İTÜ KÜLTÜR VE SANAT BİRLİĞİ
Transkript
İTÜ KÜLTÜR VE SANAT BİRLİĞİ
İTÜ KÜLTÜR VE SANAT BİRLİĞİ DÖNEM : EYLÜL’12 SAYI : 27 İÇİNDEKİLER Kültür ve Sanat Birliği Yeni Eğitim – Öğretim Yılı Mesajı 2011 – 2012 Döneminde KSB Köşe Yazıları Mizah Kulübü Yaşama Dair Görgü ve Nezaket Kültür – Sanat Köşesi Tiyatro Sergi Konser YENİ EĞİTİM – ÖĞRETİM YILI MESAJI SEVGİ, GÜVEN, DEĞİŞİM Sürdürülebilir bir sistemin, diğer bir adıyla kurumsallaşmanın, sadece teknik değil aynı zamanda sosyal boyutlu bir kavram olduğunu anlamak, köklü değişimlerin ve başarının önünü açacaktır. Bireycilik ve dar kafalılığın günümüz sosyal sisteminin en büyük iki sorunu olduğunu dikkate alırsak, sürdürülebilir yaşama geçişin ancak birlikte ortaklaşa bir dönüşümle mümkün olacağına, bunun da sevgisiz olamayacağına inancımız sonsuzdur. Sürdürülebilir yaşama geçmek için vizyon oluşturmak, bağlantılar kurmak, gerçeği söylemek, öğrenmek ve sevmek başlıca unsurlardır. Kültür ve Sanat Birliği’nde, geçen eğitim ve öğretim döneminde yaptığımız tüm uygulamaları bu düşüncelerle hayata geçirdik ve başarılı olduğumuzu düşünüyoruz. Dolayısıyla, sürdürülebilirlik için sevgi, güven ve kişisel değişimin önemini ortaya koyarak, sürdürülebilirliğin sosyal boyutunu görünür kıldık. Birbirini tanıyan ve aynı kuruma ait insanların arasındaki ilişkiler güven, karşılıklılık ve itibara dayandığında başarının artması kaçınılmazdır. Bu yüzden, KSB yönetiminde, ‘Güven’, ‘Karşılıklılık’, ‘İtibar’ gibi sosyal tabanlı ilişkilerin geliştirilmesi amaçlanmış ve bu sistemin elde edilen başarıda kritik öneme sahip olduğu görülmüştür. Bu duygularla yeni dönemin ve eğitim - öğretim yılının başarı ve sevgi getirmesini dileriz. Verimlilik, iyi eğitim ve kurumsallaşma parolamız olsun. Sevgi ve saygılarımızla, Doç.Dr. Hakan AKYILDIZ KSB Eşbaşkanı Y.Doç.Dr. Özgür ÜSTÜN KSB Eşbaşkanı 2011 - 2012 DÖNEMİNDE KSB KULÜPLER ŞENLİĞİ ‘11 Üniversitemize yeni katılan öğrencilerimize kulüplerimizi tanıtmayı amaçlayan “Kulüpler Şenliği” etkinliğimizi gerçekleştirdik. Her akademik takvimin ikinci haftasında gerçekleştirdiğimiz etkinliğimizin üçüncüsü 2 – 3 Ekim 2012 günü gerçekleştireceğiz. KÜLTÜR VE SANAT BİRLİĞİ – İŞ VE İNSAN KAYNAKLARI MERKEZİ "KARİYER ETKİNLİKLERİ SEMİNERİ" Kulüplerimiz tarafından sıkça yapılan etkinliklerin başında gelen “Kariyer Etkinlikleri” ile ilgili birimimiz olan İş ve İnsan Kaynakları Merkezi ile ortaklaşa olarak düzenlediğimiz ve belirli periyotlarda tekrar ettiğimiz bu seminerlerde kulüplerimize daha çok fayda sağlamayı amaçlıyoruz. 22 KASIM KSB KURULUŞ YIL DÖNÜMÜ Geleneksel olarak kutlamayı planladığımız “22 Kasım KSB Kuruluş Yıldönümü” etkinliğinde, geçmiş dönemlerde KSB Başkanlığı görevini üstlenmiş hocalarımızla bu özel günde bir araya gelerek 24. kuruluş yıl dönümünü kutladık. İTÜFEST ‘12 İTÜ Rektörlüğü tarafından düzenlenen, KSB tarafından yürütülen İTÜFEST’12 etkinliğinde, D.J. Suat Ateşdağlı, Murat Boz, Duman, Vega, Halil Sezai, Nil Karaibrahimgil ve Hadise bu yıl festivale katılan sanatçılar oldu. İSTANBUL’U SEVİYORUM - EL ELE VERELİM, KORUYALIM! KSB olarak, üniversitemiz dışında yapılan, bizleri de ilgilendirdiğini düşündüğümüz bir etkinliğe destek verdik. İstanbul’un simgelerinden biri olan üniversitemiz adına, Doğa İle Barış Derneği önderliğinde Türkiye Çevre Kozası’nın gerçekleştirdiği ‘İstanbul’u Seviyorum’ etkinliğinde 2.183 tekne ile birlikte İstanbul Boğazı, yakıt ve tehlikeli madde yüklü tankerlerin geçişine kapatılmıştır. Eyleme Hezarfen Havaalanı Eğitim pilotları da 3 eğitim uçağı ile destek vermişlerdir. Etkinlikte yunusların ve martıların da bizlere eşlik etmelerini görmek bizler için de güzel bir anı oldu. KOZALAK ATÖLYESİ – YIL SONU SERGİSİ Kültür ve Sanat Birliği ana binası, en renkli, en şirin etkinliklerinden birini yaşadı. Sanatsal Tasarım Kulübümüz altında faaliyet gösteren ‘Kozalak Atölyesi’ yıl sonu resim sergisi düzenlediler. Ana bina yönetim katında yapılan sergi, ortamın renklenmesini sağladı. GÖRGÜ VE NEZAKET Görgü nedir? Elimizden geldiğince anlatalım. Görgü; tam ve net olarak duyguya hakim olmak, hissedileni ve şık olanı ifade etmektir. Görmüşlük, bilmişliktir. Nezaket nedir? Duyguya şık ve yakışıklı ifade katıp sergilemektir. Bu ifadeyi sadece teşekkür etmek anlamında düşünmemeliyiz. Huysuz ve herkese kötü davranan bir adama tepki göstermek hatta onu dövmek nezakettir. Bu konuyu iyi anlamak lazım aslında. Bir örnekle ifade edebilirsem; uçakta ayakkabısını çıkarmak görgüsüzlüktür, şık olmaz. Ancak ayakkabısını çıkarıp da etrafındaki insanlara kokusunu çektirmek ise nezaketsizliktir. Aynı zamanda hesaplı övmek, aklına geleni söylemek, teşekkür etmemek de nezaketsizliktir. Nezaket; bir içkiyi veya yiyeceği ikram etmektir, fakat ısrar etmek ve zorlamak değildir. Biraz önce dediğim gibi herkesi rahatsız eden, huysuz, agresif, kötü insanlara tepki göstermek de nezakettir. Kötü birine tepkinizi koyarak insani saygınızı artırmış olacağınız gibi, kötü insandan rahatsız olan diğer insanların da iyiliğine hareket ettiğiniz için onlara nazik bir davranışta bulunmuş olursunuz. Bir hırsızı düşününüz. Herkesin gözünün önünde hırsızlık yaptıktan sonra da sizin bulunduğunuz yöne doğru hızla kaçıyor. Onu kovalayanlar ve çevre halkı o anda sizin hırsızı yakalayarak iyi bir hareket yapacağınızı düşünür. Hırsıza bir çelme takarsınız, o yerdeyken diğer insanlar yakalar ve onu döverler. Siz nazik biri olursunuz, çünkü gerekeni yapmışsınızdır. Eğer bir de üstüne çullansaydınız nazik olmazdınız. Bize okul çağlarımızda dahi zorla öğretilen nezaket kuralları vardı. Öğretmen gelince ayağa kalkılır. Ama neden? Öğretmenler öyle istediği için değil tabikide. Bizden yaşça büyük bir insana, bize birşeyler öğretmek için fedakarlıklara katlanabilen bir insana, sevgi, şefkat ve sabırla yaklaşan bir insana saygımızı belli etmek için. Yaşlı biri geldiğinde oturuşunu daha usturuplu bir hale getirmek, anneye ve babaya ismiyle değil de en yüce unvanlarıyla hitap etmek de aynı şeyler. Bunlar nezaket, yapmamak nezaketsizlik, farkında bile olmamak ise görgüsüzlüktür. Örneğin otobüsteyiz farz edelim; yaşlı bir beyefendiye veya çocuklu veya yaşlı bir hanımefendiye yerini vermek ve rica ederek buyur etmek büyük bir nazakettir. Bu eylemi yapmamak nezaketsizliktir, umursamamak ise görgüsüzlüktür. Eğer ayakta bekleyen ve yer verilmesi gereken kişiyseniz, oturan şahıstan yer vermesini istemek görgüsüzlüktür, rahatsızlık veya başka bir nedenle yer almak istemeniz ise nezaketsizliktir. Siz uyarmadan size yer veren birine teşekkür etmek adeta farzdır. Eğer teşekkür etmezseniz hem görgüsüz, hem nezaketsiz olursunuz. Herhangi birşey için de onlarca teşekkür cümlesizi ve kelimesini ard arda dizdirmek de nezaketsizliktir. İnsanların yüzüne bakarak dinlemek, onları dinlerken dinlediğinizi belli etmek, nezakettir. En büyük nezaket ise bunların yanında gerçekten dinlemektir. Sadece belli etmek yetmez, dinlemek de gereklidir. Saygıyı hak eden insanlara, yaşça büyük insanlara, amir olarak üst kıdemlilere saygı göstermek nezakettir. Ancak bunu içten duygularla, karşılık beklemeden yapmak nezakettir. Bir insanın yaptığı iyi bir işe teşekkür etmek nezakettir. Ancak o iş gerçekten beğendiğiniz bir iş ise, çıkarım gözetmeden teşekkür etmek nezakettir. Eğer beğenmediğiniz halde "iyi" derseniz nazik gibi görünseniz de olmazsınız, ancak düzeltmesini amaçlayarak eleştirmek nezaket olur. Herhangi bir fikre kapılmadığınız halde iyi veya kötü derseniz de bu yine nezaketsizlik olur. Amaçlı teşekkürler ve eleştiriler de kabalık ve görgüsüzlük olur. Asıl amacımız bunların anlamlarını ve ne olduklarını ezberletmek değil. Davranışlarımızdan çıkarım yapabilmek için bilmemiz gerekenleri göstermek istedim.. Bize de size takdim etme şerefi nail olur ki umarım bu da nezakettir. TİYATRO KORKU TÜNELİ YER : İkinci Kat (Beyoğlu www.ikincikat.org) TARİH : 4 -11 – 18 - 25 Eylül 2012 ÜCRET : 24 TL – 34 TL OYNAYANLAR : Banu Çiçek Barutçugil,Murat Mahmutyazıcıoğlu, Ushan Çakır, Eyüp Emre Uçaray KONU : ikincikat'ın açılış oyunu "Korku Tüneli" yeniden sahneleniyor. Yapılan anket sonucunda seçilen oyun, çocukluk korkularımız ve acımasız dünyanın geldiği son durumu mercek altına alıyor. "Kâinatın En Hızlı Saati", "Uğrak Yeri", "Kürklü Merkür", "Cam Yapraklar" gibi ülkemizde sahnelenmiş önemli oyunları yazan Philip Ridley, sinema/tiyatro alanlarında birçok önemli ödülün de sahibi. İlk oyunu "Korku Tüneli" ile de İngiliz tiyatrosunun önemli isimlerinden biri olmayı başarmış. İlk kadrosuyla sahnelenen oyunda Banu Çiçek Barutçugil, Murat Mahmutyazıcıoğlu, Ushan Çakır ve Eyüp Emre Uçaray oynuyor. Özlem Karadağ'ın dilimize çevirdiği metnin yönetmeni ise Sami Berat Marçalı. LİMONATA YER : İkinci kat (Beyoğlu www.ikincikat.org) TARİH : 5 – 12 – 19 – 26 Eylül 2012 ÜCRET : 24 TL – 34 TL OYNAYANLAR : Deniz Türkali, Heves Duygu Tüzün, Banu Çiçek Barutçugil, Barış Gönenen, Tevfik Şahin, Sezgi Mengi KONU : Sami Berat Marçalı'nın yazdığı oyun, bir ailenin dağılma hikâyesine odaklanıyor. 2011/12 tiyatro sezonunda adından sıkça söz ettiren, birçok ödülün de sahibi olan oyunda Deniz Türkali, Heves Duygu Tüzün, Banu Çiçek Barutçugil, Barış Gönenen, Tevfik Şahin ve Sezgi Mengi oynuyor. Iraz Yöntem'in yardımcı yönetmenlik yaptığı metnin yönetmeni ise Murat Mahmutyazıcıoğlu. Oyun Hakkında: Kendi temposunda boğulan yaşamımıza bir aile ziyareti molası. Özlemler. Gidişler. Özürler. Anne kokusu. Hesaplaşamadıklarımızı fotoğraf kutusundan çıkartmanın tam sırası. Romanın gizli kahramanları. SERGİ HAREM-İ HÜMAYUN YER : Sultanahmet Meydanı TARİH : 1 Eylül 2012 - 30 Eylül 2012 KONU : Türkiye’de ve dünyada Harem konusunda oluşan eksik ve hatalı bilgilerin düzeltilmesi amacıyla hazırlanan Harem-i Hümayun Sergisi, Topkapı Sarayı Müzesi’nin II. Avlusunda yer alan Has Ahırlar Sergi Salonu’nda ziyaretçilerle buluşmaya hazırlanıyor. Bilintur/BKG ile Topkapı Sarayı Müzesi Müdürlüğü tarafından hazırlanan ve TAV Havalimanları’nın ana sponsorluğunda gerçekleştirilecek sergi, Harem’in hiç bilinmeyen yönlerinin gerçeğe uygun olarak anlatılmasını amaçlıyor. Padişahın Evi Harem Dört ana bölümden oluşacak serginin ilk bölümünde Harem’in inşa dönemleri minyatürler, gravürler ve planlar eşliğinde anlatılırken, ikinci bölümde yine mimarideki hiyerarşik düzene uygun olarak Harem’in koruyucuları vehizmetlileri olan haremağaları ve cariyeler teşkilatı anlatılacak. Üçüncü bölümde has odalıktan hasekiliğe ve nihayetinde valide sultanlığa yükselen padişah kadınları, kız ve erkek çocukları ile kız kardeşlerinden oluşan hanedan üyelerinin Harem’deki yaşamları, eğitimleri, hiyerarşideki yerleri vurgulanacak. Sergi, Harem’de günlük yaşamın, eğlencelerin ve geleneklerin yine başyapıtlarla ve görsellerle anlatılacağı dördüncü bölümle sona erecek. HALKİ’DEN YANSIMALAR… KARTPOSTALLARLA ADA YER : Heybeliada İnönü Evi Müzesi TARİH : 1 Eylül 2012 – 30 Eylül 2012 KONU : 19. yüzyılın sonlarından 20. yüzyılın ortalarına Heybeliada Adalar Müzesi, “Halki’den Yansımalar… Adalar Müzesi’nin yakında açılacak olan “Halki’den Yansımalar… Kartpostallarda Ada Sergisi”ndeki kartlar Türkiye ve yurtdışındaki müzayedelerden yaklaşık 15 yılda toplandı. Aralarında nadir Ada kartlarının bulunduğu bu kişisel koleksiyon 19. yüzyılın sonlarından 20. yüzyılın ortalarına uzanan bir dönemi yansıtıyor. Koleksiyon, posta sisteminde taşınmak amacıyla basılmış kartlardan oluştuğundan, birkaç önemli fotoğraf dışında sergide fotoğrafa yer verilmedi. Bir semtin bir şehrin veya bir ülkenin tanıtımına, orada yaşamış bildik isimler önemli katkılar sağlar. Bu açıdan bakıldığında, Heybeliada şanslıdır. Küçük bir yerleşim birimi olmasına rağmen, güzel tesadüfler sonucunda önemli şahsiyetler Heybeli’de bir araya gelmiştir. Kimi okumuş, kimi çalışmış, kimisi de yerleşmeyi tercih etmiştir… Ufacık olmasına karşın bu kadar meşhuru bir araya getirmeyi becermiş başka bir yer var mıdır? Sergi Küratörü Halil Gökman, “Öyle bir dönem düşünün ki, ufacık bir adada Hüseyin Rahmi romanlarını yazarken Nurullah Berk ilkokula gidiyor. Aziz Nesin henüz küçük bir çocuk… Rıhtımın hemen yanındaki Bahriye Mektebi’nde Nazım Hikmet ve Necip Fazıl üniformaları içinde öğrenim görüyorken Yahya Kemal ve Hamdullah Suphi okulun öğretmenlerinden… Karşı tepe üzerinde kurulu Ruhban Okulu ise, içlerinde şimdiki İstanbul Rum Ortodoks Patriği Bartholomeos’un da bulunduğu birçok üst düzey din adamı yetiştiriyor…” diyerek serginin kapsadığı dönemden örnekleri paylaşıyor. Ada’nın 19. yüzyılın ortalarında üç yüksek okula sahip olması, bu renkli ortamın oluşmasında önemli bir etken olmuş. Sergide, Ada’nın Halki’den Heybeli’ye geçişi ve o dönemde olan bitenler kartpostallara yansımalarla sunuluyor. KONSER NİLÜFER YER : Turkcell Kuruçeşme Arena TARİH : 13 Eylül 2012 ÜCRET : 1. Kategori - 87.50 TL (Sahne Önü Sandalye) 2. Kategori 77.00 TL (Tribün) 3. Kategori - 66.00 TL (Tribün) 4. Kategori 56.00 TL (Tribün) KONU : Nilüfer, verdiği kısa ve zorunlu molanın ardından konserlerine başlıyor. Sanatçı 13 Eylül Perşembe günü Turkcell Kuruçeşme Arena'da sahnede olacak. Nilüfer de, şarkıları da sevenleriyle hasret giderecek. Konser için Nilüfer, sonalbümlerindeki parçalarının yanı sıra zamana meydan okuyan şarkılarından oluşan bir repertuar hazırlıyor. Nilüfer dinleyicilerine şu mesajı iletiyor: "Yeni bir hayata merhaba! Sıkıntılı günler geride kaldı. Yaşadıklarımdan sonra, geleceğe daha bir umutla ve coşkuyla bakıyorum. Bundan sonrasında yaşamım daha güzel olacak ve bana huzur getirecek. Bunu inanıyorum." EMRE AYDIN YER : Jolly Joker İstanbul TARİH : 21 Eylül 2012 ÜCRET : 90 TL, 45 TL KONU : 2006’da yayımladığı “Afili Yalnızlık” albümü ve aynı adlı şarkısıyla uzun süre müzik gündeminden düşmeyen Emre Aydın, “Falling Down” isimli single'ın ardından, 1 Nisan tarihinde çıkardığı “Kâğıt Evler” albümüyle dört yıllık bir aradan sonra müzikseverlerle yeniden buluştu. “Afili Yalnızlık” albümüyle büyük başarı yakalayan ve 50’ye yakın ödül kazanan genç sanatçı ayrıca 2008 yılında MTV’nin Avrupa Müzik Ödülleri’nde “Avrupa’nın En İyi Sanatçısı” ödülüne layık görülmüştü. E-Bülten Sahibi : KÜLTÜR VE SANAT BİRLİĞİ adına Doç.Dr. HAKAN AKYILDIZ Y.Doç.Dr. ÖZGÜR ÜSTÜN Derleyen – Hazırlayan : ALPASLAN KIZILTAN Köşe Yazılarımız Yaşama Dair Kültür ve Sanat Köşesi : : : YASEMİN MACAR OLCAY ÇATAV SEHER ERGÜL Destek Grubu : MERT KAHYAOĞLU ÖZGÜR ÖZEL