NİN SESİ
Transkript
NİN SESİ
’NİN SESİ TEMMUZ 2015 SAYI: 395 Uluslararası Nakliyeciler Derneği Yayın Organı AB KOMİSYONU’NDAN KOTA İTİRAFI TÜRKİYE’Yİ ZARARA UĞRATTIK Sektör ilk 6 aydan memnun değil içindekiler 28 18 UND’den Yunanistan’a ‘Yeni bir İpek Yolu yaratalım’ çağrısı Yunanistan’da kurtarma programı için yapılan referandumdan hükümetin desteklediği “hayır” oyu çıksa da, ülkenin içinde bulunduğu kriz devam ediyor. Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND), ekonomik krizle boğuşan Yunanistan’ın derdine çare olmak üzere lojistik alanda iş birliği teklifinde bulundu. 20 Sanal borçlar yaratılarak nakliyecilerin hakları ellerinden alınıyor Gürcistan, Azerbaycan, Karadeniz Çalışma Grubu toplantısında; Gürcistan üzerinden gerçekleştirilen transit taşımalarda ödenen yol ücreti, Gürcistan plakalı araçların ülkemize sınırsız boş girişleri neticesinde taşıma pazarının Gürcü plakalı araçların eline geçmesi ve Türk araçlarının sigorta sorunları görüşüldü. Temmuz 2015 26 24 İHRACATÇILAR AVRUPA OTOBANLARINA YILDA 60 MİLYON EURO ÖDÜYOR 500 milyar dolarlık hedef için var gücü ile çalışan Türk ihracatçısı, en önemli yokuşu Avrupa yollarında alıyor. Toplam ihracatın yüzde 35’ini karayolu taşımacılığı ile gerçekleştiren ihracatçılarımız, Avrupa otoyollarına yılda yaklaşık 60 milyon euro ödeme yapıyor. 26 12. Üniversiteler Arası Lojistik Vaka Yarışması kazananları belli oldu Mars Logistics ve Loder işbirliği ile düzenlenen 12. Üniversiteler Arası Lojistik Vaka Yarışması 2015 Finali sunumları 1 Haziran’da Beykoz Lojistik Meslek Yüksek Okulu Çubuklu Kampüsü’nde ve Ödül Töreni ise aynı gün akşamı Limak Eurasia Oteli’nde gerçekleştirildi. UND Danışmanlık ve Tanıtım Hizmetleri A.Ş Adına Sahibi Ömer Çetin Nuhoğlu Genel Yayın Yönetmeni Fatih Şener Sorumlu ve Yazı İşleri Müdürü Hatice Hacısalihoğlu Yayın Kurulu Ali Çiçekli, Şerafettin Aras, Nagihan Soylu, Banu Damla Alışan Mali İşler Müdürü Muhammet Haybarlık Editör Ahmet Doğan Yazı Kurulu Alper Özel, Evren Bingöl, Muammer Ünlü, Elif Sevim Reklam Sorumlusu Hatice Hacısalihoğlu 0212 359 26 00 / 208 Grafik Tasarım Erhan Aydın Haber Merkezi Alpdoğan Kahraman, Berkalp Kaya, Erman Ereke, Gürol Gülbeyaz, İbrahim Çolak, Burak Çığa, Kadir Çirkin Yayına Hazırlık LOCA MEDYA ORG. VE REK. HİZ. LTD. ŞTİ Genel Yönetmen Mutlu Doğan İletişim 0212 579 92 35 ctp baskı ve cilt İstanbul Basım Ltd.Şti 0212 603 26 20 Temmuz 2015 Adres: Cennet Mah. Hürriyet Cad. No: 1/1 B Blok Cennet / Küçükçekmece - İSTANBUL - TÜRKİYE Tel: 0212 579 92 35 Fax: 0212 598 47 62 / haber@und.org.tr / Yerel ve Süreli Yayın 50 58 22 Alışan Lojistik’e 36 milyon euroluk finans desteği ÜNLÜ & Co’nun danışmanlığında gerçekleşen işlemde, Commercial Bank of Qatar ve Alternatif Bank; Türkiye pazarının en önde gelen lojistik hizmet sağlayıcısı Alışan Lojistik A.Ş.’ye 36 milyon euroluk fonlama sağladı. 28 Pegasus Kargo ve BAÜ’den üniversite-sanayi işbirliği Pegasus Kargo ve Bahçeşehir Üniversitesi 8 Ekim’de uluslararası bir lojistik konferansı gerçekleştirecek. 50 Sektörün oyun kurucuları UND’nin 21 iftarı yemeğinde bir araya geldi UND’nin düzenlediği geleneksel iftar yemeği İstanbul Yeşilköy Polat Renaissance Hotel’de gerçekleştirildi. 55 Scania satışları yüzde 90 arttı 2015 yılının ilk 6 ayında yüzde 30 büyüyen Scania, ağır ticari araç pazarında satışlarını en fazla yükselten marka oldu. Scania, ilk 6 ayda toplam bin 555 adetlik satış gerçekleştirdi. 56 Haziran ayında ihracat yüzde 6.4 gerileyerek 11 milyar 703 milyon dolar oldu Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), 2015 yılı Haziran ayı ihracat verilerini, Gebze Ticaret Odası’nda gerçekleştirilen basın toplantısında açıkladı. TİM verilerine göre Haziran ayında ihracat geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 6,4 gerileyerek 11 milyar 703 milyon dolar oldu. 19 58 Avrupa Birliği’nden itiraf gibi rapor! Uluslararası Nakliyeciler Derneği, yıllardır taşıma engellerinin ticareti olumsuz yönde etkilediğinin ısrarla altını çiziyor. Bu duruma gözünü, kulağını tıkayan AB, en sonunda taşıma engellerinin ticareti baltaladığını kabul etti. Avrupa Komisyonu’nun yaptırdığı raporda Türkiye’ye yönelik taşıma engellerinin kalkması halinde iki tarafın dış ticaretinin 3,5 milyar euro artacağı dile getiriliyor. UND Yönetim Kurulu Başkanı Nuhoğlu, raporun gümrük müzakereleri arifesinde büyük koz olduğunu vurguluyor. 64 Denizli Çimento’nun demiryolu taşımaları Omsan güvencesinde Omsan, çimento sektörünün önde gelen firmalarından Denizli Çimento’nun kömür ve dökme çimentoyurtiçi demiryolu taşıma operasyonlarını gerçekleştirmeye başladı. 24 BAŞYAZI ÖMER ÇETİN NUHOĞLU Değerli Dostlarım, Uluslararası Nakliyeciler Derneği olarak yıllardır ‘taşıma engelleri’nin ticareti olumsuz yönde etkilediğinin ısrarla altını çizdik. Ülkemize yönelik uygulanan bu engellerin sadece bizleri değil Avrupalı dostlarımızı zarara uğrattığını ve bu durumun iyileştirilmesi gerektiğini gerek Avrupa Birliği platformunda, gerekse ülkemizde kamu ve özel sektör düzeyinde her vesile ile paylaştık. Ülkemizdeki yabancı sermayeli firmalara, ihracatçılarımıza, kotalar yüzünden neler kaybettiklerini tek tek anlatıyoruz, anlatmaya da devam edeceğiz. Gümrük Birliği’ni, ısrarla “taşımacılıktan bağımsız” olarak görmeye çalışan Avrupa Birliği temsilcileri, en sonunda taşıma engellerinin ticareti baltaladığını itiraf etti. Bu gerçeği, üstelik bağımsız araştırmacıların kaleminden aktaran “Türkiye-AB Karayolu (Yük) Taşımacılığı Anlaşması Etki Analizi” raporu, gümrük birliği müzakereleri arifesinde de çok önemli bir koz olarak Türkiye tarafının elini güçlendirecek. Avrupa Komisyonu’nun 2014 yılında bağımsız bir konsorsiyuma yaptırdığı “AB ile Türkiye Cumhuriyeti arasında bir anlaşmanın ekonomik etkileri üzerine bir çalışma” başlıklı araştırmanın sonuçlarını UND olarak basın mensuplarımız ile paylaştık. Basın toplantısında Avrupa Komisyonu’nun hazırlattığı rapora dair önemli bulguları UND Yönetim Kurulu olarak değerlendirdik. Mayıs 2014’te yayınlanmış olan Dünya Bankası’nın benzer değerlendirme raporunu da sık sık sizlerle paylaşarak nasıl bir haksızlıkla karşı karşıya kaldığımızı ifade etmiştik. Dünya Bankası’nın “Türkiye-AB Gümrük Birliği’nin Değerlendirilmesi” raporunda engellemelerin ne kadarlık bir ticari kayba sebep olduğu da ortaya konulmuştu. Bu hesaplamaları, Sabancı Üniversitesi’nden değerli hocamız Prof. Dr. Füsun Ülengin liderliğindeki bir ekiple, titiz incelemelerle hazırlamıştık. Geldiğimiz noktada AB, bizi ve çalışmalarımızı teyit eden bir rapor hazırladı. Bu raporu sektörümüz adına son derece önemsiyorum. Avrupa Komisyonu’nun, önemli kararlar öncesinde bilimsel dayanaklar oluşturmak ve onay sürecini hızlandırma üzere geleneksel olarak başvurduğu bir yöntem olan “etki analizi” raporları aslında göründüğünden büyük önem taşıyor. Ulaştırma alanında Avrupa Komisyonu’ndan birebir muhatabımız olan Ulaştırma ve Hareketlilik Genel Müdürlüğü gözetiminde yaptırılan araştırma sonucunda ‘tam serbestleşme’ (hem transit, hem ikili taşımaların kotalardan muaf olması) halinde Türkiye ile AB arasındaki ticaretin 3,5 Milyar Euro artacağı ve 39 bin kişiye ilave istihdam yaratılacağını ortaya koydu. Türkiye’nin AB’ye yapacağı ihracat 1,9 milyar Euro artarken, AB’nin Türkiye’ye ihracatı ise 1,6 milyar Euro yükseliş kaydedecek. Azalan maliyetler ile birlikte satış fiyatı UND YÖNETİM KURULU BAŞKANI düşen ürünler ile AB tüketicisi yılda 145 milyon Euro tasarruf edecek. Taşıma maliyetlerindeki düşüş sonucunda Türk taşımacılarının Avrupa’ya yapacağı sefer sayısında yüzde 11 artış ile 40 bin ilave sefer gerçekleşecek, gidiş-dönüş yaklaşık 200 milyon Euro ilave hizmet ihracatı yapılarak döviz kazandırılacak. “Tam serbestleşme”, Türkiye’ye ek 25 bin kişi, AB’ye de ek 14 bin kişilik istihdam sağlayacak. Türkiye’nin Avrupa’ya olan ihracatının yüzde 50’sinin Türkiye’de yerleşik Avrupa Birliği sermayeli firmalar tarafından yapıldığı gerçeği göz önüne alındığında, bu düşüşteki en büyük zararı AB firmalarının gördüğünün de altını çizmekte fayda var. Kotaların mevcut durumdaki zararının çok daha büyük, mevcut veriler ışığında AB’den ithalatımız dahil en az 10 milyar Euro civarında olduğunu da biliyoruz. 3,5 Milyar Euro bile, tek başına, ülkemizin Belçika, Hollanda, İspanya, Fransa, İtalya gibi ülkelere ihracatımızı da aşan bir rakam; önemsenmesi gereken bir kazanım potansiyeli. Biz bu araştırmayı da dikkate alarak, üniversite hocalarımızla beraber ilave çalışmalar ve hesaplamalar gerçekleştireceğiz, çok yakında kotaların Türkiye ve AB arasındaki ticaretin gelişimine verdiği zarara dair çok daha çarpıcı rakamları kamuoyuna açıklamaya hazırlanıyoruz. Kotaların kaldırılmasıyla hem Türkiye hem de AB ekonomisinin kazanç elde edeceğini savunan ve bu yönde birçok girişimde bulunan Uluslararası Nakliyeciler Derneği’nin söylemlerinin doğruluğunu kanıtlar nitelikteki Komisyon Raporu, Gümrük Birliği revizyon görüşmeleri öncesinde ülkemiz adına tarihi bir önem taşıyor. UND olarak, Türkiye’nin ihracatını, ithalatını ve uluslararası karayolu yük taşımacılığı sektörünün gelişimini engelleyen ‘Kota kısıtlamaları’ konusunu Avrupa Komisyonu gündemine taşıdık. 2016 yılının başında başlatılması beklenen “Gümrük Birliği’nin Güncellenmesi Müzakereleri”nin temel müzakere konularından biri olması sağlanan “karayolu taşımacılığı” başlığı altında kota sorununa acil çözüm için AB tarafını zorlayacağız. TİM çatısı altında Türkiye’deki ihracatçıları da yanına alarak uluslararası hukuk süreci başlatan ve halen 2 ülkede açılmış 4 davayı yürüten ve Avrupa Komisyonu’na 7 ülke ile ilgili resmi şikayet sunan UND, “taşıma kotası” bariyerlerine karşı mücadeleye kararlılıkla devam edecek. Bu rapor Avrupa Birliği için ev ödevi niteliğindedir. Türkiye-AB ortaklık hukukunun “bekçisi” sıfatıyla 28 AB ülkesindeki ihlallerin düzeltilmesinden sorumlu olan Avrupa Komisyonu’na bu sonuçları ileteceğiz. AB’nin karar organlarını bu konuda görevlerini yerine getirmeye davet ediyoruz. Saygı ve Sevgilerimle... 8 Temmuz 2015 Editör’den “Komşumuz Yunanistan’a, “Yeni bir İpek Yolu Yaratalım” sloganıyla bir çağrı yaptık. Çin’den başlayarak Anadolu, Akdeniz aracılığıyla Avrupa’ya uzanan ticaret yolunu yeniden canlandırmayı önerdik. Bu adım, bölgedeki stratejik önemlerinden dolayı her iki ülkenin de ticaret hacimlerinde önemli oranda canlanmaya imkan sağlayacak. TÜİK verilerine göre, Türkiye’nin Yunanistan’a 2014 yılı itibarıyla 1.5 milyar dolarlık ihracatı, 4 milyar dolarlık ithalatı bulunuyor. Söz konusu işbirliği ile sadece Yunanistan değil aynı zamanda Türkiye’de önemli kazançlar elde edebilir. Avrupa Birliği Yunanistan’ın yollarına 6 milyar euro yatırım yaptı, ancak asıl mesele bu yolları kullanarak ticareti geliştirmek olmalı.” Fatih ŞENER UND İcra Kurulu Başkanı Merhaba, Lojistik sektörü uzun yıllara dayanan ve deyim yerindeyse ‘kronikleşmiş’ sorunlarla uğraşıyor. Bir türlü aşılamayan bu sorunlar ‘eşit rekabet’ edebilmemizin önündeki en büyük engel. UND, bu sorunları katıldığı bütün platformlarda çözüm yollarıyla beraber dile getiriyor. Kotalar, vizeler, keyfi bekletmeler, sınır kapılarındaki yığılmalar gibi kronik sorunlarımıza yabancı plakalı araçların taşıma ve sefer sayılarındaki artış da eklenince işler içinden çıkılmaz bir hale bürünüyor. 2015’in ilk yarısının tüm sektörlerde olduğu gibi lojistik sektöründe de en yumuşatılmış tabirle ‘kayıp’ bir yarıyıl olduğunu ifade edebiliriz. UND’nin Sesi dergimizde uluslararası nakliyecilerimize ilk yarı değerlendirmelerini sorduk ve aldığımız cevaplardan da anlaşılacağı üzere 2015’in ilk yarısında işlerimizde ciddi düşüşler var. Bunun elbette bazı nedenleri bulunuyor. İlk ve en büyük etken ise seçimler. Seçimlerden sonra siyasi otoritenin ivedilikle oıluşturulması gerekiyor. Türkiye, 2023 ihracat hedefleri doğrultusunda 500 milyar dolarlık bir ihracat rakamını hedefliyor. Bu rakamın gerçekleştirilebilmesi için lojistik sektörünün önündeki engellerin kaldırılmaası gerekiyor. Türk lojistik sektörü olarak sadece ‘eşit şartlarda rekabet’ etmeyi hedefliyoruz. Dünya Bankası’nın hazırladığı Lojistik Performans Endeksi’nde şu an 30. sırada bulunuyoruz. 2018 öncesi 15’in altına düşmeyi kendimize hedef edindik. Güçlü bir Türkiye için güçlü bir lojistik gerekiyor. Şoförlerimize karşı dayatılan ‘vize uygulaması’ eşit şartlarda rekabet edebilmemizin önündeki engellerden sadece biri. UND olarak Schengen Bölgesi’nde 6 ay süreli vizelerde uygulanan 90 günlük kalış süresi kısıtlamaları ile ilgili AB ve Dışişleri nezdinde de yoğun çalışmalar başlattık. Birçok AB ülkesinden sürücüler, ülkemize vizesiz ya da gümrük kapısından vize alarak gelebilirken Türk sürücüler AB ülkelerine mal götürebilmek için vize kuyruklarında bekletiliyor. AB ülkeleri turist muamelesi yaptığı sürücülerden her seferinde 22 farklı evrak getirmesini istiyor. Vize alınması için şart olan davetiye, gerekçesi AB yetkilileri tarafından da açıklanamayan bürokratik bir zorluk. Bir AB ürününü Afganistan’a taşıyacak bir Türk sürücü öncelikle Fransa’ya gidebilmek için bir davetiye bulmak zorunda kalıyor. Altı aylık vize alan bir sürücü Schengen Bölgesi’nde en fazla 90 gün kalabiliyor. 20 yıl önce 1 milyon 300 bin kilometrekare olan Schengen alanı genişleyerek 4 milyon 500 bin kilometrekareye ulaştı. Bu bölgede çalışan sürücülere 90 gün kalış yetmiyor. Dört ayda 90 günü dolduran sürücü yeni vize alabilmek için gidip evinde 2 ay beklemek zorunda kalıyor. UND olarak pilotlar ve gemi kaptanlarına uygulanan muamelenin şoförlerimize de uygulanması gerektiğini ve kara adam olmadığımızı kara adamı olduğumuzu defalarca dile getirdik. Umuyorum bu ve benzeri konuları en kısa sürede çözüme ulaştırır ve ‘sanal pranga’larımızdan kurtularak eşit şartlarda rekabet edebiliriz. Türkiye olarak bölgemizde ‘oyun kurucu’ bir pozisyondayız. Komşumuz Yunanistan’da son dönemlerde yaşananlar hepimizin malumu. Yunanistan’da kurtarma programı için yapılan referandumdan hükümetin desteklediği “hayır” oyu çıksa da, ülkenin içinde bulunduğu kriz devam ediyor. UND olarak, ekonomik krizle boğuşan Yunanistan’ın derdine çare olmak üzere lojistik alanda iş birliği teklifinde bulunduk. UND olarak komuşumuz Yunanistan’a, “Yeni bir İpek Yolu Yaratalım” sloganıyla bir çağrı yaptık. Çin’den başlayarak Anadolu, Akdeniz aracılığıyla Avrupa’ya uzanan ticaret yolunu yeniden canlandırmayı önerdik. Bu adım, bölgedeki stratejik önemlerinden dolayı her iki ülkenin de ticaret hacimlerinde önemli oranda canlanmaya imkan sağlayacak. TÜİK verilerine göre, Türkiye’nin Yunanistan’a 2014 yılı itibarıyla 1.5 milyar dolarlık ihracatı, 4 milyar dolarlık ithalatı bulunuyor. Söz konusu işbirliği ile sadece Yunanistan değil aynı zamanda Türkiye de önemli kazançlar elde edebilir. Avrupa Birliği Yunanistan’ın yollarına 6 Milyar euro yatırım yaptı, ancak asıl mesele bu yolları kullanarak ticareti geliştirmek olmalı. Türkiye’den Bulgaristan’dan her gün 750 araç çıkarabilirken Yunanistan tarafından 150–200 araç çıkabiliyor. İpsala’nın Türkiye tarafında 136, Yunanistan tarafında ise 31 personel çalışıyor. Bulgaristan Türkiye’nin ihracatının taşınması ve geçişlerden yıllık 350–400 milyon euro gelir elde ediyor. Bu parayı Yunanistan’da kazanabilir. Türkiye ile Yunanistan sınır kapısına bakıldığında geçtiğimiz senelere oranla 2015 yılındaki ekonomik krizle birlikte yüzde 6 oranında düşüş dikkat çekiyor. Lojistik Yunan ekonomisinin can simidi olabilir. Türkiye’nin Ege limanlarından 92 milyar dolarlık ticaret hacmini unutmamamız gerekiyor. Egeden Yunanistan’a ulaşacak Ro-Ro hatları konusunda ortak projeler geliştirilmesi halinde dış ticaretimiz hız kazanacak. Bu durumda son aylarda düşüşe geçen ihracat rakamlarına olumlu yansıyacak. Yunanistan’ın transit geçişi kolaylaştırarak, Selanik ve Lavrion gibi limanlarına Ro-Ro gemilerinin yanaşmasını sağlaması durumunda lojistik maliyetler önemli oranda düşecek. Söz konusu limanlarda yaşanacak trafik, hem o alana gelir bırakacak hem de bu güzergahı kullanan araçlar aynı zamanda Yunan ticaret mallarının hızlı ekonomik şartlarda taşınmasına imkan verecek. UND olarak, Yunanistan’ın lojistik bir transit güzergah olarak Türkiye ile ortak hareket etmesini Güney Avrupa ve Orta Avrupa için güzergah olma yönünde bir devlet politikası benimsemesini isteriz. Bu Türk ihracatının, Türk dış ticaretinin ufkunu açar. Çünkü Bulgaristan’da beklemelerimiz var aynı zamanda Yunanistan’ın kalkınması için bir fırsat olabilir. Lojistik Yunanistan’ın bir kurtuluşu için ekonomik bir enstrüman olabilir. Bir sonraki sayıda buluşuncaya kadar, hoşçakalın. Saygılarımla… 10 UND’den Yunanistan vize başvurularında, TIR şoförleri için davetiye şartı kaldırıldı UND tarafından Yunanistan Vize Konsolosu Athanasios Astrakas ve Ticaret Ateşesi Doukas Marinopoulos’a yapılan 25 Haziran tarihli ziyarette Yunanistan vize süreçleri adına önemli gelişmeler kaydedildi. Vize sürecinde yaşanan aksaklıkların gündeme getirildiği toplantıda, Tır şoförlerine ilişkin davetiye şartı, iki ülke arasındaki ticareti yavaşlatan sınır geçiş sorunları hakkında değerlendirmeler yapıldı ve karşılıklı bilgi alışverişinde bulunuldu. Gerçekleştirilen müzakereler sonucunda, TIR sürücülerinden davetiye talep edilmemesi konusunda görüş birliğine varıldı ve başvuru sürecinde davetiye yerine, sürücülerden “UND Garanti Mektubunun” talep edilmesinin yeterli sayılması hususu Yunan yetkililer tarafından onaylandı. Bununla birlikte, Yunanistan vize tahsislerinde, 180 günlük süreçte 90 günlük oturum hakkı ile ilgili Schengen Kuralına rağmen Yunanistan’ın 60 günlük oturum uygulamasının yarattığı sorunlar Yunanistan heyetine aktarılan bir başka konu oldu. Yapılan müzakerelerde konu ile ilgili iyileştirme sağlanması hususunda Yunan yetkililer olumlu bir yaklaşım sergiledi. Diğer taraftan, toplantıda Kipi Sınır Kapısının verimsizliği, 200 litre akaryakıt sınırlaması, 100 Euro transit geçiş ücreti ve KDV iadesi temini konuları gündeme getirildi. İlgili konuların çözüm yolları hakkında gerçekleştirilen istişarelerde, Yunan yetkililer tarafından bahsi geçen sorunların çözümü adına olumlu mesajlar verildi. Toplantıya, Derneğimizi temsilen İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Evren Bingöl ve Avrupa Ülkeleri Uzmanı Kadir Çirkin katılım gösterdi. Yunanistan’a taşımacılık faaliyeti gerçekleştiren üye firmalarımızın UND Garanti Mektubunu temin etmek amacı ile und.vize@und.org.tr adresine veya 0212 217 57 41 numaralı telefondan Vize Ofisimiz ile irtibata geçmeleri gerekiyor. UND Gümrük Çalışma Grubu Pendik Gümrük Müdürlüğü ziyareti UND Gümrük ve Antrepo Çalışma Grubu tarafından 8 Temmuz 2015 tarihinde gerçekleştirilen Pendik Gümrük Müdürü Ünsal Yıldırım makamında ziyaret edildi ve yeni görevi adına başarı dilekleri iletildi. Ziyarette, Pendik Gümrük Müdürlüğü talimatları kapsamında, 6 Temmuz 2015 tarihi itibari ile başlatılan ve Fransa- Toulon veya İtalya- Trieste limanlarından hareket eden Ro-Ro gemileri ile gümrük mühürü olmaksızın ülkemize T1/T2 ya da EX1 beyannameleri kapsamında gelen araçlara yapılan tam tespit uygulaması ana gündem maddesi oldu. Gümrük Müdürü Yıldırım tarafından açıklamalarda, Fransa ve İtalya limanlarından Ortak Transit Sözleşmesi gereğince mühürlemeden vazgeçme durumunda “Vazgeçme-99201 (DisTemmuz 2015 pense-99201)” ibaresi bilgisayarlı sisteme ve belge üzerine kayıt edilmeden mühürsüz, kapakları açık şekilde gelen araçların bulunduğu, bu tür araçların sözleşme hükümlerine uymayacak ve risk içerecek şekilde taşıma yaptığı belirtildi. Yapılan görüşmeler neticesinde, Ortak Transit Sözleşmesi’ne istinaden “Mühürden Vazgeçme-99201 (Dispense-99201)” ibaresini Transit Beyannameleri’ne ve taşıyan araçların ve bilgisayarlı sisteme kayıt ettiren araçların, taşınan yük ya da risk kriterleri kapsamında gerekli görülen haller dışında tam tespit uygulamasına tabi olmayacak, bu şekilde “Mühürden Vazgeçme-99201 (Dispense-99201)” ibaresini içermeyen beyanname muhteviyatı yükleri taşıyan ve mühürsüz gelen araçların ise Pendik Gümrük Müdürlüğü’nde tam tespite tabi olacak. Ziyarete; UND Gümrük ve Antrepo Çalışma Grubu adına Çalışma Grubu Başkanı Mustafa Kemal Avcı (Mars Lojistik), Çalışma Grubu Başkan Yardımcısı Yalçın Karakoç (Sittnak), Çalışma Grubu Üyesi Caner Tan (Tan Lojistik), Ahmet Vedat Göktürk (TOBB-UND), UND İcra Kurulu Üyesi Erman Ereke ve UND Operasyon Uzmanı Gürol Gülbeyaz katılım sağladı. 12 UND’den KOSGEB’den destek almanın tam zamanı Son yıllarda lojistik ve taşımacılık sektörü ülkemizin ekonomi ve dış ticaret politikaların belirlenmesinde önemli rol oynuyor, devletimizin ana stratejilerinde yer alıyor. İhracatımızın ve sanayi yatırımları için potansiyelin artırılması ancak lojistik ve taşımacılık imkânların artırılması ve sektör maliyetlerinin dünya ile rekabet edebilecek seviyeye gelmesi ile mümkün. Bu manada ülkemizin ihracat, büyüme ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşılmasında, son yıllarda hızlı bir gelişme gösteren lojistiğin ülkemizin büyüme potansiyeline katkısının artırılması gerekiyor. Sektörümüzün büyümesi dünya konjonktüre ve ekonomik piyasaların gelişimi ile yakından ilgili olmakla birlikte devletimiz tarafından sağlanan birtakım teşvik ve destekler de önem arz ediyor. Bu desteklerden bir tanesi de KOSGEB tarafından KOBİ’lere sağlanan desteklerdir. Bu çerçevede, sektörümüze yönelik destek arayışları kapsamında, KOSGEB İstanbul Boğaziçi Bölge Müdürü Gürsel Kızılaslan ziyaret edildi. Ziyaret kapsamında Kızılaslan’a sektörümüz ve sektörümüzün duyduğu destek ihtiyaçları aktarıldı. KOSGEB’in ülke içindeki yapılanması ve sektörümüzün yararlanabileceği destekler hakkında Kızılaslan tarafından bilgilendirme yapıldı. Bilgilendirmeler ışığında sektörümüzün yararlanabileceği destekler: Nitelikli eleman desteği: Üniversite mezunu istihdam edilmesi durumunda 20.000 TL’ye kadar maaşın yarısını desteklenmektedir. Örneğin 2000 TL maaş verecekseniz 20 ay boyunca 1000 TL KOSGEB tarafından karşılanması. Yurtdışı iş/ heyetler gezisi desteği: Önceden bildirmek ve onay alınması kaydıyla en az 10 işletmenin 2000 TL’ye kadar masraflarının yüzde 50’sini destekliyor. Yurtiçi fuar desteği: Türkiye’de gerçekleşen fuarların %95 düzeyinde destek veriyor. Eğitim desteği: Akredite olmuş eğitim kurumlarından alınacak eğitimlerde eğitim ücretinin yüzde 50’si KOSGEB tarafından destekleniyor. Yıllık 40 milyon TL altından ciro yapıyorsanız, işletmenizde 250 den az çalışanınız var ve mali bilanço toplamınız 40 milyon TL altında ise KOBİ olarak desteklerden yararlanabilirsiniz! Gaziantep çalışma grubu toplantısı gerçekleştirildi Gaziantep Bölge Çalışma Grubu toplantısı Gaziantep Ticaret Odası’nda 17 Haziran’da gerçekleştirildi. Toplantıda; Habur’da yaşanan beklemeler, İran’da yaşanan sorunlar, Rusya Geçiş Belgeleri, İtalya Geçiş Belgeleri, Gaziantep’de kurulacak olan Lojistik Köy projesi, UND iftar yemeği organizasyonu, TIR sistemine giriş teminatları, TOBB TIR Komitesi toplantısı, KGF ve KOSGEB destekleri hakkında bilgilendirmeler yapıldı. Toplantıya; Eyüp Bartık (GTO YKB), Memik Hilmi Taner (Şahin), Kemal Toplar (Hacıköprü), Orhan Akdemir (Ağdemir Trans), Esat Aba (Aba Trans), Ökkeş Ciro (Nehir Lojistik), Mehmet Baştürk (Can Lojistik), Yunus Kılıçparlar (Bal-taş), Çetin Akyılmaz (Akyılmaz), İsmail Çirkin (Sembol Lojistik), Sakıp Savaşçı (Alfa Nak) ve UND Gaziantep Temsilcisi İzzettin Elçi katılım sağladı. Temmuz 2015 13 Temmuz 2015 14 UND’den UND, Milan Expo 2015 açılışında İtalya geçiş belgesi sorununu gündeme getirdi Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, İtalya’nın Milano kentinde gerçekleştirilen Expo 2015’in 5. büyük pavyonu olan Türk pavyonunun resmi açılışını yaptı. Gerçekleştirilen açılış vesilesi ile UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, İtalya Ekonomi Bakan Yardımcısı Calenda ile bir araya geldi. Görüşmede, ülkemiz ile İtalya arasındaki ticaretin gelişmesinde en büyük engeli oluşturan İtalya’nın uyguladığı yetersiz geçiş belgesi kotası ile ilgili sorunlar İtalyan yetkililere ve İtalya Ekonomi Bakan Yardımcısı Calenda’ya aktarılmış olup, 2008 yılından bu yana değişmeyen ve iki ülke ticaretinin gelişmesi önündeki en önemli engellerden biri olan kota sorunun çözülmesi adına destek talep edildi. Görüşme sonucunda Bakan Yardımcısı Calenda, iki ülke arasındaki geçiş belgesi sorununun farkında olduklarını ve sorunun çözümüne destek olmak açısından iki ülke yetkililerinin 2 hafta içerisinde bir araya gelmesi yönünde talimat vererek bu süreçte ellerinden geleni yapacaklarını dile getirdi. İtalyan yetkililer ile yapılan diğer görüşmelerde ve bilgi alışverişlerinde ise, UND tarafından iletilen destek talepleri olumlu karşılanırken, yaşanan sorunların her iki ülke ticaretine zarar verdiği hususunda görüş birliğine varıldı. Kayseri çalışma grubu toplantısı gerçekleştirildi Kayseri bölge çalışma grubu toplantısı ABC Lojistik toplantı salonunda, 24 Haziran’da gerçekleştirildi. Toplantıda, sınır kapılarında verilen vergisiz yakıt miktarlarının artırılması talebi, boş giriş yapan yabancı plakalı araçların engellenmesi, UBAK kullanımında geçiş belgesi iadelerinin yapılmamasından kaynaklanan cezalar, Gürcistan’da yazılan cezalar, İran’ı transit geçecek araçlara yazılan fazla yakıt cezaları, TOBBUND Kayseri iftar yemeği konuları görüşüldü. Toplantıya, Ergun Bilen (Erbil), Ömer Erden (Babacan), Mehmet Açıkalın (Aykut), Hacı Ahmet Balcı (Emiroğlu), Bünyamin Kocabaş (Peker), Yücel Öçkomaz (Gayetrans), Servet Temir (Temirler), Hakan Kurt (Rasim Kurt), Alper Bilen (ABC), Mehmet Cingi (ABC), Mehmet Dağaşan (Dağaşan) ve UND Kayseri Temsilcisi Tolga Taşkıran katıldı. Uluslararası Nakliyeciler Derneği ve Birleşmiş Milletler arasında işbirliği Uluslararası Nakliyeciler Derneği ve Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) Türkiye Ofisi, uluslararası taşımacılık alanında 1-2 Temmuz 2015 tarihinde İstanbul’da düzenlenen “İpek Yolu Projesi” başlıklı bölgesel çalışma toplantısına birlikte katıldılar. UNFPA Doğu Avrupa ve Orta Asya Bölgesi (EECARO) Türkiye Ofisi 1971 yılından bu yana ülkemizde başta Sağlık Bakanlığı ve Kalkınma Bakanlığı olmak üzere, kamu kurumları, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşları ile ortaklaşa bölgesel eğitim programları ve çalıştaylar düzenleyerek özellikle sağlık alanında bölgedeki hizmetlerin ve sağlık göstergelerinin geliştirilmeTemmuz 2015 sine yönelik çalışmalar yürütüyor. Bu çerçevede UNFPA öncülüğünde düzenlenen bölgesel çalışma toplantısına, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), Gürcistan, Moldova ve Ukranya’dan konu ile ilgili akademisyenler ve Türkiye’den ise; UNFPA Program Koordinatörü Dr. Gökhan Yıldırımkaya, Hacettepe Üniversitesi Halk Sağlığı Enstitüsünden Yrd. Doç. Dr. Özge Karadağ Çaman, UND’yi temsilen İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Alper Özel ve İcra Kurulu Üyesi Erman Ereke katıldı. Toplantıda, uluslarası taşımacılık alanında çalışanların ve sürücülerin HIV/AIDS başta olmak üzere sağlık riskleri ve atılması gereken adımlar tartışı9ldı. Konu ile ilgili katılımcılar, ülkelerinde sağlık risklerine karşı alınan önlemler hakkında tecrübelerini paylaştılar. Toplantı katılımcı ülkeler ortak çalışma programları geliştirdiler. UND, Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu ve Gürcistan yetkilileri ile birlikte sağlık risklerine karşı önlemler alınması ve bireylerin bilinçlendirilmesine yönelik ortak bir çalışma yürütmeyi planlıyor. Konu ile ilgili gelişmeler paylaşılacak. 15 Temmuz 2015 16 UND’den Kapı değişikliğinde geçiş belge tahsis sorunu çözüldü Sektörümüzün ihracat taşımalarında karşı karşıya kaldığı en önemli sorunlardan bir tanesi olan, “taşıma evrağı üzerinde yer alan sınır kapısı haricinde kapı değişikliği yapılarak bir başka sınır kapısından çıkış yapılması halinde ilgili araca geçiş belgesi tahsisi yapılamaması” sorununun çözümü adına devam eden UND’nin girişimleri sonuç verdi. UND’nin yoğun temasları sonucunda, 5 Mayıs 2015 tarihinden itibaren U-Net ve GEBOS otomasyon sistemlerine yapılan yeni bir düzenleme ile aynı taşıma için farklı zaman diliminde farklı taşıma evrağı ibraz edilse dahi taşıtların en son belge satışından sonraki yurtdışı çıkış ve giriş kayıtlarının kontrol edilmek suretiyle ikinci kez aynı taşıma için geçiş belgesi tahsis edilmesinin önlenmesine imkan sağlandı. Bu çerçevede, geçiş belgesi talebinde bulunan taşıtların, taşıma evraklarında yer alan çıkış sınır kapısına bakılmaksızın 31 Aralık 2015 tarihine kadar geçiş belgesi tahsis işlemlerinin yapılmasına izin verildi. Sürecin sorunsuz devam etmesi halinde uygulamayı kalıcı olarak devam edeceği UND’ye bildirildi. NCTS ve transit rejimine ilişkin sorunlar İstanbul Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğü’nde ele alındı İstanbul Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürü Halil İbrahim Bozkuş başkanlığında, ilgili gümrük idarelerinin müdürlerinin ve sektörümüz temsilcilerinin katılımı ile gerçekleştirilen toplantıda, NCTS sistemi ve Transit Rejimi kapsamında yaşanan sorunlara çözüm arandı. NCTS ve transit rejiminde yaşanan sorunlara ilişkin İstanbul Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğü’nde gerçekleştirilen toplantıda, gümrük idarelerindeki uygulamalar, sistemde yaşanan teknik sıkıntılar, memur kaynaklı sorunlar ve gerek mevzuat gerek ise sistemin işleyişi anlamında yapılabilecek iyileştirmeler görüşüldü. NCTS sistemi ve transit rejimi ile ilgili sorunların ele alındığı toplantıda, devam eden süreçlerin iyileştirilmesine yönelik görüş alışverişinde bulunulurken, yaşanan sorunların çözümlenmesi adına Bölge Müdürlüğü, Gümrük İdareleri ve sektörümüz tarafından gerekli girişimleri yapılmasına ve süreçlerin takip edilmesine karar verildi. Toplantının gündem maddeleri şu şekilde oldu: T1/T2’lerin varış gümrüğünce sonlandırma işlemlerinde yaşanan sıkıntılar, Uyuşmazlık ile ilgili süreçlerde yaşanan sorunlar, Transit beyannamesi kapsamında varış gümrük idare değişikliğinde gümrük mevzuatı kapsamında kesilen usulsüzlük cezaları, ATA karneli Temmuz 2015 taşımalarda karşılaşılan sorunlar, Mahrece iade yüklerinde açılan TR beyanları nedeniyle sınır kapılarında oluşan sorunlar, Asıl sorumlu statüsü ile ilgili yaşanan sorunlar, NCTS işlemlerinde yaşanan gümrük personelleri kaynaklı sorunlar, Transit beyannamelerindeki düzeltme işlemleri ile ilgili sistem üzerindeki teknik engeller, Damga vergisi tahsilatları ile ilgili sorun, Beyanname iptalleri ile ilgili sorunlar, Mühürsüz gelen araçlardaki kontrol uygulamaları. Toplantıya, Halil İbrahim Özkuş (İstanbul Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürü), Faruk Şen (Bölge Müdür Yardımcısı), Veysel Maden (Bölge Müdür Yardımcısı), Nurol Özkan (AHL Kargo Müdürü), İsmet Gürler (Erenköy Gümrük Müdürü), Nihat Kınık (Halkalı Gümrük Müdürü), Ünsal Yıldırım (Pendik Gümrük Müdürü), Zekai Sezer (Ambarlı Gümrük Müdürü), Özer Çildaş (Haydarpaşa gümrük Müdürü) katılırken, Derneğimizi Yönetim Kurulu Danışmanı Cahit Soysal, İcra Kurulu Üyesi Erman Ereke, Gümrük ve Antrepo Çalışma Grubu Başkanı M. Kemal Avcı, Gümrük ve Antrepo Çalışma Grubu Üyesi Caner Tan temsil etmiştir. Ayrıca toplantıya TOBB-UND Lojistik Yatırım A.Ş., SGS, İstanbul Gümrük Müşavirleri Derneği yöneticileri iştirak etti. 17 Temmuz 2015 18 UND’den UND’den Yunanistan’a ‘Yeni bir İpek Yolu yaratalım’ çağrısı Yunanistan’da kurtarma programı için yapılan referandumdan hükümetin desteklediği “hayır” oyu çıksa da, ülkenin içinde bulunduğu kriz devam ediyor. Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND), ekonomik krizle boğuşan Yunanistan’ın derdine çare olmak üzere lojistik alanda iş birliği teklifinde bulundu. UND, “Yeni bir İpek Yolu Yaratalım” sloganıyla yaptığı çağrıda, Çin’den başlayarak Anadolu, Akdeniz aracılığıyla Avrupa’ya uzanan ticaret yolunu yeniden canlandırmayı önerdi. UND çağrısında, bu adımın bölgedeki stratejik önemlerinden dolayı her iki ülkenin de ticaret hacimlerinde önemli oranda canlanmaya imkan sağlayacağına dikkat çekildi. İki ülke de önemli kazançlar elde edebilir UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, TÜİK verilerine göre, Türkiye’nin Yunanistan’a 2014 yılı itibarıyla 1.5 milyar dolarlık ihracatı, 4 milyar dolarlık ithalatının bulunduğunu kaydederek, “Söz konusu işbirliği ile sadece Yunanistan değil aynı zamanda Türkiye’de önemli kazançlar elde edebilir. Avrupa Birliği Yunanistan’ın yollarına 6 Milyar Euro yatırım yaptı ancak asıl mesela bu yolları kullanarak ticareti geliştirmek olmalıdır. Türkiye’den Bulgaristan’dan her gün 750 araç çıkarabilirken Yunanistan tarafından 150–200 araç çıkabiliyor. İpsalanın Türkiye tarafında 136, Yunanistan tarafında ise 31 personel çalışıyor. Bulgaristan Türkiye’nin ihracatının taşınması ve geçişlerden yıllık 350– 400 milyon Euro gelir elde ediyor. Bu parayı Yunanistan’da kazanabilir” dedi. Türkiye ile Yunanistan sınır kapısına bakıldığında geçtiğimiz senelere oranla 2015 yılındaki ekonomik krizle birlikte yüzde 6 oranında düşüş dikkat çekiyor. Yunanistan’ın yaralarını “İpsala Sınır Kapısı” sarabilir! Yunanistan’da yaşanan ekonomik kriz yüzünden, Türkiye-Yunanistan sınır kapısında yaşanan sorunlara da dikkat çeken Fatih Şener; “Yunanistan ile yaptığımız müzakereler sonucunda Yunanistan vize başvuTemmuz 2015 rularında, TIR Şoförleri için gereksiz olan davetiye şartını kaldırdı. Bunlar güzel gelişmeler ancak özellikle İPSALA kapısının kapasitesi arttırılır ve araçlar rahat geçebilirse Avrupa trafiğinin bir kısmı Yunanistan’ı doğrudan geçip, Adriyatik’teki Ro-Ro’lara binip İtalya’ya geçmek suretiyle ticareti gerçekleştirebilir ve böylece Yunanistan önemli paralar kazanabilir” diye konuştu. Fatih Şener ayrıca; “Avrupa ve Asya arasında birçok güzergah çiziliyor. Türkiye bu güzergahların bazılarında yer alırken Yunanistan Çin’e kadar uzanan bu güzergahlardan hiçbirinde yer almıyor. Yunanistan ve Türkiye Kipu ve İpsala kapılarını iyileştirirse buradan geçen trafik Yunanistan’a ciddi bir lojistik gelir sağlar. Bulgaristan yılda yaklaşık 400 bin araçlık trafiğiyle bu konuda iyi bir örnek ve onu model almak, Yunanistan’a ciddi gelir getirir” görüşünü savundu. Lojistik Yunan ekonomisinin can simidi olabilir Türkiye’nin Ege Limanlarından 92 milyar dolarlık ticaret hacmine dikkat çeken Fatih Şener; Egeden Yunanistan’a ulaşacak Ro-Ro hatları konusunda ortak projeler geliştirilmesi dış ticaretimiz hız kazanacağını bunun da son aylarda düşüşe geçen ihracat rakamlarına olumlu yansıyacağını belirtti. Fatih Şener, şunları söyledi: “Yunanistan’ın transit geçişi kolaylaştırarak, Selanik ve Lavrion gibi limanlarına RoRo gemilerinin yanaşmasını sağlaması durumunda lojistik maliyetler önemli oranda düşecektir. Söz konusu limanlarda yaşanacak trafik, hem o alana gelir bırakacak hem de bu güzergahı kullanan araçlar aynı zamanda Yunan ticaret mallarının hızlı ekonomik şartlarda taşınmasına imkan verecek. UND olarak, Yunanistan’ın lojistik bir transit güzergah olarak Türkiye ile ortak hareket etmesini Güney Avrupa ve Orta Avrupa için güzergah olma yönünde bir devlet politikası benimsemesini isteriz. Bu Türk ihracatının, Türk dış ticaretinin ufkunu açar. Çünkü Bulgaristan’da beklemelerimiz var aynı zamanda Yunanistan’ın kalkınması için bir fırsat olabilir. Lojistik Yunanistan’ın bir kurtuluşu için ekonomik bir enstrüman olabilir.” 19 Sanal borçlar yaratılarak nakliyecilerin hakları ellerinden alınıyor UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, Mısır’ın, Aqua Hercules adlı gemiyi haksız bir şekilde rehin alınması ve ardından da kurtarma adı altında istenen 6 milyon dolarlık faturaya itiraz ederek, “Paraya ihtiyacı olan ben bu gemiyi kurtardım diyerek ortaya çıkıyor. Usulsüz bir işlemle Hataylı nakliyecilerin Mısır’da rehin alınmasına sebep olan odaklar şimdi de taşımacıların haklarını gasp etmeye çalışıyor” dedi. Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, geçtiğimiz Haziran ayında, Aqua Hercules adlı geminin Mısır gümrük idaresi tarafından haksız bir şekilde rehin alınması olayına bağlı olarak yeni bir ‘skandal’ın yaşandığını söyledi. UND İcra Kurulu Başkanı Şener, 2014’ün Haziran ayında UND üyesi 94 TIR ve 14 Silobus’ın şoförleri ile birlikte, Mısır’ın Port Said Limanı’nda, binmeyi bekledikleri Aqua Hercules isimli geminin borçlarına karşılık Mısır gümrük idaresi tarafından haksız bir şekilde rehin alınmalarını ve firmaların buradan kaynaklanan haksız ödemelerle karşı karşıya bırakılmasını sert dille eleştirdi. “Ekonomi ve Dışişleri Bakanlıklarımızın girişimlerine rağmen sonuç alınamamış ve sürücüler geminin borcu olan 1 milyon 400 bin doları her biri eşit oranda ödeyerek rehin olmaktan kurtulabilmişlerdi” diyerek haksızlığın boyutuna dikkat çeken Şener, süreci şu sözlerle anlattı: “İskenderun Limanı’na sefer yapan Aqua Hercules isimli Ro- Ro gemisi aleyhine, uğradığımız zararları tahsil ve tazmin etmek amacıyla, Temmuz ayında açılan dava ve geminin bulunduğu yer olan İskenderun’da, Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından ihtiyati haciz kararı alınarak seferden men, Liman Başkanlığı tarafından tatbik edilerek, gemi Türk karasularında bağlandı. Geminin İskenderun Limanı’nda demirli beklemesi sırasında, hukuki süreç devam ederken, üyelerimizin haklarını almalarını engellemek amacıyla, geminin herhangi bir tehlike hali yok iken, meteorolojik şartlar da elverişliyken basit bir çekme işlemi yaptırılarak 6 milyon dolar tutarında borç yaratıldı ve bu sebeple, ‘güya’ kurtarılan gemiye el kondu.” Akıl almaz gemi kurtarma işlemi var! Gemi İskenderun Limanında bekleme halinde iken bu kez liman idaresi tarafından “Kurtarıldı” iddiası ile 436 bin dolar daha borçlandırıldığını ifade eden Şener, “Bir önceki işlemde 6 milyon dolara gemiyi kurtardığını iddia eden yapılara oranla 436 bin dolarlık fatura ile daha insaflı çıkan ikinci işlem için oluşan Fatura’da borcun 384 bin lirası “Fuzuli İşlem” olarak görülüyor. Alacak öncelik sırasında ilk sırayı alan kurtarma faturaları sebebiyle gemi değerinin üzerinde oluşturulan sanal borçlar sebebiyle gemi personeli ve Antakyalı nakliyecilerin hakları ellerinden alınıyor” dedi. ‘Mal kaçırma’ olarak nitelendirilebilecek işlemleri sebebiyle, uğranılan zararların tazmini için yabancı armatör ve onunla bu surette işbirliği yapanlar hakkında gerekli yasal cezai ve hukuki yollara müracaat edileceğini ifade eden Fatih Şener, “Mağdur edilmiş bulunan üyelerimizin hakları sonuna kadar korunacak ve yanlış uygulamalar tarafımızdan takip edilecektir. Bu usulsüz işlemle gemiyi ele geçiren taraflar armatör ile işbirliği içerisinde, taşımacıların alın teri olan bu alacağı kaçırmaya çalışıyorlar. Tüm ilgili otoriteleri haksız işlemi durdurmaya davet ediyoruz” şeklinde konuştu. Temmuz 2015 20 UND’den Gürcistan, Azerbaycan, Karadeniz Çalışma Grubu Toplantısı Trabzon’da gerçekleştirildi Gürcistan, Azerbaycan, Karadeniz Çalışma Grubu toplantısında; Gürcistan üzerinden gerçekleştirilen transit taşımalarda ödenen yol ücreti, Gürcistan plakalı araçların ülkemize sınırsız boş girişleri neticesinde taşıma pazarının Gürcü plakalı araçların eline geçmesi ve Türk araçlarının sigorta sorunları görüşüldü. Gürcistan, Azerbaycan, Karadeniz Çalışma Grubu toplantısı Trabzon’da gerçekleştirildi. Çalışma grubu öncelikle, 2015 yılında yapılması öngörülen Gürcistan ve Azerbaycan KUKK toplantıları öncesinde bu ülkelerde yaşanılan sorunları gözden geçirdi. Gürcistan ile ilgili olarak öncelikle; Gürcistan üzerinden gerçekleştirilen transit taşımalarda ödenen yol ücreti, Gürcistan plakalı araçların ülkemize sınırsız boş girişleri neticesinde taşıma pazarının Gürcü plakalı araçların eline geçmesi ve Türk araçlarının sigorta sorunları görüşüldü. Gürcistan’da yaşanılan kaza durumlarında karşı tarafın zararını tazmin edecek bir sigorta poliçesinin temin edilememesi nedeniyle trafik kazalarında ciddi zararlarla karşı karşıya kalındığı görüşüldü. Bu vesileyle Batum Başkonsolosluğu ile temasa geçen Gürcistan’da kurulu bir sigorta şirketi ile temaslarda bulunan UND Yönetim Kurulu Üyeleri, çalışma grubu toplantısında yapmış oldukları temasları ve detayları paylaştılar. Toplantıda, Gürcistan’da Türk araçlarının karşı Temmuz 2015 karşıya kaldığı sorunlar arasında yer alan; araçların park alanlarında bekletilmesi, gabari kontrolleri (Yükseklik, En, Uzunluk, Ağırlık), refakat ücretlerinin yüksekliği (Güzergah ve gabari ölçülerine göre değişen bedeller) ve Gürcistan’da Türk araçlarına yönelik yazılan trafik cezalarına ilişkin yapılan itiraz başvurularının yüzde 80’inin kabul edildiği ve cezaların iptal edildiği yönünde Batum Başkonsolosluğu’ndan alınan bilginin önemi vurgulandı. Türk araçlarının Azerbaycan’da ödediği geçiş ücretlerinin yüksekliği Çalışma grubu Azerbaycan ile ilgili olarak; Türk araçlarının Azerbaycan’da ödediği geçiş ücretlerinin yüksekliği (Makbuzlu ve Makbuzsuz Harcamalar) konusunu görüştü ve Türk nakliyecisinin Azerbaycan sınır noktasında tek pencereye ödediği resmi ve gayri resmi ücretlerin, Azeri plakalı araçlardan da birebir ölçekte tahsil edilmesi konusunda mütekabiliyet oluşturulması hususunda fikir birliğine vardı. Çalışma grubunda ayrıca, Kırmızıköprü (Tovuz) Gümrüğü’nde yaşanan bekleme süreleri, vize uygulamasında yaşanan sorunlar, ADR yükü olmadığı halde birçok aracın taşıdığı yükün ADR sınıfında değerlendirilerek yüksek ücretler tahsil edildiği, devlet yol fonu vergisinin yüksekliği ve sigorta konularında yaşanan sorunlar görüşüldü. Azerbaycan’da Türk araçlarına aylık olarak satışı yapılan ve bedeli 52,5 dolar (55 Manat) olan sigorta poliçesi için sınır noktasında 90 dolar alındığı görüşüldü. Poliçe bedelinin Türk araçlarından 52,5 dolar olarak tahsil edilmesi veya Manat cinsinden ödeme yapılmasının sağlanması yönünde Bakü Ticaret Müşavirliği nezdinde resmi girişimde bulunulmasına karar verildi. Toplantıya, UND Yönetim Kurulu Üyeleri Abdullah Özer (Özer), Alişan Ender Topaloğlu (Başoba), Bölge Çalışma Grubu Başkanı Hüseyin Özdemir (Efsane), Başkan Yardımcısı Ahmet Yalçın (Yalçınlar), Salim Uzun (Uzunoğlu), İsa Baş (Çağlayan 61), Abdullah Aydın (Uğurtrans), Aydemir Kaya (Kaya Otomotiv), Paşa Gürsoy (Gürsoy) katılım sağladı. 21 Bulgaristan üzerinden UBAK’lı taşımalara dikkat! Ülkemiz taşımacılarının mağduriyetlerinin önlenebilmesi adına Karayolu Düzenleme Genel Müdürlüğü nezdinde gerçekleştirdiği girişimler ve görüşmeler kapsamında, Karayolları Genel Müdürlüğü’nün desteği ve girişimleri ile Bulgaristan’a aynı şekilde karşılık verilmesi kararı alındı. Türk taşımacılarının Bulgaristan üzerinden gerçekleştirdiği taşımalarda, usulsüz belge kullanımı gerekçesi ile Bulgaristan kontrol otoriteleri tarafından kesilen cezalar taşımacılarımızın mağduriyetini her geçen gün arttırıyor ve iki ülke arasındaki mevcut protokolleri ihlal eden uygulamaların yaşanmasına neden oluyor. Ülkemiz ile Bulgaristan arasında imzalanan mevcut protokollerde yer alan “yeni belge getirilmesine izin verilmesi” ile ilgili hükümlere rağmen yukarıda anılan cezaların kesilmeye devam edilmesi ve yeni belge gelmesi beklenmeksizin 1500 Euro’ya belge satılması ise Bulgaristan kontrol otoriteleri tarafından en fazla ihlal edilen protokol hükümleri arasında yer alıyor. UND tarafından yukarıda anılan sorunların giderilebilmesi ve ülkemiz taşımacılarının mağduriyetlerinin önlenebilmesi adına Karayolu Düzenleme Genel Müdürlüğü nezdinde gerçekleştirdiği girişimler ve görüşmeler kapsamında, Genel Müdürlüğümüz’ün destekleri ve girişimleri ile Bulgaristan’a aynı şekilde karşılık verilmesi kararı alındı. Genel Müdürlüğümüz’ün Bulgaristan’daki yetkili makamlar ile gerçekleştirdiği tüm görüşmelere rağmen Bulgar kontrol otoritelerinin devam eden ihlalleri nedeniyle, Genel Müdürlüğümüz’ün UND’ye ilettiği 9 Temmuz 2015 tarihli yazısı ile, aynı şekilde ülkemiz toprakları üzerinde taşıma faaliyeti gerçekleştiren Bulgaristan plakalı araçların geçiş belgelerinin geçersiz olduğu durumlarda, aracın yeni geçiş belge getirmesine müsaade edilmeyecek ve 13 Temmuz 2015 tarihi itibari ile aşağıda yer alan 68 Numaralı Geçici ve Yabancı Plakalı Taşıtlardan Alınacak Geçiş Ücretlerine İlişkin Tebliğ’in 6’ıncı maddesi hükümleri doğrultusunda işlem tahsis edilecek. “İstisnai haller MADDE 6 (1) Geçiş belgesi veya Bakanlığımız özel iznini gerektirdiği halde; geçiş belgesiz veya özel izin alınmaksızın yapılan eşya/yük taşımalarında her taşıma türü için birim taşıt veya taşıt katarı için 3.000 (üçbin) Euro veya karşılığı Türk Lirası geçiş ücreti alınır ve bu taşıtların ülkemize/ülkemizden giriş ve çıkışlarına izin verilir. (2) Uygun olmayan geçiş belgesiyle yapılan üçüncü ülke eşya/yük taşımalarında, birim taşıt veya taşıt katarı için 3.000 (üçbin) Euro veya karşılığı Türk Lirası geçiş ücreti alınır ve bu taşıtların ülkemize/ülkemizden giriş ve çıkışlarına izin verilir. Diğer taraftan, Bulgaristan’daki UBAK İzin Belgesi ve Geçiş Belgesi kontrollerinin artırılması olasılığı kapsamında, 13 Temmuz 2015 tarihi itibari ile UBAK Belgesi ile yapılan taşımalarda, taşıma yapılan ülke ve güzergah için ayrıca geçiş belgesi alınması durumunda alınan her geçiş belgesi için 0,2 ceza puanı uygulamasını öngören UBAK İzin Belgesi Dağıtım Esasları Yönergesi’nin 10’uncu maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi hükmü, Bulgaristan Geçiş Belgeleri için uygulanmayacak. Bu doğrultuda, taşımacılarımızın: UBAK İzin Belgesi Karayolu Karneleri’nin kullanımına ilişkin kurallara daha fazla özen göstermeleri, UBAK İzin Belgeleri’nin eşyanın yüklendiği veya eşyanın varış yapacağı ülkede geçerli olmasına dikkat etmeleri, UBAK İzin Belgesi’nin sorun teşkil edebileceğinin değerlendirildiği durumlarda beraberlerinde Bulgaristan Geçiş Belgesi bulundurmaları ve bu Geçiş Belgeleri ile taşıma yapmaları, UBAK İzin Belgesi Karayolu Karnesi üzerindeki yükleme tarihlerinin taşıma evraklarındaki (CMR) yükleme tarihi ile uyumlu olması önem arz ediyor. Temmuz 2015 22 LOJİSTİK Alışan Lojistik’e 36 milyon euroluk finans desteği ÜNLÜ & Co’nun danışmanlığında gerçekleşen işlemde, Commercial Bank of Qatar ve Alternatif Bank; Türkiye pazarının en önde gelen lojistik hizmet sağlayıcısı Alışan Lojistik A.Ş.’ye 36 milyon euroluk fonlama sağladı. Türkiye’nin lider yatırım bankacılığı hizmetleri ve varlık yönetimi grubu ÜNLÜ & Co, Türkiye pazarının önde gelen lojistik hizmet sağlayıcılarından Alışan Lojistik A.Ş.’nin aldığı 36 milyon euro tutarındaki finansman işleminde danışman olarak yer aldı. Commercial Bank of Qatar ve Alternatif Bank’ın fonlama sağladığı bu işlem ile Alışan Lojistik’in finansman yapısının uzun vadeye çekilmesi sağlanmış oldu. Alışan Grubu’nun lokomotif şirketi olan Alışan Lojistik A.Ş., 1985 yılında Ertuğrul Alışan başkanlığında İstanbul’da kuruldu. Türkiye pazarının en önde gelen Lojistik Hizmet sağlayıcılarından olan Alışan Lojistik, hızlı tüketim malları ve kimyevi maddeler lojistiği alanında pazar lideri. Sürekli büyüme ve gelişmeyi hedefleyen Şirket; uluslararası taşımacılıkla başlayan yolculuğuna, bünyesine farklı alan ve coğrafyalarda çözümler üretebilen firmaları ve hizmetleri katarak devam ediyor. Alışan Grubu’nun CEO’su Damla Alışan, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Türkiye’de lojistik sektöründe lider konumda olmayı hedefleyen grubumuz, banka ve finans kuruluşları nezdinde her zaTemmuz 2015 Damla Alışan man kredibilitesi yüksek bir kurum olmuştur. Bu yolda ilerlerken banka ilişkilerimizi ve fonlama tabanını çeşitlendirerek ve aynı zamanda kısa vadeli dış kaynak kullanımımızı uzun vadeye çekerek örnek teşkil edecek bir işlemle piyasaya liderlik etmeyi hedefledik” dedi. ÜNLÜ & Co Borç Sermaye Piyasaları ve Danışmanlığı Bölümü Yönetici Direktörü Ayşe Akkın işlemle ilgili şu değerlendirmede bulundu: “Türkiye için böylesine önemli bir sektörde faaliyet gösteren, yeni yatırımlarla Ayşe Akkın büyümeyi ve pazar liderliğini hedefleyen bir firmanın finansmanının da doğru yapılandırılması oldukça önem arz ediyor. Alışan Lojistik ile birlikte verimli çalışmalarımız sonucunda, firmanın gelecek planlarını sağlıklı bir şekilde inşa etmesinde önem teşkil edecek uzun vadeli fonlama hedefini gerçekleştirmeyi başardık. Türkiye’deki lojistik sektörü için de çok önemli olduğunu düşündüğümüz bu finansman işleminde Alışan’a destek olmanın mutluluğunu yaşıyoruz.” 23 Tehlikeli madde güvenlik danışmanı eğitimleri İstanbul ve Mersin’de Tehlikeli Maddelerin Karayoluyla Taşınması Hakkında Yönetmelik kapsamında Tehlikeli Madde Taşımacılığı ile ilgili gönderen, paketleyen, dolduran, taşımacı gibi faaliyetleri gerçekleştiren işletmelerin tehlikeli madde güvenlik danışmanı istihdam etmesi veya tehlikeli madde güvenlik danışmanından hizmet alması zorunlu. Türkiye’nin en önemli sektörlerinin başında gelen lojistik sektörü binlerce hatta onbinlerce kişiye bu anlamda istihdam oluşturuyor. Peki kimler Tehlikeli Madde Taşımacılığı konusunda danışman olabiliyor? Üniversitelerin lisans bölümlerinden mezun olmak, Yetkili yangın söndürme eğitim merkezlerinden uygulamalı yangın söndürme eğitimine katıldığına dair alınan belgenin aslını ibraz etmek veya noter onaylı suretini sunmak, TMGDEYB sahibi eğitim kuruluşlarında, tehlikeli madde güvenlik danışmanı eğitimine katılarak (49 Saat), tehlikeli madde güvenlik danışmanı eğitimi tamamlama belgesini almak, bu tebliğ kapsamında açılacak sınavda başarılı olmak gerekmektedir. Eğitimin amacını kısaca, vaka çözümleri ile ADR Konvansiyonu Metodolojisini Kavramak olarak özetleyebiliriz. 49 saatten oluşan eğitim içeriği; Tehlikeli madde taşımacılığına ilişkin ulusal mevzuat ile uluslararası anlaşma ve sözleşmeler. Tehlikeli maddelerin sınıflandırılmaları (çözelti ve karışımların sınıflandırma prosedürleri, tehlikeli madde listesinin yapısı, tehlikeli maddelerin sınıfları ve bu sınıflandırmanın prensipleri, taşınan tehlikeli maddelerin yapısı, tehlikeli maddelerin fiziksel, kimyasal ve zehirlilik özellikleri ve benzeri). Genel ambalajlama, tank ve tank-konteyner kuralları (tip, kod, etiketleme, yapımı, başlangıç ve periyodik muayene ve testler). İşaretleme, etiketleme, ikaz levhası ve turuncu plakaların takılması kuralları. Taşıma evrakı hakkında bilgiler. Sevkiyat yöntemi ve gönderimdeki kısıtlamalar (tam yük, dökme halinde taşıma, orta boy hacimli konteynerlerde taşıma, konteynerlerde taşıma, sabit veya sökülebilir tanklarda taşıma). Yolcuların taşınması ile ilgili kurallar. Karışık yüklemeye ilişkin yasaklar ve tedbirler. Tehlikeli maddelerin ayrıştırılması kuralları. Taşınan madde miktarlarının sınırlandırılması ve miktar muafiyetleri. Elleçleme ve istifleme kuralları. Yükleme öncesinde ve boşaltma sonrasında temizleme veya gazdan arındırma kuralları. Araçta bulundurulması gereken belgeler (taşıma evrakı, yazılı talimatlar, araç onay sertifikası, sürücü eğitim sertifikası, özel izin belgesi ve benzeri.).Trafikte araçların seyri ve park etme kuralları. Tehlikeli madde taşımacılığı ile ilgili trafik mevzuatı ve kısıtlamalar.Tahliye işlemleri veya bu işlem sırasında meydana gelebilecek sızıntılara müdahale etme kuralları. Taşıma teçhizatları ile ilgili gereklilikler.Tehlikeli maddelerin taşınmasıyla ilgili işletmeye yönelik güvenlik planlarının hazırlanması. Tehlikeli madde kaynaklı bir kazanın, kaza nedenleri ve çeşitleri hakkında bilgilendirme ile bu kazaların raporlanması.İşletmeler için hazırlanacak yıllık raporların hazırlanma usul ve esaslarından oluşuyor. Temmuz 2015 24 LOJİSTİK 2023 yılında 500 milyar dolarlık ihracat hedefine kilitlenen Türk ihracatçısı, önemli bir maliyet kalemi olan nakliye için otoban geçişlerinde Avrupa’nın uluslararası otoyollarına yılda yaklaşık 60 milyon euro para ödüyor. DKV Euro Service tarafından 5 Akslı Euro 5 tipi TIR ile hizmet veren bir nakliye aracı için Avrupa’daki ana güzergahlarbaz alınarak yapılan çalışmaya göreTürkiye, kilometre başına 0.0225 euro ile Avrupa ülkelerinde en ucuz otoyol hizmeti veren ülke konumunda. 2014 rakamlarına göre toplam ihracatının yüzde 35’ini karayolu taşımacılığı ile gerçekleştiren Türk ihracatçısı, en büyük pazar olan Almanya’da otoyollarında, kendi ülkesine göre yüzde 85 daha pahalı hizmet alıyor. En pahalı otoyol İsviçre’nin Çalışmaya göre; Avrupa otoyollarında en pahalı hizmeti kilometre başına 1.96 euro rakam ile İsviçre verirken, bu ülkeyi 0.357 euro ile Avusturya, 0.2063 euro ile Çek Cumhuriyeti, 0.19 euro ile İspanya, 0.18 euro ile İtalya ve 0.14 euro ile Slovakya takip ediyor. Çalışmada ayrıca Büyük Britanya’nın yıllık 1.250 paund olarak belirlediği otoyol ücretlerinde Hollanda, Lüksemburg, Danimarka, İsveç ve Romanyada 1.250 euro otoyol bedeli uyguluyor. 500 milyar dolar ihracat hedefi keskin viraj alıyor: İHRACATÇILAR AVRUPA OTOBANLARINA YILDA 60 MİLYON EURO ÖDÜYOR 500 milyar dolarlık hedef için var gücü ile çalışan Türk ihracatçısı, en önemli yokuşu Avrupa yollarında alıyor. Toplam ihracatın yüzde 35’ini karayolu taşımacılığı ile gerçekleştiren ihracatçılarımız, Avrupa otoyollarına yılda yaklaşık 60 milyon euro ödeme yapıyor. Kilometre başına yapılan hesaplamada Avrupa ülkeleri arasında en ucuz otoyol hizmetini Türkiye’den alan ihracatçılarımız, en pahalı hizmeti ise İsviçre’den alıyor. Almanya ise Türkiye otoyollarına göre yüzde 85 daha pahalı hizmet sunuyor. Temmuz 2015 İhracatımızın yüzde 35’i karayolu ile yapılıyor DKV müşterilerinin Avrupa’da ülkelere göre değişiklik gösteren ücretli paralı otoyol, tünel ve köprü ödemelerini tek bir kart ile yapabildiklerine dikkat çeken DKV Euro Service Türkiye Satış Müdürü Deniz Çokcoş Sezer, “Toplam Türkiye ihracatının yüzde 35’nin ve ithalatımızın yüzde 15.4’ünün karayolu taşımacılığı ile gerçekleştirildiği düşünülürse, uluslararası yollarda otoban ücretlerinin önemli bir maliyet unsuru olduğunu rahatlıkla görebilirsiniz. Sadece Avrupa yollarında yılda 60 milyon Euro ödüyoruz” dedi. Avrupa ekonomisi otoyolda hız kazanıyor Uluslararası yük trafiğinin her geçen gün artmasıyla, ulaştırma 25 hizmetlerinin maliyetinin de giderek daha fazla önem kazandığına dikkat çeken Deniz Çokcoş Sezer, “Uluslararası ticaret nedeniyle binlerce tır ve kamyon otoyolları kullanarak Avrupa’ya giriş yapıyor. Paralı yol sistemi, yol yapımı, bakım ve onarımı için ihtiyaç duyulan finansmanı sağlıyor. 2008 sonlarından ekonomik kriz içerisine giren Avrupa ülkeleri, krizden çıkış yollarından bir tanesini otoyol ücretlerinde görüyor. Avrupa ekonomisi, gerek otoyollardan alınan ücretler, gerekse sağladığı istihdam açısından, giderek karayolu ulaşımına daha AVRUPA OTOYOL ÜCRETLERİ ÜlkeOtoyol ÜcretiGeçerlilik Türkiye0.0225 EURKM başına Slovakya 0.14 EUR KM başına Almanya0.1519 EURKM başına İtalya0.18 EURKM başına İspanya0.19 EURKM başına Çek Cum. 0.2063EUR KM başına Fransa0.25 EUR/kmKM başına Avusturya 0.357 EUR KM başına İsviçre1.96 EURKM başına Büyük Britanya£830Yıllık Belçika1250 EURYıllık Hollanda1250 EURYıllık Lüksemburg1250 EURYıllık Danimarka1250 EURYıllık İsveç1250 EURYıllık Romanya1250 EURYıllık KAYNAK: Karayolları Genel Müdürlüğü / DKV Euro Service bağımlı hale geldi” diye konuştu. Avrupa ülkelerinde her geçen gün değişebilen otoban uygulamalarına da değinen Deniz Çokcoş Sezer, 2016 yılında Belçika’nın da elektronik otoyol sistemi vinyete geçeceğinin bilgisini paylaştı. 42 ülkedeki 54 bin 700 kabul noktasındaotoyol ve akaryakıt kartlarıyla hizmet verdiklerini belirten Deniz ÇokcoşSezer, “Türkiye’de 6 yıldır hizmet veriyoruz. Şu ana kadar Türkiye’de daha çok filo sahipleriyle, ihracat firmalarıyla ve lojistik firmalarıyla çalışmalar yürütüyoruz. Önümüzdeki yıllarda filo kiralayan şirketleri de portföyümüze katmak istiyoruz” dedi. Temmuz 2015 26 GÜNCEL Kimberly-Clark Kırtay işbirliği Kimberly-Clark Türkiye, sektörünün en yüksek standartlarına sahip ekipmanlarını kullanıyor. Yenilenmesi gereken bir hizmet veya malzemeyi değiştirirken hem mevcut kalite standardını yükseltmeyi, hem harcamalardan kısmayı, hem de daha güvenli çalışmayı ilke edinen Kimberly-Clark Türkiye, üretim ve tedarik zinciri operasyonlarında, Kırtay İstif Makinaları aracılığı ile Jungheinrich’i tercih etti. KimberlyClark’ın Türkiye Müşteri Hizmetleri ve Lojistik Müdürü Nihan Çardaklı, üretim tesisleri ve 3PL depolarında kullanılan yükleme, boşaltma, depolama ekipmanlarını son teknoloji kamera sistemleri ile donatılmış Jungheinrich modellerle yenilediklerini belirtirken; bu değişiklik ile üretim tesislerinde ve 3PL depolarında da EHS anlamında standartlarını yükselttiklerini ve aynı zamanda yeni ekipmanları çok daha uygun maliyetlerle tedarik ederek dikkate değer oranda maliyet avantajı sağladıklarını vurguladı. Kırtay İstif Makineleri Genel Müdürü Hakan Kırtay ise, “Jungheinrich’in Türkiye piyasasına sunduğu ve kalitesi hiçbir zaman tartışılamayacak olan bu markayı müşterilerimize gönül rahatlığı ile tavsiye edebileceğimiz için mutluyuz “ dedi. Genel Müdür Hakan Kırtay, lojistik sektöründe,kurumsal ve uzun vadeli ekipman kiralamanın yanı sıra günlük kiralama konusunda da önemli ihtiyaçlar duyulduğunu belirterek, Kırtay İstif Makinaları olarak uzun ve kısa vadeli kiralama hizmetlerinin dışında,müşterilerine, forklift satın alımı , ekipman hizmeti alan firmalara ayrıca bakım ve onarım hizmeti sağlanması , yedek parça, forklift lastiği ve transpalet ihtiyaçlarının karşılanmasında en ekonomik ve hızlı çözümü üreterek, müşterilerinin çözüm ortağı olmayı hedeflediklerini ifade etti. Kimberly-Clark Ünsped Global Lojistik işbirliği Lojistik sektöründe iş ortaklarının rekabetçiliğine katma değerler sağlayan Ünsped Global Lojistik, Kimberly-Clark Türkiye’nin ihtiyacı doğrultusunda sağladığı çözüm önerileri ile, dünyada önde gelen hızlı tüketim markalarını portföyünde bulunduran Kimberly-Clark Türkiye’ye yüksek kalite standartlarında entegre lojistik hizmet çözümleri sunuyor. Kimberly-Clark bünyesinde yer alan ve KOTEX ve HUGGIES gibi lider markaların tedarik zinciri yönetimlerinin gerçekleştirildiği UGL Orhanlı Depo’da . iş geliştirme ekibi, standart depo yönetim sistemlerinin uyarlanmasına ek olarak, operasyonel verimliliği en üst seviyeye taşımak ve sürekli gelişimi desteklemek için de çalışıyor. Bu sayede operasyon sistem üzerinden verimli şekilde yürütülüyor ‘gerçek zamanlı’ ölçülebilen ‘anahtar performans göstergeleri’ ile sonuçlar anlık izlenip, gerektiğinde müdahale edilebiliyor. Kimberly-Clark’ın Türkiye Müşteri Hizmetleri ve Lojistik Müdürü Nihan Çardaklı ‘’Kimberly Clark, globalde kurumsal kültürü ile insana ve çevreye önem veren bir anlayışı benimsemektedir. Ünsped Global Lojistik, ihtiyaç ve taleplerimize kalite standartlarımız çerçevesinde entegre lojistik hizmet çözümleri sunarken sürekli gelişimi desteklemek için de çalışıyor. Amacımız lojistikte harcamalarımızı optimize ederek ürünlerimizin pazardaki rekabet gücünü artırmak.” Kurulan işbirliği sayesinde kapasite fazlası depolama maliyetlerini de minimize ettiklerini ve büyük oranda tasarruf ettiklerini söyleyen Çardaklı tüm süreçte proje kapsamında gösterilen özveri için ekibine ve Ünsped Global Lojistik Depolar Koordinatörü Atilla Sarıkaya’ ya teşekkürlerini sundu. 12. Üniversiteler Arası Lojistik Vaka Yarışması kazananları belli oldu Mars Logistics ve Loder işbirliği ile düzenlenen 12. Üniversiteler Arası Lojistik Vaka Yarışması 2015 Finali sunumları 1 Haziran 2015 tarihinde Beykoz Lojistik Meslek Yüksek Okulu Çubuklu Kampüsünde ve Ödül Töreni ise aynı gün akşamı Limak Eurasia Oteli’nde gerçekleştirildi. 65 farklı üniversiteden A kategorisinde 49, B kategorisinde 105 ve C kategorisinde 38 olmak üzere toplam 192 takımın katıldığı yarışmada finale kalan 6 takım arasından ödüller, kazanan 3 ayrı kategorinin birincilerine verildi. Bu yıl ki yarışmanın final vakası konusu ise “Otomotiv Lojistiği oldu. Akademisyenlerin, sektör uzmanlarının Temmuz 2015 ve Loder temsilcilerinin jüri üyesi olarak yer aldığı yarışmada amaçlanan, üniversite öğrencilerine lojistik sektörünü tanıtmak, başarılı öğrencilerin lojistik sektörü tarafından tanınması, istihdamını sağlamak ve üniversite-sektör ilişkilerini geliştirmek oldu. 6 takımın üç kategoride yarıştığı finalde kazananlar ise; A kategorisinin birincisi İstanbul Üniversitesi (Ulaştırma ve Lojistik Programı) – İnanç Duman, Bener Tezgel, Ebrar Başköylü; B. kategorisinin birincisi Sabancı Üniversitesi (Endüstri Mühendisliği Bölümü) – Yıldızhan Koç, Egemen Tali, Kemal Berkay Tüzün; C. kategorisinin birincisi ise Celal Bayar Üniversitesi (Kırkağaç MYO Lojistik Programı) – Süeda Nevin Üçoğlu, Ulaş Koç, Ertuğrul Keleş oldu. Ödül gecesinde konuşan Mars Logistics Genel Müdürü Ali Tulgar; sektörün nitelikli insan kaynağına ihtiyacı olduğunu belirterek: “Mars Logistics olarak lojistik sektörü için çalışmaya devam edeceğiz. Vaka Yarışmasının sektörün gelişimini desteklediğini düsünüyoruz” dedi. 27 Michelin doğal lastik için çalışıyor Dünyanın en büyük lastik üreticilerinden Michelin, Barito Pacific Grup ve sivil toplum örgütü WWF işbirliğiyle ortak başlattığı girişim ile çevre dostu kauçuk üretimini destekliyor, 88 bin hektar alanı ağaçlandırıyor. İşbirliği kapsamında 55 milyon dolarlık bütçe ayıran Michelin, doğal kauçuk üretimini desteklediği doğal hayatın devamını desteklemek için geliştirdiği proje ile 16 bin kişiye istihdam sağlıyor. nWWF ile birlikte yürütülecek proje, sürdürülebilir doğal kauçuk üretimi sağlanması için en etkin yöntemlerin geliştirilmesini amaçlıyor. Orman kaybının yoğun olduğu bölgelerde Michelin, Barito ve WWF önderliğindeki yerel koordinasyonlarla koruma yaklaşımlarının geliştirilmesi sağlanıyor. Bölgeye özgü bitki örtüsü ve hayvan yaşamının devamını önemseyen Michelin, proje sayesinde kauçuk ağacının doğal yöntemlerle yetiştirilmesini sağlarken doğaya olan borcunu da ödüyor. İhracatın lideri Pirelli oldu Pirelli, TİM’in açıkladığı 2014 yılı ihracat sıralamasında lastik firmları arasında ilk sırayı aldı. 61 bin ihracatçı firmanın katıldığı Türkiye listesinde 32. sırada yer alan Türk Pirelli, otomotiv sektöründe ise sekizinci sırada kendisine yer buldu. Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) verilerine göre otomotiv sektöründe sekizinci, lastik sektöründe ise geçtiğimiz yılda da olduğu gibi lider olduklarını ifade eden Türk Pirelli CEO’su Mete Ekin, bu anlamda Türkiye ekonomisine çok önemli bir katkı sağladıklarını ve bundan büyük gurur duyduklarını belirtti. Ekin, 40 bin adet F1 olmak üzere 280 bin adet motorsporları lastik üretimi ve ihracatı gerçekleştirildiğini söyledi. 2000 kişilik bir istihdam sağlayan İzmit Fabrikası’nda gerçekleştirilen üretimin yüzde 60’lık bölümünün ağırlıklı Avrupa ülkelerine ihraç edildiğini belirten Ekin; “2014 yılında ihracat gelirlerimiz yüzde 2,5 artışla, 682 milyon TL’ye ulaştı. En çok ihracat yaptığımız ülkeler ise sırayla İtalya, Almanya ve İspanya oldu” dedi. Brisa Avrupa’nın lideri oldu İngiltere’de CIR Magazine tarafından 17 yıldır düzenlenen İş Sürekliliği Ödülleri’nde (CIR Business Continuity Awards 2015) “Yılın İş Sürekliliği Stratejisi” kategorisinde büyük ödüle Brisa layık görüldü. Değerlendirmede sekiz global rakibini geride bırakan Brisa’nın iş sürekliliği yaklaşımı; BP, General Motors, GE Capital ve Deutsche Bank gibi şirketlerin iş sürekliliği ve risk yönetiminden sorumlu üst düzey yöneticilerden oluşan bağımsız jüri tarafından değerlendirildi. 11 Haziran’da Londra The Grosvenor House’ta düzenlenen galada ödülü sunan jüri, Brisa’nın iş sürekliliği stratejisini, operasyonel standartlarını ve raporlama sistemini övgüye layık görerek, Brisa’nın büyük ödülü kazandığını açıkladı. CIR İş Sürekliliği Ödülleri, risk yönetimi ve iş sürekliliği konusunda Avrupa’nın en prestijli yayınlardan biri kabul edilen CIR Magazine tarafından 17 yıldır düzenleniyor. Brisa Genel Müdürü Hakan Bayman, ödülün ardından şu değerlendirmede bulundu: “İş sürekliliği alanında dünyada verilen sayılı ödüllerden birini almaktan dolayı Brisa ailesi olarak büyük bir gurur ve mutluluk duyuyoruz. Global yolculuğumuzda önemli bir iz daha bıraktığımıza inanıyoruz. ‘“Yolculuğunuzun geleceğini tasarlama” vizyonu ile sürdürülebilirliği, inovasyonu ve girişimcilik ruhunu tüm iş süreçlerine entegre eden Brisa olarak iş sürekliliğinde Avrupa’nın en iyisi olduğumuzu bir kez daha ispatladık. Sürdürülebilirlik yaklaşımımızla ortaya koyduğumuz iş sürekliliği stratejimiz, kurumsal girişimcilik kültürümüz, yüksek operasyonel standartlarımız ve yaygın raporlama sistemimizi uluslararası bir platformda en üst düzeyde tescil ettiğimiz için mutluluk duyuyoruz.” Temmuz 2015 28 KONFERANS Pegasus Kargo ve BAÜ’den üniversite-sanayi işbirliği Pegasus Kargo ve Bahçeşehir Üniversitesi 8 Ekim’de uluslararası bir lojistik konferansı gerçekleştirecek. Pegasus Kargo Kargo Direktörü Aydın Alpa, Pegasus ailesi olarak sektör-üniversite iş ve güç birliğinin şart olduğunu ifade ediyor. Bahçeşehir Üniversitesi (BAÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Necip Çakır da üniversite olarak sektörler ve bu sektörlere yön veren duayenlerle öğrencilerini buluşturmanın mutluluğunu yaşadıklarını vurguluyor. Lojistik sektörüne verdiği destek- le adından söz ettiren Pegasus Kargo, Bahçeşehir Üniversitesi ile 8 Ekim’de uluslararası bir konferansa imza atacak. Yerli ve yabancı konuşmacıların yer alacağı konferansta öğrenciler, konferansa katılacak firmaların yetkilileri ile tanışma imkanına sahip olacak. Konuyla ilgili görüş aldığımız Pegasus Kargo Kargo Direktörü Aydın Alpa, “Bahçeşehir Üniversitesi (BAÜ) İktisadi Temmuz 2015 ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Sayın Prof. Dr. Necip Çakır hocamızla 2 yıl önce uluslarası taşımacılık ve lojistik ile ilgili bir planlama yaptık. Pegasus Kargo ve Bahçeşehir Üniversitesi ortak yapımı olan bu konferans, genel olacak. Sadece hava taşımacılığı olmayacak bu konferansta” diyor. Pegasus Kargo olarak ülkemizin daha kaliteli bir eğitimle donatılması gerektiğine inandıklarını ifade eden Alpa, eğitimin hayatın her alanında şart olduğunun altını çiziyor. Alpa, firma olarak bu bilinçle hareket ettiklerini ve eğitim konusunda üstlerine düşeni yerine getirmeye gayret ettiklerini ve bundan böyle de edeceklerinin altını özellikle çiziyor. Alpa: Eğitimin deneyimle birleşmesi şart Pegasus Kargo olarak amaçlarının 29 bu sektörde okuyan genç beyinlere sadece kitaptan değil, gerçek hayat tecrübelerinden de nasıl faydalanılabileceğini göstermek olduğunu ifade eden Alpa, “Sektörümüze emek vermiş en üst seviyedeki insanlar buraya konuk olacak ve öğrenci arkadaşlarımız bu kişilerden istifade edecekler. Son yaptığımız konferansta sırf biz 6 kişiyi firma olarak işe aldık. Ve bu kişilerden 4’ü çok iyi yere geldirler. Bu konferanslar öğrencileri son derece motive eden faaliyetlerdir. Öğrencilerimiz yerli, yabancı birçok kişi ve insan kaynakları bölümü ile tanışma imkanına sahip olacak. Bu, öğrencilerimiz için çok iyi bir fırsattır” diyor. Üniversitelerde de ders veren Alpa, ülkemizde üniversite ve sektör arasında ciddi bir boşluk olduğunu; öğrencilerin sektördeki deneyimli kişilerden çok şey öğrenebileceğini ifade ediyor. Ülkemizi ve sektörümüzü gençlerimize emanet edeceğiz 18 yaşından itibaren sektörde çeşitli kademelerde çalıştığını ifade eden Alpa, “Gençler bizim her şeyimiz. Ben, gençlerimize çok inanıyor ve güveniyorum. Ülkemizi de sektörlerimizi de nasıl olsa gençlerimize emanet etmeyecek miyiz? O halde bizlere düşen gençlerimizin önünü açmaktır. Pegasus Kargo ve Bashçeşehir Üniversitesi işbirliğinde gerçekleştirilen bu konferansla gençlerimiz kendi alanının belki de en yetkin isimleri ile iletişime geçebilecekler. Gençler, sadece okulda, kitap-defter üzerinde eğitimlerini tamamlayamaz. Tamamlasa bile bir yönü eksik eğitim olur. Pegasus ailesi olarak biz ‘uygulamalı eğitim’in şart olduğunu düşünüyoruz” diyor. 32 yıllık uluslararası çalışma hayatındaki deneyimlerini gençlere her fırsatta aktardığını ifade eden Alpa, Pegasus Kargo olarak bu seminerlerin 4’üncüsünü başarıyla gerçkeleştirdiklerini ve bu seminerlerin 2016 yılında da farklı üniversitelerde gerçekleştirileceğini sözlerine ekliyor. 2015 yılının hava kargo alanında kendileri adına son derece olumlu geçtiğini ifade eden Alpa, 2015’te durgunluk beklediklerini ama 2015’in hedefledikleri rakamların üzerinde geçtiğini de vurguluyor. Çakır: Üniversite-Sektör iş ve güçbirliği önemli Bahçeşehir üniversitesi olarak uygulamalı eğitim ile öğrencilere fayda sağlamayı amaçladıklarını ifade eden Bahçeşehir Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Necip Çakır, “Üniversiteler, hem akademik dünya açısından hem de iş dünyası açısından son derece önemli yerlerdir. Bahçeşehir Üniversitesi olarak ülkemiz üniversite eğitiminde öncü olmak gibi bir misyonumuz var. Üniversite olarak öğrencilerimize A’dan Z’ye komple bir eğitim hizmeti sunmak istiyor ve çalışmalarımızı bu doğrultuda ilerletiyoruz. Bahçeşehir Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi yeni açıldı. Bu fakültemizi açarken sektör-üniversite iş ve güçbirliğini en iyi şekilde öğrencilerimize sunmayı hedefledik. Bundan yaklaşık iki yıl önce Pegasus Kargo Kargo Direktörü Aydın Alpa ile bir araya geldik ve üniversite-sektör işbirliğini gerçekleştirmemiz gerektiğini planladık. İki yıl sonra ise bu planımızı 8 Ekim 2015 tarihinde gerçekleştiriyor olacağız. Bahçeşehir Üniversitesi Konferans Salonumuzda gerçekleştirilecek olan bu konferansta öğrencilerimiz uluslararası bir konferansı izleme, birebir yaşama ve gözlemleme şansına sahip olacalar. Akademi ve iş dünyamızın önde gelen isimleri bu konferansta buluşacaklar. Pegasus Kargo ve özellikle Pegasus Kargo’nun Kargo Direktörü Sayın Aydın Alpa’ya teşekkür etmek gerekir. Çünkü bu tür etkinliklere sponsor olup öğrencilerimize eşine az rastlanır bir deneyim sunuyorlar” diyor. Konferansta hava ve kara lojistiği olacağını ifade eden Çakır, lojistiğin öneminin günümüzde çok daha iyi görülebildiğini belirtiyor. Prof. Dr. Çakır, lojistiğin bu son se- çimlerde bile parti programlarında yer aldığını ve seçimlerde adeta belirleyici bir kelebek etkisine sahip olduğunu vurguluyor. Öğrencilerin geleceğe atılmaları noktasında çok iyi derecede yönelndirilmeleri gerektiğini ifade eden Çakır, ülkemizde lojistik kentlerin bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğinin elzem olduğunu da vurguluyor. Çakır, ülkemizin jeostratejik konumundan kaynaklı lojistik üs olma yolunda önemli avantajlara sahip olduğunu ifade ederek ülkemizde çok önemli bir genç nüfusun bulunduğunu ve bu nüfusun değerlendirilmesi gerektiğini de belirtiyor. Prof Çakır son olarak şu bilgileri veriyor:“Türkiyenin lojistik üs olmaya ihtiyacı var. Orta gelir tuzağından bu şekilde kurtulabiliriz. Lojistik kentler ve ek projelerle Türkiye orta gelir tuzağından kurtulacaktır. Bahçeşehir Üniversitesi olarak bin 500 tane yerli ve yabancı şirktlerimiz var. Burada o şirketlere yükseklisans ve doktora olarak yardımcı oluyoruz. Onlardan da öğrencilerimize staj ve iş konusunda yardımlar talep ediyoruz. Aydın Bey gibi yöneticilerin markalı dersler vermesi öğrencilerimiz adına çok önemlidir. Öğrencilerimizin okulu bitirmeden sektörün nabzını bilmesi gerekiyor. Yönetim-Bilişim sistemleri üzerine bir lojistik bölümü kurduk ve geleceğin lojistiğinin de yönetim bilişim sistemlerinde gizli olduğunu düşünüyoruz. Tedarik zincirinde ve ürün kopmamasında bu sistem çok önemlidir. Yönetim-Bilişim sistemleri sadece üniversitelerden olacak bir olay değil, sektörden bu konuda destek bekliyoruz ve sektöre her zaman kapımız açık.” Temmuz 2015 30 DOSYA Sektör 2015’in ilk yarısından memnun değil Lojistik sektörü uzun yıllara dayanan ve deyim yerindeyse ‘kronikleşmiş’ sorunlarla uğraşıyor. Bir türlü aşılamayan bu sorunlar ‘eşit rekabet’ edebilmemizin önündeki en büyük engel. UND, bu sorunları katıldığı bütün platformlarda çözüm yollarıyla beraber dile getiriyor. Kotalar, vizeler, keyfi bekletmeler, sınır kapılarındaki yığılmalar gibi kronik sorunlarımıza yabancı plakalı araçların taşıma ve sefer sayılarındaki artış da eklenince işler içinden çıkılmaz bir hale bürünüyor. 2015’in ilk yarı değerlendirmesinde lojistikçiye bir dokunduk bin ah işittik... Ülkemiz uluslararası kara nakliyecileri kota ve vize problemleri, sınır kapılarında keyfi bekletmeler, komşularımızda yaşanan gerginlikler, UBAK belgelerinin ülkemiz adına dezavantaj oluşturması, şoför davalarında yaşanan olumsuzluklar gibi birçok sorunla uğraşıyor. Yıllardan beri süregelen bu kronik hastalıklarımıza bir de ‘yabancı plakalı araçların taşıma yapması’ eklenince işler ülkemiz uluslararası karayolu taşımacıları açısından içinden çıkılmaz bir hale dönüşüyor. Uluslararası Nakliyeciler Derneği, yıllardan beri ‘öğrenilmiş çaresizlik’ olarak adlandırılan bu durumu her platformda yetkililere aktararak çözüm istiyor. UND, çözüme giden yolda kendi görüşlerini profesyonel ekibi ile kamu’nun gerekli kesimlerine aktararak neyin ne zaman, nasıl ve nerede Temmuz 2015 yapılacağını raporlar halinde sunuyor. UND Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, ülkemizin jeostratejik konumundan dolayı ‘lojistik üs’ olmaya aday olduğunu ifade ederek lojistik köylerin süratle kurulması gerektiğinin altını defaatle çiziyor. Nuhoğlu, 10. 5 Yıllık Kalkınma Eylem Planı içerisinde lojistik sektörünün devlet tarafından resmi bir şekilde tanımlandığını belirterek Taşımacılktan Lojistiğe Dönüşüm Eylem Planı gibi önemli gelişmelerin sektörü umutlandırdığını fakat beklenen adımların bir türlü atılamadığını ifade ediyor. Yabancı taşımaların payı artıyor Türkiye, 2023 ihracat hedefleri doğrultusunda 500 milyar dolarlık bir ihracat rakamını hedefliyor. Bu rakamın gerçekleştirilip gerçekleştirilemeyeceği konusunda uzmanlar ikiye ayrılmış durumda. Kimi uzmanlara göre bu, bir hayal; kimi uzmanlar ise bu rakamın gerçekleştirilebilmesinin mümkün olduğunu ifade ediyorlar. Uzmanların bu konuda hemfikir olduğu ortak nokta ise ‘Lojistik.’ Lojistik süreçler olmadan 500 milyar dolarlık bir rakam mümkün değil. Bu konuyla ilgili olarak UND Yönetim Kurulu Başkanı Nuhoğlu, hizmet sektörleri içerisinde lojistik sektörünün turizmden sonra en büyük payı aldığını söylüyor. Nuhoğlu, 500 milyar dolarlık ihracat hedeflerinde ise ‘yabancı taşımaların payının arttığını’ belirterek, ürün ihraç ederken hizmet ithalatı yapıldığını ve bunun ihracat odaklı büyümeyi kendine hedef edinmiş bir ülkeye dezavantaj sağlayacağının altını özellikle çiziyor. 31 Nuhoğlu: 2014’te sektör olarak çok çalıştık ama uygun ortamı bulamadık UND Başkanı Çetin Nuhoğlu, 2014 yılında sektörün çok çalıştığını fakat uygun ortamın bulunamamasından dolayı istenilen büyümenin gerçekleştirilemediğini ifade ediyor. Nuhoğlu, bireysel performansların şirketlerin performanslarının büyümek için önemlidir ama tek başına yeterli olmadığını; bunun yanında uygun bir ortamın da olması gerektiğinin altını çiziyor. Yürütülen politikaların, uluslararası ilişkilerin ülkenin ve firmaların büyümesi için önemli olduğunu ifade eden Nuhoğlu, başarının kişi merkezli olmadığını bunun için siyasi ve ekonomik ortamlar da gerektiğini vurguluyor. Başarı kişi merkezli değildir, siyasi ve ekonomik ortamlar gerekiyor Türkiye pazarının son derece önemli ve büyümeye yatkın bir pazar olduğunu ifade eden Nuhoğlu, başarının birey ya da şirket merkezli olamayacağını belirtiyor.Büyümek için hazır kıta bekleyen sektörler olduğunu ama bir türlü o ivmeyi yakalayamadıklarını söylediğimizde Nuhoğlu, şöyle konuşuyor: “O ivmenin yakalanamamasının nedeni de biraz önce söyledim. Türkiye’de lojistik altyapısı çok güçlü. Ama lojistiğin daha iyiye taşınabilmesi ve görevini yapabilmesi için muhakkak ki;hem siyasi hem ekonomik olarak uygun ortamın yaratılması gerekir. Bu yapılamıyorsa kişisel performansla ancak bir yere kadar gelinebilir.” 2014’te sektör olarak büyüdük ama çok daha iyi işler yapabilirdik 2014’ten büyük beklentilerinin olduğunu, bu beklentilerle kıyaslandığında kayıp bir yıl yaşadıklarını ifade eden Nuhoğlu, “2014’te sektör olarak büyüdük ama çok daha iyi şeyler yapabilirdik” diyor. 2015’te de seçim olduğunu söylediğimizde Nuhoğlu; “Umarız ki, 2015’teki seçim erkene alınır ve erken biter. Böylece yılın ikinci yarısını kurtarırız. O anlamda baktığımızda bir belirsizlik var diyebiliriz” diyor. 2018 öncesi Lojistik Performans Endeksi’nde ilk 15’te olacağız Lojistik Performans Endeksi’nin son derece önemli olduğuna vurgu yapan UND Başkanı Nuhoğlu, ilk defa bir hükümetin meclis kararı ile Dünya Bankası Lojistik Performans Endeksi’nde hedef koyduğunu aktararak bunun önemine işaret ediyor. Dünya Bankası’nın hazırladığı Lojistik Performans Endeksi’nde şu an 30. Sırada bulunuyoruz. Nuhoğlu, 2018 öncesi 15’in altına düşeceğimizi ifade ediyor. Bu durumun zaten tek başına bizi hemen perhize sokacağını, hemen vücudumuzu güçlendireceğini, hem beyin hem de fiziksel kapasitemizi artıracağını ifade eden Nuhoğlu, Lojistik Performans Endeksi’nin 6 tane kritere sahip olduğunu ifade ediyor. Ama bunlardan her birinin altında 100’e yakın eylem planları olduğunu ifade eden Nuhoğlu, böylece uluslararası arenada bu hedeflerle Türkiye’nin kıyaslayabilir hale geleceğini söylüyor. Avusturya’da trene binmemiz zamanın önündeki en büyük sorun UND Başkanı Nuhoğlu, sektör olarak eşit şartlarda rekabet edibilmek amacında olduklarını ifade ederek yabancı araç sorunun hala sektörün en büyük sorunu olduğunu söylüyor. Nuhoğlu, yabancı araçların sahip olduğu bazı yetkinliklere sahip olmadığımızı, son zamana kadar yönetmeliklerin de bu sorunun çözümünü desteklemediğini vurguluyor. Bu konuyla ilgili iki önemli düzenleme yapıldığını ifade eden Nuhoğlu, hala özellikle zaman açısından rekabetçi olmadığımızı, yani bir Bulgar nakliyeciyle rekabet edeceksek hem onun aynı maliyetini ödememiz, hem de aynı sürede gitmemiz gerektiğini belirtiyor. Nuhoğlu, temel sorunumuzun bu olduğunu ifade ederek Avusturya’da trene binmemizin zamanın önündeki en büyük sorun olduğunu vurguluyor. Temmuz 2015 32 DOSYA Türkiye’den transit çıkış yapan ülke araçları Yabancı plakalı araçların ülkemizde yaptığı taşımalar Türk uluslararası nakliyecisini rahatsız ediyor. Nakliyecilerimiz kara kapılarımızda yabancı ihraç taşımalarının payının her geçen gün daha da artmasından rahatsız. 2015 Ocak-Mayıs aralığında kara kapılarımızdaki son durumu derledik... Türk lojistik sektörü 2015’in ilk yarısında istediğini elde edemedi. Bunun birden fazla nedeni bulunuyor. Bölgemizde yaşanan olaylar, ticaret kapılarımızı olumsuz etkilemiş görünüyor. Ocak-Mayıs 2014 verileri ile aynı yılın 2015 verilerini kıyasladığımızda şu sonuçlar elde ediliyor: 2014 yılında toplam 391 bin 295 ihraç taşıma sayısı bulunuyor. Bu toplam ihraç taşıma sayılarının 187 bin 854’ünü yabancı taşımalar gerçekleştirirken, 203 bin 441’ini Türk taşımaları gerçekleştirdi. OcakMayıs 2014’te Batı Kara (KapıkuleHamzabeyli-İpsala) Kapıları’mızda 82 bin 1 Türk aracı Türkiye’den ihracat gerçekleştirirken toplamda bu ihraç sayısı 156 bin 821’e denk geliyor. 2015’in Ocak-Mayıs Batı Kapıları’mızdaki durumuna göz atıldığında toplam 150 bin 110 aracın ihraç taşımaları gerçekleştirdiğini görüyoruz. Bu sayının 78 bin 309’unu Türk ihraç araçları gerçekleştirirken yabancı taşımaların payının ise 71 bin 801 olduğunu görüyoruz. 2014 yılında Kapıkule Sınır Kapısı’nda 202 bin 991 toplam ihraç geçiş sayısı bulunuyor. Bu sayılardan 111 bin 546’sını Türk araçlar oluştururken 91 bin 945’ini yabancı plakalı araçlar gerçekleştiriyor. 2014 yılında Hamzabeyli Sınır Kapısı’nda toplam 130 bin 20 geçiş sayısı bulunuyor. Bu sayılardan 54 bin 585’ini Türk plakalı araçlar oluştururken 75 bin 435’ini yabancı plakalı araçlar gerçekleştiriyor. 2014 yılında İpsala Sınır Kapısı’nda 59 bin 284 toplam ihraç taşıması gerçekleşiyor. Bu sayının 37 bin 310’unu Türk plakalı araçlar oluştururken 20 bin 974’ünü yabancı plakalı araçlar gerçekleştiriyor. 2015 yılında aynı kapılara baktığımızda Kapıkule’de toplam 82 bin 138 ihraç taşımanın yapıldığı görülüyor. Burada Türk Temmuz 2015 plakalı araçlarını taşıma sayısının 44 bin 864 olduğu gözlenirken yabancı plakalı araç taşıma sayısının 37 bin 274 olduğu gözleniyor. Hamzabeyli Sınır Kapısı’nda 2015 Ocak-Mayıs aralığında toplamda 43 bin 755 ihraç taşıma sefer sayısının olduğunu görüyoruz. Toplam taşımanın 18 bin 792’sini Türk araçlar gerçekleştirirken 24 bin 963’ünü yabancı plakalı araçlar oluşturuyor. Burada yabancı plakalı araçların ülkemiz araçlarını sayısal olarak geçtiğinin de altını çizmek gerekiyor. İpsala Sınır Kapısı’nda ise Ocak-Mayıs 2015 aralığında toplam 24 bin 217 ihraç taşıması gerçekleştirilmiş durumda. Bu toplam rakamın 14 bin 653’ünü Türk araçları oluşturuken 9 bin 564’ünü yabancı plakalı araçlar gerçekleştiriyor. Doğu Kara Kapılarımız (SarpGürbulak-Dilucu-EsendereTürkgözü)’da 2014 yılında toplamda 279 bin 981 ihraç taşıması gerçekleştiriliyor. Türk araçlar, 209 bin 288 ihraç taşıma gerçekleştirirken yabancı plakalı araçlar 70 bin 693 ihraç taşıması gerçekleştiriyor. Doğu Kara Kapılarımız’da Ocak-Mayıs 2014’te toplamda 109 bin 37 ihraç taşıması gerçekleştiriliyor. Türk plakalı araçlar 80 bin 986 taşıma gerçekleştirirken yabancı plakalı araçlar 28 bin 51 taşıma gerçekleştiriyor. 2015 Ocak-Mayıs aralığında Doğu Kara Kapılarımız’da toplamda 104 bin 422 ihraç taşıması gerçekleşiyor. Bunlardan 77 bin 195’ini Türk plakalı araçlar gerçekleştirirken 27 bin 227’sini yabancı plakalı araçlar oluşturuyor. Güney Kara Kapılarımız (HaburCilvegözü-Öncüpınar-Nusaybin)’da 2014 yılında toplamda 696 bin 133 ihraç taşıması gerçekleştiriliyor. Türk plakalı araçlar 680 bin 360 ihraç taşıma gerçekleştirirken yabancı plakalı araçların taşıma sayısının 15 bin 773 olduğunu görüyoruz. Güney Kara Kapılarımız’da 2014 Ocak-Mayıs döneminde toplamda 327 bin 37 ihraç taşımasının gerçekleştirildiğini görüyoruz. Türk plakalı araçlar, 315 bin 880 taşıma gerçekleştirirken yabancı plakalı araçlar 11 bin 157 ihraç taşıması gerçekleştiriyor. Güney Kara Kapılarımız’ın Ocak-Mayıs 2015 aralığında toplamda 271 bin 727 ihraç taşıması gerçekleştiriliyor. Bu taşımalardan 268 bin 734’ünü Türk plakalı araçlar yaparken 2 bin 993’ünü ise yabancı plakalı araçlar oluşturuyor. 33 Türkiye’de transit çıkış yapan taşıt ülkeleri Temmuz 2015 34 DOSYA Şener: Kara adam değil kara adamıyız, TIR şoförü turist değildir UND, vize uygulamalarındaki haksızlıkları bütün platformlarda dile getirerek bu konunun ivedilikle çözüme ulaşmasını istiyor. “Malların serbest dolaşımı” ilkesinin everensel geçerliği olduğunu ifade eden UND yetkilileri, Türkiye karayolu taşımacılarına karşı dayataılan kotaların, vizelerin, keyfi bekletmelerin ve daha birçok engelin ortadan kaldırılarak ‘eşit rekabet’ edilebilmesini talep ediyor. UND, vize uygulamalarında karşılaşılan sıkıntılar ve Schengen Bölgesi’nde 6 ay süreli vizelerde uygulanan 90 günlük kalış süresi kısıtlamaları ile ilgili AB ve Dışişleri nezdinde de yoğun çalışmalar başlatmıştı. Birçok AB ülkesinden sürücüler, ülkemize vizesiz ya da gümrük kapısından vize alarak gelebilirken Türk sürücüler AB ülkelerine mal götürebilmek için vize kuyruklarında bekletiliyor. AB ülkeleri turist muamelesi yaptığı sürücülerden her seferinde 22 farklı evrak getirmesini istiyor. Vize alınması için şart olan davetiye, gerekçesi AB yetkilileri tarafından da açıklanamayan bürokratik bir zorluk. Bir AB ürününü Afganistan’a taşıyacak bir Türk sürücü öncelikle Fransa’ya gidebilmek için bir davetiye bulmak zorunda kalıyor. Altı aylık vize alan bir sürücü Schengen bölgesinde en fazla 90 Temmuz 2015 gün kalabiliyor. 20 yıl önce 1 milyon 300 bin kilometrekare olan Schengen alanı genişleyerek 4 milyon 500 bin kilometrekareye ulaştı. Bu bölgede çalışan sürücülere 90 gün kalış yetmiyor. Dört ayda 90 günü dolduran sürücü yeni vize alabilmek için gidip evinde 2 ay beklemek zorunda kalıyor. Pilotlar ve gemi kaptanlarına uygulanan muamele şoförlerimize de uygulanmalı Konuyla ilgili UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener; “Pilotlar, gemi kaptanları nasıl vizesiz seyahat edebiliyorsa uluslararası taşıma yapan TIR sürücüleri de aynı şekilde muamele görmelidir. Türkiye ile AB arasında görüşmeleri süren geri kabul anlaşması çerçevesinde ‘sürücüler’ işadamlarından farklı bir grup olarak tanımlanmalıdır. Batı ülkelerine taşıma yapan ve yıllardan bu ülkelere gidip gelen iltica etmek gibi bir amacı olmayan yaklaşık 25 bin TIR sürücüsü artık vize zulmünden kurtarılmalıdır. Kazanılan Mehmet Soysal Davası ile TIR sürücüleri Almanya, Hollanda ve Danimarka’da hizmet sağlayıcı olarak tanımlanmış ve sürücüler bu ülkeler uçarak gidemeyeceği için kazanılan dava davize kuyruklarında çekilen zulme UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener bir çare olmamıştır. Bu soruna kalıcı bir çözüm bulmak için UND olarak, AB nezdinde en üst makamları ziyaret ederek konuyu değerlendirdik, ‘AB Komisyonu’nun, AB içinde sık seyahat eden gösteri sanatçıları, akademisyenler gibi belirli kesimlere uzun süreli ve çok girişli vize düzenlenmeyi planladığını, özellikle çok sık seyahat eden kişilere yönelik olarak kolaylaştırma çalışmalarının başlatıldığı bilgisini aldık. AB yetkilileri ayrıca ‘Türkiye ile AB arasında yürütülen Geri Kabul Anlaşması kapsamında sürücülerin işadamları dışında bir grup olarak tanımlanması ve geri kabul anlaşması sürecinin sonunu beklemeden önce ilk aşamada vize kolaylığı sağlanması’ talebimizi de reddetmeyip not etmiştir. Konuyla ilgili Dışişleri Bakan Yardımcımız Sayın Naci Koru’yu da makamında ziyaret ederek AB nezdinde yaptığımız görüşmelerin sonuçlarını, AB yetililerinin değerlendirmeleri ve izlenimlerimizi paylaştık. Geri Kabul Anlaşması kapsamında sürücülerimizin vize problemi öncelikli olarak ele alınması gerektiğini kendilerine ilettik. Sayın Bakan Yardımcımız, zaten konuya çok hakim. Sürücü vize probleminin önemi ve bir an önce çözülmesi konusunda bizimle hemfikir. Konu AB müzakerelerinde gündeme getirilecek” diyor. Lojistik sektörünün hangi yetkilisine, oyun kurucusuna, çalışanına konuyu sorsak hepsinde de benzer cevaplar var: “Türkiye’ye karşı eşit olmayan bir ayrımcı tavır takınılıyor.” Takınılan bu tavır 2015 yılının ilk yarısını da olumsuz etkiledi. 2015 yılının ilk yarısını lojistik sektörümüzün önemli isimleri ile değerlendirdik. 35 Açıkgöz: Yapılması gerekenler ‘seçim sonrası’na ertelendi “Firmamız adına 2015 yılının ilk yarısı maalesef kötü geçti. Bu durumun nedenlerine baktığımızda, bu nedenleri birkaç başlık altında toplayabiliriz. Öncelikle, zaten global bir kriz beklentisi ve durağanlık piyasada kırılganlık oluşturdu ki hala bu durum geçerliliğini sürdürüyor. Bunun yanı sıra ülke gündemine hakim olan genel seçim havasını eklediğimizde, yapılması gerekenler, aksiyonlar büyük çapta ‘Seçim Sonrası’ na atılarak ertelendi. Tabi diğer bir yandan komşu ülkelerde yaşanan sıkıntılar ve ‘sıfır sorun’ politikasıyla çıktığımız yolda ‘sorun politikası’ na dönmesinin de katkısı büyük oldu. Genel gidişata başka bir açıdan yaklaşmak istersek, ilk yarı ihracat verilerindeki ortalama olarak yüzde 8’lik düşüş de durumu özetler niteliktedir. Her ne kadar seçimlerden sonra bu gidişatın değişeceği gibi bir beklentimiz oluştuysa da, ‘Seçim Sonrası’ na gelindiğinde, hükümetin halen kurulamamış olması ayrı bir belirsizlik ortamı yarattı. Yapılması planlanan yatırımlar askıda kaldı. Güvensizlik ortamı hakimken devletten daha doğrusu hükümetten kötü gidişata ‘dur’ diyecek nitelikte düzenleme, kanun ya da herhangi bir aksiyon alınmaması bir yana; Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, 2 -17 Aralık 2014 ile başlayan süreçte izlenen tutum ve beraberinde çıkarılan yönetmelik, uygulamalar özellikle bölgemizde yangına körükle gitme tabiriyle örtüşen bir kriz yönetimi sergiledi. Maalesef ki sektörü bu kötü şartlarda tek başına bırakmaktadır. Mustafa Açıkgöz/Açıkgöz Nakliyat Yönetim Kurulu Başkanı Derneğimize özellikle bu gibi zor zamanlarda her zamankinden daha çok ihtiyaç duyulmaktadır. Son dönemdeki çalışmalarında da bu bilinçli hareket ettiklerini gözlemliyorum. Her zaman sonuç alamasak da, gün be gün daha verimli olacağına inanıyorum.”1 Temmuz 2015 36 DOSYA Değirmenci: 2015 yılını kayıp ettik, hiç değilse 2016 ve sonrasının kurtarabilmeliyiz “Türkiye’yi başarı ile temsil eden bir lojistik şirketi olmayı hedefleyerek, 2015 yılında da yatırımlarımıza hızla devam etmekteyiz. Son olarak Mayıs 2015’te kurduğumuz Ekol Polonya ile Avrupa’da bulunduğumuz ülke sayısını 10’a yükselttik. Bu yıl içerisinde, Çek Cumhuriyeti ve Slovakya’yı da açarak sayıyı 12’ye yükseltmeyi hedeflemekteyiz. Bu yıl, en son teknolojiye sahip her biri 240 treyler kapasiteli; Hatche, Paqize, Qezban ve Ayshe isimlerindeki filomuza Fadiq isimli 5. gemimizi ekledik. Haydarpaşa-Trieste hattında çalışacak bu gemimiz ile birlikte, İtalya hattımız haftada 4 sefere çıktı. Araç ve Ro-Ro yatırımlarının yanı sıra Türkiye’deki depolama hacmimiz de 500 bin metrekareye ulaştı. Aynı zamanda, bir yatırımcı kuruluş ile Türkiye’nin en büyük kapalı alanını, Şekerpınar’da inşa edeceğiz. Arsa sahibi konumundaki bu yatırımcı, bize bu alanı kiralayacak. Bu depoda, 60 bin palet-600 bin koli elleçlenebilecek. Bu yıl Ro-Ro yatırımlarımıza, terminal projesini de ekledik. İstanbul’da RoRo’larımız için Haydarpaşa Terminali’ni kullanmaktayız; ancak trafik problemi sebebiyle yeni bir Ro-Ro terminaline ihtiyaç duymaktayız. Bu terminal için Yalova’yı lokasyon olarak belirledik. Yaklaşık 10 milyon dolarlık yatırımla yapılacak olan terminali, yılsonunda faaliyete geçirmeyi planlamaktayız. Yalova terminalimiz ile trafikten 100 bin TIR’ı çekmiş olacağız. Bu proje çevre dostu olup, Avrupa Yakası hareketleri de feribotla sağlanacak, böylece trafikten ciddi sayıda araç çekilecek. Hâlihazırda ihtiyacımızı fiziki yapısı itibarıyla karşılayacak liman olmadığı için mevcut hacmimizi elleçleyebilecek Ro-Ro terminaline ihtiyacımız bulunmaktadır. Bu projemiz yeni bir hacme ihtiyaca bağlı olarak kurgulanmamaktadır. Dolayısıyla hacim hususunda bir riskimiz bulunmamaktadır. Türkiye’deki ve Avrupa’daki depolama alanlarımızla, müşterilerimize hızlı ve etkili antrepo çözümleri sunmaktayız. Depo yönetimi hizmet birimi altında sağlanan başlıca çözümlerimiz; antrepo yönetimi, dağıtım merkezi, üretim lojistiği, çapraz yükleme (crossTemmuz 2015 docking), katma değerli hizmetler ve iade yönetiminden oluşmaktadır. Geniş ve kaliteli depoyla aynı zamanda gümrük işlemlerimizle akılcı çözümler sağlamaktayız. Uluslararası arenada, en yeni teknoloji ile donatılmış dağıtım merkezlerimiz, genç ve çevreci araç filomuzla; taşımacılık, depo yönetimi, dış ticaret ve tedarik zinciri yönetimi çözümlerini müşterilerimize sunmaktayız. Rekabette elimizi zayıflatan birçok unsur var Genel konjonktüre baktığımız zaman 2015 yılının, 2014 yılından çok parlak geçeceğinden söz edemeyiz. Zira, global ekonomide yaşanan daralma, agresif rekabetlerin beraberinde getirdiği kar marjlarının düşmesi ve maliyetlerin artışı, sektörün nefes almasını zorlaştırmaktadır. Bunların yanında sektörün hayatını direkt ilgilendiren yasal düzenlemeler sonucu, aylık sefer sayılarının düşmesi ve sabit maliyetlerin artması da genel performansı düşürmektedir. Giriş ve çıkışlardaki denetimler sonucu yaşanan gecikmeler, rekabette maalesef elimizi zayıflatan unsurları oluşturmaktadır. Sektörün sorunlarına ilişkin beklentilerimiz, ilgili bakanlıkların sektörün sesine kulak ve omuz vermesidir. İlgili bakanlıkların konudaki yaklaşımları da geleceğe ümitle bakmamızı sağlamaktadır. 2015 yılını kaybetmemek ve hedefleri küçültmemek için, özel sektör ve kamunun el ele tutuşarak bir birlik ve Cavit Değirmenci / Ekol Lojistik Filo Genel Müdürü sinerji oluşturması gerekmektedir. Türk Ekonomisi’nin ve İhracatı’nın büyümesi, Türk Lojistiği’nin de büyümesi anlamına gelmektedir. Bu durum; lojistik sektöründe yeni pazarlara ihracatçı firmalarımızla birlikte giriş yapma fırsatı yaratmaktadır. Yeni rotalar, çözümler sunabilen, müşteri odaklı proaktif stratejiler geliştirebilen lojistik firmalarının öne çıktığı ve daha farklılaşacağı bir dönemi yaşamaktayız. Artan maliyet ve servis kalitesi rekabeti, dış ticaret firmalarımıza da olumlu yansımaktadır. Yeni pazarlarda varlık göstermeye başlayan Türk şirketlerinin bu çabalarını, 2014’te olduğu gibi 2015’te de sürdüreceğini öngörmekteyiz. Bu sayede Türk firmaları, Avrupa başta olmak üzere diğer ülkelerde hizmet ağını genişletmeye devam etmiş olacaklardır. Bununla birlikte, yabancı yatırımcılar da Türkiye’de yatırım yapmaya başladılar. Lojistik, rekabet düzeyi oldukça yüksek bir sektör. Ülkemizin her geçen gün yatırım için daha çekici olmaya başlaması sebebiyle yerli lojistik firmalarının rekabet ortamında ayakta kalabilmek için faaliyetlerini 37 global bakış açısıyla yürütmeleri gerektiğini düşünmekteyiz. Bilirkişiler sektörü bilmiyor Seçim sonrası ortaya çıkan resim; seçmen iradesinin tek parti iktidarı değil, meclise dört parti sokarak partilerin bir araya gelmelerini ve koalisyon hükümeti oluşturmalarından yana olmuştur. Sürecin bu şekilde tecelli etmesinin etkilerini, kamuoyu ve tabiki ekonomi yakinen takip etmektedir. Bugüne kadar geçen sürece, majör bir etkisi olmadı; lakin beklenti devam ediyor. Bundan sonraki süreç bıçak sırtı, meclise giren siyasi partilerin çok sağduyulu olması ve sorumluluk alarak uzlaşma kültüründen yana tavır almaları kaçınılmazdır. Aksi bir durumda hükümetin kurulamamasının etkilerinin altından kalkmakta zorlanırız, hatta kalkamayız. Temennimiz, bu belirsizliklerin bir an önce ortadan kalkması ve bizlerin de belirlemiş olduğumuz rotalarımızda yolumuza devam etmesidir. Şu an en önemli ve halledilmesi gereken konular: Sürücü davaları, vize sorunları ve geçiş belgesi kotalarıdır. Bunlara ilişkin çözüm önerilerim; uluslararası sürücülerin görev tanımlarının kanunen yapılması ve özlük haklarının net olarak belirlenmesidir. Kısaca; hava ve deniz yollarında görev yapan personellerde olduğu gibi tanımın net yapılması gerekmektedir. Mevcut konjonktürde, bilirkişiler, avukatlar ve hakimler sürece ilişkin farklı yorumlar yapabilmektedirler. Bunun temel sebeplerinden başlıcası bilirkişiler, avukatlar ve hakimlerin sektörü ve sürücü görev tanımlarıyla birlikte, çalışma şartlarını bilmemelerinden kaynaklanmaktadır. Bu hususta çalıştaylar düzenleyerek, bilgilendirmeye ve bilinçlendirmeye gayret gösteriyoruz. Sanıyoruz kısa sürede, bundan daha başka yapabileceğimiz etkili başlıca bir alternatifimiz de yoktur. Vize ve geçiş belgelerine ilişkin haklarımızı uluslararası platformlarda hukuki süreçleri başlatmak ve muhtelif platformlarda UND olarak açmış olduğumuz standlardaki etkinlikler ve üste düzeyde yapılan kulis çalışmalarıyla bypss etmeye çalışmaktayız. UND, ülkemizin en önemli sivil toplum örgütlerinin başında gelmektedir. Üstlenmiş olduğu misyonla da sadece sektörümüz için değil aslında yapılan bütün mücadeleleri; dış ticaretimizin önünü açmak, hızını artırmak ve maliyetleri düşürmek için kutsal bir emek koymaktır. Bundan dolayı çalışmalarını yakinen takip ediyor ve önemsiyoruz. Seçim ikliminin artık normale dönmesini ve taşların yerine oturmasını temenni etmekten başka bir şey diyemiyoruz. Zira, 2015 yılını kayıp ettik, hiç değilse 2016 ve sonrasının kurtulmasıdır.” Gül: 2015’te planlamamızı yapamıyoruz “İşimiz gereği taşıdığımız ürün, ça- lıştığımız güzergah, ülkenin yürüttüğü dış politika hatta uygulanan mevzuatların sektöre etkileri gibi bir çok faktör işimizi etkilemektedir. 2015 yılından bahsedecek olursak; bütün araçlarımızın soğutucu frigofirik olması dolayısıyla ilk 6 ayda başlıca taşıdığımız yaş sebze-meyvenin mevsim boşluğu ve Rusya’ya yaptığımız taşımalarda geçiş belgesi kota uygulaması maalesef ki performansımızı düşürdü. Uygulanan kotayla ayın ilk 10 günü yüklemeler yapıyor kalan 20 günde iş yapamıyoruz. Avrupa ülkelerinde mevcut krizden dolayı da pazar daralması söz konusudur . Geçmiş yıllara oranla yüzde 50 olan iş kapasitemiz yüzde 10 seviyesine düşmüştür. Suriye savaşından dolayı Ortadoğu güzergahı kapalıdır. Bu sebepten Ortadoğu ülkelerine taşıma yapamamaktayız. Böylece bütün bu olumsuzluklar içerisinde 2015 yılının ilk 6 ayı için iyi olduğumuz söylenemez. 2015 yılında en önemlisi planlamamızı yapamıyoruz. Yeni yatırımlar ve hedefler noktasında çok temkinli ve dakik davranmaktayız. Eskiyen araçlarımızı yenilemek ve yeni pazarlar arayışı ile yol katediyoruz. Bölgemizde uluslararası alanda çalışan 240’a yakın C 2 yetki belgeli firmamız söz konusudur. Bu firmalarda 8 bin’e yakın araç ve bu araçlarda 11bin’e yakın sürücü istihdam edilmektedir. Bu araçların yaklaşık yüzde 40’ı frigorifik yüzde 60’ı da tenteli yarı römorktur. Yarı römork araçlara sahip firmalarımız yoğunlukla ülkemizden temin ettikleri yükleri Ortadoğu ve Türki Cumhuriyetler’ine taşımaktadırlar. Dolayısıyla Suriye kara güzergahının kapanması sonrasında araçların RoRo gemilerle Mısır üzerinden ve son günlerde Süveyş Kanalı üzerinden Ortadoğu ülkelerine taşınmaları taşıma maliyetlerini yüksek oranda yükseltmekle birlikte sefer / gün sayısını da yükseltmiştir. Bölgemizde en önemli sorun budur. Bu yükselen maliyetler ve özellikle bölgemizde üretilen yaş sebze-meyve ürünlerinin raf ömrü kısa olması sebebiyle zamanında tüketiciye yetiştirilememektedir. Böylece taşımalar yön değiştirmiş ihracatımız konteyner ve deniz yoluyla taşınmaya başlanmıştır. Ciddi bir pazar kaybımız söz konusudur. Savaş öncesi Cilvegözü Gümrüğü’nden günlük çıkış 250 araç seviyesinden günümüzde Ro-Ro ile 25 araç seviyesine inmiştir. Bölgemizdeki kara taşımacıları ciddi pazar kaybetmişlerdir. Gemi navlun maliyetleri çok yüksektir. Bu Kemal Gül/ Gülsan Uluslarası Tasşımacılık Yönetim Kurulu Başkanı hattın desteklenmesi kaçınılmazdır. Bölgemizdeki frigorifik araçlarla ülkemizde üretilen yaş meyve sebze ihraç mallarının önemli bir kısmını bölgemiz nakliyecisi dünyanın birçok pazarına taşımaktadır. Bunların başından Rusya ve Avrupa ülkeleri gelmektedir. Ancak geçiş belgelerinde uygulanan kotalar UBAK belge sayısının kısıtlı olması ve uygulanan schengen vizesi başlıca sorunlarımızdır. Bu sorunların çözülmesi konusunda derneğimizin gayretleri ve bakanlıklarımızdan çözüm bekliyoruz. Özellikle orta ve küçük ölçekli firmalar küçülüyor Yaptığımız iş gereği hem ülkemizdeki hükümet değişiklikleri hem de taşıma yaptığımız bütün ülkelerde ki Temmuz 2015 38 DOSYA değişiklikler bizleri direkt etkilemektedir. Ekonominin istikrarlı gitmesi sektörümüz için çok önemlidir. Başta yatırım araçlarımız genellikle yurt dışında üretilmekte ve alışı döviz olarak, sattığımız araçlarımız ise kendi ülkemizde değerlendirdiğimizden TL olarak satmaktayız. Dövizdeki dalgalanmalar iki taraflı zararımıza sebebiyet vermektedir. Navlun gelirlerimizde de önemli kayıplar yaşamaktayız. Hepsinden önemlisi kurulamayan hükümet güvensiz bir ortam yaratıyor. Atılım ve yatırımlarımı planlayamıyoruz. Sektörümüzün önemine binaen önündeki her türlü engelin ivedilikle kaldırılmasını gerekmektedir. Bunların başında alternatif güzergahlar, Ro-Ro taşımaları, kotalar, vizeler, pazar kaybı, yabancı araç payı gibi konulardır. Derneğimiz yönetim ve icra kurullarıyla ulusal ve uluslararası alanda sektör adına her türlü sorunda çözüm için maksimum gayreti göstermektedir. Sorunların tespiti ve çözüm noktasında kamuyla çok sıkı çalışmalar yapmaktadır. Ciddi pazar kaybımız söz konusudur. Özellikle orta ve küçük ölçekli firmalar küçülmekte ve maalesef kan kaybetmektedir.” Geyik: Mevcut sorunlar verimliliğimizi ve rekabet şartlarımızı olumsuz etkiliyor “Yılın ilk 6 ayını beklentilerimize uygun bir ekonomik artış, stratejik planlarımıza uygun bir büyüme ile tamamlamış bulunuyoruz. Daha önceki senelerde geliştirdiğimiz iş modelleri ve yatırımlarımızın karşılığını almaya başladığımızı görmek bizim açımızdan doğru kararlar verdiğimizin ispatı olmuştur. Yunanistan’daki ekonomik krizin, Euro Bölgesi’ni ne şekilde etkileyeceğini önümüzdeki günlerde göreceğiz. Uzun yıllardır mücadele ettiğimiz sorunların başında ‘Geçiş Belgeleri’ndeki kısıtlamalar, şoförlere uygulanan vizeler ve kapı geçişlerindeki sorunlar ve zorluklar akla geliyor. Tüm bu konular verimliliğimizi ve rekabet şartlarımızı olumsuz etkilemektedir. Seçimlerle ilgili şu an için genel bir tahminde bulunmak sanırım çok zor. Önlem almaktansa işimizi iyi yapmaya devam etmek daha doğru bir yaklaşım olur. Seçim sonrasi tek partili dönemin sona ermiş olması ve henüz hükümetin kurulamamış olması her ne kadar soru işaretlerine sebep Temmuz 2015 olsa da, borsa ve ekonomik veriler bu durumu, şu ana kadar anormal bir risk olarak algılamadı. Koalisyon çalışmalarının sonucunu ve erken seçim ihtimallerini görerek sanırım, siyasetin sektörü nasıl etliyeceğini hep beraber göreceğiz. Ancak ekonommizin eskisi gibi kırılgan olmadığını da biliyoruz. Sorunlarımızın tamamı yıllardır süregelen önemli sorunlardır Sektörümüz adına şu anlık önemli bir sorun yok; sorunlarımızın nerdeyse tamamı yıllardan beri süregelen ve önemli sorunlar. Kısaca hatırlamak gerekirse de; haksız rekabet, şoför sorunu, vize-sınır geçişleri, orantısız cezalar, belge yetersizliği ilk akla gelenler. Bütün bunların çözümü dernek çatısı altında güçlü bir birliktelikte yatıyor. UND, bu ve benzeri konularda çok önemli çalışmalar ortaya çıkarıyor. Derneğimizin çalışmalarının bizzat içinde olan biri olarak sonuç almaya odaklı planlı ve programlı çalıştığımızı söyleyebilirim. Özellikle de Avrupa Birliği nezdinde Sedat Geyik / Barsan Global Lojistik Yönetim Kurulu Kara Nakliye Direktörü ses getiren aksiyonlarla kısa vadede sektörümüze olumlu geri dönüşler aldığımız her nakliyecinin bildiği kazanımlardır. Yine İran taşımalarında da önemli mesafeler aldığımızı söyleyebilirim. Ayrıca kamu ile kurulan olumlu ilişkilerle sektörümüze hak ettiği değerin verildiğine inanıyorum. Tüm kriz senaryoları ve siyasi belirsizliklere rağmen, şirketimiz açısından bu seneye umutla baktığımızı söyleyebilirim. Yaklaşık 35 yıllık tecrübemizle her türlü krizle mücadele etmiş bir şirket olarak, gerekli önlemleri, yatırımları ve stratejik kararlarları gerçekleştirebildiğimizi söyleyebilirim. Sektörümüz gereği, yerel ve küresel tüm sorunlarla mücadele etmemiz ve bunlara bir çözüm bulmamız gerekmektedir. Tüm senaryoların ele alınması ve alternatifli çözüm planlarının geliştirilmesi açısından, sektörün köklü örgütü olan UND’ye gorevler düşmektedir ve bunun için gerekenin yapılacağından şüphemiz bulunmamaktadır.” 39 Tulgar: İthalat-ihracat dengesizliği 2014 yılında olduğu gibi, 2015’te de devam edecek “Geçtiğimiz yıl itibarıyla başlayan ithalat-ihracat dengesizliği bu yılın ilk yarısında da devam etti. Mars Logistics olarak yılsonu için ise yüzde 12’lik bir büyüme hedefledik. Yıl içerisinde geçtiğimiz yıl olduğu gibi ihtiyaçlarımız doğrultusunda filo yatırımına devam ediyoruz. En son Mayıs 2015’te 200 araçlık bir satınalma gerçekleştirdik. Teslimatın bir kısmını aldığımız bu filo yatırımı ile 1920 ünitelik bir araç filosuna ulaştık. Intermodal taşımacılığın bir benzerini Avrupa’da başka bir lokasyonda daha hayata geçirmek istiyoruz, bu sebeple arayışlarımızı sürdürüyoruz. Ortağımız Hitachi ile Uzak Doğu’daki gücümüzü ve etkinliğimizi artıracak, lojistik trafiğimizi sıklaştırmaya devam edeceğiz. Ayrıca ihtiyaçlarımız doğrultusunda depo yatırımlarımıza devam edeceğiz. İstanbul Anadolu yakasında yeni bir depo daha açıyoruz. 2015 planlarımız arasında yer alan inorganik büyüme için ise şirket görüşmelerimizi sürdürüyoruz. Türkiye’nin lojistik master planının hazırlanması gerektiği hususu uzun yıllardır tartışılmaktadır. Küresel ekonomi içinde giderek daha önemli bir rol almaya başlayan ülkemizin ciddi anlamda bir lojistik master plana ihtiyacı vardır. 2023 senesinde 500 milyar dolar ihracat hedefleyen ülkemizde, bu hedeflerimize ulaşmak için lojistik sektörünün zayıf yönleri ve altyapı eksikliklerinin net olarak tespit edilip, nasıl iyileştirilmesi gerektiğinin planlanması gerekmektedir. Gelişmiş ülkelerin lojistik sektörleri ile kıyaslamalar yapmak gerekmektedir. Lojistik sektöründeki tehditlerinin tespit edilip, kaldırılması ve önlenmesi hem sektör içinde hem de hükümet bazında planların oluşturulması ve hayata geçirilmesi gerekmektedir. Kara, hava, deniz ve demiryolu taşımacılıkları tüm yönleri ile tekrar gözden geçirilip ülkemizin hedeflerine paralel hedeflerinin belirlenmesi gerekmektedir. Diğer yandan insani açıdan hepimiz güney sınırımızda Suriye ve Irak’ta olan sıkıntıların bitmesini istiyoruz. Ticari anlamda olaya bakacak olursak da mevcutta devam eden sıkıntılar Türkiye için iyi bir ihracat pazarı olan Ortadoğu’ya karayolu ile ulaşımı engelliyor. Önlemlerini almamış birçok lojistik firması 2015’i sıkıntılı geçirecek İthalat-ihracat dengesizliğinin 2014 yılında olduğu gibi, 2015 yılında da devam edeceğini öngörmüştük. Nitekim yıl beklediğimiz gibi geçiyor. Lojistik sektörü son yıllarda en çok büyüyen sektörlerden biriydi ancak mevcut durağan sürecin de etkisiyle, sektörün bu yıl yüzde 5 civarında büyüyeceğini düşünüyoruz. Bu sebepten dolayı önlemlerini almamış birçok lojistik firması yılı sıkıntılı geçiriyor diyebiliriz. Mars Logistics olarak biz, müşterilerimize söz konusu dengesizliği ve doğurduğu sıkıntıları hissettirmeden geçirmek için yatırımlarımıza devam ediyoruz. Ancak genel olarak piyasalara baktığımızda, Türk ihracatçılarının gerek navlun, gerekse düşük hizmet kalitesi problemleri yaşadığını görüyoruz. Lojistik sektörü ülkemizde özellikle 2000’li yıllarda hızla gelişmeye başlamış olup sektörün bugün Amerika’nın hala gerisinde ancak Avrupa seviyesine yakın bir konuma geldiğini söyleyebiliriz. Denizyolunda en büyük sorunumuz coğrafi konumumuzun gücüne, 3 tarafımızın deniz olmasına rağmen limanlarımızın Avrupa’daki limanlar seviyesinde olmamasıdır. Limanlarımızın en kısa zamanda Avrupa seviyesine ulaştırılması gerekmektedir. Tren taşımacılığı konusunda da coğrafi içyapımızın engebeli oluşu sebebi ile ray sisteminin tüm yurda yeterli düzeyde ulaşamamış olması istenen oranda tren taşımacılığının kullanılmasını engellemektedir. Kara taşımacılığı ise ülkemizin Avrupa’nın en büyük fi- Ali Tulgar Mars Logistics Genel Müdür Yardımcısı lolarından birine sahip olması sebebi ile önemli bir konumdadır. Ancak filomuzun gücü Avrupa tarafından uygulanan geçiş belgesi sınırlandırmaları ile ciddi anlamda performans kaybına uğramaktadır. Aynı zamanda ithalat ihracat arasındaki hızlı değişen araç talebi dengesizlikleri de navlun dengesinin düzenli gitmesini engellemektedir. Bunun sonucunda hizmet sağlayan ve hizmet alan taraflar senelik hedeflerini tutturmada ciddi zorluklar yaşamaktadırlar. Dış ticaretteki bu ani değişiklikler ithalat ve ihracat arasındaki dengesizliği hem artırdı hem de dengeler arası değişimi hızlandırdı. Toplam navlunda olmasa da ithalat ve ihracat özelindeki navlunlar ani olarak değişim göstererek üreticilerin 2015 için yaptıkları öngörülerde şaşmalara sebep olacaktır fikrindeyiz. Yine bu ani dalgalanmalar sektörün müşteriye istenen zamanda hizmet vermesinde sorunlar yaratacaktır. Yine ikinci çeyrek sonundan itibaren dış ticaretin toparlanması beklentisi ile birlikte bu sıkıntıların da azalması bekleniyor. Mars Logistics olarak 2014 yılında yaptığımız büyük anlaşmaların yanına 2015 ilk çeyreğinde de yeni müşteriler katarak ithalat ihracat dengesizliğinin etkisini minimize ettik. Yeni potansiyel müşterilerimiz için filo büyümesi yanında İtalya Lüksemburg arası Intermodal tren sefer sayımızı da haftada altı güne çıkararak müşterilerimize sunduğumuz çeşitliliği artırarak 2015 yılına devam ediyoruz.” Temmuz 2015 40 DOSYA Küçükertan: Bakanlıklar arasında tam bir koordinasyon olmalı “2015 yılının ilk 6 ayında, Omsan olarak bizleri hem sevindiren hem de gururlandıran gelişmeler yaşadık. Şubat ayı itibarıyla 37 yılını geride bırakan Omsan, 1978 yılından bu yana müşteri odaklı hizmet anlayışı ile sürekli değer yaratarak küresel bir lojistik oyuncu olma vizyonuna sağlam adımlarla ilerlemektedir. Omsan, gerek Türkiye gerekse Avrupa’da üst üste aldığı ödüllerle tescillenen başarısını gün geçtikçe artırmaktadır. Haziran sonu itibarıyla Omsan’ın cirosu 300 Milyon TL’yi aşmış durumdadır. Omsan, iletişim ve medya alanındaki çalışmaları ile dünyanın en önemli pazarlama ve iletişim programlarından biri olan uluslararası MarCom Ödülleri’nde 2 kategoride birden ödüle layık görülmüştür. 2010 yılında hayata geçirdiği Arabam Tatilde projesi ile Omsan, Bütünleşik Pazarlama Kategorisi’nde Platin Ödül’e, kurumsal ilan çalışmaları ile de Kurumsal Reklamcılık Kategorisi’nde Altın Ödül’e layık görülmüştür. Türkiye’nin en büyük insan kaynakları sitesi Kariyer.Net tarafından her yıl düzenli olarak verilmekte olan İnsana Saygı Ödülleri kapsamında ise Omsan’a üçüncü kez “İnsana Saygı Ödülü verilmiştir. Dünyanın önde gelen marka değerlendirme şirketlerinden biri olan Brand Finance tarafından gerçekleştirilen “Türkiye’nin En Değerli Markaları-2015” araştırması sonuçlarına göre Omsan, Türkiye’nin en değerli lojistik markası seçilerek, bir kez daha listeye lojistik sektöründen giren en değerli marka olmuştur. Önemli bir müşterimiz olan Air Liquide Türkiye, operasyonların başlangıcından bu yana Air Liquide araçları ile kazasız olarak yapılan ve önemli bir kilometre taşı olarak kabul edilen 1 Milyon kilometre sınırının aşılması nedeniyle almış olduğu HSE (SağlıkEmniyet-Çevre) ödülündeki payı ve desteğinden ötürü iş ortağı olarak Omsan’a teşekkür belgesi vermiştir. Sürücülerimiz ile ilgili bir diğer güzel gelişme ise IRU tarafından bildirilmiştir. Araçları güvenli şekilde kullanmaları, çalışmış oldukları şirketlere ve meslek Temmuz 2015 kurallarına bağlılık göstermek suretiyle lojistik sektörünün onurunu yüceltmeleri ve imajını güçlendirmeleri sebebiyle 14 Omsan sürücüsü IRU Onur Nişanı’na layık görülmüştür. 2015 yılının ilk 6 ayında Omsan, önemli bir firmayı portföyüne eklemiştir. Omsan, ısıtma ve kullanım suyu sistemlerinin üretim ve pazarlamasında dünyanın önde gelen firmalarından Ariston Thermo Group’un kombi, termosifon ve yedek parça ürünleri için depolama ve yurtiçi dağıtım hizmetleri vermeye başlamıştır. Omsan ayrıca Ariston Thermo Group’un depodan çıkacak ürünlerinin Türkiye genelinde yaklaşık 2 bin 300 bayi ve satış merkezine teslimatını ve aynı zamanda bayilerden depoya iade işlemlerini de gerçekleştirmeye başlamıştır. Gümrük Yönetmeliği ve Yetkilendirilmiş Gümrük Müşavirliği sisteminde yapılan değişikler sektördeki en önemli gündem maddelerinden biridir Türkiye’de lojistik sektörü Türkiye ekonomisinin üzerinde bir büyüme ivmesine sahip olsa da ülkemizde sektörün büyümesine engel birtakım etkenler bulunmaktadır. Karayolu taşımacılığı kapsamında Gümrük Yönetmeliği ve Yetkilendirilmiş Gümrük Müşavirliği sisteminde yapılan değişikler şu an için sektördeki en önemli gündem maddelerinden biridir. Bunun dışında altyapı eksikliklerinden kaynaklanan verimsizlikler, hukuki altyapı eksiklikleri, mevzuatların getirdiği bürokratik engeller, lojistik konusunda eğitimli işgücünün azlığı ve teknolojinin yeterince etkin kullanılamaması karşı- Osman Küçükertan Omsan Lojistik Genel Müdürü mıza çıkan diğer zorluklar arasında sayılabilir. Ayrıca, geçiş belgesi, kota ve vize sorunları ile yüksek otoyol vergilerinin varlığı lojistik hizmeti sunan şirketlerin işini zorlaştırmaktadır. Bu doğrultuda sektörün kamu kurum ve kuruluşlarından en büyük beklentisi sektöre yönelik kolaylaştırıcı mevzuat değişikliklerinin gerçekleştirilmesi ve sektörde faaliyet gösteren tüm firmaların mevzuata tam olarak uymalarının sağlanmasıdır. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı arasında tam bir koordinasyon sağlanması ve buna bağlı olarak sektördeki uluslararası gelişmelerin göz önünde bulundurularak gerekli tedbirlerin alınması beklenmektedir. UND, lojistik sektöründe yaşanan sorunlara çözüm üreten sektörün en büyük sivil toplum örgütlerinden biridir. UND, Türkiye’nin büyümesine yönelik lojistiğin önemini kamuoyu ile oldukça etkili yöntemlerle paylaşmaktadır. Bugün, kamu adına görüş bildiren çoğu yetkili kişi, birçok beyanatında lojistiğin önemine vurgu yapmaktadır. Lojistiğin önemine yönelik bu bilincin oluşturulmasında UND’nin büyük katkısı olmuştur.” 41 2015 yılının sonunda hareketlilik bekliyoruz “2015 yılının ilk yarısını değerlendirirken 2014’ü de beraber düşünmek gerekiyor. Çünkü 2014 yılından birçok sorun 2015’e devredilmiştir. Firmanız adına 2015 yılını değerlendireceksek; özellikle Türkiye-Mısır arasındaki karayolu anlaşmasının Mısır tarafından uzatılmaması nedeniyle taşımalarımızın aksamaması için, önemli bir karar aldık ve Ro-R0 seferlerimizi Süveyş Kanalı üzerinden geçerek gerçekleştirmeye başladık. Özellikle bu dönemde seferlerin kesintisiz devamı taşımacılarımızın ve ihracatçımızın hatta olan destekleri açısından büyük önem taşımaktaydı. Diğer yandan, anlaşmanın iptali ile birlikte Mısır üzerinden gerçekleştirilmekte olan sürücü transferlerinde de sorunlar yaşanmaya başladı. Zira, Mısır hükümeti sürücülerimize vize vermeyi durdurdu. Bu nedenle, filomuzda bulunan ve Kızıldeniz’de faaliyet gösteren ARK Forwarder isimli gemimizin kira süresi biter bitmez CENK Y isimli Ropax gemimizi filomuza kattık. Böylece sürücülerimizin bir kısmı gemi ile Suudi Arabistan’a ulaşabilmektedirler. Ancak, başından bu yana söz ettiğimiz gibi hattın daha sağlıklı işlemesi, mevcut maliyetlerin daha da katlanabilir olması açısından bu hattın hükümetimiz tarafından desteklenmesi çok önemlidir. Ayrıca, Mısır ve Suudi Arabistan vize imkanlarının yaratılması da mutlak olarak beklediğimiz iyileştirmelerin başında gelmektedir. Sürücü transferlerinde yaşanan sorunlar taşımacılarımızın elini kolunu bağlamaktadır. Mısır vizesi bulunan sürücü sayısının giderek azalması, yeni vizelerin de alınamaması ve Suudi Arabistan’a direkt sürücü transferi yapılamadığı için ihracat taşımalarında daha ihtiyatlı davranma zorunluluğu ortaya çıkmıştır. Oysaki, söz konusu sorunlar çözülmüş olsa idi, taşımacılarımız ihracatçılarımızın taleplerini çok daha rahat karşılayabilecekti. Bölge taşımacısı için iyileştirmeler yapılmalı Bilindiği üzere özellikle sezon açılması nedeniyle şu an yaş meyve sebze ihracatında ciddi biri talep var. Ancak, söz konusu sorunların devamlılığı nedeniyle taşımacılarımız ihtiyatlı davranmak zorunda kalıyorlar. Bu da aslında mevcut talebin altında taşımalara neden oluyor. Yukarıda sıraladığımız sorunların hükümetimiz girişimleri ile bir an önce çözümlenmesi en büyük arzumuz. Böylece bölgedeki ticaret ve taşımalar giderek hız kazanacaktır. Suriye sınır kapısı ile ilgili krizin ortaya çıkmasından bu yana bölge taşımacısının sorunları malumdur. Bu sorunların üstesinden gelebilmek için hem bu hattın devamlılığı ve desteklenmesi mutlaka bir gerekliliktir. Bunların yanı sıra, hala hayatta kalma mücadelesi vermekte olan bölge taşımacısı için başkaca iyileştirmeler yapılması gerektiğini düşünmekteyiz. Daha önce de sözünü ettiğimiz gibi aynı bir sanayici gibi olan taşımacıların araçları aslında birer üretim makinesi gibidir. Nasıl bir sanayici fabrika kurduktan sonra makinesi için yılda iki kez vergi vermiyorsa, biz taşımacılardan alınan Motorlu Taşıtlar Vergisi’nin de kaldırılması ve/veya çeşitli indirimlere gidilmesi önemli katkı sağlayacaktır. Bunun yanısıra bölgenin komşudaki sorunlardan kaynaklanan sıkıntıların var olduğu İbrahim Güler/ Hatay Ro-Ro Yönetim Kurulu Başkanı herkesçe malumdur. Bu nedenle SSK primlerinde iyileştirme yapılabilir. Esnafın devlet borçları ötelenebilir veya desteklenebilir. Suriye’ye yönelik insani yardım malzemeleri sevkiyatlarında araçlarımız yükünü aktardığı Suriye plakalı araçtan akaryakıt temin edebilmektir. Araçlar tüm gümrüksel prosedürlerden geçmesine rağmen, temin ettikleri bu akaryakıt kaçak muamelesi görmektedir. Bu konuda diğer tüm giriş çıkış kapı ve limanlarda uygulanan 550 lt akaryakıt muafiyetinin Cilvegözü Kapısı içinde uygunlanması nakliyecinin maliyetlerini düşüreceğinden ötürü direk ihracata yansıyacaktır. Hatay Ro-Ro bir nevi sosyal sorumluluk projesidir Özellikle döviz piyasasındaki dalgalanmalar sektörümüzü etkiliyor. Bilindiği üzere navlunlar döviz olarak alınmakta ancak işletme maliyetlerimiz TL olarak ödenmektedir. Bundan dolayı çeşitli kayıplar yaşanmaktadır. Sürücü vizelerinde yaşanan sorunun çözümü birinci önceliğimizdedir. Bunların yanı sıra, Süveyş kanal geçişi ve hatta ilişkin çeşitli desteklere ihtiyaç bulunmaktadır. UND’nin Türkiye lojistiği için vermiş olduğu mücadeleyi izliyoruz. Gerek İran gerek Rusya ve Avrupa güzergahında sorunlara sahip çıkma nakliyecileri sahiplenme ve çözümün bir parçası olmak adına üzerine düşeni yapmakta ve bunu takdirle izliyoruz. Bu çaba ve gayretin Türkiye lojistiğinde önemli yeri olan Hatay ve dolayısıyla Ortadoğu güzergahında da göstermesini, sembolik değil gerçek manada sahiplenmesini ümitle bekliyoruz. Hatay Ro-Ro olarak 2015 yılsonunu tüm olumsuzluklara rağmen hareketli geçeceği kanısındayız.” Temmuz 2015 42 DOSYA Bilen: 2015’in ilk yarısı iyi geçmiyor “Türkiye, 2014 yılında çevremizdeki faktörlerden dolayı ihracat anlamında bir kan kaybı yaşadı. Hep, ülkemizin çok önemli bir jeostratejik konumda olduğunu ifade eder dururuz. Asya-Avrupa ve Afrika üçgeninde yer alan ülkemizin jeostratejik konumundan ne kadar istifade edilebiliyoruz bu sorunun cevabı başlı başına bir konu. Ülkemizin güneyinde (Irak-Suriye) meydana gelen gelişmeler bizleri çok derinden etkilemiştir. Irak, Suriye ve çevresine karayolu ile ulaşmak adeta imkansız hale gelmiştir. Hal böyle olunca da bu durum bizleri yaralamış, zaiyat vermiştir. Ülkemiz insanı her şeye rağmen son derece çalışkandır. Bizler boş durmayı sevmeyen çalışkan insanlarız. Mevcut pazarlarımıza yeni pazarlar eklemeyi sürekli kendimize ilke edinmişizdir. Irak ve Suriye bölgesinde meydana gelen bu savaş hali bizleri farklı pazar arayışlarına itmiştir. Bu, farklı pazarları ülkemize kazandırmak aslında kendi işlerimiz adına değil ülkemiz adına çok önemli bir kazançtır. UBAK kriterlerinden çıkılması gerekiyor Türkiye kara nakliyecisinin çok önemli sorunları bulunuyor. Bizler ‘eşit şartlarda rekabet’ dedikçe sürekli yeni yeni engeller ile karşılaşıyoruz. Kotalar, vizeler, uzun süreli keyfi bekletmeler ülkemiz uluslararası kara nakliyecisinin kaderi olmuş gibi... Bütün bunlara bir de UBAK kriterleri eklenince işler iyice çıkılmaz bir hale bürünüyor. UBAK’ın ülkemizdeki nakliyeciye faydasının sorgulanmasının ve bu konuda radikal kararlar alınmasının zamanının geldiğini düşünüyorum. Yıllık 90 bin seferin Avrupa’ya yapılan bizim pastadaki payımızı yabancı araçlar dışarıya taşıyor. UBAK kriterlerinden çıkılması gerektiğini düşünüyorum. Rusya örneğinde olduğu gibi bizim de ‘koruma’ kanunumuzun olması lazım. Hükümet belirsizliğinin giderilmesi gerekiyor Genel seçimleri geride bıraktık. Milletimiz 4 partiyi meclise göndererek bir ‘koalisyon’ çağrısında bulunmuştur. Her ne olursa olsun hükümetin kurulması ve siyasal belirsizlik ortamının giderilmesi gerekiyor. Milletimizin tercihine tüm partilerin saygı duyup bu minval üzere hareket etmeleri gerekiyor. Ülkemize katma değer kazandıran bizler siyasal istikrarın olmadığı bir ortamda iş yapamayız. Herkes nakliyecinin üstüne binmiş durumda Nakliyecinin sorunları bitmek bilmiyor. Özellikle şoför davaları bizlerin canını fazlasıyla acıtıyor. Şoförlerimiz bizim için son derece önemli kişilerdir. Bizler şoför kardeşlerimizle ekmeğimizi paylaşıyoruz. Fakat işgüzar bazı kişiler bu durumdan kendilerine fayda sağlamanın peşindeler. Bu durumun giderilmesi ve düzeltilmesi gerekiyor. Trafik cezaları bir başka kanayan yaramız. Kısacası herkes nakliyecinin üstüne binmiş durumda dersek abartmamış oluruz. Ergün Bilen/ ABC Lojistik Genel Müdürü Yabancı ülke taşımaları büyük tehlike Ülke olarak 2023 ihracat hedeflerimiz doğrultusunda 500 milyar dolarlık bir rakamdan söz ediyoruz. Eğer bu rakamı gerçekleştireceksek şüphesiz ki burada aslan payını nakliyeci alacaktır. Ama biz ürün ihraç ederken hizmet ithalatında bulunuyoruz. Ülkemiz lojistik ve taşıma pazarında yabancı araçların sefer sayıları her geçen gün artıyor. Bu durum ülkemiz adına çok ciddi bir kayıptır. 1 Cent’imizi bile hizmet anlamında kaybetmememiz gerekiyor. Lütfen yetkililerimiz bu duruma acilan bir çare bulsunlar. Bu dediklerimize yetkililerimiz çare bulamazlarsa inanın 2023 hedeflerimiz zor gerçekleştirilir. Nakliyecinin önünün açılması Türkiye’nin refahının artması demektir. Yabancı taşımaların bizi sömürmesine izin vermemeliyiz. Zaten seferlerden para kazanamıyoruz. Bir de yabancı taşımalar işin içine girerse çok daha vahim bir tabloyla karşılaşırız. Yatırımlarımıza devam ediyoruz ABC Grup olarak bütün bu olumsuzluklara rağmen yatırımlarımıza hız kesmeden devam ettiğimizin de altını çizmek istiyorum. 200 Mercedes araç, 200 Tırsan dorse alarak filomuzdaki araç sayımızı toplamda 400’e çıkardık. Depo yatırımlarımızla da yine çok önemli işlemler gerçekleştirdik. Firma olarak en durağan dönemlerde bile yatırımı kendimize prensip edindik. Bundan böyle de elimizden geldiğince ülkemize katma değer sağlamaya devam edeceğiz.” Temmuz 2015 43 Akgün: Siyasi belirsizlik yatırımcıyı bekle-gör anlayışına sevk etmiştir “2015 yılına seçim atmosferi ile girdik. Çevre ülkelerdeki kaygı verici gelişmeler ve döviz kurlarındaki hareketlilik, Rusyadaki kriz, devalasyon ve BDT ülkelerine yayılması, Yunanistan’ın borç krizi ve Avrupa’daki durağanlık iş dünyasını temkinli ve koruyucu yaklaşıma sevk etmiştir. Bu durum lojistik sektöründe taşıma sayılarında düşüşü, fiyatlarda büyük rekabeti, döviz kaybını ve tahsilat sorunlarını da beraberinde getirmiştir. Ekonomik göstergeler, bir süre daha canlılık olmayacağını işaret etse de bizler umudumuzu canlı tutmaya çalışıyoruz. Akgün Grup olarak, İnegöl’de tekstil yatırımı yaptık. Fabrika inşaatımız devam ediyor. Siyasi belirsizlik yatırımcıyı ülkemizde olduğu gibi bölgemizde de bekle-gör anlayışına sevk etmiştir. Yabancı araçların sektörümüzdeki payı artmıştır. Bu da yeni araç yatırımı yapmamıza engel teşkil etmektedir. 3.ülke ve canlı bitki taşımalarımızdaki artış 2015 yılının sevindirici yanı olmuştur. Bölgemizde lojistik merkez kurulması için çalışmaların artarak devam etmesi gerekmektedir. Lojistik hizmet çeşitliliğinin sağlanması ve yayılması teşvik edilmelidir. Bu konuda devlet otoritesinin yanında sivil toplum kuruluşları da insiyatif almalıdır. Yatırımcı güven ve istikrar ortamı arar Genel seçim geçirdiğimiz 2015 yılında hükümet kurulamadı. Bir koalisyon hükümeti kurulabilecek mi? Yoksa Türkiye tekrar seçime mi gidecek? Yatırımcı güven ve istikrar ortamı arar. Bunu bulamadığı zaman bulabileceği yere gider veya beklemede kalır. Siyasi otoritenin yapısındaki değişikliklerin bir an önce yapılması belirsizliğin getirdiği her türlü dalgalanmaların durulması açısından önem arz etmektedir. Karar mekanizmalarının hızlı ve etkin çalışması bizleri olumlu yönde etkileyecektir. Kamu eliyle yapılmakta olan ve yapılması planlanan tüm mevzuat değişiklikleri ve yatırım kararları ötelenmiştir. Ekonomik ve jeopolitik risklerin çevremizi sardığı bu ortamda siyasi güven ortamının yeniden sağlanmasıyla birlikte nihai tüketicilerin ve özel sektör yatırımcılarının davranış kalıplarında değişim gözlenecektir. Aksi halde dış ticaret, hizmet ve sermaye akışı açısından tehdit devam ettikçe hepimiz sektör olarak kan kaybetmeye devam ederiz. Karayolu taşımacılık yönetmeliği kapsamında kiralık-özmal araç oranları yetersizdir. Mevcut oran 2/1 olmalıdır. Geçiş belgesi sorunu yaşadığımız ülkeler ile sorunların giderilmesi gerekmektedir. Vize sorunları yine bir diğer C.Said Akgün/ Akgün Grup Yönetim Kurulu Başkanı sorunumuz. Sürücü hatalarına karşı firmaları koruyucu tedbirler alınmalıdır. Taşıma yaptığımız ülkeler ayrı ayrı analiz edilmeli ve mütekabiliyet ilkesi tüm ülkelere uygulanmalıdır. Yabancı araçlara yönelik kontrollerin etkin ve sürekli olması gerekmektedir. Sınır kapılarında yakıt kontrolleri de aynı şekilde yapılmalıdır. Ülkemize giriş yapan Türk plakalı araçlara 550 litre ÖTV’siz ve KDV’siz yakıt alabilme imkanı sağlanmalıdır. Yerel ortaklıklar ve işbirliği çabalarının artırılması ve lojistik kültürünün oluşması sağlanmalıdır. Uluslararası taşımalarda yerli firma ve araçların kullanılması için ilgili sektör ve sivil toplum kuruluşları nezdinde girişim başlatılmalıdır. Derneğimiz UND, sektörümüzün yaşadığı birçok konuyu çeşitli platformlarda dile getirerek çözüm önerilerini sıralamaktadır. UND son dönemde sektörümüzün sorunlarını çok daha yakından takip ediyor. Sorunun yaşandığı noktaya giderek çözüm arayışına giriyor. Bu da bizlere umut ve güven veriyor. Örneğin İran’ın akaryakıt fiyat farkı adı altında almış olduğu geçiş ücretlerinin kaldırılmasında vermiş olduğu mücadeleyi takdirle karşılıyoruz. 2015 son çeyrekle birlikte ihracat rakamlarında toparlanma olacağını beklemekteyiz. Yeni hükümetin kurulmasıyla ekonomik faaliyetlerdeki hareketlilik olacağını tahmin ediyoruz. Her şeye rağmen ülkemiz büyüme rakamlarının ortalama 3-3.5 olacağını varsayarsak; sektörümüzdeki büyümenin bu rakamların üzerinde olacağını bekliyoruz. Yapmış olduğu hizmetlerden dolayı UND’ye çok teşekkür ediyor, sektörümüze hizmet ve katkılarının artarak devamını diliyoruz. Bu vesile ile ülkemiz ve dünya müslümanlarının Ramazan bayramını da kutlar; tüm insanlığın barış, huzur ve refahının artmasını temenni ediyoruz.” Temmuz 2015 44 DOSYA Öcal: 2015’te ihracatta bir önceki çeyreğe kıyasla yüzde 0,3 düşüş yaşandı “2015 yılı ilk çeyreği Türk ekonomisinde, iç dinamiklerden daha çok dış dinamiklerin etkili olduğu bir dönem olmuştur. Amerika Merkez Bankası’nın faiz artırımına yönelik sinyalleri, Yunanistan’da yapılan seçim ile birlikte radikal sol partinin başa gelmesi ve Yunan ekonomisi ile Euro’nun geleceğine ilişkin belirsizliklerin artması euronun değer kaybına sebep olmuştur. Bu faktörlere ilave olarak petrol fiyatlarındaki düşüklüğün devam etmesi ve Rusya’nın, ABD ve AB yaptırımları karşısında güçsüz olduğunu hissettirmesi ekonominin gidişatına yön vermiş ve ülkeler arası ticarette daralmalara sebebiyet vermiştir. Ülkemiz için 2014 yılında ihracat büyümenin önemli faktörlerinden olurken, 2015 yılı için yukarıda belirtmiş olduğum sebeplerden dolayı pek bir varlık gösterememiştir. 2015 yılı için gelişim hızlarına baktığımızda ihracatta bir önceki çeyreğe kıyasla yüzde 0,3 düşüş yaşanırken, ithalatta ise yüzde 4,1 artış görülmüştür. Bu dalgalanmalar lojistik sektörünü etkilemiş olsa da ilk çeyrekte iyi işler çıkarttığımızı düşünmekteyim. Lojistik firmaları olarak bizler 2015 yılında sektör adına önemli yatırımlar yapıp, Temmuz 2015 inovasyonlar ile firmamızı rekabet ortamında avantajlı kılmaya çalıştık, fakat bu yenilikleri ve gelişimi yaparken de dünya ülkeleri tarafından da yavaşlatılmak istendik. Devletimiz ve başta UND olmak üzere diğer STK’lar ile bu sıkıntılara göğüs germeye çalıştık. Hepimiz biliyoruz ki ne zaman yavaşlatılmamıza dur diyebilecek çözümleri bulursak, o zaman çok güzel işler ile birlikte hizmet ihraç ederek ülkemizin büyümesine biz de yön vermiş olacağız. Vize sorunu, yabancı plakalı araçların ülkemizdeki payı, Türk plakalarına yapılan akıl almaz uygulamalar ve yaptırımlar, kapılardaki yoğunluklar ve bunlar gibi daha niceleri... Bu belirtmiş olduğum sorunları sektörümüzü baltalayan sebepler olarak sıralayabiliriz. Ülkemizde bile bir adım geriden başlıyoruz Ülke olarak da yaptırımlar ve uygulamalar konusunda eksikliklerimiz bulunmaktadır. Ülkemiz sınırlarında yabancı plakaların ödemediği otoban-köprü ücretleri, cezalar, usulsüz yaptıkları iç taşımalar vs. hem sektörümüze hem de ülkemize büyük kayıplar yaşatmaktadır. İbrahim Ethem Öcal/ Yörük Transport Genel Müdürü Ülkemizde bile bir adım geriden başlıyorsak, oturup bence düşünmemiz gerekmektedir. Çözüm aslında açık ve nettir; önce kendi ülkemizin uygulama eksikliklerini gidermek, sonra da yaşadıklarımızın çözümünü arayıp ve ülkemizde de aynı uygulamaları başlatmaktır. Kazançlarımız her bir önceki dönemi aratırken, bir de böyle uygulama eksikliğinden dolayı rekabet gücümüzün zayıflaması sektör olarak bizleri üzmektedir. Sektörümüzü etkileyen durumlardan biri de ülkemizdeki seçimler olmuştur. Seçim dönemleri ülkemiz adına kar oranlarının düşmesini ve genel olarak işlerin duraksamasını beraberinde getirmektedir. Hala süregelen siyasi belirsizlik ile birlikte Avrupa ve yılbaşı tatillerinin başlayacak olması 2015 yılı için bizleri ümitsizliğe götürmektedir. Sektör ve ülke bireyleri olarak biran önce kurulacak hükümet ile istikrar sağlanmasını ümit etmekteyiz. Bizler hedeflerimize ulaşmak adına yılmadan usanmadan çok çalışmalıyız. M. Kemal Atatürk’ün dediği gibi; Zafer, “Zafer benimdir”; Başarı ise, “Başaracağım” diye başlayarak sonunda “Başardım” diyebilmektir. Biz de her yılın bir önceki yıla göre bir adım önde olmasını yeğleyip, sektör olarak zafer ve başarının çalıştıkça bizim olacağından hiçbir endişemiz yoktur ve olmayacaktır.” 45 Eker: Siyasi istikrarın sağlanması gerekiyor “Firma olarak kendimize belirlediğimiz vizyon çerçevesinde ‘kaliteli iş, sürekli müşteri’ prensiplerimizi devam ettirmeye çalışıyoruz. Bunun neticesini de daima alacağımıza inandık. Piyasalar durgun da olsa çalıştığımız partner firmalarımız ile aramızda oluşan vefa duygusu ön plana çıktı ve gelişen olaylardan mümkün olduğunca etkilenmemeye çalıştık. Sonuçta total olarak bakıldığında hedeflerimizde sapma olmadı ve başarılı bir yarı yıl geçirdik diyebiliriz. Bölgemiz adına bu seneyi değerlendirirsek belirgin bir durağanlık söz konusu. Diğer taraftan bölgemiz adına en büyük sorun olarak kalifiye eleman bulmakta çekilen güçlükler ön plana çıkıyor. Maalesef özellikle ilimizde uluslararası çalışan şoför sayısını geçen araç sayısı dikkat çekmekte olup bu da firmaların potansiyelini ciddi derecede etkilemektedir. Bölgemizde bir diğer sorun ise UBAK defteri temini ve kullanımında yaşanan sıkıntılar dikkat çekiyor. Bölgemizde olan firma profillerine gerek yol güzergahı gerekse çalışılan ülkelerden dolayı UBAK defteri ile yapılan seferlerde bakanlık tarafından verilen ceza puanları sonraki senelerde defter temini konusunda ciddi sıkıntılar yaşatmaktadır. Bunların çözümü konusunda bakanlığımızın bölgemizdeki firmaların sorunlarını dinleyerek çözmelerini ya da derneğimizin girişim yapmasını bekliyoruz. Belirsizlik kelimesi ticaretle uğraşan kesimlerce sevilmez 2015 yılı içerisinde bir genel seçim geçirdik. Seçimden sonra hala hükümet kurulamadı ve bir belirsizlik var. ‘Belirsizlik’ kelimesi bizce ticaretle uğraşan herkes için en sevilmeyen kelimedir. Ticarette başarı ancak siyasi istikrar ve güven ortamı ile sağlanır. Belirsizlik durumunda piyasalar bekleme moduna girer ki bu da doğal olarak piyasa genelinde durgunluğa neden olur. Derneğimizin şuana kadar İran konusundaki çabalarının sonuçlarını kısmen de olsa aldığını görüyoruz. Şuan için halledilmesi gereken iki tane sorun görünüyor ki birisi, kalifiye eleman (şoför) açığı bir diğeri de UBAK defterinde yaşanılan sıkıntılar. Firma olarak Kayseri’de yaşadığımız ve bizi bir hayli yoran sıkıntı şoför temini konusunda yaşadığımız sıkıntılar. Gerek iş ve işçi bulma kurumu gerekse diğer bununla ilgili çalışan şirketlerin özellikle bölgemizde kalifiye eleman konusunda yaşanılan sıkıntıları gidermek için çalışma yapmalarını bekliyoruz. Derneğimizin her zaman üyelerinin çıkarlarını koruyup kollamak isteyen tutumları bizim arkamızda hissettiğimiz en büyük güç Hikmet Eker/ Eker Transport Yönetim Kurulu Başkanı oluyor. UND’nin çalışmalarından alınan verimler ortada olup memnun olduğumuzu belirtmek isteriz. Siyasi belirsizliğin kalkacağını ümit ederek, piyasaların yeniden hareketleneceğini, gerek ticari gerekse siyasi güvenin sağlanmış olacağını umuyoruz. Sektör olarak hedeflerimize koşar adım gideceğimizi belirtmek isteriz. Günümüzde sürekli duyulan bi tabir var,’Ekmek Aslanın Ağzında’diye, hatta artık çoktan midesinde olduğunu bile duyarız. Güncel piyasa şartlarında firmaların ancak gelişen olaylara biran evvel ayak uydurup gerek teknoloji gerekse hizmet kalitesini artırarak ayakta kalabileceğini görüyoruz. Eski şartlara göre varlığını idame ettirmek isteyen şirketlerimizin maalesef görüyoruz ki sonları hep hüsran oluyor. Firma olarak biz de çağın gerekliliklerine ayak uydurmaya çalışıyor, adımlarımızı buna göre atmak için çaba gösteriyoruz.” Temmuz 2015 46 DOSYA Özer: Kral çıplak!.. “2015 yılının ilk altı ayı, bir önceki yılın altı aylık dönemine göre sefer sayısında yüzde 45’lik bir daralma ile neticelendi. Nedenlerini incelediğimizde bu daralmanın, taşıma yaptığımız ülkelere yapılan ihracat değerleriyle orantılı olmadığını gördük. 2014 yılında Gürcistan ve Azerbaycan’a yapılan ihracat, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 12 daralmış. Değerler yüzde 12 düşerken taşıma sefer sayımızın yüzde 45 daralmasını ben taşıma pazarımıza egemen olan yabancı plakalı araçlara bağlıyorum. 2008 yılı küresel ekonomik krizinden sonraki eksen kırılmasıyla artık ülkeler, lojistik sektörünü kendilerine gelir kazandırıcı bir sektör olarak gördüler. Kendi lojistik sektörlerine, diğer ülke araçlarına engeller yaratarak sahip çıkmaktalar. Mevcut durumda, ben artık bu sektörün ne bu yıl ne de önümüzdeki yıllar içerisinde radikal değişiklikler olmadıkça bir ilerleme kaydedemeyeceğini, küçülmelerle ülkeye büyük yabancı firmaları çekerek pazarı onlara kaptıracağına inanıyorum. Yabancı plakalı bir araçla ihracat ne ölçüde sürdürülebilir? Taşıma gerçekleştirdiğimiz pazarlarda süreklilik arz eden periyodik erimeler yaşamaktayız. Sefer sayılarımızda ve navlun değerlerimizde devamlı kan kaybetmekteyiz. İhracatla kalkınma modelini yürüten ülkem, hizmet sektörü olan lojistiği geri plana itmiş. İhracatçı 100 dolar daha ucuza taşıyan yabancı plakalı araç için günü kurtarmak adına yazık ki beni satmaya hazır. Peki ya yarın ne olacak? Yabancı plakalı bir araçla ihracat ne ölçüde sürdürülebilir? Bugün varlar yarın yok olacaklar, benden vazgeçilmesinden ötürü ben de var olmadığımda eşyayı varış noktasına nasıl ulaştırmayı düşünüyor ihracatçı ya da bu hususta bir politika yürütmeyen, ihracatla kalkınma modelini benimsemiş olan devletim?. Oysa bu sektör, turizmden sonra bu ülkeye döviz kazandıran yegâne ikinci sektördür, üstelik bunu devletten hiçbir teşvik ve hibe almamasına rağmen başarmaktadır. Boş girişler Temmuz 2015 Bölgemde, sektörün önemli sorunlarının başında komşu ülke araçlarının ülkeme boş girişler yapması geliyor. Nedir boş sefer kısaca açıklamak gerekirse, yabancı plakalı araçların ülkeme boş giriş yaparak benim taşıyacağım ihraç eşyasını alıp ülkesine ya da üçüncü bir ülkeye götürmesi. Kısaca benim yapmam gereken işi maliyet ve sistemdeki açıklardan ötürü yabancı plakalı aracın yapması. Oysa bu taşımacılığın etiğine terstir, aklı başında hiçbir ülke buna sınırsız ölçüde müsaade edemez aksi halde kendi sektörü çöküşe sürüklenecektir. Düşünsenize bir, yanı başınızda ülkenizdeki akaryakıt fiyatının yarısına motorin satılan bir ülke aracına, siz boş giriş ve yük alma izninde sınırsızlık müsaadesi tanımışsınız. Siz böyle bir haksızlık karşısında maça 5/0 yenik başlarsınız, galibiyetiniz mümkün olabilir mi, hayır. Oysaki dolu gidersiniz yük varsa alır dönersiniz; yoksa boş gelirsiniz, uluslararası ölçekte kabul görmüş doğru ve etik olan budur. Karadeniz Bölgesi’nde şuan için gözüken en büyük problem budur. Benim devletten beklentim, ihracata temas eden tüm kurumların, ihracatın yapı taşı olan bu sektöre sahip çıkmalarıdır. Tüm sorumluluğu Ulaştırma Bakanlığı’nın omuzlarına yüklemek doğru bir davranış şekli değil. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın, Ekonomi Bakanlığı’nın, Kalkınma Bakanlığı’nın, Dış İşleri Bakanlığı’nın, Maliye Bakanlığının bu sektör üzerinde koruması olmalıdır. Bu koruma her alanda süreklilik arz etmelidir. Eşyanın varış noktasına ulaşımı ne ölçüde hızlı olursa o ölçüde ülkelerin ithalatçılarınca tercih edilirsiniz, bu perspektifte sorunlarımıza hızlı ve kalıcı çözümler ivedilikle üretilebilmelidir. 10. Kalkınma Planı’nda halen aynı noktadayız 10. Kalkınma Planı canlı yayında başbakanımız tarafından açıklanırken merakla bekliyordum sektörümüzden söz edilecek mi diye, bizden bahsedilmişti ve ziyadesiyle heyecanlanmıştım. Aradan 2 yıl gibi bir zaman geçti, üzülerek görüyorum ki halen aynı noktadayız. Kal- Abdullah Özer / Özer Transport Yönetim Kurulu Başkanı kınma planında lafımız edildi lakin icraat yok… Lojistik Koordinasyon Kurulu tez elden kurulmalı ve çay kraker toplantılarından ziyade, sektörün sorunlarına hızlı ve köklü çözümler üretmek adına, dinamik ve karar alabilecek genç kadrolarla sektörden alacağı güçle birlikte çalışmalarına tez elden başlamalıdır. Araçlarımız garajda yatışta 2015 yılı içerisinde bir genel seçim geçirdik. Seçimden sonra bir hükümet kurulamadı ve belirsizlik var. Bu belirsizlik TIR parkımıza yansımış durumda, müşterilerimizin gelecek beklentilerinden ötürü araçlarımız garajda yatışta. Genel seçim sonuçlarından sonra hissettiklerimi sizlere hayat hikâyemden bir kesitle aktarmak isterim. Nakliye sektörüne 1994 yılında, bireysel olarak hafriyat taşımacılığıyla girdim. O dönem iş fazlaydı, günde 16 saat çalışmama rağmen borçlar yüzünden iki yakamı bir araya getiremiyordum. Nedeni enflasyon ve yüksek faizlerdi. Borç harç aldığım kamyon, koalisyon hükümetinin istikrarsız politikaları nedeniyle bankaların faiz batağında kayboluyordu. 2002 yılında tek parti iktidar olunca, hafriyat işlerini bırakarak ilk TIR’ımı aldım ve uluslararası nakliyeciliğe başladım. Tek partinin hükümeti yönetmesinin verdiği güvenle devletime güvendim ve borç altına girdim, 2005 yılında da firmamı kurdum. Kıssadan hisse niteliğindeki hayat hikâyem, bana gelecekle ilgilide ipuçları veriyor. Ortamda tek ağızdan çıkan ses tok olur, kulak verilir. Ses çoğaldıkça dikkat dağılır, konuşulan anlaşılmaz. Ayakları yere sağlam 47 basan bir hükümet kurulmadıkça, ne ülkede istikrar olur ne de sektörümde. Bu bağlamda ben, ülkem için hayırlı olan ne ise tez elden gerçekleşmesini diliyorum. Konu uluslararası nakliye olunca, bizlere sorununuz var mı demek arı kovanına çomak sokmak olur. Evet var, bizim sektörde sorun fazlasıyla mevcuttur. Yaptığınız işte şayet ayağınızın biri içeride biri dışarıda ise var oluş savaşını iki cephede de vermek durumundasınız. Bu coğrafyada sektörel anlamda rakiplerimiz şuan için Gürcü ve Azeri plakalı araçlar. Bölgemin nakliyecisi ağırlıklı olarak bu hatlara çalıştığından bu 2 ülke üzerinden tespitlerde bulunacağım. Türk plakalı bir araçla Gürcü plakalı bir aracı kıyaslayalım Türkler, ülkelerinde C2 yetki belgesi almak adına, 11 adet çekici+yarı römork kombinasyonuna ortalama 4.5 Milyon TL öder, yetki belgeleri ve diğer giderlerle şirketi 5 Milyon TL ye kurarak bismillah derler. Gürcüler tek araçla uluslararası nakliye yapabilirler, yaş sınırlaması diye bir kısıtlamaları olmadığından 100 Bin TL’ye sektöre giriş gerçekleştirirler. Türkler, trafik ve kasko gideri için yılda ortalama 8 Bin TL ödeme yapar, Gürcülerde bu bedel yıllık 1.600 TL’dir. Türkler, Türkiye’de MTV için yıllık 2 bin 500 TL, muayene için 500 TL, toplamda 3 bin TL ödeme yaparlarken Gürcülerde MTV diye bir ödeme yoktur, muayene de yoktur. Kısaca onlarda böyle bir kalem yoktur. Türkler, Gürcistan’a boş giriş yapmazlar çünkü taşınacak eşya yoktur, Gürcüler Türkiye’ye sınırsız boş giriş yapabilirler. Türklerin ihracat eşyalarını ülkelerine sınırsız bir şekilde taşıyabilirler. Türkler, Türkiye’de akaryakıtın litre fiyatına 4 TL ödeme yaparken Gürcüler Gürcistan’da aynı akaryakıta 2 TL ödeme yaparlar. Türkler, Gürcistan’a ADR içeren eşyayı sertifikasız ve ADR ehliyeti olmayan sürücüyle taşıyamazlar. Gürcüler, ADR içerikli eşyayı Türkiye’de ellerini kollarını sallayarak ülkelerine taşıyabilirler. Türkler’in sürücü maliyetleriyle Gürcüler’in sürücü maliyetleri arasında 3/1 fark vardır, siz 3 öderken Gürcüler 1 öder. Türkler, haklarında haksızca açılmış sürücü davalarıyla mücadele ederken Gürcüler’de bu yoktur. Türkler, Gürcistan’a, Gürcü memurların Türk araçlarına sebepsiz ve yalan yere cezalar yazmalarıyla yıllık bu ülkeye 5 milyon doların üzerinde ceza ödemesi yaparlarken Gürcüler Türkiye’ye 5 kuruş ceza ödemezler, kesilse dahi ödemezler. Yabancı plakalı araçlar için o kadar kolay bir ülkeyiz yani. Türkler’in araçları 4.02 metre yükseklikle Gürcistan’da refakat hizmetine tabi tutularak 1000 dolar öderlerken, Türkiye; Gürcü plakalı araçlara çiftlik gibidir. Mevlana’nın sözünde olduğu gibi “gel, ne olursan ol yine gel”, ülkemin Gürcü ve yabancı plakalı araçlara yaklaşımı budur. Türk araçları Azerbaycan’da, taşıma şekli ne olursa olsun sınır gümrüğüne 225 dolar gayri resmi ödeme yapmak zorundadır, Gürcü plakalı araçlar bu ödemeyi yapmamaktadırlar. Türkler, bozuk Gürcü yollarında araçlarını kırarlarken, bozuk yollar nedeniyle ölümlü kazalara karışırlarken, Gürcüler kaymak gibi Türkiye yollarında bunlara maruz değillerdir. Türkler Gürcistan’da sınır kapıları öncesindeki zorunlu park alanlarında ikinci sınıf muamele ile parka ilk girmelerine rağmen hep sona bırakılarak haksızlığa maruz bırakılırlarken, Türkiye’de Gürcü plakalı araçlar ilk giren ilk çıkar kuralıyla haksızlığa uğratılmazlar. Bu başlıklar uzar gider, daha da uzatmayacağım. Uzun lafın kısası, benim ülkem Gürcü plakalı araçlar için tereyağ sürülmüş ballı ekmektir. Türk plakalı bir araçla Azeri plakalı bir aracı kıyasladığınızda, maliyetler Gürcü plakalı aracın Türk plakalı araca olan üstünlüğüyle aynı, o bölümü tekrar yinelememek adına atlayacağım: Türkler Azerbaycan’a gerçekleştirdikleri her ihraç ve ithal taşıma için Azeri gümrüğüne 225 doları gayri resmi olmak üzere 400 dolar ödeme yapar. Azeriler Türkiye’ye girişte hiçbir resmi yada gayri resmi ödeme yapmamaktadırlar. Türkler Azerbaycan’a 37 Ton’a kadar 80 dolar, 41 Ton’a kadar 160 dolar, devlet yol fonu vergisi ödemesi yapar. Azerbaycan araçları Türkiye’de bu ödemelerin hiçbirini yapmamaktadırlar. Türkler, Azerbaycan dönüşünde araçları boş ise Azeri gümrüğüne 65 dolar gayri resmi ödeme yaparlarken Azeriler Türkiye’de böyle bir para ödemezler. Türkler, Azerbaycan’a girerken vize rejimine tabidir, sürücüler vizesiz giriş yapamazlar. Türkiye’deki Azerbaycan konsolosluklarından 280 USD karşılığı yıllık vize alarak seferlerini yapabilirler. Azeri sürücüler, Türkiye’ye vizesiz gelmektedir, Temmuz 2015 48 DOSYA kendilerine vize muafiyeti uygulanmaktadır. Türkler, Azerbaycan’a ADR li taşımalar için 320 USD ödeme yapmaktadır, kağıt mendil, plastik boru, deterjan, fırın tuğlası yanıcı madde olarak kabul edilmektedir. Yabancı menşeli yüklerden bunlara ek 620 dolar ücret alınmaktadır Azeriler Türkiye’ye böyle bir ücret ödememektedirler. Türklerin araçları Azerbaycan gümrüğünde tartıldıktan sonra Azerbaycan içindeki denetleme istasyonlarında daha ağır çıkartılmaktadırlar, hileyle araçlarımıza ceza kesilmektedir. Azeri plakalı araçlara Türkiye’de böyle oyunlar oynanmamaktadır. Türkler, Azerbaycan’a girişte zorunlu tutulan resmiyette 55 dolarlık sigorta 90 dolar ödeme yapmaktadır. Türkler Azerbaycan araçlarından 3 aylık sigorta bedeli olarak 200 tl almaktadır. Sözün özü, Türkiye Azerbaycan araçlarından sınır gümrüklerinde 5 kuruş almamaktadır. Tüm bu başlıklar maliyetlerin yükselmesi, zaman kaybı ve dolayısıyla müşteri kaybı, beraberinde taşıma pazarının kaybedilmesi anlamına gelmektedir. Bana sorun mu demiştiniz?. Daha anlatayım mı?. Siz söyleyin, yabancı plakalı araçlarla girişilen bu savaşı, bu devlet kültürü ile biz kazanabilir miyiz?. En sağlam kanun ORMAN KANUNU’dur Çözüm önerilerine geliyorum. Sihirli kelime şu, Mütekabiliyet… Karşılıklılık yani. Dostane olmayan tavırlarından geri adım atmıyorlar mı, aynı tutumu göstereceksiniz. En sağlam kanun orman kanunudur, ilk çağda da işe yarıyordu yakın çağda da işe yarar. Size saldırıyorlar mı, savunma pozisyonundan sıyrılarak saldırı pozisyonuna geçeceksiniz. Yıllardır savunma pozisyonumuz hiç bozulmadı. Önümüze engeller koydular kaldırmak için uğraştık, her defasında daha fazlası çıkmakta karşımıza, bu nereye kadar böyle gider. Avrupa’yı anlıyorum, söz geçiremediğimizden bize aldırmıyorlar. Peki Gürcistan’da, Azerbaycan’da, İran’da, Türkmenistan’da, Kazakistan’da, Özbekistan’da, Kırgızistan’da bizi alıkoyan ne? Onlara karşı büyük abiyi mi oynamaktayız ki devlet olarak, bizi paçavralaştırmalarına müsaade etmişiz. Benim devletim ve sektörTemmuz 2015 lerim ne zaman anlayacaklar, Türkiyelinin Türkiyeliden başka dostu olmadığını. Türk’ün Türk’ten başka dostu yok söylemi çökeli yıllar oldu, Türk coğrafyasındaki ülkeler gerçek anlamda dostumuz değil bunları bize karşı tavırları ve yaptırımlarından kolaylıkla anlayabiliyoruz. O halde bunca ezilmişliğe rağmen bu sektöre sahip çıkmak adına savunmadan saldırı pozisyonuna bu devleti geçirecek olan nedir, benim devletim daha neyi beklemektedir? TIR şoförü deyip geçmemek lazım, TIR şoförü kullandığı TIR’ın sırtında ülkesinin geleceğini, ekmeğini, namusunu taşır. Her şeyi tastamamken TIR sürücüsüne, dolayısıyla Türk aracına sorun çıkartılıyorsa bu namusunuza göz koymuşlar anlamına gelir. Türk sürücülerinin ağzında hep şu söylem, sahibimiz yok, bize 2. hatta 3. sınıf vatandaş muamelesi yapılıyor yurtdışında. Hayır size değil, bu muamele Türk ihracatına, Türkiye’ye yapılıyor. Haliyle itibarı geri kazandıracak olan da Türkiye’yi yönetenlerdir, bunu bu sektöre sahip çıkarak, kulak vererek, birlikte çalışarak yapacaklar. Avukat oyunlarıyla aleyhimize ciddi davalar açılıyor Bir diğer sorunumuz sürücü davaları. Sürücü 1 yılı aşkın sizde çalışıyor, bir sebeple firmanızdan ayrılıyor. İş kanununda işten tazminat hakkı kazanarak ayrılma gerekçeleri belli. Askerlik, belli bir yıl çalışma, malul olma, emekli olma, ya da işten çıkartılma. Biz bu hallerin tümünde sürücüye hak ettiği tazminatı ödeme kalemlerine sadık kalarak gerçekleştiriyoruz. Haricinde, bu gerekçelere uymasa da yine tazminatını ödediğimiz oluyor, sonuçta emekten söz ediyoruz. Lakin bakıyorsunuz, avukatın biri güzel ya da kötü ayrıldığımız sürücümüzle birlikte oluyor ve size dava açıyor. Yok benim harcırahlarım hesaplanmadı, yok bana param eksik verildi. Bir sürü asılsız ama kanunun boşluklarından faydalanılan gerekçelerle avukat oyunlarıyla ciddi davalar açılıyor aleyhimize. Devletten şunu bekliyoruz, ne kadar ödemede bulunursam art niyetli avukatlardan ve kalbine kötülük girmiş sürücülerden yakamı kurtarabileceğim. iş kanununa bu husus uluslararası çalışan sürücüler başlığı altında da- hil edilebilir yada sektörel iş kanunu çıkarılabilir. Yabancı plakalı araçlardan sonra bana göre sektörün içerisinde olduğu en büyük tehlike bu, kanunlardaki işveren aleyhine açık kalmış boşluklar. UND, dışardan bana gizemli geldi Ben UND ’ye 2006 yılında üye oldum. Dışardan bana gizemli gelmişti UND tüm nakliyecilerde olduğu gibi. Bizden olanlarca yönetilen bir dernek olduğundan, ortak akılla aynı kulvarda mücadele edişimiz hoşuma gitti. 2008 yılında gönüllülük esasına göre oluşturulan çalışma grubuna girdim. Çalışma Grubu’nda konuştuğumuz konular hep aynıydı, Gürcü’deki Azeri’deki sorunlar. Bir yerden sonra sıkılmaya başladım. UND bir işe yaramıyor, sorunlara çözüm üretemiyor demeye başladım. Ümidimi kaybettiğimden UND’den uzaklaşmaya başladım. Bunları neden anlatıyorum, üyeler gözündeki genel kanı budur. Sonra Gürcistan ve Azerbaycan Çalışma Grubumuzun Başkan Yardımcılığı’na seçildim, sene dolunca başkan oldum. Hemen akabinde yedek Yönetim Kurulu üyesi seçildim, bu sırada benim fikrim halen aynıydı UND bir işe yaramıyor. YK üyesi olunca sorunlara bir el atalım dedik. Bize temas eden Bölge Müdürlüklerini, Genel Müdürlükleri ve Müsteşarlıkları Alişan ve Hakan kardeşimle ziyaret etmeye başladık. Baktık ki insanlar bizi dinliyor, ilgi de gösteriyorlar. Kalktık Ekonomi Bakanlığı Müsteşar Yardımcımız Sayın Bülent Uğur Ecevit’le Gürcistan’a gittik. Gürcülerle teoride anlaşılıp pratikte anlaşılamadığından sorunlarımızın bir iki tanesine çözüm sözü aldık Gürcü ağızlardan. Hemen peşinden KUKK ( Kara Ulaştırması Karma Komisyon ) toplantılarına katıldı bu üçlü. Bu toplantılar, bu sektörün çatı bakanlığı tarafından koordine edilmekte. Genel anlamda, sektörün ilgili ülkede karşılaştığı sorunlar bu toplantıda karşı tarafa dile getirilmektedir. Gürcülerle girdiğimiz KUKK toplantısında baktım ki biz sorunları delilleriyle beraber ispatlı şekilde Gürcülere aktarmaktayız lakin onların derdi çözüm değil, bize politika yapıyorlar. Aynı şekilde Azerilerle 49 KUKK toplantısına girdik, sorunlar heyet başkanımızca sıralandı lakin sorun diye paylaştığımız konuların ucu paraya temas ettiğinden çözüm doğrultusunda hiç oralı değiller, resmen duvara konuşuyorsunuz her türlü inkar etmekteler. Uzmanlaşma sorunu var Ondan sonra tespit ettim ki, kabahat ne UND’de ne de Ulaştırma Bakanlığı’nda, kabahat dış politikamızda. Kabahat bu toplantı heyetine dahil olarak, karşımızdaki ülkenin bakanına anlatarak çözüm istemeyen Gümrük ve Ticaret Bakanı’nda, Dış İşleri konularındaki sorunlarımıza çözüm aramayan Dış İşleri Bakanı’nda, ticari engeller hususunda sorunlarımızı çözme gayreti göstermeyen Ekonomi Bakanı’nda, Türk sürücülerine nefes aldırmayan Gürcistan ve Azerbaycan polisleriyle yaşadığımız sorunları paylaşmayan İçişleri Bakanı’nda... İki ülke bir araya geliyor, Gümrük konusundaki sorunlarınıza çözüm bulma şansınız var, siz Gümrük ve Ticaret Bakanlığı olarak bu toplantıya bıyığı yeni terlemeye başlamış, konulardan bihaber bir uzman gönderiyorsunuz… Allah aşkına, bu formaliteyi tamamlamak adına fuzuli bir adımdan başka ne olabilir? Ben daha aynı ülkenin bir önceki KUKK toplantısıyla bir sonraki KUKK toplantısına aynı gümrük uzmanının katıldığını görmüş değilim. Uzmanlaşma böyle mi olur?.. Sırf koltuk boş kalmasın diye bir personel görevlendirmektense, bir ekip kurun ve yetkilendirin, ya da genel müdürlerinizi ya da yardımcılarını görevlendirin tüm KUKK toplantılarına sadece onlar katılsın, ülkelere göre görev paylaşımı yapın, gelsinler toplantıda Türkiye’nin altını çizerek söylüyorum benim değil, Türkiye’nin hakkını çatır çatır savunsunlar. Sonuç alamıyorsa ülkeye döner dönmez çıkarsın genelgeyi mütekabiliyet uygulasın, bu kadar mı gömüldük bürokrasiye, bunu da mı beceremeyeceğiz? Türklerin makus kaderidir hakkımız olanı dahi masa başında kaybedişimiz. KUKK toplantılarının daha mücadeleci geçmesi gerekiyor. Geçiş belgesi kotalarını konuşmaktan ibaret olmamalı bu toplantılar. Bu sektör sorunların çözümlenmesi için her yıl sabırla bu toplantıları bekliyor. Sorunların çözümü doğrultusunda, sorunlara temas eden ilgili kurumların en tepe birim yetkililerini bu toplantılara getirtmelidir Ulaştırma Bakanlığı. Yoksa biz kolay lokma olmaya devam edeceğiz durum budur. Bakanlıklar UND’nin gerisinden takip ediyor sektörü UND’nin son dönemlerdeki gidişatını beğeniyorum, lakin anladığıma göre bakanlıklar UND’nin biraz gerisinden takip ediyor sektörü. UND’nin dinamik bir yapıya sahip olduğunu anlamalı Bakanlıklar, bu dernek sektörüyle iç içe. Başka hiçbir dernekte yoktur böyle bir Ar-Ge. Devlet yeter ki bu sektörü yüceltmeye karar versin. UND, fazlasıyla yardımcısı olacaktır. Ben dünün bugünden iyi, yarının bugünden kötü olacağını görüyorum. Biz ülke olarak bir şeyler yapmazsak, bu sektör ufaldıkça ufalmaya ve neticesinde yok olmaya mahkûmdur. Devletin bu sektöre sahip çıkmasını istiyorum. UND’nin etkinliklerine davet edilmelerine rağmen Cumhurbaşkanımızın, Başbakanımızın, Bakanlarımızın katılmadıklarını üzülerek gözlemliyorum. Son birkaç yıldır ilk defa bir bakan, Ulaştırma Bakanı Mart ayındaki genel kurulumuza teşrif etti. Oysaki Bakanlığımız sürekli yanımızda olmalı, diğer bakanlara örnek teşkil etmeli. Yetinmeyerek Başbakanımızın UND etkinliklerinde boy göstermesine zemin hazırlamalı. Yetmez, ülke menfaatine çalışan bu sektörü sadece manevi olarak değil, maddi olarak da desteklemeli devlet. Bu sektöre temas eden her konuda, devletin birimleri bu sektörün bölgelerdeki yetkin isimleriyle çalışmalı, ortak akılla politikalar yürütmelidir. Ben gördüm ki, biz meğer kendimiz için değil ülkemiz için mücadele etmekteymişiz. Konuşmamı bağlarken herkesin “Kral çıplak” hikayesine göz atmasını rica ediyorum.” Temmuz 2015 50 İFTAR Sektörün oyun kurucuları UND’nin iftar yemeğinde bir araya geldi UND’nin düzenlediği geleneksel iftar yemeği İstanbul Yeşilköy Polat Renaissance Hotel’de gerçekleştirildi. Üyeleri biraraya getiren iftar yemeğinde, ‘Yılın Sürücüsü Ödülü’ de sahiplerini buldu. UND Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, ülkemiz lojistik sektörünün haksız rekabete maruz kaldığını ifade ederek Avrupa’da bu konularla ilgili 72 ülkede 4 ayrı davanın açıldığını vurguladı. Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND)’nin her yıl geleneksel olarak düzenlediği iftar programı bu yıl da büyük bir katılımla İstanbul Yeşilköy Polat Renaissance Hotel’de yapıldı. Yaklaşık 800 kişinin katıldığı iftar yemeğinde Uluslararası Nakliyeciler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, iftar programı öncesi yemeğe katılan herkesle yakından Temmuz 2015 ilgilendi. İftar sonrası TIR Şoförü Mehmet Soysal’ın Avrupa ile verdiği vize mücadelesinin anlatıldığı “Aç Kapıyı Bezirgânbaşı” belgeselinin ikinci bölümü gösterimi yapıldı. Nuhoğlu: Haklı mücadelemizi sürdürürken biraz yorulacağız ama mücadelemiz sürecek Belgeselin izlenmesinin ardından bir konuşma yapan UND Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, İhracatın yüzde 40’ını Avrupa ile yaptıklarını ancak engellerle uğraştıklarını vurguladı. Avrupa’da 72 ülkede 4 dava açtıklarını, ayrıca 7 ülkeyi de Avrupa Komisyonu’na resmen şikayet ettiklerini belirten Nuhoğlu, “Ortak pazar, ortak ticaret dedik. Avrupa’da mallarımız serbestçe dolaşacak dedik. İhracatımızın yüzde 40’ını Avrupa ile yapıyoruz 51 ama nedense bu konuda engellerle karşılaşıyoruz. Haklı mücadelemizi sürdürürken biraz yorulacağız ama mücadelemiz sürecektir” dedi. Mücadelemizde yalnız bırakılmıyoruz UND olarak sorunların çözüm noktasında kararlı ve hassas davrandıklarını ifade eden Nuhoğlu, kamu’nun gerekli kesimleri ile birlikte ‘ortak’ hareket ettiklerini UND’nin haklı mücadelesinde yalnız kalmadığını belirterek “İlk kez UND, lojistik platformun üyesi olarak kabul edildi. Artık mücadelelerimizde de yalnız bırakılmıyoruz. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı, Avrupa Birliği Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı ve Gümrük ve Ticaret Bakanlığı en az bizim kadar sorunlarımızı sahipleniyor” dedi. Lojistik sektörünün Türkiye’nin kalkınması ve gelişmesinde son derece kritik bir noktada olduğunu ifade eden UND Yönetim Kurulu Başkanı Nuhoğlu, lojistiğin hizmet sektörleri içerisinde turizmden sonra en fazla katma değeri sağlayan sektör olduğunun altını özenle çizdi. Mesleğimizin hizmet sağlayıcı olarak tanınmasını eninde sonunda elde edeceğiz UND Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, Türkiye lojistik sektörünün ciddi haksızlıklarla boğuşmak durumunda kaldığını ifade ederek, sektör olarak sadece ‘eşit rekabet’ istediklerini; dayatmalar, kotalar, vizeler, engellemelerle sektörün hızının yavaşlatıldığının altını çizdi. Başkan Nuhoğlu, uzun yıllara dayanan haksızlıkların sektörde kan kaybına neden olduğunu ifade ederek; bu haksızlıklara karşı Avrupa’nın birçok ülkesinde davalar açtıklarını belirterek, “Mesleğimizin hizmet sağlayıcı olarak tanınmasını eninde sonunda elde edeceğiz. Mücadelemiz, türlü engellerle karşılaştığımız için günlerle ifade edilen Münih’e 36 saat içinde ulaşana kadar sürecektir” dedi. Temmuz 2015 52 İFTAR Lojistik, Türkiye’de de hak ettiği yeri alıyor Lojistik kavramının dünyada olduğu gibi, Türkiye’de de arzu edilen şekilde anılmaya başladığını ifade eden Nuhoğlu, “İlk kez 5 yıllık kalkınma planına lojistik de girdi. Yine ilk kez UND, lojistik platformun üyesi olarak kabul edildi. Bütün bu gelişmelerin sonucunda artık mücadelelerimizde de yalnız bırakılmıyoruz. Ulaştırma, Ekonomi, AB’den sorumlu Bakanlık ve Gümrük Bakanlığı en az bizim kadar sorunlarımızı sahipleniyor. Ve yine ilk kez ulaştırma ve taşımacılık; hizmet sektörünün turizmden sonra en fazla katkı sağlayan değeri oldu” diye konuştu. Nakliyeden lojistiğe dönüşen bir sektörün devlet kanalı ile resmi olarak adalandırılmasının son derece önemli olduğunu vurgulayan Nuhoğlu, alınan kararların uygulanmasının gerektiğini söyledi. Sektörde ciddi adımların atılmasının şart olduğunu ifade eden Nuhoğlu, artık alınan kararların fiiliyata geçirilmesi gerektiğini söyledi. Lojistik köyler, Türkiye’nin lojistik üs olması gibi Temmuz 2015 kavramların sıklıkla konuşulduğunu ifade eden Nuhoğlu, artık bu kavramların hayata geçirilerek sektöre nefes aldırılmasının gerektiğini sözlerine ekledi. En iyi şoförler birarada Dünyanın dört bir yanında sektörümüzü başarıyla temsil ederek, gurur kaynağımız olan 66 sürücü, IRU 2014 Onur Nişanları’nı aldı. 66 sürücüden biri olan Nihat İmirzi Yılın Sürücüsü Ödülü’nün sahibi oldu. Yıllarını TIR şoförlüğüne adamış, yaz kış demeden, yollarda kazasız belasız seyrederek, Türk ürünlerinin dünya pazarlarına dağıtımında en önemli görevi üstlenmiş olan 66 sürücümüz, IRU 2014 Sürücü Onur Nişanı’nın sahibi oldu. Sürücüler UND iftar yemeğinde düzenlenen törenle tören ile Onur Nişanları’nı aldı. 53 Temmuz 2015 54 İFTAR Temmuz 2015 55 Scania satışları yüzde 90 arttı 2015 yılının ilk 6 ayında yüzde 30 büyüyen ağır ticari araç pazarında Scania, satışlarını en fazla yükselten marka oldu. Scania ilk 6 ayda toplam bin 555 adetlik satış gerçekleştirdi. Ağır ticari araç pazarı, 2015 yılının ilk 6 ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre 17 bin 827 adetlik satış ile yüzde 30 büyüdü.İnşaat sektöründeki hareketlilik ve devam eden projeler sayesinde en fazla artış inşaat serisi kamyonlarda yaşandı. Kamyon satışlarının toplam pazardaki payı yüzde 40’a yükseldi. Scania, 2015 yılının ilk yarısında satışlarını en fazla artıran marka olarak öne çıktı. 1.555 adetlik satış adedine ulaşan Scania satışlarını bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 90 artırarak toplam pazarda yüzde 9’luk paya ulaştı ve ithal ağır ticari araç pazarı lideri oldu. Bu dönemde çekici segmentindeStre- amline modeli ile öne çıkan Scania, yüzde 21 artan toplam çekici pazarında satışlarını yüzde 77 yükseltme başarısı gösterdi. Nisan ayında tanıtımı yapılan yeni inşaat serisi ile model yelpazesini genişleten Scania, 3 aylık sürede 179 adetlik inşaat aracı satışı gerçekleştirdi. Scania, 2016 yılbaşında Euro 6 normlarına geçileceğinden dolayı pazarda yaşanan hareketliliğinde etkisi ile 2015 yılını 3.500 adedin üzerinde satış ve yüzde 10 pazar payı ile tamamlamayı hedefliyor. Ürün gamı genişliyor Ağır ticari araç sektöründe müşterilerinin tüm taleplerine cevap vermek isteyen Scania, bu amaçla ürün gamını genişletmeye devam ediyor. 2015 yılı ikinci yarısında Scania ile özdeşleşerek efsane haline gelen ve kırkayak olarak tabir edilen 8x2 modelini tekrar yollara çıkartıyor. Scania’dan 2. el atağı Ağır ticari araçları bir yatırım ürünü olarak gören ve müşterilerinin hem alırken hem de satarken kazanmalarını amaçlayan Scania, 2. el atağı başlatıyor. DOD ağır vasıta uygulaması ile müşterilerinin 2. el ağır ticari araçlarını, markası ne olursa olsun değerlendirebilecekleri bir platform yaratmayı hedefliyor. Temmuz 2015 56 EKONOMİ Haziran ayında ihracat yüzde 6.4 gerileyerek 11 milyar 703 milyon dolar oldu Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), 2015 yılı Haziran ayı ihracat verilerini, Gebze Ticaret Odası’nda gerçekleştirilen basın toplantısında açıkladı. TİM verilerine göre Haziran ayında ihracat geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 6,4 gerileyerek 11 milyar 703 milyon dolar oldu. Yılın ilk yarısında ihracat yüzde 8,1 düşüşle 73 milyar 261 milyon dolara geriledi. Son 12 aylık ihracat ise yüzde 3,6 düşüşle 150 milyar 807 milyon dolar olarak gerçekleşti. Haziran ayında ihracatta yaşanan kıpırdanma ümit verici oldu. Haziran’da dolar bazında ihracat yüzde 6,4 gerilerken, ihracatın kilogram değeri yüzde 5,4 artış gösterdi. Yine Haziran ayında AB’ye ihracat dolar bazında yüzde 5,5 gerilerken, kilogram bazında yüzde 8,4 artış yakalandı. Euro bazında AB’ye ihracat ise Haziran ayında yüzde 14,7 artış gösterdi. Haziran ayında baz etkisi nedeniyle ihracattaki düşüş hızı azaldı. Bunun yanısıra birim fiyatlardaki gerileme ve parite etkisi Haziran ayında da sürdü. Haziran ayında Euro/Dolar paritesinin geçen yılın aynı ayına oranla yüzde18 gerilemesinin aylık bazda ihracata 1,2 milyar dolar negatif etkisi oldu. İlk 6 aylık toplam parite etkisi ise toplamda 6,8 milyar dolara ulaştı. Bunda bir önceki yılın ilk yarısına göre ortalamada %19 gerileyerek 1,117 seviyesine inen parite etkili oldu. TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, geçtiğimiz ay gerçekleşen seçimler sonrası herkesin gözü kulağının yeni kurulacak hükümette olduğunu belirterek “Ülkemizi uyum içinde geleceğe taşıyacak, seri bir şekilde istikrarı sağlayacak, ‘güçlü ve reformist bir koalisyon hükümetine’ ihtiyacımız var. Bu anlamda bizim odak noktamız minimum risk, maksimum reform” dedi. Tüm siyasi parti liderlerimizi sağduyu ile hareket etmeye davet ediyoruz “Küresel risklerin ekonomilerini zorladığı, dünya ticaretinin daraldığı, etrafımızın adeta ateş çemberine dönüştüğü bir ortamda zaman kaybetmeye tahammülümüz yok” Temmuz 2015 diyen TİM Başkanı: “Önüne devasa hedefler koyan Türkiye’nin, bu hedeflerinden sapmaya tahammülü yok. Bu yüzden hükümetimizin bir an önce kurulabilmesi için tüm siyasi parti liderlerimizi, sağduyu ile hareket etmeye davet ediyoruz. Bizim de kurulacak olan yeni hükümetimizden beklentilerimiz çok net ve açık. Yeni kurulacak hükümetimizin ‘ihracat odaklı büyüme modeli’ kurgulaması gerekiyor. Çünkü Türkiye’ye artık yeni bir paradigmaya, yeni bir büyüme modeline ve yepyeni bir bakış açısına ihtiyacı var. Yüksek katma değere daya- nan, inovatif olmayı temel alan, bilgi ve teknoloji üretmeye odaklanmış yeni bir büyüme modeli, ihracatçılarımızın ve sanayicilerimizin en büyük beklentisi! Bugüne kadar, makro hedeflerde kazandığımız başarıları, mikro-ekonomik hedeflerde de başarma ihtiyacımız var. İşte bu yüzden biz, eğitimden, teşvik politikalarına, inovasyondan markalaşma süreçlerine topyekûn bir reform programının hayata geçirilmesini istiyoruz. Bu bağlamda Ekonomik Koordinasyon Kurulu çalışmalarının devamlılığını sağlamanın çok kritik olduğuna inanıyoruz. AB süreci- 57 nin hız kazanmasının, Türkiye’nin geleceği için hayati öneme sahip olduğuna inanıyoruz. Bu anlamda temennimiz yeni hükümetin, istikrarın devamlılığını sürdürecek ve toplumumuzun en yüksek hayrına olacak şekilde bir an önce kurulması ve hayata geçmesi” dedi. Türkiye ekonomisinden güzel sinyaller alıyoruz Türkiye gündemine ilişkin değerlendirmede bulunan Büyükekşi, “Dünya ticaretinin yüzde 10 daraldığı bir konjonktürde, Türkiye ekonomisi, yılın ilk çeyreğinde yüzde 2,3 büyüdü. Gerçekleşen büyümeyi, mevcut koşullar altında olumlu değerlendiriyoruz” dedi. Yılın geri kalanı için de beklentilerinin pozitif olduğunu vurgulayan TİM Başkanı, “İhracatımızın yılın ikinci yarısında daha iyi performans göstermesini bekliyoruz. İhracatın artan katkısıyla, daha yüksek büyüme rakamına ulaşacağımıza inanıyoruz. Özellikle gelişmiş ekonomilerdeki pozitif büyüme beklentileri, bize bu süreçte yardımcı olacak. Zira Dünya Bankası en son raporunda, 2015 yılı dünya büyüme beklentisini yüzde 2,8 olarak revize etti. Büyüme hızına, gelişmiş ülkelerdeki toparlanma beklentileri olumlu katkı sağlıyor” dedi. Bu bağlamda ABD’nin yüzde 2,7, AB’nin ise yüzde 1,5’luk büyüme beklentisinin ülkemiz için önemli olduğunu ifade eden Büyükekşi, özellikle Avrupa’daki toparlanmanın ihracatımız için beklentileri güçlendirdiğini vurguladı. Yunanistan, özellikle Avrupa için bir risk unsuru olmaya devam ediyor Yunanistan’da yaşanan son gelişmeleri de değerlendiren TİM Başkanı, “Yunanistan, IMF’ye 1.6 milyar Euro’luk borcunu ödemeyeceğini açıkladı. Euro bölgesi tarafından sunulan ‘Kurtarma Paketi’ni kabul etmedi. Görüşmeler sonlandırıldı. Yunanistan Başbakanı, 5 Temmuz’da, ‘tartışmalı kurtarma paketini’ referanduma sunacağını açıkladı. IMF tarafından da teyit edildiği gibi temerrüde düştü. Her ne kadar AB ile görüşmeler, Yunanistan tarafından sonlandırılmış olsa da, sağduyuyla bu meselenin aşılacağına inanıyoruz” dedi. Yunanistan’ın, Euro’dan ayrılma ihtimalinin ihracat açısından önemli bir risk taşımadığını vurgulayan TİM Başkanı, “Çünkü iki ülke arasındaki ticaret hacmi, komşu ülkeler olmamıza rağmen, hayli düşük. 2014 yılı verilerine göre Yunanistan, toplam ihracatımızda yüzde 0,9’luk paya sahip. Toplam ithalatımızın ise, yüzde 1,7’si Yunanistan’dan geliyor. Yunanistan’a ihracatımızda kimya, elektronik ve otomotiv sektörleri ön plana çıkıyor. Yunanistan’dan ithalatımızda ise petrol yağları, pamuk ve polimer ön plana çıkıyor. Dolayısıyla Yunanistan krizinin, dış ticaretimiz üzerindeki etkisinin sınırlı olmasını bekliyoruz. Ancak Yunanistan krizi yüksek borçluluk oranlarına sahip İtalya, Portekiz, İspanya gibi ülkelere de sıçrarsa, o zaman AB için büyük sıkıntılar yaşanabilir. Temennimiz, en büyük ticaret partnerimiz olan AB’nin bu sıkıntıları en kısa sürede atlatmasıdır” dedi. İhracatçılar FED’in yılın son çeyreğine doğru beklenen faiz artışını gözetiyor Tüm dünyanın FED’in faiz artırım sürecini yakından takip ettiğini söyleyen TİM Başkanı, “FED’in Eylül’de faiz artırımı sürpriz olmayacak. Zaten birçok ekonomist Eylül’de faiz artışı bekliyor. Biz de sene sonuna kadar mutlaka kademeli bir faiz artışı bekliyoruz. Keza en son eğilim anketimizde, ihracatçılarımızın yüzde 40’ı da 3-6 ay içerisinde faiz artırımını beklediğini ifade etmişti. Faiz artırımı tüm gelişmekte olan ülkeler için oldukça önem taşıyor. Bu yüzden, bizim bu dönemi güçlü ve kararlı bir hükümet ile karşılamamızın önemli olduğunu düşünüyoruz. İhracatçılarımız da Pazar çeşitlendirmesi ve daha etkin finansman yönetimi ile bu koşullara şimdiden kendini hazırlamalı” dedi. Haziran ayında ihracat lideri otomotiv endüstrisi Büyükekşi, sektörel bazda haziran ayında en fazla ihracatı 1 milyar 975 milyon dolarla otomotiv endüstrisinin yaptığını vurgularken, bu sektörü 1 milyar 463 milyon dolarla hazırgiyim ve 1 milyar 426 milyon dolarla kimyevi maddeler sektörlerinin takip ettiğini belirtti. Haziran ayında en fazla ihracat yapılan 5 ülke Almanya, İngiltere, Irak, İtalya ve Fransa oldu. Almanya’ya ihracat yüzde 9, İngiltere’ye ihracat yüzde 2, Irak’a ihracat yüzde 7, İtalya’ya ihracat yüzde 6, Fransa’ya ihracat yüzde 16 geriledi. En fazla ihracat yapılan 30 ülke arasında, en yüksek ihracat artışı yüzde 60 ile Suudi Arabistan’a yakalandı. Mısır’a ihracat yüzde 18, Avusturya’ya ihracat 17 arttı. Haziran ayında ihracat artışında öne çıkan noktalar şöyle oldu: Haziran ayında Peru’ya ihracat yüzde 162, Cibuti’ye yüzde 157, Kongo’ya yüzde 148, Sudan’a yüzde 95, Fildişi Sahili’ne yüzde 80 arttı. Ortadoğu’ya ihracat yüzde 3,3, Kuzey Amerika’ya yüzde 2 artarken, AB’ye ve Afrika’ya ihracat yüzde 6 azaldı. En fazla ihracat yapan ilk 10 il arasında, Haziran ayında en fazla ihracat artışını Gaziantep yakaladı. Gaziantep’in ihracatı Haziran ayında yüzde 4,4 artarken, Manisa’nın ihracatı yüzde 3,6 artış gösterdi. Haziran ayında Bursa’nın ihracatı yüzde 1,4 düşerken, Adana’nın ihracatı yüzde 4,5, İstanbul’un ihracatı yüzde 6, Kocaeli’nin ihracatı yüzde 6,3, Ankara’nın ihracatı yüzde 11,7, İzmir’in ihracatı yüzde 13,1, Denizli’nin ihracatı yüzde 17,6 ve Sakarya’nın ihracatı yüzde 21,3 geriledi. Temmuz 2015 58 LOJİSTİK Avrupa Birliği’nden kota itirafı AB kotalarla Türkiye’yi zarara uğrattığını kabul etti Uluslararası Nakliyeciler Derneği, yıllardır taşıma engellerinin ticareti olumsuz yönde etkilediğinin ısrarla altını çiziyor. Bu duruma gözünü, kulağını tıkayan AB, en sonunda taşıma engellerinin ticareti baltaladığını kabul etti. Avrupa Komisyonu’nun yaptırdığı raporda Türkiye’ye yönelik taşıma engellerinin kalkması halinde iki tarafın dış ticaretinin 3,5 milyar euro artacağı dile getiriliyor. UND Yönetim Kurulu Başkanı Nuhoğlu, raporun Gümrük Birliği müzakereleri arifesinde büyük koz olduğunu vurguluyor. Avrupa Komisyonu’nun yaptırdığı “AB ile Türkiye Cumhuriyeti arasında bir anlaşmanın ekonomik etkileri üzerine bir çalışma” başlıklı araştırmanın sonuçları UND tarafından Temmuz ayı içerisinde The Plaza Hotel İstanbul’da basına duyruldu. Toplantıya UND Başkanı Çetin Nuhoğlu ile birlikte, İkinci Başkan Şerafettin Aras, Başkan Yardımcısı Temmuz 2015 Ali Çiçekli, Genel Sekreter Nagihan Soyla ve UND AB Danışmanı Can Baydarol katıldı. Basın toplantısında Avrupa Komisyonu’nun hazırlattığı rapora dair her şey konuşuldu ve basına bilgi verildi. Basın mensuplarının sorularının da cevaplandırıldığı toplantıda UND Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu’nun sık sık daha önce yayınlanan Dünya Bankası Raporu’na atıfta bulunması dikkat çekti. Avrupa Komisyonu’nun yaptırdığı “AB ile Türkiye Cumhuriyeti arasında bir anlaşmanın ekonomik etkileri üzerine bir çalışma” başlıklı araştırmanın sonuçları, “tam serbestleşme” halinde Türkiye ile AB arasındaki ticaretin 3,5 Milyar Euro artacağı ve 39 bin kişiye ilave istihdam yaratılacağını ortaya koydu. 59 Avrupa Komisyonu, kotalar kalkarsa Türkiye-AB ticaretinin 3.5 milyar Euro artacağını öngören bir rapor hazırladı. UND Başkanı Çetin Nuhoğlu, zararın çok daha büyük olduğunu belirterek, “Ancak kotaların Türkiye’ye verdiği zararın ortaya konması son derece önemlidir. Gümrük Birliği’nin revizyonu görüşmeleri arifesinde Türkiye için çok büyük bir kozdur” dedi. Nuhoğlu: Komisyon raporu UND’yi doğrular nitelikte UND Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, “Kotaların kaldırılmasıyla hem Türkiye hem de AB ekonomisinin kazanç elde edeceğini savunan ve bu yönde birçok girişimde bulunan Uluslararası Nakliyeciler Derneği’nin söylemlerinin doğruluğunu kanıtlar nitelikteki Komisyon Raporu, Gümrük Birliği revizyon görüşmeleri öncesinde ülkemiz adına tarihi bir önem taşıyor. Avrupa Birliği Komisyonunun dışında da yine UND’nin geçmiş dönemde yaptırdığı araştırmaların ışığında, AB Ülkeleri ve Türkiye’nin ithalat ve ihracattaki toplam kazancının en az 10 Milyar Euro olacağını öngörüyoruz” dedi. Avrupa Komisyonu’nun Ulaştırma ve Hareketlilik Genel Müdürlüğü tarafından bağımsız bir konsorsiyuma yaptırılan ve “AB ile Türkiye Cumhuriyeti arasında bir anlaşmanın ekonomik etkileri üzerine bir çalışma” başlıklı araştırma ile ülkemizde kayıtlı karayolu taşımacılık firmalarına AB ülkeleri tarafından uygulanan kota kısıtlamalarının kaldırılması için “Türkiye-AB arasında ayrı bir karayolu taşımacılığı anlaşmasının imzalanması” seçeneği bilimsel olarak analiz edildi. Kotalar her iki tarafa da zarar veriyor UND, Türkiye’nin ihracatının ve uluslararası karayolu yük taşımacılığı sektörünün gelişimini engelleyen ve yaşanan sorunların temelini oluşturan “Kota Engelleri” konusunu Avrupa Komisyonu gündemine taşırken, 2016 yılının başında başlatılması beklenen “Gümrük Birliği’nin Güncellenmesi Müzakereleri” öncesinde Komisyon tarafından açıklanan rapor; kotaların sadece ülkemiz ekonomisine değil aynı zamanda Avrupa Birliği ekonomisine de zarar verdiğini tüm çıplaklığı ile gözler önüne serdi. “Tam Serbestleşme” ile birlikte maliyetler azalıyor, Türkiye’nin ihracatı artıyor Komisyon tarafından açıklanan raporun sonuçlarına göre; Türkiye ile AB arasındaki karayolu yük taşımacılığı hizmetinin serbestleştirilmesi ilişkin 4 ana senaryodan biri olan “tam serbestleşme” sağlanması durumunda Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki ticaret’te 3,5 milyar euroluk artış yaşanacak. Türkiye’nin AB’ye yapacağı ihracat 1,9 milyar Temmuz 2015 60 LOJİSTİK euro artarken, AB’nin Türkiye’ye İhracatı ise 1,6 milyar euro yükseliş kaydedecek. Tekstil yüzde 37, makine aksamları yüzde 28’lik dilimle sekteye uğruyor Türkiye’nin yüzde 2,7’lik büyüme payında, ihracatın yüzde 1,77’lik payı dikkate alındığında bu kazanımın büyük önem taşıdığına dikkat çeken UND, araştırmanın ışığında söz konusu yaptırımlarla sekteye uğrayan en önemli sektörlerin yüzde 37 ile tekstil ürünleri, yüzde 28 ile makine aksamları olduğuna dikkat çekti. Sekteye uğrayan diğer sektörlerin sıralaması, yüzde 13 ile metal ürünleri, yüzde 8 ile gıda ürünleri ve tarım ürünleri, yüzde 8 ile kimyasal ürünler ve son olarak yüzde 6 ile diğer sektörler olarak devam ediyor. “Tam serbestleşme”, Türkiye’ye ek 25 bin kişi, AB’ye de ek 14 bin kişilik istihdam sağlayacak Azalan maliyetler ile birlikte satış fiyatı düşen ürünler ile AB tüketicisi yılda 145 milyon euro tasarruf Temmuz 2015 edecek. Taşıma maliyetlerindeki düşüş sonucunda Türk taşımacılarının Avrupa’ya yapacağı sefer sayısında yüzde 11 artış ile 40 bin ilave sefer gerçekleşecek, gidişdönüş yaklaşık 200 milyon euro ilave hizmet ihracatı yapılarak döviz kazandırılacak. “Tam serbestleşme”, Türkiye’ye ek 25 bin kişi, AB’ye de ek 14 bin kişilik istihdam sağlayacak. AB Kotaları, Türkiye’deki yerleşik AB firmalarını da vuruyor 2007 yılında yüzde 60 civarında olan AB’nin payının, ihracatımızda bugün yüzde 43’e indiğini ifade eden UND Yönetim Kurulu Başkanı Nuhoğlu, “Türkiye’nin Avrupa’ya olan ihracatının yüzde 50’sinin Türkiye’de yerleşik Avrupa Birliği sermayeli firmalar tarafından yapıldığı gerçeği göz önüne alındığında, bu düşüşteki en büyük zararı, AB firmaları gördü” dedi. Raporun “tam serbestleşme” projeksiyonuna göre; gayri safi yurtiçi hasılada yaratılacak 2,3 milyar Euro’luk ilave verimin, 0,15 milyar euroluk kısmından özellikle tekstil, kimya ve makine sanayilerindeki çoğunluk hissesi AB firmalarında olan İşletmeler yararlanacak. Rapor, gümrük müzakereleri arifesinde büyük koz UND Başkanı Nuhoğlu, Türkiye ile AB gümrük bölgesinde sanayi mallarının gümrük vergisi ve eş etkili vergiler ile miktar kısıtlamaları ve eş etkili tedbirlere tabi olmadan serbestçe dolaşmasını sağlamayı amaçlayan Gümrük Birliği’nin, AB üye ülkelerince Türk taşımacılara uygulanmakta olan “geçiş belgesi kotaları” yüzünden etkin işlemiyor olmasının hem Avrupa Birliği, hem Türkiye ekonomileri için yol açtığı sıkıntıların artık Avrupalılar tarafından da kabul edildiğine dikkat çekti. Nuhoğlu, yayınlanan bu raporun 2016’daki gümrük müzakerelerinde büyük koz olacağının da altını özenle çizdi. 61 Komisyon raporu, gümrük birliği müzakereleri açısından tarihi sonuçlar içeriyor UND Yönetim Kurulu Başkanı Nuhoğlu, Türkiye ile AB gümrük bölgesinde sanayi mallarının gümrük vergisi ve eş etkili vergiler ile miktar kısıtlamaları ve eş etkili tedbirlere tabi olmadan serbestçe dolaşmasını sağlamayı amaçlayan Gümrük Birliği’nin, AB üye ülkelerince Türk taşımacılara uygulanmakta olan “geçiş belgesi kotaları” yüzünden etkin işlemiyor olmasının hem Avrupa Birliği, hem Türkiye ekonomileri için yol açtığı sıkıntıların artık Avrupalı dostlarımız tarafından da kabul edildiğine dikkat çekti. Dünya Bankası tarafından 2014 yılının Mayıs ayında açıklanan “Türkiye-AB Gümrük Birliği Değerlendirmesi”nin de bu gerçeği teyit ederek; “Karayolu kotalarının, Türkiye-AB ticaretinin potansiyelinin altında gelişmesine neden olduğunun” açıkça ifade edildiğini hatırlatan UND Başkanı Nuhoğlu, şunları söyledi: “Avrupa Komisyonu adına Ulaştırma ve Hareketlilik Genel Müdürlüğü tarafından geçen yılın sonunda tamamlanan bu çalışma da, benzer bir sonuç ile UND’nin uzun süredir Türkiye ve AB kamuoyu gündemine taşıdığı bu sorunu çarpıcı şekilde ortaya koymaktadır. 28 AB üye ülkesinin 24’ü tarafından Türk plakalı araçlara getirilen kota kısıtlamalarının, özellikle ihracatımız- Taşımalarımız 40 bin adet artacak Kotalar sebebiyle Türk nakliyecilerinin payının Romanya, Polonya, Makedonya gibi ülkelerin nakliyecilerine kaydığının da bilgisini veren Nuhoğlu, “Yaptığımız taşımalar 40 bin adet artacaktır. Bu da ülkemiz adına gidiş-dönüş yaklaşık 200 milyon Euro tutarında ilave hizmet ihracatı anlamına geliyor” dedi. daki genel artış trendine rağmen AB’ye ihracatımızın genel ihracatımızdaki payının son 10 yılda yüzde 60’lardan yüzde 43’lere indiği dikkate alındığında, yol açtığı zararlar farklı kaynaklardan rakamlarla teyit edilmektedir. Avrupa Birliği Komisyonunun dışında da yine UND’nin geçmiş dönemde yaptırdığı araştırmaların ışığında, AB Ülkeleri ve Türkiye’nin ithalat ve ihracattaki toplam kazancının en az 10 Milyar Euro olacağını öngörüyoruz. 2016 başında yeni baştan müzakere edilmeye hazırlanan Türkiye-AB Gümrük Birliği müzakereleri, işte bu nedenle her iki paydaş için kritik önem taşımaktadır. Sadece Türk taşımacılarının değil, Türkiye ihracatının ve ekonomisinin destekçisi olan UND olarak Güm- rük Birliği’nin halihazırda sağladığı avantajların hayata geçirilmesi için tüm kesimlerden destek bekliyoruz. Kotaların kaldırılmasıyla hem Türkiye hem de AB ekonomisinin kazanç elde edeceğini savunan ve bu yönde birçok girişimde bulunan Uluslararası Nakliyeciler Derneği’nin söylemlerinin doğruluğunu kanıtlar nitelikteki komisyon raporu, Gümrük Birliği revizyon görüşmeleri öncesinde ülkemiz adına tarihi bir önem taşıyor.” UND’nin taşıma kotası bariyerlerine karşı mücadelesi kararlılıkla devam edecek UND Yönetim Kurulu Başkanı Nuhoğlu, Türkiye-AB hukukuna aykırı şekilde uygulanan taşıma kotalarına karşı TİM çatısı altındaki Türkiye’deki ihracatçıları da yanına alarak uluslararası hukuk süreci başlatan ve halen 2 ülkede açılmış 4 davayı yürüten ve Avrupa Komisyonu’na 7 ülke ile ilgili resmi şikayet sunan UND’nin “taşıma kotası” bariyerlerine karşı mücadeleye kararlılıkla devam edeceklerini belirten Nuhoğlu, “Bu rapor Avrupa Birliği için ev ödevi niteliğindedir. Türkiye-AB ortaklık hukukunun “bekçisi” sıfatıyla 28 AB ülkesindeki ihlallerin düzeltilmesinden sorumlu olan Avrupa Komisyonu’na bu sonuçları ileteceğiz. AB’nin karar organlarını bu konuda görevlerini yerine getirmeye davet ediyoruz” dedi. Temmuz 2015 62 GÜNCEL Savaş Yaşar, Borusan Lojistik Uluslararası Taşımacılıktan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı oldu Türkiye Lojistik sektörünün lider firması Borusan Lojistik’in, Uluslararası Taşımacılık iş birimi Genel Müdür Yardımcılığı’na Savaş Yaşar atandı. 20 yılı aşkın bir süredir lojistik sektörünün çeşitli iş birimlerinde hizmetleri bulunan Yaşar, Boğaziçi Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra 1992 yılında Efes Pilsen ile çalışma hayatına atıldı. Ardından 17 yıl boyunca DHL Worldwide Express’de satış ve operasyon fonksiyonlarında kritik görevler üstlenerek devam eden Savaş Yaşar, 2005-2014 yılları arasında DHL Türkiye Operasyon Direktörü olarak görev aldı. Aralık 2014 itibarı ile Borusan Lojistik ailesine Uluslararası Taşımacılık Satış Grup Müdürü olarak katılan İleri derecede İngilizce ve Fransızca bilen Yaşar, evli ve bir çocuk babasıdır. Lojistik sektörünün devi Türkiye’nin lider ve öncü lojistik şirketlerinden Borusan Lojistik, hizmet yelpazesini genişletmek ve Uluslararası Taşımacılık alanındaki gücünü pekiştirmek adına 2012 yılı, Aralık ayında yine Türkiye lojistik sektörü lider firmalarından Balnak satın almasını gerçekleştirmiş ve bu satın alma ile Türkiye’nin en büyük lojistik şirketi konumuna geldi. Satın almanın ardından Borusan Lojistik’in ilk adımı, yurt içi lojistik hizmetlerinde zirvede yer alan “Borusan Lojistik” hizmet anlayışını Uluslararası Taşımacılık Hizmetlerine de taşımak oldu. Bu doğrultuda Uluslararası Taşımacılık Organizasyonunu daha etkin bir noktaya getirmek için satış yapısını, birimlerin uzmanlıklarına göre özelleştirildiği yenilikçi bir modele dönüştürdü. Tüm satış ekibi, Borusan Lojistik ve Sabancı Üniversitesi’nin birlikte kuruma özel olarak tasarladığı bir eğitim ile güçlendirildi. Borusan Lojistik Uluslararası Taşımacılık alanındaki yapılanma sürecinin son adımını ise Genel Müdür Yardımcılığı’na Savaş Yaşar’ı atayarak gerçekleştirdi. 2015 yılı markanın, Uluslararası Taşımacılıkta Avrupa’da büyüyeceği ve aynı zamanda taşımacılık ağını Ortadoğu ve Bağımsız Devletler Topluluğu bölgesindeki varlığı ile genişleteceği bir yıl olarak planlanıyor. Hızlı hizmet ve takip sistemleri ile güvenilir bir çözüm ortağı olan Borusan Lojistik; Uluslararası Taşımacılık Hizmetleri kapsamında karayolu, denizyolu, demiryolu, havayolu ve İntermodel/ Multimodel taşımacılığında ithalat ve ihracat operasyonları gerçekleştiriyor. Oğuzhan Aygün, Omsan Lojistik Satınalma ve Tedarikçi Geliştirme Direktörü olarak atandı Omsan, satınalma ve tedarikçi geliştirme süreçlerini küresel Türk lojistik şirketi olma vizyonu doğrultusunda direktörlük çatısı altında yeniden yapılandırdı. Omsan Lojistik Satınalma ve Tedarikçi Geliştirme Direktörlüğü’ne Oğuzhan Aygün atandı. Yeni görevine atanan Oğuzhan Aygün, profesyonel hayatına 1986 yılında başladı. 2001 yılından bu yanaise lojistik sektöründe önemli görevlerde bulunan Aygün, Ortadoğu Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümü mezunu olup, iyi derecede İngilizce Temmuz 2015 biliyor. Omsan’ın, Türkiye’nin en büyük tedarikçi ekosistemlerinden birini yönettiğini belirten Omsan Lojistik Genel Müdürü Osman Küçükertansürdürülebilir rekabet avantajına sahip olmak için satınalma ve tedarikçi geliştirme süreçlerindeyeni bir yapılanmaya gittiklerini ifade etti. Şirketin dinamik yapısını korumak için lojistik sektörünün içinden veya dışından nitelikli yöneticileri bünyelerine kattıklarınısöyleyen Küçükertan, yeni görevine atanan Oğuzhan Aygün’e başarılar diledi. 63 Ford Otosan’ın lojistiği dünyada ders olarak okutulacak Dokuz Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyelerinden Prof. Dr. D. Ali Deveci, Doç.Dr. Gül Denktaş Şakar, Prof.Dr. Okan Tuna ve Ford Otosan Lojistik Müdürü Recai Işıktaş tarafından İngilizce olarak hazırlanan Ford Otosan’ın lojistik operasyonları kapsamında uyguladığı “İntermodal Taşımacılık İş Modeli” vakası dünyaca ünlü yayınevi Springer tarafından basıldı. Farklı ülkelerdeki başarılı lojistik ve tedarik zinciri uygulamalarını vaka şeklinde sunmak amacıyla 3 yıl önce dünyanın en prestijli üniversitelerinden biri olan Oxford Üniversitesi tarafından küresel bir proje olarak başlatılan çalışma kitaplaştırıldı. 11 farklı ülkeden seçilen tedarik zinciri ve lojistik vakalarının yer aldığı kitabın editörlüğünü ise Oxford Üniversite’sinden Prof. Pietrowich ve Prof. Cuthberson üstlenmiş. Konuyla ilgili bir açıklamada bulunan DEÜ Denizcilik Fakültesi Lojistik Yönetimi Bölüm Başkanı Prof.Dr. Okan Tuna şunları söyledi; “Bizim amacımız iyi lojistik uygulamalarını sektöre ve akademisyenlere sunmak. Ford Otosan İntermodal Taşımacılık vakası hem maliyet hem de çevre temelli önemli kazanımları olan bir uygulama. Denizyolu, karayolu ve demiryolu ulaştırma modlarının bütünleşik bir yapı içerisinde yararlanıldığı bu uygulamadan uluslararası işletmelerin öğreneceği çok şey var”. Yeşil Lojistik başarısı Ford Otosan’ın tedarikçilerinden temin ettiği girdilerin, Almanya’nın Köln şehrindeki bir lojistik merkezden, Türkiye’ye ulaştırılması sürecinde demiryolu seçeneğinin kullanılmasına ilişkin lojistik yaklaşımları ve kazanımları anlatan vaka, işletmelerin rekabetçiliği üstünlüğü kapsamında çok önemli bilgiler içeriyor. Önemli üniversitelerde ders olarak okutulacak vaka için Ford Otosan Lojistik Müdürü Recai Işıktaş ise şunları aktardı: “Bu projenin maliyet yönlü kazanımları dışında en önemli kazanımı çevre duyarlı bir yeşil lojistik uygulaması olması. 2003 yılında başladığımız bu proje ile her yıl 8990 ton CO2 salınımını azaltarak çevreye katkı sağlanmıştır.2013 yılında devreye alınan İntermodal projesiyle çevreye salınımı azaltılan CO2 miktarı 13.710 ton seviyesine yükselmiştir. Bu 1 milyon ağaçlık, yani Belgrad ormanının yarısı büyüklüğünde bir ormanın çevreye yaptığı katkıya denktir” Uluslararası yayınevi Springer tarafından “Supply Chain Design and Management for Emerging Countries” adıyla basılan kitap, internet üzerinden sipariş edilebiliyor. Krone 7 ilde müşterilerine iftar yemeği verdi İzmir Tire Organize Sanayi Bölgesindeki fabrikası ile yerli treyler üreten Avrupa’nın en büyük treyler markaları arasında yer alan Krone Ticari Araçlar, Ramazan ayı nedeniyle çeşitli illerde düzenlenen iftar yemeklerinde müşterileri ile bir araya geldi. Yaklaşık 70 nakliye firması temsilcisinin katıldığı iftar yemeklerinin son durağı Kayseri oldu. İftar yemeğinde bir konuşma yapan Satıştan Sorumlu Krone Trailer International Genel Müdürü Semih Pala, Krone Ticari Araçlar olarak artık yerli bir üretici olduklarını belirterek, “Sizlerin de yakından takip ettiğiniz gibi yeni bir döneme girdik. İzmir fabrikamızda Alman teknolojisi ve dayanıklılığına sahip yerli malı treyler üretiyoruz. Tire fabrikamız Krone mar- kasının Almanya dışındaki ilk üretim tesisidir. Burada sizlerden gelen talep ve istekleri de göz önünde bulundurarak, çözüm üretmek ve işbirliğimizi ilerletmek istiyoruz. İftar yemeklerimiz ile başlayan bu birlikteliğimizin iş ortaklığı şeklinde devam etmesini arzu ediyoruz” açıklamasını yaptı. Krone Ticari Araçlar, Ramazan ayı başından bu yana Antalya, Adana, Mersin, Gaziantep, Konya, Nevşehir ve Kayseri illerinde düzenlediği iftar yemeklerinde bölgede faaliyet gösteren nakliyeciler ile bir araya geldi. Temmuz 2015 64 TESLİMAT Denizli Çimento’nun demiryolu taşımaları Omsan güvencesinde Omsan, çimento sektörünün önde gelen firmalarından Denizli Çimento’nun kömür ve dökme çimentoyurtiçi demiryolu taşıma operasyonlarını gerçekleştirmeye başladı. Lojistik sektörünün en değerli markası Omsan Lojistik, çimento sektörünün önde gelen firmalarından Denizli Çimento’nun Kütahya/Tunçbilek’ten, TCDD’nin Denizli/Kaklık İstasyonu’na yapılacak kömür taşımalarını ve yine Denizli Çimento Fabrikası’ndan İzmir/Aliağa`ya yapılacak dökme çimento taşımalarını demiryolu ile gerçekleştirmeye başladı. Yürütülen operasyon kapsamında Omsan, Denizli Çimento için 2 yıl süresince yıllık 120 binton kömür ve 120 bin ton dökme çimento taşıması gerçekleştirecek. Denizli Çimento’nun Omsan’ı tercih etmesinden ötürü mutlu olduklarını belirten Omsan Lojistik Demiryolu Koordinatörü Mehmet Sıddık Öğmen, kömür taşımalarında 90 konteyner ve 30 vagonun, dökme çimento taşımalarında ise 65 silobas konteyner ve15 vagonunun kullanıldığını ifade etti. Öğmen, Omsan’ın demiryolu taşımacılığındaki deneyimi ve nitelikli insan kaynağı ile Denizli Çimento için rekabet avantajı yaratacaklarına inandığını belirtti. DNT Ulusalrarası Nakiyat 30 adet Huckepack aldı Merkezi Denizli’de bulunan DNT Uluslararası Nakliyat 30 adetlik Huckepack siparişinin ilk 15’ini, Serin Treyler Konya Tesislerinde düzenlene bir törenle teslim aldı. Serin merkez fabrikasında düzenlenen teslimat törenine DNT Uluslararası Nakliyat Yönetim Kurulu Üyesi Abdurrahman Manisalı katılırken, Serin Treyler adına Satış Müdürü Mustafa Heybetli katıldı. Karayolu taşımacılığında artan maliyetler nedeniyle, son dönemlerde taleplerin tren yolu ile taşımaya yönelmesiyle birlikte, treyler ürünlerinde de bu yönde gelişmeler yaşanmaktadır. Buna bağlı olarak arge çalışmalarını hızlandırarak müşterilerin ihtiyacının giderilmesi yönünde gerekli arge çalışmalarını tamamlayan ve seri üretime geçen Serin Treyler, geliştirdiği huckepack modeliyle müşterilerinden tam not aldı. Huckepack modelinin başlıca özellikleri Geliştirelen huckepack modelde yer alan; tren taşımacılığına uygun dizayna sahip, hareket edebilen çatı ve gümrüklenebilir yan perdeler, 2950 mm İç tavan yüksekliği ve 13.600 mm iç uzunluk Temmuz 2015 ve opsiyonel olarak yükseltilebilir çatı sistemleri (Serin, Mega attic veya Lifemaster) aracın başlıca önemli özellikleri arasında. Ayrıca bu yeni ürün müşteri tercihine göre Huckepack Mega 950 mm ve Huckepack Averaj 1050 mm pleyt yüksekliğine sahip iki model olarak piyasaya sunuldu. Merkezi Denizli’de bulunan ve Avrupa’nın tüm ülkelerine taşımacılık yapan DNT, ağırlıklı olarak tekstil ürünleri nakliyesi konusunda hizmet veriyor. Filosunda 40 yakın treyler bulunduran firma, bu teslimat ile birlikte sayıyı 55 yükseltti. 65 ABC’den 150 adetlik dev treyler yatırımı Tırsan’dan vazgeçmeyen ABC Lojistik 150 adet tren yüklemeli Tırsan Brandalı Maxima Plus semi-treylerleri filosuna kattı. Araçların teslimatı Tırsan Adapazarı Fabrikası’nda gerçekleşti. Teslimat için yapılan törene Tırsan Treyler Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, ABC Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Ergun Bilen, Tırsan Yurtiçi Satış Genel Müdür Yardımcısı Ercan Kulaksız ve DAF-Tırsan Satış Müdürü Ertuğrul Erkoç katıldı. Ergun Bilen, yaptığı açıklamada, “Tırsan markasını öncelikle tercih etme nedenlerimiz treylerlerin sağlamlığı, Tırsan’ın sektörün lideri olması ve marka güvenirliğidir ” dedi. Bilen, “Ayrıca, treylerlerin şasisi ve tüm kaynaklı komponentlerinin paslanmaya karşı olarak kataforez kaplı olması sayesinde araçlarımız 10 yıl paslanmazlık garantisi altında, buda bizim için büyük avantaj” sözleriyle Tırsan treylerlerin uzun vadedeki performansına vurgu yaptı. Bilen, “Firmamız özellikle tren ve deniz yolu ile taşımacılık yapmaktadır, filomuzda önceden bulunan ve buna ek olarak yeni alımını yapmış olduğumuz intermodel taşımacılığa uygun Tırsan treylerler sayesinde hem zamandan hem maliyetten tasarruf ediyoruz. Öte yandan DAFTırsan’ın sahip olduğu geniş servis ağı, satış sonrası hızlı ve müşteri memnuniyetini göz önünde bulundurarak vermiş olduğu hizmetler bizim için oldukça memnuniyet verici” diye konuştu. Öney, filo yatırımları ile büyüyor Türkiye’nin genç ve büyüyen filolarından Öney Taşımacılık, 10 adet Renault Trucks T 460 Euro 5 çekici ile filosunu büyütmeyi sürdürüyor. Sektörde 25’inci yılını kutlamaya hazırlanan Öney Taşımacılık ve Lojistik A.Ş., filosuna kattığı 10 adet Renault Trucks T 460 Euro 5 çekici ile toplam araç sayısını 60’a çıkarırken, filosundaki Renault Trucks sayısını 15’e yükseltti. İzmir Koçaslanlar Otomotiv’de gerçekleştirilen teslimat töreninde, Öney Taşımacılık ve Lojistik A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Enver Numanbayraktaroğlu ile Genel Müdür Hasan Polatlı, Renault Trucks Türkiye Bölge Müdürü Engin Demirel, İzmir Koçaslanlar Otomotiv Şube Müdürü Mesut Süzer, İzmir Koçaslanlar Satış Yöneticisi Ömer Gündem ve İzmir Koçaslanlar Servis Müdürü Fatih Birdal hazır bulundular. Renault Trucks T serisi araçların düşük yakıt tüketimi, güvenlik, konfor, ikinci el değeri kaliteli ve yaygın servis ağı unsurlarını dikkate alarak seçim yaptıklarını belirten Numanbayraktaroğlu, Renault Trucks ve Koçaslanlar Otomotiv’in kalite ve güvencesinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Renault Trucks Türkiye Bölge Müdürü Engin Demirel, ise : “Avrupa’nın kamyon konusunda en önemli ödülü olan “2015 Yılın Kamyonu” ödülünü alarak, hem Avrupa hem de Türkiye pazarı için önemli bir referans ve güvence ile pazara giriş yaptık. Öney Lojistik, Renault Trucks ve Koçaslanlar Otomotiv ortaklığımız ile teslim edilen T serisi araçlarımızının bol kazançlar getirmesini temenni ediyorum.” Temmuz 2015 medya