NİN SESİ
Transkript
NİN SESİ
’NİN SESİ ŞUBAT 2016 SAYI: 402 Uluslararası Nakliyeciler Derneği Yayın Organı “Hazar Koridoru”nda İyileşmeler devam ediyor Türkiye-İran e-TIR pilot projesi tanıtıldı UND sektörün 2015 yılını değerlendirdi içindekiler Şubat 2016 41 34 18 UND lojistik sektörünün 2015 yılını değerlendirdi Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND), Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) ev sahipliğinde 2 Şubat’ta düzenlenen toplantıda 2015 yılını değerlendirerek, 2016 yılı hedef ve önceliklerini paylaştı. UND Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, küresel ekonomide artan risk faktörleri, giderek tırmanan mülteci krizi, küresel terör faaliyetleri ve ülkemizi çevreleyen siyasi gerginlik, çatışma ve bloklaşmaların getirdiği olumsuzlukların 2016 yılında da devam edeceğini öngördüklerini belirterek, sektörün ve UND’nin 2023 hedeflerine ilerlerken çok daha büyük sorumluluklar almaya hazırlandıklarını söyledi. 24 CEO’lardan tedarik zinciri yöneticilerine çağrı: Dijital dünyayı fark edin! Satın alma kararlarının şirket başarısına ve ekonomilere etkisini değerlendiren Finansbank, BOSCH ve Siemens Yönetim Kurulu Başkanları dijitalleşme vurgusu yaptı. 26 UND heyeti, 3 bakan ile sektör meselelerini görüştü, talep ve önerilerini sundu 27 Ocak’ta Ankara’da 3 ayrı bakanlığa resmî ziyaretler gerçekleştiren UND Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu başkanlığındaki heyet, sektörümüzün temel sorunları ile birlikte dernek yönetimi ve üyelerinden gelen öneriler doğrultusunda geliştirdiği projeleri bakanlara bizzat aktardı. 42 TSE onaylı Fil Filtre kaliteden taviz vermiyor Fil Filtre yetkililerinden Tuna Barın, Ar-Ge’ye yönelik inovatif çalışmalarının TSE tarafından onaylanmasının hem kendileri hem de Türkiye için bir kazanç olduğunu ifade ediyor. Barın, otomotive yönelik parça imalatı yapan yan sanayicinin Türkiye’de orijinale eşdeğer kalitede parça üretilebildiğini de vurguluyor. UND Danışmanlık ve Tanıtım Hizmetleri A.Ş Adına Sahibi Ömer Çetin Nuhoğlu Genel Yayın Yönetmeni Fatih Şener Sorumlu ve Yazı İşleri Müdürü Hatice Hacısalihoğlu Yayın Kurulu Ali Çiçekli, Şerafettin Aras, www.locamedya.net Nagihan Soylu, Banu Damla Alışan Mali İşler Müdürü Muhammet Haybarlık Editör Ahmet Doğan Yazı Kurulu Alper Özel, Evren Bingöl, Muammer Ünlü, Elif Sevim Reklam Sorumlusu Hatice Hacısalihoğlu 0212 359 26 00 / 208 Grafik Tasarım Erhan Aydın Haber Merkezi Alpdoğan Kahraman, Berkalp Kaya, Erman Ereke, Gürol Gülbeyaz, İbrahim Çolak, Burak Çığa, Kadir Çirkin Yayına Hazırlık LOCA MEDYA ORG. VE REK. HİZ. LTD. ŞTİ Genel Yönetmen Mutlu Doğan İletişim 0212 579 92 35 ctp baskı ve cilt İstanbul Basım Ltd.Şti 0212 603 26 20 Şubat 2016 Adres: Cennet Mah. Hürriyet Cad. No: 1/1 B Blok Cennet / Küçükçekmece - İSTANBUL - TÜRKİYE Tel: 0212 579 92 35 Fax: 0212 598 47 62 / haber@und.org.tr / Yerel ve Süreli Yayın 33 29 44 Brisa CEO’su Yiğit Gürçay: Filo müşterilerimizin operasyonel verimliliğini artırıyoruz Brisa Genel Müdürü Yiğit Gürçay, geleneksel Ticari Ürünler Değerlendirme Toplantısı’nda, Profleet ile filoların toplam operasyon maliyetini düşürmeye odaklandıklarını belirterek,“2015 yılında sistemimize kaydettiğimiz 1 milyondan fazla lastiğin düzenli takibini yapıyor, filo müşterilerimizin verimliliğini arttıran çözümler sunmaya devam ediyoruz” dedi. 46 Mercedes-Benz Türk Aksaray Fabrikası’nda 113 milyon avro tutarında yeni yatırımı ile bin 200 kişiye istihdam sağlayacak Mercedes-Benz Türk, Aksaray Kamyon Fabrikası’nda 2018 sonuna kadar 113 milyon euro’luk yatırımla üretim kapasitesini ikiye katlayacak. 2015 yılında Aksaray Kamyon Fabrikası’nda 19 bin 688 adet kamyon üreterek kendi rekorunu kıran Mercedes-Benz Türk, artan kapasiteyi büyük oranda ihracata yönlendirmeyi hedefliyor. 35 50 Doğuş Otomotiv sahalarındaki araç elleçleme hizmeti Borusan Lojistik’te Kaliteli hizmetleri, deneyimi ve bilgi birikimi ile otomotiv sektöründeki ağırlığını sürekli artıran Borusan Lojistik bu sektörde yeni bir başarıya imza attı. Otomotiv sektörünün önde gelen kuruluşlarından Doğuş Otomotiv’in sahalarındaki araç elleçleme hizmetini 1 Ocak 2016 itibarı ile Borusan Lojistik üstlendi. 52 AB finansörlüğünde 2.7 milyon EURO bütçeli projenin açılışı yapıldı AB Katılım Öncesi Mali Yardım Aracı (IPA-I) 2012 Yılı Programlaması kapsamında yer alan “Türk Gümrük İdaresinin Modernizasyonu VIII” proje paketinin son bileşeni, Kurumsal Yeniden Yapılanma ve İnsan Kaynakları Yönetimi Teknik Destek Projesi’ nin açılışı yapıldı. 32 55 Scania, ağır ticari araç sektöründe standartları belirliyor Dünyanın önde gelen ağır ticari araç üreticilerinden Scania, kullanıcılarının hizmetine sunduğu teknolojilerle ağır ticari araç pazarının geleceğine yön veriyor. 56 Tırsan’ın Almanya yatırımı yeni işbirlikleri ile güçleniyor Tırsan’ın Almanya’nın Goch şehrindeki üretim tesisi, Kreis Kleve Bölgesi Valisi Wolfang Spreen öncülüğündeki bir heyet tarafından ziyaret edildi, olası işbirlikleri değerlendirildi. 36 BAŞYAZI Değerli Dostlarım, 2 015 yılını geride bıraktık. 2015’te dünyamızı, ülkemizi ve sektörümüzü yakından ilgilendiren olaylar yaşandı. 2015 yılında ihraç taşımalarında yüzde 4 civarında bir azalma oldu. 2015 yılında Türkiye’den dış pazarlara 1,5 milyon ihracat seferi gerçekleşti. Genel olarak tüm sınır kapılarımızdan karayoluyla gerçekleştirilen ihracatımıza baktığımızda; son 1 yılda ihracatımızdaki yüzde 9’luk düşüşe paralel olarak ihraç taşımalarımızda yüzde 4 civarında azalma kaydedildi. 2015 yılında ülkemizden dış pazarlara 1,5 milyon ihracat seferi gerçekleşirken, bunun beşte biri yabancı ülke taşımacılarına ait araçlarla gerçekleşti. İhracat taşımalarında en büyük düşüşler, BDT ve Orta Asya pazarına yönelik taşımalarımızda yaşanırken; Rusya ve Irak taşımalarımız siyasi gerginlik ve çatışmalardan dolayı durma noktasına geldi. Sınır kapılarımızdan özellikle Kapıkule, İpsala ve Sarp çıkışlı ihracat taşımalarında yabancı araçlar karşısında pazar payı kaybının devam ettiği görüldü. İran’a baktığımızda ise İran’ın hem kendi ülkesiyle hem de transit olarak bizim için bir anlamı var. İran’a yönelik ihraç taşımalarımızda son iki senede ikili taşımalarda yüzde 70 artış kaydettik. Türkiye olarak ambargoların kalkması sonrası İran’ın özellikle Avrupa ile ticaretindeki artışın temel transit güzergahı olmaya adayız. 144 milyar dolara gerileyen ihracat performansımızın taşıma performansımıza yansımalarının, küresel ekonomide artan risk faktörleri, giderek tırmanan mülteci krizi, küresel terör faaliyetleri ve ülkemizi çevreleyen siyasi gerginlik, çatışma ve bloklaşmaların gölgesinde girdiğimiz 2016 yılında da süreceğini öngörüyoruz. Sektörün ve UND’nin, 2023 hedeflerine ilerlerken çok daha büyük sorumluluklar almaya hazırlandığının da altını çizmekte fayda bulunmaktadır. Dünyanın ekonomik açıdan gelişmiş ülkelerine lojistik penceresinden baktığımızda, lojistik iş süreçlerinin disipline edildiğini ve sektörün tanımlandığını görüyoruz. Sektörlerin tanımlanması, taşların yerli yerine oturtulması sektör oyuncularının daha rahat nefes almasını ve efektif, inovatif çalışmasını beraberinde getirmektedir. Ülkemizde de bu alanda ‘Lojistik Koordinasyon Kurulu’nun kurulduğunu ve bu kuruldan sektör olarak beklentilerimizin yüksek olduğunu ifade etmek istiyorum. Lojistikle ilgili iş ve hizmetlerde faaliyet gösteren kamu kurum ve kuruluşlarının çalışma prensiplerini belirlemek, aralarındaki koordinasyonu sağlamak üzere ‘Lojistik Koordinasyon Kurulu’ oluşturuldu. Söz konusu politika çerçevesinde lojistikle ilgili iş ve hizmetlerde faaliyet gösteren kamu kurum ÖMER ÇETİN NUHOĞLU UND YÖNETİM KURULU BAŞKANI ve kuruluşlarının üstlenecekleri rolleri belirlemek, müşterek konularda eşgüdüm tesis etmek, ortak karar alınmasını gerektiren hallerde prensip kararları almak ve lojistik mevzuatı düzenlemelerinin koordinasyonunu sağlamak üzere, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Müsteşarı’nın başkanlığında, Bilim, Sanayi ve Teknoloji, Çevre ve Şehircilik, Dışişleri, Ekonomi, Gümrük ve Ticaret, İçişleri ve Kalkınma Bakanlıkları Müsteşarları ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanlarının katılımlarıyla ‘Lojistik Koordinasyon Kurulu’ oluşturuldu. Kurul bünyesinde genel müdür seviyesinde çalışma grubu oluşturulacak, ihtiyaç duyulması halinde daha alt seviyede çalışma grupları da kurulabilecek. Diğer kamu kurum ve kuruluşları ile sivil toplum kuruluşları ve özel sektör temsilcileri çalışma gruplarına dahil edilebilecek. Kurul tarafından yürütülecek çalışmalarda ve alınan kararların uygulanmasında ihtiyaç duyulacak her türlü destek ve yardım, bütün kamu kurum ve kuruluşlarınca sağlanacak. Lojistik sektöründe uzun zamandır ihtiyaç duyulan eşgüdümlü çalışma ortamı nihayet sağlanmış olacak. 2015 yılında en önemli olaylardan biri de kuşkusuz ki “TürkiyeAB Karayolu Taşımacılığı Anlaşması Etki Analizi” oldu. Türkiye-AB arasında 20 yıl sonra yeniden değerlendirmeye alınan Gümrük Birliği’nin Güncellenmesi Müzakereleri’nin ana gündemleri arasına girmesine vesile olan UND, geçtiğimiz günlerde TBMM’de onaylanan DTÖ Ticareti Kolaylaştırma Anlaşması’nın ticaretimizi taşıyan araçlara yurtdışında serbest transit geçiş haklarının da takipçisi olacak. Aynı şekilde, Türk vatandaşı profesyonel TIR şoförlerine 2009 yılında AB Adalet Divanı tarafından tanınmış olan “hizmet sağlayıcı” statüsünün zorunlu kıldığı “vize muafiyeti” hakkının geri verilmesinin ve Avrupa Komisyonu’nun bağımsız araştırmacılara yaptırdığı ve taşıma kotaları nedeniyle Türkiye-AB ticaretinin 3,5 milyar euro azaldığını açık ve net olarak ortaya koyan “Türkiye-AB Karayolu Taşımacılığı Anlaşması Etki Analizi” sonuçlarının da takipçisi olacağız. Karşılıklı ticaretimizin Gümrük Birliği’ne rağmen arzu edilen düzeye bir türlü erişememesinin en temel nedenlerinden olan “tarife dışı kısıtlamaların” kaldırılması konusunda Avrupa Komisyonu’nun gayretlerine yoğun desteğimiz sürecek; ancak eş zamanlı olarak 2015 yılında UND ve TİM olarak Avusturya ve Macaristan’da açtığımız davalar ve Avrupa Komisyonuna 7 ülkeye yönelik şikayetimiz çerçevesinde başlattığımız uluslararası hukuk mücadelemiz de bu süreci takviye edecek. Saygı ve Sevgilerimle... 8 Şubat 2016 Editör’den “Son dönemde UND’nin yoğun girişimlerinin yanı sıra Azerbaycan ve Türk basınında yer alan yoğun haberler ve Ulaştırma, Ekonomi ve Dışişleri Bakanlıklarımızın verdiği büyük destek sonucunda, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev’in talimatıyla ekim ayında Ekonomi ve Sanayi Bakanı Sayın Şahin Mustafayev Başkanlığında “Azerbaycan Cumhuriyeti Transit Yük Taşımaları Koordinasyon Şurası” adıyla bir komite kuruldu ve çalışmalarına başladı. Kazakistan’a ve Türkmenistan’a gitmek için Rusya’dan transit geçiş yapmalarına izin verilmeyen Türk TIR’ları Azerbaycan üzerinden Ro-Ro gemileriyle Hazar Denizi’ni geçerek bu ülkelere ulaşıyor. ‘Azerbaycan Cumhuriyeti Transit Yük Taşımaları Koordinasyon Şura Başkanı Şahin Mustafayev’in daveti üzerine Bakü’ye gittik, yapılan görüşmeler sonucunda sektörümüzü rahatlatan önemli kararlar alındı.” Merhaba, U luslararası Nakliyeciler Derneği başarılarına bir yenisini daha ekledi. Rusya ile aramızdaki gerginlikten dolayı kafalarda hep ‘acaba şimdi ne olacak, taşımalar nasıl gerçekleşecek, lojistik sektörü bu krizi nasıl aşacak, bu durum sektörümüzü yaralayacak mı?’ gibi sorular vardı. UND’nin son iki yıldır sergilediği çabalar ve kamu kurumlarımızla birlikte Bakü’de yapmış olduğu ziyaretler sonuca ulaştı. Son dönemde UND’nin yoğun girişimlerinin yanı sıra Azerbaycan ve Türk basınında yer alan yoğun haberler ve Ulaştırma, Ekonomi ve Dışişleri Bakanlıklarımızın verdiği büyük destek sonucunda, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev’in talimatıyla ekim ayında Ekonomi ve Sanayi Bakanı Sayın Şahin Mustafayev Başkanlığında “Azerbaycan Cumhuriyeti Transit Yük Taşımaları Koordinasyon Şurası” adıyla bir komite kuruldu ve çalışmalarına başladı. Kazakistan’a ve Türkmenistan’a gitmek için Rusya’dan transit geçiş yapmalarına izin verilmeyen Türk TIR’ları Azerbaycan üzerinden Ro-Ro gemileriyle Hazar Denizi’ni geçerek bu ülkelere ulaşıyor. ‘Azerbaycan Cumhuriyeti Transit Yük Taşımaları Koordinasyon Şura Başkanı Şahin Mustafayev’in daveti üzerine Bakü’ye gittik, yapılan görüşmeler sonucunda sektörümüzü rahatlatan önemli kararlar alındı. Bunlar: Azerbaycan gümrük girişi için Aktau için Bakü Limanı’nı kullanmayan araçlar 25 dolar şehir giriş ücreti ödemeyecek. Mühürlü araçlara gümrük girişinde yapılan kantar ölçümü yol boyunca yapılan kontrollerde de geçerli sayılacak ve kantar kaynaklı ölçüm farklarına ayrıca bir işlem uygulanmayacak. Tehlikeli madde tanımlamasında ADR Konvansiyonu listesi esas alınacak. Kazakistan-Aktau Limanı’ndaki muhtelif masraflarla ilgili girişimler devam ediyor. Bakü Aktau Ro-Ro ücretlerinde de önemli iyileştirmeler sağlandı. Bakü-Aktau için her Salı ve Cuma Günü Bakü’den, Aktau-Bakü için her Çarşamba ve Cumartesi Aktau’dan düzenli seferler yapılacak. Fatih ŞENER UND İcra Kurulu Başkanı Türkmenistan Devlet Başkanı Sayın Berdimuhammedov’un, ikinci Türkmen gemisinin Hazar’da seferlerine başladığında bu güzergahta indirim yapılması konusunda da UND’ye bir müjdesi oldu. Türkmenistan’ın ikinci gemisi Hazar’a ulaştı. Bakü-Türkmenbaşı güzergâhındaki iyileştirmeler ‘şimdilik’ olup bu geminin sefere başlamasıyla birlikte Azerbaycan tarafı da Türkmenistan ile aynı anda indirim yapacak. UND ve Transit Şurası arasında kurulan sürekli iletişim hattı ile uygulamalar yakından takip edilecek olup farklı uygulamaların olması halinde sürücüler UND’yi bilgilendirecek ve sağlanan iletişim ile Transit Şura’sı olaya anında müdahale edecek ve uygulamaların eskiye dönmesine izin verilmeyecek. Hazar Koridoru’nda UND olarak tam saha pres yaptık, çok çalıştık ve inandık. İnanmadan hiçbir şey olmaz. Kamu’nun gerekli kesimleri ile birlikte hareket ederek bu işi başardık. Bölgesel bir güç olan Türkiye’nin ulaştırma alanında çok daha efektif ve inovatif olması gerekiyor. UND, takım olarak bu ve benzeri konularda yılmadan çalışıyor. Hazar koridoru, alternatif bir yoldur. Türkiye olarak her zaman alternatiflerimizin olması gerekmektedir. Mustafa Kemal Atatürk, bundan yıllar önce Türki Cumhuriyetler’e yönelik bu ülkelerin bir gün bağımsızlıklarına kavuşacaklarını ve Türkiye’nin buna hazırlıklı olması gerektiğğini ifade etmiştir. Atatürk’ün bu sözünden de anlaşılacağı üzere Türki Cumhuriyetler dediğimiz o bölgelerde ülkemizin daha fazla söz sahibi olması gerekiyor. Bunun gerçekleşebilmesinin ön koşulu da ‘güçlü ekonomiden’ geçiyor. Güçlü ekonomi için güçlü bir lojistiğin olması gerektiğini çeşitli panellerimizde ve konferanslarımızda dile getirmiştik. Güçlü lojistik/güçlü ekonomi sarmalı içerisinde bu bölgelere M. Kemal Atatürk’ün dediği gibi hazır olmalıyız. Bu bölgelerin ihtiyaçlarına cevap verebilecek donanım ve profesyonollikte olmalıyız. Hazar Koridoru’nu bu bağlamda çok önemli görüyorum. Bir sonraki sayıda buluşunaya kadar hoşçakalın. Saygılarımla… 10 UND’den Macaristan sözünden döndü... Mücadeleye devam! 26-27 Ocak tarihlerinde Macaristan’ın Budapeşte şehrinde düzenlenen son KUKK toplantısında, Macaristan heyeti yine sözünde durmadı ve ülkemizin 2015 yılı Şubat ayında her iki ülke tarafından da kabul edilerek imzalanan KUKK protokolüne uyulması çağrıları cevapsız kaldı. KUKK toplantısında, her iki ülke taşımalarının daha fazla olumsuz etkilenmemesi amacıyla 2015 yılında kullanılmakta olan kota miktarlarının devam ettirilmesi hususunda anlaşmaya varıldı. Buna göre; kota kapsamındaki ücretsiz geçiş belgeleri önümüzdeki hafta içinde ülkemize iletilecek olup, Macaristan geçiş belge fiyatları değişmedi. Diğer taraftan, uluslararası ticaretin temel şartlarından biri olan “Transit Serbestisi” kuralının, 162 DTÖ üyesi ülkede etkin şekilde uygulanmasını sağlayacak olan Dünya Ticaret ÖrgütüTicaretin Kolaylaştırılması Anlaşması, TBMM onayından geçerek 27 Ocak tarihli Resmi Gazete’de yayınlandı ve ülkemiz söz konusu anlaşmaya taraf oldu. 5 Ekim 2015’te AB Parlamentosu’nun, Macaristan’ın da içinde olduğu 28 üye ülkesi adına onay verdiği ve “Transit Serbestisi” sağlayacak olan anlaşmaya taraf olması akabinde, “Transit Ülke” olmanın sorumluluğunu yerine getiren ülkemiz, aynı Anlaşmaya onay veren AB Parlamentosu üye ülkelerinden biri olan Macaristan’dan da üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesini bekliyor. Macaristan’ın, transit taşımalarımıza getirdiği ayrımcı engelleri kaldırması konusunda UND’nin haklı mücadelesi devam edecek. Toplantıya ülkemiz heyetine Karayolu Düzenleme Genel Müdür Yardımcısı Nurhan Tüfekçioğlu başkanlık etti. UND’yi temsilen UND İkinci Başkanı Şerafettin Aras ve İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener Katılım gösterdi. UND heyeti Polonya Başkonsolosluğu’ndan ‘tam destek’ sözü aldı Avrupa’ya taşımacılık faaliyeti gerçekleştiren ülkemiz karayolu taşımacılığı firmaları açısından Polonya önemli bir konumda yer alıyor. Gerek tarihi bağımız gerek Şubat 2016 ise ticari ilişkilerimiz ile Polonya ve Türkiye ilişkileri olumlu mesafeler kat ediyor. Bu iyi ilişkilerin karayolu taşımacılığına yansımaları ve muhtemel kazanımlarını görüşmek amacı ile UND heyeti, Polonya Başkonsolosluğu’nu ziyaret etti. Verimli geçen görüşmede, Türk taşımacılarının Avrupa’daki transit geçiş hakları konusunda Dünya Ticaret Örgütü kuralları ve TürkiyeAB ortaklık hukuku çerçevesinde destek talebinde bulunulurken, Başkonsolos Grzegorz Michalski çözüm için tam destek sözü verdi. Diğer taraftan Polonya’nın vize konusunda ülkemizde faaliyet gösteren taşımacılık firmalarına yönelik olumlu yaklaşımın devam etmesini önemi vurgulandı ve davetiye zorunluluğu vb. konularda profesyonel sürücüler ve firmalarının karşılaştığı sıkıntıların ortadan kaldırılmasına yönelik işbirliği önerilerinin değerlendirilmesi kararlaştırıldı. Toplantıya UND adına İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Alper Özel ve Avrupa Ülkeleri Uzmanı Kadir Çirkin katıldı. 12 UND’den UND gümrük ve antrepo çalışma grubu toplantısı gerçekleştirildi Sektörümüzün gümrük ve antrepo kapsamına giren uygulama ve sorunlarının ele alındığı Gümrük ve Antrepo Çalışma Grubu toplantısı 18 Şubat’ta UND merkezinde gerçekleştirildi. Toplantıda Erenköy ve Bursa Gümrük Müdürlükleri’nde yaşanan sorunlar ele alındı ve Gümrük ve Ticaret Bakanı’na UND Yönetim Kurulu heyetince yapılan ziyaretin detayları paylaşıldı ve gümrük idarelerinde yaşanan sorunlar ve uygulamalar istişare edildi. Gerçekleşen toplantıya, Gümrük ve Antrepo Çalışma Grubu Başkanı Mustafa Kemal Avcı (Mars Lojistik), Çalışma Grubu Başkan Yardımcısı Yalçın Karakoç (Sittnak), Çalışma Grubu Üyesi Metin Yılmaz, Mustafa Şensoy (YGS), UND Yönetim Kurulu Başdanışmanı Cahit Soysal, Cumhur Erzurumluoğlu (Çobantur), Alper Gürler (Ekol), Necati Çelen, Cemil Demirel (Logitrans), Salih Koca (Tobbund), UND İcra Kurulu Üyesi Erman Ereke ve UND Operasyon Uzmanı Gürol Gülbeyaz katılım sağladı. Rus TIR’larının geçişine 3 şartla izin verilecek 2016 yılı karayolu geçiş belgelerini teslim etmediği için 1 Şubat’tan bu yana Rus TIR’ların Türkiye’ye girişine izin verilmiyor. Türk tarafı, Rusya’ya yeniden geçiş izni vermek için Rus hükümetinin üç şartı yerine getirmesini istiyor. Rusya ile Türkiye arasındaki karayolu Şubat 2016 taşımalarının durmasından Rus tarafının daha olumsuz etkilendiğini vurgulayan Türk nakliyeciler, bu ülkenin TIR’larına yeniden geçiş izni verilmesi için üç şartı yerine getirme çağrısında bulundu. Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin’e seslenen UND yetkilileri, anlaşma- larla belirlenen geçiş belgelerinin Türk tarafına teslim edilmesini, sürücülerin yeniden vizeden muaf tutulmasını ve Rusya tarafından taşımacıların siyasi krizin dışında tutulmaları ve yardımcı olunması konusunda kamuoyuna bir çağrı yapılmasını istedi. 13 Şubat 2016 14 UND’den UND Heyeti Kazakistan Ankara Büyükelçiliği’ni ziyaret etti UND Heyeti Kazakistan Ankara Büyükelçiliği’ni ziyaret ederek sorunları iletti. UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener öncülüğündeki UND heyeti limanlardan, boş dönen araçlara kadar birçok alanda bilgilendirmelerde ve çözüm önerilerinde bulundular. Orta Koridorun ve özellikle Hazar güzergahında Aktau Limanı’nın artan önemi çerçevesinde UND, taşımacılarımızın yaşadığı sorunları ve taleplerini Kazakistan Ankara Büyükelçiliği Müsteşarları Ayan Kolbay ve Alimkhan Yessengeldİyev’e İletmek üzere ziyarette bulundu. Gerçekleştirilen görüşmede UND tarafından iletilen sorunlar ve alınan cevaplar şu şekilde sunuldu: 5 günlük ikamet, 30 günlük oturum sorunu, geçiş belgelerinin 1 ay geçerli olması Limana girişte sürücünün kaydını yaptırması durumunda 5 günlük oturum süresinin başlaması, çıkışta ise Atrau’ya gelindiğinde yapılacak yeni bir kayıt ile 30 gün kalış süresinin başlatılması yönündeki çalışmaların sürdüğü Kazak yetkililerce ifade edildi. Transit araçlara konvoy uygulamasının zorlukları ve süre kaybı Kazakistan üzerinden transit geçen Türk araçların tamamının konvoy uygulamasına tabi olduğu ve ilave maliyetlere katlanıldığı UND’ce belirtilerek, taşımacılarımızın mağduriyeti dile getirildi. Türkiye’deki Araç Takip Sistemi cihazları ile uygulamanın çok daha kolay hale geldiği ve ücretsiz şekilde elektronik ortamda araç takibinin yapıldığı UND’ce paylaşılarak, benzer uygulamanın Kazakistan’da da denenebileceği UND heyeti tarafından dile getirildi. Kazak heyeti uygulamayı bildiklerini, incelediklerini Şubat 2016 ve Kazakistan’da da uygulanması amacıyla çalışmaların başlatılmış olduğunu belirtti. Kazakistan’a taşıma yapan araçlarımızın çoğunlukla boş geri dönüş yapması Kazakistan’da özellikle buğday, tahıl cinsi yüklerin Türkiye’ye gönderildiği ve bu yüklerin Türk araçları tarafından taşınabileceği ifade edildi. Kazakistan’da ödenen yüksek ücretler İlave maliyetler nedeniyle Kazakistan taşımalarında navlun bedellerinin yükseldiği ve ürünün pazara giriş fiyatının arttığı ve her iki ülkenin de bu durumdan zarar gördüğü UND tarafından belirtildi. İlave maliyet yaratan uygulamaların ve gayri resmi ödemelerin kaldırılması için destek talep edildi. Kazak heyeti, limanlarda çağrı merkezlerinin olduğu, gayri resmi ödeme taleplerinde direkt olarak bu telefonlardan bilgilendirme yapılması gerektiğini, bu amaç doğrultusunda kurulmuş bir ekibin bu tarz sorunlar ile ilgilendiğini UND heyetine aktardı. Limanlardaki ve gümrüklerdeki uzun süreli beklemeler Limanlarda ve gümrüklerde yaşanan uzun süreli beklemelerin sefer sürelerini uzattığı ve buna dayalı olarak navlun bedellerinin yükseldiği UND heyetince belirtildi. Çin ile Türkiye ve komşu ülkelerin karayolu taşımacılığı anlaşması için gerekli görüşmelerin sürmekte olduğu ve orta koridorun gelecekteki potansiyelinin korunması ve geliştirilmesi için Aktau Limanı’nda gerekli iyileştirmelerin bir an önce tamamlanması gerektiği Kazakistan Ankara Büyükelçiliği Müsteşarı ve beraberindeki bürokratlara UND tarafından ifade edildi. Aktau Limanı dışında Atrau gibi alternatif limanların Hazar güzergahında hizmet vermesinin de değerlendirilebilmesi Kazak heyetine ifade edildi. Kazakistan heyeti Aktau Limanı’ndan ülkenin iç kesimlerine ulaşımı sağlayacak, yol inşaatının bitmek üzere olduğunu belirtti, alternatif liman ile ilgili ise çalışmaların sürdüğünü açıkladı. UND ayrıca ülkelerimiz arasında ticaretin ve taşımacılığın gelişebilmesi için ikili ve transit geçiş belgesi kotalarının kaldırılması için Kazakistan Ankara Büyükelçiliği’nden destek talep etti. UND’yi toplantıda İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, Başkan Yardımcısı Evren Bingöl, İcra Kurulu Üyesi Erman Ereke ve Ankara Temsilcisi Nejla Albayrak temsil etti. 15 Şubat 2016 16 UND’den UND’den Bankalar Birliği’ne 4T Çağrısı Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) Başkanı Çetin Nuhoğlu, Rusya ile yaşanan kriz nedeniyle sektörde “3T” olarak da bilinen Turizm, Tarım ve Ticaret sektör temsilcileri ile bir araya gelen Türkiye Bankalar Birliği’ne; lojistik sektörünün önemini vurgulayarak 4’üncü T olarak; ekonomiyi taşıyan taşımacılığın da aynı kapsamda değerlendirilmesi çağrısında bulundu. Çetin Nuhoğlu; “3T’nin yanında “Taşımacılık” yani 4’üncü T unutulmamalıdır. Taşımacılık olmadan hiçbir şey olmaz.” S uriye ve Mısır krizleri sebebiyle Ortadoğu taşımalarında, Rusya ambargosu sebebiyle Rusya ve Rusya üzerinden Orta Asya taşımalarında sorunlar yaşayan Lojistik sektörü, Krizin etkilerini değerlendirmek üzere Turizm, Tarım ve Ticaret sektörleri (3T) ile bir araya gelen ve sorunu bu sektörlerle işbirliği halinde atlatma kararını açıklayan Bankalar Birliğine çağrıda bulundu. Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan UND Başkanı Çetin Nuhoğlu, “Turizm, Ticaret ve Tarım sektörü temsilcileri ile bir araya gelen Bankalar Birliği Başkanı Sayın Hüseyin Aydın, krizden etkilenen 3 sektör temsilcisinin katıldığı toplantıda, Rusya krizinin ekonomiye yansımalarına ilişkin olarak “Herkesin kaybettiği ortamda biz kazanmayız veya bizim kazandığımız ortamda herkes kaybetmiyor. Hep birlikte sorun neyse, problem neyse imkânlarımız ölçüsünde bunları yönetebileceğimizin altını çizmek istiyorum” diyerek çok yapıcı bir yaklaşım sergilemiştir. Rusya’nın, Türk mallarına kapılarını kapatmaŞubat 2016 sından en fazla etkilenen sektörlerden birinin de taşımacılık sektörü olduğunu belirten UND Başkanı Çetin Nuhoğlu, “Transit geçişler için Hazar geçişi kısa sürede devreye sokularak Orta Asya taşımaları büyük ölçüde sorunsuz olarak gerçekleştirilmeye başlanmış olup Rusya sorununun çözümü konusunda beklentilerimiz iyimserdir. Özellikle Habur sınır kapısının bir ay süre ile kapanması sonucunda yaklaşık 1 milyar USD değerindeki ihracatın geçişi durmuş binlerce aracımız da kontak kapatmak zorunda kalmıştır. Geçtiğimiz hafta itibariyle Habur’da geçişlerin normale dönmesi ile bu sorun da büyük ölçüde aşılmış durumdadır” şeklinde konuştu. Kalıcı hasarların oluşmaması için artçı etkilerle mücadele edilmeye çalışılmaktadır “İçinde bulunduğu ekonomideki gelişmelere duyarsız kalmayan Bankalar Birliği Yönetimi benzer krizlerde ekonomiyi taşıyan sektörümüzü de monitörüne almalıdır” diyen UND Başkanı Nuhoğlu şöyle konuştu: “Lojistik konusu ilk kez 10. Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda hedefler arasında yer almış Sayın Başbakanımız tarafından açıklanan öncelikli dönüşüm programlarından biri olarak ilan edilmiş ve bu konuda Bakanlıklarımızda yoğun bir çalışma başlatılmıştır. Özellikle Uluslararası taşımacılar ülkemiz ihracatını dış pazarlara en hızlı ve ekonomik şartlarda ulaştırarak çok stratejik bir rol üstlenmektedir. Dönemsel krizlerde zaman zaman sıkıntılar yaşayan sektörümüz bu konuma yaklaşık yüzde 90 oranında kendi imkanları ile ve desteksiz ulaşmıştır. Ülke ihracatını en rekabetçi şartlarda taşımanın yanında sektörümüz, 2014 yılında gerçekleşen 50 Milyar dolar tutarındaki hizmet ihracatında, Turizm sektörünün ardından 14.4 milyar dolar ile ekonomiye katkı sağlayan Hizmet İhracatçısı sektörler arasında 2. sırada gelmektedir. Sadece bu rakam bile sektörümüzün mevcut krizden etkilenen 3T ile bir bütünlük içinde dikkate alınması ve değerlendirilmesi gerektiğinin kanıtını oluşturmaktadır. Sektörümüz yaşanmakta olan Güncel krizlerin ilk dalgasını savuşturmuş, kalıcı hasarların oluşmaması için artçı etkilerle mücadele edilmeye çalışılmaktadır. Kamu yönetimi Lojistik sektörünü bu gözle izlemeye devam etmektedir. Bankalar Birliğimiz de Bölgesel Lojistik Merkez ve bölge ticareti için en stratejik transit güzergahı olma potansiyeli olan ülkemizde Taşımacılık sektörünü izlemeye, desteklemeye özen göstermelidir. Bankalar Birliği’nin Sayın Başkanı’nın da ifade ettiği gibi, ülke varlıklarının ve kazanımlarının en iyi şekilde korunması amacıyla Finans sektörünün böyle dönemlerde olumsuz etki altında kalan temsilcileriyle iş birliği yapması yararlı olacaktır. Krizden etkilenme oranı ve Stratejik önemi dikkate alındığında Taşımacılık sektörü işbirliği yapılacak en öncelikli sektördür. Bu duyarlılığı sektörümüz adına bekliyoruz…” 17 Şubat 2016 18 UND lojistik sektörünün 2015 yılını değerlendirdi Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND), Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) ev sahipliğinde 2 Şubat’ta düzenlenen toplantıda 2015 yılını değerlendirerek, 2016 yılı hedef ve önceliklerini paylaştı. UND Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, küresel ekonomide artan risk faktörleri, giderek tırmanan mülteci krizi, küresel terör faaliyetleri ve ülkemizi çevreleyen siyasi gerginlik, çatışma ve bloklaşmaların getirdiği olumsuzlukların 2016 yılında da devam edeceğini öngördüklerini belirterek, sektörün ve UND’nin 2023 hedeflerine ilerlerken çok daha büyük sorumluluklar almaya hazırlandıklarını söyledi. Şubat 2016 19 U luslararası Nakliyeciler Derneği’nce (UND) lojistik sektöründe Türkiye’de ve Dünya’da yaşanan gelişmeler hem sektörel hem de ekonomik açıdan değerlendirildiği basın toplantısı, Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) ev sahipliğinde 2 Şubat’ta gerçekleştirildi. UND Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu ve tüm yönetim kurulu üyelerinin hazır bulunduğu toplantıda; lojistik sektöründe geçtiğimiz yıl özellikle komşu ülkelerdeki siyasi karmaşa ve çatışmalar sonucu dış ticaretteki düşüşe paralel yaşanan olumsuzluklar dile getirilirken, 2016 yılına ilişkin değerlendirmeler aktarıldı. 2015 ihraç taşımalarında yüzde 4 civarında azalma oldu Toplantıda konuşan Çetin Nuhoğlu, 2015 yılında Türkiye’den dış pazarlara yaklaşık 1,5 milyon ihracat seferi gerçekleştiğini belirterek, şunları söyledi: “Genel olarak tüm sınır kapılarımızdan karayoluyla gerçekleştirilen ihracatımıza baktığımızda; son 1 yılda ihracatımızdaki yaklaşık yüzde 9’luk düşüşe paralel olarak ihraç taşımalarımızda yüzde 4 civarında azalma kaydedildi. 2015 yılında ülkemizden dış pazarlara yaklaşık 1,5 milyon ihracat seferi gerçekleşirken, bunun beşte biri yabancı ülke taşımacılarına ait araçlarla gerçekleşti. İhracat taşımalarında en büyük düşüşler, BDT ve Orta Asya pazarına yönelik taşımalarımızda yaşanırken; Rusya ve Irak taşımalarımız siyasi gerginlik ve çatışmalardan dolayı durma noktasına geldi. Sınır kapılarımızdan özellikle Kapıkule, İpsala ve Sarp çıkışlı ihracat taşımalarında yabancı araçlar karşısında pazar payı kaybının devam ettiği görüldü. İran’a baktığımızda ise İran’ın hem kendi ülkesiyle hem de transit olarak bizim için bir anlamı var. İran’a yönelik ihraç taşımalarımızda son iki senede ikili taşımalarda yüzde 70 artış kaydettik. Türkiye olarak ambargoların kalkması sonrası İran’ın özellikle Avrupa ile ticaretindeki artışın temel transit güzergahı olmaya adayız.” Çetin Nuhoğlu, 144 milyar dolara gerileyen ihracat performansımızın taşıma performansımıza yansımalarının, küresel ekonomide artan risk faktörleri, giderek tırmanan mülteci krizi, küresel terör faaliyetleri ve ülkemizi çevreleyen siyasi gerginlik, çatışma ve bloklaşmaların gölgesinde girdiğimiz 2016 yılında da süreceğini öngördü. Nuhoğlu, sektörün ve UND’nin, 2023 hedeflerine ilerlerken çok daha büyük sorumluluklar almaya hazırlandığını belirtti. Nuhoğlu: “Lojistik Koordinasyon Kurulu” kuruldu Lojistikle ilgili iş ve hizmetlerde faaliyet gösteren kamu kurum ve kuruluşlarının çalışma prensiplerini belirlemek, aralarındaki koordinasyonu sağlamak üzere “Lojistik Koordinasyon Kurulu” oluşturulduğunu belirten Çetin Nuhoğlu şunları söyledi: “Söz konusu politika çerçevesinde lojistikle ilgili iş ve hizmetlerde faaliyet gösteren kamu kurum ve kuruluşlarının üstlenecekleri rolleri belirlemek, müşterek konularda eşgüdüm tesis etmek, ortak karar alınmasını gerektiren hallerde prensip Şubat 2016 20 UND’den kararları almak ve lojistik mevzuatı düzenlemelerinin koordinasyonunu sağlamak üzere, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Müsteşarının başkanlığında, Bilim, Sanayi ve Teknoloji, Çevre ve Şehircilik, Dışişleri, Ekonomi, Gümrük ve Ticaret, İçişleri ve Kalkınma Bakanlıkları Müsteşarları ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanlarının katılımlarıyla “Lojistik Koordinasyon Kurulu” oluşturuldu. Kurul bünyesinde genel müdür seviyesinde çalışma grubu oluşturulacak, ihtiyaç duyulması halinde daha alt seviyede çalışma grupları da kurulabilecek. Diğer kamu kurum ve kuruluşları ile sivil toplum kuruluşları ve özel sektör temsilcileri çalışma gruplarına dahil edilebilecek. Kurul tarafından yürütülecek çalışmalarda ve alınan kararların uygulanmasında ihtiyaç duyulacak her türlü destek ve yardım, bütün kamu kurum ve kuruluşlarınca sağlanacak. Lojistik sektöründe uzun zamandır ihtiyacı duyulan eşgüdümlü çalışma ortamı nihayet sağlanmış olacak ” dedi. Dış ticaretin paydaşlarının eşgüdüm içinde çalışmasının önemi Karayolu taşıma kotalarından ve ihracatın GSYİH’daki payından da bahseden Nuhoğlu, şunları söyledi: “Türkiye-AB arasında 20 yıl sonra yeniden değerlendirmeye alınan Gümrük Birliği’nin Güncellenmesi Müzakereleri’nin ana gündemleri arasına girmesine vesile olan UND, Şubat 2016 geçtiğimiz günlerde TBMM’de onaylanan DTÖ Ticareti Kolaylaştırma Anlaşması’nın ticaretimizi taşıyan araçlara yurtdışında serbest transit geçiş haklarının da takipçisi olacak. Aynı şekilde, Türk vatandaşı profesyonel TIR şoförlerine 2009 yılında AB Adalet Divanı tarafından tanınmış olan “hizmet sağlayıcı” statüsünün zorunlu kıldığı “vize muafiyeti” hakkının geri verilmesinin ve Avrupa Komisyonu’nun bağımsız araştırmacılara yaptırdığı ve taşıma kotaları nedeniyle Türkiye-AB ticaretinin 3,5 milyar Euro azaldığını açık ve net olarak ortaya koyan “Türkiye-AB Karayolu Taşımacılığı Anlaşması Etki Analizi” sonuçlarının da takipçisi olacağız. Karşılıklı ticaretimizin Gümrük Birliği’ne rağmen arzu edilen düzeye bir türlü erişememesinin en temel nedenlerinden olan “tarife dışı kısıtlamaların” kaldırılması konusunda Avrupa Komisyonu’nun gayretlerine yoğun desteğimiz sürecek; ancak eş zamanlı olarak 2015 yılında UND ve TİM olarak Avusturya ve Macaristan’da açtığımız davalar ve Avrupa Komisyonuna 7 ülkeye yönelik şikayetimiz çerçevesinde başlattığımız uluslararası hukuk mücadelemiz de bu süreci takviye edecek. Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Mehmet Büyükekşi’nin açıkladığı üzere 2015’i 722 milyar dolar seviyesinde GSYİH ile tamamladığımız tahmin edilirken, ihracatımızın GSYİH’deki payının, bugüne dek görülmemiş şekilde yüzde 20 seviyesine çıktığı, mal ihracatımızın ilk kez ekonomimizin beşte birini oluşturduğu tespit edildi. UND olarak ‘ihracata dayalı ulusal kalkınma modelimiz’ çerçevesinde her türlü engellemelere ve ayrımcı muamelelere karşı azimle mücadele vererek ihracatımızı hedef pazarlarına taşıyan bir sektörü temsil ediyoruz. Bizler, turizmden sonraki en büyük hizmet ihracatçısı olan uluslararası taşımacılık ve lojistik sektörünün, dış ticaretin tüm paydaşlarıyla daha fazla eşgüdüm ve işbirliği içinde çalışmasının gerekliliğine inanıyoruz.” 21 Şubat 2016 22 UND’den DTÖ:Yeni ticareti kolaylaştırma anlaşması ile dünya ihracatı 1 trilyon dolar kazanacak Konuşmasında Başkan Nuhoğlu, DTÖ’ye atıfta bulunarak 2013 yılında Bali’de 159 ülke tarafından imzalanan yeni “Ticareti Kolaylaştırma Anlaşması” ile Dünya Ticaret Örgütü, küresel ticarette önemli serbestleşmeler getirmeyi amaçladığını belirtti. 2015 yılı boyunca DTÖ Genel Sekreteri’nin yoğun lobi çalışmaları sayesinde anlaşmayı onaylayan ülke sayısının (Türkiye dahil) 67’ye ulaştığını ifade eden Nuhoğlu, (Ocak 2016 itibarıyla 69 oldu) 108 DTÖ üye ülkesi tarafından onaylanması halinde 162 DTÖ üye ülkesinde yürürlüğe girmesi beklenen bu anlaşmanın dünya ticaretine sağlayacağı kazanımların, DTÖ araştırmasına göre şu oranlarda tahmin edildğinin altını çizdi: Küresel mal (emtia) ticaretinin yıllık olarak 750 milyar dolar ila 1 trilyon dolar arasında artması, Gelişmekte olan ülkelerde yıllık 170 milyar dolar ila 730 milyar dolar ihracat artışı, Gelişmiş ülkelerde yıllık 310 milyar dolar ila 580 milyar dolar ihracat artışı, Dünya genelinde yıllık yüzde 2.7 ihracat artışı, Dünya genelinde yıllık yüzde 0.5 üretim artışı, Geliş- mekte olan ülkelerde ihraç edilen yeni ürünlerde yüzde 20 artış (bu artış en az gelişmiş ülkelerde yüzde 35’i bulacak), Gelişmekte olan ülkelerde yüzde 30 daha fazla dış pazara giriş (en az gelişmiş ülkelerde yüzde 60 artış) KOBİ’ler daha fazla ihracat yapabilecek “Ticaretin kolaylaştırılmasına yönelik yeni kurallar sayesinde taşıma maliyetleri büyük ölçüde düşecektir, DTÖ üyelerinin ticaret maliyetlerinde ortalama yüzde 15,5 azalma bekleniyor. Sınırlardaki gecikmelerin azalmasıyla idari yüklerinden kurtulacak KOBİ’ler daha fazla ihracat yapabilecek” diyen Nuhoğlu, gelişmekte olan ülkelerin ticaretini artırmak amacıyla küresel değer zincirlerine daha fazla katılmak, teknolojiden daha fazla faydalanmak ve üretkenliklerini artırmak için çalışmalar yaptıklarını belirtti. Ara malların taşınmasında hız ve öngörülürlük küreseldeğer zincirlerinin başarılı şekilde yönetilmesinde kilit önem taşıdığını ifade eden Başkan Nuhoğlu, Ticareti Kolaylaştırma Anlaşması sayesinde teslim süreleri azalınca gelişmekte olan ülkelerin küresel değer zincirlerine daha fazla girebileceğini ifade etti. Küresel lojistik pazarında ümit vaat eden pazarlar değişiyor Küresel lojistik pazarında ümit vaat eden pazarların değiştiğine dikkat çeken UND Yönetim Kurulu Başkanı Nuhoğlu şunları söyledi. “Dünya çapında tedarik zinciri yöneticileri, Çin ekonomisindeki yavaşlama, petrol fiyatlarındaki dalgalanmalar ve ABD ekonomisinin zayıflama olasılığına rağmen 2016’da gelişmekte olan pazarlarda gelişme trendi bekliyor. 7 yıldır yayınlanan ve 45 ülkeyi büyüklük, iş ortamı, altyapı ve diğer lojistik cazibe faktörleri açısından değerlendiren Agility 2016 Emerging Markets Logistics Index (2016 Yeni Gelişen Pazarlar Lojistik Endeksi) Şubat 2016 kapsamında gerçekleştirilen araştırmaya katılan 1100 lojistik sektörü yöneticilerinin yüzde 61’i 2016’da küresel ekonomide belirsizlik ve kırılganlık öngörüyor. IMF’in yeni gelişen pazarlar için tahmin ettiği yüzde 4.7 büyüme oranına karşılık, 2015’te bu pazarların yüzde 36 ila yüzde 4.2 arasında büyüdüğü tahmini yapılıyor. Araştırmaya göre en fazla büyüme vaat eden ülke Hindistan olurken, başbakan narendra Modi’nin reformları ve güçlü ekonomik performans ile 2 sıra yükselerek Çin ve BAE’nin ardına yerleşti. Dünyanın ikinci en büyÜk ekonomisi olan Çin büüyk farkla en önde gelen yeni gelişen pazar olarak değerlendiriliyor. Endeksin ilk 10 sıralamasına göre sırasıyla BAE, Hindistan, Malezya, Suudi Arabistan, Brezilya, Endonezya, Meksika, Rusya ve Türkiye lojistik yatırımlar için en cazip ilk 10 pazar konumunda. Endekse göre iş ortamına en elverişli ülkeler BAE, Katar ve Umman gibi Körfez ülkeleri olurken; dış dünyaya “bağlanabilirlik” açısından en iyi altyapılar ve ulaşım bağlantıları ve en etkin gümrük ve sınır yönetimi ile BAE, Malezya, Çin ve Şili öne çıkıyor. Suriye ve Ukrayna politikaları nedeniyle Batının yaptırımlarından zarar gören ve izole edilen Rusya Endeks’te 9. sıradan 7. sıraya geriledi.” 2016 için en büyük risk faktörlerinin petrol fiyatları, Çin ekonomisinin Asya-Pasifik ekonomilerinde yaratacağı ekonomik şok (yüzde 38 ) olurken; Afrika’da Nijerya, Güney Afrika, Gana ve Kenya en ümit vaat eden pazarlar olarak görüldüğünü ifade eden Nuhoğlu, lojistik sektörünün, ambargoların kalkmasıyla İran’ın ticaret sistemine geri dönmesinin getirdiği olumlu beklentilerin 27. sıradan 15’e çıkararak 12 sıra yükselterek ortaya koyduğunu vurguladı. 23 Şubat 2016 24 GÜNCEL CEO’lardan tedarik zinciri yöneticilerine çağrı: Dijital dünyayı fark edin! Satın alma kararlarının şirket başarısına ve ekonomilere etkisini değerlendiren Finansbank, BOSCH ve Siemens Yönetim Kurulu Başkanları dijitalleşme vurgusu yaptı. lere ihtiyacımız var” dedi. Siemens olarak önümüzdeki yıllarda KOBİ’lere daha fazla destek vereceklerini belirten Gelis, “Türkiye ekonomisi deyince aklımıza büyük şirketler geliyor ama aslında ekonomiyi sırtlayan KOBİ’ler. Belli standartlara gelmeleri için onlara destek vereceğiz” dedi. Bosch Başkanı’ndan dijitalleşme uyarısı S ürdürülebilir ekonomiler yaratmada tedarik zincirinin üstlendiği rol I.Tedarik Zinciri Yönetimi Konferansı kapsamında TEDAR tarafından düzenlenen panelde masaya yatırıldı. Finansbank’ın ev sahipliğinde Kristal Kule’de yapılan konferansın moderatörlüğünü TEDAR Başkanı Tuğrul Günal yaptı. Günal açılış konuşmasında TEDAR’ın amacına ve çalışmalarına değinerek, geçmiş ve gelecek dönem faaliyetleri ile ilgili bilgi verdi. Ayrıca dünyada Tedarik Zinciri Yönetimi fonksiyonunun önemini, tedarik zinciri konusunda çeşitli araştırma şirketleri tarafından yapılan araştırma sonuçlarını baz alarak, katılımcılarla paylaştı. Toplantıda Finansbank Yönetim Kurulu Başkanı ve Grup CEO’su Ömer Aras, Siemens Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Hüseyin Gelis ve Bosch Türkiye ve Ortadoğu Başkanı Steven Young değerlendirmelerde bulundu. Aras: Dönüşümün öncülüğünü üstlendik Konuşmasında satın alma bölümünün önemine değinen Ömer Aras, Finansbank olarak Satınalma Birimi’nin Genel Müdür Yardımcısı seviyesinde Şubat 2016 temsilini sağladıklarını ve satın alma işlemlerine bankacılık işlemlerindeki gibi analitik yaklaştıklarını belirtti. Şirketlerin sürdürülebilirliği yakalamasında tedarik zincirinin önemli rol üstlendiğini ve bu süreçte dijitalleşmenin öne çıktığını belirten Aras, “Teknolojinin, dijitalleşme sürecinin yakalanması gerekiyor. Türkiye bankacılık sektörüne 20042010 arasında çok fazla yabancı oyuncu geldi ama hiçbiri teknoloji getirmedi. Çünkü biz onlardan daha öndeydik. Finansbank olarak dijitalleşme adımlarımızın en önemlisini de banka içinde banka diyebileceğimiz Enpara.com’u kurarak attık” dedi. Aras ayrıca, TEDAR’ın sektörde eğitim konusunda öncü olmasını istedi. Siemens KOBİ tedarikçileri destekleyecek Siemens Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Hüseyin Gelis, “Eskiden satın almadan bahsederdik. Şimdi tedarik zincirinden bahsediyoruz. Eskiden bir şey almak isterken kriterlerimiz kalite ve ucuzluktu. Şimdi verimlilik ve sürdürülebilirlik üzerine gidiyoruz. Artık partnere ihtiyacımız var. Çünkü artık her şeyi kendimiz yapmak istemiyoruz. Verimlilik için güvenilir tedarikçi- Bosch Türkiye ve Ortadoğu Başkanı Steven Young’ın konuşmasında da dijitalleşme öne çıktı. Young şunları söyledi: “Şirketin içeride ve dışarıda ortakları vardır. Tedarikçilerimizi de iş ortağı olarak görürsek daha rekabetçi olabiliriz. İş ortakları olarak tedarikçilerin ve bizlerin aynı dili konuşmamız lazım. Tedarikçilerimizi bu yönde eğitmemiz gerekiyor. Başarılı olmak için bizimle aynı kurumsal değerleri yakalamalarını sağlamalıyız. Bu noktada dijitalleşmeye yeniden bakalım. Türkiye tedarik zincirinde 4.0 teknolojisini bilmiyor. Bizim halihazırda en büyük ihracat pazarımız olan Avrupa ise hızla dijitalleşiyor. Bu da bizim de hızla adapte olmamızı gerektiriyor. Aksi halde onlarla yakında aynı dili konuşamayacağız. Tedarikçilerimiz bizimle aynı dijital platformu kullanırsa kazanırız. Ve bölge ülkeleri içinde de öne geçerek bu tehlikeyi fırsata dönüştürebiliriz. Biz Alman firmaları ile Türkiye tedarikçilerimizin bu yöndeki farkındalığını artırmak için 2016’da özel çalışmalar yapacağız. TEDAR’ın da bu farkındalığı artırmaya yoğunlaşması gerektiğine inanıyorum.” Panelden sonra Deloitte Türkiye Tedarik Zinciri Hizmetleri Direktörü Murat Kılıç “Satın almanın Yarını, Trendler ve CPO’ların Gündemi” konulu bir sunum yaptı. Sunumunda, geleceğin tedarik zincirleri için ne gibi farklılıklar getireceği, satınalma profesyonellerinin bu değişime nasıl cevap verdikleri ve gelecekte satınalmanın rolünün nasıl olmasının beklendiği gibi konularda Deloitte Türkiye tarafından yapılan araştırma sonuçlarına yer verdi. 25 Şubat 2016 26 LOJİSTİK UND heyeti, 3 bakan ile sektör meselelerini görüştü, talep ve önerilerini sundu 27 Ocak’ta Ankara’da 3 ayrı bakanlığa resmî ziyaretler gerçekleştiren UND Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu başkanlığındaki heyet, sektörümüzün temel sorunları ile birlikte dernek yönetimi ve üyelerinden gelen öneriler doğrultusunda geliştirdiği projeleri bakanlara bizzat aktardı. Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, tüm sorunları teknik detaylarına kadar bildiklerini ifade ederken Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’dan da destek talebinde bulunuldu. 27 Ocak’ta Ankara’da 3 ayrı bakanlığa resmî ziyaretler gerçekleştiren UND Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu başkanlığındaki heyet, sektörümüzün temel sorunları ile birlikte dernek yönetimi ve üyelerinden gelen öneriler doğrultusunda geliştirdiği projeleri bakanlara bizzat aktardı. Ankara ziyaret programı kapsamında ilk olarak ziyaret edilen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu’ya, sektörün kanayan yarası “çalışma barışı ve iş hukuku sorunları” hakkında bilgilendirme yapıldı. Yargıtay, Adalet Bakanlığı ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile yürütülen çalışmalar ve hukukçularla sektörü bir araya getiren Çalıştaylar ile gelinen aşama, sektörümüz ile ilgili iş davalarında karşılaşılan sorunlar ve buna bağlı büyük mağduriyetler Bakanımıza aktarılırken, kalıcı çözüm için kendilerinden destek talep edildi. Bakanlıklar arası eşgüdüm ve mevzuat alanlarında tıkanıklıklar yaşanıyor Görüşmeye katılan Müsteşar Yardımcısı Ali Kemal, “süreçler hakkın- Şubat 2016 da önceden de bilgi sahibi olduğunu ve sektörün yaşamış olduğu sıkıntıları bildiğini ancak bakanlıklar arası eşgüdüm ve mevzuat alanlarında bazı tıkanıklıkların yaşandığı” şeklinde görüş bildirdi. Sayın Bakanımız ise, sektörün bu durumdan dolayı yaşamakta olduğu sıkıntıların Bakanlıklar ve Yargıtay ile yapılacak olan istişareler ile giderilmesi husu- sunda elinden geleni yapacağını ifade etti. UND’nin Kamu ile etkin işbirliği araçlarının başında gelen “Arama Konferanslarının” önemine dikkat çeken Sn. Müsteşarımız, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile ortaklaşa kararlaştırılan hedeflerin benzer bir konferansta yeniden gözden geçirilmesi önerisine de sıcak bakıldığını belirtti. 27 projelerine de yakın ilgi gösteren Bakan Tüfenkci, iç ve sınır gümrüklerindeki süreç analizlerinin hızla hayata geçirileceğinin sözü verdi. Ulaştırma Bakanı Yıldırım’dan destek talep edildi Bakan Tüfenkci: Tüm sorunları teknik detaylarına kadar biliyoruz UND Heyetinin resmî ziyaret programının ikinci durağı, Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci oldu. Sayın Bakan, gümrük işlemleri ve sınır beklemeleriyle ilgili sorunları aktaran UND Heyeti’ne, tüm sorunları teknik detaylarına kadar bildiğini, bakanlığın tüm personel ve bürokratlarının gümrüklerden hızlı geçişi sağlamak için teyakkuzda olduklarını, bakanın şahsi hedefinin taşıma ve gümrük evrakını mümkün olduğu kadar elektronik ortama aktarmak olduğu ve bu alandaki projelere (e-TIR vb) öncelik vereceğini ifade etti. Gerek sınır kapıları gerek ise iç gümrük idarelerinde kaybedilen zaman ve maliyetleri asgariye indirmek için ivedi şekilde etkin risk analizi çalışmalarına başladıklarını aktaran Bakan Tüfenkci, Yetkilendirilmiş Yükümlü Statüsü sahibi firma sayısının artırılması amacıyla yapılan çalışmaların devam ettiğini ve bu proje ile hız ve maliyet anlamında önemli bir kazanım sağlanacağını, gümrük işlemlerinin elektronikleştirilerek insan unsurunun azaltılması için çalışma yaptıklarını ve böylelikle suiistimallerin ortadan kalkacağını, ülkemizin 2023 yılı ihracat hedeflerinin yakalanabilmesi amacıyla gerekli mevzuat değişiklikleri üzerinde çalışıldığını, ithalat ayağında ise mevcut kaliteyi korumak adına kontrollü yapının devam ettirileceğini ve doğru yapılan çalışmaların haksız rekabet şartlarında kaybolmasına izin vermeyerek gelişen dünyadaki en iyi uygulama örneklerini ülkemizde de uygulamaya konulacağını ifade etti. UND’nin sınır geçişlerinin hızlandırılması amacıyla hayata geçirdiği UND Heyeti, Gümrük ve Ticaret Bakanımızdan sonra, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanımız Binali Yıldırım’ı da makamında ziyaret ederek sektörle ilgili güncel meseleler hakkında bilgi paylaşımında bulundu. Karayolu Düzenleme Genel Müdürlüğü’nden sorumlu Müsteşar Yardımcılığı görevine yeni atanan Şaban Atlas, Genel Müdür Hamza Demirdelen ve Daire Başkanı Mahmut Gürses’in de katıldığı görüşmelerde, bakanlık ile birlikte UND’nin Karayolu Taşıma Mevzuatı Analizi projesinin sonuçları, sektörde kaydedilen iyileşmelerle ve çözüm bekleyen sorunlar da ele alınırken; 2013 yılında Ulaştırma Bakanlığımızın da katıldığı “Kamu-UND Arama Konferansı”nın, önümüzdeki dönemde mevzuata ilişkin gözden geçirmeyi de kapsayacak benzer bir organizasyon ile yinelenmesi önerisi de gündeme alındı. Toplantıda Ulaştırma Bakanı’na son zamanlarda yaşanan küresel krizin yansımaları ile birçok firmanın C Belgesi’ni kaybettiği, kanun ve yönetmelikte mücbir sebep olmadığından sıkıntı yaşandığı, son zamanlarda sınır kapılarında yaşanan gecikmeler ile ticaretin sekmeye uğradığı ve bununla ilgili yeni yönetmelik çalışması yapılarak krizin atlatılmasına kadar bakanlığın daha esnek davranması hususu; yabancı araçların Türkiye’de ceza almaması, yol ve köprü ücretlerinin olmaması, yol denetim istasyonlarının acil kurulması konuları ele alındı. Ziyaretlerde UND Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu’na, İkinci Başkan İzzet Salah, Başkan Yardımcıları Nagihan Soylu ve Cavit Değirmenci, Yönetim Kurulu Üyesi Abdullah Özel, Ankara Temsilcisi Nejla Albayrak eşlik etti. Şubat 2016 28 LOJİSTİK Türkiye-İran e-TIR pilot proje tanıtım töreni yapıldı İran, son dönemlerde Türkiye lojistik pazarı açısından en önmli ülkelerden biri konumuna geldi. Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci İran ile ülkemiz arasındaki e-TIR projesinin iki ülke ticaretine de hız kazandıracağını ifade ediyor. T ürkiye-İran e-TIR pilot proje tanıtım töreni, Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, İran İslam Cumhuriyeti Büyükelçisi Alireza Bikdeli, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ve IRU Genel Sekreteri Umberto de Pretto’nun katılımıyla yapıldı. Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, e-TIR Projesi’nin 64. hükümet programında acil eylem planı kapsamında hayata geçirilecek projeler arasında yer aldığını belirterek, “Uygulamaya koyduğumuz e-TIR Projeleri ile ulusal gümrük sistemleri ve diğer paydaşlar arasında güvenli veri değişimini sağlamayı ve eşyanın ülkeler arası düzenli ve güvenli aktarımını mümkün kılmayı amaçlıyoruz” dedi. Tüfenkci: Ülkemiz ile İran arasındaki e-TIR Pilot Projesi dünyada ilk uygulama örneği Tüfenkci, Türkiye-İran e-TIR Pilot Projesi tanıtım töreninde yaptığı konuşmada, iki ülke arasında başlatılan e-TIR Pilot Projesi’nin dünyada ilk uygulama örneği olduğunu belirterek, “Biliyorsunuz Cumhuriyetimizin 100’üncü kuruluş yıldönümü olan 2023 yılı için hedeflerimiz var. Ülke olarak bu süre zarfında ihracatımızı 500 milyar dolara çıkarmayı hedeflemekteyiz. Söz konusu hedeflerin hayata geçirilmesinin yegane yolu ise üretmekten ve üretilenin yurtdışı piyasalara arzından geçmektedir” diye konuştu. Bakan Tüfenkci, yurt dışındaki piyasalara arzın kolaylaştırılmasının önemli ayaklarından biri taşımacılık sektörünü hızlandırmak ve kolaylaştırŞubat 2016 mak olduğunu vurgulayarak, “Mevcut ihracatımızın yaklaşık üçte birinin sevkiyatını gerçekleştiren karayolu taşımacılığının bu amacı gerçekleştirmede özel bir önemi bulunmaktadır. Karayolu taşımacılığının içerisinde özel konumuyla TIR Sistemi ise ayrı bir değeri haizdir. Bugün TIR Sistemi 69 Akit Tarafa sahip ve 58 ülkede bilfiil uygulamada olan küresel bir gümrük transit rejimine dönüşmüştür. Tır sözleşmesi, Birleşmiş Milletler bünyesinde oluşturulan evrensel bir gümrük transit sistemidir. Bu sistem, günümüze kadar hazırlanan en başarılı uluslararası transit rejimi olmakla birlikte aynı zamanda küresel düzeyde uygulanan tek gümrük transit sözleşmesidir” ifadelerini kullandı. Çalışmalarımızla ticareti kolaylaştırmayı ve işlemlerin güvenilirliğini sağlıyoruz Türkiye’nin 2012 yılında katıldığı ve 34 ülkede uygulanan Ortak transit karar alıcı komitelerinin dönem başkanı olduğunu hatırlatan Tüfenkci, şöyle devam etti: “Ülkemizin dönem başkanlığında önce Makedonya’nın katılım işlemlerini tamamladık ki, 1 Temmuz 2015’de dahil oldular. Şimdi de Sırbistan’ın işlemlerini tamamlıyoruz. Böylelikle 2016 yılı şubat ayında sisteme katılabilecekler. Bu iki katılım ülkemiz için önemliydi. Çünkü bu sayede Türkiye-Avrupa arası taşımacılarda ‘coğrafi boşluk’ otomasyon ortamındaki taşımacılık açısından kapanmış olacak. Bakanlığımızın, ulusal kefil kuruluşumuz olma vazifesini de yürüten TOBB ile birlikte, Afganistan’a verdiğimiz destekle Afganistan da bu sistemi 2013 yılında yeniden uygulamaya başlamıştır. Pakistan’ın da TIR Sistemi’ne 2016 yılı ocak ayı içinde katılım sağlaması, bu çabalarımızın sonucudur. Tır sisteminin amacı karayoluyla yapılacak nakliyatta araçlara özel bir belge olan TIR Karnesi verilmesi ve bu karneye sahip araçlar ile bu sözleşmeye taraf ülkeler arasında yapılacak transit taşımacılıkta ilave teminat aranmasıdır. TIR Sistemi, standart belge ve kontroller yoluyla sınır geçişlerini kolaylaştırmakta, formalitelerin azaltılmasıyla taşıma maliyetlerini düşürmekte ve nihai halde ticaret ve taşımacılık işlemlerini hızlandırmaktadır.” Tüfenkci, söz konusu sözleşmeye katılmakla Avrupa’ya yönelik taşımalarda nakliyecilere yeni bir yol açtıklarını vurgulayarak, “Tamamen nakliyecilerimiz ve dolayısıyla ihracatçılarımızın hizmetinde olan mevcut iki sistem; Ortak Transit ve TIR Sistemi, birbirini tamamlayacak şekilde işlemektedir. Her ikisinin de başarısını ve etkin olarak kullanımını destekliyoruz. Ülke olarak yıllık basılan yaklaşık 2 milyon TIR Karnesi’nin ortalama yüzde 25’ini kullanmaktayız. Bu sayıyla sistemin en büyük uygulayıcısı konumunda bulunmaktayız. Türkiye’de bin 500’ün üzerinde nakliye firmamız ve 60 binden fazla araç filomuz TIR rejimi altında 29 taşıma yapmaktadır. Bu sebeple, TIR Sistemi’nin coğrafi genişlemesine ve işlemlerin elektronik ortama aktarılmasına özel önem atfetmekte ve bu doğrultuda faaliyetlerimizi hızlı bir biçimde sürdürmekteyiz” değerlendirmesinde bulundu. Eşyanın ülkelerarası güvenli aktarımını mümkün kılmayı amaçlıyoruz e-TIR Projesi’nin 64’üncü Hükümet programında acil eylem planında hayata geçirilecek projeler arasında yer aldığını anlatan Tüfenkci, “e-TIR Sistemi’nin dünya çapında düzgün bir şekilde başlamasına ve tam otomasyona geçilmesine Türkiye öncülük etmiş olacak. Uygulamaya koyduğumuz e-TIR Projeleri ile ulusal gümrük sistemleri ve diğer paydaşlar arasında güvenli veri değişimini sağlamayı ve eşyanın ülkelerarası düzenli ve güvenli aktarımını mümkün kılmayı amaçlıyoruz. Aynı zamanda, TIR işlemlerinin etkinliğinin ve güvenliğinin artırılmasını, teminat sisteminin anlık takibinin yapılabilmesin ve usulsüz uygulamaların elektronik veri değişimiyle en aza indirgenmesini hedeflemekteyiz” diye konuştu. Tüfenkci, Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonu (BMAEK) ile Uluslararası Karayolu Taşımacılığı Birliği’nin (IRU) ortaklığında geliştirilen projeyi, Türkiye ve İran’ın uyguladığını ifade ederek, şunları kaydetti: “Pilot projelerden elde edilen sonuçlar sayesinde sistemde varsa aksaklıklar tespit edilecek ve gerekli düzenlemeler yapılacaktır. e-TIR Pilot Projemizin İşleyiş Kuralları Belgesi 26 Ekim 2015 itibarıyla yürürlüğe girmiş, 5 Kasım 2015’te ön testler gerçekleştirilmiştir. Bu testlerin başarısı üzerine de pilot proje, ilk pilot sevkiyatlar ile Türkiye’den İran’a karşılıklı olarak 27 ve 28 Kasım 2015 tarihlerinde başlatılmıştır. İzmir-Tahran arası gidiş sevkiyatlarının başarıyla tamamlanması üzerine, dönüş sevkiyatlarının da proje kapsamında yapılması idarelerimizce uygun bulunmuş ve bu sevkiyatlar da başarıyla gerçekleştirilmiştir. İran ve Türk TIR’ları, elektronik teminat kullanma suretiyle, tüm işlem ve bilgi aktarımını elektronik ortamda yapmışlardır. Tüm proje ortakları, tüm işlemleri anlık olarak elektronik ortamda takip edebilmişlerdir.” Projenin, gümrükten iş dünyasına-iş dünyasından gümrüğe elektronik veri değişimini tesis etmek üzere hazırlandığını vurgulayan Tüfenkci, “Sistemin işleyeceğine önce inanmak, sonra da gerçekleştirmek üzere takım çalışmasıyla çok mesafeler kat ettik. İlk sevkiyatların ve hatta dönüş yolculuklarının da başarıyla tamamlandığını memnuniyetle gördük ve bu başarı uluslararası düzeyde kaydedildi. Önümüzdeki günlerde bir Türk firmasını daha inşallah projemize ekleyeceğiz ve böylece elektronik imzayı test edeceğiz. Bugün ülkemizden başlayarak, ticaretin kolaylaştırılması, işlemlerin basitleştirilmesi ve aynı zamanda da etkinliğinin sağlanması için, kağıt ortamda yapılan işlemleri elektronik ortama aktarma sürecini başlattık. Başta e-TIR olmak üzere, tüm çalışmalarımızla bir yandan ticareti kolaylaştırmayı, diğer yandan işlemlerin güvenilirliğini sağlamayı hedeflemekteyiz” ifadelerini kullandı. Türkiye ve Gürcistan arasında E-TIR Projesi imzalandı Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci ve Gürcistan Maliye Bakanı Nodar Khaduri ve beraberlerinde- ki heyetler ile yapılan görüşmelerin ardından, E-TIR Projesi imzalandı. Türkiye’nin 1966 yılından bu yana kesintisiz bir şekilde TIR Sistemi’ni uyguladığını belirten Bakan Tüfenkci, “Uluslararası Karayolu Taşımacılığı Birliği (IRU) tarafından basılan yıllık yaklaşık 2 milyon civarı TIR Karnesi’nin neredeyse dörtte birini tek başımıza kullanmakta ve kullanım rakamları açısından sistemin en büyük uygulayıcısı konumunda bulunmaktayız” dedi. İki Bakan arasında imzalanan E-TIR Projesiyle ilgili basın mensuplarına bilgi veren Bakan Tüfenkci şunları kaydetti: “Yıllardır kağıt ortamında işleyen, TIR Karnesi ve TIR karnesi kullanımı ile ilgili sair işlemleri, elektronik ortamda yürüterek, gümrükten gümrüğe veri paylaşmak, istendiğinde TIR sisteminde yer alan firmaların bilgilerini Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonu bünyesindeki veri tabanına bağlanarak kontrol etmek, bu projenin ana unsurlarıdır. Böylelikle hem taşıma sisteminin güvenliği artacak, hem de modern çağın ihtiyaçları doğrultusunda, kırtasiyeciliğin, bürokrasinin ve beklemelerin azalmasıyla, sistemin etkinliği artacaktır. Doğal olarak, bu gelişmenin tüm sektöre rekabet gücünün artması olarak yansıması beklenmektedir.TIR Sistemi, standart belge ve kontroller yoluyla sınır geçişlerini kolaylaştırmakta, formalitelerin azaltılmasıyla taşıma maliyetlerini düşürmekte ve nihai halde ticaret ve taşımacılık işlemlerini hızlandırmaktadır.” e-TIR vizyonuna dünya çapında öncülük ediyoruz Bakan Tüfenkci E-TIR Porjesiyle ulusal gümrük sistemleri ve diğer paydaşlar arasında güvenli veri değişimini sağlamayı ve eşyanın ülkeler arası düzenli ve güvenli aktarımını mümkün kılmayı amaçladıklarını belirtti. Bakan Tüfenkci ayrıca şunları ifade etti: “Bu sayede, ön kargo bilgisi tedariki ve gerçek zamanlı veri aktarımı yöntemleriyle, TIR işlemlerinin hızlanması ve dolayısıyla uluslararası ticaretin artması sağlanmış olacaktır. Büyük bir mutlulukla ifade etmek isterim ki, e-TIR Sistemi’nin dünya çapında düzgün bir şekilde başlayabilmesine ve tam otomasyona geçilmesine öncülük ediyoruz. Bu proje, Gümrükten gümrüğe elektronik veri değişimini tesis etmek üzere hazırlanmıştır.” Bakan Tüfenkci, bu sene içerisinde projenin pozitif sonuçlarını dünyaya rapor edeceklerini sözlerine ekledi. Şubat 2016 30 LOJİSTİK Gümrükler online olarak izleniyor Gümrük ve Ticaret Bakanlığı içerisinde son teknoloji kullanılarak inşa edilen Komuta Kontrol Merkezi faaliyete açıldı. Bu merkez sayesinde gümrük süreçleri ile güvenlik ve kaçakçılık risk unsurları 24 saat takip edilebilecek. Merkezin açılışını yapan Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, ilk olarak 2013 yılında faaliyete geçen merkezin, değişen teknolojiyle birlikte yenilenmesi ihtiyacının doğduğunu söyledi. S on teknolojiyle inşa edilen komuta merkezinde, gümrük süreçleri 24 saat gözetim altında tutuluyor. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı içerisinde son teknoloji kullanılarak inşa edilen Komuta Kontrol Merkezi faaliyete açıldı. Bu merkez sayesinde gümrük süreçleri ile güvenlik ve kaçakçılık risk unsurları 24 saat takip edilebilecek. Merkezin açılışını yapan Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, ilk olarak 2013 yılında faaliyete geçen merkezin, değişen teknolojiyle birlikte yenilenmesi ihtiyacının doğduğunu söyledi. Bakan Tüfenkci yaptığı konuşmada merkeze kazandırılan yeniliklerden ve teknolojik donanımdan bahsetti. Bakan Tüfenkci, “12 operatör ve 24 izleme ekranı ile faaliyet gösteren salon, yapılan yeniliklerle, 442 metrekarelik bir alanda 58 izleme ekranında 27 operatörün görev yapabileceği bir merkeze dönüştürüldü” dedi. 14 kara sınır kapısı ile 4 deniz limanı eşzamanlı olarak izlenebilecek Merkezin 24 saat çalışarak tüm kapı ve limanları izleyeceğini vurgulayan Bakan Tüfenkci şunları kaydetti, “Kapalı Devre Kamera Sistemleri (CCTV) ile 14 kara sınır kapımız ile 3 deniz Şubat 2016 31 limanı ve 2 iç gümrük idaresi olmak üzere 19 gümrük sahası eşzamanlı olarak izlenmekte, ülkemiz üzerinden transit olarak geçen araçların uydu üzerinden Araç Takip Sistemi ile takibi yapılmakta, ayrıca Akaryakıt Takip Sistemi ile transit akaryakıt yükü taşımasına izin verilen firmaların tüm araçları da uydu üzerinden izlenmekte, alarm ve şüpheli durumlarda mobil operasyon ekiplerinin ivedi olarak müdahalesi sağlanmakta, kara sularımızda ulusal ve uluslararası taşımacılık yapan gemiler eş zamanlı olarak Gemi Takip Sistemleri vasıtasıyla izlenmekte, Gümrüklü yer ve sahalarda bulunan araç ve konteyner tarama sistemlerinden alınan tarama görüntüleri, merkezde görev yapan X-Ray Operatörleri tarafından tekrar analize tabi tutulabilmekte, kara, hava ve deniz sınır kapılarında kurulan radyoaktif veya nükleer madde uyarısı veren Radyasyon İzleme Sistemi sayesinde gerekli müdahaleler anında yapılmaktadır.” Bakan Tüfenkci, Komuta Kontrol Merkezi’nin takip ve müdahalesi ile bugüne kadar 44 olayda 35 milyon TL değerinde kaçak Gümrük ve Ticaret Bakanlığı içerisinde son teknoloji kullanılarak inşa edilen Komuta Kontrol Merkezi faaliyete açıldı. Bu merkez sayesinde gümrük süreçleri ile güvenlik ve kaçakçılık risk unsurları 24 saat takip edilebilecek. Merkezin açılışını yapan Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, ilk olarak 2013 yılında faaliyete geçen merkezin, değişen teknolojiyle birlikte yenilenmesi ihtiyacının doğduğunu söyledi. eşya yakalaması yapıldığını belirterek, “Bakanlık olarak öncelikli görevlerimiz, Türkiye’nin “ticaretin daha kolay ve daha güvenli yapıldığı bir ülke” olduğunu göstermektir.”dedi. Avrupa’da bir ilk olarak, 16 bin kimyasal maddenin tespitini yapan yeni cihazlar aldık Tüm bu teknolojik donanımın ve yatırımın amacının yasadışı faaliyetleri önlemek amacıyla yapıldığını söyleyen Bakan Tüfenkci, kaçakçılık verilerine dikkat çekti. Bakan Tüfenkci,“Uyuşturucu madde kaçakçılığı ile mücadele kapsamında, özellikle sentetik uyuşturucular ile patlayıcı maddelerin teşhisinde kullanılan ve 16 bin kimyasal maddenin tespitini yapabilen 10 adet yeni cihaz alımı yapılmıştır. Hızlı ve etkili sonuç verebilen bu cihazları Avrupa’da ilk kullanan ülke olduğumuzu da belirtmek istiyorum” değerlendirmesinde bulundu. Yüz tanıma sistemleri kurduk Bakan Tüfenkci, Doğu ve Güneydoğu’da bulunan gümrük kapılarının tamamında saha denetim ve güvenliğinin sağlanması yanında, ülkemize yasadışı girişlerin önlenmesi amacıyla yüz tanıma sistemleri kurulduğunu söyledi. Konuşmasının ardından Bakan Tüfenkci, Bakan Yardımcısı Fatih Çiftçi, Müsteşar Cenap Aşçı ve Gümrükler Muhafaza Genel Müdürü Abdullah Soylu ile kurdeleyi keserek, merkezin açılışını gerçekleştirdi. Bakan Tüfenkci, daha sonra basın mensuplarına merkez hakkında bilgi verip kullanılan sistemleri tanıttı. Şubat 2016 32 GÜNCEL Dijital ekonomi kaderimizi belirleyecek Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) ve Dünya Bankası’nın “2016 Dünya Kalkınma Raporu” tanıtım toplantısı ve Türkiye Yatırım Fonu imza töreni TEPAV’da gerçekleştirildi. T ürkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) ve Dünya Bankası’nın “2016 Dünya Kalkınma Raporu” tanıtım toplantısı ve Türkiye Yatırım Fonu imza töreni TEPAV’da gerçekleştirildi. TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, 2016 Dünya Kalkınma Raporu tanıtım toplantısı ve Türkiye Yatırım Fonu imza töreninde yaptığı konuşmada raporun ana temasının “dijital ekonomi” olduğuna işaret ederek, “Dijital ekonomiden ne kadar faydalandığımız belki de önümüzdeki on yıllarda ülkelerin kaderini belirleyecek” ifadesini kullandı. Şubat 2016 Hisarcıklıoğlu: En tehlikeli uçurum KOBİ’ler için TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu burada yaptığı konuşmada artık internet olmayan bir hayatın düşünülemez hale geldiğine işaret ederek, “Önümüzdeki dönemde internet ekonomisinin, sadece G-20 ülkelerinde yılda yaklaşık yüzde 8 büyümesi bekleniyor. Eğer internet ekonomisi bir ülke ekonomisi olsaydı dünyada beşinci sırada olacaktı” değerlendirmesinde bulundu. İnternetin bir yandan yeni fırsatlar getirirken, bir yandan da yeni uçurumlar oluşturduğunu vurgulayan Hisarcıklıoğlu, “En tehlikeli uçurum da KOBİ’ler için. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki KOBİ’lerin büyümesinin temelinde inovasyona yönelik yatırımlar var. Bunun yolu da dijital teknolojilerin etkin kullanımından geçiyor. Bu teknolojileri etkin kullanamayan KOBİ’ler rekabet yarışında geride kalacak” diye konuştu. İş dünyasının 5 beklentisi İş dünyası olarak internetle ilgili kurallar konusunda beş beklentileri olduğunu aktaran Hisarcıklıoğlu, “Kurallar interneti kısıtlayan değil, internetin önünü açan bir rol üst- 33 lenmelidir. Kurallar hızlı teknolojik gelişime ayak uydurabilecek şekilde sade ve esnek olmalıdır. Kurallar özel sektörün görüşü alınarak konmalıdır. Kurallar girişimcilere işini nasıl yapacağını dayatmamalı, sadece bir genel çerçeve çizmelidir. Kuralların devletler arasında uyumlu olmasına özen gösterilmelidir” dedi. Türkiye Yatırım Fonu’nun yenilikçi şirketlere ve internet ekonomisine yönelik yeni nesil ilk destek modeli olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, “Biz artık ‘desteklenecek şirketi bürokrat seçmesin’ diyoruz. Kamu, kaynağını internet ekosistemini geliştirmekte kullansın. Girişim sermayesi fonları bu ekosistem içinde doğru şirketleri seçerek kaynak aktarsın. Girişim sermayedarları yatırım yaptıkları şirketlere sadece mali kaynakla değil, mentorluk ve yeni bağlantılar sağlayarak da destek olsun” değerlendirmesinde bulundu. Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek: Teknolojik gelişmeler ve dijitalleşme Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek ise konuşmasında, yatırımların artırılmasına yönelik olarak, “Sadece 2007’de çekilen küresel doğrudan yatırım tutarı, 22 yılda çektiğimizden daha fazla. Bu küresel koşullarla kısmen ilişkili ama tesadüf değil. Bu yatırım ikliminin iyileştirilmesi, yapısal reformlar, siyasi istikrar ve güçlü liderlik sayesinde sağlanmıştır. Bugün de yine aynı eşiğin arifesindeyiz” dedi. Şimşek, “Sanayi 4.0” kapsamındaki teknolojilerin birçok kesime yeni fırsatlar, verimlilik artışı ve inovasyon imkanları sunduğunu söyledi. Engelli insanların önemli bir Raporda neler var? Dünya Bankasının ‘Dünya Kalkınma Raporu 2016: Dijital Faydalar” raporunda, yeni dijital çağın kalkınma vaatlerinden tam olarak yararlanabilmek için iki temel eylem tavsiye ediliyor. Raporda, interneti evrensel, uygun maliyetli, açık ve güvenli hale getirerek dijital uçurumu kapatmanın yanı sıra, işletmeler arasında rekabeti sağlayan düzenlemeleri güçlendirerek çalışanların becerilerini yeni ekonominin taleplerine uygun hale getirip kurumların hesap verebilirliğini sağlamak öneriliyor. Dijital kalkınma stratejilerinin, bilgi ve iletişim teknolojileri stratejilerinden çok daha geniş kapsamlı olması gerektiğine yer verilen raporda, ülkelerin en fazla faydayı elde edebilmek amacıyla teknoloji için doğru ortamı yaratmalarının önemine işaret ediliyor. Raporda işletmeleri daha üretken ve yenilikçi hale getirmek için önerilen önlemler arasında temel altyapıya yatırım yapılması, iş yapma maliyetinin düşürülmesi, ticaretin önündeki engellerin azaltılması, yeni kurulan işletmelerin piyasaya girişlerinin kolaylaştırılması, rekabet kurumlarının güçlendirilmesi ve dijital platformlar arasında rekabetin sağlanması yer alıyor. kısmının gelişmekte olan ülkelerde bulunduğuna işaret eden Şimşek, teknolojik gelişmeler ve dijitalleşmeyle bu kişilerin bulundukları yerden katma değer üretimine inanılmaz derecede katkıda bulunabileceklerini vurguladı. Zutt: Türkiye bazı zorluklarla karşı karşıya Dünya Bankası Türkiye Direktörü Johannes Zutt da, “Türkiye çok kısa zamanda orta gelirli ülke haline geldi. Fakat ülkenin üst gelir grubuna geçebilmesi için bazı zorluklarla karşı karşıya” dedi. Zutt, Dünya Bankasının ‘Dünya Kalkınma Raporu 2016: Dijital Faydalar” raporunun tanıtım toplantısı ve Türkiye Yatırım Fonu kurulmasına ilişkin imza törenindeki konuşmasında, büyüme, istihdam ve hizmetin, dijital yatırımların en önemli geri dönüşümleri olduğunu söyledi. Zutt, “Rapor dijital teknolojilerin, şirketlerin daha verimli olacağını, insanların nasıl fırsatları yakalayacağını ve hükümetlerin nasıl daha iyi kamu hizmeti vereceğini gösteriyor” diye konuştu. Dijital teknolojilerin, firmaların, kişilerin ve kamunun ekonomik ve sosyal masraflarını önemli miktarda düşüreceğini ifade eden Zutt, şunları kaydetti: “Cep telefonu ve diğer dijital teknolojiler gelişmekte olan dünya genelinde hızla yaygınlaşırken; daha yüksek büyüme, daha fazla istihdam ve daha iyi kamu hizmetleri gibi öngörülen dijital faydalar beklentilerin gerisinde kaldı. Dünya nüfusunun yüzde 60’ı, sürekli genişleyen dijital ekonominin kapsama alanı dışındaki konumunu koruyor. Ayrıca dünya genelinde internet kullanıcılarının sayısının 2005 yılından bu yana üç kattan fazla artmasına rağmen, dört milyar kişinin halen internet erişimi bulunmuyor. Birçok münferit başarı hikayesi olmasına rağmen, teknolojinin küresel üretkenlik, yoksullara ve orta sınıfa yönelik fırsatların çoğaltılması ve hesap verebilir yönetişimin yaygınlaştırılması üzerindeki etkisi şu ana kadar beklenenden az oldu.” Sak: Milli geliri 10 bin dolardan 25 bin dolara çıkarmak istiyoruz Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırmaları Vakfı (TEPAV) İcra Direktörü Güven Sak ise konuşmasında Türkiye ekonomisinin son 14 yılda başarılı performans ortaya koyduğu ifade ederek, “Şimdi milli geliri 10 bin dolardan 25 bin dolara çıkarmak istiyoruz ama biliyoruz bunun kolay olmayacağını. Onun için yeni yollar aramalıyız. Dijitalleşme sürecini anlamaya çalışmamız son derece önemli. Dolayısıyla bizim gibi gelişme sürecindeki ülkelerin teknolojideki gelişmelere hazırlıklar yapması gerekiyor” dedi. Şubat 2016 34 UND İcra Kurulu Başkanı Şener: Hazar Koridoru’na inandık ve çok çalıştık UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, Hazar Koridoru’ndaki başarının asıl nedenini “inanmak” olarak özetliyor. İnanmadan hiçbir şeyin yapılamayacağını belirten Şener, “İnandık, çok çalıştık ve çalışmaya devam ediyoruz” diyor. U luslararası Nakliyeciler Derneği başarılarına bir yenisini daha ekledi. Rusya ile aramızdaki gerginlikten dolayı kafalarda hep ‘acaba şimdi ne olacak, taşımalar nasıl gerçekleşecek, lojistik sektörü bu krizi nasıl aşacak, bu durum sektörümüzü yaralayacak mı?’ gibi sorular vardı. UND’nin son iki yıldır sergilediği çabalar ve kamu kurumlarımızla birlikte Bakü’de yapmış olduğu ziyaretler sonuca ulaştı. Azerbaycan Transit Yük Taşımaları Koordinasyon Şurası Başkanı Mustafayev’in daveti ve Türkiye’nin Bakü Büyükelçiliği’ni bilgilendirmesi ile 30 Kasım 2015 tarihinde Bakü’ye giden UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener’in görüşmeleri sonucunda sektörümüz için önemli kararlar çıktı. UND, Türkiye-Rusya arasındaki gerginliği dikkatli izleyerek Hazar Koridoru’nda mutlu sona ulaşarak sektörü rahatlattı. Lojistik sektörünün en etkili ve büyük çatı kuruluşu olan UND, daha önceki çalışmalarıyla da sektörün önünü açarak taraflı taŞubat 2016 rafsız herkesin takdirini kazanmıştı. UND’nin Hazar Koridoru özelinde gerçekleştirdiği bu başarı da sektörde herkesin takdirini kazandı. Hazar Koridoru’nda müjde UND’nin son iki yıldır sergilediği çabalar ve kamu kurumlarımızla birlikte Bakü’de yapmış olduğu ziyaretler sonuca ulaştı. Son dönemde UND’nin yoğun girişimlerinin yanı sıra Azerbaycan ve Türk basınında yer alan yoğun haberler ve Ulaştırma, Ekonomi ve Dışişleri Bakanlıklarımızın verdiği büyük destek sonucunda, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in talimatıyla 2015 yılı Ekim ayında Ekonomi ve Sanayi Bakanı Şahin Mustafayev Başkanlığında “Azerbaycan Cumhuriyeti Transit Yük Taşımaları Koordinasyon Şurası” adıyla bir komite kuruldu ve çalışmalarına başladı. UND’nin çabalarının sonucu Kazakistan’a ve Türkmenistan’a gitmek için Rusya’dan transit geçiş yapmalarına izin verilmeyen Türk TIR’ları Azerbaycan üzerinden Ro-Ro gemileriyle Hazar Denizi’ni geçerek bu ülkelere ulaşıyor. UND’nin yoğun girişimlerinin yanı sıra Ulaştırma, Ekonomi ve Dışişleri Bakanlığı’nın verdiği büyük destek sonucunda, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in talimatıyla Ekim ayında Ekonomi ve Sanayi Bakanı Şahin Mustafayev Başkanlığı’nda ‘Azerbaycan Cumhuriyeti Transit Yük Taşımaları Koordinasyon Şurası’ adıyla bir komite kurulmuş ve çalışmalarına başlamıştı. Rusya uçağından kaynaklanan gelişmeler üzerine Türk TIR’larının Rusya sınır kapılarında bekletilmesinin ardından Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) harekete geçti. Azerbaycan Ekonomi ve Sanayi Bakanı ve aynı zamanda ‘Azerbaycan Cumhuriyeti Transit Yük Taşımaları Koordinasyon Şura Başkanı Şahin Mustafayev’in daveti üzerine Uluslararası Nakliyeciler Derneği İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener Bakü’ye gitti. Yapılan görüşmeler sonucunda sektörü rahatlatan önemli kararlar alındı. 35 Şener: İnandık ve çok çalıştık UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, Hazar Koridoru’nda UND olarak tam saha pres yaptıklarını, çok çalıştıklarını ve inandıklarını söylüyor. “İnanmadan hiçbir şey olmaz” diyen UND İcra Kurulu Başkanı Şener, kamu’nun gerekli kesimleri ile birlikte hareket ederek bu işi başardıklarını da sözlerine ekliyor. Bölgesel bir güç olan Türkiye’nin ulaştırma alanında çok daha efektif ve inovatif olması gerektiğini belirten Şener, UND’nin takım olarak bu ve benzeri konularda yılmadan çalıştığının altını çizdi. Gerçekleşen iyileşmeler Çalışmalarını sürdüren Şura Başkanı Mustafayev’in daveti ve Türkiye’nin Bakü Büyükelçiliği’nin bilgilendirmesi ile 30 Kasım’da Bakü’ye giden UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener’in görüşmeleri sonucunda sektörümüz için önemli kararlar çıktı. Kuruluşundan itibaren bir ay gibi kısa bir sürede önemli çalışmalara imza atan “Transit Yük Taşımaları Koordinasyon Şurası”nın yaptığı iyileştirmeler Rusya ile yaşanan uçak krizi sonrasında zorlaşan Kazakistan taşımaları için de nefes aldıracak sonuçlar içeriyor. 1 Aralık 2015 tarihinden itibaren Azerbaycan’da uygulamaları başlatılan iyileştirmeler şöyle; -Türk araçlarının Azerbaycan’ı transit geçişlerinde ve Azerbaycan’a ikili taşımalarında ödenen muhtelif giderler kaldırıldı. Bu gelişme ile Türk araçlarının Azerbaycan’a ikili taşımalarında ve Azerbaycan üzerinden transit geçiş maliyetlerinde yüzde m56 oranında azalma sağlandı. -Türk araçlarının, Aktau’ya ve Türkmenbaşı’na geçmek üzere Bakü limanında ödedikleri muhtelif giderler kaldırıldı. Bu gelişme ile Bakü –Aktau hattı taşıma maliyetleri yüzde 37 ve Bakü-Türkmenbaşı hattı taşıma maliyetleri yüzde 24 oranında indirildi. -1 Ocak 2016 tarihinden itibaren Yeşilkart Sigortası Azerbaycan’da geçerli hale geldi. -Tehlikeli Madde tanımlamasında ADR Konvansiyonu listesinin esas alınması talep edildi. Uygulamanın en kısa zamanda hayata geçirilmesi bekleniyor ve takip ediliyor. Yapılan çalışmalar Kazakistan’da da önemli kazanımlar getirdi UND 3 Şubat 2016 tarihinde Kazakistan Ankara Büyükelçiliği’ni ve ardından 4 Şubat 2016 tarihinde Aktau Limanı’nı ziyaret etti! Tarihi İpekyolu Orta Koridoru’nun en önemli mevkilerinden biri olan Hazar güzergâhının önemi, Rusya’nın araçları- COORDINATING COUNCIL OF THE REPUBLIC OF AZERBAIJAN ON TRANSIT FREIGHT mızın transit geçişine engel koyması ile daha da artmıştı. Kazakistan’a ihracatımızın ve taşımalarımızın devam etmesi için Aktau Limanından iyileştirmelerin yapılması şarttı. Öncelikle, Kazakistan Ankara Büyükelçiliği Müsteşarları ziyaret edildi. Söz konusu ziyarette, 5 günlük ikamet süresi, 30 günlük oturum süresi sorunu, geçiş belgelerinin 1 ay geçerli olması, transit araçlara konvoy uygulamasındaki zorluklar ve süre kayıpları, Kazakistan’da ödenen yüksek ücretler, limanlardaki ve gümrüklerdeki uzun süreli beklemeler detaylı olarak aktarıldı ve bu sorunlarına aşılması yönünde destekler talep edildi. 4 Şubat tarihinde ise, olayların yerinde tespit edilmesi için Aktau Başkonsolosluğumuz Korhan Küngerü’nün önemli destekleri ve katkılarıyla Aktau’ya gidildi. Aktau’da önce liman imkânları ve incelemeleri yapıldı ve sonrasında Aktau Vali Yardımcısı ziyaret edildi. Aktau Limanı’nın ağırlıklı olarak petrol, buğday ve metal taşıması için yapılmış bir liman olduğu ve TIR araçlarının hareketine, geçişine, manevra ve park yapmasına uygun bir liman olmadığı, limana gelen TIR araçlarının yol kenarlarında park etmek durumunda kaldığı ve gemiden inecek araçların liman sahasına indirilmesinde sıkıntılar yaşandığı tespit edildi. Ayrıca, kayıt dışı ödemelerle ilgili yapılan tespitlerde ise limanda ödenecek masrafların 45 dolar civarında olması gerekirken, limanda bulunan Kazak Memurlarla iletişimi sağlayan aracılar sayesinde bu ücretlerin gidişte 400 dolar, dönüşte ise 450 dolara çıktığı da tespitler arasında idi. Kazak Yerel Yetkilileri ile yapılan görüşmelerde, bundan sonra sürücülerin liman sahasında evrak ve diğer işlemleri kendilerinin gerçekleştirmesinin sağlanması ve söz konusu kayıt dışı ödemelerin kaldırılması talepler arasında iletildi ve Kazak yetkililerden bu ücretlerin alınmayacağının sözü alındı. Şubat 2016 36 DOSYA Ayrıca, limanda yapılacak işlemlere ilişkin bir ücret tarife listesi temin edildi ve limanda araç girişinde yapılacak işlemler için ibraz edilecek belgeler ile ilgili kapsamlı bir kılavuz hazırlanarak paylaşıldı. Diğer yandan, Kazakistan’ı transit geçecek araçlara mesafe bazlı uygulanacak ücret listesi temin edildi. Başbakan Davutoğlu ve heyeti Astana’da temaslarda bulundu 5 Şubat 2016 tarihinde ise Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun heyeti ile birlikte Astana’da temaslarda bulundu. Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun katılımıyla gerçekleşen Astana Ekonomi Forumu’na UND olarak katılım sağlandı. Başbakanımızın iş dünyasıyla yaptığı toplantıda ihtiyaçlarımız Başbakana bir kez daha sunuldu. Başbakan tarafından daha önce Kazakistan Başbakan Yardımcısı ile gerçekleştirilen görüşmelerde limanlarda alınan kayıt dışı ödemelerin artık alınmayacağına yönelik karar verildiği, araçların polis eşliğinde konvoy uygulamasına tabi tutulması durumda konvoyla gidecek araçlardan alınan 38 Euro’nun alınmamasına yönelik görüşmenin gerçekleştiği söylendi. Sektöre sürücü bilgilendirme kılavuzu, fiyat listesi ve refakat ücret listesi gönderilerek işlemlerin bizzat sürücüler tarafından yapılması ve talep edilen ilave ücretlerin ödenmemesi konusunda çağrı yapıldı. Bu konuda ayrıca Başbakan Davutoğlu tarafından iki ülke ekonomi bakanlarının her ay canlı olmasa bile telekonferans yoluyla düzenli görüşeceklerini, bundan sonra oluşabilecek tüm problemlerin ekonomi bakanları tarafından çözülmesine yönelik çalışmaların başlatılacağına dair bilgi alındı. Kazakistan’da sağlanan gelişmeler Kazakistan Aktau Limanına Girişte Ödenen 400$ ve Limandan Çıkışta Ödenen 450$ Gayrı Resmi Ödemeler Kaldırıldı. Kazakistan’ı Transit Geçerek Kırgızistan’a Yapılan Taşımalarda Ödenen 1.000€ Gümrük İşlem Ücreti Kaldırıldı ve TIR Karnesi ile Transit Geçiş Mümkün Hale Geldi. Aktau Liman Gümrüğü’nde 1-2 Günü Bulan Gümrük İşlemlerinin Hızlandırılması Sağlandı. DEİK Başkanı Vardan: Ro-Ro seferleriyle Türkiye-Kazakistan arasındaki transit yolun Kazakistan’a kadar uzatılması çözüm oluşturacak 18 Şubat’ta İstanbul’da gerçekleştirilen Kazakistan Ekonomisi ve Yatırım Fırsatları Toplantısı’nda, Hazar üzerinden yapılacak Ro-Ro seferleri ile Türkiye-Kazakistan arasındaki transit yolun Kazakistan’a kadar uzatılmasının iki ülke arasındaki ulaştırma sorunlarına daha etkin ve kalıcı bir çözüm oluşturacağını ifade eden Başkan Vardan, “Ulaştırma alanındaki problemlere dikkat çekerek, mermerin bile uçak ile taşınması sözkonusu ise ticaretin gelişmesinden bahsedemeyiz. Ulaştırma ve dolayısıyla nakliye sorunlarını çözersek ticaretin gelişimi için önemli oranda yol kat etmiş olacağız” dedi. Hazar Koridoru’nda Sonuca Giden Adımlar İpek Yolu Orta Koridor Güzergâhı’nın (Hazar) canlandırılması için yapılan çalışmaları UND’nin Sesi Dergisi olarak sizler için derledik. UND’nin adım adım başarıya giden hikayesini tarihsel zaman dilimi içerisinde siz değerli okuyucularımıza sunuyoruz. İnanan, çalışan ve Hazar Koridoru’nda mutlu sona ulaşan, sektörün bu alandaki ihtiyaçlarını karşılayan UND ekibi, bu sonuca ulaşmak için bakın neler yaptı? 1. 4-5 Haziran 2014 tarihlerinde, Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi IV. Zirvesi vesilesiyle dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e, Hazar güzergahının önemi ve canlandırılması hususunda bilgi notu gönderildi. 2. 2014 Yılı Eylül ayında İran-Türkmen Sınır Kapısı Lütfabad’ı ziyaret edildi. Şubat 2016 37 3. 2014 Yılı Aralık ayında UND olarak Bakü Limanı ziyaret edildi. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile paylaşıldı. 4. 18 Aralık 2014 tarihinde Hazar 7. 10 Şubat 2015 tarihinde, Ekonomi Bakanlığı’nda düzenlenen toplantıya katılım sağlandı ve Hazar güzergahına ilişkin kapsamlı bir sunum yapıldı. Güzergahı ile ilgili basın bülteni yapıldı. 5. 22 Aralık 2014 tarihli UND yazısı ile Hazar güzergahına ilişkin UND tarafından hazırlanan bilgi notu dönemin Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi’ye gönderildi. 6. 15 Ocak 2015 tarihinde Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı ziyareti kapsamında Hazar Bilgi Notu ve talepler yazılı olarak ve bilgi notu beraberinde; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Dönemin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi, Çalıştayı’na katılım sağlandı ve İran’a alternatif Hazar güzergahının canlandırılması hususunda sunum yapıldı ve konuya ilişkin bilgi notları Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ile paylaşıldı. 9. Ekonomi Bakanlığı, Ulaştırma, 11. 25-26 Mayıs 2015 tarihinde Pekin’de gerçekleştirilen toplantıda “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Çin Halk Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Karayoluyla Uluslararası Yük ve Yolcu Taşımacılığı Anlaşması” taslağı detaylı bir şekilde görüşüldü ve karşılıklı olarak parafe edildi. Resmi süreçlerin ardından 2017 yılında Türkiye ve Çin arasında karayolu taşımacılığının başlaması hedef olarak belirlendi. 10. 5-6 Mayıs 2015 tarihinde Ankara’da düzenlenen BTK 12. 28-29 Temmuz 2015 tarihinde İstanbul’da, IRN Organizasyonu ve HASEN İşbirliği ile düzenlenen 1. Güney Hazar Taşımacılık Zirvesi’ne katılım sağlandı ve Hazar Güzergahı’na ilişkin sunum yapıldı. 8. 7 Nisan 2015 tarihli UND yazısı ile, Azerbaycan Başbakan Yardımcısı Abid Şerifov tarafından Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanına muhatap mektubuna cevaben, Azerbaycan’da Türk taşımacılarının karşı karşıya olduğu sorunlar paylaşıldı. Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, TİM, UND ve UTİKAD’ın katılımları ile 1417 Nisan 2015 Bakü ziyareti yapıldı. Şubat 2016 38 DOSYA 13. 6 Ağustos 2015 tarihinde Başkanı Sayın Şahin Mustafayev ile bir dizi görüşmeler gerçekleştirildi. Bu görüşmelerin akabinde, Azerbaycan’dan transit geçişlere ilişkin taleplerimizin büyük bir kısmı çok hızlı olarak devreye alındı. Türkmenistan Devlet Başkanı’nın ülkemizi ziyaretinde kendisi ile görüşme fırsatı elde edildi ve Hazar Güzergâhı’nda ve Türkmen Vizesi temininde iyileştirmeler yapılması hususunda işbirliği yapılması paylaşıldı. 14. 10 Ağustos 2015 tarihinde UND’yi ziyaret eden Bakü Limanı Baş Direktör Müşaviri ile Hazar güzergâhının canlandırılması için yapılması gereken çalışmalar ve öncelikli faaliyetlerin belirlenmesi konusunda toplantı gerçekleştirildi. 15. 16 Eylül 2015 tarihinde, “Mo- dern İpek Yolu Üzerindeki Kağıt Duvarları Ortadan Kaldırma” çağrısıyla Uluslararası Karayolu Federasyonu IRF tarafından düzenlenen, “1.IRF Avrupa ve Orta Asya Bölge Kongresi Ortak Panel Oturumu”na katılım sağlandı ve panelist olarak katılımcılara sunum yapıldı. 16. 9 Ekim 2015 tarihinde, tarihinde Bakü’de Türkiye-AzerbaycanTürkmenistan Hazar Geçişleri Üçlü Teknik Komitesi I. Toplantısı gerçekleştirildi. Şubat 2016 19. 17. Türk ve Azeri basınına yansıyan çalışmalar ses getirdi ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in talimatı ile 21 Ekim 2015 tarihinde “Azerbaycan Cumhuriyeti Transit Yük Taşımaları Koordinasyon Şurası” kuruldu ve Şura’nın Başkanlığına Azerbaycan Ekonomi ve Sanayi Bakanı Şahin Mustafayev getirildi. 18. 30 Kasım 2015 tarihinde, Bakü’de Hazar Koridoru üzerinden yapılan taşımalarda gelişmeler sağlanması amacıyla, Azerbaycan Ekonomi ve Sanayi Bakanı ve Azerbaycan Cumhuriyeti Transit Yük Taşımaları Koordinasyon Şurası 1 Aralık 2015 tarihinden İtibaren“Orta Asya ülkelerine taşımalar için Rusya’ya ve Türk Cumhuriyetlerine yapılan taşımalar için İran’a alternatif güzergah olan “İpek Yolu Orta Koridoru”nun canlandırılması yönünde Azerbaycan’da önemli kazanımlar elde edildi. -Azerbaycan üzerinden transit geçiş maliyetleri yüzde 56 oranında indirdi, -Bakü – Aktau Gidiş-Dönüş Ro-Ro maliyetleri yüzde 37 oranında indirildi, -Bakü-Türkmenbaşı tek yön Ro-Ro maliyetleri yüzde 24 oranında indirildi, -1 Ocak 2016 tarihinden itibaren Yeşilkart Sigortası Azerbaycan’da geçerli hale geldi. 20. 3 Şubat 2016 tarihinde Kazakis- tan Ankara Büyükelçiliği ziyaret edildi. Ziyarette, Orta Koridor’un ve özellikle 39 ve taleplerimize ilişkin bir sunum yapıldı. 24. 10 Şubat 2016 tarihinde, Aşkabat Türk Büyükelçisi ile toplantı yapıldı ve Türk taşımacılarının Türkmenistan’a taşımalarında karşı karşıya kalınan sorunlar ve çözüm önerileri aktarıldı. Ayrıca Hazar güzergahı için Türkmenistan’dan beklentiler paylaşıldı. 25. 12 Şubat 2016 tarihinde, Aktau Limanı’nda ödenen masraflar 850 dolardan 160 dolara indirildi. Hazar güzergahında Aktau Limanı’nın artan önemi UND, taşımacılarının yaşadığı sorunlar ve talepler Kazakistan Ankara Büyükelçiliği Müsteşarları Ayan Kolbay ve Alimkhan Yessengeldiyev’e iletildi. 21. 4 Şubat 2016 tarihinde Aktau Başkonsolosluğumuz Korhan Küngerü’nün önemli destekleri ve katkılarıyla Aktau Limanı ziyaret edildi. Aktau’da önce liman imkânları ve incelemeleri yapıldı ve sonrasında Aktau Vali Yardımcısı ziyaret edildi. 22. 5 Şubat 2016 tarihinde Başbakan Ahmet Davutoğlu; Bakanları, Tuğrul Türkeş, Binali Yıldırım, Mustafa Elitaş ve Kazakistan’da yatırım yapmış iş adamlarının da bulunduğu Astana’da yapılan toplantıya katılım sağlandı. Orta Asya’ya ulaşmada Taşıma sorunlarına ilişkin değerlendirmelerimiz ve önerilerimiz aktarıldı. 23. 9–10 Şubat 2016 tarihinde, Ekonomi Bakanı ve beraberindeki resmi heyete katılım sağlandı ve Türkmenistan İş Konseyi Toplantısı’nda Hazar güzergahına Şubat 2016 40 DOSYA Bakan Elitaş: Türkmenbaşı şehrinin Orta Asya’nın en önemli lojistik merkez olmasını istiyoruz Büyükelçimiz Mustafa Kapucu’nun destekleri ile en üst düzeyde randevular ayarladı. Bu randevular çerçevesinde, Türkmenistan Bakanlar Kurulu Başkan Yardımcısı Sayın Satlık Satlıkow başkanlığında Kara, Deniz ve Demiryolu Bakanları ile toplantı yapıldı ve çok faydalı gelişmeler içeren toplantı sonucunda 15 gün içinde yapılacak çalışma ile indirim konusunda nihai kararların alınabileceği bilgisi temin edildi. Berdimuhammedov da gemi ücretlerinde indirim olacağını belirtmişti E konomi Bakanı Mustafa Elitaş 9 Şubat’ta, Türkmenistan’da Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Türkiye-Türkmenistan İş Konseyi tarafından organize edilen İş Forumu ile Aşkabat Türk İhraç Ürünleri Fuarı’na katıldı. Türkmenistan’a varış süremiz 15-20 günden 4-5 güne düşecek Ekonomi Bakanı Mustafa Elitaş, Türk-Türkmen İş Forumu’nda yaptığı konuşmada, “Türkmenistan’ın Ro-Ro gemilerinin Hazar hattında faal hale getirilmesi bizim açımızdan da önemlidir. Bu gemilerin Türkiye ile Türkmenistan arasında çalışan taşımacılarımıza tavsiye edilmesi durumunda İstanbul’dan yola çıkan bir malın Türkmenistan’a varış süreci 15-20 günden 4-5 güne düşecektir. Türkiye’nin çok önem verdiği Hazar koridorunun gerçekleşmesi Türkmenistan’ın Hazar Denizi’nin doğu yakasındaki stratejik konumunu güçlendirecektir. Rahmetli Türkmenbaşı’nın adını taşıyan Türkmenbaşı şehrinin Orta Asya’nın en önemli lojistik merkez olmasını istiyoruz. Hazar koridoru meselesi yalnızca ikili ticari ilişkilerimiz açısından değil tüm Türk dünyasını birleştirecek, bölgedeki ekonomiyi canlandıracak önemli bir adım olarak görüyoruz. Hazar koridorundaki Ro-Ro taşıma- Şubat 2016 cılığının ekstra maliyetlerinin ortadan kaldırılması ile birlikte ürünlerin hem daha hızlı hem daha ucuz maliyette ülkeler arasında transfer imkanı bulacağından dolayı bunu da görüşmelerimiz sırasında dikkate alacağımızı ifade etmek istiyorum” dedi. Türkiye-Türkmenistan İş Forumu’nda UND İcra Kurulu Başkanı tarafından da, Hazar Güzergahının canlandırılması ve ülkelerimiz arasındaki ticaretin geliştirilmesi amacıyla Türkmenistan’dan beklentilere ilişkin bir sunum yapıldı. Bakan Elitaş’ın değindiği konuları da içeren sunumda ayrıca, Türkmenistan vize sürecinde iyileştirme yapılmasının olmazsa olmaz olduğunun altı bir kez daha çizildi. Türkmenistan seyahatinde, Türkmenistan Devlet Başkanı Berdimuhammedov’un, 6 Ağustos 2015 tarihinde ülkemize yapmış olduğu ziyarette kendisi ise görüşme imkanı elde edilmiş ve mevcut haliyle Hazar’daki taşımacılığın çok pahalı olduğu, ancak fiyatların indirilmesi halinde Orta Asya’dan gelecek olan trafiğin bir kısmının Hazar’a çevrilebileceği kendisi ile paylaşıldığında, ikinci Türkmen gemisinin seferlerine başlaması ile taşıma fiyatlarında indirim yapılabileceği devlet başkanı tarafından ifade edilmişti. Şener: İnancımız ve çalışmalarımız devam edecek, mart ayında Kazakistan ve Türkmenistan resmi heyetleri ile görüşmelerimiz var Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, Azerbaycan ve 41 Kazakistan’da sağlanan önemli gelişmelerin bu hattın hedeflenen ölçüde kullanılması için yeterli olmayacağını ifade ederek Türkmenistan’da da benzer gelişmelerin sağlanmasının büyük önem taşıdığını belirtti. Bu amaçla, 3-6 Mart tarihlerinde Türkmenbaşı Limanı’na bir resmi ziyaret olacağını ve tüm taleplerin Türkmen yetkililere bir kez daha anlatılarak somut gelişmeler sağlanması için çaba gösterileceğini ifade etti. Şener, Hazar Güzergahındaki uygulamaların standartlaştırılması amacıyla yapılan tespitler için çalışmalarımız hızla devam ediyor dedi ve bölge ülkelerde standartlaştırılması için çalışılan konu başlıklarını paylaştı. Hazar’da kalıcı bir çözüm için, 1-KARAYOLU GEÇİŞ ÜCRETLERİNİN KALDIRILMALI 2-GÜMRÜK İŞLEMLERİNİN KOLAYLAŞTIRILMASI AMACIYLA ORTAK KAPI, TEK DURAK, YEŞİL HAT VE TEK PENCERE PROJELERİNİN UYGULAMAYA KONULMALI 3-AĞIRLIK VE BOYUT KONTROLLERİNİ VE MEVZUATLARININ UYUMLAŞTIRILMASININ SAĞLANMALI 4-VİZE PROSEDÜRLERİNİN KOLAYLAŞTIRILMALI 5-KONVANSİYONLARA TARAF OLUNMALI 6-LİMANLARDAKİ GEMİ YANAŞMA MALİYETLERİNİN STANDARTLAŞTIRILMALI 7-SİGORTA PROSEDÜRLERİNİN STANDARTLAŞTIRILMALI 8-GÜMRÜKLERDE “İLK GİREN İLK ÇIKAR” KURALININ STANDARTLAŞTIRILMALI HAZAR KORIDORUNDA ÜCRET %36 DÜSTÜ Yayın Adı : Yeni Safak Ili : Istanbul Periyod : Günlük Sayfa : 7 Tarih : 03.12.2015 Tiraj : 110.115 1/1 AZERBAYCAN Yayın Adı : Star Ili : Istan DAN TÜRK TIR INA YAHSI IND Periyod : Günlük Sayfa : 5 bul www.medyatakip.com NALDIYE SEKTÖRÜNE CAN SUYU PROJESI Yayın Adı : Yeni Safak Ili : Istanbul Periyod : Günlük Sayfa : 7 Tarih : 07.01.2015 Tiraj : 109.793 1/1 A KIS 015 1.2 29.1 .929 h: 9 Tari j : 10 a Tir 1/1 k ünlü :G yod 4 Peri fa : Say R IDO OR RK ZA HA ID ES AF ES UM A AH k yın Ya Ili Safa eni l ı : Y tanbu : Is Ad www.medyatak ip.com Şubat 2016 IRIM Tarih : 03.12.20 15 Tiraj : 103.189 1/1 42 GÜNCEL TSE onaylı Fil Filtre kaliteden taviz vermiyor Fil Filtre yetkililerinden Tuna Barın, Ar-Ge’ye yönelik inovatif çalışmalarının TSE tarafından onaylanmasının hem kendileri hem de Türkiye için bir kazanç olduğunu ifade ediyor. Barın, otomotive yönelik parça imalatı yapan yan sanayicinin Türkiye’de orijinale eşdeğer kalitede parça üretilebildiğini de vurguluyor. 1966 yılında İskenderun’da temelleri atılan Fil Filtre, Türkiye’nin en büyük filtre fabrikası olma özelliğiyle birlikte; genç,dinamik ve atılımcı kişiliğiyle Türkiye’nin gelecek yüzünü oluşturuyor. 1966’da İskenderun’da kurulan firma, 1974’te İngiliz Wix Filter firması ile lisans anlaşması yaptı. 1978 yılında İngiliz Wix Filter firması ile yapılan lisans anlaşması amacına ulaştı ve karşılıklı olarak feshedildi. 1995’te firma bugünkü sahipleri tarafından satın alındı ve faaliyetlerine devam etmesi sağlandı. 1997 yılında yeni yönetim hedefleri doğrultusunda; yönetim ve üretim sistemlerinde, kapasite ve standartları geliştirmek üzere ilk teknolojik ve eğitim yatırımları hamlesi başladı. 1999 yılında TS-EN-ISO 9002 Sistemi Kalite Sertifikası alındı. 1999 yılında yurt içinde ve yurt dışında , birden çok araç üreticisine OEM ve OES nitekli ürün tedarikçisi oldu. 2000 yılında kapasite ve standartlarını geliştirmek üzere ikinci kez teknolojik ve eğitim yatırımları hamlesi başladı. 2003 yılında ISO/ TS 16949:2002 Sistem Kalite Sertifikası alındı. 2007 yılında TOFAŞ Türk Otomobil Fabrikası A.Ş. tarafından ‘yan sanayi kalite ödülü’ verildi. 2008 yılında yurt içi ve yurt dışı bir çok araç üreticisi için global tedarikçi konumuna gelen Fil Filtre ; yeni üretim teknolojileri ile kapsitesini artırmak üzere yeni bir fabrika kurma kararı aldı. 2009 yılında ISO 14001:2004 Çevre Yönetim Sistemi Sertifikası alındı ve yeni fabrika inşaatı için çalışma başlatıldı, yeni makine ve cihaz siparişleri verildi. 2010 yılında yeni fabrika inşaatının yüzde 80 ‘i bitti , yeni makine ve cihazlar teslim edilmeye başlandı. TSE Onaylı Eşdeğer Parça Belgesi’ni aldı Firma, bir yıla yakındır çalışmalarını yürüttüğü, TSE Onaylı Eşdeğer Parça belgesini 28 Ekim 2015 tarihinde TSE Genel Şubat 2016 Müdürlüğü’nde düzenlenen bir törenle TSE Başkanı’nın elinden aldı. Konuyla ilgili olarak Fil Filter yetkililerinden Tuna Barın, “Türkiye’de bugün için eşdeğer parça belgesi vermeye tek yetkili kurum olan TSE ile yaptığımız çalışmalar ve günümüz otomotiv standartlarına göre yapılan testler sonucu üretmiş olduğumuz filtrelerimizin orijinale eşdeğer olduğunun TSE kurumunca tescil edilmesi ve bugün için tescil edilen ilk ve tek filtre firması olmamız bizi gururlandırmış ve ayrıca ticari olarak da pazarda ürünümüze duyulan güvenin tescil edilmiş olmasıdır” dedi. Bu belgeyi TSE kurumundan Türkiye’de alan ilk firmasınız. Bu konuda neler diyeceksiniz sorumuza ilişkin Barın, “TSE kurumunun bu belgelendirme için ilk firmamızı seçmesi ve ürünlerini test edip onaylaması tabi ki manidardır. 50. yılında olan firmamızın son 10 yılda yapmış olduğu milyonlarca dolar yatırımda Ar-Ge, laboratuvar ve eğitim yatırımlarıda var idi bu temelde almış olduğumuz bu belge, yeni otomasyon prosesler ile ürettiğimiz ürünlerde ulaşmış olduğumuz standartların yeni bir tescilidir” dedi. Elde edilen bu başarının pazara yansıması hakkında Barın, “Kendilerini orijinal filtre kullanmak zorunda hisseden ve yurt içi piyasada yetkili bir kurumdan onaylı eşdeğer filtre markası bulamayan satıcı ve tüketiciler için artık onaylı bir ürün markası var bu da Fil Filtre, aynı zamanda sigorta firmaları eşdeğer parça olarak filtrelerimizi önerebilecek kullanabilecek, dolayısı ile bu belge pazar payımızın artışında aktif rol oynayacak” dedi. Barın, otomotive yönelik parça imalatı yapan yan sanayicinin Türkiye’de de orijinale eş değer kalitede parça üretilebildiğini, TSE kurumuna eşdeğer olarak tescil ettirip göstermesini hem ülkemiz üretilen ürünlere güven açısından hem de yerli ürünlerin markalı ithalllere karşı pazar paylarını artıracak olması bakımında öemsediklerinin altını önemle çizdi. 43 Özgür: Yasadışı ticaret ile mücadele umudumuzu artırıyor Marka Koruma Grubu, Dünya Gümrük Günü’nde yaptığı açıklamada, ekonomiyi tehdit eden yasadışı ürün ticareti için alınan önlemlere dikkat çekti. Marka Koruma Grubu Sözcüsü Dr. Ali Ercan Özgür, Türkiye’de sahte ve korsan ürün ticaretinin yılda 11 milyar dolara yaklaştığını belirterek, “Yasadışı ürün ticareti nedeniyle Türkiye ekonomisi milyarlarca lira kayba uğruyor, şirketlerin fikri mülkiyet hakları zarar görüyor, tüketici güvenliği ve sağlığı tehdit ediliyor. Yasadışı ürün ticaretiyle mücadele konusunda devletimizin kararlı çalışmaları, gelecek için umudumuzu artırıyor” dedi. T ürkiye’de yasadışı ticaret ile mücadeleye ve ticari marka haklarının etkin bir biçimde korunmasına odaklanan Marka Koruma Grubu (MKG), Dünya Gümrük Günü nedeniyle bir açıklama yaptı. Fikri mülkiyet haklarının etkin şekilde korunmasının yatırımcılar açısından hayati önem taşıdığına vurgu yapılan açıklamada, yasadışı ürün ticaretinin ulaştığı boyuta dikkat çekildi. MKG Sözcüsü Dr. Ali Ercan Özgür, sahte, kaçak ve taklit ürün ticaretinin dünya genelinde yüzlerce milyar dolarlık hacme sahip olduğunu, Türkiye’de de ekonomiyi ve yatırımları olumsuz etkileyecek boyuta ulaştığını belirterek şunları söyledi: “BASCAP (Sahtecilik ve Korsanla Mücadele İçin İş Dünyası Hareketi) verilerine göre Türkiye’deki sahte ve korsan ürün ticaretinin yıllık boyutu 11 milyar dolara yaklaştı. Sahte, taklit ve korsana ilave olarak kaçak ticareti de her yıl milyarlarca liralık vergi kaybına neden oluyor. Türkiye örneğin; her yıl kaçak akaryakıt nedeniyle 5 milyar lira ÖTV, kaçak sigara nedeniyle 5,5 milyar lira vergi gelirinden mahrum kalıyor. Yasadışı ticaret ayrıca, Türkiye’ye ciddi yatırımlar yapan, on binlerce kişiye istihdam sağlayan, vergi geliri üreten yatırımcıların fikri mülkiyet haklarını da gasp ediyor. Bu durum, yeni yatırımların önünü kesme riskini beraberinde getiriyor. YASED’in yaptığı bir araştırmaya göre, fikri mülkiyet haklarının korunmasında yapılacak yüzde 1 iyileştirme, yatırımlarda 1.9 milyar artış sağlıyor. Yasadışı ticaret ile mücadele bu yüzden ülkemiz için büyük önem taşıyor. Gümrük İdareleri ise bu BASCAP (Sahtecilik ve Korsanla Mücadele İçin İş Dünyası Hareketi) verilerine göre Türkiye’deki sahte ve korsan ürün ticaretinin yıllık boyutu 11 milyar dolara yaklaştı. Sahte, taklit ve korsana ilave olarak kaçak ticareti de her yıl milyarlarca liralık vergi kaybına neden oluyor mücadelede önemli bir görev üstleniyor. Özellikle gümrük denetimleri mücadele sürecinin önemli bir parçasını oluşturuyor. Son dönemde atılan adımlar ve açıklanan planlar, gelecek için umudumuzu artırıyor.” Vatandaşlar ALO 136’yı arayarak mücadeleye destek verebilir Dr. Ali Ercan Özgür, yasadışı ürün ticaretinin, tüketici güvenliği ve sağlığı açısından da önemli bir tehdit oluşturduğunu belirterek şunları söyledi: “Tüketicilerin sahte ürünler nedeniyle uğradıkları mağduriyeti, hatta ölümle sonuçlanan trajedileri gazetelerden okuyoruz, televizyonlardan izliyoruz. Resmi kurum ve kuruluşlar, meslek örgütleri, şirketler bu tür felaketlere neden olan yasadışı ticaretle mücadele konusunda önemli adımlar atıyor. Cezaların caydırıcılığının artırılması, sıkılaştırılan denetimler sayesinde yakalamaların artması sadece birkaç örnek. Ancak tüm bu çabaların başarıya dönüşebilmesi için vatandaşların duyarlılığı da bir o kadar önem taşıyor. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı bu konuda çok güzel bir adım attı. ALO 136 İhbar Hattı’nı yeniden aktif hale getirerek, mücadeleye ortak olmak isteyen tüketiciler için bir iletişim platformu oluşturdu. 2013 yılında sorumlu vatandaşların aramaları sayesinde 19 milyon liralık kaçakçılık olayı ortaya çıkarıldı. Ayrıca ihbarda bulunup, yasadışı ürünlerin yakalanmasını sağlayan vatandaşların ikramiye ile ödüllendirilmesi uygulaması da hayata geçirildi. 2014’te 5-6 milyon TL para ödülü dağıtıldığı açıklandı. Bu olumlu çalışmaları hayata geçiren tüm gümrük yetkililerini tebrik eder, Dünya Gümrük Günü’nü kutlarken, vatandaşlarımızdan da duyarlılıklarını artırarak sürdürmelerini bekliyoruz.” Şubat 2016 44 GÜNCEL LASTİK Brisa CEO’su Yiğit Gürçay: Filo müşterilerimizin operasyonel verimliliğini artırıyoruz Brisa Genel Müdürü Yiğit Gürçay, geleneksel Ticari Ürünler Değerlendirme Toplantısı’nda, Profleet ile filoların toplam operasyon maliyetini düşürmeye odaklandıklarını belirterek,“2015 yılında sistemimize kaydettiğimiz 1 milyondan fazla lastiğin düzenli takibini yapıyor, filo müşterilerimizin verimliliğini arttıran çözümler sunmaya devam ediyoruz” dedi. Brisa, 2016 yılı Ticari Ürünler Değerlendirme Toplantısı’nı, Genel Müdür Yiğit Gürçay ve Ticari Ürünler Pazarlama ve Satıştan sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Egemen Atış’ın ev sahipliğinde gerçekleştirdi. Ticari lastikler segmentini etkileyen global trendlere,dünyada ve Türkiye’de sektörün durumuna ilişkin bilgilerin aktarıldığı toplantıda, Brisa’nın gelecek vizyonu ve filoların operasyonel maliyetlerini azaltmaya yönelik çözümleri üzerinde duruldu. Filoların en büyük maliyet kalemi olanyakıt tüketiminin önemine dikkat çekilen toplantıda,Brisa’nınProfleet kapsamında sunduğu ürün ve hizmetler ile yakıt tasarrufu sağlarken, aynı zamanda karbon salımını düşürerek,çevre üzerindeki olumsuz etkileri azaltmanın da mümkün olduğu anlatıldı. Gürçay: Ticari araçların toplam karbon salımını sınırlayan düzenlemeler yolda Karayolu ulaşımının, Avrupa Birliği’nin toplam karbon salımının yüzde 20’sinin kaynağını oluşturduğunu vurgulayan Gürçay, Avrupa Komisyonu’nun 2050 yılında ulaşım ve taşımadan kaynaklanan karbon salımını yüzde 60 oranında azaltmayı hedeflediğini hatırlattı. Bu doğrultuda Avrupa’da binek ve hafif ticari araçların karbon salımına aşamalı olarak ciddi kısıtlamalar getirildiğini belirten Gürçay, “Ticari araçlar için şu anda ticari araçların sadece motordan kaynaklanan karbon salımını kısıtlayanŞubat 2016 regülasyonlar olsa dayakın gelecekte toplam karbon salımını sınırlamaya yönelikregülasyon hazırlıkları gündemde” dedi. Öte yandan, her sektörde etkisini gösteren dijitalleşme akımının, otomotiv sektörünü de birçok açıdan etkilediğini belirten Gürçay, “Bugün önde gelen tüm otomotiv firmalarının, dijitalleşmeye ve sürdürülebilir teknolojilere yatırım yaptığını biliyoruz. Bu doğrultuda biz lastik üreticilerinden de beklentiler değişiyor. Brisa olarak, geleceği şimdiden görüyor ve müşteri odaklı inovatif çözümler geliştiriyoruz” dedi. Global trendleri yakından takip ederek, sürekli değişen müşteri ihtiyaçlarını müşterilerden önce farkedip, yenilikçi çözümler geliştirmeyi hedeflediklerini belirten Gürçay, “Profleet kapsamında geliştirdiğimiz Aspects+ adlı yazılımla filolarda yaptığımız tüm ölçümlerikaydediyor,takip, raporlama ve zamanındaaksiyonlar ile lastiklerin kullanım ömrünü ve performansını arttırıyoruz. Sadece bu yıl 100 binden fazla araçta inceleme yaparak, 1 milyonun üzerinde lastiğe dokunduk. Bridgestone tarafından geliştirilen B-Tag teknolojisi ilede lastiklerin performansına etki eden basınç,sıcaklık, yük gibi değerlerin takibini sağlıyoruz. Türkiye’deki ilk uygulamamızı da Tüprag Altın Madeni’nde çalışan kaya kamyonlarının57 inç çapındaki Bridgestone lastikleri için yaptık. Ticari araç kullanıcıları için geliştirdiğimiz TPMS ve yüke göre basınç hesaplamaya yönelik mobil uygulamalar da dijital çözümlerimize örnek gösterilebilir” şeklinde konuştu. Brisa’nın performansına da değinen Gürçay, “2015 yılının ilk dokuz aylık döneminde yurt içi satışlarımızı adet bazında ve geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 11, net satışlarımızı ise tüm kanallarda toplam yüzde 6 oranında artırmayı başardık. Brisa’nın 2015 yılının dokuz aylık döneminde net satış geliri 1.282 milyon TL olarak gerçekleşti. 2015 yılında inovasyon, dijitalleşme, çevresel sürdürülebilirlik ve sosyal sorumluluk başta olmak üzere çeşitli alanlarda 12 ödüle layık görüldük” dedi. Bridgestone’nun yetiştirdiği ‘Guayule’ bitkisi sektörün geleceği olabilir Bridgestone’nun Amerika’da kurduğu araştırma tesislerinde, çölde yetiştirilen Guayule bitkisinden doğal kauçuk üretmeye başladığına dikkat çeken Gürçay, “Bu sayede lastik sektörü Güneydoğu Asya’dan gelen kauçuk hammaddesine bağımlı olmadan sürdürülebilir bir hammadde kaynağı bulabilecek” dedi. Brisa’nın sadece ekonomik değil, çevresel ve toplumsal sürdürülebilirliğe de büyük önem verdiğini belirten Gürçay, 2015 yılında Borsa İstanbul Sürdürülebilirlik endeksinde yer almaya hak kazanarak, CDP (CarbonDisclosure Project / Karbon Saydamlık Projesi) tarafından Türkiye’den yalnızca beş şirketin sahip olduğu İklim Saydamlık Lideri ödülüne layık görüldüklerinide sözlerine ekledi. Kauçuğu yalnızca lastiklerimizde kullanmıyoruz Kauçuğu yalnızca lastikte değil, yapısektöründe de kullandıklarını belirten Gürçay, “Bir deprem bölgesi olan Japonya’da Bridgestone tarafından geliştirilenve geçtiğimiz yıl Türkiye 45 pazarına sunduğumuz sismik izolatör teknolojisi, yapılarda bir tampon altyapı görevi görüyor.Esnek kauçuk maddesi, depremin sarsıntılarını emerek, hasarı önemli ölçüde azaltıyor. Japonya’da 700-800 kadar yapıda kullanılan bu teknoloji, özellikle hastane, fabrika, yol yapıları (viyadükler, köprüler vb) gibi yapılarda tercih ediliyor” dedi. Atış: “Filolar doğru lastik seçimiyle yakıt tasarruf yapıyor” Brisa Ticari Ürünler Pazarlama ve Satış Genel Müdür Yardımcısı Egemen Atış da yaptığı konuşmada, günümüzde filoların en büyük maliyet unsurunun yakıt olduğunu bildiklerini, bu sorunu çözmek için çalışmalar yaptıklarını söyledi. Atış, “Bridgestone teknolojisiyle geliştirilen, yuvarlama direnci düşük ticari araç lastikleri ile hem yakıt tasarrufu sağlamak, hem de çevreye verilen zararı azaltmak mümkün. Lastiklerin yuvarlanma direncinin düşük olması sayesinde yakıt tüketimi de azalıyor. Örneğin; 10 adet TIR çekicisi olan bir filo sahibi doğru lastik seçimi yaptığı taktirde yıllık 177 bin TL tutarında yani %5,9’luk bir yakıt tasarrufu sağlayabilir” dedi. 2015’te hayata geçirdikleri bir hizmet inovasyonu olan Probox’a da değinen Atış, “Mobil servis noktamız Probox ile filo müşterilerimize yerinde lastik değişimi ve servis hizmeti sunarak, operasyonel verimliliklerini artırıyoruz. Bu kapsamda Türkiye’nin en büyük şantiyelerinden biri olan 3. Havaalanı şantiyesinde birçok firmaya hizmet veriyoruz” diye konuştu. Filolara özel yol yardım hizmetlerine de değinen Atış,“Filofix” ileyalnızca Türkiye’de değil, Bridgestone Avrupa işbirliğimizle Avrupa yollarında da filo müşterilerimizin yanında olarak iş sürekliliklerine katkıda bulunuyoruz. Batı Avrupa’da hizmet süremizi 40 dakikaya kadar düşürmeye başardık” dedi. Kaplama için yeni teknoloji yatırımı 2015 yılında müşterilerin hurdaya ayırdığı lastiklerin yüzde 20’sini kullanıma geri kazandıran Brisa,Bandagile bu yıl 120 binden fazla ticari lastiği kaplayarak, 36 bin varil petrol ve 2 bin 400 ton çeliğe eşdeğer maddenin do- ğaya atılmasını önlemiş oldu. Bugün pazarda kaplanan her 3 lastikten biri Brisa markalarının imzası taşıyor. Bu yıl Bandag’ın 2 hizmet noktasında uygulanmaya başlanan “shearography” teknolojisiyle,lastiklerin kaplanmaya uygun olup olmadıkları tıraşlamaya gerek kalmadan saptanabiliyor; böylece lastiklerinömür planlamasıen doğru şekilde yapılabiliyor. Bu teknolojinin, 2016’da yaygınlaştırılması planlanıyor. Şubat 2016 46 TİCARİ ARAÇ Mercedes-Benz Türk Aksaray Fabrikası’nda 113 milyon avro tutarında yeni yatırımı ile bin 200 kişiye istihdam sağlayacak Mercedes-Benz Türk, Aksaray Kamyon Fabrikası’nda 2018 sonuna kadar 113 milyon Avro’luk yatırımla üretim kapasitesini ikiye katlayacak. 2015 yılında Aksaray Kamyon Fabrikası’nda 19 bin 688 adet kamyon üreterek kendi rekorunu kıran Mercedes-Benz Türk, artan kapasiteyi büyük oranda ihracata yönlendirmeyi hedefliyor. Yeni yatırımla istihdama önemli katkı yapan Mercedes-Benz Türk, 2018 yılına kadar Aksaray Kamyon Fabrikası’nda 3 vardiyalı üretime geçerek çalışan sayısını bin 800’den 3 bine yükseltmeyi planlıyor. Mercedes-Benz Türk Finansman ve Controlling Direktörü Stefan Baasner, “Türkiye’ye güveniyoruz. Mercedes-Benz Türk olarak Türkiye ekonomisine katkıda bulunmaya devam ediyoruz” dedi. G eçen yıl kendi rekorunu kırarak 19 bin 688 araç kamyon ve çekici üreten Mercedes-Benz Türk’ün Aksaray Fabrikası, yeni rekorları getirecek 113 milyon Avro tutarında yatırımla gerçekleştirilecek kapasite arttırımı için ilk adımı attı. İç Anadolu Bölgesi’nde 1986 yılından bu yana Türkiye ekonomisine üretim ve istihdam alanlarında önemli katkılarda bulunan Mercedes-Benz Türk Aksaray Kamyon Fabrikası’nda yeni yatırıma yöneliktemel atma töreni Şubat 2016 düzenlendi. Tören Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık’ın yanı sıra Mercedes-Benz Türk Finansman ve ControllingDirektörü Stefan Baasner ve Mercedes-Benz Türk Kamyon Fabrikası Direktörü Prof. Dr. Frank Lehmann’ın katılımıyla gerçekleştirildi. Fikri Işık: Mercedes-Benz’i yabancı değil, Aksaraylı bir yatırımcı olarak görüyoruz Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, törende yaptığı konuş- mada Evliyalar şehri Aksaray’da Mercedes-Benz Türk’ün yeni yatırımının temelini atmaktan doyduğu heyecanı ifade ederek, Türkiye’nin AB’de otobüs ve hafif ticari araç üretiminde birinci, kamyon üretiminde ikinci sırada yer aldığını anımsattı. Bu yatırımla birlikte bu özelliğin perçinlenmesi temennisini dile getiren Bakan Işık, Türkiye’nin genel olarak otomotiv sektöründe, özelde ise kamyon üretiminde ciddi bir potansiyele sahip olduğunun altını çizdi. Bakan Işık, sözlerini 47 şöyle sürdürdü: “Biz ülke olarak, sadece üretim için değil, Ar-Ge ve tasarım faaliyetleri için de bir cazibe merkezi olmak istiyoruz. Biz, Mercedes-Benz’in de Ar-Ge faaliyetlerine çok büyük önem verdiğini, firmanın dünya genelinde yaptığı yıllık Ar-Ge harcamasının 6 milyar dolar civarında olduğunu biliyoruz. Mercedes-Benz’in üretimi artıran yeni yatırımlarından büyük memnuniyet duyuyoruz. Dün çok önemli eylemler içeren Ar-Ge Reform Paketimizin TBMM Genel Kurulu’ndaki görüşmelerine başladık. Mercedes-Benz, 2009 yılında Aksaray Kamyon Fabrikası teknik donanımı, bilgi seviyesi, tecrübeli yöneticileri ve çalışanlarıyla daha fazlasını yapmaya hazır. Bu yatırımlaihracatımıza ciddi bir ivme kazandırmak istiyoruz. Uzun yıllardır Türkiye’de kamyon üretiminin içinde bulunuyor, 6 ton ve üzeri kamyon pazarında son 14 yıldır aralıksız pazar liderliğimizi koruyoruz. 2015 yılında, yine kendi rekorumuzu kırarak 19.060 adet kamyon satışıgerçekleştirdik.Mercedes-Benz Türk olarak biz Türkiye’ye ve Türk insanına inanıyoruz. Bu inancı başarılı işlere çevirmek için bugün sizlerle çalışanla 3 vardiya çalışarak daha yüksek üretim adetlerine ulaşmayı hedefliyoruz. Bu fabrika 2015 yılında 19.688 adet kamyon üreterek kendi rekorunu yeniden kırmayı başardı. Kalite standardı yüksek olan araçlarımızın önümüzdeki yıllarda dünyanın birçok ülkesinde daha yoğun olarak görülmesini planlıyoruz. Bunun için üretimimizi her daim yeni teknolojilerle güçlendiriyor, süreçlerimizi optimize etmeye devam ediyoruz.” 2018 yılında çalışan sayısı 3 bine çıkacak İç Anadolu Bölgesi’nin en büyük yatırımlarından biri olan MercedesBenz Türk Aksaray Kamyon Fabrikası, 1986 yılında 290 çalışanla üretime başladı. Bugün toplamda 1.800 kişiye istihdam sağlanıyor. Çalışan sayısını 3 yıllık süre içerisinde, kademeli olarak artırarak 3.000 kişiye yükseltmek isteyen fabrika yönetimi, ekibe dahil olacak çalışanların yüzde 75’inin mavi yakalı, geri kalan kısmının ise beyaz yakalılardan oluşacağını öngörüyor. Türkiye’de en erken Ar-Ge Merkezi kuran firmalarımızdan birisidir. Şu anda Ar-Ge merkezinde 274 ArGe personeli çalışmaktadır. Şunu açık ve net bir şekilde ifade etmek isterim. Bu ülkede yatırım, üretim ve ihracat yapan sanayicilerimizin her zaman yanında olduk, bundan sonra da her zaman yanlarında olacağız. Bu vesileyle, 1.200 kişiye istihdam oluşturacak olan 113 milyon Avroluk bu yatırımı gerçekleştiren Mercedes Benz’e huzurlarınızda bir kere daha teşekkür ediyorum. Kendilerini ülkemizde bir yabancı yatırımcı gibi görmediğimizi, artık buralı, Aksaraylı bir yatırımcı olarak gördüğümüzü de vurgulamak istiyorum.” Stefan Baasner: Aksaray Fabrikasıyeni rekorlara hazırlanıyor Mercedes-Benz Türk Finansman ve Controlling Direktörü Stefan Baasner ise,“Bugün bu basın toplantısı ve temel atma töreniyle başlattığımız 113 milyon Avro’lukyeni yatırım programı, Aksaray Fabrikası için yeni bir sayfa anlamına geliyor. birlikte yeni bir adım atıyoruz.” diye konuştu. “Aksaray Fabrikası’nda bir yatırımımız biter bitmez diğerine başlıyoruz” ifadesiyle yatırım kararlarından duydukları gururu dile getiren Stefan Baasner, “2011 – 2015 yılları arasındaki yatırımımız henüz tamamlanmışken, 2016 – 2018 yıllarını kapsayacak yatırım programımızı açıklamaktan büyük mutluluk duyuyoruz.Bu yeni yatırımın da sonunda Mercedes-Benz Türk olarak Aksaray iline yapmış olduğumuz toplam yatırım miktarı 470 milyon Avro’yaulaşmış olacak” şeklinde konuştu. Frank Lehmann: 2018 itibariyle 3 vardiyalı üretime geçiyoruz Mercedes-Benz Türk Kamyon Fabrikası Direktörü Prof. Dr. Frank Lehmann da, şunları kaydetti: “Aksaray Kamyon Fabrikası rekorlar dizisini sürdürüyor. 113 milyon Avro’lukbu yeni yatırımla fabrikamızda oluşturacağımız yeni tesisler ve üretime dâhil edeceğimiz yeni makine ve ekipmanlar sayesinde üretim kapasitemizi ikiye katlayacağız. 2018 yılında daha fazla Rakamlarla Aksaray Kamyon Fabrikası • 1986 yılında 3 bin 600 adetlik üretim kapasitesiyle üretime başlayan fabrikada 2015 yılında 19.688 adetlik rekor üretime ulaşıldı. • Fabrikada bugüne kadar toplam 223 bin 505adet kamyon ve çekici üretildi. • 2001 yılında ihracata başlayan fabrika, bugüne kadar yaklaşık 32 bin 500 kamyon ihraç etti. • 30 yıl önce 290 olan çalışan sayısı 2015 yılında bin 800’e ulaştı. • Bugüne kadar 355 milyon Avro olan yatırım rakamı, yeni kapasite artırma programı sonucunda 470 milyon Avro’ya çıkacak. Şubat 2016 48 TESLİMAT Sertrans Logistics, 70 adet Renault Trucks ile 2016 hedefini büyütüyor Türk lojistik sektöründe inovasyon gücüyle ön plana çıkan Sertrans Logistics, 70 adet Renault Trucks T460 çekici ile filosunu yeniliyor. Yeni yılda yatırımlarına hız veren Sertrans, filosunu yakıt tasarrufu lideri Renault Trucks T serisi çekiciler ile güçlendiriyor. L ojistik sektöründe 27 seneyi geride bırakan Sertrans Logistics, yatırımlarına filosunu güçlendirerek devam ediyor. Uluslararası karayolu, havayolu, denizyolu, demiryolu ve intermodal taşımacılık hizmetlerimizin yanı sıra, Avrupa ve Türkiye’de bulunan yüksek kapasiteli modern depo ve antrepoları ile çalışmalarını sürdüren Sertrans, Avrupa’da da adından sıkça söz ettiriyor. Son olarak Avrupa’nın en prestijli ödüllerinden biri olan Avrupa İş Dünyası Ödülleri’nde (European Business Awards) ‘Ulusal Şampiyon’ seçilen Sertrans, yeni teslim aldığı 70 adet Renault Trucks T460 çekicisi ile büyük bir yatırıŞubat 2016 ma daha imza attı. Sertrans’ın Türk lojistik sektöründe bir ilk olarak “Gold Leed” sertifikasına sahip Hadımköy tesislerinde üst düzey yöneticilerin katılımıyla düzenlenen teslimat töreninde Sertrans Logistics İhracat Direktörü Orhan Gürer, Sertrans’ın filolarından sorumlu iştirak şirketi Transer Logistics’in Genel Müdürü Murat Cömert, Renault Trucks Satış Müdürü Özkan Çelik, As-sar Otomotiv Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Sarı, As-sar Otomotiv Filo Satış Müdürü Ahmet Sezer ve As-sar Otomotiv Ağır Vasıta Koordinatörü Murat Uçaklı hazır bulundular. Sertrans 2016’da da yatırımlara odaklanacak Sertrans Logistics İhracat Direktörü Orhan Gürer teslimat töreni sırasında yaptığı açıklamada bugüne kadar sirkülasyonlu olarak 250 adet civarında Renault Trucks çekici kullandıklarını belirterek; “Sertrans Logistics olarak, karayolu ile parsiyel taşımacılık hizmeti verdiğimiz karşılıklı direkt hatlarımızı 19 ülkeye ve 80’den fazla noktaya ulaştırdık. 2015 yılını verimliliğe odaklanacağımız, kaliteden ödün vermeden temkinli büyümeyi seçeceğimiz ve maksimum yüzde 8’lik bir büyümeyi öngördüğümüz bir yıl olarak planlamıştık, öyle de oldu. Bu doğrultuda 2016’da hedefleri- 49 Tırsan’dan Sertrans’a ‘buy back anlaşmalı’ 50 adet huckepack treyler mizi bir adım daha öteye taşıyarak ulusal ve uluslararası lokasyonlardaki yatırımlarımızı artırıyoruz. Uluslararası karayolu taşımacılık hizmetlerimiz yanında, uluslararası havayolu, denizyolu ve multimodal taşıma modlarıyla da dünyanın 200’e yakın ülkesinde, 1.800’den fazla noktaya sunduğumuz hizmetlerle ulusal ve uluslararası düzeyde iddialı, dünya standartlarında hizmet veren bir şirket olmaya devam ediyoruz. Tabi ki hedeflerimiz doğrultusunda filo yatırımımız da büyük önem taşıyor. Hedeflerimizi ileriye taşırken uluslararası standartlardaki araçlarına ve satış sonrasındaki hizmetlerine güvendiğimiz bir markanın yanımızda olması bize güven veriyor. Bu nedenle Renault Trucks T460 çekicilerle filomuzu geliştirmeye devam ediyoruz” dedi. 2016 yılında yüzde 10 oranında büyüme hedeflerinin olduğunu belirten Gürer, “Bu doğrultuda Renault Trucks ile sağladığımız işbirliğimizden son derece mutluluk duyuyoruz” dedi. Renault Trucks Satış Müdürü Özkan Çelik ise yaptığı açıklamada; sektörde birçok yeniliğe katkı sağlayan ve uluslararası arenada Türkiye’deki lojistik sektörünü en iyi şekilde temsil eden Sertrans Logistics ile Renault Trucks T serisi çekicileri teslim ederek yaptıkları çözüm ortaklığından büyük memnuniyet duyduklarını belirtti ve ekledi; “Renault Trucks T serisi, nakliye şirketlerine yakıt tasarrufu ile kabin konforu arasında mükemmel bir denge sunuyor. Rakiplerine göre en ekonomik yakıt tüketimi sağlarken performansından ödün vermeye- rek daha fazla motor gücü, daha yüksek tork ve daha iyi bir ticari hız ile kullanıcılarının tüm ihtiyaçlarını karşılayan tek araç oluyor.” Renault Trucks yetkili bayisi olarak hizmet veren As-sar Otomotiv Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Sarı ise Renault Trucks çekicilerin lojistik sektörünün tüm beklentilerini en iyi şekilde karşıladığının altını çizerek; “As-Sar Otomotiv olarak yaklaşık 50 yıllık tecrübemizle faaliyetlerimizi Renault Trucks markasıyla sürdürmekteyiz. Renault Trucks çekiciler, lojistik alanında hizmet veren firmalara toplam sahip olma maliyeti anlamında en avantajlı çözümleri sunuyor. Sertrans Logistics yetkilerine bu avantajların bilincinde olarak yeni alımlarında tercihlerini Renault Trucks T460 çekicilerden yana kullandıkları için teşekkür ediyoruz. Eminiz teslim aldıkları yeni araçlarıyla başarılı faaliyetlerini arttırarak sürdürecekler” dedi. Sertrans Logistic’e 2015 yılında satışı yapılan 50 adet Tırsan Perdeli Mega Semi-Treylerin son partisi olan 27 adetlik aracın teslimat töreni 12 Şubat’ta, Sertrans’ın Hadımköy tesislerinde gerçekleştirildi. Törene Tırsan Treyler Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, Sertrans İhracat Direktörü Orhan Gürer, Transer Genel Müdürü Murat Cömert katıldı. Tırsan Treyler Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, Türkiye’deki firmaların İran, Ortadoğu, Doğu Avrupa’ya açılması gerektiğini vurgulayarak, “Sertrans’ın Bulgaristan ve Romanya’da yapılanması var. Bunun gibi dışarı açılabilecek 20 firmamız yer alıyor. Bu firmaların uluslararası alana açılması gerekiyor. Uluslararası alana açılmazsak hem bireysel kurumsal olarak mevcut durumda kalmamız çok zorlaşır ” dedi. Filoda 350 treyler var Transer Genel Müdürü Murat Cömert de Tırsan ile 25 yıldır işbirliğinde olduklarını ve bugüne kadar olan işbirliğinden son derece memnun kaldıklarını dile getirdi. Cömert’den sonra söz alan , Sertrans İhracat Direktörü Orhan Gürer ise Gold Leed Sertifikası’na sahip sektördeki ilk ve tek firmada çalışmaktan dolayı gurur duyduğunu anlatarak, 2016 yılında yüzde 10 oranında büyümeyi planladıklarını söyledi. Filoda 350 adet treylerin olduğu bilgisini veren Gürer, yeni yatırımlarla Rusya, İran ve E-ticarette önemli başarılara imza atacaklarını söyledi. Şubat 2016 50 İFTAR LOJİSTİK Doğuş Otomotiv sahalarındaki araç elleçleme hizmeti Borusan Lojistik’te Kaliteli hizmetleri, deneyimi ve bilgi birikimi ile otomotiv sektöründeki ağırlığını sürekli artıran Borusan Lojistik bu sektörde yeni bir başarıya imza attı. Otomotiv sektörünün önde gelen kuruluşlarından Doğuş Otomotiv’in sahalarındaki araç elleçleme hizmetini 1 Ocak 2016 itibarı ile Borusan Lojistik üstlendi. Varılan anlaşma kapsamında Doğuş Otomotiv’e bağlı Efesan Limanı, Şekerpınar tesisi ve İstanbul Park’ a gelen tüm araçların kabulü Borusan Lojistik tarafından yapılıyor. Satışı gerçekleşen araçlar yurt içi bayilere sevk edilmek üzere Borusan Lojistik tarafından nakliyecilere teslim ediliyor. Bulunduğu her alanda olduğu gibi otomotiv lojistiğinde de lider ve öncü şirket olarak 2004 yılında Türkiye’nin tek çok markalı Araç Lojistik Merkezini (PDI tesisini) kuran Borusan Lojistik, uzman kadrosu ile otomotiv sektörünün dev oyuncularına hizmet vermekte. Müşterileri için her zaman yüksek katma değerli işler üreten Borusan Lojistik, bu doğrultuda inovatif hamlelerine de devam ediyor. Şirket 2015 yılı içinde bu hamlelere bir yenisini ekleyerek İzmit / Köseköy’de 200 bin metrekare devasa alan üzerine kurulu araç lojistik merkezine radyo frekansı kullanarak nesneleri tekil ve otomatik olarak ayırt edebilen RFID sistemini entegre etti. Borusan Lojistik ayrıca araç parkı operasyonları kapsamında müşterilerine; tahliye, yükleme, stevedoring hizmetlerinin yanında, gemi içi lashing, araç yıkama, küçük ebattaki hasarların onarımı, etiketleme, stok ve envanter yönetimi gibi katma değerli hizmetler sunuyor. Anlaşma sonrası Doğuş Otomotiv’in de kendilerini seçmesiyle Türkiye’de satılan her iki otomobilden birini kendilerinin elleçlediğini belirten Borusan Lojistik Türkiye, Lojistik Hizmetler Genel Müdür Yardımcısı Serdar Erçal “Öncelikle Doğuş Otomotiv ile yaptığımız anlaşmanın her iki kuruma da hayırlı olmasını diliyorum. Borusan Lojistik olarak otomotiv sektöründe 2004 yılında Türkiye’nin ilk ve tek çok markalı Araç Lojistik Merkezi’ni kurarak başladığımız otomotiv de fark yaratan yolculuğumuzda bugün otomotiv sektörünün her alanında var olmanın gururunu yaşıyoruz. Doğuş Otomotiv’in de hizmet verdiğimiz markalara Şubat 2016 Soldan Sağa, Tuğrul Günal , Peter Hinteregger, Serdar Erçal, Ece Özenç ve Robert Suchy. katılmasıyla sektör liderliğimizi perçinlemiş olduk. Önümüzdeki yıllarda da müşterilerimiz adına yaptığımız inovatif yatırımlarımızın ve ülke ekonomisi için katma değeri yüksek faaliyetlerimizin devam edeceğini şimdiden müjdeleyebilirim” dedi. Otomotiv sektörü lojistik hizmetleri alanındaki liderliğini Doğuş Otomotiv anlaşmasıyla perçinleyen Borusan Lojistik 2015 yılı Ocak ve Kasım ayları arasında toplam 380 bin araç elleçlemeyi başardı. Borusan Lojistik üst yönetiminde nöbet değişimi 2002 yılından bu yana Borusan Lojistik Genel Müdürlüğü görevini yürüten Kaan Gürgenç’in 29 Şubat günü itibarı ile görevinden ayrılacağı açıklandı. Gürgenç’in ardından görevi Borusan Lojistik Genel Müdür Yardımcısı İbrahim Dölen devralacak. 1967 doğumlu olan İbrahim Dölen, Boğaziçi Üniversitesinde Elektronik Mühendisliği dalında lisans, İstanbul Üniversitesinde İşletme yüksek lisans eğitimini tamamlamıştı. 19902002 tarihleri arasında çeşitli işletmelerde görev yapan Dölen, Temmuz 2002’de Borusan Lojistik Genel Müdür Yardımcısı olarak şirkete katılmış ve Borusan Lojistik faaliyet alanlarının büyük bir bölümünde üst düzey görevlerde bulunmuştu. 2014 yılında University of Pennsylvania, Wharton School’da AMP programını tamamlayan İbrahim Dölen evli ve 1 çocuk babasıdır. TÜRKLİM-Türkiye Liman İşletmecileri Derneği’nde Yönetim Kurulu üyesi olan Dölen, BRM- Boğaziçi Üniversitesi Robert Koleji Mezunu Sanayici, İşadamı ve Yöneticiler Derneği’nde de çeşitli görevlerde ve komitelerde görev alarak ülkemizin ve sektörün gelişimine destek vermiştir. Borusan Lojistik yılın tedarikçisi oldu Siemens Türkiye 28 Ocak’ta CVK Park Boshphours İstanbul’da, “Türkiye’de Sürdürülebilirliğe Adanmış 160 Yıl” mottosu ile bir tedarikçi günü gerçekleştirdi. Bu özel günde çeşitli alanlarda ürün ve hizmet satın aldığı tedarikçilerini, iş hacmine ve performansına göre değerlendiren 51 Siemens Türkiye, Borusan Lojistik’i, kurumsallık, verimlilik, çözüm odaklı yaklaşım ve artırarak devam ettirdiği iş hacmi ile lojistik dalında en iyi hizmeti üreten tedarikçi olarak yılın tedarikçisi ödülüne layık gördü. Ödülü Siemens Tedarik Zinciri yönetiminden alan Borusan Lojistik Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Serdar Erçal; Siemens’ten böyle bir ödül almanın son derece anlamlı olduğuna dikkat çekerek konuşmasına “Ekip olarak yarattığımız sinerji ve yüksek motivasyonla artık iş yapış şeklimiz halini alan kurumsal ve yenilikçi yaklaşımımızın böylesi anlamlı bir ödül ile ödüllendiriliyor oluşu tüm Borusan Lojistik ailesini son derece gururlandırdı. Siemens ile 1,5 yıl önce başlayan yolculuğumuzun daha uzun yıllar sürmesini temenni ediyorum” diyerek devam etti. 2014 yılından beri Siemens Türkiye’nin yurt içi dağıtımını gerçekleştiren, fabrikalar arası çalışan servis hizmetini üstlenen Borusan Lojistik, Siemens Türkiye’ye Denizyolu, Karayolu ithalat ve ihracatta komple ve parsiyel taşıma hizmeti de sağlıyor. Borusan Lojistik MAN’ı tercih etti adına ise Satış Müdürü Mehmet Kılıç ve Bölge Koordinatörü Doğan Gamsız teslimat töreninde yer aldı. Günde ortalama 3 bin sefer Borusan Lojistik satın aldığı 25 adet TGS 18.440 4X2 BLS çekici ile filosunu daha da yeniledi. Borusan Lojistik, yurt içi taşımalarında MAN TGS 18.440 4x2 BLS araçları tercih ederek MAN ile uzun yıllara dayalı işbirliğini devam ettirme ve geliştirme yönünde karar aldı. Bu çerçevede MAN ile yapılan anlaşma ile 25 adet çekici, nakliye operasyonlarında kullanılmak üzere MAN Bölge Bayi MAPAR tarafından Borusan Lojistik’e teslim edildi. Borusan Lojistik Gemlik - Liman Tesisleri’nde Gerçekleşen Teslimat Törenine, Borusan Lojistik Türkiye Lojistik Genel Müdür Yardımcısı Serdar Erçal Komple Taşımacılık Grup Müdürü Erdoğan Yahşi, Filo Yönetim Müdürü Alper Durdağ ve Satınalma Yöneticisi Emel Tuna Aktaş ile MAN adına MAN Kamyon ve Otobüs Ticaret A.Ş. İstanbul ve Konya Şubeleri Grup Müdürü Aydın Yumrukçal, İstanbul Şubesi Kamyon Satış Müdürü İbrahim Altun, Bölge Koordinatörü Kadri Başaran ve MAPAR adına ise Bursa Genel Müdürü Tanju Nayır ile Satış Müdürü Murat Yılmaz katıldılar. Projenin finansmanını gerçekleştiren VDF MAN araçlarını işletme maliyetlerindeki avantajlarının yanı sıra sağlam, konforlu ve güvenli olmaları nedeniyle tercih ettiklerini belirten Borusan Lojistik Türkiye Lojistik Genel Müdür Yardımcısı Serdar Erçal, uzun soluklu bir anlaşmaya imza attıklarına dikkat çekti. Günde ortalama 3 bin sefer yaparak önemli bir hacmi yönettiklerini belirten Erçal “Türkiye kara nakliye operasyonlarında yaptığımız günlük 3 bin seferin yüzde 15’ini öz mal araçlarımızla gerçekleştiriyoruz. Müşterilerimizin taşıma konusunda hiçbir sıkıntı yaşamamaları ve çalışanlarımızın yaptıkları işi severek yapmalarının ön şartı olarak gördüğümüz kaza anındaki güvenlikleri ve konforlu bir sürüş yapmaları için 3 yılda bir araçlarımızı yeniliyoruz. Bunun yanı sıra Man ile yaptığımız bu anlaşma mali bağlamda da çok büyük bir avantaj yarattık. Elbette bu avantajı müşterilerimize maliyet avantajı olarak yansıtıyor olacağız. MAN çekiciler ile birlikte Bakım Paketi de satın aldıklarını belirten Erçal “Araçlar 36 ay boyunca uzatılmış garanti ve parça değişimleri dahil tüm bakımların MAN tarafından sağlanacağı geniş kapsamlı bir paketle birlikte satın alınmıştır” dedi. Bu sayede müşterilerine rekabetçi fiyatlar sunabildiklerini belirten Erçal, 36 ay sonunda araçların MAN TopUsed kapsamında geri satın alınacağının da altını çizerek “Filomuzu yenilemek adına yaptığımız bu yatırımımız 3 yılın sonunda anlaşılan şartlar çerçevesinde belirlenmiş olan fiyatlarla aldığımız araçlarımızı MAN’a geri satacağız. Bu fiyatları bugünden biliyor olmak, aracın 36 ay boyunca bakım tutarlarını hesaplayabiliyor olmak, maliyetlerimizi kontrol edebilmemiz ve rekabetçi olabilmemiz açısından çok önemli” açıklamasında bulundu. MAN araçlarının gerek donanım seviyeleri gerekse göstermiş oldukları performans ile pek çok lojistik firmasının ilk tercihi olduğuna dikkat çeken MAN Kamyon ve Otobüs Ticaret A.Ş İstanbul ve Konya Şubeleri Grup Müdürü Aydın Yumrukçal ise “Balnak ile 2004 yılından beri uluslararası nakliye tarafında süre gelen işbirliğimiz, Borusan Lojistik’in Balnak’ı satın alması ile devam etmekteydi. Bu 25 adetlik proje ile Borusan Lojistik’in yurt içi operasyonlarına da dahil olarak işbirliğimizi daha geniş bir boyuta taşıma imkanı bulduk. Borusan Lojistik’in yurt içi taşıma işlerinde de MAN’ı tercih etmesinden dolayı mutluyuz. İşbirliğimizin artarak devam etmesini diliyoruz” şeklinde konuştu. Borusan Lojistik’in filosuna eklediği MAN TGS 18.440 4x2 BLS çekiciler hakkında bilgi veren İbrahim Altun da, “Araçlarımız, otomatik şanzıman, aeropaket, klima, ESP fren sistemi gibi zengin donanım seviyelerinin yanı sıra düşük boş ağırlığı ile özellikle rulo saç gibi tonaj hassasiyeti olan ürün taşımalarında sağladığı avantaj ile ön plana çıkıyor” dedi. VDF Satış Müdürü Mehmet Kılıç ise; VDF olarak hem 2016’ya hem de MAN araç finansmanına, Borusan Lojistik gibi büyük bir proje ile başlamaktan duydukları memnuniyeti dile getirdi. Kılıç, farklı finansal çözümler ile MAN müşterilerine hizmet sunmayı hedeflediklerinide sözlerine ekledi. Törenin ardından 25 adet MAN TGS 18.440 4X2 BLS çekici, Borusan Lojistik filosuna dahil olarak taşımacılık hizmetine başladılar. Şubat 2016 52 EKONOMİ AB finansörlüğünde 2.7 milyon euro bütçeli projenin açılışı yapıldı AB Katılım Öncesi Mali Yardım Aracı (IPA-I) 2012 Yılı Programlaması kapsamında yer alan “Türk Gümrük İdaresinin Modernizasyonu VIII” proje paketinin son bileşeni, Kurumsal Yeniden Yapılanma ve İnsan Kaynakları Yönetimi Teknik Destek Projesi’ nin açılışı yapıldı. AB Katılım Öncesi Mali Yardım Aracı (IPA-I) 2012 Yılı Programlaması kapsamında yer alan “Türk Gümrük İdaresinin Modernizasyonu VIII” proje paketinin son bileşeni, Kurumsal Yeniden Yapılanma ve İnsan Kaynakları Yönetimi Teknik Destek Projesi’ nin açılışı yapıldı. Yüzde 90’ı Avrupa Birliği tarafından finanse edilen 2 milyon 681 bin 822 euro bütçeye sahip proje, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı’nın koordinesinde yürütülüyor. Bakanlık konferans salonunda yapılan açılış, Müsteşar Cenap Aşcı, Strateji Geliştirme Başkanı Fatih İslam Karaoğlu, Bakanlık üst düzey yöneticileri, AB Delegasyonunun ve Merkezi Finans ve İhale Birimi temsilcilerinin katılımıyla gerçekleşti. Aşcı: kolay ve güvenilir ticaret için yeni çözümler bulma gayretindeyiz Açılışta konuşma yapan Müsteşar Cenap Aşcı, en kolay ve güvenilir ticareti sağlamak için her zaman yenilikçi adımlar atmaya hazır olduklarını söyleyerek, “Bildiğiniz gibi ticareti kolaylaştırırken aynı zamanda güvenliğin sağlanması birbiriyle zıt gibi görünen iki hedefi aynı anda gerçekleştirmeyi gerektirmektedir. Bu iki hedef arasında denge sağlamak için iyi örnekleri de inceleyerek sürekli yeni yollar, yeni çözümler bulma gayretinde olduk, oluyoruz. Bugün açılışı yapılan projemizin bu konuda bizlere büyük katkılar sağlayacağına inancım tamdır” dedi.Müsteşar Aşcı ayrıca, bu proje ile bakanlık insan kaynakları yönetiminde çağdaş uygulamalara geçileceğini ve insan kaynaklarından en ideal ölçüde fayda sağlanacağını da sözlerine ekledi. Karaoğlu: Bakanlık teşkilatımız bu projeyle baştan aşağı gözden geçirilecek Strateji Geliştirme Başkanı Fatih İslam Şubat 2016 Karaoğlu ise bu projenin Bakanlığın geleceğe hazırlanmasında önemli olduğunu vurgulayarak, “Bakanlığımızın gerek merkez teşkilatı gerek taşra teşkilatı bu proje vesilesiyle baştan aşağı gözden geçirilecek, süreçler AB standartlarına azami düzeyde yakınlaştırılacak. Bu proje ile uygulamaları standartlaştıracağız, iyileştireceğiz” değerlendirmesinde bulundu. rulması, organizasyonel yapılandırma aşaması, insan kaynakları modellemesi, optimum kadro çalışması, prototip taşra idarelerinin tasarlanması, kurumsal bilgi teknolojileri stratejisinin geliştirilmesi, kurumsal performans yönetimi altyapısının oluşturulması, eğitim ve çalışma ziyaretleri düzenlenmesi şeklinde 7 faaliyet başlığı yer alıyor. Proje ile kurumsal yapılanmada AB standartları yakalanacak Prototip taşra idareleri tasarlanıyor Proje ile Bakanlık merkez ve taşra yapısının tüm unsurları itibariyle AB standartları çerçevesinde gözden geçirilerek, idari kapasitenin iyileştirilmesi ve kurumsal yapılanmanın en ideal ölçüde tesis edilmesi hedefleniyor. Proje kapsamında; süreç ve kontrol noktalarının analizi ve tasarımı, uygulama yazılımının ve sistem gereksinimlerinin oluştu- Proje kapsamında prototip taşra idareleri de tasarlanacak. Bu sayede taşra idareleri, sınır kapıları, ticaret il müdürlükleri ve gümrük idarelerinin kurumsal kimliğin belirgin olduğu, kullanışlı ve standart bir tasarıma kavuşması hedefleniyor. Tüm projelerin 19 Aralık 2017 tarihine kadar bitirilmesi hedefleniyor. 53 Barsan 450. Tırsan treylerini teslim aldı Tırsan, 2016 yılının ilk teslimatını Barsan Global Lojistik’e gerçekleştirdi. Barsan, 2015 yılında alımını yapmış olduğu 30 adet Tırsan Perdeli Çift Katlı Mega ve 20 adet Tırsan konteyner taşıyıcıdan oluşan filonun son partisi olan 10 adet Tırsan Perdeli Çift Katlı Mega ve 2 adet Tırsan konteyner taşıyıcıyı Tırsan Adapazarı fabrikasında düzenlenen törende teslim aldı. T ırsan, 2016 yılının ilk teslimatını Barsan Global Lojistik’e gerçekleştirdi. Barsan, 2015 yılında alımını yapmış olduğu 30 adet Tırsan Perdeli Çift Katlı Mega ve 20 adet Tırsan konteyner taşıyıcıdan oluşan filonun son partisi olan 10 adet Tırsan Perdeli Çift Katlı Mega ve 2 adet Tırsan konteyner taşıyıcıyı Tırsan Adapazarı fabrikasında düzenlenen törende teslim aldı. 28 Şubat’ta gerçekleşen teslimat törenine, Tırsan Treyler Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, Barsan Global Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı A. Cengiz Çaptuğ ve Yönetim Kurulu Üyesi Sedat Geyik ile DAF-Tırsan Satış Müdürü Ertuğrul Erkoç katıldı. Tırsan Treyler Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu basın toplantısında yaptığı konuşmada, “Bugün benim için çok özel bir gün, 2016 yılının ilk teslimatını gerçekleştiriyoruz. Yıllardır bizim en önemli müşterilerimizden biri olan ve özellikle de ürün geliştirme konusunda müşterilerinin talepleri doğrultusunda dizayn ettirdiği treylerler ile çok özel bir filoya sahip olan Barsan, Türkiye ekonomisine de ciddi anlamda katkı sağlamıştır. Bütün bunları hayata geçirirken Barsan filo yönetimi, satış ve teknik ekibi, Tırsan Ar-Ge ekibi ile uzun dönem beraber çalıştı ve birlikte ürünlerin geliştirilmesi konusunda önemli bir başarıya imza attılar” ifadesini kullandı. Barsan’ın filosunda 450 adet Tırsan treyler bulunuyor Nuhoğlu, “Tırsan’ın iş ortağı olan Barsan Global Lojistik’in filosunda, 2015 yılında alımını yaptıkları 50 adet treyler de dahil olmak üzere 450 adet Tırsan treyler bulunmaktadır. Çift katlı treyler üretmek, bizim açımızdan bakıldığında ihtiyacı iyi anladığımız sürece mümkün. Ama bunun sürdürebilmesi için sadece aracın çift katlı olması yetmez;bu araçların operasyonu, ambarı, deposu, indirilmesi, yüklenmesi, elleçlenmesi ve dağıtımda hangi alanlarda hangi mal inecek bu yüklerin takibi çok önemlidir. Barsan, bu tip araçları kullanarak operasyon yönetecek iş modelini oluşturma konusunda Türkiye’de öncüdür. Bundan dolayı bende çok gurur duyuyorum. Bu nedenle hem kendilerine sizin önünüzde teşekkür ediyor, hem de kendilerini tebrik ediyorum,” dedi. Cengiz Çaptuğ:Barsan ve Tırsan bulunduğu sektörü yönlendiren firmalardır Barsan Global Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Çaptuğ ise yaptığı açıklamada, “Bazı şirketler vardır bulunduğu sektörün şeklini alırlar, bazı şirketler vardır bulunduğu sektöre şekil verir, yönlendirirler. bu anlamda Barsan ve Tırsan bulunduğu sektörü yönlendiren, şekillendiren ve sektörde iz bırakan çok önemli firmalardır. Sahada bulunan bizlerin talepleri, Tırsan’ın da bunları karşılayış biçimiyle yaratılan inovasyon çok net bir şekilde ortada. Başlangıcından beri kesintisiz devam eden bu işbirliğinin devam edeceğine inanıyorum” dedi. Cengiz Çaptuğ açıklamalarına şu şekilde devam etti, “Genç dinamik, yatırım iştahı olan ve entegre lojistik hizmetini küresel ölçekte sağlayan bir firmayız. Bugün 13 ülkede 26 ayrı lokasyonda faaliyet gösteriyoruz. Bu rakamlara Türkiye dahil değildir. Bu hızlı gelişimi ve dünyaya ayak uyduruşumuzu, teknolojiyi kullanan, yenilikçi, genç ve sağlıklı düşünen, dünyayı takip eden çalışanlarımıza borçluyuz. Ben Tırsan ile olan işbirliğimizin ileriki dönemlerde de artarak devam edeceğine canı gönülden inanıyorum” dedi. Şubat 2016 54 EKONOMİ Ocak ayında ihracat yüzde 14.4 düşerek 9 milyar 208 milyon dolar oldu İhracat ocak ayında geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 14,4 düşerek 9 milyar 208 milyon dolar oldu. Ocak ayında en fazla ihracat yapılan ilk 5 ülke Almanya, İngiltere, İtalya Amerika ve Irak oldu. TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, 11 Ocak’ta Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek tarafından açıklanan Orta Vadeli Program’daki güncellemeleri ihracatçılar açısından sevindirici bulduklarını belirtti. Büyükekşi, Türkiye’nin, Çin ve Hindistan haricindeki ülkelere kıyasla büyüme konusunda en önde gelen ülkelerin başında geldiğini ifade etti. TİM Başkanı Büyükekşi, 2016 yılının Türkiye için bir fırsat yılı olduğunu; işgücü, enerji, bankacılık piyasalarında, kamu yönetimi ve kamu maliyesi alanlarında gerçekleştirilecek yapısal reformlar ile bu fırsatın realize edilmesi gerektiğini söyledi. ‘Türkiye Markası’ Ar-Ge Reform Paketi’nin önemine değinen TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, Reform Paketi’nin 2023 vizyonu açısından önemine vurgu yaparak, söz konusu reform paketi ile birlikte 2016 yılının bir dönüşüm ve atılım yılı olacağını belirtti. İran’a uygulanan yaptırımların 17 Ocak itibariyle kaldırılmasına da değinen TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, pazarda daha etkin ve güçlü yer alabilmek adına Tahran’da Türkiye Ticaret Merkezi açılacağını ve “Ambargo Sonrası İran Ekonomisi Etki Analizi” çalışmasını yürüttüklerini ifade Şubat 2016 etti. TİM Başkanı Büyükekşi, AB Ekonomisindeki olumlu gelişmelerle birlikte, önümüzdeki dönemlerde AB toplam ithalatından ülkemizin aldığı payın daha da üst seviyelere çıkmasını beklediklerini ifade etti. Türkiye Markası ile ilgili sürdürdükleri çalışmalardan da söz eden Büyükekşi, “Türkiye Markası önümüzdeki dönemlerde, yurtdışı fuar organizasyonlarında da ihracatımız için hem güven hem de ciddi bir prestij kaynağı olacaktır” dedi. Ocak verileri Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), 2016 yılı Ocak ayı ihracat verilerini açıkladı. Buna göre ihracat Ocak ayında geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 14,4 düşerek 9 milyar 208 milyon dolar oldu. Kilogram bazında ihracat ise geçen yılın aynı ayına göre yüzde 1 gerileme gösterdi. 2016 yılı Ocak ayının işgünü sayısı geçtiğimiz yılın işgünü sayısından 1 işgünü eksik gerçekleşti. İşgünü sayısının eksikliğinin ihracata etkisi 368 milyon dolar oldu. İşgünü sayısı aynı olsaydı ihracattaki düşüş yüzde 10,9 seviyesinde gerçekleşecekti. Geçtiğimiz yıl Ocak ayında parite ortalama 1,167 seviyesinde iken, bu yıl Ocak ayında 1,087 seviyesine geriledi. Dolayısıyla, Ocak ayında parite kaynaklı ihracat kaybımız 371 milyon dolar oldu. Son 12 aylık ihracat ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 9,8 düşerek 140 milyar 635 milyon dolar oldu. Ocak ayında en fazla ihracatı 1 milyar 515 milyon dolar ile otomotiv sektörü yaparken, bu sektörü 1 milyar 340 milyon dolar ile hazırgiyim ve 1 milyar dolar ile Kimyevi Maddeler ve Mamülleri sektörleri takip etti. Ocak ayında en fazla ihracat artışı yakalayan sektör yüzde 19,4 ile Savunma ve Havacılık Sanayii olurken, Süs Bitkileri ve Mamülleri sektörünün ihracatı yüzde 0,9, Tütün sektörünün ihracatı ise yüzde 0,7 artış gösterdi. Ocak ayında en fazla ihracat yapılan ilk 5 ülke Almanya, İngiltere, İtalya Amerika ve Irak oldu. Ocak ayında en fazla ihracat yapılan 30 ülke arasında, en yüksek ihracat artışı yakalanan ülke yüzde 30,5 ile Suudi Arabistan oldu. Mısır’a ihracat yüzde 15,1 ve İsrail’e ihracat yüzde 9 arttı. Ocak ayında ihracat artışında öne çıkan ülkelere bakıldığında ise Letonya’ya ihracat yüzde 180 artarken, Gana’ya yüzde 120, Etiyopya’ya yüzde 106, Endonezya’ya yüzde 89, Singapur’a yüzde 45 artış gösterdi. 2016 fırsatlar yılı olabilir 2016 yılının bir fırsatlar yılı olabileceğine dikkat çeken Büyükekşi, “Dünya ekonomisinde büyük değişimler yaşanıyor. Çin’in %10 üzerinde büyüdüğü, gelişmekte olan ülkelerde yüksek büyüme rakamlarının oluştuğu dönem geride kaldı” dedi. Büyükekşi, enerji ve emtia ihraç eden ülkelerde enerji ve emtia fiyatlarındaki yüksek oranlardaki düşüşler nedeniyle büyük kayıplar yaşandığını belirterek bu durumun gelişmekte olan ülkelerde negatif büyüme senaryolarının gerçekleşme olasılığını gündeme getirdiğini sözlerine ekledi. 55 Scania, ağır ticari araç sektöründe standartları belirliyor Dünyanın önde gelen ağır ticari araç üreticilerinden Scania, kullanıcılarının hizmetine sunduğu teknolojilerle ağır ticari araç pazarının geleceğine yön veriyor. T ürkiye distribütörlük faaliyetleri Doğuş Otomotiv tarafından sürdürülen Scania, Ar-Ge çalışmaları kapsamında geliştirdiği teknolojiler ile karayolu taşımacılığının geleceğine yön vermeye devam ediyor. “ScaniaWinter 2016”etkinliği kapsamında, Scania, daha verimli ve sürdürülebilir taşımacılık için geliştirilen yeniliklerini tanıttı. En güçlü Euro 6 yola çıkıyor Test Sürüşü etkinliği kapsamında konuşan Eksin “2015 yılında Euro 6 normlarına sahip araç satışına başladık. 2016 yılında, iş ortağımız Scania’nın, 3 yıl önce Avrupa pazarlarında yaşanan Euro 6 geçişinin ardından yükselen pazar payı başarısını biz de ülkemizde yakalamak istiyoruz“ dedi. En geniş motor gamına sahip olan Scania, 9 litre320 ve 360 beygir gücündeki 9 litrelik, 410 ve 450 beygir gücüne sahip 13 litrelik Euro 6 motorlarında sadece SCR sistemini kullanıyor. Egzoz susturucusunun barındırdığı Katalizör, DPF, paralel çalışan iki SCR sistemi ve sonrasında kaçak amonyağı yakalayan filtreler, sürekli sıcaklık, basınç düşümü ve NOx ölçümleyen sensörlerle birlikte Scania motorları, adeta bir kimya fabrikası gibi çalışıyor. 2016 model Scania araçlarla pazara sunulacak olan ayrılabilir retarder teknolojisi ile sürtünme kuvvetinden kaynaklanan kayıplar azalırken, yol koşullarına bağlı olmakla birlikte, yaklaşık yarım litre yakıt tasarrufu sağlanabiliyor. Ayrıca 3.500nm’den 4.100nm’ye yükselen frenleme gücü yanında yüksek çevirme oranı ile düşük hızlarda da yüksek performans elde ediliyor. Araçlarda ayrıca şeritten çıkma ikaz sistemi (LDW), gelişmiş acil durum frenleme sistemi (AEB) ve filo yönetim sistemi teknolojileri yer alıyor. Alternatif yakıtlarda da öncü Çevre dostu Scania, doğaya daha az zarar veren alternatif akaryakıtları araçlarına adapte etme konusunda da üstünlüğünü koruyor. Alternatif ya- kıtlarla karbondioksit salınımını en aza indirirken maksimum sürdürülebilirlik, verimlilik, güvenilirlik ve ticari kullanılabilirlik için çalışmalarına devam ediyor. 2011 yılında Euro 5 normlarında geliştirilen sıkıştırılmış doğalgazCNG ve sıvılaştırılmış doğalgaz-LNG yakıtlı motorlarını tanıtan Scania, CNG ve LNG alternatif yakıt sistemlerinin kullanıldığı Euro 6 normlarında motorları da üretti. Scania9 litrelik 280 ve 340 beygir gücündeki doğal gazlı motorlarını müşterilerin hizmetine sunmaya başladı. 1350 ve 1600 Nm maksimum tork üreten 5 silindirli bu motorlar, Scania’nındüşükdevirlerde yüksek tork geleneğini devam ettiriyor. Şubat 2016 56 LOJİSTİK Tırsan’ın Almanya yatırımı yeni işbirlikleri ile güçleniyor Tırsan’ın Almanya’nın Goch şehrindeki üretim tesisi, Kreis Kleve Bölgesi Valisi Wolfang Spreen öncülüğündeki bir heyet tarafından ziyaret edildi, olası işbirlikleri değerlendirildi. bir üretici olarak Rhein Waal Üniversitesi ile işbirliği yapmanızı özellikle önermek isterim” dedi. Yeni Goch Belediye Başkanı Bay Ulrich Knickrehm ise, “Goch Belediye Başkanı olarak, 20 yıldır sizlerin şehrimize yapmış olduğu yatırımların hepsini memnuniyetle karşıladık. Yatırım yaptığınız, istihdam ve staj imkânı sağladığınız için ayrıca teşekkür etmek isterim. Geçmiş yönetim ekibi ile kurmuş olunan iki taraflı sıcak ilişkinin kendi dönemimde de devam etmesinden dolayı çok memnuniyet duyacağım,” dedi. Heusipp:Yalın üretim anlayışınız beni hayran bıraktı Türkiye treyler ihracatının açık ara lideri Tırsan’ın Avrupa’daki yatırımları ve kurduğu işbirlikleri hızını artırarak sürüyor. Son olarak şirketin Almanya üretim tesisi, 18 Ocak 2016 tarihinde Kreis Kleve Bölgesi Valisi Wolfang Spreen öncülüğündeki bir heyet tarafından ziyaret edildi, olası işbirlikleri değerlendirildi. 1998 yılından bu yana Almanya’nın Kreis Kleve bölgesindeki Goch şehrinde üretim yapan Tırsan’ın Avrupa pazarındaki faaliyetleri, 2002 yılından bu yana bünyesine kattığı Almanya’nın 120 yıldan uzun geçmişi olan Kässbohrer markasıyla gerçekleşiyor. Almanya treyler sektöründe bilinirlik oranı %97 seviyesinde yer alan Kässbohrer’in Goch tesisi, tüm Avrupa ülkelerine yönelik bir ihracat ve satış sonrası hizmet merkezi olarak hizmet veriyor. 18 Ocak tarihinde gerçekleşen ziyarette Kreis Kleve Bölgesi Valisi Wolfang Spreen’in yanı sıra, Goch Belediye Başkanı Ulrich Knickrehm, Kreis Kleve Ekonomik Kalkınma Topluluğu Genel Başkanı HansJosef Kuypers, Kreis Kleve Sanayi ve Ticaret Odası Genel Başkanı Dr. Stefan Dietzfelbinger, Goch Ekonomik Kalkınma Topluluğu’nu temsilen Rudiger Wenzel ve Rhein Waal Üniversitesi Araştırma, Yenilik ve Aktarım Merkezi Yöneticisi Doç. Dr. Gerhard Heusipp de hazır bulundu. Şubat 2016 Nuhoğlu: Almanya yatırımımız çok isabetli bir karar Tırsan Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, ev sahipliği yaptığı toplantıda yaptığı konuşmada, Almanya’nın Avrupa treyler sektöründeki lokomotif konumunu hatırlatarak, “1996 yılında Almanya’ya yatırım kararı alırken, seçenekler arasında İtalya ve Hollanda olmasına rağmen o dönemdeki Goch’daki yetkililerin destek ve motivasyonu yatırım kararı almamızda oldukça etkili oldu,” ifadelerini kullandı. Tüm bölgesel kuruluşlarla işbirliklerini artırmayı hedeflediklerini belirten Nuhoğlu, “Bugün dönüp baktığımız zaman, Almanya’da yatırım yapma kararımızın ne kadar isabetli olduğunu bir kez daha görmüş olduk. Tüm Avrupa’ya yönelik ihracat operasyonumuzu Goch’dan yönetiyoruz. Ayrıca Aachen Üniversitesi ve Postdam’da yer alan Leibniz Enstitüsü ile devam eden işbirliğimize ek olarak Rhein Waal Üniversite ile yeni başarılara imza atacağımıza eminim” dedi. Spreen: Ar-Ge çalışmalarına ve yenilikçiliğe yatırım yapan üretici Kreis Kleve Bölgesi Valisi Wolfang Spreen ise, “38 yıldır varlığını lider olarak devam ettiren bir firma” diye tanımladığı Tırsan’a başarılar dileyerek “Ülkemize yatırım yapan bir firma olarak sizin başarınız bizim de başarımız olacaktır,” ifadesini kullandı. Vali Spreen, “Ar-Ge çalışmalarına ve yenilikçiliğe bu denli yatırım yapan “Beraber çok güzel projeler geliştirebileceğimize inanıyorum,” diyen Rhein Waal Üniversitesi Araştırma, Yenilik ve Aktarım Merkezi Yöneticisi Doç. Dr. Gerhard Heusipp sözlerini şöyle sürdürdü: “Yalın üretim anlayışınız beni gerçekten hayran bıraktı. Hem yalın üretim, hem staj olanakları hem de Ar-Ge işbirlikleri için bugünün çok güzel bir başlangıç olmasını umuyorum. Goch’tan tüm Avrupa’ya Kässbohrer’in toplam 108 bin 000 metrekare alan üzerine kurulu olan Goch tesisi, Birleşmiş Milletler E-karayolu ağının bileşenlerinden olan E-31 karayolu ile Amsterdam’dan Roma’ya uzanan E-35 karayolunun birleşiminde bulunuyor. Almanya’nın ihracatının ve intermodal taşımacılığının kalbinde yer alıyor. Perdeli ve tenteli treylerlerin son montajını, tanker ve siloların yanı sıra kutu tipi treylerlerin, konteyner taşıyıcıların, low-loader ve low-bed’lerin teslimat öncesi kontrollerini gerçekleştiriyor. Ana dağıtım merkezi olan Goch tesisinden Almanya, Hollanda, Avusturya, Polonya, İtalya ve Fransa başta olmak üzere Avrupa ülkelerine araç ihraç ediliyor. Montaj faaliyetlerinin yanı sıra, Goch tesisi aynı zamanda Tırsan’ın Kässbohrer markası için Avrupa ana satış sonrası servis merkezi ve yedek parça deposu olarak faaliyet gösteriyor. Tüm orijinal parçalar ve sarf malzemelerinin yanı sıra, tedarikçilerden temin edilen orijinal parçalar da burada depolanıyor. 57 Omsan ve Goodyear’a “İnsana Saygı” Ödülü Türkiye’nin en prestijli İnsan Kaynakları ödüllerinin verildiği kariyer.net İnsana Saygı Ödül Töreni’nde Omsan ve Goodyear sevindi. Türkiye’nin en prestijli İnsan Kaynakları ödüllerinin verildiği kariyer. net İnsana Saygı Ödül Töreni, İnsan Kaynakları Zirvesi kapsamında 17 Şubat’ta Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda gerçekleştirildi. Törende Omsan, 4. kez İnsana Saygı Ödülü’ne layık görüldü. Kariyer.net İnsana Saygı Ödülleri, aday başvurularını yüzde yüz olarak yanıtlayan, en çok istihdam sağlayan ve en çok başvuru alan firmalara veriliyor. Bu kapsamda kariyer.net tarafından yapılan değerlendirmeye göre Omsan, İnsana Saygı Ödülü’nedördüncü kez layık görüldü. Omsan’ın ödülünü, İnsan Kaynakları ve Kalite Sistemleri Müdürü Bilge Baykurt Özkes aldı. Omsan’da nitelikli işgücünün varlığını, sürdürülebilir büyüme hedeflerine yönelik en önemli gerekliliklerden biri olarak gördüklerini belirten Özkes, Omsan’ın insana verdiği değerin bir kez daha takdir edilmiş olmasından gurur duyduklarını söyledi.Çalışanlara verdikleri değeri ve gösterdikleri özeni Omsan’da çalışmak üzere başvuran adaylara da gösterdiklerini belir- ten Özkes, bu davranış modelinin Omsan’ın DNA’sında yer aldığınısözlerine ekledi. Goodyear, “İnsana Saygı Ödülü”nü kazandı Goodyear Türkiye, Kariyer.net tarafından verilen “İnsana Saygı Ödülü”ne layık görüldü. 2015 yılında Kariyer.net üzerinden yaklaşık 25 bin başvuru alan Goodyear Türkiye, tüm kriterleri de yerine getirerek ödülün sahibi oldu. Goodyear Türkiye, Kariyer.net tarafından 2007 yılından bu yana işverenlere sunulan “İnsana Saygı Ödülü” nün sahibi oldu. “İnsana Saygı Ödülü”nü, Goodyear Türkiye adına İnsan Kaynakları İş Ortağı Ceren Kara, Kariyer.net Özel Müşteriler Satış Grup Müdürü Tulya Pilge’den aldı. İşveren olarak 20 binin üzerinde başvuru alma, yıl içinde işe alınanların minimum 50 kişinin Kariyer.net aracılığı ile işe başlaması ve başvuru cevaplama oranının yüzde 99’un altına düşmemesi gibi kriterlerin tamamında başarılı olan Goodyear Türkiye, 2015 yılı “İnsana Saygı Ödülü”nü almaya hak kazanmış oldu. İnsana Saygı Ödülü’nü almaktan dolayı mutlu olduklarını ifade eden Goodyear Türkiye İnsan Kaynakları Direktörü Ajda Pak Ayvat, “Goodyear Türkiye olarak 2015 yılında Kariyer.net üzerinden yaklaşık 25.000 başvuru aldık. Kariyer.net’in 65 bin işveren üyesi arasından bu ödüle layık görülmek bizi çok gurulandırdı. Ekibimizin çalışmalarını, böyle anlamlı bir ödül ile taçlandıran Kariyer.net’e teşekkür ediyoruz” diye konuştu. Şubat 2016 58 LOJİSTİK `Üç denizimizde üç büyük liman hedefimizi gerçekleştiriyoruz` olmasının arkasında da denizcilikle ilgili başarılarının yattığını vurguladı. Bakan Yıldırım, şöyle devam etti: “Bugün, bütün dünyada olduğu gibi bizim denizciliğimizin de bazı sorunları var. Dünyada barışın ve istikrarın kaybolması en önce dünya ticaretini, ikinci olarak da tüm taşımacılığın yüzde 85’inden fazlasının gerçekleştiği denizcilik sektörünü etkiliyor. Küresel anlamda devam eden krizlerden denizciliğimizin en az etkilenmesi için bakanlık olarak gereken her türlü çalışmayı yapıyoruz, gereken her türlü desteği veriyoruz ve vermeye devam edeceğiz.” Denizciliğe yatırım yapmaya devam edin “Üç denizimizde üç büyük liman hedefimizi gerçekleştiriyoruz” diyen Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, denizcilik alanında yatırım yapılması gerektiğini vurguladı. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, İstanbul Teknik Üniversitesi`nin (İTÜ) Tuzla Yerleşkesi`nde gerçekleştirilen “İTÜ Denizcilik Fakültesi 131. Geleneksel Balık Günü” etkinliğine katılarak konuşma yaptı. Yıldırım, şu anda bütün dünyada olduğu gibi Türk denizcilerinin de sorunları olduğunu belirterek, “Küresel anlamda devam eden krizlerden denizciliğimizin en az etkilenmesi için bakanlık olarak gereken her türlü çalışmayı yapıyoruz, gereken her türlü desteği veriyoruz ve vermeye devam edeceğiz” dedi. Yerleşkeye girişinde bando takımının performansıyla karşılanan Yıldırım, burada öğretim görevlileri, denizciler ve vatandaşlarla sohbet etti. Yıldırım, hayatı boyunca İTÜ ve denizcilik ailesinin bir mensubu olmaktan hep gurur ve mutluluk duyduğunu belirterek, buraya geldiğinde denizcilik ailesinin mensubu olduğunu bir kez daha kalbinin en derininde hissettiğini söyledi. Şubat 2016 Denizciler ailesi Bütün dünyanın övgüyle bahsettiği Türk aile kavramının sadece çekirdek aileyi kapsamadığını dile getiren Yıldırım, bugün gerçekleştirdikleri bu buluşmada denizciler ailesinin her geçen gün daha da büyüdüğünün görüldüğünü ifade etti. Yıldırım, toplantının geçmişte Türk denizciliğine çok büyük hizmet etmiş denizci büyükleri buluşturmakla kalmadığını aynı zamanda denizlere açılmayı bekleyen onların kardeşlerini, onlarla bir araya getirdiğini anlatarak, “Geçmişi olmayanın geleceği olmaz. İşte geçmiş burada, gelecek de burada” dedi. “Deniz bir sevdadır, yaşam tarzıdır. Deniz, zorluklarla mücadele etmeyi, kısmetine razı olmayı öğretir. Bu nedenle denize sevdalananlar bir daha iflah olmaz” diyen Yıldırım, hayatı boyunca hep denizle iç içe olduğunu ve denizcilik alanında birçok görev üstlendiğini bildirdi. Yıldırım, 2002’de siyasete atıldığında denizlerden ayrı düştüğünü zannettiğini ancak siyasette de denizciliğin galip geldiğini ve Allah’ın, kendisini denizcilikten koparmadığını kaydetti. Denizcilik, ülkemizin ana konularından birisi Yıldırım, Türkiye’nin deniz sınırlarının kara sınırları uzunluğunun neredeyse 3 katı olduğunu belirterek, bu yüzden denizciliğin ülkenin ana konularından biri olduğunu, ecdadın cihana hakim Yıldırım, yatırımcıların denize yatırım yapmaya devam etmesini de istedi. Bu sıkıntıların gelip geçici olduğunu dile getiren Yıldırım, “Uzun vadede mutlaka sektörde kararlılığını sürdüren, ayakta kalmayı başarabilen gelecekte çok daha etkin konuma gelecektir” diye konuştu. Yıldırım, Mustafa Kemal Atatürk’ün “En güzel coğrafi vaziyette ve üç tarafı denizle çevrili olan Türkiye; endüstrisi, ticareti ve sporu ile en ileri denizci millet yetiştirmek kabiliyetindedir. Bu kabiliyetten istifadeyi bilmeliyiz. Denizciliği, Türk’ün büyük ülküsü olarak düşünmeli ve onu az zamanda başarmalıyız” sözünü hatırlatarak “Denizciliğimiz için amaç ve vizyon budur. Bu vizyon etrafında İTÜ Denizcilik Fakültesi ve eğitim camiamıza yaptığımız yatırımlar devam edecek” ifadelerini kullandı. Bayan denizci öğrencilerimiz için pozitif ayrımcılık uygulayacağız Yıldırım, bu fakülteye yabancı olmadığını belirterek, fakültenin İTÜ’ye dahil olduğu ilk yıllardan bugüne kadar fakülte ile ilişkilerinin devam ettiğini söyledi. Okulda derslere girdiğini ve denizci kardeşlerine bilgi ve tecrübelerini aktardığını dile getiren Yıldırım, burada gerçekleştirdikleri bazı faaliyetlerden bahsetti. Yıldırım, fakültenin önemli eksiklerinden olan yurt konusunda başlattıkları çalışma sonucu güzel bir yurdun fakülteye 59 barınağı olduğunu ifade ederek, 20032012 yılları arasında 45 balıkçı barınağını tamamlayarak balıkçıların hizmetine verdiklerini anımsattı. Deniz ticaretinde de önemli mesafe kat ettiklerini vurgulayan Yıldırım, dış ticaret taşımacılığında denizciliğin payının yüzde 74’lere ulaştığını aktardı. Türk denizcisinin farkı kazandırıldığını anlatarak, yıllarca tüm denizcilik sektörüne hizmet eden Akdeniz Gemisi’nin artık kullanımda olmadığını hatırlattı. Bakan Yıldırım, şunları söyledi: “Akdeniz Gemisi artık yok. Fakültemizin en önemli sorunlarından birisinin ‘staj gemisi’ olduğunu biliyorum. Akdeniz de devreden çıkınca genç denizci kardeşlerimizin staj konusunda çok daha büyük sıkıntılar içine düşeceği aşikardır. Bu konuyu buraya gelmeden önce arkadaşlarımızla konuştuk ve bugün burada geleneksel balık gününde sizlere, sevgili denizci öğrencilere müjdemi açıklıyorum. Sizin 7 denizde gezebilecek en güzel staj gemisini sağlamak için gereken neyse onu yapacağız, hayırlı uğurlu olsun. Ayrıca bayan denizci öğrencilerimiz için de pozitif ayrıcalık uygulayacağız eğer izniniz olursa. Onların denizcilik ailesinde daha fazla yer almaları, stajlarda daha fazla imkan bulmaları için özel bir program geliştireceğiz.” Artık dünya denizcilik camiasında sözümüz daha fazla geçiyor Konuşmasının son bölümünde Türk denizcilik sektörünün son 13 yılda kat ettiği mesafelere değinen Yıldırım, 2002’de bakanlığa geldiğinde Türk denizciliğinin kara listede olduğunu, açılan gemilerin en yakın limanda tutulduğunu, denizciliğin sıkıntı yaşadığını anlattı. Yıldırım, göreve geldiği ilk andan itibaren denizcilerin bakanlıkta daha fazla yer alması için adımlar attıklarını anımsattı. Gemi tutulmalarında yüzde 84 azalma sağladıklarını, Türk denizciliğini ve gemilerini beyaz listede en üst noktalara çıkardıklarını bildiren Yıldırım, Türkiye’nin Uluslararası Denizcilik Örgütü’ne (IMO) son yıllarda en yüksek oyla seçilen üye “Denizde yaşam mücadelesi verenin teknesini batırmaya çalışanlar denizci değildir, asla denizci kabul edilemez. Türk denizcisinin farkı da budur. Milliyetine bakmadan can mücadelesi verene elini uzatır, onu hayata bağlar. Mücadele edene bir tekme de o vurup onun hayatına son vermez. Bu nedenle de sizlere teşekkür ediyoruz. Dünyaya verdiğiniz bu güzel mesajdan dolayı.” olduğunun altını çizdi. Yıldırım, “Artık dünya denizcilik camiasında sözümüz daha fazla geçiyor. Bu yıl iki denizci kardeşimizi de IMO’da istihdam edilmek üzere gönderiyoruz. Orada sizlerin uluslararası sorunlarınızı yakından takip edecekler” dedi. Denizciliğe dair eğitim veren kuruluşların sayısının son 10 yılda önemli derecede arttığını dile getiren Yıldırım, öğrencilere en az 5-10 yıl denizlere açılmaları önerisinde bulundu. Yıldırım, “Cumhuriyet’in 100. yıl dönümüne giderken 3 denizimizde 3 büyük liman hedefimizi gerçekleştiriyoruz. Karadeniz’de Kilyos, Akdeniz’de Mersin, Ege’de Kuzey Ege limanlarını hayata geçirmek için adımları attık ve böylece Türkiye gelişen ekonomisiyle, gelişen taşımasıyla limanlarını, liman altyapılarını daha da geliştirmiş olacak” diye konuştu. Denizcilerin denizde yaşam mücadelesi verenleri çekip kurtarması gerektiğini belirten Yıldırım, sözlerini şöyle tamamladı: “Denizde yaşam mücadelesi verenin teknesini batırmaya çalışanlar denizci değildir, asla denizci kabul edilemez. Türk denizcisinin farkı da budur. Milliyetine bakmadan can mücadelesi verene elini uzatır, onu hayata bağlar. Mücadele edene bir tekme de o vurup onun hayatına son vermez. Bu nedenle de sizlere teşekkür ediyoruz. Dünyaya verdiğiniz bu güzel mesajdan dolayı.” İnsansız su üstü aracı ilgi çekti Konuşmalardan önce sergi alanını ziyaret eden Bakan Yıldırım, bütün stantları tek tek gezdi ve öğrencilerle muhabbet etti. Yıldırım’ın en fazla dikkatini çeken stant ise İTÜ Denizcilik Fakültesi öğrencilerinin yaptığı kendi kendine yönünü tayin edebilen “İnsansız Su Üstü Aracı” oldu. Aracı uzun süre inceleyen Yıldırım, öğrencilere çeşitli sorular sordu. Etkinlik sonrasında ise Yıldırım ve diğer konuşmacılar, en genç, 40, 50 ve 60 yıllık mezunlara okul nişanını verdi. Tersanelerde 30 bin kişi istihdam ediliyor Yıldırım, tersanelerde hali hazırda 30 bin kişinin istihdam edildiğini belirterek, “Bu 100 bin kişilik aile demektir. Tüm dünyadaki krize rağmen Türk ticaret filosu dünyanın bütün yükünü taşıyan 15 ülke arasındaki 13’üncülüğünü koruyor” diye konuştu. Türkiye’nin 2023’te ilk 10 ekonomi olma hedefini hatırlatan Yıldırım, denizcilerin Türkiye’nin hedeflerinden her zaman bir adım önde gittiğini söyledi. Yıldırım, şu anda 384 balıkçı Şubat 2016 60 KISALAR Mega Liner, uluslararası nakliyecilerin gözdesi Türkiye’de yıllık 10 bin adet üretim kapasiteli fabrikasıyla faaliyet gösteren Avrupa’nın lider treyler üreticilerinden Krone son olarak uluslararası taşımacılık yapan Meryıldız Lojistik’e 12 adetlik Mega Liner teslimatı gerçekleştirdi. Teslimat törenine Meryıldız Firma Sahibi Ömer Yıldız, Krone Türkiye Satış Yöneticisi Ömürden Özacar ve Krone Bölge Satış Yöneticisi Erkan Şenyurt katıldı. Meryıldız Lojistik Firma Sahibi Ömer Yıldız, Krone treylerleri, yüksek kalitesi, sağlamlığı ve kaliteli hizmet anlayışı nedeniyle tercih ettiklerini belirtti. Yıldız, “Krone ile çalışmaktan son derece memnunuz. Markanın kalitesi ve ürünlerinin sağlamlığı bizim için en önemli unsurlardan biri. Uzun vadede düşünen bir şirket olduğumuz için aldığımız araçların kaliteli ve dayanıklı olması gerekiyor. Ayrıca ikinci el değerleri de Krone’yi seçmemizde etkili oldu” dedi. Yıldız, “Aldığımız ürünlerin Code-XL sertifikasına sahip olması sayesinde uluslararası yollarda sıkıntı yaşamıyoruz. Yük güvenliği bizim için olmazsa olmazların başında geliyor” ifadelerini kullandı. Krone Türkiye Satış Yöneticisi Ömürden Özacar ise, Meryıldız Lojistik’e teslim ettikleri kayar çatı ve kayar perdeli Mega Liner araçların gerek hacim açısından gerek de yükleme ve boşaltmada kullanıcısına büyük avantajlar sağladığına dikkat çekti. Özacar ayrıca “Code-XL yük güvenlik sertifikası özellikle Avrupa ülkelerine taşımacılık yapan nakliye firmaları için olmazsa olmaz halini aldı. Krone olarak 2011 yılı itibariyle Türkiye’yi Code-XL’li ürünlerimiz ile tanıştırdık ve sektörde öncü olduk. Bundan sonra da Türk nakliyecisinin taşımacılık yaptıkları ülkelerde sorun yaşamadan operasyonlarını yürütebilmeleri için ihtiyaç duydukları ürünleri beğenilerine sunmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu. 2010 yılında kurulan İstanbul merkezli Meryıldız Lojistik, Balkan ülkeleri ağırlıklı olmak üzere, Avrupa’nın birçok ülkesine ve ayrıca İran, Irak ve Türkmenistan’a taşımacılık yapıyor. Filosunda 65 adet treyler bulunan firmanın tüm araçları uydu donanımına sahip. Talson, Hollanda Teknik Karayolu Taşımacılığı Derneği ile bir araya geldi 2003 yılından bu yana Tırsan bünyesinde yer alan Hollanda’nın lider kutu treyler üreticisi Talson, geçtiğimiz günlerde Hollanda’nın Teknik Karayolu Taşımacılığı Derneği (Technical Road Transport Association-TRTA) ile bir araya gelerek işbirliği olanaklarını değerlendirdi. 1982 yılında kurulan TRTA, Şubat 2016 bir dizi önde gelen treyler kiralama şirketi ile treyler ve konteyner şasi filosu sahibi tarafından oluşturulmuştur. Derneğin amacı, bu kuruluşların AB’de kayıtlı ekipmanlarının yasal ve teknik koşullarıyla ilgili olarak dernek üyelerinin menfaatlerini temsil etmek. Gerçekleşen toplantıda Talson, dernek üyelerinin FNA tipi treylerler ve ATP sertifikasına ilişkin sorularını yanıtlama fırsatı buldu. Talson’un FNA sınıfı ATP sertifikalı hava kargo treyler üretmekteki uzmanlığı, şirketi Avrupa hava kargosu sektörünün lider treyler üreticisi olmaya taşımış. Toplantı, Talson ve TRTA arasında eskiye dayanan işbirliği neticesinde gerçekleşti. 2007 yılında, 25. kuruluş yılı etkinlikleri çerçevesinde TRTA, Avrupa’nın önde gelen treyler ve treyler par- çası üreticilerine ilişkin yürüttüğü bir çalışma kapsamında Talson treylerlerin de üretildiği Tırsan Adapazarı tesislerini ziyaret etmişti. Merkezi Hollanda’nın Venlo şehrinde bulunan Talson, Hollanda’nın lider kutu tipi treyler üreticisi. İntermodal taşımacılık çözümleri odaklı Talson’un geniş ürün yelpazesi içerisinde tekstil, dağıtım ve hava kargo tipi kutu treylerler yer alıyor. Talfix®, TalDrive® ve TalStep® gibi kullanım kolaylığı için geliştirilmiş teknoloji patentlerine sahip. Özel hafif tasarıma sahip olan Talson ürünleri, kendinden destekli şasileri ile sağlamlıktan ödün vermeden yüksek yük kapasitesi sunuyor. Talson treylerler, yükleme operasyonlarında maksimum verimliliği sunmak üzere 3.030 mm iç net yüksekliğine ulaşıyor. 61 Hatay Ro-Ro sigorta hizmetine başladı Hatay Ro-Ro, Aktiv TK Sigorta Aracılık Hizmetleri ile yaptığı işbirliği ile iş ortaklarına uygun koşullarda CMR Sorumluluk Sigortası hizmeti sunmaya başladı. Hatay Ro-Ro tarafından sigorta hizmetlerinin başlamasından dolayı yapılan açıklamada, “Hatay RoRo Kombine Taşımacılık İşletmeleri olarak gerek şirketimiz ve ortakları ile olan yoğun çalışma arzuları ve gerekse gelecek günlerdeki hizmet taleplerimize en iyi cevabı verebileceklerine olan inancımız ile Aktiv TK Sigorta Aracılık Hizmetleri Ltd. Şti. ile çalışma kararı almış bulunmaktayız” denildi. Hatay Ro-Ro Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Güler ise “Nakliye firmaları olarak en riskli işlerden birisini icra etmekteyiz. Çok pahalı ürünleri çok düşük ücretlerle taşımaktayız. Lojistik sektörü olarak ülke ihracatının öncüleri konumundayız. Bu kadar sorun yaşanıyor iken, taşımacılık sektörü her geçen gün dar boğaza girmekte iken, kazançlarımız düşerken bile Hataylı taşımacılar olarak işimizi her yönüyle en iyi şekilde yapmak, risklerimizi sigortalamaya çalışmaktayız. Bu çerçevede, sürekli olarak birlikte hareket eden Hatay Ro-Ro ortakları, bu alanda da güç birliği sağlamış, hizmet kalitesini ispat etmiş ve en uygun fiyatı sunan Aktiv Sigorta ile protokol imzalanmıştır. Bu işbirliği Hatay Ro-Ro ortaklarına, iştiraklerine ve Aktiv Sigorta’ya hayırlı olsun” açıklamasında bulundu. Irak’ın enerji projelerine ‘hareket’ geldi bacaları İskenderun Assan Limanı’ndan teslim alarak Irak Süleymaniye Bazian şantiyesine teslim etti. Hareket, taşıma operasyonunda 5 dingil Faymonville Variomax havuz dorse ve çift çeker Volvo çekici kullandı. Trafolar Erbil’e nakledildi Proje taşımacılığı ve yük mühendisliği alanında Türkiye’nin lider kuruluşu Hareket, Irak’ta proje üstüne proje gerçekleştiriyor. Irak enerji projeleri kapsamında ağır nakliye desteği veren Hareket, tecrübeli ekibi ve güçlü ekipmanıyla iki önemli projeyi başarıyla tamamladı. Çelik bacalar Irak’a taşındı Irak’ta devam eden enerji yatırımlarına ağır nakliye desteği vermeyi sürdüren Hareket, ağırlığı 9 ila 11 ton arasında değişen 3 adet çelik baca nakliyesini gerçekleştirdi. Hareket, uzunluğu ve genişliği 6’şar metre, yüksekliği ise 5 metreyi bulan çelik Irak enerji projeleri kapsamında Hareket, Erbil Doğalgaz Çevrim Santrali’ne 165 ton ağırlığında 2 adet trafo nakletti. Trafoları ABB’nin İstanbul Kartal’da bulunan merkezinden teslim alan ve gemiye yüklenmek üzere karayolu ile Derince Limanı’na taşıyan Hareket, trafoların denizyolu ile İskenderun Assan Limanı’na ulaşmasının ardından yeniden teslim alarak Irak Erbil’e başarıyla taşıdı. 4.85 metre yüksekliğe sahip olan trafoların taşıması esnasında hem Türkiye hem de Irak güzergahı üzerinde birçok by-pass uygulaması yapan Hareket, şantiye sahasında trafoları spindle jack gantry sistem ve kaydırma kızağı aracılığıyla monte etti. Proje kapsamında Hareket, İstanbul Kartal-Derince Limanı arasında 2 adet 8 dingil havuz dorse, İskenderun Assan Limanı-Irak Erbil arasında ise 2 adet 14 dingil hidrolik dorse kullandı. Şubat 2016 62 TİCARİ AAÇ Knorr Bremse Kutup’ta testlerine devam ediyor Ağır ticari araç ve treylere yönelik fren sistemleri üreten Knorr Bremse, 1970’li yıllardan itibaren Avrupalı otomotiv ve sistem üreticilerinin test merkezi olan Arjeplog’ta test faaliyetlerine devam ediyor. A vrupa otomotiv dünyasının test merkezi olan İsveç’in kuzeyinde kutup dairesinin içinde kalan Arjeplog, birçok önemli araç ve sistem üreticilerinin ilgisini çekmeye devam ediyor. Arjeplog’un sakin ve zorlu kış koşullarında test yapan ilk markalardan biri olan Knorr Bremse’nin eski mühendislik yöneticisi ve uzman mühendislerinden biri olan Dr Eduard Gerum, bu bölgede testlere ilk başladıkları zaman altyapının neredeyse olmadığını ancak gümüş madenine yakınlık sebebiyle uygun ekipman ve insan gücünün geçici bir test merkezi oluşturmaya imkan verdiğini söylüyor. Hala test merkezini danışman olarak ziyaret eden Dr Gerum’a göre bölgedeki sert iklimin yeni inovasyonların ne kadar işe yaradığını görmeye ve uzaklık henüz resmi olarak ortaya çıkmayan ekipmanın üzerinde çalışılmasına imkan sağlıyor. 1970’li yıllardaki demir barakadan, yüksek teknolojili entegre bir ağır ticari araç atölyesine ve modern altyapılı ofislere dönüşen Knorr Bremse’nin Arjeplog’daki test mer- Şubat 2016 kezi bünyesinde markanın kendi test parkuru da bulunuyor. Uluslararası orijinal ekipman sağlayıcı (OES) olarak Knorr Bremse, test alanında seri üretim öncesi yeni kamyon ve treyler fren teknolojilerinin hassas ayarlarını yapıyor. “ABS’den EBS ve ESP/RSP gibi daha kompleks teknolojilere kadar yılın 3-4 ayını burada bu sistemlerin daha da geliştirilmesi için harcıyoruz” diyen Dr Gerum, sözlerine şöyle devam ediyor: “Burada yaptığımız çoğu ekipmanlarımızın piyasaya sunulacak olan yeni kamyon veya treyler modellerine göre ayarlamasını yapmak. Bu yüzden burada çok fazla test sürüşü gerçekleştiriyoruz.” “Küçük bir yokuştan aşağı inen kamyonun bir tarafı buz diğer tarafı beton zemin üzerinde tamamen durması gerekiyor. Sürtünmedeki yaşanabilecek mümkün olan en büyük sapma budur ve fren sisteminin aracı stabil halde tutması gerçek bir mücadeledir” diyen Dr Gerum, başka hiçbir yerde bu şartları bu kadar düşük risk seviyesinde oluşturmanın mümkün olmadığını da sözlerine ekliyor. Knorr Bremse test tesisleri gerçek bir teknik atölyenin yanındaki test alanı ve aşağı kısımda yer alan donmuş bir göl alanından oluşuyor. 63 Mustafa Koç hayatını kaybetti Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç, 21 Ocak’ta hayatını kaybetti. Geçi,rdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybeden Koç’un cenaze töreninde siyaset, ekonomi, iş dünyası, sanat ve spor dünyasının tanınmış isimleri bir araya geldi. İstişare Kurulu Onursal Başkanı olan Koç, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu Üyesi olarak görev aldı. 2006 yılında Finlandiya İstanbul Fahri Konsolosu oldu. İstanbul Golf Kulübü’nün başkanlığını yaptı. Fenerbahçe Spor Kulübü kongre üyesi oldu. 1992’de Caroline Giraud ile evlendi; çiftin bu evlilikten iki kız çocuğu oldu. Hobileri arasında Golf, binicilik, havacılık ve Scuba yer alıyor. Çok önemli ödüllerin sahibi oldu İş dünyasının önemli isimlerinden Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç, 21 Ocak’ta 2016 hayatını kaybetti. Konuyla ilgili Amerikan Hastanesi Genel Müdürü Erhan Bulutcu yaptığı açıklamada, “Sayın Mustafa Koç’u hem Beykoz Devlet Hastanesi’nde hem de Amerikan Hastanesi’nde doktorların tüm müdahalelerine rağmen kaybettik, hepimizin başı sağolsun” dedi. Rahmi Koç ve Çiğdem Simavi çiftinin ilk çocukları Mustafa Koç, 29 Ekim 1960 yılında Rahmi Koç ve Çiğdem Simavi çiftinin ilk çocukları olarak Ankara’da dünyaya geldi. 1971-1975 yılları arasinda Sankt Georg Avusturya Lisesi ve Ticaret Okulu’nun orta öğrenimini tamamladı. Lise öğrenimini 1980’de İsviçre’deki Lyceum Alpinum Zuoz’da, yüksek öğrenimini ise 1984 yılında ABD’deki George Washington Üniversitesi’nde tamamladı. Çalışma hayatına 1984’te TOFAŞ’ta müşavir olarak başladı. Ram Dış Ticaret’te Satış Müdürlüğü ve Satış Genel Müdür Yardımcılığı görevlerini üstlendi. 1992’den itibaren Koç Holding’de Başkan Yardımcılığı, Başkan, Yönetim Kurulu Üyeliği ve Yönetim Kurulu Başkan Vekilliği görevlerini yürüttü. 4 Nisan 2003’te Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı babası Rahmi Koç’tan devraldı. Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği Yüksek 21 Ocak 2016 tarihinde sabah sporu sırasında geçirdiği kalp krizi sonucu ilk olarak Beykoz Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Acil serviste ilk müdahele yapıldıktan sonra Amerikan Hastanesi’ne sevk edildi ve burada yapılan tüm müdahelelere rağmen hayatını kaybetti. 24 Ocak 2016’da Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Tatbikat Camii’ndeki cenaze töreninin ardından, Zincirlikuyu Mezarlığı’na defnedildi. Türkiye’deki büyük İtalyan yatırımlarının önemli ortaklarından olan Koç’a, 2005 yılında İtalya ile Türkiye arasındaki kültürel ve ekonomik ilişkilerin gelişmesine olan katkıları nedeniyle İtalya Cumhuriyeti Liyakat Nişanı verildi. 2012’de İtalya’nın “Ekonomi Oscar”ı olarak bilinen Uluslararası Leonardo Ödülü’ne layık görüldü. Ayrıca, ekonomik ve sosyal kalkınma alanındaki çalışmaları nedeniyle World Monuments Fund ve Carnegie Vakfı ile BNP paribas gibi kuruluşlar tarafından ödüllendirildi. Şubat 2016 64 GÜNCEL İntermobil dijital takografıları etkin ve sorunsuz kullanmayı sağlayan Yeni VDO Workshop Tab’ı tanıttı Yeni VDO Workshop Tab, tüm takograflara kablosuz bağlantı imkanı sunarken, basitleştirilmiş kullanımı ile servis işleyişinde yüzde 50’ye varan zaman tasarrufu sağlıyor. V DO’nun Türkiye temsilcisi İntermobil dijital takograf kullanımında ortaya çıkabilecek sorunları hızlı, etkin ve daha az maliyetle ortadan kaldıran yeni ürün VDO Workshop Tab’ı tanıttı. Yeni VDO WorkshopTab dijital takograf muayeneleri birçok avantajıyla firmaların en büyük yardımcısı olacak. İntermobil’in ‘’WorkshopTab’’ takograf muayenesi için tüm fonksiyonları birleştiren ilk cihaz” olarak lanse ettiği yeni ürün; basitleştirilmiş kullanımı ile servis işleyişinde yüzde 50’ye varan zaman tasarrufu sağlıyor. Hızlı ve kolay veri girişi için darbelere dayanıklı ince 10.1’’ (inç) dokunmatik ekranın bulunduğu ürün ile tüm takograflara kablosuz bağlantı kurulabiliyor. Az maliyet yüksek hız WorkshopTab, dijital takograf için yenilikçi ve kullanıcı dostu çözümler Şubat 2016 sunuyor. Cihaz atölye çalışmalarının verimliliğini artırırken; kurulum , kalibrasyon ve muayene gibi işlemler için gerekli olan zamanı yüzde 50 oranında azaltıyor. Kolay bir kullanıma sahip WorkshopTab, takograf kalibrasyonları, manipülasyon kontrolü ve test sertifikası yazdırma gibi bir çok önemli fonksiyonu tek bir cihazda bir araya topluyor. Daha verimli muayene Sağlam dokunmatik ekran sayesinde veriler hızlı ve kolay bir şekilde girilip işleniyor. WorkshopTab ile muayene işlemi daha verimli hale gelirken , daha hızlı uygulama ve yüksek maliyet avantajı sunuyor. WorkshopTab dahili bir yedek batarya sayesinde cihazın bataryası tükense dahi işleme devam edilmesine olanak sağlıyor. Dahili kart okuyucu ile veriler doğrundan servis kartından okunabiliyor. WorkshopTab ile online olarak güncelleme yapılabiliyor. Kalibrasyon işlemi yapılırken kalibrasyon yardımcısından destek alınabiliyor. Workshop App günlük aktiviteyi kolaylaştırıyor VDO ayrıca günlük servis işlemleri için kolaylaştırıcı bir arayüzü DTCO Workshop App de sağlıyor. DTCO SmartLink Bluetooth arayüzünü kullanarak; bütün yetkili servisler, teknisyenlere araç kabulü için gerekli datayı tanımlamaya yarayan ve çalışma başlamadan önce takograf kurulumunu kolaylaştıran akıllı telefon uygulamasına erişebiliyorlar. Bu uygulama ayrıca araç sahipleri ve şoförleri için müşteriye özel parametrelerin kurulumunu ve cihazın test edilmesini kolaylaştırıyor. 65 606 adetlik satışla soğutma sisteminin lideri oldu Doğuş Otomotiv distribütörlüğünde faaliyetlerine devam eden dünyanın önde gelen soğutma sistemi markası Thermo King, 2015 yılında gerçekleştirdiği satışlar ile Türkiye’deki pazar liderliğini perçinledi. 2008 yılından bu yana Türkiye’de distribütörlük faaliyetleri Doğuş Otomotiv tarafından sürdürülen Thermo King, 2015 yılında gerçekleştirdiği 606 adetlik satış ile en çok tercih edilen soğutucu ünite markası oldu. Doğuş Otomotiv Thermo King Marka Müdürü Suna Türk, her geçen yıl artan satış grafiği ile paralel olarak liderliklerini de sürdürdüklerini belirterek “Thermo King olarak başarılı bir yılı daha geride bıraktık. 2015 yılında sağlık sektörüne yönelik soğuk zincir taşımacılığı ürünlerimiz ile öne çıkarken, lider olduğumuz treyler ünitesi pazarında SLX-e modelimiz ile pazarın üzerinde büyüme gerçekleştirdik. Thermo King olarak Avrupa ile aynı anda Türkiye pazarına sunduğumuz GDP sertifikalı ünite satışında Avrupa’da 5. sıraya yükseldik. Bu dönemde Türkiye’de ilk kez GDP sertifikalı ünite satı- şı gerçekleştirdik. Aynı şekilde motordan tahrikli ünitelerimiz Ce ve V serisinde ise büyüme hızımızı 2 kat artırdık. Tüm bu satışlar doğrultusunda toplam pazar yüzde 11 daralırken, bir önceki yıla göre pazar payımızı yüzde 10 oranında artırmış bulunuyoruz.” dedi. “Sektörlere özel çözümler sunuyoruz” Suna Türk, 2015 yılında müşteri odaklı çalışmalarını sürdürdüklerini belirterek “Gerçekleştirdiğimiz etkinlikler ile müşterilerimizle birebir görüşme fırsatı bulduk. GDP sertifikalı ünitelerimiz ile hedef kitlemize sağlık sektöründe ilaç taşımacılığı firmaları ve lojistik şirketlerini de katarken, e-ticaret yapan ve hızlı tüketim gerçekleştiren sanal marketlere de çözüm üretmeye başladık. Thermo King Türkiye olarak hedefimiz, genişleyen ürün gamımızla 2015 yılındaki satış performansımızı daha da üst noktalara çıkartarak liderliğimizi sürdürmektir” şeklinde konuştu. Şubat 2016 Yay Ili ın Adı : Za : Ist man anb ul RU SYA YA IHR AC AT 3M ILY Per i AR Say yod : G DO fa ünlü LA :7 k RA INE R Tar i Tira h : 03.0 j :6 2 40.8 .2016 95 1/1 medya