kumluca sözlüğü - Batiakdeniz.com
Transkript
kumluca sözlüğü - Batiakdeniz.com
KUMLUCA SÖZLÜĞÜ Abcallamak Adamcıl Adda Ağa Ağaran Ağarıntı : : : : : : Ağdırmak : Ağıl : Ağmak : Ağmalamak : Ağmaşmak : Alabacak : Alaf : Alak : Alama : Altalamak : An Anız : : Annac : Apak Apışmak Arık : : : Arkaç : Aykırı Babba Badıl : : : Bağırtlak : Bakır : Balgımak : Balıklağa : Banmak : Baylan : üstünden atlamak ( deve için ) adamı seven ( çocuk dili ) gezme ağabey sütten üretilmiş yiyecekler süt ürünleri yukarı doğru sürüp götürmek koyun keçi katılan yer yamaca doğru yavaş yavaş tırmanmak ağaca veya direğe çabucak tırmanmak sarılmak, sarılarak yukarıya çıkmak, tırmanmak laf taşıyan, dedikoducu ( yulaf'tan ) hayvanların saman yediği sandık çiftleşmek isteyen dişi köpek avuç içini dolduracak büyüklükte taş aşağı durumda olduğunu hissettirmek tarla sınırı ilk süt, ağız sütü karşı, bir yer ya da kişinin karşısı bembeyaz ayakları açıp beklemek yere açılmış küçük su kanalı dokuma sırasında yetmeyen yere eklenen ip ters, dolambaçlı ( yol ) ( çocuk dili ) ayakkabı taştan çıkan gür su çocukların üstlerini kirletmemesi için göğüslerine takılan önlük kova bolluk içinde, rahat rahat yaşamak içinde balık yaşayan ve kayadan çıkan suyun gözü tadına bakmak ( aslı "daldırmak, batırmak"tan ekmek daldırmak ) nazik, sıkıntıya gelemeyen ( Beğer(behr) : Bekitmek : Belek 1 : Belek 2 : Belleme : Bertmek : Beslenki : Beze 1 : Beze 2 : Bıdıramak : Bıdırsadır : Bıkılmak Bılla Bicik Bidağa : : : : Bisi : Bisseğel Biyol : : Boduç : Boğazak Bortlamak : : Botak : Bozçalamak : Bozulamak : Böğrülce : Böngeç : Buğurcu Buğursamak : : çocuk ) zaman 1-yüklemek , 2-yavaş ve etkili bir şekilde vurmak (berkitmek'ten olabilir) çocuk kundağı gözlerini açarak, öfkeyle bakan ( hayvan ) atın üşümemesi için üzerine örtülen dokuma veya bez parçası yarada etin dışarı doğru çıkması ağaların besledikleri ve ev işini gördürdükleri ufak çocuk 1-bir ekmeklik hamur topu kol veya bacakta çıkan yaranın kökünde oluşan ağrılı topaklık öfkeyle konuşmak alçak sesle karşılıklı konuşmak bükülmek kocanın kız kardeşi, abla meme, hayvanların memesi bir defa daha ( kısaltılmış ) kedi ( pişik, pisi, püsü biçimleri vardır ) biraz, bir miktar.. bir defa kısa boylu ,bakırdan yapılmış sürahi ya da su bardağı çok yemek yiyen devenin yavrulaması bozlak, boz renkli bir kuş türü ( eti ) yavaş karıştırarak hafifçe pişirmek devenin acı ile bağırması böğründe siyahlık olan bir fasulye türü ( bkz. karagöbek ) akarsularda suyun toplandığı doğal gölet üç- dört yaşındaki yoz deve dişi devenin çiftleşmek KUMLUCA SÖZLÜĞÜ Bulamak : Bum Buymak : : Buzalamak : Büğelek Büğemek : : Büvelmek : Büvet : Cereme : Cığcığ : Cılıngız Cıngırak Cırlağaç Cırlak 1 Cırlak 2 : : : : : Cıs : Cibi : Cici Culutmak : : Cücüklemek : Çağşır : Çallanmak : Çandır : Çapıttan : Çardak : Çatma : Çatmak : Çeç : istemesi bir şeyin her tarafını kaplayacak biçimde daldırmak, karıştırmak ( çocuk dili ) su çok üşümek sığırın doğurması (buzağı+lamak'tan) hayvanları sokan, sinekten büyük bir böcek bir akarsuyun önüne set çekmek secde eder gibi yüzükoyun yatmak yapay gölet zarar etme, fazladan masraf etme, zarar ziyan cırcır böceği ( bkz. cırlağaç ) ) zayıf bir çeşit tahtıravalli cırcır böceği ( bkz. cığcığ ) boşyere gereksiz konuşan mobilet ( çocuk dili ) yanma tehlikesi tavuk yada kuş yavrusu, civciv ( çocuk dili ) güzel kara kara düşünmek soğan veya buğday tohumunun filiz vermesi siyah koyun yününden yapılan pantolona benzeyen giysi erkek devenin çiftleşmek istemesi kırma, melez.. iki türün çiftleşmesinin ürünü eski bez parçalarından dokunan yazgı üzeri örtülü dinlenme yeri atları birbirine bağlayarak harman sürme 1.birleştirmek 2.kavga etmek için sataşmak ayıklanmış, sapı tanesinden ayırılmış buğday veya arpa Çemkirmek 1 : Çemkirmek 2 : Çemremek : Çemrenmek : Çenilemek : Çıkı : Çımkı 1 Çımkı 2 Çımkırmak Çımkışmak Çıngı Çıntar Çırkık kapı : : : : : : : Çıtlık : Çıvmak 1 : Çıvmak 2 : Çiğin : Çilbir : Çilkim Çimmek Çiş : : : Çitemik : Çomak : Çorap takka Çöğdürmek : : Çökek : Çörtük : Çulha Çumbur : : Dabak : Dadanmak Dağarcık : : yığını küçüğün, büyük karşısında bağırıp çağırması köpeğin öfkeyle havlaması ( elbisenin kollarını veya eteğini ) yukarı toplamak, sıyırmak kadınların eteklerini beline dolaması yavru köpeğin acı ile bağırması birşeyler (çoğunlukla ekmek ) sarılan bez parçası ince odun ateş, su veya çamur zerresi, ( su veya çamur ) sıçramak karıncalanmak kıvılcım, zerre dağ mantarı ağaçtan yapılan bahçe kapısı saçma gibi ufak meyveleri yenen bir maki bitkisi ( kurşun veya taş parçası için ) fırlamak fidenin veya ağaç dallarının hızla büyümesi omuz hayvanın başına takılan yuların ipi üzüm salkımının parçası yıkanmak ( çocuk dili ) tuvalet ihtiyacı çıtlık ağacının saçma tanesi iriliğindeki meyvesi bir metreden kısa ince uzun değnek örgü iple yapılan şapka işemek, ayakta işemek develerin çöküp dinlendikleri tozlu yer yabani armut, çakal armudu, ahlat çul dokuyan yabani üzüm koyun ve keçilerin ağzında çıkan yara alışmak, tadına varmak deriden yapılan ve içine KUMLUCA SÖZLÜĞÜ Dakmak : Dallamak : Dangıramak : Daşırgamak : Daylak Debbek dübbek : ekmek türü yiyecek konan torba ( hayvanı bir yere ) bağlamak ( elle tutup ) kaldırmak yüksek sesle kalın ve zevksiz konuşmak yük hayvanlarının ayağını taşın iyice aşındırıp hayvanın basamaz olması dört-beş yaşındaki tülü deve : gelişigüzel, rasgele Değidi de : Dengilmek : Depmek : Devinmek : Dıka -dıkaç : Dıkım : Dıkmavık Dılcık Dıllamak : : : Dıllanmak : Dımıcık Dımınmak Dıngıl Dınnacık Dınnak : : : : : Dibek : Dibelek : Didek Dikelmek Dimdik Dimi : : : : Dimilemek : şaşırmak anlamını ifade eden ünlem ( de gidi de'den bozma ) yana doğru yatıp dirseğinin üstüne uzanmak bastırarak doldurmak davranmak, çabucak hareket etmek testi ve su kabağının ağzını kapamaya yarayan kozalaktan yapılmış kapak bir parça ya da bir lokma yiyecek baykuş aklı havada haylaz kız ( bir şeyi bir yere ) asmak ( bir yere tutunup ) asılmak, sallanmak azıcık çömelerek bekleme zayıf olabilidiğince az çok çok az tahıl, tuz veya baharat dövülen çeşitli boylarda aygıt dikine sapı olan kovaya benzer bakır kap 1-gaga, 2-( mcz ) sivri kısım dik durmak, ayakta durmak gaga ortası kısa erkek şalvarı ( birinin ) gömleğini şalvarının içine koymak, üstüne başına çeki düzen Dimilenmek : Dinelmek Dipli : : Diremlemek : Diril Dişemek 1 Dişemek 2 : : : Dişindirik : Doğuş : Dolama : Dorum : Doşan : Döğecek : Döğümlük : Döndüreç : Dugguk : Dul : Duşamak : Dünek : Dürge : Dürm Düt : : Düver : Düzgeç E' : : Ebe : Ebişmek : Ebiştirmek : vermek ( kendisinin ) gömleğini şalvarının içine koymak, üstüne başına çeki düzen vermek ayakta durmak eski, köklü kapıyı içeriden sağlamca kilitlemek ince kumaş türü çocuğun diş çıkarması değirmen taşına diş açılması hayvanın kolay zaptedilmesi için çenesinin altından geçen zincirle yapılmış ilkel gem kısa ve dik kulaklı keçi parmakta çıkan ve parmağı çepeçevre kuşatan yara bir yaşını doldurmuş deve yavrusu eskimiş, kullanılmaz hale gelmiş ağaçtan yapılan sarımsak vs. ezen el dibeği sabır ekmek pişirmekte kullanılan ağaçtan yapılmış,uzun,yassı, alet guguk kuşu arkada kalan görünmeyen yer hayvanların ön ayaklarının birbirine bağlanması kümes saçta yapılmış iki adet yufka ekmeğinin katlanmış şekli ( çocuk dili ) su ( çocuk dili ) araba toprak evlerin çatısına boydan boya konulan ağaç kalemtıraş (çocuk dili ) pis, kirli 1- nine, 2- doğum yaptıran kadın 3- oyunda cezalı olan ( çocuk için ) birisinin sırtına binmek çocuğu sırtına yüklenmek KUMLUCA SÖZLÜĞÜ Ece : Efem Eğnel : : Eğrek : Ekenek Eletmek : : Elikmek : Ellik 1 : Ellik 2 : Ellileşmek : Emlik En Endeğe Endeme Endikmek Enek : : : : : : Enemek : Ensi Entere Ergen : : : Eserik : Eserikli : Eskin : Evlek : Evmek : Eyef Ferek Fırdöndü : : : ağabey ( kendinden büyüklere söylenir ) kadınlar kocalarına derler ekin biçerken izlenen yol koyun ve keçilerin dinlendiği taş, ağaç dipleri ekilebilir yer götürmek taşımak yakını olan birisinden el diye ızdıraplanmak, utanıp sıkılmak ekin biçerken parmaklara takılan ağaçtan yapılan aygıt yakınlar, hısım akraba ekin biçerken birlikte ahenk içinde folklorik şekilde ekin biçmeleri emen oğlak veya kuzu ek yeri, bedendeki eklemler yanındaki, elindeki ( şey ) sebze fidesi korkmak kısır davar veya koyun 1-kısırlaştırmak 2-kurumuş fidelerin yerine yenisini dikmek ucu yanmış odun üç etekli entari evlenmemiş genç, reşit küçükken havale geçirmiş kişilerdeki öfkelilik durumu sara veya öfke nöbetleri geçiren ( kişi ) esinti, aynı anda farklı yönlerden gelen esinti bir dönümün dörtte biri, yani 250 metrekare toprak parçası acele etmek sert ağaçların dalından eğilerek yapılmış halka (boyunduruğu sabana takmakta kullanılır üzüm asması ağdırılan kesilmiş, kuru ağaç ucundaki halka sonsuz dönen basit bir alet(hayvan bağlamakta kullanılır). Fırışka : Fışkırık : Fıydıklamak Fıydırmak Fisil : : : Fişşek : Gabaş : Gacara : Gagga : Galaklamak : Ganere : Ganırmak Garanı : : Gasnak : Gavara Gavaracı Gaydırıgubbak Gaygınca : : : : Gebeş : Gebiz : Gebreğe : Gedel : Gen Ger Geremek : : : Geren : Gerge : Geriz : Geven : rüzgarla döne döne yağan yağmur, sulusepken suyu zerreler halinde fışkırtan ve ilaç yapmakta kullanılan el aleti fırlatıp atmak elle uzağa atmak filiz yayık yaymakta kullanılan ucu geniş alet boynuzsuz (koyun veya davar) boş konuşan, kuru gürültü yapan, kavgacı ( çocuk dili ) yiyecek, yumurta sendelemek ( "kanara"dan bozma ) görgüsüz eğerek, zorlayarak kırmak karanlık elek, kalbur gibi araçların ağaçtan yapılmış kısmı balsız petek boş ve gürültülü konuşan hafifmeşrep ( kadın ) danaburnu karnı ileri doğru çıkıntılı olan ( kişi ) verimsiz toprak atın tüylerini silmeye yarayan, kıldan dokunmuş kese yamaçlarda ekilmek için yapılmış teras sürülmemiş tarla mora yakın ala renkli ( kapıyı ) örtmek, kapamak toprak evlerin üzerine dökülen su geçirmez, killi toprak dokuma sırasında kilimi,çulu germeye yarayan aygıt çukur yerlerden su geçirmeye yarayan ağaçtan oyulmuş kanalet yaylalarda olan dikenli bir KUMLUCA SÖZLÜĞÜ Gıpçık : Gıpçınmak : Gıran Gırla Gidişmek Gilik : : : : Gireniz : Girişmek : Gocunmak : Goduk : Golan : Göce : Göce çorbası : Göcen Göde : : Gök : Gömeç Görek Göyleme : : : Göylemek : Göyletmek : Göynek : Gözemek : Gulu : Gunnamak : Gurdak : Gurdalamak Gutmavık Gücüle : : : Gümül : bitki türü çok hareketli,yerinde duramayan birşeyden rahatsızlığını belirtecek biçimde davranmak salgın hastalık hızlı, toplu hareket etmek kaşınmak çekirdek deveyle yük taşımak için dokunmuş büyük çuvallar işe başlamak rahatsız olmak, kendini suçlu hissetmek yeni doğmuş eşek yavrusu dokunmuş yassı ip(çocuk kundaklamakta kullaanılır). buğday yarması buğday yarmasından yapılmış çorba tavşan yavrusu kısa boylu, şişman 1.mavi 2.bitkilerin meyvaların olgunlaşmayanı yeşili balla dolu petek anahtar bir yaşındaki dişi davar koyun keçi gibi hayvanların çiftleşmesi koyun keçi gibi hayvanları çiftleştirmek elde dikilmiş, kolve yakası işlenmiş iç çamaşırı ekilmiş fidelerden ölen veya bozulanların yerine yenisinin dikilmesi hindi eşeğin doğurması ( kulunlamak'tan ) hareketli, her şeyi kurcalayan ( çocuk ) kurcalamak baykuş ancak, yenice tanelerin dökülmemesi için dik konmuş susam demeti Gürdün Güre Güveğen Güverti Güzle Halıberi Han Haranı Harar Harım Hasıl Hatap ağacı Hepten Hergeleci Hı Hıra Hırlamak Hışılamak Hıştınmak Hiye Hodul Hok Holuz Hopa Hora Hoş Hoşbeş Höğle : semer veya palan eskisi : yabani , insandan kaçan hayvanların kanını emerek : yaşayan arı büyüklüğünde bir sinek : yeşillik güz mevsiminde kalınan : yöre : "idare eder" anlamında söz işe yaramaz eşyaların : konduğu toprak dam : büyük tencere kıldan dokunan saman : koymaya yarayan büyük çuval bahçenin etrafına çalıdan : örülen çit buğday ve arpanın : olgunlaşmadan yeşil olarak biçileni : deve havıdının ağaçları : topyekün köyün hayvanlarını otlatan sığırtmaç(öküzcü) ın : yardımcısı olan yavru hayvanları otlatan "al, buyur" anlamında davet : sözü zayıf, hastalıklı insan veya : hayvan : köpeğin saldırı öncesi sesi hafifçe ince ses çıkarmak, : hafif tazyikli ince akan su sesi ( "hiç-tinmek"ten ) : vazgeçmek, bırakmak, boşlamak "öyle, evet" anlamında onay : sözü : alıngan, kaba : deve için ( dur ) buğday elemeye yarayan : kalburdan büyük, gözenekli elek : iri erkek deve : şurası : deve için ( kalk ) : sohbet : şöyle KUMLUCA SÖZLÜĞÜ Höşmerim : Hötteğe : Höyük : Ih Ingıl çıngıl Innacık Irak Iramak Irbık : : : : : : Isıran : Iskıran : İçgeçiği İğdiş : : İğlek : İhicik : İsilik : İşlemek : İteğe : Kak : Kaklık : Karagöbek : Karamık : Karamıklı : Karlangıç : Kasnak : Kayalık Keleş Kellemek Keme Kepez Kertik Kes : : : : : : : süt kaymağından yapılan yiyecek az ilerideki ( şey ) tarihi kalıntıların bulunduğu yüksekçe yer deve için ( çök ) incik boncuk, bujiteri birazcık uzak uzaklaşmak ibrik ocaktan kül almak için demirden yapılan alet, kül küreği hamur bölmeye yarayan keskin demir parçası ishal hadım edilen deve ve at hayvanların hastalıklısı, bakımsızı, zayıfı işte anlamında sıcaktan boyunda veya göğüste çıkan kırmızı, küçük sivilceler çalışmak, iş yapmak ekmek yapılırken unun dağılmaması için serilen sofra bezi erik, elma ve ayvanın dilimler halinde kurutulması dağlarda suyun toplandığı taştan oluşmuş oyuklar böğründe siyahlık olan bir fasulye türü yaylalarda küçük siyah meyveleri olan bir çalı türü elmalı'nın karamık köyünden gekmiş bir aşiret kar ocağı sofrada sini altına konan yuvarlak elek çerçevesi 3-4 yaşında dişi deve güzel, gösterişli yeniden filiz vermek küçük fare kısa, bodur çalı çentik iri saman Kesik Kestel Kevsik Keycek Kıh Kımçı Kımsır Kırçmak Kırgı Kırıntı Kısır Kıtı Kıya Kıyna Kolak Konur Koruk Koşan Kozak Köhün Körmen Köşek Kula Kurdeşen Kuzuluk Kükremek Külür Külüstür Kümük Kürnek Kürnemek Kürneşmek Kürük : kanal, su kanalı çuvaldıza takılan kıldan : veya yünden eğirilmiş ip : çok iri saman : elbise, giyecek : ( çocuk dili ) kesici alet : kamçı : cimri ( ip ya da teli ) taşla veya : demirle ezerek koparmak : ufak çalı çırpı insanı doyurmayan ufak : tefek yiyecek bulgurla yapılan bir soğuk : yiyecek türü : kısa : ağabey : inatçı : kolsuz, çolak : kül renginde : üzümün olgunlaşmayanı koyun ve keçilerin sağıldığı : yer : kozalak kargı veya hayıttan yapılmış : büyük sepet çayırlarda yetişen yumrulu : bir ot türü : deve yavrusu : kızıl ile boz arası at rengi : allerji koyun ve keçi yavruların : beklediği yer : devenin öfkeyle bağırmak tanesinden ayrılmış mısır : koçanı : çok eski kulakları kısa ve kıvrık olan : davar veya koyun davar veya koyunun : dinlendiği,tavukların toplandığı yer davar veya koyunun ağaç : veya taş dibinde dinlenmesi hayvanların bir araya : toplanması burnu kısa ve küt olan davar : veya koyun KUMLUCA SÖZLÜĞÜ Küt Lök Lök Mağar Mamma Mangöz Maya Mayışmak Memik Melik Meneviş Merdek Mıdıl Mıh Mıy mıy etmek : keskin olmayan : iki hörgüçlü erkek deve yumurta akı ve sabunla : hazırlanmış ilaç ( kırık çıkıkta kullanılır ). pınar, suyun yerden çıktığı : yer : ( çocuk dili ) yiyecek ambarın küçüğü,tahtadan : yapılmış kapaklı buğday kabı : çift hörgüçlü dişi deve : gevşemek parlıcan, salatalık gibi : sebzelerin küçüğü : saç örgüsü ışığın parlak zeminde : yansıması, yalbırtı çam ağacından yapılan : toprak evlerin düğerlerinin üzerinde bulunan ağaç hayvana yürümesi için : dürtülen ucu çivili sopa : çivi : söylenerek ağlamak Mızgamak : Mızıramak Murt : : Muşmak : Mutaf : Nacır : Nağla : Nağrasın : Namsa Nen Oba Obaçana : : : : Oklağa : Oku : azıcık uyuyuvermek, uyuklamak söylenerek ağlamak mersin şapkanın istündeki veya alnındaki toka ( muşvak ) yan duran kilim tezgahı tülü ve yoz devenin çiftleşmesinden oluşan melez deve nasıl yok olduğunu üzülerek söylemek ( "ne arasın"dan kısaltma ) cibinlik ( çocuk dili ) uyku komşu komşuya çok giden kişi yufka açmaya yarayan silindirik ağaç parçası davetiye olarak gönderilenbardak, kibrit gibi Olçum : Omman : Oturak : Öcü Öğrek : : Öleze : Ölgülük Öndüğün Önezek : : : Öpçük : Örük : Örüklemek : Örüm : Örüm bozumu : Övendire : Özek Pala Pala pula Palaz : : : : Paldım : Panuş : Pardı : Parpı : Parpılamak : Parpılanmak Patlak Pıhlız Pılçırmak Pırtı Poçu Potur : : : : : : : şeyler bir işi iyi kötü becerebilen kişi, alaylı değirmenin su borusu kısa bacaklı tabure (mcz.kıç, kalça ) ( çocuk dili ) korku at sürüsü ( ölecekmiş gibi ) zayıf, cansız cenaze çıkan ev geçen gün av beklenen yer çuvalların iki yanında tutmak için dokunmuş ipler hayvanı sikkeye bağlayan zincir ( hayvanı ) sereserpe yayılması için uzunca bağlamak ekin tarlası, ekili yer mahsülün kaldırıldığı zaman çift sürerken öküzleri sürmeye yarayan uzun değnek iç güç, gayret, çaba eski bez parçası eski püskü keklik yavrusu eşeklerin semerinin ileri gitmesini önleyen arkadan bağlanan kayış giyimi düzgün olmayan, dağınık ( bkz. pallavuş ) toprak evlerin tavanlarını kapatmakta kullanılan geniş çam yarmaları azar, acı söz tedavi amacıyla birini korkutmak ( urasa sırasında yapılır ). azar işitmek patlamış mısır az yiyen tiftiklenmek her türlü giysi ( "puşi"den ) atkı, dolak ortası dar şalvar KUMLUCA SÖZLÜĞÜ Pürü : Sağan : Sağdıç : Samıt : Samra Sap : : Saplık : Sarmak : gürmek olmak Savak : Savalamak : Savran : Secereli : Sele : Senit : Seren Sevi Sınaplı Sınavı ( sınağı ) Sındı : : : Sınıkçı Sıvışmak Sıybınmak Sıyma Sibek Sikke Silbiç Sirili Sokarık Sorutak iğne yapraklı ağaçların yaprağı sağılan mal düğünde gelin ve güveğiye kılavuzluk eden kimse konuşamayan ( kişi ) ( arapça samt-susmak'tan ) hayvan gübresi yolunmuş ekin kazma kürek sapı yapmak için kesilmiş ağaç sevinçle ve coşkuyla sarılışmak büyük arıklardan küçük arıklara suyun dağıtıldığı yer uzaklaştırmak, def etmek deveci, deve bakıcısı ( farsça sârbân'dan ) huysuz, soyu bozuk kargıdan veya hayıttan örülen orta boy sepet üzerinde ekmek yapılan tahta raf, sergen aşk, sevgi şeytanlı yer : kurnaz : makas kırık çıkık işlerine bakan : kişi, olçum : usulca,sessizce kaçmak sarılarak veya kayarak : aşağıya inmek : yerleşme bebeklerin çişinin beşikte : silbişe ulaşmasını sağlayan kargıdan yapılmış boru hayvan bağlanan ucu halkalı : demir kazık çocukların beşiğine : yerleştirilen kabakttan yapılmış özel sürgü : asabi : yeni çıkmış ekin suratını asan, sürekli : somurtan ( kişi ) Sorutmak Söğsük Sömek Söven Suluk Susak Sücüklemek Süzek Şaplak Şapşak Şarşar Şaşırmak Şibbek Şirik Şirlengiç Şişek Tabalak Takıtuku Tecir Ted Tek Tengerek Tepit Teynel Tıkdelen Tınas Tırışçı Tırlak Tirik Tiydirmek : suratını asmak, somurtmak süpürge yapmakta kullanılan, uzun yuvarlak : yapraklı, sarı çiçekli bir maki bitkisi : mısır koçanı çit yapmada kullanılan, bir : ucu yere çakılan ağaçlar : el yıkama yeri, lavabo ağaçtan oyulmuş bardak : biçiminde çanak tohumun toprağa doğru filiz : vermesi : çiçek sulanan delikli su kabı : yumuşamış, pelteleşmiş et ağaçtan yapılmış, saplı : bardak, çamçak : şarlayarak ( akmak ) fideyi bir yerden kaldırıp : başka br yere dikmek. : lastik terlik : hurç, denk az akan çeşme, çeşmenin : bulunduğu yöre iki yaşından küçük koyun ( : kuzulamamış koyun ) küçük su kabağından : yapılmış su kabı ( eskiden bardak yerine kullanılırdı ) : işe yaramaz eşya : pazar yeri köpeği azarlamakta : kullanılan "uzaklaş "anlamında ünlem : uslu yün ve kıl eğirmeye yarayan : ağaçtan yapılmış aygıt arpa buğday unundan : yapılmış köpek maması : defne ağacı : ağaçkakan dövülmüş fakat sapı ile : tanesi iyice ayıklanmamış buğday yığını : yalancı : iki yaşındaki deve : sincap : fışkırmak, fışkırarak akmak KUMLUCA SÖZLÜĞÜ Tokat : Tokatçı : Tokuç : Topan : Toru : Toşur : Toy : Tozluk çorap : Tuğra Tuğşamak : : Turluk : Tutkun : Tülü : Tünek : Tünlemek : Tünmek : Tütüncül Uğramak Uğratmak : : : Uhra ( uğra) : Uhra çanağı : Urasa : Uzun oturmak : Üleşmek : Ümük : Ümzük : Ünnemek Vınılamak Vici vici Yakım : : : : cezalı hayvanların kapatıldığı yer ova, ev ve bahçeleri bekleyen bekçi çamaşır yıkamada kullanılan yassı araç pamuk veya sazdan yapılmış yastık türü çam, ardıç, sedir ağaçlarının fidanı eni boyu bir ( taş, ağaç veya insan ) acemi, yeni öğrenen koyun yününden örülen renkli çorap yünden dokunmuş torba eskimeye yüz tutmak koyun yününden yapılıp çoban çadırlarının üstüne örtülen örtü birbirini sürekli kolayıp gözetleyen kardeş veya arkadaş çift hörgüçlü, uzun tüylü bir deve türü kümes (yukarı doğru ) sıçramak, zıplamak ( ileri doğru ) sıçramak, zıplamak ( deve için ) tütünü seven yola çıkmak uğurlamak hamurun yapışmaması için kullanılan un un kabı çeşitli durumları iyiye çevirmek için yapılan tılsım yatarak durmak, dengilmek paylaşmak gırtlak, boyunun ön kısmı emzik, çaydanlık ve ibriklerin gagaya benzeyen ağzı çağırmak, seslenmek "vın" diye ses çıkarmak sevimli, canayakın başkası veya bir olayı anlatan ağıt söylemek parlak, yalbırak köpeğin yal yediği veya su içtiği yer ağaç kabuklarının iç kısmındaki beyaz sulu doku yamaç asma yaprağı sırt, iki omuzun arası üzerinde ekmek açılan tahta, senit yakmak Yalabık : Yalak : Yalamık : Yamız Yapık Yargın : : : Yastaç : Yastık yamamak : uzun süre hasta yatmak Yatalak : Yavul yuvul etmek : boş boş konuşmak Yellice : Yiğe : Yirik Yirim Yuluk Yurdakaçan : : : : Yuvarlak : Zapıramak Zıbıdak Zıbık gibi Zığıtmak Zıypıncak Zıypmak Zingildemek : : : : : : : yatan, kendi işini göremeyen hasta rüzgar esen yer veya sarası tutan kişi gizlice yiyen, zarara giden hayvan hafifyırtık akarsuyun yırttığı yer sapanın taş konulan yeri yoz devenin yavrusu toprak damları sıkıştırmada kullanılan yuvarlak taş hızlı koşmak çok ıslanmak dar ( pantolon ) çok üşümek kayarak inmeye uygun yer kayarak inmek aç susuz dolaşmak