bir popüler kültür ürünü olarak asmalı konak dizisinin yöre turizmine
Transkript
bir popüler kültür ürünü olarak asmalı konak dizisinin yöre turizmine
BİR POPÜLER KÜLTÜR ÜRÜNÜ OLARAK ASMALI KONAK DİZİSİNİN YÖRE TURİZMİNE ETKİSİ Araş. Gör. Birsen ŞAHİN* Araş. Gör. Tuğça POYRAZ* Araş Gör. Pınar ÖKTEM* Araş. Gör. Ayşe ŞİMŞEK* ÖZET Çalışmanın ana amacı, Asmalı Konak dizisinin yöre turizmi üzerindeki etkisini saptamaktır. Buna bağlı olarak Asmalı Konak dizisinin beğenilme nedenleri ve izleyici konumunda olan kişilerin turist konumuna geçişini sağlayan nedenlerin incelenmesi de çalışmanın diğer amaçlarını oluşturmaktadır. Bu doğrultuda turistlerden, yerli halktan ve ticaretle uğraşanlardan, yarı yapılandırılmış görüşme tekniği yoluyla veri toplanmıştır. Nitel bir araştırma olan bu çalışmada; dizinin beğenilme nedenleri için Gramsci’nin popüler kültür yaklaşımından ve Baudrillard’ın simülasyon kuramından; izleyicilerin dizi mekanını ziyaretleri için yine Baudrillard’ın simülasyon kuramından ve modern turizm açıklamalarından yararlanılmıştır. Araştırma sonucunda, dizinin her kesimden izleyiciye hitap etmesini sağlayan konular ve karakterler içermesi, izleyicilerin özlemini duydukları unsurları bu karakterlerle bir arada sunması ve mekanın otantik olmasının dizinin beğenilme nedenleri arasında en etkili unsurlar olduğu görülmüştür. izleyicilerin turist konumuna geçişleri üzerinde ise dizinin beğenilme nedenlerinin yanı sıra, dizinin çekildiği mekanın otantik olması ve kullanılan çekim tekniği ile bu mekanın ön plana çıkarılmasının etkili olduğu anlaşılmıştır. Bölgede yaşayanlardan edinilen veriler ise, dizinin bölge turizmini en az iki kat arttırdığı şeklindedir. Anahtar Sözcükler: Popüler Kültür, popüler ikon, simülasyon, turizm, modern turizm _________________________________________ *Hacettepe Üniversitesi Sosyoloji Bölümü ABSTRACT The overall aim of the study is to identify the effects of TV serie “Asmalı Konak” on tourism activities of the region. The other aims of the study are to determine the reasons for its high ratings and for its positive effects on the region’s tourism. The data were obtained using semistructured inretviev techniques. The sample of the study included local people including those dealing with commercial activities. The reasons for the serie’s high ratings are analysed using Gramsci’s popular culture approach and Baudrillard’s simülation theory. The findings of the study which has a qualitative approach has high ratings since it adresses people from diffrent social backgrounds and it includes authentic topics and settings. Data obtained from local people show that “Asmalı Konak” increased the tourism activities of region twice. Keywords: Popular culture, popular icon, simulation, tourism, modern tourism 1. GİRİŞ Uzun insanlık tarihi boyunca değişik toplum tipleri ortaya çıkmış ve bu toplum tiplerinin hepsi zaman içinde değişime uğramıştır. Ancak 18.yüzyılda gerçekleşen sanayi devrimi ve buna paralel olarak gelişen modern toplumun ortaya çıkardığı; teknolojik, ekonomik , sosyal, siyasal ve kültürel alandaki değişmeler ve bu değişmelerin yaşanma hızı hiçbir toplumda bu derece süratle gerçekleşmemiştir. Kimilerinin modern toplum, kimilerininse post-modern toplum olarak adlandırdığı ve küreselleşme tartışmalarının yaşandığı günümüz toplumunda ise; kitle iletişim araçlarının özellikle son yirmi yıl içinde büyük bir hızla yayılışı ve gelişimi ile değişimin hızı özellikle kültürel alanda daha da artmıştır. Kitle iletişim araçlarından televizyonun, en uzakta yaşananları bile insanların evinin içine taşıması ve en ucuz eğlence araçlarından biri olması, onun kültürel değişme üzerindeki etkisini daha da arttırmıştır. Küreselleşme ve küreselleşmenin oluşmasında etkili olduğu kabul edilen kitle iletişim araçları; özellikle de televizyon, toplumsal değişme üzerinde başlangıçta homojenleştirici bir etkiye sahip olmuş, daha sonraki süreçte ise, sıradanlaşma, yabancılaşma ve güvensizlik gibi duyguların ortaya çıkışı ile kimlik bunalımına yol açmıştır. Yaşanan bu sorunlarla birlikte küreselleşme yoğun eleştiriler almış ve beraberinde getirdiği bu eleştiriler sonucunda, farklılıklara dayanan yerelleşmenin ortaya çıkmasına yol açmıştır. Bütün bu gelişmeler sonucunda kültürel alanda yaşanan bu hızlı değişim ve özellikle de küreselleşme-yerelleşme tartışmaları nedeniyle sosyologlar “kültür” çalışmalarına daha fazla yer vermişlerdir ve “popüler kültür” çalışmaları da bunlardan birisidir. Popüler kültür çalışmaları; popüler kültürü, insanları güdüp-yönetme çerçevesinde değerlendiren ve bunun kültür endüstrisi tarafından oluşturulduğunu savunan Frankfurt Okulu, popüler kültürü endüstri devriminden sonra folklorik anlamda halk kültürü yerine, gündelik hayatın ve halka ait olanın sunulması olarak değerlendiren kültürelci yaklaşım ve popüler kültürü karşıt baskılar ve eğilimler tarafından biçimlenen “güç alanı” ilişkileri olarak ele alan Gramsci’nin yaklaşımı doğrultusunda gerçekleşmektedir. Türkiye’de de özellikle 1990’lı yıllarda özel televizyon kanallarının yaygınlaşması ile kültürel alanda yaşanan değişmeler artmış ve popüler kültür tartışmaları yoğunluk kazanmaya başlamıştır. Başlangıçta daha çok popüler kültür ürünlerinden yabancı dizilerin yayınlandığı televizyon kanallarında, daha sonraları yerli dizilere de yer verilmiş ve özellikle popüler kültür ürünlerine olan ilginin artması nedeniyle hem bu dizilerin sayılarında, hem de izlenme oranlarında artış gözlenmiştir. Günümüzde ise, hangi kanalı açsak genellikle birkaç konu etrafında şekillenmiş yerli diziler karşımıza çıkmaktadır. Bunlardan bazıları “Dadı”, “Charli”, “Çifte Bela” gibi yabancı yapımların benzerleri şeklinde hazırlanmış yapımlarken, bazıları da daha çok Türkiye’ye özgü olayların ele alınması doğrultusunda hazırlanmış yapımlardır. Son günlerde ise özellikle ağalık dizilerinin izlenme oranları oldukça yükselmekte ve konuları ağalık olan çok sayıda dizi yayınlanmaktadır. Kent yaşamının beraberinde getirdiği; yapaylıktan, sıradanlıktan ve duygusuz ilişkilerden bunalan insanlar, geleneksel ilişkilerin sunduğu sıcaklığı ve duygusallığı bu durumdan kaçış olarak görmekte ve buna yakın temaları olan yapımlar dikkatlerini çekmektedir (Kara 2002). İşte bu noktada da ağalık dizilerinin izlenme oranları artmaktadır. Bu dizilerde işlenen ağa tipi 1980 öncesinde işlenen sert, acımasız, cahil ve her durumda halkı ezen ağa tipinden ziyade, kimi zaman duygusal, kimi zaman beceriksiz, kimi zaman modern, kimi zamansa duyguları altında ezilen biraz da acınası tipler şeklinde sunulmaktadır (Çubukçu 2002). Yukarıda kısaca özelliklerinden söz ettiğimiz ağalık dizilerinden biri olan Asmalı Konak dizisinin yöre turizmine etkisinin incelendiği bu çalışmada, üç amaç söz konusudur. Bunlardan ilki; bir popüler kültür ürünü olarak izleyicilerin Asmalı Konak’ı beğenme, ikincisi seyircilerin Asmalı Konak mekanını ziyaret etme nedenlerinin saptanmasıdır. Araştırmanın üçüncü amacı ise, beğenme ve ziyaret etme doğrultusunda dizinin yöre turizmi üzerinde yarattığı etkinin belirlenmesidir. Bu doğrultuda bölgeye gelen turistlerin, yerli halkın ve ticaretle uğraşanların demografik özellikleri, diziyi beğenme nedenleri ve turistlerin Asmalı Konak mekanını ziyaret nedenleri incelenmiştir. Çalışma, beğenilen ve izlenme oranları yüksek olan başka diziler olmasına rağmen Asmalı Konak’ın turizm üzerinde etkili olması ve Türkiye’de bu tarz olgulara pek sık rastlanmaması nedeniyle önemlidir. Dizinin beğenilme ve dizi izleyicilerinin Asmalı Konak mekanını ziyaret etme nedenlerinin incelenmesi, hem popüler kültür ürünü olarak dizilerin seyahat etme isteği uyandırmaları konusunda popüler kültür çalışmalarına, hem de ülkede yerli turizmin geliştirilmesi yolunda turizm çalışmalarına sağlayacağı katkı açısından da önem arzetmektedir. 2. Kavramsal ve Kuramsal Çerçeve Asmalı Konak dizisinin yöre turizmi üzerindeki etkisi, dizinin beğenilerek izlenmesi ile bağlantılıdır. Farklı sınıflardan izleyici kitlesi olan ve bu farklı sınıfların her birine hitap ederek, onların beğenisini toplayan dizinin bu özelliği, popüler kültür kuramlarından Gramsci’nin farklı sınıflara ait özelliklerin bir pazarlık alanında sunulması yani, farklı sınıfları karşı karşıya getirerek onları çatıştırmak yerine, aralarında uzlaşım alanı sağlanmasını içeren yaklaşımını hatırlatmaktadır. Ayrıca gerçeklikte farklı sınıflar gibi sunulan, fakat bir gerçeklikten yoksun olan bu sınıf tiplemelerinin dizide yeniden üretilmesi ise Baudrillard’ın simülasyon kuramını hatırlatmaktadır. Çünkü dizide gerçeklikte karşılığı olmayan; modern ağa, sınıfsal özellikler ve bunların yaşamlarının, insanların özlem duyduğu (gündelik hayatın sıkıcılığı, yapaylığı ve bunalımından kaçarak, geleneksel ilişkilerin sıcaklığı ve doğallığını yaşamak gibi) unsurların da eklenmesiyle bir bütün içinde modeller aracılığıyla yeniden üretilmesi ve mutluluk peşinde koşan insanlara, geçici bir süre de olsa mutluluk verilmesi sağlanmıştır. Bunlar dizinin beğenilme nedenleri üzerinde etkili olurken, modernleşme ve kentleşmenin beraberinde getirdiği; kirlilik, yapaylık, duygusallığın azalışı ve farklılıkların yerini homojenleşmenin alışı ile insanların yaşadıkları yabancılaşma ve kimlik bunalımından kaçış için, öz değerlere ve otantik olana ulaşma isteği de seyircinin dizi mekanını görmek için seyirci konumundan turist konumuna geçişi üzerinde etkili olmaktadır. Bu durum günümüzde modern turizmin en belirgin istek uyandırıcı faktörlerindendir. Bütün bunlar sonucunda, otantik mekanlarda çekilen ve konu açısından da benzer nitelikler taşıyan diğer bir çok dizinin değil de, Asmalı Konak dizisinin turizmi etkilemesinin iki nedeni olduğunu düşünmekteyiz. Bunlardan ilki seyircilerin özdeşim kurabilecekleri ve özlemini duydukları karakterleri birlikte sunması; ikincisi ise modernlik ve kentleşmenin yapaylığından uzaklaşmayı sağlayan geleneksel ilişkilerin sıcaklığını, otantik fakat her türlü lüksün yaşandığı bir mekanda (ki bunların hiçbirinin gerçeklikte karşılığı yoktur) sunmasıdır. Burada öncelikle çalışmada kullanılacak kavramlar ve bunlara yönelik geliştirilen kuramlar, daha sonra ise bunlardan yararlanarak oluşturduğumuz kuramsal çerçeve açıklanacaktır. 2.1. Kavramlar 2.1.1. Popüler Kültür ve Popüler İkon Günümüzde yaygın bir şekilde kullanılan popüler kültür[1] kavramı, küreselleşme ve yerelleşme tartışmaları doğrultusunda; yabancılaşmadan, sıradanlıktan, sahte ve gerçek olmayan ilişkilerden bunalan günümüz insanının yaşadığı kimlik bunalımından kurtulmak amacıyla; duygusallığın, doğallığın, otantikliğin olduğu mekanlar ve toplumlara ilgi duymaya başlaması ve bu ilginin zamanla bahsedilen unsurları barındıran nesnelerin tüketimine dönüşmesi ile etkinlik kazanmıştır. Popüler kültürün günümüzdeki kullanımı dışındaki anlamı ise eski tarihlere dayanmaktadır. Popüler kültür kavramının tanımları ve popüler kültür kavramına yönelik kuramsal açıklamalar[2], popüler kültüre olumlu yaklaşım, olumsuz yaklaşım ve Gramsci’nin yaklaşımı doğrultusundadır. Gramsci’nin yaklaşımı popüler kültüre olumsuz yaklaşan Frankfurt Okulu[3] ile popüler kültüre olumlu yaklaşan Kültürelciliği birleştirmiştir. Buna göre popüler kültür ne yapısalcıların gördüğü gibi halkın kültürel deformasyonu ne de kültürelcilerin gördüğü gibi kendini doğrulama, kendini yapma olarak görülür. Popüler kültür, karşıt baskılar ve eğilimler tarafından biçimlenen “güç alanı” ilişkileri olarak nitelenir. Burada kültürel ve ideolojik pratikler kapitalist toplumdaki iki ana sınıf arasındaki düşmanca ilişkiler arasında ele alınır. Bu düşmanca sınıf ilişkileri en son karar verici ufku şekillendirir ki kültürel ve ideolojik analiz bu ufuk içinde yapılır. Bu ufuk Gramsci’nin klasik Marxist ideoloji görüşüne getirdiği revizyona da sınır çizer. Önceki Marxist gelenekte sınıflar arasındaki kültürel ve ideolojik ilişkiler egemenlik ilişkisi içinde incelenirken, Gramsci kapitalizm içindeki mücadelenin egemenlikten çok hegemoni için mücadele olduğunu ileri sürer. Ona göre burjuvazi, burjuva ideolojisinin karşıt sınıfın kültürleri ve değerleri içinde bulduğu yer ölçüsünde hegemoni kurabilir. Burjuva egemenliği, işçi sınıfının kültürünü değiştirerek veya onu yok ederek değil; işçi sınıfının burjuva kültürü ile birlik olmasıyla güvence altına alınabilir. Böylece hem burjuva hem de işçi sınıfı kültürleri tamamiyle birbirine karşıt iki grup olarak düşünülmez. Yani popüler kültür, ne egemen ideolojiyle çatışan, empoze edilmiş kitle kültüründen ne de karşıt kültürlerden oluşmaz. Popüler kültür iki sınıf arasında pazarlık sahasıdır. Bu sahada egemen ve alttaki karşıt kültürel, ideolojik değerler ve elemanlar farklı karışımlar içinde bulunurlar. Bir kültürel pratik kendi politikasını sanki alnına yazılmış gibi kendisi taşıyamayıp, o pratiğin siyasal fonksiyonu, belli bir ortamda diğer pratiklerle anlamlandırılması sonucu olarak içinde yazıldığı toplumsal ve ideolojik ilişkilere bağlıdır. Kültürel pratiklerin siyasal ve ideolojik eklemleri sabit değil, değişkendir (Alemdar, Erdoğan 1994:104-107, 2000:8 ve Özbek 2000:66-69). Asmalı Konak izleyicilerinin tüketim davranış tarzını (Bahar fuları, Sümbül hanım eşarbı satın almaları gibi) açıklamak için kullanacağımız “popüler ikon” kavramını ise kısaca şöyle özetleyebiliriz. Popüler kültür ve popüler ikonolojimodern bir olgu değildir. Bunlar insanlık tarihi boyunca vardır. Yunanca “eikon” kökünden gelen ikon sözcüğü, kendisine eleştirilemez , tartışılamaz bir değer anlamı verirken, kuşkusuz bir saygı ve sadakatle bağlanılan şeyi isimlendirir. İnsanlığın eski tarihlerindeki ilkel dinlerde kutsal şeyler, tılsımlar, büyü işaretleri ya da büyülü olduğu sanılan şeyler, putlar, tapınmak için yapılan heykeller, resimler sonraları tanrıyı, tanrı elçilerini, azizleri hatırlatması için yapılan tasvirler, simgeler kısacası dinsel yönden kutsal sayılan şeyler “ikon” olarak adlandırılmıştır. Fakat, popüler kültür konuları üzerine düşünen çağımız düşünürlerinin kavramlaştırdıkları “popüler ikon” ya da “pop-ikon” dinsel olmayan; laik fakat fanatik bir sadakati, tartışılmaz bir bağlılığı, bu bağlılıklardan oluşan insan gruplarına üyeliği ifade eden takıları, rozetleri, eşyayı, sloganı, şarkıları, müzikleri, fotoğrafları...vb adlandırır. Popüler ikonolojinin, seçkinler kültürünü yozlaştırıcı ve folk kültürünü yok edici etkileri söz konusudur ve bu, günümüzde hızlı iletişim çağı ile kitle iletişim araçları teknolojisinin etkisiyle gittikçe hızlanmaktadır. Sinema ve televizyon en başından beri ikonlar üretmekte ve özellikle telkin altında kalmaya yatkın insanları bu modellere bezemeye ve ikonlarını kutsallaştırmaya yöneltmektedir. Sinemada, televizyonda, stadyumda, podyumda, ses dünyasında, basında üretilen, ikonlaştırılan kişiler ve onları simgeleyen çeşitli araç ve gereçlerin hepsi ikonolojinin ürünüdür. Bütün bunların altında görünmeyen bir ikona ticareti ve ikona endüstrisi vardır (2001:2-3). 2.1.2. Simülasyon Modern topluma geçiş ve teknolojinin gelişimine paralel olarak, kitle iletişim araçları hızla yaygınlaşmış ve günümüz insanının dünyanın herhangi bir yerinde olan bir olaydan anında haberdar olmasına olanak sağlamıştır. İnsanların dünyadaki bütün değişmelerden anında haberdar olması ve bütün gerçeklere kolayca ulaşabilmesi noktasında, modern toplumların yaşamlarını açıklamak amacıyla farklı düşünceler ortaya atılmıştır ki Baudrillard’ın “simülasyon kuramı” da bunlardan birisidir. Baudrillard’a göre modern toplumlar bir simülasyon dünyasında yaşamaktadırlar. En güçlü sanayiinin iletişim sanayi olduğu günümüz toplumunun, kendine özgü bir ahlakı, değer yargıları ve inanç sistemleri olmadığı için, bunlar kendinden önce gelen düzenden ödünç alınmaktadır. Çünkü modern toplumlar eski verilerin yerine konulabilecek hiçbir yenilik sunmamıştır. Bu nedenle eski sistemden kalan verilerin tümü simülasyon (TV, sinema, medya..vb) yoluyla yeniden insanlara sunulmaktadır (Adanır 2000:36). Bir köken ya da bir gerçeklikten yoksun (gerçeklikte karşılığı olmayan) ve gerçeğin yerini alan bir gerçeğin yani simülakrın modeller aracılığıyla türetilmesine simülasyon yani hiper-gerçek[4]denilmektedir. Merkezde bulunan gerçek ve onun etrafını çevreleyen düşsellik artık ortadan kalkmış, onların yerine; merkezde simülakr yani gerçeklikte karşılığı olmayan gerçek ve etrafında ise simülakrın modeller aracılığıyla türetildiği simülasyon yani hiper-gerçek yer almıştır (Baudrillard 1998:11-12). Hiper-gerçek gerçeğin tüm göstergelerine sahip, gerçeğin tüm aşamalarına kısa devre yaptıran kusursuz, programlanabilen, göstergeleri kanserli hücreler gibi çoğaltarak dört bir yana savuran bir makinedir. Bundan böyle her türlü düşsel ve gerçek ayrımından yoksun, yalnızca yinelenebilen bir yörüngeye sahip modeller ve farklılık simülasyonu üretiminden ibaret bir hiper-gerçekten söz edebiliriz. Bu durumda gerçek bir daha asla geri dönmeyecektir (Baudrillard 1998:13); yani hiper gerçekliğin olduğu yerlerde neyin gerçek neyin gerçek olmadığı ve sunulanların bir bütün olarak gerçekliği yansıtıp yansıtmadığı arasındaki fark silikleşmiştir. Artık günümüzde bir kutbu diğerinden ayırabilmemizi sağlayacak hiçbir şey kalmamıştır. Sanki ikisi akıl almaz bir şekilde birbirine geçmiş, o geleneksel iki kutuptan biri, diğeri tarafından emilmiş gibidir. Bu bir implosion’dur yani için için kaynama, patlama diyebileceğimiz bir şekilde bir kutbun diğeri içinde erimesi olayıdır ve simülasyon da zaten bu noktada devreye girmektedir. Çünkü çizgisel süreklilik ve diyalektik bir kutuplaşmadan yoksun bırakılmıştır. Bu sistemde herhangi bir olay ya da eylemin nasıl ortaya çıktığını izleyecek olursak, simülasyonun saptırdığı bir ortamda her türlü determinizasyonun buharlaştığını, her eylemin herkesin işine yarayarak sonunda tüm kılıklara bürünerek ortadan kaybolduğunu görürüz. Çünkü simülasyonun en belirgin özelliği, en önemsiz olguları bile kapsayan gerçeğin yerini almış modellerden oluşmasıdır ve burada önce modeller vardır. Bir bomba gibi yörüngeye yerleştirilen bu modeller olayın gerçek çekim merkezini oluşturur ve bu yüzden olguların kendilerine özgü bir rotaları yoktur. Modeller kesiştiğinde ortaya olgular çıkar ve ortaya çıkan tek bir olgunun tüm modellere ait olabilmesi mümkündür. Modelle olgunun birbirine karıştırılması sonucunda ise olgular hakkında akla gelebilecek her türlü yorumun yapılması söz konusudur ve bu yorumların hepsi bir olgunun tüm modellere ait olabilmesi durumunda gerçektir (Baudrillard 1998:29-30,49); yani bir olgunun ortaya çıkmasında bir çok model etkili olduğu için, o olgu hakkında bir çok model dahilinde açıklama yapılabilir. Yapılan bu açıklamalar kullanılan modellerden herhangi birisine uyduğu sürece gerçektir ve bu durumda bunlardan birisi diğerinden daha gerçektir denilemez. 2.1.3. Turizm ve Beğeni Turizm olgusu[5] çok eski tarihlere dayanmaktadır; gerçi o dönemlerde gerçekleşen turizm faaliyeti içerik açısından günümüz turizmini tam olarak karşılamıyorsa da, bir seyahat olgusunun varlığı, o tarihlerde de turizmin olduğunun işaretlerindendir. Özellikle son yirmi yıldır yaşanan küreselleşme-yerelleşme tartışmaları diğer alanlarda olduğu gibi, turizm alanında da değişikliklere neden olmuş ve çevresel duyarlılığın artması, kültürlerin, kimliklerin ve yerel olanın önem kazanması turizm etkinliklerinde farklılaşmalara yol açmıştır (Urry 1999:191-192, Crick 2002:114). Turizmin oluşumuna sağlayan unsurlardan, istek unsurunu ortaya çıkaran koşullarda değişme olmuştur. Kültürel dönüşlülük içinde, gerçeğin görsel biçimde yeniden sahneye konabileceği daha genel süreçlerin bir bölümü haline gelmiş olan turist, bir duyarlılığı örneklemek amacıyla, uygun mekanlar, imajlar ve anlatımlar peşine düşmüştür. Burada aranılan şey, yaşam biçiminin diğer özelliklerinde olduğu gibi yaşama şekilleriyle ilgili malzemelerdir. Bunun bulunması içinse, tüketim kültürünün söylemsel çelişkilerinden bazılarının sihirli bir biçimde görselliğe dönüştüğü bir hiper-gerçeklik oluşturmak amacıyla diğer kültürler yağmalanır. Bu süreç içinde kitlesel moda etkin hale gelir ve kitlesel moda; Baudrillard’ın tanımladığı şekliyle hiper-gerçekliğe dönüşün bir sonucu olan gösterge bilimsel bir karmaşa rejimi anlamına gelir. Burada duyarlıklar yine de kuramın dikte ettiği kadar rastlantısal ve değişken değildir ve bu açıdan bir yeniden bölgeselleştirme sürecinin önerildiğine dikkat edilmesi yararlı olacaktır. Bu düşünce iki konuyu birleştirmektedir. Bunlardan birincisi, kültürel bölgenin kurumlarının tümünün yeni yorum ve anlayışlara açık olduğu, ikincisi ise kültürün toplumsal etkileşim yoluyla devamlı olarak yeniden oluşturulduğudur (Chany 1999:146-147). Burada önemli olan, turistlerin içinde bulundukları aynılaşmış ve yabancılaştıkları mekanlardan kaçışlarını sağlayacak, ayrıca onların ilgisini çekecek otantik ortamların oluşturulmasıdır. Bu görünüşte gerçek ve otantik ortamlara Eco (1986), “hiper-gerçeklikte seyahatler” adını vermiştir. Eco otantik ortam olarak adlandırılan bu tür yerlerin dış görünüşlerinin orijinalinden daha “gerçek” göründüğünü belirtmektedir. Örneğin Disneyland bize teknolojinin, doğanın sunabileceğinden daha fazla gerçeklik sağlayabileceğini göstermektedir. Çünkü bu tür simüle edilmiş gerçeklik, insanları pek çok kültüre ait göstergelere ve imajlara bakma konusunda yüreklendirmekte ve bu durum, küresel minyatürleştirme de denilen, en aşırı biçimde “zaman-mekan sıkışması” ile olanaklı hale gelmektedir (Urry 1999:203-204). Günümüz turizminde en etkili faktörlerden birisi haline gelen bu durum insanların otantik olana yönelişlerine hız kazandırmıştır. Bu konu üzerine eğilen Mac Cannell ise, turistlerin otantik olanı aradığını; ancak bakışların yöneltildiği insanların, meraklı turistleri uzaklaştıran yapay yerler kurmaya başlamalarından dolayı, otantik olanı bulmanın mutlaka başarısızlıkla sonuçlandığını ileri sürmektedir. Bu ise bir taraftan otantik olanı arayan ve bunun gerçekliğine inanan ve bunun böyle olmadığını gördüğü zaman hayal kırıklığına uğrayan turist modelini ortaya çıkarırken, diğer taraftan otantik olanın aslında kurgusal olduğunu bilen, bununla karşılaştığı zaman hayal kırıklığı yaşamayan ve bunu bir oyun olarak algılayıp onun parçası olmak isteyen turist modelini ( post-turisti) ortaya çıkarmaktadır (Urry 1999:191192). Burada açıklamamız gereken bir diğer kavram ise Bourdieu’nun Kantçı estetikten yararlanarak oluşturduğu “beğeni” kavramıdır. Çünkü genellikle kültür turizmini tercih eden kişilerin ve örneklem grubunun bulundukları sosyo-ekonomik ve sosyo-kültürel seviyenin tespiti oldukça önemlidir. Bourdieu’ya göre beğeniler farklılıkların kaçınılmaz suretle pratikte tasdik edilmesidir. Beğeni tarzlarını oluşturan kriterler Kantçı estetik ile Kantçı estetiğe karşıt estetik unsurlardır. Corrigan’a göre Kantçı estetik unsurlar; yüksek kültürel sermaye, elit kültür, ince ruhla işlenmiş ve soyut ayrım,düşünce merkezlilik, gruba ait, anlaşmaya dayalı ve biçimsel temsildir. Burada zarif ayrım ve gizli/saklanmış formların okunması için sosyalleşme ve öğrenme gereklidir ve tercih edilen resim ise, trafik kazasıdır. Kantçı estetiğe karşıt olan unsurlar ise; düşük kültürel sermaye, popüler kültür, anlık ve ertelenemeyen hazlar, beden merkezlilik ve doğanın direkt olarak temsilidir. Herhangi birisinin gösterdiği şeyle direkt olarak okunabilir ve burada tercih edilen resim, güneş batması ve birincil ilişkilerdir. Bu ifade edilen kriterler ya da bilişsel yapılar, bireyler tarafından sosyal alanlarda tüketim ile dışa vurulur. Bilişsel yapılar sınıfsal yapının ayrımının temel formlarıdır (Zorlu 2002:33-34). 2.2. Kuramsal Çerçeve “Bir popüler kültür ürünü olarak Asmalı Konak’ın Yöre Turizmine Etkisi” adlı çalışmamızda, sosyolojik bir olgu olarak karşımıza çıkan Asmalı Konak dizisinin yöre turizmine etkisinin incelenmesi için, öncelikle dizinin beğenilme, daha sonra ise seyircilerin Asmalı Konak’ı ziyaret etme nedenlerinin incelenmesi gerekmektedir. Dizinin beğenilme nedenlerini şu şekilde sınıflandırabiliriz: 1. Neredeyse her kesimden seyirciye, kendilerini özdeşleştirebilecekleri karakterler sunması, 2. Seyircilerin özlemini duyduğu unsurları barındırması ve otantik bir mekanda çekilmesi. Bunlardan ilki için popüler kültür kuramlarından Gramsci’ci yaklaşımdan yararlanılacaktır. Bu yaklaşım popüler kültür ürününü; karşıt baskılar ve eğilimler tarafından biçimlenen “güç alanı” ilişkileri ve bunlar arasındaki pazarlık alanı olarak sunmaktadır. Bunun anlamı karşıt sınıflar arasında ortak bir alanın yaratılmasıdır ki günümüz insanının hoşuna giden ve herkesin kendisini bulduğu durumlar da bu doğrultuda gerçekleşmektedir. Kadın-erkek eşitsizliği, zengin- fakir, eğitimli-eğitimsiz ayrımı ...vb gibi durumlara bu şekilde çözüm getiren popüler kültür ürünleri izleyiciler tarafından beğenilmektedir. Çünkü her kesimden insana kendilerini özdeşleştirecekleri karakterleri ve bu karakterlerin ait olduğu sınıfları bir uzlaşım alanı içinde sunmaktadır. Bunlardan ikincisi için ise, modernleşmeyle ortaya çıkan ve küreselleşmeyerelleşme tartışmaları doğrultusunda önem kazanan; geleneksel ilişkilere ve yaşamlara özlem duyma olgusundan yararlanılacaktır. Duygusallığın yerini mantığın aldığı, birincil ilişkilerin azaldığı, yabancılaşmanın ve kimlik bunalımının yaşandığı kent toplumundan kaçarak; duygusallığın, sevginin ve otantik olanın var olduğu geleneksel ilişkileri yaşama isteğinin yoğunluk kazanması durumu, ülkemizde genellikle kentleşmenin geliştiği yerlerde görülmektedir. Bunlardan farklı olarak ülkemizde özlem duyulan bir başka unsur ise, genellikle diğer gelişmekte olan ülkeler için de geçerli olan; gelişmiş ülkelere özellikle de Amerika’daki yaşama duyulan özlemdir. Dizinin Amerika’da başlaması bu özleme; geleneksel ilişkiler ise yukarıda belirttiğimiz, modernleşmenin ve kentleşmenin görüldüğü bütün toplumlarda ortaya çıkan özleme yanıt vermektedir. Dizide sınıflar arası karşıtlığın uzlaştırılması ve geleneksel ilişkiler ile modern ilişkilerin bir araya getirilmesi sonucunda; seyircilerin özlem duydukları unsurları, kendilerini özdeşleştirdikleri karakterlerde bulmaları sağlanmaktadır. Fakat uzlaştırma ve özlenen unsurların karakterlere eklenmesi sonucunda ortaya çıkan bu sınıfların ve karakterlerin gerçeklikte tam bir karşılığı yoktur; olaylar da bu olmayan gerçeklikten modeller aracılığı ile türetilmiştir. Bu ise Baudrillard’ın simülasyon kuramına benzemektedir. Çünkü Seymen ağanın ailesi, ev çalışanları ve onların yaşamları; gerçeklikte karşılığı olmayan fakat dizide gerçeklik olarak ele alınan modern ağalığa dayanılarak, modeller aracılığıyla türetilmiştir. Bu nedenle Seymen ağa ne modern ne de gelenekseldir, o her ikisinden de bazı özellikler taşımaktadır. Birden fazla modelin çakışması sonucunda ortaya çıkmıştır ve onun hakkında söylenecek her şey, bu modellere ait olmak koşuluyla gerçektir. Dizide buna benzer diğer oluşumlar ise şunlardır. Kamusal alandaki güç mücadelesinde birbirine karşıt durumda bulunan sınıflar arasında bir uzlaşım alanı sağlanmış, çatışma ile birinin diğerine üstün gelme çabası yerine, bunların birbirini tanımaları ve ortak yaşam alanı kurmaları doğrultusunda bir yaşam modeli sunulmuştur. Kadınlarla erkekler arasındaki güç mücadelesi ve kadınların bu mücadelede daha zayıf konumda olması durumu, dizide erkek egemen yapının Sümbül hanım tiplemesiyle, kadınların egemen ya da söz sahibi olduğuna yakın bir kurgulayış ile; işverenle çalışan arasındaki mücadele işverenle çalışanın (Seymen ağa ve ailesi ile ev çalışanlarının) dost şeklinde sunulması ile; kültürel seviyesi yüksek olan kesimle, düşük olan kesim arasındaki güç mücadelesi ise aralarında yakınlık, kültürel seviyesi düşük olanın (Kahya’nın) zekiliği, sorunlara akılcı çözümler getirmesi ve hatta bunlardan bir kısmının kültürel seviyesi yüksek olanla duygusal ilişki yaşaması (Ali bey ile Piraye hanım aşkı ) ile uzlaştırılmıştır ve bütün bunların gerçeklikte tam olarak karşılığı yoktur. Bu nedenle Asmalı Konak dizisi için tam olarak ne gerçekçidir, ne de gerçekçi değildir diyemeyiz. O farklı yorumlara açıktır. Seyircilerin Asmalı Konak’ı ziyaret etme nedenlerini ise şu şekilde sınıflandırabiliriz: 1. Diziyi beğenme ve onun çekildiği ortamda bulunma isteği 2. Turistlerin otantik olanı arayışı. Bunlar için ise yukarıda sıraladığımız dizinin beğenilme nedenlerinin açıklanmasında yararlanılan kuramlar ile günümüz turizminin istek oluşturma faktörlerinden yararlanılacaktır. Yukarıda da açıklandığı üzere, modernleşme ve kentleşme sonucunda günümüzde turistlerin büyük bir kısmı otantik olana yönelmektedirler. Turistlerin, hem kendilerini özdeşleştirdiği, hem de özlemini duyduğu; duygusallık, içtenlik, gerçek sevgi, sıcak ilişkiler, otantisite gibi unsurları bir arada bulduğu mekanlar, öncelikle tercih ettikleri mekanlardır. Çünkü turistler böylece bir taşla iki kuş vurmuş olmaktadırlar. Fakat burada önemli olan, sadece popüler kültür ürünü olan ya da sadece turizme istek oluşturmaya çalışan yapımlarda bu etkinin görülmemesidir. Asmalı Konak bu ikisini iç içe sunmaktadır. Çalışmanın kuramsal çerçevesinde kullanacağımız diğer kavram ise “popüler ikon”dur. İzleyicilerin Asmalı Konak’a ilişkin Bahar fuları, Sümbül hanım eşarbı, Asmalı Konak kaseti almaları durumuna ilişkin açıklamalar için popüler ikon tüketimi kavramından yararlanılacaktır. Ayrıca, dizi mekanını ziyarete gelen turistlerin, popüler kültür ürünü tüketicilerinin genellikle kültürel sermayesi düşük kişiler olduğunu belirten Baurdieu’nun beğeni kavramında olduğu gibi, kültürel sermayelerinin düşük kişiler olduğunu düşünmekteyiz. 3. Metod 3. 1. Örneklem ve Veri Toplama Teknikleri Nitel bir çalışma olan bu araştırma; - Asmalı Konak dizisinin beğenilen yönleri - Asmalı Konak seyircisinin Asmalı Konak mekanını ziyaret etme nedenleri ve - Asmalı Konak’ı ziyaret eden seyircilerin yöre turizmi üzerindeki etkilerinin betimlenmesi doğrultusunda yapılmıştır. Araştırmada, hem dizi mekanını ziyarete gelen turist evreninin saptanmasının güç olması nedeniyle bir temsiliyet sorunu yaşamamak, hem de araştırılan konu hakkında ayrıntılı bilgi alınması açısından çalışmada yarı yapılandırılmış görüşme tekniği uygulanmıştır. Araştırma örneklemi turistler, yerli halk ve bölgede ticaretle uğraşanlar olmak üzere üç gruptan oluşmaktadır. Örneklem grubu; cinsiyet değişkenine göre seçkisiz yöntemle seçilmiş 80 turist; Asmalı Konak’a çok yakın ve daha uzak yerlerde oturmaları dikkate alınarak cinsiyet değişkenine göre seçkisiz yöntemle seçilmiş 30 yerli halk ve uğraştıkları iş alanlarını dikkate alarak önce küme örnekleme daha sonra ise bunların içinden seçkisiz yöntemle seçilen 30’u ticaretle uğraşan kişi olmak üzere toplam 140 kişiden oluşmaktadır. Yaptığımız çalışmanın nitel bir araştırma olması nedeniyle, araştırma sorularının açık uçlu şekilde hazırlanması uygun görülmüştür. Çalışmanın araştırma soruları ise şunlardır: 1. Dizinin beğenilen yönleri nelerdir? 2. Dizi seyircisi, dizinin çekildiği mekana neden gitmek istemektedir? 3. Dizinin çekilmesinden sonra bölge turizminde ne tür değişiklikler olmuştur? Yukarıda belirtilen araştırma soruları doğrultusunda turistlerle yapılan görüşmelerde; turistlerin dizi hakkındaki düşünceleri, diziyi beğenme ve dizi mekanını ziyaret etme nedenleri, dizideki karakterlerle özdeşim kurma durumu, tatillerini geçirmek üzere Asmalı Konak’ın bulunduğu bölgeyi seçmeleri üzerinde dizinin etkisi, dizide gösterilen mekanlar ve anlatılanlar doğrultusunda oluşan beklentilerinin gerçekleşip gerçekleşmediği üzerinde durulmuştur. Yerli halk ve ticaretle uğraşanlarla yapılan görüşmelerde ise; dizi hakkındaki düşünceleri, diziyi beğenme nedenleri, dizideki karakterlerle özdeşim kurup kurmadıkları, dizideki görüntüler hakkındaki düşünceleri ve Asmalı Konak dizisinin yayınlanmasından sonra yöre turizminde bir değişiklik olup olmadığı ve varsa bu değişikliklerin neler olduğu üzerinde durulmuştur. 3.2. Veri Analiz Teknikleri: Bu çalışma var olanın tespit edilmesini amaçlayan durum saptayıcı yani betimleyici bir çalışmadır. Yarı yapılandırılmış görüşme tekniğinin uygulandığı çalışmada, ses kayıt cihazının kullanıldığı görüşmeler deşifre edilmiş ve elde edilen verilerin bir kısmı sınıflandırılarak SPSS’e (sosyal bilimler için istatistik programına) girilmiş ve bunlardan bir kısmının frekans (f), yüzde (%) ve çapraz tabloları oluşturulmuştur. 4. Araştırma Verilerinin Analizi ve Bulgular: Araştırma verilerinin analizi başlangıçta belirlenen araştırma soruları doğrultusunda; örneklemin genel özellikleri, dizinin insanlara çekici gelen yönleri, dizi seyircisinin dizinin çekildiği mekana gitme nedenleri ve dizi seyircisinin dizi mekanını ziyaretinin yöre turizmine etkisi doğrultusunda yapılmıştır. Bunlardan örneklemin genel özellikleri ile dizinin insanlara çekici gelen yönlerinin analizi için “turist”, “yerli halk” ve “ticaretle uğraşanlar”ın; dizi seyircisinin dizi mekanını ziyaret etme nedenleri için “turistler”in ve dizi seyircisinin; dizi mekanını ziyaretinin yöre turizmine etkisinin analizi için “yerli halk” ve “ticaretle uğraşanlar”ın yarı yapılandırılmış görüşmeleri kullanılmıştır. 4.1.Örneklemin Genel Özellikleri Burada, örneklemi oluşturan turist, yerli halk ve ticaretle uğraşanların; cinsiyet, yaş, eğitim, yaşadığı yer, medeni durum ve meslek gibi nitelikleri ile Asmalı Konak dizisini izleyip izlememe durumu ele alınmıştır. 4.1.1. Örneklemin Demografik Özellikleri Örneklemde yer alan turistlerin % 48.7’si erkeklerden, %51,3’ü ise kadınlardan oluşmaktadır. Bu grubun yaş dağılımına bakıldığında; % 12.5’i 15-19, % 15’i 20-24, %17.5’i 25-29, %17.5’i 30-34, %11.2’si 34-40, %10’u 40-44, %5’i 45-49, %3.8’i 50-54, %5’i 55-59 ve %2.5’inin 60-64 yaş grubu içinde olduğu görülmektedir. Turistlerin eğitim durumuna göre dağılımlarına bakıldığında ise; %5’inin ilkokul mezunu, %10’unun ortaokul mezunu, %3.7’sinin orta okul dengi meslek okulu mezunu, %5’inin ilköğretim mezunu, %30’unun lise mezunu, %3.8’inin lise dengi meslek okulu mezunu ve %42.5’inin ise yüksek okul-üniversite mezunu olduğu görülür. Turistlerden %3.8’i ilçede, %18.8’i şehirde, %76.1’i büyük şehirde ve %1.3’ü ise yurt dışında yaşamaktadır. %46.3’ü bekar olan turistlerin, %50’si evli, %2.5’i boşanmış ve %1.2’sinin ise eşi ölmüştür. Turistlerin meslek grupları tablo 1’de verilmiştir. Tablo 1. Turist Örneklem Grubunun Mesleklere Göre Dağılımı Meslek Grupları A Meslek Grubu: Üst düzey yöneticiler, iş adamları, serbest meslek sahipleri B Meslek Grubu: Orta düzey yöneticiler, doktorlar, avukatlar, mühendisler, öğretim üyeleri C Meslek Grubu: Danışmanlar, uzmanlar, öğretmenler, araştırma görevlileri, esnaf D Meslek Grubu: Nitelikli işçiler, teknisyen, sekreter, memur E Meslek Grubu: Niteliksiz işçiler F Meslek Grubu: Emekliler, ev kadınları, öğrenciler, işsizler Toplam Frekans (f) 9 15 18 8 30 80 Yüzde (%) 11.25 18.75 22.5 10 37.5 100 Örneklemde yer alan ticaretle uğraşanların ise; % 96.7’si erkeklerden, % 3.3’ü kadınlardan oluşmaktadır. Bu grubun yaş dağılımına bakıldığında, % 10’u 20-24, % 6.7’si 25-29, % 6.7’si 30-34, % 13.3’ü 34-40, % 36.7’si 40-44, % 6.7’si 45-49, % 10’u 50-54, % 6.7’si 55-59 ve % 3’ünün de 60-64 yaş grubu içinde olduğu görülmektedir. Ticaretle uğraşanların eğitim durumuna göre dağılımı ise; %16.7 ilkokul mezunu, %20 ortaokul mezunu, %50 lise mezunu ve %13.3 yüksek okul-üniversite mezunu şeklindedir. Ticaretle uğraşanlardan % 3.3’ü kasabada, % 96.7’si ilçede yaşamaktadır. Ticaretle uğraşanların %13.4’ü bekar, %80’i evli, %3.3’ü boşanmış ve %3.3’ünün ise eşi ölmüştür. Yaptıkları işe bakıldığında ise; %6’sının antikacı, %6’sının market sahibi, %6’sının gümüşçü, %6’sının halıcı, %6’sının hediyelik eşya satıcısı, % 6’sının kasetçi, %6’sının otel sahibi, % 6’sının pastane sahibi, % 6’sının restoran sahibi, % 6’sının cafe sahibi, %6’sının tekel bayi, %6’sının tur firması sahibi, %3’ünün bar işletmecisi, %3’ünün benzin istasyonu sahibi, %3’ünün büfe sahibi, %3’ünün cep telefonu bayii, %3’ünün konfeksiyoncu ve %3’ünün taksici olduğu görülmektedir. Örneklemde yer alan yerli halkın; % 56.7’si erkeklerden, % 43.3’ü ise kadınlardan oluşmaktadır. Bu grubun yaş dağılımına bakıldığında, %10’u 15-19, % 56.7’si 20-24, %6.7’si 25-29, % 6.7’si 30-34, % 3.3’ü 34-40, %10’u 40-44, % 3.3’ü 4549 ve % 3.3’ünün de 55-59 yaş grubu içinde olduğu görülmektedir.Yerli halkın eğitim durumuna göre dağılımına bakıldığında ise; %16.7’sinin ilkokul mezunu, % 13.3’ünün ortaokul mezunu, % 3.3’ünün ilköğretim mezunu, %50’sinin lise mezunu ve % 16.7’sinin ise yüksek okul-üniversite mezunu olduğu görülür. Yerli halkın % 93.3’ü ilçede, % 6.7’si’ ise şehirde yaşamaktadır. Yerli halkın % 60’ı bekar, %40’ı evlidir. Bunların meslek grupları ise tablo 2’de verilmiştir. Tablo 2: Yerli Halk Örneklem Grubunun Mesleklere Göre Dağılımı Meslek Grupları A Meslek Grubu: Üst düzey yöneticiler, iş adamları, serbest meslek sahipleri B Meslek Grubu: Orta düzey yöneticiler, doktorlar, avukatlar, mühendisler, öğretim üyeleri C Meslek Grubu: Danışmanlar, uzmanlar, öğretmenler, araştırma görevlileri, esnaf D Meslek Grubu: Nitelikli işçiler, teknisyen, sekreter, memur E Meslek Grubu: Niteliksiz işçiler F Meslek Grubu: Emekliler, ev kadınları, öğrenciler, işsizler Toplam Frekans (f) 3 - Yüzde (%) 10 - 3 9 2 13 30 10 30 6 44 100 4.1.2. Asmalı Konak Dizisini İzleme Durumu Örneklemimizi oluşturan turistlerin, %98.9’u diziyi sürekli izlediğini, %1.1’i ise vakit buldukça izlediğini belirtmiştir. Yerli halkın %100’ü diziyi sürekli izlediğini belirtirken, ticaretle uğraşanların %86.7’si sürekli izlediğini, %10’u vakit buldukça izlediğini ve %3.3’ü ise izlemediğini ifade etmiştir. 4.2. Dizinin Beğenilen Yönleri: Burada dizinin çekici gelen yönleri ile özlem uyandırma, özdeşim kurma özellikleri ve dizinin gerçekçiliği yönünde elde edilen verilerin analizi yapılmıştır. 4.2.1. Dizinin Çekici Gelen Yönleri Turist Örneklemi İçin: Görüşülen turistlerin yarıdan biraz fazlası ( yaklaşık %60’ı) dizinin çekici gelen yönünün dizinin konusu olduğunu, geriye kalanlardan büyük kısmı (yaklaşık %20’si) dizinin çekildiği mekan olduğunu, diğerleri ise (yaklaşık % 6’sı) oyuncuların, (yaklaşık % 6’sı) arkadaşlarla hoşça vakit geçirme olanağı sağlamasının, ( yaklaşık % 4’ü) dizinin çekimlerinin ve (yaklaşık % 4’ü) dizinin müziği olduğunu belirtmişlerdir. Dizinin konusunu çekici bulanların da konuyu çekici bulma nedenleri birkaç kategoriden oluşmaktadır. Bunlar; yaşanan aşklar, aile içindeki sevgi, birlik ve beraberlik, toplumun değerlerini yansıtması ve senaryoda aradıkları her şeyin olması şeklindedir. Görüşülen turistler bu konuyu şöyle ifade etmişlerdir. “ Dizinin bana en çekici gelen yönü Seymen ve Bahar aşkı, böyle bir aşk yaşamak isterdim” (Ev hanımı, 35-39 yaş arası). “ Aşk, hayat, sevgi” ( Tezgahtar, kadın, 15-19 yaş arası). Görüldüğü gibi bu konuda alınan cevaplar genellikle kısa ve net bir şekilde “aşk” olarak ifade edilmiştir ve konunun çekiciliğine ilişkin cevapların yarısına yakını da bu doğrultudadır. Aile içindeki sevgi, birlik ve beraberlik konusunda alınan cevaplardan ise birkaç tanesi şöyledir: “Sevgiye önem veren bir insanım, aile içi ilişkilerin güçlü olması ve sevginin olması benim için çok önemli, bunlar güzel şeyler” (Muhasebeci, erkek, 20-24 yaş arası). “Konusu enteresan geliyor ve insanların birbirlerine bağlı olmaları çok güzel.” ( Bankacı, kadın, 25-29 yaş arası). Yine bu konuda alınan cevaplar genellikle kısa ve net bir şekilde, aile içindeki bağlılık ve sıcaklığın olmasının çekici geldiği yönündedir. Toplumun değerlerini yansıtmasını ise örneklemden iki kişi şu şekilde ifade etmişlerdir: “ Her şey çok doğal, sanki gerçek hayat gibi” (Biyolog, kadın, 3034 yaş arası) “Memleketimi yansıtıyor, bir ailenin yaşadığı bütün duygular mevcut” (Dış ticaret uzmanı, erkek, 30-34 yaş arası). Dizinin konusunu çekici bulma nedeninin dizide canlandırılan yaşamın, Türkiye’nin değişik kesimlerinden unsurlar içermesi ve senaryonun her konuya değinmesi olduğunu belirten turistlerden birkaç tanesi şunları söylemiştir: “Dizide aradığım her şey var, hatta aramadığım da. Böyle olunca da dizi haliyle çekici geliyor” (Doktor, erkek, 40-44 yaş arası). “ Dizide aşk, sevgi, bağlılık, maddi imkanlar, lüx var, ağa bile var; yani her şey var” (Ev hanımı, kadın, 30-34 yaş arası). Örneklemi oluşturan kişilere, ağalık sistemini yansıtan diğer dizileri izleyip izlemedikleri ve Asmalı Konak’ın onlardan farklı olup olmadığı konusunda görüşleri ise yine bize dizinin beğenilme nedenleri konusunda fikir vermektedir. Örneklemi oluşturanların % 3.9’u Kırık Ayna’yı, % 46.3’ü Zerda’yı, % 12.5’i Kırık ayna ve Zerda’yı ve %37.5’i ise diğer dizileri izlemediğini belirtmektedir. Kırık Ayna ve Zerda dizilerini izlediğini belirten kişilerin tamamı, Asmalı Konak dizisini onlardan daha çok beğendiklerini ve bu dizinin onlardan neredeyse tamamen farklı olduğunu ifade etmişlerdir. Asmalı Konak’ın bu dizilerden farklı buldukları yönler ise benzerdir. Şöyle ki, Kırık Ayna ve Zerda’nın ağalık sistemini daha fazla yansıtması ve bu nedenle de bu dizilerde şiddet, kumalık ve törelerin daha egemen olması, Asmalı Konak’la diğer iki dizi arasındaki en önemli farklılık olarak gösterilmektedir. Asmalı Konak’ın günümüze daha yakın olması ve ilişkilerin daha sıcak olması ise onun diğer dizilerden farklı olan bir diğer yönüdür. Oldukça düşük oranlara sahip olmasına rağmen, belirtilen diğer farklılıklarsa Asmalı Konak’ın ilk, diğerlerinin Asmalı Konak’ın taklidi olması ve Asmalı Konak’ın müziği ile çekimlerinin daha iyi olmasıdır. Yerli Halk Örneklemi İçin: Görüşülen yerli halkın büyük bir kısmı( %70’i) dizinin çekici gelen yönünün; dizinin yörede çekilmiş olması olduğunu belirtmişlerdir. “ Bu yörede çekildiği için dizi bana çekici geliyor.” ( Veteriner, erkek, 30-34 yaş arası). “ Bu bölgeyi biz oradan daha iyi görme ve tanıma fırsatı buluyoruz. Ben burada oturmama rağmen Peribacaları, Avanos’u çok iyi bilmiyorum. Dizi ile tanıma fırsatım oluyor” ( Züccaciyeci, erkek, 15-19 yaş arası). Kendilerine dizinin yörede çekilmiş olması dışında dizide çekici buldukları unsurları belirtmeleri istendiğinde ise, bu sefer örneklemin tamamına yakını dizinin konusunu çekici bulduklarını belirtmişlerdir. Dizinin konusunu çekici bulanların konuyu çekici bulma nedenleri birkaç kategoriden oluşmaktadır. Bunlar turistlerde olduğu gibi; yaşanan aşklar, aile içindeki sevgi, birlik ve beraberlik, toplumun değerlerini yansıtması ve senaryoda aradıkları her şeyin olduğu şeklindedir ki bunlardan da dizinin aile içindeki sevgi, birlik ve beraberlik ile toplumun değerlerini yansıtması diğerlerine göre daha fazla vurgulanmıştır. Bu kategorilerde yer alan açıklamalardan birkaç tanesi şöyledir: “ Ailedeki sıcaklık ve saygı insanı çekiyor” (Zabıta, erkek, 30-34 yaş arası). “ Aile ilişkileri çok güzel” ( Ev hanımı, kadın, 40-44 yaş arası). “ Toplumumuzun örf, adetlerini yansıtıyor” ( Öğrenci, erkek, 15-19 yaş arası). Görüldüğü üzere yerli halkın diziyi çekici bulma nedenlerinden ilki; dizinin Ürgüp yöresinde çekilmiş olması, ikincisi ise konusudur. Örneklemi oluşturan kişilerin, ağalık sistemini yansıtan diğer dizileri izleyip izlemedikleri ve Asmalı Konak’ın onlardan farklı olup olmadığı konusunda görüşleri ise şu şekildedir. Örneklemi oluşturanların % 30’u Kırık Ayna’yı, % 30’u Zerda’yı, % 6.7’si Kırık Ayna ve Zerda’yı ve %33.3’ü ise diğer dizileri izlemediğini belirtmektedir. Kırık Ayna ve Zerda dizilerini izlediğini belirten kişilerin tamamı, Asmalı Konak dizisini onlardan daha çok beğendiklerini ve bu dizinin onlardan neredeyse tamamen farklı olduğunu ifade etmişlerdir. Asmalı Konak’ı, bu dizilerden farklı buldukları yönler ise benzerdir. Şöyle ki, Kırık Ayna ve Zerda’nın ağalık sistemini daha fazla yansıtması ve bu nedenle de bu dizilerde şiddet, kumalık ve törelerin daha egemen olması, Asmalı Konak’la diğer iki dizi arasındaki en önemli farklılık olarak gösterilmektedir. Asmalı Konak’ın günümüze daha yakın olması ve ilişkilerin daha sıcak olması ise onun diğer dizilerden farklı olan bir diğer yönüdür. Oldukça düşük oranlara sahip olmasına rağmen, belirtilen diğer farklılıksa Asmalı Konak’ın bölgenin doğal güzelliklerini daha iyi yansıtmasıdır. Ticaretle Uğraşan Örneklem İçin: Görüşülen örneklemin (örneklemden bir kişi diziyi izlemediği için bu konuda 29 kişinin görüşlerinin analizi söz konusudur) büyük bir kısmı (%72’si) dizinin çekici gelen yönünün; dizinin yörede çekilmiş olmasının olduğunu belirtmişlerdir. “ Yörede çekilmesi çekici.Yöreyi yansıtıp reklam yaptığı için diziye minnettarız” ( Gümüşçü, erkek, 40-44 yaş arası). “ Bölgeyi içermesi çekici, coğrafi mekanı iyi yansıtıyor; bizim de bu bölgede görmediğimiz yerler var. Onları da görüyoruz. Hem tanıdık birilerini sürekli figüran olarak görüyoruz. Sonraki bölümde kimi göreceğiz diye merakla izliyoruz.” ( Restoran sahibi, erkek, 40-44 yaş arası). Dizinin yörede çekilmiş olması dışında dizide çekici buldukları unsurları belirtmeleri istendiğinde ise, bu sefer örneklemin tamamına yakını yerli halkta olduğu gibi dizinin konusunu çekici bulduklarını belirtmişlerdir. Dizinin konusunu çekici bulanların konuyu çekici bulma nedenleri birkaç kategoriden oluşmaktadır. Bunlar; aile içindeki sevgi, birlik ve beraberlik ile toplumun değerlerini yansıtması şeklindedir. Bu kategorilerde yer alan açıklamalardan birkaç tanesi şöyledir: “Aile içi ilişkiler sıcak, Sümbül hanım ailesine düşkün ve aileyi toparlayıcı” (Otel işletmecisi, erkek, 55-59 yaş arası). “ İlişkilerin sıcak olması ve bizim toplumumuzu yansıtması güzel. Mutlu bir yuva var” ( Hediyelik eşya satıcısı, erkek, 30-34 yaş arası). Ticaretle uğraşanların da yerli halk gibi diziyi çekici bulma nedenlerinin başında, dizinin yörede çekilmiş olması gelmektedir. İkinci etken ise dizinin sıcak ve birbirine bağlı aile tipi ile toplumu yansıtmasıdır. Örneklemi oluşturan kişilerin, ağalık sistemini yansıtan diğer dizileri izleyip izlemedikleri ve Asmalı Konak’ın onlardan farklı olup olmadığı konusunda görüşleri ise şu şekildedir. Örneklemi oluşturanların % 25’i Kırık Ayna’yı, % 17’si Zerda’yı, % 21’i Kırık Ayna ve Zerda’yı ve % 37’si ise diğer dizileri izlemediğini belirtmektedir. Kırık Ayna ve Zerda dizilerini izlediğini belirten kişilerin büyük bir kısmı, Asmalı Konak dizisinin onlardan neredeyse tamamen farklı olduğunu ifade ederken, görüşülenlerin küçük bir kısmı ise Asmalı Konak dizisinin de diğerlerinin de doğuyu anlatan diziler oldukları ve aralarında bir farklılık bulunmadığını ifade etmiştir. Görüşülenlerin tamamı ise Asmalı Konak’ı daha çok beğendiklerini söylemişlerdir. Asmalı Konak’ı, bu dizilerden farklı buldukları yönler ise benzerdir. Şöyle ki, Kırık Ayna ve Zerda’nın ağalık sistemini daha fazla yansıtması ve bu nedenle de bu dizilerde şiddet, kumalık ve törelerin daha egemen olması, Asmalı Konak’la diğer iki dizi arasındaki en önemli farklılık olarak gösterilmektedir. Asmalı Konak’ın günümüze daha yakın olması ve ilişkilerin daha sıcak olması ise onun diğer dizilerden farklı olan bir diğer yönüdür. Oldukça düşük oranlara sahip olmasına rağmen, belirtilen diğer farklılıklarsa Asmalı Konak’ın bölgenin doğal güzelliklerini daha iyi yansıtması ve çekim ekibinin daha iyi olmasıdır. 4.2.2. Karakterlerle Özdeşim Kurma Turist örneklemini oluşturan kişilerin %14.5’i dizide kendilerine yakın hissettikleri ya da kendilerini özdeşleştirdikleri bir karakter olmadığını belirtirken, geriye kalanların tamamı kendilerine yakın hissettikleri ve özdeşim kurdukları karakterler olduğunu belirtmişlerdir. Yerli halk örneklemini oluşturan kişilerin % 23.3’ü dizide kendilerine yakın hissettikleri ya da kendilerini özdeşleştirdikleri bir karakter olmadığını belirtirken, geriye kalanların tamamı kendilerine yakın hissettikleri ve özdeşim kurdukları karakterler olduğunu belirtmişlerdir. Ticaretle uğraşanlar örneklemini oluşturan kişilerin % 53.8’i dizide kendilerine yakın hissettikleri ya da kendilerini özdeşleştirdikleri bir karakter olmadığını belirtirken, geriye kalanların tamamı kendilerine yakın hissettikleri ve özdeşim kurdukları karakterler olduğunu belirtmişlerdir. Ticaretle uğraşanların kendilerini yakın hissettikleri ya da özdeşim kurdukları bir karakter olmamasının nedeni olarak; kendilerinin ne oradaki çalışan hizmetlilere ne de ağaya yakın bir hayatları olduğunu, ayrıca öyle kalabalık bir aileye, anaerkil yapıya ve modern ilişkilere (aşk, gezme, yurt içi ve dışı bağlantı, eğitim) sahip olmadıklarını belirtmişlerdir. Aslında onların yaptığı bu açıklamalar, hem turist hem de yerli halkın büyük bir çoğunluğunun dizide kendilerine yakın hissettikleri ya da kendilerini özdeşleştirdikleri bir karakter olmasına rağmen, ticaretle uğraşanlarda bu oranın yarıya yakın olmasının da açıklamasını oluşturur. Özdeşim kurulan ve kendine yakın hissedilen karakterler konusu ise; (kendilerine yakın hissettikleri veya özdeşim kurdukları karakterler olduğunu belirten) turistler, yerli halk ve ticaretle uğraşanlar arasında farklılaşmaktadır. Turistlerin büyük bir kısmı kendilerini Seymen ve Bahara, yerli halkın büyük bir kısmı Dicle, Bekir Kirve ve Salih’e, ticaretle uğraşanlar ise daha çok Seymen’e yakın hissettiklerini ve kendilerini özdeşleştirdiklerini belirtmişlerdir. Turistler, dizide kendilerine yakın hissettikleri ya da kendilerini özdeşleştirdikleri Seymen’in sevdiklerini sahiplenmesi ve onları koruması, maddi durumunun iyi olması nedeniyle istediğini yapabilmesi ve Bahar’a olan gerçek aşkı; Bahar’ın ise prensipli, doğal, çılgın olması ve Seymen’e olan gerçek aşkı nedeniyle onları kendilerine yakın hissettiklerini belirtmişlerdir. Yerli halk dizide kendilerine yakın hissettikleri ya da kendilerini özdeşleştirdikleri Dicle’yi yöreye uygun ve herkese akıl veren birisi olması nedeniyle; Salih’i alt sınıfı ve onların mücadelesini temsil etmesi nedeniyle ve Bekir Kirve’yi de güvenilir ve işini iyi yapan birisi olması nedeniyle kendilerine yakın hissettiklerini belirtmişlerdir. Ticaretle uğraşanlar ise dizide kendilerine yakın hissettikleri ya da kendilerini özdeşleştirdikleri Seymen’i; iyi bir iş adamı olması, sevdiklerini koruması, maddi durumunun iyi olup, istediğini yapabilmesi ve olaylara gerçekçi yaklaşımı nedeniyle kendilerine yakın hissettiklerini belirtmişlerdir. Görüşülen turistlerden bir kaçının bu konudaki ifadeleri şu şekildedir: “ Seymen, güçlü, çok seven ve ailesini kollayan bir erkek “ ( İşletmeci,erkek, 30-34 yaş arası). “Seymen güçlü ve maddi olanakları iyi olduğu için istediği şeyi yapabiliyor” ( Öğrenci, erkek, 20-24 yaş arası). “Seymen’in Bahar’a karşı saf ve gerçek bir aşk duyması” ( Serbest meslek, erkek, 40-44) “ Bahar inatçı ve dik başlı, prensiplerinden vazgeçmiyor ve başından beri ailye karşı direniyor” (İnsan Kaynakları Müdürü, kadın, 25-29 yaş arası). “ Bahar kendi prensiplerine saygılı, ben de öyleyim” (Öğrenci, kadın, 15-19 yaş arası). “ Bahar’ın eşine olan müthiş aşkı” (Öğretmen, kadın, 25-29 yaş arası). Görüşülen yerli halktan bazı kişilerin görüşleri ise şu şekildedir: “Dicle buraların insanına benziyor, şivesi, komikliği, zekiliği” ( Sekreter, kadın 20-24 yaş arası). “Salih, alt sınıfı temsil ediyor ve zenginlerle çelişen davranışlar gösterip, onlardan korkmuyor” ( Bankacı, erkek, 20-24 yaş arası). “Bekir kirve, iyi niyetli, güvenilir ve işini iyi yapan birisi; işi dışındaki şeylerle ilgilenmiyor ve asla ihanet etmiyor” (Zabıta, erkek, 30-34 yaş arası). Ticaretle uğraşanlardan bir kişi ise şunları söylemiştir: “Seymen ağa iş veren olarak çok başarılı. Başarılı bir ticaret hayatı var ve duygulardan çok, mantıkla karar veriyor”( Market sahibi, erkek, 25-29 yaş arası). 4.2.3. Dizide Özlem Duyulan Unsurlar Turist örneklemimizin %70’i, yerli halk örneklemimizin %71’i, ticaretle uğraşan örneklemimizin ise %35’i dizide yaşananlardan bazılarına özlem duyduğunu belirtmiştir. Turistlerin özlem duydukları unsurların başında Seymen ve Bahar aşkı gelmektedir. Özlem duyulan diğer unsurlar ise özlem duyma yoğunluğuna göre; aile bağlarının güçlü olması ve sıcak bir aile ortamı, Asmalı Konak gibi bir mekanda yaşamak, o kadar iyi maddi imkanlara sahip olmak ve Seymen ağa gibi bir ağa olmak şeklindedir. Bu konuyu bir turist şöyle ifade etmiştir: “Öyle bir aşka özlem duyuyorum, yoksa paramız var Allah’a şükür” ( işletmeci, erkek, 30-34 yaş arası). Yerli halkın özlem duydukları unsurların başında ise aile bağlarının güçlü olduğu, sıcak bir aile ortamı gelmektedir. Bunun nedenini ise zor durumda kaldıklarında yardımcı olacak aile üyelerinin gittikçe azalması ile açıklamışlardır. Yerli halktan bir kadın bu konuda şunları söylemiştir: “ Aile ortamlarına özlem duyuyorum. Hepsinin bir arada olması ve bağlılıkları, sevgileri güzel.” ( Ev kadını, 35-39 yaş arası) Özlem duyulan diğer unsurlarsa özlem duyma yoğunluğuna göre; Seymen ve Bahar aşkı ve o kadar iyi maddi imkanlara sahip olmak şeklindedir. Son olarak, ticaretle uğraşanların özlem duydukları unsurların başında Seymen ağa gibi bir iş adamı olmak gelmektedir. Özlem duyulan diğer unsurlarsa özlem duyma yoğunluğuna göre; o kadar iyi maddi imkanlara sahip olmak, Seymen ve Bahar aşkı şeklindedir. Ticaretle uğraşanlardan birisi bunu şöyle ifade etmiştir: “Seymen ağa gibi iyi ve başarılı bir işveren ve iş adamı olmak isterdim” (Müzik market sahibi, erkek, 40-44 yaş arası) Bu durumda her grubun kendine özgü özlemleri olduğu görülmektedir. Şehrin duygudan uzak kıldığı yaşamı, ilişkilerin yapaylığı ve kişilerin yabancılaşması nedeniyle turistlerin özlem duydukları unsurlar olarak; aşk ve aile bağları güçlü ve sıcak bir aileye özlem duymaları beklenen bir durumdur. Ticaretle uğraşanların da işleri gereği, işini iyi yapan ve çok iyi kazanan Seymen ağaya özlem ve sonrada güçlü aile ilişkilerine özlem duymaları beklenen bir durumdur. Yerli halkın ise daha küçük bir yerleşim biriminde yaşamaları ve şehrin yapaylığından daha uzak olmalarına rağmen özlemini duydukları unsurlardan, en çok güçlü aile bağları olan sıcak bir aileye özlem duymaları ilginçtir. Fakat bu durum, birincil ilişkilerin gittikçe azaldığı, sevgi ve bağlılığın yerini mantığın aldığı günümüz toplumunun küçük yerlerde de artık kendini hissettirdiğinin bir göstergesi olarak ele alınabilir ki bu durum teorik çerçevede belirtilen; duygusallığa, sevgiye ve doğallığa olan isteği doğrular yöndedir. 4.2.4. Dizinin Gerçekçiliği Burada seyircilerin dizinin gerçekçiliği konusundaki görüşlerini saptamak üzere; dizinin masalsı olup olmadığı, karakterlerin gerçekçi olup olmadığı, dizideki ağa tiplemesinin, ağalık sistemini yansıtıp yansıtmadığı, Türk toplumunda bu tür ailelerin olup olmadığı, toplumun örf, adet ve geleneklerini yansıtıp yansıtmadığı ve kahya ile ev çalışanlarının yaşamlarının gerçekçi olup olmadığı sorularının yanıtlarının analizi yapılmıştır. Örneklemimizi oluşturan turistlerin %38.8’i dizinin masalsı, %41.2’si gerçekçi ve %20’si kısmen masalsı olduğunu belirtirken; yerli halkın % 33.3’ü dizinin masalsı, %43.3’ü gerçekçi ve %23.3’ü ise kısmen masalsı olduğunu belirtmiş; ticaretle uğraşanların ise %43.3’’ü dizinin masalsı, %30’u gerçekçi ve %26.7’si ise kısmen masalsı olduğunu ifade etmiştir. Görüldüğü üzere örneklem gruplarında dizinin tam olarak masalsı ya da gerçekçi olup olmaması hakkında net bir sonuç çıkmamaktadır. Turistlerin % 49.5’i, yerli halkın % 46.6’sı ve ticaretle uğraşanların da % 40’ı Türk toplumunda bu tür ailelerin az olduğunu belirtmiştir. Az olma nedenlerinin başında lüx yaşamları gelmektedir. Diğerleri ise söylenme yoğunluğuna göre, geniş aile olup, uyum içinde bulunmaları ve modernlik ile gelenekselliği bir arada yansıtmalarıdır. Örneklem gruplarının tamamı bu yönde cevaplar vermişlerdir. Turistlerin % 62’si karakterler gerçeği yansıtıyor, %10’u yansıtmıyor ve % 28’i de kısmen yansıtıyor derken, yerli halkın % 30’u gerçeği yansıtıyor, % 20’si yansıtmıyor ve % 50’si de kısmen yansıtıyor demiştir. Ticaretle uğraşanların ise % 25’i gerçeği yansıtıyor, % 25’i yansıtmıyor ve % 47’si kısmen yansıtıyor derken % 3’ü soruyu yanıtlamamıştır. Karakterlerin gerçeği yansıtıp yansıtmama durumlarını belirtirken özellikle Seymen ağa karakterinin gerçekte olmayacağından dolayı dizinin karakterlerinin gerçeğe uygun olmadığı ya da kısmen uygun olduğu belirtilmiştir. Bu durumda karakterler kısmen de olsa gerçeği yansıtmaktadır. Dizideki ağa tiplemesinin ağalığı yansıtıp yansıtmadığı konusunda ise; turistler ve yerli halkın yarıdan biraz fazlası, ticaretle uğraşanların ise yarıya yakını dizideki ağanın, ağalık sistemini yansıtmadığını belirtmişlerdir. Turist, yerli halk ve ticaretle uğraşanlardan oluşan ve dizideki ağalığın ağalık sistemini yansıtmadığını belirten örneklem grubunun tamamına yakını, bu durumun nedeni olarak; Seymen ağanın modern bir ağa yani eğitimli, kibar, anlayışlı, çok sert olmayan, tek eşli ve yanında çalışanları ezmeyen bir ağa olarak karakterize edilmesini göstermişlerdir. Dizinin ağalık sistemini yansıttığını ya da kısmen yansıttığını belirtenler ise Seymen ağanın her zaman son sözü söylüyor olması ve çok sayıda koruması, çalışanı olmasını bunun nedeni olarak belirtmişlerdir. Dizinin örf, adet ve gelenekleri yansıtıp yansıtmama konusunda ise; turistlerin %15’i, yerli halkın %3.6’sı ve ticaretle uğraşanların da %8’i dizinin örf, adet ve gelenekleri yansıtmadığını belirtmiştir. Aile içinde büyüklere saygı, aile üyeleri arasındaki bağlılık ve sevgi, geleneklere uygun gösterilen unsurların başında gelmektedir ve örneklem gruplarının (örneklem grubunda dizinin geleneklere uygun olduğunu belirten kişilerin) tamamına yakını bu yönde cevap vermiştir ve bu konuda turist, yerli halk ve ticaretlerle uğraşanlar arasında farklılık görülmemiştir. Dizinin gelenekleri yansıtmadığını belirten yerli halk ve ticaretle uğraşanlar bunun nedeni olarak genellikle aile bireylerinin içki içmesini gösterirken, turistler geniş aile yaşamı ve ağalığın sergilenme tarzını göstermişlerdir. Dizideki kahya ve ev çalışanlarının aile ile ilişkileri ve yaşam tarzlarının gerçekçi olup olmaması konusunda ise; turistlerin, yerli halkın ve ticaretle uğraşanların yarıya yakını bunun gerçekçi olmadığını belirtmişlerdir. Bunların yaşam tarzlarını gerçekçi bulmama nedenleri bütün örneklem grupları için benzerdir ve gerçekçi bulmama nedenleri, ağanın yanında çalışanlarla bu derece samimi olmayacağı ve onlara bu kadar iyi davranmayacağı şeklindedir. Örneklemde “Bu dizide sınıflar arası fark silinmiş gibi sunulmaktadır, fakat gerçekte ne ağalar ne de yanında işçi çalıştıranlar böyle davranmazlar.” görüşü yaygındır. Bu durumun gerçekçi olduğunu belirten örneklem gruplarının ise neredeyse tamamına yakını bunun nedeni olarak; uzun süre birlikte yaşayan insanların aileyle yakınlaşabileceği ve bunların aralarında sınıf ayrımından çok dostluk olabileceğini belirtmişlerdir. Bütün bu verilerden anlaşılacağı üzere dizinin gerçekçiliği hakkında net bir şey söylemek mümkün değildir. Dizi ne gerçekçidir, ne de değildir. 4.3. Seyircilerin Dizi Mekanını Ziyareti Burada dizi mekanını ziyaret etme nedenlerinin yanı sıra, turistlerin yöreye gelme şekli ve yörede gezilen yerler ile turistlerin yaptıkları seyahatin beklentilerini karşılama düzeyine ilişkin verilerin analizi yapılmıştır. 4.3.1. Dizi Mekanını Ziyaret Etme Nedenleri Burada sadece turist örnekleminden toplanan veriler değerlendirilmiştir. Turistler dizi mekanını ziyaret etmek istemelerinin en önemli nedeni olarak diziyi sevmelerini ve neredeyse buna yakın bir oranla da dizi mekanının otantik olmasını göstermişlerdir. Ziyaret etme nedeninin neredeyse tamamına yakınını oluşturan bu nedenler dışında sırasıyla; merak, sanatçıları görmek, yakınlarının ısrarı ve gelmişken seti görmek istemelerini belirtmişlerdir. Bu konuda turistlerden birkaç tanesinin açıklamalarını verelim. “ Diziyi beğenerek izliyorum ve dizinin çekildiği ortamı yakından görmek istedim” ( Doktor, erkek, 35-39yaş arası). “ Sürekli izliyoruz, konağın yapısı, balkonu dikkatimi çekiyordu, görmek istedim” ( Bankacı, kadın, 25-29 yaş arası). 4.3.2. Turistlerin Yöreye Gelme Şekilleri ve Yörede Gezdikleri Yerler Görüşülenlerin %65’i yöreye daha önceden de gelmiştir. Tur şirketiyle gelen turist sayısı çok olmasına rağmen, turun programının zaman ayarlı ve konaklama sürelerinin kısıtlı olması nedeniyle, görüşülen turistlerden turla gelenlerin oranı oldukça düşüktür (%17.5). Görüşülenlerin yörede gezdikleri mekanlardan, ilk sırayı tarihi ve doğal mekanlarla birlikte Asmalı Konak, ikinci sırayı çevre beldeler, üçüncü sırayı ise eğlence yerleri almaktadır. 4.3.3. Beklentilerin Karşılanma Düzeyi Görüşülen turistlerin yarısına yakını Asmalı Konak’ı beklediği gibi bulmadığını ve hayal kırıklığı yaşadığını; geriye kalanlar ise dizideki kadar canlı olmasa da mekanı görmekten dolayı mutlu olduklarını, dizideki olayların gözlerinin önünde canlandığını, böyle bir mekanda yaşamak istediklerini ve nostalji yaşadıklarını belirtmiştir. Hayal kırıklığına uğrama ve beklentilerine yanıt bulamamalarının nedenlerinin ise: mekanın dizide göründüğünden daha küçük, daha bakımsız ve cansız olması ile kapıları kilitli odalara girememe ve o mekanın içinde olamama olduğunu ifade etmişlerdir. Bu konuda turistlerden ikisi düşüncelerini şöyle ifade etmişlerdir. “ Mimarisi çok hoş, ilk merdivenlerden yukarı çıktım ve dizideymişim gibi geldi” ( İnsan kaynakları müdürü, kadın, 25-29 yaş arası). “ Hayal kırıklığına uğradım. Her şey dizidekinden çok farklı” ( Bankacı, erkek, 30-34 yaş arası). Dizide görülen mekanlarla gerçekte karşılaşılan mekanlar arasında bir farklılık olup olmadığı sorusuna ise; görüşülenlerin sadece %13.8’i dizidekiyle aynı olduğu yanıtını vermiştir. Geriye kalanlar dizideki mekanın daha otantik, daha büyük ve daha canlı olduğunu belirtmişlerdir. Bu konuda iki turistin görüşlerine yer verelim. “ Küçük, bakımsız hem odaları da göremedik, dizidekiyle uymuyor” ( Serbest meslek, erkek, 30-34 yaş arası). “ Buradaki her şey daha farklı; daha küçük,özellikle avlu çok küçük” ( Öğrenci, kadın, 20-24 yaş arası). 4.4. Dizinin Turizm Üzerindeki Etkisi Burada dizi yöre dışında bir yerde çekilmiş olsaydı orayı da ziyaret etmek isteyip istemeyecekleri, Asmalı Konak’ı görmeyi önceden planlayıp planlamadıkları, Asmalı Konak dizisi çekildikten sonra yöreye gelen yerli turist sayısında ve niteliğinde bir değişiklik olup olmadığı ve artan turist sayısının satışlarını etkileyip etkilemediği sorularına verilen yanıtların analizi yapılmıştır. Turistlerin büyük bir kısmı (%70), dizi yöre dışında bir yerde çekilmiş olsaydı oraya gitmek isteyip istemeyecekleri sorusuna, “isterdim” şeklinde cevap vermişlerdir. İsterdim diyenlerin yarısından fazlası dizi her nerede çekilmiş olursa olsun gideceğini, geriye kalanlardan büyük bir kısmı turistik bir yer olursa gideceğini, kalanlar ise yolu düşerse gideceklerini belirtmişlerdir. Bu ise Asmalı Konak ziyaretçilerinin yöreye gelmelerinin en önemli nedenlerinden birisinin, Asmalı Konak dizisi olduğunu göstermektedir. Görüşülen turistlerden %60’ı Asmalı Konak mekanını görmeyi önceden planladıklarını, %35’i geldikten sonra karar verdiklerini söylemişlerdir. Bunlardan %5’i ise Asmalı Konak ziyaretinin tur programında olduğunu belirtmiştir. Buradaki dizi mekanını görmeyi önceden planladım diyenlerin oranı, yukarıda belirttiğimiz; dizi yöre dışında çekilmiş olsaydı oraya da giderdim diyenlerin oranına yakındır. Bu da Asmalı Konak ziyaretçilerinin yöreye gelme nedenlerinin en önemlilerinden birisinin Asmalı Konak dizisi olduğunu göstermektedir. Asmalı Konak dizisinin yöre turizmini etkileyip etkilemediği konusunda; yerli halk ve ticaretle uğraşanların tamamı Asmalı Konak dizisi çekildikten sonra yöreye gelen yerli turist sayısında patlama olduğunu ve turist sayısının en az iki katına çıktığını belirtmişlerdir. Yerli halktan iki kişi bu durumu şöyle ifade etmektedir: “Yerli turistlerin sayısı arttı, şimdiki turistler daha çok Asmalı Konak için geliyorlar” ( Sekreter, 20-24 yaş arası). “ Asmalı Konak yöreye maddi, manevi çok şey kazandırdı, artık her bölgeden ve sınıftan insan geliyor” ( Ana sınıf öğretmeni, kadın, 2024 yaş arası). Yerli halk ve ticaretle uğraşanlar, Asmalı Konak dizisinin yöreye gelen turistleri hem nicel açıdan hem de nitel açıdan etkilediğini ifade etmişlerdir. Artık yöreye her sınıftan turist gelmekte olduğunu, daha önceleri kültürel ve ekonomik seviyesi orta ve ortanın üstü olan insanların daha fazla geldiğini ifade edenlerin oranı oldukça yüksektir. Görüşülenlerin az bir kısmı ise diziden sonra kültürel ve ekonomik seviyesi daha üst olan insanların gelmeye başladıklarını belirtmiştir. “Dizinin çekilmesinden sonra her gruptan insan gelmeye başladı, gelen turistlerin sayısı o kadar çok arttı ki sürekli birilerine Asmalı Konak’ın yerini tarif ediyoruz” ( Cep telefonu bayii, erkek, 20-24 yaş arası). “ Gelen turist sayısı % 250 arttı, her türden insan geliyor ve ilk sordukları mekan da Asmalı Konak oluyor” ( Tekel bayii, erkek, 35-39 yaş arası). Diziden sonra artan turist sayısının müşterileri üzerindeki etkisi konusunda ticaretle uğraşanların % 90’ı dizi çekildikten sonra artan turist sayısının satışlarını olumlu yönde etkilediğini belirtmiştir. % 10’u ise (bunlar daha çok halıcı ve antikacı) pahalı ürünler sattıkları için, bu durumun satışlarını çok fazla etkilemediğini ifade etmişlerdir. Ayrıca görüşülen hem yerli halk hem de ticaretle uğraşanların büyük bir kısmı, yöreye kışın çok fazla yerli turistin gelmediğini; Asmalı Konak dizisiyle birlikte kış turizminde canlanma olduğunu belirtmişlerdir. 5. Sonuç ve Tartışma Asmalı Konak dizisinin yöre turizmi üzerine etkisini incelediğimiz bu araştırma, çalışmanın araştırma soruları olan: - Dizinin beğenilen yönleri nelerdir? - Dizi seyircisi, dizinin çekildiği mekana neden gitmek istemektedir? - Dizinin çekilmesinden sonra bölge turizminde ne tür değişiklikler olmuştur? doğrultusunda toplanan verilerin analizinden elde edilen bulguların büyük bir kısmı, teorik beklentilerimizi destekler niteliktedir. Dizinin beğenilme nedenleri konusunda ulaşılan sonuçlar; turistlerin konuyu, yerli halk ve ticaretle uğraşanların ise dizinin bölgede çekilmiş olmasını, bunun dışında ise dizinin konusunu çekici buldukları yönündedir. Hepsinde görülen konunun çekici olması durumu, konunun çekici bulunma nedenleri doğrultusunda farklılaşmıştır. Konuda turistler aşkı ve aile içi ilişkileri çekici bulurken, yerli halk ve ticaretle uğraşanlar aile içi ilişkiler ve toplumu yansıtmasını çekici bulmaktadır. Bu kentte yaşayan insanlarla, daha küçük yerde yaşayan insanların yaşadıkları arasındaki farklılığın yansımasıdır ve bu durum her iki grubun da çekici bulduğu unsurların dizide mevcut olduğunu gösterir. Fakat her bir grubun çekici bulduğu unsur da mutluluğu yansıtmaktadır. Ayrıca dizideki karakterlerle özdeşim kurduklarını belirten kişi sayısı çok fazladır. Özdeşim kurulan karakterler, turistlerde daha çok Seymen ve Bahar’ken, yerli halkta Dicle, Bekir Kirve ve Salih’tir. Görüldüğü üzere, özdeşim kurulan karakter kişilerin içinde bulundukları ortamla ilgilidir. Dizide her sınıfa hitap eden ve yukarıda bir kısmı belirtilen karakterler vardır; fakat bu karakterlerin gerçeklikte karşılıkları yoktur ve özlem duyulan unsurları da içlerine alarak, mutluluk temeli üzerine yapılandırılmışlardır. Asmalı Konak dizisinin bu kadar çok izlenmesinin ve insanların Konak’ı görmeye gitmesinin nedenlerinden birisi de budur, yani Türkiye’nin değişik kitlelerine ait olarak düşünülebilecek, fakat gerçeklikleri olmayan ve özlenen mutlulukları içeren motifler sunmasıdır. Görüşülen turistlerin %70’i, yerli halkın %71’i, ticaretle uğraşanların ise %35’i dizide özlemini duydukları öğeler olduğunu belirtmişlerdir. Burada özlem duyulan öğeleri içinde aşk ve içten, birbirine bağlı, sıcak aile ilişkileri önceliklidir. Bu durum sadece ticaretle uğraşanlarda farklılaşmış ve onların dizide kendilerini daha çok ticari ilişkiler nedeniyle bulduklarını belirtmişler ve bu nedenle de özlemini duydukları şeyin de Seymen gibi iyi bir iş adamı olmak olduğunu ifade etmişlerdir. Burada çoğunluğun özlemini duyduklarını belirttikleri; aşk ve sıcak aile ilişkileri, modern toplumla birlikte bunları yaşayamaz hale gelen insanların aradıkları unsurlardır. Aile içinde saygı, sevgi, bağlılık, yardım, birlikte yaşama, karşılıksız aşk, yıllarca süren platonik aşk, erkeğin aile üzerinde koruyucu ve kollayıcılığı...gibi artık modern toplumla birlikte gittikçe kaybolan değerler burada yeniden üretilmiştir. Ama bunlar asıl bulunduğu dönem ve özelliklerin sadece yeniden üretilmiş halidir. Bu durum ise küreselleşme-yerelleşme tartışmalarının yaşandığı günümüz modern toplumunda insanların sevgi, duygusallık ve yerel olana yönelişi ve Baudrillard’ın gerçekliği olmayan gerçekliğin, modeller aracılığıyla türetilmesi açıklamalarını hatırlatmaktadır. Dizide Türkiye’de yaşayan her kitleye yönelik motiflerin olması onun Türkiye’nin bir mikro-evreni gibi algılanmasına neden olmaktadır. Örneğin Asmalı Konak ailesi güneydoğulu bir aile olup; aşiret yapısı ve ağalık düzeninden gelmektedir ve hala yapabildiğince bunu etnik ve düzen açısından farklı olan İç Anadolu’da devam ettirmeye çalışmaktadırlar. Evin çalışanları İç Anadolu insanını yansıtırken, Bahar İstanbul kültürü almış, entelektüel olarak sınıflandırılabilecek bir meslek grubuna dahildir. Evin gençleri üniversitede okumaktadır ve ev çalışanları maddi durumu ve eğitim düzeyi düşük olan insanları temsil etmektedir. Dizi işçi sınıfı, eğitimli kesim, genç ve yaşlı aşıklar, kız-erkek arkadaşlığı, aldatma, farklı şekilde ifade edilen kumalık, tecavüz, iş ilişkileri, ağalık, şiddet, silah ve güç...gibi her kitleye hitap eden herhangi bir unsuru içermektedir. Dizi seyirci üzerinde öyle bir etki yapmıştır ki, artık çevremizde diziye ait ikonları taşıyan insanlarla karşılaşmaktayız. Görüşülen turistlerin de yarıdan fazlası bu ikonlardan (Bahar fuları, Sümbül hanım eşarbı, Seymen-Bahar yüzüğü..vb) aldıklarını ya da alacaklarını belirtmişlerdir. Bahar fularları, Sümbül Hanım eşarpları, Seymen Ağa tavırları, Asmalı Konak müzikleri gibi bu ikonlar belli bir süre izleyici üzerinde etkili olmakta ve onların diziyi benimsemelerinin bir sembolü olarak satın alınmaktadır. Bütün bu ikonlar belli bir süre izleyiciyi etkilemeye devam edecek fakat bir zamanlar etkili olan “Deli Yürek”’e ait ikonlar gibi onlar da silinecektir. Dizinin yönetmeni Çağan Irmak da bunu “Bunlar seyirlik şeyler; belli bir süre etkili olduktan sonra kaybolacaklardır.” sözleri ile ifade etmiştir. Araştırmada ulaşılan bir başka bulgu ise, görüşülen kişilerin Asmalı Konak’ın sonrasında ve onun tarzında üretilen Kırık Ayna ve Zerda gibi dizilerin onun taklidi niteliğinde çekilmiş olduğunu düşünmeleridir. Dizinin gerçekçi bulunup bulunmadığı konusunda; dizinin masalsı olup olmadığı, aile yapısının Türkiye’deki aile yapısını yansıtıp yansıtmadığı, karakterlerin gerçekçi olup olmadığı, örf, adet ve gelenekleri yansıtıp yansıtmadığı ve kahya ile ev çalışanlarının yaşamlarının gerçekçi olup olmadığı gibi soruların analizi sonucu elde edilen bulgular ise dizinin gerçekçiliği konusunda net bir sonuç vermemektedir. Çünkü analiz sonucunda dizinin gerçekçi ve gerçekçi olmayan yönleri neredeyse birbirine eşittir. Asmalı Konak gündelik hayat mı, ağalık mı, aşiret yaşamı mı, kurgu mu, gerçek mi net değildir. Dizide hepsine dair öğelere rastlanabilirken, dizi tam olarak hiçbirini de yansıtmamaktadır. Asmalı Konak otantik bir mekan. Aynı zamanda doğunun aşiret ve ağalık sistemi var fakat ağa; istenen, ılımlı, yardımsever bir ağa. Dizideki aşk modern zamanlara özgü bir aşk fakat geleneksel toplumlardaki kadar saf, içten ve güçlü. Aile ise öyle bir aile ki buna ne tam geleneksel diyebiliyoruz ne de modern. Çünkü ailede; giyim, konuşma, eğitim gibi unsurlarda modern öğeler yer alırken, kayınvalide ile birlikte yaşama, evde daha çok onun sözünün geçmesi ve ağalık sistemi gibi unsurlarda geleneksel öğeler yer almaktadır. Bu ise bize, Eco’nun “hiper-gerçek seyahati” ya da Baudrillard’ın “simülasyon kuramı” nı hatırlatıyor. Böylece dizi ne gerçekçidir ne de gerçekçi değildir sonucuna ulaşmaktayız. Çünkü dizide her şey düşünülmüş, gerçeklikten alınan öğeler, masalsı bir anlatıma başka öğelerle birlikte ele alınmış ve böylece gerçeklikte karşılığı olmayan gerçekliğe dayanılarak modeller aracılığıyla türetilmiştir. Bu nedenle, Asmalı Konak ailesi gerçekte olmayan ama gerçekliğe ait özellikler taşıyan bir ailedir ve kimse de kesin olarak “böyle bir aile ne var, ne de yok” diyebilir. Farklı modellerden yola çıkılarak oluşturulan bu aile için, bu modellere ait yorumların hepsi de geçerlidir. Seyircilerin dizi mekanını ziyaret etme nedenleri konusunda ise; diziyi beğenme (yukarıda nedenlerini ayrıntılı olarak verdiğimiz) ve dizi mekanının otantik olmasının dizi mekanını görme isteği duymalarına neden olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bu ise teorik çerçevede de belirttiğimiz gibi, Asmalı Konak izleyicisinin yöreye gitmesi, kendilerini özdeşleştirdikleri karakterleri ve özlemini duydukları unsurlarla; günümüz turistlerinde seyahat isteği uyandıran; modern yaşamın getirdiği yapaylıktan ve duygusuz ortamdan uzaklaşma, otantik olanı yaşama unsurlarını bir arada sunan yapay bir ortamın oluşturulmuş olmasıdır. Nitekim dizi mekanını ziyaret eden turistlerin yarısına yakının dizi mekanı konusundaki beklentilerinin karşılanmaması da bunu destekler niteliktedir. Burada örneklemimizi oluşturan turistlerin durumu, Urry’nin, otantik olanı arayan ve aradığını bulamayınca hayal kırıklığı yaşayanların modern turist; otantik olanın da aslında kurgu olduğunu bilen ve onunla karşılaşınca hayal kırıklığı yaşamayanın ise postturist açıklamalarına benzerlik göstermektedir. Fakat burada önemli olan bir başka husus da, gelen turistlerin yarıdan fazlasının daha önce de turistik amaçlı seyahatlere katılmış olmalarıdır. Yani örneklem grubumuzun seyahat isteği olan kişiler olması ve dizinin seyahat etmeye istek uyandıracak unsurları içinde barındırması sonucu seyirciler dizi mekanını ziyaret etmektedirler. Ulaşılan sonuçlardan bir diğeri ise kuramsal çerçevede belirttiğimiz Bourdieu’nun beğeni kavramının turist örneklemimiz için geçerli olmadığıdır. Çünkü Bourdieu’nun kültürel ve ekonomik sermayeye sahiplik ölçüsünde yaptığı sınıflandırmada, kültürel sermayesi yüksek olanların daha çok yüksek kültür ürünlerini, düşük olanların ise popüler kültür ürünlerini tercih ettiklerini savunmaktadır. Oysa incelediğimiz turist örnekleminin neredeyse yarısı kültürel sermayesi düşük, diğer yarısı ise kültürel sermayesi yüksek kişilerden oluşmaktadır. Örneklemimizi oluşturan bu kişilerin bir popüler kültür ürünü olan Asmalı Konak dizisini izlemeleri ve bunun mekanının ziyarete gelmeleri Bourdieu’nun bu savının bizim örneklem grubumuz için geçerli olmadığını göstermektedir. Ayrıca burada ilginç olan bir başka husus, kültür turizmini genelde kültürel sermayesi yüksek kişilerin tercih etmesi durumunun, Asmalı Konak dizisi izleyicilerinin yöreye gelmeleri ile değişmesidir. Çünkü artık her kültürel düzeyden turist yöreyi ziyarete gelmektedir. Dizinin yöreye gelen turist sayısını arttırıp arttırmadığı konusunda, yerli halk ve ticaretle uğraşanlardan toplanan verilerin analizi doğrultusunda, dizinin yöreye gelen yerli turist sayısını en az iki kat arttırdığı sonucuna ulaşılmıştır. Özellikle yerli turistler tarafından kış turizmi için tercih edilmeyen yöre ve çevresinin dizi çekildikten sonra, yaz turizmi kadar canlandığı belirtilmiştir. Dizinin, gelen turistleri nicel açıdan olduğu kadar nitel açıdan da etkilediği ise elde edilen diğer sonuçlardandır. yöreye daha çok sosyoekonomik ve sosyo-kültürel açıdan orta ve ortanın üstü turistler gelirken, dizinin çekilmesinden sonra artık her sosyo-ekonomik seviyeden turist gelmektedir. Ayrıca dizinin çekilmesinden sonra yöreye gelen turist sayısının artması ile yörede piyasanın canlandığı da ulaşılan sonuçlardandır. KAYNAKÇA ADANIR, Oğuz. (2000), Baudrillard’ın Simülasyon Kuramı Üzerine Notlar ve Söyleşiler, İzmir, Dokuz Eylül Yayınları APOSTOLOPOULOS, Yorghos. (2002), “Introduction: Reinventing the Sociolosy of Tourism”, The Sociology of Tourism- Theoretical and Empirical Investigations, (içinde), Apostolopoulos, Yorghos Leivadi, Stella, Yiannakis, Andrew London and New York, Routledge, 1-12 ALEMDAR, Korkmaz, ERDOGAN, İrfan. (1994), Popüler Kültür ve İletişim,Ankara, Ümit Yay. BAUDRILLARD, John. (1998),Simülarklar ve Simülasyon, (Çev. oğuz Adanır),İzmir, Dokuz Eylül Yayınları CHANEY, David. (1999), Yaşama Tarzları, (Çev. İrem Kutluk), Ankara, Dost Kitapevi COHEN, Crick. (2002), ”The Sociology of tourism: Approaches, Issues and Findings”, The Sociology of Tourism- Theoretical and Empirical Investigations, (içinde), Apostolopoulos, Yorghos Leivadi, Stella, Yiannakis, Andrew London and New York, Routledge, 52-75 CRAİK, Jennifer. (1997), “The Culture of Tourism”, Touring Culture: Transformations of Travel and Theory (içinde), Chris Rojek, John Urry, London, Routledge, 113-137 CRICK, Malcolm. (2002), “Representations of International Tourism in the Social Sciences: Sun, Sex,Sights, Savings and Servility, The Sociology of Tourism- Theoretical and Empirical Investigations, (içinde), Apostolopoulos, Yorghos Leivadi, Stella, Yiannakis, Andrew London and New York, Routledge, 15-51 ÇUBUKÇU, Aydın. (2002), “Naylon Ağalar”, Evrensel Kültür, Ocak KARA, Mustafa. (2002), “Kentten Köye Göç”, Evrensel Kültür, Ocak MCINTOSH, Robert W, GUPTA, Shashikant. (1980), Tourism: Principles, Practices, Philosophies, Grip RADİKAL, (18.02.2001), “Gündelik Hayat ve Popüler Kültür”, http://www.radikal.com.tr ÖZBEK, Meral. (2000), Popüler Kültür ve Orhan Gencebay Arabeski , İstanbul, İletişim Yayınları ÖZDEMİR, Mehmet.(1983), Turizmin Türkiye’nin Sosyo-Ekonomik Yapısına Tesirleri, Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü (Doktora Tezi), Ankara TOSKAY, Tunca.(1983), Turizm-Turizm Olayına Genel Yaklaşım, İstanbul, Der Yayınları URRY, John.(2002), “Tourism, Culture and Social Inequality”, The Sociology of TourismTheoretical and Empirical Investigations, (içinde), Apostolopoulos, Yorghos Leivadi, Stella, Yiannakis, Andrew London and New York, Routledge, 115-133 URRY, John. (1999), Mekanları Tüketmek, Çev: Rahmi G. Öğdül, İstanbul, Ayrıntı Yay. USTA, Öcal. (1988), Turizm, Turizm Olayına ve Türk Turizm Politikalarına Yapısal Yaklaşım, İstanbul, Sümbül Basımevi WANG, Ning. (2000), Tourism and Modernity-A Sociological Analysis,Permagon, Amsterdam, An İmprint of Elsevier Science WATSON, G, Lewelly, KOPACHEVSSKY, Joseph P. (2002), “Interpretations of Tourism as Commodity”, The Sociology of Tourism- Theoretical and Empirical Investigations, (içinde), Apostolopoulos, Yorghos Leivadi, Stella, Yiannakis, Andrew London and New York, Routledge, 281-297 ZORLU, Abdülkadir. (2002), Tüketici Davranışlarını Etkileyen Sosyo-Kültürel Faktörler: Ankara Hipermarketler Örneği, H.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Yayınlanmamış Doktora Tezi), http://www.düşünenadam.com.tr/medyatahlil.htm, (21.04.2001) “Popüler Kültür ve Popüler İkonoloji”, Düşünen Adam T.C. Başbakanlık Kadın Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü. (2000), Popüler kültür Ürünlerinde Kadın İstihdamını Etkileyebilecek Öğeler, Ankara, [1] Popüler Kültürü oluşturan kavramlardan popüler; Latince “popularis” ten türeyerek “halka ait” anlamına gelen hukuki ve siyasal bir terimdir ve günümüzde “insanların çoğu tarafından sevilen ve tercih edilen” anlamına doğru bir evrim geçirmektedir. Popüler kavramının anlamlarına bağlı olarak popüler kültürün de iki tanımı söz konusudur. Bu konularda ayrıntılı bilgi için bakınız Alemdar, Erdoğan (1994:99) ve Özbek (2000:81-82). [2] Bu kuramsal açıklamalara genel bir bakış açısı ile yaklaştığımızda, popüler kavramına atfedilen “halka ait” yaklaşımını benimseyenlerin popüler kültüre olumlu, “yaygın olarak beğenilen, tüketilen” yaklaşımını benimseyenlerin ise olumsuz bakmakta olduğu sonucuna ulaşırız. [3] Frankfurt okulu ve Kültürelcilik hakkında daha ayrıntılı bilgi için bakınız Özbek (2000), Alemdar ve Erdoğan (1994, 2000). [4] Hiper gerçekle ilgili ayrıntılı bilgi için bakınız, Baudrillard (1998:11-12). [5] *Turizmin tarihsel süreci, seyahatten turizme geçiş aşaması ve turizmi oluşturan unsurlar için bakınız; Özdemir (1990:9), Wang (2000:1), Urry (2002:115), Toskay 1983:77-79, 81-83,151-158), Crick (2002:16), Watson (2002:22), Usta (1988:5), Apostolopoulos (2002:5) ve Cohen (2002:54). * Çalışma kültür turizmi ile ilgilidir. Kültürel turizm, insanların farklı kültürlerle tanışma, bu kültürler hakkında bilgi sahibi olma ve ziyaret ettikleri yerlerle empati kurup, dünya kültürünün bir parçası olma hedeflerini içeren turizm çeşididir (McIntosh 1980:23, Craik 1997:113).