımımla kendimi tatmin etmeyi değil, öncelikle müşterimi hayatında olabilecek en güzel ve en zarif haliyle göstermeyi hedeflerim. ■ Başarılı bir iş kadını olarak hemcins- Şık olmanın şifreleri ümit ederim. ■ Birçok sivil toplum örgütüne desteğiniz ve geliştirdiğiniz sosyal sorumluluk projeleriniz malum. Nasıl bir duyguyla yapıyorsunuz tüm bunları? Ben çok önemli bir şey yaptığımı düşünmüyorum. Dünyaya karşı sevgi, saygı, sorumluluk hissediyorum. Hayatımı mümkün olduğunca ‘ilgili’ ve ‘içten’ geçirmeye çalışıyorum. Sorumluluk benim için insan ve birey olmanın bir gereği. Üstelik hayırlı bir evlat ve hayırlı yurttaş olmaktan, mutlu ederek mutlu olmaktan daha güzel ne olabilir. ■ Kanser gibi bir hastalıktan kurtulmuş olmanızın bu konuda etkisi oldu mu sizce? Hayır, kanserim biteli yedi yıl oluyor. Oysa ben çok daha uzun yıllardır sivil toplum örgütleri için çalışıyorum. Ama kanseri yenmemde çalışmalarımın faydası olmuştur. Kanserden sonra ‘Bu dünyada hiçbir şeyin beni üzmesine izin vermeyeceğim’ demek isterdim ama yapamam. Çünkü o zaman ben, ben olmam. ■ Hayata dair plan yapar mısınız? Yoksa akışına mı bırakırsınız? Günlük hayatımda çok düzenli ve planlı biri olmama rağmen uzun vadeyi hiç düşünmüyor olmam beni de çok şaşırtıyor. Hayatımda hiç uzun vade plan yapmadım. Sanırım hayatla ilgili şu sözü benimsiyorum; ‘Hayat, siz plan yaparken başınıza gelen şeymiş’. ■ Türkiye’nin en iyi giyinen ve giydiren kişilerinden biri olarak kadınları nasıl yönlendirirsiniz? Dünyanın en güzel elbisesi, uygun olmayan bir kişinin üzerinde hiçbir şey ifade etmez. Moda ve marka giyinmenin de şıklıkla pek alakası yoktur. Demode olmamanızı sağlar ancak şık olmanın şifreleri başkadır. Kişinin yaşına, konumuna ve yerine göre giyinmesi çok önemlidir. Kişiye özel çalışmalarımla müşterilerimi bu çerçevede yönlendiririm. Kusurlarını örtüp, güzel yanlarını öne çıkaran, proporsyonları düşünülmüş, rengi, kalıbı, tarzı ile kendisine en yakışan kıyafetleri yaratır, günün modasından ona uygun noktaları seçerim. ■ Kadınlar sizi çok yakından takip ediyorlar. Stil sahibi olmak için neler yapmak gerekir? Kişinin bir stilinin olması gerçekten o kişiye değer katar. Ancak hayatınızla uyum sağlaması ve süreklilik göstermesi çok önemlidir. ■ Her modacı gibi sizin de hayalinizde mutlaka birilerini giydirmek vardır? Kimin üzerinde Siren Ertan imzalı bir elbise görmek sizi çok mutlu eder? Hiç düşünmem böyle şeyleri. Çabam da olmaz bu yönde. Çünkü kapımdan ve kalbimden giren her müşterimin başımın üzerinde yeri vardır benim. Gerçek hayatları severim. Dünyanın bir ucunda yaşayan, hiç tanımadığım, hiçbir şey paylaşmadığımız, ödünç olarak verilmiş güzel bir elbisemi giyen film yıldızı beni, gelinliğinin ona verdiği mutlulukla boynuma atlayan bir müşterimden daha çok mu sevindirir? Gerçekten emin değilim.. ■ Yaratıcılığınızın ve girişimciliğinizin sınırları kıyafetlerle sınırlı değil. Fransa'da hazırlanan ve isminizi taşıyan bir parfümünüz var. Fikir nasıl ortaya çıktı? Parfümün markamı desteklemek için doğru bir ürün olduğunu düşünüyordum. Ayrıca giydiğim kıyafetin etiketinde adımın yazması kadar kendi parfümümü kullanmak da çok keyifli olacaktı. Tabi on altı yaşında okuduğum Patrick Süskind’in o muazzam romanı ‘Koku’ da hala aklımdaydı. ■ Siren Ertan bundan sonra neye el atacak? Bir tasarımcı olarak, mesleğim tekstilin dışındaki alanlarda tasarım yapabilmenin keyfini ve başarısını Umarım bu ömre sığarım yaşıyorum. Kafamın içinde onca fikir var. En sevdiğim şey; ne alanda olursa olsun bir sinerji içerisinde olmak, beyin fırtınası yapmak, bir projeyi yaratmak ve geliştirmek olsa da her şeye yetişemiyorum. Neyse ki Allah bana Osram, OHT Peptide 3, Olmeca Gold, Jaeger-LeCoultre, Godiva, Punto, Mudo Concept, Beymen, Zela Mücevherat, Adamo Deri-Kürk Sanayi gibi iyi niyetli ve becerikli proje ortakları yolladı. Umarım bu şekilde devam eder ve umarım ben bu ömre sığarım... ■ Bir şey yaratmanın hayatınızdaki en büyük zevk olduğunu söylüyorsunuz.. Atölyem benim tırnaklarımla kurduğum ve çok çalışarak bugüne taşıdığım mabedim. İnsan emek verdiği şeyi daha çok seviyor, daha çok bağlanıyor..